You are on page 1of 17

SELEFYYENN NASS VE METOT EKSENNDE DN ANLAYII VE SONULARI

Do. Dr. Fethi Kerim KAZAN Ondokuz Mays . lahiyat Fakltesi

Abstract: The this article is focused on dealing with and scrutinizing bases of religious understanding of Fundamentalism (Salafiyya) movement in early period of Islam. Although Salafiyya doctors have used analogy and individual opinion in the legal (fqh) issues, havent tolarated refering to reasoning and interpretation in the topics of creed. They have much had sensitive against the distinctions of idea in the topics of creed. Titely, they have been engaged to literal meanings of texts. Direction to the nature is neglected in the fundamentalistic discourse. Thus, they have limited area of the using of mind. This has caused static history and torpid comprehension of religion in the Islamic thought. Key Words: Obedience, submission, narration, tellings, tradition, going back roots, slandering of theology, apparent meaning.
1.GR Ehl-i Snnet genellikle Selefiyye, Eariyye ve Mtrdiyyeyi kapsayan geni bir tabir olarak kullanlr. Ehl-i Snnet-i Hassa da denen Selefiyye ise, sahbe ve tabin mezhebinde bulunan fukaha ve muhaddisnun yolu eklinde nitelenmi bulunmaktadr.1 slam dnce tarihinde dini metni, onun zn genel muhtevasn ve ilkelerini temellendirmeye, savunmaya, aklamaya, anlamaya, yorumlamaya ve uygulamaya dnk birtakm tutum ve abalardan sz etmek mmkndr: Selefiyye, Kelmiyye (Usld-Dn), Fkhiyye (Usll-Fkh), Felsefe (slm Felsefesi) ve Tasavvuf. Bu abalardan her birsisinin kendine zg bir sylem, yntem ve sorun zme mant vardr. Biz ise, bu almamzda daha ziyade slmn ilk asrlarnda ya da erken dnemlerde teekkl etmeye balayan Selefiyye mezhebini, din nassn balaycl ve din epistemoloji, yntem, kutsallatrma ve otoriteryenlik, Selef metodun karakteristik zellikleri ve tevle bak, kelm dnce abasn ktleme konular itibariyle ele almaya, tahlil etmeye, tartmaya ve deerlendirmeye alacaz. Son tahlilde, slmn tarihsel tecrbesi boyunca, Selefiyye mezhebi de dinn zn anlama ve uygulamaya dnk mezheb bir faaliyeti ya da beer bir abay temsil etmektedir. slm dnce tarihinde dinin anlalma ve alglan biimi ile ilgili olarak ortaya kan ve metinlerin zahiri anlamlarna bal kalmay tercih eden farkl tutumlardan birisi olarak Selefiyye akm, inanc; tarihin bir nceki dneminde (selef dnemi) sahip olduu fikr, zmsel, uygulaymsal ve kltrel yapyla zdeletirme giriimi iinde bulunduu izlenimini vermektedir. Bu noktada Selefiyye tutumu, inan konularn belli koullara ve ihtiyalara binaen ele alp zmlemeye alm bir anlay gibi grnmektedir. Hi kukusuz Selefiyyenin, ilk neslin daha saf ve berrak din anlayn koruma, srdrme, egemen klma ve uygulamaya byk bir ehemmiyet verdii ortadadr.

1 Bkz. zmirli smail Hakk, Yeni lm-i Kelam, haz. Sabri Hizmetli, Umran Yaynlar, Ankara 1981, s. 61. 69 Uluda, a.g.e., s. 63.

slm dncesinde birisi aklc (rasyonalist), dieri de lafzc (literalist, nakl) olmak zere iki kart akmn egemenliinden ve bu iki kart akm arasnda herhangi birine daha yakn bir konumda duran dier anlaylardan sz etmek mmkndr. Birinci akm, bilgi nesnesini akl dnme biimine gre ele alm, bunun aksi olan eyi de reddetmitir. kinci akm ise, metne ve onun yazl nakline ball esas alan bir tutum sergilemitir. slm Hukku alannda bir yandan bu disipline kat kyas yoluyla dnmeyi sokan Eb Hanifeyi grmekteyiz. Mtridiyye gibi aklc kelm okullar, kaynaklarn hep bu ekolden almlardr. Ayn ekilde tereddtsz bir akl aba ortaya koyan Mutezilenin katlmaya abalad ekol de budur. te yandan, bn Hanbel ekol, tm aklc akmlara ve zel bir fke / nefret ile Mutezileye kar sava amt. Ayn zamanda bu ekol, retilerini kendilerinin zerinde kurmak istedikleri akl ilkelere gre tekrar dnmeyi deneyen Mteahhir Earlere de sava amt. Dahas bu ekol, genelinde kelm ilminin dn bir disiplin olmasna da itiraz etmekteydi. nk bu ilim akla, akl yrtmeye ve dnmeye byk bir deer veriyordu.2 Selef mezhebi bn Teymiyyeden sonra, talebesi bn Kayyim el-Cevziyye (lm. 751/1350) tarafndan hararetle savunulmutur. Daha sonralar Muhammed b. Abdilvehh3ab (lm. 1260/1792), Vehhblii tesis ederek, harekete yeni bir canllk kazandrmtr. bn Teymiyeynin balatt Selefiyyenin canlandrlmas faaliyeti, bu devrelerden sonra, amzn baz modernist Mslmanlarnca da srdrlr. Szgelii, modernistler arasnda, bu cereyann ncln, Msrl Muhammed Abduh (lm. 1323/1905) yapmtr. Onun balatt bu yeni seleflik hareketleri, gzde talebesi Red Rza (lm. 1354/1935)nn el-Menr adl mecmuay 1897 ylnda neir hayatna karlaryla, yeni bir safhaya girmitir. Bu dergi ve fikir babalar M. Abduh ile Red Rza, batan itibaren bn Teymiyye ve metodolojisinin hayran olarak Selefiyyenin ihys iin gayret gstermilerdir. yle anlalyor ki, Seleflik, mezhep olarak sunulmaya allsa da, bir mezhep olarak kabul edilmesi mmkn grnmemektedir. Genel olarak, gemiin belli bir dneminde retilen Kitap ve Snnetin nclnde ilk nesillerce oluturulan sahih din anlayn imdiye ve gelecee tamay hedeflemektedir. Aslnda gemiten gelecek tasavvuru oluturma aba ve teebbsdr. Sahbe, tabin ve bir sonraki neslin, slm aklama, anlama, yorumlama, anlamlandrma ve yaama konusunda model olarak gsterilmesi ve bu modelin korunmasna ynelik geleneki-muhafazakr bir tutumu ifade etmektedir. Bu boyutlarna baklrsa, toplumsal ve siys ynlere sahiptir. Byle bir tutumun, slm kltrnde erken dnemden itibaren farkl yansmalar vardr. Bunlarn ortak yan, Kitap ve Snneti anlamada, metin merkezli (nass) veya lafzc-literal bir yaklama ballklardr. Byle bir epistemolojik tavr benimseyenleri nassmuhafazakar veya geleneki-muhafazakar diye nitelendirmek mmkndr. Bu izgi, Ahmed b. Hanbel, bn Teymiyye ve Muhammed b. Abdilvehhb yoluyla Hanbel Seleflii olarak gnmze tanm, Vehhblik olarak da siyasal bir harekete dnmtr. Geen yzylda Hindistanda ortaya km olan Ehl-i Hadis ve Ehl-i Kurn hareketlerinin de Selefliin glgesinde gelien dinsel hareketler olduunu sylemek mmkndr. Seleflik, Vehhbler tarafndan sahiplenilmekte ve bu yeni hareketin sahihliinin dayana olarak kullanlmaktadr. Teolojik yap olarak Seleflii kurmaya alan ve temel ncllerini belirleyen dnrlerden birisi Gazzldir. Ancak ona asl teolojik muhtevasn kazandran lim bn Teymiyyedir.3 2. SELEFYYE VE NASSIN BALAYICILII: DN EPSTEMOLOJ slam kelmnda genel olarak bilgi kaynaklar akl, duyular ve haberden olumaktadr. Kelm epistemoloji, bilgi kaynaklar, akl-nakil ilikisi, bilginin imkn ve deeri zerinde durmaktadr. Selefiyyede ise, din epistemoloji, nasslara ve eserlere daha sk skya bal kalan bir anlay temsil etmektedir.

2 Claude Salam, Kelm lminin Temellerinde Rasyonalist (Aklc) ve Literalist (nakilci, lafzc) Akmlar ve Byk Kelm Okullar, ev. Kamil Gne, Marife, Yl: 2, Say: 1, Bahar 2002, s. 197, (ss. 197-211). 3 Snmez Kutlu, Kkencilik (Fundamentalizm) Kavram ve slamc Oluumlar in Kullanm

