You are on page 1of 755

ARAŞTIRMA

YÖNTEM VE
TEKNİKLERİ
Dersin Kodu:
IKT 304
Dersin Adı:
ARAŞTIRMA YÖNTEM VE TEKNİKLERİ

Öğretim Üyesi:
Yrd.Doç.Dr. Selçuk KOÇ
Ders Planı
TARİH KONULAR
1. HAFTA BİLİM VE BİLİMİN GELİŞİMİ
Bilimin çeşitli tanımları, bilimsel gelişme, bilimin özellikleri, bilimin
amaçları, bilimlerin sınıflandırılması, bilginin kaynakları, bilimsel
yöntem, temel yöntembilimsel yaklaşımlar, bilimsel yöntemin unsurları

2. HAFTA BİLİMSEL ARAŞTIRMA TÜRLERİ


Bilimsel araştırmanın tanımı, bilimsel araştırmalarda amaç ve
araştırma türleri
3. HAFTA ARAŞTIRMA KONUSUNUN SEÇİMİ
Araştırma konusunun seçimi, sınırlandırılması ve geçici plan
hazırlanması
4. HAFTA YAZIN İNCELEMESİ I
Kaynakların araştırılmasında kütüphanelerden yararlanma
5. HAFTA YAZIN İNCELEMESİ II
Elektronik kaynaklar
6. HAFTA YAZIN İNCELEMESİ III
Kaynakların bilimsel niteliklerinin belirlenmesi ve okunup değerlendirilmesi
7. HAFTA ARAŞTIRMA PLANI
Temel kavramlar, araştırmanın planlanması, amaçların yeniden belirlenmesi,
amaç-problem ilişkisi, değişkenler ve veri tipleri, hipotezler
8. HAFTA ÖRNEKLEME
Temel kavramlar, örnekleme türleri
9. HAFTA VERİ TOPLAMA TEKNİKLERİ
Gözlem tekniği, anket tekniği, görüşme tekniği, belgeler/yayınlar yolu ile veri
toplama tekniği , veri toplama ilkeleri
10. HAFTA ARAŞTIRMANIN YAZILMASI I
Bilimsel bir araştırmada bulunması gerekli biçimsel özellikler, yazı üslubu ve
bölümler
11. HAFTA ARAŞTIRMANIN YAZILMASI II
Metin aktarmaları ve bilimsel etik, alıntı yapma
12. HAFTA ARAŞTIRMANIN YAZILMASI III
Kaynakça gösterme şekiller, dipnotlar
13. HAFTA ARAŞTIRMANIN YAZILMASI IV
Kaynakça gösterme şekiller, dipnotlar (devam)
14. HAFTA ARAŞTIRMANIN YAZILMASI V
Kaynakça gösterme şekiller, dipnotlar (devam), çizim ve çizelgeler
BİLİM, BİLİMİN
GELİŞMESİ ve
BİLİMSEL YÖNTEM
BİLİM
• Bilimin Çeşitli Tanımları:
• Evrenin ya da olayların bir bölümünü konu
olarak seçen, deneysel yöntemlere ve
gerçekliğe dayanarak yasalar çıkarmaya
çalışan düzenli bilgi.
• Aralarında mantıksal ve olgusal ilişkilerin
bulunduğu, gözlenebilir bir konusu olan ve
bu çerçevede çıkarımlar yapmayı sağlayan
sistemli bilgi bütünleri
• Bilim gerçeği anlama etkinliklerdir
(Demir:15-16).
BİLİM
• Bilim, evreni anlama ve açıklama
gayretlerinin tümüdür.
• Bilimin sadece teorik yanına ağırlık
verenlere göre bilim, olayları bir sistem
içinde anlama ve açıklama yöntemidir.
• Bilimin uygulamalı tarafına ağırlık verenlere
göre bilim, belli sonuçlara varmak için, belli
işlemlerin nasıl yapılacağı sorusuna cevap
aramaktır. (Demir:16-16)
BİLİM
• Bilim, sistemli bir bütün haline getirdiğimiz
bilgileri, henüz gerçekleşmemiş olaylar
hakkında mantıklı ilişki kurmak suretiyle
yorumlayarak bir sonuca ulaşma işlemidir.
• Kısaca bilim; olayların sistematik
incelenmesi için bir yöntem teşkil eder, araç
olabilir, alternatif yöntemler sağlayabilen
sonuçlar ortaya koyar(Eren:11).
BİLİM

• Bilim kelimesinin Arapça karşılığı ilimdir.


Osmanlıca'da da aynı anlamda
kullanılmaktaydı. Buradan Türkçe'ye de
girmiştir.
BİLİM
BAZI DÜŞÜNÜR VE BİLİM ADAMLARININ
BİLİM TANIMLARI
1 – Albert Einstein’ın Bilim Tanımı: Her türlü
düzenden yoksun duyu verileri ile düzenli
düşünceler arasında uygunluk sağlama
çabasıdır.
2 – Bertrand Russel’in Bilim Tanımı (1872-
1970): Bilim, gözlem ve akıl yoluyla olguları ve
bu olguları birbirine bağlayan yasaları bulma
çabasıdır.
BİLİM
3 – Mantıksal Pozitivistler: Bilim denetimli
gözlem ve gözlem sonuçlarına dayalı
mantıksal düşünme yolundan giderek olguları
açıklama gücü taşıyan hipotezler bulma ve
doğrulama metodudur.
Mantıksal Pozitivizm 1920’lerde Viyana’da
seminerler düzenleyen bir grup bilim adamı ve
felsefecinin çalışmalarına dayanmaktadır. On
bir yıl süre ile grup, Perşembe geceleri
toplandı ve yeni bir felsefe doğdu(Eren:79) .
BİLİM
4 – Karl Popper göre bugünün bilimi dünün
bilimi üzerine inşa edilir. Dünün bilimi ise
dünden önceki bilim üzerinde yükselmiştir. En
eski bilimsel kuramlar, bilim öncesi mitlere
dayanmaktadır. Dolayısıyla bilim yoktan var
olmamıştır. Her zaman geçmiş bilgi hareket
noktasıdır. Geçmiş bilgiden miras alınan
beklentiler ve onun üzerine yeni bulgular inşa
edilmesi söz konusudur.
Popper’e göre bilimin amacı, tatmin edici
açıklamalar bulmaktır(Eren:82).
BİLİM
5 – Thomas Kuhn’a göre bilim, biri bir
paradigmanın dikte ettiği ilke ve araştırma
konularına uygun olarak yapılan Normal
Bilim; diğeri de paradigmanın değiştirilmeye
çalışıldığı, sadece araştırma konularının değil,
bilimsel etkinliğin ilkelerinin de değiştiği
Devrimci Bilim olmak üzere iki şekilde
yapılır(Demir:233).
BİLİM
Paradigma: Belli bir bilimsel topluluğun bütün
kollarınca paylaşılan tüm inanç kümeleri,
değerleri ve tekniği ifade eden disipliner bir
matristir.
Paradigma sosyolojik ve metodolojik açıdan
genel kabul gören model veya belli bir alanda
çalışan herkesin kabul ettiği doktrinler
bütünüdür (Kuhn:53).
BİLİM
– Paradigmayı, belli bir bilim topluluğuna
araştırmalarında yol gösteren ve onların hayata
bakışlarını belirleyen bir pencere olarak
tanımlayabiliriz
– Paradigma bir felsefe, bir bakış açısı bir
değerlendirme biçimidir.
– Bir paradigma içinde, hem temel soruların hem
de cevapların çerçevesi bellidir
– Thomas Kuhn’a göre bilimsel teoriler aslında
paradigmalardır (Kuhn:53).
BİLİM
• Farklı dünya görüşleri ve yerleşik düşünce
kalıpları olan paradigmalar birer
karşılaştırma modelleridir. Bu modelleri
olaylarla karşılaştırmak için kullanırız. Bu
nedenle onların doğru ve yanlışlıklarından
söz edilemez.
BİLİM
• Newton’un mekaniği, Copernicus’un güneş
merkezli sistemi ya da herhangi bir kuram
paradigma olabilir.
• Paradigma, olaylarla karşılaştırılan kuramsal-
kavramsal sistemlerdir.
• Örneğin, Newtoncu paradigma, iki yüzyıl sonra
yerini başka kavramsal sisteme, görelilik
kuramına, terk etmiştir.Yani Newton mekaniği
yanlış olduğu ya da yanlışlandığı için değil;
olayları açıklamada yetersiz kaldığı için terk
edilmiş bir paradigmadır (Eren:108-109).
BİLİM
• Bir kuramın paradigma olarak kabul
edilmesi için rakiplerinden güçlü olması
şarttır.
• Örneğin, 18. yy.lın ikinci yarısında elektrik
konusunda çalışan bir çok bilim adamı ve
kuram vardı. Elektrikle ilgili etkileri en iyi
açıklayan kuram Franklin’in araştırmaları
olmuştur(Eren:103-104).
BİLİM
• Yeni paradigma, ortaya çıktıktan sonra,
önceki paradigmayı benimseyen bilim
topluluğu tarafından tepkiyle karşılanır.
• Bir paradigma hiçbir zaman kendini
rakiplerine ikna yoluyla kabul ettiremez.
• Geçerli paradigmanın yerini bir diğerinin
alması “devrim”dir. Bu bilimsel gelişme
sürecidir (Demir:233-236).
BİLİM
Kuhn’a göre bilimin işleyişi şu şekilde
gerçekleşmektedir:
– Bilim öncesi dönem
– Normal bilim
– Bunalımlar
– Bilimsel devrim
– Yeni olağan bilim
– Yeni bunalımlar
BİLİM
• Normal Bilim, kabul edilen kuramsal çerçeve
içinde sorun çözmedir. Genellikle normal
bilim, gerçeklikle ilgili açıklamalardan elde
edilen başarılarla başlar. Bu başarıların
dayandığı temeller sorgulanmaz. Yani bir
paradigma oluşmuştur. Veri bir paradigma,
hem çözümü gereken soruları tanımlayacak,
hem de o sorulara verilebilecek kabul
edilebilir cevapları belirleyecektir
(Demir:233).
BİLİM
• Sorular ve onların çözümüne ilişkin
çabalar bulmaca çözmeye
benzetilebilir. Çünkü çözüm için gerekli
tüm kurallar önceden belirlenmiştir.
Bilim adamları oyunun kurallarını
değiştirmemek kaydıyla, kurallara
uygun olarak parçaları yerli yerlerine
yerleştirmektedir (Demir:233).
BİLİM
Normal bilim döneminde bilim adamlarına
düşen görev, kuralları konmuş bulmacaları
tekrar tekrar, ama belki daha önce
kullanılmamış tekniklerle yeniden çözmek,
böylece hem bilimsel faaliyet yapmak, hem de
paradigmanın yeniden üretilmesine katkıda
bulunmaktır (Demir:233).
BİLİM
Bunalım Dönemi: Bilim adamları neden bir
paradigmadan diğerine geçerler? Kuhn’a göre
bir paradigmanın terk edilme nedeni,
paradigmanın belirlediği çerçevede
çözülemeyen sorunların, yeni arayışlara
sürükleyecek kadar fazlalaşmasıdır.
(Demir:234)
BİLİM
Paradigmalar her zaman açıklanmayan
örneklerle karşılaşırlar. Karşılaşılan sorular ilk
önce ya önemsiz, ya başka bir bilim dalının
alanına giren, ya da anlamsız kabul edilirler.
Bu karşıt örnekler birikince paradigma eski
güvenilirliğini kaybederek sarsıntı geçirmeye
başlar. Ortaya çıkan karşıt örnekler veya kural
dışılıklar paradigmayı kendini yeniden
üretemeyecek düzeyde zorlamaya başlarsa
bunalımlar ortaya çıkar (Demir:234)
BİLİM
Bilimsel ilerleme ya da Devrim: Kuhn’a göre
bilimsel devrim normal bilimde krizlerin
doğması ve alternatif paradigmaların
gerçekleşmesiyle olur. Yani bilimsel devrim
bir paradigmadan diğerine geçişle gerçekleşir
(Demir:235).
BİLİM
Paradigma değişikliği, aynı inanç ve
yöntemlerle açıklanmayacak bazı zıtlıkların
ortaya çıkmasıyla başlar ve zıtlıklar
kaldırılmadığı sürece paradigma değiştirme
zorunluluğu da ortadan kalkmaz(Eren:107).
BİLİM
6- İmre Lakatos (1922-1974): Karl Popper ve
Thomas S. Kuhn’un yöntemlerinden
faydalanarak “Bilimsel Araştırma Proğramı”
(BAP) geliştiren Imre Lakatos bilimsel
gelişmenin nasıl gerçekleştiği üzerinde durur.
Lakatos’un bilimsel araştırma proğramını
aşağıdaki üç kavram ile açıklayabiliriz:
(Eren:116)
BİLİM
• A) Katı çekirdek: Bir programın
varsayımlarından oluşur. Metafizik bir
öğedir, inançları oluşturur, kolay kolay
değişmez ve sorgulanmaz. Katı çekirdekte
bir değişiklik meydana gelirse, araştırma
programından vazgeçilir.
• Kısaca Katı çekirdek aksiyomlar setidir
(Eren:117).
BİLİM
•Mesela, Kopernik astronomisinin katı
çekirdeği, dünya ve diğer gezegenlerin güneş
etrafında döndüğü, dünyanın güneş
etrafındaki dönüşünü bir yılda, kendi
etrafındaki dönüşünü de bir günde
tamamladığı varsayımlarıdır.
•Neoklasik iktisadin araştırma programının
katı çekirdeği ise serbest rekabet kuramının
varsayımları oluşturduğu söylenebilir
(Eren:120).
BİLİM
B – Koruyucu Kuşak: Katı çekirdeği koruyan
yardımcı hipotezlerdir. Ancak koruyucu kuşak
yalnızca bu hipotezlerden oluşmaz, aynı
zamanda başlangıç şartlarının
tanımlanmasına temel teşkil eden varsayımları
ve gözlem önerilerini de içine alır (Eren:117).
BİLİM
C – Negatif Keşif ve Pozitif Keşif: Negatif
keşif, bir program, programın gelişimi
esnasında katı çekirdeğin değişikliğe maruz
bırakılmaması ve bozulmadan kalması
talebidir. Araştırma programının Negatif keşfi
bu katı çekirdeği sorgulamaya yönelmemizi
yasaklar. Bunu yapmak yerine bütün yardımcı
hipotezlerimizle koruyucu kuşağa
yönelmemizi ve onu manipüle etmemizi
teşvik eder (Demir:169).
BİLİM
Pozitif keşif ise negatif keşfin tersine
araştırma programının nasıl
değiştirilebileceğini, yani programın
değiştirilebilir yönünü ortaya koyar.
Lakatos açısından bilimsel gelişme, yozlaşan
BAP’dan ilerleyici BAP’a geçiştir (Demir:169-
170).
BİLİM
BİLİMİN ÖZELLİKLERİ
• Olgusaldır: Gözlenebilir, görülebilir olgu/olaylar
nesnel bilimin konusudur.
• Mantıksaldır: Bilimsel düşünüş ve bilimsel
araştırma için esas olan mantık kurallarıdır.
• Nesnel’dir:
• Genelleyicidir: Bilim, tek olgulardan ziyade, olgu
gruplarıyla uğraşır
• Bilim Seçicidir: Bir olgunun bilime veri niteliği
kazanabilmesi için, ya inceleme konusu bir soruna
ilişkin olması ya da hipotez veya kuramın
sınanmasında kayıt değeri taşıması gerekir
(Seyidoğlu:4-5).
BİLİM
• Bilim Metodiktir: Bilimde yöntem çok
önemlidir.
• Bilim eleştiricidir.
• Bilim temel inançlara dayanır:
– 1) Kendi dışımızda bir olgular dünyasının varlığı,
– 2) Bu dünyanın bizim için anlaşılır olduğu
– 3) Bu dünyayı bilme ve anlamanın değerli bir
uğraş olduğudur (Seyidoğlu:4-5).
BİLİM
• Bilim gözlem konusu bütün olguların
zaman ve uzay içinde yer aldığını kabul
eder.
• Bilim var olan her şeyin bir miktarla var
olduğu ilkesine (nicelliğe ve ölçülebilirliliğe
verilen önem ) bağlıdır.
BİLİM
BİLİMİN AMAÇLARI
Bilimin amacı evreni anlamak ve açıklamaktır.
Bunun sonucu olarak da insanlar doğayı
kontrol etme yeteneği elde edeler. İnsanoğlu
başlangıcından bu yana bu görevini
sürdürmektedir. Bu işlevini bilimsel yöntemler
yardımıyla yapar (Demir:17).
BİLİM

Olayların ve olguların kontrol edebilmesi de


insanların yararınadır. Gerek doğada, gerekse
sosyal hayatta değişkenlerin ve etkileşimin
sonuçlarının denetlenebilmesi de önemlidir
(Demir:17).
BİLİM
• Bilim gerçekleri tasvir eder ve anlatır.
Doğada ve yaşamın her yönünde olaylar ve
olguların ne olduğunun saptayıp ortaya
koyar.
• İlişkilerin ve değişmelerin tahmin edilmesi
de önemlidir. Değişkenler arasındaki
etkileşimin ne yönde değişeceği tahmin
edilirse, ona göre davranmak ve önlem
almak mümkün olabilir (Demir:17).
BİLİM
• Gerçeklerin açıklanması ve anlaşılır halde
ifade edilmesi de bilimin görevleri
arasındadır.
• Bilim, yukarıda sıralanan işlevlerini yerine
getirirken işe soru sormakla ve gözlem
yapmakla başlar (Demir:17).
BİLİM
BİLİMLERİN SINIFLANDIRILMASI
• Bilimler önce pozitif bilimler ve normatif
bilimler diye iki gruba ayrılır. “Bilim”
sözcüğünden genellikle anlaşılan pozitif (ya
da müspet) bilimlerdir.
• Pozitif bilimlerde amaç, olgular arasındaki
ilişkilerin açıklanması ve bunların teori adı
verilen soyut modeller içinde toplanarak
genel kanunlara ulaşılmasıdır(Seyidoğlu:3-
4).
BİLİM
• Bilimsel araştırma da pozitif bilimlerin
gelişmesine yönelik temel bir faaliyet
niteliğindedir.
• Normatif bilimler ise, toplumsal değer
yargılarıyla ilgilidir; güzel – çirkin, iyi – kötü,
doğru – yanlış gibi sübjektif ifadeler
normatif bilimlerin esasını oluşturur
(Seyidoğlu:4).
BİLİM

Bilimlerin sınıflandırılması konusunda görüş


birliği olduğu söylenemez. Genellikle
matematik ve mantık gibi bilimler pozitif
bilimlerin kapsamına dahil edilmektedir
(Seyidoğlu:4).
BİLİM
BİLGİNİN KAYNAKLARI
– Duyu – Deneyim: Beş duyu, insan bilgisinin
kaynağıdır.
– Akıl: Akıl yürütme iki şeklide olur: Tümdengelim ve
tümevarım
– Sezgi
– Bellek
– Otorite: Geçmiş dönemlerde başlıca bilgi kaynağı
rolünü oynamıştır. Başkanın ve Karl’ın buyruklarına
inanılmış ve doğru kabul edilmiştir.
– İdeoloji: ideolojide bazı insanlar için bilgi
kaynağıdır.
BİLİM

BİLİMSEL YÖNTEM
Bir incelemede izlenen yol anlamına gelen
yöntem sözcüğü Yunanca meta (=doğru) ve
odos (=yol) sözcüklerinin birleştirilmesinden
olmuştur (Demir:22).
BİLİM
Etimolojik olarak ise;
– Belli bir amaca erişmek için izlenen yol
– Stratejiler bütünü
– Araştırma
– Çalışma ve bir sonuç elde etmek için kullanılan
akıl yürütme biçimi
– herhangi bir şeyi yapmanın yolu
– düşünce ve eylemde düzenlilik ve derli topluluk
– düzgün ve düzenli işlem olarak
tanımlanmaktadır. (Demir:22)
BİLİM
Yöntembilimi, yöntem sözcüğünden gelmekle
birlikte, onun aşan bir anlama sahiptir.
Yöntembilimi ile yöntem arasında ne gibi
farklar vardır? Bu soruyu yöntem ve
yöntembilimlerinden ne anladığımızı açarak
yanıtlayabiliriz (Demir:22).
BİLİM
Yöntem Kavramının İçeriğini:
– Belirli bir amaca erişmek için gerekli mantıksal
düşünme biçimi,
– Bu amaca erişmek için gerekli zihinsel ve
eylemsel faaliyetlerin düzenlenmesi ya da
organizasyonu,
– Saptanan amaca en uygun biçimde varabilmek
için gerekli tekniklerin seçilmesi ve
organizasyonu oluşturur.
– Yöntemde, bir soruna veya bir amaca
yaklaşmada hangi yolun daha iyi olduğu ön
plandadır (Demir:23).
BİLİM

Örneğin “Bilimsel önerme sınanmalıdır.”


ifadesi yöntemin sorunu değildir. Onun, hangi
yolla en iyi biçimde sınanabilir gibi sorularla
ilgilendirir. Yani yöntem daha çok, teknikleri
ifade etmektedir.
BİLİM
Yöntembilimi ise, bilimsel olduğu ileri sürülen
önermelerin kabul ya da reddetme karar
ilkeleriyle ilgilenir.
Diğer bir ifadeyle yöntembilimi, bilimin
savunma mantığıdır.
Yöntembilimi bir soruna yaklaşmada neyin iyi,
neyin kötü olduğunun yanıtını vermez.
Yöntembilimi daha genel ilkelerle uğraşır
(Demir:23).
BİLİM
Örneğin yöntembilimi, model nedir? Model
nasıl kurulur? Varsayımlar ideal tipler mi,
yoksa gerçek mi olmalıdır? Öndeyileri
varsayımlardan bağımsız olarak sınayabilir
miyiz? Kuramların sınanmasından ne
anlaşılır? Gibi sorunları incelemektedir.
BİLİM
Yeni bir bilgi edinmek için kullanılan yaklaşım
tarzı, yöntemdir.
Bilim adamları bu yöntemle, zaman içinde
bilgilerin üst üste binmesiyle evrendeki
olayların doğru ve güvenilir bir betimlemesini
yapmayı amaç edinirler.
BİLİM
TEMEL YÖNTEMBİLİMSEL YAKLAŞIMLAR
1 - Yöntembilimsel Tekçilik: Yöntembilimsel
tekçilik, tüm bilimler için geçerli tek bir
bilimsel yöntemin olabileceği görüşüdür. Bu
bilimlerin birliği tezini savunarak sonunda
bütün bilimlerin tek bir bilime
indirgenebileceğini savunmaktadır. Buna
göre, sosyoloji, psikolojiye, psikolojiyi
biyolojiye, biyolojiyi kimyaya indirgenebilir
(Demir:26).
BİLİM
Bu nedenle, yöntembilimsel tekçiliği savunan
düşünürler, sosyal ve doğa bilimlerin nitelik
olarak farklı olmadıklarını, bu yüzden sosyal
bilimlerin doğal bilimlerle aynı yöntemleri
kullanmaları gerektiğini iler sürmektedirler
(Demir:28).
BİLİM
2 – Yöntembilimsel İkicilik: Bilimlerin birliği
tezine karşı çıkanlar ise, sosyal bilimlerin,
hem araştırma nesnesinin doğal
bilimlerdekinden oldukça değişik ve karmaşık
olması, hem de araştırmacının konumunun
farklılığının ayrı bir yöntemi gerektirdiğini
savunmaktadırlar. (Demir:28)
BİLİM
Yöntembilimsel ikiciliğin temel tezi şudur:
İnançlar ve uygulamalar, kurallar ve değerler,
roller ve kurumlar, ancak öznel niyetler ve
kültürel geleneklerle ilişki içinde anlam
kazanırlar. Dolayısıyla, sosyal bilimin amacı,
insan davranışının değişmez yasalarını
belirlemek değil, bu davranışı anlaşılabilir
kılmak, kültürel varsayımlar ve öznel niyetleri
de hesaba katarak, rasyonalitesini açıklığa
kavuşturmaktır (Demir:29).
BİLİM

Sosyal bilimler ile doğa bilimlerinin farklı


yöntemler kullanmaları gerektiğini savunanlar,
temelde iki nokta üzerinde durmaktadırlar.
(Demir:29)
BİLİM
Birincisi, sosyal gerçekliğin nitelik olarak
doğal gerçeklikle aynı olmadığıdır. Sosyal
gerçeklik, her şeyden önce, anlamsal
nedenlerle birbirine eklenlenmiş bir bütündür.
Yani sosyal ilişkilerin arkasında yatan
nedenler, ancak kişilerin onlara verdiği
anlamla gerçeklik kazanır (Demir:29).
BİLİM
Bu nedenle sosyal gerçekliğin anlaşılması,
kişilerin değerlerinin, düşüncelerinin,
beklentilerinin ve tarihsel deneyimlerinin
onlara kazandırdığı birikimin anlaşılmasına
bağlıdır.
Halbuki doğal düzende böyle bir içsel anlam
birikimi söz konusu değildir.
BİLİM
İkinci önemli farklılık, zaman faktöründen
kaynaklanmaktadır. Çünkü zaman, doğal ve
sosyal gerçekliğin anlaşılması bakımından
niteliksel farklılıklar yaratmaktadır. Sosyal
bilimlerin konu edindiği gerçeklik, çok hızlı
değişip dönüşmektedir. Örneğin, bugünkü
İngiltere’nin iktisadi yapısı Adam Smith’in
döneminden oldukça farklıdır (Demir:29).
BİLİM

Ayrıca sosyal olayların, doğal olaylar gibi


tekrarlanabilirliği de söz konusu değildir. Her
birey, her lider, her iş adamının kendine özgün
bir tarihi vardı.
BİLİM
3- Yöntembilimsel Bireycilik: Yöntembilimsel
bireycilik, grupların davranışlarının yalnız bu
grupları meydana getiren bireylerin
faaliyetlerine bağlı olarak açıklanabileceğini
belirten yaklaşımdır.
Sosyal teorilerin, bireylerin tavır ve
davranışlarıyla temellendirilmesi gerektiğini
savunan görüş (Demir:31).
BİLİM
4- Yöntembilimsel Bütüncülük: Sosyal bilim
metodolojisinde yöntembilimsel bütüncülük,
yöntembilimsel bireyciliğin tam tersini
savunmaktadır.
Yöntembilimsel Bütüncülüğe göre gerçeklik,
ayrıştırılabilir yapı ve süreçlerin mantıksal
olarak bir araya gelmiş bir kümesi değil,
parçalarıyla ayrıştırılamayacak şekilde
tamamen içiçe geçmiş bir bütündür
(Demir:33).
BİLİM
Sosyal bilimlerin konu edindiği tüm sistemler,
bütünsel bir nitelik taşımaktadır. Bu anlamda
toplum birbiriyle içiçe geçmiş parçalardan
oluşan bir bütündür. Bütün, parçaların tüm
özelliklerini derinden etkilemektedir ve hiçbir
parça – kişi, kurum veya faktör-bütünden ayrı
olarak ele alınmaz (Demir:33-34).
BİLİM

Belirleyici olan parçalar değil, bütündür.


Dolayısıyla, hiçbir sosyal etkinliğin anlamını
sadece onu oluşturan parçalardan hareketle
kurmak mümkün değildir. Çünkü anlam,
meydana geldiği bağlamın içinde oluşur.
BİLİM
5 – Yöntembilimsel Çoğulculuk:
Yöntembilimsel Çoğulculuğun temel tezi
şudur: Teorilerin değerlendirilmesinde
mantıksal zorunluluk taşıyan ve evrensel
olarak uygulanabilir herhangi bir yöntem
mevcut değildir (Demir:34-35).
BİLİM
Yöntembilimsel çoğulculuk, sadece bilimsel
bilgi üretiminde farklı yöntembilimsel
yaklaşımların meşruluğunu öngörmekle
yetinmeyip, aynı zamanda bilime alternatif her
türlü bilgi üretimine de fırsat eşitliği tanınması
gerektiğini savunması nedeniyle,
yöntembilimsel anarşizm olarak da
anılmaktadır.
BİLİM
BİLİMSEL YÖNTEMİN UNSURLARI
Bilimsel yöntem, dikkatli gözlem ve deneyler
aracılığı ile teorilerin denenmesine dayanır.
Üzerinde herkesin birleşebileceği ortak bir
tanım yapabilmek oldukça güç olmakla
birlikte, bilim; kontrollü ve gözlem ve gözlem
sonuçlarını, mantıksal düşünce yoluyla
olguları, olayları açıklama niteliği olan
hipotezler bulma ve bunları doğrulama
yöntemidir (Demir:22).
BİLİM
1 – Teori: Bilimsel bir teorinin en önemli adımı
teorinin kurulmasıdır.
Teori, mantıki bakımdan birbiriyle alakalı olup,
birbirine ters düşmeyen ve kendilerinden,
sınanabilecek, hipotezler çıkarabilecek olan
kavramlar, ifadeler ve fikirler sistemidir.
Yani teori, bilgi edinme sürecinin herhangi bir
araştırmada ortaya atılan geçerliliği ve güvenirliliği
bilimsel olarak tespit edilmiş, iç tutarlılığı olan bir
genel bilgi ve açıklama düzenidir (Demir:37).
BİLİM
2–Varsayım: Araştırmanın başında, doğruluğu
sınanmaya elverişli olmayan kanıtlanmasına
gerek görülmeyen, doğru olarak kabul
edilmesi gereken, denenmeyen bir yargı
olarak ifade edilir.
3 – Hipotez: Hipotez, araştırılan sorunla ilgili
olarak öne sürülen, doğruluğu ve yanlışlığı
henüz test edilmemiş, fakat doğru çıkacağına
önceden güven duyulan bir önerme, ifade
veya çözümlemedir (Demir:39-42).
BİLİM
“Varsayım” doğruluğu irdelenmeksizin kabul
edilen, “hipotez” doğrulanmak üzere ele
alınan iddialardır.
Hipotez yerine, araştırmanın tezi veya tez
cümlesi ifadeleri de kullanılabilir. Denilebilir
ki, hipotez araştırmayı sonuca götüren çok
önemli bir yol göstericidir.
Hipotezsiz bir çalışma dağınık ve düzensiz
olur. Böyle bir çalışmanın başarı şansı ise
elbette çok düşüktür (Demir:39-42).
BİLİM

3 – Tümdengelim: Kökeni Aristo’ya kadar


uzanan bir düşünce yöntemidir. Mantık ve
matematik alanındaki temel düşünce sistemini
oluşturur (Eren:16).
BİLİM
Tümdengelim yöntemi, Eski Yunan ve Roma
döneminden XVII. Yüzyıla, yani Rönesans’a
kadar süregelen “rasyonalizm” akımı içinde,
gerçeğe ulaşmanın tek yolu olarak
benimsenmiştir. Ancak bugün tek yöntem
olarak değil, diğer yöntemlerle bir arada ele
alınır.
BİLİM
Bu yöntemde, genel bir önermeden akıl
yürütme yoluyla daha az genel nitelik taşıyan
yeni önermeler elde edilmesi söz konusudur.
Başka bir değişle, burada genelden özele,
bütünden parçaya doğru bir geçiş vardır.
Bu sistemde deney ve gözlemin yeri yoktur.
Yeni sonuçlar ancak, önceden doğruluğu
kabul edilen bilgilerden veya eşitliklerden yola
çıkılarak yeni bilgiler üretilir veya sorulara
cevap aranır.
BİLİM
4 – Tümevarım: Bu yöntemde tek tek
olgulardan hareket edilerek temel önermelerin
elde edilmesi söz konusudur.
Tümdengelimin tersine, parçadan bütüne,
özelden genele doğru geçilmektedir.
Tümevarımda bilimsel bilginin temeli olarak
gözlem ve deney kabul edilir (Eren:15).
BİLİM
Bu yöntemde, hareket noktası bir teori ya da
hipotez değildir. Gözlemlerden veya
olaylardan işe başlar. Gözlem ve deneylerden
genellemeler yapılarak teoriye ulaşılmaya
çalışılır. Böylece gözlemler arasındaki ilişkiler
açıklanır.
Tümevarım yönteminin kurucusu Franscis
Bacon’dır (1561-1625). Bacon, tümdengelimi
ciddi biçimde eleştirmiş ve böylece de
Ortacağ’dan gelen rasyonalizm akımının
yıkılmasında büyük ölçüde etkili olmuştur.
BİLİM
5 – Soyutlama: Soyutlama hemen hemen her
bilim dalının değişmez kurallarından biridir.
Soyutlama, bir olguyu bağlı olduğu şartlar
dışında, çoğunlukla gözleme dayanmayacak
bir şekilde belirleme süreci olarak ifade
edilebilir (Seyidoğlu:17).
BİLİM
BİLİMSEL YÖNTEM
Yeni bir bilgi edinmek için kullanılan yaklaşım
tarzı, yöntemdir.
Bilim adamları bu yöntemle, zaman içinde
bilgilerin üst üste binmesiyle evrendeki
olayların doğru ve güvenilir bir betimlemesini
yapmayı amaç edinirler (Seyidoğlu:11).
BİLİM
1. Bilimsel Yöntem
1. Evrendeki bir olayın gözlemlenmesi
2. Bu olaya dair, gözlemler ile tutarlı, ancak
kesin olmayan, hipotez adında deneysel bir
açıklama getirilmesi
3. Hipotezin tahminlerde bulunmak için
kullanılması
4. Tahminlerin deneylerle veya ek gözlemlerle
test edilmesi ve sonuçlar ışığında hipotezde
gerekli değişikliklerin yapılması
5. (3) ve (4) numaralı adımların hipotez ve deney
arasında tutarsızlık kalmayana kadar
tekrarlanması
BİLİM
– Tam tutarlılık sağlandığı zaman hipotez,
gözlemlerin açıklanabilip yeni akıl yürütmelerin
yapılabileceği bir kuram haline gelir.
– Böylelikle bir olay türünü açıklayan kolay
anlaşılır ve tutarlı bir önermeler grubu
oluşturulmuş olunur.
– Bilim, bilinen ve bilinmeyen fakat bilinmesi
gereken ve bilinebilecek olan tüm evreni
kapsamaktadır.
– Nitekim bugün, kavram ve kapsamı hakkında
hiçbir şey bilmediğimiz fakat yarın karşımıza
çıkabilecek olan her şey bilimin kapsamı
içindedir.
BİLİM
TARİHTE BİLİM
•MÖ 500
Mısırlılar Aritmetik ve Geometri
Babilliler Ay Takvimi
•MÖ 600 – MS 400
Eski Yunanlılar ve Romalılar zamanında
İskenderiye’deki Museion kitaplığında 700.000
cilt el yazması kitap olduğu tahmin edilmektedir
•MS 1455
Gütenberg Matbaa
BİLİM
Sanayi Devrimi
1765 İngiltere: İlk Buharlı Makine
Sanayi Devriminden önce ülkelerin üretim
teknolojileri arasında önemli farklılık yoktu
Devrimi gerçekleştirmeyi başarmış ülkeler
bilim ve teknolojide sağladıkları ilerlemeler ve
birbirini izleyen buluşlarla ekonomilerini
sürekli geliştirdiler.
BİLİM
İKİNCİ DÜNYA SAVAŞI
•Ülkeler iki farklı gruba ayrıldı: “Gelişmiş” ve
“Gelişmekte Olan”
•6 yıllık II. Dünya Savaşı'nda neler icat
edilmedi ki? Radardan jet motoruna,
füzelerden atom bombasına kadar sayısız icat
bu dönemde gerçekleşti.
AR&GE HARCAMALRININ GSMH İÇİNDEKİ PAYI (%)
  1995 2000 2001 2002 2003 2004
Israel 2,61 4,45 4,75 4,82 4,46 4,42
Sweden 3,32   4,25   3,95  
Finland 2,26 3,38 3,38 3,43 3,48 3,51
Japan 2,9 2,99 3,07 3,12 3,15 3,13
Switzerland   2,57       2,94
Iceland 1,56 2,73 3,04 3,08 2,92  
Korea 2,37 2,39 2,59 2,53 2,63 2,85
US 2,51 2,74 2,76 2,65 2,68 2,68
Chinese Taiei 1,78 2,06 2,17 2,31 2,45 2,56
Germany 2,19 2,45 2,46 2,49 2,52 2,49
Denmark 1,82   2,39 2,51 2,56 2,48
Austria 1,54 1,91 2,03 2,12 2,2 2,24
Singapore 1,15 1,89 2,1 2,15 2,13 2,25
France 2,29 2,15 2,2 2,28 2,18 2,16
UK 1,69 1,77 1,8 1,18 1,81  
China 0,57 0,9 0,95 1,07 1,13 1,23
Russian Fed. 0,85 1,05 1,18 1,25 1,28 1,15
AR&GE HARCAMALRININ KAMU VE ÖZEL SEKTÖR ARASINDAKİ DAĞILIMI (%)
  Industry Government
Korea 75 23,1
Japan 74,8 18,1
Switzerland 69,7 22,7
Finland 69,3 26,3
Germany 67,1 30,4
China 65,7 26,6
Sweden 65 23,5
Israel 64,4 23,3
Chinese Taiei 64,4 33,9
US 63,7 31
Denmark 59,9 27,1
Singapore 54,2 36,6
France 50,8 39
Austria 45,7 36,4
Iceland 43,9 40,1
UK 43,8 31,4
AR&GE HARCAMALARI (Million 2000 Yılı, USD, Sabit Fiyatlarla ve Satın
Alma Paritesine Göre)
  1995 2000 2001 2002 2003 2004
US 199.884,1 267.767,5 271.285,5 265.122,4 275.049,5 286.436,4
Japan 89.892,5 98.804,0 101.663,1 103.031,2 105.348,5 107.282,3
China 17.833,7 44.777,0 50.628,8 62.229,8 72.679,9 87.209,9
Germany 41.621,0 51.543,2 52.322,9 52.926,6 53.531,4 53.669,4
France 31.189,0 33.800,0 35.282,0 36.250,0 35.739,8 36.263,9
UK 25.096,5 27.990,9 28.772,3 29.688,5 30.347,6 33.231,2
Korea 14.679,4 18.386,5 20.658,9 21.606,7 23.150,5 26.238,2
Russian Fed. 7.731,4 10.898,6 12.840,2 14.261,5 15.734,1 15.389,0
Chinese Taiei 6.715,0 10.181,8 10.505,5 11.603,0 12.723,4 14.051,9
Sweden 6.819,1 NA 10.356,4 NA 9.976,7 10.440,9
Israel 3.310,4 6.996,2 7.429,9 7.444,3 6.998,1 7.266,2
Switzerland NA 5.622,1 NA NA NA 6.632,0
Austria 3.062,9 4.403,9 4.719,1 4.969,7 5.227,9 5.456,5
Finland 2.403,9 4.514,1 4.567,1 4.729,4 4.916,7 5.136,2
Denmark 2.429,5 NA 3.696,7 3.902,3 4.010,4 3.964,4
Singapore 808,0 1.810,4 1.978,9 2.087,5 2.094,7 2.400,8
Iceland 870,4 1.232,4 1.273,8 1.355,9 1.487,6 1.611,8
Bilimsel Araştırma ve Teknolojik Gelişim
Harcamaları
KB GSYİH GSAGH/ GSAGH GSAGH
GSYİH sanayi kamu
Japonya 33,616 2,98 72,40 27,60
ABD 24,302 2,70 68,20 31,80
Almanya 28,537 2,52 66,90 33,10
Fransa 21,706 2,15 54,10 45,90
İngiltere 16,279 1,86 49,30 40,70
İtalya 17,371 1,04 43,00 57,00
Yunanistan 8,686 0,67 24,20 75,80
Türkiye 3,033 0,63 43,30 56,70
BİLİM
Atıf İndeksine Göre Ülkemizin Dünya
Bilimindeki Yeri
•ISI – Bilimsel Enformasyon Enstitüsü
•SCI – Science Citation Index
•SSCI – Social Science Citation Index
•1983 45.
•1992 37.
•1997 29.
•2004 22.
II. HAFTA
BİLİMSEL
ARAŞTIRMA TÜRLERİ
BİLİMSEL YÖNTEM VE BİLİMSEL
ARAŞTIRMA TÜRLERİ
BİLİMSEL ARAŞTIRMA
Bir amaca yönelik, belirli aşamalar içerisinde
ve bir yöntem dahilinde yapılan çalışmalara
araştırma adı verilir.
Araştırma sayesinde yeni bilgi, yöntem veya
yeni ürünleri daha farklı ve daha elverişli
şartlarda elde etmek mümkün olur. Bu
nedenledir ki, teknik ve ekonomik
gelişmelerin temelinde araştırmalar yer alır
(Seyidoğlu:19).
BİLİMSEL YÖNTEM VE BİLİMSEL
ARAŞTIRMA TÜRLERİ
Belirli alanlardaki olayların gözlemlenerek ya
da mevcut bilgilerin toplanarak, sistemli bir
şekilde analiz edilip, sorunlara çözüm yolları
bulmayı ya da önermeyi amaçlayan çabalardır.
Araştırma, bilgi arama işinin sistematik
şekilde yapılmasıdır. Bu açıdan, araştırma
adeta bir sorgulama sürecidir. Bilim adamları
için soru sormasını bilmek, sorunların
cevaplarını verebilmek kadar önemlidir.
BİLİMSEL YÖNTEM VE BİLİMSEL
ARAŞTIRMA TÜRLERİ

Bilgi elde etmek için yapılan çalışmalar ve


sorgulamalar için özel bir yer veya ortam
aramaya gerek yoktur.
Kütüphane, okul, laboratuar, fabrika, atölye,
işyeri, hastane, çiftçinin tarlası veya bahçesi
bilgi arama ve elde etme ortamlarına birer
örnektir.
BİLİMSEL YÖNTEM VE BİLİMSEL
ARAŞTIRMA TÜRLERİ
ARAŞTIRMALARDA GÖZETİLEN AMAÇLAR
1 – Bir Sorunu Çözmek: Karşılaşılan bir sorunun
çözüm getirmek bir araştırıcının amacı olabilir.
Ekonomik, sosyal ve teknik konularda çözüm
bekleyen ve araştırılması çok sayıda sayısız sorunlar
vardır.
2 – Yeni Bir Ürün Ortaya Koymak: Gün olmuyor ki
yeni ve değişik bir ürünle karşılaşmayalım. Yeni bir
ürünün, yeni bir icat olması şart değildir. Önceki
ürüne göre daha küçük farklar olması ve değişik bir
ihtiyacı karşılaması, bir ürünün yeni sayılması için
yeterlidir.
BİLİMSEL YÖNTEM VE BİLİMSEL
ARAŞTIRMA TÜRLERİ

3 – Yeni Bir Teknoloji Ortaya Koymak:


Teknoloji, bilimin endüstriye ve üretime
uygulanması demektir. Yeni üretim yöntemleri
geliştirmek de araştırmalarda çok önemlidir.
4 – Yeni Bir Bilgi Ortaya Koymak: Evrenin
durumu, canlı organizmanın ve maddenin
yapısı konusunda yeni bilgiler elde etmek,
araştırmaların başlıca amaçları arasındadır.
BİLİMSEL YÖNTEM VE BİLİMSEL
ARAŞTIRMA TÜRLERİ

5 – Ekonomik Yarar Sağlamak: Yeni bilgiler,


yeni yöntemler ve yeni ürünler paraya
dönüştürülerek ekonomik yararlar elde
edilmektedir. Patent,bilgi ve teknoloji ihracı
gibi olaylar, bilimsel araştırmaların ekonomik
yarar sağladığına verilebilecek başlıca
örneklerdir.
BİLİMSEL YÖNTEM VE BİLİMSEL
ARAŞTIRMA TÜRLERİ
ARAŞTIRMA TÜRLERİ
1 – Temel ve Uygulamalı Araştırmalar:
Araştırmalar amaçları yönünden temel ve
uygulamalı diye ikiye ayrılır.
– Temel araştırmalar, olaylar arasındaki ilişkileri
keşfetmek ve teori geliştirmek amacını taşır. Bu
tür araştırmalar daha çok bilim adamları ve
araştırma kurumları tarafından yapılır. Bilime
katkıda bulunmak bu çalışmaların başlıca
amacıdır; güncel sorunlara cevap vermek gibi
bir kaygıları ön planda gelmez (Seyidoğlu:20).
BİLİMSEL YÖNTEM VE BİLİMSEL
ARAŞTIRMA TÜRLERİ

