You are on page 1of 131

BERTRAND RUSSELL FELSEFE SORUNLARI Kabalc Yaynevi

BERTRAND RUSSELL
FELSEFE SORUNLARI

Ingilizceden eviren: Vehbi Hackadirolu

KABALCI

KABALCI YAYINEV 48 Felsefe Dizisi 11 FELSEFE SORUNLARI Benrand Russell zgn ad: The Problems of Philosophy, (1911) / Betrand Russell ngilizceden eviren: Vehbi Hackadirolu Bu evirinin tm yayn haklar Kabalc Yaynevi'ne aittir. Birinci Basm: Felsefe Meseleleri, 1934 ikinci Basm: Alaz Yaynlar, 1980 nc Basm: Kabalc Yaynevi, 1994 ISBN 975 - 7942 - 06 - 5 Yayn Ynetmeni: Vedat orlu Dizgi: Beyhan Ajans Kapak Resmi: Lyonel Feininger'in, Market Church in Halle ( 1929) adl tablosundan ayrnt Kapak Tasarm: Vedat orlu Kapak Reprodksiyonu: Banu Kutun Dzelti: Sreyyya Evren Bask: Yaylack Matbaas Cilt :Aziz-Kan Mcellithanesi KABALCI YAYINEV Bamusahip Sokak Tala Han No. 16/5 Cagalolu 34410 STANBUL Tel: (0212) 526 85 86 - 522 63 05 Fax: (0212) 526 84 95

NDEKLER
NSZ I. GRN VE GEREK II. ZDEIN VAROLUU III. ZDEIN DOASI IV. DEALZM : V. TANIMA YOLUYLA BLG VE BETMLEME YOLUYLA BLG VI. TMEVARIM ZERNE VII. GENEL LKELER ZERNE BLGMZ KONUSU VIII. A PRIORI BlLGl NASIL OLABLYOR' IX. TMELLER DNYASI X. TMELLER BLGMZ ZERNE XI. SEZGSEL BLG ZERNE XII. DORULUK VE YANLILIK XIII. BLG, YANLI, OLASILIKLI SANI XIV. FELSEF BLGNN SINIRLARI XV. FELSEFENN DEER i 9 17 25 33 40 51 59 68 75 83 90 96 105 113 122

NSZ
Bu kitapta kendimi felsefnin, zerinde olumlu ve yapc bir ey sylenebilecek balca sorunlanyla snrladm, nk yalnzca olumsuz eletiricilik yersiz grnecekti. Bu sebeple bu kitapta, bilgi kuram metafizikten daha geni yer tutuyor ve filozoflarca ok tartlan kimi konular, ele alnmlarsa bile, ok ksa geilmilerdir. G. E. Moore ve J. M. Keynes'in yaymlanmam yazlanndan deerli yardmlar saladm: birincisinden, duyu-verileri ile fiziksel nesneler ilikisi; ikincisinden de olaslk ve tmevanm konulannda. Aynca Profesr Gilbert Murray'in eletirilerinden ve dncelerinden de ok yararlandm. 1912 Onyedinci basm iin uyar: Kitabn baz yerlerindeki kimi nerilerle ilgili olarak, bu kitabn, 1912 balarnda, in henz bir imparatorluk iken yazldnn ve o gnlere gre son Babakann (ngiliz) adnn B ile baladnn belirtilmesi uygun olur. 1943

I GRN VE GEREK Dnyada mantkl dnen hi kimsenin phe duymayaca kadar kesin dorulukta bir bilgi var mdr? ilk bakta pek de zor grnmeyen bu soru, gerekte, sorulabilecek en zor sorulardan biridir. Kaamaksz ve inanlr bir yantn yoluna kan engelleri saptadmz anda felsefe almalarna iyice girmi oluruz nk felsefe byle en u sorulan yantlama giriiminden baka bir ey deildir ve bunu bizim gnlk yaamda, hatta bilimde yaptmz gibi gelii gzel ve dogmatik biimde deil, eletirici bir grle, bu tr sorular zlmez yapan her eyi akladktan ve bizim sradan dncelerimizin altnda yatan belirsizlik ve kankl saptadktan sonra yapar. Gnlk yaamda doru diye kabul ettiimiz birok eyler, daha yakndan bakldnda ylesine gze arpar elikilerle doludur ki, gerekte inanmamz gereken eyin ne olduunu ancak bir yn dnceler sonunda renebiliriz. Kesin bilgiyi ararken elimizdeki deneylerle ie balamamz doaldr, ve kukusuz, bir anlamda bilginin onlardan tremesi gerekir. Fakat dolaysz deneylerimizin bize verdii bilginin ne olduunu belirten her yargnn yanl olmas ok olasdr. Bana u anda bir iskemle zerinde, stnde kt yapraklan bulunan bir masa banda oturuyormuum gibi gelir. Bam eviijdiimde pencereden, yaplar, bulutlar ve gnei grrm. nanyorum ki, gne dnyadan doksan milyon mil kadar uzaktadr;

10

FELSEFE SORUNLARI

dnyadan kat kat byk, scak bir kredir; dnyann dn dolaysyla her sabah doar ve gelecekte de snrsz bir zaman boyunca bunu srdrecektir. Yine inanyorum ki, baka bir normal kimse odama girse, ayn iskemleleri, masalan, ktlan ve kitaplar benim grdm gibi o da grecektir ve grdm masa, koluma kar direncini duyduum masann ayndr. Btn bunlar, benim bir ey bilip bilmediimi soran kimseye yant olarak sylenmiyorsa, sylemeye demeyecek kadar akm gibi grnr. Nedir ki, btn bunlardan hakl olarak phelenilebilir ve btn bunlar, tmyle doru biimde nerildiklerine inanlmadan nce ok zenli tartmalan gerektirir. Glkleri aa karmak iin dikkatimizi masa zerinde toplayalm. Gze grn dikdrtgen, kahverengi ve parlaktr, dokunulduunda prtksz, souk ve katdr, tklattmda tahta sesi verir. Masay gren, duyan ve iiten herkes bu betimlemeye katlr, yle ki, bir glk kmayacakm gibi grnr; fakat daha kesin olmaya giriir girimez skntlar da balar. Masann "gerekten" tmyle ayn renkte olduuna inanm olmama karm, yanstan blmler tekilerden daha parlak grnr, kimi blmlerse yansyan k yznden ak grnr. Bilirim ki yer deitirdiimde yanstan blmler deiecek ve masa zerindeki renk dalm baka trl olacak. Buna gre, birok kii ayn anda masaya baksalar, bunlardan herhangi ikisi, bsbtn ayn olan bir renk dalm gremeyecek, nk herhangi iki kii masay ayn bak asndan gremez ve bak asndaki her deime n yansma biiminde bir deime yapar. Uygulamadaki birok amalar bakmndan bu ayrmlar nemsizdir, fakat ressam iin ok nemlidir: ressam, nesnelerin saduyunun "gerekten" yle dedii renklerde olduunu kabul etmek alkanlndan kurtulmal, ve onlan olduklan gibi grme alkanln edinmelidir. Burada, felsefede en ok

GRN VE GEREK

11

sknt douran ayrlmalardan birinin balangcna varm oluyoaz "grn" ile "gerek" arasndaki, nesnelerin nasl grndkleriyle ne olduklan arasndaki ayrlma. Ressam nesnelerin nasl grndn, i gren adamla filozof onlann ne olduunu bilmek ister, fakat filozofun buradaki istei i gren adamnkinden daha gldr ve filozof, sorular yantlamann glklerini bilmesi yznden daha skntl durumdadr. Masaya dnelim. Anladmza gre masann ya da hatta masann bir blmnn rengi olmak bakmndan stn grnen bir renk yoktur, bunun, ayn bak alarna gre ayr renkler olduu grlr ve bu renklerden kimilerine, tekilere gre masann daha gerek rengiymi gibi bakmak iin bir sebep yoktur. Ve biliyoruz ki belli bir noktadan bakldnda bile, yapay kta, ya da renk-kr olan birine, ya da mavi gzlk takan birine, renk baka grnecek, aynca karanlkta, dokunma ve iitme bakmndan bir ayrlk olmamasna karn hi renk grlmeyecek. Bu renk masann doasnda bulunan bir ey deil, masaya, ona bakana, masa zerine den a bal bir eydir. Biz gnlk yaamda masann renginden szettiimizde, herhangi bir bak asndan, genel aydnlanma koullan altnda normal bir kimseye grnen renk demek isteriz. Fakat baka koullar altnda grlen teki renklerin de gerek olarak kabul edilmeye onun kadar hakk vardr: bu yzden, yan tutmu olmamak iin, masann kendiliinin herhangi bir rengi olduuna, kar kmamz gerekir. Doku bakmndan da ayn ey sylenebilir. Yaln gzle damarl, fakat baka ynden, prtksz ve dz grnr. Bir mikroskopla bakarsak prtkler, tepe ve koyaklar, ve yaln gzn seemedii trden bir sr ayrm grlr. Bunlardan hangisi "gerek" masadr? Doal olarak, mikroskopla grnenin daha gerek olduunu sylemek eilimindeyizdir, fakat daha gl bir mikroskop altnda bu da deiebilir. Bu durumda, yaln gzle grdmze gvenemezsek, mikroskop-

12

FELSEFE SORUNLARI

la grdmze nasl gvenelim? Bylece balangta duyulannza gsterdiimiz gveni yitirmeye balam oluyoruz. Masann kl bakmndan da durum daha iyi deil. Hepimiz nesnelerin "gerek" kl zerine yarg vermeye almz, ve bunu ylesine dnmeden yapanz ki, edimsel olarak gerek klklan grmeye baladmz sannz. Fakat uygulamada, eer resim yapmak istersek hepimizin renmesi gerektii gibi, belli bir ey, her bak asndan baka baka klklarda grnr. Eer masamz "gerekten" dikdrtgen ise, hemen her bak noktasndan, iki as dar a, ikisi de geni aym gibi grnr. Karlkl kenarlar koutsa bunlar, bakan kiiden uzakta bir noktada birleiyorlarm gibi grnr: uzunluklar eitse, yakn olan daha uzun grnr. Btn bunlar genellikle masaya bakarken gze arpmaz, nk deney bize, grnen klktan gerek kl karmay retmitir ve i gren kiiler olarak bizi ilgilendiren "gerek" klktr. Fakat gerek klk bizim grdmz deil, ondan kanmla bulduumuz klktr. Ve odada yer deitirdike grdmz eyin kl srekli deiir ; demek burada da duyular bize, masann kendisi zerine doruyu deil de, yalnzca masann grn zerine olan doruyu veriyor. Dokunma duyusunu ele aldmzda da benzer glkler ortaya kar. Masann bize her zaman bir katlk duyumu verdii dorudur, onun basnca direndiini duyarz. Fakat elde ettiimiz duyum, masaya ne kadar sert bastrdmza ve bedenimizin hangi blmyle bastrdmza baldr; bu durumda, trl basnlara ya da bedenin trl blmlerine bal olan trl duyumlann, masann herhangi bir zelliini dorud a n belirttii kabul edilemez, bunlar olsa olsa, belki duyumlarn n e d e n i olan, fakat bu duyumlardan hibirinde bulunmayan bir zelliin belirtileri olabilir. Ayn eyler, masay tklatarak elde edilen sese, daha belirgin biimde uygulanabilir.

GRN VE GEREK

13

Bylece, eer gerek masa diye bir ey varsa onun, grme, dokunma ya da'iitme yoluyla bizim dolaysz (immediate) deneyimize giren ey olmad aa km oluyor. Gerek masa, eer byle bir ey varsa, hibir zaman bizim dolaysz olarak bilebileceimiz bir ey deil, dolaysz bilinenden yaplan bir kanm olmaldr. Buradan, ok zor iki soru birden doar; yani (1) gerek masa diye bir ey var mdr?, (2) varsa ne gibi bir ey olabilir? ! Bu sorulann incelenmesinde anlamlan belirli ve ak birka terim bize yararl olacak. Renkler, sesler, kokular, katlklar," przllkler v.b. gibi, duyumla dolaysz olarak bilinen eylere duyu-verileri (sense-data) adn verelim. Bunlann dolaysz olarak aynmna varma (farketme) deneyine "duyum" adn vereceiz. Bylece, ne zaman bir renk grrsek bir renk duyumu elde ederiz, fakat rengin kendisi duyum deil duyuverisidir. Renk, dolaysz olarak ayrmna vardmz eydir, bu aynmna varmann kendisi ise duyumdur. Aktr ki, masa zerine bir ey bilecek durumdaysak bu, birletirdiimiz duyu-verileri kahverengi, dikdrtgen klk, przszlk v.b. araclyla olmal; fakat sylediimiz sebepler yznden, masann duyu-verileri olduunu ya da hatta duyu-verilerinin, masann dolaysz zellikleri olduunu syleyemeyiz. Bylece, masa diye bir ey olduunu kabul ettiimizde, duyu-verilerinin gerek masayla ilikileri diye bir sorun domu olur. Gerek masaya, eer varsa, bir "fiziksel nesne" diyeceiz. imdi zerinde dneceimiz ey duyu-verileriyle fiziksel nesnelerin ilikisidir. Btn fiziksel nesnelerin hepsine "zdek" diyoruz. Bylece, iki sorumuz, yeniden yle dzenlenebilir: (1) zdek diye bir ey var mdr, (2) Varsa bunun doas nedir? Duyularmzn dolaysz nesnelerinin bizden bamsz olarak varolamazlar gibi bakmamza ilikin sebepleri nemle ilk ortaya atan filozof Berkeley'dir. (1685-1753) Onun "pheciler

14

FELSEFE SORUNLARI

ve Tanr-tanmazlara Kar Hylas ve Philonous Arasnda Diyalog"u, zdek diye bir eyin kesinlikle olmadn ve dnyann yalnzca zihinlerle onlann dncelerinden olutuunu kantlamaya giriir. Pylas imdiye dek zdee inanmtr, fakat onu acmaszca elikiler ve tutarszlklar iine dren ve sonunda, kendisinin zdei yadsmasn hemen hemen saduyu diye gsteren Philonous ile baa kacak dzeyde deildir. Kullanlan kantlamalann deeri birbirinden ok deiiktir: kimisi nemli ve salam, tekiler kank ve kaamakldr. Berkeley'in, zdein varlnn, samala dmeden yadsnabileceim ve bizden bamsz olan bir ey varsa bunun da, duyumlanmzn dolaysz nesneleri olamayacan ilk olarak gstermi olmaktan gelen hakk yadsnamaz. zdein varolup olmadn sorduumuzda, birbirinden ayr iki soru ortaya kar ve bunlan her zaman aka bilmek nemlidir. "zdek" deyince biz genellikle "zihin"in kart olan bir ey anlanz; bunun yer kapladn ve herhangi bir dnce ya da bilinten kesinlikle yoksun olduunu dnrz. Berkeley'in zdei yok say balca bu anlamdadr; yani, bizim genellikle masann varoluunun belirtileri olarak grdmz duyu-verilerinin, gerekten bizden bamsz bir eyin varoluunun belirtileri olduunu yadsmaz, fakat onun zihin d olduu, yani ne zihnin kendisi ne de zihinde bulunan bir dnce olduu grne kar kar. Odadan ktmzda ya da gzmz kapadmzda bir eyin varoluunu srdrmesi gerektiini, masay grmek dediimiz eyin, bize, onu grmediimizde de bir eyin gene varln srdreceine inanmak hakkn verdiini kabul eder. Fakat o eyin bizim grdmz eyden kkten bir bakal olamayacana ve bizim onu grmemize bal olmamakla birlikte "grme"den tmyle bamsz olamayacana inanr. Bylelikle "gerek" masay, Tanrnn zihnindeki bir ide (dnce) olarak grmeye ynelmi oluyor. Byle bir idede gerekli sreklilik ve bizden bamsz-

GRN VE GEREK

15

lk bulunduu gibi bu ide, onu hibir zaman dolaysz olarak bilemeyip ancak karmla bulabiliriz anlamnda bir bilinemezlik iinde de deildir. Berkeley'den beri baka filozoflar da, masann varolmasnn benim onu grmeme bal olmamakla birlikte herhangi bir zihnin (bunun Tanrnn zihni olmas gerekmez, bu daha ok evrenin ortak zihni olarak dnlr) Onu grmesine, (ya da onu baka duyumla alglamasna) bal olduunu ne srdler. Bunu ne srerken onlar da Berkeley gibi, zellikle, zihinlerle onlann dnce ya da duygulan dnda hibir ey ya da hi olmazsa gerek olduu bilinen bir ey bulunamayacan dnyorlard. Onlann, grlerinin destei olarak ortaya koyduklan kantlamalan yle zetleyebiliriz: "Dnlebilen her ey onu dnen kiinin zihnindeki bir idedir; yleyse zihinlerdeki idelerden baka hibir ey dnlemez; bu durumda idenin dnda hibir ey kavranamaz, kavranamayan ey de yok demektir." Byle bir kantlama, kanmca yanlr; doal olarak, bunu ne srenler byle ksa ve i biimde ne srmezler. Fakat salam olsa da olmasa da bu kantlamann u ya da bu biimde ne srlmesi ok yaygndr; ve pek ok filozof, belki de ounluk, zihinler ve onlann idelerinin dnda bir gerek bulunmadn ne srerler. Byle filozoflara "idealistler" deniyor. Bunlar zdei aklamak istediklerinde ya Berkeley gibi, zdein bir ideler takmndan baka bir ey olmadn ya da Leibniz (1646-1716) gibi, zdek gibi grnen eyin az ok eksik durumdaki idelerin bir birikimi olduunu sylerler. Fakat bu filozoflar da zihin kar olarak zdei yoksamakla birlikte, baka bir anlamda yine de zdei kabul ederler. Anmsanaca gibi, biz iki soru somutuk;(l) Bir gerek masa varolabilir mi? (2) Varolabilirse bu ne trden bir eydir? imdi, Berkeley de Leibniz de bir gerek masann varolduunu kabul ederler, fakat Berkeley bunun Tannnn zihnindeki

16

FELSEFE SORUNLARI

kimi ideler, Leibniz de bir ruhlar topluluu olduunu syler. Bu durumda ikisi de birinci sorumuza olumlu yant vermi oluyorlar, onlann sradan lmllerin grlerinden aynlmalan ikinci soruya verdikleri yanttadr. Gerekte, hemen btn filozoflar bir gerek masann varln kabul etmekte birleir grnrler: hemen hepsi kabul ederler ki, bizim duyu-verilerimiz renk, klk, przszlk v.b. ne denli bize bal olurlarsa olsunlar, yine de onlarn ortaya k bizden bamsz bir eyin varlnn belirtisidir, bu ey belki de bizdeki duyu-verilerinden bsbtn bakadr, fakat nn, gerek masayla uygun ilikiler iine her girdiimizde bizdeki bu duyu-verilerini douran ey olarak grlmesi gerekir. imdi, filozoflarn zerinde anlatklar bu noktann doas ne olursa olsun bir gerek masann varolduu grnn yaamsal nemi aktr ve masann doasyla ilgili ikinci soruya gemeden nce, bu gr kabul etmek iin ne gibi sebepler bulunduu zerinde durmakta yarar vardr. Bu yzden, bundan sonraki blm bir gerek masann bulunduunun kabul ediliinin sebepleriyle ilgili olacak. Daha ileri gitmeden nce, imdiye dek ne elde etmi olduumuz zerinde bir an iin durmak iyi olur. Duyularla bilindii kabul edilen herhangi bir nesneyi alrsak, duyulann bize dolaysz o l a r a k anlattklan eyin, bizden ayn bireye ilikin bir doru (truth) deil de, grebildiimiz kadanyla o nesneyle bizim aramzdaki bantlara bal olan duyu-verilerine ilikin bir doru olduu ortaya kt. Demek ki dolaysz olarak grp duyduumuz ey yalnzca "grn"tr ki onun, arkasndaki bir "gerein" belirtisi olduuna inannz. Fakat, eer gerek, grnen ey deilse, gerek diye bir ey olup olmadn bilebilir miyiz? Eer bilebilirsek bunun ne gibi bir ey olduunu anlama olanamz var m? Bu tr sorular artcdr ve en garip varsaymlarn bile doru olmadn bilebilmek zordur. Bylece, imdiye dek

ZDEIN VAROLUU

17

bizde ancak pek belirsiz dnceler uyandran u-bildiimiz masa, artc olabilirliklerle dolu bir sorun olup kmtr. zerinde tek bildiimiz ey, onun, grnd ey olmaddr. Bu alak gnll sonu dnda, imdilik, varsaymlarda bulunmak iin en geni zgrlk iindeyiz. Leibniz bize onun bir ruhlar topluluu olduunu syler; Berkeley Tanrnn zihnindeki bir ide ldn syler; ar bal bilim de artclkta onlardan geri kalmaz ve masanm, zorlu bir devim iindeki elektrik yklerinin byk bir birikimi olduunu syler. Bu artc olaslklar arasnda, phe de ortaya kp, belki de masa diye hibir ey olmadn ne srer. Felsefe bu bir sr soruyu bizim istediimiz gibi yantlayamasa bile hi olmazsa dnyay daha ilgin klacak sorular s o r m a gcn tar, ve gnlk yaamn en sradan eylerinin bile yzeyleri altnda yatan artc ve duyulmam eyleri gsterir.

