You are on page 1of 317

ORTAÖĞRETİM KİMYA

12.SINIF 4.ÜNİTE: ENERJİ


KAYNAKLARI VE BİLİMSEL
GELİŞMELER

1
ÜNİTENİN BÖLÜM
BAŞLIKLARI
• 1.BÖLÜM: FOSİL YAKITLAR
• 2.BÖLÜM: ALTERNATİF ENERJİ
KAYNAKLARI
• 3.BÖLÜM: SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK
• 4.BÖLÜM: NANOTEKNOLOJİ

2
1.BÖLÜM: FOSİL YAKITLAR

3
• Birçok ürünün ham maddesi olarak da
kullanılan fosil yakıtlar, günümüzün en
önemli enerji kaynaklarının başında
gelmektedir. Canlı kalıntılarının
milyonlarca yıl boyunca yer altında
birikmesiyle oluşturulan fosil yakıtlar,
sanayinin kısa sürede ve hızlı bir şekilde
gelişmesine vesile olmuştur. Ancak
ekosisteme ters kullanılması; sıcaklığın
yükselmesi, buzulların erimesi, suların
yükselmesi, canlı türlerinin yok olması gibi
pek çok olumsuzluğa da sebep olmuştur.
4
• Bu bölümde fosil yakıtların zararlarını ve
bunlardan korunma yollarını
öğreneceksiniz.

5
Fosil Yakıtların Oluşumu ve
Zararları

6
• Canlı kalıntılarının milyonlarca yıl
oksijensiz ortamda başkalaşıma uğraması
sonucu oluşan yakıtlara fosil yakıt denir.
• Fosil yakıtlar genel olarak petrol ve kömür
olmak üzere iki gruba ayrılır.
• Doğal gaz ise hem petrol türevi hem de
ayrıca da bulunan bir fosil yakıttır.
• Petrol, sondaj kuyularından çıkarıldığı ham
hâli ile kullanıma uygun değildir. Petrolün
kullanılabilmesi için bileşenlerine ayrılması
gerekir.
7
• Ham petrol; ayrımsal damıtma yöntemiyle
LPG, benzin, motorin (mazot), gaz yağı,
fuel oil, kerosen ve asfalt (zift) gibi
bileşenlere ayrılır.
• Kömür; oluşum süresi ve enerji veriminin
artışına göre turba, linyit, taş kömürü ve
antrasit şeklinde sıralanır.
• Doğal gazda bileşiminde büyük kısmı
oluşturan metan gazından başka etan,
propan, bütan gibi hidrokarbonlar ve az
miktarda H2S, CO2 gazları bulunmaktadır.
8
• Fosil yakıtların birçok kullanım alanı
bulunmaktadır. Petrol ürünlerinden benzin,
mazot ve LPG, motorlu araçlarda yakıt
olarak fuel oil konutlarda ısınma amacıyla
kullanılır. Çevreye ve canlılara daha az
zarar veren doğal gaz ise sanayide çeşitli
amaçlarla (elektrik üretimi, döküm eritme
vb.), konutlarda ve iş yerlerinde ısınma
amaçlı kullanılır. Kömür; evlerde ısınmada,
termik santrallerde elektrik üretiminde
kullanılır. Ancak fosil yakıtların aşırı ve
bilinçsiz kullanımı insan sağlığına ve
çevreye zarar vermektedir. 9
• Fosil yakıtların kullanımı sonucu oluşan
atıkların ekolojik denge üzerinde olumsuz
etkileri vardır. Örneğin, kömürün yoğun
olarak kullanıldığı bölgelerde yaşayan
başta insanlar olmak üzere bütün
canlılarda çeşitli hastalıklara rastlanır. Bu
bölgelerde diğer bölgelere oranla solunum
yolu hastalarının sayısında artış gözlenir.
Ayrıca fosil yakıtların açığa çıkardığı
zararlı gazlar astım hastalarının yaşam
şartlarını zorlaştırır.
10
• Petrol; kara, demir ve deniz yoluyla taşınır.
Deniz yoluyla taşınması esnasında
meydana gelen kazalar petrolün denize
akmasına ve patlamalara sonucu ekolojik
dengede kalıcı zararlara yol açar.
• Küresel ısınmanın birçok sebebi olmakla
birlikte en büyük pay, fosil yakıt
kullanımına aittir. Fosil yakıtların
kullanılmasıyla açığa çıkan gazların
güneşten gelen ışınları tutması sonucu
sıcaklığın yükselmesi küresel ısınma
olarak tanımlanır.
11
• Günümüzde dünyayı tehdit eden en
önemli sorunların başında fosil yakıtların
kullanımı sonucu atmosfere salınan sera
gazlarının neden olduğu iklim değişikliği
gelmektedir.
• Dünya Meteoroloji Örgütünün verilerine
göre atmosferdeki CO2 miktarı 2015
yılında en yüksek seviye olan 400 ppm
değerinin üzerine çıkmıştır. Fosil yakıtların
kullanımı sonucu oluşan CO2, SO2, NO2
gibi gazlar asit yağmurlarının oluşmasına
neden olur.
12
BAŞLICA FOSİL YAKITLAR
• Fosil yakıtlar; kömür, petrol ve doğal gaz
olarak bilinir.
• Fosil yakıtlar, mineral yakıtlar olarak da
bilinir.

13
YENİLENEMEZ ENERJİ
KAYNAKLARI
• Odun, kömür, petrol ve doğal gaz
yenilenemez enerji kaynaklarıdır.

14
KÖMÜRÜN OLUŞUMU
• Ağaçların yapısında bulunan selüloz ve
lignin başta olmak üzere protein, reçine,
terpen, flavonoit, alkaloit, sterol, tanin gibi
maddeler, milyonlarca yıl sonra kömür
hâline gelir.

15
KÖMÜR TÜRLERİ
• Ölü bitkilerin kalıntıları toprak altında
beklerken önce kömürleşme sürecini
tamamlamamış en kalitesiz %60 karbon
içeren kömür olan turba kömürü, sonra
%70 karbon içeren linyit kömürü, daha
sonra %80-90 gibi yüksek oranda karbon
içeren taş kömürü, son olarak da %95
karbon içeren en kaliteli kömür olan
antrasit meydana gelir.
16
• Bu ilerleyen olgunlaşma sürecine
kömürleşme denir.
• Bundan sonra uygun koşullar oluşursa
sonra grafit oluşur.
• Taş kömürü havasız ortamda ısıtılırsa
uçucu bazı maddeler ayrılır ve kaliteli bir
kömür olan kok kömürü elde edilir.

17
ASFALTİT
• Petrolün katısıdır. Petrol ile kömür arası bir
maddedir. Halk arasında katı petrol olarak
bilinir. Şırnak’ta bulunur. Senelerce kömür
diye satılmıştır.

18
ZİFT ve KATRAN (Her ikisi de
petrol kaynaklı değildir, kömür
kaynaklıdır.)

• KATRAN: Kömürün damıtma ürünüdür.

• ZİFT: Katranın damıtılması esnasında


damıtılmayan çökelektir.

19
ANTRASEN ve NAFTALİN
• Antrasen: Maden kömürü katranının son
damıtma ürünüdür.

• Naftalin: Katranın fraksiyonlu destilasyonu


ile elde edilir.

20
HAM PETROLÜN AYRIMSAL
DAMITILMASINDA ELDE
EDİLEN BAZI MADDELER
• Ham petrolün ayrımsal damıtma işleminde
ayrımsal damıtma kulesinde yukarıdan
aşağıya doğru başka bir ifadeyle düşük
sıcaklıktan yüksek sıcaklığa doğru
sırasıyla elde edilen bazı maddeler; LPG,
benzin, jet yakıtı, mazot (motorin), motor
yağı ve asfalttır.
21
HAM PETROLÜN BAŞLICA
ÜRÜN OLARAK %
BİLEŞENLERİ
• Ham petrolün ayrımsal damıtılması
sonucu rafinerilerde ortalama olarak %43
benzin, %18 fuel-oil ve motorin , %11
LPG, % 9 jet yakıtı, %5 asfalt ve %14
diğer ürünler elde edilmektedir.

22
NAFTA
• Nafta, ham petrolün 30°C ile 170°C
sıcaklık aralığında ayrımsal damıtılması ile
elde edilen renksiz, uçucu ve yanıcı sıvı
hidrokarbon karışımıdır.
• Nafta boya sanayisinde solvent (çözücü)
olarak kullanılır.

23
DOĞAL GAZ
• Doğal gaz; büyük oranda metan gazı
içerir.

24
LPG
• LPG; bütan ve propan karışımıdır.

25
PETROLÜN YOĞUNLUĞU
• Petrol, sudan daha düşük yoğunluğu
sahiptir.

26
KRAKİNG
• Yüksek karbonlu büyük moleküllü
bileşenlerin, küçük moleküllere
dönüştürülmesi işlemine kraking denir.

27
PETROLÜN OLUŞUMUNDA İKİ
KURAM
• Geçmiş jeolojik çağlarda deniz ya da göl
olan yerlerdeki bitkilerden ve hayvanlardan
oluşur. Bu petrol, günümüzde karalardan
çıkarılan petroldür.
• Geçmiş jeolojik çağlarda da günümüzde
de deniz ya da göl olan yerlerdeki
canlılardan oluşan petrol ise denizden
çıkarılan petroldür.
28
GEMİLERLE ALINAN PETROL

• Petrol gemilerle İskenderun, İzmir ve


İzmit’e gelir. Brezilya, Venezuela vb. petrol
çıkan her ülkeden alınabilir.

29
PETROL RAFİNERİLERİNİN
BULUNDUĞU YERLER
• BATMAN (TÜPRAŞ)
• KIRIKKALE (TÜPRAŞ)
• İZMİR ALİAĞA (TÜPRAŞ)
• İZMİT (TÜPRAŞ)
• İZMİR ALİAĞA (SOCAR)

30
PETROLÜN GELMESİNDE ÜÇ
YOL
• PETROL BORU HATTIYLA
• GEMİLERLE
• DEMİR YOLU İLE

31
PETROL BORU HATLARI
• KERKÜK–BATMAN–DİYARBAKIR–
ADIYAMAN–YUMURTALIK BORU
HATTI (BOTAŞ)
• BAKÜ–TİFLİS–CEYHAN BORU HATTI
(2006 YILINDA AÇILDI.)
• CEYHAN-KIRIKKALE BORU HATTI
• ÜNYE-CEYHAN BORU HATTI (ÜNYE–
BAFRA–KAYSERİ–YUMURTALIK):
Ünye’ye Rusya’dan gemilerle getirilen
petrol bu hatta veriliyor, 2014’te açıldı.
32
ASFALT (Hem sıvı hem de katı
asfalta, asfalt denir.)
• SIVI ASFALT: Ham petrolün ağır
ürününün (dip ürün) viskozitesi daha
yoğun hâle getirilmişidir. Rafinerilerde
asfalt üniteleri vardır. Bu ünitelerde dip
ürün prosesten geçerek farklı asfaltlar elde
edilir.
• KATI ASFALT: Sıvı asfalta kum, çakıl
ilavesiyle elde edilen yollara serilen asfalt
olarak bilinen üründür.
33
RAZİ (864–925)
• Petrolün ilk defa damıtılması ve
günümüzdeki adı olan nafta ismiyle
kullanılmaya başlanması Razi’nin
buluşudur.

34
METAN GAZI PATLAMASI
• İstanbul’da 28 Nisan 1993 tarihinde
Ümraniye Hekimbaşı çöplüğünde
meydana gelen metan gazı patlaması
neticesinde çöp yığınları çığ gibi kayarak
yakınındaki evlerin üstünü kaplamıştır.
Yangın meydana gelmiştir. 39 kişi
ölmüştür.

35
METAN GAZI HANGİ
GAZLARDA BULUNUR?
• Aşağıdaki gaz karışımlarının hepsi
doğaldır ve % 90 ila % 99 arasında metan
gazı içerirler:
• Doğal gaz
• Çöplük gazı
• Bataklık gazı
• Biyogaz
36
BERMUDA ŞEYTAN ÜÇGENİ
• Deniz dibinde biriken fosiller ve çeşitli
atıklardan zamanla çıkan metan gazı,
deniz suyunun kimyasal karışımını
etkileyerek deniz suyunun yoğunluğunu
düşürmektedir. Yoğunluğu sıfıra
yaklaşan suda gemi, yüzebilme
özelliğini yitirmektedir. Bunun
sonucunda da gemi metan gazının
bulunduğu ve metan kuyusu adı verilen
bölgeye doğru çekilmektedir. Kuyuya
girer girmez de batmaktadır.
37
• Bermuda Şeytan Üçgeni gibi gaz
akımlarının şiddetli olduğu bölgelerde
seyreden uçaklar da büyük tehlike sınırı
içinde bulunmaktadır; çünkü su yüzeyine
ulaşan metan gazı kabarcıkları atmosfere
karışarak yukarıya doğru şiddetli bir
metan gazı tüneli oluşturmaktadır. Bu
tünele giren uçak da kontrolden çıkarak
denize çakılmaktadır.

38
DOĞAL GAZ BORU HATLARI
• Rusya’dan Karadeniz’den Samsun’a gelen
boru hattı (Mavi Akım)
• Rusya-Trakya-Marmara Denizi-Bursa
gelen boru hattı (Batı Hattı)
• İran’dan gelen boru hattı (Doğu Anadolu
Doğal Gaz İletim Hattı)
• Azerbaycan Bakü-Tiflis-Erzurum boru hattı
(TANAP)
• Türkiye-Yunanistan boru hattı (BOTAŞ)
39
GEMİLERLE ALINAN DOĞAL
GAZ
• Boru hattı ile gelen doğal gaz mevcudun
% 95’idir. Doğal gazın % 5’i ise gemilerle
Cezayir, Tunus vb. ülkelerden spot
piyasadan boş gemi varsa alınır.

40
• Asit yağmurları bitki, toprak, su kaynakları
gibi hayatın devamı için gerekli unsurlara
çok büyük zararlar vermektedir. Fosil
yakıtların doğrudan sebep olduğu bu
zararların yanında dolaylı olarak sebep
olduğu zararlar da vardır.

41
Fosil Yakıtların Zararlı
Etkilerinden Korunma Yolları

42
43
44
KÖMÜRLER VE ÇEVRE
• Dünyadaki önemli enerji kaynaklarından
birisi olan kömür tarih boyunca insanlığın
gelişiminde önemli bir yer almıştır.
• Kömür yakıtlı termik santrallerin zararları
vardır.
• Kömürde pişen etin hem besin değeri
azalır hem de vücuda zararlı metabolik
maddelerin oluşur.

45
• Kömür kullanımı, yanınca çıkardığı gazlar
nedeniyle çevre kirliliğine neden olur.
• Briket kömür kullanımında hava kirliliği ve
soba zehirlenmesi meydana gelmez.
Briket kömür, toz kömürlerin preslenmesi
ile elde olunmaktadır. Briket kömüre
katılan katkı maddeleriyle yüksek kükürtler
düşürülür, böylece kömür yanınca hava
kirliliğine neden olan maddelerin oluşumu
önlenir.

