You are on page 1of 65

PETROL JEOLOJİSİ

KONU 7
PETROL ARAMA YÖNTEMLERİ
•Petrol aramak son derece zor, zahmetli ve masraflı bir iştir.
Yatırımların karşılanmama riski çok yüksektir. Petrol arama
çok disiplinli bir çalışmayı gerektirir. Ancak arama ve saha
geliştirme aşamasında en fazla görev jeolog ve jeofizikçilere
düşmektedir. Bugün petrol şirketlerinde en çok tercih edilen
kişiler yarı jeofizikçi-yarı jeolog olan kişilerdir.
•Jeolojik çalışmalar jeoloji harita alımı, stratigrafi
kesitlerinin ölçülmesi, yapısal ve tektonik araştırmalar,
fasiyes araştırmaları, porozite ve permeabilite tayini, organik
jeokimya, yeraltı haritalarının yapılması gibi saha ve
laboratuar araştırmalarını içerir.
•Magnetik, gravite ve sismik gibi jeofizik araştırmalar ise
arama, sondaj ve saha geliştirme esnasında kullanılırlar.
PETROL ARAMADA JEOFİZİK YÖNTEMLER
Petrol aramacılığında kullanılan çok sayıda jeofizik
yöntem olmakla birlikte bunlardan üç tanesi son derece
önemlidir:
1-MAGNETİK
2-GRAVİTE
3-SİSMİK
PETROL ARAMADA JEOFİZİK YÖNTEMLER

MAGNETİK METOD
•Kayalar içerisindeki mineraller yerin mıknatıslanma
kuvvetine bağlı olarak manyetik özellikler kazanırlar.
•Manyetik metodun amacı kayaların mıknatıslanma
özelliklerindeki farklılıklara dayanarak farklı kayaların
belirlenmesidir.
•Petrol aramalarında magnetik araştırmalarla belirli bir
sahadaki magnetik alanın şiddeti ölçülür.
•Bir bölgede magnetik alan şiddetindeki farklılıklar yerin
magnetik alanındaki değişimler ile o bölgede bulunan
kayaların hacim ve magnetik süseptibilite (geçirgenlik)
lerinin bir sonucudur.
•Bölgedeki yer magnetik alanı belli ise oradaki kayaların
magnetik şiddeti doğrudan ölçülebilir.
•Magnetik araştırmalar karadan, gemiden veya uçakla
yapılabilir. Magnetik alan şiddeti magnetometre ile
ölçülür.
•Magnetik araştırmalar petrol aramalarının ilk
aşamalarında gerçekleştirilir.
•Havza temelinin topoğrafyasını belirlemede
•Fayları belirlemede
•Magmatik veya metamorfik kayaların çökel
kayalardan ayrılmasında
•Volkanik kayaları, dayk ve enjeksiyonları, lav
akıntılarını belirlemede kullanılır.
MAGNETİK METOD
Dünyamız büyük bir mıknatıstır ve kendine özgü bir
magnetik alanı vardır. Bir mıknatısın kutupları arasındaki
kuvvet

A . M1 . M2
F=
r2
Formülü ile ifade edilir. Burada
F = İki kutup arasındaki kuvvet (Magnetik alan şiddeti)
A = Sabit
M1 ve M2 = Kutup şiddetleri
r = Kutuplar arasındaki mesafedir.
•Magnetik alan şiddeti birimi Gamma veya Oersted’dir.
1 Gamma = 10-5 Oersted’dir.
• 1 Oersted birim magnetik kutuba bir din’lik kuvvet tatbik
eden alan şiddetidir.
•Dünyanın magnetik alanı zaman içerisinde değişiklikler
gösterir. Bu değişimler anlık, günlük veya yüzlerce yıllık
olabilir. Güneşten kaynaklanan manyetik fırtınalar sonucu
gelişen günlük değişimler önemlidir ve magnetik
prospeksiyonlarda bu değişimler düzeltilerek etkileri
giderilmelidir.
•Bu düzeltmeler sonucunda o bölgedeki magnetik
fırtınalardan doğan anomaliler giderilerek jeolojik nedeni
olan anomaliler bulunmaya çalışılır.
•Ölçülen magnetik alan şiddeti bileşeni değerlerine göre
gerekli düzeltmeler yapıldıktan sonra bu değerler bir harita
üzerine konarak münhanili bir harita yapılır. Magnetik
alanın yatay ve çoğunlukla da düşey bileşeni ölçülür.
•Petrol aramaları ile ilgili magnetik çalışmalarda elde edilen
anomaliler genellikle arama yapılan havzanın temel
kayalarını oluşturan ferromagnezyen mineraller açısından
zengin magmatik veya metamorfik kayalardan ileri gelir.
Çünkü çökel kayaların magnetik süseptibiliteleri ve
süseptibilite farkları genellikle küçüktür. Bu nedenle çökel
kayalar magnetik anomali haritalarında bariz bir anomali
vermezler.
Kuzey Anadolu’nun manyetik haritası
PETROL ARAMADA JEOFİZİK YÖNTEMLER