II ZDEIN VAROLUU Bu blmde kendimize, ne anlamda olursa olsun zdek diye bir eyin varolup olmad sorusunu soracaz. zn (intrinsic) bir doas bulunan, ve ben kendisine bakmadm zaman da varln srdren bir masa var mdr? Yoksa masa yalnzca benim imgelemimin bir rn, uzun sren bir dteki bir d-masas mdr? Bu soru ok byk nem tar. nk, nesnelerin bamsz varolulanna inanmazsak, baka kimselerin bedenlerinin bamsz varolulanna da inanamayz, byle olunca bakalannn zihinlerine bsbtn inanamayz, nk bakalannn zihinlerine inanabilmek iin onlann bedenlerinin gzlemlenmesinden trettiklerimizin dnda hibir dayanamz yoktur. Bylece nesnelerin bamsz varolulan-

18

FELSEFE SORUNLARI

na inanamazsak bir l ortasnda yalnz kalrz olabilir ki d dnya bir dten baka bir ey deildir, ve varolan yalnzca biziz. Bu sknt veren bir olaslkur; fakat yanll kesinlikle kantlanamasa bile, doru olduunu kabul etmek iin de en kk bir sebep yoktur. Bu blmde bunun neden byle olduunu greceiz. Kukulu konulara dalmadan nce, balang olabilecek az ok belirli bir nokta bulmaya alalm. Masann fiziksel varlndan pheli olmamza karn, bir masann bulunduunu bize dndren duyu-verilerinin varlndan pheli deiliz; baktmz zaman bize belli bir renk ve kln grndnden phe etmiyoruz, bastrdmz zaman da belli bir katlk duyumunun deneyini ediniyoruz. Btn bu ruhbilimsel eyleri sorgulamyoruz. Gerekten, baka eyler ne denli pheli olursa olsun, dolaysz deneylerimizden hi olmazsa kimileri kesinlikle inanlr olmal. ada felsefenin kurucusu Descartes (1596-1650), imdi de yararlanlabilecek bir yntem buldu dizgesel (systematic) phe yntemi. Doruluunu ak ve seik olarak grmedii hibir eye inanmamaya karar vermiti. phe duyabildii eylerin hepsinden, pheye bir sebep kalmadn grnceye dek phelenecekti. Bu yntemi uygulayarak, adm adm, katksz, inanabilecei tek varoluun kendi varoluu olduu inancna vardr^Duyulanna, srekli hayal oyunlar arasnda gerek-d eyler sunan bir aldatc peri tasarlyordu; byle bir kt perinin varl ok phe gtrrd fakat yine de bu olanak vard, bu yzden de duyularla alglanan eylerden phe duyulabilirdi. Fakat kendi varlna ilikin bir phe olanakszd, nk varolmasa kt peri de onu aldatamazd. phe ediyorsa varolmas gerekti; ne trden olursa olsun bir deneyi varsa kendisi de var demektir. Bylece kendi varl onun iin bir salt inant. "Dnyorum, yleyse vanm" diyordu (Cogito, ergo

ZDEIN VAROLUU

19

sum); ve bu inan stne, phesinin ykm olduu bilgi temelini yeniden kurmaya giriti. phe yntemini bulmak ve en kesin eylerin znel eyler olduunu gstermekle Descartes felsefeye byk katkda bulundu, bugn de onu konunun btn aratrclan iin yararl klan, bu katkdr. Fakat Descartes'n kantlamasn kullanrken dikkatli olmak gerek. "Dnyorum, yleyse vanm", kesin bilineni aan bir ey de syler. Dn ne idiysek bugn de ayn kii olduumuza kesinlikle inanmamz gerekirmi gibi grnr, bir anlamda bunun doru olduuna da phe yoktur. Fakat gerek Kendilik (self) de gerek masa kadar zor ulalan bireydir ve zel deneylerde bulunan kesin inandncln bunda da bulunduu sylenemez. Masama bakp da bir kahverengi grdmde, kesin olan bilgi, "benim kahverengi grdm" deil, daha ok, "bir kahverenginin grlm olduudur". Bu, doallkla bir eyin ya da kiinin kahverengini grm olmasn gerektirir; fakat "Ben" denilen az ok srekli kiiye ilikin olmay kendiliinden gerektirmez. Dolaysz inanma szkonusu olduunda, kahverengini gren eyin bir anlk bir ey olma olasl vardr ve o, bir an nce baka bir deney geirmi bir eyle ayn olmayabilir. Bylece, inanmann balangc kendi zel dnce ve duyularmzdadr. Ve bu, normal alglamalara olduu kadar d ve sannlanmza da uygulanabilir: bir hortlak grdmzde ya da dlediimizde, duyuyoruz sandmz duygulan gerekten duyduumuz aktr, fakat trl sebeplerle bu duyumlarn fiziksel nesnelerin karl olmad kabul edilir. Bylece kendi deneylerimiz zerine olan bilgilerimizin yalnzca kimi zel durumlarla snrlandrlmas gerekmiyor. Bu yzden bu noktada, ne olursa olsun, bilginin aratnlmasna balamak zere salam bir temel bulunuyor. zerinde dneceimiz sorun u: kendi duyu-verilerimize inandmza gre, bunlara, fiziksel nesne dediimiz baka

20

FELSEFE SORUNLARI

bir eyin varoluunun belirtileri olarak bakmaya hakkmz var m? Masayla doal olarak balantl grmemiz gereken btn duyu-verileini sraladktan sonra masa zerine sylenmesi gereken her eyi sylemi olduk mu, yoksa daha baka eyler de var m, duyu-verisi olmayan bir ey, biz odadan ktktan sonra da varln srdren bir ey? Saduyu hi duraksamadan bunun olduunu syler. Alnp satlabilen, itilip kaklabilen, stnde bir rt bulunan v.b. birey yalnzca bir duyuverileri toplam olamaz. Eer rt masay btnyle saklam
olsayd masadan hibir duyu-verisi e l d e edemezdik, bu du-

rumda, eer masa yalnzca duyu-verilerinden olusayd, varoluunu yitirir ve rt, daha nce masann durduu yerde bir tanskla havada asl kalm olurdu. Bu aka sama olur. Fakat filozof olmak isteyen kimsenin samalklardan kamamay renmesi gerek. Duyu-verilerine ek olarak bir de masa yakaladmz bize duyuran byk bir sebep ayn nesnenin baka baka insanlara yaramasdr. Bir yemek masasnn evresinde on kii oturmusa, onlann ayn rty, ayn bak, atal, kak ve bardaklan grmediklerini ne srmek manta aykndr. Fakat duyuverileri her kii iin zeldir; birinin gzne dolaysz sunulan bir ey bir bakasnn gzne dolaysz sunulmu olmaz: hepsi de nesnelere azck ayr gr noktalanndan bakarlar ve bu yzden de onlan azck ayn biimde grrler. Bu durumda, baka baka birok kiinin bir anlamda bilebilecei, herkes iin yansz nesneler varsa, baka baka kiilere grnen zel ve ayr ayn duyu-verilerinin dnda da bir ey olmas gerek. yleyse byle genel ve kiilere bal olmayan nesnelere inanmak iin ne sebep var? Doal olarak usa ilk gelen yant yledir: baka baka kimselerin, masay tekilerden azck deiik grmelerine karn, yine de masaya baktklannda hepsi de az ok benzer eyleri grrler ve grdkleri eylerdeki deiiklikler de n

ZDEIN VAROLUU

21

yansmas ve grnge (perspective) yasalanna uyarlar, yle ki, ayn kiilerin duyu-verilerinin altnda yatan bir srekli nesneye ulamak kolaydr. Masam odamda benden nce oturmu olan kimseden satn aldm; o n u n duyu-verilerini satn alm olamam, onlar da adam gidince yok olmulardr, benim satn alabileceim ve aldm ey, az ok onunkine benzeyen duyu-verilerinin bana inandrd eydir. Bylece, baka baka kimselerin benzer duyu-verileri olduu ve baka baka zamanlarda belli bir yerde bulunan bir kimsenin duyu-verilerinin de yine birbirine benzedii bir olgudur ve bu olgu, duyuverilerinden ayn olarak onlarn temelinde bulunan ya da onlan douran srekli ve genel bir nesne bulunduunu bize kabul ettirir. imdi, yukardaki dnceler, bizim dmzda baka kimselerin de bulunduu varsaymna dayandna gre, sorunun yant batan kabul edilmi oluyor demektir. Baka kiiler, grntleri ya da kardklar sesler gibi belli duyu-verileriyle benim nme karlar, ve benim duyu-verilerime bal olmayan fiziksel nesneler bulunduuna inanmam iin bir sebep yoksa, benim dlerimin dnda baka kimselerin bulunduuna inanmak iin de bir sebep bulamam. Demek, bizim duyu-verilerimize bal olmayan nesneler bulunduunu gstermeye altmzda, baka kimselerin bulunduuna inanmam iin de bir sebep bulamam. Demek, bizim duyu-verilerimize bal olmayan nesneler bulunduunu gstermeye altmzda, baka kimselerin tanklna ba vurmay, nk bu tanklk da duyu-verilerinden oluur ve bizim duyu-verilerimiz, bizden bamsz nesnelerin varlnn belirtisi saylmadka, baka kimselerin deneylerini gstermi olmazlar. Bu durumda, eer olanak varsa, dnyada bizden ve bizim zel deneylerimizden baka nesneler bulunduunu gsteren ya da gstermeye ynelen nitelikleri yalnzca kendimizin salt zel deneylerimiz arasnda bulmamz gerekir.

22

FELSEFE SORUNLARI

Bir anlamda bizim, kendimiz ve kendi deneylerimiz dnda nesneler bulunduunu hibir zaman kantlayamayacamzn kabul edilmesi gerekir. Dnyann yalnzca benden, benim dnce, duygu ve duyumlarmdan olutuu, baka her eyin kuruntudan baka bir ey olmad varsaymndan manta aykn hi bir sonu kmaz. Dte ok karmak bir dnyann nmze serildiini grm olabiliriz; fakat uyandmzda bunun bir aldanma olduunu anlanz; bu demektir ki dteki duyu-verileri, bizim duyu-verilerinden doal olarak kardmz fiziksel nesneleri karlar gibi grnmyor. (Geri bir kez fiziksel dnya-kabul edildiinde dteki duyu-verilerini fiziksel nedenlere balama olana da bulunabilir: rnein, arpan bir kap bir deniz arpmas d grdrebilir. Bu durumda duyu-verileri iin zikel bir n e d e n bulunmasna karn, duyu-verilerini gerek bir deniz arpmasnn karlad biimde k a r l a y a n bir fiziksel nesne yoktur). Btn yaamn, nmze kan ne varsa hepsini bizim yarattmz bir d olduunu kabul etmekte mantksal bir olanakszlk yoktur. Fakat bu mantk bakmndan olanaksz olmamakla birlikte, doru olduunu kabul etmek iin de hibir sebep yoktur ve gerekte bu varsaym, kendi yaammzn olgulann aklamak iin bir ara olarak ele alndnda, bizim zerimizdeki etkileriyle duyumlarmz douran bizden bamsz nesnelerin gerekten varolduklarn ne sren saduyu varsaym kadar kolay da deildir. Fiziksel nesnelerin gerekten varolduklann kabul etmeyi kolaylatran yol kolayca grlebilir. Eer kedi herhangi bir zamanda odann herhangi bir yerinde, biraz sonra da baka bir yerdeyse, birinci yerden ikincisine, arada birtakm konumlardan geerek gitmi olduunu kabul etmek doaldr. Oysa o yalnzca bir duyu-verileri takm olsayd, benim kendisini grmemi olduum yerlerde bulunmu olamazd; o zaman benim kendisine bakmadm zamanlarda hi varolmayp bir-

ZDEIN VAROLUU

23

denbire yeni bir yerde ortaya ktn kabul etmek zorunda kalnz. Eer kedi, ben onu grsem de grmesem de varsa, onun iki yemek arasnda nasl acktn kendi deneyimizden bilebiliriz; fakat ben kendisini grmediimde o da varolmuyorsa, alnn, varolmad zamanda varolduu zamanki kadar hzla artmas tuhaf grnr. Ve kedi yalnzca duyu-verilerinden oluursa ackamaz, nk benim iin duyu-verisi olan alk benim kendi almdan bakas olamaz. Bylece, kediyi bana sunan duyu-verileri davran bir aln anlatm olarak ok doal grnmesine karn, yalnzca renk paralannn devim ve deiiklikleri olarak grndnde son derece anlalmaz olur, nk renk paralannn ackmas bir genin ayak topu oynamasndan daha anlalr deildir. Fakat kedi bakmndan dlen zorluk, insan bakmndan dlenle ltrldnde hi kalr. Bir insansal varlk konutuunda yani, bize dnceyi antran birtakm sesler duyup, bununla ayn zamanda birtakm dudak devimleri ve yz anlatmlan da grdmzde kendimizin ancak bir dnce anlatm olarak kardmz bu tr seslerin, bakalarndan geldiklerinde yle olmadklann kabul etmek ok zordur. Byle eylerin dte de olduu ve bizim o zaman karmzdakini var sanmak yanllna dtmz dorudur. Fakat dler az ok uyank yaam dediimiz eyin etkisiyle oluur ve eer fiziksel dnyann gerekten varolduunu kabul edersek bu dler bilimsel ilkelerle az ok aklanabilir. Bylece her trl kolaylk ilkeleri bizi, kendimizin ve kendi duyu-verilerimizin dnda, varolular bizim onlan alglamamza bal olmayan nesneler bulunduunu kabule doru gtrr. Doaldr ki bizim bamsz bir d dnyaya inanmamzn balangtaki sebebi tantlama deildir. Biz dnmeye baladmz anda bu inana kendi iimizde buluruz: bu, gdsel inan diyebileceimiz bir eydir. Eer u olgu olmasayd

24

FELSEFE SORUNLARI

bu inan zerinde duraksamaya dmezdik: genellikle grme konusunda, duyu-verisinin kendisinin bamsz nesne olduuna igdsel olarak inanlrm gibi grnr, oysa usavurma nesne ile duyu-verisinin zde olamayacan gsterir. Bununla birlikte bu bulu, tad, koku ve seste bu eliki yoktur, dokunmada azck vardr bizim, duyu-verilerimizin karl olan nesneler zerine olan igdsel inancmz azaltmaz. Bu inan hibir glk dourmadna, tersine, deneylerimizin aklanmasn kolaylatrp dizgeselletirildiine gre buna kar kmak iin yeterli bir sebep yoktur. Demek ki dlerden ileri gelen kk bir pheye karn d dnyann gerekten varolduunu ve varolmak bakmndan bizim onu alglamay srdrmemize bal olmadn kabul edebiliriz. Bizi bu sonuca gtren usavurma phesiz istediimiz denli gl deildir, fakat birok felsefe usavurmalan iin rnekseldir, bu yzden onun genel nitelii ve salaml zerinde ksaca durmaya deer. Her bilginin igdsel inanlanmz zerine kurulduunu gryoruz, ve bunlar kabul edilmezse geride bir ey kalmaz. Fakat igdsel inanlarmz iinde de kimisi tekilerden daha gldr, bu arada bir oklan da alkanlk ve anm yoluyla teki inanlarla, yani gerekte igdsel olmayp, igdsel olarak inanlan eyin bir blm olduu yanl olarak kabul edilenlerle kanr. Felsefe, inanlanmz bize stnlk srasna gre gstermelidir, en ok gvendiklerimizden balamal, herbirini ilgisiz eklentilerden olanak orannda kurtanp yaltarak bize sunmaldr. Bunlarn son olarak ortaya konulu biimlerinde, igdsel inanlarmzn birbiriyle atmayp uyumlu bir btn oluturmas iin zen gstermelidir. Herhangi bir igdsel inancn tekilerle atmadka, kabul edilmemesi iin hibir sebep olamaz; demek ki uyumlu olduklan grlrse btn dizge kabul edilmeye deer olur.

ZDEIN DOASI

25

Doallkla, inanlarmzn hepsinin ya da herhangi birinin yanl olmas olana vardr, bu yzden hepsinde hi olmazsa ok kk bir phe esi bulundurmaldr. Fakat baka bir inanla atmadka bir inana atmaya h a k k m z yoktur. Artk, igdsel inanlanmzla onlann sonulann bir dzene sokarak, ilerinden n olanaklsn ele alp, gerekirse deitirerek ya da atarak, igdsel olarak inandmz tek bilgi olarak kabul etme temeli zerinde, bilgimizin dzenli ve dizgesel bir rgtlemesine varabiliriz ve bu rgtlemede yanlma olasl ortadan kalkmam da olsa, blmlerin birbiriyle balantlar ve bu kabulden nce yaplan eletirel irdeleme bu olasl azaltm olacaktr. Felsefe, en azndan, bu ilevi grebilir. Filozoflann ou doru ya da yanl olarak, felsefenin bundan daha ounu yapabileceine, yani bir btn olarak evrenin ve en son gerein baka yoldan elde edilemeyecek bilgilerini bize verebileceine inanrlar. Bu byle olsa da olmasa da, szn ettiimiz en alak gnll grevi felsefe gerekten grebilir ve bir kez saduyunun tutarllndan pheye dm olanlara, felsefe sorunlarnn gerektirdii etin ve g uralann gerekliliini gstermekte yeterli olabilir.

m
ZDEIN DOASI Bundan nceki blmde, tantlayc sebepler bulamam da olsak, duyu-verilerimizin rnein masamla birlik iinde grdm eylerin, bizden ve bizim alglanmzdan bamsz eylerin gerekten varolduunun belirtileri olduuna inanmann usa uygunluu zerinde anlamtk. Bunun anlam, masann bana grnmesini salayan renk, sertlik, grlt v.b. duyumlar dnda bu eylerin, grntsn oluturduklar

26

FELSEFE SORUNLARI

baka bir eyin de varolduunu kabul ettiimdir. Renk, ben gzlerimi kapadmda varln yitirir, kolumu masadan aynrsam sertlik duyumu yok olur, parmaklarmla masay tklatmay durdurduum anda ses de kalmaz. Fakat btn bunlar kalmaynca masann da kalmayacana inanmyorum. Tersine, gzm atmda, kolumu yeniden masaya koyduumda, parmaklanmla yeniden tklatmaya baladmda btn o duyu-verilerinin yeniden ortaya knn masann varln srdrmesi yznden olduuna inanyorum. Bu blmde ele alacamz soru u: benim kendisini alglamama bal olmadan varln srdren bu masann doas nedir? Bu soruya fizik bilimi bir yant verir, bu yant, dorusu ya biraz eksik ve ok var-saymsal kalmakla birlikte yine de saygya deer bir yanttr. Fizik bilimi, az ok bilinsiz olarak, btn olaylann devime indirgenmesi gerektii grne doru kaymtr. Ik, s ve ses, de bunlar yayan nesnelerden kp, gren, sy duyan ve sesi iiten kiiye doru giden dalga devimlerinden doar. Dalga-devimi yapan ey ya esir (ether) ya da "kaba zdek"tir, fakat bunlarn ikisi de filozofun zdek diyebilecei eylerdir. Bilimin buna ykledii zellikler, yalnz uzam iindeki konum ve devim yasalanna gre devinme gcdr. Bilim, baka zelliklerinde bulunabilecei dncesine kar deildir, fakat yle de olsa o teki zellikler bilim adamna bir yarar salamaz ve onun olaylan aklamasna bir katkda bulunmaz. Kimi kez, "k, dalga-deviminin bir biimidir" denmitir, fakat bu yanltcdr, nk bizim dolaysz olarak grdmz ve duyulannz araclyla dorudan doruya bildiimiz k, dalga-deviminin bir biimi deil, bsbtn baka bir eydir bilgimizi kr bir adama aktarmaymza karn kr olmayan hepimizin bildii bir eydir. Oysa bir dalga-devimi kr bir adama pek gzel anlalabilir; nk o, dokunma duyusu ara-

ZDEIN DOASI

28

clyla bir uzam bilgisi kazanabilir ve bir deniz yolculuuyla da, dalga-deviminin bir deneyimi, hemen de bizim gibi, geirmi olur. Fakat kr bir adamn anlad bu ey bizim k dediimiz ey deildir: k derken biz, tam da, kr kimsenin hi anlayamayaca ve bizim de ona hi tanmn veremeyeceimiz eyi anlarz. imdi, kr olmayan hepimizin bildii bu ey, bilime gre, d dnyada gerekten bulunan bir ey deildir.- bu, belli dalgalann gren kiinin gzn, sinirlerini ve beynini etkilemesinden doan bir eydir. Ik dalgadr denildiinde bunu, bizim k duyumumuzun fiziksel nedeninin dalgalar olduu biiminde anlamak gerek. Fakat n kendisinin, gren kimseler iin deney olup krler iin olmayan bu eyin, bizden ve bizim duyulannzdan bamsz olan d dnyann bir blm olduunu bilim kabul etmiyor. Buna benzer grler teki duyum trlerine de uygulanabilir. Bilimsel zdek dnyasnda bulunmayan eyler yalnzca renkler, sesler v.b. deildir, grme ve dokunma ile elde ettiimiz biimiyle u z a m da yle. Bilim iin zdein bir uzam iinde bulunmas temel kuraldr fakat bu uzam bizim grp duyduumuzla ayn deildir. Bir kez, grdmz biimiyle uzam, dokunma duyusuyla elde ettiimiz uzamla ayn ey deildir; grdmz nesnelere nasl dokunacamz ya da bize dokunan eylerin grntsn nasl elde edeceimizi ancak ocukluktaki deneylerle renebiliriz. Fakat bilimdeki uzam dokunma ve grmeden herhangi birine bal deildir, yani ne dokunmann ne grmenin uzamdr. Yine byle, baka baka kimseler, ayn nesneyi, bak noktalanna gre baka baka klklarda grrler. rnein yuvarlak bir para, onun her zaman yuvarlak olduunu kabul etmemize karn, tam kardan bakmyorsak sbe (oval) grnr. Ona yuvarlak derken onun, grnen klndan baka olup, grnnn dnda doasna bal olan bir gerek k-

28

FELSEFE SORUNLARI

ligi olduunu dnm oluruz. Fakat bilimin ilgilendii bu gerek kln, herhangi bir kimseye g r n e n uzamdan ayr bir gerek uzam iinde bulunmas gerekir. Gerek uzam geneldir, grnen uzam ise alglayana zgdr. Baka baka kimselerin zel uzamlan iinde ayn nesnenin trl klklar varm gibi grnr; demek ki, iinde nesnenin gerek klnn bulunduu gerek uzam, zel uzamlardan baka olmal. Bu durumda bilimin uzam, bizim grp duyduumuz uzamlarla balantl olmasna karn onlarla zde deildir ve bu balantnn biimi bir irdelemeyi gerektirir. Geici olarak kabul ettiimize gre, fiziksel nesneler bizim duyu-verilerimizle ayn ey deildirler, fakat onlara duyumlanmz dourduklan gzyle baklabilir. Bu fiziksel nesneler, fiziksel uzam diyebileceimiz, bilimin uzam iindedirler. Belirtmekte yarar var, eer duyumlarmzn nedenleri fiziksel nesnelerse, bu nesneleri ve bizim duyu-organlanmzla sinirlerimizi ve beynimizi iinde bulunduran bir fiziksel uzam olmal. Bir nesneden, onunla dokunumda bulunduumuzda, yanibedenimizin bir blmnn nesnenin bulunduu uzama ok yakn bir uzam iinde bulunduunda, bir dokunma duyumu elde ederiz. Kabaca sylersek, biz bir nesneyi, onunla aramzda, fiziksel uzam iinde saydam olmayan bir cisim bulunmad zaman grrz. Bunun gibi, bir nesnenin sesini, kokusunu ya da tadn, ona yeterince yakn olduumuzda, o dilimize dokunduunda ya da fiziksel uzami inde bedenimize gre uygun bir yer alm olduunda duyanz. Bir nesneye ve kendi bedenimize bir fiziksel uzam iinde bakmadka o nesneden treteceimiz trl duyumlar saptamaya balayamayz, nk bizim nesneden hangi duyumlan tretebileceimizi belirleyen ey, en bata, o nesneyle bedenimizin birbirine gre konumlandr. imdi, bizim duyu-verilerimiz kendi zel uzamlarmzda, ya grme ya da dokunma uzamnda, ya da teki duyularn bi-

ZDEIN DOASI

29

ze verebilecei daha bulank bir uzamda bulunurlar. Eer bilimin ve saduyunun kabul ettii gibi. iinde fiziksel nesnelerin bulunduu hereyi-kaplayan bir genel ve fiziksel uzam varsa, fiziksel nesnelerin fiziksel uzam iindeki bantl konumu, bizim zel uzamlanmzdaki duyu-verilerimizin bantl konumlanyla az ok karlkl olmaldr. Bunu kabul etmekte bir zorluk yoktur. Bir yol zerinde bir evin bize tekinden daha yakn olduunu grrsek, teki duyulannzda bu evin daha yakn olduunu destekleyecektir, rnein yol boyunca yrrsek, yakn grdmz eve daha abuk vannz. teki kimseler de, bize yakn grnen evin daha yakn olduunu kabul ederler; asker harita da bu gr destekler; bylece her ey, bu evler arasnda, bizim onlara baktmz zaman grdmz ve kendi zel uzammz iinde bulunan duyu-verileri arasndaki bantnn karl olan bir bantnn bulunduunu gsteriyor. Demek ki fiziksel nesnelerin, karlklar olan duyu-verilerinin bizim zel uzammzda yer allarnn karl olarak, kendi aralanndaki banlann da iinde yer ald bir fiziksel uzamn varolduunu kabul edebiliriz, ite geometride zerinde allan, fizik ve gkbilimde de kabul edilen uzam bu uzamdr. Bir fiziksel uzamn varln ve onun zel uzamlarn karl olduunu kabul ettikten sonra onun zerine ne bilebiliriz? Yalnzca, karlkll salamak iin neyin gerekli olduunu bilebiliriz. Yani kendi iinde ne olduu tizerine hibir ey bilemeyiz; fakat fiziksel nesnelerin, uzamsal bantlarnn sonucu olan, dzenleni biimini bilebiliriz. rnein ay tutulmas srasnda yer, ay ve gnein bir doru izgi zerinde bulunduklarn bilebiliriz, buna kar, fiziksel bir doru izginin kendi iinde ne olduunu, bizim gr uzammzdaki bir dorunun grnn bildiimiz gibi bilemeyiz. Bylece, fiziksel uzamdaki uzaklklann bantlar zerine, uzaklklarn kendileri zerine bildiklerimizin

30

FELSEFE SORUNLARI

ok daha fazlasn bilmi oluyoruz; bir uzakln tekinden daha byk olduunu ya da bir eyin tekiyle ayn doru izgi zerinde olduunu bilebiliriz, fakat fiziksel uzaklklarla, kendi zel uzammzdaki uzaklklar ya da renkler, sesler ve teki duyu-verileriyle olan dolaysz tanklmz yoktur. Fiziksel uzam zerine, kr domu bir adamn, bakalarnn araclyla gr uzam zerine renebilecei her eyi bilebiliriz; fakat kr domu bir adamn gr uzam zerine bilemeyecei eylerden hibirini biz de fiziksel uzam zerine bilemeyiz. Duyu-verileriyle karlkll korumak iin gerekli bantlarn zelliklerini bilebiliriz, fakat bu bantlann birbirine balad terimlerin doalann bilemeyiz. Zamana gelince, bizdeki sreklilik ya da zaman ak duyg u s u saatin gsterdii zaman belirtmek bakmndan, ad salksza km bir klavuzdur. Canmz skknsa ya da ac duyuyorsak zaman yava geer, elenceli bir ura iindeysek zaman abuk geer ve uykudayken zaman hemen hemen yokmu gibi gelir. Bylece, zaman sreden olutuunda, uzamda olduu gibi, zamanda da bir zel bir de genel zaman aynm yapmak zorunluu var. Fakat zaman bir ncelik sonralk dzenlemesi olarak kurulduunda byle bir ayrm yapmaya gerek yok; olaylarda bulunduu grlen zaman-dzeni, grebildiimiz kadanyla, gerekteki zaman-dzeninin ayndr. Ne olursa olsun bu iki dzenin ayn olmadn kabul etmek iin bir sebep yoktur. Ayn ey genellikle uzam iin de dorudur; bir alay insan bir yol boyunca yryor olsa, baka baka bak noktalarndan alayn kl baka baka grnr, fakat nereden baklrsa baklsn insanlar ayn dzen iinde sralanm grlrler. Bu yzden dzene fiziksel uzamda da doru diye bakanz, oysa kln fiziksel uzamla karlkllnn, dzenin ayn kalmas ne kadar gerektiriyorsa o kadar olduu kabul edilir.

