You are on page 1of 159

Gazli Kimdir?

Subki Tabakalinda Gazli'yi yle anlatir: Aslen Ts ehrinden olan Gazli'nin adi, Muhammed b. Muhammed b. Muhammed b. Ahmed, knyesi Eb Hmid el-Gazli, lkabi ise Hccet'l-slm dir. O slm dininin, insanolunu D r's-Selma (Cennet'e) gtren bir delil ve brhani idi. lmin ceitli dallarinda sz sahibi olan Gazli, mantik ve mefhum ilminde cok geni bir bilgiye sahipti. Muasirlarindan yildizlara ulaan hasimlarini, mcadele edilmesi gittikce gcleen bid'atcilari; yerle yeksan edecek dereceye ykselen Gazli, bidayet ve nihayet erbabinin hedefine eksiksiz bir ekilde varmitir. O, huzurunda baka arslanlara yer bulunmayan bir arslan idi. O oiidrdnde parlayan bir ay idi. Fakat ayin gndz parlamadiim herkes bilmektedir. O da, herkes gibi bir beer, fakat kocaman da gibi bir beer... O, halktan bir parca, fakat dizilmi inci talarinin parcasi. Hicretin beyznc senelerinde, karanlik gecelerin yildizlara ihtiyacindan daha fazla ihtiyac duyulan bir insan olmu ve felsefi sacmaliklara kari durarak deta btn mslmanlarin imdadina yetimitir. Hayati boyunca, slm dininin hakikatlerini btn insanlara pervasizca bildirmitir, islm korusunu, mizrainin ucunu dahi lekelemeden saldirganlarin saldirisindan muhafaza etmeye muvaffak olmutur. Kalemi sayesinde, dinin hakiki hviyetini rtmeye calian phecilik bulutlari dailmi, hakikatler olduu gibi herkese grnmeye balamitir. Btn bu ilmi calimalar yaninda, kalbi de takva ile dolu idi. Halvethanesinde tevhid denizine dalmi ve ibadetten baka hicbir eyi kendisine arkada edin-meinitii Dnyaya metelik vermeydi, her bakimdan aliveriini Allah ile yapmiti. mam Mnvi de Gazli hakkinda yle der: O bir denizdi. yle bir deniz ki, ondaki inciler hicbir denizde bulunmaz. Semalardan daha yce bir allme idi. Onun kalbindeki ilim yildizlarinin kiymeti nerede, gkteki yildizlarin kiymeti nerede? O, dnyanin btn bahcelerinden daha stn bir ilim bahcesidir. Onun ortaya dkt deerli inciler sayesinde slm milletinin gerdanlii intizam bulmutur. limlerin engin denizlerine dalip, bid'atcilari geri pskrtmek icin gereken calimayi yapmaktan bir an bile geri kalmamiti. Eb brahim Feth b. Ali el-Baddi, Badadi Tarihinin zeylinde Gazli icin yle demektedir: "O yle bir kimse idi ki, gzler onun gibi konuan, onun gibi zeki ve anlayili kimseyi grmemiti'. bn Mukri Tuhfet 'l-rd il Sebil'ir-Read adli eserinde Gazli icin aynen yle der: 'Onun mbarek ismiyle gsler inirah bulup kabarir, nefisler sevinir. Onu azina alan byk limler vlr ve kitaplar hret bulur. Onun naminin yayildii yerde sesler alcalir ve balar eilir'. bn Askir, Tarih1 inde Gazli icin uzun malmat vermekte ve medh senasini yapmaktadir. Hafiz b. Semani de ayni eyi yapmitir. Hafiz Muhibbiddin b. Neccar el-Hanbeli, Badad Tarihine yazdii zeylde yle demektedir>,Gazli her sahada fakih ve imamlara nderdir. Btn limlerin ittifaki ile mmetin rabbnisidir. Zamaninin mctehidi, nderi ve mceddididir. Btn bir memleket ondan bahsetmi, fazileti halk arasinda hakli olarak jrayilmitir. Her meslek ve mereb erbabi tarafindan, ilim sahasindaki bykl itiraf ve otoritesi kabul edilmitir. Sapik bid'atcilar kendisinden korktuu gibi, cedelciler de onun getirdii deliller karisinda snp perian olmutur. Dakik ve ince calimalari sayesinde, bid?atcilarm ve ehl-i snnete muhalif olanlarin maskeleri alaai edilmi ve yirtilmitir. Btn hayatinda, snnet-i seniye ve dine yardimdan baka bir hedefi olmayan Gazli'nin kitaplari, gzellik ve mnevi cemlde gne iiinin yeryzne yayilii gibi yayilmitir. Muvafik ve muhalif herkes kendisini otorite kabul etmitir.

Doumu ve Yetimesi
Gazli, Ts ehrinde H. 450 senesinde domutur. Babasi kendi dkkninda yn eirerek ve satarak gecinirdi. lm deinde iken oullari Muhammed ile Ahmed'i arkadalarindan mutasavvif bir zata teslim ederek, kendisinden yle ricada bulunmutur: Hattatlia (yazi yazmaya) cok merak, ettiim halde maalesef bunu renemedim. Fakat benim yapamadiim bu ii u iki yavruma yaptirmak azminde idim. Ne yazik ki Allah'in ezeli fermani gelip catmi ve benim icin ona icabet etmekten baka cikar yol kalmamitir. Artik Allah yolunda dostum ve bir kardeim olarak yavrularimi sana emanet ediyorum. Babalarinin lmnden sonra vasileri onlari bytt, yazi retti ve ilim renmelerine azami dikkati sarfetti. Babalarindan kalmi olan pek az miktardaki mallari bitince, eitim ve retimleri baba dostuna zor gelmeye baladi. Bunun zerine baba dostu kendilerine yle dedi: Sizin malinizin tamamini size sarfettim ve bitirdim. Ben ise dnyadan alkasini kesmi bir kimseyim; onun icin bir servetim yoktur ki, sizin icin sarfedebileyim. Bu nedenle sizin icin en uygun ey, ilim talebesi olmaniz hasebiyle hereyinizi karilayacak bir medreseye yazilmanizdir. Bylece vaktinizi cok kiymetli bireyle deerlendirmi olursunuz. Bu tavsiye zerine, onlar da bir medreseye yazilarak tahsillerine devam ettiler. te ykselmelerinin temeli burada atilmitir? Gazli, zaman zaman bu duruma yle iaret ederdi: 'Biz ilmi Allah icin deil, baka eyler icin okuduk. Fakat Allah sonradan kendine cevirdi'.

lme Balamasi
ocukluunda memleketin limlerinden Ahmed b. Muhammed er-Razikni'den fikih dersleri almitir. Daha sonra Grcan ehrinde bulunan lim Eb Nasr el-smaili'den okuyup, liocasina kitabinin kenarlarina Hiye ve notlar yazdirtmi ve memleketine dnmtr. mam Esd el-Muhayni yle der: Gazli'den bizzat dinledim: Crcan'dan memleketime dnerken yolda haramiler yolumuzu kesmiti. Birlikte bulunduumuz kafilede ne varsa hepsini aldilar. Hic olmazsa gasbedilen kitaplarimi almak icin arkalarindan yrdm. Reisleri bana dnerek 'Geriye dn, yoksa seni ldrrz!' dedi. Reise yalvarip, kendisinden Allah rizasi icin mallarimi geri vermesini rica ettim. Onlarin kendi ilerine yaramayacaini syledim. Bana yle dedi: - Mallarin neler? - u torbada bulunan kitaplar. O kitaplari dinlemek, renmek ve yazmak icin diyar-i gurbete gittim. Bu szlere katila katila gld ve dedi ki: "Sen nasil oluyor da 'Bu kitaplarda bulunani rendim' diyebiliyorsun? Kitaplari aldiimiz icin btn bilgilerin kayboldu. Kitaplarin yok olduu icin ilmin de yok olmu". Bunlari syledikten sonra arkadalarina, kitaplari bana vermelerini syledi. Bu cete reisini, beni irad etmesi icin Allah konuturmutu. Ts'a dndm zaman c sene durmadan caliip hocamdan rendiklerimi ve kitabimin kenarina yazdiklarini tamamen ezberledim. yle bir hale gelmitim ki, artik biri yolumu keser de kitaplarimi alirsa, ilimsiz kalmayacaktim. Gazli, bu c senelik hummali calimadan sonra Niabur ehrine giderek orada mam-i Harameyn Abdlmelik el-Cveyni'nin (1028-1085) derslerine devam etti. Onun nnde diz ckerek ilmini ilerletti. Mezheb /Hilfiyat, Cedel^ Usl- Fikih, Usl- Hadis ve Mantik ilimlerinde tam olarak yetiti. Btn bu ilimleri tam mansiyla rendikten sonradir ki, bu ilim erbabinin szlerini de iyice anlamiti. Bu ilimleri yok etmeye calianlarin dvalarini; ilmi delillerle redde caliti, bu ite de byk bir baari gsterdi. Bu ilimlerin her dalma ait kitaplar tertip ve telif etti. Zeksi son derece parlak ve sezgisi son derece gelimi idi. Gayet acaip bir yaratilia sahipti. drki son derece ileriydi. Hafizasi cok kuvvetli; ince ve derin mnlari ortaya cikarmaktason derece mahir idi. limde bir zirve ve mnazarada ailmaz bir gecitti. mam-i Harameyn talebelerini yle tarif ederdi: 'Gazli btn lemi kaplayan bir denizdir. el-Kiya delici bir arslandir. el-Hevftl de yakici bir atetir'.

Varmi Olduu Derece


mam-i Harameyn vefat ettikten sonra Gazli, Niabur'u terkedip limlerin ve ilim erbabinin toplanmi olduu vezir Nizamlmlk'n Masker'deki meclisine gitti. Oradaki limlerle ve imamlarla ilmi mnazaralara giriti. Bu mnazaralar sirasinda hasimlarini malup etti. Hepsi de onun ilmini ve fazlini kabul etmek zorunda kaldilar. Vezir Nizamlmlk, oi\a lyik olduu hrmeti gsterdi. Az bir zamanda ismi her tarafta duyuldu; hreti memleketin her tarafina yayildi. Nizamlmlk, kendi adina ina ettirdii Badad'daki Nizamiye medresesine Gazli'yi bamderris (rektr) tayin etti. H. 484 senesinde otuzdrt yainda bulunan bu genc lim, Badad'a byk bir debdebe icinde girdi. Badadlilar onu bairlarina bastilar. Vezirleri, melikleri ve emirleri glgede birakacak bir hrete sahip olmutu, bir dedii iki edilmiyordu. Nizamiye medresesinde uzun bir sre ilim nerine devam etmi, fetva vermekle ve telif yapmakla urami, fakat bir mddet sonra dny rezaletlerinden, gecici zevk ve safalardan nefret edip, icinde yzd debdebeli hayati elinin tersiyle itmi ve Allah'in yce beytine gitmek .zere yola koyulmutu. Kardeini yerine vekil tayin ederek H. 488'de ve Zilkde ayinda yola cikti, bir sene sonra am'a ulati. am'da, birkac gn kaldiktan sonra Kuds'e gitmek icin yola cikti. Orada da bir mddet kaldiktan sonra tekrar am'a dnd. am'da bulunan Emevi Camiinde itikfa girdi. Zehebi'nin naklettiine gre, Gazli zamaninin counu eyh Makdisi'nin Mescid-i Emevi'deki zaviyesinde geciriyordu. (O zviye bugn Gazli Zaviyesi olarak anilir). bn Askir'in rivayetine gre Gazli, am'da on seneye yakin bir zaman kalmitir. Zehebi'nin anlattiina gre, Gazli am'daki Medreset'ul-Eminiyeyi ziyarete gittii bir sirada, tesadfen oranin mderris) 'Gazli yle demitir' diye sze balar. te bu hdise nedeniyle gurura kapilmaktan korkan Gazli am'i terkeder. am'dan ayrildiktan sonra memleketi gezmeye balar. Bu arada Misir'a, oradan da skenderiye'ye gider. Bir sre de orada kaldiktan sonra, Marib sultam Yusuf b. Tafin'in dil bir padiah olduunu iittii icin onu ziyaret etmeyi tasarlar. Fakat, tam bu siralarda sultaninin lm haberi Misir'a kadar ulair. lkeleri gezmeye devam ederek trbeleri, camileri ve yatirlari ziyaret eder. Ebrarm terbiyesiyle nefsini terbiye etmek icm zorluklara katlanarak bazen cllerde ve tenha yerlerde kalirdi. bdetlerin air ykn taimaya tahamml gstererek nefsinin terbiyesine caliirdi. Varliklarin kutbu, her mevcuda rahmet olacak bir seviyeye gelinceye kadar bu calimalara devam etti. Rahmn'm riza yoluna ve imanin merkezine ulatiracak bir rehber oldu. Hac farizasini ed edip Badad'a dnd zaman va'z ve nasihata koyuldu. Ehl-i hakikatin diliyle konumalar yapmaya baladi. te tam bu siralarda hy adli mehur eserini te'lif etti. Bazi eserler, Gazli'nin seyahat ve zhdnn sebebini u ekilde anlatir: Bir gn halka va'z verirken, kardei Ahmed iceri girer ve u iiri okur: Halki zayif grnce kendini kuvvetli saydin, kuvvetlenmeleri icin gayret sarfettin; Onlar kuvvetlenip yol alinca yorgunluk Beni geride birakti. Hidyet edici oldun, fakat kendin hidyetten uzak kaldin. Halka va'z ve nasihat ediyorsun; fakat neden kendin iitmez oldun? , Ey keskinletici ta! Ne zamana kadar demirleri kes-kinletirip, kendin kr ve kesmez olarak kalacaksin? te bu iir Gazli'nin dnya zevklerinden ilgisini kesmesine sebep oldu. Niabur'un hatibi Abdlgaffar b. smail el-Frisi, Gazli'nin stn vasiflarim anlattiktan sonra szlerine yle devam eder: 'Dnyanin gecici zevklerini terkedip zhd ve takvaya daldi. Hacca giderken am'a uradi ve orada on seneye yakin bir zaman kaldi. Burada bulunduu siralarda gezer ve ziyaretler yapardi'. hy-i Ulm'id-Din gibi emsali grlmemi bir eseri, el-Erbain gibi -cap bakimindan- kck kitaplarini yazdi. Bu kitaplari tedkik edenlere Gazli'nin ilmi kiymetinden bahsetmek mnsiz bir itir.

Nefsinin temizlenmesine, ahlkinin gelimesine, dnya ve ahiret saadeti icin btn zamanini sarfetti. Halki hidyete cairdi; hireti gzel, dnyaya tapmayi cirkin olarak gstermeye caliti. hiret yolculuunun tedbirine, bu yolun rehberlerine hrmet etmeye cairdi. Bu sahada tam olarak yetitikten sonra memleketine dnd. Evine kapanarak dnce deryasina daldi. Vakitlerini ibdetlerle deerlendirdi. Bu hli bir sre devam etti. Bu esnada bircok kitap yazdi. Fakat hicbir yazar Gazli'nin yolunu tenkid edemedi. Onun gidiatina dil uzatamadi. ehidler Gl diye anilan Nizmlmlk'n olu Fahrlmlk vezir oluncaya kadar Gazli uzlet kesinden ayrilmadi. Bu byk vezirin zamaninda Horasan illeri dnyanin en ileri diyari hline geldi. Fahrlmlk'e, Gazli'nin fazileti, ilmi derecesi, salam akidesi ve temiz yaantisi anlatildi. Bunun zerine vezir, Gazli'nin huzuruna giderek;. va'z u nasihatini dinledikten sonra Gazli'ye lminden, faziletinden ve nasihatlerinden mutlaka istifade' edilmelidir. Herkesin istifade etmesi icin de halvetten cikip, herkese ders ve nasihat vermen gerekir' deyince, Gazli msbet cevap vererek derhal Niabur'a gitti. Orada Mey mrtet'un-Nizamiy e adli medresede yeniden ders vermeye baladi. Gazli, devlet idarecilerinden yakasini kurtaramadii icin yeniden mderrislie balamiti. Onun icin, okuttuu derslerden rencilerin faydalanmalarini niyet ederek bylece calimasini deerlendirdi. Eskiden yaadii debdebeli hayata dnmeyi hic ama hic aklindan gecirmiyordu. Rtbeden iddetle kaciyordu. Aleyhinde nice ihbarlar yapildi, fakat bunlarin hicbirini kaale al-/inadi, ehemmiyet vermedi. Aleyhinde bulunanlara tenezzl edip, cevap dahi vermedi. Onu defalarca ziyaret ettiim halde kendisinde eski hainliin ve kibrin zerresini dahi grmedim. Daha nceleri geni ilmiyle, halk arasindaki itibariyla, ibdeti ve derecesi ile o derece marur idi ki, lier gelene hakaret bakilari yadirirdi. Fakat imdi tam tersi bir insana rastlamitim.... O kibir ve gururun yerini yce bir ahlk ve tertemiz, berrak sifatlar doldurmutu. Onun aldatici bir elbiseye brndn zannederdim. Derin tedkik ve teftiten sonra, bunun bir gsteriten ibaret olmadiina kesinlikle karar verdim. Anladim ki tam mansiyla uyanmi, ilimlerde derinletikten sonra Allah Tel'nm kendisine ihsan ettii istiddiyle irfanlarin tahsiline koyulmutu. Muamele ilminin diinda kalan garip ilimlerin tahsilini baariyla tamamladi. Sonunu dnerek kendisini hirette mes'ud edecek yollari aradi, Farmedi'nin sohbetine devani ederek nndeki yolun acilmasini istedi. Mridinin kendisine yapmasini tavsiye ettii nafile namazlari, zikirleri ve evradi titizlikle yerine getirdi. Zikirlere ve tefekkre cok byk nem verdi. Onun icin s-liklerin gecmeye mecbur olduu btn gecitleri hizla gecti. Bundan sonra ilmin ceitli dallarina daldi; ince mnli ilim kitaplari zerinde cok derin tedkiklerde bulundu. Bu calimasinin semeresi olarak kendisine o ilimlerin kapisi ardina kadar acildi. Bir mddet delillerin mukayesesini yaparak, meseleleri etraflica czmeye urati. Daha sonra kendisini hereyden meneden ve Allah'tan baka hereyden uzaklatiran bir korku hli kendisinde belirmeye baladi. Bundan dolayi insivadan elini eteini cekmek onun icin cok kolay oldu. Gazli bu devrelerden gece gece nefis terbiyesinin btn devrelerini tamamladi. Hakikatler kendisine btn aciklii ile grnmeye baladi. Artik bizim kanaatimize gre, o gelecek saadete bihakkin ulamiti. Kendisinden vezir Fahrlmlk'n davetini kabul ederek Niabur'a gelmeyi nasil kabul ettiini sorduumuz zaman bize yle cevap verdi: 'slm'a davetten geri kalmayi ve ilim talep edenlere faydali olmamayi dinen caiz grmediim, hakki haykirmak vaktinin geldiine inandiim icin vezirin davetini kabul ettim. Onun icin bu davete uymakta mazurum5. Sonradan Niabur Medresesinin mderrisliini terkederek tekrar evine cekildi. Fakat bu seferki cekili ncekilere benzemedi. Tam evinin bitiiinde talebelere bir medrese ve sfilere de bir tekke yaptirdi. Vaktinin bir kismini Kur'-an i retmeye tahsis etti; bir kismini da ehl-i kalbin sohbetine ve dier kismini da talebelerin dersine hasretti. Ne kendisinin ve ne de yanmdakilerin bir dakikasi bile boa gecmezdi. Onun meclisinde ilimden baka hicbir ey konuulmazdi.

Gazli Hakkinda Neler Sylendi?


mam Subki rif-i billh eyh Ebul-Hasen e-zeli'den yle nakleder: "Gazli zamaninin efendisi, dili ve bereketi idi. Ben ryamda Allah'in Rsl'n grdm, Hz. Musa ve Hz. sa'ya soruyordu: 'Sizin metinizde mam Gazli gibi biri var midir?' Onlar 'hayir' diye cevap verdiler" Zamaninin efendisi Ebu'l-Abbas el-Mersi'den Gazli hakkinda sorulduu zaman yle cevap verdi: 'Ben Gazli'nin siddiklara mahsus en yksek makama ciktiina ehdet ederim'. Kutublar ctr: 1. limlerin kutbu (Gazli) 2. Hllerin kutbu (Beyazid-i Bistmi) 3. Makamlarin kutbu (Abdlkadir Geylni) Bu hkm el-Kasd ve's-Sdd adli eserde yazilidir. Ayni eserde u satirlar da yer almaktadir: 'Bu elbiseyi Gazli rd; Abdlkadir (veya rni) giydi. Biz de ona gereken naki iledik; fakat giyecek insan nerede?' Bu szde, Gazli'nin ve rni'nin lednni ilimlerde cok ileride olduklarina iaret vardir. Abdlltif el-Mutri bir mektubunda mam Subki'ye Gazli'yi sorunca u cevabi almitir: 'Gazli hakkinda insan ne syleyebilir? Onun ismi ve fazileti btn dnyayi kaplamitir. Onun sohbetini dinleyen ve kitaplarini okuyan, hakiki deerinin, isminden cok daha stn olduunu grr'. Gazli'nin talebesi Muhammed b. Yahya en-Niburi yle der: 'Akli keml derecesinde olanlar ancak Gazli'nin fazilet ve ilmini takdir edebilirler'.

Gazli Hakkinda Neler Sylendi?


mam Subki rif-i billh eyh Ebul-Hasen e-zeli'den yle nakleder: "Gazli zamaninin efendisi, dili ve bereketi idi. Ben ryamda Allah'in Rsl'n grdm, Hz. Musa ve Hz. sa'ya soruyordu: 'Sizin metinizde mam Gazli gibi biri var midir?' Onlar 'hayir' diye cevap verdiler" Zamaninin efendisi Ebu'l-Abbas el-Mersi'den Gazli hakkinda sorulduu zaman yle cevap verdi: 'Ben Gazli'nin siddiklara mahsus en yksek makama ciktiina ehdet ederim'. Kutublar ctr: 1. limlerin kutbu (Gazli) 2. Hllerin kutbu (Beyazid-i Bistmi) 3. Makamlarin kutbu (Abdlkadir Geylni) Bu hkm el-Kasd ve's-Sdd adli eserde yazilidir. Ayni eserde u satirlar da yer almaktadir: 'Bu elbiseyi Gazli rd; Abdlkadir (veya rni) giydi. Biz de ona gereken naki iledik; fakat giyecek insan nerede?' Bu szde, Gazli'nin ve rni'nin lednni ilimlerde cok ileride olduklarina iaret vardir. Abdlltif el-Mutri bir mektubunda mam Subki'ye Gazli'yi sorunca u cevabi almitir: 'Gazli hakkinda insan ne syleyebilir? Onun ismi ve fazileti btn dnyayi kaplamitir. Onun sohbetini dinleyen ve kitaplarini okuyan, hakiki deerinin, isminden cok daha stn olduunu grr'. Gazli'nin talebesi Muhammed b. Yahya en-Niburi yle der: 'Akli keml derecesinde olanlar ancak Gazli'nin fazilet ve ilmini takdir edebilirler'.

Vefati
sohbet ve bir kismini da derslerde gecirirdi. Gndzleri oruca, geceleri ise teheccd namazina devam ederdi. Kardei Ahmed'in ifadesine gre adi gecen ayin bir pazartesi gnnde sabah namazi icin abdest aldi ve namazini kildiktan sonra kefenini istedi; kefen gelince pt, baina ve gznn zerine koydu ve unlari syledi: 'Allahim! Emrin baim zere...5 Bunlari syledikten sonra mbarek yzn kibleye cevirerek ayaklarini uzatti ve sabahin alaca karanliinda Hakkin rahmetine kavutu'. Cemaziylevvel ayinin ondrdnc gn (pazartesi) BL 505 senesinde Allah Tel'nm.'Ey itminanin zirvesinde bulunan nefis! Rabbinin rahmetinden doya doya tatmak icin dn!' emrine icbet etti. lem-i slm bu lmle byk bir mceddidini daha kaybetti. Taberan kasabasinin bir kenarinda defnedildi. Kazlarina yetecek kadar miras birakti. Erkek evldi yoktu. Taberan kasabasinda bulunan Gazli'nin trbesi mtevazi bir mezardir. Vasiyetine uyularak zerine hicbir ey yapilmamitir. Gazli icin cok kimse tarafindan mersiyeler yazilmitir. Nitekim Kadi Abdlmelik b. Ahmed b. Muhammed b. el-Muafi yle der: Kalbi akin ve hayran olan bir gzle, hak aiklarin sevgilisi olan bir kimse icin aladim. Senelerden beri hapsettiim ve bakasi icin asla dkmediim gz yalarimi sel gibi akittim. Kirpiklerimden Gazli icin deil de, ya kim icin hayretten dona kalip ^gzyai akitacaktim? Eb Hmid, ilimleri diriltmi ve canli szleriyle slm'a yeniden can vermitir.

Gazli'nin Bazi Mektuplari


Musullu Eb Hmid Ahmed b. Selme'ye yazmi olduu bir mektubunda u ibareler yer almaktadir: Va'z ve nasihat yapmak ise, ben byle bireye nefsimi lyik grmyorum. nk vaizin zekt nisbina mlik olmasi icin verdii va'z ve nasihati nefsinde tatbik etmesi arttir. Nisaba sahip olmayan bir kimse nasil zekt verebilir? Ancak avret yerini rtecek kadar bir elbiseye sahip olan bir kimse, nasil olur da bakalarinin avret yerlerini kapatmaya kalkar? Eri bir aacin glgesinin doru olmasi mmkn mdr? Allah Tel Hz. sa'ya yle vahyetmitir: 'Evvel nefsine va'z et, eer nefsin kabul eder de, islh olursa ondan sonra bakalarina va'z et. Aksi halde benden utan!' Eb Nasr Fazl b. Hasan b. Ali el-Mukri der ki: Eb Hmid Muhammed Gazalinin huzuruna ved etmek icin vardim. Bana yle dedi: 'Bu mektubumu el-Beyhaki'ye gtr. Mektupta Ts ehrinin evkaf mdr olan Azizden ikayet var. ikyet edilen Aziz el-Muin'in yeeni idi. Onun icin kendisine unu syledim: 'Muin bir zamanlar bu yeenini vazifeden tard etmiti. Fakat Herat'ta Muin'in yaninda bulunduum bir zaman zat-i linizin imzasini taiyan bir medhiye ile el-Ummni et-Tsi, Aziz icin efaata geldi. mzali kitta sizin Aziz'i medh ediinizi okuyunca onu affetti'. Bu szlerimden sonra Gazli yle dedi: 'Mektubumu Muin'e verdikten sonra kendisine u misralari oku: Bizim baimiza gelen zulmn bir benzerini grm deiliz; Bize ktlk yapildii halde kretmeye zorlaniyoruz. Gazli'nin cadalarina hitaben kaleme aldii mektuplardan biri ise udur: Rahmn ve Rahim olan Allah'in adiyla balarim. Alemlerin rabbine hamdolsun. Takva ehline gzel sonuclar, zlimlere ise, Allah'in dmanlii olsun! Rasllerin efendisi Muhammed Mustafa'ya, onun line ve ashabina salt ve selm olsun! Byk kadi Mervan vasitasi ile Emir'ud-Devle Mutemed'ul-Mlk ile aramda byk bir dostluk olumutur. Bu dostluk, yakinlik ve karabet yerine gecmi ve yaklamamiza vesile olmutur. O akrabama takdim edeceim en byk hediyem bhesiz kendisini Allah'a yaklatiran, cennet-i lya girmesine vesile olan bir nasihattir. nk lim kiilerin nasihattan baka verebilecek hicbir hediyesi olamaz. Onun da buna karilik olarak bana yapacai en byk hizmet, takdim edecei eti g2G hediye dnya zulmetlerinden uzak bir kalp ile o nasihatimi dinlemesidir. Kendisini ikaz ederim: Yaninda kalp erbabindan olan insanlarin hrleri ayrildii zaman, kerim ve akillilar zmresini tercih etsin. Onlardan olmaya gayret sarfetsin. Allah Rasl'ne en erefli insanin kim olduu sorulduu zaman 'En mttaki olan7; 'O halde en akillilari kimdir?' sualine de 'lm en cok hatirlayan7 diye cevap vermitir. Baka bir hadiste de yle buyurulur: 'Akilli o kimseye denir ki, nefsini hesaba ceker ve lmden sonraki lem icin azik hazrlamaya bakar. Ahmak o kimsedir ki, nefsinin dizginini siinmak, basiret gzn acmali ve yarini icin ne hazirladiina dikkat etmelidir. O gnde nefsine efkat ve merhamet edecek O'ndan baka hicbir eyin olmadiini bilmelidir. Yaptiklarini ve yapmak istediklerini dikkatle kontrol etmeli... Eer dnya evinin imarina caliiyorsa, nice zlimlerin evleri ile birlikte nasil helk olduklarina bir bakmalidir. Yahut u kimse gibisini (grmedin mi) ki, duvarlari, catilari stne yiilmi (alt-st olmu) issiz bir kasabaya uramiti. (Bakara/259) Eer bir su getirmek ve bir nehrin faydali bir hle getirilmesine caliarak faydali i yapma havasina brnmse, daha nice muattal kuyular ve kanallar olduuna dikkat etmelidir. Nice memleketler vardir ki zulm yaparken biz onlari helk ettik de, damlari ckm, duvarlari zerlerine

yikilmitir; nice kullanilmaz olmu kuyu ve nice (issiz kalmi) salam kk vardir! (Hac/45) Eer bir bina yapmak azminde ise, hassasiyetle tamir edildii halde sakinlerinin blk blk gc edip gitmeleriyle bo kalmi ve icinde fanilik rzgri kalmi nice kuvvetli temellere sahip binalarin olduunu grmelidir. O sarayin etrafindaki balarin ve bostanlarin bakimi ile megul ise, o zaman u ayet-i kerimeye kulak vermelidir. Bylece biz onlari (Firavun'u ve kavmini) bostanlardan ve pinarlardan; hazinelerden ve o gzel yerden cikardik. (uar/57-58) Grdn ya, biz onlari senelerce yaatsak, sonra tehdit edildikleri (azb) kendilerine gelse, o yaadiklari zevkin kendilerine hicbir faydasi olmayacaktir. (uar/205-207) Allah korusun, kii eer zlim bir sultanin hizmetindeyse, u liadis-i erife kulak vermelidir. Kiyamet gnnde Allah'in tellli yle cairir: 'Zlimler ve onlarin yardimcilari nerededirler?' O zlimlerle, dnyada onlara divit uzatan veya kalemlerinin ucunu sivrilten veya daha baka hizmetlerinde bulunan herkes huzura getirilir. Hepsini ateten yapilmi bir tabuta korlar ve cehenneme atarlar. Sonuc olarak Allah'in koruduu kimseler haric btn insanlar Allah'i unuttuklari icin Allah tarafindan da unutulmulardir. Ahirete hazirlik yapmaktan - yztjevirniiler ve bu o n gayeleri mlk edinmek, makamlara konmaktir. Demek ki Mutemid'ul-Mlk Emir'ud-Devle makam ve servet hevesinde ise muhakkak hadis-i erifte vrid olan u mnya kulak vermelidir. Emirler ve reisler, kiyamet gnnde kcck karincalar gibi harolunacaklar ve maher ehlinin ayaklari altinda ezilecek ve ezdirileceklerdir. Halk zerlerine basa basa gecip gideceklerdir. Yine Allah Tel'nm zlimler ve mtekebbirler hakkinda Kur'an'da ki ayetlerini dikkat ve hassasiyetle izlemelidir! Hz. Peygamber yle buyurmutur: Kii aile efradinin arasinda bile emirlik isterse Allah nezdinde mtekebbir ve cebbar olarak yazilir. Koyun ailma den iki ac kurdun koyunlara verdii zarar, hicbir zaman riyaset sevdasindaki kiinin, dinine verdii zarar ve tahribat kadar olamaz. Bu riyaset malin toplanmasi hususunda olsa bile... Emir'ud-Devle'nin Allah'in yce peygamberi Hz. sa'nin u mbarek szne de dikkat etmesini isterim: 'Ey havariler! Dnyanin her sevgisi ahiretten bir kayiptir. Kesinlikle dnyperest zenginler semvtm melekt lemine giremezler'. Hz. Peygamber de yle buyurmutur: Zenginler drt grup halinde harolunurlar: 1. Haramdan kazanmi ve haramdan harcami grup ki bunlar icin 'cehenneme gtrn' emri verilir. 2. Haramdan kazanmi, fakat hellde sarfetmi grup ki bunlar icin de 'cehenneme gtrn' emri verilir. 3. Hellden kazanmi fakat harama sarfetmi grup ki bunlar icin de 'cehenneme gtrn' emri verilir. 4. Hell kazanmi ve helle sarfetmi olan grup ki bunlar icin sdir olan ferman udur: 'Bunlari durdurun ve kendilerine sorun. Belki de zenginlikleri yznden farzlari ihmal etmi ve ibdetlerini gecirmilerdir. Belki namazinda veya abdestinde kusur yapmi, huzur ve huunda kusur etmilerdir'. - Hellden derledim, helle sarfettim. Farzlari da hic ihmal etmeden hepsini tastamam ed ettim. - Belki malinla iftihar edip, ssl ve debdebeli elbiseler icinde yaamismdir. - Ey rabbim! Malimla marur olmadim ve ancak ihtiyacim olan elbiseyi giydim. ftihar ve gurur duymak icin

elbise giymedim. - Belki de sila-i rahimde ihmalkrlik yapmi, fakirlerin hak ve hukukunu gzetmemisindir. Bir derece gerideki hak sahibini bir derece ilerideki hak sahibinden daha stn tutmu ve haktan ayrilmi olabilirsin! Kul ile rabbi arasinda bu muhasebe cereyan ederken, birden hak sahipleri bu zenginlerin etrafini sarar ve 'Ey rabbimiz! Sen aramizda bunlari zengin ettin ve bizleri bunlara muhtac kildin; fakat bunlar hakkimizi gzetmediler' deyip ikyette bulunurlar. Zerre kadar kusur grnrse derhal cehenneme gnderilmesi emrolunur. ayet kusur grlmez ise o kula 'Burada dur ve nimetin krn ed eyle, her yudum suyun, her lokma ekmein, her lezzetin kariliini ver' denir. Sorular ve cevaplar bylece srp gider. Salih, muslih ve Allah'in hak ve hukukunu kili kirk yarar-casma yerine getiren zenginlerin hli Arasat meydaninda byle olunca, acaba o airi gidenlerin hli nice olacaktir? Harama dalmi ve bol bol pheli kaynaklardan mal elde eden ve ehvetlerine esir olanlarin hli nasil olacaktir? O haram yiyenlere yle denilir: Mal coaltma hirsiniz ta kabirlere varincaya kadar sizi (Allah'a ibdetten) megul etti. (Teksr/1-2) Halkin kalbini istil edip onlari eytanin maskarasi yapan ite bu kt gayelerdir. Emir'd-Devle ve onun gibi bilmeyerek bizzat nefsine dmanlik yapan herkese, kalpleri kasip kavuran bu gibi hastaliklarin ilacim renmek gerekir. nk kalplerin mnevi hastaliklarinin ilacinin, hastalikli bedenlerin ilacindan daha nemli olduu basiret ehlinin malmudur. Allah'in huzuruna ancak sapasalam bir kalple gelen kurtulur. Hasta bir kalbin iki ceit tedavi ekli vardir: 1. Daima lm hatirlamak ve lm uzun uzun dnmek; dnyanin gecici hkmdarlarinin ve zenginlerinin sonlarini ibretle seyretmek; nasil mal topladiklarini, byk byk kaneleri ve binalari nasil ina ettiklerini, dnyaya nasil aldandiklarmi, btn bunlardan sonra bu kk ve binalarin nasil kabre dndklerini, topladiklari mallarin nasil kasirganin nndeki toz haline geldiini bilip takdir etmeli ve Allah Tel'nin u ayetleri zerinde dnmelidirler. Allah'in emri olup bitmi bireydir. (Ahzab/38) (Bugn) meskenlerinde gez(ip gr)dkleri, kendilerinden nce (gelip gecmi) nice nesilleri yok ediimiz, onlari hl yola getirmedi mi? Elbette bunda akil sahipleri icin ibretler vardir. (Th/128) Onlarin kkleri, mlkleri ve meskenleri dilsiz ve issiz kalmitir. Fakat hl diliyle kendilerini yapanlarin gururlarina ahitlik ederler. te imdi, onlarin topladiklarina baki Acaba onlardan bir kipirti hisseder misin vej'a bir cit olsun iitebilir misin? 2. Allah'in kitabini dikkatle okumali ve yksek hakikatlarini dnmelidir. nk Allah Tel, kitabinin btn leme bir ifa olduunu beyan buyuruyor. Hz. Peygamber de bu iki tedavi usulne bavurmamizi tavsiye etmitir: Size iki viz biraktim. Biri konumadan vaizlik yapar ki bu viz lmdr. br ise konuur ki o da Kur'n'dir. nsanlarin cou her ne kadar diri iseler de Allah indinde birer ldrler. Dilleriyle her ne kadar konuurlarsa da hakikatte dilsiz sayilirlar. Her ne kadar dinliyor gzkyorlarsa da sairlarin ta kendileridirler. Mushaflara baktiklari zaman her ne kadar gryor iseler de acaib ve garaibini grmekten kr, yazdiklari tefsirlerinde Kur'an'i tefsir ederlerse de sir ve hikmetlerinden yoksundurlar. Bunlarin arasinda olmaktan sakin! Hem emrini ve hem de nasil piman olup hasret cekeceini bile dnmeyenlerin ilerini ve sonuclarini dn! lm deinde nasil mahrum ve zararli olacaini dnmeye

vakit bulamayanlara ve kendi nefsinin ilerine dikkat et! Allah'in kitabinda d bir ayetle yetin! nk o ayette basiret sahibi herkes icin ikna edici ve doyurucu bir ruh ve hakikat vardir. Ey iman edenler! Sizi ne mallariniz ve ne de cocuklariniz Allah'i anmaktan alikoymasin. Her kim bunu yaparsa, ite onlar hsrana denlerdir. (Mnafikn/9) Sakin mal toplamak icin vaktini zayi etme! nk onunla fazla uraman ve sevinmen sana hireti unutturur; imanin zevkini kalbinden skp atar. Allah'in kulu ve rsl sa (a.s) yle demitir: 'Ehl-i dnyanin mallarina gz dikmeyin! nk imaninizin safliini, amellerinizin ihlasini silip sprr!' Mcerret bir bakiin neticesi bu olunca, acaba o mallari toplamanin ve onunla airiliklara sapmanin neticesi ne olabilir? Byk kadi, mam Mervan'a gelince, Allah onun gibileri ilim ehli arasinda coaltsin. nk o gzlerin nurudur; ilim ve takva gibi iki byk fazileti bir araya getirmitir. Fakat tamamlamanin tek mili devamliliktir* bunu hicbir zaman unutmamak gerekir. Devam etmek ise ancak bir taraftan yardim grmeye balidir. Faziletlerin kemle ermesi ve bu kemlin devam etmesi icin bir taraftan destek alinmasi gereklidir. Byle necib,bir evldin ona verilmesi Allah'in en byk nimetlerindendir. Bu bakimdan bu evladini ahiretine azik yapmasi ve Allah'a ulatiran bir vesile saymasi gerekir. Bu evladinin kalbini Allah'in ibdetine lyik bir ekle getirmeye calimasi zaruri ve efkatli bir babaya uygun olan en gzel hareket olduu gibi, Allah'a giden yolu da hicbir zaman kapatmamalidir Allah'a gtren yolun balangici helli talep edip, yetecek kadari ile yetinmek, tevazuu kendisine merep edinmek, eytanin avlama letleri olan dnya ehlinin ahmakca mcadele ve mnakaalarindan uzaklamaktir. Btn bunlarla beraber, zlim emirler ve sultanlardan kacmak, onlarin zulmlerine yardimci ve destekci olmamak da bata gelen vazifelerdendir. Bir hadis-i erifte Hz. Peygamber (s.a) yle buyurmaktadir: Fakihler, dnyaya dalmadikca Allah'in yeryznde emin kullaridirlar. Fakat ne zaman dnyaya meylederlerse o zaman dininiz hususunda onlara gvenmeyin ve ihtiyatli davranin. Bunlar bazi ilerdir ki Allah Tel ltfu ile o necib evlada ihsan buyurmu ve onlari ona kolaylatirmitir. Dolayisiyla babaya den vazife; olundan razi olmak, dua ile yardimda bulunmaktir. nk dnya ve hirette en byk azik babanin duasidir. Babanin vazifelerinden biri de bu byk evlada uymaktir. Gerci uyulmasi gereken kii babadir, ama bazen ilimde evlat babayi gecer ve uyulmaya hak kazanir. te bu sirra binaendir ki Hz. ibrahim (a.s) babasina yle demitir: Ey babaciim! Bana sana gelmeyen bir bilgi geldi; bana uy, seni dzgn bir yola ileteyim. (Meryem/43) Cierinin bir parcasi olan evladina hrmet etmek suretiyle kusurlarini telfiye calisin. Kiyamet gnnde yakin bir efaatcisi bulunmayan si mslman, cehennem ehlinin hasret ynnden en iddetlisidir. Allah Tel yle buyurmaktadir: Bugn burada onun icin candan bir dost yoktur! (Hkka/35) Allah nezdinde deersiz olan dnyayi onun gznde kcltmesini Allah Tel'dan temenni ve niyaz ederim. Allah Tel'dan nezd-i ilhisinde byk ve kiymetli olani, onun gznde bytmesini, kiymetli yapmasini tazarru ve niyaz ederim. Bizi ve onu rizasina muvaffak kilmasini Allah'tan dilediimiz gibi, nimet ve keremiyle

cennetlerinden Firdevs-i Al'ya yerletirmesini niyaz ederek mektubumuza son veririz!

Fetvalarindan Bazilari
Soru: Kfir bir kimse hakkinda giybet yapmak hell midir, haram midir? Zimmi olan kfir ile Harbi olan kfir arasinda bu meselede bir fark var midir? Bir bid'atciyi bid'atmdan dolayi deil de baka hususiyetlerinden dolayi giybet etme hakkindaki hkm nedir? Cevap: Allah'tan bizi baarili kilmasini niyaz eder ve sze balariz. Kur'an'da yasaklanan giybet, kiiyi, dinledii takdirde kirilacai bir tarzda zikretmektir. Velev ki bu syledikleri doru olsun... Giybet, mslman kiinin hakkinda c illetten dolayi mahzurlu ve haramdir. 1. ittii zaman eziyet grr ve rahatsiz olur. itmedii takdirde de giybet sebebiyle darlia der, ileri bozulur. 2. Giybette, Allah'in yaptii eksik olarak grlr. Zira halkin yaraticisi Allah olduu gibi onlarin sifatlarinin, fiillerinin ve ahlklarinin yaraticisi da Allah'dir. Hatta bu illet ve sebepten tr, basit yemeklerin aleyhinde konumak ve onlari eksik grmek, sri tarafindan yasaklanmitir. 3. Giybet, insanin vaktini malayani ile zayi eder ve boa gecirir. nsani sahih ve doru bir hedefi olmayan konumaya daldirir. Birinci illet ve sebep, giybetin harara olmasini gerektirir. nk mslmana eziyet haramdir. kinci illet ve sebep, keraheti gerektirir. Mekruh olan giybet hayvanlar ve yemekler hakkinda da gecerlidir. cnc illet ve sebep ise, giybeti terketmesinin daha evl olmasini gerektirir. Bu mn Hz. Peygamberin u hadisinden alinmitir: Kiinin mlyniyi terketmesi, iyi bir mslman olduuna iaret eder. Mslman hakkindaki giybetin ne olduu anlaildiktan sonra deriz ki, eer kfir harbi ise ona eziyet vermek haram deildir. nk onun hak ve hukukunun gzetilmesi szkonusu deildir. nk ona eziyet edilmesini haram eden illet ve sebep ortadan kalkmitir. Ancak ortada Allah'in yaratma sifatinin tenkisi bahis konusudur. Bu bakimdan giybetle o kfirin yaratilii deil, onun kt ahlklarini zemmedip, ancak kfrden dolayi ona bu eziyetler yapilmitir kanaatini izhar ederse; yani 'u ktlkleri, kfr ve dallet icinde olmasi ona kazandirmitir' deyip, kfrden sakindirmak ve korkutmak maksadi gderse, byle bir giybetin keraheti yoktur. Eer bu gaye ile olmazsa ve bu gayeyi gsteren ibarenin ilvesi bulunmazsa, kfrn tahzir ve kfrn tahkiri gibi ifadeler de mevcut deilse, o zaman hafif bir kerahet vardir. Nefsin burada keraheti hissetmemesi, bu giybetin kfrn zemmedilmesi zannindan olsa gerek! Nitekim buna iaret de edildi. Bu bakimdan byle bir giybette bir sakinca yoktur. Hatta byle bir giybetin mendb olmasi, mekruh olmasindan ana prensiplere daha uygundur. Kfirin yaratiliini giybet etmekte kerahet varsa da, yemekler ve hayvanlari giybet etmekten daha hayirlidir. nk kfir eziyete mstahaktir. Kfirin cezaya ve ezaya mstehak olmasi ve dolayisi ile giybetinin yapilabilmesi, bazen de dalletin cirkinliinden doup kfrnden tr hak ettii bir azap olmu olur. slm bayrai altinda yaayan gayr-i mslim vatandalara zimmi denir. O mslman fertlere benzer. Onun icin ona eziyet etmek er'an yasaktir. Kanlari ve mallari eriat tarafindan teminat altinda olduu gibi, haysiyetleri de teminat altindadir. Bid'atciya gelince onun giybetini yaparak eziyet vermek iki kisimda incelenebilir: 1. Bid'ati ile% kfr ehlinden olur. Byle olunca mslmanlarla harbeden kfirler gibidir. Eziyet edilmesi ve giybeti yapilmasi tipki harbi kfire tatbik edilen hkm gibidir.

2. Bid'atiyla dinden cikmamitir, ancak gnahkr olmutur. Byle bir mslman hakkinda giybet etmek, normal bir mslman hakkinda giybet etmek gibidir. Fakat sadece bid'atmi halka anlatip, halki ikaz etmek mekruh deildir. Bid'atmdan dolayi ktleen dier huylarini da konumakta bir salanca yoktur. Fakat her tarafiyla ktlenmesine de cevaz yoktur. En dorusunu Allah bilir! Soru: ehir diinda bayram namazgahi olarak yapilan yer. cami hkmnde olur mu? Eer deilse neden olmasin? Oysa orasi da namaz icin yapilan bir yerdir. Cevap: Doruyu bulup sylemek ancak Allah'in yardimiyla olur. Bayram namazgahi, itikfa girmek, cnp bir kimsenin oradan gecmesi, durmasi ve buna benzer durumlarda cami hkmnde deildir. nk cami, namazlarin be vaktine tahsis edilen ve onun diinda herhangi bir maksat icin kullanilmayan mabede denir. Oysa bayram namazgahlari ayni zamanda toplanti yeri ve kervanlarin konaidir. Orada yarilar yapilir, cocuklar bylesi yerlerde oynarlar. Seleften hic kimse bayram namazgahlarinin bu ilerde kullanilmasini yasaklamamitir. Eer mescid olarak kabul etseydiler, muhakkak boyle eyleri orada yaptirmazlardi. Ayrica orada bayram namazindan baka namazlari da kilarlardi. Bayram namazi (mam afii'ye gre) snnettir, senede iki kere kilinir. O halde orasi namaz icin deil, toplanma icin yapilmitir. Bu bakimdan orada namaz kilmak tli derecede kalir. En dorusunu Allah bilir!

'Gazli' Kelimesinin Tahlili


Tuhfet'ul-rad mellifinin nakline gre mam Nevevi Gazli kelimesinin eddeli olduunu sylemitir. bn'ul-Esir de ayni kanaattedir. Fakat Nevevi et-Tibyn adli eserinde eddesia olarak nakledip 'Gazal, Ts'a bali bir kydr ve Gazli bu kyde domutur' der. Bazi kimselere gre Gazli, Ka*b-ul-Ahbar'm kizi Gazale'nin soyundan gelmektedir. Bundan dolayi da kendisine Gazli ismi nisbet edilmitir. Tarih limlerinin nezdinde itimat edilecek rivayet bn'ul-Esir'in rivayetidir. Bu gre gre Gazli kelimesi edde ile (Gazzli eklinde) okunur. Fakat memleketimizde her nedense tahfif ile (Gazli eklinde) okunuyor olduundan, biz de kelimeyi eddesiz olarak kullaniyoruz. En dorusunu Allah bilir!

Gazalinin Hocalari
Daha nce de kaydettiimiz gibi, Gazli'nin ilk hocasi Eb Hmid Ahmed b. Muhammed er-Rzikani etTsi'dir. Bundan sonra, Eb Nasr el-smaili ve daha sonra da mam Harameyn gelir. lk hocasinin yaninda Ts'da, ikincisinin yaninda Curcan'da, cncsnn yaninda ise Niabur'&a okumutur. Tasavvufta hocasi, zhdyle mruf mam Eb Ali el-Farmedi et-Tsi'dir. Bu zat Risale-i Kueyri'nin mellifi Eb Kasim'm tale-belerindendir. H. 477 senesinde Ts'da Allah'in rahmetine kavumutur. Gazli, Yusuf esSuccan'dan da tasavvuf dersleri almitir. Hadis ilminde hocalari unlardir: Eb Sehl Muhammed b. Ahmed b. Ubeydullah el-Hafsi el-Meruzi, el-Hakim Eb Hasr b. Ali b. Ahmed el-Hakim et-Tsi, Eb Muhammed Abdullah b. Muhammed b. Ahmed el-Havri, Muhammed b. Yahya b. Muhammed es-Suci ez-Zevzni, Hfiz Eb Futyan mer b. Eb Hasan er-Rusayi ed-Dehistani el-Makdisi... Bu sonuncusunun, Gazli'nin hocasi olmasi, mehur muhaddis Zehebi'nin rivayetine gredir. Baka muhaddislere gre Gazli, Dehistani'ye yetiememitir. Kelm ve Cedel ilmini kimden okuduu bilinmemektedir. Felsefe ilimlerim ise, el-Munkizu min'ed-Dall adli eserinde acikca syledii gibi, hocasiz renmitir. mam Gazli, memleketi Ts'a dnnce btn gayretini hadis ilmini renmeye hasretmi, muhaddislerin meclislerine gitmi ve onlardan hadis dinleyerek, dinlediklerini yazmitir. Hadis hafizi Eb Futyan'i Ts'a dvet etti. Sonsuz hrmet gsterdi ve kendisine ikramlarda bulundu. Buhri ve Mslim'i ondan okudu. Zebidi, erhinde yle demektedir: 'Gazii'nin hadis rivayet ettiini zannetmem. ayet rivayet etmi ise de azdir. nk kendisinden hicbir hadis rivayeti yapilmamitir'. Mehur muhaddislerden bn Askir, Gazalinin Sahih-i Buhari yi Eb smail el-Hafsi'den dinlediini yazar. bn Neccar Tarihlinde y Gazli'nin hadis ilminde isnd sahibi olmadiini ve hadisten de birey aratirmadiini, ancak kendisinden bir tek hadis rivayet edildiim kaydeder. Zebidi'ye gre, bn Neccar'm hkm Gazalinin ilk zamanlarina iarettir. nk grld gibi Gazli balangicta baka ilimlere ihtimam gstermitir. Zehebi yle anlatir: 'Gazli mehur seferinden Badad'a dnd zaman va'z ve nasihat meclisleri dzenledi; bu meclislerde ehl-i hakikat diliyle konumalar yapti. hy adli eserini bu meclislerde okudu'. Abdlgaffar ise yle anlatir: Gazli son zamaninda Hz. Peygamberin hadislerini dinlemek icin btn vakitlerim sarfede-rek ilim ehlinin meclislerine devam ettii gibi, Buhri ve Mslim'in hadislerini de inceliyordu. Biraz daha yaasaydi hadis ilminde byk bir otorite olur ve bu ilimde de btn ulemayi gecerdi. Biraz daha yaasaydi btn vakitlerini hadis renmeye hasreder ve byk bir muhaddis olurdu. Eskiden beri hadis ilmine vkif idi. ok hadis dinlemi ve hayatinin son devresinde bu ilimde oldukca ilerlemiti. Hadis rivayet etmemesi onun icin bir noksanlik deildir. Geride biraktii usl, fr ve sair ilimlere dair kitaplari onun adini kiyamete kadar anmaya yetmez mi? Kitaplarini tedkik edenler onun gibi eser telif edebilen bir insanin az bulunduunu ikrar etmek zorunda kalirlar. Zebidi 'Onun, Eb Davud'un snenini Eb Feth el-Hakirn et-Tsi'den dinlediim iittim' der ve devamla Takihlerin fetvalarina delil kabul ettikleri ceitli Hadisi erifleri de dinlemitir' der.

Gazalinin Secme Szleri


1. Dnya ahire tin tarlasi ve hidyet konaklarindan bir konaktir. Kendisine, mahiyetine uygun bir ifade olarak dnya denmitir. 2. Bazi kimseler nefislerinde bir yakinlik hissederek ibdetinde ve meclislerinde Allah'a yakin olduklarini zannederler. Bylece kendilerinden baka meclislerinde bulunan herkesin bailanacai fikrine saplanirlar. Eer bu tr kimseye, bu ekilde s-i edebinden dolayi Allah Tel, mstahak olduu muameleyi yapmi olsaydi, hemen o anda helk olurdu. 3. Her slik, bulunduu menzil ile gectii makamlar hakkinda konuabilir. Kendisinin ulaamadii makamlar, ihta edemedii menziller hakkinda ise hicbir ekilde konuamaz. Ancak onlara gaybi bir ekilde inanir. 4. Allah Tel ilim nurlarini insanolundan esirgememitir; Allah Tel, cimrilik illetinden mnezzehdir. lim nurlarinin kalplere akmamasmm sebebi, o kalpleri doldurmu bulunan bulaniklik ve ktlklerdir. nk kalpler kaplara benzer; bir kap su ile dolu ise, havanin o kaba girmesine imkn yoktur. Kalp msiv ile dolu oldukca Allah'in cell marifeti oraya girmez. 5. limlerin icinde en erefli olani Allah'in sifat ve fiillerini bildiren ilimdir. nsan bu ilimle kemle ulair. Kmil olmanin saadetini duyar. nsanolu, Allah'in cell ve keml sifatlarinin komuluuna ulatii zaman, bu komuluun ona byk saadetler kazandiracai muhakkaktir. 6. Kalplerin ve insan basiretinin cilasi zikirdir. Zikri ancak muttaki kullar yapabilir. yleyse takva zikrin kapisi; zikir kefin kapisi, keif ise byk zafere acilan kapinin ta kendisidir. 7. Kalbiyle arasindaki perdeler aralanan bir kimseye, mlk ve melektun tecellisi grnr. Byle bir kimse, genilii yerle gkleri icine alan cenneti mahede eder. 8. badetlerin esasi kalbin tezkiyesidir. Kalbin tasfiyesi de mrifet nurunun orada domasi ile mmkndr. 9. man c mertebedir: a) Avam halkin imani olan mukallidle-rin imani, b) Birtakim kelmi delillere dayanan kelmcilarm imani, c) Yakin nuruyla grerek iman eden ariflerin imani. 10. Akli ilimlerin er'i ilimlere zit olduunu ve bu ilimlerin bir arada bulunamayacaini, bulunmalarinin mmkn olmadiini zanneden bir kimsenin bu zanni, basiretsizliinden ve krlnden ileri gelir. Basiretsizlikten Allah'a siiniriz. Aldi ilimler iki kisma ayrilir: a) Dnyevi, b) Uhrevi Dnyevi olanlar, tip, matematik, kozmorafya, sanat ve fen ilimleridir. Uhrevi olanlar ise, kalbin hllerini, amellerin fetini, Allah'in sifat ve fiillerini bildiren ilimdir. te akli ilimlerin bu iki grubu birbirine zittir. Btn gayretini bu iki kisimdan birisine sar-fedip o sahada derinleen bir kimse, genellikle br kisimda eksik kalir. 11. Akilcilar tarafindan inkr edilen dini ve gaybi birey iittiin zaman, onlarin bu inkrlari sakin seni airtmasin; zira arkta bulunan bir insanin garbdaki hakikati bilmesi imkansizdir. 12. Etrafta ilhi rzgrlar esiyor; kalp gzlerini rten perdeleri aciyor. te bu gzler Levh-i Mahfuz'da yazili olan birtakim hakikatleri grrler. 13. Ehl-i tasavvuf, calimakla elde edilen ilimlerden ziyade ilhamla renilen ilimlere meyleder. Onun icin musanniflerin yazdiklari ilimlere eilmeye, oradaki szleri ve delilleri aratirmaya nem vermemilerdir. 14. Takva, cok secdeden tr alinda iz birakma veya oruc tutmaktan sararma veya secde ve rkdan belin bklme hli deildir. Eilen boyunda veya sarkitilan eteklerde takva aranmaz. Takva, kalplerdeki ver' hlidir. Gler yzle kariladiin kimse, seni asik bir yzle karilar ve bilgileriyle sana mihnet yklerse, Allah byle kimselerin sayilarini artirmasin! 15. M'minin kalbi lmez, ilmi, lm aninda silinip gitmez. Kalbindeki berraklik kesinlikle snmez.

Hasan Basri de bu mnya yle iaret etmitir: 'Toprak iman merkezini y ey ip bitiremez'. 16. Btin ilmi Allah'in sirlarindan bir sirdir. Allah Tel o sirrini diledii kulunun kalbine ilham eder. 17. Kur'n takvanin, hidyetin ve kefin anahtari olduunu acikca beyan eder. Takva ise, retmen olmadan elde edilen ilimdir. 18. Kalbe herhangi birey geldii zaman, ondan nceki hakikat-ler kaciir ve yerlerini son gelene birakir. 19. Muamele ilminin en yksek zirvesi, nefsin hilelerine ve eytanin desiselerine vkif olmaktir. Boyle bir ilme vkif olmak her insana farz-i ayn1 dir. Fakat ne kadar yazik ki halk bu farzi ter-ketmi ve vesveselere sebep olan birtakim fuzuli ilimlerle urair olmutur. te bu ilimleri vesile ederek eytan onlari yoldan cikarmaktadir. 20. limlerin birbirlerine hcum ettiklerini, birbirlerine hased ettiklerini ve anlaamadiklarini grdn zaman, onlarin dnya hayatina karilik ahiretlerini sattiklarina hkmet! Acaba bu kiilerden daha fazla aldanan satici var midir? 21. Bir kimse herhangi bir imamin mezhebinde olduunu syler, fakat o imamin yolundan gitmez ise, onun en byk hasmi bali olduunu syledii imamin ta kendisidir. O imam Allah'in huzurunda yle der: 'Benim mezhebim," istihrac ettiim ahkm ile amel etmektir. Dil ile 'Ben u mezhebe baliyim' demek deildir. Dil calimak icindir, hezej/an icin deildir. O halde, mademki sen benim mezhebimden olduunu iddia ediyorsun, yleyse neden amel ve ahlkta bana muhalefet ettin? Oysa ona uyarak Allah'a yaklamayi dndn mezhebin esasi amel ve ahlk idi. Bir de utanmadan benim mezhebimden olduunu iddia ettin. Byle bir iddia eytanin kalbe girmesine yardim eden kapilardan biridir. Bircok iirn bu kapinin acilmasi sebebiyle helk olup gitmilerdir'. 22. Ahmaklikta en ileri gitmi olan kimse, nefsinin faziletine en cok inanan kimsedir. Akilda en ileri olan kimseler ise, nefsini en cok itham edenlerdir. 23. Halk tabakasindan biri zina eder veya hjrsjzlik yaparsa, onun bu sucu ilimle ilgili konumasindan daha hafiftir, nk Allah'in dininin inceliklerini bilmeyen bir kimsenin, bu-konularda sz sylemesi zamanla kendisini kfre slkler. Aynen yzme bilmeyen kimsenin kendisini denize atmasi gibi... Boyle bir kimse muhakkak boulur. 24. nsanlarin en muttakisi ve en limi, insanlara ayni gzle bakmayandir. nk bazi insanlara riza ve bazi kimselere de gazab gzyle bakmak gerekir. Eer gazab gzyle bakilmasi gereken kiiye, riza gzyle bakarsan onun ayiplarini gremezsin; zir nza, insanin gzlerindeki grme hssasini zayiflatir. 25. Allah hakkindaki zanni kt olan ve insanlarin ayiplarini aratiran bir kimseyi grdn zaman, bil ki byle bir insanin kalbi hastadir. M'min kii ise, btn halk nazarinda kalbi salam olan kimsedir. 20. Kalp, takva ve iyi amellerle sslenip, kt sifatlardan armm.adikca, o kalpte zikrin hakikati bulunmaz. Aksi takdirde, zikirden dem vurmak nefsin konumasi olup, bu konumada kalbin dahli yoktur. Byle olunca da eytanin kalpten srlmesi mmkn deildir. 27. Ruh rabbani bir emirdir. Rabbni demek, onun mkefe, ilimlerinin sirlarindan birisi olmasi demektir. Bu sirri ifa etmek salahiyeti hic kimseye verilmemitir. nk Allah'in en sevgili kulu olan Allah'in Rsl dahi hu sirri aciklamamitir. 28. ehvet kalbe galip geldii zaman, kalbin en derin hcrelerine nfuz edemese dahi, eytan orada istikrar bulur. Kt sifatlardan uzak olan kalplere gelince, o kalplerde ehvet olduu icin deil, zikirden gaflet edildii zaman eytan o kalplerin kapisini calar, Paka t o kalpler zikre sarildikca eytan geri cekilir. 29. Duanin artlari yerine getirilmedii zaman nasil geri cevri-lirse, zikrin artlan da yerine getirilmedii

takdirde byle bir zikir eytani kacirtmaz. 30. eytanlar tek tek bir araya gelerek toplanmi ordulardir. (Jnnahlann her ceidinin bir eytani vardir. Her gnah kendi eytaninin davetiyle ilenir. 31. Melekt aleminde sretler sifata tabidir. yleyse kt mana, kt surette grnr. Demek ki eytan, kpek, kurbaa ve (limmi suretinde grnr. Bu sretler mnlarin etiketidirler ve mnlarin doruluunu aksettirirler. Bu sirra1 binaen ryada maymun ve domuz grmek, kt insana iaret ettii gibi, koyun da ic lemi geni insana iaret eder. Her rya bu lcye gre tefsir edilir. 32. Uyku kalbi ldrr ve kurutur. Ancak bundan zaruri olan miktar harictir. Yetecek kadar uyumak, gayb sirlarinin kefine vesile olur. 34. Allah yolunun yolcusuna gereken ey, hassalarini kontrol altina almaktir. Bu kontrol karanlik bir yere cekilip dnmekle ve baini nne emekle, herhangi bir rtye brnmekle elde edilir. Bu vaziyetler hakkin sesini dinlemek ve rubbiyet huzurunun azametine iaret etmek icin alinir. Grmez misin, Allah'in Rsl'ne bu vaziyetteyken nid gelmi ve o nid 'Ey rtlere brnen! Kalk ve uyar' demitir? 35. Mide ile ferc, atee acilan kapilardan birer kapidir. nk onun asli tatmin olup doymaktir. Zillet ve inkisar ise cennetin kapilarindan birer kapidir. nk onun asli acimaktir. Cehennem kapilarindan birini kilitleyen, cennet kapilarindan birini acmi sayilir. nk bu ikisi, birbirinin ziddidir. Birisine yaklamak brnden uzaklamaktir. 36. Kiinin kendi nefsine hkim olmasi, saadetin tamami; ehvetin ve nefsin kiiye hkim olmasi, ekavetin tamamidir. 37. Fazla doymak ibdetten alikoyar, ibdeti, kalbin parlakliini ve dnceyi kararttii gibi bunlara bali olan hayati da dumura uratir. Ac kalmak ise, btn bu menfi hlleri msbete cevirir. nk az yemek bedenin saliini koruduu gibi, cok yemek ve mideyi kariik yiyeceklerle doldurmak damarlarda kariiklik meydana getirir. 38. Dinen yasaklanmi olan cidal ve tartimanin sonucu, bakasindan dinlediklerine yanlitir diyerek itiraz etmektir. Mcadelenin sonucu ise, bakasini susturmak, aciz birakmak, konumasini crtmek ve kendisine cehalet nisbet etmektir. 39. Nefsini Allah'in cell ve azametini, yer ve gkteki saltanatini dnmeye alitiran bir kimse icin bu ekilde melektun garip ve acaip sanatina bakmaktan duyulan lezzet; zahiri gzle cennetin balarina ve meyvalarma bakmaktan duyulan lezzetten daha stndr, ite dnrlerin dnyadaki hlleri budur... Acaba hirette btn perdeler kalktii zaman durumlari ne olacaktir? 40. ayet sen Allah'in marifetine aik deil isen mazursun! nk cim yapmaya iktidari olmayan bir kimse evlenmeye, cocuklar da saltanat tahtina ve tacina hevesli deildirler. evk ancak zevkten sonra hsil olacak olan bir hldir. Zevk almayan bunu anlamaz. Anlamayan da aik olmaz. Aik olmayan ise istemez. stemeyen ise idrk edemez ve idrk etmeyen ise esfel-i sfilin'de bulunan mahrumlardan olur. 41. Dinde, ycelmilerin mertebesine erimeyen kimselerin elinden onlari sevmenin sevabi alinmi deildir. stedii zaman onlari sever ve bu sevgilerinden tr byk sevaplara nail olurllar. 42. Hased, helllik istenecek bir zulm deildir. Seninle Allah arasindaki bir gnahkrliktir. Helllik ancak azalardan cikip bakasina zarar veren fiillerde vcibdir. 43. Dnya ve ahiret, kalbin durumlarindan iki durumdur. O durumlarin lmden nce ve gecici olanina dnya, ondan sonraki kisma ahiret deniliyor. Ahiret lmden sonra olandir. lmden evvel acil bir ehvet veya bir payin icinde bulunduu herey senin icin bir dnyadir. 44. lm aninda insanda u c.sifattan baka hicbir ey kalmaz: 1. Kalbin dnya kirinden temizlenmesi

2. Kalbin Allah'in zikriyle yakinlik kurmasi 3. Kalbin Allah sevgisiyle neeye garkolmasi Kalbin temizlenmesi, ancak dnya ehvetlerinden kacinmakla mmkn olur. Zikre yakin olmak ise, ancak cok zikir yapmakla mmkn olur. Allah sevgisi ise, ancak marifetle elde edilir. Allah'in marifeti ise daima zikir yapilmadikca bilinemez. 45. lm, dnyaya bali olanlarin zannettii gibi yokluk deildir. lm, sevgilinin huzuruna varman icin gecmek zorunda olduun engelden kurtulmaktar. 46. Kibirlilik kulun Allah'in azabindan emin olduunu gsterir. Azaptan emin olmak ise felketlerin en bydr. Tevzu ise Allah'tan korkmayi ifade eder. Bu korku ise, saadetin rehberi ve letidir. Kibrin ilaclarindan biri, emsliyle toplantilarda bulunduu zaman onlari ne gecirmek ve onlarin aaisinda oturmaktir. Fakat burada eytanin bir kurnazlii vardir, yle ki: Kiinin ayakkabilarinin yaninda oturmasi veya emsalleriyle arasinda ne id belirsiz kimselerin oturtulmasi ve bylece kendini mtevazi zannetmesidir. Oysa bylesi, kibrin ta kendisidir. nk kalbine 'lyik olduum yeri bakasina terkettira ve tevzu gsterdim' gibi vesveseler gelir ki; ite bu vehim, kibrin ta kendisidir. Kendisine den vazife akranini ne alip, onlarin altinda oturup ayakkabilia dmemektir. 47. Saadetlerin esasi akil, anlayi ve zekdir. Akil nimetinin sihhatli olmasi, Allah'in fitrat dnyasinda byk bir nimettir. Bu bakimdan eer akil, hamakat ve beldetle lp dumura urarsa, o zaman hereyden nce onu lde etmeye caliman gerekir. 48. Cin eytanlarindan emin olabilirsin. Fakat, insan eytanlarindan iddetle korun! nk insan eytanlari, cin eytanlarindan iva ve idlal vazifesini almilar ve bylece cin eytanlarini istirahate gndermilerdir. 49. Allah'in, kendilerine verdii akildan razi olmayan kimse yoktur. Fakat akilsizlarin en aailii akliyla vnen kiidir. 50. Ahiret limleri, yzlerindeki sknet, Allah'a kari zillet ve tevzu ile bilinirler. Huni gibi acilip kapanan ve glerken kulaklara kadar yayilan aizlarin sahipleri, hareketlerinde ve konumalarinda hiddetli olan kimseler ise, onlarin bu iddet ve hiddetleri gafletlerinden ileri gelmektedir. Byle hareketler dnya-perestlerin detidir. 51. htiyaci olan bir kimsenin o ihtiyaca ulamasi icin ilk art, o ihtiyaci sabahtan akama kadar elde etmedikce yememesidir. 52. Kt sonu hazirlayan birtakim gnahlar vardir. Onlardan birisi de veli olmadii halde velilik iddia etmektir. 53. Herkesin kalbi vardir zannedilmesin!

Gazli'ye Yapilan tirazlar ve Cevaplari


bn Askir yle der: Bir kisim limler, Gazli'nin ifadelerinde nahvi hatalarin bulunduunu iddia etmiler, nitekim kendisine bu hususta mracaat edildii zaman, gramer ilmine pek fazla dalmadiini ve bu hususta kusurlu olabileceini cekinmeden itiraf ettii gibi, gramerden ancak ihtiyaci kadari ile yetindiini sylediini de szlerine ilave etmilerdir. Bununla birlikte hutbeler okuyup, kitaplara, en fasih edibleri bile hayrete ve acze drecek derecede gzel ifadelerle dolu erhler yazardi. Kitaplarini inceleyip, ifadelerinde yanlilik bulanlara kendisini mzr grmelerini ve ibarelerini tashih etmeye izinli olduklarini sylerdi. nk onun gayesi kelimeleri deil, mnlari demek ve ortaya dkmekti. Gazli'nin bu hususta aldii tenkidler daha cok Kimy-yi Sadet ismiyle Farsca yazmi olduu eser sebebiyledir. Bu da Farsca'nin sevimsiz kelimelerinden kaynaklanmitir. Ayni eserde veya daha baka eserlerinde eriatin merasimlerine ve slm kaidelerinin zahirlerine uygun dmeyen birtakim ilimleri zikreder. Birtakim suret meselelerinin izahina giriir. te bu sebeple tenkide uramitir. Sylenilmesi en uygun ey hakkin kendisidir. Bu nedenle Gazli Kimy-yi Sadet gibi telifleri ve bu teliflerde acikladii birtakim meseleleri terketseydi, cok daha iyi yapmi olurdu. nk halk tabakasi cou zaman akaid esaslarini delilleriyle bilmedikleri icin- bu ekilde telif edilmi eserleri okuduklari zaman sapiklia debilirler. Bu gibi eyleri dinledikleri zaman akide ve inanclarina zarar veren eyleri, selef-i slihinin mezhebi ve merebi zannederler. Buna ramen zeki ye insaf sahibi bir kimse Gazli'nin teliflerinde aklina ve vicdanina mracaat eder ve zeksini bu kitaplarin ne demek istediini anlamaya yneltirse grr ki, onun ifade etmek istedii esaslarin hepsi eriat ilminin esaslarina iaret etmektedir. Fakat u kadar var ki, onlari aciklamaktan ve avama mletmekten sakindirmi tir. Ayrica Gazli'nin kitaplarinda zikrettii hakikatlerin benzerini, hakikat sahiplerinin kitaplarinda da bulabiliriz. Onlarin kimi zimnen, kimi de acikca ifade etmektedir. Kimi derli toplu ve irtibat ll> kimi de ayri ayri yerlerde ve dainik bir ekilde zikretmektedir. Gazli'nin bu gibi szlerini itham edenlerin iddialarina gre, mnsi mechul olduu gibi, snnet ve cemaat ehline uygun decek teVil ve ihtimalleri de vardir. yleyse bir sz hakka yormak mmkn iken, baka mnlara yormak haksizlik olur. Fakat btn bunlara ramen, pheye drc ve menfi dncelere gtrc szleri terketmek daha iyi, onlari aciklamamak ise, Allah'in rizasina daha uygun der. En dorusunu Allah bilir! Mehur lim bn Salh, Gazli'nin el-Mustasfa adli eserinin giri blmndeki 'Bu, btn ilimlerin baidir. Onun icin btn ilimlere v&ii olmayanlarin malmatina guveniiemez' szlerine hcum etmektedir. Yine ayni ekilde bn Kayyim da Miftahu Dr'is-Sade adli eserinde, Gazli'yi yukaridaki sznden dolayi iddetle kinamaktadir. Takiyyddin Subki ise, bu iki lime kari Gazli'yi savunmu ve onlara ceitli cevaplar vermitir. (Bkz. Subki, Tabakt'us fiiyye) Gazli'nin hy adli eserine yapilan saldirilara ve verilen cevaplara gelince, bu hususu biraz ileride uzun uzun tartiip okuyucularimizin bilgilerine arzedeceiz. Mzuri, Gazli'ye yaptii tenkidler cercevesinde unlari sylemitir: Bahsedilen kiinin kitabini henz okumadim. Fakat onun talebelerini ve sadik arkadalarini grp konutum. Bana her biri onun hlinden ve yolundan bireyler nakletti. Bana sylenen bu hikyelerle onun siretini ve mezhebini iyice kavrami olduuma inaniyorum. Adeta kendisini gzmle grm gibi tanimaktayim. Bu bakimdan, onun kitabinin durumunu tevhidciler, felsefeciler, sfiler ve iaret sahiplerinin mezheblerinden alman birkac cmle ile kisaca zikredeyim. nk Gazli'nin kitabi bu gruplar arasinda kivranip durmakta ve btn bu gruplarin iddialarinin diina cikamamaktadir. Kasaca bunu zikrettikten sonra; bir mezheb sahibinin dier mezheblere nasil hcum ettiini, aldanmanin yollarini beyan edip, btil olan dncelerin btn yanlarini gstereceim ki, hicbir mslman bu btil avcilarinin tuzaina dmesin... Mzuri bunlari syledikten sonra szlerine yle devam etmitir: Gazli usl-i fikih'dan cok, fikhi bilen bir kiidir. Dinin usl olan Kelm'da da eser yazmi ise de, o ilimde

hic de derin deildir. Derin olmadiini u ekilde anladim: O UsVd-Din ilminde derinlemeden nce, felsefe ona mnlara saldirma cr'etini kazandirmi ve bylece hakikatlara saldirmasi kendisi icin kolaylamitir. nk felsefeciler fikirleriyle birlikte yrmekte, yayilmasini istedikleri bir eriat hkm de kendileri icin herhangi bir hedef tekil etmemektedir. stelik Gazli bali olduu imamlara muhalefetten de cekinmemektedir. Gazli'nin arkadalarindan bazilari Gazli'nin hvn'us-Saf risalelerini cokca okuduunu sylemilerdir. Ellibir risaleden ibaret olan bu kitaplarin filozoflar tarafindan yazilmi olduklari bir gercektir. Gazli bu arada eriat ve nakil ilimlerine dalmi, iki ilmi birbirine karitirmi; felsefeden nakiller yapmi ve eriatcilarin kalbine felsefeden naklettii meseleleri kendine gre birtakim ayet ve hadislerle yerletirmeye calimitir. Daha sonra son zamanlarda zuhur eden bn Sin adli filozof, dnyayi felsefenin tesiri altina sokmu ve kendisi bu sahada byk nderlerden birisi olmutur. Felsefedeki kuvveti, slm inanclarinin esaslarini felsefi tbirlere ve o ilmin kisvesine brm ve insanlara bylece takdim ederek kabul ettirebilmitir. Bylece hic kimseye nasip olmayan bir makam elde etmitir. Ben bn Sina'nin kitaplarindan bir kismini grdm ve anladim ki Gazli felsefeyi tamamen bn Sina'dan almitir. Almi olduu bu ilme de kitaplarinda iaret etmitir. Mzuri szlerine yle devam eder: 'Gazli'nin sfilerin mezhebinde kime gvenip dayandiini da bilmiyorum'. Bunu syledikten sonra, Eb Hayyan et~Tevhidi'ye dayandiini zannettiini syleyerek, ihy adli eserinde kullandii hadislerin counun asilsiz olduunu ileri srer. Kendisi daha sonra szlerine unlari ilve etmitir: 'Ehl-i takvanin deti, kendilerince malm olmayan meselelere dokunmamaktadir. Nerede kaldi 'Hz. Peygamber unu syledi5 eklinde Allah Rsl'ne hkm isnd etmek?' Bu hkm zikrettikten sonra Gazli'nin, asilsiz ve hicbir ekilde hakikata dayanmayan iddialarini hak ve doru olarak gstermeye teebbs ettiini iddia etmi ve misl olarak da unu delil gstermitir: Tirnaklarin kesilmesine ehdet parmaindan balamalidir. nk o tesbih ve ehdet parmai olduu icin dier parmaklardan daha stndr. Mzuri der ki: 'Gazli bunu sylemekle kalmiyor, bu iddiasini bir de hadis getirerek pekitirmeye caliiyor'. Erginlik caindan sonra bir kimse, Allah'in ezeli olduunu bilmeden ld takdirde, ulemanin icml ile m'miii olarak lmtr. Mzuri der ki: 'Bu meselede Gazli'ye gre limlerin icml vardir. Oysa, durum bunun tani aksinedir. Bu bakimdan Gazli'nin hicbir nakline itimad etmemek gerekir'. Benim bu kitaplarimda, yazilmasi caiz olmayan ilimlerden de bahsedilmitir. Mzuri der ki: Gazli'nin bu iddiasinin doru olup olmadiini keke bilseydim. Eer yanli ise mesele yoktur. Fakat Gazli'nin iddiasi doru ise, ki doru olduunu iddia etmektedir. yle ise neden bu ilimler kitaplara yazilmasin? ok derin ve ince meseleler olduklarindan dolayi mi? Eer Gazli 'Evet, derin ve ince meselelerdir' diyecek olursa, ona deriz ki: 'Btn ince meseleleri sadece sen mi biliyorsun; bakalari bilmiyor mu?' Mzuri'den nce onun bu itirazlarina yakin itirazlari Mliki mezhebine bali Eb Velid et-Tertui de yapmitir. Tertui, bn Muzaffer'e yazmi olduu bir mektupta yle demektedir: Gazli hakkindaki szlerine gelince, ben Gazli'yi bizzat grdm ve konutum. Onu ilim ehli olarak tamdim. O faziletlerin kalesi idi. Onda akil ve anlayi bir araya gelmiti. Btn mrnce ceitli ilimlere vkif olmak icin calimiti. ok uzun bir mddet ilimlerle megul olmutu. Btn bu calimalardan sonra o ulemanin yollarindan ayrilmi, sfi-lerin karanlik ve bulanik dnyalarina kaymitir. Daha sonra kendisini tamamen tasavvufa vererek limlerin yolunu bsbtn terketmitir. Tamamen eytanin vesveseleririe ve kal erbabinin batara tina dalmitir. Daha sonra btn bunlari felsefecilerin grleri ve Hallac'in hlleriyle karitirdi. Fakihlere ve kelmcilara iddetle hcum etti. Az kalsin dinden cikacakti. hy adli eserini yazdii zaman, sahasi olmayan sfi remizlerinden ve hl ilimlerinden bahsetmeye koyuldu. Bunlari da iyice bilmedii icin tepetaklak dt. hy adli eserini ise uydurma hadislerle doldurdu.

