You are on page 1of 245

T.C.

ANKARA NVERSTES SOSYAL BLMLER ENSTTS SYASET BLM VE KAMU YNETM (SYASET BLM) ANABLM DALI

HEGEL VE MARX'IN TARH ANLAYILARININ KARILATIRILMASI

Yksek Lisans Tezi

Ali Yaln Gymen

Ankara-2007

T.C. ANKARA NVERSTES SOSYAL BLMLER ENSTTS SYASET BLM VE KAMU YNETM (SYASET BLM) ANABLM DALI

HEGEL VE MARX'IN TARH ANLAYILARININ KARILATIRILMASI

Yksek Lisans Tezi

Ali Yaln Gymen

Tez Danman Prof. Dr. mr Sezgin

Ankara-2007

T.C. ANKARA NVERSTES SOSYAL BLMLER ENSTTS SYASET BLM VE KAMU YNETM (SYASET BLM) ANABLM DALI

HEGEL VE MARX'IN TARH ANLAYILARININ KARILATIRILMASI

Yksek Lisans Tezi

Tez Danman :

Tez Jrisi yeleri Ad ve Soyad


.................................................................... .................................................................... .................................................................... .................................................................... .................................................................... ....................................................................

mzas
........................................ ........................................ ........................................ ......................................... ......................................... .........................................

Tez Snav Tarihi ..................................

TEEKKR
Bu almada verdikleri destek ve yapm olduklar katklardan dolay Merdan Arslan ve Ahmet Bekmene, tez almam yrtmeme misafirperverlikleriyle destek veren Zafer Bar Gl, Erturul Tulun ve ayrca almam boyunca dnmeye olan tutkulu ballndan keyifle faydalandm Aydn rdeke, Siyasal Bilgiler Fakltesi bnyesinde am olduklar dersler ve kiisel olarak gstermi olduklar ilgiden dolay Cem Eroul, Tlin ngen, Metin zuurlu, ve Mehmet Yetie, bata taleplerime gsterdikleri hassasiyet ve sonra deerli katklar nedeniyle Tez Jrisi yeleri Do. Dr. Ahmet Alpay Dikmen, Do. Dr.Metin zuurlu ve Prof. Dr. mr Sezgine, bu konuda almam mmkn klan, metnin farkl versiyonlarn sabrla deerlendiren ve tez almasn yrttmz srete ortaya kan aksaklklar hogr ile karlayan tez danmann Prof. Dr. mr Sezgine, almam deiik ynlerden tartma frsatn bulduum dostlarma, gstermi olduu sabr ve manevi destei nedeniyle Pnar elike, kendisi olmakszn bu alma erevesinde sorulan sorularn birounun ortaya kamayaca kardeim Aslya ve son olarak bu almay gerekletirebilmem iin ortaya koyduklar zveri ve bana kar gstermi olduklar sevgi nedeniyle anneme ve babama teekkr ederim.

ii

NDEKLER

TEEKKR.i GR...........................................................................................................................1 I. BLM: TARH FELSEFESNN GELM I. A) ANTKTE'DE TARH KAVRAMI...............................................................8 I. B) HRSTYANLIK'IN TARH GR........................................................12 I. C) AYDINLANMA DNEMNDE TARH ANLAYII.................................15 I. D) ALMAN DEALZM VE TARH FELSEFES..........................................23 II. BLM: HEGELN TARH ANLAYII II. A) HEGEL'N TARH ANLAYIINI ETKLEYEN TOPLUMSAL VE DEOLOJK FAKTRLER..................................................................................45 II. A. 1) Toplumsal Koullar...........................................................................46 II. A. 2) deolojik Faktrler.............................................................................61 II. B) HEGELN YNTEM VE DZGE ANLAYII.........................................69 II. B. 1) Hegel'in Yntem Anlay.................................................................69 II. B. 2) Hegel'in Felsefe Dizgesine Bak......................................................90 II. C) HEGELN TARH ANLAYIININ ANAHATLARI................................98 II. C. 1) Doa ve Tin Felsefeleri.....................................................................99 II. C. 2) Hegel'in Felsefe Dizgesi ve Tarih Anlay.....................................105 II. C. 3) Tin'in znn Gereklemesi Olarak Tarih....................................110

III. BLM: MARXIN TARH ANLAYII

iii

III. A) MARXIN TARH ANLAYIININ GELM......................................128 III. B) MARX'IN TARH ANLAYIININ YNTEMSEL NCLLER VE TARH ANLAYIININ LK FORMLASYONU.............................................134 III. B. 1) Marx'n Tarih Anlaynn Yntemsel nclleri...........................135 III. B. 2) Marx'n Tarih Anlay Hakkndaki lk Formlasyonu..................146 III. C) MARX'IN TARH TOPLUMSAL VARLIIN DEM/DNM BMNDE ELE ALII.....................................................................................156 III. C. 1) Toplumsal Varln Deiimi/Dnm Sorununun Marx Tarafndan likisellik erevesinde Ele Aln...........................................156 III. C. 2) Toplumsal likilerin Nesnel ve znel Ynleri..............................163 III. C. 2. a) Toplumsal likilerin Nesnel Yn.....................................166 III. C. 2. b) Toplumsal likilerin znel Yn.......................................187

SONU....................................................................................................................207 KAYNAKA...........................................................................................................229 ZET.......................................................................................................................236 ABSTRACT.............................................................................................................237

iii

GR

nsanlar tarihin belirli bir aamasnda gemite yaadklar ile iinde bulunduklar koullar arasnda bir ba olduunu kefetmilerdir. Buna bal olarak tecrbelerini gelecek nesillere aktarmakla onlar iin bir deer yaratabileceklerini dnmlerdir. Tarih yazmnn ortaya knda bu gibi toplumsal etmenlerin nemli olduu ileri srlebilir ve buna bal olarak tarih fikrinin ortaya atlnn da tarihsel olduu sylenebilir. Ne de olsa tarihte yaanan olaylarn hangilerinin sonraki kuaklara aktarlmasnn gerekli olduu, tarihin belirli dzenliliklere sahip olup olmad, tarihi olaylarn aktrlerinin kim olduu ve bunlarn toplumsal yaplar dntrebilme gleri hakknda ortaya atlan fikirler belirli toplumsal evreler tarafndan kurgulanmtr. Dolaysyla insanlarn tarihi ele al biimi, tarihten beklentileri ve tarih yazm biimleri de tarihseldir, yani iinde yaadklar tarihsel koullar ve sahip olduklar kolektiflik bilinci tarafndan belirlenmitir. rnein Antik a

filozoflarnn, Ortaa Kilisesi'nin, Aydnlanma Dnemi dnrlerinin vs. tarih anlaylar ve tarihe verdikleri nem birbirinden farkldr. Bu yzden tarih, kimi yer ve zamanlarda olduka merakla incelenen bir konu olmu iken kimilerinde yzeysel bir ilgiyle ele alnmtr, ancak hi bir zaman 19. yy Bat Avrupa'snda tartld kadar youn bir biimde tartlmamtr. Bu dnemde tarih zerine sylenenler Modern a'n tarih kavrayn hala belirler durumdadr. Ben de bu dnemin iki tarih anlayn, Hegel ve Marx'n tarih anlaylarn tezimin konusu olarak belirledim. Bu iki tarih tezini karlatrmal olarak ele

alacam. Bunu yapmaktaki amacm, Hegel ile Marx'n yntem 1 hakkndaki dncelerindeki benzerlik ve farkllklar tespit edebilmeyi kolaylatracak bir yolun anahatlarn oluturabilmektir. Hegel kendi yntemini Mantk Bilimi (1816) adl eserinin sonunda ayrntl olarak aklamtr. Oysa Marx kiisel yazmalarnda yntemi zerine ksa bir aklama yazs kaleme almay dndn belirtmi olsa da bunu hibir zaman gerekletirmemitir. Ynteme ilikin konularda daima Hegel'e atflarda bulunmutur. Bu atflar kimi zaman olumlu kimi zamansa olumsuz nitelik sergilemektedirler. Bu yzden Hegel'in incelenmesi, Marx'n kavranlabilmesi iin karmza yeniden ve yeniden bir zorunluluk olarak kmaktadr. Ben bu incelemeyi bu iki dnrn tarih anlaylarnn karlatrlmas eklinde yapacam, nk yapm olduum okumalar sonucunda, mmkn olduu kadar belirli ve kapsaml bir karlatrma imkann salayabilecek analitik dzeye sahip bir karlatrmann, bu dnrlerin tarih anlaylarn ele alarak gerekletirilebilecei sonucuna ulatm. Bunun iki nedeni var; ilk neden, bu dnrlerin somut gereklii aklayabilmek iin tarihi balca referans noktalarndan biri olarak grmeleridir. ilkiyle balantl olarak karmza kan ikinci neden ise, bu dnrlerin gereklii aklay biimlerinin, siyasi dncelerinin temelini oluturmasdr. Hegel ve Marx'n tarih zerine yazdklar pasajlarn en nllerinden birer tanesini rnek olarak ksaca ele alalm. Hegel, felsefenin tarihe getirdii biricik dncenin, Us'un dnyaya egemen olduu ve dnya tarihinde ussal olann ilerlemekte olduunu sylemitir. Hegel'in bu
1 Hegel ve Marx'n yntemleri diyalektik yntemdir. Diyalektik yntemi tanmlarken Ollman'n (Ollman, 2001: 136) Marx'n yntemi ile ilgili olarak yapt tanmlamadan hareket ediyor ve bunu Hegel iin de geerli olacak bir ekilde genelletiriyorum. Buna gre diyalektik yntem 4 aamadan olumaktadr: ontoloji, epistemoloji, bilginin retimi ve sunuluu. almamzn ilerleyen blmlerinde, onlarn tarih anlaylarnda somutlaan yntemlerini diyalektik yntem olarak adlandrmamz salayan ortak noktalar ve bu iki dnrn diyalektiklerini birbirinden ayran unsurlar deerlendirmeye alacam. 2

yargs tek bana bize baz ip ular vermektedir, ama ileride yapmaya alacamz gibi ait olduu balama yerletirildiinde, Hegel'in gerek nedir? sorusuna verdii cevapla ilikisini yani temel ontolojik nermelerini ve buradan trettii siyasi fikirlerinin erekselci doasn anlamamz kolaylatracaktr. rnein Hegel'in Hristiyan - Germanik dnya olarak adlandrd toplumsal formasyonun tarihin ussal adan en olgun ve bu yzden en son dnemi olarak grmesinin temelinde de yukardaki yargda kabaca belirtilen tarih anlay bulunmaktadr. Marx ise imdiye kadarki btn tarihin snflar mcadelesi tarihi olduunu iddia etmitir. Bunu sylemekle Hegel'den felsefece ayrlmtr, nk tarihi Us gibi soyut bir tek/ilk ilkeden hareketle kavramamaktadr. Marx toplumsal formasyonlarn snflar arasndaki mcadeleler tarafndan belirlenen birer yap olarak kavranmalar gerektiini dnr. Bu yzden toplumsal formasyonlarn tarihsel olduklarn ve bu zelliklerinden dolay ayn zamanda dntrlebilir olduklarn iddia etmitir. Nitekim Marx'n siyasi fikirleri, burjuva toplumunun, ii snf tarafndan, tarihin motoru olan snflar mcadelesini sona erdirecek biimde dntrlebilir olduu ynndedir.

Hegel ve Marx modern toplumun sorunlarn sistematik bir biimde ele alan ilk dnrlerdendirler. Tartma alann ilk olarak belirleyen dnrlerden olduklar iin, sosyal bilimler alannda modern dneme ilikin yaplan almalar hala etkilemektedirler. Hegel ve Marx'n bu baarsnda sahip olduklar tarih anlaylarnn olduka nemli bir rol oynadn dnyorum. Bu, Hegel ve Marx'n tarih anlaylarnn modern dnyann tarihe bakn en ok etkileyen iki dnr
3

olmalarndan da anlalabilir. Hegel'in iinde yaad a tarihin en son aamas olarak nitelendirii, kinci Dnya Sava sonrasnda A. Kojeve tarafndan ve Souk Sava'n hemen ardndan Fukuyama tarafndan yinelenmi ve son derece etkili olmulardr. Dier yandan 1848'den bu yana kresel aptaki bir ok toplumsal hareket, Marx'n kapitalist retim tarznn tarihselliini ve dntrlebilirliini vurgulayan devrimci grlerinden etkilenmitir. Gnmzde bu iki dnrn fikirlerini benimseyenler, onlarn tarih anlaylarn gelitirme ve gnmz koullarna uyarlama arayndadrlar. Bunun dnda rnein, modern dnemin dnce geleneklerini meta anlat olarak niteleyen post-modern teoriler, Hegel ve Marx'n tarihe ilikin fikirlerini bir kefeye koyup, ikisini de kategorik bir biimde reddederlerken benzer hatta ayn argmanlar

kullanmaktadrlar. Bu aray ve tartmalar almamzn kapsamna dahil deildirler, ancak bir nceki pararafta bahsettiimiz nedenler ile bu aray ve tartmalarn gncellii Hegel ile Marx'n tarih anlaylarnn karlatrlmasnn gerekliliini ortaya karmaktadr. Benim de bu almay kaleme almamn balca nedeni Hegel ve Marx arasndaki ilikiyi tantmak, bu nemli konuda tespit etmi olduum sistematik bilgi eksikliini bir nebze olsun giderebilmek ve eer baarabilirsem bunu konuyu zgn bir biimde ele alarak gerekletirmektir.

Bu noktada ele almakta olduumuz konuya nasl yaklatm biraz amak istiyorum. Hegel ile Marx'n tarih anlaylarn karlatrrken kullanacam temel kstastan bahsedeceim. Bu kstas incelediim dnrlerin tarih anlaylarndan yaptm soyutlamalara dayanarak oluturduum ve tarih anlaylarn

karlatrrken faydalanacam bir tarih anlay modelidir. Modelimiz ilk olarak tarihin balangc konusunu ele almaktadr. Burada vurgulamamz gereken husus tarihi insanlarn tarihi biiminde ele alyor ve doann tarihini incelememizin dnda brakyor olduumuzdur. Dolaysyla tarihin, insann varlyla baladn syleyeceim. nsann, kendi varln nceleyen doann varlna bal olarak, varoluunu tarihin balangcn meydana getiren an olarak nitelendirebiliriz. Bu noktada insan nasl tanmladmz nem kazanmaktadr. nsan toplumsal ve tarihsel bir bir varlk olarak tanmlamay neriyorum. Bunu biraz daha aacak olursak, byle sylemekle insann doas gerei toplumsal bir yaratk olduunu, insanlar arasnda karlkl ilikilerin kurulamad bir ortamda insandan

bahsedilemeyeceini fikrini dile getirmi oluyorum. Bununla birlikte karlkl ilikiler araclyla kurulan toplumsal yapnn deiime/dnme tabi olduunu sylyorum. Bu ilikiler srekli olarak yeniden kurulmakta ve bu yeniden kurulum sreci ierisinde evrimlemektedirler. nsanlarn doasn oluturan karlkl ilikilerin evrimlemesi, insanlarn toplumsal olduklar kadar ayn zamanda tarihsel varlklar olmalarna yol amaktadr. Toparlayacak olursak, insanlarn kendilerini birbirleriyle karlkl ilikiler kurarak varettiklerini syleyebiliriz. Bu ilikilerin kurulmas toplumun ortaya kmas anlamn tad gibi, tarihin de balangcn oluturmaktadr. Toplumu ortaya karan ilikileri doal ilikiler ve toplumsal ilikiler olmak zere iki boyutta iin inceleyebiliriz. doa Doal ilikiler, insanlarn varlklarn emek

srdrebilmeleri

rnlerini

dntrebilmek

amacyla

sarfetmeleridir. Toplumsal ilikilerse insanlar arasnda bu sreci kapsayacak ekilde


5

kurulan ilikilerdir. Bu yzden doal ve toplumsal ilikiler erevesinde emek olgusunun ortak payday oluturduu ikili bir yap domaktadr. Tarih, bu ikili yapnn deiimi/dnmne bal olarak emekgcnn niteliksel olarak geliimi ve insann toplumsal adan evrimi olarak ele alnabilir ki bu sre doal ynden evrimini de darda brakan bir sre olarak dnlmemelidir. Bu evrim sreci ierisinde toplumsal ilikiler erevesinde ortaya kan ve emein blnmesine neden olan bir ayrm, tm bu ilikilerin deiiminin/dnmnn belirleyicisi konumuna gelmitir. Bunun nedeni, toplumsal ilikiler erevesinde ortaya kan ayrmn, toplumun farkl gruplara ayrmasna neden olmas ve bu ayrmann eitli toplumsal elikileri ortaya karmasdr. Bu elikiler toplumsal ilikilerin geliimini biimlendiren baat e olarak alglanmaldr. Modelimizin son ksm tarihin sonu konusu zerinde younlamaktadr. Burada sz konusu olan tarihin bitmesi, tarihin ortadan kalkt bir aamaya gelinmesi deildir. Tarihin sonuyla kastettiimiz durum, yukarda bahsetmi olduumuz elikilerin almas, toplumsal ayrmann son bulmas anlamna gelmektedir. Genel olarak insanlarn bireysel istenleri ile ya da belirli bir grubun karlaryla geriye kalanlar arasndaki elikinin ortadan kalkmas sonucunda bir zgrlk ortamnn domasdr. Burada ortaya koyduumuz, olduka snrl ve soyut bir biimde ele aldmz tarih anlay, Hegel'in ve Marx'n tarih anlaylarn ayr ayr ele aldktan sonra yapacamz karlatrma iin bize bir yol gsterici olacaktr.

Son olarak Hegel ve Marx'n yntemsel farkllklar ve bu farkllklarn siyaset felsefelerine yansmalarn ele almak iin yapacamz karlatrmann kapsamndan

bahsedeceim. almamz Tarih Felsefesinin Geliimi, Hegel'in Tarih Anlay ve Marx'n Tarih Anlay adl blmden oluacaktr. Bu blmlerde srayla inceleyeceimiz figrlerin tarih anlaylarn gelitirdikleri tarihsel koullar aklamaya alacam. Dnemin sosyo-ekonomik gelimeleri ve bununla ilikili olarak, ele aldmz dnrlerin amaya altklar felsefi problemlerin tantlmas almamzn kapsamna girmekle birlikte ksaca ele alnacaktr. Asl odamz, srayla inceleyeceimiz dnrlerin tarihi incelerken kullandklar temel kavramlar ve bu kavramlar araclyla sistemletirilen tarih anlaylardr. Hegel ve Marx'n tarih anlaylarn, onlarn dnce yaplarna uygun bir biimde iki farkl adan ele alacam. lkin srayla incelediim dnrn tarihte neyin deiime/dnme uradna ilikin soruya verdii yant aklamaya alacam. Tarihsel srecin toplumsal yaplar zerindeki etkilerini nasl zmlediinden bahsedeceim. Daha sonra ise toplumsal yapnn deiimini nasl akladn inceleyeceim. Bu da beni tarih anlayn aklamaya altm dnrn deiim/dnmn aktrleri zerine sylediklerini aratrmaya

gtryor. Sonu olarak toplumsal deiimin aklanmasnn znel ynyle ilgili olarak sylediklerini de almann kapsamna dahil ettiimi syleyebilirim. Sonu ksmnda ise ncelikle iki blmde incelediimiz tarih anlaylarnn karlatrlmasnn zetini vereceim. Buradan yola karak bir sonraki admda iki farkl tarih anlaynn kkeninde yatan yntemsel (diyalektik) farkllk zerinde durarak almam tamamlayacam.

I. BLM: TARH FELSEFESNN GELM

almamn ilk blmnde ksaca Hegel'i ve Marx' nceleyen dnemde tarih felsefesinin nasl bir seyir izlemi olduunu anlatmaya alacam. Bunu yapmaktaki amacm tarih felsefesinin zel olarak hangi konularla ilgilendiini gstermektir. Zira Hegel'i ve Marx' ele alrken tarih felsefesi balamndaki konular zerine kaleme aldklar metinlere arlk verebilmek iin byle bir balangcn uygun olacan dnyorum. Burada srasyla Antikite, Hristiyanlk, Aydnlanma ve Alman dealizmi dnemlerinde tarih felsefesinin geliimi ve bu geliime katkda bulunmu nemli dnrlerin fikirleri zerinde duracam.

I. A) ANKTE'DE TARH KAVRAMI

Dnce tarihileri Antik Dnem'in bugnk anlamda bir tarih felsefesi ortaya koymad grnde birlemektedirler. Bununla birlikte Antik Yunan

dnrlerinin doa anlay, zaman anlay ve tarih felsefesinin konular ile ilgili olarak ortaya attklar fikirlerin genellemesinden bir tarih anlayna - dngsel tarih anlay - ulaabilecei gr arlkl olarak kabul edilmektedir. Buna karlk Antik dnemde ortaya atlan dncelerin zellikle zaman anlaynn, tarih fikri ile dorudan balants olmadn, dolaysyla tarihin Antikite'de nem verilen bir konu

olmadn ileri srenler de mevcuttur. Arlkl olarak ilk gruptaki dnce tarihilerinin grleri zerinde duracam iin ncelikle ikinci gruptakilerin fikirlerini ksaca zetleyip genel olarak kabul gren gr ele alacam. kinci gruptaki dnrlerin grleri iki tespite dayanmaktadr. Birinci tespite gre, tarih (istoria) her ne kadar Herodot ile birlikte salt edebi bir kavram olmaktan kp gemie ilikin bilgilerin bir araya getirilmesi anlamna kavumu olsa da, hi bir zaman felsefi bir problem olarak ele alnmamtr, nk tarih anlalmas g ve felsefenin ilgisine hitap edecek dzenlilie (ng. Pattern) sahip bir kategori ya da varlk olarak grlmemitir. kinci tespit ise, Antik dnem dnrlerinin tarihi (istoria), zaman anlaylarna bal olarak ya da zaman anlaynn bir trevi gibi anlamlandrmadklardr. Buna gre Antikite dnrleri tarihin bir eyin geliim srecini tam olarak aklamaya yetmeyeceini dnmlerdir (Press, 1977: 283 287). Antik dneme dngsel tarih anlaynn hakim olduunu dnenler de bu dnemde tarih konusunun felsefi anlamda ele alnmaya deer grlmedii grn paylamaktadr. Bu gre gre; Grekler iin nemli olan doada ve toplumda mevcut olduu dnlen dzenlilik olmutur. Onlar bu dzenlilii kosmos - evren olarak adlandrmlar, felsefi ilgilerini evrenin temelindeki kalc eylere ve bunlarn deimez niteliklerine yneltmilerdir (zlem, 2004: 24). Felsefe deimeden yinelenen dzenliliin kavranmasna ncelik verdii iin olaylarn zaman iindeki akn ikinci planda ele almtr. nsan trnn zaman ierisindeki eylemleri ve oluturduu toplumsal biimlerdeki deiiklikler Antik dnem filozoflarnca ncesiz - sonrasz yasalara gre kmldayan evren srecinin yalnzca gelip geici bir
9

biimlendirilmesi olarak anlalmtr. Sonu olarak tarihe bak, evrenin deimeyen bir dzenlilik olduu anlay ile temellendirilmitir. Tarih evreni oluturan dzenliliin yinelendii sonsuz bir dn olarak kavranmtr (Gkberk, 1997: 99 100). Bir kavram olarak tarih 2 (istoria) Antikite'de nceleri doal olaylara ilikin gzlem ve tankla dayanan bilgi eklinde kavranmtr. Kavramn ieriinin genilemesi Herodot ve Thukidides'in dnemin belirli toplumsal olaylarn ele allar ile balar. Kavram insanlarn ve insan topluluklarnn bandan geenleri kaydetme yoluyla elde edilen bilgi anlamna gelecek ekilde kullanan ilk Herodot olmutur. Thukidides ise tarihi (istoria) sadece insani ve toplumsal olaylar kaydetme anlamnda deil ayn zamanda bu olaylar deerlendirme ve yorumlama anlamnda kullanmtr (zlem, 2004: 22). Grek Aydnlanmas olarak adlandrlan dnemin dnr olan Thukidides; toplumsal deimenin doast glerin kontrolnde olmadn, bunlarn insanlarn eylemleri sonucunda olutuunu sylemitir. Yine bu dnemin nemli dnrlerinden biri olan Hippokrat'tan etkilenen Thukidides, toplumsal sorunlarn nedenlerinin tespit edilebilecei ve bu sorunlarn zmnde bilimsel yntemlerin uygulanabilecei grn savunmutur. Thukidides iin siyasetin eletirel bir deerlendirmesini yapabilmenin yolu tarihin aratrlmasndan

2 Bugn Bat dillerinin nemli bir blmnde (ng. history, Fr. Histoire) tarih kelimesinin etimolojik kkenini oluturan Yunanca'daki istoria szc, Antik dnemde doal ve toplumsal olaylara dair gzleme dayal ampirik bilgi anlamna geliyordu. Aristoteles bu szce daha sonra tarih yazcl anlamn da yklemitir. storia szc her iki durumda da tarihin gnmzde sahip olduu anlamdan farkl bir anlama sahiptir, ancak bu kelimeyi Trke'de yine tarih szc ile karlamak durumundayz. Tarih szcnn kullanmndan doan bir karkl engellemek iin kelimeyi Antikite'de sahip olduu anlamda kullanacam zaman yanna parantez iinde (istoria) aklamasn koydum. Yanna bir aklama koymadm zaman kelimeyi modern anlamyla yani gemie ilikin olaylar, yer ve zaman gstererek sebep-sonu ilikisine balayan bilim dal ya da bu bilim dalnn nesnesini oluturan olaylarn belirli bir blmn veya tamamn kapsayan dnem anlamnda kullandm. 10

gemektedir. Tarihin (istoria) kendiliinden bizi belirli yasalara ulatrmasn beklemek doru olmasa da, siyasetin i yzn kavramak ancak gemite yaanan somut olaylarn bilinmesi ile mmkndr (Halborn, 1949: 56). Thukidides'in tarih (istoria) kavramna katt niteliklerin kendinden sonraki dnrler tarafndan benimsenmi olduunu syleyemeyiz. Sokrates sonrasnn byk filozoflar, doa filozoflar ve Elea Okulu gibi kendilerini nceleyen felsefi akmlarn balatm olduu evrenin temelindeki deimeyen dzenlilikleri arama abasn kendilerine zg biimlerde srdrmlerdir. Bu z araylar iinde ortak tavr; genele, ideal olana ve deimeden kalana ynelitir. nsani ve toplumsal olaylarn bu zn grnmleri olduu dnldnden, bu olaylarn deimeden kalan ze bal olarak kendilerini yineledikleri gr olduka yaygndr. Dngsel tarih anlay olarak adlandrdmz tarih anlay bu grn ifadesidir. Tarihin, belirli bir zn yansmalar olarak ortaya kan olaylarn birbirini izledikleri bir dngden ibaret olduunu ileri srer. Antikite'nin tannm dnrlerinden bir ou evrenin temelinde deimeden kalan z zerinde durmulardr. Bu z deimeden kald iin onun grnm olan olaylarn da kendilerini yineleyeceini varsaymlardr. rnein bir polisin ynetim eklindeki deiimin bir dizi deiim sonucunda yine balad yere dneceini iddia etmilerdir. Burada Platon'u rnek verebiliriz. Platon'un Timaios adl diyalou bu filozofun z hakkndaki fikirlerini zetler. Platon burada deiimin zamana zg bir olgu olduunu, oysa bu evreni yaratann - zn - zaman ncelediini ve gemi, imdi ve gelecek gibi mefhumlarla kavranamayacan yazmtr (Aysevener ve Barutca, 2003: 19). Platon'un savunduu tez, zamanla meydana gelen deiiklikleri
11

deerlendirerek evrenin temelindeki deimeyen dzenliliklerin kavranmasnn mmkn olmad ynndedir. Tersine, deiiklikleri aklayabilmek iin bunlarn varolularn mmkn klan idealar kavramak gerekir. Bu da ancak salt us yrtme yoluyla olur. Hakiki bilgi (episteme) ite bu us yrtme yoluyla edinilen bilgidir. Gzleme dayanan bilgi (istoria) ise hakiki bilgi deil olsa olsa san (doxa) olabilir. Bu yzden evrenin zn kavramak istiyorsak birbirini yineleyen hareketi deil de'yi kavramaya almakla megul olmalyz. de'yi kavramak bizi ideal devlete gtrecek anahtardr, aksi takdirde yani tarihe (istoria) mahkum kaldmz takdirde ufkumuzu ideal devletin kopyalar ile snrlandrm oluruz. Bu kopyalar ideal devletin toplum yaamn dzenlemedeki yetkinliine sahip olmadklarndan, srekli, yetkinlie doru bir hareket iindedirler. Bu hareket onlar birbirini takip etmeye zorlar; kopyalardan birinin sahip olduu eksiklik dieri tarafndan yerine getirilir, ancak bu da eksik bir dzen oluturur, nk sadece bir kopyadr. Sonuta tarihin bu kopyalarn birbirini izlemesi ile oluan bir dng olduu kabul edilir. Bu gr Platon'un rencisi Aristoteles tarafndan ve polisin zld dnemde Polybius tarafndan yinelenmitir (Halborn, 1949: 6-9).

I. B) HRSTYANLIK'IN TARH GR

Hristiyanln yayl ile birlikte tarih anlaynda da belirli deiikliklerin meydana geldiini gryoruz. Bu yeni tarih anlay balangta Antikite'nin tarihi kavray ekliyle baz noktalarda paralellikler gsterse de tarihsel/toplumsal olaylar ele alnda felsefenin yerini teoloji ile ikame ederek nemli bir farkllk yaratmtr.

12

Btn bir Ortaa boyunca Bat'da etkili olan Hristiyanlk, Hegel'in felsefe sistemi ve tarih anlay asndan da nem tamaktadr. Bu etkiyi kavrayabilmemiz iin Hristiyanln tarih (istoria) kavramna ilikin deerlendirmelerini ve Hristiyan tarih anlaynn en nemli temsilcisi olarak kabul edilen Agustinus'un tarih hakkndaki fikirlerini anahatlaryla da olsa gzden geirmemiz gerekiyor. Hristiyanlk tarihsel olaylar aklarken teolojik bir yaklam sergilemi olmasna ramen tarih yazmna dini ve teolojik bir anlam yklememitir. Tarih yazm (istoria) edebi ve retorie ilikin bir ura olarak ele alnmtr. Tarih yazcl (istoria) kutsal metinlerin Hristiyan dininin stnln kantlayacak ve buradan yola karak Hristiyanln yaylmasn kolaylatracak bir edebi faaliyet halini almtr (Press, 1977: 288292). Tarih yazmnn (istoria) edebi bir faaliyet olarak grlmesine ve tarih kavramnn (istoria) kendisinin Antikite'de kazand olumsuz anlam korumasna ramen, Hristiyanln temel retilerine referansla tarihte yaananlarn Tanr'nn varln kantlar ekilde yorumlanmaya balandn ve insanln nihai bir amac yerine getirme dorultusunda ilerledii dncesinin gelitiini grmekteyiz (Halborn, 1949: 78). Wartenburg bu geliimin ortaya kn Tevrat'taki zaman anlaynn Hristiyanla etkisi olarak deerlendirmitir. Buna gre Hristiyanln tarih anlay Eski Ahit'te yer alan, Tanr ile Yahudi kavmi arasndaki ilikiden etkilenmitir. Bu yzden Hristiyan tarih dnrleri tarihin balangc olarak, insanln tanrsal kutsamaya ve kurtulua ulama erei ile yaratld an kabul ederler. nsanlar yaratldklar andan itibaren kendilerine Tanr tarafndan verilen erei gerekletirmeye alrlar. Tarihin sonunda Tanr nnde kendilerine verilen
13

erei gerekletirmek bakmndan hesap verecekleri iin, eylemlerini, gemilerini ve geleceklerini gzeterek - belirli bir tarih bilinci iinde - ynlendirmek zorundadrlar. Bu zorunluluk tarihin bitime kadar sreklilik ve gelime gstermesine neden olacaktr. Wartenburg'un grlerini toparlayacak olursak, Hristiyanlk Tevrat'n da etkisi ile tarihi balangc ve sonu olan bir defalk bir sre biiminde kavramtr. Bu sre insan soyunun tmnn belirli bir amaca ulamaya alt izgisel bir sretir (zlem, 2004: 2633). Hristiyanln tarih grn en olgun biimiyle ifade eden Agustinus olmutur. O ayn zamanda tarihin geliimini anlaml bir btn olarak kavrayan ilk dnrdr. Tarihi insann gnahkarlndan kurtuluu ve sonsuz yaama adm atnn simgesi olarak kavrar. Agustinus'a gre tarih Yaradlla balar. Yaradl yani insan soyunun varoluunu gnahn ortaya k izler. Ktye uyanlar ve gnah ileyenler eytann devletini olutururlar. Agustinus buna Yeryz Devleti der. Gnahlarndan arnp kurtulu yolunu arayanlar ise Tanrnn Devleti'nin kuruluunu

gerekletirmeye alrlar (zlem, 2004: 2933). Bu iki devlet arasndaki kartlk tm insanlk iin sorun tekil etmektedir. Kartln sona ermesi Tanrnn Devleti'nin galip gelmesi ile mmkndr. te o zaman Tanr'nn insan soyunu kurtarmak iin yapt plan gerekleecek ve tarihin de sonu gelecektir, nk tarihin erei yani insan soyunun kurtuluu gereklemi olacaktr. Agustinus'un, Yaradltan balayp Tanr Devleti'nin galip gelmesiyle noktalanan sre iinde yaanan olaylarn biricikliini vurgulamas Hristiyanln tarih anlaynn ekillenmesi asndan nemlidir. Hristiyanlk asndan Babil'in ykl, brahim'in yaptklar ve sa'nn doumu gibi olaylar bir kereliine yaanm

14

olaylardr. Ve tm bu olaylar Tanr sayesinde anlam kazanmaktadrlar, nk bunlarn Tanr Devleti'nin kuruluunun paralar, yani insanln Tanr tarafndan kendilerine verilen kurtulu ereini yerine getirmek iin giritii eylemler olduuna inanlr. Aksi bir gr bu olaylarn olumsal nitelie sahip olduklarn iddia edecektir. Oysa tarihsel gelimelerin olumsal nitelie sahip olduunu sylemek Hristiyanln dnya gr ile uyumamaktadr. Hristiyanlk tm insanlarn Tanr karsnda eit olduklar inancn yaymtr. nsanlar biricik yaamlarn bu inanca iman ederek srdrdkleri takdirde Tanr Devleti'nin vatanda olmaya hak kazanacaklardr. Bu yzden tarihi meydana getiren, insanlarn ahsen ya da toplu olarak

gerekletirdikleri eylemler, Hristiyanlk tarafndan insanlarn nihai hedefe ulamak iin zorunlu olarak katettii yol olarak deerlendirilir. Bu yol her ne kadar Tanr Devleti'nin kuruluunu salasa da, asl nemli olan Tanr'nn inayetinde kurulacak devlet yani ahirettir. Bu gr Hristiyanlarn tarihe atfettikleri olumlu roln bir snr olduu sonucunu dourmaktadr, nk tarih Hristiyanlar iin nihai hedefin yani ahiri yaamdaki mutluluun gereklemesi dorultusunda almas gereken bir zorunluluk halini almaktadr. Dier bir deyile, tarih Hristiyanlarca her ne kadar Antik dnemde olduundan daha nemli bir ey olarak ele alnsa da ancak ksmen gerek bir gelime olarak grlmektedir (Gkberk, 1997: 100103).

I. C) AYDINLANMA DNEMNDE TARH ANLAYII

Hegel'in beslendii dnce iklimlerinden biri olan Aydnlanma, tarihsel nemini modern toplumun tarih sahnesindeki yerini alna felsefi anlamda yapt
15

katkdan ve bu katky modern ideolojilerin temel argmanlarn dnsel anlamda beslemeye devam etmesinden almaktadr. Aydnlanma dncesi toplumsal zeminini 18. Yzyl'n burjuva toplumuna evrilmekte olan lkelerinde zellikle ngiltere'de ve Fransa'da bulmakla birlikte fikri temelleri Rnesans, Reform dnemlerinde ve Rasyonalizm'in kurucu olarak tannan 17. yzyl filozoflarnca atlmtr. Bu yzden Aydnlanma'y incelemeye kendisini nceleyen dnemlerde tarih konusunda dile getirilen grleri ksaca ele alarak balayacam. Daha sonra Aydnlanma dncesinin tarih anlaynn geliimine katksn inceleyeceim. Kkleri 14. Yzyl'a kadar uzanan Rnesans akmnn temelinde insan mutluluunu Ortaa'da olduu gibi br dnyada deil de bu dnyada gerekletirebilme aray yatar. Bu dnyevileme abasnn ancak Ortaa'dan devralnan duraan toplumsal ilikilerin dntrlmesiyle anlam kazanabilecei dnlmtr. 3 Bu yzden deiimin zorunluluu ve kanlmazl kantlanmaya allmtr. Deiimin zorunluluu fikri, Ortaa'dan kalan edilgin bir yaam srme lksnn Rnesans aydnlar tarafndan insan gerek anlamda doyuma ulatrmaya yetmedii eletirisine dayanlarak gelitirilmitir. Rnesans dnrleri insan doyuma ulatracak deiimi bilimin ve sanatn insan temasn ilemesi halinde yakalayabileceklerini dnmlerdir. Bilim ve sanatn, insann birey (Individuum) olarak kendi dnce ve eilimlerine yneliini tevik etmesi ve insann bu yneliin akln nderliinde gerekletirebilmesine katk salamas gerektiini sylemilerdir
3 Ortaa'a hakim olan ideal yaam anlay, insann edilgin bir yaam srmesi gerektii grn benimser. Bu dnce dnemin baat toplumsal gc olan kilise tarafndan halk kesimlerine alanmaya allmtr. Kilisenin byle davranmaktaki amac sahip olduu stnl devam ettirebilmektir. Kilise sahip olduu imtiyazlar korumak amacyla insanlarn beklentilerini br dnyaya evirmeye almtr. Bu da duraan bir toplum yapsnn gelimesine neden olmutur. Bu yzden Rnesans akmnn dnyevileme abas dorultusunda duraan toplumsal ilikileri amak istemesi, kilisenin insanlara dayatt dnce kalplarnn yklabilmesi iin zorunluluk haline gelmitir. 16

(zlem, 2004: 4546). Rnesans dnrleri insanlarn kendilerini birey olarak gerekletirebilmelerinin, mevcut toplumsal ilikilerin onlar feodal beye ya da kiliseye bal serfler olarak kstlamas nedeniyle, evrelerini dntrebilmelerine bal olduunu dnmlerdir. Bu yzden insanlar asndan tarihin, kendilerini bireysellikten alkoyan engelleri ykacak lde devingen hale getirilmesinin mecburi olduunu sylemilerdir. nsanlar, Rnesans'n koyduu hedefleri, tarihi, yasasn dardan edinen bir gerek olmaktan karp, btnyle kendi iinden yani insan faktrnden edinen ve onu insann olan bir dnya haline getirerek gerekletirebilir (Gkberk, 1997: 103105). Rnesans akmnn tarihe ilikin burada zetlemeye altmz fikirleri sistematik bir biimde ortaya koyduunu syleyemeyiz. Bununla birlikte Rnesans dnemi dnrlerinden zellikle nin Machiavelli'nin, Bodin'in ve Bacon'n toplumsal olaylar anlayabilme ve tespit edilen sorunlar zebilme noktasnda tarihten (istoria) faydalanlmas gerektiini sylemi olduklarn hatrlatmakta fayda var. Rnesans dneminde gndeme getirilen dnceler genel olarak belirli elit kesimler tarafndan tartlm ve benimsenmitir. Bu grlerin halk kitlelerine yaylmasnda Reform'un pay byktr. Reform hareketi Kilise'nin baskc ve tekelci tutumuna kar km ve Rnesans akmnn ortaya att fikirlerin bazlarnn zellikle bireysellik fikrinin teolojik bir yorumunun halk kitlelerince

benimsenmesine yol amtr, fakat bu teolojik yorum ayn zamanda tarihin yeniden tanrnn yapt olarak grlmesine neden olmutur (zlem, 2004: 48). 17. yzylda ortaya kan Rasyonalizm akm da Rnesans'n tarihe (istoria) gsterdii ilginin gerilemesinde pay sahibidir. Felsefenin eylerin znde deimeden kalanla
17

ilgilenmesi gerektiini savunan rasyonalistler, Antik dnem felsefesinde ortaya kan tarih (istoria) felsefe (theoria) ayrmn yeniden gndeme getirmilerdir. Rasyonalistler tarihin (istoria) bilimsel deerine kukuyla bakmalarna ramen us konusunda dile getirdikleri grler araclyla Aydnlanma dneminde ortaya kan tarih anlayn etkilemilerdir (Gkberk, 1997: 105). Rnesans akm, Reform hareketi ve Rasyonalizm, feodal toplumun barnda iek amakta olan yeni ve daha yksek retim ilikilerinin - burjuva retim ilikilerinin sanat, din ve felsefe gibi eitli ideolojik alanlardaki grnmleridir. Aydnlanma ise bu yeni retim ilikilerinin geliimi ile ilikisi asndan ncekilerden nitelik olarak farkl bir konumdadr. Aydnlanma filozoflar, Rnesans ve Reform dnemi dnrleri gibi iinde bulunduklar toplumsal yaplarn ksmi deiiklikler yoluyla ideal bir dzene kavuturulabileceklerini dnmemilerdir. Ayrca Rasyonalizmin ortaya att tz fikrine, yani tarihin kendisine ereini veren bir ilk ilkenin rn olduu fikrine ihtiya duymamlardr. Aydnlanma, tarihsel geliim asndan belirli bir olgunlua ulam ve bunun sonucunda kendi gzlem ve deneylerinden yola karak kendisi asndan ideal bir toplumsal rgtlenmeyi gerekletirebileceine inanan bir burjuva snfnn dnya gr olarak ortaya kmtr. Bu yzden Aydnlanma'y, burjuvazinin kendi idealindeki rejimi hayata geirebilmek iin ykmak zorunda olduu eski rejime kar verdii mcadelenin ideolojik boyutu olarak kavrayabiliriz. Aydnlanma'nn tarihe bir ilerleme olarak bak da bu perspektiften ele alnmaldr. Aydnlanmaclar, bu dnemi insanlarn ergin olmama durumundan kurtulduklar bir dnem olarak tanmlamlardr. Bu tanm insanlarn gemite yani

18

tarihin belirli bir aamasnda ergin olmama durumuna dm olduklarnn kabulne dayanmaktadr ki, bu kabul en net biimiyle Kant'n 1784'te kaleme ald Aydnlanma Nedir? adl makalesinde dile getirilmitir. Aydnlanma, insanlarn kendi hatalar sonucu iine dtkleri ergin olmama 4 durumunu tarihsel bir veri olarak kabul etmi ve buna dayanarak n plana kard us ve birey anlaynn insanl kurtulua ulatracan ileri srmtr. Aydnlanmaclarn iddias her insann dsal belirlenimlerden bamsz, etkin, eletirel ve deitirici bir yetiye yani akla sahip olduklardr. nsanlar us yetileri sayesinde gzlem ve deneylerden yola kmak kouluyla tm znelerde ortak olan nesnel bir ilkeye ularlar. Bu nesnel ilke akln evrensel bir deer, bir otorite olarak tannmasdr. Us bu haliyle insanln ergin olmama durumundan kurtulmasn salayacak rehber olarak grlmtr. Akln maddesel dnya zerindeki hakimiyeti arttka maddi yaamn da iyiletii gr hakimiyet kazanmtr (Aaoullar, 2007: 238253). Turgot bu gr tarihin srekli ilerlemekte olduu eklinde ifade eden ilk Aydnlanma dnrdr. Ona gre her kuak bir ncekinin kazanmlar zerine bir eyler koyarak tarihin dz bir izgide ilerlemesini salamaktadr. Chastellux da ilerlemeci tarih anlaynn geliimine katkda bulunmutur. Akln ve usla birlikte gelien bilim ve sanatlarn tarihin motoru olduunu sylemitir. Tarihin bunlarn sayesinde siyasal yaplardan bamsz olarak srekli bir geliim gsterdiini sylemitir. Condorcet de bu ilerlemeci anlay benimseyen dnrlerden birisidir. Tarihin ilerlemesinin insan zihninin ilerlemesi (Callinicos, 2004: 129) ve insann yetkinlemesi olarak kavranmas gerektiini sylemitir. nsann yetkinlemesinin
4 Kant, ergin olmama kavram ile insanlarn kendilerini ilgilendiren konularda kendi balarna karar verememe durumunu ifade etmektedir. 19

snr olmayacan ileri srerek ilerlemenin sonsuz ve geri dndrlemez olduunu iddia etmitir. Felsefeyi rehber edinmi devlet adamlarnn tarihin ilerlemesine katkda bulunduklarn vurgulamtr. (Aaoullar, 2007: 253257). Aydnlanma'nn ilerlemeci tarih anlay ile ilgili olarak vurgulamamz gereken dier bir nokta ise ilerleme ile insann mutluluu arasnda kurulan balantdr. nsann mutluluunun akln yol gstericilii olmadan gerekleemeyecei gr zellikle Voltaire'in almalarnda ilenmitir. Bu gr dier Aydnlanmaclar tarafndan da kabul grm ve insann mutluluunun tarihin ilerlemesine bal olduu kabulnn gelimesini salamtr, nk tarihin ilerlemesi akln madde zerindeki hakimiyetinin artmas eklinde aklanmaktadr. Voltaire'e gre insan mutluluunun bal olduu dier bir husus ise iinde yaad toplumlarn deer, norm ve geleneklerden oluan genel nitelikleridir. O bu niteliklerin tmnn bir ulusun tinini (Fr. Espirit) oluturduunu sylemitir (zlem, 2004: 6061). Voltaire'in ortaya att ulus tini kavramnn Aydnlanma'nn tarih anlay asndan nem tamaktadr. Uygarln geliimi Aydnlanmaclar tarafndan zaten akln yava ve kesintili de olsa kar koyulamayan ilerlemesinin sonucu olarak kavranmaktadr. Voltaire'in ulus tini anlay ile birlikte, evrensel ilerlemenin - uygarln geliiminin kendisini farkl ulusal rgtlenmeler biiminde gsterdii anlay geerlilik kazanmtr (Kuznetsov, 2002: 3334). Bu anlay, ulusun ortaya kn akln geliiminin gstergesi biiminde yorumlad iin ulus fikrinin merulatrlmasna katkda bulunmutur. Ulus kavramnn ve ulusuluun Fransz Devrimi sonrasnda burjuva toplumunun kuruluuna katkda bulunduunu hatrlayacak olursak, Aydnlanma'nn tarih anlaynn tarihsel nemini kavrayabiliriz.

20

Son olarak Aydnlanma Dnemi'nde eser veren ancak tam anlamyla Aydnlanmac dnrler kategorisine sokulamayan iki dnrn tarih

anlaylarndan ksaca bahsetmek istiyorum. Bu dnrlerden ilki Montesquieu ikincisi ise Rousseau'dur. Montesquieu her eyin balangcnda yer alan, dnyaya dzen veren ve olup biteni belirleyen bir ilk akln var olduunu iddia etmitir. Bu akl doal yasa olarak ele alan Montesquieu, insanlar tarafndan yaplan pozitif yasalarn bu akla uygun olmak zorunda olduklarn iddia ederek doal yasa ile pozitif yasalar arasnda Aydnlanma Dnemi'nde ska karlalan ayrma kar kmtr (Planty-Bonjour, 2002: 11). Montesquieu doal ve pozitif yasalar tarafndan ekillendirilen ynetimlerin birbirini izleyiinin tarihi oluturduunu dnmektedir. O'na gre her ynetimin kendine zg bir doas ve bir ilkesi vardr. Ynetimin doas onun biimini, hukuksal-siyasal yapsn ifade eder. Buna gre cumhuriyet, monari ve despotluk ynetimlerin doasn tekil eden formlardr. Ynetimin ilkesi ise onun hareket etmesini alayan eylerdir. Montesquieu'nun deyiiyle ynetimin ilkesi ... onu (ynetimi) harekete geiren insani tutkulardr. Montesquieu'ya gre her siyasi birim eitli fiziki ve ahlaki koular tarafndan etkilenmektedir. Bu koullar ynetimin ilkesi zerinde etkide bulunarak o siyasi birimi oluturan ulusun tinini meydana getirir. Ulusun tinini meydana getiren unsurlardaki deiim ynetimlerin deimesine yol amakta bir dier deyile tarihin akkanln salamaktadr (Aaoullar, 2005: 377395). Rousseau bir szleme kuramcsdr. Dier szleme kuramcalarnn aksine Rousseau, doa durumunu olumlamtr. Toplumun ortaya kn ise gerileme olarak grr. Bu gr nedeniyle Aydnlanma dnrleriyle de ters dmtr,
21

nk tarihi ilerleme olarak grmez, tam tersine tarihin bir ktye gidi olduunu syler (Gkberk, 1997: 111-112). Rousseau insanlarn doa durumunda

birbirlerinden kopuk olarak yaadklarn dnmektedir. nsanlarn bu dnemde zgr ve eit olduklarndan mutlu ve huzurludurlar. Belirli bir dnem sonrasnda kimi doal glkleri aabilmek iin biraraya gelip aileyi ve ailelerden oluan ilkel topluluklar olutururlar. Bu g birlii belirli bir seviyeyi anca tarm ve madencilik gelimeye balar. Bu aamadan itibaren toplumsal iblm ortaya kar. blmnn ortaya kyla insanlar birbirlerine baml hale gelirler. blmnn geliimi ayn zamanda uzmanlamann da ortaya kmasna neden olur. Uzmanlama, insanlar arasndaki doal/fiziksel eitsizliklerin toplumu blmesine neden olur. Doal yetenekleri daha gelimi olan insanlar iblm ve uzmanlamadan doan artlardan faydalanarak dierlerine kar stnlk salarlar. blm ve

uzmanlamann geliimi ile artan rnlere elkoyarlar. Bylece zel mlkiyet olgusu gndeme gelir. Rousseau toplumun zel mlkiyetin ortaya k ile kurulduunu

dnmektedir. Toplumun kuruluu ayn zamanda tarihin de balangcn oluturur. Tarihin balangc bir szleme ile gerekleir. imdiye kadar kurulan toplumlarn tm bu tr bir szlemeyle kurulmu ve zel mlkiyet olgusu tarafndan ekillendirilmitir. O yzden tarih Rousseau iin bir ilerleme olarak deil de bir gerileme olarak grlr. Rousseau iin kritik soru bu gerilemenin nasl alacadr. Tarihi geri dndrlmeye, yani zel mlkiyetin ortadan kaldrmaya almak gereki bir zm deildir. Rousseau bunun mmkn olamayacan aka ifade etmitir. Onun nerdii zm, yeni bir szlemenin meydana getirilmesidir. Bu yeni

22

szlemeyle yani toplum szlemesi ile toplumu oluturacak olan insanlarn tm iradesini ortaya koyar. Bu iradelerin biraraya gelmesi ile tek tek bireylerin iradelerinin toplamndan daha byk ve blnemeyen bir irade ortaya kar. Rousseau buna genel irade der. Genel irade kavram Rousseau'nun toplum kuram asndan olduka nemlidir. Genel irade; devletin ynetim biimini belirleyen, tikel karlarn toplumun karlarnn nne gemesini engelleyen ve dolaysyla zel mlkiyetin ortaya kard sorunlar ortadan kaldran toplumsal gtr (Aaoullar, 2006: 23-76). Ayrca toplumun tm yelerinin iradesini yanstt iin devletin insanlarn zgrlklerini kstlayan bir yapya dnmesini de engeller. Rousseau'ya gre ancak bu ekilde tarihin gerileme olarak srmesinin nne geilebilir.

I. D) ALMAN DEALZM VE TARH FELSEFES

Hegel'in en nemli temsilcisi olarak gsterildii Alman dealizmi akm, yukarda sosyoekonomik nedenlerini aklamaya altmz - modernleme (kapitalistleme) srecine ge dahil olmu bir lkenin, toplumsal geliim dzeyine oranla ok daha st dzey bir entelektel birikime sahip olan aydnlar arasnda gelimi bir felsefe akmdr. Bu akm lkenin gidiatna duyulan ve Aydnlanma dncesi ile diyalog halinde dile getirilen ideolojik bir tepkiyi dile getirmitir. Alman toplumunun gelimilik dzeyi ile modern toplumlar arasndaki uurumdan kaynaklanan tepki, bu dnrleri hali hazrda toplumun duyu organlar vastasyla eriilebilir olann tesinde yatan ideal bir toplum arayna yneltmitir. Bu yneli metafizik bir tarih anlaynn domasna neden olmutur. Tarihin, Alman toplumunu
23

o an iin arzu nesnesi olarak nitelenebilecek koullara ulatrmas gereken bir ereksellie sahip olduu dnlmtr. ncelikle bu dnemin duygu ve dnce dnyalarn etkileyen dnrlerden bahsederek Alman dealizmi'nin tarih anlayn aklamaya alacam. Daha sonra bu akmn dnrlerini felsefi adan en ok etkilemi birinin, Kant'n tarih anlay zerinde duracam. Son olarak Hegel'in selefleri olarak da adlandrabileceimiz iki dnrn Fichte ve Schelling'in tarih anlaylarn ele alacam. Almanya'da felsefenin geliiminin kilometre talarndan birisi Leibniz'dir. Daha nce de adn anm olduumuz bu Alman filozof, rasyonalizmin Almanya'da yaylmasnda nemli rol oynamtr. Aydnlanma dneminin arifesinde Almanya'da yine Leibniz'in grlerinin Christian Wolff'un almalar araclyla

yaygnlatn gryoruz. Alman Aydnlama's Leibniz'in etkisinde kalarak din karsnda Fransz ya da ngiliz Aydnlanmaclar'na oranla daha uzlamac bir tutum sergilemitir. Bu tutumun en tipik ifadesini Lessing'de gryoruz. Aydnlanma'nn tarihi ilerleme olarak kavrayan yaklamn benimseyen Lessing, bu gelimeyi din (Hristiyanlk) tarihinde arar. Vahyin geliimi ile akln geliimi arasnda paralellik olduunu belirterek insann yetkinlemesinin vahyin ve akln birlikte gelimesinden ibaret olduunu syler (Gkberk, 1997 109111). Alman dnrlerinin Aydnlanma dncesine belirli bir lde katk yapm olduklar bilinse de Aydnlanma denince akla ilk gelen lke Almanya deildir, ancak Romantizm asndan durum farkldr. Romantizm, Aydnlanma'nn ska atfta bulunduu us, bilim ve ilerleme gibi kavramlarn yerine doa, duygu ve coku gibi kavramlar ne karan edebi bir akm olarak ortaya kmtr. Romantizmin iki

24

nemli temsilcisi Schiller ve Goethe'nin dnemin tm aydnlarn ve dolaysyla Hegel'i etkilediini belirtmemiz gerekiyor. zellikle Goethe'nin Alman

entelektelleri zerindeki katks olduka nemlidir. Goethe'nin almalarnn temelinde insann zerklii fikri bulunmaktadr. Goethe insann kendi kendisini ynetebileceini ve bu yzden insann zerk olduunu iddia etmitir. nsann zerklii onun edimlerinde kendisini gstermektedir. Dolaysyla insann geliimi ile onun yapp ettikleri dier bir deyile deneyimleri arasnda sk bir ba bulunmaktadr. Bu yzden insan anlamak istiyorsak, onu geliimi iinde ele almalyz. Goethe'nin dile getirdii bu bilimsel anlay dneme hakim olan matematik yntemin dier bir deyile Newtonculuun eletirisi anlamna gelmektedir (Kaufmann, 1997: 2858) ve ileride Hegel tarafndan Tinin Grngbilimi adl kitabna yazd nszde savunulmutur (Hegel, 2004: 3148). Buna ilaveten Goethe'nin eliki hakkndaki grlerinin de Alman dealistleri ve dolaysyla Hegel zerinde nemli bir etki yaratm olduunu syleyebiliriz. Bir eyin geliimi esnasnda kart biimlere brnmesinin onun varln kaybetmesi anlamna gelmeyecei ve dolaysyla varlk ilkesinin elikiyi ierebilecei gr Hegel'in mantnn nemli bir tezidir ve ondan nce Goethe tarafndan dile getirilmitir (Hilav, 1997: 76). Romantik akmn nemli temsilcilerinden bir dieri de Herder'dir. Herder'i bizim iin nemli klan ey almalarnn tarih felsefesi alannda younlamasdr. Herder, tarihsel olaylarn yasasz olmadn, tpk doal olaylarda olduu gibi belirli yasalara tabi olduunu sylemitir (Walsh, 2006: 157). Bununla birlikte tarihsel olaylar belirleyen yasalarn doa yasalarndan farkl olduunu belirtmitir. Bunun nedeni
25

Tanr'nn tarihe doada grebileceklerimizden farkl trde bir yasallk ve dzenlilik koymu olmasdr. Bu yzden doal olaylarn aksine tarihte yaanan olaylar belirli bir erei gerekletiren ve bu erei gerekletirme dorultusunda ilerleyen bir btnsellik iinde kavrayamayz. Herder tarihin Tanr'nn plann sergileyen bir btn olduunu kabul etmekle birlikte bu btnln tekil birey tarafndan kavranamayacan syler. Bireyin tarihte bulaca genellik ister istemez kendi dneminin kavramlar araclyla inceledii gemiten elde edecei sahte bir genellik olabilir (zlem, 2004: 6973). Buna karlk Herder'in tarihi kavramak iin nerdii yntemin k noktas onu insanlk tarihi (hmanite) olarak ele almaktr. Hmanite yaklam insan bir tr olarak ele alr. nsanlarn bir tr olarak varoluunun da bir toplum biiminde rgtlenmeleri ile mmkn olduunu syler. Toplumun ortaya k, varln srdrmesi ise gelenek araclyla gerekleir. Edeyile, insanlar kendilerini gelitirdikleri gelenekler araclyla var etmilerdir. Bu yzden tarih ancak bu geleneklerle empati kurarak, bu gelenekleri gelitiren toplumlarn yaratt tarihsel birikimi yorumlayarak anlalabilir (verstehen). Tarih bir kez bu ekildeki bir anlamann konusu olunca, onda doa bilimlerine benzer bir kesinlie ulalr. Bu kesinlik bize tarihte gereklemekte olan bir erein var olduunu gsterir. Herder tarihin ereinin hmanitenin akla ve adalete bal olarak gelimesi olduunu sylemitir (Gkberk, 1997: 140149). Herder'in tarih hakkndaki grlerini dile getirmesi Kant'n bu konuya yneliinde etkili olmutur. Kant tarihe ilikin fikirlerini ilk defa Herder'in nsanlk Tarihi Felsefesi zerine Dnceler adl kitabnn ilk cildini yaynlamasnn ardndan dile getirmitir. Kant bu sayede hem kendi tarih anlayn ifade etmi, hem

26

de Herder'in tarih konusuna yaklamnn eletirisini gerekletirmitir. Kant ncelikle Herder'in tarih anlaynn olumlu ve olumsuz ynlerini eletirmi daha sonra da Dnya Yurttalna Ynelik Genel Bir Tarih Dncesi adl bir makale yaymlayarak kendi tarih anlayn aklamtr. Ben ncelikle Kant'n, Herder'in almasnn hangi ksmlarn olumlu olarak grd zerinde duracam. Kant, Herder'in tarihi insanlk tarihi olarak ele aln ve tarih boyunca insanln akla ve adalete bal olarak gelimesine sebep olan bir ereksellii ortaya karmaya almasn takdirle karlamtr. Ayrca Herder'in tarihin ve doann farkl dzenliliklere sahip olduu ynndeki iddiasna katlmaktadr. Kant'a gre, insan doa yasalarn teorik us vastasyla kavrayabilmekte ve doa olaylarnn nasl gelieceini nceden kestirebilmektedir. Ayn eyi tarih iin sylemek mmkn deildir, yani tarih kendisindeki dzenliliin a priori 5 olarak bilinememesiyle doadan ayrlmaktadr. Bu yzden, tarihin doas kendisinden elde edilen bilginin teorik bilginin karsnda yer almasna neden olmaktadr. Sonu olarak eer insanlk tarihini bir ilerlemeye dntren ereksellii kavramak istiyorsak bunu tarihte doa yasas benzeri a priori yasalar arayarak baaramayz (Kant, 2006b: 64). Kant'n tarihi ele al bu noktadan sonra Herder'den ayrlmtr. Kant tarihi kendine zg epistemolojik kavramlar araclyla ele almaya almaktadr, nk Herder'in ne srd gibi, tarihteki erekselliin insanlk tarihinin halkalarn oluturan dnemlerle empati kurularak anlalabilecei grn kabul etmemitir. Kant meseleyi u ekilde ele almaktadr 6 : Yarggc yetimiz bize insanlk tarihinde

5 Deneyden nce anlamna gelen Latince terim. 6 Kant'n tarih anlayn aklayabilmek iin kullanacamz baz kavramlar amamz gerekmektedir. Bunlar Kant'n eletiri dnemi olarak adlandrlan yllarda yazd Saf Akln Eletirisi, Pratik Akln Eletirisi ve Yarggcnn Eletirisi adl kitaplarda ele alnan temel 27

kavramlardr. Kant bu eserlerinde srasyla doru, iyi ve gzel kavramlar ile uramtr. Doru sorusunu yani bilgi sorusunu teorik us kavram yardmyla ilemitir. Kant insan aklnn doutan gelen bir takm kategorilere sahip olduunu iddia etmitir. Bu kategoriler (12 tanedir) doutan geldikleri ve deneyden bamsz olarak var olduklar iin a priori olarak adlandrlrlar. Bunlar ayn zamanda deneylerden elde ettiimiz sonular ileyip onlar bilgi haline dntrrler. Us bu ilemler sonucunda nermelere ular. Kant bu nermeleri 4'e ayrmtr. Bizim iin burada nemli olan sentetik a priori nermelerdir. Kant deneyi ve deney d formlar iinde barndran nermelere ulamann mmkn olduunu sylemitir. te sentetik a priori yarglar bu ekilde ortaya kmaktadrlar. Onlar dier yarg trlerinden ayran zellik hem deneyi ve hem de deney d formlar bnyelerinde bulundurmalardr. Kant'a gre bilimin temelinde bu tr us yrtmeler yer almaktadr, nk bu yarglar doa yasalarn aa karmakta ve bu yasalarn doasndaki kesinlik, zorunluluk ve deimezlii gz nne sermektedirler. Kant Aydnlanma dnrlerinin us ile zgrlk arasnda kurduu balanty benimsemi olan bir dnrdr. Yani akln geliiminin insann zgrlemesinin n koulu olduu fikrini savunmaktadr, nk insann akln rehberlii sayesinde iyiye yneleceini kabul etmitir. Bu grn Kant'n teorisi asndan tad anlam udur: Teorik us araclyla insan aklnn yaps kefedildiine ve bilimleri temellendirecek epistemolojik ncllere ulaldna gre insann zgrle kavumasnn nndeki engeller kalkmtr. Geriye zgrlk ile us arasndaki ba kurmak kalmtr. Kant'n bu ba kurabilmek iin att ilk adm zgrl ahlaki bir sorun olarak ele almaktr. zgrlk ahlaki bir sorun olduu iin, doa yasalarn (doadaki zorunluluu) aklamaya alan ve deneye baml olan bir us yetisini yani teorik akl kullanarak zgrlk ile akln geliimi arasndaki ba kuramayz. Ahlaki alan doadaki zorunluluklara benzer yasalara tabi deildir, ayrca bu alanla ilgili deney yapabilmek de mmkn deildir. Ahlak ve dolaysyla zgrlk bizatihi insanlarn eylemleri ile ilgilidir ve Kant insanlarn eylemlerinin nceden kestirilemeyeceini dnmektedir. yleyse akl uygulama alannda tanmlamak gerekmektedir. Kant bunu pratik us araclyla gerekletirir. Pratik us, usu irade biiminde kavramaktadr. nsann iinde zgrce yaayabilecei ahlaki bir toplum kurma ynndeki eylemlerini zgr iradenin (yani usun) edimleri olarak grmektedir. Kant teorik usu ve pratik usu birbirinden ayrarak inceledikten sonra usun geliimi ile insann zgr iradesinin belirii arasndaki ba aklamaya almtr. Bir dier deyile zorunluluk ile zgrlk arasnda bir sentez oluturmaya almtr. Bu noktada devreye ereksellik kavram girmektedir. Kanta gre tarihteki ereksellik, zgr iradenin doal zorunluluklar tarafndan belirli bir erek araclyla koullanmas ile ortaya kar. Doa insan us sahibi bir varlk olarak yaratmtr. nsan iradesinin nne bu yeteneini gelitirme hedefini koymutur. Bylece zgrlk ile zorunluluun birarada gelimesini salamaya almtr; insan zorunlu olarak us yetisini gelitirmelidir nk doann insan bu yeteneini gelitirmeye zorlayacak ekilde yaratmtr, ayrca insan us yetisini gelitirdike zgr irade sahibi bir varlk olarak geliecek ahlak yasalarnn egemen olduu bir toplum kurmaya ynelecektir. Kant bu ereksellii yarggc yetisinden karr. Yarggcmz estetie ynelen dier bir deyile gzeli kavrayan us yetimizdir, ancak Kant bu yetinin doadaki estetii kavramakla snrl olmadn belirtmitir. Ona gre bir eyi gzel olarak alglamamz o eyin doann kendisine verdii nedene uygun olmas ile mmkndr. Bu yzden yarggcmz eylerin estetiini kavramakla kalmaz ayn zamanda onlardaki erei de grmemize yardmc olur. Teorik us, pratik us ve yarggc kavramlarnn Kant'n tarih gr ierisinde oynad rol metinde aklamaya alacam, ancak son olarak zerinde durmamz gereken bir konu bulunmaktadr. O da kendinde ey problemi olarak bilinen meseledir. Kant bilginin d dnyadan edindiimiz duyularn duyarln biimleri (mekan ve zaman) ve akln kategorileri ile ilenmesiyle elde edildiini sylemiti. Kant bu biim ve kategorilerin insan aklna iye olan eyler olduunu dnd iin d dnyann olduu gibi deil de ancak bize grnd gibi anlalabilecei sonucuna ular. Oysa d dnya bizden bamsz yani deneyimlerimizin tesinde kendiliinde bir varolua sahiptir. te biz bu kendiliindelii dnebiliriz ancak onu asla anlayamayz. Bu yzden d dnyay oluturan eylerin zleri bilgimizin snr dnda kalmaktadr. Ksaca kendinde ey (Numen) sorununun Kant'n burada zetlemeye altmz gibi teorik us kuramndan

28

bir ilerlemenin olduunu ve bu ilerlemeyi mmkn klan ve tarihi rastlantsallklar btn olmaktan kurtaran bir erekselliin mevcudiyetini gstermektedir. Fakat bu ereksellii teorik us araclyla kavrayp, onu a priori yasalar biiminde ifade etmek mmkn deildir. Bu tr bir giriim bizi tarihte onu doay olduu gibi kavramamz engelleyen bir rastlantsallkla kar karya getirir. Bu yzden tarihteki ereksellii aklamak iin teorik akln ortaya karaca rastlantsalln temelinde yatan ve irade zgrlne dayanan insan eylemlerini kavrayabilen bir yaklama ihtiyacmz vardr. Bu da pratik akln yaklamdr (zlem, 2004: 7991). Kant ilk olarak insann irade zgrl ile (yasa koyucu) doa arasndaki iliki zerinde durur. Tarihin ereinin ve ilerleyiinin, zgr iradenin aslnda doa yasalar tarafndan belirlendiini kantlamadan aklanamayacan ileri srer. Eer bu baarlamazsa, tarihi bir rastlantsallk btn olarak kavramaktan teye gidemeyiz. O yzden tarihi aklamaya ilk olarak bir yaratn btn doal 7 yetenekleri, kendi amalarna er ya da ge uygun gelecek bir tarzda gelimeleri ynnde belirlenmitir 8 diyerek balar. Kant'a gre insann en nemli doal yetenei us yetisidir, ancak bu yetenek tek bir bireyde deil tm bir trde tam anlamyla geliebilir. Us olgunlatka insan doa tarafndan kendisine bahedilen ve
kaynaklanan bir bilinemezcilik sorunu olduunu syleyebiliriz. Bu sorun Hegel'in ve dier Alman dealistlerinin felsefi araylarn megul eden en nemli sorunlardan biridir. 7 Vurgu bana ait 8 Kant'n doa anlay ereksel doa teorisi dedii teorinin uzantsdr. Bu teorinin temelinde doann yasalara uygun iledii anlay yer almaktadr. Kant bu anlay yani doada tespit ettii yasall bir tr ereksellik ilikisi erevesinde tanmlamaktadr. yle ki; yukarda da alntladmz gibi doa, yaratklarn temel yeteneklerini belirlemektedir. Bu durum sz konusu yaratklar doa yasalarna uymak zorunda brakmaktadr. Kant'n yasaya uygunluktan anlad, bir amaca uygun olmadr (Kant, 2006a: 32). nsan da doal bir varlk olduu iin doa yasalarna uygun hareket etmektedir. Kant iin bunun anlam insann bir amaca, daha dorusu doann kendisine verdii amaca uygun hareket ediyor olmasdr. Kanta gre doa insana tarihte bir plan gerekletirme amacn vermitir. Bu plan gerekletirebilmesi iin de us yeteneini bahetmitir. nsann doann kendisine verdii amaca ulamak iin yapt her eylemi, dier bir deyile insann us yeteneini gelitirmesini doann tarihteki plannn gereklemesini salayan bir para olarak grmektedir. 29

balangtan beri bnyesinde birer tohum halinde bulundurduu yeteneklerini gelitirmektedir ki bu ayn zamanda insann zgrlemesi eklinde de okunulabilir. Demek ki Kant tarihin ereini, doa tarafndan insann temel yetenei olarak belirlenen usun geliimi olarak belirlemitir. Tarih bu erein gereklemesine bal olarak insann zgr irade sahibi bir varlk haline gelmesi ve elde ettii zgrl tadabilmesini salayan evrensel ahlak normlarna dayal bir dzenin yaratlmas ynnde ilerleyecektir. Ayrca byle bir dzenin ancak yetkin bir anayasaya dayanan evrensel bir yurttalar birlii eklinde oluabileceini iddia etmitir. Kant tarihin ereini saptadktan sonra, tarihi bu erein gereklemesi eklinde aklamaya almtr. Ulat sonu, tarihi meydana getiren eylemlerin bir yandan zgr iradenin sonucuymu gibi grnrken dier yandan da doa olaylarna benzer zorunluluklar tarafndan belirlenmi olduudur. Bu yzden tarihteki ilerlemenin bireysel iradelerin ifadesi olan eylemler araclyla gerekletiini, ancak (zgr) iradenin kendisinin daima doann belirlenimi altnda olduunu belirtmitir. Kant'a gre bu durum zgrl ortadan kaldrmamaktadr, nk Kant zgrln, eylerin doalarna uygun hareket etmeleri yani varlklarn doann kendilerine verdii amac yerine getirerek idame ettirmeleri anlamna geldiini dnmektedir. Kant, bu zgrlk anlay erevesinde tarihe baktnda, doann tarihte insan iradesini(zgrl) insann yeteneklerini gelitirme(doann insana verdii ama) dorultusunda ynlendirmekte olduunu grmektedir. Bu da onun, doann tarihte belirli bir plan gerekletirmekte olduu sonucuna ulamasna neden olur. Doa, insann irade zgrln kendi yeteneklerini gelitirmeye yneltmeyi amalayan bir

30

plana sahiptir. Bu plan toplumda ortaya kmasn salad antagonizma araclyla gerekletirmeye almaktadr. Kant burada bahsettiimiz antagonizmay toplumd toplumsallk olarak adlandrmtr. Toplumd toplumsalln doann tarihte gerekletirmeye alt plana katksn u ekilde aklayabiliriz; insan, doas gerei toplum biiminde yaamaya meyillidir, ancak yine doas gerei birey olarak yaamaya ve kendisini dierlerinden ayrmaya ynelmektedir. Bu yzden insann kendisini dierlerinden ayrma ynndeki eylemleri toplumsallamaya kar bir diren oluturmaktadr. Bu diren insan doal yeteneklerini yani us yetisini gelitirmeye yneltir, nk insanlar topluma kar gelitirdikleri dirence bal olarak toplumun kendilerine dayatt alma gibi zorunluluklardan kanabilmek amacyla zekalarn

gelitirmeye ynelirler. Bylece doann toplumda yaratt antagonizma akln geliimine ve dolaysyla insann zgrlemesine katkda bulunmu olur ve doann tarihte gerekletirmeyi hedefledii plann ilk aamas tamamlanr. Doann plan insann zgrlemesi ile birlikte evrensel adalet normlarn hayata geirmeye ynelik bir yurtta anayasasnn yaplmas ile tamamlanabilir. nsanlar us yetilerini gelitirmeleri ve bunun sonucunda zgrlemeleri ile birlikte kendilerini toplumd eilimlerinden vazgemek zorunda hissederler. Usun geliimi sayesinde doal yeteneklerinin ilerlemesini salayan toplumsal antagonizmann, doann insann zgrln ngren plannn bir paras olduunu anlarlar. Ve bu koul altnda toplumsallamaya kar gsterdikleri direnten vazgeerler. Kant hmanitenin geliiminin bu aama ile birlikte ahlaki bir temele oturmu olduunu ve insanln yetkin bir anayasa araclyla btn doal yeteneklerinin gelimesini salayacak bir
31

adalet dzenini kurmas ynnde somut bir admn atldn iddia etmitir. Henz bu hedefe ulalamamtr fakat bu andan itibaren, tarih sahnesinde izlediimiz her tr gelime doann plannn gereklemesini tamamlayan gelimeler olarak

deerlendirilmelidir. Kendisi de bu plan dahilinde filozoflara biilen rol oynamakta ve dnya tarihini bu plann gereklemesi eklinde ileyerek doann amacn yerine getirmesine katkda bulunmaktadr (Kant, 2006a: 3048). Kant'n eserleri Prusya corafyas bata olmak zere tm Avrupa'da hzla yaylarak ksa zamanda geni bir okuyucu kitlesi ile bulumutur. yle ki Kant lmnden nce byk bir ne kavumu ve birok gen filozof dncelerinin tutarlln ve doruluunu onlar Kant'n dile getirdii grlerle kyaslayarak snar hale gelmitir. Kant'n etkilerinin zellikle hissedildii dnce okullarndan biri de Alman dealizmi'dir. Kant'n grleri bu dnemin filozoflarn yle etkilemitir ki rnein Alman dealizmi'nin ilk byk filozofu olarak tannan Fichte, kendisini Kant'n felsefesinin tamamlaycs olarak grmtr. Kant, Hegel'i de tpk Fichte ve Schelling'i olduu gibi belirli bir dnem etkisi altna almtr, ancak bu durum Kant ile takipileri arasndaki ilikinin tek ynl olduu anlamna gelmemektedir, nk Alman dealizmi'nin k noktasnda Kant'n grlerinin benimsenii ve eletirisi bir arada bulunmaktadr. Hegel'in tarih anlay zerine younlamadan nce son olarak Fichte ve Schelling'in tarih anlaylar zerinde duracam. Bu hem Kant ile Alman dealistleri arasndaki ilikiyi netletirmek hem de Hegel'in paras olduu entelektel ortam daha iyi tanmak asndan yararl olacaktr. ncelikle Fichte'yi ve son olarak Schelling'i ele alacam.