ZDEIN DOASI

31

Olaylarda v a r gibi g r n e n zaman dzeninin, onlarda gerekten b u l u n a n zaman-dzeniyle ayn olduunu sylerken, bir yanl anlama olaslndan korunmak gerekiyor. Baka baka fiziksel nesnelerin trl durumlarndaki zaman-dzeninin, bu nesnelerin alglanmalarn oluturan duyu-verilerindekilerle ayn olduu dnlmemelidir. Fiziksel nesneler olarak dnldklerinde, gk grltsyle imek e-zamanldr; yani imek, hava alkantsnn balad ya da imein akt noktadaki alkantyla e-zamanldr. Fakat gk grltsn duyma dediimiz duyu-verisi, hava alkants bizim bulunduumuz yere ulancaya dek ortaya kmaz. Bunun gibi, gne nn bize ulamas sekiz.dakika kadar alr, bylece, bizim grdmz gne sekiz dakika nceki gnetir. Duyu-verilerimiz fiziksel gneten bilgi verdikleri srece, sekiz dakika nceki gnein bilgisini verirler, eer fiziksel gne sekiz dakika nce yok olmu olsa bu, "gnei grme" dediimiz duyu-verilerinde bir deiiklik yapmaz. Bu durum, duyuverileriyle fiziksel nesneleri birbirinden ayrma zorunluunun yeni bir rneini verir. Uzamla ilgili olarak bulduumuz ey, duyu-verileriyle onlann fiziksel karlklannn karlkllk bantlan bakmndan bulduumuz eyle ayndr. Eer bir nesne mavi bir bakas da kzl grnyorsa fiziksel nesneler arasnda bunu karlayan bir ayrm bulunduunu kabul etmek usa uygundur; iki nesne de mavi grnyorsa bunu karlayan bir benzerlik kabul edebiliriz. Fakat fiziksel nesneyi kzl ya da mavi gsteren nitelii dolaysz olarak tanyabileceimizi ummayz. Bilim bize bunun bir tr dalga devimi olduunu syler, bu da bize yakn gelir, nk uzayda grdmz dalga-devimlerini dnrz. Fakat dalga-devimlerinin gerekten fiziksel uzamda olmas gerekir, oysa biz fiziksel uzam dolaysz tanmayz; demek ki gerek dalga-devimlerinde, bizim onlarda varsaydmz yaknlk yoktur. Renk iin doru olan, teki duyu-verileri iin

32

FELSEFE SORUNLARI

doru olana ok benzer. Bylece gryoruz ki, fiziksel nesnelerin b a n t l a r n d a onlann duyu-verileri bantlanyla karlklhklanndan treyen, bilinebilir zelliklerin her trls bulunmasna karn, fiziksel nesnelerin kendileri, znl doalannda, en azndan duyular araclyla anlalabilmek bakmndan, bilinemez olarak kalrlar. Geri kalan soru, fiziksel nesnelerin znl doalarn bilmenin baka bir yntemi olup olmaddr. Son aamada en iyi savunulabilecek olan deilse bile, hele grme duyu-verisi bakmndan ilk admda en doal olarak kabul edilebilecek varsaym u olabilir: fiziksel nesnelerin, yukanda incelediimiz sebeplerle, duyu-verilerine t a m benzemeyilerine karn yine de arada az ok benzerlik vardr. Bu gre gre fiziksel nesnelerin, rnein renkleri gerekten vardr ve iyi bir rastlantyla bir nesneyi kendi gerek renginde grm olabiliriz. Belli bir anda bir nesnede var gibi grnen renk, baka gr noktalanndan bakldnda da, genellikle, tam ayn olmasa bile ok benzer olacaktr: bylece "gerek" rengin, baka baka gr noktalanndan grlen baka baka renk tonlannn arasnda bulunan bir tr ortalama renk olduunu kabul edebiliriz. Byle bir kurama kesinlikle kar klamasa bile, bunun bir dayana bulunmad da grlebilir, ilk olarak, grdmz rengin yalnzca gze vuran k dalgalarnn yapsna bal olduu, bu yzden de, n nesneden gz dorultusundaki yansma biimine olduu gibi, bizimle nesne arasndaki arac ortama gre de deiiklie urad aktr. Araya giren hava bsbtn saydam deilse renkleri deiiklie uratabilir, ok sert bir yansma ise bsbtn deitirir. Yani grdmz renk yalnzca, kendisinden k gelen nesnenin yaln bir nitelii deil, n gze ulama durumunun da bir sonucudur. Yine bu sebepten, n kendisinden kt nesnenin bir rengi olsun ya da olmasn, gze belli dalgalar ulat-

DEALZM

33

nda belli bir renk grrz. Bu durumda, fiziksel nesnelerin renkleri olduunu kabul etmek bo bir eydir ve byle bir kabul hakl klan bir ey yoktur. teki duyu-verileri iin de tam bunun gibi kantlar ne srlebilir. Geriye bir de, eer zdek gerekse u ve u doada olabilir dememize olanak verecek bir genel felsefi kantlama biiminin bulnup bulunmadn sormak kalyor. Yukarda akland gibi birok filozoflara, belki de ounlua gre gerek olan eyin bir anlamda zihinsel olmas gerekir ya da hi olmazsa, zerinde bir ey bilebildiimiz ne varsa, bir anlamda zihinsel olmas gerekir. Bu tr filozoflara "idealistler" denir, idealistler bize der ki, zdek olarak grnen ey gerekte zihinsel bir eydir. Yani, ya az ok gelimemi zihinler (Leibniz'in sav) ya da genellikle zdei "alglamak" dediimiz, zihindeki idelerdir (Berkeley'in sav). Yani idealistler duyu-verilerimizin bizim zel duyumlarmza bal olmadan varolan bir eylerin belirtileri olduuna kar' kmamakla birlikte, zdein zihinden, z bakmndan ayr bir ey olarak var-olduu dncesine kar karlar. Bundan sonraki blmde idealistlerin, kuramlanna destek olarak ileri srdkleri (kanmca yanl olan) sebepleri ksaca ele alacaz.

IV DEALZM "idealizm" szc baka baka filozoflarca az ok ayn anlamlarda kullanlmr. Biz onu, varolan ya da hi olmazsa varolduu bilinen her eyin bir anlamda zihinsel olduu retisi olarak alacaz. Filozoflar arasnda ok tutulan bu retinin birok biimleri vardr ve birbirinden ayr, trl dayanaklarla savunulmutur. reti yle yaygn ve kendi iinde yle-

34

FELSEFE SORUNLARI

sine ilgintir ki, felsefe zerine en ksa incelemelerin bile ona nem vermesi gerekir. Felsefi kurgulara (speculation) almam olanlar byle bir gretiyij aka sama diye bir yana atmak eilimi duyabilirler. Kukusuz saduyu, masa ve iskemleleri, gnei ve ay ve genellikle zdeksel nesneleri zihinlerden ve zihinlerin ieriinden ayn ve zihinler yok olsa bile sriip gidecek bir varolular olan eyler olarak grr. Biz rnein herhangi bir zihnin varoluundan ok daha ncelerden beri varolduunu dnrz, bu yzden de onu, zihinsel etkinliin bir rn olarak dnmek zor gelir. Fakat doru da yanl da olsa idealizmin aka sama diyerek bir yana atlmamas gerekir. Grdk ki, fiziksel nesnelerin bamsz bir varl olsa bile, bunlar duyu-verilerinden ok baka eylerdir ve duyu-verileriyle yalnzca, bir sralacn, sraya konan eylerle bir karlkll olmas trnden bir karlkllk iindedirler. Bu yzden saduyu bizi, fiziksel nesnelerin doru znl doas bakmndan tmyle karanlkta brakr ve eer bu eyleri zihinsel olarak grmek iin hakl sebepler varsa, bu dnceyi, yalnzca bize tuhaf grnyor diye bir yana atmaya hakkmz yoktur. Fiziksel nesneler konusundaki dorunun tuhaf olmas gerekir. Bu eriilmez olabilir, fakat herhangi bir filozof ona eritiine inanyorsa, doru diye ortaya koyduun eyin tuhafl olgusu, bu dnceye kar kmak iin bir dayanak olarak kullanlmamaldr. dealizmin savunulmasnda kullanlan dayanaklar, genellikle, bilgi kuramndan yani nesnelerin, onlar bilebilmemiz iin gerekletirmeleri gereken koullar zerine bir tartmadan tretilmitir. dealizmi byle bir temele oturtmak iin ilk nemli giriim Piskopos Berkeley'den geldi. nce, geni apta salam kantlarla, bizim duyu-verilerimizin bizden bamsz bir varolulan olduunun kabul edilemeyeceini bunlann en azndan bir blmyle, tadlmadka, koklanmadka, doku-

DEALZM

35

nulmadka, iitilmedike ya da grlmedike varolularn srdremeyecekleri anlamnda, zihnin iinde bulunmalar gerektiini kantlad. Buraya dek kantlarnn bir blm iin yle olmasa bile, savlan hemen hemen kesinlikle doruydu. Fakat buradan teye, bizim alglanmzn bizi varlklanna inandrabilecekleri eylerin yalnzca duyu-verilerimiz olduunu, bilinmenin, bir zihin "iinde" bulunmak yani zihinsel olmak anlamna geldiini kantlamaya gitti. Buradan da, bir zihin iinde bulunmayan hibir eyin bilinemeyecei ve benim zihnimde bulunmadan bilinen her eyin baka bir zihinde bulunduu sonucuna vard. Onun usavurmalann anlamak iin "ide" szcn kullan biimini anlamak gerekir. O "ide" adn, rnein duyu-verilerinin bilinii gibi, dolaysz bilinen eylere verir. Bylece, grdmz zel bir renk bir idedir; iittiimiz bir ses de yle v.b. Fakat terim tmyle duyu-verilerine aynlm deil. Anmsanan ya da tasarlanan eyler de byle, nk byle eyleri de anmsadmz ya da tasarladmz anda tanm oluruz ve btn bu dolaysz bilgilere o "ide" der. Bundan sonra genel nesneleri, rnein bir aac ele alr. Bir aac algladmzda dolaysz olarak bildiimiz her eyin, szce onun verdii anlamda, idelerden olutuunu gsterir ve aata, alglamann dnda gerek bir ey bulunduunu var saymak iin en clz bir dayanak bile bulunmadn ne srer. Varl alglanndan gelir, der; Skolastiin Latincesinde, "esse"si, "percipi"dir. Biz gzmz kapadmzda ya da aacn yaknnda hi bir insansal varlk bulunmadnda da aaan, varln srdrdn tmyle kabul eder. Fakat bu varlk srdrmenin Tannnn onu alglamay srdrmesinden ileri geldiini syler; bizim fiziksel nesne dediimiz "gerek" aa, Tannnn zihnindeki idelerden oluur, bu ideler az ok bizim aac grdmzdeki idelere benzer, fakat bunlar, aa varln srdrdke, Tannnn zihninde srekli olarak

36

FELSEFE SORUNLARI

bulunurlar. Ona gre btn alglarmz Tanrnn alglarndan pay almakla oluur, ve baka baka kimselerin az ok ayn aac grmeleri de bu pay almadan gelir. Bylece, zihinler ve ideleri dnda dnyada hibir ey yoktur, hibir eyin bilinmesi olana da yoktur, nk bilinen her ey zorunlu olarak bir idedir. Bu uslamada felsefe tarihinde nemi olan birok yanllklar vardr, bunlann aydnla karlmas iyi olur. Birincisi, "ide" szcnn kullanl biiminin dourmu olduu bir kanklk var. Biz ide deyince, znde, birisinin zihni iindeki bir eyi anlanz, bu yzden de, bir aacn tmyle idelerden olutuu sylendiinde, eer bu doruysa, aacn tmyle zihinde olduunun kabul de doaldr. Fakat zihinde olmak kavram belirsizdir. Bir insan zihinde tutmaktan sz ederiz, bu o insann deil, onun dncesinin zihnimizde bulunduu anlamna gelir. Bir insan dzeltmesi gereken bir iin zihninden katn sylediinde, bu hibir zaman o iin daha nce zihninde bulunduu anlamna gelmez, zihninde bulunan, o iin yalnzca dncesidir ve bu dnce yok olmutur. Bunun gibi, Berkeley de, aac biliyorsak o bizim zihnimizde demektir dediinde bunu ancak, o aacn bir idesinin zihnimizde bulunduu anlamnda sylemeye hakk vardr. Aacn kendisinin zihnimizde bulunduunu sylemek, zihnimizde dediimiz adamn, zihnimizin iinde bulunduunu sylemek demektir. Bu, herhangi bir yetenekli filozofun dmemesi gereken bir karklktr, fakat trl yan koullar buna olanak salamr. Bu olanan nasl doduunu grmek zere, idelerin doas sorunu zerinde daha derine inmemiz gerekiyor. idelerin yapsn bir genel soru olarak ele almadan nce, duyu-verileri ve fiziksel nesnelerle ilgili olarak ortaya kan, birbirinden tmyle ayr iki soruyu yerlerine koymak gerek. Grdk ki trl aynntlar sebebiyle, Berkeley, bizim aa algmz oluturan duyu-verilerini az ok znel kabul etmekte

DEALZM

37

haklyd, u anlamda ki, bu duyu-verileri aaca olduu kadar bize de balydlar ve eer aa alglanmam olsa onlar da olmazd. Fakat bu, Berkeley'in kantlamak istedii gibi, dolaysz olarak bilinebilen her eyin bir zihinde bulunmas gerektii nerisinden ok baka bir eydir. Bu amala duyu-verilerinin bize ball zerine ayrntl kantlamalarn bir yarar yoktur. Genel olarak, eylerin, bilindikleri zaman zihinsel olduklarnn anlaldn kantlamak gerekir. Berkeley bunu yaptna inanr. imdi bizi ilgilendiren, daha nceki, fiziksel nesnelerle duyu-verilerimiz arasndaki aynm zerine olan sorumuz deil, bu sorudur. ide szc Berkeley'deki anlamyla alndnda, zihnin nne ne zaman bir ide ksa dnlmesi gereken, birbirinden bsbtn ayn iki ey vardr. Bir yanda aynmna vanlan ey var diyelim, masann rengi te yandan da farketmenin kendisi, nesneyi anlamann zihinsel etkinlii. Zihinsel etkinlik doallkla zihindedir, fakat anlalan eyin de zihinsel olduunu kabul etmek iin bir sebep var m? Daha nce renk iin yaptmz uslamafar, onun zihinsel olduunu gstermedi; yalnzca onun varlnn, fiziksel nesne bizde masa ile duyu organlanmz arasndaki bantya bal olduunu gsterdi, yani o kanmlara gre, belli bir k altnda, eer normal bir gz masaya gre belli bir noktada bulunuyorsa belli bir renk de varolur. Burada rengin, alglayann zihninde bulunduu kantlanm deiL Berkeley'in, rengin aka zihinde bulunmas gerektii grnn anlalabilirlii, kavranlan eyle kavrama eyleminin birbirine kartnlmasna bal gibi grnyor. Bunlardan yalnz birine "de" denebilir, anlalan Berkeley ikisine de ide diyor. Eylem kukusuz zihindedir; yani eylemi dndmzde, idelerin zihinde olduu grn gerekten kabul ederiz. Sonra bunun yalnzca, ide diye anlama eylemi alndnda doru olduunu unutur, "ideler zihindedir" nerisini

38

FELSEFE SORUNLARI

teki anlamdaki idelere yani anlama eylemimizin anlam olduu eylere aktanrz. Bylece bilinsiz bir kartrmayla, anlayabildiimiz hereyin zihnimizde olmas gerektii sonucuna varrz. Berkeley'in uslamasmn doru zmlemesi ve onun oturduu yanlln son kertesi byle grnyor. eyleri anlama eylemimizle onun nesnesi arasndaki bu ayrlk sorunu yaamsal nemdedir, nk btn bilgi edinme gcmz buna baldr. Kendi dndaki eyleri tanyabilme yetenei zihnin ana niteliidir. Nesneleri tanma, znde, zihinle zihinden baka birey arasndaki bantdan oluur; zihnin nesneleri tanma gcn yapan ey budur. Bilinen eylerin zihinde bulunduunu sylersek, ya zihnin bilme gcn haksz olarak snrlam ya da yalnzca bir yineleme (tautology) yapm oluruz. Eer "zihinde" derken "zihnin nnde" demek istemisek, yani yalnzca, zihin tarafndan anlalm olmay dnmsek, bu bir yinelemedir. Fakat bunu demek istemisek, b u a n l a m d a bunun yine de zihinsel olmayabileceini de kabul etmemiz gerekir. Bylece, bilginin yapsn tandmzda, Berkeley'in karmnn, biimde olduu kadar zde de yanl olduu grlr ve ideleri yani kavranm olan nesneleri zihinsel diye kabul etmenin dayanaklannn hibir salam yan olmad anlalr. Bu durumda onun idealizmi destekleyen kantlan bir yana atlabilir. Geriye, bakalannn bulunup bulunmadn grmek kalyor. ou kez, apak bir doruymu gibi, bilmediimiz bir eyin varolduunu da bilemeyeceimiz sylenir. Denir ki, herhangi bir yoldan deneyimize giren bir eyi hi olmazsa bizim bilmemiz gerekir; bundan da u kar: eer zdek, znde, bizim tanyamayacamz bir ey olsayd, varolduunu da bilemeyeceimiz bir ey olurdu ve bizim iin hibir nemi kalmazd. Ayrca genellikle, bulank kalan kimi sebeplerle, bizim iin nemi olmayan eyin gerek olamayaca, bu yzden de zdein, eer zihinlerden ya da zihinsel idelerden olumuyor-

DEALZM

39

sa, olanaksz olup yalnzca bir kuruntu olduu sylenmek istenir. Bu karm bu aamada tmyle ele almak olanaksz olurdu, nk nemli n tartmalan gerektiren noktalar ortaya kyor; fakat bu usavurmaya kar karlacak kimi kantlar hemen grlebilir. Sondan balayalm.- bizim iin g r m e deeri olmayan bireyin gerek olmamas iin bir sebep yok. iin iine kuramsal deer de girerse, her gerek eyin bizim iin bir tr nemi vardr, nk evren zerine doruyu bilmek isteyen kiiler olarak evrende bulunan her ey iin bir ilgi duyanz. Bu tr ilgi ie kannca da varolduunu bilmesek bile, eer varsa, zdein bizim iin nemsiz olmas szkonusu olmaz. Aktr ki onun varolduundan phe ederiz, varolup olmadn merak ederiz; bu yzden de o bizim bilme isteimizle balantldr ve isteimize ya uygun olmak ya da kar gelmek bakmndan nemi vardr. Yine bilmediimiz hibir eyin varolduunu bilemeyeceimiz de, hibir bakmdan apak bir doru deil, gerekte yanltr. Burada "bilmek" szc iki anlamda kullanlmtr. (1) Birinci anlamnda "yanl"a kar olan bilgiye uygulanyor, bu, bildiimiz eyin d o r u olduu anlamna gelir, bu anlam, kesin bilgi ve inanlarmza yani yarg denilen eye uygulanr. Szcn bu anlamnda bir eyin sz konusu olduunu biliyoruzdur. Bu tr bilgi d o r u n u n bilgisi diye tanmlanabilir. (2) Yukandaki "bilmek" szcnn ikinci anlamnda szck, bizdeki eylerin bilgisine uygulanr ki buna tanmak diyebiliriz. Duyu-verilerini biliimiz bu anlamdadr. (Buradaki aynlk kabaca, Franszcadaki s a v o i r ve connatre, Almancadaki

wissen ve knnen arasndaki gibidir.)

Bu durumda, apak bir doru gibi grnen neri, yeniden sylendiinde u biimi alr: "Varolduunu tanmadmz bir ey zerine bir yargya varamayz." imdi bu apak bir doru deil, tersine, elle tutulur bir yanltr. in imparatoru-

40

FELSEFE SORUNLARI

nu tanmak onuruna ermedim, fakat onun varolduu yargsna gerekten varabilirim. Denebilir ki, bu yargya, bakalar onu tand iin vardm. Nedir ki bu uygun bir yant olmaz, nk ilke doru olsayd, bakalannn onu tandn da bilemezdim. Dahas var: hi k i m s e n i n tanmad bir eyin varln bilmemek iin de bir sebep yok. Bu nokta ok nemli, aydnla karlmas gerekir. Varolan bir eyi tanyorsam, bu tanma bana onun varolduu bilgisini verir. Fakat bunun tersi yani, belli bir trden bir eyin varolduunu biliyorsam, benim ya da bir bakasnn onu tanmas gerektii doru deildir. Bireyi tanmakszn zerinde doru yargya vardmda, olan ey udur: o eyi tan m n d a n bilmi olurum, yani belli bir genel ilke sonucunda, bu tanma yant veren bir eyin varl, tandm baka bir eyin varlndan kanmlanabilir. Bu noktay iyice anlayabilmek iin nce, tanyarak bilmekle, tanmna gre bilmek arasndaki aynm ele almak, sonra da, hangi genel ilkeler bilgisinde, eer varsa, kendi deneylerinizin varl zerine olan bilgimizdeki kesinliin bulunduu zerinde dnmek uygun olacak. Bu konular bundan sonraki blmlerde ele alnacak.