Bu iki itirazcinin yapmi olduklari tenkidlere bn Subki yle cevap vermitir: Ben bu iki itirazciyla birlikte, daha nice itirazcilara cevap vermeden nce, herkese hakki ve insafi elden birakmayacaimi ilan etmek isterim. Ne Gazli ve ne de ona saldiranlar benim cadaim deildir. Onlarin asirlarina yakin bir asirda da yaami deilim. Aramizdaki alka ve ba ancak ilim ve halki Allah'a dvet etmekten ibarettir. Bu nedenle nce Mzuri'nin itirazlarina cevap vermeye caliacaiz: Mzuri'nin Marib limlerinin en byklerinden olduu su gtrmez bir gercektir. Zek ve ilimde cok ileri bir kii idi. Zeksi sayesinde mam-i Harameyn'in el-Burhan adli kitabini erhetmitir. Bu eserin yanina ancak mn denizlerini ami cok zeki kimseler yanaabilmitir. Mzuri ilim sahasinda byk bir otoritedir; zir yle olmasaydi, el-Burhan'i erhetmesi mmkn olamazdi. Mzuri ayni zamanda Eb Hasan ei-E'ari'nin mezhebine simsiki sarilmi, onun fikirlerini btnyle benimsemi ve ondan bir adim ayrilmamitir. Ondan ayrilanlara ise iddetle hcum etmitir. Bununla beraber Mliki mezhebine balidir ve bali olduu bu mezhebi her yerde mdafaa etmitir. Gerek Gazli ve gerekse hocasi mam-i Harameyn tahkikte ve ilimde yle bir dereceye varmilardir ki; her insaf sahibi onlardan sonra gelenlerin onlarin mertebesine ulaamadiini kabul etmek zorunda kalir. Onlar bircok hususlarda E'ari'nin kelm ve grlerinden ayrilmaktadirlar. Onlarin bu durumu, zellikle Marib limleri tarafindan hazmedilemernektedir. Maribliler -Mzuri de onlara dahildir- E'ari'nin en kck bir fikrine kari muhalefeti bile byk bir reaksiyonla karilamaktadirlar. Hatta o kadar ki, E'ari ekol uruna, mensubu olduklari Mliki mezhebini bile zayif sayabiliyorlardi. Mesel meslih-i mrseled.e Eb Hasan elE'ariye muhalif olduu icin, Mlikilerden ayriliyorlardi. Mezhepler arasindaki tercih meselesinde de byledirler. te bu iki durumdan dolayi Mzuri, mam-i Harameyn ve mam Gazlfden holanmamaktadir. eitli yollara balanmi kiiler hemen hemen daima byledirler. Kendi yolundan gayri yollari kt grmeyen insana hemen hemen hic rastlanmaz. Bu byk felketten ancak mrifet ve temkin sahibi olanlar kurtulmaktadir ki, bunlarin sa3alari da bir hajdi azdir. Ben bu durumu, tarikat byklerinde bile mahede etmiimdir. Hic kimseden gizli olmayan husus, Gazli'nin merebi tasavvufi hakikatlere dalmak ve mutasavviflarin hllerini sevmektir. Mzuri'nin merebi ise, zhir ibarelere nem vererek onlardan kil payi ayrilmamaktir. Allah'a krler olsun ki, ikisinin durumu da haktir, dorudur, gzeldir. Ancak baka merebler ve yollari ifade etmektedir. ki kalbin arasindaki farki acikca iln etmektedir. Mzuri ile Gazli arasinda bir mizac farki bulunduu kadar, mezheb ayriliklari da vardir. Mzuri, Gazli'nin E'ari'den ayrildiini ve hatta ayrilmakla kalmayip ayni zamanda hcum ettiini vehmederek ona saldirmitir. Hatta Burhanim erhinde mam-i Harameyn'e 'Musannifin zikrettii bu kaide muteber deildir. Eb Hasan E'ari'yi yanlilikla itham eden kii yanilmaktadir' dedii bile yazilidir. steyen oraya mracaat edebilir. Burhan adli eserin balangicinda mam-i Harameyn akim mahiyetinden bahsederek "E'ari'den aklin, ilmin biztihi kendisi olduu rivayet edilmekte ise de, akim en doru tarifi Hris el~Muhasibi'nin 'Akil insanda yaratilmi bir tabiattir' eklindeki tarifidir" demesini hazmedemeyerek, 'mam-i Harameyn, Muhasibi'nin tarifine hayatinin sonunda, yani felsefecilerin kapisini caldiktan sonra itibar etmitir' diyerek onu itham etmitir. Keke Mzurfyi mam Harameyn'e saldirtan delilin ne olduunu bilseydim. Oysa bizzat Mzuri bahsi gecen kitabinin sonunda mam Harameyn'in felsefecilerin yolunda olmadiini itiraf etmekte, onun cok kuvvetli bir lim olduunu kaydetmektedir. te Mzuri bu ekilde bazen fevri saldirilar yapan bir kiidir. Oysa limler bu gibi durumlardan uzak kalmali ve itidal yolunu birakmamalidirlar. Mzuri gibi bir lim bu yola tevessl etmemeliydi. Demek ki Mzuri'nin iddialari cok acik bir delille acia kavutur olduu zaman, ilim ehli bu iddialari kaale alabilir. Byle sylediimize bakanlar, bizim Mzuri'nin byk ilmini inkr ettiimiz zehabina kapilmasinlar. Onun hakkini inkr ettiimizi hicbir ekilde dnmesinler. Allah'a yemin ederim ki; bunlari sylemekte hakki ifade etmek gayretinden baka hicbir gayem yoktur! Boyle olduu icin de Mzuri'nin hkmlerinde, mzr olduunu sylemekten geri durmadik. Zira insan, baka bir insan hakkinda su-i zanna kapildii zaman, artik onun eserlerini objektif bir gzle incelemeye tbi tutamaz. En basit bir hatayi bytr, o hatadan dolayi eser sahibini yerden yere vurur. Bu hlden ancak Allah Tel'nm ltfuna mazhar olarak

hsn- zanla donanmi ve dinledii her kelimeyi ince ince dnerek hkmn veren byk insanlar kurtulmutur. Ne yapalim ki Mzuri bu iki imama kari insafli deildir. Onun mesil-i mrsele meselesinde mam Harameyn'e nasil saldirdiini, mam Harameyn'in ibarelerine nasil herkesten baka trl mnlar verdiini, hatta ters mnlar cikardiini ben bizzat mahede ettim. Bu mesele bylece anlaildiktan sonra, sira Mzuri'nin Gazlfye yaptii itirazlara cevap vermeye geldi: 1. Gazalinin mezhebini gzyle grm gibi bildiini sylemektedir. Bu iddia cok acaip ve yersizdir. nk biz deil Gazli'nin, hicbir kimsenin inanci hakkinda bu hkm veremeyiz. Zira insanin icindeki inanca ancak Allah (ce) vkif olabilir. Karine, nakil ve haberlerle bir insanin inanclarinin ne olduunu kestirmek mmkn deildir. Biz Gazli'nin eserlerinin hemen hemen hepsini okuduk. Onun sohbetinde bulunan ve ondan hkmler nakleden talebelerinin kitaplarini da inceledik. O talebeler, Gazli'yi Mzuri'den daha iyi tanidiklari halde, Mzuri'yi hakli cikaracak hicbir ey nakletmemektedirler. Kitaplari inceledikten sonra Gazli hakkinda edindiimiz intiba udur; 'Gazli akide bakimindan E'ari'ye balidir; ancak tasavvufa dalmi bir kimsedir'. 2, Mzuri'nin 'Gazli muvahhidlerin, felsefecilerin, mutasavviflarin ve iarilerin mezheplerinden pasajlar zikretmitir' eklindeki iddiasina gelince, eer muvahhidler-den, Allah'i bir olarak bilenler kastediliyorsa; bu gruba yalniz Gazli deil, mslman olan herkes dahildir. Sfileri mslmanlardan ayirip, onlara baka mezhep saliiple-riymi gibi bakmasi ve hatta yle gstermesi, maazallah btn ehloi tasavviifun mslman olmadii zannim uyandiriyor. yet muvahhidlerden Allah 'a tevekkl eden kiiler kastediliyorsa, o zaman bu kiiler halk arasinda en hayirli ve sliler arasinda en ileri kiiler sayilir. Demek ki ikinci bir kere sfileri rnuvahhidler zerine atfetmenin hicbir mnsi yoktur. Eer-muvahhidlerden. vahdet-i vcuda ve mutlak tevhide meyledenler kasi ediliyorsa -ki bunlardan bircou ittihd ve hull sahipleridir- bundan Allah'a siiniriz. nk bunlar kfirlerin ta kendileridir, Gazli'de ise byle bir hl asla yoktur, Tani aksine Gazli eserlerinde bu kfr ehlini acikca tenkide tbi tutmaktadir. Gazli'nin hy 'smda bunlarin inanclarina dair az veya cok hicbir bahis yoktur... Aksini iddia edenler varise buyursun meydana ciksin!,. 3, Mzuri'nin 'Gazli Kelm lminde tam salhiyet sahibi deildir' eklindeki iddiasina gelince, ben de kendisiyle ayin kanaati paylaiyorum. Ne var ki unu da ilave etmeliyim ki Gazli Kelm ilminde rsh kesbetmi bir kimseydi. Fakat bu ilme dair bilgisi dier ilimlere nisbetle zayifti, Zanni m ve kanaatim budur. 4, Mzuri'nin 'Gazli usl ilimlerinde derinlemeden nce felsefe ile itigal etmitir' iddiasi ise, tamamen yanlitir. nk Gazli usl ilimlerinde derinletikten sonra felsefeye el atmitir. sterseniz Gazli'nin kaleminden hep birlikte bu hususu izleyelim: O, el-Munkizu min'ed-Dall adli eserinde 'Ben felsefeye el atmadan nce kelm ilmine el atmitim' diyor. Bu hususta daha fazla bilgi almak isteyenler adi gecen esere mracaat edebilirler. 5. Mzuri'nin 'Gazli usl ilmini gzelce okumadan, felsefe ilmini okudu' eklindeki iddiasi ile 'uslde derin bilgi sahibi deildi' iddiasi arasinda celiki vardir. Bir yerde felsefe okuduktan sonra Kelm ilminde derinletiini sylyor; bir baka yerde ise, Kelm ilminde derin olmadiini iddia ediyor. 6. Mzuri'nin 'Gazli mnlara, cr'etli bir ekilde saldirirdi' eklindeki iddiasina gelince, Gazli ancak eriatin vermi olduu cesarete sahipti. Bunun aksini iddia eden, onu tanimamakta ve kimin hakkinda konutuunu bile bilmemektedir. 7. Mzuri'nin 'Gazli, Eb Hayyan et-Tevhidi'nin kitaplarina itimat etti' eklinde ileri srd iddiasi asilsizdir. nk Gazli'nin hy'dahi ilim ve marifetinden sonra, ancak Eb Tlib el-Mekki'nin Kut'ul-Kulb adli eseriyle, stad Eb Kasim Kueyri'nin mehur Risale-i Kueyri adli eserine itimat etmitir, Bu iki zatin fazileti ve ilmi byklkleri herkesin malmudur. 8. Gazli'nin bn Sina'dan etkilenmesi meselesine gelince, Gazli eserlerinde acik bir dille bni Sina'yi tekfir etmektedir. Nasil oluyor da acik bir dille tekfir ettii insanin tesirinde olur, onun fikirlerine uyar? Ayrica Gazli el-Munkizu min'ed-Dall isimli eserinde, felsefe ilminde stadinin bulunmadiini ve Badad'da ders ve irad vazifesiyle megul bulunduu halde, cok kisa zamanda felsefi kitaplari da inceleyip bu ilme dair

bilgi edindiini yaziyor. 9. Mzuri'nin 'Gazli'nin Tasavvufta kime itimat ettiini bilmiyorum' eklindeki beyani hakkinda da yle deriz: Gazli tasavvuf konusunda Kut'ul-Kulb ve Risale-i Kueyri ve eyhi Eb Ali el-Farmedi ve benzeri zatlardan; kendi te-MlkT ile X. Peygamber in szlerinden cikardii mnlara itimat etmitir. Benim zannima gre, hya Adi bu gibi fikirler byk bir yekn tutmaktadir. Felsefecilerin herhangi bir fikri hya da. yoktur. nk Gazli felsefecilerin iddialarini crttkten ve onlarin kitaplarini incelemenin haram olduunu syledikten sonra hyayi telif etmitir. Nitekim bizzat Gazli bunu hya da. ve el-Munkiz'&e yazmaktadir. Gazli, btn dnya felsefecilerinin kfrde olduunu ilan eden bir kimsedir. Felsefecilerin aizlarim hakikatlerle tikayan kiidir. Kalpleri ceken szlerle islm'in hariminden felsefecilerin kirli ellerini uzaklatiran bir kimsedir. Allah akina syleyiniz ey mslmanlar! Bu sifatlara sahip olan bir kimse nasil olur da kitabini felsefecilere dayanarak yazmi olabilir? Din byklerine leke srmeye gtrecek airiliklardan Allah'a siiniriz. 10. Mzuri'nin 'hy batan sona kadar zayif hadislerle doludur' iddiasina gelince, onu byle itham etmeye ne lzum var? Bunu bizzat Gazli kendisi sylemektedir. Hadis hususunda byk bir derinlie sahip olmadiini ve hyadaki hadislerin hemen hemen tamamini sfilerin ve fakihlerin kitaplarindan derlediini ve bir tek hadisi bile rivayet etmediini, cekinmeden ve ilim ehline yakian bir tavir icinde ilan eder. Bununla beraber fii ulemasindan bazilari //2,3/d'daki hadisleri tedkik etmiler ve cok azinin azz olduuna hkmetmilerdir. 11. Tirnaklar hususunda ileri srd iddianin asilsiz olduu fikrine gelince, bunun hakkindaki rivayet Hz. Ali'ye isnd edilmi, fakat sabit olmamitir. Ama Gazli'nin burada yanilmi olmasi pek nemli birey deildir. Ayrica tirnaklar, hakkinda yle hkm vermesi, herhangi bir er'i hkmle de catimamaktadir. 12. Mzuri'nin "Ehl-i takvanin deti, kendilerince kesin bir ekilde sabit olmayan bireyi 'Mlik unu dedi, fii bunu syledi' diyerek pekitirmeye calimazlar" eklindeki iddiasina gelince, Gazli hemen hemen hic denecek kadar az bir yerde 'Allah'in Rsl yle dedi' eklinde kesinlik bildiren ifadeler kullanmitir. Dikkat edildii zaman Gazli'nin counlukla ^Allah'in Rasl'nden yle rivayet edilir' dedii grlr. Kesinlik ifade eder ekilde zikrettii hadis, onun kanaatine gre mutlaka hadistir ve onun icin kesinlikle ifade etmitir. Eer onun kanaatine gre bir hadis kesinlik taimasaydi, asla o hadisi kesinlik ifadesi icinde zikret-mezdi. Gazli bu konuda tenkide tbi tutulursa ancak yle denilebilir: 'Emir ve hkmler zan temeli zerine bina edilemez'. 13. Allah'in kadim sifatini bilmeyerek len kimsenin meselesine gelince, burada bir incelik vardir. Kadim'i bilmemekle, kadim olduuna inanmamak arasinda bir fark vardir. nsani, kadini e inanmamasi kfre sokar. yleyse bir kimsenin aklina kadim sifati gelir de ona inanmazsa, 'Allah'in byle bir sifati olmaz!' derse veya byle bir sifatin yok olduunu zannederse veya bu hususta pheye derse byle bir kimse kfir olur. Allah'in varliina inanan, fakat cehaletinden dolayi onun kadim olduunu bilmeyen bir kimse byle deildir. te Gazli byle bir kimsenin icmlen m'min olduuna ve icmli iman bakimindan kurtulduuna hkmetmitir. Kanaatime gre, Gazli'nin nakillerine itimd edilemez demek en byk bellardan biridir. Bu belya dm bir kimsenin hangi yzle Allah'in huzuruna gideceini dorusu bilemiyorum. 14. Mzuri'nin; Gazli'nin, kitaplarinda yasaktir dedii ilimleri taksim edip, o ilim ya btildir veya haktir eklindeki yorumuna gelince, ben de Gazli'nin byle birey sylememesini isterdim. Sylemeseydi Mzuri de byle bir pheye dmemi olurdu. Fakat ne yazik ki, Gazli bunu sylemi ve Mzuri de pheye dm bulunmaktadir. Mzuri zeki bir insan olduu icin bu konularda pheye deceine ihtimal vermezdim. Halk tabakasi pheye dmesin diye limler icin yasak blge iln edilen ilimlerin inceliklerinin olduunu bilmemesine de ihtimal vermem. Fakat Mzuri'de zannimm tam aksi tecelli etmitir. Acaba Mzuri'den yle bir sual sorsak ne cevap verecektir? Ancak ehl-i zevk tarafindan bilinen ve bunlari tatmayanlara ibarelerle bir trl anlatilamayan zevklerin varliina inanmaz misin? Bu BVy kari ne cevap verecektir? Bal yemeyen bir kimseye balin tadi ibarelerle aniatilabilir mi? Bir de Mzuri, mam Buhri'nin sahih olarak Tufeyli'den ve Hz. Aliden rivayet ettii u hadise ne diyebilir? Halkin

anlayabilecei eyleri syleyiniz. Halkin anlayi seviyesinden yksek sz sylemek suretiyle halki Allah'i ve Rsl'n yalanlamaya zorlamayi ister misiniz?' Nice meseleler vardir ki, halk onlari anlamayacaklari icin limler onlari yasak etmilerdir. ou zaman dinleyenler pheye dmesinler diye bazi ilmi meseleler sktla gecitirilmitir. Buna sayilamayacak kadar misl getirmek mmkndr. Tartui'nin .(1059-1126) tenkidlerine gelince, delilsiz iddialardan baka hicbir deeri yoktur. Yalniz anlamadiim ey, Tartui gibi mslman bir limin, Gazli gibi byk bir lim icin nasil 'eytanin vesveselerine kapildi' diye-bildiidir! Yine aklimin ermedii bir husus da Tartui'nin 'Gazli'nin fikirleri felsefecilerin fikirleriyle ve Hallacin hlleriyle karimitir' szleridir. Bu hkm nasil cikarmaktadir bir trl anlayamadim! Ben hyayi baindan sonuna kadar inceledim. Orada rif kiilerin tasvip ettii sufi iaretlerinden baka, ne Hallac-i Mansr1 a ve ne de felsefecilere ait hicbir iarete rastlamadim. Tartui'nin 'Gazli safilerin ilmiyle yakinlik kuramamiti' szne gelince, bu konuma hicbir mnsi olmayan souk bir iddiadir. Zira her dnen kii bilmektedir ki, Gazli tasavvufta rsh sahibi bir insandir. Keke Gazalinin bilmedii tasavvufu kimin bildiini bir bilsem!.. Tartui'nin 'Gazli tepetaklak dt' szne gelince, bu sz delilsiz ve mesnedsiz bir tarzda limlere saldirmaktan baka bir deer taimamaktadir. nk Gazli'nin neden tepetaklak dtn ispatlayan bir delil yoktur. Allah bizi ve Tartufyi taassubun felketlerinden korusun. Tartui'nin 'Gazalinin kitaplari uydurma hadislerle doludur* sz de bana garip grnmektedir. Keke bu hadislerin sahibinin Tartui mi, yoksa Hz. Peygamber mi olduunu bir bilseydim. nk bu hadislerin Hz. Peygambere ait olmadiini ddia edebilmek herkesin haddi deildir. Dolayisiyla Gazli'ye bu konuda saldirmak ne kadar yersiz cr. Taassup ve kuru iddialardan te bir kiymet ifade etmemektedir. Onun icin ilim sahibi hicbir kimse byle iddialari dikkate almaz. Gazli'nin aleyhinde bulunanlarin isimlerini ylece siraliya biliriz: bn Salh, Yusuf ed-Dimeki, Mzuri, Tartui, bn Teymiye, bn Kayyim bn'ul-Cevzi, torunu Eb Muzaffer ve Kadi Iyaz... Kadi Iyaz mehur ryasindan sonra Gazli hakkinda konumaktan vazgecmitir. bn Teymiye ve bn'ul-Cevzi ise, eserlerinde Gazli'nin hadis ilminde zayif olduunu ileri srmler ve onu bu hususta tenkide tbi tutmulardir. Gazli'ye hcum eden bn Salh fikih, hadis ve sair din ilimlerinde emsali az bulunan otoritelerden biri idi ve niyeti de hlistir. Fakat her iin erbabi ayridir. Gazli'nin sahasinda sz syleyemezdi. Mzuri'nin yksek derecesi ve ilmi inkr edilemez. Fakat o hller, ancak o zevke varanlar tarafindan bilinir. Eer hy'da tenkid edilecek bazi eyler var ise de, baka eserlerde bulunmayan deerli meselelerini ve gzelliini hic kimse inkr edemez. (bn Sbki, Tabakt'u-afiiye) Gazli'ye iki noktadan saldirilir: 1. Kendi szlerinden dolayi 2. Bakasindan nakledip, skt etmek suretiyle tasdik ettii nakillerinden dolayi Gazli'ye ceitli mezhep ve gruplara bali bircok insan methiyeler dzd kadar, ona itiraz edenler de bir hayli yekn tutmaktadir. Kendisini tenkid eden Maribilerin bainda bn Arabi, Mzuri, Tartui, Kadi yaz ve bn Mnir gelmektedir. arklilardan ise, bn Salh, Yusuf ed-Dimeki, Zerkei ve Burhan el-Bukai onu tenkid etmilerdir. Bunlarin itirazlarina tatmin edici cevaplar verilmitir. Tafsilti uzun srecei icin, burada kisa kestik. Allah hepsinin kusurunu affetsin, Gazli'nin de makamini cennet eylesin... min!

hy'ya Hizmet Edenler


hyay erhedeni grmediim gibi, onun o gzel siyakm izah etmeye kalkan da grmedim. Sadece Gazalnin hayatnda hyaya, yaplan itirazlara cevap olarak kendi kaleminden kan el-ml an'il-hy adl kk bir risalesini grdm. H. 751 senelerinde hads hafz mam Zeyneddin Eb'1-Fadl Abdurrahim b. Hseyin el-Irk, hya hadslerini iki kitap halinde derleyip tedkik etti. Onlardan biri birka cilt tutan byk bir kitaptr. Fakat hyann bir ksm hadslerinin durumunu bu kitapta aa kavuturamad iin, li. 760 senesinde daha nce durumuna vkf olmad hadslerin birounu bulup tedkik etmitir. Bunun zerine sz edilen kitabn ksaltp bir cilt halinde yazd. Kitabna el-Mun an Haml'il-Esfar ismini verdi. Bu kitabnda Irk u hususlara dikkat ekmitir: 1. Hadsin geli yolu 2. Hadsi rivayet eden sahb ve rvsi 3. Rivayetin shhati 4. Rivayetin zayfl 5. Birka kere tekrar edilen hadsi bir defa zikretmekle yetinmitir. Eer tekrar ederse, mutlak bir sebebe binaen tekrar etmitir. Irk'den sonra talebesi mehur muhaddis ihabeddin bn Hacer el-Askaln hocasnn gznden kaan hadsleri tedkik ederek bir cilt iinde toplamtr. Hanef ulemasndan Kasm b. Kutlubaa da Tuhfet-ul-Ehy ftma Fte min Tahrci Ehdsi hy adl bir eser yazp hy'daki hadslerin kaynaklarn gstermitir. bn Subk'nin Tabakt'nn sonunda hyann itiraz edilen hadslerinin tedkikine dair bir bahis vardr.

hy'nn zetleri
hyay ilk defa ksaltan, Gazl'nin kardei Eb Feth Ahmed b. Muhammed el-Gazl'dir. Ksaltt kitaba hubb'ul-hy adn vermitir. Daha sonra H. 622 senesinde vefat eden Ahmed b. Musa el-Musul de ayn ii yapmtr. nc olarak Muhammed b, Said el-Yemen; ondan sonra Yahya b. Ebu'1-Hayr el-Yemen; ondan sonra Muhammed b. mer b. Osman el-Belh hyay ksaltm ve kitabna Ayn 'u1 lim ismini vermitir. Abdlvahhab b. Ali el-Merai de hy'y ksaltarak Lubab'ul-hy ismiyle yaynlamtr. hy'y ihtisar edenlerden biri de e-ems Muhammed b. Ali b. Cafer el-Aclun'dir. Bu zat el-Bill mahlasyla hret bulmutu. Msr'da Said'us-Sud tekkesinin eyhi idi. H. 820 senesinde vefat etmitir. Hfz Sehav, e-ems Muhammed b. Ali'nin ihtisar ettii kitabn btn ihy muhtasarlarndan daha iyi olduunu sylemitir. Celleddin es-Suyut de hyay ihtisar edenlerdendir. Gazalnin Eserleri mam Mnav, Nevev'den; o da eyhi Tlis'den yle nakleder: 'Gazl'nin telif ettii eserleri saydm ve mrne taksim ettim. Grdm ki her gnne drt cz isabet etmektedir'. Benim kanaatime gre, bu durum olsa olsa Allah Tel'nm, zaman iinde zaman yaratarak kuluna verdii ihsandan baka birey deildir. Ulemnn en byk kerametlerinden biri de budur. Bu sz yalnz Gazl iin deil, ayn zamanda bn Cerir Taber, bn ahin, bn Nakib, mam Nevev, Subk ve Syt iin de sylenmitir. Gazl hemen hemen her ilim dalnda eser telif etmitir. Hatta harf ilimlerinde, ruhan srlarda, detlerin hususiyetlerinde, ilh isimlerin latifelerinde ve simya ilminde bile eitli eserler telif etmitir, Gazl'nin en byk eseri ise u anda elinizde bulunan hy-i Ulm'id-Din adl eseridir. Gazl'nin eserlerini harf srasna gre zikrederek bu ie girielim. sa'nn ba harfi elif olduundan ve ahiret ilimlerinden bahsettii iin dier kitaplarndan da *Btn kitaplar yaklsa da yalnz hy kalsa hepsinin yerini tutar' denilecek derecede stn olduundan hy adl eserini baa alyoruz: hy drt blmden ibarettir: 1. 2. 3. 4. bdt dt Mhlikt Mnciyt

Her blmde on kitap bulunmaktadr ve hyann tamam krk kitaptan teekkl etmitir. n el-Mnen adl eserinde Eb Hasen zel'den yle rivayet eder: 'hy insana ilim, ruh gdas ve nur verir', Subk de yle der: 'Mslmanlarn itina ile okuyaca ve halk tabakasnn hidyeti iin yayabilecei bir eser varsa o da hyadr'. Devamla yle demitir: 'Hy'y inceleyen mutlaka intibaha gelir. ayet ehli ilim tarafndan (elif edilen eserlerin hibiri olmasayd ve yalnz ihya kalsayd, bu kitap tek bana halkn ihtiyacna yeterdi. Kitaplarnda nakil, dnce ve eserleri bir araya getiren fakhlerin kitaplarnda Jfyu'y benzeyen bir kitap tammyorun1. Gazl'nin Ih y's Marib memleketine gittii zaman birok Maribli lim ihy 'yi zayf hadslerle dolu olduundan tr oku m an ay tlediler. iddetle aleyhinde bulundular, bn Teymiyye ve talebesi bn Kayym da Gazl'mn hadis ilminde ok zayf bir kii olduunu ileri srdler. Matta bn'ul-Cevz 'Im-ulEhya, bi Ehl-i hy adl bir eser yazarak, kendi anlay!na gre hy'dttki btn yanllar bu kitapta bir

araya getirdi. ddialarnn, bir ksmn da Telhis'n1 blis adl eserinde zikretti. bn'ui-Cevzi'nin torunu olan Muzaffer de hy haliknda unlar sylemitir: 'Gazl hy adl eserini sflerin merebine gre yazm ve bu kitab yazarken fkh kaidelerini bsbtn fer-ketmitir'. Mevl b. Hayr yle der: 'hya du sahih olmayan hadis var diye Gazl'ye hcum edilmemelidir. nk Gazl o hadisleri tevik ve tergib iin zikretmitir'. Nitekim Kef-i Zunn un mellifi yle demitir: 'Uydurma olmamak art ile sahih olmayan hadsler tevik ve tergib maksad ile zikredilebilir'. Zebid ise yle der: 'Kef-i Zunn da. zikredilen hkm dorudur. nk Gazalnin zikrettii hadslerin bazlar Buhr ve Mslim'in ittifak ettii hadslerdir. Bazlar hasen ve bazlar da sahih'tir. Aralarnda zayf, az, mnker ye mevz hadsler de vardr. Nitekim hyay tedkik eden kimseler bu hadslerin durumunu aka mhede edeceklerdir'.

Gazl'nin dier eserlerinin listesi ise yledir:


1. el-tnla al MkiVil-hy 2. el-Erban 3. Ki tab' u1 -Esm'i 1-Hsn 4. el-ktisad f'1-tikad 5. lcamlul-Avam an lm'il-Kelm 6. Esraru Muamelt'id-Din 7. Esraru Envar'il-lahiyye 8. Ahlk'ul-Ebrar 9. Esraru Ittiba'is-Snne 10. Esraru Hurf il Kelimt 11. Eyyhe'l-Veled (Farsa) 12. Bidyet'l-Hidye 13. el Bast 14. Beyan'ul-Kavleyn li'-fl 15. Fozayih'ul-bahiye 16. Bedyi'ul-Usl 17. Tenbih'ul-Gfiln 18. Telbs'l-blis 19. Tehft ul-Felsife 20. TahsiVul-Mehz 21. et-Talke 22. TaYsVul-EdiUe 23. 24. 25. 26. 27. 28. 29. 30. 31. 32. 33. 34. 35. 36. 37. 38. 39. 40. 41. 42. 43. 44. 45. 46. 47. 48. 49. 50. 51. 52. Tefsr ul-Kur'an'il-Azm Faysal'ut-Tefrika Beyne'l-slm ve'z-Zandaka Cevahir'ul-Kur'an Huccet'ul-Hak Hakkat 'ur-Ruh Hakkat'ul Kavleyn Hulsat'ul-Resil il lm'il-Mesil Rislet'ul-Aktab Risalet'ut-Tayr er-Reddu al Men Taan er-Risalet'ul-Kudsiyye es-Srr'ul-Mesun erhul Daireti Ali b. Eb Tlib (Nuhbetul-Esm) iful-Galil Akdet'ul-Misbah Acib'ul-Sun'ullah Unkud'ul-Muhtasar Gayet'ul-Gavr f Mes'id-Devr Gavr'ud-Devr el-Fetv el-Kanun'ul-Kll Kanun'ur-Rasl el-Kurbet lallah el-Rstas'ul-Mstakm Kimy-y Sadet (Farsa) Kk Kimy-y Sadet (Arapa) Kefu Ulm'il-hire Kenz'ul-Udde el Mnteha fi'1-Cedel el-Mustasfa f UsTil-Fkh

53. el-Menhi fi'1-Usl 54. el-Mehz'ul-Hilfiyt 55. el-Mebdi ve'1-Gayt 56. el-Meclis'ul-Gazalye 57. Mekasd'ul-lim 58. el-Munkiz min'ed-Dall 59. Mi'yar'un-Nazar 60. Mi'yar'ul-lim 61. Mahallu'n-Nazar 62. Mikt'ul-Envar 63. el-Mstezher 64. Mzn'ul-Amel 65. Mevhim'ul-Btmiyye 66. el-Menhec'ul-A^l 67. Mi'rac's-Slikn 68. el-Meknn 69. Mslim'us-Seltn 70. Mfesser ul-Hilf 71. Minhc'ul-Abidn 72. Nasihat'ul-bidn 72. Nasihat'ul-Mlk (Farsa) 73. el-Vecz 74. Yakutu TeVil f Tefsr'it-Tenzil (Krk czdr) Gazl'ye nisbet edilen, fakat hakikatte Gazl'nin eseri olmayan kitaplar ise unlardr: 1. 2. 3. 4. es-Srr-ul-Mektm f Esrr'in-Ncm (Bu kitap ayn zamanda Fahreddin Rz'ye de nisbet edilmitir) Tahsin'uz-Znn Kitab'un-Nefh ve't-Tasviye Mednn biti al Gayri Ehlihi

Bu kitaplar Gazl'nin olmad halde kendisine nisbet edilmitir. ncelendikleri zaman kfrle ve eriata muhalif fikirlerle dolu olduklar grlr. Gazl ise bu tr fikirleri ne srmekten uzak bir kimsedir. Nitekim bu kitaplarn Gazl'ye ait olmadn bn Subk mufassal delillerle ispat etmitir. steyen bn Subk'nin eserlerine mracaat edebilir. bn Subk gibi Muhyiddin Arab ve Tuhtef'ul-rd mellifi de bu kitaplarn Gazl'nin kaleminden kmadna dair mufassal bilgi vermilerdir. (nszn bandan buraya kadar olan bu malmat, Zebid'nin hyann erhi olan thaf us-Saatle, adl eserinden alnmtr). Gazl hakkndaki bu mukaddimeyi bitirirken bilmeyerek yaptmz bir hata varsa Allah Tel'dan affmz diler, Gazl'nin ruhundan da zr dileriz. Gazl'nin en byk eseri olan hy-i Ulm'id-Din'in -imknmz nisbetinde- sadk bir tercmesini ilme hizmet amacyla sayn okuyucularmza arzetmeyi bir vazife telkki ettik. mam Gazl, fi mezhebinden olduu iin fkh meseleleri tahlil ederken daima afi mezhebine gre tahlil etmi, bazen de ahs itihadyla tahliller yapmtr. Mmkn olduunca ihtilafl yerleri parantezler yoluyla veya dipnotlar vermek suretiyle gstermeye altk. imdiden kusurlu olduumuzu itiraf ederek muhterem okuyuculardan zr diler ve insafl bir ekilde hata-Jarmz dzeltmeye kendilerini yetkili klarz. Sizi imdi Gazl ile babaa brakyor ve cmlemize Allah'tan hidyet, idrk ve iz'an talep ederek hayr dualarnz istiyoruz!. Ali Arslan Ramazan 1390 1 Kasm 1970

lmin, lim retme'nin ve lim renme'nin Fazileti ve Bunlara Dair Akl ve Nakl Deliller
lmin Fazileti Ayetler Allah kendisinden baka ilah olmadna adaletle ehadet etti. Melekler ve ilim sahipleri de O'ndan baka ilah ol madna ehadet ettiler1 (lu mran/18) Dikkat edildiinde grlecektir ki, bu ayette Allah Tel (c.c) nce zt- ulhiyetinden balayarak birliine ehadet etmekte, ikinci olarak melekleri, nc olarak da limleri bu geree ahid gstermektedir. Bu ise, ilmin ve limin yceliini gsteren ok byk bir delildir. Bu eref limlerin faziletini anlatmak husu sunda yeterli ise de, biz delil getirmeye devam edeceiz. Allah da sizden inananlar kendilerine ilim verilenleri de recelerle ykseltsin. (Mcadele/l) limlerle cahiller hi bir olur mu? Bunu ancak akl- selim sahipleri dnrler. (Zmer/9) Allah'tan tam mnsyla ancak limler korkar. (Ftr/28) De ki: 'Benimle sizin aranzda Allah Tel'nn ve Kitab'n ilmine sahip olanlarn ahidlik etmesi yeter'. (Ra'd/43) Kitab'dan bir ilme mazhar olan zat 'Sen gzn kapayp amcaya kadar ben sana onu (Belks'n tahtn) getiririm' dedi. (Neml/40) Kitab'dan bir ilme mazhar olan zat, ilmin nelere kdir olduunu gstermek iin Hz. Sleyman'a byle hitap etmitir. lim ve irfana mazhar olanlar ise yle dediler: 'Yazklar ol sun sizlere! man edip, salih ameller ileyen kimseler iin Allah'n sevap ve mkfat daha hayrldr'. (Kasas/80) Allah Tel bu ayette hiretin kymetinin ancak ilimle bili neceini anlatmaktadr. Biz bu misalleri insanlara beyan ve rad ediyoruz. Bunlar hakkyla ancak ilim ve iz'an sahipleri idrk ederler.2 (Ankebt/43) Eer aldklar malmat peygambere, emir sahiplerine (limlere) bildirseydiler, onlar vkalar tedkik ve tahkik ederek, bunlarn aklamaya veya gizlemeye layk olup ol madklarn bilirlerdi. (Nis/81) Allah Tel bu ayette olaylarn yorumunu limlerin istihrac ve istinbatna brakmakta ve bylece onlarn mertebelerinin ne denli byk olduunu ve bu mertebenin peygamberler mertebesine nasl ilhak olunduunu bildirmektedir. Ey demoullar! Sizler iin avret yerlerinizi rtecek elbise ve ziynet eyas varettik. Ancak takv elbisesi daha hayrldr. (A'raf/27) Baz limler bu ayette geen avret yerini rten elbise ile ilmin, ziynet ile yakn mertebesinin, takv elbisesi ile de hayat mertebe sinin kastedildiini sylemilerdir. Onlara ilim zere tafsil ettiimiz bir kitab getirdik. (A'raf/52)

Elbette hereyi bilerek onlara nakledip haber vereceiz! (A'raf/7) Hayr! O (Kur'an), kendilerine ilim verilenlerin gslerinde bulunan ak ak ayetlerdir. (Ankebt/49) Rahman olan Allah, Kur'an' retti, insan yaratt, ona be yan retti. (Rahman/1-4) Allah Tel bu hakikati insana minnet etmek kabilinden by lece ifade buyurmutur. Hadsler Allah'n Rasl yle buyurmutur: Allah bir kulu iin hayr murad ettiinde, onu dinde Allah'tan korkan bir lim yapar. Ona kendisini doru yola gtrecek akl ve idrk verir.3 limler peygamberlerin varisleridir.4 Peygamberlik derecesinden daha stn bir mertebenin bu lunmad herkesin malmudur. Demek ki bu mertebeye vris olmak, ereflerin en bydr. Yerlerde ve gklerde bulunan btn mahlkat, lim bir kimsenin affedilmesi iin Allah'a yalvarrlar.5 Yerlerde ve gklerdeki tm mahlkatn kendisi iin Allah'tan af diledii bir kimsenin mertebesini bir dnn! Bundan daha byk bir mertebeye ulamas mmkn m insanolunun? Alim kendi ileriyle megul olduu halde, yerlerin ve gklerin skinleri de onun aff iin istifar etmekle megul olmaktadrlar. Bir insan iin bundan daha byk bir eref dnlebilir mi? Hikmet (ilim), erefli bir insann erefine yle byk bir paye ilve eder ki kleleri, sultanlarn seviyesine karncaya dein ykseltir.6 Hz. Peygamberin 'Kleleri sultanlarn seviyesine karr' bu yurmakla ilme nasl bir paye verdiini gryorsunuz! lmin bu dnyada verecei neticeler bile bu kadar deerlidir. Dnyada ka zandrdklar ahiret hayatna nisbetle bir hitir. nk ahiret hem dnyadan saysz derecelerle daha stndr, hem de ebed dir. ki iyi haslet vardr ki, bu hasletler hibir mnafkta bu lunmaz: Birincisi gzel ahlk, ikincisi dinde derin bilgi (fkh) sahibi olmak.7 Gnmzn baz fakihlerinin mnafkl, sizleri bu hads hakknda pheye drmemelidir; zira Hz. Peygamber, gn mzdeki anlamyla fkhtan sz ediyor deildir. Onun fkh ile kas tettii anlam, gnmzdeki anlamndan ok uzaktr. Nitekim ki tabmzn ilerideki blmlerinde bu anlam ortaya konacaktr. Fkh'n en kk derecesi, ahiretin dnyadan daha hayrl olduunu bilip, bu geree gre hareket etmektir. Fakih olan kim sede bu trden bir vasf olduu takdirde; bilgileri doru olur, ze rinden her trl riya hli kalkar ve nifak tehlikesinden kurtulur. nsanlarn en faziletlisi o m'min limdir ki, kendisine ih tiya olduunda yardm eder. Halk kendisinden katnda ilmiyle yetinerek vakarl davranr.8 man plaktr; onun rts takva, ss hay ve meyvesi ilim'dir.9 nsanlar arasnda nbvvet makamna en yakn kimseler, ilim ve cihad ehli olan kimselerdir. lim ehli olanlar, halk peygamberlerin getirdii ilah nizma ynelttiler. Cihad ehli olanlar ise, peygamberlerin getirdii bu ilah nizm kllaryla korumak iin cihad ettiler.10 Bir kabilenin lm, bir limin lmnden ehvendir.11 nsanlar, altn ve gm gibi farkl deerler tayan madenlere benzerler. Dinde derin ilim (fkh) sahibi

olmak artyla; cahiliye dneminde hayrl olanlar, slm'a girdikten sonra da (insanlarn) hayrllardr.12 Kyamet gnnde limlerin mrekkebi, ehidlerin kanyla tartlr.13 mmetime ulatrmak zere krk hadis ezberleyen kimseye kyamet gnnde hem efaat, hem de ahid olurum.14 Allah Tel, dininde bilgi sahibi olan kimseyi korur ve um mad yerden ona rzk verir.15 Allah Tel Hz. brahim'e yle vahyetti: Ey brahim! Ben alimim ve alm olan her kulumu severim.16 lim kimse, Allah Tel'nn yeryzndeki emin kuludur.17 mmetimden iki snf slah olursa herkes slah olur, onlar fesada derlerse onlarla birlikte herkes fesada der. Bunlar yneticiler ile limlerdir.18 Beni Allah'n rahmetine yaklatracak bir ilim (ve amel) sahibi olmam temin etmeyen bir gnn zerime domasnda benim iin bir hayr yoktur.19 limin bide stnl, benim, ashabmn en dk dere celisine olan stnlm gibidir.20 Baknz ki. Hz. Peygamber ilim. mertebesini, nasl da nbvvet mertebesine eit tutmakta ve ilimsiz amelin derecesi ne kadar dk olmaktadr. ayet bid, eda ettii ibadetin ilminden mahrumsa, onun ibade tinin hibir anlam olmad gibi, byle bir amelin kiiye hibir ya rar da dokunmaz. lim'in bide stnl, ondrdnde bulunan ayn dier yldzlara stnl gibidir.21 Kymet gnnde snf insan efaat edebilecektir: Peygamberler, limler, ehidler.22 Nbvvet makamnn hemen ardndan gelen ve ehidlik mer tebesinden bile stn olan ilmin mertebesi ne byk bir nimettir! Allah Tel'ya din hususunda ilim sahibi olmaktan daha stn bir eyle ibadet olunmu deildir. eytan iin bir tek fakih(i aldatmak) bin bid(i aldatxnak)tan daha zordur. Hereyin bir temeli vardr. Bu dinin temeli ise ilimdir.23 Dininizin en hayrl taraf en kolay olandr. badetlerin en hayrls ise ilimdir.24 lim olan m'min, bid olan m'minden yetmi derece daha faziletlidir.25 Ey ashabm! Sizler fakihleri ok, kurrs (Kur'an hafzlar) ve hatipleri az, (ilim) isteyenleri seyrek, fakat (ilim) verenleri ok olan bir zamanda bulunuyorsunuz. Bu zamanda salih amel ilemek, ilim yapmaktan daha hayrldr. Fakat insan larn zerine yle bir zaman gelecektir ki, fakihleri az, ha tipleri ok, (ilim) verenleri seyrek, (ilim) isteyenleri ise ok olacaktr. te byle bir zamanda ilim (sahibi olmaya almak) her ibadetten daha hayrldr.26 Alim ile bid arasnda yz derece fark vardr. Bu dereceler den her biri arasnda iyi beslenmi bir kou atnn hzyla yetmi yllk bir mesafe vardr.27 Hz. Peygamber'e amellerin hangisinin daha stn ve efdal olduu sorulduunda, yle cevap verdi: 'Allah' bilmek'. Ne tr bir bilgiyi kastettii sorulduunda, yine 'Allah' bilmek' diye cevap verdi. Ashab 'Biz amelden soruyoruz, siz ise ilimden haber veriyorsunuz' diye itiraz edince, Hz. Peygamber yle cevap verdi: 'Allah' bilerek yaplan amel ne kadar az olursa olsun insana fayda verir. Allah' bil meksizin yaplan ameller ise, insana bir fayda salamaz'.28 Kyamet gnnde Allah Tel btn kullarn diriltip mahere getirdikten sonra, limleri de diriltip getirir ve on lara hitaben yle buyurur: 'Ey limler zmresi! Sizi iyi bildiim iin size ilim sfatm emanet ettim. Size

ilmimi siz leri azaba uratmak iin vermedim. O halde nimetlere koun; zira hepinizi affettim'.29 Ashab'n ve limlerin Szleri Hz. Ali, talebesi Kumeyle30 yle demitir: 'Ey Kumeyl! lim maldan daha hayrldr. nk ilim seni, sen ise mal korursun. lim hkim, mal ise mahkmdur. nfak mal azaltr, ilim ise artrr'. Yine Hz. Ali yle buyurmutur: 'lim bir kimse, gndzleri srekli oru tutan, geceleri ise ibadet edip, tm zamann cihada sarfeden bir kimseden daha stndr. Alim bir kimsenin l myle alm gedii, yine ayn byklkte bir baka lim doldura bilir'. Hz. Ali bir manzumesinde yle demektedir: nsanlar beden leri itibaryla birbirlerine eittir. Babalar Adem, analar ise Havva'dr. Eer soylarnda soplarmda bir iftihar vesilesi aryorlarsa, bilsinler ki asllar amur ve sudan ibarettir. lim er bab, hidayet arayanlara hidayet vesilesi olur. Her insann kymeti bilgisiyle llr. Cahiller ise, ilim erbabnn en amansz dmanlardr. lmi elde etmeye al ve ilmin nerelerde kul lanlacan mutlaka bil! Btn insanlar lrler, ancak ilim ehli olanlar yaarlar'. Ebu Esved ed-Del31 syle demitir: 'Dnyada ilimden daha stn ve daha aziz hibir ey yoktur. nk sultanlar halka hk mederlerken, limler de sultanlara hkmederler'. bn Abbas (r.a) yle demitir: 'Hz. Sleyman'a ilim, mal ve saltanat arasnda istediini semek hakk verildiinde, o bu nimet arasndan ilmi seti. Onun iin Allah Tel kendisine mal da, saltanat da verdi'. bn Mbrek'e kmil insanlarn kim olduklar sorulduu za man, limler diye cevap vermi, gerek sultanlarn kimler olduk lar sorulduunda, zhidler demi ve en aalk insanlarn kim ler olduklar sorulduunda ise dnyalar iin dinlerini satan kim seler cevabn vermitir. Dikkat edilecek olursa bn Mbrek, lim ler dndakileri kmil insan mertebesine koymamaktadr. nk, insan hayvandan ayran zellik sadece ilmidir. nsan, kendisine eref kazandran vasfyla ancak insan saylabilir. nsann erefi, kuvvetinden gelmez. yle olsayd develerin daha stn olmas lzm gelirdi; zira develer insandan daha g ldrler. Cssesinin byklnden de deildir; zira filler insan lardan daha csselidir. erefi cesur oluundan da kaynaklanmaz; zira ormanlardaki yrtc hayvanlar insandan ok daha cesaretli dirler. Fazla yemek yemesinden de ileri gelmez. yle olsayd kz lerin daha erefli olmalar gerekirdi; zira midesi ok byk olan canllardan biri de kzdr. Fazla cins mnasebette bulun masndan da deildir; zira kck ku bile cins kudret husu sunda insanolundan daha gldr. Ksaca bunlarn hibiri in sana eref vermez. nsana eref veren ey sadece ilimdir! Bazlar yle demilerdir: 'lmi elinden karann ne ka zandn bir bilseydim ve ilmi elde edenin de ne karacan bir bilseydim'. Nitekim Hz. Peygamber yle buyurmutur: Kur'an bilgisine sahip olan bir kimse, bakasnn madd servetini daha hayrl grrse. Allah'n byk grdn kk grm olur. Ebu Muhammed Feth b. Said el-Mevsl32 yle demitir: 'Hasta yemek, imek ve tedavi edilmekten menedilirse lmez mi? Elbette lr. te kalp de aynen bir hasta gibi, gn st ste ilim ve hikmetten mahrum olursa (mnen) lr'. Feth el-Mevsl (Allah rahmet eylesin) ne de doru sylemitir! Gerekten de kalbin gdas ilim ve hikmettir, tpk bedenin yaamasnn gda almasna bal olduu gibi, kalbin yaamas da ilim ve hikmete baldr. limden mahrum bir insann kalbi hem hastadr, hem de mnen ldr. stelik dnya sevgisi ile mal dknl ilimsiz kiiyi yle bir hale getirir ki, btn hislerini dumura uratr! Korku, yarann acsn geici bir zaman iin nasl engellerse, o kii de artk bu byk felketi idrk etmekten yoksun kalm demektir! Byle insanlar ite bu hle gelir. Fakat lm gelip attnda ve onun dnya ykn srtndan aldnda, kii o zaman felakette olduunu btn dehetiyle grr ve fevkal de mteessir olur. Tpk sarhoken veya korku iindeyken ald yaralardan sz duymayan bir insann, ayldktan veya korkudan kurtulduktan sonra yaralardan duyduu sz gibi, onun o anki pimanl da kendisine fayda vermez. Perdeyi kaldran gnn dehetinden Allah'a snrz! nsanolu uykudadr, ldkten sonra uyanr, daha nce yaptklarnn karln grr ve fakat i iten

gemitir artk! Hasan Basr33 yle demitir: 'limlerin kaleminden damla yan mrekkep, ehidlerin kanyla tartlr; ve o kanla tartlan m rekkep, temiz kandan daha ar gelir'. bn Mes'ud yle demitir: lim bsbtn ekilmeden ilme sarln! lim ancak ilmi yayanlarn eksilmesiyle ortadan kalkar. Nefsimi kudret elinde tutan Allah'a yemin ederim ki, Allah yo lunda ehid olarak ldrlen kimseler; limlerin hiretteki mer tebelerini grdkleri zaman, hemen Allah'tan kendilerini tekrar diriltip lim yapmasn isterler. Hi kimse anasndan lim olarak domaz. lim ancak alp renmekle elde edilen bir nimettir'. bn Abbas yle demitir: 'Bence gecenin bir nnda ilim ze rine sohbet etmek, o gecenin tamamn namaz klmakla geirmek ten daha faziletlidir'. Hasan Basr 'Ey rabbimiz! Bize dnyada da hasene ver, ahi rette de hasene ver! Bizi cehennem azabndan koru!' ayetinin tefsi rinde yle demektedir: 'Bu ayette geen dnyadaki hasene, ilim ve ibadet'i iine alr. Ahiretteki hasene ise cennet demektir'. Hikmet ehlinden bir zta 'Bu dnyada neyi sermaye edinmek daha krldr?' diye sorulduunda, 'Gemi batt zaman gemiyle birlikte batmayan ve seninle kalan eyi sermaye edin!' bu yurmutur. O bu szleriyle ilmi kasdediyordu. nk ilim insann zihninde olduu iin oradan kaybolup gitmez, her daim insanla beraberdir. 'Geminin batmas' insann lmyle te'vil edildiine gre, kendisiyle kalacak sermayenin de, ilim olduu anlalr. Baz limler de yle demilerdir: 'Hikmeti kendisine gem edi nen bir kimseyi, halk kendisine rehber edinir. Hikmete vukufiye tiyLe tannan kimseye ise btn insanlar tzim ve hrmet ederler'. mam fi 'lmin zelliinden birisi de, az da olsa ondan pay olanlar sevinirler, olmayanlar ise mahzun kalrlar' demitir. Hz. mer yle demitir: 'Ey insanlar! lmi talep edip, renin. nk Allah'n ok sevdii bir elbise vardr ve o elbiseyi ilmi ara yan ve aradn bulan kimselere giydirir. Allah'n giydirmi olduu o elbiseyi giyen kimse, o elbise srtnda iken ne gnah ilerse ilesin Allah Tel, sevdii elbiseyi srtndan almamak iin o kimseye kere tevbe etmesi iin teklifte bulunur. Gnah yo lunda lme kadar devam etse bile, o elbise srtmdayken hibir zaman gnahlardan dnme yolu kapanm deildir o kimse iin...' Ebu Bekir el-Ahnef b. Kays b. Muaviye 'limlerin hepsi nere deyse padiah olacaklard. limle takviye edilmemi btn izzetle rin sonu zilletten baka birey deildir' demitir. Slim b. Ebi Elca'd yle anlatr: 'Efendim beni yz dirheme satn ald ve sonra da azad etti, zad olduktan sonra ne i ya pacam diye kendi kendime dnmeye baladm. Neticede ilimle uramaya karar verdim. Aradan bir sene gemeden iinde yaadm ehrin valisi beni ziyarete geldi ve fakat ben msait ol madm iin ieri girmesine izin vermedim, o da ekip gitti'. Zbeyr b. Eb Bekir yle demitir: Pederim bana Irak'tan mek tup yazyor ve mektuplarnda yle diyordu: 'Olum ilim ren! Zira fakir dersen ilim senin iin en kymetli maldr. Eer zengin olursan ilim senin iin gzellik ve cemldir'. Hz. Lokman'm oluna yapt tavsiyelerde de bu gibi nasihatlar vardr. Nitekim oluna yle nasihatta bulunmutur: 'Ey oul! limlerle beraber otur. Dizini onlarn dizlerine bititir; zira Allah Tel yeryzn rahmetiyle diriltip yeerttii gibi, ilim de insanolunun kalbini ylece diriltip yeertir'. Filozoflardan biri yle demitir: 'lim bir kii ld zaman sudaki balklardan tutun da, havadaki kulara kadar btn hay vanlar matem tutup alarlar'. Bu sz destekleyen bir hadisi bn Neccar Hz. Enes'den rivayet eder: 'limler iin, ldkleri gnden kymet gnne kadar de nizdeki balklar bile af talebinde bulunurlar'. Gerekten de len limin sadece yz unutulur, fakat kendisi hibir saman unutul maz, ad daima anlmaya devam eder.

Zhr yle demitir: lim erkektir (byktr). Onu ancak er kekler (bykler) sever'. 1) Baz mfessirler, ayette geen'kimen bi'l-kst'tbirini alimler lafzna atfederek ayete u ekilde bir mn vermilerdir:'limler de Allah'tan baka ilah olmadna adaletle ehadet ettiler'. 2) kur'an'da krk ksr darb- mesel vardr. Baz selef limleri Kur'an'n bu darb- mesellerinden birini okuyup anlamadklar zaman alarlar ve 'Eyvah demek ki ben limlerden deilim' diye zlrlerdi. (Zebd) 3) Buhar ye Mslim, (Muaviye'den); Tirmiz ve mam Ahmed (bn Abbas'dan); bn Mce (Ebu Hreyre'den) 4) Ebu Dvud, Tirmiz, bn Mce ve bn Hibban, (Ebu Derd'dan) 5) Irak, bu hadsi daha nceki hadsin bir paras kabul etmektedir. Ayn hads bata yollardan da rivayet edilmitir. 6) Ebu Nuaym, Hilye; bn Abdilberr lim; Abdlgan el-Ezd MuhaddislerinAdab, (Enes'den zayf bir senedle) 7 ) Tirmiz, (Ebu Hreyre'den) ; hadsin garib olduunu sylemitir. 8) Hkim, Nibur Tarihi, (Ebu Derd'dan); hadsin isnadnn zayfolduunu sylemitir. 9) Beyhak, uab'il-man, (Ebu Derd'dan zayf isnadla) 10) Ebu Nuaym, (bn Abbas'dan zayf isnadla); ayrca Ebu Talib el-Mekk,kut'ul-kulb, (Muaz b. Cebel'den) 11) Tabern ve bn Abdilberr, (Ebu Derd'dan) 12) Buhar ve Mslim, (Ebu Hreyre'den) 13) bn Abdilberr, (Ebu Derda'dan zayf bir senedle) 14) bn Abdilberr, lim, (bn mer'den zayf bir senedle) 15) Hatib el-Badad, Tarih 16) bn Abdilberr (Talik yoluyla); Irak bu hadsin senedine rastlamadnsylemitir. 17) bn Abdilberr, (Muaz b. Cebel'den zayf bir senedle) 18) bn Abdilberr ile Ebu Nuaym, (bn Abbas'dan zayf bir senedle) 19) Tabern, Evsat; Ebu Nuaym, Hilye, (Said b. Mseyyeb'den ve Hz. Aie'den zayf bir senedle) 20) Tirmiz, (Ebu Umame'den) Hadisin hasen ve sahih olduunu sylemitir. 21) Ebu Davud, Tirmiz, Nesi ve bn Hibban 22) bn Mce, (Hz. Osman'dan zayf bir senedle) 23) Tabern, Evsat', Ebu Bekir el- Acur, Riyaz'ul Mteallimn; Ebu Nuaym, (Ebu Hreyre'den zayf bir senedle) 24) bn bdlberr, (Enes'ten zayf bir senedle) 25) bn Ady, (Ebu Hreyre'den zayf bir senedle) 26) Tabern, (Huzam b. Hkim'den zayf bir isnadla) 27)sfehan, Tergib ve Terhib, (Abdullah b. Amr'dan); Deylem, Msned'ul-Firdevs, (Ebu Hreyre'den) 28) bn Abdilberr (Enes'den) 29) Tabern, (Ebu Musa'dan) 30) Kumeyi, Hz. Ali'nin mehur talebelerinden biridir. Babasnn ad Ziyad'dr. 31) Bu zat Hz. Ali'nin talebesidir, Arap gramerinin kurucusu olmakla bili nir. H. 169 ylnda vefat etmitir. 32) Bu zat nl zahidlerdendir. Bir el-Haf, Srr es-Sakat gibi muta savvflarn dneminde yaam vc H. 130 ylnda vefat etmitir, 33) bu zat zeyd b. sabit'in zatls hasan b, Yesar'dr, Hz, mer'in hilfeti devrinde domu, H. 110 ylnda vefat etmitir.

lim renme'nin Fazileti


Ayetler Her kabileden bir cematn dini iyice renmeleri gerekmez miydi? (Tevbe/122) Eer bilmiyorsanz, ehl-i zikre sorunuz! (Nahl / 43) Hadsler lim tahsil etmek maksadyla yollara den kimseye Allah Tel cennete giden yolu gsterir.34 Melekler ilim yolcusunun hlinden rz olduklar iin ka natlarn onun ayaklar altna sererler.35 limden bir blm renmen, yz rek'at namaz klmandan daha hayrldr.36 Kiinin ilimden rendii bir blm, onun iin dnya ve dnyadakilerin tmnden daha hayrldr.37 lim in'de de olsa bulup renin!38 lim renmek her mslmana farzdr.39 lim hazinedir. Bu hazinenin anahtar soru sormaktr. Sormaktan ekinmeyin; zira ilmin sorulmasndan drt kii birden mkfat kazanr: Soran, cevap veren, onlar dinleyen, onlar seven!40 Chil, cehaletine raz olup durmasn. lim de ilmini sus mak suretiyle saklamasn!41 Bir limin (ilim okuttuu) meclisinde, (ilim tahsil etmek veya dinlemek iin) hazr bulunmak, bin rek'at namaz klmaktan, bin hastay ziyaret etmekten ve bin cenaze na maznda hazr bulunmaktan daha faziletlidir!42 Hz. Peygamber bu szleri sylediinde, ashab kendisine yle sordu: 'Ey Allah'n Rasl! limin meclisinde bu lunmak, tek bana Kur'an okumaktan da m stndr?7 Hz. Peygamber 'Hi ilimsiz Kur'an okumak insana fayda salar m?' diye karlk verdi.43 slm dinini ihy etmek maksadyla ilimle urarken len kimseyle peygamberler arasnda, cennette sadece bir derece lik fark vardr.44 Ashab'n ve limlerin Szleri bn Abbas (r.a) yle demitir: lim talep ederken byk zor luklara gs gerdim, fakat ilmi elde ettikten sonra aziz oldum'. Gerekten de bn Eb Mleyke yle der: 'bn Abbas' grdmde, ondan daha gzel yzl ve muntazam endaml bir kimseyi grdm ve grebileceimi tasavvur edemedim. Muhterem pederleri Hz. Abbas (r.a) gibi gzel bir insand. Konutuu zaman herkesten daha ak ve daha beli konuur, fetva verdii zaman in sanlarn en limi olduunu gsterirdi'. bn Mbrek yle der: lme talip olmadan bir kimsenin ken disinde az da olsa eref aramasna ve kendisini ereflilerden say masna aarm!' Filozoflardan biri yle demitir: 'lim renmek istedii halde renemeyen veya renebilecei halde renmeyen kimselere acdm kadar kimseye acmam'. Ebu Derd der ki: limden kk bir mesele renmem, benim iin btn bir geceyi ibadetle ihya etmekten daha mhimdir'. Yine Ebu Derd yle buyurur: 'Hoca ile talebesi hayrda or taktrlar. Onlarn dndakilerin sivrisinek kanad kadar hayrlar yoktur. Y lim, ya talebe, ya da dinleyici ol. Bunlarn dnda dr dnc bir snfa dahil olma; yoksa helk olup gidersin'.

At yle demitir: 'Bir kere ilim meclisinde hazr bulunmak, yetmi lehviyat meclisinde bulunmann kefareti olur. mam fi de yle demitir: lim tahsil etmek, btn nafile ibadetlerden daha faziletlidir'. Fakih Ebu Muhammed Abdullah b. Abdilhakem yle anlatr: Bir gn mam Mlik'in nnde ders okurken le ezan okundu. Nafilelerimi klmak zere ders kitabm kapattm. Hocam (mam Mlik) yzme bakarak yle haykrd: 'Ey gen! Burada okuduun ders, kalkp klacan nafile namazlardan fersah fersah daha hayrldr'. Ebu Derd yle demitir: 'Sabahlar kalkp ilim tahsiline git meyi cihad olarak kabullenmeyen ve byle olduuna tm samimi yetiyle inanmayan kimsenin ne akl var, ne de bir fikri'. 34) Ebu Dvud,-Tirmiz, bn Mce ve bn Hibban, (Ebu Derd ve EbuHreyre'den) 35) Ahmed b. Hanbel, bn Hibban ve Hkim, (Saffan b. Assal'dan) 36) bn Abdilberr, (Ebu Zer'den) 37) bn Abdilberr, lim; bn Hibba, Ravzat'ul Ukal, (Hasan'dan) 38) bn Adiy ve Beyhak (Enes'den); Tabern, (bn Mes'ud ve bnAbbasdan) 39) bn Adiy, Beyhak ve bn Abdilberr, (Enes'den) 40) Ebu nuaym, Hilye, (Hz. Ali'den) 41) Tabern, (bn Merduveyh'den) 42) rki bu hadsin Ebu Zer'den deil, bn mer'den rivayet edildiini sylemitir. bn Cevz ise bu hadsi Mevzuat adl eserinde zikretmitir. 43) Ebu Nuaym, Herevi, (Hasan dan) 44) Ebu Nuaym, (bn Mes'ud'dan)

farz- ayn olan ilimler


vlen (Mahmd) ve Yerilen (Mezmum) limler ile Bu limlerin Ksmlar ve Hkmleri, Farz- Ayn ve Farz- Kifye Olan limler, er'i limlerden Fkh ile Kelm'n Hududlar ve Beyan, hiret limlerinin Dier Btn limlerden Daha stn Olduunun sbat Farz- Ayn Olan limler Hz. Peygamber yle buyurmutur: lim taleb etmek her mslmana farzdr.64 lim in'de bile olsa talep edip, renin.65 limler her mslmana farz olan ilim hakknda eitli fikir ler ileri srmler ve bu hususta yirmiyi akn gr ortaya atlmtr. Btn grleri tek tek zikretmeye gerek yoktur. Fakat zetle limlerin fikirlerini aada zikrediyoruz. Her ekol kendisinin megul olduu, yaylmasn istedii ilmin farz ve vcib olduunu ileri srmtr. rnein kelmclara soru lacak olursa, onlar Kelm lminin farz olduunu syleyecekler ve siz bunun nedenini sorduunuzda, ancak bu ilim sayesinde, Allah'n zt ve sfatlarnn bilinebileceini ileri sreceklerdir. Fakihlere gre farz olan ilim Fkh lmidir; zira onlar da Fkh lminin ibadetlerin ve muameltn hell ve harm ksmlar ile mutlak hell ve harm gibi hususlarda bilgi verdiini ileri sr mektedirler. Ancak fukahann farz olduunu syledii Fkh lmi, mslmanlarn gnlk yaantlar srasnda muhta olduklar ilimdir. Vuk bulmas pek nadir olan fkh meseleler ise bunun dndadr. Mfessirlere ve muhaddislere gre ise, mslmana farz olan ilim, Kitab ve Snnettir; zira bu iki ilim bilindii takdirde dier b tn ilimler bilinir. Btn ilimlere ancak bu iki ilim vastasyla ulalr. Mutasavvflar ise her mslmana farz olan ilmin Tasavvuf lmi olduunu iddia etmilerdir. Bunlarn dnda muhtelif fikir ler de ileri srmlerdir. Kimileri kulun hlini ve Allah'n nez dindeki makamn bildiren ilmin her mslmana farz olduunu sylerken, kimileri de ihls, nefsin hallerini ve fetlerini bildiren, melekten gelenle eytandan geleni ayrdetmeye yarayan ilmin her mslmana farz olduunu sylemilerdir. Bir grup da, her ms lmana farz olan ilmin Btn lmi olduunu ileri srm ve bu ilmin ancak erbab olana farz olduunu da belirtmilerdir. Bylelikle de hadis-i erifte mutlak ekilde bildirilen ilim lfzn umum ifade etmekten uzaklatrm olmaktadrlar. Ebu Tlib el- Mekk yle demektedir: Her mslmana farz olan ilim, slm'n rknlerini beyan eden u hadsteki hakikat leri ihtiva eden ilimlerdir: slm dini be temel zerine bina edilmitir: Allah'dan baka ilah olmadna ve Hz. Muhammed'in onun kulu ve rasl olduuna ehadet etmek, namaz klmak, zekt ver mek, hacca gitmek ve oru tutmak!.66 Bu be esas her mslmana farzdr. Bu bakmdan bunlarn farz olu keyfiyetini ve nasl tatbik edilmeleri gerektiini bilmek de her mslmana farz olmaktadr. Btn bu szlerin zeti ve kesin neticesinin bizim zikre deceimiz u hakkat olduu kanaatindeyiz: Kitabmzn banda da ifade ettiimiz gibi ilim, Muamele ve Mkaefe lini olmak zere ikiye ayrlr. Mslmanlara farz olan ilim sadece Muamele lmidir, kil-bli olan kimselerin yapmakla mkellef olduklar husus vardr: 1. tikad (nan) 2. Fiil (Yaplmas gereken ameller) 3. Terk (Terkedilmesi lzm gelen davranlar) kil olan insan, ihtilm yoluyla veya ya itibariyle rnein kuluk zamannda bla varm olduunda, kendisine hereyden nce kelime-i ehadeti bilmesi ve anlamas farzdr. Ancak kilbli olan kimseye

kelime-i ehadetin mnsn dnmesi, aratrmas ve delillerini elde etmek iin almas farz deildir. Ancak bu kelimelerin ifade ettii mnya kesinlikle inanmas ve bunu eksiz-phesiz dorulamas gerekir. Bu mer tebe ise sadece duymak ve taklid etmek suretiyle elde edilir ve ayrca aratrmaya ve deliller toplamaya ihtiya yoktur. Hz. Muhammed (s.a), bedevilerin medeniyetten, db- muaeretten ve delil denilen eyden haberleri olmadklar halde dil ile ikrarlarn imanlarna delil saym, onlardan bu imanlarn pekitirecek baka bir delil istemeyerek tasdiklerini delilsiz kabul etmitir. Kul, bu kadarn yaptktan sonra zamann farzn yerine ge tirmi olur ki o zamanda (kil ve bli olduunda) kendisine farz- ayn olan ilim, kelimeii ehadet 'i renmek ve mnsn anla maktr. lk zamanlarda bunun daha tesini bilmek zerine farz deildir. Bu hkme dair elimizdeki delil udur: O kimse Kelime-i ehadet'i anlayarak syledikten sonra lrse ayet, Allah'a itaat etmi bir kul olarak lm olacaktr. Kelime-i ehadet'i ve an lamn renmek dndaki farzlar ise baka artlara baldr. Bu artlar her kiide tahakkuk etmez. Belki bu artlarn oundan uzak kalr insan. Bu artlar da Fiil, Terk ve tikad olmak zere blme ayrlr. Fiil ile ilgili artlar unlardr: Bahsi geen kii, kuluk vaktin den le zamanna kadar yaarsa, lenin vakti geldii iin abdes tin nasl alnacan ve namazn nasl klnmas gerektiini renmesi kendisine farz olur. Kuluk vaktinde bedenen salam ise, abdestin ve namazn renilmesini le vaktine brakt tak dirde bu vaktin bunlar retecek kadar imkn vermeyecei de bi liniyorsa kuluk vaktinden itibaren abdest ve namaz renmek kendisine farz olur. Demek ki vaktinden nce renmesi kendisine farz olmaktadr. kinci bir ihtimal de amelin art olan ilmin ancak amelin vu cbiyetinden sonra vcib olacadr ki bu takdirde le vakti gel meden nce le vakti iin abdest ve namaz renmek farz olmaz. Bu noktada dier namazlar da le namazna kyas edilebilir. Bu ahs Ramazan ay gelinceye kadar yaarsa, Ramazan ay mnasebetiyle bu ayda yaplmas gereken oru ibadetini bilmek kendisine farz olmaktadr. Ramazan iin renilmesi lzm gelen husus, sabahtan gne batmcaya kadar Ramazan'n vakti olduunu bilmektir. Ramazan'da farz olan niyet; yemekten, imek ten ve cins mnasebetten kanmaya niyet etmektir. Bu durumda Ramazan, evval aynn hillini iki muteber ahidin grmesiyle sona erer. Bu ahs sonradan mal ve servet sahibi olur veya bir servete sahip olarak bl ana ererse, kendisine farz olan zekt mik tarn bilmesi de kendisine farzdr. Fakat o zekt derhal vermesi gerekmez; zira malnn zerinden bir sene gemesi halinde ancak zekt vermesi kendisine farz olur. ayet deveden baka serveti yoksa, sadece deveye ait zekt lsn bilmesi kendisine farzdr. Dier mallarda da hkm bu ekildedir. Bu ahs hac aylarna girerse, haccm artlarn bilmek husu sunda acele etmesi gerekmez. Zira hac tehir imkn olan bir farzdr. Onun iin rknlerini bilmekte aceleye lzum yoktur.67 Fakat slm limlerine den vazife, bu ahsa sistemli ve ted ric bir surette haccn her servet sahibine farz olduunu bildirmek tir. Bu hususta kendisini ikaz etmek, her slm liminin vazifesi dir. Zira bu kii, belki de takvaya meylederek hac farizasn bir an nce ed etmek isteyebilir. Byle bir niyet tad zaman haccm keyfiyetini renmesi kendisine farz olur. renilmesi farz olan keyfiyet sadece haccm farz ve vcibleridir. Nafilenin bilinmesi ise farz deil, sadece nafiledir; zira nafileleri bilmek hibir surette farrz- ayn olmaz. Bu ahsa asl haccm farziyetinden bahsedil medii takdirde alimlerin mesl olup-olmad hususunda fkh kitaplarnda gerekli bilgi verilmitir. Dier ibadetlerin bilinmesi de aynen hac ibadeti gibi tedricdir. Terk'e (yaplmamas gereken davranlara) gelince, gelien durumlara gre bazlarnn bilinmesi farzdr ve bu keyfiyet kiiye gre deimektedir. rnein dilsiz bir insan iin konuulmas ha ram olan bireyin nasl konuulacan renmek gerekli deildir. Kr olan bir insan da nelere baklmasnn yasak olduunu renmeye mecbur tutulamaz. Gebe hayat yaayan bir kii iin de ikmet edilmesi yasak olan yerleri bilmesi farz deildir. Bu ya saklar ayn zamanda, mevcut durumun gereklerine gre de deiir. Bu bakmdan

uzak ve vuk bulmas hibir zaman mm kn olmayan bir haram bilmek kiiye farz deildir. Oysa iinde bulunulan harama dikkat edilmelidir. Szgelimi mslman olduu srada srtnda ipekli bir elbise varsa veya gasbettii bir evde oturuyorsa veya mahremi olmayan bir kadna bakyorsa, o kiiye btn bunlarn haram olduunu anlatmak farzdr. Bilfiil iinde bulunmad ve fakat yakn olduu haramlar (yemek-i mek gibi) da kendisine retmek farzdr. Hatt iki imeyi ve do muz eti yemeyi det edinmi bir beldede yayorsa, bunlarn haram olduunu o kiiye retmek farzdr, kendisinin uyarlmas gerekir. retilmesi gereken dier eyler de hemen kendisine retil melidir. tikad'a ve kalbin amellerine gelince, bunlar renmenin far ziyeti kalbin durumuna gre deiir. Kiinin kelimesi ehadet'in dellet ettii mnlarda bir phesi varsa, o pheyi giderici ilmi Muhammed ile Hanbellere gre do byledir. Fakat Ebu Hanife, mam Malik ve Ebu yusuf aksi grtedir ve onalara gre, artlarn haiz olan kimselerce hac ibadetinin tehiri caiz deildir. renmesi kendisine farzdr. Yok eer kalbine byle bir phe dmezse; Allah'n kelmnn kadm olduunu, ahirette mzminlerin Allah'n cemlini gzleriyle greceklerini, Allah'n hdista mahal olmadn ve bunlara benzer inanlmas gereken meseleleri bilmeden nce lrse, btn limlerin ittifakyla bu ahs mslman olarak lmtr. nanlar bozan ve kalbe den bu pheler bazen, insann ta biatnda vardr. Fakat kii bazen de oturduu beldenin insanlar tarafndan bu trden phelere drlebilir. Bu bakmdan bir kii Kelm lmi ile itigal eden ve daima bid'atlar hakknda konuan bir beldede yayorsa, kil-bli olduu ilk anda kendisini bu bid'atlardan korumas gerekir. ayet kalbine btl bir fikir yerlemise, hemen onu kalbinden skp atmaldr. Ne var ki ou zaman bir btl kalpten skp atmak ok zordur. Yine bu ahs bir tccar ise ve bulunduu beldede faize dayal muameleler yaygn ise, byle bir beldede yaayan tccarn faizden korunma ilmini ok iyi renmesi kendisine farzdr. Farz- Ayn olan ilim hakknda yapm olduumuz bu inceleme hakkati ifade eder; zir farz- ayn olan ilmin mns, farz olan amelin keyfiyetini bilmek demektir. Bu bakmdan farz olan ilmi ve ilmin ne vakit farz olduunu bilen bir kimse, farz- ayn olan ilmi de bilmi olur. Sflerin farz- ayn olan ilmin, dmann (eytann) vesvese sini ve melein ilhamn bilip ayrdetmek olduunu sylemeleri de dorudur. Ancak onlarn byle sylemeleri mmetin btn fertleri iin geerli deildir. Bu l sadece bu yola gnl vermi insanlar iin bir arttr. nsan ou zaman erre neden olan riya ve hasedden kurtu lamad iin, insan helke srkleyen hususlar, muhta olduu miktarda bilmesi kiiye farzdr. Bu kadarnn bilinmesi bir ms lman iin nasl farz olmaz? Oysa Hz. Peygamber yle buyurmak tadr: nsanolunu u ey helk eder: Kendisine boyun eilen cimrilik, arkasndan gidilen heva (arzular), kiinin kendi sini beenmesi.68 Bu helk edici zelliklerden insanlarn kendilerini kurtarma lar pek o kadar kolay deildir. leride haklarnda tafsilat vereceimiz kalbin halleri, kibir, ucb ve benzeri irkin sfatlar yukarda sz edilen helk edici sebebe baldrlar. Bunlar kalpten skp atmak ise farz- ayn'dr. Sklp atlmalar da ancak hallerini bilmek, sebeplerini yerine getirmekle olur. Sebeb ve msebbibi bilinmedii takdirde bunu yapmak imkn dahilinde olmad iindir ki sebeb ve illeti mutlaka bilmek gerekir. Halk, helk edici vasflar arasnda zikrettiimiz bu farz- ayn larn ounu, ne yazk ki faydasz eylerle megul olduklar iin terketmek durumuna dmlerdir. Mslman olan bir kimseye imandan sonra cennete, cehen neme, hare ve lmden sonra dirilmeye imann retilmesi gere kir. nk bunlara inanmayan insan kelime-i ehadet'i tamamlamam olur. Ayrca Hz. Muhammed'in peygamber olduunu tasdik ettikten sonra, tebli ettiklerini de bilmek gerekir ki o da Allah'a ve Rasl'ne itaat eden kiinseye cennet, isyan edene ise cehennem olduunu bilmektir. u sylediklerimiz zerinde dnld takdirde doru yo lun bu olduunda phe kalmaz ve gayet iyi bilinir ki, gece ve gn dzn akntlarna kaplp giden her kul, ibadetlerinde ve muame lelerinde yeni yeni ortaya kan hdiselerden uzak deildir. Kendisine yeni farzlar terettb eder ve az da olsa ortaya kan her

yeni hdiseyi sorup renmesi gerekir. Meydana gelmesi muhte mel hdiseleri de sorup renmesi ve bu hususta acele davran mas gerekir. Hz. Peygarnber'in lim renmek kadn, erkek her msl mana farzdr' hadisindeki ilim kelimesi ile mslmanlara farz olan amelin ilmini bilmek kasdedildiine gre, bu ilmin reniminin tedric bir vasf tad ve vcib olmasnn vakte bal olduu aklk kazanm demektir. Farz- Kifaye Olan limler limler blmlere ayrlmadka hangisinin farz olduu, han gisinin olmad kesin bir ekilde anlalamad iin, ilimleri vasflarna gre blmlere ayrmak doru bir sonuca ulamak iin arttr. limler esas itibariyle er' (din) ilimler ve er' (din) olmayan ilimler eklinde ikiye ayrlr: er' (din) ilimler ile peygamberlerin getirdii ilim kastedil mektedir ki bu ilim, matematik ilmi gibi aklla, tb ilmi gibi de neyle, lisan gibi iitmekle elde edilemez. er' (din) olmayan ilimler ise, mahmd , mezmm ve mbah ilimler olmak zere blme ayrlr. Mahmd (vlen) ilimler, tb ve hesab ilmi gibi dnya ilerim slah edici ilimlerdir ki bu ilim de renilmesi farz- kifye olanlar ve renilmesinde fazilet bulunanlar olmak zere ikiye ayrlr: renilmesi farz- kifye olan ksm, dnya ilerinin slahnda gerekli olan (bedenin salkl tutulabilmesi iin lzumlu olan tb ilmi; ticar ilikiler, vasiyetler ve miras gibi hususlarda bilinmesi zarur olan hesap ilimleri gibi) ilimlerdir. Eer bir memlekette bu ilimleri bilenler kalmazsa, o memleket halknn tamam gnah kr saylr. Fakat bir beldede bu ilimleri bilen bir kii de olsa, dierlerinin zerinden bu zorunluluk der ve renme sorum luluu kalkar. Tb ve matematik ilimlerinin farz- kifye olduunu syleme miz sizi artmasn; zira bu iki ilim gibi; iftilik, dokumaclk, si yaset, tababet ve terzilik sanatlar ve dier sanatlarn esasl ilim leri de farz- kifye'dir. Eer slm diyarnda kendisine tedavi olunacak kimseler (doktorlar) bulunmazsa, mslmanlar helk olurlar; kendilerini felkete'srklemi olmalar sebebiyle de topyekn sorumludur lar. nk derdi'veren Allah, o derdin devasn da vermitir. O de Yay bulacak kabiliyeti de insanoluna bahsetmitir. Bu bakmdan slm diyarnda, sz edilen ilimleri yeterince bilenler bulunmaldr. Bunu renmemek, mslmanlar felketle babaa brakmaktr ki, byle bir hareket hibir ekilde doru olmaz. Farz olmayan ve fakat renilmesinde fazilet bulunan ilimlere gelince, bunlar szn ettiimiz ilimlerin derinlerine (ayrntlarna) inmek, esasta pek zarur olmayan ince ve hassas noktalaryla megul olmaktr. (Nitekim bu ilimlerde derinliine bilgi sahibi olmak, mslmanlara byk faydalar salayaca iin, bu dallarda derinleen limlere byk deer verilmitir). Mezmum (Yerilen) ilimlere gelince, bunlar sihir, tlsm, hipno tizma, el abukluu ve gz boyacl ile yaplan marifetlerdir. Mbah ilimlere gelince, bunlar iirler ile milletlerin gemilerini anlatan, tarih hdiseleri bildiren ilimlerdir. zah etmeye altmz er' (din) ilimler e gelince, onlarn tamam makbuldr. Fakat bazen er' ilimlerden olduu zanne dildii halde, aslnda er' ilimlerle alkas olmayanlar vardr ki bunlar esasnda mezmm (zemmedilmi) ilimlerdir. Makbl ilimler ise usl, fr, mukaddimt ve mtemmimdi olmak zere drt blme ayrlrlar. Birinci Blm (Usl) a) Kitab b) Snnet c) cm-i mmet d) Asar (sahabe szleri) cm-i mmet'in asl olmas, Snnet'e dayanmasndan kay naklanmaktadr. Bu bakmdan cm-i mmet nc derecede bir hccettir.

sar (sahabe szleri) de ayn cm gibi Snnet'e dayaldr. nk sahabler Raslullah' bizzat grmler ve bunun iin de ahvalin karinelerini bakalarna nisbetle ok daha iyi idrak etmilerdir. ou zaman ibareler, karinelerin ifade etmek istedii hakikatleri ifade etmekten aciz kalrlar. te limlerin, ashabn szlerinde ve amellerinde bildirilen llere uymay ve bu ller den ayrlmay eriatn temcilerinden saymalar bu sebebe dayanr. Tabii bunun da muayyen artlar vardr. Ancak burada bu artlar zikretmek uygun dmez. kinci Blm (Fru) Frat yukarda zikredilen asllardan elde edilir. Ancak bun lar lfzlarla deil, keskin zeklar vastasyla elde edilen mesele lerdir. Bu ince mnlar kavrayanlarn anlay ve idrkleri, azdan kan lfzlarn ifade ettii mnlardan daha baka mn lar karabilecek derecede genitir. rnein Hz. Peygamberin 'Kad (hkim) fkeli iken hkm veremez'69 hadsinden; kad'nm def-i hcet bakmndan skmas, hasta veya ackm olmas nnda da hkm veremeyecei neticesi karlmtr. Frat iki ksma ayrlr: 1. Dnya meseleleriyle ilgili ilimler: Bunlar fkh kitaplar ele alr ve bu ilerle megul olanlar fakihlerdir. Fakihler ise dnya limleridir. (Dnya ilerini bilen ve zen kimselerdir). 2. hiret meseleleriyle ilgili ilimler: Bunlar ahlkn irkinini, gzelini ve kalbin hallerini bildiren ilimlerdir. Bu ilimler Allah indinde makbul olan veya olmayan halleri bildirirler. Nitekim bu kitabmzn son blm bu konuyu akla kavuturmaktadr. Kalb ibadetler ve detlerin de zalar zerindeki tesiri bu blmde anlatlmaktadr. nc Blm (mukaddimt) Bunlar bir fikri, bir dnceyi anlatmaya yarayan lgat ve na hiv gibi ilimlerdir. Zira Lgat ve Nahiv ilimleri, Allah'n kitabn ve Rasl'nn snnetini bilmemize yardm eden en gerekli let lerdir. Lgat ve Nahiv ilimleri esasnda er' ilimler grubuna da hil deildir. Fakat bu iki ilmi bilmek ve onlarda sz sahibi olmak; er' ilimleri bilmek ve iyice renmek iin byk bir ihtiyatr. Zira Allah'n Kitab Arap diliyle nazil olmutur. Bu bakmdan eriat, ancak Arap dilini btn detaylaryla bilenler tarafndan anlalr. Bu nedenle ilh eriatn nzil olduu dilin lgatin bil mek, eriatn bilinmesinde balca messir olmaktadr. Bu letlerden biri de yaznn bilinmesi ise de, yaznn bilinmesi o kadar zarur deildir; zira Hz. Peygamber mm idi, yaz bil mezdi.70 Bir kii her dinlediini ezberliyebiliyorsa, yazy bilmesi ge rekmez. Fakat byle bir vasftan yoksun kimseler iin yazy bilmek ou zaman zarur ve arttr. Drdnc Blm (Mtemmimt) Bu, Kur'an ilimlerinde meydana gelen bir durumdur. Zira Kur'an ilimleri, lfzlarla ilgili olarak harflerin mahreleri, tecvi din renilmesi ve mn ile ilgili tefsir ilmine taksim edilmektedir ki bu ilim de tpk Lgat ve Nahiv ilimleri gibi iitmekle elde edilir ve bir bakasna nakledilir. nk Lgat ilmi kendi bana Tefsir lmi iin yeterli olmamaktadr. Bir de Kur'an ilimleri, Kur'an'n ahkmyla ilgili olarak Nsih ve Mensuh, Am ve Hs, Nas ve Zhir ve bir ksm ayetlerin dierleriyle nasl kullanlabilecei gibi hkmlere taksim olunur. Buna Usl-u Fkh ilmi denilmektedir. Bu ilim ayn zamanda Snnet-i de iine almaktadr. Ashab'dan gelen rivayetlerdeki tamamlayc unsurlara ge lince; bunlar, rivayetleri nakleden kiileri, onlarn isimlerini, ne seblerini ve sahablerin isimlerini ve zelliklerini bilmektir. Rvilerin dil, gvenilir ve zayf olanlarn ayrabilmek iin ahs hallerinin bilinmesi; mrsel hadsi, msned hadsten ayrabilmek iin yalarnn bilinmesi gibi malmatlardr. te b tn bunlarn hepsine birden er' ilimler denmektedir ve hepsi de makbul ve mbah olan ilimlerdir. Hatt btn bu ilimler farz- ki fye olan ilimlere dahildir. Bana Fkh lmi'ni niin dnya ilmi olarak gsterdiim sorulacak olursa yle derim: Allah Tel (c.c) Hz. Adem'i topraktan, zrriyetini de amur dan ve atlan bir damla sudan yaratt. Onlar erkeklerin belinden analarn rahmine aktard. Analarn rahminden dnyaya, dnya dan mezara, oradan hesab yerine; oradan da cennete veya cehenneme gnderecektir. te insann ba ve sonu bu devrelerden iba rettir. Allah Tel dnyay ahiret azn temin etme yeri olarak yaratt ki insanolu kendisine yarayan

azn alsn! Demek ki in sanolu bu az adalet dairesinde alrsa, aralarnda bir husumet kalmam olur. Byle olunca da fakihlerin bulunmasna gerek de kalmaz. nk husumet ve kavgann olmad bir yerde fakih iin yaplacak i yoktur. Fakat insanolu dnyaya ehvetleriyle baldr. Bu byle olduu iia de ksanlar arasnda birtakm husumetlerin domas kanlmaz olur. Onun iin bu husumetleri giderici bir otoriteye ih tiya vardr. Ynetimde sz sahibi olanlar da toplumu idare ede bilmek iin kanunlara ihtiya duyarlar. Fakih ise, bu siyasete ilikin yasalar bilen kiidir. ehvet hissiyle aralarna husumet gi ren insanlar, ancak onlarn aracl ve vastas ile uzlatrmak mmkn olabilmektedir. Byle olunca fakih, sultann retmeni ve sultann siyasetini halka ileten en nemli vastadr. Halk iin ka nunlar yaparak onlar zabt u rabt altna alabilen kimse fakihtir. Sultann siyasetini dzenlemekten maksat; halkn dnya hayatn bir dzen iine sokmak, durumlarn ayarlamak, dzensiz ve babo bir hayat yaamalarna imkn vermemektir. Yemin ederim ki Fkh lmi ne kadar dnyayla ilgili ise, o ka dar da dinle ilgilidir. Fakat dinle olan alkas, dnya vesilesiyle olmaktadr; zira dnya ahiretin tarlasdr. Din ancak dnya ile tamam olur. Sultanlk ile din ikiz kardetir. Din esas unsur, sultan da onun nbetisidir. Asl ve temeli olmayan bir eyin yklaca yklmaya mahkm olduu herkesin malmudur. Nbetisi bulunmayan bir maln da yama edilecei aktr. Ynetim ve halkn idaresi ancak bir sultann varl ile mmkn dr. Sultan da hkm verebilmek iin fakihlere muhtatr; nk onlarn dzenledii kanunlarla hkmeder. Sultanla halk idare etmek, nasl din ilminin ncelikli vasf deil, ancak bir tamam laycs ve yardmcs ise, saltanat yrten siyaseti bilmek de ayn eydir. Herkesin malmudur ki hac ibdeti, ancak soygunculardan emin olunduu zaman tamamlanr. Fakat hac ayr bir ey, hac yo lunda olmak ayr bir eydir. Haccm tamamlaycs olan yol emni yetine onun kanunlarna ve bilgisine sahip olmak da ayr bir eydir. zetle Fkh lmi, koruyuculuk ve siyaset yollarn bilmekten baka birey deildir. Bunun delili de u hadstir: Halka ancak kimse fetva verir: Emr, emre bal memur veya kendiliinden ilmine gvenerek bu vazifeyi yapmakla kendini mkellef sayan kimse!71 Fetva veren emr, devletin bakan oran kimsedr. nk selef-i Slihn zamannda devlet bakanlar ayn zamanda fetva ma kamnda olan kimselerdi. Hkmet ilerine bakan memurlar ise, devlet bakannn ve killeridir. ncs ise, emr ile memurun dnda kalan kimselerdir ki bu kimseler, ihtiya olmad halde bu vazifeyi gnll olarak ya parlar. Ashab fetva vermekten saknrd. Hatt biri sual sorarsa cevap vermemek iin soran baka bir sahabye gnderirdi. Herkes byle davranarak fetva vermekten kanrd. Fakat Kur'an'dan ve ahiret hallerinden sorulduu zaman, hi ekinmeden ve bkmadan usanmadan cevap verirlerdi. Yukardaki hadsin baz rivayetlerinde mkellef (kendili inden ilmine gvenerek bu vazifeyi yapmaya kendini mecbur hisseden) yerine, mri (riyakrlktan dolay fetvaya ynelen ve fakat fetvasna ihtiva bulunmayan) kelimesi gemektedir. Gerekten de kendiliinden fetv gsterisinde bulunan kimse, tak vsn tehlikeye sokmu kii durumuna der ki; bu kiiler rtbe ve servet elde etmek iin byle davranrlar. nk byle bir niyet tamasalard, byle bir tehlikeye atlmaktan kanrlard. Fkh lminin husumetler, mesliyetler, cezalar ve yaralama fiilleri ile ilgilenmesi bakmndan dnya ilmi olduu kabul edilebi lirse de, namaz ve oru gibi ibadetlerle ilikili olan blm ya da haram ve hellin tarifini,bildiren muamelat blm itibaryla ayn kategoriye sokulmas mmkn deildir' eklinde bir itiraz gelecek olursa, u ekilde bir cevap veririz: Fakihin szn ettii amellerden ahiret amellerine en yakn olanlar ksmdr: 1. slm, 2. Namaz ve zekt,

3. Hell ve haram ayet bir fakihin bu blmdeki grlerinin son olarak ulat neticeyi dnecek olursanz, fakihin bu konularda da dnya snrlarn geip, ahiret snrlarna girmediini grrs nz. Fakihin bu konu hakkndaki durumunun bu ekilde olduu bilindikten sonra, dier meseleler hakkndaki durumu daha kolay bilinir. slm'a, gelince, Fakih bu konuda da sadece sahih, fsid ve bunlarn artlar hakknda konuabilir. Fakih bu konuda lfzdan baka bir eye bakamaz. Kalp, fakihin konusu dndadr. nk Hz. Peygamber, kl ve saltanat sahiplerini kalbi bilmekten 'Onun kalbini mi yarp baktn?'72 buyurmak suretiyle uzaklatrmtr. Hz. Peygamber (s.a) bu sz, kelime-i ehadet getiren bir kim seyi ldren bir sahabye sylemitir. nk o sahab, dman l drmesinin sebebi olarak; ldrd adamn, klcndan korkarak kelime-i ehadet getirdiini ileri srmt. Kl zoruyla imana gelen kiinin imannn sahih olduuna hkmetmek fakihin vazifesidir. Halbuki fakih gayet iyi bilir ki, kl zoruyla imana girmi bir kimsenin iman salam deildir ve fikrini her zaman deitirmesi mmkndr. nk kalbindeki cehalet perdesini yrtm deildir. Aksine boynuna inecek klcn zoruyla ve malna el konmas korkusuyla mslman olmutur. Onun lisanen syledii kelime-i ehadet; boynunu kltan, maln ise yamadan korumutur. Yeter ki kelime-i ehadet getirmeden nce boynu umam, mal yama edilmemi olsun! Dolaysyla bu hkm ancak dnyada geerli bir hkmdr. Nitekim bu srr aklamak maksadyla Hz. Peygamber yle buyurmutur: L ilhe illllah deyinceye kadar insanlarla savamakla emrolundum. Bu kelimeyi sylemeleri halinde mallarn ve canlarn benden korumu olurlar,73 Hz. Peygamber bu kelimenin tesirinin sadece can ve mal ze rinde olduunu vurgulamtr. hirette maln ve cann hibir kymetinin olmad herkesin malmudur. Ahirette sadece kalp lerin nru, srr ve ihlas insana fayda verecektir. Bunlar ise fkhn ilgilendii hususlarn dndadr. ayet fakih, bu tr konu lara dalarsa kelm ve tb ilimlerine dalm gibi kendi sahasnn dna km olur. Namazda, gelince, fakih her klman namazn sahih olduuna hkmetmekle mkelleftir. ayet zahir artlara uyularak namaz klnmsa, bu namazn sahih olduunu tasdik etmek fakihin kanamayaca bir haldir. D artlar yerine getirerek namaz klan kii, namaz klma esnasnda ister ardaki alverile megul olsun, isterse bir takm ahs hesaplarn dnsn; fakih onun namaznn sahih olduunu kabul etmek mecburiyetindedir. Tahrim tekbiri geti rildii zaman fakihe gre de kalp huzuru arttr. Gaflet iinde klman bu namaz dil ile sylenen kelime-i ehadet slm'a bir fayda vermedii gibi kiiye ahirette hibir fayda vermez. Fakat sa dece dil ile sylenen kelime-i ehadet'i ve sadece zahir artlara ri ayet edilerek klnm namaz fakih sahih kabul etmek zorundadr. nk dil ile kelime-i ehadet getirmi kii emre uymu saylr; ldrlmesi veya tekdir edilmesi hkm ortadan kalkmtr. Ahiret amellerinden olan kalbin huzur ve huu'na gelince ki zhir amellerin ancak bunlarn olmas halinde yarar olur fakih bundan bahsetmeye ve bunun inceliklerini aratrmaya yetkili deildir. ayet byle bir aratrma yapmaya kalkarsa, kendi sa hasnn dna km olur. Zekt'a gelince, fakih, sultann isteini yerine getiren snrlara kadar bakar. Kii zektn vermekten kasa, sultan da ondan bu zekt zorla alsa; fakih byle bir insann zekt mkellefiyetinden kurtulmu olduuna hkmetmek zorundadr. Rivayet edildiine gre, Kad Ebu Yusuf74 senenin sonunda zektn drmek iin kendi maln hanmna hibe eder ve hanmnn maln da kendisine hibe ettirirmi. Onun bu durumu mam Ebu Hanife'ye bildirildiinde, Ebu Hanife yle demitir: 'Bunu, fkh (yasalarn inceliklerini) bilmesi sayesinde yapabili yor'. Gerekten de Ebu Hanife doru sylemitir. nk Ebu Yusuf un byle yapabilmesi dnyada geerli olan fkh ilmini iyi bilmesi sayesindeydi. Fakat ahirette bunun vebli dier sularn veblinden daha byktr. Bu nedenle bu ekildeki olumsuzluk lara ak kap brakan her ilim zarar verici ilimlerden saylr.