46
2.BÖLÜM: ALTERNETİF
ENERJİ KAYNAKLARI

47
• Günümüzde pek çok alanda enerji kaynağı
olarak kullanılan fosil yakıtlar
kullanılmaktadır. Ekosistemin korunması
zarureti, insanoğlunun yenilenebilir enerji
kaynakları arayışını hızlandırmıştır.
Nükleer enerji, güneş enerjisi, rüzgâr
enerjisi, jeotermal enerji gibi yenilenebilir
enerji kaynaklarının kullanımı; hidrojen
enerjisi gibi yeni ve temiz enerji
teknolojilerinin geliştirilmesi günümüz
dünyasında her geçen gün daha fazla
önem kazanmaktadır.
48
• Fosil yakıtların aşırı tüketimine bağlı olarak
dünyanın geleceğini önemli bir biçimde
tehdit eden küresel ısınma sorunu bu
arayışların hızlanmasını sağlayan bir diğer
önemli etkendir.
• Bu bölümde alternatif enerji kaynaklarını
öğreneceksiniz.

49
Yenilenebilir Enerji Kaynakları

50
• Teknolojik gelişmeler, nüfus artışı, motorlu
araç sayısındaki artışlar gibi nedenlerden
dolayı enerjiye duyulan ihtiyaç her geçen
gün artmaktadır.
• Bununla birlikte fosil yakıtların bilimsel
çalışmalarla ortaya konulan zararları
insanoğlunu farklı enerji kaynakları
arayışına yöneltmiştir.
• Bu arayışın amacı yenilenebilir, maliyeti
düşük ve çevre dostu enerji kaynakları
bulmaktır.
51
• Çalışmalar ve araştırmalar sonucunda
ekolojik sisteme zarar vermeyen veya fosil
yakıtlara oranla çok daha az zarar veren,
çevre dostu enerji kaynakları
keşfedilmiştir. Bu enerji kaynaklarına
alternatif enerji kaynakları denir.
• Alternatif enerji kaynakları doğada var olan
ve yenilenebilir enerji kaynaklarıdır.
• Başlıca alternatif enerji kaynakları
şunlardır:

52
ALTERNATİF ENERJİ
KAYNAKLARI:

GÜNEŞ
RÜZGÂR
JEOTERMAL
BİYOKÜTLE
HİDROJEN
BOR BİLEŞİKLERİ
53
Güneş Enerjisi (Solar Enerji)
• Güneş enerjisi insanoğluna sunulan, onun
kullandığı en eski enerji kaynaklarından
biridir.
• Güneş hem soba hem de ışık görevi
yapar.
• Güneş insanın emrine sunulmuş bir
hizmetkârdır. Güneş- su-dünya-insan-tüm
canlılar bağlamında her şey birbiriyle
kucaklaşıyor, yardımına koşuyor.
54
• Fotosentezin gerçekleşmesi için ışığa
ihtiyaç vardır.
• Fotosentez ile insanların havaya verdiği
CO2 alınır, O2 açığa çıkarılır; havadaki
CO2-O2 dengesi her an korunur.
• Meyve ve sebzelerin olgunlaşmasında,
lezzetlenmesinde güneş ışınları istihdam
edilir. Ayrıca meyve ve sebzelerimizin
kurutulmasında, sıcak su temin
edilmesinde binlerce yıldır güneş
enerjisinden faydalanılmaktadır.
55
• İnsan ve hayvanların havaya olan ihtiyacı
ile havanın bu maddi durumundaki denge,
ahenk, kusursuzluk ve intizam kendini
tanıttırmayı ve sevdirmeyi bizim için
isteyen birini gösteriyor.
• Teknolojik gelişmelerle birlikte günümüzde
güneş enerjisinin kullanım alanı artmıştır.
• Çatılara yerleştirilen güneş panelleri
yardımıyla, güneş enerjisi elektrik
enerjisine dönüştürülmekte ve ihtiyaç
anında kullanılmaktadır.
56
• Yolculuk yaparken elektrik bağlantısı
olmadığı hâlde yanıp sönen trafik ikaz
ışıkları da güneş enerjisi yardımıyla
çalışmaktadır. Lambanın üzerine konulan
güneş enerjisi panelleri güneş enerjisini
elektrik enerjisine dönüştürmekte,
böylelikle ikaz ışıklarının yanması için
gereken enerji elde edilmektedir.
• Güneş enerjisi santralleriyle elektrik
üretimi son dönemde en çok tercih edilen
yöntemlerden birisi olmuştur.
57
• Güneş enerjisi santralleri kolay kurulur,
uzun ömürlüdür, çevrecidir ve düşük
işletme maliyetine sahiptir.
• Zararlı hiçbir atığı olmayan güneş enerjisi,
geliştirilecek yeni teknolojiler sayesinde
enerji ihtiyacını ortadan kaldırabilecek bir
potansiyele sahiptir.

58
Güneş panelleri yerleştirilmiş çatı

59
Rüzgâr Enerjisi
• Alternatif enerji kaynaklarından biri de
rüzgâr enerjisidir.
• Eskiden beri rüzgâr enerjisinden yel
değirmenlerinde, yelkenli gemilerde ve
daha birçok alanda faydalanılmaktaydı.
• Günümüzde ise rüzgâr enerjisiyle çalışan
modern rüzgâr türbinleri kullanılmaktadır.

60
Rüzgâr türbinleri

61
• Rüzgâr enerjisinin yenilenebilir ve temiz
olması, insan sağlığı ve çevre açısından
risk taşımaması, zamanla maliyetinin
artma riskinin olmaması, rüzgâr
santrallerinin bakım ve işletme
maliyetlerinin düşük olması, dışa
bağımlılığın söz konusu olmaması, insana
kullanması için kıyamete kadar verilen bir
enerji kaynağı olması gibi kullanım
avantajları vardır.

62
• Rüzgâr enerjisi türbinlerinin olumsuz
yönleri ise kurulumun ve türbinlerin
arızalanması durumunda arızanın
giderilmesinin yüksek maliyetli olması ve
türbinlerin sesli çalışmasıdır.

63
Jeotermal Enerji
• Yerkürenin en sıcak katmanı olan ağır
küreye inebilen yer altı suları, bu bölgenin
sıcaklığına bağlı olarak yüksek basınçla
birlikte mineral ve kayaları çözerek yüksek
miktarda sıcak buhar ve su kaynağı
şeklinde yeryüzüne çıkar.
• Alternatif enerji kaynaklarından olan
jeotermal enerji bu sıcak buhar ve sudan
elde edilen enerji türüdür.
64
Jeotermal enerji kaynağı

65
• Jeotermal enerji; konut ve seraların
ısıtılmasında, elektrik üretiminde,
kaplıcalarda, hamamlarda
kullanılmaktadır.
• Ülkemiz, jeotermal kaynaklar bakımından
oldukça zengindir. Örneğin Afyon,
Kütahya, Ankara illerimizde jeotermal
enerji geniş kullanım alanlarına sahiptir.

66
Biyokütle Enerjisi
• Tarım atıkları, orman sektörü organik
atıkları, hayvansal atıklar (mezbaha
atıkları, dışkı vb.) veya şehir atık sularının
oksijensiz ortamda çürütülerek çeşitli su
bitkileri gibi canlı (biyolojik) kaynaklar yolu
ile elde edilen enerji türüne biyokütle
enerjisi denilmektedir. Kısaca organik
maddelerden çeşitli yollarla elde edilen
enerji, biyokütle enerjisidir.
67
• Ana bileşenleri karbonhidrat bileşikleri olan
bitkisel ve hayvansal kökenli tüm maddeler
“biyokütle enerji kaynağı”, bu
kaynaklardan üretilen enerji ise “biyokütle
enerjisi” olarak tanımlanmaktadır.
• Biyokütle enerjisinin faydaları
şunlardır:
• • Petrol ithalatının azalmasını sağlar.
• • Sürdürülebilir enerjiye ve kalkınmaya
destek olur.

68
• • Enerji tarımının gelişmesini sağlar.
• • Kırsal kesimin sosyoekonomik yapısının
iyileşmesini sağlar.
• • Yerel iş imkânı yaratır ve imalat
sanayinin gelişmesine katkıda bulunur.
• • Doğal enerji kaynaklarının ve çevrenin
korunmasını sağlar.
• • Biyodizelin yağlayıcı özelliği motorun
korunmasına yardımcı olur.
• • Kullanımı, taşınımı ve depolanması
kolaydır.
69
• • Fosil yakıtlara oranla daha temiz yanar.
• • Enerji hatlarından uzak bölgelerde
oluşabilecek enerji ihtiyacı kolaylıkla
sağlanır.
• • Biyokütleden enerji üretimi özellikle tarım
işçiliğine gereksinim doğurduğundan kırsal
kesimde istihdam olanakları sağlar.
• Biyokütle enerjisi, genel anlamda çevreye
uyumlu bir enerji kaynağı olmakla birlikte,
kullanılan biyokütle türüne göre bazı
çevresel etkiler oluşturabilmektedir.
70
Hidrojen Enerjisi
• Bilinen en hafif elementtir. Hidrojen, enerji
kapasitesi çok yüksek bir elementtir.
Yandığında sadece su buharı oluşturur.
Geniş bir kullanım alanına sahip hidrojen
enerjisinden günümüz teknolojisiyle yeteri
kadar yararlanılamamaktadır. Ancak
teknolojik gelişmelere bakıldığında
hidrojenin geleceğin enerjisi olacağını
söylemek mümkündür.
71
• Hidrojen enerjisini kullanmanın önündeki
en büyük engel hidrojen elementinin
doğada bileşikleri hâlinde bulunmasıdır.
Bu durum yakıt olarak yeterince hidrojen
elde etmeyi ve hidrojenin depolanmasını
zorlaştırır ve saf hidrojen elde etmek için
büyük bir maliyet ortaya çıkarır.

72
HİDROJEN KAYNAKLARIMIZ
• Karadeniz’in derinliklerindeki H2S (hidrojen
sülfür)’den elde edilebilecek olan H2
• Bor bileşiğinden elde edilebilecek olan H2
• Güneşte gaz hâlindeki H2
• Güneş enerjisi yardımı ile H2O’yu
ayrıştırarak elde edilen gaz hâlindeki H2

73
HİDROJEN ENERJİSİ (SU İLE
ÇALIŞAN ARAÇLAR)
• Bir yönüyle “Aracın benzin deposuna su
koyacağız, araç gidecek.” diyebiliriz.
• Sudaki hidrojen elektrolizle elementel
hidrojene ayrıştırılır.
• Ayrıştırma işlemi için uygun olanı güneş
enerjisidir.
• Elde edilen elementel hidrojen, havadaki
oksijenle birleşerek enerji verir. Su veya su
buharı da açığa çıkar.
74
• Açığa çıkan su veya su buharından tekrar
hidrojen üretilir.
• Bu şekilde çalışan sisteme hidrojen pili
denir.

75
GELİŞMİŞ ÜLKELERDE
HİDROJEN ENERJİSİYLE
İLGİLİ ÇALIŞMALAR
• Çalışmalar henüz deneme amaçlıdır;
çünkü güneş enerjisini belirli bir noktada
odaklayarak elektrolizin gerçekleştirilmesi
zor bir işlemdir. Yaygın olarak
yapılamamaktadır.
• Buna rağmen gelişmiş ülkelerde hidrojenle
çalışan piller ticari olmuştur.
76
• Hidrojenle çalışan otomobil, otobüs ve
uçak yapılmıştır.
• İnsanların merak konusu olduğundan
dolayı gelişmiş ülkelerde su ile çalışan
araç kiralamak mümkündür.

77
HİDROJEN ENERJİSİ VE
TÜRKİYE
• “Uluslar Arası Hidrojen Enerjisi Birliği”
başkanı Nejat Veziroğlu’dur.
• Nejat Veziroğlu, Miami Üniversitesi
profesörlerindendir. Bu üniversitenin
Temiz Enerji Araştırma Enstitüsü’nde
görev yapmaktadır.
• Nejat Veziroğlu, 2000 yılında Nobel’e aday
gösterilmiştir.
78
• Nejat Veziroğlu, aynı zamanda İstanbul’da
kurulan UNIDO–ICHET müdürlüğünü de
yürütmektedir.
• UNIDO (United Nations Industrial
Development Organization), “Birleşmiş
Milletler Endüstriyel Gelişim
Organizasyonu”dur.
• UNIDO’nun alt kuruluşu olan ICHET
(International Centre for Hydrogen Energy
Techologies) ise “Uluslararası Hidrojen
Enerjisi Teknolojileri Merkezi”dir.
79
• Karadeniz bölgesinde, özellikle
Samsun’da mavi akım projesi adı altında
hidrojen araştırması yapılmaktadır.

80
Bor Madeni ve Enerji
• Yapılan çalışmalarla hidrojen enerjisi
sistemlerinin çok verimli bir enerji kaynağı
olduğu ortaya konulmuştur.
• Hidrojen enerjisinin otomobillerde yakıt
olarak kullanılabilmesi, bor madeninin
önemini arttırmaktadır. Çünkü bor
elementinin hidrür bileşiklerinden bir kısmı
hidrojen içerir, bu iş için en elverişli olanı
sodyum borhidrür bileşiğidir.
81
• Hidrojenin taşınması, depolanması,
araçlara doldurulması için birçok yöntem
bulunmasına karşın en kullanışlı yöntem
bor hidrür şeklinde depolanmasıdır. Bu
yönden sodyum borhidrür bileşiğine katı
petrol denilir.

82
Bor madeni

83
Bordan Yakıt Elde Edilmesi
• Sodyum borhidrür maddesi suyla
karıştırılıp sıvı bir yakıt olarak saklanabilir.
Söz konusu olayın kimyasal reaksiyonu
aşağıdaki gibidir.

• Su içerisinde çözünen sodyum borhidrür


(NaBH4), bir karışım olarak muhafaza
edilir.
84
• Hidrojen enerjisine ihtiyaç duyulduğunda
Co, Ni gibi katalizörler yardımıyla kontrollü
bir şekilde tepkime gerçekleştirilir ve
gerektiğinde durdurulabilir.
• Reaksiyon sonucunda gaz hâlinde serbest
kalan hidrojen, yakıt pilinden geçirilerek
elektrik enerjisi elde edilir.
• Bu reaksiyon sonucunda atık madde
olarak bir tuz çeşidi olan sodyum
metaborat (NaBO2) oluşur.

85
Bordan enerji üretiminin çeşitli
avantajları vardır. Bunlar;

86
• Geleceğin enerji kaynağı olarak kabul
edilen bor madeninin dünya genelindeki
rezervlerinin büyük bir bölümü ülkemizde
bulunmaktadır.
• Günümüzde bor madeninin işlenmesi
arttırılmıştır.

87
BAZI BOR BİLEŞİKLERİNE
KATI PETROL DENİR,
İÇERDİKLERİ HİDROJEN
ENERJİ KAYNAĞIDIR

88
KATI PETROL ADIYLA
BİLİNEN BOR CEVHERİNDEN
(NaBO2H2O2 x 3H2O)
HİDROJEN ELDE EDİLMESİ
• Katı petrol adıyla bilinen, doğada bulunan,
NaBO2H2O2 x 3H2O formülüne sahip, bor
cevheri olan bileşikten önce H2 gazı elde
edilir.
2NaBO2H2O2x3H2O → H2 + 2H2O + 2NaBO2
89
• Sonra oluşan H2 (hidrojen) gazı havadaki
O2 (oksijen) gazı ile yanarak enerji verir.
2H2 + O2 → 2H2O + enerji

90
BORANLAR VE ENERJİ
• B ile H arasında oluşan bileşiklere
boranlar denir.
• Boranlar, hidrojence zengin oldukları için
enerji ham maddesi olarak kullanılırlar.
Hidrojen doğada bizim için metal hidrür,
yarı metal hidrür olarak depolanmıştır.