V TANIMA YOLUYLA BLG VE BETMLEME YOLUYLA BlLG Bundan nceki blmde iki trl bilgi olduunu grdk: eylerin bilgisi ve dorunun bilgisi. Bu blmde yalnzca eylerin bilgisiyle uraacaz ve onu da iki tre ayracaz. eylerin bilgisi, t a n m a yoluyla dediimiz trdense, znde, dorunun bilinmesinden daha nemsizdir ve insan varlklannn, eyler zerinde hibir ey bilmeden onlan tandn kabul etmek, gerekte ivecenlik saylabilmesine karn, dorunun bilgisinden mantksal olarak bamszdr. Buna karn,

TANIMA VE BETMLEME YOLUYLA BlLGl

41

eylerin b e t i m l e m e yoluyla bilinmesi, bu blmde saptayacamz gibi, kaynak ya da temel olarak her zaman bir doru bilgisini gerektirir. Fakat her eyden nce, t n m a ile ne demek istiyoruz, betimleme ile ne demek istiyoruz, onu akla kavuturalm. Bir eyin varlndan, herhangi .bir kanm srecinin ya da doru bilgisinin' aracl olmadan dolaysz olarak haberimiz varsa onu tandmz syleyeceiz. Bu durumda, masann yanndayken masann grnn oluturan duyu-verilerini rengini, kln, sertliini, przszln v.b. tanyorum; btn bunlar masam grp oha dokunduum anda dolaysz olarak bilgi edindiim eylerdir. Grdm zel renk tonu zerinde ise, sylenecek birok eyler var kahverengi olduunu, olduka koyu olduunu v.b. syleyebilirim. Fakat bu tr yarglar, renk zerine bana birok dorular bildirmesine karn, rengin kendisini bana eskisinden daha iyi tantm olmazlar: renk zerine doru bilgisinin kart olmak zere rengin kendisinin bilinmesi szkonusu olduunda, rengi grdm anda bunu en tam ve en iyi biimde bilmi olurum ve kuramsal bakmdan bile bunu aan bir'bilgi olanakszdr. Bylece, masann grnn yapan duyu-verileri, benim tanm olduum, dolaysz olarak ve olduklan gibi bildiim eylerdir. Buna kar, masay bir fiziksel nesne olarak biliim dolaysz bilgi deildir. Bu durumuyla, masann grnn yapan duyu-verilerini tanma yoluyla elde edilmitir. Duyu-verilerinden phelenme olana bulunmamasna karn, samala dmeden, masa diye bir ey olup olmadndan phelenebileceimizi daha nce grmtk. Masa zerine olan bilgimin tmne "betimleme yoluyla bilgi" diyeceiz. Masa, "u ve u duyu-verilerini douran fiziksel nesnedir". Bu, masay duyu-verileri yoluyla betimliyor. Masa zerine herhangi bir ey bilmek iin, onun, kendi tandmz eylerle balantsn ku-

42

FELSEFE SORUNLARI

ran dorulan bilmek zorundayz: "u ve u duyu-verilerinin bir fiziksel nesnenin etkisinin soncu olduunu" bilmemiz gerek. Bizim, iinde dolaysz yoldan masann bilgisine vardmz hibir zihin durumu yoktur; masa zerine btn bilgimiz, gerekte, bir d o r u bilgisidir ve tam deyimiyle masann gerekte ne olduu bizce bilinmekte deildir. Biz bir betimleme biliyoruz, bir de bu betimlemenin uygulanabilecei tek bir ey olduunu, bu eyin ne olduunu dorudan doruya bilmemekle birlikte, biliyoruz. Byle bir durumda da bu nesne zerine bilgimizin betimlehe bilgisi olduunu sylyoruz. Gerek eylerin bilgisi, gerekse dorulann bilgisi olarak btn bilgimiz, temelde, tanmaya dayanyor. Bu yzden, tandmz ne trden eyler bulunduu zerinde dnmek nemlidir. Daha nce grdmz gibi, duyu-verileri, tandmz eyler arasndadr; gerekte bunlar tanma yoluyla edinilen bilgilerin en ak ve arpc rneklerini salarlar. Fakat bunlar tek mek olsayd bilgimiz, imdi gerekte olduundan ok daha snrl olurdu. Yalnzca u anda duyulanmzn karsnda olan eyleri bilebilirdik, gemi zerine hibir ey giderek bir gemiimiz olduunu da bilemediimiz gibi duyu-verilerimiz zerine herhangi bir doru da bilemezdik, nk greceimiz gibi, btn doru bilgileri, zde, duyu-verilerinden ok ayn nitelikte eyleri tanmay gerektirir, bu eylere kimi kez "soyut ideler" denir, fakat biz "tmeller" diyeceiz. Demek ki bilgimizin doruya yakn bir zmlemesini yapabilmemiz iin duyu-verilerinin dnda baka eyleri tanmay da dnmeliyiz. Duyu-verilerinin dnda ilk ele alnmas gereken kaplam (extension) b e l l e k ile tanmadr, grdmz, iittiimiz ya da baka yoldan duyularmzn nne kan eyleri okluk anmsadmz aktr, byle durumlarda anmsadmz eyin, o bize imdiki deil de gemiteki bir ey olarak da grnse,

TANIMA VE BETMLEME YOLUYLA BlLGl

43

yine de dolaysz bilgisine vanrz. Bellek yoluyla bu dolaysz bilgi gemile ilgili btn bilgilerimizin kaynadr: byle olmasa gemii kanmla bulamazdk, nk kanm yaplacak gemi diye bir eyin olduunu bilemezdik. Bundan sonra dnlmesi gereken kaplam i g z l e m (introspection) ile tanmadr. Biz yalnzca eylerin farkna varmayz, bu farkna varmann da farkna varnz. Gnei grdmde, okluk, gnei grdmn bilgisine vannm. Bir besin istediimde bu besini istediimden de bilgim olur, bu durumda, "besin isteyiim", benim tandm bir nesne olur. Bunun gib*, haz ya da ac duyduumuzun da, ve genellikle zihnimizde ortaya kan olaylarn da aynmna vannz. z-bilinci diyebileceimiz bu tr tanma, zihinsel eyler zerine'btn bilgilerimizin kaynadr. Byle dolaysz olarak bilinebilen eylerin yalnzca kendi zihnimizde geen eyler olduu aktr. Bakalannn zihninde geen eyleri, onlarn bedenlerini alglama yoluyla, yani bizdeki, onlann bedenleriyle birlikte gelen duyu-verileri araclyla biliriz. Kendi zihinlerimizin ieriklerini tanmam olsaydk, bakalannn zihinlerini de tasarlayamazdk ve bu durumda onlann zihinleri olduunun da bilgisine varamazdk. z-bilincinin insanlar hayvanlardan ayrt eden eylerden biri olduunu kabul etmek doal grnyor: hayvanlann, duyu-verilerini tanmalanna karn, bu tanmann bilincinde olmadklarn kabul edebiliriz. Onlann, kendilerinin varolup olmadklan zerinde phede olduklann sylemek istemiyorum, demek istediim, onlann, duyum ve duygulannn bilincinde olmadklan gibi, bu durumda, duyum ve duygulannn znesi olan kendilerinin de varlklann bilincinde olmadktandr. Zihnimizin ieriklerini tanmaya z-bilinci dedik, fakat doal olarak bu, kendimizin bilinci deil, tikel dnce ve duygulanmzn bilincidir. Tikel dnce ve duygulanmzn kart olarak kendi salt varlmz tanyp tanmadmz sorunu ok

44

FELSEFE SORUNLARI

zor bir sorundur, buna olumlu yant vermek iin henz erkendir. Kendi iimize bakmay denediimizde, her zaman bir tikel dnce ya da duyguya vardmz, yoksa dnen ve duyan "Ben"e varamadmz anlalyor. Yine de, buradaki tanmay baka eylerden ayrmak g olmasna karn, "Ben"i tandmz kabul etmek iin sebepler vardr. Bunlann ne gibi sebepler olduunu akla karmak zere, bir an iin, tikel eyleri tanmamzn gerekte neyi gerektirdii zerinde biraz duralm. "Gnei grm" tandm zaman birbiriyle bantl iki ayn eyi tandm aktr. Bir yanda gnei bana sunan duyu-verileri var, te yanda bu duyu-verilerini gren ey var. Her tanma, bana gnei sunan duyu-verilerini benim tanmam gibi, aka, tanyan kiiyle tannan nesne arasnda bir bant olarak grnr. Bir tanma olay, eer, benim tanyabildiim bir olay ise (benim, bana gnei sunan duyu-verilerimi tanmam tanmam gibi), tanyan kiinin ben olduum aktr. Bylece, kendimin gnei grm tandm zaman, tandm btn olgu "kendi-duyu-verilerimi-tanmamdr". Daha sonra, "u duyu-verilerini tandm" dorusunu biliyoruz. "Ben" dediimiz eyi tanmadka bu doruyu nasl tandmz, giderek bunun ne anlama geldiini anlamak zordur. Tandmz eyin, dn neyse bugn de o olan az ok srekli bir kii olduunu kabul etmek zorunlu gibi grnmyor, fakat doas ne olursa olsun, gnei gren ve duyu-verilerini tanyan bir eyi tanmamz gerekirmi gibi grnyor. Bylece, bir anlamda, kendi tikel deneylerimizin kart olarak Kendimizi tanmamz gerekirmi gibi grnyor. Fakat sorun zordur ve ikisi iin de karmak kantlar verilebilir. Bylece, kendimizi tanmamz olaslnn domu olmasna karn bunun phesiz olduunu sylemek doru olmaz. Bu durumda, varolan eyleri tanmakla ilgili olarak sylenenleri yle zetleyebiliriz. D duyulann verilerini duyumda

TANIMA VE BETMLEME YOLUYLA

BlLGl

45

ve i duyular denen eylerin (dnceler, duygular, istekler v.b) verilerini i gzlemde tanyoruz; d duyulann olsun i duyularn olsun bilgisi olmu olan eyleri de bellekte tanyoruz. Ayrca, eylerin bilgisine varan ve onlar iin istek duyan Ben'i de tandmz, kesin deilse de olasdr. . Varolan tikel eyleri tanmamzn dnda tmeller adn ve-

receimiz eyleri de, yani, aklk, eitlilik, kardelik v.b. gi-

bi genel ideleri de tanrz. Her btn tmcenin, evrensel denecek hi olmazsa bir szck iermesi gerekir, nk btn eylemlerin, tmel bir anlam vardr. Tmellere sonra, IX. Blmde yeniden geleceiz; imdilik yalnzca, tandmz her eyin tikel ve varolan bir ey olduunu kabul etmekten kendimizi kurtarmamz gerek. Tmelleri farketmeye k a v r a m a k kavranan bir tmele de k a v r a m denir. Tandmz eyler arasnda fiziksel nesnelerle (duyu-verilerinin kartlan) bakalarnn zihinlerinin bulunmad grlm olmaldr. Bu eyleri biz, "betimleme bilgisi" dediimiz ey yoluyla biliriz ki imdi onu ele alalm. "Betimlemek"den anladm, "bir yle-ve-yle" ya da "yle-ve-yle" biiminde bir tmcedir. "Bir-yle-ve-yle" biimindeki tmceye "bulank" betimleme diyeceim, "yleve-yle" (tekil) biimindeki tmceye de belirli betimleme diyeceim. Bylece, "bir adam" bulank betimleme, "demir maskeli adam" ise belirli betimlemedir. Bulank betimlemenin birok trleri vardr, fakat tartma konumuzu dorudan ilgilendirmediinden bunlar geiyorum, nk konumz, bir nesneyi tanmaymza karn belirli bir betimlemeye yant olan byle bir nesnenin bulunduunu bildiimiz durumlardaki nesnelerle ilgili bilgimizin doas zerinedir. Bu yalnzca belirli betimlemelerle ilgili bir konudur. Bu yzden bundan sonra, "belirli betimlemeler" yerine yalnzca betimlemeler diyeceim. Yani bir betimleme "yle-ve-yle" biiminde tekil herhangi bir tmcedir.

46

FELSEFE SORUNLARI

Bir nesnenin "yle-ve-yle-olan" olduunu biliyorsak, yani belli nitelikte bir ve yalnz bir nesne olduunu biliyorsak o nesnenin "betimlemeyle bilindiini" kabul edeceiz; ve bu durumda bu nesneyi genellikle tanma yoluyla bilmediimiz kabul edilecek. Demir maskeli adamn varolduunu biliyoruz ve onun zerine birok yarglar vardr; fakat onun kim olduunu bilmiyoruz. En ok oy alan adayn seileceini biliyoruz ve bu durumda, en ok oy alacak aday tanyor olma olaslmz da oktur (ancak bir adamn baka birisini tanyabilecei anlamda); fakat onun o adaylardan hangisi olduunu bilmiyoruz, yani A'nn, adaylardan birinin ad olmas durumunda, "A en ok oy alacak adaydr" biiminde bir nerme bilmiyoruz. Biz, yle-ve-yle-olann varolduunu bilmemize, belki de gerekte yle-ve-yle-olan tanmamza karn, A tandmz biri olmak kouluyla "A yle-ve-yle-olandr" biiminde bir yargy bilmiyorsak, bu yle-ve-yle-olan zerine "yalnzca betimleyici bilgimiz vardr" diyeceiz. "yle-ve-yle-olan" dediimizde, yle ve yle yalnzca bir nesne tanyoruz demektir, "a yle-ve-yle-olandr" nerisi, a'nn yle-ve-yle bir zellii vardr ve baka kimsede bu zellik yoktur anlamna gelir. "Bay A bu seim blgesinde Unionist adaydr" nerisi "Bay A bu seim blgesinden bir Unionist adaydr ve baka Unionist aday yoktur" anlamna gelir. "Bu seim blgesinde Unionist aday var" demek, "birisi bu seim blgesinde Unionist adaydr ve bakas deildir" demektir. Bylece, yle-ve-yle-olan bir nesneyi tandmzda bu yle ve yle olann varolduunu biliyoruz demektir; fakat yle ve yle olan olduunu bildiimiz hibir nesneyi tanmadan da, giderek gerekte yle ve yle olan hibir nesne tanmadan da, yle-ve-yle-olann varolduunu bilebiliriz. Genel szckler, giderek zel adlar, genellikle gerek betimlemelerdir. Yani bir zel ad doru olarak kullanan bir ki-

TANIMA VE BETMLEME YOLUYLA BlLGl

47

inin zihnindeki dnce, genellikle, ancak zel ad yerine bir betimleme koyduumuzda ak olarak anlatlabilir. stelik, dnceyi anlatmak iin gerekli betimleme, kiiden kiiye ya da ayn kii iin zamana gre deiecektir. Deimeyen tek ey (adn doru kullanlmas kouluyla) adn uyguland nesnedir. Fakat bu deimez kaldka, ie karan zel betimleme, genellikle, adn iinde bulunduu nerinin doru ya da yanlln etkilemez. Birka rnek alalm. Bismarck zerine bir yarg dnelim. Kendini dolaysz tanma diye bir ey olduunu kabul edersek Bismarck kendi adn dorudan doruya, tanm olduu zel kiiyi gstermek iin kullanm oluyordu. Bu durumda, kendi zerine bir yarg verdiinde, kendisi bu yargnn elerinden biri olurdu. Burada zel adn kullanl, her zaman olmas gerektii gibi, dorudan doruyadr, yani nesnenin bir betimlemesinin deil dorudan doruya nesnenin yerini alr. Fakat Bismarck' tanyan baka birisi onun zerine bir yarg verirse i deiir. Bu kiinin tand ey, kendisinin Bismarck'a balad (doru baladn kabul ediyoruz) bir duyu-verisidir. Bir fiziksel nesne olarak bedeni, hele zihni, yalnzca bu duyuverilerine bal bir beden ve zihin olarak bilinmektedir. Yani bunlar betimlemeyle biliniyorlar. Doallkla, bir insann zelliklerinin, onu dnen bir arkadann zihninde canlan byk lde bir rastlant iidir, bu durumda arkadan zihnindeki betimleme gerekte olgusaldr. Burada nemli nokta, arkadann, trl betimlemelerin hepsinin ayn varla uygulandn bilmesi, buna karn szkonusu varl tanmam olmasdr. Bismarck' tanmam olan biz, onun iin bir yarg verdiimizde, zihnimizdeki betimlemenin, tarihsel bilginin az ok bulank bir yn olmas olasdr genellikle de bu bilgi onu belirlemek iin gerekli olandan daha oktur. Fakat rnek olarak, onu yalnzca "Alman imparatorluunun ilk anslyesi"

48

FELSEFE SORUNLARI

olarak dndmz kabul edelim. Burada "Alman" szc dnda btn szckler soyuttur. "Alman" szcnn de baka baka kiiler iin baka baka anlamlan vardr. Kimisine Almanya'daki bir geziyi, kimisine haritadaki Almanya'y v.b. anmsatr. Eer uygun olduunu bildiimiz bir betimlemeye varmak istiyorsak, tandmz zel bir eye bavurmak zorunda kalrz. Bu tr bavurmalar, gemiin, imdinin ve gelecein (belirli tarihlerin kart olarak) ya da urann ya da burann ya da bakalannn bize sylediklerinin her szkonusu ediliinde gerekli olur. Bu durumda grlyor ki, u ya da bu yolda, zel bir eye uygulanabilecei bilinen herhangi bir betimlemenin, eer betimlenen ey zerindeki bilgimiz yalnzca mantksal bir kanm sonucunda elde edilmeyecekse, tandmz zel bir eye balanmas gerekir. rnein "insanlann en uzun mrl olan", yalnzca, bir insana uygulanmas gereken tmelleri ieren bir betimlemedir, fakat biz bu adam zerine betimlemenin verdiinin dnda bir bilgi ieren hibir yargya varamayz. Bununla birlikte, "Alman imparatorluunun ilk anslyesi kurnaz bir adamd" dersek, bu yargmzn doruluuna, ancak tandmz bir ey, genellikle iittiimiz ya da okuduumuz bir tanklk araclyla gven duyabiliriz. Bakalanna aktardmz bilgi bir yana ve gerek Bismarck zerine bizim yargmza etkinlik veren olgu bir yana, bizim gerekteki dncemizde, ilgili bir ya da daha ok tikel bulunur, byle olmazsa tmyle kavramlardan oluur. Btn yer adlan Londra, ingiltere, Avrupa, Dnya, Gne Dizgesi, kullanlrken, tandmz bir ya da daha ok tikelden balayan betimlemeleri ierirler. Kanmca evren bile, metafizikteki dnl biimiyle, zel eylerle byle bir balanty gerektirir. Buna kar mantkta, yalnzca varolan ey deil, varolabilen ya da olmas gereken her ey konumuz iine girdiinden gerek zel eylere bavurmak gerekmez.

TANIMA VE BETMLEME YOLUYLA

BlLGl

49

yle grnebilir ki, yalnzca betimlemesinden bilinen bir ey zerinde bir yargda bulunduumuzda amacmz, okluk, betimlemeyi ieren biimde deil de, betimlenmi olan gerek ey zerinde bir yarg vermektir. Yani Bismarck zerinde bir ey sylediimizde elimizden gelse yargmz, yalnz Bismarck'n yapabilecei biimde, yani Bismarck'm, elerinden biri olduu bir yarg biiminde vermek isterdik. Bunda baanya ulaamazdk, nk gerek Bismarck' biz bilemeyiz. Bizim bildiimiz, Bismarck adnda bir B nesnesi olup, bu B'nin kurnaz bir diplomat olduudur. Bylece, bildirmek istediimiz neriyi yani iindeki B nesnesi Bismarck olan, "B kurnaz bir diplomattr" nerisini, betimleyebiliriz Bismarck' "Alman imparatorluunun ilk anslyesi" olarak betimliyorsak, bizim anlatmak istediimiz neri yle betimlenebilir: "Almanya'nn ilk anslyesi olmu olan gerek nesneyle ilgili olarak, bu nesnenin kurnaz bir diplomat olduunu bildiren neridir". Kullandmz deiik betimlemelere karn, bizim bilgi vermemizi salayan ey, gerek Bismarck zerine doru bir neri bulunduunu bilmi olmamz ve betimlemeyi ne denli deitirirsek deitirelim betimleme doru olmak kouluyla betimlenen nerinin yine ayn kalmasdr. Betimlenmi olan ve doru olduu bilinen bu neri bizi ilgilendiren neridir; fakat onun doru olduunu bilmemize karn, nerinin kendisini tanm deiliz ve onu bilmiyoruz. Grlyor ki tikel eylerin tannmasndan uzaklamann eitli aamalar var: Onu bilenler karsndaki Bismarck, yalnzca tarihten bilenler karsndaki Bismarck, demir maskeli adam, insanlann en uzun mrls. Bunlar derece derece, tikellerin tannmas basamandan uzaklarlar. Birincisinde, baka bir kimsenin tannabilecei kadar, Bismarck'm yaknna vanlmtr; ikincisinde, yine de Bismarck'n kim olduunu bildiimiz sylenebilir; ncsnde demir maskeli adamn kim olduunu bilmiyoruz, fakat onun, demir bir maske takm ol-

50

FELSEFE SORUNLARI

masndan mantksal olarak karlabilecek olanlann dnda, onun zerine bildiimiz birok eyler var; son olarak drdncsnde, adamn tanmndan kanlabilecek olanlann dnda hibir ey bilmiyoruz. Tmeller alannda da buna benzer bir sralanma vardr. Birok tmelleri, birok tikel eyler gibi, biz yalnzca tanmlarndan biliriz. Fakat burada, tikeller konusunda olduu gibi, betimlemesinden bilinenle ilgili olan bilgi, son aamada tammayla bilinenle ilgili bilgiye indirgenebilir. Betimlemeleri ieren nerilerin zmlemesinde temel ilke

udur: Anlayabileceimiz her nerinin, tmyle bizim taradmz elerden olumas gerekir.

Bu aamada bu temel ilke iin ileri srlebilecek btn kar kmalar yantlamaya girimeyeceiz. imdilik yalnzca u ya da bu yoldan, bu kar kmalarn karlanabileceini gstereceiz. nk varsaydmz ya da vargya vardmz bir eyin ne olduunu bilmeden byle bir varsaym yapabilmemizi ya da yargya varabilmemizi anlamak kolay olmaz. Eer yalnzca bir ses karm olmamak ve doru konumak istiyorsak, kullandmz szcn bir anlam olmas gerekir. Bylece, rnein Julius Sezar zerine bir yarg vermisek, Julius Sezar'n kendisi zihnimizin nnde deildir. nk onu tanm deiliz. Zihnimizde Sezar'n bir betimlemesi vardr: "Mart'n onbeinde ldrlm olan adam", "Roma mparatorluu"nun kurucusu", ya da belki yalnzca, "Ad Julius Sezar olan adam" (Son tanmda Julius Sezar, tanm olduumuz bir ses ya da klktr). Bylece, bizim yargmz, demek ister grnd anlama gelmiyor, fakat Julius Sezar yerine, tmyle bizim tanm olduumuz evrensel ve tikellerden kurulan, onun bir betimlemesini anlatm oluyor. Betimlemeyle bilginin balca nemi, onun, kendi zel bilgimizin snrlar dna kabilmemizi salamasdr. Bizim yalnzca, tmyle kendi tanma deneyimizden gemi terimlerden oluan dorulan tanyabileceimiz gereine karn, yine

TMEVARIM ZERNE

51

de hibir zaman deneyimizden gememi eylerin betimlemeli bilgisini edinebiliriz. Bizim dolaysz deneyimizin, ok dar olan ulam snr gznnde tutulursa bu sonu yaamsal nemdedir ve bu anlalncaya dek bilgimizin ou gizemli ve, bu yzden de pheli kalacaktr.