Hell ve haram'a gelince, haramdan kanmak dindendir. Fakat takvann da drt derecesi vardr. 1. ahidlik yapabilmek iin gereken adalet sfatn haiz olacak derecede takv ki bu takvy terketmekle insan ahidlik, kadlk ve valilik yapma hakkn kaybeder. Bu takv, ak haramlardan saknma hlidir. 2. Slihlerin takvas ki phe ihtimali tayan hususlardan saknmaktr... Nitekim Hz. Peygamber yle buyurmutur: Seni pheye dreni terket; pheye drmeyene ko!75 Gnah, kalpleri kaplayp tesiri altna alan ve phelere yol aan elemden ibarettir!76 3. Muttaklerin, takvas ki haram olur korkusuyla katksz helli terketmektir. Nitekim Hz. Peygamber yle buyurmutur: Kii, zarar verenin korkusundan zararsz eyleri terketme dike, muttaklerdcn olamaz.77 Gybete girmemek iin daima halkn iyi hallerinden bahset mek ve mahzurlu ileri yapmaya sevkeden ehvetin kabarp heye cana gelmemesi iin nefsin yemek istedii eyleri ona yedirmemek gibi haller, bunun en iyi rnekleridir. 4. Sddklarn takvas ki Allah'a yaklatrc fiillerden uzak ol mamak iin mrnn bir nn bile msivaya ait ilerle zyi et memek, dnyann hereyinden yzevirmektir. Bu insan her ne kadar msivayla ilgilenmenin kendisini ha rama gtrmeyeceini bilse bile, yine de msivadan (dnyadan) elini eteini ekmelidir. ahidlere ve kadlara ait takv'ya. gelince, zahirde adalete aykr dmeyen ve ayn zamanda da ahirette gnahlar bertaraf etmeyen birinci dereceden baka btn dereceler fakihin gr dnda kalr. Hz. Peygamber (s.a)Vabise78 hazretlerine yle buyurmutur: Sana fetva verseler de, sana fetva verseler de, sana fetva ver seler de, sen yine fetvay kendi kalbinden iste!79 Fakih, kalplerin ahvalinden (kalplerin dt phelerden ve phelerle nasl amel ettiinden) bahsedemez. Fakih ancak adaleti zedeleyici ve yokedici haller ve sfatlar hakknda konuabili. Demek ki fakihin vazifesi ahiret azn hazrlama yeri olan dnya ilerini halletmeye baldr. ayet fakih kalbin sfatlarndan ve ahiretin ahkmndan bahsederse, bu, onun iin ikinci plnda bir mesele olduundan szleri de ikinci planda kalr, Fakih tpk meslei dnda kalan Tb, Matematik, Astronomi ve Kelm ilimle rine el atmak gibi, bazen da kalp ilimleri hakknda konuur. Nitekim Hikmet ilmi bazen Nahiv ve iir ilmine karr; ama bu ikinci derecede bir karmadr. Zhir ilminde asrnn en by olan Sfyan es-Sevr 'Fkh ilminin gayesi, ahiret az deildir' derdi. Nasl olsun ki? Selef-i Slihn ittifakla buyurmadlar m ki ilmin erefi kendisiyle amel etmektir? O halde zihar, lin, selem, icar ve sarf hususundaki bil giler nasl fayda verecek birer amel saylabilir? Allah'a mnen yakn olmak iin bu ilimleri tahsil eden kii mecnunun ta kendisi dir! Amel ancak kalp ve zalarla yaplr. eref bu amellerdedir. ayet 'Bedenin shhatine yarayan ve bundan dolay dinin salhyla alkas bulunan bir dnya ilmi olan tb ile fkh ilmini neden birbi rine kartrp, neden ayn seviyede mtalaa ediyorsunuz? Sizin bu iddianz btn mslmanlarn icmama muhalif bir iddiadr' der seniz, yle cevap veririz: kisinin eit olmas gerekmez, zaten deildir de... Aralarnda byk farklar vardr. Fkh lmi dier ilme nisbetle bakmdan daha izzetli, daha erefli ve daha stndr. 1. Fkh, nbvvetten (peygamberlikten) tevars edilmi er' bir ilimdir. Tb ilmi ise er ilimlerden deildir. 2. Ahiret yolcular hasta olsalar da, olmasalar da Fkh ilmine muhtatrlar. Tb ilmine ise ancak bedenen hasta olanlar muhtatr. 3. Fkh ilmi ahiret ilminin komusudur. Zira Fkh ilmi zalarn yaptklarna bakmak demektir. zada grlen amellerin kayna ise kalptir. Yni insann zhirinde grlen hareketler, kalbinin dta grlen birer tezahrdr. yi ameller ahirette insan kurtaracak olan iyi ahlktan, kt ameller ise kt ahlktan doarlar. zalarn kalple ilgilerinin olduu ise ak bir gerektir.

Bedenin hasta veya shhatli oluuna gelince, onlarn kayna mizacn salam veya kark olmas hlidir. Bu hal de bedenin ta bi zelliklerindendir, kalple alkal deildir. Dolaysyla Tb ilmi, ne zaman fkh ile mukayese edilirse edilsin, Fkh'n Tb'dan s tn olduu aka grlr. hiret ilmi de Fkh ile kyas edildii takdirde, bu sefer Ahiret lmi'nn Fkh'tan stn olduu grlr. Ahiret yolunun ilmini her ne kadar bu ilmin tafsilt say makla bitmez ise de bilmek istersen, Ahiret lmi'nin yolu iki ksmdr: 1. Mkefe lmi 2. Mumele lmi Mkefe lmi, btn ile ilgili bir ilimdir ve ilimlerin en son noktasdr. Bu nedenle riflerden bazlar yle demilerdir: 'Bu ilimden nasibi olmayan kimsenin kibetinden korkulur. Bu ilim den az pay sahibi olmak, onu tasdik etmek ve ona vkf bulunan byklerin hakkn teslim etmektir'. Baka biri de yle demitir: 'Kimde iki sfat bulunursa o kim seye ahiret ilminden bir kap almaz. O iki haslet bid'at ve kibir dir'. Yine denildi ki: 'Dnya ile dost olan veya nefsinin arzularnn arkasndan koan kii ahiret yolunun ilmini elde edemez. Halbuki btn ilimleri elde etmenin yolu, nce ahiret ilminin yolunu renmi olmaktr. Ahiret ilmini inkr etmenin en hafif cezas, inkr edenin o ilimden hi pay alamamasdr'. u iir bu sz tak viye etmektedir: Senden kaybolann kaybna raz ol! nk bu yle bir gnahtr ki cezas iindedir. Bu ilim, yani mkefe ilmi sddklarn ve Allah'a yakn olan larn ilmidir. Bu ilim, kalp temizlendii, btn kt sfatlardan so yunup nra dnd zaman elde edilen bir ilimdir. O nrlu hal den birok hususlar inkif eder. Kii daha nce o eylerin isimle rini iittiinden icmalen mnlarn tahmin eder, fakat kalbi nr hline geldiinde, btn bu mnlar idrk eder, Allah'n zt- ul hiyetini, sfatlarn, fiillerini, dnya ve ahireti yaratmasnn hikmetini, ahireti dnyaya tercih ediinin hikmet ve sebeplerini eksiksiz bir ekilde anlam olur. Ayn zamanda peygamberliin, peygamberin, vahyin, eytann, melike lfznn ve eytanlar sz nn anlamn da bihakkn bilir. Yine melein peygamberlere nasl grndn, vahyin peygamberlere ne ekilde indiini ve bun larn keyfiyetini btn inceliklerine kadar anlar. Yer ve gk lem lerinin srrna vkf olur. Kalbin hallerini ve kalpteki eytan ve me lekler arasnda geen mcadeleyi btn akl ile grr. Melekten gelen ilham ile, eytann vesvesesini ayrdedecek hassay elde eder. Ahiretin, cennetin, cehennemin, kabir azbnn, srat kprsnn, mizann ve hesab gnnde olacaklarn keyfiyetini de apak bir ekilde bilir. 'Oku kitabn! Bugn sana hesab grc olarak nefsin yeter! (sra/14) ve 'Bu dnya hayat ancak bir elence ve oyundan ibarettir. hiret yurdu ise, ite o gerek ha yattr, eer bir bilselerdi../ (Ankebt/64) ayetlerinin mnsn hakkyla anlar. Allah'la karlamann, O'nun cemk-i ilhsine bakmann ve ona manen yaknlamann ne demek olduunu aa anlar. En yce cemaatin arkadal ile hsl olacak saadetin, me lekler ve peygamberlerle beraber olmann anlamn da idrk etmi olur. Cennet ehlinin derecelerinin farkn ki bu fark baz cennet ehli arasnda o denli byktr ki; gkte parlayan yldzlara biz nasl bakyorsak, bir ksm cennet ehli de yksek derecedeki dier cennet ehlinin durumlarna ylece hayran hayran bakacaktr hakkyla bilip inanr. Daha saylmas ok uzan srecek neler neler... Zira insanlar bu hakikatlerin esasn tasdik ettikten sonra, mnlarda eitli kanaatlere sahip olurlar. nsanlarn bir ksm btn bu hakikatlerin birer misal olduklar, Allah Tel'nn salih kullar iin hazrlad nimetlerin, gzle grlmemi, kulakla iitilmemi ve hi kimsenin hayal bile edemeyecei eyler olduu dncesindedirler. Onlara gre halk sadece cennetin sfatlarn ve isimlerini bilir; hakikatlerinden ise tamamen bihaberdir. Bir ksm insanlar da bu hakikatlarm bazlarn misal kabul ederken, dier bir ksm da lfzlarndan anlalan hakikatler olduklarna inanmaktadrlar.

Bazlar da u kanaattedirler; 'Allah' bilmenin en son zirvesi kulun kendi aczini kabul edip, O'na ilikin hibir eyi bilmediini itiraf etmesidir'. Bazlar da Allah' bilmek hususunda byk me selelerin varolduunu iddia etmilerdir. Bazlar ise, halkn ulat noktann sadece mrifetullah'n trifi olduunu sylemilerdir. Halkn inanc ise yledir: Allah vardr, hereyi bilir, hereye g yetirir, iitir, konuur... Mkefe ilminden, gayemiz; perdenin, kaldrlmas ve btn bu ilerde ak bir ekilde hakkn eksiz phesiz grlmesidir. Bu ise, insann yaratlna gre mmkn bir haldir. Fakat kalp aynas, dnya pisliinin pasndan arnm ve temizlenmi ise.,. hiret lmi'nden kastmz; kalp aynasnn pislikten temizlen mesini bize bildiren ilimdir. O aynay kaplayan kirler, Allah'n ztna, sfatlarna ve fiillerine perde olur. Bu aynann temizlen mesi ise, ancak ehvetlerden korunmak ve her hlinde peygamber lere tbi olmakla mmkndr. Ayna ne kadar temizlenirse ve hakkn aynas olursa, hakikatlar o nisbette aksettirir. Bu merte beye kmak iin, daha sonraki blmlerde gsterilecek riyazet yo lunu takip etmek, renmek ve retmek gerekir. te kitaplarda yazlmayan, ancak ehline alan ilimler bunlardr. Bu ilim, ancak ehli olan kimselere mzakere yoluyla alabilir. Nitekim Hz. Peygamber yle buyurmutur: limden bir ksm vardr ki, gizlenmi mcevhert gibidir. Onu ancak Allah' bilenler (arifler) bilirler. Allah' bilenler bu ilimden sz ettiklerinde, onlarn szlerini sadece Allah'tan gafil olan kimseler anlamazlar. Allah Tel'nn bu ilmi kendisine nasib ettii bir kulu asla kk grmeyin; zira Allah Tel onu hor grmemitir. Hor grmediinin delili ise, bu ilmi ona vermi olmasdr.80 kinci blm ise Muamele lmine aittir. Bu ilim kalbin ahva linden, bu hallerin sabr, kr, korku, mid, rza, zhd, takv, kanaat, cmertlik ve btn bu hallerde Allah'a minnettar olduunu bilmek; ihsan, hsn- zan, iyi ahlk, gzel muaeret, doruluk ve ihls gibi gzel hasletlerden ibarettir. Btn bu hallerin hakkatlarn bilmek, hududlarm anlamak ve vesilelerini idrk etmek, meyvelerini devirmek, clz ve zayf ta raflarn tedvi ederek kuvvetlendirmek Ahiret lmi'nden saylr. Bu hallerin ktlerine gelince; fakirlik korkusu, takdir olu nana raz olmamak, hile, dmanlk, hased, doru hareket etme mek, riyaset peinde komak, halkn kendisini vmesini beklemek; dnyadan daha fazla lezzet almak kasdyla uzun zaman yaamay dilemek; kibir, riya, gazab, haksz yere bbrlenmek, dmanlk hisleri tamak, insanlara buzetmek, tamahkr olmak, cimrilik, nfuz sahibi olmaya almak, iyi konuan bir insan oluu do laysyla bundan kendisine iftihar pay karmak, oburluk, ehvetlerinin emrinde hareket etmek, zenginlere hrmet gster mek, fakirlerle istihza etmek, bbrlenmek, nefsine gvenmek, ak ranlarna stnlk taslamak, servetle marur olmak, hakk bildii halde kabul etmemek, mlyan eylere dalmak, bo ve ok konumay sevmek, akn olmak, halkn grmesi iin grlebile cek yerlerini sslemek, dininden tviz vermek, kibir ve gurura sapmak, nefsindeki ayplar brakp, bakalarnn ayplaryla megul olmak, znt duyma hissini kalbinden skp atmak, hi bir eyden korkmamak, nefsine dokunana hcum etmek, hakkn yardmna komamak, dman olduu halde dmanln gizle yerek insana dostluk gstermek, Allah'n vermi olduunu geri almak hususunda Allah'n azabndan emin olmak, ibadetlerine gvenmek, hilekrlk ve hainlik yapmak, kandrmak, tl-i emel, kalp katl, dnya varl ile sevinmek, dnya varln kaybettii iin zlmek, mahlkata gnl vermek, merhametsiz olmak, ha fiflik yapmak, aceleci olmak, az hay ve az merhamet hissine s hip olmak... Saydmz bu sfatlar ve kalbin bunlara benzer dier halleri, fuhiytn ekilecei ve mahzurlu dier hareketlerin serpilecei tarlalardr. Bunlarn zdd olan gzel ahlklar ise, ibadetlerin ve Allah'a yaklatrc dier fiilleri yapmann vesilesi ve ana kaynadr. Bu bakmdan bu hususlarn snrlarn, hakikatlerini, sebeplerini, sonularn ve ilalarn bilmek, Ahiret ilmi'ni bilmek demektir. Ahiret ulemasnn fetvasna gre, bunlar bilmek farz- ayn'dr. Bunlarn bilinmesinden yz evirenler, zahir ameller den yz evirenler nasl dnya padiahlarnn klcyla kahrolu yorsa padiahlar padiahnn kahryla ahirette helk olup gide ceklerdir.

Demek ki fakihler farz- ayn konusunda dnyada fayda verip vermedii noktasndan hkm verirler. Yukarda geen baz fay dal ve gzel sfatlar ise, ahiretin salhna baldrlar. ayet bir fakihten bu hususlardan biri hakknda, rnein ihlas veya tevekkl yahut da riya'dan sorulsa, ihmal edilmesinin ahiret iin felaket douracan bildii halde, btn bunlar hakknda farz- ayn hkmn veremez. Kalp huzuru iinde btn bu sfatlar elde etmenin farz- ayn olduunu syleyemez. Bunun yannda fakihlere il, zhar, yarma ve atclk konu larnda soru sorulacak olsa, ciltler dolusu ve zamanlar zyi edici geni malmatlar nne seriverir. Oysa fakih aslnda bu ince ayrntlarn hibirine muhta deildir. ayet bu ince ve geni tefer ruata ihtiya duyulursa, slm diyarnda bu sahadaki glkleri halledecek limler mutlaka bulunur. Fakihlerin kendilerini bu meselelerde bu kadar zorlamalarna da gerek kalmam olur. Ama btn bunlara ramen fakihler gece gndz kendilerini bu meseleler zerinde zorlamakta, en ince noktalarna kadar okuya rak hfzetmekte, din konusunda kendileri iin ok daha nemli olan meseleleri ise unutmaktadrlar. Bir fakihe bu meselelere neden bu kadar ihtimam gsterdii sorulacak olsa, 'Bunlar din ilmidir ve bilinmesi farz- kifaye dir. Bu nedenle bunlar renmek iin didindim, ihtimam gsterdim ve zamanmn ounu buna hasrettim' diye cevap verir. Fakih bu szyle hem kendisim ve hem de bakalarn bunlar ince mesele kabul etmek suretiyle aldatmaktadr. Zeki bir insan hemen anlar ki, ayet fakihin gayesi farz- kifaye hakknda slm'n emrini hakkyla ed etmek olsayd, farz- kifye'den nce farz- ayn olan ilimlere ihtimam gsterir, bu tr bir farz- kifye yerine, gereini ok az insann yapt daha nice farz- kifyeler zerinde, daha byk bir titizlikle dururdu. rnein nice slm beldeleri var ki; o beldelerde sadece gayr-i mslim doktorlar grev yapmaktadrlar. Oysa gayr-i mslim doktorlarn tb ile alkal d valarda, hukuken ahidlik yapma haklar bile yoktur. Byle olduu halde, nedense hibir fakihin farz- kifye olan ve gayr-i mslimle rin elinde bulunan tb ilmine ilgi duyduunu grmyoruz. Hepsi de fkh ilminde, zellikle bu ilmin hilfiyat ve cedel ksmlar ze rinde younlamaktadrlar. Halbuki slm beldelerinde fetva ve ren, olaylara gre gerekli cevaplar verebilecek kabiliyette nice fa kihler bulunmaktadr. Keke fakihlerin/din limlerinin toplum tarafndan icra edilen farz- kifyeler ile megul olup, hi kimsenin alka duymad farz- kifyeleri niin ihmal ettikleri bir anlalabilse! Acaba bunun sebebi, tb ilmiyle vakflar tevellisine, vasiyetler memurluuna, yetim malnn bakclna ulaamamas, kadlk ve memuriyetin dier kademelerini elde edememesi olabilir mi? Tb ilmiyle megul olan bir kimse ne zaman akranlarndan daha stn olabilmi ve sevmediklerini ezme kuvvetini elde etmek imkn bulabilmitir? Ne yazk ki kt limlerin kt davranlar yznden din ilmi ortadan kalkt. Bu konuda mslmanlarn yardmcs ancak Allah Tel kalmtr. Sadece O'na smyor, O'ndan bizi, kendi sini gazaba getiren ve eytann glmesine vesile olan gururdan muhafaza etmesini diliyoruz! Zhir ulemasnn mttaki olanlar, kalp erbabnn ve btn ulemasnn faziletini daima tasdik ederlerdi. rnein mam fi, eybn- R'nin huzurunda mektep sralarnda oturan ocuklar gibi oturur, ona sorular yneltirdi.81 eybn da bu sorulara gerekli cevaplar verirdi. mam fi'nin bu durumunu hazmedemeyen birtakm limler kendisine u ihtarda bulundular: 'Senin gibi bir lim nasl olur da eybn- Ri isimli bir obana sualler sorar ve ald cevaplar muteber kabul ederek yararlanr?' mam fi bu itirazclara yle cevap vermiti: 'Bizim ihmal ederek gafil bulunduumuz ilimlere bu zat btnyle muttali olmutur'. Ahmed b. Hanbel ve Yahya b. Main,82 Mruf-u Kerh'nin soh betine sk sk katlrlard. Halbuki Mruf, zhir ilminde bu iki ztn mertebesine asla kamamt. Bu iki zat buna ramen Mruf-u Kerh'ye sorular sorarak ilminden istifade etmeye alrlard. Nasl byle olmasn? Hz. Peygambere 'ey Allah'n Rasl! Bir olayla karlar ve onu Allah'n Kitab ile senin sn netinde bulamazsak nasl hareket edelim?' diye sorduklarnda, o yle buyurmutu.

Slihler'e sorun, o hususu slihlere dann!83 Nitekim bu hikmete binaen yle denilmitir: 'Zhir limleri yeryznn ve saltanatn ssleridir. Btn limleri ise gklerin ve melekt leminin ssleridir'. Cneyd-i Badd84 yle anlatr: eyhim Srr es-Sakat85 brgn bana yle dedi: Benim meclisimden ktnda kimin mec lisine gideceksin?' 'Ben de yle cevap verdim: 'Hris el-Muhsib'nin86 meclisine gideceim'. 'ok gzel, onun meclisine git. Onun ilminden ve edebinden istifade et. Fakat onun kelm hakkndaki fikirlerini ve kelmclara yapt hcumlar sen ken dine ml etme'. Bu sz syledikten sonra, ben kmak iin dav randm. Arkamdan unlar syledi: 'Allah Tel seni nce hads ilmiyle nrlandrsn sonra sfi yapsn. nce sfi sonra muhaddis yapmasn!' Sz edilen zat, bu szyle; hads ilmini tahsil ettikten sonra tasavvufa dalan kimselerin felh bulduuna, hadis ilmini renmeden tasavvufa dalan kimselerin ise kendilerini tehlikeye attklarna iret etmitir. limler blmnde Kelm ve Felsefe lmi ni zikredip, bu iki ilmin iyi veya kt taraflarndan niin sz etmediimi soracak olursanz, yle cevap veririm: Kelm ilminin ortaya koyduu de lillerden istifade edilir. Ancak bu delillerin btn Kur'an ve had slerde bulunmaktadr. Kur'an ile hadslerin dna km deliller ise, ya bu iki kaynakta varolduu farzedimi cedel'dir ki bu bid'at saylr (Bu hususa daha ilerideki blmlerde temas edeceiz) veya frkalarn birbirlerini tenkid ederken kardklar grltdr ya hut frkalarn ounun hezeyandan ibaret olan ve insan mizacnn nefret ettii, kulaklarn duymak istemedii birtakm szlerini uzun uzadya bahis konusu etmesidir. Bu szlerden bazlar din ile hibir ilgisi olmayan konulara dalmaktan ibarettir. Selef-i Slihn zamannda bunlarn hibiri selefin yapt bir i deildi. Bunlara dalmak tamamen bid'at saylmaktayd. Fakat zamanmzda bu kanaat deimitir. Zira Kur'an ve Snnet'e ynelme isteinden insanlar eviren bid'atlar ortal doldurdu. Bu trden eserler yazp ortal dolduran frkalar tredi. Bunlar slm lkelerini doldurdu!... Selef-i Slihn zamannda konuulmas yasak olan bu lflardan bahsetmek, gnmz limlerinin ruhsatyla bir moda halini ald. Kelm lmi'nin, bid'atlarn bid'at propogandalarm durdurmak iin ihtiya duyulan ksmlar farz- kifyelerden oldu. Tabi bu da gelecek blmde zikredeceimiz gibi belirli bir snra kadardr. Felsefe'ye gelince: Felsefe bal bana bir ilim deildir. nk Felsefe de drt blmden meydana gelen bir ekoldr. 1. Hendese ve Hesb lmi Bu iki ilim daha nce de bildirdiimiz gibi mbahdr. Ancak bu ilimler vastasyla haddi tecavz ederek harama girmesi muhte mel olan kimselerin bu ilimlerle uramalar yasaktr; zira bu iki ilmi tahsil edenlerin ou hududu am ve bid'atlara sapmlardr. Zayf kimselerin bu ilimlerle uramaktan mene dilmeleri, bu iki ilimin bizatihi haran olmalarndan deil, o kim selerin zayf olmalarndandr. Bu tpk yzme bilmeyen bir ocuun dere kenarna braklmamas veya yeni mslman olan bir kimsenin slm dininden dnmemesi iin kfirlerle terik-i mesi etmesinin yasaklanmas gibidir. Aslnda iman kuvvetli olan kimsenin, kendiliinden eski arkada ve dindalaryla al kasn kesip, onlarla birlikte olmay kendisine yasak edecei aktr. 2. Mantk lmi Mantk lmi delilin artlarndan ve mahiyetinden bahseder. Delilin artlarn ve trifini bildirir. Bn iki konuda da Kelm lmine dahildir. 3. ilhiyat lmi lhiyat lmi Allah'n ztndan ve sfatlarndan bahsetmekte dir. Bu ilim de Mantk lmi gibi Kelm'a dahildir. Felsefeciler bu ilimlerden ayr bir blm meydana getirememilerdir. Ancak bir ksm kfr, bir ksm da bid'at olan birtakm mezheplerin domasna sebep olmulardr. Felsefecilerin durumu tpk i'tizal ekolnn balbana bir ilim olmad halde, kelmc, mdekkik ve mtefekkirlerden bir grup mutezil limin birtakm btl inanlar ortaya atp, bu fikir lerle insanlarn dncelerini bulandrmalarna benzer. 4. Tabiat (Fizik) lmi Bu ilim, bir ksmyla eriat ilmine ve hak dine ters dmektedir. Bunun esas cehalete dayanmaktadr. Bu

nedenle ilim deildir ki ilim snfna dahil olabilsin. Tabiat lmi'nin bir blm de varlklarn sfatlarndan, husu siyetlerinden, nasl deiim geirdiklerinden ve nasl baka eylere dneceinden bahseder. Bunlardan bahseden blm, doktorlarn dncelerine benzemektedir. Ancak doktor, kendisini tamamen insan bedenini incelemeye vakfettiinden, sadece insan vcuduna bakp, onun hasta veya shhatli olup olmadn tehis eder. Tabiatlar ise, btn cisimlere bozulmalar veya baka trl ha reket etmeleri asndan bakarlar. Tb ilmi bu noktada tabiat ilmi nin stndedir. nk insan sal iin tb ilmi bir ihtiyatr. Felsefecilerin Tabiat lmi diye cad ettikleri ilme insann hibir ihtiyac yoktur. Zira gnmzde halkn zihnini bid'atlam sa malklarndan korumak iin farz- kifaye olan ilimlerden birisi de Kelm lmidir. Kelm lmi 'nin farz- kifaye ilimlerden saylmas, tpk yol kesicilerin ortaya kmas nedeniyle hac yolunda koruyu cularn bulunmasnn art olmasna benzer. ayet hacca gidenle rin yolunu kesenler ortaya kmasayd, bu koruyuculara da ihtiya kalmaz; hac yolunu para mukabilinde emniyete alan koruyucu larn istihdam edilmesi gerei bylelikle ortadan kalkm olurdu. Tpk bunun gibi bid'atiler de hezeyanlarn terketselerdi, sahabe-i kirm zamannda kullanlan deliller yeterli olacakt. Byle olunca da kelamclarn kulland delillere ihtiya kalmayacakt. Bu bakmdan kelmclar, kendilerinin dindeki yerlerinin ne olduunu iyi bilmelidirler. Bilmelidirler ki, kendilerinin dindeki yerleri, hac yolunun koruyucularnn sahip olduklar mevki gibi dir. Bir koruyucu kendisini her ibadetten zad ederek, yalnz koru yucu sfatyla hacca gittiinde, nasl haclardan saylmaz ise; bir kelmc da ahiret amellerini brakp, kendisini sadece mnazara ve mdafaac olarak grrse, kalbini yoklayp kendisini slah et medii takdirde din limlerinden saylmaz. Kelmcnn ele ald meseleler herkesin ortak olduu dinin inan blmdr. Bu, kalp ile dilin zahir amellerinden bir b lmdr. Kelmcnm halk tabakasndan ayrlmas, koruyuculuk yapmasndan kaynaklanmaktadr. Allah'n sfatlarnn ve fiilleri nin bilinmesi ve Mkefe lminde iaret ettiimiz ahiret yolunun ilmi, hibir surette Kelm ilmiyle uramak suretiyle bilinmez. Hatta denebilir ki Kelm lmi bunlar renmenin nne bir perde eker ve onlar bilmekten insan alkoyar. Bu makamlara varmak iin hidayetin balangc olan ve ne fisle yaplmas lzm gelen mcahede lzmdr. Nitekim Allah Tel Kur'an'da bu hakikat yle ifade buyurmaktadr: Biz, bizim yolumuzda cehd edenlere elbette yollarmz gs teririz. Muhakkak ki Allah iyilik yapanlarla beraberdir! (Ankebt/69) 'Kelmcnn derecesini sadece halkn inancn bid'atlarn ta sallutundan kurtarma derekesine drp; sadece haclarn eyalarn ve cann ekyalarn elinden kurtarmak vazifesiyle is tihdam edilen hac koruyucusu gibi mtala ederek, kelmcy da halkn inancn korumakla mkellef bir koruyucu kabul ettiniz. Bununla beraber fakihin derecesini de sultann, zlimlerin errinden halk korumada kullanaca kanunlar hfzetmek ola rak beyan ettiniz. Bu iki mertebe ise din ilmine nisbetle dk mer tebelerdir. Halbuki mmet-i Muhammed'in fazilet ve hret sahibi kimseleri fakihler ile kelmclardr. Fakihler ve kelmclar Allah nezdinde en faziletli kimseler olduklarna gre, nasl oluyor da on lar din ilmine nisbetle ok dk olan u mertebeye dryorsunuz?' diyecek olursanz, size yle cevap veririz: Hakk ahslarla bilenler sadece dallet bataklnn iine yuvarlanm akn kimselerdir. Eer hak yolun yolcusu iseniz nce hakk bilmeniz gerekir ki, o hakk temsil edenleri de bilesiniz. Zaten byle yapmak sizin vazifenizdir. Eer taklid bir yoldan in sanlarn arasnda yalan yanl hret bulmu derecelere bal kalrsanz, unutmaynz ki ashab- kirm ve onlarn yksek mer tebesi hi de sizin zannettiiniz gibi fkh veya kelma bal deildi. mmetin en faziletli ve mehur ahslar olarak takdim et meye altnz kiiler, sahablerin btn mmetten daha fazi letli ve stn derecelere sahip olduklarn ikrar ediyorlar ve hi kimsenin dinde ashab- kiramn vard zirveye varamayacana inanyorlard. mmet ierisinde hi kimse, ashab- kirmn bu yolda hava landrdklar toz ve duman yarp geerek onlarn

varm olduklar yce makamlara eriemez. Btn bu hakkatlarla birlikte ashabn ileride olmalar ne Kelm ilmi'ne ve ne de Fkh ilmi'ne bal olmutur. Onlarn ycelii sadece Ahiret lmi'ne ve ahiret ilminin yolculuuna baldr. Ebubekir Sddk (r.a) btn insanlardan stn olmasn, ok oru tutmak, ok namaz klmak, ok hads rivayet etmek, fetva il mini ok bilmek ve Kelm lmi'ne dalmakla kazanm deildir. O ztn bu byk mertebeyi elde etmesine sebep, kalbinde yerleen sarslmaz imandr. Bunu byle kabul etmeye mecburuz. Nitekim rasllerin serdr ve iki cihann serveri ve btn kinatn nderi Hz. Muhammed Mustafa da (s.a) Hz. Ebubekir'in stnlne bu noktada ehadet etmitir.87 O halde Hz. Ebubekir'i bu yce makama eritiren srr iyice aratr; zira onu bu yce mertebelere karan sr, paha biilmez bir mcevher ve deeri bulunmaz bir incidir. nsanlarn ounun ittifakyla aklanmas uzun srecek olan birtakm sebep ve vesilelere dayanarak byk saylanlarn b ykln bir kenara braknz; zira Allah'n Rasl (s.a) rabbine kavutuu zaman, binlerce sahab vard ve hepsi de Allah' bilen lim kiilerdi. Allah Raslu nn diliyle vlmlerdi. Halbuki i lerinde kelmclarn mesleini bilen hi kimse yoktu. On ksru mstesna fetva vermeye kimse heveslenip ileri atlmamt. Fetva verenlerden biri olan bn mer'den88 bir fetva sorulduu zaman, o fetvay soran kimseye 'Halkn idaresini omuzlarna alm emrin yanna git. Bu fetvann mes'uliyetini onun omuzlarna ykle' derdi. bn mer bu szyle, meseleler ve ahkmlar hakknda fetva vermenin velayet ve saltanat vazifesi olduuna iaret etmi olu yordu. Hz. mer vefat ettii zaman bn Mes'ud yle buyurdu: lmin onda dokuzu ld'.89 Bunun zerine bn Mes'ud'a yle soruldu: 'Sahabe-i kirmn bykleri hayatta iken, sen bu sz nasl syler sin?' O yle cevap verdi: 'Ben fetva ve ahkm ilmini kastetmedim. Benim gayem Allah' bildiren ilimdir'. bn Mes'ud'un 'Onda dokuzu gitti' dedii ilme niin talip ol muyorsunuz? Neden bu ilmin renilmesine taraftar deilsiniz? Kelm ve Cedel ilminin kaplarn kapatan bizzat Hz. mer'di. Sabi90 Hz. mer'e Kur'an- Kerm'in iki ayetinin arasnda ten kuz olduuna dair bir sual sorunca, Hz. mer mehur kamsyla Sabi'i dverek huzurundan uzaklatrd. Btn ashab- kirma da Sabi'den uzak durmalarn tembihliyerek, onunla konumamalarn istedi. 'limlerin mehurlar fakihler ve kelmclardr' eklindeki ifadenize gelince, biliniz ki, Allah nezdinde insana fazilet ka zandran ey sizin bildiinizden baka bireydir. Nitekim Ebubekir Sddk'm hreti, halife oluu sebebiyle ise de, fazileti kalbinde yerlemi olan srdan ileri geliyordu. Hz. mer'in hreti siyasetle; fakat fazileti, kendisiyle birlikte giden ilmin onda dokuzu sayesin deydi. Velayetinde, adaletinde ve halka kar gayet mfik dav ranmasnda Allah'a yaknlk niyeti olduu iin btn bu faziletleri elde etmitir. Bu ise Hz. mer'in srrnda gizlenmi bir husustur. Hz. mer'in dier zahir fiillerine gelince; o fiiller, dnya mertebe sine, nm ve hrete tlib olan herhangi bir kimsede de grlebilir. hret insan helk eden fetlerden birisidir. Fazilet ise, hi kim senin kavrayamad sr mahiyetinde olan ilerdendir. Fakihler ve kelmclar, tpk halifeler ve kadlar gibidir. Bunlar da ksmlara ayrlmlardr. 1. Onlardan bir ksm ilmiyle ve fetvalaryla Allah'n rzasn elde etmeye, Hz. Peygamberin snnetini muhafazaya alr. Hibir zaman ilmiyle gsterie ve riyaya kamaz. Bu niyette olan limler, Allah'n rzasn elde etmeye ehildirler. Onlarn Allah nezdindeki faziletleri, ilimleriyle amel etmelerinden, Allah'n ce ml-i ilhsini ilimleriyle ve dnceleriyle istemelerinden ileri gelir. nk her ilim elde edilen bir ameldir. Her amel ise ilim deildir. Doktor, ilmiyle mnen Allah'a yaklamaya ehil ve muktedir dir. Ancak bu takdirde ilimden sevap alr. nk onun vastasyla Allah'n emrini yapm ve bu emri yapmakla da ycelmitir. Sultan, halk arasna Allah rzasn tahsil etmek iin girer. Allah kendisinden raz olur ve byk sevap kazanr. Onun bu se vab kazanmasnn sebebi, din bir vazifeyi yerine getirmi olmas deildir; sadece yapm olduu hareketle Allah rzasn kastetmesi kendisine bu sevab kazandrmtr. Allah'a yaklatrc eyler ksma ayrlr: A. Mcerred ilim. Bu Mkefe lmi dir. B. Mcerred amel. Sultann dil davranmas ve insanlar ilh nizamla idare etmesi gibi. C. lim ve amelden mrekkeb olan hareket. Buna Ahiret Yolunun lmi denmektedir. Bu halin sahibi hem lim ve hem de mildir.

Kendinize yle bir bakn! Acaba kyamet gnnde ilh lim ler hizbinden veya Allah'a amel edenler hizbinden veya her ikisi nin de dahil olduu hizibden misiniz? ayet her ikisinin de dahil olduu hizibden iseniz, her iki grubun meziyetlerinden de pay alm olursunuz. Bu ise mcerred ilmin kr mukallidi olmaktan daha iyidir sizin iin. Nitekim yle denilmitir: 'Grdn al, iittiklerini brak! Gnein yznde seni zuhal yldzna muhta ettirmiyen bir berraklk vardr'. Btn bunlara ilve olarak, ileride gemi fakihlerin gzel hal lerinden bahsettiimiz zaman grlecektir ki, onlara uyduunu syleyenler onlara zulmetmilerdir. Kyamet gn en byk hasmlar onlar olacaktr. Zira Selefin fakihleri, ilimleriyle ancak Allah'n cemline kavumay kastetmilerdi. hiret limlerinden olduklarn halleri ispatlamtr. Bu gerek, limlerin Almetleri bahsinde akla kavuturulacaktr. nk Selef yalnz Fkh ilmiyle megul olup ondan gayri hereyi terketmi deildi. Ayn zamanda Kalp lmiyle megul olup kalplerini de murakabe eder lerdi. Fakat kalp ilmi hakknda kitap yazmak ve onu okutmaktan Selefi meneden sebep, ashab- kiram Fkh konusunda kitap yaz mak ve okutmaktan meneden sebebin t kendisidir. Sahabe-i kirmn her biri, fetva ilminde mstakil birer fakih durumunda idiler. Onlar bu konuda yazmaktan ve okutmaktan meneden miller kesinlikle bilinmektedir. O milleri bir kere daha burada zikretmeye lzum yoktur. Fakat biz, slm fakihlerinin du rumundan bir nebzecik olsun bahsedelim; edelim ki, bizim sz mzn onlara deil, kendini Fkh ilmi'ne bal olarak gsteren ve fakat ahlk bakmndan Fkh ilmi'nin ve o ilmin byklerinin yo lundan ayrlanlara ait olduu anlalsn! Aksi takdirde bizim b yk fakihlere dil uzattmz vehmi uyanabilir zihinlerde... Fkh lmi'nin kutublar ve bu ilimle halka doru yolu gsteren mezhep sahipleri u be byk zttr: 1. mam afi 2. man Mlik 3. Ahmed b. Hanbel 4. mam A'zam Ebu Hanife (Nman b. Sbit) 5. mam Sfyan es-Sevr Allah, bu limlerin cmlesinden raz olsun! Bunlarn her biri bid, zhid, ahiret ilimlerini bilen, dnyada halkn maslahat ile ilgili mevzularda hkim ve fkhta gsterdikleri almalar ile Allah'n cemlini grmeyi kasteden kimselerdi. Yukarda zikrettiim hasletler, onlarn sadece be hasletini ifade etmektedir. Onlarn ok daha fazla msbet hasletleri vardr. Gnmzn fakihlerine gelince; onlar bu be hasletin ancak birinde onlara tbi olmulardr. Bu haslet de kollar svayp ok m balal bir ekilde fkh ilminin megul olduu sahaya girip, te ferruata ait meselelere dikkatli bir ekilde eilmeleridir. Halbuki ahirette ie yarayan hasletle, geride kalan drt haslettir. Gnmzn fakihleri tarafndan titizlikle yaplan bu haslet ise, hem dnyaya ve hem de ahirete yarayabilir. ayet bu hasletten sa dece ahiret kastedilmise, dnya iin olan yarar zayflar. Bizim zamanmzdaki fakihler kollarn svayp yalnzca bu haslete sarlmlar ve o hasletle mbarek imamlarn yolunda olduklarn iddia etmilerdir. Ne var ki meleklerle demirciler arasnda bir kyaslama yapmak mmkn deildir. Biz imdilik o mbarek imamlarn gnmzn fakihleri ta rafndan terkedilen hasletlerine dellet eden durum ve hallerini zikredeceiz. Fkh ilmindeki bilgilerine ise, delil getirmeye ihtiya yoktur. nk bu bilgide zirveye ktklar zaten herkesin malmudur. 64) bn Mce, (Enes b. Mlik'ten) 65) bn Adiy ve Beyhak, (Enes'ten); Tabern, (bn Abbas ve bn Mes'ud'dan) 66) Buhar, Mslim, Tirmiz, (bn mer'den) 67) mam Gazl afi mezhebinden olmas nedeniyle hac ibadetini tehiri mmkn bir farz olarak ifade etmi ve rknlarnn bilinmesinde aceleye lzm olmadn sylemitir. Nitekim Hanef mezhebinden mam 68) Beyhak, uah'il-man; Bezzar ve Tabern, (Enes'ten) 69) Buhar, Mslim, (Hz. Ebu Bekir'den) 70) bn Merduveyh (Abdullah b. mer'den); bn Hibban, Drekutn, Hkim ve Beyhak, (bn Mes'ud'dan); Buhar, (Ber b. zib'den) 71) bn Mce (Amr b. uayb'dan)

72) Mslim, (Usme b. Zeyd'den) 73) Buhar, Mslim, (Ebu Hreyre ve Amr b. mer'den) 74) Ebu Yusufun knyesi Yakub b. brahim'dir. Ebu Hanife'nin talebesidir. el-Hd ile Harun Reid zamannda Badad kadl yapmtr. Hicretin 114. ylnda domu, 183. ylnda Badad'da vefat etmitir. 75) Tirmiz, Nes ve bn Hibban, (Hasan b. Ali'den) 76) Beyhak, uab'il-man, (bn Mes'ud'dan ) 77) Tirmiz, bn Mce ve Hkim 78) Bu zat Mbed el-Ezd'nin oludur. Sahabe'nin nde gelenlerindendir. hicterin ylnda domu, Rikka'da vefat etmitir, 79) Ahmed b. Hanbel, Msned 80) Ebu bdurrahman Muhammed b. Hseyin es-Slem, Erbain, (Ebu Hreyre'den); bkz. Tergib ve Terhib, Bab'ul-ilim 81) eyban- R, salh ve takv ile hret bulan riflerden biridir. 82) Yahya h. Main hicretin 158. ylnda domu ve 233. ylnda Medine-i Mnevvere'de vefat etmitir. 83) Tabern, (bn Abbas'dan) 84) Cneyd-i Badad'nin knyesi Muhammed b. Cneyd Nihavend'dir. Mutasavvfla-rn ileri gelenlerindendir. Hicretin 298. ylnda vefat etmitir. 85) Knyesi bn Mualles b. Hasan'dr. Cneyd-i Badd'nin days ve eyhidir. Mruf-u Kerh'nin talebesidir. Hicretin 257. ylnda vefat etmitir. 86) Knyesi Ebu Abdullah el-Hris b. Esed'dir. Nefsini oka hesaba ektiinden dolay kendisine el-Muhasibi lkabn takmlardr. Hicretin 243. ylnda vefat etmitir. 87) Hkim-i Tirmiz, Nevadir 88) bn mer sahabe-i kirm'n asrnda fetva veren byklerden birisiydi. Hz. mer'in oludur. Hicretin 74. ylnda vefat etmitir. 89) Ebu Heyseme, Kitab'ul-ilim, (brahim b. Abdullah'tan). 90) Sabi'in babas sl'dr. Temim kabilesindendir. bn Hasin'e gre Sabi b. erik diye adlandrlmtr. Cemel hdisesinde hazr bulunmutur. Sk sk Kur'an'n mteabih ayetlerinden halka bahsetmekle, halka bunlarn m nsn sormakla ve bu suretle halk pheye drmekle hret bulmutu. Hz. mer, Basra valisine bir emirnme yazp, Sabi'in bu ehre sokulmamasn istemiti.

mam fi
bid olduunu ifade eden delil udur: Kendisi geceyi e tak sim eder, birinci blmn ilme, ikinci blmn ibadete, nc blmn de uyku ve istirahate ayrrd. Reb91 yle demitir: mam fi Ramazan aynda kld namazlarda Kur'an' Kerm'i altm kere hatmederdi'. mam fi'nin talebelerinden olan Ebu Yakub Yusuf b. Yahya el-Buveyt92 de hocasna uyarak Ramazan ajanda hergn bir hatim indirirdi. Hasan el-Kerabis93 yle demitir: 'ok zaman mam fi ile geceleyip grdm ki, mam fi gecenin te birinde namaz klmakla megul olurdu. Btn bu namazlarda, elli ayetten az okuduuna asla rastlamadm. En fazla okuduu da yz ayeti ge mezdi. Rahmetten bahseden ayetleri okuduu zaman kendisi ve btn mslmanlar iin Allah'n rahmetini talep eder, azaptan haber veren bir ayeti okuduu zaman mutlaka azabndan Allah'a snrd; kendisi ve btn mslmanlar iin azaptan emin olmay Allah'tan dilerdi. Sanki onda mit ve korku birbirlerine yakn iki komu gibiydi'. mam fi'nin bu uzun namazlarnda sadece Kur'an'n elli ayeti gibi az bir miktarn okumakla Kur'an'n esrarna vakf ol makta ne derece ileri gittiini ve Kur'an'a ne kadar derinlemesine daldn bir grnz! mam fi yle demitir: 'Onalt seneden beri hibir zaman doya doya yemek yemi deilim. Zira tam bir ekilde doymak be deni arlatrr, kalbi katlatrr, zeky dumura uratr, uykuyu celbeder ve sahibini ibadet yapmaktan alkoyar...' mam fi'nin tka basa yemek yemenin fetlerinden nasl e kindiine bakarak, birtakm hikmetleri anlamaya alnz! O, iba detler iin doya doya yemek yemediim sylyor. nk ibadetin ba, az yemekle yetinmektir. mam fi yle demitir: 'Gerek doru ve gerekse yalan, hi bir ekilde ve hibir zaman btn hayatm boyunca Allah'n is miyle yemin etmedim'. Allah' ulu ve byk grmesinin ve O'na eilmesinin derece sine baknz! mam fi'nin bu hli, onun Allah'n celli hakkndaki derin ilminin en byk delilidir. mam fi'ye bir mesele soruldu. Skt ederek bu suale cevap vermedi. Orada hazr bulunanlardan biri kendisine 'Allah senden raz olsun, neden cevap vermedin?' deyince yle buyurdu: 'Acaba fazilet bu suale cevap vermekte midir, yoksa vermemekte mi? te bunu dnebilmek iin bekledim'. Fakihlere en ok musallat olan illetlerden biri olan dilini, nasl zapt u rapt altna aldna baknz! te mam fi dilini kontrol ettiini bu hdisede gstermi oluyor. Ayn zamanda bu hdise imam fii'nin sadece Allah nezdindeki sevaba nail olmak iin konuup, sustuunu gstermektedir. Ahmed b. Yahya b. Vezir94 yle anlatr: mam fi birgn kandiller arsndan kt, bizler de onun arkasndan gidiyorduk. Baktk ki bir adam ilim ehlinden olan birinin gybetinde bulunu yor. Bunu duyan mam fi bizlere dnerek yle dedi: 'Dillerinizi gybetten ve ihanetten koruduunuz gibi, kulaklarnz da tkamak suretiyle bunlar iitmekten koruyun; zira dinleyen syleyene ortak olur. Ahmak kimse kendi iindeki kt eyleri sizin gnllerinize boaltmak ister. Bu kimsenin szlerini dinleyenler gnahkr olur, reddedenler ise saadete ererler'. mam fi yle buyurmutur: "Bir hakm baka bir hakme yazd mektupta 'Allah sana bir ilim vermi. Bu ilmi gnahlarn irkefiyle kirletme ki ehl-i ilinin, ilimlerinin nru ile yrdkleri o gn (kyamet gn) zulmette kalm olmayasn' diye yazmtr". mam fi'nin zhdne gelince, o yle demitir: 'Dnya ile Allah sevgisini bir kalpte barndrdn syleyen

kimse yalan sy lemi demektir'. Humeyd95 yle anlatr: mam fi bir ara baz idarecilerle Yemen'e gitti. Oradan da Mekke'ye geldi. O anda elinde onbin dir hem para vard. Mekke dnda kendisine bir adr kuruldu. Halk onu grup grup ziyaret etmeye geliyordu. O da gelen fakirlere para datyordu. O kadar ki, o evredeki fakirlere vermekten elinde bir kuru bile kalmam ve oradan meteliksiz ayrlp gitmiti. Birgn mam fi hamamdan karken, hamamcya birok mal vererek ayrld. Elindeki kam bir ara yere dt. Biri yere eilip kamy alarak kendisine verdi. mam fi derhal o adama elli dinar para verdi. mam fi'nin cmertlii burada anlatlanlardan ok daha iyi bilinmektedir. Zaten zhdn ba cmertliktir. Kii neyi seviyorsa onu elinden karmamaya bakar, Dnya maln ancak dnyaya ehemmiyet vermeyen kiiler datr. Bu hal zhdn keml hlidir. mam fi'nin zhdnn ne kadar ileri olduuna, Allah'tan ne kadar ok korktuuna ve himmetini daima ahirete ynelttiine delil olmak bakmndan u hikye yeter de artar bile! Sfyan b. Uyeyne96 Rekik'den ald bir hadsi kendisine ri vayet etti. mam, hadsi duyar duymaz kendinden geti. Sfyan'a 'mam ld' dendii zaman Sfyan yle buyurdu: 'Eer fi baylm deil de lm ise, zamannn en faziletli kiisi lm demektir'. Abdullah b. Muhammed el-Belev yle anlatr: "Ben ve mer b. Nebte oturuyorduk. Aramzda bidlerden ve zhidlerden bahsedi yorduk. Bu konuma srasnda mer bana unlar syledi: 'Muhammed b. dris fi'den daha mttaki, daha beli, daha fa sih bir kimseyi grmedim'. Ben, mer ve Haris b. Lebid, birlikte Safa tepesine ktk. (Hris b. Lebid, Salih el-Murr'nm97 talebe siydi ve ok gzel bir sesi vard). Hris burada Kur'an' Kerim'den u ayetleri okudu: 'Bugn dilleri tutulacak gndr. (nkrclara) izin verilmez ki zr dilesinler' (Mrselt/35-36) Orada bulunan ve ayeti dinleyen fi'nin benzi sarard, deta tyleri diken diken oldu. Sonra onun tir tir titreyerek yere serildiini grdm. Gzn at zaman Allah Tel'ya yle niyazda bulundu. Ey yceler ycesi Allahm! Yalanclardan olmaktan ve ga fillerin yzevirmelerinden sana ve rahmetine snrm! Allahm! Ariflerin kalbi sana eilmi, mtekilerin boynu senin rahmetinin nnde bklmtr. lhi! Cmertlii bana hibe eyle ve beni rtnle setreyle. Mbarek yznn keremiyle kusurumu affet! Abdullah diyor ki: Bu durumdan sonra mam fi yrd ve biz de arkasndan geri dndk. Ben Badad'a geldiim zaman mam fi de Irak'ta bulunuyordu. Dicle'nin kenarnda abdest alyordum. Birisi yanmdan geerken bana seslendi: 'Ey gen! Abdestini gzel al ki, Allah sana dnyada ve ahirette gzellik ih san etsin'. Bam evirip baktm zaman yannda topluluk bulunan bir zat grdm. Abdestimi abucak alarak derhal bu zt takip etmeye koyuldum. Bir ara bana dnerek yle buyurdu: 'Bir ihti yacn m var?' Ben 'Evet, Allah'n sana rettiklerinden sen de bana ret!' dedim. O 'Bilmi ol ki Allah'a sadakatle kulluk yapan lar kurtulur. Allah'n dinine efkat gsteren felketten selmet bu lur. Dnyada zhid olann gzleri yarn kymet gnnde karlat sevaptan dolay nrlanr. Daha fazlasn syleyeyim mi?' Ben 'evet' dedim. O da yle dedi: 'Kimde haslet varsa o imann kemle erdirmitir, mrufu emr ve tatbik eden, mnkeri yasaklayp saknan, Allah'n hududlarn gzetip amayan. Daha fazlasn ister misin?' Ben 'evet isterim' dedim. O da yle dedi: 'Dnyaya srt evir, ahirete yel! Btn ilerinde Allah'a doruluk gster ki kurtulanlarla birlikte kurtulmu olasn'. te btn bunlar syleyerek uzaklap gitti. O gittikten sonra kim olduunu sordum. Bana onun mam fi olduunu sylediler". mam fi'nin Kur'an karsnda nasl bayldn ve ayldktan sonra neler sylediini dikkatlice dnecek olursanz, btn bu haller mam afi'nin ne kadar zhid bir kimse olduunu size anlatmaya, yeter. nk btn bu haller onun Allah'tan ne kadar ok korktuunun apak birer delilidir. Byle bir korku ve zhd ancak Allah Tel'y ok iyi tanyanlara ve rilmitir. Nitekim Allah Tel Ftr sresinin 28. ayetinde bu hak kate u ekilde iaret buyurmaktadr: 'Allah'tan kullar iinde ancak (kudret ve azametini bilen) limler korkar'. mam fi bu takvy ve zhd selem, icare ve dier fkh ba hislerden elde etmemitir. O takvsn ancak Kur'an ve Snnet'ten karm, ahiret ilimlerinden almtr. nk gemilerin ve gele ceklerin ilmi Kur'an'

Kerim ile Snnete dayanmaktadr. mam fi'nin kalbin srlarn ve ahiret ilimlerini bilen bir lim olduuna dair delil ise, kendisinden rivayet edilen hkm lerden anlalmaktadr: Rivayet edildiine gre, mam fi'ye riya hakknda sual sor duklar zaman hi dnmeksizin riyay yle tarif etmitir: 'Riya bir fitnedir. Bu fitneyi heva ve heves meydana getirmi ve limlerin kalp gzlerini tkayarak grmelerine mni olmutur. limler ne fislerinin arzusuna uyarak bu perdeye bakmlar ve btn amelle Yine mam fi yle buyurur: 'Amelini kibir ve gururun ze deleyeceini hissedip korktuun zaman, kimi raz etmek istediine dikkat et! Hangi sevab istediini kefetmeye al. Hangi cezadan korktuunu aratr. Neden dolay krettiini anlamaya al. Hangi beldan dolay hatrlam olduunu tahkik et. Sen bu haslet lerden biri hakknda bile dndnde amellerin gznde klr'. mam fi'nin riyann hakikatlerini nasl belirtmi olduunu ve ayrca riya kadar tehlikeli olan kibir ve gururun ilacn nasl gsterdiini dn de, onun bu sahadaki byk ilmini takdir et! mam fi yle demitir: 'Nefsini gnahlardan korumayana ilim bir fayda salamaz'. Yine mam afi yle buyuruyor: 'lmiyle Allah'a itat eden, ibadetinin mnev zevkine erer'. Yine kendileri yle demitir: 'Bu yeryznde dostu veya dman olmayan hi kimse yoktur. Madem ki durum byledir sen, kendini Allah'n ibadetine adayanlarla birlikte ol!' Abdlkhir b. Abdlziz salihlerdendi ve ok muttaki bir kim seydi. te bu muttaki zat takv hakknda mam fi'ye birok sual sorard. mam da bu ztn suallerine takvasndan dolay usanmadan cevap verirdi. Bu zat gnn birinde mam fi'ye u suali sordu: 'Sabr m, mihnet mi yoksa temkin mi daha stn dr?' mam ise yle cevap verdi: Temkin peygamberlerin derecesi dir. Temkin derecesine ancak Mihnet'ten sonra varlr. O hale eren kimse imtihana ekildii zamanlarda sabreder. Sabrettii zamanlarda ise temkine varm olur. Ey Abdlkhir! Grmez mi sin? Allah Tel, kulu ve rasl brahim'i (a.s) nce denedi. Sonra da temkin mertebesine ulatrd. Hz. Musa'y da nce imtihan etti, sonra temkin derecesine vardrd. Hz. Eyyb'u da nce imtihandan geirdi, sonra temkin'e vardrd. Yine Hz. Sleyman' da imtihan ettikten sonra temkin derecesine vardrd ve kendisine mlk ihsan eyledi. Demek oluyor ki temkin derecelerin en stn ve en efdali dir. 'te Yusufu bylece Msr'a (temkin edip) yerletirdik!' (Yusuf/21). Hz. Eyyp byk imtihandan sonra temkin mertebe sine vardi. Allah. Tel HZ. Eyyb'un bandan geen bu imtihan ve temkini Kur'an- Kerm'de aynen yle ifade buyurmaktadr: 'Bizde duasn kabul edip hemen kendisindeki hastal giderdik. Tarafmzdan bir rahmet ve ibadet edenler iin bir hatra olmak zere ona hem ailesini hem de onlarla beraber bir katn daha ver dik'. (Enbiya/84) mam fi'nin verdii bu cevap, Kur'an'n srlarn ve Allah'a ynelen enbiya ve evliyann derecelerini ne denli bildiini gster mektedir. Bu ise ahiret ilimlerini bilmenin bir sonucudur. mam fi'ye 'Bir kii ne zaman lim olur?' diye so rulduunda yle cevap vermitir: 'lmini derinletirip, dier limleri tedkik ettiinde hangisinin bilip, hangisinin bilmediini anladnda...' Hekm Calinos'a 'Sen bir hastalk iin niin birok ilatan m rekkeb bir tedavi usl tavsiye ediyorsun' diye sorulunca, o bu sz syleyenlere yle cevap vermitir: 'Gayeye bir ila da vardrr. Ancak o bir ilaca birok ilacn eklenmesi hastann hiddetini din dirmeye yarar. Zira teklik ldrcdr'. mam fi'nin bu ve buna benzer daha nice szleri, onun ma rifetullah' ta ve Ahiret lmi'nde ne denli yksek mertebelere km olduunu gstermektedir. mam fi'nin Fkh'tan ve fkh konulardaki mnazaralar dan sadece Allah'n rzasn kastettiine bir delil gsterelim. Kendisi yle buyurmutur: sterdim ki herkes bu ilimden (fkh ilminden) menfaat grsn de bana bu menfaatin zerresi dahi isabet etmesin; hibir eyi bana nisbet edilmesin'. Dikkat edilecek olursa, mam fi'nin ilimden doacak olan feti ve ilmi hret elde etmek iin istemenin felketini nasl idrk etmi olduu, ilmi sadece Allah iin istedii, ilimden gelecek olan hrete ise hi iltifat

etmeyip, kalbini benliin her eidinden arndrd aka grlecektir. mam fi yle buyurmutur: 'Kimle konutuysam ilm m nazarada muvaffak olmasn, doru yolda gitmesini ve Allah'tan yardm grmesini, Allah'n muhafazas altnda olmasn niyaz et tim. Kimle ilm bir mnazara yapm isem, Allah Tel'nn onun diliyle mi, yoksa benim dilimle mi hakk aa karacan bir an bile kendime mesele edinmedim'. Yine yle buyurmulardr: 'Hak ve hakikat hangi lime sy lemisem ve o sylediim kimse de hakk kabul etmise, mutlaka onu byk saydm ve onun sevgisinin bana gerekli olduuna inandm. Benimle hak ve hakkat konusunda haksz yere tartarak hakk kabul etmeyen kimseler ise gzmden dm; hakk kabul etmedikleri iin kalbimde onlara kar en kk bir sevgi kalmamtr'. Btn bunlar mam fi'nin Fkh'ta ve fkh mnazaralarda dahi sadece Allah'n rzasn aradnn ak bi rer delilidir. Dikkat edecek olursanz, mam fi'den sonra gelen ve szde onun yolunda olduklarn iddia edenler, yukarda bahsi geen be hasletten ancak birinde ona tbi olmulardr. Hatta sonradan o bir haslette bile kendisine muhalefet etmilerdir. te Ebu Sevr98 'Ben fi gibi ne bir kimseyi grdm ve ne de bakalar onun gibisini bir daha greceklerdir' szn bu srra bi naen sylemitir. Ahmed b. Hanbel yle demitir: 'Krk seneden beri her kldm namazda afi'ye dua ediyorum'. Dua edenin kadirinaslna, insafna ve dua edilenin de yk sek derecesine dikkat ediniz! Onunla gnmzdeki limleri, fa kihleri bir kyas edin ve bu devirdeki limlerin aralarndaki buz ve nefreti bir dnn ki, bunlarn 'Biz fi gibilerin yoluna uy maktayz' szlerinin ne kadar samimiyetsiz olduunu anlayabile siniz. Ahmed b. Hanbel, imam fi'yi dualarnda oka and iin olu kendisine 'fi nasl bir kimse idi ki sen ona bu kadar dua ediyorsun?7 diye sorunca, Ahmed b. Hanbel oluna u cevab verir: 'Ey olum! mam fi dnya iin bir gne ve insanlar iin de bir fiyet kayna gibiydi'. Tm bu rivayetler sizlere gnmzdeki limlerin mam fi ile Ahmed b. Hanbel'in halefi olup olmadn gstermektedir. Yine mam Hanbel 'Eline kalem alan herkesin zerinde mut laka mam fi'nin hakk vardr' demitir. Yahya b. Said el-Kattan" yle der: 'Krk seneden beri her kldm namazda mutlaka mam fi'ye dua ederim; zira Allah Tel ona ilim kapsn am ve onu fkh ilminde baarl klmtr'.imam fi hakknda naklettiimiz bu rivayetlerle yeti nelim; zira ona ait hasletler saymakla ve yazmakla bitmez. Burada naklettiimiz menkbeleri eyh Nsir b. brhim el-Makdis nin100 mam fi hakknda telif ettii Menakb adl eserinden alm bulunmaktayz. Allah Tel, mam afii den ve btn mslmanlardan raz olsun! 91) Knyesi Reb b. Sleyman b. Abdlcebbar b. Kmil el-Muradi'dir, Hicretin 174. ylnda domu ve 204'de evval aynn 21. gecesinde vefat etmitir. 92) Buveyt, Msr'n Buveyt kyndendir. lim, bid ve zhid bir kimseydi. 93) Ebu Ali Hasan b. Ali b. Yezid el-Kerabis byk bir imamdr. nceleri Ebu hanife'den ders alm sonra imam- afii den ders alarak ona tbi olmutur. Hicretin 245. ylnda vefat etmitir. 94) Knyesi Ahmed b. Yahya b. Vezir b. Sleyman b. Muhacir el-Msr'dir. Hicretin 171. ylnda domu, 251'de ve evval aynn altsnda vefat etmitir. 95) knyesi Ebu bekr Abdullah, b. zbeyr b. s'dr. Kreydin Esed kabile sindendir. Mekke'de hicretin 219. ylnda vefat etmitir. 96) Knyesi Ebu Muhammed'dir. Hicretin 198. ylnda ve Receb aynda vefat, etmitir. 97) Knyesi Salih b. Beir b. Vadi' b. Ebl-Ek'as'dr. Hicretin 188. ylnda vefat etmitir. 98)knyesi Ebu Seyr brahim b. Halid b. Yamandr. Hicretin 240.ylnda vefat etmitir.

mam Mlik
mam Mlik'e gelince, o da mam afi gibi bahsettiimiz be haslet ile donatlmt. Kendisine 'Ey mam! lim talebi hakknda ne dersin?' diye so rulduunda, mam Mlik u cevab vermitir: 'Gzeldir, fakat sa bahtan akama kadar sana ilimden ne gerekiyorsa, sen o kadarna sarl!' mam Mlik, din ilminin tzim edilmesi hakknda ifrat dene cek ekilde hareket ederdi. O kadar ki, bir hadsi rivayet etmek is tedii zaman nce abdest alr, sonra o meclisin en yksek yerinde oturur, sakaln tarar, kokular srer, heybetli bir vaziyet aldktan sonra kelimelerin zerine basa basa Allah Rasl'nn szlerini rivayet ederdi. Bu hali kendisine sorulduunda 'Allah'n Rasl'nn mbarek szlerine tzim etmeyi sevdiim iin byle davranyorum' cevabn vermitir. mam Mlik yle demitir: 'lim nrdur. Allah o nru di ledii yere brakr. Bu nur ise oka rivayette bulunmaya bal deildir'. mam Mlik'in ilme gsterdii bu ihtiram ve tzim, Allah'n cellini btn dehetiyle bilmesinden kaynaklanmaktadr. mam Mlik'in, ilmiyle sadece Allah'n rzasn aradn bize bildiren en mahhas delil, 'Din hususunda cedel, insana hibir ey kazandrmaz' szdr. mam Malik'in bu ynne, talebesi mam afi'nin u szleri de dellet etmektedir: 'Benim de hazr bulunduum bir mecliste mam Mlik'e krksekiz sual soruldu. kisi hari hepsine La Edri (Bilmiyorum) cevabn verdi'. lmiyle Allah'n rzasn aramayan kimseler, kolay kolay 'Bilmiyorum' diyemezler; zira byle sylemeyi gururlarna yedi remezler. te bu srr anlatmak iin mam fi "limler arasnda, mam Mlik delici bir yldz gibiydi. Benim iin ilim hususunda mam Mlik'ten daha emin biri yoktur bu dnyada. (Baka bir ri vayete gre; 'Benim mam Mlik'ten daha ok minnet duyduum bir lim yoktur')" demitir. Rivayet edildiine gre Halife Ebu Cafer ElMansur,101 'Karm boanmaya zorlayan kiinin kars boanmaz' hadsini mam Mlik'in rivayet etmesine zorla mni olmutur. mam Mlik'in bu hads hakknda ne dndn anlamak iin adamlarndan birini gizlice gndererek bu konuda mam Mlik'e sual sordurmutu. mam Mlik ise halkn huzurunda sual soran kiiye 'Karm zorla boayan bir kimsenin talk dmemitir' diye cevap verdi. Bunun zerine devrin sultan olan Ebu Cafer, mam Mlik'i krbalatmt. Fakat o btn bu ikencelere ramen, o hadsi nakletmekten bir an bile geri dur mamt. mam Mlik yle buyurmutur: 'Kii konumalarnda, doru ise Allah Tel onun akln korur. Ne kadar yalanrsa yalansn aklna bir eksiklik gelmez'. mam Mlik'in dnya hakkndaki zhd10 gelince; o, zhdn zirvesine kmt. Nitekim bunu u rivayet aka ispatlamak tadr: Emr'ul-M'minn e-Mehd 102 mara Mlik'e yle sorar: 'Evin var m?' mam Mlik 'Hayr evim yok. Fakat size ev mesele siyle ilgili bir hads nakledeyim; 'Ben Rabia b. Ebi Abdurrahman'dan dinledim, yle demiti: 'Kiinin nesebi onun evidir'.103 Hrun Reid. mam Mlik'e yle sorar: 'Evin var m?' imam Mlik 'Hayr yok' der. Bu cevab alan Hrun Reid, mam Mlik 'e bin dinar vererek 'Bununla kendine bir ev al der. mam Mlik, Harun Reid'den paray alr, fakat paray ev almak iin sarfetmez. Harun Reid Badad'a dnmek istediinde mam Mlike kendi siyle birlikte Badad'a gelmesini syler: Ben herkesi senin Muvatta adl kitabna tbi klmak istiyorum. Tpk Hz. Osman'n herkesi istinsah ettirdii mushaflara zorlamas gibi...'

Bu sz zerine mam Mlik, Harun Reid'e hitaben yle der: 'Herkesi benim Muvatta adl kitabma zorlamak imknsz bir itir. nk Hz. Peygamberin ashab onun lmnden sonra dnyann drt bir bucana yayldlar. Hz. Peygamberin hadslerim gittikleri diyarlara yaydlar. Bu nedenle her belde halknda ayr ayr ilim vardr. Hz. Peygamber 'mmetimin ihtilfndan rahmet doar'104 buyurmutur. Seninle birlikte hkmet merkezine gelmeme de imkn yoktur. nk Hz. Peygamber yle buyurmutur: 'Eer bilseler, Medineli Mnevvere onlar iin daha hayrldr'.105 'Demircilerin krnn, demirin pasn temizledii gibi, Medine i Mnevvere de (gnahkr kullar) gnahlarndan ylece temizler'.106 Buyurun, unlar bana vermi bulunduunuz dinarlarnz! Bana verdiiniz bu eyleri ister geri aln, ister brakn'. mam Mlik bu szleriyle Hrun Reid'e unlar anlatmak is tiyordu: 'Bana yaptn iyiliin karl olarak beni Medine'den ayrmak istiyorsun. Bana btn dnyay verseniz Hz. Peygamberin ehri olan Medine'den ayrlmam'. te mam Mlikin dnyaya kar zhd bu derecedeydi. lmi ve talebeleri, dnyann her tarafna yayld sralarda dnyann her tarafndan kendisine bolca para akmaktayd. Fakat o kendisine gelen btn paralar Allah yolunda sarfederdi. Onun cmertlii, dnyay az sevdiine ve zhdne dellet eder. Zhidlik sadece mal sarfetmekten ibaret deildir. Zhidlik, ayn zamanda kalbi mal sevgisinden uzak tutmaktr. Nitekim peygamberlerin en zengini olan Hz. Sleyman, mlk ve serveti hususunda ok zhid bir kii idi. mam Mlik'in dnyay hakir grdnn delili olarak mam fi'den gelen u rivayet yeterlidir: "mam Mlik'in kapsnda Horasan diyarnn kheylan atlarndan ve Msr'n mehur katrlarndan ylelerini grdm ki, onlardan daha gzelini hibir yerde grmemitim. Bunlar grdmde hocam mam Mlik'e 'Bunlar ne gzel eyler' dedim. O bu szm iittii zaman yle dedi: 'Ey Ebu Abdullah,! Onlar benden sana hediye olsun'. Ben de ona 'Bari binmeniz iin kendinize birini brakn' dedim. O 'Allah'n Rasl'nn gml bulunduu bir toprakta binekli ola rak dolamaya utanrm' dedi". mam Mlik'in cmertliine baknz ki; elindeki servetin ta mamn birden hediye edebilmektedir. stelik Medine-i Mnevverinin topraklarnda binekli olarak dolamay hrmetsiz lik kabul ettii iin o topraklara hayvan ayayla basmak istemiyor. Onun sadece Allah'n rzas iin ilim talep ettiini ve dnyay bir hi mesabesinde grdn ispatlayan delillerden biri de udur:mam Malikin yle buyurduu rivayet edilmitir: "Harun Reid'in huzuruna girdim. Bana 'Ey Ebu Abdullah! Bize sk sk gelmen gerekir; zira ocuklarmn senden Muvatta'y dinlemesini istiyorum' deyince, ona yle cevap verdim: 'Allah Tel Emr'ul M'minn'i aziz etsin. Bu ilim siz ehl-i beyt'ten gelmitir. Eer siz bu ilme hrmet gsterirseniz, bu ilim hrmet grr. Bu nedenle ilmin ayana gidilmesi gerekir, ilim insann ayana gelmez'. Benim bu szm dinleyen Emr'ul-M'minn 'Doru sylyor sun y Mlik!' diye mukabele etti. Sonra ocuklarna dnerek 'Mescide giderek halkla beraber mam Mlik'in derslerini dinleyin' diye emir verdi". 99) Knyesi Ebu Said'dir. Hads hafzdr. Hicretin 158. ylnda domu ve 98) ylnda vefat etmitir. 100) Bu zat birok slm beldesini gezerek limlerden ders almtr. Zahidlikte, kitap yazmada ve selefe uymada emsalsizdi. Saysz kitap telif etmitir hicretin 506. senesinde am'da vefat etmitir. 101) knyesi Ebu cafer abdullah b. Ah b. Abdullah b. Abbas'dr. Hz. Abbas'n neslinden gelen Abbas halifelerinin ikincisidir. 102) Knyesi el-Mehdi Ebu Abdullah Muhammed b. Abdullah b. Ali b. Abdullah b. Abbas tr. Abbas halifelerinin ncsdr. 103) Bu bir hadis deil, mam Mlik'in ismini verdii Rabia'nn szdr, Bu sze mecaz yoluyla hads denmitir. Bu szn sahibi olan Rabia, Medine'nin mehur limlerindcndir. Hicretin 130. ylnda el-Enbarda vefat etmitir. 104) Beyhaki, el-E'aryye ve ayrca bkz. el-medhal (bn Abbas'dan) 105) ibn ebi Hatim, el-cerh ve ta'dil, (mam Mlik'den) 106) bn Esir ve mam Mlik, (Ebu Hreyre'den); Buhar, Mslim ve Nes

mam Ebu Hanife


mam Ebu Hanife bid, zhid, Allah' bilen, Allah'tan korkan ve ilmiyle sadece Allah'n rzasn murad eden bir zt idi. Onun byk bir bid olduu u menkbesinden aka anlalmaktadr: bn Mbrek107 yle der 'Ebu Hanife byk bir mrvvete sahip ve oka ibadet eden bir zt idi'. Hammad b. Ebi Sleyman108 Ebu Hanife'nin (mrnn son gnlerinde) btn geceyi ibadetle geirdiini rivayet etmitir. mam A'zam, hayatnn ilk devrelerinde gecelerinin yarsn ibadetle ihya ederdi. Bir gn yoldan geerken bir adam kendisini yanndakilere gstererek yle syledi: te bu zat btn geceyi ibadetle ihya eden bir kimsedir'. Bu sz duyan mam A'zam o gnden itibaren kendisi hakknda bu bilgiyi tayan adam yalanc karmamak iin btn gecelerini ibadetle ihya etmeye balad ve 'Ben halkn beni bende olmayan vasflarla vmesinden dolay Allah Tel'dan utanrm' dedi. Reb b. Asm109 yle anlatr: 'Yezid b. mer b. Hubeyre, beni Ebu Hanife yi onun huzuruna getirmem iin gnderdi. Vezir, Ebu Hanife ye Beytlmal nzn (Mliye Vekili) olmas iin teklifte bu lundu. Ebu Hanife vezirin bu teklifini reddetti. Teklifini reddettii iin vezir ona yirmi denek vurarak cezalandrd. mam A'zam'n ikence ekmek pahasna makam ve mansbdan nasl katna ok iyi dikkat edilmelidir. Hakem b. Hiam Sakafi110 'am'da bulunduum bir srada bana, Ebu Hanife'nin devrimizin en emin insan olduunu syledi ler' demi ve u menkbeyi anlatmtr: "Devrin sultan Ebu Hanife'ye Beytlmal nzrl teklif etmi ve 'ayet benim bu tekli fimi kabul etmezsen seni krbalatrm' diyerek onu tehdit etmeyi de ihmal etmemiti. Ebu Hanife ise, onun vuraca krbalarn acsn Allah'n kendisine verecei azabn acsndan daha hafif bulduu iin dnya azabn tercih etti ve hkmdarn kendisine teklif ettii grevi reddetti". mam A'zam hakknda bn Mbrek'in yannda bir sz alnca bn Mbrek yle der: 'Siz yle bir kiiye ktlk yaktryorsunuz ki, btn dnya ona ait olmak istedi, fakat o, Allah'tan korkarak kendisini isteyen bu dnyadan kat'. Muhammed b. c'dan ve bir ksm arkadalarndan rivayet edildiine gre, Ebu Hanife'ye 'Emr'ul-M'minin Ebu Cafer Mansur size on bin dirhem verilmesini emretmitir' denildii za man Ebu Hanife 'Ben bu paray kabul etmem' diye raz olmadn izhar eder. Fakat sultann bu paray kendisine gnderecei gnn sabah, namazn klar ve sonra elbisesine brnerek sessiz se dsz yatana girer ve kimseyle konumaz. Bu esnada Hasan b. Kahtebe'nin111 bir adam, yannda bahsi geen paray getirerek Ebu Hanife'nin huzuruna girer. mamn yannda bulunanlardan bazlar devletin gnderdii eliye 'Ancak arada srada ve pek az konuabiliyor' derler ve ilve ederler:'Sizin anlayacanz kendisine bir hastalk rz olmutur; bu hastalk rz olduundan bu yana hli hep byledir'. Paray ge tiren eli 'O halde getirdiim paray u keseye koyup evin bir ke narna brakn ve iyiletii zaman da kendisine teslim edin' der, Bu hal karsnda mam A'zam, terekesi hakknda olu Hammad'a u vasiyette bulunur: 'ldm zaman beni defneder etmez bu paralar al, Hasan b. Kahtebe'ye gtr ve ona de ki: 'Ebu Hanifenin yannda emanet olarak braktnz u paranz geri aln. Olu Hammad yle anlatr: 'Babamn vasiyetim aynen tatbik ettim. Bunun zerine Hasan bana dedi ki: 'Allah'n rahmeti ba bann zerine olsun. O, dini hakknda ok sk idi...' Ebu Hanife Kad'ul-Kudal (eyhlislm) olmaya dvet edildiinde unlar sylemitir: 'Ben bu vazifeye lyk deilim'. Neden lyk olmad sorulduu zaman da u cevab vermitir: 'Eer doru isem bu vazife iin ben

ie yaramam; ayet yalanc isem bir yalancnn kad olmas yanl bir i olur'. hiret yolunu, din ilerim ve Allah Tel'nn sfat- ilhyele rini bilmesine gelince, dnyadaki zhd ve takvs ve Allah'tan iddetle korkar olmas bunun ak bir delilidir. bn Creyh112 yle der: 'Sizin u Kfeli Nman b. Sbit'ten bahsedenler, hep onun Allah'tan iddetle korktuunu sylyorlar'. erik en-Neha113 yle demitir: 'Ebu Hanife ok susard, da ima dnceliydi ve halk ile az konuurdu'. Bu durumu, onun Btn lim e sahip olduunun en bariz deli lidir. O, dinin en mhim ve "hayat konularyla ilgili meseleleri zerinde dnr ve netice karmaya alrd. nk susmasn bilip, skt eden kimseye ilmin tamam verilmitir. Yukarda zikrettiimiz menkbeler sz edilen byk imamn hallerinden sadece birer kk blmdr. 107) Knyesi bn Mbrek b. Vadih el-Hanzel'dir. Muhaddislerin Sultan kabul edilir. Hicretin 181. ylnda ve 63 yanda vefat etmitir. Ebu Hanife'nin talebelerindendir. Hocasnn ilminden birok bilgiler nakletmi ve onun rahle-i tedrisinde uzun zaman kalmtr, 108) Asl ismi Mslim'dir, Kfelidir. Sahabe'den Ebu Musa el-E'ari'nin azadlsdr. 109) Baz nshalarda er-Reb b. smail Ebu Asm diye gemektedir. 110)Aslen Kfelidir, Bilahare am'a yerlemitir. 111) Abbas devletinin hkmet erknndan biridir. 112) Mekkelidir. Byk limlerdendi ve nl bir fakihti. Hicretin 149, ylnda vefat etmitir. l) Knyesi erik b. Abdullah b. Ebi erik'tir. Aslen Kfelidir. Buhara ehrinde hicr 95 ylnda domu, hicretin 177. ylnda vefat etmitir.

Ahmed b. Hanbel ve Sfyan es-Sevr


Ahmed b. Hanbel ve Sfyan es-Sevr'ye gelince, bu iki imamn takipileri dier imamnkinden daha azdr. Hele Sfyan'a tbi olanlar hemen hemen hi kalmamtr. Fakat bu iki ztn takvs ve zhd apak ortadadr. u kitabmzn birok blmlerinde bu iki ztn fiillerinden ve szlerinden sk sk bahsedilmektedir. Bu bakmdan acele edip onlara ait menkbeleri uraca sktrmak lzumsuz bir hareket olur. Bu nedenle imdilik szn etmi olduumuz imamn hallerine bakarak derin derin dnnz! O zaman greceksiniz ki bu haller, szler ve fiiller, sadece fkh il minin Lian, la, Zihar, care ve Selem gibi fer' meselelerine vakf olmaktan dolay elde edilecek eyler deildir. nk bu ilimler veya bu ilimlerden daha erefli ilimler insana bu semereleri ver mez. Bunlar sadece dnyadan yzevirmi ve yalnz Allah'a gnl vermi kimselerin halleri, szleri ve fiilleridir. Bir de bu zatlarn peinden gittiini iddia edenlerin hallerine baknz, hi szlerinde bir doruluk pay var m? Syledikleri yalan m, deil mi bir dnn!