Sorunu, ada slam Akmlar ve Sorunlar, Fecr Yaynlar, Ankara 2008, s. 80, (ss. 6982). Selefiyye limlerinin, fkh (amel) konularda akl kullanma ve itihda cevaz vermelerine karn, itikd meselelerde akln kullanm ve tevle bavurmay ho karlamadklarn sylemek mmkndr. Bu noktada onlar, daha ziyade susmay, gr belirtmemeyi ve ekimser bir tavr taknmay uygun grp,4 imn, teslmiyet ve itat anlayn kendilerine ilke edinmekteydiler. nk onlar, akid konularndaki ayrl, din adan tehlikeli ve mahzrlu grdklerinden, bu meselelerde daha duyarl hareket etmeyi ilke edinmiler; buna karlk, fkh alanndaki ihtilaf, itikd tehlike arz etmedii gerekesiyle, mahzrlu sayma yoluna gitmemilerdir.5 u kadar var ki, zaman zaman yanl gr, uygulama ve sapmalar gereke gstererek, rey, akl kullanma, dnme ve tefekkre cephe aldklarn da yadsmak mmkn deildir.6 Dier tek-tanrl dinler gibi slmda, zorunlu olarak, dinde akln yerinin tutarl bir felsef ifadesini ortaya koymaya almak zorundayd. Bir baka deyile, akl ile vahiy, ak ile dn tasdik arasndaki ilikiyi belirlemek durumundayd. Byle bir faaliyete sadece yol ya da seenek aktr: 1)Birincisi, akln vahiyle ilgili meselelerde hibir yerinin olmadn syler, ki tavr fideizm ve akl atalete varr. Bu seenek, tarih olarak Ahmed b. Hanbel ve takipileri tarafndan temsil edilen, ar muhafakrlarla zdeletirilmitir. Onlara gre, Kurn ve Hads dn rehber olarak yeterli idi ve dn meselelerde akln kullanmna hi de taraftar deillerdi. Ahmet b. Hanbele gre, dallete sevk edecei iin akla inanlmaz; ancak nassa ve nassn belirttii delillere mn edilir.7 kincisi, akln Resl ve Tebliin kabul iin makl deliller rettiini ve neticede vahyolunan hakikatlerin daha kkl aklanmas, anlalmas ve savunulmas iin aralar sunduunu ifade eder. kinci seenek ounlukla Mutezillik hareketiyle zdelemi olsa da, Mutezilenin btn grlerini kabul etmemekle beraber, metodoloji asndan Ehl-i Snetin iki ekol olan Earlik ve Mtrdlik tarafndan da paylalmtr. nc olarak ise, bizatihi akln vahye ihtiya duymayacak derecede kuvvetli olduunu ve vahyin rettii eyin uygun ekilde eitilmi akl tarafndan zaten halihazrda bilindiini, bylece de, insan aklnn, ne lh Teblie (Vahye), ne de Resle ihtiyacnn olduunu sylemektedir. Son gr, vahyedilmi din grne balanm bir topluma mensubiyetini devam ettiren herhangi biri iin mmkn deildir. Bununla birlikte, slm dnce tarihinde yle grnyor ki, Cehm b. Safvn bu yolu semi ve sonuta da tamamen dn sbjektivizm (znelcilik)e kaymtr.8 Konuyu biraz daha aacak olursak, imn etmi akll kimsenin imannda, akln pek rol olmadn, olmasna gerek de olmadn ve imann salt bir kabul, ballk ve teslimiyet veya znel tecrbe ve tercihe dayandn iddia eden grlere, genel bir ifadeyle imanc (fideist) iman anlay denmektedir. manclarn anlayna gre, dini inanlarmz, akl kantlarn onlar kesin dorulamasna veya doruluunu muhtemel gstermesine dayanmaz. man, akl delillerin gtrd yere kadar gidilen ve akl delillerin gc orannda phe ile kark olarak bir din inan sisteminin doru olduunu varsayma deil, dinin vahye dayal iman esaslarna, temel inan nermelerine akl deliller ve kar delilleri dikkate almadan bir iman atlay yaparak teslim olma ve bu eksiz phesiz kabul, samimiyet ve gvenle iselletirilmi bir din hayat yaamadr. Buna karlk, akll kiinin imanda, akl dncenin ve rasyonel delillerin rolnn asl olduunu ve olmas gerektiini savunan grlere de aklc (rasyonalist) iman anlay ad verilmektedir. Bu anlaya gre, iman (veya imanszlk) son derece nemli bir konudur. Bu konuda doruya ulamak biin, insan, sahip olduu tm yetilerini ve bilgilerini kullanmaldr. Burada kullanlabilecek en gvenilir yetimiz de aklmz ve onun mevcut bilgiler ndaki analiz, sentez ve deerlendirme gcdr. manda aklclk, sadece akll varlklar olmamzn gerektirdii entelektel bir gereklilik deil, ayn zamanda ahlk varlklar olmamzn gerektirdii etik bir sorumluluktur. mann, herkesi inandrmak mmkn olmasa da, olabildiince akl gerekelere dayanmasnn, iyi ve makl ller iinde tamamyla mmkn olduunu ve bu durumun tam bir teslimiyete de kar olmadn savunan gr, lml veya eletirel aklclk olarak tavsif edilmektedir.9
4 Al Sm en-Ner, Neetl-Fikril-Felsef, Drl-Marif, skenderiye 1971, c. I, si 452. 5 Celleddin Abdurrahman b. Eb Bekir es-Syt, Savnul-Mantk vel-Kelm an Fennil-Mantk vel-Kelm, ner. Al Sm en-Ner, Drl-Ktbil-lmiyye, Beyrut (trz.), ss. 157-159. 6 el-Hatb el-Badd, eref Ashbil-Hads, D..B. Yaynlar, Ankara 1991, ss. 74-77. 7 Muhammed Eb Zehra, slmda tikd-Siys ve Fkh Mezhepler Tarihi, ev. Sbatullah Kaya, r Yaynlar, stanbul (trz.). 8 Cehm ve onun kelm fikirleri hakknda bkz. Richard M. Frank, The Neo-Platonism of Cahm b. Safwn, Le Muson, LXXVIII (1965), ss. 395 vd, (ss. 395-424).

9 Cafer Sadk Yaran, Gnmz Din Felsefesinde Tanr nancnn Akllii, Ett Yaynlar, Samsun 2000, ss. 34-36.

Kat imanc ve teslimiyeti bir anlay temsil eden Selef yntemde nakil esas alnmakta, akl ondan sonra gelmekte ve naklin gsterdii snrlar dahilinde hareket edilmektedir.10 fi, Ehl-i Rey saflarnda belli bir sre yaadktan sonra onlardan ayrlm; Hadis Ehlinin saflarna geri dnmt.11 Ayn durum Ear iin de geerlidir. O da uzun zaman aralarnda yaad Mutezil safn terk edip Ehl-i Snnet safna dndn ve Ahmed b. Hanbelin grlerini benimsediini resmen ilan etmitir.12 Selef-i Slihn, bir meselede anlamazla dt zaman, Ey inananlar! Allaha itat edin, Eliye ve sizden olan buyruk shibine itat edin. Eer herhangi bir eyde anlamazla derseniz; -Allaha ve hiret gnne inanyorsanz- onu Allaha ve Eliye gtrn. Bu daha iyidir ve sonu bakmndan da daha gzeldir mealindeki yette [enNisa Sresi, 4 / 59] emredildii gibi, Allahn Kitbna ve Peygamberin snnetine mracaat ederdi.13 Kurnda tefekkr, akletme ve akl yrtmeye ska vurgu yaplm, insanlar Allaha inanmaya yneltilip ikna edilirken d doal dnyadaki nesneler, hadiseler ve oluumlar zerinde dnmeleri ve akl incelemede bulunmalar tevik ve tavsiye edilmitir [el-Bakar Sresi, 2 / 164; er-Rad Sresi, 13 / 2-4; ez-Zriyt Sresi, 51 /49; el-Enm Sresi, 6 / 126; en-Nahl Sresi, 16 / 13; el-Csiye Sresi, 45 / 5]. Aslnda Kurndaki dinsel bildirimler akl yrtme ve akln kullanmna kar kmamakta; heva, heves ve bo tutkulara bavurma, znel ilgileri abartma, atalarn izinden gitme, bylece d gereklie (fk) alan kaplar kapatp, kltrel gelenein telkinlerini ve alkanlklarnn kr krne taklitle srdrlmesine ve yeni durumlar fark etmemeye kar insanolunu uyarmaktadr. Dolaysyla tecrbe leminden kopmayarak, zihninde uzun bir zaman boyunca gelenein oluturduu yerleik kalplar ve kategorileri gzden geirmesini tavsiye etmektedir. Ayrca, Kurn, birok yette insanoluna tekrarlanabilirlik, trdelik, tekdzelik ve sreklilik gsteren d gereklii, sosyal olgular olup bitenleri snnetullah erevesinde incelemelerini, akla dayanp gvenmelerini nermekte; ister itikd, ister fkh, isterse ahlk hkmlerinde olsun, dinin inceleme ve yaam alanna giren konularda bir ayrma gitmemektedir; dolaysyla dinin ama ve ilkelerini anlama ve yorumlama konusunda akln paralanmasn reddetmektedir. nk dinsel bildirimler erevesinde bakldnda, akl, bilgi kayna olmasnn tesinde, hakikatlere ulamada ve onlar kavramada hem bir ara hem de yetidir. Yani, bir yandan nesneler dnyasnda olgular ve oluumlar, te yandan deerler alannda iyiyi ve kty birbirinden ayrt eden nemli bir beer melekedir. Aslnda dini anlamak akl ve fonksiyonunu anlamaktan gemektedir. nk her ikisi de ayn kaynaktan geldiine ve beslendiine gre dinde akl-vahiy atmas bulunmad gibi, bu iki kaynak birbirini destekler ve tamamlar demek mmkndr O halde dinsel alanda zaman, mekan, balamsal ve kltrel olarak deiebilir olanla hangi koulda olursa olsun, mutlak, kesin ve deimez olanlarn birbirinden ayrt edilmesi nem arz etmektedir. Ne var ki, Selefiyye tutumunun n plana kartlmas halinde din ile akl arasnda bir atmann yaanaca ortadadr. nk Selefiyye akl kendi temel savlarn dorulayacak ve hakl kartacak zaviyeden grmeyi yelemektedir. Dinin zn anlamaya yegne kendilerini kaim klmakta ve dier abalar yenilik, bidat, sapknlk (dallet) ve bozulma iddialaryla yermektedir (zemm). Dolaysyla slm dnce tarihinde daha ilk asrlardan itibaren zemml-kelm retoriinin yerlemesini zemin hazrlamlardr.14 10 Bkz. Ebl-Muzaffer el-sferyin, et-Tabsr fd-Dn ve Temyz Firkatin-Nciye anilFirakil-Hlikn, thk. Muhammed Zhid b. el-Hasan el-Kevser, Drl-Ktbil-lmiyye, Beyrut 1408 / 1988, ss. 170-172, Ebl-Feth Muhammed b. Abdilkerm e-ehristn, el-Milel venNihal, ner. Muhammed Kln, Dru Sab, Beyrut 1406 / 1986, c. I, ss. 92-93. 11 Konu etrafndaki tartmalar iin bkz. Muhammed Eb Zehra, mam fi, ev. Osman Keskiolu, D..B. Yaynlar, Ankara 1996, ss. 28-36. 12 Ebl-Ksm Sikatddn Ali b. Hasan b. Hibetullah b. Askir, Teybnu Kezibil-Mfter f m Nusibe ilel-mm Ebl-Hasan el-Ear, Drl-Kitbil-Arab, Beyrut 1404, ss. 50-52. 13 Abdullah b Abdlhamid el-Eser, Selef-i Slihn Akdesi: Ehl-i Snnet vel-Cemat, ev. Ahmet yibildiren, Guraba Yaynlar, stanbul 2008, s. 38. 14 Kelam ilmine kar olumsuz tavr hakknda bkz. Muhit Mert, Kelam lminin Zemmi zerine Bir Aratrma, slam Aratrmalar, c. XIV, Say: 1, Ankara 2001, s. 198, (ss. 194-

206).

