Professional Documents
Culture Documents
HALVETİYYE-İ
UŞŞÂKÎYYE
UŞŞÂKÎLİK
MAHFİ RAMAZAN
İBRAHİM ÜMMİ SİNAN ŞEYH EMİR AHMED NİYAZÎ MISRÎ
EFENDİ
SİNANNİYYE SEMERKANDÎ RAMAZANİYYE MISRİYYE
HASAN HÜSAMEDDİN
UŞŞAKİYYE
MEHMED CEMÂLÜDDÎN
CEMALİYYE
ABDULLAH
AHMED CÂHİDÎ
SALAHUDDÎN
CAHİDİYYE
SALAHİYYE
ŞEYH MEHMED
RÛHÎ-İ KULEVÎ
SEYYİD KÂZIM
SİVEREKÎ
SIDDIK NÂCÎ-İ
BALIKESİRÎ
SİLSİLE-İ TARÎK-I ÂLİYYE-İ HALVETİYYE-İ UŞŞÂKÎYYE
Hatem-i Enbiyâ Hazreti Muhammed-i Mustafa (s.a.v.)
Şâh-ı Velâyet Hazreti Aliyy-i Mürtezâ (k.v.)
Şeyh Hasan-ı Basrî
Şeyh Habîb-i Acemî
Şeyh Dâvûd-ı Tâî
Şeyh Mârûf-ı Kerhî
Şeyh Seri-yi Sakatî
Şeyh Cüneyd-i Bağdâdi
Şeyh Mimşâd-ı Dîneverî
Şeyh Abdullah Muhammed-i Dîneverî
Şeyh Muhammed-i Bekri
Şeyh Ömer Vecîhüddîn-i Bekrî
Şeyh Ebün Necib Abdülkâhir-i Sühreverdî
Şeyh Kutbüddîn-i Ebherî
Şeyh Muhammed Rüknüddîn-i Nühâsî
Şeyh Şihâbüddîn Muhammed-i Şîrâz-î
Şeyh Muhammed Cemalüddin-i Şîrâzî
Şeyh İbrâhim Zâhid-i Gîlânî
Şeyh Kerâmüddin Ahi Muhammed Nûr-i Halvetî
Pîr-i Tarik Sirâcüddîn Ömer-i Halvetî
Şeyh Ahi Emre Muhammed İrşâdi-i Halvetî
Şeyh İzzüddîn Halvetî
Şeyh Sadrüddin-i Hıyavî
Şeyh Celâlüddîn Yahya-i Şirvânî
Şeyh Muhammed Bahâüddîn-i Erzincânî
Şeyh Tâcüddîn İbrâhim-i Kayserî
Şeyh Alâuddîn-i Uşşâkî
Şeyh Ahmed Şemsüddîn-i Gölmarmaravî Yiğitbâş-ı Velî
Şeyh İzzeddîn-i Karamânî
Şeyh İbrahim Ümmî Sinân
Şeyh Emir Ahmed Semerkandî
Müctehîd-i Tarîk Hazret-i Pir Seyyid Hasan Hüsâmüddîn Buhârî-i Uşşâkî
Şeyh Mehmed Memicân-ı Saruhânî
Şeyh Ömer Karîbî-i Bolayırî-i Geliboluvî
Şeyh Alim Sinân Muğlavî-i Keşânî
Şeyh Mehmed Drâmâvî-i Keşânî
Şeyh Halil-i Gümülcinevî
Şeyh Abdulkerim-i Gümülcinevî
Şeyh Osman Sıdkî Gümülcinevî-i Edirnevî
Şeyh Mehmed Hamdî Edirnevî Bağdâdî
Pîr-i Sânî Şeyh Seyyid Mehmed Cemâlüddîn Uşşâkî Edirnevî Istanbulî
Pîr-i Sâlis Şeyh Abdullah Salahuddîn Uşşâkî Balıkesîr-i Istanbulî
Şeyh Mehmed Zühdi-i Nâzillivî
Şeyh Ali Gâlib Vasfi-i Nâzillivî
Şeyh Mehmed Tevfîk-i Nâzillivî
Şeyh Ömer Hulûsi-i Bağazhisârî
Şeyh Hüseyin Hakkı-yı Kasabavî
Şeyh Ahmed Tâlibî İrşâdî Bayındırî-i Kilitbahrî
Şeyh Ahmed Şücâüddinî-i Geliboluvî
Şeyh Abdurrahman Sâmî Niyâzî Saruhânî-i Istanbulî
Şeyh Bekir Sıdkı Visâlî-i Kulevî
Şeyh Mehmed Rûhî-i Kulevî
Şeyh Seyyid Kâzım Siverekî
Şeyh Sıddık Nâcî-i Balıkesirî
Müctehîd-i Tarîk Hazret-i Pir Seyyid Hasan
Hüsâmüddîn Buhârî-i Uşşâkî (ö.1594)
880 yılında Buhara’da dünyaya gelmiştir. İlk ilim
tahsilini babasından almış, zühd ve takvada terakki
ederek fazilet ve irfan sahibi olmuştur. Babasının
ölümünün ardında çok üzülen Pir’e mana alemine daldığı
sırada:
“Beyhude yere ticaretin zahmetin çekmek, ehli hakikat
için zarar ziyandır. Arzun âhirette zevk almak ise, kesret
çarşısından yüz çevirip Anadolu şehirlerinden
Erzincan’da bulunan Şeyh Ahmed Semerkandi
Hazretlerine varıp müridi ol, uzlet köşesine çekil
denilmiştir. ”
Manen tecelli aleminde aldığı emir üzerine kendinde
hemen mürşidine kavuşma arzusu belirmiş ve içini
yakan aşk ateşinin tesiriyle aylarca zahmetli
yolculuktan sonra Buhara’dan Erzincan’a varmıştır.
