You are on page 1of 87

T. C.

ULUDA NVERSTES SOSYAL BLMLER ENSTTS TEMEL SLAM BLMLER ANABLM DALI TASAVVUF BLM DALI

LK SUFLERN DER DNLERE BAKII


YKSEK LSANS TEZ

Danman Prof. Dr. Sleyman ULUDA

Hasan ER

BURSA 2005 I

II

ZET TEMEL SLAM BLMLER ANABLM DALI TASAVVUF BLM DALI


LK SFLERN DER DNLERE BAKII Hasan ER (Yksek Lisans Tezi zellikle XIX. Yzyln balarndan itibaren sistemli bir ekilde ilenen dinlerin kurtuluu temin etmesi ve bir arada yaama sorunu, her din tarafndan farkl ekillerde alglanmakla kalmam, dinler ierisinde olumu ekoller tarafndan da muhtelif deerlendirmelere tabi tutulmutur. Bunun sonuncunda slamn kendi iinde barndrd dnce ekolleri, sahip olduklar problematik balamnda meseleye zm retme yoluna gitmilerdir. slam dncesinin gnl merkezli yorumunu reten sufiler de bu probleme kendi dnce btnlkleri ierisinde yaklamlardr. Tasavvuf dncenin sahip olduu baz zellikler sfiler dier dinlere bakn etkilemitir. zellikle vahdet dncesi ve ak sembolizmi noktasndan hareket eden sfiler dier dinlerin mensuplarna kar daha lml yaklatklar gzkmektedir. Bununla beraber slamn ilk yllarnda yaam sfiler bu konudaki dncelerini sistemli bir ekilde ortaya koymadklarnn tespiti mmkndr. Bunun sebebi, ilk sfiler henz dier din ve kltrlerle karlamam olmalardr. Fakat muhtelif kltr ve medeniyetleri barndrma noktasnda dier yerleim birimlerinden farkl olan corafyalarda yaayan sfiler teki dinlerden insanlarla girdikleri ilikiler sonunda farkl dinlerden insanlarla akrabalk yapm sfiler dncelerinde dier din ve inanlarn etkisini grmek mmkndr. Snrl sayda sfinin karlat bu durum, ilk sfiler meydana getirdikleri kavramlarn sahip olduu tarihsel zellii ortay koymaktadr. Bilgi sosyolojisi balamnda deerlendirilecek olursa, sfiler yaadklar konjonktrn bir sonucu olarak ilk dnemde yaam sfiler her ne kadar farkl dinlerden insanlarla girdikleri snrl sayda diyaloglar bulunsa da dier dinlerin kurtuluu temin edip edemeyecekleri ile ilgili bir tez ne srmemilerdir. Anahtar Kelimeler: Kurtulu teorisi, diyalog, kapsayclk, din oulculuk, dlayclk, hermentik, vahdet, ak sembolizmi. Danman: Sleyman ULUDA Sayfa says: 77
III

ABSTRACT THE PONT OF VEW OF THE FRST SUFES TO OTHER RELGONS


Hasan ER (Master Thesis)

Especially from the first times of 19th centuries the problem of forming the salvation of the belivers and their living together which is studied systematically has been regarded by different perspectives and also subjected to various commends by the disciplines of the religion. As a result of the statement the discipline of slam tries to produce some solitions to this situation which the problematic they have. The sufies who produce the commend of spiritual thought approached to this problem in their totalitarian idea system. Some of the features of sufism effects its point of view to the other religion. Especially the sufies who take into consideration the unity of being and symbolism of love since to behave more moderately to the belivers of the other religions. However it can be proved that the sufies who lived in the first times of slam did not put their ideas systematically. Because they had not encountered the other cultures and religions yet. But the other sufies who live in the other geographies and climates seem to behave more moderately and think more extensively. It is possible to see that the sufies who had lived in different geographies and climates and had some relatives from the other religions had been effected from the other religions and beliefs. This situation that limited of number of sufies has examined, stated the historical features of which the concepts the first sufies had performed if it is regarded as knowledge of sociology has a result of the sufies conjuncture the first sufies had very limited relationships with the other people whether or not they produced any salvation thesis of the other religions. Key Words: Theory of salvation, dialog, inclusivism, religious pluralism, exclusivism,hermeneutic, unity of being, symbolism of love. Supervisor: Professor Sleyman ULUDA Number of pages: 77
IV

NSZ
Bu almada Tasavvfun dier dinleri ve bu dinlere mensup insanlar nasl deerlendirdii meselesi ele alnmaya allacaktr. slamn ilk yllarnda balam olan dier dinlerle diyalog, her ne kadar o gn ile bu gnn sahip olduu dinamikler farkl olsa da, gnmzde de poplaritesini muhafaza etmektedir. Dier dinlerin durumu ifadesi; bir arada yaama sorunu ve hangi dinin veya dinlerin kurtuluu temin edecei eklindeki biri sosyolojik dieri ise teolojik iki yaklam ihtiva etmektedir. XIX. yzyldan buyana dnyada yaanan kozmopolitlemenin bir sonucu olan ve din bilimcileri tarafndan yaygn bir ekilde tartlan, 11 Eyll olaylarndan sonra sadece din felsefesi alanyla snrl kalmayarak siyasi platformda da nemli yansmalar bulmasndan dolay sosyal bilimciler tarafndan sosyolojik bir vaka olarak tahlil edilen oulculuk konusu, bu almada bir takm snrlandrmalarla ortaya konmaya allacak, sosyolojik tarafna temas edilmekle beraber arlkl olarak teolojik ynne vurgu yaplacaktr. Konu, meselenin sosyal boyutunu ifade eden, bununla beraber ahlaki bir gereklilik olan diyalog kavram; teolojik tarafn ortaya koyan kavram olarak da; dlayclk, kapsayclk ve oulculuk kavramlar araclyla ortaya konmaya allacaktr. Birinci blmde, oluabilecek kavram kargaasn nleme gayretinin bir sonucu olarak bu kavramlarn yerleri belirlenmeye allacaktr. kinci blmde ise, sz konusu alma tarihsel ierikli olsa da, gnmzde bu almay gerekli klan; Linguistik Felsefe, Hermentik ve Sembolizm gibi felsefi retilere yer verilerek konunun felsefi arka plan ortaya konmaya allacaktr. Sfilerin konuya baklarn tespit etmeden nce, genel anlamda slamn dier dinleri nasl deerlendirdiini bilmenin probleme k tutaca dncesiyle, nc blmde slamn Dier dinlere bak aklanmaya allacaktr. Bu blmde konu ilgili yetler ortaya konmak sretiyle zlmeye allacaktr.

Drdnc blmde, slamn ilk yllarnda yaam sfilerin, gnmzde oulculuk kavramyla ifade edilen problemi nasl deerlendirdikleri tespit edilmeye allacaktr. Temel tasavvf klasikleriyle beraber tasavvuf alanda nemli yerleri olan gnmz yazarlarndan da faydalanlarak hazrlanan bu blm, slamn douundan Hallc- Mansura (l.309/921) kadarki dnemi kapsamaktadr. almann bu dnemle snrlandrlmasnn sebebi, zellikle Hallc, bn Arab (11651240) ve Mevlna (604/6721207/1273)nn bu konudaki grlerinin mstakil birer almay gerekli klmasdr. Sz konusu dnemde yaam sfilerin hayatlar hakknda yaplan aratrma sonucunda, konuyla ilgili veri bulmakta ekilen sknty ortadan kaldrmak amacyla, sfilerin dier kltr ve medeniyetlerle olan mnasebetlerine yer verilmi, ilk dnemde yaam sfilerin ortaya attklar teorilerin sonraki dnemlerde, konumuz balamnda ortaya kan etkileri tespit edilmeye allmtr. Bu aratrma konusunun tespitinde ve bir tez haline getirilmesinde yardmlarn grdm, almalarm esnasnda bana klavuzluk eden saygdeer hocalarm Prof. Dr. Sleyman ULUDA ve Prof. Dr. Mustafa KARAya, ayrca tezin yazld sre boyunca, huzurlarna her gittiimde deerli vakitlerinden fedakrlk yaparak yardmlarn esirgemeyen Dr. Abdullah KARTAL ve Dr. Salih FTe samimi teekkrlerimi sunuyorum. Hasan ER Bursa, Eyll 2005

VI

NDEKLER
ZET ____________________________________________________________ III ABSTRACT _______________________________________________________ IV NSZ ___________________________________________________________ V NDEKLER ____________________________________________________VII KISALTMALAR ___________________________________________________ IX GR_____________________________________________________________ 1 BRNC BLM TEORK EREVE_________________________________ 4
I. LGL KAVRAMLAR ____________________________________________ 4
A. B. C. D. PLRALZM (OULCULUK)_______________________________________4 NCLUSVZM (KAPSAYICILIK) _____________________________________9 EKSCLUSVZM (DILAYICILIK) ___________________________________13 DYALOG _______________________________________________________16

II.

METODOLOJK YAKLAIM_____________________________________ 21
A. B. C. LNGUSTK FELSEFE_____________________________________________22 SEMBOLZM _____________________________________________________26 HERMENTK ___________________________________________________29

KNC BLM SLAMIN DER DNLERE BAKII __________________ 31


I. II. AYETLER IIINDA DER DNLERN DURUMU _________________ 31 SOSYO-POLTK NEDENLERN MSLMANLARIN DER DNLERE BAKIINA ETKS ______________________________________________ 37

NC BLM LK SFLERN DER DNLERE BAKII __________ 42


I. DER DNLERLE DYALOA GRMEDE TASAVVUFUN STLEND FONKSYON ______________________________________ 42 II. DER DNLERN DURUMU PROBLEMNN TASAVVUF DNCENN LK MESELELER ARASINDAK YER _____________ 45
VII

A. B.

LK DNEMDE OLUAN TASAVVUF LTERATR ___________________45 DER DNLERN DURUMUYLA LGL SZL, YAZILI VEYA FL AIKLAMA YAPMAMI OLAN SFLER ____________________________47

III.

SFLERN AIKLAMALARININ OULCULUK, KAPSAYICILIK VE DYALOG KAVRAMLARI BALAMINDA DEERLENDRLMES __ 51


A. B. SFLERDE DI TESR ____________________________________________55 AK SEMBOLZM, VARLIK FELSEFES VE NR- MUHAMMED RETLERNN SFLERN DER DNLERE BAKIINA ETKS ______62

IV.

SFLERN AIKLAMALARININ DILAYICILIK KAVRAMI BALAMINDA DEERLENDRLMES ___________________________ 67


A. SFLERN SADECE SLAMI KURTULU YOLU OLARAK GSTERMELER _________________________________________________69

SONU __________________________________________________________ 71 KAYNAKLAR _____________________________________________________ 73

VIII

KISALTMALAR
a.g.e. a.g.m. b. bkz. C. ev. ed. haz. s. sad. : Ad Geen Eser : Ad Geen Makale : bn. : Baknz : Cilt. : eviren : Editr : Hazrlayan : Sayfa : Sadeletiren

IX

GR
Din felsefesinin XXI. yzyl itibariyle ulam olduu merhalede ele ald nemli konulardan biri olan oulculuk problemi, her ne kadar sistemli bir ekilde ilk olarak Bat literatrnde yer alsa da, sadece Bat dnyasn megul etmekle kalmayarak, dnya zerinde yaanan kozmopolitleme sayesinde btn dnya medeniyetlerini ilgilendiren bir hal almtr. 19621965 yllar arasnda gerekleen II. Vatikan Konsilinde, sa Mesihi tanmam, fakat buna ramen mrn Tanry aramakla geirmi bir kiinin Hristiyan olmasa da kurtulua erebilecei belirtilerek, felsef arka plan daha nceleri oluturulmu olan oulculuk probleminin din literatrde nemli bir yer edinmesi salanmtr. Bu teorik gerein Bat dnyasnda uygulama alan bulup bulmad hala tartlmaktadr, dnya zerindeki siyas menfaatler var olduu mddete de tartlacak gibi gzkmektedir. Dinsel oulculuk probleminin slamn gnl merkezli yorumunu yapan Sfiler tarafndan nasl alglandnn tespitini ihtiva eden bu almada, problemin siyas-sosyolojik balamlarna yer verilecek, fakat asl olarak meselenin teolojik ierii ilenecektir. Bu paralelde ulalmak istenen nokta, sfilerin dier dinden olan insanlarn hiretteki durumlaryla ilgili tespitleri olacaktr. semav dinn sahip olduu gelenek, bu dinlerin dier dinlerden insanlara kurtulu ans tanmadklar ynnde bir yorumu mmkn klmaktadr. Byle bir gelenee sahip dinn mntesiplerinin oulcu dnceler retmekte yaadklar skntlar, bu balamda kullanlan kavramlara yklenen anlamlarda farkllklar meydana getirmitir. Kimi aratrmaclar, dier dinlerin doruluk ve kurtarcln kabul etmemesine ramen, bunu konuyla ilgili direkt ifadeler kullanmak yerine dolayl yoldan, oluturulan kavram kargaasnn arkasna snarak ifade etmilerdir. oulculuk meselesi balamnda ortaya konan almalarn ihtiva ettii kavramlara yklenen anlamlar arasndaki uyumazlk ve yaanan kavram kargaas,

meselenin kavramsal analizini gerekli klmaktadr. Teolojik ve sosyolojik taraflar olan oulculuk problemini ana hatlaryla ortaya koyan drt kavramdan , meselenin dinlerin doruluu ve kurtarcl eklindeki teolojik tarafn ilgilendiren Eksklusivizm (Dlayclk), nklusivizm (Kapsayclk) ve Plralizm (oulculuk), dieri ise bir arada yaama sorununa zm retme gayretinin bir sonucu olan Diyalogdur. ada Bat dncesinde snrlar izilmi olan oulculuk probleminin slam dnyasnda da nemli temsilcileri bulunmaktadr. Meselenin dinlerin kurtarclyla ilgili tarafndan ziyade bir arada yaama sorununa zm aramaya alan diyalog taraftarlar kendilerini ifade etmek amacyla nemli almalar sunmulardr. Bu almalarn yaygnlk kazanmas, genel anlamda slamn dier dinlere bakyla ilgili zengin bir literatrn olumasna zemin hazrlamakla kalmam, slam dnce ekollerinin bu noktada neler rettii ve retebilecei eklinde daha zel bir yaklam da beraberinde getirmitir. Her ekol sahip olduu karakteristik zellikleri dorultusunda dier dinlerle ilgili dncelerini ortaya koymutur. Ayet ve hadisleri akl metotlarla aklamaya alan Kelam ilmi, din oulculuk ve bir arada yaama problemine de bu metotla zm retmeye alacaktr. slam dnce geleneine eitlilik ve zenginlik katacak olan bu durum, muhabbet ve sohbet anlayn olmazsa olmaz bir uygulama olarak kabul eden ve din davranlarn zahirinden ziyade batnnn nemli olduunu vurgulayan Tasavvuf alannda da baz almalar gerekli klmaktadr. Tasavvuf dncenin bu ynn gren baz dnrler, tasavvufun dier dinlere bakyla ilgili deerli almalar retmilerdir. Sz konusu almalar aratrldnda zellikle, Vahdet-i Vcut retisini sistemli bir ekilde ortaya koyan ilk sfi olarak nitelendirilebilecek Muhyiddin bn Arabyle ilgili eserler dikkati ekmektedir.1 Vahdet-i Vcut felsefesiyle beraber tad Ak anlaynn bir sonucu

Schuon, Frithjof, Dinlerin Akn Birlii, ev. Yavuz Keskin, Ruh ve Madde Yaynlar, stanbul 19092, s. 4468; Chittick, William, Hayal lemleri: bn Arab ve Dinlerin eitlilii Meselesi, ev. Mehmet Demirkaya, Kakns Yaynlar, stanbul 1999, s. 157220; Ylmaz, Hseyin, Ezel Hikmet ve Dinler, nsan Yaynlar, stanbul 2003, s. 354372. 2

olarak dier dinlerle ilgili nemli sylemlere sahip Mevlnadan zikredilmesi gerekmektedir.2 bn Arab ve Mevlnann dier dinlerin kurtarclk vasfnn olduuna dair tezlerinin iyice yaygnlat bu konjonktrde, nceleri zhd ad altnda kendini gsteren Tasavvuf dncenin ilk yllarnda gnmzde oulculuk kavramyla ifadelendirilen gzkmektedir. Sz konusu sfilerin szl veya fiil ifadelerinin tespitine ynelik yaplan bir aratrmada karlalacak en nemli problem, bu dnemi gnmze tayan kaynak saysnn snrl oluudur. Birou Trk diline tercme edilmi olan bu eserlerin orijinalitelerini korumu bir halde gnmze ulamalar ise iin gzel tarafdr. Ayrca, her ne kadar snrl sayda da olsa sz konusu eserlerin ok sayda sfiyi ihtiva ediyor olular konunun akla kavumasn kolaylatrc bir unsurdur. Dinlerin kurtulu doktrini ve bir arada yaama sorununun ada felsef literatrde hangi kavramlarla ve hangi metot balamnda deerlendirildiinin tespiti kanlmaz gzkmektedir. Bu erevede, zellikle dil felsefesi alannda retilen teorilerin dier dinlerin durumuyla ilgili retilen tezlere nasl bir etkide bulunduuna temas etmek gerekli grlmtr. probleme dnk nasl bir yaklam sergilendii nemli

Yaran, Cafer Sadk, bn Arab, Mevlna ve Yunus Emreye Gre tekinin Durumu, slam ve teki, Ed. Cafer Sadk Yaran, Kakns Yaynlar, stanbul 2001, s. 324335. 3

BRNC BLM TEORK EREVE


I. LGL KAVRAMLAR almann bu blmnde konuya k tutmas amacyla, dier dinlerin durumunu ifade ederken sergilenen tavrlar sonucunda olumu drt temel kavramn tahliline yer verilecektir. Yaplan almalar neticesinde ilgili kavramlarn farkl kaynaklarda farkl anlamlarla kullanldklar, bunlardan birine yklenecek anlamn dier bir kavram bal altnda ilendii grlmtr.3 Sz konusu kavram kargaas, bir tarafa braklarak, drt ana kavram aklayc tespitler sunulmaya allacaktr. almann bal, sfilerin sz edilecek olan kavramlar kullanp kullanmadklar sorusunu akla getirmektedir. Aada da belirtilecei gibi bu terimlerin yakn tarihe ait modern Bat Felsefesinin rn olmas, tasavvuf literatrde yer almasn imknsz klmaktadr. Fakat sz konusu terimlerin ihtiva ettikleri anlamlar muhtelif sfiler tarafndan kullanlmtr. imdi bahsedilen terimlerin ksa aklamalarna geilebilir. A. PLRALZM (OULCULUK) zellikle yirminci yzyln ikinci yarsndan itibaren dnyada gerekleen kozmopolitleme sonucunda sosyal yaam alanmzn her blmnde bizim rkmzdan veya dinmizden olmayan birok insanla karlaabildiimiz iin ister istemez dier dinlerle ilgili baz problemler gndemimizi megul etmitir. Bu balamda retilen kavramlardan bir tanesi de Plralizm yani oulculuktur.
3

Birbirinden farkl anlamlar ihtiva eden oulculuk ve diyalog kavramlarnn ayn paralelde kullanldklarna rnek olarak bkz., Aydn, Mahmut, Dinler Aras Diyalog zerine, http/www.din bilimleri.com.tr., 18.06.2005. 4

Plralizm teriminin aklamalar incelendiinde, baz tanmlarn diyalog teriminin tanmyla ayn olduu dikkati ekmektedir. Baz kaynaklarda oulculuk ve diyalog terimleri ayn anlam ifade ediyorlarm gibi yan yana sunulmaktadrlar.4 Aralarnda nemli farklar olan bu iki terimden biri ahlak, dieri ise teolojik ieriklidir. Diyalog insann kabul veya reddine imkn vermeyen, uygulansn veya uygulanmasn teorik olarak kabul zorunlu olan evrensel ahlak ilkelerindendir. Plralizm ise zamann artlarna gre kendisini ortaya koyabilen tarihsel ierikli, kiinin kendi dnce tarzna gre kabul veya reddedebilecei kurtulu problemine yaklam sunan bir zihin aktivitesidir. Yani bir mslmann diyalou inkr etmesi Kurann emrine muhalif davranmak olarak nitelendirilebilecekken, plralizmi kabul iman bir konu olmad gibi reddi de iman deildir. Bu balamda Diyalog ile Plralizm, nclusivizm, Eksclusivizm kavramlarn ayn balk altnda ilemek dahi teknik olarak yanltr. Bu ksa hatrlatmadan sonra plralizmin tanmna geilebilir. Plralizm tek bir tane olan niha ve ilah hakikatin eitli ekillerde tasavvur edilip farkl kavramlarla dile getirilmesinin ve onun karsnda neler yaplabileceinin birer ifadesi ve birer rneidir.5 Krat Demirciye gre ise din plralizm; farkl dinlerin bir arada yaamak durumunda kaldnda birbirleriyle olan mnasebetlerinin ne ekilde gerekleecei meselesidir.6 Plralizmin tanmnda vurgulanan asl nokta Evrensel Dorunun farkl kltr ve toplumlara farkl formlarda hitap etmesidir. Yani ilah kelam farkl figrlerde tezahr etmektedir.7 Gelenekler tarihsel olarak farkllk ierseler de bu

4 5

6 7

Aydn, a.g.m. zcan, Hanifi, Mturdde Dini oulculuk, Marmara niversitesi lahiyat Fakltesi Yaynlar, stanbul 1999, s. 11. Demirci, Krat, Yahudilik ve Dini oulculuk, Ay Kitaplar, stanbul 2000, s. 11. Aydn , s Tanr m nsan m?, z Yaynlar, stanbul 2002, s. 36.

farkllk zahirde kalmaktadr, fakat iman noktasnda hepsi ayndrlar8 ve zellikle semav din birbirlerini tamamlar niteliktedirler.9 Hicke gre dinlerdeki doa st pek ok fenomen yalnzca mitsel anlatmlardr ve gereklik deeri yoktur.10 Yani farkl dinlerde ayn gerek farkl kavram ve sembollerle anlatlmlardr. Bu farkllklar arkasnda anlatlan ise ayn eydir. Dinler arasndaki farkllklar giderme noktasnda Mistisizm, sahip olduu sembolik dil sayesinde11 byk atlmlar salamtr. Mistisizmin bu katks ve sembolizmle ilgili daha geni bilgi almann sonraki blmlerinde verilecektir. Farkllklarn suni olduu eklindeki bak asna gre her din ilah kaynakldr. Farkl kutsal kitaplarda kullanlan dil farkl da olsa tadklar anlamlar ayndr.12 Eer dinlerin arasnda elikiler, farkllklar hatta birbirini tamamen nakzedici inanlar varsa bunun sebebi dinlerin kndan sonra mensuplar tarafnda oluturulan Birlemi Gelenektir.13 Yani zelikle semav din orijinal kaynaklarda plralist karakterli olasna ramen sonraki dnemlere bu dinlerin mensuplar arasnda gerekleen askeri, siyas veya ekonomik ilikiler eksclusivizme yol amtr. Burada anlatlan genel anlamda dinlerin eksclusivist tavrnn sonradan o dinn mensubu insanlar tarafndan ilave edildiidir. Yani asl gerek, zamanla insanlarn yanllar yznden bozulmutur. Burada son derece ciddi bir problemle kar karya olduumuzu ifade etmemiz gerekir. nk slam da dhil semav din de eksclusivist ieriklidir.14 Yani yukardaki aklamalar balamnda konuacak olursak semav din de sonradan ikame edilmi, birikmi gelenek vastasyla ilk orijinal halinden uzaklatrlmtr.
8

10 11 12 13 14

Aydn , Kresel Bir Teolojiye Doru: Wilfred, Cantwell Smithde Dinsel oulculuk, slam ve teki, Ed. Cafer Sadk Yaran, Kakns Yaynlar, stanbul 2001, s. 90. Watt, Montgomery, Gnmzde slam ve Hristiyanlk, ev. Turan Ko, z Yaynlar, stanbul 2202, s. 11. Demirci, a.g.e., s. 18,19. a.g.e., s. 14. zcan, a.g.e., s. 124. Demirci, a.g.e., s. 19. a.g.e., s. 16. 6