3. KUTSALLATIRMA VE SELEF OTORTERYENLK


Hz. Peygamber zamannda nbvvet nrundan dorudan doruya istifde etme imkn bulunuyordu. Byle bir gnein altnda, ashb, kuvvetli bir imana sahip bulunuyor, arada bir zuhur eden mkillerini hemen Peygambere soruyor ve btn benlikleriyle inandklar Elinin beyanlar karsnda itminana kavuuyor ve baka bir eye ihtiya duymuyordu. slm dncesinde dinin, iman kuvvetine bal saf ve berrak eklinin ilelebet devam etmesini arzu edenler, bu fikri daima savunanlar, bu uurda elden gelen gayreti gsterenler, Selefiyye diye nitelenmitir. Selefiyyenin, el-Mide Sresinin, 5 / 3. yetine dayanarak sylediklerine bakldnda, slam dini Allahn elisi vefat etmeden ksa sre nce tam ve kmil hale gelmitir. kmal ve itmam edilmi olan slm dinine yeni bir fikir, yeni bir tefsir, izah ve deerlendirme getirmek mmkn deildir. Yeni fikir ve grler tam ve keml mertebede olma inanc ile tezat tekil etmektedir. Kmil olan bir dine yeni bir ey ilve etmek onun iin bir eksiklik olduu gibi, ondan bir ey karmak da bir eksikliktir. Onun iin Selefiyye yeni eyler kef ve icd etme fikrine yabanc kalm, teceddd ve terakki hareketlerini hep tepki ile karlamtr. Ehll-Eser ve Ashbul-Hadsin temsil ettii muhfazakr din sylemi ve rivayete dayal din anlay, selef mezhebi altnda ilk slm nesillerinin din anlay olarak alglanm, bu ilk nesiller bir lde kutsal sayldklarndan tr onlarn yolu da, hak mezhep olarak kabul edilmitir. Selef dnce tarznda, Kurn ve Peygamberin yaam biimi olan Snnet, bilginin ve dinsel otoritenin kayna olarak kabul edilmektedir. Peygamberliin doas, yani Hz. Muhammedin Allah elisi olma durumu nedeniyle, kendisinin szleri ve yaptklar Mslmanlar arasnda ahlk ve dnyev rehberlik iin standartlar belirlemektedir. Snnet, Peygamberin dnemiyle ban ve ideal bir gemile olan srekliliin simgesidir. 15 Selefiyye hareketi, Asr- Sadet dnemiyle olan bu ba, yeniden canlandrma anlamna gelmektedir. slm dininin balang yllaryla olan iliki, Kurndan srekli yaplan alntlarla, peygamberin szleriyle ve yaptklarna dair hikyelerle yeniden canlandrlr. slmn temellerine dnn bir topyann yaratc ilevini grd ne srmek mmkndr. topik boyut, zaman ve mekandan bamszdr ve aktrlere bir toplumsal tasavvur salar. topik dnme, farkllk ve atma iin alan brakmaz; szlk anlamyla dnya zerindeki cennet, altn a gibi tasvirlere karlk gelen topya, dmanln yerinin olmad bar bir uzlama (snfsz, gnahsz toplum) anlamna gelmektedir.16 Hz. Peygamberden sonra selefin en fazletlisi dnlerini ondan sadkat, ihls ve ihsn ile alan sahbe-i kirmdr [el-Ahzb Sresi, 33 / 23]. Onlarn ardndan, bu ilk faziletli nesillerden sonra gelenler vardr ki Raslullah onlar hakknda yle buyurmutur: nsanlarn en hayrls benim iinde bulunduum nesiller (Ashb)dir. Sonra onlardan sonrakiler (Tbiler), sonra onlardan sonrakiler gelir (Etb-i Tbi). Sonra birtakm kavimler gelir ki, onlardan birinin ehdeti (ihtirs ile) yemnine, yemni de ehdetine takaddm eder.17 te bu nedenledir ki, sahbe ve tbin uyulmaya bakalarndan daha layktr. Bunun sebebi onlarn mnlarndaki sadkatleri ve ibdetlerindeki ihlslardr. Onlar akdenin bekileri, eratn koruyuculardr. Sz ve amel olarak eratla amel edenlerdir. Bundan dolay Allah, dnini yaymak ve Raslnn snnetini tebli etmek iin onlar semitir. Peygamber yle buyurmutur: mmetim yetmi frkaya ayrlacaktr. Bunlardan biri hari hepsi cehennemdedir. Kurtulan frka hangisidir, ey Allahn Rasl? diye sordular. Benim ve ashbmn yolundan gidenlerdir buyurdu.18 Dier zamanlarda Selef-i Slihne uyan ve onlarn yolundan giden herkese, hem onlara nispet etmek, hem de selefin yoluna muhalefet ederek bakalarnn yoluna uyanlar ayrt etmek amacyla Selef denmitir. Selefik lafz, Selef-i Slihnin slm alglamak, anlamak ve uygulamak noktasnda izledikleri yolun ve yntemin zel ismi haline gelmitir. Buna gre Seleflik kavram, Allahn Kitbna ve Raslullahn sahh snnetine akta ve gizlide smsk sarlan, ilk neslin yolundan giden ve kymete kadar onlar izleyen kimseler hakknda kullanlmaktadr.19
15

Daniel Brown, Rethinking Tradition in Modern Islamic Thought, Cambridge University Press, Cambridge 1996, s. 2. 16 Nilfer Gle, Yeni Sosyal Hareketler ve slamclk, slam ve Modernlik zerine Melez Desenler, Metis Yaynlar, stanbul 2000, s. 26, (ss. 19-36). 17 Zeynddn Ahmed b. Ahmed b. Abdil-Latf ez-Zebd, Sahh-i Buhr Muhtasar Tecrd-i Sarh Tercemesi, ev. ve rih, Kmil Miras, D..B. Yaynlar, Emel matbaaclk, Ankara 1984, ehdet Kitab, Hadis No: 1147; c. VIII, ss. 66-67. 18 Abdlkhir b. Thir el-Badd, el-Fark beynel-Fark, thk. Muhammed Muhyiddn

Abdlhamd, el-Mektebetl-Asriyye, Beyrut 1413 / 1993, ss. 4-11. ss. 39-40.

19

el-Eser, a.g.e.,

Selef, bu ekilde kutsallatrlnca tarihten ok dnin (mann) bir paras haline geldi ve ite bu gelime bylece ortaya kt. lk Mslmanlarn gerek tutum ve davranlar hadsler kanalyla geni lde Hz. Peygambere intikal ettirildi. Hatt daha sonraki itikd ve hukk gelimeler bile inancn bir paras haline sokuldu. Bu bakmdan, hads literatrnde tarihi deil, byk lde tarih-tesi denebilecek bir zellik bulmak mmkndr. Zamanla bu tarih-tesi, tarihin yerini almtr. Btn bunlarn asl nedeni, slmn kabul edilmi olan yorumunun, en yetkili kiiye, yani Hz. Peygambere dayandrmak olsa gerektir. Bu da ilk Mslmanlarn Hz. Peygamberin retilerinin nda dnp hareket ettiklerine dair ak ve gizli mevcut olan bir inanca dayanmaktayd. Bylece slm dnce tarihinde sahbe ve ilk nesillerin gr, fiil ve uygulamalarnn idealizasyonu ve kutsallatrlmas hadisesi ortaya kt.20 Hasan Hanefye gre, bir ksm hadisler Mslmanlarn yeni batan toparlanmasn, silkinmesini ve tarih bilincinin gelimesini imknsz hale getirmektedir. Szgelimi, yukarda aktarlan En hayrl dnem benim dnemim, sonra arkasndan gelen, sonra onun arkasndan gelen dnemdir hadisini21 ele aldmzda, buna gre en hayrl dnem Hz. Peygamberin, sonra sahbenin, sonra tabinin, tebe-i tbinin dnemidir. u halde, XIV. veya XX. asr nesilleri olarak, tabiatyla ilk nesille aramzda stnlk asndan gk ve yer aras kadar bir mesafe olacaktr. Burada her iyi eyin, stnln balangta olduu ve daha sonra azar azar eksilip noksanlat im edilmeye allmaktadr. Hilfet benden sonra otuz senedir, ondan sonra sevimsiz kralla dnecektir22 hadisi de byledir. Bu otuz senenin iki yl Eb Bekir, on yl mer, dieri Osmn ve ali dnemini kapsamakta ve hilfet sona ermektedir. Daha sonra Emevler ynetime gelip krall balatm, bylece slmc hareketin sahbe ve hilfet dnemine geri dn slogann bugne dein kullanmasna sebebiyet vermitir. Her sonraki dnemin deerinin azald, bir baka syleyile kendimizi aada grdmz bu tr bir tarih tasavvuru ile ilerlememiz, kalknmamz ve gelecei ina etmemiz pek de mmkn grnmemektedir. Halbuki yarnn bugnden, bugnn de dnden daha iyi, daha fazletli ve daha mkemmel olduu srekli bir ilerleme dncesine sahip olduumuz taktirde, psikolojik olarak kendi imkan ve kabiliyetlerimize gven duyabilmemiz ve daha gzeli yaratma cesareti gsterebilmemiz mmkn hale gelir.23 Tarihin, hibir zaman midin ilham ettii idealleri tam olarak mahhas biimde ortaya koyamadn kimse yadsyamaz; fakat ne zamanki inancn, dikkatin ve ilginin merkezi, tarihten tarih-tesine kaydrlr, ite o zaman bu, insann, inanc konusunda gvensiz olduunu gsteren gvenilir bir iaret olur.24 nk kltrel bellek gemiin belli noktalarna ynelir. Gemi onda da olduu gibi kalmaz, daha ok annn baland sembolik figrlerde younlar. Hatrlama figrlerinin dini anlamlar vardr ve hatrlatmay amalayan canlandrlma biimleri genellikle bir bayram karakterini ierir. Gemile balant kurularak hatrlayan grubun kimlii temellendirilir. Grup, tarihini hatrlayarak ve kkenine ait hatrlama figrlerini belleinde canlandrarak kimliinden emin olur. Oysa bu, gndelik bir kimlik deildir. Toplumsal kimlikler gndelik yaamn tesinde bir zellik, bir trensellie sahiptir. Bir anlamda yaama bir ululuk katarlar ve gndelik olmayan trensel iletiimin nenesini olutururlar. letiimin bu ritellii bir anlamda biimlendirmedir.25 Hatrlama ilkesinin iki boyutu, hatrlanmak iin gerekli aba ve hatrlayc sadakat, her toplumda az-ok ayn biimde iler. Grubun hatrasnda yaamaya devam etme umudu, atalar halihazrdaki kltr rntleri ve kalplarla dnmeyle gerekleir. 20 Hz. Muhammed ve ilk dnem slmnn idealletirilmesi hakknda bkz. W. Montgomery Watt, slm Hareketler ve Modernlik, ev. Turan Ko, z Yaynclk, stanbul 1997, ss. 40-48. 21 Ebl- Hseyin Mslim b. el-Haccc, Sahh-i Mslim Muhtasar, ev., Thr. ve Notlar, Abdullah Feyzi Kocaer, Hner Yaynevi, stanbul 2005, Fezls-Sahbe, Hadis No: 2534, c. II, s. 325-326. 22 Ahmed b. Muhammed b. Hanbel, el-Msned, Kahire 1313 / 1895, c. V, 220, 221. 23 Hasan Hanef, Kelm lmi ve Bugnk Konumu, ev. M. Sait zervarl, slm Dncesinde Yeni Araylar, Rabet Yaynlar, stanbul 1998, c. I, ss. 324-325, (ss. 309326). 24 Fazlur Rahman, slm, ev. Mehmet Da ve Mehmet Aydn, Seluk Yaynlar, stanbul 1981, ss. 297-298. 25 Jan Assman, Kltrel Bellek: Eski Yksek Kltrlerde Yaz, Hatrlama ve Politik Kimlik,

ev. Almanca dan ev. Aye Tekin, Ayrnt Yaynlar, stanbul 2001, s. 56.