Halkn Makbul limler Arasnda Kabul Ettii, Fakat Gerekte Makbul Olmayan limler
Halkn Makbul limler Arasnda Kabul Ettii, Fakat Gerekte Makbul Olmayan limler, Bir Ksm limlerin Mezmm Saylmasna Neden Olan Faktrler, Fkh, lim, Tevhid, Tezkir ve Hikmet gibi Terimlerin Anlam ve Bugn Asl Mnlarna Uygun Bir ekilde Kullanlmadklarnn Beyan, er' limlerin Makbul ve Mezmm Olanlar; Ne Kadarnn Makbul ve Ne Kadarnn Mezmm Olduu Mezmm limlerin Yerilmesinin Nedenleri yle demeniz mmkndr: 'lim bireyin hakikatini bilmek demektir. Bu mnda olan ilim Allah'n sfatlarmdandr. Birey ilim olduu halde nasl olur da irkin olabilir?' Bu soruya u ekilde cevap vermek mmkndr: lim, hibir surette salt ilim olmas bakmndan mezmm/ irkin olmaz. Fakat sebebe binaen baz kullar hakknda mezmum addedilir. 1. Sahibini veya bakalarn ktye sevkeden ilim. Sihir ve by ilmi buna rnek olarak verilebilir. nk bu ilimler birer ilim ka bul edildii halde ktlenmitir. Bu ilimlerin var olduunu Kur'an tasdik etmektedir. Yine Kur'an bu ilmin elerin arasn atn bile zikretmektedir. (Bkz. Bakara/102) Ayn zamanda Hz. Peygamber'e sihir yapld ve bu sihirle hastalanarak yataa dt, bilinen gereklerdendir.114 Bunu bizzat Cebrail sylemi ve sihri orada bulunan bir kuyunun derin liklerindeki tan altndan karmtr. Sihir ilmi, cevherlerin zelliinden, yldzlarn dou merkez lerini hesap etme inceliklerini bilmekten elde edilen bir ilimdir. Hususiyetleri bilinen bu cevherlerden, sihre tutulmas istenen kiinin eklinde bir iskelet yaplr ve herhangi bir yldzn husus bir vakti gzetlenir. Beklenen vakit gelir gelmez iskeletin zerine kfrden, eriata muhalif olan fuhiyattan baz kelimeler hecele nir, bu hecelenen kelimeler vastasyla eytanlarn yardmna mazhar olunur. Btn bunlardan sonra, Allah'n detleri icra ettii hkmne istinaden o sihir yaplan kiide garip durumlar be lirmeye balar. te btn bu sebepleri renmek mezmum deildir. Fakat bu bilinenler sadece halka ve dier insanlara zarar vermeye vesile olur. erre vesile olan elbette err olur ve bylece mezmm saylr. Szgelimi biri, bir veliyi ldrmek kasdyla tkib eder. Veli ise grnmeyecek ekilde kapal bir yere gizlenir. Onu tkib eden z lim, velinin yerini sorduu zaman, ona velinin yerini sylemek ok irkin bir hareket olur. nk byle bir hareket, zlimin veliyi l drmesine sebep olabilir. Dolaysyla burada zlimi, velinin tam tersi istikamete yneltmek vcibdir. Fakat bu zlime yardm etmek; yni bildii eyi sylemek bir ilim ise de, erre yol at iin mez mm'dur. 2. Sahibine krdan fazla zarar veren ilimdir. Astronomi gibi... Bu ilim, ilim olmak hesabyla zararl bir ilim deildir. nk ikiye ayrlr: a) Hesab lmi Allah Tel Kur'an'da gnein ve ayn bir hesab ile sey rettiini sylemektedir. Gne ve ay (kendi menzillerinde yaptklar hareketler bir hesab iledir. (Rahman/5) Aya da menziller (miktarlar) takdir ettik. Nihayet kurumu eski hurma dal gibi oldu.(Ysn/39) b) Ahkm lmi Bu ilmin zeti hdiselerin oluunu sebeplere balamaktr. Doktorun nabz yoklamasyla muhtemel hastal kefetmesine benzer. Bu ilim, Allah'n kendi yaratt varlklar hakkndaki snnet ve detinin cereyan tarzn bilmektir. Fakat bu ilmi, eriat (bir hikmete binaen) zemmetmitir. Kader zikredildii zaman, kadere dalmaktan kendinizi alkoyun. Yldzlar zikredildii zaman, kendinizi saknn. Ashabm zikredildii zaman (onlarn arasndaki hdiseleri kurcalamaktan) saknn!115

Benden sonra mmetim hakknda eyden korkuyorum: 1. darecilerin zulm, 2. Yldzlara inanmak, 3. Kaderi yalan lamak.116 Hz. mer yle demitir: 'Yldzlardan ancak karada ve de nizde size yarayacak kadarn renin, gerisinden ise saknn'. Hz. mer'in bizi yldz ilminin kara ve denizlerde iimize yara yacak ksmndan bakasn elde etmekten alkoymas sebebe da yanr: a) Halkn ouna zarar verir. nk halka 'u olaylar falan yldzn hareketinden meydana geliyor' dendiinde, halkn kal binde yldzlarn tesir edici ve tasarruf sahibi birer ilh olduklar kanaati yerlemektedir. zellikle yldzlarn semav birer cevher olduklar hususu da bu kanaati iyice desteklemektedir. Byle olunca yldzlarn tesiriyle insanlarn zihinleri eliniyor ve onlara balanyorlar insanlar. O kadar ki hayr ve erri; mit veya mit sizlii onlardan beklemeye balyorlar. Bylece Allah'n zikri kalp lerden siliniyor. nk zayf olan kimse daima vastalara bakar; bir trl o vastann esas messirine bakmaya gc yetmez. Gnein, ayn ve yldzlarn Allah Tel'nn birer teshir edilmi mahlku olduunu sadece ilimde derinlemi limler bilebilirler. Zayf bir insann, klarn ancak gne doduktan sonra etraf aydnlattn grmesi, karncann u hline ne kadar benzer: Bir kdn zerinde bulunan karncaya akl ihsan edilse de o kdn zerindeki yazlar okuma kabiliyeti kazandrlsa; yazlarn arka arkaya kt zerinde sralann kalemin ii zanneder. nk o kt zerine yazy yazan olarak yalnz kalemi grmtr. Kalemin daha stne bakp, onu tutan parmaklar gremez. Hele hele parmaklarn yukarsnda bulunan eli ve o eli idare eden ira deyi hi gremez. O iradeyi tayan yazarn varln, o yazara bu kabiliyet ve hassasiyeti veren hakik kudret ve kuvvet sahibini, hi bir ekilde idrk edemez. te tpk bu karnca mislinde olduu gibi, halkn dikkati ou zaman enginlerde ve yakn sebeplerde kalr. Bu sebepleri ap, se beplerin asl messirine varmaya muvaffak olamaz. te yldzlarn ilmine dalmay yasaklayan sebeplerden biri bu dur. b) Yldzlara bakarak netice karmak tahminden baka birey deildir. Ne zan ve ne de yakn olarak insanlar tarafndan ak birey bilinmemektedir. O halde yldzlarn douu sebebiyle ortaya atlan hkm, cahilne bir hkmdr ki, byle bir hkmn hibir deeri yoktur. Cehalete yol at iin zemmedilmitir. Yoksa m cerred olarak zemmedilmi deildir. Bu ilimle elde edilen mrifetlerin Hz.idris'in mucizesi olduu kuvvetle rivayet olunmaktadr. Fakat Hz. dris'in megul olduu yldz ilmi, gnmzde tamamen inkiraza uram ve yok olup gitmitir. Mneccimin yapm olduu tahminlerin bazen doru kmas, sadece bir tesadften ibarettir. Zira mneccim, bir ksm sebeplere muttali olur. Muttali olduu sebeplerden meydana gelen artlarn arkasndan bakar, birok artlarn gelmesiyle ancak msebbeb meydana gelir. Bu artlarn hakikatine muttali olmak beerin kudreti dnda bir keyfiyettir. Kazara ve tesadfen Allah Tel'nn btn bu sebeplerin geri kalan ksmlarn takdir ettii bir na, mneccimin hkm tesadf ederse, mneccim hkmnde doru saylr, tesadf etmedii takdirde ise mneccim yanlm saylr. Mneccimin bu durumu tpk bulutlarn toplandn grerek, yamurun yaacana hkmeden bir insann durumuna benzer. Fakat ou zaman bulutlar dalarak yamurun yaaca sonu cuna varan kimseleri yanltr. Baz zamanlar bunun aksi de olur ve yamur yaar. te nasl sadece bulutlarn bir araya gelmesi yamurun yamasna kfi gelmiyor ve daha bilinmeyen sebepler de gerekiyorsa; bir kaptann esintiye bakarak bir tehlike grme mesi, bir gemicinin tecrbelerine dayanarak vermi olduu 'gemi batmaz' hkm de tpk byledir. Zira bu esintilerin daha nice ne denleri vardr ki, gemici bunlara bazan muttali olur, bazan ise olamaz. Hele bir ksmna hibir zaman nfuz edemez. Onun iin bazen hkmlerinde isabet eder, bazen de yanlr. te bu nedenle kuvvetli insan da zayf insan gibi bu ilimden menedilir. c) Yldz ilminde fayda yoktur. Zararlarndan en az fuzul bir i yapm olmaktr. Fuzul bir i yapm olmak da en deerli ha zine olan hayat boa harcamaktr ki bu zararlarn en dehetlisidir. Birgn Allah'n Rasul (s.a) bir kiinin yanndan geerken, halkn o kiinin bana toplandn grr ve 'Bu ne

top lants?' diye sorar. Halk 'Bu byk bir limdir, onun iin et rafnda toplandk' der. Bu cevabn zerine Allah'n Rasl 'Hangi meselede lim?' diye sorar. 'iiri ve Arabn ensabn ok iyi bilir' derler. Bu cevab alan Allah'n Rasl yle bu yurur: 'Bu ilmin (iir ve ensab hakkndaki ilmin) ne bilin mesinde bir fayda, ne bilinmemesinde bir zarar vardr!'117 lim ancak bir ayet veya kim (nesh edilmemi) bir snnet veya (miraslar arasndaki taksim ile ilgili) adaletli bir far izadan ibarettir.118 Astroloji ve benzeri ilimlere dalmak tehlikeli olduu gibi fay daszdr ve bu ilimle megul olmak vakit kaybetmekten baka birey deildir. Allah'n takdir ettii eyden kanmak hi kimse nin elinde deildir. Ama tb ilmi byle deildir, nk o ilme in sanlarn ihtiyac vardr. Tb ilminin delillerinin bir ouna insan vakf olabilir. Tb ilmi gibi rya tbiri ilmi de her ne kadar tahmine dayal bir ilim ise de; yldz ilminden farkldr. Rya tbirinde de faydalar vardr. Zira tbir ilmi, nbvvetin krkalt parasndan bir paradr ve bu ilimde herhangi bir tehlike yoktur. 3. nc sebep ise, faydasz bir ilme dalmaktr. Faydasz ilme dalmak zemmedilmitir. limlerin an bilmeden inceliklerine, esaslarn renmeden de gizli taraflarn renmeye almak ve ilimlerin ak taraflarn bilmeye almadan kapal taraflarn bilmeye gayret etmek ve ilh ilimlerin srlarn aratrmak gibi... Felsefeciler ve kelmclar bu ilimlere her ne kadar vakf olmak is temilerse de; tek balarna bu ilimleri kavramaktan uzaktrlar. Bu ilimlere tek bana vakf olmak ve bir ksm yollarn elde etmek sadece peygamberlere ve onlarn izinden giden velilere mahsustur. O halde insanlarn byle ilimlerden saknmas ve btn bunlar eriatn llerine irca etmesi gerekir. Zira eriatta Allah'n tevfi kine mazhar olan kimseler iin ikna edici deliller mevcuttur. Nice kiiler vardr ki, ilimlere dalmlar, fakat dalm olduklar ilim lerden ok zararl kmlardr. ayet bu ilimlere dalmam olsa lard, din durumlar ok daha iyi olurdu. Bu ksm ilimlerin baz kimselere zarar verdii ak gereklerden biridir. Nitekim kularn etinin ve bir ksm tatllarn st ocuklarna zarar verdii malmdur. Birok kimsenin, baz hususlar bilmemeleri, bilmelerinden daha hayrldr. Rivayet olunduuna gre, halktan biri doktara giderek hanmnn ocuk yapma zelliinin olmadndan (ksr olduundan) ikayet eder. Doktor, kadnn nabzn yoklayarak yle der: 'Tedavi edilmeye muhta deil; zira krk gn sonra vefat ede cek. Nitekim nabznn durumu buna iaret ediyor'. Doktorun azndan kan bu szleri dinleyen kadn dehete kaplr, hayat perian olur. Varn younu fakir fukaraya vererek vasiyetini ya zar. Krk gn yemek yiyemez su iemez. Krk gn dolduktan sonra adam, doktora gelerek karsnn lmediini bildirir. Bunun zerine zek doktor 'lmeyeceini biliyordum. Hemen eve git ve karnla cinsi mnasebette bulun, derhal gebe kalacaktr' der. Doktorun bu cevabna hayret eden koca 'Bu nasl olur?' diye sorar. Doktor meseleyi yle izah eder: 'Muayene neticesinde kadnn iman olduunu ve bu sebeple rahim aznn kapal bu lunduunu grdm. Bu yalar ancak lm korkusu eritebilirdi. Bunun iin onu byle bir korkuya sokmak gerekiyordu. Ben de yle yaptm. u anda maksat hasl olmu, einin rahim azn kapla yan yalar erimitir. Onun iin ocuk yapmaya hazr bir vaziyete gelmitir'. te bu hikye sana baz ilimlerin tehlikesini haber vermekte, hatta sadece bunu haber vermekle kalmamakta, ayn zamanda Allah'n Rasl Hz. Muhammed Mustafa'nn (s.a) u sznn mnsn da aka ve eksiksiz bir ekilde bildirmektedir: Payda vermeyen ilimden Allah'a snrz.119 te bu hikyeden ibret al. eriatn zemmettii ilimlere dalma ve onlardan iddetle kan. Ashabn eteine yap. Snnet-i Seniyye yolundan bir an olsun ayrlma. Zira din ve dnyann selmeti an cak sahabe-i kirmn yolundan gitmeye baldr. Tehlike ise, kendi bana birtakm eyleri aratrmak ve saha benin grnden ayrlp mstakil bir gre sahip olmaktadr. Sakn zannmla, delilinle, aklnla ve kiisel grnle inat gstere rek insanlarla oka tartma! 'Ben baz eyleri bilmek iin aratryorum. yleyse ilmi dnmekte ne zarar vardr?' deme; zira mstakil ekilde, olur olmaz ilm meselelere dalnn zarar, krndan fazladr. ok eyler vardr ki, ona vakf olduun zaman elde ettiin ey, seni teh likelere srkler ve hiretini berbat eder. Allah'n rahmeti sana yetimedii takdirde bu felketten kurtulamazsn ve helk olur gi dersin!

Bilmi ol ki, nasl ehliyetli bir doktor tedavi usllerinde kimse nin kestiremedii ince usllere mracaat etmesini biliyorsa; kalplerin hekimi saylan, hiret hayatnn vesilelerini bilen peygam berler de ayn ekilde bu sahada bakalarnn bilmedii usllere vkftrlar. Bu bakmdan, sen kendi aklna gvenerek onlarn meslei zerinde dnp mesleklerini deitirme durumuna dme. Byle yaparsan seni felketten hibir ey kurtaramaz. Birok kim seler vardr ki, parmaklar yaraland zaman kendi kendilerine o yaray birtakm merhemler srerek iyi etmeye alrlar. Halbuki hekim, merhemin elin baka tarafna srlmesi icabettiini syle yebilir. Damarlarn bedene yayln, kklerini ve bedeni nasl ev relediklerini bilmeyen kimseler doktorun bu tavsiyesini akla yakn bulmaz; 'Nasl olur da yarann zerine deil de baka tarafa sr lr' diyerek itiraz ederler, ite hiret yolunda eriatn incelikle rinde, dbnda, insanlarn bilmekle mkellef olduklar inanlarnda ve ltifelerinde de durum byledir. Akl bu meseleyi tek bana halletmeye muktedir deildir ki kendi gcyle bunu ihta edebilsin. Nitekim madenlerin yaplarnda birtakm acip zellik ler vardr ve bu zellikler sanat erbabnn bilgisi dahilinde deildir. Szgelimi hibir sanat erbab; demirdeki mknats ekiminin mahiyetini bilmez. Bunun gibi inan ve amellerdeki gariplikler de kalplerin saffeti, temizlii, tezkiyesi ve slah iin kullarn, Allah'n manev komuluunda ykselmelerini temin eder. Kalplere Allah'n yce faziletinden, madd illardan daha fazla ve daha byk faydalarn teminine vesile olduu bir hakikattir. Nasl akllar, illarn faydalarn birdenbire zemez ve hangi ilcn hangi hastala iyi geleceini kestiremez ve bunu ancak bir takm deneylerden sonra anlayabilirse; ayn akllar, hirette in sana fayda verecek eyleri de kendi balarna bulmaktan cizdir ler. Bu cizliklerini bu konuda deneme yoluyla telfi imkn da yoktur. Keke baz ller dnyaya dnselerdi de, bizlere Allah'a nasl yaklalr, hangi fiillerin Allah'a yaklatrc ve hangilerinin Allah'tan uzaklatrc olduunu syleselerdi. nk ancak onlar amellerin ve inanlarn hangisinin insana yararl olduunu bile bilir ve aklayabilirler. Fakat bir lden btn bu sorularn ce vabn almak hi kimsenin harc deildir. Hz. Peygamberin (a.s) doruluuna ve iaretlerinin hak katna vkf olmak bakmndan akln rehberlii ve menfaati sana yeter. Ondan sonra akln vazifesi biter ve kendisi iin en yararl yol; Hz. Peygamberin yolunu tkip etmektir. Sen ancak bu yolu tkip ettiin zaman selmete erersin. Bu konu zet olarak bu kadar an latlabilir. Bunun iin Hz. Peygamber yle buyurmutur: lmin bir ksm cehalettir, szn bir ksm da yorgunluk tur.120 lmin hibir zaman cehalet olmayaca herkesin bildii bir gerektir. Fakat burada 'Bazen zarar vermek hususunda cehaletin tesirine benzer bir tesir gsterir' anlamnda kullanlmtr. Hz. Peygamber yle demitir: Tevfkin az, ilmin oundan daha hayrldr.121 Ul'l-Azm peygamberlerden olan Meryem olu sa (a.s) yle demitir: 'Nice aalar vardr ki meyveleri yoktur, nice meyveler vardr ki gzel ve hatta yenecek gibi deildir ve nice ilimler vardr ki insana hibir faydas dokunmaz'.122 Deitirilen Baz Terimler irkin ilimlerin er' ilimlerle karmas, gzel kelimelerin mnlarnn deitirilmesiyle mmkn olmutur. Kavram kargaas, ard dncelerle selef-i slihnin ve birinci neslin kas tettii mnlardan baka mnlara evrilen terimlerden domaktadr. Asl anlam deien ve baka mnlar alan terimler be tane dir. 1. Fkh 2. lim

3. Tevhid 4. Tezkir 5. Hikmet te grdnz btn bu terimler gzel anlamlara sahip idi ler. Bu terimlerin ifade ettii mnlara vkf kimseler din kymetlere sahip kimselerdi. Fakat gnmzde btn bu terimler mnlarn kaybetmiler ve yanl anlamlarda kullanlmaya balamlardr. Saf ve sade kalpler; bu terimler kt ilimlerde kullanld iin, bu terimlerin sahiplerini grdkleri zaman nefret edip kamak tadrlar. Birincisi Fkh terimidir. Bu terimi asl mnsndan baka mnlara evirmemi ve baka mnlarda kullanmamlardr; ancak bu terimi baz ayrntlara hasretmiler, kelimenin ihta ettii geni sahalar ihmal etmilerdir. rnein bu terimi fetva il minin garip dallarnn, ince illetlerinin anlalmasnda ve o dallar hakknda inceden inceye yaplan konumalarda ve onlarla ilgili tartmalarda kullanmlardr. Zamanmzdaki ilim erbabna sor sanz, fetva veren kimseleri en byk fakihler olarak takdim eder ler. Kim en ok fetva konusu zerinde durmusa, o en kuvvetli fa kih saylmtr. Sahabe zamanndaki fkh ilmi ise, hiret yolunun, nefse mu sallat olan fetlerin inceliklerini bilmeyi; fsid amelleri ve dn yann sevilmeye lyk bir meta olmadn tam mnsyla idrak etmeyi; ayrca hiret nimetlerinin bilinmesi ve Allah korkusunun kalbi doldurmas gibi ilimleri ifade ediyordu, Fkh ilmi ancak bu bilgiler dairesinde kullanlrd. Fkhn bu mnda kullanld hu susunda en bariz delil, Allah Tel'nn u buyruudur: nananlarn hepsi toptan sefere kacak deillerdi. Ama her kabileden bir grubun dini iyice renmeleri ve dnp kavim lerine geldikleri zaman (Allah'n yasak kld eylerden) kanmalar iin onlar uyarmalar gerekmez miydi? (Tevbe/122) nsanlarn kendisiyle uyarldklar ve kalplerine Allah korku sunu yerletiren, ilimin ad fkh ilmi idi, Talk, Lian, Selem ve care gibi meseleler ise fkhla alkal deildi. nk btn bunlarla kalbin korkutulmas mmkn deildir. Tam tersi bu meselelerle uraanlarn kalpleri bsbtn katlamakta ve zamanmzda mahede ettiimiz gibi Allah kor kusu kalplerinden silinip gitmektedir. Yemin olsun ki cin ve insanlardan birounu cehennem iin yarattk. Onlarn kalpleri vardr, fakat bu kalpler ile gerei anlamazlar. Gzleri vardr, fakat onlarla grmezler. (bret almazlar). Kulaklar vardr, fakat onlarla nasihat din lemezler. te banlar hayvanlardan daha akndrlar. Gafil olanlar da ite bunlardr!(A'raf/179) Ayette geen 'Bu kalpler ile gerei anlamazlar' ifadesiyle fetva deil, iman kastolunmaktadr. Burada, fkh ile fehim kelimeleri ayn anlama geliyorsa da, bu kelimelerin biri eskiden kullanlm, dieri de yeni olarak kul lanlmaktadr. Herhalde onlarn (mnfklarla yahudilerin) yreklerinde size kar hissettikleri korku Allah'nkinden daha fazladr. Bu, onlarn anlaysz bir kavim olmalarndandr.(Har/13) Dikkat edilecek olursa, Allah Tel bu ayette onlarn Allah'tan az korkmalarn ve buna mukabil mahlkatm gcn bytmele rini, kt olan anlaylarna balamaktadr. Peki o halde bu, fetva ilminin ayrntlarn bilmemekten mi kaynaklanyor? Yoksa daha nce de beyan ettiimiz gibi fkhn ha kik mnlarn idrk etmemenin neticesi mi? Dini meseleleri grmek iin kendisine gelen bir heyet hakkndaki Hz. Peygamberin u buyruuna bakalm: (Bu gelenler) lim, fakih ve hakimdirler.123 Zhr'ye124 'Medineliler iinde en fakih kii kimdir?' diye so rulduunda, o yle cevap vermitir: 'Allah'tan en ok korkan, en iyi fakihtir'. Burada Sa'd (Zhr), Fkh'n meyve ve neticelerine dikkati ekmektedir. Takv ise, fetvalarn ve hkmlerin deil, btn ilmi nin meyvesidir. yleyse fkh, btn ilminin ad olabilir.

Nitekim Hz, Peygamber (s.a) yle buyurmutur: 'Size gerek fakihi haber vereyim mi?' Sahabe-i kirm 'Evet y Raslullah! Bize gerek fakihi bildiri' dediler. Bunun zerine Allah'n Rasl yle cevap verdi: 'nsanlar Allah'n rahmetinden mitsiz etmeyen ve Allah'n azabndan emin klmayan ve Allah'n geni rahmetinden onlarn mitlerini kesmeyen; Kur'an' brakp baka kitap larn arkasna taklmayan kimse gerek fakihtir'.125 afak zamanndan gnein douuna kadar Allah' zikre den kimseler ile oturmam, bana drt kle azd etmemden daha sevimli gelmektedir.126 Enes b. Mlik Hz. Peygamberin bu hadisini rivayet ettiinde, arkadalar Zeyd b. Eban Rakka ve Ziyd b. Abdullah Numeyr'ye dnp yle dedi: 'Allah Rasl'nn szn ettii zikir meclisleri, sizin bugnk meclislerinize benzemezdi. Sizin meclislerinizde biri va'z ve nasihatta bulunurken szn uzattka uzatyor. Fakat Hz. Peygamber'in zamannda biz biraraya geliyor, iman konu sunda mzakereler yapyor, Kur'an ayetleri zerine dikkatle eiliyor, dinde fkh sahibi oluyor ve fkhmzdan dolay Allah'n bize olan nimet-i ilhsini inceden inceye dnyorduk'. Dikkat edildii takdirde grlecektir ki Hz Enes (r.a) Kur'an zerinde dnmeyi, anlayarak Allah'n nimetlerini saymay, fkh olarak adlandrmaktadr. Kul, Allah iin insanlara buzetmedike ve Kur'an'n birok ynlerini anlamadka tam olarak fakih olamaz. Bu hads-i erif, Ebu Derd'dan mevkuf olarak yle bir ilveyle rivayet edilmektedir: Btn bunlara buzettikten sonra Allah iin nefsine ynel meli ve her eyden daha ok ona buz etmeli. Senc, Hasan Basr'ye bir sual sorar. Hasan sorusunun ce vabn verdikten sonra kendisine u itirazda bulunur: Fakihler senin verdiin cevaba muhaliftirler. Onlarn verdii cevap senin verdiin cevaba uymamaktadr'. Bunun zerine Hasan hiddetle barr: 'Ey anas matemini tutasca! Acaba sen hi fakih grdn m? Elbette grmedin. nk fakih dnyaya srt evirip, hirete ynelip, rabbine ibadet etmeye devam eden, nefsini mslmanlarm erefini ihll etmekten alkoyan; mslmanlarm maln hakszlkla almaktan kanan ve mslman cemaata Allah'n emirlerini hi hatr gnl dinlemeden haykran insandr'. Dikkat edilecek olursa Hasan Basr hibir ekilde fetva vermek ten bahsetmemekte, fakillin fetvalar hfzeden biri olduunu sy lememektedir. Ben, Fkh teriminin zahir ahkmn fetvalarn bilen kiilere mil olmadn sylyor deilim. Fakat Fkh tbiri, bal bana bu fetva ehlini ifade etmemekte; ancak tli derecede bu hususu da iine almaktadr. Demek istediim sadece budur. nk selef limleri, bu terimi Fetva ilminden daha fazla, Ahiret lmi ne tlak etmilerdir. Bu aklamadan sonra anlalm olmal ki, insanlarn iyi ve kt ilimleri birbirine kartrmas, Fkh teriminin sonradan sa dece fetva ilmiyle ilgili grlp, hiret ilmine ve kalplerin ah kmna dair konularla ilgili grlmemesine yol amtr, Tahrifiler bu terimi istedikleri mnda kullanmak iin nefsin de yardmn grmlerdir. nk btn ilmi zordur. Onunla amel etmek ise daha zordur. Bunun iin insan tabiat, btn ilminden kaar. Btn ilmine sahip olmakla; insan valilik, kadlk, rtbe ve servet elde edemez. te bu frsat ganimet bilen eytan, esasnda gzel bir er' terim olan Fkh terimini teferruata tahsis ederek kalplere gzel gstermeye almtr. kincisi lim terimidir. Bu terim asr- sadette Allah', ayetle rini ve kullar hakkndaki fiillerini bildirmek iin kullanlrd. Hatta Hz. mer (r.a) vefat ettii zaman ashabn byk limlerin den olan bn Mes'ud yle demiti: 'lmin onda dokuzu ld'. Bu terime kar koyanlarn hiddetini durdurmak iin bn Mes'ud, harf-i trifle birlikte kullanlan el-lim terimini lm-i Billah olarak yorumlamtr. Zamanmzn insanlar bu terimi tpk birinci terimde olduu gibi, fsit bir daireye tahsis etmilerdir. Hatta o kadar ki, fkh veya gayr- fkh konularda hasmlaryla tartanlar hakknda bile bu terim kullanlabilmektedir.

rnein fkh konularda hasmlaryla iyi ve inandrc bir ekilde tartan, hakik lim ve ilimde almaz bir byk olarak grlmekte, fakat fkh meselelerde tetebbuu ol mayan, tartmayan ve mnazaradan kaman kimseler ok zayf kimseler olarak kabul edilmektedir. te tpk birinci terim de olduu gibi el-lim terimi de hakik mnsnn dnda birtakm tli meselelerde kullanlmaktadr. Fakat ilim ve onunla itigal eden limler hakknda vrid olan fazi letlerin ou; Allah'a, O'nun emirlerine ve sfatlarna vkf olan limler hakkndadr. Zamanmzda ise er' ilimlerden ancak ce del ve hilfiyt bilen ve bunlar bilmekle de ulemadan saylanlarn arasna karan kimselere lim denmektedir. Halbuki bu insanlar ayrca tefsir, hads, mezheb v.s ilimleri bilmemektedirler. Sonuta bu terimin anlamnn bozulmas, ilim talebinde bulu nan birok kimselerin helk olmasna sebep tekil etmitir. ncs ise, Tevhid terimidir. Bu terim, zamanmzda kelm ilmini bilen, mcadele yolunu kavrayan ve hasmlarnn tenkid yo lunu kapayacak sualler sormasn bilen, insanlar kendisinden pheye dren, hasm durduracak deerde deliller bularak, hasm tasfiye eden kimselerin sanat iin kullanlmaktadr. Hatta bu kiilerden bazlar kendilerini ehli tevhid ve'l-adl olarak tantmaktadrlar. Kelmclara tevhid limleri ad verilmitir. Oysa kelm sa natnn btn malzemesi asr- saadette bilinmemekteydi. Bilinmemesi bir yana, ayet asr- saadeti meydana getiren o mba rek insanlar, cedel ilminin kapsn aanlar grseydiler, belki de onlar iddetle knarlard. Kur'an'n ihtiva ettii zhir delillere gelince, duyar duymaz insan aklnn onlar hemen kabul edecei malm bir husustur. Demek ki Kur'an' bilmek, bu ilmin tamann bilmek demektir. Asr- saadette yaayan bykler, Tevhid teriminden gnmz kelmclarnn ounun anlamad eyleri anlyorlard. stelik gnmz kelmclar bu mnlar anlasalar da, anladklar bu mnlarla muttasf olamazlar. Onlarn anlad mnlar unlard: 'Herey Allah'tan gelir' inancna hibir sebep ve vastaya bavurmakszn bilip balanmak, hayrn tamamnn Allah'tan olduuna kat' bir ekilde kanaat getirmektir. Bu makam ok erefli bir makamdr. Tevekkl, rza ve Allah'n hkmne teslim olmak, bu mertebe nin meyvelerindendir. Dier bir meyvesi ise, Hz. Ebu Bekir'in (r.a) kendisini ebediyet lemine gtrecek olan hastal srasnda 'Sana doktor getirelim mi?' diye sorulduu zaman, 'Beni hasta dren doktordur' eklindeki szdr. Baka bir hastaya 'Bu hastaln hakknda doktor sana ne sy ledi?' denildiinde, hasta 'Doktor bana dedi ki: Ben istediimi en iyi ekilde yapan bir ztm' cevabn vermitir. Bu konular tevhid ve tevekkl ilmine ait kitaplarda, btn de taylaryla ve delillere dayanlarak izah edilecektir. imdilik tafsi lt burada kesip, geni izah ilerdeki sayfalara brakalm ve asl meselemize dnelim! Tevhid, paha biilmez bir cevherdir ve bu cevheri koruyan iki kabuk vardr: 1. zden en uzak olan kabuk. Halk. Tevhid kavramn znden ekip alm, bu ismi kabua ve o kabuu koruyan sanata vermitir. z ise btnyle ihmal etmitir Birinci kabuk dille 'L ilhe illllah' demektir. Bu kabua Tevhid ismi verilmitir. Bu kabuk esasnda hristiyanlarn aka izhar ettikleri teslis inancn ykan bir kabuktur. Fakat bu keli meyi, zn reddettii halde syleyen mnafklar da vardr. Bu mnafklar da Tevhid kelimesini dilleriyle sylemekte ve insanlar kandrmaktadrlar. 2. Kalpte, dil ile sylenen bu sze hibir muhalefetin bulunma mas ve bu kelimenin btn anlamnn olduu gibi kabul edilmesidir. Kalp, zhirde zikredilmi olan bu kelimenin btn mn ve medlln kesin olarak tasdik etmeli ve bu inan Allah inancnn btnne mil olmaldr. Bu mertebe, halk tabakasnn Tevhid mertebesidir. te kelmclar bu kabuu bid'at ehlinin taarruzundan korurlar. Bu hakikate daha nce iaret edilmiti, 3. z. Yni btn vastalara srt evirmek, her eyin Allah'tan olduuna tam mnsyla inanmak ve Allah'a hibir varl ortak komakszm kulluk yapmaktr. Nefsinin hevasma uyan insan, Tevhid anlaynn dnda kalr. Bu bakmdan arzularna tbi olan, nefsini kendisine ilah edinmi demektir, Grdn m o kimseyi ki he vasini kendisine ilh edinmi, Allah da bir ilim zere onu artm, kulan ve kalbini mhrleyip, gzne de bir perde ekmi! Artk onu Allah'dan baka kim yola getirebilir? Hl

dnmez misi niz? (Csiye/23) Allah nezdinde yeryznde kendisine ibadet edilen ilahlarn en buz edileni hev-i nefistir.127 Dnen bir insan puta tapanlarn, aslnda o puta deil, kendi hevalarna tapmakta olduklarn hemen anlar. Zira onu, ecdadnn dinine balayan hevasdr. O da nefsin bu meyline tb olunan mnlardan birisidir. Halka kzmak veya on lara iltifat etmek bu Tevhid anlayna aykr der. Zira hereyi Allah'tan bilen bir insan katiyyen kzmaz. Nasl olur da 'Hereyin msebbibi Allah'tr' diyen bir insan, baka insanlara kzar? Tevhid teriminden daha ncekilerin anladklar mn bu idi. Bu yksek makam, Sddk'n makamdr. Bu terimin ifade ettii mnnn ne hle geldiine ve za manmzdaki insanlarn bu terimin hangi kabukta kalan m nsyla iktifa ettiklerine iyi dikkat edilmelidir! Bu kelimenin ifade etmi olduu geni mny bir kabuk mnya inhisar ettirenler byle yaptklar iin nasl da bbrlenebilmektedir? Bu kelimeyi kabuklamann vastas klmlar ve onunla vnmeye alyorlar. Halbuki vlmeye lyk taraf krplm olduundan, ona yapm olanlar mflis duruma dmlerdir; nerede kald ki kendi durumlaryla iftihar edeler... Bunlarn ifls aynen kbleye ynelerek 'phesiz ben sadece hak dine (tevhide) boyun eip yzm gkleri ve yeri yaratm olan Allah'a evirdim ve ben O'na ortak koanlardan (mriklerden) deilim' (En'am/79) melindeki ayeti okuyan, fakat bu okuduu ayetin mnsna inanmad iin Allah'a kar hergn yalann tekrarlayan bir kimsenin iflsna benziyor. Eer bu kii, ayetteki yz (vech) tbirinden zhiri anlamdaki yz kasdederse, o zaman kii zhir yzyle Kbe'ye ynelmi olur. Fakat o bu durumda y zn baka cihetlerden evirip Kbe istikametine yneltmi olmak tadr. Kbe, gklerin ve yerin sahibi Allah'n istikameti deildir ki, oraya her ynelmi olan, Allah'a ynelmi saylsn. Cihetlerin ve btn dnyann yaratcs, oralara smaktan mnezzehtir, o btn bunlardan ok ycedir Mahlk, hlikn ihta edemez! Eer namaz klan kimse, ayette geen yz terimiyle kalp y zn irade ederse ki ibadette matlub olan kalp ile yaplan ibadettir. Kalbi tereddt iinde olan insann akl, dnya ihtiyalarnda olduu iin; byle bir kiinin sz nasl doru olabilir? O yalnz szle yzn Allah'a evireceim sylemektedir. Halbuki kalbi, trl trl hileleri, mal toplamay, dnya mertebeleri elde etmeyi ve btn bunlara gtrecek vesileleri dnen ve kendisini yalnz bunlara veren bir kiinin Allah'a dnmesi mmkn mdr? Bu adamn kalbi bu takdirde asla yerlerin ve gklerin yaratcs olan yce Allah'a ynelmi olmaz. Bu kelime, tevhidin hakikatini ifade eden bir kelimedir. Bu ne denle muvahhid bir kimse, tek varlk olan Allah'tan baka hibir ey grmeyen ve ancak kalp yz ile Allaha ynelendir. Byle bir durum Allah Tel'nn aadaki ayetinde ne gzel aklan maktadr: (Ey Raslm!) Sen Allah de! Sonra onlar brak, btl szleri ierisinde oynayadursunlar. (En'am/91) Bu ayeti celledeki 'Sen Allah de' hkmnden maksad dille sylemek deildir. nk dil, kalbin tercmandr. Dil bazen doru ve bazen de yalan syler. Allah Tel'nm nazar ettii yer ise, dilin tercman olduu kalptir. Tevhid'in mdeni ve kayna sadece kalptir. Drdncs ise Zikir Tezkir terimidir. Allah Tel yle bu yurmaktadr: Sen Kur'an ile t ver, nk t m'minlere fayda verir. (Zriyat/ 55) Zikir meclislerini metheden birok hads-i erif vrid olmutur. Cennet bahelerinden getiiniz zaman, o bahelerden yeyin. Kendisine 'Ey Allah'n Rasl! Cennet baheleri ile neyi murad ediyorsunuz?' diye sorulduunda, cevaben yle buyurdu: 'Zikir meclislerini...'128 Hak ile megul olan meleklerden baka, dnya yznde se yahat eden, Allah'n daha nice melekleri vardr. O melekler zikir meclislerini grdkleri zaman, birbirlerini arrlar: te aradmz buradadr, geliniz!' Her taraftan o meclis lere gelirler ve zikir meclislerine itirk ederek zikir mecli sini kuatrlar ve dinlerler. O halde (ey mmetim), Allah' oka zikredin! Nefislerinize de hatrlatnz.129 Zikir teriminden zamanmzn birok vizi aadaki u drt mny anlamakta ve terimi bu mnlarda

kullanmaktadrlar. 1.Kssalar 2. iirler 3. athat 4. Tamat. (athat ile Tamat'n tefsiri, yeri geldiinde yaplacaktr). Kssalara gelince, bunlar bid'attrlar. Selef-i Slihn, kssaclarn yannda oturmay bile yasaklamlar, hikyecileri katiyyen dinlememilerdir. Kssa, ne asr- sadette, ne de Hz. Ebubekir ve Hz. mer zamannda vard.130 Ne zaman fitne bagsterdi, ite o zamandan beri hikyecilik ve kssaclk sratle yayld. Rivayet olunduuna gre bn mer bir ara mescidden dar kt. knn sebebini soranlara bu sebebi yle izah etti: 'Beni mescidden hikye anlatanlar kard. Bu hikyeciler olmasayd, hibir surette mescidi terketmeyi dnmezdim'. Zmre131 yle anlatr: Sfyn- Sevr'ye, 'Biz hikyecilere y zmz evirip bakyoruz' dedim. O yle mukabelede bulundu: 'Bid'atlara yznz deil, arkanz dnerek oturunuz'. bn Avn132 yle der: ibn irinin133 yanna gittiimde yle bu yurdu: 'Bugn ne haberler var?' Bu suale 'Emr'il M'minn, hikyecileri hikye anlatmaktan menetti' diye cevap verdim. O zaman bn irin 'Emr'il M'minn ok isabetli bir karar alm' dedi. A'me, Basra camiine girdiinde, bir hikyecinin yle dediini duydu: 'A'me bize boyle rivayet etmitir'. Bu sz zerine A'me, cemaatin ortasna dikilerek koltuk altlarn yolmaya balad. Hikye anlatan adam, densizlik yapt ak olan bu adam ylece tekdir etti: 'Ey ihtiyar! Va'z meclislerinde koltuk altlarn yolmaktan utanmyormusun?' A'me 'Neden utanaym? Ben bir snneti yerine getiriyorum. Sen ise yalan sylyorsun. nk bahsettiin A'me benim. Sana da byle bir hikye anlatm deilim'. Ahmed b. Hanbel yle buyurmutur: 'nsanlarn en yalancs hikyeler anlatan ve ok soru sorandr'. Hz. Ali Basra mescidinde hikye anlatan bir adam kovmutur. Fakat ayn Hz. Ali (r.a)., Hasan Basr'nin mescidinde yapt va'za mn olmamtr; nk Hasan Basr (r.a), hiret ilmi, lm, nefsin ayplarn gsterme, amellerin feti, eytann ivalar ve btn bunlardan sakndrmak hususunda va'z ediyordu. Ayn zamanda Allah'n nimetlerini, kulun bu nimetlerin krnde kusur ettiini, dnyann ayplarn sayarak hakir ve geici bir yer olduunu; dnyann hibir eyinde vefa bulunmadn, hiretin tehlikelerini ve iddetli azplarn anlatyordu. te btn bunlar er'an gzel kabul edilen zikir olduu iin, bunlardan konumakta byk bir fayda vardr. Bu tr bir zikrin gerekli olduunu Ebu Zer Gfar'nin (r.a) rivayet ettii u hadsten anlyoruz: Zikir (ilim) meclisinde hazr bulunmak, bin rek't nfile namaz klmaktan daha hayrldr. (Bir zikir meclisinde bu lunmak), bin hastay ziyaret etmekten daha hayrldr. (Bir ilim meclisinde bulunmak), bin cenaze merasiminde hazr bulunmaktan daha hayrldr. Allah'n Rasl'ne 'Ey Allah'n Rasl! Bu meclislere gitmek, Kur'an okumaktan da m stndr?' diye soranlara Allah'n Rasl (s.a) yle cevap vermitir: 'lim olmadan okunan Kur'an'n bir fay das olur mu'?134 At yle demitir: 'Bir zikir meclisine itirk etmek, yetmi lehviyat meclisine girmenin kefareti olur'. Zhirperestler bu hads-i erifleri nefislerinin tezkiyesine dair bir hccet kabul etmiler ve zikir nvann da, yapm olduklar kt hurafelere ad olarak takmlardr. Onun iin gzel ve esas olan Zikr'in asl mnlarndan uzaklamlar, ihtilfl kssalarla megul olmular, keyiflerine gre eksiklik veya ziyadelikler icad etmilerdir. Kur'an- Hakm'de vrid olan kssalarn sebebinden uzaklalm ve o kssalara kendi hissiyatlarndan doanlar ek lemilerdir. Kssalarn bir ksmn dinlemekte fayda varsa da; bir ksm da doru olmasna ramen zararldr. Nefsi iin bu kapy aan bir kimse, eri ile doruyu, yararl olanla zararl olan kartrr ve bundan tr tehlikeli bir duruma der. Hikyeciliin menedilmesinin sebebi de bu tehlikeden korunmak tan baka bir ey deildir.

Yine bu sebepten dolay Ahmed b. Hanbel yle buyurmaktadr: nsanlarn, doru hikyeler anlatan insanlara ne kadar ihtiyac vardr?' ayet bir hikyeci peygamberlerin kssalarndan bahsediyor ve ayn zamanda kendisini dinleyenlere din emirleri bildiriyorsa; ksaca doru eyleri hikye ediyorsa, ben byle birinin hikyele rinde hibir zarar grmemekteyim. Ancak yalan sylemekten, halkn anlamayaca bir ekilde peygamberlerin hayatlarndan hikyeler anlatmaktan, ok zararl olaca iin bu hareketlerden iddetle kanmaldr. Peygamberlerden hasl olan zellelerin ardndan onlarn yaptklar hasent anlayamayaca iin, kendi hatlarnn da affedilecei inancna saplanarak kendisini byk bir tehlikeyle babaa brakr. 'Bir ksm meayihten ve mmetin byklerinden yle ve byle rivayet edilmitir' diyerek kendi dncelerini hakl grmek ten iddetle kanmaldr insanlar... Hikyeciler kendi fikirlerini delillendirmek iin ounlukla byle davranrlar. Byle yapan her kes byk bir gnah ilemi olur. nk bu hareket 'Ben Allah'a isyan etmi ve kusur ilemisem eer, bu kusurlar benden ok daha faziletli olan byk insanlar da ilemiler' demekten baka bir mn tamaz. Bu tr eylerden bu ekilde bir hkm karabilirler ve bu hkmle bilmeden kendilerini Allah karsnda cretkr bir duruma getirirler. Bu iki mahzurdan; yani yalan ve rezillikleri anlatmaktan saknld takdirde hikye anlatmakta bir zarar yoktur. Bu tak dirde hikye gzel olur ve Kur'an'n zikrettii haber hlini alr. Nitekim deerli kitaplarda bu tip hikyelerin oka yer aldn grmekteyiz. Bir ksm insanlar, ibadetlere tevik edici hikyeler anlatmay gzel bulurlar. nk bu hikyelerin amacnn insanlar hakka dvet etmek olduunu dnmektedirler. Halbuki bu, eytann bir yanltmasdr. Zira doruyu anlatmak kfidir. nsan yalana sev kedecek hibir sebep yoktur. Allah'n ve Rasl'nn emirlerini an latmak kfi olduu iin va'zlarda uydurmalara hibir ihtiya yoktur. Sze aslnda olmayan ilveler katmak mekruh bir hareket deil midir? Sa'd b. Ebi Vakkas (r.a), kendini zorlayarak ve cmleleri ssle yerek konumaya alan olu mer'e yle demitir: 'te seni bana hor gsteren hareketin, ssl cmleler kurmak iin kendini zorlamandr. Bu huyundan vazgemedike, hibir ihtiyacn karlamayacam'. Bu sz, olu kendisinden baz ihtiyalarn karlamak iin bir eyler istedii zaman sylemitir. Hz. Peygamber (s.a) kelimeleri ssleyerek ve kendini zorlaya rak konuan Abdullah b. Revaha'ya hitaben yle buyurmutur: Ey bn Revaha! Kelimeleri kfiyeli sylemekten ve bu ko nuda kendini zorlamaktan sakn!135 Dinen mahzurlu olan seci', iki kelimeden fazla olan seci'dir. Bu srra binaen ceninin diyeti hakknda 'imeyen, yemeyen, barmayan ve alamayan bir para et iin ne diye diyet verelim? Bu, bo yere mal vermektir.. diyen kimseyi Hz. Peygamber (s.a) yle azarlamtr. Gebelerin kfiyeli konumas gibi mi konumak istiyorsun? 136 iirlere gelince, va'z ve nasihat ederken oka iir sylemek irkin grlmtr, Allah Tel yle buyurmaktadr: airlere ise, sadece sapk kimseler uyar. Grmez misin? O airler, her vdide akn dolarlar. (uar/224225) Biz ona (peygambere) iir retmedik, ona yaramaz da! (Ysin/69) Vizlerin, det edinerek okuduklar iirlerin ou ak, mukun gzellii, kavumak ve ayrlk acsyla ilgilidir. Byle va'zlar dinleyen cemaatin ounu halkn en ahmak tabakas tekil eder. Bu ahmaklarn ehvet duygularndan baka hibir eyle ilgilenmedikleri ve kalplerinin ise gzel ekillere bakmaktan baka bir ie yaramad bir gerektir.

Byle bir cemaatin bu lunduu yerlerde, yukarda sz edilen iirler okunduu zaman, bu kiilerin ehvet hislerini gcklamaktan baka bir sonu elde edilmi olmaz. Bu insanlar, sakl atein alevlenmesinden dolay barp ararak raksetmeye alrlar. iir ounlukla dinin ta mamna zarar verici bir fesad leti olmaktadr. Bu nedenle mev'ize ve hikmetli szleri ihtiva eden iirler ancak istidll yoluyla nakle dilebilir, Hz. Peygamber (s.a) yle buyurmutur: iirin bir ksm hikmettir.137 ayet meclisi tekil edenler havasstan kimseler ise ve onlardan bakas da yok ise; o zaman halka zarar veren iir trleri okunabi lir, nk havassa byle iirler bir zarar vermez. nk stn de recelere ulam ve kalpleri arnm kimseler ne dinlerlerse dinle sinler, dinlediklerini kalplerindeki muhabbete malederler. Bunun hakikatini Sema' adl blmde uzun uzun anlatacaz. Bu srra binaen mehur Cneyd-i Badd, ancak on kiiye hitabda bulunur ve cemaat on kiiden fazla olduunda konumasn keserdi. Cneyd'in hibir zaman yirmi kiilik bir cemaata hitap ettii g rlmemitir. Bir cemaat bn Salim'in130 kapsna giderek, kendisine 'Arkadalarm seni dinlemek iin hazrlandlar, k da onlarla konu!' dediklerinde bn Slim 'Hayr; bunlar benim ar kadalarm deil. Onlar ancak meclisin arkada olabilirler. Benim arkadalarm havass insanlardr' diye cevap vermitir. atahat'a gelince bu terimle bir ksm sfilerin sonradan ilve ettikleri iki hususu kastediyoruz: Birincisi, Allah ak hakkndaki uzun iddialardr. Yni zhir amellerin yerine geen kavumadr. Hatta bu mevzuda bir grup, Allah ile birletiini bile iddia etmitir. yle ki Allah ile ara larndaki perdelerin kalktn, Allah' alenen grdklerini ve ifah olarak kendileriyle konutuunu iddia etmektedirler! 'Allah bize yle dedi, biz de ona yle cevap verdik' gibi szler sylemek suretiyle, kendilerini daha nce bu szleri syleyen ve syledii bu kabil szlerden tr idam edilen Hseyin b. Mansur el-Hallac'a, (Hallac- Mansur'a139) benzetmeye alrlar. Hallac'n Ene'l-Hak szyle istihad etmektedirler. Beyazd- Bistam'nin140 'Subhan, Subhan; (ben ortaktan mnezzehim, benim hibir ortam yoktur) szne uyarak bir takm neticeler karmaya alrlar. Bu tr konumalar halka ok byk zarar verir. yle ki, ifti lerin bir ksm bu szleri duyduklar zaman iftlerini, ubuklarn brakarak bu kuru dvalar arkasnda komaya balamlardr. nk bu konumalar acaip olduklar iin insanlara cazip gel mektedir. Zira byle konumalardan sonra insanlar kendilerini birtakm ibadetlerden kurtulmu sanyorlar. Bu ne byk bir fel kettir! Nefsin yksek makamlara kmas ve Allah'la hallenmesi felketi de bunun abas.., Ahmak insanlar bu kuru dvalar ta hakkuk ettirecek kudreti nefislerinde daima grrler ve birtakm mnsz ve zhiren gzel grnen ii berbad kelimeleri sylemek ten de geri kalmazlar. Eer onlara byle konutuklar zaman itiraz edilirse, hemen yle cevap vermeye yeltenirler: 'Sizin bu itiraznz ilminizden ve tartmaya meraknzdan geliyor. lim hakikatlerin nne ekilen perdeden baka birey deildir. Cedel ise nefsin houna gittiinden, hibir kymeti yoktur. Oysa bizim btn syledikleri miz btn hallerinin dile dklmesidir. Bunlar, btnmza hak nrunun kefolunmas gsteriyor ve hak, bizim btnmzda tecelli ediyor. te bu ve buna benzer iddialar, slm memleketlerini tehlikeli bir yangn gibi sarm ve bu yangn bilhassa halk tabakasn yakp kl etmeye neden olmutur. Bu gibi szleri syleyen bir kimseyi l drmek, Allah indinde on kiiyi diriltmekten daha hayrl bir i olur. Beyazd- Bistm'ye mal edilen sz, onun azndan kmamtr. Byle bir szn ona mal edilmesi kesinlikle doru deildir. ayet buna benzer bir sz onun azndan km ise, o zaman bu sz kendisine deil, Allah'a ait olarak hikye edip konutuunu kabul etmek gerekir. Allah'n dininden bahseder ken, ona ait malmat iinde byle bir sz de sylemi olabilir. Nitekim Allah Tel (c.c) hakknda malmat verirken u szleri syledii gibi: 'Muhakkak ben Allahm, benden baka ilh yoktur, O halde bana ibadet edin'. Bu bakmdan Bistm, bu kelm ancak Allah kelm olarak hikaye etmi olabilir. Yoksa o kelm kendi adna sylemi ol masn mmkn gremeyiz. kincisi, mnas anlalmayan birtakm kelimelerden ibarettir. Bu kelimelerin zhiri, gayet ho ve dehetengiz mnlar tamaktadr. Fakat hepsi bu kadardr. Bunlarn tesinde bir mn ifade etmezler. Bu kelimeleri syleyen mnlarn bilmez, sadece aklnn noksanlndan dolay kendi iinden geirdii sa malklar bu

kelimelere ykler. Hibir zaman azndan kan bu kelimelerin mnsna nfuz edebilmi de deildir. Bazlar bu mny anlar, fakat gayesini anlatmaya muktedir olamad iin, bu ibareleri yerli yerinde kullanamaz. nk ilmi az olduu iin mnlarn hangi terimlerle ifade edileceini bilemez. Bu tr sz lerde bir fayda yoktur. Bu gibi kelimeler kalpleri yaralar, akllar dehete drr ve zihinleri hayrette brakr ve hi de kastedilme yen mnlarn anlalmasna yol aar."ite byle olduu zaman herkes arzularnn peine taklr ve bu kelimelerden istedii gibi mnlar karmaya balar. Hz. Peygamber (s.a) yle buyurmaktadr: Sizden herhangi biriniz bir toplulua anlamadklar bir tarzda konuma yaparsa; bu kimsenin konumas, dinleyen ler iin bir fitne olur.141 nsanlara anladklar bir tarzda hitab edin. nsanlarla an lamadklar tarzda konumaktan salann. Acaba siz Allah ve Rasl'nn tekzib edilmesini ister misiniz?142 Allah Rasl'nn menettii konumalar, ancak konuann kendisi tarafndan anlalan, fakat dinleyenlerin anlamad konumalardr. Bu konumalar dinleyenler, anlamadklar iin konumay asla zihinlerine yerletiremezler. Bir de konuann bile anlamad kelimelere ne buyurulur? Konuan kendi szlerinin mnsn bilir de, yalnz dinleyenler bu mny anlamasalar bile byle bir konuma hell olmaz. Hz. s yle demitir: 'Hikmeti, ehil olmayan kimselere ema net etmeyiniz ki, hikmete zulmetmi olmayasmz. Hikmeti, ehil olan kimselerden kskanmaynz ki, anlayanlara, idrk sahiple rine zulmetmi olmayasnz. efkatli bir hekim gibi olunuz ki, he kimler merhemi sadece yaraya srerler'. Hz. s'nn (a.s) bu sz yle de rivayet edilmitir: 'Hikmeti, ehil olmayan kimselere devretmeye alan bir kimse cahildir. Hikmeti, ehlinden saklayan bir kimse ise zlimdir. Hi kukusuz hikmetin bir hakk vardr ve bir de ehli vardr. yleyse her hak sa hibine hakk verilmelidir'.143 Tamat'a gelince, atahat konusunun tamam tamat ile ilgili dir. Bununla birlikte tamatn kendine ait husus bir vasf daha vardr. Bu husus vasf ise eriata ait kelimeleri zhir mn larndan ayrarak bu kelimelere zorla hibir faydas olmayan btn mnlar vermeye almaktr. Tpk btnlerin Kur'an ve hads zerine yaptklar te'vil gibi... te bunun iin tamat da, atahat da haramdr ve zarar byktr. nk eriat sahibinden gelen bir nakle dayanmayan ve bir zarurete binaen akl bir delile istinad etmeyen te'vil ile kelimeleri zhir mnlarndan baka mnlara evirmek, kelimelere olan itimad tamamen sarsar, bu durumda Allah'n ve Rasl'n szleri de anlalmaz bir hale gelir. nk artk kelimelerin bir mns kalmamtr veya daha doru bir deyile herkes her kelimeye kendi istedii mny vermi ve hkmler ortadan kaldrlmtr. yle ki artk her kelimeden btn mnlar karlr olmutur. te en byk felketlerden biri budur. Bu zarar ok byk olan hl, halk arasnda ok yaygn olan bid'atlerdendir. Bu bid'atleri icad edenler, acaiplikler ar kasnda komak suretiyle hrete ulamak isteyen kimselerdir. Zira insanolu tabiat icab, daima acaipliklere meyletmi ve acaip likleri temsil ettikleri sanlan kimseleri, byk adam olarak bilmitir. te insann garip eylerden zevk almasn, bu arlatanlar istismar etmiler ve halkn gznde birer kahraman kesilmilerdir. Btnler, korkun btl telakkleriyle eriatn byk temelle rini sarsmaya yeltenirler ve eriatn zhir olan hkmlerini te'vil ederek, (bunlar ykmak iin kaleme aldmz el-Mstezhir isimli kitabmzda da belirttiimiz gibi) eriatn tamamn kendi te'villerine gre bina etmeye alrlar. Tamat ehlinin te'viline bir misal olarak u ayetin te'vilini gs terebiliriz. Haydi artk Firavun'a git, nk artk o ok azd. (Nziat/17) Bunlar, ayet-i kermede geen Firavun kelimesini, zalim Firavun'a deil de, kalbin bir hline hamlederek 'Firavun' dan maksad, insana saldran kalptir' demilerdir. Yine bunlar Kasas sresinin 32. ayetinde geen 'Ve asn yere brak' cmlesindeki as kelimesini, insann gvendii ve Allah'tan baka itimad ettii eylere atfetmiler ve bunlar kaldrp atmann gerekli olduunu sylemilerdir. Hz. Peygamberin (s.a) 'Sahur yemeini yeyiniz, nk sahurda bereket vardr'144 szn yle te'vil etmilerdir: 'Sahur kelimesinden murad, seher vaktinde istifar etmektir'.

Bu adamlar o kadar ileri gitmektedirler ki, Kur'an- Kerm'i batan aaya te'vil etmeye kalkmakta, bn Abbas'dan itibaren btn Kur'an mfessirlerini bir yana atarak btn ayetleri kendi anlaylarna gre tahrif etmektedirler. (Zaten bunu yapabilmek iin byle bir yola bavurmutur bu sahtekrlar). Btnlerin ve te'villerinin bir ounun btl olduu apak bi linmektedir. Tpk Firavun'u kalp ile tefsir etmeleri gibi... Firavun, elle tutulan ve gzle grlen bir kiidir. Varl teva tr yoluyla bize kadar gelmitir. Gene ayn Firavun'un Hz. Musa tarafndan hakka dvet edildii de tevatr hlindedir. Firavun kendisinden sonra yaam bir Ebu Leheb, bir Ebu Cehil ve sir k firler gibi bir kfirdir. Firavun, as ve sahur; eytan ve melek gibi hiss ile bilinmeyen eylerden deillerdir ki onlar teVile alalm. Sahurun seherde istifar mnsna tevil edilmesi de byk bir hatadr. nk sahurun ne olduunu bizzat efendimiz hareke tiyle bize bildirmitir. Allah'n Rasl sahur zamannda yemek yer ve etrafndakilere yle derdi: Bereketli gdaya geliniz.145 Tevatr, hiss ve nakil yoluyla gelen btn llere gre, bu gibi te'viller btln en aa derecesidir. Bu tevillerin btl olduunu bzen zann- galib ile biliriz. Bu da hissin mdahalesinin bulunmad emirlerde olur. Btn bu te'viller haramdr, dallettir, din halk tabakas nazarnda ifsad etmektir. Ne sahbeden ve ne de tabinden bu te'villere benzer riva yetler nakledilmitir. Halk hakka dvet eden ve halka va'z u nasi hatta bulunan Hasan Basr'den de byle te'viller nakledilmi deildir. (Hasan Basr, krk sene durmadan sahbeyi dinleyerek ilim sahibi oldu. Btn hayat boyunca sahbeden dinlediklerini nakletti. Onun dinledikleri kimseler iinde yetmi Bedir kahra man ve dier yz sahb vard. Buna ramen o byle teViller yapmad. Yaptna dair en kk bir rivayet gelmemitir. Btnlerin elinde buna dair en basit bir delil bile yoktur). Hz. Peygamber (s.a) yle buyurmaktadr: Kur'an- Kerm'i kendi grne dayanarak (kaideleri g zetmeden) tefsir eden kimse atete yerini hazrlasn.146 Bu hads-i erifin mnsn, btnler gibi kendi grleriyle tefsir edenlere hamledersek ancak akla kavuturabiliriz. yle ki: Yukarda bahsi geen tevil ve tefsirlere kaan btn merebli bir kimsenin gayesi ve gr bir emrin tahkik ve tesbitidir. te o emri bir de te'vil yoluyla Kur'an'n ehdetiyle tevsik etmek ister. Ne lgat ve ne de nakil olarak hibir delil yokken Kur'an ayetlerini o mnlara hamletmek ister. Yukarda zikrettiimiz hads-i erif 'Kur'an istihra ve tefekkr yoluyla tefsire tbi tutulmasn' demi yor. Zira birok ayet iin sahabe-i kirm ve mfessirlerden be-alt ve hatta yedi mn naklolunmutur. Biliniyor ki bu mnlarn hepsi Hz. Peygamber'den nakledilmi deildir. Zira bu mnlarn bzan biri dierini nakzettii iin bir araya toplanmalar mmkn olmuyor. Demek ki btn bu mnlar Hz. Peygamber'den iitilmi deil, belki uzun tefekkr ve anlay sonucunda ortaya atlm mnlardr. te bu srra binaen Allah'n Rasl, bn Abbas iin yle buyurmutur: Ey Allahm! Onu dinde fakih kl ve kendisine Kur'an'm te'vilini ret.147 Tamat ehlinden, bu te'villerin lfzlardan kastedilen mnlar olmadn bildii halde caiz gren ve bununla halk hakka ardn iddia eden bir kimse; hakikatte doru olan bir eyin is bat iin Allah Rasl'nn sylemedii bir sz uydurup da syle yen bir kimseye benzer, Bu ise zulm ve dalletin t kendisi olduu gibi, ayrca bu zulm irtikb edeni de Allah Rasl'nn u mba rek sz tehdit etmektedir: Benim sylemediim bir sz bana kasden mleden ve yalan uyduran bir kimse atete yerini hazrlasn!148 Bu kelimelerin tevili, btn bu tehlikelerden daha korkuntur. nk bu gibi teviller, kelimelere olan itimad sarsar. Byle olunca da hi kimse Kur'an'dan hibir mn karma imkn bu lamaz. Bylelikle Kur'an'dan istifade etmek yollar kapanm olur! eytann, halk hakka dvet edenleri memdh ve makbul ilim lerden, mezmum ilimlere nasl evirdii ortadadr. Btn bu fel ketler, terimleri hakik mnlarnda deil, baka mnlarda kul lanan sahtekr limlerin telbisat sonucunda meydana gelmekte dir. ayet mehur terimlere gvenerek ve asr- evvelde bilinen hak ikate bakmayarak bu kiilere tbi olursan, senin durumun tpk hekm denilen, fakat aslnda hikmetle alkas bulunmayan bir kimseye tbi olup, eref talebinde bulunan bir kimsenin durumuna benzer. Byle bir kimse sadece hikmet teriminin erefiyle yetinmi olmaktadr.

Zira hikmet tbiri gnmzde tabibe, ire ve mnec cime mledilmektedir. Bu kelimeleri bahsi geen meslek erbabna mletmek ise, kelimelerin ifade ettii mnlar bilmemekten (gafletten) domaktadr. Beincisi ise Hikmet terimidir. Hakm sfat tabiblere, airlere ve mneccimlere ait bir sfat oldu. Hatt yol kenarlarnda kularn peneleriyle veya kyllerin eliyle kabak dndren hokkabazlara dahi Hakm sfatyla hitab edilmektedir. Halbuki hikmet, Allah Tel'nn vd ilme denir. Allah dilediine hikmeti ihsan eder. Kime hikmet ve rilmise, muhakkak ona ok hayr verilmitir. Bunu ancak akl sahipleri dnr.(Bakara/269) Hz. Peygamber (s.a) yle buyurmutur: Hikmet'ten bir kelimeyi renmek, kii iin dnya ve onun iindeki varlklarn tmnden daha hayrldr.149 Yukarda naklettiimiz ayet ile hadsi dikkatle tedkik ederek hikmetin ne mnya geldiini dnnz ki, sonralar hangi mnlarda kullanldn anlayabilesiniz. Dier terimleri de hikmet terimiyle mukayese ediniz. Ancak byle yaptnz takdirde sahtekr limlerin hilesinden kendinizi koruyabilirsiniz. Zira kt limlerin dine verdii zarar, eytanlarn verdii zarardan daha dehetlidir. nk eytan, insanlarn kalbinden iman bu gibi kimseleri vesile ederek ekip alr. te bunun iin Allah'n Raslune (s.a) halkn en erlisi sorulduu zaman cevap vermek ten kanm ve 'Allahm affet' demekle yetinmiti. Ashab, ayn suli birka kere tekrarlaynca da yle buyurmutu: 'Onlar, kt alimlerdir'.150 Mahmud ve Mezmum (Gzel ve irkin) ilimlerin ve iltibasn nereden kaynaklandn artk renmi bulunuyorsunuz. Bu ne denle imdi muhayyersiniz; ister nefsinizi selef-i slihne uydu rursunuz, ister gurur zincirlerine smsk sarlr, halefin ar kasnda gidersiniz. Selef-i slihinin kendisine megale olarak setii gzel ilimler inkraza uram olduundan bugnn in sann megul eden ilimlerin ou bid'attir ve dine sonradan ilve edilmitir. Bylelikle Hz. Peygamber'in (s.a) u mbarek sz de yerine gelmi olmaktadr: slm garip olarak balad ve sonunda da balad gibi ga rip olacaktr. Garipler iin cennet vardr.151 Bu hadsi ifade buyurduklar zaman Hz. Peygamber'e 'Garipler kimlerdir?' diye soruldu. O da yle cevap verdi: Garipler o kimselerdir ki, halk tarafndan bozulmu olan snnetimi slah edip dzeltirler. Halk tarafndan ld rlm (terkedilmi) olan snnetimi de ihy ederler.152 Garipler o kimselerdir ki, sizin bugn zerinde olduunuz hakkate sarlrlar.153 Garipler, saylar pek az olan slih kiilerdir. Fakat bu kiiler, slih olmayan, fertleri ok olan bir topluluk iinde yaarlar. Yaadklar bu topluluk iinde kendilerini seven az, buz eden ise oktur.154 Gerekten de selef-i slihnin ilimleri bugn gariptir. O kadar ki gnmzde bu ilimleri hatrlatanlar sevilmemektedir. te bu srra iaret etmek isteyen Sfyn es-Sevr yle demitir: 'Bir li min dostunun ok olduunu grdn zaman bilmi ol ki, o lim hak ile btl birbirine kartrmtr. Zira hak ile btl birbirine kartrmam olsayd, dostu az dman ok olurdu'. Mahmud (Gzel) limlerin Memduh Olan Miktar Bu itibarla ilim ksma ayrlr: 1. Az da ou da mezmum (irkin) olan ilim 2. Az da, ou da mahmud (gzel) olan ilim; ne kadar fazla olursa o kadar gzeldir. 3. Kifayet edecek miktar gzel, kalan ksm ise gzel olmayan ilim lmin durumu aynen bedenin hline benzer. Bedene ait baz haller vardr ki az da, ou da gzeldir. Mesel, shhat ve gzellik gibi... Dier bir ksm ise, mtedil davranld zaman gzel, haddi ald zaman irkindir. Mesel maln Allah yolunda vermek gibi. Haddi aarak verilen ey sadakadr, fakat gzel deildir. nk israftr. Mesel ecaatin bir dal olan tehevvr gibi. Tehevvr, ecaatin bir blmdr ama gzel deildir. Halbuki ecaat gzeldir. te ilim de aynen byledir. Az da, ou da kt ve irkin olan ilim, ne ahirete ve ne de dnyaya bir faydas dokunmayan ilimdi. Ne dnyaya, ne de ahi

rete yaramayan ilmin faydasndan ok zarar dokunaca herke sin kabul edecei bir gerektir. Sihir, tlsm ve yldz ilimleri gibi... Bu ilimlerin bir ksmnda hibir fayda yoktur. Dolaysyla bu ilimlerle megul olmak insann en kymetli sermayesi olan m rn bouna harcamas demektir ki deerli bir sermayeyi bouna harcamak irkin ve kt bir harekettir. Bu ilimlerin bir ksmnn zarar, dnyaya yarad zannedilen ksmndan daha ar bas maktadr. Zira bu ksmnda geici bir menfaat var ise de, verdii zarara nisbetle bu menfaat hi denecek kadar azdr. Her tarafyla mahmud (gzel) olan ilme gelince, bu ilim, Allah'n sfatlarn, fiillerini, halk arasndaki Snnet-i ilhyesini ve hireti dnyadan stn klmasnn hikmetini beyan eden ilim dir. te bu ilim biztihi istenen ilmin t kendisidir. nk ancak bu ilimle insanlar ebed saadete ularlar. Bu ilmi elde etmek iin insann vargcyle almas bile kendisini kusurdan kurtarmaz. Zira bu ilim idrk edilemeyecek kadar geni ve dibi bulunamaya cak kadar derindir. Herkes kendi gc nisbetinde ancak bu der yann sahil ve s yerlerinde gezebilir. Bu denizin etrafnda ve s yerlerinde ancak peygamberler, kmil veller ve Allah ilminde r sh kesbeden limler gezebilirler. Elbette ki onlar kendi derecele rine ve Allah Tel'nn kendileri iin takdir ettii derinliklere ka dar dalabilmilerdir. te kitaplarda yazl olmayan gizli ilim budur. Bu ilmi insan ancak renmeye almakla ve hiret limlerinin ahvlini iyi bilmekle elde edebilir. hiret limlerini tantacak almet-i frika lar ilerideki blmlerde izah edilecektir. te bu ilmi bilmek iin yaplacak i budur. hirette ise, bu ilmi elde etmeye almak, m cahede, kalb tasfiyesi, dnya megalelerinden kalbin kurtarlmas ve bu dnyada peygamberlerin ve kmil velilerin arkasnda gitmek ile onlar rnek almak yardm eder. Evet, btn bunlar yapmak lzm ki, bu ilmin peinde olan herkes almas nisbetinde deil, ancak nasibi kadar bu ilme sa hip olabileceini anlasn. Bu sz, o halde gayrete gerek olmad mnsna almak byk bir hata olur. Zira gayret, hidayetin anah tardr ve hidayetin gayretten baka anahtar da yoktur. Bir miktar gzel, kalan irkin olan ilimlere gelince, bu ilim ler farz- kifye blmnde zikrettiimiz ilimlerdir. Farz- kifye olan bu ilimlerin her birinde mertebe vardr: 1. Lzm olduu kadaryla yetinmek ki bu en azdr. 2. Ne ifrata ve ne de tefrite sapmakszn normal bir miktar elde etmek. 3. Ortalama haddini ap mrn sonuna dein srekli elde etmeye almak. Bu duruma gre sen iki halden birine talip ol. Yni ya nefsinle veya nefsini slah ettikten sonra bakasyla megul ol! Sakn kendi nefsini slah etmeyip, bakalaryla megul olan kimselerden olma! Nefsinle megul olan bir kimse isen, sadece sana farz olan ve du rumunun artlarna uygun den ilmi tahsil etmeye al! Namaz, taharet, oru ve sair ibadetler gibi. Zhir amellerinle ilgili ilmi elde etmeye gayret et! Herkesin ihmal ettii ilim, kalbin zelliklerini ve bunlarn g zelini ve irkinini bildiren ilimdir. Yeryznde yaayan hibir in san irkin sfatlardan arnm deildir. Kt sfatlar; hrs, hased, riya, kibir, ucb ve benzeri sfatlardr. Bunlar terk etmek ve kalp ten uzaklatrmak vcibdir. Btn bu kt sfatlarla mall olduu halde zhir amellerle megul olan bir kimsenin durumu, uyuz bir kimsenin durumuna benzer. Uyuz olan bir kimse, kendisini bu uyuz hastalndan kur taracak illar ihmal ederek, zhirde grnen yaralarna mer hem srerse, hi kukusuz sama bir i yapm olur. Bir meselenin d yzyle ilgilenen limler, yol kenarnda otu rarak, gelene geene zhir merhem tavsiye eden doktorlara ben zerler. hiret limleri ise, ancak btnn temizlenmesine, erri b tn ekilleriyle ortadan kaldrmaya ve ktlkleri kalplerden s kp atmaya bakarlar. Kalp amellerinin zorluu, buna mukabil zhir amellerin ko layl birok kimseleri rktm, onlar kalbi temizlemeye almaktan ise zhir amellere sarlmaya sevketmitir. Bu garip lerin durumu, tpk hastal kknden skp atacak olan ac il lar almaktan ekinip, zhir yaralara merhem srmeye rza gs teren hastalarn durumuna benzer. Bu hastalar bir yandan dtaki yaralara merhem srmek iin yorulurken dier yandan o yaralarn kk daha da derinlere git mekte ve hastalk gittike azmaktadr. ayet

hireti ister ve kurtulmay murad edersen; ebediyyen helk olmaktan kaar saadeti elde etmeye alrsan, hereyden nce hastalklar derinliine bil diren ve o hastalklarn ilcn (Mhlikt blmnde aka sy lediimiz gibi) tavsiye eden ilmi ren! Bu ilmi renirsen rendiin bu ilim seni Kurtarclar blmnde zikrettiimiz ma kamlara eker ve bu ekilde kesin bir bilgiye, ebed saadete ulamaya namzed olursun. Zira kalp kt sfatlardan kurtulunca, o sfatlarn yerini vlm olan sfatlar doldurur. Aynen topran yaban otlardan temizlenerek, fideleri ve glleri yetitirmeye hazrlan gibi... ayet kalp, kt sfatlardan temizlenmezse, oraya iyi sfatlarn girmesine imkn kalmaz. Bu bakmdan halk tabakas arasnda farz- kifye olan ilimlerle megul olan kimselerin ok olduu bir zamanda, farz- kifyelerle deil, kalp ilimleriyle megul ol. Zira bakasnn salh iin kendisini helk eden kimse ahmak saylr. Elbiselerinin cepleri ylanla, akreple ve daha baka ldrc ya ratklarla dolu olan kimsenin kendi hayatm dnmeyerek, bakasnn yzne konmu sineklerle megul olmas ne byk bir hamakat rneidir! Zira bakasnn yzndeki sinekleri kovmas, kendisini akrep ve ylanlarn sokup ldrmesine mni olmaz. Eer nefsini slh ederek ktlkleri tasfiye etmi isen, g nahn ak ve kapal btn ekillerini terketmeye gcn yetiyor ise ve bu hl sende bir tabiat hlini almsa ki bu sfatn elde edilmesi ok uzak bir ihtimldir o zaman farz- kifye olan ilimlerle megul olabilirsin. Fakat bu ilimlerde yine de tedric bir ekilde yrmeyi unutma! e nce Allah'n Kitab'ndan bala. Allah'n Kitab'n rendikten sonra Rasl'nn snnetini renmeye al. Daha sonra Kur'an'n nsih, mensuh, mevsul, mefsul, muhkem ve mtebih ilimlerini ren. Ayn minval zere snnet-i seniyeyi de renmeye al. Btn bunlar rendikten sonra fkh ilminin bir dal olan mezheb ilminin teferruat ile ura. Sakn zerinde ihtilf olan konularla megul olma. Bunu da rendikten sonra usl- fkh ilmine dal. Bylece mrn msaade ettii nisbette dier ilimlere de el atmaya bak. Btn mrn ilmin bir dalma ve o ilmin zirvesine kmak iin sarfetme; zira ilim ok, mr ise ksadr. Bu ilimlerin hepsi birer let ve balangtr. Bunlarn biz zat kendileri ama deildir. Bunlarn herbiri baka ilimlerin basamaklardr. Bu nedenle baka ilimlere basamak olan herhangi bir ilimle megul olarak esas amac unutup, ihmal etmek doru bir hareket olmaz. O halde lugat ilmini meramn arapa anlatacak kadar renmeye al. Kelimelerden ancak Kur'an' ve Snnet-i anlaya cak miktarn ren yeter... Daha dorusu, Kur'an ve Snnet'te ge en garib kelimeleri anlayabilecek kadar Arap dilini bilmek kfi dir. Daha ilerilere gitmek iin vakit kaybetmemelidir. Nahiv il minden Kur'n ve Snnet-i zecek miktarn ren! nk hibir ilim yoktur ki onda vasf bulunmasn. 1. ktisar (lzumlu miktardan az) 2. ktisad (ne ifrat ve ne de tefrit, tam ortas) 3. stiksa (normalin zerine kmak, en fazlasn bilmeyealmak) Dier ilimleri kyaslamak imknnn elde edilebilmesi iin ha ds, tefsir, fkh ve kelm ilimlerinin bu mertebesine iaret ede lim. Tefsir ilminde iktisar, Kur'n'n iki misli olmak demektir. Nitekim byle bir tefsiri Ali el-Vhid en-Nisabur155 yapm ve isim olarak da el-Veciz ismini vermitir. Tefsir ilminde iktisad mertebesi, Kur'an'm misli b yklnde olan tefsirdir. Nitekim byle bir tefsiri elVasit ad ile yine ad geen ahs yazmtr. Bundan daha byk tefsir ise, pek de lzum olmad halde bir mr bitirir, fakat kendisi bitmez. Hadste gelince, hads ilminde iktisar derecesi Buhr ve Mslim'in hadslerinden birer nshay, hads metninin ilmine vkf olan bir kiinin yannda okuyarak tashih ve tahsil etmektir. Hads ricalinin ismini ezberlemek hususunda, daha nceki hads limlerinin bu sahada yaptklar almalar tkip etmek ye ter de artar bile. O limlerin kitaplarna her bakmdan gvenilebi lir. Mslim'in veya Buhar'nin metinlerini ezberlemek zaruri deildir. Ancak bu iki kitab ihtiya olduu zaman, lzm olan hadislerin bu kitaplarn neresinde olduunu bilip, yerini muhatabna gsterebilecek kadar tahsil etmeniz yeterlidir. Hads ilmindeki iktisad derecesine gelince; Mslim ve Buhr'nin yannda sahih olan dier hads kitaplarn

okuyup, on larda fazla olarak bulunan hadsleri Mslim ve Buhar'ye kat maktr. Hads ilminde en son hadde varmak ise, bu kitaplarn dnda kalan hads kitaplarndan, zayf, kav, sahih, sakim hadsleri nak leden ve hads ilminde birok yollar reten hads ricalinin ahva lini, isimlerini ve vasflarn bildiren kitaplar mtalaa etmektir. Fkh ilmine gelince, bu ilimde iktisar derecesi mam Mzen'nin156 Muhtasar adl eserinin muhtevasn-ki biz o eseri Hulsat'ul-Muhtasar adl kitabmzda tertibe koyduk mtala et mektir. Fkh ilminde iktisad derecesi Muhtasar isimli kitabn misli bir kitap okumaktr ki biz bu miktar el-Vasit miri el-Mezhib adl kitabmzda bildirmitik. Fkh ilminde son derece ise el-Basit isimli kitabmz ve buna benzer uzun kitaplarda varid olan mal matlar okumaktr. Kelm 'a gelince, bu ilimden gaye ehl-i snnetin selef-i slihin den naklettii inanlar korumaktr. Kelm ilminin bundan gayr bir vazifesi yoktur. Kelm ilminden bu miktardan fazlasn iste mek, meselelerin srlarn ve hakikatini baka yollarda aramak demektir. Ehli Snnet akidi, Kelm'a ait ksa bir kitap okumak suretiyle elde edilebilir. Bu miktar, Kavid-l-Akaid adl eserimizde izah ve beyan ettiimiz kadardr. Bu kitabmz hya-i Ulm'id-Din ieri sinde yer almaktadr. Kelm'da iktisad derecesi ise yz sahifelik bir kitabn muhte vas kadardr. Biz bu miktar el-ktisad fi'l-itikad adl eserimizde beyan etmitik. Ayrca kelm ilmine bir de bid'at ehliyle mcadele etmek iin ihtiya vardr. Bu bid'atlara kar koymak iin mslmanlar Kelm ilminin savunmalarna muhtatr. nk Kelm ilmi bid'atnn ortala yayd bid'atlar halkn arasndan ekip al maya yarar. Fakat Kelm ilmi, bid'atlar konusunda halk tabakas taassuba saplanmadan nce ie yarar. Bid'at eer cedel ilminden bir eyler biliyorsa, onu Kelm ilmiyle hizaya getirmek ve bid'atn kendisine kabul ettirmek pek mmkn deildir. Siz onu sustur sanz bile, o yine kendi mezhebini terketmez, Kendisini sustur manz nefsinin zaafna hamleder, asla fikrine zaaf drmeye yanamaz. Yine bu fikre kar verilecek bir cevap olduunu, fakat bu cevab kendisinin vermeye kudreti yetmediini dnr. Siz kendisinden kuvvetli oluunuzla onu teevve srkleyen biri olursunuz onun yannda... Halk tabakas bu nevi mcadele ekliyle haktan uzaklatrlr ise, o sapk itikadnda sabitlemeden nce ha fif bir tartma ile sapklktan evrilebilir. Fakat btl tam m nsyla benimsemi ve kalbinde bu sapklk sabitlemi ise onun dnmesi imkansz deil ise de ok zor bir itir. Artk onu Kelm ilmiyle tedavi etmenin bir faydas olmaz. Zira taassub, telkki ve inanlar kalplere yerletiren bir felkettir. Esasnda bu felket kt limlerin afetlerindendir. Zira sahtekr limler, hak iin if rata saparlar ve taassup gsterirler. Muhaliflerine istihfaf ve is tihkrla bakarlar. Onlarn bu hli muhaliflerini de ayn duruma srkler. Onlar da kendilerine kt bakmaya balarlar. O kadar ki mutaassplara muhalefet etmi olmak iin btla yardm ederler. Onlarn bu msamahasz tutumlar muhaliflerini btla daha da ok sarlmaya zorlar. Eer kt limler, ltf, merhamet ve nasi hati gzel bir ekilde yapsaydlar ve kimsenin bulunmad bir yerde muhaliflere hakikati gzel bir dille ifrata kamakszn an latsaydlar, elbette baar kazanabilirlerdi. Muhaliflerini hakka dndrmeye muvaffak olabilirlerdi. Fakat dnya nimetleri edine bilmesi, halk arasnda kendisine ok taraftar bulmasna baldr. Halk elde edebilmek iin de hasmlara iddetle saldrmas gerek mektedir. Ne kadar kfr yadrrlarsa, halkn o kadar houna gi der ve elbette bunu yapana itibar ederler. te bunun iindir ki kt limler kendilerine taassubu meslek edinmiler ve bunu yksel melerinin vastas bilmilerdir. Bu taassuba da dini mdafaa adn takmlardr. iddetli taassub halk helk eden bir felkettir. nk taassub, bid'atlar kalbe yerletiren en byk vesiledir. Son asrlarda ortaya kan ve hakknda saysz kitaplar telif edilen ihtilaflara gelince ki bunlarn hibiri selef'i Slihn za mannda grlmemitir bu ihtilaflarn yanna dahi yaklamaktan sakn! Seni ldrecek bir zehirden kandn gibi ihtilaflardan kan. nk bu, mmet-i Muhammed'in kkn kurutan bir hastalktr. Bu hastaln tehlikeleri ve afetleri, ileri deki blmlerde tafsiltl bir ekilde izah edilecektir. Kendilerini temize karmak iin nsanlar, bilmediklerinin dmandr' darb- meselini syleyenlerin szlerine aldanma! Zira bu sahada iyice bilgi sahibi olan bir kimsenin nasihatini dinliyor sun. Sana bu nasihatlar, mrnn uzun yllarn bu sahada tke ten ve kendisinden nceki kelmclardan ok daha fazla kitap ya zan, tahkikat yapan, cedel ve beyana dalp byk mcadeleler ve ren biri yapmaktadr. Allah Tel u anda sana nasihat eden ciz kula, doru yolu gstermi ve o da Allah'n bu ltfuna lyk ola bilmek iin eski ve kt detlerini tamamen terketmi ve nefsinin kusurlarn gidermeye alan biridir.