32

Yukarda Fichte'nin Kant'n felsefesini tamamlamay hedeflediini sylemitim. Fichte'nin tamamlama denemesi Kant'n felsefesini bir dizge haline getirme biimini ald, ancak bu dizgeletirme abas Kant tarafndan olumsuz bir tepkiyle karland. Kant'n Fichte'nin giriimi karsnda olumsuz bir tavr alnn nedeni zerinde duracak olursak, ncelikle Fichte'nin Kant' tamamlamaya almasnn iki anlama geldiini sylememiz gerekir. Tamamlama anlay ilk olarak Fichte'nin Kantn dncelerini benimsediini ve dnyay anlama asndan yetkin bir felsefenin ncllerinin Kant tarafndan ortaya konulmu olduunu dndn

gstermektedir. Bununla birlikte Fichte'nin Kant'n grlerinin mevcut haliyle yeterli kavray gcne sahip olmadn dndn de anlatmaktadr. Ksacas Fichte'nin tamamlamaktan kast bir yandan Kant'n felsefeye getirdii yenilikleri korumak dier yandan da Kant'n felsefesini amaktr. Fichte, Kant'n felsefesi iinde kendinde ey sorununun - yani d dnyay oluturan eylerin zlerini bilememe sorununun - ve temelinde kendinde ey sorununun yatt atklarn (Antinomie) almas gerektiini dnmektedir. Aslnda Kant'n kendisi de bu kendinde ey sorununun almas gerektiinin farkna varmtr. Pratik akln eletirisine bu sorunu amak iin girimi olduunu syleyebiliriz, ancak Fichte ve Alman dealizmi'nin dier temsilcileri bu giriimin yetersiz kaldn dnmlerdir. Kant'n teorik akln snrllklarn aabilmek iin pratik akla snmasnn yaratt ikiliin almas gerektiini iddia etmilerdir 9 . Bu ikilii aabilmenin yolunun da kendinde ey probleminin zlmesinden getii grn benimsemilerdir.
9 Tarih felsefesi balamnda ele alndnda bu sorun kendini zgrlk ile zorunluluk arasndaki ikilik (Dalizm) biiminde gstermektedir. 33

Fichte kendinde ey sorununu aarak teori ile pratik arasndaki ikilii ortadan kaldrmann yolunu felsefeyi bilim olarak ele almakta bulmutur. Fichte, felsefenin bir bilim olduu ispat edildii zaman felsefenin sorunsaln oluturan alanlarda edinilen bilginin de bilimsel kesinlie sahip olduunun kantlanm olacan dnmtr. Eer felsefe araclyla kesin bilgiye ulamann mmkn olduunu kantlarsa kendinde ey problemini am olacaktr. Bu yzden felsefenin bir bilim olduunu kantlamak iin bir bilim tanm gelitirmi ve felsefesini de bu tanma uygun gelecek ekilde ina ederek Kant'n felsefesini tamamlamay amalamtr. Fichte'ye gre bilim sistematik forma sahiptir. Bunu salayan da bilimin tm nermelerinin, iinde bir btn oluturmak iin birletikleri tek bir ilk ilkede bir araya getirilmi olmalardr (Fichte, 2006a: 69). Bu yzden felsefenin de byle bir ilk ilkeden yola karak bir btn oluturacak hale getirilmesi yani bir dizge biimini almas gerekmektedir. Fichte'nin eserlerinde ar basan aba byle bir felsefe dizgesinin oluturulmasdr. Fichte kendi dizgesini oluturma aamasnda yine Kant'a dnmtr. Kant'n insan zgrln insann ahlaki bir varlk oluuna balamasndan hareketle felsefesinin temelini oluturacak ilk ilke arayn ahlak alanna dier bir deyile pratik us alanna yneltmitir. Bu arayn sonucunda felsefe dizgesinin ilk ilkesini Ben 10 (Ich) kavram olarak belirlemitir. Fichte'nin ilk ilke olarak Ben'i semesinin nedeni bu kavramn irade zgrln temellendirebileceini dnmesidir. rade zgrln temellendirebilecek bir kavramdan yola kmak Fichte iin olduka

10 Fichte felsefe dizgesinin ilk ilkesi olarak birinci tekil ahs zamirini semitir. Bu zamiri bir kiiyi ifade etmek iin kullanmtr. Kii kavramn bilin kavram ile zdeletirmektedir, ancak Ben kavram ile temsil edilmek istenen kii herhangi bir kii deil btn insanlarda ortak olarak mevcut olan aknsal bir kiidir. Dier bir deyile aknsal bir bilintir (zlem , 2004: 100). 34

nemlidir, nk irade zgrl us ile zgrlk arasnda pozitif bir ilikinin kurulabilmesi iin olduka elverilidir. Fichte bylece Ben kavramyla pratik alann snrlarndan yola kacak ve insan yaamnn geliimini bir btnsellik iinde kavrayabilecektir. Fichte bu dorultuda Ben'i birbirini takip eden ayr dzeyde ileyerek yeni bir bilim retisi (Wissenschaftslehre) gelitirmeye almtr. Bilim retisi kavram ayn zamanda Fichte'nin kendinde ey sorununu amak iin kurduu dizgeye verdii isim olarak da grlebilir. Fichte yeni bir bilim retisi gelitirme iine, Ben'i, yani ilk ilkeyi yaln bir nerme olarak koymakla balar. Dizgenin balangcn oluturan nerme Ben=Ben'dir eklindedir. Fichte dizgenin balangcna Ben'in kendisi ile zdeliini yerletirerek soyut ve belirsiz bir ilikiden yola kmaktadr. Bu yzden ikinci nerme Ben, Ben'le kartlk iinde bir Ben-olmayan ileri srer biimini almtr. Fichte Ben-olmayan terimi ile Ben'e kart olan yani nesneyi ifade etmektedir. Buradan yola karak Ben'in kendisi ile zdeliinin oluturduu belirsizliin, Ben'in karsna nesneyi koymasyla, dier bir deyile kendini snrlamasyla - belirlemesiyle ortadan kalkacan iddia etmitir. Ancak bu snrlama ileminde kendiyle zdelii iindeki soyut bir Ben'in ve buna eklenmesi gereken bir Ben-olmayan'n yani nesnenin varl bir tr ikilik arzetmeye devam etmektedir. Bu ikilii aabilmek iin Fichte bir nc nerme daha gelitirmitir. Buna gre; Ben'de ve Ben yoluyla, hem Ben hem de Ben-olmayan karlkl olarak birbirleri tarafndan snrlanabilir olarak koyulurlar, e deyile birinin gereklii dierinin gerekliini ortadan kaldrr. Fichte bu son aamada Ben'i Ben ile Ben-olmayan'n bireimi ile bu ikisi arasndaki ayrm kapsayacak ekilde ele almaktadr. Bu
35

terimlerin bir btn meydana getirebilmelerini de birbirlerini karlkl olarak snrlayabilmelerine balamtr. Bu snrlama iki ekilde gerekleebilir. Ben'i teorik us araclyla dndmzde Ben'in kendini bilebilmesi Ben-olmayan tarafndan snrlandrlmasna baka bir deyile belirlenmesine baldr. Bu srete Benolmayan etkindir. Ben'e pratik us araclyla yneldiimizde (ki insan zgrln ele almak Kant terminolojide ancak bu ekilde mmkn olabilir) ise Ben'in Benolmayan' ortadan kaldrmak suretiyle onu snrlandrdn grrz. Bu adan bakldnda da Ben etkin taraf olarak belirmektedir (Hegel, 2006: 464-482). Burada Fichte'nin felsefe dizgesinin balang ilkelerinin zetini vermeye altm. Asl amacm Fichte'nin Kant'tan miras kalan sorunlar zmek iin giritii zgn denemenin onu tekrar Kant'a dndrdn aklayabilmekti. Kant gibi Fichte de teorik akln snrllklarndan kanmak isterken pratik akla taklp kalm bu ikiliin zerinden gelmeye almtr, ancak tam anlamyla baarl olamamtr. Teorik us ile pratik us arasndaki gerilim kendisini Fichte'nin tarih anlay erevesinde igd ve zgrlk gerilimi eklinde yinelemektedir. Bunu Fichte'nin tarih anlayn incelerken daha yakndan greceiz. Fichte tarih anlayn aklarken bizi ncelikle tarihi oluturan alar teker teker ele alma yoluyla elde edilecek bilginin (historia) epistemik bilgi olmad hakknda uyarr. Tarihi anlamak istiyorsak, ilk olarak onu oluturan alarn idelerini bir araya getirmek zorunda olduumuzu syler. Ona gre daha sonraki aamada bu alardan topladmz grnglerin altnda yatan ortak noktalar belirleyerek tarihin temel idesine ulamamz gerekmektedir. Bu temel ide bize tarihi bir btn olarak kavramamz ve onu oluturan devirleri bir btnsellik erevesinde anlayabilmemizi

36

salayacak a prioriyi verecektir. Fichte tarihin a priorisini kefedebilmek iin evrensel zaman anlayna ihtiya duyduumuzu sylemitir. Evrensel zaman anlay olmadan tarihi oluturan alarn idelerini bir btn oluturacak ekilde kavrayamayacamz iddia etmitir. Fichte'nin evrensel zaman kavray, tarihi aamal olarak gelien ve bu geliim sreci ierisinde her aamann bir nceki tarafndan belirlendii bir sre olarak ele alr. Byle bir srecin ortaya kn da tarihte bir nceden dzenlenmiliin varlna balar. Bu nceden dzenlenmilik sayesinde her a kendinden sonra geleni belirleyebilmekte ve insan yaamnn tm devirleri doru bir ekilde kavranabilmektedir. Bundan dolay, evrensel zaman kavrayabilmemiz nceden dzenlenmiliin farkna varmamz sayesinde mmkn hale gelmektedir. Fichte bahsedilen nceden belirlenmilii dnya plan olarak adlandrm, dnya plan idesinin tarihin temel idesini bilebilmemizi salayan nemli bir ide olduunu iddia etmitir. Fichte iin dnya plan idesi yeryzndeki tm insan yaamnn temel idesini ve insan yaamnn devirlerini yani tikel alarn idelerini anlayabilmenin olmazsa olmazdr. Sonu olarak zetlemek gerekirse, evrensel zaman anlay ve bu anlayn zorunlu olarak barndrd dnya plan idesi, dnyasal zaman (dnya tarihinin devirlerini) ve insan yaamn tek bir zamann ve tek bir sonsuz yaamn zorunlu devreleri olarak kavrayabilmemizi salayan temel aralardr. Fichte temel ideyi u ekilde ortaya koymaktadr: nsan yaamnn amac, insanlarn tm ilikilerini usa uygun bir ekilde ZGRLK ile

dzenleyebilmeleridir 11. Fichte, insan yaamnn iki ayr aa blnebileceini


11 Fichte'nin burada akl pratik akla referans vererek ele aldn syleyebiliriz. Bununla kastmz Fichte'nin akl kendininbilinci irade olarak ele alyor olmasdr. Bu onun felsefe dizgesinin ilk 37

syler. Buna gre ilk a, insan trnn (hmanite) ilikilerini henz akla uygun bir ekilde zgrlk ile dzenlememi olduu zamanlar kapsar. Dier a ise gnll ve akla uygun dzenlemenin meydana geldii adr. lk aa igd egemendir. Bu ada us zgr isten yoluyla edimde bulunamamakta, tam tersine hakimiyetini igd araclyla kurmaktadr. Oysa ikinci an temel zellii akln kendisini zgrlk olarak koymasdr. Bu dnemin insan yani zgr insan, kendi etkinliinin temellerini grme ve onun aka bilincinde olma yetisine sahiptir. Fichte'nin tarihle ilgili dncelerinde ortaya kan asl sorun igdnn ve zgrln birbirlerini dlayan doalarna ramen birinden brne geiin nasl salanaca sorusudur. Fichte'ye gre yant trn tekilerine gre daha gl olan bireylerin etkisinde aranmaldr. Bu bireyler igd halindeki akln rnlerini kavrayabilirler. Bunun sonucunda trn geri kalanlarn kendi seviyelerine karmak ya da bastrmak amacyla bir takm eylemlere giriirler. Bu eylemler araclyla us dsal kural koyan bir otoriteye dnr. Bu noktadan sonra us dier insanlar arasnda kiisel zgrle doru bir itki olarak uyanr (Fichte, 2006: 103115). Tarih bylece ilk olarak igd biimindeki akln snrsz hakimiyetinden balayarak sanat olarak akln egemenliine doru be aama eklinde gelimektedir. Burada bu aamalarn zerinde durmayacam nk Hegel asndan Fichte'nin tarihte grd aamalarn geerlilii yoktur. Ancak Fichte'nin tarih anlayn bitirmeden son olarak zerinde durulabilecek nokta ise ulus kavramdr. Fichte uluslarn insanln organize yeleri olduunu dnmtr. Yukarda Fichte'nin tarihi evrensel zaman anlay asndan ele alrken insan yaamnn geliimini tek bir yaamn geliimi olarak grdn
ilkesi olarak Ben'i nermesi ile tutarl gzkmektedir. Fichte tarih balamnda Ben'i insanlk (hmanite) olarak ele almaktadr. Bu yzden zgrl insanln kolektif kapasitesindeki zgrlk olarak yani insan trne ait bir zellik olarak grmektedir. 38

sylemitik. Uluslar da Fichte'ye gre bu tek yaam meydana getiren unsurlar olarak anlam kazanmaktadrlar. Hegel'in tarih anlayn ele almadan nce son olarak Schelling'den bahsetmek istiyorum. Burada Schelling'i ele almz kstlamamz gerektiren baz noktalar bulunmaktadr. Bu yzden ncelikle onlardan bahsederek balamak istiyorum. Gerek kendisini Schelling'in takipisi olarak gren baz 20. Yzyl filozoflar gerekse felsefe tarihileri Schelling'in felsefi geliiminde birbirinden farkllaan dnemler tespit etmektedirler. zellikle Jaspers gibi kimi filozoflar Schelling'in felsefesindeki dnmleri onun hakikati daha derinden kavrayabilmek iin yapt giriimlerin bir sonucu olarak deerlendirdikleri iin olumlu bir ey olarak grrler. Dier felsefe tarihileri ise durumu tespit etmekle yetinmektedirler. Schelling'in geirdii dnm 12 kendisini en net biimde onun felsefeyi dizgeletirme abalarn bir sre sonra bir kenara brakmasnda grlebilmektedir. Gerekten de Schelling ge dnem eserlerinde tam bir dizge peinde olan dnrleri bu abalarndan dolay eletirmitir (Soykan, 2006: 12). Bu eletirilere kendi genlik yaptlar da dahil olmaldr, nk kendisi genliinde bizzat bir felsefe dizgesi oluturmaya almtr. Schelling'in dneminin altn ocuu olduu sylenebilir. Henz on dokuz yandayken felsefi almalar yaynlanmaya ve ilgi grmeye balamtr. Bununla
12 Kimi felsefe tarihileri Schelling'in yaptlarnn 5 ayr dnemde ele alnabileceini iddia etmektedirler (zlem, 2004: 102). Ben burada Schelling'i incelerken mer Naci Soykan'n dile getirdii gr benimsedim. Bu gre gre Schelling'in felsefesini iki evreye ayrarak incelemek mmkndr. 1806 ylyla birlikte Schelling'in felsefesine hakim olan rasyonalizm yerini tanrbilime (teoloji) brakmtr. Bu yl ayn zamanda Schelling ile Hegel arasndaki iliki asndan da nemlidir, nk Hegel bu dnemde yazmaya balad Tinin Grngbilimi adl kitabnn giriinde Schelling'le olan felsefi ban koparmtr. kisi arasndaki dostluk Schelling'in kitab okumasyla sona ermitir. Schelling'in bu dnemden sonraki yaptlar Hegel'in felsefesine bir katkda bulunmad iin burada sadece ilk dnemde dile getirdii grleri aktarmakla yetineceim. 39

beraber dnemin en ok ilgi gren filozoflarndan biri olmas sadece gen yata elde ettii baar ile aklanamaz. Schelling'i ne kavuturan ey dnemin dnce yapsn belki de en iyi temsil eden dnr olmasdr. Bu dnemde kaleme ald eserler youn bir biimde hem Kant'n hem de Schiller ve Goethe gibi romantiklerin etkisini tamaktadr (Soykan, 2006: 3437). Bu isimler deyim yerindeyse dnemin entellektel camiasnn akln ve yreini temsil etmektedirler. Bundan kastm Kant'n felsefesinin Alman dnrlerinin epistemolojik haznesini olutururken romantik akmn dnemin duygu dnyasn, estetik anlayn yansttdr. Bu iki akmn fikirlerinin Schelling'in yaptlarnda sentez halinde bulunduu kabul edilmektedir. Schelling'in bu sentez aray daha ok Kant'n felsefesini romantizm iinde eritmeye almak eklinde de yorumlanabilir. Fichte'de olduu gibi Schelling'de de Kant ile hesaplama hedefi bulunmaktadr. Yalnz Schelling iin Fichte de hesaplalmas gereken bir hedef halini almtr. Schelling hem Kant' hem de Fichte'yi amak istemitir. Bu isteini yerine getirmek iin dier Alman dealistleri gibi bir felsefe dizgesi oluturmaya almtr. Dizgesini Aknsal dealizm olarak adlandrmtr. Bu sistemin Kant'n ve Fichte'nin dnceleri ile ilikisinden bahsetmek istiyorum. Tpk Fichte gibi Schelling de Kant'tan miras kalan kendinde ey problemini amay amalamtr, ancak bunu yaparken yine Fichte gibi kendisine k noktas olarak pratik akl almtr. Schelling'in pratik akl ileyi biimi zamann en etkili akmlarndan biri olan romantizm tarafndan biimlenmitir. Bu aamada Schiller'in adn anmamz gerekiyor. Schiller'in Kant'n estetik ve ahlak konusundaki almalarn Kant sonras felsefenin temel nermeleri ile birletiren yaptlar Schelling'in Kant'n dncesi ile

40

kurduu ilikiyi belirlemitir (Gl, 2003: 12711273). Schelling'in asl zgnl Ficte'nin bilim retisine ynelttii eletirilerde yer almaktadr. Bu eletirinin temelinde Fichte'nin dizgesinin ar znelci olduu inanc yatmaktadr. Daha net bir biimde ifade edecek olursak, Schelling'e gre Fichte bilim retisinin banda verdii taahhtleri yerine getirememitir. yle ki Schelling'e gre, Fichte ortadan kaldrmak istedii zne nesne ikiliini ancak ikincisini ilkinin bir parasna indirgeyerek aabilmitir. Nesne (Ben-olmayan) znenin (Ben'in) varolabilmesi iin zne tarafndan zorunlu olarak ierilmesi gereken bir eye dntrlmtr. Byle yapmakla Fichte felsefeyi bilimsel kesinlie ulatrma abasnda baarsz olmutur, nk zne ile nesneyi bu ikisini birden kapsayan bir nc terim araclyla zde olarak ele almay becerememitir. Schelling bu eletiriden hareketle kendi felsefe dizgesini zne nesne zdeliini gerekten salayabilecek bir ilke zerine oturtmay hedeflemitir. Schelling'in bu ilk ilkeyi yaplandrmas esnasnda Spinoza'dan etkilendiini sylemeliyiz 13 . Spinoza'nn doay ve dnceyi tek bir zn farkl grnmleri olarak ele almasn salayan tz kavramndan yola karak kendi felsefe dizgesinin ilk ilkesini mutlak zdelik olarak belirlemitir. Buna gre varolan her ey us tarafndan ierilmitir. Dier bir ifadeyle us dnda hibir ey yoktur. us mutlak Bir'liktir ve daima kendisiyle ayndr. Schelling akln Bir'liini mutlak zdelik olarak adlandrmaktadr. Bu yzden varolan her eyin mutlak zdelik olduunu sylemitir. Schelling'e gre A=A nermesi mutlak zdelii dile getirmektedir.

13 Spinoza bayapt saylan Etika'nn giriinde tz (Substanz) kavramndan bahsetmitir. Spinoza'ya gre tz, doas ancak var olmak biiminde tasarlanabilen eydir. Dier bir deyile z varl kuatmak olan eydir tz. Madde ve dnce, dier bir deyile gerek (reel) ve ideal olan eyler tzn farkl grnleri olmalar bakmndan birbirleri ile zdetirler. 41

Buradaki ilk A zneyi ikinci A ise yklemi ifade etmektedir. Mutlak zdelik ilkesi (zne ile yklemin birlii) varolan her eyin birbiri ile zde olduunu yani z bakmndan birbiri ile elimezlik iinde olduunu anlatmaktadr. zne nesne ayrm bu yzden zsel bir ayrm olarak ele alnamaz bu ayrm olsa olsa biimsel bir ayrm olarak karmza kabilir (Schelling, 145150). Bu anlay tarih iin de geerlidir. Zira Schelling tarihi ele alrken Kant'n zorunluluk ile zgrlk (doa ile bilin) arasnda tespit ettii ikilik iin de mutlak zdelik ilkesinin geerli olduunu aksi takdirde tarihten bahsedilemeyeceini savunur. Schelling'in tarih konusunda zerinde durduu ilk mesele tarihin (historia) bir a priorisinin olup olamayaca meselesidir. Schelling bu meselede Fichte'den farkl bir yaklama sahiptir. Ona gre tarihin (historia) a priorisi olamaz. Eer bir eyin a priorisi varsa o tarihin (historia) deil teorinin konusu olacaktr. Tarihi ne mutlak olarak yasalardan bamsz ne de mutlak olarak yasalara bal bir olaylar zinciri olarak ele almak daha dorudur. Tarihi bu ekildeki bir olaylar zinciri olarak kavramamz salayan ey tarihte yaananlarn insan bilincine etkide bulunmu olmalardr. Bu etki sayesinde onlarn varlndan emin olabiliriz, nk Schelling'e gre varolan her ey ancak bilincimiz araclyla vardr. Tarihte yaanan olaylar da bilincimizin bugnk halini almasna neden olduklar iin varolmu olmalar gerekmektedir. Schelling bu zorunluluktan Kant'a paralel bir biimde insan trne verilmi olan dnya yurttalna ilikin hukuksal dzenin oluturulmas devini karmaktadr. Bu dev tarihteki yegne aknsal zorunluluk, tarihin yegne nedeni ve evrenselliidir. Bunun dndaki tarihsel gelimeler evrensel deil pragmatiktir.

42

Schelling'e gre tarihin dnya yurttalna ilikin hukuksal dzenin oluturuluuna doru ilerlemesi tarih kavramnn sonsuz ilerleme kavramn ierdii anlamna gelmektedir, ancak bu sonsuz ilerleme sadece hukuksal dzenin ilerlemesi biiminde anlalmamaldr. Hukuksal dzenin mevcudiyeti zgrln nkouludur, ancak Schelling, zgrln tam anlamda gerekleebilmesi iin bir hukuk dzeninin varlnn tek bana yeterli olmadn savunur. Ona gre devrin birok devletinde zgrlk zorunlu olarak katlanlan ve parazit eklinde byyen bir bitki gibidir. Bireyler bu tr durumlarda zgrlklerinden asla tam olarak emin olamazlar, nk zgrlk bir ayrcala ya da yasak meyve gibi yenilen bir mala dntrlmtr. Bu durumun almas ancak zgrln doa gibi ak ve deimez bir dzen araclyla gvence altna alnabilmesi ile mmkndr. zgrln varolabilmesi iin bir hukuk dzeninin olmas tek bana yetmez, hukukun tam anlamyla geliebilmesi iin zgrln gelimi olmas gerekmektedir. Schelling bu noktada bir eliki tespit etmektedir, nk zgrl gvence altna alabilecek trden bir rejim yani zgrl doa gibi ak ve deimez bir biimde yasalatran bir dzen sadece ama sadece zgrln varolduu bir ortamda ortaya kabilir. zgrln toplumda tam anlamyla geliebilmesi iin, dier bir deyile toplumun dnya yurttaln ortaya koyan hukuksal dzen zerinde temellenebilmesi iin zgrln fiilen varolmas zorunludur. Schelling bu noktada yine felsefe dizgesinin bana dnmekte, var olan her eyin mutlak zdeliin ta kendisi olduu ynndeki iddiasn yenilemektedir. Tarihte birbirinden ayr eylermi gibi grnen zgrlk ile zorunluluun aslnda mutlak zdelik tarafndan meydana getirildiini kantlayarak tespit ettii elikiyi amaya almaktadr.
43

Schelling kimi zaman mutlak ey kimi zaman da tanr olarak adlandrd mutlak zdeliin tek tek uslar araclyla eylemde bulunduunu sylemitir. Bu u anlama gelmektedir; akln eylemleri aslnda mutlak eyin eylemleri olduklar iin kendileri de mutlaktr. Akln mutlak oluu, iinde hibir eyin ayrt edilemeyecei bir mutlaktan hareket etmesi anlamna gelmektedir. Us bu aamada tamamen zgrdr, ancak ne zaman ki bu mutlaklktan ayrlp kendi eylemini nesne haline getirirse o zaman nesnel dnyaya geer, nk eylem nesnel dnya tarafndan

snrlandrlmtr. Nesnel dnyaya gei akln doa yasalarna tabi klmaktadr. Sonu olarak mutlak, zgrlk ve zorunluluk biimlerini almakta yani bu iki grnn varlk nedenini oluturmaktadr. nsanlarn bilinlerini etkileyerek tarihin varln mmkn klan eylemlerin z burada aklamaya altmz gibi zgrln ve zorunluluun nedeni olan mutlaklktr. Schelling, bu mutlaklk anlayndan yola karak tarihin mutlak olann ilerledii ve gizliliini yava yava terkettii bir sre olduunu sylemitir. Schelling mutlan ilerleyiini sonsuz bir sre olarak ele almtr. Bu sre sonsuzdur nk insan aklnn eylemlerini belirleyen mutlak, zgrln sonsuz bir biimde davurabilir. Bu sonsuz davurua sonsuz bir zorunluluk elik edecektir, nk zgrln da vurumu eylemler yoluyla gereklemektedir ve bu eylemler doa yasalar tarafndan belirlenen zorunluluklara tabidirler. Bu yzden mutlak, kendisini zgrlk ve zorunluluk olarak gstermeye devam edecektir. Zaten Schelling tarihin, mutlan hibir zaman tam olarak gereklememi da vurumu olduunu sylemitir (Schelling, 2006: 117134).

44

II. BLM: HEGELN TARH ANLAYII

Hegel'in tarih anlay adl bu blmde ncelikle Hegel'in tarih anlayn belirleyen toplumsal ve ideolojik faktrler zerinde duracam. Bu faktrlerin vurgulanmasyla Hegel'in felsefe araclyla zmeye alt problemlerin daha iyi kavranacan dnmekteyim. Toplumsal ve ideolojik faktrler zerinde durduktan sonra Hegel'in yntem anlay ve bu yntem anlaynn zerine ina ettii felsefe dizgesini ele alarak, yantn arad sorularn zmne ilikin verdii genel ereve zerinde durmu olacam. Daha sonrasndaysa, tm bu ereve ierisinde tarih sorununu yerletirdii yeri tespit edip, tarih anlayn zmlemeye alacam.

II. A) HEGEL'N TARH ANLAYIINI ETKLEYEN DEOLOJK FAKTRLER

TOPLUMSAL VE

Bu blmde ilk olarak Hegel'in ana sorusaln belirleyen tarihsel gelimeler zerinde duracam. Hegel'in grleri ilk karlaldklarnda ne kadar soyut bir biimde grnyor olurlarsa olsunlar, aslnda belirli toplumsal ilikileri

sorunsallatran fikirlerden ve kurgulardan olumaktadrlar. Hegel'in kendisi de bunun farknda olduundan, tarihsel koullar tarafndan belirlenmiliini herkesin kendi ann ocuu olduu eklindeki ifade ile teorik bir biimde ifade etmitir. Ben de bu gre uygun bir biimde Hegel'in tarih anlayn incelemeye, bu

45

anlayn ortaya kt tarihsel koullar ve bu koullarn nemli bir unsuru olan ideolojik tartmalar ele alarak balayacam. Meseleyi ele almaya ilkin modern toplum olgusunu tartarak balayacam. Modern toplumu eski rejimden ayrt eden zelliklere ksaca deineceim. Daha sonra modern toplumun oluumuna damgasn vurmu olan baz tarihsel gelimeleri incelemeye alacam. Bu gelimeler Fransz Devrimi ve Sanayi Devrimi'dirler. Hegel'in tarih anlayn etkileyen tarihsel koullarn bir dier boyutu ise Almanya'da modernleme srecinin nasl gelitiidir. Bu yzden eski rejime has retim ilikilerinin zlmesinin Almanya'da nasl bir ekil ald zerinde duracam. Son olarak da dnemin Almanya'snda siyasi tarihe ilikin gelimelerini anahatlar ile hatrlatmaya alacam. Hegel'in iinde bulunduu tarihsel koullarn nemli bir unsurunun da ideoloji olduunu belirtmitik. deoloji unsurunu, yani Hegel'in, yaad an baat felsefe akmlar ile ilikisini ele alarak Hegel'in dncelerine giri yapmaya alacam. Daha sonra genel olarak Hegel'in felsefesi ve tarih anlay ile ilgili temel noktalara deinerek bir sonraki blme, Hegel'in yntem anlay ve felsefe dizgesini incelemeye geeceim.

II.A.1) Toplumsal Koullar

Georg Wilhelm Friedrich Hegel 1770 1831 yllar arasnda yaamtr. 14 Bu dnem Avrupa'da devrimler a olarak da adlandrlan 1789 1848 yllar ile byk
14 nternetten ulalabilecek ayrntl biyografi iin baknz: http://www.hegel.net/en/biopics/hegelbio.pdf 46

oranda akmaktadr. Bu zaman diliminde dnya sahnesinde yer bulan bilimsel, toplumsal ve siyasi devrimler, kapitalist toplumsal dzenin feodalitenin yerini almasn salamlardr. Dier bir deyile kapitalist retim ilikilerinin geliimi ile zlen feodal dzenin yerini yeni bir toplumsal dzenin almasn salamlar ve bu toplumsal dzenin karakterini belirlemilerdir. Bizler bugn Hegel'in birouna tanklk ettii devrimlerin biimlendirdii bu yeni toplumu bugn sklkla modern toplum olarak adlandryoruz. Kapitalizm mevcut retici gleri tmden devrimciletirmi ve kapitalist snfa zg retim ilikilerini dayatmtr. Bunun sonucunda, zlen feodal toplumsal dzenden arta kalan otorite boluu yeni bir toplumsal dzenin ortaya kmas iin uygun bir koul oluturmutur. Modern toplum bu koullarn salad olanak sayesinde tarih sahnesine kmtr. Hegel'in toplumsal adan sorunsal haline getirdii olgu da bu modern toplum olgusudur. Daha doru bir ekilde ifade etmek gerekirse, modern toplumun feodal toplumdan arta kalan sorunlara zm getirip getiremediidir. Hegel Almanya'dan nce modernlemi olan lkelerle ilgili yapt incelemeler sonucunda modern toplumun bir takm toplumsal gerilimlere neden olduunu tespit etmitir. Bu gerilimlerin nasl almas gerektii ve bunu takiben Almanya'nn modern bir toplum haline geliinin nasl yaplandrlaca sorular Hegel'in sorunsallatrd konularn banda gelmektedir. Hegel tm bu sorular btnsel bir biimde ele almtr. Btnsellikle kastettiim Hegel'in modern toplumun ortaya kn tarihsel bir perspektiften bakarak aklamaya almasdr.

47

Daha dorusu, modern toplumun ortaya kn ya da ksaca modernleme sorununu dnya-tarihi (Weltgeschichte) asndan ele almasdr. 15 Hegel'in niin bylesine btnsel bir bak asyla konuya yaklatn anlamak iin modern toplumun doasna ilikin bir saptamada bulunmaya alacam. Modern toplum, ilk bakta retimin gerekletii mekan olarak tarlalarn yerini fabrikalarn ald bir toplumsal rgtlenme olarak grlebilir. Bunun yerine modern toplumu; ky yaamnn yerini kent yaamnn, ademi merkeziyeti iktidar yapsnn yerini merkezi ynetimlerin ald veya gelenein gndelik yaamdaki yerini srekli deiime brakt bir toplumsal dzen olarak da kavrayabiliriz. Oysa gerek udur ki, modern toplumun ortaya k burada sralanan ve oaltlmas mmkn olan tikel farkllamalarn tmnn bir arada yaand bir sretir. Yani modern toplum bu deiimlerin tmn kapsamaktadr, nk oluumu feodalitenin yerini yeni bir retim tarznn yani kapitalizmin almasyla mmkn hale gelmitir. Bu yzden modern toplum kavram yerine (moderne Gesellschaft) bu toplumun kapitalist retim biiminin kurumsallamas biiminde ortaya km olduunu vurgulamak iin burjuva toplumu (Bourgeoisgesellschaft) kavramn kullanacam. Buradan yola karak u nermeyi dile getireceim: Burjuva toplumu, kapitalizmin baat retim tarz olduu toplumsal bir rgtlenme biimidir. Buna
15 Weltgeschichte'nin Trke karl olan dnya-tarihinin ksa izgi kullanp - Ranajit Guha'nn uyars dikkate alnarak (Guha, 2006: 14-15) birletirerek kelimenin bir kavram olarak kullanldn belirtmek istedim. Hegel, tarihte meydana gelen olaylarn, tamamen olumsal bir biimde birbirlerini izler gibi grndkleri durumlarda bile, asl olarak tek bir ilkenin ynlendirmesi sonucunda ortaya ktklarn iddia etmektedir. Dnya-tarihi kavram, tarihte olup bitenlerin bu ilk ilkenin (mutlak de) tasarm olarak kavrandn ima eder ve bu yzden Hegel'in tarih anlaynn nemli bir parasdr. Bu kavram ayn zamanda kapsayc ierii ile Hegel'e modern tolumun oluumunu, tarihsel bir ereve ierisinde iktisadi, siyasi ve ideolojik veheleri ile inceleme imkan tanmaktadr. 48

bal olarak Hegel'in sorunsaln btnsel bir biimde ele al onun bal bana bir retim tarzn yani kapitalizmi sorunsallatrmasndan kaynaklanmaktadr. Bir yanda zaman anlay, retim aralar ve retim srelerindeki dnm, dier yanda ise yeni toplumsal snflarn toplam artktan daha fazla pay alma mcadelesi eski toplumlarn i tutunumunu ortadan kaldracak lde zorlayan gelimeler olmutur. Bu zorlamalar sonucunda patlak veren devrimler ki Endstri Devrimi ve Fransz Devrimi bunlarn en nemlileridir, kapitalizme zg retici gler ile retim ve mlkiyet ilikilerinin geliiminin nn amtr. Hegel'in felsefe sisteminin btnsellii, tm bu gelimeleri ve buna bal olarak dnme urayan siyasi ve ideolojik yaplar sorunsallatrmasndan kaynaklanmaktadr. Baka trl ifade edecek olursak, modern toplumun douuna neden olan, ifte Devrimler ve dnemin ideolojik yapsn oluturan Aydnlanma olgusu, toplumun iktisadi dnm ile birlikte Hegel'in sorunsaln oluturan ana unsurlardr. Bu noktada yukarda andmz devrimler zerinde durarak Hegel'in tarih anlaynn oluumuna etkide bulunan tarihsel koullar hakkndaki incelemeye devam etmek istiyorum. Eric Hobsbawm' (Hobsbawm, 2003: 36) takip ederek ncelikle Endstri Devrimi zerinde duracak daha sonra Fransz Devrimi'nden bahsedeceim. Aydnlanma'nn etkisi zerinde ise asl olarak Hegel'i dnsel adan etkileyen fikir akmlarn incelerken duracam. Endstri Devrimi, bilimsel gelime sonucunda ortaya kan bulgularn daha nce grlmedik bir biimde iktisadi faaliyetlere dorudan uygulanmas sonucu retim srecinde yaanan nitel sraytr. Sander bu dnemi yeni bulularn retime uygulanmas ve bu bulularn en nemlisi olan buhar gcne dayal makinelerin
49

gelitirilmesi sonucu makinelemi bir endstrinin ortaya k eklinde tanmlar. Sanayi Devrimi'nin en nemli sonucunun sermaye birikiminde yaanan muazzam art olduunu ekler (Sander, 2003: 209). Hobsbawm ise Endstri Devrimi'ni, artk mevcut talebe bal olmayp, kendi pazarn yaratt iin byk miktarlarda ve giderek azalan maliyetlerle retim yapacak makinelemi bir fabrika sisteminin yaratlmas eklinde tanmlar (Hobsbawm, 2003: 41). Endstri Devrimi'nin balangc iin kesin bir tarih vermek zordur. Bu dnemi aratran sosyal bilimciler de Endstri Devrimi'nin balangcn genellikle belirli bir zaman aralna referans vererek aklarlar. Bu yzden biz de Endstri Devrimi'nin balang tarihi olarak 17801800 yllar arasn ve yer olarak ngiltere'yi gstereceiz. Peki, niin ngiltere ve 18. Yzyl'n son eyrei? Dnemin ngiltere'sinde mevcut olan ve Endstri Devrimi'nin ortaya kmasna olanak salayan koullar zetleyerek bu soruya yant verebileceimizi dnyorum. Dnemin ngiltere'sinde, feodalizme zg olan aristokratlar ile serfler arasndaki iliki, kapitalist mlkiyet anlaynn geliimi ve buna bal olarak topran zel mlkiyetin konusu haline gelmesiyle birlikte, ortadan kalkmtr. Tarm alanlarnn zel mlkiyete dntrlmesi serflerin bir ksmn bu blgede gelien cretli emek rejimine tabi klm, geri kalanlarn da i bulabilmek iin ehirlere g etmesine yol amtr. Bylece hzla byyen tarm d nfusu beslemek iin retimi ve retkenlii arttrabilecek; kentlerin ve endstrilerin durmadan artan potansiyel fazla emek ihtiyacn karlayabilecek ve ekonominin daha modern sektrlerinde kullanlacak sermaye birikimini salayabilecek bir tarmsal retim ann mevcudiyetinden bahsedebiliriz. Bunun tesinde, kar maksimizasyonu amacn

50

gden ve birbirleri ile rekabet halinde bulunan retici okluunun retim miktarn artrabilecekleri bir endstrinin de olumu olduunu syleyebiliriz (Hobsbawm, 2003: 40-42). Endstri Devrimi sonucunda retim srecinin yeniden rgtlenmesi ile birlikte eski retici glerin ve buna bal olarak retim ilikilerinin yerini yenilerinin aln daha net bir biimde grmeye balyoruz. Endstri Devrimi, retim srecinde gerekletirdii dnm sayesinde toplumlarn kendi retici glerinin yaratt zincirlerden kurtulmasn salam ve retici glerin durmadan, hzla ve bugne dek snrsz bir biimde insan, mal ve hizmet art gerekletirmesine imkan vermitir (Hobsbawm, 2003: 37). Bununla birlikte burjuva toplumunun tam anlamyla tarih sahnesine kabilmesi iin Endstri Devrimi tek bana yeterli olamamtr. Eski rejimin hakim olduu bir ok lkede retim ilikilerinin geliiminin nndeki engellerin tasfiyesi iin bir dizi siyasi devrimin gereklemesi gerekmitir. Bu devrimlerin en nemlisi Fransz Devrimi'dir. Fransz Devrimi, Avrupa'nn en gl ve en kalabalk lkesinde meydana gelmitir. Kitlesellik asndan kendinden nceki ve sonraki devrimler arasnda ayr bir yerde durmaktadr ve ayrca son derece radikaldir. Ayrca Fransz Devrimi benzerleri arasnda tm dnyay kapsama niteliini tayan tek devrimdir ve bunu ortaya att fikirler sayesinde byk lde baarmtr (Hobsbawm, 2003: 64). Fransz Devrimi'nin ortaya att bu fikirler kapitalist mlkiyet ilikilerinin merulatrlmasna ynelik dnceleri dile getirmektedirler. Feodaliteye zg kurumlarn byk oranda tasfiye edildii bir

51

dnemde uygulanma frsat yakalayan bu dncelerin burjuva snfnn trellik 16 anlay ile uyumlu olduunu belirtebiliriz. Burjuvazinin trellik anlay feodaliteye zg trellikten farkldr. Burjuva trelliinin iki boyutu bulunmaktadr. Birincisi birey ikincisi ise ulustur. Burjuva trelliinin ilk boyutunu oluturan birey, kapitalist retim ilikilerinin geliimiyle ortaya kan doal haklar anlay etrafnda insann kurgulanmasdr. nsan burada feodaliteye zg teolojik skolastik dnya gr temelinde deil de rasyonal bir erevede kurgulanmtr. Bylece feodalitenin insanlar arasnda meydana getirdii eitsizlii, ayrmcl ykan bir insan anlayna ulalmaya allmtr. nsann ussal bir varlk olduu vurgusu nplana karlmtr. Bu ussalla referansla tm insanlarn eit ve zgr olduklar ilan edilmitir. Burada kabaca aklamaya altmz birey anlay Fransz Devrimi'nin peisra ilan edilen nsan Haklar Beyannamesi'nde aka ifade edilmitir. Tm insanlarn zgr ve haklar ynnden eit olduklar ilan edilmitir. Burada zgrlk ile burjuva retim ilikilerine uygun szleme yapabilme, yine bu ilikilere uygun den bilin biimlerini ifade edebilme ve bu ilikilerden kaynaklanan hak ve ykmllklere sahip olabilme zgrlne vurgu yaplmaktadr. Eitlik ise haklar ynnden ele alnm, yasa karsnda eit olma biiminde somutlatrlmtr.

16 Trellik kavramn Almanca'daki Sittlichkeit kavramnn karl olarak kullanyoruz. Ayrca ngilizce'ye ethical life eklinde evrilmektedir ve baz Trke evirilerde etik yaam eklinde karlanmaktadr. Trellik, topluluk yaamn insan davranlarn dzenleyerek insanlarn birbirlerine ve topluma kar devlerini belirleyen kurallar ve ller btn anlamna gelmektedir. Bu kavram Hegel iin zel bir nem tamaktadr. Hegel trellii hukukun ve ahlakn birlii olarak deerlendirir. deal bir toplum hukuki ve ahlaki bir ereveye oturmaldr. Trelliin nemi bu ereveyi dzenleyen ve ideal olan somutlatran bir yap olmasndan kaynaklanmaktadr. Trellik aileyi, sivil toplumu (brgerliche Gesellschaft) ve Devleti (Staat) dzenleyen bir kapsaycla sahiptir. Fransz Devrimi'nden bahsederken burjuva snfnn trellik anlayndan bahsetme gerei duymamn sebebi, Hegel'in, Fransz Devrimi'ni trelliin geliimi asndan ele alp onu Us'un tarihte ilerlemesi asndan olumlu bir an olarak grmesidir. 52

Trelliin ikinci boyutu ulustur. Ulus, burjuvazinin trellik anlaynn feodalitenin cemaat ilikilerine karn gelitirdii toplumsallk projeksiyonudur. Cemaat balarndan kopan ve yalnzlaan insanlar, ulusun yesi, yani vatanda olarak tanmlanarak feodal ilikilerin tamamen ortadan kaldrlmas ve yerine bireyselliin nplana kt bir dzenin yerletirilmesi amalanmtr. Bireylerin ulusun yesi olarak tanmlanmas, kapitalist retim ilikilerine denk den bilin yaplarnn bu yeni toplumsal dzene dahil olan kitlelere benimsetilmesi asndan da nemli bir ileve sahip olmutur. Bununla birlikte ulus mefhumu, bireysel zgrlklerin, insanlar arasnda haklar asndan kurulan eitlii zedelemesini nlemeyebilmek amacyla da kullanlmtr.

Almanya'nn modernlemesi Almanya'da kapitalizmin geliimi de diyebiliriz -, ngiltere ve Fransa'dan ok daha sonra ve bir o kadar da sancl bir biimde gereklemitir. Bu srecin dourduu sorunlar Hegel'i kuramsal adan megul eden sorunlarn nemli bir blmn iermektedir. Hegel genel olarak modernleme ve onu meydana getiren toplumsal olaylar zerinde durduu kadar, modernlemenin olumlu ynlerinin Almanya'nn kendine zg koullar erevesinde yaama nasl geirilebilecei zerinde de durmutur. Hegelin, Almanyann geleceine bak nasl ki Avrupada modernleme ynnde yaanan toplumsal dnmler tarafndan belirlendiyse; modernlemeyi anlamlandr, bu srete ortaya kan yeniliklerin olumlu ve olumsuz olanlarn birbirinden ayr da Almanya'nn iinde bulunduu durum tarafndan belirlenmitir. Ben de bu yzden almamn bu ksmnda Almanya'nn ge kalan modernlemesinin temelindeki toplumsal dinamikleri ve
53

Hegelin eserlerini verdii dnemin toplumsal gelimeleri hakknda bilgi vermeye alacam. Ge kalmlk olgusu ile kastettiim Almanya'nn, ngiltere ve Fransa'da gerekleen toplumsal devrimlerin biimlendirdii ekonomik, siyasi ve ideolojik gelimeler tarafndan belirlenmi bir biimde modernleme srecine dahil olmasdr. Almanya'da modernleme toplumsal glerin kendiliinden geliiminden ziyade Avrupa'nn gelien glerine kar varolabilme mcadelesinin bir arac olarak gereklemitir. Ge kalmln nedenleri Ortaa'n sonu ile modern dnemin balangc arasndaki gei dneminin gelimelerinde aranmaldr. Almanya, 1648 itibariyle 300 devletikten oluan bir tarm toplumuydu (Moores, 2000: 138). Bu dnemde nceki yzyllara gre belirli bir ekonomik geliimden bahsedilebilir, ancak geni bir corafyaya yaylan bu kk devletiklerin birbirlerinden farkl ticari karlara sahip olmalar bu geliimin nnde engel tekil ediyordu. Ekonomik gelimeyi sekteye uratan bir dier faktr ise Amerika'nn kefedilmesi ve Hindistan'a deniz yolu ile ulamn mmkn hale gelmesi sonucu Almanya'dan geen ticaret yollarnn yn deitirmesiydi. Ayrca spanya, ngiltere, Fransa ve Habsburg mparatorluu - 17. Yzyl'dan sonra bunlara Rusya'y da dahil edebiliriz - arasnda yaanan mcadeleler ve Alman toplumunun kapitalist smr ilikilerinin nesnesi haline gelmesi de Almanya'y birleik bir g olmaktan alkoyarak geliimini sekteye uratan nemli bir faktrdr (Lukacs, 2006: 4245).

54

Almanya'nn paral yaps iinde zamanla Prusya 17 n plana kmtr. Prusya rejimi merkeziyeti devlet ile yerel gler (Junker) arasndaki uzlamaya dayanyordu. Buna gre Junkerler devletin merkezi otoritesini tanrken devlet de Junkerlerin yereldeki haklarn tanmaktayd. Devlet ile Junkerler arasndaki birlik Prusya'nn temel iktisadi dzeni olan tarm ekonomisinin srdrlebilmesini salyordu. Ekonomi d artn artrlmasna dayanan bu sistemin gerei olarak devlete den asli grev daha geni toprak paralarnn ve bunun zerindeki emek unsurlarnn Prusya'nn egemenlik alanna dahil edilmesiydi. Devlet bu grevi yerine getirebilmek iin ok gl bir orduya sahip olunmas gerektiini kavramt. Byle bir ordu iin kaynak oluturabilecek gc de yine tarmdan elde etme yoluna gitmitir.

17 Prusya devleti 1226 ylnda Litvanya'nn bats ile Polonya'nn kuzeyini kapsayan blgede bir dkalk olarak kuruldu. Bakenti Knigsberg'ti (Bugnk Kaliningrad). Prusya Dkal'nn kurucular, Polonya'ya kar verdii mcadelede desteklemek zere davet edilen Alman valyelerdir. Bu dkalk 1466 ylna kadar bamszln srdrmtr, ancak zamann Avrupa devlet sistemi gerei Papalk'a ve Kutsal Roma Germen mparatorluu'nun paras olmamakla birlikte bunlara bal kalmtr ve bu durum Polonya'nn ynetimi altna girdikleri dnem hari bu mparatorluk tarih sahnesinden kalkana kadar devam etmitir. Prusya, 1466'da Polonya'ya yenilmi ve Polonya'nn egemenliini kabul etmitir. 1525 ylnda Alman Brandenburg devletinin ba olan Hohenzollern hanedan Protestanl benimsemi ve Reform'un tm Alman corafyasna yaylmasn salamtr. Ondan iki kuak sonra 1618 tarihinde Prusya ile Brandenburg birlemitir. 30 Yl Savalar boyunca topraklar birbirinden kopuk olan bu birlik Polonya'ya kar savam ve bu sava sonucunda Prusya tekrar bamszln kazanmtr. Bu gelimeyi takip eden yllar 1701'e kadar sren yeniden yaplanma ve merkezileme dnemi olarak adlandrlr. 1701'de Prusya bir krallk halini alr. Prusya Krall 1786 ylna kadar olduka gl bir merkezi yapya sahip olan bir devlet olarak varolmutur, ancak bu tarihten sonra yaplan savalarda Fransa'ya kar ar yenilgiler alr. 1786'dan balayan ve 1807'ye kadar sren dnem, devletin dald ve feodal yapnn kt dnemdir. 1807 ylnda Fransa'ya kar Jena'da nemli bir malubiyet alnr ve Prusya Krall topraklarnn nemli bir ksmn kaybeder. Bu ylda imzalanan Tilsit Andlamas ile hukuken ortadan kalkan Kutsal Roma Germen mparatorluu'na olan ballk da sona ermi olur. Daha sonra, bu topraklar 1815'de Napolyon'un yenilmesi ile yeniden ele geirilir. Ren blgesinin Prusya'ya dahil oluu bu dnemde gerekleir. Bunun dnda tm Kuzey Almanya, Gney'in bir ksm ve Knigsberg'e kadar olan topraklar Prusya'ya balanm olur. Restorasyon Dnemi sonrasnda meydana gelen toplumsal atmalar Prusya'nn 1848 ylndan sonra anayasal merutiyete geiine neden olur. 1849 ile 1871 yllar arasnda srasyla Danimarka, Avusturya ve Fransa ile savaan Prusyallar bu savalardan galip gelerek Alman Birlii'ni kurmu olurlar. Baknz: http://de.wikipedia.org/wiki/Preu%C3%9Fen 55

Devletin kontrolndeki ordunun slah ve geliimi, devlet ile Junkerler arasndaki g dengesinin devlet lehine bozulmasna yol at. Devlet bu avantajdan faydalanarak ekonomik arta dorudan el koymann yollarn aramaya balad. ncelikle Junkerlerin devletten ald en nemli dnlerden biri olan hizmet soyluluu kaldrld ve bunun yerine liyakata dayanan bir brokrasi a kurmaya alld. Junkerlere kar desteini almak istedii ordunun da ekirdei olan kyl snf ile dorudan iliki kuraca bir dzen kurmak isteniyordu. Devlet Junkerlerin kyllk zerindeki etkisini andrmak iin brokrasi aygtn gelitirmenin yannda 18. yzyln sonlar ve 19. yzyln balarndan itibaren kyllk lehine olan birok reformu uygulamaya koydu (Moores, 2000: 138142). 18. yzyl sonlar ve 19. yzyln balarndaki dnem Junkerler asndan olduka skntl gemitir. Devletin brokrasi araclyla taradaki kontroln artrmas ve uygulamaya koyduu reformlar Junkerlerin toplumsal karlarna vurulmu ar darbelerdi. Bunlarn yannda 18. yzyln son eyreinde meydana gelen kyl ayaklanmalar da Junkerlerin ayrcalklarn tehdit eden gelimelerdi. Junkerlerin taradaki hakimiyetlerinin olduka gl olmasna ramen kendileri iin hayati nem tayan konularda aleyhlerine alnan kararlar engelleyememelerinin nedeni olarak merkeze bal olan ordu ve kamu ynetimi mekanizmas iinde olduka gsz ve kolay kontrol edilebilir bir konumda olmalar gsterilmektedir (Skocpol, 2004: 212). 18071814 yllar arasnda serfliin kaldrlmas kyllk zerinde denetim kurma mcadelesinde Junkerler asndan nemli bir dezavantaj gibi grnmt. Sonu ise tam tersi olmutur. Serfliin kaldrlmasyla refah dzeylerinin artmas ve devletin kontrolne girmesi beklenen kyller Junkerlerin

56

topraklarnda alan cretli emee dntler. Junkerler de bu durumu cretli emein maliyetinin daha ucuz olmas ve daha kolay idare edilebilir olmas nedeniyle kolayca benimsediler (Moores, 2004: 156). Bu Junkerlerin toplumsal bir g oda olarak varlklarn srdrebilmeleri asndan nemli bir gelimedir. Prusya'da devletin uygulad reformlar sonucunda meydana gelen gelimeler farkl nedenlerle de olsa burjuva snf ve alt snflar tarafndan tepkiyle karland. Kapitalizm ncesi dnemden kalan statik toplumsal ilikilerin ortadan kalkmas burjuva snf asndan olumlu bir gelimeydi, ancak bu iyileme ekonomik alanda yaanmakta ve siyasi alanda karlk bulamamt. rnein, eski rejimden kalan zmreler sistemi hala yrrlkteydi ve bu sisteminin dayatt iblm ve blm mant burjuvazi asndan kabul edilemezdi. Burjuvazi eski sistemden kalan snflar arasndaki eitsizlik ilikisini toplumu geliimini olumsuz etkileyen bir parazit olarak deerlendiriyordu (Moore, 1978: 125128). Ve rejime olan muhalefetini bu konu zerine temellendiriyordu. Alt snflarn tepkisi ise yeni yeni gelimekte olan toplumsal ilikilerin yaratt sonulara duyulan ahlaki fke biiminde kendini gsteriyordu. Devletin artan nfusun ihtiyalarn karlayacak sosyal harcamalar yapmamas bu fkenin nedenlerinden birisiydi. Bir dier neden de kapitalizmin geliiminin kapitalizme zg piyasa ilikilerinin toplumun tm kesimlerine yaylnn - lonca sistemi zerinde yapt olumsuz etkiydi. Kapitalist iletmelerle rekabet gcne sahip olamayan loncalar artan nfusun arzettii emei bnyesine dahil edemiyor ve bu nfusun ihtiyalarn karlayacak retim kapasitesini yakalayamyordu. Lonca sisteminin dalmas proleterleme olgusunu gndeme getirmi ve kapitalizmin toplumun baat retim tarz haline geliini
57

kolaylatrmtr. Proleterleme tehlikesi ile kar karya olan snflarn temel talebi devletin lonca sistemini koruyacak nlemler almas oldu, ancak devletin tercihi ak bir ekilde kapitalizmin geliimine olanak veren reformlarn gerekletirilmesi ve burjuvazinin de bu geliimin aktrleri olarak desteklenmeleri ynnde gerekleti. Sonu olarak kapitalizmin geliimi ile birlikte proleterleen alt snf yeleri eski rejime zg sosyal gvenlik alarndan tamamen mahrum kaldlar (Moore, 1978: 129166). Bu mahrumiyet, onlarn toplumsal gidiat karsnda duyduklar ahlaki fkenin modernlemenin yaratt sorunlar zebilecek bir toplumsal dzen arayna dnmn salayan temel etkendir.

