You are on page 1of 623

ORTAÖĞRETİM KİMYA

11.SINIF 1.ÜNİTE: MODERN


ATOM TEORİSİ

1
BAŞLIKLAR
• 1.BÖLÜM: Atomun Kuantum Modeli
• 2.BÖLÜM: Periyodik Sistem ve Elektron
Dizilimleri
• 3.BÖLÜM: Periyodik Özellikler
• 4.BÖLÜM: Elementleri Tanıyalım
• 5.BÖLÜM: Yükseltgenme Basamakları

2
1.BÖLÜM: ATOMUN
KUANTUM MODELİ

3
ATOMUN YAPISI VE
ELEKTRON BULUTU
• Elektronlar, çekirdek etrafında ikişerli
olarak saat yönünün tersi istikamette
küresel simetrik yörüngede dönerken bulut
görünümü oluştururlar.
• Elektron bulutunun görevi, çekirdeği
korumaktır.
• Modern atom teorisi bundan dolayı,
bulut modeli olarak da isimlendirilir.
4
BOHR ATOM MODELİ

5
HİDROJEN ATOMU
SPEKTRUMU

6
BOHR ATOM MODELİNİN
SINIRLILIKLARI
• 1) Bohr atom modeli, hidrojen atomunun
spektrumunu ve hidrojen atomu gibi tek
elektrona sahip iyonların (2He+, 3Li2+)
spektrumlarını açıkmış, çok elektronlu
atomların spektrumunu açıklamamıştır.
• 2) Atomun çekirdeğinde pozitif yüklü
protonlar, etrafında ise negatif yüklü
elektronlar bulunmaktadır. Bu iki zıt değer
birbirini çekmektedir.
7
• Bu çekime rağmen elektronlar çekirdeğe
düşmemektedir. Bohr bu konuya
değinmemiştir: Protonlar, etrafındaki
elektronları dağılmadan çekebilmesi ve
döndürebilmesi için, çekirdek maddesinin
çok büyük ve ağır olması gerekmektedir.
Bu ağır cisim etrafında dönen hafif olan
elektronlar çok hızlı hareket etmektedirler.
Elektronlar, bu süratli dönüşleriyle
yörüngede kalmaktadırlar. Her bir
elektronun hızı farklı farklıdır.
8
• Çekirdeğe en yakın elektron en yüksek
hıza sahiptir. Çekirdekten uzaklaştıkça
elektronların hızı azalır. Elektronlar
dönmesi gereken hızdan biraz daha yavaş
dönseydi elektronlar dağılıp gidecek ve
çekirdek yok olacaktı. Bunu koca dünya
çekirdeğinin müthiş bir gürültü ile infilak
edip yok olması takip edecekti. Elektronlar
dönmesi gerekenden biraz daha hızlı
dönselerdi elektron çekirdeğe yanaşacak
ve düzenlilik yine bozulacaktı.
9
• 3) Elektronlar aynı yüklü olduklarından
birbirlerini iterler. Bohr’un açıklamadığı
elektronların birbirini itmesine karşın bir
arada kalmalarına sebep olan kanun şöyle
açıklanmıştır: Elektrondan birinin kendi
ekseni etrafında saat yönünde diğerinin
saat yönünün tersi yönde dönmesiyle
oluşturulan zıt kutuplu manyetik alanla
itmeye karşın zıt yönde ve eşit derecede
bir çekme meydana getirilir. Bu sebeple
elektronlar olmaları gereken yerde
bulunup dağılmadan kalırlar.
10
• 4) Bohr orbitalden söz etmemiştir.

11
Kuant Kelimesi Max Planck’la
Kimya Literatürüne Girdi
• Max Planck (Maks Plank) ışığın küçük
paketler (kuant) hâlinde yayıldığını
bulduğu teorisiyle 1918 yılında Nobel
ödülü aldı.
• Kuant, küçük paketler anlamına gelir.

12
ORBİTAL
• Atomda elektronların bulunduğu
varsayılan yerlerdir. Maddi varlığı olan bir
yapı değildir; meridyen ve paralel daireleri
gibidir.
• Bir orbitalde en çok iki elektron bulunabilir.
• Orbitaller boş, yarı dolu veya tam doludur.
• Enerjisi düşen en dıştaki çekirdeğe en
uzak orbitaller bağ yapan orbitallerdir.
13
ELEKTRONLARDAN ENERJİSİ
DÜŞÜK OLAN MI YOKSA
YÜKSEK OLAN MI HIZLI DÖNER?
• 7 enerji düzeyi vardır. Çekirdeğe en yakın
olan 1. enerji düzeyi, en uzak olan da 7.
enerji düzeyidir.
• 1. enerji düzeyinden 7. enerji düzeyine
doğru enerji düzeylerinin enerjisi fazlalaşır.
1. enerji düzeyinin enerjisi en az; 7. enerji
düzeyinin enerjisi en çoktur.
14
• Çekirdeğe yakın elektronlar daha hızlı,
çekirdeğe uzak elektronlar ise daha yavaş
dönerler.
• Herhangi bir atomun üst enerji düzeyindeki
elektronların enerjisi daha fazladır. Buna
rağmen diğerlerine göre daha yavaş
dönerler. Elektronun hızı ile enerji
düzeyinin enerjisi ters orantılıdır; bu iki
konu birbiriyle karıştırılmamalıdır.
• Kimyasal bağ, en üst düzeydeki
elektronların bir kısmı ile meydana getirilir.
15
ELEKTRON HIZI
• Kütlesi en az en küçük atom hidrojen
atomunun elektronu saniyede 200 000 km
hızla hareket eder.
• Kütlesi en fazla olan en büyük ve sonuncu
doğal atom uranyum atomunun son
katmanındaki elektronu saniyede 200 km
hızla hareket eder.

16
Heisenberg Belirsizlik İlkesi
Tanımı
• Bulut içinde elektronlar, her an herhangi
bir yerde bulunabilme özelliğine sahiptir.
Elektronun yeri ve hızı belirlenemez. Buna
Heisenberg belirsizlik ilkesi denir.

17
Heisenberg’in Deneyi
• Heisenberg, dalga ve tanecik özelliği
gösteren elektronların konumlarını ve
hızlarını saptayabilmek için uzun dalga
boylu ışın kullandığında elektronun
konumundaki belirsizliğin çok yüksek
olduğunu (Görsel-1), kısa dalga boylu ışın
kullandığında ise yüksek olduğunu
belirsizliğin devam ettiğini gözlemlemiştir
(Görsel-2).

18
Elektronu gözlemlemek için uzun dalga
boylu ışın kullandığında elektronun
konumundaki belirsizlik çok yüksek olur
(Görsel-1).

19
Elektronu gözlemlemek için kısa dalga boylu
ışın kullanıldığında belirsizlik yine vardır
(Görsel-2).

20
Schrödinger Denklemi
• Erwin Schrödinger (Örvin Şödingır),
elektron gibi küçük taneciklerin enerjilerini
ve genel davranışını açıklayan denklem
geliştirmiştir (Schrödinger denklemi).
Denklemde elektronun kütle ile ifade
edilen tanecik davranışını ve dalga
fonksiyonu ile ifade edilen dalga
davranışını birleştirmiştir.

21
• Elektronun bulunma ihtimalinin yüksek
olduğu bölgeleri dikkate alır.
Schrödinger’in denkleminin çözümlenmesi
sonucunda elektronların bulunma
olasılıklarını gösteren orbital adı verilen
bölgeler ortaya çıkmıştır. Schrödinger ile
orbital kavramı kimya literatürüne girmiştir.
• Orbital, atom içindeki elektronun dalga
fonksiyonu olarak düşünülebilir. Dalga
fonksiyonları da kuantum sayıları ile
gösterilir.
22
IŞIĞIN İKİ KARAKTERİ

1. TANECİKLİ (PARÇACIKLI) YAPI


2. DALGA KARAKTERİ
• Atom ve daha küçük boyutlara inildiğinde
maddenin tanecik özelliğinin yanı sıra
dalga özelliği deneylerle gözlemlenebilir.
• Işık da madde gibi hem tanecik hem de
dalga özelliğine sahiptir.

23
Işığın Parçacık Özelliği
Gösterdiğini İspatlayanlar
• 1) Işığın parçacıklar hâlinde yayıldığını ilk
ortaya koyan Newton’dur. Parçacık Teorisi
adı ile bilinir. Bundan başka;
• 2) Planck
• 3) Thomas Yaung’un Çift Yarık Deneyi
• 4) Einstein’ın, «Fotoelektrik Etki» çalışması
ışığın parçacık özelliği gösterdiğini ortaya
koymuştur. Bu çalışmasıyla Einstein 1921
yılında Nobel ödülü almıştır.
24
Işığın Dalga Özelliğinde
Olduğunu İspatlayan Bilim
İnsanları
• 1) Niels Bohr (Niıls Bor),
• 2) Maxwell’in çalışmaları ışığın dalga
özelliğinde olduğunu ortaya koymuştur.

25
Işığın İki Karakterini Birleştiren
Bilim İnsanları: Brogli ve
Schrödinger
• 1) Broglie (Brogli) ışığın iki karakterini
birleştirmiştir; ışığın hem dalga hem de
parçacık özelliği gösterdiğini ortaya
koymuştur.
• Brogli Dalga Parçacık İkililiği adını verdiği
bu çalışmasıyla 1929 yılında Nobel
ödülüne layık görülmüştür.
26
• 2) Schrödinger 1933'te kendisine Nobel
ödülü kazandıran “Schrödinger denklemi”
çalışmalarıyla ışığın iki karakteri olan
tanecikli yapı ile dalga özelliğini
birleştirmesiyle tanınır.
• 3) Heisenberg, elektronların dalga ve
tanecik özelliği gösterdiğini, her bir kütleye
karşılık gelen bir dalga boyu olduğunu
belirtmiştir.

27
SCHRÖDİNGER,
KARARLAŞMIŞ
DALGALARDAN SÖZ EDER
• Kuantum mekaniğine göre belli bir hıza
sahip olan her kütleye karşılık olan bir
dalga vardır.
• Dalga boyu Broglie'nin ortaya koyduğu
denklemle hesaplanabilir.
• Mesela; 1 cm/s hıza sahip bir elektron
dalgası yaklaşık 7 cm boyundadır.
28
• Hız arttıkça dalga boyu kısalır.
• Daha karmaşık sistemlerde dalga
özellikleri, Schrödinger’in bulduğu
“Schrödinger denklemi” ile ifade edilir.
• Schrödinger, kararlaşmış dalgalardan söz
eder.

29
Broglie (1892–1987) ve
Schrödinger (1887–1961)
Kimdir?
• Broglie, 1929 yılı Nobel ödülü sahibidir.
Fransız fizikçidir.
• Schrödinger, kuantum mekaniğine olan
katkılarıyla, özellikle de 1933'te kendisine
Nobel ödülü kazandıran “Schrödinger
denklemi” ile tanınır. Avusturyalı fizikçidir.

30
E 2014-LYS2 (11.SINIF KİMYA
1.ÜNİTE 1.BÖLÜM)

31
ORBİTAL ÇEŞİTLERİ
• 118 element için aşağıdaki dört orbital
yeterlidir.
• s ORBİTALİ
• p ORBİTALİ
• d ORBİTALİ
• f ORBİTALİ

32
ENERJİ DÜZEYİNDE
BULUNABİLECEK EN FAZLA
ORBİTAL ÇEŞİDİ SAYISI (n)
• Enerji düzeyinde bulunabilecek en fazla
orbital çeşidi sayısı n sayısıyla aynıdır; n
aynı zamanda enerji düzeyi numarasıdır.
• 1.enerji düzeyinde yalnız 1 çeşit orbital
vardır (s orbitali).
• 2.enerji düzeyinde 2 çeşit orbital vardır (s
ve p orbitali).
33
• 3.enerji düzeyinde 3 çeşit orbital vardır (s,
p ve d orbitali).
• 4.enerji düzeyinde 4 çeşit orbital vardır (s,
p, d ve f ).

34
KUANTUM SAYILARI

35
KUANTUM SAYILARI
Dört çeşit kuantum sayısı vardır:
• BAŞ (BİRİNCİL) KUANTUM SAYISI
• AÇISAL MOMENTUM KUANTUM SAYISI
(İKİNCİL KUANTUM SAYISI)
(YAN KUANTUM SAYISI)
(ORBİTAL KUANTUM SAYISI)
• MANYETİK KUANTUM SAYISI
• SPİN KUANTUM SAYISI
• 4 kuantum sayısı yukarıdaki sırasıyla; n, ℓ,
mℓ ve ms (me) sembolleriyle gösterilir.
36
• Kuantum sayısına kuantum numarası da
denir.
• Kuantum sayıları bir atomun hangi
elektronundan söz edildiğini belirtir.
Atomun yapısında bulunan bir elektronun
kimliğidir/adresidir. Elektronun kaçıncı
enerji düzeyinin hangi orbitalinde
bulunduğunu hatta orbitaldeki iki
elektrondan hangisinden söz edildiğini
belirtmiş olur.
37
• 4 kuantum sayısı adres gibidir. Ülke, şehir,
cadde ve apartman ve daire numarası belli
olunca mektup adrese gider; bunun gibi 4
kuantum sayısı belirtilince de hangi
atomun hangi elektronu olduğu anlaşılır.

38
BAŞ (BİRİNCİL) KUANTUM
SAYISI (n)

39
BAŞ (BİRİNCİL) KUANTUM
SAYISI (n)
• Elektronlar çekirdek etrafında belirli enerji
düzeylerinde dolanmaktadır.
• Baş kuantum sayısı elektronun hangi
enerji düzeyinde olduğunu gösterir.
• Baş kuantum sayısı “n” harfi ile gösterilir.
• n; 1’den başlamak üzere 7’ye kadar
sırasıyla tam sayılı rakamlardır (n = 1, 2, 3,
4, 5, 6, 7).
40
• Baş kuantum sayısı, elektronun çekirdeğe
olan uzaklığı ile ilgilidir. n sayısının
büyüklüğü elektronun çekirdeğe olan
uzaklığı ve potansiyel enerjisi ile doğru
orantılıdır.
• Baş (birincil) kuantum sayısına; enerji
düzeyi numarası, enerji seviyesi numarası,
katman numarası veya kabuk numarası da
denir. Bu katmanlar 1’den 7’ye kadar
sayılardan başka K, L, M, N, O, P, Q
harfleriyle de gösterilir.
41
AÇISAL MOMENTUM KUANTUM
SAYISI (ℓ)

DİĞER İSİMLERİ
(İKİNCİL KUANTUM SAYISI)
(YAN KUANTUM SAYISI)
(ORBİTAL KUANTUM SAYISI)

42
AÇISAL MOMENTUM
KUANTUM SAYISI (İKİNCİL
KUANTUM SAYISI) (ℓ)
• Orbitalin türünü ve şeklini açıklar.
• Söz edilen elektronunun s, p, d, f
orbitallerinden hangisinde olduğunu
gösterir. Orbitalin şeklini belirler.
• Yan kuantum sayısı, orbital kuantum
sayısı alt kabuk numarası veya alt enerji
düzeyi numarası da denir.
43
• Açısal momentum kuantum sayısı, küçük
harf “ℓ” ile gösterilir.
• Orbital çeşitleri s, p, d, f, g, h, i, k
harfleriyle gösterilir.
• Bilinen 118 element için s, p, d, f harflerini
kullanmak yeterlidir.
• ℓ = 0 ise s orbitali, ℓ = 1 ise p orbitali, ℓ = 2
ise d orbitali, ℓ = 3 ise f orbitalidir.
• ℓ, 0’dan n–1’e kadar tüm tam sayı
değerleri alır.
44
• n = 1 olursa ℓ, 0’dan n–1’e kadar tüm tam
sayı değerlerini alacağına göre n yerine 1
yazılırsa ℓ sadece 0 değerini alır. Bu ifade
1. enerji düzeyinde açısal momentum
kuantum sayısı ℓ = 0 olan yalnız s orbitali
olduğunu (1s) belirtir.
• 2.enerji düzeyinde s orbitali ve p orbitalleri
vardır. Başka bir deyimle n = 2 olursa ℓ,
0’dan n–1’e kadar tüm tam sayı değerlerini
alacağına göre (n yerine 2 yazılırsa) ℓ; 0
ve 1 değerlerini alır. Bu ifade 2. enerji
düzeyinde açısal momentum kuantum
sayısı ℓ = 0 ve ℓ= 1 olan 2s ve 2p orbitali
olduğunu belirtir. 45
• 3.enerji düzeyinde s, p, d orbitalleri vardır.
n = 3 olursa ℓ; 0, 1, 2 değerlerini alır (3s,
3p, 3d orbitalleri).
• 4.enerji düzeyinde s, p, d, f orbitalleri
vardır. n = 4 olursa ℓ; 0, 1, 2, 3 değerlerini
alır (4s, 4p, 4d, 4f orbitalleri).

46
118 ELMENT İÇİN BAŞ
KUANTUM SAYISINDA (n)
BULUNABİLECEK AÇISAL
MOMENTUM KUANTUM
SAYISI (ℓ) DEĞERLERİ
• n= 1 ise ℓ, yalnız 0 değerini alır.
• n= 2 ise ℓ, 0 ve 1 değerini alabilir.
• n= 3 ise ℓ; 0, 1, 2 değerlerini alabilir.
• n= 4 ise ℓ; 0, 1, 2, 3 değerlerini alabilir.
47
• n= 5 ise ℓ; 0, 1, 2, 3 değerlerini alabilir.
• n= 6 ise ℓ; 0, 1, 2 değerlerini alabilir.
• n= 7 ise ℓ; 0, 1 değerlerini alabilir.

48
AÇISAL MOMENTUM
KUANTUM SAYISI (ℓ) İLE
İLGİLİ ALIŞTIRMALAR
• 118 atom içerisinde n=1 ve ℓ=2 adresine
sahip bir orbital olabilir mi? Olamaz.
• 118 atom içerisinde ℓ=2 değerine sahip
olan kaç çeşit baş kuantum sayısı olabilir?
Bunların numaralarını yazınız. 4 çeşit
(n=3, n=4, n=5, n=6)
49
ORBİTALLERİN ENERJİSİ
• Çekirdeğe en yakın orbitalin enerjisi en
düşük, çekirdeğe en uzak orbitalin enerjisi
ise en yüksektir.
• Orbitallerin enerjisiyle ilgili 2 kural vardır:
• Birinci kural; orbitallerin enerjisi n+ℓ
değerinin artmasıyla yükselir.
• İkinci kural; n+ℓ değerinin aynı olması
durumunda, n sayısı büyük olanın enerjisi
daha yüksektir.
• Orbital enerjilerinin düşükten yükseğe
sıralanışı ezberlenmelidir:
50
ORBİTAL ENERJİLERİNİN
DÜŞÜKTEN YÜKSEĞE
SIRALANIŞI

• 1s <2s <2p <3s <3p <4s <3d <4p <5s <4d


<5p <6s <4f <5d <6p <7s <5f < 6d <7p

51
Orbitallerin Enerji Düzeyleri

52
ORBİTALLERİN ENERJİSİ n+ℓ
DEĞERİNİN ARTMASIYLA
YÜKSELİR

53
n+l DEĞERİNİN AYNI OLMASI
DURUMUNDA, n SAYISI
BÜYÜK OLANIN ENERJİSİ
DAHA YÜKSEKTİR

54
ORBİTAL ENERJİLERİNİN DÜŞÜKTEN YÜKSEĞE
SIRALANIŞINI ÖĞRENMENİN BAŞKA BİR YÖNTEMİ DE
AŞAĞIDAKİ GİBİ BİR ŞEMA YAPARAK ÇİZGİLERİ OK
YÖNÜNDE TAKİP ETMEKTİR

55
PERDELEME
• Alt orbitallerin üsttekini etkilemesine
perdeleme denir, atom numarası 20’den
büyük olanlarda görülür.
• Perdelemeden dolayı enerji düzeyi arttıkça
katmanlar arasındaki enerji artış derecesi
azalır. Bunu sebebi, aradaki elektronların
çekirdeğin dıştaki elektronları çekmesini
perdelemesidir.

56
GİRGİNLİK
• Çekirdeğe yakın olabilmeye girginlik denir.
Çekirdeğe yakın olan elektronun girginliği
daha fazladır; örneğin, çekirdeğe 3s
3p’den, 3p de 3d’den daha yakındır.
Bundan dolayı elektronların girginliklerini
3s > 3p > 3d şeklinde ifade edebiliriz.
Çekirdekçe en çok çekilen 3s’dir.
• Girginliği fazla olanın perdelemesi azdır.

57
MANYETİK KUANTUM SAYISI
(mℓ)

58
s HER BİR ENERJİ DÜZEYİNDE
BİR TANEDİR (İLK ÜÇ ENERJİ
DÜZEYİNDEKİ s
ORBİTALLERİNİN GÖSTERİMİ)

59
p ORBİTALİ ÜÇ TANEDİR

60
C

61
d ORBİTALİ BEŞ TANEDİR

62
f ORBİTALİ YEDİ TANEDİR

63
ENERJİ DÜZEYİNDE
BULUNABİLECEK EN FAZLA
ORBİTAL SAYISI (n2)
• Enerji düzeyinde bulunabilecek en fazla
orbital sayısı, n2 formülü ile hesaplanır; n
enerji düzeyi numarasıdır.
• 1.enerji düzeyinde yalnız 1 tane orbital (s
orbitali) vardır (n2=12=1).
• 2.enerji düzeyinde 4 tane orbital (1 tane s,
3 tane p orbitali) vardır (n2=22=4).
64
• 3.enerji düzeyinde 9 tane orbital (1 tane s,
3 tane p, 5 tane d orbitali) vardır (n2=32=9).
• 4.enerji düzeyinde 16 tane orbital (1 tane
s, 3 tane p, 5 tane d, 7 tane f orbitali)
vardır (n2=42=16).
• Bu konu manyetik kuantum sayısı ile
ilintilidir.

65
Atom Orbitalleri
• Bir elektronun atomdaki yerini belirtmek
için elektronun bulunma olasılığının
yüksek olduğu noktalar
belirginleştirildiğinde orbitallerin
büyüklükleri ve şekilleri ortaya çıkar.
• Orbitaller tam olarak tanımlanmış şekle
sahip değildir, şekille bize büyüklük
hakkında ve alan ihlali olmadığı
konusunda bilgi veriyor.
66
• Orbitalin gerçek şekli zaten söz konusu
olamaz; çünkü orbital maddi varlığı olan
bir şey değildir, meridyen paralel daireleri
gibidir. Bu bakımdan bir orbitalin tam
olarak neye benzediğinin ifade edilmesi
zordur.
• Orbitalin büyüklüğü baş kuantum sayısının
karesi ile doğru orantılıdır. Şekillerde
gösterilen büyüklük, n sayısının karesidir;
örneğin 1s 1 birim boyutunda ise 2s 4
birim boyutunda gösteriliyor.
67
s ORBİTALLERİ
• s orbitali küreseldir. En fazla 2 elektron
alabilir.
• 1.enerji düzeyinden başlayarak her bir
enerji düzeyinde yani tüm enerji
düzeylerinde 1 tane s orbitali vardır.
• 1s orbitali en küçük, 7s orbitali en
büyüktür. Baş kuantum sayısı arttıkça
(elektron çekirdekten uzaklaştıkça) s
orbitalinin büyüklüğü ve enerjisi artar.
68
p ORBİTALLERİ
• Aynı enerji değerine karşılık gelen adları
px, py ve pz olan 3 tane p orbitali bulunur.
3 tane p orbitalinin enerjileri (eş enerjili),
büyüklükleri ve şekilleri birbirleriyle özdeş
olmasına karşın uzaydaki yönelişleri
farklıdır.
• p orbitali çekirdeğin iki tarafında zıt
yönelmiş iki ayrı loptan (Bir yapının azçok
yuvarlak olan bir çıkıntısı ya da parçası)
oluşan elektron bulutudur.
69
• Elektron bulutundaki loplar; birbirine dik x,
y, z eksenleri üzerindeki px, py ve pz
orbitalleri olarak belirtilir.
• Her bir orbital en fazla 2 elektron
alabileceği için p orbitali en fazla 6
elektron alabilir.
• 2. enerji düzeyinden itibaren üst enerji
düzeylerinde bulunur. 2.enerji düzeyinden
başlayarak her bir enerji düzeyinde en
fazla 3 tane p orbitali olabilir.

70
• Aynı baş kuantum sayısına sahip p
orbitallerinin enerjisi s orbitallerinden daha
yüksektir.

71
d ORBİTALLERİ
• d orbitalleri kompleks şekillere sahiptir.
Aynı enerji değerine karşılık gelen 5 tane d
orbitali bulunur. Fakat d orbitallerinin
uzaydaki yönelişleri farklıdır.
• 5 tane d orbitali uzaydaki yönelişlerine
göre dx2y2, dz2, dxy, dxz ve dyz orbitalleridir.
• 5 tane d orbitalinin enerjileri (eş enerjili),
büyüklükleri ve şekilleri birbirleriyle özdeş
olmasına karşın yönlenişleri farklıdır.
72
• Her bir orbital en fazla 2 elektron
alabileceği için d orbitalleri en fazla (5 tane
d orbitali toplam) 10 elektron alabilir.
• 3. enerji düzeyinden itibaren üst enerji
düzeylerinde bulunur.

73
f ORBİTALLERİ
• 7 tane f orbitali vardır.
• 1, 2, ve 3.enerji düzeylerinde f orbitali
yoktur.
• 4. enerji düzeyinden itibaren üst enerji
düzeylerinde bulunur. Başka bir ifadeyle
4.enerji düzeyinde ve 5.enerji düzeyinde
7’şer tane f orbitali vardır.
• f orbitallerinde toplam (7 tane d
orbitalinde) 14 elektron yer alabilir.
74
• f orbitalleri d orbitallerine göre daha da
kompleks şekillere sahiptir.
• f orbitalinin eş enerjilidir. Enerjileri,
büyüklükleri ve şekilleri birbirleriyle özdeş
olmasına karşın uzayda yönelişleri farklı
olduğundan 7 farklı isimle bilinir.
• Aynı enerji değerine karşılık gelen ve
uzaydaki yönelişleri farklı olan 7 tane f
orbitali bulunur.

75
MANYETİK KUANTUM SAYISI,
s, p, d, f ORBİTALLERİNİN
YÖNELİŞLERİNİ BELİRTİR
• İhtimal hesaplarına göre elektronların
çarpışma ihtimalinin olduğu
düşünülmüştür. “Elektron, filan noktada
bulunursa, orası s orbitalinin alanı
olduğundan dolayı elektronlar çarpışabilir,
madem çarpışmıyor, demek ki orada
bulunmuyor.” gibi bir mantıkla yola
çıkılarak her bir orbitale uzayda belli bir
yöneliş ve şekil biçilmiştir.
76
• Bu mantıkla p orbitali çizimlerinde «s
orbitalinin yeridir» düşüncesiyle orta kısım
boş bırakılır.
• dz2 orbitali, ortada s orbitalinin varlığından
dolayı simit şeklinde varsayılır.
• Bu şekiller matematikseldir ve gözleme
bağlı olmayan varsayımlardır.
• Aslında çarpışmama sebebi bellidir;
dikkatli bakılırsa, evren kitabı dikkatle
okunursa ve o lisan dikkatle dinlenilirse
her şey apaçık görülür.
77
• Manyetik kuantum sayısı; s orbitali hariç 3
tane p orbitalinin, 5 tane d orbitalinin ve 7
tane f orbitalinin manyetik alanda farklı
yönelişlere sahip olduğunu ifade eder.