– Uygulamalı araştırmalar ise, günlük pratik


sorunlara çözüm aramak, çelişkili görüşlerin
bulunduğu bir konuda doğru olanı savunmak,
kamuyu aydınlatmak, ekonomik, sosyal ve
siyasal konularda tahminlerde bulunmak gibi
amaçlara hizmet etmektedir (Seyidoğlu:20).
BİLİMSEL YÖNTEM VE BİLİMSEL
ARAŞTIRMA TÜRLERİ
2 – DOĞAL ÇEVRE ARAŞTIRMALARI VE
LABORATUAR ARAŞTIRMALARI
– A – Laboratuar araştırması, yapay olarak
oluşturulan bir çevrede veya ortamda, denetimli
koşullar altında, neden – sonuç ilişkilerinin
keşfedilmesine yönelik bir çalışma türüdür.
Koşullar, değişkenler veya ortam, farklı ölçü ve
düzeylerde ayarlanıp değiştirilerek olayın
sonucunu etkileyen dolaysız faktörler
belirlenmeye çalışılır (Seyidoğlu:21).
BİLİMSEL YÖNTEM VE BİLİMSEL
ARAŞTIRMA TÜRLERİ

– Denetimli koşullar altında gerçekleştirildiği


için,laboratuar araştırmalarında “iç geçerlilik”
yüksektir. İç geçerlilik kavramından, ortaya
çıkan sonuçların deney konusu değişkenlerden
kaynaklanmış olduğu anlaşılır (Seyidoğlu:21).
BİLİMSEL YÖNTEM VE BİLİMSEL
ARAŞTIRMA TÜRLERİ

– Koşulların ve etkenlerin değiştirilmesi,


laboratuar araştırmalarının esneklik özelliğini
yansıtır. Bu tür araştırmalar daha çok doğal
bilim alanları için uygundur. Diğer bir deyişle,
laboratuar yöntemini, insan davranışları üzerine
uygulama ya da insanı laboratuar ortamında
deney konusu yaparak inceleme olanakları
oldukça sınırlıdır (Seyidoğlu:21).
BİLİMSEL YÖNTEM VE BİLİMSEL
ARAŞTIRMA TÜRLERİ

– Koşulların ve etkenlerin değiştirilmesi,


laboratuar araştırmalarının esneklik özelliğini
yansıtır. Bu tür araştırmalar daha çok doğal
bilim alanları için uygundur. Diğer bir deyişle,
laboratuar yöntemini, insan davranışları üzerine
uygulama ya da insanı laboratuar ortamında
deney konusu yaparak inceleme olanakları
oldukça sınırlıdır (Seyidoğlu:21).
BİLİMSEL YÖNTEM VE BİLİMSEL
ARAŞTIRMA TÜRLERİ

– Laboratuar çalışmalarında iç geçerlilik yüksek,


dış geçerlilik ise düşüktür. Dış geçerlilik,
laboratuarda elde edilen sonuçların
genelleştirme özelliğini ifade eder
(Seyidoğlu:22).
BİLİMSEL YÖNTEM VE BİLİMSEL
ARAŞTIRMA TÜRLERİ
Sosyal bilimler alanındaki laboratuar
araştırmaları aşağıdaki gibi farklı biçimlerde
gruplandırılabilir:
– Etki Çalışmaları: Denekler üzerine bir işlem
uygulanır ve bunun neden olduğu sonuçlar
incelenir
– Yargı Çalışmaları: kişilerin düşünce, görüş ve
değerlendirmelerinin araştırılmasına dayanır.
– Gözlem Çalışmaları: Laboratuar ortamında
değişkenlerin ayarlanarak, ya da
değiştirilmeden gözlemler yapılması esasıdır
(Seyidoğlu:22).
BİLİMSEL YÖNTEM VE BİLİMSEL
ARAŞTIRMA TÜRLERİ

– B – Doğal Ortam Araştırmaları, laboratuar


araştırmalarının tersine, olayların gerçek
oluşum içerisinde, ya da doğal hayatta
incelemesine dayanır. Örnek olarak; gözlem,
anket ve belgesel kaynaklara dayalı araştırmalar
bu türdendir. Burada, araştırma alanı bugünkü
veya geçmişteki gerçek yaşamın kendisidir;
herhangi bir yapaylık söz konusu değildir
(Seyidoğlu:22).
BİLİMSEL YÖNTEM VE BİLİMSEL
ARAŞTIRMA TÜRLERİ

– Doğal ortam araştırmaları laboratuar


araştırmalarının sakıncalarından uzaktır. Çünkü,
laboratuar ortamında üzerinde inceleme yapılan
kişi ya da denek, doğal olmayan biçimde
davranabilir; araştırıldığının farkında
olduğundan yapay tepkiler verebilir. Bu ise
araştırmada doğallığın önemini açıkça ortaya
koyar (Seyidoğlu:22).
BİLİMSEL YÖNTEM VE BİLİMSEL
ARAŞTIRMA TÜRLERİ

– Fakat aynı şey iç geçerlilik için söylemek


güçtür. Doğal Çevrede değişkenler denetimli
olmadıkları için, belli bir olayın, yalnızca
gözlemlenen etkenlerin bir sonucu olduğunu
kesin biçimde öne sürmek güçleşir
(Seyidoğlu:23).
BİLİMSEL YÖNTEM VE BİLİMSEL
ARAŞTIRMA TÜRLERİ

3 – Nedensellik Yönünden Sınıflandırma: Bazı


araştırmalarda amaç, değişkenler arasındaki
neden sonuç ilişkilerinin ortaya konması,
diğer bazılarında ise ilgilenilen kütlenin veya
olayın belirli özelliklerinin gösterilmesi, ya da
tanıtılması olabilir. Bu açıdan araştırmalar
deney, tanıtma,istatistik ve alan araştırmaları
biçiminde sınıflandırılabilir (Seyidoğlu:23).
BİLİMSEL YÖNTEM VE BİLİMSEL
ARAŞTIRMA TÜRLERİ

– A – Deneysel Araştırmalar: Deney yönteminde


araştırmacı, araştırma ortamını kendisi
oluşturur ve bu ortamda ilgilendiği olayın
nedeni olarak tahmin ettiği değişkenleri veya
etkenleri denetleyebilir. Diğer bir ifadeyle,
etkenler değiştirilebilir,ayarlanabilir veya
istenen bir duruma gelebilir (Seyidoğlu:23-24).
BİLİMSEL YÖNTEM VE BİLİMSEL
ARAŞTIRMA TÜRLERİ
– Ayrıca olayın içinde geçtiği çevre de
hazırlanarak planlanan deneyle ilgili durum
veya aşamalar yaratılabilir. Buradan
anlaşılacağı gibi, deney yöntemi genellikle
laboratuar ortamındaki araştırmalarda
uygulanır.
– Deney yönteminde olay denetimli koşullar
altında incelendiğinden, çevresel ortam
değiştirilip yeniden ayarlanarak tek tek tüm
değişkenlerin sonuç üzerindeki etkileri
incelenebilir (Seyidoğlu:24).
BİLİMSEL YÖNTEM VE BİLİMSEL
ARAŞTIRMA TÜRLERİ

– Deney yönteminde amaç, incelenen olaydaki


neden – sonuç ilişkilerinin ortaya çıkarılmasıdır.
Bu ilişkilerin gerçek niteliğini bulabilmek için,
sonucu etkileyebileceği düşünülen tüm etkenler
birer birer veya birlikte denenebilir
(Seyidoğlu:24).
BİLİMSEL YÖNTEM VE BİLİMSEL
ARAŞTIRMA TÜRLERİ
Bu yöntemin güçlü ve zayıf yönleri, laboratuar
araştırmasını incelerken değindiklerimize
benzer.
– Güçlü yönü iç geçerliliktir; yani neden – sonuç
ilişkisini ortaya çıkartabilmesi dolayısıyla
“Bu,şu sonucu doğuruyor” diyebilme
olanağının yüksek olabilmesidir.
– Zayıf yönleri ise, ilk olarak sonuçların yapaylığı
gelir. Üzerinde araştırma yapılan denekler, bu
durumun farkında oldukları sürece, doğal
davranışlarını göstermemiş olabilirler. Bazen da
araştırmacıyı memnun etmek için bir çabaya
girişebilirler (Seyidoğlu:24-25).
BİLİMSEL YÖNTEM VE BİLİMSEL
ARAŞTIRMA TÜRLERİ

– İkinci olarak, deneklerin kütleyi ne derece


temsil ettikleri de kuşkuya yol açabilir.
– Çalışmada amaç, neden-sonuç ilişkilerinin
belirlenmesi üzerine toplanmıştır. Dolayısıyla
deneklerin tüm kütleyi temsil edici nitelikte
olmaları gibi bir kaygı ön planda değildir
(Seyidoğlu:25).
BİLİMSEL YÖNTEM VE BİLİMSEL
ARAŞTIRMA TÜRLERİ

– B – Tanıtıcı Araştırmalar: Tanıtıcı araştırmalarda


amaç belirli bir ana kütlenin, ilgi duyulan
niteliklerini belirlemektir. Örneğin, Türkiye’de
nüfusun, yüzde kaçının okur – yazar olduğunun,
köyde veya kentte oturduğunun, hangi
ekonomik faaliyetlerle uğraştığının, ya da
ithalatın tüketim malları, ara mallar ve yatırım
malları arasındaki dağılımının ne olduğunun
araştırılması vs gibi (Seyidoğlu:25).
BİLİMSEL YÖNTEM VE BİLİMSEL
ARAŞTIRMA TÜRLERİ

Tanıtıcı araştırmalar günümüzde toplumsal


olayların incelenmesinde büyük bir yaygınlık
kazanmıştır. Bununla ilgili bazı örnekler
verebiliriz:
– İktisatçıların, tüketicilerin gelirlerini hangi mal
ve hizmet gruplarına ne oranlarda harcadıklarını
belirlemek üzere hane halkı anketleri
uygulamaları,
BİLİMSEL YÖNTEM VE BİLİMSEL
ARAŞTIRMA TÜRLERİ

– Pazarlama kuruluşlarının halkı ne tür beyaz


eşya, hangi marka buzdolabı, televizyon veya
içecek tercih ettiklerini araştırmaları,
– Kamuoyu araştırma kuruluşlarının bir
parti,siyasi görüş veya siyaset adamının ne
oranda desteklendiğini izlemeleri gibi
(Seyidoğlu:26-27).
BİLİMSEL YÖNTEM VE BİLİMSEL
ARAŞTIRMA TÜRLERİ
Toplumsal bilimler alanında özel yeri
olan tanıtıcı araştırmalar:
– Monografi Türü Araştırmalar: Monografiler bir
olay, olgu, kurum veya kuruluşu olduğu gibi
tanıtmaya yarayan çalışmalardır. Toplumsal
bilimlerde yaygın bir kullanım alanı vardır.
Örneğin, sınai, ticaret, mali işletmeler, köy, kent,
parti, sendika, aile, nüfus yapısı, vs gibi
toplumsal kurum, olgu veya kuruluşlar
monografi yöntemine göre incelemeye en
elverişli varlıklardan bazılarıdır(Seyidoğlu:27).
BİLİMSEL YÖNTEM VE BİLİMSEL
ARAŞTIRMA TÜRLERİ
– Tarihsel Araştırmalar: Toplumsal olayların
geçmişteki durumunu incelemeye yönelik
araştırmalardır. Çalışma, yazılı belgeler ve
kalıntılar üzerinde yürütülür. Araştırmacı,
konuyla ilgili olarak bulabildiği her türlü
istatistiksel veri, bilgi ve belge gibi yazılı
kaynaklarla,eşya, alet gibi kalıntıları toplar ve
değerlendirir.
– Özellikle bazı büyük kurum ve kuruluşların
oldukça düzenli olarak tuttukları arşivler
bulunur. Bunlar ilgili araştırmacılar için çok
değerli kaynak oluşturur (Seyidoğlu:30).
BİLİMSEL YÖNTEM VE BİLİMSEL
ARAŞTIRMA TÜRLERİ
– İstatistiksel Araştırmalar: Bilimsel
araştırmalarda istatiksel yöntemler çok önemli
bir araç durumundadır. Gerek fiziki bilimlerde,
gerekse toplumsal bilimlerin belirli dallarında,
istatiksel yöntemler yaygın olarak kullanılır.
Örneğin, iktisat, işletme,sosyoloji ve psikoloji
gibi dallarda istatistiksel yöntemlerden önemli
ölçüde yararlanılır.
– İstatistik yöntemi, genellikle rakamsal verilerin
planlı şekilde toplanması, gruplandırılması,
işlenmesi, yorumlanması ve tahmini
konusundaki tekniklerle ilgilenir (Seyidoğlu:31).
BİLİMSEL YÖNTEM VE BİLİMSEL
ARAŞTIRMA TÜRLERİ
– C – Alan Araştırmaları: Alan araştırmaları,
incelenen kişilerin gerçek yaşantılarına
katılarak yapılan araştırmalardır. Burada
insanların laboratuara almak yerine,
araştırıcının adeta onların dünyasına girmesi
söz konusu olmaktadır.
– Gerek deney, gerekse tanıtım biçimindeki
çalışmalarda araştırmayı yapan ile incelenen
kişi arasında daima bir mesafe vardır. Ayrıca bu
tip araştırmalarda ancak standart soruların
sorulması veya standart yöntemlerin
uygulanması söz konusudur (Seyidoğlu:32).
BİLİMSEL YÖNTEM VE BİLİMSEL
ARAŞTIRMA TÜRLERİ

– Oysa alan araştırmacıları, incelenen kişilerin


doğal ortamına girer, onların konuşma ve
davranışlarına katılır ve bu şekilde onların
duygu, düşünce, görüş ve tepkilerini
belirlemeye çalışır.

– Bunların diğer araştırma türlerinden en önemli


farkı incelenen davranış ve olayların tüm
yönlerinin belirlenmesidir (Seyidoğlu:32).
BİLİMSEL YÖNTEM VE BİLİMSEL
ARAŞTIRMA TÜRLERİ
– Alan araştırmacılarının deneklerle yaptığı
görüşme veya gözlemler bir zamanla sınırlı
değildir. Bunlar birkaç saatten, birkaç güne,
hatta birkaç aya kadar değişebilir.
– Alan araştırmalarının da farklı türleri vardır.
Bazılarında araştırmacı incelediği insanların
dünyasına tam olarak girer ve adeta grubun bir
üyesi olur. Bu tür araştırmacılara “katılımcılar”
denebilir. Diğer bazıları ise araştırmacı bir
gözlemci olarak davranır ve grubun dışında
kalır (Seyidoğlu:33).
BİLİMSEL YÖNTEM VE BİLİMSEL
ARAŞTIRMA TÜRLERİ
4 – Amaçları Yönünden Ayrım: Destekleyici ve
Keşfedici Araştırmalar
– Destekleyici Araştırmalar, bilgilerin yorumuna
dayalı araştırmalardır. Başka bir ifadeyle
tartışmalı bir konuda belirli bir görüşü
savunmaya yönelik çalışmalardır.
– Yazar, konu hakkında kendi görüş ve
analizlerini aktarma ve bu görüşünün doğruluğu
konusunda okuyucuyu ikna etmek amacındadır
(Seyidoğlu:34-35).
BİLİMSEL YÖNTEM VE BİLİMSEL
ARAŞTIRMA TÜRLERİ

– Alan araştırmacıları daha çok hipotez testine


değil, yeni hipotez kurulmasına yönelik veriler
toplar.
– Alan araştırmacıları, vardıkları sonuçların,
incelemeyi yaptıkları yerin dışında da geçerli
olduğunu gösterebilmelidirler. Eğer böyle bir
genelleştirme yapılmazsa çalışmaları bilimsel
yönden fazla bir değer taşımaz (Seyidoğlu:35).
BİLİMSEL YÖNTEM VE BİLİMSEL
ARAŞTIRMA TÜRLERİ

– Keşfedici araştırmalar ise ilişki bulmaya, durum


belirlemeye, okuyucuya bilgi vermeye yönelik
araştırmalardır. Tanımlara, istatistiksel verilere,
ya da ölçüm, gözlem, mülakat, anket, deney vs
gibi tekniklere dayanarak belirli konularda bilgi
üretmeyi amaçlarlar. Keşfedici nitelikteki
çalışmalar yalnızca kütüphane kaynaklarının
özetleri veya onlardan yapılacak alıntılarlar
hazırlanmaz (Seyidoğlu:35).
III. HAFTA
ARAŞTIRMA
KONUSUNUN
SEÇİMİ
ARAŞTIRMA KONUSUNUN
SEÇİMİ

1 – KONU ŞEÇME
Araştırma konu seçimiyle başlar. Deneyim
kazanmamış araştırmacıların genellikle konu
seçiminde çok acele hareket ettikleri ve o
yüzden de önemli güçlüklerle karşılaştıkları
bilinmektedir. Araştırmanın yarısı doğru konu
secimidir (Seyidoğlu:48).
ARAŞTIRMA KONUSUNUN
SEÇİMİ

Konu seçiminde, gözden uzak tutulmaması


gereken bazı kıstaslar vardır. Bunlara
uyulması, hem araştırmanın sağlıklı biçimde
yürütülebilmesi, hem de etkin bir sonuca
ulaştırılabilmesi bakımından gereklidir
(Seyidoğlu:48).
ARAŞTIRMA KONUSUNUN
SEÇİMİ

Aslında konu seçimi tek aşamalı bir işlem


değildir. Tersine, konunun tam olarak
belirlenmesi ve geliştirilmesi tüm araştırma
boyunca devam edecek bir süreç
oluşturur(Seyidoğlu:48).
ARAŞTIRMA KONUSUNUN
SEÇİMİ
Konunun kararlaştırılmasından önce
olabildiğince fazla kaynağa başvurmak ve
olası konular hakkında belirli bir düşünme
süreci geçirmek gerekir, bu kaynaklar şu
şekilde sıralanır;
– Genel başvuru kaynaklarını inceleme,
– Önceki çalışmaları elde etmek,
– Kütüphaneler,
– İnternet
ARAŞTIRMA KONUSUNUN
SEÇİMİ

Konu seçiminde göz önünde bulundurulması


gereken noktaları aşağıdaki gibi belirtebiliriz:
– İlgi: Araştırmacı, çalışmayı düşündüğü konuya
karşı yakın bir ilgi duymalıdır. Konu üzerinde az
çok uzun bir süre çalışılacağına göre,ilgi
yokluğu, yorgunluk ve bıkkınlık yaratarak
araştırmanın başarısızlığına neden
olabilir(Seyidoğlu:51).
ARAŞTIRMA KONUSUNUN
SEÇİMİ

– Orijinallik: Araştırma yalnızca bilinenlerin


yinelenmesinden ibaret bir çalışma değildir.
Başarılı bir araştırma bir yenilik veya çözüm
getirmeli, ya da bir görüşü bilimsel olarak
savunmalıdır. Araştırmanın bilimsel sürece
veya sorunların çözümüne katkıda
bulunabilmesi için toparlayıcı, bilinmeyenleri
açıklayıcı, bilinenleri ise geliştirici nitelik
taşıması gerekir(Seyidoğlu:51).
ARAŞTIRMA KONUSUNUN
SEÇİMİ

– Önem: Konu araştırmaya değecek önemde


olmalıdır. Aslında önem sübjektif bir kavramdır;
çünkü sizce önemli olan, başkalarınca önemli
sayılmayabilir. Bunun için, o daldaki uzman
kişilerin görüşlerine başvurmak gerekli olabilir.
Genellikle, sentez yapan, tartışmalı bir görüşe
çözüm getiren, bilgilerimizi geliştiren, kişi veya
toplum refahını artırmaya yönelik araştırmalar
“önemli” sayılır(Seyidoğlu:51).
ARAŞTIRMA KONUSUNUN
SEÇİMİ
– Bilimsel Yeterlilik: Araştırmacının eğitimi ve
öğretim durumuyla bilimsel kapasitesi, seçilen
konuyu incelmeye uygun olmalıdır. Konun
niteliklerine göre araştırmada, gözlem, anket,
mülakat, matematiksel ve istatistiksel analiz,
yabancı dil, eski yazı kullanmak gerekir.
– Birincil ve İkincil Kaynaklar: Bazı araştırmacılar,
birincil kaynaklarla çalışmayı tercih ederler.
Bunlar yerinde gözlem, anket,mülakat,
yayımlanmamış belgeler, vs gibi doğrudan
doğruya kaynakların araştırmacı tarafından
toplandığı çalışmalardır(Seyidoğlu:51-52).
ARAŞTIRMA KONUSUNUN
SEÇİMİ

– Bazıları ise yayınlamış kaynaklarla çalışmaya


daha fazla ilgi duyarlar. Bunlar, kaynak olarak
başkaları tarafından yapılan çalışmalara,
söylenmiş veya yayımlanmış düşünce, görüş ve
incelemelere dayanırlar. Konun niteliğine,
araştırmacının ilgisine göre araştırma, bu iki
çalışmadan birisi üzerinde yoğunlaştırılabilir
(Seyidoğlu:52).
ARAŞTIRMA KONUSUNUN
SEÇİMİ
– Kaynak Yeterliliği: Araştırmanın
yürütülebilmesi, güvenilir ve yeteri sayıda
kaynak bulunabilmesine bağlıdır. Bir görüş
veya düşünceyi kanıtlamak üzere yapılan
çalışmalar hemen hemen tümüyle yayınlanmış
bilgi ve belgelere,diğer bir deyişle kütüphane
kaynaklarına dayanır. Deney, anket, mülakat ve
gözlem gibi yöntemlerle kaynakların doğrudan
derlenmesi de kütüphane kaynaklarına olan
ihtiyacı kaldırmaz. Çünkü bu gibi birinci el
çalışmalarında da araştırmacı kendisine yol
gösterecek başka araştırmalardan yararlanma
ihtiyacındadır(Seyidoğlu:52).
ARAŞTIRMA KONUSUNUN
SEÇİMİ
– Zaman: Her araştırma projesinin bir zaman
süresi içinde bitirilmesi gerekir. Bu süre,öğrenci
araştırmalarında veya raporlarda çoğu kez
araştırmacıya verilmiş durumdadır.
– Araştırmanın belli bir süre içinde tamamlanması
zorunluluğu,seçilecek konunun ve onun
incelenecek yönünün belirlenmesinde etkili
olur. Örneğin bir öğrenci bitirme tezi ile bir
Yüksek Lisans ve ya Doktora tezinin zaman
boyutu aynı değildir(Seyidoğlu:53).
ARAŞTIRMA KONUSUNUN
SEÇİMİ
2 – KONUNUN SINIRLARINI BELİRLEME
Yukarıda da açıklandığı gibi, konu seçiminde
titiz davranmak ana ilkedir. Bununla birlikte,
düşünülen konu çoğunlukla geniş bir
araştırma alanı durumundadır. Daha ender
görülse de, bazen bunun tam tersi olur ve
konunun oldukça dar bir alanına ilgi
duyulmuş olunabilir(Seyidoğlu:53).
ARAŞTIRMA KONUSUNUN
SEÇİMİ

Oysa başarılı bir araştırma projesi için


konunun sınırlarının çok iyi çizilmiş olması
gerekir. Başka bir deyişle konu,içinden
çıkılmayacak kadar geniş ve araştırmayı
anlamsız kılacak kadar da dar olmamalıdır.
ARAŞTIRMA KONUSUNUN
SEÇİMİ
Konunun Sınırlarını Belirleme Aşamaları:
– Kapsamın daraltılması: İlke olarak,başlangıçta
geniş bir konu alıp sonradan inceleme alanın
sınırlarını daraltmak daha sağlıklı olur.
Başlangıçta çok dar bir alanda başlatılan
çalışmanın ise sınırları genişletilerek daha
sağlam bir bilimsel temele oturtulması gerekir.
– Zaman: Araştırma alanının ne ölçüde geniş
tutulacağı, konunun özelliklerine bağlı olduğu
kadar araştırmacının zamanına da
bağlıdır(Seyidoğlu:54).
ARAŞTIRMA KONUSUNUN
SEÇİMİ

– İlk Okuma: Konuyu sınırlandırmada ilk


okumadan elde edilen bilgiler araştırmacıya
yardımcı olur.
– Tezin Oluşması: Konun sınırlandırılmasında ilk
okuma, yapılan gözlemler ve konu hakkındaki
düşünme süreci, sonunda araştırmacının
kafasında incelenen soruna karşı bir çözümün
oluşmasına yardımcı olur(Seyidoğlu:54).
ARAŞTIRMA KONUSUNUN
SEÇİMİ
– Anahtar Kelimeler ve Konuyu Sınırlandırma:
Anahtar kelimeleri kullanarak basılı kaynaklar
veya internet üzerinden yapılan ilk araştırmanın
sonuçları konuyu sınırlandırma yönü hakkında
ipucu verebilir. Örneğin,bu ilk araştırmanın
sonucunda aşırı sayıda fazla kaynak
bulunmuşsa bu, konunun kapsamının çok geniş
tutulduğuna, dolayısıyla kapsamı daraltmaya
ihtiyaç bulunduğuna bir işaret
sayılabilir(Seyidoğlu:54).
ARAŞTIRMA KONUSUNUN
SEÇİMİ
3 – ARAŞTIRMA TEZİNİ OLUŞTURMA
(HİPOTEZ)
Her araştırmacının bir tezi olmalıdır. Tez,
araştırılmak üzere belirlenen soruna verilen
bir ön yanıt veya ona karşı öne sürülen bir ilk
çözüm niteliğindedir. İlk okuma sırasında
edinilen bilgiler,yapılan gözlemler ve geçirilen
düşünme süreci, araştırma tezinin
oluşturulmasına yardımcı olur(Seyidoğlu:55).
ARAŞTIRMA KONUSUNUN
SEÇİMİ

Çalışmanın ilk aşamalarında oluşturulan tez,


nihai bir görüş olmayıp bir tür geçici çözüm
niteliğindendir. Araştırma derinleştirildikçe
edinilen yeni bilgilerin ışığında tezin
değiştirilmesi veya araştırmanın sonuçlarına
uyacak biçimde geliştirilmesi gerekebilir.
ARAŞTIRMA KONUSUNUN
SEÇİMİ

Araştırma konusunu sınırlandırmak için çaba


harcayan araştırmacı, öncelikle araştırmasının
amacını ortaya koyan bir “tez cümlesi”
saptamalıdır.
Tez cümlesi basit, açık seçik ve soru şeklinde
olmalıdır(Seyidoğlu:56).
ARAŞTIRMA KONUSUNUN
SEÇİMİ
Araştırmacının neyi araştıracağı, hangi fikri
savunacağı öz olarak, tez cümlesinde
ifadesini bulacaktır.
Tez cümlesi, araştırmacının araştırmasında
doğruluğunu savunacağı, doğruluğunu test
edeceği ya da sebep – sonuç ilişkilerinden
hareketle ortaya koyacağı bir gerçeği ifade
eder.
ARAŞTIRMA KONUSUNUN
SEÇİMİ
Tez cümleleri düz cümle veya soru cümlesi
olabilir. Her iki durumda da önerinin basit,
anlaşılır ve merak uyandıran nitelikte
olmasına özen gösterilmelidir. Konuyu bir
örnekle somutlaştıralım.
– Araştırma Başlığı: “Enflasyon Hedeflemesi:
Gelişmekte Olan Ülkelerde Uygulanabilirliği ve
Türkiye”
– Tez Cümlesi: Enflasyon hedeflemesi,
gelişmekte olan ülkeler ve Türkiye açısından
etkili bir para politikası stratejisi midir?
ARAŞTIRMA KONUSUNUN
SEÇİMİ
– Tez Cümlesi (Soru):
• Para politikasının öncelikli amacı fiyat istikrarı
mıdır? Para politikasının fiyat istikrarı amacı
yanında başka amaçları var mıdır?
• Enflasyon hedeflemesinin, gelişmiş ülkeler için etkili
bir para politikası stratejisi olmasında hangi
faktörler rol oynamaktadır?
• Gelişmekte olan ülkelerde, enflasyon
hedeflemesinin başarısını sınırlayan etkenler
nelerdir?
• Türkiye ekonomisi açısından enflasyon hedeflemesi,
etkili bir para politikası stratejisi midir?
ARAŞTIRMA KONUSUNUN
SEÇİMİ

Tez, araştırmaya belli bir bakış açısı kazandırır


ve çalışmanın yönünü belirler. Bir araştırmada
hangi malzemenin ilgili olduğu, araştırma
sürecinde ne tür bilgilere gerek duyulduğu ve
nelere yakından dikkat edileceği, o
araştırmanın tezine bağlıdır(Seyidoğlu:56).
ARAŞTIRMA KONUSUNUN
SEÇİMİ

Tez doğruluğu sınanmamış bir öneridir. Fakat


hiçbir zaman da kör ve rasgele bir görüş
değildir; tersine birtakım ön çalışmalara,
deneyim, gözlem ve akıl yürütme faaliyetlerine
göre oluşturulmuştur. Çalışmamın
sonuncunda bu önermenin doğru çıkacağına
dair bir güven vardır(Seyidoğlu:58).
ARAŞTIRMA KONUSUNUN
SEÇİMİ

4- ARAŞTIRMA METODUNUN BELİRLENMESİ


Bilimsel çalışmalarda yöntemin büyük önemi
vardır. Denebilir ki araştırmanın yarısı doğru
konu seçmek, diğer yarısı da uygun yöntemler
kullanılmasıdır. Bir araştırmanın
bilimselliği,büyük ölçüde onun dayandığı
metoda bağlıdır(Seyidoğlu:58).
ARAŞTIRMA KONUSUNUN
SEÇİMİ
Bir araştırmada konunun özelliklerine ve
araştırmacının ilgisine göre kütüphane
araştırması, anket, gözlem, mülakat, istatistik
bilgiler, deney, vs. gibi yöntemlerden biri veya
birkaçı kullanılabilir.
Araştırmacı uygulayacağı yöntemi baştan
belirlemeli ve bunu araştırma metninde
okuyucuya açıkça anlatmalıdır(Seyidoğlu:58).
ARAŞTIRMA KONUSUNUN
SEÇİMİ

Anket, yerinde gözlem,mülakat, deney,


istatistik veriler, mektup, hatıra,el yazmaları,
vs gibi yöntemler birincil kaynakları
oluşturur.Kütüphane araştırmaları ise daha
çok ikincil kaynaklarla ilgilidir. İlk el
kaynaklarla çalışma, bilgilerin doğrudan
araştırmacı tarafından derlenmesini ve
bunların yorumlanmasını gerektirir.
ARAŞTIRMA KONUSUNUN
SEÇİMİ
Yöntem aşamasında ayrıca ister kütüphane
araştırması, ister deney, gözlem veya mülakat
uygulamaları biçiminde olsun, tutulacak notların ve
ulaşılan kaynakların nasıl kaydedileceğine de karar
vermek gerekir.
Bu konuda değişik uygulamalar vardır:
– Birincisi, Klasik kart yöntemdir. Bu yöntemde
kaynaklardan elde edilen bilgiler standart
kartlara işlenir. Kaynakların kaydedildiği
kartlara “bibliyografya kartları”, alınan notların
üzerine yazıldığı kartlara da “not alma kartları”
adı verilir.
ARAŞTIRMA KONUSUNUN
SEÇİMİ

– İkincisi, kart yöntemi yerine kaynaklar ve


bilgiler araştırma için özel olarak tutulan bir
bloknot veya defter üzerine kaydedilir.
– Üçüncü bir yöntem de kaynak ve notları
bilgisayarda bu amaçla açılan özel bir dosyaya
kaydetmektir. Bu yöntemin geleneksel
yöntemlere göre önemli üstünlükleri vardır.
ARAŞTIRMA KONUSUNUN
SEÇİMİ

5. TASLAK PLAN HAZIRLANMASI


Sistemli bir araştırma, çalışmanın bir taslak
plan hazırlanarak sürdürülmesini gerektirir. İlk
okumadan edinilen bilgiler ve oluşturulan tez,
taslak plan hazırlanmasını
kolaylaştırır(Seyidoğlu:60).
ARAŞTIRMA KONUSUNUN
SEÇİMİ
Taslak plan konuyla ilgili bilgi, fikir ve görüşleri tez
cümlesi etrafında bir düzene sokmaya ve
geliştirmeye yardımcı olur. Ancak, taslak planın
işlevi sadece bundan ibaret değildir. Taslak plan
bilgilerin düzenlenmesi yanında;
– Aynı zamanda bilinenler arasında yeni ilişkilerin
kurulmasına,
– Yeni fikirlerin oluşturulmasına ve değişik
yorumlama biçimlerinin keşfedilmesine de katkı
sağlar,
– Taslak plan konuyla doğrudan ilgili kaynakları,
daha az ilgili olanlardan ayırt etmeye ve başka
ne tür kaynaklara ihtiyaç olduğunu göstermeye
de yarar sağlar
ARAŞTIRMA KONUSUNUN
SEÇİMİ

TASLAK PLANIN ÖZELLİKLERİ


– Taslak Plan Değişebilir. Araştırmanın başında
sahip olunan bilgiler sınırlı olduğundan, yeni
kaynaklar okunup araştırma derinleştikçe
taslak plan da buna bağlı olarak değiştirilir.
– Araştırma kaç ana bölümden oluşacaktır
– Alt başlıkların belirlenmesine gerek yoktur
ARAŞTIRMA KONUSUNUN
SEÇİMİ

– Ana bölüm sayısı, çalışmanın hazırlandığı alan


ve konunun özelliğine göre farklılık gösterir
– Bölüm sayısı arttıkça bölümler arasında sağlıklı
bağlantılar kurmak güçleşir
– Bir tezde ideal bölüm sayısı, iki ila üç
olmalıdır(Seyidoğlu:60-61).
ARAŞTIRMA KONUSUNUN
SEÇİMİ
Bir yönteme göre Sosyal Bilim dallarında
yapılan kısa bir araştırmaların planı şöyle
olmalıdır:
– I. Giriş
– II. Metodoloji
– III. Bulgular
– IV. Sonuç ve Tartışma
– V. Kaynakça
ARAŞTIRMA KONUSUNUN
SEÇİMİ
6 – GEÇİCİ BİBLİYOGRAFYA HAZIRLAMA
Araştırmacı konuyu seçip sınırlarını
belirlerken, aynı zamanda yoğun biçimde
kaynak aramasına girişir. Bulduğu kaynakları
ise kaydederek bir liste ya da bibliyografya
oluşturur. Başlangıçta oluşturulan
bibliyografya zorunlu olarak geçicidir. Çünkü,
araştırmanın durumuna göre kaynak taraması
bütün çalışma boyunca sürdürür
(Seyidoğlu:63).
ARAŞTIRMA KONUSUNUN
SEÇİMİ
Geçici bibliyografyanın hazırlanan bilmesi için
birinci olarak kaynak araştırmasına
başlanması gerekir. Bunun içinde
araştırmacının ilk yapacağı şey ilgili kitap ve
makalelerin topluca bulunabileceği kaynaklara
başvurmaktır. Geleneksel yöntemde bunların
içinde kütüphane katalogları ile makale
indeksleri ve bibliyografyalar önemli bir yer
tutar(Seyidoğlu:63).
ARAŞTIRMA KONUSUNUN
SEÇİMİ
Araştırmacı böylece, basılı kaynaklar ve
internet üzerinden yaptığı aramalar
sonucunda belirlenmiş olan malzemenin
belirli bir sisteme göre kayda geçirilmesi
gerekir. Bu işlemin sonucunda da geçici
bibliyografya ortaya çıkar. Buna “geçici”
denilmesi, tüm araştırma boyunca yeni
kaynakların bulunması ve yararsızlığı görülen
bazı kaynakların da listeden çıkartılması
dolayısıyladır(Seyidoğlu:63-64).
ARAŞTIRMA KONUSUNUN
SEÇİMİ
ÖRNEK TEZ BAŞLIKLARI – 1
– İhracatçı işletmeler ile ihracatçı olmayan
işletmeler arasındaki farklılıklar ve ihracat
performansının analizi: Zeytinyağı
sektöründe bir inceleme
– Hücresel üretim: Hücrelerin
oluşturulmasında kullanılan yöntemlerin
analizi ve bir vinç atölyesinde uygulama
– Kadın tüketicilere yönelik pazarlama
stratejileri ve Bursa ilinde bir uygulama
ARAŞTIRMA KONUSUNUN
SEÇİMİ
– Değişim davranışı bağlamında örgüt
topluluklarında örgütler arası benzerlikler
ve bir araştırma
– Uluslararası pazarlamada farklı
kültürlerde iş görüşmeleri ve bir
uygulama
– Piyasa riskinin tespitinde kullanılan riske
maruz değer ve menkul kıymet yatırım
fonlarına uygulanması
ARAŞTIRMA KONUSUNUN
SEÇİMİ
ÖRNEK TEZ BAŞLIKLARI – 2
– İnternet tabanlı tedarik zinciri yönetiminin
KOBİ'lerde uygulanması için bir model önerisi
– Esnek vardiya çizelgeleme problemleri için
model önerileri ve bir işletmede uygulama
– Portföy performansının devamlılığının analizi:
Türkiye'deki yatırım fonları örneği
– Firma değerlemesinde muhasebe karlarının
rolü: İMKB`de ampirik bir çalışma
ARAŞTIRMA KONUSUNUN
SEÇİMİ

– Enflasyon muhasebesine geçiş sürecinde


ortaya çıkan uygulama sorunlarının
değerlendirilmesi: Kuramsal ve uygulamalı bir
çalışma
– Duran varlıklarda değer azalışları ve SFAS
(Amerika Finansal Muhasebe Standartları)
144`ün incelenmesi
ARAŞTIRMA KONUSUNUN
SEÇİMİ
ÖRNEK TEZ BAŞLIKLARI – 3
– Dengeli performans ölçüm sistemine
dayalı stratejik bütçeleme süreci ve bir
uygulama modeli
– Türk a tipi menkul kıymet yatırım
fonlarında sona erme analizi ve tahmini
– Satış yönetiminde müşteri ilişkilerinin
geliştirilmesi ve zihin dili programlama
(NLP) tekniğinin bir satış eğitim modeli
olarak uygulanabilirliği
ARAŞTIRMA KONUSUNUN
SEÇİMİ

– Tedarik zinciri yönetimi yaklaşımının


maliyet hesaplama çalışmalarına etkisi
– Otel işletmelerinde faaliyet alanları
açısından dış kaynak kullanımı
(Outsourcing) ve finansal performans
üzerine etkileri
IV. HAFTA
YAZIN
İNCELEMESİ – I
KÜTÜPHANELER
KÜTÜPHANE
Basılı ya da çoğaltılmış kaynakların
bulundukları yerlerdir.

• Kitaplar • Gravürler (oyma


• Gazeteler baskı)
• Dergiler • Resimler
• Tezler • Kılavuzlar
• Haritalar • Planlar
• Atlaslar • Raporlar
• Tablolar • Kataloglar
KÜTÜPHANELER
•Video Kaset
•Plak
•Mikrofilm
•Disket
•CD-ROM
KÜTÜPHANELER
KÜTÜPHANE ÇEŞİTLERİ
Araştırma konusu ister doğrudan
kütüphaneye dayalı olsun, ister özel alan veya
laboratuar çalışması biçiminde olsun,
araştırmanın gerçekleştirilmesi için kütüphane
kaynaklarına başvurmak kaçınılmazdır
(Seyidoğlu:97).
KÜTÜPHANELER
Bir araştırmaya, üniversite veya araştırma
kuruluşlarının kütüphaneleri gibi büyük
kütüphanelerden başlamakta yarar vardır.
Böylece konunun boyutları, sınırlamaları ve
açılımları hakkında daha sağlıklı bilgiler
edinilebilir(Seyidoğlu:98).
KÜTÜPHANELER
Sundukları hizmetin şekline göre;
1.Geleneksel kütüphaneler
2.Elektronik kütüphaneler
Hizmet verdiği kitlelere göre;
1.Bilim ve araştırma kütüphaneleri
2.Halk, okul ve çocuk kütüphaneleri
KÜTÜPHANELER
BİLİM VE ARAŞTIRMA KÜTÜPHANELERİ
• Devlet Kütüphaneleri
• Üniversite Kütüphaneleri
• Özel Kuruluşlara, Vakıflara ve Uluslararası
Kuruluşlara Ait Kütüphaneler
KÜTÜPHANELER
ÖNEMLİ ARAŞTIRMA KÜTÜPHANELERİ
Türkçe basılı eserler koleksiyonu açısından,
ülkemizde tüm basılı eserlerin eksiksiz olarak
bulunduğu beş kütüphane vardır.
– Ankara: Milli Kütüphane, İl Halk Kütüphanesi
– İstanbul: İstanbul Üniversitesi Merkez
Kütüphanesi, Beyazıt Devlet Kütüphanesi
– İzmir: Milli Kütüphane
KÜTÜPHANELER
KÜTÜPHANELERİN BÖLÜMLERİ
Kitaplar ve öteki kaynaklar kütüphanelerde
gelişi güzel değil, belirli bir sisteme uygum
biçimde sınıflandırılmış olarak yerleştirilir ve
okuyucu hizmetine sunulur.
Sınıflandırmanın amacı, okuyucu ile kitabın en
kolay biçimde buluşmasını sağlamaktır.
Kütüphanecilikte temel kural, her kitabın
okuyucusunu, her okuyucunun da aradığı
kitabı en kısa yoldan bulabilmesidir.
KÜTÜPHANELER
Sınıflandırma, ortak özellik taşıyan çalışmaları
aynı grupta toplamak, bu özelliğe sahip
olmayanları da o gruptan ayırmak demektir.
Kütüphaneler, kaynaklarını belirli özelliklere
göre gruplandırarak okuyucuların bunlara
ulaşmasını sağlamaya çalışırlar
(Seyidoğlu:101).
KÜTÜPHANELER
Kaynaklar birinci olarak, fiziki özelliklerine
göre sınıflandırılabilirler.
– Kitaplık Bölümü
– Referans Bölümü
– Süreli Yayınlar Bölümü
– Görsel – İşitsel Materyaller Bölümü
– Gri Yayınlar Bölümü
– Rezerv
KÜTÜPHANELER
Sık rastlanan bir uygulamaya göre de
sınıflandırma kullanış amaçlarına göre yapılır.
Bu düzenlemeye göre örneğin,
– Referans kaynakları
– Yabancı dildeki kitaplar
– Süreli yayınlar
– Çocuk kitapları

ayrı bölümlere yerleştirilir.


