You are on page 1of 33

D N N K KE N L E R

Sigmund Freud
Sigmund Freud 1856'da Moravia'da do du; drt ile seksen iki ya lar aras nda evi Viyana'dayd : 1938'de Hitler'in Avusturya'y i gali onu ertesi y l ld Londra'ya s nmak zorunda b rakt . Kariyeri sinir sisteminin anatomisi ve fizyolojisi zerine birok y l sren ok parlak al malarla ba lad . Paris'te Charcot nun yan nda bir al ma dneminden sonra ilgisi ilk k ez ruhbilime dnd nde hemen hemen otuz ya ndayd . Viyana'da bir on y l daha klinik al madan sonra (ba lang ta ya l bir meslekta , Breuer'le birlikte) yaratt ruh zmlemesinin do umunu grd. Bu, ba lang ta basite nevrotik hastalar n zihinlerini inceleyerek onlar sa altma yntemiydi ama abucak ister hasta isterse sa l kl olsun akl n genelde i leyi i hakk ndaki bilgilerin y lmas na do ru bir geli im gsterdi. Freud bylece ocuklukta cinsel igdnn normal gel i imini ortaya koymas ve byk lde d leri incelemesine dayanan, gnlk d nce ve eylemlerimiz zerinde etkili olan bilind glere ili kin temel bulu unu yapmay ba ard . Freud'un ya am olays zd ama d nceleri yaln zca birok uzmanl k alan n de il son yar m yzy l n tm d nsel ya am n da biimlendirmi tir. SIGMUND FREUD'UN YA AMI VE D NCELER En ba ta, Freud insan akl n n bilimsel olarak incelenmesi iin ilk arac n ka ifidir. Yarat c dahi yazarlar n, zihinsel sreler hakk nda blk prk igrleri olmu tur ama Freud'dan nce hibir sistematik ara t rma yntemi bulunmamaktad r. Akl n bilind ieri inin, tmyle, enerjilerini do rudan birincil fiziksel igdlerden alan davran sal e ilimlerin -arzular yada istekler- etkinli inden ibaret oldu u grlm tr. An nda doyum sa lamak d nda hibir d nceye ald r etmeksizin i lerler; bu nedenle de akl n, gerekli e uyum ve d tehlikelerden ka nma ile ilgili daha bilinli elerine ayak uydurmamalar daha olas d r. Feud'un z-zmlemesi, onu, d lerin do as n soru turmaya yneltmi tir. Bunlar n da, nevrotik belirtiler gibi, birincil bilind itkilerle ikincil bilinli itkiler aras ndaki bir at ma ve uzla man n rn olduklar ortaya km t r. Sonunda d lerin zenli incelemesi Freud'un birincil ve ikincil d nce sreleri diye adland rd eyler aras ndaki ve akl n bilind ve bilin blgelerindeki olaylar aras ndaki dikkate de er farklar s n fland rmas na olanak vermi tir. Bilind nda hibir tr rgtlenme ya da e gdm bulunmad ; ayr ayr her itkinin tm di erlerinden ba ms z olarak doyum arad ; birbirlerinden etkilenmeden ortaya kt klar ; z tl klar n tmyle i lemez oldu u ve en z t itkilerin yan yana geli ebildi i bulunmu tur. Onlar yaln zca psikonevrozlar n ve psikozlar n mekanizmalar n ayd nlatmaya de il; dil srmesi, espri yapma, sanatsal yarat , politik kurumlar ve din gibi normal s relere de uygulanm lar; o u uygulamal bilime -arkeoloji, antropoloji, kriminoloji, e itim- yeni bir k tutmada rol alm lar; ayr ca ruhzmsel sa alt m n etkinli inde de yard mc olmu lard r. Pek ok ki inin bunlar hayranl k uyand r c bulmas na kar n kendisi her 1

zaman bunlar n geici hipotezler oldu u konusunda diretmi tir. Gerekten ya am n n olduka ileri dneminde "bilind " teriminin bulan kl ve pek ok eli kili kullan m ndan etkilenerek rgtlenmemi igdsel e ilimlerin "id", rgtlenmi gereki kesimin "ego" ve ele tirel ve ahlaksal i levin "Super-ego" diye adland r ld , akl n yeni bir yap sal tan m n -pek ok konuya kesinlikle a kl k getirmi olan "bir yeni tan mlama- yapm t r.

TAKINTILI EYLEMLER VE D NSEL UYGULAMALAR


Hastan n kendisine de farkl grnmezler; yine de onlardan vazgeemez nk trenden herhangi bir uzakla ma, hastay hatas n hemen dzeltmek zorunda b rakan, dayan lmaz bir anksiyeteyle kar la r. Bir trenin yerine getirilmesi onu bir dizi yaz l olmayan kurallar n yerine koyarak tan mlanabilir. rne in yatak trenini alal m: sandalye yata n yan nda belli bir yerde durmal ; giysiler belli biimde katlanm olarak yata n zerinde durmal ; rt alt k sm n alt na sokulmu ve ar af dzgn olmal ; yast klar falanca biimde dzenlenmeli ve ki inin bedeni kesin olarak belirlenmi bir konumda uzanmal . Ancak tm bunlardan sonra uykuya dalabilir. Dolay s yla hafif olgularda tren al ld k ve onaylanabilir normal bir i lemin abart lmas ndan farkl bir ey olarak grlmez; ama srdrl ndeki zel titizlik ve ihmal edilmesini izleyen anksiyete trene kutsal eylem damgas vurur. Kk eklemelerle sslenmi ya da aralar ve yinelemelerle ritmik bir zellik verilmi her etkinlik szc n geni anlam yla tak nt l eylem haline gelebilir. Genelde tak nt l eylemler trenlerden geli mi tir. Nevrotik trenlerle dinsel ayinin kutsal eylemleri aras ndaki benzerliklerin nerede oldu unu grmek kolayd r: ihmal edilmeleriyle ortaya kan vicdan azaplar nda, (kesintiye kar yasaklamada grlen) tm di er eylemlerden tamamen yal t lm l klar nda ve her ayr nt s yla srdrlmelerindeki titizli kte. Ama farklar da e it lde a kt r ve birka tanesi o kadar gz e arp c d r ki kar la t r lmay kutsala sayg s zl k haline getirirler: ayinlerin (ibadet, do uya dnmek vs.) basmakal p zelli inin tersine [nevrotik] trensel eylemlerin byk bireysel e itlili i, dini uygulamalar n genel ve toplumsal zelli inin z tt olan bireysel do alar ve hepsinin tesinde dinsel trenin ayr nt lar nem ykl ve simgesel bir anlama sahipken nevrotiklerinkinin aptalca ve anlams z grnmeleri. Bu a dan tak nt l bir nevroz gizli bir dinin yar komik yar trajik bir karikatrn temsil eder. Bir zorlan ma boyun e en insan n bunu anlam n -ya da esas anlam n - kavramadan gerekle tirmesi hastal n ko ullar ndan biridir. Bu nemli durumu tak nt l eylemin bilind gd ve d nceleri ifade etmeye hizmet etti ini syleyerek anlat r z. Bunda dini uygulamalardan bir di er uzakla may bulmu gibiyiz ama papaz ve bilimsel ara t rmac lar n ayinin o unlukla simgesel- anlam n bilebilmelerine kar n genellikle s radan dindar bireyin de bir treni, anlam n d nmeden srdrd n unutmamal y z. Ancak tm inananlarda dini uygulamalara zorlayan gdler kendileri iin bilinmez durumdad r ya da bilinte kendi yerlerine gemi olan ba kalar taraf ndan temsil edilirler.

Terimlerdeki a k eli kiye ra men bilind bir sululuk duygusu olarak adland rmam z gerekir. Cezaland r lma d ncesi yoluyla ayart n n isel alg s na ba l olan gizli bir beklenti anksiyetesi duygu suna ya da talihsizli k beklentisine neden olur. Tren ilk kez olu turuldu unda hasta ham unu ya da bunu yapmas gerekti inin yoksa ba na bir hastal k gelece inin bilincindedir ve genellikle beklenen hastal n do as hala bilinci taraf ndan bilinmektedir. Dolay s yla tren bir savunma eylemi ya da sigorta, bir koruyucu nlem olarak ba lar. Tak nt l nevrotiklerin sululuk duygusu kar t n dindar insanlar n kt gnahkarlar olduklar na yrekten inanmalar nda bulur ve yle grnyor ki bu trden insanlar n her gncel eyleme ve zellikle de her ola and greve ba larken yerine getirdikleri uygulamalar (dualar, ibadetler v.s.) savunma ya da korunma nl emi de eri ta r. T pk bir fobinin histerik bir nbeti nlemek zere geli mesi gibi yasaklamalar n tak nt l eylemlerin yerini ald grlecektir. Yine, t pk Kilisenin evlilik treninin inanan iin aksi durumda gnah olacak olan cinsel haz z n bir onaylamas anlam na gelmesi gibi bir tren henz kesin olarak yasaklanmam eylere izin verilmesinin ba l oldu u ko ullar n toplam n temsil eder. Tak nt l nevrozun, yan s ra tm benzer bozukluklar n, bir di er zelli i d avurumlar n n (tak nt l eylemler de dahil olmak zere be lirtilerinin) akl n sava an gleri aras nda bir uzla ma olma ko ulunu yerine getirmesidir. D lerin yorumlanmas nda taraf mdan ke fedilmi olan ruhsal yer de i tirme dzene inin tak nt l nevrozun zihinsel srelerine egemen oldu unu fark edene dek klinik tablonun bu nemli zelli ini anlayamad k. Yukar da verilen birka tak nt l eylem rne inde simgeciliklerinin ve uygulanmalar ndaki ayr nt n n gerek, nemli bir eyden onun yerini alan kk bir eye bir yer de i tirmeyle -rne in bir kocadan bir sandalyeye- ortaya kt gayet a kt r. Dini alanda da ruhsal de erlerin bir yer de i tirmesi do rultusunda benzer bir e ilim oldu u ve bylece nemsiz dini uygulama trenlerinin sonunda temel ey haline geldi i ve altta yatan d nceleri bir yana itti i yads namaz. Dinlerin gemi i kapsar biimde i leyen ve de erlerin ba lang taki dengesini yeniden kurmay amalayan reformlara maruz kalmas n n nedeni budur. Bu benzerlikler gz nne al nd nda insan tak nt l nevrozu bir din olu umunun patolojik kar l olarak de erlendirmeye ve bu nevrozu bireysel bir sofuluk ve dini evrensel bir tak nt l nevroz olarak tan mlamaya cesaret edebilir. Ki i eski dinlerin geli iminde insano lunun "gnahkar" olduklar iin vazgeti i pek ok eyin Tanr 'ya teslim edildi ini ve yine onun ad na izin verildi ini, bylece kt ve toplumsal olarak zararl igdlerin ona devredilmesinin insan n kendini onlardan kurtarmas n n arac oldu unu karsar gibidir. Bu nedenle onlardan geli en ktlklerle birlikte insan n tm zelliklerinin s n rs z lde eskil tanr lara yklenmesi elbette rastlant sal de ildir. Bununla birlikte ilahi rne e ba vurarak kendi gnahlar n hakl k lmas na izin verilmemesi de bununla eli mez.

TOTEM VE TABU I ENSEST KORKUSU Avustralya yerlilerini alaca m. Evler ya da kal c bar naklar in a etmezler; topra i lemezler; kpek d nda evcil hayvan beslemezler; anak mlek sanat yla bile tan mam lard r. Tamamen avlad klar her trden hayvan etiyle, kazd klar kklerle ya arlar. Kral ya da ef tan mazlar; toplumla ilgili i lere ya l lar meclisi karar verir. Bu zavall plak yamyamlar n cinsel ya am n n bizim anlad m z anlamda ahlakl olmas n ya da cinsel igdlerinin byk lde bir k s tlamaya maruz kalmas n elbette beklemeyiz. Yine de en titiz zen ve en ac verici kat l kla ensest ili kilerden ka nmay amalad klar n grrz. Asl nda tm toplumsal rgtlenmeleri bu amaca hizmet eder ya da bu amac n yerine getirilmesiyle ili kiliymi gibi grnr. Avustralyal larda eksik olan tm din i ve toplumsal kurum lar n yerini "totemizm" sistemi alm t r. Avustralya kabileleri her biri kendi toteminin ad n ta yan kk blmlere ya da klanlara ayr lm t r. Totem nedir? Genellikle (ister yenebilir ya da zarars z ister tehlikeli ve korkutucu olsun) bir hayvan v e daha ender olarak da tm klanla zel bir ili kisi olan bir bitki ya da (ya mur ya da su gibi) do al bir grngdr. ncelikle totem, tm klan n ortak atas d r; ayn zamanda onlara kehanetler yollayan ve ba kalar iin tehlikeli de olsa kendi ocuklar n tan yan ve esirgeyen koruyucu ruhlar ve yard mc lar d r. Bunun kar l nda klan yeleri totemlerini ldrmeme ya da ona zarar vermeme ve onun etini yememe (ya da onlardan ba ka biimlerde yararlanmama) konusunda (otomatik yapt r mlara ba l ) kutsal bir ykmllk alt ndad rlar. Totemci zellik belli bir hayvan ya da varl kta de il belli bir s n ftan tm bireylerde do u tan mevcuttur. Zaman zaman, klan yelerinin totemlerinin hareket ve zelliklerini trensi danslarda temsil ya da taklit etti i enlikler yap l r. Bir Avustralyal n n totemiyle ili kisi onun tm toplumsal yk mllklerinin temelidir: bir yandan kabile yelerinden ve di er yandan kan ba lar ndan stndr.
Totem szc ilk kez 1791'de bir ngiliz olan J. Long taraf ndan Kuzey Amerika K z lderililerinden al narak ("totam" halinde) kullan lm t r. Totemci kurumlar n yaln zca Avustralyal lar aras nda de il ayn zamanda Kuzey Amerika K z lderilileri, Okyanusya halk , Do u Hindistan ve Afrika'n n byk bir blmnde de i lemi oldu u ya da halen i ledi i gzlemlenmi tir. Totemcili in bir zamanlar Avrupa ve Asya n n Ari ve Sami yerli rklar aras nda var oldu u da, aksi durumda a klanmas zor olan, belli sregelen kal nt lardan kar labilir. Bu nedenle pek ok ara t rmac bunu insan geli iminin evrensel olarak geirilmi zorunlu bir evresi olarak kabul etme e ilimindedir.