'Fetva, eriatn direidir. eriatn gizli illetleri ise ancak ihti lafl meseleleri bilmekle bilinir' diyenlerin szne sakn aldanma! Zira mezheplerin incelikleri hilfiyatla deil, bu konuda yazlm olan kitaplar okumakla bilinir. Szn ettiimiz bu kitaplar mez hepler hakknda en kk meselelere dein malmat vermekte dirler. Bu kitaplardan fazlas ise cedele dayanr. Selef-i Slihn ve sahabe devrinde fetva ilminin incelikleri ok daha iyi bilindii halde, hilfiyata ait hibir bilgi sahibi deildi onlar. Cedel sanatn da bilmiyorlard. Bu hilfiyat bilgilerinin mezhep ilmine hibir fayda temin etmedikleri bir yana, fkhn da zevkini ldrrler ve ifsad edici bir zellik tarlar. nk fetva ilminin artlar iinde hareket etmesi mmkn deildir. Gedele meyleden kimsenin zihni cedelin isteklerine boyun eer. Dolaysyla Fkh'n zevki byle bir insandan uzaklar. Cedel ilmiyle sadece hret olmak isteyen kiiler megul olur lar. Bu kimseler mezhebin inceliklerini bilmek iin cedele girdik lerini iddia ederler. Halbuki mrleri bittii halde, kendilerini ce del ilminden kurtarp bir trl mezhep ilmine verememilerdir. Ey hak araycs! Cin eytanlarn belki de kolaylkla yener ve onlarn errinden emin olabilirsin. Fakat ins eytanlarndan ken dini iddetle koru! Zira ins eytanlar insanlar ifsad etme iini, cin eytanlarndan devralm ve onlar bu zahmetten kur tarmlardr. Akll insanlarn indinde makbul olan hl, insann kendisini dnyada Allah ile beraber babaa kalm farzetmesidir. nnde lmn, Allah'n mahkemesine varn, hesabn, cennetin, ce hennemin olduunu dnp zihninde canlandrmalsn. Sana yardm eden ve saadetini temin edecek olan eyler zerinde dnmeli ve tesini bsbtn terketmelisin! Ermi insanlardan biri ryasnda baka bir limi grr ve o limden sorar: 'Dnyada iken tartmalar yapp mnazaralara daldn. Bunlardan elde ettiin ey ne oldu?' lim elini aarak avu cuna fler ve der ki: 'Btn o ilimler bir kasrgann nndeki toz gibi uup gittiler. Bize sadece gecenin ge saatlerinde ihls ile kldmz iki rek't namaz fayda verdi...' Bir hadste yle buyurulmutur: Bir kavmin hidayetten dallete sapmas, cedel yapmasndan ileri gelmitir.157 Bu hadsi syledikten sonra Hz. Peygamber u ayeti okudu: '(Ey Raslm! Hakikati anlamak iin deil) bunu sana srf bir mca dele olsun diye (ve seni cevap vermekten ciz brakmak iin) misal veriyorlar. Dorusu onlar ok tartmac kimselerdir'. (Zuhruf/58) te kalplerinde phe bulunanlar, fitne aramak ve te'vile gitmek iin Kur'an'n mteabih ayetlerine uyarlar' (l mrn/7) ayetini yorumlayan Allah'n Rasl yle buyurmutur: 'Onlar cedel ehlidirler, onlardan saknnz' demekle Allah Tel bizi onlardan sakndryor.158 Selef'ten bir lim yle demitir: 'hir zamanda bir kavim ge lecek ve o kavme amel etmek iin btn kaplar kapanacak, yalnz cedel kaplar ak kalacaktr. Bir ksm haberlerde yle vrid olmutur: yle bir zamandasnz ki, size amel etmek ilham olunuyor. Sizden sonra yle bir kavim gelecektir ki onlara sadece cedel yapmak ilham olunacaktr.159 Allah'n en ok buzettii kul, cedelde en sedid olan kl dur.160 Hangi kavme cedel verilmise, mutlaka o kavim amel et mekten menedilmitir.161 Allah Tel hereyi btn insanlardan daha iyi bilir! 114) 115) 116) 117) 118) Buhari ve Mslim, (Hz. ie'den) Tabern, (bn mes'ud'dan); Hatib, kitab-ul Kavm fi ilm'in-Ncm,bn bn Abdilberr ve bn Asakir, (Ebu Mahcen'den) bn Abdilberr (Ebu Hreyre'den) Ebu Dvud, bn Mce, (Abdullah b. mer'den)

120) Ebu Davud, (Hz. Breyre'den) 121) Deylem, (Ebu Derd'dan) 122) Hatib el-Badad 123) Ebu Nuaym, Hilye; Beyhaki, Zhd ; Hatib,Tarih, (Sveyk b. el-Hars'dan) 124) Knyesi Sa'd b. brahim b. Abdurrahman b. Avfdr. Hicretin 127. ylnda vefat etmitir. 125) Ebu Bekir b. Ll, Mekrim-l Ahlk) Ebu Bekir b. Seni, Hidyet-ul Mteallimn; bn Abdilberr, lim, (Hz. Ali'den) 126) Ebu Dvud 127) Tabern, (Ebu mame'den) 128) Tirmiz, (Enes'den) 129) Buhar ve Mslim, (Ebu Hreyre'den) 130) Tertu, Camiin; bn Mce, (bn mer'den) 131) Zmre b. Rebia knyesi Ebu Abdulah'dr. Sfyan- Sevr zamannda am mfts idi. 132) bn Av'n ad Muhammed'dir. Horasan limlerindendir. bn Srin devrinde yaamtr. 133) bn rnin knyesi Ebu 3ekr, ad ise Muhammed'dir. 134) Bu hads, kitabn banda bn Gevz'nin rivayetinde zikredilmitir. 137) Buhar, (Ubey b. Ka'b'dan) 138) Knyesi Ebu'l-Hasan, ad Muhammed b. Slim'dir. Basraldr. Kut'ul Kulb'un mellifi Ebu Tlib elMekk'nin hocalarndandr. 139) Knyesi Ebu Abdullah1 dr. Gneydi Baddye, Sfyan es-Sevr'ye talelelik yapmtr. 140) Ad Tayfur b. s'dr. Hicri 261 (veya 264'de) vefat etmitir. 141) Ukayl, Ebu Nuayn, (bn Abbas1 dan) 142) Buhar, Beyhk, Deylem 143) Ebu Talib el-Mekki, Kut'ul kulb 144) Buhar ve Mslim (Enes'den) 145) Ebu Dvud, Nes ve bn Hibban, (irbd b, Sriye'den) 146) Tirmiz, (bn Abbas'dan) 147) Mslim, mam Ahmed ve Hkim 148) Buhar ve Mslim, (Ebu Hreyre, Hz. Ali ve Enes'den) 149) Bu hadsin benzeri lim blmnde gemiti. 150) Darim, (Ehvaz b. Hekim'den); Bezzar, Msned, (Muaz'dan) 151) Mslim, (Ebu Hreyre'den); Tirmiz, (Amr b. Avfdan) 152) Tirmiz, (Kesr b. Abdullah b. Amir b. Avfdan) 153) "Bu lhadisin kaynana rastlanmmtr. 154) mam Ahmed, (Abdullah b. Amr'dan) 155) Bu zat mam Ebu'l-Hasan Ali b. Ahmed b. Muhammed b. Ali el-Vhid en-Nisabur'dir. Tefsir ilminde zamannn en nde gelen limi idi. Hicretin 468. ylnda vefat etmitir. 156) Knyesi Ebu brahim; ad smail b. Yahya b. Amir b. shak'dr. Hicretin 176. ylnda domutur. 157) Tirmiz ve bn Mce, (Ebu Umame'den) 158) Mslim ile Buhar, (Hz. ie'den) 159) Kut'ul-Kulb, (isnadsz olarak) 160) Mslim ve Buhar, (Hz. ie'den) 161) Ebu Talib el-Mekk, Kut'ul -Kulb, (Abdurrahman b. Eb Leyl'dan)

Halkn lm-i Hilfa Ynelmesinin Nedenleri, Cedel ve Mnazarann fetleri ve Mbah Olmasnn artlar
Allah'n Rasl'nden sonra hilfet makamna, rid halifeler getiler. Onlar Allah' bileqn limlerin nderleri idiler, ahkm il minde birer byk fakihtiler. Karlarna kan meseleler hakknda tek balarna fetva verecek gteydiler. stiare edilmesi lzm gelen konularda istiareye ehil olan sahablerle istiare ederler ve sahabenin fakihlerinden yardm isterlerdi. Byle olduu halde o devrin limleri tamamen hiret ilmine ynelmi kiilerdi. Daima bu ilmi tahsil etmeye alrlard. Fetva istendii zaman kendisinden fetva istenen kii, isteyeni bakalarna gnderirdi. Dnya ile ilgili bir sual soran, biri dierine havale ederdi. ctihadda tamamen Allah'a ynelmilerdi. Nitekim sretleri (biyografileri) ile ilgili kaynaklarda bu ekilde bil dirilmektedir. Hilfet makam, rid halifelerden sonra haksz bir ekilde bakalarnn eline getii zaman, bu kaide deiti. nk bu ma kama yeni geenler fetva ve ahkm ilminde tek balarna hareket etme imknndan mahrum kimselerdi. Byle olduu iin bu kiiler fakihlerden yardm istemek zorunda kaldlar. Hkmleri uygulayabilmek iin onlardan fetva almaya ve onlarla arkadalk yapmaya mecbur kaldlar. Fakat o devirde sahabe-i kirma benze yen insanlar vard. Tbin-i kirmdan birok lim, dinin saf ta rafna ynelir, seleften dinlediklerini olduu gibi naklederlerdi. Tbin-i kirmdan olan limlere fetva sorulduu zaman fetva vermekten kanrlard. yle ki, sultanlar bu zatlar kadlk ve h kimlik yapmaya zorlarlard. O gnn insanlar, bu limlerin ne denli aziz kimseler olduklarn, sultanlarn kendilerine nasl ihti ya duyduklarn ve onlarn buna ramen makam ve mansbdan nasl kandklarn gayet iyi bilirlerdi. Fakat ne yazk ki, onlardan sonra gelenler, fetva ve ahkm ilmini izzet ve ikbale, rtbe ve mansba ulamak iin elde etmeye baladlar. Btn vakitlerini mrlerini feda etmek pahasna fetva ilmine vakfettiler ve kendilerini bu ilimle sultanlara takdim ederek onlardan rtbe ve atiyeler istediler. Bazlar bu isteklerine nail olma imkn buldular. Bazlar da bu arzularn tahakkuk ettir meye muvaffak olamadlar. Fakat ilim sahibi olanlar da kendile rini atiyeler istemek zilletinden kurtaramadlar. Bir zamanlar sultanlar tarafndan aranlan fakihler, bu sefer sultanlar aramak zilletine dtler. Tam tersi bir durum hsl olmutu. Sultanlardan yzevirmekle aziz olan fakihler, bu sefer makam mansb istedikleri iin zillet iine yuvarlandlar. Allah Tel'nn kendilerini muhafaza ettii limler ise bu hkmn dnda mta laa edilmelidir. O asrlarda kaza ve hkmlerde fetva ve ahkm ilimlerine iddetle ihtiya duyulduu iin o devrin birok limleri, bu ilimlere daha ok sarlmak mecburiyetinde kaldlar. Onlardan sonra baz yneticiler ortaya ktlar. Bunlar akidin esaslar hakknda sarfe dilen szlere kulak verip, bu szleri ispatilayc deliller aramaya baladlar. Yneticilerin, Kelm ilmindeki tartmalara eilim duyduklar herkes tarafndan anlalmt. te bunun iin halk da kelm ilmine yneldi. Bu sahada birok kitap telif edildi. Bu ilmin tartma yollar tesbit edildi. Karlkl konumalarda, szleri deitirme, tersyz etme yntemlerine ulald ve bylece bir baka ilim ihdas edilmi oldu. Bu ilerle uraanlara soracak olsanz, size Allah'n dinini mdafaa ettikle rini, Snnet-i seniyyeyi ihya etmek, bid'atlar susturmak iin altklarn syleyeceklerdir. Kendi seleflerinin de fetva ilmiyle megul olduklarn ve bylece mslmanlarn din ilerini zerine alarak halka nasihat edip, onlara byk iyilikler yapm olduk larn ileri sreceklerdir. Daha sonra gelen yneticiler, kelm ilmine dalmay ve insan lara mnazara kaplarn amay ho grmeyip,

doru bul madlar. nk kap ald zaman byk taassublar doduunu, bu taassubun insanlar birbirine drdn ve masum kan larn dklmesine sebep olacak husmetler meydana getirdiini grdler... Bunlar da fkh konularda mnakaa etmeye; fi mezhebinin mi, yoksa Hanef mezhebinin mi stn olduu konu sunu tartmaya eilim duyuyorlard. Byle olunca, bu sefer halk da ayn havaya girmi, kelm ve onunla ilgili btn ilim dallarn brakarak filer ile Hanefler arasndaki ihtilfl meselelere dalmlard. mam Mlik, Sfyn es-Sevr, mam Ahmed ve dier byk limlerin arasndaki ihtilfl meselelere de el attlar. Kendilerine bu hatal tutuma niin girdikleri sorulduunda da 'Bunu yapmak taki gayemiz, eriatn inceliklerini ortaya karmak, mezhebin in celiklerini bildirmek ve fetva uslnn yaylmasn salamaktr' diyerek kendilerini hakl karmaya almlardr. Bu konuda saysz eser telif edilmi, birok istinbatlar yaplm, mcadele ve telift eitleri yazlmtr. Gnmzde de bu durum hl devam edip gitmektedir. Bundan sonraki asrlarn daha neler getireceini ise henz bilmiyoruz. te ihtilafl meselelere ve tartmalara dalmann tm sebep leri yukarda saydklarmzdan bakas deildir. Eer dnyev gc elinde tutanlar; yani yneticiler fakihlerden mam fi ile imam Ebu Hanife'den bakalarnn ihtilflarn tartmaya eilim duysalard veya baka ilimlere ynelselerdi, onlardan dnyalk bekleyen limler, onlarn tarafna meyleder ve almalarn bu istee gre deitirirlerdi. Onlar yine kendilerini hakl gstermek iin, megul olduklar ilmi, din ilimlerden sayacaklar ve asla susup yerlerinde oturmayacaklard. Yine bu ilimleri elde etmekle Allah'n rzasna ulatklarn, nk bundan baka bir gaye tamadklarn ileri sreceklerdi... Bu Tartmalar, Sahabe-i Kirmn Mevereti ve Selefin Mzakeresi ile Kartrmak Bu kiiler halka 'Bizim gayemiz bu tartmalarla hakk ara mak ve vuzha kavuturmaktr. Zira hakkn aranmas gerekir, ilm grlerde yardmlama ve birka kiinin hatrndaki fikirle rin ayn hedefe ynelmesi fayda verici ve tesir edicidir. Ashabn detleri de meveretti. Mesel lenin dedesiyle kardelerin feraiz deki durumlarn bildiren, ikinin cezasn beyan eden ve imamn (devlet bakannn) hatasnn mal mesuliyeti icab ettirdiini belir ten meveretleri gibi... mamn hatasnn mal mesuliyeti icab et tirmesine misal Olarak, Hz. mer'den korkarak karnndaki ocuu zyi eden kadnn diyetini, Hz. mer'in dedii naklolunmutur. Feraiz meselelerinde ve baka konularda da ayn ekilde sahabenin istiarelerine ilikin birok olay rivayet edilmitir. Yine mam fi, mam Ahmed, Muhammed b. Hasan e-eyban ve baka limlerden de bu ekil mnazaralar, mnakaalar ve meveretler nakledilmitir. Bu szn, bir telbis (hakk btlla kartrmak veya btl hak olarak gstermek) olduunu gstermeye alacam ki hakikatler malmunuz olsun! Dinin hak olan meseleleri zerinde yaplacak aratrmalarda yardmlama vardr. Fakat bunun sekiz art ve almeti vardr: 1. Farz- aynlar yerine getirmeyen bir kii farz- kifye olan mnazaraya girimemelidir. Farz- ayn olarak yapmas gereken vazifeleri bulunan bir kimse 'Benim gayem hakkn bilinmesidir'diyerek farz- kifye ile megul olursa, bu kii yalan sylyor demektir. Byle bir kimse, tpk namaz terkettii halde, bakalarna giymek iin elbise imal eden bir kiinin 'Benim bu elbiseleri imal etmemin sebebi, ayet plak insan varsa onun rtnmesini temin ederek namaz klmasna vesile olmaktr' deyip kendisini temize karmasna benzer. Byle bir kimsenin iddias pek ender hallerde doru olabilir. Tpk nadir de olsa vuku mmkn meseleler hakknda ihtilflara dalan fakihin iddias gibi... Mnazara ilmiyle itigal edenler, b tn ulemann ittifakla varm olduu hkme gre, farz- ayn olan birok hususlar ihmal ederler... Yerine verilmesi gereken bir emaneti elinde bulunduran bir kimse, insanlar Allah'a yaklatrmakta en messir mil olan namaza balayp, emaneti yerine teslim etmeyi ihmal ederse Allah'a isyan etmi olur. Kiinin taat nev'nden bir i yapmas, onun Allah'a itaat eden bir kul olduunu ispatlamaz. Fakat o fiillerde, artlarda, zamana ve tertibe riayet ediyorsa, o zaman i deiir.

2. Kiinin mnazaradan daha nemli bir farz- kifyeyi yerine getirme mecburiyeti yoksa mnazara edebilir ayet kii mnazaradan daha nemli bir farz- kifyeyi yerine getirmesi gerektiini bildii halde, gerekeni yapmaz ve mnazaraya dalarsa, yapm olduu i Allah'a isyandan baka bir mn tamaz. Byle bir adamn durumunu yle bir misalle aklayabiliriz: Bir kii, lecek derecede susam bir topluluk grr. Herkes bu topluluu iine dt feci durumla babaa brakmtr. Bu vaziyeti gren kimse de onlara su vererek yardm etmeye muktedir iken, bunu yapmaz da, mesel hacamat (kan aldrma) sanatn renmekle megul olur. Kendi zannna gre kan aldrmak farz- kifye olan bir ilimdir. Bir memlekette bu sanat bilen olmad takdirde halkn helk olacan syleyerek kendisini hakl gstermeye alr. ayet kemlisine 'sen bu hacamat iiyle ok megul olma, nk bu ii yapan daha birok kimse var; bunun yerine sen o su sam insanlarn derdine are bulmaya al' denilecek olursa, o yine kendi fikrinde srar eder ve "Kan alclarn bulunmas, bu ilmi farz- kifaye olmaktan karmaz. Dolaysyla bu sanat renmem farz- kifayeyi yerine getirmektir' der. te asl vazifesini ihmal eden byle bir kimsenin hli, tpk lke apndaki farz- kifayeleri ihmal edip, mnazara yapmakla megul olan kimsenin haline benzer. Fetva ilmine gelince, bu ilimle megul olan topluluklar da vardr. Fakat hibir memleket yoktur ki, orada farz- kifaye hk mnde olan birok ilim ihmal edilmi olmasn. Fakihler, bu farz- kifayelere dnp bakmay bile bir klfet sayarlar, biraz olsun uramaya tenezzl etmezler. hmal edilen farz- kifaye hkmn deki ilimlerin en banda tp ilmi gelir. Gnmzde, slm di yrnn birok yerlerinde tbb meselelerde fikrine itimad edilecek, tavsiyesine gvenilecek bir mslman doktor mevcut deildir. Buna ramen hibir fakihin bu ilimle megul olduunu gremez sin. Emr-i bil-maruf, nehy-i an'il-mnker de byledir. Bu vazifeyi yerine getirmek de farz- kifaye hkmndedir. Tartmac ok za man mnazara meclisine itirak edenlerin ipekli kumalardan elbiseleri olduunu, yine ipeklilerden yaplm minderler zerinde oturulduunu grr. Buna ramen susar ve hayatta olmas ihti mal dahilinde bulunmayan bir mesele zerinde mnazaraya da lar. ayet meydana gelme ihtimali ok az olan tartma konusu mesele, meydana gelecek olsa onu halledecek fakihler olduka bol dur. Buna ramen mnazara eder. Ondan sonra da kalkp yapm olduu mnazara farz- kifaye olduu iin Allah'a mnen yaklatn iddia eder. Bu mnazarayla Allah rzasn kasdettiini ileri srer, Hz. Enes yle rivayet etmektedir: Allah'n Rasl'ne emr-i bi'l-ma'ruf ve nehy-i anil-mn ker'in ne zaman terkedilecei sorulduunda, Hz. Peygamber (s.a) yle cevap verdi: 'Ne zaman iyilerinizde mdahene (yaclk), ktlerinizde faha bagsterir; yne tim kklerinizin eline geer ve fkh da en rezillerinizin mal haline gelirse, ite o zaman terk edilir'.162 3. Tartmac mctehid olmal, fi, Hanefi veya dier mez heplere uygun deil, kendi ictihadyla fetva verebilmelidir. Hanef mezhebinin bir meselede hakl olduunu grrse, o meselede afi mezhebine balanmaktan vazgeip (sahabenin ve byk imam larn yapt gibi) hakl grd ekilde fetva vermelidir. ctihad mertebesine kmayan bir kimse ise ki asrmzdaki b tn tartmaclarn durumu budur bunlar sorulan suallere kendi imamlarnn mezhebinden nakiller yaparak cevap verebilirler an cak. Kendilerine bal olduklar imamn gr salam grn mese bile, imamlarnn grnden ayrlmalar doru olmaz. Byle bir insann mnazarasnda ne fayda olabilir? nk byle bir adamn mezhebi malmdur ve bal olduu mezhebin fetvalar dnda bir hkm vermeye yetkisi yoktur. Byle bir adam kendine mkil grnen bir mesele hakknda 'mid ederim ki bu mesele hakknda bal bulunduum imamn bir cevab vardr. ayet yoksa, ben er' meselelerde tek bama ictihad etme kudretine sa hip olmadm iin bu soruya cevap veremem' demelidir. Herhangi bir meselede bal olduu imam iki eit gr ileri srmse, bu grler zerinde mnazara yapmas hakikate daha uygun bir hal olur. Zira kendisi bu iki grten birine meyyal olabilir. Mnazara ederken br tarafn daha kuvvetli olduunu grerek belki de istifade eder. Kendisinin meylettii hkmn doruluu hakknda mnazaraya giriini yersiz ve lzumsuz bulur. Aa yukar btn tartmaclar iki tarafl meseleleri terke dip hakknda kesin ihtilflar olan meselelere dalyorlar ki bu sa yede ok konuabilme imkn bulabilsinler ve muhalifleriyle m cadele edebilsinler. 4. Ancak vuku ok olan veya her an ortaya kmas muhtemel bulunan meseleler hakknda mnazara edilebilir. Zira ashab- kiram sk sk ortaya kan meseleler zerinde mavere eder ve fikirlerini beyan ederlerdi.

Biz ise, gnmzdeki tartmaclarn halkn ihtiyac olan ko nularda ve halka umumi bir bel getiren meselelerde fetva vermek iin gayret gsterdiklerini pek de gremiyoruz. Onlar sadece kendi lerini hrete ulatracak meseleleri aratryorlar. Bunun iin de halledilmesi elzem meseleler zerine eilmek imknn bu lamyorlar ve arkasndan da diyorlar ki; 'Bu mesele imamlar ta rafndan kesin nasslardan alnan bir meseledir veya bu mesele zerindeki konumalar ancak tenhalarda yaplabilir. Bu mesele toplanarak zerinde tartma yaplacak bir mesele deildir'. Ele alnmas gereken bir mesele olsun da daha nce hakknda sz sylenmi olduu iin ele alnarak zerinde durulmasn... Hakikatini bildirmek iin hibir gayret gsterilmesin... Bu kadar sama bir iddia olabilir mi? Bunlar unu diyemiyorlar:'Biz hrete ulatrmayan, uzun konuma imkn vermeyen meseleler ze rinde tartma yapmayz. Uzun konumalara sebep olmayan me seleler bizi ilgilendirmiyor'. Bunu syleseler ne kadar acaip bir du ruma deceklerini gayet iyi bilirler. Halbuki hak ve hakikati bil dirmek iin ksa konumak ve kestirme yollardan hedefe varmak lzmdr. Sz uzatmak hibir zaman doru deildir. 5. Bir tartmac yapm olduu mnazaray mmkn olduu kadar az bir cemaat nnde yapmaktan haz duymal, mnazaraya ok insann dinleyici olarak katlmasndan zevk almamaldr. Zira tenha yerlerde mnazara yapmak, sultanlar ve sair bykler yannda mnazara yapmaktan daha faydaldr. nk tenha yerlerde tartmac dndklerini daha iyi toplar; daha iyi anlatmaya muktedir olur, idrki daha berrak ve kavray yksek olur. Cemaat huzurunda yaplan mnazara, tartmaclar riyaya itebi lir. nk cemaat huzurunda mnazara yapanlar malub olmak korkusuyla yanllarnda direnmeyi sonuna kadar gtrr ler. ster hakl olsun, isterse haksz hep kendilerini hakl karmaya bakarlar. Bu tartmaclarn kalabalk huzurunda tartma yapmak istemeleri, Allah rzasn kazanmak niyetiyle deildir. nk bu tartmaclar kendi balarna kaldklar zaman kalabalkta tarttklar konuyu katiyyen aralarnda tartmyor lar. O kadar ki, ok zaman arkada kendisinden sual sorduu zaman cevap bile vermiyor. Fakat bir cemaat huzurunda olduklar zaman hile yaynda, ne kadar ok varsa birbirlerinin gsne sap lamaya alyorlar ki konumada stad kabul edilsinler! 6. Mnazara sadece hakk bulmak ve anlamak iin yaplmaldr. Aynen kaybolan maln arayan bir insann duru muna benzer bir durum.. O kaybolan mal bulunsun da ne olursa olsun. Bunu kendisinin veya arkadann bulmas nemli deil, nemli olan maln bulunmasdr. Demek ki bir tartmac kendi siyle mnazara eden arkadan hasm deil, bir yardmc olarak grmelidir. Kendisine hakk bildirdii iin arkadana teekkr et meyi bir bor bilmelidir. Nasl ki inaln kaybetmi bir insan, kay bolan maln arayp bulamad ve geri dnmeye karar verdii bir anda; bir arkada kendisine gelip kaybetmi olduu maln bu yolda deil, u yolda aramas gerektiini syledii zaman kendisine teekkr etmesi lzm geliyorsa, byle bir adam azarlamay dnmyorsa, kendisine maln bulmak iin yol gsterene ik ramda bulunuyorsa... Birbirini hak namna ikaz eden sahabe-i kiramn mevereti de zten byle idi. Bir kadn, Hz. mer'e itirazda bulunmu ve ona hak yolu gs termitir. Cemaat huzurunda hutbe irad eden Hz. mer, kadnn yapt bu ikazdan sonra cemaata yle der: 'Bu kadn hakk sy ledi, mer ise yanld'. Bir kii Hz. Ali'ye (r.a) bir sual sorar: Hz. Ali, sorulan suale ce vap verdiinde, suali soran kii yle syler: 'Ey emr'ul m'minn! Verdiin cevap yanl! Bence bu suale yle cevap veri lebilir... Bunun zerine Hz. Ali: 'Sen haklsn, ben ise yanldm' diyerek adamn hakkn itiraf eder ve kendisini ikaz ettii iin ona teekkr ederek szlerini yle srdrr: 'Her ilim sahibinden daha byk bir ilim sahibi kabilir. bn Mes'ud, Ebu Musa el-E-'ar''ye yanldm hatrlatnca Ebu Musa cemaate yle hitab eder: 'bu byk lim aranzda iken bana sual sormayn'.Kfe valisi Ebu Musa'ya, Allah yolunda savap ldrlen bir kimsenin hali sorulur, o da cennetlik olduunu syler. Bunun ze rine mecliste hazr bulunan Abdullah b. Mes'ud

ayaa kalkar ve sual sorana hitaben yle der: 'Valiye sualini ikinci kez tekrarla! Sualini iyi anlamam olmal'. Bu ikaz zerine adam sualini tek rarlar ve Ebu Musa yine ayn cevab verir. bn Mes'ud ise yle der: 'Ben sizin verdiiniz cevab doru bulmuyorum. Bence byle bir kimse Allah yolunda hakk bularak ldrlmse cennetlik olur'. Bunun zerine Ebu Musa bn Mes'ud doru sylyor' der. Esasnda hak arayclar da byle insafl olmallar... Buna benzer bir itiraz zamanmzn en dk fakihine yaplsa, kendisine itiraz edilen fakih hiddete kaplr ve yaplan itiraz hibir suretle kabul etmez. Kendisinin yanlma ihtimalini katiyyen kabul etmeyerek der ki; "Ayrca sabet etmise' demeye gerek yoktur. nk Allah yolunda ldrlen bir kiinin hakka isabet ettii herkese malmdur". Gnmzn insafsz tartmaclarnn haline bir baknz! ayet hak, hasmlarnn elinde ise ve onun dilinden ifade edilmise, yz nasl kzarr ve nasl mahcub olur? Byle olunca da son haddine kadar hakk kabul etmemek iin nasl direnir? Btn hayat boyunca kendisim malup eden insan hakknda nasl kt konuur ve onu kk drmeye alr? Btn bun lardan sonra da kalkp kendini hakkn ortaya kmas iin yardmlaan sahablere benzetmekten hi de utanmaz. 7. Karsndaki kimseyi; yani kendisiyle mnazara edeni bir delilden dier delile, bir mkilden dier bir mkile gemesini engellemeye almamaldr. Zira selefin aralarndaki mnazara lar bu ekilde cereyan ediyordu. ster lehinde olsun, ister aleyhinde, bid'at olan cedelin btn inceliklerini, konumasnn dnda tutmaldr. 'Bu sz beni balamaz, tenakuza dtn' gibi szlerden kanmaldr. nceki szn nakzediyor diye, doru sz reddetmek yanltr. Halbuki sen tartmaclarn btn toplantlarnn mcadele ve mnakaa iinde getiini grrsn. Hatta delil getiren bir insan, bilinen bir kaidenin zerine zannettii bir illete dayanarak kyas etmeye kalkt zaman, derhal kardaki mcadeleci tarafndan kendisine, asldaki hkmn hangi illetle mll olduuna dair delil sorulur. Delil getiren zat 'Ben bu ekilde dnyorum. ayet sen bundan daha isabetli bir gre sahip isen, delillerini syle de birlikte tedkik edelim' diye cevap verir. Bunun zerine itiraz eden kii yle der: 'Senin bildiin ve zikrettiin mnlardan baka daha nice mnlar var burada... Fakat bunlar sylemek zerime den bir vazife olmadndan syleyemeyeceim. Delil getiren taraf yine yle konumaya devam eder: 'Bundan baka bir iddian var ise, beyan et ki malmatmz olsun'. tiraz eden kii 'Hakkat senin sylediinden bakadr ve ben bunu biliyo rum. Fakat sylemek zerime den bir vazife deildir' fikrinde srar eder. Bylece mnazara meclislerinde bir netice alnmadan tartmalar devam eder gider. Bu miskin itirazc bilmez ki; 'Ben bilirim, fakat sylemem, nk sylemek mecburiyetinde deilim' sz eriata yaplan bir iftiradan baka birey deildir. yle ki: ayet itirazc, sylenen de lilin mnsn bilmiyor ve ancak hasmn susturmak iin kuru bir iddiada bulunuyorsa, byle bir adam fsktr, kzibdir, Allah'a is yan etmitir ve bu hlinden dolay Allah'n gazabn zerine ekmitir. Zira bilmedii bir eyi biliyor grnmeye almtr. ayet hakikaten biliyor da sylemiyor ise yine fsk olur. nk eriatn bir emrini gizlemi olur. Halbuki bu emri gizlemese, belki de bir mslman kardeini yanl dnmekten kurtaracak, dorunun yaylmasna vesile olacaktr. ayet itirazcnn gr zayf ise, karsndaki kendisine iddiasnn zayf olduunu izah edecek ve bylece itirazc cehaletin karanlndan bilginin aydnlna kmaya imkn bulacaktr. Hi kukusuz din ilimlere ait bir husus sorulduu zaman mutlaka cevap verilmelidir. O halde bu itirazcnn 'Bunu sylemek mecburiyetinde deilim' de mesi, 'Bizler tarafndan ihdas edilen bid'atlarm bid'at olarak kal masn temin eden cedellerin devamn salamak iin bunu sy lemiyorum' demekten baka birey deildir. ayet bu laf, bu an lama gelmezse ne anlama gelir? Oysa Allah'n eriatn aka bildirmek gerekir. Sylemeyen kii ya fsktr, ya da yalanc... Bu nedenle sahabe-i kiramn meveretini ve selef-i slihnin bir mesele hakkndaki mzakeresini tedkik et! Acaba onlar da, se nin anladn bu mnda bir mnazara ve mcadele grr m sn? Acaba ashab- kirm ve selef-i salihnden birisi, herhangi bir arkadan bir delilden dierine, bir kyasdan baka birine, bir haberden dier bir ayete gemekten alkoymu mudur? Hayr! Binlerce kere hayr! te sahabenin ve selefin btn mnazaralar bu cinstendi. nk onlar kalplerine geleni olduu gibi syler, dndklerini olduu gibi

ortaya dker ve ona gre mzakere ederlerdi. 8. Kendisine faydas dokunacak bir ilimle megul olan kiilerle mnazara etmelidir. Halbuki tartmaclarn ounu, limlerle ve ilimde otorite sahibi olanlarla mnazara etmekten kanr grr snz. nk hakkn onlarn dilinde meydana geleceinden endie duyarlar. Onun iin de tartmaclar ilim ve bilgi bakmndan daha aada olanlarla tartmay tercih ederler. Zira kendi btllarn ancak bilgide ilerleyememi insanlara kabul et tirme imknlar vardr. Mnazara etme hususunda bu sekiz arttan baka daha nice ince artlar vardr. Fakat bu sekiz art iyice rendikten sonra, kimlerin Allah iin mnazara ettiklerini, kimlerin etmediklerini gayet iyi tehis edebilirsin. Ksaca, iddetli dmann; tasallutu ve felket hazrlaycs olan eytan brakp, mctehidin isabet ettii veya edenle ecirde or tak olduu meselelerde mnazaraya dalan bir kimseye eytan g ler. O kii eytana gln, ihls ehline de ibret alnacak bir ders olur. Bu sebebe binaen eytan onu, daha ilerideki blmlerde sa yacamz fetlerin karanlna gtrmtr. O felketlerden ile ride uzun uzun bahsedeceiz. Tevfk ve yardm Allah'tandr. Mnazarann ve Mnazaradan Doan Kt Ahlkn Yol At Sonular Bakasn malp etmek, susturmak, fazilet ve erefim gs termek iin halk arasnda bararak konumak; halkn tevecc hnden istifade etmek iin yaplan mnazaralar, Allah'n irkin sayd, buna mukabil Allah dman eytann gzel grd bir mnazara tarzdr. Bu mnazaralar; kibir, ucb, hased, mnafese, nefsi temize karmak, rtbe dknl ve benzeri btn fuhiyat gibidir. ki imek ile dier fuhiyatlar yapmak arasnda muhayyer braklan bir kii, kiyi daha ehven grp onu ierse, bununla kalmayp iki onu dier fuhiyata nasl zorlarsa; aynen bunun gibi bakasn susturmak, mnazarada galip gelmek, rtbe aramak ve iftira etmek sevgisi de kime galip gelirse; bu sevgi o kiiyi btn pisliklerin iine srkler, ktlkleri nefsinde toplamaya balar. Yine bu sevgi btn kt ahlklarn bu adamda toplanmasna ve sile olur. Bu ahlklarn tamamnn irkin olduunu izah eden deliller, daha ileride ayet ve hadislere dayandrlarak Mhlikt blmnde zikredilecektir. Fakat biz imdi menf mnazarann tahrik ettii kotu ahlkn bir Ksmna iaret edelim: 1. Hased Hz. Peygamber yle buyurmutur: Hased, atein odunlar yemesi gibi, sevaplar yiyerek biti rir.163 Tartmac kendisini hasedden katiyyen kurtaramaz. nk bir tartmac, bazen galip gelir, bazen de malup olur. Onun iin bazen onun konumas vlr, bazen de karsndaki muarzn... yleyse bu dnya ilminde kuvvetli ve grlerinin isabetli olduu kabul edilen biri olduka; veya 'Filn adam senden daha iyi gr yor ve senden daha isabetli kararlar veriyor' denilme ihtimali bu lunduka, byle bir adamn hased duyaca muhakkaktr. Kendisine tafdil edilen adam kltmeye ve ona tevecch eden kalpleri kendisine evirmeye yarayacak btn faaliyetleri gster meye alr. Hased, helk edici bir atetir. Hased ateiyle yanan bir kii, bu dnyada byk bir zdrap iindedir. Ahiretteki azab ise, dnya dakinden kat be kat fazla olacaktr. te bunu anlatmak iin bn Abbas (r.a) yle buyurmutur: 'lmi nerede bulursanz alnz. Fakihlerin birbirinin aleyhindeki szlerine kulak vermeyiniz. nk onlar aldaki tekeler gibi dvmektedirler'. 2. Kibir ve Tekebbr Hz. Peygamber (s.a) yle buyurmutur: Kim byklenirse, Allah onu alaltr; kim tevazu gsterirse onu ykseltir.164 Yine Allah'n Rasl (s.a) Allah Tel'dan hikye ederek bir hadis-i kudsde yle buyurmutur: Azamet benim izarm, kibriya ise benim abanidir. te bu nun iindir ki bu iki eyde bana ortak olmaya yeltenenin be lini krarm!165 (Hadste geen izar ve ab kelimeleri zahir anlamda dnlmemelidir).

Tartmac, emsallerinden stn grnmek hastalndan hibir zaman kurtulamaz. Olduundan ok daha stn grnmek ister. Hatta bu byklk budalalar, mnakaa meclislerinin her hangi bir yeri iin kavga ederler. Meclisin banda oturmak; ba koltuun kendilerine ait olduunu iddia etmek peindedirler. Kendilerinden bakasna bu yerleri lyk grmedikleri iin itiip kakrlar, dar bir yoldan geildii zaman ben nde giderim, sen nde gidersin diye itiir dururlar. Byle tartmaclarn kurnazlar ise: 'Biz byle davranmakla ilmin izzetini koruyoruz; zira limin, zellikle mzmin bir limin kendi nefsini zelil etmesi yasak lanmtr' eklinde konumalar yaparak akllar sra kendilerini mdafaa ederler. Bilmezler ki, Allah ve Rasl tevazuu methetmilerdir ve ken dileri Allah'n ve Rasl'nn medhettikleri bir hasleti zillet kabul eder duruma dmlerdir! Yine Allah ve Rasl'nn buz ettii bir hl olan tekebbre de izzet gmleini giydiriyor ve bylece Allah'a ve Raslu ne zd dyorlar. Bylece gzel kelimeleri tah rif ederek halkn dallete sapmasna vesile oluyorlar! Nitekim hikmet, ilim ve benzeri kelimeleri de tahrif etmiler ve halkn dal lete dmelerine sebep olmulardr!... 3. Hkd (Kin) Tartmac kimse, kendisini kin tutmaktan kurtaramaz. Halbuki Hz. Peygamber yle buyurmutur;'Kmil m'min kinci deildir'.166 Kini zemmeden o kadar ok hads vardr ki, gizlenmesi mm kn deildir. Bir mnazara esnasnda hasmn tasdik edercesine ban sallayarak ona kin tutmayan hibir tartmacya rastla madk. nk bir tartmac dier tartmacnn szlerini dinle miyor, bu szleri iyi niyetle karlamyor. te bundan dolaydr ki bir tartmac, dier tartmacya kin tutmaya mecbur oluyor. O kini nefsinde tad halde gizli tutmas ancak nifakla mmkn olmaktadr. Fakat ou zaman beslenen kin, apak ortaya kyor ve bunu herkes mahede ediyor. Tartmac bu durumda kendi sini kin tutmaktan nasl kurtarabilir? Btn dinleyenlerin ona hak vermeleri imkn yoktur. Ortaya koyduu delilleri dinleyenler makbul saymak durumunda da deildir... Onun iin hasm, s zn biraz da olsun hafife alrsa, bu hareketi affedemez, bundan dolay duyduu kini hayatnn sonuna kadar kalbinden skp atamaz. (te bu, felketin t kendisidir). 4. Gybet Allah Tel, gybet etmeyi l eti yemeye benzetmitir. Halbuki tartmac, l eti yemekten, kendini bir trl kurtaramaz. nk o her zaman hasmnn konumasn naklederek aleyhinde bulu nur. Kendisini bu halden kurtarmak iin ne kadar titiz davranrsa davransn, hasmnn syledii szleri ne kadar doru naklederse nakletsin, kendisini gybet etmekten alkoyamaz. nk hasmnn konumasnn yanl olduunu sylemek suretiyle gybet yapm olur. Bu konumasnn hasmnn cizliini gsterdiini ve kendi sinden daha eksik olduunu syleyerek gybet yapm olur. Yahut da daha kts hasmnn sylemediini naklederek bir de yalanc durumuna der. Ayn zamanda bir mfteri olur. Kendi konumasna nem vermeyip, hasmnn kelmna kulak verenin haysiyetine tecavz etmekten dilini bir trl kurtaramaz. Onlar cehalet, hamakat ve dar anlayllkla itham eder! 5. Nefsi temize karmak Allah Tel bizi, nefsimizi temize karmamaya davet etmek tedir. Nefislerinizi temize karmaynz; Allah kendisinden kor kann kim olduunu ok iyi bilendir.(Necm/32) Hakm bir zata 'irkin olan doru nedir?' diye sorulduunda, yle cevap vermitir: 'Kiinin nefsini vmesidir'. Tartmac kuvvetli olmakla, galip gelmekle ve fazilet bakmndan emsllerinden stn olmakla kendini vmekten kur taramaz. Mnazara esnasnda hi olmazsa u kadarck bir sz sylemekten kendini alkoyamaz: 'Ben btn bu ileri bilmeyenler den deilim. Ben ilimlerde ileri gitmi bir kimseyim. Her ilmin usln ve metodunu bilirim. Birok hads hfzetmiim'. te buna benzer cmlelerle kendisini metheder durur. Bazen de konumasn itibara alsnlar diye, byle cmleler sarfetmeye mec bur kalr. Halbuki herkes bilir ki kendisini ahmaka vmek ve herhangi bir sebepten dolay nefsini tezkiye etmek er'an ve aklen irkin saylmtr. 6. Tecesss

Allah Tel yle buyurur. Ey iman edenler! Zannn bir oundan saknn; nk zannn bir ksm gnahtr. Aratrmayn, bir ksmnz dier bir ksmnz ekitirmesin.(Hucurt/12) Tartmac, emslinin ayplarn aratrr, hasmnn kusur larn bulmak iin durmadan alr. Hatta tartmacya 'Senin memleketine bir tartmac geldi' dendii zaman, hemen adam larndan birini gndererek gelen tartmacnn hususiyetlerini renmeye alr. Gizli sularn aratrr. yle ki, mnazara yapmak zere kar karya geldikleri zaman rakibim husus ha yatndaki ayplarndan dolay mahcup vaziyete drebilsin. Mnazarada rakibini alt edebilmek iin, bunlar bir silh olarak kullanabilsin... Tabidir ki, bu silhlar rakibe kar ihtiya zamannda kul lanlr... Hatta tartmac rakibinin sularn aramakta o kadar ileri gider ki, ocukluk zamannda yaptklarn bile ortaya karmaya abalar... Beden kusurlarn dahi bulmaya alr. Belki ocukluunda bir su ilemi olabilir veya vcudunda bir ku sur bulunabilir. Mesel kel olmas gibi... Sar olmas gibi.. Bunlar, mnazarada malup olma tehlikesi ile Karlat za man, rakibinin bu kusurlarna temas ederek onu mahcup etmeye alr. ayet mnazara bahsinde muktedir bir kii ise, bu sefer de rakibinin kusurlarn ima yoluyla belirterek syler. ayet marur ve marur olduundan tr de ahmak biri ise, btn bu kusur larn rakibinin yzne kar bara bara syler. Tartmaclarn nde gelen ahsiyetlerine ait buna benzer hik yeler ok ok anlatlmaktadr. 7. Karsndaki kimselerin kt duruma dmeleri sebebiyle sevinmek, iyi durumlarna da yerinmek ve zlmek slmiyet'te kendisi iin istemediini dier din kardei iin de istememek, kendisi iin istediini, dier din kardei iin de iste mek ahlk vardr. Faziletlerini ne srerek bakalarna kar vnmek durumunda olan kimseler, arkadann ayann kay masna sevinir. nk ilim ve fazilette kendilerine denk grdk leri herkes bir nevi rakipleri olduu iin bilhassa onlarn birbirle rine kar aldklar tavr, tpk iki kuma kadnn birbirlerine kar aldklar tavra benzer. Nasl ki bir kuma, brn grdnde titremeye balar ve katiyyen onu grmeye tahamml edemezse, tpk bunun gibi bir tartmac da brn grd zaman kuma kadn gibi beti benzi atar, tirtir titrer ve onu grmek istemez. Sanki karsndaki hilekr bir eytan veya kann emmeye alan bir canavardr! O halde soruyoruz! Hani slmiyet'in istedii yaknlk ve nsi yet? Hani din limlerinin birbirlerine kar gsterdikleri sayg ve sevgi? Hani her hangi bir mkilde din limlerinin birbirlerine yaptklar yardmlar? Hani kardelik, yardm ve muhabbet? Hatta mam fi yle buyuruyor: 'Fazilet ve akl erbab arasnda ilim, onlar birbirine balayan bir zincirdir'. O halde soruyoruz! lmi, dmanlk vesilesi yapan kiiler, kendilerinin mam fi'nin takipisi olduklarn nasl syleyebi lirler? Acaba arkadan malup etmekle vnen bir cemiyette, kardelik, nsiyet ve arkadaln tesisi mmkn mdr? Elbette hibir ekilde mmkn deildir! nsanlarn bozulmasna, m'min ve muttaki kullarn ah lkndan karp, mnafklarn ahlkna iten errin bu kadar ye ter de artar bile... 8. Nifak Nifakn kt olduunu bildirmek iin delil getirmeye ve k tln delillerle ispat etmeye ihtiya yoktur. Tartmaclar deta nifaka dmeye mecburdurlar. nk, hasmlarla ve hasmlarn dostlaryla her an karlamak mecbu riyetinde kalrlar. Lisanen ve grnte onlara sevgi gstermek ve muhabbetini izhar etmek zorundadrlar. Onlarn derece ve halle rini dikkate almak ve onlar krmamaya, tersine kazanmaya almak lzmdr. Halbuki kendisiyle konuan, dil dken ve dinle yen kiiler, bu szlerin hepsinin yalan olduunu bilirler. Bilirler ki bu insan bir hasm olduuna gre nifak, iftira ve fsk-u fcur yap maktadr. nk mnzaraclar ancak dilleriyle birbirlerine sevgi gsterisinde bulunurlar. Kalplerinde ise, birbirlerine kar silin mez bir buz tamaktadrlar. Biz byle bir nifaktan n yce Allah'a snrz! Hz. Peygamber (s.a) yle buyurur: nsanlar ilmi rendikleri ve ameli terkettikleri, dil ile seviip kalplerinde buz tadklar ve aralarnda sla-i rahmi kestikleri aman, Allah onlara lnet edip kulaklarn sar ve gzlerini kr eder!137 Gnmzde grdmz manzaralar da bu hadsin m nsn dorulamaktadr.

9. Haktan yz evirmek ve nefret etmek Tartmac dmanlk hrs tar. Tartmacnn en nefret ettii ey hakkn, hasmnn azndan kmasdr. Her ne zaman hak, hasmnn azndan karsa, onu var kuvvetiyle reddetmeye ve hasmn bu haktan caydrmaya abalar. Demek ki dmanlk ve hakk reddetmek, tartmacnn tabi ve normal hli olmaktadr, O ister hak olsun, isterse btl, ne dinlerse sanki onu reddetmekle mkelleftir. Hatta o kadar ki Kur'an'dan getirilen delillere dahi itiraz etme istei kabarr iinde. eriat tbirlerine bile kar koyar. Kesin nasslardan birini dier biriyle nakzetmeye alr. Halbuki btl mdafaa etmek, ok mahzurlu ve ok tehlikelidir. Allah'n Rasl (s.a) yle buyurmutur: Hatasn anlayp cedeli terkeden bir kimseye, Allah Tel cennetin ortasnda bir kk ihsan eder. Hakl olduu halde cedeli terkeden bir kimseye ise, cennetin en ykseinde bir kk ihsan eder.168 Allah Tel, iftira eden ve hakka yalan diyeni bir tutmutur: Allah'a iftira ederek yalan uyduran veya O'nun ayetlerini yalan sayandan daha zlim kim olabilir? phe yok ki o z limler kurtulua eremezler.(En'am/21) Artk o kimseden daha zlim kim olabilir ki, Allah'a kar yalan sylemi, doruyu (Kur'an') da kendisine geldii za man yalanlamtr. Kfirlerin yeri cehennem deil midir? (Zmer/32) 10. Riya, (halka gsteri yapmak ve halkn kalbini kendine ekme gayretine dmek) Riya, insan en byk gnahlara iten korkun hastaln addr. Bu hakikat, Riya blmnde uzun uzun anlatlacaktr. Tartmacnn btn gayreti, yapm olduu mnazara ile halkn gnln elmek ve kendisine taraftar toplamaktr. Bu ne denle onlar, halkn holand fikirlerin savunucusu olmay her zaman baarrlar. te saydmz bu on hastalk, btn fuhiytn esas larndandr. Tartmaclarda bu on menf hasletten baka daha nice kt hasletler vardr... Bu kt hasletler, kendisim zabtetme yen tartmaclar sonunda vurumaya, yumruklamaya, trmklamaya, elbise yrtmaya, sakal yolmaya, anaya ve babaya kfretmeye, hocalara kfretmeye ve ak ak birbirlerine iftira at maya srkler. Bylelerini insan saymadmz iin burada sz konusu etmedik! Yukarda saydmz on menf haslet, tartmaclarn bykle rinin hemen hemen hepsinde (en aklllarnda dahi) vardr. Btn bunlara ramen bir ksm tartmaclar bu kt hasletlerden uzak kalabilirler. Fakat bu iyilii ancak kendisinden ok aa veya yu kar; yahut memleket itibaryla kendisinden ok uzak, maiet ko nusunda da kendisiyle atmayan kimselere gsterir. Kendisiyle ayn ayarda olan akranlarna bu iyilii gstermesi imkanszdr. Bu on hasletin her birinden on tane baka rezalet doar. Biz bunlarn hepsini teker teker sayarak konuyu uzatmak istemedik. Mesel herbirinden u rezaletler doar: Kendini mdafaa etmek gayreti, fke, tamah, buz, rtbe ve mal isteme ihtiras, hasmna galip gelmekten dolay dlen gurur, nimeti inkar etmek, ifrata kamak, zenginlere ve sultanlara hrmetkr olmak, onlarla sk mnasebetlere girimek, onlarn haram yollardan elde ettii eylerden almak, atlarla, bineklerle ve mahzurlu elbiselerle ss lenmek, kibir ve azametinden dolay herkesi hakir grmek, ml yani hususlara dalmak, ok konumak, korkuyu kalpten karmak, kalbindeki rahmet duygusunu skp atmak, ifrat dere cede gaflete dp bir namaz iinde ne kadar namaz kldn, neyi okuduunu ve kime mnacaatta bulunduunu tefrik edememek, mnazarasnda kendisine yardm eden ilimler zerinde bir mr tkettii halde kalbinde hayet hissinin teekkl etmemesi ki byle ilimlerin ahirette hibir faydas yoktur ibareleri gzel oku mak, kelimeleri kafiyeli sarfetmek, olmas ender hdiseleri ve hik yeleri ezberlemek gibi saymakla bitmeyecek kadar felketler dourur. Tartmacla, derecelerine gre mnazara ilminde baar gs terirler. Bu meslein eitli dereceleri vardr. Fakat din, ilim, akl ve fazilet bakmndan en bykleri dahi bu yukarda saydmz kt huylarn bir ksmndan yakalarm kurtaramazlar. Ancak el lerinden geldii kadar ktlklerini rtmeye almak ve bu kt lkleri nefsinden skp atmak iin byk bir gayretle mcadele etmek gayesini gderler.

Bu rezaletlerin sadece tartmaclara ait vasflar olmad bi linmelidir. Va'z ve nasihatta bulunanlarda da bu irkin hasletler bulunabilir. ayet halka ho grnmek, va'z ve nasihatndan tr bir paye kazanmak, yapm olduu iten dnyalk sahibi olmak gayretine dm ise, byle bir vizde yukarda sraladmz kt hasletler bulunur. Bu rezaletler, fetva ve mezhep ilmiyle uraanlarda da bulu nur. ayet bu ilimle megul olmaktaki gayesi kadlk makamn igal etmek, evkaf dairesinde byk memuriyetler almak, akran larndan daha fazla yneticilerin gzlerine girmek ise, byle bir in sanda da yukarda saydmz kt ahlklarn ou bulunabilir. Ksaca ilmiyle Allah'n rzasndan baka eyler bekleyen her insan da bu kt hasletler bulunur. Demek ki ilim, limin yakasn brakmaz. Onu ya ebediyyen hereyden mahrum ederek helk ol masna sebep olur veya ebed hayatn saadetine garkeder. te bu srr anlatmak iin Hz. Peygamber (s.a) yle buyurur: lminden menfaat grmeyen lim, kyamette, en iddetli azaba mruz braklr.169 Byle kimselerin ilmi, kendilerine bir fayda vermedii gibi, s telik ok byk zararlar verir. Keke byle bir kimse, bana byk felketler getirecek ilimden kurtulmu olsayd. Fakat ne yazk ki, bundan kurtulmas mmkn deildir. lim tehlikesi ok byktr. lmi talep eden, ebedi mlk ve serveti talep ediyor. Onun iin bu talipler ya mlk ve servetten veya felketten yakalarn kurtaramazlar. limin hli, tpk dnyada mlk isteyen dier insanlarn hline benziyor... Eer servet peinde koan, servete ulamak im kn bulamazsa kendini zilletten kurtaramaz. Belki zilletin de te sinde byk girdaplara der. Eer 'Mnazara etmeye ruhsat vermekte, halk ilme tevik et mek gibi byk fayda vardr. ayet ba olmak arzusu bulunmazsa hi kimse ilme heves etmez ve ilim de bylece inkraza urar' der sen, bu sznde bir noktada ok haklsn. Fakat cedelin esasnda fayda yoktur. Zira top ve kularla oynamak va'di olmasayd, ocuk lar mektebe gitmezdi. Fakat ocuklar avutmak ve mektebe ekmek iin icad edilmi bu eylerin bizzat kendisinden bir fayda geldiine dellet eden bir mn yoktur. ayet riyaset hrs olmasayd, ilim gerekten inkraza urard. Fakat ilmiyle riyaset talep eden bir kii kurtulmu sayamaz ken dini. Tam aksine, ilmiyle riyaset talep eden kimse Hz. Peygamberin aadaki hadis-i erifte bildirmi olduu zmreye dahil olmu olur. Hi kukusuz Allah Tel bu dini, nasipsiz kimselerle de takviye eder.170 Hi kukusuz Allah Tela, bu dini yalanc bir kiiyle de tak viye eder.171 Demek ki ilmiyle riyaset talep eden, gerekte helk olmu bir kimsedir. Fakat byle bir kimsenin delletiyle bakalar kurtulua erebilir. Eer o kii insanlar dnyay terke dvet ediyorsa... Kendisi helk olup bakalarnn kurtulularna sebep olan lim, grnte selef limlerine benzer. Fakat onlardan ayr olan taraf, iinde yanan rtbe ateidir, O bir makam elde edebilmek iin yanp tutuan bir limdir. Byle kiilerin misli, mum mis line benzer. Mum, etrafn aydnlatmak iin yanar, kendisini mah veder. Eer insanlar dnyaya balanmaya gtryorsa, o zaman hem kendini ve hem de bakalarn yakan bir ate olur... limler snfa ayrlr: 1. Hem kendilerini ve hem de bakalarn helk edenler. Bunlar ak bir ekilde dnya nimetlerini isterler ve onlara dalarlar. 2. Hem kendilerini ve hem de bakalarn saadete erdiren limler. Bunlar btn ve zhirde insanlar Allah'a dvet ederler. 3. Kendilerini helk eden ve fakat bakalarnn kurtuluuna vesile olan limler. Fakat bunlar, halkn kalbini kazanmak, halkn gzne girmek, an ve hret kazanabilmek iin urarlar. Bu nedenle ey mslman! Hangi zmreden olduunu dn ve bul! Kime dmanlk yaptn idrk etmeye al! Allah'n, kendisi iin yaplan amelden bakasn kabul edeceini hibir za man aklna getirme... Bu konudaki tatmin edici deliller, Riya blmnn bir ksmnda ve Mhlikt blmnde inaallah gsterilecektir.

162) 163) 164) 165) 166) 167) 168) 169) 170) 171)

bn Mce, (hasen bir senedle) Ebu Dvud, (Ebu Hreyre'den) Hatip,(hz. mer'den sahih bir senedle) Ebu Dvud, bn Mce ve bn Hibban, (Ebu Hreyre'den) Irk bu hadse vkf olamamtr. Tabern, (Selmn- Fris'den zayf bir senedle) Tirmiz ve bn Mce (Enes!den) Tabern ve Beyhk, (Ebu Hreyre'de zayf bir senedle) Nesi(Enes'den sahih bir senedle) Buhr ve Mslim, (Ebu Hreyre'den sahih bir senedle)

Hoca ve Talebenin Riayet Edecei dab


Talebenin hocaya kar taknaca tavrlar ve zahir vazifeler oktur. Fakat biz bunlar on cmle ile ifade etmek isteriz. 1. Talebenin birinci vazifesi, kalbini irkin ve rezil sfatlardan temizlemektir; zira ilim, kalbin ibadeti, namazn srr ve btn Allah'a yaklatran bir sfattr. Nasl ki zalarn vazifesi olan namaz, ancak zhir necaset ve taharetten temiz olmakla sahih ve ciz oluyorsa; btnn ibadeti de kalbin ilimle tmir edilmesinden, necis sfatlar ve habis ahlklarndan uzaklatrlmasndan sonra caiz olabilir. Hz. Peygamber yle buyurmam mdr? (Bu) din, nezafet temeli zerine kurulmutur.172 Haddi ztnda ister zhir olsun, isterse btn, nezfet dinin temelidir. Allah Tel Kur'an' da yle buyurmaktadr: Mrikler pistir! (Tevbe/28) Bu hkm, tahret ve necsetten temizlenmenin, sadece bilinen taharet ve necaset mnasnda olmadn anlatmak iin buyurmutur. Zira mrik kimsenin bazan bedeni ykanm, elbisesi temiz olur. Fakat cevheri (btn) necistir. te Allah Tel bunu kastediyor... Necaset, saknlmas ve kendisinden uzak durulmas gereken eylerin tamamnn addr. Btn sfatlarn necasetinden korunmak, zhir necasetten korunmaktan daha mhimdir; zira btn pislikler dnyada pis olduklar gibi, byk bir felket kayna olurlar. Hz. Peygamber (s.a) bu mny yle ifade buyurmaktadr: (Rahmet) melekleri, iinde kpek bulunan bir eve girmezler.173 Kalp bir evdir. Meleklerin girip eser braktklar ve yerlemek istedikleri bir mahldir. Ucb, kibir, hased, kin, ehvet, gazab ve benzeri rezil sfatlar ise, uluyan kpeklerdir. Bu kpeklerle dolu olan bir yere melekler nasl girer? Halbuki, Allah Tel'nn nru da insanlarn kalbine melekler vastasyla ilka edilir. Hibir insan yoktur ki, Allah'n onunla (dorudan doruya) konumas olsun. Ancak vahiy ile veya perde arkasndan; yahut bir peygamber gnderip de kendi izniyle dileyeceini vahyetmesi suretiyle olur. nk o ok ycedir, hikmet sahibidir.(ra/51) te bylece ilim rahmetini, kalplere dorudan doruya ilka etmez. O rahmeti, yani ilim rahmetini bu mevzuda vazifeli olan melekler vastasyla gnderir. Melekler her trl kt ve irkin sfatlardan beridirler; pk ve temizdirler. Onlar ancak gzeli seyrederler, yanlarndaki Allah'n rahmetinin hazinelerinden ancak temiz yerleri tmir ederler. Sakn benim 'Beyt'ten gaye kalptir, Kelb'en (kpekten) de gaye, gazab ile irkin sfatlardr' dediim zannedilmesin. Ben sadece hadsteki Bey t kelimesinden kalp, Kelb kelimesinden de kt sfatlarn kasdolunduunu sylemeye alyorum. Szn ettiim terimler, ite bu mnalara iaret ediyor. Zhir tbirleri btna mletmekle, 'Btna iaret ediyor' demek arasnda byk bir fark vardr. Zira ikincisinde, zhir zhir olarak kabul ediyor, 'Bunda btna iaret vardr' diyorsun. te bu incelikten dolay btnlerden ayrlm olursun. nk bizim yaptmz i, ibret almaktr. Bu ise kmil limlerin mesleidir. bret almann mnas, zikredilenin z mnsnda durdu rulmas demektir. Nitekim akll bir kimse bakasnn bana gelen musibeti grd zaman, o musibetten kendisi bir ibret dersi alr. Yani o musibet, kendisinin uyanmasna vesile olur. nk kendisi de bir insandr ve baka insanlarn balarna gelen musibetler kendi bana da gelebilir. Bu dnya inklblarn arefesindedir. Bu musibetin bakasndan sana gelmesi, senden de bakalarna gitmesi daima mmkndr; hatta mukadderdir. Onun iin de ibret dersi almak, ok akllca ve gzel bir hareket olur.

O halde sen de insann evi olan, Beyt'le tbir edilen zhirden, Allah'n manev evi olan kalbe ge! Kendisinde bulunan yrtclk ve necis sfatndan (suretinden deil) tr zemmedilen Kelb tbirinden k-peklemi ruhlara ge! Gazab, oburluk, dnyaya yapmak ve insanlarn haylarn yrtmaya almak gibi irkin sfatlarla dolu olan bir kalp mnen kpektir. O halde basiret nru, suretleri deil, mnlar aryor. Bu lemde suretler, mnlara galip gelmi ve mnlar suretlerin iinde kaybolup gitmitir. Ahirette ise tam tersi olacak, suretler, mnlarn iinde kaybolarak malup olacaklardr. O lemde mn tam kemliyle galip gelecektir. te bu sr ve hikmete bnaendir ki, her ahs manev sureti esas alnarak harolunur. nsanlarn namus perdesini yrtanlar, saldrc bir kpek, insanlarn mallarna ve mlklerine gz diken oburlar ise, saldrgan kurtlarn suretine brn drlerek harolunacaklardr. Dnyada, dier insanlara kar gurur ve kibir taslayanlar, ahirette kaplan suretine sokularak harolunacaklardr. Riyaset peinde koanlar ise, ayn muameleye arslan eklinde tbi tutulacaklardr.174 te bylece, bu mnlar ifade eden birok hdisler vrid olmutur. Basiret sahibi insanlarn gzleri de bunlar mahede etmitir. Eer 'Nice bozuk ahlkl talebeler vardr, bunlarn hepsi de ilim tahsili yapmtr?' dersen yle cevap veririz: Byle bir kimse, ahirette kendisine yardm ve saadetini temin edecek hakik ilimden mahrum kiidir. Bu kii nerede, hakik ilim tahsili nerede? Zira hakik ilim, insana daha balangta gnahlar ldrc birer afet olarak gsterir. Acaba bir eyin, ldrc zehir olduunu bile bile o zehiri yutanlar hi grdn m? Zhir ilimlerin ekilciliine dalanlardan dinlediin ilim ise, dilleriyle syleyip, kalpleriyle reddettikleri bir ilimdir. Bunun, uzaktan ve yakndan, ilimle hibir ilgisi yoktur. bn Mes'ud yle demitir: 'lim ok rivayetten ibaret deildir. lim ancak bir nrdur ve kalbe atlr Bir lim 'lim Allah'tan korkmaktan ibarettir' demitir. Nitekim Allah Tel yle buyurmaktadr: Allah'tan kullar iinde, ancak (kudret ve azametini bilen) limler korkar.(Ftr/28) Sanki Allah Tel bu ayet-i cellesiyle, ilim meyvelerinin en lsna iaret buyurmaktadr. Bu sr ve hikmet, tahkik ehlini yle konuturmutur: Alimlerin 'Biz ilmi Allah'tan bakas iin renmek istedik, fkat ilim Allah'tan bakas iin kimsenin mal olmad; ancak Allah iin olduu takdirde insana rm oldu' sznn mns; 'Allah'tan baka bir maksat iin renmek istediimiz ilim bizden uzaklat, hakikatini bize gstermedi. Biz onun ancak kabuunu ve lfzlarn elde ettik' demektir. Eer 'Ben muhakkik ve fakih limlerden bir cemaat grdm, fr ve usl ilimlerinde ok derinlemi ve hatt en gzde limlerden saylmlard. Fakat onlar irkin ve kt ahlklarn hepsinden arnm deillerdi' dersen yle cevap veririz: limlerin mertebelerini ve ahiret ilmini bildiin zaman malmun olur ki, byle limlerin urat ilimler, ilim olarak faydaszdr. lmin zenginlii, bilinenin Allah iin tatbik edilmesindendir. limle, Allah'a yaklamak kastolunduu takdirde; onda byk faydalar vardr. Bu meseleye daha nce temas edilmiti. Daha geni izaht, Allah'n izniyle, ilerideki sayfalarda verilecektir. 2. kinci vazife ise, dnyayla ilgili megaleyi azaltmak, ehlinden ve vatanndan uzaklamaktr. nk dnya ile fazla meguliyet, insan baka eyleri yapmaktan alkoyar. Allah Tel yle buyurmutur: Allah bir adamn gsnde iki kalp yaratmamtr.175 (Ahzab/4) Fikirler, baka baka sahalar zerinde daldka hakkatlarn anlalmas da o nisbette zorlar. Bu hikmeti ifade etmek iin yle sylemilerdir. lim, senin tamamn almadka birazn bile sana vermez. Ona tamamn versen bile, onun birazn alabilmen yine phelidir'. Bir ok meselelere yaylm zihinler, aynen eitli arklara dalm sulara benzer. eitli arklara dalm sular arklar emer, emilmeyen sular da buhar olup uar. Ekinlere faydas dokunacak olan bu sudan bir damla bile kalmaz.

3. lim talep eden, ilme kar kibirlenmemeli ve hocasna kar her zaman emre mde bir tavr iinde bulunmaldr. Kendisini hocasna teslim etmeli, hocasnn sylediklerini can kula ile dinlemelidir. Nasl ki bir hasta, doktorunun sylediklerini can kula ile dinleyip, dediklerini harfiyyen yerine getiriyorsa, ilim renen talebenin durumu da aynen bilgisiz bir hastann bilgin ve efkatli doktorun nndeki durumuna benzemelidir. Talebe, hocasnn nnde birey bilme ukallna dmemelidir; yalnz dinleyip renmeye bakmaldr. Hocasna daima mtevazi davranmal, hocasna hizmet etmeyi kendisi iin en byk bir eref bilmelidir. a'b176 yle anlatr: Zeyd b. Sbit bir cenaze namazn kldrdktan sonra kendisini bir katra bindirmek istediler. Orada bulunan bn Abbas, lim olan Zeyd'in zengisini tuttu: Zeyd 'Ey Allah Rasl'nn amcasnn olu! zengimi brak; senin gibi erefli bir insann zengimi tutmas bana ok ar geliyor' dedi. bn Abbas (r.a) Hz. Peygamber bize, limlere hrmet etmemizi emretti' diye cevap verdi. Bunu duyan Zeyd, eilip bn Abbas'n elini pt ve 'Kendi ehl-i beytinin elini pmemizi de bize emir buyurmutur' diye karlk verdi.177 Hz. Peygamber yle buyurmutur: Temellik (dalkavukluk) m'minin ahlkndan deildir. Fakat ilim tahsil eden talebe, hocasna temellk edebilir.178 Btn bu szlerden anlalyor ki, talebe hocasna kar asla ba dik olmamaldr, saygda bir an bile kusur etmemelidir. Hocasndan deil de, hretli kiilerden istifadeye kalkmak, talebenin hocaya kar bbrlenmesidir. Byle bir hareket, talebenin ayn zamanda bir ahmak olduunu da gsterir. Zira ilim, kurtulu ve saadete ulama vesilesidir. Bir canavardan kurtulmann yolunu, ister mehur bir kii gstermi olsun, isterse nm n duyulmayan bir insan, ikisinin arasnda hi bir fark yoktur. Atein, Allah' bilmeyenlere saldrmas; canavarn insanlara saldrmasndan daha iddetli olduuna gre, onu bu ateten kim kurtarrsa onun en byk hocas odur. Hikmet (ilim) m'minin kaybetmi olduu maldr; onu nerede grrse hemen malna sahip kar. Onun iin o mal ona kim verirse versin, veren teekkre hak kazanm kiidir. te bu srr anlatabilmek iin yle denildi: 'Kibir sahibi bir gence, ilim sava aar; aynen suyun kendisini tutmaya alan tmseklere sava amas gibi.. lme sahip olmak iin, hocay can kula ile dinlemek ve mtevazi olmak lzmdr. Nitekim Allah Tel yle buyurmaktadr: Muhakkak ki bunda kalbi olana veya hazr bulunup kulak verene ders vardr.(Kf/37) Ayette geen 'Kalbi olan' tbiri ile; ilimde anlayl ve kabiliyetli olmak kastolunmaktadr. Fakat sadece anlay ve kabiliyet kifayet etmez; huzur-u kalp ile hocay dinlemek gerekir. Hocann szlerindeki ilmin inceliklerine iyice vkf olmaya gayret etmelidir. Hocay iyi dinler, tevazu gsterir, istifade ettiinden dolay teekkrlerini izhar ederse ve byle bir hocann talebesi olmaktan duyduu erefi ve hocasna minnettarln bildirirse ancak, ite o zaman tam mnsyla ilimden istifade edebilir. Talebe hocaya kar tpk yamura susam bir orak arazi gibi olmaldr. orak bir arazi, nasl ki zerine den yamuru hemen emerse, talebe de hocasnn ilmini ylece yutmaldr. Hocas kendisine retmek kasdyla birey sylerse hocasnn szn tutmal, ahs fikirlerini brakarak hocasnn fikrine sarlmaldr. Zira hocasnn yanl sz kendi doru bilgisinden daha hayrldr. nk deneme, insan garip ve menfaati byk olan inceliklere vkf edebilir. Atei ok ykselmi nice hastalar vardr ki, doktor onun ateini baka bir atele ykseltmeye kalkt zaman bunu anlamayanlar taaccb eder ve itiraz etmeye kalkarlar. Halbuki doktorun verdii hararet vcuttaki hararetle birleir ve hastann bnyesi doktorun sonradan verecei illara mukavemet edecek kuvveti kazanr. Doktorun byle bir muameleye girimesi, tebabet ilminden haberi bulunmayan birine ok tuhaf grnebilir. Allah Tel, Hz. Musa ile Hzr arasnda geen kssada yle demektedir: Hzr yle dedi: 'Dorusu sen benimle olmaya asla sabredemezsin. yzn bilmediin eye nasl sabredebilirsin?' (Kehf/67-68) Daha sonra Hz. Hzr, Hz. Musa'nn kendisiyle arkadalk yapabilmesi iin u art ileri srd: Hzr dedi ki: O halde bana tbi olacaksan; ben sana birey sylemedike, sen bana hibir ey

sormayacaksn' (Kehf/ 70) Fakat Hz. Musa sabredemeyerek yol boyunca Hzr' suale tbi tuttu ve sonunda bu sabrszl ikisinin arkadalna son verdi. Sonu olarak; hocasnn gr ve iradesinden baka gr ve iradeye sahip olan talebenin feyizden mahrum olduunu ve zarara dtn bil! "Allah Tel 'Eer bilmiyorsanz ehl-i zikirden sorun' (Nahl/43) buyurarak bizi renmeye tevik ediyor" dersen doru bir sz sylemi olursun. nk bu byledir, hepimiz renmekle mkellefiz. Fakat bir talebe hocann izin vermesi hlinde sorabilir. Zira talebe kendi kendine istedii gibi sual sorma hakkna sahip olursa, henz kavrama imknndan yoksun olduu meseleleri sorar, bu ise zararldr. Hz. Hzr'n Hz. Musa'y, kendisi konumadan sual sormaktan men edii bu hikmeti gstermektedir. Demek ki hoca, hangi ilmi daha iyi kavrayacan talebeden iyi bilir; talebenin hangi bilgiyi, ne zaman reneceini daha iyi anlar. Eer hocas daha aa bir seviyeden balatmsa, daha yukar bir seviyedeki bilgiyi alma zaman gelmemi demektir. Hz. Ali yle demitir: 'Fazla sual sormamak, sorulan suale rz olmak, hoca yorulduu zaman onu cevap vermeye zorlamamak, kalkp gitmeye alt zaman eteine sarlp onu durdurmaya almamak, gizli yanlarn halka ifa etmemek, yannda kimseyi ekitirmemek, yanlmay kabul ederek, yanld zaman mzeretini kabul etmek; evet btn bunlar bir lim kiiye gsterilmesi lzm gelen hrmet ifadeleridir. lime hrmet etmek, herkesin vazifesidir. lim Allah'n emrini muhafaza ettii mddete senin de ona Allah iin hrmet gstermen, nnde diz kp oturman, ayet ihtiyac varsa ona herkesten nce hizmet etmeye koman senin zerine vazifedir'. 4. lim isteyen bir kimse, ilk zamanlarda, ihtilfl konulara kulak vermekten ekinmelidir. zerinde ihtilf olan ey ister dnya ilmi olsun, isterse ahiret ilmi... nk ihtilfl konular, ilme yeni muhatab olan talebenin akln kartrr, zihnini bulandrr, gr hususundaki iradesini zayflatr. drk ve itidal ynnden mitsizlie der. lim denizinin balangcnda olan kimseye uygun decek hareket, hocas yannda makbul bir mertebeye kmaktr. Doru, gzel ve bir tek yolu adamakll renmektir. Bunu rendikten sonra, mezhepler arasndaki fikir ayrlna kulak verip, bu ihtilflarn inceliklerini kefetmeye bakmaldr. ayet hocas bir grn tek bana savunucusu deilse ve hocasnn deti, mezheplerin grn olduu gibi nakletmek, bunlarn grleri hakknda leh ve aleyhdeki delilleri serdetmek ise, byle bir hocann sohbetinden saknmal ve yanndan uzaklamaldr. Zira byle bir hoca, insan irad etmekten ziyade dallete srkler. ki gz kr olan bir adamn krlere yol gstermesi mmkn mdr? Mstakil gr sahibi olmayan bir kimse cahildir, cahil bir insann ilim verebilmesi ise mmkn deildir. Tahsile yeni balayan bir talebeyi, ihtilfl ve pheli konu lardan uzak tutmaldr. Onu byle konulardan menetmek, tpk yeni mslman olan bir insan, eski arkadalar, milleti ve kfirlerden uzak tutmaya benzer. Akl ve idrki salam bir talebenin ihtilflara dalmasn ve pheli konulara girmesini tevik etmek ise, deta iman kuvvetli bir insann kfirlerle har-neir olmasn temin etmeye almak gibidir. Bu sr ve hikmete binaendir ki, korkak bir kimsenin kfir saflarna hcum etmesi yasaklanm; fakat bahdr bir kiinin ise, aksine, taarruz etmesi tevik edilmitir. Bu incelikten haberdar olmayan zayf kimseler, iman salam insanlar iin yaplmas ciz olan ve tevik edilen kolayln kendileri iin de caiz olduklarn zannederler. Bunlar bilmezler ki, kuvvetli insanlarla zayf insanlarn yapacaklar eyler bakadr. nk kuvvetli ile zayf arasnda byk fark vardr. Bir lim yle buyurmutur: 'Beni ilk gren dost, sonradan gren zndk oldu zanneder'. nk neticede ameller insan ie yneltir; farzlar hari, bedeni ameller tamamen durur. Bu durumu grenler atalet, tembellik ve ihmalkrlk zannederler. Aslnda durum onlarn grd gibi deildir. Belki o, kalb amellerin en faziletlisi olan zikirle ve mahedeyle meguldr. Zayf bir kimsenin, zhirde d gibi grnen byk insanlarn hline ve hareketine kendini uydurmas, tpk bir miktar necasetin bir testi suya veya bir okyanusa kartrlmasna benzer. Biraz necaset testideki suyu necis yapar, ama okyanusu asla! te zayf bir kiinin hli 'Madem ki o necis olmuyor, ben de necis olmam' diyen testinin hline benzer... Halbuki bu insanda birazck idrk olsayd, azck bir necasetin okyanusun istilsyla onun sfatna dnm olacan bilmesi lzmd. Kendi testisine den necaset ise, testiyi kendi

sfatna dntrr; bu ok ak grlen misallerden biridir. Bu hikmeti ifade etmek iin, Allah Tel'nn, Rasl'ne vermi olduu baz ruhsatlar dier kullara vermediine iaret edebiliriz. Bakalarna drt kadndan fazlasyla evlenme mbah klmmad halde Allah'n Rasl'ne bu hususta ruhsat verilmitir:Hatta dokuz kadnla evlenmesi kendisine mbah klnd...179 Zira ondaki kuvvet, dokuz kadna dil davranabilmesi iin yeterliydi. Onda bulunan kuvvet ka kadn olursa olsun, zulme uratmayacak derecedeydi. Hz. Peygamberden bakalar ise bu kuvvetten yoksun olduklar iin; Rasl'n tatbik ettii adaletten birazn bile tatbik etmekten mahrumdular, onun iin kadnlar arasndaki geimsizlik, onlar yiyip bitirir; hatta onlar memnun edebilmek gayreti, mazallah insan Allah'a bile isyan ettirebilir. Melekleri, demircilerle kyas eden bir kii hi felha kavuabilir mi? 5. Talebe, faydal ilimleri, hi birinden fedakrlk yapmadan renmeli ve her birinden kendi maksadna yardm edecek derecede istifade etmeye bakmaldr. ayet ecel kendisine mhlet verirse, o ilimlerde de derinlemeye bakmaldr. ayet onlarn hepsiyle birden megul olmak imknna sahip deil ise, kendisine daha uygun olan birisinin zerinde alp, onu elde etmeye bakmaldr; dierlerinin de gzel yanlarn almak artyla... Zira ilimler birbirine baldr ve biri dierine yardmcdr. Tam mnsyla megul olmak imkn bulamad ilimler hakknda birazck olsun haberdar olmas, en azndan onlarn aleyhinde bu lunmasna mni olur. nk insann en kt taraf, bilmediine dman kesilmesidir. Allah Tel, kiinin bilmediine dman kesildiini yle ifade buyuruyor: Bir de kfirler iman edenler hakknda yle dediler: 'Eer o (peygamberin dini) iyi olsayd bizden evvel (fakirler ve bireler) ona komazlard. Byle demek suretiyle maksatlarna eriemeyince de (Kur'an' inkr etmek iin) yle diyecekler: 'Bu Kur'an eski bir yalandr'.(Ahkaf/11) ir, bu hakikati ne gzel dile getirmi: 'Hasta ve buruk azl birine, en tatl su bile ac gelir'. limler derecelerine gre, ya insanolunu Allah'a gtrr veya onun gidiatna bir bakma yardm ederler ki, bunun da hedefe yaklatrma ve uzaklatrma asndan birok mertebeleri vardr. Bu ilimleri bilenler deta hudutta nbet bekleyen askerler gibidir. Her birinin ayr mertebesi vardr. Eer o mertebelerden Allah Tel'y raz etmek kastediliyorsa ona gre sevaba nail olunur. 6. Talebe birdenbire ilmin herhangi bir dalma dalmaya bakmamaldr. Derinliklere inebilmek iin gerekli tertibe riayet etmeli ve ilk nce en nemli noktadan ie balamaldr. nk insanolu btn ilimleri bir mre sdrmaya muktedir deildir; yleyse akllca hareket etmeli ve hereyin en gzelinden ie balamaldr. Balad iin azyla iktifa edip, btn gcn kendisine kolay gelen herhangi bir ilme sarfetmelidir. limlerin en ereflisi de ahiret ilmi olduundan byle bir kii, gcn, bu ilmi renmeye sarfeder. Pek tabii olarak ahiret ilmi ile kasdettiimiz, muamele ve mkefe ilimleridir. Muamele ilminin hedefi mkefedir. Mkefenin hedefi ise Allah' bilmektir. Ben ahiret ilmi derken halkn anlad itikad meselelerini kasdetmiyorum. Halk tabakasna, o meseleler ister ecdadndan intikal etsin, isterse yeni km olsun netice birdir. Ahiret ilminden gayem, kelm ilminin yazma yolu ile hasmlarn desiselerinden kelm korumak iin va'z edilen mcadele yolu deildir. Bu szdeki gayem, Allah tarafndan mcahede vesilesiyle ii ktlklerden temizlenmi bir kimsenin kalbine atlan nrun meyvesi ve semeresi olan yakn ilmidir. yle ki, kii bu yakn sayesinde Ebubekir Sddk'n mertebesinden payesini alsn. Hz. Ebubekir ki (peygamberler hari) btn kinatn iman terazinin bir kefesine, onunki br kefesine konsa, onunki ar basard. Buna Allah'n Rasl bizzat ehadet etmektedir. Benim telkkime gre, halkn inanc ile kelncnn inanc arasnda hibir fark yoktur. Fakat "kelmclarm tertib ve tahririne kelm ad verilerek halkn inancndan ayr bir havaya b rndrlmtr o kadar... ayet kelmcnn gayreti yksek derecelere kmaya vesile olsayd, bunlardan mahrum olan mer, Osman, Ali ve dier btn sahablerin bu derecelerden mahrum kalmalar gerekirdi. Hz. Ebubekir'i (r.a) dier sahablerden stn yapan kelm deil, kalbinde bulunan ve katiyyen sarslmayan imam elde etmesidir. Bu

gerekleri Hz. Peygamberden (s.a) dinleyip ehemmiyet vermeyenler ve bildiklerini okuyanlar, ne garip in sanlardr!.. Bu garipler 'Btn bu szleri sfler uydurmutur, bunlarn hibiri akla uygun dmyor, onun iin byle szler hakknda teenniyle hareket etmeli veya bunlara hi itibar etmemelisin' diyerek sermayeni zyi ederler ve bylece iin iinden km olduklar vehmine kaplrlar. O halde ey hakk aramaya tlib olan kii! Kurtuluu, fakih ve kelmclarm vkf olamadklar srlar aramaya koyulmakla elde edebilirsin. Bilmi ol ki, bunu bulabilmen iin ok gayret sarfetmen gereklidir. Ksaca, ilimlerin en ereflisi ve btn ilimlerin hedefi mrifet ilmine sahip olmaktr. Bu mrifet ilmi yle bir deryadr ki, onun derinliine hibir zaman vkf olunamad gibi, idrk ile de llemez... Bu derinliklere ancak en yce peygamberler varabilir. Sonra veliler, onlar tkiben de bu yce kiilerin ardndan giden limler bu derecelere varrlar. Rivayet edilir ki, bir mbedde iki hkimin heykeli bulunmu. Birinin elindeki levhada unlar yazlym: 'Sen her eyi iyi bildiini zannediyorsun. Unutma ki, Allah' ve hereyin yaratcs ve btn eyann yaratcs olan kudreti idrk etmeden hereyi tam mnsyla bilemezsin!' Dierinin elindeki levhada da unlar yazlym: 'Allah' bilmeden evvel, susaymca hereyi ierdim; fakat Allah' bildikten sonra susuzluum bir daha geri gelmemek zere kaybolup gitti'. 7. lk nce renilmesi gerekeni renmeden bir dier ilme atlamaldr Zira ilimlerde tkip edilmesi zarur olan tertibler, sralar vardr. Bir ksm dier ksmna yol ac mahiyettedir. Tertib ve sraya riayet eden talebe muvaffak olma yolunda demektir. Allah Tel yle buyurmutur: Kendilerine kitab verdiimiz kimseler, o kitab gerei gibi okurlar. te onlar tahrif etmeksizin kitaplarna iman edenlerdir. Her kim de kitab inkr eder veya deitirirse, ite onlar dinlerinde ziyan edenlerdendir.(Bakara/121) Yani bir ilmi veya fenni gereince renmedike baka ilim veya fenne gemezler. O halde talebenin, okuduu ilmi gzelce kavrayp, ondan sonra bir st derecede bulunan ilme varmaya almas gerekir. Bir talebenin, herhangi bir konuda ihtilf eden limlerin bu ihtilflarna bakp byle bir ilmin fsid olduuna hkmetmemesi lazmdr. nk ihtilf, ilmin kendisinde deildir. Belki o ilim zerinde limlerin yanlm olduunu kabul etmek, daha doru bir harekettir. Fakat limlerin, ilmin icablarna uygun hareket etmediklerine karar vermek de doru deildir. Zira birok cemiyetleri grrsn ki, akl ve nakl ilimlerde dnmeyi bile terketmilerdir. Kendilerini mzur gsterecek yle bir gereke ileri srmlerdi: 'ayet bu ilimlerin asl esas olsayd erbablar ihtilfa dmezlerdi...' Bu pheler Mi'yar'ul-ulm adl eserimizle izale edilmitir. steyenler oraya bakp phelerden kurtulmaya alabilirler. Baka bir grup daha vardr ki, doktorlarn yanldna ahid olduklar zaman tp ilminden phe etmeye balarlar. Baz gruplar da, bir mneccimin sz tesadfen doru kt zaman astroloji ilmini en stn ilim saymtr. Baka bir grup ise mneccimin yanldn grr, topyekn astrolojiyi inkra sapar. te btn bu gruplar yanl grlere saplanmlardr. En lyk ve uygun olan udur: Bir eyin her eyden evvel z bilinmelidir. Byle bir bilgi sahibi olunduu zaman anlalr ki, bir kiinin, btn ilimleri, tek bana ihta etmesine imkn yoktur. Ancak bu mtearife apndaki lye sahip olunduktan sonra doru hkme varlabilir. Hz. Ali (r.a) ne gzel sylemitir: 'Hakk kiilerin ahsyla deil, hak olduu iin kabl et. Eer hakka hak olduu iin deer verirsen, o hakk kimlerin bildiini de mahede edebilirsin'. 8. En faydal ve erefli ilimlerin bilinmesine vesile olan unsurlar renmelidir. renilmesi gereken ilimler derken iki unsuru kastediyoruz: a) Tp ve din ilmi gibi semeresinin erefi

b) Delilin kuvvetli olmas Bu ilimlerden birinin gayesi ebed; brnn ise fn ha yattr. Byle olunca din ilmi daha ereflidir. Bir de matematik ve astronomi gibi ilimler vardr. Matematik ilmi, delilleri daha kuvvetli olduu iin, astronomi'den daha ereflidir. Fakat tebabeti matematikle kyaslarsak neticesi bakmndan tp ilminin daha erefli olduunu syleriz. Fakat delil bakmndan matematik daha erefli bir yer igal eder. Ancak semerenin, delilden daha kymetli oluu, eref bakmndan da yksekliine dellet eder. Onun iin neticeyi, daha itibarl kabul etmek., mantk ve evldr. Bu sebeple daha ziyade nazariye zerine bina edilmi olduu halde tp ilmi, matematik ilminden daha erefli saylmtr. Bu izahatmzdan sonra iyice anlalyor ki, ilimlerin en ereflisi Allah', meleklerini, kitaplarn, peygamberlerini bildiren ve bu gayeye gtrc yollar gsteren ilimdir. yleyse ey ilim talibi! Bu ilimden baka ilimlere, iddetli bir ekilde talip olma; btn gayen, bu en erefli ilmi elde etmek olsun! 9. Talebenin, talebeliinin balangcnda, gayesi i lemini faziletlerle sslemek, ileride ise Allah'a mnen yaklamak ve mele-i la diye ifadelendirilen melekler; ve dergh- izzete yakn olan varlklarn komuluuna ykselmek olmaldr. renci hibir ekilde ve hibir zaman rendii ilimle, rtbe, servet ve riyaset peinde komamaldr. Akranlarna kar bbrlenerek sefihler derekesine dmemelidir. renci, evvelce de belirttiimiz gibi, hi pheye dmeden kendisi iin makbul olan talep etmelidir ki, bu talep edecei de ahiret ilminden bakas deildir. Bu ilmi talep eder, fakat dier ilimleri de hakir grmez. Yani ahiret ilmini talep ettikten sonra, 'Bundan tesi fetva, nahiv ve lgat ilmi imi, bunlarn hibir kymeti yoktur' diyerek onlara hakaretle bakmamaldr. Talebenin, Kur'an ve hadisle mnasebeti bulunan nahiv ve lugat ilmini hakir grmemesi gerektii gibi, dier ilimleri de hakir grmemelidir. Biz bu ilimlerin neler olduunu farz- kifaye blmndeki ilimlerin eitlerini bildirirken, ibarelerin balangcnda ve sonunda zikretmitik. Ahiret ilmini fazla vdmze bakp, dier btn ilimleri hakir grdmz zannetme! Zira ilim tayanlar, aynen slm devletinin hudutlarn bekleyen askerlere benzerler. Tpk Allah yolunda savaan ve nbet tutan gaziler gibidirler. Bu gazilerin bir ksm muharebe meydanlarnda harbeder, bir ksm ise harbedenlere yardmc olur. Bir ksm muhariblere su tar, bir dier ksm ordunun arln; yani hayvanlarn ve yiyeceklerini bekler. Bunlarn hibiri i'l-y kelimetullah'tan ayrlmadka, cihad sevabndan mahrum kalmaz. Yeter ki, gaye sadece ganimeti elde etmek olmasn! te ilimler de byledir. Nitekim Allah Tel yle buyurmaktadr: Allah, iman edenlerinizi ykseltir. Kendilerine ilim verilenler iin ise (cennette) dereceler vardr. Allah btn yaptklarnzdan haberdardr.(Mcdele/11) O emin kimseler, Allah katnda derece derecedirler. Allah emin ve hin kimselerin yaptklarn hakkyla grr.(lu mran/163) Demek ki fazilet nisbdir. Padiahlarla kyasladmz zaman hakir grdmz sarraflar, plerle mukayese edildikleri zaman ne kadar stn olurlar. yleyse en stn dereceye ykselmeyen birinin kymetsiz bir kii olduunu zannetme! Zira en yce mertebe peygamberlerin, sonra evliyalarn, sonra ilimde rsuh kesbeden limlerin, sonra derece derece slihlerindir. Kim zerre miktar bir hayr ilerse onun mkfatn grecektir; kim de zerre miktar bir ktlk ilerse onun cezasn grecektir. (Zilzal 7-8) lmiyle Allah Tel'nn rzasn kastedenin (hangi ilim olursa olsun) ilmi, kendisine menfaat verir ve onu hi phesiz stn makamlara yceltip saysz ecirler kazandrr. 10. Talebe ilimlerin maksada ulatrc olan nisbetlerini bilmelidir ki, yce ve yakn olan deersiz ve uzak olana; nemli olan da nemli olmayana tercih edebilsin. nemli olan ile kasdettiimiz mn, seni en fazla alkadar eden, sana en yakn olan eyler demektir. Seni en yakndan ilgilendirmesi gereken ey ise dnya ve ahiretteki durumundur.