GRAVİTE METODU
•Dünyamız tam ve homojen bir küre olsaydı yeryüzündeki
her kütleye eşit bir çekim uygulanacaktı. Ancak dünyanın
şekli ve yapısındaki farklılıklar nedeniyle farklı bölgelerde
farklı ivme değerleri ölçülmektedir. Gravite metodunun
amacı bu farklı ivme değerlerinin belirlenmesi ve buna
neden olan unsurların belirlenmesidir.
•İvme değerlerindeki farklılığın başlıca nedenleri şunlardır:
•Dünyanın dönmesi
•Bulunulan enlem
•Yükseklik
•Topoğrafya
•Jeolojik özellikler
•Gravite metodunda gravimetreler yardımı ile araştırılan
bölgede yerçekimi ivmesindeki değişimler ölçülür. İvme
birimi gal (Galieo) dır. 1 miligal 1/1000 gal’dir.
•Gravimetre ölçümleri iki nokta arasında deniz
seviyesine göre iki nokta arasındaki fark elde edilecek
şekilde yapılır. Daha sonra diğer faktörlerin bu değişime
etkileri ortadan kaldırılarak gravite anomalisine neden
olan jeolojik faktörler yorumlanmaya çalışılır.
•Eğer bir kaya kütlesinin yoğunluğu çevreye nazaran
büyükse pozitif, küçükse negatif anomalilere neden olur.
•Gravite haritaları çökel havzalarının genel mimarisini
anlamada kullanılırlar. Düşük yoğunluklu çökellerle
dolu olan çökel havzaları negatif anomalilerle belirgindir.
Yüksek yoğunluklu temel kayalarının oluşturduğu
yükselimler, sırtlar vb. ise pozitif anomalilerle
belirgindir.
•Gravite metodu ile bilhassa çevreye nazaran düşük
yoğunluklu tuz domları ve yüksek yoğunluklu resifler iyi
belirlenebilir.
Farklı jeolojik
ortamların
gravite ve
manyetik
kesitlerdeki
görünümü
Kuzey Anadolu’nun gravite haritası
PETROL ARAMADA JEOFİZİK YÖNTEMLER

SİSMİK METOD
•Sismik metod doğal ya da suni olarak yaratılan
titreşimlerin (deprem dalgası) kayalar içerisinden geçerken
uğradıkları değişimlerin incelenmesi esasına dayanır.
•Deprem dalgaları esas itibariyle ikiye ayrılır:
1- Cisim Dalgaları
•P dalgaları
•S dalgaları
2-Yüzey Dalgaları
•Rayleigh dalgaları
•Love dalgaları
CİSİM DALGALARI : P DALGALARI
•Hızları en fazla olan ve kayıt merkezine ilk gelen
dalgalardır.
•Titreşim hareketleri yayılma doğrultusundadır. Bu nedenle
boyuna dalgalar olarak da bilinirler.
•İçinden geçtikleri cisimlerin zerrelerini birbirine yaklaştırır
ve uzaklaştırılar. Bu nedenle kompresyon veya dilatasyon
dalgaları adı ile de anılırlar.
•Sıvı ve gaz gibi rijid olmayan maddeler içerisinden de
geçerler.
•Sismik araştırmalar genellikle P dalgaları yardımı ile yapılır
CİSİM DALGALARI : S DALGALARI

•Kayıt merkezine ikinci olarak gelen dalgalardır.