KÜTÜPHANELER
En yaygın uygulama ise konulara göre yapılan
sınıflandırmadır. Böylece örneğin iktisat
kitapları tarih kitaplarından, matematik
kitapları da güzel sanatlardan ayrılmış olur.
Ana konular da kuşkusuz ki, kendi içinde
daha alt dallara ayrılabilir.
KÜTÜPHANELER
1 – KİTAPLIK BÖLÜMÜ
Kitap Tasnif Sistemleri
– Dewey On’lu Sınıflandırma Sistemi
– Amerikan Kongre Kütüphanesi Sistemi

Kütüphanelerde genellikle bunlardan birisi


veya yerel koşullara göre bunların biraz
değiştirilmiş bir şekli uygulanır. Ülkemizdeki
yaygın olan uygulama Dewey Sistemi’ne
dayanır(Seyidoğlu:102).
KÜTÜPHANELER

DEWEY ON’LU SINIFLANDIRMA SİSTEMİ


Tüm konular dokuz başlık altında toplanmış,
daha sonra dokuz başlığın hiçbirine girmeyen
konular da “genel konular” adı altında sıfırıncı
sıraya konulmuştur(Seyidoğlu:102).
KÜTÜPHANELER
AMERİKAN KONGRE KÜTÜPHANESİ SİSTEMİ
– Araştırma amacına yönelik kütüphanelere
uygun bir tasnif sistemidir.
– Konular 20 temel bölüme toplanarak, her bölüm
bir harfle gösterilmektedir.
– Sosyal Bilimler H harfiyle gösterilmektedir
– İkinci bir harfle Alt Bölümlere ayrılmaktadır
– Sosyal bilimlerin altındaki istatistik bölümü HA
ile, iktisat HB ile, sosyoloji HM ile
gösterilmektedir(Seyidoğlu:105).
KÜTÜPHANELER
ISBN VE ISSN
– ISBN,İngilizce’deki Uluslar arası Standart Kitap
Numarası (İnternational Standard Book
Number) sözcüklerinin baş harflerinden oluşan
bir kısaltmadır. Bir yayınevi ya da yazar
tarafından yayınlanan kitabın uluslararası
düzeydeki tanıtım işareti durumundadır
(Seyidoğlu:121).
KÜTÜPHANELER
– Aşağıda daha ayrıntılı biçimde belirtileceği gibi,
bu rakam dört bölümlü 10 sayıdan ibarettir.
– ISBN 975-7338-00-1
– İlk sayı grubu ülke veya ülke grubu 975
– Yayınevi numarası 7338
– Kitapla ilgilidir 00
– Son rakam kontrol amaçlıdır 1
– ISBN sisteminin uluslar arası düzeyde yönetimi,
merkezi Berlin’de bulunan Uluslararası Standart
Kitap Numaralama Ajansı’na
aittir(Seyidoğlu:121-122).
KÜTÜPHANELER
– Süreli yayınlar içinde değişik bir
numaralandırma sistemi oluşturulmuştur. ISSN
ile gösterilen Uluslararası Süreli Yayın Standart
Numarası (International Standard Serial
Number) ISBN’den farklı bir merkez tarafından
yönetilir. Süreli yayınları çıkartanlar ISSN
numarası olmak için, merkezi Paris’te bulunan
Uluslararası Süreli Yayınlar Veri Sistemi (Data
Systems for International Periodicals)’ne
başvururlar.
KÜTÜPHANELER
2. REFERANS BÖLÜMÜ
– Sözlükler
– Ansiklopediler
– Atlaslar
– Almanaklar
– Makale indeksleri
– İstatistikler vb.
– Açık raf sistemine göre düzenlenirler.
– Referans bölümünde yer alan kaynaklar
genellikle yalnız kütüphane içinde hizmet
sunulur, dışarıya ödünç verilmez.
KÜTÜPHANELER
3. SÜRELİ YAYINLAR BÖLÜMÜ
– Süreli yayın: belirli aralıklarla yayınlanan her
türlü gazete, dergi, mecmua vb.’ni kapsar.
– Süreli yayınlar = Periyodikler
– Özellikle akademik dergiler bulunur.
– Ulakbim’e 2340 yabancı, 301’i Türkçe 2641
basılı süreli yayın gelmektedir.
KÜTÜPHANELER
4. GÖRSEL – İŞİTSEL MATERYALLER
BÖLÜMÜ
– Mikrofilm
– Plak
– Kaset
– Fotoğraf
– Poster
– Video Kasetler vb.
KÜTÜPHANELER
5. GRİ YAYINLAR BÖLÜMÜ
Gri yayınlar: Kitap, dergi ve benzeri
geleneksel yayınlar dışında kalan mekanik
yollardan (teksir ya da fotokopi) sınırlı sayıda
çoğaltılmış yayınlardır.
Yüksek lisans ve doktora tezleri, seminer
sempozyum panel vb. bilimsel toplantılara
sunulan tebliğler, her türlü raporlar, çeşitli
çeviriler ve patentler
KÜTÜPHANELER
ISBN ve ISSN numaraları olmayan, sınırlı
sayıda ve çoğunlukla mekanik yollardan
çoğaltıldığı için geleneksel ticari yollardan
temini mümkün olmayan yayınlardır.
Gri yayınlar, kendi alanlarındaki son
gelişmeleri içermesi yanında, söz konusu
gelişmeleri en hızlı bir şekilde duyuran
belgelerdir.
KÜTÜPHANELER
GENEL BAŞVURU KİTAPLARI
– Ansiklopediler
– Bibliyografyalar ve Kütüphane Katalogları
– Tezler
– İstatistikler
– Kanunlar
V. HAFTA
YAZIN
İNCELEMESİ – II
ELEKTRONİK KAYNAKLAR
ELEKTRONİK DOSYA TÜRLERİ
– Adobe Acrobat
– Dosya uzantısı *.pdf
– Microsoft Word
– Dosya uzantısı *.doc
– Microsoft Excel
– Dosya uzantısı *.xls
– Microsoft Powerpoint
– Dosya uzantısı *.ppt
ELEKTRONİK KAYNAKLAR

ELEKTRONİK DOSYA TÜRLERİ


•Joint Photographic Experts Group
•Dosya uzantısı *.jpg, *.jpeg
•iSilo ve palm
•Dosya uzantısı *.pdb
•Sıkıştırılmış dosya
•Dosya uzantısı *.zip, *.rar
ELEKTRONİK KAYNAKLAR

KAYNAKLARA ERİŞİM VE SINIRLAMALAR


ip (İnternet Protokol) Numarası: Herhangi bir
bilgisayar internete bağlandığı anda, dünya
üzerinde sadece ona ait olan bir numara alır
(örneğin 10.24.122.4 ) ve bu numara o
bilgisayarın IP numarası olur.
ELEKTRONİK KAYNAKLAR

SINIRLAMALAR
– ip sınırlaması
– Şifre ekranı
– Açık kaynaklar
ELEKTRONİK KAYNAKLAR

ARAMA SİTELERİ
– http://www.google.com.tr
– http://scholar.google.com.tr
– http://www.findarticles.com/ (ingilizce)
ELEKTRONİK KAYNAKLAR
– Ulusal Akademik Ağ ve Bilgi Merkezi
http://www.ulakbim.gov.tr/
– T.C. Yükseköğretim Kurulu
http://www.yok.gov.tr/
– T.C. Başbakanlık DPT Müsteşarlığı
http://ekutup.dpt.gov.tr/
– T.C. Başbakanlık Türkiye İstatistik Kurumu
http://kutuphane.tuik.gov.tr/
– Milli Kütüphane
http://www.mkutup.gov.tr/
ELEKTRONİK KAYNAKLAR

ZONGULDAK KARAELMAS ÜNİVERSİTESİ


– Kütüphane internet sayfası
http://www.karaelmas.edu.tr/linkler/kutuphane/i
ndex.php
– Katalog Taraması
http://kutuphane.karaelmas.edu.tr/Yordam.htm
ELEKTRONİK KAYNAKLAR

– Üniversitelerin internet sayfaları


– http://yok.gov.tr/universiteler/uni_web.htm
– Veri Tabanları ve Elektronik Dergiler
http://www.karaelmas.edu.tr/linkler/kutuphane/i
ndex.php?git=7
ELEKTRONİK KAYNAKLAR

2006-2007' da Abone Olunan Elektronik Veri


Tabanları
– OVİD
– ACS-American Chemical Society
– WEB OF SCIENCE
– PROQUEST ABI/INFORM GLOBAL
– EBRARY
ELEKTRONİK KAYNAKLAR

– EBSCO HOST
– Serial Solitions ARTICLE LINKER
– SCIENCE DIRECT
– WILEY INTERSCIENCE
– IEE
– SPRINGER+KLUWER
VI. HAFTA
YAZIN
İNCELEMESİ – III
KAYNAKLARIN BİLİMSEL
NİTELİKLERİNİN
BELİRLENMESİ VE OKUNUP
DEĞERLENDİRİLMESİ
KAYNAKLARIN BİLİMSEL NİTELİĞİ
VE OKUNUP DEĞERLENDİRİLMESİ

1 - KAYNAK ÇEŞİTLERİ
Araştırmacıların derledikleri ve çalışmalarında
yararlanabilecekleri kaynaklar, söz konusu
kaynağın içindeki bilginin türüne göre üç
gruba ayrılmaktadır (Dinler:62-64). Bunlar;
– Birincil Kaynaklar,
– İkincil Kaynaklar,
– Üçüncül Kaynaklar
KAYNAKLARIN BİLİMSEL NİTELİĞİ
VE OKUNUP DEĞERLENDİRİLMESİ
– BİRİNCİL KAYNAKLAR
Bir konudaki ilk kaynakları ifade eden birincil
kaynaklar, o kunda yazılmış veya derlenmiş
olan ilk, genellikle de ham bilgilerin yer aldığı
kaynaklardır.
Örnek: edebiyat eserleri, sanat eserleri, resmi
raporlar ve istatistikler, dava tutanakları,
deney sonuçları, anket sonuçları, söyleşi,
mektup, teorilerin yer aldığı orijinal çalışmalar.
KAYNAKLARIN BİLİMSEL NİTELİĞİ
VE OKUNUP DEĞERLENDİRİLMESİ

– İKİNCİL KAYNAKLAR
Birincil kaynaklara dayanarak yapılmış olan
tüm çalışmalar, ikincil kaynakları oluşturur.
Örnek: Makale, kitap, rapor, bazı tezler.
KAYNAKLARIN BİLİMSEL NİTELİĞİ
VE OKUNUP DEĞERLENDİRİLMESİ
– ÜÇÜNCÜL KAYNAKLAR
İkincil kaynaklara dayanarak hazırlanan
çalışmalar, üçüncül kaynakları oluşturur.
Yararlanılan kaynaklara ilişkin referans
verilmesine gerek görülmeyen, o alanda
çalışanlarca bilindiği varsayılan konuları basit,
anlaşılır ve oldukça sistematik olarak
açıklamaya yönelik çalışmalar olan üçüncül
kaynaklara ders kitapları örnek
oluşturmaktadır.
KAYNAKLARIN BİLİMSEL NİTELİĞİ
VE OKUNUP DEĞERLENDİRİLMESİ

BİLİMSEL ÇALIŞMALARDA BİRİNCİL, İKİNCİL


VE ÜÇÜNCÜL KAYNAKLARA BAŞVURULMA
DERECESİ
Bitirme ödevi, mezuniyet tezi veya dönem
ödevi hazırlayan lisans öğrencilerinin birincil
kaynaklara erişmesi son derece güç olduğu
gibi, bunların değerlendirilmesi de zaman alır.
KAYNAKLARIN BİLİMSEL NİTELİĞİ
VE OKUNUP DEĞERLENDİRİLMESİ

Araştırmanın bilimselliğinden çok, bilimsel


araştırma metodolojisine uygun olarak
hazırlanıp hazırlanmadığının önemli olduğu
bu tür çalışmalarda, çoğu kez ikincil ve
üçüncül kaynaklara başvurulması yeterli
görülür.
KAYNAKLARIN BİLİMSEL NİTELİĞİ
VE OKUNUP DEĞERLENDİRİLMESİ

Yüksek lisans tezlerinde, çoğunlukla ikincil


kaynaklardan yararlanılması esastır. Ancak
tüm tezde olmasa bile, birincil kaynaklardan
yararlanılmış olması, çalışmayı daha nitelikli
hale getirecektir.
KAYNAKLARIN BİLİMSEL NİTELİĞİ
VE OKUNUP DEĞERLENDİRİLMESİ
Doktora çalışması, araştırmacıya akademik
unvan vermeye yönelik ve hazırlanması iki ila
dört yıllık bir sürenin verildiği, bilimselliği her
yönü ile ön planda olması gereken bir
çalışmadır.
Bu nedenle, doktora tezlerinde, ikincil
kaynaklar yanında, mümkün olduğunca
birincil kaynaklardan da yararlanılması
gerekir.
KAYNAKLARIN BİLİMSEL NİTELİĞİ
VE OKUNUP DEĞERLENDİRİLMESİ

Bilimsel dergilerde yayınlanacak olan


makalelerde ise tıpkı doktora tezi gibi ikincil
kaynaklar yanında mümkün olduğunca birincil
kaynaklara başvurulmalıdır.
KAYNAKLARIN BİLİMSEL NİTELİĞİ
VE OKUNUP DEĞERLENDİRİLMESİ
2– DERLENEN KAYNAKLARIN BİLİMSELLİK
DÜZEYİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Yayınlanmış her eseri bilimsel ve dolayısıyla
güvenilir olarak kabul etmemek, şüpheci
yaklaşmak gerekir.
Bir eserin bilimsellik düzeyinin
belirlenebilmesi için söz konusu eserin planı,
giriş ve sonuç bölümleri yanında yazarın
uzmanlık alanı, yayıncısı ve basım yılı da göz
önünde bulundurulur (Dinler:65-67).
KAYNAKLARIN BİLİMSEL NİTELİĞİ
VE OKUNUP DEĞERLENDİRİLMESİ

a. Yazarın Uzmanlık Alanı


– Erişilen her eserin öncelikle yazarına bakılır.
– Yazarın o alanda tanınan, o konunun uzmanı
olması, söz konusu eserin bilimsellik düzeyi ile
ilgili güvencedir.
– Erişilen eserlerin kaynakçaları, konu üzerinde
uzman yazarların ve eserlerinin belirlenmesinde
ilk bilgileri verecektir.
KAYNAKLARIN BİLİMSEL NİTELİĞİ
VE OKUNUP DEĞERLENDİRİLMESİ
b. Araştırmanın Yayıncısı
Bilimsel eserlerde yazar kadar olmasa bile
eserin yayıncısı da önemlidir.
Kitaplar: Her yayınevinin bir yayın alanı vardır.
Büyük yayınevleri yayınladıkları kitapların
belirli bir bilimsellik düzeyinde olmasına dikkat
ederler.
Dergiler: Bir dergideki yazıların bilimsellik
düzeylerinin belirlenmesinde aşağıdaki
kıstasların göz önüne alınması gerekir.
KAYNAKLARIN BİLİMSEL NİTELİĞİ
VE OKUNUP DEĞERLENDİRİLMESİ

Derginin;
– Düzenli olarak yayınlanıyor olması
– Yayınlanan makalelerin hakem değerlendirme
sürecinden geçmiş olması
– Yazarların ve hakem listesinin, konularında
uzman kişilerden oluşması
– Araştırma yazıları ile orijinal çalışmaların
ağırlıkta olması
KAYNAKLARIN BİLİMSEL NİTELİĞİ
VE OKUNUP DEĞERLENDİRİLMESİ

– Makalelerin özet, giriş, esas metin ve sonuç ile


kaynakça bölümlerinin bulunması
– Makalelerin uluslar arası tarama sistemlerine
uygun “anahtar sözcükleri” içermesi
– Her yıl sonunda veya belirli aralıklarla, daha
önce yayınlanan makalelerin yer aldığı “dizin”in
olması
– Derginin ISSN numarasının olması.
KAYNAKLARIN BİLİMSEL NİTELİĞİ
VE OKUNUP DEĞERLENDİRİLMESİ
c. Yayının Basım Yılı
Çalışmada mümkün olduğu kadar yeni
yayınlardan yararlanılmalı ve çalışılan konu ile
ilgili son gelişmeler izlenmelidir.
Kaynakçanın önemli bir kısmı, 15-20 yıl önceki
yayınlardan oluşuyorsa, araştırmacının
kaynak taramasını iyi yapmadığı, daha önceki
çalışmaların kaynakçalarındaki eserlerle
yetindiği düşünülür.
KAYNAKLARIN BİLİMSEL NİTELİĞİ
VE OKUNUP DEĞERLENDİRİLMESİ

d. Kaynakça
Bir eserin kaynakçasının zenginliği,
bilimselliğinin en önemli göstergesidir.
Temel eserlerin yer almadığı, birincil
kaynaklara sıkça gönderme yapılmamış bir
eser, bilimsel nitelik açısından yeterli olarak
değerlendirilemez.
KAYNAKLARIN BİLİMSEL NİTELİĞİ
VE OKUNUP DEĞERLENDİRİLMESİ
3 - KAYNAKÇA (BİBLİYOGRAFYA) KARTLARI
Araştırmacı, yazın incelemesi neticesinde tespit
ettiği tüm kaynaklar için bir kart hazırlar. Bu kartlara
kaynağı tanıtıcı tüm bibliyografik bilgiler yazılır.
Kaynaklarla ilgili bilgilerin yazıldığı bu kartlar,
araştırma bittiğinde bir araya getirilir. Böylece
kullanılan kaynakların tam bir listesi elde edilmiş
olur.
Bibliyografik bilgiler olarak; kitabın künyesi (yazar
adı, eser adı, baskısı, yayın yeri ve yılı, yayınlayan
kurum), ayrıca bulunduğu yer ve yer numarası
yazılır.
Kaynak: Zeynel Dinler, Bilimsel Araştırma ve e-kaynaklar, 2006, s:68-69.
KAYNAKLARIN BİLİMSEL NİTELİĞİ
VE OKUNUP DEĞERLENDİRİLMESİ
OKUYUP NOT ALMA: NOT KARTI
Bibliyografya kartlarında sadece kaynakla ilgili kimlik bilgileri
bulunur. Zaman içinde kaynaklardan elde edilen önemli
bilgilerin de unutulmaması için kaydedilmeleri gerekir. Not
kartları bu amaçla kullanılır.

Bir bilimsel araştırma yapılırken çok sayıda kaynağa


başvurulur. Not kartları, hangi kaynakta ne tür bilgi
bulduğunuzu hatırlamanıza yardımcı olur. Ayrıca kaynakların
okunarak çeşitli konulara ait özetler çıkarılması veya bazı
önemli noktaların not edilmesi araştırmanın kaleme
alınmasında kolaylıklar sağlamaktadır. Her not kartına sadece
bir bilgi veya konu yazılmalı, yeni bir bilgi için mutlaka başka
bir karta geçilmelidir.
KAYNAKLARIN BİLİMSEL NİTELİĞİ
VE OKUNUP DEĞERLENDİRİLMESİ

Not kartı türleri;


– Özet not kartı
– Doğrudan alıntı not kartı
– Karma alıntı not kartı
Kaynak: Zeynel Dinler, Bilimsel Araştırma ve e-kaynaklar, 2006, s:70.
KAYNAKLARIN BİLİMSEL NİTELİĞİ
VE OKUNUP DEĞERLENDİRİLMESİ

KONU KAYNAKÇASI KARTI


Not kartları hazırlanmasına alternatif olan bir
yöntemdir.

Araştırma konusunu seçen ve geçici planı


hazırlayan araştırmacılar, konu kaynakçası
kartlarını da hazırlayabilirler.
KAYNAKLARIN BİLİMSEL NİTELİĞİ
VE OKUNUP DEĞERLENDİRİLMESİ

Geçici planı oluşturmak için, araştırma


konusuna giren temel eserleri okumaya
başlayan araştırmacının okuduğu eserlerde
karşılaştığı her konu, kavram, görüş veya teori
için yeni bir konu kaynakçası kartı açması ve
okuduğu eserde hangi sayfalarda o konu
işleniyorsa kaydetmesi bu teknikte esastır.
KAYNAKLARIN BİLİMSEL NİTELİĞİ
VE OKUNUP DEĞERLENDİRİLMESİ
Örnek: geçici planını aşağıdaki gibi oluşturan araştırmacının
oluşturacağı konu kaynakçası kartı;
Enflasyon Hedeflemesinin Gelişmekte Olan Ülkelerde
Uygulanabilirliği ve Türkiye
I. Bölüm: Para Politikası ve Fiyat İstikrarı
Fiyat İstikrarı Kavramı
Para Politikasının Nihai amacı Olarak Fiyat İstikrarının Sağlanması
II. Bölüm: Enflasyon Hedeflemesi: Teorik Yapı, Hedefin Oluşturulması ve Stratejik
Gereklilikler
Enflasyon Hedeflemesi Kavramı ve Teorik Yapısı
Enflasyon Hedefinin Oluşturulması
Enflasyon Hedeflemesinin Stratejik Gereklilikleri
III. Bölüm: Gelişmekte Olan Ülkelerde Enflasyon Hedeflemesi Uygulaması ve
Ülkemizde Enflasyon Hedeflemesinin Uygulanabilirliği
Enflasyon Hedeflemesi Uygulayan Ülkelerin Sınıflandırılması
Türkiye’de Enflasyon Dinamikleri
Türkiye’de Enflasyon Hedeflemesine Geçiş Süreci ve Stratejinin
Uygulanabilirliği (Dinler:73-74).
Kaynak: Zeynel Dinler, Bilimsel Araştırma ve e-kaynaklar, 2006, s:74.
Kaynak: Zeynel Dinler, Bilimsel Araştırma ve e-kaynaklar, 2006, s:75.
VII. HAFTA
ARAŞTIRMA PLANI
ARAŞTIRMA PLANI
KAVRAMLAR
– İstatistiksel Olay
– Toplum (Evren, Anakitle)
– Hedef Toplum
– Birim
– Ölçme
– Ölçek
– Ölçme Aracı
ARAŞTIRMA PLANI
– Ölçüm
– Ölçü Birimi
– Ölçülebilirlik
– Hipotez
– Sayıltı (Önkabul)
– Koşul ve Sınırlılık
– Aksiyom
– Postulat (Gerçeklik)
ARAŞTIRMA PLANI

İstatistiksel Olay (Statistical Phenomena):


Canlı ve cansız varlıklar ile kuramsal olarak
varsayılan birimlerde ortaya çıkan ve sayılarla
ifade edilebilen oluşumlara istatistik olay
denir (Özdamar:89).
ARAŞTIRMA PLANI
Toplum (Population, Universe): Belirli bir
özelliği gösteren bilinen canlı ve cansız
birimlerin oluşturduğu topluluğa toplum
(evren, yığın) denir (Özdamar:89).
Hedef Toplum (Target Population): Özellikleri
üzerinde araştırma yapılacak topluma hedef
toplum denir (Özdamar:89).
ARAŞTIRMA PLANI
Birim (Statistical Unit, Case): Toplumun en
küçük parçasına birim denir. Toplumun
araştırmaya konu olan ve değişkeni incelenen
en küçük parçasına birim denir (Özdamar:89).
Birimler canlı, cansız varlıklar olabileceği gibi
kurum ya da kuruluşlar, yerleşim yerleri gibi
kavramsal öğeler de olabilir (Özdamar:89).
ARAŞTIRMA PLANI
Ölçme (Measuring, Scaling): Bir değişkenin
büyüklüklerinden oluşan bir ampirik
gözlemler kümesinin, bu büyüklüğü ölçecek
sayılar kümesi ile karşılaştırılması ve her bir
büyüklüğün sayı kümesindeki bir sayı ile
eşlenmesini sağlama işlemine ölçme denir
(Özdamar:89).
ARAŞTIRMA PLANI
Değişkenleri ölçerken kullanılan ölçekler ve
birimleri en son bilimsel kaynaklardakilerle
benzer olmalıdır. Örneğin, son bilimsel
yayınlarda mikrogram birimiyle ölçülen bir
büyüklüğün miligram düzeyinde ölçülmesi ve
veri analizlerinin bu ölçümler üzerinden
yapılması “bilimsel çalışmalarda güncellik”
kavramı ile uyuşmaz (Özdamar:89).
ARAŞTIRMA PLANI
Ölçek (Scale, Measure): Matematiksel
özellikleri belirli ölçümler kümesine ölçek
denir. Her bir özelliğin büyüklüğünü ölçmeye
yarayan benzer ya da farklı ölçekler
bulunmaktadır (Özdamar:89).
Örneğin fiziksel büyüklükleri ölçmeye yarayan
uzunluk, yoğunluk, ağırlık, sıcaklık vb.
ölçekler gibi.
ARAŞTIRMA PLANI
Ölçekleri aşağıdaki gibi gruplara ayırmak
mümkündür (Özdamar:89).
– Uzunluk, yükseklik ve derinlik ölçekleri
– Isı, nem ve basınç ölçekleri
– Yoğunluk ölçekleri
– Hız ve zaman ölçekleri
– Miktar ölçekleri
– Sezgisel gözlem/değerleme ölçekleri
– Bilgi, tutum ve davranış, beğeni ölçekleri
– Kişilik ölçekleri
ARAŞTIRMA PLANI
Ölçme Aracı (Measuring Tool, Scaling Tool,
Test): Bir değişkenin büyüklüğünü sayısal
hale getirmek amacıyla kullanılan; fiziksel
ölçü araçlarına, ölçeklere, karşılaştırma
grafiklerine, ölçme değerlendirme testlerine,
bilgi – tutum davranış testlerine, kişilik
testlerine, skorlama kriterlerine (lndex)
(APGAR, BPRS, MMPI ölçekleri) vb. verilen
isimdir (attitude tests, behavioral tests,
personality tests, aptitude tests)(Özdamar:89).
ARAŞTIRMA PLANI

Ölçüm (measurement, observation): Ölçme


işlemi sonucunda değişkenin büyüklüğünün
sayı kümesindeki karşılığı olan değer ile ifade
edilmesine ölçüm adı verilmektedir
(Özdamar:90).
ARAŞTIRMA PLANI
Aşağıda 4 farklı değişkenin i. birim için
ölçümleri verilmiştir (Özdamar:90).
– Boy değişkeni için i. ölçüm Xi= 171 cm,
– Ağırlık değişkeni için i. ölçüm Yi = 65.750 kg,
– Yaş değişkeni için i. ölçüm Zi = 34 yaş/yıl,
– Vücut sıcaklığı değişkeni için i. ölçüm
Wi = 37.3 °C
ARAŞTIRMA PLANI
Birimin her bir değişkeni için elde edilen
ölçümler ölçü birimleri ile birlikte gösterilirler.
Tek başına bir sayısal değer veri olarak kabul
edilmez. Bu sayısal değerin hangi değişkenin
ölçümü olduğu ve biriminin ne olduğu
belirtilmelidir (X, Y, Z, X1, X2, m, cm, mm, kg,
gr, mg/dL, vb.) (Özdamar:90).
ARAŞTIRMA PLANI

Ölçü birimi (Measuring Unit): Bir ölçme


aracının karşılaştırmaya esas alınan standart
büyüklük ölçüsüne ölçü birimi denir. Ölçme
işlemi, bir büyüklük içinde ölçeğin ölçü
biriminden kaç tane bulunduğunu
belirlemektir (Özdamar:90).
ARAŞTIRMA PLANI
Örneğin; uzunluk için ölçü birimi metre, hacim
için m3, ağırlık için kg, sıcaklık için derece
(°C, °F ve °R)'dir.
Bazı ölçü birimlerinin (örneğin fiziksel) alt ve
üst katları varken bazı ölçü birimlerinin
yoktur.
Ölçmede ölçü birimi kullanılması ve bu birimin
standart özellikleri, değişkenlerin objektif ya
da sübjektif kriterlere göre sayısallaştırılması
ayrımını belirler (Özdamar:90).
ARAŞTIRMA PLANI

Bir değişkene atanan değer objektif kriterlere


göre (fizik ölçme yöntemleri) ve en alt ölçü
birimleri ile ifade edilmiş ise bu ölçümlerin
istatistiksel yöntemlerle çözümlenmesi ve
ortaya çıkan sonuçların yorumları yüksek
oranda tutarlı olmaktadır (Özdamar:90).
ARAŞTIRMA PLANI
Ölçülebilirlik (Measurability): Bir değişkenin
büyüklüğünün uygun olan bir ölçme aracı ile
sayısallaştırılabilmesine ölçülebilirlik denir.
Değişkenlerin bilimsel araştırmalara konu
olması İçin mutlaka ölçülebilir, anlamlı
rakamlarla ifade edilebilir olması gerekir
(Özdamar:90).
ARAŞTIRMA PLANI
Hipotez (Varsayım, Denence): Gözlemlere,
kuramlara ya da sezgiye dayalı olarak
oluşturulan, araştırılan konu ile ilgili
gerçekleşmesi beklenen bir durumu belirten
önermedir (Özdamar:90).
Hipotezin doğru olması ya da gerçekleşmesi
söz konusu olmayabilir.
ARAŞTIRMA PLANI

Sayıltı (Önkabul, Assumption): Bir


araştırmada önceden belirlenen, varsayılan
önermeler ve koşullardır.
Bir durumun hangi koşullar altında ve hangi
ön kabullere göre düzenlendiğini belirten
altyapı elemanları ve koşullardır(Özdamar:90).
ARAŞTIRMA PLANI
Koşul ve Sınırlılık (Kısıt, Condition,
Restriction): Bir araştırmada incelenecek yer,
zaman ve birimlerin özelliklerini belirleyen ve
araştırmanın yürütülmesi için olmazsa olmaz
koşulların, ya da göz ardı edilen koşulların,
birimlerin ve incelenen özelliklerinin taşıdığı
kabul edilen koşulların ortaya konmasına
araştırmanın koşulları ve sınırlılıkları adı
verilir(Özdamar:90-91).
ARAŞTIRMA PLANI
Koşullar; incelenecek değişkenin nasıl, hangi
araçla ve hangi ölçeklerle ölçüleceğine ilişkin
olarak da getirilebilir.
Araştırmanın hangi durumlarda geçerlilik
taşıyacağına ve hangi toplumlar için
genellenebileceğine ilişkin sınırlamalar da
getirilebilir(Özdamar:91).
ARAŞTIRMA PLANI

Bir araştırmada ne kadar çok sınırlılık ve koşul


varsa araştırmanın genellenebilmesi,
geçerliliği, güvenirliği ve evrenselliği o kadar
çok riske atılmış olur.
Koşulları ve sınırlılıkları dengeli ve minimum
düzeyde tutmak gerekir(Özdamar:91).
ARAŞTIRMA PLANI

Aksiyom (Belit, Axiom): Doğru olduğu kesin


olarak kabul edilen, doğruluğu tartışmasız
olan önermelerdir. Üzerinde tartışma
olmaksızın doğru olduğu kabul edilen
durumlar, koşullar, gerçeklerdir(Özdamar:91).
ARAŞTIRMA PLANI

Postulat (Gerçeklik, Postulate): Gerçek


olduğu mantıksal olarak varsayılan
önermelerdir. Doğru olduğu tartışmasız olarak
varsayılan durumlar,
önermelerdir(Özdamar:91).
ARAŞTIRMA PLANI

ARAŞTIRMA PLANLAMASI
Araştırmalar bilimsel bilgi üretiminde
başvurulan planlı sistematik çalışmalardır.
ARAŞTIRMA PLANI
Araştırma planlaması, araştırmadan geçerli ve
güvenilir veri elde etmek için izlenmesi
gereken aşamalardır. Araştırmaların geçerli ve
güvenilir bilimsel bilgi üretmeleri için belirli
bir plan, program ve uygulama planına
(protokol) göre yapılması gerekir.
Araştırmalar, farklı amaçlar (sorunlar,
problemler) dikkate alınarak değişik
biçimlerde planlanır ve uygulanırlar
(Özdamar:91).
ARAŞTIRMA PLANI

Araştırmanın planlamasında aşamalar


aşağıdaki gibi sıralanabilir. Bu aşamaların
detaylı biçimde ele alınarak planlanması ve
uygulanması gerekir (Özdamar:91).
ARAŞTIRMA PLANI
1.Konu seçimi / Sorun / Problem seçimi
2.Ön amaçların belirlenmesi
3.Kaynak tarama (Klasik ve güncel literatür tarama)
4.Amaçların yeniden belirlenmesi
5.Araştırma değişkenlerinin ve ölçeklerinin belirlenmesi
6.Problemlerin tanımlanması ve Hipotezlerin belirlenmesi
7.Hedef toplum/Örnek belirlenmesi
8.Örnek ve araştırma birimlerinin belirlenmesi
9.Araştırma, Veri toplama yöntemlerinin ve Araştırma
düzenlerinin belirlenmesi Anket/Araştırma/Bilgi toplama
formlarının hazırlanması
10.Verilerin özetlenmesi için tablo ve grafiklerin tasarlanması
ARAŞTIRMA PLANI
11. Uygun veri analizi yöntemlerinin belirlenmesi
12. Genellemeler için sınırlılık ve koşulların denetlenmesi
13. Gerekli ise ETİK KURUL'dan izin alınması
14. Araştırma Projesinin yazılması ve mali destek bulunması
15. Pilot uygulama, Denetleme-Kontrol-Düzeltmelerin
yapılması
16. Güç Analizi ile benzetim (simulasyon) çalışmalar, Sanal
denetlemelerle kontrollerin yapılması
17. Personel eğitimi (Teknik eleman, anketör vb. eğitimi)
18. Esas araştırmaya geçiş / Veri toplama
19. Verilerin işlenmesi (Bilgisayar programlarına giriş,
Denetim ve Kontrol, Min-Max, iç ve çapraz tutarlık
kontrolü)
20. Veri Çözümleme (Bulguların İstatistiksel Analizi)
21. Yorumlamalar, Karar Verme ve Raporlama
AMAÇLARIN YENİDEN
BELİRLENMESİ

AMAÇLARIN YENİDEN BELİRLENMESİ


Klasik ve güncel kaynak taramalarından elde
edilen bilgiler ışığında ön amaçlar yeniden
irdelenir ve bilimsel nitelik taşıyan
araştırmanın esas amaçları belirlenir
(Özdamar:97).
AMAÇLARIN YENİDEN
BELİRLENMESİ

Bilimsel özellikler taşımayan, daha önce


yapılmış ve üzerinde tartışma olmayan
amaçlardan vazgeçilir. Ön belirleme
aşamasında dikkate almadığımız ve kaynak
taramasında çok önemli olduğu belirlenen
konunun yeni boyutları esas amaçlar arasına
alınarak amaçlar kesinleştirilir (Özdamar:97).
AMAÇLARIN YENİDEN
BELİRLENMESİ

Son olarak belirlenen amaçlar maddeler


halinde düz cümleler ya da soru cümleleri
olarak yazılarak araştırmanın amaçlarının
hedeflenen çözümleri ortaya koyup
koyamayacağı yeniden değerlendirilir
(Özdamar:97).
AMAÇLARIN YENİDEN
BELİRLENMESİ
AMAÇ/PROBLEM İLİŞKİSİ
Problem, araştırma yapmaya yönlendiren sorunların
soru cümleleri ile ortaya konmasıdır. Yani araştırma
amaçlarının soru cümlesi ile yazımıdır (Özdamar:97).
– Araştırma niçin ve ne amaçla yapılıyor?
– Hangi değişken/değişkenler sorgulanacak?
– Değişken-parametre, değişkenler arasındaki ilişkiler
nedir?
– Yer, zaman, kişi özellikleri ve beklentiler nelerdir?

sorularına cevaplar arayan amaçlar belirlenmelidir.


AMAÇLARIN YENİDEN
BELİRLENMESİ
AMAÇ/PROBLEM CÜMLESİNİN ÖZELLİKLERİ
(Özdamar:97-98)
– Basit, Açık ve Belirgin olmalı
– Sezgisel içerikli olmalı ya da Deneysel
olasılıkları içermeli
– Eşitlik, Benzerlik, Büyüklük, Küçüklük, İlişki
belirtmeli
– Test edilecek öğeleri içermeli
– Metafizik, Teolojik ve Filozofik sorular
içermemelidir.
AMAÇLARIN YENİDEN
BELİRLENMESİ
AMAÇ/PROBLEM CÜMLESİNİN YAZIMI(Özdamar:98)
1) Araştırmada incelenen değişkenlerin tanıtsal
bilgilerini öğrenmeyi hedeflemelidir
– X, Y,... değişkenlerinin belirtici istatistikleri nedir?
– X, Y,... değişkenlerinin A, B, ... faktörlerinin düzeylerine
(level) göre istatistikleri nedir?
– X, Y,... değişkenlerinin dağılımları nedir?
– İki ya da daha fazla değişken arasındaki ilişkiyi
belirtmelidir.
– X değişkeni Y değişkeni ile ilişkili midir?
– X, Y ve Z ile ne kadar ilişkilidir? İlişkinin yönü nedir?
– C ve D koşulları altında X ve Y nasıl ilişki içindedir?
İlişkinin yönü, büyüklüğü nedir?
AMAÇLARIN YENİDEN
BELİRLENMESİ
2) Problem cümlesinde açıklama yer almalıdır.
– X değişkeni, Y ile yüksek düzeyde ilişkili midir?

– Yüz yüze eğitim, eğitimde başarıyı arttırabilir mi?


– X aşısı Y aşısına göre H hastalığına karşı bireyleri
daha yüksek oranda korur mu?

Araştırmanın amaçları belirlendikten sonra bu


amaçlar içinden beklenti içeren, yanıt
bekleyenleri araştırma ve istatistiksel
hipotezler biçiminde belirlenmelidir.
DEĞİŞKENLER VE VERİ TİPLERİ

DEĞİŞKENLER VE VERİ TİPLERİ


Belirlenen amaçların gerçekleştirilmesi,
çözümler üretilmesi için veri gerekir.
Hangi değişkenlerle ilgili veri toplanması
gerektiği belirlenir. Bu değişkenlerin hangi
araç ve gereçlerle ve hangi ölçü titizliğinde
ölçülmesi gerektiği
kararlaştırılır(Özdamar:98).
DEĞİŞKENLER VE VERİ TİPLERİ
Amaçların denetlenmesi için hipotezlerin test
edilmesini sağlayacak verinin toplanması
gerekir.
Burada temel kural, değişkenler güncel
kaynaklarda yer alan ulusal ve uluslararası
kabul görmüş güncel ölçü araç ve gereçleri ile
ya da en son teknolojileri kullanarak
geliştirilen, geçerliği ve güvenirliği
kanıtlanmış ölçü araçları ile ölçülmesidir
(Özdamar:98-99).
DEĞİŞKENLER VE VERİ TİPLERİ

Değişkenler alabilecekleri ölçüm değerlerine,


değerlerinin ortaya çıkış biçimlerine göre
farklı biçimde isimlendirilirler.
Değişken tipine göre veri tipide farklılık
gösterir. Değişken ve veri tipi istatistiksel
analizlerin uygulanmasında büyük önem taşır
(Özdamar:99).
DEĞİŞKENLER VE VERİ TİPLERİ

Nitel – Nicel Değişken: Değişken, bir niteliği


belirtiyorsa bu değişkene Nitel değişken, bir
nicelik belirtiyorsa Nicel değişken adını alır.
Kesikli – Sürekli Değişken: Nicel değişkenler
tam sayı değer alıyorsa kesikli değişken;
kesirli, ondalıklı değerler alıyorsa sürekli
değişken olarak nitelendirilir (Özdamar:99).
DEĞİŞKENLER VE VERİ TİPLERİ
Bağımlı – Bağımsız Değişken (Independent) :
Bağımsız Değişken, değeri rasgele oluşan, ölçüm
hatası olmayan, diğer değişken veya değişkenleri
etkileyen (faktör) değişkenlerdir.
Bağımlı (Dependent) Değişken: Değeri başka
değişkenlerin değişiminden etkilenen, onların
değişimlerine göre değer alan değişkenlerdir.
Bir araştırmada incelenen neden – sonuç ilişkisinde
nedensellikleri gösteren (etmen, faktör) değişkenler
bağımsız, sonuç değişken ise bağımlı değişkendir
(Özdamar:99).
DEĞİŞKENLER VE VERİ TİPLERİ

İsimsel Değişken/İsimsel (Kategorik) Veri


(String data): Değişkenin değeri isimsel olarak
seçenekler halinde saptanıyorsa değişkene
İsimsel değişken elde edilen veri'ye ise
İsimsel veri (karakter, character string data)
denir (Özdamar:99).
DEĞİŞKENLER VE VERİ TİPLERİ

Örneğin cinsiyet bir isimsel değişkendir ve


Erkek, Kadın olarak ikili isimsel seçeneğe
sahiptir. Bu İsimsel seçenekler kodlanarak
sayısal değerlere dönüştürülebilir (1=Erkek,
2=Kadın) . Bu durumda sayısal verilere
kodlanmış veri (coded data, skor data) adı
verilir (Özdamar:99).
DEĞİŞKENLER VE VERİ TİPLERİ

Sıralı Değişken/Sıralı (Ardışık Kategorik) Veri:


Değişkenin değerleri (seçenek, kategori)
birbirlerini ardışık olarak artan biçimde
izleyen değerler içerir ise bu değişkenler Sıralı
değişken ve elde edilen veri'ye Sıralı veri
(Ordinal string data) adı verilir (Özdamar:99).
DEĞİŞKENLER VE VERİ TİPLERİ

Eğer sıralı veriler de seçenekler sayısal olarak


ifade edilmiş ise skor değerler olarak alınır ve
skor veri, kodlanmış veri olarak değerlendirilir
(Özdamar:99).
Örneğin;
Gelir düzeyi Düşük(1), Orta(2), Normal(3), Yüksek(4);

Eğitim düzeyiOkur Yazar(1), İlköğretim(2), Lise+(3);


DEĞİŞKENLER VE VERİ TİPLERİ

Aralıklı Değişken/Aralıklı Veri: Değişkenin


değeri, önceden belirlenen artan, birbirlerini
izleyen ve alt ve üst değerleri arasında
geçişlilik olan sınıf aralıklarına göre
belirleniyorsa bu değişkenlere Aralıklı
değişken ve elde edilen veri'ye Aralıklı veri
(interval numeric data) adı verilir
(Özdamar:99).
DEĞİŞKENLER VE VERİ TİPLERİ

Bu değişkenlerin verileri ölçüm, tartım ve


belirlenen bir kriterlerle karşılaştırarak (ölçüye
vurarak) elde edilirler.
Bu veriler Nicel verilerdir.
Yaş değişkeni (yıl olarak);
0, 1 -4, 5-14, 15-24, 25-54, 55-64, 65+ yaş ya da,
0-9,10-24, 25-44, 45-64, 65+ yaş biçimlerinde
sınıflandırılabilir (Özdamar:100).
DEĞİŞKENLER VE VERİ TİPLERİ

Oransal Değişken/Oransal Veri: Değişkenin


değeri, Uluslararası Ölçü Birimlerinden (SI)
uygun bir ölçekle elde ediliyorsa bu
değişkene Oransal değişken (sürekli nicel
değişken) elde edilen veri'ye Oransal veri
(proportional numeric data) adı verilir. Bu
değişkenler sürekli değişkenlerdir
(Özdamar:100).
DEĞİŞKENLER VE VERİ TİPLERİ

Değişkenler; ondalıklı, birbirlerine geçişli ve


ölçü titizliği arttıkça ölçeğin daha alt
birimlerine göre ölçüm değerleri saptanabilen
ve fizik ölçeklerle değerleri ölçülen
değişkenlerdir. Boy, Ağırlık vb. (Özdamar:100)
DEĞİŞKENLER VE VERİ TİPLERİ

Skor Değişken/Skor Veri: Geçerliği,


güvenirliği test edilmiş ve k sayıda (k>10)
sorudan oluşan bir ölçme aracından elde
edilmiş, birkaç sorunun cevaplarını içine
alacak biçimde türetilmiş, gerçek dünyada bir
fenomeni işaret eden değişkenlere Skor
değişken ve elde edilen verilere Skor veri adı
verilir(Özdamar:100).
DEĞİŞKENLER VE VERİ TİPLERİ

Örneğin gelişmişlik düzeyi, sağlık düzeyi,


beğeni, olumsuzluk indeksi vb. Likert,
Thurstone, Goodman gibi ölçekler yardımı ile
geliştirilirler. Başarı, davranış, tutum
değişkenleri birer skor değişkendir. Skor
değişkenler yaklaşık aralıklı ölçekli değişken
olarak nitelenirler(Özdamar:100).
DEĞİŞKENLER VE VERİ TİPLERİ

Türetilmiş Değişken/Türetilmiş Veri: Belirli


yöntemler yardımı ile elde edilen anlamlı fakat
gerçek yaşamda karşılığı olmayan değişkenler
Türetilmiş değişken ve bu değişkenlerle elde
edilen hesapla belirlenmiş verilere ise
Türetilmiş veri adı verilir(Özdamar:100).
DEĞİŞKENLER VE VERİ TİPLERİ

Örneğin çok sayıda ilişkili değişken setinden


Ana bileşenler ya da Faktör Analizi yöntemleri
kullanılarak birbirinden bağımsız ve orijinal
değerlerden türetilmiş anabileşen skorları ya
da faktör skorları elde edilir(Özdamar:100).
DEĞİŞKENLER VE VERİ TİPLERİ

Frekans Veri (Frequency data):


Sınıflandırılmış ve frekans tablosu haline
getirilmiş frekans değerleri (counts, frequency
data) sınıflanmamış ham verilerden farklı
olarak incelenirler(Özdamar:101).
DEĞİŞKENLER VE VERİ TİPLERİ

Dönüştürülmüş veriler (Transformed data):


Verilerin bazı istatistiksel işlemlere uygun
duruma getirilmesi için bazı dönüşümlere tabi
tutulması gerekebilir. Bu tür verilere
dönüştürülmüş veri adi verilir. Örneğin
standart normal dağılan z değerleri (z- score),
sin(x), log(x), 1/x, vb(Özdamar:101).
DEĞİŞKENLER VE VERİ TİPLERİ