Hegel'in henz on dokuz yandayken gerekleen Fransz Devrimi'ni dostlar (Schelling ve Hlderlin gibi nemli gen entelekteller) ile birlikte kutladn biliyoruz. Bu dnemde tarih ve iktisat almalarna arlk veren Hegel'in felsefeye ynelii daha sonra gereklemitir. Fransz Devrimi ile balayp Hegel'in lmne kadar olan dnemde Almanya'da yaanan gelimeleri 17891815 ile 18151830 biiminde ikiye ayrarak zetlemeye alacam 18 . Prusya monarisi Fransz Devrimini'ni ilk anda olumlu bir gelime olarak deerlendirmitir, ancak 1792 sonrasnda devrimin radikallemesi, Prusya

hkmdarlarn devrime kar kat bir tutum iine sokmutur. 17921797 ile 1798 1801 yllar bu iki lke arasnda sren savalarla gemitir. Bu dnem ayrca Alman halknn ilk kez politize olmaya balad dnemdir. lk kez siyasi parti benzeri rgtlenmeler kurulmutur. Bunlar; muhafazakarlar, liberaller ve demokratlardr.
18 Bu blmde Koengen Kltr ve Tarih Dernei'nin internet sitesinden faydalandm (http://geschichtsverein-koengen.de/Restauration.htm#Deutschland, 22.07.2006). 58

Muhafazakarlar ngiliz dnr Edmund Burke'nin dncelerinden etkilenmilerdir. Almanya'da kylle dayanan eski rejiminin devamn savunmulardr. Liberaller ise bu gruplar arasnda en etkili olandr. Liberallerin Almanya'daki en nl temsilcileri Schiller ve Fichte olmutur. Liberallerin Fransz Devrimi karsndaki genel tutumu devrimi savunmak ancak devrimin radikallemesine kar kmak eklindedir. Schiller Aydnlanmaclarn insann zn salt ussallktan ibaret grdklerini oysa duygunun da insan iin zsel olduunu sylemitir. Terrn kaynanda bu yanln bulunduunu iddia etmitir. Schiller'e gre yaplmas gereken insanlar estetik eitimden geirmektir. Fichte de Fransz Devrimi'ne olumlu yaklaan Alman entelektellerindendir. Ona gre Fransa'daki gelimeler bireyin zgrlemesini (Freisetzung des Individuums) tetiklemitir. Alman ulusu bu etki sayesinde ulusal bilincine kavuacak ve Fransz Devrimi'nin esaslarn uygulamaya geirecektir. Fichte bu fikirlerine dayanarak Alman ulusunu umudun ulusu (Hoffnungsvolk) olarak adlandrmtr. Demokratlar ise Fransz Devrimi sonrasnda tartlmaya balanan kavramlardan demokrasi ve cumhuriyeti ne

karmlardr. Jakobenlerin uyguladklar radikal program Kant rneinde olduu gibi hukukun yerletirilebilmesi iin yaplmas mecbur kalnan uygulamalar olarak deerlendirmilerdir. 1805 ylnda Napolyon'un Avrupa seferi sonucuna imzalanan 1807 Tilsit Antlamas sonras Prusya'da siyasi yeniden yaplanma balamtr. Yaklak 1000 yllk bir tarihe sahip olan Kutsal Roma-Germen mparatorluu'nun resmen yklmas siyasi yenilenmenin ve birlik araylarnn nn amtr. Mutlak monari anlay yerini aydnlanm monari (aufgeklrte Absolutismus) anlayna brakmtr.
59

Aydnlanm monari deyimi, anayasal devlete geii ve Alman ulus devletinin ortaya knn ilk aamasn kavramsallatrmak iin kullanlmaktadr. Yukarda da bahsedildii gibi bu uygulamalar savata alnan yenilgi sonras yrrle girmitir ve bu reformlarn temelinde devlet ile halk arasndaki ban kuvvetlendirilmesi hedefi bulunmaktadr. Buna gre her vatandaa kendini gelitirme hakk tannm ve vatandalarn bu haklarn kullanabilmelerini kolaylatracak uygulamalar

balatlmtr. 1812 ylyla birlikte bu geici refah dneminin yerini yine sava almtr. Napolyon'un Rusya seferini 18131814 yllarndaki sava takip etmitir. Rusya'dan ekilen Fransz ordularna kar Almanlar kurtulu mcadelesi vermilerdir. 1815-1830 yllar Almanya'da Viyana Kongresi'nin balatm olduu srecin etkilerini grmekteyiz. Bu dnemde Metternich'in ncln ettii muhafazakar anlay Almanya'da da hakim olmutur. Napoleon'un fethettii lkelerde uygulad jakoben anlayn yerini baskc uygulamalar almtr. Bunun sonucu olarak da Prusya'da anayasal meruiyet anlaynn uygulamaya geiriliinde krlma yaanmtr. Burschenschaft gibi aydn ve rencilerden oluan ilerici rgtlenmeler sert mdahalelere maruz kalmlar ve kapatlmlardr (Bottigelli, 1997: 2732). Prusya Devleti Fransa'nn gerilemesi ile meydana gelen siyasi boluktan yararlanp byyerek glenme stratejisine ynelmitir. Bunu takiben Restorasyon Dnemi'nde balayan ekonomik bymenin sonucunda ngiltere ile rekabet eder hale gelecektir. Prusya devleti Fransa ve ngiltere'ye kar giritii mcadelede baarl olabilmek iin toplumu kontrol edebilme kapasitesini en st dzeye getirmek istemitir. Bu dorultuda ngiltere ve Fransa'da ortaya atlan ve Prusya'nn merkezi devlet

60

anlayn sarsma potansiyeline sahip fikirler bastrlmtr. Yine de bu tr fikirlerin (liberalizm ve sosyalizm) 1848'e gelindiinde devlet vesayetinden kurtulmaya alan burjuvazi ve kapitalist modernlemeye kar kan proletarya tarafndan dile getirilmesi engellenememitir.

II. A. 2) deolojik Faktrler

Hegel 1770'de Stuttgart'da domutur. Eitimini Tbingen niversite'sinde tamamlamtr. 1788 1793 yllar boyunca arlkl olarak teoloji konusunda eitim grmtr. Bu dnem boyunca tarih ile yakndan ilgilenmitir. Tbingen'de edindii arkadalarnn, ki bunlar arasnda bir yl boyunca ayn evi paylat kendisinden be ya kk olan Schelling ve yat Hlderlin de bulunmaktadr, etkisi ile daha sonradan felsefeye ynelmitir. niversite eitiminden sonra zel retmenlik yapmak zere Bern'e gitmitir. Burada teoloji zerine yazlar yazm ve temasta olduu Kant entelekteller sayesinde niversitede balad Kant okumalarn gelitirmitir. Daha sonra niversite kariyerine balamak iin gittii Frankfurt'ta ngiliz Aydnlanmaclar'nn ve Klasik Ekonomi Politikiler'in yaptlarn incelemeye balamtr. Bu dnemde balad iktisat almalar ile felsefe dnda megul olduu tarih ve teoloji konularna bir yenisini daha eklemitir. Bylece 1801 ylna gelindiinde, ilk olarak adnn duyulmasn salayan Fichte ile Schelling'in Felsefe Dizgelerinin Ayrm adl makalenin kaleme almtr. Hegel bu metni kaleme ald seviyeye geldiinde dnemin Almanya'sndaki teolojik ve felsefi tartmalara hakim,

61

buna derin bir tarih bilgisini eklemi ve o sralarda Almanya'da pek rastlanmayacak dzeyde iktisat bilgisiyle donatlm bir entelektel olarak karmza kmaktadr. Hegel'in gen yatan balayarak kendisini bir ok alanda gelitirmeye almas ilerde kuraca dizge asndan olduka nemlidir. Gerekten de bu ok ynllk yle bir hal almtr ki, Hegel'in 1817'de yaynlad Felsefi Bilimiler Ansiklopedisi adl yaptn ieriinin Aristoteles'i kskandracak cinsten olduu sylenebilir, ancak bizi u anda ilgilendiren ey 1801 1807 yllar arasnda youn bir biimde felsefe yazlar kaleme alan Hegel'in bu dnemdeki dnsel evrimidir, nk bu dnem Hegel'in zgn bir filozof olarak felsefe tarihindeki yerini almasn salayan geliimi kaydettii dnemdir. Hegel en batan beri Alman dealizm'inin temel ilkelerini benimsemi bir dnrdr. Kant felsefenin dourduu sorunlar aabilmek iin bir felsefe dizgesinin yaratlmas gerektii konusunda dier Alman dealistleri ile ayn fikri paylamaktadr. Tpk onlar gibi kurmaya alt dizgeyi rasyonalist temellere dayandrm ve ayrca romantizmin Aydnlanma karsndaki tutumunu

benimsemitir. Ancak bu tavr Fichte ile Schelling arasnda belirli bir yne arlk vermesini engellememitir. Fichte ile Schelling'in Felsefe Dizgelerinin Ayrm adl makalesinde Schelling'den yana bir tutum sergilemitir. Fichte'nin Ben ile Benolmayan arasndaki elikiden yola karak Ben'in son aamada zne ile nesneyi ierecek ekilde tmelletirmekle hata yapm olduunu belirtmitir. Ona gre Fichte'nin ilkesi yani Ben kendisine nesnel olabilecek bir yapya sahip deildir. Bu yzden Fichte'nin ilk ilkesi bilinemez ve aknsal bir ilke olarak kalmtr. Bu da onu evrensel ile tikel arasndaki ilikiyi nedensel bir iliki olarak kavramasna neden

62

olmaktadr. Sonuta Hegel'e gre Fichte'nin sistemi kurgusal bir nitelie sahip olmay amalasa da bunu baaramamtr (Klaslan, 2006: 488-497). 1800 ylndan itibaren birlikte Jena'da ikamet eden Hegel ve Schelling, Fichte'nin temsil ettii znel dealizm'i eletirerek bu felsefeyi aan bir felsefeyi Nesnel dealizm'i kurmaya almlardr. Bu dorultuda yaym yapan bir dergi kartmaya balamlardr. 1803 tarihine kadar devam eden bu birliktelik bu tarihten itibaren yerini yava yava, iki filozof arasnda yaanacak kopua gtren bir ayrmaya brakmtr. Bu ayrmann nedeni, her iki filozofun belirli bir aamada akan dnsel geliimlerinin daha sonra zt ynlere ilerlemesi eklinde kavranabilir. Bir nceki blmde hakknda bilgi vermeye altmz Schelling burada ele aldmz dnemde doa felsefesine ilikin grlerinde deiiklie gitmitir. Entelektel sezgi kavram zerinde temellendirdii estetik anlaynn doa felsefesine ilikin fikirleri zerindeki etkisini younlatrmtr. Buna ek olarak yazlarnda dinsel mistisizmin etkilerinin artt grlmeye balanmtr (Lukacs, 1975: 424). Hegel, Schelling'in aksine Nesnel dealizm'i kurma lks dorultusunda ilerlemeye devam etmitir. 1802'den itibaren Mantk zerine dersler vermeye balamtr. Yine bu dnemde yazd metinlerde kendi yntemini gelitirdii ve Schelling'in terminolojisinden koptuu gzlenmektedir. Schelling'in almalarnda gzlenen mistisizm eiliminin tersine Hegel, dnyann ussal bir dzen olarak kavranabilir oluu hakkndaki tezlerini savunmaya devam etmitir. Nihayet 1807 ylnda yaynlanan Tinin Grngbilimi adl almas yaynlandnda Schelling ile kendisi arasndaki fark net bir biimde gzler nne serilir.

63

Hegel'in Tinin Grngbilimi adl eseri felsefe tarihinin en nemli yaptlarndan birisi olarak kabul edilmektedir. Hegel bu yaptta en genel anlamyla bilmenin (Wissen) insanlk tarihi boyunca gsterdii geliimi ele almtr. Bu geliimi asl olarak blme ayrarak incelemitir. lkin bilmenin duyulur dnya ile balantsn ele almtr. Bu ilikiyi bilin olarak adlandrmtr. kinci blm ise kendininbilinci konusunu ele almaktadr. Bu blmde, bilinci nesne olarak ele alan bilin zerinde durmutur. Son blmde ise bilme en st dzeyiyle ele alnmtr. Bu blm Us, Tin, Din ve son olarak mutlak Bilme ksmlarndan olumaktadr. u an iin bizim amzdan nemli olan husus Hegel'in Tinin Fenomenolojisi'nin sonu blmnde mutlak Bilme'nin mmkn olduu bir tarihsel aamaya ulaldn ilan etmesidir. Hegel'e gre mutlak Bilme evrenin ussal bir biime sahip olmasnn sebebi olan Us'un 19 yasalarn bilmektir. Evrenin ussal bir yapya sahip olduu ve us tarafndan bilinebilecei iddias, bilmenin tarih iindeki geliimine referans vererek kantlanm olduuna gre evrene biimini veren Us'un yasalar artk

bilinebilmektedir. Hegel'in bir sonraki eserinin ieriini de Us'un yasalarnn aklanmas oluturur 20 . Hegel mant nesnel ve znel mantk olarak ikiye ayrmakla ontoloji ve epistemoloji konusundaki grlerini tek bir at altnda dile getirmeyi amalamtr. Bylece Kant'tan kalan zne ile nesne, teori ile pratik vs. dalizm sorunu ortadan kaldrmay hedeflemitir. Hegel bu abasn gerekletirebilmek iin nesnel mantn
19 Us'u byk harfle yazyor olmamzn nedeni Hegel'in bu kavram araclyla tm evreni kapsayan mutlak bir varla, bir evrensel usa gnderme yapyor olmasdr. 20 Burada bahsettiimiz eser Mantk Bilimi'dir. lk cildi 1813 ylnda ikincisi de 1816'da yaynlanmtr. Bu ciltler srasyla Nesnel Mantk ve znel Mantk olarak adlandrlmtr. Hegel'in sonraki senelerde yaynlad Genel Hatlar le Felsefe Ansiklopedi'si adl eserin ilk cildi de Mantk Bilimi adn tamaktadr. Mantk zerine yazd nceki kitabn zetini sunmaktadr. Bu yzden bu sonraki kitaba Kk Mantk denilmitir. Ciltleri 1813 ve 1816 yllarnda kan kitaba ise byk Mantk ad verilmitir. 64

konusu olan Varlk ile znel mantn konusunu yani mutlak de'yi tek bir gerekliin farkl grnmleri olarak ele almtr. Bu gereklik Us'tur. Genel anlam ile mantk, Us'un yasalarn dier bir deyile varln ve varl bilmenin kurallarn konu etmektedir. Nesnel mantn konusunu oluturan Varlk ve z retileri Hegel'in ontolojisinin temel nermelerini dile getirmektedir. Us'u varlk ve z biimlerinde nesneletirmektedir. znel mantk ise Us'u zne olarak ele almaktadr. Varlk nasl bilinebilir sorusunu yantlamaya almtr. Hegel bu soruyu zmek iin Kavram retisi'ni gelitirmitir. Varln kavramlar biiminde bilinebileceini sylemitir. Varl bilmenin yani kavramlar oluturmann Us'un edimleri olduunu yani Us'un znelliini oluturduunu iddia etmitir. Kavramn en gelimi biimiyle ortaya k yani mutlak de ise Us'un znelliinin en st dzeyini oluturmaktadr. Sonu olarak ortaya kan tablo, Us'un varlk ile bilme arasnda kurulan zdelii kapsayan btnlk eklinde tanmlanmasdr. 21 Hegel'in mantnn temelinde u iddia yatmaktadr: Us vardr ve kendisini bilmektedir. Ancak Hegel, Us'un varlnn ve varlna ilikin bilgisinin balangtan beri verili olmadn, bunlarn doa ve tin araclyla gerekletiini eklemitir. Hegel Mantk Bilimi'nden sonra 1817'de Genel Hatlar le Felsefe Ansiklopedisi adl eserini kaleme almtr. Ansiklopedi Hegel tarafndan felsefe dizgesini aklamak iin yazlmtr. Bu eser ciltten olumaktadr: Mantk Bilimi, Doa Felsefesi ve Tin Felsefesi. lk olarak mantnn genel yaps zerinde durulduktan
21 Burada kullandm varlk ve bilme kavramlar sklkla Hegel'in yazlarnda geiyor olsa da Hegel'in Us'u varlk ile bilmenin zdelii eklinde formle ettii ynndeki belirleme, Hegel'in mantn daha iyi aklayabilmek iin benim nerdiim bir aklamadr. Hegel benim burada geni anlamlaryla varlk ile bilme olarak belirlediim konular ilerken Varlk, Hilik, Olu, Fenomen, Tz, Kavram ve de gibi terimlere bavurmutur, ancak Hegel'in mantn bu kavramlarn ieriinin nasl doldurulduu biliniyor varsaylarak aklamaya almak amacna uygun bir davran olmayacaktr. Bu yzden Hegel'in problemini belirlerken herhangi bir zel anlam yklemeden varlk ve bilme kavramlarna bavurdum. 65

sonra Doa ve Tin konular ele alnmtr. Doa Felsefesi ve Tin Felsefesi, mantn yani dnmenin yasalarnn doaya ve tinsel varla uygulanmas sonucu elde edilen sistematik bilgilerdir. Bu bilgilerden hukuka ilikin olanlar 1821 ylnda Hegel tarafndan geniletilerek Hukuk Felsefesinin Anahatlar adyla yaynlanmtr. Bu Hegel'in hayatta olduu srede yaynlanan son kitabdr. Bu kitabn yaynlanmasndan ld tarih olan 1831'e kadar estetik, din felsefesi, tarih felsefesi ve felsefe tarihi zerine dersler vermi ve bu derslerde tutulan notlar filozofun lmnden sonra derlenerek kitap heline getirilmitir. Genlik dneminden beri ilgi duyduu konulardan biri olan tarih, ayn zamanda Hegel'in Berlin niversitesi'ndeki retim yaam dneminde hakknda ders verdii konulardan biri olmutur. Bu derslerde tutulan notlardan ve Hegel'in salnda yaynlanan kitaplarndan takip ettiimiz kadaryla tarihe ilikin birden fazla tanma ulamak mmkndr. Hegel'in tarihi teoloji asndan ele aldnda sk sk onu sk sk Tanr'nn plannn gereklemesi ya da tanrsal sten'in dnyaya hakim olu sreci olarak nitelendirdiini gryoruz. Bu tr tanmlamalar dnda tarihi genel olarak felsefe dizgesinin temelini oluturan manta has kavramlar araclyla tanmlamaya altn gryoruz. imdilik Hegel'in tarihe ilikin birden ok tanm vermesinin kendi sistemi asndan tutarl bir durum olduunu, bu tanmlarn aslnda birbirleri ile elimediini sylemekle yetinelim. Hegel'in felsefe dizgesini oluturan kavramlarla daha yakndan ilgilendikten sonra bu konu zerine tekrar dneceim. Ancak devam edebilmek iin Hegel'in tarih anlayna ilikin ilevsel bir tanma ihtiyacmz var. Bu yzden ksaca Hegel'in tarihi nasl anlamlandrd zerinde durmak istiyorum.

66

Hegel tarih kavramn daha nce de belirttiimiz gibi dnya-tarihi (Weltgeschichte) kavramna gnderme yaparak kullanmaktadr. Felsefi tarih, evrensel tarih ya da dnya-tarihi gibi kavramlar birbirini ikame edebilecek ekilde anlamlandrmaktadr. Hegel dnya-tarihinin Us'un tasarm olduunu iddia etmitir. Us'un kendisini doadan dlatrp tinsel bir boyut kazanmas dnya-tarihinin balangcn oluturmaktadr. Bu yzden tin tarihin ieriini oluturmaktadr. Bu ierik gelitike Us kendisini daha yakndan tanmaktadr, tarihte ilerleyen nesnenin ve bu ilerlemeyi salayan znenin kendisi olduunu kavramaktadr. Burada Us'un kavrad ey kendisinin zgr olduudur, nk tarih kendi eylemleri ile kendisini ekillendirmesinden ibarettir. Tarihte ilerlemeyi meydana getiren her gelime ayn zamanda Us'un zgr olduunun bilincine varmasn salamaktadr. Bu yzden Hegel tarihi zgrlk bilincindeki ilerleme olarak da tanmlamaktadr (Avineri, 1972:221-222) ve bu tanm tarihin Us'un tasarm olduu ynndeki tanm ile birbirini tamamlar niteliktedir. Burada son olarak Hegel'in felsefesinin btnl ierisinde tarihe verdii zel anlam zerinde duracam. Ksaca syleyecek olursak; Hegelci anlamyla tarih yani kendisinde ussal olann ilerledii sre olarak tarih, varln ve bilmenin bireimi olan Us'un varlnn nkoulu ve sonucudur. Bunu biraz aacak olursak yle syleyebiliriz: tarih, Us'un geliiminin rndr, ancak tarih belirli bir aamaya en st dzeye gelmeden Us'un tam anlamyla gelimesi mmkn deildir. Us kendisini balangta mutlak biimiyle yani zne ile nesnenin zdelii biiminde koymaz, nk Us'un kendininbilincine ulaabilmesi iin belirli aamalardan gemesi gerekmektedir. Us ilkin doada kendisini olumsuzlatrm bir halde bulunmaktadr.
67

Bu olumsuz durumu olumsuzlamas ve tinsel bir varolu kipine gemesi gerekmektedir, nk insan bilincinin ve trel kurumlarn geliimi en olgun biimini almadan e deyile dnya tarihi en son aamaya gelmeden zgrlk tam anlamyla geliemez ve mutlak Bilme'ye ulalamaz. Bu yzden tarihin varl ve geliimi Us'un gelimesi iin bir zorunluluk haline gelir. Hegel tarihin son aamaya ulamas ile Us'un nesnel ve znel yanlarnn zdelemesi arasndaki ilikiyi hukuk felsefesinin sonunda u ekilde ifade etmitir: Us'un tarihteki geliimi devletin ortaya kyla nesnellik kazanr. Devletin gereklemesi, tinsel alemin dnyevi bir varolu kazanmas ve dnyevi alemin varln ussal bir dzeye yani hukukun ve kanunlarn ussall seviyesine karmas anlamna gelmektedir. Bylece varlk ile bilme (nesne ile zne) arasndaki ztlk anlamn yitirir. Us kendisini var etmi ve bu sre iinde kendisini tanmtr. Hegel Us'un varln ve bilmenin sentezi biiminde gereklemesini zgrln ortaya k olarak deerlendirir. Us bu zgrlk aamasnda fiili gerekliini devlette bulur. Bu gerekliin duygusunu ve tasavvurunu dinde elde eder ve bu gereklii bilimin sanat, din ve felsefe alanlarnda kavrar ve bilir (Hegel, 2004: 274). Hegel tarihi dnya-tarihi olarak kavramayan tarihilik yaklamlarnn (kkensel tarih ve dnsel tarih) felsefi deerinin olmadn dnmtr, ancak bu klasik historia teoria kartln benimsemi olduu anlamna gelmemektedir. Yukarda aklamaya altmz gibi Hegel historia ile teoria arasnda bir nkoul sonu ilikisi kurmutur. Historik bilgiye ulalmadan teorinin mmkn olamayacan savunmutur. Evrenin bir us dizgesi olarak kavranmas onun byle bir ierie sahip olmasna baldr. Tinsel dnyann bu us dizgesini tamamlayacak ekilde olgunlap

68

olgunlamad historik bilgi olmadan bilinemeyecei iin, felsefi tarih Hegel tarafndan teorinin zorunlu bir nkoulu olarak deerlendirilmitir. Hegel bu grlerinden dolay daima sonda olmakla sulanmtr, nk Us'u tam olarak aklayabilmek iin tarihin son aamaya gelmi olduunu varsaymaktadr. Hegel'in mant eer tarih ilerlemeye devam ediyorsa Us'u nesne ile znenin mutlak zdelii olarak kavramamzn mmkn olmadn syler. Ancak Hegel'e gre Us'un yasalar bilinebilmektedir ve bu yzden tarih son aamaya gelmi olmak zorundadr.

II. B) HEGEL'N YNTEM VE DZGE ANLAYII

Hegel rasyonalist ve dizgeci bir filozoftur. Evrenin zaman ve mekandan nce gelen bir varln yani Us'un suretinden yaratlm olduunu iddia etmitir. nsan zihninin de bu surette yaratlm olduunu belirterek evrenin ve onu ekillendiren Us'un insan zihnince kavranabilir olduunu sylemitir. Hegel'in nemle altn izdii bir dier nokta ise ideal bilginin sistematik bir forma sahip olmas gerekliliidir. de tarafndan biimlendirilen doa nasl belirli yasalara gre ileyen bir btnlk arz ediyorsa, tin iin de benzer hatta daha gelimi bir dzenliliin geerli olduunu syleyebiliriz. te bu dzenliliin ortaya karlmas aslnda tm evrenin bir dizge biiminde var olduunu gzler nne serecektir. Bu yzden ben de burada ncelikle Hegel'in bu dzenlilii ortaya karmak iin kulland yntem zerinde duracam. Daha sonra onun felsefi dizge anlayn ele alacam.

II. B. 1) Hegel'in Yntem Anlay


69

Hegel'in, dnyann ussal bir dzen olarak kavranabilmesini tarihin son aamaya ulam olmas artna balamas, yukarda da belirtildii gibi dncelerinin daima sonda olduu iin eletirilmesine neden olmutur. Oysa Hegel iin sonda olmann ya da kendi ifadesini kullanacak olursak ge kalmann eletirilecek bir yan yoktur. Aslnda felsefenin daima ge kalyor olmas onun temel zelliklerinden birisidir, nk felsefe, gereklik 22 oluum srecini ileyip bitirdikten sonra ortaya kmaldr. Felsefe, gereklik oluum srecini tamamladktan sonra onun karsna kmal, bu gerekliin oluum sreci boyunca onda deimeden kalan kavramal ve bu sreci onda deimeden kalan eye (tz, Substance) referansla en batan balayarak dnsel olarak ina etmelidir (Hegel, 1970: 28) 23 . Hegel, gerekliin ancak tam anlamyla ortaya kt zaman mutlak biimde bilinebilir olduunu dnmektedir. Onu tam anlamyla ortaya kmadan bilmeye almak Kant'n eletirdii trden bir metafiziin iine dmek anlamna gelecei iin daima ge kalmak mutlak Bilmenin olmazsa olmaz olarak deerlendirilmitir. Hegel kendisine gerekliin oluumunu dncede yeniden ina etme frsatn verdii iin daima ge kalmaktan yanadr. Felsefenin, tarihsel sreci de dncede
22 Gereklik (Realitt) hakikat ile ayn anlama gelen bir szcktr. Bu iki kavram metinde birbirlerinin yerine kullanlmtr. Hegel Gerek olan ussaldr, ussal olan gerektir diyerek varlk ile bilme arasnda zdelik ba kurmaya almtr. Bu konuyu daha sonra ele alacaz. Hegel'e gre varolan (Dasein) her ey gerektir. Bir eyin var olup olmadn ancak zihnimize yansd zaman bilebiliriz. Bu yzden gereklik kavramsal varolua sahiptir. Buradan yola karak Hegel'in gerekliin oluum srecini ileyip bitirmesi terimiyle, varolan her eyin zihnimizce kavranm olmasn kastetmi olduunu syleyebiliriz. Hegel'in Gerek btndr. eklindeki ifadesini de bu ereve iinde yorumlamak gerekir. Hegel'e gre gerek, btndr yani kendi geliimi araclyla kendisini tmleyen z'dr ve ancak oluum srecini ileyip bitirdikten sonra bilinebilir (Hegel, 2004b: 33). 23 Hegel buradaki grn Minerva'nn Baykuu, ancak gn batarken umaya balar cmlesi ile dile getirmitir. Minerva'nn Baykuu Roma mitolojisinden alnm bir tabirdir ve bilgelii simgeler. Hegel burada bilgeliin, gerekliin oluumunun ardndan elde edilebileceini belirtmek istemitir. 70

yeniden ina etmesi gerektiini dnmektedir. Bu grevi yerine getirebilecek bir felsefenin gereklii kurgusal (spekulative) yntemle yeniden ina etme

zorunluluunun bulunduunu iddia etmitir. Hegel'in gerekliin oluumunu kurgusal bir biimde aklamak iin bavurduu kavram mutlak de'dir 24 . Gerekliin oluumu, Hegel tarafndan mutlak de'nin yani logosun evrene hakim oluu biiminde kurgulanr. Burada logos gereklii kuatan mutlak ussallk anlamnda kullanlmaktadr. Hegel'in kurgusal yntemi ile felsefi idealizminin iie geiini grebilme asndan bu tespit nemlidir, ancak burada Hegel'in gerekliin oluumu ile mutlak de arasnda nasl bir ba kurduunu aklamaya girimeden nce baka bir sorun zerinde durmak istiyorum. Bu sorun Hegel'in kurgusal yntemine niin olduka karmak bir dilin hakim olduu sorusu eklinde zetlenebilir. Hegel gereklik ile ussallk arasnda bir zdelik kurmakla ayn zamanda gerekliin dile getirilii ve logosu dile getirmek arasnda da zdelik ba kurmutur. Bunun Hegel'in yazlarnda kulland dile yansmas ise u ekilde olmutur: Gereklik biimsel mantk tarafndan birbirinden bamsz paralarn toplamndan ibaretmi gibi grnrken, onu logosun hakimiyeti altnda ele alan kurgusal yntem bu paralar kapsayan ancak bunlarn toplamndan daha fazlas olan

24 Hegel daha nce de deinmi olduumuz gibi, evrene dzen veren mutlak varl, Us olarak adlandrmtr. Us, varln ve bilmenin zdeliinden oluur yani Us hem var olan hem de varlnn bilincine dier bir deyile kendininbilincine ulaan varlktr. Us'un varlnn bilincine varmas znel mantn konusudur, nk Us'un znellii varlnn bilincine varmak iin giritii eylemlerden olumaktadr. Hegel znel mant Kavram retisi zerine kurmutur. Kavram retisi'nin konusunu Us'un varlnn bilincine varmas yani varl kavramlar araclyla bilmesi oluturmaktadr. Us'un znellii varln en st seviyede bilmesi ile son bulur. Bu aamada Us'un znellii en stn kavram biiminde gerekleir. Bu kavram mutlak de'dir. Mutlak de, Us'un varlnn tm aamalarna denk den kavramlar iinde barndrmaktadr. Bu yzden mutlak de'nin kendisi gerekliin oluumunu dier bir deyile Us'un varln kurgusal bir biimde yeniden retme yntemini kapsamaktadr. Hegel mutlak de'yi gerekliin geliiminin tm aamalarn bilmemizi salayan mutlak yntem olarak anlamlandrd iin, onu Antik Yunan filozoflarnn evrensel usu adlandrmak iin kullandklar logos kavramnn anlamda ilan etmitir. 71

bir varoluu dile getirir. Bu yzden, eer Hegel'in diline gndermede bulunacak olursak, logosun, kendisini oluturan paralar birbirine balayan bir ruhun blnemezliine sahip olduunu syleyebiliriz. Bu zelliinden dolay logosu dile getirmek, ki bu felsefenin asli grevidir, hem onu oluturan paralar tanmlamay hem de bu paralarn birbirleri ile ve btnle olan ilikilerini kurmay gerektirmektedir. Bu da Hegel'i olduka soyut ve bir o kadar da karmak bir dil kurmaya yneltmitir. Yapmaya alt i, logosu, teolojik adan ifade edecek olursak tanrnn kelamn yazya dkmektir. O yzden sadece analitik deil ayn zamanda organik bir anlatma bavurmu ve anlattklarnn ieriinin younluuna paralel biimde kark cmlelerden oluan metinler kaleme almtr. Alman dilinin kendisine tand bir frsat kullanarak, kurduu cmlelerin gvdesine yan cmleler ekleyerek gerekliin o an iin betimlemeye alt ann organik bir btn olarak kurmay amalamtr. Hegel'in metnin daha iyi anlalmasn salamak iin ona dahil ettii ek cmleler filozofun dncelerinin geneline aina olunmad durumlarda metinlerinin anlalmazlnn asl sebebi olarak grlebilirler, ancak asl sebep burada aklamaya altmz gibi Hegel'in felsefeye ykledii sorumlulukta aranmaldr. Hegel, felsefeden mutlak gereklii/hakikati 25 aklamasn beklemektedir. Mutlak hakikatin aklanmas sadece bir betimleme ile mmkn olabilir, yani bu hakikat nasl ortaya kyorsa onu ortaya kt ekilde dile getirerek aklamak gerekmektedir 26 . Bu yzden Hegel'in metinlerini oluturan cmlelerin hemen hemen

25 Mutlak gereklik ya da mutlak hakikat kavramlar ile oluumunun son aamasna gelmi gereklii/hakikati kastediyorum. 26 Hegel mutlak hakikatin oluumunu bir sre olarak kavrad iin, olgularn bu sre iinde farkl hatta bazen eliik konumlarda yer alabileceini varsaymtr. Bu yzden kimi olgulara ynelik 72

tamam mutlak hakikatin belirli bir aamada alm olduu hali betimlemeyi amalayan hacimli cmlelerdir. Bu cmleler betimleyicidirler nk betimleyici olmadklar durumda gerekliin oluumunu ya eksik anlatyor ya da bu srece keyfi eklemeler yapyorlar demektir. Dier bir deyile logosun blnemez bir btn olduu gereini atlam oluyorlar demektir. Ayrca ounlukla bu cmlelerden herhangi birini anlayabilmek, Hegel'in felsefe dizgesi hakknda ve Hegel'in ska kulland kavramlar nasl anlamlandrd konusunda belirli bir birikime sahip olmay gerektirmektedir. Hegel'in yazlarna hakim olan dilin yaratt dier bir sorun, kendisi hakknda ikincil kaynaklardan edinilen fikirlerin karlklarnn orijinal metinlerde bulunmasn gletirmesidir. Hegel'in dilinin etinlii bu tr

almalarda orijinal metinden yaplan alntlarn, kimi zaman o almalarn anlalrln olumsuz ynde etkilemelerine de neden olmaktadr. Bu noktadan itibaren asl konumuza yani Hegel'in yntemine dnerek Hegel'in dilini etkileyen dncelerin onun yntem 27 anlayn nasl etkilediini gstermeye alacam. Bunu yaparken, Hegel'in yntemini aklarken kulland anlalmas zor anlatm aabilmek iin ncelikle kendisinin yntemini aklarken izledii sralamay takip edeceim. Yukarda aklamaya altm gibi Hegel'in dili, onun ele ald bir konu hakkndaki grlerinin bir bakas tarafndan kendi anlatmyla aklamasn zorlatrmaktadr. Byle bir anlatm gerekletirebilmek iin birok kavramn anlamnn bilindiini varsaymak gerekmektedir. Bu yzden Hegel'in

birden ok tanm vermitir. Kaleme ald metinleri karklatran nemli bir konu da belirli bir kavrama ilikin birden ok tanmn verilmesidir. 27 Hegel'in yntemine ilikin deerlendirmeleri onun znel Mantk'nn son blmn yani mutlak de blmn temel alarak yapmaya alacam. Zaten kendisi de genel anlamyla dizgesinin tmne hakim olan yntemini bu blmde ele almtr. Bu blmdeki aklamalar Hegel, Btn Yaptlar 1 adl kitaptan ve projekt-gutenberg.de adresinden yararlanarak gerekletirdim. 73

yntemini aklarken ne kan kavramlarn anlam ynnden birbirleri ile olan ilikilerini aarak ilerlemeye alacam. Hegel, yntemin (Methode) ilk bakta bilginin tarz ve slubu (Art und Weise) eklinde grndn sylemitir. Bylece kendi ynteminin, genel olarak yntem kavramna ilikin yaplan tanmlar aan bir yntem olduunu belirtmeyi amalamtr. Yntem gerekten de bilginin ne olduu, neyin bilinip neyin bilinemeyecei ve bilginin nasl elde edilecei gibi sorular zerinde

younlamaktadr. Bu yzden bilin sahibi zne ile nesne (Gegenstand) arasndaki bilgi edinme ilikisinin biimi olarak da tanmlanabilir. Ancak bu noktada bir hatrlatma yapmamz gerekiyor. O da Hegel'in varlk ile bilme ( nesne ile bilin ya da nesne ile zne) arasnda bir zdelik ba kurduudur. Varlk ile bilme arasnda kurduu ba kendi yntemini dier yntemlerden ayran ve onu bilginin tarz ve slubundan daha fazla bir ey haline getiren temel zelliktir. Hegel burada sraladmz ikiliklerin kart taraflarnda yer alan terimlerin, aslnda birbirleri ile zde olduunu ve bu kartlklar kapsayan bir tmelin farkl biimlerini ifade ettiini sylemitir. Buradan yola karak Hegel'in yntem anlayna dnecek olursak unu syleyebiliriz. Hegel'e gre her varlk bilin iin varlktr (Stace, 1976: 126), yani bilin dnda bir varlk ya da varln dnda bir bilin varolamaz, nk varlk ile bilme zdetir. Bu ikisi Us'un iki farkl varolu biimidir; ilki nesnel ikincisi ise znel varoluudur. Us vardr, 28 varolan her ey ussaldr ve Us, belirli bir sre sonucunda bu gerekliin bilincine ular, bilgisine ulat varln aslnda kendisi olduunu kavrar ve bylece kendininbilincine ular.
28 Us'un varl Hegel'in mant asndan bakldnda nesnel mantn konusunu oluturmaktadr ve bu yzden u aamada incelememizin konusunu oluturmamaktadr. Hegel'in yntemini aklamak iin Us'un kendi varlnn bilgisine nasl ulat konusu zerinde duracam. 74

Us'un znellii varln bilgisine ulamaktr. Bu ayn zamanda Us'un kendisini tanmas anlamna gelmektedir, burada zerinde duracamz husus Us'un znelliinin ayn zamanda yntem sorununu dile getiriyor oluudur. Yukarda da deinmi olduumuz gibi, yntem, bilgi sorusunu ele alan dnce pratiidir. Hegel de buna dayanarak, yntemi Us'un znel varoluunun, dier bir deyile znel mantn ve Us'un kendisini tanmasnn biimi olarak ele almtr. Hegel'in bu yaklamn aklayabilmek iin onun znel mantnda yer alan baz hususlar ksaca aklamamz gerekiyor. Us, gereklii kavramlar (Begriff) araclyla dile getirmektedir. Dier bir deyile kendisini kavram olarak tanmaktadr. Hegel, kavram, nesnenin dnda yer alan bir ey olarak deerlendirmez. Ona gre nesne yani varlk, bilin iin varlk olduu srece varlktr. Eer bilin iin bir anlam ifade etmiyorsa, bilin tarafndan kavranmamsa varlk deildir. Bu yzden varln gereklii kavramsal bir varolua sahiptir. Kavram, bu niteliinden dolay, Us'un nesnellikten znellie geiini salamaktadr. Varlk ile bilme arasndaki zdelik ban kuran eydir kavram, nk varln gerekliini temsil etmekten te bizzat bu gerekliin kendisini meydana getirmektedir. Geldiimiz noktada, kavramlarn, varln gerekliini oluturmalarndan hareketle yntem konusunu daha yakndan incelemeye geebiliriz. Hegel kavramlarn varln gerekliini oluturabilmelerini, gerekliin ikili bir yapya sahip olmasna balar. Gerekliin ikili yapsn oluturan geler, ierik ve biimdir. Bunlar srasyla bilmenin nesnesini oluturan varla ve bilmenin biimini meydana getiren ynteme ilikin terimlerdir. Varlk gerekliin ieriini olutururken yntem ise gereklii biimlendirir. Hegel gereklii, biimle ieriin birlii eklinde
75

kurgulayarak, yntemin gereklie ve onu oluturan kavramlara ikin olduunu vurgulamak istemitir. Kendi yntemi, dier yaklamlarda - zellikle biimsel (formel) mantkta - olduu gibi gereklikten bamsz bir yntem olarak kurgulanmamtr. Hegel iin yntem, Us'un kendisini yani varl bilmede kulland kuvvettir. Bu kuvvet kavrama hem isel hem de dsaldr (Hegel, 1976: 229). Yntem, yneldii nesnenin yani varln gerekliin ierii haline gelmesiyle oluan hareketin, dier bir deyile kavramn hareketinin itici gcdr, kuvvetidir. Her varlk ussalln bir biimini temsil eder. Yntem bu biimi aa karan gtr. Bu yzden yntem varln kavram haline gelmesini salayan asl dntrc kuvvettir. Kavram aslnda varln yntem ile dolaylanm hali olmas yntemin kavrama ikinliini oluturmaktadr. Ancak bu ikin olma durumu yntemin bir ynn aklamaktadr. Yntem dier yn ile kavrama dsaldr, nk Us balangta varl tm belirlenimleri ile beraber bilememektedir. Varln mutlak bilgisine varmas belirli bir sre iinde gerekleir. Yntem bu srecin motorunu oluturmaktadr, nk yntem Us'u, kendisini Us'tan bamsz olarak sunan varln yani dsal varln bilgisine gtren dnsel kuvvettir. Yntem, kendisini Us'tan bamsz olarak sunan, henz bilmenin konusu olmayan varla ynelir. Ve bu dsal varln gerekliini ortaya koyarak yani onu iselletirerek yeni kavramlar tretir. retilen her bir kavram gerekliin daha somut bir ann (Moment) ifade eder. Yntem bu dsallk sayesinde kavramn geliimini salam olur. Bu yzden Hegel, yntemi ayn zamanda kavramn hareketi olarak da tanmlamtr. Yntem kavramn hareketi boyunca o kavramn ieriini oluturan tikel olgulara zg biimlere

76

brnerek varln srdrr. Bylece kavramn hareketinin iie gemi halkalardan oluan bir zincire benzeyen bir btnlk oluturmasn salar. Yntem bu btnlk iinde, farkl biimlere brnm olsa da aslnda deimeden kalan ve bizlerin gereklii ussal bir btn olarak tanmamz salayan eydir. Hegel yntemi bu zelliinden dolay bilmenin ruhu ve tz (cevher) olarak tanmlar. Kavramn hareketi, varln tamamen Us'un bilgisine dahil edilmi olduu aamada sona erer. Varlk tm ieriiyle Us'un bilgisine dahil edildii iin yntem bu noktada artk isellik ve dsallk ayrmna tabi deildir. Kendi geliimi de kavramn geliimi gibi en st dzeye erimitir. Bu aamada yntemin mutlak biimine ulam olmas bize Hegel'in ynteminin nasl iledii sorusunu yantlama imkan verir. Bir eyin ne olduunu en azndan anahatlaryla aklamadan onun nasl ilediini anlatmaya girimek anlatm glendiren bir yaklam deildir. Bu yzden ncelikle Hegel'in, yntemi, Us'un kendisini varln ve bilmenin zdelii olarak tanmasn salayan kuvvet olarak ele aldn aklamaya altm. imdi yntemin Us'un kendisini varln ve bilmenin zdelii olarak tanmasn salayan kuvvet olma grevini nasl yerine getirdiini anlatmaya geeceim. Yntem, Hegel tarafndan kendisine yklenen grevi, gerekliin ieriini oluturan nesneyi dntrp onu kavramsal boyutta yeniden ina ederek yerine getirir. Yntem yneldii her nesneyi o nesnenin kendine zg bir biimde tad ussall aa kararak dntrr. Burada dntrmeden kast nesnenin

kavramsal varolua tanmas ya da Us'un bilgisine dahil edilmesidir. Her nesnenin kavramn geliimi iinde kendine zg bir yer edinmesini salar ve bylece nesne, yntemin etkinlii araclyla kavramn belirlenimi halini alm olur. Yntem
77

bununla da yetinmez, teker teker ortaya kard belirlenimler arasnda ilikiler kurar. Bu belirlenimler arasnda balangtan sona doru ilerleyen bir ba oluturur. Bylece kavramn hareketini meydana getirmi olur. Hareketin her annda ussalln farkl bir biimini ortaya karr ancak kendisi deimez, nk o mutlak biimdir. Yntem kavramn hareketini aamal bir biimde meydana getirir. lk aama balang aamasdr. Hegel'e gre yntem, kurgusal bir yapya sahip olabilmek iin, bilginin retimine tmel bir kavram ele alarak balamaldr. Dier bir deyile balangc oluturan kavramn ierii ve biimi tmel (Allgemein) olmaldr 29 . Hegel'in balang iin zorunlu olduunu ileri srd bir dier zellik soyutluktur. Bu iki zellii birlikte ele aldmzda balangcn soyut bir tmel olarak belirlendiini syleyebiliriz. Hegel soyut tmellik iindeki balangc Dolaysz olarak adlandrr. Daha sonra balangcn soyutluunun mutlak bir soyutluk olmadn savunur. Balang soyut olmakla birlikte tmel olduu iin somutluu kendiliinde (dier bir deyile kendinde an sich) tamaktadr, onu soyut klan ey bu kendinde somutluun henz gereklik kazanmam olmasdr. Hegel'in terimini kullanacak olursak henz kendi iin (fr sich) somutluk halini almamtr 30 . Hegel'in balangc tmelin dolayszl olarak ele almasnn temelinde yatan neden bu henz gereklememi olma durumudur.
29 Evrensel anlamna gelen tmel szcnn Almanca karl Allgemein'dr. Szcn Latince'deki karl olan universalis de Bat dillerine tmel kelimesini karlayacak ekilde girmitir. Hegel sfat olarak tmeli varln tmn kapsayan - evrensel anlamnda kullanmtr. Bu kavram isim olarak kullandnda onunla varln tmln - evrenselliini adlandrmtr. Tm varlklara ikin olan z belirtmek iin tmel kavramn kullanmtr. 30 Hegel'in ska kulland terimlerden ikisi kendinde (an sich) ve kendi iindir (fr sich). Bu terimler, kendi balarna tadklar anlamdan ok baka kavramlar niteleme zelliklerinden dolay ska kullanlmlardr. Niteledikleri kavramlarn srasyla varlk (nesne) ya da bilme (zne) asndan ele alnmalarn salamaktadrlar. Bir eyin kendindelii onun salt nesnelliini yani biimden soyutlanm haliyle ortaya koyduu ierii ifade eder. Kendi iinlii ise o eyin salt znelliini yani ierikten soyutlanm haliyle sahip olduu bilinci ifade eder. Hegel kendinde ve kendi iin terimiyle de varlk ile bilmenin birlii olarak ortaya kan mutlakl ifade eder. 78

Kavramn hareketinin ilk referans noktas soyut tmellik dolayszlktr. Bu ayn zamanda kavramn ilk belirlenimidir. Kavramn bu noktadan balayarak gsterdii ilerleme Hegel tarafndan balangcn gelimesi olarak deerlendirilir, nk ilerleme soyut tmelin kendinde sahip olduu somutluun kendi iin somutlua dnmesi anlamna gelmektedir. Kavramn hareketini/geliimini zce birbirinden farkl gerekliklerin dile getirilii olarak anlamlandramayz, nk bu ilerleme aslnda balangc oluturan soyut tmelin kendinde yer alan ieriinin gerekleme srecinden baka bir ey deildir. Bu gerekleme sreci yani kavramn ilerlemesi zorunludur, nk balangc oluturan kavram tmel olduu iin kendinde somuttur ancak soyut bir biim ve ierik olarak konmutur, dier bir deyileme belirlenmemitir - dolayszdr. O yzden henz mutlak biimde bilinemez. Mutlak bilme, kavramn geliiminin sonucunda ortaya kabilecei iin kavramn gelimesi zorunluluk halini almaktadr. Bu zorunluluun almasn salayan ey, kendinde somut olmas yani kavramn geliiminin ieriini kendinde tamas nedeniyle balangc oluturan tmelin kendisidir. Kavramn ilerlemesi bu ieriin belirlenmesi olarak anlalmaldr. Eer tmel balangta bu ierii kendinde kapsyor olmasayd belirlenecek bir ierik sz konusu olamazd ve kavramn ilerlemesi mmkn hale gelemezdi. Tmelin balangta soyut bir biimde tad ieriinin somutlanmas yntemin ikinci aamasn oluturur. Bu yzden ikinci aamay balangcn soyut tmellikten farkllat ve bu tmelin, kendi ieriinin belirlenmesi sonucunda somut btnlk olarak ortaya kt aama olarak tanmlanabilir. Bu belirlenme aamas yntemin diyalektik aamasdr. Hegel diyalektiin kukuyla karlanan bir
79

yntem olduunu ancak bu kuku ve eletirilerin yersiz olduunu belirtmitir. Diyalektie ilikin genel kan, onun sadece eletirel bir yaklama sahip olduu ve ele ald ierii sfrlayan yani mutlak biimde olumsuzlayan bir yntem eklindedir. Oysa ki Hegel diyalektiin hem zmsel (analitisch) hem de bireimsel (syntetisch) bir yntem olduunu belirtmitir. imdi Hegel'in diyalektii zmsel ve bireimsel bir yntem olarak deerlendirmesinin ne anlama geldii zerinde duracam. Hegel, yntemin balangcn oluturan kavram soyut tmel olarak belirlemiti. Bu kavramn dolaysz olduunu yani ieriinin belirlenmemi olduunu sylemiti. kinci aamaya gelindiinde balangcn farkllam olduunu eklemiti. Hegel'e gre balangcn farkllamas ile eitlilik ortaya kar, nk farkllam olan yani baka (Andere), balangcn bakasdr ve balang dolaysz olduu iin bakas eitlilik eklinde ortaya kmaktadr. Soyut tmelin kendinde tad somutluk henz dolayszdr, nk bilmenin nesnesi haline gelmemitir. Yntem tarafndan gerekliin ortaya karlmas iin ilenen bir ierie dnmemitir. Balangcn farkllamas sonucunda bu durum deiir. Soyut tmelin kendinde tad somutluk, ieriin eitliliine dnmtr. eriin eitlilii kavramn belirlenimlerini olutururlar. Biimsel mantk ieriin eitliliini birbirleri ile dsal balantl bamsz entiteler biiminde kavrar. Ayrca bu eitlilik iinde ortaya kan ikilikleri eliki olarak grr. Bu ikilikleri oluturan terimleri yani kartlar birbirinden yaltk ekilde kavramaya ve onlar bu yaltklar iinde sabitlemeye alr, nk temel ilkesi zdeliktir. O A=A'nn tesini gremez. Oysa diyalektik yntem bunun tersine ieriin eitliliinin meydana getirdii belirlenimleri birbirleri ile dsal balantl

80

biimde kavramaz. Diyalektik bu belirlenimleri gerek nesne ve ierik olarak alr. Onlarn temelinde tmelin kendinde tad somutluun olduunu bilir. Bu somutluun ortaya koyduu nesneleri kavramn belirlenimleri iinde ait olduu yerlere yerletirir. Bu onun zmselliidir. Ayrca kavramn belirlenimleri arasnda ortaya kan kartlklar birbirinden yaltarak sabitlemez. Biimsel mantn eliki grd yerde o kavramn devingenliinin kaynan bulur. elikileri meydana getiren kartlklar biretirerek kavramn yeni bir belirlenimine ular ve ortaya yeni bir terim koyar. Bylece gerekliin dncede kurgusal biimde yeniden inas asndan ok temel bir grevi yerine getirmi olur. Hegel diyalektiin ortaya koyduu yeni terimi ilk terimin yani tmelin bakas (Andere) olarak nitelendirir. Bu ikinci terim ilkinin yani dolayszn dolaylanmdr. Dier bir deyile ifade etmek gerekirse ikinci terim ilkinin olumsuzudur. Hegel'in ikinci terimi ilkinin olumsuzu olarak ele alarak vurgulamak istedii ey ikinci terimin mutlak bir olumsuzluk hilik olmad, bunun, ilk terimin yadsnmas sonucu ortaya kan gereklik - ilk terimin gereklii - olduudur. Balangcn diyalektik tarafndan yadsnmas sonucu ortaya kan dolaysz dolaylanm olarak ortaya kar. kinci terim yani dolaylanm, kendi iinde ilk terimin belirlenimini kapsar, nk onun yadsnmas sonucu ortaya kmtr, dier bir ifadeyle onun bakasdr. imdi ortada tek bir terim vardr. Bu terim dolayszn bakas olan dolaylanmtr ve bu yzden dolaysz kendi iinde saklamakta ve korumaktadr. Hegel diyalektiin bizi ilk terimin zne ikinci terimin yklem olduu bir nermeye ulatrdn syler. Bu nerme Bir oktur ya da Varlk Hilik'tir eklinde ortaya kar ve biimsel mantn ald ann ifade eder.
81

Hegel yntemin ulat bu yeni aamay biimsel mant sahiplenenler gibi bir hata ya da olumsallk an olarak grmez. Diyalektiin ortaya koyduu bu eliik nermeyi zorunluluk olarak grr. Diyalektik an bir zorunluluk andr ancak kurgusaln dile getirildii, gerekliin mutlak anlamda bilinebildii an deildir. Bunun nedeni diyalektiin kartlklar arasnda ortaya koyduu zdelii, rnein Varlk Hilik'tir, bir btn oluturacak ekilde ifade etmiyor olmasdr. Uzunca bir sredir Hegel'in felsefe dizgesinin temelinde varlk ile bilme arasndaki zdelik olan Us'un yer aldn yineliyoruz. Diyalektik varlk ile bilme rneinde olduu gibi kavramn birbirinin kart olan belirlenimleri arasndaki zdeliin meydana gelmesine yardmc olur ancak mutlak gerekliin kavranmas iin bir adm teye gitmek gerekmektedir. Mutlak gereklii ifade edecek bir kavramn dile getirilmesi dier bir deyile nc terimin ortaya karlmas ile bu eksiklik giderilmi olur. nc terimin ortaya knn kkeni yine yntemin diyalektik annda (moment) uranda bulunmaktadr. Diyalektik an nc terimin yani kavramn nc belirleniminin ortaya k asndan deerlendirdiimizde, bu ann olumsuz an olduunu grmekteyiz. Hegel iin ikinci an balangcn yadsnmas ile balayan dolaymlanma (Vermittelung) ilikisini ifade eder. Bu iliki ilk terim ile nc terim arasndaki banty oluturmaktadr (Verhltnis). Bunu amak gerekirse, diyalektik ann ortaya kard belirlenim yani ikinci terim, bir olumlunun (balangcn) olumsuzu olduunu hatrlayarak balayabiliriz. Bu yzden Hegel ikinci terimi kendinde baka olarak adlandrr. Bununla ikinci terimin ilk terimi yani bakasn kendinde ierdiini ve bu yzden eliik bir yapya sahip olduunu vurgulamak istemitir. Hegel iin ikinci terimin eliik olmas bir hata olarak grnmez. Hatta

82

eliki kavramn ikinci belirlenimi olduu iin gerekliin bir paras olarak kabul edilir. elikiyi ortaya karan ey yadsmadr (Negativitt). Yadsma ikinci terimi balangcn olumsuzu olarak ortaya koyan etkinliktir. Bu etkinlik Hegel'in dizgesinde sadece kavramn ilk belirleniminden ikincisine geite yer almaz, kavramn belirlenimlerinin tmnde devrededir. O yzden yadsma Hegel tarafndan ... her etkinliin isel kayna, kendi iinde btn hakikati tayan ve bu yzden tek hakikat olan diyalektik ruh olarak tanmlanmtr. Yadsma kavramn belirlenimlerini ortaya karan kuvvet olduu iin kavramla gereklik arasndaki farkn ortadan kalmasn ve gerekliin kavram olarak varolmasn salayan etkinlik- znellik olarak deerlendirilir. Kavramn zorunluluka aamasndan nc aamaya yani zgrlk aamasna geiinde de yadsma devrededir. Bu sefer yadsnan ikinci terimdir. kinci terimin yadsnmas ile zaten bir olumlunun olumsuzu olan tekrar olumlu olarak konur. Hegel bunu yadsmann yadsnmas (negation der Negativitt) olarak adlandrr. Yadsmann yadsnmas ortaya yle bir tablo karmtr: ilk terim kendinde somut ve bu yzden kendinde olumsuz olduu iin onun diyalektik an yani yadsnmas kendinde olarak ierdii ayrmlln ortaya kmasdr. Bu ekilde ikinci terim yani belirlenmi olan terim ortaya kar. Bu belirlenmiin yadsnmas sonucunda ise ikinci terimin kendinde ierdii birlik ortaya kar. te nc terim bu birlii dile getiren kavramdr. Hegel bilgi srecinin nc terimle birlikte kendine dndn belirtmitir. Bununla nc terimin ilk terim tarafndan kendinde ierilen somutluu ifade ettiini belirtmitir. nc terim elikinin yadsnmasyla ortaya kt ve bu
83

elikinin almas olduu iin ilk dolayszln yani soyut tmelin yeniden kurulmasdr. Yalnz birinci terimle nc terim arasnda bir fark bulunmaktadr. nc terim ilkinin bakas olan ikincinin bakasdr. Bu yzden ilk iki ann yani dolaysz ile dolaylanm olann birliidir. lk terim ikincide nasl korunmaktaysa, ilk iki terim de ncde korunmaktadr. nc terim de ilk terim gibi dolayszdr ama onun dolayszl dolaymn almas eklindeki dolayszlktr. kinci terimin ortaya koyduu ayrmlln almas anlamna gelmektedir. Baka bir deyile olumsuzun almas biimindeki olumludur. Balangta var olan soyut tmelin belirlenmi halidir. O yzden Hegel nc terimi Baka varlk sayesinde kendisini gerekletiren, bu gerekliin almas sayesinde kendi ile yeniden birlemi bulunan ve mutlak gerekliini, kendi ile basit ilikisini yeniden kurmu olan kavramdr. Bu kavram Hegel'e gre ilk iki terimin hakikatidir. Buraya kadar yapm olduum geni aklamada Hegel'in yntemi zerinde durdum. Hegel'in ynteminin felsefe dizgesi asndan tad ilevi ve kendisinin yntemini aklarken kulland kavramlar aklamaya altm. imdi buraya kadar Hegel'in yntemi ile ilgili olarak yaptm aklamalar zetlemek istiyorum. Hegel yntemin bilginin tarz ve slubu (Art und Weise) olduunu syler. Byle syleyerek yntemin bilgi sorusunu ele aldn anlatmak istemitir. Yntem bilginin ne olduu, nasl elde edilebilecei ve benzeri sorularn yantlarn aramaktadr. Bu yzden Hegel'in bilgiyi nasl ele aldndan balayarak onun yntemini aklamaya alacam. Bilgi genel olarak varln zihnimize yansmas eklinde tanmlanabilir ve bu tanm Hegel iin de geerli olacaktr. Hegel iin burada nem tayan ey, varln zihne yansmasnn yani bilginin kendisinin gereklik olarak tannmasdr.

84

Hegel zihnin dnda varolan, dier bir deyile zihni nceleyen bir varln olamayacan dnmektedir. Tekrarlayacak olursa varlk zihne yansmas ile varlk olarak gereklik kazanr. Dolaysyla bu gereklik kavramsal bir varolua sahip olur. Dier bir deyile gereklik kavramlardan olumaktadr 31 . Bu Hegel'in felsefesinin niin idealist bir felsefe olarak adlandrldn aklamaktadr. Yntem ise bu idealizme biimini veren ruhtur. imdi bu ruh zerinde duracam: Yntem gerekliin kavramsal varoluunu ortaya karan znelliktir. Kendisine nesne olarak varl alr ve varl bilginin ieriine dntrr 32 . Bu ierii kavramsallatrarak bilginin ortaya kmasn salar. Bilgi gerekliktir ve kavramsal varolua sahiptir. Gerekliin kavramsal varoluunu, nesne olarak ieriin ve bu nesneyi dntren zne olarak da yntemin birlii meydana getirir. Bu yzden ierik ve yntem kavrama ikindir. Yntem kavrama ikin olmakla beraber, kavramn belirlenimlerini meydana getiren kuvvet olma zelliini de tamaktadr. Dier bir deyile kavrama ikin olan yntem ayn zamanda kavramn hareketini salayan e olma ilevini de yerine getirmektedir. Yntem kavramn ieriini genileterek yeni belirlenimlerin ortaya
31 Hegel varln gerekliini kavram olarak tanyabileceimizi ve bu yzden kavramn gerekliin kendisini oluturduunu sylemitir. Burada kavram szcn sk sk tekil olarak kullanmtr, nk kavramn bir ok belirlenime sahip olsa da tek bir gereklii Us'u dile getirdiini dnmtr. Bu yzden kavram, Hegel'in mantnda terimsel bir nitelik tamaktadr. Nitekim Hegel daha nce de belirtmi olduum gibi znel mantn kavram retisinden olutuunu sylemitir. Burada kavramn, birok belirlenime sahip olmasna ramen hala tekil olarak kullanlyor olmas onun terim olarak kullanlmasndan kaynaklanmaktadr. O yzden gndelik dilde kullanlan kavram szcn metinde yeri geldiinde oul biimde kullanmama ramen Hegel'in terimsel bir nitelik ykledii yerlerde kavram orijinal metinde olduu gibi braktm. 32 Varlk, bilme ile Us'u meydana getiren iki eden biridir. Burada bilme, Us'un varl dier bir deyile kendinin dier biimini bilmesidir. Varlk Us'un bir biimi olduu iin ussaldr, ancak bu ussallk bilmenin ierii haline gelmeden kavranamaz. te yntemin varl bilginin ieriine dntrmesi bu noktada anlam kazanr. Yntem varln sahip olduu ancak henz bilinemeyen ussall nesne olarak ele alr. Ussalln o varla zg ald biimi ortaya karr. Hegel'in yntemi ele ald nesneye dsal ve nceden belirlenmi bir biimi dayatmaz. O nesnenin kendinde tad ussal biimi aa karr. Bylece varl yadsm olur. Bu yzden yadsma yntemin dntrc zelliinin temelinde yer almaktadr. 85

kmasna neden olur. Her yeni belirlenim kavramn hareketinin bir halkasn oluturmaktadr. Yntem belirli bir ierie ilikin ortaya kard belirlenimi ncelikle hakikat olarak kavrar. Daha sonra yeni bir nesneye yani varla ynelerek ierii geniletir. Bir nceki belirlenim ile bu yeni ieriin uygunluunu denetler. Bir uygunluk olmad srece nceden ortaya konulmu belirlenimi yadsr ve yeni bir belirlenim ortaya koyar (Hyppolite, 1993: 65-97). Bu hareket gereklik ile kavramn mutlak uyumunun yakaland ana kadar devam eder. Yntem bu aamada mutlak biimini gz nne serer. Daha nceki aamalarn tmnde bulunmu olmakla birlikte, o aamalarda ele alnan tikel ierie zg bir biimi aa karmtr. Bunun nedeni yntemin ele ald varln kendinde tad ussalln her aamada Us'un farkl bir grngsn (Phnomenon) ieriyor olmasdr. Son aamaya geldiinde ise varln tmn dntrm ve kendisini mutlak biimiyle ortaya koyar. Bu yzden en st seviyeli kavramn yani mutlak de'nin bilinmesiyle yntem de mutlak biim olarak aa km olur. Yntem bu aamada lemeden oluan tek bir hareket biiminde kavranmaktadr. Bu nl Hegelci Tez Antitez Sentez lemesi olarak anlan biimdir. Hegel bu Latince kkenli terimleri aslnda son derece snrl miktarda kullanmtr. Kulland zamanlarda da bu terimleri birbirininden ayrmtr. Onun metinlerinde her eyi tez, antitez ya da sentez eklinde adlandrdn dnmek Hegel'in yntemini fazlasyla basitletirmek anlamna gelir. Hegel yntemini gerekten lemeler eklinde dile getirmitir, ancak bunlar srekli olarak Varlk Hilik Olu ya da zne Nesne Mutlak gibi farkl kavramlarla ifade etmitir. Bu kavramlarn hepsini farkl belirlenimleri karlamalar iin kullanmtr.

86

lk belirlenim balangtr. Balang yntemin ilk uradr (Moment) ve Hegel tarafndan olumlu (Positive) urak olarak isimlendirilmitir. Balang tm varlklarda mevcut olan ve deimeden kalan eyle balar. Byle bir balangc belirleyebilmek iin Hegel'e gre daima geride olmak gerekir, nk varlk tmyle bilinmeden onda ortak olan ve deimeden kalan eyin ne olduu bilinemez. Hegel geridedir ve bu sayede gereklii

kurgulayabilmek iin gereken ilkeyi bilir ve onu tmel (Allgemein) olarak adlandrr. Balang olarak ele alnan tmel, henz tikel varlklarda ald grn asndan incelenmemitir, yani dolayszdr. Tek belirlenimi vardr o da tmel olmasdr. Bu yzden balangc oluturan tmel soyut (abstrakt) bir tmeldir. Kendinde tm belirlenimleri barndran ancak bu belirlenimlerden hibirini tanmayan bu balang ilk terimi oluturur. kinci terim balangcn farkllamas ve bakann ortaya kdr. Bu yzden yntemin olumsuz (Negative) uradr. kinci terim tmelin ieriinin bilinebilmesi iin zorunlu olarak ortaya kar. Balang soyuttur, ama kendinde somuttur, yani kavramn tm belirlenimlerini kendinde tamakta fakat bunlar tanmamaktadr. Kavramn belirlenimlerinin

tannmas iin bu belirlenimleri temelinde yatan ieriin aa karlmas gerekir. Tmel bu ierii tanyabilmek iin kendisini yadsr. Kendinde varolutan kendi iin varolua geer. Tmelin kendisini yadsmas ncelikle soyut tmelin zmsenmesiyle balar. lk terimin zmsenmesi soyut tmelin farkllatrlmas eklinde gerekleir. lk terimin farkllamasyla soyut tmelin kendinde ierdii belirlenimler aa kar. Bu aamada
87

dolayszlk yerini eitlilie brakm olur. eitlilii oluturan varlklar yntem tarafndan teker teker yadsnarak biretirilirler, dier bir deyile kavramn belirlenimleri haline getirilirler. Bylece ilk terimin olumsuzu olan ikinci terime ulalr. nc terim ilk terimin (balang) ve ikinci terimin (diyalektik) birliidir. Kendinde ve kendi iin varolan tmeldir. lk terimin yadsnmas ile ortaya kan ikinci terimin yadsnmasdr dier bir deyile olumsuzun

olumsuzlanmasdr (negation der Negativitt). lk terim kendisini soyut tmel olarak ortaya koymaktadr. Diyalektik ise bize somut eitlilii verir. Diyalektiin, tmelin kendinde ierdii belirlenimleri somut biimde ortaya karm olmasna ramen sorun zlmemitir. Henz bu somut belirlenimleri tanyan mutlak kavram ortaya kmamtr. Bu kavram ortaya karan nc terimdir. nc terim ikinci terimin yadsnmasyla ortaya kar. Bu yzden birinci terime dn gibi grnr. Gerekten de birinci terime dntr, ancak ikinci terim tarafndan dolaylanm haliyle birinci terime dntr. Dolaysz ile dolaylanmn, olumlu ile olumsuzun, tmel ile tikelin vs. birliidir. Somut tmelliktir. Sonutur.