•Hızları P dalgalarına göre daha düşüktür.
•Titreşim hareketleri yayılma doğrultusuna dik düzlem
üzerinde aşağıya ve yukarıya doğrudur. Bu nedenle enine
dalgalar adıyla da bilinirler.
•Sıvı ve gaz gibi rijid olmayan birimler içerisinden
geçmezler.
YÜZEY DALGALARI
•Cisim dalgalarına göre hızları az, periyodları büyük ve
boyları daha uzun dalgalardır.
•Kayıt merkezine en son gelen dalgalardır.
•Yeryüzünde veya yeryüzüne yakın yayılırlar.
•Rayleigh dalgaları yerin serbest yüzeyinin oluşturduğu
dalgalar, Love dalgaları ise elastik dalga hızları farklı
tabakaların bulunduğu ortamlarda oluşan yüzey
dalgalarıdır.
S, P ve Yüzey dalgalarının etkileri
Bir P dalgası oluştuktan
sonra yerkabuğu içerisinde
ilerlerken hızları farklı olan
tabakalarla karşılaştığında
bu dalga enerjisinin bir
kısmı yansır, bir kısmı da
arakesit yüzeyinde kırılarak
alttaki tabaka içerisinde
yoluna devam eder.
•Sismik prospeksiyonun esası yeryüzünde veya
yeryüzüne yakın yerlerde sismik bir titreşim yaratarak
bu hareket sonucunda oluşacak dalgaların yeraltındaki
tabakalardan geçip yansıma ve kırılmasından sonra geri
dönen dalgaların geliş zamanlarını ve amplitüdlerini
ölçmeye dayanır.
•Sismik prospeksiyonda refraksiyon (kırılma)dan çok
refleksiyon (yansıma) dalgaları incelenir.
Eğer kayaların akustik hızları biliniyorsa refleksiyona
neden olan arakesit düzlemlerinin derinlikleri
hesaplanabilir:
D = derinlik
vt v= akustik hız
D=
2 t = gidiş-dönüş zamanı

v nin değeri kayaların elastisitesine ve yoğunluğuna


bağlıdır. Çökeller kompaksiyona uğradıkça yoğunluk ve
akustik hızları artar.
SİSMİK VERİLERİN TOPLANMASI
•Sismik prospeksiyonda ya yeryüzünde patlayıcı
kullanılarak ya da bir ağırlık düşürülmek suretiyle sismik
dalga oluşturulur.
•Bu dalgaların yeraltından yansıyıp yeryüzüne dönüş
zamanı belirli şekilde düzenlenmiş jeofonlar aracılığıyla
alınarak kayıt merkezine gönderilir ve burada kaydedilir.
•Atış noktası ile jeofonlar arasındaki uzaklık yeraltında
inilmek istenen derinliğe bağlı olarak değişir.
•Deniz sismiğinde bu iş için düzenlenmiş özel gemiler
kullanılır.
SİSMİK VERİLERİN İŞLENMESİ ve YORUMU

•Jeofonlar ve bunlara bağlı kayıt cihazları tarafından


kaydedilen sismik veriler bilgisayar programları yardımıyla
işlenerek çeşitli yan etkilerden arındırılır, kalitesi artırılır ve
kesitler halinde çizilirler.
•Elde edilen kesitler mevcut yüzey ve kuyu jeolojisi
verilerinin de yardımı ile jeolog ve jeofizikçiler tarafından
yorumlanır.
Yorumlanmış sismik kesit
PETROL ARAMADA DİĞER YÖNTEMLER

UZAKTAN ALGILAMA
Petrol aramada bilhassa başlangıç aşamasında kullanılan ve
son derece ucuz ve verimli bir yöntem olan uzaktan algılama
birkaç metre yüksekten üst atmosfer yüksekliğine kadar
yapılabilir. Petrol aramacılığında görsel, radar ve
multispektral yöntemler kullanılmaktadır.
UZAKTAN ALGILAMA : GÖRSEL YÖNTEM