VERİ TİPİ VE ANALİZ İLİŞKİSİ


Her analiz her tür veri tipine uygulanamaz.
Verinin amaçları denetlemek için uygulanacak
istatistiksel analize uygun tipte olması gerekir.
Parametre tahmini için verinin sayısal (aralıklı
ya da oransal) veri olması gerekir
(Özdamar:101).
DEĞİŞKENLER VE VERİ TİPLERİ

Örneğin, “A eğitim aracı B eğitim aracına


göre sınıf başarısını daha fazla arttırır mı?”
problemini çözmek için verinin, en azından A
ve B'nin parametre tahminlerine izin verecek
ölçme tipinde olması gerekir (Özdamar:101).
DEĞİŞKENLER VE VERİ TİPLERİ
Bir değişkenin büyüklüğü ölçülürken, o
değişkenin sahip olabileceği tüm olası
değerler kümesi (Örnek uzayı) belirlenmeli ve
bu örnek uzayındaki gözlenebilecek
değerlerle eşleşecek değerlerin (isimsel, sıralı,
sayısal [aralıklı, oransal]) yer aldığı bir ölçüm
seti (ölçek) kullanılmalıdır (Özdamar:102).
Örneğin, X özelliğinin uzunluğu 5 mikron ise,
kullanılacak ölçeğin 5 mikronluk bir
büyüklüğü ölçecek nitelikte olması gerekir.
PROBLEMLERİN TANIMLANMASI VE
HİPOTEZLERİN BELİRLENMESİ

PROBLEMLERİN TANIMLANMASI VE
HİPOTEZLERİN BELİRLENMESİ
Hipotez,
“toplum ile ilgili parametrelere dayalı”,
“değişkenin toplumdaki dağılımına dayalı”,
“değişkenler arasındaki bağıntıya dayalı”,
“değişkenler arasındaki ilişkiye dayalı” olarak
kurulan önermelerdir (Özdamar:102).
PROBLEMLERİN TANIMLANMASI VE
HİPOTEZLERİN BELİRLENMESİ

Hipotez, gerçekleşmesi beklenen sonuçların;


eşitlik, eşitsizlik biçiminde formulatif ya da
sözel biçimde açıklanmış ifadesidir.
Hipotez, araştırmanın beklenen sonuçlarını
ifade eden problemin altında yatan gerçekleri
yansıtan önermeler, öz cümlelerdir
(Özdamar:102).
PROBLEMLERİN TANIMLANMASI VE
HİPOTEZLERİN BELİRLENMESİ

Hipotezin doğru ya da yanlış olması,


gerçekleşip gerçekleşmemesi önemli değildir.
Ama beklentileri cevaplayacak biçimde
formüle edilmesi arzu edilir.
Literatüre hakim bir araştırıcı uygun
hipotezleri kolaylıkla kurabilir (Özdamar:102).
PROBLEMLERİN TANIMLANMASI VE
HİPOTEZLERİN BELİRLENMESİ
AMAÇ/PROBLEM VE HİPOTEZİN İLİŞKİSİ
Hipotezler problemlerin çözümü için önerilen
ve mutlaka istatistiksel olarak test edilmesi
gereken önermelerdir.
Problemin çözümünde, test sonuçlarının
yorumu ve uygun kararlara ulaşılmasında
hipotezler yardımcı araçlardır.
Hipotezler bilgi üretmenin güçlü bir aracıdır.
Araştırmanın beklenti içeren amaçları/
problemleri hipotezler ile denetlenebilir
duruma gelir (Özdamar:102).
PROBLEMLERİN TANIMLANMASI VE
HİPOTEZLERİN BELİRLENMESİ

AMAÇ/PROBLEM VE HİPOTEZİN İLİŞKİSİ


Araştırmada amaçlar test edilmesi gereken
tipte iseler mutlaka bir hipotez cümlesi ile
ifade edilmelidir.
Hipotezler araştırmayı/araştırıcıyı yönlendirir.
Araştırmacının kendini kontrol etmesini
(otokontrol) sağlar (Özdamar:102).
PROBLEMLERİN TANIMLANMASI VE
HİPOTEZLERİN BELİRLENMESİ

Ne yapılacak? İlişkiler nedir? Neler test


edilecek ve test için gerekli veri yapısı nedir?
Araştırıcıya; Ön bilgileri/verileri belirle, teoriye
uy/uyma! genelleme yap/yapma!, kısıtlara
göre karar ver! diye yön verirler
(Özdamar:102).
PROBLEMLERİN TANIMLANMASI VE
HİPOTEZLERİN BELİRLENMESİ
HİPOTEZ GEREKLİ Mİ?
Hipotez her araştırmada gerekli değildir. Eğer
araştırmanın amaçları içinde neden – sonuç
ilişkisini ortaya koymaya yönelik bir amaç
varsa hipotez gereklidir.
Kaynak tarama, Tanıtsal ve Açıklayıcı
araştırmalarda hipotez gerekli değildir. Bağımlı
– Bağımsız değişken tanımlaması yapılamayan
toplum kalıbının bilinmediği araştırmalarda
gerekli değildir (Neden-sonuç belirsiz ise)
(Özdamar:102).
PROBLEMLERİN TANIMLANMASI VE
HİPOTEZLERİN BELİRLENMESİ
İlişki türü, Nedensellik, Olgu-Kontrol,
Deneysel vb. tipteki Analitik araştırmalarda
hipotez gereklidir. Bu tür araştırmalarda Neyi
test ediyoruz? Neyi kabul ya da red ediyoruz?
önceden bilmeliyiz. Bunun için bu tür
araştırmalarda hipotez mutlaka belirlenmelidir
(Özdamar:102).
Tanıtıcı amaçlar içeren araştırmaların
hipotezleri olmaz. Ancak analitik
araştırmalarda hipotez vardır.
PROBLEMLERİN TANIMLANMASI VE
HİPOTEZLERİN BELİRLENMESİ

HİPOTEZ TİPLERİ
Bir araştırmada iki tipte hipotez kurulur
(Özdamar:103).
1. İstatistiksel Hipotez
2. Araştırma Hipotezi
PROBLEMLERİN TANIMLANMASI VE
HİPOTEZLERİN BELİRLENMESİ

1. İstatistiksel Hipotez: Amaçların


denetlenmesinde hedef alınacak parametreye,
dağılıma, ilişki düzeyine, bağıntının varlığı ya
da yokluğuna, rasgeleliğin varlığına dayalı
olarak kurulan ve eşitlik ve eşitsizlik, varlık ya
da yokluk biçimindeki formüle edilmiş
önermelerdir(Özdamar:103).
PROBLEMLERİN TANIMLANMASI VE
HİPOTEZLERİN BELİRLENMESİ

Sıfır (Ho) Hipotezi, Farksızlık, Eşitlik,


Benzerlik üzerine kurulu önermelerdir.
Karşıt (H1) Hipotez, Farklılık, Büyük/
Küçük üzerine kurulu önermelerdir.
Sıfır (Ho) ve Karşıt hipotezler (H1) birbirlerini
tamamlayan eş hipotezlerdir.
PROBLEMLERİN TANIMLANMASI VE
HİPOTEZLERİN BELİRLENMESİ
Sıfır (Ho) ve Karşıt hipotezler (H1) bir testte
mutlaka birlikte kurulmalıdır. Ho 'ın tek
formülü varken Hı 3 farklı şekilde formüle
edilir. İstatistiksel hipoteze bir kaç örnek
aşağıdaki gibi verilebilir.
Ho: μ= μ0 , Anlamı: Toplumun ortalaması μ0
gibi bir teorik değere eşittir.
H1: μ ≠ μ0 , H1: μ > μ0 , H1: μ < μ0 Anlamları:
Toplum ortalaması μ0 değerine eşit değildir/
μ0 dan büyüktür/ μ0 dan küçüktür.
PROBLEMLERİN TANIMLANMASI VE
HİPOTEZLERİN BELİRLENMESİ

2. Araştırma Hipotezi: Araştırma


amaçlarının ne şekilde sonuçlanacağına
ilişkin araştırıcının kaynakça bilgilerine ve
önsezilerine dayalı olarak belirlediği,
denetlenecek sözel olarak ifade edilmiş
önermelerdir(Özdamar:103).
PROBLEMLERİN TANIMLANMASI VE
HİPOTEZLERİN BELİRLENMESİ

Araştırma hipotezleri istatistik hipotezlerin ne


anlama geldiklerini sözel olarak belirten
cümlelerdir.
İstatistiksel hipotezlerin ilgili bilim alanındaki
anlamları araştırma hipotezleri biçimde ortaya
konursa istatistik testlerden sonra ortaya
çıkan sonuçları yorumlamak kolaylaşır
(Özdamar:103).
PROBLEMLERİN TANIMLANMASI VE
HİPOTEZLERİN BELİRLENMESİ
Araştırma hipotezlerini Sıfır hipotezi ve Alternatif
hipoteze benzer şekilde bir
"benzer/farksız/etkisiz,..." biçimde birde
"benzer değil/farklı/etkili/büyük/küçük,..." biçimde
oluşturmak karar vermeyi kolaylaştırır.
Araştırma Hipotezlerinin aşağıdaki özelliklere uygun
olarak belirlenmesi gerekir.
Değişkenler arasında farksızlığı/farklılığı belirten
formal bir öneri olmalıdır(Özdamar:104).
PROBLEMLERİN TANIMLANMASI VE
HİPOTEZLERİN BELİRLENMESİ

Büyüklüğü, ilişkiyi, teorinin tümüne/bir


bölümüne uygun/uygun değil biçimde
açıklanmış bir öneri olmalıdır.
Hipotezlerin formülasyonu uygulanacak
istatistiksel testi ve sonuçların
değerlendirilmesini önemli düzeyde etkiler
(Özdamar:104).
PROBLEMLERİN TANIMLANMASI VE
HİPOTEZLERİN BELİRLENMESİ

Hipotezler Tekyönlü (one-sided) ve iki yönlü


(two sided) olmak üzere iki türde kurulur
(Özdamar:104).
– Yön Belirten Hipotezler: Ho hipotezi; benzer,
etkisiz, farksız biçiminde kurulurken H1
hipotezinin etkilidir, farklıdır ya da büyüktür,
küçüktür biçiminde kurulmasına yön belirten
hipotez adı verilir. Yön belirten hipotezler test
sonuçlarının yorumu üzerinde etkilidir.
PROBLEMLERİN TANIMLANMASI VE
HİPOTEZLERİN BELİRLENMESİ

– İki Yönlü Hipotez: Ho hipotezi; "Etkisizdir.",


"Farksızdır.", "Benzerdir." biçiminde formüle
edilmiş iken karşıt hipotez; Hı:"Etkilidir",
"Farklıdır", "Benzer değildir.", "Değişmiştir."
biçiminde kurulmuş ise bu tür hipotezlere iki
yönlü hipotez adı verilir. İki yönlü hipotez
tekyönlü hipotezin sonuçlarını da içine alır.
Yanılgıdan kaçınmak için iki yönlü hipotezlere
göre istatistiksel testler yapmak daha tutarlıdır.
Ho: μ=72, μ≠72
PROBLEMLERİN TANIMLANMASI VE
HİPOTEZLERİN BELİRLENMESİ

– Tek Yönlü Hipotez: Ho:"Etkisizdir.",


"Farksızdır.", "Benzerdir." biçiminde
kurulurken, karşıt hipotez, Hı: “Büyüktür",
"küçüktür", "Daha etkilidir", "Daha azdır.",
"Arttırır." biçiminde kurulmuş ise bu tür
hipoteze tekyönlü hipotez adı verilir.
Ho: μ=72, Hı: μ<72 / Hı: μ>72
PROBLEMLERİN TANIMLANMASI VE
HİPOTEZLERİN BELİRLENMESİ

Tek yönlü ve iki yönlü testlerden elde edilen


test istatistiklerinin (t, X2, F) önemlilik
düzeyleri farklı biçimlerde belirlenir. Test
istatistiğinin uyduğu teorik dağılımların kritik
değerlerine göre Ho red ya da kabul edilerek
kararlara ulaşılır.
Tek yönlü ve İki yönlü testlerin red
ve kabul bölgeleri

İki yönlü test red ve kabul bölgeleri

Tek yönlü test red ve kabul bölgeleri


Kaynak: Kazım Özdamar, (2004); Paket programlar ile istatistiksel veri analizi, Kaan Kitabevi, s:105
VIII. HAFTA
ÖRNEKLEME
ÖRNEKLEME
ÖRNEKLEME
Bir araştırmanın geçerlilik ve güvenilirliğinin
sağlanmasında, probleme ilişkin verilerin
hatasız toplanması en önemli faktörlerden
biridir.
Verilerin alınacağı kaynaklara birim (örnek)
birimler topluluğuna da anakütle (evren) adı
verilmektedir(Yazıcıoğlu ve Erdoğan:31).
ÖRNEKLEME
Örneğin; Türkiye'deki ilköğretim okullarına
devam eden öğrencilerin x dersine ilişkin
görüşleri araştırılacak ise birimler ilköğretime
devam eden her bir öğrenci, anakütle (evren)
de Türkiye'deki ilköğretime devam eden tüm
öğrencilerdir(Yazıcıoğlu ve Erdoğan:31).
ÖRNEKLEME
Anakütleler iki grupta ele alınmaktadır
(Yazıcıoğlu ve Erdoğan:31).
1. Belli sayıdan oluşan (sonlu) anakütleler
(ülkenin nüfusu)
2. Sayıları belirli olmayan (sonsuz) anakütleler
(ülkede yaşayan böcek, sivrisinek sayısı)
ÖRNEKLEME
Bir araştırma problemine ilişkin verilerin,
anakütleyi oluşturan tüm birimlerden alınması
çoğu zaman mümkün olmamaktadır.
Anakütlelerin birim sayıları çok fazla olduğu
durumlarda anakütlelerden örnek seçilmekte
ve veriler örneğe giren bu birimlerden
alınmaktadır (Yazıcıoğlu ve Erdoğan:31).
ÖRNEKLEME
Verilerin alınacağı birimlerin nitelik ve nicelik
açısından anakütleyi temsil etmesi
gerekmektedir.
Anakütleyi temsil edebilecek nitelikteki
birimleri belirleme yöntemine örnekleme
yöntemi, seçilen birimlerin oluşturduğu
kütleye örneklem adı verilmektedir (Yazıcıoğlu
ve Erdoğan:31)
ÖRNEKLEME
ANAKÜTLE (EVREN)
Anakütle (evren – populasyon) araştırma
sonuçlarının genellenmek istendiği birimler
bütünüdür. Herhangi bir araştırma kapsamına
giren obje olgu, olay ve bireylerin tümüne
evren denilmektedir. Evrenin niteliğini
araştırmanın amacı belirlemektedir(Yazıcıoğlu
ve Erdoğan:31).
ÖRNEKLEME
Bilim genellenebilirliği olan bilgiler bütünüdür.
O nedenle araştırma, sonuçlarının
genellenebilirliği arttıkça değer
kazanmaktadır.
Evreni temsil gücü yüksek bir örneklem
grubundan veri almak edinilen bilgilerin
genellenebilme düzeyini artırmaktadır
(Yazıcıoğlu ve Erdoğan:31).
ÖRNEKLEME
Bir araştırmanın belirlenen amaçlarını
gerçekleştirebilecek en doğru evren sadece
bir adet bulunmaktadır. Bu da araştırmanın
evrenini belirleyici unsurun, araştırmanın
amacı olduğunu ortaya koymaktadır.
Araştırmanın evreni araştırma amacına uygun
ölçütler geliştirilerek belirlenmektedir
(Yazıcıoğlu ve Erdoğan:31).
ÖRNEKLEME
Evreni oluşturan birimlere ait ölçütlere,
değerlere (korelasyon-regresyon katsayıları,
ortalama, standart sapma, varyans vb) evren
değerleri (parametre) denilmektedir.
Araştırma sonuçlarının genellenmek istendiği
bütün elemanları, bireyleri, objeleri kapsayan
evrene araştırma evreni, genel evren
denilmektedir (Yazıcıoğlu ve Erdoğan:31).
ÖRNEKLEME
Araştırma evreninin çok büyük bir anakütle
olması nedeniyle genelde veri toplanması
mümkün olmamaktadır.
Araştırıcının, örneklem olarak belirlediği
araştırma evrenini bütün nitelikleri ile temsil
eden, onun küçük bir modeli olan evren
(örneklem) e çalışma evreni denilmektedir
(Yazıcıoğlu ve Erdoğan:31).
ÖRNEKLEME
Araştırma evreni (genel evren) Devlet İstatistik
Enstitüsü'nün yaptığı (tam sayım) nüfus
sayımları vb. durumlarda çalışma evreni
niteliğini kazanmaktadır.
Evren türlerine göre iki şekilde
tanımlanmaktadır (Yazıcıoğlu ve Erdoğan:32).
1.Araştırma Evreni
2.Çalışma Evreni
ÖRNEKLEME
Araştırma Evreni (Genel Evren): Araştırma
sonuçlarının genellenmek istediği bütün
elemanları, bireyleri, objeleri kapsamaktadır.
Devlet istatistik Enstitüsü'nün yaptığı (tam
sayımı) nüfus sayımları gibi.
Çalışma Evreni: Araştırıcının, örneklem olarak
belirlediği araştırma evreni.
ÖRNEKLEME

Örneklem: Örneklem; belli bir anakütle


(evren)den, o anakütleyi temsil yeterliği
olduğu kabul edilen, belli kurallara göre
seçilmiş küçük bir örnek, bir küçük kütledir.
ÖRNEKLEME
Örneklem; bir bütünün parçasıdır. Günlük
yaşantıda farkında olmadan yapılan, satın
alınırken koparılarak tadına bakılan bir parça
yiyecek, ısısı, tadı kontrol edilen bir yudum
içecek birer örneklemdir. Deniz kirliliğini
araştırmak amacı ile alınan bir kavanoz su
örneklem, suyu alma işlemi örnekleme, deniz
ise anakütle (evren)dir (Yazıcıoğlu ve
Erdoğan:32).
ÖRNEKLEME
Araştırma probleminin (problemdeki
değişkenlerin) incelenebilmesi için, bir
evrenin var olması ve evrenden seçilen
örneklemin (alt grubun) evreni temsil etmesi
ön şartı bulunmaktadır.
Örneklem; var olan evrenden seçilen,
araştırma problemini çözecek verilerin elde
edilmesini sağlayan, evreni temsil eden
evrenin alt parçası şeklinde tanımlanmaktadır
(Yazıcıoğlu ve Erdoğan:32).
ÖRNEKLEME
ÖRNEKLEM BÜYÜKLÜĞÜ VE BELİRLEYEN
ETMENLER
Anakütle (evren) nin homojen olmadığı durumlarda
anakütle değerlerinin gerçekleri yansıtabilmesi için
örneklemin anakütlenin yapısını bünyesinde
taşıyacak yeterli büyüklükte olması gerekmektedir.
Kuşkusuz örneklemdeki sayı evrendeki sayıya
yaklaştıkça örneklem istatistikleri de evren
parametresine yaklaşmaktadır (Yazıcıoğlu ve
Erdoğan:32).
ÖRNEKLEME
Ancak çok sayıda birim gözlenmesi zaman ve
çok sayıda kaynak gerektirmektedir.
Araştırmalar da örneklemle çalışmanın amacı
çok sayıda birimden oluşan anakütlelere
ilişkin verilerin kısa zamanda ve düşük
maliyetle gerçekleştirilmesidir (Yazıcıoğlu ve
Erdoğan:32).
ÖRNEKLEME
Bunun için anakütle (evren) değerlerini;
doğru belirlemek doğru örneklem seçmek,
örneklem hatasını en düşük düzeyde tutmak
gerekmektedir.
Örneklem büyüklüğünün saptanması çok
güçtür ve kesin yargılara varılamamaktadır.
Amaç temsil yeterliliği zedelenmeyecek en
küçük sayıyı belirlemektir (Yazıcıoğlu ve
Erdoğan:33).
ÖRNEKLEME
Örneklem büyüklüğünü etkileyen değişik
etmenler bulunmaktadır. Bunlar; (Yazıcıoğlu
ve Erdoğan:33-35)
– Evrenin yapısı,
– Değişken sayısı,
– Örneklem hatası,
– Evreni temsil niteliği,
– Örnekleme yöntemi
ÖRNEKLEME
1 – Evrenin Yapısı: Örneklem seçiminde
önemli olan evreni temsil edebilecek
birimleri bulmaktır. Evreni oluşturan
deneklerin benzerlik derecesi evrenin
homojenlik düzeyini göstermektedir.
ÖRNEKLEME
Örneğin; bir yüzme havuzu suyunun pH
değeri, havuzun her yerinde aynı olacağından
küçük bir örnek alınması yeterlidir. Bir fabrika
atığının bulunduğu göl de ise, gölün farklı
bölgelerinden, belli miktarlarda örnek almak
gerekmektedir.
Evreni oluşturan denekler, araştırma
problemindeki değişkenler bakımından
homojenlik düzeyi arttıkça örneklemi
oluşturan denek sayısı azalmaktadır.
ÖRNEKLEME
2 – Değişkenin Sayısı: Araştırmada kontrol
edilemeyen değişkenlerin sayısı azaldıkça
evreni temsil edebilecek örneklem büyüklüğü
de azalmaktadır.
Deney yönteminde değişkenlerin çok sıkı
kontrol edilebilmesi ile denenen etki
çoğalmaktadır. Bu nedenle deney yönteminde
küçük örneklem grubuyla çalışabilmektedir.
ÖRNEKLEME
Deney yönetimi ile veri toplanan aynı
nitelikteki bir araştırmada kontrol değişkenleri
fazla kontrol edilemeyen tarama yöntemi
kullanılması durumunda örneklem sayısının
deney yöntemine göre yaklaşık 15-20 kat daha
fazla olması gerekmektedir.
ÖRNEKLEME
3 – Örneklem Hatası: Örneklem hatası,
örnekleme alınan ve alınmayan birey ve/veya
objelerin ortaya çıkardığı rastlantıya bağlı
toplam hata miktarıdır.
Bu hata örneklem büyüklüğü artırılarak ya da
daha uygun örnekleme yöntemi seçilerek
azaltabilmektedir.
ÖRNEKLEME
Örneklem büyüklüğünü artırmak evreni
oluşturan birey ve objelerin hepsine ulaşmak
fazla zaman ve kaynak gerektirdiği için
mümkün olmamaktadır.
Bu durumda araştırıcının örneklem
istatistiğinden evren parametresini doğru
belirleyebilmesi gerekmektedir.
ÖRNEKLEME
Her durumda örneklem istatistikleri ile evren
parametreleri (gerçek değerler) arasında
farklılık olmaktadır.
Evreni temsil edebilecek, evrendeki bütün
gerçek değerlerin temsil edilebileceği bir
örneklem oluşturmak ancak en az hata ile
mümkün olabilmektedir.
• Örneğin, Bir Üniversitenin Öğrenci Bilgi İşlem
Birimi, üniversitede öğrenim gören öğrencilerin
2003-2004 öğretim yılında akademik başarı
ortalamasının
x  67,3  7,58 olduğunu açıklamaktadır. Bu
bilginin evreni söz konusu üniversitede öğrenim
gören bütün öğrencilerdir ve evrenin tümüne,
evrende bulunan bütün gerçek değerlere
ulaşılarak başarı ortalaması belirlenmiştir. Bir
araştırıcı bütün üniversite öğrencilerinin temsil
edildiği düşünülen, üniversitenin bütün
birimlerinden, belli bir örnekleme yöntemi ile
yeterli sayıda belirlenen örneklemin akademik
başarı ortalamasını
x 63,7  5,58 bulmuş ise aradaki fark örnekleme
hatasıdır. Burada evrende bulunan bütün gerçek
değerlere ulaşılamadığı görülmektedir. Bu
evrenin yeteri kadar temsil edilemediğini
göstermektedir.
ÖRNEKLEME
4 – Evrenin Temsil Niteliği: Örneklem
belirleme de temel ilke, örneklemin evreni
temsil edecek nitelikte olmasıdır.
Bunun için örneklem büyüklüğünün uygun
olması ve evrenin özelliklerinin (gerçek
değerlerin) çok iyi bilinmesi ve seçilecek
örneklemde her değerin temsil edilmesi
gerekmektedir.
ÖRNEKLEME
O nedenle araştırıcı, araştırma problemindeki
değişken nitelikleri açısından evrendeki
karakteristikleri ve yapıyı iyi analiz etmelidir.
Oluşturulacak örneklemde; evrende bulunan
yapı ve özellikler, evren içindeki tür ve oranları
ne düzeyde ise o oranda temsil edilmelidir.
• Örneğin; bir üniversitede öğrenime devam
eden 15.000 öğrencinin sosyal etkinliklere
ilişkin görüşlerinin alınacağını varsayalım.
• Bu üniversitedeki öğrencilerin;
• Cinsiyeti: %60'ı Erkek, % 40'ı Kadın,
• Yaş: % 20'i 17-18 yaş, % 25'i 19-20 yaş, % 35'i
21-22 yaş, % 20'si 23 +
• Sürekli Yerleşim Yeri; % 5'i Köy, % 35'i
Kasaba, % 60'ı Büyükşehir
• Şu andaki yaşama durumu: % 50 öğrenci
yurdu, % 20 öğrenci evi, % 5 akraba yanı,
%25 ailesi ile yaşadıklarını düşünelim.
• Örneklemin bu üniversitede öğrenime devam eden
bütün öğrencilerin (15.000) temsil edebilmesi için
örneklem büyüklüğü % 10 alındığında örnekleme
girecek 1500 öğrencinin;
% 60'ının ( ) erkek
% 40'ının ( ) kadın
% 20'inin ( ) 17-18 yaş
% 25'inin ( ) 19-20 yaş
% 35'inin ( ) 21-22 yaş
% 20'sinin ( ) 23 ve daha yukarı yaş
% 5'inin ( ) köyde,
% 35'inin ( ) kasabada,
% 60'nın ( ) büyük şehirde sürekli yaşayanlardan
% 50'sinin ( ) öğrenci yurdundan
% 20'sinin ( ) öğrenci evinde
% 5'inin ( ) akraba yanında
% 25'nin ( ) ailesi yanında yaşayanlardan olması
gerekmektedir.
ÖRNEKLEME
Burada öğrencilerin dört özelliği dikkate
alınmıştır.
Araştırma konusuna göre daha başka
özelliklerin alınması gerekebilir.
Örnekleme alınan deneklerin bütün özellikler
açısından evrene benzemesi gerekmektedir.
Örneklemin evreni temsil etme düzeyi
örneklemin büyüklüğünü etkilemektedir.
ÖRNEKLEME
5 – Örnekleme Yöntemi: Örnekleme yöntemi
de örnekleme büyüklüğünü etkilemektedir.
Tesadüfi yöntem yerine tabakalı – oranlı
örnekleme yönteminin kullanılması,
örnekleme giren denek sayısını azaltmaktadır.
ÖRNEKLEME
Örnekleme Yöntemleri: Örnekleme yöntemleri
üç grupta ele alınmaktadır(Yazıcıoğlu ve
Erdoğan:35-46).
– Olasılıklı örnekleme yöntemleri
– Olasılıklı olmayan örnekleme yöntemleri
– Karışık örnekleme yöntemleri
ÖRNEKLEME
Olasılıklı Örnekleme Yöntemleri: Evreni
oluşturan birimlerinin hepsine eşit seçilebilme
şansının verildiği örnekleme türü olasılıklı
örnekleme olarak tanımlanmaktadır.
– Basit Tesadüfi Örnekleme
– Sistematik Örnekleme
– Zümrelere Göre Örnekleme
– Kademeli Örnekleme
– Ardışık Örnekleme
ÖRNEKLEME
Basit Tesadüfi Örnekleme: Basit tesadüfi
örnekleme evreni oluşturan bireylerin
tamamının örneğe girme şansının tamamen
eşit ve tesadüfi olduğu örneklemdir.
Bu örneklemde evren bir bütün olarak ele
alınır. Yani evren herhangi bir şekilde
tabakalara veya kümelere ayrılmaz.
ÖRNEKLEME
Basit tesadüfi örnekleme kura, yöntemi
kullanılarak veya tesadüfi sayılar tablosundan
yararlanılarak ya da bilgisayarda tesadüfi
sayılar üretilerek yapılabileceği gibi
araştırıcının örnek seçmeye başlarken,
kuralını koyacağı ve seçim bitinceye kadar
kendi koymuş olduğu kuralı titizlikle
uygulayacağı tesadüfi bir yönteme göre de
yapılabilir.
ÖRNEKLEME
Sözü edilen yöntemlerden hangisi
uygulanırsa uygulansın, basit, tesadüfi
örneklemde sağlıklı bir örnek seçebilmek için
evreni temsil eden tüm bireylerin eksiksiz bir
listesinin elde var olması ön koşuldur.
Eğer evreni temsil eden bireylerin eksiksiz
tam bir üstesi elde yoksa ya da elde
edilemiyorsa basit tesadüfi örnekleme
yapmak mümkün değildir.
ÖRNEKLEME
– Kura ile basit tesadüfi örnekleme
– Tesadüfi sayılar tablosu yolu ile
örneklemin belirlenmesi
– Bilgisayarda tesadüfi sayılar üretmek
– Araştırmacının tamamen tesadüfi olarak
kendi belirleyeceği herhangi bir yöntemle
de örnekleme yapılabilir.
ÖRNEKLEME
Sistematik Örnekleme: Çok sık kullanılan
tesadüfi örnekleme yöntemlerinden birisidir.
Bu yöntemle örnek belirlemek için evren birim
sayısı, çekilecek örnek sayısına bölünerek bir
sabit değer bulunur.
Daha sonra "1" ile bulunan bu sabit değer
arasından bir sayı tesadüfi olarak belirlenir ve
bu sayıya sabit sayı eklenerek diğer örnekler
seçilir.
ÖRNEKLEME
Söz gelimi 1000 birimden oluşan bir evrenden
100 birimlik bir örnek çekilmek isteniyorsa
evren sayısı örnek sayısına bölünerek
(1000/100=10) sabit değeri elde edilir.
Sonra tamamen tesadüfi olarak 1 ile 10
arasında bir rakam belirlenir. Bu rakam birinci
örnek olur. Daha sonra bu rakama 10
eklenerek ikinci örnek ve son bulunan rakama
da yine 10 eklenerek üçüncü örnek bulunur.
ÖRNEKLEME
Böylece bir önceki rakama sürekli olarak 10
sabit rakamı eklenerek dördüncü beşinci ve
nihayet yüzüncü örnekler belirlenir.
Sözgelimi ilk belirlenen rakam 3 ise
3.13.23.33.43.53 ve nihayet 993 numaralı
birimler örnek olarak seçilirler.
Ancak sistematik örnekleme yöntemi ile örnek
çekileceği zaman dikkatli davranmak gerekir.
ÖRNEKLEME
Sistematik örneklemenin uygulanacağı ana
kütleyi oluşturan birimlerin belirli bir özelliğe
göre dağılmayıp aksine tamamen tesadüfi
olarak numaralanmış olmaları gerekir.
Eğer birimler belirli bir özelliğe göre
numaralandırılmışlar ise böyle bir ana
kütleden sistematik örnekleme ile çekilen
örneklerden elde edilen veriler çoğu kez ana
kütlenin özelliklerini tam olarak yansıtmaz.
ÖRNEKLEME
Örneğin obezite üzerinde bir araştırma
yapılıyor ise ve denekler en ağır bireyden
başlayarak ağırlıklarına göre sıraya dizilerek
numaralandırılmışlar ise sabit rakamın 1-2 gibi
alt sınıra yakın belirlenmesi durumunda ana
kütleyi oluşturan en ağır bireyler, sabit
rakamın 8-9 gibi üst sınıra yakın belirlenmesi
durumunda ana kütleyi oluşturan nispeten
hafif bireyler örneğe gireceğinden ana
kütlenin tam olarak temsil edildiğini iddia
etmek zorlaşır.
ÖRNEKLEME
Zümrelere Göre Örnekleme: Anakütle
hakkındaki var olan bilgileri kullanarak
anakütleyi daha iyi temsil edebilecek örneği
seçmek amacıyla uygulanan bir yöntemdir. Bu
yöntemde tesadüfi örnekler örnekleme girer.
Ancak bu tesadüfi örnekler belirlenirken ana
kütle belirli özelliklere göre kendi arasında
zümrelere ayrılır ve her zümreden o zümreyi
temsil edecek sayı ve nitelikte örnek ayrı ayrı
basit tesadüfi örnekleme yolu ile çekilerek ana
kütleyi temsil edecek örneğe ulaşılır.
ÖRNEKLEME
Zümrelere göre örneklemenin
uygulanabilmesi için anakütle de bazı
koşulların var olması gerekir.
Bu koşulların başında ana kütlenin zümrelere
ayrılabilecek özelliklere sahip olması, bu
özelliklerin kesin ya da kesine yakın sınırlarla
birbirlerinden ayrılabilmesi, araştırıcının bu
özelliklerin bilincinde olması ve nihayet
araştırıcının bu ayrımı yapabilecek yeterlilikte
olması gelir.
ÖRNEKLEME
Zümrelere göre örnekleme hatası en düşük
örnekleme şekli olmasına karşılık yukarıda
belirtilen zorluklardan dolayı çoğu kez sıklıkla
uygulanamayan bir yöntemdir.
Çünkü çoğu kez ana kütle zümrelere
ayrılabilecek uygun özelliklere sahip değildir.
ÖRNEKLEME
Yine çoğu kez ana kütle bu özelliklere sahip
olsa bile araştırıcının bu özellikleri kavrayıp
ona göre bölümlemeyi yapması için gerekli
bilgisi yoktur.
Bu yöntemin uygulanmasında sıkça
karşılaşılan bir diğer zorluk da ana kütleyi
zümrelere ayırmak için çoğu kez elde çok
fazla sayıda gruplama kriterinin bulunması ve
bu kriterlerin hangisinin ya da hangilerinin
kabul edilmesinin en uygun olacağına sağlıkla
karar verilememesidir.
ÖRNEKLEME
Örneğin işletmeler üzerinde çalışma yapan bir
araştırıcı örneklem seçerken işletmeleri
büyüklüklerine göre zümrelere ayırarak örnek
çekmeyi düşünebilir.
Bu durumda işletmeleri büyük, orta ve küçük
işletmeler olarak üç gruba ayırabilir.
Ancak işletmeleri büyük orta küçük olarak
ayırmada kriter ne olacaktır.
ÖRNEKLEME
İşletmelerin cirosu mu çalışan sayısı mı,
kapladığı alan mı, üretim miktarı mı yarattığı
katma değer mi ya da buna benzer olan ve
burada sayılmasına gerek görülmeyen
kriterlerden hangisi zümrelere ayırmada esas
alınacak kriter olacaktır.
İşte bu kararı doğru olarak vermek çok zordur.
ÖRNEKLEME
Ancak belirtilen bu zorluklar aşılabilirse
zümrelere göre örnekleme her zümredeki
örneklerin belirli bir şansla temsil edilmesinin
sağlanması, örnekleme maliyetinin düşük
olması bazı zümrelere daha çok ağırlık
verilebilmesi, her zümrede farklı örnekleme
yöntemi kullanılarak her zümre için bağımsız
tahmin yapılabilmesi gibi son derece güzel ve
üstün yönlere sahip bulunmaktadır.
ÖRNEKLEME
Sözgelimi herhangi bir işletmede çalışanların
ortalama ağırlıkları bulunmak istense bu iş yerinde
çalışanları kadın ve erkek olarak iki zümreye ayırmak
mümkündür. Eğer söz konusu işletmede 40 kadın ve
60 erkek olmak üzere toplam 100 çalışan varsa ve %
10'luk bir örnek hacmi yeterli görülüyorsa bu
durumda işletmede çalışan 40 kadından basit
tesadüfi örnekleme ile % 10'a tekabül eden 4 ve 60
erkekten yine basit tesadüfi örnekleme ile %10'a
tekabül eden 6 kişi olmak üzere seçilecek 10 çalışan
ana kütle hakkında en doğru yargıya varmayı
sağlayabilecek bir örnek olacaktır.
ÖRNEKLEME
Kademeli Örnekleme: Bu örnekleme "cluster"
örnekleme olarak da bilinmektedir. "Cluster"
kelimesi İngilizcede birbirine benzer, grup
veya blok anlamına gelmektedir.
Kademeli örnekleme anakütledeki birimlerin
elde mevcut tam bir listesinin olmadığı veya
coğrafi olarak çok geniş bir alana yayılmış
birimlerin incelenmesi gerektiğinde, araştırma
maliyetini düşürmek amacıyla uygulanan bir
tesadüfi örnekleme yöntemidir.
ÖRNEKLEME
Bu yöntemde anakütle "cluster" denen
kademelere yani alt setlere bölünür.
Zümrelere göre örneklemeden farklı olarak ait
setler anakütledeki varyasyonu yansıtmak
üzere mümkün mertebe birbirine benzer
olacak şekilde düzenlenir.
Yani her "Cluster" mümkün mertebe ana
kütledeki dağılımı aynen bünyesinde
barındırmalıdır.
ÖRNEKLEME
"Cluster'lar temel örnekleme birimleridirler.
Örneklem seçmek için her "Cluster"a bir
belirleme numarası verilir ve örneğe girecek
"cluster'lar basit tesadüfi yöntemle belirlenir.
Daha sonra örneğe giren "cluster'lar
içerisindeki bütün birimler araştırma
kapsamına alınır. Bu tür örneklemeye tek
kademeli örnekleme denir ya da bu
"cluster"lar içerisinde bir başka örneklemeye
daha başvurulur. Bu tür örneklemeye de çok
kademeli örnekleme ya da alt örnekleme adı
verilir.
ÖRNEKLEME
Söz gelimi hane halkına ilişkin yapılacak bir
çalışmada yerleşim birimindeki apartmanların
her birini "cluster" olarak kabul etmek
mümkün olabildiği gibi, "cluster"ı biraz daha
geniş tutarak şehir imar planında bulunan
adaları da bir "cluster" olarak kabul etmek
mümkündür.
ÖRNEKLEME
Bu durumda şehir imar planından
yararlanılarak basit tesadüfi örnekleme ile
seçilecek belirli sayıdaki adanın herbiri bir
"cluster" olarak kabul edilir ve her "cluster"da
araştırmanın niteliğine araştırıcının ve
araştırmanın koşullarına bağlı olarak ya tam
sayım ya da belirlenecek bir yönteme göre
seçilecek örnek üzerinde gerekli çalışma
yapılabilir.
ÖRNEKLEME
Ardışık Örnekleme: Bu örnekleme türü
aşamalı örnekleme olarak da bilinmektedir.
Buraya kadar anlatılan diğer bütün örnekleme
türlerinde sonuç da "n" birimlik bir örnek
seçilmekte ve bu örnek üzerinde istatistiki
analizler yapılarak ölçüler elde edilmektedir.
Aşamalı örneklemede ise örnekteki birimlerin
tümü değil belirli bir bölümü incelenmekte ve
istatistik ölçüler bunlara dayanarak
hesaplanmaktadır.
ÖRNEKLEME

Bu tür örnekleme genellikle birim maliyetlerin


yüksek olduğu üretim bantlarında uygulanır.
ÖRNEKLEME
Örneğin, bir hazır giyim işletmesi belirli bir sürede
yetiştirmek üzere bir üretim faaliyeti içerisinde
olsun. Yine bu işletmenin ürettiği üründe % 6'lık hata
ile teslimatın kabul edileceği sözleşmede belirtilmiş
olsun. Bu durumda firma şöyle bir uygulama
içerisine girebilir.
1. "Her 1000 üretimde tesadüfi olarak seçilecek 100 örnek
de hatalı ürün 4 ve daha az ise üretime devam et."
2. "Hatalı ürün 5-6 arasında ise örnek hacmini 200'e çıkart
ve bu genişletilmiş örnek hacmindeki hatalı ürün
sayısına göre bir karar ver.“
3. "Hatalı ürün sayısı 7 ve daha fazla ise üretimi durdur.
Üretim projesini yeniden değerlendir."
ÖRNEKLEME
Olasılıklı Olmayan Örnekleme Yöntemleri: Ana
kütleyi temsil etmek amacıyla seçilecek
örneğe girecek birimlerin tesadüfi olarak
seçilmeyip araştırıcının kendi inisiyatifi ile
seçtiği birimlerden oluşan örneklemelerin her
biri olasılıklı olmayan örnekleme olarak
tanımlanmaktadır.
– Amaçlı Örnekleme
– Kota Örneklemesi
– Kolay Örnekleme
– Kartopu Örnekleme
ÖRNEKLEME
Amaçlı Örnekleme: Bu örnekleme tipi iradi
örnekleme, kasti örnekleme tipik örnek seçme
isimleri ile de bilinir.
Bu örneklemenin esası ana kütle içerisinden,
gözle tahmin ederek, bilgi edinmek istenen
özelliği temsil edebilecek birimleri ayırmaktır.
ÖRNEKLEME
Bu yöntemle örnek seçiminde birimlerin
seçilme olasılıkları bilinmediği gibi bu
birimlere dayanan istatistik ölçülerin
hatalarının da hesaplanması mümkün değildir.
Örnek az sayıda birimden oluşabilir.
Yöntem tamamı ile örnek çeken kişinin
bilgisine tecrübesine ve dürüstlüğüne
dayalıdır.
ÖRNEKLEME
Genellikle fiyatın kaliteye göre belirlendiği
birçok durumda zamandan kazanmak
amacıyla bu yöntemle örnek belirlenir.
Sözgelimi üreticiler tarafından fabrikaya
getirilen şeker pancarının, fiyat takdirinde
esas olan şeker ve çamur.miktarını saptamak
üzere eksperler her partiden, rasgele değil,
fakat bütün partiyi temsil edeceğine
inandıkları 10-12 pancar ayırırlar.
ÖRNEKLEME
Seçilen bu örnekteki ortalama şeker ve çamur
miktarı partinin tümü için geçerli sayılır.
Çünkü bu örnekte ana kütle hakkında elde
edilmesi istenen bilgi ortalama şeker ve
çamur miktarıdır ve bu bilgilerin en kısa
zamanda elde edilmesi gerekmektedir.
ÖRNEKLEME
Kota Örneklemesi: Anakütlenin son derece
büyük, araştırıcının imkanlarının son derece
sınırlı olduğu durumlarda kullanılan
yöntemlerden birisidir.
Bu örnekleme tipinde anakütleden belli
kotalar dahilinde gruplar ayrılarak örnek
seçilir. Önce anakütledeki grupların kotaları
belirlenir. Sonra örneğe girecek birimler
araştırıcının takdiri ile belirlenir.
ÖRNEKLEME
Söz gelimi bir bölgede bulunan 1000
işletmeden 700'ü küçük 200'ü orta ve 100
tanesi de büyük ise % 10'luk bir örnekleme ile
70 küçük 20 orta ve 10 büyük işletmeden
oluşan bir örnek seçilir.
Böylece anakütlenin küçük bir modeli
oluşturulur.
ÖRNEKLEME
Kolay Örnekleme: Bu örnekleme yönteminin
esası, anakütleye ait ulaşılan her birimin
örnekleme dahil edilmesidir.
Son derece yanlış olmasına, bilimsel hiçbir
değer taşımamasına, bu yöntemle elde edilen
sonuçlar ile ana kütle hakkında gerçekçi
varsayımlara ulaşılması ancak tesadüflere
bağlı olmasına rağmen, kolay olması
nedeniyle çok yaygın olarak kullanılan bir
yöntemdir. Bu yöntemin bilimsel bir yanı
yoktur.
ÖRNEKLEME
Yaygın olarak televizyonların düzenlemiş
oldukları "telefon anketleri" bu yöntemin tipik
örneğidir.
Yine internet ortamında gerçekleştirilen ve
giderek yaygınlaşan anketlerde de çoğu kez
bu yöntemden yararlanılmaktadır.
Bu tür anketlerde ulaşabilen ve arzu eden
herkes ve birçok durumda birden çok kere
ankete katılır. Bu yöntemle en az emek ve
maddi harcama ile oldukça büyük bir örnek
hacmine ulaşılabilir.
ÖRNEKLEME
Kartopu Örnekleme: Bazı durumlarda
anakütlenin sınırları anakütleyi oluşturan
birimlerin kimlikleri hakkında kesin bilgi
olmayan konularda da araştırma yapmak
gerekir.
Yani araştırılması istenen konunun var olduğu
hakkında toplumda herkes fikir birliği
içerisinde bulunmasına rağmen, araştırmak
üzere örnek seçmek istendiğinde anakütle ve
onu oluşturan birimlere ulaşmak neredeyse
imkansızdır.
ÖRNEKLEME
Kartopu örnekleme yapmak için herhangi bir
şekilde ana kütleye ait birimlerden birisi ile
temas kurulur.
Daha sonra temas kurulan birimin yardımıyla
ikinci birime, ikinci birimin yardımı ile üçüncü
birime gidilir.
Böylece sanki bir kartopunun büyümesi gibi
örnek hacmi genişler.
ÖRNEKLEME
Kartopu yönteminin uygulanmasındaki temel
zorluk ilk teması yaparak ilk birime ulaşmakta
yatar.
İlk birime ulaştıktan sonra kartopu etkisiyle
örnek hacmini büyütmek mümkündür.
Ancak bu yöntemde elde edilen örneğin
anakütleyi ne kadar temsil ettiğini söylemek
oldukça zordur ve çoğu kez bu yolla yapılan
bir örnekleme ile anakütle üzerinde sağlıklı
genellemelerde bulunmak çok zordur.
ÖRNEKLEME
Örneklem Büyüklüğünü Saptama: Örneklem
büyüklüğünü saptamak bir araştırıcı için en
zor kararlardan birisidir.
Çünkü her araştırmanın evreni ve yapısı
kendine özgüdür ve bilinmezlerle doludur.
Zaten araştırıcı evrenin yapısını tam olarak,
araştırmaya başlarken bilse, araştırma
yapmasına gerek kalmaz idi.
ÖRNEKLEME
Araştırıcı ancak bazı özelliklerini bir miktar
bildiğini tahmin ettiği anakütlenin özelliklerini
ortaya çıkarmak için bir miktar örnek çekerek
çalışma yapacak ve anakütleye ilişkin
özellikler hakkında genellemeler de
bulunacaktır.
Bu nedenle örnek hacmi şu kadar olmalıdır
diye bir yargıda bulunmak mümkün değildir.
ÖRNEKLEME
Ancak "örnek büyüklüğü anakütleyi temsil etme
yeteneğine sahip en küçük miktar olmalıdır" gibi bir
ilke ortaya konabilir.
Bu ilkeye uygun örnek hacmini belirlemek tamamı ile
araştırıcının bilgisine konuya hakimiyetine,
tecrübesine, yeteneğine bağlıdır.
Ancak buradan hiç bir zaman örnek büyüklüğü
tamamen tesadüfi olarak ve isteğe bağlı belirlenir
gibi bir anlam çıkartmamak gerekir.
ÖRNEKLEME
Örnek hacminin büyüklüğünün ne kadar
olması konusunda kesin bir şey söylemek
mümkün değilse de seçilen örnek hacminin
anakütleyi temsil etmekten uzak olduğunu
söyleyebilmek son derece kolaydır.
Bu nedenle örnek hacmini son derece dikkatli
seçmek gerekir. Örnek hacminin seçilmesi
konusunda araştırıcıya yardımcı olabilmek
amacıyla bazı formüller geliştirilmiştir. Bu
formüller yardımıyla örnek hacminin
belirlenmesine çalışılmaktadır.
ÖRNEKLEME
Söz konusu formüller standart hatanın
yeterince düşük olması prensibinden
hareketle geliştirilmişlerdir.
Başta sosyal bilimler olmak üzere birçok bilim
dalında ortalamanın standart hatasının
0.05'den daha küçük olması durumunda örnek
büyüklüğünün yeterli olduğu kabul
edilmektedir.
IX. HAFTA
VERİ
TOPLAMA
TEKNİKLERİ
VERİ TOPLAMA TEKNİKLERİ

Veri toplama teknikleri beş grupta ele


alınacaktır (Yazıcıoğlu ve Erdoğan:51-90)

– Anket Yöntemi
– Deney Yöntemi
– Gözlem Yöntemi
– Görüşme Yöntemi
– Tarama Yöntemi
VERİ TOPLAMA TEKNİKLERİ

1. ANKET YÖNTEMİ
Anket belli bir amaç ve plana göre
düzenlenmiş soru listesidir. Yazışma yoluyla
veri toplama yöntemi olan, anket yöntemi
daha çok sosyal içerikli araştırmalarda
kullanılmaktadır.
VERİ TOPLAMA TEKNİKLERİ

Anket yöntemi veri toplamada en çok


seçilen yöntemlerdendir. Bunun nedeni;
– Hazırlanan ölçme aracı ile bir defada çok
yoğun veri toplanabilmesi,
– Daha geniş kitleye ulaşıldığı için daha
büyük örneklemle evrene yaklaşmanın
getirdiği bulguların güvenilirliğinin ve dış
geçerliliğinin artması,
VERİ TOPLAMA TEKNİKLERİ

– Bireylerin bazı davranışsal ve bazı düşünsel,


duygusal, inançsal, güdüsel, algısal
özelliklerine ilişkin bilgilerin sağlanabilmesi
– En ekonomik veri toplama yöntemi olması.
Bir defa da çok büyük bir kesitten posta,
internet vb. kanalla veri toplanabilmesi,
– Verilere çok hızlı ulaşma yöntemi
olması. Kısa sürede çeşitli kanallarla
örnekleme ulaşılıp, geriye dönüşün
sağlanabilmesi
VERİ TOPLAMA TEKNİKLERİ

Araştırmada bazı hatalar görülebilmektedir.