78
ALT ENERJİ DÜZEYİNDE HER
BİR ORBİTAL ÇEŞİDİNDEN EN
FAZLA BULUNABİLECEK
ORBİTAL SAYISI (2ℓ+1)
• Alt enerji düzeyinde her bir orbital
çeşidinden en fazla kaç tane orbital
olabileceği, başka bir ifadeyle ml sayısının
en fazla kaç tane olabileceği 2ℓ+1
toplamından çıkan rakam kadardır.
• Buradan çıkan rakam mℓ sayısı değil, mℓ
sayısının en fazla kaç tane olabileceğidir.
79
• s orbitali için en fazla 1 tane, p orbitali için
en fazla 3 tane, d orbitali için en fazla 5
tane, f orbitali için en fazla 7 tane mℓ sayısı
olduğu görülür.

80
ENERJİ DÜZEYİNDE
BULUNABİLECEK EN FAZLA
2
ELEKTRON SAYISI (2n )
• Enerji düzeyinde bulunabilecek en fazla
elektron sayısı, 2n2 formülü ile hesaplanır.
• n enerji düzeyi numarasıdır.
• 1.enerji düzeyi en fazla 2 elektron alabilir
(2n2=2x12=2).
• 2.enerji düzeyi en fazla 8 elektron alabilir
(2n2=2x22=8).
81
• 3.enerji düzeyi en fazla 18 elektron alabilir
(2n2=2x32=18).
• 4.enerji düzeyi en fazla 32 elektron alabilir
(2n2=2x42=32).

82
• Manyetik kuantum sayısı (mℓ), orbitallerin
uzaydaki yönlenmesini gösterir.
• Bulunduğu enerji düzeyinde s orbitali en
fazla 1 tane, p orbitali en fazla 3 tane, d
orbitali en fazla 5 tane, f orbitali en fazla 7
tane bulunur.
• Verilen her bir ℓ değeri için mℓ; 2ℓ+1 kadar
farklı değer alır, yani 2ℓ+1’den s orbitali en
fazla 1 değer, p orbitali en fazla 3 değer, d
orbitali en fazla 5 değer, f orbitali ise en
fazla 7 değer alır.
83
• mℓ 0 da dâhil olmak üzere -ℓ ile +ℓ
arasındaki bütün tam sayı değerlerini
alabilir.
• ℓ = 0 olursa mℓ;(2 x 0) + 1 kadar yani 1
farklı değer alır (s orbitali bir tanedir). Tüm
enerji düzeylerinde s orbitalinin manyetik
kuantum sayısı mℓ=0’dır.
• ℓ = 1 olursa mℓ= (2 x 1) + 1 = 3 farklı değer
alır (p orbitali px, py ve pz olmak üzere en
fazla 3 tanedir). Bu 3 tane p orbitalinin
manyetik kuantum sayısı değerleri mℓ= -1,
mℓ=0, mℓ=+1 olarak belirtilir.
84
• ℓ = 2 olursa mℓ = (2 x 2) + 1 = 5 farklı değer
alır (d orbitali dx2y2, dz2, dxy, dxz ve dyz
olmak üzere en fazla 5 tanedir). Bu 5 tane
d orbitalinin manyetik kuantum sayısı
değerleri mℓ= -2, mℓ= -1, mℓ=0, mℓ=+1,
mℓ=+2 olarak belirtilir.
• ℓ = 3 olursa mℓ = (2 x 3) + 1 = 7 farklı değer
alır (f orbitali en fazla 7 tanedir). Bu 7 tane
f orbitalinin manyetik kuantum sayısı
değerleri mℓ= -3, mℓ= -2, mℓ= -1, mℓ=0,
mℓ=+1, mℓ=+ 2, mℓ=+3 olarak belirtilir.
85
3 TANE p, 5 TANE d VE 7
TANE f ORBİTALİNİN mℓ
DEĞERLERİ
• px, py ve pz orbitalleri kuantum sayısı
olarak -1, 0, +1 mℓ değerlerini alır.
• dx2y2, dz2, dxy, dxz ve dyz orbitalleri
kuantum sayısı olarak -2, -1, 0, +1, +2 mℓ
değerlerini alır.
• 7 tane f orbitalinin kuantum sayısı olarak
mℓ değerleri -3, -2, -1, 0, +1, +2, +3’tür.
86
ATOMİK ORBİTALLERİN
KUANTUM SAYILARININ
SAYISAL DEĞERLERİ

87
MANYETİK KUANTUM SAYISI
(mℓ) İLE İLGİLİ ALIŞTIRMA
• 1.SORU: n=4’te en fazla kaç çeşit mℓ
değeri vardır? Bu değerleri yazınız.
• CEVAP: 7 çeşit vardır: -3, -2, -1, 0, +1, +2,
+3

88
MANYETİK KUANTUM SAYISI
(mℓ) İLE İLGİLİ ALIŞTIRMA
• 2.SORU: n=4’te -3, -2, -1, 0, +1, +2, +3
olmak üzere 7 çeşit mℓ değerinin her bir
çeşidi en fazla kaçar tanedir ve n=4’te en
fazla kaç orbital olabilir?

89
• CEVAP: 4.enerji düzeyinde 4s, 4p, 4d, 4f
alt enerji düzeyleri bulunur. 4s’nin mℓ
değeri yalnız 0; 4p’nin mℓ değerleri -1, 0,
+1; 4d’nin mℓ değerleri -2, -1, 0, +1, +2;
4f’nin mℓ değerleri -3, -2, -1, 0, +1, +2,
+3’tür. 0 4 tane, -1 3 tane, +1 3 tane, -2 2
tane, +2 2 tane, -3 1 tane, +3 1 tane
olduğuna göre toplayarak 16 orbital ya da
n2 formülünden 16 orbital bulunur.

90
E

91
C

92
SPİN KUANTUM SAYISI (ms
veya me)

93
ORBİTALDEKİ İKİ
ELEKTRONUN KENDİ EKSENİ
ETRAFINDAKİ HAREKETİ ZIT
SPİNLİDİR

94
SPİN KUANTUM SAYISI (ms veya me)
• Elektronun davranışını belirlemede
kullanılan kuantum sayısıdır.
• Elektron, hem kendi ekseni etrafında
hem de çekirdeğin etrafında döner.
• Tüm elektronların çekirdek etrafında
dönüşleri saat yönünün tersinedir.
• Kendi ekseni etrafında dönen yüklü bir
tanecik, manyetik alan oluşturur, böylece
elektronun mıknatıs gibi davranması
sağlanır.
95
• Elektronun kendi ekseni etrafında dönme
hareketi spin olarak adlandırılır ve bir
orbitaldeki iki elektronun her biri zıt spine
sahiptir. Bu durum ms ile gösterilen spin
kuantum sayısı ile ifade edilir.
• Orbitalde bulunan iki elektrondan biri kendi
ekseni etrafında saat yönünde (ms = +1/2),
diğeri kendi ekseni etrafında saat yönünün
tersi yönde (ms = -1/2) döner.

96
• Elektron dönme yönüne göre ms = +1/2
veya ms = -1/2 değerlerini alabilir.
• Saat yönünde dönen elektron +1/2,
diğeri de -1/2 olacak diye bir belirlilik
yoktur. Orbitaldeki iki elektrondan her
birinin ms değeri +1/2 de olabilir -1/2 de
olabilir. Bu konu 2.bölümdeki Hund
Kuralı ile de ilgilidir.
• Bir orbitaldeki iki elektronun ms
değerleri ise kesinlikle birbirine zıttır.

97
• Eş enerjili orbitallere elektronlar önce birer
birer yerleşir. Sonra her bir orbitaldeki
elektron sayısı ikiye tamamlanır. Buna
Hund kuralı denir.
• Elektronun ölçüm yapılana kadar kendi
ekseni etrafında saat yönünde mi yoksa
saat yönünün tersi yönde mi döndüğü
bilinemediğinden orbitale ilk giren elektron
nasıl başlarsa, tüm orbitallere ilk giren
elektronlar da öyle devam eder, ilk giren
elektronun ms değeri +1/2 de olabilir -1/2
de olabilir deniliyor! Aslında böyle değildir.
98
• Biz havaya madenî bir para atsak ancak
düştüğünde onun yazı mı tura mı
olduğunu anlayabiliriz, havada dönerken
yazı mı tura mı olduğunu veya düşünce
yazı mı tura mı olacağını bilemeyiz. Öyle
akıl sahibi ve her şeyi bilen biri vardır ki
onun ilminin sınırı yoktur, elektronun
soldan sağa mı yoksa sağdan sola mı
döndüğünü her an biliyordur. Havaya
atılan paranın havada hangi anda yazı ya
da tura olduğunu ve yere düşünce yazı mı
tura mı geleceğini önceden bilir.
99
• Olasılık var gibi görünen kuantum
âleminde determinizm var diyebiliriz,
yoksa insan çelişkiye düşer; makro
âlemde gördüğümüz mükemmel nizam ve
işleyişe baktığımızda bunun mikro âlemde
olasılıklarla olduğunu düşünmek
mantıksızlık olur.
• Dolayısıyla biz evrenin her yerinde ince bir
ayar olduğunu gözlemleyebiliyoruz.

100
ZIT SPİNDEN DOLAYI ORTAYA
ÇIKAN, ELEKTRONLARI BİR ARADA
TUTMAKLA GÖREVLİ KANUNUN ADI
ELEKTROMANYETİK KUVVETTİR
• Hidrojen hariç, bütün atomlarda birden
fazla elektron vardır.
• Zıt spin, farklı yönde dönüş demektir.
• Orbitalde bulunan iki elektronun ikisi de
negatif yüklü (aynı yüklü) olduğu için
birbirlerini iter.
101
• İki elektrondan birinin kendi eksene
etrafında saat yönünde diğerinin ise kendi
eksene etrafında saat yönünün tersi yönde
dönmesi manyetik alan meydana getirilir.
Manyetik alan teşekkülüyle orbitaldeki iki
elektronun birbirini itmesine karşılık eşit
derecede çekme meydana getirilir.
Böylece elektronlar olmaları gereken
yerde bir arada kalır, evrende varlık ve
yaşam devam eder.

102
NET MANYETİK ALAN, NET
OLMAYAN MANYETİK ALAN
• Bir atomun elektron diziliminde tüm
orbitaller tam doluysa (bütün elektronlar
eşleşmişse) bu atom net bir manyetik
alana sahip değildir.
• Bir atomun orbital şemasında yarı dolu
orbital varsa (eşleşmemiş elektrona
sahipse) o atomun elektronlarının spinleri
net bir manyetik alan oluşturur.
103
PAULİ İLKESİ veya PAULİ
DIŞARILAMA İLKESİ
• Pauli dışarılama ilkesi “Her orbital en
fazla 2 elektron alır. Bu iki elektronun
kendi eksenleri etrafındaki dönme
hareketleri (spinleri) birbirine zıttır.”
ifadeleriyle belirtilir.
• Elektronların birbirini itmesi zıt spinli
dönüşle dengelenmiştir.
• Hidrojen hariç, bütün atomlarda birden
fazla elektron vardır.
104
• Elektronlar, aynı yüklü olduklarından
birbirlerini iter. Bu durumda her iki
elektrondan birisinin saat yönünde,
diğerinin ise saat yönünün tersi yönde
dönmesi gereklidir ki; elektronların
birbirlerini itmelerinin yanında bir arada
kalmaları da sağlanmış olsun. Aynen öyle
olmuştur. Zıt spin, farklı yönde dönüş
demektir. İşte, zıt spin sebebiyle ortaya
çıkan ve elektronları bir arada tutmakla
görevli bu elektromanyetik kanuna Pauli
dışarılama ilkesi denir.
105
• Pauli dışarılama ilkesi; “Bir atomda aynı 4
kuantum sayısına sahip birden fazla
elektron bulunmaz; başka bir ifadeyle
her bir elektron kendine özeldir, başka
bir eşi yoktur.” şeklinde de ifade edilir.

106
ÇOK ELEKTRONLU
ATOMLARDA ORBİTALLERİN
ENERJİ SEVİYELERİ

107
• Çok elektronlu atomlarda elektronun enerji
düzeyi arttıkça orbitallerin de enerji düzeyi
artar. Ancak aynı enerji düzeyinde bulunan
farklı orbitallerin enerji düzeyleri de
farklıdır (Tablo: Orbitallerin Enerji
Düzeyleri). Bunun nedeni çekirdek ile
elektron arasındaki çekim ve elektronlar
arasındaki itme kuvvetleridir. Çünkü bir
atomun enerjisi sadece orbitallerin
enerjileri toplamına değil, bu orbitallerde
bulunan elektronların birbirlerini itme
kuvvetine de bağlıdır.
108
• Orbitallerin enerji düzeyleri incelendiğinde
baş kuantum sayısı (n) arttıkça
katmanların enerjisinin arttığı, atom
numarası 20’den büyük olanlarda ise n
değeri arttıkça katmanlar arasındaki artan
enerji farkının azaldığı görülür. Orbitallerin
enerjileri n+ℓ değerinin artmasıyla yükselir.
Aynı n+ℓ değerine sahip olan orbitallerden
n değeri daha büyük olanın enerji değeri
daha fazladır. Örneğin bir atomda 3d
orbitalinin 4s orbitalinden sonra
doldurulması, toplam enerjiyi düşürecektir.
109
• n+ℓ değerlerine göre orbitallerin enerjileri
arasındaki ilişki; 1s <2s <2p <3s <3p <4s
<3d <4p <5s <4d <5p <6s <4f <5d <6p
<7s <5f < 6d <7p şeklindedir.

110
KUANTUM SAYILARI İLE
İLGİLİ ALIŞTIRMALAR

111
112
113
114
DOĞRU CEVAP C ŞIKKI

115
DOĞRU CEVAP A ŞIKKI

116
E

117
C

118
C

119
D

120
A

121
D

122
ATOMUN KUANTUM MODELİ

AYT ÇIKMIŞ SORULAR

123
D 2020-AYT (11.SINIF KİMYA
1.ÜNİTE 1.BÖLÜM)

124
B 2019-AYT 11.SINIF KİMYA 1.ÜNİTE

125
B 2015-LYS2 (11.SINIF KİMYA
1.ÜNİTE 1.BÖLÜM)

126
E 2013-LYS2 (11.SINIF KİMYA
1.ÜNİTE 1.BÖLÜM)

127
D 2012-LYS2 (11.SINIF KİMYA
1.ÜNİTE 1.BÖLÜM)

128
2.BÖLÜM: PERİYODİK
SİSTEM VE ELEKTRON
DİZİLİMLERİ

129
NÖTR ATOMLARIN
ELEKTRON DİZİLİMLERİ VE
PERİYODİK SİSTEMDEKİ
YERLERİ

130
• Maddenin kimyasal, elektriksel ve
manyetik davranışını açıklamaya yardımcı
olduğu için atomların elektron dizilimi
önemlidir. Atomun elektron dizilimi bilinirse
o elementin periyodik sistemdeki yeri,
metal, ametal veya soy gaz mı olduğu
tahmin edilebilir. Ayrıca iki maddenin
etkileşip etkileşmeyeceği, etkileşmenin ve
aralarındaki tepkimenin türü atomların
elektron diziliminden belirlenebilir. Bir
atomun elektron dizilimi, elektronların
atom çekirdeği etrafındaki düzenini açıklar.
131
• Elektronlar çekirdeğin etrafında farklı enerji
düzeylerinde bulunur ve her enerji düzeyi
farklı sayıda elektron bulundurur. 5. enerji
düzeyine kadar her enerji düzeyindeki
maksimum elektron sayısı 2n2 formülü ile
bulunur. Bu durumda birinci enerji düzeyinin
bulundurabileceği elektron sayısı en fazla 2,
ikinci enerji düzeyinin 8, üçüncü enerji
düzeyinin 18, dördüncü enerji düzeyinin
32’dir. Tabloʼda enerji düzeylerinin alt
kabuğu, baş kuantum sayısı ve en fazla
alabileceği elektron sayıları verilmiştir.
132
Enerji Düzeylerinde En Fazla
Bulunabilecek Elektron Sayısı

133
ORBİTAL ŞEMESI
• Orbitaller ve orbitallerdeki elektronlar
orbital şeması ile de gösterilebilir.

134
• Elektronların enerji düzeyleri alt enerji
düzeylerine ayrılmıştır. Bu alt enerji
düzeylerinde elektronların bulunma
ihtimalinin yüksek olduğu bölgelere orbital
denir. Orbitaller s, p, d, fʼye karşılık gelen
açısal momentum kuantum sayısı (ikincil,
yan kuantum sayısı) ℓ=0, 1, 2, 3, 4, ..., n-1
ile gösterilir. Enerji düzeyi aynı zamanda
baş kuantum (n) sayısına eşittir. Temel
enerji düzeyindeki orbital sayısı n2 ile
bulunur (Tablo).
135
• Örneğin elektronların 2. enerji düzeyi için
n=2ʼdir. Baş kuantum sayının 2 olması bu
enerji düzeyinde iki tür orbital olduğunu
gösterir. 2. enerji düzeyinde s ve p olmak
üzere iki orbital türü vardır. 22 ise 2. enerji
düzeyinde 4 tane orbital olduğunu gösterir.
1 tane s, 3 tane p olmak üzere toplam 4
orbital bulunur.

136
Enerji Düzeylerinde En Fazla Bulunabilecek
Orbital Türü, Sayısı ve Şematik Gösterimi

137
• Her orbitalin alabileceği en fazla elektron
sayısı ise 2(2ℓ+1) formülü ile hesaplanır.
Tabloʼda enerji düzeyi ve orbitallerin
alabilecekleri maksimum elektron sayıları
verilmiştir.

138
Orbitalin Enerji Düzeyi, Türü, Yan Kuantum Sayısı,
En Fazla Alacağı Elektron Sayısı ve Tam Dolu
Orbitalin Şema Gösterimi

139
• Nötr bir atomun elektron dizilimi atomun
fiziksel ve kimyasal özellikleri hakkında bilgi
verir. Bu nedenle elektron dizilimini doğru
bir biçimde yazmak oldukça önemlidir.
Elektron dizilimlerinin nasıl yazılacağı ve
hangi bilgileri vereceği elektron sayısı en az
olan hidrojen atomu üzerinde incelenebilir.
• Hidrojen atomunun atom numarası 1
olduğuna göre nötr hâlde 1 elektronu vardır.
1 elektron temel hâlde çekirdeğe en yakın,
en düşük enerjili (birinci enerji düzeyinde) s
orbitalinde bulunur.
140
Elektron dizilimi aşağıdaki gibi yazılır:

• Çok elektronlu atomların elektron


diziliminin yazılması hidrojen atomunun
elektron dizilimi kadar basit değildir.
Atomların elektron diziliminin yazılması ve
elektronların orbitallere doldurulmasında
belirli kurallar uygulanır.

141
HUND KURALI
• Eş enerjili orbitallere elektronlar
doldurulurken önce boş orbitallere aynı
spinli olacak şekilde birer birer yerleşir.
Başka bir ifadeyle elektronlar, orbitallere
doldurulurken var olan elektronlarla
eşleştirilmeden önce eş enerjili orbitaller
yarı dolu olacak şekilde doldurulur. Sonra
her bir orbitaldeki elektron sayısı ikiye
tamamlanır. Buna Hund kuralı denir.
142
• Hund kuralına göre p2, px1 py1 anlamına
gelmez, px1 pz1 veya py1 pz1 de olabilir;
çünkü 3 çeşit p orbitali özdeştir, px, py
ve pz orbitalleri ayırt edilemez.
• Hund Kuralı, azot atomu üzerinde
incelendiğinde (azotun atom numarası da
elektron sayısı da 7 olduğu için) azot
atomunun elektron dizilimi 7N:1s22s22p3
şeklinde gösterilir. Azot atomunun orbital
şeması üzerinde Hund kuralını
açıklayalım:
143
• Hund Kuralıʼna göre ikinci enerji
düzeyindeki beş elektrondan üçü p
orbitallerine aynı spinli olacak şekilde tek
tek doldurulur. Bu kurala göre yukarıdaki
orbital şeması gösteriminden birincisi
doğru, ikincisi yanlıştır.

144
• Oksijen atomunun elektron diziliminin ve
orbital şemasının gösterimi aşağıdaki gibi
olmalıdır.
• 8O:1s22s22p4

145
HUND KURALI ÖRNEKLERİ
• 5 B:1s 22s22p1

• 5 B:1s 22s22p 1
x
• 6 C:1s 22s22p2

• 6 C:1s 22s22p 12p 1


x y
• 7 N:1s 22s22p3

• 7 N:1s 22s22p 12p 12p 1


x y z
• 8 O:1s 22s22p4

• 8 O:1s 22s22p 22p 12p 1


x y z
146
• 9F:1s22s22p5
• 9F:1s22s22px22py22pz1
• 10Ne:1s22s22p6
• 10Ne:1s22s22px22py22pz2

147
PAULİ İLKESİ veya PAULİ
DIŞARILAMA İLKESİ
• Her orbital en fazla 2 elektron alır. Bu iki
elektronun kendi eksenleri etrafındaki
dönme hareketleri (spinleri) birbirine zıttır.
• Elektronların birbirini itmesi zıt spinli
dönüşle dengelenmiştir.
• Hidrojen hariç, bütün atomlarda birden
fazla elektron vardır.

148
• Elektronlar, aynı yüklü olduklarından
birbirlerini iter. Bu durumda her iki
elektrondan birisinin kendi ekseni etrafında
saat yönünde, diğerinin ise saat yönünün
tersi yönde dönmesi gereklidir ki;
elektronların birbirlerini itmelerinin yanında
bir arada kalmaları da sağlanmış olsun.
Aynen öyle de olmuştur. Zıt spin, farklı
yönde dönüş demektir. İşte, zıt spin
sebebiyle ortaya çıkan ve elektronları bir
arada tutmakla görevli bu elektromanyetik
kanuna Pauli dışarılama ilkesi denir.
149
• Pauli dışarılama ilkesi; “Bir atomda aynı 4
kuantum sayısına sahip birden fazla
elektron bulunmaz; başka bir ifadeyle her
bir elektron kendine özeldir, başka bir eşi
yoktur.” şeklinde de ifade edilir. Başka bir
ifadeyle n, ℓ, mℓ değerleri aynı olsa bile ms
değeri farklı olmalıdır. Bir orbitalde en
fazla iki elektron bulunur ve bu iki
elektronun kendi eksenleri etrafında
dönme hareketleri (spinleri) zıt yönlüdür.
150
• Örneğin helyum elementinin iki elektronu
bulunur. Bu iki elektron n=1, ℓ=0, mℓ=0
değerine sahiptir. Ancak ms değerleri eşit
olamaz. Bu nedenle elektronun biri
ms=+1/2 diğeri ms= - 1/2 değerine sahiptir.
Bu kurala göre aşağıdaki gösterimlerden
birincisi doğru, ikincisi yanlıştır.

151
AUFBAU KURALI
• Atomdaki elektronlar orbitallere Aufbau
Kuralıʼna göre doldurulur. Elektronların
çekirdek etrafına yerleşmesi, çekirdeğe en
yakın düşük enerjili orbitalden başlayarak
sırayla yüksek enerjili orbitale doğru olur.
Buna Aufbau kuralı denir.
• Pauli İlkesi ve Hund Kuralıʼnı da içeren
Aufbau Kuralı, elektronların atom çekirdeği
çevresinde enerji düzeylerine ve orbitallere
doldurma sırasının kuralıdır. 152
• Pauli İlkesiʼne göre bir orbital en fazla 2
elektron alabilir. Elektronlar Hund Kuralıʼna
göre orbitallere doldurulur.
• Örneğin karbon atomu elektron dizilimi
yazılırken elektronlar en düşük enerji
düzeyine sahip olan 1s orbitalinden
başlanarak en yüksek enerji düzeyine
doğru doldurulur:

153
• Atomların elektron dizilimi yazılırken Hund
Kuralı, Pauli İlkesi ve Aufbau Kuralıʼna
uyulması gerekir.

154
ORBİTAL ENERJİLERİNİN
DÜŞÜKTEN YÜKSEĞE
SIRALANIŞI (AUFBAU KURALI)

• 1s <2s <2p <3s <3p <4s <3d <4p <5s <4d


<5p <6s <4f <5d <6p <7s <5f < 6d <7p

155
ATOMLARIN ELEKTRON
DİZİLİMLERİ

156
• ATOMLARIN ELEKTRON DİZİLİMLERİ
Elektronlar orbitallere doldurulurken
atomun enerjisi en düşük olacak şekilde
doldurulması gerekir. Bu durum ancak
elektronların en düşük enerjili orbitalden
en yüksek enerjili orbitale doğru
doldurulması ile gerçekleşir.
• Orbitallerin enerji sıralaması 1s, 2s, 2p, 3s,
3p, 4s, 3d, 4p, 5s, 4d, 5p, 6s, 4f, 5d, 6p,
7s, 5f, 6d, 7p şeklindedir.

157
• Enerji sıralamasının akılda kalması ve
öğrenilmesi kolay olmayabilir. Kalıcılığı
sağlamak için farklı yöntemler kullanılabilir.
Bu yöntemlerden biri aşağıdaki periyodik
sistemi göz önünde bulundurarak orbital
ve blokları ilişkilendirmektir (Tablo).

158
Periyodik Sistemde Orbital ve Blok İlişkisi

159
Enerji sıralamasını öğrenmenin başka bir yöntemi
de aşağıdaki gibi bir şema yaparak çizgileri ok
yönünde takip etmektir.

160
• Lityum atomunun elektron dizilimi ve
orbital şeması incelendiğinde atom
numarasının üç olduğu görülür. Bu
nedenle nötr durumda elektron sayısı da
üç olmalıdır. Elektron dizilimine birinci
enerji düzeyinden başlanır. Birinci enerji
düzeyinde sadece s orbitali bulunur. s
orbitali maksimum 2 elektron
bulundurduğundan lityumun iki elektronu
1s orbitaline, kalan bir elektronu ise ikinci
enerji düzeyinin s orbitaline yerleşir.
161
• Enerji sıralamasına göre lityum
elementinin elektron dizilimi ve orbital
şeması aşağıda verilmiştir.
• 3Li:1s22s1

• Elektron dizilimini yazarken uygulanacak


pratik bir yol da kendinden önceki soy
gazın elektron diziliminden yararlanmaktır.
162
• Bu yöntemle yazılan lityum atomunun
elektron dizilimi aşağıdaki gibidir:
• 3Li: [2He] s1

163
FORMÜLLER ve KATMAN
ELEKTRON DAĞILIMI YAZIM
KURALLARI
• KURAL 1: Enerji düzeyinde bulunabilecek
en fazla elektron sayısı, 2n2 formülü ile
hesaplanır.
• KURAL 2: Küçük harf n harfi enerji düzeyi
numarasını verir.
• KURAL 3: En dış katmanda 8’den, dıştan
2.katmanda da 18’den fazla elektron
bulunamaz.
164
• KURAL 4: 6B ile 1B’de son katmanda s
orbitalindeki 1 elektron 1 önceki
katmandaki d orbitaline kaydırılır (24Cr ve
29Cu elektron dizilimleri).
• Bu 4 maddenin uygulanmasıyla 118
atomun katman elektron dağılımı
yazılabilir, MEB’in kimya dersi öğretim
programına göre sorumluluğunuz 36Kr
atomuna kadardır.