Plralizmi ortaya atan bilim adamlar dinlerdeki ulhiyet anlayndan yola kmaktadrlar.15 yle ki; evrensel bir gerek vardr o da Tanrdr. Tanr bu dnyada farkl toplumlara farkl ekillerle hitap etmitir. Dinlerdeki farkllklar ise dinn zn ifade etmeyen yani evrensel deil de zaman ve meknn snrlarn aamayan tarihsel nitelikteki alanlardadr. Hepsinin bahsettii din mahiyet olarak tevhit dindir. Bu noktann daha iyi anlalmas iin u sembolik hikye kullanlmaktadr; Lambalar farkldr; fakat k ayndr; bu k ta telerden gelir.16 Bu anlaya gre semav din bayrak deitirerek ayn davay srdrmektedirler. Plralizmin savunucular tarafndan ortaya konan bu tespitlerin yannda, plralizme ynelik eletirirler de sz konusudur. Plralizm, Durkheimin de ifade ettii gibi dinn birletirici ve btnletirici ynn ortadan kaldrmak suretiyle mutlak bir rlativizme yol aabilmektedir.17 Bu durum, insanlarn din reten bir otoritenin varln inkrna ve bunun tabi sonucu olarak da din retiler arasnda ciddi farkllamalara ve atmaya sebep olabilecektir. Mutlak rlativist bir din anlayyla btn dinlerin kendine has zelliklerinin iptal edilip yerine evrensel bir Tanr imajnn ikame edilmeye allmas, Tanrnn sfatlarnn yok edilmesi sonucunda dnyada etkisini yitirmi bir Tanr imajnn olumasn salayabilir. Bundan dolay din oulculuun temelini oluturmak zere ileri srlen ve din geleneklerin belirledikleri yaklamlar, dolaysyla dinlerin yerlemi inan sistemlerini dikkate almayan bir ulhiyet fikri daha iin banda almas g bir problem, yani din oulculuun temel problemi haline gelmitir. 18 Krat Demirci hayali bir kavram olan Plralizmin19 u sorulara cevap retmesi gerektiini sylemektedir:

15 16 17 18 19

zcan, a.g.e., s. 12. a.g.e., s. 26. a.g.e., s. 18. a.g.e., s. 12-15. Demirci, a.g.e., s. 18. 7

Eer dier dinler de kurtulua gtrc bir fonksiyona sahip iseler, bu durumda herhangi bir dine bal olmann ne anlam vardr? Ve eer btn dinler ayn kurtulua gtryor ise, mesela eytana tapmak gibi, sahte dinlerin durumu ne olacaktr? Kurtulua gtren din tanm yalnzca herhangi bir retiye inanan insanlar topluluunun bulunmas mdr? Hakikat denen eyin hibir nemi yok mudur? Veya dinlerin arasnda nemli baz noktalarda o kadar farkl anlaylar vardr ki bu durumda elikili iki anlayn insan nasl ayn kurtulua gtrecei pheli bir durum arz etmez mi?20 Haddi zatnda plralist yaklam bu sorulara cevap vermektedir. Plralizmin sistematik bir ekilde akademik dnyada temsil edilmesinde nemli katklar olan John Hick; bir taraftan plralist yaklamn modern ada kanlmaz olduunu savunmakta, dier taraftan da Krat Demircinin bu sorularna, cevap olacak nitelikte Plralizmin snrlarn aan ifadeler kullanmaktadr. Kopernik Devrimi eklinde isimlendirdii tezinde, evrensel bir gerein olduunu ve bu gerein her dinde farkl formlarda da olsa bulunduunu iddia eden Hick bu balamda btn dinlerin kurtuluu temin edebilecei sylemekte,21 dier taraftan da Hristiyanln, ekmenik konsller sonucu oluan ve XVII. veya XVIII. yy boyunca Hristiyanlarn hemen hemen tamam tarafndan kabul gren Teslis ve nkarnasyon dncelerinin- ki bu iki dncenin iptali Hristiyanln bu gnk eklinin de iptali demektir- yeniden gzden geirilerek deitirilmesi gerektiini sylemektedir.22 Yine din oulculuu savunan bir Hristiyan olarak Watt; teslise ciddi eletiriler sunmakta, kurtulua ermeyi teslis anlaynn dzeltilmesine balamaktadr.23 erik olarak doru olan bu dncenin eksclusivist diye isimlendirilen birok mslmann yaptndan fark yoktur. nk eksclusivizmi savunan mslmanlarn hemen hemen tamam dier iki semav dinn slamla zde ayn olduunu fakat bu iki dinn zamanla tahrif edildikleri iin bu gnk ekillerinin Mslmanlar tarafndan kabul edilmelerinin imknsz olduunu sylemektedirler.

20 21

22 23

a.g.e., s. 13. Yaran, Cafer Sadk, John Hickin Din Felsefesinde Dinsel oulculuk, slam ve teki,, s. 141142; Aydn, age, s. 101. a.g.e., s. 16-21; Kyl, Mustafa, Dinler Aras Diyalog, nsan Yaynlar, stanbul 2001, s. 60. Watt, a.g.e., s.90. 8

Bu noktada tahrif edilmemi dinler mntesiplerini kurtulua erdirebilecei iddia edilebilir. Fakat mesele Kutsal Kitaplarn tahrifat noktasnda dmlenmektedir. nk hibir din mensubu kendi dinnin kutsal metninde tahrifat olduunu kabul etmemektedir. B. NCLUSVZM (KAPSAYICILIK) Eksclusivizm ve plralizme nazaran daha az belirgin olan ve zellikle II. Vatikan konsilinde (1960) Hristiyanln resmi politikas halini alan nclusivizmin kurucusu bir Katolik olan Karl Rahnerdir.24 Cohn Hicke gre Hristiyan dnyasndaki en yaygn gr olan inclusivizmin25 Bat dnyas tarafndan alglan ekli, bu kavramn kreselleen dnyada gerekleen deiiklere ayak uydurma grnts altnda, dlaycln postmodern bir yoruma tbi tutularak farkl bir formda tekrar gndeme getirilmesidir. Gnmzde yaayan birok Hristiyan teolog Dlaycl benimsememekte, onun yerine farkl dinsel geleneklere daha lml bir anlaym gibi gzken fakat dlayclkla ayn sonular douran kapsayc bir anlay ortaya koymaktadrlar.26 Bat dnyasnda oluup gelien kapsayc anlaya gre, dlayclarda olduu gibi, yine tek bir din kesin doruluu temsil eder; bununla birlikte teki dinler, deersiz ve hatta eytan grlmek yerine, kesin doru olan bu dinn baz ynlerini yanstc ve ya ona doru bir ynelim oluturucu olarak grlrler.27 Karl Rahnerin nklusivist yaklam aklama gayretinde ortaya kard Anonim Hristiyanlk ifadesi bu dnceyi destekler niteliktedir: Bu anlaya gre btn dinlerde kurtulua gtren yollar, gerekte sann dedii yollardr. Bir Hindu veya Mslman farknda olmadan ibadet srasnda sa aracl ile huzura kavuur. Hristiyanl yakinen tanmayanlarn kendi inanlar aracl ile kurtulua ulaabilecei ngrlr.28 Dikkat edilirse bu aklamalara gre Hristiyan olmayan bir kiinin kurtuluu hak etmesi Hristiyanl tanma imkn bulamad iindir.
24 25 26 27 28

Demirci, a.g.e., s. 16-17; Yaran, Dinsel Kapsayclk (nklusivizm), slam ve teki, , s. 67. Yaran, a.g.m., s. 67. Aydn, a.g.e., s. 23. Yaran, a.g.m., s. 67 Demirci, a.g.e., s. 17. 9

Bununla beraber Hristiyanl tanma ans olmayan kii her ne kadar Hristiyanlk d uygulamalarla Tanrsna tapnsa da aslnda o kii huzuru sa sayesinde bulabilmektedir. Rahnerin bu tezi, Hristiyanlk ncesi yaam insanlarn kurtulularn temin etme gayretinin bir rndr. Rahner bu metodu, yaad sosyal artlardan veya iletiim imknlarnn kstllndan dolay Hristiyanl duymayanlara da uygulam29 ve Anonim Hristiyanlk tezine ulamtr. Kapsayc dncenin nemli temsilcilerinden Pinnock da Rahnerle ayn dorultuda dnceler retmitir. Ona gre hristiyan olmayan dinlerin pozitif deerleri, Tanrnn sa Mesihteki vahyinin ve gc iin hazrlktr ve onlar tarafndan mkemmelletirilirler.30 Bu iki aratrmacn tezlerinden kan sonu; kurtuluu sadece Hristiyanlk deil, dier dinsel gelenekler de temin edebilir. Ancak bu dinsel geleneklerin kurtarclk zellii, kendi orijinal btnlklerinden deil, kendilerinde gizli olan yani dolayl olarak bulunan bir sevi muhtevadan anlayn, ve bir sann sonraki mesajndan maddede kaynaklanmaktadr. Byle kapsayc

tanmlanmaya allacak olan dlayc anlaytan tek fark dile getirili tarzdr. slam dncesinde olumu inclusivist anlay ise Hristiyanlnkinden farkldr. Oluan iki anlaytan birine gre btn dinleri kapsayan ilah unsur dier dinlerde mevcut olmakla birlikte gemite kalmtr.31 Bu klasik slam dncesindeki dier semav dinlerin zamanla tahrifata urad tezinin bir ifadesidir ve tpk Hristiyanlktaki kapsayc anlay gibi dlayclkla sonulanmaktadr. Bu tarz bir yaklam mam Mturdde grebilmekteyiz. Mturdnin genel sylemleri Onun inclusivist anlaya hizmet ettii kansn uyandrmakta fakat btnc bir yaklamla durumun hite yle olmad fark edilebilmektedir. Mturdye gre, insanlara doutan verilen, peygambere gerek kalmadan sadece aklla bilinebilen, farkl inan biimlerinde ortaklaa bulunabilen, deimeyen

29 30 31

Yaran, a.g.m., s. 70. a.g.m., s. 73. Demirci, a.g.e., s. 17. 10

tek ve tam olan bir din, bir z vardr. Bu z ihtiva eden dinlerdeki fakllklar, peygamberlerin deimesiyle deiebilen ve birden fazla olabilen eriatlardan kaynaklanmaktadr.32 Hlbuki peygamberin deimesi eriatn deimesini gerekli klabilecekken, dinn deimesini gerektirmez.33 lahi kkene sahip semav din mensuplarnn birbirlerini kfrle itham etmeleri, hatta yaadklar corafyay kfr diyar, slam diyar diye ayrmalarnn sebebi eraitlerdir.34 Dinlerin sahip olduklar eriatlarn farkl oluu, eriatlarn din birliini bozmalaryla sonulanabilmektedir. Dinn birletirici, eriatn ise ayrc nitelikte olduunu syleyen Mturd35 din bir, eraitlerin ok olduunu u temsille aklamaya almaktadr: Nasl ki, semadan asl ve z itibariyle bir ve ayn tatl su indii halde, yeryznn, yani topran farkl renk ve bileime sahip olmasndan ve farkl konumda bulunmasndan dolay, su yere indikten sonra renk ve tat bakmndan deiip kimi yerde sel, kimi yerde bulanm olarak akyorsa; tpk dinde de durum byledir. Yani insanda ftraten bulunan ve ayrca vahiy yoluyla da bildirilip desteklenen, bir baka deyile, Allahtan gelen din bir tane olduu halde, insanlarn farkl dinlere, yani farkl mezhep ve eriatlara sahip olmas, onlarn toplumsal ve kltrel farkllklarndan kaynaklanmaktadr. 36 Mturdye gre eriatlarn eitlilii din adan imtihan amac gderken dnyevi adan da peygamberlerin gnderildikleri toplumlarn dil ve kltr farkllna dayanmaktadr.37 Bu balamda Mturd tevhid kavramna vurgu yapar ve kastl olarak kitabna Kitab et-Tevhid adn verir.38 nk ona gre Tevhit inanc dinn deimeyen ve asl ynn; eriatlar ise deien ve ikinci plandaki ynn oluturmaktadrlar.39
32 33 34 35 36 37 38 39

zcan, a.g.e., s. 22. a.g.e., s. 24. a.g.e., s. 23. a.g.e., s. 23. a.g.e., s. 24,99-100. a.g.e., s. 24. a.g.e., s. 25. a.g.e., s. 26. 11

Bu noktaya gelinceye kadar mam Mturdnin kapsayc yaklam destekler nitelikte bir dnce yapsna sahip olduu ortaya konuldu. Fakat Mturd eriatlarn rasgele deimeyip ncekini devam ettirdii teziyle kapsayc anlaytan uzaklamaya balamaktadr. Bir sonraki eriat bir ncekinin ilerliini yitirmesinden dolay gelmitir ve nceki eriat tamamlar niteliktedir. Yani hibir eriat sfrdan balamam, ncekini devam ettirmitir.40 Kaynaklar bir olduu iin zellikle semav kitabn birbirlerini tamamlar nitelikte olmalar zorunludur41 te imam Mturdye gre slam d dinlerin doruluklar ve kurtuluu temin edileri bu noktada bitmektedir. nk son din slamn nceki dinleri bir at altnda toplayarak, tahrifata uram tevhid inancn sapasalam bir halde insanla sunmutur.42 slamdan nce sahne alm iki semav dinn ulhiyet inanlar dorudur fakat zamanla tahrifata uradklar iin Mslmanlar balamazlar. mam Mturdnin bu dncelerinin sorgulanmas bu almann hedefleri arasnda deildir. Burada amalanan, baz batl aratrmaclarn yapt gibi kapsayc bir grnm altnda dier dinlerin tek kurtulularnn yine bizim dinmize bal olduu eklinde dlayc bir yaklamn sergilenmesinin gsterilmesidir. Bilim adamlarnn bu tr uygulamalara bavurmalarnn sebebi, ilk olarak kar tarafa lml bir grnt izip daha sonra kendi dinne ekme yollarn aramak olabilir. nk Mturdye gre, dinde yanl yneliler ierisinde bulunan ve hatta kfre den insanlarla diyalou kesmemek; onlarla, gzel szler syleyerek ilikiyi srdrmek hem semav kitaplarn, hem de akln ngrd bir davranma biimidir.43 slam dncesinde olumu dier kapsayc anlaya gre, teki semav dinler kurtuluu salayabilmekte fakat kurtuluun en kestirme yolu slam olarak kabul edilmektedir. Bu anlayn, slam dncesi snrlarnda olup olmad problemi bir tarafa, Modern felsefede tartlan kapsayc anlayn tam tarifi olduu sylenebilir.

40 41 42 43

a.g.e., s. 26. a.g.e., s. 27. a.g.e., s. 26-28. a.g.e., s. 122. 12

Hristiyan ve Yahudiler iinde tek tanr inancn aslna uygun bir ekilde devam ettirenler olabilir. Hristiyan ve Yahudi inancnn egemen olduu corafyalarda dnyaya gelen ve tpk bizim gibi daha dnyaya geldii anda kendisine din bir kimlik atfedilen milyarlarca insan arasnda, kendilerini evreleyen ailevi, siyas ve sosyal koullar sebebiyle, Kuranda ifadesini bulan inan ve retilere dorudan ulama imknndan yoksun kalan; bununla birlikte tevhid eksenli bir Allah inancna ve hirette hesap verme bilincine dayal erdemli bir yaam sren insanlar olabilir. Allah Tealann Bakara 62. ve Maide 69. ayetlerde anlatmaya alt gerek de bu olabilir.44 C. EKSCLUSVZM (DILAYICILIK) almann konusuyla alakal ve dier dinlerin durumuyla ilgili

yaklamlarn en yaygn olan kavram Eksclusivizm yani dlayclktr. Sadece benim dinm doruyu syler ve kurtulua gtrr anlayn ifade eden eksclusivizmin temel mant tanrnn kurtulu iin insanlara yalnzca tek veya son din gnderdiidir.45 Bu paradigmay savunan kii, sadece dindalarnn kurtulua ereceini ve dierlerinin bu din kabul etmedike kurtulamayacan savunur.46 Genel olarak eksclusivist zellikte olduklarn sylemenin mmkn olduu semav dinn bu anlaylar uygulay tarzlarnda farkllklar olabilmektedir. Yahudilie gre Hristiyanlk ve slam Hz. brahimin mesajn insanlara hazrlayan bir sre; Hristiyanla gre Yahudilik ve slam sann mesajn kitlelere hazrlayan ara ve geici srelerdir. Eksclusivist slama gre Yahudilik, Hristiyanlk ve dier dinler hibir geerlilii kalmam dinlerdir.47

44

45 46

47

Sz konusu iki ayetin birbirine benzer olan anlam udur: phesiz inananlar, Yahudiler, hristiyanlar ve sabilerden Allaha ve hiret gnne inanan ve hayrl iler yapanlara, Rableri katnda mkfat vardr; onlara korku yoktur ve onlar zlmeyeceklerdir. Demirci, a.g.e., s. 16. Aslan, Adnan, Bat Perspektifinde Dini oulculuk Meselesi, slam Aratrmalar Dergisi, 2, 1998, s. 146 Demirci, a.g.e., s. 16. 13

Aslnda dlayc anlayn her din iin belli lde geerli olduu da sylenebilir.48 slama gre de dier din mensuplarnn dalalette olduu inancnn yaygnl bilinmektedir. Hibir dinn dlaycl iddia etmedii tezlerinin49 olduka yaygn olduu gnmzde zerinde durulmas gereken, bu derece yaygn olan dlaycln, dinlerin znden mi yoksa daha sonraki dnemlerde bu dinlerin taraftarlarnn rettikleri mnakaalardan m kaynaklanddr. rnein; slamn ilk yllarnda zellikle Hristiyanlk ve Yahudilie kar yazlan reddiyelerin arkasnda o dnemin sosyolojik artlar yatmaktadr.50 slamn henz dnyaya ald bu dnemin sosyal yaps Kurann kapsayc tavrnn, Mslmanlar tarafndan dlaycla dntrlmesini salamtr.51 Dlaycln k u be sebebe dayandrlabilir; 1. Ynetici aznlk konumundaki Mslmanlarn, Mslman olmayanlara kar slamn bykln ispatlamaya almalar, 2. slamn Hristiyanlk iinde erimesini engellemeye almak, 3. Mhtedileri kaybetmeme arzusu, 4. Ynetici konumundaki Hristiyanlarn kskanlmas, 5. Devletin ayrmc politikalarn merulatrma gayretidir.52 Grlecei zere slam dnyasnda sergilenen dlayc tavr, dnemin ihtiva ettii tarihi artlarn bir uzantsdr. rnein Hal seferlerinden nce Mslmanlarla Batllar arasnda ciddi bir nefret yokken, Hal seferlerinden sonra iki medeniyet arasnda hi bitmeyecek bir husumet olumutur.53 Bu tr tarihi dn ve uygulamalarn asl olann yerini aln Garaud yle ifadelendirmektedir:

48 49 50 51 52 53

zcan, a.g.e., s.17. Kyl, a.g.e., s. 100,101. Tatar, Burhanettin, Kelama Gre teki Dinlerin Durumu, slam ve teki, s. 290. a.g.m., s. 290. a.g.m., s. 290-291. Bolay, Sleyman Hayr, atmadan Diyaloa, Medeniyetler atmasndan Diyaloa, Haz. Mustafa Armaan, Gazeteciler ve Yazarlar Vakf Yaynlar, stanbul 1999, s. 62. 14

Kemikleme ve duygusal bir arkaizme sapma, birey ve toplumlar iin kesintisiz deer kaynaklar durumunda bulunan ana ifadelerin, tarihi ve nisb olan anlay ve yorumlarn gerisinde kalma eklinde kendini gsterir.54 oulculuk problemiyle ilgili olarak konuurken sosyolojik nedenler dnda dilsel, metafiziksel ve ahlak nedenler de aramak gerekir. rnein fetih hareketlerinin ve tercme dneminin bir sonucu olarak slam medeniyeti farkl din ve inanlarn teorik yaklamlaryla kar karya kalmlar, bunun sonucunda da bu inan gruplarna bilimsel bir tarzda cevap retme ihtiyac aa kmtr.55 Bu durum dier reti sahipleriyle olumlu ilikileri mmkn kld gibi kardakinin dncesini dolaysyla da o kiiyi dlayc tavrlara da imkn vermitir. Haddi zatnda gnmzn problemi olan bu tr kavramlarn gemiten rneklerle aklanmaya allmas olay balamndan kopartmaktr. Tarihsel verilerin bize k tutaca bir gerektir fakat sonuca ulaabilmek iin bu kavramlar douran konjonktrn ok iyi tahlil edilmesi gerekmektedir. Olumsuz bir dnce biimi olarak kabul edilen Eksclusivizmden kurtulu ancak iki yolla baarlabilir. Bunlardan biri mistisizm dieri de ona taban tabana zt bir ekilde rasyonalizmdir.56 Mistisizm kulland sembolik dil, dinler arasndaki zahiri farkllklar yok ederek, btn dinlerin ayn merkezde toplanmasn temin edebilecek gce sahiptir. Krat Demirci Rasyonalizmin dlaycl engelleyici bir unsur oluunu u ekilde ifadelendirmektedir: Her eyden nce rasyonalist perspektiften bakldnda dinler arasndaki farklln konjonktrel bir yapya dayandn ileri srmek tuhaf olmayacaktr. Modern bilimlerin getirdii yeni tarihi bulgularn kutsal kitaplarn mahiyeti konusunda sunduu tereddtler, hangi dine mensup olursa olsun herhangi bir

54 55 56

Garaudy, Roger, Afarozdan Diyaloa, ev. Sadk Kl, Birey Yaynlar, stanbul 1996, s. 9. Tatar, a.g.m., s. 291. Demirci, a.g.e., s. 14. Mistik dil sorunu, Metodolojik Yaklam bal altnda tahlil edilecektir. bkz., s.50. 15

inanann kendi din yarglarn en ste koymasn engelleyecek derecede etkin olabilmektedir. Bu nokta fanatik eksclusivizmin iddetini azaltt bir noktadr. 57 Sonu olarsak u noktaya temas etmekte fayda vardr. Eksclusivizmin teolojik bir problem oluu bir tarafa braklmakta; katl temel alan, belki de faist dnceler barndran insanlarn tavrnn bir ifadesi gibi dillendirilmektedir. Marjinal din gruplarn kendilerini savunduklar bir tarz olarak ele alnan eksclusivizm ise sosyolojik bir kavramdr. Teolojik bir bak asyla deerlendirildiinde insan hem eksclusivist olup hem de dier dinlere sayg duyabilir. Eksclusivizm kiinin dinni alglay biimidir. Kar tarafa zorlama yapmad takdirde de herhangi bir dncenin kabul edilmesinden hibir fark yoktur. Bir taraftan her trl din inann hakllk paynn olduunu iddia eden plralizmi savunup dier yandan da yine baka bir din inan olan eksclusivizmi acmaszca eletiren insan zmnen de olsa savunduu plralizm kart bir tavr sergilemektedir. D. DYALOG Yukarda da ifade edildii gibi Diyalog kavramna yklenen anlamlar sosyolojik, psikolojik, kltrel vs. artlara gre deiiklik arz etmektedir. Bundan dolay diyaloun evrensel bir tanmn yapmak zor gzkmektedir. Diyalog, farkl inan sahipleri arasnda tezahr eden atma noktalarn en aza indirmek ve bylece daha iyi iliki kurmak maksadyla yaplan bir iletiimdir.58 Diyalog insanlara kendi seimlerini yapma zgrlnn tannmas gereken bir sre olarak da tanmlanmaktadr.59 Baka bir kaynakta diyalog yle tanmlanmaktadr: Genel olarak, iki ya da daha fazla kiinin karlkl konumas, farkl rk ve kltrlerden, farkl inan ve kanaatlerden, farkl siyas anlaytan insanlarn bir araya gelerek, meden ller ierisinde birbiriyle konumas yoludur.60
57 58 59