Anket araştırmalarında görülen ölçüm hataları
ve cevaplama hataları anket araştırmalarını
değersiz kılmaktadır. Anket yöntemi ile
yapılan araştırma sonuçlarına kuşku ile
bakılabilmektedir.
VERİ TOPLAMA TEKNİKLERİ

Ancak belli ilkeler dikkate alınarak hazırlanmış


bir anket formu ve anket uygulaması ile son
derece sağlıklı bilgiler toplanabilmekte ve en
az hata ile araştırma tamamlanabilmektedir.
Sadece özenli bir anket formu hazırlayabilmek
için dikkat edilmesi gereken kurallardan
bahsedilebilir. Araştırıcıya düşen söz konusu
bu kurallara azami dikkat göstererek mümkün
olan en uygun anket formunu hazırlamaktır.
VERİ TOPLAMA TEKNİKLERİ

Araştırıcı anket formunu hazırlarken


hazırladığı formun, araştırmasını üzerine inşa
göreceği verileri kendisine sağlayacak olan
bir ölçme aracı olduğu düşüncesini hiç bir
zaman aklından çıkarmamalıdır. Ölçme
aracının kusursuz olması için büyük çaba
harcamalıdır.
VERİ TOPLAMA TEKNİKLERİ
1.1. Genel Kurallar: Araştırıcı anket formunu
hazırlamaya başlamadan önce araştıracağı
konu ile ilgili ön çalışma yapmalı ve
araştıracağı konu hakkında ayrıntılı bilgi
edinmeli yani araştıracağı konuya hakim
olmalıdır.
Araştırmanın kapsam ve araştırmanın hitap
edeceği kitle doğru belirlenmeli ve anket
uygulanacak muhtemel kişilerin profilleri
mümkün olduğunca doğru belirlenmeye
çalışılmalıdır.
VERİ TOPLAMA TEKNİKLERİ
1.2. Biçimsel Kurallar: Anket formunda anketi
cevaplayan kişinin kimliğini ortaya çıkarmaya
yönelik her türlü sorudan özenle
kaçınılmalıdır.
Kendisine anket uygulanan kişi kimliğinin
hiçbir şekilde anlaşılmayacağından kesinlikle
emin olmalıdır. Bu güven onun gerçek duygu
ve düşüncelerini cevaplara yansıtmasındaki
ilk adımdır.
VERİ TOPLAMA TEKNİKLERİ
Aksi takdirde kendisine anket uygulanan kişi
sorulara gerçek duygu ve düşüncelerini
yansıtan cevaplar yerine kendisine bir zarar
gelmeyeceğine inandığı cevapları verir.
Anket formuna araştırmanın hangi amaçlarla
yapıldığı, sonuçlarının nerelerde
kullanılacağını içeren, araştırmacı veya
araştırmayı yapan kurum tarafından
imzalanmış bir giriş mektubu eklenmelidir.
VERİ TOPLAMA TEKNİKLERİ
Bu sayede, kendisine anket uygulanan kişi
göstereceği çabanın ve ankete harcayacağı
zamanın bilimsel bir katkı sağlayacağına ikna
olacaktır.
Anket formunda sorular en az düzeyde eğitim
almış bir kişinin bile kolaylıkla anlayıp
cevaplayabileceği kadar basit, sade ve
anlaşılır olarak hazırlanmalıdır.
Böylece her sorunun herkes tarafından
kolaylıkla anlaşılması ve cevaplanabilmesi
garanti altına alınmış olur.
VERİ TOPLAMA TEKNİKLERİ
Anket formunda mümkün mertebe açık uçlu
soru bulundurmaktan kaçınılmalıdır.
Çünkü verilerin değerlendirilmesi aşamasında
ucu açık soruların değerlendirilmesinin
nerede ise imkansız olduğu anlaşılacağından
bu sorulardan hiçbir şekilde yararlanamama
riski vardır.
Bu riski ortadan kaldırmak için açık uçlu
sorulara yer vermemelidir.
VERİ TOPLAMA TEKNİKLERİ

Anket formu hazırlanırken o soruya


verilebilecek muhtemel bütün cevaplar şıklar
halinde verilmeli ve son olarak diğer şıkkı
mutlaka eklenmelidir, iyi hazırlanmış bir anket
formunda diğer şıkkı çalışmaz.
Anketi cevaplayan kişi sorunun kendisine
uygun olan cevabını şıklar arasında
bulabilmelidir.
VERİ TOPLAMA TEKNİKLERİ
Anket formu hazırlanırken mümkün mertebe
evet hayır bazen gibi iki üç şıklı cevapları olan
sorular hazırlamaktan kaçınılmalıdır.
Anket formu hazırlanırken, mümkün mertebe
doğrudan sorular sormaktan kaçınılmalı,
sorular daima dolaylı hazırlanmalıdır.
Böylece anketi cevaplayan kişiden gerçekten
ne istediği ona söylenmeden en doğru
cevaplar elde edilmiş olur.
VERİ TOPLAMA TEKNİKLERİ
Anket formunda değişik yerlere kontrol
soruları konulmalıdır.
Çünkü bazı kişiler anketlere özellikle yanlış
cevaplar vermekten özel bir haz duyarlar.
İşte kontrol soruları aracılığı ile bu gibi
kişilerce doldurulmuş anketleri saptamak ve
böylece bu anketleri araştırmanın sağlığı
açısından örneklemden çıkarmak mümkün
olur.
VERİ TOPLAMA TEKNİKLERİ
Anket formu hazırlanırken 30 en fazla 35 soru
içerisinde ölçülmek istenen bütün konular
sorulmalıdır, ideal olarak bir anket formu 15-
25 sorudan oluşmalıdır.
Ankete cevap veren kişinin zamanının son
derece sınırlı olduğu, ankete cevap vermeyi
kabul etmekle aslında bir lütufta bulunduğu
varsayılmalı ve anketi cevaplayanın en az
zamanı harcayarak anketi cevaplayabileceği
şekilde anket düzenlenmelidir.
VERİ TOPLAMA TEKNİKLERİ

Öte yandan anket formunun uzun, cevaplama


süresinin fazla olduğu durumlarda anketi
cevaplayan kişi ne kadar iyi niyetli olursa
olsun bir müddet sonra dikkatinin dağılacağı,
sıkılacağı ve anketin bir an önce bitmesini
sağlamak için sorulara artık yeterince dikkat
etmeden herhangi bir şıkkı işaretleyerek bu
işten bir an önce kurtulmak isteyeceğini
gözden kaçırmamak gerekir.
VERİ TOPLAMA TEKNİKLERİ

Araştırma gereği tanımlanacak olan kitlenin


her bir üyesinin eşit ya da belli bir yöntemle
örneklem grubunda yer almasına özen
göstererek evreni temsil etmesi sağlanmalıdır.
Araştırma verilerinin doğruluk düzeyini
sağlayacak sayıda örneklem seçilerek nicelik
açısından evreni temsil etmesi sağlanmalıdır.
VERİ TOPLAMA TEKNİKLERİ
1.3. Soru Kağıdının Hazırlanması: Soru kağıdı
kendisinden bilgi edinilmesi planlanan deneğin yazılı
olarak cevaplayacağı soruları içermektedir. O
nedenle anket sorularının hazırlanmasında iki temel
ilke daima dikkate alınmalıdır.
Temel İlke 1: Sorular, araştırmanın amacını belirleyen
araştırma problemindeki değişkenlere uygun
nitelikte olmalıdır. Anketteki her sorunun fonksiyonu
araştırma probleminde tanımı yapılmış bir değişkeni
ölçmek olmalıdır.
VERİ TOPLAMA TEKNİKLERİ

Temel İlke 2: Her soru araştırmada ele alınan


yalnız tek bir değişkenin ölçülmek istenen
niteliğini belirleyici olmalıdır. Örneğin, bir
soruda hem bilgiyi, hem davranışı ölçen
seçenekler bulunmamalıdır. Bilginin tüketimi
etkileme durumu bir bağımsız değişken,
davranışın tüketimi etkileme durumu farklı bir
bağımsız değişkendir.
VERİ TOPLAMA TEKNİKLERİ

Ayrıca sorular örneklem grubunda en alt


düzeyde kelime zenginliğine sahip kişilerin
anlayabileceği bir dilde yazılmalıdır. Bir
sorunun örneklemdeki kişiler tarafından farklı
algılanması ve farklı yorumlanması verilerin
geçerliliğini düşürmektedir.
VERİ TOPLAMA TEKNİKLERİ
1.4. Soru Türleri
Kapalı Uçlu Sorular
– Anket formlarındaki soruların büyük bir kısmını
kapalı uçlu sorular oluşturmaktadır. Bu tür
sorularda cevap seçeneklerle verilir.
Cevaplayıcıdan düşüncelerini en iyi yansıtan
seçenek ya da seçenekleri işaretlemeleri işlenir.
Bu cevap seçenekleri;
– Evet Hayır / Olumlu Olumsuz / Var Yok
– Çoktan seçmeli
– Sayısal ölçek ya da likert tipi (1=Muhtaç
4=Yeterli) olabilmektedir.
VERİ TOPLAMA TEKNİKLERİ

Soru 1. Hastalanınca doktora gider misiniz?


a. Evet
b. Hayır

Soru 2. Günde kaç saat uyku uyursunuz?


a. iki - dört
b. dört - altı
c. altı - sekiz
d. sekiz - on
VERİ TOPLAMA TEKNİKLERİ

Soru 3. Gelir Durumumuz sizce ne


düzeydedir? (Likert ölçekli madde tipi)
5 = Kesinlikle yeterli düzeydedir
4 = Oldukça yeterli düzeydedir
3 = Yeterlidir
2 = Yeterli düzeyde değildir
1 = Muhtaçlık düzeyindedir
Likert Tipi derecelendirilmiş anket soruları
genellikle üçlü ya da beşli seçenek soru
tipinden oluşmaktadır. Aşağıda bu soru
tiplerinde kullanılan sıfat örneklerinden
bazıları görülmektedir.
Üç seçenekli soru tipinde kullanılan sıfatlar

1 2 3
Kabul Çekimser Red
Her zaman Bazen Hiçbir zaman
Doğru Kuşkulu Yanlış
İyi Orta Kötü
Kararlı Tereddütlü Kararsız
Beşli seçenekli soru tipinde kullanılan sıfatlar

1 2 3 4 5

Çok ilgili İlgili Biraz ilgili İlgisiz Kesinlikle İlgisiz

Çok önemli Önemli Orta Önemsiz Hiç önemi yok

Çok iyi İyi Orta Kötü Çok kötü

Çok yetenekli Oldukça Yetenekli Yetersiz Hiç yetenekli


yetenekli değil

Kesinlikle Katılıyor Kararsız Karşı Kesinlikle karşı


katılıyor

Çok memnunum Memnunum Kararsızım Memnun Hiç memnun


değilim değilim
VERİ TOPLAMA TEKNİKLERİ
Kapalı Uçlu Soruların Olumlu Yönleri
– Alternatif cevap seçeneklerinin, her bir
cevaplayıcı için aynı olması örneklem grubu
arasında karşılaştırma yapılmasını kolaylaştırır.
– Dökümün yapılması, bilgisayara girilmesi, kısa
zaman alır. Veriler optik okuyucu ile toplanmış
ise analiz işlemi birkaç saat içinde
tamamlanabilir.
– Cevap seçeneklerinin belli olması abartısız,
ilgisiz, unutulmuş vb. cevapların gelmesini
engelleyecektir.
– Maliyet ve zaman yönünden daha ekonomiktir.
VERİ TOPLAMA TEKNİKLERİ
Kapalı Uçlu Soruların Olumsuz Yönleri
– Cevap seçeneklerinden biri rasgele
işaretlenebilir.
– Cevaplayıcıları, asıl cevabı en iyi temsil ettiğini
düşündükleri seçeneği işaretlemeye zorlar.
Örneklem grubu içindeki farklılıklar net bir
şekilde
ortaya konulamayabilir.
– Soruların deneklerce doğru, anlaşılıp
anlaşılmadığı denetlenemez.
VERİ TOPLAMA TEKNİKLERİ
B. Açık Uçlu Sorular: Açık uçlu sorulardan
oluşan anket, cevaplayıcıya istediği cevabı
yazabilme fırsatı veren ankettir. O nedenle
sorularda kullanılan sözcükler dikkatle
seçilmeli, objektif bilgi alabilme
hedeflenmelidir. Aşağıda açık uçlu soru
örnekleri görülmektedir.
– Öğrenci temsilcisinden beklentileriniz nelerdir?
– Sizce kuşaklar arası çatışmada temel sorunlar
nelerdir?
– TV reklamları, toplumun kültür yapısını nasıl
etkilemektedir?
VERİ TOPLAMA TEKNİKLERİ

Açık Uçlu Soruların Olumlu Yönleri


– Deneklerin görüşleri, tutumları ve kendileri
hakkındaki algı ve
yorumları konusunda daha derinliğine bilgi
edinilmesini sağlar.
– Toplanan veriler araştırıcının düşünceleri
ile sınırlı kalmaz.
– Araştırıcının düşünemediği beklenmeyen veriler
toplanabilir.
VERİ TOPLAMA TEKNİKLERİ

Açık Uçlu Soruların Olumsuz Yönleri


– Araştırmanın amacı ile ilgili olmayan cevaplar
yazılabilir.
– Açık uçlu sorularla elde edilen bilgilerin
istatistik analiz için sınıflandırılması
gerekmektedir. Bu çok zaman ve teknik bilgi
gerektirir. Yeterli teknik bilgi düzeyine
ulaşmamış kişiler tarafından yapılan yanlış
kodlamalar verilerin güvenilirliğini düşürür.
VERİ TOPLAMA TEKNİKLERİ
– Açık uçlu sorular için daha fazla cevaplama
süresine gerek duyulmaktadır. Bu durum
cevaplama oranının düşmesine yol açar. Bir
soru kağıdında sadece kapalı uçlu ya da açık
uçlu sorular olabileceği gibi ikisi birlikte de
konulabilmektedir. Hangi soru türünün
seçileceğine, araştırmanın amacına, araştırma
süresine, eleman sayısına, diğer olanaklara ve
soru türlerinin olumlu ve olumsuz yönlerine
göre araştırma grubu ya da araştırıcı karar
verecektir.
VERİ TOPLAMA TEKNİKLERİ

1.5. Soru Tipleri: Üç çeşit soru tipi vardır.


Bunlar;
– Kişisel Özelliklere İlişkin (Demografik) Soru
Tipleri
– Olgusal Soru Tipleri
• Bilgi Soruları
• Davranış Soruları
– Yargısal Soru Tipleri
VERİ TOPLAMA TEKNİKLERİ
A – Kişisel Özelliklere İlişkin (Demografik)
Soru Tipleri
Denekler hakkında tanımlayıcı bilgi
sağlamaktadır. Deneğin kişisel özellikleri, yaş,
cinsiyet, eğitim düzeyi, din, ırk, sosyal statü,
yaşadığı ortam ve çevre ile ilgili sorulardır.
– Cinsiyetiniz nedir?
– Kaç yaşındasınız?
– Medeni durumunuz nedir?
– Doğum yeriniz neresidir?
– Kaç yıldır bu yerleşim yerinde yaşamaktasınız?
vb.
VERİ TOPLAMA TEKNİKLERİ

Ankette çok fazla bu tip soruya yer vermemek


gerekmektedir. Kişisel bilgilerin fazla oluşu
deneklerde rahatsızlık yaratabilmekte ve diğer
soruların da doğruluk kalitesini olumsuz
etkilemektedir.
VERİ TOPLAMA TEKNİKLERİ

B – Olgusal Soru Tipleri


Olgusal sorularla deneğin olgular ve olgulara
ilişkin davranışları ile ilgili bilgi istenmektedir.
Bunlar iki grupta ele alınabilir.
– Bilgi Soruları
– Davranış Soruları
VERİ TOPLAMA TEKNİKLERİ
– Bilgi Soruları: Deneğin bu tip sorularla herhangi
bir konuda bilgisi olup olmadığı ve o konudaki
bilgi düzeyi öğrenilmeye çalışılır. Örnek sorular:
• Organik ürünü nasıl tanımlarsınız?
• İshal olan bireyin beslenmesinde temel ilke
ne olmalıdır?
• Bebeğe ek gıda vermeye ne zaman
başlanmalıdır?
• Pamuklu dokumaların yaşlık hissedilmeden
nem çekme oranı nedir?
• Sentetik liflerin fiziksel özellikleri nelerdir?
VERİ TOPLAMA TEKNİKLERİ

– Davranış Soruları: Deneğin bu tip sorularla


herhangi bir konuda nasıl davrandığı
öğrenilmeye çalışılır. Örnek sorular:
• Bebeğinize ek gıdalara ne zaman başladınız?
• Pamuklu dokumalarınızın ütülenmesinde hangi ısı
derecesini kullanırsınız?
• Suyu Yumuşatmak amacı ile ne kullanırsınız?
• Verilerin analizinde hangi istatistik yöntemi
kullandınız?
• Hastalanınca hangi sağlık birimine gidersiniz?
VERİ TOPLAMA TEKNİKLERİ
Olgusal sorulara doğru cevapları almakta bazı
güçlükler yaşanmaktadır.
İnsanlar kendilerine ilişkin olguları olduğu gibi
değil, olması gerektiği biçimde yansıtmaya
çalışmaktadırlar.
Bu nedenle cevaplayıcılara doğruluğun ne
derece önemli olduğu, değerlendirmenin
bireysel değil genel durumu belirlemeye
yönelik olduğu ve bilgilerin hangi amaçla
kullanılacağı vurgulanmalıdır.
VERİ TOPLAMA TEKNİKLERİ
C – Yargısal Soru Tipleri: Bu tip sorularla
deneğin herhangi bir konudaki düşüncesi,
tepkisi, tutum, fikir, algı, inanç ve duygusu
öğrenilmeye çalışılır. Bu tip sorular örgütsel
değerlendirmelerde çok kullanılmaktadır.
Yargısal sorular bir örgütte çalışanların,
işlerini, işverenlerini, arkadaşlarını, çalışma
sistemlerini nasıl algıladıklarını belirlemek
amacıyla kullanılabilmektedir.
VERİ TOPLAMA TEKNİKLERİ
İnsanların herhangi bir davranış, olay ve
olgular hakkındaki tutumları ya da diğer
insanların o davranışı nasıl
değerlendireceklerine ilişkin algıları hakkında
elde edilen bilgiler, kişinin o davranışı yapma
konusundaki eğilimleri ile ilgili tahminlerde
bulunmayı sağlamaktadır.
Bu nedenle organizasyondaki olumlu ve
olumsuz inanç ve algıları belirlemeyi sağlayan
yargısal sorularla toplanan veriler örgütsel
problemlerin çözümünde temel ya da
destekleyici unsur olmaktadırlar.
VERİ TOPLAMA TEKNİKLERİ
Örnek sorular:
– Toplumumuza ilişkin değer kalıpları konusunda
görüşleriniz nedir?
– Fakülte yönetimi öğrencilerin problemleri ile
ilgileniyor mu?
– Sizce yönetim, işine geç gelen personele nasıl
davranmalıdır?
– Sizce yeni değerlendirme sistemi öğrenciden
yana bir düzenleme midir?
– Okulunuzdaki eğitim kalitesi düzeyi nasıldır?
VERİ TOPLAMA TEKNİKLERİ
1.6. Soru Yazımında Temel İlkeler
– Amaca Cevap Vermeli
– Kısa ve Basit Olmalı
– Karmaşık ve Farklı Kavramlar İçermemeli
– Bir Soru Yalnız Bir Konu İçermeli
– Fonksiyonel Olmalı
– Geçerli Olmalı
– Güvenilir Olmalı
– Anket Formunun Düzenlenmesi
VERİ TOPLAMA TEKNİKLERİ
1.7. Tanımlama Bilgileri
Araştırmaya İlişkin Tanımlama Bilgileri:
– Ankette kapak bulunuyorsa kapakta, kapak
bulunmuyorsa iç kesimde sorulara başlamadan
önce bir yönerge yer alır.
– Yönerge araştırmanın hangi amaçla yapıldığını
ve anketin nasıl cevaplanacağını açıklayıcı
niteliktedir.
– Araştırmacı için toplayacağı bilgiler çok
önemlidir.
VERİ TOPLAMA TEKNİKLERİ

– Bu da cevaplayan kişinin bu bilgiyi verip


vermemesine bağlıdır.
– O nedenle anketi cevaplayan kişinin verdiği
hizmetin kendisine dönüşü hakkında bilgisi
olması gerekir.
– Bunun için araştırıcı anket kapağında, toplanan
verilerin ne tür bir araştırma için kullanılacağını
(program geliştirilmesi, ölçme sisteminin
geliştirilmesi, akademik çalışma, tez vb.)
belirtmelidir.
VERİ TOPLAMA TEKNİKLERİ

– Bilgi toplayan araştırıcı önce bilgiyi verecek


kişiyi bilgilendirmelidir.
– Kapsamı geniş olan araştırmalarda ayrıca şu
bilgilere de yer verilir.
• Araştırma ya da projenin adı,
• Araştırmayı yürüten kurumun adı,
• Görüşmecinin adı ve soyadı,
• Görüşme süresi.
VERİ TOPLAMA TEKNİKLERİ

– İyi hazırlanmış bir anket kapağı araştırmaya


verilen önemi vurgularken merak da
uyandırmaktadır.
– O nedenle fazla bilgi içermeyen yalın bir anket
kapağı hazırlanmalıdır.
– Kapak konuyu tanımlamaya yardımcı olacak bir
grafik tasarımı ve araştırma konusunu
kapsayacak şekilde tasarlanmalıdır.
VERİ TOPLAMA TEKNİKLERİ

Örnekleme İlişkin Tanımlama Bilgileri


Araştırma sorularına giriş niteliğindeki bu
bölüm anketi cevaplayan bireyin kişilik
özelliklerine ilişkin cinsiyet, yaş, eğitim
durumu vb. soruları kapsamaktadır.
VERİ TOPLAMA TEKNİKLERİ

Giriş Soruları
Anketlerin giriş soruları genellikle araştırma
problemlerindeki bağımsız değişkenlerle ilgili,
kolay cevaplanabilir türde olmalıdır. Yorum
gerektirmeyen somut fikirlere dayanan,
deneğin hoşlanacağı soruların bu bölümde
olması, deneğin cevaplanacak ankete karşı
olumlu bir tutum geliştirmesini sağlamaktadır.
VERİ TOPLAMA TEKNİKLERİ
Örnek Soru
Sosyal, kültürel ve sportif faaliyetler gösteren bir
kurumun üyelerinin, memnuniyet düzeyleri üzerine
yapılan bir araştırma anketi, aşağıdaki sorularla
başlayabilir.
Soru 1. Bu kuruma kaç yıldır üyesiniz?
a. Bir yıldan az
b. 1-3 yıl
c. 4-7 yıl
d. 8-10 yıl
e. 11 yıldan fazla
VERİ TOPLAMA TEKNİKLERİ
Soru 2. Kurumun hangi faaliyetlerine
katılmaktasınız?
a. Sosyal
b. Kültürel
c. Sportif
d. Diğer (lütfen belirtiniz).
Soru 3. Kurumla ilgili memnuniyet düzeyinizi en iyi
yansıtan durum aşağıdakilerden hangisidir?
a. Çok memnunum
b. Memnunum
c. Kararsızım
d. Memnun değilim
e. Hiç memnun değilim
VERİ TOPLAMA TEKNİKLERİ
Soru Kağıdı Düzeni ve Diğer Sorular
– Soru kağıdı düzeninde, soruların açık ve yalın
oluşu kadar anketin göze hitap etmesi de önem
taşımaktadır. İyi bir anket formunda yazıların;
– Monotonluğu kıracak şekilde, aynı sayfada
farklı tip yazıların kullanılması,
– Yazı tipinin yumuşak, dolgun kolay okunur tipte
olması,
– Soru sayfası bütününde, soru köklerinin,
seçeneklerin, soru kalıplarının düzen ve yazı
karakteri açısından birbirinden kolayca ayırt
edilebilecek nitelikte düzenlenmesi,
VERİ TOPLAMA TEKNİKLERİ
– Soruların yanıtlarını yazabilmek ve
kodlayabilmek için boş yer bırakılması,
– Görüşme ortamında ya da sonra görüşmecinin
not alabileceği boş yer bırakılması,
– Soru sayfasının bütününün, estetik açıdan
istenir, hoş bir etki bırakacak şekilde
tasarlanması,
– Anketin sunumunu kolaylaştırması nedeniyle
ideal soru kağıdı formunun A4 büyüklüğündeki
bir kağıdın ikiye katlanarak elde edilen ölçü
(A5) ile sınırlandırılması.
VERİ TOPLAMA TEKNİKLERİ
Sorulara İlişkin Düzenlemelerin
– İlgili soruların bir araya getirilerek
cevaplayıcının bir konu üzerinde
odaklanmasının sağlanması,
– Aynı konuya ilişkin soruların, mantıki bir sıra
izlemesi, (hangi eğitim düzeyinde, hangi
konuda eğitim aldığı, hangi alanlarda özel
eğitim programlarına dahil olduğu vb.)
– Soruların genelden özele, kolaydan zora doğru
sıralaması,
– Açık uçlu soruların sonlara doğru
yerleştirilmesi
VERİ TOPLAMA TEKNİKLERİ
Bazı soruların bütün denekler tarafından
cevaplanması gerekmeyebilir.

Örneğin; ayırma soruları (bu sorular görüşmeciyi


ve deneği uyarmak amacıyla uyarı büyük harflerle
dikkat çekecek şekilde yazılır.
Soru 1: Süt ve mamulleri tüketim durumunuz
nasıldır?
a. Hiç Tüketmem (SORU 5'e GEÇİNİZ).
b. Haftada bir kez,
c. Haftada iki kez,
d. Her gün,
e. Her öğün.
VERİ TOPLAMA TEKNİKLERİ

Soru 2: Yoğurt tüketim durumunuz nasıldır?


Soru 3: Peynir tüketim durumunuz nasıldır?
Soru 4: Sütlü tatlı tüketim durumunuz
nasıldır?
Soru 5: Et ve et esaslı ürünleri tüketim
durumunuz nasıldır?
VERİ TOPLAMA TEKNİKLERİ

– Soru sayısı olabildiğince az olmalı.


– Anket soruları sadece denekten almak
zorunluluğu olan sorularla sınırlanmalı.
– Genel bilgiler, istatistikler vb. başka
kaynaklardan toplanmalıdır.
– Araştırma için çok önem taşıyan bazı sorulara
doğru cevaplar alınamamakta ya da cevabın
güvenilirliğinin test edilmesi gerekmektedir.
VERİ TOPLAMA TEKNİKLERİ

1.8. Anketör (Görüşmeci) Seçim ve Eğitimi


Soru kağıdı araştırıcı tarafından
uygulanabildiği gibi geniş kapsamlı
araştırmalarda görüşmeci (anketör) tarafından
da uygulanabilmektedir.
Bir araştırma için soru kağıdı uygulayıcısı
büyük önem taşımaktadır.
VERİ TOPLAMA TEKNİKLERİ
Araştırmanın yürütülmesinde deneklerin
işbirliğine gerek vardır ve bu işbirliği soru
kağıdı uygulayıcısı tarafından sağlanmak
durumundadır.
Veri toplama aşamasının yönetimi soru kağıdı
uygulayıcısındadır.
O nedenle uygulamanın görüşmeci tarafından
yapılması durumunda, görüşmeci seçimi ve
eğitimi önem kazanmaktadır.
VERİ TOPLAMA TEKNİKLERİ
Anketör Seçimi
Görüşmeci seçiminde, kriter belirlemede en
etken faktör araştırma konusu ve görüşülecek
deneklerin yapısal özellikleridir.
Görüşmeci; dikkatli, dürüst, yan tutmayan,
deneklerle işbirliği kurabilecek nitelikte,
araştırma konusunun gerektirdiği kişisel,
fiziksel özelliklere, zeka ve bilgi düzeyine
sahip olmalıdır.
VERİ TOPLAMA TEKNİKLERİ

Anketör Eğitimi
Görüşmeci eğitimi, genel görüşme kuralları ve
araştırmanın / projenin gereksinimleri ile ilgili
olmalıdır.
Ayrıntılı olarak araştırmanın amacı, soru
kağıdındaki her sorunun amacı ve nasıl
sorulacağı anlatılmalıdır.
VERİ TOPLAMA TEKNİKLERİ

Görüşmeci eğitiminin bazı aşamaları


uygulamalı yapılmalıdır.
Sürekli teorik bilgi vermek yerine tartışma
ortamı oluşturulmalı, her görüşmeci,
cevaplayıcı ve görüşmeci rollerinde çok
sayıda uygulama yapmalıdır.
VERİ TOPLAMA TEKNİKLERİ
Anketör eğitimi üç aşamada ele alınmalıdır.
1 – Araştırma Konusu
– Araştırmanın konusu ve amacı
– Veri türleri ve özellikleri
– Anket yöntemi
– Anketin incelenmesi, her sorunun amacı
– Her sorunun nasıl sorulacağı Her cevabın
nasıl işleneceği Kodlama ve denetimin nasıl
yapılacağı Kayıtların (açık uçlu soru) nasıl
yapılacağı
VERİ TOPLAMA TEKNİKLERİ
2 – Görüşme Yöntemi
– Görüşmeci tanımı, özellikleri
– Görüşmeci – denek arası ilişkiler, yaklaşım
yöntemleri
– Etkili görüşme unsurları
– Beklenmedik durumlara ilişkin çözümler
3 – Görüşme İlkeleri
– Anketörün tanışma, denekle iletişim kurma ilkeleri
– Araştırmayı, denek seçimini tanıtma ilkeleri
– Deneklere soru sorma, kaydetme ilkeleri
– Denek davranışlarını yönetme ve yöneltme ilkeleri
VERİ TOPLAMA TEKNİKLERİ
1.9. Anket Ön Test / Ön Uygulama
Alan uygulamasına geçilmeden önce anketin
test edilmesi gerekmektedir.
Bu uygulamanın amacı veri toplama aracının
nasıl çalıştığını görmektedir.
Ön uygulamada her bir sorunun etkinliği ve
veri toplama aracının toplam etkinliği
değerlendirilir.
VERİ TOPLAMA TEKNİKLERİ

Ön test ile aşağıdaki noktalara bakılmaktadır.


– Tüm kelimeler anlaşılmış mı? Her soruyu herkes
aynı biçimde mi anlamış?
– Kavram kargaşası var mı? Tüm sorular denekler
tarafından aynı şekilde yorumlanmış mı?
– Sorular doğru anlaşılır ve doğru cevaplanır
nitelikte mi? Anlam belirsizliği var mı?
– Ön yargı içeren, koşullandırıcı ya da yöneltici
sorular var mı?
VERİ TOPLAMA TEKNİKLERİ

– Her bir soruda elde edilmesi amaçlanan bilgi


sağlanıyor mu?
– Deneklerin sorulara ilişkin tutum ve davranışları
nasıldır?
– Araştırma için gerekli olan bütün bilgiler
sağlanabiliyor mu? İlave sorular gerekiyor mu?
– Beklenmeyen cevaplarla karşılaşılıyor mu?
– Uygulamanın ortalama süresi ne kadar
olmaktadır?
VERİ TOPLAMA TEKNİKLERİ

1.10. Anket Uygulama Yöntemleri


Anket uygulamada, karşılıklı görüşme,
gönderme, telefon, internet hangi yöntem
kullanılırsa kullanılsın, insanlar cevaplama
konusunda çok istekli olmamaktadırlar.
VERİ TOPLAMA TEKNİKLERİ

Cevaplayıcıların katılımını sağlamak için


araştırmanın öneminin ve yaşam kalitesine
katkısının iyi aktarılması ve çalışmanın her
aşamasının hatasız, özenle profesyonelce
yürütülmesi gerekmektedir.
– Görüşme Yöntemi
– Gönderme Yöntemi
– Telefon Yöntemi
VERİ TOPLAMA TEKNİKLERİ
Görüşme Yöntemi
Anket uygulaması görüşmeci / anketör
tarafından yapıldığı durumlarda anket
uygulamasının temel ön çalışmalarına ek
aşağıdaki çalışmalarda yapılmalıdır.
– Anket uygulama bölgesine ulaşım durumu,
– Görüşmeci ve denetçi sayısının belirlenmesi,
– Görüşmenin ortalama süresi,
– Görüşme gün ve saatleri.
VERİ TOPLAMA TEKNİKLERİ
Görüşme Yönteminin Olumlu Yanları
– Görüşmeci deneğin yapısı ve içinde yaşadığı
koşullar hakkında bilgi edinir. Bu bilgiler
araştırmaya destek verebilir.
– Görüşme süresince gelişebilecek olumsuz
tutumlar görüşmeci tarafından gerekli
açıklamalarla geçilebilir.
– Cevaplanma oranı çok yüksektir.
– Cevaplama işleminin sadece denekler
tarafından yapılması kontrol edilebilir.
– Düzeltme ve tamamlamalar uygulama anında
yapılabilir.
VERİ TOPLAMA TEKNİKLERİ

Gönderme Yöntemi
Örneklem grubunun ülke genelinden ya da
geniş bir bölgeden seçildiği durumlarda anket
çeşitli yollarla deneklere gönderilmektedir.
Gönderme yolları posta, internet, kamu kurum
ve kuruluşlarının merkez ve taşra teşkilatları,
şirket, dernek, vakıf vb. birimlerin ulaşım
kanallarıdır.
VERİ TOPLAMA TEKNİKLERİ
Gönderme Yönteminin Olumlu Yanları
– Görüşme yöntemi ile anket uygulamaya göre daha
az kaynak gerektirir.
– Çok geniş kitlelere daha hızlı ulaşılır.
Gönderme Yöntemin Olumsuz Yanları
– Anketin geriye dönüş oranı düşüktür.
– Anketin kimin ya da kimler tarafından hangi etkiler
altında cevaplandığı bilinemez.
– Yanlış anlama, algılama, yorumlama hataları
düzeltilemez.
– Cevapların güvenilirliği konusunda kuşku
duyulabilmektedir.
VERİ TOPLAMA TEKNİKLERİ

Telefon Yöntemi
Telefon yöntemi anket uygulamada çok fazla
kullanılmamaktadır.
Dar kapsamlı, küçük örneklem grubu olan
araştırmalarda ve bilgiye hızla ulaşmak
istendiği, problemin acilen çözülmesi
gerektiği durumlarda (afet vb.)
uygulanmaktadır.
VERİ TOPLAMA TEKNİKLERİ

Telefon Yönteminin Olumlu Yanları


– Bilgiye çok hızlı ulaşılır
– Cevaplayıcı kontrol edilebilir ve doğru bilgiye
ulaşılabilir.

Telefon Yönteminin Olumsuz Yanı


– Uygulama sürecinin karmaşık bir yapısı
olduğundan uygulama sırasında ciddi
problemlerle karşılaşılabilir.
VERİ TOPLAMA TEKNİKLERİ
Deneysel Yöntem
Deneysel yöntem; bir araştırma konusuna
ilişkin veri elde etmek amacı ile, araştırıcının
kontrolünde, neden – sonuç ilişkilerini
belirlemeye dönük, toplanmak istenen
verilerin üretilmesi çalışmalarıdır.
Diğer veri toplama yöntemlerinde var olan
durum çeşitli yöntemlerle gözlenmekte,
belirlenmektedir.
VERİ TOPLAMA TEKNİKLERİ
Deneysel yöntem ise etkisi ölçülecek etkenin, belirli
kurallar ve koşullar altında uygulanması, etkenin
etkene yaptığı etkinin ölçümü ve elde edilen
sonuçların karşılaştırılarak bir sonuca ulaşılması
çalışmalarıdır.

Deneysel yöntemde araştırmacı var olan ortamda


belli konularda belli kurallarla çalışabileceği gibi,
çoğu zaman belli koşullar yaratarak, belli kurallarla
çalışacağı yapay bir ortam oluşturmaktadır. Her iki
durumda da veri elde etme işlevi araştırıcının
kontrolü altında gerçekleşmektedir.
VERİ TOPLAMA TEKNİKLERİ
Deneysel yöntemle yapılan bir araştırmada, her
durumda bir karşılaştırma söz konusudur. Bu belli
bir öğenin kendi içindeki değişimleri ya da öğeler
arası ayrımların karşılaştırılması anlamında
olabilmektedir.

Deneysel yöntemle veriler, bağımsız değişkenlerin


bağımlı değişkeni etkilemesi, kontrollü koşullarda
sistemli değişiklikler yapılması ve sonuçların
izlenmesi, bağımsız değişkendeki sistemli
değişmelerin bağımlı değişkeni nasıl etkilediğinin
belirlenmesi sonucunda sağlanmaktadır.
VERİ TOPLAMA TEKNİKLERİ
Toplanacak veriler daha önce oluşmuş veriler
değildir.
Doğal ya da laboratuvar ortamında yeni oluşmakta
ya da oluşturulmaktadır.
Deneysel yöntemde dış çevrenin değiştirilmesi ya da
istenen deneklerin bir araya getirilmesiyle farklı
inceleme ya da deney durumları yani işlemin değişik
durum ve aşamaları oluşturulmaktadır.
Deneysel yöntem somut veriler elde etmek amacıyla
her alanda kullanılmaktadır.
• Teknoloji Laboratuvar X alaşımının basınca dayanma
Üretimi çalışması gücünün artırılması
• Tarım Laboratuvar X tohumuna bağımsız değişkenlerin
çalışması (gübre türleri, su miktarları, sulama
zamanları vb.) etkisi
• Doğa Alan çalışması Yosun düzeyinin balıkların gelişimine
etkisi
• Tıp - Sağlık Laboratuvar Değişik beslenme biçimlerinin vücut
alan çalışması dokularının oluşum ve gelişimine
etkisi. Bir ilacın değişik dozlarda
verilmesinin X hastalığı üzerine etkisi
• Toplum Alan çalışması
• Okul Alan çalışması
• Fabrika Alan çalışması Değişik yöntemlerin dil öğretimine
etkisi
VERİ TOPLAMA TEKNİKLERİ

Deneysel Yöntem Türleri


Deneysel yöntem türleri denenmek istenen
bağımsız değişken sayısına göre tek ya da
çok değişkenli olmak üzere iki grup altında
toplanmaktadır.
Tek değişkenli deneylerde, denenmek istenen
bir tek bağımsız değişken bulunmaktadır.
VERİ TOPLAMA TEKNİKLERİ
Örneğin;
Bağımsız Bağımlı
Değişken (ısı) Değişken
50 °C nin X Yumurtaya Etkisi
60 °C nin X Yumurtaya Etkisi
70 °C nin X Yumurtaya Etkisi

Tek değişkenli deneyde, olguyu


etkileyebilecek diğer faktörler, aynı tutulmakta
bütün deney tekrarlarında aynı koşullar
sağlanmakta ve tek değişkenin (ısı) etkisi
ölçülmeye çalışılmaktadır.
VERİ TOPLAMA TEKNİKLERİ

Çok değişkenli deneylerde bir çok bağımsız


değişkenin birlikte etkileri saptanmaya
çalışılmaktadır.
Burada hangi bağımsız değişkenler, hangi
yöntemde daha etkili olmaktadır sorusunun
cevabı aranmaktadır. Örneğin;
VERİ TOPLAMA TEKNİKLERİ

Yöntem A ya öğretim, yöntem B ye tedavi,


bağımsız değişkenlere genç-orta yaşlı - ihtiyar
değişkenleri uygulandığında değişik
yöntemler, değişik yaş grupları için daha etkili
oluyor mu sorularına cevap
bulunabilmektedir.
VERİ TOPLAMA TEKNİKLERİ
Bu tür çok değişkenli deneylere faktöriyel
modellerde denilmektedir. Günümüzde süratle
yaygınlaşan bu model de yöntem değişkeni
ikili, yaş değişkeni ise üçlü bir ayrım içinde
ele alınmakta ve yazılı olarak "2x3 faktöryel
model" ile ifade edilmektedir. Bu (2x3
faktöriyel) modelde, 2x3 = 6 hücre
bulunmaktadır. Böyle planlanmış bir deneye
her gözenekte yeterli sayıda örnek ( 25 - 30 )
alınmalıdır.
VERİ TOPLAMA TEKNİKLERİ
Deneysel Veri Toplamada Kontrol
Her deneme (deney)de bağımlı, bağımsız ve
kontrol değişkenlerinden oluşan bir düzen
bulunmaktadır. Bunlardan;
VERİ TOPLAMA TEKNİKLERİ

Araştırmada gerçek nedensel ilişkiyi


bulabilmek için bağımsız deney değişkeninin,
bağımlı değişken üzerindeki etkisinin net bir
şekilde ortaya çıkarılabileceği bir düzenleme
gerekmektedir.

