You are on page 1of 149

ISSN 1308 - 2922

Say/Number 7

Austos/August 2010

Sahibi ve Yaz leri Mdr Pamukkale niversitesi Sosyal Bilimler Enstits Adna Do. Dr. Bilal ST

Ba Editr Prof. Dr. Ceyhun Vedat UYGUR

ngilizce Dzeltme Yrd. Do. Dr. Recep ahin ARSLAN

Hakemli bilimsel bir dergi olan PAUSBED ylda kez yaymlanmaktadr. Dergide yaymlanan almalardan, kaynak gsterilmek artyla alnt yaplabilir. almalarn tm sorumluluu yazarna/yazarlarna aittir.

Grafik ve Dizgi Glderen AVU ALTINTA

Bask Dijital Dler


0212 279 64 44

Yazma Adresi Pamukkale niversitesi Sosyal Bilimler Enstits Rektrlk Binas Kat: 2 Knkl Kampusu 20070 Knkl DENZL / TRKYE Tel. + 90 (258) 296 22 10 Fax. +90 (258) 296 23 47 e-posta: pausbed@pau.edu.tr

Danma ve Yayn Kurulu


Prof. Dr. Ceyhun Vedat UYGUR Do. Dr. Ramazan BATRK Do. Dr. Milay KKTRK Do. Dr. Ali Rza ERDEM Do. Dr. Yasin SEZER Do. Dr. M. Yaar ERTA Yrd. Do. Dr. Aydn SARI Yrd. Do. Dr. Nurten SARICA Yrd. Do. Dr. Kerim DEMRC Yrd. Do. Dr. Kamil ORHAN Yrd. Do. Dr. Recep ahin ARSLAN Yrd. Do. Dr. Trkay Nuri TOK Yrd. Do. Dr. Saim CRTL Yrd. Do. Dr. Trkan ERDOAN Yrd. Do. Dr. Safi AVCI Yrd. Do. Dr. Seluk Burak HAILOLU Pamukkale niversitesi Pamukkale niversitesi Pamukkale niversitesi Pamukkale niversitesi Pamukkale niversitesi Pamukkale niversitesi Pamukkale niversitesi Pamukkale niversitesi Pamukkale niversitesi Pamukkale niversitesi Pamukkale niversitesi Pamukkale niversitesi Pamukkale niversitesi Pamukkale niversitesi Pamukkale niversitesi Pamukkale niversitesi

Hakem Kurulu
Prof. Dr. Aylin Grgn BARAN Prof. Dr. Aytl KASAPOLU Prof. Dr. Celal MEK Prof. Dr. Hasan BOYNUKARA Prof. Dr. Mehmet MEDER Prof. Dr. Mehmet TAKKA Prof. Dr. Nurullah ETN Do. Dr. Altan ETN Do. Dr. Himmet HLR Do. Dr. . Hakan MERT Do. Dr. Kksal ALVER Do. Dr. Sleyman NAN Do. Dr. Yunus BALCI Yrd. Do. Dr. Abuzer KIZIL Yrd. Do. Dr. A.Ouz ALP Yrd. Do. Dr. Ertekin DOKSANALTI Yrd. Do. Dr. Haldun SOYDAL Yrd. Do. Dr. sa KIZGUT Yrd. Do. Dr. Lale DOER Yrd. Do. Dr. Mehmet TEKOCAK Yrd. Do. Dr. Nesime CEYHAN Yrd. Do. Dr. Ycel CAN Hacettepe niversitesi Ankara niversitesi Pamukkale niversitesi Yzncyl niversitesi Pamukkale niversitesi Atatrk niversitesi Ankara niversitesi Gazi niversitesi Afyon Kocatepe niversitesi Uluda niversitesi Seluk niversitesi Pamukkale niversitesi Pamukkale niversitesi Mula niversitesi Anadolu niversitesi Seluk niversitesi Seluk niversitesi Akdeniz niversitesi Ege niversitesi Seluk niversitesi ankr Karatekin niversitesi Nide niversitesi

Dergimizin bu saysna gnderilen makaleleri deerlendiren hakem kuruluna teekkrlerimizi sunarz.

Sekreterya Recep DURMU Azize IRALI

NDEKLER/CONTENTS

Aytekin BYKZER......................................................................................................................................................... 1 Lagina Hekate Tapnann Altyap ve Stylobat Dzenlemesinde Uygulanan Oranlar The Rates Which are Applied in the Infrastructure and Stylobate Settings of Lagina Hecate Temple Blent Cercis TANRITANIR .............................................................................................................................................. 15 The Woman Warrorda Yemek Kltr ve Kadn Women and Food Culture in the Women Warrior Hande AHN....................................................................................................................................................................... 21 Trkiyede i Snfnn Geliim Sreci ve Gemiten Gnmze i Hareketi The Development Process of the Working Class and the Heritage of the Labor Movement from Past to Present in Turkey Makbule EKC..................................................................................................................................................................... 31 Lagina Kutsal Alannda Bulunan Sikkelerin Deerlendirilmesi Evaluation of Coins Found at Lagina Hecate Sacred Area Mustafa BYKKOLANCI Gken Kurtulu ZTAKIN..................................................................................... 39 Seluk-Efes Mzesinde Sergilenen St. Jean Kilisesine Ait Korkuluk Levhalar ve Templon Aritravlar Parapet Slabs and Templon Architraves from St. Jean Church, on Display in Seluk-Efes Museum Olcay ZKAYA DUMAN.................................................................................................................................................... 51 Tarih Bilimi ve Bilgisi Asndan Aydnlanmadan Gnmze Sorularla Tarih Felsefeleri ve Kavraylar Questions on Philosophy of History and ts Concepts From the Enlightenment Period to Date in Terms of History Science and Knowledge Serkan GZEL...................................................................................................................................................................... 71 Meydan Gereklii ve Kentsel Cisimleme The Reality of Space and Urban Embodiment Serkan GZEL Mehmet MEDER................................................................................................................................. 93 Toplumsallama ve Bireyselleme elikisinde renci Evleri Students Residences in Contradiction Between Socialization and Individualization nal ENTRK.................................................................................................................................................................. 113 Deien Ekonomik ve Sosyal Koullarn Bir rn Olarak Karakter Anmas Character Corrosion as the Consequence of the Changing Economic and Social Conditions Yasemin ER.........................................................................................................................................................................125 sauriada Yelbeyi Kaya Mezar ve Svari Kabartmas The Yelbeyi Rock-Cut Tomb in Isauria and Horseman Relief

Zbeyde ENDERN............................................................................................................................................................ 135 Yusuf Atlgann Canistan Adl Romannda Bir Anti - Kahraman: Selim An-Anti Hero in Yusuf Atilgans Novel Called Canistan: Selim

Pamukkale niversitesi Sosyal Bilimler Enstits Dergisi Say 7, 2010, Sayfa 1-13

LAGNA HEKATE TAPINAI'NIN ALTYAPI VE STYLOBAT DZENLEMESNDE UYGULANAN ORANLAR*


Aytekin BYKZER** zet
Lagina Hekate Tapna, Anadoluda pseudo-dipteros planda ina edilen nemli yaplardan biridir. Tapnan planlanmasnda ve yap elemanlarnn stylobat zerine yerletirilmesinde Pytheos tarafndan temelleri atlan, Hermogenes tarafndan gelitirilen matematiksel sistemlere bal kalnmtr. Yap, derin bir pronaos ile naostan olumaktadr. Opisthodomos blm yoktur. Dar cephelerinde 8, uzun cephelerinde 11 stun yer almaktadr. Bu yn ile o dneme kadar uygulanan tm yaplardan farkl olarak, uzunluu ile genilii arasndaki oran en aza indirgenmitir. Korinth dzenindeki tapnakta alt yap ve stylobat dzenlemesindeki oranlar stun alt ap baz alnarak belirlenmitir. Tapnan uzun kenar ile ksa kenar arasnda elde edilen oran, ayn plan tipine sahip tapnaklar arasnda imdilik bilinen tek rnei tekil etmektedir. Bu sra d oran, yapnn erken evresinde in-antis planl olduu, sonrasnda etrafna peristasisin eklendii dncesini pekitirmektedir.

Anahtar Kelimeler: Lagina, Hekate Tapna, Pseudo-Dipteros, Stylobat, Karelaj Sistemi.

THE RATES WHICH ARE APPLIED IN THE INFRASTRUCTURE AND STYLOBATE SETTINGS OF LAGINA HECATE TEMPLE
Abstract
The temple of Hekate at Lagina is one of the significant structures in Anatolia built in pseudo-dipteros plan. The modular system founded by Pytheos and developed by Hermogenes was used in the planning of the temple and the placing of the structural elements on the stylobate. The structure is composed of a deep pronaos and a naos. There is no opisthodomos in the building. There are 8 columns at the narrow facades and 11 columns at the long facades. In this respect it differs from all the structures built up to that period as it minimizes the ratio between the length and the width. The rates of the infrastructure and stylobate setting in the temple which is in Corinth style are determined by making them based on lower diameter. The rate between the short edge and the long edge is the unique one among the similar plan types. This extraordinary rate is believed that it was in in-antis plan in its early phase and then the peristasis was attached around it.

Key Words: Lagina, the Temple of Hecate, Pseudo-Dipteros, Stylobate, Grid System.

1. GR
Antik dnem corafyasnda Karia Blgesinde yer alan Lagina Hekate Kutsal Alan, i Kariann nemli kentlerinden Stratonikeiann iki kutsal alanndan biri olup Stratonikeiaya 9 kmlik ta demeli bir yolla balanmaktadr.1 Gnmzde ise Mula ili, Yataan ilesi, Turgut Beldesi snrlar iinde, Kapta Mevkiindedir.2

Lagina Hekate Tapna yaklak olarak kutsal alann ortasna, kuzeybat-gneydou dorultuda ina edilmitir (iz. 1 - Res. 1). Drt taraf Dor dzenindeki stoalar ile evrilidir. Gneydousunda altar, gneybatsnda propylon yer almaktadr. Lagina, 18. yydan itibaren pek ok seyyah ve aratrmacnn ilgisini ekmitir. zellikle tapnaa ait kabartmal friz bloklarnn bulunmas, bu ilgiyi artrmtr. Tapnakta ilk kaz

* Bu alma, Ar. Gr., Aytekin Bykzer tarafndan hazrlanan Lagina Hekate Tapnann Matematiksel Oranlar balkl, Seluk niversitesi, Sosyal Bilimler Enstitsnde 2006 ylnda tamamlanan Yksek Lisans tezinin bir blmn oluturmaktadr. ** Ar. Gr., Aytekin Bykzer, Seluk niversitesi, Edebiyat Fakltesi, Arkeoloji Blm, KONYA. aytekinbuyukozer@hotmail.com

A. Bykzer

almalar 1891 - 1892 yllarnda Osman Hamdi Bey tarafndan yaplmtr. Yaklak 100 yl aradan sonra, 1993 ylnda A. A. Trpan bakanlnda balatlan kaz almalar sistemli bir ekilde devam etmektedir.3 Bu almalarda tapnan byk bir ksm alm olup (Res. 2), bulunan mimari elemanlar ait olduklar ynlere gre tasnif edilmitir. Hekate Tapna pseudo-dipteros planda ina edilmi olup, 8 x 11 stunludur (iz. 2).4 Giri ksm gneybat cephede yer alan tapnak, geni bir pronaos ve naostan olumaktadr. Opisthodomos blm yoktur.5 Hellenistik Dnemin bayaptlarnn aksine, n cephede anteler arasnda Anadolu-Ion (Efes) kaideli ve Ion balkl in-antis stunlar bulunmaktadr. Peristasis stnlar ise Attik-Ion kaideli ve Korinth balkldr. Tapnan enbablatr ksmnda d cephesi fasciaya ayrlm, bitimine ta profili ilenmemi aritrav bloklar kullanlmtr. Peristasis aritravlarnn i cephesinde, naos duvar aritravlarnn ise d cephesinde st fasciaya anthemion ilenmitir. Tapnan frizleri, drt ynde farkl konularn ilendii figrl betimlere sahiptir.6 Entablatr ksmnda ise allm Korinth dzenindeki yaplarn aksine konsollu geison yerine Ionik geison kullanlm, Ionik geison di sras ile kombine edilmitir. Pseudo-dipteros

planda ina edilen tapnan kuzey ve gney cephe alnlnda, st yapnn ykn hafifletmek amacyla yaplm kap aklklar tespit edilmitir (iz. 3).7 Hekate Tapna be basamakl bir podyum zerinde ykselmektedir (Res. 3). Stylobat seviyesine kadar in situ durumda korunan yapnn temel seviyesinin ne ekilde dzenlendii bilinmemektedir. Ancak tapnan mevcut durumu podyumun inas hakknda fikir vermektedir. 1999 - 2002 yllarnda naosta, 2003 ylnda tapnan gneydou kesinde yaplan kaz almalarnda, yapnn doal kaya zerine oturtulduu anlalmtr.8 Kot seviyesini ayarlayabilmek iin belirli blmlerde doal kayann kesildii, baz blmlerde ise dzgn kesilmi konglomera bloklar ile desteklendii grlmektedir (Res. 4). Depremin etkisi ile oluan dalgalanmalar sonucu gneydou kede aa kan euthynteria bloklar, yapnn euthynteria seviyesinde de konglomera bloklarn kullanldn gstermektedir. Euthynteria bloklarnn stne yerletirilen krepisler mermer bloklardan olumaktadr. Yer yer tahrip olan blmlerde bu mermer bloklarn peristasis stunlarnn oturduu blmlere kadar devam ettii grlmtr. Tapnan pronaos ve pyteron boluklarnda zensiz iilie sahip, okgen kenarl konglomera bloklar kullanlmasna karn,

1 Stratonikeiann dier kutsal alan Panamara Zeus Kutsal Alandr. Hanslik-Andree, 1949: 450-456; Bean, 1987: 112-114; ahin, 1995: 83-86. 2 L. Robert antik dnemde Laginann Hierakome, burada yaayanlarn da Hierakomeli olarak anldklarn aktarmaktadr (Robert, 1970: 555-558). Ancak Laginada bulunan iki yazt nda buradaki yerleimin Hierakome deil Koranza olduu anlalmtr (ahin, 1973: 187-195). 3 Kutsal alandaki kazlarda elde edilen veriler iin bkz. Trpan, 1996: 209-228; Trpan, 1997: 309-336; Trpan, 1998: 173-194; Trpan, 1999: 237-256; Trpan ve St, 2000: 153-162; Trpan ve St, 2001: 299-310; Trpan ve St, 2002: 343-350; Trpan ve St, 2004: 87-100; Trpan ve St, 2005: 371-386; Trpan ve St, 2006: 257-270; Trpan ve St, 2007: 591-612; Trpan ve St, 2008: 387-410; Trpan ve St, 2009: 243-266; Trpan ve St, 2010: 507-511. 4 Anadoluda bu plan tipine sahip tapnaklar, Magnesia Artemis, Chrysa Apollon Smintheus, Aphrodisias Aphrodite, Messa Aphrodite, Sardes Artemis, Alabanda Apollon, Ankara Augustus, Aizanoi Zeus, Ephesos Domitian ve biri Sardeste dieri Seleukeia am Kalykadnosta bulunmu olan ve kime adand henz belirlenemeyen tapnaklardr. 5 Hellenistik Dneme tarihlenen Messa Aphrodite, Magnesia Artemis, Chrysa Apollon Smintheus ve Alabanda Apollon Tapnanda opisthodomos blmne yer verilmitir. Ge Hellenistik Dnemde ina edilen Aphrodisias Aphrodite Tapna opisthodomos blmnn bulunmamas bakmndan, Lagina Hekate Tapna ile benzerlik iindedir. 6 Dou cepheye gelen frizde Zeusun doumu ve yaam ile ilgili konular betimlenmitir. Kuzey frizde Amazonlar ile Grekler arasndaki dostluk an ilenmitir. Batda Tanrlar ile Gigantlar arasndaki sava (Gigantomakhia) betimlenmiken, gneyde kesin olmamakla birlikte Karial tanrlar ve onlarn kentlerinin simgelendii dnlmektedir. Frizler iin bkz. Chamonard, 1895: 235-262, Plt. 10-15; Mendel, 1912: 428-542; Schober, 1933: 27-54; Junghlter, 1989: 15 vdd.; Webb, 1996: 108-120; Baumeister, 2007: 35-65. 7 Pseudo-dipteros plan, tayc stun saysnn azaltlmas nedeniyle st yapnn hafif tutulmasn zorunlu hale getirmektedir. Bu uygulama Ephesos Artemis Tapnann Hellenistik evresi, Magnesia Artemis Tapna (Bingl, 1998: 24-35) ve Chrysa Apollon Smintheus Tapnanda (zgnel, 2001: Pln 19) grlmektedir. Hekate Tapnann hem giri cephesi olan gney alnlkta hem de arka cephesi olan kuzey alnlkta kap aklklarnn yer almas, epiphani olayndan ziyade st yapy hafifletmeye ynelik almalardr. 8 Trpan ve St, 2005: 371-372.

Pamukkale University Journal of Social Sciences Institute, Number 7, 2010

Lagina Hekate Tapnann Altyap ve Stylobat Dzenlemesinde Uygulanan Oranlar

peristasis stunlarnn oturduu blmlerde alt yapnn tamamen mermerden olumas, yapnn ykn tayacak olan stunlar iin salam bir zemin oluturma abasnn rndr. Hekate Tapnann podyum ykseklii 1,56 metredir. 5 krepisten oluan podyumun inasnda antik dnem boyunca uygulanan tek basamak geleneine bal kalnmtr.9 Krepislerin inasnda kullanlan mermer bloklarn uzunluklar deikendir. Kelere gelen blmlerde bloklar dikdrtgen ya da kare kesilerek kelere uygun biimde yerletirilmitir. Olas kaymalar nlemek amacyla basamak bloklarnn her biri yatayda krlang kuyruu eklindeki demir kenetlerle, deyde ise dbellerle sabitlenmitir. Kenetler ve dbeller bir st basaman altnda kalacak ekilde yerletirilmitir. Krepisler, alt sradan itibaren genilii azalarak devam eden sistemde ina edilmitir. lk krepis 0,45 m, ikinci ve nc krepis 0,425 m, son krepis ise 0,40 m geniliindedir. Vitruvius, tapna evreleyen basamaklarn tmnn ayn boyutta yaplmas gerektiini aktarmaktadr.10 Hekate Tapnann basamaklarnda uygulanan bu sistem, Vitruviusun nerisine ters dmektedir. Basamak ykseklikleri de Vitruviusun nerisi ile elimektedir. Basamak rht yksekliinin 10 inten fazla olmamas gerektii dncesi Laginada uygulanmam olup, ilk krepis 0,36 m, dier krepisler 0,30 m yksekliinde yaplmtr. Tapnan stylobat demi dikdrtgen ve kare bloklardan olumaktadr (Res. 5). Stylobat bloklar pteron aklklarna yerletirilirken, peristasis stunlarnn oturduu ilk sra bloklarn dnda kalan alan enlemesine ana birime ayrlmtr. n ve arka cephe pteronu, antalar karlayan yan cephenin 3. sra stunlarn balad alana kadar iki farkl birim, pronaos ve naos duvarlarnn her iki yannda kalan alanlar ise bir baka birim olarak belirlenmitir. Bu ana birimler ise kendi aralarnda ara birimlere ayrlm ve stylobat bloklarnn boyutlar ve yerletirilii bu dzene gre uygulanmtr. Peristasis stunlarnn oturduu blmlerde ise tm blok lleri eit tutulmutur.
9

Buna gre kaidelerin oturduu bloklar 1,24 x 1,24 m, bu bloklarn arasnda kalan stylobat bloklar ise 1,08 x 1,24 m llerindedir. 1,24 mlik stylobat bloklar zerine 1,16 m geniliinde plinthelere sahip Attik-Ion kaideler yerletirildiinde, kaideler arasnda da yine bir plinthe geniliine eit mesafeler ortaya kmaktadr. Plinthe genilii 1 alt ap, iki plinthe arasndaki mesafe de yine 1 alt ap olarak belirlenmitir. Hekate Tapnann stylobatnda karelaj sistemi uygulanm olup, plan elemanlar bu sisteme gre yerletirilmitir. lk kez mimar Pytheos tarafndan Priene Athena Tapnanda uygulanan bu sisteme gre stylobat yzeyi hayali olarak 6 x 6 ayak lsnde satran tahtas gibi eit karelere blnm, btn mimari eler bu kareler gz nnde tutularak yerletirilmitir. Hermogenes de Magnesia Artemis Tapnanda ayn sistemi uygulam olup, karelaj alanlarnn llerini aksial arala eit olarak belirlemitir. Euthynteria seviyesinde 21,15 x 27,90 m11 llerinde olan tapnak enlemesine 9, boylamasna 12 karelaja ayrlm, tm cephelerde ilk karelaj basamaklar da iine alacak ekilde uygulanmtr. 17,75 x 24,50 m llerindeki stylobat st seviyesi ise enlemesine 7, boylamasna 10 karelaja ayrlmtr. Karelajlar 2,325 m llerindedir ki bu da Magnesia Artemis Tapnanda olduu gibi peristasis stunlarnn aksial aralna eittir (iz. 4). Orta akstaki karelaj, buradaki aksial arala uygun ekilde 2,56 m olarak belirlenmitir.12 Stun kaideleri karelajlarn kesime noktalarna yerletirilmitir. En dta kalan 0,62 metrelik alan da plinthe geniliinin yars olan 0,58 metrelik lden 0,04 m daha fazladr. Bu 0,04 metrelik l, kaidelerin stylobat kenarndan ne kadar ite yerletirileceini gstermektedir.13 Cellann plan zerine yerletirilmesinde de modler sistem uygulanmtr. Buna gre naos duvarlar, in-antis stunlar ile peristasis stunlar tapnan tm cephelerinde ayn aksa yerletirilmi ancak pronaos ile naosu ayran blme duvar bu kurala uydurulmamtr. Cella, yan cephelerde yer alan 11 stundan yedisinin aksna yerletirilmitir

Vitruvius, tapnaklarda ndeki basamaklarn her zaman tek say olacak ekilde dzenlenmesi gerektiini, bylece ilk basama karken kullanlan sa ayan, tapnak seviyesine ulaan ilk ayak olacan savunmaktadr (Vitruvius III. IV. 4). 10 Vitruvius III. IV. 4. 11 Osman Hamdi Bey tarafndan balatlan ve Edhem Bey tarafndan tamamlanan tapnak plannda, yap 21,035 x 28,026 m (Mendel, 1912: 433), Webbin yaynnda 21,30 x 28,00 m (Webb, 1996: 108), Pohlun yaynnda ise 28,02 x 21,30 m (Pohl, 2002: 76, Tab. 1) olarak verilmektedir. 12 Magnesia Artemis Tapnanda normal stun aral 3,94 m iken, merkezi stun aral 5,25 metredir. Yapnn stylobat karelajlara ayrlrken bu ller baz alnmtr. Bkz. Hoepfner, 1990: 8-10, Abb. 11; Bingl, 1998: 30. 13 Kaidelerin oturduu blmlerdeki stylobat bloklarnn 1,24 x 1,24 m llerinde olmas bunu destekler niteliktedir.
Pamukkale niversitesi Sosyal Bilimler Enstits Dergisi, Say 7, 2010

A. Bykzer

(Fig. 8). Eer blme duvar cellaya ayrlan bu 7 stundan nc stun aksna yerletirilseydi pronaos dnemin modasnn aksine daha dar, eer drdnc stun aksna yerletirilseydi de naos daha dar olacakt. Uygulanan sistemde naos derinlii, pronaos derinliinin 1.23 kat (4 : 5) olarak belirlenmi, bylece daha derin bir pronaos elde edilmitir. Stylobatn eninin boyuna oran 3 : 4tr yani stylobat geniliinin 1.4 kat stylobat uzunluunu vermektedir. Erken Hellenistik Dnemden itibaren pseudo-dipteros planl tapnaklarda uygulanan stylobat oran 1.83 ile 1.55 arasnda deimektedir (Tab. 1). Bu yn ile Hekate Tapna Hellenistik Dnem tapnaklarndan ayrlmaktadr. Hekate Tapna, dar cephelerinde 8, uzun cephelerinde 11 stun yer alan pseudodipteros plan tipine sahip bir tapnaktr. Mimar Hermogenes tarafndan uygulanan pseudo-dipteros planda ina edilmi olmas, dnemin modasn yansttnn gstergesidir. Ancak, Hermogenes tarafndan uygulanan ve Vitruvius tarafndan da pseudo-dipteros plan iin tanm yaplan14 8 x 15 stun saysna bal kalnmamtr. Bunun aksine 8 x 11 stun says ile o dneme kadar uygulanan tm yaplardan farkl olarak, uzunluu ile genilii arasndaki oran en aza indirgenmitir. Benzer uygulamann Roma Dnemi pseudo-dipteros planl tapnaklarda da olmamas, tapna bu yn ile tek klmaktadr.15 Hekate Tapnann ksa kenarlarnda 7, uzun kenarlarnda 10 adet stun aral elde edilmitir. Dolays ile ksa kenar ile uzun kenar arasnda 1 : 1.43 oran ortaya kmaktadr. Bu oran Magnesia Artemis Tapnanda ideal oran olarak kabul edilen 1 : 2dir. Hellenistik Dnemin dier pseudodipteros planl tapnaklarndan Chrysa Apollon Smintheus ve Messa Aphrodite Tapnanda 1 : 1.85, Alabanda Apollon ve Aphrodisias Aphrodite Tapnanda 1 : 1.7, Roma Dnemi tapnaklarndan Ankara Augustus ve Aizanoi Zeus Tapnanda 1 : 2, Seleukeia am Kalykadnos

Tapnanda 1:1.85, Ephesos Domitian Tapnanda 1 : 1.7dir (Tab. 1). Grld gibi Hekate Tapna, Anadoludaki pseudo-dipteros tapnaklar arasnda en kk orana sahip bilinen tek rnektir. Peristasis stunlarnda aksial aralk 2,325 metredir. 16 Bu aklk 0,93 m olan stun alt apnn 2.5 katna, plinthe geniliinin ise 2 katna eittir. Bylece iki stun arasnda 1,395 m geniliinde aklk ortaya kmaktadr. Bu da stun alt apnn 1 : 1.5 kat, yani 1.5 alt apa eittir. Stun alt apnn stun aklna oran 1 : 1 olarak belirlenmitir. Bu oran pseudo-dipteros planl tapnaklardan Messa Aphrodite Tapnanda 1 : 1.82 (1 : 1 5/6), Magnesia Artemis Tapnanda 1 : 1.75 (1 : 1 ), Chrysa Apollon Smintheus ve Alabanda Apollon Tapnanda 1 : 1.5 (1 : 1 ), Aphrodisias Aphrodite Tapnanda 1 : 1.4 (1 : 1 2/5), Ankara Augustus Tapna ile Sardes Pseudo Dipteral Planl tapnakta 1 : 2, Aizanoi Zeus Tapnanda ise 1 : 1.5 (1 : 1 )tur (Tab. 2). Hekate Tapnann stun akl, Hellenistik Dnem tapnaklarndan Chrysa Apollon Smintheus ve Alabanda Apollon Tapna ile ayn orana sahiptir. Dolaysyla Vitruvius tarafndan kapal dizin olarak tanmlanan pyknostylosa17 uymaktadr. Ancak Vitruvius systylosu tanmlarken kaidelerin tabanlar arasndaki mesafenin tabanlara eit olmas gerektiini aktarmaktadr.18 Hekate Tapnanda plinthe genilii ile iki plinte arasndaki mesafenin eit tutulmu olmas, Vitruviusun systylos tanmna uymaktadr fakat stunlar arasndaki akln alt apn iki katna eit olmamas bakmndan da systylostan ayrlmaktadr. Dar cephelerde ortadaki aksial aralk daha geni tutulmu olup, iki stun arasndaki aklk alt apn 1 : 1.75 (1 : 1 ) katdr. Bu da pyknostylos ile systylos arasnda bir oran vermektedir. Bu oran, merkezi stun aklnn belirlenmesinde, 0,93 m olan stun alt apnn orannda, dolaysyla 1,395 m olan normal stun aklnn ise 1/6 orannda artrldn ortaya koymaktadr. Merkezdeki stun aralarnn geni tutulmas Anadoluda yerlemi geleneksel bir Ion

14 15

Vitruvius III. II. 6. Anadoludaki Hellenistik Dnem pseudo-dipteros planl tapnaklardan Hermogenesin bayapt olan Magnesia Artemis Tapna 8x15 stunludur. Messa Aphrodite ve Chrysa Apollon Tapna 8x14, Alabanda Apollon ve Aphrodisias Aphrodite Tapna 8x13 stunludur. Roma Dnemine tarihlenen Ankara Augustus ve Aizanoi Zeus Tapna 8x15, Seleukeia am Kalykadnostaki tapnak 8x14, Ephesos Domitian Tapna ise 8x13 stunludur. 16 F. Miltner peristasis stun aksn 2,36 m, orta stun aksn ise 2,55 m olarak hesaplamtr (Schober, 1933: 17; Hoepfner, 1990: 32). 17 Vitruvius III. III. 2-3. 18 Vitruvius III. III. 2.
Pamukkale University Journal of Social Sciences Institute, Number 7, 2010

Lagina Hekate Tapnann Altyap ve Stylobat Dzenlemesinde Uygulanan Oranlar

mimarisi zelliidir.19 Bu mimari uygulamadaki ama giri ksmn belirginletirmek ve naostaki kapnn stunlarla kapanmasn engellemektir. Tapnak euthynteria seviyesinde 21,15 x 27,90 m llerindedir. Alt apn modl olarak alnd dnlrse, bu ller 22 x 30 modle denk dmektedir. 17,75 m geniliinde, 24,50 m modle uzunluundaki stylobat ise 19 x 26 tekaml etmektedir. Bunun 16,25 modl cellaya ayrlmtr. Naos iten ie 8 modl uzunluunda, 7 modl geniliinde, pronaos ise 6,5 modl uzunluundadr.

2. SONU
Anadoluda Korinth dzeninde ina edilen ikinci tapnak olmas bakmndan ayr bir neme sahip olan Hekate Tapnanda stun alt ap modl olarak alnm ve yapnn lleri bu modle gre belirlenmitir. Tapnak, alt yap ve stylobat dzenlemesinde uygulanan oranlar asndan deerlendirildiinde,

kendinden nce ina edilen pseudo-dipteros planl tapnaklar ile kendinden sonra ina edilen pseudo-dipteros planl tapnaklardan ayrlmaktadr. zellikle yapnn uzun kenar ile ksa kenar arasnda elde edilen 1 : 1.4 oran, ayn plan tipine sahip tapnaklar arasnda imdilik bilinen tek rnei tekil etmektedir. Bu sra d oran, ayn blgede yer alan Ion dzenindeki, peripteros planl Labraunda Zeus Tapnann 1 : 1.4 oranyla benzemektedir.20 Labraunda Zeus Tapnann uzun kenar ile ksa kenar arasnda elde edilen bu orann, tapnan M.. 6. yyn sonuna tarihlenen in-antis planl erken bir evresinin bulunmasndan kaynakland nerilmektedir.21 Lagina Hekate Kutsal Alannda bulunan yaztlar, 22 M.. 4. yya ait peribolos duvar23 ile naostaki sondaj almasnda ele geen buluntular,24 daha erken tarihli bir tapnan mevcudiyetine iaret etmektedir.25 Bu nedenle tapnan eni ile boyu arasnda ortaya kan bu orann yapnn iki evreli olmasndan kaynakland dnlmektedir.

KAYNAKA
Baumeister, P. (2007). Der Fries des Hekateions von Lagina: Neue Untersuchungen zu Monument und Kontext. Byzas, 6. Istanbul. Bean, G. E., (1987). Karia: (ev: B. Akg), Cem Yaynevi, stanbul. Berns, C. (1998). Zur Datierung der Tempel in Seleukeia am Kalykadnos und in Elaiussa-Sebaste (Kilikien) DM 10, pp. 135-154, Taf. 36-40. Bingl, O. (1998). Menderes Magnesias, Ankara. Chamonard, J. (1895). Les Sculptures de la Frise du Temple dHekate a Lagina, BCH 19, pp. 235-262. Dinsmoor, W.B. (1975). The Architecture of Ancient Greece, London. Hanslik-Andree, J. (1949). Panamara, RE XVIII-3, pp. 450-456. Hellstrm, P. (2007). Labraunda: Karya Zeus Labraundos Kutsal Alan Gezi Rehberi, stanbul.
Merkezdeki stun aralarnn geni tutulmas Vitruvius tarafndan Hermogenese verilmektedir (Vitruvius III. III. 8). Ancak bu sistemin Syracusa Apollon Tapna ile Athena Propylea gibi erken Dor yaplarnn yan sra Ephesos Artemis, Samos Hera, Sardes Artemis ve Didyma Apollon gibi Ion tapnaklarnda Arkaik Dnemden itibaren uygulanm olduu tespit edilmitir (ahin, 2002b: 32-33). Anadolu Ion mimarisi ile zdeleen bu uygulama, Korinth dzenindeki Hekate Tapnanda da grlmektedir. 20 Alindada st terasta yer alan in-antis planl tapnan da uzun kenar ile ksa kenar arasnda 1 : 1.4 oran uygulanmtr (Ruggendorfer, 2010: 87). 21 Hellstrm, 2007: 111. 22 ahin, 1982: 1-3, Nr: 501-503; ahin, 2002a: 1-2. 23 Erken evreye ait peribolos duvarnn kutsal alann kuzeydou kesinden balayp gneye doru devam eden yaklak 10 metrelik bir ksm grlmekteydi. (Trpan ve St, 2005a: 39). 2009 ylnda Kuzey Stoann kuzeydou kesinde yaplan kaz almalarnda bu peribolos duvarnn batya doru da devam ettii tespit edilmitir (Trpan ve Gider, 2010: (Baskda). 24 1999 - 2002 yllarnda tapnan naosunda sondaj kazlar yaplm, naos taban seviyesinden 1,75 m aaya inilmitir. Dar bir alanda yaplan bu almalarda kl ynlar, ksmen yanm figrn paralar, ok miktarda eitli renkte cam fal talar, rozet formunda elbise ssleri, fildii eserler, yaztl steller ve M.. 4 yy ba ile M.. 2. sonu arasna tarihlenen sikkeler ele gemitir (Trpan ve St, 2001: 301-303; Trpan ve St, 2005a: 35). Naosta bulunan yaztl stellerden biri M.. 4. yyn 2. yarsna (ahin, 2002a: 1-2) dieri ise M.. 190 ylndan hemen sonraya tarihlenmektedir (ahin, 2003: 1-7). 25 Rumscheid ante kaideleri ile balnn bezeme emas ve detay formlar asndan M.. 300lerde ina edilmi olabileceini, bu nedenle de sz edilen bu mimari elemanlarn eski tapnaa ait olabileceini ileri srmektedir (Rumscheid 1994, 138-139).
Pamukkale niversitesi Sosyal Bilimler Enstits Dergisi, Say 7, 2010
19

A. Bykzer

Hoepfner, W. Bauten und Bedeutung des Hermogenes, Hermogeness und die Hochhellenistiche Architektur, (Ed: W. Hoepfner ve E.L. Schwandner), pp. 1-34. Junghlter, U. (1989). Zur Komposition der Lagina-Frize und zur Deutung des Nordfrieses, Marburg. Mendel, G. (1912). Catalogue des Sculptures Grecques, Romaines et Byzantines du Musees Imperiaux Ottomans, Constantinople I- III. zgnel, C. (1990). Das Fundament des Smintheion, Hermogeness und die Hochhellenistiche Architektur, (Ed: W. Hoepfner and E.L. Schwandner), pp. 35-44. zgnel, C. (2001). Smintheion: Troasta Kutsal Bir Alan, Ankara Pfrommer, M. (1986). Bemerkungen zum Tempel von Messa auf Lesbos, IstMitt 36, pp. 77-94. Pohl, D. (2002). Kaiserzeitliche Tempel in Kleinasien unter besonderer Bercksichtigung der Hellenistischen Vorlufer, Asia Minor Studien 43. Posamentir, R. ve Wrrle, M. (2006). Der Zeustempel von Aizanoi, ein Grobau flavischer Zeit, IstMitt 56, pp. 227-246. Robert, L. (1970). Etudes Anatoliennes, Amsterdam. Ruggendorfer, P. (2010). Die Ergebnisse Der Feldforschungen in Alinda 27. AST-III, s. 83-95. Rumscheid, F. (1994). Untersuchungen zur kleinasiatischen Bauornamentik des Hellenismus. Beitrge zur Erschliessung hellenistischer und kaiserzeitlicher Skulptur und Architektur, Bd. 14. P. von Zabern, Mainz. Schober, A. (1933). Der Fries des Hekateions von Lagina, IstForsch 2, Wien. ahin, M.. (1973). Laginadan (Koranza) ki Yazt, Anatolia XVII, s.187-195. ahin, M.. (1982). Die Inschriften von Stratonikeia II, IK 22.1, Bonn. ahin, M. . (1995). Two new Hellenistic decrees from Panamara, EpigAnat 25, pp. 83-86. ahin, M. . (2002a). New Inscriptions from Lagina, Stratonikeia and Panamara, EpigrAnat 34, pp. 1-21. ahin, M. . (2003). A Hellenistic Decree of the Chrysaoric Confederation from Lagina, EpigrAnat 35, pp. 1-7. ahin, M. (2002b). Anadolulu Bir Mimar: Hermogenes, stanbul, Trpan, A.A. (1996). Lagina Kazs 1993-1994, 17. KST- II, s. 209-228. Trpan, A.A. (1997). Lagina Hekate Temenosu 1995, 18. KST- II, s. 309-336. Trpan, A.A. (1998). Lagina Hekate Propylonu 1996, 19. KST -II, s. 173-194. Trpan, A.A. (1999). Lagina Hekate Temenosu, Propylon ve Altardaki Kaz almalar 1997, 20. KST-II, Ankara, 1999, s. 237-256. Trpan, A. A. ve St, B. (2000). Koranza Kazlar 1998, 21. KST- II, s.153-162. Trpan, A. A. ve St, B. (2001). Lagina Hekate Temenosu 1999 Yl almalar, 22. KST-II, s. 299-310. Trpan, A. A. ve St, B. (2002). Hekate Temenosu 2000 almalar, 23. KST- II, s. 343-350. Trpan, A. A. ve St, B. (2004). 2002 Yl Lagina Kazlar, 25. KST- II, s. 87-100. Trpan, A. A. ve St, B. (2005). Lagina, Mula. Trpan, A. A. ve St, B. (2005). Lagina ve Brk 2003 Yl almalar, 26. KST- I, s. 371-386. Trpan, A. A. ve St, B. (2006). Lagina ve Brk 2004 Yl almalar, 27. KST-II, s. 257-270. Trpan, A. A. ve St, B. (2007). Lagina ve Brk 2005 Yl almalar, 28. KST-II, s. 591-612. Trpan, A. A. ve St, B. (2008). Lagina ve Brk 2006 Yl almalar, 29. KST-III, s. 387-410. Trpan, A. A. ve St, B. (2009). Lagina ve Brk 2007 Yl almalar, 30. KST-IV, s. 243-266. Trpan, A. A. ve St, B. (2010). Lagina, Brk, Belentepe ve Mengefe 2008 Yl almalar, 31. KSTIII, s. 505-527. Trpan, A. A. ve Gider, Z. (2010). Lagina ve Brk 2009 Yl almalar, 32. KST, 24-28 Mays 2010, stanbul (Baskda). Trpan, A. A., Gider, Z. ve Bykzer, A. (2010). The Temple of Hekate at Lagina, International Congress Dipteros und Pseudodipteros, 13-14 Kasm 2009, Regensburg (Baskda). Topu, . (1981). Seleukeia (Kalykadnos) 1980 Kaz almalar, 3. KST, s. 49-51. Vitruvius (1998). Mimarlk zerine On Kitap, ev: Suna Gven, stanbul. Webb, P.A. (1996). Hellenistic Architectural Sculpture: figural motifs in western Anatolia and the Aegean Islands, London.

Pamukkale University Journal of Social Sciences Institute, Number 7, 2010

26

Tapnaklar

Dzen

Stun Says 8x11 1.43 17,75 x 24,50 1.4 = 8 : 11 21,15 x 27,90 1.3 = 3 : 4

Oran

Stylobat

Oran

Euthynteria

Oran

Lagina Hekate

Korinth

Messa Aphrodite

Ion

8x14

1.85

22,214 x 39,974

1.8 = 5 : 9 1.83 = 5 : 9 1.8 = 5 : 9 1.55 = 2 : 3 1.63 = 3 : 5 36,00 x 54,82 23,97 x 33,82 41,00 x 67,30 30,70 x 48,70

23,75 x 41,52

1.75 = 4 : 7 1.65 = 3 : 5 1.6 = 5 : 8

Magnesia Artemis

Ion

8x15

31,56 x 57,86

Chrysa Apollon Smintheus Ion 8x13 1.7 22,02 x 34,25

Ion

8x14

1.85

22,39 x 40,27

Pullan tarafndan yaplan almalarda stylobat ls 74,08x132,670 feet (22,57x40,43 m) olarak verilmektedir. C. zgnel kazlar sonucunda ise stylobat lleri deimitir. Bkz. zgnel 1990, 37. 27 Dinsmoor 1950, 340, Appendix 1. 28 Berns 1998, 138, Abb. 2-3. . Topu stylobat llerini 21,82 x 39,20 olarak vermektedir (Topu 1981, 50).

Pamukkale niversitesi Sosyal Bilimler Enstits Dergisi, Say 7, 2010

Alabanda Apollon

Aphrodisias Aphrodite

Ion

8x13

1.7

19,94 x 32,57

Ankara Augustus

Ion

8x15

1.5 = 2 : 3 1.4= 5 : 7

Ephesos Domitian

Ion

8x13

1.7

Aizanoi Zeus

Ion

8x15

21,35 x 36,59 21,80 x 39,20

1.70 = 3 : 5 1.8 = 5 : 9

35,48 x 53,28

1.5= 2 : 3

Lagina Hekate Tapnann Altyap ve Stylobat Dzenlemesinde Uygulanan Oranlar

Seleukeia am Kalykadnos

Korinth

8x14

1.85

Tablo 1: Pseudo-dipteros planl tapnaklarda uygulanan stun says, euthynteria ve stylobat oranlar

Sardes Pseudodipteral Tapnak

8x15

29

8 Tapnaklar Alt ap Aksialite Oran Stun Aral Tarih Lagina Hekate 0,93 2,325 2,56 2,96 1,05 : 1,92 = 1 : 1 5/6 = 5 : 9 0,93 : 1,395 = 1 : 1 = 2 : 3 0,93 : 1,63 = 1 : 1 = 4 : 7 Pyknostylos M.. 2. yy sonu - 1. yy ba M.. 300 Messa Aphrodite 1,05 Magnesia Artemis 1,43 3,94 5,25 1,43 : 2,51 = 1 : 1 = 4 : 7 1,43 : 3,82 = 1 : 2 = 3 : 8 M.. 2. yy Chrysa Apollon Smintheus Alabanda Apollon 1,12 2,80 3,07 1,17 2,93 1,17 : 1,76 = 1 : 1 = 2 : 3 Pyknostylos M.. 2. yy ortas Pyknostylos M.. 2. yyn 2. yars 1,12 : 1,68 = 1 : 1 = 2 : 3 Aphrodisias Aphrodite Ankara Augustus 1,01 3,03 1,08 2,59 2,89 1,08 : 1,51 = 1 : 1 2/5 = 5 : 7 1,08 : 1,81 = 1 : 1 = 3 : 5 1,01 : 2,02 = 1 : 2 Systylos M.. 1. yy Augustus Dnemi 2,659 0,886 : 1,773 = 1 : 2 0,886 Systylos M.S. 1. yyn ortas Tablo 2: Pseudo-dipteros planl tapnaklarda uygulanan stun aral ve oranlar Sardes Pseudodipteral Tapnak Aizanoi Zeus 0,99 2,51 3,11 0,99 : 1,52 = 1 : 1 = 2 : 3 0,99 : 2,12 = 1: 2 1/7 = 5 : 11 Pyknostylos M.S. 92

A. Bykzer

Tapnan tarihi ile ilgili eitli grler bulunmaktadr. M. Pfrommer, mimari bezemelerinden hareketle yapy M.. 3. yyn ortalarna (Pfrommer 1986, 77-94), F. Rumscheid ise M.. 340-320 yllar arasna (Rumscheid 1994, 59-70, Taf. 94-96), W. Hoepfner ise yapda kullanlan baz tekniklerden hareketle M.. 300 civarna tarihlemektedir (Hoepfner 1990, 7). 30 Son dnemlerde yaplan almalar ile yap Flaviuslar Dnemine, M.S. 92 ylna tarihlendirilmitir. Bkz. Posamentir-Wrrle 2006, 245-246.

Pamukkale University Journal of Social Sciences Institute, Number 7, 2010

Lagina Hekate Tapnann Altyap ve Stylobat Dzenlemesinde Uygulanan Oranlar

izim 1: Lagina Hekate Kutsal Alannn Vaziyet Plan

Resim 1: Tapnak ile Altarn Konumu


Pamukkale niversitesi Sosyal Bilimler Enstits Dergisi, Say 7, 2010

A. Bykzer

Resim 2: Tapnan Kaz Sonras Durumu

izim 2: Tapnan Plan Restitsyonu


Pamukkale University Journal of Social Sciences Institute, Number 7, 2010

10

Lagina Hekate Tapnann Altyap ve Stylobat Dzenlemesinde Uygulanan Oranlar

izim 3: Tapnan n Cephe Restitsyonu

Resim 3: Tapnan Podyumu


Pamukkale niversitesi Sosyal Bilimler Enstits Dergisi, Say 7, 2010

11

A. Bykzer

Resim 4: Tapnan Alt Yapsnda Kullanlan Konglomera ve Mermer Bloklar

Resim 5: Stylobatn Mermer Demi 12


Pamukkale University Journal of Social Sciences Institute, Number 7, 2010

Lagina Hekate Tapnann Altyap ve Stylobat Dzenlemesinde Uygulanan Oranlar

izim 4: Stylobatta Uygulanan Karelaj Sistemi

Pamukkale niversitesi Sosyal Bilimler Enstits Dergisi, Say 7, 2010

13

Pamukkale niversitesi Sosyal Bilimler Enstits Dergisi Say 7, 2010, Sayfa 15-19

THE WOMAN WARRIORDA YEMEK KLTR VE KADIN


Blent C. Tanrtanr* zet
Maxine Hong Kingstonn The Woman Warrior be ayr ykden olumaktadr. Feminist bir yazar olarak bilinen Kingston, bu romann her bir blmnde farkl birer kadnn yksn ele alr. Yazar, ilk ykde urad cinsel istismara ramen sz hakk bulunmayan bir kadn, ikincisinde efsanevi bir kadn kahraman kendi ocukluuyla zdeletirerek anlatr. ncsnde yazarn annesinin indeki bir tp fakltesinde edindii deneyimleri, drdnc ykde yazarn halasnn uzun sreden beri Amerikaya yerlemi ve bakasyla evlenmi olan kocasn tekrar grme midiyle inden Amerikaya geli maceras ele alnyor. Son olarak yazar Kaliforniyada bir okuldaki deneyimlerini ve ebeveynlerinin ona yaklamlarn anlatyor. inde yiyecek kltr, ok nemli bir yer tutar. Bu alma da sz konusu yklerde ki yiyecein ve dolayl olarak kadnn rol zerinde duruluyor.

Anahtar Kelimeler: Yiyecek, Kltr, Kadn, Maxine Hong Kingston, Uzak Dou

WOMAN AND FOOD CULTURE IN THE WOMAN WARRIOR


Abstract Maxine Hong Kingstons The Woman Warrior is divided into five stories. The first story is about a sexually abused woman who has not any rights to speak about it. In the second story the writer imagines herself as a Chinese woman warrior who is a legend. The next story is about writers mothers experiences in Chinese medical school. In the fourth story there are adventures of writers aunt after she comes to the United States from China hoping to meet her husband who is now married to another woman. In the final story Maxine Hong Kingston describes her childhood experiences in the California public school system, and her parents attitudes towards her. In China food has a great importance in the culture. This study focuses on the roles of food and women indirectly in these five stories. Key Words: Food, Culture, Woman, Maxine Hong Kingston, The Far East Kaliforniyada domutur. Annesi ebe ve babas bilim adam olan Kingston, sekiz ocuklu bir ailenin mensubudur. Babas Tom, 1924de ABDye gitmi fakat alanna uygun bir i bulamayp bir amarhanede almaya balamtr. Maxine Hong Kingston, 1965te yksek lisansn tamamlayp 1962de retmenlik sertifikasn almtr. Oyuncu Earll Kingston ile evlenip, her ikisinin de on yl boyunca retmenlik yapacaklar Hawaiiye tanmlardr. Maxine Hong Kingstonun kitaplar, Ulusal Kitap Eletirmenleri Birliinden dzyaz dalnda dl alan The Woman Warrior (1976) ve 1982 yl Ulusal Kitap dl alan China Man(1980), To Be The Poet ve The Fifth Book of Peacetir. Sun Wu Kong adnda inli efsanevi bir karakteri betimleyen Tripmaster romannn da yazar Kingstondr. The Woman Warrior be ykden oluur. No Name Woman adl ilk ykde, anlatc teyzesinin intiharndan bahseder. Teyzesi kocasndan olmayan bir ocuk dnyaya getirir. Anlatc bir daha asla teyzesi hakknda konumamas iin ikaz edilir fakat uyarlara ramen anlatc teyzesi hakknda bir gemi kurgular. White Tigers adl ikinci ykde, anlatc ocukluunu tanmlamak iin bir yk oluturur. Kendisini, yzlerce yllk gemii olan bir iftten, sava sanatn renen Fa Mulan isimli inli bir kadn sava olarak kurgular. Fa Mulan bir ordu kurup yozlam hkmete kar savar. Savalardan sonra, o artk hem bir anne hem de e olan yresel bir kadn kimliine brnmtr. The Woman Warriorda Kingston, gerek ile efsaneyi birletirir. Baz eletirmenler iin, Maxine Hong Kingston, yazlarnda etkileyici bir ykleme teknii kullanr. Efsaneyi gereklikle, gnmz

* Dr., Blent C. TANRITANIR, Yznc Yl niversitesi Fen-Edebiyat Fakltesi, ngiliz Dili ve Edebiyat Blm, VAN. e-posta: bctanritanir@gmail.com

Blent C. Tanrtanr

gemi ile birletirir. Bu ekilde inli yaam Amerikan hayat tarzyla badatran bir yazardr (Plonk, 1996). Kingston, bir yandan ada yaam benimsemek zorunda kalan, dier taraftan da gelenek ve greneklerine bal kalmak zorunda olan bir neslin mensubudur. Federin de belirttii gibi Kingston ve Delmanin akla kavuturduu konulardan biri, ailelerinin geleneklerini srdrmek ile adal kucaklamak arasndaki skntdr (Feder, 2006). nc yk Shamanda anlatc, tp fakltesinde annesinin edindii deneyimden bahseder. ykde annesinin ruhlar ve hayaletlerle olan fiziksel ve ruhsal savan anlatr. Drdnc blm At the Western Palace, teyzesi Moon Orchidin inden Amerikaya geldikten sonraki maceralarn anlatr. Son yk A Song for a Barbarian Reed Pipeda, Maxine Hong Kingston, Kaliforniyada devlet okulu sisteminde edindii ocukluk deneyimlerini ve ebeveynlerinin ona kar tutumu sz konusudur. Ksaca kitap, yabanc bir kltrn iindeki mcadeleyi konu almaktadr. te yandan Bir kadnn, Amerikan kltrnde aznlk olarak kimlik mcadelesinin yksn anlatmak iin, farkl bak alaryla farkl anlatc teknii kullanlmtr iddias da dikkate deerdir (Butler, 1996). Jacqueline M. Newman, in halknn yemekten daha nemli bir ey olmadna inandklarn belirtir. Bu almada, Maxine Hong Kingtonun The Woman Warrior romanndaki yiyecek kltr ve bu kltrn kadnla ilintisi zerinde durulacaktr. Yiyecein rol ve nemine gemeden nce in kltrnde, bir nesnenin asla sadece bir nesne olmad gereini belirtmekte yarar vardr. Bir rnek ile ne demek istediimizi netletirebiliriz. rnein, in kltrnde dv sanatlarnn nemli bir yeri ve sava sanatlarnn binlerce yllk bir gemii vardr. Efsanevi dv sanatlarnda, klasik bir silahn olmas zorunlu deildir, herhangi bir alet silah olabilir. Sopa, su, perde ya da buna benzer eyler Bu balamda, in kltrnde yiyecek, sadece klasik anlamda gda roln stlenmez. E.D. Huntley de, Kingstonun almalarnda yiyecein nemli bir rol oynadn kansn tar (Huntley, 2000: 137) te yandan yiyecein in kltrndeki nemini Wang Lan ve Zhang yle belirtir: in, yiyecek retimi ve tketimi asndan byk bir lkedir. Yiyecek sanayi insanlarn yaamlarna en yakn sanayidir, bu konu ulusal ekonominin nemli bir bileeni olduundan insanlarn yasam kalitesi, salk standard ve hatta insanlarn
16

gvenliiyle yakndan ilgilidir. (Lan ve Zheng, 2008) Yiyecein deeri yadsnamaz ve, yiyecek gc gsteren ve ailenin gl bireyleri tarafndan idare edilen bir aratr. Sz gelimi, gl olanlar tarafndan hatal davrananlar cezalandrmak iin kullanlabilir: Yiyecein deerli olduu ortak bir gelenekte, gl ve yal insanlar gnahkrlara, yalnz yemek yedirdiler. Japonlarda samuraylarn ve geyalarn olabilecei gibi, in aile yaps bu insanlarn yeni ve kendilerine ait bir hayata balamalarna izin vermek yerine, baklarn baka yne cevirdiler, yandan fkeli bakan gzler, sulularn zerinde asl kald ve onlar yemek artklaryla beslediler. (Kingston, 1989: 7) Gnahkrlar ve sulular, toplumsal yaamda yiyecekleriyle cezalandrlrlar. The Woman Warriorda belirtildii gibi, bu kltrde aforoz edilmi masa kavram vardr (Kingston, 1998: 7). Bu masa, cezalandrma yeridir. Gnahkrlar bu masada, dierlerinden ayr yemek artklarn yerler. No Name Woman adl ykde gnahkr, anlatcnn teyzesidir. Evlilik d hamile kalmtr. ocuun babasnn kim olduunun nemi yoktur, muhtemelen tecavze uramtr. Geleneklere gre gnahkr, baka bir deyile kurban, yine kadndr. Ve anlatc, gnahkr olduu iin halasnn aforoz edilmi masada yemek yemesi gerektiini dnr. Bylelikle beslenme amal tketilen gda, bu durumda bir ceza rol stlenmektedir. Ayn zamanda, gda ailenin gl bireylerinin elindeki bir iktidar aracdr. zellikle zengin toplumlarn kltrlerinde, yiyecek hayatn okta nemsenmeyen bir esiyken, in toplumu gibi toplumlarda, yiyecek hayata dair ok fazla nem atfedilen ve sayg gerektiren bir unsurdur. Bu durumin yemek kltrnn belki de en nemli yn, in kltrnde yiyecein kendisinin bal bana nemli olmasdr diye de ifade edilir (Chang,1977). Yiyecek, israf edilmeyecek kadar deerlidir: Tamamn bitirene kadar drt ya da be gnlk artklar yemek durumunda brakldk. Yenilene kadar kalamar gz kahvaltda ve akam yemeinde grnmeye devam edecekti. Bazen kahverengi ktleler otururdu her yemek tabana. Bizi yemekte yakalayan ziyaretilerin suratlarndaki tiksintiyi grrdm. (Kingston, 1989: 108) in halk gnlk yaamlarnda grltldrler, fakat yemek vaktinde ruh halleri deiir:

Pamukkale University Journal of Social Sciences Institute, Number 7, 2010

The Woman Warriorda Yemek Kltr ve Kadn

inliler, iletiimi yksek sesle ve halk diliyle gerekletirirlerdi. Sadece hastalar fsldamak zorundayd. Ama aile yelerinin birbirlerine en yakn olduu yemek masasnda, ne aforoz edilmiler ne de yemek yiyenler konuabilirlerdi. Dudaklardan dklen her bir kelime, yere dp kaybolan bir bozuk para gibiydi.. Sessizce her iki eliyle yemeklerini verir ve alrlard. Tek elle tasn alan dalgn bir ocuk, kzgn bir bak yerdi. (Kingston, 1998: 11) Olaan vakitlerdeki grlt, akam yemeinde yerini sessizlie brakr. Yemek yerken konuan kii saygsz olarak nitelendirilir: Yemek yerken kimsenin konumasna izin verilmezdi (Kingston 1998: 123). Yemek yeme eylemi, saygdeer bir trene dnr. Yiyecein deerli olduuna inanld iin, yemei tek elle tutmak ya da almak saygszlk olarak dnlr. Daha nce de belirtildii gibi, yiyecek ok deerlidir, yle ki kadnlar bu ltufu hak etmezler. Kington bu dncesini romanda yle ifade eder: Haydi, imdi gelin. Frsatn bulunca aln kzlar. Aileleri onlardan kurtulduk diye memnunlar. Kzlar pirinteki kurtuklardr. Kz yetitirmektense kaz yetitirmek daha karldr(Kingston, 1998: 43). Kadnlar beslenecek kadar deerli deillerdir. Kadnlara kymetli yiyecekleri tketen parazit gzyle baklr: Kz evlatlar beslemek inek kuu beslemek gibidir. (Kingston, 1998: 46) nk kzlar ailenin daimi yeleri deillerdir: Kz evlat yetitirdiinde, elaleme ocuk yetitirmi olursun(Kingston, 1998: 46). Bydklerinde, evlenip evden ayrlacak ve baka bir ailenin bireyi olacaklardr. Outka, Maxine ayn anda kadnn hem yemek yiyip hem de nasl rya grleceine aran, hem fiziksel hem de ruhsal seviyede kadnn beslemeye bile deer olmayan bir vcuttan baka bir ey olmadn iddia eden in ataerkilliini saptamak durumundadrder (1997: 447482). Outkann iddiasndan da anlald gibi, kzlar ne yerse yesinler msriftirler ve aile btesine yktrler. Romanda yiyecek ok nemli olduu iin yiyecek ktlnda dolay kk hatalar, byk sorunlar haline gelirler. rnein, Belki de iyi zamanlarda sadece bir hata olarak grlen zina, kyn yiyecee ihtiyac olduu anlarda su olur( Kingston, 1989: 13). Anlatcnn teyzesi evlilik d hamile kalarak hata yapmtr. Normal zamanlarda, bu sadece bir sorundur fakat yiyecek, sorun olduunda insanlarn ufak hatalara bile tahamml yoktur. nk bebek, doyurulmas gereken bir boaz daha demektir.
Pamukkale niversitesi Sosyal Bilimler Enstits Dergisi, Say 7, 2010

Hele bebek kzsa buna hi msaade edilemez. Bylece bir gece kyller evlerine saldrp evi tahrip ederler. Efsanevi in kltrnde yiyecein rol, kitabn ikinci yks olan White Tigersda farkl bir ynyle ele alnr: Yal insanlar beni frtnann ortasnda sadece o zamanda yetien, ejderha ateinin ya da yamurunun bir rn olan kzl bulut bitkisi toplamaya gnderdiler. Yal adam ve kadna yapraklar getirdim ve lmszlk iin kzl bulut bitkisini yediler(Kingston, 1998: 29). in halknn, bilinaltnda bir takm yiyeceklerin lmszl getirdii inancn barndran efsaneler rettikleri aka anlalr. ykde belli bir bitkinin yapraklar, yal adam ve kadna olumsuzluk getirir. Romanda, karlama trenlerinin yiyecein bir baka anlamna zemin oluturduu anlalr: Annem ve babam, sanki erkek evlatlarn karlarcasna bir tavuk kesip tamamn buulama yaptlar, fakat yemekte et alkanlmdan brakmtm (Kingston, 1998: 34). kinci yk White Tigersda, kahraman, bir kzdr. Kendisi sava sanatlar iin iki lmsz yal insan tarafndan eitilmitir. Grevi, z deerlerini yitirmi hkmete kar mcadele etmektir. Eitimi bittiinde ebeveynlerinin onu yemek hazrlayarak karlad kyne geri dner. Aslnda bu tr karlama treni sadece erkek bireyler tarafndan yaplr. Fakat kzn nemli bir grevi olduu iin bu zel bir durumdur. Dolaysyla, yknn kz kahraman, ailenin erkek evlad gibi hazrlanan yemeklerle karlanr. ou kltrden farkl olarak, in kltrnde yiyecek trnde byk bir eitlilik mevcuttur. Pek ok yiyecek tr sadece in mutfanda grlebilir: in yemek alkanlklarnn balca zellii, geni yemek eitliliidir- karnca yumurtas turusundan kpek buduna kadarou inli, zellikle krsal kesimde yaayanlar, olduka skc ve snrl oranda diyet yaparlar (Fallon ve Enig, 1999). in mutfann, dier mutfaklardan farkllk gsteren pek ok eit yemei vardr: Annem bize yemek piirirdi: rakun, kokarca, ahin, ehir gvercini, yaban rdei, yaban kaz, siyah-in tavuu, ylan, bahe salyangozu, kilerde srnen ve bazen de buzdolabnn ya da sobann altna kaan kaplumbaalar, kvette yzen yayn balklar. (Kingston, 1989: 90)

17

Blent C. Tanrtanr

Geni yemek yelpazesi, in mutfan dnyann en nemli mutfaklarndan ncs haline getirmitir. nc hikye olan Shamanda bu yemek geleneinin gemiten kaynaklanm olduu anlalr: lerinde en olaanst yemek yiyen Tand Hanedanlnn Ta Li Dneminde yaayan bir bilge-avc olan Wei Pangti (A.D. 766779). Tavan ve kular avlayp piirir fakat ayn zamanda akrep, ylan, hamambcei, solucan, smkl bcek ve crcr bceklerini yiyebilirdi (Kingston, 1998: 89). inin kkl ve zengin tarihinin in mutfan zenginletirdii sylenilebilir. Romanda bazen baz blmlerde insanlar tahamml snrlarn zorlarlar. zellikle zenginler yemek yeme uruna vahice eylemler gerekletirebilirler: inde insanlar paralar olduklarnda ne yerler bilir misin? annem konumaya balad; Bir maymun leni yaparlar. Yemek yiyenler, ortas bo kaln bir tahta masa etrafnda oturur. ocuklar maymunu srn ucunda getirirler. Srn ucunda, boynu tasmal bir ekilde ac ac barr. Elleri arkadan baldr. Maymunu masaya sktrrlar, tm masa maymunun boynundaki ikinci bir tasma gibidir. Cerrahn testeresini kullanan alar, maymunun tepesini ember seklinde kusursuz bir dzlkte keserler. Kemikleri gevetmek iin, kk bir eki ve kama ve orada burada kullanlan gm bir mzrakla hafife vururlar. Sonra yal bir kadn maymunun yzne, oradan da derisine uzanp kllar yolar ve kafatas kapan kaldrr. Masa banda bekleyenler de beyni kaklarlar. (Kingston, 1998: 91) Eine ve ailesine yemek getiren koca, iyi bir e olarak nitelendirilir. Kitabn drdnc yks olan At the Western Palaceda anlatcnn teyzesi eini bulmaya Amerikaya gelir. Kocas uzun sre nce eini inde brakmtr. Eine yllarca para gnderir fakat onu grmeye gelmez. Kadn Amerikaya geldiinde buluurlar ve kocas iyi bir e olduunu iddia eder: Yiyecek yemei var, emrinde hizmetileri var, kz niversiteye gitti. Satn almak isteyip de alamad hibir ey yok.

Ben ona iyi bir koca oldum(Kingston, 1998: 153). Burada dikkatlerden kamayan ey, hizmetiler ya da kzlarnn eitiminden nce yiyecekten bahsetmesidir. yi bir koca olmann ilk art, ailesine yiyecek salamaktr. Ailesinden uzak olmasnn ya da yllarca onlar grmemesinin nemi yoktur; nemli olan yiyecek temin edebilmesidir. 20. yzyln balarnda in halknn zor bir ekonomik sreten getikleri su gtrmez bir gerektir. Bu dnemde yeteri yiyecei bulmak ciddi bir aba gerektiriyordu. 19. ve 20. yzyllarda pek ok inlinin ailelerine gzel bir hayat salamak iin Amerikaya g etmeleri de bu yzdendir. Skntl gnlerin izleri, varlkl dnemlerde fark edilir. Yeteri kadar paralar olunca yemei abartrlar: Yemek ve mutfak masasn dolduracak kadar yemek piirmilerdi(Kingston, 1998: 123). Yiyecek insan says az olmasna ramen, yemei ok sayda insana yetecek kadar piirirler. Yerde iki adet eftali konservesi, taze eftali, kankas yapraklaryla sarlm fasulye, Thermos ieleri, ksacas herkese yetecek kadar yiyecek dolu iki alveri antas vard fakat tm bu yiyecekleri sadece yeeniyle beraber yiyecekti(Kingston, 1998: 113). Sonu olarak, in kltrnde gdann yllarca nemli bir rol ve yeri olduu aka belirtilebilir. Gda, zellikle kadnlar iin bazen bir cezalandrma arac, bazen gcn iareti bazense bir trenin ana esidir. zetle, in kltrnde yemek, yenilecek olandan fazlasn ifade eder. Daha nce de bahsedildii gibi, in sava sanatlarnda nasl ki herhangi bir alet, nesne ldrc bir silaha dnebiliyorsa ayn ekilde yiyecek de sadece beslenme ihtiyacn giderme arac olarak grlmez. ounlukla kadnlar zerinden verilen yiyecein in kltrndeki yeri ve rol, maalesef kadna bask ve bir tr had bildirme rolne dnmtr.

KAYNAKA
Butler, Chris. (1996). Journal for English 28. University of North Carolina at Chapel Hill. November 19. Chang, K.C. (1977). Food in Chinese Culture: Anthropological and Historical Perspectives, New Haven, CT: Yale University Press. Fallon, S. and Enig, Mary G, (1999). Food in China -Variety and Monotony Price-Pottenger Nutrition Foundation Health Journal. Feder, J. (2006). Womens Wisdom: Sharing Her Voice Neureuther Competition Essay. Huntley, E.D. (2000). Critical Companions To Popular Contemporary Writers- Maxine Hong Kingston A Critical Companion Greenwood Pres.
18
Pamukkale University Journal of Social Sciences Institute, Number 7, 2010

The Woman Warriorda Yemek Kltr ve Kadn

Kingston, M.H. (1989). The Woman Warrior, Vintage International Edition, April. Lan, W. and Zheng, Z. (2008). A Research on Related Questions of Chinese Food Cold Chain Development Wuhan Polytechnic University. Newman, Jacqueline M. (2001). Chinese Cookbook Collection Chinese Studies in History 34, no. 3 History Reference Center. Outka, P. (1997). Food, Hunger, and Self-Construction in Maxine Hong Kingstons The Woman Warrior Contemporary Literature, Vol. 38, No. 3. pp. 447482. Plonk, Sara. (1996). Journal for English 28. University of North Carolina at Chapel Hill. November 19.

Pamukkale niversitesi Sosyal Bilimler Enstits Dergisi, Say 7, 2010

19

Pamukkale niversitesi Sosyal Bilimler Enstits Dergisi Say 7, 2010, Sayfa 21-30

TRKYEDE SINIFININ GELM SREC VE GEMTEN GNMZE HAREKET


Hande ELK AHN* zet
Trkiyede ii snf hareketinin gnmzdeki dinamiklerini, tarihsel bir bakla tartmay amalayan alma, bu yntemle snf hareketinin Osmanldan gnmze geirmi olduu dnemleri ele almtr. Bu dnemler iinde snf hareketinin gelimesine etkileyebilecei dnlen siyasal, ekonomik ve toplumsal olaylar ele alnmtr. almann sonunda snf hareketi olarak, ii hareketinin toplumsal dier olaylarla dorudan ilikili olduu sonucuna ulalmtr.

Anahtar Kelimeler: i Snf, Trkiye, i Snf Hareketi

THE DEVELOPMENT PROCESS OF THE WORKING CLASS AND THE HERITAGE OF THE LABOR MOVEMENT FROM PAST TO PRESENT IN TURKEY
Abstract
The study aims to discuss the current dynamics of working class in Turkey with a historical perspective and examines the periods of the class movement from the Ottoman Empire to modern perspective. The political, economic and social events which are thought to affect the development of the class movement in these periods are discussed in the paper. The study shows that the labor movement, as a class movement, has been found to be directly related to the social with other events.

Key Words: Working Class, Turkey, Working Class Movement

1. GR
Trkiyede ii snf hareketi, 1980 sonras dnemde nemli bir gerileme srecine girmitir. Bu gerileme srecinde 1980 sonras uygulanan neo liberal politikalar kadar ii snfnn daha nceki dnemlerden alm olduu mirasn etkisi byktr. Toplumsal olgularn birikimsel toplumsal srelerin bir sonucu olduu varsaymndan yola karak gnmz ii snf hareketinin yapsnn ancak ve ancak kendi znel tarihi iinde anlalabilecei dnlmektedir. Bir snf hareketi olarak ii snfnn direni biimleri, retim ilikilerinden bamsz dnlemez. Her dnemin retim ilikileri ise siyasal yaps ve toplumsal ilikileri zerinde belirleyicidir. Bu yzden tm bu ilikilerin sosyoekonomik konjonktr ierisinde dnemin mevcut siyasal koullar ile ilikilendirilerek aklanmas nemlidir.Hazrlanm olan bu alma bu temel varsaymlar zerine kurgulanmtr. ncelikli olarak tarihsel bir dnemlendirilme yaplmtr.

Bylece her dnemin zgl koullar ierisinde ii hareketinin dinamiklerinin deerlendirilme olana bulunmutur. Dnemin ekonomik ve siyasal yaps ile iliki kurulmaya allmtr. Bu kurgulama ile snf hareketi de dhil olmak zere tm toplumsal hareketlerin dier sosyal olgularla ne kadar iliki ierisinde olduu ortaya konulmaya allmtr. i hareketinin gnmzdeki yaps zerinde Cumhuriyet sonrasndaki miras kadar Osmanldan Cumhuriyet dnemine aktarlan mirasn da nemli olduu dnlmektedir. Bu dnemki ii hareketlerinin, aktarlan mirasn ekirdeini oluturmaktadr. Bu yzden ilk blmde bu mirasa yer verilmitir. Daha sonraki ksmlarda ise Cumhuriyet tarihi kendi ierisinde dnemlere ayrlmtr. Dnemlendirme yaplrken nemli siyasal ve ekonomik dnmler temel alnmtr. rnein cumhuriyetin ilanndan sonra tek parti dneminin hkim olduu ve sava sonras dneme denk gelen hzl kalknma

* Ar. Gr., Hande ELK AHN, Pamukkale niversitesi, Fen-Edebiyat Fakltesi, Sosyoloji Blm, DENZL. e-posta: handecelik82@yahoo.com

H. ahin

srecinde ii hareketlerinin nasl ekillendii, iilerin direnme stratejilerinin neler olabilecei ikinci dnemlendirmenin yaplmasnda belirleyici olmutur. Sava sonras dnemde kt kaynaklar kullanarak yaratlmaya allan sanayileme srecinde iilerin konumlarnn ne olduu sorgulanmtr. nc dnemin belirlenmesinde ok partili hayata geiin, ii hareketleri zelinde demokratik bir ortamn salanmasnda ilevsel olup olmad sorgulanmtr. Son olarak ise neo liberal dneme geii ifade eden 80li yllara yer verilmitir. Trkiyede neo liberal politikalarn 24 Ocak Kararlar ile etkin olarak uygulanmaya baland bu dnemde ii hareketi kan kaybetmi, hem sendikal hem de cretler bakmndan nemli gerilemeler yaamtr. Trkiyedeki neo liberalizm ad altnda yaanlanlar, dnyada deien konjonktrn bir iz dm niteliindedir aslnda. Tm dnyada bu yeni dnem, devletin etkinliinin azalmasn ifade etmektedir. Devletin sosyal haklar ve dier alanlarda etkinliinin azalmas ise tm snflar, bu politikalar karsnda ok da korumasz bir hale getirmitir. Deien piyasalar ve artan rekabet koullar karsnda tutunmaya alan sermaye iinse emein direnmesi daha nce hi olmad kadar byk bir riski ifade etmektedir. almann snrll ierisinde grlmtr ki tm bu dnemler boyunca yaanlan sosyo ekonomik dnmler ve bu dnmlere paralel olarak gelien ii hareketleri, gnmz ii snfnn direni dinamikleri zerinde belirleyici olmutur.

karlamaya yneliktir (Karakla, 1998: 27-28). Bu durum bir sre sonra kendi iinde bir ksr dngye dnmtr. Batda gelien sanayiye paralel olarak retilen mallar, Osmanl gibi lkelerin i pazarlarna srlmtr. hra edilen mallarn ucuzluu karsnda Osmanldaki kk atlyeler rekabete dayanamam, geliebilmeleri iin gerekli olan art deeri yaratamamlardr. Yerli sanayinin geliememesi ise Osmanl ekonomisini giderek da baml klmtr. Osmanlda modern anlamda ilk iilere, 19.yyda ordunun ve sarayn artan ihtiyalarnn karlanmas iin kurulan fabrikalarda rastlanlmaktadr. Bu fabrikalar, devlet eliyle yaratldndan dolay Osmanlda modern anlamdaki iilerin de Batdan farkl olarak devlet eliyle yaratld sylenebilir. Bu da iiler arasnda devlet baba anlaynn benimsenmesine neden olmutur. Hem Osmanlda hem de Cumhuriyetin kurulmasndan sonra ii hareketinin zayflnda bu tebaa kltrnn etkisi olduu sylenebilir. Osmanlda 19.yy ii hareketinin clz kalmasnn bir dier sebebi, iilerin farkl milletlerden olmalardr. Bu durum iiler arasnda snfsal bir btnln salanamamasna sebep olmu olabilir. ilerin rgtlenmesi anlamnda ilk resmi hareket 1894de devlet fabrikalarnda ilk ii rgt olan Osmanl Amele Cemiyetinin kurulmasdr (Akkaya, 2004: 139-140). Ancak 1866 ylnda fakir iilere i ve gerekli i aralarn bulmak konusunda yardm eden derneklerin izlerine rastlanr (Gzel, 1993: 56). Osmanl Amele Cemiyetinin hemen kapatlmasndan dolay 1908 ylna kadar grevler herhangi bir rgt altnda yaplamamtr. II. Meruiyetin ilan ile snk kalan hareket alevlenmi ve grevler artmtr. Ancak bu grevlerin hibiri ayn dnemde batda olan grevler gibi isyana dnebilecek nitelikte deil daha ziyade alma hayat ile ilgili ikyetlerin belirtildii clz tepkiler olarak kalmlardr. 1909 ylnda sendikal rgtlenmeye getirilen yasak, Osmanlda ii hareketinin sendikal bir rgtlenmeden ziyade cemiyet veya esnaf dernekleri altnda birleerek srdrlmesine sebep olmutur (Akkaya, 2004: 139-140). Hayr dernekleri, yardmlama sandklar arlkl olarak tersaneler, fabrikalar, demir ve deniz yollar, dokuma imalathanelerinde iilere yardm etmek amacyla kurulan rgtlerdir (Gzel, 1993: 59). Osmanlda iilere dair rgtlenme ve
Pamukkale University Journal of Social Sciences Institute, Number 7, 2010

2. OSMANLI DNEM HAREKETLER VE BIRAKTIKLARI MRAS


Sanayi Devrimi ncesinde Osmanl devleti ve Batnn alma hayatlar karlatrldnda belirgin bir farklla rastlanlmamaktadr. Osmanlda alma hayatnn genel grnm, arlkl olarak tarmda alan iiler ile 1-5 arasnda kiinin alt zanaat iletmelerinden oluuyordu. Batda corporation (kk iletme) biiminde yaplanan bu rgtler, Osmanlda loncalar eklinde grlmekteydi. Sanayi Devrimi ise Osmanl ve Batnn alma hayatlarnda belirgin bir fark yaratmtr. Sanayi devrimi ile birlikte Batda alma hayat fabrikalara tanmtr. Sanayi Devrimi ve sonrasn Bat gibi yaayamam olan Osmanl iinse tarm gene nceliklidir. Ev iletmeleri, kk atlyelerde yaplan retim ise lke ekonomine byk katklar salamaktan daha ziyade zorunlu ihtiyalar

22

Trkiyede i Snfnn Geliim Sreci ve Gemiten Gnmze i Hareketi

her trl grevin zellikle 1870 sonlarnda arlk kazand grlmektedir. Bu durumla Osmanlnn ayn dnem itibariyle ekonomik olarak kmaza girmesi arasnda bir iliki olduu varsaylabilir. Devletin kendi fabrikalarnda kendi eliyle ii snf yaratmas, fabrikalardaki gerekleebilecek olan grevlerin devlete ynelik bir isyan olarak alglanmasna yol aabileceinden iiler arasnda snf bilincinin gelimesi ve radikal hareketlerin olumasn snrlandrmtr. Cumhuriyetin ilk yllarnda uygulanan devleti politikalarn, kendi eliyle bir sermaye ve ii snf yaratma giriimi, bu miras hem benzerlik gsterir; hem de bu miras pekitirir niteliktedir. Ayrca Osmanlda iiler arasndaki rgtlenmelerin arlkl olarak esnaf rgtlenmeleri zerinden ilerlemesi, iilerin kendilerine ait bir snf bilinci gelitirememesinin bir dier sebebi olarak grlebilir. Osmanlda iilerin sadece devletin gdmnde olduunu sylemek yanl olabilir. nk o yllarda Osmanl ekonomisindeki yabanc sermaye olduka etkindir. Dolaysyla da yabanc sermayeli irketlerde gerekletirilen grevlerden, Almanya, ngiltere ve Fransa gibi Osmanlya yatrm yapm lkeler dorudan etkilenmitir. Aydemir (1934: 5-10)ya gre bu bat sermayeli fabrikalardaki grevlerin nemli bir zellii, dnem olarak Kurtulu Sava ile akmas sebebiyleiiler tarafndan bat emperyalizmine kar bir mcadele olarak grlmesidir. Yabanc sermayeye dayal bu iletmeler, bu grevler karsnda tepkilerini bykelilikleri araclyla vermilerdir. Bykelileri araclyla gsterdikleri tepkiler zellikle 1908 grevlerinden sonra sertlemi, grevlerin istenmeyen durumlar olduklar zellikle belirtilmitir (Gzel, 1993: 62). yle ki bu grevler karsnda yabanc sermayenin temsilcilikleri konumunda bykelilikler birleerek, grevlere kar ortak hareket etmilerdir. Grevlerin sonlandrlmas noktasnda hkmete bask yapm, grevin sonlanmas iin Fransz bir vatandaa grevlerin nasl sonlanacan ortaya koyan resmi bir belge hazrlatmlardr (Gzel, 1996: 52). Uluslararas sermayenin daha ncelerde lkelerdeki temsilcilikleri araclyla yapm olduu mdahalelerin yerini,Cumhuriyetin ilanndan sonra, IMF ve Dnya Bankas gibi kurulular araclyla yaplan mdahaleler almtr.

Osmanl dnemindeki ii hareketlerinin genel zelliklerine bakldnda ksa sreli, paral yapda olduu sylenebilir. Genel itibariyle cret artlar talebiyle gerekletirilen grevlerin dier sebepleri arasnda ignnn 8 saatte snrlandrlmas, sendika kurma talebi, ikramiye talebi, gece vardiyalar iin yzde yzden fazla cret denmesi saylabilir. 1908 yl itibariyle 250 bin civarnda olan iilerin 42 728i bu grevlerden en az birine katlmtr. (Gzel,1996: 53). Bu noktada Osmanlda niceliksel olarak bir ii snfnn varlndan sz edilebileceini vurgulamak gerekmektedir. Byle bir snf vardr, yukarda saylan etkenlerin ar basmasna ramen paral ve snrl bir hareketten sz edilebilir. Belirtilen etkenlerin yan sra Osmanlda iilemenin snrl geliememesinin nemli nedenlerinde biri de Osmanl ekonomisinin tarmsal nitelikli olmas ve sanayiinin azgelimi olmasdr. Sanayi ve kentlerin bu yaps, ii snfnn rgtlenmesinde bir snrlla neden olmutur. Tarmda almay brakp sanayide ii olarak almaya balayanlarn krsal blgeleriyle srdrdkleri ba, proleterleme olgusunu zorlatrmaktadr. Ayrca ilk nesil ii snf arasnda zellikle Trk kkenli iilerde okuma yazma orannn dkl, ii hareketini zora sokmutur. Grev ve eylemlere ar ise ayn mahallede oturanlar szl iletiimleri zerinden rgtlenebilmitir (Gzel, 1996: 105-106). Eitim seviyesi arttka iilerin bilin dzeylerinin ykselmesi beklenebilir. Osmanldan snf oluumunu snrlandran bir dier etken de Osmanldaki lonca sisteminin kendine zgldr. Avrupada lonca dzeni zlmeye balad srete loncadan ayrlan kalfalar,gizli rgtlenmeler kurmulardr. Buralarda deneyim kazanan iiler, kapitalizmin gelimesiyle birlikte ilk kuak vasfl iiler olarak kendi sendikalarn rahatlkla kurabilmilerdir. Dnya Savan takip eden 19013-1919 yllar arasnda ise savan yaratt ykm ve ekonomik kmazlar, ncelikle olarak iiler ve onlarn gndelik hayatlarn ve dolaysyla da sendikal mcadelelerini olduka olumsuz etkilemitir (Ko, 1994: 85). Sonu olarak clz bir snf rgtlenmesine sahip olan Osmanldaki srecin sava ve ykmla sonulanmas, tm yaplar olduu gibi ii snfn da derinden etkilemi, hem ekonomik hem de siyasal olarak yaanlan siyasal sre, zayf olan hareketin daha da

Pamukkale niversitesi Sosyal Bilimler Enstits Dergisi, Say 7, 2010

23

H. ahin

gszleerek devir olmasna sebep olmutur. Bylesi bir mirasn devr alnmas, cumhuriyet sonrasnda bir snf olarak ii oluumunu ve bu oluumdan bamsz dnlemeyecek olan snf hareketini olumsuz etkilemitir.