Demirci, a.g.e., s. 14. Aydn, a.g.m., s.2. a.g.m., s. 2. 16

Din alanda ise; hem ayn dinden kaynaklanan gruplarn kendi aralarnda hem de farkl dinlere mensup insanlar, inan ve dncelerini birbirine zorla kabul ettirme yoluna gitmeden, birbirine scak ve hogrl bakabilmesi, ortak meseleler etrafnda konuabilmesi, tartabilmesi ve ibirlii yapabilmesidir.61 Dikkat edilirse yaplan tanmlarda u noktalara vurgu yaplmaktadr; 1. Farkl dnce biimleriyle bir arada olma, 2. tekinin dncesine ve seme hakkna sayg duyma, 3. Kardakine zorla kabul ettirme yoluna gitmeme, Belkide diyalou dier kavramdan ayran en nemli zellik, tekinin dncesini kabul etmeden gerekleen bir fiil olmasdr. Yani bir insanla diyaloa girebilmek iin onun dncelerini kabul etme ve kendi dncelerini kabul ettirme zorunluluu yoktur. Diyalou nemli klan; farkl dncelere, eitlilie ramen bir arada yaamay temin etmesidir. oulcu bir dnyada yayor olmamz, dinsizlie kar bir olmann gereklilii, birok kltr ve inan biimiyle ortak inanlara sahip olmamz diyalou zorunlu klmaktadr.62 nsanolunun dine ihtiyac olduu kadar birlikte yaamaya da ihtiyac vardr. nsanlar temelde ayn ana-babadan geldikleri iin kardetirler. Farkl kavimlere ayrlma dmanlk iin deil sadece insanlarn birbirlerini tanmalarn kolaylatrmak iindir. (bkz. Hucurt 49/13) nsanlar evresel, toplumsal snrlandrmalar diyalog sayesinde aarlar.63 Diyalou sylemektedir: Yirminci yzyln bu ikinci yarsnda, hali hazrda mevcut konvansiyonel ve termo-nkleer silah stoklaryla, yeryzndeki tm meden hayat yok etmek, teknik olarak mmkn hale gelmitir. Bir milyon yl nce balam olan insanlk destannn alabora olabilecei, beeriyet tarihinin bu ba dndrc ve trajik anna ulatk! nsanlk, ayet hayatta kalrsa, artk sadece biyolojik gelimenin o dayanma
60 61 62 63

kanlmaz

klan

sebepleri

anlatrken

Garaud

unlar

Kyl, a.g.e., s. 17. a.g.e., s.17. a.g.e., s. 135,136. Watt, a.g.e., s. 218. 17

gcyle deil, ama hayranlk uyandrc bir biimde Peder Teilhard de Chardinn dedii gibi, evrenin hala ilerlemekte olduuna ve bizlerin de onu ilerletmekle ykml olduumuza inanan herkesin, ortak bir cephe oluturmasn gerektiren insan bir seimle hayatta kalacaktr. 64 Dnyada yaanan varoluu tersine dndrme hareketi, bu harekete kar birlikte hareket etmeyi zorunlu klmaktadr. Ayn ekilde dnyada youn bir ekilde ilerleyen dinsizlik furyas da btn dnya dinlerinin beraber hareket etmesini gerekli klmaktadr. A.Toynbeeye gre Faizm ve Komnizm gibi manevi dnyay silmeye ynelen ideolojiler karsna konulabilecek tek g din direnitir.65 Baz aratrmaclar gre de dnyamz iin gerek tehdit edici problem ateizmdir. 66 Btn dnyay sarm olan bu din kart syleme kar; her din kendi teolojisini oluturmak yerine evrensel bir teolojinin oluturulmasna katk salamaldr. Tarihi srete her dinn zel bir rol vardr.67 Her din kendi ayrt edici dnce kategorilerine sahiptir. Bundan dolay da oluturulacak evrensel bir din anlaynda her dinn tamamlayc bir taraf olacaktr.68Bu teoloji, tek bir teoloji ve tek bir dinler tarihi olduunu kabul eden insanln dinler tarihinin bir teolojisidir.69 Aslnda tarihin ak da byk dnya dinlerini dierleriyle iletiime gemeye zorlam ve byk oranda da baarl olmutur. Birbirinden ayr olarak gelien ama belli aamalarda karlkl etkileimde de bulunan nemli bir dizi din meydana geldi. Nihayet yalnz bir iki byk dnya din ile bir dizi kk din kald. Byk dinler, kendi kltrel blgelerinde soyutlanm olarak varolma eilimi gstermesinden ve bakalaryla ok az iliki kurmasndan dolay paralel eksenler boyunca ilerlediler. Bu durum XIX. yzylda deimeye balad ve bu deiiklik XX. yzylda daha da hzland.70
64 65 66 67 68 69

70

Garaudy, a.g.e., s. 15,16. Demirci, a.g.e., s. 18. Kyl, a.g.e., s. 102. Watt, a.g.e., s. 194. a.g.e., s. 184. Aydn, Kresel Bir Teolojiye Doru: Wilfred, Cantwell Smithde Dinsel oulculuk, slam ve teki, s. 98. Watt, a.g.e., s.185. 18

slama gre ilk insan ve ilk peygamberin getirdii din ile Hz. Muhammedin getirdii son din arasnda temel ve zde hibir fark yoktur. Buna binaen sahip olunan bilgi birikiminin eletirel bir bakla tartlp yanllarn ayklanmas ihtiyac, medeniyetler arasnda ikili ilikilerin hzlandrlmasn gerekli klan bir dier etkendir. Din yaant dhilinde de yanl yneliler ierisinde bulunan ve hatta kfre den insanlarla diyalou kesmemek; onlarla, gzel szler syleyerek ilikiyi srdrmek hem semav kitaplarn, hem de akln ngrd bir davranma biimidir.71 Burada sylenenler insann dnyada insanca yaamas iin konulmu temel prensiplerdir. Dnya ve hiret saadetini kazanmak iin bu prensiplere uyarak, birlikte hareket etmek gerekmektedir.72 Btn bu gerekliliklere ramen gnmz dnyasnda diyalou baltalayan olaylar olduka fazladr. Baz uzmanlara gre atmann bitmesi bir tarafa artk devletler deil medeniyetler savaacaktr.73 Gnmzdeki atmalar tarihsel srekliliin bir ifadesi deil, modernitenin bir rndr. Bu rn de gcn ele geirilmesidir. Btn dnyada direkt veya dolayl yollarla hkimiyet salama gayretinde olan modern Bat Medeniyeti, bugn diyalogtan uzaklamamz salayan, diyalou engelleyen, dmanl, kini arttran bir etken olarak karmza kmaktadr. Hatta medeniyetler atmasnn, edilmitir.74 atmann kmas standart kurallara gre olmamaktadr. Bir tarafta din uruna savalrken, dier taraftan para, sermaye uruna binlerce insan ldrlebilmektedir. Dnyann bir yerinde Protestan ve Katolikler (rlandada) savarken, baka yerde kardee geinebilmekteler. Bu eitlilik son derece subjektif olan bu konunun farkl alardan deerlendirilmesini gerekli klmaktadr. Bu Sovyetlerin kmesinden sonra yeni bir dnya dzeni tesis edilemediinden dolay kastl olarak tesis edildii dahi iddia

71 72 73

74

zcan, a.g.e., s. 122. Kyl, a.g.e., 158. ke, Mim Kemal, Medeniyetler atmasndan Diyaloa Kongresi Al Konumas, Medeniyetler atmasndan Diyaloa, Gazeteciler ve Yazarlar Vakf Yaynlar, stanbul 1999, s. 11. Michel, Thomas, atmadan Diyaloa, Medeniyetler atmasndan Diyaloa, s. 55. 19

farkllklarn tahlili almann snrlarn zorlayacandan dolay diyaloun dnya tarihinde sahneye k ve slam dnyasnda izledii sreci tahlile alalm. Watt, sosyal bir zorunluluk olan diyaloun insanlk tarihinde sahne aln u ekilde zetlemektedir: lk dnemlerde, yeryznn belli bir blgesinde yaayan insanlar, kendilerini kuatan dnyada baz kalplar kefettiler ve genel dnya grne giden yolda bunlar kullandlar. Baka blgelerde baka insanlar biraz daha deiik kalplar kullandlar. Zamann ak ierisinde byk dnya dinleri, dnya grlerini temel kalplarn farkl kategorilerine gre kurdular ve sorunlar ona gre ele aldlar; bu da aralarndaki diyalog ve iletiimi byk kmazlar olan bir mesele haline getirmektedir. Avrupallar tarafndan on beinci yzylda, denizar ulam gerekletirilinceye kadar byk dinler, her biri kendi farkl kltr evresi iinde, nisbeten birbirinden tecrit edilmi bir durumda varlklarn srdrdler. Dinler aras ada sorunlar, artk temelde iyiye kullanlan bir iletiim ve irtibat gerekli klmaktadr.75 Bu zorunluluun uzants olarak, 1498te Wasco De Gamann Hindistana ulap yeni ticaret yolunu amasyla, daha nceden de olan slam ve Bat etkileimi hz kazanmtr. 76 Mslman ve Hristiyanlarn birbirlerine kar baklarnda olumlu gelimelere sahne olan XVIII. yyn sonrasnda iki medeniyet arasnda yaanan siyas ve ekonomik ilikiler bu medeniyetlerin birbirlerine baklarn olumsuz ynde etkiledi.77 Fakat tekrar, 1960dan buyana Bat ile slam arasndaki diyalog konusunda nemli gelimeler yaanmtr.78 Diyalog konusunda slam medeniyeti ile Bat medeniyeti arasndaki en nemli fark, slam medeniyetinin deiik dinlerden insanlar ayn corafya ierisinde barndrmasdr.79 Diyaloun slam medeniyetinde sahne al slamn ilk yllarna kadar gider. slam devletlerinde her zaman gayr- mslimlerin bulunmasnn sebebi Zmmlere gereken haklarn tannm olmasndandr. slamn Hristiyanlara ynelik
75 76 77 78 79

Watt, a.g.e., s. 79. a.g.e., s. 221. Watt, Mslman Hristiyan Diyalou, s. 127. Kyl, a.g.e., s. 9. Mez, a.g.e., s. 47. 20

diyalog arlar slamn ilk dnemlerine kadar gider.80 Peygamber (as)n Medine dnemi bir arada yaama uygulamasnn en gzel ahididir. slami corafyada oluan bu msamahakr ortam, slam ilim tarihinde mukayeseli din bilimi almalarnn erken dnemde balamasnn da nedeni olmutur.81 Diyaloun ille de zm getirmesi ya da niha bir anlamay temin etmesi art deildir.82 Zaten diyalog da farkl dncelerin olduu ortamda gerekli deil midir? II. METODOLOJK YAKLAIM Akademik camiada tartma alan bulan konularn tarihsel arka planlarn aratrmann gereklilii malumdur. Bu almada yaplan da, XIX. yzylda insanln dnce dnyasnda kendini gstermi, yirminci yzyln ikinci yarsndan gnmze kadar da nemli gelimeler kaydetmi olan diyalog, din oulculuk, dlayclk ve kapsayclk kavramlarnn ilk dnemde olumu tasavvuf literatrdeki yerlerini tespit etme gayretidir. Modern an ihtiva ettii zelliklerin dourduu bir anlayn, tarihin herhangi bir dneminde de insanln gndemini megul etmesi mmkndr. Bununla beraber farkl iki tarihsel dneme sahip konularn birbiriyle ayn kavram ve temellendirmelere sahip olmas pek mmkn gzkmemektedir. nk farkl dinamikler ayn sonucu dourabilmekte, bir biriyle taban tabana zt dnce biimleri benzer rnler meydana getirebilmektedir. Konumuz balamnda bir rnek vermek gerekirse; dlayc anlay nleme noktasnda, birbiriyle ok fakl iki retiden dinlerin zahirinden ok zne nem veren mistisizm ve btn dinlerin ayn akl dorulara sahip olduunu iddia eden rasyonalizmin83 benzer fonksiyonlara sahip olduu sylenebilir. Bu almada ele alnacak konunun gnmzdeki durumunu tespit etmek, tarihteki yansmalarnn tespitini kolaylatracaktr. Bu balamda, direkt ilk dnemde
80 81 82 83

Kyl, a.g.e., s. 9. Mez, a.g.e., s. 47,48. Kyl, a.g.e., s. 103. Demirci, a.g.e., s. 14. 21

yaam sfilerin dier dinlerin mntesiplerini nasl deerlendirdii problemine deinmeden, bu konunun gnmzdeki konumunu ortaya koymakta fayda vardr. Bu blmde farkl dinlerin birbirlerini deerlendirme biimi olarak retilen oulcu dncelerin felsef arka plan ortaya konmaya allacak, Dil Felsefesi, Hermentik ve Sembolizm balamnda konu farkl alardan deerlendirilecektir. A. LNGUSTK FELSEFE zellikle on dokuzuncu yzylda, gnmzde dier bilimlerden ayrlarak zerkliini kazanm bir disiplin olan felsefenin asl konusu Linguistik anlam olarak belirlemeye balamtr.84 Bununla kastedilen, metnin anlamnn dil zmlemeleri sayesinde anlalabileceidir. Anlamann gerek yeri ise nermedir.85 Linguistik felsefede kelime deil nerme ya da yarg anlamldr.86 Wittgenstaine gre bir ismin anlam, iinde kullanld nerme balamnda anlalabilir.87 Bundan dolay metin iinde geen bir kelimenin tam anlamn tespit edebilmek iin, o kelimenin iinde yer ald metnin anlam erevesine hkim olmak gerekmektedir. Kelimelerin cmlede kullanllarn kenara brakrsak kelimenin anlam eksik kalr.88 Modern felsefenin ulam olduu son nokta olarak nitelenen ve zellikle Wittgenstaindan sonra sistematik bir hal alan Dil Felsefesi,89 teolojik tartmalarn farkl bir boyutta ele alnmasn mmkn klmtr. Bu balamda dnen baz aratrmaclar, teolojik bir problem olan oulcu dncelerin Wittgensteinin dil oyunlar tezine dayandn sylemektedirler.90 Dil felsefesinin burada konu edinilmesi, onun dilin snrllyla ilgili tezlerinin konumuza k tutacak nitelikte olmasndandr.

84

85 86

87

88 89 90

Fere, Frederick, Din Dilinin Anlam, ev. Zeki zcan, Alfa Yaynlar, 1999, s. 3-4; Watt, Montgomary, Mslman-Hristiyan Diyalou, ev. Fuat Aydn, Birey Yaynlar, stanbul 2000, s. 135. Ferre, a.g.e., s. 7. Sluga, Hans, Ludwig Wittgenstain, Yaam ve Yaptlar, Cogito, Ed. Aye Erdem, 33, (Gz 2002), s. 17; Ferre, a.g.e., s. 5. Palmer, Richarde E., Hermentik, ev. brahim Grener, Anka Yaynlar, stanbul 2002, s. 53; Ferre, a.g.e., s. 6 Ferre, a.g.e., s. 6. otuksken, Betl, Felsef Sylem Nedir?, nklap Yaynlar, stanbul 2000, s. 12. zcan, a.g.e., s. 12. 22

Muhatap alnan metnin anlalmasnda belirsizlie sebep olduu iin, dilin snrll tezinin savunucularna gre dil, kesin olarak belirlenmi kurallar izlemez.91 Bu durum dilin gereklii kefetmek ve betimlemek konusunda eksik bir ara olduu tezini akla getirmektedir. Bu yzden de gerek bilginin var olmasyla beraber o, dank olmasndan dolay gvenilir bir biimde elde edilememektedir.92 Bu belirsizlii Objelerin ne olduklarn syleyemem, sadece onlar adlandrabilirim93 szleriyle zetleyen Wittgenstaina gre, kiinin kulland dilin snrll, dnyasnn snrllndan kaynaklanmaktadr.94 Sz konusu snrllktan dolay da bir eyden sz etmek, onun dile getirildii anlamna gelmez. nk kiinin sahip olduu insan zellikler, dile getirmeye alt eyi tam olarak kavrayamamasn salamtr. Sadece doast olan doastn anlatabilir.95 Bu belirsizlii amak iin de, her anlaml tmcenin genelde tmcenin dilbilgisel grnm altnda gizlenmi olan ve bu nedenle de aa kmak iin ayrntl, mantkl bir zmlemeye gereksinim duyan mantksal yapya sahip olmas gerektiini ne srer.96 Temel nokta nermeler yoluyla sylenebilenin, -yani dil yoluyla sylenebilenin- dnlebilenlerin (bu da ayn yola kar) ve nermeler yoluyla sylenemeyen, ancak gsterilebilir olann kuramdr ki bu da felsefenin balca sorunudur.97 Dilin snrll ynndeki bu ifadelerden sonra, biraz daha konumuza yaklaarak, dil felsefesinin, metafizik arka plan olan konularda konumann ne derece salkl oluuyla ilgili tespitlerine yer verelim. Dil felsefesinin baz temsilcilerine gre, dnyada karl olamayan metafizik konular hakknda konumak ve yargda bulunmak yanl kabul

91 92 93

94 95 96 97

Sluga, a.g.m., s. 21. a.g.m., s. 31. Soykan, mer Naci, Wittgenstain Felsefesi: Temel Kavram ve Sorunlar, Cogito, s.45; Palmer, a.g.e., s. 296. Soykan, a.g.m., s. 43. Strathern, Paul, 90 dakikada Wittgenstain, Genda yaynlar, stanbul 1998, s. 60. Palmer, a.g.e., s. 302; Sluga, a.g.m. s.19. a.g.m., s. 18. 23

edilmektedir. nk metafiziksel nermeler doru olmadklar gibi yanl da deildirler.98 Dikkat edilirse bu noktada da bir belirsizlik sz konusudur. Metafizikle ilgili bu tespitlerin Metafizik olann inkrn gerekli kldn iddia edenler olsa da99 bu dncenin temellerini atan Wittgenstain dahi metafizik olan inkr etmez. Sadece hakknda konuulamayacak olan zerinde susmann gerekli olduunu syler.100 Btn bu sylenenler nda Teolojik sylemin sahip olduu dilin konumu da belirlenirse, dil felsefesi ve oulcu dnceler arasndaki balant da anlalm olacaktr. Bu alanda konuan dil felsefesi uzmanlar, akl olmayan bundan dolay da szle anlatlamayan unsurlar ieren teolojik sylemin,101 zgn ve tabiatst bir objeye dair anlaml nermeler koyamayacan102 sylemektedirler. yi bir bahvann iyi sebze yetitirmesine ramen bunu nasl yapt sorulduunda anlatamamas gibi, iyi bir din adam sylediklerini iyi bir ekilde analiz edemeyebilir.103 Bu durum man ieriklerinin gerek mahiyetlerinin bilinmez oluundan kaynaklanmaktadr.104 Din dilinin ikonik oluu da bu sebepledir.105 Bu tezi savunanlara gre Tanr da bir dereceye kadar bilinebilir.106 Buna bal olarak da, snrlandrlacandan dolay Tanr tam olarak aklanamaz. Fenomenal lemi aan Tanry tanmamz, bizim kiisel snrllklarmz dhilinde olmaktadr.107 Ortaya koyduumuz Tanr algsnn tam olarak hakikati temsil ettiini iddia etmemiz, fenomenal bir varlk olan insann numenal olan Tanry tamamyla zmsedii anlamn douracaktr. Bu ise zellikle semav dinlerin tevhid anlaylarn zedeleyici bir durumdur.
98 99

100

101 102 103 104 105 106 107

Soykan, a.g.m., s. 51. Wiittgwnstainin metafizik hakkndaki grlerinin Mantk Pozitivizme gtrlmesiyle ilgili bkz. Strathern, a.g.m., s. 40-41 Wittgenstain, Ludwig, Tractatus Logico-Philosophicus, ev. Oru Aruoba, YKY Yaynlar, stanbul 2001, s. 171 Ferre, a.g.e., s. 47. a.g.e., s. 34. a.g.e., s. 139. a.g.e., s. 46. Watt, a.g.e., s. 193. Ferre, a.g.e., s. 23. Palmer, a.g.e., s. 59. 24

Tanr hakknda sylenenler, ayn grnen yznden hareketle grnmeyen yznn yorumlanmas gibidir.108 Tanrnn varlnn da yokluunun da kantlanamamas bu sebepledir.109 Teistik sylemin ana objesi olan Tanrnn alglanndaki bu durum, onun tutarsz gzkmesinin nedeni olmutur.110 Teolojik sylemlerdeki bu belirsizliklerin sebeplerinden biri de, normalde szl bir anlatm olan ilah hitabn yazya geirilmesidir.111 itsel zellie sahip szl dilin yazya dklerek grsel hale getirilmesi onun anlamnda daralma meydana getirmektedir.112 Bu anlam daralmasn aa karma gayreti de farkl yorumlarn olumasna zemin hazrlamaktadr.113 Teologlar, Kierkegaard ve izleyicilerinin, sonsuzun sonluyla girdii bir ilikisinin yol at yce samalk olarak nitelendirdikleri114 bu belirsizlii gidermek iin bir takm metotlar gelitirmilerdir. Dilin sosyal balamda oluan ve baz pratik sonulara sahip olan bir olgu oluundan dolay115 teolojik sylemdeki anlalmayan ifadelerin fonksiyonlarn analiz etmek suretiyle116 teolojik sylemde kullanlan dilin zn oluturan eyi tasvir etmek117 olarak tanmlanan Fonksiyonel Analiz mant bu noktada teologlarn yardmna yetimektedir. Fonksiyonel Analiz mant ile ilgili olarak sylenmesi gerekenler, bu konunun sembolizmle olan ilikisinden dolay sembolizm bal altnda ilenecektir. Grld zere kullanlan dilin snrlnn bir uzants da dile getirilenin mutlak olan ifade edemeyecek olmasdr. Dil felsefesinin oulcu grleri destekleyen taraf da bu noktadr. Gerei en ak ekliyle ifade ettiini ileri sren bir
108 109 110 111

112

113 114 115 116 117

Ferre, a.g.e., s. 27. a.g.e., s. 39. a.g.e., s. 45. ztrk, Mustafa, Kuran Dili ve Retorii: Kuran Metninin Dokusu zerine Tartmalar, Kitabiyat yaynlar, Ankara 2002, s. 11-22. zsoy mer, Kuran ve Tarihsellik Yazlar, Kitabiyat Yaynlar, Ankara 2004, s.49; Palmer, a.g.e., s. 43-44; Emirolu, brahim, Sfi ve Dil: Mevlan rnei, nsan Yaynlar, stanbul 2002, s. 32. a.g.e., s. 48; zsoy, a.g.e., s. 51. Ferre, a.g.e., s. 46. a.g.e., s. 81. a.g.e., s. 139. a.g.e., s. 77 25

reti, kendi belirledii snrlar kabul edilebilir alan, bu snrlarn tesini kabul edilemez alan olarak ilan etmek suretiyle kendisini merkeze alr. mutlaklk anlay hakikatle beraber yorumu da mutlaklatracaktr.119 Dil felsefesinin sunduu bu verilere gre hibir kutsal metin hakikatin tek temsilcisi olduu iddiasn tayamayacaktr. Yani Bir tanrya inanmak dnya olgular hakknda henz son szn sylenmediini grmek demektir.120 Bu balamda dnen kii kendi dinyle beraber dier dinlerin inan sistemlerinin de hakikati ifade edebileceini kabul edecektir. B. SEMBOLZM oulcu dnceye sahip akademisyenlerin tezlerini temellendirmek iin kullandklar bir dier metot da, dil felsefesiyle nemli balantlar olan sembolizmdir. John Hick dlayclktan kurtulup oulcu dnceye varma noktasnda sembolizmden faydalanan akademisyenlerin banda gelir. Ona gre, dinlerdeki doa st pek ok fenomen yalnzca sembolik anlatmlardr ve gereklik deeri yoktur.121 Bu aklama sembolize edilenin gerek dln gstermez.122 Din terimini tanmlarken; insan var oluun niha artlarna balayan sembolik form ve davranlar btndr123 ifadelerine yer veren Watta gre dinler arasnda yaanan entelektel glklerin temelinde semboln dindeki yerinin anlalmasndaki baarszlk yatmaktadr.124 Yani, zellikle semav dinler arasndaki farkllklar kullanlan sembollerin farkndan kaynaklanmakta, sembolize edilen ey arasnda ise hibir fark bulunmamaktadr. Vahyin sembolleri kullanmas bir zorunluluktur. Vahiy hitap ettii kitlenin bilimsel birikimini, dnce yapsn, gelimilik dzeyini dikkate almak durumundadr. Tanr, lahi hitabn zne vakf olamayacak kitleye bildirmek istediklerini basitletirerek sunar. rnein Kutsal metinlerdeki Cennet ve cehennem
118 119 120 121 122 123 124