Bunu sağlamak ancak, kontrol değişkenlerinin


bağımlı değişkeni etkilemesini önlemekle
mümkün olmaktadır.
VERİ TOPLAMA TEKNİKLERİ

Kontrol değişkenlerinin etkileşime katılması


neden – sonuç ilişkilerini etkilemesi araştırma
sonuçlarının güvenilirlik ve geçerliliğini
azaltmaktadır.

O nedenle deney planlamada kontrol


değişkenlerinin, bağımsız değişkeni (sonuç)
etkilemesini önleyecek bir düzenleme ve
kontrol oluşturulmalıdır.
VERİ TOPLAMA TEKNİKLERİ
Örneğin Beyaz (Flovan) pigmenti taşıyan bir
sebze (kereviz)deki pigmente ısının etkisine
ilişkin bir deney düzenlendiğinde oksijenin
(kontrol değişkeni) etkisinin kontrol
edilmediği durumlarda sebzede renk
değişikliği olmaktadır.
Isının (bağımsız değişken) sebzelerdeki beyaz
pigmente etkisinin ölçümü ancak oksijenin ve
oksijen gibi diğer kontrol değişkenlerinin
kontrol altına alınması ile mümkün
olabilmektedir.
VERİ TOPLAMA TEKNİKLERİ
Deneysel yöntemde "NEDEN" sorusuna cevap
aranmaktadır. Problemlerin kontrol edilmiş
deney ortamında birçok kez denenerek belirli
bir etkiye karşılık nasıl bir tepkinin, davranışın
gelişeceğini saptamaya çalışan bir süreçtir.
Araştırıcı, belirli etkileri, yolları (yöntem) ya da
çevresel koşulları değiştirerek, düzenleyerek,
kontrol ederek; objelerin, bireylerin (denek)
davranışlarının nasıl etkilendiğini, değiştiğini
gözler ve anlamaya çalışır.
VERİ TOPLAMA TEKNİKLERİ

Nedensellik (Sebep) Etkenleri


Etkileşimde iki tür ilişki bulunmaktadır.
Bunlar;
– Birlikte değişim ilişkisi
– Nedensel değişim ilişkisi
VERİ TOPLAMA TEKNİKLERİ
Birlikte Değişim İlişkisi

Birlikte değişim ilişkisinde,


değişkenlerden hangisinin neden, hangisinin
sonuç olduğu belirgin değildir. Bu, korelasyon
ve regresyon analizinde görüldüğü gibi, eğer
bir olay başka bir olaya bağlı olarak değişiyor
ise, bu olaylar arasındaki ilişki, fonksiyonel bir
ilişki olabileceği gibi sebep – sonuç ilişkisi de
olabilmektedir.
VERİ TOPLAMA TEKNİKLERİ

Nedensel Değişim İlişkisi


Bir olayın (M) oluşması başka bir olaya (S)
bağlı ise, bu iki olay arasında sebep-sonuç
ilişkisi bulunmaktadır. Eğer M (susuzluğu
giderme) olayı S (su içme) olayına bağlı olarak
gelişiyor ise; S olayı, M olayı için bir sebep
etkeni olmaktadır.
VERİ TOPLAMA TEKNİKLERİ
Eğer, iki ve daha fazla olayların hepsinde
görülen ortak bir olay ya da etken var ise
sonucu etkileyen neden (sebep) bu ortak
olaydır.
– A ve N olayını x olayı izliyorsa
– B ve N olayını x olayı izliyorsa
– C ve N olayını x olayı izliyorsa
– N ile x arasındaki ilişki sebep – sonuç ilişkisidir.
N, x'in sebebi olarak görülmektedir.
VERİ TOPLAMA TEKNİKLERİ
Örneğin, fast food da A öğrencisi krema yer cola ve
su içerse, B öğrencisi pasta yer limonata ve su
içerse, C öğrencisi hamburger yer su içerse ve bu
öğrencilerde zehirlenme görülür ise zehirlenme
sebebinin su olduğu gösterilecektir. Çünkü herkes
tarafından ortak tüketilen besin su olmuştur.

Ancak olayları bir sebebe bağlamak da yanılgılara


neden olmaktadır. Aynı durum viski ve su, rakı ve su,
votka ve su alan bireylerle örneklendiğinde
sarhoşluğun sebebi olarak tüketileni içecek olan
suya bağlanamamaktadır.
VERİ TOPLAMA TEKNİKLERİ

Deneysel Ortamlar
Deneysel çalışmalarda ya doğal ortam (alan)
ya da düzenlenmiş deney ortamları
(laboratuar) kullanılmaktadır.
VERİ TOPLAMA TEKNİKLERİ
Doğal Deney Ortamı (Alan)

Doğal deney ortamını üstün özellikler içeren


bir tür laboratuar gibi görmek gerekmektedir.
Doğal ortam nedeniyle, değişkenler daha
kuvvetli daha etkilidir. Bu nedenle çok yönlü
araştırmaların yapılmasını ve geniş
denencelerin sınanmasını sağlamaktadır.
Doğal deney ortamında birçok kuramsal ve
uygulamalı problemler çözülebilmektedir.
VERİ TOPLAMA TEKNİKLERİ

Doğal deney ortamında yapılan denemelerde


değişkenlerin kontrolünde büyük güçlükler
yaşanmaktadır. Her durumda değişkenlerin
kontrol edilmeleri gerekmektedir.
VERİ TOPLAMA TEKNİKLERİ
Düzenlenmiş Deney Ortamı (Laboratuar)
Düzenlenmiş deney ortamı araştırıcının,
ilgilendiği değişkenleri çok sıkı kontrol altına
alabildiği yapay bir ortamdır.
Düzenlemiş deney ortamı (laboratuar)
temelde, doğal ortamı (evren) yansıtmak
amacı ile düzenlenmiş bir ortamdır.
Evrendeki değişkenler, düzenlenmiş
laboratuar ortamlarında çoğunlukla nitelik
değiştirmektedir.
VERİ TOPLAMA TEKNİKLERİ
Örneğin ormandaki hava, esinti değişkenleri,
laboratuar ortamında karışım, güç, etki
açısından aynı yapıda oluşturulamamaktadır.
Bu nedenle denenen değişkenlerden alınan
sonucu evrene genellemek güçleşmektedir.

Özellikle geniş kitlelerin temsil edildiği toplum


bilimleri alanlarında doğal anlamda laboratuar
ortamı sağlamak, örneğin bir okul, sınıf, işyeri
oluşturma güçlüğü kolayca görülebilmektedir.
VERİ TOPLAMA TEKNİKLERİ

Düzenlenmiş deney ortamı (laboratuar) fizik, kimya


vb. alanlarda, endüstriyel ürün denemelerinde,
teknoloji üretiminde en çok kullanılan ve hiçbir
sakıncası bulunmayan bir çalışma alanıdır.
Bu tür alanlarda, laboratuar ortamında değişkenler
çok iyi kontrol edilebilmekte ve deneme sayısı, kısa
sürede gerektiği oranda artırılabilmektedir.
Laboratuar; neden-sonuç ilişkilerinin en iyi sınanma
niteliği taşıyan bir deneme ortamıdır.
VERİ TOPLAMA TEKNİKLERİ

Deney Uygulama İlkeleri



Tarafsız olmak

Kontrol grubu oluşturmak

Değişkenleri kontrol etmek

Yeterli sayıda denek kullanmak

Uygun denek seçmek

Uygun deney düzeni belirlemek
VERİ TOPLAMA TEKNİKLERİ
Gözlem Yöntemi

Gözlem; doğal yaşam içinde, durum, olay,


olgu, çeşitli oluşum ve canlı varlıkları, belli
amaçlara yönelik gözleme, izleme ve
kaydetme işlemidir.

Gözlem araştırıcının tüm duyu organlarının


katılımı ile yapılmakta olup, gereken
durumlarda gözlem araçlarından (mikroskop,
teleskop vb.) yararlanılmaktadır.
VERİ TOPLAMA TEKNİKLERİ
Gözlem yönteminin en yaygın kullanıldığı alan
doğa bilimleri alanıdır. Doğadaki çeşitli
oluşumlar, canlıların yaşam biçimleri, gelişim
ve değişimlerine ilişkin bilgiler uzun yıllar
yapılan gözlemler sonucu elde edilmektedir.

Gözlem, çeşitli davranış nedenlerinin


tanımlanmasında, karmaşık davranışların
(insan ilişkileri) araştırılmasında kullanılan bir
veri toplama yöntemidir.
VERİ TOPLAMA TEKNİKLERİ
Gözlem, temelde verilerin doğrudan elde
edilmesine dönük bir yöntemdir. Gözlenenin,
doğal yaşam kesitlerinden, oluşum anında
gözlenmesi, kaydedilmesi, daha objektif
saptamalar yapma olanağını sağlamaktadır.

Gözlem yoğunluğu araştırma kapsamına göre


değişmektedir. Bir oluşum için tek bir gözlem
yeterli değildir. Araştırma sonucunun
güvenilirliğini sağlamak için her durumda
yoğun gözlem gerekmektedir.
VERİ TOPLAMA TEKNİKLERİ

Gözlem Yönteminin Türleri


Gözlemde, gözlemci ve gözlenen olmak üzere
iki taraf bulunmaktadır. Gözlem türlerini
gözleyenin gözlenene yakınlığı
belirlemektedir. İki tür gözlem vardır. Bunlar;
– Katılımsız Gözlem
– Katılımlı Gözlem
VERİ TOPLAMA TEKNİKLERİ
Gözlem katılımlı ya da katılımsız türde olabilir. Her iki
türde de gözlenen, gözlemden haberdar olmayabilir
ya da olabilir.
Gözlemin sürekli ya da aralıklı olmasını belirleyen
faktör ise araştırma konusu ve gözlenen durumun
yapısı olmaktadır.
Bir üretimin aşamalarını, bir ameliyatın işlem sırasını
belirlemek sürekli gözlem gerektirmektedir.
Derste öğretmen – öğrenci etkileşimine ilişkin
verilerin toplanması için ise belli zamanlarda, kısa
süreli örnekler alınarak aralıklı gözlem
yapılabilmektedir.
VERİ TOPLAMA TEKNİKLERİ
Katılımsız Gözlem
Araştırıcı, özellikle doğa olaylarına ilişkin
gözlemlerinde sürekli yoğun bir gözlem
yapmak durumundadır.
Hayvanlar ya da bitkiler dünyasına ilişkin
yaşama, üreme, karşılıklı etkileşimin getirdiği
oluşumlar ve doğa dengesinin kurulmasına
ilişkin verilerin toplanması çok yoğun sürekli
gözlem gerektirmektedir.
VERİ TOPLAMA TEKNİKLERİ

Toplumsal olayların gözlenmesinde ise araştırıcının


olaylara bakış açısı geniş bir perspektif içinde
olmalıdır.
Bu tür gözlemde araştırıcının olayların içinde
olmaması, bazı toplumsal olayları (yöresel inançlara
ilişkin davranışlar, dini törenler vb.) derinliğine
gözleyebilme durumunu, engellemektedir.
Bu davranışlara ilişkin yargısal verilere katılımlı
gözlemle ulaşma düzeyi daha yüksek olmaktadır.
VERİ TOPLAMA TEKNİKLERİ

Katılımlı Gözlem
Araştırıcının; gözlenecek olaya, yaşanan
koşullar içinde onlardan biri gibi katılarak
araştırdığı durumdaki olayları olguları,
bireyleri davranışları problem açısından
gözleyerek kaydetmesidir.
Yöntemin temel ilkesi “katılma ve yaşamı
paylaşmamdır”.
VERİ TOPLAMA TEKNİKLERİ

Katılımlı gözlem, katılımsız gözleme oranla


daha çok yargısal bilgi edinmeyi sağlar.
Katılım, birlikte yaşama, olay ve olguların
içinde olma, davranışların nedenlerini,
anlayabilme, hissedebilme daha derinliğine ve
daha geçerli biçimde saptamaya neden
olmaktadır.
VERİ TOPLAMA TEKNİKLERİ

Örneğin; hastanede, hasta olarak yatmak,


hastane şartlarını, cezaevinde tutuklu olarak
kalmak cezaevi şartlarını, okulda öğrenci
rolünde olmak öğrenci-öğrenci, öğrenci-
öğretmen, öğrenci-yönetim ilişkilerini
anlamayı kolaylaştırmaktadır.
VERİ TOPLAMA TEKNİKLERİ
Ancak araştırıcının belirtilen toplum
yaşamında uzun süre bulunması, konulara
duygusal yaklaşmasını, araştırıcının olaylara
bakış açısının değişime uğramasını da
getirebilmektedir.

O nedenle araştırıcının zaman zaman içinde


bulunduğu durumun dışına çıkması ve olayları
objektif bir gözle dışardan incelemesi
gerekmektedir.
VERİ TOPLAMA TEKNİKLERİ

Veri Toplama İlkeleri


– Gözlemcinin Duyarlılığı
– Tarafsızlık (Objektiflik)
– Değerlendirme Standartları
– Gözlenebilirlik
– Kayıt Düzeni
– Doğallık
VERİ TOPLAMA TEKNİKLERİ

A – Gözlemcinin Duyarlılığı
Gözlem bir çok duyu organı ile yapılır.
Gözlemin başarısı gözlemcinin yetenekleri
ve kullandığı yardımcı gözlem araçlarının
duyarlılığı ile sınırlıdır. Seçilen yardımcı
gözlem araçlarının ve gözlemi yapacak
araştırıcı ya da gözlemcinin duyarlılığı en üst
düzeyde olmalıdır.
VERİ TOPLAMA TEKNİKLERİ

B – Tarafsızlık (Objektiflik)
Gözlemcinin ne gördüğünü, onun ne bildiği,
ne düşündüğü, ne beklediği ve özgeçmişi
etkilemektedir. Gözlem olabildiğince
objektif (yansız) bir bakışla yapılmalıdır.
VERİ TOPLAMA TEKNİKLERİ
C – Değerlendirme Standartları
Gözlemcinin konuya ilişkin değerlendirme
standardı derecelemeyi etkilemektedir.
Dereceleme içeren gözlemlerde tümüyle
yüksek, tümüyle düşük kaydetmeler söz
konusu olabilmektedir. Farklı gözlemcilerin
gözlem yaptığı durumlarda gözlemciler
arasında bir bakış standardı oluşturulmaya
çalışılmalıdır.
VERİ TOPLAMA TEKNİKLERİ
D – Gözlenebilirlik
Yapılan gözlemlerin gerçeği
yansıtmamasındaki en önemli etken
gözlenen ünitenin gözlenebilirlilikten uzak
olmasıdır. Gözlem ünitesinin büyüklüğü ve
gözlenebildikten uzak olması gözlemcinin orta
yol izlemesine neden olmakta ve uç değerler
dikkate alınamamaktadır. Gözlem ünitesinin
yakından gözlenebilmesi her durumda
sağlanmalıdır.
VERİ TOPLAMA TEKNİKLERİ

E – Kayıt Düzeni
Kayıt düzeninde aksamalar gözlem verilerinin
geçerliliğini önemli ölçüde azaltmaktadır.
Gözlem formu ve kayıt düzeni doğru kurulmalı
ve verilerin geçerliliği sağlanmalıdır.
VERİ TOPLAMA TEKNİKLERİ

F – Doğallık
Bazen gözlemci ile gözlenenin istenmedik
etkileşimleri ya da gözlemde, gözlenenin
gözlendiğini anlaması, doğal ilişkilerin
bozulmasını gözlemlerin amacına
ulaşamamasını getirmektedir. Gözlenen
ünitenin, gözlem süresince doğal
durumunun korunması amaçlanmalıdır.
VERİ TOPLAMA TEKNİKLERİ
Gözlem Ünitesi
Gözlem ünitesinde, araştırmanın gerektirdiği
gözlenecek durumlar belirlenir. Ünitenin gözleme
hazırlanmasında, gözlenecek bütünler küçük
dilimlere ayrılarak gözlenebilirliliği sağlanır.
Gereksiz ayrıntılarla, ayırma işlemi, gözlenecek
konunun bütünlüğünün bozulup dağılmasına,
konudan uzaklaşarak anlamsız bir duruma
gelmesine kadar götürülmez.
Böylece gözlem ünitesinin hazırlanması için gereken
iki temel ölçüt olan gözlenebilirlik ve anlamlılık
sağlanmış olur.
VERİ TOPLAMA TEKNİKLERİ

Gözlem Araçları
Gözlem araçları iki grupta ele alınmaktadır.
Bunlar;
• Yardımcı gözlem araçları
• Gözlem kayıt formu
VERİ TOPLAMA TEKNİKLERİ
Yardımcı Gözlem Araçları
Gözlemcinin duyu organları, çoğu zaman
yapılması gereken gözlem için yeterli
olmamaktadır.
Bireyin duyu organları son derece duyarlı
olabilir. Ancak duyu organlarının duyarlılığını
artırmak için yardımcı araçlara da gerek
duyulmaktadır. Bunlar mikroskop, teleskop
vb. araçlardır.
VERİ TOPLAMA TEKNİKLERİ

Gözlem Kayıt Formu


Gözlemlerde, yapılan gözleme ilişkin bilgilerin
kaydedilmesi, bilgilerin sayısallaştırması
amacıyla bir form geliştirilir. Bu form
gözlenecek durumları belirttiği için
gözlemciye bir yol gösterici, gözlem kayıtları
işlendiği için de tarama ve kontrol listesi ya da
dereceleme ölçeği işlevini görmektedir.
VERİ TOPLAMA TEKNİKLERİ

Gözlem formu, araştırma konusuna ve


gözlem amaçlarına göre her araştırma için
özel hazırlanmalıdır. Genelde bir sütunda
gözlenecek olay ve oluşumların ayırma
noktaları belirlenmiş ayrıntılı dökümü, diğer
çapraz sütunda ise değer birimleri yer alacak
şekilde bir düzenleme yapılmalıdır.
Değer Birimleri;
Ba şarılı Ba şarısız
Va r Yo k
Görüldü Görülm edi
Ço k Az Mikt a r b e lirt e n
No rm a l Sık sık Ço k s ık
2 4 6 Sa yı belirt en
Ço k Ço k
ye t e rli Ye t e rli Ort a Ye t e rs iz ye t e rs iz De re c e le n d irilm iş
Sa yısal değer
1 2 3 4 5 verilm iş
VERİ TOPLAMA TEKNİKLERİ
Veri Kaydedilmesi
Veri kaydedilmesinin başarılı olması, gözlem
formunun doğru hazırlanması ile yakından ilişkilidir.
İyi hazırlanmış bir gözlem formuna, gözlemle elde
edilen veriler, gözlem anında kolayca
kaydedilebilmektedir.
Gözlemden hemen sonra varsa işlenmesi gereken
belleğe dayalı notlar ve diğer kayıt araçları
(kronometre, ses ve resim kaydedici vb.) ile yapılan
kayıtlar işlenir.
VERİ TOPLAMA TEKNİKLERİ

Gözlem anında kayıt bazı davranışların


gözden kaçırılmasına, gözlem sonucu kayıt
ise eksik ya da yanlış kayıtlara yol açmaktadır.
Yardımcı gözlem araçları ile gözlenmek
istenen olaylardaki gelişimlerin her aşaması
kaydedilmekte, daha sonra ayrıntılı olarak
yeniden değerlendirilmeye alınmaktadır.
VERİ TOPLAMA TEKNİKLERİ

Gözlem formlarının yanı sıra, bu araçlardan


yararlanarak kaydedilen verilerin, dolayısıyla
araştırmanın geçerliliği ve güvenilirliliği çok
yüksek olmaktadır.
Gözlem, gözlemci seçimi ve eğitimi
gerektiriyorsa gözlemci seçimi, anketör
seçimi ve eğitiminde olduğu gibi yapılır.
VERİ TOPLAMA TEKNİKLERİ

Gözlemci eğitimi araştırma konusuna göre


birkaç saatlik bir eğitim yeterli olabileceği
gibi, bir aylık ya da daha uzun süreyi de
gerektirebilmektedir.
Gözlemci eğitiminin yeterliliğini kanıtlayan en
iyi ölçüt gözlemde kararsızlık noktalarının
kalkmış ya da büyük ölçüde azalmış olması ve
gözlemciler arasında uygun ve ortak bir bakış
açısı gelişmiş olmasıdır.
VERİ TOPLAMA TEKNİKLERİ

Görüşme Yöntemi
Görüşme veri toplama yöntemlerinden biridir.
Bu yöntemde iletişim şekilleri şunlardır:

Yüz yüze görüşme

Görüntülü ve görüntüsüz telefonla görüşme

Simgesel görüşme (sağır ve dilsizlerle)

Bilgisayar tabanlı görüntülü ve sesli görüşme
VERİ TOPLAMA TEKNİKLERİ
Görüşme bireylerin, çeşitli konulardaki bilgi,
tutum ve davranışları ile bunların olası
nedenlerinin öğrenilmesinde en kısa yol
olarak kullanılagelmiştir.
İletişim teknolojisindeki gelişmeye paralel
olarak gittikçe yaygınlaşmaktadır.
Görüşme tanımı "sözel olarak bilgi toplama"
ve "yüz-yüze deneklere soru sorarak veri
toplama" olarak ifade edilmektedir.
VERİ TOPLAMA TEKNİKLERİ

Görüşme sürecinde, görüşmeci sorduğu


sorulara ilişkin bilgi toplamanın yanı sıra
deneklere ek sorular yöneltebilmekte, ayrıca
deneklerden gelen ses tonu, yüz ifadeleri,
mimikler vb. mesajları da
değerlendirebilmektedir.
VERİ TOPLAMA TEKNİKLERİ

Görüşmecinin iyi bir iletişimci olması


gerekmektedir. Görüşme ile veri toplama
sürecinde ne tür bir iletişimin kurulacağını
ancak görüşmeyi yapan kişi bilmektedir.
Görüşmecinin seçimi, eğitimi özel bir
çalışmayı gerektirmektedir. Ancak çok iyi
yetiştirilmiş görüşmeciler deneklere ilişkin
görüş inanç tutum gibi aslında öznel olan
konularda veri toplayabilmektedirler.
VERİ TOPLAMA TEKNİKLERİ

Görüşme yöntemi toplum bilimlerinin


(sosyoloji, psikoloji, tarih eğitimi, antropoloji
vb.) bilim alanlarında toplumun görüş ve
düşüncelerini incelemeyi amaçlayan alan
araştırmalarında kullanmaktadır.
VERİ TOPLAMA TEKNİKLERİ

Görüşme Türleri
Araştırma verisi toplamak amacı ile yapılan
görüşme iki başlık altında ele alınmaktadır.

Bireysel görüşme

Grupça görüşme
VERİ TOPLAMA TEKNİKLERİ

Bireysel Görüşme
Bireysel görüşme görüşmeci ile örneklem
arasında başkasının bulunmadığı yüz yüze
görüşmedir.
Çoğu görüşmeler bireysel olmaktadır.
Kişiye özel nitelikteki veriler ancak bireysel
görüşme yöntemi ile sağlanabilmektedir.
VERİ TOPLAMA TEKNİKLERİ

Grupça Görüşme
Çok sayıda bireyin bir arada bulunduğu konunun
birlikte tartışıldığı görüşme yöntemleridir.
Bu durumda görüşmeci konuya ilişkin tartışmayı
başlatmakta, amaç yönünde tartışılmasını
sağlamakta ve ortaya konulan verileri toplamaktadır.
Grupça görüşme de bir konu üzerinde tartışan grup
üyeleri, karşılıklı etkileşim durumunda olmaktadırlar.
VERİ TOPLAMA TEKNİKLERİ
Bunun sonucu grup üyeleri kendi görüşlerini
destekleyen açıklamalardan kuvvet
kazanmakta konuya ilişkin görüşünü daha net
ortaya koyabilmektedirler.
Grup görüşmelerinde; görüşmecinin
görüşmeyi, tarafsız aynı zamanda başarılı bir
yönlendirme ile götürmesi zorunludur.
Grup üyelerinde lider tipteki bireylerin ya da
yanlı davranan kişilerin grubu etkilemesine
izin verilmemesi gerekmektedir.
VERİ TOPLAMA TEKNİKLERİ

Görüşme İlkeleri
– Görüşmeci (araştırıcı) toplanacak verilerin her
birini araştırmadaki amaçlarla ilişkilendirmeli,
bu konuya ilişkin kesin ve kapsamlı bir bilgiye
sahip olmalıdır.
– Görüşme süreci iyi ilişkilerle yürütülmelidir.
Taraflar kendilerini rahat, çekincesiz hissetmeli,
düşünceler kolaylıkla ifade edilmelidir.
VERİ TOPLAMA TEKNİKLERİ

– Görüşmeci görüşülen grubun ya da kişinin


güvenini kazanmalıdır. Güven ortamı
yaratılmayan durumlarda verilen cevaplar
gerçeği yansıtmayacağı için verilerin
güvenilirliği son derece düşük olmaktadır.
– Görüşmeci, görüştüğü kişi ya da kişilere karşı
saygılı, tarafsız, her söyleneni dikkatle dinleyen,
her görüşe önem veren, kendi düşüncelerini
belli etmeyen, görüşülen kişiler üzerinde
psikolojik baskı yaratmayan bir tutum
izlemelidir.
VERİ TOPLAMA TEKNİKLERİ

– Görüşmeci soruları tarafsız ve yorumsuz bir


şekilde sormalı, görüşme sürecinde daha çok
dinlemeyi tercih etmeli, tartışma ortamı
yaratmamalıdır.
– Görüşme yöntemi anket yönteminde olduğu
gibi soruların okunması ve cevapların
kaydedilmesi şeklinde yürütülmemelidir.
Görüşme karşılıklı iletişim, olumlu etkileşim
ortamında, görüşülen kişi ya da kişilere
bakılarak ve hitap edilerek yürütülmelidir.
VERİ TOPLAMA TEKNİKLERİ
• Görüşme de görüşülen kişiye ilişkin öznel
bilgiler gizli tutulmalı, çeşitli ortamlarda konu
edilip tartışılmamalı, sadece araştırma grubu ile
ilgili ve yetkili kişilerle konu görüşülmelidir.
• Farklı kültür ve farklı sosyo – ekonomik yapıdaki
gruplarda öznel konularda gerçeği yansıtan
cevaplar almak çok güç olmaktadır. Doğu
kültürlerinde ve sosyo – ekonomik düzeyi düşük
toplumlarda iletişim kurmak güç, iletişim
kurulduktan sonra öznel bilgilere ulaşmak kolay
olmaktadır. Batı kültürlerinde ve sosyo-ekonomik
düzeyi yüksek olan toplumlarda iletişim kurmak
kolay öznel bilgilere ulaşmak güç olmaktadır.
VERİ TOPLAMA TEKNİKLERİ
– Görüşmeci, görüşmeye başlarken kendini,
araştırmayı tanıtmalı ve araştırmanın sonuçta
bireylere sağlayacağı kuramsal ve uygulamalı
yararları belirtmelidir. Bu durum
cevaplayıcıların kendilerine yarar sağlayacağı
düşüncesiyle sorulara doğru cevap vermelerini
sağlayabilmektedir.
– Görüşmenin son aşaması, her iki taraf içinde
memnuniyet, tatminkarlık duyguları içinde
tamamlanmalıdır.
VERİ TOPLAMA TEKNİKLERİ
Görüşme Yönergesi
Görüşme yönergesi görüşmelerde;
görüşmecinin uyması gereken ilkeleri
hatırlatan görüşme sorularını içeren, verileri
kayıt etme ve not alma işlemlerini
kolaylaştıran bir yol gösterici niteliğindedir.
Görüşme yönergesi görüşmecinin,
görüşülecek kişi ya da grupla yapacağı
görüşmeyi başlatması ve sona erdirmesi
sürecinde görüşmeyi nasıl yürüteceğini
detayları ile açıklayan bir belgedir.
VERİ TOPLAMA TEKNİKLERİ
Görüşme yönergesinde sorular şu şekilde
planlanmalıdır.
– İlk sorular cevaplayıcıyı görüşmeye güdeleyen, ilginç
ve kolay olmalıdır.
– Genelden, özele doğru giden bir sıralama olmalıdır.
– Sorular ilgilerine göre kümelenmiş olmalıdır.
Görüşülen kişi ya da gruplar ilgilerine göre
kümelenmiş sorularda arka arkaya daha fazla bilgi
verebilmekte ve daha az düşünme süreci
harcamaktadır.
– Bitiş soruları tarafları, yapılan görüşme konusunda
tatmin olmuş, yararlı olmuş, başarılı olmuş duygusu
veren nitelikte olmalıdır.
VERİ TOPLAMA TEKNİKLERİ

Görüşme Hataları
Görüşme yöntemi ile veri toplamada hata
kaynakları üç grupta görülmektedir.
– Görüşmeciden kaynaklanan hatalar
– Görüşülen kişi ya da gruptan kaynaklanan
hatalar
– Görüşmeci – görüşülen etkileşiminden
kaynaklanan hatalar
VERİ TOPLAMA TEKNİKLERİ

Görüşmeciden Kaynaklanan Hatalar


A – Algılama Yetersizliği: Görüşmecinin,
görüşme sürecinde cevaplayıcının,
sözcüklerindeki anlamı, ses tonunu, yüz
mimiklerini, vücut dilini vb. mesajlarını da
değerlendirebilmelidir. Görüşmeci bu
mesajları kaçırmadan değerlendirebilecek
nitelikte zeki ve yetenekli olmalıdır.
VERİ TOPLAMA TEKNİKLERİ

B – Yanlı Davranma: Görüşmeci bilerek ya da


farkında olmadan yanlı davranabilmektedir.
Görüşmeci bilerek de yanlı
davranabilmektedir. Sonuçlan etkilemek
amacı ile kendi ön yargılarını, varsayımlarını
doğru kabul ederek, onların doğruluğunu
araştırma kanalıyla kanıtlamaya çalışmaktadır.
VERİ TOPLAMA TEKNİKLERİ
Görüşülen Kişi ya da Gruptan Kaynaklanan
Hatalar
Yanlı Davranma: Görüşülen kişilerin yanlı
davranma nedenleri görüşmeci gibi ya bilerek
ya da özgeçmişlerinin ve içinde bulundukları
koşulların etkisi altında olmalarının getirdiği
farkında olmadan yanlı davranma durumudur.
Yeterince Güdülenmeme: Görüşülen kişinin
ya da grubun; vereceği bilgilerin bir yararı
olmayacağını düşünmesi, gereğine
inanmaması, yeteri kadar güdülenmemiş
olması.
VERİ TOPLAMA TEKNİKLERİ

Beğenilme İsteği: Görüşülen kişiler verdikleri


bilgilerden dolayı psikolojik ve fiziksel bir
kayba uğramak istememektedirler. Beğenilme,
kabul edilme gibi iç güdüler kişilerin
davranışlarını etkilemektedir. O nedenle kişiler
genel eğilimlere göre tavır almakta,
başkalarına karşı onların hoşlanmayacağı bir
davranışta bulunmak istemeyebilmektedirler.
VERİ TOPLAMA TEKNİKLERİ
Görüşmeci – Görüşülen Etkileşiminden
Kaynaklanan Hatalar
Görüşme sürecinde görüşmeci ile
görüşülenin, birbirini karşılıklı etkilemeleri
sonucu yansızlıklarını yitirme olasılığı önemli
hatalar oluşturmaktadır.
Özellikle soyut konularda yapılan
görüşmelerde etkileşim ve objektifliği
kaybetme daha fazla olmaktadır.
VERİ TOPLAMA TEKNİKLERİ

Görüşme Yönteminin Olumlu Yönleri


– Okuma yazma bilmeyenlerden de veri
toplanabileceği için araştırmanın dış
geçerliliği artmış olmaktadır.
– Yüz yüze veri toplaması nedeniyle verilerin
geçerliliğini ve güvenilirliğini kontrol etmek
mümkün olmaktadır.
– Anlaşılmayan sorular rasgele cevaplanmaz,
anında açıklama getirebildiği için elde edilen
bilgilerin geçerliliği artmış olmaktadır.
VERİ TOPLAMA TEKNİKLERİ

– Bütün sorulara cevap alınabilmesi ve geriye


dönmüş soru kütlesi (anket gibi) olmaması
evreni temsil gücünün azalmasını
engellemektedir.
– Karmaşık, soyut konularda veri toplama
olanağı sağlanmaktadır.
VERİ TOPLAMA TEKNİKLERİ
Görüşme Yönteminin Olumsuz Yönleri
– Çok zaman alması ve çok eleman gerektirmesi
nedeniyle ekonomik olmamaktadır.
– Özel eğitimle, belli yeteneklere sahip görüşmeci
yetiştirmek gerektirmektedir. Bu da maliyeti
artırmaktadır. Belli niteliklere sahip özel eğitim
almamış görüşmeci ile yapılan görüşmede
görüşmeci ile iletişim düzeyine ilişkin hatalar
olmakta verilen cevaplara büyük oranda
görüşmecinin yorumu katılmakta verilerin
geçerliliği ve güvenilirliği kuşku ile
karşılanmaktadır.
VERİ TOPLAMA TEKNİKLERİ

– Hazırlanmamış ya da doğru
hazırlanmamış görüşme yönergesi ile
toplanan bilgiler araştırmanın amacı
dışında verilerin toplanmasına ve büyük
bir kaynak kaybına neden olmaktadır.
VERİ TOPLAMA TEKNİKLERİ

Tarama Yöntemi
Bilimsel araştırmanın yürütülmesinde, bir
veri toplama yöntemi olan tarama
yöntemine bakıldığında işlevsel açıdan iki
farklı amaç için kullanıldığı görülmektedir.
VERİ TOPLAMA TEKNİKLERİ

– Belgesel Tarama: Yayınlanmış ya da


yayınlanmamış belgesel veri kaynakları
taranarak olay ve olguların ya da problemin
geçmişte veya günümüzle olan ilişkisi
yönünden incelenmesi.
– Kaynak Tarama: Araştırmaya başlamadan
önce, bir ön hazırlık niteliğinde, araştırma
konusu ile ilgili yayınların ve daha önce bu
konuda yapılmış araştırma raporlarının
incelenmesi.
VERİ TOPLAMA TEKNİKLERİ
Belgesel Tarama
Var olan kayıt ve belgeleri inceleyerek veri
toplamaya belgesel tarama denilmektedir.
Tarananlar:
– Resim, film, ses ve resim kayıt bantları.
– Araç, gereç, bina, anıt vb. kalıntılar.
– Olgular hakkında anında ya da sonradan
yazılmış çizilmiş rapor, kitap, makale, tutanak,
öyküler, mektup.
– İstatistikler.
VERİ TOPLAMA TEKNİKLERİ

Belgesel tarama; belli bir amaca dönük,


kaynakları bulma, inceleme, kaydetme ve
değerlendirme işlemlerini kapsar.
Hemen her bilim dalı belgesel tarama
yöntemini kullanmaktadır.
Bilimde birikim, bilimde süreklilik ancak
belgelerle sağlanabilmektedir.
VERİ TOPLAMA TEKNİKLERİ

Kültür yapısına ilişkin belgesel taramalar;


insanlığın bireysel üretim, kütle üretimi,
teknoloji üretimi, üretimlerin yanı sıra gelişen
maddi ve manevi kültür yapısını her çağ için
ortaya koymaktadır.
Belgesel kültür taramaları, bilim kadar sanatta
da birikim ve sürekliliğin sağlanmasına neden
olmuştur. Sanat ve yerel kültür
araştırmalarının en çok kullandığı yöntem
belgesel tarama yöntemidir.
VERİ TOPLAMA TEKNİKLERİ
Kaynak Tarama
Araştırma problemi, örneklem grubundan
toplanan verilerin ışığı altında çözülmektedir.
Örneklem grubundan hangi verilerin
toplanması gerektiğini belirlemek ancak
araştırma konusunda geniş bir bilgiye sahip
olmakla mümkündür.
Araştırmanın ön hazırlığı niteliğindeki bu
kaynak tarama, veri toplama aracını
hazırlayabilmek amacı ile yapılmaktadır.
VERİ TOPLAMA TEKNİKLERİ

Daha önce bu konuda yapılmış araştırma


raporlarının incelenmesi ise araştırıcının, bir
araştırmanın kapsamı ve seçilen araştırma
konusunun hangi boyutlarının ne düzeyde
işlendiği hakkında bilgi edinmesini
sağlamaktadır.
ARAŞTIRMANIN YAZILMASI I
ARAŞTIRMANIN YAZILMASI I:
ÜSLUP VE METNİN YAZILMASI

ÜSLUP VE METNİN
YAZILMASI
(İLK MÜSVEDDEDEN
TEMİZE)
ARAŞTIRMANIN YAZILMASI I:
ÜSLUP VE METNİN YAZILMASI

Araştırmanın yazılmaya başlanması için, öncelikle


araştırmacının erişebileceği tüm kaynaklara
eriştiğinden emin olması gerekir. Aksi halde,
araştırmasının herhangi bir bölümünü yazıp
bitiren araştırmacının daha sonra eline geçen yeni
bir kaynak, o bölümün tamamen değiştirilmesine
neden olabilecektir (Dinler, 2006: 78).
ARAŞTIRMANIN YAZILMASI I:
ÜSLUP VE METNİN YAZILMASI

Yazmaya başlamadan önce yazacağı konuya hakim


olması, her okuduğu kaynağı daha önce okumuş
olduğu kaynaklarla karşılaştırarak
değerlendirmesi, konuyu hangi çerçevede
yazacağının taslağını zihninde oluşturması gerekir.
Bu konsantrasyonu sağlayabilmek için
araştırmacının zamana ve sessiz bir ortama ihtiyacı
vardır (Dinler: 80).
ARAŞTIRMANIN YAZILMASI I:
ÜSLUP VE METNİN YAZILMASI

1. YAZI ÜSLUBU
Bir araştırma yapıldıktan sonra en önemli konu bilgilerin
yazıya dönüştürülmesidir. Bunun önemi, yapılan
araştırmanın neticesinde elde edilen bilgilerin
araştırmacının dışındaki kişi ve kurumlar tarafından da
anlaşılması gerekir. Bunun için de araştırma neticesinde
elde edilen bilgilerin anlaşılır ve sade cümlelerle yazılması
gerekir. Yazılan ifadeler bütünlük içinde olmalıdır. Diğer
bir ifadeyle, anlatılan bilgiler tutarlılık içinde aktarılmalı,
konular arasında kopukluk olmamalıdır.
ARAŞTIRMANIN YAZILMASI I:
ÜSLUP VE METNİN YAZILMASI

Bunun için yapılması gereken öncelikle konu


başlıkları konuyu ifade edecek bütünlükte olmalı,
sonra paragraflar bu başlığı açıklayıcı ve tutarlı
bilgileri aktarmalı, paragrafta kullanılan cümleler
karmaşık olmamalıdır. Şimdi bunları ayrıntılarıyla
inceleyelim.
ARAŞTIRMANIN YAZILMASI I:
ÜSLUP VE METNİN YAZILMASI

1.1. Paragraf: Paragraf bir tek düşünce, fikir ya da


olayı tam olarak anlatan cümleler grubudur.
Paragraf içindeki cümleler birbirine bağlı olmalı ve
anlatılmak istenilen fikrin kolayca anlaşılmasını
sağlayacak şekilde sıralanmalıdır. Eğer
paragraftaki cümleler, dil ve düşünce yönünden
birbirini izlemiyorsa, arada boşluklar varsa, söz
konusu paragraftaki fikri anlamak güçleşir
(Dinler: 81).
ARAŞTIRMANIN YAZILMASI I:
ÜSLUP VE METNİN YAZILMASI

Paragrafın uzunluğu, bir paragrafta kaç cümlenin


olması gerektiği, paragrafın taşıdığı fikrin uzun ya
da kısa olmasına göre değişir. paragraf şu sayıda
cümleden oluşur diye bir kural olmamakla birlikte,
bir sayfayı aşan paragraflar okuyucuyu sıkar,
bunaltır. Ancak her paragrafta bir fikir
açıklanmak istendiğine göre, paragraf fikrin
anlatımı ile bitmesi gerekir (Dinler: 81).
ARAŞTIRMANIN YAZILMASI I:
ÜSLUP VE METNİN YAZILMASI

Her paragraf, giriş, gelişme ve sonuç olmak üzere


üç bölümden oluşur. Paragrafın ilk cümlesi
anlatılmak İstenilen fikrin ne olduğunu belirten
giriş cümlesidir. Gelişme cümlesinde açıklanan
duygu, düşünce ya da olayın ne olduğu belirtilir ve
gerek görülüyorsa örnek verilir. Sonuç cümlesinde
ise hüküm bildirildiği gibi, izleyen paragrafta
açıklanacak konuyu belirten ifadelere yer de
verilebilir (Dinler: 82).
ARAŞTIRMANIN YAZILMASI I:
ÜSLUP VE METNİN YAZILMASI

1.2. Cümle: Tek başına bir anlam ya da hüküm


ifade eden kelime ya da kelimeler topluluğu olan
cümle, fikirleri İfade etmenin temelidir. Ancak,
etkili bir anlatım için her şeyden önce cümlenin
sağlam olması gerekir. Cümlenin sağlam olmasının
koşullan ise cümlenin dil bilgisi kurallarına uygun,
duru, yalın, açık ve akıcı nitelikte olması şeklinde
özetlenebilir (Dinler: 82).
ARAŞTIRMANIN YAZILMASI I:
ÜSLUP VE METNİN YAZILMASI

1.3. Sözcükler: Bilimsel çalışmalarda her alanın


kendine göre anlamı olan terimleri vardır. Yazıyı
daha etkili ve bilimsel kılan terimler uzmanlar
arasında anlaşma aracıdır (Dinler: 83).
ARAŞTIRMANIN YAZILMASI I:
ÜSLUP VE METNİN YAZILMASI

1.4. Anlatım Öğesi ve Zamanı: Araştırmanın


yazılmasında anlatım Öğesinin ve zamanın seçi­
minde titiz davranmak gerekir. En çok uygulanan
ve tercih edilen anlatım Öğe ve zamanı, dili geçmiş
zaman ve üçüncü tekil şahıs dolaylı aktarım
biçimidir. Ancak misli geçmiş zaman üçüncü tekil
şahıs dolaylı anlatım, dili geçmiş zaman doğrudan
anlatım birinci çoğul şahıs ve yine dili geçmiş
zaman birinci tekil şahıs tarzlarına da zaman
zaman başvurulmaktadır (Dinler: 84).
ARAŞTIRMANIN YAZILMASI I:
ÜSLUP VE METNİN YAZILMASI