91
SODYUM BOROHİDRÜR
(NaBH4) VE ENERJİ
• Yapay sodyum borohidrür bileşiği iyi bir
hidrojen kaynağı olmasından dolayı füze
yakıtlarında, yüksek enerjili jet
motorlarında ve roketlerde saf hidrojen
kaynağı olarak kullanılması hususunda
çalışmalar yapılmaktadır.
• Sodyum borohidrür hemen
kullanılmayacaksa su içinde saklanır.
92
• NaBH4 + H2O → Tepkime olmaz.
• İhtiyaç duyulduğunda Co veya Ni
katalizörlüğünde oksijen ile tepkimeye
girerek hidrojen gazı elde edilir.
• NaBH4 + O2 → 2H2 + NaBO2
• H2 (hidrojen) gazı havadaki O2 (oksijen)
gazı ile yanarak enerji verir.
• 2H2 + O2 → 2H2O + enerji

93
Nükleer Enerji Yenilenebilir
Bir Enerji Kaynağı mıdır?
• Nükleer enerji, küçük çekirdeklerin
birleşerek büyük atomları (füzyon) veya
büyük atomların parçalanarak küçük
atomları (fisyon) oluşturması sonucu elde
edilen enerjidir.
• Nükleer enerji, kimyasal ve fiziksel
enerjiye göre verimi çok yüksek bir enerji
türü olmasına rağmen yenilebilir bir enerji
kaynağı değildir.
94
Nükleer Santrallerde Enerji
Üretimi
• Nükleer santrallerde üretilen enerjinin ham
maddesi zenginleştirilmiş uranyumdur.
Uranyumun nötronlarla bombardıman
edilmesi (çarpıştırılması) ile gerçekleşen
fisyon tepkimesi sonucu yüksek miktarda
enerji açığa çıkar.
• Tepkime kontrollü yürütülmediği takdirde
seri şekilde fisyon tepkimesi gerçekleşir ve
bunun sonucunda patlama meydana gelir.
95
Nükleer enerji santrali

96
• Reaktörlerde kontrollü bir reaksiyon
gerçekleştirmek için fazla nötronları tutan
ve onların reaksiyona girmesine engel
olan nötron tutucu maddeler kullanılır.
Böylece kontrollü bir fisyon reaksiyon
zinciri sağlanmış olur.
• Fisyon tepkimelerinin gerçekleştiği güç
kaynaklarına nükleer reaktör denir.
Nükleer reaktörlerin genel yapısı aşağıda
gösterilmiştir.

97
98
Nükleer santrallerin avantajları
şunlardır:

99
TÜRKİYE’DE NÜKLEER
SANTRAL İNŞA EDİLECEK
• Nükleer enerji, dünya genelinde birçok
ülkede kullanılmaktadır.
• Ülkemizde ise hâlihazırda bir nükleer
santral bulunmamaktadır.
• Türkiye’de ilk nükleer santralin Mersin
Akkuyu’da inşası planlanmıştır.
• İkinci nükleer santralin inşası da Sinop
İnceburun’da planlanmıştır.
100
«3.Bölüm:Sürdürülebilirlik»
Başlığına Kadar

Yaklaşık 100 Sayfa

«Nükleer Enerji»
Konusuyla İlgili
Ek Bilgi
101
TANECİK DÖNÜŞÜMLERİ,
ENERJİ VE ESİR İLİŞKİSİ
• Bu birleşme, dönüşüm ve eşitliklerden
bazıları şunlardır:
• Proton + Elektron → Nötron
• Nötron → Proton + Elektron
• Bu durum bize hem esir maddesinin enerji
ile ilgili olduğunu ispat eder hem de
atomdaki taneciklerin yapı taşının aynı
olduğu konusunda fikir verir.
102
• Esirde tabir caiz ise büyük bir enerji
olduğu düşünülüyor.
• Kandiller bir zaman zeytinyağı ile yakılır.
Sonra petrol ve elektrik enerjisi devreye
girer. Petrolün devrinin bitmesi yakın
görünüyor. Yer ve gök hazinelerinin
üstündeki perdenin kalkacağı ve yeni
enerji kaynaklarının açılacağı bir dönem
beklenmektedir. O dönemin ulaşım
vasıtaları temiz enerjiyle veya enerjiye bile
lüzum görülmeden çalışacaktır.

103
MADDENİN ENERJİYE
DÖNÜŞÜMÜ
• Madde, enerjinin yoğunlaşmış şekli olarak
da tarif edilebilir ve tekrar enerjiye
dönüşebilir.
• Fisyon ve füzyon reaksiyonlarında,
kütlenin binde bir, on binde bir gibi çok
küçük bir kısmı enerjiye dönüşür. Geri
kalan kısmından ise başka element oluşur.

104
FÜZYON (BİRLEŞME) OLAYI
İLE KÜTLENİN ENERİYE
DÖNÜŞÜMÜ
• Güneş’teki enerji, füzyon ile ortaya çıkar.
• Güneşte füzyon sonucu 4 adet hidrojen
çekirdeğinden, 1 adet helyum çekirdeği
oluşur ve 2 adet pozitron meydana gelir.
Böylece her saniye 564 milyon ton H
(hidrojen) elementi, He (helyum)
elementine dönüşmüş olur.
105
• Füzyon, küçük kütleli çekirdeklerin
birleşerek büyük kütlede çekirdeğe
dönüşmesidir.
• Bu dönüşüm esnasında güneş, her saniye
kütlesinden E=mc2 formülüne göre 4
milyon ton kaybeder.
• Bu azalan kütle enerjiye dönüştürülür.
• Güneş enerjisi hâlinde dünyamıza gelir.
• Füzyon olayında fisyondan çok daha
büyük enerji açığa çıkar.
106
• Hidrojen bombasında açığa çıkan enerji
de, kontrolsüz füzyon reaksiyonu
neticesindedir.

107
NÜKLEER ENERJİ KAYNAĞI
• Nötronlar, çekirdek içinde enerjilerini,
protonları bir arada tutmak için kullanırlar.
• Hidrojen hariç bütün atom çekirdeklerinde,
mutlaka nükleer enerji bulunur. Hidrojen
atomunun çekirdeğinde proton 1 adet
olduğundan, hem nötrona hem de nükleer
enerjiye ihtiyaç yoktur.

108
Einstein, çekirdekteki nükleer enerjiyi
E=mc2 formülü ile açıklar. Formüldeki m
maddenin kütlesi, c ışık hızı, E ise
enerjidir. Nükleer reaksiyonlarda, atom
numarası ve kütle numarası
korunmaktadır; bu durum kütlenin
korunduğu anlamına gelmez. Nükleer
reaksiyonlarda kütle kaybı olur.
Hidrojen dışındaki bütün atomların, bir
tartılan kütlesi bir de hesap edilen kütlesi
vardır. Tartılan kütle, mutlak surette her
zaman daha az çıkmaktadır.
109
Bu azalan miktar kadar madde, daha ilk
oluşumda, hidrojen hariç tüm atomların
çekirdeğinde, enerjiye dönüşmüştür. İşte
bu enerji, nükleer enerjidir.
Olay, saatin kurulup bırakılması gibi de
değildir: Protonların birbirlerini itmemeleri
için başlangıçta maddenin enerjiye
dönüşmesiyle başlayan görevi, nötronlar
her an sürdürmektedirler. Ayrıca var etme
her an sürmektedir.

110
YALNIZ HİDROJEN
ATOMUNUN ÇEKİRDEĞİNDE
NÖTRON BULUNMAMASININ
SEBEBİ
• Nötronun görevi, protonların birbirlerini
itmesini önlemektir.
• Hidrojen atomunun çekirdeğinde 1 tane
proton bulunduğundan, böyle bir görev söz
konusu değildir. Bu nedenle de hidrojen
atomunun çekirdeğinde nötron yoktur.
111
GÜNEŞTE HER SANİYE 4
MİLYON TON MADDE
NÜKLEER ENERJİYE
DÖNÜŞÜR
• Güneşte her saniye 564 milyon ton H
(hidrojen) elementi, He (helyum)
elementine dönüşür.
• Bu esnada güneş, her saniye kütlesinden
E=mc2 formülüne göre 4 milyon ton
kaybeder.
112
• Madde, nükleer enerjiye dönüşmüş olur.
Güneş enerjisi hâlinde dünyamıza gelir.
• Bu nükleer enerji, güneşteki füzyondur.
Çekirdek birleşmesi veya çekirdek
kaynaşması da denir.
• Belli bir zaman sonra güneşteki hidrojenin
tamamı helyum hâline dönüşecektir.
Güneş soğuyarak ölecektir. Bu da
dünyadaki hayatın sonu olacaktır.
• Her an güneşte yeni bir keyfiyet meydana
gelmektedir. Var etmenin her an olduğu
güneşte apaçık görülmektedir.
113
ÇEKİRDEĞİNDE NÜKLEER
ENERJİ BULUNMAYAN TEK
ELEMENT OLMASINA
RAĞMEN EN BÜYÜK ENERJİ
KAYNAĞI: HİDROJEN (H2)

114
PERİYODİK CETVELİN
İLK ELEMENTİ OLAN
HİDROJENE BENZEMEK
(KENDİNİ SIFIRLAMAK)

• Atomlardan yalnız hidrojen atomunun


çekirdeğinde nükleer enerji (bağlanma
enerjisi) yoktur. Buna rağmen bütün
enerjilerin kaynağı olmuştur.
115
• Hidrojen hariç diğer bütün atomların
çekirdeklerinde nükleer enerji vardır.
• Bu enerji, nükleer isminden de
anlaşılacağı gibi çok büyük bir enerjidir.
Maddenin enerji karşılığıdır, çekirdekte
saklıdır.
• Atom bombası veya nükleer santrallerde
açığa çıkan enerji, çekirdekte saklı olan bu
enerjinin dışarı çıkmasıdır.

116
• Hidrojen atomunun çekirdeğinde yalnız bir
adet proton olduğundan, protonların
birbirini itmesi diye bir şey söz konusu
olmadığından, böyle saklı bir nükleer
enerjinin çekirdekte bulunması gereksiz bir
iş olacaktı.
• Zaten abes ve hikmetsizliğin çekirdeğin
içine girmesi düşünülemezdi.
• Bu nedenle de hidrojen atomunun
çekirdeğinde nükleer enerji yoktur.

117
• SORU: O hâlde güneşte hidrojenin
helyuma dönüşmesinde açığa çıkan enerji,
çekirdekte enerji bulunmadığına göre
nereden çıkmaktadır?
• CEVAP: Bu enerji, maddenin enerjiye her
an dönüştürülmesiyle anında açığa çıkan
enerjidir.
• Biz de hidrojen atomunu örnek alıp,
kendimizi sıfırlayıp, etrafımıza enerji
kaynağı olmalıyız.
• Yok yoksa var olur.
118
EN KÜÇÜK ATOM: Hidrojen
EN BÜYÜK ATOM: Uranyum
HİDROJENİN ENERJİSİ (FÜZYON),
URANYUMUN ENERJİSİNDEN (FİSYON)
DAHA FAZLADIR.
FÜZYON GÜNEŞTEDİR, FİSYON İSE
NÜKLEER SANTRAL, NÜKLEER
LABORATUVAR VEYA ATOM
BOMBASINDADIR.
119
EN İSTİKRARLI (KARARLI)
ATOM: Hidrojen

EN İSTİKRARSIZ (KARARSIZ)
ATOM: Uranyum

120
FÜZYON NİÇİN
GERÇEKLEŞTİRİLEMEZ?
• Füzyon, güneşte 15 milyon °C’ta
gerçekleşir.
• Füzyon için dünyada 100 milyon °C’lık
sıcaklık gerekir. Çünkü, dünyadaki basınç
güneştekinden daha düşüktür.
• Bu sıcaklığa erişilebilmesi mümkün
değildir.
121
ZENGİNLEŞTİRİLMİŞ URANYUM
• Uranyumun 235U ve 238U olmak üzere iki
izotopu vardır.
• Uranyum bileşiklerinde doğal olarak 235U
izotopu % 0,7 oranında bulunur. 238U
izotopu ise % 99,3 oranında bulunur.
• Nükleer enerji elde edilmesinde uranyum
bileşikleri yakıt olarak kullanılır.
• Önce zenginleştirme işlemi yapılmalıdır.
• Nükleer enerji 235U’ten elde edilir.
122
• Zenginleştirme; uranyum bileşiklerindeki %
0,7 olan 235U izotopu oranının
arttırılmasıdır.
• Uranyumun nükleer santrallerde yakıt
olarak kullanılabilmesi için, zenginleştirme
oranı; % 2 – % 5 arasında olmalıdır.
• Nükleer araştırma laboratuvarlarında % 80
oranında zenginleştirme olmalıdır.
• Atom bombasında zenginleştirme % 90
oranında olur.
123
DOĞAL URANYUM BİLEŞİKLERİ
• U3O8 (UO2+2U3O8)
• UCl4
• UF6
• UCl6
• KUF5
• UO2
• UO3
• UF5
124
FİSYON (AYRIŞMA) VE
KÜTLENİN ENERİYE
DÖNÜŞÜMÜ
• Büyük kütleli çekirdeklerin; genelde
birbirine yakın kütledeki iki çekirdeğe
ayrışmasıdır. Bu olayda çok büyük enerji
açığa çıkar.
• Nükleer santrallerde bu reaksiyonlarla
enerji üretilir.
• Atom bombasında açığa çıkan enerji de,
kontrolsüz fisyon sonucundadır.
125
FİSYON VE FÜZYON
OLAYLARINDA KULLANILAN
MADDENİN NE KADARI
ENERJİYE DÖNÜŞÜR?
• Fisyon ve füzyon reaksiyonları, kütlenin
binde bir, on binde bir gibi çok küçük
kesirlerinin enerjiye dönüşmesi demektir.
Geri kalan kısmı başka elemente dönüşür.

126
URANYUM YATAKLARIMIZ
• Uranyum, nükleer reaktörlerde hâlen
kullanılan yakıttır. Ağrı dağında, Soma’da
ve Van gölünde uranyum yatakları vardır.

127
NÜKLEER ENERJİ
POLİTİKAMIZ
• Türkiye’deki uranyum ve toryum
rezervlerinin uluslararası tröstlerce ele
geçirilmeye çalışılabileceği
unutulmamalıdır. Nükleer santral inşa
etmeye talipmiş gibi gözüken yerli
firmalardan bazılarının da yabancıların
taşeronu olabileceği göz ardı
edilmemelidir. Yakın geçmişimizde, bor
madeninde bu tür durumlar yaşanmıştır.
128
• Belki de bu tür ayak oyunlarından dolayı
nükleer reaktör inşası gecikiyordur.
• Uranyum ve toryum devlet tarafından
çıkartılmalıdır ve işlenmelidir. Nükleer
santrali devlet inşa etmelidir. Yerli
sermayeye dayalı toryum veya uranyum
santrali kurmalıyız. Nükleer santral, özel
sektöre işlettirilmemelidir; devlet
işletmelidir. Nükleer santral devletin işidir,
özel sektörün işi değildir.