Belli hatlar boyunca ve belli bir yükseklikten uçan özel


donanımlı bir uçakla çalışma alanının hava fotoğrafları
çekilir. Bunlar üç boyutlu bir görüntü oluşturacak şekilde
aşmalı olarak çekildikleri için stereoskoplarla incelenir ve
yorumlanarak çalışılan bölgenin jeoloji haritası oluşturulur.
Stereografik fotoğraf çiftive jeolojik yorumu
UZAKTAN ALGILAMA: RADAR YÖNTEMİ

Uçak veya bir uydudan yeryüzüne mikrodalga


radyasyonları gönderilip bunların yansımalarının
resmedilmesi esasına dayanır. Bu yöntemde bulut, sis vb.
gibi atmosfer olayları resim kalitesine etki etmez, gece ve
gündüz kullanılabilir. Radar görüntülerinin sıhhat ve detayı
çekimi yapan uçağın altına yerleştirilen antenin
özelliklerine bağlı olarak değişmektedir.
UZAKTAN ALGILAMA : MULTİSPEKTRAL YÖNTEM

Bu yöntemde yeryüzündeki termal radyasyon hassas


aletlerle ve bilgisayar yardımı ile sayısal olarak kaydedilir.
Değerler diğer yöntemlerdeki gibi optik olarak
kaydedilmediği için bilgisayarlar yardımı ile işlenerek
çeşitli şekillerde değerlendirilebilir.
SONDAJ AŞAMASI
•Eski dönemlerde petrol sızıntılardan elde edilir, sığ petrol
için maden ocakları gibi ocaklar açılırdı.
•19. Yüzyılın sonuna kadar kablolu sondaj aletleri
kullanıldı. Bunlar darbeli sondajların bir türüdür ve kablo
ucuna bağlanan bir delici ucun belli bir ivme ile kuyuya
düşürülmesi esasına dayanırdı.
•Günümüzde petrol arama ve işletmede rotary sondaj
sistemleri kullanılmaktadır. Bunlar kara ve kıyı ötesi
petrol alanları için farklı sistemler halinde dizayn
edilmişlerdir.
Kablolu sondaj
ROTARY SONDAJ
•Bir borunun ucuna takılan bir matkabın boru ile birlikte
çevirilmesi esasına dayanır.
•Boru içerisinden kuyuya sondaj çamuru denilen özel bir
sıvı verilerek, kırıntıların yüzeye getirilmesi, matkabın
soğutulması ve kuyu basıncının kontrol edilmesi sağlanır.
•Kuyu büyük matkapla delinmeye başlanır, belli bir
derinliğe gelinince muhafaza borusu indirilerek bununla
kuyu cidarı arası çimentolanır. Daha küçük bir matkapla
kuyu delinmeye devam edilir.
•Rezervuardan zaman zaman karot alınır, bu iş için
karotiyerler kullanılır.
Kuyuda kullanılan
matkap ve kesing
Rotary sondaj çapları
SONDAJ ESNASINDA JEOLOGUN GÖREVLERİ
•Kesilen formasyonun özellikleri hakkında sondaj
mühendisine bilgi vermek
•Yeraltındaki akışkanlar ve basınç koşulları hakkında bilgi
vermek
•Muhafaza borusu döşenecek ve karot alınacak yerleri
belirlemek
•Kuyu loglarının nerede ve ne zaman alınacağını belirlemek,
bunların sonuçlarını yorumlamak
•Kuyudaki petrol emarelerini değerlendirmek
KUYUDA PETROL ÇIKARSA