Totemleri buldu umuz neredeyse her yerde ayn zamanda ayn totemin insanlar n n birbirleriyle cinsel ili kide bulunmas na ve buna ba l olarak da evliliklerine kar bir yasa da buluruz. O halde bu totemiz mle ilgili bir kurum, " d evliliktir". Totemizmle d evlilik aras ndaki ba srmektedir ve ok s k bir ba oldu u a kt r. bir klandan biriyle cinse l ili kinin ola an cezas lmdr.

Avustralya' da yasaklanm

Totemler kal t msal oldu undan ve evlilikle de i medi inden yasaklaman n sonular n izlemek kolayd r. rne in, soyun di i izgisinden geldi i yerde Kanguru toteminden bir erkek Emu toteminden bir kad nla evlenirse k z ve o lan tm ocuklar Emu totemine ait olur. Dolay s yla totem dzeni bu evlilikten gelen bir o lun kendisi gibi Emu olan anne ya da k z karde leriyle ensest ili ki kurmas n olanaks z k lacakt r. te yandan bu yasaklama sz ko nusu oldu u srece Kanguru olan baba Emu olan k zlar yla ensest suu i lemekle serbesttir. Ancak, e er soy erkek izgisinden gelirse (tm ocuklar Kanguru olaca ndan) Kanguru baban n k zlar yla ensest ili kisi yasaklan rken o lan annesiyle ensest su i lemekte serbest olacakt r. Totem yasaklar n n o unlukla o lun ensest arzular na ynelik oldu unu d nmek iin gerekeler bulundu undan Totem yasaklamalar n n bu imalar di i izgisinden soy geli iminin erkek izgisinden geli imden daha eski oldu unu d ndrr. Ama biraz daha d nnce totemle ba lant l d evlili in bir erke in annesi ve k z karde leriyle ensestinin engellenmesinden daha faz las n gerekle tirdi i (ve dolay s yla daha fazlas n amalad ) grlr. Tmne sanki kan ba olan ki ilermi gibi davranarak bir erke in kendi klan ndan tm kad nlarla (yani kan ba olmayan pek ok kad nla) cinsel ili ki kurmas n olanaks z k lar. Uygar insanlarda kar l olabilecek herhangi bir eyin ok tesine uz anan bu ok kapsaml yasaklaman n ruhbilimsel hakl l n grmek ilk bak ta gtr. Ayn totemden gelen herkesin aras nda kan ba vard r. Bir aile olu tururlar ve bu aile iinde en uzak akrabal k bile cinsel ili kiye mutlak bir engel olarak kabul edilir. e itli akrabal k derecelerini anlatmak iin kullan lan terimler iki birey aras ndaki ili kiyi de il bir bireyle bir grup aras ndaki ili kiyi gsterir. Bir erkek "baba" terimini y aln zca kendi atas iin de il annesinin kabile yasas na uygun olarak evlenmi olabilece i ve dolay s yla kendisini dllemi olabilecek tm di er erkekler iin de kullan r; "anne" szc n yaln zca gerekten kendisini do urmu olan kad n iin de il kabile yasas n i nemeden kendisini do urmu olabilecek her kad n iin kullan r; "erkek ve k z karde " terimlerini yaln zca gerek ana babas n n ocuklar iin de il s n f anlamda kendisiyle ana baba ili kisi iinde olan tm bu insanlar n ocuklar iin de kullan r; vs. Dolay s yla iki Avustralyal n n birbiri iin kulland akrabal k terimlerinin bizimkiler gibi kan akrabal n belirtmesi gerekmez: bu szckler ruhsaldan ok toplumsal ili kileri temsil ederler. Kafa kar t r c grnmesine kar n e er buna ara t rmac L. Fison' n "grup evlili i" olarak adland rd , belli say da kad n zerinde evlilik haklar bulunan belli say da erkekten olu an evlilik kurumunun kal nt s olarak bakarsak kolayl kla a kl k kazan r. Bu insanlar aras nda bireysel evlilikten nce grup evlili i vard ve ortadan kalkt ktan sonra ard nda hem dil hem de ge leneklerde kesin izler b rakt . Totemci d evlilik, ayn klan yeleri aras nda cinsel ili ki yasa , grup ensestini engellemenin uygun arac olarak grnr.

nk Avustralya'da tek yasa n totem engeli oldu u az say da rk bulunur. o u, evlilik s n flar ya da "a iret" olarak bilinenler, iki blme ayr lacak ekilde rgtlenmi tir. Bu a iretlerden her biri d evlilikidir ve bir dizi totem klan n ierir. Genellikle her a iret iki alt a irete blnr, bylece tm kabile a iretlerle totem klanlar aras nda alt a iretler olmak zere d rde ayr l r. Burada on iki totem klan drt alt a iret ve iki a irete blnr. En geli mi biimiyle evlilik s n flar sistemi do al ve grup ensestinin tesine gemeye ve uzak akraba gruplar aras nda evlili i yasaklamaya ynelik bir abaya tan kl k eder. Avustralyal lar n yan s ra di er vah i halklar n da ensestin engellenmesinde gsterdikleri zene dikkati ekmek amac m z iin yeterli olacakt r. Bunlara, bireylerin yak n akrabalar yla ili kilerini dzenleyen bir dizi "gelene i" eklemeliyiz; szc n tam anlam yla dini kat l kla uygulanan ve amac hi de ku ku gtrmeyen gelenekler. Yeni Hebrid adalar ndan Lepers Adas nda bir o lan belli bir ya a geldi inde art k evde ya amaz, bundan byle srekli olarak beslenip uyuyaca "klp evinde" yerini al r. Yemek istemek iin yine babas n n evine gidebilece i do rudur ama e er k z karde i evdeyse yemeden gitmek zorundad r; e er orada k z karde i yoksa kap n n yan na oturup yiyebilir. E er rastlant eseri k z ve erkek karde a k havada kar la rlarsa k z ka p saklanmal d r. Bir o lanla annesi aras ndaki ekince o lan bydke artar ve anneninki o lan nkinden ok daha fazlad r. E er anne yemek getirirse ona vermez, almas iin yere b rak r. Onunla konu urken ona ikinci tekil ah sla hitap etmez, daha mesafeli o ul biimleri kullan r. Benzer gelenekler Yeni Kaledonya'da da yayg nd r. Yeni Britanya'n n Gazelle yar madas yerlileri aras nda bir k z n evlendikten sonra erkek karde iyle konu mas na izin verilmez; ad n asla a z na almaz ama ona ba ka bir szckle hitap eder. Yeni Mecklenburg'da bir tr kuzenler k z ve erkek karde ler gibi benzer k s tlamalara maruz kal rlar. Fiji'de bu ka nma kurallar zellikle kat d r; yaln zca kan ba yla k z karde leri de il kabile k z karde lerini de etkiler. Sumatra'daki Batta'lar aras nda ka nma kurallar tm yak n akrabalara uygulan r. Dahas , bir baba asla evde k z yla yaln z k lmaz, anne de o luyla ... Bu insanlar bir erkekle bir kad n n yaln z ba lar na kar la mas n n aralar nda uygun olmayan bir yak nl a yol aaca n kesin kabul ederler. Gney Afrika'daki Delagoa Krfezinde Barongo' lar aras nda bir erke in bald z yla ili kilerini en kat kurallar belirler.

ngiliz Do u Afrika's nda Bir k z ergenlikle evlilik dnemi aras nda babas ndan ekinmelidir. Yolda kar la rlarsa babas geerken k z saklan r ve asla onun yan na gidip oturamaz. Evlendikten sonra babas ndan hibir biimde ka nmaz. En yayg n ve en kat (ve uygar rklar n bak kay nvalidesiyle ili kisini k s tlayand r. a s ndan en ilgin) ka nma bir erke in

Ruhsal-cinsel gereksinimleri evlili inde ve aile ya am nda doyum bulacak olan bir kad n s kl kla evlilik ili kisi zamans z bir biimde son buldu u iin ve duygusal y a am n n sakinli i nedeniyle doyumsuz kalma tehlikesinin tehdidi alt ndad r. Ya land ka bir anne kendisini ocuklar n n yerine koyarak, kendisini onl arla zde le tirerek bu tehditten kurtulur Ana babalar n ocuklar yla gen kald klar sylenir ve asl nda bu ana babalar n ocuklar ndan edindikleri en de erli ruhbilimsel kazanlardan biridir. Evlili in ocuksuz oldu u yerde kad n evlili inin kendisinden talep etti i boyun e meye katlanmas nda kendisine en ok yard mc olabilecek eylerden birinden yoksundur. Ruhzmlemesi bize bir o lan n sevgisi iin ilk nesne seiminin ensest do ada oldu unu ve bu nesnelerin yasak nesneler-annesi, k z karde i- oldu unu retmi tir. Bydke kendisini bu ensest ekimden kurtarma biimini de rendik. te yandan bir nevrotik de i mez biimde bir lde ruhsal geli memi lik sergiler. Ya ocuklu unda egemen olan ruhsal-cinsel durumlardan kurtulmay ba aramam ya da onlara geri dnm tr. II TABU VE DUYGUSAL FTE DE ERL L K (1) Tabu bir Polinezya szc dr.

Tabunun anlam iki birbirine z t yne ayr l r. Bizim iin bir yandan "kutsal", "kutsanm " ve te yandan da "tekinsiz", "tehlikeli", "yasak", "murdar" anlam na gelir. Tabuda yakla lamaz bir ey duygusu vard r ve genellikle yasaklar ve k s tlamalarda ifade edilir. Bizim kutsal korku szdizimimiz anlam olarak s kl kla "tabu"ya uyar. Wundt (1906) tabuyu insan n en eski yaz s z yasalar dsturu olarak tan mlar. Genellikle tabunun tanr lardan daha ya l oldu u ve herhangi bir dinin var olmad bir dneme dek geri gitti i varsay l r. Gerekte tabu yaln zca (a) insan ya da eylerin kutsal (ya da murdar) zelli ini, (b) bu zellikten do an yasak trn ve (c) yasa n ihlal edilmesinden kaynaklanan kutsall (ya da murdarl ) ierir. Polinezya da tabunun kar t noa ve "genel" ya da "s radan" anlam na gelen birle ik biimlerdir. Daha geni anlamda e itli tabu s n flar ay rt edilebilir: (i) do al ya da do rudan, bir insanda do u tan beri var olan mana'n n (gizemli g) sonucu; (ii) aktar lm ya da dolayl yine mana'n n sonucu ama (a) edinilmi ya da (b) bir rahip, ef ya da ba ka bir insan taraf ndan dayat lm ; (iii) ara, bir kad n n kocas na mal edilmesinde oldu u gibi iki etmenin de var oldu u ... Terim di er adet edinilmi k s tlamalarda da kullan l r ama bir "dini yasak" olarak tan mlanmas daha do ru olan eyden tabu olarak sz edilmemelidir. 7

Tabular n ok say da amalar vard r: (i) do rudan tabular n amalad klar (a) nemli ki ilerin - efler, papazlar vs.- ve eylerin ktl e kar korunmas ; (b) gszn -kad n, ocuk ve genelde s radan insan- eflerin ve papazlar n gl mana's ndan (byl etkisinden) korunmas ; (c) cesetlere dokunma ya da onl arla temas etme, belli besinleri yeme, vs. yoluyla girilen tehlikelere kar haz rl k; (d) engellere kar ya am n nemli eylemlerine -lm, yeli e kabul treni, evlilik ve cinsel i levler, vs.- rehberlik etme; (e) insanlar tanr lar n ve ruhlar n fke ve gcnden koruma; (ii) Tabular bir bireyin mallar n , arazilerini, aletlerini h rs zlara kar korumak iin konmu tur. "Bir tabunun ihlal edilmesi sulunun ke ndisini bir tabu yapar ... " Bizim ilgilendi imiz ey bu ilkel rklar n maruz kald bir dizi yasakt r. Her ey yasakt r; ama neden yasak oldu una ili kin hibir fikirleri yoktur ve sormak ak llar na gelmez. Tam tersine, yasaklara sanki do al bir eymi gibi uyarlar ve ihlal edilmelerinin otomati k olarak do rudan cezayla kar lanaca ndan emindirler. Tm bu yasaklar n ard nda belli insanlar ve eylerin, neredeyse bir enfeksiyon gi bi kendileriyle temas yoluyla geebilen, tehlikeli bir gle ykl olduklar iin gerekli olduklar eklinde kuram do as nda bir ey yatar. Esas olarak onlar ldrmeye ve yemeye kar yasaklar ieren hayvan zerine tabular Totemizmin ekirde ini olu turur. Bir erke in devaml kulland mal di er erkekler iin her zaman tabudur; rne in, giysisi, aletleri ve silahlar . Avustralya'da bir erke in en ki isel mal na ocukken yeli e kabul s ras nda alm oldu u yeni ad da dahildir. Bu ad tabudur ve gizli tutulmas gerekir. Herhangi bir nedenle tekinsiz o lan ya da korku uyand ran her eyin tabu konusu halin e gelmesi eklinde bir kural izler grnrler. Ama, diye ekler Wundt, tabunun gerek kayn aklar ayr cal kl s n flar n karlar ndan daha derinlerde yatar: "kkenleri insan igdlerinin en ilkel ve ayn zamanda en kal c s n n kayna ndad r ' eytans ' gler korkusunda. znde tabu, bir tabu nesnesinde sakl oldu una inan lan ' eytans ' gce ili kin nesnelle tirilmi korkudan ba ka bir ey de ildir. Tabu bu gc uyand rabilecek her eyi yasaklar ve bu yasa n isteyerek ya da istemeden bozulmas halinde eytan n intikam n n nlenmesini emreder. (2) Nevrotiklerin tak nt l yasaklar yla tabular aras ndaki en a k ve en arp c uyu ma noktas bu yasaklar n e it lde gdden yok sun ve kkenlerinin e it lde a rt c olmas d r. Belirsiz bir anda ortaya karak dayan lmaz bir korku taraf ndan zorla srdrlm lerdir. Bir d ceza tehdidine gerek yoktur n k herhangi bir ihlalin dayan lmaz bir felakete yol aaca na dair bir isel kesinlik, ahlaki bir inan vard r. Baz yasaklar n amac apa kt r. Di erleri, tam tersine, bizi anla lmaz, anlams z ve aptalca olu lar yla etkilerler ve bu ikinci trden yasaklar "trensel" olarak tan mlan r. Bu ayr m tabu uygulamalar nda da mevcuttur. Tak nt l yasaklar onlara maruz kalanlar n ya amlar nda t pk tabu yasaklar ndaki kadar geni vazgemeleri ve k s tlamalar ierir; ama e er belli eylemler gerekle tirilirse 8

baz lar kald r labilir. Bundan sonras nda o eylemlerin gerekle tirilmesi gerekir: zorlay c ya da tak nt l eylemler haline gelirler ve bunlar n kefaret, gnah karma, savunma nlemleri ve ar nd rma do as nda olduklar ku ku gtrmez. Bu tak nt l eylemlerden en yayg n suyla y kanmad r ("y kar ma manisi"). Baz tabu yasaklar ayn biimde de i tirilebilir; ya da daha do rusu ihlal edilmeleri benzer bir "trenle" telafi e dilebilir ve yine burada da ye lenen yntem suyla ar nma ayinidir. imdi, tabu adetleriyle tak nt l belirtiler aras ndaki uyu man n net olarak grnd noktalar zetleyelim: (1) yasaklar n saptanmas olas bir gdden yoksun olu u; (2) bir i gereklilikle srdrlmeleri; (3) kolayca yer de i tirebilir olu lar ve yasaklanm nesneden bula ma riski bulunmas ve (4) trensi eyleml erin uygulanmas na ynelik emirlere yol amalar . Tabular n bir zamanlar bir ku ak ilkel insana d tan dayat lm olan ilksel yasaklar oldu unu varsaymam z gerekir; demek ki onlar n akl na da bir nceki ku ak taraf ndan zorla sokulmu olmal lar. En eski ve n emli tabu yasaklar totemizmin iki temel yasas d r: totem hayvan n ldrmemek ve totem kl an n n kar cinsten yeleriyle cinsel ili kiden ka nmak. O halde, bunlar n insan arzular n n en eski ve en glleri ol mas gerekir. Tabunun temeli, uygulanmas iin bilin d eylemdir. nda gl bir e ilimin bulundu u, yasak bir