118

Byle bir

Tatar, a.g.m., s. 299. a.g.m., s. 297. Soykan, a.g.m., s. 44. Demirci, a.g.e., s. 18,19. Watt, Gnmzde slam ve Hristiyanlk, s. 57. Watt, a.g.e., s. 55. Watt, Mslman-Hristiyan Diyalou, s. 191. 26

tasvirleri semboliktir.125 Tanr sembolik dili kullanrken sadece o zamann inanc olduu iin, bildirmek istedii gerekle elimemesi artyla, yanl bilgileri dahi kullanabilmektedir.126 nsanolunun Tanrnn sfatlarn anlamakta sknt ekeceklerinden dolay Kutsal metinlerde bildirilen btn sfatlar semboliktir. Bu yzdem kutsal metinlerdeki Tanr tanmlamalar tasvir edici deil, artrcdr.127 Sembolizmin oulculua gtren yanlarndan biri, kullanlan sembollerin sembolize ettikleri gereklerin btnyle kavranamayacak olmasdr.128 Dil felsefesinin oulculua giden yolda nasl bir etkiye sahip olduunu aklanrken, kesin bir sonuca ulaamamann verdii belirsizlik sonucunda hibir dinn mutlak olan sadece kendisinin ifade ettiini sylememesi gerektii eklinde bir aklamada bulunulmutu. Sembolizmde de hemen hemen ayn durum sz konusudur. Kutsal metinlerin ihtiva ettii gereklerin tamam sembollerle ifade ediliyor ve farkl anlamlar ihtiva etme ihtimali blunan129 bu sembollerin hangi gerei sembolize ettiini tespit etmek o dinn mntesiplerine kalyorsa, bu durumda tekini dlamak anlamsz gzkecektir. Haddi zatnda dinlerin kullandklar farkl semboller ayn gerei sembolize etmekte olduklar iin bu farklla insanlar sebep olmaktadr. Watt, Kutsal metinlerin muhataplarnn anlayabilecei seviyede bir dile sahip oluunu Saduyu Geeklik gryle aklamaya almaktadr. O saduyu gereklik gryle; herhangi bir felsef dnceye balanmam, geni bilimsel faaliyete ya da ilhiyatla ilgili bir almaya girmemi alelade bir insann kabul ettii gr kastetmektedir.130 Bu tespitten sonra Watt, saduyu gereklik gryle felsef gr arasnda herhangi bir ztlm olmadn da eklemektedir.131 nk Ona gre Felsef bir gr, insanlarn gereklikle bir eit iliki kurma biimi olan saduyu gereklik grnn dzeltilmesinden ok artlmasdr.132

125 126 127 128 129 130 131 132

Watt, Gnmzde slam ve Hristiyanlk, s. 197 Watt, a.g.e., s. 110. Watt, a.g.e., s. 87. Watt, a.g.e., s. 57. Durand, Gilbert, Sembolik mgelem, ev. Aye Meral, nsan Yaynlar, stanbul 1998, s. 91. Watt, a.g.e., s. 63. Watt, a.g.e., s. 67. Watt, a.g.e., s. 67,68. 27

Bu aklamalarn gayesi, modern bilimin verileri araclyla yanll ortaya konmaya allan Kutsal Metinlerdeki sembolik slubun geerliliini ortaya koymaktr. rnein Kutsal Kitaplarda geen Peygamber kssalar tarih bilimi tarafndan modern tekniklerle dlanabilmektedir. Watt, Kutsal Kitaplarda anlatlan kssalarn, tarihin verilerine uymasa bile bir gereklii ifade ettiini belirtmektedir. Kutsal kitaplarda byle bir metodun uygulann da Saduyu Gereklik teorisiyle aklamaktadr.133 Sembolizm ve oulcu dnceler arasndaki ilikiyi de yine Wattn azndan dinleyelim: Sembolik dili kullanrken, farkllk olarak grnenler, zorunlu olarak gerek farkllklar deildir. Dinleri karlatrmaya giritiimizde bu kesin olarak aklda tutulmaldr. Bir din, Tanrdan bir baba gibi bir ey ve bir dieri anne gibi bir ey olarak sz edebilir; ancak iki kavram birbirinden farkl mdr? Rasgele, iki kelimenin hem birbirine zt hem de zde olduklar kabul edilemez. Bu, bir baba ya da anneye kesin benzerlik durumuna baldr; ancak bu imdiye kadar kimse iin aka belirtilmedi. Daha fazla bilgi gereklidir. Bununla birlikte, mesela eer bir anatanraya inancn her zaman kutsal fahielikle birlikte bulunduu gsterilirse bu, kavramlarn farkl olduklar ve bir baba olarak Tanr kavramnn daha stn olduunu kabule bir sebep olabilir. Dahas, doruluk ve yanllk ya da nsb doruluk ya da yanllk cihetinden dinlerin karlatrlmas imknn veren hibir entellektel kriterin olamayaca, din dilinin ekseriyetle sembolik olduu gereinden anlalr.134 Sonu olarak, sembolik anlayn, kutsal metinlerin birbirlerinden farkl sembollerle ayn gerei anlattklarn iddia ettii sylenebilir. Bu sebeple de bir dinn tekini dlamas olanakszdr.

133 134

Watt, a.g.e., s. 71. Watt, Mslman-Hristiyan Diyalou, s. 193. 28

C. HERMENTK Kutsal metin teorisi135, dilsel bir metodoloji136, Linguistik anlama bilimi137, bir yorum sistemi138 ve daha baka ekillerde tanmlanabilen Hermentik tek bir kelimeyle ifade edilecek olursa yorum-bilim szcnu kullanmak mmkndr. Hermentiin de sembolizm gibi dil felsefesiyle ciddi ilikiler ierisinde olduunu sylemek mmkn gzkmektedir fakat, insann almalarn anlama gayreti olarak tanmlanan Hermentik, yorumun dilsel formlarndan teye gider. Anlama hem epistemolojik hem de ontolojik taraf olan bir aktivitedir.139 Yani Hermentik yaklam sadece dilin sunduu imknlarla yetinmez, metnin olumasnda etkili olan varolusal zellikleri de dikkate alr.140 Yazarn metni yazarkenki psikolojisi, onu saran evrenin durumu yazarn varolusal zelliklerini belirlemektedir. Metin bulunduu ortamn zelliklerini iinde barndrr. Okuyucunun metni iyi anlayabilmesi iin yazarn kulland dille beraber metnin yazld varolusal zellikleri de zmsemesi gerekmektedir. Ontolojik zellikler ayn zamanda okuyucunun alglayn da

etkilemektedir. Metnin syleyemediini bulmak iin metnin tesine gitmeye alan yorumcu141, kendi varolusal zelliklerini de metne katabilmektedir. Bu sylenenler, yoruma tbi tutulan her bir nesnenin yorumu yapan kiinin ihtiva ettii zellikleri tayaca sonucunu dourmaktadr. Bu balamda kutsal metinlerin yorumlarnda da, asl olmayan fakat bu metinleri yorumlama gayretine giren kiilerin zelliklerini tayan unsurlar olabilmektedir.142 Pluralistlere gre dinlerin dlayc yorumlar gelenek tarafndan bu ekilde tesis edilmitir.

135 136 137 138 139 140

141 142

Palmer, a.g.e., s. 64. a.g.e., s. 69. a.g.e., s. 71. a.g.e., s. 74. a.g.e., s. 37. Alpyal, Recep, Kimin Tarihi? Hangi Hermentik?: Kuran Anlama Yolunda Felsef Denemeler, Aa Yaynlar, stanbul 2003. a.g.e., s. 302. Gadamer, Hans-Gaorg, Hermeneutik Problemin Evrensellii, Hermeneutik ve Hmaniter Disiplinler, ev. Hsamettin Araslan, Paradigma Yaynlar, stanbul 2002, s. 69. 29

Bu balamda bir ksm dnrler plralizme ancak din bir hermentikle varlacan sylemektedirler.143 Hermentik sayesinde dinler arasndaki farkllklar yoruma tbi tutularak btn dinler ayn at altnda toplanabilecektir. Dikkat edilirse Dil felsefesi, Sembolizm ve Hermentik kavramlar, kutsal metinlerin arasndaki farkllklarn ve birbirinin zdd gibi gzken inan biimlerinin grnrde yle olduklar, hakikatte ise btn dinlerin ayn gerei syledikleri, fakat bunu yaparken muhatap aldklar toplumlarn konjonktrel artlarn dikkate aldklar iin de birbirlerinden farkl sluplar kullanmak zorunda kaldklar tezini desteklemektedirler.

143

Demirci, a.g.e., s. 13. 30

KNC BLM SLAMIN DER DNLERE BAKII


I. AYETLER IIINDA DER DNLERN DURUMU zel anlamda tasavvuf literatrde dier dinlerin durumuyla ilgili verilerin tespitinde bulunmadan nce, genel anlamda slamn dier dinlere bak konusuna deinmekte fayda vardr. Byle bir tespitin Kuran balamnda olmas gerektii kanlmaz olduu iin ilk olarak konuyla ilgili ayetlere yer verilmesi gerekmektedir. Bu blmde zikredilecek ayetlerin her biri iin ayr bir alma gerektii gerei dikkate alnmakla birlikte, bu almann snrlar, sz konusu ayetlerin ksa aklamalaryla yetinilmesi sonucunu dourmutur. Konuyla ilgili ayetlerin belli bir snrlamas yoktur. Farkl kaynaklarda farkl ayetler birbirlerinden deiik aklamalarla sunulmutur.144 almamza k tutacak ayetlerin yorumlanmasnda dikkat edilmesi gereken en nemli husus, ayetlerin; bilgi sosyolojisi,145 tarihsellik,146 nzul sebepleri,147 kullanlan dil148 balamnda deerlendirilmesidir. slamn doduu corafyada ve sonralar yerletii corafyada yaayan dinler ve bu dinlerin
144

145

146 147

148

zcan, a.g.e., s. 123-132; Kesler, M, Fatih, Kuran- Kerimde Yahudiler ve Hristiyanlar, Trkiye Diyanet Vakf Yaynlar, Ankara 2001, s. 146-179; Okuyan, Mehmet; ztrk, Mustafa, Kuran Verilerine Gre tekinin Konumu, slam ve teki, s.163-204; Kyl, a.g.e., s.85-127; Aydn, Mehmet, Mslmanlarn Hristiyanlara Kar Yazd Reddiyeler ve Tartma Konular, Trkiye Diyanet Vakf Yaynlar, Ankara 1998, s. 4-32; Watt, Gnmzde slam ve Hristiyanlk, s. 17-20; Watt, Mslman-Hristiyan Diyalou, s. 17-42; Hamidullah, Muhammed, ,slamda Devlet Ynetimi, ev. Hamdi Akta, Beyan Yaynlar, stanbul 1998, s. 27-30; Tokpnar, Mirza, Hadislere Gre Yahudi ve Hristiyanlara Uymak, nsan Yaynlar, stanbul 2003, s. 31-33, 37,38; Ulutrk, Veli, Kuranda Ehl-i Kitap, nsan Yaynlar, stanbul 1996, s. 11-74; Demirci, a.g.e., s. 16-19. Watt, Mslman Aydn, ev. Hanifi zcan, Dokuz Eyll niversitesi Yaynlar, zmir 1989, s. V-VIII. zsoy, a.g.e., s. 53-66. Ayrntl bilgi iin bkz. Cerraholu, smail, Tefsir Usul, , Trkiye Diyanet Vakf yaynlar, Ankara 1997, s. 115-121. Palmer, a.g.e., s. 40-62. 31

mensuplarnn

Mslmanlara

kar

uyguladklar

tavr,

Mslmanlarn

davranlarnn ekillenmesinde etkili olmutur. Mslmanlarn, Kitap ehli olduklar noktasnda slam limlerinin ittifak ettikleri Hristiyanlk ve Yahudilie kar tavr; Mecusilie, Hint dinlerine kar olan tavrlarndan daha farkldr. Kuranda iki semav dinle beraber anld iin Sabilerin de kitap ehli olduklar dncesi olumu, bu dinn Hristiyanln bir kolu olduu dncesi yaygnlamtr. Ayn corafyada yaayan farkl din mensuplar birbirlerinin inanlarna kar sempati ya da antipati duyabilmektedir. Burada vurgulanmak istenen, tekine kar oluan tavrn sebebinin siyas ve ya ekonomik mi yoksa teolojik mi olduudur. Siyas, ekonomik sebepler zaman ve mekn snrlar iinde ekillendii iin tarihsel karakterlidirler ve zaman ve meknn deimesi durumunda farkl ekillenebilirler. Hz. Peygamberin Medineye gnden hemen sonra Yahudilerle olumlu ilikiler salanarak Medine Vesikas imzalanm, ayn Yahudler askeri alanda verdikleri szlerinde durmadklarnda da cezalandrlmlardr. Teker teker ayetlere temas etmeden nce Kurann konuyla ilgili ayetlerine genel bir bak gerekmektedir. slam gelenei dnden bugne incelendiinde, dier din mensuplarnn dalalette olduu grnn baskn olduu grlmektedir. Yukarda ifade edildii gibi bu yaygn grn tarihsel karakterli sebeplerinin olabileceinden dolay ilk olarak Kurann tavrnn belirlenmesi gerekmektedir. Kurann bu konuyla ilgili ayetlerini bir tasnife tbi tutacak olursak hem dlayc hem kapsayc hem de oulcu anlaya kaynak olabilecek ayetler bulabilmekteyiz. ( bkz. Bakara 2/62; Maide 5/6769, 82; l-i mran, 3/113-115 ) Kuran bir taraftan evrensel olduunu iddia etmekte, dier taraftan Hristiyan ve Yahudileri Ehl-i Kitap diye isimlendirerek kendi otoritesini snrlandrmaktadr.149 Kurann bu tavr dier din mensuplarnn da cennete girebilecei tezini ihtiva eden oulcu anlaya ve oulculuun biraz daha snrlandrlm hali olan kapsayc anlaya zemin hazrlamaktadr. Her ne kadar Kuranda ncil ve Tevratn tahrif edildikleri ak bir ekilde dillendirilse de bu iki kutsal kitap inkr edilmez.150 Bilakis Kuran balamnda meseleye bakldnda din birbirine paralel dinler olarak
149 150

Tatar, a.g.m., s.287. a.g.m., s. 287 32

sunulmakta151, sonra gelen dinn ncekini inkr etmeksizin tamamlad ve d tesir ve tahriften koruduu152 vurgulanmaktadr. Fakat zamanla oluan soysal deiiklikler Kurann tavrnn dlayc bir grnt arz etmesine sebep vermitir. Kuran bir taraftan Yahudi rknn olumlu zelliklerini anlatlrken ( bkz. Bakara 2/47, 122; Maide 5/5 ), dier taraftan onlarn inan sistemlerinden ziyade Mslmanlarla olan mnasebetlerindeki hareket tarzlarn eletirir.153 Bu durum Kurann tavrn belirledii gibi Mslman toplumlarn da tavrn belirlemitir. Saldrgan davranan topluma kar Mslmanlar da savunmac bir anlayla cevap vermilerdir. 154 Bu ksa giriten sonra Kurann ayetlerinin ksa tahliline geilebilir. Burada ilk olarak yaplmas gereken, ayetlerin hangisinin konumuzun drt temel kavramyla ilgili olduunun tespit edilmesidir. Kapsayclk ve oulculuk iin delil olarak kabul edilen en nemli iki ayet udur; Kukusuz, iman edenler ile Yahud inancnn takipilerinden, Hristiyanlardan ve Sabilerden Allaha ve hiret Gnne inanm, doru ve yararl iler yapm olanlarn tm Rablerinden hak ettikleri mkafatlar alacaklardr ve onlar ne korkacak, ne de zleceklerdir. ( bkz. Bakara 2/62 ) Ey Eli! Rabbinden sana indirilenleri tebli et: Sen onu tan yapmadn srece Rabbinin mesajn yaymam olursun. (Grevini yaparsan) Allah seni (inanmayan) insanlardan koruyacaktr. Allah, hakikati inkr eden insanlar doru yola iletmez. De ki: Ey Kitab- Mukaddesin takipileri! Siz, Tevrata, ncile ve Rabbiniz tarafndan size indirilen her eye (tam olarak) uymadka inanlarnz salam bir temele oturtmu olmazsnz! Fakat (Ey Peygamber) rabbin tarafndan sana indirilenler, onlarn ounu kibirli kstahlklarnda ve inkrclkta daha inat yapacaktr. Ama hakikati inkar eden insanlara zlme: nk, (bu ilah kelama) iman edenler ve Yahud itikadn uyanlar ile Sabiler ve Hristiyanlardan -Allaha ve hiret
151 152 153 154

Watt, Gnmzde slam ve Hristiyanlk, s. 18. Aydn, Mehmet, a.g.e., s. 8-9. Aydn, a.g.e., s. 9. Watt, a.g.e., s. 18 33

Gnne inanp, doru ve yararl fiillerde bulunanlar- ne korkacak, ne de zleceklerdir. ( bkz. Maide 5/6769 ) Birbirinin hemen hemen ayn olan bu iki ayetten yola kan baz aratrmaclar Mslman olmayan insanlarn da kurtulua erebilecekleri yorumunu yapmaktadrlar.155 Bu ayetin oulculua m yoksa kapsaycla m delil olaca konusunda da farkl dnceler retilebilir. Yani Mslman olmayan bir insann kurtulua erme ihtimali Mslman olanla ayn mdr (oulculuk), yoksa Mslman olmayan bir kiinin kurtulua erme ihtimalinin olmasyla beraber bu ihtimal Mslmannkine nazaran daha m dktr (kapsayclk)? Okuyucuyu her iki sonuca da gtrebilecek olan bu ayette geen Sabiler ifadesi ayr bir tartmay balatmaktadr. Kuranda bahsedilen din ve inan gruplar unlardr; 1. nananlar 2. Yahudiler 3. Hritiyanlar 4. Sabiler 5. Mecusiler 6. Mrikler Bu inan gruplarndan Sabilerin Hristiyanlk ve Yahudlkikle beraber anlmas onlarn kim olduklar sorusunu gndeme getirmi ve bu sorun gnmze kadar tartlmtr. Sabiliin Hristiyanln veya Yahudiliin bir kolu olduu teziyle beraber cahiliye Arap kltrnn iinde doup gelien mrik bir grup olduu tezi de bulunmaktadr.156 Sabilerin iki semav din dnda farkl bir din olduu kabul edilmesi durumunda Kitap ehli kavramnn bir genilemeye maruz kalmas kanlmazdr. Zira Hz. Peygamberin Mecusilere Kitap Ehli muamelesi yapt rivayetleri de

155

156

Sarkolu, Ekrem, Balangtan Gnmze Dinler Tarihi, Faklte Kitapevi, Isparta 2002; Hamidullah, a.g.e., s. 56,57. Gndz, inasi, Sabiler-Son Gnostikler, Vadi Yaynlar Ankara 1999, s. 26-34. 34

mevcuttur.157 Hal byle olunca ilkel dinler dhil Uzak Dou dinleriyle beraber Yunan kltrnn bile kitap ehli kavramnn iine dhil edilmesi gerekebilir. Bu da, oulcu ve kapsayc bakla konuulursa dnya tarihinde tezahr etmi btn din ve inan mensuplarnn cennete girebilecekleri sonucunu dourmaktadr. Mslman aratrmaclardan bazlar Sabilii dier iki semav dinn dnda farkl bir din olarak kabul etmeyerek kitap ehli kavramn semav dinle snrlandrmaktadr. 158 Bu balamda da sadece Hristiyan ve Yahudi nfusa kurtulu hakk tanmakta, dier dinlerin Kitap Ehline dhil olmamalarndan dolay kurtulu ihtimalleri bulunmadn ne srmektedirler. Burada kesin bir hkm koymann uygun olmayaca gereinin hatrlatlmasyla birlikte, Sabiliin tarihsel oluum sreci159 ve inan esaslar160 incelendiinde dier iki semav dinden farkl bir oluuma sahip olduu grlecektir. Konuyla ilgili dier iki ayet yukardaki iki ayetten farkl olarak oulculuktan ziyade kapsaycla kaynak tekil etmektedir: Btn insanlar iinde (bu ilah kelama) en ok efkat gsterenlerin ise Biz Hristiyanz diyenler olduunu greceksin: byledir, nk onlar arasnda yle keiler ve rahipler var ki bunlar kibre kaplmamlardr. ( bkz. Maide 5/82 ) (Ama) onlarn hepsi ayn deil: Gemi vahyin izleyicileri arasnda, gece boyunca Allahn ayetlerini okuyan ve (Onun huzurunda) secdeye kapanan dosdoru insanlar da vardr. Onlar, Allaha ve hiret Gnne inanrlar; doru olan emreder, eri olandan alkoyarlar ve hayrl ilerde birbirleriyle yarrlar: ite bunlar drst ve erdemli kimselerdendir. Onlarn yapt hibir iyilik karlksz braklmayacaktr: nk Allah, kendisine kar sorumluluklarnn bilincinde olanlar iyi bilir. (bkz. l-i mran 3/113115 )

157 158 159 160

Aydn, a.g.e., s. 8. Ulutrk, a.g.e., s. 7,8. Gndz, a.g.e., s. 36-55. a.g.e., s. 89-145. 35

Bu iki ayet incelendiinde dier dinlere mensup insanlarn hepsinin ayn derecede olmad tespiti dikkat ekmektedir. Bu ayetler balamnda Mslman olmayan insanlarn da kurtuluu hak edebilecei dnlebilir. Yukardaki yaklamlar ve tartma konular ayetin Kurtulu problemi, yani Mslman olmayan birisinin Cennete girip giremeyecei sorusu balamnda yaplan yorumundan ibarettir. Metafizik ierikli oluu sz konusu ayetin aklama ve tefsirinde skntlar dourmaktadr. Kurann geneline bakldnda Kurtulu problemine kaynak olabilecek ayetlerden ziyade dier din mensuplarna kar kiisel ve toplumsal ilikilerimizi dzenleyen ayetlere daha fazla yer verilmitir. Kurann bu yaklam metafizik ierikli bir konunun Allaha havale edilmesi gerektii tezini dourabilir. Yani dier dinlere bak problemi teolojik bir problem olmaktan ziyade sosyolojik bir problem olarak kabul edilmelidir. Bu durumda yukarda teolojik birer kavram olarak zikredilen dlayclk, kapsayclk ve oulculuk ifadeleri yerine sosyolojik bir kavram olan Diyalog zerinde durmak gerekmektedir. Kuranda Diyalog dncesini destekleyen ayetlerin says olduka fazladr. Bu ayetler dier din mensuplarnn cennete girip girmeyeceklerini tespit etmekten ziyade o insanlara kar nasl davranmamz gerektii zerinde durmaktadr: nancnzdan dolay size kar savamayan ve sizi yurtlarnzdan srmeyen (inkrclara) gelince, Allah onlara nezaketle ve adaletle davranmanz yasaklamaz, nk Allah adil davrananlar sever. ( bkz. Mmtehine 60/8 ) Kitap ehliyle hakszlk edenler dnda en gzel tarzda tartn ve deyin ki: Bize indirilene de size indirilene de inandk. Tanrmz ve tanrnz birdir, biz de Ona teslim olanlarz. (bkz. Ankebut 29/46 ) (Btn insanl) hikmetle ve gzel tle Rabbinin yoluna ar; ve onlarla en gzel, en inandrc yntemlerle tart; phesiz, Onun yolundan kimin saptn en iyi bilen senin Rabbindir; ve yine doru yola erienleri de en iyi bilen Odur. ( bkz. Nahl 16/125 ) De ki: Ey gemi vahyin izleyicileri! Sizinle bizim aramzdaki u ortak ilkeye gelin: Allahtan baka kimseye kulluk etmeyeceiz,
36