VI TMEVARIM ZERNE Bundan nceki hemen btn tartmalarmzda, varolu bilgisi yolundaki bilgilerimiz zerinde aklk kazanmaya altk. Evrende, bizim tanmamz yoluyla varolular bilinmi olan ne gibi eyler var? imdiye dek buna yantmz, kendi duyu-verilerimizi ve belki de kendimizi tandmzdr. Bunlann varolduunu biliyoruz. Ve anmsanan gemi duyu-verilerinin de gemite varolduunu biliyoruz. Bu bilgi verilerimizi salar. Fakat bu verilerden karanlar yapacaksak, yani eer zdein, teki kiilerin, kendi bireysel anmzn balamasndan nceki gemiin ya da gelecein varolulann bileceksek, onlarn araclyla o karmlarn yaplabilecei bir tr genel ilkeler de bilmemiz gerekir. nce A gibi bir tr eyin varoluunun, B gibi baka bir tr eyin varoluunun belirtisi olduunu bilmemiz gerekir, bu A ile ayn zamanda, A'dan biraz nce ya da A'dan biraz sonra olabilir, rnein gk grlts, daha nceki imein belirtisidir. Eer bunu bilmeseydik, bilgimizi kendi zel deney alanmzn dna hibir zaman taramazdk, bu alan ise, grdmz gibi, ok dardr. imdi ele alacamz soru, byle bir geniletmeye olanak bulnup bulunmad, olanak varsa bunun nasl yaplddr. rnek olarak, zerinde hibirimizin, gerekten ufak bir phe duymadmz bir konuyu alalm. Hepimiz gnein ya-

52

FELSEFE SORUNLARI

rn doacan kesinlikle biliriz. Niin? Bu inan yalnzca gemi deneyin gelii gzel bir sonucu mudur, yoksa bunun usa uygun bir inan olduu dorulanabilir mi? Bu tr bir inancn usa uygun olup olmadn saptayacak bir l bulmak kolay deildir, fakat hi olmazsa, eer doruysalar, gnein yarn doaca yargsn, ya da eylemlerimizi dayadmz birok buna benzer yarglar dorulamak iin ne trden genel inanlarn yeterli olacan aratrabiliriz. Aktr ki bize, gnein yann doacana niin inandmz sorsalar, doal olarak yle yant veririz: "nk her zaman her gn domutur". Gemite domu olduu iin, gelecekte de doacana salam bir inancmz vardr. imdiye dek olduu gibi yann da douunu srdreceine niin inandmz sorusu daha da vurgulanrsa, devim yasalanna bavurabiliriz: dnya, deriz, zgrce dnen bir cisimdir, byle cisimler dardan bir karma olmadka dnlerini kesmezler, bugnle yann arasnda dnyaya dardan karacak herhangi bir ey de yoktur. Doal olarak, dardan kanacak, hibir eyin olmadn kesinlikle bilip bilmediimiz sorulabilir, fakat ilgin olan soru bu deildir, ilgin phe, devim yasalarnn yanna dek geerli kalp kalmayacadr. Eer byle bir phe varsa kendimizi, gnein douu zerine phemizin ilk ortaya kt yerde buluruz. Devim yasalannn etkinliklerini srdreceklerine inanmak iin tek sebep bizim bilgimizin ulaabildiince eskilerden beri bunu srdrp gelmi olmalandr. Gemiten gelen tant ynlanndan, gnein douunu destekleyenlere bakia, devim yasalann destekleyenlerin ok daha byk olduu da aynca dorudur, nk gne domas devim yasalannn gereklemelerinin yalnzca bir zel durumudur ve sonsuz sayda byle zel durumlar vardr. Fakat gerek soru u: Gemite bir yasann herhangi bir sayda gereklemi olmas, gelecekte de gerekleeceinin tantn salar m?

TMEVARIM ZERNE

53

Salamazsa, yarn gnein doacan, ya da ilk yemekte yiyeceimiz ekmein bizi zehirlemeyeceini ummak iin. ya da gnlk yaammz dengede tutan belli belirsiz bilinli bekleyilerden herhangi birisi iin bir dayanamz kalmayaca aktr. Grlm olmas gerekir ki btn bu beklenenler yalnzca olasdr; onlarn gereklemeleri gerektii bakmndan bir kant aramamalyz, arayacamz ey yalnzca bunlarn gerekleecek gibi olduklarn destekleyen bir sebeptir. imdi, bu soruyla urarken daha balangta nemli bir ayrm yapmamz gerekir, yoksa hemen umutsuz karklklar iine deriz. Deney gsterdi ki imdiye dek, ayn biimde bir ardllk ya da ortak varoluun ok sayda yinelenmesi, ilk uygun koulda ayn ardllk ya da ortak varoluu beklememizin nedenidir. Belli bir grn olan besinin genellikle belli bir tad vardr ve eer allm grn allmam bir tadla birleirse ar bir sarsnt olur. Grdmz eyler, alkanlk yznden, dokunduumuzda duyacamz umduumuz belli bir dokunma duyumuzla birlikte gider; hortlaklann en korkun yanlarndan biri (bir ok hortlak hikyelerinde) bize herhangi bir dokunma duyumu vermemeleridir. Baka lkelere ilk kez giden eitim grmemi kimseler, kendi anadilinin anlalmadn grnce buna inanamayacak kadar anrlar. Bu tr anmlar yalnz insanlara zg deildir; hayvanlarda da ok gldr. ok kez bir yolda yrtlen bir at, onu baka bir dorultuya ekme giriimi karsnda direnir. Evcil hayvanlar, genellikle, kendilerini besleyen kimseleri grdklerinde besin beklerler. Bu olduka ham bekleyilerin tekdzeliklerinin aldanmadan geldiini biliyoruz. Bir pilici btn yaam boyunca hergn besleyen bir insan, doann tekdzelii zerine daha incelikli dncelerin pililer iin daha yararl olacan gstererek boynunu buruverir.

54

FELSEFE SORUNLARI

Bu tr bekleyilerin yanltclna karn bunlar yine de vardr. Bireyin yalnzca belli bir sayda ortaya kmas olgusu, hayvanlarda ve insanlarda, onun yeniden olmasn beklemeye neden olur. Bylece, geri igdlerimiz yarn gnein doacana bizi inandnr, fakat hi beklemedii anda boynu burulan piliten daha iyi durumda olmayabiliriz. Bu dunmda, gemiteki tekdzeliklerin gelecek iin bekleyilerin nedeni olulan olgusuyla, bu tr bekleyilerin salamlklan sorusu ortaya ktnda bunlara arlk kazandracak uygun bir dayanak bulunup bulunmad sorusunu birbirinden ayrmamz gerekiyor. Tartacamz sorun "doann tekdzelii" denen eye inanmak iin bir sebep bulunup bulunmaddr. Doann tekdzeliine inanmak, ortaya kan ya da kacak olan her olayn, hi bir aynkl o l m a y a n bir genel yasann rneklerinden biri olduuna inanmak demektir. ncelemekte olduumuz ham bekleyilerin hepsinde ayrklklar olabilir, yani hepsi de bekleyenleri dkrklna uratabilir. Fakat bilim, genellikle, hi olmazsa zerinde alaca bir varsaym olarak, ayaklamalar olan genel kurallar yerine, ayaklamalar olmayan genel kurallar konabileceini kabul eder. "Havada desteksiz kalan cisimler der" bir genel kural, balonlarla uaklar da bunun aynklamalandr. Fakat cisimlerin ounun dme sebebini aklayan devim yasalaryla yerekimi yasas, balonlarla uaklarn ykselmelerinin de nedenini aklar; bylece devim yasalaryla yerekimi yasas bu ayrlktan kurtulmu oluyor. Gnein yann doaca inanc, eer dnya birdenbire byk bir cisme dokunup da dnnden kalsa, yanlc olur; fakat devim yasalanyla ekim yasas byle bir olaydan etkilenmez. Bilimin ii, devim yasalanyla yerekimi yasas gibi, bizim deneyimiz snrlar iinde ayaklamalar bulunmayan tekdzelikler bulmaktr. Bilim bu arayta gze arpar biim-

TMEVARIM ZERNE

55

de baanl oldu ve bu tr tekdzeliklerin imdiye dek salam kaldklann da kabul etmek gerek. Bu bizi u soruya geri gtrr: Bunlann, gemite hep salam kaldklan iin gelecekte de yle kalacaklarn kabul ettirecek bir sebebimiz var m? Gelecein gemie benzeyeceini dnmeye hakkmz olduu, nk geleceklerin gemie dnmelerinin srp geldii ve hepsinde de gemie benzedikleri, yle ki, bizim gerekte gelecekleri denemi olduumuz, yani, gemi gelecekler diyebileceimiz gemiteki gelecekleri her zaman bildiimiz ileri srld. Ama byle bir kantlama, sorunun kendisini geri getirir. Gemi geleceklerden deneyimiz var ama gelecek geleceklerden yok ve soru u: .Gelecek gelegjrler flemigeleceklere benzeyecekler mi^Bvle bir soruya, yalnzca gemi geleceklerden balayan bir kanmla yant verilmemelidir: Bu durumda yine gelecein gemiteki yasalar izleyeceini bilme olanan bize verecek bir ilke aramak gerekir. Balangta, iki eyin sk sk bir arada bulunup ayr ayr hi grlmemelerinin, kendiliinden, ilk rnekte de birlikte bulunacaklann kesin biimde kanlamaya yetmeyeceini kabul etmek gerek. En ok umabileceimiz, bu eyleri bir arada ne denli ok grmsek, baka bir kez de bir arada bulunacaklan o denli olasdr ve bu birlikte bulunmalar yeterli bir sayy bulmusa olaslk h e m e n h e m e n kesinlie ular. Kesinlie hibir zaman ulalamaz, nk ok sayda yinelenmelere karn, kimi kez sonunda, boynu burulan pilite olduu gibi, bir sakatlk kabileceini biliyoruz. Demek btn bekleyebileceimiz ey ancak olaslktr. Bizim savunduumuz gre kar, btn doal fenomenlerin yasalara bal olduu ve kimi kez, gzlemleme sonucu, bizim konumuzdaki olgularn yalnzca bir tek yasaya uyacan grebileceimiz ileri srlebilir. Bu gre kar iki yant vardr. Birincisi, bizim konumuza, hi ayrklamas olmayan h e r h a n g i bir yasa uygun dyorsa bile, uygu-

56

FELSEFE SORUNLARI

lamada biz, ayaklamalar olan bir .yasay deil de o yasay bulduumuza gvenemeyiz. kincisi de yasaya balln kendisi de yalnzca olas gibi grnebilir, ve onun gelecekte de geerli olaca ya da gemite incelediimiz bir olayda da geerli olduu inanann kendisi de incelemekte olduumuz ilkeye dayanr. ncelemekte olduumuz ilkeye tmevarm lkesi denir ve bunun iki blm yle dzenlenebilir: (a) Belli bir A trnden bir ey, belli baka bir B trnden bir eyle birlikte bulunmu ve B trnden bir eyden ayn olarak hi grlmemise, A ile B'nin birlikte bulunulannn says bydke, bunlardan birinin grld yeni bir durumda, birlikte bulunmalanmn olasl da byr. (b) Ayn koullar altnda, birlikte bulunma durumlarnn yeterli bir sayya ulamas, yeniden birlikte bulunma olasln kesinlie yaklatrr ve bu olaslk kesinlie doru snrsz olarak yaklar. Biraz nce sylendii gibi, ilke yalnzca, bizim bekleyiimizin tek bir yeni rnek iin dorulanmasnda kullanlabilir. Fakat biz aynca, birlikte bulunduklan durumlarn yeterli bir sayya ulamas ve bunu sakatlayan hibir durumun grlmemesi kouluyla, A trnden eylerin B trnden eylerle her zaman birlikte bulunacaklan biimde bir genel yasay destekleyen bir olasln da bulunduunu bilmek isteriz. Aktr ki, genel yasa olasl zel durum olaslndan daha dktr, nk genel yasa doruysa zel durumun da doru olmas gerekir, oysa genel yasa doru olmadan da zel durum doru olabilir. Yine de, yinelenmeler zel durumun olasln ykselttii gibi genel yasann da olasln ykseltir. Demek ilkemizin genel yasayla ilgili iki blmn yineleyebiliriz, bylece: (a) A trnden bir eyle B trnden bir eyin birlikte bulunulannn says bydke (eer bu birliktelik hibir sakat-

TMEVARIM ZERNE

57

lanma gstermemise) A'nn B ile birlikte bulunma olasl da artar. (b) Ayn koullar altnda A ile B'nin yeter sayda birlikte bulunmu olmalan, A'nn her zaman B ile birlikte bulunmasn hemen hemen kesinletirir ve bu genel yasay snrsz olarak kesinlie yaklatnr. Unutulmamaldr ki olaslk her zaman belli verilere baldr. Bizim durumumuzda veriler yalnzca A ile B'nin birlikte bulunduklannn bilindii durumlardr. Gznnde tutulmas gerekebilen baka durumlar da olabilir ki olasl ar biimde deitirebilir. rnein ok sayda ak kuu gren bir adam, ilkeye gre bu verilerden, btn kuulann ak olmas olasln karabilir ve bu ok salam bir kanm olurdu. kanm kimi kuulann kara olulanyla rm olmaz, nk bir ey, kimi verilerin onu beklenmez klmasna karn yine de ortaya kabilir. Kuularn durumunda, bir adam, birok hayvan trleri iin renklerin ok deiken bir nitelii olduunu, bu yzden de renklerle ilgili bir tmevarmn, yanlla zellikle yatkn olduunu bilebilir. Fakat bu bilgi de yeni bir veri olabilir ve bizim daha nceki verilerimize bal olan olasln yanl saptanm olduunu hi de kantlamaz. Demek ki, eylerin bizim bekleyilerimizin gereklemesini salayamamas, bir belli durumda ya da durumlar takmnda da, bekleyilerimizin gereklemeyecei olaslnn kant olamaz. Bu durumda, tmevanmsal ilkelerimiz, ne olursa olsun, deneye bavurularak -

rtlemez.

Bununla birlikte, tmevanmsal ilkenin deneye bavurarak kantlanmas da olanakszdr. Deney, deneyden gemi tmevanmsal ilkeleri yalnzca anlalabilir biimde salamlayabilir, yoksa deneyden gememi durumlar bakmndan, denenmi olandan denenmemi olann kanmm donlayabilecek tek ey tmevanmsal ilkedir. Deneye dayanarak, gelecein ya da imdi ile gemiin denenmemi blmlerinin tartmasn ya-

58

FELSEFE SORUNLARI

pan btn kantlamalar tmevarmsal ilkeyi gerektirir; yani savmz kantlanm saymadka, tmevarmsal ilkeyi kantlamak iin deneyi kullanamayz. Bylece, tmevanmsal ilkeyi ya onun znl salamlna dayanarak kabul etmeli ya da gelecek iin btn bekleyilerimizin dorulanmasndan vazgemeliyiz. Eer ilke rkse gnein yarn domasn beklememiz iin sebep yok, ekmein tatan daha besleyici olacan beklemek iin de, atdan kendimizi braktmzda deceimizi beklemek iin de bir sebep yok. En iyi arkadamz sandmz eyin bize yaklaun grdmzde, onun bedeninde en byk dmanmzn ya da tmyle yabanc birinin ruhunun elemediini kabul etmemiz iin de bir sebep yok. Btn davranlanmz, gemite ileyen ve bu yzden gelecekte de ileyecek gzyle baktmz birliktelikler temeline dayanr ve bu olasln salaml tmevanmsal ilkeye baldr. Bilimin, yasann egemenliine inanmak ya da her olayn bir nedeni olduuna inanmak trnden genel ilkeleri de tmyle, gnlk yaantlanmzdaki inanlar gibi, tmevanmsal ilkeye baldr. Btn bu genel ilkelere inanlmtr nk insanlk, bunlarn doruluklar zerine saysz rnekler grm, fakat yanllklamn tek rneini grmemitir. Fakat bu, tmevanmsal ilke kabul edilmedike, btn onlann gelecekteki doruluklanna dayanak salamaz. Bu durumda, bir deneye dayanarak bizi denenmemi bir ey zerinde aydnlatan her bilgi, deneyin ne olurlayp ne olmazlad, fakat yine de hi olmazsa en somut uygulamalarda bizde birok deney olgulan kadar salam biimde kk salm grnen, bir inanca dayanr. Bu tr inanlarn varolulan ve dorulanmalar, nk greceimiz gibi, tmevanmsal ilke tek rnek deildir felsefenin en zor ve zerinde en ok tartlan sorunlarndan birini ortaya kanr. Bundan sonraki blmde, byle bir bilgiyi aklamak iin ne sylenebileceini

GENEL LKELER ZERNE BLGlMlZ KONUSU '

59

ve onun kapsamnn ve kesinlik derecesinin ne olduunu ksaca ele alacaz.

VII GENEL LKELER ZERNE BLGMZ KONUSU Bundan nceki blmde tmevanm ilkesinin, deneye dayanan btn kanmlann salaml bakmndan zorunlu olmasna karn, kendisinin deneyle kantlanamayacan, fakat yine de, hi olmazsa somut uygulamalannda ona herkesin duraksamadan inandn grmtk. Bu nitelikler yalnzca tmevanm ilkesine zg deildir. Baka birok ilkeler de vardr ki deneyle ne kantlanabilip ne de rtlebilirler, fakat denenmi olandan yola kan kanmlarda kullanlrlar. Bu ilkelerin kimileri tmevarm ilkesinden bile daha aktr ve bunlann bilgisi duyu-verilerinin bilgisiyle ayn derecede kesindir. Bunlar duyumla verilmi olanlardan sonu karma aralann olutururlar; ve eer yaptmz karmn doru olmas gerekiyorsa, verilerimizin doru olduu kadar kanm ilkelerimizin de doru olmas zorunludur. karm ilkeleri, tam da ak olulan yznden gzden kaabilir gerekli kabul, biz onun bir kabul olduunu bilmeden yaplm olur. Fakat eer doru bir bilgi kuram elde edilmek isteniyorsa karm ilkelerinin kullanldnn bilincine varlmas nemlidir; nk onlar zerine bilgimiz ilgin ve zor sorunlar ortaya kanr. Genel ilkeler iin btn bilgilerimizde uygulama yle olur.- her eyden nce ilkenin zel bir uygulamasn gerekletiririz, sonra zelliin konuyla ilgisi olmadn ve eit dorulukla savunulabilecek bir genellik bulunduunu anlanz. Bu, doal olarak aritmetik retiminde allm olan bir eydir: "iki iki daha drt eder" ilk olarak zel bir ift ikili iin, sonra

60

FELSEFE SORUNLARI

baka bir zel durum iin renilir, byle byle, bunun herhangi bir ikili ifti iin doru olduu anlalabilinceye dek gidilir. Mantk ilkelerinde de ayn durum vardr, iki kiinin, ayn hangi gnnde olduklann tattklann kabul edelim. Biri diyor ki "Hi olmazsa unu kabul edersiniz ki eer dn ayn 15'i idiyse bugn 16'sdr". teki "Evet bunu kabul ediyorum" der. Ve birincisi srdrr "Biliyorsunuz ki dn 15'iydi, nk John ile yemek yediniz ve gnceniz dn 15'i olduunu size gsterecektir", ikincisi "Evet demek ki 16'sdr" der. Byle bir tartmay izlemekte bir glk yok; ncllerinin gerekten doru olduu kabul edilirse, sonucun da doru olduuna kimse kar kamaz. Fakat bunun doru olmas bir genel ilkenin bir rneinin doruluuna baldr. Mantksal ilke udur: "Bu doruysa tekinin de doru olduunun bilindiini kabul edin. Bunun doru olduunun da bilindiini kabul edin, yleyse teki de dorudur". "Eer bu doruysa teki de dorudur" biimi iin, "bu tekini gerektirir" ya da "teki bundan kar" diyeceiz. Bylece ilkemiz yle olur: bu unu gerektirirse ve bu doruysa, u da dorudur. Baka deyimle "doru bir nerinin gerektirdii ey dorudur" ya da "doru bir neriden kan sonu da dorudur". Btn tantlamalarda bu ilke <hi olmazsa bunun somut rnekleri bulunur. Ne zaman, inandmz bir ey, sonradan inanacamz bir baka eyin kantlamasnda kullanlsa bu ilke geerlidir. Ne zaman birisi: "Doru ncllere dayanan salam bir kantlamann sonularna neden inanacam?" diye sorsa, yalnzca ilkemize bavurabiliriz. Gerekte, ilkenin doruluundan phelenmek olanaksz, akl da ylesine byk ki ilk bakta pek nemsiz bir ey gibi grnr. Nedir ki bu tr ilkeler filozof iin nemsiz deildir, nk, hibir bakmdan duyu nesnelerinden trememi olmalanna karn, zerinde pheye dlemeyecek bilgilerimizin bulunduunu gsterir.

GENEL LKELER ZERNE BLGlMlZ KONUSU

'

61

Yukardaki ilke birok apak (self-evident) mantksal ilkelerden yalnzca biridir. Bu ilkelerden hi olmazsa kimilerinin kabul edilmesi, herhangi bir usavurma ya da kantlamann olabilirlii iin zorunludur. Bunlardan bir blm kabul edildiinde tekiler onlarla kantlanabilir, nedir ki, basit olduklan srece, bu tekiler de, birinciler ne denli doru kabul edilmilerse o denli aktrlar. Pek de tutarl bir sebebe dayanmadan bu ilkelerden , geleneksel olarak, "Dncenin Yasalan" ad altnda aynlmlardr. Bunlar unlardr:

(1) zdelik Yasas: "Bir ey neyse odur".


olamaz".

(2) elimezlik Yasas: "Bir ey hem var hem de yok (3) ncnn Olmazl Yasas: "Bir ey ya var ya da

yok olmal." Bu yasa apak mantksal ilkelerden bir takmdr, fakat gerekte, teki bir ok benzer ilkelerden ne daha temelli ne de daha apaktrlar: rnein biraz nce ele aldmz ve bir doru nclden kann doru olduunu bildiren ilke. "Dncenin Yasalan" ad da yanltcdr, nk nemli olan bu yasalara uygun olarak dndmz olgusu deil, eylerin bunlara uygun olarak davrandklardr; baka deyimle, onlara uygun olarak dndmzde d o r u dndmzdr. Fakat bu geni bir konudur, daha sonraki bir aamada yeniden dnmek gerekiyor. Verili bir nclden yola karak bir eyin kesinlikle doru olduunu kantlamamz salayan mantksal ilkelerin dnda, baka mantksal ilkeler de vardr ki, bunlar verili bir nclden giderek bir eyin doru olmas iin daha az ya da daha ok olaslk bulunduunu kantlamamz salarlar. Bu tr ilkelere bir rnek, belki de en nemli rnek, bundan nceki ele aldmz tmevanmsal ilkedir. Felsefedeki byk tarihsel atmalardan biri, srasyla "deneyciler" ve "usular" denilen okullar arasndaki atmadr.