Bir tabuyu ihlal eden biri tabu haline gelir nk di erlerini kendi rne ini izlemeye ayartma eklindeki tehlikeli niteli e sahiptir: ba kalar na yasak olan eyi yapmas iin ona neden izin verilsin? Her rne in taklidi yreklendirmesi a s ndan bu ki i gerekten bula t r c d r ve bu nedenle bizzat ondan uzak durulmal d r. Bir kral n tabusu kullar ndan biri iin fazla gldr nk aralar ndaki toplumsal fark ok byktr. Ama bir rahibin arabulucu olarak gr ev grmesinde bir zarar yoktur. Bunu tabu dilinden normal ruhbilim diline evirirsek a a yukar u anlama gelir. Kralla temas n getirdi i byk ayart dan korkan bir kul , bu kadar ok k skanmas n n gerekmedi i ve konumu kendisine ula labilir grnebilen bir grevliyle ili kiye katlanabilir. Yine bir rahip krala duydu u k skanl bizzat kendisinin kulland gc d nerek azaltabilir. Bylece, iki insan n sahip oldu u ayart c byl g miktarlar aras ndaki kk farklardan byk olanlardan daha az korkuldu u ortaya kar. Neden belli tabu yasaklar n n ihlal edilmesinin, hepsinin zarar grmemesi iin, toplulu un tm yeleri taraf ndan cezaland r lmas yada bedelinin detilmesi gereken toplumsal bir tehlike olu turdu u e it lde a kt r. Bilind arzular n yerine bilinli itkileri koyarsak tehlikenin gerek bir tehlike oldu unu grrz. Tehlike toplulu un h zla zlmesine yol aacak olan taklit riskinde yatar. E er ihlalin intikam di er yeler taraf ndan al nmasayd ihlalciyle ayn biimde davranmay istediklerinin fark na var rlard . Dokunma bir insan ya da bir nesne zerinde denetim kurman n ya da ondan yararlanmaya kalk man n ilk ad m d r. 9

Tabu d ar dan (bir otorite taraf ndan) zorla dayat lan ve insano lunun boyun e di i en gl zlemlere yneltilmi ilksel bir yasakt r. Bir tabunun ihlalinin bedelinin bir vazgemeyle denebilmesi tabuya boyun e menin temelinde vazgemenin yatt n gsterir. a) D manlara davran Kurallar (1) ldrlen d man n ho nut k l nmas n (2) ldren zerinde k s tlamalar (3) onun taraf ndan gnah karma ve kefaret i lemlerinin gerekle tirilmesini (4) belli ayin treni ister. Yolculuktan dn te kafalar al nm olan insanlar n ruhlar n yat t rmak iin kurbanlar sunulur. nsanlar bu trden sunular yap lmazsa zaferin zerine talihsizlik d ece ine inan r. Dahas trenin bir blm, ldrlen ki inin lmne a t yak lan ve ba lamas iin yalvar lan bir ark e li inde bir dans ierir. K zma derler nk kafan burada bizimle; biz daha az ansl olsayd k imdi bizim kafalar m z senin kynde sergileniyor olabilirdi. Seni ho nut k lmak iin kurbanlar sunduk. Art k ruhun huzur bulabilir ve biz i rahat b rakabilir. Neden bizim d man m z oldun? Arkada kalsayd k daha iyi olmaz m yd ? O zaman kan n dklmez ve kafan kesilmezdi. Tm bu kurallardan karmam z gereken sonu bir d mana ifade ettikle ri itkilerin yaln zca d manca itkiler olmad d r. Ayn zamanda pi manl n, d mana hayranl n ve onu ldrm olman n vicdan azab n n d avurumlar d r. Bir tanr taraf ndan insanlara yasalar listesinin indirilmesinden ok nce bu vah ilerin canl bir emre sahip oldu u kavram na direnmek gtr: ihlal edilmesi cezas z kalmayacak olan "ldrmeyeceksin". Muzaffer bir ldren z erindeki k s tlamalar ola anst biimde s k ve genellikle a rd r. Bu k s tlamalar n amac erkekleri, ldrlen ki inin kan kokusundan korumakt r. Bir Choctaw bir d man ldrd nde ve kafa derisini yzd nde bir ay boyunca sa n taramayaca ve e er kafas ka n rsa bu amala bile ine ba lad kk sopadan ba ka bir eyle ka mayaca bir yasa girer. ki ilke birle tirilmi tir: tabunun ldrle n adamdan onunla temas etmi olan her eye geni letilmesi ve ldrlen adam n hayaletinden duyulan korku. (b) Hkmdarlar zerine Tabu Bir hkmdar n yaln zca korunmas gerekmez ayn zamanda ondan korunulmal d r. Bu amalardan ikisi de say s z tabu kurallar yla sa lan r. Neden hkmdarlardan korunmak gerekti ini zaten biliyoruz. nk onlar elektrik yk gibi temasla aktar lan ve benzer bir ykle korunmayan birine lm ve felaket getiren gizemli ve tehli keli byl bir gcn ta y c lar d rlar. Henz ok da uzak olmayan bir zamanda ngiltere krallar Kral n erri olarak bilinen, s raca hastal n iyile tirme gcne sahipti. I. Charles' n 1633'de tek bir hareketle yz hastay iyile tirdi i sylenir. II. Charles' n yz bin ki iye yak ndan dokundu u san l r. Bu are arayanlar kalabal o kadar byk olurdu ki bir keresinde iyile meye gelenlerden alt ya da yedisi ezilerek lm t. 10

Vah i insanlar aras ndaki bu hkmdarlar bir lde gce ve yal n zca tanr lar n bir zelli i olan ve uygarl n daha sonraki evrelerinde yaln zca saray mensuplar ndan en alaklar n n onlarda varm gibi davranaca iyilikler ihsan etme ye tene ine sahiptirler. Mikado nun "aya yla yere basmas n n onuru ve kutsall iin zararl olaca n d nd n" belirtir "bu nedenle bir yere gitmek istedi inde oraya adamlar n omuzlar stnde ta nmas gerekir. Kutsal ki ili ini a k havaya karmas ndan znt duyacaklard r ve gne onun ba nda parlayacak kadar de erli bulunmaz. Bedeninin tm blmlerine ylesi bir kutsall k yklenmi tir ki ne sa n , ne sakal n ne de t rnaklar n kesemez. Ancak, ok fazla kirlenirlerse onu gece uyku dayken temizleyebilirler; nk, diye a klarlar, o s rada bedeninden al nan ey ondan al nm t r ve bylesi bir h rs z onun kutsall n ya da onurunu zede lemi olmaz. Kral ve rahiplerin sayg nl yla ilgili tabular n tan m na daha fazla girmek iin ne yerimiz yeterlidir ne de ilgimizi eker. Yaln zca onlarda ba rol hareket ve beslenme zgrl zerine k s tlamalar n oynad n ekleyece im. Sierra Leone yerlileri aras nda krall k onurunu kabul etmeye kar k o kadar bym tr ki o u kabile krallar olarak yabanc lar semek zorunda kalm t r. Frazer (1911) tarihin ak iinde ilk rahip krall n er yada ge bir ilahi ve bir de dnyevi gce blnmesini bu ko ullara ba lar. Krallar, kutsal grevlerinin a rl yla gerek i ler zerinde denetimlerini kuramaz hale geldiler ve bu i ler krall n sayg nl ndan vazgemeye haz r olan daha alt dzey ama daha pratik insanlar n eline kald . Bylece uygulamay ynelik olarak herhangi bir nemi bul unmayan ruhani egemenlik eski tabu krallar na kal rken bu ki iler dnyevi hkmdarlar haline geldi. Krallar n seen Sierra Leone'nin Timmes vah ileri ta giyme treni ak am nda onu dvme hakk n kendilerinde tutar ve bu anayasal haklar n o denli iten biriyi ni yetle yerine getirirler ki kimi zaman zavall kral tahta kacak kadar ya amaz. Bu nedenle nde gelen efler bir adama kar kin gttkleri ve ondan kurtu lmak istedikleri zaman onu kral seerler. Ancak bunun gibi arp c rneklerde bile d manl k oldu u gibi kabullenilmez, trenle maskel enir. Krallar na ya mur, gne , rzgar ve hava gcn yklediklerinde ve sonra do a ba ar l bir av ya da zengin bir hasat umutlar n bo a kard iin onlar tahttan indirdikleri yada ldrdklerinde vah iler gerekten de krallar yla ayn biimde davranmaktad r. Bir o lan n babas na ili kin resmi al k n olundu u zere bu trden a r glerle kapl d r ve babaya gvensizli in ona hayranl kla yak ndan ba lant l oldu u anla lm t r. Bir paranoyak arkada lar ndan birinin modelini bir "eziyeti"ye dn trd nde onu bir baba konumuna ykseltmektedir; tm talihsizl ikleri iin sulayabilece i bir konuma koymaktad r. Dolay s yla vah ilerle nevrotikler aras ndaki bir ikinci benzerlik bize bir vah inin hkmdar na kar tutumunun by k blmnn bir ocu un babas na ynelik ocuksu tutumundan tredi i gere inin ipucunu verir. (c) ller zerine Tabu

11

llerin gl yne ticiler oldu unu biliyoruz; ama onlara d manlara oldu u gibi davran ld n rendi imizde a rabiliriz. Maori'ler aras nda bir cesede dokunmu ya da gmlmesinde rol alm olan biri en st dzeyde murdard ve arkada lar yla ili kisi kesilir ya da deyim yerindeyse, boykot edilirdi. Yeme e bile dokunamazd . Yemek nne, yere konur ve sonra elleri zenle arkas nda ba l durumda oturur ya da diz st kerek elinden geldi ince kemirirdi. Neredeyse her kalabal k kyde kirlenmi olan ki iyi bu ekilde bekleyerek ok d k bir cret kazanan gzden d m bir sefil, bir alaklar n en ala ya ar. Yaln zca onun "lye ... son grevlerini yerine getirmi olan ki iye bir kol boyu yakla mas na izin verilirdi. lyle bedensel temastan sonraki tabu kurallar Polinezya, Melanezya ve Afrika'n n bir blmnde ayn d r. Bunlar n en s k rastlanan zelli i bylesi bir temasta bulunmu ki ilerin yeme e dokunmas na kar yasak ve bunun sonucu olarak da o nlar n ba kalar taraf ndan beslenmeleri gere idir. " ngiliz Yeni Gine'sinin Mekeo blgesinde erkek bir dul tm sivil haklar n kaybeder, toplum d na itilmi biri, herkesin uzak durdu u korku ve deh et nesnesi haline gel ir. Son ipucu erkek ya da kad n dullar n tehlikeli zelliklerinin kkenini ba tan karma tehlikesine dek geri izlemeyi kolayla t r r. bir efendisi ya da sahibi olmad ndan di er erkeklerin arzular n uyand rmaya a kt r. Bu trden yerine geen doyumlar yas d ncesinin tersine i ler ve ka n lmaz olarak hayaletin fk esini uyand racakt r. Yasla ilgili en a rt c ama ayn zamanda retici adetlerden biri l insan n ad n a za almaya ynelik yasakt r. Birbirinden ok uzak insanlar aras nda da grlr. l akrabalar n n ad n n an lmas ya ayanlar iin lmcl bir a a sama olarak kabul edilir ve bunun cezas cinayetinkinden daha az de ildir. Bir lmden son ra ses benze imi gz nne al nmaks z n l ki inin tm akrabalar adlar n de i tirir. Asl nda, Paraguay Guaycuru'lar aras nda bir lm gerekle ti inde ef kabilenin tm ye lerinin ad n de i tirirdi ve o andan ba layarak herkes yeni ad n sanki tm ya am boyunca ta m gibi hat rlard . Vah ilerin bir ad insan n ki ili inin temel bir blm v e nemli bir iyelik olarak kabul ettiklerini ak lda tutarsak adlar zerine bu tabu daha az a rt c grnecektir: szcklere her anlamda eyler olarak davran rlar. Vah ilerin l birinin ad n onun ki ili inin bir blm olarak kabul etmeleri ve onu ilgili tabuya tabi k lmalar art k bizi a rtmaz. Yine, l birinin ad n a za almak da a k olarak onunla temasta bulunman n bir trevidir. En belirgin a klama l bedenlerin ve onlarda h zla grnr hale gelen de i ikliklerin do urdu u deh eti i aret edecektir. Tabu adetlerinin garipliklerinden sorumlu olan ey yastan ba ka, ok farkl amalar gz nne alan bir ey olmal . nk onlar l insan n hayaletinin varl ndan ya da geri dn nden korktuklar n gizlemezler ve onu uzakta tutmak ya da kovmak iin ok say da tren gerekle tirirler. 12