SELEF METODUN KARAKTERSTK ZELLKLER VE TEVLE BAKI


Selefiyyeye gre, nakil akln esasdr; nakil olmadan akl almaz; ancak nasslarn belirledii snrlar dahilinde alabilir; akl, nesnesi olmayan bir znedir. Akl nesnesi olmayan bir zne konumundadr. Tevil, nassa kar kmak, onun nesnel anlamn inkr etmek, zanna uymak, rey ile hkmetmek, hevaya tabi ve arzuya teslim olmaktr. Akln grevi, nceden bilinen bir sonuca varmak, nceki verinin doruluuna ve sabit olan kesinliine ulamaktr. Olandan daha mkemmel bir eyin olmas mmkn deildir. Nass her eyi ierince, itihada hibir ekilde yer kalmamtr. Nass, d dnyadaki otoriteyle birlikte belirginleen zihindeki otoritenin delili haline gelince, dnce ve eylem ynlendirilip bask altna alnmtr. er kyasta asl olan nasstr; bunun anlam ise, asl ve fer arasnda illet benzerlii olduu zaman, asln hkmn fere ykleyerek, yeni gerekliin eski asla irca edilmesi ameliyesidir. Zaten illet de nassla belirlenmitir. eriatn drt ana kayna, realite karsnda nassa, Kurn, Hadis, icm ve hem asl, hem illet, hem de hkm konusunda yaplan kyasn nassna ncelik tanmaktadr.Bylelikle, slm medeniyeti, sonuta realite / vaka medeniyeti deil de, nass medeniyeti, bir baka syleyile, nesneler dnyas zerine dayal tabiat medeniyeti deil de, kitap medeniyetine dnmtr. Oysa Kitap, kapal bir tabiat; tabiat ise, ak bir kitab ifade etmektedir. Tarihin bu ekilde dondurulmasn ve durdurulmasn fi kanun haline getirmitir. Onun Snneti kanunlatrmas ve ona Kurna denk bir stat kazandrmas neticesinde, nass donuklat; nakle dayal oluturulan gr akla dayanan gre, Ehl-i Eser Ehl-i Reye, Hicaz blgesi hukuku Irak blgesi hukukuna kar zafer ve stnlk elde etti. Oysa asl hakkndaki nassn bir ini sebebi vardr; bunun anlam ise, realitenin nassdan, sorunun cevaptan nce gelmesi demektir. Sz, zorunlu olarak yalnzca harfler, kelimeler ve cmlelerde ibaret deildir; ayn zamanda ruh ve evrendir, bilgi ve varlktr, dnce ve fiildir.26 H. III. yzyl balarnda teekkl eden bu zmrenin yolunun, Kurn ve Snnet yolu olduu ifade edilmektedir. Buna gre Selefiyye, Kurn ve Snnette belirtilen esaslara, akl ve reye mracaat etmeksizin ve tevle bavurmakszn olduu gibi inanmaktadr. Allahn sfatlar ve dier itikd konularda muhtasar aklamalarla yetinmekte, tafsilta girimemekte ve inceden inceye fikir yrtmemektedirler. Nasslar aynen kabul ederek mtebihleri ve zor meseleleri zmek iin akln hakemliine veya tevle yanamamaktadrlar; akl hakem deil, hit olarak grmektedirler. Allahn ar, eli, gelmesi, inmesi vb. yetlerin mahiyeti ve anlam hakknda fikir yrtmemek gerekir, demektedirler. Bu konularda aslolan, olduu gibi inanma, teslimiyet ve sorgulamamadr. Dolaysyla Selef din anlay, gelenein ve eserlerin nakli yoluyla oluturulur. Bu anlayta ortaya konan her yeni eyin bidat ve her gzel eyin gemite olduuna ve yaanldna kuvvetle inanmak ve savunmak esastr. Bu anlayta gemi yaam ve uygulamalara byk bir zlem duyularak ideal hale sokulmaya allr.27 Allahn sfatlarnda vrid olan mtebihlerin, zerinde tartmaya ve tevle girimeksizin, nakledildii gibi kabul edilmesini syleyenler arasnda Mamer b. Rid (lm. 153/770), Evz (lm. 161/774), Sufyn es-Sevr (lm. 161/778), Mlik b. Enes (lm. 179/795), Sufyn b. Uyeyne (lm. 198/814) gibi imamlar bulunmaktadr. Mlikin huzurunda, istiv yetini anmsatarak Allahn nasl istiv ettiini soran kimseye, mm tarafndan verilen cevap mehrdur: stiv malmdur, (fakat Allah hakknda) keyfiyeti mehuldr, buna iman etmek vcip, sormak ise bidattir, seni kt niyetli bir insan gryorum.28 Belki bu nedenledir ki, Hanef, fi, Mlik ve dier Ehl-i Snnet mezheplerinin ilk limlerinin Selefiyyeden olduu ifade edilmektedir. Selefiyyenin zerinde birletikleri husus, Allah tebh ve tecsmden tenzh etmek iin mtebihlerden kanmak ve zerlerinde fikir yrtmemektir. Ancak Tebh ve tecsm yoktur szn sk sk yinelemelerine ramen, Selefiyye, bu meseleden pek kurtulamam ve birtakm yanl anlamalara meydan verebilecek tarzda tebh ve tecsme dm grnmektedir. stelik akl kullanma mecburiyetine hemen de hi iltifat etmedikleri iin, mtebihler akln hudutlar dnda dnlm ve bylece tevlde ar gidenlere kar klrken, farknda olmadan, yrnlen yola ve usle ters den baz tutarszlklara saplanlmtr. 26 Hasan Hanefi, Geleneksel slm Dncesindeki Otoriteryenliin Epistemolojik, Ontolojik, Ahlk, Siys ve Tarih Temelleri zerine, slmiyt, c. 2, Say: 2, Nisan Haziran 1999, s. 29-30, (ss. 25-37).

27 Gle, a.g.m., ss. 25-27. 28 Muvaffakuddn Eb Muhammed Abdullah b. Ahmed b. Muhammed b. Kudme, Rislet Zemmit-Tevl, Matbaatl-Menar, Msr 1351 / 1932, s. 12. Szgelimi, bn Huzeyme (lm. 311/923)nin Kitbut-Tevhdinde bu hususlara ska rastlanmaktadr. Szgelimi, Allahn gkte olduunu ispat iin szn ettii yet ve hadislerin bu mevzuda hi de aklk tamadklar mahede edilmektedir. nk ref, fevk, al gibi kelimelere tutunarak Allahn madd olarak gkte bulunduunu iddia etmek mecburiyetinin nereden kaynaklandn anlamak kolay gzkmemektedir.29 Ayn durum, h. VII. yzyl sonunda Selef akdesini ihya iin faaliyet gsteren bn Teymiyye (lm. 728/1328)de de mahede edilmektedir. Selefiyye mezhebini savunmak, inan sistemini sahabe ve tbin zamanndaki ekle evirmek isteiyle yola kan bn Teymiyye, zarr olarak dima nakli tercih etmitir. Ne felsefenin, ne de teolojik felsefenin akl metotlaryla Allah hakknda bilgi sahibi olmann mmkn olmad30 sonucuna varan bn Teymiyyeye gre, saadet ve kurtuluun yolu akldan gemez. Bunun yolu ikidir: Faydal ilim ve slih amel. Faydal ilim, Hz. Peygamberin Allahtan getirdiklerini, Allah, kitaplarn, meleklerini, resllerini, hiret gnn olduu gibi tasdik etmektir. Slih amel ise, Allahn emri ile amel etmektir.31 Buna gre Kurn ve Kurn aklayan Snnetten baka kurtulu yolu yoktur. Bu yzden, akl, naklin karsna konulamaz. Esas olan nakildir; akl ise idrak ve tasdik edicidir. Oysa Mutezile dncesinde akl ile nakil birbiriyle elimeksizin uyumakta ve birbirini tamamlamaktadr. Ayrca onun Kurn ve Snnette bulunmayan, ashbn hayatlarnda rastlanmayan her eye bidat diyerek kar kmas, dolaysyla nasslar zhir manalaryla kabul edip, kys, akl ve tevlden uzak durmas nedeniyledir ki, gerek zamannda, gerek daha sonralar lehinde ve aleyhinde ok ey sylenmitir. Selefiyye limleri, ryetullah normal grme artlarna bal olmakszn kabul edip haber sfatlar zann bilgilere dayanarak tevle tabi tutmalar ve ameli imandan ayrmalar hasebiyle btn Snn kelmclarn ve ilh fiilleri sadece irade sfatna dayandrp adalet ve hikmet sfatlarn arka plana ittiklerinden Eariyye kelamclarn eletirmilerdir.32 Snn kelmclar da, zayf veya uydurma rivayetlere dayanarak ulhiyete dair btl inanlar benimsedikleri ve haber sfatlar tevl etmemekle tebhe dtkleri gerekesiyle Selefiyyeyi eletiriye tabi tutmulardr.33 Genellikle kelm ilmini benimsemeyenler, Mutezileye ve metinlerin akl yorumuna kar kmaktadrlar. Bunlar, sadece literal (lafzc) anlam benimseyen ve nakli, sadece nakille yorumlayan, yani sahih bir biimde nakledilmi metni, sahih olarak nakledilmi metinlerle veya sahih nakle eit bir yorumla kabul eden Hanbellerle Seleflerdir. Hi kukusuz literalist dn grn savunucular tarafndan, aklc dnce iin dinde bir hareket alan bulmann yasak olduu sylemek mmkndr. Ancak, bu gr yanllarna gre de akl, tam bir eylem zgrl iinde dier alanlardaki bilimsel aratrmalardan yararlanabilir. Bununla birlikte felsef olarak zellikle bu ada tamamen ortaklaa olmasa da, aratrlacak konular vard, en azndan kelmclarn zihinlerini megul eden konulara ok yakn konular vard. Byle bir yasaa felsefe asla tahamml edemezdi. te yandan, Hanbel ve Seleflerce felsefenin izlenecek bir amacnn olmamasndan tr, bu ekilde braklm olmas da muhtemel grnmektedir.34

29 Bkz. Bekir Topalolu, slm Kelmclarna ve Filozoflarna Gre Allahn Varl (sbt- Vcib), D..B. Yaynlar, Ankara 1992, s. 33. 30 W. Montgomery Watt, slm Tetkikler: slm Felsefesi ve Kelm, ev. Sleyman Ate, A.. Basmevi, Ankara 1968, s. 143. 31 Ebl-Abbs Takyddn Ahmed b. Abdlhalm b. Teymiyye, Mecmatur-Resilil-Kbr, Msr 1966, c. I, s. 186. 32 bn Teymiyye, Der Teruzil-Akl ven-Nakl, ner. M. Red Salim, Drl-KnzilEdebiyye, Riyad (trz.) c. I, s. 250. 33 Fahreddin er-Rz, Esst-Takds f lmil-Kelm, ner. Muhammed el-Arb, Drl-FikrilLbnn, Beyrut 1993, ss. 133-135.