62

FELSEFE SORUNLARI

Deneyciler bunlarn en iyi temsilcileri ingiliz filozoflar. Locke, Berkeley ve Hume'dur btn bilgimizin deneyden trediini sylyorlard; usular ise bunlann temsilcileri Avrupa'nn 17. yzyl flozoflan, en bata da Descartes ve Leibniz'dir deneyden bildiklerimizin dnda "doutan ideler" ve "doutan ilkeler" bulunduunu ve bunlan deneyden bamsz olarak bildiimizi savunuyorlard. imdi artk, bu kart okullann doruluk ya da yanllklan zerinde az ok gvenilir bir karara varma olana bulunmutur. Daha nce aklanan sebeplerle, mantksal ilkelerin bizce bilindiinin, fakat btn kantlamalar bunlara dayandndan, bunlann kendilerinin deneyle kantlanamadklannn kabul edilmesi gerek. atmann en nemli noktas olan bu konuda demek ki usular hakl. te yandan bilgimizin, deneyden mantksal olarak bamsz olan (deneyin bunlan kantlayamad anlamnda) bu blm bile deneyden aklk kazanm ve domutur. Balantlannn rnekledii genel yasalann bilincine varmz zel deneylerde olanak bulur. Bebeklerin, insanlann bildii ve deneylerden kanlamayan her eyi bilerek doduklar anfmnda doutan ilkeler bulunduunu kabul etmenin samal aktr. Bu yzden, bizim mantksal ilkeler zerindeki bilgimizi tanmlamak iin "doutan" szc artk kullanlamaz. "A priori" sz, daha az kar klr cinstendir ve ada yazarlar buna daha alkndrlar. Bylece, her bilginin deneyden ayklanp doduunu kabul ederken, yine de kimi bilgilerin a priori olduunu ileri sryoruz, u anlamda ki, onu bize dndren deney onu kantlamaya yetmez, fakat dikkatimizi yle ynlendirir ki, deneyden hibir ey beklemeden onun doruluunu grebiliriz. Deneycilerin usulara gre hakl olduklan baka bir nokta daha var. Deneyin yardm olmadan hibir eyin varolduu bilinemez. Yani, eer dorudan deneyimize girmemi bir e-

GENEL LKELER ZERNE BLGlMlZ KONUSU

'

63

yin varolduunu kantlamak istesek, dorudan deneyimize girmi bir ya da daha ok eyin varlnn, ncllerimiz arasnda bulunmas gerekir. rnein in imparatorunun varolduuna inanmz tankla dayanr, tanklk ise son aamada, okurken ya da ondan konuulurken grlm ya da iitilmi olan duyu-verisine dayanr. Usular, neyin olmas gerektii zerinde genel olarak dnmekle, gerek dnyadaki u ya da bunun varolduunu karabileceklerini sanrlard. Bunda aklandklar anlalyor. Varolu zerinde a priori olarak kazanabileceimiz her bilgi Varsaymsal grnyor: bize, eer birey varsa baka birey de varolmaldr ya da daha genel olarak, eer bir neri doruysa, baka bir neri de doru olmaldr, der. Bunun rneklemesi daha nce ele aldmz u trden ilkelerdir: "eer bu doruysa ve bu unu gerektiriyorsa, u dorudur" ya da "eer bunun ve unun sk sk bir arada bulunduklan grlmse, ilerinden birinin bulunduu bir yeni rnekte de birlikte bulunmalar olasdr". Bu durumda a priori bilgilerin kapsam ve gc snrldr. Bir eyin varolduu zerine her bilginin, bir yanyla deneye bal olmas gerekir. Bir ey dolaysz olarak biliniyorsa onun varoluu yalnzca deneyden bilinir; bir eyin varolduu dolaysz olarak kantlanmsa, kantlamada hem deney hem de a priori ilkeler aranmaldr. Bilgi ya tmyle ya da bir ynyle deneye dayanyorsa ona deneysel denir. Bylece, varoluu belirten her bilgi deneyseldir ve varolmayla ilgili her bilgi deneyseldir ve varolula ilgili biricik a priori bilgi, varolan ya da varolmas gereken eyler arasndaki balantlar verip varoluun kendisini vermediinden koulludur. A priori bilgi, buraya dek dndmz manksal trlerin tm deildir. Belki de manksal-olmayan a priori bilginin en nemli rnei, trebilimsel deer (ethical value)bilgisidir. Neyin yararl ya -da neyin erdemli olduu gibi yarglardan szetmiyorum, nk byle yarglar "A priori" nclleri gerekti-

64

FELSEFE SORUNLARI

rirler, ben, eylerin znsel istenilirlikleri (intrinsic desirability) gibi yarglardan szediyorum. Bir ey yararlysa, bir sona varlmasn salad iin yararldr ve yeterince ilerlesek, bir son iin, yalnzca daha ileri aamadaki bir son iin yararll yznden deil, kendi bakmndan da deerli olmaldr. Bylece, neyin yararl olduu zerine bir yarg, kendi bakmndan neyin deerli olduu zerine yarglara baldr. rnein, mutluluun sefalete gre daha istenir olduu, bilginin bilgisizlikten, iyi niyetin nefretten v.b. daha deerli olduu yarglann veriyoruz. Bu tr yarglar, hi olmazsa bir yanyla dolaysz ve a priori olmaldr. Daha nceki a priori yarglannz gibi bunlar da deneyle aydnlatlabilir ve gerekten de byle olmallar; nk ayn trden bir ey zerinde deneyimiz yoksa, bir eyin znsel olarak deerli olup olmadnn yargsna varmak olanaksz grnr. Fakat bunlarn deneyle kantlanan ayacaklar da olduka aktr; nk bir eyin varolup olmamas, onun varolmas gerektiini ya da varoluunun iyi ya da kt olduunu kantlayamaz. Bu konunun bundan sonras trebilimsel alana girer, ne olduuna bakarak ne olmas gerektiinin kanlmasndaki olanakszln orada saptanmas gerekir. Konumuzla ilgili olarak, yalnzca, neyin znl olarak deerli olduunun bilinmesinin, mantn a priori olduu anlamnda, yani byle bir bilginin doruluunun deneyle ne kantlanabilir ne de kantlanamaz olduu anlamnda, a priori olduunun saptanmas nemlidir. Btn an matematik, mantk gibi, a prioridir. Deneyci filozoflar buna btn gleriyle kar ktlar, corafya bilgimizin olduu gibi matematik bilgimizin de kaynann deney olduunu sylediler. Bunlar, iki eyle teki iki eyi yanyana grmenin ve hep birlikte drt ettiini saptamann yinelenmeleri sonucu, tmevanm yoluyla, iki eye iki ey eklenince hepsinin birlikte h e r s a m a n drt ettii sonucuna vardmz ileri sryorlard. Fakat, eer iki iki daha drt ettiini biliimizin

GENEL LKELER ZERNE BLGlMlZ KONUSU '

65

kayna bu olsayd, bunun doruluuna kendimizi inandrmak iin imdi tutturduumuzdan baka bir yol tutardk. Gerekte bizim iki metelik, iki kitap, iki kii ya da iki belli baka ey deil de soyut ikiyi dnebilmemiz iin belli sayda rneklere gerek var. Fakat dncelerimizi konu d tikel eylerden soyutlamay baardmz anda, iki iki daha drt eder genel ilkesini grebilmi oluruz; herhangi tek bir rnek tipik olabilir ve teki rneklerin incelenmesi zorunluu kalmaz.* Ayn eyin geometride de rnei vardr. Eer btn genlerin bir zelliini kantlamak istersek, herhangi bir gen izer ve onun zerinde us yrtrz; fakat onun btn teki genlerle paylatklannn dnda herhangi bir zellii kullanmaktan saknnz ve bylece elimizdeki tikel durumdan bir genel sonu kannz. Gerekte, ikiyle ikinin drt ettii zerindeki gvenimizin yeni rneklerle g kazand duygusuna da kaplmayz, nk bu nerinin doruluunu grdmz andaki gvenimiz, daha by olamayacak denli byktr. stelik, "iki iki daha drt eder" nerisinde bir zorunluluk olduu duygusuna kaplnz ki bu, deneysel genellemelerin en salam kabul edilenlerinde bile yoktur. Deneysel genellemeler yalmzca olgular olarak kalrlar: bunlann, iinde yaadmz dnyada olgu olarak doru olmakla birlikte, yanl olduklar bir dnyann da bulunabilecei duygusuna kaplnz. Bunun tersine, olanak iindeki her dnyada ikiyle ikinin drt ettiini duyumlanz: bu yalnzca bir olgu deil, fakat her gerek ve olabilir eyin uymas gereken bir zorunluktur. Durum, "Btn insanlar lmldr" gibi bir gerek deneysel genellemeyi ele alarak daha da akla kavuturulabilir. Aktr ki bu neriye, ilk olarak, belli bir ya geen hibir insann bilinmemesi yznden, ikinci olarak da insan bedeni gibi bir organizmann er ge ypranp tkeneceini dndrecek fizyolojik nedenler var gibi grnd iin inanrz.
A. N. Witehead, Introduction to Matematics (Home University Library).

66

FELSEFE SORUNLARI

ikinci nedeni bir yana brakr da yalnzca insann lmll deneyimizi ele alrsak, bir tek len insan rneinin ak ve seik olarak grlm olmasyla yetinmeyeceimiz bellidir, oysa iki iki daha drt eder durumunda, zenle dnlmek kouluyla, herhangi baka rnekte de ayn eyin olacana inanmamz iin tek mek yeter. Aynca, daha da dndke, gerekten b t n insanlarn lml olup olmad zerinde, belli belirsiz de olsa, yine bir phe duymak zorunda kalnz. Bu, birbirinden ayn yle iki dnya tasarlamaya giriildiinde daha ak olarak anlalr: birinde lml olmayan insanlann bulunduu, tekinde de iki iki dahamn be ettii iki dnya. Swift bizi hi lmeyen Struldbrugs soyunu dnmeye ardnda, imgelemde bunu kabul ediyoruz. Fakat iki iki daha be eden bir dnya, baka dzeyde bir dnya gibi grnr. Eer varsa, byle bir dnyann bilgimizin btn dokusunu alt st edip onu phenin en koyusuna dntrebileceini iimizde duyuyoruz. Gerek u ki, gerek "iki iki daha drt eder" gibi yaln matematik yarglarda, gerekse birok mantksal yarglarda, genellikle, genel nerilerin anlamlann aklamak iin kimi rnekler gerekli olmasna karn, bu genel nerileri rneklerden elde etmeden bilebiliriz. Bunun iindir ki, tikelden tikele ya da kelden genele giden t m e v a n m s a l srecin olduu gibi, genelden genele ya da genelden tikele giden tmdengelimsel srecin de gerek yaran vardr. Filozoflar arasnda, tmdengelimin y e n i bir bilgi verip vermedii eski bir tartmadr. imdi grebiliyoruz ki hi olmazsa kimi durumlarda verebiliyor. Eer iki iki daha drt ettiini nceden biliyorsak, Robinson ile Smith'in iki, Brown ile Jones'n da iki olduklarn biliyorsak bundan Robinson, Smith, Brown ve Jones'n drt ettiklerini karabiliriz. Bu yeni bilgidir, ncllerimiz arasnda bulunmuyor nk "iki iki daha drt eder" genel nerisi bize, Brown, Jones, Robinson ve Smith gibi insanlar bulunduunu sylemi-

GENEL LKELER ZERNE BLGlMlZ KONUSU '

67

yordu ve tikel ncller bunlarn drt kii olduunu sylemez, oysa karlan tikel nerme bunlann her ikisini de sylyor. Fakat mantk kitaplannda her zaman verilen hazr rnei alrsak burada bilginin yemlii o denli kesin deildir: "Btn insanlar lmldr; Sokrates insandr; yleyse Sokrates lmldr". Bu rnekte, bizim hakl bir phe dnda gerekten bildiimiz ey, A, B, C gibi belli insanlar lmldr, nk gerekten lmlerdir. Eer Sokrates bu insanlardan biri idiyse, Sokrates'in lml olmas olaslna ulamak iin "btn insanlar lmldr" gibi bir yandan-dolama samadr. Eer Sokrates bizim tmevanmmzn dayand insanlardan biri deilse, "btn insanlar lmldr" biimindeki genel nermeden dolamaktansa usavurmamz A, B, C'mizden balatp Sokrates'e gtrmek daha uygun olur. nk Sokrates'in lmllk olasl, bizim verilerimize gre btn insanlann lml olma olaslndan daha yksek (Bu ak, nk btn insanlar lmlyse Sokrates de yledir; fakat Sokrates lmlyse bundan btn insanlarn lml olduu kmaz). Demek ki usavurmamz salt tmevanmsal yaparsak, "btn insanlarn lmll"nden gidip tmdengelimi kullanmaya bakla, Sokrates'in lmll sonucuna, kesinlie daha ok yaklaarak varm olacaz. Bu, "iki iki daha drt eder" gibi a priori bilinen genel nerilerle, "btn insanlar lmldr" gibi deneysel genellemeler arasndaki ayrl ortaya koyuyor. Birincisi bakmndan tmdengelim usa vurmann doru kipidir (mode), oysa ikincisi bakmndan tmevanm her zaman kuramsal olarak ye tutulur ve bizim elde ettiimiz sonuca daha byk bir gven getirir, nk btn deneysel genellemeler, kendi rneklerine bakla daha phelidir. nsel bilinen nermeler olduunu ve bunlar arasnda trebilimin temel nermeleri gibi matematik ve an mantn nermelerinin de bulunduunu grdk. Bundan sonra ele alaca-

68

FELSEFE SORUNLARI

mz soru: byle bir bilgi nasl olabiliyor? zellikle de, btn rnekleri incelediimiz ve gerekte saylannn sonsuzluu yznden hibir zaman inceleyemeyeceimiz genel nermeler nasl olabiliyor? ilk olarak Alman filozofu Kant'n (1725-1804) nemle ortaya koyduu bu sorular ok zor ve tarihsel bakmdan ok nemlidir.

VIII A PRIORI BlLGl NASIL OLABLYOR? Imanuel Kant genellikle ada flozoflann en by olarak grlr. Kendisi Yedi Yl Savalan ve Fransz Devrimi dnemlerinde yaamasna karn Dou Prusya'da Knigsberg'deki felsefe retimine hi ara vermedi. En gze arpan baansn, kendisinin "eletirel" dedii felsefeyi buluudur ki, bilginin deiik trleri olduunu bir veri olarak kabul edip, byle bilginin nasl olabildiini soruyor ve bu sorunun yantndan dnyann doas zerine birok metafizik sonu kanyordu. Bu sonularn salaml kukulu olabilir. Fakat Kant phesiz, iki eyin onurunu tar: birincisi, salt "zmsel" (yani kar ielikili) olmayan a priori bilgilerimiz olduunu kavramas; ikincisi de bilgi kuramnn felsefe bakmndan nemini belirtmesi. Kant'n zamanndan nce, bilgi a priori olunca zmsel olduu kabul edilirdi. Bu szcn anlam rneklerde daha iyi belirir. "Dazlak bir adam adamdr", "bir dzlem ekil ekildir", "kt bir air airdir" dersem salt zmsel bir yarg vermi olurum: kendinden szedilen zne en az iki zelliiyle gsterilmi ve bu zelliklerden biri aynlarak vurgulanmtr. Yukardaki gibi rnekler samadr ve gerek yaamda safsataya sapmaya hazrlanan bir sylevci dnda kimse bunlan sylemez. Bunlara "zmsel" denir nk yklem, yalnzca z-

A PRIORI BtLGl NASIL OLABLYOR?

69

nenin zmlenmesiyle elde edilmitir. Kant zamanndan nce. a priori olarak inanabildiimiz her yargnn byle olduu sanlrd. Yani hepsinde znenin bir paras olan bir yklem bulunup vurgulanr. Eer byle olsayd, a priori olarak bilinen bir eyi kabul etmediimizde belirgin bir eliki iine dm olurduk. "Dazlak bir adam dazlak deildir" ayn adamn dazlak olduunu hem bildirir hem yadsr, bu yzden de elikili olurdu. Bylece, Kant-ncesi filozoflara gre elimezlik yasas, bir eyin hem belli bir nitelikte olmas hem de olmamasnn olanakszln bildirerek her a priori bilginin doruluunu belirtmi oluyordu. Kant'tan nce gelen Hume (1711-76) bilginin neye gre a priori olduu zerinde geleneksel gr kabul ederek, daha nce zmsel kabul edilen, bata neden ve etki olmak zere birok rneklerde, bartnn gerekte bireimsel (synthetic) olduunu buldu. Hume'dan nce, hi olmazsa usular, eer yeterli bilgimiz olsayd nedenden etkinin mantksal olarak karlabileceini kabul ederlerdi. Hume (imdi genellikle kabul edilmesi gerektii gibi, doru olarak) bunun olanakszln kantlad. Bundan da neden ve etki bants zerine hibir eyin a priori olarak bilinemeyecei biimindeki ok daha pheli neriyi kard. Usu gelenek iinde eitim grm olan Kant, Hume'un pheciliinden ok sarsld ve bir yant bulmaya alt. Yalnzca neden ve etki balantsnn deil, fakat cebir ve geometrinin btn nerilerinin de, zmsel deil, "bireimsel" olduunu anlad: btn bu nerilerde, znenin zmlenmesi yklemi vermezdi. Onun hazr rnei 7 + 5 = 12'dir. 12'yi vermek iin 7 ile 5'in birletirilmesi-gerektiini hakl olarak belirtiyordu; 12 idesi bunlar iinde yoktur, bunlan birletirme idesi iinde de yoktur. Bylece, her tr ar matematiin a priori olmasna karn bireimsel olduu sonucuna vard; ve bu sonucun ortaya kard yeni sorunun zmn aramaya giriti.

70

FELSEFE SORUNLARI

Kant'n, felsefesinin temeline koyduu sou, yani "Ar matematik nasl olabilir?" ilgin ve zor bir sorudur. Salt pheci olmayan her felsefenin buna bir yant bulmas gerekir. Salt deneycilerin, matematik bilgimizin, tikel rneklerden tmevanmla tretildii yantnn, iki sebeple uygun olmadn daha nce grdk: birincisi, tmevanmsal ilkenin kendisinin salaml tmevanmla kantlanamyordu; ikincisi, "iki iki daha drt eder" gibi genel matematik nerileri, bir tek rnek zerinde dnlerek aka kesinlikle bilinebiliyor ve doruluklann gsteren teki rneklerin saylmas onlara bir ey kazandrmyor. Bylece, matematiin genel nerileri zerindeki bilgimizin (ayn ey mantk iin de sylenebilir), "btn insanlar lmldr" gibi deneysel genellemelere dayanan (yalnzca olas) bilgimizden ayn bir ey saylmas gerekir. Sorun, herbir deneyin tikel olmasna karn, bu tr bilginin genellii olgusundan geliyor. imdiye dek deneyimizden gememi tikel eyler zerine sanki birtakm cjorular bilebilmemiz tuhaf grnyor; fakat mantk ve aritmetiin yle eylere uygulanacandan pheye dmek kolay deildir. Bundan iki yzyl sonra Londra'da kimlerin oturacan bilmiyoruz, fakat onlardan herhangi ikisiyle baka bir ikisinin birlikte, onlardan drdn oluturacan biliyoruz. Deneyimizden gemeyen eyler zerinde birtakm gerekleri nceden grm gibi olmak gerekten artcdr. Bu sorunu Kant'n z, kanmca doru olmamakla birlikte, ilgintir. Nedir ki bu z biimi ok zordur ve baka baka filozoflarca baka baka anlalmtr. Bu yzden onu yalnzca d izgileriyle verebiliriz ve bu bile Kant'n sisteminin birok temsilcisine yanltc grnecektir. Kant'a gre btn deneylerimizde birbirinden ayrt edilmesi gereken iki e var, birisi nesneden (yani bizim "fiziksel nesne" dediimiz eyden) teki de kendi doamzdan gelir.

A PRIORI BtLGl NASIL OLABLYOR?

71

zdek ile duyu-verilerini tartrken grmtk ki, fiziksel nesne bir araya gelmi duyu-verilerinden bakadr, ve duyuverilerinin bizimle fiziksel nesne arasndaki bir etkileimin sonucu olarak grlmesi gerekir. Buraya dek Kant'la uyuma durumundayz. Fakat Kant'n farkl yan bizimle fiziksl nesnelerin paylarn bltrme biimindedir. O, duyuma sunulmu olan ham maddenin renk, katlk v.b. nesneye bal olduunu dnr, bizim saladmz ey zaman ve uzam iindeki dzenleme, ve duyu-verileri iinde, ltrme ya da birinin tekinin nedeni olarak ya da baka biimde dnme sonucu olan btn bantlardr. Bu gre destek olarak gsterdii balca sebep, bizim zaman ve uzam ile nedensellik ve ltrme zerine a priori bilgilerimizin olduu, fakat duyumun ham maddesi zerinde byle bir bilgimizin olmaddr. Der ki: deneyimize girecek herhangi bir eyin, bizim nsel bilgimiz iinde onun iin belirlenmi olan nitelikleri gstermesi gerektiine inanabiliriz, nk bu nitelikler bizim kendi doamzdan gelir ve bu yzden de hibir ey bu nitelikleri kazanmadan deneyimize giremez. Kant, "kendinde ey"* dedii fiziksel nesneyi znde bilinemez olarak grr; bilinebilen, onun olay (fenomen) ddigi ey, yani deneyimize girmi durumuyla nesnedir. Olayn, bizimle nesnenin kendisinin ortak rnmz olarak, bizden gelen nitelikleri bulunduu, bu yzden de bizim a priori bilgimize uygun olduu kesindir. Bylece bu bilginin, bizim btn gerek ve olabilir deneyimizde doru olmasna karn, d deneye uygun olabilecei sanlmamaldr. Bu durumda, a priori bilginin varlna karn, biz kendinde ey zerinde ya da
Kanfm "kendinde ey"i, tanmnda fiziksel nesneyle zdetir, yani duyumlann nedenidir. Tanmndan karlan zellikler bakmndan zde deildir nk Kant'a gre (nedenle ilgili kimi tutarszlklara karn) kategorilerden hi birinin "kendinde ey"e uygulanamayacan bilebiliriz.

72

FELSEFE SORUNLARI

deneyin gerek ve olabilir nesnesi olmayan herhangi bir ey zerinde bir ey bilemeyiz. Bu yoldan, usularn savlanyla deneycilerin kantlamalarn uzlatrmaya alr. Kant felsefesinin eletirilecek ayrnlarla ilgili ynleri bir yana, onun yntemiyle a priori bilgi sorununu zmek iin yaplacak her giriime kar ldrc grnen bir engel vardr. Aklanmas gereken ey olaylarn her zaman mantk ve aritmetie uygun olacana nasl inandmzdr. Mank ve aritmetiin bizden yardm grdn sylemek bunu aklamaz. Bizim doamz da herhangi bir ey gibi, varolan dnyann bir olgusudur ve onun deimez kalacana gvenilemez. Kant haklysa, yle olabilir ki, yann bizim doamz iki iki dahay be ettirecek biimde deiebilir. Bu olana onun hi dnmedii anlalyorsa da bu, son aamada, onun aritmetik nerileri korumak bakmndan ok istedii gvenilirlii ve tmellii yok edebilir. Bu olanan biimsel bakmdan, zamann kendisinin de znenin olaya ykledii bir biim olduunu, bu yzden de bizim gerek Ben'imizin zaman iinde bulunmayp yann da olmadn ne sren Kant' kuramla badamad dorudur. Fakat onun da yine, olaylarn zaman-dzeninin bu olaylarn gerisindeki niteliklerle belirlendiini kabul etmesi gerekir ki, bu da bizim usavurmamzn z bakmndan yeterlidir. stelik dndke, eer bizim aritmetik bilgilerimizde bir doru yan varsa bunlann eylere, biz onlar dnsek de dnmesek de uymas gerektii aklk kazanr. Fiziksel nesneler deneye girmemi olsa bile, yine iki fiziksel nesneyle baka iki fiziksel nesnenin drt fiziksel nesne etmesi gerekir. Bunu kabul etmek, doallkla, iki iki daha drt eder derken anlatmak istediimiz eyin kapsamna girer. Bunun doru olduu, iki olayla baka iki olayn drt olay ettiinin doruluu kadar phesizdir. Bu durumda Kant'n. zm biimi, a priori nerilerin doruluunu aklama giriimin-

A PRIORI BtLGl NASIL OLABLYOR?