165
ATOM NUMARASI YÜKSEK
ATOMLARIN ELEKTRONLARININ
KATMANLARA YERLEŞTİRİLMESİ
• 1.enerji düzeyi en fazla 2 elektron, 2.enerji
düzeyi en fazla 8 elektron, 3.enerji düzeyi
en fazla 18 elektron, 4.enerji düzeyi en
fazla 32 elektron alabilir.
• Elektron dağılımı yapılırken içten dışa
doğru katmanlar doldurulur.
• Arta kalan elektronlar 8 veya daha az ise
son katmana yerleştirilir.
166
• Arta kalan elektronlar 9 veya 10 ise 8
tanesi sondan 2.katmana kalan 1 veya 2
tanesi son katmana yerleştirilir.
• Arta kalan elektronlar 10’dan fazla 2 tanesi
son katmana kalanlar sondan 2.katmana
yerleştirilir.
• En dış katmanda 8’den fazla elektron
bulunamaz.
• Dıştan 2.katmanda da 18’den fazla
elektron bulunamaz.
167
ATOMLARIN KATMAN
ELEKTRON DİZİLİMİ YAZILMASI
ÖRNEKLERİ
• 37Rb:2-8-18-8-2
• 39Y:2-8-18-9-2
• 58Ce:2-8-18-20-8-2
• 52Te:2-8-18-18-6
• 86Rn:2-8-18-32-18-8

168
ATOM NUMARASI 118 OLAN
ELEMENTİN ELEKTRON
DİZİLİMİ
• 118Uuo:1s22s22p63s23p64s23d104p6

5s24d105p66s24f145d106p67s25f146d107p6

169
İLK 11 ATOMUN ELEKTRON
DİZİLİMİ
• 1 H:1s 1

• 2 He:1s 2

• 3 Li:1s 22s1

• 4 Be:1s 22s2

• 5 B:1s 22s22p1

• 6 C:1s 22s22p2

• 7 N:1s 22s22p3

170
• 8O:1s22s22p4
• 9F:1s22s22p5
• 10Ne:1s22s22p6
• 11Na:1s22s22p63s1

171
ELEKTRON DİZİLİMİ SOY GAZ
KISALTMASI İLE DE
YAZILABİLİR
• 11 Na:1s 22s22p63s1

• 11 Na:[10 Ne]3s 1

172
ATOMLARIN ELEKTRON
DİZİLİMİYLE İLGİLİ
ALIŞTIRMALAR
• 35 Br:1s 22s22p63s23p64s23d104p5

• 39 Y:1s 22s22p63s23p64s23d104p65s24d1

• 58 Ce:1s 22s22p63s23p64s23d104p65s24d10

5p66s24f2
• 52Te:1s22s22p63s23p64s23d104p65s24d105p4
• 86Rn:1s22s22p63s23p64s23d104p65s24d10
5p66s24f145d106p6
173
ÖNCE MODERN ATOM
TEORİSİNE GÖRE ELEKTRON
DİZİLİMİ YAZILARAK DA KATMAN
ELEKTRON SAYISI BULUNABİLİR
• 35 Br:1s22s22p63s23p64s23d104p5

35Br:2-8-18-7

• 39 Y:1s22s22p63s23p64s23d104p65s24d1

39Y:2-8-18-9-2
174
• 58 Ce:1s 22s22p63s23p64s23d104p65s24d10

5p66s24f2
58Ce:2-8-18-20-8-2

• 52 Te:1s 22s22p63s23p64s23d104p65s24d105p4

52Te:2-8-18-18-6

• 86 Rn:1s 22s22p63s23p64s23d104p65s24d10

5p66s24f145d106p6
86Rn:2-8-18-32-18-8
175
Atom Numarası 24ʼe Kadar Olan Atomların Elektron Dizilimi

176
KÜRESEL SİMETRİ
• Bir atomun elektron dizilimindeki en son
orbitalin tam dolu ya da yarı dolu olması
atoma küresel simetrik durum kazandırır.
Bu atomlar daha kararlıdır.
• 8 çeşit küresel simetri vardır.
• 1A, 2A, 5A, 8A, 7B, 1B grubu elementleri
ile lantanitlerin ve aktinitlerin 7. ve
14.elementleri küresel simetrik yapıdadır.

177
KÜRESEL SİMETRİ (Elektron diziliminin sonu
aşağıdaki gibi olanlar küresel simetriye uygundur.)

• s1
• s2
• p3
• p6
• d5
• d10
• f7
• f14
178
Elektron diziliminin sonu küresel
simetriye uygun olan gruplar hangi
gruptur?
• 1A grubu s1 ile sonlandığından küresel
simetriye uygundur.
• 2A grubu s2 ile sonlandığından küresel
simetriye uygundur.
• 5A grubu p3 ile sonlandığından küresel
simetriye uygundur.
• 8A grubu p6 ile sonlandığından küresel
simetriye uygundur.
179
• 7B grubu d5 ile sonlandığından küresel
simetriye uygundur.
• 1B d10 ile sonlandığından küresel simetriye
uygundur.
• Lantanitlerin ve aktinitlerin 7.elementi f7 ile
sonlandığından küresel simetriye
uygundur.
• Lantanitlerin ve aktinitlerin 14.elementi f14
ile sonlandığından küresel simetriye
uygundur.

180
İSTİSNA KÜRESEL SİMETRİ
(BU UYARILMIŞ HȂL DEĞİLDİR)
• 6B ve 1B grubu elementlerinin (sorumlu
olduğunuz 24Cr ve 29Cu) elektron
dizilimleri yaratılışlarından farklıdır.
• 24Cr:[18Ar]4s23d4 şeklinde dizilim yanlıştır.
• 24Cr:[18Ar]4s13d5 şeklindedir.

• 29 Cu:[18 Ar]4s 23d9 şeklinde dizilim yanlıştır.

• 29 Cu:[ 18Ar]4s 13d10 şeklindedir.


181
• Tabloʼda Cr elementinin elektron dizilimi
incelendiğinde elektron diziliminin
Cr:1s 22s22p63s23p64s23d4 şeklinde
24
olmadığı, istisna olarak yaratılışından beri
Cr:1s 22s22p63s23p64s13d5 şeklinde
24
olduğu görülür.
• Periyodik sistemdeki 29Cu atomu da istisna
olarak küresel simetrik elektron diziliminde
yaratılan atomlardan biridir.
• Cr elementinin çelik endüstrisindeki yeri ve
Cu elementinin kıymeti bize ışık tutar.
182
• 6B ve 1B grubundaki diğer elementler de
istisna olarak küresel simetri gösterir:
• 42Mo:1s22s22p63s23p64s23d104p65s24d4
şeklinde dizilim yanlıştır.
• 42Mo:1s22s22p63s23p64s23d104p65s14d5
şeklindedir.

• 74W:1s 22s22p63s23p64s23d104p65s24d105p6

6s24f145d4 şeklinde dizilim yanlıştır.


• 74W:1s22s22p63s23p64s23d104p65s24d105p6
6s14f145d5 şeklindedir.
183
• 47Ag:1s22s22p63s23p64s23d104p65s24d9
şeklinde dizilim yanlıştır.
• 47Ag:1s22s22p63s23p64s23d104p65s14d10
şeklinde dizilim yanlıştır.

• 79Au:1s22s22p63s23p64s23d104p65s24d10
5p66s24f145d9 şeklinde dizilim yanlıştır.
• 79Au:1s22s22p63s23p64s23d104p65s24d10
5p66s14f145d10 şeklindedir.
184
İYONLARIN (KATYON VE
ANYONLARIN) ELEKTRON
DİZİLİMİ
• 3Li+1:1s2
• 4Be+2:1s2
• 8O-2:1s22s22p6

185
İYON OLUŞURKEN
ELEKTRON NEREDEN
KOPAR?

186
İYON OLUŞURKEN
ELEKTRON EN YÜKSEK
ENERJİ DÜZEYİNDEN KOPAR
• En yüksek enerji düzeyindeki elektronlar
çekirdeğe daha uzaktır. Aynı enerji
düzeyindeki p orbitalindeki elektronlar s
orbitalindeki elektronlara göre çekirdeğe
daha uzaktır.
• 32Ge:[18Ar] 4s23d104p2
• 32Ge+1:[18Ar] 4s23d104p1
187
• Elektron 4s’den değil, 4p’den verilir.
4p’deki elektron 4s’deki elektrona göre
çekirdeğe daha uzaktır.
• 4p elektronları 4s elektronlarına göre
çekirdeğe daha uzak olduğundan çekirdek
tarafından daha zayıf çekilir. Bundan
dolayı 32Ge+1 katyonuna oluşurken 32Ge
atomunun 4p orbitalinden 1 elektron
kopar.

188
İYONLARIN ELEKTRON
DİZİLİMİ ÖRNEKLERİ
• 29Cu:1s22s22p63s23p64s13d10
• 29Cu1+ :1s22s22p63s23p63d10
• Bakır atomu 1 elektronunu en yüksek
enerji düzeyi olan 4.enerji düzeyinden
verir, çünkü en yüksek enerji düzeyindeki
elektronlar çekirdek tarafından daha zayıf
çekilir.
• 29Cu2+:1s22s22p63s23p63d9
189
• 22 Ti:1s 22s22p63s23p64s23d2

• 22 Ti2+:1s22s22p63s23p63d2

• 22 Ti4+:1s22s22p63s23p6

• 25 Mn:1s 22s22p63s23p64s23d5

• 25 Mn2+:1s22s22p63s23p63d5

• 25 Mn4+:1s22s22p63s23p63d3

• 25 Mn7+:1s22s22p63s23p6

190
• 26 Fe:1s 22s22p63s23p64s23d6 (demir)

• 26Fe2+:1s22s22p63s23p63d6 (yeşil renkli

Fe2+ bileşikleri)

• 26Fe2+:1s22s22p63s23p64s13d5 (kana

kırmızı rengini veren hemoglobindeki Fe2+)

• 26Fe3+:1s22s22p63s23p63d5 (pas, sarı renkli

Fe3+ bileşikleri)

191
• 33 As:1s 22s22p63s23p64s23d104p3

• 33 As 3+:1s22s22p63s23p64s23d10

• 33 As 5+:1s22s22p63s23p63d10

• 24 Cr:1s 22s22p63s23p64s13d5

• 24 Cr 3+:1s22s22p63s23p63d3

• 24 Cr 6+:1s22s22p63s23p6

• 21 Sc:1s 22s22p63s23p64s23d1

• 21 Sc 3+:1s22s22p63s23p6

192
DEĞERLİK ORBİTALİ VE
DEĞERLİK ELEKTRONLARI

193
A GRUBUNDA DEĞERLİK
ORBİTALİ VE DEĞERLİK
ELEKTRONU
• Atomun en yüksek enerji düzeyindeki s ve
p orbitallerine değerlik orbitalleri, bu
orbitallerdeki elektronlara da değerlik
elektronları denir.

194
B GRUBUNDA DEĞERLİK
ORBİTALİ VE DEĞERLİK
ELEKTRONU
• Atomun en yüksek enerji düzeyindeki s
orbitaline ve ondan sonra gelen d
orbitallerine değerlik orbitalleri, bu
orbitallerdeki elektronlara da değerlik
elektronları denir.

195
• Değerlik elektronları en yüksek enerji
düzeyindeki elektronlar olduğundan atom
çekirdeğinin çekim gücünden daha az
etkilenir.
• Tepkimeye katılan, kimyasal bağ
oluşturan; bağ oluşturmak için alınan,
verilen, ortaklaşa kullanılan elektronlar
değerlik elektronlarıdır.
• Bu nedenle aynı değerlik elektron sayısına
sahip olan elementler, benzer kimyasal
özellikleri gösterir.
196
• Periyodik sistem bu özellikler göz önünde
bulundurularak düzenlendiği için elementin
değerlik elektronunun sayısı periyodik
sistemdeki grup numarasını verir.
Elementlerin bulunduğu en yüksek enerji
düzeyi ise elementin periyodik sistemdeki
periyodunu belirtir.

197
GRUP, PERİYOT, BLOK
BULUNMASI

198
• Bir elementin elektron dizilimi yazıldığında
elementin bloku, periyodu ve grubu
kısacası periyodik sistemdeki yeri bulunur.
Bir elementin periyodik sistemdeki yerini
belirlemek için aşağıdaki basamaklar
uygulanır:
• 1. Elementin temel hâldeki elektron dizilimi
yazılır.
• 2. En yüksek enerji düzeyi (baş kuantum
sayısı) belirlenir. Bu sayı elementin periyot
numarasıdır.
199
• 3. Değerlik elektronlarının toplam sayısı
bulunur. Toplam sayı 10’dan büyükse 10
çıkarılır. Bu sayı elementin grup
numarasıdır.
• 4. Elektron diziliminde en son orbital türü
elementin hangi blokta olduğunu belirler.
Dizilimde son orbital s ise s blok, p ise p
blok, d ise d blok, f ise f blok elementi
olduğunu gösterir. Aynı zamanda elektron
dizilimi s veya p ile bitiyorsa A grubu, d ile
bitiyorsa B grubu, f ile bitiyorsa elementin
lantanit-aktinit serisinde olduğu anlaşılır. 200
• Belirtilen adımlardan faydalanılarak
elementlerin periyodik tablodaki yerleri
belirlenir. Elementlerin yerlerinin nasıl
belirleneceği hidrojen, lityum, berilyum,
vanadyum ve çinko elementleri üzerinden
aşağıda örneklendirilmiştir:
• 1. 1H: 1s1
• 2. En yüksek enerji düzeyinin n=1 olması
elementin 1. periyotta bulunduğunu
gösterir.

201
• 3. Değerlik elektronları sayısı 1ʼdir. Bu sayı
grup numarasıdır.
• 4. Elektron dizilimindeki en son orbital türü
s olduğu için hidrojenin s blokunda ve A
grubu elementi olduğu anlaşılır. Böylece
hidrojenin 1. periyot 1A grubu elementi
olduğu belirlenir.

202
203
204
205
BLOK ÇEŞİTLERİ
• s
• p
• d
• f

206
ELEMENTLERİN HANGİ
BLOKTA OLDUĞU NASIL
BULUNUR?
• Elektron dizilimi nötr duruma göre yazılır;
en son orbital, bloğunu verir.

207
ELEKTRON DİZİLİMİ s İLE
BİTEN ATOMLAR s
BLOĞUNDADIR
• 1 H:1s 1

• 2 He:1s 2 (istisna)

• 3 Li:1s 22s1

• 4 Be:1s 22s2

• 11 Na:1s 22s22p63s1

208
ELEKTRON DİZİLİMİ p İLE
BİTEN ATOMLAR p
BLOĞUNDADIR
• 5 B:1s 22s22p1

• 6 C:1s 22s22p2

• 7 N:1s 22s22p3

• 8 O:1s 22s22p4

• 9 F:1s 22s22p5

• 10 Ne:1s 22s22p6

209
• 35 Br:1s22s22p63s23p64s23d104p5

• 52 Te:1s 22s22p63s23p64s23d104p65s24d105p4

• 86 Rn:1s 22s22p63s23p64s23d104p65s24d10

5p66s24f145d106p6

210
ELEKTRON DİZİLİMİ d İLE
BİTEN ATOMLAR d
BLOĞUNDADIR
• 39 Y:1s22s22p63s23p64s23d104p65s24d1

211
ELEKTRON DİZİLİMİ f İLE
BİTEN ATOMLAR f
BLOĞUNDADIR
• 58Ce:1s 22s22p63s23p64s23d104p65s24d10

5p66s24f2

212
PERİYOT BULUNMASI
• Hem A hem de B gruplarında en yüksek
enerji düzeyi periyot numarasını verir.

213
GRUP BULUNMASI
• Elektron dizilimi s ve p ile sonlananlar A
grubudur.
• Elektron dizilimi d ile sonlananlar B
grubudur.
• Elektron dizilimi f ile sonlananlar iç geçiş
elementleridir; 4f ile sonlananlar lantanit,
5f ile sonlananlar aktinittir.

214
A GRUBUNDA GRUP
NUMARASI BULUNMASI
1.YOL: Nötr durumdaki elektron diziliminin
ne ile sonlandığına bakılır.
• s1 ile sonlananlar 1A grubundadır.
• s2 ile sonlananlar 2A grubundadır.
• p1 ile sonlananlar 3A grubundadır.
• p2 ile sonlananlar 4A grubundadır.
• p3 ile sonlananlar 5A grubundadır.
• p4 ile sonlananlar 6A grubundadır.
215
• p5 ile sonlananlar 7A grubundadır.
• p6 ile sonlananlar 8A grubundadır.

2.YOL: En yüksek enerji düzeyindeki s ve


p orbitallerindeki elektron sayıları toplamı
A grubundaki elementin grup numarasını
verir.

216
Periyodik Sistemde Yer Bulma
• Bir elementin atom numarası bilinirse
katman elektron dağılımı yazılarak
periyodik tablodaki yeri bulunabilir. O
hâlde bir elementin elektron dağılımı ile
periyodik sistemdeki yerinin ilişkili olduğu
söylenebilir. Katman sayısı periyot
numarasını, son katmandaki elektron
(değerlik elektronu) sayısı ise grup
numarasını verir. (Bu kural ilk 20 element
ve A grubu elementleri için geçerlidir.)
217
218
219
220
Aşağıda verilen elementlerin katman elektron
dağılımını yazarak periyodik sistemdeki yerlerini
bulunuz.

221
B GRUBUNDA GRUP
NUMARASI BULUNMASI
1.YOL: Nötr durumdaki elektron diziliminin
ne ile sonlandığına bakılır.
Küresel simetri dikkate alınmalıdır; 6B ve
7B her ikisi de d5 ile sonlanır, 9B ve 10B
her ikisi de d10 ile sonlanır.
• d1 ile sonlananlar 3B grubundadır.
• d2 ile sonlananlar 4B grubundadır.
• d3 ile sonlananlar 5B grubundadır.
222
• d5 ile sonlananlar 6B grubundadır.
• d5 ile sonlananlar 7B grubundadır.
• d6 ile sonlananlar 8B grubundadır.
• d7 ile sonlananlar 8B grubundadır.
• d8 ile sonlananlar 8B grubundadır.
• d10 ile sonlananlar 1B grubundadır.
• d10 ile sonlananlar 2B grubundadır.

223
4.PERİYOTTAKİ B GRUBU
ELEMENTLERİNİN GRUP
NUMARASININ BULUNMASI
• 2.YOL: 4s ile 3d elektronları toplam sayısı
B grup numarasıdır.
• En yüksek enerji düzeyindeki s orbitali ve
en sondaki d orbitalindeki elektron sayıları
toplamı 8 olana kadar (8 dahil) B grubunun
grup numarasını verir:

224
• 21 X:1s 22s22p63s23p64s23d1 elementinde

4s’deki 2 elektron ile 3d’deki 1 elektron


toplam 3 elektron eder; 3B grubundadır.
• 22 X:1s 22s22p63s23p64s23d2 elementi 4B

grubundadır.
• 23 X:1s 22s22p63s23p64s23d3 elementi 5B

grubundadır.
• 24 X:1s 22s22p63s23p64s13d5 elementi 6B

grubundadır.
• 25 X:1s 22s22p63s23p64s23d5 elementi 7B

grubundadır.
225
• 26 X:1s 22s22p63s23p64s23d6 elementi 8B

grubundadır.
• 4s ve 3d’deki elektron toplamı 9, 10 olunca
da 8B grubudur:
• 27 X:1s 22s22p63s23p64s23d7 elementi 8B

grubundadır.
• 28 X:1s 22s22p63s23p64s23d8 elementi 8B

grubundadır.
• 4s ve 3d’deki elektronların toplam sayısı
10’dan büyükse toplamdan 10 çıkarılır, bu
sayı B’nin grup numarasıdır:
226
• 29 X:1s22s22p63s23p64s23d9 elementinde 4s

ve 3d’deki elektronların toplam sayısı


2+9=11’dir. 11-10=1’dir. 1B grubunda
olduğu anlaşılır.
• 30X:1s22s22p63s23p64s23d10 elementinde
4s ve 3d’deki elektronların toplam sayısı
2+12=11’dir. 12-10=2’dir. 2B grubunda
olduğu anlaşılır.

227
İYONUN ELEKTRON
DİZİLİMİNDEN BLOK, GRUP,
PERİYOT BULUNMASI
• İyonun elektron dizilimi verildiğinde blok,
grup, periyot bulunmasına dikkat
edilmelidir.

228
• ÖRNEK: 3Li+1:1s2 verildiğine göre lityum
hangi blokta, hangi grupta ve kaçıncı
periyottadır?

• ÇÖZÜM: Önce 3Li:1s22s1 yazılır.


Blok: s bloğu
Grup: 1A
Periyot: 2.periyot

229
• ÖRNEK: 32Ge+1:[18Ar]4s23d104p1
verildiğine göre germanyum elementi
hangi blokta, hangi grupta ve kaçıncı
periyottadır?

• ÇÖZÜM: Önce 32Ge:[18Ar]4s23d104p2


şeklinde nötr elektron dizilimi yazılır.
Blok: p bloğu
Grup: 4B
Periyot: 4.periyot
230
KÜRESEL SİMETRİ
GÖSTERENLERDE BLOK,
GRUP VE PERİYOT
BULUNMASI
• Elektron dizilimi d5 veya d10 ile
sonlanıyorsa grup belirlenmesinde dikkatli
olunmalıdır.

231
• ÖRNEK: 24Cr:[18Ar]4s13d5 verildiğine göre
krom hangi blokta, hangi grupta ve kaçıncı
periyottadır?

• ÇÖZÜM
Blok: d bloğu
Grup: 6B
Periyot: 4.periyot

232
• ÖRNEK: 25Mn:[18Ar]4s23d5 verildiğine göre
mangan hangi blokta, hangi grupta ve
kaçıncı periyottadır?

• ÇÖZÜM
Blok: d bloğu
Grup: 7B
Periyot: 4.periyot

233
Periyodik Sistem ve Elektron
Dizilimleri

ÇIKMIŞ AYT SORULARI

234
C 2023-AYT (11.SINIF KİMYA
1.ÜNİTE 2.BÖLÜM)

235
C 2022-AYT 11.SINIF KİMYA 1.ÜNİTE

236
D 2020-AYT 11.SINIF KİMYA 1.ÜNİTE

237
A 2017-LYS2 (11.SINIF KİMYA
1.ÜNİTE 2.BÖLÜM)

238
C 2017-LYS2 (11.SINIF KİMYA
1.ÜNİTE 2.BÖLÜM)

239
E 2016-LYS2 (11.SINIF KİMYA
1.ÜNİTE 2.BÖLÜM)

240
D 2015-LYS2 (11.SINIF KİMYA
1.ÜNİTE 2.BÖLÜM)

241
A 2014-LYS2 (11.SINIF KİMYA
1.ÜNİTE 2.BÖLÜM)

242
C 2012-LYS2 (11.SINIF KİMYA
1.ÜNİTE 2.BÖLÜM)

243
E 2011-YGS (11.SINIF KİMYA
1.ÜNİTE 2.BÖLÜM)

244
D 2011-YGS (11.SINIF KİMYA 1.ÜNİTE 2.BÖLÜM)

245
B 2011-YGS (11.SINIF KİMYA
1.ÜNİTE 2.BÖLÜM)

246
C 2008-ÖSS/FEN-1 (11.SINIF
KİMYA 1.ÜNİTE 2.BÖLÜM)

247
3.BÖLÜM: PERİYODİK
ÖZELLİKLER

248
YARIÇAP ÇEŞİTLERİ
• Atomik yarıçap genellikle atom
çekirdeğinden en dış katmandaki
elektrona olan uzaklık olarak
tanımlanabilir.
• Modern atom teorisine göre elektronlar
çekirdek etrafında dairesel yörüngelerde
bulunmaz. Elektronlar bulunma ihtimalinin
yüksek olduğu bölgelerde bulunur.

249
• En dıştaki elektronun yeri tam olarak
belirlenemediği için atom çekirdeğinden en
dış katmandaki elektrona olan uzaklığın
saptanması mümkün değildir.
• Bu nedenle atom yarıçapı, bağlı iki atom
çekirdeği arasındaki mesafeden
yararlanılarak ölçülür.
• Dolayısıyla atomların yarıçapları, yaptıkları
bağlarla belirlenir. Bir atom farklı bağlar
yapabileceği için farklı yarıçap değerlerine
sahip olur.
250
• Hidrojen atomu iyonik ve kovalent bağ
yapabilir. H2 molekülleri apolar olduğu için
moleküller arasındaki uzaklıktan
yararlanılarak Van der Waals yarıçapı da
ölçülebilir. Tabloʼda hidrojen atomunun
atom, kovalent, iyonik ve van der Waals
yarıçapları karşılaştırılmıştır (Å Angstrom,
1Å=10-10 m):

251
Kovalent Yarıçap
• İki atom arasında kovalent bağ oluşuyorsa
kovalent yarıçap belirlenebilir. Aynı
elementin iki atomu kovalent olarak
bağlandığında her bir atom, elektronları
eşit şekilde çeker. Kovalent yarıçap (aynı
iki atom bağlı ise) iki atom çekirdeği
arasındaki mesafenin yarısıdır. İki çekirdek
arasındaki mesafe atom çapını, yarısı da
yarıçapı verir.
252
• Görselʼde görüldüğü gibi hidrojen
atomunun kovalent yarıçapı H2
molekülünden yararlanılarak bulunur. H2
molekülünde hidrojen çekirdekleri
arasındaki uzaklık 0,74 Åʼdır. Bu değer
ikiye bölünerek hidrojen atomunun
kovalent yarıçapı 0,37 Å bulunur.

253
Van der Waals Yarıçapı
• Soy gazlar yüksek basınç ve düşük
sıcaklıkta katı hâle gelir. Van der Waals
yarıçapı, apolar moleküller ve soy gazların
katı hâle geçerken aralarında oluşan
etkileşimlerden yararlanılarak hesaplanır.
Van der Waals yarıçapı aralarında zayıf
etkileşim bulunan iki atomun çekirdekleri
arasındaki uzaklığın yarısıdır.

254
Hidrojen atomunun Van der
Waals yarıçapı 1,20 Åʼdır.

255
Helyum atomunun Van der
Waals yarıçapı ise 1,40 Åʼdır.

256
İyonik Yarıçap
• Bir iyonik bileşiğin fiziksel ve kimyasal
özellikleri iyonların yarıçapı (büyüklüğü) ile
ilgilidir çünkü nötr bir atom iyon hâline
geçtiğinde yarıçapı değişir.

257
• İyonik yarıçap, iyonik bağlı bileşikteki bir
iyonun yarıçapıdır. İyonik bir bağdaki her
atomun yarıçapı, kovalent bir bağdaki
yarıçaptan farklıdır. Yarıçapın
değişkenliğinin nedeni, iyonik bağdaki
atomların farklı boyutlara sahip olmalarıdır.
İyonik bağlı bileşiklerde iyonlar aynı
büyüklükte değildir (Görsel). Bu nedenle
iyon yarıçapı iyonlar arasındaki uzaklığın
yarısı değildir. Çekirdekler arasındaki
uzaklık katyon ve anyon arasında uygun
şekilde paylaştırılarak ayrı ayrı hesaplanır.
258
• Aşağıdaki Görselʼde verilen CaO
bileşiğinde Ca2+ ve O2- çekirdekleri
arasındaki uzaklık 2,40 Åʼdur. O2-
iyonunun yarıçapı 1,40 Å olduğuna göre
Ca2+ iyonunun yarıçapı 2,40-1,40 =1,00 Å
olur.