34 Salam, a.g.m., s. 209. Selefiyyeye gre, din sahasnda hak, bir baka syleyile, Allahn murd ve maksdu, mutlak manada nakil (Kurn ve sahh hadis) ile bilinir. Nakil olduu gibi kabul edilir ve hibir sretle tevle tabi tutulmaz. Naslarda Allaha nispet edilen el (yed), yz (vech), taht (ar), istiv gibi niteliklerin beer vasflara benzemediini ne srmekle birlikte, bunlarn keyfiyetlerinin tartlmasna kar kmaktadrlar. Yine Selefiyye, din ve temel akde konularnda naslarn beyan ve iaretleri dnda akl yrtmeyi pek uygun grmemektedir. Dier alanlarda olduu gibi, akidde de Hz. Peygamber ve ashbnn yolunu teslmiyet ve ihls ile takp edenler Selefiyye olmutur. Tbin, mezhep imamlar, byk fukaha ve muhaddisn ile her asrda, az sayda da olsa, sekin bir zmrenin benimsedii selef metodu, nakle mutlak ball iar edinmitir. yette ve sahh snnette vrid olan, haber sfatlar ve mtebiht dahil her eye teslmiyetle iman edilir. Ne tebhe dlr, ne de red ve tevle gidilir. Selefiyye, sadece kendi takip ettii yolun Kurn yolu olduunu ne srmektedir.35 Selefiyyenin mtekadimni akid bahislerinde akla ve felsef anlamda serbest bir tefekkre ve dnme yer vermemekteydiler. Onlara gre, nazar, tefekkr ve istidll, ancak nassn zhir manas erevesi dahilinde mmkn olabilirdi. Hanbel limi bn Kudme (lm. 620/1233) bir selef olarak unlar ifade etmektedir: Hz. Peygamberin haber verdii ve ondan sahih olarak nakledilen her eye iman etmemiz gerekir. Haber verilen eyi duyularmzla idrk etsek de, etmesek de onun hak ve gerek (sdk) olduunu kabul ederiz. Mevzun, aklmzn erdii veya sr ve Mirc hadisi gibi, eremeyip i yzne vakf olmad bir husus olmas durumu deitirmez.36 bn Teymiyye gibi (lm. 728/1328) gibi itiktta selef olan mteahhirn, akl karsndaki tutumlarn deitirmiler ve akid bahislerinde de akla arlk ve ehemmiyet vermilerdir. Ona gre, sarh akl ile sahh nakil hibir zaman teruz etmez. Akl ile nakil teruz etmediine gre tevle de lzm yoktur. Eer akl ile nakil arasnda teruz gze arpyorsa, ya da akl sarh veya nakil sahih deildir. Bu duruma gre, bn Teymiyyenin selef akdesinin, bir anlamda felsefesini yapmakta grnmekte olduu sylenebilir. u kadar var ki, bu, Yunan aklcl olmayp, Kurn aklcldr. Kurnda kinata, mahlkata, masnata, hlsa hdise, vaka ve eyaya baklmas, bunlarn tetkik edilmesi, mahede ve tecrbe altna alnmas emredilmektedir. yle grnmektedir ki, bu tefekkr ve nazar daha ziyade bugnk mspet ilmin kulland mahede ve tecrbe metoduna yakndr. Oysa tmdengelim/dedktif (tall) bir yol izleyen slm filozoflar ve kelmclar bu metottan ayrlmlardr. bn teymiyyeye gre, Hz. Peygamber, Kurndaki sfatlarn, daha sonra kelm limlerinin de benimsedii gibi, felsef kaidelerle uygunluk gsteren herhangi bir tevline ynelmemitir. nk, onun ilmi, Kurndr ve bildii deliller de yalnzca Kurnn delilleriydi. Sahbe, onlardan sonra tabin, mtehid fakhler de byledir. nk, onlar Yunan mantn ve Kurnda bulunan bildirimleri kelm limleri gibi tevl etmeyi bilmiyorlard.37 Ahmed b. Hanbel, Cehmiyye gibi, Kurn yaplmas gerekenden farkl ekilde tevl eden frkalarn tevillerini reddettiini aka ifade etmi, hatta Kurnn mteabihleri ve tevili konusundaki tutumlarn reddetmek zere Zndklarla Cehmiyyeye Reddiye adyla bir de risale yazmtr. mam bu risalesinde, onlarn Kurn Allah ve Raslnn anlatmak istedii anlamn dnda tevil etmelerini eletirmi ve bunu kesin bir dille reddetmitir. Ahmed b. Hanbel, sz konusu risalesinde mtebih kavramlarn, isim ve sfatlarn keyfiyetlerini (nasllklarn) bildiklerini ve keyfiyetiler olarak bilinen baz kelmclar kelime ve kavramlar, Allah ve Raslnn koyduu yerlerin dna karmaya alan ve Bize gre bunlar u u manaya gelmektedir diyen tahrifilerin grlerini de reddetmektedir.38
35

Bekir Topalolu, Kelm lmi: Giri, Damla Yaynevi, stanbul 1981, s. 81. Bkz. en-Nahl Sresi, 16 / 125.
36

Muvaffakuddin Abdullah b. Ahmed b. Kudme, Lumatul-tikd, thk. Bekir Topalolu, Kelm lmi: Giri, Damla Yaynevi, stanbul 1981, s. 25, (ss. 1-43).
37

Muhammed Ebu Zehra, mam bn Teymiyye: Hayat-Fikirleri-Eserleri a ve Fkh, ev. Nusreddin Bolelli, Vecdi Akyz, Adil Bebek, Mehmet Erdoan ve Veli Ayhan, slamolu Yaynclk, stanbul 1988, ss. 230-231.
38

bn Teymiyye, hlas ve Tevhid, ev. Abdi Keskinsoy, Pnar Yaynlar, stanbul 2001, s.

200. Selef mezhebi, geen zamann snnetlerine dayanan, bildik tandk dnyann bozulmasn nlemek iin esere tabi olmay istikamet zere olu kabul eden, her trl deiime cephe alan, bidati, muhdes olan, yenilii, reyi inkr eden, bylece deitirme, yorum, yarglama, irdeleme, deerlendirme, dzeltme eidinden tm insani eylemleri yok farz eden gerilemeci bir zihniyeti temsil etmektedir. Burada ama, adeta tarihi sona erdirip dondurarak cemaatin normatif zelliini koruyup srekliini ve denetimini salamaktr.39 Selefler, kk ve byk btn meselelerde Peygamberin yoluna ve snnetine uymay ve ona tereddtsz teslim olmay rahmete, kurtulua, baarya ve Allahn rzasna ulamann yegane yolu olarak grrler. Selefiyye, naslar alglamak ve delillendirme konusundaki yntemi, Allahn Kitbnda ve Peygamberin sahih snnetinde gelenlere zhiren ve btnen uymak ve bunlara mutlak teslim olmaktan ibarettir. Selefiyye limlerine gre, Kitap veya sahih Snnete; kyas, zevk, keif, eyh sz ve bir imam sz ile kar klmaz. nk din Raslullahn hayatnda tamamlanmtr [elMide Sresi, 5 / 3]. Selefiyye limleri, mertebesi ne olursa olsun, ilim ve amel asndan hangi dereceye varrsa varsn, Allah kelm ile Raslnn sznn nne hi kimsenin szn geirmezler. Selefiyye, Allah ve Raslnn huzurunda ne gemenin heva ve hevese uyumak, Allah kar bilgisizce sz sylemek olduuna, eytann Allah yolundan alkoymak iin bu ii ssl gsterdiine ve bunun sapkln sebebi olduuna inanmaktadr [el-Csiye Sresi, 45 / 23]. Selefiyyeye, sarih akl sahih nakle aykr deildir. Anlalmayan bir durum olursa nakle ncelik verirler. Aslnda anlalmayan bir durumda yoktur. nk nakil, salkl bir akln kabul etmeyecei bir ey getirmemitir. Ancak akllarn hayret edecei bir ey getirir. Selim bir akl, sahih bir naklin haber verdii her eyi tasdik eder, ancak akln syledii her eyi sahih nakil kabul etmeyebilir. Onlar akln konumunu kmsemezler. nk onlara gre, akl, ykmlln dayanadr; akl olmayan hi kimse mkellef olamaz. Ancak onlar, akln dnin nne geemeyeceini sylemektedirler, aksi taktirde insanlarn peygamberlere ihtiyac olmazd. Ancak akl dnin snrlar iinde hareket eder. Onlar, byk kk, ak gizli her eyde Peygamberin snnetine ve yoluna smsk sarlr, ona tabi olur ve mutlak teslimiyetleri vardr.40 Selefiyye limleri, Raslullahn dnda kimsenin masm olduuna inanmazlar. Hkm kapal konularda zaruret miktarnca itihad edilmesini caiz grmektedirler. Bununla beraber, sz Kitap ve Snnet uygun olmad srece, hi kimsenin szne taassupla balanmazlar.41 Selefiyye, Kurn ve Hadsle birlikte, ilk nesli tekil eden Mslmanlarn, sahbe, tabin ve etbaut-tabinin (kurun-i selse ricali) sz ve davranlarn kutsiyet mertebesine ykseltmi, bunlarn hepsine birden menklt ve merviyat (nakil, nas, eser, haber ve hadis) gibi isimler vermitir. Selefiyyede nassn ve naklin din bir masniyet (dokunulmazlk)e sahip olma imtiyaz vardr. Ulv ve mbarek bir bilgi kayna olan nakil mutlak olarak Hkimdir. Saltanat tahtnda sadece o oturur, sadece ona tabi olunur. Nass; itiraz, muhalefet, tenkit ve tevl konusu yapmak kesinlikle ciz deildir.42

39 Mehmet Zeki ican, Selefilik: slami Kktenciliin Tarihi Temelleri, Kitap Yaynevi, stanbul 2006, ss. 243, 250. 40 el-Eser, a.g.e., ss. 194-196. 41 el-Eser, a.g.e., s. 196. 42 Sleyman Uluda, slm Dncesin Yaps: Selef, Kelm, Tasavvuf, Felsefe, Dergh Yaynlar, stanbul 1985, s. 38.