73

deki baarszlnn dnda, bunlann kapsamlann da haksz yere snrlyor. Kant'n savunduu zel retiler bir yana, filozoflar arasnda, a priori eylere bir anlamda zihinsel diye bakmak, onlann d dnyann herhangi bir olgusuna deil de bizim onlan dn biimimize bal olduunu dnmek pek yaygndr. Bundan nceki blmde, genellikle "dncenin yasalan" denen ilkeyi belirtmitik. Onlarn byle adlandrlmasna neden olan gr doal bir grtr, fakat bunun yanl olduunu dnmek iin gl sebepler var: rnekleme bakmndan elimezlik yasasn alalm. Bu genel olarak "Bir ey hem var hem de yok olamaz" biiminde sylenir ki, herhangi bir eyin ayn zamanda hem ayn nitelikte olup hem de olmamasnn olanakszl olgusunu belirtmek amacn gder. Bylece rnein bir aa eer kaynsa, kayn-deil olamaz, masam dikdrtgense dikdrtgen-deil olamaz v.b. imdi, bu ilkeye d n c e n i n bir yasas denmesini doal gsteren ey, onun zorunlu doruluuna kendimizi inandrma yolunun, d gzlemden deil de dnceden gemesidir. Bir aacn kayn olduunu grdmzde, onun ayn zamanda kayn-deil olmadna inanmak iin ona yeniden bakmamz gerekmez; yalmz bana dnce, bunun olanakszln bize bildirir. Fakat bundan, elimezlik yasasnn bir d n c e yasas olduu sonucunu karmak yine de yanltr. Biz, elimezlik yasasna inanrken, zihnin elimezlik yasasna inanacak biimde yaplm olduuna inanm olmuyoruz. Bu inan elimezlik yasasna inanmay nceden kabul eden ruhbilimsel dnn, sonradan gelen bir sonucudur. elimezlik yasasna inanmak, yalnzca dnce zerine deil, eyler zerine bir inanmadr. Bu, rnein eer belli bir aacn kayn olduunu dnyorsak onun ayn zamanda kayn-deil olduunu dnemeyeceimize inanmak deildir; bu, eer aa kayn i s e onun ayn zamanda kayn-deil olamayacana

74

FELSEFE SORUNLARI

inanmaktr. Yani elimezlik yasas yalnzca dnce zerine deil, eyler zerine bir yasadr; ve elimezlik yasasna inanmak bir dnce ise de elimezlik yasasnn kendisi bir dnce deil, fakat dnyadaki eyleri ilgilendiren bir olgudur. Eer biz elimezlik yasasna inandmzda, bu inan dnyadaki eyler iin doru olmasayd, bizim onu dru diye d n m e k zorunda oluumuz olgusu, elimezlik yasasn yanl olmaktan kurtaramazd ve bu, yasann bir d n c e yasas olmadm gsterir. Buna benzer bir uslama herhangi baka bir a priori bilgiye de uygulanabilir, iki iki daha drt eder dediimizde bu, dnce zerine bir yarg deil, gerek ve olabilir btn iftler zerine bir yargdr. Zihnimizin iki iki daha drt ettiine inanacak biimde yaplm olduu olgusu, doru olmakla birlikte, kesinlikle, ikiyle ikinin drt ettiini sylediimiz zaman sylemek istediimiz ey bu deildir. Ve ikiyle ikinin drt etmesini, zihnimizin yapsyla ilgili hibir olgu d o r u yapamaz. Bylece, a priori bilgimiz, yanl deilse, yalnzca zihnimizin yaps zerine bir bilgi deil, fakat zihinsel olsun olmasn dnyadaki btn eylere uygulanabilen bir bilgidir. Gerekte, btn a priori bilgimiz, zihinsel dnyada ya da fiziksel dnyada, uygun deyimiyle, v a r o l m a y a n varlklarla ilgili gibi grnr. Bu varlklar dildeki adsal olmayan szcklerle anlabilen eylerdir; nitelik ve bant biimindeki varlklardr. rnein, odann iinde bulunduumu kabul edelim; benim varoluum var, odann var, "iinde"nin var m? Yine de "iinde" szcnn bir anlam olduu aktr; benimle oda arasndaki bir banty belirtiyor. Bu ban, benim ve odann varoluumuz anlamnda onun da varolduu sylenemese de, yine de bir eydir. "Iindelik" bants, bizim dnp anlayabileceimiz bir eydir, nk onu anlamasaydk, "odann iindeyim" tmcesini de anlayamazdk. Bir ok filozoflar, Kant'a uyarak, bantlarn zihnin bir ilemi olduunu, kendinde ey-

TMELLER DNYASI

75

lerin bantlar bulunmadn, zihnin, bir dnce eylemi iinde bunlan bir araya getirip, onlarda bulunduunu kabul ettii bantlar rettiini kabul ettiler. Bununla birlikte bu gr, daha nce Kant'a kar ileri srdklerimize benzeyen kar kmalara ak gibi grnyor. "Odann iindeyim" nermesini doru yapan eyin dnce olmad ak grnyor. Odamda bir kulaakaan bulunduunda, benim de, kulaakaann da, baka birisinin de bunun doruluundan haberi olmasa bile, bu yine doru olabilir; nk bu doru yalnzca kulaakaanla oday ilgilendirir baka hibir eye bal deildir. Bylece bantlar, bundan sonraki blmde daha tam olarak greceimiz gibi, ne zihinsel ne de fiziksel olan bir dnyaya yerletirilmelidir. Bu dnya felsefe iin, zellikle a priori bilgiler sorunu iin ok nemlidir. Bundan sonraki blmde onun doasn ve zerinde uramz sorularla bantsn aklamaya geeceiz.

IX TMELLER DNYASI Bundan nceki blmn sonlannda, ban trnden varlklann, hem fiziksel nesnelerin hem de zihin ve duyu-verilerinin varlklanndan, bir bakma baka bir varlklan olduunu grmtk. Bu blmde bu tr varln doasnn ne olduu ve aynca bu tr varl olan ne gibi nesneler bulunduu zerinde duracaz. nce ikinci sorudan balayacaz. imdi ele aldmz sorun ok eski bir sorundur, felsefeye Platon ile girmitir. Platon'un "idealar kuram" tam da bu sorunun zmne bir giriimdir, ve kanmca imdiye dek yaplm giriimlerin en baarlsdr. Aada savunulacak kuram, yalmzca zamann zorunlu kld deimeler dnda geni blmyle Platon'undur.

76

FELSEFE SORUNLARI

Platon iin bu sorunun ortaya k az ok yledir: Diyelim, adalet gibi bir dnceyi ele almz. Eer adaletin ne olduunu kendi kendimize sorarsak, u, u ya da u adaletli eylemleri, ortak olarak nelerinin bulunduunu saptayacak biimde ele alarak ie balarz. Bunlarn hepsi, br anlamda, adaletli olan her eyde bulunup baka hibir eyde bulunmayan bir ortak doadan pay alm olmaldrlar. Hepsinin de adaletli olmasn salayan bu ortak doa, adaletin kendisi, gnlk yaamn olgulanyla birleerek adaletli eylemlerin eitliliini retecek an zdr. Ortak olgulara uygulanabilen herhangi baka bir szck rnein "aklk" iin de durum byledir. Szck ok sayda tikel eylere uygulanabilir, nk hepsi de ortak bir doa ya da zden pay alrlar. Platon'un "idea" ya da "biim" dedii ey bu an zdr. (Onun dnd anlamda idealarn, zihnin bunlan anlayabilmesine karn, zihinde bulunduu sanlmamaldr). "Adalet" ideas adaletli olan hibir eyle zde deildir; o tikel kendisinden pay aldklar bir eydir. Tikel olmadna gre kendisi duyu dnyasnda bulunamaz. stelik duyu nesneleri gibi mrsz ve deiken deildir: hep kendi kendisidir, deimez ve yok edilemez. Bylece Platon bir duyu-st dnyaya gitti, duyulann allm dnyasndan daha gerek olan idealann gerek dnyasna ki, gregin, duyu-dnyasna den soluk bir yansma veren de odur. Platon iin doru gerek dnya idealar dnyasdr; nk duyu dnyasndaki eyler zerine ne sylemek istersek isteyelim, yalnzca onlarn, kendi niteliklerini oluturan u ve u idealardan pay aldklann syleyebiliriz. Bundan sonra bir gizemcilie gemek kolaydr artk. Bir gizemsel aydnlanma iinde, duyu nesnelerini grdmz gibi idealan da greceimizi umarz ve idealarn gklerde bulunduunu dleyebiliriz. Bu gizemsel gelimeler ok doaldr, fakat kuramn temeli mantktadr ve biz de onu manta dayal olarak ele alacaz.

TMELLER DNYASI

77

Idea szc, zaman iinde, Platon'un "idea"lanna uygulandklarnda ok yanltc olan armlar kazand. Bu yzden, Platon'un dnd anlamda, biz idea szc yerine "tmel" szcn kullanacaz. Platon'un burada dnd varlk trnn z, duyulara sunulan tikel eylerin kartdr. Biz duyulara sunulmu olan herhangi bir eye ya da duyulara sunulmu olanlarla ayn doada olanlara tikel diyoruz; buna kar, bir tmel birok tikellerce paylalan ve daha nce grdmz gibi, adaletle adaletliyi ve aklk ile ak' birbirinden ayrt eden nitelikleri olan bir eydir. Kullanlan szckleri incelersek, kaba izgileriyle, zel adlarn tikelleri, genel adlar, sfatlar ve ilgelerin ve eylemlerin tmelleri belirttiklerini grrz. Adllar tikelleri gsterir, fakat bulanktrlar: hangi tikelleri gsterdiklerini ancak duruma ve koullara bakarak anlanz. "imdi" szc bir tikeli yani u an gsterir; fakat adllar gibi o da bulank bir tikeli gsterir, nk imdi her an deiiktir. Grlebilir ki, bir tmeli gsteren hi olmazsa bir szck olmadan bir tmce kurulamaz. En az "bunu seviyorum" gibi bir sz olabilir. Fakat burada bile "sevmek" bir tmeldir, nk hem ben baka eyleri de sevebilirim hem de bakalan da bir eyleri sevebilir. Demek ki btn dorular tmelleri gerektirir ve dorularn btn bilgisi tmelleri tanmay gerektirir. Szlkte bulunan hemen btn szcklerin tmeller olduunu grdkten sonra, felsefe renenlerin dnda hi kimsenin, tmeller denen varlklardan haberi olmay artcdr. Doallkla, biz bir tmce iinde tikelleri gstermeyen szckler zerinde durmayz, bir tmeli gsteren bir szck zerinde dursak bile, doal olarak onun, tmelin altnda gelen tikellerden biri olduunu dnrz. rnein "Charles I'in ba kesilmitir" tmcesini duyduumuzda, biz doal olarak Charles I'i, Charles I'in ban ve Charles I'in bann kesilmesi eylemini dnrz ve bunlarn hepsi de tikellerdir; fakat birer

78

FELSEFE SORUNLARI

evrensel olan "ba" ve "kesme" szcklerinin zerinde durmayz. Bu tr szckleri eksik ve bulank buluruz; onlarla bir ey yaplabilmesi iin belli koullar olmas gerekirmi gibi grnr. Bu yzden tmelleri olduklan gibi grmekten kannz, ta ki felsefe incelemeleri bizi onlan grmeye zorlayncaya dek. Filozoflar arasnda bile, denebilir ki genel olarak, yalnzca sfatlar ve ey adlanyla gsterilen tmeller zerinde daha ok durulmu, eylemler ve ilgeler genellikle gzden kamtr. Bu atlamann, felsefe zerinde ok byk bir etkisi oldu; Spinoza'dan beri metafiziklerden ounu geni biimde bunun belirlediini sylemek, ok ileri gitmek saylmaz. Bunun oluu d izgileriyle yledir: Genel olarak sylersek, sfatiar ve genel adlar tekil eylerin nitelik ve zelliklerini anlatrlar, oysa ilge ve eylemler, iki ya da daha ok ey arasndaki bantlan gsterirler. Bylece ilge ve eylemlerin savsaklanmas, her nermeye iki ya da daha ok ey arasndaki banty gstermekten ok, bir tek eye bir zellik yklyormu gibi baklmas eilimini dourur. Bu yzden, son aamada, nesneler arasndaki bantlar biiminde varlklar bulunamayaca kabul edildi. Buna gre ya dnyada ancak bir tek ey olabilir ya da birok eyler varsa onlann herhangi biimde etkilemeleri olanakszdr, nk her etkileim bir bandr ve bantlar olanakszdr. Bunlardan, Spinoza'nn savunduu ve gnmzde de Bradley'in ve birok baka filozoflann tuttuu birincisine bircilik denir. Leibniz'in savunduu fakat gnmzde pek yaygn olmayan ikincisine monatlk denir, nk yaralm ayn ayn eylerden her birine m o n a t denir. Bu iki kart felsefeden ikisi de, ilginlikleri yannda, kanmca tmellerin bir trne haksz bir nem vermenin* sonucudur. Gerekte, eer birisi tmeller diye bir ey olduuna tmyle kar ksa, nitelik diye tmeller bulunabileceini, yani sfat ve adlann gsterdii

TMELLER DNYASI

79

tmellerin bulunduunu kesinlikle kantlayanlayz, oysa ilikilerin olduunu, yani eylem ve ilgelerle gsterilen tmeller bulunduunu kantlayabiliriz. rnek olarak aklk evrenselini alalm. Eer byle bir tmel olduuna inanyorsak, eylerin, aklk nitelikleri olmas bakmndan ak olduklann sylemeliyiz. Bu gre Berkeley ve Hume, youn bir abayla kar ktlar ve daha sonraki deneyciler de onlan izledi. Bunlarn kar klar "soyut idel e r e kar kma biimini alyordu. Dediklerine gre, biz akl dnmek istediimizde, tikel bir ak eyin imgesini kuranz ve bu tikel zerinde usavurma yaparz, bu arada, onun iin kardmz sonulann herhangi bir ak ey iin doru olmayabilecek sonular olmamasma zen gsteririz. Zihnimizdeki gerek sreci aklamak bakmndan phesiz bu, geni apta dorudur. rnein, geometride, btn genler iin bir ey kantlamak istediimizde, bir tikel gen izer ve onun zerinde dnrz, bu arada da bu tikel genin teki btn genlerle ortak olmayan hibir zelliini kullanmamaya zen gsteririz. Bir acemi, yanltan kaabilmek iin, okluk olanak orannda birbirine az benzeyen birka gen izmeyi yararl bulur, yle ki, dnd eylerin bunlann hepsine de uygulanabileceini grebilsin. Fakat kendi kendimize, bir eyin ak olduunu ya da gen olduunu nasl bilebildiimizi sorunca glk de balar. Eer aklk ve genlik tmellerini kullanmak istemezsek tikel bir ak yama ya da tikel bir gen seeceiz ve eer herhangi bir ey bunlarla uygun trden bir benzerlik gsterirse o aktr ya da gendir diyeceiz. Fakat o zaman da gerekli benzerliin bir tmel olmas gerek. Birok ak eyler olduuna gre benzerliin, birok tikel ak ey iftleri arasnda geerli olmas gerek, oysa tmelliin nitelii de budur. Her ift arasnda baka baka benzerlikler olduunu sylemek yarar salamaz, nk o zaman da bu benzerliklerin birbirine benzediini syleyeceiz ve bylece sonunda

80

FELSEFE SORUNLARI

benzerliin bir tmel olduunu kabul etmek zorunda kalacaz. Demek ki benzerlik ilikisinin gerek bir tmel olmas gerek. Bir kez de bu tmeli kabul ettikten sonra, aklk ve genlik trnden tmelleri kabul etmekten kanmak iin zor ve anlalmaz kuramlar uydurmann bir yaran olmadn anlam oluruz. Berkeley ile Hume "soyut ideler"e kar klannn bu rtlmesini kavrayamadlar, nk kartlar gibi onlar da tmel olarak yalnzca nitelikleri dnyorlar, bantlar hi grmyorlard. Bu durumda usulann deneyciler karsnda hakl ktklan bir alan daha bulmu oluyoruz, nedir ki, bantlann savsaklanmas ya da yoksanmas sonucu olarak, usulann yaptklar karmlar da deneycilerin yaptklanna bakla, yamlmaya, eer dahas olabilirse, daha da yatkndr. Tmel olan varlklarn bulunmas gerektii kabl edildikten sonra, ilk kantlanmas gereken ey, bunlann varlklannn yalnzca zihinsel olmadklandr. Bunun anlam, bylesi bir varln, zihnin onu dnm ya da herhangi bir yoldan kavram olmasndan bamsz olduudur. Bu konuya bundan nceki blmn sonlannda deinmitik, fakat imdi, tmel varlklann ne tr varlklar olduu zerinde daha kapsaml biimde dnmemiz gerekiyor. "Edinburgh Londra'nn kuzeyindedir" gibi bir nermeyi ele alalm. Burada iki yer arasnda bir bantmz var ve bu bantnn, bizim onu bilmemizden bamsz olarak varolduu grlyor. Edinburgh'un Londra'nn kuzeyinde olduunu rendiimizde, yalnzca Edinburgh ile Londra'y ilgilendiren bir ey bilmi oluyoruz: nerinin doruluunu, onu renmi olmakla biz salam olmuyoruz, tersine biz yalnzca, biz onu bilmeden nce de varolan bir eyi anlam oluyoruz. Hibir insansal varlk kuzey ya da gney diye bir ey bilmese, giderek evrende hibir zihin olmasa da, Edinburgh'un bulunduu

TMELLER DNYASI

81

yeryz blm Londra'nn bulunduu blmn kuzeyinde bulunurdu. Buna doallkla ya Berkeley'in ya da Kant'n kan tlamalanna dayanan birok filozof kar kmtr. Fakat biz daha nce bu kantlamalan grdk ve uygun olmadklanna karar verdik. Buna gre imdi, Edinburgh'un Londra'nn kuzeyinde bulunuu olgusunda hibir zihinsel eyin nvarsaylmadn kabul edebiliriz. Fakat bu olgu, bir tmel olan "kuzeyinde" bantsn gerektiriyor; eer bu olgunun bir esi olan "kuzeyinde" bants zihinsel bir ey gerektiriyorsa btn olgunun da zihinsel bir eyi gerektirmemesi olanaksz olurdu. Demek ki bu bantnn da, birbirine balad terimler gibi, dnceye bal olmadn, dncenin kavrad fakat yaratmad zgr dnyann bir eyi olduunu kabul etmemiz gerek. Bununla birlikte, bu sonu da yle bir glk ortaya kanr: "kuzeyinde" szcnn, Edinburgh ve Londra'nn varolduu anlamda bir v a r o l u u grnmyor. Eer "bu bant nerede ve ne zaman varoluyor" diye sorsak yantm "Hibir zaman ve hibir yerde" olmas gerekir. "Kuzeyinde" bantsn bulabileceimiz, bir zaman da bir yer de yoktur. Londra'da olmad gibi Edinburgh'da da yoktur, nk bu ikisini yan tutmadan birbirine balar. Onun herhangi belli bir zamanda da bulunduunu syleyemeyiz. Oysa duyularla ya da iebaklarla kavranan her ey belli bir zamanda geer. Demek ki "kuzeyinde" bants yle eylere gre kkten bir bakalktadr. Ne uzamdadr ne zamandadr, ne zdeksel ne de zihinseldir, fakat bir eydir. Birok kimseleri tmellerin gerekten zihinsel varlklar olduunu dnmeye gtren ey geni apta tmellere zg varlk biimidir. Bir tmel zerinde dnebiliriz, o zaman da bu dncemiz, herhangi bir zihinsel eylem gibi, tam sradan anlamda varolmu olur. rnein akl dndmz kabul edelim. Bir anlamda, akln bizim zihnimizde bulundu-

82

FELSEFE SORUNLARI

u sylenebilir. Burada, IV. Blmde Berkeley'i tartrken belirttiimiz belirsizlik vardr. En doru anlamyla, bizim zihnimizdeki, aklk deil akl dnme eylemidir, ide szcne bal olan, yine ayn yerde belirttiimiz belirsizlik buradaki kankl yaratyor. Bu szcn bir anlamnda, yani bir dnce eyleminin n e s n e s i n i belirttii anlamda, aklk bir "ide"dir. Demek ki eer belirsizlie kar bir nlem alnmazsa, akln teki anlamda bir ide olduu sansna varabiliriz ki, o zaman akln zihinsel olduu sonucuna vannz. Fakat byle dndmzde onu z nitelii olan tmellikten yoksun brakm oluruz. Bir insann dnce eylemiyle baka bir insamnki zorunlu olarak birbirinden bakadr; bir insann belli bir zamandaki dnce eylemi de zorunlu olarak ayn insann baka bir zamandaki dnce eyleminden bakadr. Demek eer aklk, dnce nesnesinin kart olarak dncenin kendisi olsayd, ne iki ayn adam onu dnebilir, ne de ayn adam onu iki kez dnebilirdi. Birok aklk dncelerinde ortak olan ey onlann nesneleridir ve bu nesne btn o dncelerden baka bir eydir. Bu durumda tmeller, bilindikleri zaman dncenin nesneleri olmalarna karn, dnce deildir. Yalnzca zaman iindeki eylerin varoluundan szetmeyi uygun buluyoruz, yani onlann iinde getikleri bir zaman belirtebilmeliyiz (onlann her zaman varolmalann da dlamadan). Bylece dnce ve duygular, zihinsel ve fiziksel nesneler varolurlar. Fakat tmeller bu anlamda varolmazlar, onlann olduklarn ya da varlklan bulunduunu syleyeceiz ki, burada "varlk", zaman d olarak, "varoluun" kartdr. Buna gre tmeller dnyas, bir varlk dnyas olarak da betimlenebilir. Varlk dnyas, deimez, kat ve dorudur, matematikilere, mantklara, metafizik dizge kuruculanna ve yaam deil de yetkinlii sevenlere ho grnr. Varolu dnyas ise, geicidir, belirsizdir, keskin snrlan yoktur, hibir be-

TMELLER BLGMZ ZERNE

83

lirli tasar ve dzeni yoktur, fakat btn dnce ve duygular ondadr, duyunun btn verileri, btn fiziksel nesneler, iyilii ya da ktl dokunan her ey, yaam ve dnyann deerini atnp azaltan her ey onun iindedir. Kendi yaralmza gre ya birinin ya da tekinin karsnda dncelere dalmay yeleriz. Yelemediimiz, belki de yelediimizin bir imgesi gibi grnecek ve onu, herhangi bir anlamda gerek olarak grlmeye deer bulmayacaz. Fakat doru olan, ikisinin de bizim ilgimize dedii, ikisinin de gerek ve metafzikiler iin nemli olduudur. Gerekte iki dnyay birbirinden ayrdmz anda aralarndaki ban zerinde dnmek de zorunlu olur. Fakat nce, tmeller zerindeki bilgimizi incelemeliyiz. Bundan sonraki blmde bunun zerinde duracaz ve greceiz ki, bu tmeller zerindeki dncelerimizin balang yeri olan a priori bilgi sorununu zecektir.