Kur'an'n buyurduu ve ayn'el-yakn'e varm olanlarn keiflerinde mahade ettii gibi; dnya ile ahireti imtiza ettirebilmek ve bir araya getirebilmek mmkn olmad takdirde, unutma ki bu ikisinden, senin iin bir misafirhane olur. Beden bir merkeb, ameller ise maksada doru atlan admlardr. Maksat ise, Allah'a mlki olmaktan baka birey deildir. yleyse bu konumamzda zikrettiimiz eyler btn nimetleri iine alr; fakat bu ilmin kymetini ok az kimse bilmeye muktedir olmutur. Allah Tel'nn huzurunu grme saadetine ve cemalini seyretme erefine gre ilimler mertebeye ayrlr. Ceml-i ilhnin seyrinden gaye, peygamberlerin istedii ve anlad seyirdir. Halk tabakasnn ve kelmclarm anlad seyir ise btldr. Bu mertebeleri aada vereceimiz misalle anlatabiliriz: Azd edilmesi ve mlk sahibi olmas iin hacca gitmesi istenen bir kleye yle denilir: 'Eer btn rknlerini ed etmek suretiyle hac farizasn yerine getirirsen, hem zd edileceksin, hem de mlk sahibiolacaksn. Fakat hac etmek zere hazrlklarn tamamlayp yola koyulduun zaman, yolda nne birtakm mnialar karsa sadece zd olur ve klelik felketinden kurtulursun; fakat mlk sahibi olmak saadetine ulaamazsn'. Byle bir insan ekilde almak mecburiyetindedir: A. Bir binek almak; azn ve su kabn hazrlamak B. Vatanndan ayrlarak Kbe cihetine doru hareket etmek C. Hacda, haccm rknlerini arka arkaya yerine getirmek ve bu ileri bitirdikten sonra ihram karp geri dnme hazrlklarn yapmak te bu artlarn tahakkuk etmesi iin, mlk ve hrriyete gtren sebeplerin hazrlanmasndan balar, t sonuna kadar devam eder. llerdeki yolculukla balar, t sonuna kadar... Hac rknlerinin evvelinden balar, t sonuna kadar srayla yapar. Haccn rknlerine balayan bir kimsenin kendisini bekleyen saadete yaknl, elbette ki hell azk, binek ve yolculuk tedbirine yeni balam bir kimsenin yaknlndan daha oktur. Elbette ki, yolculua yeni balam birinin yaknlndan, hacca balayann yaknl daha fazladr. Bilfiil hac rknlerini yerine getirmeye balayan bir kiinin ise, gelecek saadete en yakn olmas da bir gerektir. limler de blme ayrlr: I. Azk ve binek hazrlnn yerine geen ksmdr. Bu ksm tp, fkh ve dnyada bedenin rahatln temin eden ilimlerdir. II. lleri ve uzun yollar amaya hazrlk yapma devresi yerine geen ilimdir. Bu da, btnn kt sfatlarn bu lanklndan kurtarm kimseler hari; insan acz ierisinde brakan o muazzam manev geitleri amak suretiyle temizle mektir. te bu hal, yolun slk hlidir. Bu yolun ilmini tahsil etmek ise, aynen madd yolun istikametim bilmek ve konak larn tanmak gibidir. Nasl ki konaklar bilmek ve yollara ina olmak, yola kmadan bir fayda temin etmezse, tpk bunun gibi temiz ahlk sahibi olmadan da bahsettiimiz manev geitleri amak mmkn deildir. III. Haccm ve hac erknnn yerine geen blmdr. Bu ksm, Allah', O'nun sfatlarn, meleklerini, fiillerini ve keif ilmi blmnde zikrettiimiz hususlarn btnn bildiren ilimdir. te bunlar renmek ve yapmakta ayet Allah Tel'nn rzas iinse kurtulu ve saadet vardr. Saadeti elde etmek, ancak Allah' bilene, Allah'n manev komuluuna erene, ebed rzk ve nimetlere nail olana myesser olur... Keml derecelerinin zirvesine ulamaktan menedilenler ise, onlar iin ancak mcerred kurtulu ve selmet vardr. Nitekim Allah Tel yle buyurmaktadr: len o kii, hayrda ileri geenlerden ise artk onun iin bir rahatlk, ho bir rzk ve nim cenneti vardr. Fakat amel defterleri sadan verilenlerden ise, 'Sana selm olsun' denir. (Vaka/88-91) Maksada ynelip, hedefe gitmek azminde olmayan veya hedefe doru gidip bu gidite gayesi Allah'n emrini tatbik edip kulluk vazifesini ifa etmek olmayan, aksine, geici birtakm karlarn arkasnda koan bir kimse ise, Ashab- iml'den olup, dallete denler zmresinden saylr. Bu gibiler iin kaynar sudan bir ziyafet ve

cehennem vardr. limde rsh kesbeden limler indinde makbl olan hakk'el-yakn budur. Yani bu limler, Allah Tel'y madd gzle deil, madd gzlerden daha kuvvetli olan manev gzlerle mahede ve idrk edip taklitten kurtulmular, herhangi bir ilmi, sadece dinlemekle iktifa etmeyip, onlarn mnlarna nfuz etmeye alarak yce derecelere ulamlardr. Onlarn hli, sylenenleri tasdik eden, ayn zamanda elzem grerek bilen insanlarn hli gibidir... Byle olmayanlarn hli ise, gzellik ve doruluk sayesinde kabul eden kimsenin hlidir. Byle kimseler hakikati mahede edememiler ve yakn mertebesine ulaamamlardr. O halde saadet, mkefe ilminin tesinde; mkefe ise ahiret ilmine talip olduktan sonra elde edilen muamele ilminin tesindeki geitleri getikten sonra kavuulan bir nimettir. Ayrca irkin sfatlarn silinmesi iin gidilmesi gereken yol, sfat ilminin tesindedir. Tedavi yolu ve bu yolda nasl hareket edileceini bildiren ilim ise, beden selmeti ilminin ve yardmcs olan shhat sebeplerinin tesindedir. Mesken, yiyecek ve giyecee gtren yaklama ve yardmlama ile sadece bedenin sal korunabilir. Bu ise, devletle, insanlar siyaset ve adalet yolu zerinde fkh kaideleriyle zapteden devlet kanunlaryla alkaldr. Shhat sebepleri tp ilminin erevesi iindedir. O halde ilim ikiye ayrlr: 1. Beden ilmi 2. Din ilimleri Bu szle, din ilminden fkh ilmini kasteden bir kimsenin fkhtan gayesi; halk arasnda yi olmu zhir ilimlerdir. Btn ve elde edilmesi ok g olan ahlk ilimler deildir. Eer 'Neden tp ve fkh ilmini bir yolcunun azk ve ekmeine benzettin?' diye soracak olursan yle cevap veririm: Bil ki, Allah'a yaklamak iin O'nun yolunda adm atan kalptir, be den deildir. Kalp ile gayem elle tutulan, gzle grlen et paras deildir. Bahsettiim kalp, esrr- ilhiyyeden bir srdr ve o, hislerle idrk edilemez. Allah'n ltifelerinden bir ltifedir. Bu ltife bazan ruh ile ifade edilir, bazan da nefs-i mutmainne (itminan ve skna kavuan nefis) diye belirtilir. eriat buna kalp diyor. nk bu srrn ilk basama kalp diye isimlendirilen bir et parasdr. Onun aracl ile btn beden o srr yklenir. Bu srrn perdesini kaldrmak ancak, mkefe ilmiyle mmkndr. Fakat bu ilmin yazlmasna ve sylenmesine izin verilmemitir. Onun iin bundan bahsetmek mecburiyetinde kalan kii en fazla yle diyebilir: 'O ok kymetli bir cevher ve kinatta tertib ve tanzim edilen btn varlklardan ok daha erefli ve aziz bir mcevherdir ve o, ancak Allah'n bir emridir'. Zaten Allah Tel yle buyurmaktadr: Sana ruh hakknda soruyorlar. De ki: 'Ruh rabbimin emrindendir'.(sr/85) Btn yaratklar Allah'a nisbet edilir. Fakat ruhun Allah'a nisbeti dier varlklardan daha uygun, daha mnasib ve daha ereflidir. Hem yaratlmas bakmndan, hem de emri olmas ynnden ruh, Allah'a aittir. Emir, yaratmaktan daha ycedir. Allah'n emanetini yklenen nefis ve cevher ite bu ruhtur ve bu emaneti yklendii iin gklerde ve yerde ne varsa hepsinden yce ve erefli olmutur. nk ondan gayr btn varlklar bu emaneti yklenmekten kanmlardr. Zira emir leminden korkmulardr. Fakat bu kadar vlyor diye ruhun kadm olduu sanlmasn. Zira ruhlarn kadm olduunu iddia eden kimse, hem marur ve hem de ne dediini bilmeyen cahilin birisidir. Konumuzun dnda olan bu mesele zerinde daha fazla durmayalm. Buradaki gayemiz unu beyan etmektir. lh bir ltife olan kalp, Allah'a yaklatrc yegne hassadr. nk Allah'n emrindendir. Onun k emirden olduu gibi, dn de emirdir. Beden ise kalbin bineidir. Kalp onun vastasyla hareket eder. u halde hac yolundaki biri iin deve ne demek ise, Allah yolundaki bir kalp iin de beden o demektir. Ruh bedenin muhta olduu suyu tayan kaba benzer. Onun iin bir ilim, bedenin ihtiyalarn gidermeye ve onu selmette tutmaya alyorsa, o ilim ruha yardm ediyor demektir. nk beden ruhun hamaldr, Tbbn byle bir ilim olduu apak bir gerektir. Zira insan, beden shhatini korumak maksadyla bazen tp ilmine mracaat etmek zorunda kalr. Yalnzken bile, insan bu ilme muhtatr.

Fkh ilmi ise, tp ilminden u noktada ayrlr: nsan tek bana olduu zaman ona muhta olmaz. Fakat insan yle ya ratlmtr ki, tek bana yaamasna ihtimal yoktur. Zira tek bana alarak yaamas iin gerekli olan btn vastalar elde etmeye gc yetmez. Tek bana ziraat yapmasna, ekmek piirmesine, piirmek suretiyle elde edilen dier yiyecekleri bulmasna imkn yoktur. Yine elbise, mesken ve bunlar meydana getiren btn letleri de tek bana meydana getiremez. yleyse insanolu kendi cinsiyle kartklar zaman ehvetler ve arzular da oalr. Bu sebepten aralarnda mnazara ve ekimeler balar. Aralarndaki kavgadan zayf dtkleri iin dardan gelen felketlere kar koyamazlar. Neticede helk olur giderler. Nasl ki ilerinde hayata zt unsurlar karan insanlar helk olup gidiyor ise... te tp ilmiyle, bark olmayan bu unsurlarn aralarndaki itidal muhafaza edilir. Hariten gelen zt cereyanlarn arasndaki itidal de siyaset ve adaletle muhafaza edilir. unsurlarn itidalinin yolunu bilmek tp ilmidir. Muamele ve fiillerde insanln hallerini mutedil bir ekilde korumak yolu ise fkh ilmidir. Btn bunlar kalbin binei olan bedenin korunmas iindir. Kii, kalbini slh etmek iin nefsi ile mcadele etmezse, sadece fkh ve tp ilmine kendini adarsa, byle bir kimsenin durumu; bineini satn alan, yediren, iiren, su kabn hazrlayan, fakat btn hazrlklardan sonra hacca gitmeyen kimsenin haline benzer. Fkh mcadelelerinde, kullanlan kelimelerin incelik lerini bilmeye almakla mrn geiren bir kimse; aynen, hayatn hac yolunda su tamaya yarayan kab gzel bir ekilde yapmak iin mrn geiren, fakat buna mukabil btn hayat mflis bir kimseye benzer. Bu gibilerin, mkefe yoluna gtrc let olan kalbin slhna uramalar ve buna nisbet edilmeleri, yukardaki insan tipinin hac yolculuunu ve haccn erknn bilfiil yapanlara nisbet edilmesi gibidir. Hereyden evvel bunu gzelce anlamaya al! Sonra, bu zahmetlere katlanan, vakitlerinin yzde altmn bunlar anlamaya hareden, avamn ve havassn mcerret ehvetten doan taklitiliinden kurtulan kimsenin nasihatini dinle! rencinin vazifesini anlatmaya bu kadar malmat yeterlidir. Muallim ve Mrid'in Vazifeleri Mal elde etmek iin insan drt hl zere hareket etmek mecburiyetinde olduu gibi, ilmi elde etmek iin de drt hl zere hareket etmek lzm geldiini bil! Mal sahibinin hlleri unlardr: 1) Sahibi olduu maldan istifade etmek. nk mal elde etmek iin vakit harcamtr. 2) Mal istemek ve toplamak. Bu itibarla zengin olur. 3) Kendisi iin harcama itiyak. Bu hliyle menfaat sahibi olur. 4) Bakasna vermek. Bakasna vermek suretiyle kii cmert ve fazilet sahibi olur. Bu sonuncusu hllerin en ereflisidir. te ilim de aynen bu drt hl zere elde edilir. lmi nce arayacaksn, sonra elde edeceksin. Bakalarndan sual sormamak iin ilmini tahsil ile zenginletireceksin, bir de elde ettiin ilim zerinde dnme zevkine varacaksn ve btn bunlardan daha erefli bir hal vardr ki; o da bakasna retmek, bildiini bakalar iin faydal hle getirmektir. Demek ki renmek, rendiiyle amel etmek ve bildiini bakalarna anlatmaya almak, insan gkler leminde bytr. nk byle bir insan gne gibidir. Nefsini aydnlatt kadar bakalarn da aydnlatr. Misk kokuludur, kendi kokusuyla bakalarn da mstefid klar... rendikleriyle amel etmeyen kimse ise, bakasna fayda veren, fakat kendisini, yazdan fayda grmeyen bir deftere veya aky bileterek kesici bir hle getiren, fakat kendisi kesmeyen bir biley tana benzer.. Bakasnn giymesi iin elbiseyi diken, fakat kendisi plak kalan ineye ve nihayet yanarak bakalarna k veren fitilin hline benzer. Nitekim ir, bunu ifade ederek yle sylemitir: 'O bir fitile benzer. Fitil yanar ve bakasn aydnlatr, fakat kendisi yanp kl olur'. Bir muallim, rendiklerini retmeye balad zaman byk bir grevi omuzlarna alm olur. Bu byk vazife de insann en byk erefidir. O halde muallim, bu erefli vazifenin dbn ve icablarn bilmelidir. Bilmelidir ki bu erefi korumaya muvaffak olabilsin! 1. Bir muallim, rencilerine kar gayet mfik olmaldr. Onlar z evltlar saymal ve yle muamele

etmelidir. Hz. Peygamber yle buyuruyor: Ben sizler iin, bir baba evld iin naslsa yleyim.180 Bir muallimin bata gelen vazifesi, rencilerini ahiret ateinden kurtarmaktr. Bu, bir ana-babann ocuklarn dnya felketlerinden korumasndan daha nemlidir. te bu sebebe binaen muallimin insan zerindeki hakk, ana babanm hakkndan daha stndr. Bir baba, varln ve fni hayatn vesilesidir. Muallim ise ebed hayatn saadetine vesile olan kiidir. ayet muallim olmasayd; baba tarafndan elde ettirilen cehalet, evld ebed felakete gtrrd. Uhrev ve daim hayat insana tantan muallimdir. Muallimden gayem, ahiret ilimlerini reten veya dnyadaki btn yaptklar ahiret iin olan muallimdir. Sadece kendisi iin dnyay hedef edinen muallimlerden bahsetmiyorum. Sadece dnya iin yaplan retim, felketin t kendisidir ve reteni helke srkler. Byle bir niyetle retmekten Allah'a snrz. Nasl bir babann evlatlarna birbirlerini sevmek ve birbirlerine yardm etmek dyorsa; aynen bunun gibi, bir muallimin talebelerine de birbirlerini sevmek ve yardm etmek der... Onlar da aynen muallimleri gibi, rendiklerini ahiret iin reneceklerdir. Gayeleri ahiretten baka birey olmayacaktr. ayet yaplanlar dnya iinse, hased ve buz sahibi olmaktan kendilerini asla kurtaramayacaklardr. limler ve ahiret ehli, Allah'a giden yolun yolculardr. Yollar bu dnyadan balar, Allah'a gider. Bu dnyann sene ve aylar o yolun konaklar gibidir. Bir ehre varmak iin yola kanlar birbirleriyle arkada olurlar ve sevgi ba kurulur aralarnda. Demek ki yolculuk, sevgi ve muhabbete vesile olmaktadr. Acaba firdevs-i l'ya doru yaplan sefer, o seferdeki beraberlik neden sevgi ve arkadala vesile olmasn? hiret sadetinin hududu yoktur ki lle ben ona varaym, bakalar varmasn' denilebilsin. te ahiret saadetinin bu ebedlii sebebiyle o yolun yolcularn birbirleriyle atr grmezsin. Dnya saadetleri snrldr. Byle olduu iin onu elde etmek isteyenler birbirleriyle dalar, itiip kakrlar. lmiyle riyaset talep edenler veya ilmini riyaset elde etmek iin kullananlar, Allah Tel'nn u ayetinin ifade ettii mn dnda kalmaktadrlar: Muhakkak ki iman edenler kardetirler. (Hucrt/10) Bu gibiler u ayete uygun dmektedirler: (Kfrde birleip sevien) dostlar, o gn birbirlerine dmandrlar. Takv sahipleri ise bundan mstesnadr. (Zuhruf/67) 2. Muallim, Hz. Peygambere (s.a) uymaldr. rettii eyler iin kimseden hibir cret istememelidir. Hatta teekkr bile beklememelidir. Sadece Allah'n rzasn kazanmak ve O'na mnen yaklamak iin almaldr. rettii insanlar minnet duygusu altnda brakmamaldr. Geri talebeler kendisine sayg besleyecektir, fakat bunu reten beklememelidir. rencilerini, kendisin den renmeye azmettikleri iin takdir etmeli ve onlar kendisinden faziletli grmelidir. nk o renciler kalplerini temizlemek ve Allah'a yaklamak iin ilim talebinde bulunmakta ve kendisini dinlemektedirler. Muallim kendini, iletmek iin tarlasn bakasna veren bir adamn amelesi gibi grmelidir. Elbette ki alan, tarlann sahi binden daha ok menfaate kavuur. Eer tarla sahibi ver memi olsayd renbere alma imkn olmayacakt. renciye nasl minnet ykleyebilirsin? Halbuki kimseye verilmeyen bedeli Allah nezdinde alacaksn! ayet renci bulamasaydn bu sevaba nasl nail olurdun? O halde ey muallim! Sen almann karln sadece Allah'tan bekle! Allah Tel yle buyuruyor: Ey kavmim! Peygamberlii tebli iinden dolay sizden bir mal talep etmiyorum. Benim mkfatm ancak Allah'a aittir. Ben iman edenleri (siz istiyorsunuz diye) kovacak deilim. Elbette onlar rablerine kavuacaklar.(Hd/29)

Zira bu dnyada, mal dahil, ne mevcutsa hepsi bedenin hizmetkrdr. Beden ise ruhun bineidir. Hizmet edilen sadece ilimdir. Zira insann erefi ancak ilimle ykselir. yleyse ilimle mal talep eden kimse, ayakkabsnn altn yzne srerek temizlenmeye alan bir kimse gibidir. nk bu kimse, hizmet edilmesi gereken eyi hizmeti yapm, hizmetle mkellef olan da efendi... Bu durum, ayaklar brakp ban zerinde yrmeye benzer. Byle bir kimse en byk mahkeme huzurunda mcrimler safnda bulunup rabbinin huzurunda ban eenlerle beraber olacaktr. Minnet duymak, muallime ait bir hldir. Fakat dikkat et ki, tek din olan slm, zamanmzda, fkh okutmakla, kelm retmekle kendilerini Allah'n manev huzuruna yaklam sayanlarn elinde kalmtr. Muallimlik bunlarn eline gemitir. Bu kiiler selef limlerinin tam zddna, mal ve rtbe peinde koar ve bunlar elde etmek iin de zilletin her trlsne katlanr. Hemen hemen hepsi bir pdihn maiyyetine girip dnyalk sahibi olmay kolluyorlar. nk bu kiiler, ayet bu dalkavukluu terkederlerse baka bir meziyetleri olmad iin kendilerini insanlarn terkedeceini gayet iyi bilirler. Hi kimse hibir konuda kendi lerine akl danmaz. yle muallimler gryoruz ki, bir musibete dar olduklar zaman talebelerinden meded bekliyorlar. Her zaman istiyorlar ki, talebeleri, dostuna dost, dmanna dman olsunlar. Yine aka talebelerinin kendilerine hizmet etmelerini arzu ediyorlar. Kazara talebe, hizmette kusur eder ve yardma komazsa, onu en byk suu ilemi gibi kabul ederler ve kendisini affedilmez dman olarak bilirler. Bu zillete rz olan lim ne kt bir limdir ve byle kimseler hi utanmadan 'retmekteki gayem Allah rzasn kazanmaktr' derler. Almetlere bak ki, gururun eitlerine muttali olasn! 3. Talebeye yaplmas gereken her nasihati yapmal, fakat katiyyen gurura kaplmamaldr. Mesel, talebenin lyk olmad bir mertebeyi istemesine msaade etmemelidir. Bir talebenin basit ilim blmlerini renmeden gizli ve nisbeten kapal saylan blmleri renmesine mni olmaldr. Bir talebeye ilim renmedeki gayenin; Allah'a yaklamak olduunu, bundan baka hibir gayenin temiz olmadn retmelidir. Talebenin gznde, mmkn olduu kadar, ilmiyle dnya mal elde etmeyi irkin gstermelidir. Bunu mmkn olduu ve gc yettii kadar kendi nefsinde gstermeli ve fiil bir ekilde ders vermeye gayret sarfetmelidir; zira sylediklerini tatbik etmeyen kii yalancdr ve yalanc slhtan ok ifsad etmeye vesile olur. Eer muallim, talebesinin, ilimle yalnz dnyay talep ettiini grrse, o zaman talebesinin istedii ilme bakmaldr: Eer talebesinin istedii ilim, fkhn ihtilafl meseleleri, kelmn cedel metodu, ahkm ve husmet fetvalar ise, o zaman, bu ilimlerin ahirette insana bir faydas dokunmadn sylemeli ve onu kaz etmeye almaldr. Bu ikaza, bu ilimler hakknda 'Biz ilmi Allah iin deil, O'ndan gayr eyleri elde etmek iin rendik; fakat ilim kendisini bize vermedi. Allah' kasdetmediimiz iin bize yr olmad5 demek suretiyle devam etmelidir. Hakknda yukardaki szn sarfedildii ilimlere gelince; onlar tefsir, hads ve selef-i slihnin megul olduu ilimlerdir. Yani nefsin ahlkn ve o ahlkn kt yanlarnn nasl temizleneceini bildiren ilimlerdir. Talebe bu ilimleri rendii zaman, rendikleriyle yine dnyay isterse o zaman talebeyi kendi hline brakmak lzmdr. nk talebe belki de bu ilimlerle va'z etmeyi ve mslmanlar peinde srklemeyi dnmektedir. lmi de bu gayeyle renmitir. Fakat bir de bakarsn ki, iin ortasnda veya sonunda hatasn anlayarak geri dner ve Allah yolunun slikleri arasna karr. nk renmi olduu ilimler iinde dnyadan soutan ve Allah'tan korkutan nice dsturlar vardr. Onun iin byle bir talebeyi, bu dstrlarn, gnn birinde uyaraca midi hibir zaman kaybolmaz. Bakasna ibret dersi olmak iin anlatt bu dsturlar birgn kendi kalbini de igal edebilir. lim sayesinde dnyalk elde etmek ve halk tarafndan kabul edilmek, aynen kuun yakalanmas iin tuzan iine konulan yemlere benzer. Allah Tel, halk, nesli devam ettirmek iin ehvete balyor. Yine gryoruz ki, ilmi tahsil etmek iin, insann kalbine makam sevgisini ilka ediyor. yleyse bu ilimlerde de byle bir sevgiye meyil olabilir. Sadece hilfiyat (ihtilfl ve ekimeli meseleler) ve kelm ilmindeki mcadeleler ve yzde bir ortaya kmas muhtemel olan teferruat bilgisine gelince, yalnz bu bilgileri elde etmek iin uramak ve dier ilimleri terketmek, insanlarn kalbini Allah'tan gfil klar; kalpleri talardan daha kat hle getirir. Dalletten dallete iter ve sadece dnyay elde etmenin leti olur. Ancak Allah Tel kimin

kurtuluunu murad etmi ise, o kendini bu tehlikeli meselelerle birlikte din ilimleri de tahsil etmise kurtarabilir. Bu hkmn delili tecrbe ve mahededir. Bak ve ibret al! Basret gzn a! Sadece bu meselelerle megul olanlarn durumuna nazar et ve memleketin hazin hlini gr! Yardmcmz sadece Allahdr. Bir ara Sfyan- Sevr'yi hzn iinde grenler kendisine bunun sebebini sorarlar, o da yle cevap verir: 'Biz, dnyay isteyenlere birer ticaret mal olduk. Onlardan bazlar yanmza geldi ve ders ald. Bizden rendikleri eylerle kad, vali veya kahraman oldular'. 4. Hoca, talebesinin kt ahlkn apak bir ekilde deil; mmkn olduu kadar triz ve ma yoluyla bildirmeli ve bu ahlklardan onu menetmeye bakmaldr. Muallimliin inceliklerinden birisi de budur. Azarlama eklinde deil, merhamet ve efkat hisleriyle hareket ederek onu kt huylarndan vazgeirmeye almaldr. nk bir hocann, talebesini, ak bir ekilde azarlamas, talebenin hocaya kar duyduu hrmet hissini iptal eder. Hocann heybetli grnp talebenin gznde silinir. nk aralarndaki perde yrtlmtr. Bunun iin de hocasna muhalefet etmeye cesaret bulur. Zira hrs kamlanmtr. Bu sr ve hikmeti ima etmek iin, muallimlerin muallimi olan Hz. Peygamber (s.a) yle buyurmutur: Eer insanlar bir fky krmaktan menedilirlerse, o fky mutlaka krarlar. nk krmas yasaklandna gre o fknn iinde birey olduunu ve o eyden mahrum edildiklerini zannederler.181 Bu konuda seni en iyi bir ekilde uyandracak misal Hz. Adem ile Havva'nn yasak edilen nesneye kar taknd tavrdr. Sana bu misalleri laf olsun diye getirmiyorum. Bu misalleri uyanman iin serdetmeye ve ibret alarak hak yoluna gitmeni temin edesin diye getiriyorum. Hocann talebesini ma yoluyla terbiye etmeye almas u bakmdan da isabetlidir: Faziletli insanlar, zeki kiiler triz yoluyla sylenen szlerin iindeki mnlar zmeye meyyaldirler. Bu meyilleri okamak suretiyle kendilerine trizde bulunmak ok yerinde bir hareket olur. Talebe de, kendisine ma yoluyla sylenen mnlar zmek iin var gcyle alr ve bu sayede zihn faaliyetlerini artrm olur. 5. limlerden bazlarna vkf olan muallimin vazifelerinden birisi de, bilmedii herhangi bir ilmi, talebesinin gznde kltmemektir. Gnmzde bir lgat mualliminin deti, fkh ilmini talebenin gznde kltmeye almaktr. Fkh mualliminin deti ise, hads ve tefsir ilmini sadece 'nakle dayand' gerekesiyle kmsemeye teebbs etmektir. nk ona gre nakle dayanarak ortaya atlan ilim kocakarlara ait bir ilimdir. Onlara gre akln bu ilimlerde hi bir dahli yoktur. Bir kelm muallimi ise halk fkhtan soutmak iin yle syler: 'O, kadnlarn hayz hlinden bahseden; fer' meseleleri ele alan ilimden baka birey deildir. Allah'n sfatlarndan bahseden kelm ilmi ile byle bir ilim hi mukayese edilir mi?' te byle bir ahlk, muallimler iin, en kt ahlklardan biridir. Bir ilme sahip olan muallim, byle kt ahlka dmemek iin baka ilimleri kk grmemelidir. renciye ilim renmenin yollarn amal ve baka ilimlerin de byk faydalar olduunu iyice anlatmaldr. ayet muallim, birok ilimleri retmekle vazifeli ise, rencinin kabiliyetini gznnde tutarak tedrici bir ekilde tedrise devam etmelidir. 6. rencinin anlayn iyi tesbit etmek, kaldrabilecei kadar ders vermektir. Aklnn eremeyecei veya kalbine usan getiren, yahut akln ok zorlayan konular, derste tekrar edip durmamaldr. retme sanatnda, beeriyetin efendisine uymaldr. Nitekim Hz. Peygamber (s.a) yle buyurmutur: Biz peygamberler, Allah Tel tarafndan, insanlar kendilerine uygun derecelerinde tutmakla ve akllarnn yetecei bir ekilde kendileriyle konumakla emrolunduk!182 Demek ki bir muallim, talebenin anlayaca zaman kolla mal ve hakikati o anda ona sylemelidir, Akllar ermeyen bir bahsi (hakkati) bir kavme syleyen bir kimse, o kavmin bir ksmnn saptmasna vesile olur.183 Hz. Ali (r.a) gsne iaret ederek yle buyurdu: 'Burada birok ilimler var. Keke bu ilimleri devredebileceim bir kim seye rastlayabilsem'.184

Ne kadar doru sylemitir! nk iyilerin kalbi srlarn kabridir. Her lim, bildiklerini her yerde sylememelidir. Bu durum, talebenin anlayaca, fakat sylemekle herhangi bir menfaatin bahis mevzuu edilemeyecei hallerde byledir. Acaba bir de talebe hibir ey anlamazsa nasl bir durum ortaya kmaktadr ve bunun iin hkm nedir? Hz. sa (a.s) yle buyurur: 'Mcevherleri domuzlarn boy nuna takmaktan saknn'.185 Hikmet ve ilim, mcevherin en kymetli olandr. Onun iin hikmet ve ilme buzeden kimse domuzlarn en irkinidir. Bu sr ve hikmete binaen 'Her kulu aklnn lei ile l! Anlaynn miktar ile tesbit et ki sen ondan emin olasn ve o da senden bir fayda elde edebilsin. ayet byle yapmazsan lleriniz ayr olduu iin sizi inkr etmeye kalkrlar', denilmitir. Bir lime bir sual sorulur. Cevap vermeyince suali soran kii kzarak o lime yle haykrr: 'Sen Allah'n Rasl'nden rivayet edilen u hadsi duymadn m?' Faydal bir ilmi gizleyip sylemeyen bir kimse, kyamet gnnde ateten yaplm bir gemle gemlenerek Allah'n huzuruna gelir.186 Bunun zerine lim yle der: 'Sen gemi brak ve git! Eer bu szn mnasn anlayan biri gelir de, bu ilmi ondan saklarsam Allah beni kyamet gnnde gemlendirsin. Allah Tel yle buyurmutur: Allah'n dnya geimi iin sebep kld tasarru funuzdaki yetim mallarn onlarn aklszlarna vermeyin. Onlar mallar ile rzklandrm, giydirin ve kendilerine tatl szler syleyin.(Nis/5) Bu ayet, ilmi ifsad eden ve ilmi kendisi iin zararl olan bir kimseden gizlemenin daha iyi olduuna iaret buyuruyor. Mstahak olmayana vermek, mstahak olana vermemekten daha az zulm deildir. Ben incileri, otlayan koyunlar arasna m serpeyim? Bu yzden otlayan koyunlarn koruyucusu mu olaym? Onlar ilmin kymetini bilmez cahiller oldular. Bari ben ilmi hayvanlarn boynuna takmayaym. Eer ltif olan Allah ltfuyla kerem eylerse; Ben ilim ve hikmete ehil birisiyle karlarsam; Ona fayda vermek iin ilmi yayar, onun sevgisini ka zanrm. Eer byle birini grmezsem, o ilim yanmda dopdolu ve mektum kalacaktr. Clillere ilim veren onu zyi eder. Ehli olandan da ilmi meneden zulmetmi olur. 7. Zeks kt olan bir renciye ak ilimleri telkin etmek mnasiptir. Byle bir talebeye 'Sana rettiim ilmin daha nice incelikleri vardr, fakat u anda bunlar kavrayacak durumda olmadn iin sylemiyorum' dememelidir. nk byle bir sz o talebenin ak ilimlerdeki gayretini gevetir, zihnini kartrr ve hayalini, daima hocasnn kendisinden saklad eyler igal eder. nk her insan kabiliyet derecesi ne olursa olsun kendini her ilme ehliyetli bulur. Hi kimsenin kendisine verilen akldan aklsz olsa dahi ikayet ettiini gremezsin. Bunlarn en aklsz, mevcut olmayan aklnn kemliyle vnendir. Bu hakikatten anlalyor ki, halk tabakasndan, eriat zinciriyle balanp tebih ve te'vil yapmakszn selefden (sahabe'den) gelen inanlar kalp lerine yerletiren ve bununla beraber gidiatlarn dzelten ve aklna, kaldramayaca yk ykletmeyen kii, en iyisini yapmtr. Bylece gereken vazifeyi yerine getirmi olur. Dolaysyla bu anlayta olan halk tabakasnn inancn phelere itmek doru bir hareket olmaz. Bilginlere den vazife, bu insanlar kendi inanlaryla ve ileriyle babaa brakmaktr. ayet bilgin, zhir tevilleri bu tip insanlara sy lerse avam kaydn ortadan kaldrm ve havassa da balayamam olur. Byle olunca halk ile gnahlar arasndaki perdeler kalkar ve zavalllar inat birer eytan kesilir. Hem kendisini ve hem de bakalarn felkete srkler. Halk tabakas ile ilmin ince meselelerine dalmak doru bir hareket deildir. En uygun hareket onlara ibadetleri retmek, yaptklar ilerde emin birer kii olmalarn temin etmek, Kur'an- Kerm'in buyurduu ekilde kalplerini cehennem korkusuyla ve cennet akyla doldurmak iin telkinlerde bulunmaktr. Halk phelere itici meselelere girmemelidir. nk avamdan bir kiinin kalbini pheler sarabilir. Bu phelerden kendisini kurtaracak kabiliyette olmad iin derin konularda iine yuvarland pheler helkine sebep olur.

Halkn nnde mnakaa kaps almamaldr. nk byle bir hareket halkn nizamn bozar ve btn insanlarn maietini tanzim eden ve bunu devam ettiren sanatlar zerindeki almalar gevetir ve havassn hayatn kreltir. 8. Muallim ilmiyle mil olmaldr. Yani bildiklerini yaamaldr. Zira bir insanda bulunan ilim, ancak basiretli kimseler tarafndan bilinebilir. nk ilim; kiide, gzle grlen ve elle tutulan bir mal deildir. Amel ise, gzle grlebilen hareketlerden olduu iin insanlarn deer verdikleri bir hldir. yleyse kiiler, bir limin ilmine deil ameline bakmaldr. Bu nedenle ilmiyle mil olmayan limin ne kendisine ve ne de etrafndakilere bir faydas dokunmaz. Bir insann kendi fiilini halka yasaklamas ne kadar gln bir harekettir. Byle olduu iin de, zehir gibi helk edicidir. Byle bir kimseyi halk katiyyen ciddiye almaz ve hatta ameliyle szn cerhedeni alaya alr. Bu sz syleyenleri, dinleyenler daima itham eder. Hatta bizzat aksini yapt bir sz limden dinleyenler onun fiillerinden daha ktsn yaparlar. nk kendi kendilerine, ku beyinleri ile 'Eer bu i tatl olmasayd, onu bir lim iler miydi?' eklinde teselli aramaya alrlar. rad edici bir muallimle irad edilen rencinin durumu, nak ile amur, glge ile aacn durumuna benzer. Nak bulunmayan bir kalba dklen amur elbette ki nakl olamaz. Eri bir aacn glgesi de mmkn deil ki doru olsun... Bu mny air ne kadar gzel ifade etmitir: Benzerini yaptn bir fiili, bakalarna yasak etme! Byle yapmanda byk zillet yoktur senin iin! Allah Tel yle buyuruyor: Kitab' okuduunuz halde insanlara iyilii emredip kendinizi unutuyor musunuz?(Bakara/44) Alime verilen cezann, cahilin cezasndan kat kat stn oluunun hikmeti budur, Zira bir limin yanl yola gitmesiyle byk bir insanlk kitlesi dallete derek lime uyabilir, sz ve hareketlerini doru bulup onlara uygun hareket edebilir! Onun iin Hz. Peygamber (s.a) yle bu yurmutur: Kt bir r aann defterine, at o rn gnah yazld gibi, o ra uyanlarn gnah kadar daha ilve edilir.187 Hz. Ali (r.a) yle buyurmutur: 'Belimi iki tip insan krmtr. Bunlar ilmiyle mil olmayan lim; ibadetlere dalan cahillerdir. nk cahil, halk, ibadetiyle aldatr, lim ise ibadetsizlii ile'. Ne kadar gzel bir sz! 172) Benzer bir hads iin bkz. bn Hibban (Hz. ie den); Tabern 173) Buhr ve Mslim, (Ebu Talha el-Ensar'den) 174) Salebi, Tefsir, (Berr b. Azib'den) 175) nsanda iki kalp olmadna gre, kalbini ya dnyaya veya ilim renmeye hasredecektir. Bir kalbi iki hedefe yneltmek mmkn deildir. Gnmzde dnya megalelerine boulmu talebelerin ne byk felketlere dar olduklarn gryoruz. Bu nedenle ilim tahsil eden talebelere tefekkr ve tedkik dnda baka eylerle megul ol mamalarn tavsiye ederiz. 176) a'b ok mttaki ve kymetli bir limdir. Knyesi Ebu Amr, ismi Amr b. urahbil'dir. Hemedanldr, H. 100'de seksen yalarnda iken vefat etmitir. 177) Tabern, Hkim ve Beyhk, el-Medhal: Hkim'e gre senedi sahihtir. 178) bn Adiy, (Muaz ve Ebu Umme'den zayf bir senedle) 179) Buhr ve Mslim 180) Ebu Davud, Nes, bn Mce ve bn Hibban, (Ebu Hreyre'den) 181) el-Zeria adl eserde deiik bir ibareyle zikredilmitir. bn ahin bu hadsi zayf bir senedle rivayet etmitir ve mam Suyut fk yerine diken tbirini kullanmtr. 182) Ebubekir b. Salur, (bn mer'den); Ebu Huzeyme, es-Siyase; hadsin sahih olduunu sylemitir. 183) Ukayl, bn Snn ve Ebu Nuaym, (bn Abbas'dan zayf bir senedle) 184) Bu sz deiik ibarelerle el-Gud adl eserden alnmtr. 185) Ebu Talib el-Mekk, Kut-l Klh; Suyut, el-Leli'il-Mesnua 186) bn Mce, (Ebu Said'den zayf bir senedle); benzeri bir hads daha nce Ebu Hreyre'den de nakledilmiti. 187) Bu hads daha nce zikredilmiti.

lmin fetleri, yi ve Kt limlerin Almetleri


Kitabmzn banda ilim ve limler hakknda vrid olan ayet ve hadsleri zikretmitik. Kt limlere dair ok korkun tehditler mevcuttur. Btn bu rivayetler kt limlerin kyamet gn urayacaklar iddetli azb haber vermi ve onlarn herkesten daha ok eziyet ekeceklerini bildirmitir. Bu bakmdan msl manlara den vazifelerden biri de; kt limle, iyi limi birbirin den ayran almetleri iyice renmektir. 'Dnya limleri derken anlatmak istediklerim, dnya lezzet lerine dalan ve dnya rtbelerine ulamak iin ilim yapmaya alan insanlardr. Nitekim Hz. Peygamber (s.a) kt limler hakknda yle buyurmutur: Kymet gnnde herkesten daha iddetli bir azba dar olacak kiiler,, Allah Tel'nn, ilminden kendisine menfaat vermedii limlerdir.188 Bildii ile amel etmeyen bir kimse, lim olamaz.189 lim iki eittir: a) Dil ile sylenen ilim. Bu ilim, Allah'n mahlkat zerindeki delili saylmaktadr, b) Kalpte olan ilimdir ki kiiye yarar olacak ilim de budur.190 hir zamanda cahil abidler ile fask limler olacaktr191 Alimlere kar bbrlenmeyin, ilmi de sefihlerle mcadele etmek ve halkn takdirini kazanmak iin renmeyin. nk byle yapan kii atetedir.192 Kim bildii ilmi ehlinden kskanrsa, Allah onu ateten yaplm bir gem ile gemler! Sizin iin deccalden daha fazla bakalarndan korkuyorum. Sahabler 'Kimdir onlar?' diye sorunca, Hz. Peygamber 'Dallete srekleyen nderlerdir (limler)' diye cevap ve rir.193 Kim ilmen geliir ve fakat hidayet bakmndan gelimezse, o kimse Allah'tan gittike uzaklar.194 Hz. sa (a.s) yle buyurmutur: 'Kendiniz aknlkta olduunuz halde, yolunu kaybedenlere ne zamana kadar rehberlik etmeye devam edeceksiniz?'195 Bunlar ve bunlara benzeyen daha nice hadsler, ilmin byk tehlikelerine iaret etmektedirler. Demek ki limler ya ebed sa adete veya ebed felkete namzet kiilerdir. Kii, ilme dalmakla sa adet bulamamsa, mutlaka felketle karlar. Hz. mer yle der: 'Bu mmet iin en ok korktuum kiiler, mnafk limlerdir. 'Bir lim nasl mnafk olur?' diye so rulduunda, Hz. mer 'Dili ile lim, fakat kalbi ve ameli ile cahil olmak suretiyle.. der. Hasan el-Basr yle buyurmutur: 'limlerin ilmini, hakm lerin hikmetlerini renip de, cahillerin amellerini yapan ahmak lardan olma!' Bir kii, Ebu Hreyre'ye yle der: 'lim renmek istiyorum; fakat kaybetmekten korkuyorum'. Ebu Hreyre de yle cevap ve rir: 'Zaten ilim renmemekten daha byk bir kayp yoktur in sanolu iin'. brahim b. Uyeyne'ye 'nsanlar ierisinde en ok kimler ned met duyarlar?' diye sorulduunda yle der: 'Dnyada yapt takdir edilmeyen, hirette ise, ilmi olup ameli olmayan kimseler'. Halil b. Ahmed196 yle demitir: nsanlar drt ksma ayrlr: 1. Bilir ve bildiini de bilir. Bu kii limdir. Ona tbi olunuz. 2. Bilir, fakat bildiini bilmez. Byle bir kimse uykudadr; onu uyandrnz. 3. Bilmez ve fakat bilmediini de bilir. Byle bir kii irada muhtatr. Onu irad ediniz. 4. Bilmez, fakat bilmediini de bilmez. Byle bir adam kara cahildir. Ondan kanz'. Sfyn es-Sevr yle demitir: lim, ameli arr; gelirse ne l, fakat gelmedii takdirde ilim de kap gider'.

bn Mbrek yle der: 'Kii, ilim talebinde bulunduka lim dir. Fakat hereyi bildiini iddia eden cahil olur'. Fudayl b. Iyaz197 der ki: Ben snf insana acrm: a) Bir kavmin zelil olan reisine, b) Sonradan fakir olan zengine; c) Dnyann oyunca hline gelmi lime. Hasan Basr 'limlerin cezas kalplerinin lmesidir. Kalbin lm ise hiret ameliyle dnyay istemektir' demitir. Bir air yle der: Hidayeti verip de dalleti satn alan kiilere hayret ediyo rum.Fakat dinini verip dnyay satn alana, ok daha hayret edi yorum.Bu ikisinden de fazla, dinini bakasnn dnyasna fed edene ayorum. Zira hepsinden daha artc olan budur. Hz. Peygamber (s.a) yle buyurmutur: Kt olan lime yle iddetli bir azap verilir ki, azabn iddetinden tr btn ehl-i cehennem seyrine gelir.198 Hz. Peygamber (s.a) bu szyle yalanc limi kasdetmektedir. Usme b. Zeyd, Hz. Peygamberden u hadsi rivayet eder: Kymet gnnde, (fcir) lim getirilip atee atlr. Atein iddetiyle barsaklar delinir (ve dklr). Merkebin deirmeni dndrmesi gibi, o da onlarla dner. Btn ce hennem ehli onu seyre gelir. 'Sana ne oldu, bu kadar iddetli azaba dr olman iin ne yaptn?' diye sorulduunda, fcir yle cevap verir: 'Ben (dnyada) herkese hayri tavsiye edi yordum, fakat kendim yapmyordum. erden sakndryordum, fakat kendim iliyordum'.199 bn Mbrek yle demitir: 'limin en byk gnah, bildii halde, gnah ilemesinden doar. te bundan dolay lim, byk azaba dr olur'. Muhakkak ki, mnafklar atein en alak derekesindedir (cehenne-min en dibindedir). Asla onlarn azbn kaldracak bir yardmc bulamazsn.(Nis/145) Mnafklarn bu denli iddetli cezalara mstahak olmalarnn sebebi, bildikleri halde inkra sapmalardr. Bu sebeple, Allah Tel yahudileri, hristiyanlardan daha kt olmakla tavsif etmek tedir. Halbuki 'zeyir Allah'n oludur' diyenler hari hibir ya hudi, Allah'a oul izafe etmez, 'Allah, ten biridir' gibi galiz k frlere sapmaz. Fakat onlar bu byk cezalara muhatap eden ey, bildikleri halde inkr etmeleridir. Allah Tel bu konuda yle buyurmaktadr: Kendilerine kitab verdiklerimiz, Peygamber'i z oullarn tanr gibi tanrlar. Byle olduu halde ilerinden bir toplu luk hak ve hakikati bile bile gizlerler.(Bakara/146) Vakta ki onlara Hak Tel tarafndan kendilerinde olan tasdik edici Kitab geldi ki onlar bundan nceleri, inkr edenlere kar kendilerine yardm gelmesini beklerlerdi bildikleri gelince onu inkr ettiler. (Bakara/89) (Ey Raslm!) Yahudilere o kimsenin haberini oku ki, ken disine ayetlerimizi vermitik de, o bunlar inkr ederek imandan kmt. Bylece eytan onu arkasna takm da azgnlardan olmutu.(A'raf/175) Devamla yle buyurulmaktadr: te bu kimsenin hli, o kpein hline benzer ki, zerine varsan da dilini sarktp solur; kendi hline braksan da di lini sarktp solur. (A'raf/176) Fcir lim de byledir. nk Bel'am b. Bara'ya Allah'n Kitab verilmi ve fakat o ehvete dalmas sebebiyle kpee benze tilmitir. Fcir lim, kendisine ister hikmet verilsin, ister verilme sin, dilini kararak solur ve ehvetlere dalar gider. Hz. sa (a.s.) yle buyurur: 'Kt limlerin durumu bir arkn iine dp suyun akmasna mni olan tan durumuna benzer. Ta suyu ne kendi ier ve ne de tarla ve bostanlara ulaarak on larn istifade etmelerine msaade eder. Yine kt limlerin du rumu, bataklktaki ota benzer. D parlak grnr, fakat ii pislik doludur. Yine kt limlerin durumu, kabirlere benzer. D m mur, ii ise l kemikleriyle doludur'. Bu rivayetler gstermektedir ki, dnyaya meyletmi limin kyamet gnnde cahil kimselere nazaran

ekecei azap daha iddetli ve hli daha periandr. Yine anlalmaktadr ki, zafere ulaanlar ve Allah'n rahmetine yakn olanlar, ancak hiret lim leridir. Bunlarn da birok almetleri vardr. 1. limleriyle dnyay talep etmezler. Zira limin en aa de recesi dnyann hakir, hasis, karanlk ve geici olduunu; hiretin devaml, nimetlerinin berrak ve ebed, mlknn byk olduunu bilmektir. Yine lim bilmelidir ki, dnya ile hiret birbirinin zdddr. Birbirinin kumadr. Birini raz etsen brn kzdrm olursun. Terazinin kefesi gibidirler. Biri ar bast zaman, br mutlaka hafif gelir. Dou ile bat gibidirler; birine yaklatn tak dirde brnden uzaklarsn, Biri dolu, br bo fincan gibidir. Doludan ne kadar boaltrsan o kadar dolar bo olan... Dnyann hakirliini, bulankln; lezzetlerinin elemle kark olduunu ve sonra lezzetli olan nimetlerin bir daha dn memek zere geip gittiini bilmeyen bir lim, akl dengesini kay betmi bir mecnundur. nk grg, deneme, insana dnyann byle olduunu gstermektedir. Bu bakmdan, akl olmayan bir in san nasl lim olabilir? Ahiret iinin byklk ve devamlln bilmeyen, deil lim, belki kfirin t kendisidir. Byle bir kimsenin imn kendisinden alnmtr. man olmayan bir kimse ise nasl slm limi olabilir? Dnyann hirete zd dtn, ikisini bir arada tutmann muhal olduunu bilmeyen bir kii, btn peygamberlerin birlikte getirdii dini bilmiyor demektir. Byle bir kii ise Kur'an' bandan sonuna kadar, inkr eden bir adamdr. Bu adam, nasl olur da limler zmresine idhal edilebilir? Allah'n dinini kmil bir ekilde bilen kii, btn bilgisine ramen, hireti dnyaya tercih etmiyorsa, eytann esiridir. ehvetleri onu helke srklemitir. indeki ktlkler, iradesine galebe almtr. Byle olan bir kii nasl limler zmresinden saylabilir? Hz. Dvud'dan nakledilen hikyelerin birinde Allah'a atfen yle sylenmektedir: 'ehvetini bana olan sevgisinden daha stn tuttuu zaman limin bana getirdiim cezann en az, onu mn caatmn lezzetinden mahrum etmektir. Ey Dvud! Dnya ile sarho olan ve seni sevgi yolundan alkoyan bir limi benden sorma! nk byleleri, kullarmn yolunu kesen ekyalardr. Ey Dvud! Beni arayan birini grdn zaman, ona hizmeti ol! Kaan bir kiiyi tutarak derghma getiren bir kimseyi rifler def terine yazarm ve rifler defterine yazdm bir kimseyi de artk hibir zaman azaba dr etmem'. Bu sr ve hikmeti beyan etmek iin Hasan Basr yle yurmutur:'limin cezas kalbinin lm olmasdr. Kalbi, ancak hiret ameliyle dnyay istemek ldrr'. Ayn hikmeti beyan etmek iin Yahya b. Muaz yle demitir: lim ve hikmetle dnya talep edildii zaman ilim ve hikmetin g zellii solup gider'. Said b. Mseyyeb yle buyurmutur: 'Bir lim kiiyi, sk sk sultanlarn ve emirlerin yanma girip karken grdn zaman, hemen o limin hrsz olduunu idrk et'. Hz. mer 'lim kiinin dnyay sevdiini grrsen, kendisin den istifade ettiin din meselelerde onu itham et ve ihtiyatl dav ran. Zira kii neyi severse, sevdii o eye dalar' dedi. Mlik b. Dinar yle anlatr: 'nceki peygamberlere ait baz ki taplarda okuduuma gre Allah Tel yle buyurmutur: 'lim kii dnyay sevdii zaman ona vereceim azbn en ehveni, mn caatmn tadn onun kalbinden skp almaktr'. Salih bir kii, bir dostuna yle bir mektup yazmt: 'Sana bir ilim verilmitir. lminin nrunu gnahlarn karanl ile ka rartma ki, ilim sahiplerinin ilimlerinin nruyla serbeste gittik leri gnn (kyametin) karanlnda kalmayasn!' Yahy b. Muaz er-Rz, dnyaya dalan limler iin diyordu ki: 'Ey ilim sahipleri! Kkleriniz Kayser binalarna e... Evleriniz Kisr'nn evlerinin benzeri... Elbiseleriniz vezir Hseyin olu Tahir'in elbiselerine uygun... Kunduralarnz Sultan Calut'unkilerden farkl deil. Binekleriniz Karun'un binekleri gibi. Evlerinizdeki kapkacak ve dier eyalarnz Firavun'un ev eyasndan aa deil... Gnahlarnz cahiliye devrinin insan larnn gnahlarna benziyor... Hsl gidiiniz eytann gidiinin ayns. O halde Muhammed'in eriat nerede kald?' air yle der:

oban, koyununu kurttan korur... Acaba kurt bizzat oban olursa, durum ne olur? Bir baka ir de yle sylemektedir: Ey memleketin tuzu mesbesindeki limler! Size soruyorum! Tuz bozulduu zaman ne ile dzeltilir? Arif bir zata 'Sence, gznn nru gnahlar olan bir kii Allah' tanyabilir mi?' diye sorulunca, yle der: 'Yannda, dnya hiretten daha kymetli olan kiinin Allah' tanmayacandan hi phem yoktur. Halbuki byle bir kii, gnahlar, gznn nru yapm bir insandan ok daha ehvendir'. Mal terkeden her limi de, sakn, hiret limi zannetme! Zira makam hrs, kiinin imann, mal hrsndan daha ok zedeler. te bu hikmeti anlatmak iin Bir b. Hars el-Hafi yle der: 'Haddesena' (Bize syledi) deyimi dnya kaplarndan birisidir. Bir kii Haddesena' (Bize syledi) dedii zaman, bil ki o insan zmnen "Bana yol anz ve imamlk yeriniz' demek istiyor. Bir b. Hars, on ksr sepet dolusu kitabn gmerek buyurdu ki: 'Nefsim konumam arzu ediyor. Eer nefsimin bu arzusunu krabilseydim konuurdum'. Bir ve onun ayarndaki baz limler yle demilerdir: 'Nefsin konumay arzu ettii zaman sakn konuma! Aksine skt et! Fakat nefsin konumay sevmez bir hle geldii zaman konumaya al! Konuma kabiliyeti insana byk bir haz verir. rad seviyesinde olmak ise dnya nimetlerinin hemen hemen hepsinden daha ok haz verir insana... Bu bakmdan nefsinin isteine uyarak konuan bir kimse dnyaya bal olan kiilerden biri olur. Sfyn es-Sevri de bu mnya yle iaret buyurdular: nsana, konumasndan dolay gelen fitne, malndan ve ocuundan gelen fitneden daha iddetlidir'. Konumadan doan fitneden nasl korkmazsn, halbuki Allah Tel rasllerin efendisine yle buyurmaktadr: Eer biz sana sebat vermemi olsaydk, sen onlara az da olsa meyledecektin. O takdirde, dnya ve hiret azbn iki kat olarak muhakkak sana tattracaktk. Sonra bize kar hibir yardmc bulamayacaktn.(sr/7475) Sehl200 yle buyurmutur: lmin tamam dnyaya aittir. limden hirete ait olan ksm ise onunla amel etmektir. Amelin tamam ise, kasrgann nndeki toz gibidir. hlsl ksm mstesna'. Yine Sehl yle buyurmutur: 'limler hari, btn insanlar ldr. lmiyle mil olan limler hari, btn limler sarhotur, Amelinde ihlsl olanlar hari, amel sahiplerinin btn marurdur. hlsl kimse ise byk bir korkunun iinde yaayan kiidir. nk sonunun nasl olacan bilmemektedir'. Ebu Sleyman ed-Drn201 yle buyurmutur: 'Kii hads aratryorsa veya evleniyorsa veya maiet iin sefere kyorsa dnyaya sarlm ve meyletmi saylr'. 'Hads aratryorsa' sz burada 'hadsin garib olan ve hibir muhaddisin nezdinde bulunmayan ve inkr edilen isnadlarn aryorsa' mns tamaktadr/-02 Hz. sa (a.s) yle buyurmutur: 'Yolu, hirete mteveccih olduu halde dnyaya giden yola dnen bir kii nasl olur da ilim erbabndan saylabilir? Kelm, muhtevasyla amel etmek iin deil, onunla, bakasn ittiham etmek iin renen kii, nasl olur da limler zmresine dahil olur?' Salih b. Kisan el-Basr203 yle buyurmutur: 'Medine-i Mnevvere ve dier slm beldelerinde yaayan byk limlere yetitim. Hepsi de hads bilen fakat ayn zamanda fcir olan lim den Allah'a snrlard'. Ebu Hreyre yle rivayet ediyor: Her kim, Allah'n cemlini elde etmeye vesile olan ilmi, dnyay elde etmek iin talep ederse, kyamet gnnde cen netin kokusunu dahi alamaz. Allah Tel kt limleri 'dnyay ilimle yiyenler' olarak, ahi ret limlerini ise 'hu ve zhidlik' ile tavsif etmektedir.

Allah Tel dnya limleri (kt limler) hakknda yle bu yurur: Vaktiyle Allah, kendilerine kitab verilenlerden (limlerden) yle teminat almt: Cemlim hakk iin, Kitab' muhak kak insanlara aklayp anlatacaksnz, onu gizlemiyeceksi niz! Onlar ise, o sz ve teminat srtlarndan attlar ve karlnda biraz para aldlar, Bu ne kt al-veritir! (lu mran/ 187) hiret limlerinin vasfn da yle tasvir ediyor: phesiz kitab ehlinden (hristiyan ve yahudilerden) kimi de vardr ki, hakka boyun eer olduklar halde Allah'a iman et tikleri gibi size indirilen Kur'an'a da, kendilerine indirilen Tevrat ve ncil'e de iman ederler. Allah'n ayetlerini birka paraya satp dnya menfaati elde etmezler! te bu m'minlere rableri katnda mkfatlar vardr. Gerekten Allah hesabn abuk grr.(lu mran/198) Selefden bazlar yle buyurmutur:'Alimler, peygamberler zmresiyle, kadlar ise sultanlarla beraber harolunur'. lmiyle dnya talebinde bulunan her fakih kadlar zmresin den saylr. Ebu Derd, Hz. Peygamberden yle rivayet eder: Allah Tel, peygamberlerinden bazlarna yle vahyetti! Ahiret ameliyle dnyay talep eden, amel etmek iin deil, baka gayeler iin ilim tahsili yapan, din iin deil dnya mansblar iin fkh renenlere, kalpleri kurt kalbi gibi olup halk iin ko (koyun) postuna brnenlere, dili baldan tatl ve kalbi biberden ac olanlara de ki; benimle mi alay edip kandrmaya alyorlar? zzetim hakk iin onlara yle bir fitne kaps aarm ki, en halm olanlarn bile akn brakr.204 Hz. Peygamber yle buyurmutur: Bu mmetin limleri iki snftr: a) Birinci grup: Allah'n kendisine ltfederek verdii ilmi sadece Allah rzasn kazanmak iin, baka bir karlk beklemeden halka retir. O ilmi herhangi bir dnya mal karlnda vermez. Byle bir insann zerine havada uan kular, denizde yzen balklar, karada gezen hayvanlar ve kirmen ktibin diye adlandrlan melekler salvat getirir ler (iyiliine dua ederler). Bu kimse, erefli bir efendi olarak peygamberlerin refakatinde kymet gnnde Allah'n hu zur-u mnevisine gelir. b) kinci grup ise dnyada Allah'n ilmini renmi, fakat bahil (cimri) olduu iin, bildiini Allah'n kullarna dnya mal karl hari, retmekten kanmtr. Byle bir kimse kymet gnnde azna ateten gem vurulduu halde huzura gelecektir. Maher ehlinin arasnda bulunan bir telll yle baracaktr: 'u falan olu filndr! Dnyada Allah ona ilim verdi; o ise, Allah'n verdii bu ilmi Allah'n kullarndan esirgedi onun karlnda dnyalk ald ve ilmi karlnda dnya menfaati salad ve az bir paha ile satt. Bu bakmdan bu kii, insanlarn hesab bitinceye kadar, azap iinde kalr.205 Bu hadsten daha iddetlisi de vardr ki o da udur: Vaktiyle Hz. Musa'ya hizmet etmi biri durmadan; 'Allah'n safiyyi (temiz kulu) Musa, bana yle syledi. Allah'n neciyyi (srda kulu) Musa, bana unu syledi. Allah'n kelimi (Allah ile konuan) Musa, bana byle sy ledi' diye Hz. Musa'ya iftira ederdi. Zamanla bu adamcaz zengin olup serveti oalnca Hz. Musa'nn huzuruna gel mez oldu. Hz. Musa herkese ondan haber soruyor, fakat bir trl izine rastlayamyordu. Gnn birinde Hz. Musa'nn huzuruna elinde domuz ve domuzun boynunda siyah bir ip bulunan bir kii kageldi.O gelen kiiye Hz. Musa eski dos tunu sordu, adam 'Evet, o sorduun adam u grdn do muzdur' diye cevap verince; Hz. Musa, Allah'a yalvararak; 'Ya Rab, onu eski hline dndr! Dndr de ona neden bu hle geldiini soraym' diye niyazda bulundu. Allah, Musa kuluna yle vahiy gnderdi: 'dem ve dem'den sonraki peygamberlerin dua ettikleri gibi de dua etseydin yine duan kabul etmezdim. Fakat ben bunu neden bu hle getirdiimi sana haber vereyim mi? Bunu din ile dnyay talep ettii iin bu hle getirdim'. Bu hikyeden daha dehet verici olann da syleyelim: Muaz b. Cebel mevkuf olarak, baka bir rivayete gre de merf olarak Allah'n Rasl'nden yle rivayet

eder: Dinlemekten fazla konumasn seven lim, fitneye dm demektir. Konumakta, sslenmek ve uzatmak olduu iin, konuann slim kalmas ok zordur. Sktta (lim iin) se lmet ve ilim (veya ganimet) vardr. limlerden birisi vardr ki, derledii ilmin bakas tarafndan bilinmesini istemez. Byle bir lim, atein birinci tabakasndadr. lminde pdiah gibi olan bir ksm limler ise, ilm mevzu larda kendisine itiraz edildii veya herhangi bir fikrine kar konulduu zaman byk bir fkeye kaplrlar. Bu tip limlerin yeri atein ikinci tabakasdr! lmini ve garib konumalarn zenginlere ve makam sahiplerine tahsis edip, ihtiya erbabna hibir ey vermeye almayan bir grup lim vardr ki bu grubun azap yeri, atein nc ta bakasdr. Dier bir grup lim vardr ki, kendilerini fetvac zanneder, yanl fetva verir (zorlamalar yapar)lar. Halbuki Allah Tel kendilerini zorlayanlara (veya bilir bilmez konuanlar)a buz eder! Bunlar atein drdnc taba kasmdadrlar. Bir ksm lim de vardr ki ilmi ok grn sn diye yahudi ve hristiyanlarn kelmyla konuur. Bunlar da atein beinci tabakasmdadr. Baka bir grup ise, kibir ve gurur ykn srtlar, bakalarna va'z ettii zaman kat davranr ve azarlar, kendisine va'z edildii zaman, gu ruru ve kibri sebebiyle nasihat dinlemez, ite bu da atein yedinci tabakasndadr. Kardeim! Sen susmay tercih et! Susmay tercih et ki, bu hlinle eytan malup edebilesin! Gereksiz yere glmekten ve ihtiyacn olmayan bir yere doru yrmekten sakn!206 Bir baka hadste yle buyurulmaktadr: Bazen doudan batya kadar fezay dolduracak derecede kiinin medh- sens yaylr; fakat bunun Allah indindeki deeri bir sivrisinek kanad kadar bile deildir.207 Rivayet edilir ki; Horasanl bir kii, memleketine dnmek zere iken, va'zndan istifade ettii Hasan Basrye, iinde bebin dirhem bulunan bir kese ve ince bir kumatan yaplm on elbise hediye eder ve der ki: 'Ey Ebu Said! Bu keseyi nafaka olarak ve bu elbiseleri de giyinmen iin sana veriyorum'. Hasan Basr yle karlk ve rir: 'Allah sana fiyet versin! Benim bu hediyelere ihtiyacm yok tur. Onun iin bunlar alp gtr. Zira benim krsmde oturan bir kii, halktan bu verdiklerine benzer eyler alrsa, kyamet gn de nasibi olmayan bir insan olarak Allah'n huzuruna varr'. Hz. Cbir mevkuf ve merf olarak yle rivayet eder: Her limin yannda oturmaynz! Ancak sizi be eyden vazgeirip, buna mukabil be eye dvet eden limlerin yannda oturun. 1) ekten yakne, 2) Riyadan ihlsa, 3) Dnya isteinden zhde (dnya terkine), 4) Kibirden tev zua, 5) Advetten nasihate...208 nk Allah Tel yle buyuruyor; Derken birgn (Karun) ziynet ve ihtiam iinde kavminin karsna kt. Dnya hayatn arzu edenler 'Ah, keke Karun'a verilen mal gibi bizim de olsa; o gerekten byk bir nasip sahibidir' dediler. Kendilerine (ahiret ahvali hakknda) ilim verilenler de yle dediler: 'Ey Karun gibi, dnyay isteyenler! Yazklar olsun sizlere! man edip slih amel ileyen iin Allah'n (cennetteki) sevab daha hayrldr. Ona (cennet ve sevaba ise) ancak ibadet zerine sabredenler kavuturulur.(Kasas/79-80) yet-i celile, hiret limlerini, hireti dnyaya tercih etmekle nitelemektedir. Ahiret limlerinin almetlerinden birisi de, fiillerinin, szle rine zd olmad gibi, kendisinin yapmad bir fiili bakasna tav siye etmemesidir. Allah Tel yle buyuruyor: (Ey limler) insanlara iyilii emreder de kendinizi unutur musunuz?(Bakara/44) Yapmayacanz eyi sylemeniz, Allah katnda en sevilme yen bir eydir.(Sf/3) Allah Tel Hz. uayb'n kssasnda yle buyurur: uayb yle dedi: Ey kavmim! Syleyin bakaym! Eer ben rabbimden bir peygamberlik zerinde bulunuyorsam ve O, bana katndan gzel bir rzk vermi ise ne yapaym? Ben aykr hareket etmek suretiyle sizi alkoyduum eylere kendim dmek istemiyorum.(Hd/88) Allah'tan korkun, Allah size ilim retiyor. Allah hereyi hakkyla bilendir.(Bakara/282)

Allah'tan korkun ve muhakkak O'nun huzuruna va racanz bilin; takv sahibi m'minlere cenneti mjdele!(Bakara 223) Allah'tan korkun ve emrini dinleyin.(Mide/108) Allah Tel, kulu ve rasl sa'ya yle demitir: 'Ey Meryem'in olu! Evvel nefsine nasihat et. Eer bu nasihati nefsin kabul ederse, ondan sonra, nefsinin kabul ettii eyi halka tavsiye et. ayet nefsin kabul etmezse onu bakalarna tavsiye etmekten, benden utanarak kan!' Hz. Peygamber (s.a) yle buyurmutur: sr gecesinde baz kavimlerin yanndan getim. Grdm ki dudaklar ateten iml edilmi makaslarla kesiliyor. Bunlarn kim olduunu sordum. Onlar sulime karlk verdiler: 'Ey Allah'n Rasl! Biz dnyada halka iyilii em reder, fakat kendimiz yapmaz idik. Sakndrdmz ktlkleri biz kendimiz yapardk.209 mmetimin helk olmas, fcir lim ile chil bidin yzn dendir. erlilerin en korkuncu, limlerin ktleridir; hayrllarn en hayrls ise, limlerin iyileridir,210 Evzi211 yle demitir: 'Kabirler, kfir lelerinden duyduklar kt kokudan Allah'a sndklar zaman, Allah Tel onlara yle vahyetti. 'Kt limlerin ii sizin iinizdeki lelerden daha pis kokuyor'. Fudayl b. Iyaz yle der: 'renmeyenlere bir kat azap vardr, renip de yapmayanlara yedi kat azap vardr'. a'b212 yle demitir: 'Kyamet gnnde cennetliklerden bir grup ban kaldrp cehennemliklerden baka bir gruba yle ses leneceklerdir: 'Sizi cehenneme sokan ey nedir? Halbuki sizin bize bildirmi olduunuz ilim ve edeb sayesinde Allah'n rahmetine nail olduk ve cennete girdik. Siz nasl oluyor da cehennemdesiniz?' Cehennemde olanlar yle cevap verirler: 'Biz, hayr emreder, fakat kendimiz yapmazdk, ktlklerden sakndrr, fakat bu k tl kendimiz ilerdik. te bu sebepten cehennemde bulunuyoruz'. Mlik b. Dinar yle buyurmutur: 'lim, ilmiyle amel etme dike, va'z ve nasihati bakasnn kalbinde yerleemez. Yamurun, kupkuru talara tesir edemedii gibi'. air ne de gzel sylemitir: Ey halka nasihat eden viz! Sen itham olundun... nk ayp olarak bildirdiin birok eyleri kendin iliyorsun. Var kuvvetinle halka nasihat ediyorsun. Fakat hayatmla yemin ederim ki felketlerin btnn sen topluyorsun. Dnyay ve onu isteyen kiileri ayplyorsun; gerekten sen, aypladn o dnyay, menettiin kiilerden daha ok sevi yorsun. Baka bir air ise yle syler: Benzerini yaptn bir fiili bakasna yasak etme; byle bir hareket,senin iin, en byk ayptr. brahim b. Edhern213 yle buyuruyor: 'Bir zaman Mekke-i Mkerreme'de bulunuyordum. Bir ta grdm. zerinde aynen unlar yazlyd: 'Beni evir ve ibret al!' Ta evirdim ve bu sefer yle bir yaz ile karlatm: 'Bildiinle amel etmeyen sen, niin bilmediin eyin ilmini taleb ediyorsun!' bn Semmak214 yle buyurmutur: 'Allah' hatrlatan nice kimseler vardr ki kendisi Allah' unutmutur. Nice kimseler vardr ki, halk Allah'a yaklatrmaya alr, fakat kendisi ala bildiine Allah'tan uzaktr. Gene nice kiiler vardr ki, Allah'n Kitab'n okur, fakat okuduundan bir fayda grmez!' brahim b. Edhern yle buyurmutur: 'Hi yanlmayacak ka dar gzel konumalar yapyoruz; fakat i amele gelince, hep yanlyor ve katyyen doru hareket etmiyoruz. Evz der ki: Trab (bir ibreyi gramere gre dzgn okumak) geldii zaman kalpte bulunmas gereken hu gider'. Mekhul215 Abdurrahman b. Ganem'den.yle rivayet eder: 'Hz. Peygamberin ashabndan on kii bana yle bir nakilde bulundu: 'Biz sahablerden bir grup, Kuba mescidinde ilim tedris ediyorduk. Bu esnada Allah'n

Rsl kageldi. Bizi, okur ve okutur halde grdkleri zaman yle buyurdular: renebildiiniz kadar reniniz; fakat rendiklerinizle amel etmedike, Allah rendiiniz hibir ey ile size bir fayda vermeyecektir.216 Hz. sa yle buyurmutur: 'renip de rendiiyle amel et meyen kiinin hli; gizlice zina eden ve hmile olduu grld zaman rezil olan zniye bir kadnn durumuna benzer. Aynen zniye kadn gibi, ilmiyle amel etmeyen kimse de, kyamet gnnde Allah Tel tarafndan maher ehlinin gz nnde rezil edilir'. Hz. Muaz yle buyuruyor: 'limin hataya dmesinden Allah'a snnz. nk mslmanlar nezdindeki itibar sebe biyle bir ksm halk onun sapklna uyabilir'. Hz. mer (r.a) yle buyuruyor: 'Alim, bir hataya dt za man, halkn bir ksm onunla birlikte ayn hataya srklenir'. Yine Hz. mer yle der: ' ey vardr ki, onlarla bu lemin nizam sarslr: Bunlardan biri limin hataya sapmasdr'.217 bn Mes'ud (r.a) yle demitir: 'nsanlar zerine yle bir za man gelecek ki, kalplerin tatls, ac olacaktr. Ne lim ilminden ve ne de talebesi talebinden istifade etmeyecektir. O zamandaki limlerin kalpleri orak ve tuzlu bir araziye benzer. zerine yamur yaar, fakat yamurun faydas arazide grlmez. limlerin kalp leri dnyaya kayd ve dnyay hirete tercih ettii zaman byle kt bir durum hsl olur. te o zamanda Allah bu limlerin kalp lerinden hikmet pnarlarn sker alr, kalplerinde yanan hidayet mealelerini sndrr. O zamann limlerine rastladnzda ken dilerini dilleriyle Allah'tan korkar grrsnz. Halbuki amelle rindeki eksiklik aka grlr. te o zaman, diller alabildiine zengin, kalpler ise o nisbette fakirdir. Kendisinden baka hak ilah bulunmayan Allah'a yemin ederim ki; bu korkun manzarann bi ricik sebebi; muallimlerin, rettiklerini sadece Allah'n rzasn tahsil iin yapmamalar, talebelerin de rendiklerini Allah iin renmemeleridir. Tevrat ve ncil'de 'Bildiinizle amel etmedike bilmediklerinizi aramayn' hkm yer alr. Hz. Huzeyfe yle buyuruyor: 'Siz yle bir zamandasnz ki, bil diklerinizin onda birini terketseniz helk olursunuz. Fakat bir za man gelecektir ki, kii bildiinin onda birini tatbik ettii takdirde kurtulacaktr. Bunun sebebi; o zamanda tembellerin oalmasdr'. limin misali, kad'nn misaline benzer. Kadlar hakknda Hz. Peygamber yle buyuruyor: Kadlar ksma ayrlr: 1- Bildii halde hak ile hkmeden kad, ki byle bir kad, cennetliktir. 2- ster bilsin isterse bilmesin, zulmle hkmeden kad ki bylesi cehennemliktir. 3- Allah'n emrinin dndaki birtakm hkmlerle hkme den kad ki bu da cehennem ehlindendir.218 Ka'b'ul-Ahbar yle der219: 'hir zamanda insanlar dnyadan soutup kendileri btn gleriyle dnyaya sarlan; halk Allah'n azabndan korkutup kendileri korkmayan; yneticilerin yanma girmekten men edip kendileri yneticilerin eiini andran; dnyay hirete tercih eden; zenginlerle konuup, fakirlerden uzaklaan; karlarn kskanan bir koca gibi, ilmini bakalarndan kskanan, kendini dinleyenlerden biri, bir baka vaize gittii zaman hiddete kaplan limler'olacaktr. te mtekebbir ve Allah'n dmanlar bunlardr'. Efendimiz yle buyurur:'eytan sizi ou zaman ilimle al datr'. 'Ey Allah'n Rasl, bizi nasl aldatr?' diye sorulduunda Hz. Peygamber lim renin, fakat iyice renmedike ilminizle amel etmeyin' demekle sizi ilme tevik eder gibi grnp amelden uzaklatrr. yle ki sonunda eceliniz sizi amelsiz yakalar'.220 Srr es-Sakat yle buyurmutur: 'iddetle zhir ilmini elde etmeye taraftar olan birisi, birden kesine ekilip amel etmeye ko yuldu. Kendisinden bunun sebebini sorduum zaman yle cevap verdi: "Bana ryamda 'Allah seni zyi etsin, daha ne zamana ka dar ilmi zyi edeceksin' diyen bir zt grdm. Bu sz zerine, ilmi zyi etmediimi, ancak ezberlemek iin byk gayret sarfettiimi ilave ettim. Bunun zerine bana yle cevap verdi: 'Bir ilmin hfzedilmesi onunla amel etmek demektir'. te bu ryadan sonra ilim tahsil etmeyi brakarak amel etmeye baladm".

bn Mes'ud yle der: lim korkudur; yoksa kof ve ok rivayet leri bilmek deildir'. Hasan- Basr yle buyurmutur: 'stediiniz kadar ilim reniniz; fakat Allah'a yemin ederim ki o ilimle amel etmezseniz Allah size hibir zaman sevap vermez. Sefihlerin gayesi, ilmi sa dece rivayet etmektir. limlerin gayesi ise, rivayet deil, o ilme ri ayet etmektir'. Mlik yle demitir: lim tahsil etmek ok gzel bireydir. lmi neretmek daha da gzeldir. Fakat iyi niyetli olmak artyla. yleyse sabahtan akama kadar senden ayrlmayan amelleri gz den geir ve hibir eyi onlara tercih etme'. bn Mes'ud yle der: 'Kur'an, hayat dsturu olsun diye indi rilmitir. Halbuki siz, kur'an'n sadece okunmasn amel kabul ediyorsunuz. Sizden sonra bir kavim gelecektir. Kur'an' mzrak gibi sadece harflerin mahreclerine riayet ederek dmdz okuya caklardr. Fakat onlarn en hayrlnz olduunu sanmaynz. Zira bildii ile amel etmeyen kii, aynen ilalarn ismini teker teker sa yan ve zelliklerini beyan eden hasta; yemeklerin lezzetini sayan fakat bilfiil tatma imkn bulamayan alar gibidir'. Bu mny ifade eden aadaki ayet-i celleyi birlikte oku yalm: Allah'a isnad ettiiniz (noksan) vasflardan tr size yazklar olsun.(Enbiya/18) Bir hadste yle buyurulmaktadr: mmetim iin korktuumun bazs, limin hataya kaymas ile mnafn Kur'an hakkndaki cedelidir.221 hiret limini dnya limlerinden ayran hususiyetlerden bi risi de; hirette menfaat verecek olan ibadetlere tevik edici ilmin tahsiline koyulmak; menfaati az olan cedele ve kyl- kaale oka yer veren ilimlerden uzak durmaktr. Ameli tevik eden ilimlerden yzevirip cedelle uraan bir limin durumu, birok hastalklara mptel olup ok skt bir anda hzk bir doktora rastlayan, doktoru elinden karma ihti mali olduu halde hastalklarna baktrmayan; aksine, illarn mahiyetini sormaya kalkan, tp ilminin zor meselelerine dalan ve bizzat iinde bulunduu hayat meseleleri terkeden hastaya benzer. Byle bir davran, hamakatn en son haddi deil de nedir? Rivayet olunduuna gre, bir kii Hz. Peygamber'in huzuruna girer ve Hz. Peygamberi yle sorar: - Ey Allah'n Rasl! Bana ilmin gariblerini ret! - lmin ba hakknda ne yaptn? - lmin ba nedir? - Hz. Peygamber'i tandn m? - Evet! - Allah hakknda ne yaptn? - Allah'n dediini yaptm. - lm tandn m? -Evet - O halde lm iin ne hazrladn? - Allah neyi dilemise onu! - te git, onlar gzelce yap, ondan sonra gel de sana ilmin ga rib meselelerini retelim.222 lim yolcular akik-i Belh'nin rencisi olan Hatem-i Esem'in rivayet ettii cinsten olmaldr. Bir gn akik, talebesi Hatem'e sorar: - Ne kadar zamandr benim derslerime devam ediyorsun? - Otuz seneden beri... - O halde syle bakalm; bu zaman zarfnda benden neler rendin? - Sizden sekiz mesele rendim efendim. - nn lillh ve inn ileyhi rcin. mrm seninle birlikte geti de, sen benden ancak sekiz mesele rendin yle mi? - Ey hocam yalan sylemeyi sevmem, ben bu sekiz meseleden

bakasn renmedim. - O halde benden rendiin sekiz meselenin ne olduunu anlat bakalm. - Mahlkata baktm, her birinin bir dostu olduunu grdm. Fakat btn bu dostlar, kendilerini, en ok kabire kadar tkip etmekte ve orada brakarak geri dnmektedir. Bunu grnce, ken dime, sevaplar dost edindim ki mezarda da benden ayrlanlasn ve beni tkip etsinler. - ok gzel syledin! kincisi nedir? - Allah Tel'nn 'Fakat her kim de rabbinin makamndan korkmu ve nefsini ktlklerden alkoymusa, onun varaca yer muhakkak cennettir' (Nziat/40-41) ayetine baktm ve bildim ki hak, ancak Allah'n szndedir. Onun iin var kuvvetim ile nef simi ehvetlerden uzaklatrmaya alp Allah'n ibadetlerinde istikrara kavuturdum. rendiim nc mesele: Gene bu mahlkata baktm ve grdm ki, herkesin yannda kymetli sayd bir eya vardr ve bu onu ykseltmektedir. Allah Tel'nr 'Sizin yannzdaki dnya mal tkenir; Allah katndaki rahmet hazineleri ise bkidir' (Nahl/96) szn dndm. Onun iin elime ne geerse, nefsime kymetli grnen ne varsa onu Allah'n yanna korusun diye gnderiyorum. (O'nun rzasn kazanmak iin datyorum) Drdncs, u mahlkata baktm zaman grdm ki, her biri, mala, ticarete, sana ve hrete meylediyor. Btn bunlarn mnsn dndm ve hepsinin bo eyler olduuna karar ver dim. Sonra Allah Tel'nn u ayetine baktm: 'Sizin en erefliniz takvca en ileri olannzdr' (Hucurt/13). Bu ayeti grdkten sonra takvya sarlarak Allah nezdinde erefli olmay istedim. Beincisi, u mahlkta baktm ve grdm ki, birbirine taarruz eder, birbirini ktler ve lnet okur. Btn bu hareketlerin sebebini hasedde grdm. Sonra Allah Tel'nm u ayet-i celilesine dik katle eildim: 'Rabbinin rahmetini onlar m blyorlar? Onlarn bu dnya hayatndaki rzklarm aralarnda biz bldk' (Zuhruf/32). Bu ayetin ifade ettii mnya sarlarak hasedden iddetle katm; nk rzk taksimatn Allah Tel'nm yaptna katiyetle iman ettim. Byle olunca halktan kamay tercih ettim, halkn dmanlndan kendimi korumu oldum. Altncs, halka baktm ve grdm ki herkes birbirine saldrp kavga ediyorlar. Bu manzaray grnce Allah'n u ayetini dndm: 'Hakkaten eytan (teden beri) size dmandr; siz de onu dman edinin' (Ftr/6). Sadece ezel dmanmz olan eytana dman kesildim ve son derece hassas tedbirler alarak ondan cmz almaya altm. nk onun bana dman olduuna Allah ahidlik etmektedir. u halde ondan bakasna dmanlk beslemeyi brakmak benim iin vazife oldu. Yedincisi, baktm u mahlkata ve grdm ki, herkes bir para ekmein arkasnda koarak kendini rezil ediyor. Bir para ekmee sahip olmak iin gayri mer iler yapyor. Bunu grnce Allah Tel'nm u ayetini dndm: 'Yerde yryen ne kadar canl varsa hepsinin rzk Allah'a aittir' (Hd/6). Bildim ki, rzk Allah'a ait olan canllardan biri de benim. Bundan tr Allah iin gere ken vazifeye daldm. dil olan Allah'n nezdindeki rzkm ise Allah'n merhametine braktm. Sekizinci ise, bakp grdm ki, insanlarn herbiri, kendisi gibi yaratk olanlardan birine srtn dayam. Kimisi tarlasna, kimisi ticaretine, kimisi beden gcne ve kimisi de sanatna gven mekte... O zaman Allah'n u ayetine sarldm ve sadece Allah'a tevekkl ettim, yalnz o bana kfidir dedim: 'Kim Allah'a tevekkl ederse O ona yeter; muhakkak ki Allah emrini yerine getirendir' (Talk/3). Bunun zerine akik 'Ey Htem! Allah seni muvaffak etsin. Ben Tevrat, ncil, Zebur ve Furkan ilimlerine baktm ve grdm diyanet ve hayr eitleri, senin saydn nesnelerden bakas deildir. Her msbet ey, senin saydn sekiz temel zerine bina edilmitir. Bu saydn sekiz eyle amel eden bir kimse Allah'n peygamberlerine gndermi olduu drt kitaba da uygun hareket etmi olur dedi. lmin bu daln renmeye ancak hiret limleri gayret sarfe derler. Dnyaya dalan limler ise, rtbe ve mal hangi ilimle elde edilirse onun peinde koarlar. Onun iin Allah'n peygamberle rini vazifelendirip gnderdii ilimleri tamamen ihmal ederler.