Ad n a za alman n onun ruhunu a rmayla ayn ey oldu unu ve bunu h zla onun varl n n izleyece ini d nrler. Hayaletin kendilerini tan mamas iin kendilerini gizlerler veya onun ya da kendilerinin ad n de i tirirler; hayaletin ad n a z na alarak onu akrabalar na kar k k rtan pervas z yabanc lara fkelenirler. Tabunun znn eytanlardan bir korku oldu unu d nen Wundt'un gr nn bir do rulamas n bulmu gibiyiz. Bu kuram o kadar ola anst bir bo inanca dayal d r ki ilk bak ta inan lmaz grnr: yani, son derece itenlikle sevilen bir akraban n lm an nda yak nlar n n d manl ktan ba ka bir ey bekleyemeyece i ve kt arzular ndan kendilerini olas her biimde korumak zorunda olduklar bir eytana dn t varsay m . Aralar nda sudan bir perde olana dek canl lnn sald r lan kar s nda gven iinde de ildi. nsan n ly adalara ya da nehirlerin uzak taraf na gmmeyi ye lemesinin nedeni budur ve "Burada ve te Dnyada" gibi deyimler bundan kaynaklan r. Daha sonra lnn ktcll azald ve ierlemek iin belli bir hakk olan zel kategorilerle s n rland - rne in kt ruhlar olarak katillerini izleyen ldrlen insanlar ya da doyurulmam arzular yla len gelinler gibi. Ama, diye devam eder Kleinpaul, ba lang ta tm ller vampirdi, hepsinin canl lara kar kini vard , onlara zarar vermeye ve ya amlar n almaya al rlard . Kt ruhlar kavram ilk olarak cesetlerden km t . lm genel olarak talihsizliklerin en a r olarak kabul edilir; bu nedenle llerin yazg lar ndan hi ho nut olmad klar na inan l r. lkel d ncelere gre bir insan yaln zca gle de ilse bile byyle- ldrlrse lr ve bylesi bir lm do al olarak ruhu intikamc ve kt huylu k lma e ilimindedir. Canl lar k skan r ve eski dostlar n n arkada l n zler; o halde lmlerine neden olmak iin onlara hastal klar yollamas nda a lacak bir ey yoktur... Ama bedensiz ruhun btnyle ktcl bir varl k oldu u kavram n n ayn zamanda lm korkusunun sonucu olan igdsel lden korkmayla yak ndan ili kili oldu u ku ku gtrmez. Bir insana yo un duygusal ba l l n bulundu u neredeyse her olguda duyarl sevginin ard nda bilind nda gizli bir d manl k bulundu unu grrz. Bu, ifte de erlilik herkesin do u tan gelen mizac nda az ya da ok miktarda mevcuttur; normalde incelemekte oldu umuz tak nt l kendini sulamalar yaratacak kadar ok de ildir. Ancak ki inin do as nda oka var oldu unda kendisini asl nda insan n bulmay hi beklemeyece i yerde, znenin en ok sevdi i ki ilerle ili kisinde gsterecektir. imdi henz lm olanlar n ruhlar n n eytanlara dn t d ncesini ve ya ayanlar n kendilerini onlar n d manl ndan tabularla koruma zorunlulu u duymas n a klayabilecek bir gd bulduk. Ama ilkel insanlar bilind nda lm kar s nda ho nutluk olarak duyumsanan bu d manl kla farkl bir biimde ba a kar. Bunun kar s ndaki savunma onu d manl k nesnesinin, llerin kendilerinin yerine koyma biimini al r. Hem normal hem de patolojik zihinsel ya amda ortak olan bu savunma nlemi bir "yans tma" olarak bilinir. Hayatta kalan ki i bylece sevilen l ki iye kar d manca duygular beslemi oldu unu yads r; onun yerine lnn ruhu bu duygular besler ve tm yas sresi boyunca bunlar eyleme sokmaya al r. Hayatta kalan n yans tma arac l yla gerekle tirdi i ba ar l savunmaya ra men duygusal tepkisi ceza ve vicdan azab zelli i gsterir nk bunlar n k smen d man eytana kar savunma 13

nlemleri olarak k l k de i tirmesine kar n kendisi korkular n klesidir ve vazgemelere, k s tlamalara boyun e er. Di erleri gibi l zerine tabu da bilinli ac yla meydana gelmi olan lm kar s ndaki bilind doyum aras ndaki z tl ktan do ar. Hayaletin ierlemesinin kkeni bu oldu undan do al olarak korkacak en fazla eyi olanlar eskiden ona en yak n olanlar ve en sevdikleri olacakt r. Westermarck vah ilerin do al ve do al olmayan lm aras nda ayr m yapmad klar nda srar etmekte hakl d r. Bilind d ncede do al bir lmle len biri ldrlm biridir: onu kt istekler ldrm tr. eytanlar n varl n kabul etti imiz do rudur ama nihai ve ruhbilimsel olarak zmlenemez bir ey olarak de il. Deyim yerindeyse eytanlar n tesine gemeyi ba ard k nk onlar ya ayanlar taraf ndan lye beslenen d manca duygular n yans malar olarak a klad k. (4) Kendi kt itkilerinin eytanlara yans t lmas ilkel insanlar n evren gr n olu turan ve izleyen denemede- "animizm" olarak tan yaca m z bir sistemin yaln zca bir blmdr. Tm eytan kavram n n canl n n lyle olan nemli ili kisinden tremi olmas pekala olas d r. Bu ili kinin do as nda var olan ifte de erlilik insan n daha sonraki geli imlerinde, ayn kkten birbiriyle tamamen z t iki ruhsal yap karmas yla ifade edilir: bir yandan eytan ve hayaletlerden duyulan korku ve di er yandan atalara sayg . eytanlar n daima yak n zamanda lm olan ki ilerin ruhlar olarak kabul edilmesi yas n eytanlara inanc n kkeni zerindeki nemini her eyden daha iyi gsterir. Yas n gerekle tirmesi gereken olduka zel bir ruhsal grevi vard r: i levi ya ayan n an ve umutlar n lm olandan ay rmakt r. Bu ba ar ld nda ac yla birlikte vicdan azab ve kendini sulamalar, sonu olarak da eytandan korku azal r. Ve ba lang ta eytan oldu u iin korkulan ayn ruhlar art k daha s cak bir yakla m bekleyebilir, ata olarak sayg grrler ve yard mlar iin onlara ba vurulur. Vicdan nedir? Dile gre insan n "en kesin olarak bilincinde" oldu u eyi anlat r. Asl nda baz dillerde "vicdan" ve "bilin" szckleri birbirinden glkle ay rt edilebilir. Vicdan iimizde i lemekte olan belli bir iste in reddedili inin isel alg s d r. Ancak vurgu bu reddedi in destek iin ba ka hibir eye ba vurmak zorunda olmay nda yani "kendinden emin" olu undad r. Bu, su bilinci durumunda daha da nettir. Bunun iin bir neden ileri srmek gereksiz grnecektir: vicdan olan biri iinde k nama iin hakl l k, gerekle mi olan eylem iin kendini sulama duyumsamak zorundad r. Ayn zellik vah inin tabuya ynelik tutumunda da grlr. Vicdan taraf ndan verilmi bir emirdir; ihlal edilmesi, do al olarak ortaya kan ve kkeni bilinmeyen korkutucu bir sululuk duygusu yarat r. Nevrozlar ruhbilimi bize istekli itkilerin bast r lmas dn t n retmi tir. halinde libidolar n n anksiyeteye

Hi kimsenin yapmay istemedi i bir eyi yasaklamaya gerek yoktur ve en iddetli biimde yasaklanan bir ey arzu edilen bir ey olmal d r. E er bu ussal sav ilkel 14

insanlar m za uygulayacak olsayd k onlar n en gl ba tan kartmalar ndan baz lar n nhi de olas grnmeyen- kral ve rahiplerini ldrmek, ensest suu i lemek, lye kt davranmak vb. oldu u sonucuna var rd k. Tabu bir nevroz de il toplumsal bir kurumdur. lkel insanlar aras nda bir tabunun ihlalini bir cezan n, genellikle ciddi bir hastal k ya da lmn izlemesinden korkulur. Ceza tabunun ihlalinden sorumlu olan ki iye gelecektir. Tak nt l nevrozlarda durum farkl d r. Hasta e er yasak bir eylem gerekle tirirse cezan n kendisine de il ba ka birine gelmesinden korkar. Ancak bir tabunun ihlalinin cn otomatik olarak hatay yapandan almamas durumunda vah iler aras nda hepsinin fkenin tehdidi alt nda oldu u eklinde kolektif bir duygu do ar ve bunun zerine verilemeyen cezay kendileri vermek iin acele ederler. Sz konusu olan ey bula c bir rne in, ba tan karman n taklit edilece i korkusudur yani tabunun bula c l k zelli i. E er bir ki i bast r lm arzuyu doyurmay ba ar rsa toplulu un tm di er yelerinde ayn arzunun uyanmas ka n lmazd r. Ba tan karmay bast rmak iin g pta edilen ihlalcinin giri iminin rnnden yoksun b rak lmas gerekir ve ceza s kl kla bir kefaret eylemi k l nda ayn kusuru i lemek iin onu uygulayanlara bir olanak sa layacakt r. Asl nda bu, insanl n ceza sisteminin temellerinden biridir ve ku kusuz yasaklanm itkilerin hem suluda hem de cezaland ran toplumda var oldu u varsay m na dayal d r. Bu konuda ruh zmlemesi dindarlar n her zamanki hkmnn do rulamas ndan te bir ey de ildir: hepimiz zavall gnahkarlar z. Yasa n kkeninde her zaman hastan n sevdi i bir insana kar d manca bir ilki bulunur - o insan n lmesi iste i. Bu itici bir yasakla bast r l r ve yasak yer de i tirme yoluyla sevilen insana kar d manca bir eylemi temsil edebilecek belli bir eyleme ili tirilir. E er bu eylem uygulan rsa bir lm tehlikesi vard r. Ama sre daha da ileri gider ve sevilen insan n lmesi iste inin yerini lebilece i korkusu al r. Tabu, tak nd biimlerle nevroti in dokunma korkusuna, "dokunma fobisine" ok benzer. Nevrozda yasak her zaman cinsel trden dokunmayla ilgilidir ve ruhzmlemesi nevrozlarda ba ka yne sapt r lan ve yer de i tiren igdsel glerin cinsel kkenli oldu unun genelde do ru oldu unu gstermi tir. Dolay s yla nevrozun zelli i olan ey cinsel igdsel elerin toplumsal olanlar zerindeki stnl dr. Ancak bizzat toplumsal itkiler benci ve erotik parac klar n zel trden bir btnde birle mesinden tremi tir. Nevrozlarda i lemekte olan igdleri zmlersek onlardaki belirleyici etkinin cinsel kkenli igdsel gler taraf ndan yarat ld n buluruz; te yandan kar l k gelen kltrel olu umlar benci ve erotik elerin birle mesinden do an toplumsal igdlere dayal d r. Cinsel gereksinimler, kendini koruma istemleri gibi, insanlar birle tirme gcne sahip de ildir. Cinsel doyum temelde her bireyin z el sorunudur. Nevrozlar n toplumsal olamayan do as n n genetik kkeni onlar n doyurucu olmayan gereklikten daha haz verici olan d lem dnyas na kama eklindeki en temel amalar nda yatar. Nevrotiklerin bu ekilde kat gerek insan toplumunun ve onun kolektif olarak yaratt egemenli i alt ndad r. Gereklikten uzakla ma ayn zamanda insan toplulu undan geri ekilmedir. 15

III AN M ZM, BY VE D NCELER N HER

EYE GC YETERL

(1) Animizm, daha dar anlam yla, ruhlar retisi ve daha geni anlam yla da genel olarak ruhsal varl klar retisidir. "Animatizm" terimi bize cans z nesneler olarak grnen eylerin canl zelli i kuram n anlatmak iin de kullan lm t r. Ba lang ta belli bir felsefe sistemini tan mlamak iin kullan lan "animizm" szc ne imdiki anlam Tylor taraf ndan verilmi grnr. lkel rklar n do a ve evrene ili kin olarak benimsedi i fazlas yla dikkat ekici bir gr n kavranmas yd . Onlar dnyay hem iyi hem de kt say s z ruhsal varl klarla doldururlar; bu ruhlar ve eytanlar do al grnglerin nedeni olarak kabul ederler ve yaln zca hayvan ve bitkilerin de il dnyadaki tm cans z nesnelerin onlar taraf ndan canland r ld na inan rlar. ilkel halklar insanlarda benzer ruhlar n bar nd na inan rlar. nsanlar n iinde ya ayan bu ruhlar yerle im yerlerinden ayr labilir ve di er insanlara g edebilirler; zihinsel etkinliklerin arac olup bedenlerinden belli lde ba ms zd rlar. lkel insan, animistik sistemin zerine dayal oldu u ikiliki gr lere nas l ula t ? Bunu, (d ler de dahil olmak zere) uyku ve ona ok benzeyen lm grnglerini gzlemleyerek ve herkesi bylesine yak ndan ilgilendiren bu durumlar a klamaya kalk arak yapt klar varsay l r. Bu kuramsalla t rman n esas ba lang noktas lm sorunu olmal yd . lkel insan n do al olarak kabul etti i ey ya am n sonsuz devam yd lmszlk. lm d ncesi yaln zca sonralar ve ikircikli olarak kabul edildi. lkel animizm gzlemimizin eri ebildi i kadar yla insan n do al durumunun ruhsal anlat m olarak kabul edilmelidir. Cans z nesnelere ya am yklemenin hakl l Hume taraf ndan Dinin Do al Tarihi adl eserinde belirtilmi tir: nsano lunda tm varl klar kendisi gibi alg lamaya ve yak ndan bildi i ve derinlemesine bilincinde oldu u bu nitelikleri her nesneye ak tarmaya ynelik evrensel bir e ilim bulunur. Animizm bir d nce sistemidir. nsan rk a lar boyunca bu trden d nce sistemi geli tirmi tir - evrenin byk resmi: animisti k (ya da mitolojik), dini ve bilimsel. Sz konusu bu evreyle ilgili olarak: animizmin henz bir din olmad zerine dinlerin in a edildi i temelleri ierdi i sylenebilir. ama daha sonra

(2) Sihir ve by kavramlar birbirinden ayr labilir mi? Belki dilsel kullan m dalgalanmalar na bir lde keyfi bir ald rmazl k gstermeye haz rsak. O durumda sihir temelde, ki inin benzer ko ullardaki bir insana davranaca biimde davranarak, ruhlar etkileme sanat d r: onlara yalvararak, onlardan zr dileyerek, onlar n gnln alarak, gzda vererek, onlardan glerini alarak, onlar ki inin iradesine boyun e direrek ya ayan insanda etkin oldu u kan tlanm olan yntemlerle. te yandan by farkl bir eydir: temelde ruhlar gz ard eder ve her gnk ruhbilimsel yntemlerden de il zel prosedrlerden yararlan r.