259
PERİYODİK ÖZELLİKLER

260
Atom veya İyon Yarıçapı

261
ATOM YARIÇAPI
• Heisenberg, yarıçapı 2r/2 = r olarak
düşünmüştür.
• Aynı periyotta soldan sağa doğru
genellikle atom yarıçapı küçülür.
• Aynı grupta yukarıdan aşağıya doğru
atom yarıçapı büyür.
• Periyodu yüksek alan atomun yarıçapı
büyüktür.
262
• Atom yarıçapı yerine atom çapı veya atom
hacminden de söz edilebilir.
• Nötronu çok olan izotopun yarıçapı daha
büyüktür.

263
ATOM NUMARASI VERİLEN
ATOMLARIN YARIÇAPLARI
• Aynı gruptaki atomlardan atom numarası
büyük olanın (periyodu yüksek olanın)
yarıçapı büyüktür.
• Periyodu yüksek olanın grubuna
bakılmaksızın yarıçapı büyüktür.
• Aynı periyottaki atomlardan atom
numarası büyük olanın yarıçapı küçüktür.

264
ATOM YARIÇAPI SORULARI
• ÖRNEK: 7N ve 12Mg atomlarının
yarıçaplarını karşılaştırınız.
• ÇÖZÜM: 7N: 2, 5 ve 12Mg: 2, 8, 2 Katman
sayısı büyük olan Mg atomunun yarıçapı
daha büyüktür.

265
• ÖRNEK: 20Ca ve 35Br atomlarının
yarıçaplarını karşılaştırınız.
• ÇÖZÜM: Katman elektron dizilimleri
yazılınca her ikisinin de aynı periyotta
olduğu yani katman sayılarının aynı
olduğu görülür. Katman sayısı aynı
olanlarda atom numarası küçük olan Ca
atomunu yarıçapı daha büyüktür.
35Br: 2-8-18-7

20Ca: 2-8-8-2

266
• ÖRNEK: 11Na, 4Be ve 12Mg atomlarının
yarıçaplarını büyükten küçüğe doğru
sıralayınız.
• ÇÖZÜM: 11Na: 2-8-1 ve 4Be: 2-2 ve 12Mg:
2-8-2 şeklide katman elektron dizilimi
yazılır. Katman sayısı küçük olan Be
atomunun yarıçapı en küçüktür. Katman
sayısı aynı olan Na ve Mg atomlarında ise
atom numarası Mg atomuna göre küçük
olan Na atomunu yarıçapı daha büyüktür.
Sıralama Na, Mg, Be şeklinde olur.
267
PERDELEME VE ETKİN
ÇEKİRDEK YÜKÜ
• Alt orbitallerin üsttekini etkilemesine
perdeleme denir. Perdeleme, atom
numarası 20’den sonra görülür.
• Perdelemeden dolayı yük olarak dışa
yansıması, enerji düzeyi arttıkça azalır.
Bundan dolayı, etkin çekirdek yükü
kavramından söz edilir.
• Perdeleme, etkin çekirdek yükünde
azalmaya neden olur.
268
• Aradaki elektronlar, çekirdeğin dıştaki
elektronları çekmesini perdeler.
• Etkin çekirdek yükü arttıkça çekirdeğin
elektronlar üzerindeki çekimi de artar
ve atom yarıçapı küçülür.
• Perdelemenin etkisi periyodik tabloda
aynı periyotta soldan sağa doğru
azaldığından, atom yarıçapında
beklenen azalma görülmez.
• Konu iyonlaşma enerjisiyle de alakalıdır.

269
• Geçiş elementlerinde ve iç geçiş
elementlerinde atom yarıçapındaki
değişme miktarı beklenildiğinden azdır.
• Bunun nedeni elektronların son katmana
değil, daha önceki alt katmana
yerleşmesidir.
• Örneğin 4. periyotta geçiş metallerinin
elektron dizilimi yapılırken elektronlar önce
4s orbitaline daha sonra 3d orbitaline
yerleşir.

270
• Bu nedenle alt katmana yerleşen (3d
orbitali) elektronlar üst katmandaki (4s
orbitalindeki) elektronlara etki eden çekim
gücünü azaltarak perdeleme etkisi yapar.
Bu nedenle yarıçapta soldan sağa doğru
beklenildiği gibi büyük bir azalma
görülmez. Lantanitlerde ise atom
yarıçapında belirgin fakat yavaş bir azalma
görülür (Lantanit büzülmesi).

271
Periyodik Sistemde Atom
Yarıçapının Değişimi

272
İyon Yarıçapı
• Atom, elektron vererek katyon hâline
geldiğinde en dıştaki elektronlar çekirdekten
uzaklaşacağı için atomun katman sayısı
azalabilir. Kalan elektronlar çekirdek
tarafından daha çok çekileceği için katyonun
yarıçapı nötr atom yarıçapından küçük
olur. Atom elektron alarak anyon hâline
geldiğinde ise elektron başına düşen çekim
gücü azalır. Anyonun yarıçapı nötr atomun
yarıçapından büyük olur.

273
Katyonun iyon yarıçapı < Nötr atomun yarıçapı < Anyonun iyon yarıçapı

• Örneğin azotun anyon, katyon ve nötr


atomunun yarıçapları karşılaştırıldığında
katyonun yarıçapının nötr atomdan küçük,
anyonun yarıçapının nötr atomdan büyük
olduğu görülür.

274
Elektron alıp veren nötr bir
atomda çap değişimi

275
Atom ve İyon Yarıçaplarının Karşılaştırılması
(Yarıçapların birimi pm olarak verilmiştir.)

276
İZOELEKTRONİK MADDELER
• Elektron sayısı ve elektron dizilimi aynı
olan farklı maddelere denir. Aşağıdaki 3
farklı tanecik izoelektroniktir.
• 2He:1s2
• 3Li+1:1s2
• 4Be+2:1s2

277
İZOELEKTRONİK
TANECİKLERİN ELEKTRON
DİZİLİMİ DE AYNI OLMALIDIR
• SORU: 24Cr+1, 25Mn+2, 26Fe+3, 23V
taneciklerinin hangileri izoelektroniktir?
• CEVAP: 23V dışındakiler izoelektroniktir.
• 24Cr+1: [18Ar]3d5
• 25Mn+2: [18Ar]3d5
• 26Fe+3: [18Ar]3d5
• 23V: [18Ar]4s23d3
278
İZOELEKTRONİK
TANECİKLERDE YARIÇAP
KARŞILAŞTIRILMASI
• İzoelektronik taneciklerde atom
numarası fazla olanın yarıçapı daha
küçüktür.
• 3Li+1, 2He, 1H-1 yarıçaplarını küçükten
büyüğe doğru sıralayalım:
Li+1, He, H-1
3 2 1

279
METALLİK VE AMETALLİK
ÖZELLİK

280
METALLİK VE AMETALLİK
ÖZELLİK
• Metaller elektron verme eğilimi yüksek
olan elementlerdir. Elektron verme eğilimi
atom yarıçapı büyüdükçe artar. Atom
yarıçapı büyüdükçe değerlik elektronları
çekirdekten uzaklaşır. Elektron
çekirdekten uzaklaştıkça elektron başına
düşen çekim kuvveti azalır, elektron
vermek kolaylaşır, metalik aktiflik artar.

281
• Aynı grupta yukarıdan aşağıya doğru
atom yarıçapı arttığı için metalik aktiflik
de genellikle artar.
• Alt (yüksek) periyottaki metalin metalik
aktifliği genellikle daha yüksektir.
• Ametaller elektron alma eğilimi yüksek
olan elementlerdir. Bir elementin yarıçapı
ne kadar küçükse aldığı elektronlar
çekirdek tarafından o kadar kolay çekilir,
elektron alma eğilimi ve ametallik özelliği
artar.
282
• Periyodik sistemde aynı periyotta soldan
sağa doğru atom yarıçapı azaldığı için
ametallik özellik genellikle artar. Aynı
grupta yukarıdan aşağıya doğru atom
yarıçapı büyüdüğü için ametallik özellik
azalır.
• Üst (düşük) periyottaki ametalin
ametallik özelliği genelde daha
yüksektir.
• Atom çapı ile metallik-ametallik ilişkisinden
yararlanarak şu sonuca ulaşılabilir:
283
• Periyodik sistemde aynı grupta yukarıdan
aşağıya doğru atom çapı arttığı için
metallik özellik genellikle artar, ametallik
özellik genellikle azalır.
• Aynı periyotta soldan sağa doğru atom
yarıçapı genellikle azaldığı için metallik
özellik genellikle azalır, ametallik özellik
genellikle artar.
• Genellikle denilmesinin nedeni bir sebebe
bağlı olarak istisnaların olmasıdır. Bu konu
12.Sınıf Kimya 1.Ünite konusudur.
284
• Elementlerin Standart İndirgenme
Potansiyelleri Tablosu incelendiğinde flor
elementinin standart indirgenme
potansiyelinin en büyük, lityum iyonunun
ise en küçük olduğu görülür. Bu durum
florun en aktif ametal, lityumun en aktif
metal olduğunu gösterir.
• 1A grubunun en altındaki Fr elementi değil
de istisna olarak Li elementi en aktif metal
olmuştur. Bu istisnanın yaşam için ne gibi
faydalar sağladığını düşünebiliriz.
285
• Elektronegatifliği yüksek olan ametalin
ametallik özelliği genellikle yüksektir.
• Elektronegatiflik değerleri verilen
aşağıdaki ametallerin aktifliklerini
karşılaştıralım:
• F → 3,96
• N → 3,04
• Cl → 3,16
• S → 1,90
• Br → 2,96
286
AMETALLİK ÖZELLİK
SORUSU

• 1. Ca>Br>Mg>P>Cl>C
• 2. F>Cl>N>S>Br

287
METALLİK ÖZELLİK SORUSU
• ÖRNEK
• 1Li, 11Na, 13Al ve 12Mg elementlerinin
metallik özelliklerini karşılaştırınız.
• Li için: E0 indirgenme = - 3,040 V
• Na için: E0 indirgenme = - 2,714 V
• Al için: E0 indirgenme = - 1,662 V
• Mg için: E0 indirgenme = - 2,372 V
• ÇÖZÜM
• Li>Na>Mg>Al
288
İYONLAŞMA ENERJİSİ

289
İYONLAŞMA ENERJİSİ
• Gaz hâlindeki nötr bir atomdan elektron
kopararak pozitif yüklü iyon oluşturmak
için verilmesi gereken enerjiye iyonlaşma
enerjisi denir.
• Nötr bir X atomundan bir elektron
koparmak için verilmesi gereken enerjiye
1. iyonlaşma enerjisi denir.
• İyonlaşma enerjisi endotermik (ısıalan) bir
olaydır.

290
• İyonlaşma enerjisi tepkimesi, endotermik
olduğundan iyonlaşma enerjisinin sayısal
değeri olan kJ/mol değeri girenlere yazılır.
• X(g) + İ.E1 → X+(g) + e– (İ.E1 = 1. iyonlaşma
enerjisi )
Birinci elektronu koparmak için gerekli enerji
1.iyonlaşma enerjisi,
• X+(g)+ İ.E2 →X2+(g) + e– (İ.E2 = 2. iyonlaşma
enerjisi )
İkinci elektronu koparmak için gerekli enerji
2. iyonlaşma enerjisidir.
291
• İyonlaşma enerjisi birimi SI birim
sisteminde kJ/mol’dür.

292
HER BİR ELEMENTİN KAÇ
İYONLAŞMA ENERJİSİ VAR?
• Bir atomun kaç elektronu varsa teorik
olarak o kadar iyonlaşma enerjisi vardır,
ancak son katmanda 8 elektrondan fazla
elektron bulunmadığından kitaplarda en
fazla 8.iyonlaşma enerjisinden söz edilir.

293
BİR ELEMENTİN İ.E1, İ.E2, İ.E3,
……, İ.E7, İ.E8 DEĞERLERİNİN
REAKSİYON DENKLEMİYLE
GÖSTERİLMESİ
• 8O elementinin iyonlaşma enerjilerini
gösterelim:
• O(g) + İ.E1 → O+1(g) + e–
• O+1(g) + İ.E2 → O+2(g) + e–
• O+2(g) + İ.E3 → O+3(g) + e–
294
• O+3(g) + İ.E4 → O+4(g) + e–
• O+4(g) + İ.E5 → O+5(g) + e–
• O+5(g) + İ.E6 → O+6(g) + e–
• O+6(g) + İ.E7 → O+7(g) + e–
• O+7(g) + İ.E8 → O+8(g) + e–

295
BİR ELEMENTİN İ.E1, İ.E2, İ.E3,
…………, İ.E7, İ.E8 DEĞERLERİ
ARASINDAKİ İLİŞKİ
• Tüm elementler için sayısal değer olarak
en küçük İ.E, 1.iyonlaşma enerjisidir (İ.E1).
Sonra sırasıyla 2.iyonlaşma enerjisi,
3.iyonlaşma enerjisi, 4.iyonlaşma enerjisi,
5.iyonlaşma enerjisi, 6.iyonlaşma enerjisi,
7.iyonlaşma enerjisi, 8.iyonlaşma enerjisi
ve İ.En gelir.
296
• Çünkü elektron her koptuğunda elektron
başına düşen çekim kuvveti artar. Elektron
koparmak zorlaşacağı için verilmesi
gereken enerji de artar (Görsel).

297
• 8 elektronu olan oksijen atomunun
iyonlaşma enerjilerini karşılaştıralım
(Oksijen elementinin İ.E1, İ.E2, İ.E3, İ.E4,
İ.E5, İ.E6, İ.E7, İ.E8 değerleri arasındaki
ilişkiyi yazalım):
İ.E1 <İ.E2 <İ.E3 <İ.E4 <İ.E5 <İ.E6 <İ.E7 <İ.E8

298
Periyodik Sistemde Bazı
Elementlerin İyonlaşma Enerjileri
Tablosu

299
• Tablo incelendiğinde Li atomunun 1.
İ.E’den, Be’un 2. İ.E’den, B’un 3. İ.E’den,
C’un 4. İ.E’den, Al’un 3. İ.E’den sonraki
iyonlaşma enerjisinde ani artış olduğu
görülür. İ.E’deki ani artış değerlik
elektronlarının biterek bir alt katmana
geçildiğini gösterir. Kolay kopan
elektronlar değerlik elektronlarıdır.
Değerlik elektronu A gruplarında grup
numarasını verdiğinden, Li’un değerlik
elektron sayısı 1, Be’un 2, B ve Al’un 3,
C’un 4 değerlik elektronu olduğundan;
300
• Li → 1A,
• Be → 2A,
• B ve Al → 3A,
• C → 4A grubunda bulunur.
• Yine Tablo incelendiğinde H atomunun 1,
He atomunun 2, Li atomunun 3, Be
atomunun 4 iyonlaşma enerjisi bulunur. Bir
atomun kaç elektronu varsa o kadar
iyonlaşma enerjisi vardır. Yeterli enerji
verildiğinde atomun tüm elektronları
koparılabilir.
301
• Periyodik sistemde,
• Aynı grupta yukarıdan aşağıya doğru
inildikçe iyonlaşma enerjisi azalır. Çünkü
yukarıdan aşağıya doğru katman sayısı
artar. Katman sayısı arttıkça, son
katmandaki elektronlar çekirdekten
uzaklaşır. Çekirdeğin değerlik elektronları
başına düşen çekim gücü azalır. Böylece
değerlik elektronlarını koparmak
kolaylaşır.

302
• Aynı periyotta soldan sağa doğru gidildikçe
iyonlaşma enerjisi genellikle artar. Çünkü soldan
sağa doğru gidildikçe proton sayısı dolayısıyla
çekirdeğin çekim kuvveti artar. Ancak bu artış
düzenli bir artış değildir. Periyodik sistemde aynı
periyotta 3A-2A grupları arasında ve 6A-5A
grupları arasında sapmalar vardır (İlk 20
elementin enerjileri grafiği).

303
304
305
• 2A ve 5A grubu elementleri sırasıyla tam
dolu ve yarı dolu elektron dizilimine
sahiptir. Tam dolu veya yarı dolu
orbitalden (küresel simetrik) elektron
koparmak diğer elektron dizilimlerine göre
daha zordur. Bunun nedeni küresel
simetrik elektron diziliminin atomu daha
kararlı yapmasıdır. Sonuç olarak aynı
periyotta 2A grubu elementleri 3A
grubundan, 5A grubu elementleri de 6A
grubu elementlerinden daha yüksek
iyonlaşma enerjisine sahiptir.
306
307
İlk 20 elementin iyonlaşma
enerjileri grafiği

308
İlk 4 Elementin İyonlaşma
Enerjileri (kJ/mol)

309
• Tabloʼda verilen ilk 4 elementin iyonlaşma
enerjileri karşılaştırıldığında şu sonuçlara
ulaşılır: Hidrojenin 1, helyumun 2, lityumun
ise 3 iyonlaşma enerjisi olduğu görülür. Bu
elementlerin nötr olduğu bilindiğine göre
sırasıyla elektron sayılarının (atom
numaralarının) 1, 2 ve 3 olduğu tespit
edilir. Berilyumun kaç tane iyonlaşma
enerjisi olduğu tablodan anlaşılamayacağı
için berilyumun elektron sayısı hakkında
yorum yapılamaz.
310
• Lityumun 1. iyonlaşma enerjisi ile 2.
iyonlaşma enerjisi arasındaki farkın çok
fazla olması ise lityumun değerlik
elektronunun 1 olduğunu ve 1A grubunda
bulunduğunu gösterir.
• Berilyumun 2. iyonlaşma enerjisi ile 3.
iyonlaşma enerjisi arasındaki farkın çok
fazla olması değerlik elektronunun 2
olduğunu ve 2A grubunda bulunduğunu
belirtir.

311
• Aynı grupta bulunan lityum ile hidrojenin 1.
iyonlaşma enerjileri karşılaştırıldığında ise
hidrojenin 1. iyonlaşma enerjisinin büyük
olması lityumun atom yarıçapının büyük
olduğunu gösterir.

312
SORU
• Aşağıdaki reaksiyonun gerçekleşmesi için
gerekli olan iyonlaşma enerjisi sodyumun
kaçıncı iyonlaşma enerjisidir?
Na+4(g) → Na+5(g) + e–

• CEVAP: İ.E5

313
AYNI GRUPTAKİ
ELEMENTLERİN İYONLAŞMA
ENERJİLERİNDEKİ
PERİYODİK DEĞİŞİM
• Aynı grupta yukarıdan aşağıya doğru
iyonlaşma enerjisi azalır. Bunun nedeni
çap büyüyüp çekirdeğin çekimi
azaldığından elektron koparmanın
kolaylaşmasındandır.
314
AYNI PERİYOTTAKİ
ELEMENTLERİN İ.E1’LERİ
• Aynı periyot içerisinde soldan sağa doğru
atom yarıçapı küçülüyordu.
• Elektron koparmak için gerekli enerjinin
niceliğinde yarıçaptan başka küresel
simetri de etkin olduğundan soldan sağa
doğru elektron koparmanın zorlaşarak
iyonlaşma enerjisinin artması meselesinde
2 yerde istisna vardır.

315
• A grubunda aynı periyottaki
elementlerin İ.E1’lerini karşılaştıracak
olursak soldan sağa doğru artarak
şöyledir:
1A <3A <2A <4A <6A <5A <7A <8A

316
ATOM NUMARASI VERİLEN
ATOMLARIN İ.E1’LERİ
• Katman elektron dizilimi yazılır.
• Grup ve periyot bulunur.
• İyonlaşma enerjisi sorusu genelde aynı
periyottaki A grubu elementlerinin
iyonlaşma enerjilerinin karşılaştırılması
sorusudur.

317
ATOM NUMARASI VERİLEN
ATOMLARIN İ.E1’LERİ
• ÖRNEK: 7N, 4Be ve 10Ne elementlerinin
iyonlaşma enerjilerini büyükten küçüğe
doğru sıralayınız.
• ÇÖZÜM: 10Ne, 7N, 4Be
• ÖRNEK: 18Ar, 11Na, 17Cl ve 13Al
elementlerini artan iyonlaşma enerjisine
göre sıralayınız.
• ÇÖZÜM: 11Na, 13Al, 17Cl, 18Ar
318
• ÖRNEK: Aşağıdaki iyonlaşma
enerjilerinden hangisi en büyüktür?
• A. Rb’un ikinci iyonlaşma enerjisi
• B. Mg’un ikinci iyonlaşma enerjisi
• C. Ba’un üçüncü iyonlaşma enerjisi
• D. Al’un üçüncü iyonlaşma enerjisi
• E. Mg’un üçüncü iyonlaşma enerjisi
• ÇÖZÜM
• E. Mg’un üçüncü iyonlaşma enerjisi
319
• ÖRNEK: Aşağıdaki dizilimlerden hangisi
iyonlaşma enerjilerindeki azalışı doğru
olarak göstermektedir?
• A. F> O> N> C> B> Be> Li
• B. F> N> O> C> Be> B> Li
• C. Li> Be> B> C> N> O> F
• D. F> O> B> C> Be> N> Li
• E. N> O> F> B> Li> Be > C
• ÇÖZÜM
• B. F> N> O> C> Be> B> Li
320
İZOELEKTRONİKLERDE
İYONLAŞMA ENERJİSİ
KARŞILAŞTIRILMASI
• İzoelektronik taneciklerde yarıçapı küçük
olandan 1 elektron daha koparmak daha
zor olup fazla enerji gerektirir.
• 3Li+1, 2He, 1H-1 taneciklerinden 1 elektron
daha koparmak için gerekli enerjiyi
yüksekten düşük enerjiye doğru yazalım:
Li+1, He, H-1
3 2 1
321
İYONLAŞMA ENERJİLERİ
VERİLEN BİR ELEMENTİN
GRUBUNUN BULUNMASI
• İyonlaşma enerjileri verilen bir elementin
grubu, değerlik elektron sayısı, kararlı
bileşiklerindeki yükü bulunabilir.
• Bunun için önce soruda verilen değerler
incelenerek hangi İ.E değerinde
diğerlerine göre aşırı artış olduğu
belirlenir.
322
• Aşırı artış İ.E2’nde ise 1A grubunda,
değerlik elektron sayısı 1, kararlı
bileşiklerinde yükü +1’dir.
• Aşırı artış İ.E3’nde ise 2A grubunda,
değerlik elektron sayısı 2, kararlı
bileşiklerinde yükü +2’dir.
• Aşırı artış İ.E4’nde ise 3A grubunda,
değerlik elektron sayısı 3, kararlı
bileşiklerinde yükü +3’tür.

323
• Aşırı artış İ.E5’nde ise 4A grubunda,
değerlik elektron sayısı 4, kararlı
bileşiklerinde yükü +4’tür.
• Aşırı artış İ.E6’nde ise 5A grubunda,
değerlik elektron sayısı 5, kararlı
bileşiklerinde yükü +5’tir.
• Aşırı artış İ.E7’nde ise 6A grubunda,
değerlik elektron sayısı 6, kararlı
bileşiklerinde yükü +6’dır.

324
• Aşırı artış İ.E8’nde ise 7A grubunda,
değerlik elektron sayısı 7, kararlı
bileşiklerinde yükü +7’dir.
• Aşırı artış İ.E9’nde ise 8A grubunda,
değerlik elektron sayısı 8, atomik hâlde
zaten kararlıdır (He’a has özel durum
vardır).

325
İYONLAŞMA ENERJİLERİ İLE
GRUP İLİŞKİSİ SORUSU
• İ.E1 = 578 kJ/mol
İ.E2 =1820 kJ/mol
İ.E3 =2750 kJ/mol
İ.E4 =16600 kJ/mol
Yukarıda ilk 4 iyonlaşma enerjisi verilen X
elementi hangi A grubundadır?
• 3A

326
DİKKAT!

ELEKTRON İLGİSİ KONUSU


11.SINIF 4.ÜNİTEDEKİ
ENTALPİ DEĞİŞİMİ
(REAKSİYON ISISI) (ΔH)
KONUSU İLE İLGİLİDİR
327
ELEKTRON İLGİSİ
(ELEKTRON AFİNİTESİ)
• F(g) + e– → F–(g) + 328,2 kJ (ekzotermik
tepkime)
• Be(g) + e– + 66 kJ → Be–(g) (endotermik
tepkime).
• Reaksiyon içerisinde verilen ısılar bir
sonraki slaytta görüldüğü gibi reaksiyon
dışına taşınarak ΔH karşılığı olarak
gösterilir. ΔH’a entalpi değişimi, enerji
değişimi (reaksiyon ısısı) denir.
328
• F(g) + e– → F–(g) + 328,2 kJ
• F(g) + e– → F–(g) ΔH = – 328,2 kJ/mol

• Elektron ilgisi E.İ kısaltmasıyla gösterilir.

• F(g) + e– → F–(g) E.İ = + 328,2 kJ/mol


• Görüldüğü gibi ΔH’ın ters işaretli değeri
elektron ilgisi (E.İ) değeridir.

• Elektron ilgisi değeri ne derece büyükse


elektron alma isteği o kadar büyüktür.
329
ÖRNEK
• SORU: Be(g) + e– + 66 kJ → Be–(g)
bilindiğine göre berilyumun elektron ilgisi
kaçtır?
• CEVAP
• Be(g) + e– → Be–(g) ΔH = +66 kJ/mol
• Be(g) + e– → Be–(g) E.İ = – 66 kJ/mol

330
EKZOTERMİK VE ENDOTERMİK
TEPKİMEDE ΔH’IN İŞARETİ
• Ekzotermik tepkimelerde ΔH’ın işareti
eksidir.
• Endotermik tepkimelerde ΔH’ın işareti
artıdır.
• ΔH°>0 ise istemsiz bir tepkimedir
(endotermik tepkime).
• ΔH°˂0 ise istemli bir tepkimedir
(endotermik tepkime).
331
• Elektron ilgisi, gaz durumundaki bir
mol atomun bir mol elektron alması
sırasında oluşan enerji değişimi
değerinin ters işaretlisidir.
• Elektron alma eğilimindeki elementlerin
elektron ilgisi değerleri genellikle pozitif,
elektron verme eğilimindekilerin ise negatif
değerdir.
• Elektron ilgisi değerleri de ΔH değerleri
gibi pozitif veya negatiftir, yani rakamların
baş tarafında + ya da – vardır.
332
• Elektron ilgisi en yüksek element flor
değildir, klordur. Flor, bağ elektronlarını
çekme kabiliyeti en yüksek olan elementtir,
buna rağmen elektron ilgisi azaltıldığından
klor kadar bileşiği yoktur. Sentetik flor
bileşiklerinin kanserojen etkisi ile
deodorant ve soğutuculardaki flor
bileşiğinin ozon tabakasını incelttiği
bilinmektedir.
• Soy gazların elektron ilgisi sıfırdan
küçüktür, negatiftir.
333
• Aynı periyotta soldan sağa doğru
gidildikçe elementlerin çekirdek yükü
artarken atom yarıçapı azalır. Atom
yarıçapı azaldığı için de atomun
elektron ilgisi artar.
• Aynı grupta yukarıdan aşağıya doğru
inildikçe atom yarıçapı artar. Atom
yarıçapı arttığı için de atomun elektron
ilgisi azalır.
• Metallerin elektron ilgisi,
ametallerinkinden daha düşüktür.
334
• Ametallerde elektron ilgisi değeri genellikle
pozitif, metallerde ise genellikle negatiftir.
• Oksijen atomunun elektron ilgisi pozitiftir,
yani gaz hâlindeki oksijen atomunun 1
adet elektron alarak -1 değerlikli oksijen
iyonu hâline gelmesine ait reaksiyon
ekzotermik bir reaksiyondur.
• Birçok elementin anyonu kararsız
olduğundan, elektron ilgilerini belirlemek
oldukça zordur.
335
• Elektron ilgisi değerlerinde periyodik
değişime uymayan elementler de vardır.