Delinen bir kuyuda


petrol çıkarsa ve
kuyuda yeterli basınç
varsa petrol
kendiliğinden yüzeye
çıkar. Bu durumda
kuyuya muhafaza
borusu döşenir, kuyu
ağzına bir vana
bağlanarak çıkan petrol
tanklara alınır.
KUYUDA YETERLİ BASINÇ YOKSA
Kuyudaki rezervuar basıncı yeterli değilse kuyuya pompa
(at kafası sistemi) takılarak petrol çekilir.
FORMASYON DEĞERLENDİRME
•Sondajlardan edinilen bilgiler bir sahanın araştırılması ve
geliştirilmesi açısından son derece önemlidir.
•Kuyulardan gelen kırıntılar sürekli olarak incelenir ve
gerekli yerlerden karot alınır. Karot alımı son derece
pahalı olduğu için mecbur olunmadıkça bu yola gidilmez.
•Kesilen formasyonların değerlendirilmesi sondaj
esnasında sürekli olarak ölçülen kuyu logları yardımı ile
yapılır.
•Petrol sondajları esnasında alınan başlıca loglar elektrik,
radyoaktivite ve sonik loglardır.
•Bu loglarla formasyonun litolojisi, porozitesi,
permeabilitesi, basıncı, sıcaklığı, bulundurduğu akışkanın
cinsi vb. özellikleri belirlenir.
Log cihazlarının yüklendiği kamyon
KUYU LOGU ALIMI

•Kuyularda log alımı kuyu muhafaza işleminden önce


yapılır.
•Silindir biçimli sonda cihazları kablo ile kuyu içerisine
sarkıtılır ve istenen derinliklerde gerekli ölçümler
kaydedilir.
•Log alımı ve yorumu özel bir ihtisas dalıdır ve bunun için
log analizcileri yetişmiştir.
ELEKTRİK LOGLARI: SP LOGU
•SP (Spontaneous Potential, doğal potansiyel) logu en eski
loglardan biridir. Kuyu içerisinde sonda yukarıya doğru
çekilirken sonda içerisindeki elektrod ile yeryüzüne
yerleştirilmiş elektrod arasındaki doğal elektrik akımı
kaydedilir.
ELEKTRİK LOGLARI: SP LOGU
•Kuyu içerisini doldurmuş olan sondaj çamuru geçirgen
madde görevi yapar. SP ye neden olan akım sondaj
çamuru ile formasyon suyu arasındaki tuzluluk farkına
dayanır. Na+ ve Cl- iyonları daha konsantre sıvıdan daha
seyreltik sıvıya doğru akar ve böylece bir elektrik akımına
neden olur. Formasyonun permeabilitesi ile ilgili olan bu
elektrik potansiyeli milivolt cinsinden ölçülür.
•SP ölçümü esnasında kayıt aleti şeyl çizgisi denilen bir baz
çizgisinden sağa veya sola doğru hareket ederek bir eğri
çizer. Şeyl çizgisinden sola olan sapmalar negatif (normal)
sapma, sağa doğru olanlar ise pozitif (ters) sapmalardır.
•Normal sapma formasyonun gözenekli kumtaşı veya
kireçtaşı olduğunu, ters sapma ise formasyon suyunun
sondaj çamurundan daha tatlı olduğunu gösterir.
•Eğer sapma yoksa veya zayıfsa bu da formasyonun
geçirimsiz olduğunu ya da formasyon suyu ile sondaj
çamurunun aynı tuzlulukta olduğunu işaret eder.
•Sapmanın büyüklüğü formasyonun permeabilitesi ve
formasyon suyu ile sondaj çamuru arasındaki tuzluluk farkı
ile doğru orantılıdır.
SP eğrisinin şekil ve büyüklüğünü etkileyen başlıca
faktörler şunlardır:
•Tabaka kalınlığı
•Alt ve üstteki tabakanın rezistivitesi
•Kuyu çapı
•Çamurun geçirgen tabakaya nüfuz derinliği
•Geçirgen tabakalar içerisindeki ince tabakalar ve kil
miktarı
ELEKTRİK LOGLARI: REZİSTİVİTE LOGU
Formasyonların elektrik akımına karşı göstermiş oldukları
görünür direnci (rezistivite) ölçme esasına dayanan bir
logdur. Rezistiviteyi etkileyen faktörler şunlardır:
•Formasyon rezistivitesi
•Rezistivitesi ölçülen birimlerin alt ve üstündeki birimlerin
rezistivitesi
•Formasyon kalınlığı
•Çamurun rezistivitesi
•Kuyu çapı
•Çamur istila zonunun rezistivitesi
ELEKTRİK LOGLARI: REZİSTİVİTE LOGU
Formasyonların elektrik rezistivitesini ölçmek için 3
ana yol vardır:

Normal log Laterolog İndüksiyon logu


Bu yöntemde kuyu dibine sarkıtılan
NORMAL LOG sonda ile yüzey elektrodları arasında
bir elektrik potansiyeli ve bir akım
oluşturulur. Sonda üzerinde genellikle
bir çift elektrod vardır. Sonda
yukarıya çekilirken bunlar formasyon
rezistivitesindeki değişimleri
kaydeder.
Akımın verildiği elektrod ile kayıt
yapan elektrod arasındaki mesafe 16
inç (kısa normal), 64 inç (uzun
normal) ya da 8 ft 8 inç (uzun lateral)
seçilebilir. Bu mesafe verilen akımın
kuyudan formasyon içerisine ne kadar
nüfuz ettiği ile ilişkilidir.
Bu sistemde formasyon içerisine
LATEROLOG yatay olarak akım verilir.
Böylece yanal olarak birimlerin
içerisine daha fazla nüfuz
sağlanarak daha doğru rezistivite
değerleri ölçülür. Akım
elektrodunun üzerinde ve altında
iki tane koruyucu elektrod vardır.
Bunlar akım elektrodundan
verilen akımın yukarı veya
aşağıya geçmesine engel olur ve
yanal hareketi sağlarlar. Sonda
hareket ettirildikçe rezistivite
değerleri okunur.
Bu sistem tatlı su çamurlarında
İNDÜKSİYON LOGU veya petrollü çamur sisteminde
kullanılır. Sonda üzerinde yüksek
frekanslı alternatif (değişken)
akım veren bir verici ve bir alıcı
vardır. Alternatif akım manyetik
bir alan oluşturur, bu da
formasyon içerisinde halka
şeklinde Fourcault akımlarına
neden olur. Oluşan bu akım
formasyonun rezistivitesine göre
değişim gösterir ve alıcı
tarafından kaydedilir. Bu
yöntemde formasyon ile sonda
arasında bir iletkene yani çamura
ihtiyaç yoktur.
REZİSTİVİTE LOGU YORUMU
•Katı kayalar, içerisinde tatlı
su, petrol veya gaz
bulunduran poroz kayalarda
olduğu gibi yüksek elektrik
rezistivitesine sahiptir.
•Şeyl ve tuzlu su içeren
gözenekli kayalar ise çok
düşük rezistiviteye sahiptir.
SONDAJ ÇAMURUNUN REZİSTİVİTEYE ETKİSİ
Sondaj çamurunun görevlerinden biri geçirgen
formasyonlardan kuyu içerisine akışkan girmesine engel
olmaktır. Kuyu içerisindeki çamur kuyu çeperlerine
yapışarak çamur pastası (mud cake) denilen bir sıva
oluşturur. Çamur formasyon içerisine de girerek formasyon
içerisindeki orijinal sıvı veya gazı öteler. Bu nedenle
çamurun nüfuz ettiği zonun rezistivitesi ile çamurun
ulaşamadığı yerin rezistivitesi farklıdır. Bazen de bu ikisi
arasında bir geçiş zonu oluşur. Çamur tarafından istila
edilen zonun rezistivitesi Rxo ile gösterilir ve bu
mikrorezistivite logu ile ölçülür.
Rezistivite ve SP logu birlikte alındığında petrollü
zonların tespit edilmesi daha kolay olur.
RADYOAKTİVİTE LOGLARI: GAMMA-RAY LOG
•Kayaların radyoaktiviteleri arasındaki farklardan
yararlanarak hazırlanan bir logdur.
•Gamma logları kayalardaki radyoaktif maddelerin
bozunması sonucu açığa çıkan gamma ışınlarını API
derecesi cinsinden ölçer.
• Kayalardaki en yaygın radyoaktif element potasyumdur.
Bu mineral en bol olarak illitler içerisinde, daha az
miktarda da feldspat, mika ve glokoni içerisinde bulunur.