16

Bynn ok e itli amalara hizmet etmesi gerekir - do al grngleri insan n istencine tabi k lmal , bireyi d manlar ndan ve tehlikelerden korumal ve ona d manlar na zarar verme gc vermeli. Ya mur ve bereket ayinleri. By yoluyla ya mur, onu ya da ona yol aan bulut ve f rt nalar taklit ederek, deyim yerindeyse "ya muru oynayarak" yarat l r. lkel rklar aras ndaki yamyaml n daha st dzey gdlerinin de benzer bir kayna vard r. Ki i yeme eylemi yoluyla bir insan n bedeninin paralar n ie alarak onun sahip oldu u nitelikleri de kendine al r. nce daha basit ve daha nemli olan takliti by olgusunu ele alal m. Frazer'a gre (1911) takliti by tek ba na uygulanabilirken bula c by genellikle di erini gerektirir. nsan n by uygulamas na yol aan gdleri sezmek kolayd r: bunlar insan n istekleridir. Varsaymam z gereken tek ey ilkel insan n, isteklerinin gcne byk bir inanc oldu udur. Bysel aralarla ba lad eyin gerekle mesinin temel nedeni onu istemesidir. Dolay s yla ba lang ta vurgu yaln zca iste i zerindedir. Motor etkinlikleri hala geli memi durumda olmas na kar n ocuklar da benzer bir ruhsal durum iindedir. Zaman getike ruhbilimsel vurgu byl eylem gdlerinden bu eylemin gerekle tirilme yollar na kayar - yani, eylemin kendisine. Dolay s yla arzulanan sonula benzerli i nedeniyle bu sonucun gerekle mesini tek ba na belirleyen eyin byl eylemin kendisi oldu u ortaya kmaya ba lar. O noktada insano lu, inan e lik etmedike ruhlara ba vurman n hibir sonu vermeyece ini ve e er ard nda bir dindarl k yoksa duan n byl gcnn ba ar s z olaca n kabul etmeye haz r olacakt r. zetlersek byy yneten ilkenin, animistik d nce biimi tekni inin, "d ncelerin her eye gc yeterli i" ilkesi oldu u sylenebilir. (3) Genellikle istemeden de olsa tm tak nt l nevrotikler bu ekilde bo inanl d r. D ncelerin her eye gc yeterli inin srmekte oldu unun en net biimde grld ve bu ilkel d nce biiminin sonular n n bilince en fazla yakla t yer tak nt l nevrozlard r. Ama bunun bu zel nevrozun ay rt edici bir zelli i oldu unu varsayma yan lg s na d memeliyiz nk zmsel ara t rma di er nevrozlarda da ayn eyi a a kar r. Nevrotikler geerli paran n "nevrotik para birimi" oldu u ba ka bir dnyada ya arlar; yani, yaln zca iddetle d nlen ve duyguyla resmedilen eyden etkilenirken d gereklikle uzla ma onlar iin hi nem ta maz. Bir tak nt l nevrotik, gerekte ocuklu undan beri arkada lar na toplumun en d nceli ve vicdanl yesi olarak davranm ken bir kitle katiline uygun d ecek sululuk duygusunun alt nda ezilebilir. Yine de bu sululuk duygusunun bir hakl l vard r: arkada lar na ynelik olarak bilin d nda i lemekte olan iddetli ve s k lm i aretlerine dayal d r. Gnlk ya amda uygulad bo inanlar n yan s ra bu tutum da onun yaln zca d nerek d dnyay de i tirebilece ine inanan vah ilerle benzedi ini a a kar r.

17

Ne zaman gizemin iine s zmay ba arsam beklenen felaketin lm oldu unu grdm, Schopenhauer her felsefenin ba lang c nda lm sorununun durdu unu sylemi tir; biz de animizmin z olan ruhlar ve eytanlara inanman n lmn insan zerinde yaratt etkiye geri uzand n daha nce grm tk. Tak nt l nevrozlar n koruyucu formllerinin de kar l by formlleridir. Animistik evrede insanlar her eye gc yeterli i kendilerine yklediler. Dini evrede onu tanr lara aktard lar ama kendilerinden ciddi olarak vazgemediler nk tanr lar kendi isteklerine uygun olarak e itli yollardan etkileme gcn kendilerine saklad lar. Evrene ili kin bilimsel gr art k insan n her eye gc yeterli ine hi yer b rakmaz; insanlar kklklerini rendiler ve lme ve do an n di er gerekliliklerine uysall kla boyun e diler. Yine de her eye gc yeterli e ili kin ilkel inanc n bir blm insan n gereklik yasalar yla bo u an akl n n gcne inanc nda hala devam eder. Cinsel igdlerin d avurumlar ba lang tan beri gzlemlenebilir ama ba lang ta henz d bir nesneye yneltilmemi lerdir. Cinselli in her igdsel parac znenin kendi bedeninde haz elde etmek ve doyum bulmak iin birbirinden ba ms z olarak al r. Bu evre oto-erotizm olarak bilinir ve onu iinde bir nesnenin sei ldi i bir ba ka evre izler. Daha fazla inceleme bu ikisinin aras na nc bir evre sokman n ya da bir ba ka ekilde ifade etmek gerekirse ilk evreyi, oto-erotizmi ikiye blmenin yararl ve asl nda ka n lmaz oldu unu gstermi tir. Bu ara evrede imdiye dek ayr duran cinsel igdler bir btn haline gelmi ve ayn zamanda bir nesne bulmu tur. Ama bu, zneye yabanc bir d nesne de il yakla k ayn zamanda olu turulmu olan kendi Ego'sudur. ona "narsisizm ad n verdik. zne sanki kendisine a km gibi davran r. Bir insan libidosu iin d nesneler bulduktan sonra bile bir lde narsisistik kal r.

Grm oldu umuz gibi ilkel insanlar ve nevrotikler ruhsal eylemlere st dzeyde de er yklerler - bizim gzmzle a r de er bime. Bu tutum ussal bir biimde narsisizmle ili kilendirilebilir ve onun temel bir esi olarak kabul edilebilir. lkel insanlarda d nme srecinin hala byk lde cinselle tirilmi oldu u sylenebilir. D ncelerin gcnn her eye yetti ine inanmalar n n, dnyay denetleme olas l na sars lmaz gvenlerinin ve onlara insan n evrendeki gerek konumunu retebilecek olan son derece kolay elde edilebilir deneyimlere kapal olu lar n n kkeni budur. Animistik evre hem zaman dizinsel hem de ierik olarak narsisizme kar l k gelir; dinsel evre, zelli i bir ocu un ana babas na ba l l olan nesne seimi evresine kar l k gelir; bilimsel evrenin tam kar l ise bir bireyin olgunlu a ula t , haz ilkesinden vazgeti i, kendisini gerekli e uydurdu u ve arzular n n nesnesi iin d dnyaya dnd evre olur. D ncelerin her eye gc yeterli i korunmu tur ve bu da sanat alan d r. uygarl mzn yaln zca tek bir alan nda

nsanlar hakl olarak "by sanat ndan" sz eder ve sanat lar byclerle kar la t r rlar. Sanat n sanat sanat iindir den ba lamad ku ku gtrmez. Ba lang ta gnmzde o unun nesli tkenmi olan, itkilerin hizmetinde al t . 18

(4) Dolay s yla insan n dnyayla ilgili olarak olu turdu u ilk resim-animizm- ruhbilimsel bir resimdi. Bilim ancak dnyan n bilinmedi inin ve onu renmek iin aralar aranmas gerekti inin anla lmas ndan sonra ba lad ndan O henz bilimsel temellere gerek duymuyordu. Animiz m ilkel insana do al ve ola an bir ey olarak geldi. By varsay mlar animizmin ekirde ini olu turan ruhlar retisinden daha kkl ve daha eskidir. By her eye gc yeterli i yaln zca d ncelere ay r rken animizm bunun bir k sm n ruhlara aktar r ve bylece bir dinin ol u umuna uzanan yolu haz rlar. Ruhlar ve eytanlar yaln zca insan n kendi duygusal iticilerinin yans tmalar d r. Duygusal yklerini insanlara evirir, dnyay onlarla doldurur ve i zihinsel srelerini kendi d nda tekrar bulur. lk ruhlar n kt ruhlar oldu unu ileri sren ve ruh d ncesini lmn ya ayanlar zerindeki etkisinden karan yazarlarla ayn gr teyiz. Aradaki tek fark bizim lmn ya ayanlar kar kar ya b rakt entelektel soruna vurgu yapmamam zd r; bize gre ara t rma drtsn veren g daha ok ya ayanlar n iine dald duygusal at maya atfedilmelidir. Dolay s yla insan n ilk kuramsal ba ar s -ruhlar n yarat lmas boyun e di i ilk ahlaki k s tlamalarla -tabu kurallar - ayn kaynaktan do mu grnr, Ancak ayn kaynaktan gelmi olmalar n n e zamanl olarak do duklar anlam na gelmesi gerekmez. E er ya ayanlar n lyle ilgili konumlar gerekten ilkel insan n d nmesine neden olan ve onu her eye gc yeterli inin bir blmn ruhlara devretmeye ve hareket zgrl nn bir k sm ndan zveride bulunmaya zorlayan ilk eyse o zaman bu kltrel rnler insan narsisizmine kar olan Avaykn'ye [Gereklilik] ili kin ilk bilgiyi olu turur. Bylece ilkel insan lm y ads r grnrken onun stnl ne boyun e mi olur. Bir animistik sistemin egemenli inde her kural n ve her etkinli in, gnmzde "bo inan" olarak tan mlad m z, sistematik bir temel i olmas ka n lmazd r. gdsel bast rmay ula lm olan uygarl k dzeyinin bir lt olarak al rsak animistik sistemde bile, bo inanca dayal olu lar n edeniyle hats z biimde kmsenen, ilerleme ve geli melerin gerekle ti ini kabul etmemiz gerekir. Bu yasaklar iin ileri srlen gerekeler by ba lam nda olsa da igdsel doyumdan vazgeerek daha fazla g kazanma temel d ncesi a kt r ve yasa n, bysel ussalla t rmas yla yan yana olan, hijyenik kkeni gz ard edilmemelidir. Vah i bir kabilenin erkekleri ava, bal a, sava a ya da de erli ot toplamaya gitti inde evde kalan kar lar , vah ilerin yolculu un ba ar s zerinde uzaktan olumlu etkisi oldu una inand ok say da a r k s tlamaya tabi olur. Ama uzaktan etkili olan bu etmenin uzaktaki erke in evle ilgili zlem dolu d ncelerinden ba ka bir ey olmad n ve bu k l k de i tirmelerin ard nda erkeklerin ancak evde korumas z durumda b rakt klar kad nlar n tmyle gvende olduklar n hissetmeleri halinde ellerinden gelenin en iyisini yapacaklar eklinde, sa lam bir ruhbilimsel igr paras yatt n grmek ok kk bir sez gi gerektirir. 19

IV OCUKLUKTA TOTEM ZM N GER DN (1) "Tm bu gereklerin nda, bir zamanlar totemik kltrn daha ileri uygarl a uzanan yolu her yerde d emi oldu u ve bu nedenle ilkel insan a yla kahramanlar ve tanr lar dnemi aras nda bir gei evresini temsil etti i kar m fazlas yla olas grnr." (1) Belli hayvanlar ldrlmez, yenemez ama trlerin yeleri insano lu taraf ndan bytlr ve bak l r. (2) Kazara lm olan bir hayvan iin yas tutulur ve klan n bir yesi gibi sayg yla gmlr. (3) Baz durumlarda yeme yasa hayvan n bedeninin yaln zca belli bir blmne ili kindir. (4) Genelde korunan hayvanlardan birinin gereksinimin zorlamas yla ldrlmesi gerekti inde ona zrler sunulur ve tabunun ihlalini -yani cinayeti- hafifletmek iin e itli hile ve bahaneler arac l yla giri imde bulunulur. (5) Hayvan bir ayinde kurban edildi inde yaln zca a lan r. (6) Belli durumlarda ve dini trenlerde belli hayvanlar n postlar giyilir. Totemizmin hala geerli oldu u yerlerde bunlar totem hayvanl ar olur. (7) Klanlar ve bireyler hayvanlar n ad n al r - yani, totem hayvanlar n n. (8) o u klan sancak ve silahlar nda hayvan temsillerinden yararlan r: erkekler bedenlerine hayvanlar n resmini ya da dvme sini yapt r r. (9) E er totem gl ve tehlikeli bir hayvansa onun ad n ta yan klan yelerini koruyaca varsay l r. (10) Totem hayvan klan n yelerini korur ve uyar r. (11) Totem hayvan klan n n sad k yelerine gelece i bildirir ve onlara rehberlik eder. (12) Totem klan n n yeleri s kl kla totem hayvan na bir ortak soy ba yla ba l olduklar na inan rlar. lkel rklar n gen de il gerekte uygar rklar kadar eski rklar oldu u unutulmamal d r. Tam tersine, ilkel rklar aras nda her ynden kkl de i iklikler gerekle ti i kesindir; bu nedenle imdiki durum ve gr lerinin gemi i ne lde korudu una ve ne lde ilksel gemi in arp tmalar ve de i imleri olduklar na duraksamadan karar vermek asla olas de ildir. Frazer konu zerine ilk denemesinde unlar yazar: "Bir totem, bir vah inin kendisiyle s n f n her yesi aras nda yak n ve tmyle ze bir ili ki oldu una inanarak bo inanl bir sayg yla davrand maddi nesneler s n f d r... Bir insanla totemi aras ndaki ili ki kar l kl yarar ierir; totem insan korur ve insan da e itli yollardan toteme sayg s n gsterir; e er bir hayvansa onu ldrmeyerek, bir bitki ise onu kopar p toplamayarak. Feti ten farkl olarak totem hibir zaman tek bir ey de il genellikle bir hayvan ya da bitki tr, ender olarak bir cans z nesneler s n f , son derece ender olarak da bir yapay nesneler olmak zere her zaman bir nesneler s n f d r ... "Totemler en az ndan e ittir: (1) tm klan iin ortak olan ve kal t yoluyla ku aktan ku a a geen klan totemi; (2) kad n ya da erkek olma durumuna gre di er cinsi