129
• Devletin patron olduğu güvenilir özel
sektör, kontrollü kabul edilebilir.
• Uranyum ve toryum Türkiye için stratejik
öneme sahiptir. Ülkemizi ilerilere
götürecek kaynaklardandır.

130
Maddenin en küçük parçası olan cüz–ü
layetecezzada yoğun bir enerji vardır.
Yunan bilginlerinin iddia ettiği gibi bunun
parçalanamayacağı söylenemez. O da
parçalanabilir. Parçalanınca da öylesine bir
enerji meydana gelir ki Bağdat’ın altını
üstüne getirebilir. Bu, Allah’ın bir kudret
nişanıdır.
Cabir bin HAYYAN*
(721–805)
* Kimya ilminin babası, Türk bilim adamı, büyük dâhi,
Harran Üniversitesi rektörü.
131
Madde, sonsuz denecek ölçüde
parçalanabilir.
Nazzam*
(792–845)

* İslam âlimi, Basra’da doğdu, Basra’da yaşadı, hayatının


son devresini Bağdat’ta geçirdi.
132
ATOM HARBİNİN MORFİNLE
ÖNLENMESİ
• Morfin, atom şokundan olan ölümü önler.
• Amerika, Türkiye’deki alkaloit fabrikalarını
senelerce bloke etmiş ve morfin
stoklamıştır.

133
NÜKLEER ENERJİYE KİMLER
KARŞI ÇIKIYOR?
• Nükleer enerjiye karşı olanlar ya nükleer
enerji sorunsalını bilmeyenlerdir ya da
ajanlardır.
• Çoğunluğu iyi niyetli, dürüst ve idealist
insanlardan oluşan bazı kişiler çevreye
zarar zannıyla nükleer enerjiye karşıdırlar.
Bunlar nükleer enerjiyi araştırdıklarında,
cahilliklerinden karşı çıkmış olduklarını
anlarlar.
134
• Nükleer enerjiye karşı çıkanların içlerinde
azınlık da olsa dünyayı yöneten petrol
lobisinin içimizdeki ajanları ile Türkiye’nin
birinci sınıf devlet olmasını istemeyen
çevrelerin ajanları vardır.
• Nükleer enerjiye karşı çıkma işi genelde
çevre koruması adı altında
gerçekleştirilmektedir. Çevre koruma
kuruluşlarının içlerine de az da olsa ajanlar
girmiştir.
135
NÜKLEER SANTRALLER
NEREDE İNŞA EDİLMELİDİR?
• Nükleer santraller inşa edilirken “soğutma
suyu” ihtiyacı yüzünden deniz kenarı, göl
kenarı veya nehir kenarına kurulma
mecburiyeti vardır.

136
NÜKLEER ENERJİ
SANTRALİNİN KISIMLARI
Nükleer reaktörlerde başlıca dört büyük
bölüm vardır.
• Fisyon reaktörü
• Su kazanı
• Buhar türbini
• Jeneratör

137
FİSYON (BÖLÜNME,
PARÇALANMA)
• Bir atom çekirdeğine bir nötron taneciğinin
çarpmasıyla kararsız iki atom çekirdeği
oluşur. Bu arada üç tane nötron ve enerji
açığa çıkar. Açığa çıkan nötronlardan her
biri başka bir çekirdeğe çarparak yeni
kararsız çekirdeklerin oluşmasına ve yeni
nötronlarla enerjinin açığa çıkmasına
sebep olur.

138
• Bu olay zincirleme devam eder. Fisyonla
açığa çıkan bu enerji, nükleer reaktörlerin
ve atom bombasının temelini oluşturur.

139
FİSYON REAKTÖRÜNÜN
KISIMLARI
Fisyon reaktörü, başlıca dört kısımdan
meydana gelir.
• Reaktörün kalbi
• Nötron yavaşlatıcı
• Soğutucu
• Kontrol çubukları

140
ATOM BOMBASINDAKİ FÜSYON
İLE NÜKLEER REAKTÖRDEKİ
FİSYONUN FARKI
• Atom bombasında fisyon maddeleri küçük
bir hacim içinde toplanmıştır ve fisyon
tepkimesi aniden, patlamayla, yıkım gücü
yüksek ve kontrolsüz olarak gerçekleşir.
• Nükleer reaktörde ise fisyon tepkimesinin
hızı yavaşlatılmıştır. Böylece kontrollü bir
şekilde nükleer enerji elde edilmiş olur.
141
NÜKLEER REAKTÖRÜN
ÇALIŞMA PRENSİBİ

• Yavaşlatılmış ve kontrollü fisyon


tepkimesiyle ısı açığa çıkar.
• Açığa çıkan ısı, suyu buharlaştırır.
• Su buharı, buhar türbinini çevirir.
• Buhar türbini, jeneratörü çalıştırır.
• Jeneratörde de, elektrik enerjisi üretilir.

142
1 MART 1954 GÜNÜ BİKİNİ ATALÜ
ÜZERİNDE PATLATILAN
HİDROJEN BOMBASI
• 1 döteryum atomu çekirdeği ile 1 trityum
atomu çekirdeği birleştirilmiştir. 1 helyum
atomu çekirdeği meydana gelmiştir. Bu
arada 1 nötron ve enerji açığa çıkmıştır.
• Birleşme için gerekli olan 15 milyon °C’lık
sıcaklık 235U izotopunun fisyonundan
sağlanmıştır.
143
NÜKLEER SANTRAL ATIKLARI
• Yanmış yakıt, 10 sene yüksek sıcaklık ve
basınca dayanıklı havuzda muhafaza
edilir. Bu suretle radyoaktivitenin % 99’u
ölmüş olur.
• Kalan % 1’i plütonyumdur. Plütonyumun
yarı ömrü 24 000 yıldır. Yenilse bile zararı
olmaz. Plütonyum çeşitli şekillerde
değerlendirilebilir veya depolanabilir.
• Plütonyum atığı, tekrar yakıt olarak
kullanılabiliyor; yapay elementtir.
144
SOĞUTMA SUYU NEDENİYLE
NÜKLEER ENERJİYE KARŞI
ÇIKMAK DOĞRU MUDUR?
• Entropi kanunu öğretisi; açığa çıkan
enerjiyi değerlendirmeyi, en faydalı hâlde
muhafaza etmeyi ve israf etmemeyi gerekli
kılmaktadır. Bu doğrudur.
• İtiraz edenler; su buharının, suya
dönüştürülmesi esnasında kaybolan
enerjiye itiraz etmektedirler.
145
• Bu ise (soğutma suyu nedeniyle kaybolan
enerji) ihmal edilebilir boyuttadır.
• Bu nedenle, bu konuyu bahane ederek
nükleer enerjiye karşı çıkmak yersizdir.
• Temennimiz ileride bu israfın da önüne
geçilmesidir.

146
NÜKLEER SANTRALİN
ÇEVREYE ZARARI YOKTUR
• Evde veya iş yerinde otururken bile bir
nükleer santralin çevreye yaydığı
radyasyondan 460–470 misli daha fazla
radyasyona maruz kalınır. Reaktörün yanı
başına oturulsa dahi bu kadar radyasyon
olmaz.
• Dünyanın her tarafında uranyum vardır.

147
• Uranyum zamanla bozunup radona
dönüşür veya başka bir element uranyuma
dönüşür. Radon gazı her yerden geçer.
Sürekli etki hâlindeyiz. Bunlar doğal ve
faydalı olaylardır.
• Kozmik ışınlarla gelen radyasyon, nükleer
reaktörle gelenden 120 kat daha fazladır.
• Nükleer santraller, kaza durumunda
ısınınca kendi kendini kapatıp zincirleme
reaksiyonu kapatacak şekilde
tasarlanmıştır.

148
• Soğutma suyu nedeniyle kaybolan enerji
ve dünyanın ısı dengesinin bozulması
abartıdır ve ihmal edilebilir boyuttadır.
• Nükleer kaza riski ve çevreye zarar
konusu ve iddiaları ya kasıtlıdır ya da
cahilliğe bağlı abartılardır.
• Bu konuları bahane ederek nükleer
enerjiye karşı çıkmak bu nedenlerle
yersizdir.

149
Uluslararası Atom Enerji Ajansı
(UAEA)
• İngilizcesi “International Atomic Energy
Agency” olup “IAEA” kısaltmasıyla
gösterilmektedir.
• Nükleer enerjinin barışçıl amaçlarla
kullanılmasını ve planlanmasını sağlamak,
nükleer güvenlik için gerekli standartları
hazırlamak amacıyla 1957 yılında
kurulmuştur.
150
• 2005 Nobel Barış Ödülü, Uluslararası
Atom Enerji Ajansı (UAEA)’nın Mısırlı
başkanı Muhammed El Baradey'e
verilmiştir.
• Merkezi Avusturya’nın başkenti
Viyana’dadır.
• Birleşmiş Milletler bünyesinde faaliyet
göstermektedir.

151
TÜRKİYE ATOM ENERJİSİ
KURUMU (TAEK)
• Türkiye'de nükleer ve radyasyon
güvenliğinden sorumludur.
• 1956 yılında Ankara’da nükleer faaliyetler
yapma yetkisiyle kurulmuştur.
• Doğrudan Başbakan’a bağlı olan bir devlet
kuruluşudur.
• Nükleer enerjiyle ilgili araştırma,
düzenleme, denetleme ve çalışma yapar.
152
• Çekmece nükleer araştırma ve eğitim
merkezi, Türkiye Atom Enerjisi Kurumu'na
bağlı olarak İstanbul'da Küçükçekmece
gölü kıyısında kurulan nükleer araştırma
merkezidir. Kısaca ÇNAEM (Çekmece
Nükleer Araştırma ve Eğitim Merkezi)
olarak adlandırılan bu merkez 1962 yılında
kurulmuştur.
• Çekmece’de bulunan nükleer yakıt pilot
tesisi ve iki adet araştırma reaktörü
günümüzde atıl durumdadır.
153
• Geçmiş yıllarda Çekmece’de tıp ve
endüstride kullanılmak üzere radyoaktif
sentetik izotop üretilmiştir. Ayrıca uranyum
yakıtı ile ilgili test mahiyetinde araştırma
çalışmaları yapılmıştır.
• TAEK Başkanı, Okay Çakıroğlu’dur.
• Türkiye Atom Enerjisi Kurumu’nun geçmiş
yıllardaki Başkanı Ahmet Yüksel Özemre
(1935–2008) nükleer enerji konusunda
dünya çapında önemli bir isimdir.
154
• Profesör Doktor Ahmet Yüksel Özemre’nin
“Çernobil Komplosu” adlı kitabı
meşhurdur.
• ABD’nin Küresel Nükleer Enerji Ortaklığı
(Global Nuclear Energy Partnership –
GNEP) projesi kapsamında ABD ve
Türkiye beraber çalışmaktadır.

155
NÜKLEER SANTRAL
• 31 ülkede 449 nükleer santral işletiliyor. 28
nükleer santral hâlen inşa edilmektedir.
• Amerika’da 104, Fransa’da 59,
Japonya’da 55 reaktör vardır.
• Dünya elektrik talebinin % 16’sı nükleer
santrallerden karşılanıyor.
• Nükleer santrallerin % 95’i gelişmiş
ülkelerdedir.
156
TORYUM VE REAKTÖRÜ
• Günümüzdeki nükleer santrallerin tamamı
uranyum yakıtıyla çalışmaktadır.
• Önümüzdeki yıllarda nükleer reaktörlerin
yakıtının toryum olması için çalışmalar
sürmektedir. Bu konuda sona
yaklaşılmıştır.
• Toryum madeni Türkiye için stratejik
öneme sahiptir, ülkemizi ilerilere götürecek
bir kaynaktır.
157
• Dünyada bulunan 1 071 000 ton toryumun
789 000 tonu Türkiye’dedir. Bu miktar,
dünya rezervinin yaklaşık % 80’ine karşılık
gelmektedir.
• Toryumun nükleer yakıt olarak kullanıldığı
nükleer santral, henüz dünyada yoktur.
Toryuma dayalı nükleer santrallerin
kurulma çalışmaları, deneme
safhasındadır. Dünyada deneyler devam
etmektedir.
158
• ABD, Fransa ve Japonya’da devam eden
bu çalışmalarda Türk mühendisler de
bulunmaktadır.
• Toryumun nükleer yakıt olarak
kullanılması, CERN’deki atom hızlandırma
çalışmalarıyla da ilgilidir. 2007 yılında
Isparta’daki uçak kazasında vefat eden
rahmetli Engin Arık’ın CERN’deki atom
hızlandırma çalışmalarına katılmasının
sebebi toryumun nükleer yakıt olarak
kullanılması içindi.
159
• Toryum kaynaklı yeni nesil santral
kurulması çalışmaları Türkiye’de ekip
hâlinde hızla sürdürülmektedir.
Isparta’daki uçak kazasında 6 ekip
üyesinin vefat etmesine rağmen çalışmalar
durmamış, ilerlemiştir. Isparta’daki toryum
toplantısına giderken uçak kazasında vefat
eden öğretim üyeleri, Boğaziçi ve Doğuş
Üniversitesi’ndeki toryum çalışması yapan
öğretim üyeleriydi.

160
• Ülkemizdeki toryum madeni kaynakları
Eskişehir–Sivrihisar–Beylikahır–
Kızılcaören köyünde ve Malatya’da
Hekimhan–Kulancak’tadır.
• Toryumun, ileride uranyumun yerini
alacağına kesin bir gözle bakılmaktadır.
• Toryuma, kısaca tor da denmektedir.
• Kasten meydana getirilen patlama anında
bile, reaktörün fişi çekilecek, her türlü
işlem duracak; bu suretle de hiçbir tehlike
yaşanmayacaktır.
161
• Toryum, yerli ham madde olduğundan çok
önemlidir. Nükleer santral kurulduğunda,
dışa bağımlılık olmayacaktır. Elimizdeki
toryumun kıymetini bilmeliyiz. Gerçek
değerinden düşük fiyata ve zamanından
önce satmamalıyız. Toryumla çalışan
reaktörler devreye girdiğinde değerinin
artacağını unutmamalıyız.
• Toryum santralleri işletilmeğe başlanırsa,
Çernobil’in benzeri kasıtlı patlatma
tehlikesi de olmayacaktır.
162
NÜKLEER ENERJİ İLE İLGİLİ
SOSYAL ALANDA
KULLANILAN KİMYA KELİME
VE DEYİMLERİ
• Radyoaktif etki: İkinci dereceden etki.
• Alfa, beta, gama etki: Alfa etki en kuvvetli
etki, beta etki daha zayıf etki, gama etki
ise en zayıf etkidir.