1.5. Kaçınılması Gereken İddialı İfadeler ve


Öneriler: Bir konu üzerinde aylarca ve hatta
yıllarca çalışan araştırmacı (ya da tez öğrencisi)
tüm literatüre hakim olduğundan, çalışmasını ön
plana çıkaran İfadeler kullanmak ister. Ancak bu
ifadelerde çok ölçülü olmak, bilimsel etik
sınırlarını zorlamamak gerekir (Dinler: 85).
ARAŞTIRMANIN YAZILMASI II:
BİÇİMSEL KOŞULLAR

BİÇİMSEL KOŞULLAR
ARAŞTIRMANIN YAZILMASI II:
BİÇİMSEL KOŞULLAR

Bir araştırmacı, gerek üslup gerek içerik yönünden


çok başarılı bir çalışma yapmış olsa bile,
çalışmasını belirli biçimsel koşullara uyarak
kaleme alması gerekir. Eğer bir araştırma biçimsel
koşullara uygun hazırlanmamışsa, araştırmanın
anlaşılması güçleşecektir (Dinler: 95).
ARAŞTIRMANIN YAZILMASI II:
BİÇİMSEL KOŞULLAR

1. ARAŞTIRMANIN KISIMLARI
Araştırmalarda ana kısım, girişle başlayan ve sonuçla
biten, araştırmanın "gövdesi" de denilen, metin kısmıdır.
Ancak tezlerde ve yayınlanan araştırmalarda, metne ilave
olarak, metin kısmının Önüne bazı bilgiler ve aynı şekilde
metin kısırımın arkasına bazı ekler, yapılır. Metnin önüne
ve arkasına yapılan bu ilaveler araştırmanın ana kısmı
olan metni tanıttığı gibi, çalışmadan yararlanan diğer
araştırmacılara yararlı olabilecek bilgileri de kapsar
(Dinler: 95 - 100).
ARAŞTIRMANIN YAZILMASI II:
BİÇİMSEL KOŞULLAR

1.1. Ön Kısım: Araştırmanın gövdesini oluşturan


metin kısmından önce, araştırmayı tanıtan
"içindekiler bölümü" yanında, ithaf ve önsöz gibi,
araştırmacının özel mesajlarını da kapsayan bazı
bilgilerin yer aldığı bir ön kısım bulunur.
ARAŞTIRMANIN YAZILMASI II:
BİÇİMSEL KOŞULLAR
1.1.1. Başlık Sayfası
Araştırmanın başlık sayfasının şekil şartları
şunlardır:
– Araştırmanın (tezin) yapıldığı Üniversite, fakülte,
bölüm ya da enstitü, merkez vb. adı
– Araştırmanın başlığı (tezin adı)
– Araştırmanın (tezin) yapıldığı yer ve yıl.
– Varsa sınıfı ve numarası
– Danışman öğretim üyesinin unvanı, adı ve soyadı
– Araştırmacının adı ve soyadı (öğrencinin adı soyadı)
DIŞ KAPAK
ÖRNEĞİ
İÇ KAPAK
ÖRNEĞİ
ARAŞTIRMANIN YAZILMASI II:
BİÇİMSEL KOŞULLAR
Araştırmanın içeriğinin ne olduğunu sağlıklı bir
şekilde yansıtması gereken başlığın saptanmasında
üç noktaya dikkat etmek gerekir. Bunlar:
– Başlık mümkün olduğunca kısa ve özlü olmalıdır.
– Başlık kolay anlaşılır terimlerden oluşmalı, aşırı sıfat
ve isim tamlamalarından kaçınılmalıdır.
– başlık mümkün olduğunca ilgi çekici olmalıdır. Kısa,
özlü başlıklar ilgi çekici olduğu gibi aynı zamanda
merak da uyandırır. Ancak, ilgi çekici başlık
oluşturmak isteyen araştırmacıla­rın, özellikle
gazeteciler gibi, sansasyonel başlıklardan uzak
durmaları gerekir.
ARAŞTIRMANIN YAZILMASI II:
BİÇİMSEL KOŞULLAR

1.1.2. İthaf Sayfası: Araştırma yayınlandığında,


araştırmacı çalışmasını büyük minnet duyduğu bir
yakınına ithaf edebilir. Ancak ithaflarda sade
olunmasında yarar vardır. İthaflarda, anne, baba,
eş ve çocuklar, tüm arkadaşlar ve hatta ilkokuldan
itibaren kendisine emeği geçtiğine ina­nılan tüm
hocaların zikredildiği uzun ve sıkıcı, bazen de
gülünç olabilecek, sıralamalardan kaçınmak
gerekir. İthaf için genellikle, birkaç sözcük
yeterlidir.
ARAŞTIRMANIN YAZILMASI II:
BİÇİMSEL KOŞULLAR

1.1.3. Önsöz: Jüriye sunulan ve henüz kabul edilip


edilmeyeceği belirli olmayan tez çalışmalarında
önsöz konulmaz. Ancak, bir çalışma yayınlanı­
yorsa, ithaf sayfası gibi, istenildiği takdirde önsöz
de yazılabilir.
ARAŞTIRMANIN YAZILMASI II:
BİÇİMSEL KOŞULLAR

Önsözde araştırmanın bilimsel yönü ile ilgili


olmayan, sadece araştırmacının kendisine ait
mesajları yer alır. Bu yönü ile önsöz, girişten
ayrılır. Önsözde araştırmacı araştırma konusunu
nasıl belirlediğini, böyle bir alanda çalışma yapma
cesaretini nasıl bulduğunu ya da o alanda çalışma
yapmasını kimlere borçlu olduğunu, kimlerden
esinlendiğini ya da kimlerin kendisine önerilerde
bulunduğunu belirtir ve araştırma yaparken
karşılaştığı güçlüklen anlatabilir.
ARAŞTIRMANIN YAZILMASI II:
BİÇİMSEL KOŞULLAR

1.1.4. İçindekiler Sayfaları: Bilimsel


araştırmalarda, çalışmanın tümü hakkında bir
fikir edinmek isteyenler, öncelikle içindekiler
sayfalarını incelerler. Bu nedenle içindekiler
sayfasında tüm bölüm ve alt bölümlerin başlıkları,
çalışmanın metin bölümündeki başlıkların
ifadelerinde değişiklik ve kısaltma yapmadan
aynen alınır ve ayrıca her bölümün hangi sayfadan
başladığı da doğru olarak belirtilir.
ARAŞTIRMANIN YAZILMASI II:
BİÇİMSEL KOŞULLAR

1.1.5. Çizelgeler Listesi Sayfası: Eğer bir


araştırmada çizelge (tablo) sayısı çok fazla ise,
çalışma­dan yararlananların metin içindeki
çizelgeleri kolayca bulmalarını sağla­mak için,
çizelgeler listesi düzenlenir. Bu listede çizelgelerin
numaralan, başlıkları ve ayrıca çizelgelerin metin
içinde bulundukları sayfalar belirtilir.
ARAŞTIRMANIN YAZILMASI II:
BİÇİMSEL KOŞULLAR

1.1.6. Kısaltmalar Listesi Sayfası: Araştırmacı,


çalışmasında çok sayıda kısaltma yapmışsa,
okuyanlara kolaylık sağlamak amacıyla
kısaltmalar ve kısaltmaların hangi kurum, kuruluş
ya da ifadelerin kısaltılmış şekilleri oldukları liste
halinde verilebilir. Ancak, araştırmacı metin içinde
kısaltma yaparken, kısaltılan ifadeyi ilk defa tam
olarak yazıp, kısaltmayı parantez içinde
göstermeyi ihmal etmemelidir.
ARAŞTIRMANIN YAZILMASI II:
BİÇİMSEL KOŞULLAR

1.2. Metin Kısmı: Bilimsel araştırmanın esas kısmı,


bir başka deyişle gövdesi, metnin bulunduğu
kısımdır. Araştırmanın sayfalarının
numaralanmasına bu kısımdan başlanır.
Çalışmanın yukarıda özelliklerini belirttiğimiz Ön
kısmının numaralanmasında ise, Romen
rakamlarından yararlanılır (Dinler: 101).
ARAŞTIRMANIN YAZILMASI II:
BİÇİMSEL KOŞULLAR

Bilimsel araştırmanın metin kısmı da, çalışmanın


Özelliğine göre, bölümlere ayrılır. Ancak, bir
araştırmanın metin kısmı, daima "giriş" bölümü
ile başlar ve "sonuç" bölümü ile biter. Şimdi
bunları ayrıntılı olarak açıklayalım (Dinler: 101 -
104).
ARAŞTIRMANIN YAZILMASI II:
BİÇİMSEL KOŞULLAR

1.2.1. Giriş: Araştırmacı giriş bölümünde,


araştırmasının kaç bölümden oluştuğunu belirttiği
gibi, ayrıca her bölümü tek tek tanıtarak,
bölümlerin başlıklarını ve hangi başlık altında,
hangi konulan inceleyeceğini ya da tartı saçağını,
ya da neleri açıklamayı hedeflediğini belirtmelidir.
ARAŞTIRMANIN YAZILMASI II:
BİÇİMSEL KOŞULLAR

1.2. 2. Bölümler ve Bölüm Başlıklarının


Numaralandırılması: Araştırmanın ana gövdesini
oluşturan metin kısmının, giriş ve sonuç arasında
kalan kısmı, araştırmanın anlaşılmasını
kolaylaştırmak amacıyla bölümlere ve ali
bölümlere ayrılır. Öte yandan ayrılan bölüm ve alt
bölümlere, söz konusu bölüm ya da alt bolümün
içeriğini sağlıklı şekilde vurgulayan başlıklar
verilir.
ARAŞTIRMANIN YAZILMASI II:
BİÇİMSEL KOŞULLAR

Ayrıca bu başlıklar, başlık altında incelenen


konunun araştırma metni içindeki önem
derecesinin ortaya konulmasını sağlamak amacına
yönelik olarak, harf ve rakamlarla
numaralandırılırlar.
ARAŞTIRMANIN YAZILMASI II:
BİÇİMSEL KOŞULLAR

Araştırmayı bölüm ve alt bölümlere ayırırken


bölüm başlıklarını numaralandırmada çeşitli
sistemler kullanılır. Bu sistemlerin en tanın­mışları;
harfli sistem, rakamlı sistem, harfli – rakamlı
sistem ve zincirleme sistem (çift rakamlı ya da
ondalık) sistemdir.
ARAŞTIRMANIN YAZILMASI II:
BİÇİMSEL KOŞULLAR

1.2.2.1. Harfli – Rakamlı Maddeleştirme Sistemi:


Harfli – rakamlı maddeleştirme sisteminde , bölüm
ve altbölümler bir harf, bir rakam şeklinde
büyükten küçüğe sıralanırlar. Harfli – rakamlı
sistemde sık başvurulan bir yöntem, birinci
derecede altbölümün Romen rakamıyla
başlamasıdır.
ARAŞTIRMANIN YAZILMASI II:
BİÇİMSEL KOŞULLAR
HARFLİ – RAKAMLI MADDELEŞTİRME SİSTEMİ ÖRNEĞİ
ARAŞTIRMANIN YAZILMASI II:
BİÇİMSEL KOŞULLAR

1.2.2.2. Zincirleme Maddeleştirme Sistemi:


"Ondalık Sistem"de denilen zincirleme
maddeleştirme sisteminde herhangi bir başlığın
Önündeki rakam, o başlığın araştırmanın hangi
bölümüne ait ve kaçıncı dereceden alt bölüm
olduğunun kolaylıkla anlaşılmasını sağlar. Bu
özelliği nedeniyle, genellikle tezlerde bu sisteme
başvurulur.
ARAŞTIRMANIN YAZILMASI II:
BİÇİMSEL KOŞULLAR

ZİNCİRLEME MADDELEŞTİRME SİSTEMİ ÖRNEĞİ


ARAŞTIRMANIN YAZILMASI II:
BİÇİMSEL KOŞULLAR

1.2.3. Sonuç: Sonuç bölümü aşırı derecede uzun ya


da çok kısa olma­malı ancak, araştırmacı bu
bölümde hangi konuyu hangi teorik çerçeve ya da
bilimsel yöntemlerden yararlanarak incelediğini ve
ne gibi sonuçlara vardığım, açık bir şekilde ortaya
koymalıdır.
ARAŞTIRMANIN YAZILMASI II:
BİÇİMSEL KOŞULLAR
1.3. Son Kısım: Her araştırmada metin kısmından
sonra bir de araştırma metnini tamamlayıcı
nitelikte olan, bazı bilgilerin yer aldığı, bir son
kısım ilave edilir. Bu son kısımda öncelikle, o
araştırmada yararlanılan eserlerin belirtildiği
kaynakça yer alır. Ancak tezlerde bu son kısımda
kaynakçadan başka varsa ekler ve özgeçmiş de yer
alır. Basılı eserlerde ayrıca indekse ve hatta
açıklamalı kavramlar dizinine, notlara ve çeşitli
eklere de yer verilebilir. Şimdi bunları açıklayalım
(Dinler: 105 – 107).
ARAŞTIRMANIN YAZILMASI II:
BİÇİMSEL KOŞULLAR

1.3.1. Kaynakça: "Yararlanılan eserler" ya da


"bibliyografya" da denilen kaynakça bölümünde
bilimsel araştırma yapılırken yararlanılan tüm
kaynaklar, alfabetik sıraya göre alt alta yazılır.
Araştırmacı yararlandığı ve dipnotlarda yer alan
tüm eserlere kaynakçada yer vermelidir.
ARAŞTIRMANIN YAZILMASI II:
BİÇİMSEL KOŞULLAR

Ayrıca araştırmacı, bir kaynaktan çalışması


sırasında yararlanmış, ancak o kaynaktan
herhangi bir alıntı yaparak dipnotta gösterme
olanağı bulamamış olsa bile, o kaynağı gene de
kaynakçaya almalıdır.
ARAŞTIRMANIN YAZILMASI II:
BİÇİMSEL KOŞULLAR

1.3.2. Ekler: Bazı bilimsel çalışmalarda çok sayıda


resimler, çizelgeler, kanun maddeleri, araştırma
konusunda tanınmış yazarlardan alıntılar, Önemli
belgeler yapılan anketlerin formları vb.leri vardır.
Tüm bu bilgi ve belgelere metin içinde yer vermek,
metni okuyanların dikkatini dağı­tabilecektir. Bu
gibi bilgiler genellikle dipnotlarda verilir.
ARAŞTIRMANIN YAZILMASI II:
BİÇİMSEL KOŞULLAR

Ancak, bu bilgiler bir sayfayı aşıyor ya da birkaç


sayfa büyüklüğünde ise, çalışma ile ilgili bu bilgi ya
da dokümanlar metnin sonunda yer verilen
"Ekler" bölümüne atılır.
Ekler bölümünde yer alan resim, çizelge, anket
formları vb. dokümanlar Ek l, Ek 2 ya da Ek 1.1,
Ek 1.2 vb. gibi rakamlarla numa­ralandırılır ve
ayrıca numaranın devamına ekteki bilgilerin neyi
ifade ettiğini belirten, başlık yazılır.
ARAŞTIRMANIN YAZILMASI II:
BİÇİMSEL KOŞULLAR

1.3.3. Açıklamalı Kavramlar Dizini: Bazı bilimsel


araştırmalarda çok sayıda kavram vardır.
Araştırmacılar bu kavramları açıklamalı olarak
ekte derli toplu bir dizin şeklinde vererek,
çalışmanın içinden o kavramların anlamını
bulmakta zorluk çekenlere yardımcı olanak
isterler.
ARAŞTIRMANIN YAZILMASI II:
BİÇİMSEL KOŞULLAR

1.3.4. İndeks: "Dizin"de denilen indeks, bir


araştırmada yer alan kavramların, kişi ve yer
adlarının o çalışma metninin hangi sayfalarında
yer aldığını gösteren bölümdür. Özellikle kapsamlı
araştırmalarda hangi konunun hangi sayfalarda
bulunacağı konusunda, araştırma metninin
tümünü okuma fırsatı olmayanlara, araştırdıkları
konularla ilgili sayfalan kolayca bulmalarını
sağladığı için, son derece yararlıdır.
ARAŞTIRMANIN YAZILMASI II
ARAŞTIRMANIN YAZILMASI III: METİN
AKTARMALARI VE BİLİMSEL ETİK

METİN AKTARMALARI
VE BİLİMSEL ETİK
ARAŞTIRMANIN YAZILMASI III: METİN
AKTARMALARI VE BİLİMSEL ETİK

Araştırmacı araştırdığı, çalıştığı alanda daha önce


yapılmış olan tüm çalışmaları değerlendirerek,
kendine özgü bir yorumla ve kendi üslubuyla, çoğu
kez daha önce üzerinde çalışılmış olan konu ya da
problemlerin farklı bir yönünü inceler (Dinler:
108).
ARAŞTIRMANIN YAZILMASI III: METİN
AKTARMALARI VE BİLİMSEL ETİK

Bu sebeple araştırmacı, kendinden önce aynı


alanda yapılmış olan araştırmalardan kendi savını
kuvvetlendirmek amacıyla, yararlanacaktır. Bu
şekilde araştırmacının, başka araştırmalardaki
düşünce ya da bulgulardan kendi çalışmasında
yararlanmasına "aktarma" (iktibas), aktarılan
bilgi ya da bulgulara ise "alıntı" denir.
ARAŞTIRMANIN YAZILMASI III: METİN
AKTARMALARI VE BİLİMSEL ETİK

Araştırmacılar, yararlandıkları kaynaklardaki


bilgi, bulgu ya da görüşleri olduğu gibi
aktarabilecekleri gibi, aynı bilgi, bulgu ya da
görüşleri, kendi üsluplarıyla çalışmalarına
alabilirler. Bu aktarmalar­dan birincisine doğrudan
aktarma, ikincisine ise dolaylı aktarma denir
(Dinler: 109 – 126).
ARAŞTIRMANIN YAZILMASI III: METİN
AKTARMALARI VE BİLİMSEL ETİK

1. DOĞRUDAN AKTARMA
Doğrudan aktarmada, bir başka kaynaktaki bîr
metin, hiçbir değişiklik yapılmadan, olduğu gibi
alınır. Yapılan alıntıda esas kaynaktaki metnin
cümlelerinde hiçbir değişiklik yapılmadığı gibi,
cümlelerdeki kelimeler ve noktalama işa­retleri de
olduğu gibi muhafaza edilir.
ARAŞTIRMANIN YAZILMASI III: METİN
AKTARMALARI VE BİLİMSEL ETİK

1.1. Doğrudan Aktarma Yapılması Gereken


Durumlar: Doğrudan aktarma yapılması gereken
durumları şöyle sıralayabiliriz:
– Yasa, tüzük ve yönetmelik maddeleri
– Formüller
– Atasözleri ve vecizeler
– Şiirler
– Bilimsel kanun ya da hipotezler
– İyi ifade edilmiş ve İçeriği yanında üslubunun da
aynen alınmaya değer ya da dolaylı aktarmanın çok
güç olduğu metinler
ARAŞTIRMANIN YAZILMASI III: METİN
AKTARMALARI VE BİLİMSEL ETİK

1.2. Doğrudan Aktarmada Yazım Esasları:


Doğrudan aktarmalarda alıntının uzun ya da kısa
olması, metne yerleştirilmesinde farklı uygulamayı
gerektirir. Öte yandan esas metinden çıkarma ya
da eklemeler yapılması gibi durumlarda, yapılan
çıkarma ya da eklemelerin alıntıda görülmesi
gerekir.
ARAŞTIRMANIN YAZILMASI III: METİN
AKTARMALARI VE BİLİMSEL ETİK

1.2.1. Kısa ve Uzun Alıntıların Metne


Yerleştirilmesi: Doğrudan aktarmalarda alıntının
metne yerleştirilmesinde alıntının üç satırdan daha
uzun ya da kısa olmasına göre, farklı yol izlenir.
Eğer alıntı üç satır ya da daha kısa ise, tırnak
işareti içine alınan alıntı, metnin içinde yazılır.
Alıntının bulunduğu satırlarda ise, metnin diğer
satırlarının yazıldığı aralıklar (normal aralık)
muhafaza edilir.
ARAŞTIRMANIN YAZILMASI III: METİN
AKTARMALARI VE BİLİMSEL ETİK

Eğer alıntı üç satırdan daha uzun ise, alıntı hemen


fark edilmesi için ayrı bir paragraf şeklinde,
metnin dışında ve ana metinden daha sık aralıkla
(genellikle bir aralık) yazılır ve tırnak içine
alınmaz.
ARAŞTIRMANIN YAZILMASI III: METİN
AKTARMALARI VE BİLİMSEL ETİK

1.2.2. Alıntı Metninden Çıkarmalar: Araştırmacı,


bir başka kaynaktan alıntı yaparken, alıntı
metninde gereksinim duyduğu bilgi dışındaki bazı
bilgileri almak istemez ya da araştırma metninde
akıcılık sağlayabilmek amacıyla doğrudan alıntıları
mümkün olduğunca kısaltmak ister.
ARAŞTIRMANIN YAZILMASI III: METİN
AKTARMALARI VE BİLİMSEL ETİK

Alıntı metninden çıkartılan bölüm bazen sadece


cümle içindeki bir ya da bir kaç kelime, bazen de
bir cümleciktir. Bu durumda çıkarmanın yapıldığı
yere üç nokta konur. Eğer metinden yapılan
çıkarma, cümle sonuna rastlarsa, bu defa üç değil
dört nokta konur.
ARAŞTIRMANIN YAZILMASI III: METİN
AKTARMALARI VE BİLİMSEL ETİK

Bazen doğrudan alıntı, birkaç paragraftır. Ancak


araştırmacı aradaki paragraflardan birini ya da
birkaçını çıkarmakta yarar görür. Böyle bir
durumda çıkartılan paragraf ya da paragrafları
göstermek için, paragrafların çıkarıldığı yere, bir
satır boyunca aralıklı olarak üç nokta (… … …) ya
da tam satır nokta (…………..) sıralanır.
ARAŞTIRMANIN YAZILMASI III: METİN
AKTARMALARI VE BİLİMSEL ETİK

1.2.3. Alıntı Metnine Eklemeler ve Metindeki


Yanlışların Düzeltilmesi: Alıntı yapılan kaynak
kuşkusuz kendi içinde tutarlı ve bir bütündür.
Ancak böyle bir kaynaktan bir cümle ya da
paragraf aktarıldığında, daha önce anlatılmış bir
kavram, alıntıda yeteri kadar açık olmayabilir. Bu
durumda, alıntıda yeteri kadar anlaşılamayan
kelime ya da deyimlerin anlaşılmasını sağlamak,
bazen de cümle düşüklüklerini ortadan kaldırmak
için, alıntı metnine eklemeler yapılır. Ana metne bu
şekilde yapılan eklemeler, köşeli ayraç içine alınır.
ARAŞTIRMANIN YAZILMASI III: METİN
AKTARMALARI VE BİLİMSEL ETİK

1.2.4. Aktarmalarda Gramer Kuralları: Alıntı


yapılan cümle sonundaki noktalı virgül, iki nokta,
soru ve ünlem işaretleri, tırnak işareti dışına konur.
Ancak soru ve ünlem işaretleri alıntı yapılan
metnin bir parçası ise, tırnak işareti içine alınır.
ARAŞTIRMANIN YAZILMASI III: METİN
AKTARMALARI VE BİLİMSEL ETİK

2. DOLAYLI AKTARMA
Dolaylı aktarma, araştırmacının yararlandığı
herhangi bir kaynaktaki bilgileri, kendi üslubu ve
dolayısıyla kendi cümleleriyle İfade ederek,
araştırmasına almasıdır. Araştırmacı bir metni
dolaylı aktarırken üç farklı uygulamaya gidebilir.
ARAŞTIRMANIN YAZILMASI III: METİN
AKTARMALARI VE BİLİMSEL ETİK

– Aktarılan metindeki tüm bilgilerin araştırmacı


tarafından kendi üslubu ile yeniden yazılmasıdır.
– Araştırmacının alıntı yaptığı metni, kendi üslubu ile
özetlemesidir.
– Araştırmacının alıntı yaptığı metin­deki bilgilerin bir
kısmını dolaylı aktarırken, bir kısmını doğrudan
aktarmasıdır.
ARAŞTIRMANIN YAZILMASI III: METİN
AKTARMALARI VE BİLİMSEL ETİK

2.1. Kurallara Uygun Olmayan Dolaylı Aktarma:


Dolaylı aktarmalarda “özel kavramlar ve
deyimler” dışındaki kelimeler farklı olmalı, esas
metindeki cümle yapısı da tamamen değişmelidir.
ARAŞTIRMANIN YAZILMASI III: METİN
AKTARMALARI VE BİLİMSEL ETİK

Alıntı yaptıkları metnin cümle yapısını


değiştirmeden, çok küçük bir iki değişiklik yaparak
(kelime değişikliği, fiilin zamanının değişikliği,
kelime ilavesi, noktalama işaretlerinde değişiklik
vb.) dolaylı aktarma koşullarını yerine getirildiği
düşüncesi dolaylı aktarma tekniği için hatalıdır.
ARAŞTIRMANIN YAZILMASI III: METİN
AKTARMALARI VE BİLİMSEL ETİK

2.2. Kurallara Uygun Dolaylı Aktarma: Dolaylı


aktarmada araştırmacı, alıntı yapacağı konuda
başka kaynaklar da okuduğu gibi, konu ile ilgili
kendi yorumlarını da metne katabilecektir. Ancak,
alıntı yapılan metindeki ana görüş muhafaza
ediliyorsa, alıntıyı dolaylı aktarma olarak
nitelemek gerekir.
ARAŞTIRMANIN YAZILMASI III: METİN
AKTARMALARI VE BİLİMSEL ETİK

2.3. Özetlenerek Yapılan Dolaylı Aktarma:


Araştırmacı çoğu kez alıntı yaparken, alıntı yaptığı
metindeki bazı rakamları, bazı yer İsimlerini,
karışık hesaplamaları özetleyerek, metni daha akıcı
ya da daha kolay anlaşılabilir hale getirebilir.
ARAŞTIRMANIN YAZILMASI III: METİN
AKTARMALARI VE BİLİMSEL ETİK

2.4. Metnin Bir Kısmının Dolaylı, Bir Kısmının


Doğrudan Aktarılması: Bazen araştırmacı, dolaylı
aktarma şeklinde yaptığı alıntının bir kısmını da
doğrudan aktarma şeklinde muhafaza etmeyi
tercih edebilir. Bu yöntemin izlenmesinde, alıntı
yapılan metinde içeriği yanında üslubunun da
aynen korunmasında yarar olan ifadeler vardır ya
da aktarılan metindeki bazı görüşlerin ön plana
çıkarılması amaçlanır.
ARAŞTIRMANIN YAZILMASI III: METİN
AKTARMALARI VE BİLİMSEL ETİK

3. AKTARMALARDA KAYNAK GÖSTERİLMESİ


KONUSUNDA YASAL ZORUNLULUKLAR: BİLİMSEL
ARAŞTIRMALARDA ETİK VE İNTİHAL
Araştırmacının kendinden önce yapılmış olan
çalışmalardan yararlanması ne kadar doğalsa,
doğrudan ya da dolaylı, her alıntıda alıntı yapılan
kaynağın göstermesi de zorunludur. Bir başka
eserden herhangi bir düşünce ya da bilgi alındıktan
hemen sonra alıntı yapılan kaynağın verilmesi
gerekir (Dinler: 126 – 127).
ARAŞTIRMANIN YAZILMASI III: METİN
AKTARMALARI VE BİLİMSEL ETİK

Alıntının kaynağı gösterilirken, doğrudan


aktarmalarda alıntının yapıldığı eserin sayfa
numarası mutlaka yazılmalıdır. Dolaylı
aktarmalarda özetleme yapıldığından ya da
yararlanılan düşünce bazen bir bölümde bazen de
bir çalışmanın bütününde anlatılıyor olduğundan,
sayfa numarasının mutlaka verilmesi gerekmez.
Ancak yapı­lan aktarmaların sayfası, alıntının
yapıldığı eserde açık seçikse, sayfa numarasının da
verilmesi gerekir (Dinler: 127).
ARAŞTIRMANIN YAZILMASI III: METİN
AKTARMALARI VE BİLİMSEL ETİK

Alıntının kaynağının gösterilmemesi ya da


başkasının eserinin kentli eseri olarak
gösterilmesine intihal (aşırma) denir ve suçtur
(Dinler: 127).
ARAŞTIRMANIN YAZILMASI III: METİN
AKTARMALARI VE BİLİMSEL ETİK

3.1. İntihal Suçunun Kapsamı: İntihal, bir eserin


bir bölümünün ya da tamamının olduğu gibi, bazen
tercüme edilerek alınması olmakla birlikte, bir
başka araştırmanın sonuçlarını da kendisininmiş
gibi almak, yine “intihal"dır (Dinler: 127).
ARAŞTIRMANIN YAZILMASI III: METİN
AKTARMALARI VE BİLİMSEL ETİK

Yayınların süratle artmasına paralel olarak


bilimsel hırsızlığın da arttığı günümüzde, söz
konusu aşırmanın en önemli nedenleri şu şekilde
sıralanabilir (Dinler: 127 – 130):
– Araştırmacılara, bilimsel araştırma eğitiminin sağlıklı
bir şekilde verilmemiş olması
– Bilimsel ünü koruma ya da artırma dürtüsü
ARAŞTIRMANIN YAZILMASI III: METİN
AKTARMALARI VE BİLİMSEL ETİK

– Lisans ve Yüksek Lisans Düzeyinde Hazırlanan Ödev


ve Tezlerde Yağmacılık: Bilimsel hırsızlığa çok yoğun
olarak başvuran bir diğer kesim, lisans ve hatta
yüksek lisans öğrencileridir. Ödev ya da mezuniyet
tezi hazırlayan öğrencilerin sıkça baş vurdukları etik
dışı davranışların bazıları şunlardır:
• İnternet'ten erişilen bilgilerin çıktısının alınarak olduğu
gibi ödev olarak verilmesi
• Birkaç kaynaktaki bilgilerin fotokopilerinin alınarak
montaj yapılıp ödev ya da tez olarak verilmesi
• Bilgisayarda tez ya da ödev yazan kişilerin ya da firmaların
daha önceki yıllarda yazdıkları tez ya da bitirme
ödevlerinin kendi çalışması gibi sunulması
ARAŞTIRMANIN YAZILMASI III: METİN
AKTARMALARI VE BİLİMSEL ETİK

• Başka üniversitede hazırlanmış olan bitirme tez ya da


ödevlerinin, çeşitli yollardan ele geçirilerek, kendi çalışması
gibi sunulması
• Para karşılığı ödev ya da tez hazırlayan kişi ya da internet
sitelerine tez ısmarlanması
ARAŞTIRMANIN YAZILMASI III: METİN
AKTARMALARI VE BİLİMSEL ETİK

3.2. İntihal Fiilinin Cezası: İntihalin çeşitli türleri


ve dolayısıyla dereceleri vardır. İntihal fiilinin
niteliğine göre, suçun derecesi ve öngörülen ceza
değişmektedir. Diğer yandan intihal fiilînin cezası,
intihal fiilini işleyenin öğretim elemanı ya da
öğrenci olmasına göre farklıdır (Dinler: 149 – 154).
ARAŞTIRMANIN YAZILMASI III: METİN
AKTARMALARI VE BİLİMSEL ETİK

3.2.1. İntihal Fiilini Üniversite Öğrencisinin


İşlemesi Durumunda Öngörülen Ceza: Lisans ya
da yüksek lisans öğrencisinin intihal fiili işlemesi
halinde verilecek cezanın ne olacağı, Yüksek
Öğretim Kurumları Öğrenci Disiplin
Yönetmeliğinde, bir madde şeklinde açıkça
zikredilmemiştir. Ancak, intihal fiili, "öğrencilik
sıfatının gerektirdiği itibar ve güven duygusunu
sarsacak..." bir davranış olarak nitelendirilebilir.
Böyle bir davranışın cezası, yukarıda belirtilen
yönetmeliğin 7. maddesine göre, "kınama " dır.
ARAŞTIRMANIN YAZILMASI III: METİN
AKTARMALARI VE BİLİMSEL ETİK

3.2.2. İntihal Fiilini Üniversite Öğretim Elemanının


İşlemesi Halinde Öngörülen Cezalar: İntihal fiilini
üniversite öğretim elemanının işlemesi halinde,
İntihali yapan kişi disiplin yönetmeliğine göre
cezalandırılabileceği gibi, aynı zamanda Fikir ve
Sanat Eserleri kanununa aykırı hareketten
cezalandırılabilir ve ayrıca intihalden zarar
görenlerin maddi ve manevi tazminat davası açma
haklan vardır.
ARAŞTIRMANIN YAZILMASI III: METİN
AKTARMALARI VE BİLİMSEL ETİK

İntihal fiiline ne ceza verile­ceği ile maddi ve manevi


tazminat davası açılıp açılamayacağı, intihal fiilîn
niteliğine göre değişmektedir. Buna göre bir
öğretim elemanının yapacağı intihal sonucunda
alacağı muhtemel cezaları şöyle sıralayabiliriz:
– Yüksek Öğretim Kurumu Yönetmeliğine Göre,
Üniversite Öğretim Mesleğinden Çıkarılma Cezası
– Fikir ve Sanat Eserleri Kanununda İntihal Fiilini
İşleyenlere Verilmesi Öngörülen Para ve Hapis Cezası
– İntihalden Zarar Görenlerin Maddi ve Manevi Tazmi­
nat Davaları Açma Hakları
ARAŞTIRMANIN YAZILMASI III
ARAŞTIRMANIN YAZILMASI IV:
DİPNOT VE KAYNAKÇANIN YAZILMASI

DİPNOT VE
KAYNAKÇANIN
YAZILMASI
ARAŞTIRMANIN YAZILMASI IV:
DİPNOT VE KAYNAKÇANIN YAZILMASI

1. KAYNAK GÖSTERİLMESİNİN NEDENLERİ


Bilimsel araştırmalarda, yararlanılan
eserlerden yapılan alıntıların kaynağının
gösterilmesinin nedenlerini beş başlık akında
toplayabiliriz. Bunlar (Dinler: 161 – 163):
– Ahlaki ve yasal zorunluluklar
– Araştırmanın bilimsel değerinin göstergesi olması
– Araştırmacının savunduğu görüşlerin doğruluğunu
ve güvenilirliğini desteklemesi
ARAŞTIRMANIN YAZILMASI IV:
DİPNOT VE KAYNAKÇANIN YAZILMASI

– Araştırmacının yararlandığı kaynaklara hakim olup


olmadığının ve ayrıca söz konusu kaynaklara ne
kadar sadık kaldığının belirlenmesinde önem arz
etmesi
– Aynı konuda araştırma yapacak araştırmacılara
yararlanabilecekleri kaynaklar konusunda yol
gösterici olması
ARAŞTIRMANIN YAZILMASI IV:
DİPNOT VE KAYNAKÇANIN YAZILMASI

2. KAYNAK GÖSTERİLMESİNDE ÖNEMLİ


NOKTALAR
Kaynak gösterilmesinde göz önünde
bulundurulması gereken önemli noktalan,
bilgilerin alenileşmiş olup olmamalarını ayırt etme,
kaynak gösterilmesinde aşırıya kaçılmaması,
gösterilen kaynakların araştırmanın bilimsel
değerini yükseltici nitelikte olması ve yanlış kaynak
verilmemesi şeklinde sıralanabilir (Dinler: 163 –
166).
ARAŞTIRMANIN YAZILMASI IV:
DİPNOT VE KAYNAKÇANIN YAZILMASI

2.1. Bilgilerin Alenileşmiş Olup Olmadığının Ayırt


Edilmesi: Araştırmacının, yararlandığı eserlerdeki
bilgilerin hangilerinin alenileşmiş, hangilerinin eser
sahibinin özelliğini taşıdığı konusunda karar
vermesini sağlayan en önemli kıstas, o bilim
dalında çalışma yapan herkesin kolaylıkla
açıklayabileceği temel konuların, alenileşmiş
olduğunun kabul edilebileceğidir.
ARAŞTIRMANIN YAZILMASI IV:
DİPNOT VE KAYNAKÇANIN YAZILMASI

Eğer araştırmacı Türkiye'de coğrafi bölgelerin


özellikleriyle ilgili bir çalışma yapıyorsa, ''Türkiye
yedi coğrafi bölgeye ayrılır" ifadesinden sonra, bu
ayırımı gösteren kitaplara atıf yapmaması gerekir.
Ancak, bu ayırımın hatalı olduğunu, örneğin
Türkiye'nin sekiz coğrafi bölgeye ayrılmasını
savunan görüş varsa, bu görüşten söz edildikten
sonra kaynağının belirtilmesi gerekir.
ARAŞTIRMANIN YAZILMASI IV:
DİPNOT VE KAYNAKÇANIN YAZILMASI

2.2. Kaynak Gösterilmesinde Aşırıya Kaçılmaması:


Doğrudan ya da dolaylı, her aktarmanın
kaynağının belirtilmesi gereğine karşın, kaynak
göstermede aşırıya kaçırmaması gerekir. Özel
durumlar hariç, aktarılan her cümlenin kaynağının
gösterilmesi çabası içine girilmemeli ve zaruret
olmadığı sürece, her cümlede birden fazla kaynak
gösterilmemesine dikkat edilmelidir.
ARAŞTIRMANIN YAZILMASI IV:
DİPNOT VE KAYNAKÇANIN YAZILMASI

2.3. Verilen Kaynakların Araştırmanın


Bilimsel Değerini Yükseltici Nitelikte Olması:
Araştırmacıların aktardıkları bilgilerin kaynağını
verirken, daima o alandaki temel eserlere,
bilimselliği tartışma götürmez şekilde tanınmış
yazarlara gönderme yapmaları gerekir.
ARAŞTIRMANIN YAZILMASI IV:
DİPNOT VE KAYNAKÇANIN YAZILMASI

Bu şekildeki atıflar, araştırmanın bilimsel değerini


yükselttiği gibi, o çalışmalardan yararlanacaklara
da yol gösterici olacaktır. Birincil kaynaklara
erişildiği sürece, ikincil kaynaklara atıf
yapılmamalıdır.
ARAŞTIRMANIN YAZILMASI IV:
DİPNOT VE KAYNAKÇANIN YAZILMASI

2.4. Yanlış Kaynak Verilmemesi: Yararlanılan bir


bilginin kaynağı gösterilirken, birinci derecede
yararlanılan kaynak öncelikle verildikten sonra, o
alandaki diğer kaynaklar verilmelidir. Aktarmada
büyük ölçüde yararlanılan esas kaynak ya da
kaynaklardan söz edilmeden diğer kaynakların
zikredilmesinden kaçınılmalıdır.
ARAŞTIRMANIN YAZILMASI IV:
DİPNOT VE KAYNAKÇANIN YAZILMASI

3. KAYNAK GÖSTERMEDE YÖNTEMİ


Geleneksel yöntem de denilen dipnot yönteminde
alıntının sonuna bir numara yazılmakta ya da
işaret (yıldız vb.) konulmakta ve aynı sayfanın
altına numara ya da işaretin konulduğu alıntının
hangi kaynağın hangi sayfasından alındığı dipnot
şeklinde yazılmaktadır (Dinler: 166).
ARAŞTIRMANIN YAZILMASI IV:
DİPNOT VE KAYNAKÇANIN YAZILMASI

“Dipnot”, “sayfanın altına yazılan not” anlamına


gelir ve dipnota “alt yazı” da denilebilir. Ancak,
dipnot ifadesi yaygın kabul görmüştür. kaynak
dipnotlarından farklı özelliklere sahip, bir de
açıklama dipnotları vardır (Dinler: 166).
ARAŞTIRMANIN YAZILMASI IV:
DİPNOT VE KAYNAKÇANIN YAZILMASI

Açıklama dipnotlarında, belirli bir konuda metne


sokulmasında yarar görülmeyen ayrıntılarla,
metinde geçen ancak iyi bilinmeyen kavramların
açıklamaları ya da metinde açıklanan görüşün
zıddı görüşler vb. gibi çeşitli bilgilere yer verilir.
Hatta açıklama dipnotlarında verilen bilgilerin
ayrıca kaynağı da gösterilebilir (Dinler: 166).
ARAŞTIRMANIN YAZILMASI IV:
DİPNOT VE KAYNAKÇANIN YAZILMASI

Ancak dipnotlar her zaman sayfa altında


olmayabilir. Bölümün sonunda topluca liste olarak
da verilebilir. Bir diğer yöntem de metin içinde
gösterilmesi tekniğidir. Bu tekniklerin ayrıntıları
daha sonra detaylı olarak açıklanacaktır.
ARAŞTIRMANIN YAZILMASI IV:
DİPNOT VE KAYNAKÇANIN YAZILMASI

Microsoft Office programındaki Word belgesinde yazılan


araştırmalarda dipnot gösterme yöntemi şöyledir:
Ekle menüsünden, “başvuru” seçeneği, sonra da “dipnot”
seçilir. Bu menüden sayfa numaralarının hangi işaretleme
(Romen rakamı, rakam, vb.) ve dipnotların nerede (Sayfa
altı veya üstü, sayfanın sağı, solu veya ortası gibi)
seçenekleri işaretlenerek dipnot gösterilebilir. Ayrıca bu
menü kısa yol olarak belge üstündeki kısa yolların arasına
yerleştirilebilir ve dipnot gösterileceğinde sadece bu
seçenek işaretlenmek suretiyle dipnot gösterilebilir.
DİPNOT GÖSTERME AŞAMASI - I
DİPNOT GÖSTERME AŞAMASI - II
ARAŞTIRMANIN YAZILMASI IV:
DİPNOT VE KAYNAKÇANIN YAZILMASI

3.1. Metin İçi Kaynak Gösterme Yöntemi: Metin


içi kaynak gösterme yöntemi kendi arasında üçe
ayrılır (Marmara Üniversitesi, 2006: 35 - 40):
– Yazar – Tarih Yöntemi
– Yazar – Sayfa Numarası Yöntemi
– Numaralı Yöntem
ARAŞTIRMANIN YAZILMASI IV:
DİPNOT VE KAYNAKÇANIN YAZILMASI

3.1.1. Yazar - Tarih Yöntemi (APA): Bu yöntem


Amerikan Psikoloji Derneği'nin benimsediği
yöntem olup, Sosyal Bilimler alanında yaygın
olarak kullanılan bir yöntemdir. Literatürde APA
Yöntemi (American Psychological Association:
APA) olarak geçmektedir.
ARAŞTIRMANIN YAZILMASI IV:
DİPNOT VE KAYNAKÇANIN YAZILMASI

Yazar – Tarih yönteminde kaynak gösterme,


metinde ilgili kelimeden sonra açılan bir
parantezin içine yazarın soyadı ve yayın yılı
yazılarak yapılır. Alıntıya ilişkin sayfa numaraları
da istendiğinde parantez içinde verilebilir. Metin
içinde başvurulan tüm kaynaklar da çalışmanın
sonuna eklenen kaynakçada ayrıntılı olarak verilir.
Örnekler: (Sarıoğlu, 2002, s.69)
ARAŞTIRMANIN YAZILMASI IV:
DİPNOT VE KAYNAKÇANIN YAZILMASI

Eğer aynı yazarın eserine ikince defa


başvurulmuşsa ve söz konusu yazarın sadece bir
eserinden yararlanılmışsa, bu durumda sadece
yazarın soyadı ve sayfa numarası yazılır.
Örnek: (Sarıoğlu, s.44)
ARAŞTIRMANIN YAZILMASI IV:
DİPNOT VE KAYNAKÇANIN YAZILMASI

3.1.2. Yazar - Sayfa Numarası Yöntemi (MLA):


Yazar – sayfa numarası yöntemi ise Amerika'daki
Modern Filoloji Derneği'nin Beşeri Bilimler için
önerdiği bir sistemdir ve daha çok edebiyat, tarih,
felsefe, ilahiyat gibi alanlarda kullanılır.
ARAŞTIRMANIN YAZILMASI IV:
DİPNOT VE KAYNAKÇANIN YAZILMASI