3. CUMHURYETN LK YILLARINDAK HAREKETLER


1920 ve 1930l yllar Cumhuriyet rejiminin ve bir sistem olarak kapitalizmin Trkiyede yerlemeye balad yllardr. Her iki sisteminden yerletirilmesi youn alt yap almalarn gerektirmektedir (Savran, 1992 akt Akkaya, 2004: 141). Bu sebepten tr herhangi bir kaotik durum kesinlikle kabul edilmezdi. Sermaye birikimi nnde engel tekil edebilecek olan her trl giriim bandan engellenmeliydi. Snf atmalar da bu balamda engellenmesi gereken durumlar olarak kabul edilmekteydi. Yeni kurulan devletin resmi ideolojisi olan btnlemi milli toplum ve snfsz bir btnlk hedefi iinde de snf atmas kabul edilemez bir durumdu. Hatta Aydemir (1934: 5-10)ya gre bu durum yle noktalara ulamtr ki Kurtulu Sava ncesinde yabanc sermayeye kar verilen ve milli mcadele ile zde grlen ii hareketleri yeni kurulan devletle anlamn kaybetmi, milli btnleme ideolojisi karsnda iiler tam olarak ne yapacaklarn bilemez bir noktaya gelmilerdir. Bu duruma, Osmanldan devrolan miras da eklenince ii hareketinin geliebilmesi iin zor saylabilecek yllar balamtr. Savan etkisiyle snrl sayda olan sanayi iletmeler, son derece azalmtr.1927 Sanayi Saym sonularna gre sanayi iletmelerinin toplam says 65,245, iilerin says ise 256,855dir. Ancak iilerin % 43 tarmda ve hayvanclkta almaktadr. letmelerin yapsna bakldnda ise % 97si 1-10 ii altrmaktadr. Yirmiden fazla ii altran iletmelerin oran ise sadece % 1,4dr. Sanayinin toplam Milli hsla iindeki oran %10dur (Yavuz, 1998: 354-55). Cumhuriyetin kurulmasn takip eden yllardaki ii hareketlerindeki gerileme ve snrllk bu belirsizlik ortamna balanabilir. iler, snfsal bir atmay girmeyi, zor bir sava sonrasnda kurulmu yeni bir devlete ve milli btnlemeye bir ihanet olarak grerek bir bocalama sreci yaam olabilirler. zellikli Trkiyede ii hareketlerinin tek parti dnemindeki yansmalar bylesi bir bak as ierisinde anlam kazanabilir.

Cumhuriyetin ilk yllarndaki ii hareketleri genel olarak iilerin alma koullarna verdikleri tepkiler niteliindedir. Sistematik bir sanayilemenin olmad ve iiliin bir meslek olarak kurumsallamad Osmanl Devletinin yklmasndan hemen sonra kurulan yeni devlette alma hayatnn nasl olaca zerine bir belirsizlik olmas doaldr. 1927 ylnda yrrle giren Kanunu Layikas bu belirsizlii sermaye ve devlet lehine ortadan kaldrmay hedefleyen bir abann rn olarak yorumlanabilir. Layikada iilerin gnde 10 saate kadar altrlmasna hatta acil bir durum olduunda daha fazla bile altrlabilecekleri ynnde ibareler bulunmaktadr. On be iiden az olan iletmeleri, ise bu kanun balamamaktadr. Bylesi bir durum o dneme kadar iilerini sekiz saat altran iletmeler iin olduka mutluluk verici olmutur. Buna karn iilerin aleyhine bir durumdur. Onbe iinin altnda ii altran iletmelerde nasl bir uygulama yaplaca ise olduka belirsizdir. iler, tepkilerini gnlk siyasal bir gazete olan kdama yazdklar mektuplar zerinden dile getirmilerdir (kdam, 28.04.1927 akt. Yavuz, 1998: 356-357): Mesai mddetini fazla yapmakla o ii fazla i vermez..mmknse mesai mddetini tenzil etmeli, bu sayede ii fazlalar, i azalr. Sirkeci HermanSprer Ttn malathanesinden Mehmet Gakip Yz amele altran fabrikada seksen amele kullanmak iin frsata malik olacak ve yirmi amele sefalet ve ala mahkm olacaktr. Beikta HermanSprer Ttn malathanesinden Hsn Hasan Ayn gazete yer alan dier ii mektuplarna bakldnda dnem itibariyle iilerin tek ikyetinin alma saati olmad gze arpmaktadr. alma koullar ve sosyal gvencenin olmay da iiler iin nemli bir sorundur. Patronlarn ttnlerini fire vermemek iin gne giren her yerleri kapatarak alan 10-18 ya arasndaki yarnn anas ve babas olmaya namzet bulunan gen kz ve erkekler ttnlerin nerettikleri havayla beraber bulunmaktadrlar. irket-i Hayriye Fabrikasndan tesviyeci Hakk (kdam, 30.04.1927 akt. Yavuz, 1998: 357) Anadolu dhilinde birok fabrikalarda makinistlerimiz ve iilerimiz kazaen aya veya kolunu krdryor. Ekseri fabrikatrler tedavi icraatn ve maan vermedii gibi iten karp hanesine gnderiyorlar. te bir numunesi: Mahdumum Ahmet hsan zmirin Kuadasnda aya krld halde fabrikatr Ahmet Bey tedavi icraat yapmad gibi maan da vermemitir. Bu gibi biarelerin sonu ne
Pamukkale University Journal of Social Sciences Institute, Number 7, 2010

24

Trkiyede i Snfnn Geliim Sreci ve Gemiten Gnmze i Hareketi

olacaktr? Bucada meskn sabk makine enspektrlerinden Osman Nuri. (kdam, 26.04.1927 akt. Yavuz, 1998: 357) 1930lu yllarda ise iileme sreci devlet tekelinde devam etmitir. Bu durumun temel sebeplerinden biri,uygulanan devleti politikalardr. 1930-1938 yllar arasnda ekonomik bunalm, SSCB, talya ve Almanya gibi rnekler sebebiyle devlet ekonomiyi kendi tekeline almtr. Ekonomiyi tekeline alma abas kendi eliyle kendi ii snfn da kapsamay iermektedir. Bu yzden bu yllardaki ii profili, KTlerde alan, fabrikalarn, maden ocaklarnn yan bandaki yurtlarda kalan, meslek renen iilerden ibarettir (Gzel,1998: 403).1925-1933 yllar arasndaki dnemde ii hareketi ise cret talepli grev arlkldr. Yaplan 35 grevin tamam cret art ile ilikilidir (Yazc, 1996: 121). Devletin, bu yllarda ii snf oluumu, zerindeki belirleyiciliinin en anlaml rneklerinden biri, 1936 ylnda toplu i ilikilerinde tek dzenleyici olduunu yasal olarak belgeleyen Kanununun karlm olmasdr. Grev ve lokavtn yasakland, iilerin bireysel haklarnn devlet tarafndan dzenlendii, bu yasa snf hareketinin gelimesi engellenmitir. Bu yasay 1938 ylnda sendikalamay engelleyen Cemiyetler Kanunu takip etmitir. iler, Cumhuriyet ncesinde olduu gibi esnaf rgtleri zerinden rgtlenme eilimlerini bu yasa ile devam ettirmilerdir. Devletin ii rgtlenmeleri zerindeki denetleyicilii ve dzenleyicilii 1947 ylnda karlan i ve veren Sendikalar ve Sendika Birlikleri Hakknda Kanunun karlmas ile devam etmitir. Grev ve toplu szleme hakk tanmayan kanunda tek ve gl bir sendika yerine paral ve ye says az sendikalarn kurulmas yasallamtr. (Akkaya, 2004: 141). Cumhuriyetin ilk yllarndaki ii profili incelendiinde; toprakla ban henz koparamam, geici ii olarak kazand ile daha fazla toprak satn almay amalayan bir ii tipolojiiyle karlalmaktadr. Kurtulu Sava iiler arasnda krlmalar yaratmtr, ayn snf hareketi iinde yer alan Rum, Ermeni ve Trk iiler sava esnasnda ayr saflarda yer almtr. Savatan sonraki ilk yllarda snf mcadelesi iinde yer alm iilerin ou deneyimlerini paylaamadan gitmilerdi. Geriye kalan Trk iiler iinse, savan ykm sreci sonrasnda az da olsa cretli bir ite almak ayrcalk olarak grlmtr. iler arasndaki rgtlenme, CHP tarafndan yasalarla zayflatld gibi iilerin
Pamukkale niversitesi Sosyal Bilimler Enstits Dergisi, Say 7, 2010

iilere krdrlmas ile de gsz hale getirilmitir. Bu durum yaratlan vasfl bir ii aristokrasi ile salanmtr (Ko, 1994: 92). CHP, byle bir ii aristokrasinin yaratlmasna katk salayarak hem sanayiinin kurulmas iin sermayeye gereken vasfl igcn yaratm hem de iiler arasnda bir blnme salam olmutur. Daha yksek cret alan ve daha geni haklara sahip olan bu grup uzun yllar sermeyenin lehine hareket etme eilimi gstermi, kendi iinde bulunduklar snfa kar sermayenin haklarn korumay tercih etmiledir. Tek Parti Dneminde ii hareketi byk bir etkinlik kazanamam sonras iin gerekli olabilecek potansiyeli salayamamtr. Daha nce belirtilen nedenlerin yan sra, ii hareketinin etkinlik kazanamamasnda, Tek Parti dneminin, ii hareketini milliletirme ve siyaset d tutma abasnn etkisi byktr. Ayrca dnem itibariyle sanayilemenin dzeyi kitlesel bir ii hareketini tayabilecek niceliksel verilerden yoksundur.

4. 1946-1960 OK PARTL HAYATA GE DNEMNDE HAREKET


D ve iteki gelimelerin etkisiyle 1946-1960 arasndaki ok partili dnem ii hareketleri bakmndan tek partili dnemden farkl gemitir. II. Dnya Savann sonucunda bir taraftan tm dnyada demokrasiye doru eilimler glenirken dier taraftan ise savan neden olduu ekonomik skntlar etkili olmaya balamtr. Bu etkilerin Trkiyedeki yansmalar ise savan yaratt ekonomik krizler sebebiyle halkn yaad huzursuzluk bunun sonucunda da asker ve sivil brokrasiden pay istemeleri eklinde olmutur (Yazc, 1996: 124). Bu genel ereve balamnda iilerin de kendi isteklerini demokratik bir dzlemde talep etmeleri beklenebilir. zellikle 1946 sonrasnda sanayilemenin artmas, ii saysnda niceliksel bir bymeye sebep olmutur. Bir nceki dneme gre ii hareketindeki canlanmada sanayileme ve istihdamdaki artn etkisinin byk olduu sylenebilir. Ancak 1940- 1950 yllar arasnda sendikalarn birou nceki dnemlerden gelen ii cemiyeti ve yardmlama sand olma zelliini korur (Gzel, 1998: 405). Bu balamda ii rgtlenmesinin kendi iinde bir sreklilii olduundan bahsedilebilir.

25

H. ahin

ok partili hayata geile birlikte CHP ve Demokrat Partinin iktidara gelmek iin vermi olduu mcadele srecinde iilere verilen vaatler, ii hareketinin besler nitelikte olmutur. 1950 ylnda gerekleen genel seimler ncesi DPnin parti programna iilere grev hakk tannaca ynnde bir ibare koymas bu durumun en anlaml rneklerinden biridir. her trl siyasi tesir ve maksatlar dnda kalmalar artyla ii sendikalarna grev hakk tanmas fikrindeyiz(Mumcuolu, 1979 akt. Yazc, 1996: 124). CHP, ii hareketlerine kar biraz daha temkinli davranmtr. atan karlar uzlatrabilecek, farkl zmrelerin menfaatlerini ve kamu yararn da gzetebilecek olan bir ii hareketini, ihtilalci nitelikte olana tercih etmitir (Yazc, 1996: 130). Demokrat Parti ise iktidara geldikten sonra sendikalar konusunda vaat ettiinin tersine CHP benzeri bir tavr sergilemitir. Bu anlayn temelinde, amme menfaati iinde zmrelerin menfaatini mdafaa etmek oluturmutur. Bu anlayn DP iktidar boyunca devam etmesi, uzlamac sendika anlaynn geleneksellemesine sebep olmutur. Dnemin ii mcadelesini snrlayan bir dier durum da KTlerde devlet eliyle bir ii aristokrasinin yaratlmas olmutur (Gzel, 1998: 406). 1950 sonrasnda ii rgtlenmesi adna gerekleen en nemli gelime ise 1957 ylnda Trk-in kurulmasdr. Ancak Trk- bnyesindeki iilerin byk ounluunun kamuda almas, iktidar partisi olan Demokrat Parti ve Trk- arasnda organik bir ba kurulmasna sebep olmutur. Demokrat Parti Dneminde ii hareketleri bakmndan niceliksel bir arttan sz edilebilir. Ancak ii rgtlenmeleri bakmndan sendikal hareketler, ay, sosyal yardmlama, bayram gibi faaliyetlerle snrlandrlmtr. Kanunu kapsamndaki iilerin says iki kat artmtr. Sendikal ii says 3 kat artarak 281,000e ulamtr. Ancak iiler grev yasa sebebiyle sadece 27 kez greve gidebilmilerdir (Akkaya, 2004: 144-145). Makal (1999: 452)a gre bu dnemde gerekleen eylemler i yerleriyle snrl olduundan dar ve zayf hareketler olarak deerlendirilebilir. 1960 ylna gelindiinde ise yaanlan ekonomik kriz, Demokrat Parti ve daha nce yakn olduu sermayedar snf arasnda nemli bir krlma yaratmtr. Sanayi burjuvasn, DP iktidarndan

uzaklatrmtr (Savran, 1992: 93-94). 1960 ylnn ilk yarsnda byk kentlerde balayan renci olaylar, kartopu etkisiyle dier kesimleri de iine alarak bymtr. 27 Mays 1960 askeri darbesi ile sonlanan bu dnem, tarmsal ve ticarete dayal birikimden sanayi temelli birikim srecine geie zemin hazrlamtr. thal ikameci politikalarn uyguland yeni dnemde i pazarn canlandrlmas, retilenlerin tketilebilmesi asndan nem tamaktayd. Emek piyasalarna dair dzenlemeler de bu dorultuda emek lehine saylabilecek dorultuda gerekletirilmitir. 1961 Anayasasnda yer alan 274 Sayl Sendikalar Kanunu ve 275 Sayl Toplu Szlemesi Grev ve Lokavt Kanunu ile iilere grev ve lokavt hakk tannmtr: (m.46) alanlar ve iverenler nceden izin almakszn sendikalar ve sendikal birlikler kurma, bunlara serbeste ye olma ve yelikten ayrlma hakkna sahiptirler. (m. 47) iler ekonomik ve sosyal durumlarn korumak ve dzeltmek amacyla toplu szleme ve grev hakkna sahiptirler. Sendikal haklar glenen iiler, ayn zamanda cret bakmndan da dllendirilmilerdir. pazar hareketlendirilecek dzeyde tutulan cretler, hibir zaman sermaye birikimini engelleyebilecek dzeye kamamtr. zetle 1960l yllar sanayilemenin veya dier bir ekilde ifade edilecek olunursa sanayiye dayal birikimin balad yllardrolarak kabul edilecek olduu kadar grev hakk ile birlikte iilerin g de kazand bir dnemdir. 1960l yllar ii asndan ayn zamanda blnmelerin de yaand yllar olarak kabul edilebilir. Trk-in darbe sonrasnda daha hkmetle daha uyumlu bir politika gtmesi, Kavel Grevi boyunca pasif kalmas, Trk-e kar muhalif seslerin ykselmesine sebep olmutur (Yazc, 1996: 141). Trk-in sendikaclk anlayn beenmeyen bir grup, Devrimci i Sendikalar Konfederasyonunu kurmutur. Partiler st ve toplu szleme ile snrl sendikacla kar snf ve kitle sendikacln hedefleyen DSKin kurulmas, daha bilinli bir nc snfn ekillenmesine, daha youn bir grev srecinin balamasna neden olmutur (Akaya, 2004: 147). Ancak DSKin 1960larn sonunda sermaye birikim sreci iin engel tekil edebilecek bir gce ulamas, DSKi geriletmeye ynelik bir hareketin balamasna
Pamukkale University Journal of Social Sciences Institute, Number 7, 2010

26

Trkiyede i Snfnn Geliim Sreci ve Gemiten Gnmze i Hareketi

neden olmutur. 1970 ylnda Adalet Partisi Hkmeti tarafndan karlan yasa ile Trk- tek faal konfederasyon haline getirilmek ve dier sendikalar tavsiye edilmek istenmitir. Bylece snf mcadelesinin tekrar kontrol altna alnmak istenmitir. Yasa ile sendikalarn Trkiye apnda faaliyet gsterebilmeleri iin kurulu bulunduklar ikolundaki iilerin te birini ye yapmak zorunda kalmlardr. Ayrca sendika kuracak iilerin o ikolunda en az yl alm olmas zorunludur. Sendikalarn uluslararas federasyonlara ye olmalar ise Trk-in iznine tabi tutulmutur (avdar, 2005: 105). DSKin tavsiyesine ynelik bu giriim, yetmi bine yakn DSK yesi iinin 15-16 Haziran 1970 ylnda stanbul ve evre illerindeki eylemleri ile protesto edilmitir. ki yze yakn iinin yaraland ve yzlerce iinin gzaltna alnd olaylar, stanbul ve Kocaeli illerinde skynetimin ilan ile son bulmutur (Akaya, 2004: 149). DSKin ii hareketine salad katklar, grev saylarndaki artlarda somutlamtr. cret art, talebiyle sklkla greve gidilmitir. Ancak 1960l yllar boyunca ithal ikameci politikalar asndan sorun yaratmayan cret art talepleri, 1970l yllarn ikinci yarsnda itibaren sorun tekil etmeye balamtr. 1973- 80 arasnda da baml sanayilemenin tekelci yaplanmasnn sonucu olarak tm alanlar arasndan greceli bir yoksullama, mlkszleme yaanm, isizlik ve hayat pahall artm, emek sermaye elikisi belirginlemitir. Bu srete iilerin kyle balantlar azalm ve ekonomik koullar bozulmutur. ilerin eitim seviyesindeki greceli artn bu genel ereveye eklenmesiyle, ii hareketi nemli derecede ivme kazanmtr. Sre zarfnda grev says 2, grevci says 3, grevde geen gn says 7 kat artmtr. Eylemler cret art, sendika seme konusundaki basklar ve iten karmalar protesto amacyla gereklemitir. Yasal grev, ii yavalatma, verim drme, oturma eylemi, yry, miting, sakal brakma, yemek boykotu, fazla almaya kalmama, viziteye kma, rapor alma, igal, bildiri datma, alk grevi, lm orucu gibi farkl biimlerde uygulanmtr (Sosyalizm ve Toplumsal Mcadeleler Ansiklopedisi, 1988: 2282). Savran (1992: 97)a gre 1963-80 arasnda geen dnem, ii snfnn lke tarihinde ilk kez kitlesel bir harekete ulat zaman dilimidir. Her ne kadar kendi iinde belirli eksiklikleri de olsa bu
Pamukkale niversitesi Sosyal Bilimler Enstits Dergisi, Say 7, 2010

dnemde ii hareketi sermaye birikimi ve siyasal konjektrn ekillenmesinde etkili olmutur. Ayrca iiler rgtlenme ve eylemlilik asndan deneyim kazanmlardr. Sre 12 Eyll Askeri Darbesi ile sonlanmtr.

5. 1980 SONRASI HAREKETLER


1970 kriz ile birlikte dnyada yaanlan skntlara paralel olarak Trkiyede ekonomi kmaza girmi, devlet desteine ve korumaclna dayal ithal ikameci modelin sorun tekil etmeye balamtr. 24 Ocak Kararlar, bu skntlardan kurtulmak iin uygulanacak alternatif bir modelin anahtar olarak grlmtr. 24 Ocak Kararlar da bu yeniden yaplanmay salayacak nlemleri iermektedir. Uluslararas sermayeye btnleebilmesi iin ncelikli olarak ihracata ynelik olarak sermayenin yeniden yaplanmas gerekmekteydi ve srete geiin salanmas emek sermaye elikisinin minimuma indirilmesi ve sermaye giderlerinin olabildiince aa ekilmesine balyd. Bu temel amalar dorultusunda, 1961 Anayasas ile birlikte elde edilmi haklarn birou 1982 Anayasas ile daraltlmtr. Reel cretlere dair dzenlemeler, Yksek Hkim Kuruluna balanmtr. ilerin rgtlenme haklarna getirilen snrlandrmalar, iilerin cretleri bakmndan keye skmasna sebep olmutur. 1961 ve 1981 Anayasalar yapl ekli bakmndan ayn olsalar da iilere saladklar haklar bakmndan taban tabana zttrlar. 1961 Anayasas, memurlar da dhil olmak zere tm alanlarn sendikal haklarn ve iilerin grev haklarn gvence altna almas asndan ilktir. 1982 Anayasas ise sendikal hareketler ve rgtlenme hakk zerine olan maddeleri ile, sonraki dnemlerde Trkiyede sendikacl, cret sendikaclna indirgeyen ve olduka dar bir alana sktran bir ierie sahiptir. Bu maddelere aada yer verilmitir: (m.34) Dernekler, vakflar ve sendikalar kendi konu ve amalar dnda toplant ve gsteri yry dzenleyemezler. (m.52) Sendikalar, siyasi ama gdemezler, siyasi faaliyette bulunamazlar, siyasi partilerden destek gremezler. yelerin aidatn deme ekli kanunla dzenlenir ve sendikalar tm gelirlerini devlet bankalarnda muhafaza etmek zorundadrlar. (m.54) Grev ve lokavt hakk iyi niyet kurallarna aykr tarzda ve milli servete zarar verebilecek ekilde uygulanamaz. Grev ve lokavtlarn
27

H. ahin

yasakland ve ertelendii durumlarda ertelemenin sonunda uyumazlk Yksek Hakem Kurulunca zlr. Grev ve lokavt, iyeri igali, ii yavalatma, verimi drme gibi tm direniler siyasi amal yaplamaz. Ikl (1998: 371)e gre bu madde ile toplu pazarlk dzeninin yerini zorunlu tahkim almtr. 2822 sayl Yasaya gre Bakanlar Kurulu ulusal gvenlik ve genel salk gerekesiyle grevi erteleyebilir. Bu yetki, 1980 ncesindeki 275 sayl Toplu Szlemesi, Grev ve Lokavt Kanunu ile Bakanlar Kuruluna verilen erteleme yetkisini anmsatsa da nemli farklar iermektedir. nceki dnemde anlama salanmazsa grev ve lokavta kalnan yerden devam edile biliniyordu. Yeni dzenleme ile grevin konusu olan uyumazlk, Yksek Hakem Kuruluna havale edilmekte, bylece toplu pazarlk konusunda zgrce seim yapabilme engellenmi olmutur. Ayrca iki Anayasa arasndaki bir dier nemli fark da 1961 Anayasasnda yer alan devletin isizlii nleme hkmnn 1982 Anayasasnda kaldrlm olmasdr. i hareketi kapsamnda bu dnem gerekletirilen nemli grevler arasnda, 2 Ekim 1984 Tuzla Tersanelerinde ii arkadalarnn iten karlmasn protesto eden iilerin grevi, 1986 ylnda Bamsz Otomobil- Sendikasnn 93 gnlk grevi, 1989-1990 yllarnda Demir-elik letmelerinin Karabk ve demir Fabrikalarnda 20 bin iiyi kapsayan ve 137 gn sren grevi, 1989 ylnda Trk- yesi iilerin 15 ikolunu kapsayan 30 ilde srdrdkleri Bahar Eylemleri olarak literatre geen ii yavalatma, ie ge balama, toplu vizite, servis ve yemek boykotu, oturma ve yolu trafie kapama, toplu boanma davas ama, iyeri igali, ocuklar evlatlk verme, plak ayakla yry, ailece yry, alk grevi, tek kolla alma gibi farkl protesto biimlerini kapsayan eylemler btn saylabilir (avdar, 2005: 203). Bahar eylemleri, tm bu yeni protesto biimlerinin iilerinin gelitirmi olduklar zgn yeni direni biimleri olmas ve 1980 sonrasnn ilk kitlesel eylemleri olmas asndan nemlidir. 1990l yllarn ikinci yars ile birlikte grevler ve toplu i szlemeleri tekrar younluk kazanmaya balamtr. Bu durum, beklenen bir sonutur nk 1980 sonrasnda ortaya kan cret kayplar, artan enflasyon oranlar karsnda iiler ciddi geim skntlarna girmitir. 1990 ylnn banda 623758 iinin toplu i szlemesi ile balayan sre, toplamda 300 bin iinin katld grev dalgalar ile devam etmitir (Yazc,
28

1996: 154-159). 1992 ylnda stanbul, Ankara, Adana, zmir, Trabzonda 40 bin belediye iisi cret uyumazl nedeniyle grev gitmilerdir. Grev halk salnn tehdit edildii gerekesiyle sonlandrlmtr. Belediyelerde taeronlamann yaygnlatrlmas, eylemin sonlandrlmas iin bir tehdit unsuru olarak kullanlmtr. 1993 ikinci yarsndan itibaren SEK, Smerbank, SEK, TEK, Et ve Balk Kurumu gibi kurulularn zelletirilmek istenmesi ve taeronlamay protesto etmek, cret zamm isteinde bulunmak isteyen 600 bin ii, grev gerekletirmitir. 1995 ylnda ise Karabk Demir elik Fabrikasnn zelletirilecei karar zerine esnaf, renciler, siyasi partiler ve iilerin dhil olduu protesto eylemleri yaplmtr. Eylemler 30 Mart 1995 gn, 1ytl bedelle fabrikann iilerin kendisine devredilmesi ile son bulmutur (avdar, 2005: 210). 1983-1995 yllar arasnda ortaya kan bu eylemler, 1980 ncesinde ideolojik alt yaps da olan ii hareketlerinden farkldr. ilerin yeni eylem trlerini kefetmeleri bakmndan ise olduka nemlidir. 1980 sonras uygulanan neo-liberal politikalarla dnyadaki dalgalanmalara kar savunmasz hale getirilen Trkiye, 1994 ve 2001 krizlerinden derinden etkilenmitir. Krizlerden k iin zelletirmeye arlk verilmesi, devlet giderlerinin cretler ve sosyal haklar aleyhine dzenlenmesi, IMF tarafndan reete olarak sunulmutur. Memurlar ve iilerin bu politikalardan ortak maduriyeti, kalc bir platform etrafnda ittifak kurmalarna neden olmutur. Demokrasi ve Emek Platformu gibi yaplanmalar, 1980 ve 1990lar boyunca uygulanan yapsal uyum politikalarnn somut bir yansmas olan zelletirme, zelletirme sonucunda iten karmalar, emeklilik yann ykseltilmesi, kayt d istihdamn yaygnlk kazanmas, cretlerin aa ekilmesi sonucunda artan geim sknts, isizlik ve taeronlamann artmas ve ayn zamanda iiler zerinde bir korku unsuru olarak kullanlmasnn memurlar ve iiler cephesinde yaratt genel honutsuzlua verilen ortak tepkiler olarak deerlendirilebilir. 1995 ylnda Ankara Tandoan Meydannda 100 bini akn kiinin bir araya gelerek Emee Sayg ad altnda yaptklar eylem ve sonraki admnda 300 bin iinin i brakma eylemi bu genel honutsuz ortamnn rnleri olarak yorumlanabilir. Bu grev dalgalanmalar 17 Austos 1999 depreminden sonra sonlandrlmak durumunda kalmtr.

Pamukkale University Journal of Social Sciences Institute, Number 7, 2010

Trkiyede i Snfnn Geliim Sreci ve Gemiten Gnmze i Hareketi

6. SONU
Trkiyede bir snf hareketi olarak ii hareketi, zellikle 1980 sonrasnda nemli derecede gerileme yaamtr. 1980 sonras tm dnyada uygulamaya konan neo liberal politikalar ise bu gerilemenin tek sebebi gibi gsterilmeye allmtr. Neo liberal politikalarn tm dnyada sosyal gvence ve cret bakmndan emek aleyhine hareket ettii dorudur. zellikle 1970 sonrasnda kapitalizmin yaad birikim krizi, emek maliyetlerini ve sosyal giderleri, azaltarak almaya allmtr. Merkez konumdaki lkeler emek maliyetlerini en aza indirmede evre lkeleri k yolu olarak grmlerdir. Bu sre beraberinde evre lkelerde, yenidnya sistemi iinde kalmak isteyen ve birbiriyle rekabet halinde olan yerli bir sermayenin ortaya kmasna neden olmutur. Yerli sermaye de benzer ekilde emek aleyhine davranmay bir k yolu olarak grmtr. cretlerin aa ekilmesi, taeron emein youn olarak kullanlmas, geici ve yarzamanl iin yaygnlk kazanmas bu erevede deerlendirilebilir. Ancak nemle belirtilmesi gereken nokta, tm bu dnmlerin gnmz ii snf oluumu ve onun direni biimleri zerinde tek belirleyici olmaddr. Trkiyenin zgl koullar gz nnde bulundurulmadan ii snf hareketinin anlalmas olduka gtr. Bu durumun en temel sebeplerinden biri, sanayileme ve iileme srecinin, Avrupadakinden hem yapsal hem de dnemsel olarak ok daha farkl bir gelime seyri yaam olmasdr Dier bir sebebi hem sanayilemenin hem de iilemenin batdakinden farkl olarak devlet eliyle yaratlm olmasdr. Bu sebepleri oaltmak mmkndr ancak alma snrll tm nedenleri tartmaya olanak vermemektedir. Trkiyede ii hareketinin gnmzdeki snrlln tarihsel bir bakla sorgulamaya amalayan bu alma, bu yola k biimiyle Trk i Snf hareketinin de genel bir deerlendirmesini yapabilme imkn bulmutur. ncelikli olarak Osmanldan aktarlan miras sorgulanmtr. Osmanlnn hem siyasal hem ekonomik hem de sosyal bir takm yapsal zelliklerinin, ii snf oluumunu nemli derecede snrlandrd sylenebilir. ncelikli olarak Osmanl sanayilemeye ge girmitir ve iiler genellikle saraya ait fabrikalarda istihdam edilmektedirler. Bu durum iilerde tebaa kltrnn, snf bilincinin nne gemesine neden olmutur. Ayrca kkl bir sanayilemenin
Pamukkale niversitesi Sosyal Bilimler Enstits Dergisi, Say 7, 2010

olmad bir yerde bir snf olarak iilerden bahsetmek olduka gtr. Osmanldaki mevcut olan lonca sistemi de bamsz bir ii snf oluumu olumsuz ynde etkilemitir. zetle, ii hareketi ve snf oluumu balamnda Osmanldan yeni kurulan devlete clz bir mirasn devrettii sylenebilir. Savatan byk darbelerle km olan Trkiye Cumhuriyeti iin ncelik hzl bir yaplanma srecine iine girerek siyasal varln glendirmek olmutur. Bu sebeple cumhuriyetin ilk yllar devleti politikalar temelinde bir sanayileme sreci yaanmtr. Devlet eliyle fabrika kurmak ve ii istihdam etme gelenei devam ettirilmitir. Bu dnemde her trl direni, kalknma iin tehlike grlm ve milli birlii bozucu bir unsur gibi kabul edilmitir. Tm bunlarn yan sra sanayilemenin clzl, kitlesel bir ii snf hareketine imkn vermemitir. ok partili dneme geile birlikte toplumsal hareketlerin artmas ynnde bir beklenti srecine girilmitir. Bu beklentinin olumasnda seim srecinde CHP ve Demokrat Partinin seim propagandalar iinde yer alan vaatleri de belirleyici olmutur. Bu yllar Trk- ve Diskin kurulmas bakmndan ii snf rgtlenmesi asndan nemli yllardr. Niceliksel olarak saylar artan iilerin, eylem saylarnda da bir art olduundan sz edilebilir. zellikle 1961 Anayasasnn iilere salad temel haklar, ii rgtlenmesi ve hareketlerinin artmasnda nemli derecede ivme kazandrmtr. 1970lerle birlikte tm dnyada yaanlan ekonomik skntlar, Trkiyeye de yansmtr. Artan yoksullua paralel olarak ii hareketlerinde bir art gzlense de, bu dnem 1980 askeri darbesiyle sonlandrlm. Yeni yeni glenmeye balayan ii hareketi, balang noktasna dnm, 1980 Anayasas ile daha nce elde ettii birok hakk geri kaybetmitir. Bu dnemin Trkiye ii hareketi bakmndan en ayrt edici zellii, snf hareketinin ideolojik temellere dayandrlm olmasdr. Gene bu sebepten dolay, birok sendika lideri ve iinin, yarglanm olmas, sonraki deneyimler, rktc bir mirasn devretmesine sebep olmutur. 1980 sonras neo liberal politikalarn, Trkiyede 24 Ocak Kararlar ile uygulanmaya koyulmas, kyl, ii, memur birok kesimi derinden etkilemitir. cretler derken ve sosyal haklarda

29

H. ahin

nemli gerilemeler yaanmtr. 1990larn ilk yarsna kadar kolektif eylemler olduka snk gemitir. 1990larla beraber emek platformu gibi geni yelpazeli hareketler olsa da isizlik ve taeronlama, iilere tehdit unsurlar olarak sunulmakta, ii rgtlenmelerinin n kesilmektedir. Bu duruma yinelen ekonomik krizler de eklenince, mevut koullar karsnda bir ie sahip olan iiler, durumlarn tehlikeye atmaktan kanmakta, koullar kabullenmektedir. Post fordist yaplanma ise iilerin aleyhine ileyen bu srece, emein rgtlenme koullar bakmndan imkn vermektedir.

Trkiyede gnmz ii snf hareketinin dinamikleri bu geni bak as etrafnda anlam kazanmaktadr. almann snrll iinde bu dnemlere ve bu dnemlerin sosyo ekonomik yaplarna yer vererek, ii snf hareketinin oluum ve geliim dinamikleri zerindeki belirleyicilikleri ile ba kurulmaya allm. Gnmz ii snf hareketinin gelimesinde Osmanldan gnmze birok etmenin birikimsel bir etkisinin olduu grlmtr.

KAYNAKA
Aydemir, .S. (1934). Programl Devletilik, Kadro Dergisi, No:13, s: 5-13. Akkaya, Y. (2004). Dzen ve Kalknma Kskacnda i Snf ve Sendikaclk, Neo liberalizmin Tahribat, (Ed: N. Balkan ve S. Savran), Metis Yaynlar, stanbul. avdar, T. (2005). Trkiye i Snf Tarihinden Kesitler, Nazm Kitapl, stanbul. Gzel, . M. ( 1993). Trkiyede i Hareketi, Sosyalist Yaynlar, stanbul. Gzel, . M. (1996). Trkiyede i Hareketi, 1908-1984, Kaynak Yaynlar, stanbul. Karakla, Y.S. (1998). Osmanldan Cumhuriyet Trkiyesine iler 1839-1950, letiim Yaynlar, stanbul. Ko, Y. (1994). Sendikal Eitim Notlar, teki Yaynlar, Ankara. Makal, A. (1999). Trkiyede Tek Partili Dnemde alma likileri: 19201946, mge Kitabevi, Ankara. Savran, S. (1992). Trkiyede Snf Mcadeleleri Cilt 1: 1919- 1980, Toplum Politika:1 , Kardelen Yaynlar, Ankara. Sosyalizm ve Toplumsal Mcadeleler Ansiklopedisi (1988), letiim Yaynlar, stanbul. Yavuz, E. (1998). 1920lerde i Snf ve i Gzyle alma Sorunlar, Osmanlda Cumhuriyete Problemler, Aratrmalar, Tartmalar, Tarih Vakf Yurt Yaynlar, stanbul, s.353-360. Yazc, E. (1996). Osmanldan Gnmze Trk i Hareketi, Aktif Yaynlar, Ankara. Trkiye Cumhuriyeti 1961 Anayasas. (03.10.2006) http://www.anayasa.gen.tr/1961ay.htm Trkiye Cumhuriyeti 1982 Anayasas .(15.10.2006) http://www.anayasa.gen.tr/1982ay.htm

30

Pamukkale University Journal of Social Sciences Institute, Number 7, 2010

Pamukkale niversitesi Sosyal Bilimler Enstits Dergisi Say 7, 2010, Sayfa 31-38

LAGNA KUTSAL ALANINDA BULUNAN SKKELERN DEERLENDRLMES*


Makbule EKC** zet
Lagina Hekate Kutsal Alannda ve yaknndaki mezarlarda 1999-2002 yllar arasnda yaplan arkeolojik kazlarda bulunan sikkelerin en erkeni Klasik Dneme tarihlense de Hellenistik Dnem sikkeleri sayca fazladr. Bu da Kutsal Alann Hellenistik Dnemde nemli bir klt merkezi olduunu desteklemektedir. Bulunan sikkeler Kutsal Alann Roma Dnemi ve Erken Bizans Dneminde de kullanmna devam edildiini gstermektedir. Hellenistik Dnemde zellikle Stratonikeia sikkeleri youn olarak bulunmaktadr. Bu da blgenin M.. 3. yy.da Seleukoslar tarafndan geniletilip imar ve iskan edilmesi, siyasi yapsnn yeniden dzenlenmesi ve Laginann Stratonikeiann dini merkezi olmas ile ilgilidir. Ayrca skender ve haleflerinin sikkeleri, Alabanda, Bargylia, Rhodos, Ephesos, Miletos gibi dier kentlerin sikkelerinin de bulunmas Laginann bu kentler iin de nemli bir klt merkezi olarak kabullenildiini gsterir.

Anahtar Kelimeler: Lagina, Nmizmatik, Sikke

EVALUATION OF COINS FOUND AT LAGINA HECATE SACRED AREA


Abstract
Earliest coins found in the excavations during 1999-2002 in Lagina Hecate Sacred area and the graves around it date to Classical Period; however, Hellenistic Period coins keep majority in number, which supports that the sacred area had been an important cult center. Coins found show that the sacred area had also been used in Roman Period and Early Byzantine Period. In the Hellenistic Period especially Stratoniceia coins were widely used. This was because the area had been enlarged, planned, opened to new settlements and its political system had been reorganized by Seleucos family in 3rd Century BC and Lagina became the religious center of Stratoniceia. Also the coins of Alexander the Great and those of his successors, and the coins of important cities like Alabanda, Bargylia, Rhodos, Ephesos, Miletos found show that Lagina had been accepted as an important cult center for these cities.

Key Words: Lagina, Numismatics, Coin

1. GR
Lagina Kutsal Alan antik a corafyasnda Karia blgesi, gnmzde ise Mula ili, Yataan ilesi, Turgut beldesi snrlar iinde yer almaktadr.1 Laginann tarihi sreci geni lde Karia Blgesinin ve bilhassa bal bulunduu Stratonikeia antik kentinin tarihi sreci ile paralellik gsterir. Stratonikeiay Laginaya balayan kutsal yol gzergahnda bulunan yerleimlerde

Ge Geometrik Dnemden balayan ve uzun sre kullanlan mezarlar bulunmutur.2 Kutsal yol gzergahndaki buluntular Erken Osmanl Dnemine kadar devam etmektedir. 3 Lagina diye bilinen alanda M.. 4. yzylda Koronza adnda bir ehir bulunmaktayd.4 Koronzann adnn unutulup kentin Lagina ad ile tannmasnn nedeni Anadolulu bir tanra olan Hekate klt ile ilgili olmaldr. Hellenistik

* Bu alma Seluk niversitesi, Sosyal Bilimler Enstitsnce 2004 ylnda kabul edilen ayn balkl Yksek Lisans Tezinin bir blmdr. ** Ar. Gr., Makbule EKC Seluk niversitesi, Edebiyat Fakltesi, Arkeoloji Blm, Seluklu KONYA. e-posta: makbule.ekici@gmail.com 1 Trpan, 1997:76 2 St, 2004: 27 3 Trpan ve St, 2007: 399 4 ahin, 1973: 183

M. Ekici

Dnemde Lagina Hekate Tapnann kutsal bir yolla Stratonikeiaya bal olmas, tapnan rahiplerinin Stratonikeiann ynetiminde sz sahibi olmalar, Laginann blgedeki nemini gsterir. Lagina Kutsal Alannda 1999-2002 yllar arasnda bulunan Karia ve onia Blgesi kentleri sikkelerinin, Klasik Dnemden Bizans Dnemine kadar olan geni bir dnemi (Grafik 1) ve corafyay (Grafik 2) kapsad grlmtr. Kutsal alan ierisinde en erken tarihli sikkeler mezarlarda ele geen Klasik Dnem sikkeleridir (Kat. No 01). Dnemler arasnda en fazla % 68lik oranla Hellenistik Dnem sikkelerine rastlanmaktadr (Kat. No 02-21). Bu phesiz Lagina kutsal alannda tapnak ve altarn Hellenistik Dnemde ina edilmeye balanm olmasyla balantl olarak blge halknn ziyaretlere balamasyla ilgilidir. Hellenistik Dnem sikkeleri arasnda Makedon sikkeleri yannda Karia ve onia Blgesi kentlerine ait sikkeler bulunmaktadr. Makedon sikkeleri arasnda skenderin (Kat. No: 18) ve haleflerinin (Kat No: 19-21) sikkeleri vardr. Bu M.. 3. yy. balarnda Stratonikeia kentinin Seleukoslar tarafndan geniletilip imar ve iskan edilmesi ve blgenin Seleukoslarn ynetiminde siyasi yapsnn yeniden dzenlenmesi ile ilgilidir. Stratonikeia M.. 168 ylnda sikke basmaya balar.5 Ancak Hellenistik Dnem sikkeleri arasnda % 52lik oranla en fazla bulunmasnn sebebi Lagina Kutsal Alannn Stratonikeiann dini merkezi olmas ile balantldr. Kentte Hekate, Zeus Khrysaoreos ve Zeus Panamarosa tapnm grlmektedir ve bu nedenle sikkelerin n yzlerinde Hekate ve Zeus, arka yzlerinde ise bu tanrlarn simgeleri olan kartal, meale, Pegasus ska grlmektedir. Lagina Hekate tapna Strabonun da belirttii gibi blgedeki en nl iki tapnaktan biridir ve her yl eitli kentlerden festival topluluklarn kendine ekmektedir.6 Bulunan sikkeler de bu gr destekler niteliktedir ki; Stratonikeia sikkeleri (Kat. No: 08-15) yannda Rhodos (Kat. No. 16-17), Alabanda (Kat No: 04-06), Bargylia (Kat. No: 07) gibi blge kentleri haricinde onia Blgesi kentlerinden Ephesos (Kat. No: 03) ve Miletos (Kat. No: 01;03) sikkeleri de kutsal alan ierisinde ele gemitir.

Anadolu Roma hakimiyetine girdiinde de Lagina Hekate Kutsal Alan nemini yitirmemi kesintisiz olarak iskan grmtr. Kutsal alan ve mezarlarda ele geen Roma (Kat. No: 22-30) ve Bizans sikkeleri (Kat. No: 31) say olarak Hellenistik Dneme gre daha az olsa da Augustus dneminden balayarak Heracliusa kadar uzanmaktadr. 1999-2002 yllar arasnda Lagina Hekate Kutsal Alannda bulunan 188 adet sikkenin incelenmesi sonucunda kutsal alanda bulunan Hekate Tapnann inasndan daha nceye tarihlenen sikkeler olduu grlmtr. Bu da antik kaynaklarnda bahsettii daha eski bir yerleim ve Stratonikeia bata olmak zere dier Karia ve onia blgesi kentleri ile olan siyasi, dini ve sosyal ilikilerin varln desteklemektedir. Hellenistik Dnem sikkelerinin younlukta olmas kutsal alann en ok bu dnemde rabet grdne iaret etmektedir. Sikkeler Laginann Roma Dneminde nemini kaybetmediini; hristiyanlk dneminde altarn yanna ina edilen bir apelle de kutsallnn devam ettiini gstermektedir.

2. KATALOG
01. Envanter No: 01YM01-S11 Miletos, M.. 5. yy AR, 11 mm. 0.9 gr Arka Yz: Kare incus iinde rozet SNG Turkey-483/487 02. Envanter No: 02A-S33 Ephesos, M.. 258-202 AE, 9 mm, 3,6 gr. n Yz: Artemis ba saa stephaneli, omzunda sadak Arka Yz: Diz km geyik saa SNG Tbingen-2779 03. Envanter No: 2000-S72 Miletos, M.. 259-246 AE, 14 mm, 1.6 gr. n Yz: Defne elenkli Apollon ba saa Arka Yz: Ayakta aslan saa, ba arkaya stteki yldza dnk, altta [E]N Deppert ve Lippitz, (1984) -611; BMC Ionia-110 04. Envanter No: 2000-S67 Alabanda, M.. 197-189 AE, 21 mm, 4.8 gr. n Yz: Apollon ba saa Arka Yz: Uan Pegasus saa, ANTIOXE[]N, monogram M BMC Caria 8; SNG Tbingen 3335
Pamukkale University Journal of Social Sciences Institute, Number 7, 2010

32

Lagina Kutsal Alannda Bulunan Sikkelerin Deerlendirilmesi

05. Envanter No: 2000-S69 Alabanda, M.. 197-189 AE, 13mm, 1.6 gr. n Yz: Lir Arka Yz: Hrgl boa sola, [A]NT[IO]X[E]N SNG Tbingen 3340 06. Envanter No: 99-S35 Alabanda, M.. 197-189 AE, 12 mm, 1.6 gr. n Yz: Apollon ba saa Arka Yz: ANTIO/XEN hrgl boa saa Sear 1979-4769 07. Envanter No: 2000-S64 Bargylia, M.. 1. yy. AE, 17 mm, 3.8 gr. n Yz: Nokta bordr iinde uan Pegasus saa. Arka Yz: Cepheden, ayakta, ba rtl Artemis Kindyas BAP[YI] HTN BMC Caria-8 08. Envanter No: 01YM1-S1 Stratonikeia, M.. 1. yy. ba AE, 17 mm, 3.2 gr. n Yz: Hekate ba saa. Arka Yz: Pegasus sola, etrafnda TPATO/ NIKEN, sol bolukta B SNG Tbingen 3479/3482; Meadows 2002, Pl. 30 A,b; SNG Keckman-256/257 09. Envanter No: 99-S13 Stratonikeia, M.. 150-120 AR, 14mm, 1.1 gr. n Yz: Zeus ba saa. Arka Yz: Kare incus iinde kartal saa, stte [..N] , sada T. Meadows 2002-16a; SNG Turkey 1-856; SNG Tbingen-3464/3471; Sear 1979-4930 10. Envanter No: 2000-S26 Stratonikeia, M.. 166-88 AE, 17 mm, 1.1 gr. n Yz: Noktal bordr iinde meale Arka Yz: Noktal bordr iinde meale BMC Caria 19/22; Sear 1979-4939 11. Envanter No: 2000-S29 Stratonikeia, M.. 125-85 AE, 11 mm, 1.1 gr. n Yz : Hekate ba saa Arka Yz: Kare incus iinde meale SNG Tbingen-3472; SNG Mnchen-409
Pamukkale niversitesi Sosyal Bilimler Enstits Dergisi, Say 7, 2010

12. Envanter No: 99-S30 Stratonikeia, M.. 1. yy. ba AE, 13 mm, 1.6 gr. n Yz: Hekate ba saa Arka Yz: Kare incus iinde kartal? SNG Tbingen-3475 13. Envanter No: 99S27 Stratonikeia, M.S. 1-2. yy AE, 19 mm, 5.8 gr. n Yz: Bellorophon ayakta plak, Pegasusu geminden tutuyor. Arka Yz: ki meale arasnda altar [C]TPATONI KN BMC Caria 37 14. Envanter No: 99S12 Stratonikeia, M.S.176-180 (Commodus) AE, 27 mm, 12.1 gr. n Yz: Commodus bst zrhl saa. Arka Yz: Hekate ayakta sa elinde meale, sol elinde patera tutuyor. SNG Tbingen-3485 15. Envanter No: 2000-S25 Stratonikeia, M.S.193-211(Septimus Severus ve Julia Domna) AE, 37 mm, 19.8 gr. n Yz: Septimus Severus ve Julia Domnann karlkl bst. Arka Yz: Ayakta Hekate, sa elinde patera, sol elinde meale tutmakta. SNG Tbingen-3487; SNG Keckman-261 16. Envanter No: 2000-S63 Rhodos, M.. 394-304 AE, 15mm, 3.4 gr. n Yz: Stephaneli, kpeli Rhodos ba saa Arka Yz: Tomurcuk gl [P] O SNG Tbingen-3560/3572; SNG Keckman-384/425; BMC Caria-74/117 17. Envanter No: 2000-S58 Rhodos, M.. 205-188 AE, 12 mm, 1.1 gr. n Yz: Tomurcuk gl SNG Keckman-599/606; SNG Tbingen-3574; Sear 1979-5074 18. Envanter No: 2000-S74 Byk skender M..336-323 AE, 12 mm, 1.4 gr. n Yz: Aslan postu iinde Herakles ba saa,
33

M. Ekici

Arka Yz: [A]AN[POY] orta bolukta, stte sadak, altta Herakles sopas. SNG Turkey 1-41; Morkholm 2000-11; Sear 1979-6738 19. Envanter No: 2000-S75 Demetrios Poliorketes M.. 294-288 AE, 17 mm, 3.8 gr. n Yz: Makedon kalkan Arka Yz: Korinth miferi Sear 1979-6774; Morkholm 2000-73 20. Envanter No: 2000-S68 Antiochos I, M.. 278-268 AE, 17 mm, 3.5 gr. n Yz: Apollon saa Arka Yz: [BAIE] [A]NTIOXO[Y] arasnda ayakl kazan. Morkholm 2000-349; Sear 1979-6879 21. Envanter No: 2000-S80 Philippus V, (M.. 221-197) AE, 16 mm, 3.7 gr. n Yz: Poseidon ba saa Arka Yz: Athena Promakhos saa, sa elinde mzrak, sol elinde kalkan tutuyor.[B] A Morkholm 2000-442 22. Envanter No: 02YM1-S12 Gordianus III (238-244) AR, 21 mm, 3.6 gr. n Yz: IMP GORDIANVS PIVS AVG, imparatorun defne elenkli bst saa. Arka Yz: PM TR P III COS PP At stnde imparator sola elinde mzrak. RIC IV.3, 24, 80; Gr 1976-680 23. Envanter No: 99-S1 Maximianus (M.S. 295-299) AE, 22 mm, 2.7 gr. n Yz: IMP C MA MAXIMIANVS P F AVG mparatorun n tal, zrhl bst saa. Arka Yz: CONCORDIA MILITVM mparator ve Iupiter karlkl ayakta, mparatora kre zerinde Victoria uzatyor. Bolukta KA Tekin 1994-770; Atlan 1976-235 24. Envanter No: 99-S17 Licinius I (M.S.313- 317) AE, 22 mm, 2.2 gr. n Yz: IMP C VAL LICIN LICINIVS PF AVG mparatorun defne elenkli ba saa. Arka Yz: IOVI CONSERVATORI Iupiter ayakta,
34

plak, sola,; omzunda chlamys; sa elinde kre stnde Victoria, sol elinde asa tutuyor. Yerde, solda kartal, aznda elenk tutuyor. Sada B, kesimde SMN RIC VII, 601, 13; Tekin 1994-783 25. Envanter No: 01T-S11 Urbs Roma (M.S. 330-334) AE, 19 mm, 1.9 gr. n Yz: VRBS ROMA Romann miferli bst sola. Arka Yz: Dii kurt ve ikizler sola. Yukarda iki yldz. Kesimde SMK RIC VII, 655, 90; Tekin 1994-195; Kele 2009156 26. Envanter No: 01P-S4 Constans (M.S. 335-337) AE, 17 mm, 1.1 gr. n Yz: FL IVL CONSTANS NOB C, mparatorun diademli, giyimli ve zrhl bst saa. Arka Yz:GLORIA EXERCITVS, ki asker karlkl ayakta bir ellerinde mzrak tutuyorlar dier elleri yerde dayal kalkanlarnn stnde. Aralarnda standart duruyor. Kesimde SMAN(H) Kele 2009-173 27. Envanter No: 01AS2 Constantin II (M.S. 337-340) AE, 17 mm, 1.2 gr. n Yz: CONSTANTINVS IVN NOB C, mparatorun defne elenkli ve zrhl bst saa. Arka Yz: GLORIA EXERCITVS, ki asker karlkl ayakta bir ellerinde mzrak tutuyorlar dier elleri yerde dayal kalkanlarnn stnde. Aralarnda standart duruyor. Kesimde SMANA RIC VII, 697, 109; Kele 2009-167 28. Envanter No: 2000-S17 Constantius (M.S. 351-354) AE, 16 mm, 1.9 gr. n Yz: DN CONSTANTIVS PF AVG mparatorun diademli, paludamentumlu bst sola Arka Yz: FEL TEMP REPARATIO Virtus atndan den dman askerine mzrak saplyor sada yerde kalkan Tekin 1994-884/886 29. Envanter No: 01P-S1 Theodisius (M.S. 383-392) AE, Aes, 20 mm, 3.9 gr. n Yz: DN T[HEODOSIVS] PF AVG imparatorun
Pamukkale University Journal of Social Sciences Institute, Number 7, 2010

Lagina Kutsal Alannda Bulunan Sikkelerin Deerlendirilmesi

miferli zrhl mzrak ve kalkanl bst saa. Arka Yz: [GLORIA] ROMAN[ORVM] imparator kadrga iinde ayakta sola, ba saa sa elini yukar kaldrm, dmende Victoria. RIC IX, 233,79b; Tekin 1994-915 30. Envanter No: 99-S3 Theodisius (M.S. 388-392) AE, 12 mm, 0.7 gr. n Yz: DN THEOD[ISIVS PF AVG] mparatorun inci diademli, giyimli bst saa. Arka yz: [SALVS REIPVPLICAE] Victoria sola doru ilerliyor, omzunda trophe tayor ve esiri srklyor, solda christogram, kesimde CONS RIC IX, 234, 86c

31. Envanter No: 2000-S19 Heraclius (M.S. 612-613) AE, 36 mm, 10.8 gr. n Yz: Heraclius ve Heraclius Constantine cepheden ayakta, balarnda hal ta, zerlerinde uzun elbise, balar arasnda ha, sa ellerinde globus ve zerinde ha. Arka Yz: M yukarda, altta monogram B, CON, imparatorluun 3. yl Atlan 1976-479

KAYNAKA
Atlan S.(1976). 1947-1967 Yllar Side Kazlar Srasnda Elde Edilen Sikkeler, Trk Tarih Kurumu Basmevi, Ankara. Head, B. V. (1897). Catalogue of the Greek coins of Caria, Cos, Rhodes, &c. (Catalogue of the Greek coins in the British Museum.) The Trustees of the British Museum,London. Head, B. V. (1892). Catalogue of the Greek Coins of Ionia. Quaritch, London. Deppert-Lippitz, B. (1984). Die Mnzprgung Milets vom vierten bis ersten Jahrhundert v. Chr. Aarau: Salzburg. Gr S. (1976). Antik Sikkeler, Yeni Ofset Basmevi, stanbul. Kele V. (2009). Erzurum Arkeoloji Mzesi Roma Sikkeleri, Arkeoloji ve Sanat Yaynlar, stanbul. Meadows A.R. (2002). Stratonikeia in Caria: the Hellenistic City and its Coinage The Numismatic Chronicle Vol. 162, pp:79-134, pl. 19-29. Morkholm O. (2000). Erken Hellenistik a Sikkeleri, (ev. O. Tekin), Homer Kitabevi, stanbul. RIC IV.3- Mattingly, H., Sydenham, E. (1949). The Roman Imperial Coinage: Vol. 4, Part.3. Spink & Son, London. RIC VI- Sutherland, C. H. V., & Carson, R. A. G. (1967). The Roman Imperial Coinage: Vol. VI. Spink & Son, London. RIC VII- Sutherland, C. H. V., Carson, R. A. G., & Bruun, P. (1966). The Roman Imperial Coinage: Vol. VII. Spink & Son, London. RIC IX- Pearce, J. W. E., Mattingly, H., & Carson, R. A. G. (1951). The Roman Imperial Coinage: Vol. IX. Spink & Son, London. Sear, D. R. (1979). Greek Coins and Their Values Vol. 2, Seaby, London. SNG Keckman I- Westermark, U., & Ashton, R. (1994). Sylloge Nummorum Graecorum Finland, the Erkki Keckman Collection in the Skopbank, Helsinki: Part 1, The Finnish Society of Sciences and Letters, Helsinki. SNG Mnchen- Baldus, H. R. (2006). Sylloge Nummorum Graecorum Deutschland, Staatliche Munzsammlung Munchen: 22. Heft. Hirmer, Munchen. SNG Turkey 1- Konuk, K. (2002). Sylloge nummorum graecorum: Turkey 1, the Muharrem Kayhan Collection, Numismatica Anatolica, 1. Istanbul: Ausonius Publications. SNG Tbingen- Deutsches Archologisches Institut., & British Academy. (1989). Sylloge Nummorum Graecorum Deutschland, Mnzsammlung der Universitt Tbingen: 4. Heft MysienIonien, Hirmer,Mnchen. SNG Tbingen- Deutsches Archologisches Institut., & British Academy. (1994). Sylloge Nummorum Graecorum Deutschland, Mnzsammlung der Universitt Tbingen: 5. Heft Karien und Lydien Hirmer,Mnchen.
Pamukkale niversitesi Sosyal Bilimler Enstits Dergisi, Say 7, 2010

35

M. Ekici

St B. (2004). Kmr, Dinamit ve Yeni Bir Yerleim dol, 21: (24-31). Strabon, (1993). Antik Anadolu Corafyas (ev. Pekman A.). Arkeoloji ve Sanat Yaynlar, stanbul. ahin . (1973). Laginadan (Koranza) ki Yeni Yazt Anadolu XVII, (177-185). Ankara niversitesi Basmevi. Tekin, O. (1994). Grek ve Roma sikkeleri: Yap Kredi Koleksiyonu, Yap Kredi, Istanbul. Trpan A. (1997). Buluntular Inda Lagina ve Yakn evresinin Tarihi Sreci, Seluk niversitesi Fen Edebiyat Fakltesi Edebiyat Dergisi, 11: (75-98). Fen Edebiyat Fakltesi. Trpan A. ve St B. (2007). Lagina ve Brk 2006 Yl almalar 28. Kaz Sonular Toplants, (387-410). Kltr ve Turizm Bakanl.

Levha 1

01

02

03

04

05

06

07

08

09

10

11

12

13

14

15

16

17

18

36

Pamukkale University Journal of Social Sciences Institute, Number 7, 2010

Lagina Kutsal Alannda Bulunan Sikkelerin Deerlendirilmesi

Levha 2

19

20

21

22

23

24

25

26

27

28

29

30

31

Grafik 1: Sikkelerin Dnemlere Gre Dalm

Pamukkale niversitesi Sosyal Bilimler Enstits Dergisi, Say 7, 2010

37

M. Ekici

Grafik 2: Hellenistik Sikkelerin Kentlere Gre Dalm

38

Pamukkale University Journal of Social Sciences Institute, Number 7, 2010

Pamukkale niversitesi Sosyal Bilimler Enstits Dergisi Say 7, 2010, Sayfa 39-49

SELUK-EFES MZESNDE SERGLENEN ST. JEAN KLSESNE AT KORKULUK LEVHALARI VE TEMPLON ARTRAVLARI
Mustafa BYKKOLANCI* - Gken Kurtulu ZTAKIN** zet
Efes St. Jean Kilisesi Erken Bizans Dneminden, 1304teki Trk fethine kadar nemini koruyan bir yap ve hac kilisesi olarak karmza kar. Bu zellii kilisenin i dekorasyonun deien beeni ve gelien akmlar erevesinde yenilenmesini salamtr. Bu sebeple Bizans Sanat ierisinde mimari plastik eserler iin; Erken Bizans Dnemi ile Orta Bizans Dnemi arasndaki motif ve kompozisyonlardaki deiimin izlenebildii nemli bir merkez konumundadr. Mzede sergilenen 10 adet levha rneinden 5 tanesi daha nce yaymlanm olsa da; yaymlanmam dier rneklerle ve templon aritravlar ile beraber ele alnarak, kk bir katalog eklinde ve bir btn olarak aratrmaclara sunulmas hedeflenmitir.

Anahtar Kelimeler: Efes, St. Jean, Bizans, Mimari plastik, Korkuluk levhas, Aritrav

PARAPET SLABS AND TEMPLON ARCHITRAVES FROM ST. JEAN CHURCH, ON DISPLAY IN SELUK-EFES MUSEUM
Abstract
Ephesus St. Jean Church covers its importance as a pilgrimage center, from the early Byzantine period until the Turkish conquest in 1304. Because of this feature, the interior decoration of the church was renewed under the influence of changing tastes and evolving trends. Therefore, St. Jean is an important center for Byzantine Art in the works of architectural sculpture in terms of viewing the changes in the compositions and motifs between the early and middle Byzantine periods. Although five samples of parapet slabs were published before, we present all samples on display in the museum as a small catalog with the others and templon architraves.

Key Words: Ephesus, St. Jean, Byzantine, Architectural sculpture, Parapet slab, Architrave

1. GR
Bizans Mimarisinin nemli bir konusu olan mimari plastik, retildikleri dnemin beenisine gre eitli teknikler kullanlarak ekillendirilen ve bezenen mimari elemanlar zerinde yer alan kabartmalardr. Bunlar yapya plastik bir zellik katarak i mimaride mozaik ve fresklerin yan sra dekorasyonu tamamlayan ve ona daha ok estetik anlam kazandran elerdir. (Mimari Plastik hakknda detayl bilgi iin bkz: Parman, 2002: 91-97) Tm dier maddi kltr varlklarnda olduu gibi, mimari plastik uygulamalarnda da corafi blgenin salad koullara, ekonomik duruma, dnemin beenisine ve yap ustasnn gerekletirdii bireysel zmlere gre deiiklikler gzlenir. Bu adan

deerlendirildiinde, mimari plastik eler, dnemlere gre deien ve eitlilik gsteren slup zellikleri ile tanmlama, snflandrma ve tarihlendirmede nemli bilimsel veriler sunar. Bylece bu ta eserler bir dnemin yaplarnn, evresiyle ve tarihsel ieriiyle bir btn olarak deerlendirilmesini salar. Erken Bizans Dnemi mimari plastik uygulamalarnda en nitelikli rnekler stun balklarnda grlmektedir. zellikle 5. ve 6. yzyllarda Korinth ve Kompozit dzenli balklarda doruk noktasna ulalm etkileyici rnekler grlmektedir. (Erken Bizans Dnemi balklar iin bkz: Kautsch, 1936; Zolt, 1994; Betsch, 1977; Dennert, 1998) Levha ve aritravlar zerindeki kompozisyonlarda ve iilikte Antik

* Yrd. Do. Dr., Mustafa BYKKOLANCI, Pamukkale niversitesi, Fen-Edebiyat Fakltesi, Arkeoloji Blm; St. Jean Ant ve Ayasuluk Tepesi Kaz Bakan. e-posta: mbuyukkolanci@pau.edu.tr ** r. Gr., Gken Kurtulu ZTAKIN, Pamukkale niversitesi, Fen-Edebiyat Fakltesi, Sanat Tarihi Blm, DENZL. e-posta: gokcenko@gmail.com *Yaynda kullanlan resimler Arkeolog Mustafa M. Erdem tarafndan ekilmitir. Kendisine teekkr ederiz.

M. Bykkolanc ve G. Kurtulu ztakn

a geleneklerinin devam ettii gzlenir. I. Iustinianus Dnemi eserlerindeki ajur ilemeler, bakentten eyaletlere yaylmtr. (Alparslan, 2003a:188) Erken Bizans Dnemi eserleri iin epigrafik kaynaklar ve slup zellikleri birlikte deerlendirilerek tarihlendirme yapmak mmknse de 7.8. yzyllarda, ina faaliyetlerindeki azalma ve Erken Bizans Dnemi kompozisyonlarnn ayn slupta devam etmesi tarihlendirmeyi zorlatrmaktadr. I. Iustinianus Dnemi sonrasnda Orta Bizans Dnemi ierisinde kesin tarihlendirilmi rneklerin says azdr. (Tarihi kesin olarak bilinen rnekler iin bkz: Yaln, 2001: 551-552) Bu sebeple, Orta Bizans Dnemi mimari plastii ncelikle benzer rnekler ve yerel zellikler zerinden slup deerlendirmesi yaplarak deerlendirilmektedir. konoklast Dnem sonrasndaki kompozisyonlarda ounlukla geometrik ve stilize bitkisel motifler grlr. Bunlarn iinde eitli hayvan figrleri doaldan uzak bir ekilde ilenmitir. (konoklast Dnem sonrasna ait ilk kiliselerden biri olan Sripou kilisesi iin bkz: Megaw, 1966; Papalexandrou, 1998) 6. yzyldan beri var olduu bilinen Dou/Arap etkisi, 910. yzyl itibariyle Bizans sanatnn her alannda artmtr. (Sheppard, 1969: 69) Mimari plastik eserlerde akanthusun yerine daha ok palmetlerin ve stilize geometrik bezemelerin tercih edildii, soyut geometrik eitlemelerin kullanld grlr. Dou kkenli mitolojik hayvan figrleri de yine bu dnemde kullanlmaya balanmtr. (Rodley, 1994: 150; Yaln, 2001: 556) Bizans Dnemi mimari plastiinin en nemli zellii belirli ssleme motiflerinin farkl kombinasyonlar ierisinde kullanlmasdr. Bu sebeple birbiriyle ayn iki para tespit etmek nerdeyse imknszdr. Motifler birbirleriyle benzerlik gsterse de stilistik adan farkllklar vardr. (Yaln, 2001: 555) Orta Bizans Dnemi mimari plastiinde Anadoluda bulunan malzemeler yerel zellikleri ar basan blgesel ekollere ait eserler olarak karmza karlar. Ancak bu blgesel ekollerin Bakentte ortaya kan akmlardan haberdar olduklar gzlenir. (Bakentte Orta Bizans Dnemi mimari plastii iin bkz: Mango ve Hawkins, 1968; Blgesel ekollerin bakent ilikisi iin bkz: Morganstern, 1983; Alparslan, 2003b)

Efes St. Jean Kilisesi Erken Bizans Dneminden, 1304teki Trk fethine kadar nemini koruyan bir yap ve hac kilisesi olarak karmza kar. Bu zellii kilisenin i dekorasyonun deien beeni ve gelien akmlar erevesinde yenilenmesini salamtr. Bu sebeple Bizans Sanat ierisinde mimari plastik eserleri iin; Erken Dnem ile Orta Dnem arasndaki motif ve kompozisyonlardaki deiimin izlenebildii nemli bir merkez konumundadr. (St. Jean Kilisesine ait mimari plastik eser rnekleri iin ayrca bkz: Russo, 1999; Yaln ve Bykkolanc, 2003; Yaln, 1999; Sotiriu vd.; 1951) 1960-63 ve 1974-2006 yllar arasnda Efes Mzesi tarafndan yaplan dzenli kaz almalarnda Hal ve Trk Dneminde eitli alanlarda ikinci kez kullanlan (mezar kapa gibi) St. Jean Kilisesine ait yzlere mimari plastik para ele geirilmitir. (Kaz ve aratrmalar iin bkz: Gltekin vd.; 1962; Bykkolanc, 2009; Bykkolanc, 1999; Hazine Dairesi ve Vaftizhane iin bkz: Bykkolanc, 1982) Bu paralar uzun yllardan beri kaz deposunda korunmakta* ve bir blm 2007 ylnda Seluk-Efes Mzesinde sergilenmeye balanmtr. Bu almada sergilenen levha ve templon aritravlar bir grup halinde deerlendirilmeye allmtr. Mzede sergilenen 10 adet levha rneinden 5 tanesi daha nce yaymlanm olsa da; yaymlanmam dier rneklerle ve templon aritravlar ile beraber ele alnarak, kk bir katalog eklinde ve bir btn olarak aratrmaclara sunulmas hedeflenmitir.

2. KATALOG
Korkuluk Levhas Kat. No: 01 Mz. Env. No: 562 Kaz. Env. No: Yk: 82 Boy: 55-37 Mal.: Mermer Yaynlar:

Kal.: 11 cm.

Levhann sa tarafnda kaideye oturduu blm grlmektedir. Orijinal duruunda; n yznn sol tarafnda, ift kademeli silmeyle 26.5x65.5 cm llerinde dikdrtgen bir pano oluturulmutur. Pano ierisinde kaln silmelerden oluturulmu bir rhombus ve merkezinde bir daire grlr. 6. yzyl

* St.Jean Mimari plastii konusunda geni bir katalog almas hazrl tarafmzdan srdrlmektedir. Kiliseye ait litrjik kurulularn restitsyon nerileri ve yapnn mimari evreleri ile olan ilikilerinin, bir btn olarak, bu katalog almas sonucunda deerlendirilmesi amalanmaktadr.
Pamukkale University Journal of Social Sciences Institute, Number 7, 2010

40

Seluk-Efes Mzesinde Sergilenen St. Jean Kilisesine Ait Korkuluk Levhalar ve Templon Aritravlar

levhalarnda ve ambonlarda ekenar drtgen ierisinde dairesel madalyon motifi sklkla kullanlmtr. (Parman, 2002: 140-141 lev.:64/ foto78; tken, 1996: 101-103 taf.: 14-16) Benzer kompozisyonlara Efes Artemisionda (Russo, 2001: 265-278 fig.11-13), avdarhisarda (Niewhner, 2007: 193 taf.:40/350), Aphrodisiasda (Hebert, 2000: 52 pl.41), ve Didimde (Pesclow, 1975: 230 taf.45/4) rastlanmaktadr. Tm rnekler iin 56. yzyl deerlendirmesi yaplmtr.

sttekinin, kanatlarnn ilenii ve ibii sayesinde, tavus kuu olduu anlalmaktadr. Kompozisyon Cenneti, kular da Cennette yer alan ruhlar temsil etmektedir. Levha Thilo Ulbert tarafndan 8. yzyln ilk yarsna; Andre Grabar tarafndan 9.-10. yzyla tarihlendirilmitir.

Resim 2: Korkuluk levhas (Kat. No: 02) Korkuluk Levhas Kat. No: 03 Mz. Env. No: 5/7/778 Kaz. Env. No: StJ.78/20 En: 85 Boy: 204 Mal.: Mermer Yaynlar: Resim 1: Korkuluk levhas (Kat. No: 01) Korkuluk Levhas Paras Kat. No: 02 Mz. Env. No: 1594 Kaz. Env. No: StJ. 60/20 Yk.: 73 Gen.: 119 Kal.: 7cm. Mal.: Mermer Yaynlar: Bykkolanc, 2007; Grabar, 1963; Bammer, 1974; Ulbert, Thilo; 1969/70. Dikdrtgen levhann alt ksm krktr. Levha yzeyi ift eritli dikdrtgen bir ereve ierisine alnmtr. Alt ksmda ortada yer alan ift kulplu bir kantharos iinden karak iki yana simetrik bir ekilde alan asma dallar spiraller izerek uzanmaktadr. Asma dallar ularda birer yaprak ve zm salkmlar ile sonlanmaktadr. Spiraller eklinde oluturulmu drt blm ierisinde profilden gsterilmi kular birbirlerine dnk olacak ekilde yerletirilmilerdir. Kular balarn zm tanelerine uzatr biimde ilenmitir. Soldaki kular balarn normal ekilde uzatrken, sadaki kular balarn evirerek zmlere uzanm ekilde tasvir edilmitir. Kulardan sa
Pamukkale niversitesi Sosyal Bilimler Enstits Dergisi, Say 7, 2010

Kal.: 8 cm.

Salam durumdaki levhann n yznde bezeme dikdrtgen silme ierisinde, iki blm oluturacak ekilde tasarlanmtr. Levhann sol ksmna, kare bir alan salamak iin, iki yanda dikey dikdrtgen bantlar yaplmtr. Sol yanda iki, sa yanda bir dikey dikdrtgen bant yer alr. Bantlardan en soldaki ve sadakinde, sralar halinde drt yaprakl iek motifleri ilenmitir. Kare alann hemen solundaki bantta ise ters ynl diyagonal izgilerden oluan geme motifi grlr. Ortadaki kare alanda kademeli silmelerden oluturulmu dairesel rozet ierisinde drt yaprakl yonca motifi grlr. Yapraklar blen ince eritler apraz ekilde birlemektedir. Merkezdeki Latin Ha altta Golgota Tepesini temsil eden drt basamakl bir kaide zerine oturmaktadr. Han st kolu zerine ve dairesel rozetin ke boluklarna yaprakl palmetler yerletirilmitir. Sa blmde, dikdrtgen kademeli silmeler ierisinde rhombus bulunur. Ekenar drtgenin merkezinde yuvarlak bir madalyon yer alr. Madalyonun ii yelpaze eklinde alan dzgn dil yapraklaryla doldurulmutur. Gbek ksmnda da ayn dzenleme grlr. Madalyonun drt
41

M. Bykkolanc ve G. Kurtulu ztakn

yannda, ekenar drtgenin i kelerine uzayan, yaprakl palmetler yer alr. Levha 9-10. yzyla tarihlenmelidir. Levhann bir benzeri yine St. Jean kazlarnda, ayn yerde (Skeuophylakion GD ke odas taban)

bulunmutur (bkz.: Kat. No: 4). Ayrca znik mzesinde sergilenen levhann sol tarafnda grlen dzenlemeyle benzer bir levha benzer baka bir rnek iin orta dnem tarihlendirmesi nerilmitir. (tken, 1996: 98,106 taf.: 13/4)

Resim 3: Korkuluk levhas (Kat. No: 03) Korkuluk Levhas Kat. No: 04 Mz. Env. No: 6/71/78 Kaz. Env. No: StJ 78/21 Yk.: 87 Gen.: 203 Kal.: 9.5 cm. Mal.: Mermer Yaynlar: Bykkolanc, 2007; Bykkolanc, 2001.

Dikdrtgen levhann sol ksm, krk paralar halinde bulunmu ve restore edilmitir. Levha, dikdrtgen bir silme ierisinde iki blm oluturacak ekilde tasarlanmtr. Sol blmde, dikdrtgen kademeli silmeler ierisinde rhombus bulunur. Ekenar drtgenin merkezinde yuvarlak bir madalyon yer alr. Madalyonun ii yelpaze eklinde alan dzgn dil yapraklaryla doldurulmutur. Gbek ksmnda kk bir Malta Ha bulunur. Madalyonun drt yannda, ekenar drtgenin i kelerine uzayan yaprakl palmetler yer alr. Levhann sa ksmnda kare bir alan salamak iin iki yanda dikey dikdrtgen bantlar yaplmtr. Bantlar drt yaprakl iek motifleriyle bezenmi ve merkezlerine birer Malta Ha ilenmitir.

Ortadaki kare alanda, kademeli silmelerden oluturulmu dairesel rozet ierisinde, drt yaprakl yonca motifi grlr. Yapraklar blen ince eritler, apraz ekilde birlemektedir. Bunlarn zerine yerletirilmi merkezdeki Latin Ha Golgotha Tepesini temsil eden drt basamakl bir kaide zerine oturmaktadr. Dairesel rozetin ke boluklarna palmetler ilenmitir. Levha 9-10 yzyla tarihlenmelidir. Levhann bir benzeri yine St. Jean kazlarnda ayn yerde (Skeuophylakion GD ke odas taban) bulunmutur. (bkz.: Kat. No: 3) Ayrca znik mzesinde sergilenen levhann sol tarafnda grlen dzenlemeyle benzer bir levha benzer baka bir rnek iin orta dnem tarihlendirmesi nerilmitir. (tken, 1996: 98,106 taf.: 13/4)

42

Pamukkale University Journal of Social Sciences Institute, Number 7, 2010

Seluk-Efes Mzesinde Sergilenen St. Jean Kilisesine Ait Korkuluk Levhalar ve Templon Aritravlar

Resim 4: Korkuluk levhas (Kat. No: 04) Korkuluk Levhas Paras Kat. No: 05 Mz. Env. No: 3/4/74 Kaz. Env. No: StJ. 20/1 Yk.: 92 Gen.: 102 Kal.: 10 cm. Mal.: Mermer Yaynlar: Bykkolanc, 2007; Bykkolanc, 2001; Ulbert, 1969; Bammer, 1974. Sotiriu, 19211922; Sotiriu vd., 1951.

Dikdrtgen levhann sa taraf krk ve yarya yakn ksm eksiktir. Levha zerinde erit halinde dikdrtgen ereve ierisinde hayvan figr grlmektedir. Bunlar drt ayakl, tavuk-horoz bal ve kanatl mitolojik hayvan figrleridir. Sol altta duran tavuk bal kk csseli hayvan, bir grifonun saldrsna uram durumdadr. Grifon kk csseli hayvan boyun ve sar ksmndan salamca tutmu ve yukar kaldrr durumdadr. Grifonun kuyruu ve kanatlar yukar kalkmtr; az ak durumdadr ve boyundaki tyler ok belirgin ilenmitir. Parann grnen ksmnn sa alt tarafnda, kuyruu srtna doru uzanan baka bir hayvan yer alr. Ba eksik olan bu hayvan olaslkla bir arslan tasviridir. Srtna

doru uzanan kuyruunun zerinde olaslkla hayat aac motifinin alt ksm izlenebilmektedir. Benzer kompozisyonlara dayanarak parann, ortada merkez bir figr (burada hayat aac) ve dier yanda benzer bir dzenlemenin olmas ngrlmektedir. (Benzer kompozisyonlar iin bkz.: Parman, 2002: 169-170. lev.:96/foto121; Bykkolanc, 2007: 74; Fratl, 1990: 242-245 pl. 99104) Hayat Aac dzenlemesinin nasl olabileceini gsteren bir rnek Atina Bizans Mzesinde sergilenmektedir. (mz. Env. No: BXM 922) Levha; Thilo Ulbert tarafndan 10. yzyl ierisinde deerlendirilmitir.

Pamukkale niversitesi Sosyal Bilimler Enstits Dergisi, Say 7, 2010

43

M. Bykkolanc ve G. Kurtulu ztakn

Resim 6: Korkuluk levhas (Kat. No: 06) Korkuluk Levhas Kat. No: 07 Mz. Env. No: 32/33/77 Kaz. Env. No: StJ. 27/74 Yk.: 100 Gen.: 135 Kal.: 8 cm. Mal.: Kalker Yaynlar: dekan, 2007; Parman ve Atasoy, 1983. Dikdrtgen levhann nyz alak kabartma olarak bezenmitir. l silme eklindeki dikdrtgen bordr, dm motifleriyle ortadaki rhombus motifine balanmtr. Kelerde kalan alanlarda ayn zelikteki daireler yine dm motifleriyle dikdrtgen ereveye balanmtr. Rhombus ierisindeki dairesel erevenin iinde stilize edilmi arslan motifi bulunmaktadr. Profilden verilen arslann ba sola dnktr; kuyruk, bacaklar arasndan geerek baa doru uzanmtr. Arslan motifinin benzerlerine 12. yzyl el sanatlarnda (seramik, kuma vb.) sklkla rastlanmaktadr. Motifin ta eserlerde grlen bir benzeri Andros Arkeoloji Mzesinde bulunmaktadr. (Sodini, 2007: 13 fig.4) Ayrca Sofya Arkeoloji Mzesinde (Grabar, 1976: pl. XLIVa), Afyon Mzesinde (Parman, 2002: 162 lev.:85/ foto103) sergilenen ve Demre Aziz Nikolaos Kilisesi kazsnda bulunmu arslan motifli levhalar rnek verilebilir. (tken, 2006: 47-60 res.13) Tm rnekler 12. yzyl ierisinde deerlendirilmitir. Ayrca duru olarak buradakiyle ayn baka bir rnek Atina Bizans Mzesinde sergilenen aritrav zerinde grlmektedir. Bu para iin 10. yzyl sonu 11. yzyl ba deerlendirmesi yaplmtr. (Mze Env. No: BXM 1056) St. Jean Kilisesi apsis kuzeyindeki Latin mezarlarndan birinde kapak ta olarak kullanlm olan korkuluk levhas Orta Bizans Dnemine 12. Yzyla tarihlenmektedir.
Pamukkale University Journal of Social Sciences Institute, Number 7, 2010

Resim 5: Korkuluk levhas (Kat. No: 05) Korkuluk Levhas Kat. No: 06 Mz. Env. No: 1/34/77 Kaz. Env. No: StJ.77/1 Yk: 89 Gen: 127 Kal.: 7 cm. Mal.: Mermer Yaynlar: Sol st kesi restore edilmi olarak sergilenmektedir. Dikdrtgen levha; iki kareye yakn, dikdrtgen panoya ayrlmtr. (59x65 cm.) Bu iki pano, l silmeler eklinde dml dairelerden oluan kompozisyonlaryla simetrik bir dzenlemeye sahiptir. Ancak dairelerin ilerindeki motifler farkllk gsterir. Her iki panoda, ortadaki byk daireye drt ynden dmlerle balanm, drt kk daire bulunur. Bylece dairelerden oluturulmu ha motifleri elde edilmitir. Ha kollar arasna da yarm daireler yerletirilmitir. Soldaki panonun merkezinde ha motifi bulunur. Dmle balanan dairelerden sa ve soldakinde arkfelek, st ve alttakinde alt yaprakl iek motifleri bulunur. Ha kollar arasndaki yarm daireler ise palmetlerle bezenmitir. Sadaki panoda ise tm dairelerde palmetler grlr. St. Jean Vaftizhanesi bat apsisli salonda ge dnem mekannn kap nnde deme ta olarak kullanlm levha 10-11. yzyla ait olmaldr. Benzer kompozisyon dzenlemelerine Orta Bizans Dnemi ierisinde deerlendirilen stun balklar zerinde de rastlanmaktadr. (Dennert, 1997: 63-64 taf.: 25/143, 26/142)

44

Seluk-Efes Mzesinde Sergilenen St. Jean Kilisesine Ait Korkuluk Levhalar ve Templon Aritravlar

Resim 7: Korkuluk levhas (Kat. No: 07) Korkuluk Levhas Kat. No:08 Mz. Env. No: 447 Kaz. Env. No: Yk.: 82 Gen.: 85 Mal.: Mermer Yaynlar:

Resim 8: Korkuluk levhas (Kat. No: 08) Kal.: 10 cm. Korkuluk Levhas Kat. No: 09 Mz. Env. No: 33/33/77 Kaz. Env. No: StJ.28/74 Yk.: 106 Gen.: 141 Kal.: 8.5 cm. Mal.: Kalker Yaynlar: Parman ve Atasoy, 1983. Dikdrtgen levhann n yz 3x4 sra alak kabartma olarak yaplm dml rg motifi (antrolak) ile tamamen bezenmitir. bal dmlerin orta noktalar negativ ve pozitif daireler eklindedir. Apsis kuzeyinde Latin mezar zerine kapak olarak kullanlm levha zerindeki dml rg kompozisyonu Orta Bizans Dnemi levhalarnda oka kullanlmtr. Yakn benzeri Eskiehirde devirme olarak kullanlan bir aritrav zerinde grlmektedir. Bu para Orta Bizans Dnem ierisinde deerlendirilmitir. (Parman ve Altnsapan: 2001: 126 res.12) Apsisin kuzeyindeki Latin mezarlarndan birinde kapak ta olarak kullanlan korkuluk levhas 12. yzyla tarihlenmektedir.