20

d ar da b rakan, bir kabilenin tm erkek ya da tm di ileri iin ortak olan cinsiyet totemi; (3) tek bir bireye ait olan ve kendinden sonraki ku aklara gemeyen bireysel totem ... " "Totem, kendilerini totemin ad yla anan, ayn kandan, ayn atadan geldiklerine inanan ve ortak ykmllkler ve toteme ortak bir inanc n birbirine ba lad bir grup kad n ve erkekten byk sayg grr. Dolay s yla totemizm hem dini hem de toplumsal bir sistemdir. Dini yn bir insanla totemi aras nda kar l kl sayg ve koruma ili kilerini; toplumsal yn ise klan yelerinin birbirleriyle ve di er klandan insanlarla ili kilerini ierir. Ama tm kan tlar iki ynn ba lang ta ayr lmaz durumda oldu u, bir ba ka deyi le ne kadar geriye gidersek o kadar ok klan yesinin kendisini ve totemini ayn trden kabul etti ini ve totemine kar eylemle klan arkada lar na kar eylemi birbirinden o kadar az ay rt etti ini bulaca m z sonucuna i aret eder." Totemi ldrmeme ya da yememe kurallar yaln zca tabular de ildir; kimi zaman ona dokunmalar , hatta bakmalar bile yasakt r; bir dizi olguda totemden gerek ad yla sz edilemez. Totemi koruyan tabular n ihlali otomatik olarak a r bir hastal k ya da lmle cezaland r l r. Totemizmin toplumsal yn esas olarak sert bir biimde dayat lan yasaklamada ve kapsaml bir k s tlamada ifade edilir. Bir totem klan n n yeleri karde tir ve birbirlerini korumak, birbirleri ne yard mc olmak zorundad r. E er bir klan yesi klan d ndan biri taraf ndan ldrlrse bu eylemden sald rgan n tm klan sorumludur ve dklen kan n kar l n istemede ldrlen insan n tm klan birdir. Totem ba bizim anlad m z anlamda aile ba ndan daha gldr. Totem genellikle kad n soygeli im izgisiyle geti inden ve babadan soy geli iminin ba lang ta tmyle konu d b rak lm olmas olas oldu undan ikisi kesi mez. Buna kar l k gelen tabu k s tlamas ayn totem klan n n yelerinin birbirleriyle evlenmesini ya da cinsel ili kide bulunmas n yasaklar. Burada totemizmin ili kili oldu u nl ve gizemli d evlilikle kar kar yay z. "Totem hayvan genellikle sz konusu grubun soysal hayvan olarak da kabul edilir. 'Totem' bir yandan bir grup ad ve te yandan da soyu gsteren bir add r. totemler s kl kla kabile blmlerinin adlar dizgesi haline gelirken di er zamanlarda soy d ncesi ve belki de klt anlam a rl k kazan r ... " " ... Ancak bu totemik kabile rgtlenmesinin en nemli toplumsal yn farkl gruplar n birbirleriyle ili kisini dzenleyen belli gelenek normlar n iermesidir. Bu normlardan evlilik ili kilerini dzenleyenler nem a s ndan ilk s radayd . Bu dnemin kabile rgtlenmesi totemik a da ba layan nemli bir kurumla, d evlilikle ba lant l yd ." Totemler yaln zca di i soyundan gelirdi. ili ki kurmalar yasakt . (2) Bir totem klan n n yelerinin birbirleriyle cinsel

21

Doyurucu bir a klama hem tarihsel hem de ruhbilimsel olmal d r. Bize bu garip kurumun hangi ko ullar alt nda geli ti ini ve insandaki hangi ruhsal gereksinimlere anlat m kazand rd n a klamal d r. (a) TOTEM ZM N KKEN Totemizmin kkeni sorusu bir ba ka biimde ifade edilebilir: nas l oldu da ilkel insanlar kendilerine (ve klanlar na) hayvanlar n, bitkilerin ve cans z nesnelerin adlar n ald lar? Totemizmin kkeni zerine yay mlanm (B) toplumbilimsel ve (C) ruhbilimsel. kuramlar gruba ay rmay neririm - (A) adc ,

(A) Adc Kuramlar Keane, (1899) totemleri bireylerin, ailelerin ve klanlar n kendilerini di erlerinden ay rmada kulland klar "hanedan ni anlar " olarak kabul eder. Ayn d nce bir kez de Max-Mller (1897) taraf ndan ifade edilmi tir: "Totem nce bir klan i areti, sonra klan ad , sonra klan n atas n n ad ve son olarak da klan n tapt bir eyin ad d r." Daha sonra yazan Julius Pikler yle der: " nsano lu hem topluluklar hem de bireyler iin yaz da sabitlenebilecek bir ada gereksinim duyar... Dolay s yla totemizm insan n dini de il pratik, gnlk gereksinimlerinden do mu tur. Totemizmin z olan adland rma ilkel yaz tekni inin bir sonucudur. Do as gere i totem kolayca izilen bir resim yaz s gibidir. Ama ilkeller hayvan ad ta maya ba lar ba lamaz onunla akrabal k d ncesini olu turdular." Ayn ekilde Herbert Spencer (1870 ve 1893) adland rmay totemizmin kkenindeki belirleyici etmen olmak kabul eder. Belli bireylerin ki isel zelliklerinin onlar hayvanlarla adland rma d ncesine yol at n ve bu yolla kendilerinden sonra gelenlere aktar lan vc ya da takma adlar edindiklerini ilen srer. lkel dilin belirsizlik ve anla lmazl n n bir sonucu olarak daha sonraki ku aklar bu ad m gerek hayvanlardan gelen soyun kan t olarak yorumlad lar. Bylece totemizmin atalara tap nman n yanl anla lm bir biimi oldu u grlecektir. Lord Avebury, E er, der, hayvana tap nmay a klamak istersek, insan adlar n n ne denli s k olarak hayvanlardan dn al nd n unutmamal y z. "Ay " ya da "Aslan" olarak adland r lan birinin ocuklar ya da torunlar do al olarak bu ad bir klan ad na dn trd. Buradan hayvana nce ilgiyle, sonra sayg yla ve en sonunda bir tr korkuyla bak lmas ortaya k . (Lubbock, 1870) lkel rklar (ayr ca a da vah iler ve hatta kendi ocuklar m z) adlar , bizim gibi, nemsiz ve geleneksel bir ey olarak de il nemli ve temel bir ey olarak kabul eder. Bir insan n ad onun ki ili inin ba esi, hatta belki de ruhunun bir blmdr. lkel insan n bir hayvanla ayn ad ta mas onun kendisiyle o hayvan tr aras nda gizemli ve nemli bir ba n varl n kabul etmesine yol aar. Bu, kan ba ndan ba ka ne olabilir ki? Adlar n benzerli i bir kez bu sonuca yol at nda kan tabusu hemen, d evlilik de dahil olmak zere, tm totemik emirleri gerektirecekti. Ay rt edilme gereklili i e itli klanlar adlar almaya zorlad ve bu nedenle her klan bir di eri taraf ndan hitap edildi i ad kabullendi. 22

(B) Toplumbilimsel Kuramlar Reinach (1907) totemizmin Toplumsal igdnn a r bymesi nden ba ka bir ey olmad m belirtir. Benzer bir gr Durkheim' n (1912) son kitab nda da i lenir. Totemin sz konusu rklar aras nda toplumsal dinin grnr temsilcisi oldu unu ileri srer: bu rklar n gerek tap nma nesneleri olan toplumu kapsar. Arunta'n n garip bir ana rahmine d me ve yeniden do u kuram vard r. l bir totemin ruhunun yeniden do u u bekledi i ve o noktadan geen herhangi bir kad n n bedenine girdi i belli yerler ["totem merkezleri"] oldu una inan rlar. Bir ocuk do du unda anne bu yerlerden hangisinde gebe kalm olabilece ini bildirir ve ocu un, totemi buna gre belirlenir. Ayr ca ruhlar n (hem lnn hem de yeni do an n) bu merkezlerde bulunan ve churinga olarak bilinen belli ta t ls mlarla yak ndan ili kili oldu una inan l r. Ana rahmine d menin cinsel birle menin sonucu oldu unu henz ke fetmemi insanlar elbette ya ayan en geri ve ilkel insan olarak kabul edilebilirdi. olan

Frazer, totemizm de erlendirmesini intichiuma trenine odaklayarak totemik sistemi tmyle yeni bir k alt nda grmeye ba lad : en do al insan gereksinimlerini kar lamak iin tmyle pratik bir rgtlenme olarak. Frazer, intichiuma treninden elde etti i igrnn nda kendi totemini yeme yasa n n insanlar durumdaki daha nemli bir eye, yani di er insanlar n gereksinimlerini kar lamak iin yenebilir bir totemden olabildi ince ok retme emrine k r k ld na inanmaya ba lad . Hayvanlar n asla kendi trleriyle beslenmediklerini gzlemlemekten do du unu d nd: byle yapmak totemleriyle zde le melerinde bir gedik anlam na gelebilir ve sonuta onu denetleme glerini azaltabilirdi. Durkheim ve Lang' n (1903 ve 1905) itirazlar kar s nda bu iddian n savunulamaz oldu u grlr. Tam tersine Arunta, Avustralya kabilelerinin en geli mi i ve totemizmin ba lang tan ok k evresini temsil edeni olarak grnr. (C) Ruhbilimsel Kuramlar Buna gre, totemizmin nihai kayna vah ilerin insan ve hayvanlar n kendi trlerini retme srelerini ve zellikle de erke in dllemedeki roln bilememeleri olur. Dllenme eylemiyle ocu un do umu (ya da devinimlerinin ilk kez alg lanmas ) aras ndaki uzun bo luk bu bilgisizli i kolayla t rm olmal . Bu durumda totemizm erilden ok di il akl n n bir eseri olur: kkleri "hamile kad n n hasta d lemlerinde" yatar. Son derece do al ve grnrde son derece evrensel olan bu trden anneye zg d lemler totemizmin kk olarak grnr. (Frazer,1910) Frazer'in kuramlar ndan bu ncsne temel kar k ikinci yada toplumbilimsel olana kar ileri srlenle ayn d r. Arunta, totemizmin ba lang lar ndan ok uzak grnr. Atalar n n ruhlar n onurland rmay amalayan bir tr speklasyon u runa babal kurban etmi gibidirler. Bir bakirenin ruh taraf ndan gebe b rak lmas mitini genel bir ana rahmine d me kuram na geni letmi lerdir. (b) ve (c) DI EVL L N KKEN VE TOTEM ZMLE L K S 23

Durkheim (1898, 1902 ve 1905) totemlere ili ik olan tabunun ayn totemden bir kad nla cinsel ili kide bulunmaya kar bir yasak iermesinin ka n lmaz oldu u gr n ileri srm tr. Totem erkekle ayn kandand r ve bu nedenle kan dkme yasa (k zl bozma ve adetle ba lant l olarak) kendi toteminden bir kad nla cinsel ili ki kurmas n engeller. ki kurum aras ndaki zamandizinsel ili kiler sz konusu oldu unda yetkililerin o u totemizmin en eskisi oldu u ve d evlili in sonradan do du unda gr birli i iindedirler. McLennan (1865) D evlili in yayg n olu unu k z ocuklar n o unun do um s ras nda ldrlmesi uygulamas n n ilkel toplumlarda kad n azl na yol am oldu u varsay m yla a klad . Di er d evlilik savunucular , bunun tersine ve daha do ru olarak, d engelleyecek bir kurum grm tr. evlilikte ensesti

Evlilik s n flar n n ba lamas yla ortaya kan ilk k s tlamalar gen ku a n cinsel zgrl n (yani, erkek ve k z karde lerle o ul ve anneler aras ndaki ensesti) etkilemi ken babalar ve k zlar aras ndaki ensestin yaln zca kurallar n daha da geni letilmesiyle engellenmi oldu unu gzlemlemek ilgintir. "Derin bir insan igdsnn neden yasayla desteklenmesi gerekti ini anlamak kolay de ildir. nsana yemesini ve imesini emreden yada ellerini ate e sokmalar n yasaklayan bir yasa yoktur. nsanlar bu igdleri bozman n gerektirece i yasal de il ama do al cezalar korkusuyla igdsel olarak yer, ier ve ellerini ate ten uzak tutarlar. Yasa insana yaln zca igdlerinin onu yapmaya yneltti i eyleri yapmas n yasaklar; bizzat do an n yasaklad ve cezaland rd eyleri yasaklamak ve cezaland rmak yasa iin gereksiz olur. Bu nedenle her zaman, yasan n yasaklad sular n pek ok insan n i lemeye kar do al bir e ilimi bulundu u sular oldu unu emin bir biimde varsayabiliriz. E er byle bir e ilim olmasayd byle sular olmazd ve byle sular i lenmeseydi onlar yasaklamaya ne gerek vard ? Dolay s yla ensestin yasalarla yasaklanmas ndan enseste kar do al bir ho nutsuzluk oldu unu varsaymak yerine ensestten yana do al bir igd bulundu unu ve e er yasa onu di er do al igdleri oldu u gibi bast r rsa bunu, uygar insan bu do al igdlerin doyurulmas n n toplumun genel kar iin zararl oldu u sonucuna vard iin yapt n varsaymal y z." (Frazer) Gen insanlar n ilk cinsel uyar lmalar n n de i mez biimde enseste ba l bir do ada oldu unu ve bast r ld klar zaman bu itkilerin daha sonraki ya amda nevrozlar n gd gleri olarak pek de abart lamayacak bir rol oynad klar n gstermi lerdir. Darwin st dzey maymunlar n al kanl klar ndan insanlar n da ba lang ta, en ya l ve en gl erke in k skanl n n rasgele cinsel ili ki engelledi i, greceli olarak kk grup ya da hordalarda ya ad klar n kard . En olas gr ilksel insan n en eski zamanlarda di er erkeklere kar k skanl kla korudu u, elde edebilece i ve bakabilece i kadar ok say da kad nla birlikte kk topluluklarda ya ad d r. Ya da t pk Goril gibi pek ok kad nla tek ba na ya ard : nk tm yerliler bir grupta yaln zca bir yeti kin 24