Selefiyyenin metodunun din epistemoloji, akl ve zclk (asla / kaynaa dnme) arasnda ok yakn bir ilikisi vardr. Selefiyye, epistemik adan gerek, doru ve salam bilginin, sadece Kurn ve Snnetin bildirimlerinde yer aldn; rey ya da tevle bavurarak aklla retilen her tr bilginin zann bilgi verme olasl bulunduunu savunmaktadrlar. Onlara gre, ancak doru ve salam bilgi temelinde doru bir yaam ve uygulama alan ortaya konabilir. Bunun yolu da Kurn ve Snnete ballktan gemektedir. Bylece, Selefiyye, Hz. Peygamber dnemine daha yakn olan ilk nesillerin din anlay ve pratik uygulamalarn rnek alma, muhafaza etme ve bunun zerinden bir medeniyet ve kltr yaratma eilimi tamaktadr. Hakikat adna ne varsa hepsi gemite olumutur. imdide ve gelecekte hakikat aranamaz. Bu nedenle bir meselenin halli iin nas olmaldr. Tek delil, nastr. Yani, ya vahiy olacak ya da sahabeden gelen bir haber olacaktr. Yahut gemi ulularn bir karar bulunacaktr. Elde hd da olsa, bir haber varsa, ona teslim olunur ve bu konuda tartmaya giriilmez. Bunun dna kan, bidat ehli olur. III. / IX. asrdaki slm dncesinin btn ehresini tam anlamyla deerlendirebilmek iin, kelma kar kmakla beraber kelm akde ile ilgili beyanlarda bulunan ve gr belirtenlere bakmak gerekir. Bu trden ahslar, genellikle kaynaklarda Ehlul-Hads denen zmreye mensuptu. Onlar arasndaki en marf ahs, hlen kendisinden muhtelif vesilelerle bahsedilmi olan Ahmed b. Hanbeldir. Her ne kadar Ahmed b. Hanbel, Mtekellimlerin akl usllerini reddetmi ve dn akdeler ile fkh kaideleri mnhasran Kurn ve Hadslerden kartmak hususunda srar etmise de, aka fevkalde kark meselelerde mtecnis bir gr benimsemeye muktedir son derecede zek bir limdi. 43 Ahmed b. Hanbele gre, dn, sadece Allahn kitb, sr (dindar ahslarn szleri veya fiilleri), sunen (benimsenmi icrat) ve Allahn Resl, sahabileri tabin, tebe-i tbin, onlardan sonra da rnek olarak alnan, snneti kabul eden, sr koruyan, sapkl tanmayan, ve hat veya (biri dierinden) ayrlmakla sulanmayan kabul edilmi imamlar (limler) ile son buluncaya kadar biri dierini teyit etmek suretiyle, kabul edilmi, salam ve mer hadsler (ahbr) hakknda gvenilir ahslardan gelen salam rivyetlerdir. Onlar, kyas ve reyi savunan kimseler deildir; nk kyas dinde deersiz ve rey de ayn ve ktdr. Dinde rey ve kyas taraftarlar, gvenilir selef imamlarndan herhangi bir eser bulunmas dnda, sapktr ve dallettedir.44 Ahmed b. Hanbel, eser (hadis) bulunduu srece rey ile fetvya cevaz vermemitir. tikd adan da nasta vrid olan -mtebihat ile birlikte- aynen kabul edip, tebh ve tecsme dmemekle beraber, tevile de gitmeyen selef bir yaklama sahiptir. Ona gre amel imandan bir czdr. bn Hanbelin hadislere olan ar ball ve kendisine sorulan sorulara hadislerle cavap verme konusundaki ar itinas; bn Kuteybe, Taber ve Debs gibi kimi alimlerin kendisini fkh saymasna yol amtr. Ahmed b. Hanbele gre, fkhta akl yrtme, kabul edilmi kaideler ve hadslerden ibaret esaslarn mspet manadaki mertebelenmesinden ortaya kar; fakat kelmda byle bir mertebelenme mevcut deildir ve Mtekellim, Allah ile yaratlm varlklar arasndaki mnasebet ve kyastan hareketle mnakaa ve ispata eilim gsterir; nitekim akllca yaplm beer eseri ilerin, o ii yapann o ile ilgili bilgisi olduuna delalet ettii vkasndan hareketle el-Ear, lem ile Allahn ilmi arasndaki benzer bir alkay mnakaa etmektedir. 45 Oysa Hanbeller iin bu usl tebhtir. Onlar kendilerine yaplan bu tebh sulamasna, Kurnn tebh tabirlerinin nasl ve ne ekilde olduuna baklmakszn bi-l-keyf alnmasn ne srerek kar kmaktadrlar. Ksaca, Ear kelm, u iki hususta takbh edilmelidir: Tebhe der; Kurn ve Hadsin tekaddmn bunlarn kabul edilmi tefsirleri ile birlikte terk eder. Hanbellerin her iki hususta byyen bir ahslie (sbjektivizm) kar gayr-i ahslii (objektivizm) mdafaa etmekte olduklar sylenebilir. Kelma kar bu tavra uygun olarak, akde sisteminde Mtekellimlerin megul olduklar Allahn sfatlarna dair birok meselenin mnakaas yer almaz. Bununla birlikte Allahn neleri bildii ve kelm hakknda baz kuru ifadeler vardr.46 Anlalan o ki, Ahmed b. Hanbel, epistemolojik manada Kurn ve Hadsin tekaddmnn, ancak bireysellik ve znellikten uzak gvenilir, salam ve doru geerli bilgiyi salayabildiini savunmaktadr. Bu cmleden olarak;
43

W. Montgomery Watt, slm Dncesinin Teekkl Devri, ev. Ethem Ruhi Flal, Umran Yaynlar, 44 Ankara 1981, ss. 365-366. Watt, slm Dncesinin Teekkl Devri, s. 366. 45 Ebl-Hasan Al b. sml el-Ear, Kitbul-Luma fr-Redd al Ehliz-Ze vel-Bida, The Theology ofl-Ashar, ner. ve ng. ev. McCarthy, el-Matbaatl-Katolikiyye, Beyrut 1952, Arapa metin s. 12

1.Selefiyye, dierinin adna ikisinden birini grmezlikten gelmeyerek aklla nakil arasnda orta bir konumda bulunur. Fakat bu aritmetik ve geometrik bakmndan orta bir konum deildir. nk o, dini akidenin salt metafizik felsefi bir inan olmamas kabulyle, vahiy iin yce bir kelimeyi ifade eder. Bilakis bu durum mkellefi balayan din hkmlerdir. Bu yzden onun nih kayna vahiydir. Fakat bu akln ihmal edilmesi anlamna da gelmez. nk nasslar, ayn zamanda akl birtakm delilleri de kapsamaktadr. Akl deliller ise, ne olursa olsun er hkmlerle elimez. 2.Tevlde ifrata kamama, dil kurallarnn ve dini kullanmlarn gerektirdii kadaryla tevl yapmak, fakat tebhi ve duyularla alglanabilmeyi gerektirecek manalarn nefyedilmesini esas almak. Yani, tebihsiz ispat; tatlsiz tenzh dncesini benimsemek gerekir. 3.Sahih nakli delillerin kabul edilmesi.: Bunlarn birincisi Kurn, sonra esaslar icma olan deliller, mtevatir hadisler, ister sahih olsun, isterse hasen olsun makbl had hadislerdir. Yine bu noktada akdeyi korumak, ilmi tenkidin doruluunu destekledii delile tabi olmak amacyla hadislerin zayf ve mevzu olanlarn reddetmede tavizsiz davranmak. 4.eriatn gerektirdii hkmleri tamamyla yerine getirmeye almak. Ancak, amel fer hkmleri itikd esaslar dzeyine karmamaya almak. 5.Selefiyye, daim surette Kurnda bildirilen dosdoru yol zerinde bulunma, bu yoldan sapmamama (dallet)y nemli bir ilke edinmektedir. Bu anlaya gre, Kurn ve Snnette yeterli ve gerekli emir ve esaslar bildirildii iin, inananlarn bunlara uygun hareket etmeleri gerekir. nk bunlardan uzaklama, bir ekilde bu buyruk ve esaslardan sapmay ifade edecektir. Bu durum, bazen Selef mezhebi olarak adlandrlmaktadr. Fakat biz bunu bir frkaya zel veya bir mezhebe nispet etmeyi doru bulmamaktayz. Btn insanlar metotlar aykr olmu olsa da, ona armaktadr. Doru olan, esaslarna ve ruhuna bal kalan her fert ve grup iin her asrda bu metodun ak bir tavr olarak devam etmesidir. Bylece belirli bir grupla veya belirli bir zamanla snrlama zorunluluu olmakszn bu metottan yeni eilimler ortaya kabilir. Her ne kadar orta ve denge iaretlerini tayan, din doruluu ve akl incelii toplayan, bu Kurn konumla bilinip mehr olan, temsil edilen bazlarn rnek gstermek zorunlu olsa da bize gre (Selef tavr iinde olanlar) ilk asrdaki sahabe, tabin ve onlara tabi olanlardr. zellikle Ehl-i Snnete bilinen fkh mezheplerinin kurucular olan mctehid imamlar bunlardandr. Ayn ekilde, saf temiz Ehl-i Beyt imamlar, ifrat ve tefrite kamakszn ama ve ihls bakmndan metotlarn izleyen hadisiler, fkhlar, kelmclardan topluluklar, her nesil ve snftan dier limler de onlardandr.47 Ehl-i Hadisin en belirgin zellii, hadisleri mmkn olduu kadar yorum tbi tutmadan ve kyasa bavurmadan uygulamak, akl-edeb ilimlerden ziyade nakl ilimlerle ilgilenmek eklinde ifade edilebilir. Hadislere eklen bal kalmay savunan Zhirlerle Ehl-i Reye yaknl ile bilinen fi ve Mlikler de Ehl-i Hadis iinde kabul edilmitir.48 Ahmed b. Hanbel dneminde ehl-i hads tabiri farkl bir boyut ve anlam kazanm ve neredeyse Ehl-i Snnetle ayn anlamda kullanlr olmusa da, tartma daha ok inan alanna kayd iin fkh alannda hadisle hadisle ve rey ile amel konusunda cidd bir gr ayrl ortaya kmamtr. Mezhep mensuplarnn kar mensuplarna hadisi terk etme veya knanm rey ile amel etme gibi ithamlar da sbjektif deerlendirmelerden te gemez ve fkh alannda bu dnemlerde cidd bir ehl-i hadis-ehl-i rey atmasnn bulunduunu gstermez.49 46 Michel Allard, Le Problme des Attributs Divins, la Doctrine dAl-Aar et de ses Premiers Grands Disciples, Beyrouth 1965, ss. 99-101. 47 Hasan Mahmd e-fi, Kelma Giri, ev. Sleyman Akku, Deiim Yaynlar, stanbul 2009, ss. 80-81. 48 e-ehristn, a.g.e.,, c. II, ss. 92-93.
49

Salim t, Ehl-i Hads (Fkh) md., D..A., stanbul 1994, c. X, s. 511, (ss. 508-512).