Hegel yntemin kavramn hareketinin itici gc olduunu syler. Daha sonra bu hareketin ura (Moment) olduunu belirtir. Hegel'in bu uraklara ykledii anlamlar ele aldmzda, kavramn hareketinin kapal bir eri oluturacak ekilde ilerlediini grebiliriz. Balangtan sonra gelen iki urak srasyla birer ilerlemedir, nk kavramn yeni belirlenimlerini meydana getirirler, ancak bu ilerlemenin sonu

88

ayn zamanda balangtr. lerleme dz bir izgi zerinde devam edip gitmez, bir dngy meydana getirir. Hegel bunu u ekilde dile getirir: ... nc terim kendine dnm ve kendi ile zde btn olmak bakmndan yeniden dolayszlk biimini alr, balangla ayn tarzda belirlenir. Hegel burada nc terimin balangla ayn tarzda belirlenmi olduunu sylemekle; n terimin de tpk balang gibi yadsmann nesnesi olan bir dolayszlk, olumluluk halini alm olduunu anlatmaya almaktadr. Hegel'in vurgulamak istedii husus ksaca u ekilde zetlenebilir: kinci terim, ilk terimin yani nesnenin olumsuzu olarak ortaya kar. Bu yzden ilk terim ikinci terim iinde yadsnm bir halde mevcut olmay srdrr. kinci terim ilk terimin korunarak almasdr (Aufhebung). Bylece ilk terimi meydana getiren tmel, ikinci terimin de temelinde yer almaya devam etmi olur. Olumsuzun olumsuzlanmas sonucunda ortaya kan nc terimse ikinci terimin temelinde yer alan nesneyi tekrar ortaya karr. Bylece nc terimin kendisi balangca dnr ve ayrca, birinci ve ikinci terimlerin temelinde yer alan tmel, temel olarak varolmaya devam eder. nc terimin meydana getirdii balang, tpk ilk terimin meydana getirdii balang gibi tmeldir, ancak tremi ve tantlanm bir tmeldir. Ve tpk ilk terimde olduu gibi diyalektik uran nesnesine dnr. Daha sonra bu olumsuzlamann da olumsuzlanmasyla yeni bir nc terim ortaya kar. Bu bir tr ilerlemedir, ancak iie gemi halkalardan oluan bir ilerlemedir. Bu halkalarn hepsinin ortak bir merkezi yani bir temeli vardr. Bu temel sonradan ortaya koyulacak olan ieriin tamamn srasyla kendinde iermektedir. Her halka bu temelin bir miktar daha belirlenmesi ile ortaya kar ve gerekliin daha st dzey
89

bir belirlenimini ifade eder. Ayn zamanda Hegel tarafndan kendinden nceki halkalarn hakikati olarak adlandrlr. Tmelin ele alnan her yeni ierii, ki bu her yeni ierik bir nceki lemenin sonucu olarak ortaya kmtr, andan oluan tek bir hareket sonucunda belirli hale gelir, somutlanm olur. lerleme, bu ekilde tmelin ierii tamamen belirlenene kadar devam eder. Tmelin ieriinin tamamyla belirlenmesi ile btne yani mutlak hakikate ulalr ve ilerleme son bulur, ancak bu son bulmann bir anlam vardr, nk ortaya kan yapnn btn Hegel'in felsefe dizgesini meydana getirmitir.

II. B. 2) Hegel'in Felsefe Dizgesine Bak

Dizgenin ierii tmel tarafndan belirlenmitir. Biim ise yntem olarak anlr. erik srekli genilerken biim daima sabittir. Bu yzden Hegel yntemi mutlak biim olarak tanmlar, nk yntem dizgenin btnne yaylmtr. Hegel'in yntemi mutlak biim olarak adlandrmasnn temelinde bu gr yatmaktadr. Hegel'in dizgesini incelediimizde bunu daha kolay anlarz, nk bu dizge kendisini lemeler eklinde ortaya koyar 33 . Dizgenin kendisi de leme biimindedir: Mantk (Logik), Doa (Natur) ve Tin (Geist). Hegel'in evreni dizge eklinde aklamaktaki amac evrende gzlemlenen deiimin arkasnda deimeden kalan bir varln bulunduunu gsterebilmektir. Bu varlk doaya ve tine ekil vermektedir, ancak Hegel'e gre bu varln varolduunu sylemek onu aklamak iin yeterli deildir. Onun bilinebilir olduunu sylemek ve bu bilinebilirlii ispatlamak gerekmektedir.

33 Bu lemelere internet zerinden ulaabilmek iin baknz: http://www.hegel.net/ 90

Hegel'e gre dnya-tarihi bilim ile gereklik arasndaki ayrmn ald bir dneme girmitir. Bu dnemde gereklikten bahsetmek bilim yapmak ile zdetir, nk gereklik Us'u btnyle aa karmtr. Bu yzden Hegel bilimin gerekliin iinde olduunu hatta gerekliin kendisi olduunu sylemitir (Hegel, 1976: 118). O yzden bilim yapmann gereklii olduu gibi dile getirmek olduunu iddia etmitir. Gereklii olduu gibi dile getirmek iin ncelikle mevcut gerekliin temelinde yatan yasalar aa karmak ve doa ile tin alanlarnda bu yasalarn nasl ilediini gstermek gerekmektedir. Bu yzden Hegel dizgesini Mantk ile balatr. Ona gre mantk, evrende deimeden kalan varln yani Us'un tannmasdr. Us'u tanmak, onun varolu biimini oluturan yasalar bilmek demektir. Bu yasalarn bilinmesiyle balamak zorunludur, nk bu yasalar Doa'nn ve Tin'in temelinde yer alrlar. Doa Us'un kendisini dlatrd, tin ise tekrar kendine dnd alan olduu iin Us'un yasalarn bilmeden aklanamazlar. Bu yzden doay ve tini bu temelden hareketle incelemek gerekmektedir. Doann ve tinin incelenmesi sayesinde hem Us'un kendisini nasl gerekletirdii hem de bu gerekletirmenin ne anlama geldii akla kavuturabilir. almamn bu blmnn kalannda Mantk zerinde duracam. Bundaki amacm Doa'nn ve Tin'in temelinde yer alan dzeni anlalr klmaktr. Doa ile Tin, Hegel'in tarih anlay zerine younlatm blmde ele alnacaktr. Mantk Us'u tanmak, yani Us'u meydana getiren varlk ile bilme arasndaki zdelii kavramaktr. Mantk'ta varlk Varlk retisi, bilme ise Kavram retisi araclyla dile getirilir. Varlk retisi ile Kavram retisinin zdeliini salayan orta terim ise z retisidir. Bu yzden Mantk' meydana getiren l yap Varlk (Sein) z
91

(Wesen) Kavram (Begriff)dr. Mantk'n balang ksm Us'u bakalar ile balant halinde ele alr, ancak onu balantl olduu bakalarndan bamsz olarak inceler. Us balang aamasnda Varlk olarak ele alnr. Varlk balangtr yani soyut tmeldir ve dolayszdr. Bu blmde Varlk'n kendindelii ele alnr yani varolan eylerin varlk ksmyla ilgilenir, nasl varolduu sorusu dlanr. kinci blm yani z ise soyut tmelin yani Varlk'n olumsuzlanmas sonucunda ortaya kar. z, Varlk'n bakalar ile balantl olarak deil de Hegel'in deyimiyle kendisine dnm haliyle yani kendi kendisi ile balants iinde ele alnmasdr. Buradan yola karak Varlk'n kendisini eylerde nasl ortaya koyduu ve eyleri nasl biimlendirdii zerinde durulur. Bu Varlk'n kendi iinliidir. nc blm ise Varlk'n bilinmesini konu eder. Hegel, Varlk'n kavramlar araclyla bilindiini syler. Bu aamann ortaya koyduu ey, bilinenle bilenin yani Varlk ile Kavram'n zde olduudur. Bylece Varlk'a geri dnlm olur, ancak bu Varlk kendinde ve kendi iin olan Varlk'tr. Hegel bunu mutlak de olarak adlandrr. Varlk ile mutlak de arasndaki ban daha iyi anlalmas iin yukarda ksa zetini verdiim Mantk' daha yakndan inceleyeceim, ancak bunu yaparken Hegel'in tarih anlayn aklamakta kullanacam hususlar ne karacak dier ksmlar zerinde younlamayacam. Yukarda da belirtmi olduum gibi Mantk 34 Us'u tanmaya onu Varlk olarak ele almakla balar. Hegel, Varlk'n tek belirleniminin olmak (sein) olduunu

34 Burada Hegel'in Mantk' ile ilgili deerlendirmelerimi Mantk Bilimi (Hegel, 2004b) adl kitaba dayanarak gerekletirdim. 92

belirtir 35 . Varlk, gerekliin tmnn ortak noktasn yani olmay kapsayan soyut tmeldir. Varlk gerekliin ortak noktasn yani olmay kapsar ancak bu ortak noktann somutlan biimlerini aklamaz. Bu yzden, olan eylerin tmn belirsiz bir biimde kapsamaktadr. Balangta ele alnd ekliyle olmann dnda hibir ierie sahip deildir. Bu yzden Hegel, Mantn balangcnn bo Varlk olduunu belirtir ve Varlk' salt kendinde Kavram olarak tanmlar. Balang olarak belirlenen Varlk, kendinden sonra gelen btn belirlenimlerin temelini meydana getirir, nk tm bu belirlenimlerin ortak paydasdr. Kendinden sonra gelen tm belirlenimler onun hakikati olarak deerlendirilirler. Bunlardan ilki soyut tmelin dolaymn meydana getiren terimdir, Hegel bunu Hilik olarak adlandrr. Hilik (Nichtsein), Varlk'n yadsnmasyla ortaya kmtr, Varlk'n olumsuzudur. Varlk' iinde barndrmaktadr. Hegel'in deyimiyle Varlk'n hakikatidir. Varlk'n, hakikatini Hilik'te bulmasnn nedeni, Varlk'n soyut bir tmel olmasdr. Varlk, olmann soyutlanmasdr, bunun dnda hibir belirlenimi yoktur. Varolduu bilinir ama bu varoluun nelerden meydana gelindii bilinemez. Bu yzden katkszlktr yani mutlak boluktur, edeyile boluun varldr yani Hilik'tir. Bylece Varlk, Hilik olarak belirir ki, Hegel bunun zorunlu bir beliri olduunu dnr. Hegel'e gre Varlk vardr demek Us'u tanmak iin hi de yeterli bir yarg deildir. Us'u tanyabilmek iin Varlk'n kendi olmayann yani Hilik'i kapsadn da kantlamak gerekmektedir. Hegel iin balangta dolaysz olarak ele alnan Varlk'tan yola karak gereklii aklamann yolu, Varlk ile Hilik arasndaki elikinin dinamizmini kavramaktan geer. Bu yzden Varlk'n
35 Kk bir hatrlatma yapmak gerekirse Hegel varolan hereyin yani gerekliin ussal olduunu dile getirmitir. Bu dnceyi Us'un Varlk olarak tanmlanmasndan yola karak gelitirdiini syleyebiliriz. 93

Hilik ile zde olarak belirlenmesi somuta doru atlm olumlu bir admdr, ancak bu noktada kalnamaz, nk Hilik de tek bana gereklii aklayamaz. Gereklik Varlk ile Hilik'in birliidir. Bylece ilk iki terimin birlii olan Olu (Werden) meydana gelir. Olu, Hilik'ten tekrar Varlk'a dnmektir. Hilik'i yani bo Varlk' referans alr ve bu noktadan hareketle gerekliin ortaya kn kapsar. Bu yzden hem Varlk'n hem de Hilik'in hakikatini oluturmaktadr. Hegel gereklii olu biiminde kavramaktadr. Bu yzden gereklii oluturan hereyi varolu (Dasein) olarak adlandrr. Mantk'n ilk ksmn varolu olgusu iindeki Varlk'a ayrr. Varlk burada nitelik, nicelik ve l biiminde ele alnr. Mantk'n ikinci ksm ise Varlk' z olarak aklar. z, Varlk' incelemenin daha ileri bir aamasn oluturur, nk Varlk' z olarak ele almak onu ncekinin tersine, sadece kendisi ile ilikisi asndan ele almak demektir. z'n, Varlk'n kendisi ile ilikisi asndan ele alnmas olduunu sylemek, z'n Varlk'n doas olduunu sylemek anlamna gelmektedir. Hegel'e gre Varlk'n doas yani z, varoluun sebebidir, dier bir deyile varoluun temelini oluturmaktadr. Bu yzden varoluu z'n grngs (Phnomenon) olarak ele alr. imdi elimizde iki belirlenim bulunmaktadr. Varoluun sebebi olan z ve bu sebep zerinde temellenen grng alemi. Hegel bu iki belirlenim birliini nc bir terim araclyla ifade eder. Bu terim edimselliktir. Edimsellik, z'n grngleri ortaya karmasdr. Hegel z ile grngler arasndaki ilikiyi tz ilinek ilikisi olarak kavrar. Buna gre z grnglerin varlk nedenidir, ancak bu basit bir neden-sonu ilikisi olarak kavranmamaldr. z varoluun sebebi olduu iin tm grnglerin temelinde yer alr. Dier bir deyile bu grnglerin varlk nedenidir ve ayn

94

zamanda causa suidir, yani kendisinin nedenidir. Hegel bu noktada aka Spinoza'ya gnderme yaparak, Varlk'n tm varoluun temelini meydana getiren z olarak kavranmas gerektiini ve z'n varoluu ortaya karan ediminin de tzsellik olduunu belirtmitir. Varlk, z olarak tm varoluun temelinde yer alr, varolan eylerin olua uramalarna neden olur yani onlarn varolup - yok olmalarnn sebebini tekil eder ve o tm bu sre iinde deimeden kalan cevherdir (tr. Tz, alm. Substanz). Bu cevher kendi dnda yer alan bir ok belirlenimi kapsamaktadr. Bu belirlenimlere ilinek denir. linekler Tz'de kapsandklar halleriyle potansiyel bir g olarak varolurlar. Tzn sahip olduu bu potansiyel gcn gereklemesi ile varolu ortaya kar. te z'n edimselliinin anlam budur. Tz kapsad ilineklerin gereklemesi sonucunda btn varoluun nedeni halini alr. Bu srete varoluun nedeni olarak Tz'n ortaya koyduu ierik, Hegel tarafndan etki olarak adlandrlr. Varoluun bu etki sonucunda gerekletirdii eylem ise tepkidir. Tz, z'n edimselliini etki tepki mekanizmasyla gerekletirir. Sonuta balangc oluturan soyut temel olarak Varlk, artk kendinde tad belirlenimleri Tz 36 sayesinde yani kendi doasn oluturan z'n edimsellii sayesinde tanmaya balar. Bu tanma yani Varlk'n kendi kendisini bilmesi Kavram retisinin yani znel Mantk'n konusudur. Kavram retisinin konusu gerekliin bilinmesidir. Gerekliin ieriini Varlk ve z retileri oluturmaktadr. Kavram retisi Varlk ve z retilerinin ortaya koyduu gereklii tanmaya ve bu gereklii kavramsallatrmaya alr. Burada

36 Tz, kendisine dnen Varlk'n yani z'n edimselliidir. Burada ele aldmz Varlk, Us'un Mantk kategorileri erevesinde ele aln olduu iin, Varlk'n edimselliinin dnsel bir ierie ve biime sahip olmas kanlmazdr. Hegel de bu durumu Varlk'n kendisini Kavram olarak tandn syleyerek aklamaya almtr. 95

ikili bir yapnn mevcut olduunu syleyebiliriz. Varlk ve z retilerinin oluturduu gereklik ve bunun tannmasn salayan Kavram retisi. Vurgulamaya altm ayrm Hegel tarafndan teyit edilmitir. Hegel, Varlk ve z retilerinin birliini nesnel Mantk, Kavram retisini ise znel Mantk olarak adlandrmtr. Bu adlandrma tesadf eseri ortaya kmamtr. Hegel, Varlk ile z'n gerekliin farkl ynlerini oluturarak birbirlerini tamamladklarn iddia etmitir 37 . Varlk'n ve z'n bir araya gelerek oluturduklar btnl nesne olarak adlandrmtr, nk bu btnln bilin tarafndan tannmadan gereklik olarak adlandrlamayacan dnmektedir. Gereklik bilincin nesnesi konumuna ykseltilmeden varolamaz. Varl yani gereklii bilin iin varlk haline getiren zne ise Kavram'dr. Kavram, Varlk'n bilinteki varldr. Bu yzden Varlk ve z retilerinin btnl nesnel Mantk olarak adlandrlrken, Kavram retisi znel Mantk olarak adlandrlmtr. Gereklik kavramlar araclyla dile getirilir. Kavramlar gerekliin yarglar (Urteil) biiminde ifade edilmesini salarlar. Kavramn geliimiyle yarglar arasnda kyas yapma olana doar ve bu sayede yarglardan yola klarak tasma (Schlu) ulalr. Tasm, birbirleri ile eliikmi gibi grnse de aslnda gerei ifade eden yarglarn birararaya getirilmesiyle oluturulan btnlktr. Hegel bu btnln ereksel bir yapya sahip olduunu bildirir. Hegel'in gereklii ereksel bir yap olarak
37 Varlk retisi Varlk' olu sreci iinde kavrar. Olua urayan tm varlklarn dier bir deyile varolularn temelinde Varlk'n yer aldn belirtir. Olu'tan balar, varoluun sebebi olan Varlk'a yani z'e kadar gelir. z retisi ise Varlk'n doasndan yani varoluun sebebi olma zelliinden hareket ederek z ile grng ilikisini ele alr. z'n grngleri ortaya karn onun edimsellii olarak grr. Bylece soyut tmelden yani Varlk'tan balayan sre, Olu halinde ele alnarak Varlk'n balangta kendinde tad belirlenimlerin ortaya nasl kt aklanr. Kavram retisi bu srecin sonundadr. Sre tamamlandktan yani Varlk kendinde tad belirlenimleri gerekletirdikten sonra ortaya kar ve bu sreci en sondan balayarak baa doru sarar. Bylece Mantk'n ikili yaps ikili bir hareket dourur. Nesnel Mantk'n ileriye doru att her adm znel Mantk tarafndan geriye doru sarlmaktadr. Hegel bunun bir dngsellik olduunu belirtir. Mantk'n ortaya koyduu hareket merkezinde Varlk'n olduu dairesel bir harekettir. 96

kavryor olmas olduka nemlidir, nk bu onun kurgusal ynteminin temelinde yer alan kabullerden birisidir. Ayrca tarih sz konusu olduunda da yntemin ereksellik vurgusu iyice nplana kmaktadr. Hegel ereksellikten ksaca unu anlamaktadr: eer dolaylanm bir gerekten yani bir sonutan bahsediyorsak, bu sonucun ayn zamanda dolaysz olduunu, balang ve temel olduunu da kabul etmeliyiz. Sonucun kendi dolaysz biimini ve dolaymlanma edimini kapsyor olduunu varsaymalyz. Burada dolaymlanma ediminin, temel durumunda bulunan ve bu edimin balangcn oluturan sonucun, kendini gerekletirebilmesi iin ortaya ktn anlamalyz. Hegel'in ereksellik anlay yntemi meydana getiren her uran bir ilerleme ve ayn zamanda bir geri dn olduunu aka ifade etmektedir. Yntemin her ura soyut tmelin somutlanmas ynndeki bir adm olmakla beraber kendinden nce gelen ura kendi iinde muhafaza etmeye devam etmektedir. Her yntemsel ilerleme, bir nceki belirlenimin korunarak almasdr (Aufhebung). Bu sayede Varlk temel olma zelliini srdrebilir. Yine bu sayede ereksellikten

bahsedebiliriz, nk sonucun kendi soyut halini yani ilk belirlenimini ve bu soyut halin somutlanma srecini kapsadn, bu aamalar kendisiyle birlikte ifa ettiini biliriz. Gerekliin kavramsal bir varoluu olmasnn nedeni de budur. Kavram, Varlk' ve z' amtr, ancak onlar kendi bnyesinde barndrmaya devam eder. Ereksellik bize her eyin, nceden belirlenmi bir amac/erei yerine getirmek iin hareket ettiini gsterir. Kavram'n hareketi de bu ekilde tanmlanmaldr. O da nceden belirlenmi ancak ne olduu sonradan anlalabilen bir erei yerine getirmeye alr. Hegel'e gre Kavram'n erei gereklii tanmaktr. Gereklii
97

tanmak Kavram'n temelinde yer alan, Kavram tarafndan korunarak alm olan Varlk'n belirlenmesi ve dolaylanmas demektir. Bu yzden kavram ile gereklik arasnda uyumun salanmas olarak da adlandrlabilir. Hegel kavram ile gereklik arasnda uyumun salanmasn mutlak de olarak adlandrr. Mutlak de varln ve bilmenin zdeliidir, nk bilen zne yani Kavram ve bilinen nesne yani Varlk'n zdeliidir. Bu yzden mutlak de felsefe tarafndan kavranlm biimiyle Us'tur. Hegel'e gre mutlak de'nin bilinebilmesi iin onun gereklemi olmas gerekir ve bu nkoul kendi zamannda yerine gelmitir. Bu yzden Hegel, dolaylanm somut tmeli yani mutlak de'yi ele alr. Ona gre tm felsefenin ieriini mutlak de oluturmaktadr, nk mutlak de varlk ile bilmenin birliinin oluturduu btndr. Bu yzden mutlak hakikati dile getirmektedir. Mantk, mutlak de'nin nasl ortaya ktn dnsel anlamda kurgular. Bu kurgulama ilemi srasnda ereksellik devrededir. Mutlak de'yi dolaylanm tmel olarak yani sonu olarak ele alr. Mutlak de'nin bir dolaysz soyut bir ilk belirlenime (Varlk) sahip olduunu varsayar. Daha sonra bu ilk belirlenimin dolaylanma srecini (z' ve z'n edimsellii olarak Tz') kurgular ve mutlak de'yi kendi bnyesinde bu iki belirlenimi tayan btnlk olarak ortaya koyar. Hegel, Mutlak de'yi bir kez bu ekilde ele aldktan sonra, onun bilinebilmesini salayan sreci ele alr. Bu sre Hegel'in felsefe dizgesini oluturan dier iki admdan olumaktadr. Bunlar Doa ve Tin'dir. Tarihi bu sre ierisinde ele alr. Bu yzden Doa ve Tin konusunu sonraki blmde ele alacaz.

II. C) HEGELN TARH ANLAYIININ ANAHATLARI

98

Bu blme bir nceki blmden hareketle, mantksal adan ulalan mutlak de'nin gerekte bilinebilmesini salayan aamalar zerinde durarak balayacam. Bu aamalar Doa ve Tin'dir. Doa'nn ve Tin'in zerinde durmak Hegel'in tarih anlayn ele almak iin olduka faydal bir balang olacaktr, nk Hegel'in tarihi ele al Doa ile Tin arasnda kurduu iliki ile anlam kazanmaktadr. Hegel tarihi tinsel alana yerletirir. Tarihi her ne kadar corafyann tarihe belirli bir etkisi olduunu kabul etse de doadan soyutlar. Tarihi dncelerin tarihi olarak, kendi ifadesini kullanacak olursak tinin (Tr. Zihin, Alm. Geist) tarihi olarak ele alr. Bu yzden Hegel'in Doa'y ve Tin'i tanmlay tarih anlayn kavramak bakmndan nem kazanmaktadr. Hegel'in, Doa ve Tin hakkndaki grlerini ele aldktan sonra bizzat tarih konusundaki fikirlerini inceleyeceim. Srasyla Hegel'in tarihin balangc, geliimi ve Tin'in tarihte gereklemesi ile gelinen aama hakkndaki grleri zerinde duracam.

II. C. 1) Doa ve Tin Felsefeleri

Hegel, Mantk'nda Us'u ncelikle soyut bir ilk belirlenim (Varlk) biiminde ele alr. Daha sonra bu ilk belirlenimin dolaylanma srecini (z' ve z'n edimsellii olarak Tz') aklar. Son olarak Varlk'n Kavram'la birliinden yani mutlak de'den bahseder. Hegel iin mutlak de, Us'un tm belirlenimleri ile birlikte yani somut bir biimde ortaya konulmasdr. Bu yzden felsefenin tm ieriinin mutlak de'den ibaret olduunu belirtmitir. Hegel'in felsefe dizgesinde Mantk'n devamn
99

oluturan Doa ve Tin 38 blmleri de ierik olarak mutlak de'yi ele almaktadrlar. Doa blm, bu ieriin kendisini dlatrm 39 halini konu edinmektedir. Tin 40 blm ise mutlak de'nin dlam halinden tekrar kendisine dnd uraktr. 41 Bu yzden doa zorunluluk alan olarak tanmlanrken, tinsel alan zgrlk alan olarak tanmlanr. Bu ayrm Hegel'in felsefesi asndan byk nem tamaktadr. Hegel, daha sonra gstermeye alacam gibi, Doa ile Tin arasnda bir balant kurmutur. Tin'in, Doa'dan sonra gelen bir belirlenim olarak Doa'y kendisinde tadn syler, fakat burada nemli olan, insan tinsel alana yerletirmi olmasdr. Tinsel bir varlk olan insann elbette ki doal bir varlk olma yn vardr, ancak insan tinsel bir varlk olduu lde mutlak de'yi tanyabilir. Dier bir deyile doadan uzaklat lde, zihinsel yeteneklerini gelitirdii lde insanlaabilir. Bu gr Hegel'in tarihi Us'un gelimesi olarak tanmlayan idealist tarih felsefesinin temelinde yer almas nedeniyle bu noktada deinilmeye deerdir.

38 Doa ve Tin kavramlar, Hegel tarafndan mutlak de'nin farkl grnmleri olarak ele alnmtr. Bu metinde de zaman zaman Hegel'in onlara ykledii anlamlarla (mutlak de'nin farkl grnmleri anlamnda) kullandm. Bu zamanlarda kelimelerin yazmn byk harfle balattm. Bunun dnda bir cins isim olarak doadan veya tinden bahsettiim zamanlarda bu kelimeleri kk harfle balattm. 39 Hegel'in kulland kavram dlatrma (Entuserung) kavramdr. Yabanclama (Entfremdung) deildir (Lukacs, 1975: 537-569). 40 Hegel tin kavram ile toplumsal/tarihsel olan kastetmektedir (Savran, 2003: 140-166). 41 Mutlak de'nin, Doa ve Tin'le ilikisini; Varlk'n, Hilik ve Olu'la ilikisine benzetebiliriz. Balangta mutlak de, doada ve tinsel alanda ald biimler asndan henz tannmayan yani soyut olan tmeldir. Bu zelliinden dolay Varlk'a benzetilebilir. Doa ise mutlak de'nin kendisini dlatrd alandr. Mutlak de'nin kendisi-olmayandr, rneimiz balamnda Hilik'tir. Tin ise mutlak de ile Doa'nn birliidir. Mutlak de'nin Doa'ya yaylmas, maddi bir varolua sahip olmasdr. Bu yzden Olu'a benzer, nk Olu, Hilik'ten Varlk'a dntr. Varlk' dolayszlktan karp somut olarak yeniden ina etmektir. Varlk nasl kendisini gerekletirebilmek iin Hilik olarak ortaya kmsa, mutlak de de kendisini tanyabilmek iin ncelikle kendisine dlamak, Doa olarak ortaya kmak zorundadr. Kendisini, kendisi ile kendisi-olmayan arasndaki elikiden faydalanarak tanyacaktr. Tm bu sre esnasnda yntem, mutlak biim olarak, elikinin kendisini gsterdii koullarda ussal olan aa karan kuvvet olarak yer alr. Bu sayede Doa ve Tin kendisini lemeler biiminde ortaya koyar. Mutlak de ile Doa ve Tin arasndaki ilikiyi Varlk, Hilik, Olu ls arasndaki iliki ile analoji iinde aklayabilmemizin nedeni de yntemin mutlak biim olma zelliidir. 100

Hegel Doa'y mutlak de'nin kendisini dlatrmas olarak tanmlar (Hegel, 1997: 34). Hegel'e gre mutlak de kendisini dlatrmak zorundadr, nk mutlak de kendisini tanmak istiyorsa, kendisi ile zdeliinden hareket ederek bunu baaramaz. Kendisini nce kendi-olmayan ile zde klmak zorundadr. Daha sonra bu zdelikten yola karak kendine dnebilir. Mutlak de'nin kendisini dlatrm halinin Doa olarak adlandrlmas da Hegel'in felsefi idealizmini en belirgin biimde gz nne seren ifadelerden birisidir. Hegel'in idealist felsefe dizgesi, daha nce de aklamaya altmz gibi bir daire biiminde ortaya konmaktadr. Burada iie gemi dairelerin (lemelerin) oluturduu bir daireden bahsediyoruz. Dizgeyi oluturan dairenin her bir halkasnn hangi halkay takip edecei ve hangi halka tarafndan takip edilecei belirlidir. Hegel bu belirlenmilii ereksellik ilikisi olarak ele alr. Doa'nn kendinden nce gelen halkann yani mutlak de'nin, kendinden sonra gelen halka yani Tin olarak belirmesi ereiyle ortaya ktn syler. Bu yzden Doa'nn mutlak son erei kendinde kapsamadn belirtir, nk Hegel'e gre mutlak son erek mutlak de'nin kendisini gerekletirmesi, kendisini tanmasdr ve bunu Doa'da beceremedii iin Tin'e gemek zorundadr (Hegel, 1997: 24-26). Hegel'in bununla kastettii ey udur: Mutlak de, kendisini Doa'da tam olarak tanyamaz, ancak kendisini tanyabilmesi iin Doa olarak varolmas bir zorunluluktur, nk Doa olmadan Hegel'in deyimiyle asl vatanna yani Tin'e gemesi mmkn deildir. Mutlak de, Doa'nn bir evreler dizgesi eklinde varolmasn salar. Bu ifadeyi amak gerekirse, Hegel'in Doa'y da tpk Mantk gibi dolaysz bir balangtan dolaylanm bir sonuca doru hareket eden bir btn olarak ele aldn
101

syleyebiliriz. Ancak Hegel'e gre bu ilerleme aslnda doaya zg bir ilerleme deildir. lerleme Doa'nn temelinde yer alan mutlak de tarafndan Hegel'in mant zerinde dururken aklamaya alm olduumuz tzsellik ilikisi erevesinde gerekletirilir. Bu yzden doada grdmz bakalamn asl nedeni Kavram 42 'n hareketidir. Zaten Hegel'e gre Kavram'n hareketi dnda bir geliimin ortaya kmas sz konusu deildir (Hegel, 1997: 40). Bu noktadan sonra, mutlak de'nin Doa'daki geliimi ortaya nasl kard zerinde durarak onun Tin'e geiini aklamaya alacam. Doa'nn mutlak de'nin kendi-olmayan, dier bir ifadeyle mutlak de'nin kendisini dlatrmas olduunu sylemitik. Daha sonra mutlak de'nin kendi bakasndaki yani Doa'daki geliimi - evreleri - meydana getirdiini belirttik. Doa mutlak de'nin kendisini dlatrmasyla ortaya kmtr, ancak yntem

tartmasndan hatrlayacamz gibi ilk terim olarak mutlak de, Doa'nn temelinde yer almaya devam etmektedir. Bu dlatrma ilemi iinde mutlak de ilk olarak kendi dsallndan balar ki mutlak de'nin dsall lm'dr (Tod). Daha sonra dsallndan kendi iine dner bylece Canllk' (Lebendigkeit) meydana getirir. Mutlak de daha sonra salt yaam olarak belirdii bu biimi de yadsr. Bylece kendi varoluunu daha yksek bir varolua tam olur. Bu yeni varolu Doa'nn hakikati olan Tin'dir. Mutlak de, Doa'nn evrelerini meydana getirerek sonuta onun

42 Bu noktada bir hatrlatma yapmann faydas olabileceini dnyorum. Kavram, bilince yansm Varlk olarak tanmlanabilir. Mutlak de ise Varlk'n kendinde tad belirlenimlerin tmn aa karm olan Kavram'dr. Varlk ile Kavram arasndaki, gereklik ile kavram arasndaki mutlak uyumdur. Bu yzden mutlak de'nin doann evrelerini oluturmasn aklarken Kavram'n hareketine gndermede bulunabiliyoruz, nk mutlak de'nin kendisi hareketini tamamlam Kavram'dan baka bir ey deildir. 102

almasn ve asl edimsellii olan Tin'in ortaya kn salam olur (Hegel, 1997: 44). nceki blmde incelediimiz gibi Us kendisini salt biimiyle Mantk'ta amtr. Bu a srasnda Us, dolaysz biimiyle Varlk, dolaylanm biimiyle de mutlak de olarak adlandrlmtr. Us daha sonra kendisini fiziksel Doa'da ve en son olarak Tin 43 'de aar (Hegel, 2003: 58). Tin, mutlak de'nin ereine uygun bir ekilde almas olarak ortaya kar. Mutlak de'nin kendisini Doa olarak amas ereine uygun deildir, nk kendisini doada tanyamamaktadr. Mutlak de'nin kendisini tanyabilmesi iin kimi ara ve gerelere ihtiyac vardr ve kendisine bu ara ve gereleri salayan ey tinsel alanda varolmas, dier bir deyile Tin olarak varolmasdr. Tin iinde srasyla znel Tin, nesnel Tin ve mutlak Tin uraklarn barndrmaktadr. Bu uraklar, mutlak de'nin kendisini gerekletirmek ve tanmak iin brnd kln yani Tin'in - mutlak de tarafndan - kendisine verilen grevi yerine getirmek iin kulland ara ve gerelerdir. Bu zelliinden dolay Tin'i, mutlak de'nin tarihsel/toplumsal ortamdaki varl olarak da tanmlayabiliriz. Hegel'in felsefe dizgesinin nc ksmn oluturan Tin Bilimleri, Us'un yani mutlak de'nin kendisini tarihsel/toplumsal ortamda gerekletiriini ve tanyn konu alr. Tin Bilimleri ilk olarak e ayrlrlar; znel Tin, nesnel Tin ve mutlak Tin. znel Tin, bireysel bilin zerinde younlar; antropoloji, fenomenoloji ve psikoloji bilimlerini ierir. Toplumun ortaya kn ve geliimini bireyin bilincine yansy

43 Tin (Geist) kavram Hegel'in felsefeye katt en nemli kavramlardan birisidir. Trke'de zihin ve ruh kelimeleri ile karlanan Tin kavram, Hegel'in hem Aydnlanma ile kendisini aka dayatan Us kavramn hem de Alman Romantizmi'nin Aydnlanma'ya ynelttii temel eletirilerden biri olan duygusallk temasn birlikte karlamasn salar. Nitekim Hegel, Tin'in mutlak biimini oluturan eleri sanat, din ve felsefe olarak tanmlar. Ayrca burada felsefenin en st dzey olarak konulmasnn, Hegel'in rasyonalizm tutkusunu simgelediini dnebiliriz. 103

asndan ele alr. Buna karlk nesnel Tin ise ayn sreci toplum asndan ele alr. Mutlak de'nin tinsel alandaki aln toplumlarn bilinlerine yansd ekliyle inceler. Bu yzden hukuk, ahlak ve trellik konular nesnel Tin'in inceleme alann olutururlar. Mutlak Tin ise znel ve nesnel Tin'in birlii olarak ortaya kar. Tarihsel/toplumsal alanda kendisini aa vuran eyin yani mutlak de'nin betimleyicisidir. Bu betimleme sanat, din ve felsefe eklinde gerekleir. Tin'in ortaya kard gerekliin ussal bir btn olarak tannmasn salar. Bu yzden Us'un zgrln ifade eder. Zorunluluu temsil eden Doa'nn tersine o, Tin'in zgrl temsil etmesini salar. imdi yantlamamz gereken soru udur: Tarih bu tablonun neresinde yer almaktadr? Hegel tarihi zgrlk bilincindeki ilerleme olarak ele aldna gre tarihin tinsel alanda yer aldn syleyebiliriz. Tarih, tinsel alann neresindedir diye sorduumuzdaysa iki farkl yant ortaya kmaktadr. Tarih bir anlamda Tin'in tmne yaylmtr, nk ister bireysel ister toplumsal anlamda ele alnsn, insan bilincinin geliimine etkide bulunan olaylarn tm (res gestae) tarihi meydana getirmektedirler. Bununla birlikte tarih, dizge ierisinde belirli bir aamada ele alnmtr, nk tarihin Tin'in hareketinin belirli bir aamasndan sonra gereklemi olduu ve bu aamada bilinebilecei (historium rerum gestarum) iddia edilmitir (Hegel, 2003: 164). Ayrca tarihin bu aamaya gelmesi felsefenin ortaya k iin nkoul olarak ele alnmtr, nk tarihin belirli bir aamaya gelmesi, Tin'in, mutlak son erei gerekletirmi olduunun gstergesi olarak kabul edilmitir. Bu konuyu srasyla tarihin balangc, geliimi ve son aamaya ulamas zerinde

104

durarak aklamaya alacam, ancak bunu aklayabilmek iin zerinde durmam gereken birka husus bulunmaktadr.

II. C. 2) Hegel'in Felsefe Dizgesi ve Tarih Anlay

Hegel felsefenin tek ieriinin Us olduunu sylemitir. Mantk biliminde saf biimiyle inceledii Us'un, kendisini Doa'da ve Tin'de, mutlak de olarak atn sylemitir. Hegel'e gre tarih felsefesi mutlak de'nin yani Us'un dnya ile ilikili olarak ele alnmas, dier bir deyile bu dnyada kendisini nasl atnn aratrlmasdr (Hegel, 2006b: 20). Hegel bu aratrmann sonucunu Tarih Felsefesi'nin hemen banda dile getirir. Ona gre tarih felsefesi ... Us'un dnyaya egemen olduu, yleyse Dnya Tarihinde de ussal olann ilerlemekte olduu biimindeki yaln Us dncesini dile getirir. Hegel'in bu nermesini biraz aacak olursak unlar syleyebiliriz. Dnya-tarihi, ussal olann ilerledii bir sretir. Bu srecin bir amac vardr, o da ussal olan dnyaya egemen olmasdr. Demek ki, dnya-tarihi ayn zamanda belirli bir son erein gerekletirilmesi dorultusunda ilerleyen bir sretir. Bu son erek ise Us'un dnyaya egemen olmas, dier bir deyile kendisini dnyada mutlak de olarak amasdr (Hegel, 2006b: 15). Hegel'in tarih felsefesi asndan vurgulamamz gereken bir dier nokta da Hegel'in, Us'u tarihin hem znesi hem de nesnesi olarak ele almasdr. yle ki, Us'un, tarihi son erein gerekletii ana doru ilerleten g olduunu ve bu gcn dntrd gerekliin temelinde de yer almakta olduunu iddia etmitir. Sk sk
105

Hegel'in zne ile nesne ve teori ile pratik arasnda zdelik kurmu olduunu duymamzn temelinde bu iddia yer almaktadr. Hegel, tarihin ieriinin ve bu ierii biimlendirerek onu son eree ulatran yntemin tek bir varlk olduunu, Us olduunu sylemitir ve bunu u ekilde ifade etmitir:
Us, tarihteki Tz ve sonsuz G'tr, kendisi tm doal ve tinsel yaamn sonsuz Gereci olduu gibi bu kendi eriinin etkinletirici sonsuz Biimi'dir. Us Tzdr, yani tm edimselliin varln ve kalcln onda ve onun yoluyla bulduu eydir; - sonsuz Gtr, nk Us yalnzca deale dek, yalnzca 'Gerek' noktasna gidebilecek denli, yalnzca edimselliin dnda, kim bilir nerede, tikel birey olarak kimi insanlarn kafasnda bulunuyor olacak denli gsz deildir; - sonsuz eriktir, tm zsellik ve gerekliktir, ve kendisi kendi Gerecidir ki, onu ilemesi iin kendi etkinliine verir, nk, sonlu bir edim gibi, etkinliinin besinini ve nesnelerini ondan kazanaca verili bir araca, bunun dsal bir gerecinin koullarna gereksinmez; kendi kendisinden beslenir ve kendisi ileyecei Gereti; yalnzca kendisi kendi varsaymdr ve mutlak son erektir, bylece kendisi bu erein eriden grngde, yalnzca doal deil ama tinsel Evrenin de grngsnde, Dnya-Tarihinde etkinletirilmesi ve retilmesidir (Hegel,

2006b: 15). Us'un tarihin hem nesnesi hem de znesi oluu Hegel'in felsefesi asndan son derece nem tamaktadr, nk Us'un tarihin hem znesi hem de nesnesi olmas tarihin son ereinin yerine gelmesinin nkoulu olarak tanmlanmtr. Us'un dnyaya egemen olmas, kendisini dnyada mutlak de olarak amas, onun kendi etkinlii ile kendisini ilemesi/gerekletirmesi sayesinde mmkn olabilir, nk Hegel'e gre tek gerek ilerleme Kavram'n geliimi sonucunda ortaya kan

106

ilerlemedir. 44 Kavramn geliimi de ussal olann bilince yansmasndan, yani Us'un bir biimi olan varln Us'un dier bir biimi olan bilme tarafndan kavranmasndan baka birey deildir. Hegel bunun dnda bir ilerleme kabul etmez. rnein maddenin herhangi bir gerek ilerlemeyi ortaya karabileceini kabul etmez, doada Kavram'n geliiminden bamsz bir evrimin olabileceini ngrmez. Bu yzden Us, son eree ulaabilmek iin tinsel/zihinsel alana gemek zorundadr, nk her ne kadar doadaki geliimin temelinde yer alyor olsa da burada kendi kendisini deil kendi-olmayann yani maddeyi dntrmektedir, oysa zihinsel alana getiinde artk kendisini edimselliinin nesnesi olarak ele alabilir. Hegel, burada Us'un zihinsel alanda varolmas rneinde olduu gibi, znenin herhangi bir d etkenin varl olmakszn kendisini nesneletirmesini zgrlk (Freiheit) olarak adlandrr. Bir varln, kendisini kendi eylemleri ile istedii dorultuda ekillendirmesini zgrlk olarak tanmlamtr. Bu yzden tarihin son erei olarak ortaya konulan Us'un dnyaya egemen olmasn, ayn zamanda, zgrln ortaya kt an olarak tanmlamtr. Us'un tinsel alana geip kendi kendisini ileyen bir zne oluunu da tarihin son ereinin gereklemesi bakmndan bir nkoul olarak ilan etmitir. Hegel'in dorudan tarih konusu ile ilgili sylemi olduklarn incelemeye gemeden, zgrl niin tinsellikte arad sorusu zerinde biraz daha durmak istiyorum. Bu yzden yine Hegel'in doa ile tin arasnda gzettii ayrma dneceim. Hegel'e gre doa birbirini dlayan paralarn (maddelerin) bilekesidir, ancak
44 Daha nce Hegel'in gerek olan ussaldr, ussal olan gerektir. eklindeki nermesini dile getirmitim. Burada anlatlanlar kavrayabilmek iin Hegel'in ussallk ile gereklik arasnda kurduu ba hatrlatmann faydas olacan dnyorum. Unutulmamaldr ki, Hegel'in dnceyi maddenin nne koyan (idealist) felsefesi, tarih anlayn da etkisi altna almtr. Onun tarihi Us'un ilerlemesi olarak grmesinin temelinde de bu yatar. Hegel'i dier idealist filozoflardan ayran zellik ise bu ilerlemeyi Us'un hem znesi hem de nesnesi olduu bir sre olarak kurgulam olmasdr. 107

bunlarn birlii deildir. Bu paralarn birliini salamaya ynelir, ancak bunu baaramaz. Bunun nedeni mutlak de'nin, Doa'da kendisini yadsm bir ekilde bulunuyor olmasdr. Mutlak de, Doa'da dlam bir biimde bulunduu iin doay meydana getiren paralar birlik haline getirecek bir merkez temel olma ilevini yerine getiremez. Mutlak de bir kavramdr. Bir kavramdan maddeleri fiziksel anlamda btnletirecek bir temel olma ilevini yerine getirmesi beklenemez. Mutlak de'nin byle bir temel olma zelliini yerine getirebilmesi iin kendi dlam haline dlamas yani Doa'nn yadsnmas gerekir. Doa'nn

yadsnmasyla Tin meydana gelir. Tin, merkezini yani mutlak de'yi kendi iinde tamaktadr (Hegel, 2006b 20-21). Bu yzden birlik halindedir, nk mutlak de, zihni oluturan paralar yani kavramlar biraraya getirebilecek, onlar belirli bir kurgu etrafnda birletirecek gce sahiptir. Tin, mutlak de'ye kendisini kendisi araclyla varetme imkan yaratr, bunun karlnda mutlak de, Tin'in Doa'nn aksine ideal bir yapya sahip olmasn salar. Tin Hegel'e gre ideal bir yapdadr, nk iinde zgrl barndrmaktadr. zgrlk, Tin'in ortaya kmasyla birlikte yeermeye balar, nk Tin'in ortaya kt an ussalln dnyada varolmaya balad andr. Ussallk ilk olarak kendinde bir olanak halinde varolsa da daha sonra bilin, isten ve eylem olarak gerekleir (Hegel, 2003: 162-163). Tarih ite bu gerekleme srecinin kendisidir. Kendisinde ussal olann ilerledii ve bu Us'un srecin hem znesi hem de nesnesi olduu bir sretir. Balangc ise mutlak de'nin Doa'dan koparak Tin olarak belirdii andr. Hegel tarihi, Tin'in belirdii, kendisini belirli aralar vastasyla gerekletirdii ve sonuta somut zgrlk olarak ortaya kt l bir btn (Ganze) olarak ele

108

alr. Bu btn incelemeye gemeden nce yntemsel adan konuya ilikin bir hatrlatma yapmak istiyorum. Hatrlatmak istediim husus, Hegel'in yntemine biimini veren erekselci dncedir. Hegel, felsefenin somut gereklii zihinde yeniden kurgulama ilemi olduunu savunmaktadr. Bu ilemi gerekletirmek iin ilkin somut gereklii sonu olarak ele alr. Daha sonra bu sonucun temel zelliklerini barndran soyut bir kavram ortaya atar ve bu kavram balang olarak adlandrr. Bunu takiben balangc referans noktas alarak sonuca doru ilerler ve somutu zihninde tekrar kurar. Hegel'in erekselcilii bu tablodan karlabilir. yle ki, Hegel, balangcn sonucu kendinde tadn, sonuca ulama ereiyle harekete geerek kendisini yadsdn ve sonra bu yadsmasn da yadsyarak ereine yani sonuca ulatn sylemitir. 45 Hegel tarihi ele alrken de ayn ablonu kullanmtr. Kendi zamann zihninde zgrln gerekletii dnem olarak kurgulam ve daha sonra bu sonucu kendinde tayan bir balang yaratmtr. Bu balangc Tin olarak adlandrm ve Tin'in znde zgrl tadn iddia etmi ve tarihi Tin'in, zn yani zgrl gerekletirme erei ile meydana getirdii olgularn btn olarak deerlendirmitir. Hegel'e gre Tin, tarihte kendi geliimi araclyla kendisini tmleyen z'dr ve bu z'n kendisini tmlemesi ile tarih son aamaya erimi, bir btn olarak ortaya kar.

II. C. 3) Tin'in znn Gereklemesi Olarak Tarih

45 Burada balang, kendini yadsmas sonucunda ortaya kan tikel varolularn varlk nedenidir, nk sonuca ulamak iin onlar vareden temeli oluturmaktadr. Bununla birlikte balangcn varlk nedeni kendisidir, nk kendisini gerekletirmek iin vardr. 109

imdi, Hegel'in tarihi, felsefe dizgesini meydana getiren ve l yapya sahip olan halkalardan biri eklinde ele al zerinde duracam. Bu dairenin ilk uran tarihin balangc oluturmaktadr. Hegel'e gre tarihin balangc Tin'in dnyada ilk olarak belirdii andr, nk Tin'in belirii ussalln dnyada varolmaya balad an olarak kabul edilebilir. Hegel'in tarihin balangc olarak Tin'in dnyada belirdii an belirlemesinin nedeni, Tin'in tznn, znn zgrlk olduunu dnmesinden kaynaklanmaktadr (Hegel, 2006b: 20). Bunu biraz amamz gerekiyor. Hegel, yukarda da bahsetmi olduumuz gibi balangc sonutan hareket ederek oluturur. Ona gre tarihin son aamasna ulalmtr ve bu aama zgrlk aamasdr. Tarihin son aamasnn zgrlk olarak ortaya kmas tarihin ereinin zgrl ortaya karmak olduu anlamna gelir. Bu yzden tarihin en bandan beri bu erei iinde barndran bir ilk ilke tarafndan ynlendirilmesi gerekmektedir. Hegel'e gre bu ilk ilke yani tz mutlak de'dir ve daha dorusu onun dnyada ald ekil olarak Tin'dir, nk Tin, mutlak de'nin kendisini doadan dlatrmasyla brnd klktr. Mutlak de'yi yani tzn Doa'nn aksine iinde barndrmaktadr. Doa, mutlak de'nin kendisini dlatrmas olduu iin tzn dnda tar. Tin ise bu durumun yadsnmasyla ortaya kar ve mutlak de'nin dlamasnn dlamas, dier bir deyile mutlak de'ye, hakikate dntr. Bu yzden tzn kendinde tamaktadr. Hegel bunu, Tin'in kendi kendisi ile olma olduunu syleyerek ifade eder. Kendi kendisi ile olma Hegel iin zgr olma anlamna gelmektedir: ... baml olduum zaman kendimi bir bakas ile bantlarm ki, o deilimdir; dsal birey olmakszn olamam; eer kendi kendim ile isem, zgrmdr. (Hegel, 2006b: 21). te Tin bu zelliinden dolay yani z zgrlk olduu iin tarihin balangc

110

olarak kabul edilir, nk Hegel'in ifadesi ile tz, z zgrlk olan Tin, tarihin sonucunu kendinde tamaktadr ve kendinde tad bu z gerekletirme erei ile eyleyerek kendisini tmler. Hegel'in zgrl Tin'in z olarak ele aldn belirtmitik. Hegel bununla birlikte zgrln ayn zamanda Tin'in tz olduunu sylemitir, nk Tin'in z olan zgrln, ayn zamanda onun bu z gerekletirme dorultusunda edimsellemesini salayan gc olduunu dnmektedir. Dier bir deyile zgrln, Tin'in gerekletirmek iin hareket ettii erei oluturduunu dnmektedir. Tin zaten kendinde ierdii zgrl ortaya karmak iin edimselleir. Bu yzden zgrlk ayn zamanda Tin'in tzdr. Tin, zn ortaya kardka kendini kendinde ne ise o yapar. Bu yzden Hegel, dnya-tarihini, tpk tohumun aacn btn doasn, meyvalarn, tadn ve biimini kendi iinde tamas gibi, en batan beri gizil olarak btn tarihi kendinde tayan Tin'in, kendinde ne olduu bilgisini ileyip gelitirirken sergilenmesi olarak tanmlar (Hegel, 2006b: 21). Tin, tarihin hem znesi hem de nesnesidir, nk kendinde ne olduu bilgisini ileyip gelitirirken tarihi oluturmaktadr. Dier bir deyile kendini kendi eylemleri ile gerekletirmekte ve bu gereklii yani kendisini tanmaktadr. Burada Tin'in tand yani bilgisine ulat varlk ile bu bilgiye ulaan varlk birdir, Tin'in kendisidir. Tin, kendi eylemleri ile gerekletirdii eyi yani kendisini tanmakla kendininbilincine (Selbstbewutsein) eriir; kendi zn yani zgrl ortaya karr. Bu yzden Hegel Dnya-tarihi zgrlk bilincinde ilerlemedir. demitir (Hegel, 2006b: 22).

111

Dnya-tarihinin ikinci ura, Tin'in kendininbilinci olarak ortaya kmasn salayan aralar konu eder. lk urak soyut tmeldir, dolayszlktr. Kendinde zgrl barndran Tin'dir. kinci urak ise soyut tmelin yadsnd uraktr, zmsel ve bireimsel olan uraktr. Burada ilk olarak balangcn zmlenmesi zerinde duracaz. Soyutu deil, somutu; tmeli deil, tikeli ele alacaz. Tikelden kastmz mutlak anlamda tikellik deildir. Soyut tmelin kendi-olmayan olan tikelliktir. Tin'in tikel grnmleridir. Balangta ele alnan Bir'in yani Tin'in okluk/farkllk olarak ele alnmasdr. Tin'in zn teker teker ortaya karan belirlenimlerdir. Bu yzden Hegel bunlar, Tin'in zn ortaya karmak iin zorunlu olarak kulland aralar (Gerte) olarak adlandrr. Hegel Tin'in niin zorunlu olarak bir takm aralar kullandn u ekilde aklar: Tin'in ilkesi, son erei, belirlenimi ya da doas ve Kavram' ... yalnzca evrenseldir ve soyuttur. lke, ya da temel nerme, yasa isel bireydir ki, byle olarak, kendi iinde ne denli gerek olursa olsun, btnyle edimsel deildir. Erekler, temel nermeler vb. bizim dncelerimizde, ilkin i amacmzda bulunurlar, henz edimsellikte deildirler. Kendinde bir olanak, bir gizilgtr, ama henz kendi iinden varolua km deildir. (Hegel, 2006b: 24). Tin'in kendinde tad gizilgc varolua karabilmesi, edimselletirebilmesi ancak belirli aralar sayesinde mmkn olabilir. te bu yzden bu aralar tarihin geliimi asndan zorunluluk uran olutururlar. Hegel'in Tin'in zn ortaya karabilmek iin kullandn iddia ettii aralar, genel olarak insan bilincidir. Bu yzden bu zorunluluk ura ayn zamandan insann tarihe dahil olduu urak olarak da ele alnabilir. Tin kendinde sahip olduu gizilgc varolua karmak iin insan bilincini kullanr. Dier bir deyile, Tin

112

kendisini insan bilincinde vareder. Hegel bu yzden bilinci, Tin'in anavatan olarak adlandrlr. Tin'in insan bilincini kullanarak edimsellemesinin, kendisini, isten (Wille) olarak gsterdiini ve bu edimsellemenin yani istencin insan etkinliklerinin temelini oluturduunu syler. nsan etkinlikleri, tarih balamnda, Tin'in dolayszca kendinde varolan belirlenimlerini olgusallatrrlar. Bu olgusallatrma ilemi esnasnda insanlar etkinlie sevkeden isten; gereksinim (Bedrfnis), itki (Antrieb), eilim (Neigung) ve tutku (Leidenschaft) biimlerini alr. Hegel'e gre btn bu isten biimlerinin temelinde insann doyuma (Befriedigung) ulama gds yatmaktadr. nsan belirli bir isten dorultusunda hareket etmeye zorlayan ey, doyuma ulama drtsdr. Hegel insanlarn doyuma ulamak iin aba sarfetmelerinin, emek harcamalarnn ounlukla hor grldn belirtmektedir. zellikle tutku iin durum byledir, ancak Hegel'e gre bunda hor grlecek birey yoktur, tersine bu eylemler Tin'in zn ortaya karmak iin kulland aralar olduklar iin son derece deerlidirler. nsanlar bunun bilincinde olsunlar ya da olmasnlar kendilerini doyuma ulatrmak iin harcadklar emek, Tin'in, zn ortaya karmasn salamaktadr. Hegel burada zellikle tutkunun zerinde durur, nk insanlar doyuma ulamak iin eylemeye ynelten en nemli isten tutkudur ve Hegel'e gre dnyada byk hibir ey tutku olmakszn baarlm deildir. (Hegel, 2006b: 24-26). Hegel Tin'in, zn, insanlarn istenleri/doyum araylar dorultusunda giritikleri etkinlikler araclyla ortaya kardn sylemekle, Alman dealizmi'nin tarih felsefesi asndan zellikle zerinde durduu zorunluk zgrlk tartmas hakkndaki grlerini dile getirmi olur. lk bakta insanlarn istenlerini
113

gerekletirmek amacyla giritikleri eylemlerle yani zgrlk ile Tin'in kendinde tad z yani zorunluk birbirinden ayr eyler olarak grnr, ancak Hegel'e gre durum tam tersidir. Hegel'e gre Dnya-tarihi insanlarn tikel yaam alanlarnda olduu gibi herhangi bir bilinli erekle balamaz. ... Dnya-tarihi Tin'in kavramnn zgrlemesi biimindeki genel erei ile salt kendinde, edeyile Doa olarak balar; bu kavram i, en i bilin[siz] itkidir, ve dnya-tarihinin btn ii, daha nce genel olarak anmsatld gibi, (bu bilinsiz) emei Tin iin bilince getirmektir. Bylece bir doal varoluun, doal istencin ekli iinde ortaya karak, znel yan denmi olan ey gereksinim, itki, tutku, tikel kar ve ayrca gr ve znel tasarm dorudan doruya kendi iin bulunur. stenlerin, karlarn ve etkinliklerin bu lsz ktlesi Dnya Tini'nin ereini yerine getirmek iin, onu bilince ykseltmek ve edimselletirmek iin gereksindii aletler ve aralardr; ve bu erek yalnzca kendini bulmak, kendine gelmek ve kendini edimsellik olarak seyretmektir. Hegel'e gre Us, tpk dnyay ynettii gibi dnya-tarihini de ynetmektedir. Us'un yani kendinde ve kendi iin evrensel ve tzsel olann karsnda herey altgdmldr (subsumiert), ona hizmet eder ve onun iin aratr. Dahas, Us tarihsel varolua ikindir, kendini onda ve onun yoluyla yerine getirir. te bu yzden dnya-tarihi aslnda zgrlk ile zorunluun birlii tarafndan ekillenen bir sre olarak kavranmaldr (Hegel, 2006b: 26-27). Hegel, zgrlk ile zorunluk arasndaki birliin en net biimiyle dnya-tarihsel bireylerin (Weltgeschichtliche Personen) eylemlerinde grlebileceini, nk bu trden bireylerin evrensel olan ereklerinde barndrdklarn belirtir. Dnya-tarihsel bireyler, tarihteki byk insanlardr. Kendi tikel erekleri, Tin'in istenci olan tzseli

114

yani Tin'in gerekletirmekte olduu z kapsamaktadr. Hegel bu tr insanlarn kahramanlar (Held) olarak da adlandrldklarn syler. Bunlar giritikleri eylemler araclyla Tin'in znn henz bilince tanmam olan belirlenimlerini ortaya karrlar. Bu kahramanlarn davalar dnya-tarihinin bir sonraki aamasn bilmek, bu amay etkinliklerinin erei yapmak ve bu erei gerekletirmeye almaktr. Hegel'e gre bu tr insanlar davalarn baarl olarak gerekletirmi olsalar da mutlulua eremezler, nk dingin bir doyuma ulaamazlar (Hegel, 2006b: 26-27). Hegel'in ortaya koymu olduu tabloda mutlak bir doyuma ya da dinginlie ulamak bireyler iin sz konusu olamaz, nk onlar, dnya tarihsel bireyler de olsalar, doyuma ulatrabilecekleri erekleri snrldr. Mutlak doyuma ancak Tin ulaabilir, nk sadece onun erei evrenseldir ve mutlak doyum ancak evrensel erein, son erein gereklemesi ile mmkn olabilir. Tarihte tikel erekler ve tabi bu ereklerin tayclar birbirleri ile eliki, mcadele iindedirler. Bu mcadeleler sonucunda yenilgiye urayan taraflar tarih sahnesinden yitip giderlerken, galip gelen taraflar, son erein gereklemesinin basamaklar olarak anlam kazanrlar. Hegel'e gre mutlak de kendisini kartln ve kavgann mevcut olduu alanda yani tarihte tehlikeye atmaz. Kavgaya tutuanlar tikel karlardr. Bunlar evrenselin kendisini tikel ve belirli olandan ve onun yadsmasndan yola karak gerekletirmesini salarlar. Mutlak de kendisini tm bu mcadelelerin tesinde saldrya uramam ve zarar grmemi bir ekilde tutar. Hegel bu durumu, yani mutlak de'nin tikel karlar kullanarak iten ie fakat kendisini ypratmadan dnya-tarihinin son ereinin, evrensel olann gereklemesini salamasn Us'un hilesi (Alm. List der Vernunft, ng. Cunning of Reason) olarak adlandrr (Hegel, 2006b: 26-27).
115

Bu noktada, esas olarak Hegel'in Tarih Felsefesi adl lmnden sonra ders notlarndan derlenerek hazrlanan almas zerinden giden incelememi, Tinin Grngbilimi adl kitabnda dile getirdii dncelerle ilikilendirmek istiyorum. 46 Hegel bu almasnda Us'un dnyaya egemen oluunu ilk kez etraflca incelemitir. Tin'in en genel biimiyle gereklemesi ve bunun bilinmesi zerinde durmutur. Tarih, bu almada, Tin'in geliiminin dier bir deyile Tin'in oluunun bir esi olarak tanmlanmtr, nk kendini Tin olarak bilen Tinin, yani kendisini gerekletirmi ve gerekliinin bilgisine varm olan Tin'in,

grnglerinin bilinmesi Grngbilim (Phnomenologie) konusu da almann dier bir esi olarak deerlendirilmitir (Hegel, 2004d: 516). Hegel, Grngbilim'de 47 tarihi, insan bilincinin tarihi olarak ele alr, nk insan bilinci, Tin'in kendisini gerekletirdii yani Tin'in tznn edimselletii alandr.
46 Buraya kadar Hegel'in tarih anlayn aklayabilmek iin Mantk Bilimi ve Felsefe Bilimleri Ansiklopedisi'nin ilgili ksmlarna rnein Kk Mantk ve Doa Bilimi referans vermitim, ancak Tinin Grngbilimi (ksaca Grngbilim) ve Hukuk Felsefesinin Prensipleri (ksaca Hukuk Felsefesi) adl almalarla ilikisi zerinde durmamtm. Burada da amacm Hegel'in tarih anlay ile dier konularla ilgili grlerini dile getirdii metinler arasndaki ba doru bir biimde kurabilmek olacaktr, ancak bu ba zerinde uzunca durmak Hegel ile Marx arasnda yapmaya altm karlatrmay konu eden bu almann kapsam dnda yer almaktadr. Hegel'in Grngbilim'de aklad Kendininbilinci kavram, Tin ve mutlak Bilme gibi blmler ya da Hukuk Felsefesi'nde ele ald devlet sivil toplum ilikileri, onun tarih anlay asndan nemlidir ve bu almada ele alnan konu ile ilikilendirilecektir, ancak bu konularn derinlemesine incelemeleri zerinde durulmayacaktr. 47 Hegel'in Tinin Grngbilimi adl kitab onun en ok tartlan eseridir. Hegel, bu eserinde dnyann ussal bir yer haline geliini Tin'in kendi etkinlii ile kendisini dntrmesine, kendi zn tamlamasna balar. Tin'in tarihin hem znesi hem de nesnesi olduunu iddia eder. Tin'in kendi etkinlii ile kendisini gerekletirmesini bireysellik (Individualitt) olarak adlandrr ve Tin'in zgrln onun bireyselliine balar. Tin zgrdr, nk kendisini sadece kendisi dntrebilmektedir. Tin, kendisi ne eyliyor ise odur, ancak ilk olarak bunun bilincinde deildir. Bu yzden Hegel bu eserinde Tin'in kendininbilinci haline geliini, Tin'in kendi kendisinin ve tm dnyann yaratcs (Demiurg) olduunu kavrayn konu alr. ddias odur ki tarihsel gelimeler; Fransz Devrimi ve sonrasndaki sre Tin'in kendisini mutlak anlamda bilebilmesi tm belirlenimlerini tanyabilmesi - iin gereken ortam hazrlamlardr. Tin kendisini mutlak olarak bildii iin artk kendininbilincine ulama abasnda bulunmayacaktr. Hegel'in bu tezleri, onun tarihin sonunun gelmi olduunu iddia ettii eklinde yorumlanmaktadr. lerde aklamaya alacam gibi Hegel'in bu konudaki tezi tarihin bitmi olduu ya da bir tarih sonrasnn yaand eklinde yorumlanmamaldr. Hegel tarihin son aamaya gelmi olduunu ve bu aamann sonsuza dek sreceini belirtmitir. 116

Hegel'in bu almada insan bilinci ile tarih arasnda kurmu olduu iliki, Us'un hilesinin katks olmadan gerekleemez. Hegel, Grngbilim'de insan bilincinin tr olarak insann bilincinin geliimini ortaya karan aamalar, Tin'in grng alanndaki varoluu olarak deerlendirmitir. Bu aamalarn ortaya k, Us'un hilesi ile yani Tin'in, insanlarn doyuma ulama tutkularn kendisi iin etkinletirmesi ile mmkn hale gelir. Bunun en nemli rnekleri Grngbilim'in Kendininbilinci ve Tin blmlerinde ele alnr. Hegel, Kendininbilinci blmnde ilkin kendininbilincinin bamszl ve bamll olarak efendilii (Herrschaft) ve klelii (Knechtschaft) ele alr. 48 Daha sonra bamllk sonrununun almas ile kendininbilincinin zgrl olan bilin biimlerinin ortaya ktn iddia eder. Bunlar Stoaclk (Stoizismus), Kukuculuk (Skeptizismus) ve Mutsuz Bilin'tir (Unglckliche Bewusstsein) (Hegel, 2004d: 125-160). Tin blmnde ise,
48 Hegel, Efendi Kle Diyalektii'ni kendininbilincinin bamszl ve bamll konusunu alayabilmek iin kurgulamtr. Burada kendininbilinci kavram ile kastettiimiz ey udur: nsanlar ncelikle kendi dlarnda yer alan eylerin, nesnelerin bilgisini elde ederler. Bu genellikle temel fizyolojik, Hegel'in deyimiyle hayvansal ihtiyalarn karlamak iin doaya ynelen insanlarn bilincidir. nsanlar hayvanlardan ayran ey ise onlarn kendininbilinci olarak ortaya kmalardr. nsanlar, doal ihtiyalarn karlamann tesinde dier bilinlere ynelerek toplumsallamadan doan ihtiyalarn karlamaya alrlar. Bylelikle bilinleri kendi varolularn kapsamaya ynelir. te kendininbilinci budur; bireylerin karlkl ilikilerinden doan btn ve kendilerinin bu btn iindeki yeri hakknda elde ettikleri bilin. Efendilik ve Klelik ise bamllk ilikisine tabi bireylerin edinmi olduu kendininbilincidir. Burada baml olan Kle, baml olunan ise Efendi'dir. Hegel bu bamllk ilikisinin iki taraf da doyuma ulatrmak uzak olduunu iddia etmi ve bu bamlln ortadan kaldrlmasnda Kle'nin emeinin nemi zerinde durmutur. Efendilik ve Kleliin kalkyla Stoac, Kukucu kendininbilinci ekillerinin ve Mutsuz Bilin'in ortaya ktn savunmutur. Efendi Kle Diyalektii'nin gnmzde bu kadar yaygn bir biimde ilgi duyulan ve Hegel denilince akla gelen ilk konulardan biri olmas ise Alexandre Kojeve'nin 1933-38 yllar arasnda Hegel zerine verdii derslerin ve bu derslerin Hegel Felsefesine Giri adyla kitaplatrlmasnn sonucudur. Kojeve bu almasnda, Hegel'in kendininbilincinin bamll ve bamszl konusu aklamak iin kulland kurgunun kapsamn, Hegel'in tm bir tarih anlay ve siyaset felsefesini kapsayacak ekilde geniletmitir. Kojeve'nin kurgusu, Marx'n da 1844 Elyazmalar'nda olumlu atfta bulunduu, Kle'nin emeinin zgrletirici roln ne kard iin sklkla marksist bir yaklam olarak deerlendirilmektedir. Oysa ki Kojeve'nin yapt ey, Hegel'in kurgusunu biim ve ierik asndan geniletmekten ve Hegel'in dncelerindeki antropolojik eleri nplana karmaktan te birey deildir (Kojeve, 2004). Bu yzden marksist bir kuram olarak anlmamas gerekmektedir. Kojeve'nin kuram ile ilgili olarak aslnda sylenecek ok ey bulunmaktadr, ancak bunlar bu almann kapsam iine dahil etmek mmkn olmad iin dnrn ismini anmakla yetineceim. 117

Tin'i dnyada gereklemi ekliyle ele alr. Trelliin toplumsal yaama hakim oluu, Aydnlanma, Fransz Devrimi ve Terr Dnemi gibi olgular, Tin'in dnyada somut biimiyle gereklemesi asndan oynadklar rol asndan deerlendirir (Hegel, 2004d: 285-433). unu hemen belirteyim ki, burada, Kendininbilinci ve Tin ile alakal olarak adn andmz kategorilerin ortaya klarn ve yadsnmalarn sadece Us'un hilesiyle aklamak gibi bir amacm yok. Amacm sadece Hegel'in, bireylerin karlar arasnda doan kartlklara, Tin'in kendisini somutlatrmak iin faydaland aralar olarak baktn vurgulamaktr. Hegel, insanlarn doyum araylar sonucunda meydana gelen mcadeleler olmakszn, bir bilin biiminden dierine ya da bir tarihsel olgudan dierine gemenin mmkn olamayacan dnmektedir. Us'un hilesini de bu anlamda tarihin ilerlemesi asndan yapt katkdan dolay nemsemektedir. Hegel, Us'un hilesi zerinde durmakla ayn zamanda tarihin zorunluluk urann bireimsel boyutuna adm atmtr. Tek tek sonlu erekler eklinde kendini gsteren Tin'in zn, bu ereklerin almasyla ortaya kan ve Tin'in tam anlamyla gerekleebilmesinin olmazsa olmaz olan, olumlu bir tinsel btnlk eklinde deerlendirmeye balamtr. Bu btnlk ahlak (Moralitt), trellik (Sittlichkeit) ve dinselliktir (Religisitt). Hegel'e gre, bireyleri, ncelikle sadece tikel ereklerini gerekletirerek doyuma ulamaya alan aralar olarak grrz, ancak onlar sadece ara olarak yani Us'a altgdml varlklar olarak grmemiz doru deildir. Bireyler ayn zamanda kendilerinde evrensel olan, Hegel'in deyimiyle tanrsal olan 49 tamaktadrlar. Bu tanrsallk tm bireylerde ortaktr, bu yzden bireyler bir
49 Hegel burada tarih anlayn dile getirirken iki farkl terminolojiden faydalanmtr; genellikle Mantk kategorilerinden faydalanmtr, ancak bazen teolojik terimleri de tercih etmitir. zellikle 118

yandan tikel karlar peinde koarlarken dier yandan da ahlaki, trel ve dinsel bir yaam srebilirler. Hegel'e gre Bir aratan sz ettiimiz zaman onu ilkin bir eree yalnzca dsal olarak, ondan hibir pay olmayan birey olarak dnrz. Ama aralar olarak kullanlan doal eylerin btn, giderek en sradan cansz eyler bile, gerekte onlar ereklere uygun klan bir yapda olmal, onlarla ortaklaa birey tayor olmaldrlar. nsanlarn Us'un erei iin o btnyle dsal anlamda aralar olarak davranmalar ise daha da az sz konusu olabilir; yalnzca onunla ve onun vesilesi zerine ayn zamanda ierie gre ondan ayr erekleri olan tikelliklerini doyurmakla kalmazlar, ama o Us-Ereinin kendisine katlrlar ve tam bu yolla kendilerinin erekleridirler ... (Hegel, 2006b: 32). Ahlak, tikellik ve dinsellik, insanlarn kendilerinin erekleri olmalar sonucunda ortaya kar. Burada, insanlarn kendilerinin erei olduklarn syleyerek, kendilerinde tanrsal eyi Hegel bunu insann nesnel yn olarak adlandrr 50 barndrdklarn sylemi oluyoruz. Us, insanlarda bu tanrsal e yani nesnel yn vastasyla mevcuttur ve insanlarn znel ynlerini kullanarak, Tanr'nn dnyay ynetmesini salar. Burada Hegel'in, Tanr kavramyla Us'u dile getirdiini syleyebiliriz. 51 Ona gre Tanr, Us'un en somut tasarmdr, Us'u kafamzda tasarladmzda onu en somut biimiyle Tanr olarak kavrarz. Us, Tanr olarak

Tanr kavramn, ska Us kavramnn yerine kullanmtr. Toplumsal yaam zerine konuurken bu tercihi daha sk yapmtr. Hegel'in Restorasyon Dnemi'nin tipik bir muhafazakar dnr olarak adlandrmasnda bunun etkileri olabilir (Korsch, 2006: 241). Bu karkln stesinden gelmek iin unu syleyebiliriz; Hegel, insann tanrsal bir eyi ilerinde barndrdn sylemekle, tarihin balangcn ele alrken bahsettiimiz zgrlk ereinin, insann kendisinde mevcut olduunu dile getirmeyi amalamtr. 50 nsann ara olarak deerlendiriliini de onun znel yn olarak adlandrmtr. 51 Hegel'in sylemindeki bu kay, yani Us'tan Tanr'ya geiin nedeni tarihin nc uranda ele alaca mesele ile ilgilidir. Hegel burada Tin'in devlet olarak edimselletiini iddia eder ve devlete kutsallk atfedebilmek iin, Tin'i, mutlak de'nin (Us'un) dnyada ussalln geliimi ile ald biim olarak deil de, Tanr'nn istenci olarak kurgulamaya alr. 119

dnyay ynetmektedir ve Us'un dnyay ynetiinin ieriini, dnya-tarihi oluturur (Hegel, 2006b: 35). Hegel, bylece tarihin, zorunluk urandan bir sonraki uraa yani sonu urana geer. Balangcn zmlenmesiyle ortaya tikel erekler kmtr, daha sonra bu ereklerin Us'un ereine dahil olduklar iddia edilmitir ve bunlarn biretirilmesiyle Us'un dnyay ynettii ortaya konmutur. Dnya-tarihinin de Us'un dnyay ynetiinin ierii olduu saptanmtr.