336
ELEKTRONEGATİFLİK

337
• Elektronegatiflik bir atomun kimyasal bağdaki
elektronları kendine doğru çekme yeteneğinin
bir ölçüsüdür. Örneğin HCl bileşiğinde
ortaklaşa kullanılan elektronlar, bağ
elektronlarını çekme eğilimi daha büyük olduğu
için klorun etrafında daha çok vakit geçirir.
• İyonlaşma enerjisi ve elektron ilgisinde olduğu
gibi elektronegatiflik, enerji alışverişine neden
olmaz. Yalnızca bir moleküldeki atomların
birbirine göre bağ elektronlarını çekme
eğiliminin bağıl büyüklüğünü ifade eden bir
sayıdır.

338
• Pauling (Paulink) elektronegatifliği en
yüksek olan flor atomunun elektronegatiflik
değerini 4,0 olarak kabul etmiştir. Bağ
elektronlarını çekme eğilimi metallik-
ametallik özellik ve elementlerin atom
yarıçapları ile de ilişkilidir. Atom yarıçapı
küçüldükçe elektronegatiflik artar.
Periyodik sistemde aynı periyotta soldan
sağa doğru gidildikçe elektronegatiflik
artar. Aynı grupta yukarıdan aşağıya
doğru inildikçe elektronegatiflik azalır.
339
• Elektronegatiflik enerji değildir.
• Elektronegatifliği, Pauling, kimyasal bağ
enerjilerinden yararlanarak hesaplamıştır.
• Linus Carl Pauling ABD'li kuantum
kimyageridir (1901–1994).
• Kitaplardaki Pauling elektronegatifliğidir.
Mulliken elektronegatifliği daha hassastır.
Robert Sanderson Mulliken (1896–1986)
ABD'li kuantum fizikçisi ve kimyageridir.

340
• Güçlü elektronegatifler; yüksek elektron
ilgisi olan ve yüksek iyonlaşma enerjisine
sahip bulunan elementlerdir.
• Elektronegatifliğin birimi yoktur.
• Bileşiği oluşturan elementlerin
elektronegatiflikleri arasındaki fark 1,7 ve
1,7’den daha yukarıysa bileşik iyonik,
1,7’den azsa kovalent karakterlidir.
• Elektronegatifliği en yüksek element
flor, en düşük element ise
fransiyumdur.
341
• Aynı periyot içerisinde soldan sağa
doğru gidildikçe elektronegatiflik artar.
• Aynı grupta yukarıdan aşağıya doğru
elektronegatiflik azalır.
• Elektronegatifliğin zıddı elektropozitifliktir
(Elektronegatiflik x Elektropozitiflik).

342
Pauling’e Göre Periyodik Sistemde Elektronegatiflik Değişimi

343
ELEKTROPOZİTİFLİK

• Bir elementin elektron verme eğilimi ve


pozitif iyon (katyon) oluşturması
elektropozitiflik olarak adlandırılır.
• Aynı periyotta soldan sağa doğru
elektropozitiflik azalır.
• Aynı grupta yukarıdan aşağıya doğru
elektropozitiflik artar.

344
• Elektropozitifliği yüksek olanın
iyonlaşma enerjisi düşüktür.
• Elektropozitifliği yüksek olan aktif
metaldir.

345
ELEKTROPOZİTİFLİK
SORUSU
• ÖRNEK: 7N, 4Be ve 10Ne elementlerinin
elektropozitifliğini büyükten küçüğe doğru
sıralayınız.
• ÇÖZÜM: 10Ne, 7N, 4Be

346
OKSİT VE HİDROKSİT
BİLEŞİKLERİNİN ASİT VE
BAZLIK ÖZELLİĞİ

347
OKSİT VE HİDROKSİT
BİLEŞİKLERİNİN ASİT VE BAZLIK
ÖZELLİĞİ
• Elementlerin oksijenle yaptıkları bileşikler
bazik oksit, asidik oksit, amfoter oksit ve
nötr oksit olarak sınıflandırılır.
• Metal oksitlere bazik oksit de denir. Metal
oksitler su ile tepkimeye girdiklerinde
metal hidroksit bileşiği oluşur, bu nedenle
ortam bazik olur. Oluşan hidroksit bileşiği
suda ne kadar çok iyonlaşıyorsa bileşiğin
bazik özelliği de o kadar büyük olur. 348
• Periyodik tabloda aynı grupta yukarıdan
aşağıya doğru inildikçe metal atomunun
çapı artar. Metalle OH- iyonunun
etkileşiminin şiddeti azalır. Böylece metal
hidroksit suda daha çok iyonlaşır. Bu
nedenle aynı grupta yukarıdan aşağıya
doğru inildikçe hidroksit bileşiklerinin
bazlık karakteri artar.
• Ametal atomu sayısından daha fazla
oksijen atomu içeren ametal oksitlerine
asidik oksit denir (CO2, N2O5 gibi).
349
• Asidik oksitlerin su ile tepkimelerinde H+
iyonu oluştuğu için sulu çözeltileri asidik
özellik gösterir.
• Ametal atomu sayısıyla eşit ya da daha az
oksijen atomu içeren ametal oksitlerine
nötr oksit denir (CO, NO, N2O gibi).
• Ametal oksitlerin hepsi asidik oksit değildir.
• Amfoter metallerin (Zn, Pb, Cr, Be, Sn, Al)
oksitleri amfoter oksit adını alır. Asitlere
karşı baz, bazlara karşı asit gibi davranır.

350
METAL OKSİTLERİN
BAZİKLİĞİ SORULARI
• SORU: Li2O, Na2O, K2O bileşiklerinin
baziklik kuvvetini karşılaştırınız (3Li, 11Na,
19K).

• ÇÖZÜM: Bileşiklerin üçü de 1A grubu oksit


bileşikleridir. Metal oksitlerin baziklik gücü
metalik aktiflikle doğru orantılıdır:
K2O > Na2O > Li2O
351
• SORU: Na2O, MgO, Al2O3 bileşiklerinin
baziklik kuvvetini karşılaştırınız (11Na,
12Mg, 13Al).

• ÇÖZÜM: Bileşiklerdeki metal katyonlarının


üçü de aynı periyotta olup sırasıyla 1A,
2A, 3A grubundadır. Metal oksitlerin
baziklik gücü metalik aktiflikle doğru
orantılıdır:
Na2O > MgO > Al2O3

352
METAL HİDROKSİTLERİN
BAZİKLİĞİ SORULARI
• SORU: LiOH, NaOH, KOH bileşiklerinin
baziklik kuvvetini karşılaştırınız (3Li, 11Na,
19K).
• ÇÖZÜM: Periyodik tabloda aynı grupta
yukarıdan aşağıya doğru inildikçe metal
atomunun çapı artar. Metal katyonu ile
OH- anyonunun arasındaki uzaklık
arttığından çekim şiddeti azalır, ayrılmaları
daha kolay olur.
353
• Bu sebeple K+1 ile (OH)-1 arasındaki
uzaklık en fazladır, uzaklık arttığından
çekim şiddeti azalmış ve ayrılmaları daha
kolay olmuş ve potasyum hidroksit suda
daha çok iyonlaşmıştır, iyonlaşma
derecesi de kuvvetliliğin göstergesidir.
• Aynı grupta yukarıdan aşağıya doğru
inildikçe hidroksit bileşiklerinin bazlık
karakteri artar:
KOH > NaOH > LiOH

354
• SORU: NaOH, Mg(OH)2, Al(OH)3
bileşiklerinin baziklik kuvvetini
karşılaştırınız (11Na, 12Mg, 13Al).
• ÇÖZÜM: Periyodik tabloda aynı periyotta
soldan sağa doğru doğru atom çapı
küçülür, bu sebeple Na+1 ile (OH)-1
arasındaki uzaklık en fazladır, uzaklık
arttığından çekim şiddeti azalmış ve
ayrılmaları daha kolay olmuş ve sodyum
hidroksit suda daha çok iyonlaşmıştır.
• NaOH > Mg(OH)2 > Al(OH)3
355
AMETAL OKSİTLERİN
ASİTLİĞİ SORUSU
• SORU: N2O5 ile P2O5 bileşiklerinin asitlik
kuvvetini karşılaştırınız (7N, 15P).
• ÇÖZÜM: Sulu ortamda sırasıyla HNO3 ve
H3PO4 asitleri oluşur. HNO3 kuvvetli asit,
H3PO4 zayıf asittir (Konu ametalik aktiflikle
doğru orantılıdır, ikisi de aynı gruptadır,
ametallerde aynı grupta çapı küçük olanın
aktifliği daha çoktur).
N2O5 > P2O5
356
AMETAL ASİTLERİNİN
ASİTLİĞİ SORULARI
• SORU: H3PO4, H2SO4 ve HClO4
bileşiklerinin asitlik kuvvetini karşılaştırınız
(15P, 16S, 17Cl).

• ÇÖZÜM: Merkez atomlar aynı periyotta


olup sırasıyla 5A, 6A ve 7A gruplarındadır.
Aynı periyotta solda sağa doğru çap
küçüldüğünden ametalik aktiflik artar
HClO4 > H2SO4 > H3PO4
357
HF, HCl, HBr, HI
BİLEŞİKLERİNİN ASİTLİK
KUVVETLERİ
• 7A grubu elementlerinin oluşturduğu HF,
HCl, HBr, HI bileşikleri de asittir. Grupta
aşağıya doğru inildikçe atom yarıçapı
arttığından ametalle hidrojen arasındaki
kovalent bağın gücü azalır ve HI suda
daha çok iyonlaşır. Bu nedenle asitlik
kuvvetleri HF < HCl < HBr < HI
şeklindedir.
358
3. Periyot Elementlerinden Oluşan Oksitlerin Su ile
Tepkimesi

359
Periyodik Özellikler

ÇIKMIŞ AYT SORULARI

360
B 2016-LYS2 11.SINIF KİMYA
1.ÜNİTE 3.BÖLÜM

361
E 2015-LYS2 (11.SINIF KİMYA
1.ÜNİTE 3.BÖLÜM)

362
D 2014-LYS2 (11.SINIF KİMYA
1.ÜNİTE 3.BÖLÜM)

363
B 2013-LYS-2 11.SINIF KİMYA
1.ÜNİTE

364
C 2013-LYS2 (11.SINIF KİMYA
1.ÜNİTE 3.BÖLÜM)

365
E 2011-YGS (11.SINIF KİMYA 1.ÜNİTE 3.BÖLÜM)

366
B 2004-ÖSS/FEN-1 (11.SINIF
KİMYA 1.ÜNİTE 3.BÖLÜM)

367
4.BÖLÜM: ELEMENTLERİ
TANIYALIM

368
ELEMENTLERİN PERİYODİK
SİSTEMDEKİ KONUMU VE
ÖZELLİKLERİ

369
Periyodik Sistemde s, p, d, f Bloku Elementleri

370
• Elementlerin kimyasal özellikleri
(metal/ametal karakteri, iyon yükleri,
aktiflikleri, bağ türü) elektron dizilimi ile
ilgilidir. Elektron dizilimi aynı zamanda
elementlerin periyodik sistemdeki
yerleşme düzenini ve blokunu (s, p, d, f)
belirler.
• Periyodik sistem s, p, d ve f olmak üzere
dört bloktan oluşur. Elektron dizilimi s ile
biten elementler s bloku, p ile bitenler p
bloku, d ile bitenler d bloku ve f ile bitenler
f bloku elementidir.
371
• s ve p blok elementleri A grubu
elementleridir. A grubu elementlerine baş
grup (ana grup veya temsilci) elementleri
de denir. d bloku elementleri B grubu
elementleridir. B grubu elementleri yan
grup elementleri olarak da bilinir. f bloku
elementlerini lantanit ve aktinitler oluşturur.

372
Elektron Dizilimi İle Blok İlişkisi

373
• Periyodik sistemdeki tüm periyotlar s bloku
ile başlar, p bloku ile biter (1. periyot
hariç). Elementlerin artan atom
numarasına göre elektron dizilişleri
yazıldığında her periyotta kaç element
olduğu anlaşılabilir.

374
s BLOKU ELEMENTLERİ VE
ÖZELLİKLERİ

375
• Periyodik sistemde, en solda bulunan ilk
iki sütundaki 1A ve 2A grubu elementleri s
blokundadır. 8A grubunun ilk elementi olan
helyum, elektron dizilişi (2He: 1s2 )
nedeniyle bazı periyodik sistemlerde s
blokunda gösterilmektedir. Elementlerin
elektron dizilişi s orbitaliyle sonlandığı için
s orbitali yarı dolu ya da tam doludur, bu
nedenle hepsi küresel simetrik yapıya
sahiptir. s blok elementleri aynı periyotta
bulunan diğer blok elementlerine göre
daha büyük atom hacmine sahiptir.
376
• Büyük atom hacimleri nedeniyle
yoğunlukları oldukça düşüktür ve hafif
metaller sınıfına girer. s blok
elementlerinin tepkimeye girme istekleri
fazla olduğu için aktif metaller (H hariç)
olarak da adlandırılır.

377
1A ve 2A Grubu Elementleri

378
Metal veya Ametal Karakteri
• Elektron dizilişi s orbitali ile biten elementlerden
hidrojen ametal, helyum soy gaz, diğer
elementler metaldir. Hidrojen ve helyum
dışındaki s bloku elementleri parlak yüzeye
sahip olma, ısı ve elektriği iyi iletme gibi
metallerin tüm özelliklerini gösterir. Aynı
periyotta 1A grubu elementlerinin metal karakteri
2A grubundan daha fazladır. Aynı grupta
yukarıdan aşağıya doğru elementlerin metallik
karakteri artar.
379
İyon Yükü
• s blokunda elektron dizilimleri s1 ile sonlanan
elementler (hidrojen hariç) bileşiklerinde 1
elektron vererek yalnızca +1 yüklü iyon
oluşturur. Elektron dizilimleri s2 ile sonlanan
elementler (helyum hariç) bileşiklerinde 2
elektron vererek yalnızca +2 yüklü iyon
oluşturur.
• Ametal olan hidrojen s1 orbitalindeki değerlik
elektronunu vererek +1 iyon yükü ve 1
elektron alarak -1 iyon yüküne sahip olabilir.

380
• Hidrojen, ametallerle yaptığı bileşiklerde
pozitif (1+), metallerle yaptığı bileşiklerde
negatif (1-) yükseltgenme basamağına
sahiptir. Elektron dizilişi s orbitali ile
sonlanan helyum sahip olduğu tek enerji
düzeyinin dolu olması nedeniyle elektron
alamaz. İyonlaşma enerjisi, aynı periyotta
bulunan hidrojenden daha yüksek olduğu
için elektron veremez.

381
• Atom numarası 1, atom kütlesi 1,00784
akb olan hidrojen, 1766 yılında Cavendish
(Kevındiş) tarafından keşfedilmiştir.
Renksiz, kokusuz, yanıcı bir gazdır.
Doğada hidrojenin 1H, 2H, 3H şeklinde 3
farklı izotopu bulunur. Evrendeki element
kütlesinin yaklaşık %75ʼini oluşturan
hidrojen en bol bulunan elementtir.

382
Aktiflikleri
• Elementlerin tepkimeye girme, bileşik
yapabilme isteğine aktiflik denir. Metallerin
aktifliğinin ölçüsü elektron verme,
ametallerin aktifliğinin ölçüsü ise elektron
alma eğilimidir. Aynı periyotta metal
atomunun son katmanındaki elektron
sayısı azaldıkça metalik aktiflik artar.
Değerlik elektron sayısı daha az olan 1A
grubu elementleri, 2A grubu elementlerine
göre daha aktiftir.
383
• 1A grubu elementleri aynı periyottaki diğer
elementlere göre en aktif gruptur.
Ametallerle, hava ve su ile tepkime
verdikleri için doğada saf hâlde
bulunmazlar.
• Ametal olan hidrojenin elektron verme
isteği Cu, Ag, Hg, Au, Pt gibi metallerden
daha fazladır. Aktif elementler oksijen ile
kolayca tepkimeye girdikleri için yüzeyleri
oksit tabakası ile örtülür ve parlaklıkları
kaybolur.
384
• Aktif elementlerin ametallerle tepkimeleri
sonucunda hidrür, karbür, sülfür,
halojenür, oksit, fosfür ve nitrür bileşikleri
oluşturabilir. Su ile şiddetli reaksiyon verir,
tepkime sonunda hidroksitler meydana
gelir ve hidrojen gazı açığa çıkar. Suyla
tepkimeleri sonucunda oluşan metal
hidroksitler baz olduğu için s blok
metallerinden 1A grubuna alkali metaller,
2A grubuna toprak alkali metaller de denir.

385
• Alkali metaller ve alkali metal oksitleri
genellikle bazik yapıdadır, asitlerle
reaksiyona girerek tuz ve su oluşturur. s
bloku elementleri çok aktif oldukları için
istenmeyen tepkimeler veya bir patlama
olasılığını azaltmak için mineral yağı
içerisinde tutulur. Örneğin Li, Na ve K
parafinde veya gaz yağında, Rb ve Cs
vakumlu ortamda saklanır.

386
Bağ Tipi
• s bloku elementlerinden He kimyasal bağ
oluşturmayan bir soy gazdır. s bloku
metalleri ametallerle iyonik bağ yapabilir.
Ametal olan hidrojen ise metallerle iyonik,
ametallerle kovalent bağ oluşturur.

387
p BLOKU ELEMENTLERİ VE
ÖZELLİKLERİ

388
3A, 4A, 5A, 6A, 7A ve 8A Grubu
Elementleri

389
• Periyodik sistemde, en sağda bulunan son
altı sütundaki elementlerin elektron dizilişi
p orbitaliyle sonlandığı için elementler p
blokunda yer alır. Bu elementlerin değerlik
orbitalleri s ve pʼdir.

390
Metal veya Ametal Karakteri
• p blokunda metaller, ametaller, yarı metaller
ve soy gazlar bulunur. p blokundaki
elementlerden Al, Ga, In, Tl, Nh, Sn, Pb, Fl,
Bi, Mc, Lv, Ts metal; B, Si, Ge, As, Sb, Te,
Po, At yarı metal; C, N, P, O, S, Se, F, Cl, Br,
I ametal ve 8A grubu elementleri soy gazdır.
Og elementinin metallik ve ametallik özelliği
henüz belirlenememiştir. p blokunda (soy
gazlar hariç) aynı periyotta soldan sağa
doğru metalik karakter azalır, ametalik
karakter artar.
391
• Aynı grupta yukarıdan aşağıya doğru
gidildikçe metalik karakter artar, ametalik
karakter azalır.

392
İyon Yükü
• p bloku elementlerinin alabileceği iyon yükleri
bulundukları gruba ve metal-ametal
karakterlerine göre değişmektedir.
• 3A grubu elementleri ns 2 np1 elektron
dizilimi ile sonlanır. s ve p değerlik
orbitallerinde bulunan 3 değerlik elektronunu
vererek genellikle +3 yüklü iyon oluşturur.
Grupta aşağıya doğru inildikçe elementler p
orbitallerindeki 1 elektronu verir. Böylelikle
elementlerin +1 yük alma eğilimi artar.
393
• 4A grubu elementleri ns2 np2 elektron
dizilimiyle sonlanır. p orbitalindeki 2 elektronu
vererek +2 veya 4 değerlik elektronunu vererek
+4 iyon yüküne sahip olabilir. 4A grubunun ilk
üyesi olan karbon ametal olması nedeniyle 4
elektron alarak oktet kararlılığına ulaşır ve -4
ile +4 arasında iyon yükü alabilir.
• 5A grubu elementleri ns2 np3 elektron
dizilimiyle sonlanır. p orbitalindeki 3 elektronu
vererek +3 veya 5 değerlik elektronunu vererek
+5 iyon yükü alabilir. Azot ve fosfor ametalleri 3
elektron alarak -3 iyon yüküne de sahip olabilir.

394
• 6A grubu elementlerinin elektron dizilimi ise
ns2 np4 şeklindedir. 6A grubu elementleri
kimyasal tepkimeye girdiklerinde genellikle
iki elektron alarak 2- iyon yüküne sahip olur.
Grupta aşağıya doğru inildikçe +6, +4 ve +2
iyon yükleri de yaygın olarak görülür.
• Grubun ilk üyesi olan oksijen, flor ile yaptığı
OF2 bileşiği dışında negatif iyon yüküne
sahiptir. Sadece -1 iyon yüküne sahip olan
flor ile yaptığı bileşikte ise O2+ iyon yükünü
alır.
395
• ns2 np5 elektron dizilimi ile toplam 7
değerlik elektronu bulunan 7A grubu
elementlerinde -1 iyon yükü yaygın olarak
görülür. En aktif ametal olan flor elementi,
bileşiklerinde sadece -1 yüklü iyon
oluşturur. Grubun diğer elementleri
genellikle -1 den +7 ’ye kadar iyon yükü
alabilir.
• Periyodik cetvelin p blokunun en son
sütununda soy gazlar (asal gazlar) yer alır.

396
• Helyum dışındaki soy gazların elektron
dizilişi ns2 np6 ile sonlanır. Soy gazlar
elektron dağılımlarında son kabuklarının
tamamen dolu olması nedeniyle kararlı
yapıya sahiptir, elektron alışverişinde
bulunmak istemez. Genel olarak
tepkimeye girme istekleri yoktur.

397
Aktiflikleri
• 7A grubu elementleri p blokunun en aktif
ametalleridir ve aktiflikleri grupta yukarı
doğru artar. 7A grubundaki halojenler en
aktif ametalleri oluşturur. Halojenler
iyonlaşma enerjileri ve elektron ilgilerinin
çok yüksek olması nedeniyle doğada
genellikle bileşikleri hâlinde bulunur.
• 7A grubu elementlerinin hepsi, astatin
hariç, doğada tuz hâlinde bulunur.
398
• Gruptaki son element olan astatin,
radyoaktif bir elementtir ve özellikleri tam
olarak incelenememiştir. Ametallerin en
aktifi olan flor soy gazlar hariç tüm
elementlerle doğrudan tepkime verebilir.
Halojenler metallerle yaptıkları tuz
bileşikleri dışında diğer ametallerle ve
kendi aralarında moleküler yapılı bileşikler
oluşturur. Halojenlerin özellikle hidrojenli
bileşikleri olan asitler ve oksijenli bileşikleri
olan oksitler yaygın olarak görülür.
399
• p bloku metallerinin aktifliği 3A grubunda
aşağıya doğru artar. s bloku metallerine
göre aktiflikleri daha azdır. 3A grubunun ilk
elementi olan bor gruptaki diğer
elementlere göre kimyasal tepkimelere
girme eğilimi az olan bir yarı metaldir.
• p blokunda bir periyotta soldan sağa doğru
gidildikçe elementlerin metalik aktifliği
azalır, ametalik aktifliği artar.

400
• p blokunda bir grupta yukarıdan aşağıya
doğru inildikçe elementlerin atom hacmi
artar, iyonlaşma enerjisi ve
elektronegatifliği genellikle azalır.
• Aynı grupta aşağıya doğru inildikçe
atomların elektron vermesi kolaylaşır.
Elementlerin metalik aktifliği artar, ametalik
aktifliği azalır.

401
Bağ Tipi
• p bloku elementlerinden soy gazlar özel
koşullar dışında kimyasal bağ oluşturmaz.
p bloku metalleri iyonik bağ yapabilir.
Bloktaki ametaller ve yarı metaller iyonik
ve kovalent bağ oluşturabilir.
• p blok ametalleri metallerle iyonik, kendi
aralarında veya diğer ametallerle kovalent
bağ oluşturarak moleküler bileşikleri
meydana getirir.
402
d BLOKU ELEMENTLERİ VE
ÖZELLİKLERİ

403
• d bloku periyodik sistemde s bloku ile p
bloku (2A ve 3A grupları) arasında yer alır.
10 sütundan oluşan, elektron dizilişleri d
orbitaliyle sonlanan elementleri içeren
bloktur. Periyodik sistemde d bloku
elementleri 4. periyottan başlayarak her
periyotta bulunur. 3B grubu ile başlar ve
2B grubu ile biter. d blokunda toplam 10
sütun olmasına rağmen 8 tane B grubu
bulunmasının nedeni 8B grubunun üç alt
sütundan oluşmasıdır.
404
• d bloku elementlerinin sayısı diğer blok
elementlerinin sayısından fazladır.
• d bloku elementleri geçiş elementleri veya
geçiş metalleri olarak adlandırılır.
• Geçiş elementlerinin öz kütleleri genellikle
fazladır ve çoğu, ağır metal olarak da
sınıflandırılır.

405
3B, 4B, 5B, 6B, 7B, 8B, 1B ve
2B Grubu Elementleri

406
Metal veya Ametal Karakteri
• Elektron dizilişi d orbitali ile biten d bloku
elementlerinin tamamı metalik
karakterdedir.
• Geçiş metalleri genellikle parlak ve
gümüşsü bir renktedir.
• Geçiş metallerinin erime-kaynama
noktaları yüksektir.
• Sert metallerdir.
407
• Isı ve elektrik iletkenlikleri iyidir. Bakır
(Cu), altın (Au) ve gümüş (Ag) en iyi
iletkenler arasındadır.
• d bloku elementlerinin özellikleri kendi
aralarında büyük ölçüde farklılıklar
gösterebilir. Örneğin cıva oda sıcaklığında
sıvı hâldeyken tungsten 3400 ºC’a kadar
erimez. Altın, bakır ve gümüş gibi bazı
metaller oldukça yumuşak iken kobalt gibi
bazı metalleri şekle sokmak daha zordur.

408
• d blokunda aynı periyotta soldan sağa
doğru ve aynı grupta yukarıdan aşağıya
doğru metallik karakter genellikle artar.