163
NÜKLEER REAKTÖRLERİN
BULUNDUĞU ÜLKELER VE
REAKTÖR SAYILARI
• ABD 104
• ALMANYA 18
• ARJANTİN 2
• BELÇİKA 7
• BREZİLYA 2
• BULGARİSTAN 4

164
• ÇEK CUMHURİYETİ 6
• ÇİN 10
• ERMENİSTAN 1
• FİNLANDİYA 4
• FRANSA 59
• GÜNEY AFRİKA 2
• GÜNEY KORE 20
• HİNDİSTAN 16
• HOLLANDA 1
165
• İNGİLTERE 23
• İSPANYA 9
• İSVEÇ 11
• İSVİÇRE 5
• JAPONYA 55
• KANADA 18
• LİTVANYA 1
• MACARİSTAN 4
• MEKSİKA 2
166
• PAKİSTAN 2
• ROMANYA 2
• RUSYA 31
• SLOVAKYA 6
• SLOVENYA 1
• TAYVAN 6
• UKRAYNA 15

167
ATOM BOMBASININ
BULUNDUĞU ÜLKELER
• PAKİSTAN
• HİNDİSTAN
• ÇİN
• AMERİKA
• İSRAİL
• KAZAKİSTAN
• FRANSA

168
• İNGİLTERE
• LİBYA*
• KUZEY KORE**
• GÜNEY AFRİKA***

* 1993 yılında nükleer silah programına son


verdiğini açıkladı.
** Şubat 2005’te atom bombasının olduğunu
açıkladı. Haziran 2008’de de atom bombası
kulelerini yıktığını dünya kamuoyuna televizyon
ekranlarından gösterdi.
*** 1990’da nükleer silah reaktörünü söktüğünü
açıkladı, İsrail ile beraberdi.

169
ESİR VE ENERJİ
• Atomların yapı taşı birdir. Proton, nötron
ve elektronun farklı adetlerinin bir araya
gelmesiyle farklı atomlar ortaya çıkar.
Bunun gibi proton, nötron, elektron ve
diğer atom altı parçacıklar da aynı yapı
taşının farklı adetlerinin bir araya
gelmesiyle ortaya çıkar. Buz ile su
buharının birleşmesinden su oluşabilir.
Bunun gibi atom içinde de birleşme,
dönüşüm ve eşitlik gerektiğinde olur.
170
• Bu birleşme, dönüşüm ve eşitlikler
çekirdek tepkimesidir. Bu durum bize hem
esir maddesinin enerji ile ilgili olduğunu
ispat eder. Hem de atomdaki taneciklerin
yapı taşının aynı olduğu konusunda fikir
verir.
• Bu birleşme, dönüşüm ve eşitliklerden
bazıları şunlardır:
Proton + Elektron → Nötron
Nötron → Proton + Elektron
171
• Esirde tabir caiz ise büyük bir enerji
olduğu düşünülüyor.
• Kandiller bir zaman zeytinyağı ile yakılır.
Sonra petrol ve elektrik enerjisi devreye
girer. Petrolün devrinin bitmesi yakın
görünüyor. Yer ve gök hazinelerinin
üstündeki perdenin kalkacağı ve yeni
enerji kaynaklarının açılacağı bir dönem
beklenmektedir. O dönemin ulaşım
vasıtaları temiz enerjiyle veya enerjiye bile
lüzum görülmeden çalışacaktır.

172
URANYUM ELEMENTİNDEN
AÇIĞA ÇIKAN NÜKLEER
ENERJİ MİKTARININ
HESAPLANMASI (İLİMLERİN
ORTAYA ÇIKIŞI)
• Uranyumun yakıt olarak kullanıldığı bir
fisyon olayında cereyan eden kanunlardan
örnek verelim: Şayet bu kanunlar
konulmasaydı ilimler meydana
gelemeyecekti.
173
• Çok küçük bir zaman diliminde ne kadar
zincirleme reaksiyon olacağı ve ne kadar
enerji açığa çıkacağı bellidir. Böyle bir
prensip olmasaydı ne atom bombasından
ne de nükleer santrallerden söz edilebilirdi.
İşte bu ve benzeri sabit kanunlar
sayesindedir ki fiziğin, kimyanın,
astronominin sabit birer hakikat
olduğundan bahsedilebilmekte ve onlarla
sabit sonuçlara varılabilmektedir.

174
• Her konu gibi bu da icraata perde
olmuştur. Zamana tabi olmadan kısa bir
zamanda da olabilirdi. Ancak sebepler
dairesinde şu kadar güce sahip olan ve şu
kadar bir kuvvetle merkez tarafından
çekilen ve şu kadar merkezkaç durumu
olan, şu kadar hidrojen atomu, şu kadar
helyuma dönecektir şeklinde bazı
prensipler hayatın devamı ve ilimlerin
ortaya çıkması için konmuştur.
175
RADYASYONU VÜCUTTAN
ATMAK İÇİN GEREKLİ OLAN
BAŞLICA İKİ GIDA

• Kimyon
• Limon

176
Geiger (Gayger) Sayacı,
Elektroskop
• Radyoaktif maddeler geiger (gayger)
sayacı ile tespit edilir.
• Radyoaktif maddelerin aktivitesi
elektroskop ile ölçülür.

177
NAZZAM’IN PARTİKÜL
TEORİSİ İLE İLGİLİ 12–13 ASIR
ÖNCEKİ KEŞFİ
• Atom teorisini ilk ortaya koyan Yunan
bilginleri maddenin en küçük parçasının
atom olduğunu söylerken bir İslam âlimi
olan Nazzam, maddenin sonsuz denecek
ölçüde parçalanabileceğini söylemiş ve
günümüzün ilim adamlarından biri gibi
konuşmuştur.
178
• Bugünün partikül teorisi perspektifinden
atom altı parçacıklar düşünülerek bu
meseleye bakıldığında Nazzam’ın 12–13
asır önce, çok derin şeyler söylemiş
olduğu iddia edilebilir.

179
NAZZAM “MADDE, SONSUZ
DENECEK ÖLÇÜDE
PARÇALANABİLİR.” DEMEKLE
NELERİ SÖYLEMİŞTİR?
• 1. Atomun parçalanabileceğini belirtmiştir.
• 2. Atom altı parçacıklara işarette
bulunmuştur.
• 3. Maddenin bir başlangıçtan itibaren var
olduğunu ifade etmiştir.
• 4. Yarı ömürden söz ettiği düşünülebilir.
180
KUARK ADIYLA BİLİNEN
ATOM ALTI PARÇACIKLAR VE
NÜKLEER KUVVET
• Kuarklar; proton ve nötronları oluştururlar.
• Kuark adı verilen partiküller de çiftler
hâlindedir: Yukarı kuark–aşağı kuark, üst
kuark–alt kuark, tuhaf (garip) kuark–tılsım
kuark.

181
• Kuarklar; hem elektromanyetik kuvvet,
zayıf kuvvet ve nükleer kuvvetin ortaya
çıkmasına sebeptir hem de bunların
etkilerini duyarlar.
• Kuarklar belki de esirdir.

182
MADDENİN ZIT EŞİ (ANTİ
MADDE) VE ENERJİ
• Bildiğimiz atoma karşılık olarak çekirdeği
negatif, elektronu pozitif (pozitron) olan
atomlar da vardır. Bu atomlardan oluşan
madde; maddenin zıt eşi veya anti madde
olarak adlandırılır.
• Sebepler dünyasında her şeyin çift
yaratılmış olmasını, anti madde ile evren
bazında da görmüş oluyoruz.
183
• Madde, enerjinin yoğunlaşmış şekli olarak
da tarif edilebilir ve tekrar enerjiye
dönüşebilir.
• Fisyon ve füzyon reaksiyonlarında,
kütlenin binde bir, on binde bir gibi çok
küçük bir kısmı enerjiye dönüşür. Geri
kalan kısmından ise başka element oluşur.
• Anti madde, kuantum mekaniğinin en sırlı
konularındandır.
• Dünyada anti madde yoktur.
184
• Anti maddenin varlığı CERN’de tanecik
hızlandırıcılarda ortaya konulmuştur. Atom
altı parçacıkların ışık hızına yakın hızda
parçalanmasıyla CERN’de çok küçük
miktarda bir görünüp bir kaybolan anti
madde ispatlanmıştır.
• Anti madde bazı yıldız sistemlerinde
bulunmaktadır.
• Evren var edildiğinde, eşit miktarda madde
ve anti maddenin yaratıldığı tahmin
edilmektedir.
185
ANTİ MADDE NİÇİN BİR
GÖRÜNÜP BİR
KAYBOLUYORDU? (DÜNYADA
ANTİ MADDE NEDEN YOKTUR?)
• Beta bozunmasında, nötron protona
dönüşür ve dışarıya bir elektron ile bir anti
nötrino denilen tanecik neşrolunur.
• Nötron → Proton + Elektron + Anti nötrino
• Bazı nadir izotoplarda ise çift beta
bozunması görülür.
186
• Çift beta bozunmasında, nötronların ikisi
birden aynı anda bozunur. İki protona
dönüşür. Bu esnada iki elektron ile iki anti
nötrino yayılır.
• Çift beta bozunmasının farklı bir
versiyonunda ise anti nötrino oluşmaz.
• Beta bozunmasında dışarıya bir anti
nötrino neşredilir. Çift beta bozunmasında
ise dışarıya iki anti nötrino neşredilir. Bu;
bir nötronda bir anti nötrino bulunduğu
anlamına gelir.
• 2Nötron → 2Proton + 2Elektron
187
• Çift beta bozunmasının farklı versiyonunda
oluşan anti nötrino çekirdekten dışarı
çıkamadan, çekirdekteki bir başka nötron
tarafından absorbe edilir. Bizim bunu
gözlemimiz, anti nötrinonun bir görünüp bir
kaybolması şeklinde olur. Buna, anti
nötrinonun gizlenmesi de diyebiliriz.
Dünyada anti maddenin olmayışı, anti
maddenin gizlenmesinden dolayı olabilir.
Şayet böyleyse; nötronun yapısında
gizlenmiş anti nötrino maddenin temel
parçacıkları arasında ayrı bir yer alacaktır.
188
• Anti madde, tanecikler arasında müstakil
olarak mevcut değildir.
• Anti madde, evrenin başlangıcında yüksek
sıcaklık şartlarında mevcuttu.

189
DÜNYADA NİÇİN ANTİ MADDE
YOKTUR?
• Anti madde ile madde birbirine temas
ettiğinde her ikisi de büyük bir enerji açığa
çıkararak ortadan kaybolurlar.
• Madde ile anti madde karşılaştığında;
maddenin %100’ü enerjiye dönüşür. Bu,
patlayan bir hidrojen bombasının
bıraktığının, 143 katı fazla enerji demektir.
• Şayet dünyada anti maddenin gizlenmesi
olmasaydı, dünya olmayacaktı.
190
ELEKTRON İLE POZİTRON
BİRBİRİNİN ANTİ MADDESİDİR
• Elektron ve pozitron arasındaki temas
neticesinde, 511000 elektron volt (eV) gibi
enerjiye sahip gama ışınları meydana
gelir.
• e elektron, V ise volt demektir. eV elektron
volt olarak okunur. Bazı kitaplarda elektro
volt olarak geçmektedir. Doğrusu elektron
volttur.
191
• Gama ışını, enerjisi en yüksek ışındır.
• Elektronun (madde) atom numarası –1,
kütle atom numarası 0’dır. Pozitronun (anti
madde) atom numarası +1, kütle atom
numarası 0’dır.
• İkisini topladığımızda atom numarası da
kütle atom numarası da 0 olan gama ışını
oluşur ve enerji açığa çıkar.

192
KARANLIK ENERJİ VE
KARANLIK MADDE
• Bilinmeyen % 96’nın; % 70’i karanlık
enerji, % 20’si ise karanlık maddedir.
• Evrendeki maddenin sadece % 4’ünün ne
olduğu bilinmektedir.
• Varlığın gözlemlediğimiz kısmı; bütününe
göre çok azı, ufak bir parçasıdır.

193
FOTON (IŞIK PARÇACIĞI),
GÜNEŞTEKİ ENERJİYİ
DÜNYAYA TAŞIR
• Foton, evrenin en hızlı parçacığıdır.
Kütlesiz ve elektrikçe yüksüzdür. Saniyede
300 milyon km yol alır.
• Fotonun görevi, güneşteki enerjiyi
dünyaya taşımaktır.
• Elektromanyetizmanın taşıyıcısıdır.
• Elektrik yüklü parçacıklar üzerine etkir.
194
FOTON GÜNEŞİN
MERKEZİNDE VAR EDİLİR
• İlk var edildiği yer, güneşin merkezidir.
Güneşin merkezindeki sıcaklık 15 milyon
°C’tır.
• Güneşin merkezinde var edilen her bir
foton ilk başta yüksek enerjiye sahiptir.
• Fotonlar güneşin merkezindeki
çarpışmalar sonucunda soğur. Böylece
farklı özellikte, düşük enerjili birçok değişik
foton meydana gelir.
195
• Güneşten çıkan foton, yaklaşık 8,5
dakikada dünyaya ulaşır.
• Foton çeşitlerinden zararlı olanları,
dünyamıza ulaşamaz. Ozon tabakası,
bunları tutmakla görevlidir.
• Güneşte füzyon sonucu 4 adet hidrojen
çekirdeğinden, 1 adet helyum çekirdeği
oluşur ve 2 adet pozitron meydana gelir.
Böylece her saniye 564 milyon ton H
(hidrojen) elementi, He (helyum)
elementine dönüşmüş olur.
196
• Bu dönüşüm esnasında güneş, her saniye
kütlesinden E=mc2 formülüne göre 4
milyon ton kaybeder.
• Bu azalan kütle enerjiye dönüştürülür.
• Güneş enerjisi hâlinde dünyamıza gelir.
• Foton ve nötrinolar da böylece meydana
gelir.
• Foton adı verilen parçacıklara da atom altı
parçacık denebilir. Fotonlar çeşitlidir.

197
NÖTRİNO VE ENERJİ
• Nötrino atom altı parçacıklardandır.
• Nötrino da; fotonlar gibi, güneşte,
hidrojenin helyuma dönüşmesi anında,
maddenin enerji karşılığı olarak meydana
gelir.

198
ÇEKİRDEK KUVVETİ, GLUON
(GULON) TARAFINDAN
TAŞINIR
• Atomun yapısında gluon adı verilen
parçacık da belirlenmiştir.
• Şiddetli çekirdek kuvveti, gluon diye bilinen
sekiz parçacık tarafından taşınır.
• Kütlesiz ve elektrik yüksüzdür.
• Elektromanyetik kuvvet ve zayıf kuvvete
karşı duyarsızdır.
199
TAKYON (TACHYON) VE
ENERJİ
• Takyon, Latincede “çok hızlı” demektir.
• Takyonlar ışıktan hızlı, kütlesi eksi,
boyutları sıfırdan küçük olan atom altı
parçacıklardır.
• Takyonların keşfi, enerjinin ışıktan hızlı
gidebileceğini göstermiştir.

200
MADDE NAKLİ OLMASI İÇİN
İZAFİYET
(RÖLATİVİTE=GÖRELİLİK)
TEORİSİNİNİN GEÇERLİLİĞİNİ
YİTİRMESİ Mİ GEREKİR?
• Cisimlerin hareket ettikleri yönde
boylarından kaybedeceklerini ve ışık
hızına erişince de yok olacaklarını
belirtmiştik.
201
• Einstein’ın izafiyet teorisine göre ise, ışık
hızına erişen bir cismin kütlesi sonsuz
oluyordu. Günümüzde böyle olmadığı
ortaya çıkmıştır. Işık hızının aşılmasıyla,
kütlenin sonsuz olmadığı ispat edilmiştir.