Şeyh Ahmed Semerkandî Hazretlerinin iradesine
teslim olan Pir Hazretleri kısa zamanda velayet ve
kemalata mazhar olmuş ve şeyhinin telkini ile Uşak
şehrine giderek oraya yerleşmiştir. Şeyhinin vefatının
ardından Uşak’ta irşad makamına oturan Pir’in kısa
zamanda şöhreti duyulmuş ve sohbet halkası
genişlemiştir.
Hazret-i Pir’in Padişah ııı. Murad Tarafından
İstanbul’a Davet Edilmesi
Manisa'da vâli olan Pâdişah Sultan II. Selim’in oğlu şehzâde Sultan III.
Murad kendisine bir mektup göndererek saltanata (pâdişahlığa) nail
olabilmesi için teveccühlerini istirham etmiştir. Uşak’a Hazreti Pîrin
huzuruna gelen ulak, ziyareti hakkında tek bir kelime etmemiş ve
mektubu da kendisine vermemişken, .Hazreti Pîr, mektubu getiren ulak’a
hitap ederek :
"Git şehzâdeye söyle hemen İstanbul’a hareket etsin. Falan günde
saltanat tahtına oturacaktır." Cevabını vermiştir. Şehzâde Sultan Murad
bu haberi alır almaz hazırlığa başlar ve vakit geçirmeden İstanbul’a
hareket eder. Balıkesir’e geldiğinde Sadrâzam Sokullu Mehmet Paşanın
gönderdiği heyetle karşılaşır. Sadrâzamın gönderdiği mektubu alıp
okuyunca, babası Pâdişah II. Sultan Selim’in öldüğünü öğrenir.
Sadrâzam da tahta geçmesi için onu İstanbul’a dâvet etmektedir.
İstanbul’a ulaşarak Pîr Hazretlerinin dediği günde Osmanlı tahtına oturur.
Bu olay Pîr Seyyid Hasan Hüsâmeddin Uşşâkî hazretlerinin kâmil bir
tasarruf sahibi olduğunu göstermiştir. Bu durum karşısında III. Sultan
Murad, Hazreti Pîr'e karşı büyük sevgi, saygı ve bağlılık duymuştur. Bu
düşünce ile de Hazreti Pîr’i İstanbul'a dâvet etmiştir. Hazreti Pîr Uşak'ta
50 sene irşâd makamında bulunduktan sonra 100 yaşlarında iken
İstanbul'a gelmiştir
Hazreti Pîr Uşak’tan hicret ederek İstanbul'a geldiğinde, pâdişah
erkânıyla beraber büyük bir halk topluluğu tarafından hürmetve tâzim ile
karşılanmıştır. Aksaray civarında oturması için bir konak tahsis edilmiş ve
bir zaman orada kalmıştır. Daha sonra Fatih’de Nışancı Mehmet Paşa
Zaviyesinde kalmıştır.Pîr Seyyid Hasan Hüsâmeddin Uşşâkî hazretlerinin
pâdişahla olan yakınlığından istifâde etmeye çalışan makam ve mevki
düşkünleri ona rahat vermemiş, durmadan Hazreti Pîr’i rahatsız
etmişlerdir. Bu durumdan sıkılan Pîr hazretleri tekrar Uşak'a gitmek için
yol hazırlığına başlamıştır. Bu durumu haber alan pâdişah, Hazreti Pîr’in
İstanbul'da kalması için ricada bulunmuştur. Hazreti Pîr, Pâdişah III.
Sultan Murad Han’ın ricasını kabul edip, İstanbul'da kalmağa karar
vermiştir. Bilâhare pâdişahın emriyle Kasımpaşa civarında Hazreti Pîr’in
kendi adına tekke ve dergâh inşâ edilmiştir. Orada uzun zamanbir inzivâ
hayatı yaşayarak, kendilerine mürid olan sâlikleri zikir meclisleri ve
mânevi sohbetleriyle hilâfet makamına vâsıl edip, her birini ayrı ayrı
şehirlere irşâd memuru olarak tâyin etmiştir. İslam ve tasavvuf ilminin
derinliklerine vâkıf olan ve hayâtı boyunca İslâma ve Kur’ân a hizmet
eden Hazreti Pîr, sayısız müridi, kâmil insan olarak yetiştirerek, insanlığa
kazandırmıştır. İlim mektebi olarak uzun yıllar görev yapan, İstanbul’da ki
dergah ve külliyesi irfan yuvası olmuştur.
Pîr Hüsâmeddin Uşşâkî Hazretleri İstanbul'a geldiği vakit kibârı
evliyâullahtan Ümmi Sinân hazretleriyle mülâki olmuş ve bir müddet
sonra Ümmi Sinan Hazretleri tarafından kendisine Halvetilik hilâfeti
verilmiştir. Şeyh Emir Ahmet Semerkandî hazretleri, Hazreti Pîr’e
Kübreviyye ve Nuri Bahşiyye tarîkatı hilâfetini vermiştir. Hazreti Pîr Hasan
Hüsâmeddin Uşşâkî hazretleri de Kübreviyye, Nûri Bahşiyye ve Halvetiye
yollarını birleştirerek Uşşâkî yolunu kurmuştur.
HAZRET-İ PİR’İN VEFATI