Ondan baka hibir eye ilahlk yaktrmayacaz ve Allah ile birlikte insanlar Rab edinmeyeceiz. ( bkz. l-i mran 3/64 ) Bu ayetlerin tahlili bizi, hangi dine mensup olurlarsa olsunlar insanlarla iyi ilikiler ierisinde bulunmamz gerektii sonucuna gtrmektedir. Allah Tealann sadece insan ilikilerimizi dzenlemeye alt ahlak ierikli bu ayetlerden yola karak metafizik-teolojik temellendirmelerde bulunulmas yanl olur. II. SOSYO-POLTK NEDENLERN MSLMANLARIN DER DNLERE BAKIINA ETKS Diyalog insanlarn hayatlarnda uygulamas gereken ahlak bir ilke olduu iin yukarda zikredilen dlayclk, kapsayclk ve oulculuk gibi kavramlarla kartrlmamaldr. Bu kavram kurtulu teorisi ile alakal olduu iin baz metafizik tespitleri zorunlu klmaktadr. Hlbuki Allah Teala bu tr problemlerin zmnn kendisine braklmas gerektiini bize bildirmektedir.161 Btn bunlara ramen gnmze kadar oluan slam geleneine bakldnda deiik dnemlerde, dier dinlerin mensuplarna kar Kurann sergilediinden daha farkl tavrlar sergilenmi olduu gzkmektedir. Mslmanlarn dier dinlere kar tutumunun eklini belirleyen husus sadece Kuran ve dolaysyla da teolojik tartmalar olmam; siyas, ekonomik ve toplumsal mlahazalar da etkili olmutur.162 Genelde lml olan Kurann kapsayc ve diyalog ieren tavr, zamanla Mslmanlar tarafndan siyas, ekonomik ve toplumsal nedenlerden dolay dlaycla dntrlmtr.163 Dier dinlere kar sonradan oluan dmanlklarn164 bir uzants olarak dlaycl douran sebepler yle sralanabilir: a) Ynetici aznlk konumundaki Mslmanlarn, Mslman olmayanlara kar slamn byln ispatlamaya almalar. b) slamn Hristiyanlk iinde erimesini engellemeye almak. c) Mhtedileri kaybetmeme arzusu.
161 162 163 164

Kyl, a.g.e., s. 115. a.g.e., s. 86. Tatar, a.g.m., s. 290. Kyl, a.g.e., s. 9. 37

d) Ynetici Hristiyanlarn kskanlmas. e) Devletin ayrmc politikalarn merulatrma gayreti.165 Dikkat edilirse be balk altnda toplanan nedenlerin hepsi sosyo-politik ieriklidir. Dier medeniyetlerle yaanan atmalar slamda tekelci tavrn olumasna neden olmutur.166 Bir dnem slam corafyasnda yaayan Yahudilerin blgeden srlmeleri gerekmi, srgn sonrasnda ekonominin bozulmas sebebiyle Yahudiler geri arlmlardr.167 Bu geri armann hi bir teolojik temelinin olmad, sadece ekonomik ierikli olduu aktr. slamn ilk dnemlerinde Hristiyanlarla teolojik tartmalar sz konusu olmad iin bu dnemde reddiye zerine literatr olumamtr. Sonralar, zellikle fetih hareketlerinin bir sonucu olarak dier medenyetlerle zorunlu olarak ilikiye girilmi ve sosyal sebeplerden dolay oluan savunma psikolojisi balamnda,168 Halife Memun zamannda Beytl-Hikmenin kurulmasyla Aristo felsefesi ara olarak kullanlarak Hrstiyanla reddiyeler yazlm,169 ilk dnem Mslman dnrler dhil olmak zere, hemen btn kelamclar Yahudlik ve Hristiyanla reddiyeler yazmlardr.170 Bu reddiyelerin lahi bir emrin edas olarak alglanmas sz konusu deildir. Konjonktrel artlar dnemin Mslmanlar tarafndan byle bir faaliyetin balatlmas sonucunu dourmutur. slam dnyasnda Kitap ehline ynelik eletirilerin de konjonktrel-tarihsel ierikli olduu gzkmektedir. Chz ( l. 255/869 ) ve Birn (l. 447/1055)nin dier dinleri eletirme sebepleri, o dinlerin mensuplarnn yanl ve kaba tutumlardr.171 Yine, slam corafyasnda yaayan farkl din mensuplarnn saysnn olduka fazla olmas ve bu kitleyle olan mnasebetlerin zorunlu olarak devam etmesi iyi geinmeyi zorunlu klm; bu balamda da Mslmanlarn din deitirmeleri
165 166 167 168 169 170 171

Tatar, a.g.m., s. 290-091. Kyl, a.g.e., s. 89. Tatar, a.g.m., s. 294. Watt, a.g.e., s. 19,120. Tatar, a.g.m., s. 295,296. a.g.m., s. 290 Mez, Adam, 10. Asrda slam Medeniyeti, ev. Salih aban, nsan Yaynlar, stanbul 2000 s. 61,62. 38

durumu gndeme geldii iin cezai meyyideler arttrlm, dier dinlerle olan evlilik vs. mnasebetler kstlanmtr. 172 Yukardaki aklamalarda anlatlmak istenen, din yorumlarn zamanla tarihsel artlar balamnda deimi olduudur. nk rnek olarak gsterilen uygulamalar slam geleneinin tamamn kapsayan uygulamalar deil, belli dnemlere ait uygulamalardr. rnein dier dinlere kar uygulanan kstlamalarn Harun Reit (786809) zamannda daha nceki dnemlere gre arttrlarak uygulanmas ve Mtevekkil (847861) zamannda iddetin arttrlmas173 temel kaynaklara dayanarak aklanabilecek bir durum deil, kiilere bal siyas inisiyatifin tezahr olarak deerlendirilebilecek bir durumdur. Bu durumun Tefsir ilminin kriterleri balamnda deerlendirilmesi konumuzun dnda kalmaktadr. Din bazen muhatabn durumuna gre, kar tarafta oluan tehlikeye gre de yorumlanabilmektedir.174 Askeri bir olayn kutsallatrlmas sonucunda din bir mahiyet

kazandrlarak din savalar haline getirilen Hal seferleri175 dneminde Mslman corafyada yaayan bir Mslmann, Hristiyan bir kiiye hogrl davranmas ok zordur, fakat gnmz kozmopolitleen dnyasnda yaayan bir mslmann; komusu, meslekta, okul arkada olan bir hristiyana kar bak daha farkl olacak, Kapsayclk ve oulculuk gibi bar yaklamlar n plana kabilecektir. Kutsal kitapta sylenenle uygulanan arasndaki farkllklara temas ettikten sonra, slam geleneinde oluan hukuk ierikli prensiplere de deinme gerei domutur. Hukuk ilminin oluumunda Kuran ve Snnetin etkisi bilinmekle birlikte, zamanla kan problemlere yeni zmler bulma ihtiyac farkl yaklamlar gerekli klm, itihat edebilecek liyakatteki limlerin olaya dahlini kanlmaz klmtr. Kurann aksine gibi gzkse de; zmmlerin Mslmanlara nazaran daha yksek

172 173 174 175

Mez, a.g.e., s. 48. Aydn, Mehmet, a.g.e, s. 30. Watt, a.g.e., s. 120. Kyl, a.g.e., s. 90. 39

bina yapmalarnn yasaklanmas, gayr- mslimlere farkl kyafetler giydirilmesi176, Halife Memunun Sabileri ldrmeye almas ve bu olay esnasnda ehl-i kitaptan cizye alnarak hayatlarnn balanmas.177 mer b. Abdulazizin kyafet snrlamalar, Hz. mer tarafndan zmmlerin ayr kyafet giymelerinin salanmas, zmmlere znnar denen kaln bir kemerin taktrlmas178 kilise ve havralarn inaatna izin verilmemesi179 gibi zamann gerei olan baz kstlamalar getirilmi olmasna ramen slamn diyalog konusundaki genel hukuki prensibi udur; Bize ait olan her bir ayrcalk onlara da aittir ve bizim iin zorunlu olan her ey onlara da zorunludur. Bu sava ve barta geerlidir.180 Bu prensip balamnda; Hz. mer devrinde cizye alnmas artyla; kilise ve havralar yklmayacak, kan aktlmayacak, cana, mala dokunulmayacak kural konmu,181 Hz mer vefat esnasnda zmmlerin korunmasn vasiyet etmi, Gayr- Mslimler devlet kademelerinde grev alm,182 anavatanda yaayan gayr- mslimlerin yaam standartlar iyiletirilmi,
183

sava esirlerine iyi davranlm,184

igal edilen topraklardaki insanlardan srgn edilenler hari isteyene o topraklarda kalma, isteyene de kma hakk tannm,185 Peygamberimizin dnemi dhil ilk drt halife dneminde igal edilen yerlerin halklarnn mallar yamalanmam,186 salk hizmetleri gayr- mslimleri de kapsam,187 Mslmanlardan dmanlk ve atma anlarnda bile genel insan deerlere uymalar istenmi,188 Hanefi ekol savaa uygun olmadklar iin kadn mrtedlerin lmle cezalandrlamayacan hkmn vermi,189 keilerden ve piskoposlardan vergi alnmam,190 zmmlere gereken

176 177 178 179 180 181 182 183 184 185 186 187 188 189 190

Mez, a.g.e., s. 60,61. Kesler, a.g.e., s. 60. Aydn, Mehmet, a.g.e., s. 27,29. a.g.e., s. 26. Kyl, a.g.e., s. 90-91. Aydn, Mehmet, a.g.e., s. 26. a.g.e., s. 27. Hamidullah, a.g.e., s. 133. a.g.e., s. 262. a.g.e., s. 273. a.g.e., s. 303. a.g.e., s. 342. Kyl, a.g.e., s.91. a.g.e., s. 114. Mez, a.g.e., s. 60. 40

haklar tannmtr, slam dnyasnda zgrce yaamalar191 ve can, mal, namus, din ve vicdan zgrlkleri temin edilmitir.192 slam medeniyeti kapsamnda bu tr hkmlerin ve uygulamalarn bulunmasnn teolojik dayanaklarnn olmasyla beraber, slam medeniyetinin deiik dinlerden insanlar barndrmasnn byk pay vardr. Dieriyle diyaloa girme mecburiyeti msamahakr bir ortam olumasna zemin hazrlamtr.193 Asr- Saadet, Emev ve Abbas dnemlerinde dier dinlerle girdii ciddi ilikiler balamnda diyalog konusunda engin tecrbeleri olan slam Medeniyetinin
194

bu konudaki tavrn belirleyen asl faktr zaman ve mekan artlarnda deiebilen

tercihler olarak belirlenebilmektedir. Bu durum sz konusu konuda evrensel bir metot oluturmann ok zor olduu gereini aa karmaktadr.

191 192 193 194

Kyl, a.g.e., s. 113. Hamidullah, a.g.e., s. 395. Mez, a.g.e., s. 47. Kyl, a.g.e., s. 11. 41

NC BLM LK SFLERN DER DNLERE BAKII


I. DER DNLERLE DYALOA GRMEDE TASAVVUFUN STLEND FONKSYON Dier dinlerle ilikiye girme noktasnda tasavvufun salad katk bilinmektedir. Nicholsona gre tasavvuf, kltrler aras diyalogda birletirici bir unsur olarak slamn dier kltrlere alan nemli kaplarndan birisidir.195 zellikle Mevlna ve bn-i Arab bu noktada ciddi etkileri olan iki isimdir. Bu konuda Seyyit Hseyin Nasr unlar sylemektedir: Bugn Mslmanlarn dier dinlerle slam arasnda derinden yaklam kurma giriimleri bn-i Arab ve Rmnin att zengin temellere dayanabilir ve dayanmaldr da.196 Yine dier bir aratrmac Mistisizmin byk dinlerin karlaabildii tek zemin olduunu sylemektedir.197 Bu tr dncelerin yaygnlk kazanmasna sebep olabilecek olduka fazla rnekle karlamaktayz. bn Arabnin, Bat medeniyetinde slamn yaygnlamas noktasnda salad katk, hi phesiz slam ve dier dinler arasnda gerekleen ilikilerde tasavvuf dncenin ne derece etkili olduunu gstermektedir. Bat dncesi ierisinde olduka etkili olan Tradisyonalist dnrlerin nde gelenlerinden Rene Guenon, Frithjof Schuon, Martin Lings, Titus Burckhardt gibi

195

196

197

Nicholson, Reynold, Tasavvufun Menei Problemi, ev. Dr. Abdullah Kartal, z Yaynclk, stanbul 2004, s. 8. Yaran, bn Arab, Mevlan ve Yunus Emreye Gre tekinin Durumu, slam ve teki, s. 308. a.g.m., s. 308. 42

isimler, bn Arabnin retisini kabul etmiler ve bu dncenin gnmzde anlalp tannmasnda nemli katkda bulunmulardr.198 Bunun dnda Mevlnann slam d corafyalarda yaayan bir ok insann ilgisini ekmesi, Onun dier dinlerle olan olumlu ilikisinin soncudur. 199 Tasavvufun bu zellii, bn Arab ve Mevlnadaki kadar baskn olmasa da birok sfide gzkmektedir. Bu noktaya dikkat eken baz aratrmaclar, tasavvufun bu zelliinin nereden kaynaklandn tespit etmeye almlar ve mutasavvflarn rettikleri oulculuk anlaynn, modern din felsefesinde olduu gibi, aklc ve agnostik temellere dayanmaktan ziyade, mistik deneyimsel hallerle irtibatl varln birlii retisine ve gnllerindeki ak ahlakna dayandn200 ortaya koymulardr. Bu tespit balamnda, sfilerin varlk anlaylarnn ve ak retilerinin, konunun akla kavumas asndan ne derece nemli olduu ortaya kmaktadr. bn Arabnin dier dinlerin durumuyla ilgili tespitleri, Onun varlk anlay balamnda deerlendirilmedii takdirde gerektii gibi anlalamayacaktr. Ayn ekilde Mevlnann her din ve inantan insana kucak aan ak merkezli felsefesi, Onun ne olursan ol gel dizelerine yansm bu balamda her dinden insann takdirini kazanmtr. Dinler ve kltrler arasndaki ilikilere salad olumlum katk Tasavvufun, dinn zne verdii nemden kaynaklanmaktadr.201 Din yaanty; eriat ve Hakikat eklinde tasnif eden Tasavvuf dnce, eriatn Hakikate gtren yol olmas hasebiyle mutlak olan ifade etmediini, sadece belli bir makama ulamak

198

199

200 201

Ayrntl bilgi iin bkz.; Ylmaz, Hseyin, Ezel Hikmet ve Dinler, nsan Yaynlar, stanbul 2003; a,g,m. Ayrntl bilgi iin bkz. Schimmel, Annemarie, Ak, Mevlna ve Mistisizm, ev. Senail zkan, Krkambar Yaynlar, stanbul 2002, s.27-39; Arpagu, Safi, Mevlan Celaleddin Rmnin Eserleri zerine Yaplan ngilizce almalar, Tasavvuf, Mevlan zel Says, 6, 2005, S. 775804. Yaran, a.g.m., s. 345. Nasr, Seyyid Hseyin, Tasavvuf Makaleler, Ec. Sadk Kl, nsan Yaynlar, stanbul 2002, s. 137; Mekki, Ebu Talib, Kutl-Kulb, ev. Muharrem Tan, z Yaynlar, stanbul 1999, c. 2, s. 37; Shreverdi, ihbddin, Avariful-Merif, ev. Hasan Kamil Ylmaz-rfan Gndz, Erkam Yaynlar, stanbul 1989, s. 107; Serrac, Eb Nasr, el-Lma, ev. Hasan Kamil Ylmaz, Altnoluk Yaynlar, stanbul 1996, s. 23-24. 43

iin ara durak olduunu ileri srmektedir. yanstmayan ve bhiye getirmektedir.


203

202

Sfilerin tamamnn dncesini

gibi son derece olumsuz yaklamlarn domasna sebep

olan bu yaklam, dinn ekilsel ynnn nemli olmad tezini beraberinde

Sz konusu yaklam, dier dinlerle ilgili kanaatlerin belirlenmesi noktasnda olumlu sonular vermitir. Dinlerin ekilsel ynlerinin nemli olmad tezini ortaya koyan bir sfi, btn dinlerin evrensel bir merkezde yani mistik merkezde buluabileceini ileri srebilmektedir. Bu balamda dnecek olursak, dier dinlerin durumuyla ilgili olarak dinlerin farkl formlara sahip olsalar bile aslnda ayn ze sahip olduklar tezini204 sadece Hakikat makamna erimi kiiler zmseyebilecektir. Gelinen bu nokta, kendisine katlm btn insanlara zorunlu klmayan ve hususi bir eri ekli olan Tasavvuf dncenin kanlmazlarndandr.205 Tasavvufun, bu almayla ilgili verilerin olumasnda etkili olan dier yn, kulland dildir. Mistik dnce sahip olduu sembolik dil sayesinde dinler ve inanlar arasndaki farkllklarn yok edilmesinde nemli katklar salamtr.206 Tasavvuf dncenin kendisini anlatma noktasnda yaad sknt bilinmektedir.207 Bunun sebebi, aktarlmak istenen tecrbelerin farkl varlk alanna sahip olmasndan dolay gnlk yaamdaki dil ile ifade edilememesidir.208 Bu sknty amak isteyen sfiler yaadklar tecrbeyi temsillerle, sembollerle anlatmaya almlardr.209 Bu durum sfilerin kendi aralarnda, farkl eyler syleseler de ayn gerei anlatmaya altklar eklindeki inanc dourmutur. Byle bir anlayn, kutsal metinler arasndaki farkllklarn giderilmesine katk salamas olaandr. Buna gre dinler arsndaki farkllklar, kullanlan dildeki
202 203 204 205 206 207

208 209

Hucviri, Keful-Mahcub, ev. Sleyman Uluda, Dergh Yaynlar, stanbul 1996, s. 92 Serrac, a.g.e., s. 428-430. Nasr, a.g.e., 144. Nicholson, slam Sfileri, ev. Mehmet Da, Kltr Bakanl Yaynlar, stanbul 1978, s. 127. Demirci, a.g.e., s. 14. Stace, Walter T., Mistisizm ve Felsefe, ev. Abdullatif Tzer, nsan Yaynlar, stanbul 2004, s. 284 a.g.e., s. 284-285 ehbenderzde Filibeli Ahmet Hilminin Amak- Hayal adl kitab, Tasavvuf gereklerin sembolik dil araclyla anlatld nemli eserlerdendir. 44

farkllktan teye gitmez. Yani her din ayn eyi sylemesine ramen gzken farkllklar zde deil kullanlan dildedir. Tasavvuf yaklam sergileme gayretinde olmamasna ramen, oulcu dnceyi tahlil etmeye alan baz almalarn Tasavvuf literatre ynelmesi ve Mistik felsefeden yararlanmas, sfilerin bu konuda ne derece etkin olduklarn ortaya koymaktadr.210 II. DER DNLERN DURUMU PROBLEMNN TASAVVUF DNCENN LK MESELELER ARASINDAK YER A. LK DNEMDE OLUAN TASAVVUF LTERATR lk dnem sfilerinin sz ve davranlarn konu alan Tasavvuf klasikleri incelendiinde, sfilerin, kurtulu teorisi balamnda dier din mensuplarnn hiretteki konumu ve bu dnyada onlara kar tavrmzn nasl olmas gerektii ile ilgili ak ifadeler kullanmadklar gzkmektedir. Genel anlamda ilk dnem sfilerinin dier dinlerle pek ilgilenmedikleri ve kurtulu teorisi balamnda herhangi bir tez ortaya atmadklarn sylemek yanl olmaz. Fakat dier slam yerleim merkezlerine nazaran daha kozmopolit olan Horasan corafyasnda dier dinlerle ilgili tavr ortaya koyan sfiler bulunabilmektedir. Bu durum, bilgi sosyolojisi211 balamnda deerlendirildiinde sfilerin ortaya koyduklar dncelerin sosyolojik arka planlarnn olabilecei gereini hatrlatmaktadr. lk dnem sfilerinin, bir mslmann dier dinlere mensup insanlara kar taknmas gereken tavr gibi bir problemlerinin olmay, yaadklar corafyann sosyolojik durumu balamnda deerlendirilebilir. Bu dnemde yaam sfilerin genelde dier din mensuplarnn durumlaryla ilgili konularda konumamalarnn sebebi, farkl kltrlerle karlamam ve onlarla ilikiye girmemi olmalar olabilir. Gnmzde dinsel oulculuk, diyalog gibi problemlerin popler hale gelmesi de globalleme balamnda deerlendirilmelidir.
210

211

zcan, a.g.e., s. 75-76; Kyl, a.g.e., s. 74; Yaran, a.g.m., s. 345; Nicholson, a.g.e., s. 8; Demirci, a.g.e., s.14; Aydn, Mehmet, Medeniyetler atmasn Tartmak, Medeniyetler atmasndan Diyaloa, s. 36. Ayrntl bilgi iin bkz. Cevizci, Ahmet, Felsefe Terimleri Szl, Paradigma Yaynlar, stanbul 2000, s. 47; Watt, Mslman Aydn, s. V-VIII. 45

lk dnemde yaam sfilerin, zerinde durduklar temel konular speklatif problemler olmaktan ziyade; zhd, vera, sabr, takva gibi ahlak kavramlardr.212 Daha sonralar sistematik kavramlar ve problemler retmeye balayan Tasavvuf dnce ierisinde oluan ilk kavramlar ahlak ieriklidir ve kiiyi yanl davranlardan uzaklatrp, sadece iyi olan yapmaya sevk etme gayretindedir. Sonralar felsef bir hal alan Fena kavramnn ilk dnemde yaam sfiler tarafndan sadece ahlak bir reti olarak kabul edilmesi ve ilk dnemde bu paralelde sylemler retilmesi, Tasavvuf dncenin yaad sreci ortaya koyan gzel bir rnektir. Yeni olumu bir doktrin olan tasavvufun ilk olarak bu temel kavramlar zerinde younlamas olaan bir sretir. Ekolleme gayretine girmi bir akmn kendi btnln oluturmadan, temel tezlerini ortaya koymadan bir sonraki aamada megul olmas gereken konulara ynelmesinin o akmn geliim srecini yavalataca bir gerektir. lk dnemde yaam sfiler de zhd, ibadet, sabr, takva gibi temel kavramlarla megul olmular, bu kavramlar salam temellere oturtmaya almlardr. 10. asra gelindiinde tasavvufun temel esi u ekilde belirmitir: 1. Kadercilik (Tevekkl) 2. Evliya klt 3. Muhammed (as) klt (Nr-i Muhammed) 213 Sonralar felsef bir tavrla da deerlendirilen bu kavramlar zerinde konuan ilk sfilerin, ilk dnmede olumu terminoloji dna madan ahlak ierikli aklamalarda bulunmulardr. Tasavvuf klasiklerine gz attmzda bu tezi destekleyecek rneklerin olduka fazla olduu gzkmektedir.214 shak b. brahim, Fudayl b. yad (l. 187/802) tanmlamaya alrken; Onun, Kuran okurken cennetin bahsedildii bir ayete rastladnda aladndan, gecenin balamasyla namaza balayp gzleri