Dnya-tarihinin nc ura zgrlk uradr, ikinci uran yani zorunluk urann almasyla (Aufhebung) ortaya kar, ancak ilk uran yani balangcn aksine dolayszlk olarak zgrlk deil dolaylanm zgrlktr. Ayn zamanda ilk iki uran birliidir. Soyut tmeli ve somut tikeli iinde barndrr, ancak onlarn yadsnmasdr. Bu yzden somut tmel biimindedir. Bu tmel Hegel'in tarih anlayn ele alrken inceleyeceim son konudur. Tarihi, Tin'in kendinde barndrd z yani zgrl gerekletirme sreci olarak aklamaya alyorum. Burada, ilk ura bu zn dnyada belirmesi olarak ele aldk, ikinci urakta ise ilkinde kendini soyut tmel olarak, dolayszlk olarak ortaya koyan zn ki bu z daha sonra Hegel tarafndan farkl ekillerde ifade edilmitir kendisini gerekletirmek iin kulland aralar zerinde durduk. Sonu uranda ise Tin'in znn gereklemesini/edimsellemesini inceleyeceim. Hegel, Tin'in znn belirli bir gere (Material) zerinde edimselletiini belirtir. Bu gere Devlet'tir (Staat). Devlet, Tin'in znn, insann hem znel hem de

120

zsel istenlerinin 52 birlii ekline brnmesiyle oluan trel btndr. Bu btn insanlarn tikel ereklerini, doyum araylarn ve onlarda mevcut olan tanrsal enin etkinlemesini kapsar. Bu sayede Tin'in znn yani zgrln edimsellemesi biimini alr, nk Tin'in zn zsel isten yani tanrsal e olarak kapsamakta ve onu insanlarn znel yani tikel istenleri vastasyla etkinletirmektedir. Hegel, Devlet'i, Tin'in zn edimselletirdii iin trellik olarak adlandrr. Devlet, Tin'in zn ortaya koymaktadr ve bunu bir takm haklar ve ykmllkleri belirleyerek yapmaktadr. nsanlar, Devlet'in koyduu yasalara uyarak aslnda bir anlamda Tanr'ya boyun eiyorlar ya da Us'un dnyay ynetii srasnda zerlerine den hak ve ykmllkleri yerine getiriyorlar demektir. 53 Bunun nedeni, Devlet'in Tin'in zn gerekletiren gere olmas nedeniyle, kard yasalarn aslnda Tin'in iradesini oluturuyor olmasdr. Devlet, Tin'in zn gerekletiren gere olma zellii nedeniyle ayn zamanda zgrl temsil etmektedir. Bu yzden insanlar Hegel'e gre, zgrl Devlet'te bulur ve yaarlar, nk Devlet'in ortaya kmasyla grnte zgrlk ile zorunluk arasnda varolan eliki tamamen ortadan kalkar. Devlet mutlak anlamda zgrln somutland gere olarak tarih sahnesinde belirir (Hegel, 2006b: 36-37). Devlet yani trellik olmadan insann dnyadaki varoluu eksik kalr, nk insann nesnel yn, insandaki tanrsallk Devlet olmadan gerekleemez. Bu yzden Hegel, Aristoteles'e referansla Devlet'i insann ikinci doas olarak kabul eder. Ona

52 Burada zsel isten kavram ile insann nesnel ynnn, insann tad tanrsal enin isten olarak ortaya konmas kastedilmektir. Bu da kendisini, insann ahlaki, trel ve dinsel bir yaam srmeye almas olarak ortaya koyar. 53 Hegel bu noktada Anayasann nemine vurgu yapar. Ona gre ussallk ancak Anayasann varl ile mmkn olabilir, nk ancak bir Anayasa, insanlarn tikel ereklerini yerine getirmeye alrken ortak bir erek etrafnda birlemelerini, rgensel bir btn oluturmalarn salayabilir. 121

gre, Devlet olmadan insan sadece dolaysz, hayvansal bir varlktr. Benzer bir yaklam Hukuk Felsefesi adl yaptnda da gstermektedir. Hegel, burada trellii oluturan uraklar aile, sivil toplum ve devlet olarak belirler. Aileyi insanlar arasnda koulsuz sevginin varolduu bir ortam olarak tasvir eder. Sivil toplumu ise, znde bir ihtiyalar sistemi olarak tanmlar. Burada insanlar, bir ihtiyalar btn ve doal zorunlukla keyfi iradenin birlii olarak ele alnr. nsanlar ihtiyalarn bakalar zerinden giderebildikleri iin bencilce davranmaya meyillidirler. Bu bencillik karlkl bamll dourur, ancak burada herkesin ihtiyalarn

karlayabilmesi iin baka bir dolayma ihtiya vardr; nk zel mlkiyeti koruma altna alacak ve kamu ynetimini gerekletirecek bir odan bulunmamas halinde karlkl bamllk yerini gszn glye bamllna brakabilir. Bu dolaym evrensel kar temsil eden urak yani Devlet salar (Hegel, 2004a: 138-274). Devlet, sivil toplumu meydana getiren karlar koruyarak aar (Aufhebung) ve bunlarn varln garanti altna alan evrensellii ortaya koyar. Bu yzden Devlet'in olmad bir ortamda tikel karlarn gereklemesi de sz konusu olamaz. Hegel'in devlet hakkndaki grleri zerine birbirinde olduka farkl yorumlar gelitirilmitir. Bunlardan bir ksm ki genel olarak gren gr budur, liberal gr olarak adlandrlabilir. Bu gre gre Hegel, totaliter Prusya devletinin teorisyenidir. Topluma kar aka devletten yana bir tavr sergilemitir. Bu yzden otoriter rejimlerin savunucusu olarak deerlendirilmelidir. 54 Bununla birlikte bir

54 Hegel'in siyaset kuramna ilikin burada adn andmz liberal yorum zerinde durmayacam, nk bu yorumlarn Hegel'in dncelerinin geliimine ve ortaya att fikirlerin derinliine isteyerek ya da istemeden de olsa gereken ilgiyi gstermediklerini dnyorum. Bunlar Hegel'in fikirlerini kstl ablonlar eklinde ele almay ve onlar basitletirerek deersizletirmeyi yelemektedirler. 122

ksm burjuva siyaset bilimcisi, 55 Hegel'in siyasi grlerinin asl vurgusunun zgrlk zerine olduunu savunmaktadrlar. Hegel'in devletin toplum yaamndaki rolne byk nem atfediinin de, onun zgrlk aray ile tutarl olduunu savunmaktadrlar. Kanmca bu grn geerlilii dierine gre daha fazladr, nk Hegel kendine zg bir zgrlk anlayndan yola karak zgrl mutlak de'nin toplumsal alanda varoluu biiminde tanmlayarak devleti, kendi tanmlad tanmlamtr. Hegel'e gre Devlet'in zgrln edimsellemesi olarak ortaya k, onun birlik iindeki okluu sergileyen bir btn olmasndan kaynaklanmaktadr. Burada birlik iindeki okluk ifadesini kullanmaktaki amacm mutlak de kavramna gnderme yapmaktr. Hatrlanacak olursa, Mantk bize mutlak de'nin, Varlk'n kendinde tad belirlenimlerin ortaya karlmas ve bunun kavramlar araclyla bilinmesi sonucunda elde edildiini gstermiti. Burada Varlk, balangc oluturmaktayd yani soyut tmeldi, Bir'di, ancak henz gereklemi hibir belirlenimi yoktu. Oysa mutlak de, Varlk'n kendinde tad tm belirlenimlerin gereklemesi, e deyile bilince yansmas ile ortaya kmt. Bu yzden gereklemi belirlenimlerin okluunu kapsayan birlik olarak varolmaktayd. Dnya-tarihi asndan anlamyla zgrln gerekletiren gere (Material) olarak

bakldnda Devlet iin de ayn ey sylenebilir. Devlet ne tarihin balangcn oluturan soyut tmelin, henz zn gerekletirmemi olan Tin'in dolayszl ne de bu Tin'in yadsnmasyla ortaya kan bireylerin tikel istenleridir. Devlet, Tin'in zn ve tzn oluturan ve ayrca insanlarn nesnel varolularn meydana getiren
55 Patten'in Hegel's Idea Of Freedom (Patten, 2002: 163- 202) ve Franco'nun Hegel's Philosopy Of Freedom (Franco, 1999: 154 342) adl almalar bu ekole rnek olarak gsterilebilir. 123

tanrsal enin, insanlarn znel varolularn oluturan istenlerinin etkinlii sonucunda ortaya kan birliidir. Bu yzden zorunluk ile zgrlk arasndaki elikinin almas eklindeki zgrlktr, mutlak de'nin tinsel alandaki

varoluudur. Bu zgrlk kendisini toplumsal alanda aile, sivil toplum ve devletin birlii olarak koyar. Burada her urak kendinden nce geleni iermektedir. Dier bir deyile sivil toplum devlete ikindir. Devlet birdir, ancak sivil toplumun okluunu iinde barndran ve hatta bu okluun varln srdren bir birliktir. Hegel'in terminolojisini kullanacak olursak, ailenin ve sivil toplumun hakikatidir. Btn bunlarn anlam Hegel'in Devleti, despotik bir g oda ya da bir eit Leviathan olarak grmediidir. Hegel iin Devlet insan varlnn bir parasdr, onsuz zgrlk sz konusu olamayaca gibi insan varlnn devam ettirilebilmesi bile dnlemez. Hegel'in devletle ilgili dncelerini incelemeye son vermeden nce son olarak deinmemiz gereken konu Devlet'in dinle ilikisi konusudur. Hegel'e gre din tanrsal istenci dile getirmektedir ve bundan dolay tinsel yaamn olmazsa olmazdr. Devletin dini darda brakacak ekilde rgtlenmesi bu yzden mmkn olamaz (Hegel, 2006b: 42-47). Hegel, Devlet'in meruiyetini burada ksaca zetlemeye altmz gibi dorudan tanrsallktan almas gerektiini dnmektedir. Bununla birlikte siyasi dnce tarihi asndan bakldnda net bir ekilde tanrnn yerine devleti koymu olduu grlebilir. Bu konuyu u ekilde aabiliriz. Feodaliteye hakim olan dinsel dncede Tanr, herkesi eitleyen, e deyile herkesin nnde eit olduu bir varlk olarak ele alnmtr. Bunun nedeni ise herkesin Tanr tarafndan yaratlm olmasdr. Herkes Tanr'dan gelmektedir ve ona dnecektir. Bu adan

124

eitlik mevcuttur, toplumsal anlamdaki eitsizlikler bu yzden nemini yitirmektedir, nemli olan Tanr'dan gelen insanlarn ona ne ekilde dneceidir. Hegel ise eitlii insanlarn Devlet karsndaki eitlii olarak kurgulamtr. Devlet ile bireylerin ortak noktas Us'tur. Bireler ussal varlklardr, Devlet ise Us'un dnyada gereklemesidir. Bu yzden tm tikel ussalln karsnda evrenseli temsil etmektedir. Sonu olarak denilebilir ki, Hegel Tanr'nn yerine Devlet'i geirmi ve Tanr ile kul arasndaki iliki yerine Devlet ile yurtta arasndaki ilikiyi yerletirmitir, ancak gerek Devlet'i tanrsallk olarak grmesi bakmndan gerekse de Devlet yurtta ilikisini Tanr kul ilikisi ile paralel bir biimde kurgulayarak teolojinin (Protestan teolojisinin) dnya grnden tam olarak kopamamtr.

Hegel'e gre, Protestanlk inanc temelinde kurulan anayasal Devlet, Tin'in kendi eylemleri araclyla kendi zn tmlemesinin sonucu olarak tarihteki yerini almtr. Bu yzden bir yandan tarihin son aamasn meydana getirirken, dier yandan da Tin'in znn yani zgrln edimsellemesi anlamna gelmektedir. Baka bir deyile Devlet'in varl, Tin'in bireyselliini yanstmaktadr. Devlet, Tin'in kendi kendisini gerekletirmesidir, kendi kendisi ile olmasdr. Unutulmamaldr ki Tin bu aamaya belirli bir sre sonunda ulamtr ki bu sreci dnya-tarihi olarak ele alyoruz. Dnya-tarihi bu yzden Tin'in znn/zgrlk bilincinin ilerledii sretir. Bu aamal bir sretir ve son aamasn Devlet'in ortaya k bu srecin son halkasn oluturur. Devlet'in ortaya k, Tin'in zamandaki ve mutlak de'nin uzamdaki doadaki yaylmnn tamamlan anlamna gelmektedir (Hegel, 2003: 155). Bunun anlam udur: Dnya-tarihindeki her bir aama yani Tin'in zn ortaya
125

koyduu her belirlenim, zamansal adan birbirinin ardldr ve bu z yani mutlak de'yi/zgrl dnyann yeni bir corafyasna yayar. Daha nce de belirtmi olduumuz gibi Hegel, dnya tarihinin geliimini, ierii zgrlk bilinci olan ilkenin yani Tin'in basamak basamak geliimi olarak grmektedir. Ve bunu dnya tarihi ile insan hayat arasnda bir analoji kurarak aklamaya alr. Buna gre ilk basamak tarihin ocukluk dnemidir. Bu aamada Tin henz doa ile i iedir, zn (kavramn ya da ilkesini de diyebiliriz) aa karmamtr. Dou toplumlar tinin bu ocukluk dnemine karlk gelirler. Bu toplumlarda sadece despot zgrdr. tekiler bu tek kiinin istenci karsnda zgr deillerdir. kinci basamak ise genlik ve olgunlama dnemleri olarak alglanabilir. Bu dnemde Tin kendi iinden kp zgrlnn bilincine varr. Yine de bu zgrleme ksmi ve eksiktir, nk yalnzca baz kiiler zgrdr. Yunan dnyas Tin'in delikanllk adr. Burada doan zgrlk bilinci henz tzsellik kazanmamtr. Roma dnyas ise Tin'in olgunluk adr. Roma'da birey ancak devlet grevlisi olabilmek artyla kendi ereklerinin sahibidir. nc basamak ise insan hayatnn drdnc ana yani yallk dnemine denk dmektedir. Hristiyan Cermen dnyasnda oluan bu basamakta nceden tikel olan zgrlk saf genellie ykselir: nsan, insan olarak zgrdr, nk dnya tarihine yn veren ilke gereklemitir (Hegel, 2003: 156-158). Bu ilkenin yani zgrln gereklemesi ile mutlak de kendini dnyada gerekletirmi olur. Bu ayn zamanda dnyatarihinin son aamaya gelmi olmasn imler. Hegel bu noktadan itibaren dnya-tarihi ile insan yaam arasnda kurmu olduu ba ortadan kaldrr. nsan yaamnda ihtiyarlk dnemini lm izlemektedir. Oysa dnya-tarihi iin bu durum sz konusu

126

olmaz, ihtiyarlk dnemi sonsuza kadar srer. Mutlak de sonsuza dek dnyann hakimi olacaktr.

III. BLM: MARXIN TARH ANLAYII

almamn bu blmnde Marx'n tarih anlay zerinde duracam. Marx'n tarih anlayn aklayabilmek iin ncelikle bu anlayn geliimi zerinde duracam. Bu aamada asl olarak Marx' etkileyen tarihsel sre ve dnce insanlar zerinde duracam. Daha sonra Marx'n kendisini Hegel'den yntemsel olarak ayr zerinde duracam. Bu konu olduka tartmal ve Marx'tan bize kalan metinler asndan bakldnda da pek netletirilmemi bir konudur. Ben de bu aamada Marx'n ynteme ilikin sylemi olduklarn anahatlaryla ele alacak ve 1847 ylnda Engels'le birlikte kaleme ald ve lmnden sonra Alman deolojisi adyla yaynlanan metinde dile getirmi olduu tarih tezi zerinde duracam. Bunu takiben Marx'n tarih anlayn daha yakndan incelemeye geerek bu blm tamamlayacam.

III. A) MARXIN TARH ANLAYIININ GELM

127

Karl Marx, 5 Mays 1818de Almanyann Rhine Eyaletinde Trier kasabasnda dodu. Hukuk, felsefe ve tarih zerine olan yksek eitimini Bonn ve Berlin niversitelerinde tamamlad. Demokritos ve Epikrosun Doa Felsefeleri zerine yapt alma ile felsefe doktorasn alm oldu. Rheinische Zeitung gazetesinin radikal liberallerin gazetesi diye bilinir editrln yapmaya ve bu gazetede yazlar yaymlamaya balad. 1843te gazete kapatlnca Almanyadan srlen Marx, Parise yerleti. Burada fransz ii snfnn eylemlerini yakndan takip etti ve Engels ile tant. 1845te ise Fransadan srld ve Brksele geti. Bu dnemde zerinde urat ve Alman deolojisi adyla bilinen eseri Engels ile birlikte kaleme ald. 1847de Brkselden ayrlmak zorunda kalan Marx 1848 ylnn devrimci ayaklanmalar ardndan Parise dnd. Louis Bonapartenin darbesi sonrasnda Paristen srlen Marx, 1849 ylnda Londraya yerleti ve yaamnn geriye kalan ksmn burada srdrd. Kapital ve Ekonomi Politiin Eletirisine Katk gibi burjuva siyasal iktisadn eletiren almalar ve Louise Bonaparten 18 Brumairei ve Fransada Sava gibi siyasete ilikin eserlerini bu dnemde verdi. 1863te kurulan Uluslararas Emekiler Birliinin kuruluunda yer alan Marx, teorik yaptlarnn yan sra siyasi mcadeleye bizzat iinde yer alarak da katkda bulunmutur. Marxn fikirlerinin geliimi, tpk dier dnce adamlarnda da grld gibi, entelektel kimliini kazand dnemin tarihsel ve dnsel ortamnn

belirleyiciliinden muaf tutularak anlalamaz. inde bulunduu tarihsel ve dnsel ortamdaki dnmlere ve soyutlama yeteneine bal olarak, Marxn, gerek kulland terimlerde, gerekse iledii temalarda farklklar belirlemek mmkndr.

128

Bu farkllklarn mevcudiyeti, onun deiik corafyalarda bulunmas sonucu, kapitalist retim tarznn geliimini birok farkl koullar altnda inceleme frsat yakalamas ile aklanabilir. Bir dier asli etken ise Marxn, dnemin kendisini de belirli miktarlarda etkilemi olan fikirlerinin somutu aklamada gsterdikleri yetersizlikleri belirleyerek kendi fikirlerini zgn bir biimde dile getirme abasdr. Marxn genlik dnemi, gittike muhafazakarlaan Prusya hkmetinin, Ren Blgesi gibi Prusya'ya daha sonradan dahil olan ve liberal grlerin etkili olduu yerlerdeki etkisini artrmaya alt bir ortamda gemitir. Bu olumsuz koullara, entelekteller arasndaki, Hegel'in de nclk etmi olduu, anayasal merutiyet rejiminin kurulmas beklentilerinin de karlanmam olmasnn verdii hayal krkln da ekleyebiliriz. Bunun sonucunda dnemin nemli muhalif entelektelleri olan sol-hegelcilerin, Hegel felsefesinin zgrlk ve antropolojik-hmanist ynlerini ne karma ynnde giriimlerde bulunmaya balamlardr. Marx bahsi geen giriimleri belirli bir sre yakndan takip etmi, ancak daha sonra bunlarn, ele aldklar sorunu zmede yeterli olamayacaklarn iddia etmi ve bu yzden almalar gerektiini savunmutur. Marxn bekledii bu adm Hegelden sonra Marx zerinde ciddi anlamda byk bir etkiye sahip olan bir dier dnr tarafndan yani Feuerbach tarafndan atlmtr. Feuerbachn Hristiyanln z (1841) ve Felsefe Reformu zerine Geici Tezler (1842) adl yaptlar dnemin entelektel camiasn derinden etkilemitir. Hegelin felsefesi yerine maddeci 56 bir

56 Maddecilik (Materialismus) maddenin dnceden bamsz bir varolua sahip olduunu ve dnceyi ncelediini kabul eden felsefe akmdr. Marx da kendisini bir maddeci olarak grmektedir. Salnda tarih anlay tarihsel maddecilik olarak adlandrlmtr. Tarihsel maddecilii, tarihsel olaylar fikirlere deil de maddi sebeplere bal olarak aklayan tarih anlay olarak tanmlayabiliriz. Ancak burada zerinde durmak istedii husus tarihsel maddecilik deil, 129

felsefe kurma giriiminin, ya da en azndan Hegel felsefesinin btnne ilikin bir eletiri getirme abasnn muhalif entelekteller asndan kukusuz ki deeri byktr, ancak Marx asndan Feuerbachn getirdii yeniliin heyecan ok uzun soluklu olmamtr. Marx Feuerbach deerlendirirken onu doaya fazla nem verip tarihi, toplumu ve siyaseti nemsememekle sulamtr (Bottigelli, 1993: 22-30). Marx, yabanclama analizinin dier toplumsal grngler asndan verimli olabileceini, fakat Feuerbachn bunlar zerinde durmayarak nemli bir frsat kardn belirtmitir. Marxn teorik geliimi asndan bir sonraki aama ise Parise gittii dnemden itibaren youn bir biimde incelemeye koyulduu Klasik Ekonomi Politikilerin teorilerini eletirmesiyle balayan dnemdir. Marxn kaleme ald bilimsel metinlerinin ou bu Klasik Ekonomi Politikiler ile Proudhonun teorisinin eletirisi yoluyla gelitirilmitir. Marxn dnsel geliiminin aamalar, balangta Hegel ve Feuerbach gibi dnemin dnce akmlarn etkileyen balca dnrlerin fikirlerini snama eklinde ilerlemilerdir. Bu sre ierisinde yazd deneme ve ald notlar dnda adalar ile girmi olduu polemiklerin de nemli olduunu dnebiliriz. Bruno Bauer, Max Stirner ve Proudhon gibi entelektellerin eserlerinin eletirisi Marxn
Marx'n maddecilik anlay zerinde nemli bir etkiye sahip olan Antik Dnem dnr Epikros'tur. Epikros M 341-271 yllar arasnda yaam olan maddeci bir filozoftur. Hibir eyin hibir zaman tanrsal g tarafndan yoktan var edilmemi olduunu ve Doa'nn ... bireyi asla hilie indirgeyemeyeceini sylemitir. Atom filozofu olarak bilinen Demokritos'tan etkilenmitir. Demokritos, evrenin yap tann atomlar olduunu ve atomlarn belirli boy ve ekillere sahip olduklarn sylemitir. Ona gre, bu zellikleri atomlarn hareketlerini nceden belirlemektedir. Epikros ise Demokrtitos'un atom felsefesnin erekselciliine kar km ve baz atomlarn bir ans ve belirlenmemilik unsurunu yarattklarn ve bu sayede farkl yrngelerde hareket edebildiklerini sylemitir. Bunu sapma olarak adlandrmtr. Marx, Epikros'u Yunan Aydnlanmas'nn en nemli dnr olarak grmtr. Epikros'u Marx iin bu kadar deerli klan ey, Marx'n Epikros'u irade zgrln savunan bir dnr olarak okumasdr. Marx'tan sonraki yorumcular da Epikros'un erei, tarihin ak iinde ortaya kan, insann, metafizik olmayp aksine tarihi olarak edinilmi karakteri olarak ele aldn sylemilerdir (Foster, 2001: 57-91). 130

dnsel anlamda olgunlamasna katkda bulunmutur. Engelsin Marxa, adalarna ynelttii eletiri asndan vermi olduu destein de Marx'n olgunlamasna katkda bulunduunu belirtmemiz gerekir. Kendisi de bir dnem sol-hegelci olarak anlan entelekteller grubu ile yakn ilikileri olan Marxn, yksek eitimini Berlin niversitesinden alm olmas, her ne kadar Hegel o dnemde artk hayatta olmasa da Marxn eitiminde youn bir hegelci enin yer almasna yol amtr. Marxn doktora tezini kabul ettirdii Jena niversitesi de Hegelin uzun bir dnem akademik faaliyette bulunduu ve en nemli almalarnn bazlarn verdii niversitedir. Althusserin de belirttii gibi Marxn soyutlama yeteneini gelitirmesinde Hegelin etkisinin olduu muhakkaktr (Althusser, 2002: 107). Bu etkinin kkeni grdmz gibi Marxn eitim yllarna kadar uzanmaktadr. 57 Marx'n, Hegel'i zgn bir biimde eletirmeye balad ve bylece sol-hegelci gelenekten koptuu dnem, 1843 ylnda kaleme ald ve Hegel'in Hukuk Felsefenin Eletirisi olarak adlandrlan elyazmalar ile balatlabilir. Bu alma ile birlikte Marx'n, sol-hegelcilerden farkl olarak toplumsal muhalefetin kaynan din zerinden kurgulamak yerine, mevcut yapnn eletirisini mlkiyet ilikilerine yneltmeye altn gryoruz (Marx, 1997: 191-193). Daha sonra eletirisinin ncelikli hedefini mlkiyet ilikilerinden toplumsal retim ilikilerine kaydracaktr, nk ikincisinin yani retim ilikilerinin mlkiyet ilikilerinin yani hukukun ve devletin zn oluturduunu belirtecektir.

57 Sonradan Marx'n kars olacak olan Jenny von Westphalen, o srada niversite eitimini almak iin Bonn'da bulunan Marx'a gnderdii 10 Austos 1841 tarihli mektupta, katlabilecei Hegel Kulpleri bulmu olmasnndan dolay duyduu sevinci dile getirmekte ve ayrca Marx ile kendisinin filozofa duyduklar ilgiyi gsteren ifadeler kullanmaktadr. Bu da Marx'n Hegel'e duyduu ilginin daha o dnemde balam olduunu gstermektedir (Marx ve Engels, 1990b: 641). 131

Unutmadan eklemek gerekir ki, Marxn dikkatini retim ilikilerinin ve bu ilikileri konu edinen ekonomi politiin eletirisinin gerekliliine, Engelsin 1844 ylnda yaymlad Ekonomi Politiin Bir Eletiri Denemesi adl makalesi ekmitir. kili 1845 ylndan itibaren birlikte bir ok eser yaymlam ve politik mcadele iinde de birlikte saf tutmulardr. Birlikte, iinde bulunduklar toplumsal ilikilerin eletirisini yapm ve bu ilikiler btn iinde zamannda kendilerinin de paras olduklar odaklarla hesaplamlar. Hegelin hukuk felsefesinin ana hatlarn olutururken iinde bulunduu ortam hatrlayalm; merkezi hkumet tarafndan kapitalist retim ilikilerinin yaygnlatrlmaya alld, ancak bu ilikilerin dzenlenmesi iin gereken anayasal merutiyet rejiminin bir trl hayata geirilemedii bir dnem. Marx ve Engels de bundan sadece 2 onyl sonrasnda dncelerini netletirir hale gelmilerdir, ancak bu geliim Alman idealist felsefecilerininki gibi salt fikirler alannda yaanmamtr; yani Marx ve Engels tarihsel materyalizmi, Hegel ve Feuerbachn eserlerini okuyup, bunlar zerine derin dncelere dalarak kurmamlardr (Althusser, 2002: 93). Bizzat, ulatklar dnsel derinlii pratikte uygulama abas iinde olmular ve te yandan yeni bir toplumun kurulmasna engel olarak grdkleri ideolojileri ykmay hedefleyen bilimsel aray ierisinde bulunmulardr. 17. ve 18. yzyl boyunca ister demokrat isterse tutucu olsun, tm Alman

entelektelleri teorik olarak olduka doyurucu eserler vermilerdir. Fakat toplumsal adan Fransa ve ngiltere ile karlatrldklarnda nemli bir geri kalmlk iinde bulmulardr kendilerini. Tarihsel materyalizmin kurucularnn da dncelerini gelitirirken, Fransz sosyalizminden ve ngiliz ekonomisinden faydalandklarn

132

belirtmeleri tesadfi deildir. Burada ad geen lkeyi karlatracak olursak, ngilterede toplumsal dnm kendiliinden olarak da adlandrabileceimiz bir biimde, yani evrimci bir mahiyette yaanmtr. Fransa ise bu lke ile girdii rekabetin de etkisi ile ngiltereyi yakalayabilmek iin politik imkanlar seferber ederek toplumsal dnm salayacak i dinamikleri kurgulamtr. Almanyada ise entelektellerin stn abalar toplumsal alanda karlk bulamam ve politik alanda da gerekli inisiyatifi alabilecek bir iktidar oda ortaya kamamtr. Almanlarn siyasi birliklerini 19. yzyln sonunda kurabildiklerini hatrlamamz bunu aklamaya yetecektir. Sonu olarak Marxn yetitii dnsel ortam teorik ve ideolojik adan bir ar gelime dnemi olduunu syleyebiliriz, ancak bu teorik gelime, dnd gerek nesne ve sorunlarla somut ilikisi olmayan yabanclam bir ideolojik gelimedir (Althusser, 2002: 97). Marx asndan burada ift ynl bir sorun bulunmaktadr. lki dnsel geliimin toplumsal hayat ile somut bir iliki kuramamas sonucu toplumdan soyutlanmas ve ikincisi ise bu dnsel geliimin zsel olarak maddeye yabanc olmasdr. Hegelin iddias bu ikilii aan bir dnce sistemi gelitirmi olmasna yneliktir. Ona gre Tinin tarih iindeki geliiminin bilincine varlmas yabanclamann almas iin yeterli olmu gibi gzkmektedir. Ancak Marx Hegeli bu konuda u ekilde eletirmektedir: Tinin hareketi kendi iinde durmayan ar bir embersel harekettir. Tin kendisi zerinde durmadan dner ve kendisi dnda tantlad ey gerek dnya, gerek yaam deil ama bu dnya ve bu yaamn dncesidir (Bottigelli, 1993: 70).

133

Oysa Marx iin geerli olan sorunun tam da gerek yaam asndan konulmasdr. Bunun iin de Hegelde olduu gibi, her yerde kavramn belirlenimlerini bulgulamaya deil, ama zel nesneye zg zel mant kavramaya dayanan yeni bir anlay ve kavraya (Marxtan aktaran Cornu, 1997: 220) ihtiya vardr. te Marxn tarih anlaynn ortaya knda byle bir beklentiye karlk verebilecek bir kurama duyulan ihtiya yatmaktadr. 58

III. B) MARX'IN TARH ANLAYIININ YNTEMSEL NCLLER VE TARH ANLAYIININ LK FORMLASYONU

Bu blmde, ncelikle Marx'n tarihi ele al yntemi zerinde durmak istiyorum. Marx'n, Hegel gibi Mantk ya da benzer mahiyette bir almas yoktur. Ynteme ilikin fikirlerini sistematik bir biimde aklamamtr. Bu yzden Marx'n yntem zerine yazm olduklarn anahatlar ile inceleyip, bunlar, Hegel'in fikirleriyle karlatrarak anlamlandrmaya alacam. Daha sonra zellikle Marx'n Alman deolojisi olarak adlandrlan kitab zerinde durmak istiyorum. Bu kitap, Engels tarafndan, Marx'n tarih anlayn Tarihsel Maddecilii ilk kez temellendirmi olduu metin olarak deerlendirilmitir (Engels, 2006: 7-9). Marx da salnda yaynlanmam olan bu almaya daha sonra kaleme alm olduu ve kendisinin temel metinlerinden biri olarak anlan baka bir eserinin nsznde gnderme yaparak, bu almann kiisel aydnlanmas asndan olduka nem tadn
58 Marx'n tarih anlayn ele almadan nce ksaca onun kuramn etkilemi olan nemli bir dnrden bahsetme istiyorum. Bu dnr Trlerin Kkeni (1859) kitabnn yazar Charles Darwin'dir. Marx ve Engels, Darwin'in Doal Seme hakkndaki kitabn doal tarih alannda erekbilime (teoloji) indirilmi lmcl darbe olarak nitelemiler ve Darwin'in gelitirdii kuramn Evrim Kuram'nn kendi kuramlarna doal-tarihsel bir temel oluturduunu ifade etmilerdir. 134

belirtmitir (Marx, 1993b: 24-25). Metnin ieriini, Marx'n, tarih anlaynn nclleri olarak grd gerek insanlar hakkndaki grleri, daha sonra bu ncllerden yola karak insanlarn yaam tarzlarn, toplumsal ve siyasal ilikilerini ve de bilin biimlerini ele al oluturmaktadr. Dolaysyla, Marx'n tarih anlaynn geneli zerinde fikir sahibi olmamz kolaylatraca iin bu alma zerinde younlaacam. Daha sonradan, Marx'n tarih anlay erevesinde bu almadan nce dile getirdii fikirleri ve daha sonra yaymlad eserlerindeki grlerini bir btnlk olarak kavrayabilmek iin, Alman deolojisi'nde dile getirdii grleri inceleyeceim.

III. B. 1) Marx'n Tarih Anlaynn Yntemsel nclleri

Marx'n yukarda da bahsetmi olduumuz gibi bir Mantk 59 ' yoktur. Bunun nedeni Marx'n, doay ve tarihsel-toplumsal olan nceleyen bir Varlk'n (Us'unmutlak de'nin) mevcudiyeti fikrini yadsm olmasndan kaynaklanmaktadr. Dier bir deyile Marx, felsefi anlamda maddecilii benimsemi olduu iin, doay ve tarihsel-toplumsal olan, bunlarn zn oluturduu dnlen metafizik bir kavramdan yola karak aklamay reddeder. Hegel, tarihi aklamak iin Mantk'n yani evreni yneten Us'un i yasalarnn bilinmesi gerektiini belirtmi; tarihi bu varln yani Us'un (mutlak de'nin) dnyay ussal bir dzen haline getiriine indirgemiti. Biz de bu yzden ncelikle onun yntem anlay ve felsefe dizgesi zerinde durmu, daha sonra tarih anlayn, tarihi bu dizge ierisinde yerletirdii
59 Burada Mantk ile doay nceleyen bir Varlk'n varolu yasalarn aklamay amalayan bir almay kastediyorum. 135

yere bal olarak ele almtk. Marx'n tarih anlayn aklamaya alrken izleyeceimiz yol bundan farkl olacaktr, nk az nce de belirtmi olduum gibi Marx'n dnyay kavray tarz Hegel'inkinin zttdr. Marx, tarihi, mutlak de'nin znesi ve nesnesi olduu bir sre olarak deil, insanlarn yaam koullarn retirken girdikleri ilikilerin evrimi olarak grr. Bu yzden Marx'n tarihi bir btn olarak kavramamz salayan toplumsal ilikiler hakkndaki grlerine buradaki aklamamda ncelik vereceim. Marx'n tarih anlayn ele alrken farkl bir yol izlemeyi, ele aldmz dnrlerin temel felsefi prensiplerindeki farkllktan kaynaklanan bir zorunluluk olarak ortaya km olmasna ramen, bu iki dnrn tarih anlaylarn karlatrabilmeye olanak salayan bir ayrm olarak gryorum.

Marx, kendi ynteminin yani diyalektiinin Hegel'inkinden farkl bir diyalektik olduunu belirtir, ancak bu farkn nitelii zerine ayrntl aklamalar getirmemitir. Kendi diyalektiinin Hegel'inkinden farkn arlkl olarak Kapital'in ikinci basksna yazm olduu sonszde dile getirdii bir takm metaforlar araclyla aklamaya almtr. Marx burada, Hegel'in, diyalektiin genel ileyi biimini ayrntl ve bilinli bir ekilde ilk kez ortaya karan dnr olduunu kabul etmi, ancak kendi diyalektik ynteminin, hegelci yntemden farkl hatta onun tam kart olduunu sylemitir. Bunun nedeni Marx'a gre, diyalektiin Hegel'de mistik bir kabuk tarafndan evrelenmi bir biimde mevcut olmas dier bir deyile baaa durmasdr. Hegel'de mistik bir kabuk tarafndan evrilmi diyalektiin ussal zn bulmak iin onu ters evirmek, ayaklar zerine oturtmak gerekmektedir (Marx, 2004: 27-28).

136

Marx, Hegel'in diyalektiini ters evirii ile ilgili olarak unu syler: Hegel iin insan beyninin yaam sreci, yani dnme sreci Hegel bunu Fikir (de) ad altnda bamsz bir zneye dntrr gerek dnyann yaratcs ve mimar olup, gerek dnya, yalnzca Fikirin dsal ve grngsel biimidir. Benim iin ise, tersine fikir, maddi dnyann insan aklnda yansmasndan ve dnce biimlerine dnmesinden baka bir ey deildir. (Marx, 2004: 27). 60 Marx burada geleneksel idealizm maddecilik ayrmn gndeme getirmektedir. Hegel, idealist bir filozoftur, felsefenin daima ge kalmasndan yanadr. Ele alnan somutun, tek bir ilkenin (soyut tmelin) kendisini gerekletirdii bir srecin sonucu olarak kavranmas gerektiini dnmektedir. 61 Bu sre tikelin eylemlerinin tmelin kendisini gerekletiriinin

60 Marx, kendi ynteminin Hegel'inkinden farkl ve hatta onunkinin ztt olduunu sylemekle birlikte, kendisini nl filozofun tilmizi olarak ilan eder. Bu yzden iki dnr arasnda birisinin kendini tekinin tilmizi ilan etmesine neden olan bir ba bulunmas gerekmektedir. Bu ba Marx'n nerdii yntem ile Hegel'in ynteminin ikinci ayan oluturan diyalektik uran yaps arasndaki benzerlik zerinden kurabileceimizi dnyorum: Hegel'in diyalektik ura zmsel (analitik) ve bireimsel (sentetik) bir yapya sahiptir. Burada zmlenen ey somuta, yani mevcut gereklie atfla tretilen soyut bir tmeldir. Diyalektik urak bu soyut tmelin, somutlanmas iin zorunlu olarak kurgulanm bir uraktr. Marx'n ynteminde de zmsellik ve bireimsellii birlikte grmekteyiz ve bu yolla Marx'n kendisini Hegel'in tilmizi olarak grmesi anlam kazanmaktadr. Ancak burada temel bir farkllk bulunmaktadr. Marx'n yntemi kapal birer eri oluturacak ekilde kurgulanm lemelerden olumaz. Dolaysyla Marx, soyut bir tmelin zmlenmesi ile ie balamaz. Marx iin zmlemenin anlam, balang iin uygun olmayan somutun yani kaotik btnn temelindeki basit belirlenimlerin ortaya karlmasdr. Daha sonra bu belirlenimlerden yola klarak somut btn tekrar ina edilir. Hegel'de diyalektik, soyuttan yola klarak somutu zihinde yeniden ina etmenin zorunlu bir uradr, ancak burada ulalan somut zihinsel bir kurgu olmaktan teye gemez ve mutlak hakikat olarak kavranr. Oysa Marx, Hegel'inki gibi betimleyici olma iddiasnda deildir. O aratrma yntemi ile sunu yntemi arasnda farkllk olduunu syler. Somutu zihninde yanstabilmek iin bir takm soyutlamalara bavurur. Daha sonra bu soyutlamalar neticesinde ulat basit belirlenimlerden yola karak somutu zihninde yeniden kurar. Ancak somut burada mutlak hakikat olarak kavranmaz. Btn oluturan ilikilerin bu btn iindeki arlklarn ve bu ilikilerin eliik yaplarn sergilemekte kullanlr. Dahas, somut, toplumsal ilikilerin eylemi niteliini amaya ynelen toplumsal mcadelenin k noktas olarak ele alnr. Bu yzden Marx kendi diyalektiinin, daha dorusu mistik kabuundan ayrtrlm haliyle diyalektiin znde eletirel ve devrimci bir nitelie sahip olduunu syler (Marx, 2004: 27-28). 61 Marx ve Engels, Hegel'in, idealizminin rn olarak deerlendirebileceimiz, daima ge kalmaktan yana olma tavrn eletirmilerdir. Bu eletirilerini post festum kavram araclyla dile getirmilerdir. Post festum latince bir terimdir ve kelime anlam bayramdan sonradr, ancak Marx ve Engels tarafndan i iten getikten sonra anlamnda kullanlr. Hegel'in gereklik oluum srecini tamamladktan sonra ortaya kp bu sreci olduu gibi betimleme iddiasn 137

aralarna indirgendii, teki (monist) ve erekselci bir yaklamla betimlenen bir sretir. Marx ise dnyann bu ekilde kavranmasna, teki ve erekselci bir tarih anlayna kar kmtr. Marx iin gereklik, de'nin kendisini gerekletirmesi de'nin mimar (Demiurg) olduu sre olarak - olarak kavranamaz. Gereklik, insan zihninde deil maddi dnyada aranmas gereken bir eydir. nsan zihninde sadece maddi dnyada ortaya kan gerekliin yansmalar yer almaktadr. Bu yansmalar insanlarn eylemleri araclyla somutun oluumuna etkide bulunurlar, ancak bu durum onlarn gerekliin insan zihnindeki yansmalar olmalarn deitirmez. Bunlar kendilerinde bir edimsellik tamazlar, insan pratiini etkiledikleri lde gerekliin oluumunda pay sahibi olabilirler. Marx'a gre, ayrca bu yansmalarn ortaya kmas iin gerekliin sona ermi olmas gibi bir zorunluluk yoktur. Gerekliin oluumu ve bunun bilince yansmas ezamanl srelerdir. Bu yzden gereklii kavramaya alan bir bilin, onu bir olu olarak kavramal, ancak bu kavray daima sonda kalarak, erekselci ve indirgemeci bir yaklamla deil, gereklikle somut iliki iinde bulunarak gerekletirmelidir. Marx'n, Hegel'e ynelttii bu eletiriler, onun dncesinin maddeci temelini meydana getirmektedir. 62 Marx'n maddeci yntemi gerekliin aa karlma
eletirmek iin kullanlr. Marx'n, post festum kavram ile eletirmeye alt hegelci tavr, yani daima sonda olma arzusu, diyalektiin mevcut dzeni olumlayan bir anlay olarak kavranmasna neden olmaktadr. Oysa diyalektik, somut yaama biimini veren maddi ilikilerin eliik yapsn aa karan ve bu yzden znde eletirel ve devrimci olan bir yntemdir (Marx, 2004: 28). 62 Marx'n maddeci bir dnr olduunu sylerken, kendinden nceki maddeci felsefeye kkl bir eletiri getirmi olduunu da unutmamalyz. Marx'a gre kendisinden nceki maddeciler, aslnda idealist mantktan tamamen kopamamlardr. Onlarn idealistlerden farkllklar, znenin (bilincin) yerine nesneyi yani maddeyi koymak olmutur. Bu sayede gereklii, duyumsal insan faaliyeti (sinnlich menschliche Ttigkeit) ya da pratik (Praxis) olarak yani znel olarak deil; yalnzca nesne ya da sezgi (Anschauung) biiminde kavramlardr. dealistler gerekliin etkin ynn kavramaya maddecilere gre daha ok yaklamlar ancak etkinlii zihnin etkinlii olarak kavramlardr. Maddeciler ise maddesel dnyay kavramaya ynelmi ancak bu dnyay duraan bir yap olarak kavrayabilmilerdir (Marx ve Engels, 1992: 21). Marx, kendisinin sahip olduu dnyay alglay eklinin mevcut akmlarn olumsuz zelliklerini tamadn dnmektedir. O, 138

srecini iki boyutta ele alr. Aratrma yntemi ile sunu ynteminin biimce birbirinden farkl olmas gerektiini belirtir. Marx'a gre aratrma yntemi, ilenecek malzemeyi ayrntlar ile ele almal, onun gelimesinin farkl biimlerini takip etmeli, ibantlarn esasn bulmaldr. Ancak bu yapldktan sonra gerek hareket yeterince anlatlabilir (Marx, 2004: 27). Gerek hareketin anlatlmas sunu ynteminin konusudur. Marx burada aratrma ynteminde izlenen sralamadan farkl bir sralama izlenmesi gerektiini savunur, nk ona gre, aratrma yntemi somuttan soyuta, sunu yntemi de soyuttan somuta doru ilerlemelidir. Aratrma yntemi, Marx'n somuttan soyuta geiini konu edinir. Marx'a gre gereklii somuttan balayarak aklamak bilimsel bir davran deildir, nk somut kaotik bir btnlkten ibarettir. Bu yzden Marx areyi, kaotik btn zmsel (analitik) olarak daha basit belirlenimlere ayrmakta bulur. Bu Marx iin imgelenmi somuttan soyutlamalara varmak anlamna gelmektedir, nk bu etkinlik sonucunda kaotik btnlk biimindeki somutun yerini basit

belirlenimlerden oluan soyutluk alm olur (Marx, 1999b: 37-45). Marx'n soyutlama yaparak ulat basit belirlenimler daha sonra, srecin tersten iletilmesiyle somutu oluturacak ekilde biraraya getirilirler. Bu da soyuttan somuta doru ilerleme anlamn tamaktadr ki, Marx'n sunu yntemi olarak adlandrd ey budur. Marx soyuttan somuta doru ilerlerken biraraya getirdii eylerin gerekte nasl cereyan ettiklerini, yani gerekte uram olduklar deiiklikleri srece dahil eder. Dier bir deyile bir eyin ne olduu ile onun tarihi arasnda bir ayrm gzetmez. eyleri gerekte olduklar gibi ve gerekte cereyan ettikleri gibi srece
maddenin bilinten bamsz bir varolua sahip olduunu kabul eder, gereklii de bu bamsz varolu yani nesne ile duyumsal insan faaliyetinin yani znenin karlkl ilikilerinin (Verkehr) oluturduu btnlk olarak ele alr. 139

dahil etmeye alr (Ollman, 2006: 55). Sonuta, soyut belirlenimlerden yola klarak dnce yoluyla somut yeniden retilmi olur. Burada yeniden retilmi olan somut, ... birok belirlenimin sentezi, dolaysyla eitliliin birlii eklindeki bir somuttur. Bunun iindir ki o, gereklikte ve dolaysyla da sezi ve tasarm iin k noktas olmakla birlikte, dncede o, k noktas olarak deil, sonu olarak, toplulama olarak ortaya kar. (Marx, 1999b: 37). Bir toplulama biiminde ortaya kan somut; duraan, mstakil, kendini evreleyen koullardan ayr ve bamsz bir paralar yn deildir. Bu, kendisini oluturan paralarn, geirdikleri deiimleri yani onlarn tarihlerini ve bu deiimi mmkn klan etkileimleri yani paralarn birbirleri ile olan ilikilerini kapsayan bir btndr (Ollman, 2006: 59). Bu yzden Marx'n ngrd somut, ilikisel (organik) bir btnle sahip olan ve de kendisini oluturan paralarn geliim srelerini iinde barndran bir btnsellik olarak kavranmaldr.

Yukarda deinmi olduumuz gibi Marx, bir eyin ne olduu ile onun tarihi arasnda bir fark gzetmemektedir. Bunun nedeni, Marx'n bir eyi yani somutu, genel biimiyle ifade edecek olursak gereklii, kendisini oluturan paralarn geliim srelerini kapsayan ve bu paralarn birbirleriyle ve btnle olan ilikilerini ieren bir btnlk eklinde alglyor olmasdr. Bu yzden Marx, insanlarn iinde bulunduklar somut koullar kavrayabilmek ve bunlar eletirebilmek iin, insanlarn tarihini incelemeye ynelmitir. nsanlarn somut yaamda gelitirmi olduklar sosyoekonomik, siyasi ve kltrel ilikileri, insanlarn birbirleri ile girdikleri belirli bir takm zorunlu ilikilerin ve bu ilikilerin nkoulunu ve sonucunu oluturan

140

toplumsal glerin geliiminden hareketle aklamaya almtr. Bu ynde yapm olduu almalar, zgn bir tarih anlay gelitirmesine neden olmutur. Marx'n tarih anlay; tarihi, somutun yani toplumsal btnln geliimi, dier bir deyile toplumun ya da toplumsal varln 63 deiimi/dnmn biiminde ele alr. Toplumsal varln deiim/dnmne yn veren bir takm yasalarn olup olmadn aratrr. Bir eyi deiim/dnm asndan ele almak yani bir eyi tarihselletirmek, o eyin zaman ierisinde sergiledii sreklilii ve ayn zamanda o eyin geirdii farkllklar ortaya koymaktr. Bu yzden tarih mefhumu, bir farkllama ve ayn zamanda bir sreklilik anlayn iinde barndrr. Bir eyin tarihini ele aldmz zaman onun kendisini yenileyiini aklamaya alrz, ancak bu, genelde o eyin kendisini yineleyiinden bamsz bir sre deildir. Bir eyin tarihi, o eyin zaman iindeki belirli bir noktada sahip olduu yap ile baka bir belirli noktadaki yaps arasndaki badr. Bu iki nokta arasnda, tarihi ele alnan eyin yapsnda deiiklikler olumutur, bununla beraber o eyin belirli zelliklerinin korunuyor olmas da szkonusudur. Aksi takdirde tarihini ele aldmz ey ortadan kalkm olacaktr. Bunu u ekilde ifade edebiliriz; bir eyin deiim/dnm, onu meydana getiren aamalarn birbirinden bamsz olarak zamansal adan yanyana dizilmeleri biiminde deil, zamann belirli bir annda varolan aamayla daha sonraki

63 Burada toplumsal varlk (gesellschaftliches Sein) kavramn kullanmmn nedeni Marx'n, tarihin varln toplumun varl ile koullandrm olduunu gstermektir. Marx iin toplumun olmad yerde insanlarn varlndan ve dolaysyla insanlk tarihinden bahsetmek mmkn deildir, nk insanlarn doal varolu tarz toplumdur. Marx, insanlarn toplumsal yaama gemeden nce bir doa durumunda bulunmu olduklar iddiasn kabul etmemektedir. Bu yzden insanlar insan yapan eylemleri maddi yaamn retiliini tarihin balangc olarak grmekte, tarihi daha dorusu insanlarn tarihini toplumun mevcudiyetine, toplumsal varla balamtr. 141

bir annda varolan aama arasnda kurulan ban oluturduu evrim olarak anlalmaldr. Bu balamda Marx', toplumsal varln deiim/dnmn aklamakta zgn bir noktaya koyan ey, bu aklamay retim (Produktion) 64 kavram zerinden gerekletirmesidir. Tarihi retimden yola karak aklamaya almak, Marx'n, tarihi maddi bir temel zerine oturtmak iin yapt nemli bir giriimdir, ancak burada Marx'n retimden ne kastettii olduka nem kazanmaktadr. Zira retimi Hegel'de olduu gibi mutlak de'nin kendi kendisini retmesi eklinde ele alrsak herhangi bir maddi temelden bahsetmek imkansz hale gelir. Oysa Marx, retim kavramyla insanlarn maddi yaamlarn retmelerini ifade etmektedir. nsanlarn maddi yaamlarn retmeleri, birbirleri ile girdikleri belirli zorunlu ilikiler ve bu ilikilerin nkoulunu ve sonucunu oluturan belirli gler araclyla gerekleir. Tm bu ilikilerin ve glerin yani genel olarak retimin iki asli unsuru vardr, bunlar madde (Gegenstand) ve emek (Arbeit)tir (Marx ve Engels, 2002: 22-23). retim, maddenin belirli bir emek gc 65 sarfedilerek dntrlmesidir. Bu yzden retimin varolabilmesi yani tarihin ortaya kabilmesi iin doann ve toplumun varolmas zorunludur. 66 Doa olmadan maddeden ve retim yapacak
64 Marx, retim kavramn geni olduka geni bir anlamda kullanmakta, retimden sadece mal retimini anlamamaktadr. Onun retim kavram araclyla ifade etmek istedii faaliyet her eyden nce insanlarn maddi yaamlarn retmeleri, ve buna bal olarak da belirli toplumsal ve siyasal ilikiler iine girmeleri ve yine belirli bilin biimleri edinmeleridir. 65 Marx'n yazlarnda emek (Arbeit) ve emek gc (Arbeitskraft) kavramlarna rastlarz. Bu kavramlar birbirlerinin yerine kullanlan kavramlar deildir, Marx bu iki kavram arasnda ayrm yapmtr. Emek gcn maddeyi dntrme, maddeyi meta haline getirme yetisi olarak tanmlamtr. Bu gcn maddeye uygulann ise emek olarak adlandrmtr. 66 Marx ve Engels bilimin, yani doann ve toplumun inceleniinin bir btn olarak kavranlmas gerektiini savunurlar. Bu yzden Biz, yalnz bir tek bilim tanyoruz, o da tarih bilimidir. demilerdir. Tarihin doa tarihi ve insanlarn tarihi olarak iki farkl yn olduunu sylemiler, ancak insanlar varolduka, bu iki tarihin karlkl olarak birbirlerini koullandracaklarn belirtmilerdir (Marx, 1990a: 18). Bu nokta Hegel'le Marx arasnda yaptmz karlatrma asndan olduka nemlidir, nk Hegel, Doa'y Tin'in ilk olarak belirdii an biiminde 142

insandan bahsetmek mmkn olamaz, ayn ekilde toplum olmadan maddeyi dntrecek emek gcnn yani insan yetenek ve organizasyonunun gelimesi mmkn deildir. 67 Burada bahsettiimiz unsurlarn ikisi de dinamik yapdadrlar. Maddenin dinamizmi, organik doadaki evrimden kaynaklanmaktadr. Emeinki ise maddenin dnm iin gerekli olan retici gler ile bu gleri aa karan toplumsal ilikiler arasndaki gerilim sonucunda ortaya kar. Maddenin dnm, maddeyi dntrmek iin gerekli olan emein kapasite ve organizasyon (rgtleni biimi) asndan gelimesi ve toplumsal ilikilerin, emein kapasite ve rgtleni biimi asndan geliimini destekleyecek ekilde yeniden dzenlenmesi sonucunda yeni bir boyut kazanr. Bu ekilde retimin yeni bir aamasna geilmi olur. Toplumsal varlk imdi nceki dnemden farkllamtr, ancak bu farkllama, nceki dnemin retim tarznn oluturduu temel zerinde gereklemitir. Dier bir deyile retimin nceki aamas bu yeni aamann yaptan oluturmutur. 68

tanmlayp tarihe dolayl olarak dahil ederken; Marx, doadaki evrimin tarihin asli bir unsuru olduunu ve insanlarn tarihi ile karlkl belirlenim ilikisi iinde olduunu belirtmitir. Bundan sonra, tarihi ele alrken insanlarn tarihine younlaacan belirtmitir. Bu yzden buradan itibaren Marx'n tarih anlayn ele alrken tarih kavramn, insanlarn tarihi anlamnda kullanacam. 67 Yukarda belirtmi olduumuz gibi Marx, tarihi doa ile toplumun (insanlarn) tarihinin birlii olarak grmektedir. Bu anlayn temelinde onun doa ile toplum arasnda kurduu zdelik yatmaktadr. Marx, insann varln toplumsal bir olgu olarak deerlendirir. Toplum ncesindeki bir doa durumu varsaymn yadsr. Marx'a gre insan, doas gerei toplumsaldr ve toplum iinde yaamakla doasna uygun bir biimde davranmaktadr. Toplumun ortaya k onu doal varolutan koparp, tinsel bir varolu haline getirmez. Toplumsal yaama geerek insanlarn tarihinin yeni bir aamasna geilmi olmaz, nk insanlar batan beri toplumsal bir ekilde varolmaktadrlar. nsann doal varoluu ile toplumsal varoluu arasnda bir kartlk varsaymak anlamszdr. Bununla beraber, toplumun ortaya k tarihseldir denilebilir, nk toplumun ortaya k ya da insanlarn tarihinin balangc, genel anlamyla hem doal tarihi hem de insanlarn tarihini ierecek ekilde tarihin belirli bir aamasn ifade etmektedir. 68 Burada ilk bakta Marx'n, Hegel'deki koruyarak ama (Aufhebung) kavramna bavurduu sanlabilir, ancak Marx'n aklamaya alt durum, Hegel'in Aufhebung kavram ile ifade etmeye alt durumdan farkldr. Hegel Aufhebung terimini, Kavram'n yani zne'nin, kendisini oluturan belirlenimlerin birinden dierine geerken, ncekini de ierik bakmndan kendi bnyesinde tamaya devam ettiini aklamak iin kullanmtr. Marx'n tarih anlaynda retim, Hegel'in Kavram'n karlayan bir terim olarak ele alnamaz, zaten iki dnrn tarih anlaylar arasnda bu ekildeki bir birebir elenebilme durumu szkonusu deildir. Marx, tarihin 143

Burada Marx'n, toplumsal varln deiim/dnmn, farkllama sreklilik ikilii araclyla aklama abas zerinde durmaktayz. Hegel bunu varlk ile bilmenin zdelii olarak tanmlad Us'un kendini gerekletirmesi olarak aklamaya almt. Marx ise retime odaklanmtr, ancak burada temel bir farkllk bulunmaktadr. Marx retimi, kendisini madde ile emek biiminde gsteren ve bunlarn zdeliinden meydana gelen mutlak bir hakikat olarak tanmlamaz. retim, Marx'a gre, maddeden ve emekten nce varolan aknsal bir Varlk deildir. Tam tersine maddenin emek gc sarfedilerek dntrlmesidir. Us'un iki farkl grnmnn birbirine yansmas, ikisi arasnda bir zdeliin kurulmas deil; doann iki farkl rnnn, maddenin ve emein, birbirleri ile karlkl ilikiye girerek oluturduklar bir btnlktr. Gerekliin, yani toplumsal varln duyumsal insan faaliyeti, pratii sonucunda ortaya karlmasdr, ancak bu faaliyet yani retim daima, belirli yer ve zamanda, belirli koullar altnda faaliyet gsteren insanlarn yapt retimdir. Buna bal olarak tarih, Marx tarafndan, Hegel'in yapt gibi kendisini nceleyen, kendisinin tzn oluturan bir Varlk'n kendininbilincine ulamas olarak deil, insanlarn belirli koullar altnda yaamlarn srekli olarak yeniden retmeleri olarak tanmlanmaktadr. Marx'a gre Tarih, her biri kendinden nce gelen kuaklar tarafndan kendisine aktarlm olan malzemeleri, sermayeleri, retici gleri kullanan farkl kuaklarn ardarda geliinden baka bir ey deildir; bu bakmdan, her kuak, demek ki, bir yandan geleneksel faaliyeti tmyle deimi olan koullar iinde srdrr, ve te

belirli bir aamasnda retimin ald biimin, retimin daha sonraki aamada alaca biimi temellendirdiini aklamaya almaktadr. Bu yzden tarihin insanlarn tarihinin - her yeni aamada sfrdan balamadn, kopulara olduu kadar belirli bir sreklilie de sahip olduunu gstermeye alr. 144

yandan, tmyle deiik bir faaliyetle eski koullar deitirir; bu, kurgu yoluyla yle arptlabilir ki, daha sonraki tarih daha nceki tarihin amac haline getirilir, rnein, Amerika'nn kefine, Fransz Devrimi'nin patlamasna yardm etme amac atfedilir; dolaysyla, bylece tarih kendine zg amalar edinir ve dier kiiler gibi bir kii (yani zbilin, Eletiri, Birtek, vb.) haline gelir, oysa gemi tarihin, Belirleme, Ama, Tohum, Fikir gibi terimlerle belirtilmesi, daha nceki tarihin bir soyutlamasndan, daha nceki tarihin yakn tarih zerinde meydana getirdii aktif etkinin soyutlamasndan baka bir ey deildir. (Marx ve Engels, 1992: 63). Marx burada, yukarda bahsetmi olduumuz farkllama sreklilik anlayn daha net bir biimde ifade etmektedir. nsanlarn tarihini meydana getiren kuaklar bir yandan kendilerinden nceki kuaklardan kalan geim aralaryla maddi yaamlarn oluturduklarn, dier bir yandan da bu aralar dntrerek farkl bir maddi yaamn douuna yol atklarn syler. Bununla birlikte tarihi bir kiiye indirgeyen ya da ona bir ama atfeden, dier bir ifadeyle indirgemeci ve erekselci tarih anlaylarn eletirmektedir. ndirgemeci ve erekselci tarih anlaylarn rnein Hegel'in tarih anlay Us, mutlak de, Tin vs. gibi insan beyninin rnlerini, kendilerini yaratan beynin stne karmakla sular. Kendi tarih anlaynn, burada rneklerini verdiimiz keyfi temellerden ve dogmalardan hareket etmediini iddia eder. Marx'a gre kendi tarih anlaynn hareket noktasn oluturan ncller ... onlara ilikin soyutlamalarn ancak imgelemde yaplabilecei gerek ncllerdir. Bunlar gerek bireylerdir, bu bireylerin eylemleri ve hem hazr bulduklar hem de kendi eylemleri ile yarattklar- maddi yaam koullardr. Bu ncller, ... ancak ampirik olarak oluturulabilirler. (Marx ve Engels, 1992: 31-38).
145

Bu noktada bir toparlama yapacak olursak, Marx'n, tarihi ele alrken, ncelikle kendine zg bir somutluk anlayndan yola ktn syleyebiliriz. Marx bu somutluk anlayndan yola karak tarih szkonusu olduunda somutu, toplumsal varlk olarak belirler. Marx'a gre tarih, bu somutun deiiminin/dnmnn rndr. Toplumsal varln deiimi/dnmn salayan ey ise retimdir, daha dorusu retimin tarzn meydana getiren toplumsal gler ve ilikilerdir. Burada bahsettiimiz gler ve ilikiler arasndaki balant, tarihte bir sreklilik farkllama diyalektii yaratmakta ve iinde bulunduumuz somut durumu biimlendirmektedirler. Bu noktada Marx'n yukarda temel zellikleri zerinde durmu olduumuz tarih anlaynn anahatlarn incelemeye geeceim.