Levha iki para halinde restore edilmi durumda sergilenmektedir. Kareye yakn dikdrtgen levhann n yznde ayn ekilde bir pano oluturulmutur. (65x63) Pano ierisindeki dairesel madalyon ierisinde Yaam Ha motifi bulunur. Palmet yapraklar madalyondan ha kollar arasna doru uzamaktadr. Dairesel madalyon ile kare pano arasnda oluan ke boluklar da yarm palmetler ile doldurulmutur. Para iilik zelliine gre Orta Bizans Dnemine tarihlenmelidir. Yaprak ilenilerinin benzer rnekleri Orta Bizans Dnemi stun balklarnda izlenebilir. (Dennert, 1997: taf. 2-38-44) Yapraklarn han alt kolundan iki yana uzad rnekler ounluktadr. Buradaki gibi drt ynden ha kollar arasna yerletirilen yapraklar eklindeki dzenlemenin bir benzeri Atina Bizans Mzesinde sergilenmekte olan lahit zerinde grlmektedir ve 11. yzyla tarihlenmitir. (Mze Env. No: BXM 935)

Pamukkale niversitesi Sosyal Bilimler Enstits Dergisi, Say 7, 2010

45

M. Bykkolanc ve G. Kurtulu ztakn

Templon Aritrav Kat. No: 11 Mz. Env. No: 5/5/07 Kaz. Env. No: StJ. 78/51a ; StJ. 78/51b Uz.:247 Gen.:54 -37 Kal.: 12 cm Mal.: Mermer Yaynlar: Yaln ve Bykkolanc; 2003. Templon aritravna ait paralar 1304deki Trk istilas sonrasnda depo haline getirilen hazine dairesinin (skeuophylakion) GD ke odasnda taban demesi olarak kullanlm ve bu halde bulunmutur. Aritrava ait iki para restore edilmi durumda sergilenmektedir. Alt yznde; Orta Bizans Dneminin tipik motiflerinden olan spiraller, yldzlar, iekler, birbirine gemi daireler ierisinde halar ve rhombus motifleri grlmektedir. Parann iki tarafnda, tayclara denk gelen bezemesiz braklm alanlar grlmektedir. Aradaki bezemeli blm, dikdrtgen panoya ayrlmtr. Soldaki dikdrtgen pano erevesi; kelerde yrek motifleriyle, kenar merkezlerinde ise yarm daireler eklinde dzenlenmitir. Dikdrtgenin ierisinde birbirine gemi be daire bulunur. Bu dairelerden merkezdekinde ha motifi, iki yannda alt kollu iek ve birer arkfelek motifi ieren daireler simetrik olarak dzenlenmitir. kinci dikdrtgen ierisinde, alt alta iki sra halinde er daire bulunur. st sradaki daireler srasyla alt kollu iek, ha ve drt yaprakl yonca motifleriyle bezenmitir. Alt sradaki dairelerde ise drt yaprakl yonca, arkfelek ve alt kollu iek motifleri bulunur. ki sral daireler arasnda oluan boluklara kk halar ilenmitir.

Resim 9: Korkuluk levhas (Kat. No: 09) Korkuluk Levhas Kat. No: 10 Mz. Env. No: 21/34/77 Kaz. Env. No: StJ.77/41 Yk.: 83 Gen.: 64 Mal.: Mermer Yaynlar:

Kal.: 9 cm.

Dikdrtgen levhann n yznde, dikdrtgen bir ereve (41x60) ierisine alnm, kaln silmelerden oluturulmu bir rhombus (ekenar drtgen baklava motifi) yer alr. Rhombusun merkezinde bir daire ve dairenin merkezinde bir fiale kabartma olarak ilenmitir. Dairenin iki yannda, rhombus kelerine uzanan yrek motifleri grlr. Rhombus ile dikdrtgen ereve arasndaki kenar boluklarnda, ikier yrek motifiyle sonlanan kvrm dallar bulunur. Vaftizhane Gney kaps nndeki Latin mezar zerinde kapak ta olarak kullanlm ve orada bulunmutur. Benzer rnekler Prienede (Westphalen, 1998: 318 taf. 42/1) ve Aphrodisiasda (Hebert, 2000: 232 pl. 99) grlmekte ve Orta Bizans Dnemi ierisinde deerlendirilmektedirler.

nc ve en sadaki dikdrtgen panoda ise bir rhombusun merkezinde daire ierisine alnm christogram yer alr. Dairenin iki yannda yrek motifleri bulunur. Rhombus ile dikdrtgen arasndaki kenar boluklarndaki daireler ierisinde ha ve alt kollu iekler apraz olarak dzenlenmitir. Parann n yz, birbirine gemi daireler ierisinde ha, drt yaprakl yonca, alt-sekiz kollu iekler, arkfelek ve ekenar drtgenlerden oluan bir bant eklinde dzenlenmitir. Bemaya bakan arka yz ise bezemesiz braklmtr. Ayn yerde bulunan ve zerinde bu parayla ayn kompozisyon emasnn grld baka bir rnek daha mevcuttur. (Yaln, 2003: 304 fig.4)
Pamukkale University Journal of Social Sciences Institute, Number 7, 2010

Resim 10: Korkuluk levhas (Kat. No: 10)


46

Seluk-Efes Mzesinde Sergilenen St. Jean Kilisesine Ait Korkuluk Levhalar ve Templon Aritravlar

Para kaz deposunda bulunmaktadr. (Kaz env. No: 52) Parann n yz bezeme program ayndr. Alt yzde ise alt kollu yldzlar ierisinde sekiz yaprakl iek ve ha grlmektedir. Aritrav paralar Kat No 3 ve 4 ile ayn yerde Skeuophylakion GD ke odasnn tabannda bulunmutur. Burada bulunan korkuluk levhalar

9-10. yzyla tarihlenmitir. Bu nedenle lleri bakmndan levhalara ok uyumlu olan bu templon aritrav da ayn dneme tarihlenebilir. Daha nce bu aritrav 10. yzyln ikinci yars ile 11. yzyln ilk yarsna tarihlenmitir.

Resim 11: Templon aritrav (Kat. No: 11)

Templon Aritrav Kat. No: 12 Mz. Env. No: 15/33/74 Kaz. Env. No: G.StJ.25/74 Uz.: 194 Gen: 66-50 Mal.: Mermer Yaynlar:

Kal.: 15 cm.

merkezinde dairesel madalyon ierisinde bir Malta Ha, sadakinde ise Latin Ha yer alr. Madalyonlarn iki yanndan rhombus kelerine palmetler uzanmaktadr. Rhombuslar arasnda kalan gen alanlar kademelendirilmitir. Ke boluklarnda stilize kvrk dallar ilenmitir. n yzdeki daireler iinde baklava motifleri iinde stilize ha motifleri ilenmitir. Arka yz dz braklmtr. Vaftizhanenin dnda Kuzeybat ksmnda bulunan templon aritrav iilik ve kompozisyon zellikleriyle Orta Bizans Dnemi 12. yzyl zellii gstermektedir.

Trapez kesitli aritrav ksmen krktr. Alt yznn sa tarafnda, taycya denk gelen bezemesiz alan kalabilmi, ancak solda simetrii eksiktir. Alt yzde, dikdrtgen bir pano ierisinde yan yana iki rhombus ilenmitir. Sol taraftaki rhombusun

Resim 12: Templon aritrav (Kat. No: 12)

Pamukkale niversitesi Sosyal Bilimler Enstits Dergisi, Say 7, 2010

47

M. Bykkolanc ve G. Kurtulu ztakn

KAYNAKA
Alparslan, S. (2003a) Likyada Alacahisar Kilisesinin Kiborion Kemerleri, Hacettepe niversitesi Edebiyat Fakltesi Dergisi, 20/1, pp: 186-198. Alparslan, S. (2003b) The Evaluation of the Motifs and Styles of the Architectural Sculpture of the Byzantine Age in Antalya and Lycia, Adalya, VI, pp: 251-264. Bammer, A. (1974) Fhrer durch das Archologische Museum in Seluk-Ephesos, sterrechisches Archologisches Institut, Wien. Betsch, W.E. (1977) The History, Production and Distribution of The Late Antique Capital in Constantinople. (Yaynlanmam Doktora Tezi). University of Pennsylvania. Bykkolanc, M. (1982) Zwei Neugefundene Bauten der Johannes-Kirche von Ephesos: Baptisterion und Skeuophylakion, stanbuler Mitteilungen Band 32, pp: 236252. Bykkolanc, M. (1999) Excavation, Restoration and Consevation at the Church of St. John in Ephesus/ Seluk, 1974-1998, VII. Simposia Di Efeso Su S. Giovanni Apostolo, Turchia: La Chiesa e la Storia XIII (pp: 321-326). Istituto Francescano di Spiritualita, Rome. Bykkolanc, M. (2001) St. Jean Hayat ve Ant, Efes Vakf, stanbul. Bykkolanc, M. (2007) Quelques Exemples de Plaques de Parapet des VIIe-XIIe Sicles Provenant de Saint-Jean phse, La Sculpture Byzantine VIIe-XIIe Sicles, (pp: 7178). BCH Supplement 49, Athens. Bykkolanc, M. (2009) Ayasuluk Kaz almalar 30. Kaz Sonular Toplants, C. 4, T.C. Kltr Bakanl Antlar ve Mzeler Genel Mdrl, pp: 219-232. Dennert, M. (1997) Mittelbyzantinische Kapitelle Studien zu Typologie und Chronologie, Asia Minor Studien Band 25, Bonn. Dennert, M. (1998) Sptantike und Byzantinische Bauskulptur, Beitrge Eines Symposions in Mainz, (pp. 119-131). Franz Steiner Verlag, Stuttgart. Fratl, N. (1990) La Sculpture Byzantine Figure Au Muse Archaologique DIstanbul, Librairie dAmerique et dOrient, Paris. Grabar, A. (1963) Sculptures Byzantines de Constantinople IVe-Xe Sicle, Maisonneuve, Paris. Grabar, A. (1976) Sculptures Byzantines du Moyen Age II (XIe-XIVe sicle), Picard, Paris. Gltekin, H. ve Sezer C. ve Baran M. (1962) Efeste St.Jean Bazilikas Kaz ve Restorasyon almalar Trk Arkeoloji Dergisi, 12/1, pp: 49-52. Hebert, L. (2000) The Temple-Church at Aphrodisias. (Yaynlanmam Doktora Tezi). New York University. Kautsch, R. (1936) Kapitellstudien Bitrge zu Einer geschichte des Sptantiken Kapitells im Osten Vom Vierten bis ins Siebente Jahrhundert, Studien Zur Sptantiken Kunstgeschiste 9, Walter de Gruyter, Berlin-Liepzig. Mango, C. ve Hawkins, J.W. (1968) Additional Finds at Fenari sa Camii, stanbul, Dumbarton Oaks Papers, 22, pp: 177-184. Morganstern, J. (1983) The Byzantine Church at Dereaz and Its Decoration, Istanbuler Mitteilungen, 29, pp: 134-154. Megav, A. H. (1966) The Skripou Screen, Annual of the British School of Archaeology at Athens, 61, pp: 1-32. Niewhner, P. (2007) Aizanoi, Dokimion und Anatolien Stadt und Land, Siedlungs und Steinmetzwesen vom Spteren 4. bis ins 6. Jahrhundert n. Chr. Reichert Verlag Wies , Berlin. dekan, A. (2007) Kalanlar: 12. ve 13. Yzyllarda Trkiyede Bizans, Vehbi Ko Vakf, stanbul. tken, Y. (1996) Forschungen Im Nordwestlichen Kleinasien Antike und Byzantinische Denkmler in der Provinz Bursa, stanbuler Mitteilungen Band 41, stanbul. tken, Y. (2006) La Basilica di San Nicola a Myra, San Nicola, Splendori darte dOriente e dOccidente, (pp: 4760) Castello Siveno, Bari. Peschlow, U. (1975) Byzantinische Plastik in Didyma, Istanbuler Mitteilungen, 25, pp: 211-257. Papalexandrou, A. (1998) The Church of The Virgin Skripou: Architecture, Sculpture and Inscriptions in Ninth-Century Byzantium. (Yaynlanmam Doktora Tezi). Princeton Universty. Parman, E. ve Atasoy, S. (1983) Bizans Sanat, Anadolu Medeniyetleri II, Yunan/Roma/Bizans, T.C. Kltr ve Turizm Bakanl, stanbul.
48
Pamukkale University Journal of Social Sciences Institute, Number 7, 2010

Seluk-Efes Mzesinde Sergilenen St. Jean Kilisesine Ait Korkuluk Levhalar ve Templon Aritravlar

Parman, E. ve Altnsapan, E. (2001) Eskiehir-Seyitgazi-Kmbet Kynde Himmet Baba Trbesi ve Devirme Malzemesi, Arkeoloji ve Sanat Tarihi Aratrmalar Yldz Demirize Armaan, Simurg, stanbul. pp: 115-228. Parman, E. (2002) Ortaa ve Bizans Dneminde Frigya (Phrygia) ve Blge Mzelerindeki Ta Eserler, Anadolu niversitesi, Eskiehir. Rodley, L. (1994) Byzantine Art and Architecture An Introduction, Cambridge Universty Press. Russo, E. (1999) La scultura a Efeso in eta Paleocristiana e Bizantina. Pirimi Lineamenti, Efeso Paleocristiana e Bizantina Frhchristliches und Byzantinisches Ephesos, Archaologische Forschungen Band 3, pp: 26-53. Russo, E. (2001) Sculture Paleocristiane e Byzantine dellArtemission di Efeso, Der Kosmos Der Artemis Von Ephesos (pp: 265-278), sterreichisches Archelogisches Institut, Vien. Sheppard, C.D. (1969) Byzantine Carved Marble Slabs The Art Bulletin, 51/1, pp: 65-71 Sodini, J.P. (2007) La Sculpture Byzantine (VIIe-XIIe sicles): Acquis Problmes et Perspectives, La Sculpture Byzantine VIIe-XIIe Sicles, (pp: 535). BCH Supplement 49, Athens. Sotiriu, G.A. (1921-1922) Die Grabungen der Byzantinischen Kirche des Johannes Thelogos zu Ephesos (neu-griech), Archaiologikon Deltion, 7, pp: 89226. Sotiriu, G.A. ve Keil, J. ve Hrmann, H. (1951) Die Johanneskirche in Ephesos, Forschungen in Ephesos, IV/3, sterreichisches Archaelogisches Institut, Vien. Ulbert, T. (1969-1970) Untersuchungen zu den Byzantinischen Reliefplatten des 6. bis 8. Jahrhunden, Istanbuler Mitteilungen, 1920, pp: 339357. Ulbert, T. (1969) Studien zur Dekorativen Reliefplastik des stlichen Mittelmeerraumes. Schrankenplatten des 4.-10. Jahrhunderts, Miscellana Byzantina Monacensia, 10, Munich. Westphalen, S. (1998) Die Basilika von Priene. Architektur und Liturgishe Ausstattung. stanbuler Mitteilungen, 48, pp: 279340. Yaln, A.B. (1999) Alcune Osservazione Sul Decoro Scultoreo Mediobizantino Della Basilica di S. Giovanni, VII. Simposia Di Efeso Su S. Giovanni Apostolo, Turchia: La Chiesa e la Storia XIII, (pp: 301-319). Istituto Francescano di Spiritualita, Rome. Yaln, A.B. (2001) Anadoluda Orta Bizans Dnemi Mimari Plastii ve Bilinmeyen Bir rnek, V. Ortaa ve Trk Dnemi Kaz ve Aratrmalar Sempozyumu Bildirileri, Hacettepe niversitesi Sanat tarihi Blm, pp: 549562. Yaln, A.B. ve Bykkolanc, M. (2003) Gli Architravi Del Templon Medievale Della Basilica Di S. Giovanni, IX. Simposia Di Efeso Su S. Giovanni Apostolo, Turchia: La Chiesa e la Storia XVII, (pp: 293305) Istituto Francescano di Spiritualita, Rome. Zolt, T. (1994) Kapitellplastik Konstantinopels vom 4. bis 6. Jahrhundert n. Chr. : Mit Einem Beitrag zur Unterzuchung des onischen Kmpferkapitells, Asia Minor Studien Band 14, Bonn

Pamukkale niversitesi Sosyal Bilimler Enstits Dergisi, Say 7, 2010

49

Pamukkale niversitesi Sosyal Bilimler Enstits Dergisi Say 7, 2010, Sayfa 51-69

TARH BLM VE BLGS AISINDAN AYDINLANMADAN GNMZE SORULARLA TARH FELSEFELER VE KAVRAYILARI
Olcay ZKAYA DUMAN* zet
Tarih bilimi ve bilgisini anlamlandrma konusunda en eski zamanlardan bu yana eitli teoriler retilmitir. Gemiin doru bilgisi olarak kabul gren tarih bilgisi zellikle aydnlanmadan gnmze farkl felsefi yaklamlarla aklanmaya allmtr. Tarih bilgisi asndan modern kavraymz ekillendiren ncelikle aydnlanma dnemi felsefi akmlar olmutur. Tarih, gemiin iinde saysz ve biricik olaylar ancak ayn gemiin tesinde, bu yaanan olaylarn doru bilgilerini, yani olgularn ifade eder. Yaanld srece ada gemiin doru bilgisi tarihtir. Dounun da Batnn da katklaryla tarih felsefeleri bu gnk tarih bilgisi kavraymz oluturmaktadr. Bu nedenle zellikle aydnlanma ve sonras tarih felsefesi yaklamlar, tarih biliminin, dnemine ada ve hatta dnemini aan eitli dnceler nda modern kavraya ulamasn salamalar asndan nemsenmelidir. Aydnlanmadan gnmze felsefi dnrler felsefi tarihler ortaya karyor, tarihiler artk yorumcu, filozof tarihiler olarak adlandrlmaya balanyor. Bu alg ve kavray tarih bilgisi ve bilimini ncesinden ok daha farkl bir yapya kavuturuyor. Bu farkllamay ve dnm anlatmay amalayan almamz, sreci zellikle aydnlanma balatmtr ancak aydnlanmay hazrlayan nceki etkileri de gz nnde bulundurmaya gayret etmitir.

Anahtar Kelimeler: Tarih, Tarih Felsefesi, Aydnlanma, Tarih Bilgisi ve Bilimi

QUESTIONS ON PHILOSOPHY OF HISTORY AND ITS CONCEPTS FROM THE ENLIGHTENMENT PERIOD TO DATE IN TERMS OF HISTORY SCIENCE AND KNOWLEDGE
Abstract
Since the ancient times, various theories about history and the meaning of historical knowledge have been produced. History knowledge which is accepted as the truth has been explained in different philosophical approaches. In terms of historical knowledge, it has been primarily the philosophical trends that shape our modern understanding. History expresses numerous and unique incidents; in fact, it reveals the true information related to such events, but beyond the past. With the contribution of both East and West civilizations, history philosophy forms our current comprehension of history knowledge. Therefore, especially those approaches in the age of enlightenment and in the following areas history philosophy should be considered important as contributing to history science to reach modern comprehension in the light of contemporary ideas and those ideas that surpass their age. Since the age of enlightenment it has been history philosophers who have come up with philosophic history and historians have been called interpreters or historian philosophers. Such a perception and comprehension has turned history knowledge and history science into a very different structure than that of the past. This study in which we want to explain this change and transition highlights this process particularly and also tries to consider the earlier factors that paved the way for the enlightenment.

Key Words: History, Philosophy History, Enlightenment, Historical Knowledge and Science.

* Okutman, Olcay zkaya DUMAN, Mustafa Kemal niversitesi, Atatrk lkeleri ve nklap Tarihi Aratrma Uygulama Merkezi, HATAY. e-posta: ozkaya@mku.edu.tr

O. . Duman

1. GR
almamzda tarih biliminin felsefesinden ok tarih felsefesi disiplininin ortaya kn biraz zetleyerek esas olarak aydnlanma ve sonras dnemin durumunu ve geliimini aamalaryla incelemeye alacaz. Tarih felsefesi, modern kavraymz ekillendiren etkenler dnldnde iki yzyllk bir dnemi ierse de, kkleri itibar ile tarihin felsefesi olarak ele aln ve irdelenii St.Augustinusa kadar gider. Bu sre bir tarih felsefesinden ok tarih teolojisi olarak grnen tarih kavrayn aka ortaya koyar. Bu gr ortaan egemen tarih felsefesi olmutur. Hatta sonralar yenia ve aydnlanma dneminin eitli felsefi yaklamlarnda da etkisini gsterebilmitir. Gerek anlamda tarihin ve tarihsel bilginin nemi, onun ynteminden ngr ile nceden bilme nin ayklanmas sayesinde ortaya kmtr. Bilemediimiz bir gelecek zerine konumamamz ve dahas imdiyi gemile ilikilendirirken belirli epistemolojik temellendirmeleri ortaya koymamz gerektii vurgulanmtr. Tarihin kendi iin ele aln ve onun epistemolojik olarak irdelenii ise, bn-i Haldun, bn-i Rd ve Giambattista Viconun gl ve yanksn kendi alarnda deil ancak birka yzyl sonra bulabilmi felsefelerinde ilk olarak gerek anlamn bulabilmitir. Bu dn kesintisiz olarak hem de artan bir nemle pek ok tarih felsefesi yaklamlarn etkileyebilmi ve daha baka yeni tarih dnlerini kurgulamaya yardm etmitir. Alman idealistleri dolayl ya da dolaysz bu dnrlere ok ey borludur. Bu etkileim zellikle Herder ve Kantla balayan ve Alman idealizmi ile devam eden srecin ierisinde kendisini belirgin bir ekilde ortaya koymaktadr. Biz de bu sreci zellikle tarihsellik kavraylar arasndaki benzerlikler ve farkllklar da gzeterek deerlendirmeye alacaz. Dolays ile tarih bilgisi ve tarihilik asndan filozofa ele alnan tarih bilgisi modern anlamda tarih bilimini oluturacaktr. Belge tarihiliinin tesinde artk bilim insanlar, tarih biliminde farkl bir kavrayla yola karak felsefenin, tarih bilgisini oluturma srecine zellikle katlmas gerektiini ortaya koymutur.

2. TARH NEDR? AYDINLANMA AI VE TARH FELSEFESNN ORTAYA IKI SREC NASILDIR?


Bata insan usunda beliren merak onu tarihin belirsiz anlarna bir yolculua karr. Bu motor duygu ile bir kapnn aralanmas, ardndan ilevsel bir sreci getirecektir. Nedenler, Nasllar, Niinler ve daha pek ok sorunsala giden uyarclar nsan Tarihi nedenleriyle sorgulamaya yneltecektir. Tarih, topluluklar, milletleri, kurulular etkileyen hareketlerden doan, olaylar zaman ve yer gstererek anlatan, bu olaylar arasndaki ilikileri, daha nceki ve sonraki olaylarla balantlarn, karlkl etkilenmeleri, her milletin kurduu medeniyetleri, kendi i sorunlarn inceleyen bilim. Tarih, her zaman yaanan hayatn gemi zaman iindeki bir kesitidir. Bir baka deyile gemi zamanda yaanan hayatn btn ynleriyle tetkik ve tasviridir. Tarihin hisse, ibret ve teki zellikleri nemlidir. Eskiden beri zerinde durulan en byk faydas, insanlarn gelecekte yapacaklar iin gemiten ibret almalar yndr. yle ki insanlarn vazgeemeyecei bir bilim, bir gerektir, Tarih (Baykara,1999:4). Her zaman sylenegelen bir tarihi yazma daha dorusu iyi yazma sanat vardr ve bunun her zaman az rastlanr bir ey olarak kalaca sylenir. Bunun iin arbal, duru eitlilik tayan ve tatl bir slup kullanlmas gerektii biliniyor. Tarih yazmann kurallar iin geerli olan btn zihinsel sanatlarn kurallar iin de geerli olmaldr. Yani birok kural ama pek az byk sanat vardr(Diderot,1996:16). Carra gre tarih, bireylerin toplumsal varlklar olarak iine girdikleri toplumsal bir sretir ve bu soyut-yaltlm bireyler arasnda bir diyalog deil bu gnn toplumu ile dnn toplumu arasndaki bir diyalogu ifade eder. Anlalan gemi bizim iin bugnn dr ve bu k da anlalabilir, ayn zamanda bugn tmyle ancak gemiin nda anlayabiliriz. Bu olmazsa olmaz bir bilin ve anlama srecidir. Birey yaad dnemde olaylara kar yaklamnda realist bir muhakeme gc ile tanmlanr (Collingwood,1996:150). Tarihin tarihinin de iinde bulunduu hi durmadan hareket eden bir sre olduu da bilinir. Sadece gemiin tarihi vardr iddias ok mantkl bir karm beraberinde getiriyor gibi. imdiki zaman dengeli bir yargya imkn salayamamas ve bize fazlaca yakn olmas ve tarih asndan tam
Pamukkale University Journal of Social Sciences Institute, Number 7, 2010

52

Tarih Bilimi ve Bilgisi Asndan Aydnlanmadan Gnmze Sorularla Tarih Felsefeleri ve Kavraylar

ekline kavuamam olmas sadece gemiin tarihinin olduu karmna bizi gtrmektedir. O halde Tarih kendini daha ok gemite bulur. nk tarih ancak kapand zaman tam anlamn kazanmaktadr. (Halkn,1989: 5). Carra gre aslnda tarih, belgelerle elde edilen bilgidir. Hatta tarihi anlatm btn belgelerin tesine yerleir. Bu belgelerden hi biri olay olamaz; tarihi anlatm belgeli bir fotomontaj deildir ve gemii siz oradaymsnz gibi dorudan gsteremez ve yaptramaz diye bir baka bak as da daha nce de deindiimiz duyularmzn, an olduu gibi alglayamayacan aklar. Sosyal bilim disiplinleri arasnda zerk bir kurumsal varlk edinmeyi baaran ilk daln aslnda Tarih olduu savunulmaktadr. Ancak XIX. yzylda gelien ekli ile yeni tarih disiplini gerekten ne oldu? yu sorgulamaya balayacaktr. Ve aratrmacnn bu abay bilginin zgrletirilmesi amacna dayandrd da grlecektir. Artk dmzdaki verilerin toplanp derlendii, denetlendii ve kullanld yere (arivler) ynelindii aratrma srecine metot ve tenkitin yerletirildii de saptanan bir ilerlemedir (Glbenkyan,1996: 19).

Renaissance (Rnesans)tr. Burada Rnesans bir geit ayd. Reform sonrasnda ise zenginleen Avrupada kentler iyice geliti. Kapal ekonomik yap krlarak Avrupa dnyann kltrn oluturma yolunu balatt.18.yzyl saydmz bu gelimelerdeki en yksek noktadr. Ki bu a Aydnlanma yzyl olarak kabul grmtr.Bu ada insan akl tarihte hi olmad kadar nem tamt.yle ki insann mutluluu bulmasnn tek yolu akln kullanmasdr sznn hakim olduu Aydnlanma a farkllklar yaratacakt (Lee, 2002: 254). Aydnlanma hareketi olarak bilinen sre, klasik an ngilterede ve zellikle 18.yzyl Fransasnda yaar. Bacon, Hobbes ve Lockeun babalar saylacaklar Fransz maddecilerinin parlak ekol, 18.yzyl,-hem de yzyln bitiini noktalayan ve sonularn Almanyada olduu kadar ngilterede de kimilerine hala anlatmaya altmz Fransz Devriminden ok nce-byk lde bir Fransz yzylna dntrd. Dier Avrupa lkelerinde de bir aydnlanma hareketi bulunmasna karn, Fransz ve ngiliz Aydnlanmasnn bu ortak yaam ounlukla, biricik aydnlanma hareketi saymtr (Buhr vd., 2006: 254). Aydnlanma kimilerine gre kendine zg tarihsel srecinde yaanm bir kaderden baka bir ey deildir. Bu bir fikir hareketi, hayat anlay ve bir zaman dilimini de ifade etmektedir. Buna tarihsel zgl aydnlanma denir.18.yzyl klar yzyl olarak da adlandrlmtr. Bu Batnn iinde ona zgl ve Batnn bir hareketidir.16. yzyl Reformlarndan beri Bat Avrupa kaynakl yaanan en byk tinsel harekettir de Aydnlanma. Dayanaklar ise uzun bir Rnesans Hmanizminden kopuksuz olarak ibarettir, diyebiliriz. Bu dnem dnrnn dolaysz temellerinin izgisi noktadadr; Hmanizm, 17.yzyl felsefesi, 17.yzyl doa bilimsel dnya tablosu. Aydnlanma felsefesinin nce ngilterede balad bilinmektedir. Ancak daha sonra oradan Fransaya gemi ve radikal bir nitelik kazanmtr. Almanyaya ise Fransa yolu ile sramtr. Aydnlanma felsefesi, ngilterede daha ok deneyci, Fransada daha ok aklc, Almanyada ise daha ok aklcdr (Tanilli,1981: 85). Aydnlanma felsefesinin temeli hrriyet, ilerleme, insan deeri gibi kavramlarla btn

3. ANSKLOPEDSTLER KMDR? VE AYDINLANMA AI DNRLER KMLERDR?


A) Aydnlanmaya Srecine Doru Tarih Felsefeleri nsann dnme ve deerlendirme din ve geleneklere bal olmadan tanmlayabileceimiz Aydnlanmay, zellikle Kant, Wou ist Aufklacrung? (Aydnlanma Nedir?) adl yaptnda nsann kendi suu ile dm bir ergin-olmay durumundan kurtulup, akln kendisinin kullanmaya balamas olarak deerlendirmektedir (Gkberk,1999:289). Bu tanmlamaya gre Aydnlanma birdenbire ortaya km bir kavram deildir.Bu yzdendir ki Aydnlanma, ortaan kapanmas ile ortaan hayat anlayna kar yeni bir dnya gr olarak ortaya koyulmutur.Avrupa insan geleneksel yapsndan syrlp, hayatn kendi akl ile dzenlemeye balama giriimine koyulmutur ki bu yolun ilk admlar Aydnlanma ile atlmtr. Aydnlanmaya ncelik eden nemli bir dier olay, Avrupada yeniden dou anlamna gelen
Pamukkale niversitesi Sosyal Bilimler Enstits Dergisi, Say 7, 2010

53

O. . Duman

insanl hedef tutmaktadr. nsann z gerei bir deer olduu, burjuva felsefesi olarak ortaya kan Aydnlanma felsefesinin temel ilkesidir (Sarca, 1980: 76). 18.yzyl yaamn her alannda zgrleme olarak da alglanm ve bu srete Aydnlanma olduka ar basmtr. zgrleme anlayn btn otoritelerden ve hatta gemiin ayak izlerinden syrlma ya da uzaklama olarak grmeliyiz. Bu srete her tr otoriteye kar tercih edilen erginleme (tinsel erginleme) eilimi olmutur. Rasyonalizm, akl tek belirleyici olarak kabul ediliyor. Aydnlanmann belirleyici esi otorite kayna olarak bildii akldr.18. yzylda Aydnlanma bu ynyle rasyonalizmin doruunu ifade ediyor. Aydnlanma ile Aristoteles alp copernican ve heliosantrik (gne merkezli) dnce sistemi gelitirilmitir. Aydnlanma yzyl olarak adlandrlan 18.yzyln balarnda, nceki yzyllarn tarih karsndaki kukuculuunun belli oranlarda devam ettii ama bu arada bu kukuculuun giderek azalmaya balad ve hatta tarihe zel bir nem ve ilginin balad grlr. Tarihi bilim olarak grme giriimlerinin olumsuz sonulanmas, bu yzyln balarn da etkiler. Ama rnein tarih karsnda bilgi kuramsal adan kukucu kalan Thomasius, Aydnlanmann hizmetinde bir tarih bilgisi ne duyulan ihtiyatan sz etmekten de geri kalmaz. Ona gre Aydnlanmac insan, gelenekle gelen yanl tarihsel bilgilerden arnmak ve nyarglarmzn nereden kaynaklandklarn bilmek iin tarihin yardmna muhtatr (zlem, 2006: 57). Aydnlanma srecinde karmza 17.yzyldan daha farkl kayglar tayan felsefi dnrler kyor. Bu dnrlerle tarih, felsefe ile i ie giren bir disiplin olarak anlamlanyor. Felsefi dnrlerle felsefi tarihler oluturuluyor. Bu tr bir tarih anlay ve tarihilikte tarihi titiz kaynak kullanmndan ok yorumcu bir tarihi olarak ortaya kyor yorumcu veya filozof tarihi. D.Hume ve onun bir para daha yal ada Voltaire yeni bir tarihsel dnce okulunun banda bulunuyorlard. Onlarn ve onlar izleyenlerin yapt Aydnlanmann tarih yazm diye tanmlanabilir. Aydnlanmann tarih yazm aydnlanma szcnn dndrdn aacak ekilde vahiylidir. Tarihin merkez noktas modern bilimsel ruhun douudur. Ondan nce

her ey karanlk, savsata ve hatta sahtekrlkt. Bunlarn da tarihi olamaz: tarihsel incelemeye demez olduklar iin deil yalnzca, ilerinde ussal ya da zorunlu bir gelime olmad iin; onlarn yks, bir aln anlatt, hibir anlam olmayan, grlt patrt dolu bir masald (Colingwood, 1996: 115). Aydnlanma dnr Voltairenin yan sra ada Montesquieu tarihiliin bu yeni dneminde dier aydnlanma dnrleri arasnda kendi kiisel geliimleri ve edebi ynlerini tarihsel dnceyi gelitirirken deerlendirmilerdir. Voltaire tarihiye den objektiflik ve tarafszlk grevlerini aka gstermitir. Aydnlanma dnrlerinin yaratt yeni tarih felsefesinde olaylar ve olgular deerlendirilirken Tarih, rnekler yoluyla reten bir felsefe olarak tanmlanmt. Tarihin amac, kimi soyut felsefi doktrin ya da ilkelere rnek tekil etmek olarak grlmyor, fakat iinde bulunulan zamann devlet ve toplum gibi kurumlarnn gerekten anlalabilmesi ve deerlendirilebilmesi iin, korunmas ve deer verilmesi gereken biricik uygun temel olarak gemiin ortaya karlmasnda grlyordu. Bu yn deiiklie nclk, sra d uzun yaam ve olaanst verimlilii ile bir tr efsane haline gelen Alman tarihisi Leopold von Ranke tarafndan yapld (Evans, 1999: 25). Aydnlanma ann oluum srecine en byk katklardan biri phesiz Rankeden gelecekti. Onun Tarih bilimine katks genelde ynl deerlendirilir. ncelikle, felsefe ya da edebiyattan bamsz, ayr bir disiplin olarak kabul edilmesini salamtr. Tarihe diye yazyordu bir eserinin nsznde, buradan tarihe gemii yarglamak, gelecek alarn yarar iin bugne yol gstermek grevi verilmitir. Tarih yle yce grevlere talip olamaz: O yalnzca gerekte ne olursa onu grmek ister. Rankeye gre gemi gnn koullaryla deerlendirilemezdi (Carr, 1994: 25). Ranke Voltaire gibi felsefe yapan tarihilerin geriye dnk anlamlandrma abalarn ve gemili kendi renkleriyle ortaya koymay nemsemiti. Gemii, o zaman yaayan insanlarn anlad gibi hatta hiyeroglifleri zerken onlarn bile byk lde farknda olmadklar karlkl bamllklaryla anlamaya almak abas esas oland. Bu Rankenin tarafszl doktrini ve evrenselcilii yle deerlendiriliyordu;
Pamukkale University Journal of Social Sciences Institute, Number 7, 2010

54

Tarih Bilimi ve Bilgisi Asndan Aydnlanmadan Gnmze Sorularla Tarih Felsefeleri ve Kavraylar

Ranke, gerekte var olanla ideal olan birbirine eitleyen ve gnn Avrupa devletlerini, Tanrnn dncesi.ruhsal cevherler olarak gren muazzam bir muhafazakard (Evans, 1999: 87). Aydnlanma srecinde Ranke ayrca Tarihilikte Tarihinin belgelerden sahtekrlklar ve yanllklar skp atmas gerektii konusunda da katk sunmutur. Onun ilkeleri bugn hala tarihsel aratrmann ve eitimin temellerini oluturmaktadr. Gereklik ve kaynak belirtme sorunlar tarihsel aratrmalarda can alc nemini korumay srdrmektedir. Ranke ortaya koyduu Tarih bilimsel yaklamlaryla dnemin tarih felsefesi kuramlar zerinde de derin etkiler yaratmtr. Aydnlanma dnrlerine gre saf akl dndan doamaz. Bilimsel ruhun douu Aydnlanmann gznde olaylarn nceki akyla hazrlanmam, byle bir etkiye uygun olabilecek bir nedenle yol almam tam bir tanskt. Onlarn tarihteki en nemli olay diye grdkleri eyin tarihsel olarak aklanamaynn ya da yorumlanamaynn elbette bir anlam vard; genel bir biimde, tarihsel nedenlie ilikin doyurucu bir kuramlar olmad ve ne olursa olsun bir eyin kkenine ya da treyiine ciddi ciddi inanamadklar anlamna geliyordu. Dolaysyla, tm tarihsel yaptlarnda nedenlere ilikin aklamalar inanlmaz lde yzeyseldir. Gerek tarihsel nedenlerin kefedilemeyii, kukusuz Humeun herhangi iki olay arasnda hibir balant alglayamadmz syleyen nedensellik kuramyla balantldr (Collingwood, 1996: 115). Augustinusla balayan ancak henz Batda ad konulmam olan bir tarih felsefesi gelenei vardr. Ama bu gelenek Augustinusla birlikte daha ok bir tarih teolojisi olarak gelimitir. te yandan tarih felsefesi teriminin ilk kez kullanld 18.yzyl sonlarna kadar Yeniada adna ekinmeden tarih felsefesi denilebilecek tarih yorumlarna da rastlanr. J.J.Rousseau, 1750li yllarda, ann ilerlemeye duyduu inanca az ok kartlk iinde, insann doutan iyi olan doasnn toplum haline gelme sreci iinde bozulduu, tarihin aslnda bu insann bozuluunun tarihi olduunu syler. Rousseau iki bakmdan bir tarih filozofudur. Tarihte doallktan kltr varl olmaya doru giden kanlmaz bir sre grd ve nsanlarn tarihe kendi zgr iradeleri ile yn verebileceklerini belirtmi olduundan. zellikle 19.yzyln tm byk tarih felsefelerini etkileyen kii de olmutur
Pamukkale niversitesi Sosyal Bilimler Enstits Dergisi, Say 7, 2010

(zlem, 2006: 60). Antika dngsel tarih anlayna benzer bir gr ile de Rousseau ondan nce de G.Vico ve daha sonraki sre iin de Spengler, tarihte dnen alar olduuna deinmilerdir. Bu alarn bir ember hareketi ile birbirlerini izlediini savunduklar bilinmektedir. Ne Rousseau ne de Vico bu sreci tanmlamak iin uramam ancak tarih felsefesi terimini ilk kullanan F.M.Voltairedir. Bu terimi kullanrken Aydnlanmann ilerlemeci lkclnden hareket ediyor. Voltaire, 1764te D.Humeun Genel ngiltere Tarihi adl yapt zerine yazd bir yazda, felsefi yazlm bir tarihe duyulan ihtiyatan sz etmitir. Ona gre, keyfi deerlendirmeler ve dinsel domalarla dolu tarih yazcl karsnda Aydnlanmac insan, tarih yazma iinin filozofa bir etkinlii gerektirdiini artk anlamtr. O, byle bir tarih yazcl iin Humeu rnek gsterir ve objektif ve doru bir tarih yazmak iin filozofun bamsz karakterine ve olaylara derinliine bakma yeteneine gerek olduunu belirtir. te byle yazlm bir tarih, Voltairee gre nce tarih zerine felsefe yapmay yani bir tarih felsefesini gerektirir. Ona gre tarih felsefesi , tarihin filozofa betimine ulamaya abalamaktr. Voltaire bu konudaki grlerini, Genel Tarih ve Uluslarn Tini ve Gelenekleri zerine Deneme(1757), Tarih Felsefesi(1765) ve Deneme (1769) yllarnda yazd eserlerinde kaleme almtr (zlem, 2006: 60). Voltaire gre tarihi ne bir teolog ne bir masalc ne de bir fabl yazardr. Tarih, Batllarn bundan sonra kendilerinden ok ey renmeleri gereken Uzakdou toplumlarndan ve zellikle de inden balatlmaldr. Byle bir tarih yazcl tek tek olaylar okluu iinde de boulmaz. Tam tersine tarih yazcl bu olaylar okluunu anlaml olarak kavramamz salayacak genel niteliklere ynelecektir. Bu genel nitelikler bir toplumun yaamna sinmi olan tm deerlerdir. Bunlar topluca o insan topluluunun tinini (Esprit) olutururlar. Bu yzden uluslarn genel ideleri zerine eilen bir tarihi felsefi yaklam olabilir (zlem, 2006: 62). Voltairee gre artk kilise tarihiliinden beklenecek bir ey kalmamtr, bunun yerine aklc tarihilik yani tarihsel olaylarn doal aklamasn verecek bir tarihilik gerekmektedir. Geleneklere ncelik tanmann gereksizliini savunan Voltaire toplumlarn ekonomik, sosyal,
55

O. . Duman

kltrel ortamlarnn dngsel ilenmesini tarihilik asndan uygun bulur. 18.yzyl aydnlanma dneminin tarih grne katk sunanlardan biri de daha nce de deindiimiz zere D.Humedir. B) Ansiklopedistler Byk Ansiklopedi zamann bilgilerinin topland eserdi. Fransz aydnlar toplanarak ok eitli konularda fikirler ortaya koymu farkl yaklamlarda bulunmulardr. Bu Fransz dnrlerine Ansiklopedistler denilmitir. Daha sonralar kilisenin tepkisi sonucu yasak eserler arasna alnmtr. Bu durum nl Roccoco kral 15.Lui tarafndan dzeltilir. Ansiklopedistlerin yzyl Bilim yzyl adn alyordu. Tamamnda J. Locenun deneycilii (ampirizmi) belirleyici olup byk bir r aar.Bu aydnlanma srecinde bir n hazrlk olarak da alglanmtr. Diderot ve dAlembertin kaleme ald Ansiklopedi Batda ansiklopedi denilebilecek yaptlarn en gelikin ilk rneidir. Bu anlamda ilk aslnda Martianus Capellann V.yzylda hazrlad toplam yedi konuyu kapsayan eseriydi. Daha sonra buna benzer yaptlar ortaya kondu.Moreirinin Byk tarih szl (1674) ve Baylenin Tarihsel ve eletirel szlk adl eserleri hem ierik hem de abece dzeniyle hazrlanm olmalar bakmndan modern anlamda ansiklopedinin ilk rnekleridir.Ayn eyi , Diderot ve dAlembertin yararland Chambersn Cyclopaedias iin daha kesinlikle syleyebiliriz (Diderot, 1996: 12). Ansiklopedistlere gre tarih olgulara ilikindir ve olgular ya Tanrdan ya insanolundan ya da doadan kaynaklanr. Tanrdan kaynaklanan olgular, kutsal tarihin; insanolundan kaynaklanan olgular, uygarlk tarihinin alannda yer alr ve doadan kaynaklanan olgular ise, doal tarihin konusudur. Akl ve ondan kaynaklanan felsefe ile tarih yorumlanabilir. Ansiklopedistler son olarak tarihin, gemi zamanlarn resmi olduu doru ise, eski yaptlar onun hemen her zaman zedelenmi desenleri ve tamamlanm tarih de hazrlk almalar anlar olan bir tablo olduunu ifade ederler (Diderot: 96). Voltaire Ansiklopedi adl eserde Tarih ile ilgili blm stlenmiti. Voltaire Ansiklopedide Tarih ve onun felsefesini ksaca yle aklyor;

Gerek olduu ileri srlen olaylarn anlats tarihtir ve buna kart olarak masal, uydurulduu kabul edilen olaylarn anlatsdr. nsan hatalarnn bir derlemesinden baka ey olmayan kantlar tarihi vardr; sanatlarn icad ve ilerlemesiyle, mekanizmalarnn betimlenmesiyle birlikte ele alndnda ve belki de btn teki tarihlerden daha yararl olan sanatlar tarihi vardr; fiziin temel blmlerinden biri olan ve yersiz olarak tarih denmi olan doal tarih de vardr. Voltairee gre tarihin yarar zerine tarihin salad avantaj, bir devlet adamnn, bir yurttan, yabanc lkelerdeki yasalar ve trelerle kendi yasalarn ve trelerini karlatrma olana salamasdr. Gemiteki byk hatalardan her alanda ders alnabilir.Modern tarih en byk yararn bu dnemde ortaya koymaktadr. Modern tarih, eski tarihe oranla stndr. C) Johann Gottfrider Von Herder Bir 18.yzyl filozofu olarak Herder (1744-1803), genlik yllarnda Aydnlanmann ilerleme dncesinin ve doa bilimi anlaynn etkisi altndadr. Ama daha sonra kendi tarih felsefesini gelitirirken, pek ok Aydnlanmac eilime ve zellikle de ilerlemeci fikre kar kacak ve onun tarih felsefesi, bu nedenle, ann sembol ile pek ok noktada kartlklar ierecektir (zlem,2001:69). Herder tarih felsefesi ile ilgili ilk nemli yazsn 1774te nsanlk Kltr Tarihinin Felsefesi adyla yaymlar. Bu yazda Herder, Iselinden etkilenmitir. Hume,Voltaire ve Iselini de eletirir. nsan kendisini yapar; o kendi durumunu, kendisi iin daha iyi bildii eye gre kendisi kurar diyen Herder, hmanitenin nemini vurgulamtr. Herder uluslarn tm tarihine yle bakar; uluslarn tm tarihi , hmanitenin ve insani yetilerin en gzel tacna erime konusundaki bir yar okuludur. Herder bu kavramla gelenek ile tarihsel birikimi anlatmaya alr. Hmanite bu gelenein ya da tarihsel birikimin rndr. Herder gelenek ve tarihsel birikim kavramlarn sonunda insanlk tarihi kavram ile zdeletirmitir.Herdere gre ister felsefi ister bilimsel olsun, tarihe ynelen her aba, ilke olarak, her dnem ve a kendi tarihsel teklii iinde ele almaldr. nk hmanite tek anlaml bir kavram deildir. O bizim her dnem ya da an kendi zellii iinde deiik anlamlarla rettikleri deiik yaam biimlerini kavramamza yarayan bir klavuz szcktr.Bu klavuz yardmyla tarih
Pamukkale University Journal of Social Sciences Institute, Number 7, 2010

56

Tarih Bilimi ve Bilgisi Asndan Aydnlanmadan Gnmze Sorularla Tarih Felsefeleri ve Kavraylar

felsefesi, tarihte gzellik, hukuk gibi idelerin salad birka genellik iinde tarihsel olaylar birbirine balayabilecek ve tarihin snrsz ok eitliliini biraz daha yakndan grmeyi salayabilecek canl bir betime ulaabilir (zlem, 2001: 77). Bylece Herderde tarih felsefesi , betimleyici ve yorumlayc bir ura olarak grlr. Ona gre tarihsel olaylar doa olaylar gibi kesin bir yasallk ve nedensellik tamamaktadr. Yani tarih theoria etkinliine elverili deildir. Tam tersine tarihe ekil veren onun genellii deil bireyselliidir. Ama Herder bu bireyselliin/tekilliin bir kavranl tarznn olduunu belirtir. Ona gre, tarih biliminin de tarih felsefesinin de bavuraca bu kavray tarz, anlama (verstehen) dr. nk tarih felsefesi de tarih bilimi de, tarihsel olaylar bu olaylarn ynlendiricisi ve gdlmeyicisi olarak kabul ettii ide; norm trnden motifler altnda anlamaya alr. Bu motifler insann tininden kan, doada karl olmayan eylerdir insan kaynakldrlar. Her a ve dnem kendi bireysellii iinde anlamlandrlmaldr. Burada anlayc bir sezgi ve empati yoluyla anlama yoluna giderek ancak bir ulusun kendine zgnl, kendi iindeki btnl, baka ulus ya da alara benzemedii anlalabilir (zlem, 2001: 67). Anlama yntemiyle kurgulad tarih bilimi ve felsefesi yaklamyla Herder , Alman Tarih Okulundan Diltheya kadar etkili olacak olan bir tarihilik geleneinin balatcs olmutur. Herder, Aydnlanmann rasyonalist mekanist bilim anlayna kar anlama gibi zel bir yntemle allmas gerektiini ileri srm olmakla, gnmzde de olduka younlaan doa-tin bilimleri tartmasnn balatcs da saylabilir. Anlama geleneksel theoria historia kartln ama konusunda bugn bile bavurulan ana kavramdr. Alman aydnlanma dnr Lessingin olgunluk dnemi dncelerinden etkilenen Herder ve ayrca Goethe, seksen yllarnda iddetlenen Spinoza tartmasndan da grlebilecei gibi, Spinozapanteizmi diye tanmlayabileceimiz bir yaklam benimseyerek adalar Fransz dnrlerinin maddeci tanrtanmaz grlerinden farkl bir yere varmlardr. Herder, nsanlk Tarihi Felsefesine likin Dnceler ve Hmanizmi Tevik Etmek in Mektuplar yaptlaryla tm Avrupa lkelerinde Aydnlanmann tipik bir belirtisi olan tarih felsefesini gelitirme eilimlerini Almanyada
Pamukkale niversitesi Sosyal Bilimler Enstits Dergisi, Say 7, 2010

gndeme getirmitir. Herderin dnceleri, 18.yzyl Aydnlanma Hareketinin tarih anlay ile Hegelin speklatif, idealist, diyalektik anlaya dayal tarih felsefesi arasnda bir kpr kurarlar (Buhr, 2006: 46). D)mmanuel Kant 18.yzyln son eyreinin filozofu olmakla birlikte I.Kant (1724-1804) , felsefesin etkileri tm 19.yzyla yaylan bir filozoftur. Kant Dou Prusya Krallnn ynetimindeki Knigsbergde dodu.Btn yaamn ayn kentte geirdi. Knigsbergde felsefe, matematik ve doa bilimleri okudu.1756da doent, 1770de mantk ve metafizik profesr oldu. zellikle pek ok felsefe tarihisinin bir tarih yzyl olarak deerlendirdikleri 19.yzyln tm byk tarih felsefelerinde ve zellikle Alman idealistlerinin tarih felsefelerinde Kantn geni etkisini bulmak mmkndr. Bu nedenle onun tarih anlayn renmek olduka nemlidir (Akarsu, 1994: 25). Geleneksel felsefe-tarih, theoria-historia kartl asndan bakldnda, Herderin de bir yandan bu kartl tarih felsefesi dzleminde humanite aracl ile, tarih bilimi dzleminde ise anlama gibi bir yntemle amak istedii, ama yine de Iselin ve Wegelin gibi bu ama denemesinde biraz ekingen kald grlebilir. Theoriahistoria kartln, Herderin tarih felsefesinden etkilendii grlen Kantta da bulmaktayz. Kanta gre historik bilgi akl bilgisi deildir. Bizim historik inanmalarmz olabilir; ama tarihsel olaylar okluu karsndaki izlenimlerimizin besledii bu trden inanmalar , bizi asla bir ilke bilgisine gtrmez. Ksacas Kanta gre bilgi kuramsal dzlemde theoria-historia kartl alamaz (zlem, 2001: 80). Gene Kanta gre tarih yazclndan, hep, bizim bugnmz iin bir ders karma etkinlii olmas da istene gelmitir. Oysa Kanta gre, bizim historik bilgimiz , dank ve bireysel olaylar hakkndaki bilgi olarak, kendisine dayanarak etik ilkeler tretebileceimiz bir bilgiden ok, tam tersine, belli etik ilkelerden hareket eden tarihilerin kendi kanlaryla ssleyip bize sunduklar bir bilgi tr olagelmitir. Kanta gre biz salt akl teorik bilgi yannda birde historik bilgi ye ulaamayz. Ona gre byle bir historik bilgi yabanc akl dedii a prioriye verilmitir, Herderin de dedii gibi insan akl salt bunu bilemez.Ksacas Kanta gre aklsal olan ile tarihsel olan karttrlar(zlem, 2001: 83).

57

O. . Duman

Kant, tarihe bir ereklilik idesi altnda bakmamz salayacak ve bunu gerekli klacak eyin insan zgrl olduunu syler. Ona gre tarih, insan zgrlnn gelimesi asndan grldmde bir anlam kazanr. Yani tarih, bizim iin u sorulara verilecek yantlar asndan bir anlam tar: nsan zgrl asndan bakldnda tarihte durum nedir? Tarihte insan zgrlnn somutlamasna nerede ve ne oranla ulalm ve ulalabilecek? (zlem, 2001: 83). Kanta gre tarih, nedenleri ne kadar derinlere gml olsa da bu olgularn anlatlyla ilgilidir. Kanta gre tarih bilimi, tarihsel olaylarn karmakark ve dzensiz ak iinde yine de insan yeteneklerinin yava ama srekli geliimini izleyebilir ve bu, tarihte bir ilerleme olduu konusunda bizi umutlandrabilir.nk, tarihte insann zgr eylemlerinin gelime ve ilerleme tarihi olarak bakamadmz srece, insani olaylar anlamsz bir gidi olarak kalr.yle ki, tarihe, insan zgrlnn gelime ve ilerleme sreci olarak bakamadmz takdirde , tarih tmyle bir lgnlk sreci, bir anlamszlklar yn olarak grlr (Akarsu, 1994: 27). Kanta gre zgrlk ve eitlik ilkeleri olmadan tarih felsefesi yaplamaz. Bu yaklamyla Kant, daha nce de deindiimiz ilerlemeyi byk lde ahlaksal ilerleme olarak konumlamtr.tarih felsefesi, zgrlk idesi altnda tarihe bakan bir felsefi girilimdir (zlem, 2001: 92). Kant, karmakark ve dzensiz bir rastlantsallk yn olarak tarihin bu grnmyle ancak bize yabanc bir akln ynetici ilkelerine bir yasalln olabileceini telkin etmekten baka bir olanak sunmayan teorik akldan bu noktada ayrlp yarg gc yetimize dayanarak, doada olduu gibi tarihte de bir erek arayabileceimizi belirtir. (Herder bu yabanc akla tanrsal ngr demiti). Kant bu akla bir tanrsallk yklemeden, onu sadece yabanc nitelemesi ile anar.Daha sonra Hegel, Kantn yabanc akln , Herder gibi tanrsal akl olarak anlayacak, ama Herder ve Kantn bilinemezliini savunduklar bu akl ile insan akln trde sayacak ve tarihe yn veren ite bu akl olduunu ileri srecektir. Kanta gre ereklilik idesinden asla vazgeilemez. Tarihte erek koyan bir akl olmaldr, aksi takdirde akln ynetici ilkesi yoksa, tarihte bizi bekleyen ey rastlantnn kasveti olup kar (zlem, 2006: 43).

Bylece Kant, bir tarih felsefesinin olabilirliliini, tarihe, tarihte ereklilik gzeten insan aklnn geliim ve ilerleme sreci olarak bakmakla bulabileceimizi vurgulam olur.Aslnda Herder de Kant da , tarihi btnyle aklamaya alan tarih filozoflar olmaktan ok tarih felsefesinin olabilirliini tartan tarih filozoflardr. Onlarn tarih felsefesinin olabilirlii zerindeki dnceleri, daha sonra, 19.yzyl boyunca Alman felsefe geleneine egemen olacak olan iki tip tarih anlaynn dayanaklarn oluturacaktr. Alman idealistleri, Kantn tarihe zgrlk tarihi olarak bakma dncesinden hareket ederken; Alman tarih okulundan Diltheya kadar uzanan bir gelenek, Herdere bal kalacaktr.

4. ALMAN DEALSTLER KMLERDR?


A) J.G.Fichte: Sje (Ben) ya da Bilin Yaklam Alman idealizmi deyince bilindii gibi, esas olarak Fichte, Schelling ve Hegel ls ile ksmen Schopenhauer ve Schleiermachheri iine alan bir filozoflar kuann ortaklaa paylatklar baz temel dnceler kastedilir ve bu felsefe akmnn k noktasn Kant oluturur. Ne var ki.Alman idealizmi, Kanttan yola kmakla birlikte, Kant pek ok noktada amak isteyen bir tutuma da sahiptir.Bu nedenle bu akmn bir yandan Kanta dayanmak isterken, br yandan btnc ve sistemci bir tutumla Kantn eletirel aklcln(kritik rasyonalizm) amay denedii grlr.Alman idealistleri bu ama denemesini ise, zellikle tarih felsefesi alannda en u noktalara vardrmlardr (zlem, 2001: 100). J. G. Fichte (1762-1814), Kantn felsefesinin arlk merkezini onun bilgi kuramnda deil, pratik felsefesinde bulur. Kanttaki ahlaksal zgrlk yani bir insann kendi yaamn kendisinin belirleyebileceini, ona bir kii olduunun bilincine varmas gerektii uyarsndan etkilenmitir. Kant bana zgr insanlarn yasalarn kendilerinin koyduklar yaratklar olduklarn gstermitir der Fichte (Akarsu, 1994: 54). Fichteye, Kantn felsefesi yan sra byk bir etki yapan ikinci etken ise Fransz htilali idi.Bu konuda yazlar da vardr. Birinin ad ok ilgintir Avrupa hkmdarlarndan dnce zgrln geri isteme. Daha sonra Fichte zerinde Berlinde tant romantiklerin etkisi grlmtr. Fichte olaylarda nesneden deil de zneden yola karak saptamalarda bulunur. zne Sjedir. zne, yani duyan, dnen ve isteyen bendir.zne varlk
Pamukkale University Journal of Social Sciences Institute, Number 7, 2010

58

Tarih Bilimi ve Bilgisi Asndan Aydnlanmadan Gnmze Sorularla Tarih Felsefeleri ve Kavraylar

zerinde bir bilgi ve bilince sahip mi? Fichte Kanta dayanarak bu sorunun zlemeyeceini ileri sryor (zlem, 2001: 101). B) F.W Schelling: Tarih Bilinsiz Tinselliin Bir Yaratsdr Shelling (1775-1854), Alman idealizminin romantik filozofu olarak anlr. Onda olduka deiken bir dnce geliimine rastlanr. Shelling, tinin insanda ulat son durak olan bilini Kant ve Fichteden farkl bir ekilde ele alr. Kant ve Fichteye gre insanda teorik ve pratik iki akl yetisi vardr. Selling ise bunlara, b ikisini de kapsayan bir yaratc bilin ekler. Shellinge gre filozof aslnda gerei yeniden yaratan kiidir. Ona gre yaratc akl bahsedilen iki akl trnn bir sentezidir (zlem, 2001: 110). Fichtenin felsefesi bir ahlak idealizmi idi. Buna karlk romantiklerin felsefesi bir estetik idealizmi idi.Fichte olduu gibi Schelling ve hatta Hegel de k noktalarn Kanttan almlardr.Ancak buna karn ona kar durduklar yerler de olacaktr. Kantn felsefesi ihtiyatl bir felsefe, eletirici bir felsefe idi. Bu eletirici felsefe her eyden nce metafizie kar ynelir.Oysa Fichte ve Schellingin felsefeleri byk metafizik sistemler biimini anlatr. Neden bir doa vardr? sorusu sorgulanr her ikisi tarafndan. Kanta gre bu gibi sorular insan aklnn dna kan, insan bilincinin snrlarn aan sorulardr. Bunlar yantlamaya kalkmak metafizik yapmak olur (Akarsu, 1994: 70). Shellinge gre tarihi hem zgrlk hem de determinizim ynetir. Tarih bu trden bilinsiz bir tinselliin yaratsdr. Tarihin gerek objesi zgrlktr. Tarih bir yandan zorunluluun br yandan zgrln hkm srd bir alandr. Ona gre, bu nedenle ideallere ancak sonsuz sapmalar altnda ulaabiliriz. Bunun iin de bu ideallerin bireylerin deil , btnn idealleri haline gelmi olmalar gerekmektedir. te o zaman herkesin zgrce kabul ettii bir evrensel hukuk dzeni ne ulalr, devletlerarasndaki savalar ve de kar ekimeleri sona erecek ki b doal bir durumdur, bylece gerek insanlk tarihi balayacak (zlem, 2001: 110). C) G.W.F. Hegel:Tarihe Yabanc Bir Okul Tamak George Wilhelm Friedrich Hegel, 1770 ylnda Stutgartta dodu. Yaad dnem siyasal, kltrel ve felsefe asndan antsal bir dnem olarak deerlendirilmektedir.Bern ve Frankfurtta
Pamukkale niversitesi Sosyal Bilimler Enstits Dergisi, Say 7, 2010

zel retmenlik yapmtr. 1801 ylnda Jena niversitesine Reinholddan beri leidealist felsefenin merkezi olan bu niversiteye doent oldu (Terence, 1976: 13). Balca yaptlar: Die Phaenomenologie des geistes (Tinin Fenomonolojisi), Wissenschaft der Logik (Mantk Bilimi), Enzyklopedie der Philosophischer Wissenschaften (Felsefi Bilimler Ansiklopedisi) , Grund linien der Philosophi des Rechts (Hukuk Felsefesinin Ana izgileri), Philosophie der Weltgeschichte (Dnya Tarih Felsefesi) , Aesthetik (Estetik) , Philosophie der Religion (Din Felsefesi). Hegelin filozof oluundan lmne kadar verdii felsefe eserleri bunlard. Alman idealizminin bu son byk dnr olduka zengin bir sistem yaratmtr. Hegelin felsefesi Kanttan sonra rationalizmin(aklcln) en yksek doruudur (Gkberg, 1999: 387). 16.yzyla Hmanizm Yzyl, 17.yzyla Rasyonalizm Yzyl, 18. yzyla Aydnlanma Yzyl diyen baz felsefe tarihileri, 19.yzyl da Tarih Yzyl olarak anarlar. Bu yzyla tarih yzyl dedirten filozoflarn banda ise G.W.F.Hegel gelir (zlem, 2001: 114). Hegel, genel olarak idealist akmn, zel olarak da Alman idealizminin son ve en byk temsilcisidir demitik. Doruuna ykselmi byle bir idealizmin, gereki ve maddeci bir yzyln dnm eylemlerine nasl temel olabildii hakl olarak sorulabilir. Ortaya koyduu sistem Antik Yunanistandaki Heraklitin her eyin babas savamdr szne dayanyordu. lm esnasnda yle demitir Beni rencilerimden sadece Michelet anlad. demitir. Sonra eklemi O da yanl anlad (Saliholu, 1993: 130). Hegel, Alman idealizminin en sistemci filozofudur ve bu nedenle onun tarih felsefesi ancak kurduu sistem iinde anlalabilir. te yandan, Hegelin kurduu sistem, felsefe tarihinin tand en byk ve en etkin birka sistemden birisidir ve bu sistemde de Hegel, Heraklitos ve Platon gibi dnrlerin kuramlarndan etkilenmitir. Hegelin tarih felsefesi kaynan (neri ve terminoloji) Voltaireindir. Yeni bir tr tarih nerir; ama tarih felsefesi onun iin tarih zerine felsefi dnme deil, daha byk bir gle ortaya kan tarihin kendisidir ve salt deneysel tarihten farkl olarak felsefi tarih, yani yalnzca olgu olarak saptanmakta kalmayp, olgularn
59

O. . Duman

niye olduklar gibi olup bittiinin nedenleri kavranarak anlalan tarih haline gelir. Bu felsefi tarih insanln evrensel bir tarihi olacak (Hegel burada Herderi izler) ve ilkel alardan bugnk uygarla doru ilerlemeyi sergileyecektir.nsan aklyla zde olan zgrln gelimesi ise felsefi tarihin yantlanmas gereken soru devletin nasl ortaya kt sorusudur. (Btn bunlar Kanttan alnmtr) (Collingwood, 1996: 150-151). Tarihi gelecee ilikin hibir ey bilmez; tarih gelecekteki bir topya deil gerek olan imdi de sona erendir(bunu Schillerden alnmtr). nsann zgrl zgrlnn bilinciyle ayn eydir, yani zgrln gelimesi bilinliliin gelimesidir, bu bir mantksal gelime srecidir (bu Fichtede vard) son olarak, felsefi tarih yalnzca insan srecini deil kozmik bir sreci, dnyann kendinin bilinci ierisinde tin olarak kendini gerekletirdii bir sreci de sergiler (bu Schelling grdr). Demek ki Hegel, tarih felsefesinin ralayc izgilerinin her birini ncllerinden almtr, ama onlarn grlerini, olaanst bir ustalkla, bir btn olarak bamszca ele alnmay hak eden tutarl bir kuram ierisinde bir araya getirmitir. Hegele gre bir tarih felsefesi de, speklatif alan akln u olanaa sahip olduunun saptanmasyla ie balar: Akl dnyaya egemen olduu, yleyse dnya tarihinde akla uygun bir sreleme bulunduu. Bu bakmdan Hegele gre tarih felsefesi, tarihin dnsel yoldan incelenmesinden baka bir ey deildir. Ama Hegel, byle bir abann tarihi a priori olarak kurma tarznda anlalmamas gerektiini de vurgular. Tarihe byle bir a priori sokma giriimi, Hegele gre, Kantn da belirttii gibi, tarihe yabanc bir akl tamakla olur. Ama Hegel, tam bu noktada Kant eletirerek, tarihe bir a priori aramann refleksiyonlu dnmenin bir sonucu olduunu ve fenomenlere dnk olarak alan bir dnme etkinliinin tarihe bir a priori bulamad iin bu a prioriyi bir yabanc akla devrettiin belirtir. Ancak Hegele gre tarih felsefesi mantka onaylanan tasarmlar altnda yaplanabilir. nk, tarihte de ayn akl hkm srmektedir. Dnmenin konusu olarak ayn akl yani tin vardr bu tini felsefe kendi z olarak bilir. yleyse tarih felsefesi de , tarihin ieriinde akln varln bilir (zlem, 2001: 117-118). Hegel birey ve toplum yaplarnn toplumsal geliim srecinde sorgulamaya almtr. Ergin
60

insan yani akln kullanma becerisi ve bilincine sahip bireyin nemi ve toplumsal geliim srecindeki belirleyiciliini ayrca vurgulamtr. Akl ona gre her eyi yaptrandr. Sre doal ancak kendi ierisinde ayn zamanda kendine zg kurallaryla iler. Tarihte toplumlar bu ynden ayrrlar nk, bu tinsel yetinin farkndalk her toplumda ayn gte ve ekilde olmamtr. Hegele gre tarih, tinin kendi eylemi olarak dnya tarihinde kendi z bilgisine doru ilerlemesi srecinden baka bir ey deildir. Bu ise zgrlktr ve dnya tarihi zgrlk bilinci iinde ilerleme sreci dir. Tarih tinin kendi zn at,kendini da vurduu yer olarak, asla bir doal olu da deildir. Tarihin z insann zgrlk bilinciyle yapt eylemdir, nk o ancak eyledii eydir ve o kendisi iin eyler ki, kukusuz burada tin kendini, kendi bilincinin objesi yapmakta, kendini bizzat kendi iin amlayarak kavramaktadr. Devlet, tm tinsel etkinliklerin organize olmu bir grnmdr. Bu yzden tarih felsefesi, ayn zamanda tinin gelime basamaklarn, dnya tarihine gemi devlet kurucusu halklar, bu geliim basamaklarnn tayclar olarak grlr. yle ki, tarih felsefesi, akln geliim basamaklarn, bir btne doru gitmek zere birbirine balanan halkalar olarak tanmlar. Bu anlamda Hegel onlarn oluturduklar devlet tiplerini de izler. Hegele gre , dnya tarihine mal olmu drt dnya-tarihsel devlet vardr: Doulu, Grek, Roma, Hristiyan-Germen. Hegel bu srete dnya tarihine mal olmu bireylerin etkisi zerinde durur.Hukuk devleti ve roln iyi bilen bilinli ahlakl yurtta zerinde durur (zlem, 2001: 118). Hegele gre akl yoluyla iten zorunluluu gerekletiren tek tek insandr. Bunlara byk adam der. Ama tek bir insan byk adam yapan nedir? diye sorar Hegel. Yant da yledir: Tarihsel kiilii olan adam, kendi bireysel deerleri ile byk adam olmu deildir. Byle bir insann ok keskin bir zekas, tutkular olabilir. Duygular derin olabilir.Ama onu byle tarihsel byk bir kiilik yapmakta bu kiisel zellikler, erdemler yeterli deildir. nk bu eitten erdemler tarih bakmndan hibir nemi olmayan insanlarda da bulunabilir. Ama insan tarihsel kiilik yapan, tarihin kendisini ne yana srklediini kavrayabilmi olmasdr.Bir skender, bir Sezar, bir Napolyon byk adamlard, nk, Hegele gre bunlar bulunduklar anda neyin olmas
Pamukkale University Journal of Social Sciences Institute, Number 7, 2010

Tarih Bilimi ve Bilgisi Asndan Aydnlanmadan Gnmze Sorularla Tarih Felsefeleri ve Kavraylar

gerektiini sezmi, duymu olan ve tarihin bu objektif gelimesini bilmi olan insanlard. Byk tarihsel kiiler bu nesnel tinin bir igderleridirler. Tarihsel kii zamannn olan bir insandr (Akarsu, 1994: 84). Hegel bu yukarda aklamaya altmz dncesi ile birbirine kart olan grleri byk bir ustalkla uzlatrmaya alyor. Tarih byk kiiliklerin rndr, derken byk adamlarn da tarihin bir rn olduunu vurguluyor. Hegelin tarih anlay Aydnlanmann tarih anlayna da kardr. 18. yzyl tarih anlayna gre tarih, tek insann rndr, tek insann yaratmasdr. Devlet tek tek insanlarn, bireylerin aralarnda yapm olduu bir szlemeye dayanr. Oysa Hegele gre tam tersine, devlet kavramnn temelini ulus kavram kurar. Ulus da, aile de bireyin stnde bir varl olan, kendilerine zg birer varlktrlar. Her ulus da iten bir zorunlulukla bir devlet olmaya abalar. Tarih iinde karlatmz byk kiiler ounlukla byk devlet kuruculardrlar. Ama bunlar da zamanlarnn istediini gerekletirmi olan insanlardr. Hegel 18. yzyln tarih anlay ile kartlk iinde bulunduu gibi, Kantn ahlak temelli tarih anlay ile de kartlk iindedir. Kantn gznde en deerli olan ey tek insandr. Bu evrende kaytsz koulsuz olan varlk, zgr istenci olan tek insandr. Buna karlk Hegelin gznde insan bir aratr, bir iidir. Gerek varlklar olan devlet, ulus tek insann stnde bulunan , bunlardan daha yksek olan ve bireyi birer ara olarak kullanan kurululardr. Hegel bundan dolay politik eylemler zerinde ahlak bakmndan bir yargda bulunmay doru bulmaz. Hegel bu bakmdan Machiavellinin anlayna yaklar. Bu anlaynda Hegel , her eyi, politikay da ahlak felsefesine balamak isteyen Kantn karsndadr. Tarihin gelimesi, politik gelime olmas bakmndan, devletlerarasnda savamalar, atmalar eklinde srp gider. Kant bu devletlerarasndaki sava ve atmalarn gnn birinde sona erebileceine ve devletlerarasndaki kar ayrlklarn yoluna koyacak olan bir devlet birliinin, bir uluslar derneinin kurulabileceine inanr. Oysa Hegel, savalar ve atmalarn sona ermeyeceini syler. Hegel tek insan bir ara olarak grd iin byle bir anlaytan yana olabiliyor. Ama Hegele gre bu politik gelimenin stnde bir kltrel gelime ykselir (Akarsu, 1994: 84-85).
Pamukkale niversitesi Sosyal Bilimler Enstits Dergisi, Say 7, 2010

Bu kltrel ykselme de Hegele gre durum udur: Nasl tek tek insanlar doarlar ve lrlerse, tek tek devletler de yle kurulur ve yklrlar. Bu olu ve yok olua insan gibi devletler de katlr. O bunu bu tarih alann her eyin zerinde yok olup gittii bir kasap tezgahna benzetir. Ancak ona gre bu yok olu srecinde sadece bir tek ey sonsuza dek srp gider o da kltrn gelimesidir. Bu lmsz olan sre sanat, din ve felsefe biiminde kendini ortaya koyar ve insan kltr geliir. Kltrn geliimi sreci insanlk tarihinin geliim srecini yaratr. Nasl bir tek insan iinde bulunduu devletin gelimesine hizmet ediyorsa, tek tek devletler de bu genel kltrn gelimesine hizmet etmektedirler diyen Hegel, tarihin asl anlamnn bu olduunu belirtir. Devletler ona gre lml ancak sanat, din ve felsefe lmszdr. Kltr baarlar bu anlamda tek insann deil devlet kurulularnn baarrldr. Kltr tek tek insanlar deil , birbiri ardndan gelen kuaklar yaratr. Bu kuaklar devlet biiminde rgtlenmi topluluklardr. Hegele gre bir ok devlet vardr ancak insanlk iin tek bir kltr tarihi vardr (Akarsu, 1994: 86). Hegelin yasasna gre tarih olaylarn ve kiilerin tekerrrnden ibaretti. Ayrca Hegel tarihsel gelimeyi diyalektik gelime olarak kabul ediyordu. Hegel, tm dnya tarihini tm dnya ruhunun kendi bilinlenmesinin daimi sreci olarak gryordu.Dnya ruhu tarihinden basamaktan basamaa, durumdan olumsuzlua bir durum olan olumsuzluktan olumsuzlua giderek insan bilincinde var olmutur. Bylece insan ayn zamanda kendi zgrlk bilincine ular.imdi o, tm gelimelerin yneldii tarihin diyalektik gelimesini alglayacak durumdayd (Harton, 2000: 40). Hegel bu yukarda deinmeye altmz syleminden u sonuca ulamaya alyor, eer dnya ruhu devlet ve hukuk gibi nesnel ruhun biimlerinde kartlklar halinde geliirse ve bunu yurtta kavrarsa o zaman yurtta kendini bu devletle zdeletirecektir. Hegel burada znel ruhla (etkin birey olan insanla), nesnel ruh (devlet ve hukukun) sentezi olanan gryordu (Saliholu, 1993: 130). Birey kendini devletle zde grd zaman devletin yasalarn gnll olarak bizzat isteyecektir. Hegel bylesi bir sentezi reform devrinin Prusya devletinde gryordu. O,
61

O. . Duman

devletin eski ve keyfi biimde var olmasn yava yava ortadan kalkacan nk bireyin kendini onunla zde greceini dnyordu (Saliholu, 1993: 131). Bu dnceleri zamanla baz evreler tarafndan deerlendirilmi kabul edenler ve bunlar eletirenler olmutur. Hegelin kendisi bile kendi ortaya koyduu bu fikirleriyle zaman zaman i eletiriler yaparak tekrar tekrar deerlendirmitir. Hegel, Devleti gelime ve tarihsel deiimin balca vastas olarak grr. Modern zamann ruhu ancak kendini siyasi yollardan gsterir Tin devletlerin, sanatlarn, bilimlerin balangcdr. Bylece dnya tarihinin geliiminde tinin nemli bir etkisi vardr. Btn bunlarn hepsi tarihinin geliiminde de olduka nemlidir. Ayrca tm bunlar tarihin a priori yanyla ilgilidir, tarihteki deneyim a prioriye uymak zorundadr (Hegel, 2003: 164). Hegel, dnya tarihi yaklamnda ise tin ve etkisi zerinde durur. Dnya tarihinin gelimesi dnya tininin bireyde kendini tanmasna baldr, der. Bu sre ierisinde zel tin bu gelime ilkesini, dnya tini daha yksek bir bilin dzeyine aile, toplum ve devletle harmanlar. Nesnel us ise tarihin balang ilkesini ifade eder. Dnya tini sonunda kendi kendisinin en yksek bilincine mutlak usa ular. Bu gelime sonucu da felsefeden baka bilimler yani din, tarih ve sanat belirir (Denkel, 2003: 185). Hegele gre tinsel dnya ancak kltr tarihinde (devlette, bilim, sanat, din ve felsefenin tarihinde) geliip ilerleyen tine ykseldiinde tam anlamyla kendisi iin, kendin de olan bir dnya tarihi olur. Akll insan gzlemde bulunur, bylelikle dnceler ona dardan gelmez nk onlar kendidedir (Bumin, 2001: 83). Hegel tarih felsefesine bizzat yazd girite, btn insanlk tarihinin istikametine ve kaderine ilikin kendi grn aka belirtmitir: Dnya tarihi, zgrlk bilinliliinin gelimesinden baka bir ey deildir. Bu cmlenin Hegelin btn dncelerinin bir zeti olduu dnlr. Hegelin tarih felsefesinin temel dncelerine gre, filozofa gre, tarihin amac Tinin doadaki tutsaklndan kurtuluudur; bylece Tin kendi zyle de olarak yeniden birleecektir. Tin ya da Ruh (Geist) kendi olanaklarn gerekletirme eyleminde olan zgrlk ve kendini bilmedir. Hegele gre, gerek olan ussaldr, ussal olan
62

da gerektir. de ya da akl tm gereklii biimlendiren ilkedir. nsann tutkularndan doan isten gc olmasayd, Tin , de, ile yeniden birleimini gerekletiremezdi. Birey birey olarak nemsizdir, yalnzca tarihsel nem tayan sanat ve kahramanlar tarihte belirgin bir zgrlk gsterirler. Ama bir insan ister sradan bir yurtta, ister cesur bir kimse, bir kahraman ya da bir kurban olsun, Tin aracndan baka bir ey deildir (Hegel, 2005: 131). Tarih felsefesi yaklamnda Hegel retisi youn miktarda romantik renkler tar. rnein ulus kavram Hegelin tarih felsefesinde nemli bir yer alr. Kendisine gre bir bireylii bir kiilii olan bir insan toplumdaki ulus kavram romantik dnya grnn bir rndr. Hegel akln tarih iinde olduunu ve tarihin aklla kavranabileceini ileri srer. Yani Hegele gre tin (akl), doann ve tarihin iindedir. Baka bir deyile aklsal olan her ey gerektir ve gerek olan her ey aklsaldr. Dnya tarihi, tin tarihidir, tinin kendisini adm adm aarak ortaya koyuudur (Berlin, 1960: 12). Hegel, tarihi Tinin kendini bilmeye doru olan bir devinimi diye anlar. Dnya tarihini, Tinin bilincinin ilerlemesi olarak kavramak iin, tarihsel devinimi oluturan yapsal eyi kavramak gerekir. Bunlar,1)Tinin idesi, 2)Gerekleme aralar, 3) Tinin son ve yetkin biimde nesnelemesi, yani dlamas olan devlettirler. Hegele gre akln ve gerekliin zdelii onun tarih yorumunu da koullar. Felsefenin tarihi dnmek iin yannda getirdii tek dnce, akln yaln bir biimde kavranmasdr. Akl dnyaya egemendir, demek ki, dnya tarihi bize ussal bir sre sunmaktadr (Hegel, 2005: 132). Tarihin aklsal bir anlam ve amac vardr. Buna karlk, aklda tinde bir olu douran tarihsel ilkedir. Akl da, tin de kendilerini ortaya koyarlar ve daha sonra kartlarnda kendilerine kar karlar ve bylece kartln, olumsuzlayarak bir birleim iinde birletirirler. Tarihi ve tini, tin olarak tarihi kavramak iin olumsuzlamay, elikiyi, sava, mcadeleyi, ktl bir yana brakmak doru olmaz. Tam tersine bunlar, tarihin ilerlemesini salayan srelerdir (Derman, 1990: 168). Hegele gre bilin tarih iinde belirlenen biimde deiir. Ve akkandr, duraan deil dinamiktir. Sonuta tarihi ilerleten ey, ne soyut bir dnce ne evrensel bir ruh ya da akldr. Hegel tarih
Pamukkale University Journal of Social Sciences Institute, Number 7, 2010

Tarih Bilimi ve Bilgisi Asndan Aydnlanmadan Gnmze Sorularla Tarih Felsefeleri ve Kavraylar

olgusunda felsefeyi pratik hale getirme, onu dorudan doruya politikayla birletirmeye uramtr (Mejuyev, 1987: 52). Tarih felsefesi, tarihin dnen bak tarafndan ele alnmasndan baka bir ey deildir. Hegele gre dnmeyi burada asla bir yana atamayz. nk ona gre insan dncedir. Tarihte her trl uramada dnme vardr. Felsefenin tarihe getirdii biricik kavram sadece Akldr. Dnya tarihinde her ey akla uygun olmaktadr. Dnya tarihinde her ey akla uygun olduu gibi, dnya tarihi, dnya tininin akla uygun zorunlu gidiiydi. Dnya tini tarihin tzdr (Gkberk, 1979: 360). Tarihsel olan doru kavramamz Hegele gre olmas gereken ilk eylerdendir. Tarihi belgeler ve bulgular ortaya koymaya alsa da dncesi bakmndan edilgen deildir. Kendi kategorilerini beraberinde getirir ve varlklara bu kategoriler iinde bakar. Doru duyulardan meydana gelen yzeyde bulunmaz. zellikle bilimsel olmas gereken hibir eyde akl gaflet uykusuna dalmamaldr. Derinlie ynelip inceleme yaplmaldr. Dnyaya akl gzyle bakana dnya da akl gzyle bakar, bunlar karlkldr (Gkberk, 1979: 363). Tarih felsefesi, bat felsefesi sz konusu olduunda, kendi iinde zaten bir balang meydana getirmektedir. Hegelin tarih ya da tarih felsefesi yazmasndan nce, tarih konusu byk filozoflarn hi birine zellikle nemli grnmemiti. Burada History at England den dolay, ksmen Hume bir istisna olarak grlebilir, fakat Hume, bizim anladmz anlamda bir tarih felsefesi hibir zaman kaleme almamtr. Ayn ekilde Leibniz de, bir aile tarihi kleme alm ama hibir filozof Hegel kadar tarih felsefesine eilmemitir. Bu gerek bir yeniliktir. Onu rnein Kantla karlatrdmzda Kantn insan doasyla ilgili grlerine gre, insan varlklar her zaman bir tarafta akllar dier tarafta ikiye blnrler. Bu eski insan olgusuna benzer. Hegel daha pek ok kavrama tarihsel adan bakmtr. O kavramlarmzn yaam biimlerinde ve dolaysyla toplumlarda cisimletiini ve toplumlar deitii zaman kavramlarn da deitiini dnyordu. Evet olduka mantkl gibiydi, Hegel , tarihin oluum tarznda bir gelimenin bulunduu-tarihin hep ileriye doru hareket ettii inancndayd. Tarih statik olmayp her zaman bir srece karlk gelmektedir (Magee, 2000: 197-198).