202
3.BÖLÜM:
SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK

203
• “Bu dünya atalarımızdan miras kalmadı,
onu çocuklarımızdan ödünç aldık.” sözünü
duymuşsunuzdur. Dünyadaki kaynakların
bilinçsiz kullanım sonucu tükenmesi
geleceğin dünyasını tehdit eden önemli
sorunların başında gelmektedir.
Sürdürülebilir bir hayat ve kalkınma,
mevcut kaynakları israf etmeden
kullanmakla mümkündür. Yenilenebilir ve
temiz enerji kaynakları, geri dönüşüme
uygun malzeme kullanımı
sürdürülebilirliğin olmazsa olmazıdır.
204
• Bu bölümde yaşanabilir bir hayat için
sürdürülebilirliğin önemini ve bunu
sağlamanın yollarını öğreneceksiniz.

205
Kimya ve Sürdürülebilirlik

206
• Sanayi Devrimi’nin ardından bütün dünya,
her alanda hızlı bir değişim sürecine
girmiş; önce sanayi açısından gelişmiş
ülkelerde daha sonra diğer ülkelerde
tüketimin ön planda olduğu, doğal
kaynakların korunmasının ikinci plana
itildiği kontrolsüz bir kalkınma süreci
ortaya çıkmıştır.
• Bu süreçte insan eliyle ormanlar, su
sistemleri ve diğer doğal kaynaklar
sorumsuzca tahrip edilmiştir.
207
• Çevresel bozulmaların, çevre ve kalkınma
arasındaki bağların göz ardı edilmesinden
kaynaklandığının anlaşılması ülkeleri bu
konuda yeni bakış açıları geliştirmeye ve
bu doğrultuda yeni tedbirler almaya
götürmüştür.
• Mevcut bakış açılarından farklı ve bütün
dünyayı kapsayan bu yeni süreç; çevre ve
kalkınmada sürdürülebilirlik kavramıyla
adlandırılmıştır.

208
• Sürdürülebilirlik; toplumun, ekosistemin
ya da devam eden herhangi bir sistemin
ana kaynaklarını tüketmeden geleceğe
işlevini sürdürmesidir.
• Bu kavramın özünde, imkânları
sorumsuzca tüketmekten vazgeçmiş,
insanlığın bir bütün olduğunun bilincinde,
evrensel açıdan dayanışmaya istekli,
çevreye saygılı birey, toplum ve buna bağlı
olarak da bir ekonomi modeli yatmaktadır.

209
• Sürdürülebilirlik kavramı her alanda olduğu
gibi kimya biliminde de yeni bakış
açılarının oluşmasını sağlamıştır.
Günümüz kimya biliminde kaynakların
doğru ve verimli kullanılması, yenilenebilir
ve çevreye daha az zarar veren enerji
kaynaklarının bulunması ve kullanılması,
yenilenebilir malzeme (polimerler, kâğıt ve
metal sektörü vb.) üretimi gibi
sürdürülebilirlikle doğrudan ilgili çalışmalar
önemli bir yer tutmaktadır.
210
• Sürdürülebilirliğin bireyden topluma
yönelen bir süreç olduğu unutulmamalıdır.
Bu süreçte her birey, sorumluluğunun
farkında olmalı, duyarlı davranmalı ve
üzerine düşen görevleri yerine getirmelidir.

211
Enerji

212
• Sürdürülebilir bir hayatın ve kalkınmanın
olmazsa olmazı enerjidir. Sanayi ve
teknoloji alanında gelişen ülkelerin enerji
ihtiyacı artar (Görsel).
• Günlük hayatta kullanılan teknolojik ürün
sayısının artması enerji ihtiyacının
artmasına neden olmuştur. Günümüzde
devletler doğal enerji kaynaklarına sahip
olmak ve bu imkânlara sahip
coğrafyalarda üstünlük kurmak amacıyla
kıyasıya bir rekabet içindedir.
213
Elektrik enerjisiyle üretim
yapılan fabrika üretim hattı

214
• Ülkemiz ihtiyacı olan enerji kaynaklarının
önemli bir bölümünü ithal etmektedir. Bu
durum ülke ekonomisini olumsuz
etkilemekte ve dışa bağımlılığı
artırmaktadır. Bu nedenle mevcut enerji
kaynaklarının verimli ve tasarruflu
kullanılması gerekmektedir.
• Alternatif ve yenilenebilir enerji
kaynaklarına yönelmek, bu konuda
bilimsel çalışmalar yapmak, ekonomik
tedbirler almak da sürdürülebilir bir hayat
ve kalkınmanın olmazsa olmazlarıdır.
215
• Ülkemiz, mevcut kaynakların yanı sıra atık
maddelerden de enerji üretme konusunda
gelişmiş tesislere sahiptir. Bu tesislerde
bitkisel ve evsel atıklardan biyogaz üretimi
yapılabilmektedir.

216
Polimerler

217
• Günlük hayatta kullanılan birçok ürünün
yenilenebilir ve ucuz maddelerden
üretilmesi, sürdürülebilir hayatın ve
kalkınmanın bir gerekliliğidir.
• Bu nedenle polimer adı verilen kimyasal
maddeler günümüz dünyasının
vazgeçilmez malzemeleri olmuştur. Çok
sayıda küçük molekülün (monomer)
birbirine bağlanmasıyla oluşan yüksek
molekül ağırlıklı bileşiklere polimer denir.

218
• Aynı veya farklı türden molekülün bir araya
gelmesiyle oluşan polimer, halk arasında
plastik madde olarak da adlandırılır.
• Polimerler doğal hâlde bulunabildikleri gibi
(nişasta, protein, DNA, selüloz vb.)
sentetik olarak da (PVC, PET, naylon vb.)
(Görsel) üretilebilmektedir.

219
• Polimerler; hafif, maliyeti düşük, mekanik
özellikleri çoğu kez yeterli, kolay
şekillendirilebilen, değişik amaçlarda
kullanıma uygun, kimyasal açıdan inert
olan ve korozyona uğramayan
maddelerdir. Bu özelliklerinden dolayı
günlük hayatta kullanılan birçok araç ve
gerecin üretilmesinde kullanılmaktadır.
• Aşağıda yaygın olarak kullanılan bazı
polimerlerin formülleri ve sentezlendikleri
monomerler gösterilmiştir:
220
221
Günlük Hayatta Polimerler
• Günlük hayatın vazgeçilmez
malzemelerinden olan polimerlerin başlıca
kullanım alanları şunlardır.
• Tekstil Sanayisi: Tekstil sanayisinde en
yaygın kullanılan polimerler polyester ve
poliamittir. Esnemeye ve kırışmaya karşı
dayanıklı kumaşlarda polyesterden elde
edilen dakron kullanılır.

222
• Elektronik Sanayisi: Polimerler elektronik
sanayisinde yalıtkan madde olarak
kullanılır. Kablo üretiminde polietilen (PE)
ya da polivinil klorür (PVC) kullanılır
(Görsel).
• Otomotiv Sanayisi: Otomotiv sektöründe
polimerlerin kullanılmasıyla daha hafif
araçlar üretilerek yakıt tasarrufu
sağlanmaktadır. Otomotiv sektöründe en
sık kullanılan polimer kauçuktur. Araç
lastiklerinin temel malzemesi olan kauçuk
doğal ve yapay olarak elde edilebilir.
223
Yalıtılmış kablolar

224
• Sağlık Sektörü: Şırıngalar, eldivenler,
bandajlar, serumlar ve gözlükler
polimerlerin sağlık sektöründeki bazı
kullanım alanlarıdır (Görsel). Hijyenik
eldivenlerin ham maddesi genellikle lateks
adı verilen kauçuk bazlı sentetik bir
polimerdir.
• Yapı Sektörü: Altyapı malzemelerinden
ev dekorasyon ürünlerine kadar yapı
sektörünün hemen hemen her alanında
plastik malzemeler kullanılmaktadır.

225
Plastik şırıngalar

226
• Yapı sektöründe en sık kullanılan polimer
polivinil klorürdür (PVC) ve plastik
borularda; kapı, pencere, çatı ve zemin
kaplamalarında kullanılmaktadır (Görsel).
• Yiyecek-İçecek Endüstrisi: Günlük
hayatta kullanılan birçok ürünün ambalajı
polimer maddeden üretilir. Yiyecek-içecek
endüstrisinde sık kullanılan polimerler;
polipropilen, polietilen ve polistirendir.
Plastik şişenin üretilmesinde ise genellikle
polietilen tetraftalat (PET) kullanılmaktadır.
227
Plastik tesisat boruları

228
• Giyim Endüstrisi: Giyim endüstrisinde
genellikle polyester, poliamit ve orlon
olarak bilinen poliakrilonitril (PAN)
kullanılmaktadır.
• Fotoğraf ve Optik Endüstrisi:
Günümüzde fotoğrafçılıkta kullanılan sert
ve şeffaf renkli filtreler polikarbonattan
üretilmektedir. Gözlük camları ve kontakt
lenslerde de polimer kullanılmaktadır.

229
Polimerlerin Geri Dönüşümü
• Polimer maddelerin doğada parçalanması
çok uzun yıllar almaktadır. Bu nedenle geri
dönüşüm uygulamalarıyla tekrar
kullanılması hem doğanın kirlenmesini
önlemek hem de ekonomiye katkı
sağlamak bakımından oldukça önemlidir
(Görsel).

230
PET şişelerin geri dönüştürülmesi

231
Kâğıt

232
• İnsanoğlu geçmişten günümüze
çevresinde olup bitenleri merak etmiştir.
Bu amaçla sürekli yeni şeyler keşfetmiş,
icatlar yapmıştır.
• En önemli buluşlardan biri olan ve
zamanla insanoğlunun hayatındaki yerini
sağlamlaştıran kâğıt, pek çok alanda en
çok ihtiyaç duyulan ürünlerden biridir.
Eğitim, sağlık, bilgi teknolojisi, iletişim ve
sanayi gibi birçok sektörde yoğun olarak
kullanılmaktadır.
233
• Kâğıt; kimyasal odun selülozlarından,
odun hamurundan, yıllık bitkilerden
üretilen hamur selülozlarından ve atık
kâğıt hamurundan elde edilen ara ürünlere
çeşitli işlemler uygulanarak üretilir.
• Gazete ve kitap basımında kullanılan
kâğıtlar kültürel kâğıt; sargılık kâğıtlar,
temizlik kâğıtları, kraft torba kâğıdı, oluklu
mukavva kâğıtları, kartonlar ve ince, özel
kâğıtlar endüstriyel kâğıt grubuna girer.
Kâğıt tüketiminin en fazla olduğu sektör
ambalaj sektörüdür.
234
• Ülkemizde en çok oluklu mukavva
üretilmektedir. İç pazara yönelik bu üretim
daha çok Marmara ve Ege bölgelerinde
yapılmaktadır.
• Günümüzde doğal kaynakları koruma
ihtiyacı ve enerji maliyetlerinin yükselmesi,
atık kâğıt kullanımını cazip hâle getirmiştir.
Kullanılmış kâğıtların çöpe atılmasının
meydana getirdiği çevre kirliliği sorunu ve
doğal kaynakların tükenmesi sorunu atık
kâğıt toplanmasıyla önlenmektedir.
235
• Kullanıldıktan sonra atılan kâğıt ve karton
ürünlerinin çöpten toplanarak geri
dönüştürülüp ham madde olarak
yararlanılması günümüz kâğıt üretim
teknolojisinde mümkündür.

236
Metal Sektörü

237
• Yazı yazmak için kullandığınız kalemden
oturduğunuz evlerin temel iskeletini
oluşturan demirlere, otomobillerden
uçaklara kadar her alanda metaller
kullanılmaktadır.
• Kullanım alanına bağlı olarak kullanılacak
metal türü de farklılık gösterir. Örneğin
elektrik tellerinde bakır, merdiven
tırabzanlarında alüminyum, otomobil
jantlarında ise bir metal karışımı olan
alaşımlar (Görsel) kullanılmaktadır.
238
Eritilmiş metallerden alaşım elde edilmesi

239
• Bir ülkenin sanayi ve ekonomi alanında
güçlü olabilmesi için metal sektöründe
gelişmesi gerekir.
• Sektörün üretim ve tüketim büyüklükleri
sanayileşmenin temel göstergeleri
arasında yer almaktadır.
• Kişi başına tüketilen çelik, alüminyum ve
bakır ürünleri miktarı ülkelerin gelişmişlik
düzeyini belirleyen önemli göstergelerden
biridir.

240
• Ülkemizde metal üretimi için gerekli olan
ham maddeler bulunmakla beraber kalite
ve kullanılabilirlik açısından yeterli değildir.
Bu nedenle yurt içinde kullanılan demir-
çeliğin yaklaşık yarısı ithal edilmektedir.
• Metal sektörü hayatın devamlılığı ve ülke
ekonomisi için büyük öneme sahiptir. Bu
nedenle bu sektörde de sürdürülebilirliğin
sağlanması için geri dönüşüm çalışmaları
çok önemlidir. Metallerin geri dönüşümüyle
(Görsel) dışa bağımlılık azaltılıp ülke
ekonomisine olumlu katkılar sağlanır.
241
• Geri dönüşümle kazanılan metallerden
eşya üretimi işlem sayısını azaltacağından
enerji tasarrufu da sağlayacaktır.

Geri dönüşüme hazır metal atıklar

242
4.BÖLÜM: NANOTEKNOLOJİ

243
• Yanmayan, ıslanmayan, kirlenmeyen,
ütüye gerek duymayan bir kumaş üretmek
mümkün müdür? Kendi kendini onarabilen
maddeler üretilebilir mi? Bu tür süper
özellikli ürünler, geleceğin teknolojisi
nanoteknolojiyle günlük hayatta yerini
alacak, insanoğlunun dünyadaki serüveni
geçmiş dönemlerde hiç olmadığı kadar
farklılaşacaktır. Bu bölümde nanoteknoloji
terimi açıklanacak, nanoteknolojinin
kullanım hedefleri ve alanları tanıtılacaktır.
244
Nanoteknoloji ve
Nanoteknoloji Alanındaki
Gelişmeler

245
• “Nano” bir fiziksel büyüklüğün milyarda biri
anlamına gelir. Bir nanometre, metrenin
milyarda birine eşit bir uzunluk birimidir.
İnsanın saç telinin çapının yaklaşık
100000 nanometre olduğu düşünülürse bir
nanometrenin ne kadar küçük bir birim
olduğu daha iyi anlaşılabilir.
• Bir nanometreye yan yana ancak 2-3 atom
sığabilir. Yaklaşık 100 ile 1000 arasında
atom bir araya gelerek nano ölçeklerde bir
nesneyi oluşturur.
246
• Nanoteknolojinin, malzeme üretiminden
elektronik, manyetik, optik, mekanik ve
biyomedikal amaçlı işlemlere kadar geniş
bir uygulama alanı bulunmaktadır.
Günümüzde kullanılan mühendislik
malzemelerinin en küçük tane boyutu,
mikrometreden büyüktür. Nano
malzemeler, mikrometreden çok daha
küçük boyuttadır. Son dönemde nano
boyutlu malzeme, aygıt ve sistemlerin
üretimi artmıştır (Görsel).