Dahhak b. Mezahim223 "Selef limlerine yetitim. Birbirlerinden takv ilmini reniyorlard. Fakat bugnn limle rinin ise, birbirlerinden, yalnz kelm ilmini rendiklerini gr yorum' demitir. Ahiret limlerinin almetlerinden birisi de mesken, ev eyas, elbise, yiyecek ve ieceklerinde atafata kamamak ve israf etme mektir. Bu hususlarda kendisini selef limlerine benzetmelidir. Bunlarn en azyla iktifa etmeye bakmaldr. Aza doru meylettike Allah'a yaklatn bilmelidir. Ancak byle davranmakla hiret limleri zmresine dahil olabileceine inanmaldr. Bu keyfiyete Hatem-i Esem'in talebelerinden Ebu Abdullah el-Havas'dan nakledilen bir hikye de iaret etmektedir. Ebu Abdullah yle anlatr: - Hatem'le birlikte Horasan'a bal olan Rey ehrine girdik. Beraberimizde yz yirmi kii daha vard. Srtlarnda ne ynl cbbeler, ne de azklarn muhafaza edecek bir torbalar vard. Hatem'le birlikte hacca gidiyorlard. Ad geen ehirde dervi merebli bir tccara misafir olduk. Bu zat, yoksullar seven bir kii olduundan o gece bizi de misafir etmiti. Sabah olduunda Hatem'e yle dedi: - ehrimizde hasta bir fakih var; onu ziyaret etmeye gidiyorum; bana bir diyeceiniz var m? - Bir hastay ziyaret etmek byk bir fazilettir; hele hele bir fakihin yzne bakmak ibadettir. Onun iin ben de seninle birlikteziyarete geliyorum. Hasta fakih Muhammed b. Mukatil ayn zamanda Rey ehrinin kads idi. Fakihir evine geldiimiz zaman gzel ve yk sek bir kane ile karlatk. Hatem bir mddet dnd ve sonra yle sordu: - Bu grdm bina hakikaten bir fakihe mi aittir? O srada kap alm ve girmemize izin verilmiti. eri girdiimiz zaman geni salonlar, gayet kymetli eyalar ve btn bu deerli eylere uygun zengin perdelerle karlatk. Bu manzaray gren Hatem'in dnceli tavr daha da kesin bir hl ald. Derken hastann yatt odaya girdik. Gze ilk arpan ey odann gayet kymetli ve yumuak hallarla deli oluu idi. Hasta, gayet rahat bir yataa uzanm, banda da kendini yelpazeleyen bir hizmetkr vard. Ziyareti tccar, hastann yanma giderek oturdu. Hatem ise ayakta bekledi. Bir ara gzn aan hasta ayakta grd Hatem'e oturmas iin iaret etti. Bu iareti alan Hatem yle dedi: - Ben oturmam. - Bir eye mi ihtiyacn var? - Evet - Nedir ihtiyacn? - Senden bir mesele hususunda bilgi almak istiyorum. Hasta: - Syle bakalm neymi meselen? - Evvela yatanda dikilerek otur da ondan sonra soraym sulimi!' Bunun zerine hasta, yatan iinde dorularak oturdu. Hatem sualini sormaya balad. - Sen ilmini kimden aldn? - timad edilen birok limden. - Onlar kimden renmilerdi? - Allah'n Rasl'nn ashabndan renmilerdi. - Ashab kimden renmiti? - Allah'n Rasl'nden. - Allah'n Rasl kimden rendi? - O da Cebrail'den, Cebrail ise Allah'tan rendi. - yleyse syle bana! Cebrail'in Allah'tan, Rasl'n Cebrail'den, sahblerin Rasl'den, senin hocalarnn sahblerden ald ilimde; senin evin gibi atafatl bir meskene sahip olan insann Allah nezdindeki mertebesinin yksek olduuna dair bir bilgi var m? - Hayr! - O halde sen nereden iiterek bu debdebeli hayata daldn? Daha dorusu sana ders veren hocalar ne dediler bu konuda? - Onlardan rendiim ey u olmutu: Allah'n indinde makbul bir kul olabilmek iin, hiret lemine ynelmek, dnyaya tapmaktan kamak ve fakirleri sevmek, hirete talip olup dnyayabalanmamak gibi yce ahlklar lzmdr. - yleyse sen bu ilerinde kime uydun? Hz. Peygambere mi, sahablere mi, salih kimselere mi? Yoksa dnyada ilk tula ve ta evler yaptrp iinde oturan Nemrud ve Firavun'a m? Ey kt limler! Sizin gibi dnyaya sarlan limler, halka ok kt rnek oluyorlar. Byle limleri gren halk 'Mdem ki lim byle yapyor, demek ki byle yapmakta bir gnah yok; ben ondan daha

stn ve faziletli deilim ya?' diyerek sizleri takip ediyor. Bundan sonra hibir ey sylemeden oradan kp gitti. Bu h diseden sonra bn Mukatil'in hastal bsbtn artt. Hatem ile bn Mukatil arasnda geenleri iiten halk, Hatem'i ziyaret etmeye balad. Bu arada ilerinden bazlar Kazvin ehrinde Tenafs isimli fakih bir zatn yaadn, onun debdebe sinin bn Mukatil'inkinden kat be kat fazla olduunu sylediler. Bunun zerine Hatem, Tenafsi'yi grmek iin Kazvin'e gitti. Onu bularak huzuruna kt. - Ey mam! Allah'n rzas zerine olsun. Ben Acem diyarndan gelme garip bir kiiyim; bana dinimin ban ve namazmn anahtarn retmeni istiyorum. Bu nedenle bana abdestin nasl alnacan retmelisiniz. Tenafs 'Hay hay, bastne' deyip hizmetisinden abdest kabn istedi. Hizmetkr, emri yerine getirdi. Tenafs oturarak abdest almaya balad. Btn zalarn er kere ykayarak abdes tini ald ve sonra Hatem'e dnerek yle dedi: - te abdest byle alnr! - Lften yerinizden ayrlmayn. Ben huzurunuzda bir abdest alaym, siz de beni seyredin. Bakalm tarifiniz zere abdesti renebilmimiyim? renememisem siz beni dzeltin. Hatem balad abdest almaya. Fakat zalarn er kere ykayaca yerde drder kere ykad. Abdest bittikten sonra Tenafs yle syledi: - Olmad, zalarna fazla su dkmek suretiyle israf etmi oldun. - Neden israf olsun. - Neden olacak? Azalarn er kere ykayacana drder kere ykadn iin? - Sbhanallah'il-azim! Ben bir avu fazla su dkmekle msrif oluyorum da, sen bu kadar debdebe iinde nasl oluyor da israf etmemi bir adam olabiliyorsun? Tenafs, kendisine gelen kiinin renmeye deil, denemeye geldiini anlad ve evine kapanarak utancndan krk gn halkn iine kamad. Hatem Badad'a geldii zaman kendisini ziyarete geliyorlar ve yle sylyorlard: 'Sen Acem diyarndan gelme bir garip kiisin; oysa seninle karlaan her limi susturuyorsun. Bunun hikmeti nedir?' Hatem Tanmda bulunan u hasletle onlar susturuyorum' dedi: 1. Hasmm isabetli bir fikir ileri srd zaman seviniyorum. 2. ayet hasmm yanlrsa fevkalde znt duyuyorum. 3. Hasmm krmamak iin cehaletini yzne vurmamaya son derece dikkat ediyorum. Ahmed b. Hanbel, Hatem'in bu szn iittii zaman Sbhanallah! Ne akll kiiymi' diyerek onu ziyaret etmeyi em retmiti. Talebeleriyle birlikte Hatem'in huzuruna vard zaman 'Ey Ebu Abdurrahman! Dnyada nasl selmette kalnr?' diye bir sual sordu. Hatem: 'Ey Ebu Abdullah! (mam Ahmed'in knyesi) Beraberinde drt haslet bulunmadka dnyada selmet bula mazsn! 1) Halkn cehaletini affedeceksin. 2) Onlara kar cehalet gstermemeye azam dikkati sarfedeceksin. 3. Maln onlara vereceksin. 4) Onlardan hibir ey talep etmeyeceksin ve almayacaksn. Hatem, Medine'ye doru yol ald. Medine halk onu karlamaya kmlard. Hatem halka yle seslendi: 'Ey ahali! Bu ehir hangi ehirdir?' - Allah'n Rasl'nn ehridir! - O halde bana Allah'n Rasl'nn knesini gsterin, orada teberrken iki rek'at namaz klaym'. - Hz. Peygamberin knesi yok ki; onun kck ve basit bir evceizi vard. - O halde sahablerinkini gsterin, orada klaym. - Onlarn da byle evleri yoktu. Onlarn evleri yerlere bitiik ve gayet mtevazi evlerdi. - Ey ahali! yleyse buras Hz. Peygamberin deil, Firavun'un ehridir. Bu sz zerine Hatem'i tutup valinin yanna gtrdler: 'Bu yabanc Medine'ye Firavun'un ehri demektedir' diye onu valiye ikayet ettiler. Vali, Hatem'e niin byle dediini sorunca, Hatem: 'Acele etme! Ben Acem diyarndan gelme bir garip kiiyim. Bulunduum yerin neresi olduunu bilmiyordum. reneyim diye sual sordum. Cevap olarak burasnn Hz. Peygamberin ehri olduunu sylediler. Bunun zerine Hz Peygamberin hanesi ne rededir diye soracak oldum ve bana yle yle dediler...' Hatem daha sonra szlerine unu ilve etti: - Allah Tel yle buyuruyor: Gerekten Allah' ve hiret g nn arzulayan ve Allah' ok zikredenler iin Allah'n Rasl'nde gzel rnekler vardr' (Ahzab/21). O halde ey bu ehrin skinleri! Size soruyorum! Hz. Peygamber'e mi, yoksa yeryznde ilk tula binay yapan Firavun'a m uyuyorsunuz? Hatem'in bu suali karsnda cevap vermekten ciz kalan Medineliler dalp gittiler.

te Hatem-i Esem'in hikyesi budur... Selef-i slihnin biyografilerinden bahsettiimiz yerlerde, on larn nasl ss terkedip, mtevazi kyafetlere rabet ettiklerini yeri geldike beyan edeceiz. Bu meselede derin bir tedkik yapacak olursak, yle bir karara varrz: 'Mubah ile sslenmek haram deilse de, sse fazla rabet etmek insana nsiyet kazandrr ve bir daha ssten ayrlmak zor gelir. Konforlu hayat devam ettirmek iin birok sebeplere tevessl edilir. te bunlar korumak iin de haramn t kendisi olan m dahane etmeyi, halkn iltifatna mazhar olmaya almay, riyak rlk yapmay ve daha baka nice mahzurlu eyleri yapmay bera berinde getirir. Onun iin slim yol, konforlu hayattan uzak kal maktr. nk dnyaya dalan, kesinlikle felkettedir. Eer dn yaya dalmakla kurtulu, yanyana mmkn olabilseydi, Hz. Peygamber bu dnyaya srt evirmezdi. Hatta o kadar ki, hutbe okuduu zaman parmanda bulunan altn yz ve srtnda bu lunan nakl gmlei bile karrd. Daha neler de neler... Btn bunlarn tafsilt, kitabmzn ilerideki blmlerinde ge lecektir. Hikye edilir ki, Yahya b. Yezid224 mam Mlik'e u mektubu yazmtr: Rahman ve Rahim Allah'n ismiyle balarm. Allah'n salt ve selm evvelin ve hirin, gemi ve btn geleceklerin efendisi Hz. Muhammed Mustafa'ya olsun! Bu mektup, Yahya b. Yezid b. Abdlmelik'den Mlik b. Enes'e yazlmtr. Ey Mlik! itiyorum ki sen ince elbiseler giyerek, elenmi unlardan yaplm ekmekler yiyormusun. Mefruat ze rinde oturuyor, kapnda nbetiler bekletiyormusun. Halbuki sen, ilim krssn igal eden bir zatsn; t uzak diyarlardan develerin gsleri dvle dvle sana gelini yor. Halk sana koup seni imam biliyor ve senin szlerine kulak vererek arkanda gidiyor. O halde ey Mlik! Allah'tan kork ve tevazdan ayrlma. Benden sana bir nasihat olmak zere bu mektubu yazyorum. Mektubumun iindekileri Allah'tan baka kimse bilmiyor. Allah'n selm zerine olsun'. mam Mlik cevap olarak Yahya'ya u mektubu yazar: Rahman ve Rahim Allah'n ismiyle mektubuma balyorum. Allah Tel, efendimize, onun line ve ashabna slat ve selm etsin. Bu mektup, Mlik b. Enes'den Yahya b. Yezid'e yazlmtr. Allah'n selm zerine olsun! Mektubunuz elime geti. Nasihat, efkat ve edeb olarak kal bimde yerleti. Allah Tel seni takv ile bezesin. Nasihatndan dolay sana hayrlar ihsan etsin. Ben Allah'tan tevfikini isterim. badete doru atlan admlar ve gnahtan dnmek, ancak byk Allah'n verdii kuvvet ve kudretle olur. Benim elenmi unlardan yaplm ekmekler yemem, ince elbiseler giymem, kapmda nbetiler beklet mem ve yumuak minderler zerinde oturmam meselesine gelince; bunlarn hepsini yapar ve Allah'tan af dileriz. Zira, Allah Tel yle buyuruyor: De ki: Allah'n kullar iin kard ziyneti (elbiseleri) temiz ve hell rzklar kim haram etmitir? De ki: Bu ziynet ve ho rzk, dnya hayatndan iman edenler iindir. (Kfirler de faydalanr) Fakat kyamet gnnde yalnz m'minler iin dir. Bylece ayetleri aklyoruz. (A'raf/32) Hi phe yok ki, ben bunlar yapmamann, yapmaktan daha hayrl olduunu ok iyi biliyorum. Mektubunu bizden esirgeme! Biz de size daima mektup gndermeye devam edeceiz. Allah'n selm senin zerine olsun! mam Mlik'in insafn gryorsunuz! Hell olduu halde debdebe ifade eden eyleri giymemeyi giymekten iyi buluyor. Fakat hell olan yapmak iin fetva vermekten de bir an olsun geri durmuyor. Hazret, iki fetvada hakldr. mam Mlik gibi byk bir insan dahi, nasihatla kendisine eki dzen veriyor. nk kendisini ku surlu bulabiliyor. O Mlik ki mbahlarn hududunda kendini dur durmaya muktedir bir insandr. Mbahlar elde etmek iin dalka vukluk, riyakrlk ve gayri meru ilere kaymaz. Fakat herkes mam Mlik gibi mbahlarn hududunda kendini tutmaya muk tedir olamaz. Onun iin bu gibi insanlarn normali aan mbah larla lezzetlenmeleri kendileri iin byk tehlikedir. Nefsine h kim olamama ihtimali bulunan kimselerin ar bir derecede m baha dalmalar korku makamndan uzak kaldklarn gsterir. Halbuki limlerin zellii Allah'tan oka korkmaktr. Korkunun belirtisi ise, tehlike kokusu bulunan sahalardan uzak durmaktr.

Ahiret limlerinin almetlerinden birisi de, sultanlara sokul maktan uzak kalmaktr. Yanlarna yaklamak zorunda kalnd takdirde hibir ekilde onlara sokulmamaktr. Hatta sultanlar, kendi kaplarna gelse bile onlara yaknlk gstermekten kanmaldr; zira dnya tatldr, zarar verici yemyeil bir mera gibidir. Bu tatl ve zevkli merann gemleri sultanlarn elindedir. Sultanlara yaklamak isteyen bir kii onlar memnun etmek zo runda kalr. Zlim olsalar bile kalplerini kazanmaya gayret sarfe der. Halbuki her dindar insann vazifesi, sultanlarn ktlklerini kabul ve tasvip etmemektir, Sultanlarn ktlklerini sylemek suretiyle gslerini daraltmak vazifesi dindar kiilere dmektedir. Uygunsuz olan hareketlerini takbih etmek gerekmektedir. Bu bakmdan, onlarn yanna girip kan kiiler ya onlarn debdebele rine bakar, bu debdebeye nisbetle kendisine verilen nimetleri kk grmeye balar; yahut da nimetlere kavumak maksadyla onlarn uygunsuz hareketlerine katlmak zorunda kalr veya onlar kendisinden raz etmek ve kendilerini honut etmek iin gzel ve met hedici konumalar yapar bu davran ise apak bir iftiradr veya ellerindeki dnyalktan tam istifade etmeye kalkar. Bu ise haram dan baka birey deildir. Sultanlarn mallarndan ve sahip olduk lar eylerden nelerin alnp nelerin alnmayacan ilerideki Hell ve Haram blmnde izah edeceiz. Ksaca sultanlarla yakn ilikiler kurmak her errin anah tardr. hiret limlerinin yolu, ihtiyat katiyyen elden brakmamaktr. Kim lde yaarsa, (kalbi) katlar. Avlanan kii de, Allah'tan gafil olur; sultana sokulan ise, fitnelere der.225 Benden sonra banza bir ksm yneticiler geecektir; on lardan kabul edeceiniz hareketler olduu gibi redde deceiniz hareketler de olacaktr. Onlarn hareketlerini red deden bir kimse, kendini gnahtan korumu olur. Onlar ho grmeyen bir kimse ise, selmette kalr. Fakat onlara tbii olan ve hallerinden raz bulunan Allah rahmetinden uzaklatrr. Sahabe 'Biz onlarla muharebe edelim mi?' diye sorunca, Hz. Peygamber 'Hayr! Onlar namaz kldka onlarla muha rebe etmeyiniz'dedi.226 Sfyan es-Sevr yle buyurmutur: 'Cehennemde bir vdi vardr; orann sakinleri padiahlar ve sultanlar ziyaret eden limlerdir'. Hz. Huzeyfe b. Yeman yle buyuruyor: 'Fitne yerlerinden saknnz!' 'Fitne yeri hangisidir' diye sorulduunda Huzeyfe yle cevap verdi: 'Emirlerin kaplardr. inizden herhangi birisi em rin huzuruna girdii zaman mecbren emrin yalanlarn tasdik edip, onda bulunmayan meziyetleri sayp dkecektir'. Hz. Peygamber yle buyurmutur: limler, yneticilerle dp kalkmadka insanlar arasnda peygamberlerin vekilleridir. Fakat yneticilerle dp kalkmaya baladklar zaman peygamberlere ihanet etmi olurlar. te o zaman byle limlerden kendinizi korumak iin uzaklanz.227 A'me'i ziyarete gelenler 'ok ok talebe yetitirmek suretiyle ilmi ihya ettin' dediler. A'me 'Hkm vermekte acele etmeyin! Benden ilim renenlerin te biri ld, hem de yetimeden. te biri ise padiah kapsndan ayrlamamakta ve bylece insanlarn en kts olmaktadr. Kalan te birinin de ok az bir miktar fel ha kavuur' buyurdu. Bu hikmete iaret etmek iin, Said b. Mseyyeb dareci snfla dp kalkan limler buzedilmeye en mstahak kimselerdir', buyurmutur. Evz 'Allah nezdinde, olur olmaz zamanlarda yneticilerin huzuruna kan limlerden daha fazla buzedilmeye lyk kul yok tur' demitir. Alimlerin en erlileri yneticilerin, yneticilerin en iyisi de limlerin ayana gidenlerdir.228 Mekhl yle demitir: 'Kur'an' renip, fkh ilmini elde et tikten sonra, servetinden istifade etmek maksadyla sultana yaklaan ve ona dalkavukluk eden kimse, bu maksatla att admlar saysnca cehennem denizine yaklam olur'.

Semnun229 yle der: 'O ne kt limdir ki, bireyler renmek iin meclisine gidenler, emrin yannda olduunu renirler'. Yine Semnun yle buyurmutur: 'Daha evvel, hocalarmdan dinlemitim, diyorlard ki: limin dnyaya bal olduunu grdnz zaman kendisini din hususunda itham ediniz. (Yani din konularda ona gvenmeyiniz!) Ben bunu bizzat denedim. Padiahn huzuruna girip ktm zaman nefsimi hesaba ektim ve grdm ki, baz yerlerde tehlikeye girmiim. Halbuki herkesin bildii gibi, sultana kar en ar ve en galiz konumay ben yapyordum. Ona en ok ben muhalefet gsteriyordum. Buna ramen, yine de tam mnsyla tehlikelerden kurtulamyordum. Bir yudum suyunu imediim ve hibir eyini kabul etmediim halde, benim yerime bir bakasnn onun yanna gitmesini istiyor dum'. Szne devamla yle buyurmutur: 'Zamanmzdaki limler Ben srail limlerinden daha ktdr. nk zamanmzn lim leri, sultanlarn istedii ruhsat ve fetvay veriyor ve onlarn is tedii gibi konuuyor. ayet sultana, vazifelerini hatrlatan konumalar yapsa idiler ki sultana pek ar gelecektir. Onun iin bu kiilerin bir daha huzuruna gelmelerini istemiyecektir ve byle olunca da Allah nezdinde kurtulmu olacaklard'. Hasan Basr yle buyurmutur: 'Sizden evvel, slm dininde ve Hz. Peygamber'in sohbetinde rsih bir kimse vard. (Abdullah b. Mbrek, bu kiinin Sa'd b. Ebi Vakkas olduuna iaret etmitir) Bu zat, yneticilerin yanna girip kmaz, aksine, onlardan daima kaard. Bundan dolay ihtiya ierisinde kalan ocuklar kendi sine 'Yneticilerin yanna girip kanlar hibir ekilde senin ka dar Hz. Peygamber ile sohbet etmemiler ve senden evvel msl man olmamlardr. yleyse sen de bu yneticilerin huzuruna gi rip ksan ve bize bireyler temin etmeye alsan iyi olur' dediler. Adam 'Evltlarm! Drt tarafndan lelerle evrilmi bir yere mi gideyim? Allah'a yemin ederim ki, gcmn yettii nisbette o lelerin iine denlerle birlikte olmayacam' dedi. ocuklar yi ama, bak biz fakirlikten dolay neredeyse helk olup gideceiz. Hlimizi grmyor musun?' deyince, adam 'Evltlarm! Zayf fa kat imanl olarak lmem, kuvvetli fakat mnafk olarak lmemden daha iyi gelir bana' diye cevap verdi. Hasan szlerini yle bitirir: 'Allah'a yemin ederim ki toprak, insann bedeninde bulunan et ve ya yiyebilir, fakat iman asla! :O zat, imanyla ocuklarn malup etti'. Bu kssada, sultann huzuruna kan kiinin kendisini kt lklerden kurtaramayacana iaret vardr. Sultann huzurunda daima nifak tehlikesiyle kar karya kalr insan. Nifak ise imanla katyyen badamaz. Ebu Zer el-Gfr, Seleme'ye yle hitab etmiti: 'Ey Seleme! Sakn sultanlarn kaplarna gitme. Zira onlarn dnyalklarndan ne kadar alrsan, senin dininden, daha fazlasn alrlar'. Yneticilere yaklamak, onlarla yaknlk tesis etmek, limler iin en byk fitnedir. Byle bir hal, eytann, insan nifaka drmek iin kulland en byk vesiledir. Hele sultanlara so kulan, onlara yaklaan limler konumalaryla sultanlara ve y neticilere makbul ve ho grnmeye alrlarsa... Vay bunlarn haline!.. eytan onlara, hep byle konumalarn telkin eder. Ayrca yle telkinlerde bulunur: 'Yneticilerin huzuruna gi dip onlara va'z ve nasihatta bulunabilir, onlar, yapacaklar zu lmlerden alkoyabilir ve eriatn tevik edilmesine vesile olabilirsin'. eytan, bu telkini yapa yapa limlerin kalbine, yneticilerin yanna gitmenin din bir vazife olduu fikrini yerletirir. fakat lim, ynetici ile temas ettike, bir de bakar ki, yneticinin holand trden konumalar yapmakta ve trl dalkavukluk larla, onu haddinden fazla pohpohlamaktadr. te btn bu hare ketler, kiinin kalbinden din hissini silip sprmektedir. Eskiler yle derler: 'limler, rendikten sonra amel eder ve amel ettikleri zaman renmeyle megul olurlard. Byle zaman larda kimse onlar ortalkta grmezdi. Bunun iin de onlar, aranrlard. te bu limler, ele gememek iin bucak bucak kaarlard'. dil halife mer b. Abdlziz, Hasan Basr'ye yle yazar: 'Allah yolunda yardmc olabilecek limleri bana bildir'. Hasan Basr. halifenin mektubuna u cevab verdi: 'Dindar limler senin yannda bulunmay istemez; sen de, dnyaya dalan limleri iste mezsin. Fakat sana vereceim bir nasihat varsa, o da udur: Neseb bakmndan erefli olanlar ara! nk onlar, ereflerini hiyanetle kirletmezler. Zamannn en byk zhidi ve en dil halifesi olan mer b. Abdlziz'e yaklamak bu kadar zararlysa, byle bir zta dindar limler sokulmaktan korkarlarsa, artk dier yneticilere yaklamann nasl bir ktlk

getireceini bir dn! Hasan Basr, Sfyan es-Sevr. bn Mbrek, Fudayl b. Iyaz, brahim b. Edhern ve Yusuf b. Esbat gibi selef limleri, Mekkeli, aml ve daha baka memleketli dnya limlerinin aleyhinde konuurlard. Bu konumalar iki sebebe dayanmaktayd. Aleyhlerinde konuulan bu limler, ya dnyaya smsk balanm veya yneticilerle sk mnasebet kurmulard. hiret limlerinin almetlerinden biri de, fetva vermek heve sinde olmamalardr. Hatt bu limler, sktla geitirme imkn bulduklar yerde, fetva vermekten iddetle kanrlar. Sorulan mesele hakknda Kur'an, Snnet, cm- mmet veya ak kyasla kesin bir bilgi sahibi olduklar takdirde cevap verirlerdi. ctihad ve tahminle doru cevap verebileceini zanneden bir kimse, kendi sine bir mesele hakknda sual sorulduu zaman ihtiyatl davran mal ve byle bir sualin sahibini, eer varsa kendinden daha ehil birisine gndermelidir. te fetva hususunda en salam yol budur. Zira ictihad etmek suretiyle suallere cevap vermeye kalkmann tehlikeleri byktr. Bir hadste yle buyurulmutur: lim eyden ibarettir: Allah'n apak kitab; Raslunn sabitlemi olan snneti ve La Edr (Bilmiyorum) demek.230 a'b yle demitir: 'L edr (bilmiyorum) demek ilmin yarsdr'. Bir mesele hakknda sual sorulduu zaman, cevab bilinmi yorsa, Allah rzas iin susmak, konumaktan daha az ecir getir mez. nk bilmediini ikrar etmek hereyden zor gelir nefse... te sahabe-i kiram ve onlar tkip eden selef limlerinin detleri byle idi. bn mer'den bir fetva istendii zaman yle derdi: nsanlarn idaresini yklenen u emire gidiniz! Bunun mesuliye tini, (ayet varsa) onun omuzlarna ykleyiniz'. bn Mes'ud yle buyurmutur: 'nsanlarn her sorusuna ce vap veren kimse mecnundur. Alimin kalkan La Edr (Bilmiyorum) demektir. ayet lim, bu kalkan elinden brakrsa ldrc darbeler yer'. brahim b. Edhem yle buyurmutur: 'Bir ilimde konuan, fa kat bir bakasnda susan limden daha fazla, eytan sinirlendiren hi kimse yoktur. eytan der ki: 'u adama baknz! Konumamas, konumasndan daha zor geliyor bana!' Bir ksm limler, evliyalardan olan abdallar yle vasflandrmlardr: 'Onlar, ihtiya olmadka yemez, uyku zor lamadka uyumaz ve mecbur olmadka da konumazlar. Yani sorulmadka konumazlar. Sorulduu zaman, kendilerinden daha doru cevap verebilecek biri varsa suali ona havale ederler. Fakat byle biri bulunmad zaman mecburen cevap verirler. Onlara gre, sorulmad halde konumak, konumaya kar du yulan ehvetin t kendisidir'. Hz. Ali ile Abdullah b. Abbas, halka va'z eden birinin yanndan geerken, birbirlerine yle demilerdir: 'Bu kii cemaata, 'beni tanynz' demek istiyor herhalde'. Bz limler yle buyurmutur: 'lim, kendisine sual so rulduu zaman, salam bir dii ekilmi gibi zdrap duyan kim sedir'. bn mer 'Ey millet! Bizi cehennem zerinde bir kpr yapp zerimizden gemek mi istiyorsunuz?' demitir. Ebu Hafs en-Nisabur de yle der:231 "Hakiki lim, sual so rulduu zaman, kyamet gn 'Onun cevabn nereden aldn?' su ali karsnda kalm gibi korkudan titreyendir". brahim et-Teymi'den232 bir sual sorulduu zaman alamaya balar ve derdi ki: 'Bakasn bulamadnz m ki, bana muhta oldunuz?' Ebu li er-Ryah,233 brahim b. Edhem ve Sfyan es-Sevr, ancak iki- kiilik cemaata va'z ve nasihat ederdi. Konumay dinleyenler oald zaman va'z ve nasihatlarn kesip, kalkar gi derlerdi. Hz. Peygamber (s.a) yle buyurmutur: zeyir'in peygamber olup olmadn bilmiyorum. Tubba'nn mel'un olup olmadn bilmiyorum. Zlkarneyn'in

neb olup olmadn bilmiyorum.234 Hz. Peygamberden 'Yeryznn neresi en hayrl, neresi en erli yeridir?' diye sorulduunda, buna 'Bilmiyorum' diye cevap verdi. Cebrail gelince Hz. Peygamber ayn suali Cebrail'e tevcih etti. Cebrail de 'Bilmiyorum' eklinde cevap verdi. Allah Tel, Cebrail'e 'Yeryznn en hayrl yerinin mescidler ve en kt yerinin de arlar' olduunu bildirinceye kadar durum aydnlanmad.235 bn mer'e on mesele sorulursa yalnz birine cevap veriyor, dokuzunda susuyordu. Fakihler arasnda 'bilmiyorum mnsna gelen l edr lafzn kullananlar, 'Biliyorum mnsna gelen Edr lafzn kullanandan daha fazlayd. Sfyn- Sevr, man Mlik, mam Ahmed, Fudayl b. yaz, Bir el-Haf bunlardand. Abdurrahman b. Eb Leyl yle der: 'Medine'nin u mesci dinde Hz. Peygamber'in 120 arkadana yetitim. Onlardan her hangi birine, bir hadsin mns veya bir fetva sorulduu zaman arkadandan, buna cevap vererek sualin manev yknden ken disini kurtarmasn rica ederdi'. Baka bir ibarede de yle denmitir: 'FIkh bir mesele onlar dan birine havale edildii zaman, herkes bir dierine devreder, so nunda dne dolaa ilk sorulana geri dnerdi. O zaman cevap ver mek durumunda kalrd. Rivayet edilir ki: Ashab-I Suffe'den birine, piirilmi bir koyun ba hediye edildi. Karn ok a olduu halde onu yanndaki ar kadana ikram etti. Arkada yanndakine, o da yanndakine dev rederek pimi ba, dne dolaa ilk sahibinin eline geldi. Bir de zamanmza baknz! Bu durumun aksine hareket edildiini aka greceksiniz. Eskiden lim, aranand, imdi arayan; uzak durulmas gere ken emirler de aranan oldu. Derhal fetvaya teebbs edilmemesi hususunda bizi ikaz eden en gzel delil Hz. Peygamber'in u hadsidir: mmetime ancak snf insan fetva verebilir: 1- Emr, 2-Memur, 3- Hibir asla ve esasa dayanmayan hikyeleri ve kssalar kartrarak tefsir eden kimse.236 Hz. Peygamber'in mbarek arkadalar drt vazifeyi birbirle rine havale ederlerdi: 1. Namazda imam olmay 2. Bir lnn vasiyetini yerine getirmek grevini stlenmeyi 3. Emanet saklamay 4. Fetva vermeyi Bir ksm limler yle buyurmutur: 'Fetva vermede herkes ten nce davranan ilimsiz, en ok kaanlar da mttaki kiilerdir'. Sahabe-i Kiram ve tbin (Allah hepsinden raz olsun), be ile megul olurlard: 1) Kur'an okumak; 2) Mescidleri (ibadetle veya servetle) tmir etmek; 3) Allah' anmak; 4) Durmadan emr-i bi'l-mruf yapmak; 5) Durmadan nehy-i an'il-mnker yapmak. Byle yapmalarnn sebebi Hz. Peygamberden dinledikleri bir hads-i erf idi; Hz. Peygamber yle buyurmutur: demolunun btn konumalar kendi aleyhindedir. Ancak konuma bu hkmn dndadr: 1) Mrufu (iyiyi) emretmek, 2) Mnkeri (kty) yasakla mak, 3) Allah' zikretmek237. Allah Tel yle buyurur: Onlarn aralarndaki gizli konumalarn ounda hayr yoktur. Yalnz sadaka, yahut iyilik, ya da insanlarn arasn dzeltmeyi emreden(in konumas) mstesn. Kim Allah'n rzasn kazanmak amacyla bunu yaparsa, yaknda ona b yk bir mkafaat vereceiz.(Nis/114) Kfeli rey sahibi limlerden bazlarna bir ksm limler r yada sordular: 'Dnyada verdiiniz fetva ve reylerden dolay ne gibi bir muameleye tbi tutuldunuz?'Rey sahipleri, yzleri buruuk bir ekilde, balarn evirerek dediler ki:'Bir fayda grmediimiz gibi, stelik zarara da uradk'.

bn Hasin238 yle buyurmutur: 'Zamanmzdaki limlerin, sual sormaya gelenlere hemen fetva verdiklerini grrsnz. Halbuki bu husus, Hz. mer devrinde bizzat kendisinden sorul sayd, o, Bedir savana itirk etmi btn sahableri toplar, on larla itiare eder ve sonra cevap verirdi. Demek ki, ilim sahiplerinin en bariz vasflarndan biri de sus maktr. Ancak zaruret hli hari... Nitekim bir hads-i erf te yle buyurulmaktadr: Kiiyi skt ve zhidlik iinde grdnz zaman, ona so kulunuz; nk ona hikmet telkin olunuyor.239 yle denmitir: limler iki ksmdan ibarettir: 1. Halk tabakasn eiten lim ki, bunlar yneticilerin de yaknlar olup fetva veren limlerdir. 2. Havass limi, kalplerin amellerini ve tevhid ilmini bilen bu limler zaviyelerde, dank olarak yaayan ve slm' yaatan limlerdir. Eskiler yle syler: 'Ahmed b. Hanbel'in durumu Dicle neh rine benzer. yle ki: Herkes ondan, avucunu doldurarak kana kana ier. Bir b. Hars'n durumu ise, kapal ve tatl suyu olan bir kuyu gibidir. nsanlar ancak nbetle ve birbirinin ard sra kuyu nun bana gelebilirler'. Salih seleflerimiz yle sylerlerdi:'Falan adam gerekten bir lim, filn ise, yalnz, konuan bir adamdr. Falan insan da Allah'a oka ibadet eden kiidir'. Ebu Sleyman b. Atiyye ed-Daran 'Mrifet, konumaktan daha fazla skta yakndr' buyurmutur. 'lmin oalmas konumay azaltr. Konumann oalmas ise ilmi azaltr' denilmitir. Selman- Faris, Hz. Peygamberin kendisine karde yapt Ebu Derda hazretlerine yle bir mektup yazmtr: 'Kardeim, kulama gelen haberlere gre, sana gelen hastalar bir doktor ola rak tedavi ediyormusun. Bu hususta dikkatini ekerim. ayet dok tor isen konu! Ancak bu takdirde konumanda fayda vardr. Eer kendini doktor zannediyorsan, o zaman byle bir ii yapmaya kalkma! Zira sana gelen mslmanlar senin elinle lm olurlar'. Selman'n bu mektubunu alan Ebu Derda, yaad mddete kendisine getirilen meseleleri ok dnr ve yle cevaplandrrd. Sahabe-i Kiram'dan Enes b. Mlik'e bir mesele sorulduu za man, 'Efendimiz Hasan Basr'den sorunuz' diyerek sual sahibini Hasan'a gnderdi. Sonra yle dedi: 'nk o hfzetmi, biz ise unutmuuz'. bn Abbas'a bir mesele sorulduu zaman yle derdi: 'Bu suali Hris'e veya Cbir b. Zeyd'e sorunuz'.240 bn mer'den bir mesele sorulduunda Said b. Mseyyeb'e ha vale ederdi. Hikye edildiine gre; sahabe-i kirmdan birisi, Hasan Basr'nin huzurunda yirmi adet hads rivayet etmiti. Cemaat arasnda bulunan bir zat, bu hadslerin mnsn rvi'den sorduu zaman (hadsleri, rivayet eden ztn tefsir etmesini is tediinde) sahab yle cevap verdi: 'Ben ancak rviyim, tefsirini bilmem, hepsi o kadar..' Bu sz zerine Hasan Basr, rivayet edilen hadsleri teker teker tefsir etti. Orada bulunan cemaat, hazretin hfzna ve tefsir kaabi liyetine hayran oldu ve'Dorusu ok gzeldi' dediler. Bu sz duyan hads rvisi sahb, yerden bir avu kum alarak hazr bulu nanlarn yzne serpti ve'Bunun gibi bir byk limin yannda iken nasl oluyor da bana sual soruyorsunuz?' demek suretiyle onlar azarlad. hiret limlerinin almetlerinden birisi de, hiret yolunu bil meyi, kalbini murakabe altnda tutmay, btn ilimleriyle megul olmay birinci plnda tutmak ve bu gzellikleri mchede ve mu rakabe ile elde etmeye ihtimam gstermektir. Zira mchede, in sana mahede kaabiliyeti verir. Kalp ilimlerinin inceliklerini bilmek de kalpteki hikmet pnarlarnn grl grl akmasna ve sile olur. Kitaplar ve renilenler bunlar elde etmek iin yeterli deildir. Saylmayacak kadar ok ve hibir inhisar kabul etmeyen hikmet, ancak, mchede, murakabe, zhir ve btn amellerini ed etmek, kalp huzuru ve saf bir fikirle tenha bir yerde Allah Tel ile mnen beraber olmak suretiyle elde edilir. Her eyden tamamen alkasn kesip sadece Allah'a ynelmek, ilh kefin anahtardr.

Nice renciler vardr ki, renmek iin uzun zamanlarn sar-fetmelerine ramen dinledikleriyle bir derece bile ileri gide memilerdir. Nice kimseler de sadece renilmesi mhim olan meseleleri renir, kalan zamanlarn amel ve murakabeye has reder, Allah Tel da ona insan akln durduracak hikmet ve ince liklerin kaplarn aar. Hz. Peygamber (s.a), bu hikmeti anlatmak iin yle demitir: Bildii ile amel eden bir kimseye, Allah Tel bilmedikleri nin ilmini de bildirir. Evvelki kitaplarda yle yazldr: 'Ey srailoullar! lim gk tedir, onu yere indiren kim? lim yerlerin derinliklerindedir, onu yeryzne karan kim? lim denizlerin tesindedir, denizleri ap o ilimleri getiren kim? demeyiniz. nk ilim bizzat kalbinizdedir. Benim huzurumda ruhnilerin edebiyle edebleniniz, sddklarn ahlklaryla ahlklannz ki, ben de size, sizi soracak ve sizi ilim sahibi yapacak derecede ilim vereyim, kalbinize ilham edeyim'. Sehl b. Abdullah et-Tster:'Zhidler, bidler ve limler, kalp leri kilitli olduu halde, dnyadan gp giderler. Ancak sddk ve ehidlerin kalpleri almtr' dedikten sonra u ayeti okudu: Gaybn anahtarlar Allah'n katndadr. Onlar ancak Allah bilir. Karada ve denizde ne varsa hepsini O bilir. O'nun bil gisi dnda bir yaprak dahi dmez. Yerin karanlklar iindeki tek tane, ya ve kuru herey Allah'n ilmindedir. (Levh-i Mahfuz'dadr).(En'am/59) Eer kalbi btn nuru ile nurlanm kalplerin, zahir ilimlere hkim olmas mmkn olmasayd Hz. Peygamber u sz syle mezdi. Sana fetva verseler de, sana fetva verseler de, sana fetva ver seler de sen yine kalbine dan! Hz. Peygamber, Allah Tel'dan ilham yoluyla alm olduu bir hadsi kuds'de yle der: Kulum nafile ibadetlerle durmadan bana yaklaa yaklaa, nihayet yle bir an gelir ki, onu sevmeye balarm. Onu sevdiim zaman, onun duymasna vasta olan kula ve grmesine let olan gz olurum. alan eli, yryen aya olurum. Benden istedii zaman mutlaka veririm. Bana snd zaman onu mutlaka korurum. lmden korktuu iin lm istemeyen m'min kulumun nefsi gnaha gir mesin diye ruhunu alrken, tereddt ettiim kadar hibir ite tereddt etmem.241 Halbuki o, nefsin lmesi mutlaka lzmdr.242 Kur'an'da nice esrar vardr ki kendilerini zikre ve fikre adam kimselerin kalplerine doar. Tefsir kitaplarnda o srlar bulunmaz. Mfessirlerin en bykleri bile bu srlara vkf olamaz. Kalbini murakebe eden mride bu mnlar grnp mfessir lere arzedildii zaman, anlayla karlanr ve iltifat grr. nk olanlar bilirler ki bu esrar, Allah'a ynelmi yce himmetlilerin ve ilh ltuf ve temiz kalplerin iaretidir. Mkefe ve muamele ilimlerinin srlar da aynen byledir. nk her ilim, btnyle ihta edilemeyen engin bir denizdir. Herkes kaabiliyeti ve nasibi kadar bu denize dalabilir. Bu denize dalmann en byk vastas salih amel ve gzel ilerdir. hiret limlerinin vasfn Hz. Ali (r.a), uzun bir hadste yle izah eder: Kalpler, tpk kaplara benzer. Onlarn en hayrls iyilie kap olandr. nsanlar snfa ayrlrlar: 1) Rabban limler, 2) Kurtulu yolundaki renciler, 3) Her konuana tbi olan, her rzgara gnl veren, ilim nuruyla nurlanmayan, ilmin herhangi bir temeline srtn dayamayan, kymetsiz halk ta bakas. lim, maldan ok ok hayrldr. nk ilim seni, sen de maln korursun. lim yle bir eydir ki, verdike oalr; mal ise vermekle azalr. lim dindir, nk kii, di nini ilim vastasyla bilir, ibadetleri ve yapaca btn ileri onun sayesinde renir. ldkten sonra, kii, ilmiyle iyi bir ekilde yd edilir. lim hkimdir, mal ise mahkm. Maln kaybolmasyla verdii menfaat de kaybolur. Mal toplama gayretine denler diri olduklar halde birer l saylr. Alimler ise, kyamete kadar bki kalrlar; onlar lmezler'. Bu szleri syleyen Hz. Ali (r.a), derin derin nefes alarak konumasna yle devam etti: (Gsn gstererek) te burada byk bir ilim vardr. Keke o ilmi omuzlarna alabilecek birisine rastlasaydm. mny baka bir kelimeyle ifade etmek imknndan mahrum olduumuz iin kelimeyi olduu gibi evirmek mecburiyetinde kaldk. Okuyuculardan bu ibareyi Allah'n ulhiyetine yakr bir ekilde yorumlamalarn istir ham ederiz. Allah cmlemize doruyu buldursun!

Emin olmadm talihler buluyorum hep; ki onlar ilmi, dn yev arzularna vesile ittihaz ediyor ve alet yapyorlar. Allah'n velilerine, Allah'n verdii nimetle dil uzatyor; Allah'a dellet eden ilmi, halkn aleyhinde kullanyorlar. Veya ehl-i hakka itat eden birini gryorum; onlarn da ba sireti olmad iin pheli bir eyle karlat zaman der hal pheye dyor. Demek ki gsmde bulunan ilmi ne buna ve ne de brne vermek imkn yoktur. Bazen de bu ilme dnya lezzetlerine dalm, ehvetlerinin arkasnda gi den bir kimse talip kyor veya mal toplamaya dalan ve nefs hevasnn peinde koan talip oluyor. Bunlara en ok benzeyenler, ayrda otlayan hayvanlardr. Szlerine ylece devam etti: te, ilmin hakik talipleri ld zaman ilim de bylece lyor. Fakat Allah'n izn-i keremi ile yeryz, Allah'n di nini savunan insanlardan hibir zaman mahrum kalmaz. Byleleri, ya herkes tarafndan bilinir veya Allah'n delilleri ve beyyineleri, tamamen kaybolmasn, iptal edilerek ortadan kaldrlmasn diye gizli kalmay tercih ederler. Fakat saylar ne kadardr ve nerededirler? Bunlar sayca ok az, kymete byktrler. ahslar gizli, fakat hatralar kalp lerde sakldr. Allah Tel onlarla delil ve hccetlerini mu hafaza eder. T ki sonraki nesillere, bu hccetleri teslim et sinler ve kendilerine benzeyenlerin kalplerine de o fikirleri eksinler. lim, bunlar, iin hakikatine vakf klm, gene bunlar yaknin ruhunu bilfiil elde etmitir. Onun iin, dnya ehline ok zor gelen meseleler bunlar iin gayet ko laydr. Gafillere yabanc gelen konular bunlara ok yatkn grnr. Bu kiiler, bedenleriyle dnyada grnseler de ruhlaryla en yce makama baldrlar. Onlar btn mahl kat iinde Allah'n veli kullardr. Yeryznde Allah'n, Allah iin alan kullar, halk hakka davet eden dellllardr'. Hz. Ali daha sonra alayarak szlerine unlar ilve etti: Ey bunlar grmek isteyen gnlm! Neredesin? stersen gel, sen de hazrlan! te Hz. Ali'nin son olarak zikrettii, hiret limlerinin vasflar bunlardr. O vasflar sadece mchede ve amelle elde edilir. hiret limlerinin almetlerinden biri de, yakinin takviyesine son derece ihtimam gstermekti. nk din servetinin btn sermayesi yakn'dir. Hz. Peygamber (s.a) yle buyuruyor: Yakn, imann tamamdr.243 O halde, yakn ilminin renilmesi mutlaka gereklidir. Yakn ilminden gayem, bu ilmin balangcdr. nk bir ilmin balangc elde edildii zaman kalp iin hepsini kavramann yolu alr. Bu hikmete binaen Hz. Peygamber yle buyurmutur: Yakn'i renin!244 Hadisi erifin mns udur: Yakn mertebesine erenlerle bir arada oturunuz. Onlardan yakn ilmini dinleyiniz. Nasl onlarn yaknleri kuvvetlenmise sizin de yakniniz kuvvetlensin diye on lara daima uymaya alnz. Yakn1 in az, amelin oundan daha hayrldr. Hz. Peygambere 'Bir kii vardr, yakni gzel, fakat gnah oktur. Baka birinin de ibadeti ok, yakni azdr. Bu iki insandan hangisi daha hayrldr?' diye sorulduunda, Hz. Peygamber (s.a) yle cevap vermitir: Hibir Ademolu yoktur ki, gnah sahibi olmasn. (Fakat tabiat akl, huyu yakn olan bir kiiye gnah dokunmaz. nk byle bir kii gnah iledii zaman, hemen tevbe eder. Piman olarak iddetli bir ekilde af diler. Tevbesi yz suyu hrmetine de balanr. Bununla birlikte cennete girmesine vesile olacak olan bir fazilet de elinde kalm olur)245 Hz. Peygamber yaknin nemini baka bir hadste de yle aklar: Siz insanlara en az verilen ey, yakn ve sabr azimetidir. Bu iki sfattan kime bir nasib verilmise o kiinin elinden gecenin ibadeti ve gndzn (nafile) orucu km olsa da, onun ne pervas vardr?246 Lokman Hekim'in oluna verdii nasihat arasnda u cmle lere rastlanmaktadr: 'Olum! Amel, ancak yakn ile elde edilir. Kii, ancak yakni nisbetinde amel eder. Amel edenin yakni azal madka amelinde kusur

yapm saylmaz'. Yahya b. Muaz yle buyuruyor: 'Hi kukusuz tevhidin nru vardr irkin de atei... Tevhidin nru, muhakkak ki, muvahhidle rin gnahn yakmak bakmndan mriklerin sevaplarn yakan irk ateinden daha iddetlidir'. Hz. Yahya 'Tevhid nru' derken yakni kasdetmektedir. Allah Tel, ehl-i yakn1 den sk sk bahsetmektedir. O'nun byle sk sk yalan ehlinden bahsetmesi, yaknin her eit saadet ve iyiliklerin kayna olduuna iaret etmektedir. Eer Yakn mertebesini ve bu mertebenin zayf ve kuvvetli ta raflarnn ne olduunu bilmek iin nce yaknin mahiyetini anla mak lzmdr. Zira mahiyeti anlalmayan bir eyi talep etmek mmkn deildir' diyecek olursan yle cevap veririz: 'Bilmi ol ki yakn, birok mnda kullanlan bir kelimedir. ki frka var ki, onu, iki deiik mnda kullanmaktadr. Kelmclar, bu tbiri, ek ve phe olmayan ilimde kullanmaktadr. nk bir eyi tasdik etmeye meyyal nefsin drt makam vardr: 1. Dorulamas ve yalanlamas eit olmak... Byle bir durum ek ile ifade edilir. Mesel belli bir ahs hakknda 'Allah onu ceza landracak m yoksa cezalandrmayacak m?' diye sorulduu za man bu ztn hli menf bir hkm vermeye yanamaktadr. Belki senin indinde bu iki k da mmkn grnmektedir. te bu du ruma ek ad verilir. 2. Zddnn mmkn olduunu idrk etmekle beraber, nefsin iki ktan birine meyleder. Fakat birinin zddnm bilinmesi br taraf tercihe mni olmaz. Mesel, slih bir mttaki olarak bilinen bir ahs hakknda sana sual sorulmaktadr. Bu zat takv zere lmtr. 'Acaba bu kul Allah'n azabna dr olur mu?' diye dnmektesin. Nefsin, ceza grmemesinin daha kuvvetli olmasna meylediyor. nk o kimsede salih ameller grmsn daima. Fakat, hereye ramen, cezay icabettirecek bir gizli gnah bulunmas da mmkndr sence... Ceza grmesi veya grmemesi ihtimali her ne kadar eit ise de, ceza grmeyecei fikrini benimsemekte bir beis yoktur. te bu duruma zan denilir. 3. Dorudan doruya, bir eyi dorulamaya olan meyil. Bu dorulamada kalbe en kk bir phe dmez. Faraza dse de nefis onu kabul etmez. Fakat bu kesin karar belirli bir bilgiye dayanmamaktadr. Bu makama erien bir kimse, derin derin dnerek, kalbinden gelen seslere ve fsltlara kulak verirse pheye dmesi daima ihtimal dahilindedir. te bu hle yakne yakn bir inanma' denilir. Bu, btn er meselelerde, halk tabakasnn inancdr. nk sadece duymu olmalar, bu inanc halkn kalbine yerletirmitir Hatta halk tabakasnn her grubu mensup olduklar mezhebin veya herhangi bir ekoln doru olduuna o kadar inanmlar, kendi imamlarnn isabet ettiine o derece balanmlardr ki, herhangi birisine imamnn yanlabilecei sylendii zaman, bu sz, korkun bir tepkiyle reddeder ve size amansz dman kesilir. 4. ekki ve phesi olmayan, gereklii su gtrmeyen ve iinde phe bulunmas muhal olan, delil yoluyla elde edilmi hakiki mrifettir. te byle bir inanca yakn ismi verilir. Buna misl olarak unu verebiliriz: Akll bir kimseye 'Bu kinatta kadm bir varln bulunmas mmkn mdr?' denildii zaman dnmeden hemen tasdik edemez. nk ay ve gne gibi hiss ile bilinen birey deildir. ki says Bir saysndan daha fazladr veya 'Hdisin (sonradan olan eylerin) sebepsiz varolmas muhal dir' gibi, bilinmesi zarur deildir. Bu nedenle akl ftratnn vazi fesi, dnmeden irtical yoluyla kadmin varln tasdik etmek deildir. Bu hkm byle bilindikten sonra malm ola ki bir ksm in san, Kadm 'in varln iitir ve eksiz bir ekilde inanr. Bu inancnda da lnceye kadar devam eder. te inan ve itikad bu dur. Bu hl, btn avam mslmanlarn hlidir... Bir ksm da Kadm'in varln brhan ve delil ile tasdik eder. yle ki: Eer varlkta kadm yoksa, o zaman btn varlklar hdis ve sonradan meydana gelmi olurlar! Eer hepsi sonradan mey dana gelmi kabul edilirse, hepsinin veya bir ksmnn failsiz v cuda geldiini kabullenmek zorunda kalnr. Byle bir ey muhal olduu iin kabullenmesi de muhaldir. Bu bakmdan, kadm bir varln kabul ve tasdiki akl iin zarur ve mecburi olur. nk mevcutlar hakkndaki akl taksim tr: 1. Btn mevcutlarn kadm olmas 2. Btn mevcutlarn hdis olmas 3. Bir ksmnn kadm ve bir ksmnn hdis olmas Eer hepsini kadm sayarlarsa, matlub ve maksad hsl olmutur. nk zmnen kadm sbit olmu olur. Eer hepsi h dis kabul edilirse, failsiz meydana gelmi olaca iin, byle bir tel kki muhaldir. O halde ya

nc veya birinci ksm sbit olur. Bu tarzda meydana gelen her ilme kelmclar nezdinde yakn ismi verilir. ster bu ilim, daha evvelce zikrettiimiz gibi kaziyeler kurmak suretiyle elde edilsin, ister failsiz meydana gelmenin mu hal olduunu bildiren ilim gibi akl yoluyla veya hiss ile elde edil sin, ister tevatrle Mekke-i Mkerreme'nin varlm bildiren ilim gibi, ister tecrbe ile kaynatlan sakmoniya ilacnn ishal ettirici olduunu bildiren ilim gibi veya daha nce zikrettiimiz gibi de lille elde edilsin... ek ve phe olmamak artyla kelmclar tarafndan bu ilme yakn ad verilir. Kelmclara gre phe gtrmeyen her ilme yakn ad verilir. Kelmclarm tarifine gre yakn, zayflkla tavsif edilemez. nk phe ile zayfln bir fark yoktur. kinci stlah, fakihler, sfler ve limlerin de ounun stlahdr. Bu stlahda cevaz ve pheye iltifat edilemez. Belki il min akl istil edip galip gelmesine baklr. Hatt lmde ek ol mad halde 'Filan adamn lm hakknda yakni zayftr' denir. Ve yine 'Filn adam, rzkn kendisine verilmesinde ok kuvvetli yakne sahiptir' denir. Halbuki ayn adam rzkn kendisine veril meyecei ihtimaline de imkn verir. Bu bakmdan ne zaman ki ne fis bir eyi tasdik etmeye taraftar olup, o ey de nefse galip gelip is tedii ekilde nefiste tasarruf ederse, ona yakn ad verilir. Btn insanlar kesinlikle lme inanmak ve lmde phe etmemek hususunda mterektirler. Fakat lme iltifat etmeyen, sanki lme inanmaz gibi onun iin hazrlk yapmayanlar vardr. Bir ksmnn kalplerini de tamamen lm dncesi kaplam ve btn himmetlerim lme hazrlk yapmaya sarfetmektedirler. Kalplerinde lm dncesi baka bir eye yer brakmamtr. te bu hal yaknn kuvvetiyle tbir olunur. Bu mny kastederek baz limler inde zerre kadar phe bulunmayan lm yakninden, iinde zerre kadar yakn bulunmayan pheye daha fazla benze yeni grmedim' buyurmutur. Bu stlha gre yakn, zayflk ve kuvvetlilii kabul eder. 'Ahiret limlerinin anna yakan en uygun hareket himmet ve inayetlerini yaknin takviyesine sarfetmektir szmzden yak nin iki mnasn kastediyoruz, yani ek ve pheyi giderdikten sonra, nefsine hakim ve tasarruf edecek bir derecede yakn sahibi olmay kastediyoruz. Bu hakikatleri bildikten sonra malmun oldu ki 'Yakn ksma ayrlr' hkmmzden gayemiz: Ykn, kuvvetlilik, zayflk, okluk, azlk, gizlilik ve aklk itibariyle e ayrlr. yle ki: kinci stlha binaen yakn, kuvvetlilik ve zayflk diye iki ksma ayrlr. Bu. taksim, yaknin kalbe galip gelip kalbi istil et mesine gredir. Yakn mnlarnn kuvvet ve zayflk bakmndan dereceleri nihayetsizdir. Halkn lme hazrlktaki farkllklar ancak yalarm bu mnlarmdak farkllklarna baldr. Birinci stlhta yaknin, kapal ve ak diye ikiye taksim edil mesi de inkr gtrmez bir hakikattir. kinci stlahta zddn oluuna imkn olan yakndeki farkllk, inkr edilmez bir gerektir. Bazen iinde ek ve phe bulunmayan ve inkrna imkn ol mayan yaknde de farkllk olur. Mesel Mekke-i Mkerrenin varl hakkndaki tasdikinin, Fedek hakkndaki tasdikden farkl olduunu sen de idrk edersin. Ayn zamanda Hz. Musa (a.s) ile Hz. Yu'nn varl hakkndaki tasdikindeki farkll da idrk etmektesin, Halbuki Mekke'nin oluu gibi Fedek'in oluu da, Musa'nn (a.s oluu gibi Yu (a.s) n oluu da sence kesinlikle sabit olmu bi hakikattir ve ikisinin de oluu ayet grmemi isen tevatr yolu ile sana gelmitir. Fakat buna ramen birinin (Mekke ve Musa'nn), senin kalbinde brnden (Fedek ve Yua'dan) daha ak olduunu sezersin. nk birisi hakkndaki tevatr, br hakkndaki tevatrden daha fazladr. ite bu fark, belirli meseleler hakknda dndn zaman da grrsn. Mesel, bir delil ile sabit olann akl, birok delille sabit olann akl gibi olamaz. Halbuki phe edilmemesi bakmndan ikisi de eittir. Bu gerei, ilmini kitaplardan ve ku laktan dolma malmatla kazanan kelmc inkr eder, durumun farklln nefsinde muhasebe yaparak grmeye almaz. Yaknin, azlk ve okluk meselesine gelince, bu mesele yakn ile alkal teferruattan saylr. Mesel, falan adamn ilmi filn adamnkinden daha fazladr denilir. Halbuki ilim, ilimdir ve hi deimez. Bu szle malmatn okluu kastedilmektedir. Bu hik mete binaen, bazen, eriatn getirdii btn prensipler hakknda limin yakni kuvvetli olur. Bazen de, ancak bir ksm hakknda kuvvetlidir. Eer "Yaknin; kuvvetin, zayfln, azln veya okluun, kalbi istil etmesi mnsna geldiini ifade ettin. O halde yakn ile ilgili teferruatn mnsnn nerelerde icra edildiklerini ve yaknin hangi hallerde istendiini de syle ki, bilelim. nk yaknin ne rede arandn bilmediim takdirde, yakni takip etmek im knndan

mahrum olurum' dersen, bilmi ol ki peygamberlerin Allah'tan getirdikleri, bandan sonuna kadar, yaknin olmas ge reken yerdir. Zira yakn, husus bir marifetten ibarettir. O mrifet eriatta varid olan malmatlarla sk skya alkaldr. Ben bu ma lmatlar burada teker teker sayacak deilim. Fakat ana kaide saylan bir ksmna iaret etmeye alacam. Bunlardan biri Tevhid'dir. Tevhid, kainatta cereyan etmekte olan her hdiseyi, sebepleri yaratan bir kudretten bilmek demektir. Vstalara iltifat etmemek, belki vastalar msahhar ve hkm sz bilmektir. Byle inanan bir kii yakn sahibi olur. manla birlikte kiinin kalbinde ek ve pheye yer kalmad m, bu kii iki mndan birine gre ancak yakn sahibi saylmaktadr. manla birlikte, muvahhidin kalbini istil eden, vastalarn tesirsizliini; o vastalarn sadece imzasyla bakasn nimetlere garkedenin elindeki kalem ile parmaklar gibi olduunu ve bunlar da tesir edici deil, ancak birer musahhar let olmaktan teye gitmediini bildiren bir mn ortada varsa, o zaman ikinci stlaha gre yakn sahibi olup en erefli mertebeyi elde eder. Bu durum birinci yaknin neticesi, semeresi, ruhu ve fay dasdr. Ne zaman ki, gne, ay, yldz, cemadt, bitki, hayvan ve her mahlkun zhir sebebleri yaratan elinde birer vasta olup, k tibin elindeki kalemden bir farklar olmadna inanrsan ve yine hereyin sebebinin kudret-i ezel olduuna kanaat getirirsen, o zaman kalbine tevekkl, rza ve teslimiyet gibi yce sfatlar hkim olur. Kt ahlk, hased, kin ve gayzdan uzak bir ehl-i yakn olur sun. te yakn kaplarnn birisi budur... Allah Tel'nn rzka kefil olduuna inanmak da bu kaideler den biridir. Nitekim Allah Tel, bizi bu itimada u ayetle davet buyuruyor: Yeryznde ne kadar canl varsa, hepsinin rzk Allah'a aittir. Onlarn dnyadaki meskenlerini de bilir, yumur talklardaki yerlerini de.. Bunlarn hepsi Levh-i Mahfuz'da yazldr.(Hd/6) Bir insan nerede olursa olsun kesinlikle bilmelidir ki, rzk kendisine gelecektir. Kendisi iin takdir edilmi olan rzk mutlaka gelip onu bulacaktr. Buna tamamyle inanan bir kii, rzkn mer faaliyetler iinde aramaya gayret sarfeder. Harislik, doy mazlk ve gemiin znts kendisinden uzaklar. Bu gzel ahlk, yaknin teekkl ettirdii bir hldir. Bu hl ile, tat ve gzel ameller sahibi olunur. Ana kaidelerden biri de 'Zerre kadar hayr veya zerre kadar er ileyen, onun karln mutlaka grecek' inancnn kalbe yerlemesidir. Hayrlarn karl mkfat, erlerin karl ceza olarak mutlaka nne kacaktr. Yani sevap ve gnaha katiyetle inanmak kaidesidir. Ancak byle inanan bir insan, tatlarn se vaplara nisbetinin, ekmein doymaya nisbeti gibi olduunu kavrar. Gnahlarn cezaya nisbeti ise, zehirlerin ve ylanlarn canllar helk etmeye olan nisbeti gibidir. Bir insan, doymak iin nasl ek mek arar, az veya ok elde ederse, ylece miktarna bakmadan iba detleri aramaldr. nk ona byk bir deer verecektir, nsan, zehirin azndan ve oundan nasl kanrsa, gnahn azndan ve oundan da saknmaldr. Birinci mnda ykin, btn msl manlarda mevcuttur. Fakat yaknin ikinci mns ancak mukar riblere ait bir vasftr. Bu yaknin neticesi; btn gnahlardan saknmak iin takvda ileri gitmek ve her eyde doru bir deerlendirme kaabiliyetine sahip olmaktr. Yakn, ne nisbette yksekse, takva da o nisbette yksektir; ibadetlere yapmak da, de receye nisbetle, kuvvetlenir. Allah Tel'nn her halkrda senin btn yaptklarna mut tali olduuna; kalbindeki kuruntular, gnlnden geirdiin mahrem duygular ve her trl fikrini mahede ettiine kesinlikle inanmak ana kaidelerden biridir. Bu mn, yaknin birinci mns ile birlikte her m'min kulda vardr ve kalpdeki phenin kalkmas demektir. Bu kitapta anlatmak istediimiz yaknin ikinci mnsna gelince, bu mn her keste bulunmaz. Ancak sddklara mahsus bir hldir. Bu hlin meyvesi; insann tek bana bulunduu zamanda ve her halk rda, byk bir padiahn huzurundaym gibi, edebli, boynu b kk, padiahn murakabesi altnda olduunu bilerek oturmas, edeb d btn hareketlerden iddetle kanmasdr. Dta gz ken amellerde nasl davranyorsa, iindeki duygularn da ayn pa ralelde olmasdr. nk zhir amellere insanlarn muttal ol mas gibi, insann i lemini, Allah Tel daha ak ve seik bir ekilde mahede etmektedir. Bu ekilde, yakn derecesine varm bir kimse, hummal bir almayla btnn temizler, tmir ve tez yin eder. Bylece, temizlenmi olduu btn. halkn d grne bakan gzleriyle kyas kabul etmeyecek derecede hassas olan Allah'n mahedesine takdim ve onun kudret gzne arzeder.

Yaknin bu derecesi, insanoluna, hay, korku, inkisar, zillet, meskenet, hud ve daha nice stn ahlk kazandrr. Allah'a kar yaplmas gzel olan bu hareketler, insanoluna deeri ok yksek ibadetler kazandrr. Yakn, btn bu mertebelerde bir aaca, kalpten neet eden ahlklar da aacn dallarna, o ahlktan kan tatlar ve ameller de meyvelere ve ieklere benzer. Bu bakmdan yakn, kk ve esasdr. Onun kaplar, saydklarmzdan ok daha fazladr. Biz imdilik, yakn, lafznn manasn bu kadar aklamay yeterli buluyoruz. ayet Allah dilerse kitabmzn Mnciyat blmnde yaknin tafsilt verilecektir. hiret limlerinin almetlerinden birisi de; konumasnda, sktunda, giyiminde ve her durumunda korkunun grlmesidir. i, Allah'a tam kulluk yapmad iin mahzun, ba ne eik, da ima dnceli bir hl, ifrat veya tefritten dolay zgn bir sima... Bu kii yle bir hle gelmitir ki, kendisine bakan herkes hemen Allah' hatrlayverir. Onun sreti, mutlaka gzel olan sretine dellet eder. Zira bir darb- meselde: 'Cmert ve kahraman kiinin ahsiyyeti, aynasdr' denilmektedir. hiret limleri, tevazularyla, Allah'n nnde duyulan zillet ve sknetlerinde grnen ehre ile bilinmektedir. 'Sknet ierisindeki hu'dan daha gzel bir elbiseyi Allah Tel hibir kuluna giydirmemitir. Bu elbise, peygamberlerin el bisesi, salihlerin, sddklarm ve limlerin de almetidir' de nilmitir. Kelm'a dalmak, fesahat ve belgat konusunda ileri olduunu ifade etmek, kahkaha ile glmek, hareket ve konumada acelecilik; ite btn bunlar, nimeti kt bir sahada ve kt bir ite kullan maya, azaptan emin olmaya, Allah'n byk cezasndan ve iddetli fkesinden gafil olmaya dellet eder. Allah'tan gafil bulunan dn yaseverlerin detidir btn bunlar... Allah' bilen limler ise, b tn bu kt adetlerden uzaktrlar. Sehl et-Tsteri'nin dedii gibi, limler ksma ayrlr: 1. Allah'n gizli emirlerine deil, sadece zhir emirlerine mut tal olanlar, bu limler sadece hell ve haram hakknda fetva vere bilir. Byle bir ilim insana korku duygusu balamaz. 2. Allah'n emrini ve gizli nimetlerini bilmeyen, sadece ztn bilen limler. Bunlar halk tabakasdr. 3. Allah'n emirlerini bilen, gizli nimetlerini, azap ve ikabn takdir eden limler. Bunlar sddklardr. Hayet ve hu sadecebunlarn kalplerini istil etmitir. Sehl et-Tster Eyymullah tbirinden; Allah'n eitli azab larn, gemi ve gelecek slih kullarna ihsan buyurduu gizli nimetlerini kastediyor. nk Allah'n eitli azaplarn ve gizli nimetlerini bilen bir kiinin korkusu artar ve iindeki hu gr nr bir ekil alr. Hz. mer (r.a): lmi reniniz. Fakat ilim iin de sknet, ve kar ve hlimlii de renininiz. lmi kimden reniyorsanz ona hrmet gsterin. limlerin zlimlerinden olmaynz ki, ilminiz cehaletinizi yenmi olsun' buyurmutur. 'Allah, bir kuluna ilim ihsan ettii zaman, onunla birlikte hilm, tevazu, gzel ahlk ve efkat de verir. te bu sfatlarla do natlan ilim, ilimdir' denilmitir. Bir rivayette yle denir: 'Allah kime ilim, zhd, tevazu ve iyi ahlk verirse o muttaklerin imamdr'. mmetimin hayrl kiilerinden bir grup var. Allah'n geni rahmetinden dolay zhiren gler, fakat iddetli azabnn korkusundan da gizlice alarlar. Onlarn bedenleri yerde, fakat kalpleri gktedir. Ruhlar dnyada, akllar ise hirettedir. Yrdkleri zaman, sknetle yrrler, Allah Tel'ya ibadetle yaklarlar.247 Hasan Basr 'Hilim, ilmin veziri; efkat, babas; tevazu ise i amardr' buyurmutur. Bir el-Hfi de: lmi vastasyla dnya riyasetini arayan bir kimse, Allah'a, buz ettii bir eyle yaklamak isteyendir. Byleleri hem gkte, hem yerde buz edilen kimselerdir' buyurmutur. srailiyat'ta rivayet edilir ki, 'Bir hekm, hikmet konusunda 360 kitap yazm ve bylece hakl olarak hekm vasfn almtr. Fakat Allah Tel o devrin peygamberine o adama 'Sen yeryzn heze yanla doldurdun. Onlar benim rzam iin yazmadndan bir arpa boyu mertebeye bile sahip olmadn. Ben azmAn, senin ni fakndan bir tek cmleyi dahi kabul etmedim' demesini sylemi. Bu haberi alan hekm, hareketinden piman olarak, yazarlk mesleini brakp halka karm. Halkn iinde arlarda geze rek, alveri yaparak tevazu zrhna brnm. Bunun zerine de Allah Tel o devrin peygamberine yle vahyetmi: 'Ona, imdi benim rzam kazandn bildir'.

Abdurrahman b. Amr el-Evz, Bill b. Sa'd el-E'ar'den yle hikye eder 'Zlim zabtiyelerle karlatnz zaman erlerinden Allah'a smyorsunuz, fakat, riyakrlk yapan ve riyaset iin can atan dnya limlerine rastladnzda onlarn errinden Allah'a snmyorsunuz. Halbuki onlar zlim memurlardan daha tehli kelidir. Onlarn errinden Allah'a snmak daha evldr'. Rivayet edildiine gre Hz. Peygambere (s.a) yle sorulur: - Amellerin hangisinde daha ok fazilet vardr? - Azn, Allah'n zikriyle dolu olduu halde haramlardan saknmasn da... - Arkadan hangisi daha hayrldr? - Allah' andn zaman sana yardm eden, unuttuun za man hatrlatan arkada. - Arkadan hangisi daha ktdr? - Unuttuun zaman sana Allah' hatrlatmayan, andn zaman da sana yardmc olmayan arkada. - nsanlarn en limi kimdir? - Allah'tan en fazla korkan kimse. - nsanlarn en kts kimdir? - Y rabbi! Beni affeyle! Bu sualin cevabn veremem. - Ey Allah'n Rasl! Ne olur bize onu da haber ver! - Fesada ynelen limler!248 Kymet gnnde en fazla emniyette olan kimseler, hayatta dnyann ktln en fazla dnen, hirette en fazla glen, dnyada en fazla alayan, hirette en fazla sevinen, dnyada en ok zlen kimselerdir249 Hz. Ali (r.a) bir hutbesinde yle der: Manev mesliyetim, sylediklerimin karldr. Ben an cak sylediklerimden meslm. Muhakkak ki, takv tar lasn eken bir kavmin ekini zarar grmez. Hidayet ime nine dikilen bir kk asla susuz kalmaz. nsanlarn en cahili, derecesini ve kendi durumunu bilmeyendir. Allah nezdinde buza en mstahak olan, ilmi, uradan buradan derleyen ve bu ilimle fitnenin karanlna sapan kimsedir. Bu kiiye, in sanlarn rezilleri ve kymetsizleri lim demilerdir. Halbuki bu adam tek gnn bile doru drst ilme sar fetmi deildir. Geri ilim tahsiline dalm ve onu oka elde etmitir. Halbuki ilmin en az ve kifayet edici miktar; ok olup azdrc olandan daha efdaldir. Bu kii, kokmu sudan kana kana ierek daarcn bu suyla doldurmutur. Ne faydasz bir alma... Sonra bakalarnn phelerini izale etmek iin retmenlik krssne km ve halka yol gstermeye kalkmtr. ayet bu kiinin karsna nemli ve zlmesi mkil bir mesele karsa, faydasz fikirleriyle o meselenin halline tevessl eder. Byleleri pheleri bertaraf etmekte tpk rmcek ana benzer. Yanldn veya isabet ettiini bir trl anlayamaz. nk bu durumu idrk et mekten bile yoksundur. Cehalette binici, krlkte yryc dr. Bilmedii iin zr dilemez ki selmete erebilsin. Az dileriyle ilme yapmaz ki ganimeti elde etsin. Elinden kan akmakta, hkmyle, haram olan birlemeler hell olmak tadr. Yemin ederim; bulunduu makamn ve kendisine ha vale edilen meselenin ehli de deildir. te dnya hayatnda kendilerine felket yaan ve kendi kendilerinin yasn tuta rak alamaya mstahak olanlar bunlardr'. Hz. Ali yine yle buyurur: lmi iittiiniz zaman, yutarcasma dinleyiniz. Sakn ilmi cidd olmayan eylerle kartrmaynz. nk cidd olan ilim, cidd olmayan eylerle kartrld zaman saf kalpler ondan nefret edecektir'. Selef limlerinden bazlar yle demilerdir: 'lim, bir kere kahkaha ile gld takdirde, ilmin bir ksmn havaya liflemi olur. retmende sfat topland takdirde bu sfatlar sayesinde rencisine verecei ilimleri.]}, nimeti tamam olur. O sfatlar unlardr: Sabr, tevazu ve gzel ahlk. Bir renci, aadaki sfata sahip olduu zaman, kendisine ilim vermek hoca iin kolaylar ve retmek nimeti tamamlanm olur. O sfatlar: Akl. hedef ve gzelce dersini dinleyip anlamaktadr. Ksaca Kur'n'da vrid olan ahlklardan, hiret limleri, katiyyen ayrlmazlar. nk onlar, Kur'n! riyaset iin deil, onunla amel etmek iin renirler.

bn mer (r.a) yle anlatr: 'Biz, her birimizin Kur'n1 dan evvel iman elde etmeye altmz bir zaman yaadk. Kur'n, sure srfe nazil oluyordu. Bu surelerin hell ve haramn, emir ve yasaklarn renirdik ve yine, o surelerden nerede durmak uygunsa onu rendik. imdi ise, imandan evvel Kur'n'a yapan, Ftiha suresinden balayarak sonuna kadar okuyan, fakat Kur'an'm emri nedir, yasa nedir ve nerede bulunmak gerekir katiyyen bilmeyen, okuduu Kur'n emirlerini, rk hurmalar gibi saa sola serpen, yani kymet vermeyen nice kiiler gryorum". Baka bir haberde ayn mnya gelen u ifadeleri buluruz: Biz, Rasl'n sahableri, Kur'an'dan evvel imana sahip olurduk. Fakat ey beni dinleyenler! Bizden sonra bir kavim gelecektir. Onlar imandan evvel Kur'an'a sarlacaklardr. Kur'an harflerini gzelce okuyacaklar, fakat Kur'an'n ya saklarn ve hududlarn zayi edeceklerdir. 'Biz okuduk, biz den daha iyi okuyan var m? rendik, bizden daha iyi renen var m?' diyeceklerdir. te onlarn yapt sadece Kur'an' gzel okumaktr. Hepsi o kadar.250 Baka bir rivayet: 'Onlar (yani Kur'an harflerinin gzel okunuuna ihtimam gsteren ve ahkmn nazar itibara alma yanlar) bu mmetin en erlileridir'. Ahiret limlerinin almetlerinden olup be ayetten alman u be ahlk baz limler yle sralamlardr: 1) Hayet, 2) Hu, 3) Tevazu, 4) Gzel ahlk, 5) Zhd Hayet Kullar iinde ancak limler, Allah'tan (gereince) korkar. (Ftr/28) Hu Kitap ehlinden yleleri var ki, Allah'a inanrlar, size indiri lene ve kendilerine indirilene inanrlar; Allah'a kar saygldrlar; Allah'n ayetlerini birka paraya satmazlar. Onlarn mkfat da rableri katndadr. phesiz Allah, he sab abuk grendir.(l-mrn/199) Tevazu Tevazu kanadn m'minler iin indir. (Hicr-88) Gzel Ahlak Allah'tan gelen bir merhamet sayesindedir ki, onlara (ashaba) yumuak davrandn.(lu-mrn/159) Zhd Kendilerine ilim verilenler yle dedi: Ey Krun gibi dnyay isteyenler! Yazklar olsun size! man edip slih amel ileyen iin Allah'n sevab daha hayrldr. O sevaba ancak ibadet edenlerle sabredenler kavuur.(Kasas/80) Hz, Peygamber (s.a) 'Allah kime hidayet etmeyi dilerse slm'a onun gsn aar, gnlne genilik verir' (En'am/125) ayetini okuduu zaman kendisine, 'Bu genilikten gaye nedir?' diye so ruldu ve u cevab verdi: 'Nur, bir kalbe aktld zaman o gs geniler'. 'Ey Allah'n Rasl! Bunun byle olduunun almeti var mdr?' diye sorulduunda da, Hz. Peygamber 'Evet bunun al meti vardr. Aldanma evinden (dnyadan) uzaklamak, ebediyet evine dnmek ve lm gelip atmadan evvel, lme hazrlk yap maktr' cevabn verdi.251 Ahiret limlerinin almetlerinden birisi de amelleri bildiren, nelerle ifsad olunduklarn beyan eden, kalpleri kartran, vesve seye ve erre kap aan ilimden oka bahsetmektir. Zira dinin te meli insanlar erden korumaktr. Bu hikmete binaen air 'erri er iin deil, ondan korunmak iin rendim. nk erri bilme yen ona debilir' demitir. Bir de insana daha kolay gelen fiil amellerdir. Fiil amellerin en gzeli, kalp ve dille Allah'n zikrine devam etmektir. Bu amel lerin salam kalmas iin kendilerini ifsad ve kalbi kartran eyleri iyi bilmek gerekir. Bu ifsad eden eyler birok ubelere ayrlr ve teferruat ok uzun srer. Btn bunlar bilmek lzmdr. Zira hiret yolculuunda herkesin mptel olduu fel ketlerdir bunlar... Bu bakmdan hiret limleri bunlar bilmekle, Allah'n rahmetine yaklatran faydal ilmi elde etmilerdir. Dnya limlerine gelince; onlar hkm vermek iin bindebir vk olan fer' meselelere dalarlar. Belki hibir zaman vk olmayan veya hayatta bir defa vuku mmkn olan meseleler zerinde alarak o meselenin mahiyetini kavramak iin yorulurlar. nk zerinde durduklar meseleler vk olacak olsa bile, bu on larn

zamannda olacak deildir. Kendi zamanlarnda deil, baka zamanlar ve baka insanlar iin meydana gelecektir. O halde, bu gibi meseleleri, meydana geldikleri zamanda halledecek nice lim ler bulunabilir. te dnya limleri, bu ekilde, vazifeleri olmayan ve kendile rini hibir bakmdan ilgilendirmeyen meselelerle megul olur da onlar yakndan alkadar eden meselelere kulak asmazlar. Gece ve gndz birbiri ardnca onlarn zerinden akp gittii mddete, kalplerine gelen mnlar, vesveseler ve amelleri iinde bocalayp dururlar. Bu hallerine hibir kar yol da aramazlar. Nefsine ait en mhim bir meseleden kaar, bakasnn vk olma ihtimali ok uzak meselelerine kafa yorar. Bu insanlar saadetten ne kadar uzaktr! Bir insann, kendi zerine den vazifeleri brakarak, bakasnn meydana gelme ihtimali olmayan ileriyle megul ol mas, halk nezdinde makbul bir insan kabul edilmek gayretinden baka bir mn tamaz... Bu ackl durumdan daha kts, dnyaya bal sersem insan larn byle kimselere fazl, muhakkik ve mdekkik lim lkabn takmalardr. Byle bir kiiye Allah Tel tarafndan verilecek en hafif ceza, ilminin dnyadaki halk arasnda rabet grmemesidir. Bu rabeti bulamay bir yana, belki de, zamann hdiseleri iinde bulank bir hale gelerek kaybolup gidecektir. Kyamet gnnde on lar, gerek limlerin kr ettiklerini ve saadete erdiklerini grdk leri zaman, mflis durumlarndan tr byk bir hasret eke ceklerdir. Bu ne dehetli bir zarardr! Hasan Basr'nin konuma bakmndan peygamberlere, hidayet bakmndan da sahablere benzediini btn ulema ittifakla sy lemektedir. te durumu byle olan bir ztn konumasnn ou, kalbin phesi, amellerin fesad, nefislerin vesvesesi ve nefis ehvetlerinden gelen zlmesi zor, gizli sfatlara aitti. Bir ara kendisine yle denildi: 'Ey Ebu Said! (Hasan Basr'nin knyesi) Sen o kadar yerinde konuma yapyorsun ki, bu konumay senden baka hi kimseden dinlemiyoruz. Acaba bu konumalar nereden rendin?' O da 'Huzeyfe b. Yeman'dan rendim' dedikten sonra szlerine yle devam etti: - Bir gn Huzeyfe'ye yle bir sul soruldu: 'Seni, hibir sahab-nin konumad eyleri syler gryoruz. Sen bu konumalar nereden rendin?' Huzeyfe yle cevap verdi: 'Bu szleri Hz. Peygamber sadece bana syledi. nk sahabe-i kiram, Hz. Peygamberden daima hayr ve fazilet hakknda sorarlard. Ben ise, erden ok korktuum iin, Rasl'e sadece bu hususu soru yordum. nk biliyordum ki, erri rendiim zaman hayrla il gili ilim, elimden kurtulamaz.252 Huzeyfe szlerine unlar da ilve etmitir: 'Apak bildim ki, erri bilmeyen bir kimse asla hayr bilemez'. Baka bir lfzda yle buyurulmutur: "Sahabe-i kirm 'Ey Allah'n Rasl! u u amelde bulunan kimseler iin ne gibi mkfatlar vardr' diye amellerin fazi leti hakknda sualler sorarlard. Ben ise yle sorardm: 'Ey Allah'n Rasl! u u amelleri ne gibi hareketler ifsad eder?' Hz. Peygamber, benim bu ekilde sualler sorduumu grdnden, amellerin fetlerini husus olarak bana retti. Benim en iyi bildiim ilim de, bylece bu ilim oldu". Hz. Huzeyfe, amelleri ifsad eden ilmi bildii gibi, mnafklara ait malmat da, o ekilde, husus olarak biliyordu. Nifak ilmini, sebeplerini ve fitnelerin inceliklerini bilen biricik sahab o idi. Hz. mer, Hz. Osman ve daha birok byk sahab nifak hususunda Hz. Huzeyfe'den faydalanrlard. Bu konularda onunla daima istiare ederlerdi. Mnafklar, hep ona sorulurdu. O da m nafklarn adedini syler ve hatta onlardan ne kadar kaldn da bildirirdi. Fakat hibir zaman isimlerini zikretmezdi. Hz. mer birgn kendisinde nifak olup olmadn sormutu. Bunun zerine Huzeyfe (r.a), Hz. mer'in nifak ehlinden olmadn syleyerek onu tebrik etmiti. Bir cenaze olduu zaman Hz. mer, Hz. Huzeyfe'nin o cenazeye itirak edip etmediine dikkat ederdi. ayet Huzeyfe cenazeye itirak etmise o da eder, etmemise cenaze na mazna katlmazd. Bu sebeple Hz Huzeyfe'ye sr sahibi denilmiti. Bu bakmdan kalp makamlarna ve hallerine itina gstermek, hiret limlerinin detidir. nk Allah'a varacak olan kalptir. Fakat zamanmzda bu ilim garip oldu ve hatta ortadan kalkt. Zamanmzn limlerinden herhangi birine kalp hakknda bir sual sorulduu zaman, bu sual garip karlanmakta ve cevap vermek gereksiz kabul edilmektedir. Bir lim kalp ilimlerinden bahsetse, dinleyenler bunu garip ve anlamsz bularak 'Bu adam yaldzl laflar ediyor, mcadele ince liklerini ortaya koyan o byk vizler nerede?' derler. u sz syleyen ne kadar doru sylemitir: 'Btn yollar ayndr, fakat hak yol birdir. Hak yolunun yolcular ise fertlerdir. O yolcular bilinmez, onlarn maksatlarn anlayamazsn. Onlar yava yava yryp hedefe ynelenlerdir. nsanlar, kendileri iin irade edilenden gafildir. nk insanlar hak yolundan gfildirler.