Bu sistemde parantez içine, başvurulan kaynağın


Yazarının Soyadı ile alınan bilgilerin kaynaktaki
Sayfa Numarası yazılır.
Örnek:
– (Sarıoğlu 66-67)
– (TOBB 34 – 36)
ARAŞTIRMANIN YAZILMASI IV:
DİPNOT VE KAYNAKÇANIN YAZILMASI

3.1.3. Numaralı Yöntem: Numaralı yöntem ise


daha çok kimya, bilgisayar, matematik, fizik ve tıp
bilimlerinde kullanılmaktadır. Bunun için bu
yöntemin detaylarını vermeyeceğiz.
ARAŞTIRMANIN YAZILMASI IV:
DİPNOT VE KAYNAKÇANIN YAZILMASI

3.2. Dipnotlu Yönteme Göre Kaynak Gösterme:


Şimdi dipnotu yazımında sayfa düzeninde
dipnotların yeri, dipnotunun numaralandırılması
ve dipnotu yazılmasında dikkat edilecek konuları
açıklayalım (Dinler: 167 – 194).
ARAŞTIRMANIN YAZILMASI IV:
DİPNOT VE KAYNAKÇANIN YAZILMASI

3.2.1. Dipnotların Numaralandırması: Bir bilimsel


araştırmada, yapılan her alıntının kaynağını
dipnotlarda göstermek gerekir. Ancak, sayfa
altındaki kaynak dipnotlarının hangi alıntıya ait
olduklarının kolayca bilinmesi gerekir. Bunun için
alıntılara ve dolayısıyla alıntıların kaynağım
gösteren dipnotlarına numaralar verilir.
ARAŞTIRMANIN YAZILMASI IV:
DİPNOT VE KAYNAKÇANIN YAZILMASI

Eğer bir araştırmada dipnotu sayısı azsa ve dört


beş sayfaya bir ya da iki dipnotu düşüyorsa, her
sayfadaki dipnotlarına 1 rakamından başlanılarak
numaralar verilebilir.
Sık başvurulan bir numaralandırma yöntemi de
her bölümdeki dipnotlara l rakamından
başlanılarak numara verilmesidir. Özellikle
tezlerde bu şekilde bir numaralandırma tercih
edilir.
ARAŞTIRMANIN YAZILMASI IV:
DİPNOT VE KAYNAKÇANIN YAZILMASI

Dipnotların numaralandırılmasında genellikle


rakamlar kullanılır. Ancak dipnotlarının çok az
olduğu bazı çalışmalarda, rakam yerine yıldız (*),
artı (+) ve benzeri semboller de konulabilir. Böyle
bir durumda, dipnotu numarasını göstermek için
bu işaretler yan yana yazılır. Örneğin dördüncü
dipnotu için, yan yana dört yıldız (****) konulur.
ARAŞTIRMANIN YAZILMASI IV:
DİPNOT VE KAYNAKÇANIN YAZILMASI

Dipnotları numaralandırılırken tezlerde kaynak


dipnotları ile açıklama dipnotları arasında bir fark
gözetmeksizin, hepsine sırayla numaralar verilir.
Ancak, kitaplarda konu dipnotları ile kaynak
dipnotlarım ayırmak için farklı numaralandırmaya
gidebilir. Bunun için, kaynak dipnotlarının
rakamla, konu dipnotlarının işaretler yardımıyla
numaralandırılması sıkça olmasa da rastlanılan bir
uygulamadır.
ARAŞTIRMANIN YAZILMASI IV:
DİPNOT VE KAYNAKÇANIN YAZILMASI

3.2.2. Dipnot Numaralarının Metin İçindeki ve


Dipnotlarının Sayfa İçindeki Yerleri: Dipnot
numarasının metinde konulması gereken yer,
alıntının hemen sonudur. Eğer alıntı bir paragrafsa
dipnot numarası paragrafın son kelimesinin
üzerine, alıntı bir kavram ya da isimse, bu defa
kavram ya da ismin hemen üzerine yazılır.
ARAŞTIRMANIN YAZILMASI IV:
DİPNOT VE KAYNAKÇANIN YAZILMASI

Diğer yandan bölüm ya da alt – bölüm başlığına,


dipnot numarasının konulmamasına özen
göstermek gerekir. Araştırmada bir başlık ya da alt
– başlık altındaki tüm bilgilerde, bir tek kaynaktan
yararlanılmış olunması halinde, söz konusu
kaynakla ilgili dipnot numarası o bölümdeki
metnin içinde ya da son paragrafın sonuna
konmalıdır.
ARAŞTIRMANIN YAZILMASI IV:
DİPNOT VE KAYNAKÇANIN YAZILMASI

3.2.3. Dipnot Yazımında Uyulması Gereken


Kurallar: Dipnot yazılırken, alıntı yapılan
kaynakla ilgili bilgilerin hangi düzende
yazılacağına ilişkin kurallardır.
ARAŞTIRMANIN YAZILMASI IV:
DİPNOT VE KAYNAKÇANIN YAZILMASI

3.2.3.1. Bir Kitabın İlk Kez Dipnotunda


Gösterilmesi: Bir kitap, dipnotunda ilk kez
gösterilirken, söz konusu kitabı tanıtıcı tüm
bilgilerin verilmesi gerekir. Bu bilgilerin
sıralanmasında çeşitli kaynaklarda farklı
"sıralama yöntemi" uygulandığı görülür.
ARAŞTIRMANIN YAZILMASI IV:
DİPNOT VE KAYNAKÇANIN YAZILMASI

Basılı bir kitabın tanıtımında önem arz eden üç tür


bilgi vardır. Bu bilgiler sırasıyla şöyledir:
– Yazarın adı ve soyadı, yazar yoksa derleyenin ya da
çevirenin adı
– Kitabın adı (ya da başlığı)
– Yayım bilgileri (baskı sayısı, yayımlayan, basıldığı
yeri, yayım tarihi).
ARAŞTIRMANIN YAZILMASI IV:
DİPNOT VE KAYNAKÇANIN YAZILMASI

– Yazar Adı, Derleyenin ya da Çevirenin Adı Yazarın


önce ilk adı, sonra soyadı yazılır. Yazarın adı ve
soyadının ilk harflerinin büyük yazılması yeterlidir.
Yazarın Prof. Dr., Dr., General vb, gibi kitabın
üzerinde yer alan unvanları, dipnot ve
bibliyografyada adın önüne ya da soyadın devamına,
parantez içinde dahi olsa yazılmaz.
ARAŞTIRMANIN YAZILMASI IV:
DİPNOT VE KAYNAKÇANIN YAZILMASI

– Kitabın Başlığı: Kitabın üzerindeki başlık, hiçbir


kısaltma ve ilave yapılmadan olduğu gibi yazılır.
Ancak bazı kitaplarda, başlığın altında daha küçük
punto ile yazılmış ikinci bir başlık bulunur. Böyle bir
durumda, iki başlık arasına iki nokta, konur. Kitabın
başlığının yazımında, başlıktaki her kelimenin sadece
ilk harfleri büyük harfle yazılır. Basılı kitabın adı
daima, kitapla ilgili diğer bilgilerden
farklılaştırılarak, italik olarak ya da daha koyu
karakterde yazılır.
ARAŞTIRMANIN YAZILMASI IV:
DİPNOT VE KAYNAKÇANIN YAZILMASI

– Yayım Bilgileri: Yayım bilgileri, kitabın basımı İle


ilgili olan, yayının kaçıncı baskı olduğu, nerede
yayınlandığı, yayınevi ve yayın tarihi ile ilgili
bilgilerdir.
ARAŞTIRMANIN YAZILMASI IV
ARAŞTIRMANIN YAZILMASI IV:
DİPNOT VE KAYNAKÇANIN YAZILMASI

3.2.4. Bir Kitabın İlk Kez Dipnotunda Gösterilmesi


3.2.4.1. Kitabı Tanıtıcı Bilgilerin Sıralanmasında
Farklı Yöntemler
– Yazar Adı Soyadı, Kitap Adı,Adı Yayım Yeri, Yayınevi,
Yayım Tarihi, Sayfa Numarası.
– Örnek: Vural Fuat Savaş, İktisatın Tarihi,
Tarihi Ankara,
Siyasal Kitapevi Yayını, 2000, s. 997.
ARAŞTIRMANIN YAZILMASI IV:
DİPNOT VE KAYNAKÇANIN YAZILMASI

3.2.4.2. Bir Makalenin İlk Kez Dipnotunda


Gösterilmesi: Başta dergiler olmak üzere, çeşitli
yazarların makalelerinin bulunduğu süreli yayınlar
dipnotunda ilk kez gösterilirken hem yazarın, hem
makalenin başlığı, hem de makalenin yer aldığı
süreli yayının ismi ve yayını belirleyici bilgilerin
aşağıdaki sırayla yazılması gerekir.
ARAŞTIRMANIN YAZILMASI IV:
DİPNOT VE KAYNAKÇANIN YAZILMASI

– Yazar Adı ve Soyadı, "Makalenin Başlığı", Derginin


Adı, Derginin Cilt Numarası, Dergi Numarası (Derginin
Yayım Tarihi-Ay ve Yıl Olarak), Sayfa Numarası.
– Örnek: Ömer Akat, "Çokuluslu İşletmeler ve Faaliyet
Sebepleri", Uludağ Üniversitesi İktisadi ve İdari
Bilimler Fakültesi Dergisi,
Dergisi Cilt XV. Sayı 1. (1994), s.
62.
ARAŞTIRMANIN YAZILMASI IV:
DİPNOT VE KAYNAKÇANIN YAZILMASI

3.2.4.3. Dipnotundaki Bir Kitap ya da Makaleye


İkinci, Üçüncü ve Daha Fazla Başvuru: Bir
çalışmada, aynı kaynağa ikinci kez, üçüncü kez ve
hatta daha fazla başvurulabilir. Her yeni
başvuruda o kaynakla ilgili dipnotunda, söz
konusu kaynağı tanıtıcı tüm bilgilerin yeniden
yazılması, çalışmanın sayfa sayısının lüzumsuz yere
kabarmasına neden olduğu gibi, araştırmacının bir
kaynağa hangi sıklıkla başvurulduğunu saptamak
da mümkün olmaz.
ARAŞTIRMANIN YAZILMASI IV:
DİPNOT VE KAYNAKÇANIN YAZILMASI

Bu sakıncayı bertaraf edebilmek için, aynı kaynağa


ikinci defa başvurulması halinde, bu defa kaynakla
ilgili tüm bilgiler yinelenmez, bazı kısaltmalara
gidilir. Şimdi bunları açıklayalım.
ARAŞTIRMANIN YAZILMASI IV:
DİPNOT VE KAYNAKÇANIN YAZILMASI

– Birinci Yöntem: Yalnızca Yazarın Soyadının


Yazılması: Bu yöntemde, bir kaynağa ikinci kez
başvurulduğunda, yazarın sadece soyadının
yazılmaktadır
– Örnek: İlker Parasız, Modem Büyüme Teorileri, Ezgi
Kitap Evi Yayını, Bursa, 1997, s. 73
– 2. defada: Parasız, s. 36.
ARAŞTIRMANIN YAZILMASI IV:
DİPNOT VE KAYNAKÇANIN YAZILMASI

– Ancak, bir yazarın birden fazla eseri kaynak olarak


gösteriliyorsa, bu defa, yazar soyadından sonra
yazarın yararlanılan eserinin başlığının da yazılması
gerekmektedir
– Örnek: İlker Parasız, Modem Makro Ekonominin
Temelleri, Ezgi Kitap Evi Yayınları, Bursa, 1997, s. 138.
– 2. defada: Parasız, Modem Büyüme Teorileri, s. 82.
ARAŞTIRMANIN YAZILMASI IV:
DİPNOT VE KAYNAKÇANIN YAZILMASI

Eğer birden fazla eseri olan yazarın eserlerinden


biri makale İse, bu defa makalenin başlığı değil
derginin adı yazılmaktadır.
Bazen aynı soyadı taşıyan birden fazla yazar
bulunabilir. Bu gibi durumlarda ikinci
başvurularda, soyada ilave olarak ilk adların da
yazılması gerekir.
ARAŞTIRMANIN YAZILMASI IV:
DİPNOT VE KAYNAKÇANIN YAZILMASI

İkinci defa başvurulan kaynağın yazarı yoksa, bu


defa kaynağın (kitabın) adı yazılır
Eğer yayını yapan bir kurum ise, yazarın soyadının
yerine bu defa yayını yapan kurum yazılır.
ARAŞTIRMANIN YAZILMASI IV:
DİPNOT VE KAYNAKÇANIN YAZILMASI

– İkinci Yöntem: a.g.e., a.g.m., a.g.k. gibi Türkçe


Kısaltmaların Kullanılması: Bazı eserlerde a.g.e. [adı
geçen eserin kısaltılmışı], a.g.m. [kaynak eser makale
ise "adı geçen makale"nin kısaltılmışı],
– y.a.g.e. ["yukarıda adı geçen eser"in kısaltılmışı]
kullanılmaktadır. Eğer araya bir başka kaynak
girmişse bu defa yazarın soyadı (aynı yazarın birden
fazla eseri varsa, eserin başlığı da ilave edilerek)
yazıldıktan sonra, a.g.e., a.g.m., vb. kısaltmalar
kullanılmaktadır.
ARAŞTIRMANIN YAZILMASI IV:
DİPNOT VE KAYNAKÇANIN YAZILMASI

3.2.5. Özel Dipnotu Örnekleri


3.2.5.1. Tek Yazarlı Eserler:
Örnek: Kemal Gözler, İdare Hukukuna Giriş,
Giriş Ekin
Kitap Evi Yayını, Bursa, 2003, s. 250.
ARAŞTIRMANIN YAZILMASI IV:
DİPNOT VE KAYNAKÇANIN YAZILMASI

3.2.5.2. İki ve Üç Yazarlı Eserler: İki yazarlı


eserlerde, her iki yazarın da adı ve soyadı,
aralarına "ve" bağlacı konularak yazılır.
Örnek: Ufuk Başoğlu ve İlker Parasız, İktisadi
Verilerin Analizi ve Temel Öngörü Yöntemleri,
Yöntemleri
Ekin Kitapevi Yayını, Bursa ,2003, s. 75.
ARAŞTIRMANIN YAZILMASI IV:
DİPNOT VE KAYNAKÇANIN YAZILMASI

Üç yazarlı eserlerde yine sırayla üç yazarın ad ve


soyadları yazılır, birinci ile ikinci yazar arasına
"virgül" konulur, ikinci ile üçüncü yazar "ve"
bağlacı ile ayrılır.
Örnek: Metin Erdem, Doğan Şenyüz ve İsmail
Tatlıoğlu, Kamu Maliyesi, Üçüncü Baskı, Ekin
Kitapevi Yayını, Bursa, 2003, s. 365.
ARAŞTIRMANIN YAZILMASI IV:
DİPNOT VE KAYNAKÇANIN YAZILMASI

3.2.5.3. Dört ve Daha Fazla Yazarlı Eserler: Eğer


yazar sayısı üçten fazla ise, bu takdirde ilk yazarın
adı ve soyadı tam olarak yazıldıktan sonra yanma
"ve diğer yazarlar" anla­mında kısaca "ve
diğerleri" yazılır.
Örnek: İzzettin Önder ve diğerleri, Türkiye'de
Kamu Maliyesi, Finansal Yapı ve Politikalar, Türk
Tarih Vakfı Yurt Yayınları, İstanbul, 1993, s. 67.
ARAŞTIRMANIN YAZILMASI IV:
DİPNOT VE KAYNAKÇANIN YAZILMASI

3.2.5.4. Yazar Adı Yerine Kurum Adının


Bulunması: Bazen bir kurum tarafından
yayınlanmış olan bir kaynakta yazar adı bulunmaz.
Bu gibi durumlarda yazar adı yerine kurumun adı
yazılır. Ancak, çoğu kez kurum, aynı zamanda
yayınevi niteliğindedir.
Örnek: DPT, Dördüncü Beş Yıllık Kalkınma Planı
1979-85,
1979-85 Ankara, 1979, s.544.
ARAŞTIRMANIN YAZILMASI IV:
DİPNOT VE KAYNAKÇANIN YAZILMASI

3.2.5.5. Yazar Adının ve Yayınlayan Kurumun


Bulunmaması: Bazen yazar adı olmadığı gibi
(anonim), yayınlayan bir kurum (DPT, DİE vb.
gibi) da yoktur. Bu durumda, doğrudan kaynağın
adı yazılır.
Örnek: "Otomotiv Yan Sanayii Ana Sanayii Solladı",
Ekonomist, Sayı 41 (12 Ekim 1997), s. 16.
ARAŞTIRMANIN YAZILMASI IV:
DİPNOT VE KAYNAKÇANIN YAZILMASI

3.2.5.6. Yazar Adının Yazılı Olmamasına Karşın


Araştırmacı Tarafından Bilinmesi ve Takma Adlı
Yazar: Bazen – genellikle de eski eserlerde – eserin
ilk sayfasının kop­muş ya da yazarının adının
bulunduğu sayfanın yırtılmış olması vb. gibi
nedenlerle, yazar adı bilinemeyebilir ya da
okunamaz. Böyle bir durumda dipnotu eser adı ile
başlar
Örnek: Genç Kız ve Erkeklerin Eş Seçiminde
Gözönünde Bulundurmaları Gereken Hususlar,
Gerçek Yayınevi, Ankara, 1938, s. 47.
ARAŞTIRMANIN YAZILMASI IV:
DİPNOT VE KAYNAKÇANIN YAZILMASI

3.2.5.7. Çeviri: Bir eser yabancı dilden Türkçeye


çevrilmişse, tanıtıcı bilgiler sıralamasında bir
değişiklik yapılmaz ve eserin başlığından sonra
çevire­nin adı "cev:" kısaltmasından sonra yazılır
Örnek: Ernest F. Haeussler ve Richard S.Paul,
Matematiksel Analize Giriş, Çev. Ahmet Öztürk,
Ekin Kitapevi Yay., İstanbul, 1993, s. 322.
ARAŞTIRMANIN YAZILMASI IV:
DİPNOT VE KAYNAKÇANIN YAZILMASI

3.2.5.8. Derleyen: Bazen bir kişi ya da kurum,


belirli bir yazarın çeşitli zamanlarda yazılmış olan
yazılarını bir araya getirdiği gibi, belirli bir
konudaki makaleleri de toparlayarak, yeniden
yayınlar. Eğer bir kişinin eserlerini bir başkası
derliyorsa ve derlenen eserlerden (makalelerden)
birine atıf yapılıyorsa, atıf yapılan eserin yazan,
yazar yerinde belirtilirken, derleyenin adı,
çevirilerde yapıldığı gibi, eserin başlığından sonra
yazılır.
ARAŞTIRMANIN YAZILMASI IV:
DİPNOT VE KAYNAKÇANIN YAZILMASI

Örnek: Kurt Stockmann, "Sosyal Piyasa


Ekonomisinde Rekabetin Fonksiyonları ve
Korunması", Sosyal Piyasa Ekonomisinin Rekabet
Boyutu, Yay. Haz.: Hüsnü Erkan, Sosyal Piyasa
Ekonomisi Yayın Serisi, İzmir, 1992, s, 27.
ARAŞTIRMANIN YAZILMASI IV:
DİPNOT VE KAYNAKÇANIN YAZILMASI

3.2.5.9. Başkası Tarafından Yazılan Önsöz'e Atıf


Yapılması: Bazen, bîr kitaba yazarın değer verdiği,
o alanda tanınmış bir başka bilim adamı önsöz
yazar. Kitabın yazarının dışındaki kişilerce
yazılmış olan önsöze atıf yapılması halinde, önce
önsözü (ya da sunuşu) yazan kişinin adı yazılır,
ancak parantez içinde önsöz (ya da sunuş) yazarı
olduğu belirtilir.
Örnek: İhsan Doğramacı (sunuş), Türk Dili ve
Kompozisyon Bilgileri, Zeynep Kokmaz ve diğ.
(Yazarlar), Ankara, 1995, s. III.
ARAŞTIRMANIN YAZILMASI IV:
DİPNOT VE KAYNAKÇANIN YAZILMASI

3.2.5.10. Baskı Sayısı: Bir kitabın ikinci ya da daha


fazla baskısı yapıldığında genel­likle her yeni
baskıda değişiklik yapıldığından mutlaka, kaçıncı
baskı olduğunun da belirtilmesi gerekir.
Örnek: İsmail Türk, Maliye Politikası,
Politikası 15. Basım,
Turhan Kitapevi, Ankara, 2003 s. 286.
ARAŞTIRMANIN YAZILMASI IV:
DİPNOT VE KAYNAKÇANIN YAZILMASI
3.2.5.11. Seri Kitapları: Bazı yayınevleri belirli
konularda kitap basımında uzmanlaşır ve özellikle
okuyucularının, yayınlarım daha kolaylıkla takip
edebilmelerini sağlayabilmek amacıyla, kitaplarını
bir dizi ya da seri adı altında numaralandırırlar.
Bu gibi durumlarda, serinin adı ile birlikte, söz
konusu eserin, serinin kaçıncı yayını olduğu da
belirtilir.
Örnek: Henry Rosovsky, Üniversite: Bir Dekan
Anlatıyor, Çev: Süreyya Ersoy, TOBİTAK Popüler
Bilim Kitapları Dizisi, No: 6, TÜBİTAK Yayını,
Ankara,1994, s. 300.
ARAŞTIRMANIN YAZILMASI IV:
DİPNOT VE KAYNAKÇANIN YAZILMASI

3.2.5.12. Yayıncının Bulunmaması: Bazen yazarlar


kitaplarının yayın ve dağıtımını bir yayınevine
verme yerine, bizzat kendileri bastırıp dağıtabilir.
Bu tür yayınlarda yayı­nevi yerine, "yazarın kendi
yayını" ifadesi yazılabileceği gibi, hiç bir şey de
yazılmayabilir.
ARAŞTIRMANIN YAZILMASI IV:
DİPNOT VE KAYNAKÇANIN YAZILMASI

3.2.5.13. Çok Ciltli Eserler: Bazı eserler, çok


hacimli olduğundan birkaç cilt olarak yayınlanır.
Eğer tüm ciltlere başvuru söz konusu ise,
dipnotunda kitabın kaç cilt olduğu belirtilir.
Örnek: Kemal Gözler, İdare Hukuku, Cilt I, Ekin
Kitapevi Yay., Bursa, 2003, s.1019.
ARAŞTIRMANIN YAZILMASI IV:
DİPNOT VE KAYNAKÇANIN YAZILMASI

3.2.5.14. Yayınlanmış Seminer, Sempozyum,


Konferans ve Kongre Tebliğleri: Çeşitli kurum ve
kuruluşlar zaman zaman yaptıkları seminer,
kongre, konferans ve sempozyumlarda sunulan
tebliğleri bir araya getire­rek yayınlarlar. Bu eserler
dipnotunda gösterilirken, makale örneğinde olduğu
gibi, önce tebliğle ilgili, daha sonra da tebliğin
bulunduğu yayınla ilgili tanıtıcı bilgiler verilir.
ARAŞTIRMANIN YAZILMASI IV:
DİPNOT VE KAYNAKÇANIN YAZILMASI

Örnek: Yılmaz Arslan, “Hakim işletmelerin


Durumlarını Kötüye Kullanmaları”, Avrupa
Topluluğu Rekabet Politikaları Hukuk Düzeni ve
Türk Rekabet Kanun Tasarısı Uluslararası
Sempozyumu, 10 – 12 Mart 1993, İstanbul: İSO
Yayın:, 1993, s. 47.
ARAŞTIRMANIN YAZILMASI IV:
DİPNOT VE KAYNAKÇANIN YAZILMASI

3.2.5.15. Yayın Bilgilerinin Eksik Olması: Bazı


yayınlarda, yayın yeri, yayınlayan ve hatta yayın
yılı bulunmaz. Bu gibi durumlarda:
– Yayın yeri yoksa yer yok anlamında y.y,
– Yayınlayan yoksa, yazarın kendi yayını anlamında k.y
– Yayın tarihi yoksa tarih yok anlamında t.y yazılır.
ARAŞTIRMANIN YAZILMASI IV:
DİPNOT VE KAYNAKÇANIN YAZILMASI

3.2.5.16. Aylık Bültenler, Yıllıklar ve Yıllık


Raporlar: Birçok kurum düzenli olarak aylık
bültenler yayınlar. Bu bültenler kaynak
gösterilirken yayın yeri ve yayınevi yazılmaz,
sadece hangi aya ait oldukları yazılır.
Örnek: İTO, Aylık Ekonomik Rapor,
Rapor Eylül 1997, s.
27.
Maliye Bakanlığı, Yıllık Ekonomik Rapor,
Rapor Ankara,
2003, s. 133.
ARAŞTIRMANIN YAZILMASI IV:
DİPNOT VE KAYNAKÇANIN YAZILMASI

3.2.5.17. Gazete Yazıları: Bir gazete kaynak olarak


verilirken, gazetede alıntı yapılan yazının yazarı
biliniyorsa, yazar adı, yazının başlığı, gazetenin adı
ve gazetenin tarihi ile yazının çıktığı sayfa
numarasının yazılması yeterlidir.
Örnek: Ege Cansel, "Cari Açık İstihdamı Tehdit
Eder", (Oyunun Kuralı Köşesi), Hürriyet, 5 Haziran
2004, s. 8.
ARAŞTIRMANIN YAZILMASI IV:
DİPNOT VE KAYNAKÇANIN YAZILMASI

3.2.5.18. Ansiklopediler ve Sözlükler: Yararlanılan


ansiklopedide, aktarma yapılan maddenin yazan
varsa, tıpkı makale gibi, yayım bilgilen verilir
ancak, sayfa numarasının yazılmasına gerek
yoktur.
Örnek: Ömer Lütfü Barkan, "Tımar Maddesi", İslam
Ansiklopedisi, Cilt 12/1, İstanbul, 1974.
ARAŞTIRMANIN YAZILMASI V
ARAŞTIRMANIN YAZILMASI IV:
DİPNOT VE KAYNAKÇANIN YAZILMASI

3.2.5.19. Yayınlanmamış Kaynaklar: Tezler, Çeşitli


Tebliğler ve Ders Notları: Yayınlanmamış bir doktora ya
da yüksek lisans tezini kaynak gösterirken, tezin
yayınlanmamış olduğu belirtilmeli ve tezin başlığı,
yayınlanmış eserlerde olduğu gibi farklılaştırılarak (italik
ya da koyu karakterli olarak, daktilo edilmesi halinde
altının çizilmesi) yazılmamalıdır.
Örnek: Metin Özdemir, "Tarımda Teknolojik Değişme ve
İstihdam”, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Uludağ
Üniversitesi, Bursa, 1998, s.45
ARAŞTIRMANIN YAZILMASI IV:
DİPNOT VE KAYNAKÇANIN YAZILMASI

Benzer şekilde, yayınlanmamış ders notlarında da


tıpkı tezlerde olduğu gibi, eser adı farklılaştırılmaz.
Örnek: İbrahim Kanyılmaz, “Risk ve Menkul
Kıymetler Yatırım Tahlilleri Ders Notları",
Fotokopiyle Çoğaltma, Bursa, U.Ü. İ.İ.B.F., 1997, s.
720.
ARAŞTIRMANIN YAZILMASI IV:
DİPNOT VE KAYNAKÇANIN YAZILMASI

3.2.5.20. Bakanlar Kurulu ve Anayasa Mahkemesi


Kararları ile Yasa Tasarıları: Bakanlar Kurulu
Kararlan İle Anayasa Mahkemesi Kararları,
Resmi Gazete'de yayınlanır. Bu kararlar
dipnotunda gösterilirken, Bakanlar Kurulu ve
Anayasa Mahkemesi, yazar adı gibi başa yazılır ve
Resmi Gazete'nîn tarih ve sayısı belirtilir.
Örnek: Bakanlar Kurulu, "Otomobiller için
Uygulanmakta Olan Ek Taşıt Alım Vergisi
Nispetleri Hk." (96/8458 S.K.) Resmi Gazete 22797,
24.9.1996.
ARAŞTIRMANIN YAZILMASI IV:
DİPNOT VE KAYNAKÇANIN YAZILMASI

3.2.5.21. Anayasa, Yasalar ve Mahkeme Kararları:


Anayasa'nın bir maddesi kaynak olarak
gösterilmek istendiğinde, sadece maddenin
numarasının yazılması yeterlidir.
Örnek: Türkiye Cumhuriyeti Anayasası, Mad. 126,
Fıkra 3, 1982.
ARAŞTIRMANIN YAZILMASI IV:
DİPNOT VE KAYNAKÇANIN YAZILMASI

Bir yasa kaynak gösterilirken, yasanın adı ve


numarası ile tarihi ve yasanın yayımlandığı Resmi
Gazete'nin sayısı verilir.
Örnek: "Gelir Vergisi Kanunu (193 S.K.)", Resmi
Gazete, 9700, 6 Ocak 1961.
ARAŞTIRMANIN YAZILMASI IV:
DİPNOT VE KAYNAKÇANIN YAZILMASI
3.2.5.22. Kutsal Kitaplar: Kur'an, İncil ve
Tevrat'tan kaynak gösterilmek istendiğinde, yayım
bilgileri verilmediği gibi, kitap diğer basılı eserler
gibi farklı karakterde yazılmaz. Eğer bir sûre
kaynak olarak verilmek istenirse, sûre ismi
parantez içinde ve ayet numarası parantez dışında
verilir.
Örnek: Kur’an (İhlas Suresi), ayet 1.
Ancak sûrenin çevirisine atıf yapılıyorsa bu
takdirde çeviriyi yapanın adı yanında yayım
bilgileri de yazılır.
ARAŞTIRMANIN YAZILMASI IV:
DİPNOT VE KAYNAKÇANIN YAZILMASI

3.2.5.23. CD: Araştırmacının yararlandığı kaynak,


sadece CD olarak yayınlanmışa, bu defa CD
üzerindeki bilgilerin,bibliyografik kitap künyesi
gibi yazılmasından sonra parantez içinde, CD –
Rom olduğunun belirtilmesi gerekir.
ARAŞTIRMANIN YAZILMASI IV:
DİPNOT VE KAYNAKÇANIN YAZILMASI

3.2.5.24. İnternet: İnternet'ten sağlanan e-


kaynaktan (basta tam metin elektronik makale ve
elektronik kitap olmak üzere, çeşitli elektronik
bilgiler), yararlanıldığında, söz konusu kaynağın
künyesinin tıpkı basılı eser gibi verilmesi ve ayrıca
söz konusu kaynağın indirildiği web sitesi adresinin
de belirtilmesi gerekir.
ARAŞTIRMANIN YAZILMASI IV:
DİPNOT VE KAYNAKÇANIN YAZILMASI

Örnek: Yazarın Adı Soyadı, "Belgenin Başlığı”,


Tüm Yapıtın Başlığı veya Mesaj Hattının Başlığı,
Belge Tarihi ve Yayın Bilgileri, Internet Adresi
(Dosyaya Erişim Tarihi), Sayfa veya Paragraf.

Mustafa DURAN, Teşvik Politikaları ve Doğrudan


Sermaye Yatırımları, 2003,
http://www.treasury.gov.tr/arastirma_inceleme/ar_
inc_33.pdf
(02.08.2005), s.22.
ARAŞTIRMANIN YAZILMASI IV:
DİPNOT VE KAYNAKÇANIN YAZILMASI

3.2.5.25. E – Mail: Elektronik posta yoluyla bazı


bilgiler alan ve bunu kaynakçada göstermek
isteyen araştırmacının, hangi tarihte olduğunu
belirtmesi ve ayrıca haberleşen tarafların da E –
Mail adreslerini belirtmesi gerekir.
ARAŞTIRMANIN YAZILMASI IV:
DİPNOT VE KAYNAKÇANIN YAZILMASI

Örnek: Ercan Eren'in (eren@yildiz.edu.tr), "Yıldız


Üniversitesi iktisadi idari Bilimler Fakültesi'ne 2003-04
Akademik Yılında Kaydolan Öğrencilerin Ailelerinin
Oturduğu Kentlere Göre Dağıtımları" konusunda yazara
(zdinlet@uludag.edu.tr) elektronik posta ile 20 Şubat 2003
tarihinde gönderdiği belge.
ARAŞTIRMANIN YAZILMASI IV:
DİPNOT VE KAYNAKÇANIN YAZILMASI

3.2.5.26. Yararlanılan Eserdeki Alıntıyı Aktarmak :


Aktaran, Zikreden ya da Nakleden: Bazı
durumlarda araştırmacı, yararlandığı kaynağın
atıfta bulunduğu esere erişme olanağı bulamaz
(alıntı araştırmacının bilmediği bir yabancı dilden
yapılmıştır ya da araştırmacının o kaynağa
erişmesi mümkün olamamıştır).
ARAŞTIRMANIN YAZILMASI IV:
DİPNOT VE KAYNAKÇANIN YAZILMASI

Böyle bir durumda, yararlandığı kaynaktaki


alıntıyı aktaran araştırmacı, önce yararlandığı
kaynakta söz konusu alıntı ile ilgili verilmiş olan
tüm kaynak tanıtıcı bilgileri olduğu gibi aldıktan
sonra “dan”, “den aktaran” ,”den nakleden” ya da
“den zikreden” ifadesinden birini yazarak,
yararlandığı kaynakla ilgili tanıtıcı bilgileri
vermelidir.
ARAŞTIRMANIN YAZILMASI IV:
DİPNOT VE KAYNAKÇANIN YAZILMASI

Örnek: Commission of the European Communities,


Commission Recommendation of 3 April 1996,
Brussels’ den aktaran Rasih DEMİRCİ, Aişe
AKPINAR ve İzzet ÇEVİK, Avrupa Birliği ve
Türkiye’de Esnaf – Sanatkar Küçük ve Orta
Ölçekli İşletmeler, Ankara: Türkiye Esnaf ve
Sanatkarlar Kredi ve Kefalet Kooperatifleri Birlikleri
Merkez Birliği, 2001. s.23.
ARAŞTIRMANIN YAZILMASI IV:
DİPNOT VE KAYNAKÇANIN YAZILMASI

4. KAYNAKÇANIN HAZIRLANMASI
"Bibliyografya" ya da "Yararlanılan Eserler"
şeklinde de ifade edilen kaynakça, bilimsel
araştırmanın sonunda, o araştırma esnasında
yararlanılan, tüm kaynakların dedi toplu
gösterildiği bir bölümdür (Dinler: 192).
ARAŞTIRMANIN YAZILMASI IV:
DİPNOT VE KAYNAKÇANIN YAZILMASI

Dipnotlarında verilmiş olan tüm eserlere


kaynakçada mutlaka yer verilmesi gerektiği gibi,
araştırmacı ayrıca çalışması esnasında alıntı
yapmasa da esinlendiği ve hatta o alanda çalışma
yapacak diğer araştırmacıların yararlanabileceği
bazı eserleri de kaynakçaya dahil edebilir (Dinler:
192).
ARAŞTIRMANIN YAZILMASI IV:
DİPNOT VE KAYNAKÇANIN YAZILMASI

4.1. Dipnot Yöntemine Göre Kaynakça: Dipnottaki


bir kaynak kaynakçada gösterilirken iki küçük
değişiklik yapılır (Dinler: 192 – 193).
– Bu değişikliklerden birincisi, yazarın soyadının öne
alınması ve soyadından sonra virgül konmasıdır.
– Değişikliklerden ikincisi, dipnottaki kaynağın
sonunda yer alan, başvuru sayfasının, kaynakçada
kaldırılmasıdır.
– Örnek: MÜFTÜOĞLU, Tamer. Türkiye’de Küçük ve Orta
Ölçekli İşletmeler: Sorunlar – Öneriler. 5.b. Ankara: Turhan
Kitabevi, 2002.
ARAŞTIRMANIN YAZILMASI IV:
DİPNOT VE KAYNAKÇANIN YAZILMASI

Eğer yazar sayısı birden fazla ise, bu durumda


sadece ilk yazarın soyadı öne alınarak, diğer
isimler dipnottaki şekliyle, yani adı ve soyadı
sırasıyla yazılır.
Eserler kaynakçada yazar soyadlarına göre,
alfabetik olarak sıralanır.
ARAŞTIRMANIN YAZILMASI IV:
DİPNOT VE KAYNAKÇANIN YAZILMASI

4.2. Soyad – Yıl Yöntemiyle Kaynak Gösterme:


– Yazar – Tarih Yöntemine dair kaynakça örneği
– Örnek: BARIŞ, M. (2002). "Sermaye Piyasası". Banka
ve Ekonomik Yorumlar, 39. 69-77.

– Yazar – Sayfa Numarası Yöntemine göre kaynakça


örneği:
– Örnek: DERELİ, Toker. Örgütsel Davranış. 3. Basım.
İstanbul: Menteş Kitabevi, 1995.
ÇİZELGE VE ŞEKİLLER

ÇİZELGE VE
ŞEKİLLER
ÇİZELGE VE ŞEKİLLER

Bilimsel araştırmalarda derlenen sayısal verileri,


aralarındaki mutlak ya da nispi ilişkileri ortaya
koyabilmek için çizelge şeklinde düzenlemek
gerekir. Ancak, çoğu kez çizelge şeklinde
düzenlenen veriler, ayrıca göze hitap eden bir
açıklama tarzı olan grafiğe dönüştürülür (Dinler:
200).
ÇİZELGE VE ŞEKİLLER

1. ÇİZELGELER
“Tablo” ya da "cetvel" de denilen çizelge,
araştırmacının elde ettiği sayısal verilerin
aralarındaki ilişkilerin ortaya konulmasını
sağlamak amacıyla, belirli bir sistematiğe göre
dizilmesi sonucunda ortaya çıkmaktadır. Ayrıca
çok kısa ve çizelge ile gösterilmesine gerek olmayan
istatistiki veriler için çizelge hazırlamağa gerek
yoktur (Dinler: 200 – 201).
ÇİZELGE VE ŞEKİLLER
1.1. Kullanım Amaçlarına Göre Çizelge Türleri:
Çizelgeler, kullanım amaçlarına göre, referans
çizelgeler ve özet çizelgeler olmak üzere ikiye
ayrılır (Dinler: 201).
– Referans Çizelgeleri: Genel amaçlı çizelgeler de
denilen referans çizelgeleri, çeşitli alanlarda başta
DİE, DPT, Hazine Müdürlüğü, Ticaret ve Sanayi
Odaları vb. kurumlarca hazırlanmış olan
çizelgelerdir. Orijinal verileri içeren bu çizelgeler,
araştırmacıların yararlanabilecekleri ham verileri
kapsarlar.
ÇİZELGE VE ŞEKİLLER

– Özet Çizelgeler: Özel amaçlı çizelgeler de denilen özel


çizelgeler, çeşitli kurumlarca hazırlanmış olan hanı
verileri kapsayan referans çizelgelerinden
yararlanılarak hazırlanırlar. Araştırmacıların,
çalışmalarındaki özel bağıntıları ortaya koymak
amacıyla hazırladıkları bu çizelgeler, referans
çizelgelerine göre daha basit olduğu gibi, çeşitli
istatistiki bilgiler, yüz­delerle kolayca yorumlanacak
hale getirilir.
ÇİZELGE VE ŞEKİLLER

1.2. Çizelgenin Düzenlenmesinde Kurallar: Her


çizelge gövde, gövde üstü ve gövde altı olmak üzere
üç ana bölümden oluşur (Dinler: 202 - 206).
ÇİZELGE VE ŞEKİLLER

1.2.1. Çizelge Gövdesinin Üst Bölümü: Çizelge


gövdesinin üstündeki bölümde şu bilgiler yer alır:
– Çizelge numarası
– Çizelge başlığı
ÇİZELGE VE ŞEKİLLER

1.2.2. Çizelge Gövdesi: Bir çizelgede ana gövde,


çizelge içinde sunulan sayısal verilerdir. Veriler
belirli bir sistematiğe göre sütunlar içinde alt alta
dizilirken, satırlarda da bu verilen niteleyici
değişkenlerin neler olduğu belirtilir.
ÇİZELGE VE ŞEKİLLER

1.2.3. Çizelge Altı: Kaynak Dipnotları ve Açıklama


Dipnotları: Çizelge dipnotları, tıpkı metin
dipnotları gibi, kaynak dipnotları ve açıklama
dipnotları olarak ikiye ayrılır5. Bir çizelgede hem
kaynak, hem de açıklama dipnotu varsa, önce
kaynak dipnotu, daha sonra açıklama dipnotu veya
dipnotları yazılır.
ÇİZELGE VE ŞEKİLLER

1.3. Çizelgenin Araştırma Metnine Yerleştirilmesi:


Çizelgenin, metin içinde söz konusu çizelge ile ilgili
açıklamaların yapıldığı paragrafın altına ve
mutlaka aynı sayfaya, bu mümkün olamıyorsa, en
fazla bir sonraki sayfaya yerleştirilmesi gerekir
(Dinler: 206).
ÇİZELGE VE ŞEKİLLER

1.4. Çizelgelerin Yorumu: Bir çizelgenin yorumu


yapılırken, çizelgenin tümünün detaylı olarak
açıklaması yerine verilerin özetlenmesi için
çizelgenin referans gösterilmesi gerekir (Dinler:
207).
ÇİZELGE VE ŞEKİLLER

2. ŞEKİLLER
Her araştırmada, araştırmanın niteliğine göre çok
farklı şekiller­den yararlanmak gerekir. Bu
şekillerden en sık rastlanılanlar grafikler, haritalar,
planlar, modeller, fotoğraflar, ressamlarca
yapılmış olan tablolar vb. sayılabilir (Dinler: 207 –
208).
ÇİZELGE VE ŞEKİLLER

2.1. Grafikler: Çizelgelerde yer alan değişkenler


arasındaki ilişkilerin gözle izlenmesini ve
dolayısıyla daha kolaylıkla algılanarak akılda
kalmasını sağlayabilmek amacıyla, genellikle
çizelgelerin grafik şekline dönüştürülerek
gösterilmesi yolu tercih edilir. Bu özelliği nedeniyle
grafikler, çok sık başvurulan bir eğitim aracıdır
(Dinler: 208).
ÇİZELGE VE ŞEKİLLER

Üst üste konulan ya da yan yana dizilen grafiklerle


çeşitli kıyaslamaları yaparak, bir sonuca varmak
mümkündür. Grafiklerde grafik numarası ile
grafiği tanıtıcı başlığın, grafiğin altına yazılması
gerekir (Dinler: 208).
ÇİZELGE VE ŞEKİLLER

2.1.1. Grafik Çeşitleri: Değişkenler arasındaki


ilişkilerin çeşitli şekiller yardımıyla göze hitap
edebilecek şekilde gösterilmesine olanak veren
grafiklerin eldeki verilere ve düzenleme amacına
göre çok çeşidi vardır. Bunlardan bazıları (Dinler:
209 – 216):
– Çizgi grafikleri,
– Sütun grafikleri,
– Daire grafikleri,
YARARLANILAN
KAYNAKLAR
Ömer DEMİR. İktisat ve Yöntem, İstanbul:İz Yayınları,1995

Zeynel DİNLER. Bilimsel Araştırma ve E-Kaynaklar. 5.b., Bursa: Ekin Kitabevi, 2006

Ercan EREN.İKTİSATTA YÖNTEM.4.b.,Bursa:Ezgi Kitabevi,1994

Thomas S.KUHN. Bilimsel Devrimlerin Yapısı.Çeviren:Nilüfer KUYAŞ.


5.b.,İstanbul:Alan Yayınları,2000

Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü. Lisansüstü Tez ve Proje Yazım Kılavuzu
2006 – 2007. 2006

Halil SEYİDOĞLU. Bilimsel Araştırma ve Yazma El Kitabı.9.b.,İstanbul: Güzem Can


Yayınları, 2003

Yahşi Yazıcıoğlu ve Samiye Erdoğan, SPSS Uygulamalı Bilimsel Araştırma Yöntemleri,


Detay Yayıncılık, Ankara, 2004.

Kazım Özdamar, Paket programlar ile istatistiksel veri analizi, Kaan Kitabevi, Eskişehir,
2004.

You might also like