Hegel ve Kantn tarih felsefeleri yaklamlarn karlatracak olursak; Byk bir sistem kurarak, Kantn olanaksz olduun syledii eyi gerekletirmi, yani rasyonel bir metafizik kurmu olan nl Alman filozofu Hegeldir. Alman idealizminin kurucusu olan Kant, akln kendisinin a priori kategorileri ve bilginin formlarn, kalplarn salad iin bilginin mmkn olduunu sylemiti. O bilginin, bu a priori kalplarnn insandan, ieriinin ise d dnyada insann dndaki gereklikten geldiini savunmutu. Buna gre insan zihninin, bilgi priori deneyden bamsz olan formlarn, kategorilerini salar, bu formlarn malzemesi, ierii ise insandan bamszdr, dardan gelir. Hegel, ite bu noktada bilginin formlar kadar ieriinin de, zihnin eseri, rn olmas gerektiini savunur. Hegele gre tm eler zihnin eseridir (Cevizci, 1997: 321). Kantn retisinin ba zellii bir eletiri felsefesi olmasdr. Bu nedenle Kantn felsefesi eletiricilik adn tar. Akln baarabildii eyleri birbirinden ayt etmeyi, bu bakmdan bir eleme yaamay amalar. Btn sistemini de salt akln eletirisi adl eserinde dile getirmi. Ona gre btn bilgiler deneyden balar ama bilgilerimiz deneyden kmaz. Deney bir katkdr. nemli olan bilgi yetimizin bilgi srecine kattklardr (Cevizci, 1997: 322). Kant doay sk bir nedensellie bal bir alan olarak dnr. nsan ve zgrl de iin iine girerse ahlak yasas olarak dzenlenir. Bunu dev ahlak olarak dile getirir. nsann erei mutluluk deil devdir. Bu Kantn ahlak retisidir. Bu ahlak anlay Kantn devlet ve tarih felsefelerinin temel grdr. Tarihin gerei hem ulus iinde hem de uluslar arasnda bir hak dzenini salamak diye anlalmaktadr. Birlemi Milletleri ilk olarak nerenlerden biridir (Gkberk,1979:82). Hegel ise devlet retisiyle tarih anlayn bir arada tutmutur. Ona gre devletler egemenlik kurmaldr. Egemen varlklardr ve bunlarn stnde birbiri karsndaki haklar gvence altna alan bir g yoktur. Devletlerin varlnda ise tarih son sz syler. Devletler tarihin kaderine boyun een Greklerde balayan Polyviosla balayan Herder de Hegelde son bulan bu anlay tarihin temsilcileridir (lken, 1981: 14). Sonu olarak Hegel melankolik yaklam ile her eyi kapsayan sistemi son derece karmak bir

Pamukkale niversitesi Sosyal Bilimler Enstits Dergisi, Say 7, 2010

63

O. . Duman

bilgiye ulaarak olgunlamt. Bu ynyle Hegel zamannn birok dehasn cezp etmitir. Ancak Avrupa tekrar ortaadaki gibi bir a yaamaya balayp duraanlanca, Hegel bir etkin tarz olarak kalabilmitir de. Avrupa hzla baka bir aa yaklamaktadr. phesiz bu duraan zamanlar salamaya alan gler vard. Farkl ekillerde ama birbirine benzer, tyler rpertici neticelerle. Hegel, sonuta dnyay fantastik, entelektel bir masal olarak alglamtr diyebiliriz (Strathem, 1998: 79).

insan, bir ulusu, bir halk, bir devleti, kendi zel oluma tarz, kendi zel durumu ve kendi zel belirlenimi altnda ele almaldr. Tarihsel bilgi, bir halkn, bir ulusun, bir devletin kendine zglln oluturan elerin eletirisi ve zmlenmesi yoluyla elde edilir. Bu bakmdan, tarihsel bilgi, byle bir srete o ulus, devlet ya da halkn kendini nasl tandnn da bilgisidir (zlem, 2001: 136). Alman tarih okulu iin hibir tarih aratrmas salt bilme, bilmek iin bilmek uruna yaplamaz. Bugnmze bir katk getirmeyen, bugnmz anlamaya yardmc olmayan bir tarih aratrmas amasz bir ura olmaktan teye geemez. Alman okuluna gre tarih yaamakta olan kuaa bir eyler tamaktr (Akarsu, 1994: 136). Alman tarih okulu, bir halk bir ulusu ele almak iin en uygun modelin, bu halk ve ulusu, tpk Herder gibi bir organizma olarak grmek olduunu belirtir. Her tarihsel ayrntda tarihin organik karakterinin grlebileceini belirtirler.

5. ALMAN TARH OKULU HAKKINDA!


Alman tarih okulu, kkeni ve geliimi bakmndan byk lde Herdere bal ve ounluunu ayn zamanda filozof da olan tarihilerin oluturduu bir okul olarak, Alman dealizmi ile ayn dnemde ortaya km ve hatta baz bakmlardan ondan daha da eski bir gemie sahip olmutur. Ama geliim izgisi iinde sonradan byk lde Alman dealizmine kar bir tepkiyi de ksmen beraberinde tad iin, bu okula ayr bir blmde incelemeyi uygun grdk. 1830lardan sonra Alman dealizmine ve zellikle de Hegel felsefesine ve zellikle de onun tarih anlayna kar sert tepkiler ortaya kmtr. Bu sert tepkilerden birisi, Herderin her a ve ulusu kendi zellii ve tekillii iinde tanmak konusundaki grn benimseyerek, genel tarihe bal olduu kadar, Alman ulusunun tarihine de ynelik youn bir tarih aratrmas etkinliini srdrmekte olan Alman tarih okulundan gelmitir. Modern tarih biliminin kurulmasnda ok byk katklar olan Alman tarih okulunda, geri okul yeleri arasnda ama ve eilim farkllklar vardr, ama okul tmyle bir genel programa da bal grnyor. Bu okul Herdere bal olarak, Aydnlanmann ve Alman dealizminin ortak ilkesi olan ilerleme idesinin somut olarak denetlenmesi olanaksz bir ey olduu konusunda gr birlii iindedirler (zlem, 2001: 136). Alman okuluna gre, somut tarih aratrmas tarihe, Hegelin dedii gibi akln gerekleme an olarak bakmamza elverecek hibir yeterli ipucu bulamamaktadr. Tam tersine, somut tarih aratrmas, tarihte akla uygun baz gelimeler saptasa da, bunun yan sra, akld motiflerin bazen ok daha fazla olduunu, hatta bu motiflerin aklc motiflere daha ar bastn gzlemektedir. Tarih aratrmas Hegelin dedii gibi historik tarih alannda kalmaldr. Tarih aratrmas, bir
64

6. XIX. YZYIL YEN KANTI YAKLAIMLAR NELERDR?


A) Heidelberg Okulu (H.Rickert) 19.yzyln son eyrei ile 20.yzyln ilk onyllar, zellikle Almanyada byk tarih yazarlarnn yetitii bir dnem olmutur. Bu byk tarihiler (O.Hintze, F.Rachfall, F.Meinecke, E.Mayer) Alman tarih okulu gelenei iinde, her dnem ya da a kendi bireysellik, tekillik ve btnl iinde ele alp betimlemeye ynelen bir tekilletirici tarih aratrmas iindeydiler. Hepsi Alman tarih okulu iinde yer alan bu byk tarihiler bir yandan tekilletirici yntemlerle te yandan da genelletirici bir yntemle dnya tarihiliine ynelik almalarda bulunuyorlard. 20.yzyl balarnda byk tarih yazarlar arasnda bilim olarak tarihte genellik-tekillik, yasallk-rastlantsallk konularnda sregelmekte olan tartmalarn younlamasna koutluk iinde, felsefe dzleminde de tarih biliminin metodolojisi zerinde almalarn hzland grlr. 20. yzylda tarih bilimine ynelik felsefi almalarn en nemlilerinden birini yeni kant tavr benimseyenler gerekletirmilerdir. Ancak yeni kantlk akm iinde bu almalar iki okul halinde yrtlmtr: 1. W.Windelband ve H.Rickerte bal Heidelberg Okulu (Gney Bat Almanya Yeni Kant okulu), 2. H.Cohen ve P.Natorpa bal Marburg okulu (Akarsu, 1994: 100).
Pamukkale University Journal of Social Sciences Institute, Number 7, 2010

Tarih Bilimi ve Bilgisi Asndan Aydnlanmadan Gnmze Sorularla Tarih Felsefeleri ve Kavraylar

Heidelberg okulu, esasnda mantksal temelli bir tarih zmlemesi gelitirmitir. Windelbanda gre, tarih kavramn bir yere oturtmak iin, nce doa bilimleri ile tarih arasndaki snrlar iyice saptamak gerekir. Buna gre doa bilimleri genel yasalar a ynelen etkinliklerdir ve mantk diliyle konumak gerekirse, doa bilimlerinin hedefi cins kavramlar (genel kavramlar) elde etmektir ve zorunlu yarglara varabilmektir. Oysa tarih, tekil kavramlar yannda, tekil nermeler yani yaln yarglar elde etme peindedir. Yani tarihin hedefi tmel nermeler elde etmek deil, her olay kendi teklii iinde betimlemektir. Rickerte gre ise tarih kavram, kendine zg ve teklii iindeki bir defalk oluan kavramdr. Dolaysyla bilimler yasac ve bir defalk olan betimleyici (ideografik) olmak zere ikiye ayrlmaktadrlar. deografik yani bir defalk olan betimleyici tarih bilimi bir defalk olular, rnein bir dnemi, bir a, bir sanat akmn betimleme peindedirler. Tarih zaten tamda, bu tekillii kavramak istemesi yznden bir yasac bilim olamaz. Yasa peinde komayan bilim de vardr tarih byle bir bilimdir der, Rickert. Ona gre yasa ve tarih kavramlar karttrlar. Rickerte gre ve Alman tarih okulu der ki tarih bir defalk oluun bilimidir. Bu tekilletirici bak asn ortaya koymaktadr. Tarih yasalar peinde koan genelletirici bir bilim olamaz. Tarih ayrca genelletirici bir kltr bilimine destek olabilir ancak kendisi byle bir bilim haline getirilemez. Bu konuda kltr gerekliine ynelme konusunda tarihten fazla bir ey beklenmemelidir (zlem, 2001: 176). Yeni Kant Heidelberg okulunun tarih eletirisi, tartmal tarih felsefelerine, tarih metafiziklerine kar bir tarih mant gelitirmeye alr. Bylece de tarih felsefesinden byk lde tarih biliminin felsefesini anlam olur. Bu anlamda tarih biliminin metodolojisi konusu nemsenerek bu konuda da almalar yrtlmtr. B) Marburg Okulu (H.Cohen ve P.Natorp) Bu okul tarih sorunsalna bir etik sorunsal olarak eilmitir. Tarih kavram akln sonsuz grevi iinde temellendirilebilir. Akln sonsuz grevi insanlk idesini gerekletirmektir. Bu bakmdan tarih sorunsal, tam da ahlak retisinin merkezinde, yani ilkeler koyan insana ait bir sorunsaldr. Marburg okulu, tarihe bir etik sorunsal olarak eilirken bu konuda kendine
Pamukkale niversitesi Sosyal Bilimler Enstits Dergisi, Say 7, 2010

zg bir sosyalizm grn gelitirir ve bu grn erevesinde Marksist sosyalizm ile tartmaya girer. Onlara gre tarih yasalar altnda kendiliinden gerekleen ve ereklere yani amalara doru ynelen bir sre deildir. Gene Marburgculara gre tarihsel sre ierisinde insann bizzat kendi emei ve amalar olmaldr ve tarihsel sre byle gereklemelidir (zlem, 2001: 178). Tarih, tarih yasalarnn yapt deil, bizim yaptmz bir tarih olduu srece anlamldr der, Cohen. Marburg okuluna gre, Kant , tarihe, sonradan Hegelin yanl yorumlad gibi ,insann zgrlnn gerekleme alan olarak bakmamtr.O, yeni ala birlikte zgrlnn bilincine varan insann, bu bilinle tarihe nasl bakmas gerektiini etik bir konumlamadan kalkarak vurgulamak istemitir.Alman idealistleri ve Marksistler, Kantn bu etik yargsn bir yana atp, tarihe ya idealist ya da materyalist etiketli, ama aslnda ayn determinizmi tamlard. Bylece yeni-Kant oluan Marburg okulu evrim kuramna nem vermeye balamlardr. Ayrca ekonomik koullarn nedenlerin tarihsel olaylarn kaytsz artsz belirleyicisi olduu sav yerine Marburg Okulu tarihte, her zaman deien belirleyici gler bulunduuna inanmlardr. Tarihte tek ve baat belirleyici ekonomik etmenler deildir, tarihte tek merkezli ve tek boyutlu bir nedensellik dnlemez olduuna inanmlardr. Byle bir tarihsel nedensellik anlay, bir kadercilik (fatalizm) ierir ve insan zgrln ortadan kaldrr (Akarsu, 1994: 111). C) Shopenhauer ve Tarih Felsefesi Arthur Schopenhauer (1818-1859), bilimlerin kendilerinin kavramlar sistemleri olduklar iin, daima trlerden bahsederlerken; tarih ise bireylerden sz eder demektedir. Demek ki tarih, bir elikiye iaret eden, bireysel eylerin bir bilimidir. Bilimler hep bir azdan daima olan ey den sz ederken tarih ise sadece bir kez olan ve bir kez daha olmayacak olandan sz etmektedir. Ayrca Schopenhauere gre tarih, mutlak bir biimde tikel olanla ve doalar gerei tketilemez olan bireylerle ilgili olduu iin, her eyi ancak eksik ve ksmen bilir. Ayrca tarih kendisini, henz hakknda tam bir bilgi sahibi olmad her bir yeni gnn nemsiz/ kk eylerinden ders almaya ak tutmaldr (zlem, 2006: 222).

65

O. . Duman

Shopenhauere gre tarih, bize her an farkl bir eyin olmu olduunu retirken, felsefe bizi tm zamanlar iin tastamam ayn eyin olmu olduu, olmakta olduu ve olaca igrsne ulatrmaya abalar. Tarih derinlii uzunluk ve genilikle salamay umar, her mevcut an, onun iin gemile tamamlanmas gereken bir paradr sadece. Ancak gemiin uzunluu sonsuzdur ve ona katlan ey ise, yine sonsuz bir gelecektir. Felsefi ve tarihsel zihinler arasndaki kartlk buna dayanr. nceki kavramak ve bulmak ister, sonraki ise sonuna kadar anlatmaya alr. Tarih, her yznde, sadece ayn eyi farkl formlar altnda gsterir, fakat byle bir eyi, bir ya da birka formda tanmayan kii, onun bilgisini tm formlar gzden geirmek suretiyle zorlukla elde edecektir. Halklarn tarihindeki dnemler, temelde sadece isimler ve tarihler bakmndan farkldrlar; gerekte zsel ierik her yerde ayndr (zlem, 2006: 193).

gereksinimi olduu sorusu, bir insann, bir ulusun, bir kltrn sal bakmndan en nemli sorulardan ve yaamn en nemli kayglarndan biridir. nk tarih ar bir g kazanrsa yaam paralanr(Nietzsche, 2005: 46). Yaamn tarihin hizmetine gereksinme duyduu sz, imdi kantlanacak olan tarih incelemelerinin arya gidiinin ya da tarihin ar kullanlnn, yaayanlara zarar verdii sz kadar ak olarak kavranlmas gerekir. Gene Nietzscheye gre, tarih, yaayanlara bakmdan baldr. a)Yaayanlarn etkin ve bir eye erimeye abalayan kimseler olmalar bakmndan, b)Koruyan ve sayg duyan kimseler olmalar bakmndan, c)Ac eken ve kurtulua gereksinme duyan kimseler olmalar bakmndan. te bu balanty tarih incelemelerinde, eit tarih karlk olur: Bu yzden tarihin antsal tarih ve eskiyi koruyucu tarih ve eletirel tarih gibi trlere ayrlmas uygun grlmtr (Nietzsche, 2005: 47). Nietzscheye gre mutlu olabilmenin de, tarihten kopabilmenin de, tarihsel duyguya sahip olabilmenin de belli dereceleri vardr; bunlarn hepsine, yaam zedelemeyecek ve onu en sonunda ortadan kaldrmayacak oranlarda muhtacz ve bu tek insan iin de, bir ulus iin de, bir kltr iin de byledir Eer gemiin mezar kazclar olmak istenmiyorsa, tarihle ilgilenmenin derecesini ve onun unutulmasn gerektiren snrlar belirlemek iin, bir insann, bir ulusun, bir kltrn ne byk yaratc gce sahip olduunu bilmek gerekir. nsan ne kadar gl ise, gemii de o kadar kendine mal eder ve burada unu renir ki, tarihsel anlam (miras), onun kendi gcyle yapmak istediklerine hibir snr koyamaz. te bu yzden, tarihsel olmayan ile tarihsel olan, bir bireyin, bir ulusun, bir kltrn yaamn devam ettirebilmesi bakmndan ayn lde gereklidir (zlem, 2001: 380). Nietzsche, tarihi bir yarar kayna olarak grr. nsanla tarih, tarihle insan i ie kaynam, karm bir nitelikte olmal. Tarih, insan gelitirmeli, ilerletmelidir. nsan iin tarih yaamn dnda deildir. yaamn yararnadr, tarih-d olan bir gcn karna deildir (Eybolu, 1997: 30). C) Dilthey (1833-1911) Wilhelm Dilthey (1833-1911), ncelikle tinsel yaama felsefesi yaklamn nemsemi ve
Pamukkale University Journal of Social Sciences Institute, Number 7, 2010

7. 20. YZYIL TARH FELSEFESNDE YEN TARH ANLAYILARI NELERDR?


A) Frankfurt Okulu Tarihi tarihin stne kararak bir ilerleme sreci olarak grmenin olanaksz olduu dnlmektedir. Bu okula gre tarihe daha gereki biimde bakabilmek iin, bu ilerleme optimizmini terk etmek gereklidir. nk tarih bu gne kadar kendisini kesintisiz bir sreklilik olarak kurgulamamz salayacak bir total sjeye asla sahip olmamtr. Bu grler ksacas Frankfurt okulunun tarihsel eletirileridir. Frankfurt okuluna gre gerek tarih gerek tutkulardan oluur. Bu gr zellikle M.Horkheimer ve W.Adorno ileri srmekte ve savunmaktadrlar. Tarihe yn verdii ileri srlen ne sadece tin, akl ne sadece ekonomidir. Tarih bir de bir tutku psikolojisi asndan grlebilmelidir (zlem, 2001: 228). B) Nietzsche (1844-1900) Friedrich Wilhelm Nietzsche, Alman asll svireli bir filozoftur.O lka uzman, kltr eletirmeni ve air. Ona gre tarihsel olmayanla tarihsel olan; bir kiinin, bir toplumun, bir kltrn sal iin ayn lde zorunludur.Tarih, yaamn hizmetinde bulunduu lde, tarihsel olmayan bir gcn hizmetinde bulunur, bundan dolay da bu ballk iinde, hibir zaman matematik gibi salt bir bilim deildir, olamaz olmas da gerekmez. Ama yaamn ne dereceye kadar tarihin hizmetine
66

Tarih Bilimi ve Bilgisi Asndan Aydnlanmadan Gnmze Sorularla Tarih Felsefeleri ve Kavraylar

bunu aklamaya almtr. Bu yeni felsefenin Almanyada en ok etki yapan temsilcisi Diltheydir. Ranke okulunda yetimi olan ve tarih bilimini k noktas olarak alan Dilthey Hegelden beri Almanyada kltr tarihi bakmndan en byk tarihi olmutur. O dnemde Almanyada tarih biliminin ilerlemesi doa biliminden aa kalmyordu. Ancak bu yeni bilimde eksik olan bu bilime dayanan bilgi kuram idi. Bu bilgi kuram iin Dilthey tarihsel akln eletirisini yazd. Bylece kltr bilimlerinin-tinsel bilimlerin-bilgi kuramnn yaratcs oldu. Tinsel bilimlere bilimsel bir temel koymann zorunluluunu ann bir buyruu olarak gryordu. Bu bilimlerin doa bilimlerinden bamsz bir konusu ve yntemi olduunu da kantlam oldu. Diltheyin tinsel bilimler olarak adlandrd bilim alan gnmzde genellikle insan bilimleri olarak adlandrlyor (Akarsu, 1994: 136). Diltheye gre tarihin deeri insann kendini tarih iinde tanmasndadr. nsann ne olduunu ancak tarih yolu ile yaayp anlatrz. Ancak tarih bize gsterir insann ne olduunu. Dnya tarihine baktmz zaman da, dnyaya insanlarn eitli adan baktn da saptarz. yleyse eitli tipte insanlarn eitli dnya grleri vardr. Dilthey temel dnya gr tespit etmitir: lkin naturalist-materyalist dnya gr, ikincisi objektif-idealist (nesnel idealist), ncs de subjektif-idealist (znel-idealist). Bu dnya grnden hangisinin doru olduuna karar verilemez Diltheye gre (Akarsu, 1994: 140). Her tarih dnemi anlamn kendi iinde tar. Her tarih dnemini ancak onu kendi iinde yeniden yaayarak, sonradan yaayarak anlayabiliriz. Bylece Dilthey tarihselcilik akmnn da bir temsilcisi olmutur. Buna gre her ey tarihin iinde boulup gider, geriye hibir ey brakmadan. Her trl tarihsel olayn sonu vardr, bu tarihsel dnya grnn son szdr. Nietzschenin kendinden nceki filozoflarda ve tarih felsefesini kurmu olanlarda grm olduu en byk eksiklik filozoftan filozofa miras kalan eksiklik, tarih duygusunun eksikliidir. Oysa her byk insann geriye doru etkisi olan bir gc vardr: Btn tarih, o insan iin yeniden tartya konur ve gemiin aa kmam yn ortaya kar. Gnn birinde daha nelerin tarih olaca nceden kestirilemez. Gemi, belki de daha aa karlmamtr. Her byk dnr kendi ann insan olduu kadar gelecek alarn
Pamukkale niversitesi Sosyal Bilimler Enstits Dergisi, Say 7, 2010

da insandr. Bu bakmdan ona den i kendi zamann ve gemiin ona verdii problemlere dayanarak insan, deien ve deimez yanlaryla kavramaya almaktr. imdi, bir dnrn pek etkileyemeyecei bir zaman alandr. nk ona gre imdiye rengini veren ey, gemiteki dnrlerin doru ya da yanl anlalmas ve aklanmasyla yetien ounluktur (Kuuradi, 1967: 11). D) J.P.Sartre (1905-1980) ve Varoluuluk 1905te Pariste doan Sartre, 1929da felsefe retmeni (La Havre Laonda) olduktan sonra Berlin Fransz Enstitsnde ders verdi.1039da askere giden Sartre, II. Dnya savana katld ve bir yl sava tutsa kald. Daha sonra kendini tamamen yazlarna vermek amacyla retmenlii brakt. Felsefe alannda temel yapt olan Letre et le Neant (Varlk ve Hilik) yaymlar. Diyalektik Akln Eletirisi adl kitabnda da tarih felsefe gr yer alr (zet, 2004: 45). Sartren tarih grnn merkezinde bireyin kendisi yer alr. Sartre iin tarihi yapan da tarihin yapt da insandr ve bu haliyle tarihi bir btnlk iinde grr. Fakat dier varoluulardan farkl olarak Marksizmi ve varoluuluu birletirmeye alm ve ona gre bir tarih anlay ortaya koymutur. Sartre insanlarn tarihinin diyalektik ilikilerle (materyalist) aklanabileceini ileri sren tarihsel materyalizmin savunucusu olmutur (Arslan ve Belge, 2002: 146). Sartreye gre insan yalnzca imdiye braklm gibidir. nsan yalnzca u anna egemen olabilir. Onun gemii de gelecei de ondan kaar. nsan gemii karsnda kendini eli kolu bal grecektir. Gemie hep her yneliimiz bu yzden bir yeniden kurma olacaktr. Sartre insann yazgsn gemii deil, gelecei belirler demitir. Ve insan gereklii hep kendinden ileride olan varlnn iindedir. Varln zaman olduu, zamandan hareketle yeniden dnlmesi gerektii fikri nemlidir. Sartrenin dier varoluu filozoflardan fark, dnceleriyle, ortaya koyduu ilkelerle Varolu felsefesini bir reti haline getirebilmi olmasdr. E) 20.Yzyl Marksizmi G.Lukacs, 1920li yllarda, bir yandan Yeni Kant tarih bilimi zmlemeciliine, br yandan yine Yeni Kant revizyonist sosyalizme kar baz tezler gelitirir.lk olarak Lukacs, Yeni Kantlarn tarihe doa bilimsel yoldan eilinemeyecei
67

O. . Duman

konusundaki grlerini onaylar ve doa bilimci bir tarih anlaynn bir olgucu putperestliin rn olduunu belirtir. O Diltheyin tarih anlayna da burjuva tarih teorisi adn vererek kar kar. Ona gre bu yaklam tarihi, tekillikler ve zel olaylar alan halinde parampara etmekte. Lukacsa gre byle bir tarih teorisine her eyden nce pratik nedenlerle kar kmak gerekir. Bu kapitalizmin rndr der, bu yzden kapitalizme kar kmak iin, bu burjuva teorisine de kar klmalyd (zlem, 2001: 224). Lukacsa gre, tarihsel olaylar, daima kesiksiz bir deiim sreci iinde kavramak zorunludur. Tarihteki geliim eilimlerini, basit deneysel olgular deil, yksek bir gereklik tayan eyler olarak grmek gerekmektedir, der. talyada A.Gramsci, Lukacs gibi her an ana gdmleyicisinin hep ekonomi olmadn, ekonominin belirledii toplumsal yaplarn (bugnk kapitalist toplumda olduu gibi) ancak belli alarda grlebileceini belirtir. Bu yzden ona gre Marksizm, her eyi anlmayan bir din ya da tm varlk alanlarn tayan bir ontoloji deil, bir genel tarih metodolojisidir. E.Bloch, Tarihin kkeninde insan emei vardr der. Ama tarih, doa ile birlikte retme sreci dir. Bu yzden tarihsel kii, kendisini alan insan olarak tanr. Yine bu yzden tarih insan emei ile yaplm bir eydir. yle ki, insan kendisini doa iinde tarihin znesi olarak, yani yaplm tarihin taycs olarak tanr. Bu haliyle tarih, yksek derecede niteliklemi maddeden baka bir ey deildir. Yani insan doay kendi yapt olan tarih iinde kavrar. Buraya kadar klasik Marksizm ile uzlaan Bloch, bu noktadan sonra, Marksizmin izgisel tarih anlayndan uzaklaarak,tarihin izgisel olarak grlemeyeceini belirtir. Tersine tarihte, her eye olabilecei gibi, hi bir eye de varabilecektir. nk Blocha gre, tarih henz gereklememi olana akar. Bu ak tam bir baarya olduu gibi tam bir baarszla doru da olabilir (zlem, 2001: 227).

olduklarn grdk. Her yeni dnem tarih felsefesi baka bir yaklam getirmitir, ancak ou zaman bu yeni yaklam nceki dnem tarih felsefesi yaklam zerine kurulup gelitiriliyor ya da eletirilerek farkllatrlyor. Tarihi anlama ve alglamada her yzylda olduu gibi Aydnlanma ve sonrasnda da dnenler zgn yaklamlarda bulunmulardr. zellikle Aydnlanma dneminin tarihsel geliiminin etkisiyle nceki dnemlere gre renkli yan zamanda belirgin zellikleriyle de ok sonralar etkisini uzunca bir sre devam ettirebilecek gte tarih felsefelerine tanklk etmitir. Bu srete kendi tarih yaklamlarn yaadklar aa ada tarihiler yeni tarih felsefeleri oluturamamlardr. Birbirinden etkilenerek ya da birbirlerini eletirerek gelitirdikleri kuramlarla dnrler zellikle 19. yzyln tarih felsefesi yzyl olmas ynnde belirleyici olmulardr. Alman dealizmi Herder ve Kant ile balayan ve Hegel ile devam eden tarih felsefelerini genel anlamda Tarihin ya da Tarihsel Bilginin anlam amac faydas etkisi zerine gelitirdikleri kuramlarla bugnn tarih ile ilikilendirilmesinin bu anlamda Tarihi ve bilgisini bilme, tarih yazmnn deeri ve topluma katksn vurgulamlardr. Sonu olarak, nl filozof Goethenin de dedii gibi bin yllk tarihini sorgulayamayan bir millet yok olmaya mahkumdur. Bu balamda toplumlar kendi benliklerini, iinde bulabildikleri tarihleriyle var olmaktadrlar. Bunun iin toplumlar imdiyi gemile ilikilendirirken aslnda kendi varlklarn, kimliklerini, var olma nedenlerini tarihsel gerek kimliklerini ortaya koymu olacaklardr. Bu ynyle tarih ve onun doru bilgisi toplumlar iin vazgeilmezdir. Bu bilgi srecinde harcanan aba ve bu abann nitelii ortaya kacak kesin bilgiyi belirlemede olduka nemlidir. Tarihsel bilginin ya da gemiin doru bilgisi olarak da tanmlayabildiimiz bilginin olu srecinde tarihinin abasnda belge tarihilii kadar filozofa bir yaklamn yani sorgulayc, kukulu ve irdeleyebilme yetisine sahip olmann artk kanlmaz bir ihtiya olduunu vurgulamak isteriz. Dnyorum o halde varm derken nl dnr, varlk nedenini ortaya koymu oluyor. Dnyorsa tarihi filozofa o halde , gemiin doru bilgisini bulabiliyor
Pamukkale University Journal of Social Sciences Institute, Number 7, 2010

8. SONU
Aydnlanmadan gnmze tarih felsefeleri konumuz gerei, ncelikle tarih kavramn aklamaya altk. Tarih bilgi kuramndan beslenen tarih felsefesini anlayabilmek iin de dnem dnem tarih felsefelerini dnrlere gre ayr ayr deerlendirerek incelemeye altk. Zaman zaman aralarnda balantlar kurarak tarih felsefelerinin birbirlerinden ne denli etkilenmi
68

Tarih Bilimi ve Bilgisi Asndan Aydnlanmadan Gnmze Sorularla Tarih Felsefeleri ve Kavraylar

KAYNAKA
Akarsu, B. (1994), ada Felsefe (Kanttan Gnmze Felsefi Akmlar), nklap Yaynlar, stanbul. Aaslan, A.; Belge, M. (2002), Bir zgrlk Felsefesi Varoluuluk, Felsefe 2002, Lebib Yaynlar, Ankara. Baykara, T. (1999), Tarih Aratrma ve Yazma Metodu, Akademi Yaynlar, zmir. Berlin, I. (1960), Bilimsel Tarih Anlay, ev. Yahya Sezgi Tezel, stanbul. Bozkurt, N. (1998), Bilimler Tarihi ve Felsefi, Sarmal Yaynlar, stanbul Buhr, M.; Schroeder, W.; Barck, K.(2006), Aydnlanma Felsefesi, ev. Veysel Atayman, Yeni Hayat Yaynlar, stanbul. Bumin, T. (2001), Hegel, Yap Kredi Kltr Yaynlar, stanbul. Car, E. H. (1994), Tarih Nedir?, letiim Yaynlar, stanbul. Cevizci, A., Felsefe Szl, Ankara. Collingwood, R.G. (1996), Tarih Tasarm, ev. Kurtulu Diner, Gndoan Yaynlar, Ankara. Denkel, A. (1995), Dnceler ve Gerekler (Felsefe Yazlar I), Gebe Yaynlar, stanbul. Derman, G. (1990), Hegelin Felsefesinde Kiilik Kavram, Felsefe Dergisi, ev. Seluk Uzun, stanbul. Diderot; DAlembert. (1996), Ansiklopedi ya da Bilimler, Sanatlar ve Zanaatlar Aklamal Szl, ev. Selahattin Hilal, Yap Kredi Yaynlar, stanbul Evans, R. (1999), Tarihin Savunusu, ev. Uygur Kocabaolu, mge Yaynlar, Ankara. Gkberk, M. (1999), Felsefe Tarihi, Remzi Kitapevi, stanbul. Gkberk, M. (1979), Felsefenin Evrimi, MEB Yaynlar, stanbul. Glben Kyan Komisyonu (1996), Sosyal Bilimleri An, Metis Yaynlar, stanbul. Halkn, E. L. (1989), Tarih Tenkidinin Unsurlar, ev. Bahaeddin Yediyldz, Trk Tarih Kurumu Yaynlar, Ankara. Hartoy, F. (2000), Tarih-Bakalk-Zamansallk, ev. M. Eminzcan, Dost Yaynlar, Ankara Hegel, G. W. F. (2005), Hegel, ev. Nejat Bozkurt, Say Yaynlar, stanbul. Hegel, G. W. F. (2003)., Tarihte Akl, ev. nay Szer, Kabalc Yaynlar, stanbul. Kuuradi, . (1967), Nietzsche ve nsan, Yank Yaynlar, stanbul. Lee, S. J. (2002), Avrupa Tarihinden Kesitler 1404-1789, ev. Ertrk Demirel, Dost Yaynlar, Ankara. Magee, B. (2000), Byk Filozoflar, ev. Ahmet Cevizci, Paradigma Yaynlar, stanbul. Mejuyev, V. (1987), Kltr ve Tarih, ev. Suat H. Yakova, Say Yaynlar, Ankara. Nietzsche, F. (2005), Tarihin Yaam in Yarar ve Yararszl zerine, ev. Nejat Bozkurt, Say Yaynlar, stanbul. zet, . (2004), Jean Paul Sartre, Felsefe Yazn Dergisi (Haziran-Temmuz 2004), Ankara. zlem, D. (2001), Tarih Felsefesi, nklap Yaynlar, stanbul. zlem, D. (2006), Tarih Felsefesinden Seme Metinler, Dou Bat Yaynlar, Ankara. Saliholu, H. (1993), Alman Kltr Tarihi, mge Yaynlar, Ankara. Sarca, M. (1980), Siyasi Dnceler Tarihi, Say Yaynlar, stanbul. Strathem, P. (1998), Doksan Dakikada Hegel, Genda Yaynlar, stanbul. Tanilli, S. (1981), Uygarlk Tarihinden ada Dnyaya Giri, Say Yaynlar, stanbul. Terence, S. W. (1976), Hegel stne, ev. Murat Belge, Birim Yaynlar, stanbul. lken, H. Z. (1981), Tarihi Maddecilii Reddiye, stanbul Yaynlar, stanbul.

Pamukkale niversitesi Sosyal Bilimler Enstits Dergisi, Say 7, 2010

69

Pamukkale niversitesi Sosyal Bilimler Enstits Dergisi Say 7, 2010, Sayfa 71-91

MEYDAN GEREKL VE KENTSEL CSMLEME


Serkan GZEL* zet
Taksim Meydannn 1 Mays 2010da emeki snfa almas ve ulusal gazetelerin bunu farkl olgular ekseninde gndemine tamasn nceleyen bu alma, gazetelerin sylemlerinin 1 Mays gereklii ile ne lde rttn belirlemeye almaktadr. Bu dorultuda, 33 gazete arasndan ok aamal rnekleme teknii ile AG, HG ve SG gazeteleri seilmitir. Verilerin kodlanmas ve kodlarn kategoriletirilmesinden sonra dokman analizi, eletirel sylem analizi ve ierik analizi gibi nitel aratrma yntemleri uygulanmtr. Bu almann bulgularndan biri, dier ikisinden farkl olarak HGnin 2010 1 Maysnda emeki snfa ilikin gerek gndem oluturma abasdr. Bu, HGnin mesajn nitelik, dnce ve ieriini nemsemesine karn, SG ve AGnin biim ve grnty nemsedii anlamna gelir.

Anahtar Kelimeler: Emeki Snf, Snf Bilinci, Meydan, Kentsel Cisimleme, Gazete, Sylem, Gndem

THE REALITY OF SPACE AND URBAN EMBODIMENT


Abstract
This paper that gives priority to opening the square Taksim Meydan to working class in May Day 2010 and also that national newspapers are to put this issue on their agendas as regards to different phenomenon aims to determine the extent to which the discourse of newspapers overlaps with the reality of May Day. In this way, AG, HG and SG newspapers are selected within 33 newspapers by multi-stage sampling techniques. Qualitative research methods, such as documentary research, critical discourse analysis, and content analysis are applied, after coding variables and categorizing the codes. One of the findings of this paper is that HG, unlike the other two newspapers, tries to set a real agenda in relation to working class in May Day 2010. This means SG and AG consider form and visuality, while HG considers quality, idea, and content of the news (message).

Key Words: Working Class, Class Consciousness, Space, Urban Embodiment, Newspaper, Discourse, Agenda

1. GR
Makro-yapsal gereklikleri aklama kaygs ile yola kan sosyoloji 1960l yllardaki deiimle birlikte daha mikro gerekliklerin zmlenmesi gerekliliini tartmaya balamtr. Bu balamda, daha nceden daha ok sistemsel ayrma dayanan toplum zmlemeleri, bu aamadan sonra ngrd sistemin iinde bir znenin (birey, grup, topluluk ve kamuoyu) olduunu daha iyi zmsemeye balamtr. Bylece, sosyolojinin deiimden karsamaya alt anlam da deimeye balamtr. Gerekten de, 60 ncesine kadar insan yaamnn deiimi 100200 yl gibi srelerde gzlemlenip, tanmlanp, aklanabilirken, 1960 sonrasnda insan yaamnn daha ksa srede deiebilecei ve bu deiim srecinin yeni kuramlarla aklanabilecei

sosyolojinin temel kayglarndan birisi haline gelmitir. Ne var ki, bu aamadan sonra birey, grup ve topluluk zerine yaplan aratrmalar o kadar bireysellemitir ki, aratrlan gereklik, iinde gelitii balamdan kopuk olarak aklanmaya allmtr. Dier bir anlatmla, sosyoloji, makro-sosyolojiden mikro sosyolojiye keskin bir dn yapm, ancak mikro sosyolojinin makro sosyolojinin trevi olduunu grmezden gelmitir. Bylelikle, zellikle gnmzde zerine odaklanlacak deiim srelerinin, en azndan sosyolojik anlamda gelime yazn ile ilikilendirilmesine her zamankinden daha ok gereksinim duyulmaya balanmtr. Alsnda ilk bakta ok bireysel-psikolojik gibi grnen bir deiim srecinin nasl dn liberalizm ile balants vardysa, bugn de retim, emek, i, istihdam, alma artlar, i gvencesi, isizlik vb.

* Yrd. Do. Dr., Serkan GZEL, Pamukkale niversitesi, Fen-Edebiyat Fakltesi, Sosyoloji Blm retim yesi, DENZL. e-posta: sguzel@pau.edu.tr

S. Gzel

gibi gerekliklerin yeni-liberalizm ile balants olduunda duraksanmasa gerektir. Zamannda birey, grup ve topluluklara i olanan arttran en nemli deiim sreci, Malthusun ekonomi anlayna dayanan istihdam politikasndan Keynesin ekonomi anlayna dayanan istihdam politikasna geitir. Ancak, gnmz yeniliberalizmi, istihdam olanaklarn arttrma kaygs bir yana tam tersine istihdam olanaklarn azaltma abas iindedir. yle ki, eitim, salk, kamu hizmeti, sosyal gvenlik ve emeklilik gibi i ve istihdam sorunlarnn stesinden gelme grevi de devletin elinden alnmtr. te byle bir sosyo-ekonomik balamda i-isizlik dengesizlii, sadece ii snfnn deil ayn zamanda geni halk kitlelerinin de ncelikli sorunsallar arasndaki yerini almtr. Dnyadaki tm bu deiim sreci, zellikle 1980lerden sonra dier gelimekte olan lkelere olduu gibi lkemize de ok belirgin bir ekilde yaylmaya balamtr. Bu anlamda, Trk toplumundaki deiim srelerinin anlalp, aklanmas ve yorumlanmasnda zellikle 1980 ncesi ve sonras kategoriletirmesinin yaplmas, ayn zamanda toplumumuzdaki deiim srelerinin anlalp, aklanmas ve yorumlanmasnda gelime yaznndan ne lde uzaklaldn gzler nne serebilecektir. Kald ki, retimden uzaklaarak gelimi lkelerin rnlerinin tketilmesini adeta zorunlu klan 1980li yllar ile birlikte gndelik yaamn byk bir blm bireysellemitir. Baka bir anlatmla, 1980 ncesinde genel anlamda kamusal alanlardan salanan hizmetler, ev teknolojisinin yaygnlamasyla artk tek tek evlere girmeye balam, byle bir deiim sreci ise pek ok meslein ya zarara uramasna ya da ortadan kalkmasna yol amtr. Bylece, ilk aamada geni halk kitlelerinde ne olacak baka bir i yaparm/aarm algs olumutur. Ne var ki, ayn halk yapacak ya da aacak i bulduu halde rn/hizmeti sunacak orta snf bulamaynca, gnn kurtarp kurtaramayacann kaygsn tamaya balamtr. kinci aamada ise ilerini kaybeden ya da iletmelerini kapatan reticiler, bir anda kendilerini lkemizdeki grece orta gelimilik dzeyinde olan iletmeler ile uluslararas kartellerin ortaklnn rn yeni iyerlerinde cretli olarak alrken buldular. Dier bir anlatmla, toplumun reten kesimleri maa/gelir gerekliinden cret gerekliine keskin bir gei yapmak zorunda kaldlar.

Maa/gelir gerekliinden cret gerekliine gei, te yandan, tpk Endstri Devriminin ilk yllarnda olduu gibi hafta sonunu da kapsayacak ekilde daha uzun sre almay ancak daha az cret, sosyal gvence ve yllk izni (tatil) de beraberinde getirmitir. yle ki, bu deiim sreci, zele dnen kamu sektrnde daha belirgin bir ekilde hissedilmitir. Gerekten de kamu sektrnde maa/gelir gerekliinden cret gerekliine gei, ayn zamanda kadrodan szlemeye gei sorunsaln da beraberinde getirmitir. Bylece, 1980 ncesi devletin temel kilometre tan oluturan kamu alan, yeniliberalizmin kontrolsz zelletirme politikalarnn gerekli kld i ve istihdam anlay ile birlikte talepleri karlanmadnda ya da hakszla uradnda devleti karsna alabilecek bir bilince erimiti. yle ki, 2010 1 Mays dnyann eitli toplumlarnda ok farkl tarzlarda deneyimlenirken; Trk toplumunda 33 yl yasakl bir dnemden sonra emeki snfa alan Taksim Meydannn yan sra zmir, Shhiye, Batman, Mersin, Adana, Antalya, Gaziantep, Bursa, anakkale gibi kent merkezlerinin meydanlar da emeki snf tarafndan doldurulmutur. Bu, te yandan, 1 Mays kutlamak zere pek ok kent merkezine toplanan emekinin, kendilerinin yeni-liberalizmin gerekli kld gibi bilinsiz deil, tam tersine st dzey bilinli olduunu gstermesi anlamna gelir. Belki kentlerin tm alanlar sermaye tarafndan epe evre kuatlmken, en azndan 1 Mays 2010 gn meydanlar emeki snfn oldu. Bylece, sermaye temelinde kurulan ve yine sermaye artt lde gelien kentlerde meydanlar dolduran emeki snf da yaadn, dier bir anlatmla kenti cisimletirdiini/canlandrdn gzler nne sermi oldu. 1977de meydanlarn kendilerine kapatld emekilerin 2010 ylnda yine eitli kentlerin meydanlarnda toplanmas nemli bir toplumsal deiim srecini ierdiinden dolay tm ulusal gazeteler 2010 1 Maysnn 33 yllk farklln gndemine tamtr. Bylesine nemli bir deiim srecinin sadece gazetelerde kalmas ve bu ekilde arivlere kaldrlmas, belki de Trkiyede sosyolojinin yapmas gereken nemli bir grevin bilincinde olmad anlamna gelebilecektir. 1 Mays 2010 tarihindeki bu deiim srecinin gazetelerde bulduu yansmann geri dnl olarak zel anlamda emeki snf genel anlamda halk ynlendirebilme yeti, beceri ve sanat gz nnde bulundurulduunda, ulusal
Pamukkale University Journal of Social Sciences Institute, Number 7, 2010

72

Meydan Gereklii ve Kentsel Cisimleme

ve yerel gazete ana sayfa manetleri, i sayfa balklar ve ke yazlarnn analizinin, bir yandan sz konusu toplumsal deiim srecini daha da belirginletirmesi; dier yandan da sosyolojide kullanlan nitel aratrma yntemlerini literatre kazandrmas olanakl hale gelebilecektir. Bu balamda, 2 Mays 2010 tarihinde ulusal ve yerel gazetelerin 1 Mays gerekliini halka nasl aktardn aa karmak iin bu alma kapsamnda gazetelerin ana sayfa ve i sayfada habere verdii yer ve ke yazlarna dokman analizi, ierik analizi ve eletirel sylem analizinden oluan btnsel bir nitel aratrma yntemi uygulanmtr.

2. ALIMANIN YNTEM
Bu alma kapsamnda nitel aratrma yntemlerinden olguya ya da olaya ilikin ok eitli kaynaklardan bilgi toplanmasn, farkl bak alar ve yaklamlarn da incelenmesi ve sentezlenmesini ieren dokman analizi, ierik analizi ve eletirel sylem analizi uygulanmtr (Aziz, 2008; Balc, 2000; Bailey, 1987; Corbin vd., 2004; Creswell, 1994; Miles ve Huberman, 1984; Rubin ve Rubin, 1995; Silverman, 1993). Bylesine btnsel bir nitel aratrma ynteminin almann geerliliini artraca ne srlebilir. Bu nitel aratrma ynteminin uygulanmasyla birlikte, dokmanlar aratrma konusunun gemiine ya da tarihsel srecine de k tutacaktr. Ayrca, dokmanlarn, kaytlar, fotoraflar veya metinler gibi materyalleri iermesinden dolay aratrmac tarafndan yorumlanmas gerekmektedir. Bu balamda, aratrmac dokmanlar sadece analiz etmekle kalmamakta ayrca onlar yorumlayarak yeniden yaplandrmaktadr. Dokman analizinde ncelikle aratrma problemine ilikin dokmanlara neden gereksinim vardr, dokmanlarn kullanlmas bu aratrmaya ne tr katklar salayacaktr, dokmanlar nerelerden ve/veya kimlerden elde edilmitir? gibi sorularn cevaplandrlmas, dokmanlara ulama srecinde aratrmacnn sadece zamann boa harcamak iin deil ayn zamanda ok fazla verinin iinde kaybolmasn nlemek iin gereklidir. Ayrca, dokman kim/kimler tarafndan yaynlanmtr, dokman ne amala ve ne zaman yaynlanmtr, dokmandaki ierik asl kaynaktan m yoksa ikincil kaynaklardan m elde edilmitir, elde edilen dokmanlar asllarnn ayns mdr, dokman zerinde herhangi bir tahribat var mdr, ayn olguya ilikin farkl kaynaklardan
Pamukkale niversitesi Sosyal Bilimler Enstits Dergisi, Say 7, 2010

edilen dokmanlar arasnda tutarllk var mdr? gibi sorularn cevaplandrlmas ise, almann gvenilir ve geerlilii ile yakndan ilikilidir (Ba ve Akturan, 2008; Mogalakwe, 2006: 221-230). Bu alma kapsamnda 1 Mays gerekliini anlamlandrmak, analiz etmek ve toplumsal yansmasn ortaya koymak iin bir sonraki gnn gazetelerinin dokman analizi nitel aratrma yntemi kapsamnda deerlendirilmesi, ayn zamanda, toplumun 1 Mays gerekliine bak asnn ne kadarnn basnda yansma bulduunu ortaya koyacaktr. Dier bir anlatmla, emeki snfn gndemi ile gazetelerin gndemi arasnda ne tr farkllamalar olutuu belirginletirilebilecektir. Dokmanlar, 2 Mays sabah saat 06.20 den leden sonra saat 14.00e kadar Denizlinin eitli gazete bayilerinden toplanmaya allmtr. Yaygn sat olmayan baz gazeteleri elde etmek iin ayn gn leden sonra 15.20den Akam 19.00a kadar bir aba daha gsterilmitir. Ayn gn saat 21.00e kadar bulunamayan iki gazete olan EG ve BGnin de gazete bayilerine uygulanan kartopu teknii ile ge saatlere doru elde edilmesi sonucu alma evreninin snrll belirginlemitir. Dokmanlar, 33 yl sonra 1 Mays 2010 tarihinde emekilere yeniden alan Taksim Meydannn grnm, hareketlilik, eylem ve ierik zelliklerini ve btn bunlarn toplumsal yansmasn ortaya koymak ve halk bilinlendirmek iin gndem yaratlmas amacyla yaynlanmtr. Dokmanlarn tm asl kaynaktan elde edilmitir. Gerekten de dokmanlar birinci azdan aktarlmalara dayanmaktadr. yle ki, bireysel, grupsal ve rgtsel katlmclarn ifade, slogan ve tepkilerine de yer verilmitir. Elde edilen dokmanlar asllarnn aynsdr. Dokmanlarn 1 Mays etkinliklerinin hemen bir sonraki gn 2 Maysta elde edilmesi, gazetelerden herhangi birisinin tahrip olmas ya da deitirilme olanan ortadan kaldrmaktadr. Ayn olguya ilikin farkl kaynaklardan elde edilen dokmanlar genel anlamda 1 Mays gerekliinin anlam ve neminin altn izen yaz, haber ve syleilere, zel anlamda ise slogan ve tepkilere yer vermitir. Ancak, her bir gazetenin kendi bak asna ilikin bir kamuoyu oluturma kaygs, 1 Mays gerekliini farkl kelime, kelime grubu, kavram ve sembollerle temsilinin nn amtr. Byle bir eitlilik ise, emekinin tek k noktas olan emek in basnda nasl yansma bulduunu ve buna bal olarak da emeki snfn gndemi ile gazetelerin gndemi

73

S. Gzel

arasnda nasl bir farkllama oluturulduunu ortaya koymas asndan olduka nemli bir ayrnt olarak deerlendirilebilir. Dokmanlarn analizi, byk lde aratrmacnn dokmann ieriini zmlemesi, dier bir anlatmla, materyaldeki birimlerin belirlenmesi ve tanmlanmas ltnde yorumlayc bir ierik analizi ve eletirel sylem analizi yapmay gerektirir (Tulman, 2003). Dokmanlara ilikin sosyal gerein belirgin zelliklerinden belirgin olmayan zelliklerini karsama abas anlamna gelen ierik analizinin amac, birbirine benzeyen verileri belirli kavramlar, kodlar ve kategoriler erevesinde bir araya getirmek ve yorumlamaktr. Ancak, ierik analizi ve eletirel sylem analizi nitel aratrma yntemlerinde, dokmanlardaki grselliklerin (resim, fotoraf, sembol, imaj) de en az sylem (yazl mesaj) kadar ilevsel olduu aklda tutulmaldr. erik analizine ncelikle aratrma sorununun belirlenmesi ile balanr. kinci aama toplanan verilerin kavramsallatrlmasndan oluur. Aratrmac, elde ettii bilgileri inceleyerek, anlaml blmlere ayrmaya ve her blmn kavramsal olarak ne anlam ifade ettiini bulmaya alr. nc aama kendi iinde anlaml btn oluturan kavramlarn kodlanmasn gerektirir. Drdnc aama kodlarn frekanslarnn belirlenmesini ve ortak nitelik tayan kodlarn kategoriletirilmesini gerektirir. Kategoriletirme ileminde bir kategorinin kapsamndaki tm kodlarn anlaml bir btn oluturmas anlamna gelen i tutarllk ve kategorilerin birbirinden farkl olmasnn yan sra birbiri ile ilikili olmasnn gereklilii anlamna gelen d tutarllk ok nemlidir. Beinci aama kategorilerin frekanslarnn belirlenmesi aamasdr. Son aama ise kategoriler nda deerlendirme, karmda bulunma ve yorumlama aamasdr (Yldrm ve imek, 2000; Berelson, 1952; Bilgin, 2006; Demirci ve Kseli, 2009: 321-362; Holsti, 1969; Krippendorf, 1984; Mason, 1996; Weber, 1985; Demirci ve Kseli, 2009:346-355; Yldrm ve imek, 2000: 163-174). Btn bu nitel aratrma ynteminin uygulanmasna ilikin aklamalardan sonra, aratrma sorularnn, rnekleme tekniinin, analiz birimlerinin, kodlamalarn, kategoriletirmelerin ve gvenirlilik-geerliliin belirlenmesi gerektii aka ortaya kmaktadr. Bu balamda, aratrma sorular ile balanacak olursa:

- 1 Mays gazetelerde ne anlama gelmektedir? - 1 Mays haberleri gazetelerin ana sayfa manetinde hangi byklkte yer kaplamtr? - 1 Mays haberleri gazetelerin i sayfalarnda hangi byklkte yer kaplamtr? - 1 Mays konusuna gazetelerin ke yazlarnda ne kadar yer verilmitir? - 1 Mays kelime grubu gazetelerde en ok hangi kavram ile temsil edilmitir? - 1 Mays kelime grubu gazetelerde ka kez kullanlmtr? - Gazetelerin 1 Mays haberlerini gndeme tama amac nedir? - Gazetelerde emeki snfn gerek gndemine ilikin 1 Mays haberleri yapmann glk derecesi nedir? - Gazetelerin 1 Mays haberlerine verdii genilik kitleselleme potansiyeli iin yeterli midir? eklinde belirlenebilir. Ayrca ierik analizinde amaca bal olarak belirli obje, olay, kii, eylem ve fikirlere gndermeler yaplarak oluturulan gnderimsel birimletirme (referential units) teknii kullanlmtr. erik analizi uygulamasnda tek bir rneklem birimi yerine verilerin danklna, byklne ve elde edilmek istenen bulgularn niteliine gre farkl rneklem yntemlerinin bir arada kullanlmasna olanak tanyan ok aamal rneklem teknii kullanlmtr. Bu balamda 32 adet ulusal ve 1 adet yerel gazete arasndan haberin ana sayfadaki kapsamna, haberin i sayfa saysnn toplam sayfa saysna oranna ve haberin ke yazs saysnn toplam sayfa saysna oranna gre temel rnekleme lt belirlenmitir. Buna gre ZG, TaG, AG, RG, GG, CuG, HG, SG ve EG olmak zere Toplam 9 gazete seilerek incelemeye alnmtr. 9 adet gazetenin habere verdii nemi ortaya koymaya almann, almay temel amacndan saptraca ve youn veri iinde kaybolunaca kayglarndan dolay her bir rnekleme ltnn (Tabloda sar, mor ve krmz renklerle temsil edilen) kendi iinde aritmetik ortalamas bulunmutur. Buna gre sar renkteki gazeteler, haberin i sayfa saysnn toplam sayfa saysna oran ltnde sralanm ve 13,10 deeri elde edilmitir. Bu deere en yakn AG Gazetesi (13,04)
Pamukkale University Journal of Social Sciences Institute, Number 7, 2010

74

Meydan Gereklii ve Kentsel Cisimleme Tablo-1: Teorik rnekleme teknii Gazete ad 1 2 3 4 5 6 7 8 (13,10) 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 (orta) 19 20 21 22 23 24 25 10,81) 26 27 28 29 30 31 32 33 SAG TG. YeG. ZG. (en az) TG. HaG. TaG. (en az) AG (orta) BG. RG. (en az) YeG. YG. GG. (en ok) DGG. TAG (orta) RaG. CuG. (en ok) HG (0rta) MG. PoG. (orta) GG. VaG. SG. G. SG (0rta) DeG. MGG. YMG. EG. (en fazla) ODG. YeAG. BiG. VAG Toplam sayfas 39 15 28 31 23 40 23 23 24 19 19 23 17 15 19 27 24 41 33 35 17 19 19 11 27 2 Ana sayfa 1 1 1 1 1 1 1 1 1 1 1 1 1 1 1 1 1 1 1 1 1 1 1 1 1 1 1 1 1 1 1 sayfa 2 (5,1) 1 (15) 2 (7,1) 1 (3,2) 1 (4,34) 3 (7,5) 1 (4,34) 3(13,04) 1(4,16) 1 (5,26) 2 (10,52) 2 (8,69) 5 (29,41) 3 (15,78) 4(14,81) 4 (16,66) 4(9,75) 3 (9,09) 2 (5,71) 1 (5,88) 1 (5,26) 2 (10,52) - (0) 2 (7,40) 1(50) 1 1 5 (38,46) 1 1 3 (27,27) 3 (10,34) Ke yazs 2 (5,12) - (0) - (0) - (0) - (0) 2 (5) 1 (4,34) -(0) -(0) 1 (5,26) - (0) 1 (4,34) 4 (23,52) - (0) 1 (5,26) 4 (14,81) 6 (25,0) 4 (9,75) 4(12,13) 3 (8,57) - (0) - (0) - (0) 1 (9,09) 4 (11,11) - (0) 2 (15,38) 1 1 (9,09) 4 (13,79) Ekleri 6 4 1 2 1 1 1 1 3 3 2 3 1 1

13

11 29

*Orta kategorilerinde yaklak deerler alnmtr. **Tablodaki krmz renkler, haberin ana sayfadaki kapsamna gre; sar renkler, haberin i sayfa saysnn toplam sayfa saysna oranna gre; mor renkler ise haberin ke yazs saysnn toplam sayfa saysna oranna gre belirlenmitir.

olduu grlmtr. Krmz renkteki gazeteler, haberin ana sayfadaki kapsamna gre en oktan en aza doru sralanm ve orta deerdeki HG tespit edilmitir. Mor renkteki gazeteler, haberin ke yazs saysnn toplam sayfa saysna oran ltnde en oktan en aza doru srlanm ve 10,81 deeri elde edilmitir. Bu deere en yakn

SG (11,11)nin olduu grlmtr. Btn bu etkenler gz nnde bulundurularak HG, TaG ve SG gazetelerinden oluan rneklem bykl elde edilmitir. rneklemin analiz birimi, de 1 Mays kelime grubu olarak belirlenen ierik analizi nitel aratrma ynteminde aadaki kodlama tablosu (Tablo-2) kullanlmtr.

Pamukkale niversitesi Sosyal Bilimler Enstits Dergisi, Say 7, 2010

75

S. Gzel Tablo 2: 1 Mays kelime grubu ltnde dokmanlarn karlatrmal ierik analizi gazetenin kod kullanm ltnde karlatrmal analizi AG HG SG 2 9 2 3 30 9 11 13 15 6 32 17 5 3 1 5 15 1 3 2 4 10 8 6 3 1 1 2 5 2 1 1 6 12 11 3 1 2 4 5 2 6 2 2 1 1 2 1 3 4 2 2 1 1 2 3 1 1 1 2 3 1 1 1 1 1 5 -

Kodlar 1.Emek 2. i 3. Bayram 4. Taksim 5. Coku 6. 1977 7. Kanl 8. 32 yl 9. 1 Mays Mar 10. Kazanc yokuu 11. Sendika 12. Karanfil 13. Kutlama 14. Tabu 15. Tekel iileri 16. Dayanma 17. Mcadele 18. Bar 19. Huzur 20. zgrlk 21. i snf 22. alma 23. Emeki snf 24. Saldr 25. Pankart 26. Simge 27. Protesto 28. i afii 29. 68 kua 30. Emek ve dayanma gn

*1 Mays kelime grubu temel analiz birimi olduu iin kodlama tablosu kapsamna alnmamtr. 1 Mays kelime grubu, AGde 3 kez, HG de 44 kez ve SGde 9 kez kullanlmtr.

Tablo-3: Kodlamalar ltnde gelitirilen kategoriletirme Gazeteler Kodlar Emek, mcadele, dayanma, sendika, ii, ii snf, alma ve emeki snf Bayram, kutlama ve coku Protesto, pankart ve saldr Taksim, 1 Mays Mar, tabu, kanl, Kazanc yokuu, karanfil, bar, 68 kua, 1977, 32 yl, simge, emek ve dayanma gn, huzur, zgrlk, Tekel ileri ve ii afii Kategoriler yaam Elence Eylemsel Sembolik Frekans/n 10 birim 22 birim 4 birim 29 birim

AG

76

Pamukkale University Journal of Social Sciences Institute, Number 7, 2010

Meydan Gereklii ve Kentsel Cisimleme Tablo-3: Kodlamalar ltnde gelitirilen kategoriletirmenin devam xxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxx xxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxx Emek, mcadele, dayanma, sendika, ii, ii snf, alma yaam 57 birim ve emeki snf Bayram, kutlama ve coku Elence 28 birim Protesto, pankart ve saldr Eylemsel 1 birim Taksim, 1 Mays Mar, tabu, kanl, Kazanc yokuu, karanfil, bar, 68 kua, 1977, 32 yl, simge, emek ve dayanma Sembolik 70 birim gn, huzur, zgrlk, Tekel ileri ve ii afii xxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxx xxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxx Emek, mcadele, dayanma, sendika, ii, ii snf, alma yaam 14 birim ve emeki snf Bayram, kutlama ve coku Elence 27 birim Protesto, pankart ve saldr Eylemsel 5 birim Taksim, 1 Mays Mar, tabu, kanl, Kazanc yokuu, karanfil, bar, 68 kua, 1977, 32 yl, simge, emek ve dayanma Sembolik 40 birim gn, huzur, zgrlk, Tekel ileri ve ii afii SG HG

1 Mays kelime grubunun emek, ii, bayram, Taksim, coku, 1977, kanl, 32 yl, 1 Mays Mar, Kazanc Yokuu, dayanma, sendika, karanfil, kutlama, tabu, Tekel ileri, dayanma, mcadele, bar, huzur, zgrlk, ii snf, alma, emeki snf, saldr, pankart, simge, protesto, afi, 68 kua, emek ve dayanma gn kodlamalarndan hangisi ve/ya da hangileri ile daha fazla temsil bulduu belirlenmeye allmtr. Ayrca, bu kodlamalar, Tablo-3te i yaam, elence, eylemsel ve sembolik eklinde kategorilendirilmitir. Bireyi imgesel gerekliinden koparp simgesel gereklii benimsemeye zorlayan g ilikileri, deerler, ideolojiler, kimlik tanmlamalar gibi eitli toplumsal olgularn dilsel kurgulamalar yoluyla yansmasnn zmlemesine dayanan eletirel sylem analizi yntemi, kimin ne sylediinden ok syleme tepeden bir bak olana sunar (Elliot, 1996: 65-68; Fairlough, 2005: 53-75; Farrely, 2010: 98-104; Hammersly, 1997: 237-248; Johannessen, 2010: 251-264; Michael, 2002: 32-62; Renkema, 2004; Siegfried, 2002; Teun, 2005: 71-99; White, 2007: 506-525; Wodak, 2002: 14-31). 1 Mays kelime grubunun ana sayfa manetleri ve i sayfa balklarna eletirel sylem analizi nitel aratrma yntemi uygulanmtr. Bu balamda, 1 Mays kelime grubunun bulunduu cmlecik ya da cmlelerin dz, yan ve karmak anlamlar (anlambilimsel), sz dizimi ve resim, imge,
Pamukkale niversitesi Sosyal Bilimler Enstits Dergisi, Say 7, 2010

imaj gstergebilimselliinin ortaya konmasn salayacak eletirel sylem analizi, mesaj verenin mesaj alcsn ynlendirmek istemekteki gerek amac/hedefini belirginletirecek ve buna bal olarak sylem nerilenler dorultusunda yeniden yaplandrlacaktr (Aziz, 2008: 137-141; Ba ve Akturan, 2008:36). Bu amala 1 Mays kelime grubu sanki sradan bir gn ifade ediyormu gibi ele alnm, bylelikle tm nyarg ve etkilerden kurtarlm olacaktr. Son olarak da, gvenirlilik ve geerlilik dzeyini snamak zere bu alma 3 sosyal bilimci tarafndan incelendikten sonra son eklini almtr. 2.1. Dokman-1: AG Yaklak yars Taksim Meydan mitingi resmine ayrlan ana sayfann maneti byk punto ile 22*9,5 cm boyutunda btn harfleri byk ve kaln Taksimine bahar gelmi memleketimin eklindedir. Ana sayfann ok kk bir blm 16*15 cm boyutunda iinde ehitlerin resminin bulunduu ehit haberine ayrlmtr. Miting resminin stnde ise ayrca gazetenin ad olan AG yazsnn sa tarafna 7,5*5,5 cm boyutunda btn harfleri byk ve kaln 1 Mays 2010 meydann fethi balna yer verilmitir. Bu balktaki fetih kelimesi baln dier kelimelerine oranla yaklak iki kat daha byk yazlmtr. Miting resminin zerinde ellerinde flamalarla kortej geii yapan yal, aksakall ve bereli bir adamn ba ektii grup resmi grlmektedir. Bu, uzun etin k koullar ile mcadelesini

77

S. Gzel

baar ile tamamlam gen, gen-yetikin ve orta yal olmak zere kua da iine alabilecek kadar geni kapsaml bir emeki rgtlenmesi anlamna gelir. Hemen bu resmin altnda yine bir baka kortejde glmseyen, eli flamal bir bayan yrrken resmedilmitir. Burada, emeki snfn geldii noktann kadnlara da n sralarda yer verebileceini kantlad vurgulanmaya allmaktadr. Bu bayan resminin altnda ayak ksmnda ise iki tane kk resim erevesi dikkat ekmektedir. 6*4 cm boyutunda bu erevenin birinde geen yl 1 Maysta ayn meydandaki lgn Drmc adndaki esnaf yznde gaz maskesi ile resmedilmesine karn; 6*5,5 cm boyutundaki resim erevesinde ayn esnaf, bu yl 1 Maysta gaz maskesiz ve hafif glmseyerek resmedilmitir. ki resim erevesi, 6*1 cm boyutunda bu da Taksim Esnafnn 1 Mays bayram kyafeti yazs yerletirilmitir. Ayrca, iki resim zerine yaptrlm eik etiketler zerinde geen yl ve bu yl yazlmtr. Bu, emeki snfn kutlamalarnn coku iinde gemesi halinde, sermayenin de bir tatil gn bile olsa emeki snfa hizmet edebilecei ve byle bir ortamn sermayenin bayram olabilecei anlamna gelir. Ana sayfa miting resminin alt sa kesinde elips ierisinde btn harfleri byk ve kaln AG, tarihi gn zel tanklaryla izledi cmlesine yer verilmitir. Bu cmlede zel tanklar ifadesi trnak ierisine alnmtr. Ana sayfann sa alt kesinde, dier bir anlatmla ehit haberinin sa tarafnda ve ehit haberinden ksmen daha byk 20*13 cm boyutunda bir ereveye yer verilmitir. Bu erevenin bal 11*4,5 cm boyutundaki btn harfleri byk ve kaln 33 yl sonra ilk kez babasnn ld yerde eklindedir. stelik, H..nn bulunduu resim erevesi ehit haberine yer verilen dier erevenin iindeki ehit resimleri ile yan yana sunulmutur. Burada, saldrya kurban giden emekiler ile terre kurban giden Mehmetiin kaderi zletirilmeye allmtr. Hemen bu baln alt ksmnda babas gznn nnde ldrlen H.. ile muhabirin 10*7 cm boyutundaki fotorafna yer verilmitir. Ayrca, Sarper zsan ile bir gencin fotorafnn altnda 7*2 cm boyutundaki btn harfleri byk ve kaln 300 bin kiilik dev koroyu bestecisiyle birlikte dinledik eklinde bir alt balk vardr. Bu, 33 yl nce rettii bestesine yllar sonra da olsa sahip kan bir sanatnn emeki snfn bilinlenmesindeki ilevselliini n plana karmaktadr. Bu erevenin alt sa

kesinde ise B.E. yazl bir elengin nndeki 7*5,5 cm boyutlarnda bir resimde R.E. ayakta durmaktadr. R.E.in sol tarafna yerletirilen siyah renkli konuma baloncuu iinde ise R.E. B.E.siz Taksimi anlatt sayfa 13te yazs vardr. 11. sayfann 34*1 cm boyutundaki tm byk ve kaln karakterli harflerden oluan i sayfa bal, emekiler, Trkiyede zgrlk, dnyada reform iin yrd eklindedir. Burada, dnyadaki emeki snftan farkl olarak Trkiyedeki emeki snfn ncelikle zgrln kazanmas gerektiini, elde edecei bu zgrln zerine kendisini sosyo-ekonomik adan gelitirebilecek haklar talep edebilecei reform aamasna geebilecei vurgulanmaya allmtr. Bu sayfa, i sayfa balnn bak asn yanstacak ekilde iki ana stuna blnmtr. Sol taraf Trkiye, sa taraf ise dnyann eitli lkelerine ilikin resimleri iermektedir. Bu sayfadaki sol stun boyunca 17*11 cm boyutundaki Ankara, 7*6 cm boyutundaki anakkale, 9*6 cm boyutundaki Batman, 7,5*6,5 cm boyutundaki Adana, 8,5*7 cm boyutundaki zmir, 8,5*7 cm boyutundaki Gaziantep ve 7,5*5 cm boyutundaki Ar gibi Trkiyenin eitli illerindeki 1 Mays Kutlamalarnn kk resim erevelerine yer verilirken; sa stun boyunca 18*17 cm boyutundaki Atina, 8*8 cm boyutundaki Hindistan, 10,5*8,5 cm boyutundaki Pakistan, 3*3 cm boyutundaki Srilanka, 12*9,5 cm boyutundaki Rusya ve 9*5,5 cm boyutundaki Avusturya gibi dnyann eitli lkelerindeki 1 Mays Kutlamalarnn resim erevelerine yer verilmitir. Ankara resim erevesinin merkezi brokrasinin ruhunu yanstacak ekilde donuk, sert ve ciddi bir grnm sergilemesi dikkat ekicidir. Bu resmin hemen altnda 17*1,5 boyutunda tm kk ancak kaln karakterli harflerle Atina alevler iinde bal verilmitir. Ayrca resmin iinde bir konuma baloncuu komuda 1 Mays gerginlii ifadesi ile doldurulmutur. Bu baloncuun iindeki 1 Mays kelime grubu byk harflerle, geri kalan ksm ise kk harflerle yazlmtr. stelik, bu cmlenin tm ince karakterde yazlmtr. 12.ve 13. sayfalar birletirecek ekilde 55,5*42 cm boyutunda byk bir resim evresine yer verilmitir. Bu resim erevesinin sa ve solu iki adet ke yazs ile snrlandrlmtr. Ayrca, byk resim erevesinin st ksmnda birbirine eit llerde (11*9 cm) be adet kk resim erevesine yer verilmitir: En solda gne sembolnn iinde 1977 yazan bir
Pamukkale University Journal of Social Sciences Institute, Number 7, 2010

78

Meydan Gereklii ve Kentsel Cisimleme

miting resmine, hemen onun yannda lgn Drmc resmine yer verilmitir. 3 kk resim ise uygunsuz pankart aanlarn engellenmesini konu etmektedir. Drdnc resim ise kalabal miting alanna alan polislerin tutumuna dikkat ekmektedir. Bu resmin hemen altnda Emniyet Mdrnn tm byk ve ince karakterli harflerle yazlm konsept deiti ifadesine yer verilmitir. En solda ise, patronuna ama bu hi adil deil, bizim bayrammz bir gn, geri kalan 364 gn senin diyen bir emekinin tepkisini dile getiren bir karikatr dikkat ekmektedir. Bu karikatrn ifadeleri batan sona kk ve ince karakterli harflerle yazlmtr. Bu be erevenin hemen altnda iki sayfay da kaplayacak ekilde byk puntolu koyu ekilde yazlm 54*3,5 cm boyutunda Taksim 1 Maysla bart eklinde bir balk yer almaktadr. Burada, 33 yl boyunca emeki snfa yasaklanan Taksim Meydannn 2010 ylnda yeniden emeki snfn kutlamalarna ald anlatlmaktadr. Dier bir anlatmla, barmak iin ksmek gerekir. Emeki snf Taksim Meydanna kst(rld), baharn geliiyle bu kslk yerini bar, coku ve huzura brakt. Yoksa bir meydan emeki snf tarafndan doldurulmadan nasl bir tarih olan 1 Mays ile barabilirdi? Bu baln altnda iki eit alan kaplayacak daha kk iki balk yer almaktadr. Sol altndaki aklama Trkiye bir tabuyu daha ykt. 1 Mays emek ve dayanma gn, 33 yl aradan sonra yz binlerin katlmyla Taksim Meydannda kutland. Sa altndaki aklama ise 1977deki kanl 1 Maysa inat dn bayram havas vard. Cokulu kalabalk arklar syleyip, halaylar ekti. Siyasiler, sanatlar ve sivil toplum da iileri yalnz brakmad. stelik, tamamen kk ve ince karakterli harflerden oluan her iki aklama cmlesi de banda bilgisayardaki onaylama iareti ile pekitirilmitir. Bu resim erevesinin geri kalan alt ksm ise Taksim Meydan etrafnda toplanan kalabalk resmine ayrlmtr. Heykelin en st ksmnda ise gne sembol iinde 2010 yazldr. Bu, yllar nce dlenen belki de bir umut olarak dile getirilen gneli gnlerin 2010da geldii anlamna gelmektedir. Baka bir anlatmla, bir idealin gerekleme dzeyinin alt izilmektedir. Bu gne sembolnn sol tarafnda 6*1,5 cm boyutundaki tm byk ve ince karakterli harflerden oluan cokulu bayram referans olsun, 8*1 cm boyutundaki yine birlikteysek, bu hepimizin eseri, bunca yl bouna gaz kullandk, tm gcmzle buradayz gibi kk balklara yer verilmitir. Bu
Pamukkale niversitesi Sosyal Bilimler Enstits Dergisi, Say 7, 2010

balklardan daha koyu ve byk bir baka balk ise, 14*2 cm boyutundaki tamamen kk ve kaln karakterli harflerden olumu Alman rahip de iilerle omuz omuza yrd dr. inde 2010 yazan heykelin stndeki gne sembolnn sol tarafnda ise 22*1 cm boyutundaki tm kk ancak kaln karakterli 33 yl geti ama aclar dinmedi bal grlmektedir. Bu baln hemen altnda 10*1 cm boyutlarnda tm kk ancak kaln karakterli harflerden oluan olan devlet isteyince oluyor bal, bu baln sanda ise 10*1 cm boyutundaki Bsiz bayram bal yer almaktadr. Tamamen koyu karakterli harflerden oluan ikinci balktaki Bsiz ifadesi trnak iine alnm ve bayram kelimesi byk harflerle yazlmtr. Burada, emeki snfn ekonomik gelimesinde ve bilinlenmesinde nemli rol oynayan kii olmadan bylesi bir baharn nasl bir bayram olabileceine ilikin bir sorgulama sz konusudur. Ayrca, devlet isteyince oluyor balnn altnda, 10*1 cm boyutundaki tamamen kk ancak kaln karakterli harflerden kurulu kanl deil, anl 1 Mays bal yer almaktadr. Sayfann neredeyse tamamn kaplayan byk miting resminin alt tarafnda byk bir gne gzl takm, sanda iekten ember olan gen kz resmedilmitir. Genel olarak bir deerlendirme yapmak gerekirse, i sayfalarn birbirinden farkl resimlerle doldurulmasnn sylemi etkinletirecek grsel elerle pekitirilmesinin ne kadar nemli olduu aka ortaya kar. Bu gazetede konuya ilikin ke yazs bulunmamas olduka anlamldr. Gazete ana sayfasndaki manete ve alt bala eletirel sylem analizi uygulanabilmesi iin sylemdeki kelimelerin dz, yan ve karmak anlamlarnn belirlenmesi gerekir. ncelikle sylemde geen Taksim, bahar ve memleket kelimelerinin dz anlamlarnn belirlenmesi ile balanmaldr. Bu balamda, Taksim, stanbulun merkezinde pek ok miting ve eylemin yapld bir meydandr. Bahar uzun ve etin bir kn ardndan gelen bir mevsimi anlatmaktadr. Memleket, birey, grup ve topluluu kendisine balayan topra vurgular. 1 Mays, yln byk bir blm alan dnya emekilerinin almay brakarak kutlama yaptklar gndr. Ayrca, alt balkta geen meydan ve fetih kelimelerinin dz anlamlarnn da ana sayfa maneti ile yakndan ilikili olduu grlmektedir. Meydan bir yandan benliin sunulduu ortam, dier yandan da evredekilerin sunulan benlii tanyp