212 213 214

Nicholson, a.g.e., s. 122. Mez a.g.e., s. 347. Attar, Ferideddin, Tezkiretl-Evliya, Haz. Sleyman Uluda, Erdem Yaynlar, stanbul 1991, s. 169,307; Shreverdi, a.g.e., s. 605-625; Serrac, a.g.e., s. 43-52. 46

uykuya yenik dnceye kadar namaza devam ettiinden, ksa bir uyku aras verdikten sonra tekrar namaza devam ettiinden bahsetmektedir.215 brahim b. Ethem (l. 161/778)in u ifadeleri de ilk dnemde yaam sfilerin ilgi alanlarn zetlemektedir: Kibirlenmeyin! Marur olmayn. Yaptklarnzla vnmeyin.

stnzdekilere deil altnzdakiler baknz. Kalpleriniz Allah sevgisiyle dolsun. Bedenleriniz Allaha itaatle yorulsun. Allahtan utannz. Gzlerinizi harama dikmeyiniz.216 Bu rnekleri oaltmak mmkndr. Tasavvuf klasiklerinin ieriklerine bakldnda ilk dnem tasavvuf yaantnn bu durumun ne kadar bariz olduu grlmektedir. rnein Shreverdi (539/1144632/1234)nin kaleme ald temel Tasavvuf klasiklerinden Avariful-Mearif adl kitabn ihtiva ettii konular batan sona tamamen ahlak ieriklidir. B. DER DNLERN DURUMUYLA LGL SZL, YAZILI VEYA FL AIKLAMA YAPMAMI OLAN SFLER Tasavvuf tarihinin gnmze doru aktarlmasnda byk pay olan Kueyr (l. 465/1072)nin Risalesinde, konumuzla ilgili ifadelerine rastlanamayan baz sfiler unlardr; Hasan Basr (l. 110/728),217 Seri Sekat (l. 257/870),218 Znnn Msr (l. 245/859),219 Bir Haf (l. 227/841),220 Davut Ta (l. 165/781),221 akik Belh (l. 164/780),222 Sehl-i Tuster (l. 273/886 veya 283/896),223 Ebu Sleyman Drn
215

216

217

218

219 220 221 222

Aykut, Said- Gnen, Enver- Atak, Yahya v.d., Sahabeden Gnmze Allah Dostlar, ule yaynlar, stanbul 1995, c. 2, s. 447. a.g.e, c. 6, s.204. Sfilerin bu tr sylemleri iin ayrca bkz. Attar, a.g.e., s. 66, 67, 168, 170, 172, 290, 327, 364; Shreverdi, a.g.e., s. 669; Kelabz, Taarruf, Haz. Sleyman Uluda, Dergah Yaynlar, stanbul 1992, s. 142,143. Kueyri, eserinde Hasan Basri baln kullanmamtr. Hasan Basri isminin getii yerlerde Hasan Basrinin dier dinerin durumuyla ilgili ifadesine rastlanmamtr. Kueyri, Abdulkerim, Risale, Haz. Sleyman Uluda, Dergah Yaynlar, 3. Bsk, 1991, s. 117119. a.g.e., s. 114-115. a.g.e., s. 119-121. a.g.e., s. 123-124. a.g.e., s. 124-126. 47

(l. 215/830),224 Hteml-Asam (l. 237/851),225 Yahya b. Muaz Rz (l. 258/871),226 Ahmed b. Hadreveyh (l. 240/854),227 Ahmet b. Ebil-Havr (l. 230/844),228 Ebu Hafs Haddd (l. 260/883),229 Ebu Trb Naheb (l. 245/859),230 Hamdun Kasr (l. 271/884),231 Cneyt (l. 297/909),232 Ebu Osman Hr (l. 298/910),233 Nuri (l. 295/907),234 bnl-Cell (l. ?),235 Ruveym l. 330/941),236 Marf Kerh(l. 200 veya 201/816).237 nemli tasavvuf klasiklerinden biri olan Keful-Mahcupta konumuzla ilgili ifadesine rastlanamayan sfilerden bazlar unlardr: Bir Haf,238 Davut Ta,239 Seri Sekat,240 akik Belh,241 Ebu Sleyman Drn,242 Marf Kerh,243 Ebu Osman Hiri,244 Ruveym,245 Yusuf b. Hseyin Rz (l. 304/916),246ah ca Krman (l. 270/883),247 Amr b. Osman Mekk (l. 291/903),248 Sehl-i Tuster,
249

Hkim Tirmiz (l. ?),250 Ebu Bekir Verrak (l. ?),251

Ebu Said Harrz (l. 277/890),252 Ebu Muhammed Cerir (l. 321/933),253 brahim b.
223 224 225 226 227 228 229 230 231 232 233 234 235 236 237 238 239 240 241 242 243 244 245 246 247 248 249 250 251 252

a.g.e., s. 128-129. a.g.e., s. 129-130. a.g.e., s. 131. a.g.e., s. 132. a.g.e., s. 133. a.g.e., s. 133-134. a.g.e., s. 134. a.g.e., s. 135-136. a.g.e., s. 138-139. a.g.e., s. 139-140. a.g..e., s. 141-142. a.g.e., s. 142-143. a.g.e., s. 143. a.g.e., s. 143-144. a.g.e., s. 116-117. Hucviri, a.g.e., s. 203-204. a.g.e., s. 207-208.. a.g.e., s. 208-210. a.g.e., s. 210-211. a.g.e., s. 211-212. a.g.e., s. 212-213. a.g.e., s. 234-236. a.g.e., s. 237-238. a.g.e., s. 238-239. a.g.e., s. 240-241. a.g.e., s. 241-242. a.g.e., s. 242-243. a.g.e., s. 244. a.g.e., s. 245246. a.g.e., s. 246. 48

Ahmet Havas (l. 291/903),254 Ebu Bekir Vst (l. 320/932den sonra),255ibl (l. 334/945),256 Ruzbr (l. 322/933),257 bn Haff (l. 371/981),258 Nasrabz (l. 367/977),259 Husr (l. 371/981),260 Herim b. Hayyan,261 Muhammed Vasi (l. 127/745)262 Sfatus-Safvede konumuzla ilgili veri sunmayan sfilerden bazlar da unlardr: , brahim b. Ethem.,263 Muhammed b. Vasi,264 Herim b. Hayan,265 Sfyan- Servi,266 Fudayl b. yad,267 Said b. Mseyyed,268 Abdulvahid b. Zeyd,269Davut Tai.270 Hilyetl-Evliyada; Veysel Karani (l. 37/657),271 Muhammed Vasi,272 bn Semmk.273 Gibi nemli sfilerin konumuzla ilgili hibir ifadesi bulunamamtr. Sfilerin yaamlarn ve dncelerini ortaya koyan nemli eserlerden Tezkiretl-Evliyada yaplan aratrma neticesinde slamn ilk dneminde yaam u nemli sfilerin konuyla ilgili hibir ifadesine rastlanmamtr: Veysel Karani,274 Muhammed b. Vasi,275 Rabiatl-Adeviyye (l.

185/801),276 Bir Hafi,277 Abdullah b. Mbarek,278 Sfyan- Servi279, Ebu Sleyman


253 254 255 256 257 258 259 260 261 262 263 264 265 266 267 268 269 270 271 272 273 274 275 276 277

a.g.e., s. 251-252. a.g.e., s. 257. a.g.e., s. 258-259. a.g.e., s. 259-260. a.g.e., s. 261. a.g.e., s. 262-263. a.g.e., s. 263-264. a.g.e., s. 264-265. a.g.e., s. 178-179. a.g.e., s. 187-188. bnul-Cevzi, Sfatus-Safve, Darul-Maarif, Beyrut, 1997, c. 4, s. 152-158. a.g.e., c. 3, s. 266-271. a.g.e., c. 3; 213-215. a.g.e., c.3; 147-152. a.g.e., c.2; 237-247. a.g.e., c.2; 79-82. a.g.e., c. 3321-325. a.g.e., c.3; 131-146. sfahani, Ebu Nuaym, Hilyetl-Evliya, Beyrut 1974, c.1-2; 79-87. a.g.e., c.1-2; 345-357 . a.g.e., c.7-8; 203-217. Attar, a.g.e., s. 61-68. a.g.e., s. 93-95. a.g.e., s. 109-126. a.g.e., s. 166-174. 49

Drn,280 bn Semmak,281 Hatem-i Asam,282 Seri Sekati,283 Ahmet Havar (l.230/844),284 Ahmet b. Hadraveyh (l. 240/854),285 Ebu Turab Nahebi,286 ah uca Kirmn,287 Hamdun Kassr,288 Ebu Said Harrz.289 Bu kaynaklar dnda, Tasavvuf terimleri derinlemesine ele alan iki nemli klasik tasavvuf eseri Taarruf ve el-Luma, tasavvuf kavramlar ele alrken arlkl olarak tasavvuf dncenin ilk dnemde olumu kavramlarna yer vermiler, konumuz balamnda her hangi bir veri sunmamlardr. zellikle Kelbz (380/990 veya 38485/99495)nin kaleme ald Taaruf, kelami problemleri de ihtiva etmesine ramen, sfilerin dier dinlerle ilgili grlerini ortaya koyabilecek bir probleme deinmemitir. Tasavvuf literatrn gnmze doru bir ekilde aktarlmasnda nemli katklar olan Kutl-Kulb adl eser de baz blmlerinde kelam problemlere yer vermesine ramen dier dinlerin kurtarcl ve bir arada yaama sorunu ile ilgili somut deliller sunmamaktadr.290 Tasavvuf tarihinin nemli kaynaklarndan Avariful-Mearif, slam d dinlerin mensubu olan insanlarn bu dnyada ve hiretteki durumlaryla balantl hibir veri sunmamaktadr. Bu durum ilk dnemde yaam sfilerin dier dinlerlin kurtuluu temin edip edemeyecei meselesiyle ilgilenmediklerini ortaya koymaktadr.

278 279 280 281 282 283 284 285 286 287 288 289 290

a.g.e., s. 241-251. a.g.e., s. 252-261. a.g.e., s. 301-311. a.g.e., s. 312-313. a.g.e., s. 321-330. a.g.e., s. 355-366. a.g.e., s. 370-372. a.g.e., s. 373-380. a.g.e., s. 381-385. a.g.e., s. 401-404. a.g.e., s. 424-427. a.g.e., s. 477-483. Mekki, a.g.e., c.3, s. 398-442, c. 4, s. 7-42. 50

III. SFLERN AIKLAMALARININ OULCULUK, KAPSAYICILIK VE DYALOG KAVRAMLARI BALAMINDA DEERLENDRLMES Tasavvuf literatrde konumuzla ilgili verilerin kstl olduu gereiyle beraber, ilgili kaynaklar aratrldnda bize fikir verebilecek baz veriler gze arpmaktadr. Bu veriler problemin dorudan cevab niteliinde olmad iin kesin bir hkm vermek zor gzkmektedir. slamn ilk dnemlerinde yaam sfiler iinde btn mahlklarn bir grlmesi gerektiini syleyen sfiler vardr. Nasrabazi yaratandan tr yaratlann ho grlmesi gerektiinden bahseder.291 Btn insanlara deer verme noktasnda Veysel Karani yle demitir: Ben balanmay istemeyi, ne nefsime ne de insanolundan hibirine tahsis etmedim. Yaptm istifar karadaki, denizdeki mahlklar ve btn Mslmanlar iindir.292 bn Cell (l. ?)nn kendisiyle ilgili anlatt u olay Hrisitiyan bir insann cennete girebilecei tezini dolayl da olda ihtiva etmektedir: Bir gn gzel yzl bir Hristiyan grdm, gzelliinden hayrete dmtm ve karsnda durdum. O srada Cneyd (ra) yanmdan geti. stad, dedim, hi phe yok ki, Hakk Teala, byle bir yz cehennem ateinde yakmayacaktr! Cneyd (ra), yavrum, dedi seni buna sevkeden nefse ait u kck bir pazar ve faydadr. (Burada az kr edilir.) Bu bak ibret almak (ve naktaki gzellikten nakkan sanat gcne istidlal etmek) iin bir bak deildir. Zira ayet sen ibret nazaryla bakm olsaydn, varlklarn her zerresinde hayret veren u hususun mevcut olduunu grrdn.
293

Bu alntda

vurgulanmak istenen konu, dnyadaki gzelliklerin insan Allaha gtrmesi gerektii olsa da; fark edilecei zere Cneyd (ra), bn Cellann kendisine Hristiyan gzelin cehenneme giremeyeceini sylemesine cevaben bir hristiyann cennete girmesinin mmkn olamayaca eklinde bir ifade kullanmamtr. lk dnemde yaam Sfilerin dnya ileriyle fazla megul olmamay gerekli klan zhd anlaylar, dier dinlere mensup kiilerle ilgili ifadelerden uzak
291 292 293

Kueyri, a.g.e., s. 173. Aykut, Said- Gnen, Enver- Atak, Yahya v.d, a.g.e., c. 4, s.43. Hucviri, a.g.e., s. 236-237. 51

durmalar sonucunu dourmutur. Sfyan-i Sevri btn insanlarn bir olduklarndan bahsederek; insanlar benim nezdimde mmin ve mslimdirler, ama onlarn Allah indinde nasl olduklarn bilemem294 diyerek problemin teolojik-metafizik tarafn Allaha brakm ve lenler hakknda tartma yapmaz, hkm vermeyiz. Dirileri de hesaba ekmeyiz. Bilmediimiz eyi bilene havale ederiz295 demitir. bn Srn, yannda Hacccn gybetini yapmak isteyen Avfa: phe etme ki, Allah Teala hkmnde adildir. Eer zalimse, Haccc zulmnden tr sorgulayacaktr. Kendini birine serek megul etme! Urama byle eylerle!296 diyerek bu tr konularn dnyann megalesi olduuna vurgu yapmaktadr. Bunun dnda dier din mensuplarnn hiretteki durumlar hakknda herhangi bir hkm niteliinde olmayan, fakat ilk dnemde yaam sfilerin farkl dinden insanlarla girdikleri diyaloglar ortaya koyan baz rnekler vardr. brahim b. Ethemin Hristiyan bir kyl iin cret karl almas esnasnda yaanan baz diyaloglar, Mslman olmayan bir kiiye kar nasl davranlmas gerektii noktasnda rnek oluturmaktadr. brahim b. Ethem ve arkada bir yolculuk esnasnda paraya ihtiya duyarlar ve i ararlar. Uradklar bir kyde henz tarlas biilmemi bir Hristiyan olduunu renirler. O kiinin dinni nemsemeden gidip tarlasn biebileceklerini sylerler ve Hristiyan kylnn kabul etmesiyle de anlama salanr. Be gnde bitirilebilecek olan ii bir gnde bitirirler ve Hristiyan kyl fazlasn teklif etmesine ramen iin banda anlatklar miktar alp kyden ayrlrlar.297 Yine Hilyede geen baka bir pasajda brahim b. Ethemin Hristiyan bir kylyle girdii diyalog anlatlmaktadr: brahim b. Ethem hem renperlik, hem bekilik yapard. Bir keresinde Askalanl bir Hristiyann iinde birok meyve bulunan bahesine bekilik yapmaya gelmiti. Hristiyan bahe sahibinin hanm kocasna: u adam var ya.. Ona iyi muamele et, sanyorum o herkesin bahsettii ermi kii! dedi. Kocas: Nasl
294 295 296 297

Aykut, Said- Gnen, Enver- Atak, Yahya v.d., a.g.e., c. 4, s. 384. a.g.e., c. 4, s. 386. a.g.e., c. 5, s. 98; Kueyri, a.g.e., s. 296,297. sfahani, A.g.e., c. 7-8, s. 374-378. 52

anladn bunu? diye sorunca, kadn: Ona sabah yemei gnderiyorum. Fakat yannda akam yemeinin aynen durduunu haber alyorum. Akam yemei gnderiyorum. Bu sefer de sabah yemeinin aynen kaldn duyuyorum. dedi. 298 lk dnemde yaayan nemli sfilerden olan Ebu Hafs Haddadn Yahudi bir bycye giderek ondan medet ummas da bir sfinin bir Yahudyle kolaylkla diyaloa girebildiinin rneidir. Olay yle gerekleir. Ebu Hafs bir cariyeye tutulmutu. Ona yle dediler: Niaburda by yapan bir Yahudi var, banda bulunan bu sevdann aresi onun yanndadr. Ebu Hafs kalkt, bycye gitti, halini izah etti. Efsuncu Yahudi ona, krk gn krk gece namazdan uzak kalman, gzel niyet, hayrl i ve hak olan eyin evresine yaklamaman lazmdr ki, sana bir are bulaym ve muradn gerekletireyim dedi. Ebu Hafs istenen eyi yapt. Krk gn sonra Yahudi ona tlsm yapt ama onun murad gereklemedi.299 Devamnn zikredilmesi gereksiz olan bu olayda, bir sihirbaza gitmenin doruluu veya yanll ve Yahudnn sunduu yntemlerin uygulanabilirlii bir tarafa, nemli bir sfinin farkl dinn mensubu olan bir insanla diyaloa girmekte bir saknca grmedii tespit edilebilmektedir. Mlik b. Dinr (l. 131/748), komusu olan bir Yahudye, btn pisiini evine doru atp kendisini rahatsz etmesine ramen mdahale etmemi, onun bu hareketine sabrla karlk vermitir.300 Yahudnn Mslman oluuyla sonulanan bu olay, bir sfinin uygulamaya azami gayret gsterdii tasavvufun temel prensiplerinden olan sabr anlayn bir Yahudye kar da gsterebildiinin kantdr. Sfilik yoluna girdikten sonra, nceki hayatnda yaptklarna binaen, hakszlk yapt kiilerden af ve helallik dilemek iin yola koyulan Fuduayl b. yadn yolu bir Yahudiye varmt. nceki hayatnda hakkn yedii Yahudi bu

298 299 300

a.g.e., c. 7-8, s.372. Hucviri, a.g.e., s. 224. Attar, a.g.e., s.89. 53

durumu frsat bilerek Fudayldan ar isteklerde bulunmasna ramen Fudayl sabrla karlk vermi ve nihayetinde Yahudnn slamna vesile olmutur. 301 Davud Tainin yedii yemei hi ekinmeden bir Hristiyan ile paylamas da onun dier dinden bir insana kar besledii hogr anlaynn bir neticesidir.302 Sfilerin szlerinde dier dinlerin peygamberlerinin sylediklerini kaynak olarak gstermeleri de onlarn dier dinlere kar bak hakknda bir fikir vermektedir. Sfyan Sevr, Allaha yaknlamak iin yaplmas gerekenler hakknda konuurken Hz. sann u szn naklediyor: Zulm ve gnahla vnenlere kin tutarak, Allaha
303

yaklaabilirsiniz.

Onlardan

uzak

durarak,

ilah

rzaya

kavuabilirsiniz.

Hasan Basri, mer b. Abdulazize gnderdii bir mektupta Hz. Musaya indirilen Ey Musa! Fakirliin sana doru geldiini grrsen, Salih insanlarn iarna uygun olarak ona merhaba de. Zenginlik ve lksn sana yneldiini grrsen yok olasca bela de. ayetini ve Hz. sann Azm alktr, iarm korkudur, giysim yndr, bineim ayamdr. Gecemi aydnlatan kandilim aydr. Kn beni koruyan gnetir. Meyvelerim ve ieklerim; vahi hayvanlar ve sr srleri iin terin bitirdii otlardr. Hibir eyde gzm yok, hibir eyim yok. Hi kimse de benden zengin deildir. szn dncelerini temellendirmek amacyla kullanmaktadr. 304 Ebu Talib el-Mekk (l. 386/996), fkh alimlerinin durumlarn

deerlendirirken Hz. san u szn nakletmektedir: Kt limler sulama kanalnn azna dm ta gibidirler. Bir kere ta su almaz, ikincisi suyun tarlaya akmasna mani olur. Dnya limleri de ite byledir. hirete giden yolda oturuyorlar, kendileri ieri girmiyor ve kullarn Allaha gitmesine de mani oluyorlar. Veya yaplm kabirler gibiler, d mamur, ii ise kemik doludur. 305
301 302 303 304 305

a.g.e., s. 129. a.g.e., s. 293. Aykut, Said- Gnen, Enver- Atak, Yahya v.d., a.g.e., c. 4, s. 395. sfahani, a.g.e., c. 1-2, s. 137. Mez, a.g.e., s. 228. 54

Grld zere, sfiler meselenin teorik yanyla ilgili olan dier dinlerin kurtuluuyla ilgili bir tartmaya girmemiler, fakat dier dinlerin mensuplaryla ilikiye girmede de hibir saknca grmemileridir. Bu durum diyalog balamnda deerlendirilebilir. A. SFLERDE DI TESR Fark edilecei zere ilk dnemde yaam sfilerin dier dinlere bakn ortaya koyacak ifadeler hem ok snrl hem de direkt konuya aklk kazandracak nitelikte olmayan ifadelerdir. Her ne kadar sfilerin yaantlarnda ve szlerinde dier dinleri dlayc veya kapsayc belirgin ifadeler olmasa da, baz sfilerin dnce sistemlerinde ve yaam biimlerinde slamdan baka din ve kltrlere ait elerin belirgin olduunu grebilmekteyiz.306 Tasavvuf kelimesinin etimolojik kknn de kayna kabul edilen307 yn elbise giyme uygulamasnn Hristiyan ruhban ve keilerden alnd rivayet edilmektedir. Baz sfiler Hristiyan deti olan bu elbiseyi rahatlkla giyerken bazlar da Hristiyanlk iareti olduu iin bu elbisenin giyilmemesi gerektiini sylemilerdir. 308 Nicholson, tasavvuf dncenin oluum srecini anlatrken ilk olarak sfilerin zikir, tevekkl, gnah uuru gibi konularla megul olduklarn ifade ettikten sonra ilk dnemde yaam sfilerin bu doktrinin gelitirilmesinde Hristiyan zhdnden ok ey rendiklerini, slam zhdnn tasavvufa dnmnn Helenistik dncelerin genileyen etkisiyle gerekletiini ifade etmektedir.309 Bu dncelerini temellendirmek iin de Znnun Msrnin Marifet anlayyla Helenizmin Ganus kavramn karlatrmakta,310 Cneytin marifet anlaynn da ayn ekilde Helenizmdeki ganusa benzediini ve Hallacn da bunu hocas

306

307 308 309 310

Baldck, Julian, Mistik slam: Sfizme Giri, ev. Yusuf Said Mftolu, Birey Yaynclk, stanbul 2002, s. 27-40. Shreverd, a.g.e., s. 72-76; Serrac, a.g.e, s. 22. Nicholson, a.g.e, s. 77. a.g.e., s. 122. a.g.e., s. 124. 55

Cneytten rendii tespitini yapmaktadr.311 Nicholson ayn etkinin brahim b. Ethemde de olduunu sylemektedir. Baz sfilerin dnce sistemlerinin olumasnda slam d din ve medeniyetlerin etkili olduunun en nemli rneklerinden bir tanesidir. Znnun Msr. Msr dncesinin Tasavvuf anlayta yer bulmas Znnn Msr ve Maruf Kerhi araclyladr.312 Sfilerin doktrini zerine derin tesir icra etmi Msrl simyac Znnnun,313 eski Msr mabedlerindeki kitabeler zerinde almalar yapmas314 onun kimyac olduu ve sihir yapt iddiasn ortaya karmtr.315 Btn bu iddialarn ve tespitlerin Znnnun Kpti veya Nevbi asll olmasndan316 ve Maruf Kerhinin de Hristiyan bir aileden gelmesinden kaynaklanmas muhtemeldir. Yine Tasavvuf literatrde nemli yerleri olan Maruf Kerhi ve Ebu Sleyman Drnnin Sabi olduu iddias317 onlarn dncelerinde bu dinn yansmalarnn olabilecei ihtimalini gndeme getirmektedir. Muhasib (l. 243/857)nin esrelerindeki kuvvetli Hristiyan tesir,318 ve yine Haris Muhasib, Znnn Msr, Bayezid Bistm ve Cneytte Hint etkisi,319 Farisi kkenli olan Bayezidin randa hzla yaylan varln birlii tezini Tasavvufa sokmas,320 fena kelimesini ilk kullanan kii olmas,321 slam corafyasnda uygulama aln olmayan nefesi kontrol etmeyi ibadet saymas,322 Seri Sekatnin Hint kltrne ait olan et yememe riyazetini uygulamas,323 Tasavvuf dncesindeki velayet kavramn ilk olarak sistemli bir ekilde ileyen Hkim Tirmiznin say Muhammedten stn grmesi,324 gibi veriler, bu sz ve fiillere sahip kiilerin o dine lml yaklamlarnn olabilecei tezini mmkn klmaktadr.
311 312 313 314 315 316 317 318 319 320 321 322 323 324

a.g.e., s. 125. a.g.e., s. 27. Mez, a.g.e., s. 335. Nicholson, a.g.e., s. 46. a.g.e., s. 47,83. a.g.e., s. 83. a.g.e., s. 53-54. Mez, a.g.e., s. 334,343. Nicholson, a.g.e., s. 17. a.g.e., s. 60. a.g.e., s. 59. a.g.e., s. 83. Mez, a.g.e., s. 341. a.g.e., s. 334,343. 56