erkek grld nde hemfikirdir; gen erkek byd nde stnlk iin bir yar ma yap l r ve en gl olan di erlerini ldrerek ve kovarak: kendisini toplulu un ba olarak belirler. Bu ekilde koyulan ve etrafta dola an gen erkekler sonunda bir partner bulmay ba ard klar nda ayn ailenin s n rlar iinde ok yak n i remeyi engellemi olurlar." (Darwin, 1871) Kovulduktan sonra her biri, liderinin k skanl nedeniyle cinsel ili ki zerine ayn yasa n hkm srece i benzer bir horda kurabilir. Zaman iinde bu, ileride bilinli bir yasaya geni leyen eyi yarat r: "Bir evi payla anlar aras nda cinsel ili ki olmaz." Totemizmin yerle mesinden sonra bu kural ba ka bir ekil alacakt r: "Totem iinde cinsel ili ki olmaz." Andrew Lang (1905), d evlili in totemik yasalardan do du unu ileri sren (Durkheim' n savundu u) di er kuram da destekler. Bu iki bak a s n birle tirmek biraz gtr: ilk kurama gre d evlilik totemizmden nce ba larken ikincisine gre ondan trer. (3) ocuklarla ilkel insanlar n hayvanlara ynelik davran lar aras nda byk lde benzerlik vard r. ocuklarda eri kin uygar insanlar kendi do alar yla di er tm hayvanlar nki aras nda keskin bir izgi izmeye zorlayan kibrin izi bile yoktur. Hayvanlar kendileriyle tam e it grmeye kar hibir vicdani engelleri yoktur. Bedensel gereksinimlerini ortaya koymada ket vurulmam olduklar ndan ku kusuz hayvanlar kendilerine, bilmece gibi gelen byklerinden daha yak n hissederler. ocuk aniden belli bir hayvan trnden korkmaya ve o trn bir yesine dokunmaktan ya da onu grmekten ka nmaya ba lar. Bir hayvan fobisinin klinik tablosu ortaya kmaya ba lar - ocuklukta grlen psikonevrotik hastal n belki de en yayg n ve en eski biimi. Bu giz her olguda ayn yd : sz konusu olanlar erkek ocuklar oldu unda korkulan zeminde babalar yla ilgiliydi ve yaln zca hayvana yer de i tirmi ti. ocukta annesi iin rekabetten do an baba nefreti onun akl nda s n rs z bir egemenlik kuramaz; ayn insana kar kkl sevgi ve hayranl a kar sava mak zorundad r. ocuk, babas na kar bu ift ynl, bu ifte de erli duygusal tutumdan do an at madan, d manca ve korku dolu duygular n babas n n bir yerine-geenine yer de i tirerek kurtulur. Hem Oedipus hem de i di edilme karma alar nda baba ayn rol oynar - ocuklu un cinsel ilgilerine korkun bir d man rol. Tehdidinde bulundu u ceza i di edilme ya da onun yerine-geeni olan kr etmedir. Bu gzlemler (erkekler sz konusu oldu unda) totemizm formlnde totem hayvan n n yerine babay koymam z do rular. Bu ileri ad mda yeni ya da zellikle cesur bir ey olmad grlecektir. Asl nda, ilkel insanlar n kendileri de ayn eyi syler ve gnmzde totemik sistemin hala geerli oldu u yerlerde totemi ortak ata ve as l baba olarak tan mlarlar.

25

E er totem hayvan babaysa totemizmin iki ana kural , ekirde ini olu turan iki tabu yasa -totemi ldrmeme ve ayn totemden bir kad nla cinsel ili kide bulunmamababas n ldren ve annesiyle evlenen Oedipus'un iki suuyla ve yetersiz biimde bast r lmas ya da yeniden uyanmas belki de her nevrozun ekirde ini olu turan, ocuklar n iki asal iste iyle ierikleri a s ndan ak r. E er bu benzerlik talihin yan lt c bir oyunu de ilse anla lamayacak kadar uzak gemi te kalan totemizmin ba lang c na k tutmam z sa lamas gerekir. Bir ba ka deyi le, totemik sistemin Oedipus karma as n n ierdi i durumlar n bir rn olmas n n olas oldu unu gstermemizi sa layacakt r. (4) Robertson Smith (1894), sunakta kurban etme eyleminin eskil dinlerdeki temel zellik oldu unu a klar. Ancak ba lang ta kurban n gnln almak ya da be enisini kazanmak iin ilaha bir ey sunmak eklindeki daha sonraki anlam ndan farkl bir anlam vard . nceleri kurban n "ilah ve ona tapanlar aras nda bir dostluk eylemi"nden ba ka bir ey olmad gsterilebilir. Kurban iin sunulan eyler yenilebilir ya da iilebilir eylerdi; insanlar ilahlar na kendilerini ya atan eyleri kurban ettiler: et, tah l, meyve, arap ve ya . Dilsel kal nt lar kurban n tanr ya ayr lan paras n n ba lang ta gerekten onun yiyece i olarak kabul edildi ini kesin k lar. Tanr lar n do as giderek maddili ini yitirince bu kavram bir engel haline geldi. ecek sunumu ba lang ta kurban hayvan n kan n ieriyordu. Sonradan bunun yerini arap ald . Eski a larda arap "zmn kan " olarak kabul edilirdi ve a da airler taraf ndan byle tan mlanmaktad r. Bu trden kurban toplumsal bir tren, tm klan taraf ndan kutlanan bir enlikti. Genel olarak din toplulu un bir i i ve dini grev de toplumsal ykmll n bir blmyd. Kurban her yerde bir bayram ierir ve bir bayram kurbans z kutlanamaz. Toplu kurban yeme inin etik gc birlikte yeme ve imenin nemine ili kin ok eski d ncelere dayal d r. Bir insanla yiyip imek dostlu un ve kar l kl toplumsal ykmllklerin bir simgesi ve onaylamas yd . Kurban yeme iyle do rudan ifade edilen ey yaln zca tanr ve ona tapanlar n sofra arkada lar oldu uydu ama kar l kl ili kilerindeki di er her ey buna dahil edilmi ti. l Araplar aras nda hala yrrlkte olan gelenekler ortak bir yemekte ba lay c olan eyin dini bir etmen de il bizzat yeme eylemi oldu unu gsterir. Bu bedevilerden biriyle en kk lokmay yiyen ya da onun stnden bir yudum alan birinin art k bir d man olarak ondan korkmas gerekmez, aksine onun korumas ndan ve yard m ndan emin olabilir. Ancak birlikte yenen yemek bedende kald srece. lkel toplumlarda mutlak ve bozulamaz olan tek bir ba vard akrabal k. Byle bir ortakl n dayan mas tamd . "Bir akraba, fiziksel bir birlik olarak adland r lmas gereken eyde, ya amlar tek bir ortak ya am n paralar olarak ele al nabilecek kadar birbirine ba lanm olan insanlar grubuydu. E er bir insan tanr s yla yemek payla m sa onunla ayn zden geldiklerine dair bir inanc ifade ediyordur ve bir yabanc olarak kabul etti i biriyle asla yeme ini payla mayacakt r.

26

O halde, kurban yeme i ba lang ta yaln zca akrabalar n birlikte yiyebilecekleri yasas na uygun olarak akrabalar n bir bayram yd . Hayvan olmadan bir klan bir araya gelmez. Robertson Smith, bir kurban n ldrlmesinin ba lang ta "birey iin yasad olan ve ancak tm klan n suun sorumlulu unu payla mas halinde onaylanabilecek eylemler aras nda bulundu unun ku ku gtrmedi ini belirtir. Kurban yeme ine kat lan herkesin kurban n etinden bir para yemesi kural sulu bir kabile yesinin cezas n n tm kabile taraf ndan verilmesi kural yla ayn anlam ta r. Bir ba ka deyi le, kurban hayvan na kabilenin bir yesi gibi davran l r; kurban eden topluluk, tanr ve kurban hayvan ayn kandand ve ayn klan n yeleriydi. Hayvanlar n evcille tirilmesi ve s r yeti tiricili inin ba lamas eski gnlerin kat ve kat ks z totemizmine her yerde son vermi grnr. Kurban ederek ldrmenin kutsal gizemi tap nanlarla tanr lar aras nda canl bir birlik ba n yaratan ya da ayakta tutan kutsal harc n ancak bu yolla sa lanabilece i d ncesiyle do rulan r. zel mlkiyet d ncesinin yerle mesiyle birlikte kurbana ilaha verilen bir arma an, mlkiyetin insandan tanr ya aktar l olarak bak lmaya ba land . lk a larda kurban hayvan n n kendisi kutsald , ya am dokunulmazd ; yaln zca klan n tm yelerinin sua kat lmas ve tanr n n huzurunda suu payla malar halinde ldrlebilirdi; bylelikle kutsal z klan yeleri taraf ndan al n p tketilebilecek ve dolay s yla birbirleriyle ve ilahla zde le meleri sa lanacakt . Kurban eylemi kutsal bir ayindi ve kurban hayvan da klan n bir yesiydi. Asl nda ldrlmesi ve tketilmesiyle klan yelerini canland ran ve tanr ya benzerliklerini gvenceye alan ey eskil totem hayvan , ilkel tanr n n bizzat kendisiydi. Robertson Smith'in di er durumlarda tketilmesi yasak olan totemin ayinle ldrlmesi ve toplu halde yenmesinin totemik dinin nemli bir zelli i oldu u eklindeki sav n benimsemeyi neriyorum. (5) Yas enlik ne esi izler. enli in z daha ok bu a r l kt r; genelde yasak olan yapma zgrl enlik duygusunu do urur. Darwin'in ilkel hordas nda totemizmin ba lang c na yer yoktur. Orada buldu umuz tek ey tm di ileri kendisine saklayan ve bydke o ullar n uzakla t ran sert ve k skan bir babad r. Toplumun bu ilk durumu hibir zaman gzlem nesnesi olmam t r. Gerekten kar la t m z en ilkel rgtlenme tr -ve belli kabilelerde bu n de yrrlkte olan erkek gruplar n ierir; bu gruplar e it haklara sahip yelerden olu ur ve anne yoluyla soygeli im de dahil olmak zere totemik sistemin k s tlamalar na tabidirler. Bir gn uzakla t r lan erkek karde ler bir araya geldiler, babalar n ldrerek yiyip yuttular ve bylece ataerkil hordaya son verdiler. Birle erek, bunu yapma gcn buldular ve tek tek gerekle tirmeleri olanaks z olan eyi ba ard lar. Yamyam vah iler olduklar ndan kurbanlar n ldrmenin yan s ra yiyip yuttuklar n sylemeye gerek yok. Ku kusuz ha in ilkel karde lerden her biri iin korkulan ve k skan lan bir modeldi ve onu 27

yiyip yutma eyleminde onunla zde le melerini tamamlad lar ve her biri onun gcnn bir blmn kazand . Bu durumda belki de insano lunun ilk enli i olan totem yeme i pek ok eyin toplumsal rgtlenmenin, ahlaki k s tlamalar n ve dinin- ba lang c olan bu unutulmaz ve su nitel i i ta yan eylemin bir yinelemesi ve anma treni olur. O zamana dek gerek varl taraf ndan engellenen ey ondan sonra ruhzmlemesinde "ertelenmi itaat" ad yla ok iyi bildi imiz ruhbilimsel i leme uygun olarak bizzat o lanlar taraf ndan yasakland . Totemin, babalar n n yerine-geeninin ldrlmesini yasaklayarak sular n hkmsz k ld lar ve art k serbest kalm olan kad n zerindeki iddialar n geri ekerek sular n n meyvelerinden vazgetiler. nsan ahlak n n ba lang c olan totemizmin iki tabusu ruhbilimsel a dan e it de erde de ildir. Cinsel arzular insanlar birle tirmez tersine onlar bler. Karde lerin, babalar n yenmek iin birle mi olmalar na kar n kad n sz konusu oldu unda hepsi birbirlerinin rakibiydi. Yeni rgtlenme hepsinin birbirleriyle sava m nda kerdi nk hibiri babas n n yerini ba ar yla alabilecek kadar gl de ildi. Bu nedenle -belki de ok say da tehlikeli krizden getikten sonra- e er birlikte ya ayacaklarsa karde lerin, arzulad klar ve babalar n ldrmelerindeki ba gd olan kad nlardan hep birlikte vazgemelerini sa layan, enseste kar bir yasa koymaktan ba ka seene i yoktu. Bu yolla kendilerini gl k lm olan -ve belki de hordadan srgn edildikleri dnemden kaynaklanan e cinsel duygular ve eylemlere dayal - rgtlenmeyi kurtard lar. Bachofen' in (1861) tan mlad ve daha sonra yerini ataerkil aile rgtlenmesine b rakan anaerkillik kurumunun tohumlar da burada olabilir. te yandan totemizmin din yolunda bir ilk giri im olarak kabul edilme iddias bu iki tabudan ilkine -totem hayvan n n can n alma zerine tabuya- dayal d r. Totemik din bu duyguyu yat t rma ve ona kar ertelenmi bir itaat yoluyla baban n gnln alma eklinde giri imle evlata sululuk duygusundan do du. Tm daha sonraki dinler ayn sorunu zme do rultusunda giri imler olarak grnr. Totemik din yaln zca vicdan d avurumlar n ve kefaret giri imlerini iermekle kalmad baba kar s ndaki zaferin bir an s olarak da hizmet etti. Bu zafer kar s ndaki doyum, ertelenmi itaat k s tlamalar n n art k yrrlkte olmad geleneksel totem yeme i enli inin yerle mesine yol at . Karde ler birbirlerinin ya amlar n bu ekilde gvenceye alarak kimsenin bir di erine hepsinin birlikte babalar na davranm olduklar gibi davranamayaca n bildiriyorlard . Dinsel tabanl totem ldrme yasa na imdi toplumsal tabanl karde ldrme yasa eklenmi ti. nce ataerkil horda, varl kan ba yla gvenceye al nm olan karde e klanla yer de i tirmi ti. Art k toplum su ortakl na dayal yd ; din, sululuk duygusu ve ona ba l olan vicdan azab zerine kuruldu; ahlak ise k smen bu toplumun gerekliliklerine k smen de sululuk duygusunun talep etti i kefarete dayal yd . (6) Totemik kurban temas ve baba-o ul ili kisi.