409
İyon Yükü
• d blokunda bulunan geçiş elementleri
kimyasal olaylarda elektron diziliminin en
sonundaki s orbitalleri ve d orbitallerindeki
bazı elektronları vererek farklı pozitif iyon
yüküne sahip olabilir. Geçiş metallerinin
elektron dizilişleri ns (n-1)d orbitalleri ile
sonlanır. d bloku metalleri, son katmanda
bulunan s orbitalindeki elektronlarla
beraber daha alt katmanda bulunan d
orbitalindeki elektronları da verebilir.
410
• Geçiş metalleri elektron verirken d orbitalinden
önce dış katmandaki s orbitalinden elektron
verir.
• B grubu elementleri genellikle bileşiklerinde
birden çok iyon yükü alabilir. Örneğin Cu1+ Cu+2,
Hg1+ Hg2+, Fe2+ Fe3+, Sn2+ Sn4+, Pb2+ Pb4+ iyon
yükü alır.
• d blokunun ilk elementi olarak 3B grubunda
bulunan skandiyum metali 21Sc: 1s2 2s2 2p6
3s2 3p6 4s2 3d1 elektron dizilişine sahiptir.
Kimyasal olaylarda 4s orbitalindeki 2 ve 3d
orbitalindeki 1 elektronu vererek +3 iyon yükünü
alabilir.
411
• 8B grubunun ilk elementi olan demir
Fe:1s 22s22p63s23p64s23d6 elektron
26
dizilişine sahiptir. Kimyasal olaylarda 4s
orbitalinden 2 elektron vererek +2 veya 4s
orbitalinden 2, 3d orbitalinden 1 elektron
vererek +3 iyon yüküne sahip olabilir.
• Demir ile aynı periyotta ve 8B grubunda
bulunan nikel 28Ni:1s22s22p63s23p64s23d8
elektron dizilişine sahiptir. Kimyasal
olaylarda +2 veya +3 iyon yüküne sahip
olabilir.
412
• Nikel ile aynı grupta bulunan palladyum
(Pd) bileşiklerinde genellikle +2, +4, platin
(Pt) ise +2, +4, iyon yükünde bulunabilir.
• Bakır metali 29Cu:1s22s22p63s23p64s13d10
elektron dizilişindedir. Kimyasal olaylarda
4s orbitalinden 1 elektron vererek +1 veya
4s orbitalinden 1, 3d orbitalinden 1
elektron vererek +2 iyon yükünü alabilir.
• Bakır ile aynı grupta olmasına rağmen
gümüş (Ag) metali +1 yüke, altın (Au)
metali ise +1 ve +3 yüke sahiptir.
413
• 4. periyotta d blokunun son elementi olan
çinko 30Zn:1s22s22p63s23p64s23d10
elektron dizilişine sahiptir ve tam dolu d
orbitalleri ile sonlanır. Geçiş metallerinin
çoğu dolu olmayan d orbitalleri nedeniyle
değişik iyon yüklerinde bulunabilirken Zn
sadece +2 iyon yükünde bulunur.
• Zn ile aynı gruptaki cıva (Hg) elementi
bileşiklerinde +1 ve +2 yüklerine sahiptir.

414
Aktiflikleri
• Geçiş metallerinin aktiflikleri değişkendir.
Geçiş metallerinin kimyasal tepkimelere
ilgisi aktifliklerine göre değişir.
• d blokunda bulunan ve soy metal olan altın
(Au) ve platin (Pt) elementleri aktif
olmadıkları için hava, su, asit ve bazlarla
tepkime vermez. Yalnızca kral suyu ile
tepkime verir.

415
• Bakır (Cu), gümüş (Ag), cıva (Hg) ise yarı
soy metaldir ve aktiflikleri oldukça düşüktür.
Bu nedenle doğada serbest hâlde
bulunabilir. Oksijenle çok yavaş tepkime
verir. Asitlerin de oksijenli ve kuvvetli
olanları ile tepkime verir.
• Demir ve titanyum gibi birçok geçiş metali,
oksijen ile kolayca tepkimeye girerek
oksitlerini oluşturur.
• Geçiş metallerinin çoğu, asitlerdeki hidrojen
iyonu (H+) ile yer değiştirerek hidrojen gazı
(H2) çıkaracak kadar aktiftir.
416
• Metalik aktiflik aynı grupta aşağıya doğru
genellikle artsa da 1B grubunda bulunan
çinko (Zn), kadmiyumdan (Cd) daha aktiftir.
Çinko ve kadmiyum, asitlerle tepkimesinden
hidrojen gazı açığa çıkarırken aynı grupta
bulunan cıva çıkaramaz. Her üç metal de
suda hidrojen açığa çıkaracak kadar aktif
değildir.
• 6B grubunun ilk elementi olan kromun (Cr)
yüzeyinde oksit tabakası oluştuğundan
metalik aktifliği beklenenden çok daha azdır
ve oksit tabakası sayesinde havadan, sudan
etkilenmez. Kromun toz hâli ise çok aktiftir.
417
• 7B grubunun ilk elementi olan mangan
(Mn), kroma göre daha aktiftir. Manganın
bu durumu aynı periyotta beklenenin
tersidir. Mn, Zn, Cr, Fe gibi bazı geçiş
metalleri oldukça aktiftir ve aktif
ametallerle bileşik oluşturabilir. Aktifliği
hidrojenden az olan soy metaller (Au, Pt,
Ag, Cu, Hg) dışındaki geçiş metalleri
doğada oksit, sülfür, sülfat, karbonat
bileşikleri hâlinde bulunabilir.

418
Bağ Tipi
• d bloku elementlerinin tamamı metaldir ve
iyonik bağ yapabilir. Geçiş metalleri
ametallerle iyonik bağ yaparak tuz (FeCl3,
HgI2 gibi) oluşturur.
• d bloku metallerini bir arada tutan güçlü
etkileşim metalik bağdır. Fakat yarı dolu d
orbitallerinin örtüşmesi sonucunda bazı
elementler metalik karakter dışında
kovalent karakter de gösterebilir.
419
• Örneğin geçiş metallerinden manganın
oluşturduğu MnO, erime noktası 1785 ºC
olan, yeşil renkli iyonik bir katıdır.
Manganın oluşturduğu diğer bir bileşik
Mn2O7 ise moleküler yapıdadır.

420
• Geçiş metalleri tam dolu olmayan d orbitalinden
dolayı renklilik, kompleks oluşturma ve
manyetiklik gibi özelliklere de sahip olabilir.
Geçiş metalleri su veya amonyak gibi
moleküllerle kararlı bileşikler oluşturabilir. Geçiş
metallerinin katyonu, ortaklanmamış elektron çifti
içeren iyon veya moleküllerle çevrilir. Daha
karmaşık yapıda olan bu bileşiklere kompleks
bileşikler veya koordinasyon bileşikleri denir.
Geçiş elementlerinin d orbitallerinin ışığa duyarlı
oluşu bileşiklerin katı hâlde ve çözeltilerinde
renkli olmasını sağlar. Örneğin CoCl3.6NH3 sarı,
CoCl3.5NH3 mor, CoCl3.4NH3 yeşil,
CoCl3.5NH3.H2O kırmızı, IrCl3.6NH3 beyazdır.
421
f BLOKU ELEMENTLERİ VE
ÖZELLİKLERİ

422
Periyodik Sistemde Bloklar

423
• Bir atomun elektron dizilimi yazıldığında 6.
enerji düzeyinden itibaren f orbitalleri de
dolmaya başlar. Periyodik sistemde de 6.
ve 7. periyotta f bloku elementleri yer alır.
s bloku elementleri ile d bloku elementleri
arasında yer alan f bloku elementleri
Tablo’da görüldüğü gibi periyodik sistemin
çok uzun olmasını engellemek amacıyla
periyodik sistemin alt kısmına ayrı bir blok
olarak yerleştirilmiştir.

424
• f bloku elementlerine iç geçiş elementleri ya da iç
geçiş metalleri denir. f bloku metallerinin 1. yatay
sırasına lantanitler, 2. yatay sırasına aktinitler adı
verilir. f blok elementleri ısı ve elektriği iyi iletir. f
bloku elementlerinin erime ve kaynama noktaları
yüksektir. Renkleri gümüşe benzer. Lantanit ve
aktinitler genellikle yüksek atom yoğunluğuna
sahip, iyonlaşma enerjileri oldukça düşük olan aktif
elementlerdir. Kimyasal özellikleri birbirine
benzeyen f bloku elementlerinin atom hacimleri
birbirine yakındır ve bileşiklerinde genellikle +3
iyon yüküne sahiptir. Lantanitlerden prometyum
(Pm) elementi ve tüm aktinitler radyoaktif özelliğe
sahiptir.
425
Periyodik Sistemde f Bloku

426
ASAL GAZ ÖZELLİKLERİ VE
ELEKTRON DİZİLİM

427
8A Grubu Elementleri

428
• Periyodik sistemin 8A grubunda helyum
(He), neon (Ne), argon (Ar), kripton (Kr),
ksenon (Xe) ve radon (Rn) asal gazları
(soy gazlar) bulunur (Tablo).
• Asal gazlardan helyumun elektron dizilimi
1s2, diğerlerinin elektron dizilimi ns2 np6 ile
sonlanır. Asal gazlar elektron diziliminde
alt kabukların tamamen dolu olması
nedeniyle kararlıdır, tepkimeye girmek
istemez ve standart koşullarda tek
atomludur.
429
Aşağıda asal gazların elektron
dizilimleri verilmiştir.

430
• Mendelyef, ileride boş hanelerin ileride
dolacağını düşünüyordu. Boş bıraktığı
yerlerdeki elementlerin bazı özelliklerini de
belirtmişti. Mendelyef, söylediği özelliklere
uygun olarak eksik elementlerin bulunup
daha sonra boş kalan yerlere
yerleştirileceğini biliyordu. Mendelyef’in
cetveli bu durumuyla bile ileride bulunacak
bütün elementlerin kütle numaralarını,
özelliklerini daha bulunmadan ortaya
koyuyordu.

431
• Asal gazların elektron dizilimi
incelendiğinde, helyum hariç, değerlik
elektronlarının 8, değerlik orbitallerinin s
ve p olduğu görülür. Elektron dizilimlerinde
p orbitali tam dolu ve küresel simetrik
yapıdadır. Kararlı elektron dizilimi
nedeniyle asal gazların genellikle kimyasal
aktifliği ve bağ yapma özelliği yoktur.
Ayrıca asal gazların iyonlaşma enerjileri
kendileriyle aynı periyotta bulunan diğer
elementlerden daha yüksektir ve asal
gazlardan elektron koparmak zordur.
432
• Orbitalleri tam dolu olduğu için 8A grubu
elementleri elektron almaz. Ancak özel şartlar
altında Kr, Xe ve Rnʼun bileşikleri
sentezlenmiş, He ve Ne’un bileşikleri henüz
sentezlenememiştir.
• Asal gazların diğer bir özelliği de atomları
arasındaki kuvvetlerin yok denecek kadar az
olmasıdır. Atomlar arasında zayıf London
kuvvetleri (indüklenmiş dipol-indüklenmiş dipol
etkileşimi) bulunur. Bu nedenle asal gazların
erime-kaynama noktaları çok düşüktür ve
standart şartlar altında ideal gaza çok yakındır.
433
IUPAC’IN YENİ ÜRETİLECEK
ELEMENTLERİN İSMİNİ
BELİRLEDİ
• Yeni üretilecek elementlerin ismini IUPAC
belirliyor. Kural olarak; rakamların
Latinceleri birleştirildikten sonra sonuna
ium eki ekleniyor.
• LATİNCE RAKAMLAR
• 0 – nil

434
• 1 – un
• 2 – bi
• 3 – tri
• 4 – quadr
• 5 – pent
• Örneğin; 205 atom numaralı elementin adı
binilpentium olacak.

435
IUPAC
Uluslararası Temel ve Uygulamalı
Kimya Birliği
The International Union of Pure and
Applied Chemistry

436
Elementleri Tanıyalım

ÇIKMIŞ AYT SORULARI

437
C 2013-LYS2 (11.SINIF KİMYA
1.ÜNİTE 4.BÖLÜM)

438
5.BÖLÜM: YÜKSELTGENME
BASAMAKLARI

439
YÜKSELTGENME
BASAMAKLARI VE ELEKTRON
DİZİLİMLERİ

440
• Ametaller metallerle oluşturdukları
bileşiklerde elektron alarak anyon hâline gelir.
Örneğin NaCl bileşiğinde ametal olan klor 1
elektron alarak -1 yüklü iyon hâline gelir.
Ancak ametaller kovalent bağla oluşturdukları
bileşiklerde NaCl bileşiğinde olduğu gibi net
bir yüke sahip değildir. Çünkü kovalent bağlı
bileşiklerde elektron alış verişi değil,
elektronların ortaklaşa kullanımı vardır.
Örneğin ClO2, ClO3, ClF3, ClF5
moleküllerinde Cl atomlarını sırasıyla +4, +6,
+3 ve +5 elektron kaybetmiş iyonlar olarak
kabul etmek doğru olmaz.
441
• Bu nedenle bu tür olaylarda iyon yükü
yerine yükseltgenme basamağı kavramının
kullanılması daha uygundur.
• Bir atomun moleküldeki veya iyonik
bileşikteki yük sayısına yükseltgenme
basamağı (yükseltgenme sayısı) denir. İyon
yükü sadece iyonik bileşikte bulunan
iyonların yükü için kullanılabilir.
Yükseltgenme basamağı ise tüm
elementlerin, iyonik bileşiklerdeki iyonların
ve moleküler yapıdaki atomların yükleri için
kullanılabilen daha geniş bir kavramdır.
442
Atomların bileşiklerinde alabileceği
yükseltgenme basamakları elektron
dizilimi ile ilgilidir:
• Elektron dizilimi ns1 şeklinde sonlanan H
hariç 1A grubu elementleri ve geçiş
metallerinden Agʼün yükseltgenme
basamağı yalnızca +1’dir. Hʼin
yükseltgenme basamağı genellikle +1ʼdir.
Fakat metallerle oluşturduğu hidrür
bileşiklerinde -1 yükseltgenme basamağını
alır.
443
• Elektron dizilimi ns2 şeklinde sonlanan 2A
grubu metalleri ve Znʼnun yükseltgenme
basamağı +2’dir. Elektron dizilimi ns2 np1
şeklinde sonlanan 3A grubu elementlerinin
yükseltgenme basamağı +3ʼtür.
• Elektron dizilimi ns2 np2 şeklinde sonlanan
4A grubu metalleri p orbitalindeki 2
elektronunu vererek +2, değerlik
elektronlarının tamamını vererek +4;
gruptaki ametaller ise -4 ile +4 arasındaki
değerlerde yükseltgenme basamağında
bulunabilir.
444
• Elektron dizilimi ns2 np3 şeklinde sonlanan
5A grubu metalleri p orbitalindeki 3
elektronunu vererek +3, değerlik
elektronlarının tamamını vererek +5;
gruptaki ametaller ise 3 elektron alarak -3
yükseltgenme basamağında
bulunabilecekleri gibi -3 ile +5 arasındaki
yükseltgenme basamağı değerlerini
alabilir.

445
• Elektron dizilimi ns2 np4 şeklinde sonlanan
6A grubu, p orbitalindeki 4 elektronunu
vererek +4, değerlik elektronlarının
tamamını vererek +6; gruptaki ametaller
ise ayrıca 2 elektron alarak -2
yükseltgenme basamağında bulunabilir.
O’in yükseltgenme basamağı genellikle -
2’dir. Oksijen 1A ve 2A grubu
elementleriyle oluşturduğu peroksitlerde
(H2O2, Na2O2, K2O2, MgO2, CaO2 vb.) -1
ve florla oluşturduğu OF2 bileşiğinde +2
yükseltgenme basamağındadır.
446
• Elektron dizilimi ns2 np5 şeklinde sonlanan
7A grubu, p orbitalindeki 5 elektronunu
vererek +5, değerlik elektronlarının
tamamını vererek +7 değerlik alabilir. F
hariç gruptaki ametaller -1 ile +7 arasında
yükseltgenme basamağında bulunabilir. F
bütün bileşiklerinde -1 yükseltgenme
basamağındadır. Diğer 7A grubu
elementlerinin (Cl, Br, I gibi) yükseltgenme
basamağı genellikle -1ʼdir.

447
• K, Mg, Al, Cl2, O2, O3, P4, S8 gibi serbest
element durumunda bileşik yapmamış her
bir atomun yükseltgenme basamağı 0’dır.
Örneğin Cl2 molekülündeki iki Cl atomu da
0 yükseltgenme basamağına sahiptir.
• Tek atom içeren iyonlarda atomun
yükseltgenme basamağı iyon yüküne
eşittir. Örneğin K+ iyonu +1, Mg2+ iyonu +2,
O2- iyonu -2, N3– iyonu -3 yükseltgenme
basamağına sahiptir.

448
• Çok atomlu iyonlarda atomların yükseltgenme
basamakları toplamı iyon yüküne eşittir.
Örneğin SO42- iyonundaki atomların
yükseltgenme basamakları toplamı -2’dir.
Oksijenden gelen yük 4(-2)= -8ʼdir. Toplam
yükün -2 olabilmesi için S atomunun yükü +6
olmalıdır.
• Bileşiklerde atomların yükseltgenme
basamakları toplamı 0’dır. Örneğin SO3
bileşiğindeki atomların yükseltgenme
basamakları toplamı 0’dır. Oksijenden gelen
yük 3(-2)= -6ʼdır. Toplam yükün 0 olabilmesi
için S atomunun yükü +6 olmalıdır.
449
Sık Kullanılan Katyonların Sembol, Yük ve Adları

450
Sık kullanılan anyonların sembol, yük ve adları

451
Yükseltgenme Basamağı
Tanımı
• Bir taneciğin (atom ya da iyon) tek başına
veya bileşik içerisinde sahip olduğu yüke o
taneciğin yükseltgenme basamağı denir.
Bir taneciğin indirgendiği ya da
yükseltgendiği yükseltgenme
basamağındaki değişime bakılarak
anlaşılır.

452
YÜKSELTGENME BASAMAĞI
İLE İYON YÜKÜ FARKI
• İyon yükü iyonik bileşikte bulunan
iyonların yükü ve kök iyonlar için kullanılır.
• Yükseltgenme basamağı ise tüm
elementlerin, iyonik bileşikteki iyonların ve
moleküler yapıdaki atom ve moleküllerin
yükleri için kullanılan daha geniş bir
kavramdır.

453
DEĞERLİK VE
YÜKSELTGENME BASAMAĞI
(YÜK) FARKI
• Yükseltgenme basamağı ile yük aynıdır.
• Değerlik, bir atomun bağlayabileceği
hidrojen atomu sayısıdır. Değerlikte + ve –
söz konusu değildir, rakamsal değerlerdir,
yükün mutlak değeridir.
• Yükseltgenme basamağı ise taneciğin
elektriksel yüküdür.
454
• Nötr atom, verdiği elektron sayısı kadar +
yükseltgenme basamağı; aldığı elektron
sayısı kadar da – yükseltgenme basamağı
kazanır.
• Örneğin; sodyum iyonunun değerliği 1’dir,
yükseltgenme basamağı ise +1’dir.
• Bu farka çok dikkat edilmemektedir.
Değerlik, yükseltgenme basamağı yerine
de kullanılmaktadır.

455
Yükseltgenme basamakları
aşağıdaki kurallara göre
bulunur:

456
457
458
459
460
461
462
Yğkseltgenme Basamakları

ÇIKMIŞ AYT SORULARI

463
A 2021-AYT 11.SINIF KİMYA 1.ÜNİTE

464
E 2017-LYS-2 11.SINIF KİMYA 1.ÜNİTE

465
D 2017-LYS-2 11.SINIF KİMYA
1.ÜNİTE

466
D 2016-YGS 11.SINIF KİMYA
1.ÜNİTE

467
B 2016-YGS 11.SINIF KİMYA 1.ÜNİTE

468
C 2015-YGS 11.SINIF KİMYA
1.ÜNİTE

469
C 2015-YGS (11.SINIF KİMYA 1.ÜNİTE 5.BÖLÜM)

470
A 2014-YGS 11.SINIF KİMYA
1.ÜNİTE

471
C 2013-YGS 11.SINIF KİMYA
1.ÜNİTE

472
B 2012-YGS 11.SINIF KİMYA
1.ÜNİTE

473
E 2011-LYS-2 11.SINIF KİMYA
1.ÜNİTE

474
d BLOKU ELEMENTLERİNİN
YÜKSELTGENME
BASAMAKLARI

475
d Blok Elementlerinin Elektron Dizilimi
ve Beklenen Yükseltgenme Basamağı

476
• Elektron dizilimi d orbitali ile sonlanan
metaller önce son kabukta bulunan s
orbitalindeki elektronları verir ve yaygın
olarak +2 yükseltgenme basamağında
görülür. Geçiş metalleri çoğu zaman s
orbitali ve daha alt kabukta bulunan d
orbitalindeki elektronları da verir ve
beklenenin dışında yükseltgenme
basamaklarına sahip olur. Bu nedenle
geçiş metallerinde farklı pozitif
yükseltgenme basamakları vardır (Tablo).
477
• Örneğin 23V (vanadyum) metalinin elektron
dizilimi incelenirse;
V:1s22s22p63s23p64s23d3 şeklinde
23
olduğu görülür.
• Kimyasal olaylarda vanadyum önce dış
kabuktaki 4s orbitalinden 2 elektron
vererek +2 yükseltgenme basamağında
olur: 23V+2:1s22s22p63s23p63d3
• Vanadyum 4s orbitalinden 2 ve 3d
orbitalinden 3 elektron vererek +5 iyon
yükünü alabilir: 23V+5:1s22s22p63s23p6
478
d BLOĞU ELEMENTLERİ
BİRDEN FAZLA
YÜKSELTGENME
BASAMAĞINDA BULUNABİLİR
• 26 Fe:[18 Ar]4s 23d6

• 26 Fe+2:[ Ar]3d6 (yeşil)


18
• 26 Fe+2:[ Ar]4s13d5 (kırmızı)
18
• 26 Fe+3:[ Ar]3d5 (pas rengi)
18

479
İLİM ATÖLYESİ

480
ATOMUN YAPISINDA
VURGULANMASI GEREKEN
BAŞLICA ÖGELER
• Maddenin yapısı taneciklidir.
• Maddenin yapısı boşlukludur.
• Maddenin tanecikleri hareketlidir.
• Tanecikler arasında çekim kuvveti vardır.
• Tanecikler arasındaki mesafeler farklı
farklıdır.
• Taneciğin fiziksel özelliği yoktur; tanecik
hâl değiştirmez.
481
MADDENİN TANECİKLİ YAPISI
GÖZLEMLENEBİLİR Mİ?
• 30 milyon defa büyülten STM (tarayıcı
tünel mikroskobu) ile atom ve moleküller
görülebilmektedir.
• Bilgisayardaki renklendirme dışında,
görülen gerçek görüntüdür.
• Kitaplardaki molekül modelleri yanlıştır,
gerçek görüntü değildir.

482
• Atomlar yuvarlak model olarak, moleküller
de birbirine geçme modeli şeklinde
görülürler.
• Atom çapı 10–8 cm olduğuna göre, atom
mikroskopta 0,3 cm büyüklüğünde görülür.
Günümüzde çekirdek, proton, nötron,
elektron zaten görülemezler. Esirin de
görülmesi mümkün değildir. Ancak
belirtilen ispat yollarıyla varlığına delil
getirilmektedir.

483
• Göremediğimiz, mikroskop veya X
ışınlarıyla bile tespit edemediğimiz madde
de vardır. Bunlara ancak günümüzün
teknolojisi ile ulaşılmaktadır.

484
NAZZAM’IN PARTİKÜL
TEORİSİ İLE İLGİLİ 12–13 ASIR
ÖNCEKİ KEŞFİ
• Atom teorisini ilk ortaya koyan Yunan
bilginleri maddenin en küçük parçasının
atom olduğunu söylerken bir İslam âlimi
olan Nazzam, maddenin sonsuz denecek
ölçüde parçalanabileceğini söylemiş ve
günümüzün ilim adamlarından biri gibi
konuşmuştur.
485
• Bugünün partikül teorisi perspektifinden
atom altı parçacıklar düşünülerek bu
meseleye bakıldığında Nazzam’ın 12–13
asır önce, çok derin şeyler söylemiş
olduğu iddia edilebilir.

486
ATOMUN YAPISINDAKİ
KANUNLAR

487
ATOMDAKİ KANUNLAR
• ÇEKİM (CAZİBE) KANUNU: Atomun
çekirdeğinde pozitif yüklü protonlar,
etrafında ise negatif yüklü elektronlar
bulunmaktadır. Bu iki zıt değer birbirini
çekmektedir.
• MERKEZKAÇ KUVVETİ: Protonlar,
etrafındaki elektronları dağılmadan
çekebilmesi ve döndürebilmesi için,
çekirdek maddesinin çok büyük ve ağır
olması gerekmektedir.
488
Bu yüzden de protonlar, elektronlardan
yüzlerce kez daha büyüktür ve ağırdır;
çünkü etrafındaki elektronları dağılmadan
çekebilmesi ve döndürebilmesi için
protonun ağır olması gerekir. 1 elektronun
ağırlığı 1 birimdir. 1 proton ondan tam
1836 defa daha ağırdır; protonun ağırlığı
1836 birimdir.
Bu ağır cisim etrafında, hafif olan
elektronlar çok hızlı hareket etmektedirler.
Elektronlar, bu süratli dönüşleriyle
yörüngede kalmaktadırlar. Her elektronun
hızı farklı farklıdır.
489
Etrafta çok hızlı hareket etme, çekirdekte
ise ağır bir yük yüklenme vardır.
Dolayısıyla ağırlık, merkezdedir.
Çekirdeğin veya merkezi tutan ağırlığın
önemi büyüktür.
Çekirdeğe en yakın elektron en yüksek
hıza sahiptir. Çekirdekten uzaklaştıkça
elektronların hızı azalır.
Çekirdeğin etrafındaki elektronlar biraz
yavaş dönseydi, elektronlar dağılıp
gidecek ve çekirdek yok olacaktı. Bunu
koca dünya çekirdeğinin müthiş bir gürültü
ile infilak edip yok olması takip edecekti.
490
Elektronlar, dönmesi gerekenden biraz
daha hızlı dönseydi ve elektron çekirdeğe
yanaşsaydı, düzenlilik yine bozulacaktı. Bu
kanunun sosyal boyutuyla ilgili şunları
söyleyebiliriz: En iyisi konumumuzun
gereğini yerine getirmektir. Gerekli
donanımı olmadığı hâlde, olduğundan
fazla gözükerek kendilerini ülkesine hizmet
ediyor gibi gösterip çekirdeğe yanaşanlar,
bu yanaşmanın gereği olan samimi
çalışkanlığı, başka niyetleri olduğundan
dolayı sergilemediklerinden, kendilerine
zarar verirler.
491
Çekirdeğe yakın elektronlar daha hızlı
döner. Bunların yakınlığı ise uzaklık
sebebi olmuştur.
Gerekli donanımı olduğu hâlde, kendinden
beklenen hızı göstermeyenlerin durumu
ise şöyledir: Çekirdeğin cazibesi devam
ettiği, çekirdek fırlatmadığı hâlde, onlar
kendiliklerinden dağılıp giderler,
çekirdekten uzaklaşırlar. Burada
çekirdeğin de yok olması söz konusudur ki
bu çok tehlikeli ve veballi bir durumdur;
çünkü insan, iradesi olan bir varlıktır.
492
Doğrusu elektron gibi insanın da kendi
makamında olmasıdır. Olduğundan fazla
ya da noksan görünmemelidir. Aşırı alçak
gönüllülük de gururdandır.
Çekirdek çok ağır yük taşır. Elektron ise
çok rahatlıkla akıp gider. Elektronların
çekirdekten uzaklıkları, 1 mm’nin milyonda
biri kadardır. Saniyedeki hızları ise 1000
km ile 15 000 km arasında değişir. Bu
hızdaki elektronlar, çekirdek etrafında
minicik yollarında saniyede milyarlarca
defa tur atarlar.
493
Elektronların dönüş hızı her atomda farklı
farklıdır. Hızlarını hiç kesmeden dönerler.
Merkezkaç kuvvet bu dönüşle oluşur.
• İTME (DAFİA) KUVVETİ: Aynı yükler
birbirini iter. Çekirdekte birden fazla proton
bulunursa bunlar, pozitif yüklü, yani aynı
yüklü oldukları için birbirlerini iterler.
Hidrojen hariç bütün atom çekirdeklerinde
birden fazla proton bulunur.
Elektronlar da, negatif yüklü, yani aynı
yüklü oldukları için birbirlerini iterler.
494
• NÜKLEER KUVVET (BAĞLANMA
ENERJİSİ): Çekirdekteki nötronlar,
protonların birbirlerini itmelerini önleyerek
bağlayıcı rol oynarlar. Bu da protonlar,
nötronsuz bir arada bulunamazlar
demektir. Bunun tersi de söz konusudur;
nötronlar da her zaman protonlara
muhtaçtırlar; çünkü onlar da tek başlarına
kaldıkları zaman 13 dakikada yarısı
bozulmaya uğrayarak proton ve elektron
çıkartırlar. Nükleer kuvveti kavramak için
nötronların özelliklerini görelim:
495
Çekirdekteki nötronlar, elektrik bakımından
yüksüzdür. Yüksüz oldukları için bir madde
içinde uzun yol alabilirler. Bu ağır parçalar,
ağırlıklarına göre süratlenirler. Hızları, ışık
hızından saniyede birkaç km’ye kadar
değişir. Nötronların bazıları çok ağırdır; bu
ağırlıklarından dolayı öyle hız
kazanabilirler ki, en kesif maddelerin bile
bir tarafından girip öbür tarafından çıkarlar.