Burada kltrler aras etkileimin deerlendirilmesi gerekmektedir. nk Tasavvuf dncenin oluumunda etkili olan nemli sfilerden bazlarnda farkl kltrlerin etkisini grebilmekteyiz. Kltrler arasnda bilgi alveriinin kanlmazl bir gerektir. Dnce tarihine adn yazdrm ve insanlk tarihinin gidiatnn belirlenmesinde pay sahibi olan hi bir medeniyet, kendisi dndaki dnya medeniyetlerinin bilgi birikiminden faydalandn inkr edemez. Bu medeniyetlerin dier kltrlerin birikiminden faydalanmalar, kendi orijinalitelerini muhafaza ettikleri takdirde faydal olacaktr. nsan sosyal bir varlk olmas hasebiyle ticari mnasebetler kurar, seyahat eder, dier kltrlerle eliler araclyla veya bu gnn artlarnda konumak gerekirse modern iletiim olanaklaryla diyaloa girer.325 Medeniyet tarihi bu durumu ispat edecek olduka fazla rnek sunmaktadr. Hereyin znn su olduu fikrini ortaya atan en eski medeniyet Smerlerdir. Ayn dnceyi Yunan filozofu Thales daha sistematik bir ekilde ortaya koymutur. Bu dncenin slam medeniyetinde de yansmalar vardr. Yine nemli Yunan matematiki filozoflarndan Pythagoras Msrda eitim grm, orada rendiklerini Yunan felsefesiyle harmanlayarak mistik karakterli orijinal bir felsefe ortaya koymutur.326 Bunun dnda Msrn eski mistisizminin Yeni Eflatunculuun kklerini oluturmas327 ve Yunan felsefesi ierisinde bu tr Msr kaynakl bilgilerin fazla oluu, Yunanllara Msrllarn talebesi denilmesine sebep olmutur.328 Dnya medeniyetleri arasnda ska grnen bu bilgi al veriinin slam Tarihinde de rnekleri olduka fazladr. slam medeniyeti dier kltrlerin birikimlerinden faydalanan birok ilim adam yetitirmitir. lk slam filozofu olarak kabul edilen Kind, dier medenyetlerin rnlerinin bir mslman tarafndan kullanlmasnn slamn bir gerei olduunu sylemektedir.329 slam medeniyetinin

325 326 327 328 329

Tmer, Gnay- Kk, Abdurrahman, Dinler Tarihi, Ocak Yaynlar, Ankara 1993, s. 16. lken, Hilmi Ziya, Uyan Devirlerinde Tercmenin Rol, lken Yaynlar, stanbul, 1997, s. 23. a.g.e., s. 41. a.g.e., s. 24. Fahri, Macit, slam Felsefesi, Kelam ve Tasavvufuna Giri, ev. ahin Filiz, nsan Yaynlar, stanbul 2000, s. 42; Fahri, slam Felsefesi Tarihi, ev. Kasm Turhan, Birleik Yaynlar, stanbul 2000, s. 106; Taylan, Necip, slam Dncesinde Din Felsefeleri, Marmara niversitesi lahiyat Fakltesi Yaynlar, stanbul 1994, s. 43. 57

dier medeniyetlerle etkileime gemesi farkl dce eitliliinin olumasna zemin hazrlamtr.330 Genel olarak felsefeyi gayr- mslimlerden rendiimiz bilinen bir gerektir.331 Manevi ilimlerin Araplara nakl konusunda byk rol oynayan332 ve Mistik bir okul olan skenderiye Mektebinin slam Medeniyetine etkileri bilinmektedir.333 skenderiye Mektebinin dnce yaps olan Helenistik kltr slam corafyasna teolojik-mistik karakterli Sryanilerin araclyla ulatrlmtr.334 slam medeniyetinin muhtelif alanlarda byk atlm gsterdii

dnemlerdeki yneticilerin, dier din mensubu aydnlara kar gsterdikleri ilgi slamn dier dinlere olan bakn zetleyebilmektedir. 8. asrda byk bir hret kazanan eski ran tp mektebi olan Gonde apur medresesinde Mslman olmayan ve devlet bykleri tarafndan byk sayg gren ilim adamalar bulunmaktadr.335 slam limlerinin Harran Medresesiyle girdikleri mnasebet de konumuza k tutabilecek bir olaydr. 9. asrn sonlarna doru, drt Hristiyan filozof Harrandan Badata hicret etmi ve orada Mslmanlara felsefe retmilerdir.336 Tercmeler dneminde Yahudi, Nastur ve Yakubi mtercimlerin slam corafyasndaki almalarnn Mslmanlar tarafndan olaan karlanmas, mslmanlarn dier dinlere kar sergiledikleri tavr ortaya koymaktadr.337 Yunan pheciliinin tesir gsterdii Mutezile ekolnn338 nemli temsilcilerinden brahim Nazzam Anavagoras, Ebu Huzeyl Demokritosu takip ediyordu.339 Farabi, stadnn Yuhanna b. Haylan olduunu sylemitir.340

330 331 332 333 334 335

336 337 338 339 340

Tmer-Kk, a.g.e, s. 13. lken, a.g.e., s. 57-76. a.g.e., s. 44. a.g.e., s. 34,42. a.g.e., s. 59. a.g.e., s. 61-62; Gnaltay, M. emseddin, Antik Felsefenin slam Dnyasna Girii, Sad. rfan Bayn, Kakns Yaynlar, stanbul 2001, s. 65. a.g.e., s. 86, a.g.e., s. 94; Gnaltay, a.g.e., s. 61. a.g.e., s. 90. a.g.e., s. 90. a.g.e., s. 103 58

Bu alntlar, slam dncesinin ekillenmesinde dier kltrlerin ne derece etkili olduunu ortaya koymaktadr. Hatta Adam Meze gre 3. ve 4. asrda slama yeni bir ekil veren cereyan tm ile Hristiyan fikir akmlarnn Muhammed (as)n dinine nfuzundan baka bir ey deildir.341 Btn bu rnekler slam dnyasnn dier medeniyetlerin rettiklerine bakna ve slam dnyasnda cereyan eden yabanc faaliyetlerin Mslmanlar tarafndan nasl karlandna dair olumlu rnekleridir. Bu almann konusu olan ilk dnemde yaam sfilerin, bu etkileim trafiindeki konumlar da onlarn dier dinlere baklaryla ilgili fikir verebilecektir. Dier inan gruplarna kar msamaha ve karlkl anlay ile muamele etme342 noktasnda Tasavvufun dier dnce akmlarna nazaran farkl bir konumda olduunu belirtmek gerekmektedir. Sfiler bu zelliklerinden dolay dier din ve inan gruplar arasnda birletirici bir unsur olmutur.343 lk dnemde yaam sfiler dier medeniyetlerin birikimlerini kabullenme noktasnda olduka msamahakr davranmlardr. Bu noktada zerinde durulmas gereken meselelerden biri de tasavvufun urad etkileimin boyutudur. Etkileim kanlmazl344 bir gerektir. Bu paralelde, Tasavvufun tek bir kaynaa indirgenmesi de yanltr. Tasavvuf, tek bir kaynaa dayanmayacak veya douunu ve hayatiyetini tek bir kaynaktan almayacak derecede karmak bir harekettir.345 Fakat slami retilerin, ilk dnemlerde zhde ne lde tesir ettiini; Hristiyan, ran, Hint dncelerinin, Gnostik, Yeni Platoncu, Hermetik dncelerin sfi evreye nasl girdiini; hangi blgelerde bu dncelerle sfilerin dnceleri arsnda birleme meydana geldiini; bu dncelerin sfilere hangi ekilde ve ilk olarak hangi dilde ulatn; sfilerin bu dnceleri gerek anlamyla ne kadar bildiklerini; eski kltr merkezlerinin bu dnceleri sfiler arasnda ne kadar yaydn bilmiyoruz.346
341 342 343 344 345 346

Mez, a.g.e., s. 333. Nicholson, a.g.e., s. 8. a.g.e., s. 8. lken, a.g.e., s. 10-13. Nicholson, a.g.e., s. 14,15. a.g.e., s. 13-14. 59

Nicholsonun ortaya att bu problemin zm bu almann snrlarn amaktadr. Burada, bir dncenin herhangi bir felsefede ortaya kmas, sonra ayn dncenin veya benzerinin baka bir felsefede ortaya kmas, iki felsefe arasnda tarihi bir ilikinin olduunu gsterecek ak deliller bulunmad srece, ikincisinin birincisinden etkilendiini hkmetmek iin yeterli deildir,347 gerei hatrda tutularak, baz sfilerde grlen d etkilere yer verilerek, bu sfilerin dier inan ve medeniyetlerin ihtiva ettii tasavvurlar kabullenmedeki msamahalar ortaya konmaya allmaktadr. lk sfileri dier dinlerle ilgili deerlendirmelerinin kstl olduu gereiyle beraber ayn dnemdeki sfilerin farkl bir medeniyetin rnn kabul edileri o medeniyete kar tavrlarnn bir gstergesi olarak deerlendirilebilir. lk dnemde yaam Sfilerin dier din ve kltrlerin verilerini kullanmadaki msamahakr tavrlarnn arkasnda o sfinin yaad corafyann veya aile ortamnn etkisi olabilir. rnein brahim b. Ethem, akik Belhi, Bayezid Bistm, Yahya b. Muaz Er-Rz (l. 258/871) gibi Arap asll olmayan sfilerin dier dinlerin etkisini kabullenileri dier sfilere nazaran daha kolay olmaktadr. 348 Yine Horasann iinde bulunduu sosyal artlar, din olmayan baz hareketlerin, orada yaayan bir ksm sfilerin retilerinin teekklnde etkili olmas sonucunu dourmutur.349 Mistik ve panteistik olan Suriye ve Msr corafyas, Yunan kltrnn etkisinin en youn gzkt yerlerdir ve bu corafya Helenizm ve Hristiyan heretiklerin de mekndr. lk sfi cemaatnn zuhur ettii350 bu corafyada yetien Znnn Msr gibi bir takm sfilerin bu dnce akmlarnn izlerini tadklarn ak bir ekilde grebilmekteyiz.351 rnein Msr corafyasnda yetien ve Znnn Msrnin rencisi olan Ebu Said el-Harrz tamamen gnostik bir dnce olan fena fillah retiyordu.352

347 348 349 350 351 352

a.g.e., s. 23. a.g.e., s. 20. a.g.e., s. 20. Mez, a.g.e., s. 334. Nicholson, a.g.e., s. 51,53. Mez, a.g.e., s. 335. 60

Dou randa oluup byyen fena dncesini slam dnyasnda ilk olarak gndeme getiren kii Bayezidin bir Farisi353 ve Mecusi iken Mslman olan bir ahsn torunu oluu354, sfilerin yaadklar corafyann ve aile ortamnn izlerini tadklarna bir rnektir. Fihr bn Cbir (l. 325/936), Hristiyan rahiplerle sk temaslarda bulunduu uzun seyahatlerden sonra, Hrisityan ruhbaniyetinin tarihini de ihtiva eden bir kitap yazmtr.355 Horasanda yaayan Fudayl b. yad, yaad corafyadaki din yaantnn bir sonucu olarak ate etrafnda dnenleri eletirmitir.356 Genel anlamda sfilerin dier dinlerle pek ilgilenmedikleri ve kurtulu balamnda herhangi bir tez ortaya atmadklar daha nce sylenmiti.. Fakat dier slam yerleim birimlerine nazaran daha kozmopolit olan Horasan corafyasnda yaayan Fudayl b. yad gibi, dier dinlerle ilgili tavr ortaya koyan sfiler bulunabilmektedir. Bu durum, bilgi sosyolojisi balamnda deerlendirildiinde sfilerin ortaya koyduklar dncelerin sosyolojik arka planlarnn olabilecei gerei aa kmaktadr. lk dnemde yaam sfilerin dier dinlere mensup insanlara kar bir mslmann taknmas gereken tavrn ne olmas gerektii gibi bir problemlerinin olmay bu balamda deerlendirilmelidir. Zira slam medeniyeti beli bir dnemden sonra farkl kltr ve medeniyetlere ilikiye gemi, o kltr ve medenyetlerle birikimlerini paylamtr. lk dnem sfilerinden baz ahslarn dier din mensuplarnn durumlaryla ilgili konumamalarnn sebebi, farkl kltrlerle karlamam ve onlarla ilikiye gememi olmas olabilir. Gnmzde dinsel oulculuk, diyalog gibi problemlerin tartlmas da iletiim ann bir uzantsdr.

353 354 355 356

Nicholson, a.g.e., s. 83. a.g.e., s. 126; Hucviri, a.g.e., s. 204. Mez, a.g.e., s. 337. bnul-Cevz, a.g.e., c. 2, s. 237; Kueyri, a.g.e., s. 115. 61

B. AK SEMBOLZM, VARLIK FELSEFES VE NR- MUHAMMED RETLERNN SFLERN DER DNLERE BAKIINA ETKS lk dnemde yaam sfilerin aksine daha sonraki dnemlerde sfiler tarafndan dier inan gruplarnn durumlaryla ilgili tezler ortaya atlmtr. zellikle Ak sembolizmi ve Varln Birlii retilerinin doal sonucu olarak Dinlerin Akn Birlii tezi yaygn bir ekilde dile getirilmitir. Bu alma, ilk dnemde yaam sfilerle snrlandrld iin bu iki bak asn derinlemesine tahlil edilmesine izin vermemektedir. Fakat ilk dnemde yaam sfilerin bazlarnda, belirgin bir ekilde olmasa da bu iki dnce biiminin izlerini grebilmekteyiz. zellikle RabiaytlAdeviyyenin temellerini att ak sembolizmi, bu terim kullanlmakszn bir takm sfilerde grllmektedir.357 zelikle Yunus Emre ve Mevlnada rettikleri ak ahlakndan kaynaklanan bir oulcu dnce grmekteyiz.358 bn Arab, Cili gibi tasavvufun felsef tarafyla ilgilenen mutasavvflarn ise varln birlii retisinin uzants olan bir oulculuu savunduklar grlmektedir. Her halde, tasavvuf literatrdeki oulculuun modern yaklamlarda olduu gibi aklc veya mutlak relativist yaklamlardan deil de mistik tecrbelere dayanan varln birlii anlayndan ve ak ahlakndan kaynakland grlmektedir.359 zellik Hallac- Mansurdan sonraki dnemlerde yaam sfiler bu konuda olduka fazla materyal retmilerdir. Daha nceki dnemlerde bu tr yaklamlar gzkmese de, ak sembolizmi ve varln birlii tezini destkeler nitelikte dnceler mevcuttur. Bayezid Bistm, Znnn Msr, Ebu Said Harrz gibi sfilerin tevhid anlaylarnn daha sonra Vahdet-i Vcut kavramyla sistemletirilecek varln birlii retisinin temelleri olduu dnlebilir. Varln birlii tezinin zorunlu olarak oulculuu dourmas yledir:

357 358 359

Nicholson, a.g.e., s. 57. Gner; Osman, Hz. Peygamberin tekine Bak, slam ve teki, s.324-342. a.g.m., s. 344-345 62

Eer doru hakikate denk den bir balanma ise, phesiz tm itikatlar dorudur; nk her itikat, snrl ve bozulmu da olsa hakikatin baz ynlerini temsil eder. Eer bir itikat herhangi bir ekilde hakikate denk dmeseydi, o zaman o itikat varolamazd. Her itikat bir varolu halinin znel ynn temsil eder. Bir kimsenin itikad olmas gerei, itikat sahibinin zihni dardaki eylerle gerek bir iliki kursun ya da kurmasn, bu itikadn varolduu tarzda lemdeki eylerle bir ekilde uyutuunu kantlar. Bu nedenle, ierikleri ne olursa olsun btn itikatlar dorudur sonucuna ulaabiliriz. Varoluta hata olmaz, nk varolan her ey vcut olan Hakkn isteiyle olur.360 Allah zatnda herhangi bir itikatla snrlanamaz. O her itikada ait surete brnebilir., nk hibir itikatla karlatrlamaz. O kayt altna girmekten ya da herhangi bir suret yerine baka bir surete indirgenip bu surete balanmaktan ok ycedir. Allah hakkndaki eksiksiz bilgi her itikatta onun tecelli ettiini, ama hibir itikadn Onu kaytl klamayacan grmeyi gerektirir. Bunun sonucunda arifler Allahn lemdeki ve kendi nefslerindeki tecellilerine ait bilgide kemale eren insan- kmiller- her itikadn doruluunu kavrayp, her balanmann, her ban, her snrlamann aslnda kaytl olmaktan uzak vcudun bir tr kaytlln gsterdiini fark ederler. Makamszlk makamnda bulunmalaryla her makamn ve her itikadn hakkn verirler; nk her biri Allahn sonsuz tecellilerinden birine denk der. Gerekten arifler tm varoluun, mmkn eylerin tmn, yani kaytl olmaktan uzak olan vcudun kaytl eylerin sonsuz eitliliinde kendini sergilediini fark ederler. Her ey tam olarak nasl olmas gerekiyorsa yledir; her itikat, itikat sahibinin itikat anndaki istidadnn derecesini gsterir. Her ey Allahn yolunda yrr. Her ey tekvini emre uyar; kadn veya erkek olsun herkesin bir itikad vardr sahibini Allaha yani tm yollarn sonuna gtrr. 361 nsanda varolan ilah sfatlarn her biri gkkuann renklerinden biriyle kyaslanabilir. Her insan ilah sfatlarn tmn suretinde yaratld iin, grnr ve grnmez renk spektrumunun tmn kapsar. Bir zaman ve bir meknda kendine ait kimlikler tamas nedeniyle her insan dierine nazaran belli baz renk tonlarn daha
360

361

Chittick, William, Hayal lemleri: bn Arab ve Dinlerin eitlilii Meselesi, ev. Mehmet Demirkaya, Kakns Yaynlar, stanbul 1999, s. 176. a.g.e., s. 191. 63

ok sergiler ve burada insann kontrol ok azdr. Ama zuhuruna sebep olduklar birok rengi semede hrdrler; herhangi bir baka renk yerine belli bir rengi seerek sergiledikleri bu rengin sorumluluunu kabul ederler. nsanlar kendi imknlar iinde, renk snrlamalarndan uzak olan ve tm mkemmellikleri kuatan Saf Ia doru ynelebilirler; ya da baka bir renk yerine belli bir rengi kendilerine hedef edinebilirler.362 Grld zere hangi dinden olursa olsun tm insanlarn bir ekilde Allahn yolunda olduklar iddiasn tayan bu ifadeler ontolojinin din tasavvurlarn olumasnda ne derece etkili olduunu gstermektedir. Yukardaki aklamalar ontolojik bir yaklam olan Vahdet-i Vcut tezinin zorunlu sonucudur. lk dnem tasavvuf dnyasnda ise her ne kadar Tasavvuf felsefesine dhil edilebilecek aklamalar olsa da bu derece snrlar izilmi bir felsef doktrin olumamt. Dier dinleri, Ontoloji ve Ak felsefesi merkezli yorumlama biimi, belli bir makama gelmi sfilerin zelliidir. Varln birlii tezinden yola klarak iddia edilen btn dinlerin birlii, sfinin bu dnyada olan biten hereyden soyutlanmas yani makamszlk makamna ulamasyla mmkn olmaktadr.363 Ancak bu noktay tecrbe eden sfiye tm dinleri, inanlar, mezhepleri ve Allah hakkndaki tm grleri toplayan bir gr verilmitir.364 Bu sfilerin grnde tm itikatlarn doru olduu gerei, tm varlklarn tekvini emrin hkmnde oluunu kalp gzyle grmelerine dayanr.365 Hallac- Mansur bu durumu tevhit duraklarna varamayan eriat yaygs zerinde dikilir szyle aklamaktadr.366 Bu aklamalar sfilerin slamn genel emir ve yasaklarna uymadklar gibi bir sonu dourmaz. Zira sfiler, eriate uymaktadrlar, ama ona hakikatin hatta tarikatn bile altnda bir deer atfetmektedirler.367 Hangi terimle ifade edildii bir tarafa braklrsa, Sfinin ulat bu makam ilk dnemde yaam sfilerin de dillendirdiini grmekteyiz.368
362 363 364 365 366 367

a.g.e., s. 193. a.g.e., s. 193. a.g.e., s. 193. a.g.e., s. 195. ztrk, Yaar Nuri, Hallac- Mansur ve Eseri, Yeni Boyut Yaynlar, stanbul 1996, s. 402. Nicholson, a.g.e., s. 91. 64

Ayn durumun sz konusu olduu dier bir alan da Nr-i Muhammedye retisidir. dem su ile amur arasndayken ben peygamberdim hadisinde ifadelendirilen bu reti, Hz Muhammedin, evrensel bir nur olarak Hz Ademden kendisine kadar gelen btn peygamberlerde tezahrn ifade eder.369 Nr-i Muhammed dncesi, tasavvuf literatrde getii gibi farkl slami ekoller tarafndan da kullanlmtr. Nr-i Muhammed anlay ilk asrda iler arasnda yayld, hemen sonrasnda da Snn literatrde yerini ald.370 Sfilerin rettikleri Nr-i Muhammed dncesinin dier slami dnce okullarnnkine nazaran baz farklklar ierdii gzkmektedir. Sfiler Hz. demden beri sregelen Muhammedi nurun, Hz. Peygamberle son bulmayarak veliler arclyla nesilden nesile aktarlacan ne srmlerdir. Tasavvuf dncenin sistematik bir disiplin halini ald dnemlerde, Tasasvvufun temel elerinden ikisinin velayet ve nbvvet olduunu grmekteyiz.371 Bu inann bir sonraki aamas da peygamberde yok olmay ifade eden Fena Fir-Resuldur. Grld zere ilk dnemde yaam sfiler tarafndan dile getirilmeyen baz teoriler, yine ilk dnem sfilerinin sz ve fiillerine dayanabilmektedir. Nr-i Muhammed retisinin bu almayla balantl yn irdelendiinde, bu retinin dier dinlerin durumunu belirlemede salad etkinin yolla olduunu grlmektedir: 1. Sfilerin kendi silsilelerini sadece Hz. Peygambere deil de eski peygamberlere de dayandrmalar, onlarn slam ncesi inan biimlerine sayg gstermelerine sebep olmutur.372 lk dnemde yaam sfiler, Nr-i Muhammed dncesini sistematik bir ekilde dile getirmemi olmalarna ramen slam ncesi

368 369 370 371 372

Shreverdi, a.g.e, s. 667-670; Attar, a.g.e., s. 109. Nicholson, a.g.e., s. 170. a.g.e., s. 170. Mez, a.g.e., s. 347. Nicholson, a.g.e., s. 17. 65

Peygamberlerin

verilerini

kullanmlar,

Peygamberlerin

baz

retilerini

yaamlarnda uygulamlardr. 2. Nr-i Muhammed retisinin dier dinleri de kabullenmeye gtren ikinci yorumu ilkine gre daha felsefdir. Btnc bir nbvvet anlayn temel alan bu yaklamn ilk dnemde yaam sfiler arasnda temsilcisinin olduunu sylemek zor gzkmektedir. Bu yaklama gre btn peygamberler evrensel nur olan Muhammed nurdan paylarn almaktadrlar. Tam anlamyla kapsayc yaklam destekleyen bu teze gre kii hangi peygambere inanrsa inansn, Hz. Muhammede inanm saylmaktadr.373 Bu tezin tasavvuftaki Birlik retisinin bir uzants olduunu sylemek mmkndr. lk dnemde yaam sfilerin bu yaklam direkt etkileyecek sylemlere sahip olmad daha nce de sylenmiti. 3. Dier kltrlerin inan biimlerinin benimsenmesinin o kltre kar sergilenen tavrn bir gstergesi olduunu sylemitik. Hakikat-i Muhammediye dncesi iin de ayn durum sz konusudur. Nicholson, slamdaki Nr-i Muhammedye dncesi ile Hristiyanlktaki arac doktrininin benzerliine dikkat ekmektedir.374 Bu iddiann tartlmaz bir gerek olduu sylenemez. Fakat Hakikat-i Muhammediye ile ilgili grlerin fetih hareketlerinden sonra farkllamaya balamas, fethedilen topraklarda yaayan insanlarn kendi din liderleri hakkndaki ahsiyet dncelerinin slamdaki Nr-i Muhammed dncesine etki ettiini dndrmektedir.
375

lk dnemde yaam sfilerde Nr-i Muhammed dncesi yerlemi olmasa da bu dncenin nemli temsilcilerinden olan Hallacn,376 hocas Sehl Tusterden yararlanmas377 bu retinin ilk dnemlerde yaam sfilerin attklar temellere dayandn ortaya koymaktadr.