Ahmed b. Hanbel, her ne kadar Hz. Peygamberin ve ashabn aklamaya girimedii problemleri mnakaa konusu yapmay bidat telakki etmise de, karlat sosyal ve

siyasal olaylarn etkisiyle, teorik olarak benimsedii prensiplerden pratikte vazgemek zorunda kalmtr. Szgelii, kendi dneminde nemli tartma knularndan birini tekil eden halkul-Kurn meselesinde, Kurn mahlk deildir tezini benimsemi, Kurn ve Snnette ak bir ekilde yer alamayan bu tezi savunup ispatlamaya kendisini mecbur hissetmitir. Bu tutumuyla o, bir ekilde prensip olarak benimsemedii ve bidat olarak nitelendirdii kelma girmi oluyordu.50 Beyhak ve bn Teymiyye gibi selef limleri bn Hanbelin sadece Cehmiyye ve Mutezileye ait aslsz tevlleri reddettii grndedirler.51 Ahmed b. Hanbele gre, Kurnn akde ile ilgili yetleri mtebihtir. Mtebihtn tevli ise ancak Hz. Peygamberden rivayet edilen bir aklama varsa, o dikkate alnarak yaplabilir. Szgelimi, Sen beni asla gremezsin [el-Arf Sresi, 7 / 143] melindeki yeti, Dnyada asla gremezsin eklinde yorumlamas, ayrca Nerede olursanz olun, O sizinle beraberdir [el-Hadd Sresi, 57 / 4) ve Biz ona ah damarndan daha yaknz [Kf Sresi, 50 / 16] yetlerindeki beraberlik ve yaknlka -ilim, sem ve basar sfatlarn dikkate alarak- Allahn yarattklarndan haberdar olmas manasn vermesi, onun yapt tevillere rnek gsterilebilir.52 bn Teymiyyeye gre, ayet, kelime ve kavramlarn tevillerini Allahtan baka kimsenin bilmedii grnn snnet ehli ilim adamlar arasnda bu denli yaygnlk kazanmas, Cehmiyye, Kaderiye, Mutezile ve dier bidat ehli mezhep ve frkalarn bunlarla ilgili pek ok aslsz ve tutarsz yorum yapm olduklarndan kaynaklanmaktadr. Bunlar, mtebih yetlerin tevillerinden hareketle Kurnn dier yetlerini de kendi aslsz ve tutarsz grleri dorultusunda tevil etmeye ynelmilerdir. Kurn kendi akl grlerine tefsir eden ehl-i bidatin ura alanlarndan birinin de, onu lugav adan tevil etmek olduu bilinmektedir. Nitekim Mutezilenin tefsirleri Allahn sfatlar ve kaderle ilgili nasslarn, Allah ve Raslnn murat ettikleri anlamdan farkl tevillerle doludur. Self ulemas bu tr aslsz ve tutarsz yorumlar reddetmilerdir. Szgelimi, selefin nde gelen isimlerinden Ahmed b. Hanbel Zndklara ve Cehmiyyeye Reddiye adyla kaleme ald eserde bu konulara deinmekte, naslarn yanl tevil edilmesi konusunda selef alimlerinin ve imamlarnn onlara kar yazdklar reddiyelerden sz etmektedir.53 ehristn, naslarn anlalmasnda Selef metodunun en doru yntem olduunu, bu metodu benimseyenlerin Allah mahlkta benzemedii ilkesini kabul etmekle birlikte, tebh ve tecsmi artrabilecek yet ve hadisleri yorumlamaktan kandklarn ileri srmektedir. O, Selefin tevle kar kmasnn nedenini, yorumlamann zanna dayal gereklemi olmas ve ilh sfatlarn anlam gibi bir konuda zan ve ahs kanatle hareket etmenin uygun grlmemesine balamaktadr. Bununla birlikte, Haviyyeden bazlar Selefin dediklerine ilave olarak naslarda geen lafzlarn kelime anlam zere kabul edilmesini ne srerek Allaha beden ve organlar nispet edecek kadar tebhe dmlerdir.54 Selef yolunu izleyenlerin eserlerini daha ziyade reddiyeler halinde telif etmeleri ve sfatlarn tevli gibi beli konular dnda Ehl-i Snnet kelmclarndan ayrldklar grlerin fazla olmamas, onlarn ayr bir itikd mezhep eklinde deerlendirilmesini gereksiz klmaktadr. Selefliin sistemleip bugnk grnyle bir akm haline gelmesi, sonraki dnemlerde ve zellikle bn Teymiyye zamannda gereklemitir. nk Ashbul-Hadsin hareketi, ilk dnemden aktarlan baz grleri savunmakla birlikte, bunlar temellendirme ve yeniden ina yolunda kapsaml bir aba ierisine giremedii mahede dilmektedir.55
50 Yusuf evki Yavuz, Ahmed b. Hanbel (Akaid Konularna Dair Grleri) md., D..A, c. II, stanbul 1989, s. 83, (ss. 82-87). 51 Eb Bekir Ahmed b. el-Hseyin b. Al el-Beyhak, Kitbl-Esm ves-Sft, thk. e-eyh ImddDn Ahmed Haydar, Drul-Kitbil-Arab, c. II, Beyrut 1405 / 1985, 172-177. 52 Ahmed b. Hanbel, er-Red alez-Zendka vel-Cehmiyye Akids-Selef iinde, ner. Ali Smi en-Ner - Ammr Tlib, Mneetl-Marif, skenderiye 1971, ss. 60, 90, 100, (ss. 49-114). 53 bn Teymiyye, hlas ve Tevhid, s. 255. 54 e-ehristn, el-Milel ven-Nihal, c. II, ss. 92-93. 55 M. Sait zervarl, bn Teymiyyenin Dnce Metodolojisi ve Kelmclara Eletirisi, SAM Yaynlar, stanbul 2008, ss. 62-63.

5. KELM DNCE ABASINI KTLEME Selefin yolundan gidenler, bidat ve hurafelere kar sert eletirileri ve cedel

metodu aleyhindeki tavrlaryla n plana kmaktadrlar. Bidat, Hz. Peygamberin ortaya koyduu rnee aykr den yeniliktir.56 Daha ziyade ok Hanbeller tarafndan sahiplenilen Ashbul-Hads ekolnn temel eserleri topluca gzden geirildiinde, bunlarn, Mutezile ve Cehmiyyeye ait grleri Kitb ve Snnete aykr grdkleri iin, btn kelamclara menf bir tutum sergiledikleri mahede edilmektedir. Bu olumsuz tutumlarn, Seleften rivayet edilen szlerin yan sra, mezhep imamlarnn her birinden aktarlan kelm aleyhindeki ifadelerle destekleme yoluna gitmektedirler.57 Buna karlk, Selef ve mamlarn iddetle tenkit ve zemm ederek kar kt ve bidatler arasnda sayd kelm, byk lde Cehmiyye ile itizl hareketinin kelm dn biimidir.58 Bu arada unu hemen belirtmeliyiz ki, Tbin ve hemen sonraki dnemde ilk dnem Selef limlerinin bidat ehli kelmclarna kar sergiledii olumsuz tavr, daha sonraki Ashbl-Hads ulemas tarafndan genelletirilerek, Ehl-i Snnet kelamclar da dahil olmak zere, bizzat kelam ilmine yneltilmitir.59 Hz. Peygamberin vefatndan sonra Arabistan Yarmadasnn dna kan slm ordular, bir asrlk bir zaman dilimi ierisinde ok sayda lkeyi fethederek slam corafyasnn topraklarna ve snrlarna dahil etmi; bu lkelerde yaayan farkl din, inan, mezhep, kltr ve fikirlere sahip insanlar benimsemek veya eletirmek amacyla slm dini ile yakndan ilgilenmilerdir. II. / VIII. yzyln balarndan itibaren Cehmiyye ve Mutezile mensplar, slm eletiren gruplarla fikr mcadelede bulunurken, zaman zaman onlarn anlayabilecei bildik slp ve ifadeler kullanm, grlerine temas edip yanllklarn ve rklklerini ortaya koymulardr. te bu dnemde kendilerine Ashbul-Hads diyen baz limler, ashp ve tbinin megul olmad bu meselelerin tartlmasn ve bunlar tartrken uygulanan yntemleri bidat saym, bu alanda reddiyeler kaleme almtr. Hadis limleri ehl-i ehv tabirini, bata Cehmiyye ve Mutezile kelamclar olmak zere genellikle Selef izgisi dnda kalan slm frkalar iine alacak ekilde geni bir anlamda kullanmlar, hatta onunla daha ok ehl-i bidati kastetmilerdir. Bu anlayn etkisiyle olacaktr ki, III. (IX.) yzyldan sonra itikd mezhepler hakknda yazlan kitaplarda ehl-i ehv tamlamas ehl-i bidatle e anlaml olarak kullanlmtr. Selefiyyeye mensup olan hadis limleriyle onlarn etkisinde kalan baz Ehl-i Snnet kelmclar ehl-i ehvy bidat frkalarndan oluan ehl-i kbleye hasretmek istemilerdir. Onlar bu kanaatlerini, hev ve ehv ile ilgili naslarn ehl-i bidate iaret etmesi, Hz. sy tanrlatran Hristiyanlarla baz bidat frkalarnn grleri arasnda benzerliin bulunmas, ehl-i bidatin, cennete sadece kendilerinin gireceini savunan Ehl-i Kitapla ayn paralel yerde yer almas, ehl-i bidat kelmclarnn slma aykr felsef grleri savunmalar gibi delillerle temellendirmeye almlardr.60 Ne var ki, bu grn isabetli olduunu sylemek pek mmkn grnmemektedir. nk itikd konularda akln desteine bavurmak veya naslar aklc bir yaklamla anlamaya almakla din konularda nefsn arzular istikametinde hareket etmek ve duygusall n plana karmak arasnda byk ayrllar sz konusudur. Her eyden nce akla bavurmak, Kurn ve din konular akl yoluyla anlamaya almak bizzat Kurnn 56 Rahman, slm, s. 71. 57 Eb Hmid Muhammed b. Muhammed el-Gazzl, hyu Ulmid-Dn, Drl-Marife, 1403 / 1981, c. I, s. 84. 58 Eb Bekir Ahmed b. el-Hseyin el-Beyhak, Menkb-fi, ner. Seyyid Ahmed Abbs Sakr, Drt-Trs, Kahire 1391 / 1971, c. I, ss. 453-454, 470. 59 el-Hatb el-Badd, eref Ashbil-Hads, ner. M. Said Hatibolu, D..B. Yaynlar, Ankara 1991, ss. 78-79; Abdullah b. Muhammed el-Herev, Zemml-Kelm, ner. Semh Daym, Drl-Fikril-Lbnn, Beyrut 1994, ss. 246-259. 60 Abdlkhir b. Thir el-Badd, el-Fark beynel-Fark, thk. Muhammed Muhyiddn Abdlhamd, el-Mektebetl-Asriyye, Beyrut 1413 / 1993, ss. 28, 140; bn Teymiyye, Der Teruzil-Akl ven-Nakl, c. VII, ss. 179, 211; a. mlf., Minhcs-Snnetin-Nebeviyye, ner. Muhammed Red Slim, Cmiatl-mm Muhammed b. Suud el-slmiyye, Riyad 1406 / 1986, c. VIII, s. 263. srarla tavsiye ettii bir husustur; bundan kananlar Kurnda yerilmitir.61 Kelm ilminin douuna vesile olan ehl-i bidat kelmclarnn, akl nakle hkim kldklar

