Professional Documents
Culture Documents
KANRENON
- Spironolakton'un vücuttaki aktif metabolitidir
B) TRİAMTEREN
- Kimyasal bakımdan pteridin türevidir, sulfonamid
grubu içermez.
- Diüretik etkisi aldosteron antagonisti ilaçlarınkine
benzer; fakat triamteren aldosteron antagonisti
değildir.
- Sadece toplayıcı tübüllerin kortikal bölümündeki tübül
hücrelerinin lümene bakan yüzündeki sodyum
kanallarını bloke eder.
- Natriüretik etki gücü, spironolaktonunkinden düşüktür.
- G.İ. kanaldan %60-65 oranında absorbe edilir.
- Büyük kısmı karaciğerde metabolize edilmek suretiyle
elimine edilir.
- Eliminasyon yarılanma ömrü 2 saat kadardır.
- Tek başına pek kullanılmaz.
- Genellikle tiazid türevi bir ilaçla kombine
müstahzarları şeklinde kullanılır. Oral 100-300 mg
dozunda verilir.
- Kanda potasyumdan başka ürik asid düzeyinide
yükseltebilir.
- Hiperkalemi yapma olasılığı, spironolaktondan daha
fazladır.
- Uzun süre kullanıldığında folik asid eksikliği (bu arada
megaloblastik anemi) belirtileri oluşturabilir.
C) AMİLORİD
- Etki kalıbı ve mekanizması triamtereninkine esas
olarak benzer.
- Esas olarak toplayıcı tübüllerin kortikal bölümünde
sodyum reabsorbsiyonunu inhibe eder.
- Uzun süreli kullanılışında spironolaktona göre daha az
natriüretik ve daha az potasyum tutucu etki yapar.
- G.İ. kanaldan yaklaşık %60 oranında absorbe edilir.
- Yarılanma ömrü 6 saat kadardır.
- Tiazidlerin yapacağı hipokalemiyi azaltmak veya
önlemek için kullanılır.
- En sık görülen yan tesiri hiperkalemidir.
- Hiperglisemi, hiperürisemi ve hiperazotemi yapabilir.
5) Osmotik Diüretikler
- Osmotik diüretikler akut ilaç intoksikasyonları veya böbrek itrah
fonksiyonunun azaldığı durumlarda, glomerüler filtrasyon hızını
sürdürmek ve akut böbrek yetmezliğini önlemek için kullanılırlar.
- İ.V. infüzyonla genellikle hipertonik solüsyon halinde uygulanırlar.
1) Plazma proteinlerine ve dokulara bağlanmazlar; böbreklerde
glomerüllerden hızlı bir şekilde süzülürler.
2) Tübüllerden reabsorbe edilmezler veya kısıtlı şekilde reabsorbe
edilirler.
3) Diğer yerlerde farmakolojik etki yapmadıklarından oldukça yüksek
miktarda verilebilirler.
- Mannitol, suyun reabsorbsiyonunu azaltır; su ile birlikte sodyum ve
klor iyonlarınında reabsorbsiyonu azalır.
- Sodyum klorür itrahında yaptıkları artma fazla olmaz.
- Bu ilaçlar vücuttan, tuzdan ziyade suyun atılmasını artırırlar.
- İntrakraniyal basıncı ve göz-içi basıncını düşürebilirler.
MANNİTOL
- Bir basit şekerdir.
-Vücutta metabolize edilmez ve plazma proteinlerine bağlanmaz.
- Damar içine %25'lik solüsyondan 50-100 ml yavaş olarak
injekte edilir.
- Oligüri düzelmiyorsa dozlar yinelenmemelidir; aksi takdirde
konjestif kalp yetmezliği ve akut akciğer ödemi gelişir.
- Zehirlenme hallerinde zorlu diürez yapmak için furosemid ile
birlikte kullanılır.
- En sık görülen yan tesirler bulantı, kusma, baş ağrısı,
başdönmesi, üşüme, polidipsi, göğüste sıkışma duyumsama,
letarji ve konfüzyondur.
- Yüksek dozda uygulanmasına bağlı ölüm bildirilmiştir.
GLUKOZ
- Normal durumda, ültrafiltrattaki glukozun hepsi
tübüllerde reabsorbe olur; fakat belirli bir eşik
konsantrasyonun üstündeki glukoz tübüllerden
reabsorbe edilemez.
- İ.V. yoldan büyük miktarda glukoz verildiği zaman bu
eşik aşılır; glukozun bir kısmı reabsorbe olmadan
lümende kalır ve bir miktar suyun da
reabsorbsiyonunu engelleyerek idrar hacmini artırır.
- Glukoz ağız yolundan verildiğinde diüretik etki
göstermez.
- Genellikle %30 veya %50'lik hipertonik solüsyon
halinde kullanılır.
DİÜRETİKLERİN KLİNİK
FARMAKOLOJİSİ
- En yaygın kullanılış yerleri ödemli hastalıkların ve
hipertansiyonun tedavisidir.
- Ödem, dokularda ve bazen seröz boşluklarda fazla miktarda
suyun toplanmasıdır.
- Ödemin önemli bir nedeni, başta sodyum olmak üzere,
elektrolitlerin böbreklerden yeterli derecede itrah
edilememesidir.
- Konjestif kalp yetmezliğine bağlı ödemlerde kardiyotonik
glikozidler, ödemi tek başlarına ortadan kaldırabilirler.
- Terapötik etkinliklerini artırmak için çoğu zaman bir diüretikle
birlikte kullanılırlar.
- Akut akciğer ödeminde, i.v. yoldan etkisi güçlü ve çabuk
başlayan furosemid veya etakrinik asid verilir.
- Konjestif kalp yetmezliğinde akut dönem dışında kıvrım
diüretikleri ile tedavi tavsiye edilmez.
- Konjestif kalp yetmezliğinde potasyum kaybına neden olan
diüretikleri kullanırken, kardiyotonik glikozidlerle tedavi edilen
hastalarda bu durumun, kendini tehlikeli aritmilerle gösteren
akut dijital intoksikasyonunu teşvik ettiği daima hatırda
tutulmalıdır.
- Akut glomerülonefrit'te diüretiklerin indikasyonları yoktur, su
ve elektrolit kontrolü yapılır.
- Nefrozlardaki ödemlerde daha ziyade kanda protein düzeyini
yükseltecek ve onkotik basıncı artıracak önlemlere başvurulur.
- Karbonik anhidraz inhibitörü diüretikler, karaciğer
hastalıklarında görülen ödem ve asite karşı kontrendikedirler.
- Karaciğer ve böbrek fonksiyonu bozuk hastalarda
diüretiklerin kullanılması gerektiğinde, uygulamanın
intermitent bir şekilde yapılması uygun olur.
- Bir veya iki gün diüretik verildikten sonra 2-3 gün ilaç
kesilir.
- Diğer bir tedavi düzeni ilacın günaşırı verilmesidir.
- Ödemli durumların hemen hepsinde diüretik tedavisi ile
birlikte hastanın günlük tuz alımı azaltılmalıdır (düşük
sodyum diyeti).