III. B. 2) Marx'n Tarih Anlay Hakkndaki lk Formlasyonu

Marx'n tarih anlaynn nclleri gerek bireylerdir. Dier bir deyile Marx'a gre, tarihi - insanlarn tarihini gerek bireyler yani maddi yaamlarn reten insanlar meydana getirmektedirler. nsanlarn varlklarn devam ettirebilmek iin karlamalar gereken belirli ihtiyalar bulunmaktadr. Bunlar giderebilmek amacyla bir takm nesneleri kullanrlar. Marx, bu nesneleri geim arac (Lebensmittel) olarak tanmlar. nsanlarn varlklarn srdrebilmeleri bu geim aralarn yeniden retebilmelerine baldr. Bu yzden geim aralarnn yeniden retilebilmesini salamak iin aralarnda kurmu olduklar ilikiler, zorunluluk nitelii kazanr, edeyile zorunlu ilikiler olarak ortaya kar. Bu zorunlu ilikiler yani geim aralarn yeniden retmek amacyla kurduklar ilikiler insanlarn maddi

146

yaamn (materielles Leben) oluturmaktadr. Marx'a gre, insanlarn maddi yaamlarn oluturma biimleri onlarn yaam tarzlarn ekillendirir. Bireylerin, taraflar olduklar toplumsal ve siyasal ilikiler ve sahip olduklar bilin biimleri, maddi yaamlarn oluturu biimlerinden bamsz olarak ortaya kmamtr. Maddi yaam toplumsal varln temelini oluturmaktadr. Marx bunu ayrca u ekilde dile getirmitir: nsanlarn varln belirleyen bilinleri deil, bilinlerini belirleyen yaamlardr. (Marx ve Engels, 1992: 47). Marx, tarihin ncl olarak grd gerek insanlarn varln, Hegel'in aksine, ncelikle onlarn maddi varlklar olarak kavram, zihinsel varlklarnn maddi varlklarna bal olarak gelitiini iddia etmitir. nsanlar varolabilmek iin yeme, ime, giyinme ve barnma gibi bir takm ihtiyalarn gidermek zorundadrlar. Bu zorunluluk onlar doann geri kalanyla iliki iinde olmaya ynlendirir. nsanlar bu ilikiyi bir takm geim aralar reterek kurarlar. Bu yzden Marx, ilk tarihsel eylemin, insanlarn fiziksel varlklarn srdrebilmek iin gidermek zorunda olduklar gereksinmelerini karlayacak aralar, yani geim aralarn reterek, maddi yaamn kendisini retmeleri olduunu sylemitir. 69 nsanlar, doada hazr bulduklar ve yeniden retmek zorunda kaldklar geim aralarnn niteliine bal olarak kendi geim aralarn belirli bir tarzda retirler. nsanlarn geim aralarn maddi yaamlarn retmelerinin tarz onlarn yaam tarzlarna yansr. Marx bunu u
69 Marx, geim aralar (Lebensmittel) kavram ile insanlarn doay dntrerek gereksinmelerini karlamakta kullandklar aralarn btnn dile getirmektedir. Bu aralarn bir ksm insanlarn dndaki doada bulunur, kalan ise insann doal varoluu yani insann - zihinsel yetileri de dahil olmak zere fiziksel varl tarafndan kapsanmaktadr. nsanlar bu aralar kullanarak doay, maddeyi kendi gereksinmelerini karlayacak ekilde dntrrler. Dier bir deyile retim yaparlar. Bu retim sadece mal retimi deil ayn zamanda insanlarn varolmalaryla birlikte ortaya kan gereksinmelerinin karlanmasdr. nsanlar bu gereksinimleri karlayabilmek yani retim yapabilmek iin birbirleri ile ilikiye girerler ve Marx, insanlarn bu ilikilerin btnn maddi yaam (materielles Leben) olarak tanmlar. Sonu olarak, insanlarn geim aralarn retmekle ayn zamanda maddi yaamlarn oluturduklarn belirtir (Marx, 1990b: 21). 147

ekilde ifade etmektedir: Bireylerin yaamlarn ortaya koyu biimi, onlarn ne olduklarn olduka kesin olarak yanstr. u halde, onlarn ne olduklar, retimleriyle, ne rettikleriyle olduu kadar, nasl rettikleriyle de rtr. Demek ki, bireylerin ne olduklar, retimlerinin maddi koullarna baldr. (Marx ve Engels, 1992: 39). Bu noktada, Marx'n - insanlarn retimlerinin maddi koullar ile onlarn ne olduklar arasnda kurmu olduu ba aklayarak - tarih anlayn incelemeye devam etmeden nce; onun toplum anlay ile ilgili bir noktaya deinmek istiyorum. Marx, insanlarn kurduklar toplumsal ilikilerin, onlarn ne rettiklerine ve nasl rettiklerine bal olduunu belirtir, ancak ayn zamanda insanlarn geim aralarn retebilecek dzeye gelebilmeleri iin aralarnda karlkl ilikiler olmas gerektiini syler. Toplumsal varln, maddi yaamn retimine bal olduunu, ancak maddi yaamn retiliinin de bir takm toplumsal ilikileri peinen varsaydn belirtir. Bu ilk bakta bir eliki gibi grlmekle beraber, aslnda Marx'n geim aralar ve maddi yaam gibi kavramlara ykledii anlam zerinde durulduunda aslnda bir elikinin varolmad saptanabilir. Marx geim arac kavramna, insann doay biimlendirmekte kullanabilecei her trl arac dahil etmektedir. Buna doada hazr bulduu ta, sopa, barnak gibi varlklar dahil olmakla beraber, asl olarak insann fiziki varl da dahildir. nsann fiziksel zellikleri ve zihinsel yetileri aslnda birer geim aracdrlar. Bu yzden geim aralarnn retilerek maddi yaamn oluturulmas bir bakma insann remesi, insann ve insanlar arasndaki ilikilerin srekli olarak yeniden retilmesi anlamna gelmektedir. Bu da ancak belirli

148

toplumsal ilikilerin varolmasyla mmkndr. 70 Bu yzden maddi yaamn retilii ve toplumsal varln ortaya k zamansal olarak birbirini nceleyen eler olarak grlemez; bunlar gerekte birbirlerini karlkl olarak etkileyerek, ezamanl bir biimde ortaya km olgulardr ve ancak mantksal adan birbirlerini nceleyecek ekilde ele alnabilirler. Bu da bizi u sonuca ulatrmaktadr: Maddi yaamn retilii ve toplumsal varln ortaya k zamansal adan ayn an anlatan terimlerdir ve bu, ayn zamanda, ilk tarihsel eylemin gerekletirildii yani insanlarn ilk kez geim aralarn retmeye koyulduklar andr. Bu andan itibaren insanlar, geim aralarn reterek maddi yaamlarn oluturmaya balarlar. nsanlarn maddi yaamlarn oluturma tarzlar onlarn genel olarak yaama tarzlarnn temelinde yer alr, nk Marx'a gre insanlarn trsel bir varlk haline gelmeleri, edeyile toplumsal ilikiler kurmalar, ancak maddi yaamlarn retebilmeleri ile

mmkndr. Maddi yaamn retimi olmad mddete genel olarak insandan, insan yaamndan ve insann tarihinden bahsetmek olanakszdr. Marx, tarih anlaynn ncl olan gerek insann yani bireyin, daima belirli bir tarzda retim faaliyetinde bulunduklarn belirtir. Bu insanlar yani gerek bireyler, etkide bulunan, maddi retim yapan, dolaysyla belirli maddi ve kendi iradelerinden bamsz snrllklar, verili temeller ve koullar altnda faaliyet gsteren bireylerdir. Sahip olduklar retici glerin belirli dzeydeki gelimiliinin ve bu gelikinlik dzeyine tekabl eden karlkl ilikilerin (Verkehr) koullandrd gerek

70 nsanlarn, toplumsal ilikiler varolmadan, yani aralarnda bir takm ilikiler kuracak ekilde biraraya gelmeden, oalabilmeleri mmkn deildir. Dolaysyla toplum olmakszn fiziksel kapasitelerini ve zihinsel yetilerini kefetmeleri zaten szkonusu olamaz. Bu demektir ki, bir tr olarak insann varl en bandan beri toplumsal bir varolu olagelmitir. nsanlar bir tr olarak doadaki yerlerini toplum biiminde edinmilerdir. Bu da onlarn doalarnn toplumsallk olduunu gstermektedir. 149

bireylerdir (Marx ve Engels, 1992: 44-45). Marx'a gre kendisinin gelitirmi olduu tarih anlaynn ayrt edici zellii; bireylerin iinde yer aldklar toplumsal ve siyasal ilikilerinin, bu bireylerin, kendileri de geim aralarnn, toplumsal retici glerin gelimilik seviyesi tarafndan daima belirlenmi olan retim faaliyetini gerekletirme tarzlar tarafndan belirlendiini aa karmasdr. Bu durum bireylerin gelitirdikleri bilin biimleri iin de geerlidir. 71 Bireylerin sahip olduklar, gelitirdikleri fikirleri belirleyen ey, o bireylerin, yaamlarn retme tarz ve bu tarza bal olarak gelien toplumsal ilikilerdir. Bu ilikiler tarihseldirler, yani tarihin belirli bir anna ve aamasna zgdrler. Bunun sebebi burada bahsettiimiz ilikilerin temelinde yer alan maddi yaamn retilme tarznn, her tarihsel aamada farkl bir biimde gerekletiriliyor olmasdr. nsanlarn maddi yaamlarnn retimi bir st dzeye tand zaman; bireylerin giritikleri retim faaliyetleri ve toplumsal ilikiler karmaklamakta ve buna bal olarak birbirinden farkl bilin biimleri ortaya kmaktadr. Marx, insan bilincinin, insann kendisini evreleyen eyle kurduu iliki olduunu syler. Buna gre insan bilinci toplumsal bir rndr ve insan varolduu srece byle kalacaktr, nk insan en bandan beri toplumsal bir varolua sahip olmutur. nsann maddi yaamn retmek iin giritii faaliyetler gelitike ve eitlendike, dier insanlarla ve doayla olan ilikileri de gelimi ve bu da bilincin geliimini salamtr. Bu geliim tarihin belirli bir aamasnda, insann maddi yaamn

71 Marx burada daha nce maddi yaamn retilii ve toplumsal varln ortaya k arasnda kurmu olduu baa benzer bir iliki kurar. Bireylerin retim faaliyetini gerekletirme tarzlar ile bilinlerinin geliimini aslnda ezamanl olarak yaanan sreler olarak kavrar. Bu ezamanl geliim ierisinde bilincin geliiminin maddi yaamn retim tarzna baml olduunu, ancak bilincin geliiminin de maddi yaamn retiminin geliimini belirlediini syler (Marx ve Engels, 1992: 55). 150

retmek iin giritii faaliyetlerin, maddi ve zihinsel faaliyetler eklinde ikiye ayrlmasn salamtr. Marx'a gre bu aama, ilk olarak erkekle kadn arasnda ortaya kan iblmnn (Teilung der Arbeit) tam anlamyla olgunlua eritii tarihsel aamadr. Marx'a gre bilin, bu aamadan itibaren mevcut pratiin bilincinden baka bir ey olduunu, aslnda gerek bir eyi temsil etmedii halde bir eyi gerek olarak temsil edebileceini sanabilir. Bu durum toplumsal ilikiler bakmndan olumsuz sonular dourmutur ve dourmaya devam etmektedir. Marx, rnein; toplumu oluturan bireylerin, keyif atanlarla alanlar ya da tketenlerle retenler biiminde birbirlerinden ayrlmalarnn nedeni olarak iblmn gstermitir. Bylece retici gler, toplumsal durum ve bilin arasndaki elikilerin temelinde iblm olgusunun yatmakta olduunu vurgulamtr (Marx ve Engels, 1992: 55-58). Yukarda, Marx'n, insanlarn maddi yaamlarn retme tarzlarnn, onlarn toplumsal ilikilerini - yaam tarzlarn belirlemekte olduu ynndeki grn dile getirmitik. Bu durum iblmnn ortaya kyla daha da netlik kazanr. Marx iblmn, iin ve rnlerinin, nicelik bakmndan olduu kadar nitelik bakmndan da eit olmayan bir biimde datlmas (Verteilung) olarak tanmlar. blmnn ortaya knn ayn zamanda zel mlkiyetin (Eigentum) ortaya k olduunu syler, nk iblm ile zel mlkiyetin zde terimler olduunu, birincisinde faaliyete gre anlatlan eyin ikincisinde bu faaliyetin rnne gre dile getirildiini belirtir. blm, toplumun belirli bir ksmnn maddi yaamn retilmesi iin kendilerine den faaliyetleri bakalarna yklemelerine neden olurken, zel mlkiyet ise toplumun bu ksmnn dierlerinin faaliyetlerinin rnne el koymalar
151

sonucunu dourur. Bu durum toplumun snflara ayrlmas anlamna gelmektedir ve iblm, bu noktadaki yani toplumun snflara blnmesi noktasndaki temel belirleyici etken olma zelliine sahiptir. nsanlarn maddi yaamlarn retmelerinin belirli bir biimi olan iblmnn onlarn yaam tarzlarn etkilemesi sadece zel mlkiyet olgusuyla da snrl deildir. nsanlar arasndaki politik ilikiler zerinde de etkisi bulunmaktadr. blm tek bir bireyin karlar ile aralarnda karlkl ilikiler bulunan bireylerin btnnn kolektif karlar arasnda elikinin ortaya kmasna neden olur. Buna bal olarak, iblmnn geliimiyle birlikte, kolektif karn yerini genel kar alr, nk bireylerin karlar ile elien bir kolektif kardan bahsedebilmek mmkn deildir. Bylece zel kar genel kar ayrm yaratlm olur. zel kar ile genel kar arasndaki eliki, kolektif karn, bireyin ve topluluun gerek karlarndan ayrlm bamsz bir biim almasna neden olur. Bu biim devlettir (Staat). Devlet, Marx'a gre, aldatc bir ortaklama grnm sergilemektedir. Toplumun genel karn gzetiyormu gibi grnmekle beraber, aslnda iblmnn belirli bir tarafnda yer alanlarn yani belirli bir snfn ancak her zaman egemen olan, dierlerinin faaliyetlerini smren, onlarn rettiklerini kendi zel mlkiyetleri haline getiren snfn karlarn gzetmektedir. zel kar ile genel kar arasnda varolan elikinin devamn salayan ey iblmnn varldr. blmnn varolduu yani iin paylatrld bir ortamda herkesin kendisine dayatlan, onun dna kamad ve yalnzca kendine ait bir faaliyet alan olur. O kii yaamn, belirli bir faaliyeti, meslei srdrerek geirir. 72
72 Marx, komnizm anlayn aklam olduu nl bir pasaj bu balamda dile getirmitir. Marx'a gre, - herkesin bir baka ie meydan vermeyen bir faaliyet alanna hapsolmad, herkesin 152

Marx'a gre byle bir ortamda maddi yaamn retilme faaliyeti gnlllk esasna gre deil de doa yasalarna benzeyen bir zorunluluk sistemine gre blnmektedir. Bu yzden insan kendi iine hkmedeceine, insann bu kendi eylemi, kendisine kar duran ve kendisini kleletiren yabanc bir g haline dnr. Marx bunu yabanclama (Entfremdung) olarak adlandrr. 73 Yabanclama, iblm tarafndan koullandrlan bireylerin elbirliinden doan retici glerin; bu gleri ortaya kan bireylere, kendilerinin dnda yer alan, nereden geldiini, nereye gittiini bilmedikleri, bu yzden de artk hkmedemedikleri, tersine, imdi insanln iradesinden ve gidiinden bamsz, bir dizi geliim evrelerinden, aamalarndan geen, insanln bu irade ve gidiini yneten yabanc bir g gibi grnmesini salar (Marx ve Engels, 1992: 60). Marx, yabanclama olgusunun kapitalizmin geliimiyle birlikte katlanlmaz bir g haline gelmi olduunu belirtmitir. Bunun nedeni kapitalizmin geliimi ile birlikte, insanln byk bir ounluunun mlkiyetten yoksun bir hale gelmi olmasdr. Yabanclama bylece insanln nnde duran ve almas gereken
houna giden faaliyet dalnda kendini gelitirebildii komnist toplumda, toplum genel retimi dzenler, bu da, benim iin, bugn bu ii, yarn baka bir ii yapmak, canmn istediince, hibir zaman avc, balk ya da eletirici olmak durumunda kalmadan sabahleyin avlanmak, leden sonra balk tutmak, akam hayvan yetitiricilii yapmak, yemekten sonra eletiri yapmak olanan yaratr. (Marx ve Engels, 1992: 59-60). 73 Marx'n yabanclama kavramn hangi anlamda kulland sorusu marksist literatrdeki tartmal konulardan birisidir. Ben burada Marx'n yabanclama kavramn felsefi bir terim olarak kullanmam olduunu savunacam. Marx'n bu kavram kullan, Feuerbach'n yabanclama (Entfremdung) ya da Hegel'in dlatrma (Entuserung) kavramn kullanndan farkldr. Marx yabanclama kavramn mutlak de'nin kendisini dlatrmas anlamnda kullanmamaktadr. Marx iin yabanclama durumu; tarihin belirli bir aamasnda insanlarn maddi ve zihinsel faaliyetleri arasnda iblmnn ortaya kmasyla birlikte, insanlarn rettikleri fiziki ve zihinsel toplumsal gcn, onlarn iradesinden ve kontrolnde bamszlamas ve insanlarn iradelerini ve eylemlerini kontrol eder hale gelmesidir. Bu yzden Marx'ta yabanclama, Hegel'de olduu gibi toplumsal ilikilerin temelini oluturan Tz'n edimselliini belirleyen karakter olarak ele alnmaz, yabanclama toplumun temelini meydana getiren bir takm ilikilerin belirli bir geliiminin rn olarak deerlendirilir. Bu yzden, Marx'n bu kavram, felsefi bir terim olarak deil de, tarihseltoplumsal bir durumu, belirli toplumsal ilikilerin rn olan bir durumu ifade etmek iin kullanm olduunu dnmekteyim. 153

nemli bir sorun haline gelmitir. Marx, insanlarn bu sorunu tarihi bir kendininbilinci sorunu olarak ele almakla yani tarihi Tz, zne, Kendininbilinci gibi kavramlara bavurarak zihinsel bir kurguya dntrmekle zemeyeceklerini belirtir. Sorunu zebilmek iin yeterli nitelik ve nicelikte yiyecek, giyecek, barnak vs. retmeleri gerekmektedir (Marx ve Engels, 1992: 47-49), nk sorunun temelinde yatan olgu, iblmnn, bir yandan retimi artrrken dier yandan retimin biimi ve rnleri asndan maddi bir dengesizlii ortaya karm ve bu dengesizliin karlar birbirleri ile elien toplumsal snflar yaratm olmasdr. nsanlar sorunu zebilmek iin, yukarda belirtmi olduumuz gleri, yani kendi faaliyetlerinin rn olan, ancak kendilerinden bamsz bir varolu kazanan toplumsal gleri, dier bir deyile retici gleri tekrar kendi kontrolleri altna almal ve bu glerin geliimini salamaldrlar. Bu ynde verilecek bir toplumsal mcadele, Marx'a gre snfsal bir mcadele olmal ve tarihte, yeni ve ncekilerden niteliksel olarak farkl bir aamay ortaya karmay hedeflemelidir. Bu aamada, retici glerin toplumun kolektif karlarna uygun bir biimde kullanlarak gelitirilmesi, insann insan biimlendirdii yeni bir tarihin, insanlk tarihinin balangcn oluturacaktr. 74

74 Marx insanlk tarihi (Geschichte der Menschheit) kavram ile insann insan biimlendirme faaliyetinin ne kt bir tarihsellii ifade etmektedir. Bu aamada toplumun ortaya kard retici gler, toplum tarafndan ynlendirilecei iin, insann insan yaratt yani toplumun gnll ilikiler zerine kurulduu, insann gerek potansiyelini ortaya karma frsatna sahip olduu bir dnem balayacaktr. Bundan nceki dnemde, insan faaliyeti doann biimlendirilii zerinde younlamtr. Buna bal olarak da maddi yaamn retilmesi iblmnn koullandrmas altnda gereklemi, zel kar ile genel kar arasnda blnmlk ortaya kmtr. Bu bir yandan, insan faaliyetinin gnlllk esasna gre deil de doalm gibi grnen zorunluluklar gerei olarak blnmesine, dier yandan da toplumun snflara blnmesine neden olmutur. nsanlk tarihinin ncesindeki sre, snfl toplum olgusunun varl tarafndan koullandrlmtr. Bu yzden insanlk tarihine gei, ancak snflarn ortadan kalkm olduu bir toplumsal dzenin kurulmasyla mmkn hale gelebilir. 154

Marx'a gre imdiye kadar tarihin tm dnemlerinde egemen snflarn dnceleri, egemen dnceler olmulardr. Toplumun egemen maddi gc olan snf, ayn zamanda, egemen zihinsel g olagelmitir, nk maddi retim aralarn elinde bulundurmakla birlikte zihinsel retim aralarn da elinde bulundurmulardr. Marx'n iinde yer ald komnist hareketin toplumsal dayanan ise egemen snf deil, tam tersine smrlen snf yani ii snf oluturmaktadr. Bu yzden bu hareketin amac mevcut ilikilerin srdrlmesi deil, tam tersine, bu ilikilerin ortaya kard duruma son vermektir. Marx'a gre bu hareket tarihin gerek zeminine basmak zorundadr. Bu zemin, maddi yaamn retimi etrafnda ortaya kan ilikileri kapsayan ve maddi yaamn retilmesi iin gerekli olan retici gleri koullandran iliki tarz olarak tanmlanan sivil toplum (brgerliches

Gesellschaft)dur. 75 Marx sivil toplumun tarihin gerek sahnesi olduunu sylemitir, nk sivil toplumun, toplumsal varln deiimi/dnmnn motoru olan retici gler ile retim ilikileri arasndaki karlkl ilikiyi barndran ve toplumsal snflarn ortaya kn salayan ve bunlar arasndaki mcadeleyi ieren zemin olduunu dnmektedir. Bu yzden, insanlk tarihinin ortaya k sivil toplumun dntrlmesine, yani snfl toplum olgusunun ortadan kaldrlmasna baldr. Bu hedef, eletiri ile yani felsefe araclyla deil ancak devrim araclyla gerekletirilebilir. Devrimin gerekletirilebilmesi iinse devrim fikrinin

dillendirilmesi yeterli deildir, devrimci hareketin yani yaamn retiminin mevcut tarzna bakaldran devrimci ynn varolmas gerekmektedir (Marx ve Engels, 1992: 62-75).
75 Sivil toplum kavramnn Marx'n metinlerindeki yeri hakknda da tpk yabanclama kavramnda olduu gibi bir takm tartmalar srmektedir. Bu konuya sonraki blmde dneceim. 155

III. C) TOPLUMSAL VARLIIN DEM/DNM

Bu blmde Marx'n yukarda anahatlaryla zerinde durduumuz tarih anlayn daha yakndan inceleyeceim. Daha nce de belirtmi olduumuz gibi Marx, tarihi toplumsal varln deiimi/dnm biiminde ele almtr. Bu yzden ncelikle Marx'n toplumsal varl ele alyla balayacam. Marx'n toplumsal varl insanlar arasndaki karlkl ilikilerin varl eklinde deerlendirmi olduu grn ileri sreceim. Buradan yola karak toplumsal varln

deiimi/dnmn de bu karlkl ilikilerin deiimi/dnm biiminde ele aldn syleyeceim. Daha sonra bu deiimi/dnm aklayabilmek iin Marx'n bavurduu karlkl ilikiler kavramn daha yakndan inceleyeceim. Bu incelemeyi iki boyutta gerekletirmeyi planlyorum. ncelikle toplumsal varl oluturan karlkl ilikilerin nesnel yn daha sonra da bu ilikilerin znel yn zerinde duracam. Burada zerinde duracam nesnel ynn, genel olarak, toplumsal ilikilerin kendileri araclyla gerekletirildii fiziksel ara gereler ve toplumsal iliki kalplar olduklarn syleyebiliriz. Bununla birlikte, bu ara gereleri ve iliki kalplarn yeniden reten, onlar dntren ve bu dnm araclyla kendi yaamlarn da dntren bireyler, karlkl ilikilerin znel ynn oluturmaktadr. Bu iki ynn incelenmesinin, Marx'n tarih anlay hakknda kapsaml bir fikir edinmemizi salayacan dnyorum.

III. C. 1) Toplumsal Varln Deiimi/Dnm Sorununun Marx Tarafndan likisellik erevesinde Ele Aln
156

Marx tarihin, gerek bireylerden yola klarak kavranabileceini sylemitir. Bu bireylerin maddi yaamlarn oluturmak iin giritikleri eylemlerin; bunlar arasnda ortaya kan mlkiyet ilikilerinin, siyasal ilikilerin ve bireylerin gelitirdikleri bilin biimlerinin temelini oluturduunu belirtmitir. Tarihin ilerleyiinin bu temelin deiimi/dnmn gzard ederek aklanamayaca zerinde srarla durmutur. Tarihte gelinen noktada da, insanlarn iinde bulunduklar olumsuz koullar iblmn ve ona bal olarak gelien toplumsal olgular, zellikle zel karla kolektif kar arasnda meydana gelen elikiyi yine kendi eylemleri araclyla aabileceklerini iddia etmi, fakat bu eylemleri, tarihin her aamasnda olduu gibi, belirli koullar ierisinde gerekletirmek zorunda olduklarn vurgulamtr. Marx bu durumu, gelitirmi olduu tarih anlaynn kendisini ulatrd sonular aklarken u ekilde aklamaktadr: nsanlarn meydana getirdikleri retici glerin geliiminin belirli bir safhasnda, bu gler, mevcut ilikiler erevesinde artk retici olmaktan kp ykc gler haline gelirler. Bu ykc glere bal olarak bir takm ykc ilikiler ortaya kar. Bu sayede, toplumun ounluunu meydana getiren ve o zamana kadar elde edilmekte olan kazantan en az pay alan kitlelerden, toplumun dier snflarna kar ak bir muhalefet eden bir snf doar. Bu snf devrimci mcadelesini her zaman iin o zamana kadar toplumsal gc elinde bulunduran snfa kar vermelidir, nk toplumsal gc elinde bulunduran snf, o zamana kadar gelimi olan retici glere hkmeden snf olmas nedeniyle, devrimci snfn iinde bulunduu olumsuz koullarn asl sorumlusudur. Daha nce gereklemi olan devrimlerde bu koullar, bu faaliyet
157

tarz yani belirli bir snfn retici glere hkmediyor olma durumu deimemitir. Sadece bu faaliyetin baka trl bir dalm ortaya km, iin baka kiiler arasnda yeni bir bltrlmesi szkonusu olmutur. Bu yzden bir dahaki sefere gerekleecek olan devrim, mevcut faaliyet tarzn yani toplumun belirli bir snfnn retici glere hkmederek toplum zerinde egemenlik kuruyor oluunu, edeyile snfl toplum olgusunu ortadan kaldrmaldr. Devrimin bu ekilde gerekletirilmesi zorunludur, nk aksi taktirde devrimi gerekletiren snf, mevcut faaliyet tarzn ortadan kaldramayacak, eski dzenin kendisine bulatrd pislikleri sprp, toplumu yeni temeller zerine kurma ansn elde edemeyecektir. Byle bir devrim ise ancak artk toplum iinde bir snf ilevi grmeyen, artk toplum iinde bir snf diye tannmayan, ve daha imdiden artk bugnk toplum iindeki btn snflarn, btn milliyetlerin, vb. yokoluunun ifadesi olan bir snf tarafndan

gerekletirilebilir (Marx ve Engels, 1992: 65-67). Marx'n tarihi ele alarak ulat sonular dile getirdii bu pasaj burada alntlamamn ilk nedeni, onun, tarihin ilerlemesi asndan insan eylemine, insanlarn maddi yaamlarn retmek iin sarfettikleri emee ve belirli bir snfn toplumun geri kalan zerindeki egemenliine kar verdikleri devrimci mcadeleye verdii nemin altn izmekti. kinci nedeni ise Marx'n tarihin ilerlemesi bakmndan nem verdii insan eylemlerinin, srekli olarak belirli koullar ierisinde gerekletirilmekte olduu hususundaki vurgusunu dile getirmekti. Marx'n kendinden nceki dnrlere ynelttii temel eletiri zellikle bu ikinci husus zerine younlamaktadr. Ona gre idealist tarih anlaynn temel eksiklii, somut gereklii bir kurguya indirgemesi ve tarihi belirli bir erein gerekletii bir sre

158

olarak ele almas, onu bu erein ortaya k ve sona erii ile snrlamasdr. dealist dnrler, bilinleri dnda bir gerekliin olduunu kabul etmedikleri iin, kendi zihinlerinde kurduklar gereklii, nesnel gerekliin yerine geirmektedirler. Byle olunca da dntrmeye altklar ya da olumladklar gereklik aslnda kendi zihinlerinin rnlerinden baka bir ey olmamaktadr. Oysa ki insan bilincinden bamsz nesnel bir gerekliin varln kabul etmek, somut gereklii gerekte olduu gibi kavrayabilmek iin zorunludur. Gerekliin bu ekilde kavran, gereklii, onu zihninde kurgulayanlarn kendisine atfettikleri ereksellikten arndrmaktadr. Marx'n gereklii kavraynn herhangi bir kurgusallk

iermediini ve onun dile getirdii gerekliin mutlak hakikat eklinde deerlendirilmesi gerektiini iddia etmiyorum. Onun yapmaya alt, gereklii, gereklikten yola karak soyutlamak, zihninde yeniden yaplandrmaktr. Marx bu yeniden yaplandrmay gerekletirdikten sonra zihnindeki gereklii nesnel gerekliin yani zihnin dnda yer alan gerekliin hakikati olarak deerlendirmez. Zihninde yeniden yaplandrd gereklii, eylemleriyle, nesnel gereklii biimlendiren ve onu dntrmeyi amalayan insanlarn faaliyetlerini belirleyen koullar kavrayabilmek amacyla kullanr. Gereklie bir ama erek atfetmez, gereklii meydana getiren insanlarn kendi yarattklar ereklerin gerein ekillenmesinde oynadklar rol aa karmay hedefler. Bylece insan eylemlerinin srekli olarak belirli koullar tarafndan belirlendiini, fakat bu belirlemenin, kendi zihinlerinin rn olan ancak daha sonra rn olduu zihinlere hkmeder konuma gelen bir kavramn - rnein mutlak de - kendilerine vermi olduu erein gerekletirilmesi anlamn tamadn belirtir.
159

Marx Hegel'inki bata olmak zere, gereklii yani somutu, zihinsel bir kurguya indirgeyen ve onu belirli bir erein gereklemi hali olarak kavrayan tarih anlaylarnn tmn eletirmitir. Bununla birlikte gereklii, ortaya k srecinden kopararak incelemenin yanl olduu konusunda Hegel ile ayn gr paylam, ancak gerekliin ortaya k srecini gerekliin ele alnna nasl dahil edilecei konusunda Hegel'i eletirmitir. Marx'a gre, tarih, gereklii ortaya k sreci ile birlikte bir btn olarak kavrama bilimidir. Bu yzden tek gerek bilimdir. Bu bilim gerekliin ortaya kn, geliimini doast bir varln kendisini gerekletirme ereinin dnyadaki yansmas olarak deil, gerek insanlar arasndaki maddi ilikilerin evrimi biiminde aklamaldr. Marx'n toplumsal varl tarih anlaynn temeline oturtmas bu aamada gerekleir. Burada, toplumsal varlk kavramn, insanlarn birbirleri ile karlkl ilikiler kurmalar ile ortaya kan olguyu ifade etmek amacyla kullanyorum.76 Toplum kavram yerine toplumsal varlk kavramn kullanyor olmamn nedeni, toplum kavramnn tarihsel gelime iinde, belirli bir retim ilikisinin belirli bir aamasnda birarada yaayan insanlar ifade etmek iin kullanlan bir kavram olmasdr.77 Toplumsal varlk kavram ise genel anlamda toplumun, birbirleri ile karlkl iliki iinde bulunan insanlarn varln dile getirdii iin, dier bir deyile insanlarn genel tarihsel durumunu yani toplum biiminde varolmalarn ifade ettii iin Marx'n tarih anlayn inceleyebilmek asndan daha uygundur. Toplumsal varlk, insanlarn tarihi boyunca ortaya km
76 Marx iin insanlar arsndaki karlkl ilikilerden bahsetmek ayn zamanda insanlarn toplum biiminde varolduunu sylemekle edeerdir. nsanlarn varolabilmek iin yani maddi yaamlarn retebilmek iin karlkl ilikiler kurmak zorunda olduklarn dnmesinden dolay toplumun varl ile insann varln farkl tarihsel aamalar olarak deerlendirmez. Bu yzden Marx'n mevcut toplumsal ilikilerin ortaya k hakkndaki fikirlerini aklayabilmek iin toplumsal varlk kavramndan yararlanacam. 77 Bu tanm Trk Dil Dernei'nin yaynlam olduu Trke Szlk (2005)'ten alnmtr. 160

olan toplumlarn ortak zelliklerinin insanlarn maddi yaamn retimine bal olarak karlkl ilikiler gelitirmeleri soyutlanmasyla ulalan ve imdiye kadar tarih sahnesine km olan toplumsal formasyonlarn tmn kapsam iine alan bir kavramdr. Bu yzden toplumsal varlk kavramndan faydalanarak, Marx'n, tarihi yukarda bahsetmi olduumuz bu ortak zelliklerin evrimi olarak ele aln aklamaya alacam. Marx, imdiye kadarki btn toplumlar, bu evrimin belirli bir aamas olarak deerlendirmitir. Bu sayede toplumsal yaplarn; farkl retim tarzlarnn, retim gerelerinin, snfsal ilikilerin vs. tarihsel geliimini ve birbirleri ile olan ban kavrayabilmi ve bunlarn tarihselliini aa karmtr. Bu noktada zellikle vurgulamak istediim ey, Marx'n toplumsal varl insanlar arasndaki karlkl ilikilerin (Verkehr) rn olarak tanmlyor olmasdr (Marx ve Engels, 2006: 118). Dolaysyla Marx, tarihi de insanlar arasnda kurulmu olan ilikilerin deiimi/dnm biiminde ele alm olmaktadr. Bu ksa formlasyon Hegel'in tarih anlay ile Marx'nki arasnda yer alan fark da belirli lde dile getirmektedir. Hegel, toplumsal varln ortaya kn mutlak de'nin, kendisini Doa'dan dlatrp Tin olarak varedii eklinde aklar. Mutlak de'nin kendisini Tin olarak varediinin bir erei bulunmaktadr. Bu erek kendisini tanmadr ne olduu bilmedir, dier bir deyile kendinin bilincine ulamadr. Toplumsal varln geliimi, Tin'in ereini gerekletirme sreci olarak tanmlanr. Toplumsal varl meydana getiren ilikileri ortaya karan insanlar, znel ynleriyle yani istenleriyle; ihtiyalar, arzular ve tutkular ile Tin'in ereini gerekletirme aralar olarak tarihe katlrlarken, nesnel yanlaryla da kendilerinde barndrdklar tanrsal ge sayesinde mutlak de'nin dnyaya sahip olmasn salarlar. Tin bu srecin hem nesnesi hem de
161

znesi konumundadr. Tarihin nesnesidir, nk mutlak de'nin tarihsel/toplumsal alandaki varoluudur. Hegel'e gre gerek olan her ey ussal yani mutlak de'nin grnm olduu iin, tarihsel/toplumsal ortamda ortaya kan tm gereklik bireyler, uluslar, tarihsel bireyler vs. - mutlak de'nin kendisini bu ortamda varedii olarak kavramamz gereken Tin'in varlndan baka bir ey deildir. Bu varl kavramsal dzeye tayan, bu dorultuda insanlarn eylemlerini ynlendiren ve bu sayede kendininbilincine ulaan zne yine Tin'den bakas deildir. Tarih Tin'in kendisini varetmesi ve bu varln bilgisini edinmesi srecinden baka bir ey olmad iin, Hegel'e gre Tin tarihin hem znesi hem de nesnesidir, mutlak bireyselliktir. Marx'a gre mutlak de, Tin ve tz gibi kavramlar toplumsal varl yani insanlar arasnda ortaya kan karlkl ilikileri nceleyen varlklar deillerdir. Bu kavramlar toplumsal ilikilerin geliiminin belirli bir aamasnda insan bilinci tarafndan retilirler. Bu yzden tarihi bu kavramlarn geliiminin trevi olarak deerlendirmemek gerekir. Tarih, insanlarn birbirleri ile karlkl olarak kurduklar ilikilerin geliiminin rndr. Marx, insanlarn birbirleri ile karlkl olarak kurduklar ilikilerin, doal ve toplumsal olmak zere iki farkl biim alyormu gibi gibi grndn belirtir. Bu konu zerinde daha sonra duracam ancak bizim iin burada nemli olan husus; Marx'n insanlar arasnda kurulan karlkl ilikilerin, insanlarn iinde bulunduklar bir takm doal koullarn ve bunlara bal olarak gelien toplumsal koullarn belirleyiciliine tabi olduklarn vurguluyor olmas, daha dorusu bu koullar bizzat insanlar arasndaki karlkl ilikilerin bir bileeni olarak alglamasdr. nsanlar gerekten kendi tarihlerini yapmaktadrlar, dier bir deyile tarihin znesidirler ancak kendi tarihlerini yapabilmek iin kendilerini olduu kadar

162

kendilerinin dndaki doay da dntrmeleri gerekmektedir. Bu, Hegel'in aksine doay insanlarn tarihine dorudan dahil eden bir tarih anlaydr. imdi bu tarih anlaynn zerinde durduu ilikilerin nesnel ve znel ynleri zerinde duracam.

III. C. 2) Toplumsal likilerin Nesnel ve znel Ynleri

Marx, kendi tarih anlayn aklarken, kimi zaman geim aralarndan, retici glerden, maddi yaamn retilme tarzndan ve bunlara bal olarak gelien toplumsal ilikilerden bahsetmi, kimi zamansa toplumsal snflardan ve bu snflar arasndaki mcadelelere odaklanmtr. Toplumsal varl analiz ederken ya da bunun deiimi/dnmn aklamaya alrken, srekli olarak bir takm g ve ilikilerden ve bununla birlikte snflar mcadelesinden bahseder. Marx'n bu trden ikili bir aklama tarz gelitirmi olmas tesadfi deildir. Ayrca bu iki farkl aklama hattn (g ve ilikiler ile snflar mcadelesi) keyfi bir biimde kullanmas ya da tarihi belirli bir adan incelerken tkandnda dierinin yardmyla aklamas da szkonusu deildir. Bunun nedeni Marx'n bu iki ay/hatt daima birlikte dnm olmasdr. Daha dorusu bunlar tek bir srecin farkl ynleri olarak deerlendirmesidir. Marx, insanlarn kendi tarihlerini yapabilme kapasitelerini aklamak istediinde, gerek bireylerden, ele ald tarihsel aamaya bal olarak snflardan bahsederken; insanlarn tarihlerini mutlaka belirli koullar altnda yaptklarn vurgulamak istediinde, g ve ilikilerden bahsetmektedir. Bununla birlikte, tarihi, daima bu iki ann birlii eklinde; snflar mcadelesinin, gler ile ilikiler arasndaki iliki zerindeki etkisini ve glerle ilikilerin, snflar mcadelesi zerindeki belirleyiciliini yadsmadan ele almtr.
163

Marx'n tarihi ikili bir hat zerinde ilerleyerek aklamaya almas onun toplumsal varln deiimi/dnmn aklama tarzyla yakndan ilgilidir. Daha nce de belirtmi olduumuz gibi, Marx toplumsal varl insanlar arasndaki karlkl ilikilerin rn olarak tanmlamtr. nsanlar arasndaki karlkl ilikileri iki boyutta incelemi, bu ilikilerin nesnel ve znel boyutlarn ayr ayr ele almtr (Korsch, 1991: 171-176). Ksaca syleyecek olursak toplumsal varln

deiimi/dnm meselesini nesnel ve znel boyutlaryla incelemitir. Marx'n tarihi iki farkl boyutta, yani nesnel ve znel boyutlaryla incelediini sylemek, onun tarihte bir zne ve Nesne tespit etmi olduu anlamna gelmemektedir. Marx, tarihte statik, deimeden kalan ve aknsal bir zne ya da Nesne olmadn zellikle belirtmitir. Kant tarafndan dile getirilen ve Hegel'in ska kulland kendinde ey anlayna kar kmtr. Kendinde tamakta olduu bir takm niteliklerden dolay tarihin znesi ya da nesnesi olarak adlandrabileceimiz varlklardan sz etmeyi reddetmitir. Bunun yerine tarihi meydana getiren toplumsal varln deiim/dnm srecini bir evrim sreci olarak ele alm, toplumsal varl meydana getiren ilikilerin her iki boyutunun da bu evrime tabi olduunu iddia etmitir. Bylece tarihte, kendi kendisini vareden ve bu varln bilincine varan bir mutlak zne ve Nesne anlay yerine, maddi yaam rettike kendi doasn da reten, maddi yaam reti tarzn dntrdke kendi doasn da dntren gerek insanlarn aralarnda kurduklar karlkl ilikilerin belirleyicilii zerinde duran bir anlay gelitirmitir. Bu anlay etraflca dile getirmek iin, kimi zaman zerinde durduu karlkl ilikilerin nesnel ve znel ynlerini ayr ayr ele almtr. Bu iki boyutu, tek bir varln iki farkl varolu biimi olarak, ya da birbirinden

164

tamamen bamsz ve kartezyen bir kartlk iinde olan bir dalite olarak kavramamtr. Bir srecin karlkl olarak birbirini belirleyen iki farkl boyutu olarak deerlendirmitir. Tarihin nesnel boyutu olmadan znel boyutu olamayacan ve znel boyutu olmadan nesnel boyut olarak adlandrdmz varlklarn bu ekilde bir anlam kazanamayacan dnmtr. Yukarda Marx'n kendi tarih anlayn aklarken bavurduu ikili aklama ite bu tr bir ayrma denk dmektedir. Marx'n bahsettii toplumsal gler ve ilikiler toplumsal varl meydana getiren ilikilerin nesnel ynn olutururken, bu ilikilerin znel ynn ise gerek insanlar, bunlarn oluturduklar toplumsal snflar ve bu snflar arasndaki ilikiler oluturmaktadr. Ben de burada, geliimiyle tarihi meydana getiren toplumsal ilikilerin ncelikle nesnel daha sonra da znel ynn inceleyerek Marx'n tarih anlay hakkndaki incelememi tamamlamaya alacam. Bu incelemeye gemeden nce son olarak deinmek istediim bir husus daha var. O da Marx'n insanlar arasndaki karlkl ilikilerin, doaya ilikin olanlarla topluma ilikin olanlar biiminde ayrlmalar hakkndaki grleridir. Marx'a gre bu ayrm yapay bir ayrmdr, nk toplumun varl ile yani insanlar arasnda karlkl ilikilerin mevcudiyeti ile insanlarn varl ayn eydir. Bu durum insan doasnn toplumsallk olduunu gstermektedir. Bunun nedeni, insanlarn biraraya gelip maddi yaamlarn retmekte kullanacaklar geim aralarn retememeleri durumunda varolamayacak olmalardr. Sonu olarak insanlar arasndaki ilikilerin topluma ynelik olanlar da aslnda doaya ynelmi olur ve bunun tam tersi de geerlidir nk toplum insann doas olmak bakmndan doann bir parasdr. Marx, toplumsal ilikilerin insann zn/doasn oluturduunu sylerken (Marx,
165

1993b: 23) bu durumu dikkate almaktadr. Toplumsal ilikilerin nesnel ve znel boyutlarn incelemeye gemeden nce bu ilikilerin doal ve toplumsal ynlerinden bahsetmemin nedeni bu iki ayrmn birbirine denk dmediini gsterebilmekti. Toplumsal ilikilerin gerek nesnel gerekse znel boyutu, bu ilikilerin hem doal ve hem de toplumsal ynlerini kapsamaktadr, fakat bunlar deiik ve birbirini tamamlayacak ekilde dile getirirler. geeceim. imdi bunu daha yakndan incelemeye

III. C. 2. a) Toplumsal likilerin Nesnel Yn

Daha nce de ska vurgulam olduumuz gibi, Marx, insanlar arasndaki karlkl ilikilerin, bir takm koullardan fiziki koullar, iliki kalplar, organizasyon ve zihinsel rnler ve bu koullar erevesinde eyleyen gerek insanlardan oluan iki farkl boyutu olduunu sylemitir. Ben burada bahsettiimiz koullar, toplumsal varl ortaya karan ilikilerin nesnel yn olarak inceleyeceim, nk bu koullar, toplumsal ilikilerin hem dier boyutu yani gerek insanlarn eylemleri tarafndan meydana getirilen ve dntrlen hem de varlyla dierini nceleyen boyutudur. Bu nedenle toplumsal varl ortaya karan ve onun dnmn gerekletiren insan eylemlerini toplumsal varl meydana getiren ilikilerin znel boyutu olarak, bu eylemlerin olutuu koullar ise bu ilikilerin nesnel boyutu olarak adlandryorum. Toplumsal ilikilerin nesnel boyutu olarak ele aldmz toplumsal gler, ilikiler ve zihinsel rnler, bu ilikilerin znel boyutunun yani gerek insanlarn varolu biimlerini koullandrmaktadrlar. Bunu ksaca aacak olursak, bu koullarn,
166

insanlarn maddi yaamlarn retme tarzlarn ve bununla birlikte yaam tarzlarnn kendisini de belirlemekte olduklarn syleyebiliriz. Burada toplumsal ilikilerin iki boyutu arasnda birbirinden kopuk ya da bamsz varlklar eklinde ele aldmz dnlmesin. Sadece Marx'n tarih anlayn yani toplumsal varl meydana getiren karlkl ilikilerin deiim/dnmne ilikin fikirlerini daha net bir biimde aklayabilmek iin zaman zaman kendisinin de bavurduu bir ayrm dile getiriyoruz. Marx'n bir takm koullar olmadan maddi yaamn reten ya da kendi tarihlerini yaratan insanlarn varlndan bahsedemeyeceimiz ynndeki grn aklamaya alyoruz. Bu aklamay gerekletirebilmek iin ncelikle maddi yaamlarn reten insanlarn bu faaliyetlerini geekletirme biimlerini belirleyen koullardan balayacaz. Marx'n toplumsal ilikilerin nesnel boyutu olarak adlandrd koullar incelemeye ilk olarak retici gler (Produktionskrfte) kavramn ele alarak balayacam.78 retici gler kavram, Marx'n tarih anlay asndan olduka
78 Burada zerinde duracam retici gler kavram ve daha sonra ele alacam retim ilikileri, mlkiyet ilikileri vb. gibi kavramlar, Marx tarafndan Ekonomi Politiin Eletirisine Katk adl kitabnn nsz'nde belirli bir ereve iine oturtulmu, bu kavramlarn birbirleriyle olan ilikileri net bir biimde aklanmtr (Marx, 1993b: 22-24). Marx, burada dile getirilen grleri aslen daha nce yaam sresince yaymlanmam olan Alman deolojisi adl metinde ilenmi olduunu vurgular (Marx, 1993b: 24-25). Bu ikinci metinde, ele alacamz kavramlarn ilkindeki kadar olgun bir biimde kullanlmam olduunu grmekteyiz, ancak burada zerinde durmak istediim husus, iki metin arasndaki badan ziyade, Marx'n Ekonomi Politiin Eletirisine Katk'nn nsz'nde dile getirdii grlerin mahiyetidir. Birok yazar ki bunlarn en nls Gerld A. Cohen'dir, Marx'n tarih anlayn en net biimde dile getirdii metin olarak bu metni iaret etmekte ve onun tarih anlayn aklamak iin bu metnin aklamasna (Interpretierung) girimektedir (Cohen, 1998: 9-43). Ben Marx'n tarih anlayna bu tr bir hermentik alma araclyla ulalabileceini dnmyorum. Bu metin Marx'n tarih anlayn kavrayabilmek asndan ve genel anlamda Marx'n dnya grn anlayabilmek asndan kukusuz son derece nemlidir, nk Marx burada kendi azyla uzun yllar sren almalarnn sonularn akladn duyurmaktadr. Bununla birlikte bu metin Marx'n tarih anlayn kavrayabilmek asndan tek bana yeterli deildir. Marx bize bu metinde tarih anlay ve bu anlayn temelini oluturan baz kavramlar hakknda bilgi verir, ancak bu bilgiler snflar mcadelesi kavramn tamamen dlamaktadr. Bununla birlikte rnein retici gler kavramnn tanmn vermez, mlkiyetin nasl ortaya ktn aklamaz, iblm konusundaki dncelerini dile getirmez. Bu metin her eyden nce Marx'n yntemi hakknda yeterli aklamalarda bulunmamaktadr. Bunlar 167

nemli bir kavramdr. Marx'n insanlar arasndaki karlkl ilikilerin, kendilerinin seimine bal olmayan belirli bir takm koullar altnda gereklemekte olduu ynndeki iddiasn aklamakta kulland en nemli ve zgn terimlerden birisidir. Marx'n tarih anlaynn burada zerinde durmakta olduumuz nesnel boyutu ele alndnda akla ilk gelen kavramlardan birisidir. Bununla birlikte Marx'n belki de en ok yanl anlalm ya da yanl yorumlanm kavramlarndan birisidir. Marx'n kuramna ekonomik indirgemecilik atfedenlerin sulamalarnn temelinde bu kavrama Marx'n kendisine verdii ierikten farkl bir anlam ve deer ykleme eilimi bulunmaktadr. Bu tr eletiriler genelde Marx'n tarih anlayn, retici glerle zdeletirdikleri teknolojik geliime bal olarak gelien iktisadi modellerin biraraya getirilmesine ya da hegelci tarih anlaynn kopyasna indirgerler. Bu ikinci trden eletirmenler Marx' Hegel'in tarih anlaynn karbon kada kopyasn karp burada Tin yerine retici gleri geirmi olduunu sylerler. Yakndan incelendiinde Marx'n tarih anlay ile Hegel'inki arasnda bu tr bir benzerliin olmadn tekrar vurgulamam gerekiyor (Korsch, 2000: 205). Burada altn izmek istediim ey, Marx'n retici gler kavramnn, kendisi tarafndan kurgulanm bir kavram olduunun bilincinde olduudur. Marx, retici gler kavramnn kapsam iinde yer alan eylerin tarihi yapmadklarnn farkndadr. Marx'a gre tarihi

Marx' sulamak amacyla dile getirmediimi eklemeliyim, sylemek istediim sudur ki; Marx'tan bu metinde bu paragrafta yukarda sraladm eksiklikleri dolduracak aklamalar beklemenin yanl olacadr, nk bu metnin yazl hi de tarih anlayn aklamak gibi bir amala gerekletirilmemitir. Marx bu metinde asl olarak burjuva iktisat bilimine getirdii eletiriyi zetlemektedir, tarih anlayn deil. Burjuva iktisatlarnn sivil toplumum anatomisini incelerken dtkleri yanl eletirmektedir. Dolaysyla burada ortaya koyduu model, tarih anlayn deil, bu tarih anlaynn etkisiyle burjuva toplumuna ynelttii eletirilerin erevesini ortaya koymaktadr. Bu metni Marx'n tarih tezi olarak okumak daha nce Kojeve'nin Hegel yorumuna yaptmz eletirideki soruna benzer bir sorunu aa karacaktr, nk bu davran, Marx'n tarih anlaynn sadece bir boyutuna odaklanan bu metni, onun tarih anlaynn tamamn sergiliyormu gibi deerlendirmek anlamna gelmektedir. 168

yapanlar gerek insanlardr, ancak bu insanlar tarihi meydana getiren eylemlerini, karlkl ilikilerini daima belirli koullar altnda gerekletirmektedirler. Bu nokta Marx'n tarih teorisini idealist tarih anlaylarndan ayran temel unsurdur, nk Marx'n tarihi zihinsel bir sre olarak deil de somut yaamn deiim/dnm sreci olarak ele aldn gstermektedir. Marx iin retici gler, insanlar arasndaki somut ilikilerin ierisinde ortaya ktklar koullarn bileenlerinden bir tanesidir. Marx retici gleri olduka geni bir ierie sahip olan bir kavram olarak tanmlamtr. Bu yzden onun retici glerden, sadece teknolojiyi ya da retim gerelerini kastettiini sylemek eksik bir kavray olaca iin onu teknolojik indirgemecilik ve buna bal bir ekonomik indirgemecilikle sulamak da yanl bir yaklam olacaktr. Marx'a gre insanlar, zihin rn yani tarihsel balamndan koparlm insanlar deil somut insanlar, somut gereksinmelerini karlayabilmek iin doay ve tabi kendi doalarn yani aralarndaki karlkl ilikileri ve bu ilikilerin oluturduu btn yani toplumu dntrerek tarihlerini yaparlar. retici gler, insanlarn doay dntrme ilemini gerekletirebilmek iin kullandklar emek gcn ve insann emek gcnn bu faydal etkisini artran eylerin tmne verilen addr (Korsch, 2000: 206). Sayer de Marx'n retici gleri, insanlarn toplumsal emein doasn ve bylece kendi doalarn dntrmek iin harcadklar gler biiminde tanmladn belirtmitir (Sayer, 1989: 27). Burada unutulmamas gereken husus her iki yorumcunun da vurguladklar gibi retici gler kavramnn toplumsal bir nitelie sahip olduudur. Bunu u ekilde aklayabiliriz; retici gler, tanm gerei insan gereksinmelerinin karlanmasna ynelik olarak ortaya kan glerdir. nsan gereksinmeleri ise her zaman iin belirli bir toplum
169

iindeki insann gereksinmeleri olarak dnlmelidir, nk insann varolu biimi, edeyile doas toplumsallktr. Demek ki retici gler, gerek bireysel gerekse toplumsal olsun, daima toplumsal ilikiler tarafndan belirlenen bir takm gereksinmelerin karlanmas amacyla, yine toplumun tek bir bireyi ya da tm tarafndan harcanan, insann emekgcnn niteliini oluturan ve dntren glerdir. Bu yzden toplumsal bir nitelie sahiptirler. retici glerin kapsamn, yani nelerin birer retici g olarak kavranabilecei sorusunu ayr boyutta aklamaya alacam. Ancak bundan nce hatrlatmak istediim bir konu var. Yukarda da belirtmi olduumuz gibi Marx, insan emekgcnn niteliini gelitiren her eyin bir retici g olduunu syler. Bu aslnda olduka geni ve belirli bir lde mulakla sahip bir tanmdr, ancak bu durum genellikle Marx'n tanmlarnn ou iin geerlidir, nk Marx toplumsal grngleri, rnein kavramlar ya da olgular genellikle birden ok tanmn kapsamna girecek ekilde (multi-referential) deerlendirmektedir. Bylece, ortaya kard kavramlarn tanmlarn yapmak istediinde ak ulu (open-ended) ve esnek tanmlar oluturmaya zen gstermitir (Sayer, 1989: 22-23). Marx bu yzden retici gleri teker teker sralamak yerine yukarda aktarm olduumuz gibi ak ulu bir tanm gelitirmitir. Bu sayede retici gler olarak belirli nesneleri sabitlemek yerine, toplumsal olgularn hangi koullar altnda bir retici g niteliini kazandn aklamay hedeflemitir. Marx retici gleri yani belirli koullar altnda insan emeinin dntrc niteliini gelitirme potansiyeline sahip olan toplumsal gleri boyutta incelemitir. Bu boyutlardan ilki geim aralardr. Geim aralar kavram

170

(Lebensmittel), toplumun varlndan bamsz olarak varolan varlklarn yani doann ve insann fiziksel varlnn, insanlarn gereksinmelerini karlamak amacyla kullanlan toplumsal glere yani retici glere dnmn ifade

etmektedir. Marx, geim aralar kavramyla doann insanlarn tarihine katksn daha da aka dile getirmektedir. nsanlarn gereksinmelerini karlayabilmek iin doay dntrmek zorunda olduklarn ve bu dntrme ilemini gerekletirirken de doadan faydalandklarn belirtmitir. Marx'n retici gler kavramna gre, doay kendi gereksinmeleri dorultusunda dntrrlerken, ksaca retim yaparken ilk olarak kullandklar vcutlar ve doada hazr bulduklar bir takm gereler bir geim arac olarak ele alnmaldr. 79 retici glerin ikinci boyutu emekgcnn rgtlenmesi yani organizasyonudur. lk boyut olarak ele aldmz geim aralar retimin gerekletirildii fiziksel aralardan olumaktayd. Bu ikinci boyutta ise retimin organizasyonu, retim srecinin rgtleni biimleri gibi bandan beri toplumsal olan gler yer almaktadr. Bu anlamda iblm olgusu bir retici g olarak akla gelen ilk rgtleni biimi olarak gsterilebilir. Gnmzde sermaye birikim rejimi zerine yrtlen tartmalarda ska ad geen Taylorizm, Fordizm ya da Post-Fordizm gibi rgtlenme modellerini de bu boyuttaki retici gleri olarak ele alabiliriz. Dil de bu aamada emein organizasyonun geliiminin nemli bir parasn oluturduu iin bir retici g olarak kavranabilir. Bununla birlikte dilin retici glerin nc boyutu yani zihinsel boyutu asndan da olduka nemli bir toplumsal g olduunu belirtmeliyiz. Dil olmadan zihinsel glerin geliimi bilimin

79 nsanlarn sadece mal ya da alet retebilme deil, reme kapasitelerinin de bir retici g olduunu unutmamamz gerekiyor, nk bu kapasite insanlarn oalmasn ve emek glerinin artmasn salamaktadr. Bu konunun daha sonra zerinde duracamz gibi gncel siyaset teorisi asndan olduka syleyebiliriz. 171

ve tekniin gelimesi mmkn olmayacaktr. Bilim ve teknik ise yukarda belirtmi olduumuz gibi retici glerin nc boyutunu meydana getirirler. Bunun nedeni bilimin ve tekniin retici glerin ayrlmaz bir paras olmasdr. Sayer'in belirtmi olduu gibi, teknik bilginin ve toplumsal organizasyonun eksik olduu bir ortamda bir makine retici g olarak deerlendirilemez (Sayer, 1989: 26). 80 Toparlayacak olursak retici glerin, insanlarn doay dntrme yetilerini artrmak iin oluturduklar toplumsal gler olduklarn ve insanlar arasndaki karlkl ilikilerin nesnel ynn oluturan koullarn doaya ilikin olan ynn meydana getirdiklerini syleyebiliriz. retici gler doay dntrmeye ilikin gler olmalarna ramen unutulmamaldr ki bunlar toplumsal birer grngdrler. Bunun nedeni, retici glerin toplumsal bir unsuru yani insan barndryor olmas ve toplum tarafndan belirlenen gereksinimleri karlamak amacyla meydana getirilen gler olmalardr. Bu glerin ortaya k, kendileri de bizzat bu glerin varl tarafndan belirlenen bir takm ilikilerin sonucunda mmkn olabilir. Marx bu ilikileri retim ilikileri (Produktionsverhltnisse) olarak adlandrr. retim ilikilerini, toplumsal varln burada incelemekte olduumuz nesnel boyutunu
80 retici gler daha sonra zerinde duracamz gibi, retim ilikilerinin nkoulunu ve ayn zamanda bu ilikilerin sonucunu oluturmaktadr. retici gler varolmadan insanlar yaamlarn retmek iin biraraya gelip karlkl ilikiler kuramazlar, ancak insanlar karlkl ilikiler kurmadan, doada hazr bulduklar varlklar retici g olarak kullanamayacaklar gibi, yaamlarn retmelerinde kullandklar emekglerinin niteliini gelitirecek organizayonlar ve zihinsel gler retemezler. Bu da retim ilikilerinin retici glerin oluumundaki etkisini gstermektedir. Benim burada vurgulamak istediim ey, Marx'n retim ilikilerinin hukuki ve zihinsel ifadeleri olarak ele ald mlkiyet ilikilerinin ve toplumsal bilin biimlerinin yani styapnn da retici glerin oluumuna katkda bulunmakta olduudur. Geim aralarnn, toplumsal rgtlenmelerin, bilim ve sanatn geliimini dzenleyen ve bu geliime etkide bulunan hukuki dzenlemeler, devletin bu ynde yapm olduu eylemler ve ideoloji ve felsefe gibi olgular da pekala retici glerin oluumunun bir unsuru olarak grlebilir, ancak bu durum belirli koullara baldr. styap olarak deerlendirilen etmenler, eer toplumsal ilikilerin somut temelini oluturan retim ilikilerinde yansma bulamazlarsa retici glerin oluumuna katlamazlar. retim ilikileri burada styap kurumlaryla retici gler arasndaki bir dolaymlama ura olarak deerlendirilebilir. Marx'n retici gleri toplumsal ilikilerin temeli olarak grmesinde retim ilikilerinin bu zelliinin nemli bir pay olduunu syleyebiliriz. 172

oluturan koullarn toplumsal yn olarak dnebiliriz. Marx retici gler ile retim ilikilerinin geliiminin birbirine bal olduunu, nk bunlarn ayn srecin iki farkl yz olduunu dnmektedirler. Bu yzden bu ikisinin birbirlerinden bamsz bir biimde gelitiklerini varsaymann hata olacan iddia eder. retici glerin ve retim ilikilerinin birbirlerinden ayr ayr geliip daha sonra birbirleriyle ilikiye girdiklerini dnmenin de ayn derecede olumsuz sonu vereceini belirtir. Marx'a gre bilimsel bir yaklam retici gleri ve retim ilikilerini ayn srecin bandan beri birbirini koullandran iki farkl yz olarak ele almaldr. retici gler ile retim ilikileri arasndaki iliki, Marx'n tarih anlay asndan olduka nemli bir konudur, ancak bu konuyu daha anlalr bir biimde ele alabilmek iin retim ilikileri kavram zerinde biraz durmamz gerekmektedir. Marx retim ilikilerini, insanlarn yaamlarnn toplumsal retimi srasnda kurduklar belirli, zorunlu, istenlerinden bamsz olan ve maddi retim glerinin belirli bir gelime derecesinin karl olan ilikiler eklinde tanmlar (Marx, 1993b: 23). Bu tanm bize retim ilikilerinin iki temel zellie sahip olduunu bildirmektedir. Bunlardan ilki, retim ilikilerinin, toplum halinde yaayan insanlarn yaamlarn retmek iin aralarnda kurduklar belirli, zorunlu ve istenlerinden bamsz olan ilikiler olmasdr. retim ilikilerinin belirli, zorunlu ve insanlarn istenlerinden bamsz olmas demek bu ilikilerin konusunu oluturan retimin, yaamn retiminin belirli gereksinimleri karlamak iin yaplyor olmas demektir. Yaamn retimi, her zaman iin tarihin belirli bir aamasndaki bir toplumun kendine zg gereksinmeleri tarafndan belirlenmi ilikiler dourur. Bu ilikiler ayn zamanda zorunluluk nitelii tamaktadrlar, nk karlkl olarak belirli
173

ilikiler kurmadklar srece insanlarn gereksinimlerini giderebilmeleri, retim yapabilmeleri szkonusu olamaz. Bu durum ayn zamanda retim ilikilerinin insanlarn istenlerinden bamsz bir nitelik kazanmasna da neden olmaktadr. nsanlar istesinler ya da istemesinler, kendilerinden nceki kuaklarn oluturduklar bu iliki kalplar ierisinde yer almak, bu ilikileri yeniden retmek ve dntrmek zorundadrlar. Aksi takdirde insanlar maddi yaamn retiminin ve toplumun varlnn devamlln salayamazlar. Marx'n retim ilikilerinin tanmnda ortaya koyduu ikinci zellik ise retim ilikilerinin, maddi retim glerinin yani retici glerin belirli bir gelimilik derecesinin karl olarak varolmalardr. Marx'n burada anlatmaya alt ey, retim ilikilerinin yani insanlarn maddi yaamlarn retme biimini oluturan ilikilerin, daima belirli retici gler kitlesi araclyla meydana getiriliyor olmasdr. nsanlar doada hazr nesneler bulamadan, retime ynelik organizasyon kapasitesi gerekletiremeden ya da bilim ve teknik alannda gelime gsteremeden retim srecine giriemezler. retim srecinin

gereklemedii bir ortamda da, retim faaliyet etrafnda gelien karlkl ilikiler kurmalar da mmkn olamaz. Bu yzden retici glerin varl, retim ilikilerinin nkoulunu olarak kavranmaldr, ancak Marx'n retim ilikilerini tanmlarken belirttii husus, retici gler olmadan retim ilikilerinin ortaya kamayaca konusu ile snrl deildir. Marx, tarihin her aamasnda, retim ilikilerinin o anda mevcut olan retici gler tarafndan belirlendiini sylemektedir. Dier bir deyile insanlarn yaamlarn retme tarzlarnn, ellerindeki geim aralarnn, gelitirdikleri organizasyon yeteneinin ve bilimsel teknik becerilerinin nitelii tarafndan belirlenmekte olduunu belirtmektedir.