iddias veya Buhrnin syledii gibi,62 baz hadisleri reddetmeleri nedeniyle ehl-i ehvdan saylmalar da doru deildir. nk Kurn, hev ve ehvya uymay deiik zmrelerden oluan kfirlere nispet etmektedir. Ebl-Hseyin el-Malat63 ile Abdlkhir el-Badd64 gibi limlerin kanaatlerine bal kalmak suretiyle ehl-i bidati kfir kabul ederek ehl-i ehv ile zdeletirmek ise ehl-i kblenin tekfir edilemeyecei ilkesine aykr dmektedir. yle grnmektedir ki, Selef limlerinin kelmclarla ehl-i bidat mensuplarn ehl-i ehvya dahil etmeleri, bilgi vastalarn Kurn ve Hadise hasretmeleri ve ayrca hd rivayetlerin de mutlaka kabul edilmesini gerekli grmeleri nedeniyledir. Halbuki Kurna gre, ilim vastalarndan biri de akldr ve zan yoluyla kesin bilgi hsl olmaz. u halde ehl-i ehv ile ehl-i bidatin farkl anlamlar tadn ve ehl-i ehvnn kfirler hakknda kullanlmas gereken bir tabir olduunu kabul etmek daha uygun bir tutum ve davran olur. Gelenekiler, Allahn Kendisi hakkndaki tavsifini, Kendisinin Kitbnda Resl vastasyla vahyettii sfatlarn kabul ederler. Aklclar, zellikle finin kendilerine Ehl-i Kelm adn verdii Muteziller, Allaha kendi speklasyonlarnn bir sonucu olan ilave sfatlar atfederler ki, bunlar gelenekiler tarafndan batl, Mutezil bidatler olarak deerlendirilir.65 fi, gerekte Ehl-i Hadisin Ehl-i Rey kart mcadelesinde, Ehl-i Hadisin safndadr. Bu mcadele, sadece Snnet ya da baz rivayetlerin doruluu erevesinde bir ihtilaf deildi. Sorun, sadece vaka olarak yeni kan meseleleri karlama ihtiyacnn basksyla hadis uydurma faaliyetinin artmasyla ilgili deildi ki, yeni kan bu meseleler, ehl-i reyin teorik hipotezlerini besliyor ve onlarn haklln ortaya koyuyordu. Keza sorun, o teorik hipotezlerle sapma ve ounlukla naslardan ve selefin sretinden ilham almayp, istihsna ynelme eklinde rey artyla da ilgili deildi.66 Aslnda bu mcadele, deiim ve ilerleme gleri ile sabitletirme ve egemen olma gleri arasndaki bir mcadeleydi. Bu mcadelenin tarihi, zaman olarak, bir anlamda tedvin asr saylan fi ncesi asra kadar dayanmaktadr. Belki de bu tarih, slam ve Mslmanlar zerinde Kureyin otoritesinin saland toplant olan, muhacir ve ensar arasndaki Sakfe toplantsnda hilafet sorunu etrafndaki ihtilafn balangcna dayanmaktadr. Bu mcadele fikr dzlemde kendisini ideolojik olarak, ehl-i rey ve ehl-i hadis arasnda din nasslarn etkinlii erevesindeki ihtilafta ekillenmektedir. Ehl-i hadis, nasslarn egemenliini ve onun, insann tm etkinlik alanlarn kapsadn savunurken, ehl-i rey, maslih-i mrsele, istihsn ve istislh yntemlerinde kendini gsteren akl savunmaktadr. Tedvin asr olan finin asrnda ise, mcadele, dncenin zerine kurulaca ifreleme esaslarn belirleyerek toplumsal/kolektif hafza zerinde egemenlik kurma giriimi eklini almaya balam gzkmektedir. Bu dnsel mcadele glgesinde ehl-i hadis ile ehl-i rey arasndaki ihtilaf, nakil ile akl, din ile felsefe, taklit ile ibd/yenilikilik arasndaki genel mcadelenin bir grnts olmaktadr.67 Yusuf evki Yavuz, Kurn- Kerimde Tefekkr ve Tartma Metodu, Ayyldz Matbaas, stanbul 1983, ss. 48-53.
61

62 Bkz. Muhammed b. sml el-Buhr, Halkul-Eflil-bd ver-Redd all-Cehmiyye ve Ashbit-Tatl, Messesetr-Risle, Beyrut 1407 / 1987, s. 72. 63 Ebl-Hseyin Abdurrahman el-Malat, et-Tenbh ver-Redd al Ehlil-Ehv vel-Bida, thk. Muhammed Z. Muhammed Azeb, Mektebet Medbl, Kahire 1413 / 1992, s. 35. 64 el-Badd, a.g.e., ss. 12-13, 80-81. 65 George Makdisi, finin Hukuki Teoloji Anlay: Usl-i Fkhn Kkenleri ve nemi, Snni Paradigmann Oluumunda finin Rol (Seki), Yayna haz. M. Hayri Krbaolu, Kitbiyt, Ankara 2000, s. 43, (ss. 13-48). 66 Muhammed bid el-Cbir, Arap-slm Kltrnn Akl Yaps: Arap-slm Kltrndeki Bilgi Sistemlerinin Eletirel Bir Analizi, ev. Burhan Krolu, Hasan Hacak ve Ekrem Demirli, Kitabevi, stanbul 1999, ss. 148-149, 216; Nasr Hmid Eb Zeyd, mm fi ve Ortayol deolojisinin Tesisi, ev. Salih zer, Snni Paradigmann Oluumunda finin Rol, Yayna haz. M. Hayri Krbaolu, Kitbiyt, Ankara 2000, s. 117, (ss. 89-148).
67

Eb Zeyd, a.g.m., ss. 117-118.

6. SONU VE DEERLENDRME slm dnce tarihinin, olduka erken dnemlerinde, byk bir olaslkla II. /VIII.

asrn birinci yarsnda, selef fikri, yani ilk Mslman nesillerin, ok kere iaret edildii zere, ilk neslin otoritesine inanma, ballk gsterme ve bavurma gr ortaya kt. Tarihsel sreteki gelimeler ve uygulamalar izlendiinde, bu grn ortaya kn anlamak ve hakl grmek hi de g grnmemektedir. Nitekim, Selefin gr, fiil ve hareketi, ok gemeden sadece ilhm kayna olan bir model deil, hibir yorum, eletiri ve dzenlemeye gerek duyulmadan uygulama alanna konan lafz bir kanun gibi grnmeye balamtr. Aka anlalmaktadr ki, Selefiyye, dinin yozlamas ve safiyetini yitirmesinden son derecede endie duymaktadr ve bu nedenle, bu konuda duyarl davranarak Kurna, Snnete ve ilk nesillerin uygulamalarna dnme arsn ska yineleyip, slmn saf haline bavurmay vurgulamaktadr. Onlar, slam dininin mutlak erevesinin ve genel ilkelerinin taklitler, kr krne balanma, hurafeler, bidatler ve bo inanlarla, heva ve heveslerle sarslmasnn, bozulmasnn ve yozlamasnn, Mslmann yaamnda ve uygulamalarnda yarataca tahribata ve dejenerasyona kar duyarl olunmas gerektiine dikkat ekmektedirler. Bu tavrda, gemiin fikir, yaam ve rnekliine byk bir zlem duyulur ve beliren yeni bir problemin zm, sadece daha gvenilir ve daha salam olduuna inanlan gemi alimlerin grlerine referansta aranr. Ne var ki, byle bir tavr, mutlak doruyu temsil ettiini iddia etmekte, farkl yollardan zm retme abalarnn nn tkamakta; deime, dnm, gelime, ina, yenilik, hrriyet giriimi ve eletiriye kar direnci, katl ve sertlemeyi de ngrmektedir. slm dncesinde Hadis taraftarlar, Kitap ve Snnete dnmeyi talep eden, farkl yntemlerle bilgi reten kkenci yaplardan birisidir. Onlar, Din asardan/snnetten ibarettir diye syleyerek Hz. Peygamberin nclnde oluan ilk neslin din uygulamalarn ve hayat tarzn idealletirerek kayda geirmitir. Ahlk yozlama ve toplumsal rmln nne geebilmek iin, o dnemin hayat tarzna (Snnet) ve pratiklerine dnmeyi bir zm yolu olarak grmlerdir. Onlar, metnin zahir ve literal anlamna sk skya bal kalp, tevlden uzak durarak metnin anlamnn sabitliini ve istikrarn korumaya almlardr. Metinci kkencilik, klsik dnemde, Kurn metnine, hadis metnine ya da mezheb metinlere dnme eklinde kendisini gstermitir. Snn kesimlerde kkenciliin en ar temsilcileri ve savunucular Zhirler; i dncede ise hadislere, zellikle imamlardan gelen rivayetlere sk skya bal olmay benimseyen Ahbrlerdir.68 slmn ilk dnemlerinde Self sylem, insann glerini ve yeteneklerini geri plana atan, sr merkezli s bir din anlayn ifade etmektedir. Bireysel bir abann rn olan bamsz rey dmanl, kelam ilmi ve onun tartma metodunu zemmetme, yeniliklere tavr alma, yeni fikir retmeyi bidat sayma, mutlak doruluun epistemolojik sistemleri dhilinde kendi tekellerinde bulunduunu iddia etme, slmn temel bilgi kaynaklarna skca bal kaldklarn her dzlemde yineleme ve vurgulama, bu din sylemin en nemli hususiyetleri arasnda yer almaktadr. Selefiyyenin kelm hakkndaki hkmn ifade etmek gerekirse, onlara gre akl, tartma ve cedelle din anlay olumaz. nk cedel ve mnakaa ile kurulan inan sistemi dier bir cedel ve mnakaa tarz ile yklmaya mahkmdur.69 Onun iin tek yol, Selef-i Slihnin doru ve salam yolunu izlemektir. Dahas; Selefiyye, nasslara ve zhirine (dsal anlamna) smsk bal kalma ilkesini benimsemekte ve din anlayn bu ilke etrafnda ekillendirip uygulama alanna geirmektedir. nk dier kaynaklar, gerek dini anlaymzn oluumunu olumsuz ynde etkilemektedir. Selefiyye, geleneksel yaps itibariyle dinin z ve safiyetini korumaya ve srdrmeye; ze ait ilkeleri uygulamaya byk bir arlk vermekte; batl inanlar, hurafeler, bo tutkular, hev ve hevese uymann, bidat karmaya gtren her yolun sapkln sebebi olduuna inanmaktadrlar. Onlara gre, dnde bidat karmaya gtren her yolun kapatlmas gerekir. nk dn tamamlanm olup, onda bir eksiklik yoktur.
68

Snmez Kutlu, a.g.m. ss. 70-71.

Selefiyye, dinin mkemmel ve tamamlanm olduunu, dinde hibir eyin eksik

braklmadn srarla savunmaktadr. Mkemmel olan bir dine akl yorumlar getirme ameliyesi, dinde eksiklik bulunduu ve bunun akl yorumlar getirme ameliyesi ile giderilebilecei dncesini artracaktr. Oysa Selefiyyeye gre, slam dini en son ve en mkemmel formda tamamlanm bir dindir; ilelebet insanolunun tm sorunlarn zebilecek dil kalplar ve kltrel kodlarla gelmitir. Dorusu, Selefiyye limlerinin, dier medeniyet ve kltrlere mensup kimselerin dini anlama ve yorumlama gayretlerini endie ile izlediklerini ve daima dinin safiyetini bozabilecekleri kaygsn tadklarn sylemek mmkndr. slam toplumunun, farkl din, medeniyet ve kltrlere kar duyarl bir refleks gelitirme gayretini n plana karmakta ve onlardan etkilenmemeye nem vermektedirler. nk slama yozlamann ve bozukluun dier medeniyetler tarafndan sokulmas ve yaygnlatrlmasndan byk bir endie ve rahatszlk duymaktadrlar. Dier medeniyetlerin ve kltrlerin din algs ve dnya grn, ilk neslin dini sylem, gr ve uygulamalarna gre oluturmasnn ve deerlendirmesinin daha doru ve daha uygun olacan savunmaktadrlar. nk onlara gre, ilk nesil, en hayrl ve vgye layk bir zaman diliminde yaayan her ynyle rnek ve nder topluluklar temsil etmektedir.

You might also like