Ksaca, halk daima kendisine kolay gelen ve tabiatna uygun olana meyleder. Hakikat acdr ve onu elde etmek hem zor, hem de byk glklere gs germekle mmkndr. Onun yolu ilenmemi bir yoldur. Hele kalp sfatlarn bilmek, kalbi, ahlk zaaflardan temizlemek; evet bu, ruhu yerinden skp almaktan daha zor bir i!.. Hakikatn sahibi, ilcn aclna katlanan bir kii gibidir. Sonunda ifa vardr diye sabreder. Onun sahibi lm nnda melein mjdesiyle iftar etmek iin skntlara gs gere rek hayatn orulu geiren bir kimseye benzer... Ne zaman bu yola rabet oalr? Hibir zaman... Bu hikmete binaen yle de nilmitir: 'Basra ehrinde, va'z u nasihatta bulunan, yzyirmi kii vard. Btn sfatlar, kalp halleri ve yakn ilmi hakknda, bu yz yirmi kiiden, ancak konuuyordu: Sehl et-Tster, Subeyh ve Abdurrahim. Bu kiiyi, on kiiyi gemeyen bir cemaat dinlerdi ancak... Dier vaizleri ise binlerce insan... Bu durumun sebebi udur: Kymetli mcevherat, ancak hususiyet ve zellik sahibi kiilere mahsustur. Herkeste olan eyin kymeti olmaz. Ahiret limlerinin zelliklerinden biri de, ilim renirken kal bin safl ile idrak ve basiretine gvenmesi, bakalarn taklit et memesidir. Sadece eriat sahibi emir ve buyrukta taklid edilir. Bir de sahabe-i kiram! Hz. Peygamberi dinledikleri iin fiilleri hads mesabesinde olduundan uyulur. Bu hakkat bylece bilindikten sonra, Hz. Peygamberin sz ve fiillerini kabul etmek sureti ile taklid eden zata den en uygun hareket, bu konunun sr ve hikmetlerini bilmeye almaktr. Zira mukallid, bir fiili, eriat sahibinin fiilidir diye iler. Halbuki eriat sahibinin her fiilinde mutlak bir hikmet vardr. yleyse mukallid, hi yorulmadan ve katiyyen ylgnlk gstermeden eriat sahibinin amelleriyle, syledii szlerin hikmetlerini anlamaya gayret sarfetmelidir. Mukallid, syleneni ezberlemekle kalrsa, ancak rendii ilmin kab olabilir, fakat katiyyen lim olamaz. te bundan dolay bazan 'Filn adam ilmin kabdr* denilir. ayet bu adam, sadece ezberlemekle iktifa eder, o sz ve fiillerin hikmetlerine nfuz etmezse, byle bir kimseye asla lim denilmez. Kimin kalbinden perde kalkm ve hidayetle nrlanmsa, byle bir kimse bakalarna nder olur. Artk onun iin, bakasn taklid etmek caiz olmaz. Bu hakikati, bn Abbas u szyle ne kadar gzel ifade buyurmutur: 'Allah'n yce Rasl hari, hi kimsenin ilmine kaytsz, artsz rm olunmaz; hatta ne kadar byk olurlarsa olsunlar, ok kere szleri terkedilir'.253 bn Abbas, Zeyd b. Sbit'ten fkh, Ubey b. Ka'b'dan kraat ilmini renmitir. Sonradan, fkh ve kraatta her iki hocann fikirlerine muhalefet etmi ve onlardan ayrlmtr. Seleften bazlar yle buyurur: 'Hz. Peygamberden bize ne gelmise, onu bamzn zerine koyar, olduu gibi kabul ederiz. Sahab-i kiramdan gelenin bir ksmn alr, bir ksmn terk ederiz. (Bir arabden kuvvetli olarak geleni kabul eder, olmayan terkede-riz). Tbin-i kirama gelince, onlar da erkekti, biz de erkeiz.254 Sahablerin fazileti, Hz, Peygamberin hareketlerinin karine ve delillerini bizzat grmelerinden, kalplerinin karinelerle bilinen birtakm emirlere balanmasndan ileri gelir. te bu emirler, sahableri sevaba doru iten yegne hakikatlerdir. Bu hakikat ne rivayete ne de ibarelere smaz. Nbvvet nuru sahabenin hat etmesini onda ikiye indirmitir. Nbvvetin ne olduunu bizzat grenleri, bu makamn nuru korumakta, oka yanlmalarna mni olmaktadr. Bakasndan dinlediklerini taklid etmek pek makbul bir hare ket olmadndan kitaplara ve tasniflere balanp onlarn mukal lidi olmak, hakikatlerden uzaklatrc bir hareket olur. nk ki taplar ve tasnifler sonradan ortaya kmtr. Sahabe-i kiramn zamannda, tbinin ilk devirlerinde kitab ve tasnif diye bir ey yoktu. Ancak btn sahablerin vefatndan, tbinin ortalktan e kilmesinden sonra; yani Said b. Mseyyeb ve Hasan Basr gibi zat larn lmnden yani hicretin yzyirminci senesinden sonra ki taplar telif edilmeye balanmtr. nk, daha nceki limler, hadslerin yazlmasn, kitap telif edilmesini, bunlar okuyan halkn ezbercilie almak suretiyle Kur'an'dan, tefekkr ve tezek krden uzaklamamas iin kerih grmlerdir. Halk Kur'an'dan, dnce ve zikirden uzaklamasn diye da ima 'Bizim ezberlediimiz gibi siz de ezberleyiniz' diyerek ikazda bulunuyorlard. Hz. Ebubekir ve birtakm sahabe-i kiram, ite bun dan dolay Kur'an' Kerm'in bir mushafta derlenmesine muha lifti. 'Raslllah'n yapmad bir ii biz nasl yapalm?' diye te reddd ediyorlard. Halk tabakasnn yazl mushaflara gvenip hafzlktan kaacaklarndan korkmakta idiler ve 'Kur'an' olduu gibi brakalm, halkn bir ksm, dier ksmndan telkin ve okut mak suretiyle rensinler. Ezberleme, onlarn meguliyeti olsun' kararma vardlar. Hz. Ebubekirin bu srar, Hz. mer ve bir ksm sahabenin, halkn tembelliinden korkarak ye Kur'an'n tek keli mesini veya mteabih kraatlar bilen kimselerin kkn kuruta cak bir savan kmasndan endie ederek, Kur'an'n yazlmasnda srar edinceye

kadar devam etti. Hz. mer ile kendi sini takviye eden sahabe-i kiram, bu mzereti beyan ettikleri za man; Hz. Ebubekir'in (r.a) gs de Kur'a'n yazmak iin iniraha kavuup bu ie taraftar oldu. Bu bakmdan Hz. Ebubekir Kur'an' tek bir mushafta toplad. mam Ahmed, mam Mlik'e, el-muvatta kitabn yazd iin, iddetle hcum ederek diyordu ki: 'Sahabe-i kirmn yapmad bir bid'at icad etti'. Denilir ki: slm'da ilk kitap yazan bn Creyc'dir. Bu, hadis lerle ilgili ve At, Mcahid ve bn Abbas'n Mekke'de bulunan ta lebelerinden rivayet buyurduu tefsir harfleri hakknda te'lif ettii bir kitaptr. kinci kitap, Yemen'in San'a ehrinde Ma'mer b. Raid ta rafndan te'lif edildi. Ma'mer, bu kitabnda birok hads-i nebev derledi; Sonra mam Mlik, Medine'de Muvatta isimli kitab yazd. Bilhare Sfyan es-Sevr'nin Cm adl eseri yakld. Hicretin dr dnc yzylnda kelm ilmine dair birok kitap telif edildi, mca dele balad. Sylenen szlerin iptal edilmesi delil ve burhanlarla yapld. Bunun zerine halk kelm ilmine ve kssalarla va'z et meye dald. Bylece yakn ilmi, hicretin drdnc asrndan itiba ren yava yava yok olmaya balad. O tarihten itibaren kalplerin ilmi, nefsin kt sfatlarndan ve eytann desiselerinden saknmak gibi ilimler garip sayld ve azald. Kk bir aznlk ha ri, halk bu ilimlerden yz evirdi. O tarihten itibaren cedel yapan kelmcya lim denilmeye baland gibi, konumasn secli ve kafiyeli ibarelerle ssleyen kimseye de lim denildi. nk bunlar dinleyen halk tabakas idi. Bu tabaka ilmin hakikatini hikyeler den ayrdedecek derecede gelimi deildi. Ayrca sahabe-i ki ramn yaayn ve ilmini halk bilmiyordu ki, hakki limleri sah telerinden ayrdedebilsin. te bylece lim olmayana lim nvan verildi ve bu lkab halefler, seleflerinden alp devam ettirdiler. Bylece hiret ilmi rafa kaldrld. Havass hri, kelm ile ilim arasnda ayrm yapacak kimse kalmad. Fakat havasstan, 'Filn adam m, yoksa u mu daha limdir?' diye sorulduu zaman, iin hakikatini bilen havass 'O ilim ynnden, bu da kelm ynnden daha fazladr' derlerdi. Havass ilim ile konuma kabiliyetinin arasn tefrik edecek kudretteydi. te bylece gemi asrlarda din, zayflamtr. Acaba gnmzde durum nasldr? Bugn durum yle bir raddeye gelmitir ki, kelm inkr eden bir kii, mecnun olarak iln ediliyor. O halde insana den vazife; bu zamanda nefsi ile megul olmak ve bakalar hakknda susmay tercih etmektir. hiret limlerinin almetlerinden birisi de yeni ortaya kan bid'atlardan iddetle kanmaktr. Sakn insan larn ounluunun yeni ortaya kan meselelere olan dknl seni aldatmasn! Sahabe-i kiramdan sonra meydana kan bid'atlara halkn te vecch seni kandrmasn. Zira mslmana den vazife, sahabe i kiramn durumunu, sretini ve amellerini arayp onlara muttali olmaktr. Acaba sahabler hangi hususlara daha fazla ihtimam gstermilerdir? Ders okutmak, kitap yazmak, mnazarada bulunmak, fetv vermek, ynetici olmak vakf messeselerinin bana gemek, onun bunun vasisi olmak, yetimlerin maln ye mek, zlim yneticilerle oturup-kalkmakla onlarla iyi geinmekle mi megul olmular, yoksa korkmak, zlmek, mchedede bu lunmak, zhir ve btn murakabe etmek, gnahn kk ve bynden saknmak, nefsin gizli ehvetlerini, eytann hilele rini ve bunlardan baka btn ilimlerini renmekle mi megul olmulardr? Bilmek gerekir ki, zamann en limi, hakka en yakn, sahabe-i kiram'a en fazla benzeyen ve selefin yolunu en iyi bilen kiidir. Zira din, sadece sahabe-i kiram'dan alnr. Bu srra iaret ederek Hz. Ali yle buyurmutur: 'Bizim en hayrlmz bu dine en fazla tb olanmzdr'. Hz. Ali bu szn, kendisine 'Sen filn sahabye muhalefet et tin' denildii zaman sylemitir. Bu bakmdan mslman bir kiiye Raslllah'n devr-i saadetindeki sahabe-i kirama muhale fet etmekten saknmak vazifesi der. Onlara mutabk olan, kime muhalif olursa olsun zarar yoktur. nk insanlar kendi yaptklarn tasdik etmeye meyyaldirler. Bir trl muhalefet ettik lerinden tr Allah'n cennetinden mahrum olduklarn itiraf etmeye yanamamaktadrlar. Cennete giden yolun ancak kendi setikleri yol olduu iddiasndadrlar. Bu hakikati belirtmek iin Hasan Basr yle demitir: slm'da birok bid'atlar icat eden iki snf bid'at vardr: 1. Kt rey sahibi olup, sadece kendisi gibi dnenlere cen net verilecei kanaatinde olanlar. 2. Dnyaya tapan, dnya iin fkelenen ve dnya iin raz olan ve sadece dnyay arayan zenginler. Bu bakmdan bu iki snf da terkediniz. nk ikisi de cehenneme doru, koar admlarla gitmektedir. Bir de kendini dnyaya davet

eden zenginle, nefsin arzularna davet eden hevasnn esiri olann arasnda olduu halde Allah kendini her ikisinin errinden de korur da selef-i salihine meylederek onlarn yaantlarn, fiillerini sorup izlerinden yrmek ister. te boyle bir insan byk bir ecre namzettir. Bu bakmdan siz de byle olunuz'. bn Mes'ud'dan mevkuf ve msned olarak u hads-i erif ri vayet edilmitir: ki ey vardr ki biri kelm, dieri ise hidayettir. Kelmn en gzeli, Allah'n kelmdr. Hidayetin (yolun) en gzeli de Allah Rasl'nn hidayetidir. Sonradan ortaya kan bid'atlardan saknnz. Zira ilerin en kts, sonradan or taya kan hidratlardr. Muhakkak ki her sonradan ortaya kan bid'attr ve muhakkak ki her hidrat dallettir. Zaman ve hedef size uzak grnmesin. nk bu takdirde kalbiniz katlar. yi bilin ki her gelecek olan yakndr. Yine iyi bilin ki uzak ancak gelmeyecek olandr.255 Hz. Peygamberin bir hutbesinde u cmleler yer almaktadr: Kendi ayplar, kendisini bakasnn ayplarn aratrmaktan alkoyana, meru bir ekilde kazand ser vetten infak edene, fkh ve hikmet ehliyle arkadalk edene, zillet ve gnahtan saknana cennet vardr. Nefsini zelil edene, ahlkn gzelletirene, gizli taraflarn slah edene, halktan ktl uzaklatrana cennet vardr, lmi ile amel edene, servetin fazlasn Allah yolunda harcayana, sznn fazlasn kendi nefsinde tutan, snnet-i seniyye ile iktifa edip, bid'atlara ynelmeyene cennet vardr. bn Mes'ud (r.a) yle buyurmutur: 'hir zamanda gzel hi dayet ok amelden daha hayrldr. Siz yle bir zamandasnz ki, en hayrlnz emirleri aceleyle yapannzdr. Fakat sizden sonra bir zaman gelecektir ki, o zamandaki insanlarn en hayrls phelilerin okluundan tr teenni ile adm atanlardr'. bn Mes'ud ok doru sylemitir. u zamanda teenni ile adm atmayan ve halkn yapt ilerde onlara uyan ve onlarn dald gibi dalan bir kimse, halkn felkete gittii gibi felkettedir. Huzeyfe b. Yeman (r.a) herhangi bir eye iaret ederek: 'Bundan daha garibi, sizin bugnk iyiliklerinizin, gemi za manda ktlk saylmasdr ve sizin bugn kt telkki ettikleri niz de gelecek bir zamann iyilii olacaktr. Siz hakk tandka hayrl kimselersiniz. Siz iinizde bulunan lime nem verir, ihti mam gsterirsiniz' buyurdu. O da doru sylemitir. u yaadmz asrn iyiliklerinin ou sahabe-i kiram zamannda ktlk kabul ediliyordu. nk za manmzn iyiliklerinin banda gelen ve hatta en byklerinden saylan ey; camileri sslemek, eitli boyalarla boyatmak, byk servetleri camilerin ince tmiratna sarfetmek, yksek kymetli hallar camilere sermektir. Halbuki daha evvel camilerde hasrlarn serilmesi dahi bid'at saylyordu. Hatt 'Hasrlarn se rilmesi Haccac- Zlim'in yapt bid'atlerdendir' denilmekteydi. nk sahebe ve tbin-i kiram, almlaryla toprak arasnda perde olacak herhangi bir maddeyi pek nadir seriyorlard. Bylece cedel ve mnazara ilimlerinin incelikleriyle megul olmak, bid'atlarn revada olduu u zamanmzda en byk ilimlerden saylyor ve cedel ilminin incelikleriyle megul olanlar da Allah'n rahmetine yaklatrc amellerin en deerlisini yaptklarn iddia ediyorlar. Halbuki onlarn bu yaptklar, sahabe-i kiram ve tbin zamannda kt saylyordu. Zamanmzda esasnda mnker olup iyi saylan hareketlerden birisi de; Kur'an ve ezan okumakta lhin yapmaktr (Yani ksaltlmas gereken kelimeleri uzatmak, uzatlmas gere ken kelimeleri ksaltmak, izharda ihfa, ihfada izhar yapmaktr). yilik saylan mnkerlerden birisi de; zhir temizlikte zorluk lar karp, taharette vesveseye dp, uzak sebepleri yakn farze derek elbisenin temizliine nem vermek, fakat bununla beraber yiyeceklerin hell veya haram olmasna ve benzeri nemli mesele lere ihtimam gstermemektir. bn Mes'ud ne gzel sylemi: 'Siz bugn yle bir zamandasnz ki, nefsin hevas ilme tbidir. Fakat bir zaman gelecektir ki, ilim hevaya tbi olacaktr!' Ahmed b. Hanbel 'Asrmdaki insanlar, ilmi terkedip garip me selelere daldlar. Onlarn iindeki ilim ne kadar da azdr. Allah yardm etsin' buyurmutur. Mlik b. Enes 'Gemi zamanda halk bu ileri sizin bugn sorduunuz ekilde sormuyordu. O zamann limleri haram, he ll demiyorlard. Ben onlara yetitim. Onlar mstahah ve mekruh diyorlard' buyurdu.

Mlik bu szyle unu kastediyor: O devrin insanlar kerahet ve mstahabn inceliklerine bakyorlard. Haramn fhi olduu ise herkese biliniyordu ve ona yaklaan zaten azd. Hiarn b. Urve b. Zbeyr yle demitir: 'Siz bid'atlara bu za manda ortaya kardklar bid'atlar sormaynz. nk onlar bid'atlarn mdafaa iin, verilmesi gereken cevaplar hazrlamlardr. Fakat onlara, Raslllah'n snnet-i seniyyesini sorunuz. Greceksiniz ki snneti bilmezler'. Ebu Sleyman Drn de 'Kalbine bir hayr ilham edilen kii, hemen o ilhama gre amel etmemelidir. Tedkik etmeli, eer nef sindeki ilham hadse mutabk gelirse Allah'a hamd- sen etme lidir' demitir. Bu szyle unu kasdetmektedir: Asr- Saadef'ten sonra ortaya atlan bid'atlar, kulaklar andrm, kalplerde istikrar bulmutur. te bundan dolay ok zaman kalplerin berrakl bu lanmakta ve bu hastalktan tr btl, hak suretinde hayal edil mektedi, Bu bakmdan btl hak olarak telkki etmemek iin ha ds-i eriflerin ehadetine dayanmak gereklidir. Yine bunun iin dir ki, Mervan b. Hakem bayram namaznda namazghta minber yapt zaman, o cemaatta bulunan Ebu Said Mlik b. Sinan el-Hudr (r.a) ayaa kalkarak u itirazda bulunmutur: 'Ey Mervan! Bu bid'at da nedir?' Mervan 'Yaptm bid'at deildir. Senin bildiinden daha hayrldr. nk cemaat oalmtr. Minberi yapp onun zerine kp cemaata sesimi duyurmak istedim' de yince, Ebu Said 'Ey Mervan! Allah'a yemin ederim. Siz hibir za man benim bildiimden daha hayrlsn getiremezsiniz ve yine Allah'a yemin ederim ki, bugn senin arkanda bayram namazn klmayacam!' demitir. Ebu Said (r.a) bu mevzuda.u hakikatten tr itirazda bu lunmutu: Allah'n yce rasl, bayram ve yamur hutbelerinde minbere kmaz, aksine elindeki yaya veya assna dayanarak hutbesini okurdu.256 Dinimizden olmayan bir eyi ihdas edip, dine sokann o yapt merduttur, bana alnr.257 'mmetimi aldatann zerine Allah'n, meleklerin ve btn insanlarn lneti olsun' dedii zaman Allah'n Rasl'ne soruldu: 'Ey Allah'n Rasl! 'mmetin kandrlmas ne demektir?' Rasl (s.a) 'Dinde olmayan bir bid'at ihdas edip halk o bid'at yapmaya zorlamaktr'258 buyurdu. Allah Tel'nn bir melei vardr. O melek hergn yle haykrr: 'Raslullah'n snnetine muhalefet edene, Raslullah'm efaati yoktur.259 Bid'atlar karmak suretiyle snnet-i seniyyeye muhalefet ederek su ileyen bir kiinin, sradan herhangi bir gnah ileyen kiiye nisbeti, devleti ykmak isteyenin suunu, muayyen bir hiz mette sultann emrine muhalefet edenin gnahna nisbet etmek gibidir. Belirli bir vazifede sultann emrine muhalefet eden kiinin suu bazen affolunur. Ama sultann devletini ykp sultanlna son vermek teebbs ise asla affolunmaz. Baz limler yle buyurmutur: 'Selef, hangi ey hakknda konumusa onun hakknda konumayp skt etmek selefe eziyet verir. Selef, hangi ey hakknda susmusa onun hakknda konumak da fuzul bir aba ve tekellftr'. Baka bir lim de unu syledi: 'Hak (ve hakkat) ar bir yk tr. Onu tatbik etmeyen zulmeder. Ondan geri kalan da acze der. Fakat onunla beraber ve onun izdii snrlarda kalan tam isabet etmitir'. Hz. Peygamber yle buyurmutur: Devaml orta yolu tercih edin ki ilerleyenler de, gerileyenler de oraya dnecektir260 bn Abbas (r.a) yle buyurmutur: 'Dallet ehlinin kalbinde dalletin kendine gre bir tad vardr'. Nitekim Allah Tel (c.c) yle buyuruyor: Ey Rasl, brak o dinlerini oyuncak ve elence edinip de dnya hayat kendilerini aldatm bulunan kimseleri... (En'am/70) Hi kt ameli kendisine gzel grnen kimse, hakk hak ve btl btl gren kimse gibi olur mu?(Ftr/8)

Bu bakmdan sahabe devrinden sonra zaruret ve ihtiya mik tarn aacak derecede yenilikler icd edenlerin dinleriyle oy nadklar muhakkaktr. Rivayet olunduuna gre, eytan, askerlerini sahabe-i kiram zamannda yeryzne yaym ve bir zaman sonra askerler, mit siz olarak slerine dnm. eytan askerlerine sormu: - Neden byle kzgn ve hrnsnz? - Biz bunlar gibi, hi kimseye rastlamadk. Bunlar bizi son derece yorduklar halde bir tanesinin klna bile dokunamadk. - Siz bunlar yenmee muktedir deilsiniz. nk onlar pey gamberleriyle arkadalk yapm, Allah'n ayetlerinin nzln mahede etmi kimselerdir. Fakat zlmeyiniz, bunlardan sonra bir kavim gelecektir. Siz ihtiyalarnz ve cnz onlardan alrsnz. Tbin-i kiram zaman geldiinde, eytan yine ordularn se ferber etmi ama ordular yine mahrum olarak slerine dnp yle haykrmlar: - Biz bunlardan daha acaip kimseler grmedik. Kendilerini peyderpey gnaha sokup bireyler alyoruz. Fakat gnn sonunda akama doru istifar etmeye balyorlar. stifarlar sayesinde Allah gnahlarn sevaba tebdil ediyor. - Siz bunlardan da birey elde edemezsiniz. nk inanlar shhatli ve dorudur. Peygamberlerinin snnetine tb olmakta cidddirler. Fakat bunlardan sonra bir kavim gelecektir. Gzleriniz onlarn gelii ile aydnlanacaktr. Siz onlarla oyuncak gibi oynaya caksnz. Onlar heva ve heves gemleriyle istediiniz ekilde, is tediiniz istikamete ekebileceksiniz. Onlar af dilerlerse affolun mazlar. Tevbe de etmezler ki, Allah gnahlarn sevaba tebdil etsin. Rvi diyor ki: 'Birinci yzyldan sonra bir kavim geldi. eytan, ilerine heva ve heves tohumunu ekti, bid'atlar ssl ve czip gs terdi. Onlar da bid'atleri hell telkki ettiler ve bid'atleri din edin diler. O bid'atleri yaptklarndan dolay Allah'tan af dileyip tevbe de etmezler. Bu bakmdan dman, onlara musallat oldu ve istedii tarafa srkledi!' Eer 'Bu hikyeyi rivayet eden kii eytann byle dediini ne reden biliyor? eytan grmemi ve onunla konumamtr' der sen, bilmi ol ki kalp sahipleri melektun srlarn yoldan elde ederler; a) lham yoluyla.,. b) Sadk ryalarla... c) Bazen de keif ve ilham ve misallerin mahedesiyle ryada olduu gibi hdiseleri kefederler. Keif yollarnn en yce dere cesi bu sonuncusudur. Bu, ayn zamanda nbvvetin yksek dere celerindendir. Nitekim sadk rya da nbvvetin krkalt par asndan bir parasdr. Bu bakmdan dikkatli ol ve anlamadn eyleri inkr etmeye kalkma. nk akl ilimlerin tamamn ih ta ettiklerini iddia eden bencil ve hodfuru limler, bu konuda he lk olmulardr. Bu bakmdan sahibini Allah'n veli kullarna ait bulunan bu ileri inkr etmeye aran akl'dan, cehalet daha hayrldr. Evliyann ilham durumunu inkr eden, enbiyay da in kr etmek felketine dr olur ve bylece tamamen dinin dna kar! Ariflerden biri 'Abdallarn etrafta gizlenip halk gznden kay bolmalar, zamann limlerini grmeye tahamml edemedikleri iindir. nk zamann kt limleri her ne kadar kendi telkki lerine ve cahil halkn grne gre lim saylyorsa da, abdal larn nezdinde Allah' bilmeyen chillerdir' demitir. Sehl et-Tster yle der: 'Gnahlarn en by, kiinin cahil olduunu bilmemesidir. Halk tabakasna bakp gaflet sahibinin konumasn (dinlemek, abdallarn yannda zamann limlerine bakmaktan daha iyidir)'.261 Dnyaya dalp balanan limlerin szne kulak vermemelidir. Byle bir limin her dedii pheyle karlanmaldr. nk her insan sevdiine dalp ona uygun dmeyeni reddeder. Bu nedenle Hak Tel (c.c) yle buyurur. Bizi anmak hususunda kalbine gaflet verdiimiz kimseye itaat etme ki, keyfinin ardna dm ve ii de haddini amak olmutur.(Kehf/28) Halk tabakasnn sleri, dinin yolunu bilmedii halde kendile rini lim zannedenlerden daha memnun ve mesuddurlar. nk gnahkr avam, kusurunu itiraf eder. Af dileyerek tevbe eder. Fakat kendisini lim zanneden u cahil ise, limlik taslamaktadr. Megul olduu ve sadece dnyaya alet olan ilimleri, din yolunun aleti olarak telakki etmektedir. Bu bakmdan af dilemek ve tevbe etmek ihtiyacn duymamaktadr. Belki de,

lnceye kadar btn insanlar bu bel ile mbtel olmu ve slahlarndan mid ke silmitir, o halde dindar kii iin en ihtiyatl hareket, bir kenara ekilip insanlar kendi halleriyle babaa brakmaktr. Nitekim bu konu inaallah Uzlet blmnde etraflca izah edilecektir. Bu srra binaen Ebu Muhammed Yusuf b. Esbat (H. 190), Mer'al Huzeyfe'ye (H, 207) yle yazar262; 'Tek bana kalan, beraberce Allah' zikretmek iin bir arkada bulamayan, yahut bulduu ar kada gnahkr olan veya aralarndaki konuma ve mzakere gnaha gtren bir kimsenin hakknda tahminin ve hkmn ne olabilir? nk bu zat, esas arkadan bulamamaktadr'. Yusuf ne de doru sylemi... nsanlarla ihtilt etmek, mut laka ya gybete veya gybeti dinlemeye veya herhangi bir mnkere kar skt etmeye gtrr. Oysa insann en gzel durumu ya ilmi ifade veya ondan istifade etmektir. Fakat bu miskin, tam m nsyla dnd zaman grecektir ki, ilim retmesi, riyadan, halk arkasna takmaktan ve riyaset peinde komaktan ibarettir. Bunun byle olduunu kestirdii zaman, yine bilecektir ki ilmi renen de, o ilmi dnyev arzularna alet ve erre vesile etmek iin istiyor ve reniyor. Oysa byle bir istekiye ilim verildii tak dirde ona arka ve errin sebeplerini hazrlayc olur. Byle bir in sana ilim reten, tpk yol kesicilere kl satan gibidir. Bu bakmdan ilim, kl gibidir. lmin hayr iin salh, klcn harb iin salh gibidir. Durumunun karineleriyle klla yol kesmek is tediini bildiin bir kimseye kl satmak caiz deildir. Buraya kadar saydmz oniki almet, hiret limlerinin ayrlmaz almetidir. Bu almetlerin herbirisi selef limlerinin bir takm gzel vasflarn iine almaktadr. Ey okuyucu! Sen de iki kiiden biri ol; ya bu sfatlarla vasflan veya kusurunu itiraf et. Sakn nc gruptan olma. Zira bu grup, dnyaya yarayan letlere dini fed etmitir. Tembel kimselerin s ret ve gidiatn, rsih limlerin gidiatna benzetmek suretiyle nefsini aldatma. Byle yaptn takdirde cehalet ve inkrn yzn den gaflete dp mitsiz ve helk olan kimselerin zmresine ilti hak etmi olursun. eytann kandrmasndan Allah'a snrz; zira halk srf byle desiselerle helk olmutur. Allah'tan dileimiz; bizi dnya hayat ile aldanmayan ve eytann maskaras olmayan lardan eylesin. min! 188)Bu hadis daha nce gemiti. 189) bn Hibban, Ravzatu'l Ukal 190) Hkim-i Tirmiz, en-Nevdir, bn Abdilberr, (Hasan Basr'den sahih birsenedle) 191) Hkim, (Enes'den zayf bir senedle) 192) bn Mce, (Cbir'den) 193) Ahmed b. Hanbel, (Ebu Zerden) 194) Deylem 195) Htib, iktizaul-ilm ve'l-Amel 196) Basra'nn Feraid nahiyesindendir. Nahiv ve aruz ilminin byk otoritelerindendi. H. 100 senesinde domu, H. 160 (veya 170-175) senesinde vefatetmitir. 197) Knyesi Ebu Ali'dir. Dedesi Mansur b. Bir et-Temim el-Mervez el-Mekk'dir. H.187 senesinde Mekke'de vefat etmitir. Cennet-ul-Muaila denen Mekke mezarlnda defnedilmitir. 198) Bu hads, kendisinden sonra gelen Usame hadsine mn bakmndan benzemekte ise de muhaddisler bu ibare ile rivayet etmemilerdir. 199) Buhri ve Mslim,(ibarede alim kelimesi yerine racl kelimesi mektedir). 200) Zinnun-i Msr'nin talebesidir. H. 283 ylnda vefat etmitir. 201) Knyesi Ebu Sleyman Abdurrahman b. Ahmed b. Atiyye'dir. H. 215 ylnda vefat etmitir. Sbu Sleyman ed-Drni iki kiinin knyesi olarak kullanlr. Genellikle bu iki kii birbirine kartrlmaktadr. Dierinin knyesi Abdrrahman b. Sleyman b. Ebu Cevmi el-Anas ed-Dimek'dir. 202) Hz. Peygamberin (s.a) hadslerini arayp ortaya karmak en byk cihad saylmtr. Bu yolda gayret sarfedenler cennetle mjdelenmitir. Bu nedenle hads aramak dnyaya meyletmek saylmaz. Nasl saylabilir? Evlenme ve ticaret iin yola kmak hususundaki szn de te'vile ihtiyac vardr. 203) Baz ibarelerde Kisan yerine Hasan yazlmtr, el-Basri yerine de en-Nazar yazldr. Bu zat aslen Medinelidir. Bilhare Basra'ya gelmitir. mam Mslim Mukaddime de zikreder. Doum ve vefat tarihi belli deildir. 204) bn Abdilberr, (zayf bir isnadla) 205)Tebern el-Evsat, [zayf bir snadla)

206) Ebu Nuaym, bn Cevz, Mevzut 207) Ebu Talib el-Mekk Kut'ul'Kulb) Irk byle bir metne rastlamadm sylemitir. Ancak Buhr ve Mslim'de farkl lafzlarla yer almtr. 208) Ebu Nuaym, el-Hilye ; bn Cevz bu hadsin uydurma olduunu sy lemitir. 209) bn Hibban, (Enes'te) 210) Darim, (Ahvas b. Hkm'den) 211) Evza'nin knyesi, Ebu Amr Abdurrahman b. Amr b. Eb Amr'dr. EL 257) ylnda vefat etmitir. 212) Knyesi Ebu Amr mir b. urahbil'dir ve hicretin birinci yzylnn sonlarnda seksen yalarnda iken vefat etmitir. 213) Knyesi Ebu ishak'tr, Belh ehrinde domutur. Zhid ve lim bir zattr, H. 162 ylnda vefat etmitir. 214) Knyesi Ebu Abbas Muhammed b. Sebh'dir. H. 183 ylnda vefat etmitir. 215) Knyesi Ebu Abdullah'tr, kendisi amldr. Hicr 110'iu yllarda vefatetmitir. 216) bn Abdilberr, lim, (Muaz, bn mer ve Enes'ten) 217) Hz. mer'in iaret buyurduu ey Hz. Muaz'dan nakledilen bir hadste yle bildirilir: 1. limin gnaha sapmas, 2. Kur'an' bilen bir mnafn tartmas, 3. Kaplarn insana ardna kadar aan bir dnya... 218) Snen sahipleri, (Breyde'den) 219)Ka'b. M'm, Himyer kablesindendir. Mehur lkab Ahbar, knyesi Ebu shak'tr. Hz. Osman'n hilfetinin son senelerinde vefat etmitir. 220) el-Cmi, (Enes'ten zayf bir senedle) 221) Tabern,(Ebu Derd'dan); bn Hibban (mrAn b. Hseyin den) 222) bn Snn; Ebu Nuaym Riyad ; bn Abdilberr, (Abdullah b. Msavver'den zayf bir senedle) 223) Knyesi Ebu Kasm'dr. Ebu Muhammed knyesiyle de anlr. Hicretin birinci asrndan sonra vefat etmitir. 224) Kureylidir. H. 165 ylnda vefat etmitir. 225) mam Ahmed, Ebu Dvud, Tirmiz, Nes, bn Mce ve Beyhak 226) Mslim, (mm Seleme'den) 227) Ukayl, (zayf senedle); bn Cevz uydurma olduunu sylemitir. 228) bn Mce, (Ebu Hreyre'den zayf bir senedle) 229) Semnun'un babasnn ad Hamza'dr, Srr es-Sakat'nin talebesidir. Cneyd-i Badadiden nce vefat etmitir. mam Suyut'ye gre Semnun'un ad shak'tr. 230) Hatib, (bn mer'den mevkuf olarak); Ebu Davud ve bn Mce, (bn mer'den merf olarak) 231) Knyesi Ebu Hafs mer b. Salim'dir. H. 260 sonrasnda vefat etmitir. 232) Knyesi Ebu Sema brahim b. Yezid b. erik Teym'dir. H. 192 ylnda ve krk yana gelmeden vefat etmitir. 233) smi Nfeyl'dir. Beni Riyah b. Yerb kabilesine mensuptur. bn Abbas ve baka sahablerden hads rivayet etmitir. 234) Ebu Dvud ve Hkim, (Ebu Hreyre'den); Hkim hadsin sahih olduunu sylemitir. 235) Ahmed b. Hanbel, Ebu Ya'l, Bezzar vc Hkim; (Hkim sahih olduunu sylemitir). 236) Bu hads daha nce gemiti. 237) Tirmiz ve bn Mce, (mm Habbe'den); Tirmiz hadsin garib olduunu sylemitir. 238) Knyesi Osman b. Asm b. Hasin el-Esed'dir. H. 128 ylnda vefatetmitir. 239) bn Mce, (bn Hallad'dan zayf bir senedle) 240) Cbir b. Zeyd, tbiin-i kirmdandr. H. 93 ylnda vefat etmitir. 241) Hads-i kuds'deki 'tereddt ettiim kadar3 ibaresi esasnda lmden kaan ve tereddt eden bir kiinin durumuna gre vrid olmutur.. Yoksa te reddt fiili Allah'a izafe edilmez, O'nun zt- ulhiyetine yakmaz. Mtebih ayetlerde olduu gibi bu ibare de tevil edilmelidir. Trke'de bu 242) Buhari, Mslim, Ebu Hreyreden); Ebu Nuaym, (Enesten zayf bir se nedle) 243) Beyhak Zhd; Hatip Tarih, (bn Mes'ud'dan hasen bir senedle) 244) Ebu Nuaym, (bn Yezid'den mrsel olarak) 245) Hkim-i Tirmiz, Nevadir, (Enes'ten) 246) Irk, bu hadsin aslna vkf olamadn ve fakat ayn anlamda baka bir hadsi bn Abdilberr'in Muaz'dan rivayet ettiini sylemektedir. 247) Hkim, Mstedrek; Beyhak, uab'ul-iman.

248) Irak bu hadsi bu ekilde toplu olarak grmediini sylemektedir. Bu hads birka hadsten alnm paralardan meydana gelmitir. bn Mbarek, Zhd ve Rekaik'de Muhammed b. Adiy'den, Yunus b. Hasan'dan bu hadsin bir ksmn rivayet etmektedir. Dier paralar da baka hadslerdenalnarak eklenmitir. 249) Ebu Talib el-Mekki. (Amr b. Abdullah el-Makber'den) 250) bn Mce, (Cndebe'den) 251) Hkim, Beyhak, Zhd , (bn Mes'ud'dan) 252) Hkim, Beyhak 253) Tabern, Kebir, (bn Abbas'dan) 254) Bu sz mam- A'zam Eb Hanife'ye nisbet edilir. 255) bn Mce 256) Tabern, (Berra b. Azib'den); Ebu Dvud, (uayb'dan) 257) Buhr, Mslim, (Hz. ie'den) 258) Drekutn, Efrad, (Enes'ten zayf bir senedle) 259) Ebu Talib el-Mekk, Kut'ul-Kulub ; Irk hadsin aslna rastlamadnsylemektedir. 260) Ebu Ubeyde, (Ali b. Ebi Tlib'den mevkuf ve garb bir senedle); Irk, bu hadsin merf bir senedini bulamadn sylemitir. 261) Parantez iindeki ibare Zebid'ye aittir. 262) Bu iki zat da ariflerin byklerindendir. Bu grn btn mslman lara temil edilmemesi gerekir, nk cihad farzdr.

Akln erefi, Hakikati ve Ksmlar


Akln erefi Akln erefini aa karmak, isbat zor olmayan konular dandr. Daha nceden ilmin erefinin bilindii bir durumda, akln erefini bilmek iin herhangi bir zorlamaya hi de ihtiya yoktur. nk ilmin kayna akldr. nk ilim, akldan doar. Akl, il min esas ve temelidir. lim ile akl arasndaki ilgi meyve ile aa arasndaki ilgiye benzer. Gne ile k, gz ile grmek arasndaki nisbet gibidir. Dnya ve ahiret saadetinin vesilesi olan akl, nasl olur da erefli olmaz veya byle bir akldan nasl phe edilebilir? Hayvanlarn temyiz kabiliyeti ksa ve kusurlu olduu halde, onlar da akla ihtimam gsterirler, akla kymet verirler. Csseli, azgn ve kuvvetli bir hayvan bile, bir insan grd zaman ona hrmet eder ve insann kendisine galip geleceini hissettii iin insandan korkar. Kk bir insann koskoca hayvanlara galip gelmesi, hileli yollar idrk etmesinden ileri gelmiyor da neden ileri geliyor? Bu srr anlatmak iin Hz. Peygamber (s.a) yle buyurmutur: Kavmi iinde gn grm, tecrbe sahibi bir kimse, mmeti iindeki bir peygamber gibidir.263 Bu kymet, insana servetinin okluundan veya cssesinin b yklnden yahut kuvvetinin fazlalndan tr verilmi deildir. Aklnn meyvesi olan tecrbesinin fazlalndan ve rilmitir. te bu sebepten tr Trk, Krt, Arap ve dier kavimlerin cahillerini grrsn ki, derecesi, hayvamnkine yakn olduu kaide, tabi olarak ilim ve tecrbe bakmndan byk olanlara hrmet ederler. Bir de grrsn ki, bir ok muannid, Allah'n Rasl'n ldrmek ister. Fakat gzleri Raslullah' grr gr mez derhal Raslullah' tzim eder vaziyete geer ve Raslullah'n mbarek alnndaki nbvvet nru onlara parl parl parlayarak grnr. Her ne kadar akln gizli olmas gibi, bu nbvvet nr da gizli ise de... Sbit oldu ki; akln erefi, bilinmesi zaruri olan eylerdendir. Gayemiz; akln erefi hakknda varid olan hads ve ayetleri zikretmek olduu iin bu kadarla yetinip esasa geelim: Allah Tel (c.c) Kur'an- Hakm'de Akla nur adn vererek yle buyurmutur: Allah, gklerin ve yerin nrudur. M'minin kalbinde nru nun sfat; sanki bir hcre ki iinde bir lmba var. Lmba da cam bir mahfaza iindedir. O cam mahfaza sanki (parlayan) inci gibi bir yldz...(Nr/35) Allah Tel tarafndan yine kendisinden istifade edilen Akl'a ruh, vahy ve hayat isimleri verilmitir: (Ey Raslm!) te sana byle emrimizden bir ruh (akl) vahyettik.(r/52) Hi, (evvelce) kfrle l olup (sonra) kendisini hidayetle di rilttiimiz ve ona, insanlar arasnda yrd bir nr (iman) verdiimiz kimse, karanlklar iinde (kfrde) kalm olan ve ondan bir trl kamayan kimse gibi olur mu?(En'am/122) Kur'an'n neresinde nr ve zulmet kelimeleri zikrediliyorsa, orada nurdan ilim ve zulmetten cehalet kastedilir. Allah iman edenlerin yardrncsdr. Onlar karanlklardan aydnla (nra) karr.(Bakara/257) Yani onlar cehaletten kurtarp ilme, akla kavuturur. Hz. Peygamber yle buyurmutur: Ey insanlar! Rabbinizi biliniz ve anlaynz. Birbirinize akln kemlini tavsiye ediniz. nk size emredilenler gibi size yasak edilenleri de aklla bilirsiniz. Biliniz ki rabbinizin nez dinde sizi kurtaracak aklmzdr. Biliniz ki akll insan; Allah'a itat eden insandr. Bu kiinin grn irkin, z hir kymeti dk, dnya mertebesi dk ve st ba perian olsa bile... Ve yine biliniz ki cahil; Allah'a isyan eden kiidir. Velev ki grn gzel, kymeti halka byk, dnya mertebesi yksek, giyinii gzel, konukan ve beli olsa bile... Allah nezdinde maymunlar ve domuzlar, Allah'a isyan edenden daha aklldrlar. Dnya ehlinin sizi byt mesine itibar etmeyin ve byle eylerden kann. nk esas zararda olan ehl-i dnya'dr.264 Hz. Peygamber baka bir hadsinde yle buyuruyor: Allah'n yaratt eylerin ilki akldr. Akl yarattktan sonra 'Yzn evir (gel)' dedi, akl da yzn evirdi. 'Arkan dn (git)' dedi, o da arkasn evirdi. (Akl, Allah'n dediini olduu gibi kabul etti). Bu teklifleri kabul ettikten sonra Allah Tel ona yle hitab etti: zzet ve cellim hakk iin senden daha kymetli bir mahlk

yaratmadm. Seninle halk muahaze eder, seninle verir, seninle sevab kazandrr ve seninle cezalandrrm'.265 'Akl (renkler gibi) raz ise, o razi belirten cisimler ya ratlmazdan evvel nasl yaratlmtr? Eer cevher ise, zti ile kaim olan cevher nasl olur da bir mekn igal etmez?' diye soracak olursan, yle cevap veririz: Bu husus mkefe ilmi'ne dahil me selelerdendir. Onu muamele ilmi bahsinde zikretmek uygun dmez. Bizim u anda gayemiz muamele ilimlerini zikretmektir. Hz. Enes'ten yle rivayet edilir; Bir topluluk, Raslullah'n yannda mbala edecek derecede bir kiiyi vd. Bunun zerine Allah'n Rasl 'vdnz kiinin akl nasldr?' diye sordu. Onlar 'EyAllah'n Rasl! Biz kiinin yapt ibadet ve gsterdii eitli hayrlar sana sylyoruz, sen ise onun akln soruyorsun, bu nasl oluyor?' deyince, Hz. Peygamber yle buyurdu: Ahmak kiinin cehaletiyle iledii gnah, fcirin fskyla elde ettii gnh kat kat geer. Yarn kyamet gnnde Allah'a en yakn derecelere her bid, aklnn miktar nisbe tinde ykselecektir.266 Hz. mer'den rivayet edildiine gre, Hz. Peygamber yle bu yurmutur: Hi kimse akl gibi byk bir fazileti elde etmi deildir. Akl, sahibini hidayete erdirir, felketten kurtarr. Kiinin akl tamam olmadka iman tamam, dini mstakim olmaz.267 Yine Hz. Peygamber yle buyurmutur: Kii gzel ahlknn sayesinde; gnn oru, gecesini iba detle geiren kimsenin derecesine varr. Fakat kiinin akl tamam olmadka gzel ahlk tamam olamaz. Akl tamam olunca da iman tamam olur. O imann sayesinde de rabbine itat ve dman olan blis'e de isyan eder.268 Ebu Said el-Hudr, Raslullah'tan u hadsi rivayet etmitir: Hereyin bir dayana ve direi vardr. M'minin dayana ve direi ise akldr. Kiinin ibadeti aklnn nisbetinde olur. Siz atete bulunan fcirlerin u szn hi iitmediniz mi? 'Biz iitir veya akl eder olsaydk, u azgn atee atlanlar arasnda bulunmazdk'. (Mlk 10)269 Hz. mer, Temim ed-Dr'ye yle sorar: - Sizde riyaset nedir? - Akldr. - Doru syledin. nk ben Allah'n Rasl'ne de sana sorduum gibi sordum. O da senin verdiin cevabn aynsn verdikten sonra yle buyurdu: "Ben Cebril'e 'Riyaset ne dir?' diye sordum, "Akldr' diye cevap verdi"270 Berra b. Azib yle anlatr: Birgn Hz. Peygambere ok sual so rulduunda yle buyurdu: Ey insanlar! Hereyin binei vardr. Kiinin binei de akldr. Sizden hccet ve delili en iyi bilen, aklen en stnnzdr.271 Ebu Hreyre yle anlatr: Hz. Peygamber, Uhud savandan dndnde, 'Falan adam, filandan daha kahraman ve filan adam yle bir imtihan verdi ki, hi kimse byle bir imtihan vermedi' gibi szleri iitince fkelenerek yle haykrd: 'Bu konuda hakem olmak size dmez. nk siz bunu bilmezsiniz'. Sahabler 'Nasl olur da bilemeyiz y Raslllah?' deyince Hz. Peygamber yle dedi: Uhud harbine katlanlar, Allah'n kendilerine vermi olduu akllar miktarnca savatlar. Yardm grmeleri ve niyetleri akllar miktarmcadr. Onlardan isabet alanlar eitli dereceler zerine isabet almlardr. Kyamet gn geldii zaman, dereceleri, niyetleri ve akllar nisbetinde verilir. Berra b. Azib, Raslullah'n u buyruunu rivayet etmitir: Melekler akl ile alp Allah'n tatinde baar gsterdiler. Ademoullarndan imanl olan kiiler de akllar miktarnca alp gayret gsterdiler. Bu bakmdan onlardan, Allah'a en fazla itaat edenler akllar en fazla olanlardr.272 Hz. Aie'den (r.a) yle rivayet edilmitir: - Ey Allah'n Rasl! Dnyada insanlar ne ile birbir

lerinden stn olabilirler? - Akl ile... - Ahirette ne ile stnlk salanabilir? -Akl ile... - Peki, hirette herkes yaptklaryla mkfat veya ceza grmez mi? - Ey Aie! Acaba insanlar Allah'n kendilerine vermi olduu akldan fazla m amel ederler? Bu bakmdan herkese ne kadar akl verilmise, onun nisbetinde hayrl hareketleri olur ve hayrl hareketleri nisbetinde de mkfat alr.273 bn Abbas'dan (r.a) rivayet edildiine gre, Allah'n Rasl yle buyurmutur: Her eyin bir aleti ve hazrl vardr. M'minin leti ise akldr. Hereyin binei vardr. Kiinin binei ise akldr. Hereyin direi vardr. Dinin direi ise akldr. Her kavmin bir hedefi vardr, bidlerin hedefi ise akldr. Her kavmin bir dvetisi vardr, ibadet edenlerin davetisi ise akldr. Her tccarn bir sermayesi var, Allah yolunda alanlarn ser mayesi ise akldr. Her hane halknn bir idarecisi var. Sddklarm hanelerinin reisi ise akldr. Her harbe olan ye rin bir tamircisi vardr, hireti imar eden ise akldr. Her kiinin bir zrriyeti ve nesli vardr, ona nisbet edilir ve o da o nesille yd edilir. Fakat sddklarm, nisbet edilen ve yd edilmelerine vesile olan nesilleri akldr. Her kavmin bir adr vardr, mslmanlarm adr ise akldr.274 Hz. Peygamber yine yle buyurmaktadr: Allah nezdinde m'minlerin en sevimlisi, Allah'a itaatnda devaml olan, kullarna nasihat edici, aklca kmil, nefsine nasihati, tehlikeyi grr, hayat mddetince tehlikeden kurtulacak tarzda iyilikler yapan bir kimsedir. Byle bir kimse hem felha kavumu, hem de zaferi elde etmitir.275 Sizin en akll olannz, Allah'tan en fazla korkanmzdr. Allah'n size emrettii ve sakndrd konularda en iyiniz ameli en az olsa bile- dncesi ve akl tam olanmzdr.276 Akl'n Hakikati ve Ksmlar Akl'n hakikat ve tarifi hakknda ihtilf edilmitir. Akl keli mesinin eitli mnlar olduundan, gafil olan birok kimse bu gafletin eseri olarak ihtilafa dmtr. Bu hususta perdeyi ara layan ve ihtilaflarn nn tkayan hkm udur: Akl ortaklaa drt mnda kullanlan bir kelimedir. Ayn kelimesinin birka m nya gelii gibi... Bu durumda olan kelimelerin btn mnlarn kapsayan bir tek tarifini yapmak uygun deildir. Belki her m nnn ayr ayr tariflerini yapp perdeyi kaldrmak gerekir. Akl'n Birinci Anlam Akl, insan hayvanlardan ayrdeden bir vasftr. insan bu vasf sayesinde dnce mahsul olan ilimleri, tefekkr mahsl olan gizli sanatlarn tedvirini elde etmeye hazr bir vaziyete gelir. Hris b. Esed el~Muhsib, akln bu trifine iaret ederek: 'Akl, insanda yaratlm bir ftrattr. O ftrat ile insan, dn ilimleri elde eder. Sanki akl, kalbe atlan bir nrdur. Kalp sahibi o nr vastasyle eyay idrk etmeye yetkili olur' buyurmutur. Hris el-Muhsib'nin bu trifini inkr ederek: 'Akl sadece za rur ilimleri elde etmekten ibarettir' diyen bir kimse insafl hareket etmemitir. nk ilimlerden gafil ve uykuda olan kimselere de, kendilerinde ftr akl mevcut olduu iin, akll denir. Halbuki byle kimselerde ilim denilen bir ey yoktur. Hayat, cismin ihtiyar hareket ve sezilerini temin eden bir cev her olduu gibi, akl da, canllar, dnce mahsul olarak elde edilmesi mmkn olan ilimleri elde etmeye hazrlamaktr. Akl, ftrat ve sezilerde insan ile merkebi eit tutup aralarndaki farkn ancak detlerin icras hkmnden dolay Allah'n, merkeb ve sair hayvanlarda yaratmad birtakm ilimleri insanda yaratmasdr desek, hayat vasfnda merkeb ile canszlarn eitliini de kabul et mek zorunda kalr, detin icras hkmnce Allah merkebde zel hareketler yaratt' demeye mecbur oluruz. nk merkeb, ruhsuz bir cisim farzedildii takdirde onda grnen hareketlerin hepsini ayn tertibde yaratmaya Allah'n kdir olduunu sylemeye de mecbur oluruz. Yine u hkm vermeye de mecburuz: Merkebin zel hareketleriyle ruhsuz cisimden ayrlmas, ancak hayat diye bi linen ve canllara mahsus bir ftrat ile meydana gelmitir. Bu ekilde hkm vermek vacib olduu gibi, insann dier canllardan akl denilen bir ftrat sayesinde idrk olunan fikr ilimlerle ayrldna hkmetmek de lzmdr. Akl, baka eylerin ekil ve renklerini hikye etmekle dier cisimlerden ayrlan ayna ile aynann srr gibidir. te bylece kendisini grmeye yetkili klan birtakm sfatlar ve ekillerle insann gz alnndan ayrlr. Bu

bakmdan akl ftratnn ilimlere olan nisbeti, tpk gzn gr meye olan nisbeti gibidir. Kur'an'n ve eriatn ilimlerini kefeden bu akl ftratnn Kur'an'a nisbeti, tpk gne nn gze nisbeti gibidir. te bu garize ve ftrat anlamak gereklidir. Akl'n kinci Anlam Kk bir ocuun muhali, muhal olarak, mmkn de mmkn olarak bilmesi zaruri ilimlerdendir Mesel 2 saysnn 1 saysndan fazla olduunu, bir ahsn ayn zamanda iki ayr yerde bulunmasnn mmkn olmadn bilmek gibi... Kelmclardan bir ksm bu mny kastederek akl yle trif etmitir: 'Akl, zarur, ilimlerden bir ksmdr. Muhallerin muhal ve mmknlerin de mmkn olduunu bilmek gibi... Bu trif de, haddi zatnda ve esasnda doru bir triftir. nk bu ilimler mevcuttur ve bu ilimlere akl dernek de briz ve aktr. Fsid olan mn, ancak akl ftratn inkr edip 'Bu ilimlerden baka bir varlk yoktur' demektir. Akl'n nc Anlam Hl ve durumlarn cereyan ile elde edilen denemelerden alman ilimlerdir. nk denemelerden gemi ve eitli tecrbe lerden tr olgunlam bir kimseye rf ve dette, akll denilir. Bu sfattan mahrum bir kimse iin de ahmak, gafil ve cahil denir. te bu da ilimlerin baka bir eididir ve bu nev'e akl ismi verilir. Akl'nDrdnc Anlam Akl kuvveti yle bir dereceye gelir ki, akll, emirlerin sonu cunu bilip, geici lezzetlere srkleyici ehveti yok edip ortadan kaldrr. Bu bakmdan bu kuvvet hsl olup meydana geldiinde sa hibine, geici ehvetle hkmetmedii, ancak iin neticesine bakp ilerledii veya geriledii iin akll denir. Bu kuvvet de, insan dier canllardan ayrdeden zelliklerdendir. Bu bakmdan, akln birinci mns, esas, asl ve kaynaktr. kinci mn, sadece birinci m nnn en yakn dal, nc mn ise, birinci ve ikinci mnlarn daldr. nk deneylerden hsl olan ilimler, ancak ftr akl ve zarur ilimler vastasyla elde edilir. Drdnc mn ise en yksek gaye ve en son meyvedir. O halde birinci ve ikinci mn tabi olarak, nc ve drdnc mn da alma ile elde edilir. Hz. Ali (r.a) bu hakikate iaret ederek yle buyurdu: 'Akl, iki olarak grdm. Biri tabi, br ise kesb akldr. Tabi akl olmaynca, kesb (alarak elde edilmi) akl yarar salamaz. Gz kr olana gnein yarar salamad gibi... Birincisi Allah'n Rasl Hz. Muhammed'in u mbarek sznde kastolunan anlamdr: Allah, akldan daha stn ve erefli bir mahlk yarat mamtr.277 Akim ikinci mns u hadisle gsterilmitir: nsanlar salih amel ve doruluk kaplarna bavurmakla (Allah'a) yaklamak istedikleri zaman sen de aklnla yakla.278 Ayn zamanda akln son mns, Hz. Peygamber'in Ebu Derd'ya hitaben syledii u szleriyle de aklanmaktadr: - Ey Ebu Derd! Akln gelitir ki, rabbine yaklamakta abuk olasn. - Annem ve babam sana feda olsun ey Allah'n Rasl! Benim iin bu sylediiniz nasl mmkn olabilir? Allah'n yasaklarndan sakn, farzlarn ed et. Bunlar yaptn takdirde geici dnyada nn ycelir, erefin artar. Gelecek hirette de bu yaptklarndan tr rabbinin mnev yaknln ve salih kullarna ihsan buyuraca izzet ve ikrm elde edersin.279 Said b. Mseyyeb'den yle rivayet ediliyor: - Hz. mer, Ubeyy b. Ka'b ve Ebu Hreyre (Allah hepsinden rz olsun) Hz. Peygamberin huzuruna gelip sordular: - Ey Allah'n Rasl! nsanlarn en limi kimdir? - Akll kimsedir. - nsanlarn en bidi kimdir? - Akll kimsedir. Onlar 'Ey Allah'n Rasl! Akll, mrvvet sahibi, eli c mertlie alm ve derecesi Allah nezdinde bym

bir kimse midir?' dedikleri zaman Allah'n Rasl 'Bunlarn hepsi ancak dnya hayatnn geici menfaatidir. Ahiret ise, rabbinin katnda takv sahipleri iindir' (Zuhruf/35) ayetini okudu ve devamla yle buyurdu: 'Akll bir kimse dnyada (dnyaperestlere) hasis ve zelil grnse de, akl sayesinde takv sahibidir'.280 Raslullah baka bir hadisinde yle buyurmutur: Akll kimse, Allah'a iman eden, peygamberlerini tasdik eden ve ibdetini yapandr.281 Anlald ki, akl terimi, Lgatta olduu gibi, stlahta da o cev herin ismidir. limlere akl ismini vermek, akln semeresi ve mey vesi olduklarndandr. Herhangi bir eyin semeresi ile adlandrd gibi... Bu bakmdan: lim korkudur, lim de Allah'dan korkan kii' denilmitir. Halbuki korku, ilmin kendisi deil, ancak semeresidir. O halde akl cevherine mecaz yoluyla ilim denebilir. Fakat bizim bu kitapta gayemiz, lugat ilmini aratrmak deildir, sadece zikrettiimiz bu drt ksmn mevcudiyetini bilmek ve btn bu ksmlara akl denebileceini belirtmektir. Birinci ksm hari, dierlerinin varlnda ve akl ke limesinin bunlara da verilmesinde herhangi bir ihtilf yoktur. Dorusu, akl cevherinin varl ve bu ksma asl ve temel olduudur. Kendilerine akl ad verilen bu ilimler, sanki ftr olarak akl cevherinde mevcuttur. Fakat onlarn varlk lemine karlmasna sebep olan vasta, mevcut olduu zaman ancak varlk dnyasnda grnrler. Sanki bu ilimler, akln dndan akln zerine varid olan herhangi birey deildir. Ve yine sanki bu ilimler, akln iinde gizli imiler de sonradan meydana kmlardr. Bunun benzeri, toprakta gizli olan su'dur. Su, ancak kuyularn kazlmasyla belirir, toplanr ve hissedilir. amur kaptaki ya ve gldeki glsuyu da byledir. Bu hikmete binaen Allah Tel yle buyuruyor: Hani rabbin Ademoullarnn sulbnden (belinden) zrriyetlerini karp da onlar nefislerine kar ahid tutarak 'Ben sizin rabbiniz deil miyim?' diye buyurduu vakit onlar da 'Evet, rabbimizsin. ahid olduk' demilerdi. Bu ahid tutuumuzun sebebi kyamet gn 'Bizim bundan haberimiz yoktu' demeyesiniz diyedir.(A'raf/172) Bu ayetteki ikrardan gaye; dil ile yaplan deil, nefisleriyle yaplandr. nk insanolu, dil ve ahslar var olduktan sonra, dil ile ikrarda eitli yollar takip etmitir. Kimisi ikrara, kimisi de inkra sapmtr. te bu durumu kastederek rabbimiz yle bu yurmutur: Yemin olsun ki, onlara 'Gkleri ve yeri kim yaratt?' diye sorsan, derler ki: 'Onlar aziz (hereye galip olan), lim (hereyi bilen) yaratt'.(Zuhruf/9) Bu ayet-i cellenin mns; 'Ey habbim! Eer sen inkr edenle rin durumlarn tedkik edersen greceksin ki, nefisleri ve i lemleri Allah'n yaratclna ehadet etmektedir'. Nitekim bu mn ya u ayet-i celle iaret buyurmaktadr: O halde (ey raslm) gerek mslman olarak kendini dine dorult; (baka eye iltifat etme). Allah'n dinine ki, insanlar onun zerine yaratmtr.(Rum/30) Yani her insan Allah'a iman edebilecek yaratltadr. Belki hereyi olduu gibi bilmeye de muktedirdir. unu demek istiyorum: Mrifet ve bilgi, insann yaradlnda gizlenmitir. nk yaradl, idrk etmeye msait ve kabiliyetlidir. Bunu bildikten sonra deriz ki, madem ki iman, ftr olarak nefislerde yerlemitir, o halde insanlar iki ksma ayrlr: A) mandan yz eviren, onu unutan kfirler B) Ftratna mracaat ederek dnen, hatrlayan m'minler Byle bir m'min, deta herhangi bir meselede ahidlik sfatn tad halde, gaflet eseri olarak, o ahidlii unutmu fakat sonra dnmek suretiyle hatrlam bir kimse gibidir. te bunun iin Allah Tel; 'Umulur ki, hatrlarlar' (Nahl/90), 'Akl shipleri hatrlasn diye'(Bakara/169), 'Allah'n zerindeki nimetini ve sizi 'Dinledik, itat ettik' dediiniz zamanki miskn unutmayn, hatrlayn' (Mide/7), 'Andolsun ki biz Kur'an', dnp t al mak iin kolaylatrdk. Fakat dnen var m?' (Kamer/7) buyurmutur.

Bu tarza, hatrlamak demek uzak bir ihtimal deildir. Bu bakmdan sanki hatrlamak iki ksma ayrlr: a) Var olmazdan evvel kalbinde hazr bulunan fakat, var olduktan sonra kaybolan bir sureti ve ekli hatrlamak b) Ftr olarak kalbinde gizli bulunan bir ekli hatrlamak Basret nruyla bakan bir kimse iin, bu hakikatler apak g rnr. Fakat keif ve yandan nasibi olmayp, sadece iitmek ve taklitle yetinen bir kimseye, bu hakikatler abes gelir. Bunun iin, byle bir kimse, bu gibi ayetlerde saa sola yalpa vurur; hatrlamay, ikrar etmeyi anlayp, bunlarn te'vilinde eitli yollara saptklar grlr. yet ve hadislerde hayaline eitli tenakuzlar gelir ve ok zaman, haylinin tesirinde kalarak, ayet ve hadslere hakaret gzyle bakar, onlarda h dklk grmek pespayeliine der. Byle bir kimsenin misli, tpk bir eve giren, aya, intizaml ve tertipli eyalara dolanp den mnn misli gibidir. Bu m yle haykrr: 'Ne olmu bu eyalara? Niin yoldan kaldrlmyorlar? Neden yerlerine konulmuyorlar?' O zaman maya denir ki: 'Eyalar yerindedir. Kusur ise sadece senin gzndedir'. te bylece basiretin kusurlu oluu, zahir gzlerin kusuru ye rine geerse daha byk felkete yol aar. nk nefis, binici, be den ise binek gibidir. Binicinin krl, binein krlnden daha korkun ve daha felketlidir. lemdeki basiretin, d basirete benzeyiinden dolay Allah Tel yle buyurmutur: Grdn kalbi tekzib etmedi. (Necm/11). Biz brahim'e atasnn ve kavminin sapkln gs terdiimiz gibi, gklerin ve yerin melektunu gsteriyorduk ki tevhid hususunda yakn sahibi olsun.(En'am/75) Bunun zddna krlk denilmitir. Gerek udur ki, gzler (grmemek suretiyle) kr olmaz. Fakat asl sinelerin iindeki kalpler (ibret ve basiret gzleri) kr olurlar.(Hacc/46) Kim bu dnyada kr olursa, artk o, ahirette de krdr ve yol bakmndan da daha sapktr.(sra/72) Peygamberlere grnen bu ilerin bir ksm, gzle grlm, bir ksm da basiretle... Fakat hepsine de r'yet ve grg de nilmitir. Ksaca i basireti nrlu olmayan bir kimsenin kalbine ancak dinin kabuklar yapr ve ancak dinin zhir merasimleriyle megul olur. zne ve hakikatine bir trl yol bulamaz ve nfuz edemez. te bu ksmlarn tamanma akl denilir. Akl Hakkndaki Gr Ayrlklar Akl hususunda insanlar eitli grlere sahiptir. Tahsili az olup da ileri geri konuanlarn akl hakkndaki fikirlerini naklet mekte hibir fayda grmyorum. Belki, en gzel hareket, acele et mek kaydyla, hakk beyan etmektir. Buradaki ak hakkat udur: Akln drt ksmndan ikincisi hri, dierleri hakknda eitli grler ileri srlmtr. ttifakla kabul edilen ve hakknda hi bir ihtilf olmayan ikinci ksm, muhalin muhal ve mmknn de mmkn olduunu belirten zarur ilimdir. nk iki saysnn bir den fazla olduunu bilen her insan, bir cismin, ayn zamanda iki yerde olmayacan ve bir eyin hem hdis, hem de kadm ol masnn muhal olduunu bilir. Bunlarn benzerlerinde, eksiz ve phesiz idrk edilen her eyde de hkm byledir. Akln dier ksmna gelince, ileride de bahsedeceimiz gibi, onlar hakknda eitli ve farkl grler ileri srlmtr. Kuvvetin istilsyla ehvetlerin yok olmasndan ibaret olan dr dnc ksma gelince, bu konuda, insanlarn farkl olduklar giz lenmez bir hakikattir. Belki ayn ahsn eitli durumlar da, bu konuda farkl olabilir. Bu farkllk bazen, ehvetin farkllndan ileri gelir. Mesel, akll bir insan baz ehvetlerini terketmeye muktedir olduu halde, bir ksmndan vazgeememektedir. Fakat terketmedii ehvetlerde de sebat yoktur. nk gen bir insan, bazen, genlik sikiyle zinay terketmekten acizdir. Ancak b yd ve akl melekeleri tamam olduu zaman buna muktedir olabilir. Riya ve riyaset ehvetini terketmek ya ilerledike zorlar. Tam zina ehvetinin aksine...

Bu ayrln sebebi, bazen, ehvetin oundan doacak tehlikeyi bildiren ilme baldr. Bunun iin, zarar verici birtakm yemekler den, doktor, kendi nefsini koruduu halde, onunla eit akla sahip, fakat doktor olmayan bir insan, kendisini bazen muhafaza edemez. Halbuki o doktor gibi, bahis mevzuu yemein zararl olduuna, ksmen de olsa inanmaktadr. Fakat doktorun bilgisi, bu konuda daha fazladr ve korkusu da o nisbette iddetlidir. Bu bakmdan korku, akln askeri ve ehvetleri krmak hususunda akln elindeki silhtr. Bylece lim, ilminin kuvveti ve gnahlardan gelen zararlara daha fazla vakf olmas hasebiyle cahilden, gnahlar terketmek hususunda daha muktedirdir. limden gayem; hakik limdir. Taylasan, cbbe ve hezeyan sahipleri deildir. Eer farkllk ehvetten gelirse, akldan gelen gibi olamaz. Eer ilim cihetindense ki bu ilme, akl da denmi o vakit bu farkllk, akl tabiatn takviye eder ve dolaysyla byle bir ilme akl ismini verdiren sebebe balanr. Tefavt, bazen de, akl cevherinin duru mundan kaynaklanr. Mesel, akl cevheri kuvvetlendike ehvetleri yok etmesi de o nisbette gl olur. Tecrb ilimlerden ibaret olan nc ksmna gelince, insan larn buradaki farkl grleri, inkr edilemez bir hakkattir. Zira ok isabet ve sratle idrk etmek hususunda farkldrlar. Bunun sebebi; ya akl cevherindeki veya tecrbelerindeki farkllktr. Akl cevherindeki ayrlk ve farklln inkr edilmesi mmkn deildir. nk bu farkllk, nefsin zerine doan bir nr gibidir. Sabahlar doar ve nn parlamas erginlik ama yakn bir za manda iyice grnr ve bylece, devaml bir ekilde, tedric bir gelime kaydeder. Bu gelime krk yama kadar, gnden gne tekml eder. Bunun benzeri, sabahn dr. nk bu n balangc zor idrk edilecek derecede gizlidir. Yava yava artmaya balar. Bilhare, gnein domasyla kemle eriir. Basiret nrunun ayrl ve farkll, gz nrunun ayrlk ve farkll gibidir. Gz az grenle, her eit gz hastalndan salim olann arasndaki fark bilinmektedir. Belki, Allah Tel'nn ilh deti, btn mahlkatn varlnda tedric yolunu takip etmektir. Hatta ehvet bile blu eren bir ocukta sk sk ve anszn grnmemektedir. Belki tedric bir ekilde, yava yava gelimektedir. Her kuvvet ve sfat da byledir. Bu bakmdan insanlarn, u akl cevherindeki eitlilii inkar eden bir kimse, akldan nasibi olmayana benzer. Raslllah'n akln, herhangi bir kylnn veya medeniyetten zerre kadar nasibi olmayan bir bedevinin akl gibi zanneden bir kimse, haddi ztnda, ilim ve irfandan mahrum gebe ve kyller den aklca daha aadr. Akln eitlilii nasl inkr edilebilir? Eer bu eitlilik olmasayd, insanlar ilim anlaynda ihtilfa der miydi? Anlaysz, ahmak ve hocasnn derslerini ancak uzun uramas neticesinde idrk eden kimse ile meseleleri ufak bir iaretle kavrayan, zeki, mektepsiz ve medresesiz emirlerin hak katini kendi zeksyla kavrayan kimselere ayrlmayacaklard. Nitekim Allah Tel yle buyurmaktadr: Ne douya ve ne batya mensup olmayan mbarek bir zeytin aac(nm ya)ndan yaklr. (yle mbarek bir aa) ki, ner deyse ate demese de ya k verir. I parl parldr. (Nr/35) Bu ayetteki misal, peygamberlerin misalidir. nk peygam berlerin btnlarnda retmek ve dinlemeksizin zlmesi zor olan birok emirler vuzuha kavuur. Bu durum, ilham diye tabir olunur. Nitekim Hz. Peygamber yle buyurmak suretiyle bu durumu aklamtr: Ruh'ul-Kuds (Cebrail) nefsime u hakikati fledi: 'stediin kimseyi sev, (sonunda) muhakkak ondan ayrlacaksn. stediin kadar yaa, (sonunda) muhakkak leceksin. stediin ameli yap, (sonunda) muhakkak onun karln greceksin'.282 Meleklerin, peygamberlere bu eit bilgi vermeleri, kulakla din lemek ve gzle melei grmekten ibaret olan ak vahiyden daha bakadr. te bunun iin, Hz. Peygamber bu ekil bir bilgiyi nefse flemek diye tbir etmitir. Vahy'in Dereceleri ve eitleri Vahy1 in derece ve eitleri oktur. Onlar birer birer beyan et mek, mkefe ilmine dahil olduklar iin, muamele ilmi bah sinde uygun dmez. Sakn 'vahyin derecelerini bilmek, vahiy mertebesine varmay

gerektirir' zannna kaplma! nk doktorun, hastaya, shhat derecelerini tantmas, limin fska adalet derecelerini retmesi uzak birey deildir. Halbuki shhat derecelerini bilen hasta ve adalet derecelerini bilen fask, shhat ve adaletten uzaktr. Bilmek ayr ey, bilinenin varl ayr bir eydir. Bu bakmdan, peygamberlik ve velilii bilen her insan, peygamber ve veli olamaz. Takvy ve inceliklerini her bilen insann mttaki olmad gibi... nsanlar ksma ayrlr: 1) Kendiliinden bilenler, 2) Ancak retmekle bilenler, 3) Kendisine retimin ve ikzn faydas olma yanlar. nsanlarn bu ekilde taksim edilmesi arazinin u ksmlara ayrlmas gibidir: 1. Suyun birikmesiyle kuvvetlenen, kendiliinden pnarlar meydana getiren arazi 2. Suyu yze karmak iin kazlmaya muhta arazi 3. Kuru bir toprak ki, kazmakla dahi su vermez. Bu toprak cev herinin deiik sfatlarndan ileri gelir. Akl cevheri hakkndaki ihtilf da aynen byledir. Akln farkllna dellet eden nakl delillerden bzlar unlardr. Abdullah b. Selm283 (r.a), son ksmnda Ar'n byklne dair malmat bulunan u hadsi Raslullah'tan nakleder: Melekler yle derler: - Ey rabbimiz! Arndan daha byk birey yarattn m? - Evet, akl yarattm. - Akln kymetine ulaan nedir? - Heyhat! Hi kimse bunun bilgisine sahip deildir. Ey meleklerim! Acaba sizde, kum tanelerinin adedini bildiren bir ilim var m? - Hayr! - te ben, kumlarn adedi gibi akllar da eitli derecelerhalinde yarattm. nsanlarn kimisine bir kum tanesi kadar verdim. Kimisine iki, kimisine , kimisine drt ve kimisine bir lek, kimisine bir uval, kimisine de bunlardan dahafazla...284 Eer 'Bir takm sfler bu kadar erefli olan akln aleyhinde neden bulunmulardr? Neden akl ve aklla bilinen ilimleri kt lemilerdir?' dersen, yle cevap veririz: Sflerin akla ve aklla bi linen ilimlere hcumlarnn sebebi udur: Halk, akl ve mkul ke limelerini, hasm susturmak ve tenkid etmek iin kullanlan mcadele ve mnazara ilimlerine balamlar. Buna da Kelm Sanat denilmitir. Bu bakmdan akla ve aklla bilinen ilimlere hcum eden sfiler halka 'Siz yanlyorsunuz. Mcadele ilmine akl de nilmez' demeye muktedir olmadklar iin akla veryansn etmilerdir. Bu ilme, uzun zamandan beri aklclk denildii ve kalplerde bylece yerletii iin artk oradan sklmesi, neredeyse insan gcnn dndadr. te bu bakmdan, sflerin zannettii ve ktledii akl ve aklla bilinen mkul ilimler, avamn nezdinde ve halk arasnda akl ismini tayan mcadele ve mnazara ilmidir. Allah Tel'nm bilinmesine ve peygamberlerin doruluuna mi'yar (l) ve mizan (tart) olan, btnn basiret nru olan akla gelince, onun ktlenmesi tasavvur dahi edilemez. nk Allah Tel bu akl eitli vesilelerle vmektedir. Eer o akl ktlenir, zemmedilirse, artk ondan sonra vlecek ne olabilir? Eer eriat, vlen ve sena edilen bir nizamsa o vakit soruyoruz: - Bu vlen eriat ne ile bilinmitir? phesiz aklla bilinmitir. Bu bakmdan, eriatn bilinmesine vesile olan akl, hakkate uygun olmayarak ktlenirse, eriatn da ktlenmesi gerekir. (Mdem ki eriat zemmedilemez, o halde, bi linmesine ve doruluuna vesile olan basret nru olan akl da zemmedilemez). 'eriat, yaknin gzyle ve imann nruyla bilinir, aklla deil!' diyen bir kimsenin szne iltifat edilmez. nk o, yakn gznden ve iman nrundan neyi murad ediyorsa, biz de akldan ayn eyi murad ediyoruz. Bizce akl, insan hayvandan ayran btn sfatn t kendisidir. Akl hereyin hakikatini bildiren tefrik edici bir

sfattr. Onunla eyann hakkati bilinir. Bu kr dvlerinin ou, hakikatleri te rim ve tbirlerden elde etmeye alan kimselerin cehaletinden domaktadr. Bu cehalete giriftr olan topluluklar, halkn terimler hakkndaki deiik grlerinden dolay bu felketlere srklenmilerdir. kl hakknda bu kadar aklama yeterlidir. Allah herkesten daha iyi bilendir! Allah'n hamd ve minnetiyle Kitab'ul-iim burada sona ermitir. Allah Tel, Hz. Muhammed (s.a) ile yer ve gk ehlinden setii her sekin kuluna rahmet eylesin! Allah'n izniyle Kitab'ul-ilim'in ardndan inanlarn esaslarn anlatan Kitabu Kavaid'il-Akaid gelecektir. Evvelinde olduu gibi, sonunda da 'hamd ancak Allah'a mahsustur' deriz. 263) bn Hibban, (bn mer'den zayf bir senedle) 264) Dvud b. Mihber, Kitab'ul Akl, (EbV Hreyre'den) 265) Tabern, el-Evsat, (Ebu Umme'den zayf bir senedle); Ebu Nuaym, (Hz.ie'den zayf bir senedle) 266) bn Mihber, Kitab'ul-Akl) Hakm-i Tirmiz, Nevadir 267) bn Mihber, Kitab'ul -Akl. 268) bn Milber, (Amr b. uayb'dan); Tirmiz, (Hz. ie'den sahih olarak) 269) bn Minber 270) bn Minber 271) bn Mihber 272) bn Mihber, Beav, Mu'cem'us-Sahabe, (bn Azib'den,-Berr b. Azib deil 273) bn Mihber, Hakm-i Tirmiz 274) bn Mihber 275) bn Mihber, (bn mer'den); Deylem, Msned-ul-Firdevs, (zayf birisnadla) 276) bn Mihber, (Ebu Katade'den) 277) Hkim-i Tirmiz, Nevadir, (zayf bir senedle) 278) Ebu Nuaym, el-Hilye,(Hz. Ali'den zayf bir senedle) 279) Eban b. Ebi Aya, (zayf bir senedle); bn Mihber 280) bn Mihber, Kitab'ul'Akl 281) bn Mihber, (Said b. Mseyyeb'den) 282) irz, el-Elkab, (Sehl b. Sa'd'dan) 283) Abdullah b. Selm'n knyesi Ebu Yusuftur. Aslen yahudi idi. Raslullah Medine'ye terif ettikten sonra mslman olmutur. H. 43 ylnda Medine'de vefat etmitir. 284) bn Mihber, Hkim-i Tirmiz, en-Nevadir

Kelime-i ehdet Hakkndaki nanc


Yaratan, lmden sonra tekrar hayat veren, dilediini en gzel ekilde yapan, vlen, Ar'n sahibi olan, iddetli gazab bulunan, kullarnn en sekinlerini doru yola ileten ve onlara bu yolda sebat veren; kendilerine Tevhid inancn nasip ettii bu kullarna, inanlarn phe ve tereddtlerden korumak suretiyle nimet ihsan eden, onlar sekin kulu ve rasl Muhammed Mustafa'nn (s.a) yolunda yrmeye muvaffak klp, kendilerine onun erefli ashab'nn izinden gitmeyi ltfeden, ztnda ve fiillerinde kullarna sfatlarn, ancak can kulayla dinleyenlerin anlayabilecei en iyileriyle tecelli eden; ztnda bir, ortaksz ve benzersiz olup, btn mahlktn her eit ihtiyalarn verdiini, zdd olmayan biricik zat ve ei bulunmayan bir varlk, evveli olmayan bir Vhid, sonu bulunmayan ve varl ebediyyen devam eden nihayetsiz bir Kayym, kesintisiz bir varlk, ezel ve ebedde cell sfatlaryla muttasf ve zamann amyla sonulanmayan bir zat olduunu kullarna bildiren Allah'a hamd senalar olsun! Zamann akp gitmesiyle, Allah zeval bulmaz! O, (hereyden nce mevcut olan) Evveldir, (herey helk olduktan sonra geriye kalacak) hir'dir. (O'nun varl saysz delillerle) Zhir'dir. (Akllarn idrk edemeyecei zt ise) Batn' dr. O hereyi bilendir. (Hadd/3) Tenzih Allah suretlenmi bir cisim olmad gibi, takdir ve tahdid edilmi bir cevher de deildir. O ne takdirde ve ne de taksimde hi bir cisme benzemez. Cevher olmad gibi, cevherlerin merkezi de deildir. Araz olmad gibi arazlarn bulunaca yer de deildir, O hibir mevcuda, hibir mevcd da O'na benzemez. O gklerin ve yerin yaratcsdr. Size kendi cinsinizden eler klmtr. Davarlardan da iftler... Sizi bu tarzda yaratp retiyor. Onun benzeri yoktur. O, Sem'dir (btn sylenenleri iitir), Basr'dir (btn yaplanlar grr). (r/11) Hibir ey O'nun benzeri olamaz. O da hibir eyin benzeri deildir. Hibir ey O'nu snrlandrmaz ve ktalar kapsamaz. Cihetleri yoktur. Yer ve gkler O'nu istib etmez. vechile zerine istiv etmitir. O, ar ile temas etmek, onun zerine yerlemek, oraya vki olmak ve baka yere intikal etmek gibi sonradan yaratlanlarn vasflarndan mnezzeh ve uzaktr. Zir ar, yaratlm olmak hasebiyle O'nun azametini tayamaz. Aksine ar da, ar tayan melekleri de kudretinin lutfuyla O tamaktadr. Btn bunlar O'nun kudret elinde bulunmaktadr. O, arn, gn en st noktasndan t yerin en alt tabakasna kadar hereyin stndedir. Fakat bu durum onu yerden ve yerin en alt tabakasndan uzaklatrmad gibi, ara ve gklere de yaklatrmaz. Bu stnln yaknlk ve uzaklk asndan her hangi bir tesiri yoktur, O'nun derecesi hem artan ve gklerin en st noktasndan ve hem de yerden ve yerin en alt tabakasndan daha ycedir. Buna ramen O, her varln yaknndadr; kullarna da ah damarndan daha yakndr. O, hereye (btn yaptklarnza) ahiddir. (Sebe/47) Onun yaknl cisimlerin yaknlna benzemez. Nitekim zt da cisimlerin kendilerine benzemez... O, hibir zarfa girmedii gibi hibir eye de zarf olamaz. O, zaman hududlarn dnda olduu gibi mekn kapsamnn da dndadr. O, zaman ve mekn yaratmadan evvel ne idiyse, imdi de ayn eydir. O, sfatlaryla da yarattklarndan ayrlr. Zt, kendisinden bakas olmad gibi, bakasnda da olamaz. O, tayir ve tebdilden mnezzehtir. Sonradan meydana gelenler O'nda yer alamazlar. O'nda rz eyler de yoktur, O, cell sfatlaryla daim bir ekilde zeval ve yokluktan mnezzehtir. O, kmil sfatlarnda daha geliip kemle ermekten mstanidir. (O'nun sfatlar ztna yaraacak derecede kemlin zirvesindedir. Eksiklik yoktur ki sonradan giderilsin...) O'nun varl aklla bilindii gibi, zt da ltfu gerei ve nimetini tamamlamak zere Dar'u1 Karar olan cennette ebrra (iyilere) grnecektir.

Hayat ve Kudret
Hayat ve Kudret Allah Tel diridir, Kadir'dir. Cebbr'dr Kahhr'dr. O'nun hibir kusuru, aczi olamaz. O'nu uyuklama ve uyku tutmaz. Fnilik ve lm O'nun hakknda mevzu bahis deildir. O, mlkn, melektn, izzet ve cebertun sahibidir. Hkimiyet, g, yaratmak ve emretmek yalnzca O'na aittir. Kyamette gkler, O'nun sanda, drl olarak duracaktr. Btn yaratklar O'nun emri altnda ve kudret elinde bulunmaktadr. Btn varlklar O var etmitir ve onlarn yaptklarn da kendisi yaratmtr. Rzk ve ecelleri takdir eden O'dur. Takdir olunanlar ve emirlerin evrilip evrilmesi kudreti dahilindedir. Takdir buyurduklar saymakla bitmez ve malmatnn (ilminin) de nihayet ve snr yoktur. lim O, hereyi bilen; ilmi, yerlerin en alt ksmyla gklerin en st noktas arasnda cereyan eden hadiseleri kapsayan, zerreciklerin dahi ilmi hricinde kalamad bir limdir. O, zifiri karanlkta kapkara bir ta zerinde yryen simsiyah bir karncay ve onun ayak izlerini dahi bilir. Atmosferdeki zerreciklerin hareketlerini, tm srlar ve en gizli eyleri bilir. Kalplerin dncelerine, hatralarn kprdanma, srlarn gizliliine vakftr. Btn bunlar kadm ve ezel ilmiyle bilmektedir. Bu ilim asla deimeyecek, hibir zaman kaybolmayacak bir ilimledir. Ztnda sonradan var olup da bir zamana kadar devam edecek bir ilim deildir. rade Allah Tel btn kinatn varlm irade ve btn hdiseleri dzenleyen ve idare eden bir zattr. Kainatta az veya ok, kk veya byk, hayr veya er, menfaat veya zarar, iman veya kfr, irfan veya cehalet, zafer veya yenilgi, fazlalk veya noksanlk, itaat veya isyan, grnr grnmez her ne cereyan ediyorsa mutlaka O'nun kaz, kader, hikmet ve ileinin hududlar dahilindedir. Bu bakmdan O'nun diledikleri olur; dilemedikleri olmaz. Hibir bak ya da hibir dn O'nun dilemesinin dnda deildir. O yoktan var edici, yok olduktan sonra tekrar iade edici ve isteini en kuvvetli bir ekilde de emrinin nnde hibir engelin duramad ve hibir kuvvetin, kaza ve kaderini reddetmedii Allah'tr. Eer O'nun tevfk ve rahmeti olmasa, hibir kul isyandan kaamaz. Yine O'nun dileme ve iradesi olmasa hibir kul itaata g yetiremez. Eer tm insanlar, cinler, melek ve eytanlar bir araya gelip de kinattaki bir zerrecii yerinden oynatmak veya hareketine mni olmak isteseler, O'nun irade ve dilemesi olmadan bu hususta kesinlikle ciz kalacaklardr. Allah Tel'nn iradesi, dier sfatlar gibi zt ile kaimdir. O, daima bu sfatlarla muttasftr. Olacak olan hereyin kendisi iin belirlenen zamanda olmasn ezelde irde buyurmutur. Bylece herey bu ezel irde dorultusunda ne bir saniye nce ve ne de bir saniye sonra olmamak artyla kendileri iin belirlenmi zamanlarda gerekleir. Varlnda irade d bir deime, bir bozulma olamaz. Btn bunlar yaparken de Allah Tel iin dnme ve zaman harcama szkonusu deildir. te bu srra binaen hibir durum Allah' megul edip baka eylerden gafil klamaz. Sem ve Basar (Duyma ve Grme) Allah Tel, Sem ve Basr'dir (iitir ve grr). itilmek durumunda olan nesneler, ne kadar gizli olursa olsunlar O'nun iitme sfatndan hari kalamaz. Ayn ekilde, grlmek durumunda olan eyler de ne kadar ince olurlarsa olsunlar, grme sfatndan hari olamaz. Uzaklk, iitmesini engelleyemedii gibi, karanlk da grmesine mni olamaz. O, gz bebei ve gz kapaklar olmakszn grd gibi, kulak kepesi ve kulak zar olmakszn da iitir. Nitekim kalp ve dimasz bilir, zasz alr ve aletsiz yaratr. nk O'nun ne zt ve ne de sfatlar yarattklarnn zt ve sfatlarna benzemez. Kelm Allah Tel konuur ve bununla emreder, nehyeder, vaad ve tehditlerde bulunur. Ancak O'nun konumas zt ile kaim, kadm ve ezel olup yaratklarn konumasna benzemez. Bu bakmdan O'nun konumas hava titreimlerinden veya cisimlerin arpmasndan meydana gelen ses ile olmad gibi dudaklarn kapanmasyla veya dilin hareket etmesiyle meydana gelen harflerle de deildir. Kur'n, Tevrat, ncil ve Zebur, peygamberlerine gnderdii semav kitaplardr.1

Kur'n, dille okunur, mushaflarda yazlr ve kalplerde korunur. Fakat bununla beraber kadmdir; Allah'n ztyla kaimdir. Kalplere ve sayfalara nakledilmesi onu Allah'n ztndan ayrmaz ve boyle bir ayrm da kabul etmez. Hz. Musa (a.s), Allah'n kelmn sessiz ve harfsiz olarak dinledi. Nitekim, iyiler (ebrr) de O'nu ztn hirette cevhersiz ve arasz olarak grecektir. te btn bu sfatlarda muttasf olan Allah diridir, limdir, kudret .ve irde sahibidir O iitir, grr ve konuur. Fakat dirilii, kudreti, ilmi, iradesi, iitmesi, grmesi ve konumas sadece (Mu'tezile'nin inand gibi) zt ile deildir. (Aksine bu sfatlar ztn gayrisi ve ondan ayrlmaz birer hakikattir.) 1) Burada tahrif edilmezden nceki Tevrat, ncil ve Zebur kastedilmektedir. Szkonusu olan, gnmzdeki muharref Tevrat, ncil ve Zebur deildir.

Fiiller
Allah Tel'dan baka ne varsa, cmlesi O'nun fiiliyle mey-dana gelmitir ve adaletinden feyizlenmitir. O varlklar en gzel ve en gelimi ekilde var etmitir. Allah Tel fiillerinde hikmet sahibidir. Kaz ve kaderlerinde dildir. O'nun adaleti, kullarnn adaletiyle kyas edilemez.'. nk kul, bakasnn mlknde tasarruf ettii zaman, kendisinden zulm sdr olur. Buna gre Allah'tan zulmn sudru tasavvur olunamaz. nk Allah Tel bakasnn mlknde tasarruf etmez ki, bu zulm olsun. Allah'tan baka, insan, cin, melek, eytan, gk, arz, hayvan, bitki, cansz eyler, cevher, rz, bilinen ve grnen her ne varsa hepsi, sonradan, Allah'n kudretiyle yaratlmtr. Btn bunlar yoktan var edilmitir. Allah Tel ezel'de tek bana idi ve kendisinden baka hibir varlk yoktu. Bundan sonra kudretini gstermek ve gemi iradesini uygulama sahasna karmak iin mahlukt yaratt. Bunlar muhta olduu iin deil, ezel iradesinin tahakkuku iin yaratmt. Yaratmak ve icad etmekle mkellef olmak, O'nun iin vcib ve zarur bir vazife telkki edilemez. O bunlar ancak fazilet ve ihsanyla yapmtr. Nimet vermek ve slah etmek de onun iin zaruri ve yaplmas gereken bir vazife deildir. Bu bir ltf-u ilhdir, Bu bakmdan fazilet, ihsan, nimet ve minnet O'na aittir. nk O, kullarnn zerine eit eit azaplar gndermeye ve onlar birok elemlere ve hastalklara mptel etmeye kadirdir. Eer byle yapacak olsa bu irkin bir fiil ve zulm deil, aksine adaletin t kendisi olurdu. Allah Tel m'min kullarnn ibdet ve tatlarn ltuf ve keremiyle mkafatlandrr. Yoksa bu, Allah iin zorunlu ve zaruri bir vazife deildir. nk hibir kimsenin ve hibir varln Allah'a herhangi bir devi ykletmesi dnlemez. Allah'tan herhangi bir zulmn sudr etmesi tasavvur olunamad gibi, herhangi bir varln Allah zerinde bir hakknn bulunmas da vacip olamaz. Taat ve ibadetlerde kullar zerindeki hakk sadece akl yoluyla deil peygamberlerinin bildirmesiyle de vacip olmutur. Allah Tel peygamberler gnderdi ve onlarn doruluklarn apak mucizelerle teyid ve takviye etti. Onlar da Allah'n emrini, yasan, va'dini ve vadini halka tebli buyurdular. Bylece halka da getirmi olduklar ilh hkmlerde peygamberleri dorulamak ve tasdik etmek vazifesi dt.

You might also like