174

Buraya kadar sylediklerimizden, Marx'n retim ilikilerini retici glerin sadece toplumsal alana yansmas olduu, toplumsal ilikilerin retici gler tarafndan tek ynl bir biimde belirlenmekte olduu sonucunu karmamalyz. retim ilikilerinin, geliiminin belirli bir aamasndaki retici glerin yansmas olduu belirlemesi, retici glerle retim ilikileri arasndaki ilikilerin sadece bir ynn ifade etmektedir. Daha nce de belirtmi olduumuz gibi retici glerle retim ilikileri arasnda ift ynl, karlkl bir iliki bulunmaktadr. Bu ilikinin bir yn retim ilikilerinin geliimlerinin belirli aamasndaki retici glerin yansmas olmasysa dier yn de retici glerin retim ilikilerinin sonucu olarak ortaya kyor olmasdr. Dier bir deyile retici glerin retim ilikilerinin somutlam biimi olmasdr. nsanlar maddi yaamlarn retebilmek iin birbirleriyle karlkl ilikiler iine girmedikleri mddete, retici glerin varlndan ya da halihazrdaki retici glerin yeniden retilmesinden ve geliiminden bahsetmek mmkn deildir. retim ilikileri, tekrarlayacak olursak maddi yaamn retilme tarzn oluturan karlkl ilikilerdir. Bu tanm, retim ilikilerinin, retici glerin kimler tarafndan nasl kullanlacann, neyin nasl retileceinin, ksacas retimin nasl gerekletirileceinin belirlendii ve bu belirlenimin uyguland sreci ifade ettiini anlatmaktadr. 81 Bu srece bizzat retim srecinde kullanlacak olan ara ve gerelerin, bu srete uyulacak rgtlenme modelinin ve faydalanlacak teknik bilgilerin yeniden retimi ve gelitirilmesi de dahildir.
81 Burada ska Marx'n kullanm olduu retim kavramndan bahsediyoruz, ancak unu da eklememiz gerekir ki Marx retimi, tketimi, blm ve dolam genel bir iktisadi srecin farkl ynleri olarak grmektedir. Bu yzden retim ilikileri kavramnn, metann retimi ile birlikte bu metalarn tketimi, blm ve dolam konularn da ierdiini de vurgulamamz gerekmektedir (Marx, 1999b: 21-35). 175

retim ilikileri ile retici gler arasndaki karlkl ilikileri zerinde durduktan sonra, Marx'n retim ilikileri hakkndaki deerlendirmelerini ele almaya devam edebiliriz. retim ilikileri Marx'n nem verdii bir konu olmutur. almalarnn byk bir blmn (zellikle 1847-48 yllar sonrasndakileri) retim ilikilerinin analizine ayrmtr. Burjuva bilim adamlarnn bu konu hakknda ileri srdkleri grleri ve bir btn olarak ekonomi politii eletirmitir. Mevcut siyasal sorunlarn kaynan tespit etmeyi amalayarak gerekletirdii almalarnn kendisini retim ilikilerini incelemeye ynelttiini sylemitir (Marx, 1993b: 22). Aslna baklrsa Marx retim ilikilerinin incelenmesine ynelmemitir, nk retim ilikileri kavram kendisi tarafndan daha sonralar ortaya atlm bir kavramdr. Kiisel geliimi asndan olduka nemli olarak grd Hegel'in Hukuk Felsefesinin Eletirisi ve Alman deolojisi gibi metinlerde retim ilikileri kavramnn yerine maddi yaamn retiminden doan karlkl ilikiler tabirini kullanmakta ve benzeri formlasyonlardan faydalanmaktadr. Dolaysyla Marx retim ilikilerini

incelemeye ynelmemitir. Onun toplumsal sorunlara zm bulmak iin yneldii yer sivil toplum (brgerliche Gesellschaft)dur. Sivil toplum kavram, 18. yzyl siyasal dnrlerince zellikle Britanya'l Ekonomi Politikilerce kapitalizmin gelimesiyle yakndan ilikili bir kategori olarak, devletin karsnda kendine zg ilikileri olan bir alan nitelemek amacyla kullanlmtr (Yeti, 2003: 35). Bu kavram daha sonra Hegel tarafndan, tarihin son aamas olarak gsterilen modern toplumun, trel yaamn oluturan uraklardan birini ifade etmek iin kullanlmtr. Modern toplumun trel yaps, yani aile, sivil toplum ve devletten oluan l onun tarihin son aamas olmasn salayan yapdr.

176

Bu yap ierisinde insanlar ncelikle aile ierisinde birbirlerini karlksz olarak sevmekte ve birbirleri ile dayanma iinde bulunmaktadrlar. Daha sonra, sivil toplum alannda tikel karlarna ulamay amalayan bireylerin oluturduu karlkl bamllk dizgesi iinde gereksinmelerini karlamaya alrlar. Tikel karlar peinde koan insanlar, gereksinmelerini varolu tarz durumuna getirmi olan bencil bireylere dnrler ve toplumun dier elerini arasalc bir bakla deerlendirmeye balarlar. Toplumsal ilikiler, zkara dayal olarak kurulduu iin, ben-merkezciliin ve egoizmin etkinlik kazanmasn ve insanlar arasndaki btnleme ve dayanma dinamiklerini zaafa uratmasn, ksacas trelliin sakatlanmasn nleyemezler. Bunun sonucunda sivil toplumda fizik ve etik yozlama ortaya kar. Hegel'e gre, sivil toplumun burada zetlemeye altmz elikili yapsndan kaynaklanan sorunlarn zm iin, bireysel (tikel) karlara gre kararlatrlamayacak dsal bir dzenleme tarzna ihtiya duyulmaktadr (Yeti, 2003: 36-38). Bu ihtiya devletin ortaya k ile doyurulmu olur, nk devlet, Tin'in tarihsel/toplumsal alanda kendisini gsterdii varolu biimidir. Dier bir deyile, evrensel (tmel) istentir. Bunun anlam devletin tmel isten olmas bakmndan tm tikel istenleri kendisinde barndryor olmasdr. Devletin tmel istencin somutlam biimi olmas, insanlarn devlet tarafndan koyulan istence, yasalara, kurallara ve kurumlara uyum gstermekle, kendi istenleri dorultusunda hareket ediyor olmalarn salar. Bu yzden devlet, sivil toplumun hakikati olarak ortaya kan ve trellii tamamlayan urak olarak tannmaldr. Marx, Hegel'in Klasik Ekonomi Politik kuramclarndan ald sivil toplum devlet ayrmn benimser. Sivil toplumun burjuva toplumunun ortaya kard
177

toplumsal sorunlarn kaynan oluturduunu kabul etmitir, ancak sivil toplumun kendi ierisinde ortaya kan sorunlara zm salayabilecek toplumsal gleri ve snflar yine kendisinin rettiini belirtir. Hegel'in sunduu zm yan, evrensellik ura biiminde kavranan devletin sivil toplumdan kaynaklanan sorunlara zm getirebilmesi Marx iin szkonusu olamaz. Marx devletin bizzat bu sorunlarn sonucunda, yani sivil toplumdaki eitsiz, fiziki ve etik anlamda yozlamaya uram ilikilerin rn olduunu belirtir. Marx sorunun kaynan sivil toplumda grmekle birlikte, sorunu Hegel'den farkl bir biimde tanmlamaktadr. Dolaysyla zm sivil toplumu birarada tutan evrensellik uranda yani devlette bulmaz, nk gerek yaamda durum tam tersidir, devleti birarada tutan sivil yaamn kendisidir (Marx'tan aktaran Yeti, 2003: 63). Marx sorunun insanlarn bencil doalarndan kaynakland grn kabul etmez, ona gre bu tr subjektif ve aknsal bir insan doas tanm yapmak anlamszdr (Marx ve Engels, 1992: 23). nsanlarn doalar, daha nce de belirtmi olduumuz gibi onlarn maddi yaamlarn retme tarzlarndan ve dolaysyla yaam tarzlarndan doan toplumsal ilikilerin btn tarafndan belirlenmektedir. Ksaca ifade edecek olursak, insanlar bencil ya da benmerkezci bir doaya sahip yaratklar olarak tanmlanamayacaklar iin, aralarndaki ilikilerden doan sorunlar, insan doasn kendilerinden daha stn daha yce bir varln yani Tin'in doasyla btnletirerek amaya almak hatal bir davrantr. Marx'a gre, eer sorunun zmn doada aramak istiyorsak, bunu insan doasnda deil, insanlarn sivil toplumda karlkl olarak gerekletirdikleri mevcut ilikilerin yani kapitalist retim ilikilerinin doasnda aramak gerekmektedir. Marx bu aamadan itibaren sorunu sivil toplum devlet terimleri araclyla deil de

178

retim ilikileri mlkiyet ilikileri terimleriyle aklamaya almtr. Bu sayede sorunu, sivil toplumda ya da devlet alannda yer alan insanlarn karakterlerinden, daha dorusu, insan doasndan kaynaklanan bir sorun gibi gsteren yaklamlardan ayrlarak, sorunun temelinde insanlar arasndaki ilikilerin mevcut niteliinin yatmakta olduunu gstermek istemitir. Marx'a gre insanlar bu ilikileri kendilerinden nceki kuaklardan kald gibi yani belirli bir ekliyle mevcut halde bulurlar. Bu durum Marx'a gre, insan doasnn, toplumsal ilikiler tarafndan belirlenmekte olduunu gstermektedir. Marx buradan yola karak toplumsal sorunlarn kaynann ve zm olanaklarnn, toplumun ekonomik temeli olarak adlandrd retim ilikilerinde aranmas gerektiini belirtmitir (Marx, 1993b: 23). Marx'a gre, retim ilikileri yani insanlarn maddi yaamlarn retebilmek iin aralarnda kurduklar, retici glerin geliiminin belirli aamasna denk den, belirli, zorunlu ve kendi iradelerinden bamsz ilikiler toplumun iktisadi yapsn oluturur. Burada Marx, iktisat kavramn hangi anlamda kullandn aka dile getirmi olmaktadr. Marx'a gre iktisat insanlarn maddi yaamlarn retmeleridir. Burada maddi yaam kavramyla insan yaamnn, toplumsal varln devam iin gerekli olan retimi, dier bir deyile bata geim aralar olmak zere retici glerin retilmesini ve bu gler araclyla insani gereksinimlerin karlanmasn anlyoruz. nsanlar gereksinmelerini tarihin her aamasnda belirli retici gler araclyla yerine karlar. Gereksinmelerini karlamak edeyile yaamlarn srdrmek iin aralarnda zorunlu olarak gelitirdikleri ilikilerin tm retim ilikileri ya da iktisadi yap olarak adlandrlr. Burada vurgulamak istediim nokta ncelikle Marx'n iktisat deyince aklna sadece meta retiminin gelmedii, iktisad
179

maddi yaamn geniliinin tamamn kapsayan bir yap olarak grddr. zerinde durulmas nem arzeden dier bir nokta ise, Marx'n iktisadi yapy arz, talep, faiz gibi bir takm dirimsiz varlklarn, soyut kavramlarn oluturduu bir btnlk olarak grmediidir. Marx tam tersine iktisadi yapy, toplumsal varl oluturan karlkl ilikilerin belirli bir alanda, maddi yaamn retilmesi alannda younlam biimi olarak grr. Burada asl mevcudiyetin gerek insanlara, yaamlarn retebilmek amacyla doay dntrmeye ynelik emek harcayan insanlara ait olduunu, bu insanlarn toplumsal ilikilerin zn oluturduunu, faiz, kar, rant gibi olgularnsa bu zn yani insanlarn aralarnda gelitirdikleri karlkl ilikilerin sonucunda ortaya kan grngler biiminde ele alnmas gerektiini belirtir. Marx toplumsal varl insanlar arasndaki karlkl ilikilerin btn olarak ele almaktadr. ktisadi yap olarak ele ald retim ilikilerinin, bu btnn temelini meydana getirdiini dnmektedir. Marx toplumsal varl iliki katmanlarnn oluturduu bir btnlk olarak grmektedir. retim ilikilerinin de bu katmanlarn temelinde yer alan ilikileri kapsadn dnmektedir. Dier iliki katmanlar ve toplumsal olgularn bu temel zerinde yer aldn belirtmitir. Marx bu durumu, retim ilikilerinin btnnn, toplumun iktisadi yapsn, zerinde hukuki ve siyasal bir styapnn ykseldii ve kendisine belirli toplum bilinci biimlerinin denk dt somut temeli oluturduunu syleyerek ifade eder. Marx daha sonra, retim ilikilerin somut temeli oluturmasn, maddi yaamn retiminin tarznn genel olarak toplumsal, siyasal ve dnsel yaam biimini koullandrmas olarak aklar. Ona gre, insanlarn varlklarn belirleyen bilinleri deildir; tersine, onlarn toplumsal varlklar bilinlerini belirlemektedir (Marx, 1993b: 23). Burada Marx'n

180

somut temel ile styap arasnda yapm olduu ayrm, daha ncesinde iblm ile zel mlkiyet arasnda yapm olduu ayrm andrmaktadr. Hatrlanacak olursa, Marx'n iblm ile zel mlkiyet arasnda bir ayrmdan ok bir zdelik grdn, iblmnn retimi faaliyet asndan ele alrken zel mlkiyetin retimi rn asndan ele aldn sylediini aktarmtk. Burada da toplumsal varl oluturan ilikilerin ierisinde gelitii koullarn faaliyet ynnden ve bu faaliyetlerin rnleri ynnden ele alnmas szkonusudur. Marx burada ele aldmz koullarn faaliyet ynn, somut temeli iktisadi yapy, belirli bir takm retici gler araclyla yaamlarn reten insanlarn karlkl olarak kurduklar ilikiler yani retim ilikileri olarak ele almaktadr. Bu faaliyetlerin rnlerini ise styap olarak ele almaktadr. Marx'a gre styap, retim ilikilerinin hukuki ifadesi olan mlkiyet ilikilerini yani hukuki ve siyasal styapy ve toplumsal bilin biimlerini kapsamaktadr. 82 Marx'a gre, mlkiyet ilikileri, ncelikle retim faaliyetinin gerekletirildii aralarn ve retim faaliyetinin sonucunda ortaya kan rnn toplumun hangi kesiminin mlkiyeti altna gireceini ve bu mlkiyetin hangi artlar altnda devam edeceini konu etmektedirler. Bununla birlikte, siyasal ilikiler yani devletin niteliini, devletin retim ilikileri ve hukukun karsnda sahip olduu

82 Marx'n mlkiyet ilikileri ve toplumsal bilin biimleri hakkndaki grlerini, bu almada onun tarih anlayn ilgilendirdii lde ele alabilme frsatna sahibiz. Bu kavramlar zerinde uzun uzadya durma frsatmz yok, ancak bu kavramlarla ilgili olarak bir iki husus zerinde durmak istiyorum. lk olarak sylemek istediim, Marx'n nsz'de hukuki ve siyasal yaplar styap olarak adlandrrken, toplumsal bilin biimleri hakknda byle bir adlandrmaya bavurmu olmamasdr. Buna remen Sayer'in de gstermi olduu gibi Marx, dier yaplarnda ska toplumsal bilin biimlerinin styapnn asli bir esi olduunu vurgulamtr (Sayer, 1989: 8388). Bu yzden bunlar ska styap oluturan yaplar olarak birarada deerlendiriyoruz, ancak Marx'n retim ilikilerinin hukuki ifadesi, yani insan yaamn retmeye ynelik faaliyetlerin hukuki rnleri ile toplumsal bilin biimleri, yani bu ilikilerin zihinsel ifadesi arasnda farkllk gzetmekte olduunu da belirtmemiz gerekmektedir. Ksacas bu iki yap da retim ilikilerinin farkl ifadeleri olarak bu ilikiler tarafndan koullanmakta olduu iin styapya dahil edilse de birbirine indirgenerek incelenmesi mmkn deildir. 181

konumu belirleyen ilikiler de mlkiyet ilikileri ierisinde yer almaktadr. Toplumsal bilin biimleri ise hukuki ve siyasal styap olarak adlandrlan mlkiyet ilikileri iinde yer almamakla birlikte, Marx tarafndan ska styapnn bir paras olarak nitelenmitir (Sayer: 1989, 83-85). Marx toplumsal bilin biimlerini, insanlarn, yaamlarn retme tarzlarna bal olarak gelitirdikleri yaam tarzlarnn, onlarn bilinlerine yansy tarzlar olarak, retim ilikilerinin zihinsel ifadeleri olarak deerlendirmitir. Marx yap ile styap ayrmna bavurarak birbirinden bamsz iki varl adlandrmaya almamtr. Tek bir varl, toplumsal ilikileri belirleyen koullar, faaliyetler ve bu faaliyetin rnleri ynnden ele alm ve bu iki yn arasndaki ilikileri tespit etmeye almtr. Bunun sonucunda retim ilikilerinin, mlkiyet ilikilerinin ve bilin biimlerinin varlnn temelinde yer aldn belirlemitir. Marx'n bu belirlemeyi yapmasndaki nemli etkenlerden biri somut btnlkten yola karak tarihi geriye doru okumu olmasdr (Ollman, 2006: 135-146). Bylece toplumsal ilikileri oluturan katmanlardan birinin, retim ilikilerinin, dierlerinin zerinde gelitikleri somut temeli oluturduunu kefetmitir. Marx'n bu nermesini u ekilde aklayabiliriz: retim ilikileri, mlkiyet ilikilerinin ve bilin biimlerinin varl koullandrmaktadr. Yaamlarn retmek iin biraraya gelen insanlarn kurduklar karlkl ilikiler olmadan, hukuki ilikilerin, devlet yaplanmasnn ve sanat, felsefe ya da ideoloji gibi bilin biimlerinin gelimesi mmkn olamaz. Belirli mlkiyet ilikilerinden ve bilin biimlerinden

bahsedebilmemiz iin toplumsal varlktan sz edebilmemiz gerekmektedir ve retim ilikilerinin mevcut olmad bir ortamda toplumun varl ortaya kamaz. Bununla

182

birlikte mlkiyet ilikileri ve bilin biimleri bir kez ortaya ktktan sonra sre ayn zamanda terse doru da ilemeye balar. Mlkiyet ilikileri ve bilin biimleri, zerinde temellenmi olduklar retim ilikilerinin devamn salayacak ekilde geliirler. Bu noktada mevcut retim ilikileri tarznn, edeyile toplumsal snflar arasndaki mevcut egemenlik ilikilerinin ve bu ilikilerin belirli bir tarafnn retici gler zerindeki hakimiyetinin yeniden retilmesi gndeme gelir. styap kurumlar, toplumun egemen snf tarafndan mevcut retici glerin geliiminin kontrol edilmesi, retici glerin geliimine yn verilmesi amacyla kullanlr. retim ilikilerinden, yani belirli bir toplumsal snfn dierleri zerindeki egemenliinden kaynaklanan bu durum, ancak tekrar toplumun somut temeli yani retim ilikilerinde karlk bulmalar kouluyla retim ilikilerinin oluumunun ynlendirilmesinde etkili olabilirler. nsanlarn maddi yaamlarn retebilmek iin gelitirdikleri karlkl ilikilerin bir paras haline geldikleri anda retici glerin oluumu srecine katlm olurlar. Bylece, varlklar zerinde temellendikleri retim ilikileri tarafndan koullandrlan styap eleri, imdi bu ilikilerin toplumun belirli bir snfnn lehine olmak zere yeniden retilmesini salayan toplumsal yaplar haline gelmektedirler. Marx'n yap ile styap arasnda kurduu iliki, buradan yola klarak bir toplumsal ilikiler dngs eklinde yorumlanabilir. Marx burada tek bir sreci oluturan iki farkl yap belirlemi, bunlarn karlkl olarak ezamanl ve ift ynl olarak - birbirlerini varettiklerini tespit etmi, fakat bu yaplardan birinin yani styapnn, dierinin (retim ilikilerinin yani yapnn) hukuki ve zihinsel ifadelerinden olutuunu tespit etmitir. Bu yzden retim

183

ilikilerini, styapda hukuki ve zihinsel ifadelerini bulan somut karlkl ilikileri, toplumsal ilikilerin temeli, geri kalanlar ise styap olarak adlandrmtr.

Bu noktada, toplumsal ilikilerin znel ynn incelemeye gemeden nce, Marx'n yap ile styap arasnda kurduu ban nitelii hakknda bir ka ey daha syleyerek, bu konuyu biraz daha anlalr klmaya alacam. Marx, toplumsal varln ald somut biimi aklayabilmek iin tarihe bir z atfederek, tarihi bu zn edimsellemesi olarak alglayp, toplumsal varln tarih boyunca geliimini temelinde bu tzn varolduu ereksel bir sre olarak deerlendiren yaklamlar eletirmitir. Kendi kuram, toplumsal varln somut biimini, insanlarn belirli koullar iinde kendi yaamlarn retmek iin aralarnda kurduklar karlkl ilikilerin temelinde gelien toplumsal ilikilerin deiiminin/dnmnn sonucu olarak deerlendirmektedir. Bu deerlendirme, iktisadi yapnn tarihin a priorisi olarak konulup, mlkiyet ilikilerinin ve toplumsal ilikilerin buradan tek ynl bir biimde tretilmesi eklinde olumamtr. Marx toplumsal ilikileri daha farkl bir btnsellik anlay iinde kavramtr. Toplumsal ilikilerin deiimi/dnm srecinde bu ilikilerin belirli bir ynnn, somut insanlarn maddi yaamlarn retebilmek iin birbirleri ile girdikleri karlkl ilikilerin yani retim ilikilerinin, dier ilikilerin, mlkiyet ilikilerinin ve toplumsal bilin biimlerinin temelini oluturduunu belirtmitir. Marx toplumsal varl zihninde ilikisel bir btn olarak kurmu ve bu toplumsal ilikileri zamansal ve mekansal boyutlar ile birlikte deerlendirmitir. Toplumsal varl sadece eitli alanlarn toplam sonucunda meydana gelen salt mekansal bir

184

yap olarak dnmemitir. Bununla vurgulamak istediim ey; Marx'n toplumun iktisadi yapsn oluturan retim ilikilerinin ve bu ilikilerin eitli ifadelerini ieren styapnn birbirlerinden ayr, bamsz alanlarda cereyan eden ilikileri kapsad ynndeki bir anlaya sahip olmaddr. Bu yaplarn her biri tek bir sreci oluturan farkl ynler olarak birbirleri ile eklemlenmi bir vaziyette toplumsal ilikilerin evrimini olutururlar. Bu sre iinde toplumsal ilikilerin oluturduu btnlk ierisinde retim ilikileri, mlkiyet ilikilerinin ve toplumsal bilin biimlerinin temelini oluturmaktadr. Bunu urakl bir sre olarak deerlendirebiliriz. lk urakta, insanlarn yaamlarnn toplumsal retimini gerekletirmek iin belirli, zorunlu, istenlerinden bamsz olan ve maddi retim glerinin belirli bir gelime derecesinin karl olan ilikiler kurmalar ile birlikte mlkiyet ilikileri ve toplumsal bilin biimleri ortaya kar. Bu toplumun retim ilikileri temelinde kurulduu an olarak da grlebilir. Bu retim ilikilerinin zorunluluk olarak ortaya kt uraktr. retim ilikileri tm toplumsal ilikilerin olmazsa olmaz, toplumsal varln gstergesi olarak tarihteki yerini alr. 83 kinci urak, iktisadi yapy ve styapy meydana getiren ilikilerin kendi tarihselliklerini gelitirdikleri aamadr. Bu aamada retim ilikileri, mlkiyet ilikileri ve toplumsal bilin biimleri birbirlerinden farkl tarihsellikler ortaya koyarlar, zamansal ve mekansal olarak birbirlerinden farkllarlar. Bu farkllamann yani farkl tarihselliklerin ortaya kmas btnsel bir tarihin, zamansallk ve mekansalln

83 Daha nce de belirtmi olduumuz gibi Marx, toplum szlemesi kuramlarn benimseyen bir dnr deildir. nsanlarn doasnn toplumsal ilikiler tarafndan belirlendiini ve toplum ncesinde insan varoluundan bahsedemeyeceimizi syler. Bununla birlikte toplumun ortaya knn insanlar arasndaki bir mlkiyet ilikisi sonucunda yani bir tr szlemeyle aklanmas da onun iin kabul edilebilir deildir. Bu tr bir szlemenin yaplmasn gerekli klan karlkl ilikiler mevcut olduu anda toplumsal varln olumu olduunu dnmemiz gerekir. 185

mevcudiyetini ortadan kaldrmamaktadr. Hatta bu farkllama, tarihi yani btnn, toplumsal ilikilerin tarihselliini biimlendiren nemli bir unsur olarak kavranabilir. Bunun nedeni birbirlerinden farkl tarihsellikler sergileyen yap ve styap eleri arasnda karlkl ilikilerin, etkileimin mevcudiyetidir. nsanlarn, yaamlarnn toplumsal retimini gerekletirebilmek iin belirli, zorunlu, istenlerinden bamsz olan ve maddi retim glerinin belirli bir gelime derecesinin karl olan ilikiler iine girmeleriyle birlikte, bu ilikilerin niteliklerine uygun olan hukuki ve zihinsel ifadeleri gelimeye balar. Bununla ezamanl olarak, insanlarn maddi yaamlarn retme faaliyetlerinin hukuki ve zihinsel ifadeleri olarak ortaya kan styap eleri, retim ilikilerin yeniden retilme grevini stlenirler. retim ilikilerinin mevcut biimiyle merulatrlmas ve kurumsallatrlmasn salarlar. nc urak bu merulatrma ve kurumsallatrma ve ayn zamanda ussallatrma durumuyla ilgilidir. styap elerinin tarihsel gelimeye katlmalar, onlarn insanlarn emekgcnn niteliini gelitirmelerine baldr. nsanlarn doay dntrme yetilerini gelitirmedikleri, edeyile somut bir toplumsal g haline gelmedikleri srece, birer ifade tarz olarak kalmaya mecburdurlar. Bu elerin somut bir toplumsal gce dnmeleri ise retim ilikileri erevesinde bir karlk bulmalar ile mmkn hale gelir, ki bu da onlar retim ilikilerini yeniden retebilme kapasitelerine baldr. nsanlarn maddi yaamlarn retmek iin giritikleri faaliyetler ierisinde karln bulamayan, bu faaliyetlerin gereklemesine etkide bulunamayan bir kanun, hkmet kararnamesi, felsefi nerme vb. eyler, ancak potansiyel bir toplumsal retici g olarak grlebilirler. Bu durumda toplumsal varln deiimi/dnm ierisinde etkin bir g olarak yer alamam olurlar.

186

Marx'n retim ilikilerinin oluturduu iktisadi yapy toplumsal ilikilerin somut temeli olarak ele almas tam olarak bu noktada anlam kazanmaktadr. retim ilikileri, hem mlkiyet ilikilerinin ve toplumsal bilin biimlerinin farkl trde ifadelerini oluturduklar somut insan faaliyetini, hem de insan faaliyetinin eitli ifadelerinin toplumsal retici gler dnmn salayan dolaymlama srecini ifade etmektedir. Bu yzden Marx tarafndan toplumsal ilikilerin somut temelini oluturduu sylenmi ve tarihin sahnesi olarak nitelenmitir.

III. C. 2. b) Toplumsal likilerin znel Yn

Marx, insanlarn yaamlarnn toplumsal retimini gerekletirmek iin kurduklar, maddi retim glerinin belirli bir gelime derecesinin karl olarak ortaya kan ve belirli, zorunlu, istenlerinden bamsz olan ilikilerin, toplumsal ilikilerin temelini tekil ettiini sylemitir. Buradan yola karak kutsallk atfedilen bir ok styap esinin tarihsel olgular olduunu gstermeye ynelmitir. rnek verecek olursak, Prusya Devleti'nin ve Hristiyanlk'n tanrsal istencin rn olarak varolmadklarn, bu olgularn tarihin belirli bir aamasnda bir takm toplumsal ilikilerin sonucu olarak ortaya ktn gstermeye almtr. Hegel'in hukuk felsefesine ve sol-hegelci olarak adlandrlan entelektellerin Hegel'in felsefe dizgesinin mantna ve terminolojisine olan ballklarna ynelttii eletiriler bu balamda ele alnabilir. Marx'n almalar bu eletirilerin ardndan arlkl olarak retim ilikilerinin anatomisini inceleyen ekonomi politik zerinde younlamtr. Marx'n bu alanda yapt almalar, kendisine toplumsal ilikilerin temelini
187

oluturduunu dnd retim ilikilerinin anatomisi hakknda daha derin bir birikime sahip olma frsat vermitir. Marx bylece nesnel kriterlerden faydalanarak, dier bir deyile somut temelden hareket ederek yukarda rneklerini verdiimiz trden olgularn tarihselliini gz nne sermeye almtr. Devletin, dinin, retim tarzlarnn vb. toplumsal olgularn mutlak hakikat olarak kavranmasna kar km, kendisinin zaman zaman kulland bir ifadeye bavuracak olursak, bu tr kendisine kutsallk atfedilen olgularn bysn bozmay amalamtr. Toplumsal varln, temelinde retim ilikilerinin bulunduu toplumsal ilikiler btn olarak ele alnmas gerektiini belirtmitir. Daha nce de belirtmi olduumuz gibi Marx, toplumsal varl oluturan ilikiler btnnn nesnel ve znel ynleri arasndaki ban kurulmasna zen gstermitir. Bununla birlikte kendisi kimi almalarnda ele ald konularn niteliine bal olarak arlkla bu ynlerden biri zerinde durup, dier yn dolayl biimde ele almtr, ancak hi bir zaman iin bunlar mutlak anlamda birbirlerinden koparmamtr. almamn bu blmnde imdiye kadar arlkl olarak Marx'n toplumsal ilikilerin nesnel yn hakkndaki grleri zerinde durdum. retici gleri, retim ilikilerini, bu ikisi arasndaki karlkl ilikileri ve retim ilikileri zerinde temellenen mlkiyet ilikileri ve toplumsal bilin biimlerini tanmlamaya ve bunlarn birbirleriyle olan ilikilerini aklamaya altm. Bununla birlikte tarihin belirli bir annda retici glerle retim ilikileri arasndaki karlkl ilikilerin ve styap olarak adlandrdmz toplumsal olgularn, o an iin alm olduklar somut biimlerin nasl ortaya kt sorularn henz yantlamadm. 84 Bu noktadan itibaren,
84 Bu noktada Marx'n kullanm olduu iki kavram arasndaki ayrm vurgulamak istiyorum bu kavramlardan ilki retim tarz (Produktionsweise), ikincisi ise toplumsal formasyon 188

Marx'n, buraya kadar aklamaya altmz koullar tarafndan belirlenen, ancak eylemleriyle bu koullar reten faktr, yani insan faktr hakkndaki grleri zerinde duracam. Marx, insan faktrn, yani emeiyle yaamn reten gerek insan, toplumsal varl oluturan ilikilerin znel yn olarak ele almtr. retici gler, retim ilikileri, mlkiyet ilikiler vb. kategorilerle ifade edilen toplumsal olgularn, insanlarn varlyla, emeiyle yaamn reten ve birbirleriyle karlkl ilikiler kuran gerek insanlarn varlyla anlam kazandn gstermeye almtr. Emek olgusunu toplumsal varl oluturan ilikilerin nesnel ynn oluturan koullar batan sona kesen ve toplumsal ilikilerin btnln salayan bir etken olarak deerlendirmitir. imdiye kadar anlattmz eyler, retim ilikilerinin retici glerin belirli gelimilik seviyesini yanstmas, styap elerinin retim ilikileri olarak adlandrlan faaliyetlerin ifadelerini oluturmalar vs., belirli cisimler, iliki kalplar ve zihinsel faaliyetlerin rnleri arasndaki ilikileri dile getirmektedir. Bu durum u sorunun ortaya kmasna neden olmaktadr: Marx, Hegel'in tarihi kendi zihninin
(Gesellschaftsformation) dur. Marx, Karl denmemi artk emein dorudan reticilerden ekilip alnmasnn zgl ekonomik biimi, dorudan retimin kendisinden kaynaklanarak ynetenlerle ynetilenler arasndaki ilikiyi belirledii gibi, belirleyici bir faktr olarak retime de etkide bulunur. retim ilikilerinin kendiliinden doup gelien btn bir ekonomik topluluk ile birlikte bunun zgl politik biimi de bunun zerine kuruludur. Tm toplumsal yapnn en derindeki srrn, gizli temelini aa vuran ey her durumda, retim koullarn belirleyenlerin dorudan reticilerle olan dorudan ilikisidir bu iliki doal olarak her durumda yntemlerin ve dolaysyla emein toplumsal retkenliinin belirli bir geliim aamasna karlk der diyerek retim tarz kavramn gndeme getirmitir (Bottomore, 2001: 612). Tarihte imdiye kadar, lkel, Asya Tipi, Feodal ve Kapitalist retim tarzlarnn ortaya km olduunu belirtmitir. Toplumsal formasyon kavramn ise sklkla birden ok retim tarznn birbirine eklemlenmi tarzda bulunduu, ancak bu eklemlenmenin belirli bir retim tarznn baatlnda gerekletii somut gereklii ifade etmek iin kullanmtr. retim tarzn daha st dzey bir soyutlamann rn olan bir kavram biiminde ele alrken, toplumsal formasyonu, toplumsal varln deiim/dnm sreci iinde belirli bir zamanda alm olduu somut biimi analiz edebilmek iin kullanmtr. Ben yukarda henz yantn vermemi olduum sorunun belirli bir toplumsal formasyonun, rnein 1980 sonras Trkiye'sinin, tarihteki yerini nasl alm olduu sorusu olarak da formle edilebileceini dnyorum. Bununla birlikte eklemekte fayda grdm dier bir husus ise toplumsal formasyonlarn meydana knn retim tarzlarnn oluum srelerini ieren bir sre olarak ele alnmas gerektiidir. 189

hareketini gerek hareketin yerine geirerek aklamaya almas gibi; belirli cisimleri, iliki kalplarn ve dnceleri ifade eden kategoriler arasndaki ilikileri tarihi meydana getiren ilikilerin yerine mi geirmektedir? Bu soruya olumsuz ynde bir yant vereceim. Marx tarihi teknolojinin, hkmdarlarn ya da bir takm zihinsel kategorilerin tarihi olarak deil, gerek insanlar arasndaki ilikilerin tarihi olarak ele almtr. Burada Marx gerek insan kavramyla, alarak yani emekgcn kullanarak yaamn reten insan ifade etmek istemitir. Byle bir vurgu yapmak isteyiinin nedeni muhtemelen insan zihinsel bir kategori veya salt bir kendininbilinci olarak deerlendirmediini gstermek istemi olmasdr. Marx'a gre insanlar yaamlarn retme faaliyeti esnasnda birbirleriyle karlkl ilikiler kurmaktadrlar. Marx bu konuyu son derece nemsemitir, karlkl ilikilerin nce teker teker varolup daha sonra birbirleriyle ilikiye geen insanlar arasnda kurulmadn, karlkl ilikilerin kurulumuyla insanlarn varolularnn ayn anda gerekletiini belirmitir. Ona gre bu gereklemeyi, yaamn retimine ynelen faaliyet, dier bir deyile yaamn retimi amacyla harcanan emek salamtr. Marx'a gre, insanlar doutan itibaren birarada bulunmaktadrlar, bu biraradalk yaamn retilmesine ynelik faaliyetlere giriilmesiyle karlkl ilikilere, ibirliine dnr ve toplumsal varln oluumunu salar. Marx insanlarn maddi yaamlarn retmek iin sarfettikleri emek zerinden kurulan ilikilerin daima bu emei sarfeden insanlardan genel olarak insanlardan deil bamsz olarak gelien belirli koullar erevesinde gerekletiini sylemitir. Bunun nedeni insanlarn maddi yaamlarn retmek iin karlamak zorunda olduklar

ihtiyalarnn, bu ihtiyalar karlamak iin kullanabilecekleri toplumsal glerin,

190

emekglerinin niteliinin vb. gibi retim sreci asndan nem tayan deikenlerin daima kendi iradelerinin bamsz olarak gelien sreler tarafndan belirlenmi olmasdr. Buraya kadar arlkl olarak insanlar arasndaki karlkl ilikilerin ierisinde gelitii koullar, yani bu ilikilerin nesnel yn zerinde durdum. Bu noktadan itibaren, bakalar ile ilikileri, edeyile bilinleri buraya kadar aklamaya altmz koullar tarafndan belirlenen gerek insanlar zerinde duracam. Yukarda belirtmi olduumuz gibi Marx, gerek insanlar kavramyla, emekgleri sayesinde doay kendi gereksinimleri dorultusunda dntrerek, yaamlarn reten insanlar ifade etmektedir. Marx'a gre insanlar, emek yoluyla kendi yaamlarn ve reme yoluyla bakalarnn yaamlarn retirler. Bu faaliyetler bir yandan doal, te yandan toplumsal bir iliki olarak gzken ikili bir iliki ann ortaya kmasna neden olur (Marx, 2006: 66). Bu ilikilerin ierii insanlarn kendi doalarn retmelerinden olumaktadr, nk insanlarn yaamlarn retmeleriyle, fiziksel varlklarn ve toplumsal ilikileri retmeleri ayn srecin paralardr ki, bu srete insanlar doal ve toplumsal adan kendi doalarn da retmektedirler. Bu durum Hegel'in Tin'i tarihin znesi ve nesnesi olarak ele almas ile ayn anlama gelmemektedir. Hegel'de Tin, doay ikincil bir varolua indirgeyen mutlak de'nin, dnyadaki asl varolu biimi olarak kavranlr. Dolaysyla Tin mutlak anlamda varolan ve bunun bilincine varan Varlk'tr, dier bir deyile mutlak bireyselliktir, nk kendisi dnda varolan ve onun varln kstlayan baka bir ey yoktur. Hegel'de tarih zaten varolann, mutlak Varlk'n, deimeden kalan z'n varlnn bilincine ulamasdr. Oysa Marx insan bu tr metafizik bir varlk olarak grmez.
191

nsan doal bir tr olarak ele alr. Kendi doasn yaratnn, kendinden bamsz olarak varolan doann belirledii koullarda ve ayn zamanda paras olduu doay dntrebilme yeteneine bal olarak gerekletiini belirtir. nsanlarn tarihini genel bir tarihin, doay da kapsayan bir tarihin paras olarak ele alr. nsanlarn kendi doalarn gelitirmelerinin ve kendi tarihlerini meydana getirmelerinin emek sarfetmeleriyle mmkn olabileceini belirtir. Bu emek somut, maddi emektir. Zaten varolann bilincine varan salt zihinsel emek deil, yaamn retilmesi iin gereken her trl emektir. Marx, insanlarn tarihini meydana getiren ilikilerin, doal ve toplumsal ilikilerin ortaya koyduu btnn, znel ynn emein, daha dorusu emekgcne sahip olan insanlarn oluturduunu belirtmitir. Bu yzden incelememe Marx'n, insanlarn emek (Arbeit) 85 yoluyla yaamlarn retmeleriyle ortaya kan ilikiler hakkndaki grlerini ele alarak devam edeceim. Marx bu ilikilerin ilk boyutunu doal ilikilerin oluturduunu belirtmitir. Doal ilikilerin temelinde hem insann hem de doann katld ve insann kendiliinden, kendisi ile doa arasndaki maddi etki ve tepkileri balatt, dzenledii ve denetledii bir srecin, emek srecinin bulunduunu sylemitir. Marx'a gre emek srecininin temel unsurlarn, insann faaliyeti yani emek, bu faaliyetin yneldii nesne ve bu faaliyet esnasnda kullanlacak olan toplumsal retici gleri oluturmaktadr. Bu sre (emek sreci) ierisinde insanlar, doann rnlerini kendi isteklerine uygun bir biimde elde edebilmek iin vcutlarnn doal glerini harekete geirerek kendilerini doann karsna onun kendi kuvvetlerinden biri olarak karrlar. Bylece insanlar d dnya zerinde etkide bulunup onu

85 Arbeit szc Almanca'da emek anlamna geldii gibi alma anlamna da gelmektedir. 192

deitirmekle ayn zamanda kendi doalarn da deitirmi olurlar (Marx, 2006: 9495). Marx, insanlarn burada ele aldmz doal ilikilerin 86 tesinde toplumsal ilikiler ierisine de girdiklerini dnmektedir. Marx'a gre toplumsal ilikiler, hangi artlar altnda, ne ekilde ya da ne maksatla olursa olsun, eitli bireylerin ibirlii yapmas sonucunda ortaya kan ilikilerdir (Marx, 2006: 66). Bu ilikiler, doal ilikiler tarafndan belirlenmekte ve ayn zamanda doal ilikilere katlarak onlar belirlemektedir. Toplumsal ilikilerin, doal ilikiler tarafndan belirlenmesi, insanlar biraraya getirip ibirlii yapmalarn salayan etmenin ilk olarak insanlarn temel ihtiyalarn karlamak iin doa rnlerini dntrme ynnde gsterdikleri faaliyetler olmalarndan kaynaklanmaktadr. nsann temel gereksinmelerinin giderilmesi amacyla doa rnlerinin dntrlmesi, daima insanlar arasndaki ibirliinin, dier bir ifadeyle toplumsal ilikilerin belirleyici bir unsuru olarak varolmutur. Bununla birlikte toplumsal ilikiler, insann emekgcnn nitelii ve emek sreci esnasnda kullanlan aletlerin geliimi asndan zerinde belirleyici bir etkiye sahiptir. Bu etki sayesinde toplumsal ilikilerle doal ilikiler arasnda kurulan ba, insann evrim srecinin znel ynn oluturmaktadr. Marx'n doal ilikilerle toplumsal ilikiler arasnda saptam olduu karlkllk, daha nce retici gler ve retim ilikileri arasnda mevcut olduunu belirttii karlkllkla yntemsel adan benzerlik gstermektedir. Doal ilikiler, tpk retici glerin retim ilikilerinin nkoulu ve sonucu olmas gibi, toplumsal ilikilerin
86 Marx, insann doayla ilikisinde, onu dier canllardan ayran bir zelliin zerinde durmutur. Bu da insann her emek srecinin sonunda, daha srecin bandayken, tasarmnda varolan bir sonucu elde etmesidir. nsan yalnzca zerinde alt bir maddenin biiminde bir deiiklik yapmakla kalmaz, ayn zamanda kendi faaliyet tarzna yasa getiren ve kendi iradesini de ona tabi klmas gereken bir amac gerekletirmi olur. Marx bunu Bir rmcek dokumacnnkine benzer iler yapar ve ar da peteklerini yaparken birok mimar karsnda mahcup duruma sokar. Fakat en kt mimar bile arlarn en iyisinden ayran ey mimarn, yapsn henz gereklie kavuturmadan nce onu hayalinde kurmu olmasdr diyerek aklamtr (Marx, 2006: 94-96). 193

nkoulunu ve sonucunu oluturmaktadr. Bir yandan toplumsal ilikilerin ortaya kmasn salayan koullar doururken, dier yandan toplumsal ilikilerin somutlam biimlerini kendi eleri olarak iermektedirler. Marx'n doal ilikiler ve toplumsal ilikiler ile retici gler ve retim ilikileri arasnda kurmu olduu ba sadece mantksal bir benzerlik olmann tesindedir. Marx doal ilikiler ve toplumsal ilikiler kavramlarn kullanarak, retici gler ve retim ilikileri kavramlar yardmyla bir takm toplumsal gler, iliki kalplar ve dnce kalplar biiminde ele ald nesnel koullar erevesinde gelien ilikilerin znel ynn, kendi iradelerinden bamsz bir biimde gelimi olan koullar ierisinde emek yoluyla yaamlarn reten gerek insanlarn evrimini aklamaya almtr. Doal ilikileri, insanlarn doayla kurduu ve bir takm doal ve toplumsal varlklarn retici glere dntrld bir sre olarak deerlendirmitir. Toplumsal ilikileriyse insanlarn doa ile ilikileri zerine kurduklar karlkl ilikiler, ibirlii tarzlar olarak deerlendirir. Toplumsal ilikileri, dorudan doa ile ilikileri, emek srecini konu edinen retim ilikileri ve bu ilikiler zerine temellenen mlkiyet ilikileri ve toplumsal bilin biimleri olarak iki ana gruba ayrr. Bununla birlikte toplumsal varl oluturan ilikilerin nesnel ve znel ynleri arasndaki ba kurmu olur. Belirli bir tarihsel dnemde retici gler, retim ilikileri, mlkiyet ilikileri ve toplumsal bilin biimleri arasndaki ilikilerin bizzat insanlarn yaamlarn retmeleriyle ortaya kan doal ve toplumsal ilikiler tarafndan oluturulduunu gstermitir. Toplumsal varl meydana getiren ilikilerin evrimini de burada bahsettiimiz btnln evrimi olarak ele almtr.

194

Marx iin bu evrim esnasnda yaanan en kritik gelime, insanlar arasndaki toplumsal ilikilerin yani insanlarn yaamlarn retmek iin yaptklar ibirliinin yerini iblmne brakmasdr. Marx insanlarn yaamlarn retebilmek iin harcadklar emein, onlarn bir takm gereksinmelerini karlamas gerektiini belirtmitir. Bununla birlikte insanlarn gereksinmelerini karlamalaryla yeni gereksinmelerin, bu sefer karlanmas daha zor olan daha karmak gereksinmelerin ortaya ktn belirtmitir (Marx ve Engels, 1992: 52-57). Bu yeni gereksinmelerin karlanabilmesi iin emekgcnn niteliinin gelitirilmesi ve toplumsal ilikilerin doal ilikilerdeki bu gelimeyi salayacak ekilde yeniden biimlenmesi gerekmektedir. te bu gereklilik tarihin belirli bir aamasnda toplumsal ilikilerin yani insanlarn kurduklar ibirliinin, iblm eklinde gereklemesine yol amtr. blmnn ortaya k, mevcut retim ilikilerinin yani insanlar arasndaki iktisadi ibirliinin, doal ilikilerin ve dolaysyla retici glerin geliimini engeller duruma gelmesiyle mmkn hale gelir. blm tarihte kendisini ncelikle kadn ile erkek arasnda ortaya kan iblm eklinde gstermi, bu iki cinsiyetin emek sreci erevesindeki konumlarnn birbirinden ayrlmasna neden olmutur. Bu ayrlk zamanla toplumsal ilikilere de yansm ve toplumsal ilikiler, erkein kadn emei zerindeki egemenliini dourmutur. blmnn geliiminin bir sonraki halkasn ise kafa emei ile kol emei arasnda olan oluturmaktadr. Marx iin bu ayrm toplumsal snflarn domas anlamna gelmektedir. Marx'n toplumsal snflar hakkndaki grleri, snf olgusunu iki ayr dzeyde ele alma eilimini tamaktadr, ancak bu husus zerinde durmadan nce belirtmek istediim baka bir nokta bulunmaktadr. Marx, snf olgusunu emeiyle yaamn
195

reten insanlarn, dier bir deyile gerek insanlarn varl kouluna balamtr. Snf olgusunu da bu insanlarn oluturduklar btndeki yani toplumdaki, yine bu insanlar arasndaki ilikiler sonucunda meydana gelen somut blnmeyi ifade edebilmek iin kullanmtr. Marx'n snflar emein, kafa emei kol emei

ayrmas zerine kurmas, onun, tarihin temelinde felsefi kategorilerin ya da doast varlklarn deil de somut bireylerin, emeiyle yaamlarn reten gerek insanlarn olduu dncesiyle uyum iindedir. Marx, belirli bir tarihte, gerek insanlar arasnda ortaya kan ve tarihsel ilerlemenin itici gcn oluturan toplumsal mcadeleleri aklamak iin, yani somut yaamda mevcut olan atmalar aklayabilmek iin bu atmalarn znel ynn oluturan snflar ve snflar mcadelesini ele almtr. Marx, snf kavramn somut tarihsel bireyden bahsedebilmek iin kullanmtr. Snf aknsal bir kategori olarak ya da kendinde bir varlk olarak nitelememitir. Snf tarihin a priorisi olarak ele almam, kafa kol emei ayrm sonucunda ortaya kan iblmnn birbirinden ayrtrd insanlarn, birbirlerinden farkl karlara sahip olan ve birbirleri ile mcadele iinde olan gruplar oluturmalarn aklamaya almtr. Bu yzden Marx'n ele ald biimiyle snftan bahsederken onu somut bireyden ayr bir kategori olarak grmemek gerekmektedir. Snf Marx'n a posteriori olarak zihninde rettii bir kategori deil, mevcut gerekliin, toplumsal ilikilerin oluumun srecinin znel ynn oluturan insanlarn, somut bireylerin oluturduu iliki olarak ele alnmaldr. Marx snf olgusunu, art-emein reticiden emildii, smrclerle reticiler arasndaki toplumsal - tarihsel ilikiler biiminde ele alm (Marx'tan aktaran Wood,

196

2003b: 95) ve bu konuyu birbirini tamamlayan iki dzeyde incelemitir. Marx iin snfn ortaya k, insanlarn emek sreci ierisinde kullandklar emekgc niteliinin farkllamasyla mmkn olur. Bu farkllama toplumsal ilikilerin dorudan emek sreciyle alakal olan blm bata olmak zere dier tm toplumsal ilikilerin yeniden dzenlenmesine neden olur. Bu yeniden dzenlenme iinde bir tr toplumsal ayrma yaanr ve snflar ortaya kar. Burada snflarn ortaya kn gsteren ve belirli bir insan topluluunu snf olarak adlandrmamz salayan ey nedir sorusu akla gelmektedir. Marx bu soruya verdii cevapla iki farkl dzey belirler. lk dzeyde, snfn varl, benzer kltr ve yaay tarzlarna sahip olan ve ortak karlar olan bireyler topluluu biimindedir. Bununla birlikte karlarn benzemesi onlar tam bir snf haline getirmez. Burada sraladmz koullar birbirine benzer bir ekilde deneyimleyen insanlar, eer aralarnda kar benzemesi zerinden bir ba oluturmaz, siyasi bir rgtlenme meydana getirmez ve en genel ifadesiyle birbirleri ile iliki kurmazlarsa gerek anlamda bir snf oluturmamlar demektir (Marx, 2002: 122). Snf olgusunun ikinci dzeyi olarak adlandracamz husus da burada dile getirmi olduumuz, benzer iktisadi koullardaki insanlarn birbirleri ile iliki kurmas, Marx iin bunun anlamda olan, ortak bir bilin yani snf bilinci (Klassenbewutsein) gelitirmeleri anlamn tamaktadr. Burada Marx'n snf olgusunu ele alrken bavurduu ikinci dzey yani ortak karlara sahip olan insanlarn aralarnda ba kurmalar, birlikte siyasal bir mcadele rgtlemeleri ve ortak bir bilinle hareket etmeleri snflar mcadelesini (Klassenkampf) meydana getirmektedir. Snflar mcadelesi snf olgusundan ayr dnlemez, yani eer belirli bir snfn mevcudiyetinden bahsediyorsak, karlar
197

bu snftan farkl ya da bununla elien bir ya da daha fazla snfn da ayn anda mevcut olduundan bahsediyoruz demektir. Bunun nedeni iblmnn ortaya kard toplumsal ayrmann, toplumu karlar atan insan topluluklarna yani snflara blmesidir. blmnn ortaya kmasyla birlikte toplumsal ilikiler karlar birbiriyle atan snflar arasndaki mcadele biimini almtr. Snflar mcadelesi toplumsal ilikilerin egemenliini ele geirme amacyla verilen mcadelelerdir ve bu yzden sadece emek srecinde yaanan ayrmay kapsamamaktadr. Snflar mcadelesi toplumsal ilikilerin eitli elerini, sadece bu ilikilerin temelini oluturan retim ilikilerini deil, retim ilikileri zerinde ykselen styap elerini de kapsamaktadr. Bunun nedeni, snflar mcadelesinin en geni anlamyla emek zerine verilen bir mcadele, emeiyle yaamn reten insanlarn, rettiklerine el koyanlarla giritikleri bir savam olmasdr. Bu yzden snflar mcadelesi, tarihsel ilerlemenin temelini oluturan gerek insann, gerek yks olarak grlebilir. Marx'a gre snflar mcadelesi tarihin dorudan itici gcn oluturmaktadr (Marx'tan aktaran Callinicos, 2004: 246). Bunun nedeni, belirli koullar tarafndan belirlenen ve kendisi de bu koullar yeniden reten ve bu koullar dntren, dier bir deyile toplumsal ilikilerin deiimini/dnmn yani tarihi oluturan temel etkenin snflar arasndaki savam olduunu dnmesidir. Marx, imdiye kadarki btn toplumun tarihi, snf savam tarihidir. demitir (Marx ve Engels, 1998: 38). Bu sz, Marx'n tarihi insanlar arasndaki karlkl ilikilerden oluan toplumsal varln deiimi/dnm biiminde

deerlendirdiinin gstergesidir. Bunun nedeni Marx'n burada, insanlar arasndaki

198

karlkl ilikilerin somut yaamda snflar mcadelesi biimini alm olduu ynndeki fikirlerini dile getiriyor olmasdr. Marx insanlar arasndaki ilikilerin, bir yandan ortak karlar olanlar arasndaki ilikiler yani snf ve dier yandan farkl ortak kar sahipleri arasndaki ilikiler yani snflar mcadelesi eklinde gelitii fikrini ne srmektedir. Marx'a gre, bu ilikiler ... kesintisiz, kimi zaman st rtl, kimi zaman ak bir mcadele, her defasnda ya toplumun tmyle devrimci bir yeniden kuruluuyla, ya da atan snflarn birlikte kyle sonulanan bir mcadele ... eklinde gelimektedir (Marx ve Engels, 1998: 38). Marx iin, nemli olan ey, snflar mcadelesinin, feodal dzenin yklp yerine modern burjuva toplumunun kurulmasyla son bulmu olmamasdr. Dolaysyla Marx kendisini, mutlak de'nin hakim olduu bir zgrlk anda grmemektedir. nsanlarn kapitalizme zg olan toplumsal, siyasal ve ideolojik koullar ierisinde, zel mlkiyet ve yabanclama gibi temelinde iblmnn yatt toplumsal olgular deneyimlemekte olduklarn dnmektedir. Marx bu yzden snflar mcadelesinin bu koullar ierisinde modern toplumun iki byk snf olan burjuvazi ve proleterya arasnda devam etmekte olduunu belirtmitir. Marx burjuvazi ile proleterya arasndaki mcadelede proleteryann yannda yer alm bir dnrdr. Proleteryann mcadelesinin sadece kapitalizmin almas deil, snfl toplum olgusunun tamamen almasyla ve iblmnn ortadan kalkmasyla sonlanacan belirtmitir. Bu konuda ska Hegel'in, devletin modern trelliin tmellik uran oluturmasn salayan g olarak grd brokrasiyi evrensel snf olarak adlandrmas ile Marx'n proleteryaya bitii tarihsel rol arasnda paralellik kurulmaktadr. Bense Marx'n proleteryay evrensel snf olarak
199

grmediini, hatta evrensel snf gibi bir kategorinin Marx'n kuramna yabanc olduunu savunacam. Bununla birlikte, Marx'n belirli sebeplerden yola karak, proleteryann bu tr bir tarihsel rol oynayabileceini dndn belirtmeliyim. Bu sebeplerin ilki, proleteryann retici glerin denetiminden, geim aralarnn mlkiyetinden soyutlanm olmasdr. Proleterler, emek yoluyla retmi olduu eyleri kendi doalarna katamayan ve yaamlar kendi emeklerinin rn olan eyler tarafndan kontrol edilir hale gelmi insanlarn oluturduu bir snftr. Marx bu durumu proleterlerin zincirlerinden baka kaybedecekleri hibir eyin olmadn syleyerek ifade etmitir. Marx'a gre bu durum proleteryay kapitalist retim tarznn devamna kar tehdit unsuru oluturan devrimci bir toplumsal g olmaya itmitir. Yukarda da belirtmi olduumuz gibi Marx'a gre proleteryann burjuva egemenliine son verii, snfl toplum olgusunu da sonlandracak bir tarihsel gelime olarak gerekleecektir. Bunun proleteryann mlkszletirilmi bir snf olmasnn yannda nesnel bir sebebi daha vardr. Bu sebep proleteryann iinde varolageldii tarihsel koullar tarafndan, kapitalist retim ilikileri tarafndan oluturulmaktadr. Bu koullarn temelinde kapitalist retim tarznn egemenlii altnda toplumsal retici glerin gstermi olduu muazzam gelime yatmaktadr. retici glerdeki bu gelime ii snfnn devrim yapmas halinde yeni bir mlkiyet rejimi yaratmadan yani yeni bir toplumsal iblm tarz retmeden toplumsal varln geliimini salayabilme frsatn dourur. Dier bir deyile, proleterya kapitalist retim tarzn ykmakla tm snfl toplum olgusunu ortadan kaldrm olanana kavuur. Bu ayn zamanda o zamana kadar snflar mcadelesi eklinde gelien tarihin de baka bir varolu biimine dnmesi anlamna gelmektedir. Snfl toplumlara zg

200

ilikilerin, bu ilikilerin nesnel ve znel ynlerinin yani bu ilikilerin ierisinde gerekletikleri koullarn ve bu ilikileri gerekletiren insanlarn doasnn, kkten deimesi ve dnmesidir. Marx insanlarn bu deiim/dnm srecinin znelerini oluturduklarn hibir zaman iin inkar etmez, ancak daima insanlarn znelliini ekillendiren baz koullarn mevcut olduu grn ileri srmeye devam eder. nsanlar arasndaki ilikilerin, doa ve kendinden nceki kuaklardan miras kalan doal ve toplumsal g ve iliki kalplar tarafndan koullandrldn aklamaya alr. Bu konudaki nl sz nsanlar kendi tarihlerini yaparlar, ama kendi keyiflerine gre, kendi setikleri koullar iinde yapmazlar, dorudan veri olan ve gemiten kalan koullar iinde yaparlar. eklindedir (Marx, 2002: 18). Proleterya burada bahsettiimiz gibi belirli koullar iinde kendi tarihini yapmakta olan insanlarn, belirli bir tarihsel aamada kapitalist retim tarznda bir blmnn ortak karlar zerinden birbirleriyle ve kart karlara sahip insanlarla girdikleri ilikiler sonucunda ortaya km bir toplumsal snftr. Bu adan bakldnda dier toplumsal snflardan bir fark yoktur. Tarih st bir snf, evrensel bir kategori deildir. Proleteryay Marx iin zel klan ey, ilk olarak bu snf oluturan bireylerin, geim aralar zerindeki mlkiyetten mahrum olmalar ve bu mahrumiyetten kaynaklanan koullarn onlar devrimci bir snf olmaya, zel mlkiyeti ortadan kaldrmaya zorlamasdr. Bu zorunluluk burjuva snfnn geim aralar ve toplumsal ilikiler ierisindeki ayrcalkl konumuna son vermeyi gerektirir. zel mlkiyetin ortadan kaldrlmas, iblmnn ve dolaysyla toplumsal snflarn ortadan kaldrlmas anlamna gelmektir. Marx, bu ekilde ortaya kacak olan snfsz toplumu komnist toplum
201

olarak tanmlar. Snfz toplumun ortaya kmasnn insanlk tarihinin balangcn oluturduunu iddia eder. nsanlarn tarihi bireylerin yeteneklerine gre retim faaliyetine katldklar ve ihtiyalarna gre bu faaliyetin rnlerinden

faydalandklar ve bylece bireyin gerek potansiyelini ortaya kard bir toplumsal yaamn ortaya kmas anlamna gelmektedir (Marx ve Engels, 2002: 31). Burada son olarak vurgulamak istediim husus, proleteryann insanlk tarihinin ortaya k srecinin hegelci anlamda hem znesi hem de nesnesi olarak, bir evrensel snf olarak tanmlanamayacadr. nsanlk tarihine gei, proleterya ile burjuvazi arasnda verilen mcadelenin sonucunda, ancak proleteryann stnlyle ortaya kabilir. Bu sre ierisinde proleterya kendi kendisini reten bir snf olmaktan te, doay, toplumsal gleri ve toplumun dier snflarnn da dnmn salayan bir zne olarak dnlmelidir. Proleterya, Hegel'in Tin'e atfettii mutlak bireysellii deil, kapitalist retim ilikileri ierisinde retim aralarnn mlkiyetinden dlanm ve geinebilmek iin emekglerini kapitalistlere kiralamak zorunda olan bireylerden oluan ve bu bireylerin retim aralarnn mlkiyetine sahip olan snfa kar verdikleri mcadele iinde gelien bir toplumsal snftr. Marx toplumsal ilikilerin zn, tanrsal istencin ya da bir tr szlemenin yer almadn, bu ilikilerin temelini, insanlarn yaamlarnn maddi koullarn retme zorunluluunun ve kapasitesinin oluturduunu ska vurgulamtr. Marx iin tarihte nemli olan insanlarn ncelikle maddi yaamlar olmak zere genel olarak yaay tarzlarn retmelerinin sreklilii ve bu sreklilik iindeki farkllamalardr. Kapitalizm, bu sre ierisinde ortaya kard toplumsal iblm tarznn geliim seviyesine paralel olarak, retim ilikileri ile mlkiyet ilikileri arasndaki ayrmn

202

daha nce hi olmam bir biimde derinletii, toplumsal ilikilerinin eitli yabanclama biimleri etrafnda hi olmad lde youn bir biimde rld bir toplumsal dzen olarak karmza kar. Kapitalizm tpk kendinden nceki retim tarzlar gibi kendi varolu biimini insanlar arasndaki ilikilerin btnne dayatmtr. nsan yaamnn retiminin srekliliini kapitalizmi douran ilikilerin retiminin srekliliine indirgemitir. Dier bir deyile, doann ve insan yaamnn srekliliini, sermayenin piyasann birikimini vb. saplayan mekanizmalarn, ve art-deer

mekanizmasnn,

yeniden

retilmesine

gelitirilmesine

indirgemitir. Bu yzden kapitalist toplumlarda sermayenin retimini salayan toplumsal glerin geliimini salamak ve verimliliini artrmak toplumsal ilikilerin ncelikli boyutunu oluturmaktadr. Kapitalizmin toplumsal retici glerde

gelitirmi olduu muazzam birikimin temelinde yatan mantk budur. Bu noktada komnizmin ortaya k, kapitalistlerce retilen toplumsal iblm biimlerini ve toplumsal ilikilere hakim olan zel mlkiyet, devlet ve yabanclama olgularn ortadan kaldrlmas anlamna gelmektedir. Bu sre kapitalizmin yklyla ezamanl olarak genel anlamda iblmnn ve snflarn ortadan kaldrlmasn da ifade etmektedir. Marx, komnizmin geliimini, kapitalist retim tarznn baatl altnda ortaya kan toplumsal retici glerin ve toplumsal ilikilerin dntrld, ii snfnn devrimci diktatryasndan oluan bir gei dnemini takiben gelien aamalarn oluturaca bir sre olarak tanmlamtr (Marx ve Engels, 2002: 41). Burada son olarak vurgulamak istediim konu, Marx iin komnist toplumun ortaya knn tarihin sonu eklinde bir anlam tamaddr. Marx komnizmi, insanlk tarihinin ortaya k olarak adlandrm,
203

komnist toplumun ortaya kyla farkl formattaki bir tarihin, farkl bir toplumsal varolu biiminin doacan dnmtr. Dolaysyla toplumsal varl oluturan ilikilerin nesnel ve znel yaplarnda; retici glerle retim ilikileri arasndaki ilikilerde, iktisadi yap ile styap arasndaki ilikilerde niteliksel bir dnmn gerekleeceini ifade etmitir.

Marx'n tarih anlay hakkndaki incelemeyi bitirirken, toplumsal ilikilerin znel ynn ele almaya baladmz srada dile getirmi olduum bir soruya dnmek istiyorum. Bu soru toplumsal varln tarihin belirli bir annda alm olduu somut biimin yani toplumun, toplumsal formasyonun nasl ortaya kt sorusudur. Biraz daha aacak olursak, bir toplumsal formasyonun, geliim seviyesine tekabl ettii retici gler, bu glerle toplumsal ilikiler yani retim ilikileri ve bu ilikiler zerinde yksele styap eleri arasndaki ban nasl kurulduu sorusuyla kar karya olduumuzu dile getirebiliriz. Buraya kadar anlattklarmza dayanarak Marx'n bu soruyu yantlarken gerek insanlar arasndaki ilikilerin nemi zerinde durmu olduunu syleyebiliriz. Marx, bu ilikileri tarihin belirli bir dneminden itibaren alm olduklar ekilde yani snflar mcadelesi biiminde ele alarak, toplumsal formasyonlarn ortaya klarn ve bylece tarihsel ak aklamaya almtr. Yaamlarn reten insanlar arasnda kurulan karlkl ilikilerin, snflar mcadelesinin toplumsal formasyonlar biimlendirdiini dnmektedir. nsanlarn doayla kurduu ilikilerin, kendi aralarnda kurduklar ilikilerin yani toplumsal ilikilerin ve bu ikisi arasndaki ban snflar mcadelesi tarafndan

204

ekillendirildiini belirtir. Snflar mcadelesinin bu koullar belirlemekle kalmadn, kendisinin de bu koullar erevesinde gerekletiini sylemitir. retici glerin belirli gelimilik seviyesi, nceki kuaklardan devralnan retim ilikileri kalplarnn, siyasi ilikilerin toplumsal bilin biimlerinin vs. oluturduu nesnel koullar ile snflar mcadelesinin meydana getirdii znel boyutun bileimi toplumsal ilikileri ortaya karmaktadr. Bu ilikilerin btn toplumun varln meydana getirirler. Toplumsal ilikilerin deiimi/dnm ise Marx tarafndan toplumsal varln evrimini, dier bir deyile tarihi meydana getiren sre olarak ele alnr. Tarih toplumsal varln evrimi biiminde ele alndnda ayn zamanda insan doasnn evrimi biimini alm olur, nk daha nce de belirtmi olduumuz gibi insan toplumsal bir doaya sahiptir. Toplumsal varln evrimi, bu doann yani insan doasnn evrimi olarak gelimektedir. Tarihin bu anlamda Marx tarafndan insan doasnn fiziksel ve toplumsal ynden yeniden retildii ve dntrld bir sre olarak kavranmakta olduunu syleyebiliriz. Marx bu sre ierisinde emek faktrn nplana karmaktadr. nsann doayla kurduu ilikiyi ve bu ilikilerin kendi doasna yani toplumsal ilikilere yansmasnda, daha dorusu katlmasnda emein dntrc gcnn nemi zerinde durmutur. nsann gereksinmelerini giderme amacyla doay dntrmek iin giritii alma faaliyeti dolaymyla gelien toplumsal g ve ilikilerin, tarihte ahit olduumuz sreklilik ve farkllama ilikisini gzler nne serdiini dnmektedir. Bunun nedeni, Marx'a gre toplumsal glerin ve ilikilerin insan doasnn yani insanlarn bakalaryla kurduklar karlkl ilikilerin deiiminin ve geliiminin nesnel boyutunu oluturuyor olmalardr.
205

Marx, insan doasnn toplumsal varl oluturan ilikilerin deiimi/dnm biiminde gerekleen evrimini, toplumsal glerin ve ilikilerin ortaya koyduklar sreklilik ve farkllama zerinden izlenebileceini savunmutur. Tarihte sreklilik, nceki kuaklar tarafndan biriktirilmi toplumsal glerin yaratt, toplumsal ilikilerin yani insanlarn varlnn devamn salama olana ve karlnda bu glerin toplumsal ilikiler tarafndan yeniden retilmesi ve gelitirilmesi sayesinde salanmaktadr. Farkllama ise Marx'n Ekonomi Politiin Eletirisine Katk adl eserine yazm olduu nszde belirtmi olduu gibi, toplumsal gler ile ilikiler arasnda elikilerin meydana gelmesi, toplumsal glerin yeniden retimi ve geliimini salayan ilikilerin bu niteliini kaybedip insanlarn yaamlarn retme koullarn gelitirmelerini engeller bir hale gelmeleri sonucunda oluan devrimler biiminde ortaya kmaktadrlar (Marx, 1993b: 24). Sonu olarak sylenebilir ki, Marx tarihi, insan doasn oluturan toplumsal varln, insann doa ve toplumla kurduu ilikilerin btnlnn insan emei araclyla deitirilip/dntrlmesi olarak grr, ancak bu deiimin/dnmn srekli olarak doal ilikilerin ve insanlar arasndaki karlkl ilikilerin somutlam biimlerinden baka bir ey olmayan bir takm toplumsal koullar erevesinde gelimekte ve bu koullar zerinden izlenebilmekte olduunu belirtir.