79

S. Gzel

benimseyebilecei ak, sade ve effaf corafi bir mekndr. Fetih ise arpmann aksine bir yeri teslim almaktr. Sz konusu kelimelerin yan anlamlar dz anlamlarndan belirgin bir ekilde farkldr. Buna gre, Taksim, emeki snfn hak talepleri ve kutlamalar ile anlam kazanm ve cisimlemi bir meydann yan sra 1977de uradklar saldr sonucu emekilerin toplanmasna, kutlama yapmasna ve tepki yrylerine kapatlm olan bir meydandr. Yan anlam analizi asndan bu sylemdeki en kritik kelimelerden biri bahar kelimesidir. Gerekten de, bahar, insanlarn kendisinden korunmak zorunda olduklar, deiken hava artlarn ieren slak, karl, buzlu ve frtnal bir kn arkasndan gelir. K koullar ile mcadelesini baarm birey, grup ve topluluklar, iklimin kendilerine dl olarak sunduu bahar ile dllendirilirler. Ancak, cokulu ve heyecanl balayan bylesi bir bahar, te yandan birey, grup ve topluluklarn kendilerini yorgun hissettikleri sosyal-psikolojik bir atmosfer yaratr ki, bu da halk arasnda rehavet olarak bilinir. Bu noktada, bahar ile gelen yorgunluun, retim ve emekin etkinliinin nndeki en byk engeli oluturduu aklda tutulmaldr. Memleket, bir yandan aidiyet, dier yandan da umut ve zlem anlatr. Daha mikro bir yerleim yerini anlatt iin makro bir kavram olan vatan kelimesinden belirgin bir ekilde ayrlr. yle ki, vatan korunur ve savunulur, memleket ise zlenir. Kelimelerin karmak anlamlar ise sylem iinde dizilii, dilbilgisi ve niteleme dereceleri ltnde belirlenebilir. Bu balamda, normal koullarda memleketimin Taksimine bahar gelmi eklinde kurulacak bir cmlecik Taksimine bahar gelmi memleketimin eklinde devrik kurularak grnenin tesinde bir armay ve bir ary ifade eden bir anlam btnl ortaya koyar. Cmleciin banda yer almas nedeniyle Taksim iaret edilen ve gidilmesi gereken yerdir. Bir cmledeki vurgunun fiilden hemen nce gelen e olduu gz nnde bulundurulduunda, vurgunun bahar kelimesinde olduu aka ortaya kar. Bu, ayn zamanda, Taksim Meydanna gelenin 33 yl nce olduu gibi saldr, kan, lm, ac ve hzn deil, tam tersine tm olumlu duygular iinde sentezlemesi ve yeni olumlu gelimelere gebe olmas asndan bahardr. O kadar ki, bu bahar, gelmesinden umut oktan kesilmi olan bir bahardr. Yine de, bu bahar 33 yl nceki gibi korkulacak bir bahar deildir. Bu
80

devrik cmlecik yaps, te yandan, gelen baharn sadece Taksimde en youn ekilde dierleri ile birlikte deneyimlenebileceine ilikin etkili bir ardr. Gerekten de gelmek fiilinin kkndeki mi gemi zamann hikyesi taks, sadece ar yaplan kitlenin deil ayn zamanda ar yapan(lar)n da Takime baharn geldiini kendi gzleri ile grmediklerini, ancak duyduklarn aktardklarnn altn izmektedir. Dier bir anlatmla, bu memleket benim, bunu ben ok iyi biliyorum, bakalar da iyi biliyor. Ancak, bilmediim bir ey de bu benim ok iyi bildiim memleketimin oktandr gzden kardm bir Taksimi olduudur. nk Taksim Meydan emekilere 33 yl yasakland. Bu balamda memleketime gelen baharn ayns oraya da m geldi acaba? Emin olamyorum. Emin olabilmem iin gidip deneyimlemem gerekir gibi bir alg oluturulmak istenmektedir. 1 Mays 2010 meydann fethi cmlecii ise ana maneti pekitirici bir ilev grmektedir. Ana manette kullanlan Taksim gereklii, bu alt balkta meydan ile zdeletirilmitir. Dier bir anlatmla, Taksimin klacak bir meydan olduu vurgulanmaya allmtr. Ayrca, fetih kelimesi ile emeki snfn ben de varm dediinin alt izilmektedir. 1 Mays 2010 kelime grubunun cmleciin bana alnmas ile fethedilen bu meydann 33 yl nceki meydan olmad, tam tersine 2010 yl meydan olduu vurgulanmaya allmtr. stelik, hem mekn hem de zaman olarak tamamen 33 yl ncesinden farkl olan bu meydana kmaktan korkmaya gerek olmad vurgulanmaya allmtr. Bu alt balktaki fetih kelimesinin dier kelimelerinden yaklak iki kat daha byk yazlmas, gerekletirilen mitingin gz ard edilmeyecek kadar nemli bir gelime olduunun altn izmitir. Dz, yan ve karmak anlamlarnn bilekesinde nerilenler dorultusunda sylem yeniden yaplandrlacak olursa, Memleketimin 33 yl nce bir Taksim Meydan vard. Uzun ve etin k artlarndan dolay siz emeki snfa yasaklanmt ve umudunuz krlmt. 33 yllk k bitti bahar geldi. Biliyor musunuz? Memleketime gelen baharn en iyi deneyimlenebilecei zaman 2010, mekn ise Taksim Meydandr. Bugn tm emekiler orada toplanmal ve baharn tadn karmaldr. Bu ise tm zamanlarn en byk arsdr eklinde bir karm elde edilebilir. AG Gazetesinde kullanlan kodlamalara ilikin
Pamukkale University Journal of Social Sciences Institute, Number 7, 2010

Meydan Gereklii ve Kentsel Cisimleme

ierik analizine (Tablo-2) gre, bayram kodlamas 11 kez kullanlmtr. kinci en ok kullanlan kodlamalar arasnda 6ar kez tekrarlanan Taksim, kutlama ve 1 Mays Mar bulunmaktadr. Coku 5 kez; 32 yl ve Tekel ileri 4er kez; 1 Mays, tabu, protesto ve ii 3er kez; emek, sendika ve mcadele 2er kez kullanlan kodlamalardandr. Birer kez kullanlan kodlamalar ise kanl, Kazanc Yokuu, karanfil, bar, pankart, 68 kua, emek ve dayanma gn ve 1977dir. Ne var ki, dayanma, huzur, zgrlk, ii snf, alma, emeki snf, saldr, simge ve ii afii gibi kodlamalar hi kullanlmamtr. Tablo-3n AG satr genel olarak deerlendirildiinde, Taksim, 1 Mays Mar, tabu, kanl, Kazanc Yokuu, karanfil, bar, 68 kua, 1977, 32 yl simge, emek ve dayanma gn, huzur, zgrlk, Tekel ileri ve ii afii kodlamalarndan oluan sembolik kategorinin en geni kullanm alanna (29) sahip olduu grlmesine karn; protesto, pankart ve saldr kodlamalarndan oluan eylemsel kategorinin ok az bir kullanm alanna (4) sahip olduu grlmektedir. Byle temel bir elikinin, te yandan, AGnin syleminde emek bir imge olarak durmamaldr, simgeletirilmelidir ve emek bu simgeyi hayata geirecek ekilde hibir hak talebinde bulunmamaldr anlamna geldiini gz nnde bulundurmak olduka nemlidir. Ayrca, bayram, kutlama ve coku kodlamalar btnnden oluan elence kategorisine, sembolik kategorisinden sonra en geni yer verilmesi de nemli bir baka ayrnt olarak karmza kmaktadr. Bu, simgesel deerlere sahip klmal, ancak bu simgesel deerler hak talebinde deil elence talebinde emeki snfa klavuzluk etmelidir anlamna gelir. Gerekten de, emek, mcadele, dayanma, sendika, ii, ii snf, alma ve emeki snf gibi retim gleri ve retim ilikileri sentezi zerinde ykselen retim biimi ile dorudan ilikili olan i yaam kategorisinin 10 birimlik bir genilii olmas, simgesel deerlerin hak talebinde deil elence talebinde emeki snfa klavuzluk etmesine ilikin bak asna nemli bir veri nitelii tamaktadr. - 1 Mays AGnde sembolik bir gereklik anlamna gelmektedir. - 1 Mays haberleri AGnin ana sayfa manetinde 22*9,5 cm geniliinde ve tm byk-kaln karakterli harflerle yer ilenmitir. - 1 Mays haberleri AGnin i sayfalarnda
Pamukkale niversitesi Sosyal Bilimler Enstits Dergisi, Say 7, 2010

biri 34*1 cm geniliinde tm byk-kaln karakterli harflerle emekiler Trkiyede zgrlk, dnyada reform iin yrd, dieri 54*3,5 cm geniliinde ve byk-kaln karakterli harflerle Taksim 1 Maysla bart balklar yer almaktadr. - 1 Mays konusuna AGnin ke yazlarnda hi yer verilmemitir. - 1 Mays kelime gurubu AGnde en ok bayram kavram ile temsil edilmitir. - 1 Mays kelime grubu AGnde ok az (3 kez) kullanlmtr. - AGnin 1 Mays haberlerini gndeme tama amac, 1 Maysn sembolik olarak srekliliinin elence ve bayram yntemi ile salanmasdr. - AGnde emeki snfn gerek gndemini oluturacak 1 Mays haberleri yapmak olduka gtr. - AGnin 1 Mays haberlerine verdii genilik kitleselleme potansiyeli iin yeterli deildir. 2.2. Dokman-2: HG 58*42 cm boyutundaki gazete ana sayfasnn maneti, 27,5*5 cm boyutunda tamamen byk ve ince karakterli ancak byk puntolu harflerden olu(turul)mu alklarladr. Bu ana sayfa maneti, ayn zamanda, 27*18 cm boyutundaki miting resim erevesinin st ksmna oturtulmutur. Bu resim erevesinde eitli konfederasyon bakanlar ellerindeki karanfillerle en nde durmaktadr. Ayrca, kalabaln elindeki flamalar da dikkat eken bir baka nokta olarak karmza kmaktadr. Bu resim erevesinin iinde 7*4,5 cm boyutunda zerinde 1 Mays yazl byk bir pankart am olan grup resmedilmitir. Bu byk resim erevesinin altnda byk bir ounluu kk ve ince karakterli harflerden oluan normal tmce dzeni iinde 1 Mays 32 yl sonra Taksimde okuyla kutlanrken, ortalk bayram yerine dnd. 1977deki kanl 1 Maysta hayatn kaybedenler saygyla, krmz karanfillerle anld. yazldr. Bu tmcede Kanl 1 Mays kelime grubunun trnak iine alnd, stelik 1 Mays ifadesinin de kaln karakterli harflerle yazld grlmektedir. Neredeyse bu resim erevesi ile eit boyutta (27*13,5 cm) ayn gn gerekleen ehit haberlerine yer verilmitir. Bu resim erevesinin bal tamamen normal tmce dzeni ve ince karakterli harflerle yazlan omuz omuza saat arptlar ifadesinden

81

S. Gzel

olumaktadr. ehit haberi resim erevesinin gazetenin ana sayfasnn st ksmnda yer almas, gazetenin ayn gn gerekleen iki haber arasndan ehit haberlerine daha ok nem verdiini ortaya koymaktadr. 20. sayfa bal, dier sayfaya da taacak ekilde tamamen kk ve kaln karakterli harflerden oluan 79*1 cm byklndeki taksime yakt eklindedir. Burada, 33 yl nceki 1 Maystan tamamen farkl coku dolu bir tablo olutuu iin halkn artk emeki snf Taksim Meydanna yaktrd vurgulanmaya allmaktadr. stelik, bu balk eitli boyutlardaki miting resim erevelerinin kesime noktasnda bulunmaktadr. Bu resim erevelerinden en byk olann orta ksmnda tamamen kk ve ince karakterli harflerden ite meydan yazldr. Bu yaznn tamamnn beyaz renkte ve byk puntolu yazlm olmas olduka dikkat ekicidir. Bu, zlenen gneli gnlerin cisimletii meydan budur anlamna gelir. Bu sayfann st sol ksmnda 10,5*7 cm boyutunda Taksim Meydanndaki kalabalk resmedilirken, sa tarafnda ise 9*7,5 cm boyutunda konfederasyon bakanlarndan birinin TSun omzuna elini att an resmedilmitir. Hemen bu resmin sanda 13,5*8,5 cm boyutunda sanatlarn ba ektii bir kortej grntsne yer verilmitir. Bu sayfann sa st kesindeki 6,5*3,5 cm boyutunda banda iekten ember bulunan gen bir kz gne gzl ile resmedilmitir. Burada, emeki snfnn artk bayanlar da kapsayacak kadar estetik bir hal aldnn alt izilmeye allmtr. Sayfann alt yarsnda ise 19*11,5 cm boyutunda bir resim erevesinde baka bir kortej grntlenmitir. Bu kortejin ba ektii emeki grubunun elinde normal tmce dzeninde kaln karakterli harflerle i, emek, zgrlk iin yazldr. Ayn resim erevesinin hemen sa alt ksmnda 10*6 cm boyutunda bir kalabaln elinde dnya ii snfna bin selam, emek ve dayanma gn kutlu olsun grlmektedir. Bu iki pankart, artk emeki snfnn sosyo-ekonomik dzeyini daha da iyiletirecek taleplerin yine kendileri tarafndan olduu gibi gndeme tand anlamna gelmektedir. 19*11,5 cm boyutundaki resim erevesinin sol alt ksmnda ise halka yol gsteren zgrlk balkl kk bir yaz bulunmaktadr. Bu balktaki halka kelimesinin H harfi olduka byk bir punto ile yazlmtr. Burada, byk H li halkn zgrl elde etmesinin yolunun, yine rgtl emein

cisimlemesinden ve gelimesinden getiinin alt izilmeye allmtr. Sayfann genel olarak sol stunu boyunca normal tmce dzeninde ve ince karakterli harflerden oluan yine oradayz bakan, Diskten ehitlere rahmet, CHP ve Trk- korteji, Fenerbaheliler de katld, saniye saniye izlendi balklarn tayan birbirinden farkl yazya yer verilmitir. Ayn sayfann alt yarsndaki sa stn boyunca ise normal tmce dzeninde ve ince karakterli harflerden oluan yitirilen canlara szmz tuttuk, artk 1 Mays Alanndayz, taeronlar istemiyoruz, ruhu burada balkl kk aklama yazlarna yer verilmitir. 21. Sayfann sol st kesindeki 10*8,5 cm boyutundaki bir resim erevesinde umudumuz ar yazl bir pankart am kortej resmedilmitir. Bu resim erevesinin alt-sanda birer resim erevesi bulunmaktadr: Altndaki 14,5*7 cm boyutundaki resim erevesinde Ankarada mitinge katlm olan travestiler grntlenmitir. umudumuz ar yazl bir pankart am kortejin grntlendii resim erevesinin sanda 17*2 cm boyutunda nasyonal Bolevik yazl slogan atan, sa elini yumruk yapm bir gen resmedilmitir. Bu resim evresinin hemen yannda dnyada 1 Mays yazl bir aklama yazs bulunmaktadr. Bu sayfann geri kalan byk bir ksmnn reklama ayrlm olmas da dikkat eken nemli bir ayrnt noktas olarak karmza kmaktadr. Fenerbahelilerin ve travestilerin de Taksim Meydanna alklarla girmesi, rgtl emek ile balayacak olan ve daha sonra tm toplum kesimlerini de iine alacak ekilde genileyecek eitliki-zgrlk bir toplum modeline iaret etmektedir. 32. sayfann bal, 26*6,5 cm boyutundaki tamamen byk ve kaln karakterli harflerle yazlm olan Behice Boran 100 yanda eklindedir. Bu baln hemen st ksmnda 21*1 cm boyutunda ve normal tmce dzeni tamamen kaln karakterli harflerle yazlm sabrn, inadn ve mcadelenin ad alt bal ile Behice Borann kararl kiilii ortaya konmaya allmtr. Bu alt balktaki sabrn, inadn ve kelime grubu ak gri ile yazlmasna karn, mcadelenin ad kelime grubu ise siyah, kaln ve koyu karakterli harflerle yazlmtr. Bu, mcadelenin ad olan Behice Borann emeki snfn gelimesini, sabr, inat ve sebat ile baardn ortaya koymaktadr. Dier bir anlatmla, verilen mcadele sadece sabr ve inatla deil, ayn zamanda renk ve ton farkllklar
Pamukkale University Journal of Social Sciences Institute, Number 7, 2010

82

Meydan Gereklii ve Kentsel Cisimleme

ile de nitelenerek pekitirilmitir. Ayrca, bu sayfa tamamen Behice Borann yaam yksne ayrlmtr. Bu yknn byk bir blm ise, onun emeki snfn mcadelesine verdii destei ncelemektedir. Sayfann sa-st kesinde en uzun kenarlar 10*8,5 olan bir daire iinde Behice Borann tebessm eden resmine yer verilmitir. Hemen bu resmin altnda 19*12,5 cm boyutlarnda 1977 ylndaki 1 Mays gsterilerinde polis ve jandarma engeli ile karlaan Behice Boran ve arkadalarnn grntlendii resim erevesi dikkat ekmektedir. Bu sayfann en alt ksmnda 35*14 cm boyutunda ii yaam yks yazs ile doldurulmu bir resim erevesi bulunmaktadr. Bu resim erevesi 29*1 cm boyutunda tamamen normal tmce dzeni ve kk-kaln karakterli harflerle yazlm bir uzun yryn en soluklu devrimcisi kelimeleri ile balklandrlmtr. Burada, emeki snfn oluturulmas, bilin dzeyinin artrlmas ve rgtl hale getirilmesinin ok uzun bir yol olduu, bylesine uzun bir yolda ise kendini yormadan uzun ve kontroll soluk alarak hedefe ulaabilmeyi baarabilecek bir fikir emekisinin gereklilii vurgulanmaktadr. Bu, te yandan, gazetenin temel felsefesi olan rgtl emein geliimine verdii nemin, bir fikir emekisi olarak emeki snf rgtlemeye alan Behice Boran ile pekitirmeye alt anlamna gelmektedir. Bu resim erevesinin st orta ksmna 11*6,5 cm boyutunda iinde 1977 ylnda Behice Boran nderliinde bir kortejin grntlendii grece daha kk bir resim evresi yerletirilmitir. Ekonomi sayfasnn bal 18*6 cm boyutundaki tamamen normal tmce dzeni ve kk-kaln karakterli harflerle yazlm olan maazalar olaysz 1 Maysa sevindi simit ve tost patlad eklindedir. Bu balkta dikkat eken nemli bir ayrm noktas ise, olaysz kelimesinin tek trnak iine alnm olmasdr. Bu baln sa tarafnda ise 10*5 cm boyutundaki resim erevesinin ii, yere km, eofmanl, simit yiyen bir emekinin resmi ile doldurulmutur. Ana balk, 11*3 cm boyutundaki normal tmce dzeni, koyu karakterli harflerle ve kk puntolu yazlm yllar sonra 1 Maysta iilerle buluan Taksim Meydannda, kutlamalara katlan binlerce insan simit, tost ve dnere akn etti. Ak olan kafelerde satlar iki katna karken, dier maazalarn satlarnda yzde 30-50 d yaand. Esnaf en ok sevindiren, herhangi bir olay kmamas ve 1 Mays zararsz kapatmalar oldu aklamas
Pamukkale niversitesi Sosyal Bilimler Enstits Dergisi, Say 7, 2010

da dikkat ekmektedir. Bu aklamann hemen alt ksmnda 11,5*11,5 cm boyutunda kortej eliinde simit satcsnn grntlendii bir resim erevesi yerletirilmitir. Bu resim erevesinin hemen sa tarafnda ise 1 Mays ii emek ve dayanma gnne ilikin olarak simit satlar ve polisin kalabala olumlu tutumunu ieren bir yaz bulunmaktadr. Bu sayfann geri kalan ksmnn reklamlara ayrlmas olduka anlamldr. Sayfann genel bir deerlendirmesi yaplacak olursa, emeki snfn Taksim Meydannda bulumak zere eitli ynlerden gelii srasnda simiti ve tostu gibi kk giriimcilerden yapt al-veriin, kk giriimcinin kazancn artrdn; buna karn bylesine huzur ve coku dolu bir mitingi, satlar neredeyse yar yarya den maazalarn bile olumlu karladklar vurgulanmaya allmtr. Ayrca, maaza ve simit ve tost patlad ifadelerinin bir arada kullanlmas, byk sermaye sahiplerine oranla kk giriimcinin desteklendii eklinde yorumlanabilir. Byle bir yorum, gazetenin, zel anlamda hem ana sayfa maneti hem de i sayfa balklar, genel anlamda ise rgtl emein gelimesi ve yaygnlamas iin gsterdii aba ile paralel bir nitelik tamaktadr. Gerekten de, eofmanl, yere km simit yiyen emeki snfn grntlendii resim, sosyo-ekonomik dzeyi insani yaam koullarna ulamad halde alklarla Taksim Meydanna giren emeki snfn arbal, sebat eden bir karakter analizini gzler nne sermektedir. Bu resim de gazetenin rgtl emek iin oluturmaya alt gndem konusunda samimi ve gvenilir olduunu gsteren nemli bir veri olarak deerlendirilebilir. Gazetenin, C, AH, KA, DK ve OEnin 1 Maysa ilikin ke yazlarna yer verdii grlmektedir. C, 32 sene sonra balkl ke yazsnda, her konuda kendi yanlglarn ortaya koyma abas gsterdiine, bunu yine 1 Mays yanlgs ile eklemlediine deinmitir. Bu, bugn bunlar neden yazyorum. 32 sene sonra 1 Mays Sihri hala zerimde de ondan. Taksim Meydann tekrar emekilere aarak kendisi ile yzleen devlet karsnda bir vatanda olarak kendim ile yzlemeyi bugn bir grev bildim satrlarndan karsanabilir. AH, ben de Taksime ktm, balkl ke yazsnda, hani bir ark dinlersin ve uzun sre o ark taklr kalr ya dudaklarna raden d teslim olursun arkyaMeydanda mehur 1 Mays Mar o kadar ok alnyordu ki, iradem d teslim oluyorum mara. 1 Mays.1

83

S. Gzel

Mays.iinin, emekinin bayram. Satrlar, bir etkinliin mar ile nasl pekitirilebileceine dikkat ekmitir. KA, 1 Mays Sabah balkl ke yazsnda, kendisinin de kanuna gre fikir iisi olduunun altn izmi, bu yazsndan sonra cokulu kalabala karmak zere yola kacana deinmitir. Ayrca, yazarn, tek umudum, tek dileim bu yazy deitirmek zorunda kalmamak satrlar, sermayenin emek zerindeki etkin konumuna eletirel bir eletirel sylem analizi niteliindedir. DK, snav kim verdi? balkl ke yazsnda, asl snav iinin vermedii ve/ya da vermemesi gerektiini, tam da aksine bu snav devletin vermesi gerektiini, snav vermesi gerekenler devletin gvenlik gleri ile devleti yneten siyasal iktidarlard. Bu snav 32 yl boyunca verilmedi. Daha dorusu verilmek de istenmedi..1 Maysa ilikin olarak bir snav verilmesine gerek olmayan tek g emeki snflarn rgtleriydi, buna karn 32 yl boyunca kamuoyu bu masalla uyutulmak istendi satrlar ile belirginletirmitir. OE, bayram balkl ke yazsnda, toplumsal olgunlama dzeyimize dikkat ekmitir. Bunu, ii-memur gibi alan snfn benim de bu toplumun yaamnda yerim var. Benim de haklarm avazm kt kadar haykrarak talep edebileceim bir gnm var.bunlar bizim toplum olarak olgunlatmzn gstergeleri. Asl bayram, bu noktaya gelebilmi olmamzdr satrlarndan karsamak mmkndr. Gazete ana sayfasndaki manete ve alt bala eletirel sylem analizi uygulanabilmesi iin sylemdeki kelimelerin dz, yan ve karmak anlamlarnn belirlenmesi gerekir. ncelikle tek eden oluan sylemin alklarla kelimesinin dz anlamnn belirlenmesi ile balanmaldr. Alklamak kelimesi, seyircilerin sergilenen bir etkinlii (performans) beendiini belirten yksek tempolu, vurgulu ve youn duygu ifadesini ieren geni kapsaml ve kollektif bir tepki olarak tanmlanabilir. Ayrca, gazetenin i sayfa alt balndaki Taksim ve yakmak kelimelerinin de dz anlamlarnn aklanmas gerekir. Bu balamda, Taksim, stanbulun merkezinde pek ok miting ve eylemin yapld bir meydan; yakmak ise, bir eyin baka bir eyin yannda uyumlu ve estetik durmas anlamna gelir. Her kelime gibi alklamak, Taksim ve yakmak kelimelerinin de yan anlamlar, dz anlamlarndan farkldr. Bu balamda alklamak
84

kelime kk, aslnda bir performans sergileyen bir kii ya da grubun, daha geni bir kitle, kategori, yn ve topluluk tarafndan cokulu bir ekilde takdir edildiine gnderme yapar. Dier bir anlatmla, alklayan says, her zaman iin alklanan saysndan daha fazladr. Ayrca, alklamak fiili, sadece performans sergileyen birey ya da grubun comasn deil ayn zamanda alklayan kitle, kategori, yn ya da topluluun da comasn kapsayan kontrol d duygusal ve kollektif bir tepkidir. Gerekten de, halk dilindeki alkladka alklar(lar), alklandka alklanrsn(z) deyimi bile, alklamak eyleminin her iki taraf asndan kontrolsz duygusal bir tepki olduunu ortaya koyacak yeterlilikte bir veri niteliindedir. Taksim, emeki snfn hak talepleri ve kutlamalar ile cisimlemi bir meydann yan sra 1977de maruz kaldklar saldr sonucu emeki snfn toplanmas, kutlama yapmas ve tepki yryleri dzenlemesi iin yasaklanm simgesel bir meydandr. Peki, o halde Taksime ne yakabilir? phesi ki, gemiteki kt olaylar 33 yl kadar bir srede takdire deer bir deneyime evirebilecek kadar olgunlam, ar bal ve vakur bir grnm sunan rgtl emek. Kelimelerin karmak anlamlar ise sylem iinde dizilii, dilbilgisi ve niteleme dereceleri ltnde belirlenebilir. Karmak anlam analizi asndan bu sylemin en stratejik nitelii, alklamak fiilinin, lar ve la taklar ile birlikte bir zarfa dntrlm olmasdr. Dier bir anlatmla, alk bir isim, alklamak bir fiildir. Oysa, alklarla bir zarfa denk dmektedir. Zarf ise bir durum, bir hal ve bir tarz belirtmesi asndan iki nemli noktay aa karr: yle ki, bu sylemdeki alklarla ncelikle nasl sorusuna verilen bir yanttr. kinci olarak ise alklarla yant, emeki snf Taksim Meydanna alklar eliinde girdi gizli anlamn iermektedir. Gerekten de, bir kelimeden oluuyor gibi grnen bu sylem, aslnda ardnda ve temelinde gizli bir emeki snf Taksim Meydanna nasl girdi? sorusunu ve emeki snf Taksim Meydanna alklar eliinde girdi yantn iermektedir. Emeki snfn sosyo-ekonomik dzeyini daha da iyiletirebilmesinin yolunun protesto ve saldr gibi eylemsel kategorilerden deil, tam tersine rgtl emein yaygnlamasndan getiinin gazetenin genel felsefi kaygs olduu gz nnde bulundurulduunda, alklanan znenin rgtl emekten bakas olmayacanda duraksanmasa gerekir. Bu, te yandan, emeki
Pamukkale University Journal of Social Sciences Institute, Number 7, 2010

Meydan Gereklii ve Kentsel Cisimleme

snfn olgunlatnn halk tarafndan da takdir edildii anlamna gelir. Yoksa halk sermayeyi alklayacak deil ya!.... Nitekim, gazete ana sayfasnn yarsndan daha byk bir ksm, huzurlu ve cokulu Taksim Meydan Miting resmine ayrlmtr. Dz, yan ve karmak anlamlarn bilekesinde nerilenler dorultusunda sylem yeniden yaplandrlacak olursa, emeki snf artk 33 yl ncesinden ok farkldr. nk onlara saldrlmamaktadr. rgtl olduu kadar, ar bal ve vakurdur, deneyim de kazanmtr. Byle bir emeki snfn Taksim Meydanna alklar eliinde girmesi ok doaldr. Emeki snfa da zaten bu yakrd. eklinde bir karm elde edilebilir. HGnde kullanlan kodlamalara ilikin ierik analizine (Tablo-2) gre, ii kodlamas 30 kez kullanlmtr. 13 kez tekrar ile ikinci en ok kullanlan kodlama bayram, 12 kez tekrar ile nc en ok kullanlan kodlama kutlamadr. 32 yl 10 kez; emek 9 kez; dayanma 6 kez; emek ve dayanma gn, 1977, Tekel ileri ve sendika 5er kez; zgrlk 4 kez; 1 Mays Mar, coku ve kanl 3er kez; mcadele, ii snf ve emeki snf 2er kez; Kazanc Yokuu, karanfil, tabu, bar, huzur, alma, simge ve protesto 1er kez kullanlan kodlamalar arasndadr. Saldr, pankart, ii afii ve 68 kua gibi kodlamalar hi kullanlmamtr. te yandan, gazetenin eitli sayfalarnda , ekmek yoksa bar da yok, Emek kutsal, smrlemez, emein onuru sendikal olmaktr, i, emek zgrlk iin, halka yol gsteren zgrlk gibi sloganlara rastlanmas, gazetenin emeki snfn sorunlarna ilikin samimi ve iten gndem oluturma kaygsn da aka ortaya koymaktadr. Tablo-3n HG satrnn bir deerlendirmesi yaplacak olursa, Taksim, 1 Mays Mar, tabu, kanl, Kazanc yokuu, karanfil, bar, 68 kua, 1977, 32 yl simge, emek ve dayanma gn, huzur, zgrlk, Tekel ileri ve ii afii kodlamalarndan oluan sembolik kategori en geni kullanm alanna (70) sahip olmasna karn; protesto, pankart ve saldr kodlamalarndan oluan eylemsel kategori neredeyse hi kullanlmamtr (1). Simgesel ile eylemsel kategori arasndaki temel elikinin, te yandan HGnin syleminde emek bir simge olarak durmaldr, ancak emeki snf benimsenen simgesel deerlerin nda eylemsel yntemle hak talebinde
Pamukkale niversitesi Sosyal Bilimler Enstits Dergisi, Say 7, 2010

bulunmay aklndan bile geirmemelidir eklinde yorumlanabilir. Sembolik kategorisinden sonra ikinci srada emek, mcadele, dayanma, sendika, ii, ii snf, alma ve emeki snf kodlamalarndan oluan retim gleri ve retim ilikileri sentezi zerinde ykselen ve retim biimi ile dorudan ilikili olan i yaam kategorisinin gelmesi, emeki snfn benimsedii sembolik deerleri elde etmek iin i ve yaam koullarn iyiletirmek iin rgtlenmesinin gereklilii anlamna gelir. Ayrca, bayram, kutlama ve coku kodlamalarna dayanan elence kategorisinin, emek, mcadele, dayanma, sendika, ii, ii snf, alma ve emeki snf kodlamalarndan oluan i yaam kategorisinden sonra gelmesi bile gazetenin emeki snfn gerek sorunlarn olduu gibi gndeme tama kaygs tadn aka ortaya koymaktadr. - 1 Mays HG nde sembolik bir gereklik anlamna gelmektedir. - 1 Mays haberleri HGnin ana sayfa manetinde 27,5*5 cm geniliinde ve bykince karakterli harflerle ilenmitir. - 1 Mays haberleri HGnin i sayfalarnda biri 79*1 cm geniliinde kk-kaln karakterli harflerle Taksime yakt, dieri 26*6,5 cm geniliinde byk-kaln karakterli harflerle Behice Boran 100 yanda eklinde yer almtr. - 1 Mays konusuna HGnde 4 adet ke yazsna yer verilmitir. - 1 Mays HGnde en ok ii olgusu ile temsil edilmitir. - 1 Mays kelime grubu HGnde 44 kez kullanlmtr. - HGnin 1 Mays haberlerini gndeme tama amac, 1 Maysn sembolik olarak srekliliinin salanmasnda retici ve rgtl emein rolnn gz nnde bulundurulmasn salamaktr. Bu, HGnin emeki snfn sloganlarna nemli lde vermesinden karsanabilir. - HGnde emeki snfn gerek gndemini oluturacak 1 Mays haberleri yapmak olduka kolaydr. - HGnin 1 Mays haberlerine verdii genilik kitleselleme potansiyeli iin yeterlidir.

85

S. Gzel

2.3. Dokman-3: SG 57*39,5 cm boyutundaki gazete ana sayfasnn yaklak yars 1 Mays haberine ayrlmtr. Gazete ana sayfasnn tam ortasn kapsayacak ekilde 23*35 cm boyutunda Taksim Meydan resim erevesi yerletirilmitir. Bu resim erevesinin sol alt ksmna karlatrmal bir ekilde biri 1977 ylna dieri ise 2010 ylna ait 5,5*4 boyutlarnda 1 Mays resim ereveleri yerletirilmitir. Gazetenin ad olan SG yazsnn sa tarafnda 13*5 cm boyutunda tamam byk ve kaln karakterli harflerden olumu, alt izili 1977deki kanl saldrdan sonra iilere kapanan Taksim Meydan 200 bin kiinin bayram yeri oldu balna; hemen altnda ise 33*4,5 cm boyutunda tamam byk ve kaln karakterli harflerle kurulmu Tabu Ykld ana sayfa manetine yer verilmitir. Gazetenin ad olan SG yazsnn sandaki alt balk ierisindeki Tabu kelimesinin T harfinin st ksmnda byk harflerle 1 Mays yazlmtr. Ayn gn gerekleen terr saldrs haberine gazete ana sayfasnn sol alt ksmnda 14*12,5 cm boyutunda kk bir resim erevesinde yer verilmitir. Bu, gazetenin 1 Mays haberlerine oranla ehit haberlerine daha az nem verdiini gstermektedir. Byk miting resim erevesi ile ehit haberini ieren resim erevesinin arasna Emniyet Mdrnn fotoraf konulmutur. Fotorafta, Emniyet Mdr sol elini kaldrm kalabal selamlarken resmedilmitir. Burada, huzurlu ve bar iinde miting yaplmasnda stanbul Emniyetinin oynad roln alt izilmeye allmaktadr. stelik, Emniyet Mdrnn fotorafnn hemen ehitleri gsteren resim erevesinin stnde yer almas nemli bir ayrm noktas olarak deerlendirilmelidir. Gazetenin 7. sayfasnn sol kesi stun boyunca tamamen EKn eitim, Ak- memnu, 1 Mays balkl ke yazsna ayrlmtr. Ke yazar bu yazsnda 1 Maysn hafta sonuna denk geldiini, bundan dolay da kendisinin siyasi yazlar gndeme almadn belirtmitir. Popler bir dizi ile tarih-kltr bilincimizi ironik tarzda ele ald yaznn belki de en dikkat ekici satrlar, 1989 senesinden beri her sene ii bayram olarak kutlanan bir gn geni kitlelere bahar bayram diye yutturmak gerekten byk bir beceri gerektiren bir sre olsa gerektir. stelik, yazs, bu yanlsama srecinde eitim sistemimizin ok nemli bir rol olduu sayltsna dayanmaktadr.

Gazetenin 12. sayfas, iki ke yazsndan olumaktadr. Sa kedeki, EBn PKK niye genleri ldrmekte srarl! balkl, dieri ise MMin 1 Maysta sevin ve hzn balkl yazsdr. Bunlardan ilki yine ayn gn gerekleen terr saldrsn konu edinirken, ikincisi ise ayn gn gerekleen terr saldrs ile ilintili olarak 1 Mays 1977de yaanan saldry ele almaktadr. Bu bak asn en ak ekliyle ortaya koyan belki de .birden uursuz bir haber dyor ekranlara. Tuncelinin Nazimiye ilesine bal bir jandarma karakoluna kalabalk bir PKK grubu tarafndan yaplan saldrda 4 asker ehit, 7 asker yaral.. atma sryor ve sylemleri ve eylemleriyle statkonun devamn salyor satrlardr. 16. sayfann banda 18*5 cm boyutunda kaln karakterli harflerden olumu 32 yln adndan Taksim bayram bal bulunmaktadr. Bu baln dikkat eken nitelii, 32 yln ardndan kelime grubunun tamamen kk karakterli harflerden olumasna karn, Taksim Bayram kelime grubunun tamamen byk karakterli harflerden olumasdr. Bu, gazetenin bayram olgusunu 32 yl nceki saldrdan daha ok nemsedii anlamna gelir. Bu baln altnda normal tmce dzeninde ve ince karakterli harflerden oluan 1 Mays 1977deki kanl saldrdan tam 32 yl sonra iiler 3 koldan Taksime kt. Meydan dolduran onbinler gnllerince 1 Mays kutlad. Gerginliin yaanmad kutlamalar tam bir bayram havasnda geti aklamasna yer verilmitir. Bu balk ve aklamann hem sa hem de sol tarafnda alt alta 3er kk resim erevesine yer verilmitir. Sol taraftaki ilk kk 8*7,5 cm boyutunda resim evresi Hak- ve Memur-Sen sendikalar ile birlikte STK da Dolmabaheden Taksime yrd alt yazl kalabalk grubun grntsn sunmaktadr. 8*4,5 cm boyutunda ikinci resim evresi, Zeybek Ekibinin oyununu sergilemektedir. 8*6,5 cm boyutundaki nc resim erevesi ise Karabksporun da miting de bulunduunu ortaya koymaktadr. Ayrca, bu alt alta kk resim evresinin altnda konfederasyonlarn gzerghn aklayan bir stun yer almaktadr. Yine sayfa ana bal ve aklamasnn sa tarafndaki 3er kk resim erevesinden normal tmce dzeninde ince karakterli harflerden oluan 8*5 cm byklndeki ilkinde, Disk ile birlikte meydana kan STKlar arasnda yeiller, en ok dikkat eken grup oldu alt yazl bir grnt verilmektedir. 8*5
Pamukkale University Journal of Social Sciences Institute, Number 7, 2010

86

Meydan Gereklii ve Kentsel Cisimleme

cm boyutundaki ikinci resim erevesinde Taksim Meydanndaki kalabala dikkat ekilmekte ve meydana smayan kalabaln bir ksmnn Taksim Parkna alnd anlatlmaktadr. 8*6 cm boyutundaki nc resim erevesinde ise mitingdeki baz gruplarn ovlarna yer verilmitir. Sayfann ortasnda ise 35*19 cm boyutundaki elips iinde Taksim Meydanndaki kalabaln tepeden ekilmi resmi sergilenmektedir. Bu elips iindeki resmin st ksmnda tamamen byk ve kaln karakterli harflerle 9,5*1,5 cm boyutundaki Taksimde bulutular yazldr. Burada, Taksimde bulutuk ifadesi yerine Taksimde bulutular ifadesine yer verilmesi, sanki bir anlamda bir ihbar artrmaktadr. yle ki, Taksimde buluanlar kim? sorusunun gizli yant onlar/teki/biz olmayan gizli anlamn iermektedir. Dier bir anlatmla, biz onlardan farklyz; onlar, onlardr, biz biziz anlam karsanabilir. Bu elips eklindeki resmin hemen altnda 12,5*8 cm boyutlarnda alt alta iki kare resim bulunmaktadr. kisi de sarahane grntlerine ait olan bu resimlerden stteki, mitingdeki kalabaln elindeki pankartlara; alttaki ise, ayn kalabaln at byk Trk Bayrana dikkat ekmektedir. Bu iki kare resim erevesinin solunda ise 10,5*2,5 cm boyutunda tamamen kk ve ince karakterli harflerden oluan bir devrin sonu Trkiye mucizesi balkl bir yaz bulunmaktadr. Burada, bir devrin ifadesindeki bir belirsizlik sfat, nasl bir devir vard, nasl bir devir sona erdi, nasl bir devir balad? gibi sorularn yantnn net olmadn aa karmaktadr. ki stun halinde yazlm bu yaznn tam ortasnda BEin resminin bulunduu bir elenk ve bu elengin altnda ayakta duran REin resmi bulunmaktadr. ok sayda kk resim erevesinin bulunduu 17. sayfann 19*4 cm byklndeki bal, Emniyet Taksim 2010 snavndan tam not ald eklindedir. Bu baln dikkat eken yn, byk ve ak gri renkli yazlm olan Taksim 2010 kelime grubu dnda tm tmcenin kk ve kaln karakterli harflerle yazlmasdr. Bu, Taksim Meydannda emeki snfn kutlamalarnn sorunsuz geirmesinde, emniyetin dikkate deer bir rol olduunun renk fark ile altnn izildii anlamna gelir. stelik, bu sayfann neredeyse tamamna yakn, emniyetin yurdun eitli kentlerindeki 1 Mays kutlamalarnda ald nlemleri konu etmektedir. Bu baln hemen st ksmnda yan yana 13,5*7,5 cm boyutunda iki
Pamukkale niversitesi Sosyal Bilimler Enstits Dergisi, Say 7, 2010

kk resim erevesi bulunmaktadr. Bu iki resim erevesinin arasnda 1977deki saldrda hayatn kaybedenlerin yaknlarnn at pankartlara ilikin birka cmlelik bir yaz bulunmaktadr. Sayfann alt yarsnn sa kesindeki stun boyunca Irak (8*7,2 cm), Yunanistan (7,2*5,2 cm), Almanya (7,2*6,7 cm) ve Lbnan'daki (7,2*5,2 cm) 1 Mays etkinliklerini konu eden drt ayr resim erevesine yer verilmitir. Bu stunun sandaki yaz, ak gri ve koyu karakterli harflerle yurtta 1 Mays cihanda May Day baln tamaktadr. Bu balk, en azndan 2010 yl iin dnyann eitli lkelerindeki 1 Mays etkinliklerinin kayg, gerginlik, iddet ve saldry; lkemizdeki 1 Mays etkinliklerinin ise huzur, bar ve gveni artracana dikkat eken bir karlatrma iermektedir. Bu yaznn hemen sa tarafnda ise zmirdeki gen bir kzn iaret ve orta parman kullanarak yapt zafer iaretini betimleyen 8*4,7 cm boyutundaki bir resme yer verilmitir. Sayfann sa kesindeki bir stun MAn Binba Sezginkurt nerede? balkl ke yazsna ayrlmtr. Yazar, yine gazetenin bak as paralelinde kesinde huzurlu ve bar iinde gvenilir bir ekilde yaanabilecek gnlerin yine devletin etkin rol ile yakndan ilikili olduunu vurgulamaktadr. Bunu ve bir kez daha grdk ki, devlet ii odaklar provokasyon yapmaz ise. ve gene devlet, demokratik bir devlet algsyla hak ve hukuka saygl davranrsa toplumda sorun kmyor satrlarndan anlamak mmkndr. SGnde kullanlan kodlamalara ilikin ierik analizine (Tablo-2) gre, Taksim kodlamas 17 kez kullanlmtr. 15er kez tekrar ile ikinci en ok kullanlan kodlama bayram ve 1977dir. Kutlama en ok kullanlan nc kodlamadr (11 kez). i 9 kez; 32 yl 8 kez; huzur ve saldr 3er kez; emek, kanl, bar, zgrlk, tabu, Tekel ileri, sendika ve simge 2er kez; coku, ii snf, pankart, protesto, ii afii 1er kez kullanlan kodlamalar arasndadr. 1 Mays Mar, Kazanc Yokuu, karanfil, dayanma, mcadele, alma, emeki snf, 68 kua, emek ve dayanma gn kodlamalar ise hi kullanlmamtr. Gazete ana sayfasndaki manete ve alt bala eletirel sylem analizi uygulanabilmesi iin sylemdeki kelimelerin dz, yan ve karmak anlamlarnn belirlenmesi gerekir. Sylemde geen tabu ve yklmak kelimelerinin dz anlamlarnn belirlenmesi ile balanacak olursa, tabu, kutsal olan baz nesne ve znelere dokunulmasn bile yasaklayan bir anlay olarak
87

S. Gzel

tanmlanabilir. Yklmak ise, uzun zamandan bu yana sregelen bir engelin son bulmas anlamna gelir. Ayrca alt izili alt balkta geen kanl saldr, ii, Taksim Meydan ve bayram kelimelerinin de dz anlamlarnn belirlenmesi, zellikle manetteki sylemi pekitirici ilevi asndan olduka nemlidir. Bu balamda, kanl saldr, 1977 yl 1 Maysnda 33 emekinin hayatna mal olan bir komplonun dzenlendii tarihi anlatr. i, birikimi olmad iin gndelik yaamn sermayeye hizmet ederek kazanan bir zneyi temsil eder. stanbulun merkezi olarak kabul edilen Taksim Meydan, emeki snfn hak talepleri ve kutlamalar ile cisimlemi olmann yan sra 1977de uradklar saldr sonucu emekilerin toplanmas, kutlama yapmas ve tepki yryleri dzenlemesi yasaklanm olan bir meydandr. Bayram ise, genel anlamda retime, zel anlamda sistematik almaya ara verilen retim d etkinlikleri ieren gnlerdir. Sz konusu kelimelerin yan anlamlar dz anlamlarndan belirgin bir ekilde farkldr. Buna gre tabu, Trkiye toplumunun adalaabilmesi iin bir yandan oluturmak zorunda olduu batl snf yaps ierisinde nemli rol oynayacak olan emeki snf, dier yandan da Trkiye sanki batan ayaa endstrilemi de bugn yarn gerekleebilecek proleter devrimi tehlikesini nlemek iin emeki snfa yasaklanan bo bir Taksim Meydanna gnderme yapmaktadr. Dier bir anlatmla, Taksim 1977de emeki snfa dzenlenen kanl saldr ile sermayenin egemenliine ge(iril)mitir. Yan anlam analizi asndan bu sylemdeki en kritik kelime tabu deil, yklmaktr. yle ki, dz anlam sregelen bir engelin son bulmasna dek den yklmak kelimesinin, gz ard edilmemesi gereken yan anlamlarndan biri de, engeli ortadan kaldrmaya alan znenin (emeki snf ) yok olmasdr. Halk tabiri olan yklmadm, ayaktaym byle bir yan anlamn yansmas olarak deerlendirilebilir. Kelimelerin karmak anlamlar ise sylem iinde dizilii, dilbilgisi ve niteleme dereceleri ltnde belirlenebilir. Bu balamda, tabu ykld syleminde, kimin tabusunun ykld ak deildir. Baka bir anlatmla, yklmak kelimesinin iinde getii sylemde, yklan tabu da olabilir, tabuyu ortadan kaldrmaya alan emeki snf da. Gerekten de, sylemde bunu ayrt edebilmek olduka gtr. Emein istedii tabunun yklmas, ancak sermayenin istedii ise emeki snf bilincinin yklmas, orta snfn
88

tketim eilimini pekitirecek yeni bir tketim anlaynn egemen olmasdr. Bu balamda, gazete, emekinin tek gn olan 1 Maysta bile sermayenin gnln ho etme kaygs tamaktadr denilebilir. Nitekim, gazete ana sayfasndaki alt balk ierisinde bir arada geen ii ve bayram yeri ifadeleri, eletirel olarak deerlendirilmesi gereken bir baka karmak anlam olarak karmza kar. Gerekten de, ii, retime; bayram yeri ise elence ve tketime denk den kavramlardr. Baka bir anlatmla, iinin bayram yerinde yapmad tek ey belki de retimdir. te gazete hem emeki snfa hem de sermaye snfna yapt bu gizli gndermeyi gizlemek iin sylemin bana hem 1977 hem de kanl saldr ifadelerini koymutur. te yandan, ii kelime kknn ald ler eki, iki nemli karmak anlam da beraberinde getirmitir: Birincisi, biz ve onlar ayrmn pekitirici ekilde ilev grmesidir. Bu anlamda, biz kimdir? Onlar kimdir? Hi kuku yok ki, onlar emeki snftr, peki bu durumda biz ifadesinin de emeki olmayan bir baka snf olmas gerekmez mi?.... kincisi, ler ekinin emeki snfn bilincini ortadan kaldrarak bir yna dntrme kaygsdr. Dier bir anlatmla, snflar bilinli, ynlar ise yelerinin birbirinin farknda bile olmad bir olgudur. Sylemdeki ykld fiili, hem gzle grlen ve tank olunan bir eylemi hem de gemite kalan bir an anlatr. Btn bu etkenler gz ard edilse bile yklmak fiilinin syleme gizli bir duvar anlam ykledii ve bu duvarn yklmasyla emeki snfn zgrletii de dnlebilir. Gerekten de, Berlin Duvar ykldnda, bir toplum zgrlemiti. Ancak, bu durumda en azndan simgesel adan gazetenin alt bal manet, maneti de alt balk olmas gerekirdi. Kald ki, gazetenin ad olan SG yazsnn sandaki alt balk ierisindeki Tabu kelimesinin T harfinin st ksmnda byk harflerle 1 Mays yazl olmas, yklann emeki snfn bilinci olduu olasln belirgin bir ekilde glendirmektedir. stelik, mitingi selamlayan Emniyet Mdrnn fotoraf da, gazetenin merkeziyeti-brokratik bak asn aa kar maktadr. Tablo-3n SG satrnn bir deerlendirmesi yapldnda, Taksim, 1 Mays Mar, tabu, kanl, Kazanc Yokuu, karanfil, bar, 68 kua, 1977, 32 yl simge, emek ve dayanma gn, huzur, zgrlk, Tekel ileri ve ii afii kodlamalarndan oluan sembolik kategori en geni kullanm alanna (40) sahip olmasna karn;
Pamukkale University Journal of Social Sciences Institute, Number 7, 2010

Meydan Gereklii ve Kentsel Cisimleme

protesto, pankart ve saldr kodlamalarndan oluan eylemsel kategorinin ok az bir kullanm alanna (5) sahiptir. Byle temel bir elikinin, te yandan, SGnin syleminde emek bir simge olarak durmaldr, simgeleri hayata geirmek iin emek eylemsel bir tepki ortaya koymamaldr anlamna geldiini gz nnde bulundurmak olduka nemlidir. Ayrca, bayram, kutlama ve coku kodlamalarndan oluan elence kategorisinin, sembolik kategorisinden sonra en ok kullanma sahip olmas da nemli bir baka ayrnt olarak karmza kmaktadr. Bu, simgesel deerlere sahip klmal, ancak bu simgesel deerler hak talebinde deil elence talebinde emeki snfa klavuzluk etmelidir anlamna gelir. Gerekten de, emek, mcadele, dayanma, sendika, ii, ii snf, alma ve emeki snf gibi retim gleri ve retim ilikileri sentezi temelinde ykselen retim biimi ile dorudan ilikili olan i yaam kategorisinin 14 birimlik bir kullanm alanna sahip olmas, simgesel deerlerin hak talebinde deil elence talebinde emeki snfa klavuzluk etmesine ilikin bak asna nemli bir veri nitelii tamaktadr. - 1 Mays SGnde sembolik bir gereklik anlamna gelmektedir. - 1 Mays haberleri SGnin ana sayfa manetinde 33*4,5 cm geniliinde ve bykkaln karakterli harflerle ilenmitir. - 1 Mays haberleri SGnin i sayfalarnda 32 yln ardndan Taksim Bayram bal 18*5 cm geniliinde ve kaln karakterli harflerle, Emniyet Taksim snavndan tam not ald bal ise 19*4 cm genilikte ve byk ve kaln karakterli harflerle yer ilenmitir. - 1 Mays konusuna SGnde 4 adet ke yazsna yer verilmitir. - 1 Mays SGnde en ok Taksim kelimesi ile temsil edilmitir. - 1 Mays kelime grubu SGnde ok az (9 kez) kullanlmtr. - SGnin 1 Mays haberlerini gndeme tama amac, 1 Maysn sembolik olarak srekliliinin elence ve bayram yntemi ile salanmasdr. - SGnde emeki snfn gerek gndemini oluturacak 1 Mays haberleri yapmak kolay deildir. - SGnin 1 Mays haberlerine verdii genilik kitleselleme potansiyeli iin yeterli deildir.
Pamukkale niversitesi Sosyal Bilimler Enstits Dergisi, Say 7, 2010

3. SONU
Dokman analizi, eletirel sylem analizi ve ierik analizi nitel aratrma yntemlerini kullanarak ok aamal rnekleme teknii ile 1 Mays kelime grubunun AG, HG ve SG gazetelerinde nasl yansma bulduunu ortaya koymak iin tasarlanan bu almadan elde edilen sonular, kodlamalarn sentezine dayanan kategoriletirme ilemi, sylemlerin nerilenler dorultusunda yeniden yaplandrlmas ve sorularn yantlar olmak zere ana grupta toplanarak analiz edildiinde anlamllk dzeyi belirgin bir ekilde artar. Kategorilerin kullanm genilii yle bir tablo ortaya koymaktadr: Emek, mcadele, dayanma, sendika, ii, ii snf, alma ve emeki snf gibi retim gleri ve retim ilikileri sentezi temelinde filizlenen ve retim biimi ile dorudan ilikili olan i yaam kategorisini en ok nemseyen gazete 57 birim ile HGdir. 14 birim ile SG ikinci sray, 10 birim ile AG ise nc sray almaktadr. Ayn ekilde bayram, coku ve kutlama kodlamalarna denk den elence kategorisini en ok nemseyen gazete 28 birim ile yine HGdir. HGden sonra ikinci sray 27 birim ile SG, nc sray ise 22 birim ile AG almaktadr. Yine de, elence kategorisinde gazeteler arasnda belirgin bir farkllama olmad grlmektedir. Taksim, 1 Mays Mar, tabu, kanl, Kazanc yokuu, karanfil, bar, 68 kua, 1977, 32 yl simge, emek ve dayanma gn, huzur, zgrlk, Tekel ileri ve ii afii kodlamalarndan oluan sembolik kategoriyi, srasyla 70 birim ile HG, 40 birim ile SG, 29 birim ile AG gazeteleri en ok ilemitir. Protesto, pankart ve saldr kodlamalarndan oluan eylemsel kategoriyi nemsemeleri asndan ilk sray 55 birim ile SG, ikinci sray 4 birim ile AG ve nc sray ise sadece 1 birim ile HG almaktadr. Btn bu kategoriler birlikte deerlendirildiinde, sembolik, i yaam ve elence kategorilerinde ben varm diyen HGnin, eylemsel kategoriye scak bakmad aka ortaya kar. Baka bir anlatmla, HGnden farkl olarak SG ve AG eylemsel kategoriyi ok fazla n plana karmasa da gz ard etmemektedir. Gazete ana sayfa manetlerinin eletirel sylem analizi sonularna gre unlar sylenebilir: 1 Mays haberlerine verdii genilik ltne gre ancak HGnin kitlesel bir gazete potansiyeline sahip olduu ileri srlebilir. Ne var ki, AG ve SG iin bunu ileri srmek olduka gtr. Bu

89

S. Gzel

adan SGnin AGne oranla daha ansl olduunu sylemek mmkn gibi grnmektedir. Baka bir anlatmla, HGnin gndemini, yine gerek znenin kendisi olan ii olgusu (imge) ltnde oluturmasna karn; AG ve SGnin gndemini gerek zneyi gz ard ederek elence/bayram (simge) ltnde oluturduu aka ortaya kar. Gerekten de, eletirel sylem analizi sonucunda nerilenler dorultusunda yeniden yaplandrlan ana sayfa manetleri ve alt balklar da bu sonucu pekitirmektedir. Buna gre, AGnin 1 Maysa ilikin oluturduu sylemin temeli, gelen bahar deneyimlemek iin yaplan bir arya; SGnin 1 Maysa ilikin oluturduu sylemin z, emeki devrimi korkusunun bitmesine; HGnin 1 Maysa ilikin oluturduu sylemin temeli ise emeki snfn bilincine gnderme yapmaktadr. Bu, ayn zamanda, btn bu bulgular birlikte deerlendirilmeden hangi gazetenin daha fazla haber etii kaygs tadnn aka ortaya konulamayaca anlamna gelir. Sorularn yantlarnn btnsel deerlendirilmesi yle bir tablo ortaya koymaktadr: HGnin mesajn nitelik, dnce ve ieriine nem vermesine karn AG ve SGnin biim ve grsellie nem verdiini destekleyici nitelikte be nemli bulguya ulalmtr. Buna gre; 1 Mays kelime grubu, her gazetede de sembolik bir gereklik anlamna gelmektedir. Ancak, 1 Mays haberleri, AGnin ana sayfa manetinde 22*9,5 cm geniliinde ve tm byk-kaln karakterli harflerle, HGnin ana sayfa manetinde 27,5*5 cm geniliinde ve tm byk-ince karakterli harflerle, SGnin ana sayfa manetinde 33*4,5 cm geniliinde ve tm byk-kaln karakterli harflerle ilenmitir. Buna gre, ana sayfann % 8,5ini kapsayan bir manet ile AG birinci, %6,07sini kapsayan bir manet ile SG ikinci, %5,6sn kapsayan bir manet ile de HG nc srada gelmektedir. Ancak, gazete i sayfa balklarnn kapsadklar alann genilii asndan bu tablo deimektedir. yle ki, i sayfann %10,18ini kapsayan balklara sahip olmas asndan HG birinci sray alrken, % 9,15ini kapsayan balklara sahip olmas asndan AG ikinci sray, % 6,841ini kapsayan balklara sahip olmas asndan SG nc sray almaktadr. Bu, AG ve SGnin biim ve grsellii, HGnin ise nitelik, dnce ve ierii daha ok nemsedii anlamna gelir. Burada gz ard edilmemesi gereken bir baka nemli bulgu da, isayfa balklar asndan nc sray alan HGnin ana sayfa maneti asndan nc sraya dmesidir. Bunun

nedeni, ayn gn gerekleen terr saldrlarn konu edinen ehit haberlerine en az 1 Mays kutlamalar kadar yer vermek istemesidir. Bu, AG ve SGye oranla HGnin toplumsal dinamikleri ok daha iyi analiz etme yeti, beceri ve sanatna sahip olduu anlamna gelir. te yandan, 1 Mays gerekliine ilikin ke yazlarna AGde hi yer verilmemesine karn HG ve SGde 4 adet ke yazsna yer verilmesi, HGnin mesajn nitelik, dnce ve ieriine nem vermesine karn AG ve SGnin biim ve grsellie nem verdiini destekleyici nitelikteki verilerden biri olarak karmza kmaktadr. Bu bulguyu pekitirecek nitelikteki ikinci veri, 1 Mays gerekliinin HGnde ii, SGnde Taksim ve AGnde bayram olgusu ile temsil edilmesidir. AG ve SGnin biim ve grsellik, HGnin ise nitelik, dnce ve ierik kaygs tadna ilikin bulguyu pekitirecek nitelikteki nc veri, 1 Mays kelime grubunun AGnde sadece 3 kez, SGnde 9 kez, HGnde ise 44 kez kullanlm olmasdr. Ayrca, her gazetenin de 1 Mays haberlerini gndeme tama amac, temelde sembolik sreklilik abasdr. Ancak, bu sembolik gerekliin srdrlmesine ilikin yntem asndan HG ile dier iki gazete ayrlmaktadr. yle ki, HG 1 Maysn sembolik olarak srekliliinin, retici ve rgtl emein gelitirilmesinden getiini ngrmesine karn; dier iki gazete elence/bayram gibi etkinliklerden getiini ngrmektedir. Byle bir veri de, AG ve SGnin biim ve grsellik, HGnin ise nitelik, dnce ve ierik kaygs tadna ilikin bulguyu pekitirecek nitelikteki drdnc veri olarak karmza kmaktadr. Bu bulguyu glendiren beinci veri ise, AG ve SGye oranla HGnde emeki snfn gerek gndemi ekseninde 1 Mays haberlerini zgrce yapmann daha kolay olmasdr. Btn bu bulgular gz nnde bulundurulduunda, gazetenin de bak alarnn adlar ile rtt ne srlebilir. Gerekten de, ad gibi HG zgrlkdr, SG bir yldz gibi bazen yanar bazen sner bazen de kayar, AG ise haberlerini gne battktan sonra yapar eklinde bir karmda bulunabilir.

90

Pamukkale University Journal of Social Sciences Institute, Number 7, 2010

Meydan Gereklii ve Kentsel Cisimleme

KAYNAKA
AG, 2 Mays 2010. Aziz, A. (2008) Sosyal Bilimlerde Aratrma Yntem ve Teknikleri, Nobel Yaymclk, Ankara. Balc, A. (2000) Sosyal Bilimlerde Aratrma Yntem, Teknik ve lkeler, Pegem Yaynclk, Ankara. Ba, T. ve Akturan, U. (2008) Nitel Aratrma Yntemleri, Sekin Kitabevi, Ankara. Bailey, K. D. (1987) Methods of Social Research, The Free Press, New York. Berelson, B. (1952) Content Analysis in Communication Research, Free Press, New York. Bilgin, N. (2006) Sosyal Bilimlerde erik Analizi. Teknik ve rnek almalar, Siyasal Kitabevi, Ankara. Corbin, J. vd. (2004) Research Methods in Social Sciences, Sage, London. Creswell, J. W. (1994) Research Design: Qualitative and Quantitative Approaches, Sage, Oaks. Demirci, S. ve Kseli, M. (2009) kincil Veri ve erik Analizi, Sosyal Bilimlerde Aratrma Yntemleri, (Der. K. Bke), Alfa Yaynlar, stanbul, ss: 321-362. Eliot, R. 1996) Discourse Analysis: Exploring Action, Function and Conflict in Social Texts, Marketing, Intelligence and Planning, Volume 6, pp: 65-68. Fairclough, N. (2005) Critical Discourse Analysis in Transdisciplinary Research, New Agenda in (Critical) Discourse Analysis: Theory, Methodology and Interdisciplinarity, John Benjamins Publishing Company, (Ed. N. Fairlough), USA, pp: 53-70. Farrelly, Michael (2010) Critical Discourse Analysis in Political Studies, Journal of Policy Analysis and Management, 30/2, pp: 98-104. Hammersly, M. (1997) On The Foundations of Critical Discourse Analysis, Language and Communication, 17/3, pp: 237-248. Holsti, O. (1969) Content Analysis For The Socal Sciences and Humanities, Addison, Westley. HG, 2 Mays 2010. Johanessen, I. (2010) The Politics of Historical Discourse Analysis: A Qualitative Research Method?, Studies in The Cultural Politics of Education, Vol. 31, Issue 2, pp: 251-264. Krippendorf, K. (1984) Content Analysis an Introduction to Its Methodology, Free Press, New York. Mason J. (1996) Qualitative Researching, Sage, London. Michael M. (2002) Between Theory, Method, and Politics, Methods of Critical Discourse Analysis, (Ed. R. Wodak and M. Meyer), Sage Publications, London, pp: 32-62. Miles, M. B. & Huberman, M. A. (1984) Qualitative Data Analysis, Sage, London. Mogalakwe, M. (2006) The Use of Documentary Research Methods in Social Research, African Sociological Review, 10/1, pp: 221-230. Renkema, J. (2004) Introduction to Discourse Studies, John Benjamins Publishing Company, Philadelphia. Rubin & Rubin (1995) Qualitative Interwiewinvg: The Art of Hearing Data, Sage, London. Siegfried, J. (2002) Discourse and Knowledge: Theroteical and Methodological Aspects of A Critical Discourse, Methods of Critical Discourse Analysis, (Ed. R. Wodak and M. Meyer), Sage Publications, London, pp: 121-138. Silverman, D. (1993) Interpreting Qualitative Data, Sage, London. SG, 2 Mays 2010. Teun, A. and Van Dijk (2005) Contextual Knowledge Management in Discourse Production, New Agenda in (Critical) Discourse Analysis: Theory, Methodology and Interdisciplinarity, (Ed. R. Wodak and P. Chilton), John Benjamins Publishing Company, USA, pp: 71-99. Weber, R. (1985) Basic Content Analysis, Sage, Beverly Hills. White, L. G. (2007) Policy Analysis as Discourse, Journal of Policy Analysis and Management, 13/3, pp: 506-525. Wodak, R. (2002) What CDA is About, Methods of Critical Discourse Analysis, (Ed. R. Wodak and M. Meyer, Sage Publications, London, pp. 14-31. Yldrm, A. ve imek, H. (2000) Sosyal Bilimlerde Nitel Aratrma Yntemleri, Sekin Yaynclk, Ankara.

Pamukkale niversitesi Sosyal Bilimler Enstits Dergisi, Say 7, 2010

91

Pamukkale niversitesi Sosyal Bilimler Enstits Dergisi Say 7, 2010, Sayfa 93-112

TOPLUMSALLAMA VE BREYSELLEME ELKSNDE RENC EVLER


Serkan GZEL * - Mehmet MEDER ** zet
rencilerin yaadklar evlerdeki toplumsallama srecinde karlatklar sorunlara dikkat eken bu almada, 8 renciden oluan bir gruba Likert tutum lei nicel aratrma yntemi ve odak grubu grmesi nitel aratrma yntemi uygulanmtr. Odak grubu grmesinden elde edilen verilerin bulgulara dntrlmesinde ierik analizi ve alt teori birlikte kullanlmtr. Ayrca, verilerin gvenilir ve geerliliini artrmak iin hem en fazla hem de en az kullanlan kodlarn iinde getii her 3 balama (cmle/paragraf ) sylem analizi nitel aratrma yntemi uygulanmtr. Bu almann sonularndan biri de, rencilerin ev ii bireysel rol dalmnda nemli sorunlarla karlatklar bu evleri geri dnl olarak ideal, kendim olabildiim, zgrlk ortam, olgunlama vb. gibi olumlu soyutlamalarla tanmlamasdr.

Anahtar Kelimeler: renci Evleri, Aile Evi, Toplumsallama, Farkllama, Bireysel Yaam Biimi

STUDENTS RESIDENCES IN CONTRADICTION BETWEEN SOCIALIZATION AND INDIVIDUALIZATION


Abstract
In this study, Likert attitude scale as a quantitative research method and focus group as a qualitative research method were applied to a group of 8 students in this paper which aims to highlight that students face problems in socialization process in their residences. Content analysis and grounded theory were used together in converting variables achieving from focus group into findings. However, discourse analysis, a qualitative research method, was applied to codes that take place in each three contexts (sentences/paragraphs) both used the least in order to increase the credibility and validity of the variables. One of results of this paper is that students have described their residences in which they come across important problems in domestic personal role division with positive abstractions such as ideal, feeling what I am, freedom atmosphere, maturity and so on.

Key Words: Students Residences, Family Home, Socialization, Differentiation, Individual Life-Style

1. GR
niversite rencilerinin byk bir blm, eitli nedenlerle kendi yerleim yerlerinin dndaki niversitelere gitmeyi tercih etmektedirler. Bylece, aile, akraba, evre ve topluluk basksndan kurtulmaktadrlar. Ancak, hangi niversiteye gideceine zgrce karar verebilen bir renci nerede kalabilecei konusunda ailesinin nerileri dorultusunda hareket etmek zorunda kalmaktadr. Ne var ki, renci evi gerekliini bir model haline getiren rencilerin nemli bir blm de, yurtta kalmaya hak kazanamayan rencilerden birka ile bir araya gelip ayn evde yaamaya balaynca, ailesinin nerisi ve tercihi ile bir sre renci yurtlarnda kalan renciler,

ev tutma konusunda ailelerini ikna edebilmekte baarl olmaktadr. te rencilerin asl sorunlar ortak yaam (alan) paylam anlamna gelen bu aamadan sonra balamaktadr. Ancak, ortak yaam zorunlu klan renci evleri, Marxn ileri srd gibi mlkiyet veya sahip olma(ma) durumuna gre ekillenmek yerine bireysel performansa ve dierlerini etkileyebilme yeti, beceri ve sanatna gre ekillenir. Dierlerini etkileyebilmenin lt, varsayld gibi yemek yapmak, bulak ykamak, temizlik yapmak, t yapmak, vb. gibi ev ii normlara uygun hareket etmek deil; tam tersine n plana km bireysel bir yaam biiminin olumasdr. Bireysel yaam biiminin ekillenmesiyle birlikte ncelikle

* Yrd. Do. Dr., Serkan GZEL, Pamukkale niversitesi, Fen-Edebiyat Fakltesi, Sosyoloji Blm retim yesi, DENZL. e-posta: sguzel@pau.edu.tr ** Prof. Dr., Mehmet MEDER, Pamukkale niversitesi, Fen-Edebiyat Fakltesi, Sosyoloji Blm retim yesi, DENZL. e-posta: mmeder@pau.edu.tr

S. Gzel - M. Meder

bir farkllama eilimi belirir, daha sonra ise farkllaan birey dierlerinin nemli bir rol modeli (ekim alan) haline gelir. renci evlerindeki toplumsallama srecinde rencilerin birebir kar karya kaldklar temel sorunlar sosyolojik adan ele alan bu almann hareket noktas yazarlarn rencilik yllarnda geen en az 15 yllk sre ekonomik, iletiim, teknolojik ve kltrel olarak tamamen farkl bir kreselleme srecini tketim temelinde somutlatrm, kreselleme srecindeki somutlama ise renci evlerinin gnmzdeki sorunlarn belirgin bir ekilde deitirmitir. Gerekten de, 15 yl nceki renci evlerinin sorunlar hemehrilik ve ev ii grev dalm bilinci temelindeki gruplama eilimi iken, gnmzde daha ok zgrlklerin kstlanmas sorunu haline dnmtr. renci evlerinin sorunlarnn dnmnde hi kuku yok ki sosyolojik anlamda merkezilik ve evrensellik ilkelerine dayanan modern toplum yapsnn yerellik ve zgrlk anlayna denk dt ne srlen postmodernist toplum yapsna dnm nemli bir rol oynamtr. Bu balamda, daha geni bir toplumun kk bir profilini oluturan renci evlerinde artk, yemek yapmak, yemek yemek, amar ykamak, temizlik vb. gibi sorunlar, yerini ada bat toplumlarndaki gibi iinde hazr-hzl yemek yenen (fast food), film izlenebilen (sinema), elenilebilen al-veri merkezlerini ve amar ykanabilen baz iletmeleri de beraberinde getirmitir. Tm bu gereksinimlerin ev-d ortamlarda karlanmaya balamas ile birlikte yaklak 15 yl nce ev eyalarnn paylam bata olmak zere birlikte yemek yapma ve yeme, bulak ykama, temizlik yapma, t yapma ve hatta ev gezmelerine gitme gibi ilevlere sahip olan renci evleri, adeta bir otel ya da pansiyon ilevi ile snrl bir hale gelmitir. Ortak bir yaam kurma gereksinimi bireysel bir yaam biiminin gerisinde kald iin ev arkadal kavram bile ortadan kalkm yerine arkada kavram kullanlr olmutur. Gerekten de, bireysel internet kullanm (messenger, facebook, twitter), cep telefonlarnn yaygnlamas, rencilerin yaad ortamdaki etkileim istek, beklenti ve gereklilii dikkate deer lde azalmtr.

yaad sorunlar ortaya koymak zere tasarlanan bu alma, biri Likert tutum lei temelinde nicel aratrma yntemine; dieri ise odak grup grmesi, alt teori (gml teori/grounded theory) ve sylem analizine denk den iki nitel aratrma yntemi boyutlarna sahiptir (Punch, 1998: 31-53; Creswell, 2007: 27-32; Wellington, 2007: 16-45). Buna gre: Her an davrana hazr olduu halde davrana dnmeyen tutumlar, bireyin bir nesne, olay ve durum karsnda taknd tavra denk der. Her ne kadar somut bir ekilde gzlenmesi g olsa da tutumlar en az davran ve dnce kadar nemlidir. Bu balamda rencilerin yaadklar ortam nasl algladklar ve bu alglarnn herhangi bir tutum oluturup oluturmadnn ortaya konmasnn gereklilii aktr. Tutumlar len birbirinden farkl yntem olsa da, bu alma kapsamnda deneklerin n planda olduu, katlmclarn verilen ifadelere ne lde katldnn belirlendii ve bu anlamda bireyin kendisine ilikin bilgiler verdii toplamal sralama tekniini ieren Likertin Tutum lei kullanlmtr (Hogg ve Vaughan, 2006:174-209). Bu balamda, ncelikle renci evinde yaayan 8 renciye sorulmak zere kesinlikle katlyorum, katlyorum, fikrim yok, katlmyorum ve kesinlikle katlmyorum eklinde 5 dereceli olacak ekilde olumlu ve olumsuz yaklak 89 ifade belirlenmitir. ndeneme ve deerlendirme aamasndan sonra zellikle odak grubu katlmclarna uygulanaca gz nnde bulundurularak konu ile dorudan ilgi dzeyi az olan nermeler karlmtr. Sonucunda Likert Tutum leindeki 5 dereceli ifadeler rastgele sralama teknii kullanlarak 7 nerme ile snrlandrlmtr. Bunun yan sra, Likert Tutum lei, rencilerin sosyo-demografik zelliklerini yzeysel olarak belirleyebilecek 8 olgusal soru ile de desteklenerek btnsel bir soru cetveli oluturulmutur. renci evinde yaayan 8 renciye odak grubu grmesi nitel aratrma yntemi uygulanmtr. Odak grubu grmesi srasnda kayt halinde olan video defalarca izlendikten sonra nce deifresi yaplm, ikinci olarak ise video-kayd jest ve mimikleri tespit etmek iin durdurularak katlmclarn beden diline ilikin notlar alnmtr. Odak grup grmesi, nceden belirlenmi bir konu hakknda, yine nceden belirlenmi bir grup katlmcnn dncelerini renmek iin planlanm bir tartmalar serisi olarak
Pamukkale University Journal of Social Sciences Institute, Number 7, 2010

2. YNTEM VE RNEKLEM
renci evlerindeki toplumsallama eilimindeki dnm ve buna bal olarak rencilerin ev arkadalar ile deil de arkadalar (!) ile birebir

94

Toplumsallama ve Bireyselleme elikisinde renci Evleri

tanmlanabilir. Ama, salkl bir tartma ortam yaratarak aratrlan konuya ilikin farkl bak alar, fikirler, deerlendirmeler ve yaantlardan derlenen zengin bir ierik elde etmektir. Aratrlan konuya ilikin ortak deneyim, gr ve beklentilere sahip kiiler arasndan seilen ve genellikle 8 kiiyi gemeyen temsili bir grupla birlikte yrtlen odak grubu almasnda dikkat edilmesi gereken aamalar n planda tutulmutur. Bu balamda, odak grubu grmesi ncelikle titiz bir n hazrlk srecine dayanmaldr (Alasuutari, 1995: 14-16; Berg, 2004: 45-58; Flick, 1998: 16-47; Lee, 1999: 21-54; Marshall, 2006: 24-26). almada bir titizlik gsterilmi ve odak grubu grmesi 16 Mart 2010 tarihinde 16:15-17:45 saatleri arasnda (90 dak) Pamukkale niversitesi Fen-Edebiyat Fakltesi Sosyoloji Blm Ktphanesinde gerekletirilmitir. Pamukkale niversitesi 2. snf rencileri ayn evi paylatklar iin ortak deneyim, gr ve beklentilerini dile getirebilecek bir grup niteliindedir. rneklemin 6snn ailesinin evi kendi mlkiyeti, 2sininki kiradr. rneklemin 2si ileden, 4 kentten ve 2si byk kentten gelmitir. Ky ve kasabadan gelen yoktur. rneklemin 2si 250den daha az, 5i 250-500 aras, 1si 501-750 aras deien oranlarda ailelerinden aylk harlk almaktadrlar. rneklemin 7511000 ve 1000den fazla ailesinden aylk harlk gelmeyen yoktur. 2si okul d zamannda bir ite alan, 6s almayan bir rneklem btnl vardr. 5i herhangi bir burs almasna karn, 3 herhangi bir burs almamaktadr. rneklemin 3 kii, 5i be kii ile ayn evi paylamaktadr. Yalnz kalan ve evini 5ten fazla kii ile paylaan renci yoktur. Grup, Y.A., A.E., S.K., .Y., .., K.., R.E. ve Z.. grup grleri ile uygun ortam oluturulmutur. Odak grubu almasnda konunun snrllklarnn izilmesini ve katlmclara yneltilecek sorularn oluturulmasn gerektirir. Ak ulu, genelden zele doru dzenli bir ak izlemesi gereken ve yorum gerektiren sorular genellikle ynetici tarafndan sorulur. Yine de, olabildiince fazla sayda katlmcya konuma olana salanmas olduka nemlidir (Maxwell, 2005: 59-74; Miller, 1997: 12-16; Patton, 2002: 10-15; Wolcoott, 1994: 11-26). Bu balamda, toplumsal bir gereklik olan renci evlerinin dier evlerden farkll almann kapsam olarak belirlenmitir. Bu temel sayltdan hareketle odak grubu grmesinde katlmclara yneltilecek sorular, bireysel gr belirtme turu (A grubu sorular), tartma turu
Pamukkale niversitesi Sosyal Bilimler Enstits Dergisi, Say 7, 2010

(B grubu sorular) ve deerlendirme turu (C grubu sorular) olacak ekilde kategori olarak belirlenmitir: A. Genel balang turu sorular: A1. Nasl bir renci evinde olmak isterdiniz? A2. renci evi size ne anlam ifade ediyor? A3. renci evinin aile evinden fark nedir? A4. renci evindeki bir annz (hatra) anlatnz? B. Tartma turu sorular: B1. Arkadalarnz yerine gre ailenizden daha fazla bask yapar m? B2. renci evi aile evi ile evlendikten sonraki ev arasnda nerede yer alr? B3. renci evi aile evindeki otorite ile evlendikten sonraki e otoritesi arasnda nerede yer alr? B4. Gelecein renci evi nasl olur? B5. renci evleri bir huzur ortam olabilir mi? C. Genel deerlendirme turu sorular: C1. renci evleri dnyorsunuz? hakknda neler

C2. renci evleri renci kltrnn topluma yaylmas iin ilevsel bir mekanizma olabilir mi? C3. Hergn okula gidip gelmeseydiniz, bu iinde yaadnz eve renci evi diyebilir miydiniz? Odak grubu almas, grmeye balamadan nce aratrmann amacnn ve kapsamnn katlmclara aklanmasn gerekli klar (Morgan, 1988: 12-16). Odak grubu grmesine balanmadan haftalar nce rencilerin zaten iinde yaadklar bir gereklik olan renci evlerinin nitelikleri ve buna bal olarak renci evlerinin dier evlerden ayrc zelliklerinin neler olabileceine ilikin bir odak grubu grmesi gerekletirilecei ilgili rencilere duyurulmutur. Bunun iin renci evleri gerekliinin gerek bir aktr olan rencilerin deneyim, gr, yorum ve ndeyilerine bavurulaca belirtilmitir.

95

S. Gzel - M. Meder

Odak grubu almas son olarak fikirleri aratrma, hakem, zorlayc, katip, terapist ve bilgisiz ynetici rollerinden biri veya birkan stlenecek bir ynetici ile not alan, soru soran, her turda szl zet sunan ve alma sonras deerlendirme yapan asistan olmak zere iki kii tarafndan ynetilmeyi gerekli klar. stelik, odak grubu grmesinin akna gre ynetici daha nceden semi olduu rol geniletebilir ya da deitirebilir. Bu odak grubu grmesi kapsamnda, belirli bir bilgi seviyesinde olan katlmclarn grlerini ve bak alarn anlamay ve katlmclarn bilgilerini paylamalarn nemseyen fikirleri aratran ve herkese eit uzaklkta olmay, kart grler arasnda denge kurmay nceleyen hakem ynetici rolleri stlenilmitir. Asistan ise, not alma, soru sorma, szl zet ve alma sonras deerlendirme gibi ilevleri odak grubu grmesi boyunca titizlikle yerine getirmitir (Ba ve Akturan, 2008: 103-109). Odak grubu grmesinde verilerin analizi olduka nemli bir yer tutar. Sylenenlerin sklk derecesi ve buna bal olarak kategoriletirilmesine dayanan ierik analizi, her trl szel ve yazl verinin aratrma problemini aydnlatacak ekilde snflandrlmas, zetlenmesi, veriler ierisindeki belirli deikenlerin veya kavramlarn llerek anlamlandrlmas amacyla kategorilere ayrlmas ilemidir. Bu aratrma yntemi ile ok sayda metnin iindeki ortak ynler daha da belirginletirilir. Buna gre odak grubu grmesi boyunca ilemde olan video kayd, grmeden hemen sonra iki ekilde zmlenmitir. ncelikle konumalar yazya dklmtr. Bu ilem bittikten sonra ayn kayt batan izlenmi ve katlmclarn grlerini ifade etmesi esnasnda taknd tavr ve vcut dillerinin yan sra ifadelerin balam (daha ncekinden etkilenme ve bir sonrakini etkileme dzeyi) tespit edilmeye allmtr. Bylelikle, veriler ierik analizinde kullanlmaya elverili hale getirilmitir. Odak grubu grmesinden elde edilen verilerin bulgulara dntrlmesinde ierik analizi ve alt teori bir arada kullanlmtr. Burada odak gurubu grmelerinden elde edilen kavramlarn/verilerin sklk ve younluk derecesine gre oluturulan ak, aksiyal ve seici kodlama aamalar ile birlikte alt teori nitel aratrma ynteminin uygulandn vurgulamak gerekmektedir (Glaser, 2002: 25-27; Parry, 1998: 92; Glaser and Strauss, 1967; Cutcliffe, 2000: 1479-1480; Ark, 1992: 119). stelik, odak grubu

grmelerinde katlmclarn sadece ifadeleri deil ayn zamanda neyi nasl ifade ettiklerinin nemi gz nnde bulundurularak, katlmclarn beden diline ilikin video-kaytlar deifresinden baz kesitlere de yer verilmitir. Odak grubu grmesi nitel aratrma ynteminin amacna uygun olarak video kaytlar birka kez izlenerek zellikle tartma turunda kimin ne kadar sz ald ve ne kadar odak olduu da belirlenmitir. Odak grubundan sonra bu almada kullanlan ikinci nitel aratrma yntem alt teoridir. Verilerkavramlar ve kavramlar arasndaki karlkl ilikiler zerine temellenen alt teori ynteminde, kavram, aratrma verisinde gml sosyal olgu olarak tanmlanmaktadr. Kavramlarn yaratlmas veya oluturulmas bu yntemde olduka nemlidir. Bu da birok olay ya da olgunun dikkatli bir ekilde karlatrlmasn gerektirmektedir. Alt teoride aratrma sonucunda olgularn veya tanmlamalarn iine gml olan gereklie ulalma abas n planda olduu iin dier nitel aratrma yntemlerinden farkl olarak kavramlar aratrmac tarafndan gelitirilmelidir. Aslnda alt teorinin temel amac sosyal aratrmalarda toplanan veriler temelinde teori gelitirmektir. Alt teorinin bu anlamda tmdengelim ve tmevarm dnme elerinin sentezi ve buna bal olarak veriden teori yaratma abas olduu ileri srlebilir (Backman and Kyngas, 1999: 149; Corbin, and Strauss, 1990: 11-13) Odak grubu ve alt teoriden sonra bu almada kullanlan bir baka nitel aratrma yntemi ise sylem analizidir. Sylem analizi, mesaj verenin mesaj alcsn ynlendirmek istemekteki gerek amac/hedefini belirginletirecek ve buna bal olarak sylem nerilenler dorultusunda yeniden yaplandrlacaktr. (Phillips, 2002: 19-25; Aziz, 2008: 137-141; Ba ve Akturan, 2008:36). Ak kodlama listesindeki en fazla ve en az tekrarlanan kodlarn iinde getii balama (cmle/ ifade) basit rastgele rnekleme tekniine gre sylem analizi uygulanmtr. Bu balamda veri dosyalarnda en az (1 ve 2 kez) ve en fazla tekrar eden (77, 66 ve 51 kez) kodlarn iinde getii balama (cmle/ifade), MAXQDA 10 paket programnn analiz mensndeki metin geri arma ilemine gre listelenmi/sralanmtr. Basit rastgele rnekleme teknii ltnde bu kodlardan en fazla tekrar edenlerden her 65. balam (cmle/ifade), en az tekrar edenlerden her 23. balama (cmle/ifadeye) sylem analizi nitel aratrma yntemi uygulanmtr. Bu iki lt, te
Pamukkale University Journal of Social Sciences Institute, Number 7, 2010

96

Toplumsallama ve Bireyselleme elikisinde renci Evleri

yandan, sadece mesajn ikin zelliklerini deil ayn zamanda mesajn nasl (heyecanl, agresif, durgun, zgn, hangi jest ve mimikler kullanlarak, hangi ses tonu ile, kimden etkilenerek, vb. gibi) gnderildiinin zmlemesini de dikkate deer lde kolaylatrmtr.