28

Robertson Smith, eskil totem yeme inin zgn kurban biiminde yinelendi ini gstermi tir. Eylemin anlam ayn d r: ortak bir yeme e kat larak kutsalla ma. Yaln zca tm kat lanlar n dayan mas yla hafifletilebilecek olan sululuk duygusu da devam eder. Yeni olan ey kurban n varsay lan huzurunda kesildi i, sanki bir klan yesiymi gibi yeme e kat lan ve yeme i tketenlerin zde le ti i klan ilah d r. Nas l oldu da tanr ba lang ta yabanc oldu u bir duruma geldi? Bireylerin ruhzmlemesi bize srarla her birinin tanr s n n babas na benzer biimde olu turuldu unu, Tanr yla ki isel ili kisinin bizzat babas yla ili kisine ba l oldu unu ve bu ili kiyle birlikte sal n p, de i ti ini ve temelde Tanr n n yceltilmi babadan ba ka bir ey olmad n retir. Ruhzmlemesi t pk totemizmde tatmin kabile atas olarak adland r ld gibi Tanr y baba olarak adland ran dindarlara inanmay nerir. E er ruhzmlemesinin dikkate de er bir yan varsa bu kavramdaki ataerkil enin en nemli e olmas gerekir. Ama o zaman ilkel kurban durumunda baba iki kez temsil edilmi olur: bir kez Tanr olarak ve bir kez de totemik kurban hayvan olarak. Tanr yla kutsal hayvan aras nda ok say da ili ki oldu unu biliyoruz. Dolay s yla bizzat tanr n n totem hayvan oldu unu ve dini duygunun daha sonraki bir evresinde ondan geli mi oldu unu varsaymak ussal grnr. Ama totemin vekil babadan ba ka bir ey olmad d ncesi bizi daha fazla tart madan kurtar r. Bu durumda, totem vekil-baban n ilk biimiyken tanr , baban n yeniden insan eklini ald daha sonraki bir biimi olur. laman iinde insan n babayla ve belki de hayvanlarla ili kisinde de baz temel de i iklikler gerekle mi se dinin her biiminin kkenini olu turan eyden -baba zleminden- treyen bu trden yeni bir yarat meydana gelebilir. Babalar n ldrme amac yla bir araya gelen erkek karde lerin her birinde onun gibi olma iste i uyanm ve bunu totem yeme inde vekil babalar n n paralar n ie alarak ifade etmi lerdir. Her birinin u runa aba gsterdi i ey bu olsa da gelecekte hibiri baban n stn gcn elde edemedi ya da etmesine izin verilmedi. Belli kltrel de i ikliklerin bir sonucu olarak, tm klan yeleri aras nda egemen olan ilk demokratik e itlik savunulamaz hale geldi ve ayn zamanda tanr lar yaratarak eskil baba lksn canland rma eklinde, belli insanlara duyulan sayg ya dayal , bir e ilim geli ti. Bir insan n tanr haline gelmesi ya da bir tanr n n lmesi kavram gnmzde bizi inan lmaz lde kstahl k olarak etkiler; ama klasik antik a da bile bunda yanl bir ey yoktu. Onlar n d ncelerinde tanr lar ve insanlar yak nd nk pek ok aile soylar n tanr ya dek geri izliyordu. Babaya ynelik tutumdaki de i ikli in din alan yla k s tl kalmad , insan ya am n n baban n ortadan kalkmas ndan etkilenmi olan di er ynne de -toplumsal rgtlenmeye- geni ledi i kesin grnr. Baba-ilahlar n girmesiyle babas z toplum yava yava ataerkil temellerde rgtlenmi bir topluma dn t. stisnas z her yerde kurbana yklenen nem kendisine yap lan haks zl k iin babaya bu suun an ld ayn eylemde doyum sunmas nda yatar. Zaman getike hayvan kutsal zelli ini ve kurban da totem enli iyle ba lant s n yitirdi; ilaha basit bir arma an, tanr ad na bir vazgeme eylemi haline geldi. Tanr Hazretleri 29

insan n o kadar stne yceltildi ki yaln zca bir arac -rahip- zerinden kendisine yakla labildi, Ayn zamanda toplumsal yap larda tanr -krallar ortaya kt ve devlete ataerkil sistemi soktu. Tahttan indirilen ve yeniden kar lan baban n intikam n n ac oldu u itiraf edilmelidir: otoritenin egemenli i zirveye km t . Buyruk alt na al nan o ullar kendilerini sululuk duygusunun a rl ndan daha da kurtarmak iin yeni durumdan yararland lar. Art k imdiki haliyle kurbandan hibir biimde sorumlu de ildiler. Bunu isteyen ve dzenleyen Tanr Hazretleriydi. ki yeni vekil-baban n -tanr lar ve krallar- egemenli inin ilk evreleri dinin bir zelli i olarak kalan ifte de erlili in en canl i aretlerini gsterir. Latin kabilelerinin ilk krallar n n tanr rol oynayan yabanc lar oldu unu ve belli bir enlikte trenle ldrldklerini ileri srer. yle grnyor ki her y l bir tanr n n kurban edilmesi (ya da bir ba ka biim olarak kendini kurban etme) Sami dinlerinin temel bir esiydi. Yerkresinin yerle ilmi olan en farkl blgelerinde uygulanan insan kurban etme trenleri kurbanlar n sonlar n ilah n temsilcileri olarak kar lad klar na ku ku b rakmaz ve canl insan n yerini cans z bir kuklan n almas yla bu kurban ayinlerinin ge dnemlere kadar uzand izlenebilir. Smith (1894), kurban eyleminin nesnesinin her zaman ayn imdi tanr olarak tap lan ey, yani baba- oldu unu byk bir drstlkle itiraf eder. Ba lang taki hayvan kurban edilmesi zaten insan kurban -baban n trenle ldrlmesi- iin bir yerine-geendi; dolay s yla vekil-baba bir kez daha insan ekline brnd nde hayvan kurban da insan kurban na geri dn trlebilirdi. "Yas ilahi tragedyayla duygusal payla m n kendinden de il ama do ast fke korkusu taraf ndan zorlanm ve dayat lm bir ifadesidir. Ayr ca yas tutanlar n ba l ca hedefi tanr n n lmnden sorumlu olmay reddetmektir. Dinlerin daha sonraki geli imi s ras nda iki canl etmenin, yani o ullar n sululuk duygusu ve isyankarl n n hi tkenmedi ini varsayal m. O lanlar n kendilerini tanr -baban n yerine koyma abalan daha da belirgin hale geldi. Tar m n ba lamas ataerkil ailede o lan n nemini artt rd . Ensest libidosunun, Toprak Anay i leyi inde simgesel doyum bulan yeni d avurumlar iin cesaret buldu. Attis, Adonis ve Tammuz gibi bitkilerin ruhu olan ve ayn zamanda ana tanr alar n sevgisinden yararlanan ve babalar na meydan okuyarak anneleriyle ensest suu i leyen gen tanr lar ortaya kt . H ristiyanl k eskil dnyaya ilk kez s zd nda Mitras dininin rekabetiyle kar la t ve uzun bir sre iki ilahtan hangisinin zafer kazanaca belirsizdi. Figrn saran k halesine ra men ran'l tanr bizim iin belirsiz kal r. Mitras' bir bo ay ldrrken betimleyen oymalardan onun babas n tek ba na kurban eden ve bylece karde lerini su ortakl n n yknden kurtaran bir o lu temsil etti ini kartabiliriz. Sular n hafifletmenin bir ba ka yntemi daha vard ve bu yntem ilk kez sa taraf ndan kullan ld . Kendi ya am n feda etti ve bylece karde lerini ilk gnahtan kurtard . H ristiyan mitinde ilk gnah n Tanr -babaya kar oldu u ku ku gtrmez. Ancak, e er sa kendi ya am n kurban ederek insano lunu ilk gnah n yknden kurtard ysa gnah n bir cinayet oldu u sonucuna var r z. nsan duygular nda son on derece derinlere 30

kk salm olan k sas yasas bir cinayetin ancak bir ba ka ya am n kurban edilmesiyle denebilece ini belirtir: kendini kurban etme kan-suuna i aret eder. Ve e er bu, bir ya am n kurban edilmesi tanr -babayla kefareti sa l yorsa bedeli denmesi gereken su yaln zca baban n ldrlmesi olabilirdi. Kurban olgusuyla birlikte, u urlar na babaya kar isyan n ba lat lm oldu u kad nlardan tmyle vazgemede sz konusu oldu undan babayla kefaret ok daha eksiksizdi. Ama bu noktada de i mez ruhbilimsel ifte de erlilik yasas devreye girdi. o lun babaya kar olas en byk kefaret olarak sundu u bu eylemi ayn zamanda babas na kar isteklerinin gerekle mesini de sa lad . Baban n yan s ra ya da daha do rusu baban n yerine Tanr oldu. Baba dininin yerini o ul dini ald . Bunun bir gstergesi olarak eskil totem yeme i -art k baban n de il- o lun et ve kan n tketen karde lerin bu ekilde kutsall k kazand ve kendilerini onunla zde le tirdikleri komnyon biiminde yeniden canland . Dolay s yla a lar boyunca totem yeme inin hayvan kurban yla, hem ilah hem insan kurban yla ve H ristiyan komnyonuyla zde le mesini izleyebilir ve tm bu ayinlerde insano lunun s rt na bu denli a r yk bindiren ama yine de az ya da ok gurur duyduklar suun etkisini grebiliriz. Ancak H ristiyan komnyonu temelinde baban n yeniden bir yana b rak lmas , suun bir tekrar d r. (7) Tragedyan n kahraman ac ekmeliydi; bu, bir tragedyan n z olarak gnmze dek devam etti. Su genelde ilahi yada imani bir otoriteye kar isyanda yatar ve sempati duygular yla kahramana e lik eden Koro onu engellemeye, uyarmaya ve sakinle tirmeye al r ve aceleci eylemi iin uygun ceza olarak duyumsanan eyle kar la t nda onun iin yas tutar. Ama neden tragedya Kahraman n n ac ekmesi gerekiyordu? Ac ekmesi gerekiyordu nk o, yanl bir dn le tekrar yasala t r lmakta olan eski byk tragedyan n Kahraman , ilk babayd ve trajik su koroyu kendi sular ndan kurtarmak iin kendi stne almak zorunda kald sutu. Uzak gereklikte Kahraman n ac lar na neden olanlar asl nda Koro yeleriydi; ancak imdi sempati ve zntyle kendilerini yiyip bitiriyorlard ve kendi ac lar ndan bizzat kahraman sorumluydu. Omuzlar na yklenen su, yani byk bir otoriteye kar haddini bilmezlik ve isyankarl k, tam da Koro yelerinin, karde ler birli inin sorumlu oldu u sutu. Dolay s yla trajik Kahraman, istemeden de olsa Koronun kurtar c s haline geldi. Bu k sa ara t rman n sonucunun dinin, ahlak n, toplumun ve sanat n ba lang lar n n Oedipus karma as nda kesi ti ini gsterdi inde srar etmek isterim. Toplumsal ruhbilim sorunlar n n da tek bir somut nokta temelinde zlebilir oldu u bulu u bana en a rt c s olarak grnr - insan n babas yla ili kisi. Pek ok nemli kltrel kurumun alt nda terimin gerek anlam yla duygusal ifte de erlili in -yani ayn nesneye kar e zamanl sevgi ve nefretin varl n n- yatt n gstermek iin ok say da f rsat m oldu. Olas bir varsay m bunun duygusal ya am m z n temel bir grngs oldu udur. Ama bir di er olas l k, yani ba lang ta onun duygusal ya am m z n bir blmn olu turmad ama insan rk taraf ndan a da bireylerin ruhzmsel ara t rmas n n hala ok gl oldu unu gsterdi i, baba karma alar yla ba lant l olarak edinildi i olas l bana olduka dikkate de er grnr.

31

Zihinsel srelerin t pk bir bireyin akl nda oldu u gibi gerekle ti i, kolektif bir akl n varl n ald m gzden kam olamaz. Babalar taraf ndan kt davran lan o ullar ku aklar nda geli mi olabilecek trden duygusal bir srecin babalar devre d b rak ld iin byle bir davran tan muaf olan yeni ku aklara yay ld n varsayd m. Bireyin yok olmas n n neden oldu u zihinsel eylem kesintilerini gz ard etmeyi olas k lan bir kolektif ak l varsay m olmadan genel olarak toplum ruhbilimi olamaz. Ruhsal sreler bir ku aktan di erine devam etmeseydi, her ku ak ya ama ynelik tutumunu yeniden edinmek zorunda kalsayd bu alanda hibir ilerleme ve sonra da hibir geli me olmazd . Bir ku ak zihinsel durumunu bir di erine aktarmak iin hangi yollar ve aralar kullan r? Zihinsel itkilerin arkalar nda hibir iz b rakmayacak kadar bask lanabilece ini kabul etseydik sorun daha da g grnrd. Ama durum yle de ildir. En ac mas z bask lama bile arp t lm vekil itkiler ve onlardan kaynaklanan tepkiler iin yer b rakmal d r. Babayla ilk ili kiden geri kalan tm geleneklere, trenlere ve dogmalara ili kin bu trden bilind bir anlay daha sonraki ku aklar n duygu miraslar n devralmalar n olas k lm olabilir. lkel toplumdaki ilk ahlaki emirler ve k s tlamalar taraf ndan onu i leyenlere "su" kavram n veren bir eyleme tepkiler olarak a klanm t . Eylem iin pi manl k duydular ve asla yinelenmemesine ve yap lmas n n hibir yarar olmad na karar verdiler. Bu yarat c sululuk duygusu aram zda hala srmektedir. Nevrotiklerin sululuk duygusunun ard nda yatan ey hibir zaman olaylara dayal gereklikler de il daima ruhsal gerekliklerdir Nevrotikleri niteleyen ey ruhsal gerekli i olaylara dayal olana ye lemeleri ve d ncelere normal insanlar n gerekliklere verdi i kadar ciddi tepki vermeleridir. Ayn ey ilkel insan iin de geerli olamaz m yd ? Narsisistik rgtlenmelerini bir grngs olarak ruhsal eylemlerine ola anst de er bitiklerine inanmakta hakl y z. Buna gre, yaln zca babalar na kar d manca itki, yaln zca onu ldrme ve yiyip yutmaya ynelik istekli bir d lemin varl totemizm ve tabuyu yaratan ahlaki k s tlaman n konmas iin yeterli olurdu. lk baban n uygulad bask hissedilebildi i srece ona kar d manca duygular hakl yd ve bu duygular nedeniyle duyulacak pi manl k daha sonraki bir gn beklemeliydi. Sorunda tarihsel gerekli in de bir pay vard r. ocukluklar nda bu saf ve basit kt duygulara sahiptiler ve ocuklu un erksizli inin izin verdi i lde onlar eyleme dn trdler. O fazlas yla erdemli bireylerin her biri ocuklu unda kt bir dnemden geti daha sonraki a r ahlakl l k dneminin ncs ve nko ulu olan bir sap kl k evresi. Dolay s yla, e er ilkel insanda da -ald biime dair hibir ku kumuz olmayan- ruhsal gerekli in ba lang ta olaylara dayal gereklikle rt t n; ilkel insan n tm kan tlar n niyetlenmi olduklar n gsterdi i eyi gerekten yapt n varsayarsak ilkel insanlarla nevrotikler aras ndaki benzerlik ok daha eksiksiz olarak saptanm olur. D nmeyle yapma aras nda izdi imiz kesin ayr m n her ikisinde de olmad ku kusuz do rudur. Ama nevrotikler eylem a s ndan her eyden ok ketlenmi tir: onlarda 32

d nce eylem iin tam bir yerine-geendir. te yandan ilkel insanda ketlenme yoktur: d nceler do rudan eyleme geer. Onlarda d nce iin bir yerine-geen olan ey daha ok eylemdir. Ve yarg n n kesinli ini iddia etmeksizin, nmzdeki olguda "ba lang ta Eylem vard " syleminin kabul edilebilece ini d nmemin nedeni budur.

33

You might also like