247
Nanoteknolojik materyal üretim robot

248
Nanoteknolojiyle yapılabileceklerden
bazıları aşağıda sıralanmıştır:
• Mikroskobik boyutlarda bilgisayarlar
üretilebilir.
• İnsan beyninin kapasitesi ek nano
hafızalarla güçlendirilebilir.
• Birim ağırlık başına şu ankinden 50 kat
daha hafif ve çok daha dayanıklı
malzemeler üretilebilir.
• Günlük yaşamda kullanılacak yanmaz,
leke tutmaz tekstil ürünleri üretilebilir.
249
• Yeni roket ve uçak tasarımlarının ortaya
çıkması mümkün olur.
• Bir milyon sinema filmi alabilen CD ve
DVD’ler üretilebilir.
• İnsan vücudundaki hastalıklı dokuyu bulup
iyileştiren, ameliyat yapan nano robotlar
yapılabilir (Görsel).

250
Nano robotların tıp alanında
kullanılması

251
• Günümüzde özellikle bitkisel yağların
biyoyakıtlara ve endüstriyel çözeltilere
dönüştürülmesinde ihtiyaç duyulacak nano
katalizörlerin geliştirilmesi ve tasarımı
konusunda ciddi çalışmalar yapılmaktadır.
• Bütün bu gelişmeler dünyayı yeniden
şekillendirebilecek bilimsel ve teknolojik
atılım niteliğindedir. Yeni bilim dönemi;
nanobilimi ve nanoteknoloji dönemi olarak
başlamıştır.

252
Nanoteknolojinin Tarihçesi
• Nano boyutta bir dünya olduğunu ilk defa
ünlü Amerikalı Fizikçi Richard Feynman
(Riçırt Faymın) (1918- 1988) ileri
sürmüştür. Feynman, 1959 yılında bir
konferansta “Aşağıda Daha Çok Yer Var”
başlıklı konuşmasında ilk defa nano
boyutlardaki gizeme değinmiştir.
Maddelerin küçük boyutlarının keşfiyle
birçok yeni maddenin ortaya çıkacağını
bildirmiştir.
253
• Nanoteknolojinin başlangıcı olarak kabul
edilen bu konuşmada nano boyutlarda
uğraşların olabilmesi için öncelikle nano
ölçekte ölçme ve üretim yöntemlerinin
geliştirilmesi gerektiği vurgulanmıştır. Bu
konuşmada ayrıca nanoteknolojinin günlük
hayatta birçok kullanım alanının olacağı
dile getirilmiştir.

254
Nanoteknolojide Hedefler
• Günümüz dünyasında özellikle savunma
sorunları ve yatırımları ön plandadır.
Çünkü dünyadaki yer altı ve yer üstü
kaynakları azalmakta, buna karşılık insan
nüfusu hızlı bir şekilde artmaktadır. Ülkeler
sahip oldukları kaynakları daha iyi
korumak, kendilerinde olmayanları da
daha kolay elde etmek için bilimsel
gelişmelere daha çok önem
vermektedirler.
255
• Ülkemizde son yıllarda teknolojinin önemi
fark edilmiş ve teknoloji üretimi açısından
başarılar elde edilmiştir.
• Nanoteknoloji, savunma sanayisinde
üzerinde en çok çalışılan, yatırım yapılan
teknoloji olarak ön plana çıkmaktadır.
• İnsansız uçabilecek ve muhtemel bir
arızada kendi kendini tamir edebilecek
uçaklar hedeflenen projeler arasındadır.

256
• Çok daha hafif ve bir o kadar dayanıklı
malzemelerden üretilecek araçlar
sayesinde yakıt tüketiminin azaltılması ve
az yakıt ile daha çok performans
sağlanması hedeflenmektedir.
Nanoteknoloji sayesinde sağlık alanında
özellikle kanser tedavisinde kemoterapinin
tarihe karışmasını sağlayacak çözümler
üzerine çalışılmaktadır. Ayrıca kemik içine
uygulanabilecek nano protezler üzerinde
de yoğun çalışmalar yapılmaktadır.

257
• Günümüzdekilerden çok daha hızlı
çalışacak bilgisayarlar, kendi kendisini
temizleme özelliğine sahip pencereler
üretilmesi gibi birçok proje
nanoteknolojinin hedefleri arasındadır.

258
Nanoteknoloji ve Gelecek
• Nanteknoloji ile insanın yeryüzündeki
serüveni başka bir boyuta yükselecektir.
• Bilimsel alanda ortaya konulan bütün
görüşler, bu teknolojinin ortaya çıkardığı
yeni bilgilerle uyumlu hâle gelecektir.
• Biyomimetik ilmi (yaratılan canlıları taklit
etme ilmi) çok gelişecek belki de doğada
çok şey taklit edilebilecektir.

259
• Kısaca nanoteknolojiyle şekillendirilen
dünya insanoğluna birçok yeni imkân
sağlayacaktır.

260
Nanoteknoloji Olumsuz Yönü
• Solunum, beslenme ve deri yoluyla
vücuda alınan ve kolayca kana karışabilen
nanopartiküller; sağlık sorunlarına neden
olmaktadır (Görsel).
• Nanoteknolojik ürünler, moleküler
özelliklerinden dolayı solunum, sindirim,
santral sinir sistemi ve cilt üzerinde toksik
etki yapma potansiyeline sahiptir.

261
Kan dolaşımına karışmış nanopartiküller

262
• Sonuç olarak, pek çok araştırma
nanopartiküllerin canlılar üzerinde toksik
etkileri olduğunu göstermektedir. İlerleyen
yıllarda nanoteknolojinin daha da yaygın
hale gelmesi, insanların bu maddelerle
temasını ve böylece oluşabilecek riskleri
de artıracaktır.

263
Türkiye’de Nanoteknoloji
Çalışmaları
• Ülkemizde nanoteknolojinin önemi çok
çabuk anlaşılmıştır.
• Atatürk’ün hedef gösterdiği muasır
uygarlık düzeyini geçerek gelişmiş ülke
olma yolunda önemli çalışmalar
yapılmıştır.
• Üniversiteler ve diğer devlet kurumları bu
konuda gerekli adımları ivedilikle atmıştır.
264
• TÜBİTAK’ın 2023 programında
nanoteknoloji çalışmalarının yol haritası
belirlenmiştir. Bu alanda görülen en önemli
gelişme ise UNAM’ın (Ulusal
Nanoteknoloji Araştırma Merkezi)
kurulmasıdır. Nanoteknoloji konusunda
araştırma yapan ya da yapma hedefinde
olan herkes bu kuruluştan
yararlanabilmektedir. Türkiye Bilim
Merkezleri Vakfına ait Bilim Merkezinin bir
nanoteknoloji atölyesi bulunmaktadır.
265
• Üniversitelerimizde nanoteknoloji ile ilgili
bölümler bulunmakta ayrıca bu bölümlerin
sayılarının artırılmasına ve gençlerin bu
alana ilgi duymasını sağlamaya dönük
çalışmalar yapılmaktadır.

266
İLİM ATÖLYESİ

267
FEN VE TEKNİK BERABERİNDE,
İNSANLIĞI DÜŞÜNME İLE KALP VE
VİCDAN DUYARLILIĞINI DA
GETİRMELİDİR
• Einstein, atom çekirdeğindeki saklı nükleer
enerjiyi enerji ihtiyacını karşılamada
kullanmayı düşünürken, atomu bir
canavara kaptırdığını ancak Hiroşima ve
Nagazaki’nin yerle bir olmasından sonra
anlayabilmiştir. Ağlayarak Japonyalı bilgin
dostundan özür dilemiştir.
268
• Bu özür çok geç kalmış ve iş işten
geçtikten sonraki bir özürdür.
• Nükleer enerjinin, enerji ihtiyacımızın
giderilmesi, aydınlatma, ısıtma, çeşitli
araçların ve fabrikaların çalıştırılması vb.
yerlerde kullanılınca yararlı olacağı
malumdur. Ancak nükleer enerji; sorumsuz
ve acımasız düşünce sahibi bir kısım Batılı
elinde akıl ve vicdanın kontrolünden
çıkınca, insanlığın yararına olmamış,
zararına olmuştur.
269
• 1945 yılında Hiroşima ve Nagazaki’ye
atılan atom bombası, büyük bir alanı
senelerce yaşanmaz hâle getirmiştir.
Japonya’da dev şehirlerin yerle bir
olmasına, 80 000’i anında olmak üzere
300 000’den fazla insanın ölümüne sebep
olmuştur. Atom bombasının zararlı
radyoaktif etkileri hâlâ devam etmektedir.
• Günümüzde de tehdit ve tedbir unsuru
olarak değişik ellerde tutulmaktadır.

270
• İnsanın bir görevi de; maddeye
hükmetmektir, atom çekirdeğindeki
nükleer enerjinin ne için var edildiğini idrak
etmektir.
• İnsanın keşfettiği nükleer enerji; atom
çekirdeğinde saklı bulunan ve var olan bir
nükleer enerjidir.
• Çernobil faciasının; bizi nükleer enerjiden
vazgeçirmek için bir tertip olduğu, kasten
meydana getirildiği, suikast olma ihtimali
vardır. Bu yüzden, uyanık olmalıdır.
271
• Şayia, aldatmaca ve maksatlı olan nükleer
kaza riski ile atom bombasından korkup,
nükleer enerjiden vazgeçmemelidir.
• Korkulacak konu; uyuşukluk ve tembellik
yapıp nükleer santral ve nükleer
laboratuvar kurmamaktır.
• Atılan atom bombasının tahribatı ve
Çernobil’deki nükleer kaza gibi nükleer
enerjinin bir kısım zararları, bizi nükleer
enerjiden vazgeçirmemelidir.

272
• Çernobil, dışa sızandır. Duyurulmayan
başka sızmalar da olmuştur.
• Fayda–zarar analizi yapıldığında işin
doğrusu; insanın, nükleer enerjiyi genel
olarak ele alması ve ortaya çıkan olumsuz
durumlardan başta kendini, sonra da atom
çekirdeğinde saklı bulunan nükleer enerjiyi
suiistimal edenleri kınamasıdır.
• Bu nedenle, bilimsel çalışmalarımızı
hızlandırarak bir an önce ve zamanı
gelince toryum reaktörünü kurmalıyız.

273
• Bu bakımdan insan unsurunun iyi
eğitilmesi gerekir.
• Akıl ve düşünce prensipleri üzerine
oturtulan fen ve teknik, insanlığı düşünme
ile kalp ve vicdan duyarlılığını da
beraberinde getirebilmelidir.

274
TÜRK MİLLETİ URANYUM ELEMENTİ
GİBİDİR
• Uranyum, elementlerin sonuncusudur.
Türk milleti de dünyada kıyamete kadar
insanlığa hizmet edecek milletlerin
sonuncusudur. Sonuncusu olduğuna göre
eskideki durumunu tekrar kazanacak, belki
de geçecektir.
• Uranyum doğalların sonuncusudur. Türk
milleti de uranyum gibi doğaldır; samimidir,
yapmacık değildir, suniliği sevmez.
275
• Elementler içinde uranyumun, milletler
içinde de Türk milletinin şanı yücedir.
• Uranyum gibi, Türk milleti de enerjisini
etrafına verir.
• Uranyum, bağlanma enerjisi en yüksek
olan elementlerdendir. Türk milletinin de
fertler arasındaki irtibatı ve diyaloğu
kuvvetlidir. Ancak demir kadar değildir.
Zaten bağın kuvvetliliği, biraz da
zayıflıktan kaynaklanır.

276
• Uranyum çekirdeğinin verdiği enerjinin
nükleer reaktör veya nükleer
laboratuvardaki enerji olması için kontrol
edilmesi şartı vardır. Nötronun çekirdeğe
çarpması ve çekirdeğin kontrollü
dağılmasıyla enerji verir. Kontrolsüz olanı
atom bombasındaki enerjidir. Türk milleti
de dış etkiyle parçalanır. Parçalanması
aynı anda enerji vermek demektir.
Parçalanması zincirleme devam eder. Bu
nedenle kontrolün iyi yapılması gerekir.
Türk milleti asker millettir.
277
• Türk milleti akıllı ve zekidir. Kalplerinden
hürmet ve merhamet çıksa, akıl ve
zekaları onları, dehşetli ve acımasız hâle
getirir ve idareleri mümkün olmaz.
• Türk milleti, Müslümanlar içinde en çok
nüfusa sahip üstün bir ırktır. Dünyanın her
tarafında olan Türkler, Müslüman’dır.
Diğer ırklar gibi Müslüman olan ve
olmayan olarak iki kısma ayrılmamıştır.
Nerede Türk topluluğu varsa
Müslüman’dır.

278
• Bir şeyin en iyisi bozulunca en kötüsü olur;
bunun gibi Müslümanlıktan çıkan veya
Müslüman olmayan Türkler, Türklükten
dahi çıkmışlardır (Macarlar gibi). Hâlbuki
küçük ırklarda bile, hem Müslüman hem
de gayrimüslim vardır. Bu nedenle biz
Türkler, atom bombası olma riskimiz
olduğundan, özellikle çok dikkat etmeliyiz.
• Bazı Türk kabileleri eski zamanda
yanlarına bir kısım başka kabileleri
beraber alarak kaç defa Avrupa’yı
hercümerç etmişlerdir.
279
• Fransız ihtilali ile gelişen hürriyetin
arkasından sosyalistlik doğdu. Sosyalistlik
komünistliğe inkılap etti. Komünistlik;
insani ve ahlaki kuralları dinlemediğinden,
anarşistlik meyvesini verdi. Anarşistlik
fikrinin tam yeri ise dünyanın yedi
harikasından birisi olan Çin seddinin
yapılmasına sebep olan bir kısım Moğol ve
Kırgız Türk kabileleridir.
• Bu bilgiler ışığında, Türk milletini
karalamaya girmemelidir.
280
• Hercümerce neden olan topluluklar aslen
Türk değildirler.
• Özellikle Moğollar, Türkler ile
irtibatlandırılmıştır.
• Anadolu, memerriakdamdır; daha önceleri
çok farklı toplulukların gelip geçtiği yaşam
yeridir.
• Türk milleti, izole edilmediği takdirde;
gökten gelen şualarla, her zaman infilak
eder ve dünyanın değişik yerlerinde
kendini hissettirir.
281
• Türk milletini izole eden unsurlar; ondaki
hak, hukuk, adalet, temkin, başkalarını
rahatsız etmeme, hürmet, merhamet,
birleşen su damlaları gibi olma vb. üstün
hasletlerdir. Uranyumun, 235U ve 238U
olmak üzere iki izotopu vardır. Nükleer
enerji 235U’ten elde edilir. Uranyum
bileşiğinde % 0,7 235U izotopu, % 99,3
oranında ise 238U izotopu bulunur. Tüm
uranyum bileşiklerinde 235U izotopunun
etrafı, 238U izotopu ile izole edilmiştir.

282
• Günümüzde uranyumun kötüye
kullanılmasına karşı, tüm insanlığın tepkisi
vardır; bu başka meseledir. Türk milleti,
uranyum elementi gibi olduğunu
bildiğinden ötürü, başka bir deyimle
kendini tanıdığından dolayı, kuru gürültüye
pabuç bırakmamaktadır. Kalbin gayesi,
müşahededir. Müşahede; feraset, basiret,
sezgi, sezi, altıncı his, kalp gözü açıklığı,
ilhama mazhar olma gibi meziyetlerle
kendini belli eder.