3. VERLERN ANALZ
Verilerin analizi, Likert Tutum lei, odak grubu grmesi, sylem analizi verilerinin btnsel deerlendirmesinden olumaktadr. Likert Tutum lei lmlerinin sonucu, en st deer olan 315 ile en dk deer olan 63 arasndaki 165 deerine denk dmektedir. Bu, katlmclarn yaadklar ortama ilikin grlerinin ne tam anlamyla olumlu ne de tam anlamyla olumsuz olmad, ancak olumsuzdan ok olumlu grlerinin olduu anlamna gelir. Verilerin kodlanmas nitel verilerin organize edilmesinde nemli kolaylk salar. Kodlama srecinde aratrmacnn, aratrma sorularn ya da aratrmann kavramsal erevesini dikkate almas ve bu erevede verilerin iinde ne arandnn srekli farknda olunmas gerekir. Verilerin kodlanmas sreci, genelde aratrmacnn veri setini birka defa okumasn ve ortaya kan kodlar deerlendirmesini ve kodlar zerinde almasn gerektirir. Sahadan elde edilen verilerin derinliine ve kapsamna gre ortaya kan kodlarn says deiebilir (Gubrium, 1988). Odak grubu grmesi ve sylem analizi nitel aratrma yntemlerinin analizi, lkemiz sosyal bilimlerinde henz ok yaygn kullanm alan olmayan MAXQDA 10 (The art of Text Analysis) paket program uygulamasna dayanmaktadr. Bu program zellikle hangi verilerin ve/ya da kavramlarn kod listesine alnacan belirlemede stn ilevli bir rol oynamtr. Bu balamda, ncelikle, odak grubu grmesinin genel balang turunda 8 katlmcnn srayla 4 ayr soruya ilikin grleri genel balang-1,2,3,4 olacak ekilde 4 dosya halinde MAXQDA 10 paket programna aktarlmtr. kinci olarak, odak grubu grmesinin mdahalesiz tartma ieren turunda 8 katlmcnn 5 ayr soruya ilikin gr, tartma turu-1,2,3,4,5 olacak ekilde 5 dosya halinde MAXQDA 10 paket programna aktarlmtr. Son olarak, odak grubu grmesinin genel deerlendirme turunda 8 katlmcnn srayla 3 ayr soruya ilikin grleri genel deerlendirme-1,2,3 olacak ekilde 3 ayr dosya halinde MAXQDA 10 paket programna
Pamukkale niversitesi Sosyal Bilimler Enstits Dergisi, Say 7, 2010

aktarlmtr. MAXQDA 10 paket programna aktarldktan sonra veri dosyalar defalarca okunarak renci evi kavramsal erevesinin temel bileenlerini oluturabilecek kodlar belirlenmeye allmtr. 99 koddan oluan ak kodlama listesi oluturulduktan sonra MAXQDA 10 paket programnn analiz mensndeki szlksel arama ve geniletilmi szlksel arama menleri kullanlarak kodlarn frekanslar bulunmutur. Kod frekanslar ykle mens ile masastne gnderilmi kts alndktan sonra alt kategorilere, kategorilere ve oradan da seicimerkezi kategorilere dntrlmtr. Alt teori nitel aratrma ynteminin uygulamasnda etkin bir ekilde kullanlan ierik analizi, toplanan verileri aklayabilecek kavramlara ve kategorilere ulaabilmede ilevsel bir rol oynar. Bu balamda, temel kalk noktas kavramlar olan ierik analizinde amaca bal olarak belirli obje, olay, kii, eylem ve fikirlere gndermeler yaplarak oluturulan gnderimsel birimletirme (referential units) teknii kullanlmtr. Kendi iinde anlaml bir btn oluturan bu blmler aratrmac tarafndan isimlendirilir, dier bir ifade ile kodlanr. Elde edilen kodlarn listelenmesi, verilerin analizinde ilevsel bir grev grr. Verilerin kodlanmas, daha nceden belirlenmi kavramlara gre, verilerden karlan kavramlara gre ya da genel ereve ierisinde elde edilen kavramlara gre eide ayrlr (Tavancl ve Aslan 2001: 45-46; Tavish and Pirro, 1990: 252; Weber, 1985: 15-32; Altheide, 68-71): Tablo-1den de anlalabilecei gibi bu alma kapsamnda, verilerin satr satr okunmas ve almann amac dorultusunda nemli boyutlarn saptanmas, ortaya kan anlamlar belirli kodlara eviren kod listesinin oluturulmas ve bu kod listesinin evriminden kavramsal bir yap meydana getirilmesini nceleyen verilerden yola klarak yaplan kodlama eidi kullanlmtr.

97

S. Gzel - M. Meder Tablo-1: Ak kodlama No 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 Kodlar Kendi(m) Arkada Aile evinden farkl Ortam Zaman kavram Rahat Aileden bamszlk Yemek Hayat Bura(s) Apart Temizlik Sorumluluk Sknt niversite Bulak Ge saatte dar kmak Ora(s) Hazr olmama Mutluluk Planlama Aile evi Dzen Mekan Mlkiyet Sayg Kltrel etkileim zlenen yer ay Pilav Anlay Olgunlama Evi paylamak Korku Karlatrma/kyas Hasta olmak Alkanlk Bireysel bask Kark amar Kalabalk Huzur Ev arkada Snav Doum gn Sosyalist toplum Zorluklar Paylam Trpleme Gne Sivrilme Krlmak Kullanm skl 77 66 51 28 28 20 19 18 14 13 12 11 10 8 8 8 7 7 7 7 6 6 6 6 6 6 5 5 5 5 5 5 4 4 4 4 4 4 3 3 3 3 3 3 3 3 3 3 3 2 2 2

98

Pamukkale University Journal of Social Sciences Institute, Number 7, 2010

Toplumsallama ve Bireyselleme elikisinde renci Evleri Tablo-1: Ak kodlamann Devam 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 Hamarat Mkemmel Zaman kayb Kltr basks Fatherbank Krlmak Yemek yapmak Makarna Katlanmak Duygusal Kahve Gvenlik Sakin Rahatsz Gvenilir Gze batma Kiiselleme Zenginlik Kendi ayaklar zerinde durmak Yemek kltr Yemek saati Apart Kendim olabilmek Kendini tanma zerklik Kafa dengi Aile scakl Grlt Serbestlik Byk ev Bamszlk kazanma Zaman kazanma Kira(lamak) Yolunu bulmak renci kltr Ktphane Oyun deal Yapay (ben) Yaplanma Ailenin deeri Ev sahibi Kltr atmas Benlik Hogr Aile destei Yemek saati 2 2 2 2 2 2 2 2 2 2 2 2 2 2 2 2 2 2 2 1 1 1 1 1 1 1 1 1 1 1 1 1 1 1 1 1 1 1 1 1 1 1 1 1 1 1 1

*Aratrlan ortam renci evi olduu iin renci evi kelime grubu kod listesinin dnda tutulmutur. renci evi kelime grubu 72 kez kullanlmtr.

Pamukkale niversitesi Sosyal Bilimler Enstits Dergisi, Say 7, 2010

99

S. Gzel - M. Meder

Tablo-1deki ak kodlama sistemine gre, odak grubu grmesinde renciler 77 tekrar ile en ok kendim kodunu kullanmlardr. kinci en ok kullanlan kod 66 tekrar ile arkada kodudur. nc en ok kullanlan kod 51 tekrar ile aile evinden farkl kodudur. 28 tekrar ile drdnc en ok kullanlan kodlardan biri ortam, dieri ise zaman kavramdr. Rahat kodu 20 kez, aileden bamszlk kodu 19 kez, yemek kodu 18 kez, hayat kodu 14 kez, bura(s) kodu 13 kez, apart kodu 12 kez, temizlik kodu 11 kez ve sorumluluk kodu 10 kez kullanlmtr. Sknt, niversite ve bulak kodlar 8er kez; ge saatte dar kmak ora(s), hazr olmama ve mutluluk kodlar 7er kez tekrarlanmtr. 6ar kez tekrarlananlar, planlama, aile evi, dzen, mekan, mlkiyet ve sayg kodlardr. Kltrel etkileim, zlenen yer, ay, pilav, anlay ve olgunlama kodlar 5er kez tekrarlanmtr. 4er kez tekrarlanan kodlar evi paylamak, korku, karlatrma/kyas, hasta olmak, alkanlk

ve bireysel bask kodlardr. Kark, amar, kalabalk, huzur, ev arkada, snav, doum gn, sosyalist toplum, zorluklar, paylam ve trpleme kodlar 3er kez tekrarlanmtr. 2er kez tekrarlanan kodlar gne, sivrilme, krlmak, hamarat, mkemmel, zaman kayb, kltr basks, fatherbank, yemek yapmak, makarna, katlanmak, duygusal, kahve, gvenlik, sakin, rahatsz, gvenilir, gze batma, kiiselleme, zenginlik ve kendi ayaklar stnde durmak olarak karmza kmaktadr. Yemek kltr, yemek saati, apart, kendim olabilmek, kendini tanma, zerklik, kafa dengi, aile scakl, grlt, serbestlik, byk ev, bamszlk kazanma, zaman kazanma, kiralamak, yolunu bulmak, renci kltr, ktphane, oyun, ideal, yapay, yaplanma, ailenin deeri, ev sahibi, kltr atmas, benlik, hogr, aile destei ve yemek saati kodlar 1er kez tekrarlananlar arasndadr.

Tablo-2: Aksiyal Kodlama: Alt kategori-kategori ilikisi


Alt kategori Kullanm Skl Kategoriler Kullanm Skl Evin sosyal koullar 119 Evin fiziki koullar 25 Ev yaam 191 geler/nesneler 35 Mlkszlk 12 xxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxx Ev ii sosyal ilikiler 94 Karlalan glkler 20 deneyim 15 Toplumsallama 177 performans 8 Ev ii normlar 35 Ev ii elence etkinlikleri 5 xxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxx Bireysellik 64 Denetime diren 8 Farkllama 144 Duygusal tepkiler 25 Zaman kullanm 47 xxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxx Mkemmel 2 Hayatn kendisi 14 deal 1 Zenginlik 2 Soyutlamalar 85 Yapay 1 Aile evinden farkl 51 Ora(s) 7 Bura(s) 7 xxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxx Snav 3 Ev sahibi 1 Bask 10 Bireysel bask 4 Kltr basks 2 xxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxx Alkanlk 4 Yemek kltr 1 Yaam biimi 7 Yolunu bulmak 1 renci kltr 1

100

Pamukkale University Journal of Social Sciences Institute, Number 7, 2010

Toplumsallama ve Bireyselleme elikisinde renci Evleri

kinci olarak benzer kodlar ayn alt kategoride toplayan aksiyal kodlama aamasna gelinir. Aksiyal kodlamada alt kategorilerin kategoriler ile ilikilendirilebilmesi olduka nemlidir. Bylece, alt kategorilerin oluturduu kategoriler test edilmi olur. Aksiyal kodlama ileminin ka aamal olaca bir anlamda alt kategorilerin saysna ve kategorilerin merkezileme yetisine baldr. Bu balamda, Tablo-2deki aksiyal kodlama Tablo-1deki ak kodlamann alt kategoriletirilmesi ile elde edilmitir. Buna gre, 119 kez kullanlan evin sosyal koullar, 25 kez kullanlan evin fiziki koullar, 35 kez kullanlan geler/nesneler, 12 kez kullanlan mlkszlk alt kategorilerinin bileiminden meydana gelen ev yaam kategorisi 191 kez tekrar ile en ok ima edilen kategoriler sralamasnda birinci sray almtr. Buna karn, 7 tekrar ile en az ima edilen kategori, 4 kez kullanlan alkanlk, 1 kez kullanlan yemek kltr, 1 kez kullanlan yolunu bulmak ve 1 kez kullanlan renci kltr alt kategorilerinin bilekesinden oluan yaam biimi kategorisi olarak karmza kmaktadr. 177 tekrar ile en ok ima edilen ikinci kategori, 94 kez kullanlan ev ii sosyal ilikiler, 20 kez kullanlan karlalan glkler, 15 kez kullanlan deneyim, 8 kez kullanlan performans, 35 kez kullanlan ev ii normlar ve 5 kez kullanlan ev ii elence etkinlikleri alt kategorilerinin bileiminden elde edilen toplumsallama kategorisidir. 144 tekrar ile en ok ima edilen nc kategori, 64 kez kullanlan bireysellik, 8 kez kullanlan denetime diren, 25 kez kullanlan duygusal tepkiler ve 47 kez kullanlan zaman kullanm alt kategorilerinin bileiminden oluan farkllama kategorisi olarak karmza kmaktadr. Farkllama kateogirisinin hemen ardndan 185 tekrar ile 2 kez kullanlan mkemmel, 14 kez kullanlan hayatn kendisi, 1 kez kullanlan ideal, 2 kez kullanlan zenginlik, 1 kez kullanlan yapay, 51 kez kullanlan aile evinden farkl, 7 kez kullanlan ora(s) ve 7 kez kullanlan bura(s) alt kategorilerinin bilekesinden meydana gelen soyutlamalar kategorisi gelmektedir. 10 tekrar ile 3 kez kullanlan snav, 1 kez kullanlan ev sahibi, 4 kez kullanlan bireysel bask ve 2 kez kullanlan kltr basks alt kategorilerinin bileiminden oluan bask kategorisi en az ima edilen ikinci kategori olarak karmza kmaktadr. Tablo-2, ayn zamanda kategoriler arasndaki anlaml benzerlik ve farkllamalar da ortaya koyacak derecede drt zgn yoruma sahiptir.
Pamukkale niversitesi Sosyal Bilimler Enstits Dergisi, Say 7, 2010

Bu yorumlardan ilki, odak grubu grmesi esnasnda gerek aktr olan rencilerin en ok evin sosyal koullar, evin fiziki koullar, ortak kullanlan geler/nesneler ve mlkszlk alt kategorilerinin bileimini ifade eden ev yaam kategorisine denk den sorunlarn stesinden gelmekte glk ekmesine karn; alkanlk, yemek kltr, yolunu bulmak ve renci kltr alt kategorilerinin bileimini ifade eden yaam biimi kategorisinde ise hemen hemen hi sorun yaanmamasna ilikindir. Gerekten de, ev yaam kategorisinin en ok nemsenmesi, rencilerin yaad ortama, o ortamn kimlerle paylaldna, gnll ve karlkl bir paylama anlayna duyulan gereksinimin iddetine dikkat ekmektedir. Nitekim, Likert Tutum leindeki daha az ev arkadam olsun nermesini, 8 kiilik rneklemin 3nn kesinlikle katlyorum, 3nn katlyorum ve 1inin katlmyorum eklinde yantlamas, evin daha az kii ile paylalmas gerekliliini ortaya koyan bir veri niteliindedir. te yandan, yaam biimi kategorisinin en az nemsenmesi ise, yine bir nceki ev yaam kategorisindeki yaanlan ortamn paylam konusundaki sorunlarn altn izmektedir. Bu anlamda, evin kimlerle paylald, gnll ve karlkl paylama ve ortak yaam anlaynn var olup olmad sorgulanabilecek noktaya gelmektedir. Bu, rencilerinin ortak yaam sorununun, yemek yapma, yemek kltr ve yolunu bulma vb. gibi bir zemin zerine kurulmad anlamna gelir. Dier bir anlatmla, renciler, temel sorunlar olan evin fiziki ve sosyal koullarn, evlerinde kullanlan ge ve nesneleri, ev yaamnn srekliliinde ilevsel aralar olarak grmesine karn; yemek kltr, renci kltr ve yolunu bulma yetisi gibi alt kategorileri ev yaamnn srekliliini dikkate deer lde sekteye uratacak olan bireysel yaam biiminin pekimesinde ilevsel bir ara olarak grmektedirler. Kald ki, drdnc derecede sorun oluturan farkllama kategorisinin bileenlerinden bireysellik, duygusal tepkiler ve zaman kullanm, zaten pekimi olan bir bireysel yaam biiminin altn izmektedir. Likert Tutum leindeki Ev arkadalarmdan etkilenirim nermesini, 8 kiilik rneklemin 1inin kesinlikle katlyorum, 5inin katlyorum ve 1inin katlmyorum eklinde yantlamas, bireysellemi bir yaam biiminin dierlerine bir rol model oluturmadaki ilevselliini aka ortaya koymaktadr. stelik, yine ayn Likert Tutum leindeki bo
101

S. Gzel - M. Meder

zamanlarmzda ev arkadalarmzla ortak hareket ederiz nermesini, 8 kiilik rneklemin 4nn katlyorum, 2sinin katlmyorum ve 2sinin de kesinlikle katlmyorum eklinde yantlad gz nnde bulundurulursa, bireysel yaam biiminin bo zaman deerlendirme temelinde ekillendii daha da belirginleir. kincisi, rencilerin, yine kendileri gerek bir aktr olarak katldklar odak grubu grmelerinde en temel sorun alann oluturan olumsuz grnm sergileyen ev yaam kategorisini, geri dnl olarak soyutlamalar kategorisinde mkemmel, ideal, zenginlik, hayatn kendisi ve aile evinden farkl gibi olumlu soyutlamalarla erevelendirmelerine ilikindir. stelik, soyutlamalar kategorisindeki alt kategorilerden biri olan bura(s), rencilerin ev yaamlarn bir o kadar kendileri ile zde ve kendilerine yakn bir ortam olarak algladklarnn temel gstergesi niteliindedir. Dier bir anlatmla, renciler ev yaamlarnda her ne kadar gz ard edilemeyecek sorunlarla yz yze gelseler bile ayn ortam kendi ilerinde bir z ve/ya da kendilerinin bir paras olarak alglama eilimindedirler. Nitekim, Likert Tutum leindeki renci evlerinin olumludan ok olumsuz ynleri vardr nermesini, 8 kiilik rneklemin 1inin katlyorum, 3nn katlmyorum ve 4nn kesinlikle katlmyorum eklinde yantlamas, rencilerin yaadklar ortam kendi ilerinde bir z ve/ya da kendilerinin bir paras olarak algladklar yorumunu dikkate deer lde pekitirici bir veri olarak deerlendirilmelidir. stelik, Likert Tutum leindeki Yurtta kalmak evde kalmaktan daha avantajldr nermesini, 8 kiilik rneklemin 1inin katlyorum, 3nn katlmyorum, 4nn ise kesinlikle katlmyorum eklinde yantlamas, rencilerin yaadklar ortam kendi ilerinde bir z ve/ya da kendilerinin bir paras olarak algladklar sonucunu pekitirici bir baka veri olarak deerlendirilmelidir. Gerekten de, odak grubu grmelerinde defalarca tekrarlanan aile evinden farkl bir yer buras ifadesinin evriminden elde edilen soyutlamalar kategorisindeki aile evinden farkl alt kategorisi, snrsz sorun ieren bu ev yaamnn te yandan ne kadar iselletirilmi olduunu aka ortaya koymaktadr. ncs, ev ii sosyal ilikiler, karlalan glkler, deneyim, performans, ev ii normlar ve ev ii etkinlikler alt kategorilerinin bileiminden elde edilen toplumsallama kategorisine
102

ilikindir. Bu balamda toplumsallama kategorisi en nemli ikinci sorun alann oluturmaktadr. Adnda da anlalabilecei gibi bu kategori, ev ii sosyal ilikiler, karlalan glkler, deneyim, performans, ev ii normlar ve ev ii etkinlikleri de ierek ekilde bir grev dalm ve iblmne denk dmektedir. zelikle ev ii normlar alt kategorisi adeta yemek yapabilme yetisi bata olmak zere bulak ykamak, temizlik yapmak, amar ykamak, t yapmak ve btn bu ilemlerin sonucunda ev ortamn tertipli bir ekle sokmak gibi aslnda ev yaamnn srekliliini salayc normal koullarda gnll olarak hi istenmeyen ok ar ileri kapsamaktadr. Likert Tutum leindeki Ev arkadalarmla uyumluyum nermesini, 8 kiilik rneklemin 4nn katlyorum, 1inin fikrim yok, 3nn katlmyorum eklinde yantlayanlarn yan sra kesinlikle katlyorum ve kesinlikle katlmyorum eklinde yantlayanlarn yokluu da zerine odaklanlmas gereken nemli baka bir ayrnt olarak karmza kmaktadr. Ayrca, odak grubu grmelerinde kullanlan etkin ve uyumlu bir beden dili ile kararl bir ekilde ortaya konulan sanki bu ilerin bir bakas tarafndan yaplmas gerekiyormu gibi geliyor bana ifadesi, bu ilerin ne kadar gnlsz ve zora dayal yapldn aka ortaya koymaktadr. Drdncs ise, birka yla kadar renciler zerinde en nemli bask unsuru olarak deerlendirilen snav, baarl olma, snf geme, ev sahibi, aile, toplum vb. gibi denetim mekanizmalarnn gnmzde hemen hemen hi sorun alan oluturmamasna ilikindir. Dier bir anlatmla, bask kategorisi ikinci srada en az dikkat ekilen kategoriyi oluturmaktadr. Gerekten de, renciler daha nceki yllara ve dnemlere gre gnmz koullarnda daha az denetim mekanizmas ile kar karyadrlar. yle ki, sadece Denizlide deil niversite olan hemen hemen tm kentlerde artk emlaklar, rencilere verebilecekleri ev ile ailelere verebilecekleri evleri birbirinden ayrmaktadrlar. O kadar ki, ok deil bundan belki de 10 yl nce renciye ev vermeyen emlak tipleri artk gndemde kalmayacaktr. Zaten, renci(lerin) emlakdan ev tutmas, ev sahibi ile hibir ekilde kar karya gelmemesi anlamna gelir. zellikle Denizlide rencilere verilebilecek evler ak kod listesinden de kolaylkla anlalabilecei gibi apart eklindedir. Apart daireler, odak grubu katlmclarnn da vurgulad ekliyle ii mbleli
Pamukkale University Journal of Social Sciences Institute, Number 7, 2010

Toplumsallama ve Bireyselleme elikisinde renci Evleri

hale getirilmi kk (az odal), gne grmeyen, dar ve bask mekanlardr. Apart dairelerini rencilere kiralayan apartman sahipleri, aydan aya gelip kapcdan kiralar toplamakta ve bu balamda hangi rencinin hangi dairesinde yaadn bile bilmemektedir. te yandan, yle anlalyor ki, gnmzde rencilerin ev ortamnda yaamalarna tek engel kendi ailelerinin yurtta kalmalarna ilikin srarl tutumudur. Ancak, alt kategori-kategori ilikisine dayanan aksiyal kodlama tablosu, bu engelin de ok deil birka yl iinde alabileceine ilikin dikkate deer anlamllk dzeyinde ipular iermektedir. Son aamada ise, saylar azalm ancak daha kapsaml kategorilerden biri merkeziletirilerek dier kategorilerle ilikilendirilir. Bylece, etrafnda her eyin yaand bir olaylar dizisi yaratlarak teoriletirme aamasna gidilir. Hepsinden nemlisi tm bu kod, alt kategori, kategori ve seici kategorinin bileenleri tek tek nicelletirilir/ saysallatrlr. Sonularda kategori sistemi zerinden sosyal gereklik yaplandrlmakta ve tanmlanmaktadr. Bu aamadaki kategoriletirme

ilemi, seme ve indirgeme, gruplama, genelleme ve kuramlarla ilikilendirme gibi alt aamalardan oluur. Birincisi, eldeki kaynaklardan seilen rnei oluturan kelimelerin younluuna gre kategoriletirilmesini; ikincisi, birinci aamada elde edilen kategorilerin gruplandrlmasn; ncs, gruplandrlan kategorilerin genelletirilmesini; drdncs ise belirlenen kategorilerin aratrma sorunu ile rtp rtmediini ortaya koymak iin gereklidir (Tavancl ve Aslan, 2001). Buna gre, Tablo-3, alt kategorilerin bilekesini ieren ev yaam, toplumsallama, farkllama, soyutlama, bask ve yaam biimi kategorilerinin sentezi olarak deerlendirilebilecek renci evi merkezi kategorisinin oluum eklini ortaya koymaktadr. Gerekten de, bu, rencilerin toplumsallama ve farkllama eilimleri deneyimledikleri evi betimleme ve tanmlamalar, bask ve bireysel yaam biimleri gz nnde bulundurulmadan en azndan daha geni bir toplumun dikkate deer bir gerekliine denk den renci evinin sosyolojik bak asndan aklanamayaca anlamna gelir.

Tablo-3: Semeli Kodlama: merkezi kategori-dier kategori ilikisi Merkezi kategori renci evi Kategoriler Ev yaam, toplumsallama, farkllama, soyutlamalar, bask Yaam biimi Kullanm skl 614

erik analizi ve alt teori yntemlerinden baka bu alma kapsamnda kullanlan bir baka nitel aratrma yntemi de sylem analizidir. MAXQDA 10 paket programnn analiz mensndeki metin geri arma ilemine gre, sylem analizi uygulanacak kodlarn belirlenmesinde mesajdan ok mesajn ieriindeki ilikilerin incelenmesini nceleyen olumsallk/iliki analizi teknii kullanlmtr. Bylelikle, belirlenen ieriin hangi sklkta tekrar ettiinden ok mesajlarn gelerin hangi iliki yaps ierisinde bulunduu belirlenmeye allr. Buna gre, en fazla tekrar eden kendi(m) (77), arkada (66) ve aile evinden farkl (51) kodlarnn toplam 194tr. Bu kodlar listelendikten sonra toplam saylarnn fazla olduu gz nnde bulundurularak her 65. balama (ifade/cmle) sylem analizi nitel aratrma yntemi uygulanmtr. Ancak, burada belirtilmesi gereken nemli bir nokta da, en fazla tekrar eden kodlarn saysnn fazla olmasndan dolay ortam, aile evinden farkl, arkada ve kendi(m) kodlarndan
Pamukkale niversitesi Sosyal Bilimler Enstits Dergisi, Say 7, 2010

birinin bile bir balam ierisinde dier kodlarla birlikte kullanldnn belirlenmesidir. stelik, en fazla tekrar eden kodlarn dikkate deer bir blm ayn zamanda en az tekrar eden balam ierisinde, en az tekrar eden kodlarn bir blm ise ayn zamanda en fazla tekrar eden balamn ierisinde gemektedir. Gerekten de, bu nitelik, te yandan, almann gvenilir ve geerliliini artran nemli bir gsterge olarak deerlendirilebilir. Buna gre, belirlenen ifade aadaki gibidir: 1.a. lk nce renci evinde bir aile scakl olmuyor tabi ki [kinayeli bir dille ve kendinden emin syledi]. Mesela ev arkadanla sorun ktnda ona haftalarca krgn ve kskn kalabiliyorsun. Ama aile evinde bu olay yaadysanz sabah olduysa len geiyor. nk bir samimiyet var bir ballk var. Ama renci evlerinde byle olmuyor. Yani aile evinden fark aslnda ok farkl nk dediimiz gibi zaman artk kstl
103

S. Gzel - M. Meder

deil. Seni kstlayan bir ey yok aile yok. 12de istediin gibi dar kabilirsin ama bunu karken de her eyi gz alarak kyorsun. Yani bana bir i geldiinde sorumluluu kendin stlenebilirsin. O yzden yani kiinin olgunlamas iin ok farkl bir ortam ve her rencinin bu ortamda kalmas gerekiyor. [elini enesine gtrd ve szn bitirdi]. Bu balamn temel sylemi, renci evinde bir aile scakl olmuyor tabi ki ifadesidir. Bu ifadeye sylem analizi uygulamak, ncelikle kelimelerin dz, yan ve karmak anlamlarnn ortaya konmasn gerekli klar. Buna gre, bu ifadenin merkezi noktas renci evi ve aile scakl olarak karmza kmaktadr. Odak grubu grmesinden kan sonu da gz nnde bulundurularak, rencilerin yaad ortamn, bata bir ev yaam olmak zere toplumsallama eilimine karn farkllama eilimini kendi iinde sentezleyen, daha geni toplumun basks altnda varln srdrmeye alan bireysel bir yaam biimi olarak tanmlanmas olasdr. Aile scakl ise, bireylerinin birbirlerine anlayla yaklat bir ortam olarak tanmlanabilir. Yan anlam analizindeki en nemli kelime scaklk olarak karmza kmaktadr. Scaklk, burada karlkl kar-beklenti temelinde gelimeyen ilikileri bir lme kriteri ile pekitirmektedir. Scak kelimesinin nemi, aslnda souk kelimesi ile karlatrldnda daha da belirginleir. Souk ilikiler, bireylerin birbirlerine mesafeli durmasn gerekli klarken; scak ilikiler ikincil ilikilerin ald daha samimi bir ortam anlatr. Karmak anlam analizi asndan en dikkat ekici boyut cmlenin bandaki ilk nce kelime grubudur. Burada, renci evinde aile scaklnn olmamasnn dier ilikileri de dikkate deer lde bozduu anlam vurgulanmak istenmektedir; O kadar ki, bu ifade tabi ki ifadesi ile kesinlik belirtecek ekilde bitirilmitir. Bu ifadenin, kinayeli bir dille ve kendinden emin glmsenerek sylendii gz nnde bulundurulduunda, aile ortamnn zlemine vurgu yapld aka ortaya kar. stelik, bu bak as, arkadanla sorun kt zaman haftalarca ks kalabiliyorsun. Ama aile evinde bu olay yaadysanz sabah olduysa, len geiyor cmlesi ile de desteklenmektedir. Baka bir anlatmla, krlgan ilikiler hep gndemde tutulduu iin byle bir ortamda bireylerinin birbirine naznn getii aile ortamndan farkldr. Ayrca, ev arkada ile sorun kelimelerinin
104

yan yana kullanlmas, ev arkadalnn temel bileenlerinden birinin de sorun olduunu ortaya koymaktadr. renci evlerindeki toplumsallama kayg ve beklentisinin altn izen tm bu sorunlar, te yandan bireysel boyutta olgunlama belirtisi olarak sunulmaktadr. Aile evinden farkl olarak 12de istediin gibi dar klabilirsin, ancak sorumluluun kendine ait ifadeleri, rencileri bireysel olarak olgunlatran bir ortam anlatmaktadr. Bu, te yandan, aile evinde genlerin kar karya kald sorunlarnn bile yine aile bireyleri tarafndan zlmesinin onlarn olgunlamasnn nndeki en byk engeli tekil ettii anlamna gelir. Karmak anlam asndan bu balamn ikinci nemli kelime grubu ise aile evidir. Burada, renci evlerinin erevesi, rencilerin geldikleri kltrn gerekli kld davran rntlerinin dnda hareket edebilme yeti ve becerisi temelinde izilmeye allmtr. Bir anlamda, bata evi ii roller olmak zere kendi aile, akrabalk, evre ve kltrlerinin kendilerini ynelttikleri kalplarn dna kabildikleri, kendi ifadeleri ile kendilerinin kendi erevelerinde olabildikleri, istedikleri zaman ders alabildikleri, yemek yapabildikleri, televizyon izleyebildikleri ve arkadalar ile elenebildikleri bir ortamdr. Ne var ki, btn bu avantajlarn aile scaklnn (sabahtan leye kadar unutulup giden krgnlklarn) yerini alabildii konusu sorgulanabilir niteliktedir. Bu balamda, renci bir toplumsallama sreci olan aile scakl ile bir bireyselleme sreci olan istedii gibi yaayabilme olana arasnda temel elikilerin stesinden gelebilme abas vermektedir. Arkadann da konumasndan sonra elini enesine gtrmesi, renci evlerine ilikin sylenecek her eyi ben kendim syledim, bundan baka sylenecek pek bir ey yok. En nemli ey aile scakldr o da olmaynca artk sylenecek bir ey yok anlamna gelir. 1.b. Ama bunu zaten yapabilirsiniz ki. Nedir ki bireysellikten anladnz? Yani ite dar kabilmekse, ite rahat kitap okuyabilmekse, ite u saatte bir eyler yapabilmekse, bunu anlarm. Ama ev iinde sorumluluklarda arkadann da dedii gibi bireyselleme olamaz. Yani 6 kii kalyorsanz, ben soan sevmem deyip yemekten kalkan insanlar var. Ya da ben makinede bunu istemiyorum unu istemiyorum diyerek gerekten byk kapris yapan insanlar var. Bu da problem yaratyor. Bu anlamda insanlar bireyselliklerini
Pamukkale University Journal of Social Sciences Institute, Number 7, 2010

Toplumsallama ve Bireyselleme elikisinde renci Evleri

trplemeliler bence. Ya da yaplacak eylerde kesinlikle rahatlklarn dnmemelidir. Veya gece 12de yatlyorsa yle yatlacak. Veya sabah kahvalt yaplyorsa hep birlikte yaplacak. Ben arkadalarm yksek sesle kaldrmak zorunda kalyorum. Arkadalar uyanmyorlar. Bu anlamda herkes kendi tavrn bilecek ve karsndakini de bilecek [burada el ve kol hareketleri olduka kendinden emin bir grnm ortaya koyuyor]. Bu anlamda tabi ki siz kendinizi trpleyeceksiniz. Arkadanz sizi balamaz ki. Bu balamn sylem analizi asndan temel vurgu noktas bireysellik ve trpleme kelimelerinin dz, yan ve karmak anlamlarnn aklanmasyla anlalabilir. Bu anlamda, bireysellik gruptan bamsz hareket edebilme olana, trpleme ise bir eyin sivriliini giderme eklinde anlalabilir. Yan anlam analizinde zellikle trpleme kelimesinin ilevsel bir rol olduu grlmektedir. Buna gre trplemenin yan anlam, ev bireylerinin hareket alanlarn kltmek ve buna bal olarak onlarn daha fazla toplumsallamalarnn nn amaktr. Ama bunu zaten yapabilirsiniz ki. Nedir ki bireysellikten anladnz ifadesi ile balayan paragraf, daha nceden balatlm olan bireyselleme sorunsalnn kapsamna bir kar ka dikkat ekmektedir. Bu ifadenin hemen arkasndan gelen yani ite .. ite ..ite.. balalar da, bu kar kn rneklendirilerek pekitirilmesi anlamna gelir. Bu kar k yine bireyselleme eilimininin ev ii grev dalm ve sorumluklar kapsayamayacana gnderme yapmaktadr. Dier bir anlatmla, renci evlerindeki ev ii grev dalmnda bireysellemenin yerinin olmad anlatlmaya allmaktadr. stelik, bu alanda bireyselleme olamayacan, grupta konuan arkadann aktard gibi pekitirmektedir. Bireyselleme eiliminin glenmesinin, ayn zamanda kaprislerin de dikkate deer lde artacann habercisi olaca vurgulanmaktadr. te btn bu sorunlarn olmamas iin ev bireylerinin bireysel yaam biimi dnda kalan ortak yaama alanndaki bireyselliklerini geri plana atarak karsndakini de dnmesi gerektiine dikkat ekmektedir. Burada ev arkada kelimesinin yerine arkada kelimesinin kullanlmas, evi paylaanlarn kendi bireyselliklerini geri plana itmedeki isteksizlii, katlmclarn anlatm ile hi kimsenin kendi kendini trplememesinden
Pamukkale niversitesi Sosyal Bilimler Enstits Dergisi, Say 7, 2010

kaynaklanmaktadr. Gerekten de, herkesin kendini trplemesi gerektii, arkadanz sizi balamaz ki ifadesinden aka anlalmaktadr. Bu paragrafta dikkat eken bir baka nokta ise, anlatmn nc ahs ile yaplmasdr. Bu, bir yandan renci evlerinde ok da fazla samimi ve scak olmayan ikincil ilikilerin hakim olduu; dier yandan da kuralclk ve bu kuralcla sk skya uyulmasnn zorunlu olduu anlamna gelir. 1.c. te aileniz yoksa siz varsnz burada. Burada artk siz yaplanmaya balyorsunuz. Evdeyken [aile evi kast edilmektedir] hasta olma lksnz var. Burada artk ben hasta olmamalym diyorsunuz. nk artk banzda bekleyen biri yok. laca verecek paray bile hesap etmek zorundasnz. Aile her anlamda maddi ve manevi anlamda zenginlik demektir ve buraya geldiinizde bunun eksikliini en fazla hissettiiniz yer. te maddi manevi arkadalk filan bir yere kadar ama arkadann da dedii gibi ailenizin kymetini anladnz. te farkl kltrlerden [kltrel etkileim kast edilmektedir] gelen insanlarla bir arada yaamaya baladnz. Kyaslar yapabildiiniz. Aile evinden farkl yer buras ki dnce yaplarnz bile benzemiyor. Evde [aile evi kast edilmektedir] babanzn siyasal, dini dnceleri sizin kafanza yerlemiken, buraya geldiinizde her ey bambaka olmaya balyor. Farkl bir gzle bakyorsunuz bence. [glerek sz bir sonraki arkadana brakt]. Bu balamn merkezi vurgu noktas ite aileniz yoksa siz varsnz burada. Artk siz yaplanmaya balyorsunuz ifadesidir. Dz, yan ve karmak anlam asndan buradaki iki nemli kelimeden biri var olmak, dier ise yaplanma olarak karmza kmaktadr. Var olmak, bir yerdeki [ki burada bu yer renci evidir] hayat belirtisi; yaplanma ise, sz konusu hayatn srdrlebilmesi iin kanlmaz bir rgtlenme anlamna gelir. Bu ifadede, yan anlam asndan renci evinde var olmak ailenin yokluu ile karlatrmal olarak daha etkili bir ekilde ortaya konmaya allmtr. O kadar ki, kyaslar yapabildiiniz ifadesi bile tek bana renci evinde var olmak ile ailenin desteinden yoksunluun karlatrmal bir analizi niteliindedir. Bu bak as, yine baka bir karlatrma ieren artk banzda bekleyen biri yok cmlesinden ve ite farkl kltrlerden gelen insanlarla bir arada yaamaya baladnz cmlesinden karsanabilir. Bu dncenin,
105

S. Gzel - M. Meder

arkadana gnderme dikkat ekmektedir.

yaparak

pekitirildii

Bu ifadenin karmak anlam asndan nemi, ifadenin birinci blmnn burada kelimesi ile bitmesi, ikinci blmnn ise yine burada kelimesi ile balamasdr. Bu, sorunlarla dolu bir yaam nceleyen renci evlerinin aslnda ne kadar benimsenen bir ortam olduunu aa karr. kinci nemi ise, aile evinde btn bireylerin dnce yaplarnn ayn olduunu ve buna bal olarak bir yaam srldn, buna karn renci evlerinde farkl kltrlerin bir arada olduunu ve buna bal olarak daha sorunlarla ii ie bir yaam srlmesi gerekliliinin altnn izilmesidir. nc nemi, bu ifadenin ite kelimesi ile balamasdr. te kelimesi, burada bir dncenin zihinsel bir imge (resim) haline getirildiini ortaya koyar. Ayrca, paragrafn sonundaki farkl bir gzle bakyorsunuz bence ifadesi de, benzer duygu, dnce ve tutumlara dayanan aile hayatnn birey zerindeki etkisine bir meydan okuma nitelii tamaktadr. O kadar ki, bireysel sorunlar bile ailesi tarafndan zlen birey, artk kendisi ile ba baa kalmakta ve bu anlamda kendi sorunlarn zmeyi deneyimleyebilecei bir ortamda bulunma olanan yakalamaktadr. Buna karn, en az tekrar eden kodlarn toplam, srasyla, aile destei, hogr, benlik, kltr atmas, ev sahibi, ailenin deeri, yaplanma, ideal, oyun, ktphane, renci kltr, yolunu bulmak, kiralamak, zaman kazanmak, bamszlk kazanma, byk ev, serbestlik, grlt, aile scakl, kafa dengi, zerklik, kendini tanma, kendim olabilme, apart, yemek saati, yemek kltr, kendi ayaklar zerinde durmak, zenginlik, kiiselleme, gze batma, gvenilir, rahatsz, sakin, gvenlik, kahve, duygusal, katlanmak, makarna, yemek yapmak, fatherbank, kltr basks, zaman kayb, mkemmel, hamarat, krlmak, sivrilme ve gne olacak ekilde 71 kez tekrarlamlardr. Bunlar listelendikten sonra toplam saylarnn az olduu gz nnde bulundurularak her 23. balama (ifade/cmle) sylem analizi nitel aratrma yntemi uygulanmtr. Bu balam (cmle/ifade) aadaki gibidir: 2.a. Ya ben renci evlerini kavramlatrdmda zellikle rencilerin kendi benliklerini bulabildikleri ev olarak dnyorum. Kendi hayallerindeki evi [renci evi kast edilmektedir] canlandryor
106

sanki. te kendi kendim olabildiim, her eyi yapabildiim, zellikle zgrlkten bahsedildiinde, bana birinin dur .demedii. Ailenin yannda tabi ki de istediin zaman dar kamazsn ama bir renci evinde istediin zaman dar kabilirsin. Tabi ki de bunun belli ereveleri vardr mutlaka. Bunlar amamak lazm ama bunun dnda rahat olabildiin, kendi dzenini salayabildiin bir ortam. Kafamn rahat olduu gittiimde ite kime hesap vereceim, ne yemek yapacam diye dnmediim bir ortam. Zaten kendimin kendi erevemde olduumu dndm bir ortam. [te bu kadar diyerek szn bitirdi]. Bu balam tam anlamyla zgrlk ve buna bal olarak kendi olabilmek sorunu zerine kuruludur. zgrlk ve kendi olabilmek, burada toplumsal basknn olabildiince azaltlmas ile yakndan ilikili olacak lde bireysel bir yaam biimi anlamna gelir. Bu paragrafn temel sylemi ise kendi kendim olabildiim kelime grubudur. Kendim olabildiim yerine kendi kendim olabildiim ifadesinin kullanlmas, toplumsallk kaygsnn tam tersi ynde bir zgrlk zlemini dile getirmeye alan bir kelime grubu oluturmutur. Bu toplumsal denetimden tamamen bamsz olarak dile getirilen zgrlk eilimi, renci evinde ge saatte bile dar kabilme olana ile pekitirilmeye allmtr. Bu paragrafn ikinci nemli sylemi ise, ilk bakta bir anlam karmaas ieriyor gibi grnen ancak dikkatle bakldnda bireysel zgrlk sorununu drt bir cepheden gvence altna alan, katlmclarn anlatmyla kendimin kendi erevemde olduunu dndm bir ortam olarak karmza kmaktadr. Burada asl anlatlmak istenen, bireysel bir yaam biiminin merkezinde yine rencinin kendinin olduu ve byle bir merkezin bireysel zgrl dizginleyecek her trl toplumsal baskdan olabildiince arndrld bir ortamdr. Bunun nemli bir gstergesi de, byle bireysel bir yaam biiminin iinde kendi ifadesi ile kafamn rahat olabildii, kendi dzenimi salayabildiim, kime hesap vereceim diye dnmediim ve ne yemek yapacam diye dnmediim kelime gruplardr. Bu ylesine ideal bir yaam biimidir ki, hemen hemen btn renciler kendi hayallerindeki evi canlandrmaktan geri kalmyorlar. Ayrca, paragrafn eitli yerlerinde kullanlan tabi ki de kelimesi, anlatm sahibinin
Pamukkale University Journal of Social Sciences Institute, Number 7, 2010

Toplumsallama ve Bireyselleme elikisinde renci Evleri

dncelerini kararl bir ekilde ortaya koyduunu gstermektedir. te bu kadar diyerek sz bitirmesi de, benim dncelerim bundan ibaret, bundan baka syleyecek bir eyler varsa siz de syleyin anlamna gelir. 2.b. Ben bu konuda arkadama katlmyorum. nk bir kere renci evinde hibir ey hazr deil. Kyafetler, amar, bulak, t. Bunlar hani kendi evimizdeyken [aile evi kast edilmektedir] hepsi hazrlanyordu. Hani bu da bende ciddi manada zaman kaybna yol ayor. Bu gerekten ok zaman kayb oluyor. Bu kitap okumaya ayrlan zaman olsun, entelektel faaliyetlere ayrlan zaman olsun sizden gtryor. Hani bu iler sanki bakas tarafndan yaplmas gerekiyormu gibi geliyor bana renci evinde Bu balamn temel sylemi paragrafn son cmlesi olan hani bu iler sanki bakas tarafndan yaplmas gerekiyormu gibi geliyor bana ifadesidir. Bu sylemde aile evi ile renci evi hazr olup olmama ltne gre karlatrlmaktadr. Hazr kelimesinin dz anlam, bir hizmetin bakas tarafndan tketime uygun hale getirilmesidir. Yan anlam ise kardakinin kullanlmasdr. Gerekten de, renci evlerinde ev ii rol dalmnda kan sorunlarn kkeninde kullanlma kaygsnn olduu ileri srlebilir. Ev yaamnn srekliliinde ev ii rol dalm yaplr. Ne yazk ki, bu rol dalmna herkes eit derece uymaz. te bu rol dalmna uymama sorunu, rol dalmna uyan tarafndan ben neden kullanlyorum eklinde yorumlanmaya balar. Btn bu gerekliliklerin her bir renci tarafndan yerine getirilmemesi, te yandan, kendini kullanlm hissedenin, kitap okuma, entelektel etkinliklere ynelememe gibi kayglarn gndeme getirerek derinletirmekte, bu kayglar daha nceden grev dalm sorunu altnda gizli olan dier sorunlar da gn yzne karmaktadr. Karmak anlam asndan ise hazr olup olmama durumuna gre aile evi ile renci evi karlatrlmakta ve bunun bir sonucu olarak zaman kayb sorgulanmaktadr. Arkadama katlmyorum diyerek nceki balamdaki dncelere kar bir duru sergilediini ortaya koymaktadr. 2.c. Bi de ey yok mesela. Bir cezalandrc bir mekanizmada yok. Bugn bunu yapmazsan mesela ie gitmezsen, adam sizin paranz keser, bilmem ne yapar. ki gn gitmezsen,
Pamukkale niversitesi Sosyal Bilimler Enstits Dergisi, Say 7, 2010

bitti der sana. Ama renci ders almad zaman en fazla kalr. Bu da onun ne maddi bir skntsna yol aar. Ailesine sylemez, gider yaz okuluna geer. Bir ekilde halleder renci. Yani bunun hep bir yolunu buluyor renci. nk bir dllendirici de bir mekanizma yok, cezalandrc bir mekanizma da yok. Onu zorlayacak da, tevik edecek de bir ey yok. Yani kesinlikle kendisi ile alakal bir ey bence. Kiinin kendisi halledebilir. Bu balamn temel sylemi, bir ekilde halleder renci. Yani bunun hep bir yolunu buluyor renci olarak karmza kmaktadr. Dz, yan ve karmak anlamlar asndan bu ifadenin temel analiz birimi (kelime grubu) yolunu bulmak ve halletmektir. Dz anlam asndan yol kelimesi, bir yerden baka bir yere ulamak zere kullanlan bir ara; halletmek kelimesi ise, bir iini stesinden gelinmesi anlamna gelir. Yan anlam asndan yol kelimesi karsna kan bir gl aabilmenin yntem ve ekillerini bulma yeti, beceri ve sanat; halletmek kelimesi ise, bir eyin gerekletirileceine duyulan inancn ksmen alayc ksmen de umursamaz bir tarzda davurumuna gnderme yapar. Karmak anlam asndan yol kelimesi, kullanlacak yntemin ou zaman toplumun ngrd istenilen ve beklenilen ltlerin dnda gerekletirildiine; hallederiz kelimesi bakarz kelimesi gibi bir istek ve talep karsnda hayr demektense istein gz ard edilme abasna gnderme yapar. Ayrca, halletmek kelimesi yukardaki balamdaki gibi bir ekilde zarf ile pekitirildii zaman, Makyavelist anlamda meru olduu kadar meru olmayan yollarn kullanlmasnn da nn aar. Bir ekilde halletmek ve yolunu bulmak ayn ifade ierisinde kullanldnda ise, baarlmas g bir eyin emek ve aba sarf edilmeden ksa ve basit yoldan (poplist eilimlerle) baarmann trl yollarn kefetme yetisine gnderme yapar. Burada rencinin yolunu bulmak tpk asker gibi rencinin de toplum ierisinde ayrcalkl bir konumu olduu anlamna gelir. Gerekten de, renci, her zaman kendisine indirim yaplan, barnma dndaki dier gereksinimlerinin (Mc. Danolds kampanyalar, Gen Turkcell ve KampusCell tarifelerinin yan sra yemek, giyim, ulam, sinema, tiyatro, mze, tarihi yerler, elence vb.) daha geni toplum tarafndan karland, burs ve kredi (resmi ve zel) almada ncelie sahip olan bir kategori olarak karmza kar. Bu,
107

S. Gzel - M. Meder

rencinin bir anlamda hemen hemen her eyden muaf olduu anlamna gelir. Bylesi bir muafiyet, te yandan renci tarafndan niversiteye gitmemek (dzenli olarak dersleri izlememek), ders almamak, snavlara girmemek, baarl olmamak ve mezun olmamak gibi ayrcalklar da kapsayc ekilde geniletilir. Bu paragraftaki ie gitmezsen, adam sizin paranz keser ifadesi ile aka ortaya konmaktadr. Burada, renci olmann ayrcalnn yan sra renciliin i ve meslek edinmede nemli bir ara olduu anlam karsanabilir. Baka bir anlatmla, rencilik para ve meslek ile ilikili olarak (analojik) aklanmaya allmtr. Ancak, yolunu bulma kodunun odak grubunda sadece bir kez tekrar ettii gz nnde bulundurulduunda rencilerin her zaman yolunu bulabildii konusu tartmal hale gelir.

Beden dili bir anlatmn etkili hale gelmesinde ilevsel bir role sahiptir. Buna gre odak grubu grmesinde beden dilini szleri ile destekledii kadar beden dili ile szl anlatmnn tutarll en yksek olan katlmc a.e.olmasna karn; beden dilini szleri ile destekledii kadar beden dili ile szl anlatmnn tutarll en dk olan katlmc ise y.a. olarak karmza kmaktadr. a.e.den sonra beden dilini szleri ile destekledii kadar beden dili ile szl anlatmnn tutarll en yksek ikinci katlmc .Y.dir. .Y.yi srayla S.K., K.. ve Z.. katlmclar izlemektedir. Bu sonu, ayrca katlmclarn beden dili analizleri ile rtecek niteliktedir.

Tablo-4: En ok tekrarlanan kodlardan etkilenen katlmclar No 1 2 3 4 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 Kodlar Kendi(m) Arkada Aile evinden farkl Ortam Rahat Aileden bamszlk Yemek Hayat Bura(s) Apart Temizlik Sorumluluk Sknt niversite Bulak Ge dar kmak Ora(s) Hazr olmama Mutluluk Planlama Aile evi Dzen Mekan Mlkiyet Sayg zlenen yer Anlay Olgunlama Evi paylamak Karlatrma/kyas Hasta olmak Alkanlk amar Frekans 77 66 51 28 20 19 18 14 13 12 11 10 8 8 8 7 7 7 7 6 6 6 6 6 6 5 5 5 4 4 4 4 3 1 8 4 1 2 2 1 1 1 1 1 2 15 13 15 11 6 1 5 4 2 1 3 4 1 1 4 3 1 5 3 2 3 4 2 3 18 3 10 5 5 7 1 1 1 1 1 1 3 4 3 4 15 13 11 1 3 3 7 2 6 3 1 6 2 1 1 2 4 1 1 3 3 1 3 5 7 15 9 4 3 4 1 3 3 7 1 2 4 3 1 3 1 2 5 2 1 2 2 6 4 6 3 1 1 1 1 1 2 1 1 1 7 5 9 1 3 2 4 3 1 1 1 1 2 1 8 5 3 1 1 2 2 1 1 2 1 1

108

Pamukkale University Journal of Social Sciences Institute, Number 7, 2010

Toplumsallama ve Bireyselleme elikisinde renci Evleri Tablo-4: En ok tekrarlanan kodlardan etkilenen katlmclarn Devam Kalabalk 3 1 1 1 Huzur 3 2 1 Ev arkada 3 1 1 1 Snav 3 1 1 Zorluklar 3 2 Paylam 3 1 1 1 Trpleme 3 3 Gne 2 1 Sivrilme 2 1 1 Krlmak 2 1 1 Hamarat 2 1 1 Mkemmel 2 2 Zaman kayb 2 Fatherbank 2 2 krlmak 2 1 1 Sakin 2 1 1 Rahatsz 2 Gze batma 2 2 Kiiselleme 2 2 Kendi ayaklar zerinde durmak 2 1 1 Yemek kltr 1 1 -Yemek saati 1 1 Apart 1 1 3 7 Kendim olabilmek 1 1 Kendini tanma 1 zerklik 1 1 Kafa dengi 1 Aile scakl 1 1 Grlt 1 1 Serbestlik 1 1 Yolunu bulmak 1 1 -Benlik 1 1 Hogr 1 1 Yemek saati 1 1 -

35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68

1 1 1 -

1 2 1 -

* Bu tablo MAXQDA 10 paket programnn analiz mensndeki gelitirilmi szlksel arama ileminden tretilmitir. ** Bu tablodaki 1.,2.,3.,4.,5.,6.,7. ve 8. katlmclarn kodlar srasyla, 1=Y.A. / 2= A.E. / 3=S.K. / 4=.Y. / 5=.. / 6=K.. / 7=R.E. / 8=Z..

Basknlk ltn sz almaya gerek duyulmadan tartmaya katlma istekliliine dayal olan tartma turu en iyi ekilde belirler. Buna gre, tartma turunda Y.A. iki kez sz alm ancak hi etkili olamamtr. A.E. yirmi drt kez sz alm ve yirmi kez etkili olmutur. S.K. yedi kez sz alm drt kez etkili olmu, .Y. yirmibir kez sz alm onbe kez etkili olmutur. .. sekiz kez sz alm sekiz kez etkili olmutur. K.. bir kez sz alm bir kez etkili olmu, R.E. kez sz alm kez etkili olmu ve Z.. iki kez sz alm iki kez etkili olmutur. Bu, en baskn katlmcnn A.E., en baskn ikinci katlmcnn i.y. olduu anlamna gelir. Basknlk sralamasnda bunlar srasyla S.K., R.E. ve Z.. izlemektedir. Ayrca, k.. ikinci en az baskn katlmc olarak karmza kmaktadr.
Pamukkale niversitesi Sosyal Bilimler Enstits Dergisi, Say 7, 2010

Oysa, Y.A. hi baskn olamayan katlmc olmutur. Bu sonu, katlmclarn beden dili analizlerini pekitirecek ekilde tutarllk iermektedir. Tablo-4e gre Y.A. 8 tekrar ile en ok kendim kodunu; A.E. 15er tekrar ile kendim ve aile evinden farkl, 13 tekrar ile arkada, 11 tekrar ile ortam kodlarn; S.K. 18 tekrar ile kendim ve 10 tekrar ile aile evinden farkl kodlarn; .Y. 15 tekrar ile kendim ve 13 tekrar ile arkada kodlarn; .. 15 tekrar ile arkada kodunu; K.. 6 tekrar ile arkada kodunu; R.E. 9 tekrar ile arkada kodunu ve Z.. 5 tekrar ile kendim kodunu en ok kullanmtr. Bylece, kendim kodunun A.E. ve .Y.; aile evinden farkl, ortam ve rahat kodlarnn A.E.; arkada kodunun ..;

109

S. Gzel - M. Meder

yemek kodunun .Y.; temizlik kodunun R.E. ile zdeletii aka ortaya kar. Ayrca, kendim, arkada ve aile evinden farkl kodlarn Y.A., A.E., S.K. ve .Y.; arkada A.E., .Y., .. VE R.E.; aile evinden farkl kodunu A.E. ve S.K. 10 ve daha fazla kez kullanmlardr. Bu, Y.A., A.E., S.K. ve .Y.nin bireyselleme eilimini ve buna bal olarak bireysel yaam biimini daha ok nemsedikleri; A.E., .Y., .. ve Z.nin ise toplumsallama eilimini daha ok benimsedikleri; A.E. ve S.Knin ise bireysel zgrl nemsedikleri anlamna gelir. Bu tablonun analizinde ayrca belirtilmesi gereken nemli bir ayrm noktas da, hangi katlmcnn hangi kodu daha fazla tekrar ettiinin yan sra hangi katlmcnn kendisi ile zdeleen kod(lar) ile dier katlmclardan hangilerini etkilemeyi baardklarnn ortaya konmasdr. Baka bir anlatmla, katlmclarn kendi yorumlarn ne kadar sklkla tekrarlayarak dier katlmclar etkileyebildii de kararllklarnn tespit edilmesi asndan nem tar. stelik, benzer yorumun ka farkl kii tarafndan yapld da olduka nemlidir. Bu, ayn zamanda odak grubu grmesinde kim(ler)in odak olduunu da belirginletirici bir nokta olarak karmza kmaktadr. Buna gre s.k. kendisi ile en ok zdeleen kendim kodunu kullanarak A.E. ve .Y.yi etkilemitir. .i. kendisi ile zdeleen arkada kodunu kullanarak A.E. ve .Y.yi etkilemitir. A.E. kendisi ile zdeleen aile evinden farkl kodunu kullanarak S.K. ve .Y.yi etkilemitir. stelik, A.E. aile evinden farkl kodundan sonra kendisi ile ikinci derecede zdeleen ortam ve rahat kodlarn kullanarak S.K. ve ..yi etkilemitir. .Y. kendisi ile zdeleen yemek kodunu kullanarak A.E.yi etkilemitir. S.K. kendim kodundan sonra kendisi ile ikinci derecede zdeleen aileden bamszlk kodunu kullanarak .. ve .Y.yi etkilemitir. .Y. yemek kodundan sonra kendisi ile ikinci derecede zdeleen bura(s) kodunu kullanarak ..yi etkilemitir. .. arkada kodundan sonra kendisi ile ikinci derecede zdeleen apart kodunu kullanarak .Y.yi etkilemitir. .Y. yemek ve bura(s) kodlarndan sonra kendisi ile nc derecede zdeleen sorumluluk kodunu kullanarak ..yi etkilemitir. Tablonun bu iki yorumu gz nnde bulundurulduunda, S.K.nin kez, .Y.nin bir kez ve ..nin iki kez odaklar olmay baaran A.E. birinci dereceden odak merkezi olarak karmza kmaktadr. .Y.nin iki kez ve ..nin
110

ve A.E.nin birer kez oda olan s.k. ikinci odak merkezini oluturmaktadr. Buna karn, Y.A. ve Z..nin hibir katlmcnn oda olamadklar grlmtr.

4. BULGULARIN TARTIILMASI VE SONU


rencilerin yaadklar ortamdaki sorunlarn Likert Tutum lei gibi nicel ve odak grubu, alt teori, sylem analizi ve ierik analizi gibi nitel aratrma yntemlerini bir arada kullanarak gndeme getirmeye alan bu almadan elde edilen en nemli bulgu, rencilerin bireysel rol dalmnda nemli sorunlarla karlatklar bu evleri geri dnl olarak ideal, kendim olabildiim, zgrlk ortam, olgunlama vb. gibi olumlu soyutlamalarla tanmlamasdr. zgrlk kazanma, rahatlk, kendilerine ayrlan zamann art ve sorunlarn birebir kendilerinin zmesine olanak tanmas asndan renci evleri ideal ortamlardr. Ancak, aile evi kadar gvenli olmamas, dzenin yrmemesi, yemek ve elbiselerin hazr olmay, artan ev ii sorumluluklar, herkesin eit dzeyde hamarat olmay, temizlik gibi sorunlarn yan sra bir de evin kk, dar, bask ve hepsinden de nemlisi gne grmemesi, rencilerin hayallerindeki evin ideallik dzeyini belirgin bir ekilde azaltmaktadr. Bu temel bulgu ile rten dier bulgular ise u ekilde tartmaya alabilir: Bu temel bulguyu destekleyen ikinci bulgu, rencilerin en nemli sorun alannn ev yaam ve toplumsallama kategorileri olduuna ilikindir. rencilerin en nemli sorun alanlarnn bu iki kategoriye younlamasnn en nemli nedeni, aile evinden farkl olarak ev bireylerinin farkl kltrlerden gelip ortak yaam alan oluturmaya almalar olarak karmza kmaktadr. Byle bir ortak yaam alannn oluturulmaya allmas, ayn zamanda bireysel yaam biimlerinin ortak bir noktada bulu(turul)masn zorunlu klmaktadr. Gerekten de, renci evindeki pek ok sorunun temelinde bireysel yaam biimlerinin geri plana atlmasndaki glkler ve buna bal olarak benzerliklere dayal bir renci evi yaam biiminin kurulamamas yatmaktadr. yle ki, hemen hemen hibir renci, renci evine gelmeden nceki davran, alkanlk, tercih ve tutumunu geri plana itmek istemedii halde ortak bir yaam alannn oluumunun zlemini dile getirmektedir. Ancak, renciler tm bu bireysellikler geri plana itilmeden ortak bir yaam alannn kurulamayacan gz nnde bulundurmaldr. Sz konusu bu sorun
Pamukkale University Journal of Social Sciences Institute, Number 7, 2010

Toplumsallama ve Bireyselleme elikisinde renci Evleri

oda seimi bata olmak zere yemek yapmak, bulak ykamak, amar ykamak, t yapmak, temizlik, fatura demek, kira demek, pazara gitmek, al-veri yapmak vb. gibi ev ii rol dalm ile pekimektedir. Bir sre sonra kayna ve k noktas unutulan bu sorunlar yuma, baz renciler ders alrken dierlerinin yksek sesle televizyon izlemesi, bazlar uyurken dierlerinin grlt yapmas, bazlar ders alrken dierlerinin getirdii ev d arkadalar ile oyunlar oynamas ile daha da derinlemektedir. Bu psikolojik gerilim sreci, iletiim ve bilgi akn hzlandran internet ve cep telefonu gibi aralarn da yaygnlap etkin bir ekilde kullanlmasyla birlikte rencileri aile evine gitmede daha ok yreklendirmektedir. Srekli aile evine gitme eilimi ise rencilerin bireysel farkllklarnn geri plana itilme olanana bal olarak ortak yaamn kurulmasn dikkate deer lde azaltc ynde ilev grmektedir. Gerekten de rencilerin vize ve final snavlarnn hem ncesinde hem de sonrasnda aile evine gitme isteinin nedeni almann bu ilk bulgusu ile yakndan ilikilidir. nc bulgu, renci evlerindeki ev yaam ve toplumsallama kategorilerine ilikin tm bu sorunlarn odak grubu grmesi esnasnda dile getirilen farkllama kategorisi ile duygusal tepkiler boyutuna tanmasna ilikindir. Bu, uzlama, arabuculuk, hakemlik vb. gibi aklmantk yolu ile zlebilecek olan sorunlarn zmszlee(bile)cei anlamna gelir. Bu aamadan sonra farkllama kategorisi bireysel yaam biiminin oluumuna ivme kazandrc bir ilev grmeye balar. Bu balamda, tm bu renci evindeki sorunlar, rencilerin iinde hazr-hzl yemek yenen (fast food), film izlenebilen (sinema), elenilebilen al-veri merkezleri gibi ev-d alan-mekanlarda daha fazla zaman geirmesi ile sonulanr. Bylece, pek ok gereksinimlerin eit bir rol dalm nda karlanmas ve ortak yaam alan oluturulmas temeli zerine kurulu olan renci evleri, adeta bir otel ya da pansiyon ilevi ile snrl hale gelmeye balar. Artk bu amadan sonra renci evleri, gerektiinde sadece akamdan akama uranan bir konaklama merkezi niteliinden fazla anlam ifade etmez. Drdnc bulgu, renci evleri zerindeki geni toplumun basksnn her geen gn daha da azalmasna ilikindir. Zaten renci evlerindeki bireysel yaam biiminin pekimesine ivme kazandran etkenlerden biri al-veri merkezleri,
Pamukkale niversitesi Sosyal Bilimler Enstits Dergisi, Say 7, 2010

dieri ise yaygnlk kazanan internet olarak karmza kmaktadr. Bireyi dntren iki temel mekanizma olarak deerlendirilebilecek olan al-veri merkezleri ve internet, te yandan, yeni-liberalizmin vazgeilmez temel koulunu oluturan bireycilik yaklamnn daha da benimsenmesinde etkin bir rol oynamaktadr. Kald ki, yeni-liberalizmin bireycilik anlay, grup olarak renci yerine tketim yapan renci bireyi daha ok tercih edecektir. Gerekten de, bireysel yaam biiminin son yllarda n plana kmasn en azndan sosyolojik anlamda aklayabilmek iin snf bilincinin yerini alan tketim eiliminin derinlemesine analizine duyulan gereksinim her geen gn daha fazla artmaktadr. stelik, daha nceki yllarda rencilerin temel sorunu olan ev bulma kaygs bile byk lde almtr. Bu balamda, sadece Denizlide deil niversite olan hemen hemen tm kentlerde artk emlaklar, rencilere verebilecekleri ev ile ailelere verebilecekleri evleri kategorik olarak birbirinden ayrm durumdadr. O kadar ki, apart dairelerini rencilere kiralayan ev sahipleri dairesinde nasl rencilerin kaldklarn bile bilmemektedir. Gnmzde rencilerin ev ortamnda yaamalarna tek engel kendi ailelerinin yurtta kalmalarna ilikin srarl tutumudur. Ancak, bu almadan, bu engelin de ok ksa bir zaman srecinde alabileceini gndeme getirebilecek nemli bulgular elde edildiini ortaya koymak gerekir. Btn bu bulgular birlikte deerlendirildiinde, renci evlerinin ev yaam, toplumsallama eilimi, farkllama dzeyi, yaadklar ortam tanmlamada kullandklar soyutlamalar, bask ve bireysel yaam biimi olmadan en azndan sosyolojik bak asndan anlalamayaca aka ortaya kar.

111

S. Gzel - M. Meder

KAYNAKA
Alasuutari, P. (1995) Researching Culture: Qualitative Method and Cultural Studies, Sage Publications, London. Altheide, D. L. (1987) Ethnographic Content Analysis, Qualitative Sociology, Volume 10, pp: 65-77. Ark, A. (1992) Psikolojide Bilimsel Yntem, stanbul niversitesi Basmevi, stanbul. Backman, K. and Kyngas, H. A. (1999) Challenges of the Grounded Theory Approach to a Novice Researcher, Nursing and Health, Volume 1, pp: 147-153. Ba, T. ve Akturan, U. (2008) Nitel Aratrma Yntemleri, Sekin Kitabevi, Ankara. Berg, B. L. (2004) Qualitative Research Methods For The Social Sciences, Pearson, Boston. Creswell, J. W. (2007) Designing and Conducting Mixed Methods Research, SAGE Publications, Oaks. Corbin, J. and Strauss, A. (1990) Grounded Theory Research: Procedures, Canons and Evaluative Criteria, Qualitative Sociology, Volume 13, pp: 3-21. Cutcliffe, J. R. (2000) Methodological Issues in Grounded Theory, Journal of Advanced Nursing, Volume 13, pp: 1476-1484. Flick, U. (1998) An Introduction to Qualitative Research, (ev. G. A. Altay), Sage, London Glaser, B. G. (2002) Conceptualization: On Theory and Theorizing Using Grounded Theory, International Journal of Qualitative Methods, Volume 1, pp: 1-33. Glaser, B. and Strauss, A. L. (1967) Discovery of Grounded Theory: Strategies for Qualitative Research, Adline, Chicago. Gubrium, J. F. (1988) Analyzing Field Reality, Sage Publications, Newbury. Hogg and Vaughan (2006) Sosyal Psikoloji, (ev. . Yldz ve A. Gelmez), topya Yaynevi, Ankara. nal, A. (1995) Yazl Basn Haberlerinde Yapsallk Yanllk Sorunu, Toplum ve Bilim Dergisi, Ankara. Lee, T. W. (1999) Using Qualitative Methods in Organizational Research, Sage Publications, Oaks. Marshall, C. (2006) Designing Qualitative Research, Sage Publications, Oaks. Maxwell, J. A. (2005) Qualitative Research Design: An Interactive Approach, Sage Publications, Oaks. Miller, G. (1997) Context and Method in Qualitative Research, Sage Publications, London, Oaks. Morgan, D. L. (1988) Focus Groups as Qualitative Research, Sage Publications, Newbury. Patton, M. Q. (2002) Qualitative Research and Evaluation Methods, Sage Publications, Oaks. Parry, K. W. (1998) Grounded Theory and Social Process: A New Direction for Leadership Research, Leadership Quarterly, Volume 9, pp: 85-105. Phillips, N. (2002) Discourse Analysis: Investigating Processes of Social Construction, Sage Publications, Oaks. Punch, K. (1998) Introduction to Social Research: Quantitative And Qualitative Approach, SAGE Publications, London. Tavancl, E. ve Aslan, E. (2001) erik analizi ve Uygulama rnekleri, Epsilon yaynclk, stanbul. Wellington, J. J. (2007) Research Methods for The Social Sciences, Continuum International Publications, London. Tavish, D. G. and Pirro, E. B. (1990) Contextual Content Analysis, Quality and Quantity, Volume 24, pp: 245-268. Weber, R. P. (1985) Basic Content Analysis, Sage, Beverly Hills. Wolcoott, H. F. (1994) Transforming Qualitative Data: Description, Analysis, and Interpretation, Sage, Newbury.

112

Pamukkale University Journal of Social Sciences Institute, Number 7, 2010

Pamukkale niversitesi Sosyal Bilimler Enstits Dergisi Say 7, 2010, Sayfa 113-124

DEEN EKONOMK VE SOSYAL KOULLARIN BR RN OLARAK KARAKTER AINMASI


nal ENTRK* zet
Dnyaya gelen her birey, iine doduu toplum ve kltrn uygun grd tutum ve davran ekillerini sosyalleme sreciyle renmektedir. Birey aile, okul ve sosyal evreden kendisine retilen uygun tutum ve davranlar hayata geirerek karakterini oluturmaktadr. Toplumsal bir varlk olan insan, toplumun ve kltrn belirledii ekilde yaamak ve davranmakta fayda grmektedir. Ancak, kltrel yapyla toplumsal yapnn bireyden beklentileri her zaman paralellik gstermemektedir. Nitekim, ilkeli olmay, kurallara uymay, adil davranmay, sznde durmay ve kalc ilikiler kurmay kltr tarafndan renen gnmz insan, deien ekonomik ve sosyal artlar nedeniyle bunlar gerekletirme frsat bulamamaktadr. Bylece, bireyin rendikleriyle karlatklar arasnda bir fark olumaktadr. Bu ise R. Sennetin karakter anmas olarak nitelendirdii bir durumu ortaya karmaktadr. Gnmzde daha ok gzlemlenmeye balayan bu eilimi konu edinen alma, Sennetin karakter anmas olarak tanmlad durumu, ortaya karan ekonomik ve sosyal koullar aklamay amalamaktadr. almada, enformasyon toplumundaki yeni ekonominin ileyii ve postmodern srecin ortaya kardklaryla karakter anmas arasnda bir iliki kurulmaya allmaktadr.

Anahtar Kelimeler: Karakter, Yeni ekonomi, Postmodernizm

CHARACTER CORROSION AS THE CONSEQUENCE OF THE CHANGING ECONOMIC AND SOCIAL CONDITIONS
Abstract
Every person born learns the ways of behaving and manners that the culture and the society in which s/he is born approve, with the process of socialization. A person shapes his/her character by putting the appropriate behaviors and manners taught by his/her family, environment and school into practice. The man as a social being thinks that it is no use living and behaving in a way the society and the culture determine. However, the persons expectations of the cultural and social structure do not always comply with each other. As a matter of fact, the present day man learning to have principles, to obey the rules, to be fair, to keep promises, and to build permanent relationships are not able to find chances to realize owing to changing economic and social conditions. For this reason, there comes a distinction between the situations the person has learned and those that s/he has met, which reveals the situation that R. Sennet describes as character corrosion. This study, which is related to such an inclination that is being observed more nowadays, aims to explain the economic and social conditions revealing the situation that Sennet described as character corrosion. The study tries to make a connection between the process of the new economic system in the information society and the consequences the post-modern process reveals.

Key Words: Character, New economy, Postmodernism

* Yrd. Do. Dr., nal ENTRK, nn niversitesi, Fen-Edebiyat Fakltesi, Sosyoloji Blm Kampus, MALATYA. e-posta: usenturk@inonu.edu.tr

. entrk

Her toplum, sahip olduu tarih, corafya, doal kaynak, iklim, nfus gibi ekonomik ve sosyal ierikli deikenler dizisinden yaplanmaktadr. Bu deikenler dizisi, kendini, en iyi ekilde toplumdan topluma ve zamandan zamana deien kltrde gstermektedir. nsanlarn yapp edileri ve ihtiyalarn karlama biimine karlk gelen kltr, ait olduu toplum yelerine bir takm tutum ve davran listesi hazrlar. nsanlara belirli grev ve sorumluluk ykleyen toplum ve kltr, denetimi szl ve yazl kurallarla gerekletirir. htiyalarn karlamada yetersiz ve doann sunduu tehlike ve riskler karnda gsz olan insan, k yolu olarak bir taraftan toplumsal yaam, ibirlii ve dayanmada; dier taraftan toplumsal kurallara uyum salamada grr. Sonular asndan bu, birey iin en aklc yntemdir. Snrlarn toplumun izdii, ieriini ise kltrn belirledii kurallar, kabuller, ncelikler ve deerler, hem toplumsal yaama belli dzen ve form kazandrmakta; hem de bireyin tutum ve davranlarnda karakter olarak somutlamaktadr. Nitekim, bireyin iinde yaad toplumda kabul gren gelenek, grenek ve kltrel kodlara gre yaama ile davranlarnda toplumsal deer ve ncelikleri dikkate alma karakter olarak tanmlanmaktadr. Ancak, kltrn tanmlad ideal toplumsal yaam ya da kltrn koyduu hedefler, bazen ekonomik, sosyal ve siyasal kaynakl sreler tarafndan boa karlabilmektedir. Bir baka ifadeyle, kltrn ve toplumun belirledii ideal davran ltleriyle, srecin dayattklar birbirlerini tamamlayabilir. Bu ise bireyde R. Sennetin karakter anmas olarak nitelendirdii bir durumu ortaya karmaktadr. Kiinin kltrel olarak rendikleriyle sosyal srecin/yapnn sunduklar arasndaki boluk, karakter anmasna neden olmaktadr. 21. yzylda yaayan modern insann daha ok yaamaya zorland bir olgu olan karakter anmasn Sennet, esneklik, geicilik ve hzl deiime dayal yeni alma dzenini esas alan yeni kapitalizm ya da enformasyon toplumuna balamaktadr. Ancak karakter anmas, bu yeni ekonomik koullar kadar, postmodern srecin yaplandrd belirsizlik, ynszlk ve kuralszlkla da ilikidir. Bu balamda, karakter anmasnn gerisinde yeni kapitalizm ya da enformasyon toplumun ncelikleri ve enformasyon toplumunun kltrel mantna karlk gelen postmodernizm yatmaktadr.

1. TOPLUMSAL BR VARLIK OLARAK NSAN


Hepimiz toplumsal hayatmz aile, arkada grubundan balamak zere, ekonomik, sosyal ve siyasal trden eitli gruplara dhil olarak gerekletiririz. Bu durum, bizim toplumsal hayatmzn eitli ynlerinin bulunduunu, farkl amalar gerekletirmek iin eitli roller stlendiimizi gsterir. Gnlk hayatmz devam ettirirken stlendiimiz rol oynarken; belli bir takm snrlamalarla karlar, baz kurallara uymak zorunda kalrz. Bylece, bir grubun iinde olmakla ve stlendiimiz rol oynamakla, o grubun dier yelerinin uymakta olduu kurallar, benimsemi olduklar davran ve tutum ekillerini, yerine getirir ve birlikte benzerlie dayanan bir ibirlii tesis etmi oluruz. Bu fiilleri yerine getirirken farkl grup yeleriyle de atabiliriz (Varol, 1993: 156). Nitekim iinde yaadmz toplum insan davrann hem hrriyete kavuturan, hem snrlandran, bir taraftan yardmlamalara imkn veren, dier yandan gruplamalara ve blnmelere yol aan, deien bir sosyal tekilatlar ve mnasebetler andan (Bilgiseven, 1986: 4) olumaktadr. Toplumun bu zellie sahip oluu, insanlar arasndaki etkileimde genellikle hem rekabeti, hem de ibirliini gerektiren etkenlerin bir arada olduunu (Tolan, 1996: 425) ortaya karr. Birden fazla bireyin bir arada, ortak amalar elde etmek iin karlkl etkileim sreleriyle meydana getirdikleri ve yelerinin kendi aralarnda birlikte olmaktan doan aidiyet duygusuna sahip olduu topluluk olan gruplar (Bilgiseven, 1986: 227) onlar iin ok nemli fonksiyonlar yerine getirmektedir. Bireyler, bu mensubiyet ile gda ve mesken ihtiyacndan gvenlie kadar btn hayat alanlarnda sosyal grubun fonksiyonlarndan istifade etmektedirler. Bir araya gelmenin verdii toplumsal uyum duygusu, alkanlk haline gelmi yntem ve tutumlara uymann kazandrd rahatlk, birlikte gerekletirilen nemli eylere katlma duygusu, arkadalk ve btnlk gibi (Onaran, 1975: 37) insan yaamnda olduka nemli yere sahip olan duygular, ancak birliktelik, dayanma ve ibirliinden domaktadr. Bir grubun yesi olmak, kiiyi yalnzlktan kurtarabilecei gibi, grubun verdii bir takm deerler, davran normlar, ballk duygular da bireyin yaamna bir ama ve anlam kazandrabilmektedir (Tolan, 1996: 421). nsanlarn grup halinde ve toplum iinde yaayarak birlikte hareket etmesi bir
Pamukkale University Journal of Social Sciences Institute, Number 7, 2010

114

Deien Ekonomik ve Sosyal Koullarn Bir rn Olarak Karakter Anmas

rastlant deildir. Yaamn gerekleri, insanlarn birbirlerinden ayrlmasna deil, aralarnda yardmlama ve dayanmann domasn salayan i blmne yol amtr. Toplu yaamn ortaya kard zorluk, insanlar aras ilikileri dzenlemitir. Uygarlk tarihinde, toplu halde srdrlmemi hibir yaam biiminin olmamas, bunu dorulamaktadr. Yalnz yaayabilecek gc olmayan insan, birlikte yaamay, yardmlamay ve dayanmay hayata geirmekte zm bulmutur. nsann yaad yetersizlik, onu yaamaya uyum salayabilmek, gerekli nlemleri almak, doada insan olarak elinde bulundurduu konumun dezavantajlarn gidermek iin srekli bir uyar kayna olmutur (Adler, 2002b: 4748, 53). En ilkelinden en modernine kadar, toplumlar karlatklar sorunlarna zm olarak sosyal ilikilerini belli dzene sokmakta yarar grmektedirler. Herkesin kendi istediini yapt, aklna geldii gibi davrand ve istedii her eyi gerekletirdii bir toplum yaants, tarihinin bilinen herhangi bir blmnde olmamtr. Doa ve birlikte yaamdan doan sorunlar karsnda insanlar, yardmlama, dayanma ve ibirlii iinde zm aramaya koyulmulardr. Adlere gre insan yaam, toplumsal hayat, alma ve ak gibi deiken zerinde ekillenmektedir. lk doduu andan lnceye kadar insan; toplumsal hayat, alma ve ak gibi ikili ilikilerinden oluan bir yaam srmektedir. Bu alandan her biri, insana belirli sorunlar ve ona ynelik zm yollar nermektedir. Birbirinden farkl esaslara dayal bu alann sorduu sorulara verilen cevabn ekli, bir taraftan kiinin hayat stilini olutururken, dier taraftan da onun toplumsal ilgi dzeyini belirlemektedir. Sorulan sorulara, uygun davranlarla karlk veren kii, toplumsal ilgi dzeyini ykseltmektedir (Adler, 2002a: 33). Aksi taktirde sulu, alkolik, intihar giriimcisi, nevrotik, psikotik, cinsel sapkn gibi toplumun baarsz tipleri ortaya kar. Baarsz olan bu tiplerin ortak zellii, bunlarn tmnn ibirliine yanamayp tek bana yaayan ve toplumsal ilgi dzeyi dk kiiler olmasdr (Adler, 2002c: 116). yelerinden ortaya kard kurallara riayet bekleyen toplum, kurmu olduu dzenei korumak adna, iinde yaayan kiide belli bir uysallk ve uyum yetenei aramakta, zerine ald grev ve sorumluluklarn yerine getirmesini, bakalaryla yardmlama ve dayanma iinde olmasn istemekte ve bunlara bal olarak da dier insanlardan stn olmak iin baa gemesini doru bulmamaktadr (Adler, 2002b: 253).
Pamukkale niversitesi Sosyal Bilimler Enstits Dergisi, Say 7, 2010

nsann hem yapan hem bozan, hem seven hem kran bir varlk olma zellii, onun belli kurallarla alan bir toplumsal dizgeyi gerektirmitir. nsann bu iki zelliinden olumsuzluklar douracak yannn etkilerini azaltmak ve birlikte yaam kurabilmek iin toplumlar, kurallar oluturmaktadr. lkel toplumlarda szl ve modern toplumlarda ise daha ok yazl olan bu kuralar, kuaklar aras nakil yoluyla korunmaktadr. Gemiin snama-yanlma ve seme yntemine dayal olarak gelitirilen kurallar, toplumsal yaam herkesin kabul edilebilecei bir dzen salamaktadr. Oluturulan dzeni bozmaya ynelen veya engelleyen birey sulanmaktadr. Bylece her toplum meydana getirdii dzen ve bu dzeni iletecek kurallar belirlerken, normal ve normal olmayan davran kalplarn da ayn zamanda tanmlamaktadr. Toplumun normal olarak grp yesinde olmasn istedii davran rnekleri ise ideal kiiliin kendisidir (Getan, 2004: 19). Toplumun oluturduu kurallar benimseyen, toplumun kendisinden yapmasn istedii tutum ve davranlar yerine getiren birey, ideal kii modelini oluturmaktadr. deal kiilik tipi, toplum ierisindeki genel kabulleri, eilimleri ve deer yarglarn tutum ve davranlarnda somutlatrma olarak tanmlanan karaktere karlk gelir. Bireyin, yesi olduu toplumun kltrel taleplerine, deer hkmlerine, gelenek ve greneklerine gre davranmas onun karakter sahibi olduunu gsterir (Bilgiseven, 1995: 90) Allport, karakteri, insann, iinde yaad evrede geerli olan deer yarglarn ve ahlk kurallarn kullan biimi olarak tarif etmektedir. Kiiye zg davranlar btn olan karakter, insann bedensel, ruhsal ve zihinsel etkinliklerine evrenin verdii deer olarak tanmlanr. Yaplan tanm, karakter ile yaanlan evre arasndaki ilikiyi ortaya karr. Karakterin, insann iinde yaad evrenin toplumsal deerlerinden ve ahlk kurallarndan olumas ve deerlendirilmesinin de bunlara gre yaplmas sz konusudur (Kknel, 1999: 20-21). Kendimizde deerli bulduumuz ve bakalarnn deer vermesini beklediimiz kiisel zelliklere karlk gelen karakter, asl olarak duygusal deneyimlerimizin uzun vadeli boyutu zerine odaklanr. Zira, karakter kendini; karlkl sadakt ve ballk, uzun vadeli bir hedef iin aba harcama ya da gelecekteki bir ama iin bugnk mkfatlardan vazgeme eklinde gsterir (Sennett, 2005: 10-11).