Zirkon, monazit ve çeşitli fosfat mineralleri de
radyoaktiviteye sahiptir.
•Organik maddeler bünyelerinde uranyum ve toryum
biriktirirler. Bu nedenle petrol anakayaları, petrollü şeyller,
sapropeller ve algli kömürler radyoaktiftir.
•Gamma logu kuyu çapından etkilenen bir log olduğu için
kuyu çapını ölçen kaliper logu ile birlikte kullanılır.
•Gamma logu muhafaza borusu döşenmiş kuyularda da
kullanılabilir.
•Gamma logunun kullanıldığı alanlar
•Litolojik ayırım
•Rezervuarların şeyl veya kil oranlarının belirlenmesi
•Kuyu korelasyonu
NÖTRON LOGU
•Bu log alımı esnasında formasyon radyoaktif bir kaynak
tarafından nötron bombardımanına tutulur. Bu
bombardıman sonucunda içerisindeki hidrojen miktarına
bağlı olarak kayadan gama ışınları çıkar ve bunlar sonda
üzerindeki bir alıcı vasıtası ile kaydedilir.
•Hidrojen, formasyon içerisindeki minerallerde
bulunmamasına karşılık bütün formasyon sıvılarında
(petrol, gaz, su) mevcuttur. Bu nedenle nötron
bombardınmanına kayanın vereceği tepki doğrudan
kayanın gözenekliliği ile ilgilidir.
•Nötron logu da kuyu çapından etkilendiği için kaliper
logu ile birlikte değerlendirilir.
•Nötron logu kireçtaşı (LPU) veya kumtaşı porozite
birimi (SPU) olarak ölçülür.
YOĞUNLUK LOGU
•Gamma ışınlarının formasyon içerisine gönderilip geri
dönen miktarın ölçülmesi esasına dayanan bir radyoaktivite
logudur. Gamma-gamma aleti yardımı ile ölçülür.
•Gamma ışınlarının geri dönme miktarı formasyon
içerisindeki atomların elektron yoğunluğu ile, bu da
formasyonun asıl yoğunluğu ile ilgilidir.
•Formasyon içerisinde gaz bulunması yoğunluğu düşürür,
yüksek porozite değeri verir.
SONİK veya AKUSTİK LOG
•Formasyonun akustik hızının ölçülmesi esasına dayanan
bir logdur. Sismik dalga hızını derinlerde tayine yarar.
Kuyu içerisine sarkıtılan aletin bir ucundan bir ses dalgası
gönderilerek diğer ucundan dönüş zamanı ölçülür. Bu
zaman kayanın gözenek miktarı ile denetlenir.
Mikrosaniye/foot cinsinden ölçülen sesin transit
zamanından bir formül yardımı ile kayanın porozitesi
hesaplanır.
•Sonik log muhafazasız kuyularda kullanılabilir.
POROZİTE LOGLARI KOMBİNASYONU
•Formasyonun porozitesini
belirlemeyi amaçlayan elektrik,
radyoaktivite ve akustik loglar
formasyon porozitesinin yanısıra
litoloji, kil ve gaz içeriğinden
etkilenirler. Bu nedenle tek başlarına
kullanılmaktan çok birarada
kullanıldıklarında daha doğru
sonuçlar verirler.
•Örneğin gaz zonlarında nötron logu
çok düşük porozite değerleri verirken
yoğunluk logu çok yüksek porozite
değeri vermektedir. Bu farklı
porozite değerleri birlikte
değerlendirilerek bir avantaja
dönüştürülebilir.
DİPMETRE (EĞİM) LOGU
Kuyu içerisine sarkıtılan Dipmetre sondası denilen bir
aletle kuyuda kesilen birimlerin eğimleri ölçülür. Bu alet
ease itibariyle bir çok kollu bir rezistivite logudur ve
içerisinde aletin yönünü tayin eden bir pusula mevcuttur.

You might also like