496
Nötronlar bu süratle, 30 cm kalınlığındaki
demir ve kurşundan bile geçebilirler.
Ancak atom çekirdeğiyle çarpışmalarında
enerjilerini kaybederler.
Kuş havada ne kadar rahat uçuyor veya
balık denizde ne kadar rahat yüzüyorsa,
nötronlar da o hız sayesinde o kadar rahat
hareket ederler.
Bu özellikleri taşıyan nötronlar, çekirdek
içinde, enerjilerini, protonları bir arada
tutmak için kullanırlar.

497
Hidrojen hariç bütün atom çekirdeklerinde,
mutlaka nükleer enerji bulunur. Hidrojen
atomunun çekirdeğinde proton 1 adet
olduğundan, hem nötrona hem de nükleer
enerjiye ihtiyaç yoktur.
Einstein, çekirdekteki nükleer enerjiyi
E=mc2 formülü ile açıklar. Formüldeki m
maddenin kütlesi, c ışık hızı, E ise
enerjidir. Nükleer reaksiyonlarda, atom
numarası ve kütle numarası
korunmaktadır; bu durum kütlenin
korunduğu anlamına gelmez. Nükleer
reaksiyonlarda kütle kaybı olur.
498
Hidrojen dışındaki bütün atomların, bir
tartılan kütlesi bir de hesap edilen kütlesi
vardır. Tartılan kütle, mutlak surette her
zaman daha az çıkmaktadır. Bu azalan
miktar kadar madde, daha ilk oluşumda,
hidrojen hariç tüm atomların çekirdeğinde,
enerjiye dönüşmüştür. İşte bu enerji,
nükleer enerjidir.
Olay, saatin kurulup bırakılması gibi de
değildir: Protonların birbirlerini itmemeleri
için başlangıçta maddenin enerjiye
dönüşmesiyle başlayan görevi, nötronlar
her an sürdürmektedirler.
499
• ZIT SPİNDEN DOLAYI ORTAYA ÇIKAN,
ELEKTRONLARI BİR ARADA TUTMAKLA
GÖREVLİ KANUN: Hidrojen hariç, bütün
atomlarda birden fazla elektron vardır.
Elektronlar, negatif yüklü, yani aynı yüklü
oldukları için birbirlerini iterler. Bu durumda
her iki elektrondan birisinin saat yönünde,
diğerinin ise saat yönünün tersi istikamette
dönmesi; elektronların birbirlerini itmelerini
önleyerek bir arada kalmalarında rol
oynar. Zıt spin, farklı yönde dönüş
demektir.
500
EVRENDEKİ KANUNLARIN
DEĞİŞMEDİĞİ
GÖRÜLMEKTEDİR
• En büyük âlemdeki en büyük sistemlerdeki
itme ve çekme kanunları ile en küçük atom
parçacıklarındaki kanunlar aynıdır. Eğer
bu tür kanunlar değişseydi, hiçbir ilim
inkişaf edemez ve kanunlar belirli, kararlı
olamadığından hiçbir formülden, sabit
sayıdan vb. hususlardan bahsedilemezdi.
İlimlerin meydana gelmesi, bu değişmez
kananlar vasıtasıyla olmaktadır.
501
GÜNEŞ SİSTEMİ İLE ATOM
YAPISI ARASINDAKİ
BENZERLİKLER
Bir kısım kürelerin güneşin etrafında
peykler hâlinde sürekli dönmeleri gibi
elektronlar da atom çekirdeğinin
etrafında hareket etmekte ve
dönmektedirler.
502
Güneşin büyüklüğüne nazaran dünya
ile olan uzaklık mesafesi ne ise, atom
çekirdeğinin küçüklüğüne nazaran
elektronlar arasındaki uzaklık mesafesi
de aynıdır.

Elektronların hızı, çekirdeğe olan


uzaklıklarına göre değişir. Güneşe en
yakın gezegen en fazla hıza sahip
olduğu gibi çekirdeğe en yakın elektron
da en yüksek hıza sahiptir. 503
Elektronların öz kütlesi, çekirdeğe olan
uzaklıklarına göre değişir. Güneşe en
yakın gezegen en fazla öz kütleye
sahip olduğu gibi çekirdeğe en yakın
elektron da en büyük öz kütleye
sahiptir. Dünyada en çok bulunan
element demirdir. Güneşe bizden daha
yakın olan gezegenlerin öz kütlesi
demirden fazladır. Güneşe bizden daha
uzak olan gezegenlerin öz kütlesi ise
demirden azdır. 504
ATOMUN YAPISINDA VE
YILDIZLARDA AYNI KANUN
GEÇERLİDİR

505
• KÜTLESEL ÇEKİM KUVVETİ: Gezegenlerdeki
kanundur.
m1 x m2
F= G
r2

• COULOMB (KULOMB) ÇEKİM KUVVETİ:


Atomdaki kanundur.
q1 x q2
F= k r2

• G ve k sabit sayıdır. F, çekim kuvvetidir; birimi


Newton (N)’dur. r, uzaklıktır. m gezegenlerin
kütlesi, q ise elektron ve protonun yüküdür.
506
ATOMDA KİMYASAL BAĞ
DIŞINDAKİ ÇEKİMLER
• Atom yapısında, her şey zıddıyla
dengelenmiştir:
a) Protonların birbirini itmesi nükleer
kuvvetle (bağlanma enerjisi)
dengelenmiştir.
b) Elektronların birbirini itmesi zıt spinli
dönüşle dengelenmiştir.
c) Protonla elektronun birbirini çekmesi
merkezkaç kuvvetiyle dengelenmiştir.
507
• Atomun yapısında eşit sayıda proton (+)
ve elektron (–) olmasıyla denge
sağlanmıştır.
• Proton ile elektron birbirini çeker.
Elektrondaki merkezkaç kuvveti bu çekimi
zıt yönde dengeler.
• Elektronlar, atom çekirdeği etrafında
ikişerli dolanırlar. Biri saat yönünde, diğeri
ise saat yönünün tersi yönde döner.
Böylece elektronlar da, kendi aralarında
eşlenmiştir.

508
• Kâinatın herhangi bir noktasında bir
partikül yaratılınca onunla birlikte zıt ikizi
de meydana gelir. Elektronun zıt ikizi
pozitron, protonun zıt ikizi anti proton,
nötronun zıt ikizi anti nötron, nötrinonun zıt
ikizi anti nötrinodur.
• Proton ve nötronun meydana geldiği kuark
adı verilen partiküller de çiftler hâlindedir:
Yukarı kuark–aşağı kuark, üst kuark–alt
kuark, tuhaf kuark–tılsım kuark.

509
• Bildiğimiz atomun yapısına karşılık olarak;
çekirdeği negatif, elektronu pozitif olan
atomlar da vardır. Bu atomlardan oluşan
madde; maddenin zıt eşi veya anti madde
olarak adlandırılır. Anti madde bazı yıldız
sistemlerinde bulunmaktadır.
• Elektriğin de pozitif ve negatif olmak üzere
iki cinsi vardır.

510
IŞINLARIN ENERJİSİNİN
DALGA ÖZELLİĞİ

511
MADDENİN (IŞIĞIN) İKİ
KARAKTERİ
1. TANECİKLİ YAPI
2. DALGA KARAKTERİ
• Atom ve daha küçük boyutlara inildiğinde
maddenin tanecik özelliğinin yanı sıra
dalga özelliği de deneylerle
gözlemlenebilir.
• Işık da madde gibi hem tanecik hem de
dalga özelliğine sahiptir.
512
IŞIĞIN TANECİKLİ YAPISI
• Işığın tanecikler hâlinde yayıldığını ilk
ortaya koyan Newton’dur.

513
IŞIĞIN DALGA ÖZELLİĞİ
• Işığın dalga teorisi hemen kabul edilmedi;
çünkü bazı bilim insanları, ışık dalga
hareketi şeklinde dağılsaydı dalgalar
köşeli engellerin çevresinde büküleceğini
ve bunun sonucunda da köşelerin
çevresini görebileceklerini düşünüyorlardı.
Günümüzde ışığın köşeli engellerin
çevresinde büküldüğü bilinmektedir
(kırınım), ancak ışık dalgaları kısa dalga
boylu olduğundan kırınım gözlemlenemez.
514
ELEKTROMANYETİK
IŞIMANIN DALGA VE
PARÇACIK ÖZELLİĞİ

515
• Işık, elektromanyetik ışımanın gözle
görülen bölümüdür.

516
MADDENİN DALGA
KARAKTERİ
• Atom ve daha küçük boyutlara inildiğinde
maddenin tanecik özelliğinin yanında
dalga özelliği de deneylerle
gözlemlenmektedir.
• Mesela; atomdaki elektron ispat edilirken
elektronun dalga özelliğinden yararlanılır.
• CD üzerinde ışığın kırılmasıyla görülen
gökkuşağı renkleri, elektromanyetik
ışımanın dalga girişimine örnektir.
517
SEMANIN MEKFUF MEVC
OLMASI
• Mevc, dalga demektir.
• Mekfuf kelimesinin değişik anlamları
vardır. Her bir anlam dalganın farklı bir
yönünü, değişik bir özelliğini, ayrı bir
karakterini açıklar.
• Sema, mekfuf mevc özelliğine sahiptir.
• Sema; dalgaları kararlaşmış,
durgunlaşmış, sakin hâle gelmiş bir
denizdir.
518
DALGANIN
ÖZELLİKLERİNDEN BAZILARI:
KARARLAŞMAK,
DURGUNLAŞMAK, SAKİN
HÂLE GELMEK
• Evren, dalgalardan meydana gelmiş bir
denizdir. Kararlaşmak, durgunlaşmak,
sakin hâle gelmek; dalganın başlıca
özelliklerindendir.
519
SCHRÖDİNGER,
KARARLAŞMIŞ
DALGALARDAN SÖZ EDER
• Kuantum mekaniğine göre belli bir hıza
sahip olan her kütleye karşılık olan bir
dalga vardır.
• Dalga boyu Broglie'nin ortaya koyduğu
denklemle hesaplanabilir.
• Mesela; 1 cm/s hıza sahip bir elektron
dalgası yaklaşık 7 cm boyundadır.
520
• Hız arttıkça dalga boyu kısalır.
• Daha karmaşık sistemlerde dalga
özellikleri, Schrödinger’in bulduğu
“Schrödinger denklemi” ile ifade edilir.
• Schrödinger, kararlaşmış dalgalardan söz
eder.

521
Broglie (1892–1987) ve
Schrödinger (1887–1961)
Kimdir?
• Broglie, 1929 yılı Nobel ödülü sahibidir.
Fransız fizikçidir.
• Schrödinger, kuantum mekaniğine olan
katkılarıyla, özellikle de 1933'te kendisine
Nobel ödülü kazandıran “Schrödinger
denklemi” ile tanınır. Avusturyalı fizikçidir.

522
DALGA ÖZELLİKLERİNİN
FAZLASINI ÖĞRENMEMİZ
YASAKLANMIŞTIR
• Mekfuf kelimesinin bir manası da “yasak
edilmiş veya menolunmuş” demektir.
• Mekfuf mevc, yasak edilmiş dalga
anlamındadır.
• Kuantum mekaniğinde dalga
özelliklerinden en önemlisi; dalganın
konum ve momentum bilgilerinin, belli bir
sınıra kadar ölçülebilir olmasıdır.
523
• Dalga özelliklerinin daha fazlasını
öğrenmemiz yasaklanmıştır. Fiziksel
olarak da bu zaten mümkün değildir. Buna
“Heisenberg belirsizlik ilkesi” denir.
• Bu özellik aynı zamanda, mutlak
determinizmi reddeder ve kader gerçeğine
kapı aralar.

524
Süper Sicim Teorisi (Superstring
Teorisi)
• “Süper sicim teorisi” veya uluslararası
ismiyle “superstring teorisi” maddenin
dalga özelliği ile ilgilidir. Bu teoriye göre
maddenin en temel özellik parçacığı
sicimlerdir. Kütle ve elektrik yükü gibi
özellikler, sicimlerin belli salınımları ile
ortaya çıkar. Dolayısıyla bir dalga hareketi
söz konusudur. Sicim teorisi; açık sicim ve
kapalı sicim olmak üzere iki ana gruba
ayrılır.
525
AÇIK SİCİM TEORİSİ VE
KAPALI SİCİM TEORİSİ
• Açık sicim teorisine göre, sicimlerin uçları
hem birleşebilir hem de ayrılabilir. Kapalı
sicim veya açık bir sicim şekli olabilir.
• Kapalı sicim teorisinde ise sicimin
açılabilme özelliği yoktur. Her zaman
kapalı bir halka görünümündedir. Zaten
mekfuf kelimesinin bir diğer anlamı da
“kulplarından sıkıca bağlanıp heybe gibi
asılmış” demektir.
526
• Düğümün açılıp kapanabilme özelliği göz
önünde tutulduğunda, açık sicim teorisinin
tercih edildiği düşünülebilir.

527
DÜRÜLMÜŞ DALGA KARAKTERİ
(ÜÇ BOYUT DIŞINDAKİ DİĞER
BOYUTLARIN ÜÇ BOYUT
İÇİNDEKİ DÜRÜLMÜŞLÜĞÜ)
• Mekfuf kelimesi, “dürülmüş” anlamına da
gelmektedir. Süper sicim teorisi için üç
boyut (buut) yeterli değildir, ek boyutlar
gerekmektedir. Ek boyutlar, dürülmüş bir
vaziyette bildiğimiz üç boyutta gizlenmiştir.
Bu görüş, bu konudaki en yaygın
yorumdur.
528
• 3 boyutlu bir âlemde yaşamaktayız.
• 4. boyut, itibari hat dediğimiz zamandır.
İçine zamanı da alan 5. boyut da vardır.
Zaman, itibari bir şeydir; hakiki vücudu
yoktur. Zamana değer, hayatiyet ve
canlılık kazandıran şey, o zaman zarfı
içinde yapılan işlerdir.
• Einstein, hem bu boyutlardan hem de 6.
boyuttan söz etmiştir. Einstein’ın iddia
ettiği bu 6. boyut, seyr ü seyahat olarak
bilinir.
529
• Mekfuf kelimesinin “dürülmüş” anlamında
da; maddenin dalga karakterine, süper
sicimlere ve 3 boyut dışındaki diğer
boyutlara çarpıcı bir işaret görülmektedir.
• Süper sicim teorisi, 1915 yılında Einstein
tarafından bulunan bir teoridir.
• Diğer âlemde insanın görmesi ise belki
100 boyutlu olacaktır. İnsan öbür dünyada
bir şeyi aynı anda 100 boyutlu olarak
görüp hissedebilecektir.
530
• Sonuç olarak kuantum mekaniğine göre,
evrendeki her bir zerreye karşılık gelen bir
dalga vardır. Evren, bu dalgalardan
meydana gelmiş bir denizdir.

531
NİELS BOHR (1885–1962)’UN
RÜYASI VE “BOHR ATOM
MODELİ”NİN KEŞFİ
• Niels Bohr, Danimarkalı bilim adamıdır.
• Bohr Atom Modeli’ni 1919 yılında ortaya
sürmüştür.
• 1922 yılında Nobel ödülü almıştır.
• Niels Bohr’un kendi adıyla anılan “Bohr
Atom Modeli” bir rüya ile ortaya çıkmıştır.
532
• Bohr’un rüyası şöyleydi: “Bohr, güneşin
kızgın gazlarla dolu merkezinde
duruyordu. Gezegenler de ince ipliklerle
bağlı oldukları güneşin etrafında
dönüyorlardı. Her gezegen Bohr’un
yanından geçerken bir düdük çalıyordu.
Sonra kızgın gazlar soğuyup katılaştı.”
• Bu rüya Bohr’un güneş sistemi ile atomun
yapısı arasında benzerlik düşünmesine
vesile olmuştur.
• Böylece “Bohr Atom Modeli” bir rüya ile
başlamış oldu.
533
• Bohr’un rüyası, Bilim ve Teknik Dergisi’nin
Ağustos 1972 sayısının 8. sayfasında
“Rüya Görerek Başarıya Ulaşın” yazısında
yayımlanmıştır.
• Bohr’un rüyasında olduğu gibi sadık
rüyalarla ortaya çıkan bilimsel buluş ve
keşifler, hem ruhun hem de kaderin
varlığına delil teşkil eder.
• Birçok keşif ve buluşun temelinde sadık
rüyada verilen mesajlar vardır.
534
RÜYASINDA NİELS BOHR’UN
“BOHR ATOM MODELİ”Nİ
KEŞFİ BİR ANDA ULAŞILAN
BAŞARIDIR
• İlmî çalışmalarda başarıya ulaşmada iki
yol vardır:
• Birincisi; düşünmek, ezberlemek, fikri
çalıştırmaktır. Bu; zamanla olanıdır.

535
• İkincisi; sezgi adını verdiğimiz bir anda
ulaşılan başarıdır. Bu da iki kısımdır: Birisi
gayret gösterme sonucunda ilhamla olanı,
diğeri de o branşta çalışmadan ilhamla
olanıdır.
• Gayret gösterme sonucunda ilhamla olanı,
çalışma ve tecrübe ile ama çalışma
sonucu değil de farklı bir zamanda ele
geçer. Rüyada Kekule’nin benzen
halkasını keşfetmesi, Bohr’un da atom
modelini bulması buna örnektir.
536
• Bir anda ulaşılan başarının ikincisi, o
branşta çalışmadan gelen ilhamdır.
Herkes potansiyel olarak buna açık var
edilmiştir. Bu yolda; peygamberler,
doğruluktan şaşmayan akıl sahipleri ve
temiz duygu, temiz düşünce taşıyan kalp
sahipleri vardır. Bu başarı; mevhibeiilahiye
olarak verilir.

537
ESİR İLE İLGİLİ BİLDİKLERİMİZ
• 19. asrın sonları ve 20. asrın başlarında
bilim dünyasının yoğun bir şekilde tartıştığı
esirin varlığı konusunda günümüzün bilim
adamları arasında birlik olduğu
söylenebilir. Yine de bazı kişilerin kabul
etmediğini söyleyebiliriz.
• Esir, atomdan çok küçüktür. Esirin de
zerreleri vardır. Günümüzün bilinen en
küçük parçacığı, esirin zerreleridir.

538
• Önce esir, sonra atom var edilmiştir. Atom
esirden yapılmıştır. Atomun yapı taşları
esirdendir.
• Esir, atomların tarlasıdır. Esiri bir deryaya
benzetirsek onda yüzen varlıklar; atomlar,
moleküller, iyonlar, formül–birimler ve
galaksiler olur. Yeryüzü de esir denizinde
yüzen bir gemi gibi düşünülebilir.
• Esir, su gibi akıcıdır. Hava gibi nüfuz
edicidir. Esirin nüfuz etmediği madde
yoktur.
539
• Isı, ışık, elektrik ve sesin yayılması esirin
varlığını gösterir; çünkü boşlukta bunların
yayılması düşünülemez. Dolayısıyla uzay
boşluğu yoktur. Uzayın derinlikleri,
sonsuza kadar uçsuz bucaksız bir boşluk
değil; uzay, kesinlikle esir maddesiyle
doludur. Gezegenler arasındaki çekme ve
itme kanunları da ancak esirin varlığıyla
açıklanabilir. Yine uzay boşluğu dışındaki
her çeşit boşlukta da esir vardır.
540
• Atomların yapı taşı birdir. Proton, nötron
ve elektronun farklı adetlerinin bir araya
gelmesiyle farklı atomlar ortaya çıkıyor.
Bunun gibi proton, nötron, elektron ve
diğer atom altı parçacıklarının da aynı yapı
taşının farklı adetlerinin bir araya
gelmesiyle ortaya çıktığını söyleyebiliriz.
• Buz ile su buharının birleşmesinden su
oluşabiliyor. Bunun gibi atom içinde de
birleşmeler, dönüşümler ve eşitlikler
gerektiğinde oluyor.
541
TANECİK DÖNÜŞÜMLERİ,
ENERJİ VE ESİR İLİŞKİSİ
• Bu birleşme, dönüşüm ve eşitliklerden
bazıları şunlardır:
• Proton + Elektron → Nötron
• Nötron → Proton + Elektron
• Bu durum bize hem esir maddesinin enerji
ile ilgili olduğunu ispat eder hem de
atomdaki taneciklerin yapı taşının aynı
olduğu konusunda fikir verir.
542
• Esirde büyük bir enerji olduğu
düşünülüyor.
• Kandiller bir zaman zeytinyağı ile yakılır.
Sonra petrol ve elektrik enerjisi devreye
girer. Petrolün devrinin bitmesi yakın
görünüyor. Yer ve gök hazinelerinin
üstündeki perdenin kalkacağı ve yeni
enerji kaynaklarının açılacağı bir dönem
beklenmektedir. O dönemin ulaşım
vasıtaları temiz enerjiyle veya enerjiye bile
lüzum görülmeden çalışacaktır.

543
• Maddenin 4 hâli olduğu gibi esirin de
hâlleri vardır.
• Maddenin hâllerinde formül aynı kalmakla
beraber isimler ve görünüşler farklı oluyor.
Su buharı, su, buz örneğinde olduğu gibi
gaz, sıvı ve katı üç tür maddenin de
formülü H2O’dur.
• Bunun gibi esir maddesi de esir kalmakla
beraber, diğer maddeler gibi farklı şekil
alabilir ve ayrı suretlerde bulunabilir.

544
• Hem madde esirden yapılmıştır hem de
madde içinde esir vardır.
• Esirin farklı şekillerinden bir kısmı tartı ve
ölçüye gelir, bir kısmı ise tartı ve ölçüye
gelmez. Demek ki ölçülemeyen de bilim
oluyor. Esir, tartı ve ölçüye gelmeyen
ortamları da oluşturur. Esir; madde ve
mana âlemlerinin arasında bir yapıya
sahiptir. Bu nedenle esir maddesi, manevi
varlıkların da yaşama ortamı olarak
düşünülebilir.

545
• Demek ki bilimin konusu maddeyle sınırlı
değildir; metafizik de bilim kabul
edilmelidir. Esir ruha yakın bir yapıda olup
vücudun en zayıf mertebesidir. Esirle ilgili
ortaya çıkacak ispatlar, bizi, din ile ilmin
buluştuğu noktalara götürebilir.
• Maddenin % 96’sını oluşturan ve
günümüzde bilinmeyen madde olan
karanlık maddenin esir olabileceği
düşünülmektedir.

546
ATOM ALTI PARÇACIKLAR
ESİR MADDESİNDEN
YAPILMIŞTIR
• Atom altı parçacıkların temeli esir
maddesidir.
• Esir maddesi atom altı parçacık olduğu
gibi diğer atom altı parçacıklar da
esirden yapılmıştır.

547
HİGGS PARÇACIĞI (HİGGS
BOZONLARI): KEŞFEDİLMEMİŞ
ATOM ALTI PARÇACIK
• Higgs parçacığı (Higgs bozonları),
günümüzdeki madde kuramının henüz
keşfedilmemiş taneciğidir. Higgs bozonları
atom altı parçacıklardandır.
• Higgs bozonlarının esir olabileceği
düşünülmektedir.

548
• Cenevre’de Avrupa Nükleer Araştırma
Merkezi (CERN)’ün yerin altındaki büyük
laboratuarına dünyanın en büyük süper
iletken mıknatısı indirilmiştir. Mıknatıs,
Büyük Hadron Çarpıştırıcısında (LHC)
“parçacık çarpıştırma deneyi” için
kullanılacaktır. Büyük Hadron
Çarpıştırıcısının niçin inşa edildiğini tek bir
cümleyle yanıtlarsak bu yanıt “Higgs
bozonlarının keşfedilmesi amacıyla inşa
edildiği” şeklinde olacaktır.
549
• Higgs kelimesinin sözlük anlamı “çok
büyük bir sıçrama” demektir.

550
AVRUPA NÜKLEER ARAŞTIRMA
MERKEZİ (CERN)’DEKİ YÜZYILIN
DENEYİ
• CERN (Sörn), Cenevre’dedir.
• CERN’de 2008 yılının eylül ayında büyük
bir deney gerçekleştirilmiştir.
• CERN’de görevli bilim adamlarının bazıları
Türk bilim adamıdır. Ancak CERN’e üye
değildirler.
551
• Big Bang (Büyük Patlama) teorisine göre
madde zaten hem ezelî (öncesiz) değildir;
bir başlangıçtan itibaren vardır hem de
hesap edilebilen belli bir süre sonra son
bulacaktır.
• Maddenin başlangıcının olduğu, başka bir
ifade ile maddenin belli bir başlangıçtan
itibaren var edildiği konusu, CERN’deki
deneylerin sonucunda deneysel olarak da
ispat edilecektir.
552
• İlk var edilişin nasıl olduğunu tam olarak
bilemeyiz; çünkü göklerin ve yerin
yaratılışına şahit tutulmadık.
• Zamanı geriye götürüp bu gerçeğe şahit
olma konusu ileride akıldan uzak değildir.
• Big Bang teorisi 1920’li yıllarda aynı
zamanda matematikçi ve fizikçi olan
Belçikalı bir rahip tarafından öne
sürülmüştür.

553
• Günümüzde Big Bang teorisi bütün ilim
dünyası tarafından kabul edilen bir teoridir.
• 800’lü yıllarda Kindi evrenin belli bir
başlangıçtan itibaren var edildiğini
belirtmiştir, felsefeci olduğundan teorik
planda kalan Kindi’nin bu görüşünü
kendinden1200 yıl sonra bilim insanları
ispatladılar.
• Evren hızla genişlediğinden bir
başlangıcının olduğu sonucuna varılıyor.
Genişleme hızı sürekli hızlanıyor.
554
• Büyük Patlama 13,8 milyar yıl önce oldu.
• Max Planck, evrenin 10-43 saniyede
meydana geldiğini ispatlamıştır, o
noktadan itibaren zaman bitiyor, zaman o
noktada yaratılmıştır, bunu böyle anlamak
lazımdır, o noktadan itibaren de zaman
sürekli genişliyor. Evrende 2 trilyondan
fazla galaksi vardır, bizim galaksimiz
Samanyolu onlardan yalnız biridir.
• Zamanın bu en küçük dilimi Planck sabiti
olarak bilinir.
555
• Nesne hızlandıkça zaman yavaşlar, ışık
hızına erişince adeta zaman duracak
duruma gelir.
• Evren 6 günde yaratıldı deniliyor. 13,8
milyar yıl önce yaratıldığına göre 13,8’i
6’ya bölersek 2,3 eder, her bir gün 2,3
milyar yıl oluyor.
• Bilimsel kanıtlara göre Dünya 4,6 milyar
yaşındadır. Bilimsel veriler ile
Kitabımızdaki Dünya 2 günde yaratıldı
ifadesi örtüşüyor.
556
ATOM ALTI PARÇACIKLAR DA
ESİRDEN YAPILMIŞ OLABİLİR
• Esir maddesi atom altı parçacık olduğu
gibi diğer atom altı parçacıklar da esirden
yapılmış olabilir.