115

. entrk

nsan tekinin yetersizlii, bir bakasna bal olmasn, birlikte hareket etmesini ve yardmlamay dourmutur. En ilkelinden balamak zere her toplumsal aamada karlalan sorun, insanlar bir araya gelmesiyle zme ulamtr. Bilinen ve kabul edilen her trl din, ahlk ve kltr, iinde yaayan kiilere bu konuda t vermekle kendini sorumlu hisseder. Bu anlamdaki her trl retiler toplam, ilkeli olmay, sznde durmay, yardmlamay, dayanmay, ball, sadakati, dzen korumay, sreklilie dayal deiimi insanlara vermeye alr. Bunlardan hayat bulan karakter, ait olduu toplumun ideal davranlarn ierir. Ancak, gelenek, grenek, din ve kltrn yelerinde olmasn istedii nitelikler ve uygun davran modelleriyle, yaanlan srecin dayattklar arasnda her zaman bir paralellik bulunmayabilmektedir. Kltrel yapnn tanmlad ideal davran tipi ile sosyal yapnn sunmu olduklar arasnda bazen bir fark olabilmektedir. Bu balamda, kltrn bireyden bekledikleriyle, srecin zorunlu kldklarnn birbirilerini btnleyememesinden Sennettin karakter anmas olarak tanmlad bir durum ortaya karmaktadr. nsann uzun bir sredeki deneyimlere karlk gelen karakterin en nemli zellii kalclk ve uzun sre deimemezliktir. Ancak, gnmzde karakterin iine dt durum dramatiktir. Esneklik, geicilik, hzl deiim ve bunlara uyum zerine kurulu postmodern ekonomi, kalclk ve uzun sre deimezlik niteliine sahip karakteri olumsuz etkilemektedir (Kasapolu, 2005: 2324). Bir baka deyimle esneklik, geicilik, hzl deiimle ve bunlara uyumu zorlayan yeni bir ekonomi; kuralszlk, ynszlk ve belirsizlik yaratarak bu yeni ekonominin kltrel yapsn oluturan postmodernizm, kalclk ve uzun sre deimezlik zellii olan karakteri andrarak onu zor duruma sokmaktadr. Karakteri anan modern birey, karlat tutarszlklar, ikilemler ve elikiler yznden zihinsel ve ruhsal problemler yaabilmektedir. Yaamnda nemli fonksiyonlar olan dzeni yitiren; yaamna sinen ynszlk, belirsizlik ve sreksizlikle gelecek plan yapamayan; tutum ve davranlarna yn verecek ikna edici bir makam bulamayan bir insan profili belirmektedir. Bunlarn gerisinde ise ekonomi ve sosyal yaantdaki yeni koullar yatmaktadr.

2. YEN EKONOM/ENFORMASYON TOPLUMU VE YEN NSAN


Ortaadan bu yana ekonomik paradigmalarn, her biri ekonominin ana belirleyici sektrn tanmlayan, ayr sreten getii ileri srlmektedir. Bunlardan birinci paradigmada tarmsal retim; ikincisinde sanayi ve dayankl mallar, retimde belirleyiciyken; nc ve ayn zamanda mevcut paradigmada, enformasyonun biimlendirdii ekonomik retim hkim ve ayrcalkl konumdadr. Tarmdan sanayileme srecine gei ekonomik modernleme, sanayilemeden enformasyon toplumuna gei ekonomik postmodernleme veya enformatikleme sreci olarak snflandrlmaktadr (Hardt ve Negri, 2001: 293). Alvin Toffler, bu aamalar dalga olarak nitelendirmekte ve aamalarn olumalar iin geen sreyi belirlemektedir: Tarm devrimi bin ylda, sanayi devrimi yzylda ve son devrim olan biliim ise yzyldan daha ksa srede gereklemitir (Toffler, 1981: 28). nsanln 5000 ylda tecrbe ederek rettii bilginin, son 30 ylda retilmesi (Da, 2001: 23), yaadmz srecin dierlerinden daha hzl ekillenmesine neden olmaktadr. Bu balamda, bilgiye dayal hzl retimin, yksek teknolojik yeniliklerin ve bu yenilikler karsnda uyum gl eken bir insan kitlesinin olduu bir sre yaanmaktadr. Gemi dnemden farkl parametreleri bulunan yeni ekonomide veya enformasyon toplumunda bilgi ile donanmlam insan sermayesi; bilgisayar ve beyin gc; kiinin serbest dnmesini salayacak ve bireysel zelliklerini ortaya karacak bir eitim anlay; bilimsel bilgi ve teknolojideki hzl deiim; her anlamdaki bilgi fazlal; just in time zelliine yani hza dayal bir retim sistemi hkimdir (entrk, 2008: 489-490 ). nselin de ifade ettii gibi, modern kapitalizm srekli bir hareketten, pazarn srekli genilemesinden, yeninin hzla eskimesinden ve daha fazladan beslenmektedir (nsel, 1997: 23). Dolaysyla, ekonomiye hzl bir deiim yn vermektedir. Hzl deiim ve dnmle yaplanan ekonomi, bir taraftan stn vasfl insan sermayesi veya beyin gcn; dier taraftan srekli yenilenen durumlara kar annda bir uyum gsterme yeteneini talep etmektedir. Modern hayatn baar paradigmas, seicilik mekanizmalarn yalnzca akademik ve profesyonel kritere gre kurmaktadr. Bu mekanizmann esasn, snrsz rekabet ve g normlar oluturmaktadr. Snrsz rekabet ve g
Pamukkale University Journal of Social Sciences Institute, Number 7, 2010

116

Deien Ekonomik ve Sosyal Koullarn Bir rn Olarak Karakter Anmas

ilikileri, toplumsal hayatn geneline sinmektedir (Konuk, 2002: 322). Bu noktada eitim, belirleyici olmaktadr. Eitimli, nitelikli ve kalifiye birey veya igc, yeni ekonominin vazgeilmezidir. Enformasyon toplumunda eitim, deneyimin nne gemitir. Hzl deien ve ilerleyen teknolojiye uyum salayan, kendini srekli yenileyebilen, analitik dnme ve sorgulama yetenei kazanan, dnya gereklerini alglayarak gerekli deiiklikleri iselletirebilen, dinamik ve hareket kabiliyeti yksek birey veya igcnn, enformasyon toplumunda iyi gelir ve arzu ettii yaam standardn elde edebilme olasl daha fazladr. Nitelikleri ve kazanmlar snrl olan birey veya igc ise, dk gelir seviyesi ve yaam standardna raz olmaktadr. Bu anlamda eitimi, bilgisi, becerisi ve nitelii snrl/snrlandrlm olan bireyler; yeni deerlerin, nceliklerin ve kabullerin ekil verdii enformasyon toplumunun zayf halkasn oluturmaktadr (entrk, 2008: 492). Kresel lekli yaanan gelimeleri takip etmek ve bu gelimelerden faydalanmak iin yeni tutum ve deerlerle donanm bireye byk gereksinim bulunmaktadr. Bununla birlikte, bilimsel bilgi ve iletiim teknolojisindeki olaanst gelimeler, bilgi al veriini veya bilginin dnya leinde dolamna neden olmaktadr. Teknolojik gelimedeki hz ve bilgi dolamndaki younluk, yeni kltr ve uygarlklarla iletiim ve etkileimi kolaylatrrken, dier taraftan da bilgiyi edinme, var olanlar arasnda en uygun olan seme ve bakalaryla paylaarak oaltma yeteneine sahip bireylere gereksinimi gndeme getirmektedir (Yurdabakan, 2002: 64). Her ey bir yana, yeni teknolojinin her geen sre ortaya kard yenilikler ve bu yeniliklere ilikin ihtiyalara cevap verebilme, onlara uyum salayabilme bile (Winner, 2002: 149) ileri dzeyde bir eitimi, yetenei ve donanm zorunlu klmaktadr. nternetin, networkun, mikro ilemcinin ve her an srm deien bilgisayarn belirleyici olduu bir toplumsal aamada, kendine nitelik kazandrma, kendini gelitirme ve yetitirme grevi bireyin kendisine dmektedir. Dolaysyla enformasyon toplumunun yesine, daha nceki aamalarda olmadndan fazla kiisel grev ve sorumluluk yklenilmektedir. Kat brokrasi ve kr rutine kar savaan yeni kapitalizm, are olarak esneklii n plana kararak iilerden seri hareket etmelerini, her zaman deiime hazr olmalarn, srekli risk almalarn,
Pamukkale niversitesi Sosyal Bilimler Enstits Dergisi, Say 7, 2010

dzenleme ve prosedrlere giderek daha az bal kalmalarn istemektedir. Uzun vade yok sloganyla sembolletirilen bir sosyoekonomik dzende, toplumsal yenin hayatn, alkanlklarn, becerilerini, kiilik zelliklerini deitirmeden yaamas ok zor olmaktadr. Sabitlenmi deiimin yaand gnmzde, en az iki yllk niversite eitimi alm bir gen Amerikal, alma yaam boyunca en az on bir defa i deitirmeye ve krk yllk srede en az defa tm temel becerilerini yenilemeye hazr olmaldr (Sennett, 2005: 9, 21). Bir kez rendikten sonra, yaam boyu srdrlen sanayi toplumu ilerinin yerini enformasyon toplumunda, yar zamanl ya da geici/ szlemeli iler almaya balamtr. in srekliliini yitirmesine paralel olarak alanlar, yaamlar boyunca yeni ilere uygun yeni beceri ve nitelikler kazanma ihtiyac duymaktadr. Bu balamda, Amerika Birleik Devletleri eski bakan Clintonun, ortalama bir Amerikalnn yaam boyunca yedi kez eitilmek zorunda olduunu ifade etmesi (Bozkurt, 2001: 17) gnmzde eitimin nemi hakknda bilgi vermektedir. Bu dnceyi glendirmek adna Power, bireylerin 21. yzyln hzla deien ve dnen enformasyon toplumuna katlm, yeni bilgi, beceri, yaam boyu renme ve eskisine gre daha nitelikli olmayla gerekleebileceini ileri srmektedir (Yurdabakan, 2002: 63). Dolaysyla, sreklilik kazanan bilimsel bilgi ve teknolojik deiimin belirleyici olduu enformasyon toplumunda; esneklik, geicilik, sreksizlik ve risklerle yaayan bir yeni ekonomi var olmaktadr. Bu sosyoekonomik koul ise olduka yksek vasfl ve uyum yetenei hzl bir insan hedeflemektedir. Edmund Leach, davranlarmza etki eden deiimin iki yn olduuna deinir. Ona gre deiimin birinci ynnde eylerin deitii bilinir, ama bunlarn gemile bir sreklilik arz ettii hissedilir; ancak deiimin ikinci ynnde ise geri dn olmayan kopma sz konusudur. Deiimin yaam tersine evrilemez bir noktaya tamas, bu kopuu meydana getirir (Sennet, 2005: 49). Dolaysyla her deiimin gemile ilikisine dayal sreklilik, belli bir noktadan sonra var olandan uzaklaarak meydana getirdii kopma eklinde iki yn bulunmaktadr. Toplumsal hayat ve sosyal iliki iin tehdit oluturan deiimin bu ikinci yndr. Her an gemile kopu, srekli bir sil batan ve anbean yeniden kurulma insann sosyal gerekliini sarsmaktadr. Alkanlklar

117

. entrk

olan, davranlarnda ve ilikilerinde kalcl arayan insan, gnmzde zorlanmaktadr. Yeni kapitalizmin ekil verdii modern toplumlardaki esneklik, sreklilik kazanan deiime uyum, sil batan olan yaam tarz, kaybetme tehlikesiyle dolu risklerle ba etme, hibir eye balanmama, oto kontrol sisteminin dinamikliine bal olarak kii i dnyasnda srklenmekte ve savrulmaktadr. Hibir gemii yokmu gibi davranmak, kendi kontrol dnda gerekleen durumlardan sorumlu tutulmaktan dolay modern insan sululuk duymaktadr. Esneklie olumlu bir anlam ykleyerek belirsizlii ve istikrarszl normal kabul eden kapitalizmin modern hli, kiinin davranlarn saptrmakta; gven ve sadakat balarn zayflatmakta; ballk, sreklilik ve kalclk gibi ayrc zelliklere dayal toplumsal ilikileri yerinden ederek bireyin iradesiyle davran arasnda bir kopma meydana getirmektedir. leri teknoloji ve bilgi aktarmna dayal yeni kapitalizmin zaman boyutu, insanlarn iyeri dndaki duygusal yaantlarn derinden etkilemektedir. Uzun vade yok slogan insan ilikilerine zellikle aile yaantsna sinmeye baladnda, brak git, kendini adama ve fedakrlkta bulunma anlamna gelen bir iliki dzeni gizli bir ekilde kendine etki alan yaratmaktadr. Bata aile olmak zere sorumluluu, gvenirlii ve hedef sahibi olmay esas alan toplumsal ilikiler, ekonominin yzergezer deerleriyle karlatka zedelenmektedir. Ksa vadeli epizotlar ve fragmanlardan oluan bir toplumda, gvene dayal kalc toplumsal ilikilerin nasl kurulaca cevapsz kalmaktadr. Srekli batan balamak, her gn kendini tekrar kantlamak zorunda kalmak, riski hayatn her alannda hissetmek, mulak koullarda ayakta kalmay bilebilmek, kiinin karakterini andrmaktadr (Sennet, 2005: 19-30, 88). nk uzun sre ve belli bir orandaki kalclk, insann zihinsel ve ruhsal sal iin olduka gereklidir. Dnya Salk rgtnn tanmlam olduu salam bir toplumda salam bir beden ve salam bir ruh ilkesinin gerekleebilmesi olduka uzun bir sreye balanmaktadr (Getan, 2003: 16). Ancak, hayatn gemiine bal kalarak ekillendiren, bugn dnn devam olarak yaayan; toplu yaamn karllk ilkesi, sreklilik ve dzenle koruyan; alkanlklarna gre davranmay kendine rasyonel aklayan; sorunlarn benzerleriyle iine girdii yardmlama, dayanma ve ibirliiyle zen

insan teki, yeni ekonominin ya da enformasyon toplumunun dayatt deiiklikler karsnda bocalamaktadr. nsan, srekli deien ekonomik ve sosyal yaama, uyum salamaya alr. Bunu baarabilmek iin gc lsnde trl yollar ve yntemler deneyen insan, abasnn sonusuz kald noktada toplumsal uyumsuzluk yaar. Yaanan deiimler karsnda ruhsal dengeyi kuramayan kii, toplumsal yaam iin nemli bir e olan uyumu kaybeder. Kayg, denetleme, ertelenme, kendine ve bakalarna gvensizlik, alma ve abay yeterli bulmama, ar aba ve alma eilimi, gibi duygu ve durumlarda beliren sreklilik, kiinin bireysel ve toplumsal zorlanmasyla sonulanr. Sonu gelmeyen, bitmez tkenmez amalar, beklentiler ve isteklerle karlaan birey, ar yklenmeye dayal olarak zorlanmaya yatkn bir kiilikle tanr (Kknel, 1998: 36, 151). Gnmzde giderek daha hzlanan yar ve rekabet, korku duygusunun artmasna neden olmaktadr. Yenilgi gibi baar da, getirdii sorumluluklardan tr, kiide yetersizlik duygularna ve yeteneksizliin ortaya kaca korkularna yol aabilir (Getan, 2003: 64). Modern insan hzl deiimin yaratt bir ar yklemeye maruz kalmaktadr (Getan, 2004: 27). Ortaya kan her deiim, muhatab olan kiiden uyum, zmseme ve hayatnda ona yer ama istemektedir. Bu da onun hayat karsndaki grev ve sorumluluunu artrmaktadr. Gnmzde insan, meydana gelen kentleme, nfus hareketi, hzl ekonomik ve sosyal deimelerle bildii ve alageldiinden farkl ieriklere sahip bir yaam tarzn gerekletirmektedir. Buna bal olarak da, kendisini mutlu ve tatmin edebilecek anlaml bir yaam gerekletirebilecek dzeni nasl salayacan bilememenin aknl iine girmektedir. Hzl ve derin deiimlerin beraberinde getirdii belirsizlik iindeki insann kimi deiimi ve yenilie srtn dnp gemie sarlma; kimi de kayg, aknlk, ie kapanma ve yabanclama eklinde bir tepki vermektedir (Getan, 2003: 15). Yaanlan toplumsal modelde, baarl insann korkulu, skntl ve durgun olmas, ekingen durmas, hastalanmas, olaylar karsnda zayf kalmas dnlmediinden, ondan insanst bir varlk zellikleri beklenilir. Bu yzden yaad yerde, belli bir stat ve prestij kazanm baarl modern insan, iine dt boluk, sknt ve umutsuzluk halini ifade edememektedir (Fromm, 1995: 24). Spermen
Pamukkale University Journal of Social Sciences Institute, Number 7, 2010

118

Deien Ekonomik ve Sosyal Koullarn Bir rn Olarak Karakter Anmas

ve spergirls talep eden ekonomik alma dzeni, bu nitelikleri olmayan kiileri dladndan veya geriye ittii iin, yetenekleri snrl olan ounluun kendini gizleme, ie kapanmas doal olmaktadr. Bu ise toplumsal varlk insann hayat anlamlandrmasn glendirmektedir. Toplumsal ruhlu insan, herkesin almasnn dle hak kazandn ve bakalarnn almasn istismar etmenin insanln huzuru iin yararl olamayacan bilir. Sahip olduu mevcut bilgisini gemiteki birikimlere borlu olan insan, bireysel ve toplumsal yaamn gelimesinin toplumsal ilgi dzeyine bal ortaya kan davranlarla mmkn olabileceini kavrar (Adler, 2002a: 40-41, 62). Yaamn iinde yaad sosyal evreye gre ayarlayan insan, ilikilerinde karlk aramaktadr. Hakk olan alamad ya da nem verdii bir insan beklentileri dorultusunda davran grmeme, kiide kzgnlk yaratmaktadr. Byle bir duygunun yaanmas salt o olaya ilikin olarak yaanmas insan doasnn gereidir (Getan, 2004: 55). Homans, bunu, hakkaniyet kuram ile aklar. Adil paylam olarak da bilinen hakkaniyet kuramn ilk ortaya atan Homans, bu kuramyla, herhangi bir iliki de iki kiinin girdi kt oranlarnn eit olma durumunu anlatmaya alr. Bir rnekle aklanacak olursa, ok alann ok, az alann az kazanmas veya iki kiinin de ok alp az kazanmas, hakkaniyet kuramna uygundur. Adamsa gre, her hangi bir durumun hakkaniyet kuramna uymamas rahatsz edicidir ve kiiler bu rahatsz edici durumdan davranlaryla ilgili deerlendirmelerini deitirerek kurtulmay dnrler. Bu adan ok almasna karlk az kazanan kii, ok almasn anlaml bulmayarak ii daha yzeyden almaya veya savsaklamaya balayabilir (Hortasu, 2003: 29). Fichte, kabul grmenin karlkl etki yarattndan bahseder. Ona gre, sayg gren kiilerin grdkleri itibara karlk verdii bir toplumda hayata geirilen karllk ilkesiyle dnya daha gzel, adil ve yaanlabilir bir ortama dnr (Sennett, 2005: 15). Ancak srekli deiime uyumu koullayan yeni ekonomi bu karllk ya da hakkaniyet ilkesini, insan yaamndan uzaklatrmaktadr. Yeni alma dzeninin gerekli grd esneklik, belirsizlik ve gvensizlikle yaanan gnmz insan, sorumlusu olmad deiikliklerin olumsuz sonularn hissetmektedir. Ekonomik kresellemeyle, dnyann herhangi bir blgesindeki bir krizin ykc etkilerini yaamnda hisseden modern
Pamukkale niversitesi Sosyal Bilimler Enstits Dergisi, Say 7, 2010

insan, sulu psikolojisine girmektedir. Bylece kendi yaam zerindeki kontrol kaybederek kendini bolukta bulmaktadr. inde yaad toplumda saygnlk kazanmak, etkinlik kurmak ve baarl olmak iin aba salayan kii, bunu ancak doyuma ulatrd gven duygusuyla salar (Kknel, 1999: 52). nk kabul edilen tm baarszlklarn ortak niteliinde gvensizlik ve yetersizlik duygusu vardr (Adler, 2002c: 116). Ancak, hzl deiimle karmaklaan toplumsal hayat, insanda ksa srede karar verme ve uygulama durumunu beraberinde getirerek, sunulan seeneklerde, dayatlan davranlarda phe ve gvensizlik hissinin belirmesine neden olmaktadr. Yzyllardr her eyi bilen ve her eye gc yeten Tanr gibi bir ilahi dzen kurucuya, inanarak yaayan insanolunun yaamnda kuku sz konusu olmamtr. Dnyay yaratmakla kalmayan, ona bir ileyi kazandran ve davran ilkeleri belirleyen ilahi ge duyulan ballk, insana gvenli bir yaam salamtr. Bilim ve teknolojinin artan etkinlii, toplumsal hayat zerinde bu anlamda fonksiyonel olan dinin kesinliini andrarak gvensizlii ve belirsizlii insana tattrmtr (Fromm, 1995: 60). Oysa ki hibir eye balanmamak insann boluk ve anlamszlk duygularyla tanmasna neden olur (Getan, 2004: 29). Her gnn bir ncekinin ayns veya devam olduu, kiinin mevcuda bakarak gelecek plan yapt, zel ve genel yaant zerinde kiinin kendi kontrolnn olduu, karlk ilkesinin hayata geirildii yani kt davranann ktlk bulduu, az alann ya da almayann rahat bir yaam elde edemedii, grup lehine kendi menfaatlerinden dn verildii bir toplumsal dizge hzla kaybolmaktadr. Bu kayboluu, stn vasfl igc talep edilmesine ramen geici ve szlemeye dayal i imkn salayan; ucu ak bir alma dzeni yaratarak insanlara gelecekleri konusunda bir garanti vermeyen; sabitlenen teknoloji deiikliine annda uyum beklemesine ramen hibir somut ve kalc iliki dzeni kurmayan; fayda gibi ekonomik deer ve rasyonellikten baka bir kaygs olmayan yeni ekonomi yaratmaktadr.

3. BELRSZLK, YNSZLK KURALSIZLIIYLA POSTMODERNZM

VE

Postmodernizmi tanmlayan zellikler arasnda ilk akla geleni belirsizlik, bulanklk ve mulaklktr. Bunda, postmodernizmin akla, berrakla ve netlie kar bir tavr al iermesi etkilidir.

119

. entrk

Postmodernizmin belirsizlik ieren zellii, dier bilim dallaryla birlikte gelimektedir. Fizikte Heisbergin belirlenemezlik ilkesi, matematikte Godelsin yantlanmam kuram oluturma problemi, bilim felsefesinde Kuhnun yanllanabilirlik teorisi ve Feyerabandn bilimsel dalizm yaklam, modernizmden ok postmodernizmin belirsizlik zelliiyle aklanmaktadr (Hassan, 1992: 7). Belirsizlii artran bir durum olarak kesinliklerden kukulanma, postmodernliin bir belirtisidir. Nitekim postmodernlik, tm alandaki gc kadar gszln kesinliklerden kukulanmasna ve hibir kesinlie garanti vermemesine borludur (Bauman, 1998: 267). Modernliin zerine konumland, indirgeme, ayrtrma ve kesinlik postmodernlikte deer kaybetmektedir. Postmodernlik, mphemliin stesinden gelmeyi ve aynln tek anlaml kesinliini hedefleyen tipik modern gdden tamamen zgrleme anlamna gelmektedir. Gerekten de postmodernlik, tek tiplik ve evrenselcilik gibi modernliin merkezi deerlerinin iaretlerini tersine evirmektedir. Bu nedenle, postmodernlik, kendi orijinal projesinin uygulanamazln kabul eden modernlik olarak yorumlanmaktadr. Postmodernlik, otoritesini tand hibir mahkeme olmad iin mahkemeye bavurmamaktadr. Bunun yerine, kendisine tokat atana br yanan da uzatmaya zorlanabilir. Postmodernlik, kan dmanyla ayn evde uzun ve etin bir mr srmeye mahkumdur. (Bauman, 2003: 131, 327). Bu, srecin ynszln iaretlemektedir. Postmodern yaantlarn, belki de ne kan en nemli zellii, toplumsal meknlardan bireyselzel alanlara kadar her eyi kuatan ynszlk duygusudur. Yaanlanlar ve yaanlacaklar tercme eden kavramlar, deerlerini, deerler de gereklik lerini yitirmektedir. Kavramlar, iaret edecekleri gereklik onlar daha iaret edemeden baka bir renge brndkleri iin tm gerekliklerini kaybetmektedir (Argn, 1992: 117118). Buna, bir anlamda srecin nemli bir zellii olan hzl deiim sebep olmaktadr. Ekonomik, sosyal, siyasal ve kltrel alanlardaki oluum ve yaplanmalar, kendilerini hzl deiim karsnda ayakta kalabilmek iin garantileyememektedir. Yaamakta olduumuz sre ierisinde gerekleen hzl deiim yannda birok alandaki farkllk ve oulluk, insann hayatna kazandraca, uygulamaya koyaca bir standardn elde edilmesini imknszlatrmaktadr. Dolaysyla ortada insann yakalayabilecei bir standart bulunmamaktadr. lgin bir benzetmeyle, atlet kotuka var
120

izgisi srekli olarak ondan uzaklatrlmaktadr. (Bauman, 2000a: 60) Toplumsal ileyie bir istikrar kazandracak, insanlar aras ilikileri dzenleyecek ve insanlarn yaadklarn anlamlandracaklar standartlarn oluturulamamas belirsizlii trmandrmaktadr. Hayatn tm alanna sinen belirsizlik ise, kiinin isel bir sknt yaamasyla sonulanmaktadr. Gvenlik, kesinlik ve emniyet gibi bileenler, rasyonel olarak dnme ve hareket etme yeteneini mmkn klan zgven koullardr. Bu bileenden herhangi birinin yokluu veya azl kiinin kendine gvenin dalmas, yeteneklerine ve baka insanlarn niyetlerine olan gvenin azalmas; endienin artmas, hata arama ve bulma, gnah keisi yaratma ve saldrganlk durumunu ortaya karmaktadr. Gnmzdeki gvensizlik, bir uaktaki yolcularn pilot kabininin bo olduunu, kaptann sesinin aslnda nceden kaydedilmi bir mesajn teypten alnmasndan ibaret olduunu rendiklerinde yaayabilecei hisse ve bundan doacak ortama benzetilmektedir. (Bauman, 2000b: 26, 29) Byle bir rnekte doabilecek psikolojik sonular, insanlarn giderek daha ok yaad bir durum olmaktadr. Hzl deiim ve dnmle belirginleen gnmz oluumlar, insanlarn onlar kavramadan baka bir nitelik ve yn kazanmaktadr. Hzl deiimin her eyi karakterize etmesi, belirsizlii kalclatrp, insanlarn uyum sorunu ortaya karrken dier taraftan da kuralszl ortaya karmaktadr. Kuralszlk ise en byk etkisini ahlk zerinde hissettirmektedir. Postmodernizm, modernizmin ticariletirilmi, evcilletirilmi ve her ey mubahtr ekline brndrlm hli olarak yorumlanmaktadr. in iine ticari kayg ve her ey mubahtr dncesi hkim olmaya balaynca, karmaa ve kaos durumlar ekillenmektedir. Foucaultnun eylemi, dnceyi ve arzular, oaltma, yan yana getirme ve dalma yoluyla gelitirmek ve pozitif ve ok ynl olan semek, farkll bir rneklie, akmlar birimlere, hareketli dzenlemeleri sistemlere tercih etmek tir (Harvey, 1999: 57, 60) eklindeki postmodern tanm, bu noktadaki durumu en anlalr ekilde aklamaktadr. Bu balamda kuralln bozumu olan kuralszlk, postmodernlii tanmlayan zelliklerden birini tekil etmektedir (li, 2002: 122). Hans Jonas, kullanmnda bu kadar az klavuzu olan bu kadar ok g hibir zaman yoktur derken, kural ve norm balamnda sreci tanmlamaktadr. Aslnda kuralszlktan te kurallarn okluu sz
Pamukkale University Journal of Social Sciences Institute, Number 7, 2010

Deien Ekonomik ve Sosyal Koullarn Bir rn Olarak Karakter Anmas

konusudur. Kurallarn okluu ve bu konuda bir fikir birliinin bulunmay, ileri olumsuz yne evirerek kaos yaratmaktadr. Yaanlan sre ierisinde, uzmanlk ve ilev blm nedeniyle, hemen her giriim, her biri iin sadece kk parasn yapan birok kiiyi ve onlarn zelliklerini iermektedir. in iine karan insan says o kadar byk olmakta ki, kimse nihai sonucun yaratcln veya sorumluluunu stlendiini ikna edici bir ekilde ileri srememektedir. Dolaysyla gnahkarn olmad gnah, canilerin olmad cinayet, sulularn olmad su durumlar sz konusu olmaktadr (Bauman, 1998: 28-30). Kurallarn okluu nedeniyle, ahlki seimler, belirginliini kaybetmektedir. Nitekim, iinde yaadmz srete, ahlki belirsizlik gl bir ekilde hissedilmektedir. Bu sre, insanlara daha nce hibir zaman olmadndan ok zdrap ve rahatszlk verecek seim ve hareket zgrl kazandrmaktadr. nsanlarn tutum ve davranlarna snr getirecek otoritelerin tamamna kar itirazlar bulunmakta ve hi biri ondan beklenilen garantiyi verecek kadar gc kendinde grememektedir (Bauman, 1998: 33). nk postmodern srece grnrde normatif bir tutarlln bulunmay; tercih edilen formlar, anlamlar ve davran kalplarn seme iini dzenlemesi veya bu seime yardm etmesi beklenen hkmlerin okunakszl ya da mulakl; neyin nemli ve peine dlmeye deer olduu konusunda bir uzlamann grnrde olmay; bireye toplum denen o gizemli mekandan gelen ayr ayr sinyallerin tutarl bir btnlk oluturamay, birleip bir sistem haline gelmeyii ve belli otoritelerin savunduu her norm karsnda, en az onlar kadar otorite sahibi baka kaynaklardan bu normdan farkl, genellikle onunla elien tlerin iitilmesi(Bauman, 2000a: 159) hkimdir. Bunlar ise, ahlki belirsizlii ve krizi beraberinde getirmektedir. Yaamakta olduumuz insanlk, o ya da bu ekilde elien deerler ve kart eilimlerle dolu, ahlki bir belirsizlik ierisinde yol almaktadr. nsan ilikileri sz konusu olduunda ayn anda bir arada olamayacak, taban tabana zt deerler belirmektedir. Bu durumda kendi yaratt bu artlar altnda hangi yolun doru veya yanl, hangisinin bilgece veya budalaca, iyi veya kt olan yol hangisi, seimi iyiden yana yapma ve bunun dier klardan kanma olasl ne kadardr gibi sorular kendini hissettirmektedir (Lipson, 2003: 28-29). Seim yapmann, eitli yaplar arasnda yaplaca kabul edilip bilindiinde ve hangi yaplarn gerek olaslklar olduu aka grldnde, seme ve tercih etme gl azalmakta ve kiinin hangi deer
Pamukkale niversitesi Sosyal Bilimler Enstits Dergisi, Say 7, 2010

yapsn yeleyecei konusunda pek bir kukusu kalmamaktadr. Aksi takdirde, seim zgrl ile seeneklerin okluu bu ii iinden klmaz konuma tamaktadr. Ayrca verilen kararlar anlamlandrmak, isimlendirmekteki lt tespit etmek imknsz hale gelmektedir. Ancak, posmodernliin bir zellii olarak, zorunlu olan, istee bal olann iinde erimektedir (Bauman, 1998: 287). Hem o hem de bunun tercih edilmesi ve birok anlamda eitliliin, oulluun bulunmas, postmodern srete hibir eyin skandal olarak karlanmamasyla aklanmaktadr (Jameson, 1994: 33). Yaanlan sre iinde her trl tutum ve davran hogr ile karlanmaktadr. Hogr ve tolerans eiliminin bu kadar artmas, birok anlam ve alandaki snrlar yerinden etmektedir. Modernleme srecinden sonra gerekleen sreci tanmlayan zelliklerden birisi, sosyal hayat ierisinde nemli fonksiyonlar ifade eden snrlarn ortadan kalkm olmasdr. zel alan ile kamu hayat, ierisi ile dars, normal ile anormal, doru ile yanl gibi oaltlabilecek zt kavramlar ve olgular arasndaki snr ve mesafe ortadan kalkmaktadr. Bu durum, insanlara temellerinden, meruluundan veya amacndan emin olunmayan zihniyetin oluturulmas eklinde yansmaktadr (Bauman, 2001: 102112). nsanlarn hayatndan, sosyal hayata ait daha nceden yaratlm kesinlikler, snrlar ve mesafeler silinince; ilikilerde, davran ve tutumlarda genel anlamdaki istikrar ortadan kalkmaktadr. Thomsona gre deerler, amalarmz ve davranlarmz belirlemede bize neyin doru, neyin yanl olduunu syleyen standartlardr. Ya da toplumsal olarak arzu edilen eyler hakknda paylalan soyut dncelerdir. Neticede deerler insanlara oluturduu esaslar dorultusunda, kolaylklar kazandrrken sosyal hayat iin nemli olan dzen ve sreklilii garanti etmektedir (Bozkurt, 2004: 93). Birlikte yaamann bir sonucu olarak oluturulan deer sistemi, bir toplumdaki dl ve cezann temelini oluturmaktadr. Bu balamda, ortak bir deer sistemi oluturamayan toplum, en byk sosyal kontrol aracn kaybetmi olmaktadr. nsan deneyimleri zerinde dorudan bir etkide bulunan deerler sistemi, kiiden neyin istendiini, kiilere neyin yasaklandn; neyin dllendirilip neyin cezalandrldn belirlemektedir. Bylece, deerler insanlara hedefler kazandrarak, ideal
121

. entrk

dnme ve davranma modelleri oluturarak, kiilerin toplumsal rolleri semelerinde ve gerekletirmelerinde rehber olarak, sosyal kontrol mekanizmasn altrarak ve bunlara bal olarak toplum iindeki insanlarn hayatna dayanma, birlik ve beraberlii esas klarak byk fonksiyonlar yerine getirmektedir (Ficher, 1996: 146-150). Toplum iinde birok fonksiyon yerine getiren deerler anlam ve nem kaybna uramakta; sre iinde gelien olaylar ile birok kurum kendisinden beklenilen ilevi yerine getirememektedir. Bu balamda uyulmas gereken ahlak kurallar noktasnda bir fikir birlii salanamamaktadr. Bundan dolay da, her trl etikten syrlm, her trl deerin iinin boaltld bir boluk ta yaayan; birbirinden ayrm, salt farkllk ideolojisinin birletirdii bir bireyler topluluu (Argn, 1992: 119) gzlemlenmektedir. Yaanlan deiime bal olarak, sosyalleme srecini tamamlam bireylerin imdiye kadar sosyal, siyasal ve kltrel durularn idrak edip kendi kendilerini konumlandrdklar yaplar zlmektedir. Hatta yaam dnyalarnn temel koordinatlarn belirleyen zaman ve meknn toplumsal snrlar anlam kaybetmektedir. Yaanlan bu deiime paralel olarak zel hayat ile kamusalln arasndaki ayrm keskinliini yitirmektedir (Habermas, 2000: 54, 278). Bu balamda, Simmelin insann en byk baarlarndan birisi sayd gizlilik ve zel hayat ile kamu hayat arasndaki snr, etkinliini yitirmektedir. Ona gre, her insan ilikisi, baka eylerin yannda, o ilikideki ve etrafndaki gizliliin miktaryla karakterize edilir (Swingewood, 1998: 169). Dolaysyla ilikilerde ve yaanlanlarda gizlilik ve mahremiyetin ortadan kalmas, o ilikinin insana zg olmasn engellemekte ve bir anlamda ahlaki kriz durumu yaratmaktadr. nsan yaamna ait birok snr ve kstlamann ortadan kalmas, sre iinde etki alann artran liberalleme ve zgrlk anlayyla yakndan ilikilidir. Hzlandrlan liberalleme ve zgrlk anlay, geleneksel yaam alkanl ve tarzndan meydana gelen dayanma ve ballk duygularn ypratmaktadr. Bunun yan sra gelenek, din ve ahlakn toplumsal hayat ynlendirme ve belirleme etkisinin azalmas daha nce toplumda anormal olarak kabul edilen ve bundan dolay da ayp ve gnah olarak deerlendirilen tutum ve davranlarn, yaygnlk kazanmasyla sonulanmaktadr. Bu yaanlanlara bal olarak
122

toplum iinde yaanlanlar deerlendirirken kullanlan normal olan veya normal olmayan deer yargs birbirine karmaktadr. Baka bir ifadeyle, neyin normal neyin anormal olduu belirginliini yitirmektedir. Bylece, yapsndaki normal bir davran, anormal olarak yorumlayabilen hasta bir toplum ortaya kmaktadr. Bu aamada normalliin ltn sre belirlemektedir. Baka bir ifadeyle standart bir normalden ziyade yaanlan srecin belirledii bir normaller dizisi bulunmaktadr (Getan, 2004: 10-11). Zaten, her ey mubahtr slogan, bu konudaki gelimeleri en ak ekilde zetlemektedir. Ancak, eitli yaplar arasnda bir seim yaplaca kabul edildiinde ve hangi yaplarn gerek olaslklar olduu aka grldnde, seme gl byk lde azalr ve kiinin tercih etme konusunda kukusu ortadan kalkarak, yaam o kadar anlaml ve tatmin edici bir nitelik kazanr (Fromm, 1995: 104). Bunun tersi de dorudur: gerek olaslklarn verilmedii bir eitlilik iinde tercih etme zorlarken; yaplan tercihte kuku artar ve yaam ekilmez olur. Hzl deiim yaayan toplum, insanndan abuk hareket etme ve karar verme beklemektedir. Buna karlk zgrce seim yapma, hzl dnme ve uygulama konusunda ada dnyann koullarna hazrlkl olmayan kiiler ancak, allagelmi, bir st otorite tarafndan daha nce kesinletirilmi kurallara uygunluu saptanm kararlar verebilirler. Allagelmiin dnda bir durum ve ileyile karlaan kii, doal olarak bir panik ve huzursuzluk yaamaktadr. nsan organizmasnn gnmz toplumlarnn rndan km hzna dayankll bilim insanlar tarafndan aratrlm ve bunlarn ou, insann yenilikleri benimseme yeteneklerinin snrl olduu sonucuna varmtr. Hzl deiikliklere uyum salayabilse de, bu deiiklikleri gerekten zmseyebilmesi, yaamnn denetimini elinde tutabilmesi ve nerden nereye savrulduunu bilmesi modern insann kolaylkla atlatabilecei eyler deildir. Deime hz, insanlar doruyu yanltan ayrmalarna frsat tanmadan karar vermeye zorlamaktadr. Dolaysyla davranlar ou kez, gelecee ynelik bir tasarnn paras olmaktan ok, o anda beklenmedik bir biimde karlalan durumlara gsterilen yaln tepkilerden ileri gidememektedir (Getan, 2004: 25-27). Hzl deiim veya sabitlenmi deiim hz; belirsizlik, beklentisizlik, kuralszlk, tutarszlk ve lszl yaplandrarak, insan yaamn dzenleyip istikrar salayan, yaam
Pamukkale University Journal of Social Sciences Institute, Number 7, 2010

Deien Ekonomik ve Sosyal Koullarn Bir rn Olarak Karakter Anmas

onun iin kolaylatran, insann vazgeilmezi olan toplumsal ilikileri salamlatran ilkeleri yerinden etmektedir. Bunlara bal olarak hayat karsnda hkimiyeti kalmayan, tutum ve davranlarna rnek alacak tutarl ve tatmin edici modeli bulunmayan, gemile bugn arasnda bir iliki kuramayarak yarn iin herhangi bir yatrm yapamayan, rendikleriyle yzletikleri arasnda skan bir insan tipi olumaktadr.

bu retiler toplamn tutum ve davranlarnda somutlatrarak karakterini gelitirir. Ancak, yakn zamann tarihsel ve toplumsal koullar, bu bilinen ileyii tersine evirecek niteliklere sahip olmaktadr. Sanayi sonras toplumu koullayan bilimsel bilgi ve teknolojideki akl almaz ilerleme, gemiten ok farkl esaslara dayal bir toplumsal dizge yaratmaktadr. Uzun vade yok sloganyla yola kan yeni ekonomi ve her ey mubahtr ilkesiyle var olan postmodern sre, insanln imdiye kadar uygulamaya koyduu yaam felsefesini ters yz etmektedir. Hzl deiim, esneklik ve geicilii ilke edinen bir ekonomik yaplanma; kuralszlk, ynszlk ve belirsizlik durumlarna kaynaklk eden bir toplumsal sre; insanolunun uzun bir gemile kurulan alkanlklarn, kltrel deerlerini, toplumsal kabullerini ve idealletirilmi davran rntlerini bozmaktadr. Kltrel yapnn ekillendirdii beklentilerle, sosyal yapnn sunduklar arasnda bir fark domaktadr. renilen ve tlenenle karlalanlar arasnda bir kopma sz konusu olmaktadr. Bu durumda ne yapacan kestiremeyen modern insanda karakter anmakta, skmakta ve bunlara bal olarak daha nce eine ok az rastlanr anomik tutum ve davranlar belirmektedir. Yaanlmakta olan sreler toplamnn sonular olarak ortaya kan isizlik, eitsizlik, geicilik, sreksizlik, gvensizlik, kuralszlk ve ynszle bal olarak sadist, sapkn, psikopat, paranoyak tipler oalmaktadr. Srecin her gn modern insanlara dayatt olumsuzluklarla oluan babasn ldrdkten sonra tatile kan; holanmad einin yemeine kpek dksn koyan; yllarca kzna tecavz eden; ldrd kiiyi mikrodalga frnda piiren; horozu cinsel sapknlna alet eden; anlaamad sevgilisini, i arkadan, ebeveynini bilmem ka yerinden baklayanlarn oalmasna tank olunmaktadr.

4. SONU
Doann ileyiine bir dzen hkimdir. Geceyi gndz; k ilkbahar ve yaz izler. Yeyip iilecek rnn elde edilmesi iin tohumun ekilmesi, topran srlmesi, sulanmas, ilalanmas ve ilgili bakmn yaplmas arttr. Anne babasnn bakm ve ilgisine muhta olarak dnyaya gelen bebek, ilk nce anlamsz sesler karr, daha sonra ok basit kelimeleri bilinsiz kullanr ve derken basit kelimelerin yerini anlaml uzun cmleler alr. Bebeklikten kan ocuk, bugnn yetikini ve yarnn yals olur. Her psikoloji, geliim psikolojisi, renme psikolojisi ve sosyoloji eseri, doadaki canllarn dou, gelime ve lm ritmini konu edinir. ine doduu doadaki bu esiz dzenle alan sistemi gzlemleyen insan, toplumsal yaamnda bunu uygulamaya alr. Toplumsal yaam mmkn klan her gelenek, grenek, ahlk, din ve kltr; kendi alarndan bu dzeni srdrecek kurallar, normlar ve bunlar denetleyecek mekanizmalar oluturur. Dzenden yarar salayan tm gelenek, grenek, ahlk, din ve kltr; yesinden bunu srdrecek uygulamalara riayet bekler. Bunun iin hemen hepsi deien oranlarda, yelere ilkeli olmak, sadk kalmak, verilen sz tutmak, adil olmak, kalc ilikiler gelitirmek, grup ve toplum faydas iin bireysel beklentilerden dn vermek, ho grl ve toleransl olmak, yardmlama, dayanma ve paylamay gerekletirmek konularnda t verir. Aile, okul ve evre gibi kaynak, bu konular zerinde fikir birlii yapar. Toplum yesi birey de

KAYNAKA
Adler, A. (2002a) : Bireysel Psikoloji, (ev.: Halis zg), Hayat Yay., stanbul. Adler, A. (2002b) : nsan Tanma Sanat, 9. Bask, (ev. Kmuran ipal), Say Yay., stanbul. Adler, A. (2002c) : Psikolojik Aktivite, 6. Bask, (ev. Belks orak), Say Yay., stanbul. Argn, . (1992) : Postmodern Yaant(lar), Medya ve Biz(ler), Birikim Dergisi, 38/39 Haziran- Temmuz, Birikim Yay. stanbul. Bauman, Z. (1998) : Postmodern Etik, (ev. Alev Trker), Ayrnt Yay. stanbul. Bauman, Z. (2000a): Postmodernlik ve Honutsuzluklar, (ev. smail Trkmen), Ayrnt Yay., stanbul.
Pamukkale niversitesi Sosyal Bilimler Enstits Dergisi, Say 7, 2010

123

. entrk

Bauman, Z. (2000b) : Siyaset Anlay, (ev. Tuncay Birkan), Metis Yay., stanbul. Bauman, Z. (2001) : Paralanm Hayat Postmodern Hayat Denemeleri, (ev. smail Trkmen), Ayrnt Yay., stanbul. Bauman, Z. (2003) : Modernlik ve Mphemlik, (ev.: smail Trkmen), Ayrnt Yay., stanbul. Bilgiseven, A. K. (1986) : Genel Sosyoloji, 4.Bask, Filiz Kitapevi, stanbul. Bilgiseven, A. K. (1995) : Din Sosyolojisi, Filiz Kitapevi, stanbul. Bozkurt, V. (2001) : Enformasyon Toplumu ve Eitim, Bilgi ve Toplum, Say: 3, Trk Dnyas Aratrma Vakf, stanbul. Bozkurt, V. (2004) : Deien Dnyada Sosyoloji : Temel Kavramlar Kurumlar, Alfa Yay., Bursa. Da, . (2001) : Biliim Toplumunun Klinik Psikolojideki Etkileri, Biliim Toplumuna Girerken Psikoloji, Sosyoloji ve Hukukta Etkiler Sempozyumu, Ankara. Ficher, J. (1996) : Sosyoloji Nedir?, (ev.: Nilgn elebi), Atilla Kitabevi, Ankara. Fromm, E. (1995) : Umut Devrimi, 2. Bask, (ev.: emsa Yein), Payel Yay., stanbul. Fromm, E. (1996) : ada Toplumlarn Gelecei, Btn Eserleri 8, (ev.: Glnur Kaya, Kaan H. kten), Artan Yay., stanbul. Getan, E. (2003) : Psikodinamik Psikiyatri ve Normald Davranlar, Metis Yay., stanbul. Getan, E. (2004) : nsan Olmak, 3. Bask, Metis Yay., stanbul. Habermas, J. (2000) : Kamusalln Yapsal Dnm, 3. Bask, (ev.: Tanl Bora, Mithat Sancar), letiim Yay., stanbul. Hardt, M.; NEGRI, A. (2001) : mparatorluk, 2.bask, (ev.: Abdullah Ylmaz), Ayrnt Yay., stanbul. Harvey, D. (1999): Postmodernliin Durumu, 2. Bask, (ev.: Sungur Savran), Metis Yay., stanbul. Hassan, I. (1992) : Bugn Postmodern, (ev.: G. Ergz), Varlk Dergisi, Say: 1023, stanbul. Hortasu, N. (2003) : nsan likileri, 3. Bask, mge Kitabevi, Ankara. li, G. (2002) : Sosyolojiye Giri, Ar Yay., Ankara. nsel, A. (1997) : Gemiten Gelecee, Birikim Dergisi, Aralk Says, Birikim Yay., stanbul. Jameson, F. (1994) : Postmodernizm Ya da Ge Kapitalizmin Kltrel Mant, (ev.: Nuri Plmer), stanbul. Kasapolu, A. (2005) : Balarken, Deien Toplumsal Yapda Karakter, (Aytl Kasapolu,Buket Ayalp, Canan . Gzc, nan Keser, Mehmet Kul, Erdin Tekba, Yaprak Yurtseven), topya Yaynlar, Ankara. Konuk, O. (2002) : Toplum ve Eitim, Sosyolojiye Giri (i), (Editr: hsan Sezal), Mart Yaynclk, Ankara. Kknel, . (1998) : Zorlanan nsan, 4. Bask, Altn Kitaplar, stanbul. Kknel, . (1999) : Kaygdan Mutlulua Kiilik, 15. Bask, Altn Kitaplar, stanbul. Lipson, L. (2003) : Uygarln Ahlki Bunalmlar, (Manevi Bir Erime mi? Yoksa lerle mi?), 2. Basm, (ev.: Jale am Yeilta), Bankas Yay. No: 461, stanbul. Onaran, O. (1975) : rgtlerde Kara Verme, 2.Bask, Sevin Matbaas, Ankara. Sennett, R. (2005) : Karakter Anmas Yeni Kapitalizmde in Kiilik zerindeki Etkileri, 2. Bask, (ev.: Bar Yldrm), Ayrnt Yay., stanbul. Swingewood, A. (1998) : Sosyolojik Dncenin Tarihi, (ev.: Osman Aknay), Bilim ve Sanat Yay., Ankara. entrk, . (2008) : Enformasyon Toplumunda Eitimin Yeri, Trk Eitim Bilimleri Dergisi, 2008 Yaz, Cilt: 6, Say: 3, Gazi niv. Yay., Ankara. Toffler, A. (1981) : 3. Dalga, (ev.: Ali Seden), Altn Kitaplar, stanbul. Tolan, B. (1996) : Toplum Bilimine Giri, 4. Bask, Adm Yay., Ankara. Varol, M. (1993) : Halkla likiler Asndan rgt Sosyolojisine Giri, A.. letiim Fak.Yayn, No: 2, Ankara. Winner, L. (2002) : Siberliberter Sylemler ve Cemaatin Baars, (ev: Mehmet Kk), Cogito, Say: 30, K 2002, Yap Kredi Yaynlar, stanbul. Yurdabakan, . (2002) : Kreselleme Konusundaki Yaklamlar ve Eitim, Eitim Aratrmalar Dergisi, Say: 6, Ocak 2002, Ankara.

124

Pamukkale University Journal of Social Sciences Institute, Number 7, 2010

Pamukkale niversitesi Sosyal Bilimler Enstits Dergisi Say 7, 2010, Sayfa 125-133

SAURADA YELBEY KAYA MEZARI VE SVAR KABARTMASI


Yasemin ER* zet
sauria Blgesinde yer alan Yelbeyi Kaya Mezar, sauria ve Dalk Kilikyada yaygn olan kaya mezarlarnn farkl bir tipini sunar ve yerel mezar sanatnn yaratc ruhu iin gzel bir rnek tekil eder. Bir ev gibi yaplan mezarda betimlenen ana sahnede ahlanan atn yerdeki plak dmanlarnn stne sren muzaffer bir svari betimlenmitir. Sahnenin askeri ikonografisi betimlenen kiinin Roma yedek svari birliklerinde yksek rtbeli bir subay (tribunus militum) olduunu gstermektedir. Yelbeyi svarisi Trak Kahraman-Svari ve Anadolu Svari tanrlarn akla getirir ama ona en yakn paraleller Roma mparatorluunun eitli eyaletlerindeki svari askerlerin mezar talarnda bulunmaktadr. Roma mezar sanatnda popler bir motif olan muzaffer svari modeli GrekoRomen sanatndaki bilinen tiplerden alnmtr. Roma eyaletlerindeki svari mezar antlarnda benzer bir konu Yelbeyi mezarnda olduu gibi yerel artistik geleneklere gre ilenmitir. sauria sanatnn tipik unsurlarndan olan svari motifi blgede Bozkr, Astra ve Artanada rneklerinde olduu gibi ska karmza kar. Roma dnyasnda yaygn olan muzaffer svari sahnesi Yelbeyi kaya mezarnda baaryla ilenmitir.

Anahtar Kelimeler: Isauria, Svari, Mezar

THE YELBEYI ROCK-CUT TOMB IN ISAURIA AND HORSEMAN RELIEF


Abstract
The Yelbeyi rock-cut tomb located in Isauria presents a different type of the rock-cut tombs widespread in Isauria and Rough Cilicia and is a fine example of the creative spirit of the local funerary art. The tomb is built to resemble a house and its main scene shows a victorious horseman riding his rearing horse on the naked enemy lying on the ground. The military iconography of the scene shows that the depicted horseman is a high ranking officer (tribunus militum) of the Roman auxiliary forces. The Yelbeyi horseman resembles the Thracian Hero-Horseman and Anatolian horsemen deities but its closest parallels are found on the tombstones of the military horsemen in the various provinces of the Roman Empire. A popular subject in Roman funerary art, the model of the victorious horseman is derived from types known in the Graeco-Roman art. The horsemen monuments in the Roman Empire render a similar subject in local artistic traditions. The horseman motif, a typical feature of Isaurian art, is used frequently in the region as seen in the examples from Bozkr, Astra and Artanada. The victorious horseman theme, widespread in the Roman world, has been successfully treated on the Yelbeyi tomb.

Key Words: Isauria, Horseman, Funerary

1. GR
sauria Blgesindeki en nemli mezar antlarndan birisi, Konya ili, Hadim lesine 24 km uzaklkta Yelbeyi Mevkiinde, Gksu (Calycadnus) Irmann bir kanyonunda bulunmaktadr. Byk bir kayaya oyulmu Yelbeyi mezar, biimi ve bezeme unsurlar bakmndan Anadolu mezar antlar arasnda da nemli bir yere sahiptir1. Mezarda betimlenen sahnelerin konusu ve mkemmel iilii bu antn nemini ak bir ekilde ortaya koymaktadr.

Kayann gneyi ayn zamanda mezarn n cephesidir. Mezarn girii olan kap ve bunun dou ke blm dinamitle tahrip olmutur. Bu tahribe ramen, mezarn n ve dou yan cephelerinde bulunan eitli figrlerin olduu sahneler net olarak grlebilmektedir (Res. 1-2 ). Yazta rastlanmayan mezarn sa cephesinde, kabaca ilenmi bir Gorgon, yuvarlak bir kalkan (parma) ve sekiz yaban keisi dikkati ekmektedir (Res. 2).

* Dr. Yasemin ER, 25 Coronado Court, Madison, Wisconsin 53705, USA (myrinado@yahoo.com) 1 lk kez Sterrettin kaydettii mezardan (Sterrett 1888, 44-45), daha sonra 1937de bir Trk aratrmacs Totaysalgr bahseder (Totaysalgr 1937, 47). Mezar .. 1. yzyla tarihleyen Bossertin eserinde mezarn ad ksaca geer: Bossert 1942, no. 1116, Res. 293. Ant 1952de ziyaret eden Bittel ksa bir bahisten sonra mezar Roma Dnemine tarihlemitir (Bittel 1953, 307-313 Res. 1-3). Ayrca baknz Er 1991, 120-21, Res. 13. Ancak bugne kadar bu esiz antn detayl bir analizi sunulmamtr.

Y. Er

Mevcut durumuna gre kaya mezarn bir ev gibi yaplm olduu, mimari detaylardan kolayca anlalabilmektedir. Bunu destekleyen en nemli dzenleme mezarn giri kaps ve sahte pencerelerden oluan giri cephesidir2 (Res. 3).

Resim 1: Yelbeyi Kaya Mezar Gney n Cephe

Resim 2: Yelbeyi Kaya Mezar Dou Yan Cephe

Resim 3: Pencere Detay

izim 1: Yelbeyi Kaya Mezar Plan ve Kesiti

2 Yaklak ayn boyutlarda olan iki sahte pencereden kuzey-batdaki 0.52 m genilikte, 0.42 m ykseklikte, oda giriinin direkt stnde yer alan dier pencere ise 0.53 m yksekliktedir. Mezar odasnn kaps ise 0.79 m ykseklikte ve 0.60 m geniliktedir.

126

Pamukkale University Journal of Social Sciences Institute, Number 7, 2010

sauriada Yelbeyi Kaya Mezar ve Svari Kabartmas

Dta 0.70 m ile balayp ite 0.80 m genilie ulaan bir basamak ile mezar odasna girilmektedir (iz. 1). Giriten sonra direk ulalan mezar odas 2.30 m uzunluunda, 2.40 m geniliinde ve 1.25 m yksekliindedir. D cepheye gre olduka sade yaplm olan kk mezar odasnda, gm yeri ile ilgili hibir iz yoktur. Genelde kaya mezarlarnda sk kullanlan niler de burada yaplmamtr 3. Gm yapldnda ceset ahap bir tabut iinde ya da bir beze sarlarak mezar zeminine yatrlm olmaldr 4. Mezarn cephesi yatay olarak iki alana blnmtr. Kayann svari sahnesini tayan n taraf dzletirilmitir. Mezar kapsnn solunda yer alan ana sahnede5, ahlanan atn yerdeki plak dmann stne sren muzaffer bir svari betimlenmitir (Res. 4). Pelerini arkasnda dalgalanan svari sol eliyle atn dizginlerini kavram ve kaldrm olduu sa elinde atmak zere olduu bir mzrak tutmaktadr. Ayrca belinde sallanan bir klc da bulunmaktadr.

uzanm olan ok anmtr. Atn sa toynann altnda elleri arkadan bal ayaktaki bir figr svariye doru bakmaktadr. nc figr, bir kadn ve atn arka ayaklar altnda yan tarafa dmtr. Bu figrn bir ksm aadaki da keileri kabartmas iine girmektedir. Bu iki figr zincire vurulmu olarak betimlenmitir6. Svari sahnesi ustalkla yaplm olup, svari ve at birbirine orantldr. Yz hatlar ok tahrip olan svarinin giysileri, silahlar ve at titizlikle betimlenmitir. Svarinin askeri giysileri bize kimlii hakknda bilgi vermektedir. Svari sol omzundan arkaya uuan bir paludamentum, ortasnda bir bezeme (belki gorgoneion) olan lorica ve iki sral pteryges7 giymitir. Gs zrhnn bezemeli oluu svarinin yksek rtbesini iaret eder8. Svarinin beline Roma ordusundaki subaylarn takt cinctorium balanmtr9. Svarinin belinde sada takl klc ok and iin hatlar glkle seilebilmektedir. Yelesi ve koum takm itinayla ilenmi olan atn pskll dikdrtgen bir eer rts vardr. Tasvir edilen muzaffer svari Roma yedek svari birliklerinde10 yksek rtbeli bir subay olmaldr. Bu mevkideki subaylara ait eserlerin askeri ikonografisinde en sk rastlanan semboller Yelbeyi svarisinin niformasnda ve antnda mevcuttur: Gorgoneion motifli ve belinde cinctorium olan pterygesli bir lorica, kl (parazonium), daima sol omuzun stnden atlm paludamentum ve mezarn dou yzeyindeki yuvarlak kalkan (parma) ve gorgon. Bu ikonografik unsurlar bu svarinin bir tribunus militum olduunu aka gstermektedir11.

Resim 4: Svari Betimi

Atn toynaklarnn altnda kk plak figr yenik dm bir pozda betimlenmitir (Res. 5). Bu figrlerden atn n ayaklar arasnda yerde
Dalk Kilikya Blgesindeki mezarlarda grlen niler ve bunlarn fonksiyonlar ile ilgili deerlendirmeler iin bkz. St 2003, 239-260. Ayrca okgen Taduvarl Mezarlarda grlen niler iin bkz. St 2006, 40-41. 4 Cesedin zemine direkt olarak konmas ya da kremasyon gm yaplm olmas da mmkndr. Genellikle Hellenistik Dneme tarihlenen okgen Taduvarl Mezarlardaki uygulamalar ve bunlarn karlatrlmas ile ilgili olarak bkz. St 2006, 42-44. 5 Bu alan 1.21 m ykseklik, 1.57 m geniliktedir. 6 Figrlerin says ile ilgili benim tespitim Sterrettin sylediinden farkldr. nk Sterrett drt figr olduunu ve bunlardan birinin ayakta duran basz bir kadn olduunu kaydetmitir (Sterrett 1888, 45). 7 Roma askeri niformalarnda kullanlan Pteryges terimi Ksenophondan kaynaklanan askeri bir teknik terimdir: bkz. Ksenophon, Anabasis, IV, 7. 15 ve Atlk Sanat, I, 2.4. Pteryges terimi gs zrhnn altna tutturulmu, bir etei andran, bir dizi metal lapet ve bunlardan sarkan uzun deri paralar iin kullanlr. Pteryges ayn zamanda omuzlar korumak iin de kullanlrd. 8 Burada u noktay belirtmek gerekir. Hellenistik Dnemde gs zrhlar bezemeli olup, gorgoneion motifine rastlanr. Ancak Hellenistik zrhtaki bu motif Roma Dneminde de karmza kt iin bu unsur Roma ncesi bir tarih vermek iin tek bana yetersizdir. 9 Cinctorium ya da subay kua tribunus militum snfndan stn nitelikli subaylara dl olarak verilen bir stat semboldr. Geni bilgi iin bkz. Devijver 1989, 437. 10 Roma ordusundaki yedek svari birlikleri iin bkz. Webster 1985, 145-156, Res. 1, 15, 18, 23, 32a. 11 Devijver-Van Wonterghem 1990, 75, 82.
Pamukkale niversitesi Sosyal Bilimler Enstits Dergisi, Say 7, 2010
3

127

Y. Er

sauria ve Lykaoniadaki mezar kabartmalarnda rastlanlmaktadr14.

Resim 5: Svarinin Altndaki Figrlerin Detay Resim 7: Av Sahnesi Detay

Resim 6: Yaban Keisi Srs Detay

Svari sahnesinin yer ald mezarn cephesinde blgeye has hayvanlardan elli yaban keisi (ibeks) ve iki av kpei alak kabartmayla ilenmitir (Res. 6). Svari sahnesinin betimlendii cephenin st alanndaki iki sahte pencere arasnda ayakta bir avc, bir kpek ve bir yaban keisinden oluan bir av sahnesi yer alr (Res. 7). Ksa bir pelerin, tnik ve izmeler giyen avc, keiye atmak zere olduu ekilmi yayndaki oku tutar biimde, kpek ise av hayvanna doru hamle yapar ekildedir. Motif bir avc kahraman ya da ly temsil eder ve bu tip sahneler l sanatnda yaygndr 12. Ancak svari kabartmalarnda mevcut av sahnelerinin yalnz Trak avcsyla ilikisi vardr13. Yelbeyi avcs, svariavc kabartmalarnn ounun aksine at stnde deil, ayakta betimlenmitir. Benzer sahnelere

Yelbeyi mezarndaki muzaffer svari sahnesinin benzerleri Anadolu dnda Trakya, Makedonya ve Bulgaristanda (Moesia) bulunan birok stel ve saysz adak kabartmalarnda ilenen Trak Kahraman-Svaride grlmektedir. Bu kabartmalarda svari drtnala giden bir ata binmi, bir tnik ve dalgalanan pelerin giymi ve kaldrd sa elinde bir mzrak tutmaktadr. Ancak Trak Svarisi kabartmalarnda yenik dman yoktur. Bu motifin bir svari kabartmasnda varl svarinin asker kimliine iaret eder. Hellenistik Dnem Trak Svarisi tasvirlerinin betimlendii stel ve adak stelleri stanbul, Krklareli ve Edirne Mzelerinde mevcuttur. Bu blgelerde bol sayda bulunan Trak Svarisi sahneli adak stelleri bu motifin ne kadar popler ve yaygn olduunu gstermektedir. .. 2. ve 1. yy aralarna tarihlenen Pnarhisar slambey A Tmlsndeki kabartmal mezar odas tasvirlerinde Trak Svarisi sahnesi ilenmitir15. Yelbeyi svarisi iin bir baka paralel Anadolu svari tanrlar16 olarak bilinen Kakasbos, Sozon, Hosios kai Dikaios, Theoi Athanatoi, Theos Alandros ve Theos Achaios kabartmalarnda grlmektedir. Ayrca Apollon, Men, Poseidon, Pluton, Ares, Zeus ve Hekatenin farkl yerel tipleri de at stnde betimlenmitir. Ancak bu kabartmalar ile Yelbeyi kabartmas arasnda nemli farklar vardr. Anadolu svari tanrlar ok

12 Toynbee 1973, 173-74. Av sahnesi Greko-Romen lahitlerde ok yaygndr. Kkeni Hippolytus efsanesinde olup, kabartmalar ava kan Hippolytusu ve lmn gstermektedir. 13 Trak svari-avcy ve bu konuyu ileyen antlar iin bkz. Kazarow 1938; Schober 1923; Goceva-Oppermann 1979; Hampartumian 1979. 14 Swoboda-Keil-Knoll 1935, 7, Res. 1, 29, 37. 15 Ylmaz 1994, 165-175, Res. 8, 9. 16 Anadolu Svari Tanrlar iin bkz. Delemen 1999.

128

Pamukkale University Journal of Social Sciences Institute, Number 7, 2010

sauriada Yelbeyi Kaya Mezar ve Svari Kabartmas

ender olarak drtnala giderken betimlenmitir ve av sahnesiyle hibir ilgileri yoktur. Ayrca bu tanrlar mzrak yerine genellikle sopa, iftebalta, am kozala gibi kendilerine zg atribleri tarlar ve bu sahnelerdeki yaztlarda her tanrnn ad belirtilmitir17. Muzaffer svari kabartmalarnda grlen yenik dman ve askeri kimlik bu tanrlarn antlarnda yoktur. Yelbeyi svarisine en yakn paraleller Roma mparatorluunun eitli eyaletlerinde grev yapm svari askerlerin mezar talarnda bulunmaktadr18. Bu antlarda dalgalanan pelerinli ve kaldrd kolunda bir mzrak olan muzaffer bir svari ahlanan at altndaki dmanlar ezmek zereyken betimlenmitir19. Baz sahnelerde atlnn arkasnda bir seyis figr vardr. Yenik dmanlarn bazs Yelbeyi rneinde olduu gibi plak betimlenmitir, dierlerinde dman silahldr. .. 1. yzyldan itibaren, muzaffer svari Roma eyaletlerindeki mezar sanatnda popler bir konu olmutur20. Bu motifin erken bir rnei Atinal Dexileos stelinde (.. 394) karmza kar. Halicarnassus Mausolleumu ve skender Lahitinde benzer sahnelerin mezar ikonografisinde kullanlm olmas nemlidir. Dexileos tipi bir mezar ta (.. 4. yy) Likyada KarataSemaykte bulunmutur21. Bu erken rnekler, Roma eyaletlerindeki mezar talar arasnda Etrskl l kllerinin konulduu vazolardaki (.. 3. yy) sahnelerde yer alr. Hellenistik stildeki bu vazolarda muzaffer svari yerdeki Keltli dmannn stne atn srmektedir22. Bu sahnelerle baz Roma mezar talarndaki sahneler arasnda yakn benzerlikler vardr. Taranto nekropolndeki bir metop kabartmasnda (.. erken 3. yy) betimlenen muzaffer svari sahnesi kompozisyonu Roma mezar talarndaki benzer
17 18

sahneler iin nemli bir prototiptir23. Grld gibi Roma Dneminde karmza kan muzaffer svari modeli Greko-Romen sanatndaki bilinen ve yaygn tiplerden alnmtr. Roma eyaletlerindeki svari antlarnn ikonografisi sanatlarn ya da l askerlerin uyruklarndan kaynaklanan sluplarn sentezini yanstr ve Roma ordusundaki farkl halklardan oluan kltr mozaiini gsterir. Bu nedenle askerlerin mezar talarndaki svari figrleri zellikle Roma ordusuyla balantl sanat eserleri olup, ayn zamanda imparatorluk genelinde yerel artistik gelenekleri yanstr. Antn konusu Romal ise de, eserin ilenii her eyaletin yerel geleneklerine gre deimektedir. Yelbeyi svarisinin modeli hem bat hem de Anadolu prototipleridir. Roma mezar motifleri sauriann yerel kltr geleneklerine gre yorumlanm ve muzaffer svari motifi Roma eyaletlerinde sk grlen mezar talar yerine bir kaya mezarna ilenmitir. Yelbeyi mezar ayn zamanda sauria ve Dalk Kilikyada yaygn olan kaya mezarlarnn farkl bir biimini sunar ve yerel mezar sanatnn yaratc ruhu iin gzel bir rnek tekil eder. Muzaffer svari sahnesi, kukusuz lnn kahramanln ve askeri baarlarn yanstr. Yelbeyi mezar muhtemelen l subayn asker arkadalar ya da ailesi tarafndan yaptrlmtr. Mezarn grkemi ve lnn kahraman bir tavrda betimlenmi olduu sahneler lnn askeri toplumdaki sekin konumunu gsterir. Mezarn ikonografisi lnn toplumdaki sosyal statsn ve ayn zamanda ordudaki rtbesini (tribunum potestas) vurgular. mparatorluun bat eyaletlerindeki svari mezar talarnn ounda yazt olmasna ramen, Yelbeyi mezarnda yaztn olmamas belki de betimlenen sahnelerin ve sembollerin lnn statsn ve rtbesini yeterince ifade etmesindendir.

Delemen 1999, 79, 80. Svari stelleri en ok Almanya ve ngilterede bulunmutur. Ayrca Cezayir, Bulgaristan, Fransa, Yunanistan, srail, talya, Yugoslavya, Avusturya, Romanya, svire, spanya, Trkiye ve Macaristan gibi lkelerde de rnekler karmza kmaktadr. Bkz. Hope 2000, 169, not 38. 19 Adamklissideki Tropaeum Traianideki (.S. 107-108) metoplarda betimlenen sahnelerden biri Yelbeyini ok andrr. Bkz. Richmond 1982, Res. 19a. 20 rnein, Almanyadaki (Germania Inferior) mezartalarnda Yelbeyine benzeyen sahnelerde, atn toynaklar dibinde yatan dmanlar mzraklayan svariler betimlenir. Ancak bu rneklerde yerde yatan dman silahldr. Romal svarilerin Rhinelanddaki mezartalar iin, bkz. CSIR 1970, Taf. 15, 17, 18, 19, 21; Gabelmann 1973. Tuna Blgesinden rnekler iin, bkz. Tudor 1969; Hofman 1905. Noricum ve Pannoniadan rnekler iin, Schober 1923; Gaul iin, Hatt 1951; ngiltereden rnekler iin, Toynbee, 1962, 157-58, 166, Pls. 87, 92, 102 ve 1964,189-194, Res. xlvii a, b. 21 Mellink 1975, 269, Lev. 60, Res. 25-6. 22 Macintosh 1989, 139, 5-9. 23 Carter 1970, 125.
Pamukkale niversitesi Sosyal Bilimler Enstits Dergisi, Say 7, 2010

129

Y. Er

Toynbeeye gre eyalet svarisi ordu tarafndan yaratlan bamsz bir motiftir. Bu belki Roma ve talya mezarlarndaki atl figrler ve saldran avclardan, ya da sava sahnelerinde benzer yndeki savalardan etkilenmi olabilir24. Webstere gre ise bu sahne dnyevi bir galibiyetten daha ziyade, hayatn lme kar zaferini simgeler25. Bu kabartmalarda atlarn nallar altnda yatan dman ktln ya da lmn simgesi olarak da yorumlanmtr26. sauria ve Lykaoniadaki eitli mezar kabartmalarnda betimlenen svarilerin sembolizmi Buckler, Calder ve Cox tarafndan belirtildii gibi deiebilir27. Svari motifi sauria sanatnn tipik unsurlarndandr. Bunu temsil eden mkemmel bir kabartma parasnda, Yelbeyi rneini ok andran bir svari, ahlanan atnn zerinde betimlenmitir. Bu para, Konya ili, Seydiehir lesi Bostandere kasabasnda bir evde yap ta olarak kullanlmtr (Res. 8). Svarinin askeri kimlii giysilerinden ve atn ahlanm olmasndan anlalmaktadr.

Svari ksa bir tnik ile botlar giyer ve atnn pskll bir eer rts vardr. ok klasik bir iilii olan kabartma blgede bilinen tm svari kabartmalarndan daha mkemmeldir. Bu para muhtemelen bir mezar antna aittir. Ayn blgedeki Astra ve Artanada antik kentlerinde, benzer svari motifi stel ve larnakslarda kullanlmtr.

Resim 9: Astradan Bir Larnaks Kabartmas

Resim 8: Konya li Seydiehir lesi, Bostandere Kasabasndaki Kabartma

Astrada bir larnaksda svari ve l ziyafeti (totenmahl) sahneleri ayn cephede farkl panolar olarak betimlenmitir (Res. 9). Bu svarinin yerel bir tanr olmad, hem ahlanan atn pozundan, hem de totenmahl sahnesiyle svari tanrlarn beraber betimlenmeyiinden bellidir. nk yerel svari tanrlarn atlar aha kalkmaz ve bunlarda totenmahl sahnesi olmaz. Ayrca Totenmahl ve svari sahnelerinin beraber ayn eser zerine ilenii lnn kahramanlnn ve yksek mevkisinin iaretidir28. Bu iki sahne Ge Hellenistik Devirden Erken mparatorluk Dnemine kadar tarihlenen mezar stellerinde beraber grlr29.

Toynbee 1962, 158; 1964, 183. Webster 1985, 280. 26 Will 1955, 93, 96. 27 Buradaki yedi betimlemeden biri (no. 96) svari-tanrdr ve burada llerin tanrs Pluto olarak tanmlanmtr. (nos. 100, 103, 109 b) askerlerin mezar talarnda yer alr. Bunlardan ikisinin svari asker olduklar kesinlikle belirtilmitir. Bu nedenle aka l portreleri olmaldr. ncnn kimlii ise phelidir (Buckler-Calder-Cox 1924, 68-70, nos. 83, 96, 100, 103, 109 b, 117, 122). 28 Hope 2000, 175. 29 Pfuhl-Mbius 1979, no. 1287 ve 1298.
25

24

130

Pamukkale University Journal of Social Sciences Institute, Number 7, 2010

sauriada Yelbeyi Kaya Mezar ve Svari Kabartmas

kullanlmalar politikasna uymaktadr31. Ancak mezar .S. 200den nceye tarihlenirse svari byk bir ihtimalle bir Romaldr. Bir baka olaslk ise bir yerli saurialnn kendi snfnda ykselerek zel bir dlle tribunus militum olmasdr. Mezar byk bir ihtimalle Erken Roma Dnemine tarihlenebilir. sauriallarn Roma ordusuna alnmas ilk iki imparator zamannda balam ve gl savalar olarak, sauriallarn nemi abuk anlalmt. .S. 2. yyda sauriallarn militia equestrisde artan katlmlar, sauria mezar sanatnda yeni askeri konularn tannmasna neden oldu. mparatorluun dier yerlerinde grev yapan saurial askerlerin mezar talarnn o snr eyaletlerinde grlen motif ve sahneleri yanstt bilinmektedir. rnein, bir mezar yazt Legio IV Scythicaeda grev yapm ancak .S. 56-57de Suriyeye transfer olmu bir saurial askerden sz eder. Roma ad altnda orduya yazlm bir baka asker olan L. Aurelius Flavianus doudaki savalarda lmtr. Bu asker ailesi tarafndan ansna yaptrlan bir heroon nedeniyle bilinmektedir32. saurial bir babann equites singularis olarak Aa Moesiada grev yapm atl birlik mensubu olu iin satn ald altardaki yazt anlamldr33. Bir svari ve Totenmahl kabartmalaryla bezenmi olan altar hazr satn alnmtr. Bu da saurial sanatlarn Roma eyalet antlarn yakndan tandn aka gstermektedir. Genellikle, muzaffer svari kabartmal antlarn askeri kkenli olduu ve svarinin plak dmanlara kar zaferinin, Romann barbar kavimlere kar zaferi olduu sonucuna varabiliriz. phesiz bu motif, askeri baarlar zaferden doan gururu ifade etmektedir. Roma dnyasnda geni bir alanda yaygn olan bu konu, Anadolu mezar sanatnda baaryla ilenmitir. Bylelikle Yelbeyi mezar Roma adna sauriada arpanlarn sava kahramanln gsteren ender bir anttr.

Resim 10: Astradan Bir Larnaks Kabartmas

sauriada, Artanada antik kentinde, bir emede devirme yap ta olarak kullanlm olan mermer larnaks zerindeki betimleme dierlerinden farkldr. Burada ortadaki sahnede, svari atnn altndaki bir dman ezmektedir (Res. 10). Svarinin her iki yannda ayakta duran Roma giysileri iinde figrler betimlenmitir. Svari figrnn ba ve vcudundaki giysiler tahrip olsa da yenik dmann varl, lnn askeri kimliini ak bir ekilde ortaya koymaktadr. sauriadan bu iki larnaks bize Romal motiflerin yerel mezar antlarnda kullanldn ve blgedeki geleneklerin ne kadar kkl olduunu gstermektedir. Roma eyaletlerinde sk rastlanan svari stellerinin yerini burada larnaks almtr. Tm bu rnekler birlikte deerlendirildiinde, Yelbeyi mezarndaki svari kabartmasnn anlam daha kolay anlalmaktadr. Buradaki svari, tanr ya da kahraman deil, bir tribunus militum olarak betimlenmitir. saurial ustalar svari motifini bir kaya mezarnn cephesine naklederek, yerel gelenekleri Romannkilerle birletirmilerdir. saurial bir usta, saurallarn ta kesmedeki becerilerinden kazandklar hakl ne uygun olarak Yelbeyi kabartmalarn itinayla ilemitir30. Yelbeyi mezarnn svarisi byk bir ihtimalle sauriadaki yedek svari ordusunda ileri gelen bir subayd ve belki de bir sauria yerlisiydi. Bu Roma ordusunda eyalet svarilerinin auxilia olarak
30 31

sauriallar .S. 558de Ayasofyann inasnda almlardr. Bkz. Theophanes, 140. sauria antik ada Romaya bakaldran sava kavimleriyle nlyd. sauriada .. 75de Publius Servilius Isauricus tarafndan barn salanmasndan ve blgenin Roma eyaleti Kilikyaya katlmasndan sonra bile kavimler Roma ynetimini kabullenmemitir. Bkz. Ormerod 1922, 35-56; Sallust Hist. II. 87. 32 Bu yazt ve saural askerler hakknda genel bilgi iin bkz. Ramsay 1964, 199-209 ve 225-28. 33 Bu yazt ayn zamanda snr eyaletlerindeki askeri hizmetin kaltsal niteliini ortaya karr: Ramsay 1964, 203, 207. Equites singulares eyalet valisine bal, genellikle yedek birliklerden alnan atl muhafzlard. Bu sekin birlik muhtemelen Domitianus tarafndan kurulmutur (Cheesman 1971, 80-81; Webster 1985, 270-71).