206

SONU

almamzn sonu blmnde, daha nce yapm olduumuz plana sadk kalarak, Hegel'in ve Marx'n tarih anlaylarn zetleyecek ve bu iki tarih anlaynn karlatrmasn gerekletirmeye alacam. Daha sonra bu karlatrmadan hareketle Marx'n tarih anlayn biimlendiren ynteminin Hegel'in yntemiyle olan ilikisini kurmaya alacam. Bu sralamay izleme nedenimi aklamam gerekirse kk bir hatrlatma yaparak konuyu akla kavuturmak isterim. Daha nce de belirtmi olduumuz gibi, Marx kendi ynteminin yani diyalektiinin Hegel'inkinin tam zdd ve kart olduunu sylemitir, ancak yine de kendisini Hegel'in tilmizi ilan etmekle gurur duyduunu belirtmitir. Marx'n bu birbiriyle eliki iindeymi gibi grnen bu szleri, kendisinin Hegel'le yntem hakknda baz nemli noktalarda uyutuu ancak bu noktalar Hegel'in ztt ve kart bir biimde incelemi olduu eklinde kavranabilir. Bu notalarn hangileri olduu, Marx'n incelemelerinde ortaya koymu olduu muhalafeti, eletiriyi amak iin bu iki dnrn tarih anlaylarnn karlatrlmasyla ie balayacam. Bu karlatrmay yaparken giri blmnde
207

ortaya koyduum modelden faydalanacam. Hegel'in ve Marx'n bu model erevesinde ele alnan hususlar hakkndaki grleri, yapacam karlatrmann ana eksenini oluturacak. Daha sonra yntem konusuna dnerek almam sonlandracam. ncelikle Hegel'in tarih anlayyla balayalm. Modele uygun olarak ilkin Hegel'in tarihin balangc hakkndaki grlerini ele alacam. Hegel, tarihin balangcn Tin'in Doa'da belirdii an olarak kabul eder. Tarihin bu andan nce varolmadn yani doann tarihi olmadn belirtir. Bununla birlikte, Doa'nn tarihi ncelediini kabul etmi olur. Doa, Hegel iin mutlak de'nin, evrenin hakikati konumunda yer alan ussal zn, kendisini dlatrm hali anlamn tamaktadr. Bu sreci tersten ele aldmzda Hegel'in tarihin balangcn niin Tin'in Doa'da belirdii an olarak ele aldn daha iyi kavrayabiliriz. Hegel mutlak de'yi doay ve toplumu/tarihi nceleyen ve doay ve toplumu temellendiren, onlar vareden bir varlk olarak ele alr. Mutlak de, varolan her eyi kapsayan ve bunun bilincinde olan Varlk'tr, Us'tur, ancak mutlak de'nin ortaya kmas belirli bir sre iinde ekillenmitir. Bu srecin iki boyutu bulunmaktadr. lki mantksal boyuttur, yani mantk kategorileri ierisinde nce Varlk-Hilik-Olu eklinde beliren Us'un, mutlak de halini almasdr, ancak bu u anda bizi ilgilendirmemektedir. kinci boyut ise doal ve toplumsal/tarihsel boyuttur. Mutlak de'nin varlk ile bilmenin birlii olarak ortaya kabilmesi iin, bu alanlarda varolan her eyin bilincine ulamas gerekmektedir. Doada ve toplumsal/tarihsel alanda varolan her eyde kendisini tanmas, kendi bireyselliinin ve zgrlnn bilincine varmas gerekmektedir. Bu yzden kendisini ncelikle salt mantksal varolutan dlatrarak Doa biiminde

208

ortaya koyar, ancak bu form kendisini tanyabilmesi iin uygun ve yeterli deildir. Mutlak de'nin kendisini asl olarak tanyabilecei alan tinsel alandr yani bilin alandr, insan zihnidir. Bu yzden kendisini tekrar dlatrr ve Tin olarak vareder. Tin'in belirii yani tarihin ortaya k, aslnda mutlak de'nin kendisinin bilincine varmas srecinin bir paras olarak ele alnr. Hegel'e gre tm tarih, bu andan balayarak, kendisinde ussal olann (mutlak de'nin) ilerledii, zgrlk bilincinin (mutlak de'nin kendisini varlk ile bilmenin birlii olarak, mutlak hakikat ve bireysellik olarak kavramas) gelitii ereksel bir sre olarak ele alnmaldr. Mutlak de'nin kendisini varlk ile bilmenin birlii olarak, mutlak hakikat ve bireysellik olarak kavramas bu srecin ve ayn zamanda Tin'in ereini oluturmakta ve tarihin amacn meydana getirmektedir. Bu amaca ulalabilmesi yani Tin'in ereini gerekletirebilmesi, mutlak de'nin kendisini asl olarak bu alanda varedebilecei iin tinsel alann yani toplumsalln/tarihselliin varln gerektirmektedir. Bu yzden tinselliin ortaya k, ayn zamanda toplumsalln ve tarihselliin de balangcn oluturmaktadr. Hegel, tinselliin ortaya kn yani Tin'in varln, insanlarn varlyla ilikilendirmitir. nsan zihinsel bir varlk bir kendininbilinci olarak nitelendirmitir. nsann varln bilincine ulama, gerekliin ussal zn kavrama yetisine sahip olduunu dnmtr. Bu yzden Tin'in varoluu ile insann yani zihinsel bir yaratn varl arasnda bir ba kurmutur. Tinsel bir varlk olarak deerlendirdii insanla Tin'in varoluu arasnda kurduu ba znel ve nesnel olmak zere iki ayr boyutta incelemitir. nsann varlyla Tin'in varoluu arasndaki ban ve ayn zamanda insann kendininbilinci oluunun nesnel boyutu, insan varlnn tanrsal bir
209

eyi barndryor olmasdr. Hegel burada tanrsal eden bahsederek bizzat insan zihnine gndermede bulunmaktadr. Trelliin (Sittlichkeit) kurulmasn, sanatn, dinin ve felsefenin gelimesini bizzat bu tanrsal enin yani insan zihninin varlyla ilikilendirmitir. Burada bahsetmi olduumuz znel boyutsa, ayn zamanda insann bir kendininbilinci olarak ortaya knn da znel boyutunu oluturan isten esidir, insann doayla ve dier insanlarla ilikilerini kapsamaktadr. Hegel'e gre insanlar, eitli gereksinimlerini doyurmak ve eilimlerini gelitirmek iin faaliyetlerde bulunurlar. Bu faaliyetler istedikleri sonucu vermeseler de, yani bu insanlarn mutlulua ya da doyuma ulamasn salamasalar da, Tin her zaman iin bu eylemleri kendi ilerleyiinin bir arac olarak kullanr. Bu durum zellikle dnyatarihsel insanlar iin geerlidir. Hegel insanlarn tutkuyla gerekletirdikleri faaliyetlerin kendilerini doyuma tasn ya da tamasn, Tin'in zaman iindeki ilerleyiine araclk ettiini dnmektedir. Toparlayacak olursak, Hegel burada sralam olduumuz iki boyutun yani insann zihinsel-tinsel bir varlk oluunun ve istenleri dorultusunda faaliyet gsteriyor oluunun, mutlak de'nin dnyadaki varln olanakl hale getirmekte olduunu sylemektedir. Hegele gre, bu iki boyut, Mutlak de'nin dnyadaki asl varolu biimi olan Tin'i varetmekte ve Tin'in zaman iinde ereini gerekletirmeye doru ilerlemesini salamaktadrlar. Hegel'in buradaki tutumu Tin'i insanlatrmaktan ziyade, insanlar tinselletiren bir yaklam olarak ele alnabilir. Hegel insan salt bilisel-zihinsel bir varlk olarak ele almaya meyillidir. nsann doayla ve dier insanlarla olan ilikilerini isten zerinden kurgular ve bununla birlikte insann tanrsal bir eye yani zihne sahip olduunu syler. nsan bu iki zelliinden dolay bir kendininbilinci olarak

210

deerlendirir. Hegele gre insan bir kendininbilincidir, nk tanrsal bir eye bir zihne sahiptir ve bu sayede kendindeki z istenci vastasyla yneldii dier varlklarda bilip tanmaktadr. Bu sre ierisinde srekli olarak bir yandan kendisini dlatrmakta, dier yandan da kendisine dnmektedir. Marx'n sylemi olduu gibi, Hegel burada bahsetmi olduumuz insann kendininbilinci olma srecini bir olu sreci olarak ele almtr. Bu sreci insann yabanclamas ve yabanclamann yabanclamas sreci olarak deerlendirmitir ve bu srete insann emeinin dntrc gcn aa karmtr, ancak bu emei salt soyut emek yani zihinsel emek biiminde ele almtr (Marx, 1993a: 218-220). Hegel insan emeini zihinsel temelde kavramakla, toplumsal elikileri ve toplumun deiimi/dnm meselesini de zihinsel balamda ele almakta ve salt bilisel bir srece indirgemektedir. Bu sre ierisinde, bilincin gelimekte olduunu ve bylece yukardaki tarih tanmn hatrlayacak olursak Tin'in tarihte ilerlemekte olduunu syleyerek tarihsel srecin tmn tek bir ilkenin geliimine indirgemitir. Bu ilke, mutlak de'nin dnyadaki varln oluturan, kendisinde zgrlk ereini tayan ve tarihin znesini ve nesnesini oluturan Tin'dir. Hegel iin tarih, insann tarihteki tm faaliyetini belirleyen ve bunu kendi ereine ulamak iin kullanan, bir ynyle insana aknsal olup dier ynyle ikinsel olan bir varln yani Tin'in ilerlemesidir. Hegel Tin'in ilerlemesini belirli uraklardan oluan bir sre olarak ele almtr. Bu uraklar srasyla Dou toplumlar, Antik Yunan, Roma ve Hristiyan-Germen toplumlardr. Hegel'e gre zgrlk ilk olarak Dou toplumlarnda ortaya kmtr, ancak zgrlk burada sadece bir kiinin zgrl biiminde domutur. Dou toplumlarnda bir kii zgrdr ve onun zgrl bakalarn kapsamamaktadr.
211

Tarihin ilerleyen uraklarnda Antik Yunan ve Roma toplumlarnn kurulmasyla tarih genlik ve olgunluk dnemlerini geirmi olmaktadr. Bu dnemlerde zgrlk bilinci, Dou toplumlarna oranla gelimi, ncelikle belirli bir aznln daha sonra da ounluun zgrl tannmtr. Tarihin yallk aamasn oluturan Germanik a'da ise Tin ereini yerine getirmitir ve herkesin zgr olduu fikri kabul grmtr. Bu yzden Hegel bu dnemi tarihin son aamas olarak tanmlamtr. Hegel, tarihin son aamasna gelindiinde, Tin'in zamana, mutlak de'nin de mekana yaylm olduunu syler. Bununla kastettii, Tin'in zaman iinde erei dorultusunda gstermi olduu ilerlemenin belirli bir hedefe ulam olmas ve bunun sonucunda mekann yani dnyann ideal bir yere dnm olmasdr. Tin'in ilerlemesi mutlak de'nin dnyann tamamnda tannmas ve dnyann bu ilkenin hakimiyeti altna girmesi anlamn tamaktadr. Tarihin son aamas ideal bir toplum dzeninin burjuva trelliinin kurulmas anlamna gelmektedir. Hegel tarihin son aamaya ulamasn bir tamamlanma sreci olarak ele alr. Yukarda ele aldmz aamalar, bir taraftan kendinden nce gelen dnemi yadsyarak, dier ynden de nceki dnemlerdeki ilerlemeyi koruyarak ortaya karlar. Hegel bu olguyu koruyarak ama (Aufhebung) terimiyle ifade eder. Tarih Hegel tarafndan sonu balangtan belirli olan bir sre olarak ele alnr. Bu sre iinde yer alan her bir aama, nceden belirli olan bir son erein zgrln gereklemesi amacyla ortaya kan bir urak olarak deerlendirilir. Tarihin son aamasna gelinmesiyle, balangtan beri varolan, gerekletirilmeye allan erek gerekletirilmi olur. Bylece tarihteki her aama bu son aamay meydana getiren bir para olarak anlam kazanr. Bu aama Tin'in kendisini tarihin znesi ve nesnesi olarak tanmasyla

212

ortaya kmaktadr. Tin tarihteki eylemlerin kendi eylemleri, toplumsal varln da kendi varl olduunu kavrar. Bylece bireyselliini ortaya koyar. Tin tarihte etkin olan zdr. Hegele gre, tarih dediimiz ey, bu zn kendi edimleriyle kendisini ekillendirmesidir. Daha dorusu, tarihin sonu olarak adlandrlan aamaya gelinmesiyle, yani Tinin kendisini tarihte kendi edimleriyle kendisini ortaya koyan bir z olarak kavramasyla bu anlam kazanm olur. Tarih bylece zgrlk bilincindeki ilerleme olarak anlam kazanr, nk Tinin kendisini kendi edimleriyle vareden bir z olarak ortaya karmas, ayn zamanda kendi zgrln, zgrlk bilincini aa karmasdr. nsan da kendininbilinci olarak, Tinin ortaya kn ilerleyiini salamakla ki bu onun iin bir kendisini dlatrma bir yabanclama srecidir, kendisini zgrletirmi olur. Burada dile getirmi olduumuz grlere dayanarak, Hegel'in tarihi bir tamamlanma sreci ve tarihin son aamasnda ortaya kan btnsellii de bir tmlk olarak kavram olduunu syleyebiliriz (Althusser, 2003: 243245). Hegel Tin'in son erei olan zgrln bu tmlk ierisinde anlam kazandn dnr. Bu noktada tmn olumas ve zgrln ortaya kmas asndan Devlet'in nemini vurgular. Hegel iin Devlet, Tin'in tarihte ortaya koyduu tmelliin, burjuvamodern trellik erevesinde cisimlemesidir. Bireylerin ortaya koyduklar tikel istenlerin, tmel istenle yani Tin'le uyumlu hale gelmesini ve bu sayede birbirleriyle de uyumlu hale gelmesini salamak Devlet'in temel zelliidir. Devlet'in varl, teker teker bireylerin sahip olduklar istenlerin tek bir btnn, tmn paralarna dnmesine neden olur. Devlet bu paralar tmn paralar olarak vareder ve bunlarn varlklarnn devamn salar. Bu yzden Hegel, Devlet olmadan
213

tikel istenlerin yani insanlarn varlndan ve de zgrlkten sz edilemeyeceini sylemi olur. Hegel varlk ile zgrlk arasnda bir ba kurmu, ancak bu ban kendisininin ve bu ban paras olan elerin varlnn, tmelin yani Tin'in bu balamda Tin'in cisimlemesi olarak Devlet'in dolaymyla, tmelin bunlar bilin iin varlk haline getirmesiyle Devletin bireyleri vatanda olarak varetmesiyle mmkn olduunu belirtmitir.

Marx'n tarih anlay, ncelikle tarihin dier tm disiplinleri kapsayan bir bilim olarak ele alnmas gerektiini vurgulayarak balar. Bu da Marx'n gereklii incelerken, o gereklii oluturan eylerin gemilerini ve geleceklerini, gerekliin bir paras olarak grd anlamna gelmektedir. Marx ayrca, tarih biliminin doann tarihi ve insanlarn tarihi olarak iki ayr boyutta ele alnabileceini belirtir ve kendi almalarnn ikinci boyutta younlam olduunu syler. Burada vurgulamamz gereken husus, Marx'n tarihin bu iki boyutu arasnda kopukluk tespit etmeye ya da retmeye alt gibi bir sonuca ulalmamas gerektiidir. Marx insanlarn tarihini, doadaki bir trn evrimi biiminde ele almtr. Marx'a gre insanlarn doas toplumsallktr. Doas gerei toplumsal olan bir varln mevcudiyeti, toplumun mevcudiyeti anlamna gelmektedir. Bu yzden insanlarn tarihinin balangc toplumun ortaya kyla ezamanl olarak ele alnmaldr, nk insanlarn tarihi insanlarn mevcudiyeti olmakszn

balayamayacatr. Buradan u sonuca ulaabiliriz: Marx iin, insann ortaya kt, toplumun varolduu ve tarihin balad an ayn andr ve bu an doann tarihi iindeki belirli bir andr. Bu an, doal zelliklerinden dolay varolabilmek iin

214

yaamlarn birarada srdrmek zorunda olan insanlarn, yaamsal gereksinmelerini karlamalarn salayacak belirli gereler retmeleriyle ortaya kmtr. Marx'a gre tarih, retim aralarnn, retim gerelerinin retilmesiyle balar, nk bu gerelerin retimi, insanlar arasndaki karlkl ilikilerin ortaya kn, dier bir deyile insanlarn varlklarn srdrebilecekleri bir ortam oluturmalarn yani toplumun ortaya kn salamtr. Tarih, bu anlamda balangc asndan oluumuna elik etmi olduu toplumsal varln deiimi/dnmnden baka bir ey deildir. Bu noktada Marx, tarihin balangcn doay ve insan nceleyen bir Varlk'n dnyadaki varoluuna balayarak aklamad iin Hegel'den ayrlm olur. Marx tarihi Tin'in doada belirii olarak ele almam, insanlarn kendi telerindeki Varlk'a elik ettikleri dncesini yadsmtr. nsan somut karlkl ilikiler btn iinde varolan bir canl olarak dnmtr ve insan bilincinin bu ilikiler tarafndan belirlendiini iddia etmitir. Bu grleri onu, tarihin bir amac olmad sonucuna ulatrmtr. Marx'a gre tarihin bir erei yoktur, ancak tarihi yapanlarn erekleri olabilir. Marx tarihi toplumsal varln deiimi/dnm olarak aklamakla, aslnda tarihi insann doasn oluturan toplumsalln yani insanlar arasndaki karlkl ilikilerin evrimi olarak aklam olmaktadr. Marx'a gre bu ilikiler, insanlarn gereksinmelerini karlayacak ekilde doay dntrmeleri yani emek sarfetmeleri ve dier insanlar retmeleriyle birlikte gelien karlkl ilikilerdir. Bunlar doal ilikiler ve toplumsal ilikiler olmak zere ift ynl ilikiler biiminde grnrler. Marx doal ilikileri, insanlarn yaamsal gereksinmelerini karlamak iin doann rnlerini dntrmeleri biiminde ele alr. Bu dntrme sreci yani emek sreci,
215

toplumsal ilikilerin yani insanlar arasndaki karlkl ilikilerin kurulmasna neden olmakla birlikte ayn zamanda toplumsal ilikiler tarafndan sarmalanmtr, nk emek sreci soncunda karlanmas amalanan gereksinmeler ve emek srecinin bileenlerinden biri olan emekgc toplumsal ilikiler tarafndan belirlenmektedir. Bu ayn zamanda toplumsal ilikilerin doal ilikileri kapsad anlamna da gelmektedir. Bu yzden de Marx doal ilikilerle toplumsal ilikiler ayrmnn yapay bir ayrm olduunu belirtir. Kendisi, bu ilikiler btnn nesnel ve znel boyutlara ayrarak incelemitir. Toplumsal varl oluturan doal ve toplumsal ilikilerin evrimini nesnel ve znel boyutlara ayrarak inceleyip, doal ve toplumsal ilikilerin temelinde yatan emek olgusunun hangi koullar altnda etkinlik gsterdiini aklamak istemitir. Marx doal ve toplumsal ilikileri nesnel ve znel boyutlaryla ele alarak, bu ilikileri gerekletiren zneler ile bu znelerin ilerinde faaliyet gsterdikleri koullar analitik dzlemde ayrtrmtr. ncelikle Marx'n bu ilikilerin nesnel boyutu hakknda syledikleri zerinde duracam. Marx'n doal ve toplumsal ilikileri gerekletiren insanlarn, bu faaliyetlerinin daima belirli koullar tarafndan belirlenmekte olduunu dnmtr. Ben de Marx'n bu koullar hakkndaki dncelerini doal ve toplumsal ilikilerin nesnel boyutu zerine ne srd fikirler biiminde ele alyorum. Marx doal ve toplumsal ilikileri belirleyen koullar ele aldnda, doal ilikileri belirleyen koullar ifade etmek iin retici gler, toplumsal ilikileri ifade etmek iin de retim ilikileri 87 terimlerini kullanmtr.
87 Bu noktada Marx'n bu ilikiler zerinde temellenen styap elerini de retim ilikileriyle bir btn olarak ele aldn hatrlatalm. 216

retici gler, insann emekgcnn niteliini gelitiren ve bylece doal ilikileri koullandran toplumsal glerdir. eitli retim aletleri, geim aralar, toplumsal rgtlenme biimleri ve zihinsel rnler, insan emekgcnn niteliini gelitirdikleri takdirde toplumsal retici g halini alrlar. Doann kendisi de insanlarn, doann rnlerini hazr bulduklar biimiyle ya da belirli dnme uratarak, emekglerinin niteliini gelitirecek ekilde kullanmalaryla toplumsal bir varla, bir retici gce dnrler. retim ilikileri ise retici glerle organik bir iliki iinde, bireylerin iradelerinden bamsz ve zorunlu bir biimde kurulan ilikilerdir. Bu ilikiler genelde retim srecini konu edinen, retim faaliyetinin kimler tarafndan nasl gerekletirileceini ve bu retimin rnlerinin nasl tketileceini, datlacan ve blleceini belirleyen ilikilerdir. Ayrca bu srecin hukuki ve bilisel ifadelerini barndran mlkiyet ilikilerini ve toplumsal bilin biimlerini temellendirirler. Mlkiyet ilikileri ve toplumsal bilin biimleri, farkl ynlerden ifadelerini oluturduklar retim ilikileri ile karlkl iliki iindedirler. Bununla birlikte retim ilikileri toplumsal ilikilerin temelini oluturmaktadr, nk styap elerinin, ifadelerini oluturduklar faaliyetlerin gerekletii toplumsal yapy oluturmaktadrlar. Ayrca retim ilikileri ile styap eleri arasndaki karlkl ilikilerin, styap elerinin retim ilikileri erevesinde karlk bulmadan bir toplumsal g haline dnememesi, retim ilikilerinin toplumsal ilikilerin temeli olarak ele alnmasn gerektiren bir dier etkendir. Tarihsel gelime iinde, iblmnn geliimiyle birlikte, bir yandan retim ilikileri ve styap eleri kendi tarihselliklerini gelitirirken (Marx, 1999b: 43) dier yandan da retim ilikileri ile styap eleri arasndaki ilikiler de
217

gelimi ve karmaklamtr. retim ilikileri bu sre ierisinde toplumsal ilikilerin temeli olma ilevini yitirmemitir. retim ilikileri, zaman iinde farkllklar gstererek bir yandan retici glerin geliiminin srmesini, dier yandan da farkl tarihsellikler sergileyen styap elerinin, toplumsal ilikilerin varlnn devamn salayan retim srecine katlmalarn gerekletirerek farkl alanlar arasnda bir egdmn ortaya kmasn salamtr. Bu durum tarihin bir sreklilik/farkllama diyalektii iinde gelimesi asndan son derece nemlidir. Bu noktada Marx'n doal ve toplumsal ilikilerin znel boyutu hakkndaki grlerini ele almaya gemeden nce, onun retici gler ile retim ilikileri arasndaki ba nasl deerlendirdii zerinde durmak istiyorum. Marx retici glerle retim ilikileri arasndaki ba doal ilikilerle toplumsal ilikiler arasndaki ban nesnel boyutunu ifade edecek ekilde ele almtr. Marx'a gre, retici gler insann doa rnlerini dntrmeye yetisini gelitirmeye ynelirken, retim ilikileri de bir yandan bu yetinin gelimilik seviyesinden belirlenip, dier yandan da bu ilikilerin yeniden retimini ve geliimini konu edinen ilikileri barndrmaktadrlar. retim ilikileri belirli toplumsal gler biiminde somutlaarak retici gleri meydana getirmektedirler. retici gler de buna karlk sonraki kuaklarn retim ilikilerini yinelemelerini ve gelitirmelerini salayan maddi imkan yaratmaktadr. retim ilikileri ile retici gler arasndaki ban ortaya karlmas, tarihteki srekliliin ve farkllamann kavranmasn kolaylatrmaktadr. Bu noktada ilk bakta retici glerin sreklilii ifade ederken retim ilikilerinin farkllamay ortaya koyduu sonucuna ulamak mmkndr. retici gler toplumsal ilikilerin cisimlemi biimleri olduklar iin tarih boyunca sreklilik arz

218

ediyorlarm, srekli olarak geliiyorlarm gibi grnrlerken, retim ilikileri de retici glerin geliimine bal olarak farkllklar gsteriyormu gibi grnrler. Aslnda ne retici gleri ne de retim ilikileri kendilerinde bir srekli gelime ya da farkllama gibi bir erei tamamaktadrlar. Bu ekilde grnmelerini salayan ey insanlardr, insanlarn ortaya koyduu ereklerdir. Bunu daha sonra ele alacaz, ancak benim burada vurgulamak istediim ey, sreklilik ve farkllamann hem retici gler hem de retim ilikileri iin geerli olduudur. Hem retici gler hem de retim ilikileri tarih boyunca srekli olarak yinelenmektedirler, ancak bu yinelenme sreci yani yeniden retim sreci belirli bir aamada retici glerde ya da retim ilikilerinde bir yenilenmeyi yani farkllamay meydana getirebilir. rnein retim ilikileri, retici glerin yeniden retimini ve geliimini saladklar srece sabit kalabilecekleri gibi, retici glerin yeniden retimi ve geliimi sekteye urad zaman farkllamak zorunda kalabilirler. retici gler de deiik retim ilikileri erevesinde farkllama gsterebilirler. Belirli bir retim tarz erevesinde retici g olan bir varlk, baka bir retim tarznn ncekinin yerini almasyla retici g olma ilevini yitirebilir. Bununla birlikte, daha ncede belirtmi olduumuz gibi, retici gler tarihte srekli bir geliim sergiliyormu gibi grnrler. Bu bir anlamda dorudur, ancak bu geliimin enerjisini retici glerin kendilerinde tad bir erekten almalar anlamnda doru deildir. retici glerin geliimini salayan insanlarn meydana getirdikleri ereklerdir ve bu ereklerin toplumsal retici glere yklenmeleri sonucunda ortaya kmtr. retici glerin geliimi bu anlamda insanlarn doal zorunluluklardan kurtulmu, refah seviyesi yksek bir yaam oluturma abasnn somutlamas olarak da ele alnabilir.
219

Marx doal ve toplumsal ilikilerin znel ynn, gerek insanlar yani yaamlarn retmek iin doa rnlerini dntren, emek sarfeden insanlar olarak ele alr. Marx'a gre, belirli bir toplumsal formasyonun biimlenmesinde bu insanlarn aralarnda kurduklar ilikiler belirleyici bir rol oynarlar. Bu ilikiler daha nce de belirtmi olduumuz gibi insanlarn yaamlarn retmek, yeni insanlar retmek vs. amacyla harcadklar emek zerine kuruludur. Marx'a gre tarihin belirli bir aamasnda insan emeinin kafa ve kol emei olarak blnmesi, insanlarn birbirleriyle atan karlar etrafnda biraraya gelmelerine ve toplumsal snflarn ortaya kmasna neden olmaktadr. Toplumsal snflarn ortaya kmasyla birlikte somut bireyler gerek insanlar arasndaki iliki snflar mcadelesine dnr ve snflar mcadelesi tarihin motoru haline gelir. Toplumsal varln tarihsel sre ierisinde alm olduu her biim, doal ve toplumsal ilikilerin nesnel boyutunu incelerken zerinde durduumuz koullar tarafndan koullandrlan snflar mcadelesinin, bu koullar ekillendirmesi sonucunda oluur. Marxa gre snflar insanlar olmadan bu koullarn mevcudiyeti sz konusu olamaz, ancak bu koullar insanlar varolduka eitli biimlerde mevcut olacak, insanlar arasndaki karlkl ilikilerin somutlam biimlerini sergilemeyi srdrecektir. Marx doal ve toplumsal ilikilerin burada ele aldmz nesnel ve znel boyutlarn birlii biiminde varolduklarn dnr. Onun tarihi ele al daima somut bireyler gerek insanlar zerine kuruludur. Bununla birlikte Marx'n temel kaygs tarihin hi bir aamasnda bu bireylerin kendi iradelerinden bamsz bir biimde gelien bir takm koullardan muaf olarak hareket edemeyeceini gstermek olmutur. nsanlarn daima nceki kuaklarn gerekletirdikleri ilikilerin

220

somutlam biimleri olan koullar altnda faaliyet gerekletirdiklerini gstermeye almtr. Bu faaliyeti gerekletiren ve ayn zamanda tarihi meydana getiren insanlarn harcadklar somut emek zerinde durmutur. nsanlar arasndaki ilikilerin nesnel ynn oluturan koullarn analizini de, burada bahsetmi olduumuz emek olgusunu kavramann anahtar olarak deerlendirmitir. Marx daha nce de vurgulam olduumuz gibi, tarihin ekillenmesinde asl nemli olann, asl belirleyici olann insanlarn yaamlarn retme faaliyetlerinin kendisi olduunu, bu faaliyetlerin hukuki ya da zihinsel ifadelerine bakarak o tarihsel dnem hakknda karar verilemeyeceini belirtmitir. Bu noktada yle bir soru sormamz anlam kazanmaktadr: Madem ki styap eleri retim ilikilerinin eitli ifade biimlerini oluturmaktadr, yleyse niin belirli bir toplumsal formasyon hakknda o toplumsak formasyonun mlkiyet ilikilerini ya da toplumsal bilin biimlerini inceleyerek karar veremiyoruz? Marx bu soruyu yantlamak iin tekrardan doal ve toplumsal ilikilerin znel ynne yani somut bireyler ve bunlar arasndaki ilikilere bakmamz gerektiini dnr. Mlkiyet ilikilerinin ve toplumsal bilin biimlerinin, retim ilikilerinden farkl tarihselliklere sahip olarak geliimini snfl toplum olgusuna balar. blmnn geliimine bal olarak ortaya kan zel mlkiyet ve yabanclama gibi olgularn eitli biimlerde tm snfl toplumlarda mevcut olacan dnr. Mlkiyet ilikilerinin ve toplumsal bilin biimlerinin, retim ilikilerinden farkl tarihselliklere sahip olmalarn da iblmnn varl ile ilikilendiriyor olmas muhtemeldir, nk snfl toplumlarn styap elerinin retim ilikileri, yani insanlarn temel faaliyetlerini mistifiye edilmi bir biimde ifade ettiklerini dnr. Bu mistifikasyonun bir nedenini
221

temeldeki ilikilerin yabanclama zerine kurulmu olmasna balarken, dier bir nedenininse yabanclamay ortaya karan ilikilerin toplumsal egemenliini salad snflarn, retim ilikilerinin ifadelerini kendi egemenliklerini yeniden retecek ekilde biimlendirme kapasitesine sahip olmalar olduunu syler. Marx'n almalar kapitalizm zerine younlamtr. Kapitalizmin ortaya kyla birlikte snfl toplumlara zg ayrmlarn, yap ile styap arasndaki ayrmn, kafa ile kol emei arasndaki ayrmn, kent ile kr arasndaki ayrmn vs. olduka nemli bir boyutta derinletiini belirtmitir. Bununla birlikte kapitalizmin ortaya kyla birlikte snfl toplum olgusunun ortadan kalkmasn salayabilecek bir olanan domu olduunu dnmtr. Bunun nedeni ncelikle kapitalizmin ortaya kard muazzam retici g artdr. Dier nedense kapitalizmin geliimiyle ortaya kan proleterya snfdr. Marx proleteryann kapitalizm varolduka iinde yaamaya mahkum olduu koullarn, onu mutlaka kapitalist retim tarzn ykmaya sevkedeceini dnmtr. Marx'a gre kapitalizm ykldktan sonra da kapitalizmin biriktirdii muazzam retici g miktar sayesinde komnizmin ortaya kmasn salayacak koullar nesnel olarak mevcut olacaktr. Marx bu tespitlere dayanarak kapitalizmin yklp komnizmin kurulaca fikrini dile getirmitir. Komnizmin kuruluunu tarihi nceleyen bir erein yerine getirilii olarak deil de belirli insanlarn belirli bir zamanda ve mekanda biraraya gelerek oluturduklar bir erein belirli bir snf savam sonucunda gereklemesi olarak dnmtr. Komnizmin ortaya k doal ve toplumsal ilikilerin niteliksel adan dnmesidir. Kafa emei ile kol emei, erkek ile kadn ve kent ile kr arasndaki iblmnn son bulmasdr. Ksacas insann doa ile ilikilerinin,

222

yaamlarn reti biimlerinin yeniden kurgulanmas ve buna dayanarak yeni bir yaamn oluturulmasdr.

Marx'n dile getirirken ska Hegel'e olumlu ya da olumsuz biimde referans verdii tarih anlay, tm incelikleriyle kavranmas bir hayli zor olan karmak bir kuramdr. Zaman zaman dilsel adan ya da rnekleme bakmndan ortaya koyduu soyutlua ramen, kendisini daima somutta temellendirmeye ve somuta dnmeye alan bir teoridir. Bu teori kimileri tarafndan, Hegel'in tarih anlaynn arpk bir kopyas olmakla itham edilir. Bense bu almada ncelikle Hegel'in yaptna gereken saygy gstermeye altm. Onun tarih anlay hakknda sarfetmi olduu szlerin altnda yatan derin idealist metafizii aklamaya altm. Ayrca bu metafiziin ruhunu oluturan diyalektik zerinde durdum. almam sonlandrrken, burada ksaca karlatrm olduumuz tarih anlaylar arasndaki farkn temelinde farkl yntemlerin yatmakta olduunu iddia edeceim. Marx'n Hegel'in

idealizminden kopuu hem ierik hem de biim ynnden bir koputur. Bunun anlam, Hegel'in felsefe dizgesini ortaya koyan bir ema hazrlayp, bu ema ierisinde mutlak de'nin yerine maddeyi koymakla Marxn dnyay alglay biimine ulaamayacamzdr. Marx'n materyalizmi, eyler arasndaki ilikileri maddi birer iliki olarak kavramasnda yatar. Marx gereklii aklarken, gereklii oluturan kavramlar arasndaki ilikileri gerek yaamda olduklar gibi ele almaya alr. Hegel'in yapt gibi farkl dnce kategorileri arasndaki ilikileri maddi yaamdaki ilikilerin yerine geirmez.

223

Bu iki yntem arasndaki farkllklar ele alarak almam sonlandracam. ncelikle her iki dnrn de tarihi olu iindeki toplumsallk biiminde kavradklarn sylemekle balayalm. Tarihi toplumsall oluturan btnn paralaryla olan ilikileri zerinden incelemek gerektiini dnyorlar. Hegel bu sreci erekselci bir mantk iinde aklamaya almtr. Bir benzetme yapacak olursak, somut gerekliin fotorafn ekmekte, ektii karenin negatifini almakta ve daha sonra tarihi bu negatiften fotorafn kendisinin ortaya kna kadar olan sre olarak tanmlamaktadr. Tarihte yaanm olaylar bu sre ierisine kendi kurgulad biimiyle yerletirmekte ve o fotoraf karesine konu olan somut gereklii, gerekteki ortaya k biimiyle tarihten dlamaktadr. Marx'ta ise tarih somut gerekliin bir paras olarak ele alnr. Burada gerekliin ortaya kn teleolojik bir bakla aklamak sz konusu deildir. nemli olan gemi kuaklardan bugne kalan toplumsal varlklarn bugnn ekillenmesinde temel bir role sahip olmasdr. Bu yaklam kendinde ey problemine son vermektedir, yani varolan ancak bilinemeyen ve bugn ekillendiren bir varlk nosyonunu yadsmaktadr. Gemiin bugnn ekillenmesindeki asli roln nesnel bir biimde aa karmaya almakta ve bunu gelecek nosyonu ile birletirmektedir. Hegel'de ise kendinde, kendi iin ve kendinde ve kendi iin uraklarnn oluturduu bir lemenin bir yadsmann yadsnmasnn tm tarihi akladn gryoruz. O bu sre iinde sadece belirli bir urakta, kendi iin uranda diyalektik bir yntem izlemi, fakat bu diyalektik erekselci bir lemenin orta terimi olmas yznden tam anlamyla eletirel ve devrimci olamayan bir diyalektie dnmtr.

224

Hegel ile Marx arasndaki yntemsel farkllamay bu dnrlerin elikileri ele al biimlerini inceleyerek de grmemiz mmkndr. Her iki dnr de elikilerin tarihsel srecin kendi yapsnda mevcut olduunu kabul etmilerdir, fakat Hegel bu elikilerin kkenini tarihi nceleyen bir varlk ile bilme elikisinde aram, tarih sresince tespit etmi olduu elikileri bu ana elikinin grnmleri olarak deerlendirmitir. Ayrca bu elikilerin ortaya kn bir yandan tarihin znesi ve nesnesi olan Tin'in kendisini dlatrmas, dier bir yandan da zgrlemesi srecinin bir paras olarak olumlayan bir erekselcilikle deerlendirmitir. Marx ise elikilerin tarih iinde ortaya ktn dnm ve bu elikilerin insanlar arasndaki somut ilikilerden beslenen kklerini tespit etmeye almtr. Onun diyalektii bu anlamda eletirel yani elikileri, toplumsal ilikilerin ilk olarak karmza kan grngsel yznde deil de bu ilikilerin znde arayan bir yntemdir. Ayn zamanda devrimci bir yntemdir, nk elikilere neden olan asl ilikilerin ortaya k srecini kavramaya ynelmekte ve bu elikilerin nesnel ve znel adan dntrlebilme olanan ortaya karmaya almaktadr. Daha nce de belirtmi olduumuz gibi Marx, oluu belirli bir btnn oluumu olarak ele almtr. Daha da belirli olarak syleyecek olursak, oluu birbirleriyle ilikili olan paralardan oluan bir btnn geliim sreci olarak aklamaya almtr. Ayn srecin Hegel tarafndan indirgemeci bir ekilde ele alndn sylememiz mmkndr. Hegel'in bu yaklamn birlik iinde okluk biiminde ifade edebiliriz. Hegel'de btn tmel (evrensel) olandr. Paralar ise btn ile kurduklar ba araclyla incelenmektedir. Bu yzden Hegel'in kuram iinde kimi zaman son derece zengin bir kavrayla ortaya konulan tikellikler zorunlu olarak
225

tmelin monizmi iinde eritilirler, aksi takdirde herhangi bir ussallk tamadklar gerekesiyle gereklikleri yadsnm olur. Hegel'in bu indirgemeci tavr yukarda altn izmi olduumuz erekselcilii ile yakndan ilikilidir. Tikellikler, kendini tanma ereiyle hareket eden aknsal bir varln, bu sre ierisinde kendisini varetmek iin kulland paralar olarak ele alnrlar. Bu yzden tmelin dnda yani bilincin dnda bir varlklar yoktur. Marx ise oluu bir sreklilik/farkllama ilikisi iinde ele alr. Tarihi (insan tarihini) insann evrimi, sreklilii biiminde deerlendirir. nsann kendisini kendi emeiyle varediini aklyor, ancak bu srecin daima belirli koullara bal olarak gerekletiini vurguluyor. nsann ncelikle doann bir paras olduunu, yani doann etkisi altnda olduunu sylemekle ie balyor. Daha sonra insann doa zerindeki dntrc gcn ele alyor. Bunu takiben insann insanla ilikilerinin nemini, bunun insann evrimi zerindeki koullandrc etkilerini aklamaya alyor. retici gler ve retim ilikileri kavramlaryla, insann doayla ve dier insanlarla ilikisini nesnel boyutuyla aklamay hedefliyor. Marx bu dncelerini gelitirebilecei retici glerin tamamn ortaya karmadan hi bir retim tarznn ortadan kalkmayacan ve hibir yeni retim tarznn bir ncekinin barnda iek amadan onun yerini alamayacan syleyerek dile getirmitir (Marx, 1993b: 24). Marx burada insann evrimini etkileyen koullardaki farkllamann altn izmi, ancak bu farkllamalarn insann evrimini yani tarihteki sreklilii ynlendiren gelimeler olarak ele almtr. Bu yzden tarihi bu farkllamalarn sreklilie katlmalar olarak incelemi olduunu da syleyebiliriz.

226

Marx, tarihte tespit ettii sreklilik ve farkllama diyalektiini, tarihte bir yandan sreklilik gsteren ve dier yandan farkllaan btnn yani toplumsal varln, paralaryla yani kendisini oluturan ilikilerle olan ilikisi zerinden tanmlar. Bunu da bir tr z grng (fenomen) balants biiminde deerlendirmektedir. z grng ilikisini, btnn birbirleriyle karlkl ilikiler iine girerek bu btn oluturan paralar arasndaki ilikilerin temelini oluturmas eklinde aklar. Benzer bir anlay Hegel iin de geerlidir, ancak onun z ile grngler arasndaki ilikileri ele al biimi, Tz kavram erevesinde ekillenmi ve daha nce de belirtmi olduumuz gibi, btnn tmlk eklinde ele alnmasna yol amtr. Marx'ta ise z hibir zaman iin birbirleriyle karlkl ilikiler iinde varolan paralarn oluturduu btnlkten baka bir ey deildir. Btn ierdii paralarla birlikte deiip/dnmektedir. Bu deiim/dnm sreci ierisinde, btnn ierdii elerin farkl sreler biiminde ilerliyor olmas, dier bir deyile farkl tarihselliklere sahip olmalar btn ortadan kaldrmamaktadr. Hegel'de Tin'in varlna bal olarak ortaya kan zamansallk tm tikel zamansallklarn stn rterken, Marx'ta varln, hareketin ve zamann oulluundan bahsedebiliriz. Marx bu zamansallklarn srekli olarak karlkl etkileim iinde olduklarn dnr. Ezamanl olarak birbirlerini belirlediklerini, ancak farkl sreler olmalarndan tr karlkl etkileimin farkl zamansal dzleme yayldn ve bir artsremliliin ortaya ktn dnmektedir. Buna ramen Marx'ta toplumsal ilikilerin belirli

bir temele dayanyor olmas, farkl zamansallklara sahip olan yaplar arasnda bir egdmn doduunu gstermektedir. Marx, birbirinden farkllaan srelerin belirli bir temel zerinde ekillenmelerinin, bunlarn birbirlerin bamsz olmayan
227

fakat belirli zerkliklere sahip olan yaplar eklinde ortaya kmalarn saladn dnmektedir. Onun btn anlay ve tarihi bu btnn oluu eklinde kavramas bu anlay zerinde temellenmektedir. Sonu olarak buraya kadar yapm olduumuz karlatrmay u ekilde zetlememizin mmkn olduunu dnyorum: Hegel, tarih ierisinde ortaya kan elikilerin zmn ideolojik alanda - felsefede ararken, Marx zmn pratikte olduunu belirtmitir. Hegel mevcut btnlk iinde belirli bir odaa tmellik atfederek, bu tmelliin elikiler zerindeki hakimiyetiyle ussal bir zme ulalacan dnrken, Marx bu kurgusal tmelin bizzat mevcut elikilerin rn olduunu ve bu elikilerin somut yaamda almas gerektiini sylemitir. Hegel Gerek olan ussaldr, ussal olan gerektir. derken, Marx Filozoflar imdiye kadar hep dnyay aklamaya altlar, nemli olan onu deitirmektir. demitir.

228

KAYNAKA

Aaoullar, M. A. Kker Levent. (2000). Kral Devlet Ya Da lml Tarih. Ankara: mge Kitabevi Aaoullar, M. A. (2002). Kent Devletinden mparatorlua. Ankara: mge Kitabevi Aaoullar, M.A. Zabc, F.. Ergn, R. (2005). Kral Devletten Ulus Devlete. Ankara: mge Kitabevi Aaoullar, M. A. (2006). Ulus Devlet ya da Halkn Egemenlii. Ankara: mge Kitabevi Aksu, ener. (2006). Hegel ve Tarih Felsefesi. Ankara: An Yaynclk Althusser, Louis. (2002). Marx iin. stanbul: thaki Yaynlar Althusser, Louis. (2003). Makyavelin Yalnzl. Ankara: Epos Yaynlar Avineri, Shlomo. (1968). The Social & Political Thought Of Karl Marx. Cambridge University Press Avineri, Shlomo. (1971)Labor, Alienation And Social Classes In Hegels Realphilosophie . http://links.jstor.org/sici=00483915%28197123%291%3A1%3C96%3ALAASCI%3 E2.0.CO%3B25 ndirilme tarihi: 20 Mart 2007 Avineri, Shlomo. (1972). Hegels Theory Of The Modern State. Cambridge: Cambridge University Press Avineri, Shlomo. (1973) The Instrumentaliy of Passion In The World Of Reason: Hegel And Marx http://links.jstor.org/sici?sici=00905917%28197311%291%3A4%3C388%3ATIOPIT%3E2.0.CO%3B2-R ndirilme Tarihi: 20 Mart 2007 Aysevener, K. Barutca, E. M. (2003). Tarih Felsefesi. stanbul: Cem Yaynevi Balibar, Etienne. (2003). Marxn Felsefesi. stanbul: Birikim Yaynlar Bonjour, G. P. (2002). Montesqueuye Gre Bir Ulusun Genel Ruhu Ve Hegelci Volksgeist Portakal, Hsen (Der.). Hegel Ve Aydnlanma Yzyl. stanbul: Cem Yaynevi sayfa: 925

229

Bottigelli Emile. (1997). Bilimsel Sosyalizmin Douu. Ankara: Bilim Ve Sosyalizm Yaynlar Bottomore, Tom (Yayn Ynetmeni). (2001). Marksist Dnce Szl. stanbul: letiim Yaynlar Bumin, Tlin. (2001). Hegel. stanbul: Yap Kredi Yaynlar Burkett, Paul. (2004). Marx Ve Doa: Al-Yeil Bir Perspektif. Ankara: Yaynlar Epos

Cohen, A. Gerald. (1998). Karl Marxn Tarih Teorisi. stanbul: Toplumsal Dnm Yaynlar Dil Dernei (2005). Trke Szlk. Ankara: Dil Dernei Yaynlar. Eagleton,Terry. (2005). deoloji. stanbul: Ayrnt Yaynlar Engels, Frederich. (2003). Anti Dhring. Ankara: Sol Yaynlar Engels, Frederich. (2006). Ludwig Feuerbach Ve Klasik Alman Felsefesinin Sonu. Ankara: Sol Yaynlar. Eroul, Cem. (2002). Devlet Nedir? Ankara. mge Kitabevi Fichte, G. J.(2006a).amzn Temel Karakteristikleri . zlem, D. Ateolu, G. (Der.) Tarih Felsefesi Seme Metinler iinde. Ankara: Dou Bat Yaynlar. Sayfa: 103116 Fichte, G. J.(2006b). Wssenschaftslehre Kavram Ya Da Felsefe Olarak Anlan Kavram zerine. Klaslan, E.A.- Ateolu, G. (Der.) Fichte inde. Dou Bat Yaynlar Sayfa: 60111 Foster, B. John. (2001). Marxn Ekolojisi. Ankara: Epos Yaynlar Franco, Paul. (1999). Hegels Philosophy Freedom. Londra: Yale University Press Geras, Norman. (2002). Marx Ve nsan Doas: Bir Efsanenin Reddi. stanbul: Birikim Yaynlar Goldstein, L. J. (1962)The Meaning of Statein Hegels Philiosophy of History, http://links.jstor.org/sici?sici=00318094%28196201%2912%3A46%3c60%3ATMO %60IH%3E2.0.CO%3B2-0 ndirilme tarihi: 20 Mart 2007 Gkberk, Macit. (1997). Kant ile Herderin Tarih Anlaylar. stanbul: Yap Kredi Yaynlar
230

Guha, Ranajit. (2006). Dnya-Tarihinin Snrda Tarih. stanbul: Metis yaynlar Gl Abdlbaki, Erkan Uzun, Serkan Uzun, mit Hsrev Yolsal (Yayna Hazrlayanlar). (2003). Felsefe Szl. Ankara: Bilim ve Sanat Yaynlar Hegel, G.W. F. (1970). Grundlinien Der Philosophie Des Rechts. Frankfurt: Suhrkamp Verlag Hegel, G.W. F. (1976). Btn Yaptlar (semeler) 1. Ankara: Onur yaynlar Hegel, G.W. F. (1997). Doa Felsefesi 1 Mekanik. stanbul: dea Yaynlar Hegel, G.W. F. (2003). Tarihte Akl. stanbul: Kabalc Yaynevi Hegel, G.W. F. (2004a). Hukuk Felsefesinin Prensipleri. stanbul: Sosyal Yaynlar Hegel, G.W. F. (2004b). Mantk Bilimi. stanbul: dea Yaynlar Hegel, G.W. F. (2004c). The Philosophy Of History. New York: Dover Publications, Inc Hegel, G.W. F. (2004d). Tinin Grngbilimi. stanbul: dea Yaynlar Hegel, G.W. F. (2006a).Fichte Felsefe Tarihi zerine dersler. Klaslan, E.A.Ateolu, G. (Der.) Fichte inde. Dou Bat Yaynlar sayfa: 462487 Hegel, G.W. F. (2006b). Tarih Felsefesi. stanbul: dea Yaynlar Hegel, G.W. F. (2006c). Tin Felsefesi. zlem, D. Ateolu, G. (Der.) Tarih Felsefesi Seme Metinler inde. Ankara: Dou Bat Yaynlar. Sayfa: 200220 Hilav, Selahattin. (1997). Diyalektik Dncenin Tarihi. stanbul: Soysal Yaynlar Hobsbawm, Eric. (1999). Tarih zerine. Ankara: Bilim Ve Sanat Yaynlar Hobsbawm, Eric. (2003). Devrim a. Ankara: Dost Kitabevi Yaynlar Holborn, H. (1949). Grek And Modern Concepts Of History. http://links.jstor.org/sici?sici=00225037%28194901%2910%3A1%3C3%3AGAMC OH%3E2.0.CO%3B2-1 ndirilme tarihi:5 Ekim 2006 Hyppolyte, J. (1993). Fenomenolojinin Anlam Ve Ynetimi. Bumin, Tlin. (Der.) Hegeli Okumakinde. stanbul: Kabalc Yaynevi sayfa:6597

231

Kant, Immanuel. (2006a).Dnya Yurttal Amacna Ynelik Genel Bir Tarih Dncesi. zlem, D. Ateolu, G. (Der.) Tarih Felsefesi Seme Metinler, iinde. Ankara: Dou Bat Yaynlar. Sayfa: 3043 Kant, Immanuel. (2006b).Herderin nsanlk Tarihi Felsefesi zerine Dncelerinin eletirisi. zlem, D. Ateolu, G. (Der.) Tarih Felsefesi Seme Metinler, iinde. Ankara: Dou Bat Yaynlar. Sayfa: 4880 Kaufmann, Walter. (1997). nsan Anlamak. stanbul: dea Yaylar Klaslan, E.A. (2006).Differenzschrftte Hegelin Fichte Yorumu. Klaslan, E.A.- Ateolu, G. (Der.) Fichte inde. Dou Bat Yaynlar sayfa: 488497 Kojeve, Alexandre. (2004). Hegel Felsefesine Giri. stanbul: Yap Kredi Yaynlar Korsch, Karl. (1991). Marksizm Ve Felsefe. stanbul:Belge Yaynlar Korsch, Karl. (2000). Marksist Kuram ve Snf Hareketi. Ankara: Doruk Yaymclk Korsch, Karl. (2006) Niin Bir Marksistim? Praksis (Say: 16 Gz) Sayfa: 233243 Kuznetsov, V. (2002). Hegel ve Voltairede Tarih Felsefesi. Portakal, Hsen (Der.). Hegel Ve Aydnlanma Yzyl. stanbul: Cem Yaynevi. sayfa: 2750 Lefebvre, Henri. (1996). Marxn Sosyolojisi. stanbul: Sorun Yaynlar Lefebvre, Henri. (2006). Diyalektik Materyalizm. stanbul: Kanat Yaynlar Lenin, V. I. (1999). Devlet Ve Devrim. stanbul: nter Yaynlar Lukacs, Georg. (1975). The Young Hegel. Londra: Merlin Press Lukacs, Georg. (1998). Tarih ve Snf Bilinci. stanbul: Belge Yaynlar Lukacs, Georg. (2006). Akln Ykm. stanbul. Payel Yaynlar Marx, Karl. (1972). The Grundrsse (Edited And Translated By David McLellan). Londra: Harper Torchbooks Marx, Karl. (1977). Fransada Sava. Ankara: Sol Yaynlar Marx, Karl. (1993a). 1844 El Yazmalar. Ankara: Sol Yaynlar Marx, Karl. (1993b). Ekonomi Politiin Eletirisine Katk. Ankara: Sol Yaynlar

232

Marx, Karl. (1997). Hegelin Hukuk Felsefesinin Eletirisi. Ankara: Sol Yaynlar Marx, Karl. (1997). Yahudi Sorunu. Ankara: Sol Yaynlar Marx, Karl. (1999a). Felsefenin Sefaleti. Ankara: Sol Yaynlar Marx, Karl. (1999b). Grundrisse. Ankara: Sol Yaynlar Marx, Karl. (2002). Lous Bonaparten 18 Brumarei. Ankara: Sol Yaynlar Marx, Karl. (2003a). Kapital 3.Cilt. Ankara: Sol Yaynlar Marx, Karl. (2003b). Yabanclama. Ankara: Sol Yaynlar Marx, Karl. (2004). Kapital 1.Cilt. Ankara: Sol Yaynlar Marx, Karl. (2005). 1844 El Yazmalar. stanbul: Birikim Yaynlar Marx, Karl. (2006). Sosyoloji Ve Felsefe. stanbul: Belge Yaynlar Marx. Karl, Engels, F. (1977). Selected Works: In Three Volumes, 1. cilt. Moskova: Progress Publishers Marx, Karl, Engels, F. (1990a). MEW, 3. Cilt. Berlin: Dietz Verlag Marx, Karl, Engels, F. (1990b). MEW, 40. Cilt. Berlin: Dietz Verlag Marx, Karl, Engels, F. (1992). Alman deolojisi (Feuerbach). Ankara: Sol Yaynlar Marx, Karl, Engels, F. (1998). Komnist Partisi Manifestosu. stanbul: nter Yaynlar Marx, Karl, Engels, F. (2002). Gotha Ve Erfurt Programlarnn Eletirisi. Ankara: Sol Yaynlar Marx, Karl, Engels, F. (2006). Felsefe ncelemeleri. stanbul: Yordam Kitap Mc Nally, D. (1997).Language, History and Class Struggle.Wood, E. M. ve J.B.Foster (der.), In Defense of History, Marxism and Postmodem Agenda iinde. New York: Monthly Review, 2642
Moore, Barrington. (1978). Injustice: The Social Bases of Obedience and Revolt. New York: M. E. Sharpe.

Moores, Colin. (2000). Burjuva Avrupann Kuruluu. Ankara: Dost Yaynevi.


233

Ollman, Bertell. (1973). Alienation. New York: Cambridge University Press Ollman, Bertell. (2006). Diyalektiin Dans. stanbul: Yordam Kitap kten, K. H. (2006). Siyasal Tarih ile Felsefenin Kesiim Noktas: Fichtenin Alman ulusuna Sylevleri. Klaslan, E.A.- Ateolu, G. (Der.) Fichte inde. stanbul: Dou Bat Yaynlar. Sayfa: 400427 ngen, Tlin. (1996). Prometheusun Snmeyen Atei. stanbul: Alan Yaynclk zlem, Doan. (2004). Tarih Felsefesi. stanbul: nkilap Yaynevi Patten, Alan. (2002). Hegels Idea Of Freedom. Oxford: Oxford University Pres Press, G. A. (1977). History And The Development Of The Idea Of History In Antiquity.http://links.jstor.org/sici?sici=00182656%28197710%2916%3A3%3C28 0%3AHATDOT%3E2.0.CO%3B2-K ndirilme Tarihi: 20 Mart 2006 Sander, Oral. (2003). Siyasi Tarih: lkalardan 1918e. Ankara: mge Yaynlar Savran, Glnur Acar. (1987). Sivil Toplum Ve tesi. stanbul: Belge Yaynlar Sayer, Derek. (1989). The Violence Of Abstraction. Oxford: Basil Blackwell Schelling, F. W. J. v. (2006). Benim Felsefe Sistemimin Tasviri. Soykan, . Naci (Der.) . Schelling Yaam felsefesi yaptlar iinde. stanbul: Mvt Yaynclk. Sayfa: 143150 Schelling, F. W. J. v. (2006). Tarih Kavram. zlem, D. Ateolu, G. (Der.) Tarih Felsefesi Seme Metinler. inde. Ankara: Dou Bat Yaynlar. Sayfa: 116134 Skocpol, T., (2004). Devletler ve Toplumsal Devrimler. Ankara: mge Yaynlar Sezgin, mr (1989). Marx, Kapital Ve Diyalektik Mareyalizm. Ankara: V Yaynlar Soykan, . Naci (2000) Hegel Sisteminde Tarih Felsefesi Betimleyici-Eletirel bir giri Felsefelogos Say:9 (2000/1) Sayfa: 4764 Soykan, . Naci. (2006).Schellig Felsefesi. Soykan, .Naci. Schelling Yaam felsefesi yaptlar iinde. stanbul: Mvt Yaynclk sayfa: 933 Spinoza, B. (2004). Etika. Ankara: Dost Kitabevi Stace, W.T. (1976). Hegel stne. stanbul: Birikim Yaymclk Steuerwald K., (1993). Almanca Trke Szlk. stanbul: ABC Kitabevi
234

Strathern, Paul. (1998). 90 Dakikada Hegel. stanbul: Genda Taylor, Charles. (1979). Hegel And Modern Society. Cambridge: Cambridge University Press Voloinov, V. N. (2001). Marksizm Ve Dil Felsefesi. stanbul: Ayrnt Yaynevi Walsh, Wiliam Henry. (2006). Tarih Felsefesine Giri. Ankara: Hece Yaynlar Wheen, Francis. (2006). Karl Marx: Das Kapital Biyografi. stanbul: Gncel Yaynclk Wood, E. Meiksins. (2003a). Kapitalizmin Kkeni: Geni Bir Bak. Ankara: Epos Yaynlar Wood, E. Meiksins. (2003b). Kapitalizm Demokrasiye Kar. stanbul: letiim Yaynlar Yeti, M. (2003) Marx Ve Sivil Toplum Praksis (Say: 10 Yaz/Gz) Sayfa: 3572

235

ZET

Bu almada Hegel ile Marx'n tarih anlaylarnn karlatrlmasndan yola klarak, bu dnrlerin yntemsel farkllklar ortaya konulmaya allmtr. Bylece amzn toplumsal ve siyasal olaylarn edebilmek iin, modern an bu iki nemi dnrnn yntemlerinden faydalanabilme frsat yaratmak

amalanmtr. Hegel'in ve Marx'n tarih anlaylarnn incelenmesi sonucunda; Hegel'in tarihi, insann tarihteki tm faaliyetini belirleyen ve bunu kendi ereine zgrle ulamak iin kullanan, bir ynyle insana aknsal olup dier ynyle ikinsel olan bir varln yani Tin'in ilerlemesi olarak kavrad grlmtr. Marx ise tarihi, insan doasn oluturan toplumsal varln, insann doa ve toplumla kurduu ilikilerin btnlnn insan emei araclyla deitirilip/dntrlmesi olarak grmekte, ancak bu deiimin/dnmn srekli olarak doal ve insanlar arasndaki karlkl ilikilerin somutlam biimlerinden baka bir ey olmayan bir takm toplumsal koullar erevesinde gelimekte ve bu koullar zerinden izlenebilmekte olduunu belirtmitir. Bu iki tarih anlayn yntemsel adan karlatrdmzda, iki dnrn de tarihi bir olu sreci biiminde kavrayp, tarihsel gelimeyi yani olu srecini toplumsal btnln geliimi olarak deerlendirdiklerini grmekteyiz. Bununla birlikte, bu dnrler tarihsel adan ele aldklar btnn niteliini ve btn ile para ilikisini aklamak bakmndan birbirine kart anlaylar gelitirmilerdir.

236

ABSTRACT

In this study, from a comparison of Hegels and Marxs conceptualization of history deduced the methodical differences of those thinkers. In this way, to analyze the social and political developments of the present age it is aimed to pave the way for utilization of those two preminent thinkers of modern time. After the investigation of Hegels and Marxs conceptualization of history, it is seen that Hegel conceptualize history as the progress of an entity that determines the whole human activity, uses it for its aim emancipation - and that is transcendental on the on hand, internal on the other, that is, the Spirit (Geist). Marx, on the other hand, conceptualizes history as the alteration/transformation of the the human nature constituted by the social entity and the totality of relation of the man with nature and society by the human labor itself. Nevertheless, he emphasizes that the alterations/transformations in question can only develop and be observed in a framework formed by some social circumstances that are nothing but the concrete forms of the interactive human-human and human-nature relations. When we compare these two conceptualizations of history from the methodical perspective, we see that two thinkers both comprehend history as a process of being and that they understand historical development, that is, the process of being as the development of social totality. However, they contrast in explanation of the characteristics of the totality study on and the relation of the whole and fragments.

237

Gymen, Yaln, Hegel ve Marxn Tarih Anlaylarnn Karlatrlmas, Yksek Lisans Tezi, Danman: Prof. Dr. mr Sezgin, 237 s. Bu almada Hegel ile Marx'n tarih anlaylarnn karlatrlmasndan yola klarak, bu dnrlerin yntemsel farkllklar ortaya konulmaya allmtr. Bylece amzn toplumsal ve siyasal olaylarn edebilmek iin, modern an bu iki nemi dnrnn yntemlerinden faydalanabilme frsat yaratmak

amalanmtr. Hegel'in ve Marx'n tarih anlaylarnn incelenmesi sonucunda; Hegel'in tarihi, insann tarihteki tm faaliyetini belirleyen ve bunu kendi ereine zgrle ulamak iin kullanan, bir ynyle insana aknsal olup dier ynyle ikinsel olan bir varln yani Tin'in ilerlemesi olarak kavrad grlmtr. Marx ise tarihi, insan doasn oluturan toplumsal varln, insann doa ve toplumla kurduu ilikilerin btnlnn insan emei araclyla deitirilip/dntrlmesi olarak grmekte, ancak bu deiimin/dnmn srekli olarak doal ve insanlar arasndaki karlkl ilikilerin somutlam biimlerinden baka bir ey olmayan bir takm toplumsal koullar erevesinde gelimekte ve bu koullar zerinden izlenebilmekte olduunu belirtmitir. Bu iki tarih anlayn yntemsel adan karlatrdmzda, iki dnrn de tarihi bir olu sreci biiminde kavrayp, tarihsel gelimeyi yani olu srecini toplumsal btnln geliimi olarak deerlendirdiklerini grmekteyiz.

Gymen, Yaln, Comparison of Hegels and Marxs Theory of History, Masters Thesis, Advisor: Prof. Dr. mr Sezgin, 237 p.

In this study, from a comparison of Hegels and Marxs conceptualization of history deduced the methodical differences of those thinkers. In this way, to analyze the social and political developments of the present age it is aimed to pave the way for utilization of those two preminent thinkers of modern time. After the investigation of Hegels and Marxs conceptualization of history, it is seen that Hegel conceptualize history as the progress of an entity that determines the whole human activity, uses it for its aim emancipation - and that is transcendental on the on hand, internal on the other, that is, the Spirit (Geist). Marx, on the other hand, conceptualizes history as the alteration/transformation of the the human nature constituted by the social entity and the totality of relation of the man with nature and society by the human labor itself. Nevertheless, he emphasizes that the alterations/transformations in question can only develop and be observed in a framework formed by some social circumstances that are nothing but the concrete forms of the interactive human-human and human-nature relations. When we compare these two conceptualizations of history from the methodical perspective, we see that two thinkers both comprehend history as a process of being and that they understand historical development, that is, the process of being as the development of social totality. However, they contrast in explanation of the characteristics of the totality study on and the relation of the whole and fragments.

You might also like