557
BİG BANG (BÜYÜK PATLAMA)
TEORİSİ
• Big Bang (Büyük Patlama) Teorisi basitçe
şöyle özetlenebilir: 13,7 milyar yıl önce
evren bir nokta olarak var edildi ve
genişletildi. Bu teoriye göre evrenin bir
başlangıç noktası vardır. Bu başlangıç
noktasından önce madde ve zaman
yoktur.
• Evrenin başlangıç noktası denildiğinde,
noktanın boyutunun olmadığı bilinmelidir.
558
• Var ediliş ve genişleme, bir emirle
başlamıştır ve devam etmektedir.

559
ZIT İKİZ ATOM ALTI
PARÇACIKLAR
• Kâinatın herhangi bir noktasında bir
partikül yaratılınca onunla birlikte zıt ikizi
de meydana gelir.
• Elektronun zıt ikizi pozitron, protonun zıt
ikizi anti proton, nötronun zıt ikizi anti
nötron, nötrinonun zıt ikizi anti nötrinodur.

560
KUARK ADIYLA BİLİNEN ATOM
ALTI PARÇACIKLAR
• Kuarklar; proton ve nötronları oluştururlar.
• Kuark adı verilen partiküller de çiftler
hâlindedir: Yukarı kuark–aşağı kuark, üst
kuark–alt kuark, tuhaf (garip) kuark–tılsım
kuark.
• Kuarklar; hem elektromanyetik kuvvet,
zayıf kuvvet ve nükleer kuvvetin ortaya
çıkmasına sebeptir hem de bunların
etkilerini duyarlar.
561
ANTİ MADDE ADIYLA BİLİNEN
ATOM ALTI PARÇACIKLAR
• Bildiğimiz atoma karşılık olarak çekirdeği
negatif, elektronu pozitif (pozitron) olan
atomlar da vardır. Bu atomlardan oluşan
madde; maddenin zıt eşi veya anti madde
olarak adlandırılır.
• Sebepler dünyasında her şeyin çift
yaratılmış olmasını, anti madde ile evren
bazında da görmüş oluyoruz.
562
• Madde, enerjinin yoğunlaşmış şekli olarak
da tarif edilebilir ve tekrar enerjiye
dönüşebilir.
• Fisyon ve füzyon reaksiyonlarında,
kütlenin binde bir, on binde bir gibi çok
küçük bir kısmı enerjiye dönüşür. Geri
kalan kısmından ise başka element oluşur.
• Anti madde, kuantum mekaniğinin en sırlı
konularındandır.
• Dünyada anti madde yoktur.
563
• Anti maddenin varlığı CERN’de tanecik
hızlandırıcılarda ortaya konulmuştur. Atom
altı parçacıkların ışık hızına yakın hızda
parçalanmasıyla CERN’de çok küçük
miktarda bir görünüp bir kaybolan anti
madde ispatlanmıştır.
• Anti madde bazı yıldız sistemlerinde
bulunmaktadır.
• Evren var edildiğinde, eşit miktarda madde
ve anti maddenin yaratıldığı tahmin
edilmektedir.
564
ANTİ MADDE NİÇİN BİR
GÖRÜNÜP BİR
KAYBOLUYORDU? (DÜNYADA
ANTİ MADDE NEDEN YOKTUR?)
• Beta bozunmasında, nötron protona
dönüşür ve dışarıya bir elektron ile bir anti
nötrino denilen tanecik neşrolunur.
• Nötron → Proton + Elektron + Anti nötrino
• Bazı nadir izotoplarda ise çift beta
bozunması görülür.
565
• Çift beta bozunmasında, nötronların ikisi
birden aynı anda bozunur. İki protona
dönüşür. Bu esnada iki elektron ile iki anti
nötrino yayılır.
• Çift beta bozunmasının farklı bir
versiyonunda ise anti nötrino oluşmaz.
• Beta bozunmasında dışarıya bir anti
nötrino neşredilir. Çift beta bozunmasında
ise dışarıya iki anti nötrino neşredilir. Bu;
bir nötronda bir anti nötrino bulunduğu
anlamına gelir.
• 2Nötron → 2Proton + 2Elektron
566
• Çift beta bozunmasının farklı versiyonunda
oluşan anti nötrino çekirdekten dışarı
çıkamadan, çekirdekteki bir başka nötron
tarafından absorbe edilir. Bizim bunu
gözlemimiz, anti nötrinonun bir görünüp bir
kaybolması şeklinde olur. Buna, anti
nötrinonun gizlenmesi de diyebiliriz.
Dünyada anti maddenin olmayışı, anti
maddenin gizlenmesinden dolayı olabilir.
Şayet böyleyse; nötronun yapısında
gizlenmiş anti nötrino maddenin temel
parçacıkları arasında ayrı bir yer alacaktır.
567
• Anti madde, tanecikler arasında müstakil
olarak mevcut değildir.
• Anti madde, evrenin başlangıcında yüksek
sıcaklık şartlarında mevcuttu.

568
DÜNYADA NİÇİN ANTİ MADDE
YOKTUR?
• Anti madde ile madde birbirine temas
ettiğinde her ikisi de büyük bir enerji açığa
çıkararak ortadan kaybolurlar.
• Madde ile anti madde karşılaştığında;
maddenin %100’ü enerjiye dönüşür. Bu,
patlayan bir hidrojen bombasının
bıraktığının 143 katı fazla enerji demektir.
• Şayet dünyada anti maddenin gizlenmesi
olmasaydı dünya olmayacaktı.
569
ELEKTRON İLE POZİTRON
BİRBİRİNİN ANTİ MADDESİDİR
• Elektron ve pozitron arasındaki temas
neticesinde, 511000 elektron volt gibi
enerjiye sahip gama ışınları meydana
gelir.
• Elektronun (madde) atom numarası –1,
kütle numarası 0’dır. Pozitronun (anti
madde) atom numarası +1, kütle numarası
0’dır.
570
• İkisini topladığımızda atom numarası da
kütle numarası da 0 olan gama ışını oluşur
ve enerji açığa çıkar.

571
ATOM ALTI TANECİKLERİN DİLİ
• Atom altı tanecik araştırmalarında daha
derinlere inildikçe, çok küçük kütleli,
kütlesiz, çok hızlı ve çok kısa ömürlü
taneciklerin varlığı bize şunları
düşündürüyor:
• Madde her an, sanki varlık–yokluk
sınırından ve hatta yokluktan var ediliyor.
• Atom altı dünyası sabit ve hareketsiz
değildir. Var edildikten sonra kendi hâline
bırakılmamıştır.
572
• Bu kadar küçük, hızlı, her an oluşan ve
başka şeylere dönüşen bu kadar çok
taneciğin var edilmesi bizim, büyüklüğü,
ilmi, hesabın inceliğini ve sonsuzluğu
anlamamız içindir.

573
ETER VE ETER ALTI ADIYLA
BİLİNEN ATOM ALTI
PARÇACIKLAR
• Küçük alem diyebileceğimiz atom altı
partiküller, değişik çevrelerde eter, eter altı
gibi adlarla da anılmaktadır.
• Eteri bazıları kabul eder, bazıları kabul
etmez.

574
MUON ADIYLA BİLİNEN ATOM
ALTI PARÇACIK
• Uzaydan dünyaya gelen muon adı verilen
parçacıklara da atom altı parçacık
denebilir.

575
KARANLIK MADDE
• Maddenin % 96’sının ne olduğu
günümüzde bilinmiyor. Buna karanlık
madde denilmektedir.

576
KARANLIK ENERJİ VE KARANLIK
MADDE
• Bir görüşe göre de maddenin bilinmeyen
% 96’sının; % 70’i karanlık enerji, % 20’si
ise karanlık maddedir.
• Evrendeki maddenin sadece % 4’ünün ne
olduğu bilinmektedir.
• Varlığın gözlemlediğimiz kısmı; bütününe
göre çok azı, ufak bir parçasıdır.

577
• Atom altı parçacıklarla ilgili ortaya konan
günümüzün partikül teorisi, perdenin
arkasında daha nice varlıklar olabileceğini
kanıtlamaktadır.

578
FOTON (IŞIK PARÇACIĞI),
ÖZELLİKLERİ VE GÖREVİ

• Foton, evrenin en hızlı parçacığıdır.


Kütlesiz ve elektrikçe yüksüzdür. Saniyede
300 milyon km yol alır.
• Fotonun görevi, güneşteki enerjiyi
dünyaya taşımaktır.
• Elektromanyetizmanın taşıyıcısıdır.
• Elektrik yüklü parçacıklar üzerine etkir.
579
FOTONUN MEYDANA GELİŞİ
• İlk var edildiği yer güneşin merkezidir.
Güneşin merkezindeki sıcaklık 15 milyon
°C’tır.
• Güneşin merkezinde var edilen her bir
foton ilk başta yüksek enerjiye sahiptir.
• Fotonlar güneşin merkezindeki
çarpışmalar sonucunda soğur. Böylece
farklı özellikte, düşük enerjili birçok değişik
foton meydana gelir.
580
• Güneşten çıkan foton, yaklaşık 8,5
dakikada dünyaya ulaşır.
• Foton çeşitlerinden zararlı olanları,
dünyamıza ulaşamaz. Ozon tabakası,
bunları tutmakla görevlidir.
• Güneşte füzyon sonucu 4 adet hidrojen
çekirdeğinden, 1 adet helyum çekirdeği
oluşur ve 2 adet pozitron meydana gelir.
Böylece her saniye 564 milyon ton H
(hidrojen) elementi, He (helyum)
elementine dönüşmüş olur.
581
• Bu dönüşüm esnasında güneş, her saniye
kütlesinden E=mc2 formülüne göre 4
milyon ton kaybeder.
• Bu azalan kütle enerjiye dönüştürülür.
• Güneş enerjisi hâlinde dünyamıza gelir.
• Foton ve nötrinolar da böylece meydana
gelir.
• Foton adı verilen parçacıklara da atom altı
parçacık denebilir. Fotonlar çeşitlidir.

582
FOTON (IŞIN) ÇEŞİTLERİ
• Alfa ışını (kozmik ışın), beta ışını ve gama
ışını
• X ışınları
• Ultraviyole (mor ötesi) ışınlar
• Görünen ışık
• İnfrared (kızıl ötesi) ışınlar: IR ışını
• Mikro dalgalar
• Radyo dalgası
• Lazer ışını
583
GÖZÜN ALGILAYABİLDİĞİ
IŞINLAR
• Nanometre, nm kısaltmasıyla gösterilir.
• 1 nm = 1 milimikron = 10 angström
• 1 milimikron = 10–3 mikron
• 1 mikron = 10–3 mm
• 1 mm = 10–3 m
• Gözün algılayabildiği ışınlar 380 nm ile
760 nm arası dalga boyundaki görünür
ışınlardır.
584
NÖTRİNO
• Nötrino atom altı parçacıklardandır.
• Nötrino da; fotonlar gibi, güneşte,
hidrojenin helyuma dönüşmesi anında,
maddenin enerji karşılığı olarak meydana
gelir.

585
GLUON (GULON)
• Atomun yapısında gluon adı verilen
parçacık da belirlenmiştir.
• Şiddetli çekirdek kuvveti, gluon diye bilinen
sekiz parçacık tarafından taşınır.
• Kütlesiz ve elektrik yüksüzdür.
• Elektromanyetik kuvvet ve zayıf kuvvete
karşı duyarsızdır.

586
LEPTON
• Çekirdek kuvvetinden etkilenmez.
• Yalıtılmış bireyler olarak gözlemlenir.

587
IŞINLAMA GERÇEKLEŞECEK Mİ?
• Günümüzde ses nakli radyoyla, görüntü
nakli de televizyonla gerçekleşmiş oldu.
Radyo ve televizyon ile yapılan suretin
naklidir. Radyo ve televizyonun ileri
dereceleri konusunda da daha
yapılacaklar vardır; şayet çok çalışırsak,
yakın bir gelecekte zemin yüzünü, her
tarafı her birimize görülen ve her
köşesindeki sesleri herkes tarafından
işitilen bir yer konumuna getirebiliriz.
588
• Eşyanın aynen nakli henüz olmamıştır.
Günümüzde daha çok ışınlama konusu
üzerinde çalışmalar vardır. Eşyanın aynen
naklini canlıların aynen nakli ve cansız
cisimlerin aynen nakli olmak üzere ikiye
ayırabiliriz.
• Eski yıllarda ilim dünyasında, cansız
cisimlerin bile aynen naklinin mümkün
olamayacağı düşünülür, buna sebep
olarak da Einstein’ın izafiyet teorisi kaynak
gösterilirdi.
589
• Einstein’ın izafiyet teorisine göre cisimler
hareket ettikleri yönde boylarından
kaybetmekte, ışık hızına erişince de yok
olmaktadır. Günümüzde böyle olmadığı
ortaya çıkmıştır. Işık hızının aşılmasıyla,
kütlenin sonsuz olmadığı ispat edilmiştir.
• 1980’li yıllarda Kanada’da kurşun
metalinin elektronlarının önce enerjiye
çevrilmesi daha sonra aynı elektronun
enerjiye çevrilmiş hâlinin tekrar elektrona
çevrilmesi başarılmıştır.
590
• Yaklaşık 50 sene önce buna muvaffak
olunmuştur. Günümüzde bu meselenin
ne kadar geliştiğini bir düşünelim.
Zaman ihtiyarladıkça Kur’an gençleşiyor,
sırlarını ortaya çıkarıyor.
• İnsanın aynen nakli durumunda insanın
kalbi ve nabzı nasıl olur bilinemez!
Gelecekte ilimlerin çok gelişmesi
beraberinde birçok sürprizi de getirecektir.
Teknoloji ilerledikçe, şimdi imkânsızmış
gibi gelen olaylar gerçekleşecektir.
591
• Işık ve sesten daha hızlı vasıtalar ile
gezegenlere ulaşılabileceği konusunu göz
ardı etmemek lazımdır.
• Uzak mesafelerden eşyayı aynen hazır
etmek mümkündür. Hazreti Süleyman
Filistin/Şam’dayken kendisinde kitaptan bir
ilim bulunan bir kişi, 2000 km’den fazla
mesafede Yemen’de bulunan Sebe Meliki
Belkıs’ı, tahtını ve etrafındaki nöbetçilerini
göz açıp kapayıncaya kadar hatta daha
kısa bir zamanda bir anda getirdi.
592
• Peygamber mucizeleri ilimde hedefleri
gösterir. Kişisel çabalarla o noktaya
yetişilmezse de, insanlığın ortak
çalışmasıyla yetişilebilir. Fen, teknik ve
teknolojinin esasını teşkil eden Allah’ın
irade sıfatından gelen tekvini kanunlarına
riayet edenleri Allah cahillik
cehenneminden, fakirlikten kurtarıp
peygamberlerin manevi olarak ulaştıkları o
noktaya maddi olarak eriştirebilir.
• Maddeten erişilmezse de, manen
erişilebilir.
593
MADDENİN IŞIN HÂLİ
• Plazma hâl veya akkor hâl de denir.
• Plazma hâli, her maddede vardır. Plazma
hâline geçiş; her maddede, her zaman,
belirlenen ve planlanan düzeyde
olmaktadır.
• İnsanın plazma hâlinden etkilenmesi;
solunum yoluyla veya deriden doğrudan
kana geçmek suretiyledir. Havadan
beslenme konusu, maddenin plazma
hâliyle ilgilidir. Plazma hâli havayla
karışınca ve solununca tedavi eder.
594
MADDENİN IŞIN HÂLİNİN
DELİLLERİ
• Altın gibi kıymetli metaller ve yakut gibi
kıymetli taşlar, maddenin 4. hâli olan ışın
hâline kolay geçerler. Eskiden beri, deriye
temas ederek kana geçmek suretiyle veya
temassız solunum yoluyla, koruyucu
hekimlikte ve tedavide kullanıldığı
bilinmektedir. Madde ışın hâline geçince
kütlesinden kaybetmez; çünkü ya hava ve
suda şarj olur, ya da hassas tartım
aletleriyle bile kütle kaybı ölçülemez.
595
• Cisimlerin ileride ışınlanabileceğinden söz
edilmektedir.
• Esir maddesinin farklı durumlarından bir
kısmı tartı ve ölçüye gelir, bir kısmı ise
gelmez. Demek ki ölçülemeyen de madde
oluyor ki; bu konunun ışın hâliyle ilişkisi
olabilir.
• Uzayın derinlikleri, sonsuza kadar uçsuz
bucaksız bir boşluk değildir; uzay,
kesinlikle esir maddesiyle doludur. Uzayda
maddenin ışın hâlinin olduğuna dair
görüşler vardır.
596
TAKYON (TACHYON)
• Takyon, Latincede “çok hızlı” demektir.
• Takyonlar ışıktan hızlı, kütlesi eksi,
boyutları sıfırdan küçük olan atom altı
parçacıklardır.
• Takyonların keşfi, enerjinin ışıktan hızlı
gidebileceğini göstermiştir.

597
MADDE NAKLİ OLMASI İÇİN
İZAFİYET
(RÖLATİVİTE=GÖRELİLİK)
TEORİSİNİNİN GEÇERLİLİĞİNİ
YİTİRMESİ Mİ GEREKİR?
• Cisimlerin hareket ettikleri yönde
boylarından kaybedeceklerini ve ışık
hızına erişince de yok olacaklarını
belirtmiştik.
598
• Einstein’ın izafiyet teorisine göre ise, ışık
hızına erişen bir cismin kütlesi sonsuz
oluyordu. Günümüzde böyle olmadığı
ortaya çıkmıştır. Işık hızının aşılmasıyla,
kütlenin sonsuz olmadığı ispat edilmiştir.

599
MADDE TRANSFERİ HANGİ
SICAKLIKTA OLACAK?
• Madde transferinin sıfır Kelvin sıcaklığında
olacağı öngörülüyor. 0 K bilindiği gibi en
düşük sıcaklıktır. Günümüzde 0 K’e
inilememiştir.
• Sıcağın yakması gibi soğuğun da yakması
vardır. Buna “bürüdetiyle ihrak etmek”
başka bir ifadeyle “soğukluğuyla yakmak”
denir.
600
• Demek ki soğuğun da yakacağı bir sıcaklık
derecesi vardır. Kış mevsiminin en soğuk
günleri olan zemheride soğuğun
yakmasını görüyoruz.
• Maddenin ışın hâli, yüksek sıcaklıkta
olmakla beraber her bir sıcaklıkta da olur;
maddenin diğer üç hâli için de bu böyledir.
• Öyleyse en düşük sıcaklıkta da plazma
hâli olabilir. Belki de 0 K’e
erişebildiğimizde madde transferini de
gerçekleştirmiş olacağız.
601
• Madde transferi (maddenin ışınlanması)
için maddenin ışın hâlinde olma gerekliliği
bilinmektedir.

602
GYRON (JAYRON) DENİLEN
ATOM ALTI PARÇACIK
• Bazı bilim adamlarına göre gyron (jayron)
denilen atom altı parçacık, esir maddesinin
temelini teşkil eder ve evrenin en küçük
parçacığıdır.
• Bir adet atomda yaklaşık 1020 gyron
vardır.

603
ESİRİN BİLİM DÜNYASINCA
1990’LI YILLARA KADAR KABUL
EDİLMEMESİNİN NEDENLERİ
• Birleşik Alan Teorisi’nde hata yaptığını
sonradan Einstein’ın kendisi de kabul
etmiştir. Buna rağmen fizik dünyası
Einsteinizm diyebileceğimiz görüş
dışındaki her görüşe karşı uzun süre
kapalı yaşamıştır. Bu sebeple de esir ile
ilgili çalışmalar 1990’lı yıllara kadar
yayımlanamamıştır.
604
ESİR MADDESİNDEN SÖZ
EDEN BAŞLICA BİLİM
ADAMLARI

605
PROF. DR. PAUL DİRAC (1902–
1984)
• Prof. Dr. Paul Dirac, fizik profesörüdür.
• Prof. Dr. Paul Dirac, esir maddesinin kabul
edilmesi sonucunda ilmî görüşlerde yeni
değişiklikler olacağını ve ucuz enerji
üretiminde faydalar elde edileceğini
belirtmiştir.
• Prof. Dr. Paul Dirac, her yanı kaplayan ve
hareket eden bir tanecik denizinden söz
etmiştir.
606
• Prof. Dr. Paul Dirac, 1933'te Schrödinger
ile beraber Nobel Fizik Ödülü almıştır.

607
PİTTSBURGH
ÜNİVERSİTESİ'NDEN DR. FRANK
M. MENO (1934–….)
• Pittsburgh Üniversitesi'nden Dr. Frank M.
Meno adlı bilim adamının esir maddesiyle
ilgili hipotezi vardır. Dr. Meno, esir
üzerindeki çalışmalarına 1961 yılında
başlamıştır. 1990 yılında Kanada'da
"Physics Essays" isimli uluslararası bir
dergide esirle ilgili yazısı yayımlanmıştır.
608
• Dr. Meno'nun teorisine göre; gyron
(jayron) denilen atom altı parçacık esir
maddesinin temelini teşkil eder. Gyron
küresel değildir. İki ucu sivri ve ortası dar
bir kalem şeklindedir. Kâinatta her şey bu
maddeden ve bu maddenin dinamiğinden
ibarettir. Bir adet atomda yaklaşık 1020
gyron vardır. Dolayısıyla evrenin en küçük
parçacığı gyrondur. Dr. Meno‘ya göre;
esirin uygulama alanları ileride; telepati,
düşünce akışı, iletişim, enerji kontrolü,
tıbbi tedavi gibi alanlar olacaktır.
609
Rus Fizikçi Nikolai Aleksandrovich
Kozyrev (1908–1983)

• "Rusya'da Tanrıya Dönüş" isimli kitabında


Rus fizikçi Nikolai Aleksandrovich
Kozyrev, esir maddesinden söz
etmektedir.
• Ayrıca zamanı bir madde olarak ele
almakta ve ona enteresan özellikler
yüklemektedir.
610
ESİR MADDESİNİN BİRKAÇ
CÜMLE İLE FARKLI TANIMLARI
• Esir gayet latif, nazenin, itaatkâr bir icraat
sayfasıdır.
• Emirlerin nakil vasıtasıdır.
• Tasarrufun zayıf bir perdesidir.
• Yazıların latif bir mürekkebidir.
• En nazenin bir icraat hullesidir.
• Sanat eserlerinin mayasıdır.

611
• En küçük maddelerin yaratıldığı bir ham
madde ve bir tarladır.
• Atomlar esir maddesinden yaratılmaktadır.

612
ESİR MADDESİNİN YOKLUĞUNU
İSPAT İÇİN YAPILAN DENEYİN
HATALI BİR DENEY OLDUĞU
AÇIĞA ÇIKMIŞTIR
• Michelson ve Morley, kendi isimleriyle
anılan meşhur Michelson–Morley deneyini
yapmışlardır.
• Bu deney, esir maddesinin yokluğunu
ispat için yapılmıştır.
613
• Sonraki yıllarda deneyin hatalı olduğu
ispatlanmıştır.

614
ESİR MADDESİ ÜZERİNDE ÇOK
DURULMASININ SEBEBİ
• Kimyacılar ve fizikçiler esir maddesine
özel bir önem vermelidirler.
• Esirle ilgili keşif ve buluşlar, enerji
probleminin çözülmesinde yenilik
getirecektir. Çaresi bulunmamış bazı
hastalıkların tedavisinde rol oynayacaktır.
• Yerlerin ve göklerin insanlık için bütün
hazinelerini açması belki de bu yolla
olacaktır…
615
TÜM ELEKTRONLAR
ÇEKİRDEK ETRAFINDA SAAT
YÖNÜNÜN TERSİ YÖNDE
DÖNERLER
• Evrende her şey, saat yönünün tersine
sağdan sola doğru dönmektedir. İkram
sağdan sola doğru yapılır. Semazenler
sağdan sola doğru dönerler. Güzel şeylere
sağdan başlanır. Güzel işler, sağla yapılır.
616
TALİDOMİD ADLI İLAÇTAN
DOLAYI ÇOCUKLAR SAKAT
DOĞDU
• R, saat yönünde; S ise saat yönünün tersi
yönde demektir.
• Vücudumuzda S vardır, R yoktur. Doğal
maddelerin tamamı S’dir.
• Yapay olarak hem R hem de S elde
edilebilir; ancak çok zordur.

617
• Bu hususa dikkat edilmediğinden ötürü
Amerika’da “talidomid” adlı sentetik ilaç R
ve S farkından dolayı inaktif ve toksik etki
yapmıştır ve çocukların sakat doğumuna
neden olmuştur.
• Sentezlenen yapay maddenin doğalına
olan benzerliği % 100 olmalıdır.
• Talidomid eskiden kullanılmış olan ve
zararlı etkileriyle tarihe geçen bir ilaçtır.

618
• Bu ilaç birçok memlekette zararlı tesirleri
öğrenilinceye kadar geniş bir şekilde
kullanılmıştır. 1960’lı yıllarda Hindistan’da
ve bazı üçüncü dünya ülkelerinde
piyasaya sürülmüştür, özellikle
hamilelerde bulantı ve kusmayı önleyici
özelliğinden dolayı kullanılmaya
başlanmıştır.

619
• Gebe kadınlarda, bilhassa gebeliğin
üçüncü ayında, bu ilaca bağlı olarak
binlerce kolsuz, bacaksız çocuk, eksik
organlı bebekler, omuzundan eli çıkmış
zavallılar ve bir sürü ucubeler dünyaya
gelmeye başladı.
• Kobaylar ve diğer hayvanlar üzerinde
denenmeden ve yan tesirleri ölçülmeden
kâr düşüncesiyle bunu piyasaya
sürmüşlerdi.

620
• Araştırmalar, bu ilacın sebep olduğunu
tespit etti.
• Derhal yasaklandı ve eczanelerden
toplatıldı. Açılan tazminat davaları neticesi
bu ilacı üretip satan firmaya çok ağır para
cezaları geldi.
• Bu hadise talidomid faciası olarak tıp
tarihine geçmiştir. Talidomid, bugün
sadece tarihî bir önemi haiz olup
kullanılmamaktadır.
621
• Hamile kadınların aşerme dönemlerindeki
kusmalarının ve bazı yiyeceklerden
tiksinme ve iğrenmelerinin sebebi
araştırılınca görüldü ki, bazı yiyeceklerde
normal insanlar için faydası bulunan bazı
maddeler var ki, bu maddeler anne
karnında henüz organları yeterli hâle
gelmemiş ceninler için zehir hükmünde ve
çok zararlı bir madde oluyor. İşte Hikmet
Sahibi Yaratıcı, annelere geçici bir dönem
için böyle bir durum nasip ediyor.
622
• Anne, aşerme ile çocuğa çok lüzumlu
yiyecekleri şiddetle arzularken aşerme ile
verilen tiksinti hissi ve kusmalarla da
zararlı yiyeceklerden hatta kokularından
bile nefret duyup iğreniyor.
• Tiksinti hissi ile doğacak bebeğe zararlı
olacak besinlere karşı tiksinti duyuyor, bu
hisse rağmen o yemeği yerse de kusuyor.

623

You might also like