283
• Bu üstün meziyetlerin %90’ı Türk milletine
verilmiştir; %10’u ise diğer ırklara
dağıtılmıştır. Aslında herkes potansiyel
olarak buna açık var edilmiştir. Bu yolda;
peygamberler, doğruluktan şaşmayan akıl,
kusursuz kalp ve temiz duygu/düşünce
taşıyan kalp sahipleri başta olmak üzere
Türkler vardır. Bu başarı, mevhibeiilahiye
olarak verilen bir başarıdır; kendimizden
bilmemeliyiz.

284
• Bütün dünya Türk milletinin vatanıdır. Türk
milleti, gittiği her yeri vatanı bilir. Hem
sahip olduğu güzellikleri oralara götürür
hem de gittiği yerlerden alacağını alır.
Bununla beraber ana vatan başkadır.
Vatan, çok önemlidir. Vatan sevgisi
imandandır. Vatanı olmayanın, tüm dünya
vatanı olamaz. Bu nedenle; kırmızı
çizgiler, mutlak anlamda hiçbir zaman
kalkmaz.
285
• Bizim milliyetimiz, dinimizle et ile kemik
gibi birleşmiştir; ayrılmaları mümkün
değildir. Ayırırsak mahvoluruz.
• Türk milleti, tarihte mefahiri çok bir millettir.
Türk milletinin İslamiyet’ten önceki
övünülecek her şeyi İslamiyet defterine
geçmiştir.
• Türk milleti, büyük insaniyetin
bayraktarıdır. Dünyada en mukaddes ve
en muhterem bir mevkii kazanmışlardır.
286
• Türk milleti fen ve sanatı, mana ile
yoğurarak ileri gittiği gibi ileride de
gidecektir. Hakiki medeniyete sarılarak
insanlığa rehber yine olacaktır. Türk
milleti, tarihinin şahadetiyle cihana bütün
güzellikleri neşretmiştir. Eski çağlarda
cihangir Asya’da kahraman Türk askerleri
ve Türk milleti 1000 sene insanlığa hizmet
etmiştir. 500 senedir yatıyoruz;
uyanmalıyız; gaflet ve uykuyu
bırakmalıyız. Ancak böylece hakiki
medeniyet inkişaf edecektir.
287
• Vahşet ve gaflete düşmemek için birleşen
su damlaları gibi olmalıyız. Dünyayı
kirlerden temizlemeliyiz.

288
Albert Einstein
(Elbırt Aynsstayn)’ın Hayatı
(1879–1955)
• 1905 yılında izafiyet (rölativite=görelilik)
teorisini ortaya koydu.
• 1921’de Nobel ödülü aldı.
• Yapay einsteinium elementine Albert
Einstein ismine izafeten bu ad verilmiştir.
• Einsteinium elementinin atom numarası
99’dur ve Es sembolüyle gösterilir.
289
• Einstein atomu bir canavara kaptırdığını
ancak Hiroşima ve Nagazaki’nin yerle bir
olmasından sonra anlayabilmiştir. Nükleer
enerji, Batılıların elinde akıl ve vicdanın
kontrolünden çıktığı için Japonya’da dev
şehirlerin yerle bir olmasına, binlerce
insanın ölmesine sebep olmuştur.
• Günümüzde de atom bombası, tehdit ve
tedbir unsuru olarak değişik ellerde
tutulmaktadır.

290
• Bu bakımdan insan unsurunun iyi
eğitilmesi gerekir. Akıl ve düşünce
prensipleri üzerine oturtulan fen ve teknik;
beraberinde, insanlığı düşünme ile kalp ve
vicdan duyarlılığını da getirebilmelidir.
• Maddenin dalga özelliği ile ilgili “süper
sicim teorisi” veya uluslar arası ismiyle
“superstring teorisi” 1915 yılında Einstein
tarafından keşfedilen bir teoridir.

291
Albert Einstein (Elbırt
Aynsstayn)’ın Meşhur Olmuş
Sözleri
• “Dinsiz ilim kör, ilimsiz din de topaldır.”
(“İlimsiz din topal, dinsiz ilim ise kördür.”)

Albert Einstein
(Elbırt Aynsstayn)

292
• Haşa “Allah zar atmıyor. Buna ikna
oldum."
Albert Einstein

• “Kâinatın yaratıcısına olan inanç, ilmi


araştırmanın en kuvvetli ve en asil
muharrik (tahrik eden, harekete geçiren)
gücüdür."
Albert Einstein

293
FİSYON KONUSUNDA
DOĞRU BİLGİLERİ
İLK ORTAYA KOYAN
TÜRK BİLGİN
CABİR BİN HAYYAN’IN
HAYATI
294
Kimyanın babası Cabir bin
Hayyan’dır.
Britannica Ansiklopedisi

295
CABİR BİN HAYYAN (721–805)
Horasan’da doğdu. Kufe’de vefat etti.
Kimya ilminin babasıdır. Türk bilim
adamıdır. Büyük dâhidir. Dönemin en
büyük ilim merkezlerinden Harran
Üniversitesi’nin rektörüdür. Adı Latince’ye
Geber diye geçmiştir.
Cabir bin Hayyan’ın başta kimya olmak
üzere tıp, fizik, astronomi, matematik,
felsefe ve eğitim alanlarında çok hizmetleri
olmuştur.
296
Bunların içinde şüphe yok ki en önemlisi
atomla ilgili buluşudur. Yunanlı bilginler
maddenin en küçük parçasına,
bölünemeyen en küçük parçacık anlamına
gelen atom demişlerdi. İslam bilginleri, bu
kelimeyi o zamanın bilim dili olan
Arapçaya çevirirken cüz–ü layetecezza
dediler. Cüz–ü layetecezzanın diğer adı
cüz–ü ferttir. Hem atom hem de molekül
yerine kullanılabilir.

297
Cabir bin Hayyan ise Yunanlıların atomun
parçalanamayacağı yolundaki teorilerine
karşı çıktı. Bu konuda gerçek mahiyeti
asırlar sonra anlaşılabilecek farklı görüşü
ortaya koydu.
Günümüz dünyasında, atomla ilgili ilk
çalışmaların İngiliz kimyager John Dalton
(1766–1844) tarafından yapıldığı,
uranyumun çekirdeğinin parçalanabileceği
fikrinin de 1944 Nobel Kimya Ödülü sahibi
Alman kimyacı Otto Hahn (1879–1968)
tarafından ortaya atıldığı fikri yaygındır.
298
Hâlbuki onlardan 1000 yıl önce yaşamış
olan Müslüman kimyacı Cabir Bin
Hayyan’ın aşağıdaki sözleri asrımızın ilim
adamlarını dahi hayrete düşürecek
mahiyettedir: “Maddenin en küçük parçası
olan cüz–ü layetecezzada yoğun bir enerji
vardır. Yunan bilginlerinin iddia ettiği gibi
bunun parçalanamayacağı söylenemez. O
da parçalanabilir. Parçalanınca da
öylesine bir enerji meydana gelir ki
Bağdat’ın altını üstüne getirebilir. Bu,
Allah’ın bir kudret nişanıdır.
299
Cabir de simyacılar gibi kalay, kurşun,
demir ve bakırdan altın elde edilebileceğini
düşünüyordu. Ancak bunun yolunun
atomların kontrol altında parçalanıp
değerlerinin değiştirilmesiyle olacağını
belirtmekteydi.
Günümüzde nükleer laboratuvarlarda
kontrollü çekirdek reaksiyonlarıyla yeni
yapay elementler veya mevcut
elementlerin yapay izotopu elde
edilmektedir.

300
İleride altın da elde edilebilir. Simyacılar,
fiziksel veya kimyasal yolla elementleri
altına çevirmek istedikleri için boşuna
uğraşıyorlardı. Yine kontrolsüz çekirdek
reaksiyonlarının atom bombası olduğu da
bilinmektedir. Cabir, çok eski yıllarda
bütün bunlardan söz etmişti.
Cabir, Lavoisier’den önce Lavoisier
kanununu (kütlenin korunumu kanunu)
ifade etmiştir.

301
Cabir bin Hayyan, Lavoisier’den önce
Lavoisier kanununu (kütlenin korunumu
kanunu) ifade etmiştir. Newton’dan önce
Newton kanununu (yer çekimi kanunu)
açıklamıştır. Gay Lussac’dan önce Gay
Lussac kanunundan (gazlarda basınç–
sıcaklık ilişkisi kanunu) bahsetmiştir.
Güneş enerjisinden faydalanma çığırını
açmıştır.
Kimya ilminin hem teorik hem de pratik
alanda büyük gelişimine sebep olmuştur.
Cabir’in en bariz vasfı deneyciliğidir.
302
Modern kimya laboratuvarını ilk kuran
kişidir. Cabir’in kimyadaki diğer
hizmetlerini şöyle sıralayabiliriz:
HCl formülüyle gösterilen hidroklorik asidi
(tuz ruhu) elde etmiştir.
HNO3 formülüyle gösterilen nitrik asidi
(kezzap) elde etmiştir.
1 hacim derişik HCl ile 3 hacim derişik
HNO3 karışımından oluşan kral suyunu
keşfetmiştir. Günümüzde de bütün
dünyada kuyumculukta kullanılmaktadır.
303
Altın, yalnız kral suyuyla kimyasal
reaksiyona girer; başka hiçbir elementle
reaksiyona girmez. Kral suyu, hem altının
saf olup olmadığının anlaşılmasında hem
de altın alaşımlarındaki altının yüzde
bileşim miktarının bulunmasında kullanılır.
Altının saflığının belirlenmesi ve
sahteciliğin önlenmesinde bugün de
kullanılan en yaygın yoldur.

304
Üretilen asitler sayesinde, hem Cabir bin
Hayyan hem de günümüze kadar bütün
kimyacılar bazı metal bileşiklerini elde
edebildiler.
George Sarton (Corc Sörtın), “Fen Bilimleri
Tarihine Giriş” adlı önemli çalışmasında
750 ile 800 yılları arasındaki dönemin en
önemli ilim adamı olarak Cabir bin
Hayyan’ın adını vermiştir.

305
Cabir’in elde ettiği bazı bileşikler şunlardır:
Şap (KAlSO4), nişadır (NH4Cl), gümüş
nitrat (AgNO3) vb.
Cabir kristalizasyon, süzme, eritme,
buharlaştırma, süblimleştirme, damıtma,
çözme vb. metotları geliştirdi veya kimya
ilmine kazandırdı.
Bir kısım tabirler vardır ki Cabir ve diğer
kimyacılar sayesinde Batı dillerine
geçmiştir. Bunlardan bir kısmı şunlardır:

306
• Alcohol (Arapça aslı el kuhl)
• Alkali ( Arapça aslı el kali)
• Kimya (Arapça aslı kimie)
• Alembic (Arapça aslı el imbik)
Görülüyor ki Cabir, günümüzün modern
ilminin dayanmış olduğu gözlem ve deney
metotlarını, asırlarca önce kullanmıştır.

307
PROF. DR. PAUL DİRAC
(1902–1984) VE UCUZ
ENERJİ ÜRETİMİ
• Prof. Dr. Paul Dirac, fizik profesörüdür.
• Prof. Dr. Paul Dirac, esir maddesinin kabul
edilmesi sonucunda ilmî görüşlerde yeni
değişiklikler olacağını ve ucuz enerji
üretiminde faydalar elde edileceğini
belirtmiştir.

308
• Prof. Dr. Paul Dirac, her yanı kaplayan ve
hareket eden bir tanecik denizinden söz
etmiştir.
• Prof. Dr. Paul Dirac, 1933'te Schrödinger
ile beraber Nobel Fizik Ödülü almıştır.

309
DR. FRANK M. MENO (1934–
….) VE ENERJİ

• Pittsburgh Üniversitesi'nden Dr. Frank M.


Meno adlı bilim adamının esir maddesiyle
ilgili hipotezi vardır. Dr. Meno, esir
üzerindeki çalışmalarına 1961 yılında
başlamıştır. 1990 yılında Kanada'da
"Physics Essays" isimli uluslararası bir
dergide esirle ilgili yazısı yayımlanmıştır.
310
• Dr. Meno'nun teorisine göre; gyron
(jayron) denilen atom altı parçacık esir
maddesinin temelini teşkil eder. Gyron
küresel değildir. İki ucu sivri ve ortası dar
bir kalem şeklindedir. Kâinatta her şey bu
maddeden ve bu maddenin dinamiğinden
ibarettir. Bir adet atomda yaklaşık 1020
gyron vardır. Dolayısıyla evrenin en küçük
parçacığı gyrondur. Dr. Meno‘ya göre;
esirin uygulama alanları ileride; telepati,
düşünce akışı, iletişim, enerji kontrolü,
tıbbi tedavi gibi alanlar olacaktır.
311
ESİRLE İLGİLİ KEŞİF VE
BULUŞLAR, ENERJİ
PROBLEMİNİN
ÇÖZÜLMESİNDE YENİLİK
GETİRECEKTİR
• Kimyacılar ve fizikçiler esir maddesine
özel bir önem vermelidirler. Esirle ilgili
keşif ve buluşlar, enerji probleminin
çözülmesinde yenilik getirecektir.
312
• Yerlerin ve göklerin insanlık için bütün
hazinelerini açması belki de bu yolla
olacaktır.

313
SENTETİK RADYOAKTİF
İZOTOPLARIN KULLANIMI
• Sentetik izotoplar, radyoaktiftir. Belirli bir
dozajı geçerse, kansere sebep olur.
• Radyoaktif olan Co sentetik izotopu,
60

ambalajlı gıdaların ışınlanmasında


kullanılır. Işınlamadaki radyoaktif madde
belirli bir limiti geçerse, alet otomatik
olarak durur. Bu amaçla eskiden 60Cs de
kullanılırdı, kanser riski fazla olduğundan
artık kullanılmamaktadır.
314
• Radyoaktif olan 14C sentetik izotopu
eskiden, ağaçların ve fosillerin yaşının
tayininde kullanılırdı. Bulunan sonuçların
yanlış olduğu belirlendiğinden günümüzde
terk edilmiştir. Güvenilir bir metot olmadığı
açığa çıkmıştır.
• 99Tc, 201Tl, 67Ga, 111In, 123I sentetik
izotopları da radyoaktiftir ve sintigrafi
çekimlerinde kullanılır.
• 131I ve 60Co sentetik izotopları da
radyoaktiftir, kanser tedavisinde kullanılır.
315
• “Sentetik izotoplar bilimde hiçbir şekilde ve
hiçbir alanda kullanılmamalıdır.” diyen ilim
adamları çoktur.
• “Kanserden öldü.” denilen hastaların çoğu
kanserden değil, kanser ilaçlarının yan
etkisinden ölmektedir.
• Sentetik izotop vb. ilaçlarla son derece
riskli olan kanser tedavi yolları
denenmektedir. Gelecekte bir kısım
antikorların üretilmesiyle kanser
tedavisinde daha başarılı olunacaktır.
316
• Radyoaktif sentetik izotopların ve
radyoaktif ışınların kansere karşı kullanımı
önümüzdeki günlerde terk edilecektir.
Böylece hastalar günümüzün kanser
ilaçlarının ölümcül bile olabilen yan
etkisinden kurtulacak ve zarar
görmeyeceklerdir. Kanser hastalığı,
insanlığın korkulu rüyası olmaktan
çıkacaktır.

317

You might also like