373 374 375 376 377

Sfilerin Hristiyanlk ve Yahudiliin kaynaklarn kullandklarna dair rneklere deinilmiti. bkz., s. 4,5. Yaran, a.g.m., s. 318. bkz., s. 30. Nicholson, a.g.e., s. 178. a.g.e., s. 31. a.g.e., s. 180. ztrk, a.g.e., s. 60. 66

IV. SFLERN AIKLAMALARININ DILAYICILIK KAVRAMI BALAMINDA DEERLENDRLMES Yukardaki veriler sfilerin dier dinlerle ilgili olumlu yaklamlara sahip olduu eklinde bir deerlendirmeye yol amaktadr. Fakat ilk dnemde yaam sfiler iinde kendi dncesinden farkl dncelere sahip olanlara kar musamaha gstermeyenler, onlara diyaloa girmekten kananlar da vardr. Yukarda dier din mensuplarna lml yaklama rnek olarak gsterilen Fudayl b. yad, Harun Reide t verirken unlar sylemektedir: Sana ne t vereyim? te Allahn kitab, bak oraya! Ona itaat eden hangi ameli iliyor ve ona syan eden hangi suu irtikab ediyor? nsanlarn ate etrafnda tur attklarn gryorum. Buna ramen cenneti isteyebiliyorlar. 378 Bu cmlenin sembolik bir anlatm m olduu yoksa gerek anlamda atee tapanlarn cennete giremeyeceklerini iddia eden bir ifade mi olduu tam olarak anlalmamaktadr. Her iki durumda da yaplan yanl sonrasnda, o yanl yapanlarn kurtuluu hak etmedikleri eklinde dlayc bir yaklam vardr. Hucviri, gerekte ilmin amelden daha stn olduunu anlatrken Hristiyan ruhbanlarla Mslmanlar karlatrmaktadr. Ne kadar ibadet ederlerse etsinler ruhbanlarn Allaha bir mslmandan daha yakn olamayacaklarn syleyen Hucviri379, amel etmese de bir mslmann bir hristiyana stnln ortaya koymaktadr. Hasan Basri srailoullarn eletiri babnda unlar zikretmektedir: Allaha yemin ederim ki, srailoullar, dnyay ok sevdikleri iin, Rahmana ibadet etmeyi brakp putlara yneldiler. 380 Bu cmlede Kurann sergiledii tavrn ayns tekrar edilmektedir. lk dnemde yaam sfilerin dier dinlerle ilgili, Kurann dnda yeni yaklamlar sunmalar zor gzkmektedir. Yeni yeni palazlanmaya balayan slam gelenei, kendi iinde, slamn dier dinlerle ayn deere sahip olduu tezini ihtiva eden bir
378 379 380

sfahani, a.g.e., c. 7-8, s. 105. Hucviri, a.g.e., s. 206. sfahani, a.g.e., c. 5-6, s. 156. 67

ekol barndrmas mmkn olamazd olmad da. lk dnemde daha ok Kurann tavr takip edilerek, tahrif edilmi semav dinlerin varl zerinde ve mevcut sosyal durumun uzants olarak putperestlik dorultusunda yorumlar yaplmtr. Yine sfiler iinde din uygulamalardaki yanllara dahi musamahakar yaklamayanlarn olduu gzkmektedir. Sfyan- Servi, kendisine Mutezili imamn arkasnda namaz klnp klnamayaca sorulduunda yle biri ancak hibir imamn bulunmad bir kyde imamlk yapabilir! Byle adamlar ne geirmeyin, arkalarnda namaz klmayn demitir. Hasan Basri, kzyla evlenmek isteyen kiinin yksek malvarln duyunca, o parann helal yoldan kazanlamayacan, helal yolla kazanlsa bile zekat verilmedii bu kadar fazla olaca yorumunu yaptktan sonra zekat vermeyen kiiyle kzn evlendiremeyeceini sylemitir. 382 Haris Muhasib babasndan kalan ykl miktardaki miras, babasnn kaderi inkar ettii yani farkl mezhepten olduu gerekesiyle kabul etmemitir. Risale yazar bu durumu aklarken de Aralarnda din fark bulunanlar birbirlerine miras olamazlar hadisini nakletmektedir. Yani Kueyrye gre yorum farkndan kaynaklanan mezhepler bir noktadan sonra iki din olarak alglanmaktadr. 383 Hucviri mahede konusunda hataya denler olduunu ve bunun ise katksz kfr olduunu syleyebilmekte,384 Mutasavvflar tasnif ederken merdut mutasavvflarn da olduunu tespit etmekte,385 eraitin reddi durumunda ilhada, hakikatin reddinde ise irke dleceini sylemektedir.386 Hasan Basri samimi olmayan duygularla suf giyenin cehennemlik olduunu387 sylemitir
381

381 382 383 384 385 386 387

Aykut, Said- Gnen, Enver- Atak, Yahya v.d, a.g.e., c. 4, s.384,385. sfahani, a.g.e., c. 1-2, s.151. Kueyri, a.g.e., s. 121, Attar, a.g.e., s. 297,298. Hucviri, a.g.e., s. 188. a.g.e., s. 232. a.g.e., s. 242. arn, Abdurrahman, Tabakatul-Kbra, Kahire, 1952, c. 1, s. 86. 68

Bu ifadelerin doruluu veya yanll bu almann hedefleri arasnda yer almamaktadr. Burada almamz ilgilendiren nokta, sfilerin, slamn ve hatta kendi mezheplerinin dahi snrlarn kat bir ekilde izilebildikleridir. Yukardaki alntlar, dier dinlere mensup insanlarn durumlaryla ilgili direkt hkm veren ifadeler olmasa da az ok sz konusu sfilerin tavrlarn ortaya koyabilmektedir. A. SFLERN SADECE SLAMI KURTULU YOLU OLARAK GSTERMELER Dier dinlerle ilgili szl veya fiil aklamalar olmayan baz sfilerin, kurtuluun yegne aracnn slam oluuyla ilgili sylemleri, teki dinlerin konumuyla ilgili fikir verebilmektedir. Fudayl b. yad, kendisinden nasihat talep eden birisine mmin kadn ve erkekler iin Allahtan af dile! diyerek Allahn affediciliini mmin olma artna bal klm,388 insanlara ahlak tler verirken; Gzel hayat olarak slam ve Resulullah (as)n yaamn se diyerek bu dnyada gzel yaamann yegane yolunun slam olduunu ifade etmitir.389 Fudayl b. yadn Cennet hibir mmet iin, u Muhammet mmetine sslenip hazrland kadar hazrlanmad390 sz de yukardaki yaklamn destekleyen bir ifadedir. Hasan Basri dnya nimetlerinin aldatclndan, hayrl ilerde bulunmann pratik sonularndan ve genel anlamda ahlak ilkelerden bahsettii bir pasajda sizin kitabnzdan sonra kitap yok, sizin peygamberinizden sonra peygamber gelmeyecek ifadesini kullanarak slamn en son ve tek geerli din olduu kabulnn paralelinde hareket etmektedir.391 Hasan Basrinin aadaki ifadeleri de yukardaki ifadelerini tamamlar niteliktedir:

388 389 390 391

sfahani, a.g.e., c. 7-8, s.97. Aykut, Said- Gnen, Enver- Atak, Yahya v.d., a.g.e., c. 2, s. 453. sfahani, a.g.e., c.7-8, s.114. a.g.e., c. 1-2, s. 143. 69

Mminler, Allahn yeryzndeki ahitleri ve takipisidirler. nsanlarn yapageldikleri amelleri Allahn kitabna gre deerlendirilirler. Kim Allahn kitabna gre hareket etmise, Allah onu ver ve yceltir. Kim de Kitbullaha muhalif bir davran sergilemise, mminler yine onu Kuranla tanyacaklardr.392 Sfilerin sadece slam kurtuluun yolu olarak gsteren ifadelerinden yola karak onlarn dier dinlerle ilgili tavrlarn belirlemek mmkn gzkmemektedir. Fakat slam tek kurtulu yolu olarak gsteren bu tr ifadeleri sk sk kullanan sfilerin, dier dinlerin kurtuluu temin edebilecei eklinde bir dnceleri olsayd, muhtemelen bu ifadeler ilk dnemde yaam sfilerin hayatlarn konu alan tasavvuf tarihi eserlerine yansm olurdu. Yaplan aratrmalar neticesinde sz konusu eserlerin bazlarnda, konuyla ilgili hibir ifade kullanmayan sfilerin olduu tespit edilmitir.

392

a.g.e., c. 1-2, s. 158. Bkz. S. 47-49. 70

SONU
Bu alma boyunca ortaya konmaya allan temel tez, ilk dnemde yaayan sfilerin, iinde bulunduklar konjonktrle balantl olarak dier dinden olan insanlarn hiretteki durumuyla ilgili somut ifadeler kullanmadklardr. Bununla birlikte ilk sfiler farkl kltrlerle ilikiye girmi, farkl inanlara sahip insanlarla ayn ortamda bulunmu, onlarla diyaloa gemilerdir. Bu tespit, sfilerin, kelami bir problem olarak dier dinlerin durumunu ortaya koymaya almasalar da dier din ve kltrlere kar msamahakr olduklarn gsterir. Sfilerin teki dinlerin kurtuluu temin edip edemeyeceiyle ilgili veri sunmamalarnn sebebi, ilgilendikleri konularn daha ok ahlak ierikli olmasndandr. lk sfiler zhd, vera, ibadet, fakr gibi ahlak bir yaam biimi sunan kavramlarla megul olmulardr. Bu kavramlara felsef anlamlar yklenmesi sonralar gereklemitir. Bunun yannda, ilk sfilerin yaadklar corafyalarda youn bir kozmopolitleme olmamas da dier bir etkendir. Nitekim dier yerleim alanlarna nazaran daha kozmopolit olan veya Mslmanlarn sonradan yerletikleri iin dier medeniyetlerden insanlar ve dnceleri barndran Horasan, Msr gibi blgelerde yaayan sfilerin -ok ak bir ekilde olmasa da- dier dinlerle ilikilerinin daha youn olduu gzkmektedir. Bilgi sosyolojisi, Hermentik gibi tarihsel yaklamlar zorunlu klan bu durum, slam dncesinde dier dinlerin durumuyla ilgili ortaya konan tezlerin direkt Kuran kaynakl olmadklarn, sonralar oluan gelenein bir rn de olabileceini ortaya koymaktadr. Bu noktada uygulanmas gereken yntem, Mslmanlarn slam geleneinin oluum srecine katksn dikkate almay zorunlu klmaktadr. lk sfilerin dier dinlere baknn tespit edilmesine yardm edebilecek bir dier husus da, sfilerin baka medeniyetlerin kaynaklarn kullanm olmalardr.
71

Tasavvuf klasiklerinde dncelerine geni yer verilerek anlatlan Sfilerin yaadklar evreden etkilenerek farkl inanlarn verilerini kendi eserlerinde kullandklar gzkmektedir. lk sfilerin dier dinlerin mensuplaryla girdikleri iyi ilikilerin aksine olumsuz rnekler sunan sfiler de bulunmaktadr. Bunun yannda ayn dine, hatta ayn dnce yapsna sahip olmalarna ramen baz sfilerin dierini eletirdikleri de gzkmektedir. Sfilerin dier dinlere bakn belirleyen kavramlar olarak Ak sembolizmi, Varlk felsefesi ve Nr-i Muhammed dncesi merkezi nem arz etmektedir. Sz konusu kavramlarn bu almann ilgilendii snrlar aan dnemlerde sistemli bir hal almalar sonuca dorudan gitmemizi salayamamaktadr. Sfilerin dier dinlerle ilikilerinin daha iyi anlalmas iin meselenin gnmzdeki yansmalarnn da dikkate alnmas gerekmektedir. Bu balamda oluan kavramlarn izledikleri sre ve hangi dnce sistemlerinin uzants olarak ortaya ktklar nemli problemler olarak gzkmektedir.

72

KAYNAKLAR
ALPYAIL, ARPAGU, Recep, Kimin Tarihi? Hangi Hermentik?: Kuran Anlama Yolunda Felsef Denemeler, Aa Yaynlar, stanbul 2003. Safi, Mevlna Celaleddin Rmnin Eserleri zerine Yaplan ngilizce almalar, Tasavvuf: Mevlna zel Says, Ankara 2005. ATTAR, AYDIN, Ferideddin, Tezkiretl-Evliya, Haz. Sleyman Uluda, Erdem Yaynlar, stanbul 1991. Mahmut, sa Tanr m nsan m?, z Yaynlar, stanbul 2002. Kresel Bir Teolojiye Doru: Wilfred Cantwell Smithde Dinsel oulculuk, slam ve teki, Ed. Cafer Sadk Yaran, Kakns Yaynlar, stanbul 2001. AYDIN, Mehmet S., Mslmanlarn Hristiyanlara Kar Yazd Reddiyeler ve Tartma Konular, Trkiye Diyanet Vakf Yaynlar, Ankara 1998 Medeniyetler stanbul 1999. AYKUT, BALDICK, BOLAY, Said- GNEN, Enver- ATAK, Yahya v.d., Sahabeden Gnmze Allah Dostlar, ule yaynlar, stanbul 1995. Julian, Mistik slam: Sfizme Giri, ev. Yusuf Said Mftolu, Birey Yaynclk, stanbul 2002. Sleyman Hayri, atmadan Diyaloa, Medeniyetler atmasndan Diyaloa, Gazeteciler ve Yazarlar Vakf Yaynlar, stanbul 1999. atmasn Tartmak, Medeniyetler atmasndan Diyaloa, Gazeteciler ve Yazarlar Vakf Yaynlar,

73

CERRAHOLU,smail, Tefsir Usul, Trkiye Diyanet Vakf Yaynlar, Ankara 1997. CHTTCK, William, Hayal lemleri: bn Arab ve Dinlerin eitlilii Meselesi, nsan Yaynlar, stanbul 1999. OTUKSKEN, Betl, Feldefi Sylem Nedir?, nklap Yaynlar, stanbul 2000. DEMRC, DURAND, EMROLU, FAHR, Krat, Yahudilik ve Din oulculuk, Ay Kitaplar, stanbul 2000. Gilbert, Sembolik mgelem, ev Aye Meral, nsan Yaynlar, stanbul 1998. brahim, Sfi ve Dil: Mevlna rnei, nsan Yaynlar, stanbul 2002. Macit, slam Felsefesi, Kelam ve Tasavvufuna Giri, ev. ahin Filiz, nsan Yaynlar, stanbul 2000. slam Felsefesi Tarihi, ev. Kasm Turhan, Birleik Yaynlar, stanbul 2000. FERRE, GADAMER, Frederick, Din Dilinin Anlam, ev. Zeki zcan, Alfa Yaynlar, stanbul 1999 Hans-Georg, Hermeneutik Problemin Evrensellii, Hermeneutik ve Hmaniter Disiplinler, ev. Hsamettin Arslan, Paradigma Yaynlar, stanbul 2002. GARAUDY, GNALTAY, GNDZ, Roger, Afarozdan Diyaloa, ev. Sadk Kl, Birey Yaynlar, stanbul 1996 M. emsettin, Antik Felsefenin slam Dnyasna Girii, Sad. rfan Bayn, Kakns Yaynlar, stanbul 2001. inasi, Sabiler: Son Gnostikler, Vadi Yaynlar, Ankara 1999. Yaynlar, stanbul 1998 HUCVR, Kefu'l-Mahcb, Haz. Sleyman Uluda, Dergh Yaynlar, stanbul, 1996. BNUL-CEVZ, Sfatu's-Safve, Darul-Mearif, I-V, Beyrut, 1997. SFAHAN, Ebu Nuaym, Hilyetl-Evliya, I-X Beyrut 1974. HAMDULLAH, Muhammet, slam'da Devlet Ynetimi, ev. Hamdi Akta, Beyan

74

KELABAZ, KESLER,

Taarruf, Haz. Sleyman Uluda, Dergh Yaynlar, stanbul, 1992. Fatih, Kur'an- Kerim'de Yahudiler ve Hristiyanlar: Kuran- Kerimde Ehl-i Kitap, Trkiye Diyanet Vakf Yaynlar, Ankara 2001.

KYL, KUEYR, MEKK, MEZ, NASR, NCHOLSON,

Mustafa, Dinler Aras Diyalog, nsan Yaynlar, stanbul 2001. Abdulkerim, Risale, Haz. Sleyman Uluda, Dergh Yaynlar, stanbul, 1991. Ebu Talib, Kutl-Kulb, ev. Muharrem Tan, z Yaynlar, stanbul 1999. Adam, Onuncu Yzylda slam Medeniyeti, ev. Salih aban, nsan Yaynlar, stanbul 2000. Seyyid Hseyin, Tasavvuf Makaleler, ev. Sadk Kl, nsan Yaynlar, stanbul 2002. Raynold A., Tasasvvufun Menei Problemi, ev. Abdullah Kartal, z Yaynlar, stanbul 2004. slam Sfileri, ev. Mehmet Da, Kltr Bakanl Yaynlari, stanbul 1978.

OKUYAN,

Mehmet-ZTRK, Mustafa, Kuran Verilerine Gre tekinin Konumu, slam ve teki, Ed. Cafer Sadk Yaran, Kakns Yaynlar, stanbul 2001.

KE,

Mim Kemal, Medeniyetler atmasndan Diyaloa Kongresi Al Konumas, Medeniyetler atmasndan Diyaloa, Gazeteciler ve Yazarlar Vakf Yaynlar, stanbul 1999.

ZCAN, ZSOY, ZTRK, ZTRK,

Hanifi, Mturd'de Din oulculuk, Marmara niversitesi lahiyat Fakltesi Yaynlar, stanbul 1999. mer, Kur'an ve Tarihsellik Yazlar, Kitabyat Yaynlar, Ankara 2004. Mustafa, Kuran Dili ve Retorii: Kuran Metninin Dokusu zerine Tartmalar, Kitabyat Yaynlar, Ankara 2002. Yaar Nuri, Hallac- Mansur ve Eseri, Yeni Boyut Yaynlar, stanbul 1996.
75

PALMER,

Richard E., Hermentik, ev. brahim Grener, Anka Yaynlar, stanbul 2002.

SARIKIOLU, Ekrem, Balangtan Gnmze Dinler Tarihi, Faklte Kitapevi, Drdnc Bask 2002. SCHMMEL, SCHUON, SERRAC, SLUGA, SMTH, SOYKAN, Annemarie, Ak, Mevlna ve Mistisizm, Haz. Senail zkan, Krkambar Yaynlar, stanbul 2002. Frithjof, Dinlerin Aln Birlii, ev. Yavuz Keskin, Ruh ve Madde Yaynlar, stanbul 1992. Eb Nasr, el-Luma, ev. Hasan Kamil Ylmaz, Altnoluk Yaynlar, stanbul 1996. Hans, Ludwig Wittgenstein: Hayat ve Yaptlar, ev. Sevin Altneki, Cogito, 33, Gz 2002. Margaret, Bir Kadn Sfi: Rabia, ev. zlem Eraydn, nsan Yaynlar, stanbul 1991. mer Naci, Wittgenstein Felsefesi: Temel Kavramlar ve Sorunlar, Cogito, 33, Gz 2002. SHREVERD, ihabddin, Avariful-Mearif, ev. Hasan Kamil Ylmaz-rfan Gndz, Erkam Yaynlar, stanbul 1989. STACE, Walter T., Mistisizm ve Felsefe, ev. Abdullatif Tzer, nsan Yaynlar, stanbul 2004. STRATHERN, Paul, 90 Dakikada Wittgenstein, ev. Murat Lu, Genda Yaynlar, stanbul 1998. ARAN, TATAR, TAYLAN, TOKPINAR, ULUTRK, LKEN, Tabakatu'l-Kbra, Kahire 1952. Burhaneddin, Kelama Gre teki Dinlerin Durumu, slam ve teki, Ed. Cafer Sadk Yaran, Kakns Yaynlar, stanbul 2001. Necip, slam Dncesinde Din Felsefeleri, Marmara niversitesi lahiyat Fakltesi Vakf Yaynlar, stanbul 1994. Mirza, Hadislere Gre Yahudi ve Hristiyanlara Uymak, nsan Yaynlar, stanbul 2003. Veli, Kuranda Ehl-i Kitap, nsan Yaynlar, stanbl 1996. Hilmi Ziya, Uyan Devirlerinde Tercmenim Rol, lken Yaynlar, stanbul 1997.
76

WATT,

Montgomary, Gnmzde slam ve Hristiyanlk, ev. Turan Ko, z Yaynlar, stanbul 2002. Mslman Aydn: Gazali Hakknda Bir Aratrma, ev. Hanifi zcan, Dokuz Eyll niversitesi Yaynlar, zmir 1989. Mslman-Hristiyan Diyalou: Yanl Yaklamlarn Eletirisi, ev. Fuat Aydn, Birey Yaynlar, stanbul 2000.

WITTGENSTEIN, Ludwig, Tractatus Logico-philosophicus, ev. Oru Aruoba, YKY, stanbul 2001. YARAN, Cafer Sadk, Dinsel Kapsayclk (nklusivizm), slam ve teki, Ed. Cafer Sadk Yaran, Kakns Yaynlar, stanbul 2001. John Hickin Din Felsefesinde Dinsel oulculuk, slam ve teki, Ed. Cafer Sadk Yaran, Kakns Yaynlar, stanbul 2001. bn Arab, Mevlna ve Yunus Emreye Gre tekinin Durumu, slam ve teki, Ed. Cafer Sadk Yaran, Kakns Yaynlar, stanbul 2001. YILMAZ, Hseyin, Dinler Tarihinde Tradisyonel Perspektif: Hikmet ve Dinler, nsan Yaynlar, stanbul 2003. Ezel

77

ZGEM
20.08.1978 ylnda Orhangazi/BURSAda dodum. lk renimimi burada tamamladm. 1996 ylnda Orhangazi mam Hatip Lisesinden mezun oldum. Bir sene ara verdikten sonra Uluda niversitesi lahiyat Fakltesini kazandm. lahiyat fakltesini bitirmemden hemen sonra Temel slam Bilimleri Anabilim Dal Tasavvuf Bilimdalnda Yksek Lisans eitimi alma hakkn kazandm. Bir senelik ders dneminden sonra Prof. Dr. Sleyman ULUDA danmanlnda lk Sflerin Dier Dinlere Bak konusunu aratrmaya baladm tez dneminin ikinci yarsnda Bitlis ili emrine retmen olarak atandm. Halen Bitlis Merkez Narldere Pansiyonlu lk retim Okulunda Din Kltr ve Ahlak Bilgisi retmenlii yapmaktaym.

78

You might also like