Pamukkale niversitesi Sosyal Bilimler Enstits Dergisi, Say 7, 2010

131

Y. Er

KAYNAKA
Bittel (1953). K. Bittel, Bazi Anadolu ve Mezopotamya Kaya Tasvirleri zerine Dnceler, Belleten 67, 307-313. Bossert (1942). H. T. Bossert, Altanatolien Berlin. Buckler-Calder-Cox (1924). W. H. Buckler-W. M. Calder-W. M. Cox, Monuments from Iconium, Lycaonia and Isauria, The Journal of Roman Studies (JRS) 14, 68-70. Carter (1970). J. C. Carter, Relief Sculptures from the Necropolis of Taranto, American Journal of Archaeology, 74, 110-127. Cheesman (1971). G. L. Cheesman, The Auxilia of the Roman Imperial Army, Hildesheim. CSIR (1970). (Corpus Signorum Imperii Romani) Deutschland III, I, Germania nferior (Bonn und Umbegung). Delemen (1999). . Delemen, Anatolian Rider-Gods, Asia Minor Studien Band 35, Bonn. Devijver (1989). H. Devijver, Equestrian Officers and Their Monuments, The Equestrian Officers of the Roman Imperial Army, Amsterdam. Devijver-Van Wonterghem (1990). H. Devijver-F. Van Wonterghem The Funerary Monuments of Equestrian Officers of the Late Republic and Early Empire in Italy (50 B.C.-100 A.D.), Ancient Society 21, 60-75. Er 1991, Y. Er, (1991). Diversita e interazione cultural in Cilicia Tracheia Quaderni Storici 76, 105-140. Gabelmann (1973). H. Gabelmann, Rmische Grabmonumente mit Reiterkampfszenenim Rheingebiet, Bonner Jahrbucher 173, 132-200. Goceva-Oppermann (1979). Z. Goceva-M. Oppermann, Monumenta Orae Ponti Euxini Bulgariae (CCET) I-II, Leiden. Hampartumian (1979). N. Hampartumian, Moesia Inferior and Dacia in tudes Preliminires aux Religions Orientales dans lEmpire Romain 74, Leiden. Hatt (1951). J. J. Hatt, La Tombe gallo-romaine, Paris. Hofman (1905). H. Hofman, Rmische Militargrabsteine der Donaulander, Wien. Hope (2000). V. Hope, Inscription and Sculpture: the Construction of dentity in the Military Tombstones of Roman Mainz, The Epigraphy of Death, ed. G. J. Oliver, Liverpool. Kazarow (1938). Die Denkmler des thrakischen Reitergottes in Bulgarien I-II, Budapest. Macintosh (1989). M. Macintosh, The sources of the horsemen and the fallen enemy motif on the tombstones of the Western Roman empire, Journal of the British Archaeological Association 24, 125-141. Mellink (1972). M. J. Mellink, Excavations at Karata-Semayk and Elmal, American Journal of Archaeology, 79, 349-355. Ormerod (1922). H. A. Ormerod, The Campaigns of Servilius sauricus against the Pirates, The Journal of Roman Studies (JRS) 12, 35-56. Pfuhl-Mbius (1979). E. Pfuhl-H. Mbius, Die Ostgriechischen Grabreliefs, Mainz. Ramsay (1964). W. M. Ramsay, Social Basis of Roman Power in Asia Minor, Amsterdam. Richmond (1982). I. Richmond, Trajans Army on Trajans Column, British School at Rome. Schober (1923). A. Schober, Die rmischen Grabsteine von Noricum und Pannonien, Wien. St (2003). B. St, Dalk Kilikya Blgesi Mezar Nileri, Olba 7, Mersin, 239-260. St (2006). B. St, Dalk Kilikya (Kilikia) Blgesindeki okgen Taduvarl Mezarlar, stanbul. Sterrett (1888). The Wolfe Expedition to Asia Minor. Papers of the American School of Classical Studies III, Boston. Swoboda-Keil-Knoll (1935). H. Swoboda-J. Keil-F. Knoll, Denkmler aus Lykaonien, Pampylien und Isaurien, Brunn. Totaysalgir (1937). G. Totaysalgr, Konyada Eski Eserler Aramalarindan 3. Toynbee (1962). Art in Roman Britain, London. Toynbee (1964). Art in Britain under the Romans, Oxford. Toynbee (1973). M. C. Toynbee, Animals in Roman Life and Art, Ithaca. Tudor (1969). D. Tudor, Corpus Monumentum Religionis Equitum Danuvinorum (CMRED) I-II in tud. Prel. Aux Relig. Orient. dans lEmp. Rom. 13: 1-2, Leiden.
Pamukkale University Journal of Social Sciences Institute, Number 7, 2010

132

sauriada Yelbeyi Kaya Mezar ve Svari Kabartmas

Tudor (1969). D. Tudor, Corpus Monumentum Religionis Equitum Danuvinorum (CMRED) I-II in tud. Prel. Aux Relig. Orient. dans lEmp. Rom. 13: 1-2, Leiden. Webster (1985). G. Webster: The Roman Imperial Army, 3rd ed. Barnes & Noble. Will (1955). E. Will, Le rlief cultuel Greco-romaine, Paris. Ylmaz (1994). Z. Ylmaz, Pnarhisar slmbey A Tmls, IV. Mze Kurtarma Kazlar Semineri, Ankara, 165-175.

Pamukkale niversitesi Sosyal Bilimler Enstits Dergisi, Say 7, 2010

133

Pamukkale niversitesi Sosyal Bilimler Enstits Dergisi Say 7, 2010, Sayfa 135-142

YUSUF ATILGANIN CANSTAN ADLI ROMANINDA BR ANT - KAHRAMAN: SELM


Zbeyde ENDERN* zet
Yusuf Atlgan, 1950 sonras Trk edebiyatnn en nemli isimlerinden biridir. Trk romannn pek ok bakmdan zgn ve ok tannm eserleri olan Aylak Adam ve Anayurt Otelinin ardndan kaleme ald Canistan, yazarn nc ve son romandr. Yusuf Atlgan, romann Duruma, Yarg ve Tank adl ilk blmn yazm; fakat Sank adl drdnc ve son blmn tamamlayamadan vefat etmitir. Bu bakmdan, Canistan, Aydaki Kadn (Ahmet Hamdi Tanpnar) ya da Eylembilim (Ouz Atay) gibi yarm kalm, okurun zihninde tamamlanan eserler kervanna katlmtr. Eserde zgn bir konu ve karakter ele alnmaktadr: Roman, yoksul bir ailenin olu olan Selimin yanama olarak verildii bir iftlikte ocukluk yllarn beraber geirdikleri aann olu Toku Ali ile yllar sonraki karlamalarn ve Selimin Aliyi ikence ile katlediini anlatmakta, dolaysyla Selimi zalim bir ikenceci ve Aliyi de bir kurbana dntren bu sreci irdelemektedir. Selim, roman boyunca kiilii, ahlk yaps, alglar ve tepkileri bakmndan alldk roman bakiilerinin oundan farkl bir portre izmektedir. Roman, Selimin ocukluk arkadan ikence ile katletme eyleminin tasvir edildii ok sarsc bir sahne ile alm olmasna ramen, bu vahice eylemin fili olan Selimi, iyilik, doruluk ve drstlk gibi erdemleri temsil eden davranlar ve eylemler iinde de sergilemektedir. Roman btnyle, bu iki zt kutup arasnda, ruhsal, toplumsal ve ahlk gdlerinin etkileimi iinde aktr hline geldii eylemlerle bir anti-kahramana dnen Selimin bu patolojisini yaratan zemini kurmaya odaklanmtr. Bu makale, Yusuf Atlgann kuramsal adan belirgin biimde ilikili olduu varoluuluk ve absrt felsefe balamnda, toplumsal, ruhsal ve davransal kalplarnn bilekesiyle bir anti-kahramana dnen roman kahraman Selimi, romann kurgusunu da ele alarak irdelemeyi amalamaktadr.

Anahtar Kelimeler: Roman, Anti-kahraman, Karakter, Nedensiz Eylem, Absrt

AN-ANTI HERO IN YUSUF ATILGANS NOVEL CALLED CANSTAN: SELM


Abstract
Yusuf Atlgan is the one of the most important names of the Turkish literature after 1950. Canistan is the writers third and the last novel which was written after Aylak Adam and Anayurt Oteli, which are of high importance in many respects as two original and well known works of Turkish novel. First of all, Yusuf Atlgan was able to write the first three chapters of the novel called trial, judge and witness, but he died without being able to finish the fourth and the last chapter called accused. Therefore, Canistan joined the unfinished novels, which are completed in the readers imagination, such as Aydaki Kadn (Ahmet Hamdi Tanpnar) and Eylembilim (Ouz Atay). Secondly the work aims to discuss an original issue and character. The novel tells about Selims meeting with Ali many years later and the killing of Ali by Selim. Selim was a son of poor family and was given as a servant to the Alis family, so they lived together during their childhood. Novel also examines the process which converted Selim into a cruel torturer and Ali into a victim. Selim portrays differently from the most of usual protagonists of novels from the aspects of his personality, morality and reactions. Despite that fact that the novel opened up very traumatic scene describing how Selim tortured his childhood friend, it also presents Selim as related with the behaviors and actions representing goodness, righteousness and honesty. The novel, as a whole, focuses on constructing the background that created Selims pathology which converted him into an anti-hero with his actions by the means of interactions with his moral, social and psychological motivations. In this article, it is aimed to examine Selim as a protagonist transformed into an anti-hero with combinations of his psychological, social attitudes in the context of existentialism and philosophy of absurdity that Yusuf Atlgan is related, by the means of searcing on fiction of the novel, too.

Key Words: Novel, Anti-hero, Character, Absurdity, Causless Action


* Yrd. Do. Dr., Zbeyde ENDERN, Krkkale niversitesi Fen-Edebiyat Fakltesi Trk Dili ve Edebiyat Blm Yeni Trk Edebiyat Anabilim Dal, KIRIKKALE e-posta: zubeydesen@gmail.com

Z. enderin

1. GR
Yusuf Atlgan, 1950 sonras Trk romannn en zgn yazarlarndan biridir. Aylak Adam (1959) ve Anayurt Oteli (1973) gibi varoluu felsefenin absrt (sama) kavramyla birey ve bireyin yaam algs balamnda belirgin bir iliki iinde olan iki nemli romannn ardndan kaleme ald Canistan (2000), yazarn nc ve son romandr. Yazar, bu romannn drdnc ve son blmn tamamlayamadan vefat etmitir. Eser, mekn ve roman kiileri balamnda deerlendirildiinde ky roman kategorisine dahil edilebilirse de, mekn ve bireyi ele al tarz bakmndan kesinlikle ayr bir yerdedir. Bu ayrksl yaratan da, bir su ve ceza temas etrafnda gelien bir vakann anlatld romann felsef dayanann varoluuluk ve balantl olarak absrt kavram oluudur. Bu durum, geri kalmlk, yoksulluk ve eitimsizlik gibi srekli yinelenen temalar etrafnda snf atmasn merkeze alan dier ky romanlaryla arasndaki en belirgin farktr. Varoluu felsefenin zerinde younlat iletiimsiz, uyumsuz, yabanclam bireyle, bu roman dolaysyla kentte deil, kyde karlamaktayz. Canistan, bu nedenle, yani 1950 sonras Trk roman ve hikyesinin baat edeb akmlarndan biri olan varoluuluu, kyde (bile) alglanabilir klmas nedeniyle dikkate deer zelliktedir. Roman, Rumeli gmeni ok yoksul bir ailenin olu olan Selimin, henz sekiz yandayken yanama olarak verildii bir iftlikte, ocukluk yllarn birlikte geirdii aann oluyla yllar sonra bir araya gelileri ile almaktadr. Bu ilk blmde, bir ete reisi olan Selimin, yllar sonra kyne dnerek, gemite belirgin hibir kt olay yaamadklar aann olu Alinin evine yapt baskn ve bu baskn srasnda gerekleen feci ikence olay anlatlmaktadr. Yusuf Atlgan Canistanda sz konusu su ve ceza temasn yaratan olgu olan bu ikencenin yksn anlatmaktadr1.

Vaka zaman 1921 yldr. Manisann Hacrahmanl kynde, bir ba evinde kalmakta olan Toku Alinin evi, bir gece vakti bir ete tarafndan baslr. etenin reisi, Toku Alinin ocukluk arkada Selimdir. Selim, Alinin babas Toku Osmann evine sekiz yandayken yanama olarak verilmitir. Bir gn hibir sebep gstermeden hem evden hem de kyden ayrlmtr. Bu ikence gecesi, bu mehul ayrln ardndan Selim ile Toku Alinin ilk karlamasdr.

2. GELME
Romann Duruma balkl ilk blm, ikencenin yaand geceyi tasvir etmektedir. Bu blmde ikenceci/ler (Selim ve ete arkadalar) ile kurbann (Toku Ali ve ailesinin) bir araya geli srecini izleriz. Bu ilk blmde, kurban konumundaki Toku Alinin aklndan geenlere tank olduumuz iin, onun ocuk Selimle ilgili tasvirleri ile vaka zaman yani ikence olaynn yaand andaki Selim arasndaki kiilik fark, okur olarak bizi de dehete drr. Ve merak ederiz, Selim byle bir vahiye nasl dnmtr? stelik bu vaheti ocukluk arkada Aliye nasl reva grmektedir? arrz, nk acmasz ikence boyunca Toku Alinin Selim ile ilgili anmsadklar, aralarnda kardelikten baka bir ey olmad yanlsamasn yaratmaktadr. Toku Alinin bu tasvirine gre Selim ile birlikte geen ocukluk yllar, yanama ile aa olu arasnda kolaylkla tahmin edebileceimiz trden bir tahakkm ve atmann yaanmad; eitlik, sevgi ve samimiyet dolu bir kardelik ve dostluk yksdr. kencenin her aamasnda Toku Ali gemie dair bu anlar zihninde canlandrr ve Selimin zorba bir ikenceciye dnm olmasna hayret eder. Selim, Toku Alinin evine yapt basknn ve ikencenin grnr (yzeysel) sebebini yle aklar: Yunan eteleriyle savamaktadr. Fakat arkadalarna yiyecek ve cephane salamak iin paraya ihtiyalar vardr. Kimse gnll olarak yardm etmemektedir. Onlar da zorla zenginlerden para almaktadr.

Canistan, Yusuf Atlgann konusu kyde geen tek romandr. Bodur Minareden te adl yk kitabnda Kyden bal altnda yer alan drt yk de, sonradan yaynlad Aa adl yks de, kyly sistemin kurban olan ezilmi kiiler olarak anlatagelen bildik ky yklerinden deildir. Hem Canistanda hem de Bodur Minareden tede yer alan yklerde kyller, mekna dair toplumsal skntlar yaamakla birlikte ayn zamanda daha derin ve isel bir skntnn penesindeki bireylerdir. Turan Yksel, Yusuf Atlgann ky algsndaki farkll yle ifade etmektedir: O yllarda ikmetgh Hacrahmanl ky olan Yusuf Atlgan ne kadar kylyd? Sonradan stanbulda oturduu zaman ne kadar stanbulluydu? kmetghna gre ky roman yazmas isteniyor. nk o sralar tedavlde ky roman vardr. Buna karlk o da diyor ki: Ky roman yazmay dnyorum ama krk bin ky kurtarmak iin deil. (Yksel, 1992: 46) Yusuf Atlgan da, Selmi Andakn kendisiyle yapt bir syleide yazmay plnlad ky romannn niteliinden yle sz etmektedir: Ben kylym, fakat benim iin ky roman yazmak daha ok olgunluk ve kltr arayan byk bir mesele gibi geliyor bana. Buna ramen oktan beri kafamda bir ky roman olgunlamaktadr. Bunun allagelmi ky romanlarndan bambaka bir tarzda olmasn dnyorum ve buna gayret edeceim. (Andak, 1992: 61)
Pamukkale University Journal of Social Sciences Institute, Number 7, 2010

136

Yusuf Atlgann Canistan adl Romannda Bir Anti-Kahraman: Selim grdn gibi ete baym; gvura kar arpyoruz ara sra. Tatar kyndeki cephe bozulduktan sonra dada geziyoruz. ki Yunan devriyesini pusuya drp krdk. Ama adamlarn yemesi, cephanesi iin para gerek. Hi kimse kendiliinden vermiyor. Zenginleri basp zorla alyoruz. Sra sende imdi. Altnlarn yerini syle de gidip alalm. (s.8).

Bu aklama ne Toku Aliyi ne de okuru ikna eder. gal kuvvetleriyle savamak iin gereken paray elde etmek uruna ocukluk arkadann evini basmak ve ikence etmek, anlamsz bir vahet iin fazla asil bir sebep gibi grnmektedir. Yakr m lan sana eski arkadana byle hakaret etmek (s.9) der Ali. Hakaret, herhalde ikenceci ile kurban arasndaki ilikiyi, en doru tanmlayan sfattr. nk ikence niha olarak, kurban aalamak ve gvenini sarsmak amacn gden bir eylemdir2. Selimin cevab, onun gznde Toku Alinin konumunu aklar: Ne arkada lan! Sen o gn hayvan damnn kapsnda beni horlamadn m? (s.9) Ali, nerede, ne zaman, ne ekilde aaladn anmsamaz Selimi. Ama artk iyice biliyordu kendisinden alndn; altnlar bahaneydi (s.10) Bu eylem srasnda unu da kefederiz: kenceci / Selim, Toku Aliyi kurbanlatrarak, ilk kez snfsal konumunu da ters yz etmektedir. Bu defa o, hkmeden, yneten ve ynlendirendir. Toku Alinin -ve ailesinin- bedenine el koyarak, onun (ve ailesinin) cann, istedii zaman istedii ekilde alabileceini bilmenin yaratt tam bir egemenlik duygusu yaamaktadr. yle ki ikenceyi ounlukla bizzat icra etmez. Emir verir, uygulatr. Fakat snfsal farkllk asndan, ikence srasnda yaanan bu staty ters yz etme ilemi, ikencenin psikolojik olarak anlalabilir bir zemini olduu yanlsamas yaratmasna ramen, gemite snfsal farklln doasndan gelen kin ve nefrete zemin hazrlayacak esasl bir olay olmamas, sz konusu vaheti absrt klmakta, eylemi nedensizletirmektedir. Selim, eteci ve zorba bir ikenceci olarak, gemiteki bir alnganln yaatt aalanmann acsn, bizzat ve kat kat ac yaatarak karmaktadr: nce Toku Alinin eli ve ayaklar balanr. Bu srada Alinin kars ve kk olu da bir baka odada -yine balanm olarak- kilit altndadr. Selim, her ikence eyleminde olduu gibi,
2

kurbanna kendisini tamamen savunmasz ve aresiz hissettirmeye almaktadr. Selim, eteden birine Aliyi tekmeletir; dipikle diz kapan krdrr. En sonunda da Alinin gbeine at yaraya kzgn ya damlatr. Soukkanl bir ekilde ikence yapar, yaptrr ve izler. Bu ikencenin Aliyi lme gtreceini bilir. yle ki, ikenceye ramen kendisinde altn olmadn syleyen Aliyi sonunda o hlde -can ekiirken- brakp gider. Hi deilse karsnn ellerini zerek gitmeyi teklif eden adamna Brak kalsn. der. Sabaha karsa bi zen olur.(s.13) Okuru da, Toku Aliyi de Selimin psikolojisiyle ilgili olarak u yanltr: Alinin yani kurbann, kendi kiiliinden kaynaklanan iyiliin ve iyi anlarn bizzat Selimden arta kalanlar olduunu zannetmek. Oysa Selimin belki de hep bir ktcl ruh tadnn iaretini yine Aliye kar duyduu alnganln sebebini anlatt blmde buluruz. kencenin en lmcl aamasnda yle der Selim:
Unuttun mu lan? O gn krpe spay gittiimizde beni kapda brakp girdin dama. nce kim diye sormaz m insan bi kere? O zaman bildim birden senin aa olu olduunu, beni horladn. Spa senin malnd elbet. (s.13)

Selim ile Toku Ali arasnda geen bu olay -belki yaadklar evre asndan doal- fakat doas itibariyle anormal, patolojik bir durumdur. Bu patolojik durumu, bir hak/hukuk meselesi olarak yorumlayp, aa yanama atmasna indirgemek de Selimin hastalkl bir ruh hli iinde olduunun gstergesi olmaldr. Toku Ali de doasndaki yumuaklk ve iyilie ramen, bu evresel patolojinin ortadr. Fakat bu gayri ahlk olayn Selimin zihninde neden bir hak / hukuk, eitlik meselesine dntn bir trl zemez: Buymu demek. Deer mi bunlara? Hayvanlar senin de maln gibiydi. (s.13) Aslnda Selimin, pek ok gzel ve dokunakl an arasndan bu olaya odaklanm olmas ve bu olay zerinden lmcl bir kin gelitirmesi hakszla uramaktan ok, hissettii derin aalanma ile ilikilidir. Nitekim Selimin olay tanmlamak iin setii szckler, horlama (s.9, 13, 17) ve aalama (s.10) dr. Fakat Alinin cesareti, ikenceye direnci, kk drerek (s.17) alma hayalini suya drmtr: ldrdm onu ama horlayamadm. (s.17) der Selim.

kenceci, ikence yaparak, kirleterek, eya durumuna drerek tekini tam anlamyla yok etmek ister. Ac verme ve aalama kurbann ortadan kaldrlmas mantn kullanr. Bedene el koyma, insana, koullarna ve en deer verdii eylere el koymadr. (Breton, 2005: 187)
Pamukkale niversitesi Sosyal Bilimler Enstits Dergisi, Say 7, 2010

137

Z. enderin

Yarg baln tayan ikinci blmde Toku Aliyi lmn eiinde brakp kan Selim, bir baka hesaplama iin yola derken, ocukluk yllarnda Alilerin iftliini terk ettikten sonra yaadklarn anmsar. Bu blmde Selimin -belki de hi anmsamamas gereken- bir olay esnasnda Alinin davranndan duyduu alnganlk ve gereksiz aalanmlk duygusundan dolay ocukluk arkadana kar duyduu bitmeyen kinin ynlendirdii feci ikence sahnesine nasl ulaldnn gerek ve inandrc bir aklamasn bulacamz umarz. Fakat ikence gibi akl almaz bir eyleme, hem bu kadar yakn birine kar hem de bu kadar soukkanl biimde giriebilmenin yeteri kadar ayrntl ve inandrc bir mizanseninin yaratldn sylemek zordur. Blm boyunca, Alilerin iftliinden ayrlan Selimin, alt dier kylerde yaadklarndan sz edilir. Bu blmde evresinde ve kendi yaamndaki olay ve durumlarn yargcnn Selim olduunu ya da Selimin kendisini yarg yerine koyduunu dnrz Selim, zellikle hemcinsleriyle ilikilerinde, bir g ve eitlik snavna girimekte, iinde hissettii g ve eitliin, kar taraf tarafndan tannmadn, yani aalandn her hissediinde isyan etmektedir. Nitekim Toku Alilerin iftliinden ayrlr ayrlmaz i bulduu ilk iftlikte, alt yerden neden ayrldn sorduklarnda aann oluyla geinemedik. der. (s. 20). Fakat bu iftlikte de yine beyin olu, Selimin, kz kardei ile sohbet etmesini yasaklamaya kalktnda bir kez daha gururu incinir:Bana bak, Selim misin nesin, sen kim oluyorsun da kardeimle konuuyorsun? Bir daha konumayacaksn onunla, dedi atk kala bararak. (s. 29). Bu yasak gen kzn srar ile alp tekrar sohbet edilir. Beyin olu bu sefer ulan ahr kumrusu, kz kardeimle konumayacaksn demedim mi sana ben (s. 31) diyerek el kaldrnca Selim aann oluna bir yumruk atp bu iftlii de kimseye haber vermeden gizlice terk eder. Cinsel kimlii, g ve eitlik arzusu, bir kez daha, bu defa Ali ile yaad olaydan daha belirgin biimde aalanmtr. Bir baka kyde i ararken, geldii yerden neden ayrld sorusuna yine ayn cevab verir. Aann oluyla geinemedik. (s. 32).
3

bulduu bir sonraki ky, yaamnda yeni bir devre aar. Burada, kendisinden yaa olduka byk dul bir kadn olan Esmann yannda almaya balar. Selim, otuz yalarndaki bu kadndan -kendisi henz on be on alt yalarndadr- (s. 32) sayg ve eitlik grr. Esma ile evlenirler. Kadn, evlilikleri srasnda l bir erkek ocuk dnyaya getirir. Bu talihsiz doumdan birka gn sonra da hummadan lr. Sadece bu evlilikte bulduu sayg, eitlik hatta hkmetme duygusu, Selim asndan ilikilerinin odak noktasn oluturmaktadr. Esmaya o kadar balanmtr ki -ya da ilk defa hissettii sayg ve hkmetme duygusuna- onun lmnden sonra da bakasyla birlikte olmaz. Esma, Selime okuma yazma da retmitir (s. 46). Selimin okuma yazma renmesi, o dnemdeki sosyal/politik ortam hakknda bilgi vermek iin yazar tarafndan bir sebep olarak kullanlr. Selim, kdam ve Tanin gazetelerini okumaya balar. te burada ereti bir kinci Merutiyet ve sava sahnesi devreye girer. Bu gazeteler, kahvehane sohbetleri, yeni atanan retmen Nedim Bey, ttihat Uncu Mahmut Bey, ttihat ve Terakki lkrdlar araclyla fazla hzl, gerekesi ve amac iyi hazrlanmam bir politik atmosfer romana szmtr3. Selim, karsn kaybettikten sonra tekrar ruhsal ve davransal dengesini kaybeder. Artk yeni bir dzen tutturmutur. Esma hayattayken, evreyle, kyllerle uyum salamak iin benimsemeye alt alkanlklarn onun lmnden sonra bir bir terk eder.
Yeni bir gnlk yaam dzeni vard: Ne camiye gidiyor ne de akamlar kahveye kyordu. Esma leli namaz da brakmt. Ramazandan sonra le yemeklerini arda bir kftecide yemeye, ou akamlar bir Rum meyhanesinde iki imeye balamt. Meyhane arkadalar edinmiti. Gndzleri Borsa kraathanesinde oturuyor, gazete okuyor ya da domino oynuyordu. Ban ilerinde de eskisi gibi titiz deildi. (s. 53)

Selim, sava olasl ktnda nce redif taburuna arlr. Burada asker eitimden geirilir. Taburdayken Balkan Savann bittii haber alnr ve geri dnerler. Fakat Birinci Dnya Sava srasnda seferberlik emri kar ve tekrar askere alnrlar. Askerde kendinden iki ya kk bir kyl gen olan Kadirle arkada olur ve onunla birlikte

Bu romanda, romann kurgusuna baarl biimde adapte edilememi olsa da sosyal/politik ortam ayrntl bir ekilde anlatmakszn anlatnn zeminine serpitirmenin Atlgann anlatm tercihlerinden biri olduunu da vurgulamak durumundayz. Yazar Ben romanlarmda politik ya da toplumsal durumlar byle telmihlerle geitiririm. Bunlar benim toplumsal olaylara bir dokundurmam gibidir. (Balabanllar, 1992: 67) demektedir.
Pamukkale University Journal of Social Sciences Institute, Number 7, 2010

138

Yusuf Atlgann Canistan adl Romannda Bir Anti-Kahraman: Selim

-Selimin nerisiyle- askerden kaarlar. Bu kan sebebini de tam olarak anlayamayz: Kadir karde, pisi pisine ldrtmeyelim kendimizi, bu gece trenden atlayp kaacaz. (s. 54) Btn bunlar, romann neden bir ikence sahnesiyle aldnn, Selimin neden bir ikenceciye dntnn inandrc aklamalar deildir. Selimin yaam zor gemesine ramen her zaman talihli olmu; geimini salayacak bir yer ve kendisine iyi davranan ve emeinin karln veren insanlarla da karlamtr. Savatan sonra, Yunan igaline kar Halit Paa tarafndan rgtlenirler. Ve yar sava, ekya hayat. (s. 62) yaamaya balarlar. Blmn finalinde Selim, kendilerine yardm eden Uncu Mahmut Beyin lmnn intikamn almak iin kyn karakolunu basar. Sahne, adeta bir Amerikan filminden alnm gibidir. Selim, Manisada direniilere tek yardm eden, ilgilenen kii olan Mahmut Beyin intikam iin (s. 63) bir tr intihar saldrs dzenler. Karakolda dman askerlerini ldrr ve atmann sonunda ldrlr:
Kalkt; iki kalasndaki tabanca klflarnn dmelerini at, birini eline alp kye girdi. Kimseler yoktu evrede. Kyn ortasndaki karakola varnca avluda, kouun kaps stnde asl fenerin nda duvara dayanm, belki de ayakta uyuyan, tfei omzunda nbetiyi grd Selim elindeki tabancayla adamn kafasna var gcyle vurdu. Yklrken tutup yere brakt. Kouun kapsn ap teki tabancasn da sol eline ald. Tavana asl fenerin nda iki sral on- on iki kadar ranzada askerler uyuyorlard. nce sadaki ilk ranzann altndaki adamn kafasna tabancasn ateledi, sonra sol ranzadakinin kafasna Grltden uyanp frlayanlara da ate ederek ilerledi. Kar duvara yaklatnda srtndan iki kere itildi; vuruldum. Derken dnd, yere otururken kapdan elinde tabanca kendisine yaklaan adama ate etti. Tabanca seslerine, barlara koup gelen Yunan avuu derken bir daha ate etti. Selim de tetii ekti, ama tabanca patlamad. lmn eiinde Kurunum bitmiti, ama onu da vurdum kr. dedi yava sesle. (s. 63-64)

Romann nc blm ise Tank adn tamaktadr. Bu blm, Selimin beraber askerden katklar, daha sonra da hi ayrlmadklar arkada Kadirin azndan anlatlmaktadr. Kadir, kk yata, amcasnn, hanmnn lmnden sonra evlendii ikinci ei Huri ile gayri meru ilikiye girmi olmasnn utancyla kyn terk etmi bir gentir. O da Selim gibi kylerde ve balarda alarak geimini salamaktadr. Selim ile askerde tanp arkada olmulardr. Askerden beraber kam ve sonra da birbirlerinden hi kopmamlardr. Kadir, Selimi has arkada (s. 67) olarak grmektedir. Kadir ile Selimin arkadal zerinden yazar Selimin asab kiilii, alngan ve saldrgan yaps ile ayn zamanda gl sadkat duygusunu yanstmaktadr. rnein Kadire / dostuna yaplan bir akaya Selimin karlk verdii bir olay, onun alngan ve saldrgan yapsnn bir gstergesi niteliindedir:
Ben de Keilikylydm ya, askere alndmda Manisada kladayken bir gn Horozlukyl Veli, Lan kei Kadir, hamamc msn? dediydi akadan da ben umursamadydm, ama Selim stne yryp kei sana derler lan, datrm azn diye bardyd. Has arkadat dorusu. Her yerde beni kayrrd. riyarsn ama ack safasn derdi kimi.(s. 66).

Selimin ayn sadkati Toku Aliden esirgemesi, davransal eliki ve tutarszlklarndan biridir. Kadir, Selimin Toku Aliye ikencesine hayflanmakta, o da buna bir anlam verememektedir: Bir trl anlamadm niye yapt bunlar.(s. 66) der. Yine de arkadan bu eyleminde yalnz brakmam, hatta ikenceyi bizzat uygulamtr. Kadirin anlamsz bir ikenceyi arkada ve lider emri olarak grp icra etmesi, yani nedensiz eylemin bu nedensiz ortakl ayr bir absrtlk olarak ortaya kmaktadr. Bu son blmde, etecilik yllarnda grt dul bir kyl kadn olan Naciye ile evlenerek normal bir hayata kavumay plnlayan ve bu plnn gerekletiren Kadirin, Selim ve Toku Alinin korkun ve anlamsz lmlerine zlmekle birlikte hayatta kalmay baard iin sevindiini grrz:
Vay be, gel de anla. Aslan gibi iki adam yediler balarn. Alnyazs m denecek; yllar ncesinden mi yazlm? Vah Selim karde, vah ki vah! u yemyeil balara, aalara bak; sararm ekinlere bak! Hi yoktan koyulup gidilir mi bunlar? (s. 72).

Bu lm / intihar eylemi, romann alndaki arkada ikencecisi Selim iin fazla asil, fazla zverili bir sahne gibi durmaktadr. Fakat yazar romann tamamlayamadndan, dolaysyla -deyim yerindeyse- ince iiliini yapamadndan, Selimin patolojisi ve geldii nokta konusunda tam anlamyla inandrc olamamaktadr.

Pamukkale niversitesi Sosyal Bilimler Enstits Dergisi, Say 7, 2010

139

Z. enderin

nceki geceki ikenceyi bizzat uygulayanlardan biri olmasna, o sabah kurban ettikleri Alinin lmn ve cenazesini grm olmasna ramen aldrmaz gibidir: Drt nala kendi hayatna koar. kence gecesi ve uzun yllardr dostluk ettii Selimin lmnn ertesi gn Kadir, Naciye ile evlenir. 2.1. Karakterin nas Selimin katksz bir cani olduuna bizi inandran ilk blmn ardndan, ikinci blm ters bir istikamette ilerler ve yeterince hazrlanmam ya da karaktere iyi monte edilmemi nedenlerle Selime bir tr aslet, sadakat duygusu atfeder. Karakterle ilgili yle sratli yalpalamalar vardr ki -buna yzyln bandaki Anadolunun sosyal/siyasal atmosferinin gayet ereti izilmi olmasn da eklersek- onun hakknda doru bir karara varmak iyice gleir. phesiz dardan fark edilmeyen bir takm kk birikimler, ruhsal kimlii sakat, alg dnyas bozuk kiiliklerde umulmadk anlarda, umulmadk ve ar tepkilere neden olabilir. Anayurt Otelinin unutulmaz karakteri Zebercet, bunun Trk edebiyatndaki en baarl rneidir belki de. Fakat Yusuf Atlgan, o romanda baardn, burada -roman tamamlamaya frsat olmadndantam olarak baaramamtr. Selim gibi patolojisi itibariyle ok zorlu bir karakteri yeterince ince ileyememitir. Bu nedenle ortaya bir gece iinde tuhaf bir sebepten, ocukluk arkadana lmcl ikence yaparak ldren, ikencenin ardndan iyiliini grd Koca Mmine karlksz olarak deerli atn brakan, ardndan -kendisi bir asker kaa olduu halde- direniilere ok yardmc olan Uncu Mahmut Aann intikamn almak iin Yunanllarn igali altndaki karakola baskn yapp, ldrerek lmeyi, bir nevi bedenini gnll olarak feda etmeyi gze alan bir kahramana dnr4. Selimdeki bu dnm ve dnm belirleyen, da vuran eylemler iyi hazrlanamamsa da,

ruhsal adan sorunlu bir karakterle kar karya olduumuz aktr. Bir baka deyile Selim, gerekletirdii btn bu eylemlerin odanda, Trk edebiyat iin zgn bir anti-kahraman adaydr. Burada Selimin kstrlm / kuatlm yaamnda kyden kye dolarken kendi Sisyphe ikencesini (yani Camusnn absrt felsefesini aklamakta kulland miti) ektiini sylemek mmkndr. Her kyde ta yukar karmaya alr ama ta her defasnda aa der. Selim, en sonunda ta tamamen brakr, yani yaamdan vazgeer. Selim, sadece Esma ile evli olduu dnemde evresindekilerle geici bir uyum ve bu uyumun verdii tatmini yaamtr. Esmann lmyle de tekrar evreye yabanclar ve ie kapanr5. te bu noktada Selimin kalabalklar iinde kendini nasl grdne, nasl tanmladna tank oluruz. Kyde hibir eyinin olmadn, her eyin karsna ait olduunu syler ve ekler: lnce ireti kaldm burada. (s.53) Bu cmleyle belki de btn yaamn yorumlamakta, adeta dnyada yeri olmad duygusunu da vurmaktadr. Romandaki ayrntlar ayklayp, olaylar byle art arda sraladmzda Yusuf Atlgann aslnda ne yapmak istediini, ne kadar zgn bir karakter yaratmnn peinde kotuunu anlyoruz. Burada bir parantez aarak tutarsz dile de vurgu yapmak zorundayz. Roman Manisada ve kylerinde gemektedir. Fakat romann kyl kahramanlar -genellikle- ehirli gibi Trke konuurken, kimi yerde de gereksiz biimde yresel az kullanmaktadrlar. Atlgan, yresel az kullanp kullanmama ya da karakterin dilini anlatcnn diline tam olarak uydurup uydurmama konusunda tam bir ritim tutturamamtr. Selim, yalnz bir insandr ve yalnzl sever. Bu yalnzlk da patolojik eilimlerini glendirmi

4 Yusuf Atlgann romanlar zerine ayrntl bir inceleme yapm olan Ali hsan Kolcu da karakterin kkl ruhsal ve davransal deiiminin iyi hazrlanamad kansndadr. Ona gre de romanda cevabn bulamayan baz sorular mevcuttur. Bunlardan biri Selimin deiimini hazrlayan sebeplerin zayf kaldr. (Kolcu, 2003: 109) Kolcu, Selimin vahi cinayetinin ergenlik dnemindeki iki gencin anormal cinsel deneyimlerine dayandrlmasn yeterli ve tutarl (Kolcu, 2003: 112) bir sebep olarak grmez. Ona gre, Bu konu, Selimin psikolojisinde derinliine ilenmemitir. Bu bakmdan yazarn dar ve kapal mekndan syrlp geni mekna ald bu romannda da dnk hareket ve davran biimleri karakterlerin ruh hlleriyle desteklenmemektedir. (Kolcu, 2003: 112) Yazar, bu durumu Camus ve absrt felsefesiyle ilikilendirmemekte, Baudelaire ve Rousseauya dayandrmaktadr. (Kolcu, 2003: 103) 5 Albert Camus de, yaam algs ve eylemlerindeki dnm hazrlayan etkenler bakmndan Selime benzer bir karakteri Caligula adl eserinde yanstmtr. Caligula, sevgilisi Drusillann lmnn ardndan byk bir deiim yaar: Camus, Caligulann uyumsuzluk bilincine ulamadan nce uyumlu bir kii olduunu syler. Ancak hem sevgilisi hem de kzkardei olan Drusillann ani lm, birdenbire hilikle karlamann vermi olduu korkuyla yaam paralanan Caligulada uyumsuzluk bilinci uyandrm ve bu bilin dnm olumsuzlatrmtr. Drusillann lm, Caligulann trajik deneyimini hzlandran bir etken olmutur. (Trkylmaz, 2004: 112).

140

Pamukkale University Journal of Social Sciences Institute, Number 7, 2010

Yusuf Atlgann Canistan adl Romannda Bir Anti-Kahraman: Selim

olmaldr. Bu durum Selimin karakteristiklerini belirlerken zellikle vurgulamamz gereken nemli noktalardan biridir. nk yalnzlk, doru davran kalplar gelitirmek iin kyaslama yapabilecei birilerinin olmad ya da bu tip karlatrmalardan srekli kat anlamna gelmektedir. rnein, Toku Alinin evinde yllarca ahrn bir kesinde yatp kalkar. An gelir, bu yalnz braklmlkta horlanma ve dlanma grr. iftlii terk edip, bir baka iftlikte kalmaya baladnda, ona dier iilerin de kald bir odada bir ranza (kerevet) vermeye kalktklarnda, bundan da rahatsz olur. Ahr kesinde tek bana yatmay tercih eder. Btn yaam ba damlarnda ya da ahr kelerinde evresindekilerden ayr geer. Kendiliinden gelen bu yalnzlk drts, Selimin alg bozukluklarnn, yarglarndaki arpkln, uyumsuzluunun ve yabanclamlnn belki de ilk ekirdeidir. Selim, iyi, zverili, hep doru olan yapan ya da yapmaya alan roman kiiliklerinin aksine, iyi ve kt olan, anlaml olmayan bir birleimle, art arda uygulayabilen bir anti-kahramandr. Selimin davranlarnn ve tepkilerinin ne duygusal ne de mantksal adan tutarll vardr. Bu bakmdan Yusuf Atlgann, yaamn, dolaysyla insan davranlarnn anlamszl zerine younlaan dier iki romannn kahramann da -karakter dzleminde- dorular. O da bu ynyle Zebercettir (Anayurt Oteli), Bay C.dir. (Aylak Adam). Selim ve Kadir, biri yaama tutunarak dieri gnll biimde vazgeerek, yaamn anlamszlna dolaysyla absrde bakaldrrlar. Selim, intihar eylemine bir tr adalet duygusu da katar: lrken dman askerlerini katleder. Yani bizzat kiilii ve eylemleri ile yaamn anlamszlnn sembol gibidir. Bu tr bir intihar eylemi ile anlamsz, eliik, tutarsz yaamn lmyle anlaml klmaya alr belki de. Kadir ise lm, ldrmeyi ve lm tercih etmeyi anlamsz bulur. Oysa onun yaam da ayn yolda tkenip gitmitir. Sonunda Selimin ve Toku Alinin anlamsz lmleri, Kadirin yaama sarlmasna sebep olur. Bu finalde, Albert Camusnn absrt felsefesiyle ak bir uygunluk vardr. Camus, ister bakaldr, ister zgr ol, isterse tutkulu; ama intihar etme ve yaa! der. (Gndoan 1997: 104). Yaamn anlamszlna ve eylemlerin nedensizliine bakldnda, yazarn Kadir araclyla yaama sarlmaya vurgu yapmas eliik gibi grnse de, bu eliki genelde varoluuluun zelde absrt
Pamukkale niversitesi Sosyal Bilimler Enstits Dergisi, Say 7, 2010

felsefesinin de elikisidir. Bir baka deyile Selim, Sartren absrdn yaar ve intihar anlaml bulur. Kadir ise Camusnn absrt bir dnyaya kar tek diren noktas olarak grd bakaldry seer. Yani absrtlne ramen inadna yaamak. Bu tam tamna Camusnn nerisidir. Bu hikyede, Selim Yarg, Kadir ise Tank rolndedir. Yazlamam, Sank blm ise Atlgann kendi ifadesiyle Toku Alinin hikyesi olacakt. Yusuf Atlgan bu su hikyesi araclyla yaamn znde bulduu elikiyi anlatmtr: nsann yeryznde yaamas bir eit su ilemekle, hayata kar su ilemekle sryor. Ya bir bitkiyi koparyor ya da bir hayvan ldryoruz. Burada su ileme temi var. Onun iin zaten romann blmleri yle: Duruma, Yarg, Sank, Tank. (Balabanllar, 1992: 67)

3. SONU
zellikle Aylak Adam ve Anayurt Otelinden yola karak, Yusuf Atlgann modern insann yalnzl ve yabanclamas zerinde durduu sylenebilir. Fakat Canistanda setii mekn ve ba karakterin yaps gz nne alndnda Atlgann yalnzlk ve yabanclama olgusunu, mekn / insan ilikisi balamnda deerlendirdiimizde modernizmin tesinde, bireyin yapsal bir zellii gibi grd sonucunu karabiliriz. Yani yabanclama, modernizmin yan etkisi deildir bu romanda. Nitekim Selim, eitimsiz bir kyl gencidir. Btn yaam da ky ve kasabalarda, yani kente gre daha dar ve baskc ortamlarda mmkn olduu kadar insanlardan uzak ve yalnz gemitir. Bu uyumsuz, saldrgan ve ie dnk gente, iten gelen kuvvetli bir eitlik, hkmetme ve sayg grme arzusu vardr. Bu psikolojik, sosyal altyap ile ina edilen Selim adl karakterin, nedenleri ile eylemleri arasnda (cinsellik, aalanma, ikence) ve bizzat gerekletirdii ya da evresinde gerekleen eylemler ile bunlara ynelik alglar arasnda (anormal cinsel deneyim/ aalanma- ikence /dmanla savamak iin yardm toplama- askerden kama/sonra igal edilmi karakola intihar saldrs dzenleme) ak bir eliki bulunmaktadr. te bu neden / sonu badamazl da anlamszl yaratmaktadr. Btn bunlar da Selimi bir anti- kahramana dntrmektedir. phesiz anlamszlk da davransal adan bir sonutur. Yani insanlar anlamsz davranabilirler. Nedenlerle eylemlerin rtmemesi; olaylara,

141

Z. enderin

durumlara, mantksal ve duygusal adan doru olarak tanmlanamayacak anlamlar yklemek de -zellikle patolojik karakterler asndan- phesiz kabul edilebilir bir durumdur. te Yusuf Atlgann dier iki romannda gerekletirdii budur. Fakat Canistanda bu neden/sonu badamazl yeterince iyi kurgulanamamtr. Yani okur, bu anlamszla bir anlam veremez. phesiz karakter yaratm ve kurgu balamnda gzlemlediimiz eksiklikler yazarn roman tamamlayamamasnn, Canistann bu hliyle

bir tr taslak roman olmasnn sonulardr. Eer frsat bulabilseydi Atlgann amaladn gerekletirecek kudrette byk bir yazar olduuna ise Aylak Adam ve Anayurt Oteli en byk kanttr. Sonu olarak, Canistan, Trk edebiyat tarihi iinde olduka deiik bir konuyu, ilgin bir kurgu iinde ve tartmal kiilii ile bir anti-kahraman grnts izen roman bakiisi araclyla yanstma denemesi nedeniyle nemlidir.

KAYNAKA
Andak, S. (1992). Yunus Nadi Roman Mkft kincisi, Yusuf Atlgana Armaan, letiim Yaynlar, stanbul, pp: 60-62. Atlgan, Y. (2005). Canistan / Btn Yaptlar, 4. Bask, Yap Kredi Yaynlar, stanbul. Balabanllar, M. (1992). Hapis ntihar kence, Yusuf Atlgana Armaan, letiim Yaynlar, stanbul, pp: 65-68. Breton, D. (2005). Acnn Antropolojisi, (ev: . Yerguz), 1. Bask, Sel Yaynlar, stanbul. Gndoan, A. O. (1997). Albert Camus ve Bakaldrma Felsefesi, 2.Bask, Birey Yaynlar, stanbul. Kolcu, A. . (2003). Yusuf Atlgann Roman Dnyas, 1. Bask, Toroslu Kitapl, stanbul. Trkylmaz, . (2004). Albert Camusnn Caligulasnda Yaam lm Diyalektii, Ankara niversitesi Dil ve Tarih-Corafya Fakltesi Dergisi, 43/2, pp:109-118. Yksel, T. (1992). Yusuf Atlgann zgemi Belgeseli, Yusuf Atlgana Armaan, letiim Yaynlar, stanbul, pp: 11-52.

142

Pamukkale University Journal of Social Sciences Institute, Number 7, 2010

PAMUKKALE NVERSTES SOSYAL BLMLER ENSTTS DERGSNE MAKALE GNDERME KOULLARI


Dergi Politikas Pamukkale niversitesi Sosyal Bilimler Enstits Dergisi (PAUSBED) sosyal bilimler alanlaryla ilgili retilen nitelikli yazlarn yer ald akademik bir yayndr. PAUSBED Hakemli bir dergidir. Dergiye yaymlanmak zere gnderilen almalar, ismi gizli tutulan ve yayn kurulunca belirlenen, alan uzman hakemler tarafndan deerlendirmeye alnr. PAUSBED Ocak, Nisan ve Austos aylarnda olmak zere ylda kez yaynlanr. PAUSBEDin yayn dili Trke, ngilizce, Franszca ve Almancadr. Trke almalar iin Trk Dil Kurumu tarafndan yaynlanan mla Klavuzu, yabanc dillerdeki yazlar iin o dillerin dilbilgisi kurallar esas alnr. Ayrca, yabanc diller bilim dalna (ngiliz Dili ve Edebiyat, Fransz Dili ve Edebiyat, Alman Dili ve Edebiyat vb.) ait almalar haricindeki btn bilim dallarnda yabanc dilde yazlan almalarn Trkesinin de gnderilmesi gerekmektedir. Dergiye Gnderilen almalarn Yazmnda Uyulmas Gereken Kurallar 1. Gnderilen almalarn daha nce baka bir yayn organnda yaymlanmam olmas veya yayn iin deerlendirme aamasnda bulunmamas gerekir. Bir kongre, sempozyum ve toplantda sunulmu veya tez olarak kabul edilmi almalar, yayn kurulu tarafndan uygun grlmesi durumunda, tarih ve yer bildirmek art ile yaymlanabilir. Bu konudaki her trl sorumluluk yazarlara aittir. Gnderilen almalar, editrler tarafndan n incelemeye alnacak; ekil artlarn salayamayan almalar hakem deerlendirme srecine alnmayacaktr. Yazarlar almalarn yaymlanmak zere PAUSBEDe gndermekle telif haklarn, PA Sosyal Bilimler Enstits bnyesindeki PAUSBEDe devretmi olurlar. Yaymlanan almalarn telif hakk dergiye aittir ve referans gsterilmeden aktarlamaz. Dergide yaymlanan almalarn bilimsel, ierik, dil ve hukuki sorumluluu yazar/yazarlarna aittir. Ancak, yazlarn ngilizce ve Trke ksmlar alan uzmanlar tarafndan dilbilgisi asndan incelenecek ve gerekli grlrse yayn kurulunun onay ile sz konusu deiiklikler yaplabilecektir. Yazlar A4 boyutundaki kadn sayfann iki yanndan 2.5 cm, stnden ve altndan 5 cm. boluk braklarak, Tek satr aralkla, 11 punto ve Times New Roman harf karakteri kullanlarak yazlmaldr. Yazlar sa alt keye sayfa numaras eklenerek gnderilmelidir. almann tamam, zet ve kaynakayla beraber 25 sayfay gememelidir. Yazlar dizgi, dzeltme ve bask ilerinin hzlandrlmas asndan bilgisayarlarda yaygn olarak kullanlan yazm program ile (Word for Windows) yazlmal ve biri yazar tantc bilgileri ieren, bir dieri yazar tantc bilgileri iermeyen iki kopya halinde elektronik ortamda dergiye gnderilmelidir. 6. lk balk metnin yazld dilde, 11 punto, tamam byk harflerle, ortalanarak ve koyu yazlmaldr. 7. Baln altna yazar/yazarlarn isimleri ortalanarak, 10 punto ve koyu yazlmaldr. Yazar isimlerine dipnot (*) eklenmeli, dipnotta yazarn akademik unvan, alt kurumun ad, adresi ve e-posta adresi belirtilmelidir. 8. Yazar isimlerinin altna, almann yazld dilde 100 kelimeyi gemeyecek ekilde zet yazlmaldr. zette almann amac, ierii ve sonular hakknda ksa aklayc bilgiler bulunmaldr. zetin altnda anahtar kelimeler (3-8 kelime) verilmelidir. alma Trke ise Trke anahtar kelimelerin altna, ngilizce balk, ngilizce zet ve anahtar kelimeler yazlmaldr. Eer alma yabanc dille yazlmsa, ikinci balk Trke olmal ve Trke zet ve anahtar kelimeler yer almaldr. zetler 10 punto ve tek satr aralyla yazlmaldr. 9. almalar yazm plan dorultusunda blm ve alt blm balklar olarak 1.25 cm girinti braklarak yazlmal ve alma ana konu ve alt konular 1., 1.1, 1.1.1 eklinde en fazla drt dzeye kadar numaralandrlmaldr. Birinci dzey balklarn tamam byk harfle olmaldr. Dier dzeydeki balklarn btn kelimelerinin ilk harfleri byk dier harfler ise kk olmak zere, 11 punto ve koyu olarak yazlmaldr. Numaralandrma Giri ve Sonu blmlerinin balklar da dahil btn balklarda yaplmaldr. 10. Yazlarda paragraflar 1.25 cm girinti braklarak oluturulmal ve aralarnda satr boluu bulunmamaldr. 11. Tablo ve ekillerdeki yazlar, 10 punto ve tek satr aralnda olmaldr. Tablo ve ekillerin sayfann kenarlarnn dna tamamas salanmaldr. Tablo balklar tablonun ieriini anlatacak ekilde yazlmal, numaralandrlmal ve tablonun st tarafnda verilmelidir. (Tablo 1: ilerin kararlara katlma dzeyleri). Tablo bal ikinci satra sarkyor ise ikinci satr Tablo numaras hizasndan sonra balamaldr. Tablo eer baka bir almadan aktarlm ise ayrca tablonun altna, alnt yaplan kaynak gsterilmelidir. Kaynak verilirken Kaynak: Yazarn Soyad, kaynan basm tarihi: Tablonun kaynaktan alnd sayfa says yada sayfa aral (Kaynak: Solak, 2006: 25-26). Tablo sadece yatay izgiler kullanlarak oluturulmaldr. ekillerde kullanlan balklar da eklin ieriini

2.

3.

4.

5.

Pamukkale niversitesi Sosyal Bilimler Enstits Dergisi, Say 7, 2010

anlatacak ekilde yazlmal, numaralandrlmal ve eklin altnda verilmelidir. (ekil 1: Gelirin yllara gre dalm). Eer ekil baka bir kaynaktan aktarldysa, ekil aklamasnn altna kaynakla ilgili bilgi verilmelidir. (Kaynak: Solak, 2006: 12). 12. Kaynaklar metnin ierisinde gsterilmelidir. Eer kaynaktan hibir deiiklik yapmadan birebir alnm ise yaplan aktarmann tamam trnak iareti ierisinde gsterilmelidir. Eer alntnn miktar birka cmleden daha fazla ise, yaplan alnt sa ve soldan 1.25 cm girinti verilerek 10 puntoyla yazlmaldr. Kaynak gstermeyle ilgili rnekler aada verilmitir. Tek yazarl kaynak gsterme: . kresel dnya sisteminde hakim olan g merkezleri, kendi gereklerini genelletirip evrensel insan gerekleri haline getirmektedir (Wallerstein, 2000: 206). ki yazarl kaynak gsterme:.. gerekli olduu dnlen/tartlan kiilik zellikleriyle ilgili younlama gze arpmaktadr (Bayraktarolu ve Kutani, 2003: 45). kiden fazla yazarla kaynak gsterme: yaplacak yardma ilikin yeni neriler sunan fikir sahipleri, sosyal giriimcilere rnek olarak verilebilir (Thompson vd., 2000: 328-338). Birden fazla kaynaktan yaplan alnty gsterme: .insan ilikileriyle ilgili ilk almalar Hawthorne almalaryla ortaya konulmutur (Etzioni, 1964:32; Sofer, 1972: 64). 13. Kaynakada kaynan yazarnn nce soyad, sonra isminin sadece ba harfleri yazlmaldr. Kaynaklar soyadlarn ba harfleri dikkate alnmak kaydyla harf srasna gre sralanmal ve baka herhangi bir numaralandrma yaplmamaldr. Eer kaynan knyesi ikinci satra tayorsa ikinci satra 1.25 cm ierden balanlmaldr. Kaynak gsterimi aadaki rneklere gre yaplmaldr. Kitap kaynak gsterme Erolu, F. (2006). Davran Bilimleri, 7. Bask, Beta, stanbul. eviri yaplm kitab kaynak gsterme Salam, M. A. (1990). Gneyin Gelimesinde Bilim, Teknoloji ve Bilim Eitimi zerine Notlar, (ev: O. Dzgne), Kltr Bakanl Yaynlar/1261, Bilim ve Teknoloji Yaynlar Dizisi-5, Ankara. Editrl kitaptaki blm kaynak gsterme Nohria, N. (1996). Is a Network Perspective a Useful Way of Studying Organizations?, Network and Organizations: Structure, Form, and Action, (Ed: N. Nohria and R.G. Eccles), Harvard Business School Press, Boston Makale kaynak gsterme Gebrekidon, D. A. ve Awuah, G. B. (2002).

Interorganizational Cooperation: A New View of Strategic Alliances: The Case of Swedish Firms in the International Market, Industrial Marketing Management, 31/8, pp: 679-693. Sempozyum kitabnda yaynlanm makaleyi kaynak gsterme Muller, A. L. ve Ryan, R. M. (2001). The Minds Outer Eye. In Alaska Symposium on Perspectives. Vol. 43: Perspectives on perspective (pp. 237-288). University of Alaska Press. Konferansta sunulmu ancak yaynlanmam makaleyi kaynak gsterme Shimahara, N. K. (1983, November 18). Mobility and education of Buraku: The case of a Japanese minority. Paper presented at the annual meeting of the American Anthropological Association, Chicago. Yaynlanmam tezi kaynak gsterme Roberts, M. B. (2001). Land Use and the Law. (Yaynlanmam Doktora Tezi). Illinois niversitesi Internetteki makaleyi kaynak gsterme Lessing, J. P. (2001). The physics of cultural magnets. Journal of Anthropological Studies, 8, 273-299. Retrieved July 3, 2002, http://www.jas.org/2001-8lessing.html. (10.10.2007) Internet dokmann kaynak gsterme Petrie Environmental Watch Center. (2002). Recent conservation legislation. (8. 3. 2002) http:// www.petriecenter.org/landuse/legislation/ 2.htm. 14. almalar iki kopya halinde pausbed@pamukkale. edu.tr adresine gnderilmelidir. Kopyalardan birisinde ayr bir kapak sayfas hazrlanmal kapak sayfasnda; almann bal, yazarn ad-soyad, e-mail adresi ve telefonu ile birlikte grev yapt kurum yazlmaldr. 15. Yazar gnderdii almayla ilgili olarak, bilimsel ahlk kurallarna uyulduunu ve almann baka herhangi bir yerde yaynlanmadn beyan eden dileke formunu derginin web sayfasndan temin ederek eksiksiz doldurmal ve imzalayarak 0 258 296 27 89 nolu fax numarasna yollamaldr. 16. Dergiye gnderilen yazlarn dergi kurallarna gre dzenlenmi olmas gereklidir. Yayn alt komisyonu, yazm kurallarna uymayan yazlar yaynlamama veya dzeltmek zere yazara iade etme yetkisine sahiptir. 17. Dergide yaynlanan almalardaki grlerin sorumluluu yazarlarna aittir. Metinlerin yayn ve telif hakk dergiye aittir. Yaynlanan her yaz iin o yaznn yazarna/yazarlarna ilgili dergiden birer adet gnderilecektir, ayrca telif creti denmeyecektir.

Pamukkale University Journal of Social Sciences Institute, Number 7, 2010

PAPER GUIDELINES FOR THE JOURNAL OF SOCIAL SCIENCES INSTITUTE OF PAMUKKALE UNIVERSITY
Journal Policy PAUSBED is an academic journal that gives place to the articles of quality in fields of social sciences. It is a journal with referees. The articles sent to be published in the journal shall be evaluated by the referees who are specialized in the field concerned and whose names are not revealed. The journal is published biannually, in January and July. The language of the journal is Turkish, English, French and German. mla Klavuzu, published by Turkish Language Association, is used for the papers in Turkish; as for the papers in English, French and German, the grammar rules and principles of the language in question shall be used. In addition, it is obligatory that Turkish versions of the articles in foreign languages in all the fields, excepting for the fields in foreign languages such as English, French and German Language and Literature, should be sent. The following are to be obeyed in the papers: The Rules to Follow in the Papers 1. It is necessary that papers submitted to the journal should not be previously published, nor should they be under consideration and evaluation for publication in other journals. If the articles have been presented as a paper at a congress, symposium and meeting beforehand or accepted as a thesis, they may be published on the condition that they are introduced along with the date and place of their presentation and admitted by the Board. Any responsibility on this subject concerns the author(s). 2. Submitting their papers to be published in PAUSBED within the body of Social Sciences Institute of Pamukkale University, the authors agree to give the copyright of the papers to PAUSBED within the body of Social Sciences Institute of Pamukkale University. The copyright of the papers published belongs to the journal and cannot be transferred without showing a reference. 3. Scholarly, contextual, lingual and legal responsibility of the papers published in the journal belongs to the author(s) of the paper in question. 4. The papers should be written on one side of an A4 paper with 2,5 cm margin on right and left sides of page and 5 cm margin on the bottom and top of the page. 11-point Times New Roman should be used and a single space should be left between the lines. Page numbers should be placed on the right lower corner. The whole of the paper, together with the abstract and bibliography, should not exceed 25 pages. The papers should be written in Word for Windows software program as it is commonly used in computers in order to accelerate the procedures of composition, correction and publication. Also, it should be sent to the journal via e-mail in two copies, one with a page that describes the author and the other without it. 5. The title should be written with bold and capital letters in 11-point in the language of the paper. 6. The title should be followed by an abstract of the paper and key words (3-8 words). If the paper is Turkish, the title, abstract and keywords should also be written in English. If the paper is written in a foreign language, the second title should be Turkish and Turkish abstract and key words should take place below the title. The abstract should be written in 10-point and a single-space format. 7. The title, name and surname of the author(s) should be written in the middle below the title. The sign (*) should be placed at the end of the names to describe the institution, address and e-mail address of the author(s) at the bottom of the first page. 8. The papers should be written in accordance with the above guidelines and titles and subtitles should be written with a 1,25-cm indent. The main topic and sub-topics of the paper should be numbered in four levels at most as 1., 1.1, 1.1.1 and 1.1.1.1. The title in the first level should be wholly written in capital letter. The first letters of all the words of the titles in the other levels should be written in capital letter and the others in small letters; they should all be in 11-point and bold. Numbering shall be done in all the titles, including those of the introduction and conclusion parts. 9. The writings in tables and figures should be written with single space and within the limits of the text. Title of the table should be numbered and given just above the top of the table in such a way as to give the content of the table. If the title of the table requires a second line, it should be aligned with the table number. If the table has been transferred from another paper, the reference should be given below the table. Reference: Surname of the author, Date of publication: The number or interval of the pages that contain the table (Reference: Solak, 2006: 25-26). Table should be made just by using horizontal lines. The same is true of the figures, as well. The title of the figure should be numbered and given below the figure in such a way as to give the content of the figure. If the figure has been transferred from another paper, the reference should be given below the figure as follows (Reference: Solak, 2006: 12). 10. References should be shown within the text. If the quotation is taken from the reference without

Pamukkale niversitesi Sosyal Bilimler Enstits Dergisi, Say 7, 2010

any change in it, namely in the same way as it is in the original, the whole of the quotation should be given in quotation marks. If the quotation is longer than a few sentences, it should be written in 10-point with a 1,25-cm indent from the right and left. Some examples concerning the references and quotation are given below: Quotation from a single author: . kresel dnya sisteminde hakim olan g merkezleri, kendi gereklerini genelletirip evrensel insan gerekleri haline getirmekte (Wallerstein, 2000: 206). Quotation from two authors:..gerekli olduu dnlen/tartlan kiilik zellikleriyle ilgili younlama gze arpmaktadr (Bayraktarolu and Kutani, 2003: 45). Quotation from more than one author: yaplacak yardma ilikin yeni neriler sunan fikir sahipleri, sosyal giriimcilere rnek olarak verilebilir (Thompson et al., 2000: 328-338). Quotation from more than one reference: .insan ilikileriyle ilgili ilk almalar Hawthorne almalaryla ortaya konulmutur (Etzioni, 1964: 32; Sofer, 1972: 64). 11. Showing the references in the bibliography should be made as follows: Referring a book: Erolu F. (2006). Davran Bilimleri, 7. Bask, Beta, stanbul. Referring a book that has been translated: Salam M.A. (1990). Gneyin Gelimesinde Bilim, Teknoloji ve Bilim Eitimi zerine Notlar, (ev: O. Dzgne), Kltr Bakanl Yaynlar/1261, Bilim ve Teknoloji Yaynlar Dizisi-5, Ankara. Referring an article: Gebrekidon D.A., & G.B. Awuah (2002). Interorganizational Cooperation: A New View of Strategic Alliances: The Case of Swedish Firms in the International Market, Industrial Marketing Management, 31/8, pp: 679-693. Referring a part in an edited book: Nohria Nitin (1996), Is a Network Perspective a Useful Way of Studying Organizations?, Network and Organizations: Structure, Form, and Action, (Ed: N. Nohria and R.G. Eccles), Harvard Business School Press, Boston. Referring an article published in a symposium book: Muller, A. L., & Ryan, R. M. (2001). The mind's outer eye. In Alaska Symposium on Perspectives. Vol. 43: Perspectives on perspective (pp. 237-288).

Fairbanks: University of Alaska Press. Referring an article presented in a conference but not published: Shimahara, N. K. (1983, November 18). Mobility and education of Buraku: The case of a Japanese minority.. Paper presented at the annual meeting of the American Anthropological Association, Chicago. Referring an unpublished dissertation: Roberts, M. B. (2001). Land use and the law.. Unpublished doctoral dissertation, University of Illinois. Referring an article on internet: Lessing, J. P. (2001). The physics of cultural magnets. Journal of Anthropological Studies, 8, 273-299. Retrieved July 3, 2002, from http://jas.org/2001-8lessing.html. Referring an internet document: Petrie Environmental Watch Center. (2002). Recent conservation legislation.. Retrieved August 3, 2002, from http://www.petriecenter.org/landuse/ legislation/2.htm. 12. The papers shall be sent to the address pausbed@pamukkale.edu.tr in two copies. A separate cover should be prepared for either of the copies and the title of the article, the name and surname of the author(s), e-mail address, telephone number and institution should be stated in it. A cover page will not be prepared for the other copy, nor will any information of the author(s) be included on the first pages of the article. 13. The author should obtain the petition form from the web page of the journal, in which to assure us that ethical rules have not been violated in writing the article and the paper has not been published anywhere else. After signing the form, he shall send it to the fax number 0 258 2952789. 14. It is necessary that the papers submitted to the journal should be arranged according to the journal guidelines and made ready for publication. The subcommittee of the journal has the right not to publish the papers that do not conform to the journal guidelines and or to return it back to the author for him/her to revise it. Responsibility of the views in the papers published in the journal belongs to the author(s). Copyright and publication right of the texts belong to the journal. For each paper published, the author(s) of that paper shall be sent a copy of the journal in which that paper is published. No copyright fee shall be paid to the author(s) or anyone else.

Pamukkale University Journal of Social Sciences Institute, Number 7, 2010

PAMUKKALE UNIVERSITT ZEITSCHRIFT DER INSTITUT FR SOZIALWISSENSCHAFT


Politik der Zeitschrift PAUSBED ist eine akademische Zeitschrift, indem Beitrge aus dem sozialwissenschaftlichen Fachgebiet bewertet werden. Die Beitrge werden von einer Beirat bewertet, deren Namen der ffentlichkeit geschlossen ist. PAUSBED erscheint zweimal im Jahr, jeweils zur Monatsmitte Januar und Juli. PAUSBED verlangt Beitrge in Trkisch, Englisch, Franzsisch und Deutsch. Beim Verfassen der Arbeit wird auf eine angemessene Sprache sowie auf einwandfreie Rechtschreibung und Zeichensetzung zur Beachtung empfohlen. Grundstzliche Anmerkungen 1. PAUSBED beansprucht unverffentlichte Beitrge. Falls die Beitrge vorher verffentlicht worden waren, werden sie von der Beirat bewertet und je nachdem verffentlicht oder nicht. 2. Da die Rechte fr die Beitrge, die abgegeben sind, PAUSBED bertragen sind, drfen sie ohne Erlaubnis oder ohne Quellenangabe nicht nochmal verffentlicht werden. 3. Nach Quellenangaben und Inhalt tragen die Autoren die Verantwortung selbst. 4. Format fr den Flietext: DIN A4; Seitenrnder: Links: 2.5 cm, rechts: 2.5 cm, oben 5 cm, unten: 5 cm; Umfang von 25 Seiten; Schriftgre 11 Punkt und Proportionalschrift Word for Windows. Zwischen den Abstzen ist ein Abstand mit einer Leerzeile verlangt. Die Beitrge per elektronischer Post senden siehe Absatz 12. 5. Die berschrift des Beitrags wird in groen Buchstaben, Schriftgre 11 Punkt und im Fettdruck formatiert verlangt. 6. Nach der berschrift des Beitrags werden eine kurze Zusammenfassung und Schlsselwrter zwischen 3 bis 8 Wrter verlangt. Die zweite berschrift wird in kurzer Zusammenfassung, die Schlsselwrter in trkischer Sprache und in Schriftgre 10 Punkt verlangt. 7. Der akademische Titel, Name Familienname des Verfassers soll unter der berschrift mit (*) markiert sein. Das Abteil, die Adresse und die E-Mail-Adresse des Verfassers werden am Ende des Papiers mit einer Funote verlangt. 8. Zwischen einer Kapitelberschrift und dem Beginn des Textteils ist ein Abstand von 1.25cm. Kennzeichnung der Gliederungspunkte sind Ziffernkombinationen zu verwenden: 1, 1.1, 1.1.1, 1.1.1.1, (max. bis 4). Die Kapitelberschriften knnen in einer greren Skalierung, bei den anderen Gliederungen nur die Anfangsbuchstaben gro geschrieben werden. (Fettdruck, 11 Punkt) 9. Tabellen werden mit einer fortlaufenden Nummerierung verlangt. Die Tabellenberschrift muss oberhalb der Tabelle stehen. (Tabelle 1: silerin kararlara katlma dzeyleri). Die Funoten bzw. Quellenangaben sind unterhalb anzugeben. (Quelle: Solak, 2006: 2526). Abbildungen und Tabellen werden fett-kursiv verlangt. Abbildungen werden auch mit einer fortlaufenden Nummerierung aber unterhalb der Abbildung verlangt. (Abbildung l: Gelirin yllara gre dalm). Falls die Abbildungen aus anderen Quellen stammen, sind die Quellen wie folgt anzugeben. (Quelle: Solak, 2006: 12). 10. Funoten und Anmerkungen sind durchgehend zu nummerieren und im Text hochzustellen. Bei originaler Wiedergabe beginnt der Text der Funote mit .....Die Funotentexte mssen auf derselben Seite stehen wie die Zitate. Anmerkungen (Erluterungen, Kommentierungen, ...) erfolgen in den entsprechenden Funoten auf derselben Seite mit dem Seitenrand: Links: 1.25 cm, rechts: 1.25 cm und Schriftgre 10 punkt.Beispiele fr Quellenangaben wie folgt: Einzel Autoren: ..... kresel dnya sisteminde hakim olan g merkezleri, kendi gereklerini genelletirip evrensel insan gerekleri haline getirmekte (Wallerstein, 2000:206). Zwei Autoren: ..... gerekli olduu dnlen/tartlan ksk zellikleriyle ilgili younlama gze arpmaktadr (Bayraktarolu ve Kutani, 2003:45). Mehrere Autoren: ..... yaplacak yardma ilikin yeni neriler sunan fikir sahipleri, sosyal giriimcilere rnek olarak verilebilir (Thompson vd., 2000:328-338). Mehrere Quellenangaben: ..... insan ilikileriyle ilgili ilk almalar Hawthorne (almalaryla ortaya konulmutur (Etzioni, 1964:32; Sofer, 1972:64). 11. Quellenangaben: Bcher: Erolu F. (2006). Davran Bilimleri, 7. Baski, Beta, stanbul. bersetzte Bcher: Salam M.A. (1990). Gneyin Gelimesinde Bilim, Teknoloji ve Bilim Eitimi zerine Notlar, (ev: O. Dzgnes), Kltr Bakanl Yaynlar /1261, Bilim ve Teknoloji Yaynlar Dizisi5, Ankara. Beitrge: Gebrekidon D.A.& G.B. Awuah (2002). "Interorganizational Cooperation: A New View of Strategic Alliances: The Case of Swedish Firms in the International Market", Industrial Marketing Management, 31/8, pp:679-693.

Pamukkale niversitesi Sosyal Bilimler Enstits Dergisi, Say 7, 2010

Bcher von Herausgeber: Nohria Nitin (1996), "Is a Network Perspective a Useful Way of Studying Organizations?", Network and Organizations: Structure, Form, and Action, (Ed: N. Nohria and R.G. Eccles), Harvard Business School Press, Boston. Symposium Sammelband : Muller, A. L. & Ryan, R. M. (2001). The mind's outer eye. In Alaska Simposium on Perspectives. Vol. 43: Perspectives on perspective (pp. 237-288). Fairbanks: University of Alaska Press. Beitrge aus einem Konferenzsammelband: Shimahara, N. K. (1983, November 18). Mobility and education of Buraku: The case of a Japanese minority. Paper presented at the annual meeting of the American Anthropological Association, Chicago. Verffentlichte Doktorarbeit: Roberts, M. B. (2001). Land use and the law. Unpublished doctoral dissertation, University of Minois. Beitrge aus elektronischer Zeitschrift: Lessing, J. P. (2001). The physics of cultural magnets. Journal of Anthropological Studies, 5, 273-299. Retrieved July 3, 2002, from http://jas.org/2001-8lessing.html.

Elektronisches Dokument: Petrie Environmental Watch Center. (2002). Recent conservation legislation.. Retrieved August 3, 2002, from http://www.petriecenter.Org/landuse/ legislation/2.htm. 12. Die Beitrge sind in zweifacher Ausfertigung (Ausdrucke, Kopien) an die Adresse pausbed@ pamukkale.edu.tr zu senden. Fr einen Beitrag wird ein Titelblatt verlangt, in dem das Generalthema des Beitrags, Name-Familienname, Adresse, Telefonnummer und E-Mail-Adresse des Verfassers angegeben sind. 13. Von dem Verfasser wird eine Eiderklrung verlangt, dass der Beitrag im Rahmen der akademischen Ethik, Prinzip der Objektivitt, Ehrlichkeit, berprfbarkeit der angewandten Arbeitsmethoden, Prinzip der Vollstndigkeit und der bersichtlichkeit zustimmt. Das Verpflichtungsschreiben ist unter der Web Adresse zu finden. Die Faxnummer fr das Eiderklrung: 0 258 295 27 89 14. Der Beirat hat das Recht auf Korrektur vom Verfasser zu verlangen. Die Beitrge, die in PAUSBED verffentlicht sind, gelten als eigentliche Urheber der Beitrge. Falls der Beitrag verffentlicht wird, wird dem Verfasser eine Zeitschrift per Post geschickt.

Pamukkale University Journal of Social Sciences Institute, Number 7, 2010

NORMES REDACTIONNELLES POUR LE JOURNAL DE LINSTITUT DES SCIENCES SOCIALES DE LUNIVERSITE DE PAMUKKALE
Politique du Journal Le Journal de LInstitut des Sciences Sociales de LUniversit de Pamukkale (PAUSBED) est une publication acadmique o on peut publier des articles qualifis dans le domaine de sciences sociales. PAUSBED est un journal rfr. Les articles envoys au journal en vue detre publi sont apprcis par un jury de science dont les noms ne sont pas dits. PAUSBED est publi, deux fois par an, en janvier et en juillet. PAUSBED est publi en quatre langues; Turc, Anglais, Franais, et Allemand. Pour les articles en Turc, on prend en considration Le Guide de Ponctuation (ml Klavuzu) de lInstitution de la Langue Turque; et pour les articles en langues trangres, les spcifications rdactionnelles et grammaticales de ces langues. En outre, tous les articles des autres domaines crits en langues trangres se doivent tre envoys avec leurs traductions turques, sauf les langues et littratures trangres; Anglaises, Franaises, Allemandes, Spcifications Rdactionnelles obligatoires. 1. les articles ne doivent pas tre dj publies dans un autre journal ou envoyes un jury. Les articles, dj prsentes comme communication dans un congrs, un symposium, ou un colloque, dj acceptes comme thse, condition de dire la date, le lieu et detre vue conformes la publicaton par les diteurs, se peuvent tre publies. Toute responsabilit en incombe aux auteurs. Les auteurs qui envoient leurs articles, en vue dtre publies, PAUSBED, accordent leurs droits dauteur PAUSBED, au sein de LInstitut des Sciences Sociales de LUniversit de Pamukkale. Les droits de copyright des articles publies appartiennent au journal et elles ne se peuvent pas tre transbordes sans sy rfrer La responsabilit des tudes (la reponsabilit scientifique, juridique, du contenu et du langage des articles publis dans le journal) incombe aux auteurs. Lditeur nest aucunement responsable. La police de caractre unique pour les rdactions est: Times New Roman, Taille de police: 11. Les rdactions doivent tre crites sur la seule face du papier de taille A4 avec 2.5 cm de deux cots et 5 cm du haut et du bas, et avec une ligne dintervalle, et avec les numros de pages centraliss droite. Le total de larticle ne doit pas dpasser 25 pages y compris le rsum et les rfrences. Les rdactions (articles) doivent tre envoyes au format lectronique, au journal en fichier Word (Word For Windows) pour faciliter lindexation, la correction et ldition composant de deux exemplaires dont lun, contenant les informations sur lauteur. 5. Le titre de larticle doit tre en taille 11, en gras, et en grand caractres majuscules et en langue de larticle. 6. Aprs le titre, doivent tre cits les mots cls (3-8 mots). Si la langue de larticle est Turc, le titre, le rsum et les mots cls doivent tre crits en anglais. Si celui-ci est en langue trangre le deuxime titre, rsum, et mots cls doivent tre en Turc. Le rsum doit tre crit avec une ligne dintervalle en taille 10. 7. Le nom, le prnom et le titre de lauteur /ou auteurs doivent tre crits sous le titre au centre, avec un post-scriptum (*) sur les noms, et sur le bas de la page doivent tre cits lappartenance, ladresse et l e-mail adresse de lauteur. 8. Les chpitres et les sous-chpitres des articles doivent tre crits, daprs le plan rdactionnel, avec 1,25 cm danse et les sujets primaires et secondaires de larticle doivent tre numrot jusqu quatre niveau au maximum comme 1., 1.1, 1.1.1 . Tous les titres de niveau primaire doivent tre en majuscules, et pour les autres, seules les primires lettres des mots, en majuscules, les restes en miniscules, en taille 11 et en gras. Ils doivent tre aussi tous numrots, y compris les titres des sections dintroduction et de conclusion. 9. Les rdactions sur les tableaux et les figures doivent tre cites avec une seule intervalle sans dborder le texte. Le titre du tableau doit tre nomrot et cit au dessus, et expliquer le contenu de celuici. ( Tableau 1: Les niveaux de participation des ouvriers aux dcisions). Sil dborde en deuxime ligne celle-ci doit tre commence du mme alignement avec le numro du tableau. Les rfrences doivent tre crites comme: Rfrence: Nom de lauteur, Date ddition de la rfrence, les nombres ou les intervalles des pages de la rfrence dont le tableau a t tir. ( Rfrence: (source:) Solak, 2006: 25-26 ). Le tableau doit tre compos avec des lignes horizontales. Le mme cas est valable pour les figures. (= ce qui est le mme pour les figures) Le titre de la figure doit tre numrot et cit cette fois-ci sous la figure et galement expliquer le contenu de celle-ci. (Figure 1: Dissmination du revenu daprs les annes). Si la figure est tire dune autre source(rfrence) on doit donner une information sous lexplication de la figure. (Source(Rfrence): Solak, 2006: 12). 10. Les rfrences doivent tre cites dans le corps du texte. Si la citation est tire sans aucun changement de la rfrence(source) elle doit tre crite entre guillemets, et que celle-ci est plus de quelques phrases elle doit tre crite en taille 10, avec 1,25 cm danse de droite et de gauche. On peut voir ci-dessous les exemples de rfrences:

2.

3.

4.

Pamukkale niversitesi Sosyal Bilimler Enstits Dergisi, Say 7, 2010

Rfrer un seul auteur: .............................kresel dnya sisteminde hakim olan g merkezleri, kendi gereklerini genelletirip evrensel insan gerekleri haline getirmekte (Wallerstein, 2000: 206). Rfrer deux auteurs: ................... gerekli olduu dnlen/tartlan kiilik zellikleriyle ilgili younlama gze arpmaktadr (Bayraktarolu et Kutani, 2003: 45). Rfrer plus de deux auteurs: ................yaplacak yardma ilikin yeni neriler sunan fikir sahipleri, sosyal giriimcilere rnek olarak verilebilir (Thompson etc., 2000: 328-338). Citation plus de deux sources: ...................insan ilikileriyle ilgili ilk almalar Hawthorne almalaryla ortaya konulmutur (Etzioni, 1964: 32; Sofer, 1972: 64). 11. Les rfrences doivent tre cites dans la bibliographie comme les suivants: Rfrer un livre : Erolu F. (2006). Davran Bilimleri, 7. bask, Beta, stanbul. Rfrer un livre traduit : Salam M.A. (1990). Gneyin Gelimesinde Bilim, Teknoloji ve Bilim Eitimi zerine Notlar, (Trad: O. Dzgne), Kltr Bakanl Yaynlar/1261, Bilim ve Teknoloji Yaynlar Dizisi-5, Ankara. Rfrer un article: Gebrekidon, D.A., & G.B. Awuah (2002). Interorganizational Cooperation: A New View of Strategic Alliances: The Case of Swedish Firms in the International Market, Industrial Marketing Management, 31/8, pp: 679-693. Rfrer un chpitre dun livre ditorial: Nohria Nitin ( 1996 ), Is a Network Perspective a Useful Way of Studying Organizations?, Network and Organizations: Structure, Form, and Action, (Ed: N. Nohria and R.G. Eccles), Harvard Business School Press, Boston. Rfrer un article publi dans un livre de symposium: Muller, A. L., & Ryan, R. M. (2001) The minds outer eye. In Alaska Symposium on Perspectives. Vol. 43: Perspectives on perspective (pp. 237-288). Fairbanks: University of Alaska Press.

Rfrer un article prsent dans une confrence mais non publi: Shimahara, N. K. (1983, Novembre 18). Mobility and education of Buraku: The case of Japanase minority.. Paper presented at the annual meeting of the American Anthropological Association, Chicago. Rfrer un thse de doctorat non publi: Roberts, M. B. (2001) Land use and the law.. Unpublished doctoral dissertation, University of Illinois. Rfrer un article tir de linternet: Lessing, J. P. (2001). The physics of cultural magnets. Journal of Anthropological Studies, 8, 273-299. Retrieved July 3, 2002, from http://jas.org/2001-8-lessing.html. Rfrer un document tir de linternet: Petrie Environmental Watch Center. (2002). Recent conversation legislation.. Retrieved August 3, 2002, from http://www.petriecenter.org/legsilation/2.htm. 12. Les articles doivent tre envoys ladresse suivante en deux copies, pausbed@pamukkale. edu.tr Dans lune des copies, il doit exister une page de couvercle sur laquelle doivent se trouver le titre de larticle, les nom, et prnom, e-mail, ladresse, le tlphone et lappartenance institutionnelle de lauteur, dans lautre, il nexistera pas une page de couvercle et les informations sur lauteur. 13. Lauteur doit envoyer au numro de fax 0 258 2952789 une requte tire de la page web du journal, remplie sans dfaut et signe, dclarant quil respecte dans son article, les normes thiques scientifiques et que celui-ci na pas t dj publi dans un autre journal. 14. Les articles envoyes au journal doivent tre arranges daprs les spcifications rdactionnelles du journal et prtes tre publies. Le sous-comit de publication a le droit de ne pas publier ou de renvoyer des articles non pas conformes aux spcifications rdactionnelles lauteur pour la correction. La responsabilit des penses dans les articles appartient leurs auteurs. Les droits de publications des textes et le droit de copyright(auteur) appartiennent au journal. Pour chaque article etre publi, il sera adress un journal lauteur / ou auteurs et il ne sera pas pay un frais de copyright.

Pamukkale University Journal of Social Sciences Institute, Number 7, 2010

Pamukkale niversitesi Sosyal Bilimler Enstits Dergisi, Say 7, 2010

You might also like