X TMELLER BLGMZ ZERNE Bir kiinin belli bir zamandaki bilgisi bakmndan, tmeller, keller gibi tmellerin ile bilinenler, betimleme ile bilinenler ve tanmayla da betirilemeyle de bilinemeyenler olarak ayrlabilirler. ilk olarak tmellerin tanma yoluyla bilinmesi zerinde duralm. Balangta, aktr ki biz, ak, kzl, kara, tatl, eki, ar, sert v.b. biimindeki yani duyu-verilerinden rneklenen nitelikteki tmelleri tanrz. Bir para ak ey grdmzde ilk admda, bu tikel ak eyi tanm oluruz, fakat birok ak eyler grdmzde bunlarn hepsinde ortak olan akl kolayca soyutlamay reniriz ve bunu renmekle de ak' tanmay renmi oluruz. Benzeri bir sre bize ayn trden baka bir

84

FELSEFE SORUNLARI

tmeli retecektir. Bu tr tmellere "duyulur" nitelikler denilebilir. Bunlar tekilere gre daha az bir soyutlama abasyla kavranabilir ve teki tmellere gre tikellere daha yakn grnrler. imdi bantlara geliyoruz. Anlalmas en kolay bant, bir tek karmak duyu-verisinin ayr blmleri arasndaki bandr. rnein, zerine yaz yazdm btn bir sayfay bir bakta grebilirim, bylece de btn sayfa bir duyu-verisi iine girmi olur. Fakat sayfann kimi blmlerinin tekilerin solunda, kimilerinin de tekilerin stnde olduunu alglanm. Bu rnekte soyutlama sreci u yolu izler gibi grnyor: Birbiri ardndan birok duyu-verileri gryorum ye bunlardan biri tekinin sonunda bulunuyor; baka baka ak eylerde olduu gibi btn bu duyu-verilerinin de ortak bir yanlan olduunu gryorum ve soyutlamayla anlyorum ki bunlann aralanndaki ortak yan, blmleri arasndaki belli bir ban yani benim "solunda olmak" dediim bantdr. Bu yoldan tmel banty tanm olurum. Buna benzer yoldan, zaman iindeki ncelik sonralk bantsn da renebilirim. Bir an sesi duyduumu kabul edelim: son an sesi vurduunda, daha nceki btn sesler kulamdadr ve daha nceki seslerin sonrakilerden nce vurduunu alglayabilirim. Bellek konusunda da ansdm bir eyin imdiden daha nce gemi olduunu alglayabilirim. Bu kaynaklann hepsinden, tmel ncelik ve sonralk bantsn, tpk "solunda olmak" bantsn soyutladn gibi soyutlayabilirim. Yani uzam bans gibi, zaman-bants da tandm eylerdir. Bunlara ok benzeyen yoldan tandmz baka bir bant da benzerliktir. Ayn anda iki boz tonu grsem, bunlann birbirine benzediini grebilirim; ayn zamanda bir de kzl tonu grsem, iki boz arasndaki benzerliin her bozun kzlla olan benzerliinden daha byk olduunu grrm. Bu yoldan da

TMELLER BLGMZ ZERNE

85

benzeyi tmellini tanm olurum. Tikeller arasnda olduu gibi, tmeller arasnda da hemen grlebilecek bantlar vardr. Az nce grdk ki iki boz tonu arasndaki benzerliin bunlann her biriyle kzl tonu arasndaki benzerlikten daha byk olduunu alglayabiliyorduk. Burada iki bant arasndaki bir bany yani "den byk" bantsn ele aldk. Byle bantlar zerine bilgimiz, bunlann, duyu-verileri durumundakilere gre daha byk bir alglama gc gerektirmelerine karn, yine de dolaysz ve (hi olmazsa kimi durumlarda) yine de phesizdirler. Yani duyuverilerinde olduu gibi, evrensellerle ilgili dolaysz bilgi de vardr. imdi a priori bilgi sorununa dnersek ki, tmelleri ele aldmz srada zlmemi olarak brakmtk, artk kendimizi bu konuyla, daha ncekine gre ok daha verimli biimde uraabilecek durumda buluruz. "ki iki daha drt eder" nermesine geri dnelim. Sylenmi olan eylere re olduka aklkla grlr ki bu nerme, "iki" tmeliyle "drt" tmeli arasndaki bir banty anlatyor. Bu, imdi saptamaya altmz bir neriyi ortaya koyuyor, yani: Her a priori bilgininkonusu yalnzca tmeller arasndaki bantlardr. Bu neri byk nem tar ve a priori bilgiyle ilgili eski zorluklanmzn zlmesinde ok yol kazandnr. lk bakta nerimizin doru deilmi gibi grnebilecei tek durum, bir a priori nermenin bir snftan olan btn tikellerin ayn zamanda bir baka snftan olduunu ya da (ki bu da ayn eydir) bir zellii olan btn tikellerin baka bir zellii de olduunu belirtmesi durumudur. Bir durumda bir zellii deil de zellii bulunan bir tikeli ele alm gibi grnebiliriz. "ki iki daha drt eder" nerisi yerinde bir rnektir; nk bu, "herhangi bir ikiye baka bir iki drt eder" ya da "iki tane ikilikten kurulmu birtakm drtlk bir takm eder" biimlerinde de sylenebilir. Eer byle nerilerin yalnzca

86

FELSEFE SORUNLARI

tmeller zerine olduunu kantlarsak, nerimize de kantlanm gzyle baklabilir. Bir nermenin ne zerine olduunu bulmann bir yolu, nermenin ne demek istediini anlamak iin, kendi kendimize, hangi szckleri anlamamz gerekiyor baka deyimle, hangi nesneleri tanmamz gerekli diye sormaktr. nermenin ne demek istediini anlar anlamaz, bunun doru mu yoksa yanl m olduunu henz bilmiyorsak bile, aktr ki, nerinin gerekte ne zerine olduunu tanmamz gerekir. Bu l uygulandnda, tikeller zerineymi gibi grnen bir ok nerilerin evrenseller zerine olduu anlalr, "iki iki daha drt eder" zel durumunda onu "iki ikilikten oluan herhangi bir takm bir drtlk eder" anlamnda yorumlam olsak bile, "takm", "iki" ve "drt"n ne anlama geldiklerini anlar anlamaz nermeyi anlayabileceimiz yani onun neyi bildirdiini grebileceimiz aktr. Dnyadaki btn iftleri anlamak gerekmez: eer gerekseydi bizim neriyi anlayamayacamz bellidir, nk iftlerin says sonsuzdur, bu yzden de hepsini tanmayz. Bylece genel yargmz, tikel iftler zerine, byle

mesine karn, kendiliinden byle iftler bulunduunu sylemez de belirtmez de ve bylece gerek bir tikel ift zerine bir yarg vermez. Vanlan yarg u ya da bu tikel ift zerine deil tmel ift zerinedir. Bylece "iki iki daha drt eder" yargs yalnzca tmeller zerinedir, bu yzden de, ilgili tmelleri tanyan ve onlann arasndaki, yargnn belirttii banty kavrayabilen herkes onu bilebilir. unu, bilgimiz zerine dnmekle bulunmu olan bir olgu olarak grmeliyiz, bizim tmeller arasndaki bu tr bantlan kimi durumlarda alglama, bu yzden de kimi durumlarda, mantk ve matematiktekiler gibi genel a priori ilkeleri bilme gcmz var. Daha nce bu tr bilgi zerinde dndmzde gizemli grnen ey, bunun deneye ege-

tikel iftler bulunduunu bildiimiz anda, yarglar belirt-

TMELLER BLGMZ ZERNE

87

men olup sonucunu nceden bilir gibi grnmesiydi. Oysa imdi bunun yanl olduunu gryoruz. Denenebilir olan hibir olay deneyden bamsz olarak bilinemez. Biz iki eyle iki eyin drt ettiini a priori olarak biliriz fakat, Brown ile Jones ikiyseler, Robinson ile Smith de ikiyseler Brown, Jones, Robinson ve Smith'in drt ettiklerini a priori olarak bilemeyiz. Bunun sebebi de u: Brown, Jones, Robinson ve Smith yoksalar bu nerinin hibir anlam kalmaz, onlann olduklann da ancak deneyle bilebiliriz. Yani, genel nerimizin a priori olmasna karn, onun gerek tikellere btn uygulanmalar deneyi gerektirir, bu yzden de bir deneysel eyi ierir. Bu durumda a priori bilgimizin gizemli grnen yannn bir yanla dayand grlm oluyor. Gerekte a priori olan yargmzn karsna "btn insanlar lmldr" gibi deneysel bir genelleme koyarsak bu noktann daha da aydnlanmasna yardma olur. Burada da ilgili tmellerin yani i n s a n ve lmlnn ne anlama geldiini bildiimiz anda nerinin anlamn da biliyoruz demektir. nerimizin anlamm bilebilmek iin btn insan soyunu teker teker tanmak gerekmedii aktr. Yani, bir a priori genel neriyle deneysel bir genelleme arasndaki aynm nerinin anlamndan gelmiyor; onun kanhn doasndan geliyor: Deneysel durumda kant tikel rneklerden oluur. Btn insanlann lml olduuna inannz, nk len saysz insanlar olduunu biliriz de belli bir ya snrn aan bir rnek bilemeyiz. Buna inanmamz a d a m tmeli ile lml tmeli arasnda bir bant grdmzden deil. Eer fizyoloji, yaayan bedenleri yneten genel yasalardan kalkarak yaayan hibir organizmann sonsuza dek canl kalamayacan kantlayabilirse bunun, i n s a n ve l m l l k arasnda bir bant verecei, bunun da, len i n s a n l a r n zel kantlanna bavurmadan nerimizi bildirme olanan bize salayaca dorudur. Fakat bu yalnzca genellememizin daha geni bir genelleme iinde beklendiril-

88

FELSEFE SORUNLARI

dii anlamna gelir ki, bunun kant da daha yaygn biimde de olsa yine ayn trdendir. Bilimdeki ilerleme srekli olarak bu tr snflamalan retmekte ve bu yzden bilimsel genellemeler iin srekli olarak daha geni bir tmevanmsal taban vermektedir. Fakat bunun daha yksek d e r e c e d e n bir gvenilirlik salamasna karn, bu baka t r d e n bir gvenilirlik deildir: son dayanak tmevanmsal olarak kalr, yani mantk ve matematikte olduu gibi tmeller arasndaki bir a priori balantdan deil de rneklerden tremi olur. A priori genel nerilerle ilgili olarak iki kart noktann gzetilmesi gerek. Birincisi, eer birok tikel rnekler biliniyorsa, genel nerimize ilk kez tmevanm yoluyla ulalr ve tmeller arasndaki balant ancak daha sonra anlalabilir. rnein bir genin kenarlarna kar alardan dikmeler izildiinde, dikmenin bir noktada birleecekleri bilinir. Bu yargya, birok durumlara gre gerekten dikmeler izilerek ve bunlann her zaman bir noktada birletiklerini grerek vanlabilir; bu deney bizi, genel kantlamay aramaya ve bulmaya yneltebilir. Byle durumlar zerinde btn matematikilerin ortak deneyleri vardr. teki nokta daha ilgintir ve felsefedeki nemi daha byktr. Kimi kez yle olabilir ki bir tek rneini bilmediimiz durumlar iin bir genel neri biliyor olabiliriz. yle bir durum alalm: Biliyoruz ki herhangi iki say birbiriyle arplabilir ve bundan a r p m dediimiz sonu kar. Yine biliyoruz ki arpmlar 100'den kk btn tam say ikilileri gerekten arplarak arpm deerleri arpma izelgelerine yazlmtr. Bir yandan da tam saylarn says sonsuzdur ve ancak sonlu sayda tam say ikilileri insanlarca dnlmtr ya da dnlebilir. Yani yle tam say ikilileri vardr ki insanlarca dnlm olmad gibi bundan sonra da dnlemez ve bunlann hepsi de arpmlan yz aan say ikilileri iindedir. Demek yle bir neriye ulayoruz: "insanlarca hi dnlme-

TMELLER BLGMZ ZERNE

89

mi ve dnlmeyecek olan btn tam say arpmlan yzn stndedir." Burada doruluu phe gtrmeyen bir genel neri vardr, fakat durumun znn sonucu olarak hibir rnek veremeyiz; nk dnebildiimiz herhangi say ikilisi, nerinin terimleriyle dta braklmtr. Byle hibir rnei bilinmeyen genel nerilerin bilinebilmesi olanana okluk kar klmtr, nk byle nerilerin bilinmesinin yalnzca tmeller arasnda bir bantnn bilinmesini gerektirip, szkonusu tmellerden herhangi bir rnein bilinmesini gerektirmedii anlalamamtr. Oysa byle genel nerilerin bilinmesi, genellikle bilindii kabul edilen eylerden birou iin yaamsal nemdedir. rnein, daha nceki blmlerde grdk, duyu-verilerinin kart olarak fiziksel nesnelerin bilgisi ancak kanmla elde edilebilir ve bunlar bizim tandmz eyler deildir. Yani iindeki "bu* dolaysz olarak bilinen "bu fiziksel nesnedir" biimindeki herhangi bir neriyi hibir zaman bilemeyiz. Bundan da, fiziksel nesnelerle ilgili btn bilgilerimizin, gerekte rnei bulunmayan trlerden olduu kar. anml duyu-verilerinden rnekler verebiliriz, fakat gerekteki fiziksel nesnelerden rnek veremeyiz. Yani fiziksel nesneler zerine bilgimiz, batanbaa hibir rnek verilemeyen bu genel bilgi olanana baldr. Ayn ey bakalannn zihinleri zerindeki bilgimiz ya da tanma yoluyla bilinen hibir rnei bulunmayan baka ey snflarna da uygulanabilir. imdi bilgilerimizin kaynaklann, biim zmlemelerimiz srasnda grndkleri biimiyle, bir gzden geirebiliriz. nce nesnelerin bilgisiyle dorulann bilgisini ayrt etmemiz gerek. Her birinde, biri dolaysz biri de tretilebilir iki tr vardr: T a n m a adn verdiimiz, eyler zerindeki dolaysz bilgimiz, bilinen eylerin tikeller ya da tmeller oluuna gre iki trldr. Tikeller arasnda duyu-verilerini ve bir de (byk olaslkla) kendimizi tannz. Tmeller arasnda hangisinin tanma

90

FELSEFE SORUNLARI

yoluyla bilindiini belli eden bir ilke yok gibi grnyor, fakat aktr ki duyulabilir nitelikler, zaman ve uzam ilikileri, benzerlik ve kimi soyot mantksal tmeller bu yoldan tanmlanabilenler arasndadr. eyler zerindeki tretilmi bilgilerimiz, ki biz buna b e t i m l e m e yoluyla bilgi diyoruz, hem bir eyi tanmay hem de dorunun bilinmesini birlikte gerektirir. D o r u y u dolaysz bilmemize sezgisel bilgi denebilir ve byle bilinen dorulara apak (selfevident) dorular denebilir. Bu tr dorular arasna, yalnzca duyuya sunulmu olan sylediimiz zamanki dorularla, aynca kimi soyut manuksal ve aritmetik ilkeler ve bir de (daha az gvenilirlikte olmakla birlikte) kimi "trebilimsel" neriler girer. Tretilmi dorular bilgimiz, tmdengelimin apak ilkelerini kullanarak apak dorulardan karabileceimiz her eyden oluur. Yukardaki aklama doruysa, doru zerine btn bilgimiz sezgisel bilgiye baldr. Bu yzden, tpk daha nceki bir aamada tanma yoluyla bilginin kapsam ve doas zerinde yaptmz gibi, sezgisel bilginin doas ve kapsam zerinde dnmek nemli oluyor. Fakat dorularn bilgisi, eylerin bilgisi bakmndan ortaya kmam olan yeni bir sorunu, yani yanlma sorununu ortaya karyor. Kimi inandmz eylerin yanl olduu ortaya kar, bu yzden bilgiyle yanl birbirinden, eer ayrabilirsek, nasl ayrt edebileceimiz zerinde durmak zorunluu var. Bu sorun, tanma yoluyla bilgi bakmndan ortaya kmaz nk tanmann nesnesi ne olursa olsun, dlerdeki ve kuruntulardakilerde bile, dolaysz nesnenin tesine gemedike bir yanlma sorunu yoktur: burada yanlma ancak, dolaysz nesneye yani duyu-verisine bir fiziksel nesnenin damgas olarak baktmzda ortaya kar. Yani dorularn bilgisiyle ilgili sorunlar, eylerin bilgisine bal olanlara gre ok daha zordur. Dorularn bilgisine bal sorunlann ilki olarak sezgisel yarglanmzn doa ve kapsamn inceleyelim.

SEZGSEL BLG ZERNE IX SEZGSEL BlLGl ZERNE

91

inandmz her eyin kantlanabilir ya da hi olmazsa olaslnn yksek olduu gsterilebilir trden olmas gerektiine ilikin bir genel izlenim vardr. ou kimse, kant gsterilemeyen bir inancn usa uymaz bir inan olduu duygusundadr. Ana izgisiyle bu gr dorudur. Ortak inanlarmzn hemen hepsi, onlann sebeplerini gsterir diye bilinen baka inanlardan ya kanlmtr ya da kanlabilecek gibidir. Kural olarak, sebep ya unutulmu ya da zihnimizde hi belirmemitir. rnein, biraz sonra yiyeceimiz yemein zehire dnmeyeceini kabul etmemiz iin ne gibi bir sebep bulunduunu, iimizden pek az kendi kendine sormutur. Yine de bir aklamaya anlsak, o anda hazr durumda olmasak bile, yeterli bir sebep bulunabilecei duygusundayzdr. Ve buna inanmakta genellikle haklyz. Fakat karmzda, gsterdiimiz her sebep iin yeni bir sebep soran direnici bir Sokrates bulunduunu dnelim. Er ya da ge, belki de ok gemeden yle bir noktaya sknz ki, artk yeni bir sebep bulamadmz gibi, kuramsal olarak bile ortaya konacak bir sebep kalmadna hemen hemen kesinlikle inannz. Gnlk yaamn ortak inanlanndan balayp adm adm geri ekilerek, bir genel ilkeye ya da bir genel ilkenin apak belli grnen bir rneine vannz ki, bunun artk daha ak bir eyden kanlmas olana yoktur. Gnlk yaam sorunlannn ounda, yemeimizin besleyici mi yoksa zehirli mi olduu gibilerinde, Blm VTda tartmasn yaptmz genel ilkeye dneriz. Fakat bundan sonra daha da geri gidi olamaz gibi grnyor, ilkenin kendisini, bilinli ya da bilinsiz olarak, usavurmalarmzda srekli kullnnz; fakat hibir savurma bizi, daha yaln bir apak ilkeden balayp sonu olacak bir tmevanm ilkesine gtrmez. Ayn ey ba-

92

FELSEFE SORUNLARI

ka mantksal ilkeler iin de dorudur. nlann doruluklar bizim iin apaktr ve onlan tantlamalar yapmakta kullannz; fakat onlann kendileri ya da hi olmazsa bir blm tantlanamazlar. Bununla birlikte apaklk, genel ilkeler arasnda kantlanamayanlarla snrl deildir. Birtakm mantksal ilkeler kabul edildiklerinde, gerisi onlardan karlabilir; fakat karlan neriler, okluk, kantsz kabul ettiklerimiz kadar apak olurlar, stelik btn aritmetik, mantn genel ilkelerinden kanlabilir, yine de "iki iki daha drt eder" gibi yaln aritmetik nerileri, mantk ilkeleri kadar apaktr. te yandan, daha tartlabilir olmakla birlikte, "iyinin arkasndan gitmeliyiz" gibi apak trebilimsel ilkeler de vardr. Btn genel ilke durumlannda, allm eylerle ilgili tikel rneklerin genel ilkeden daha ak olduu da grlebilir. rnein, elimezlik ilkesi der ki, bir zelliin bir eyde hem olup hem de olmamas olanakszdr. Bu anlald anda aktr, fakat u tikel krmz gln hem krmz olup hem de olmamasnn olanakszl kadar ak deildir. (Doallkla gln kimi yerleri krmz olup kimi yerleri olmayabilir ya da gl yle bir pembe tonda olur ki ona krmz m yoksa pembe mi diyeceimizi bilemeyiz; fakat ilk durumda belli ki gl bir btn olarak krmz deildir, ikincisindeyse "krmz"nn kesin bir tanmna karar verdiimiz anda yant kuramsal olarak bellidir.) Genel ilkeyi anlamaya okluk tikel rnekler araclyla vannz. rneklerin yardm olmadan genel ilkeleri hemen kavrayabildiler, soyutlamalarla uramaya alm olanlardr. Genel ilkelerin yannda apak dorularn teki tr, duyumdan dolaysz tretilenlerdir. Bu tr dorulara "alg dorulan" diyeceiz ve onlan anlatan yarglara da "alg yarglan" diyeceiz. Fakat burada apak dorulann tam doasna ulamak iin belli lde bir zen gerekiyor. Edimsel duyu-verileri ne doru ne de yanl olabilir. rnein grdm tikel bir

SEZGSEL BLG ZERNE

93

renk paras yalnzca varolur: o doru ya da yanl trden bir ey deildir. Byle bir parann bulunduu dorudur, onun belli bir kl ve parlaklk derecesi olduu da dorudur, onun baka renklerle evrilmi olduu da dorudur. Fakat parann kendisi, duyu dnyasndaki baka eylerde olduu gibi, doru ya da yanl olan eylerden kkten farkl olan bir trdendir, yani ona d o r u demek uygun deildir. Bylece, duyumlanmzdan elde edilebilen apak dorular, elde edildikleri duyu-verilerinden farkl olmaldr. Alglamada iki tr apak doru bulunur gibi grnyor, son zmlemede belki de bu iki tr birleebilir. Birincisi, duyu-verileri zerinde hibir zmlemeye girmeden, onlann yalnzca v a r o l u l a r m bildirir. Krmz bir ey grrz "yle yle bir krmz ey vardr" deriz ya da doruca "bu vardr" deriz; bu, alglamann bir sezgisel yarg trdr. teki tr, duyu pesnesi karmak olduunda ortaya kar ve biz onun bir zmlemesini yapanz. rnein eer grdmz ey yuv a r l a k bir krmz parasysa, "bu ey krmz ve yuvarlaktr" deriz. Bu da bir alg yargsdr, fakat nceki trden farkldr. Bu trde hem kl hem de rengi bildiren bir tek duyu-verimiz vardr: renk krmz klk da yuvarlaktr. Yargmz veriyi renk ve kla aynr, sonra da krmz rengin klnn yuvarlak olduunu syleyerek bunlan birletirir. Bu trden yargnn baka bir rnei, "bu unun sandadr"dr, burada bu ve u ayn anda grlmlerdir. Bu trde duyu-verisi, birbiriyle bants bulunan eler ieriyor ve yarg da bu elerin bu bants olduunu bildiriyor. Duyularnkilere benzemekle birlikte onlardan bsbtn ayr olan bir snf sezgisel yarglar da bellein yarglandr. Nesnenin ansnn, nesnenin bir imgesini de birlikte getirme olana yznden, bellein doas bakmndan bir kankla dme tehlikesi vardr, oysa amy yapan ey imge olamaz. Yalnzca, imgenin imdide olmasna karn anmsanan eyin

94

FELSEFE SORUNLARI

gemite olduu dnlerek bu kolayca grlebilir. stelik imgemizi, anmsadmz eyle bir lde ltrebileceimiz bellidir, yle ki biz okluk, genie bir snr iinde, imgemizin ne denli doru olduunu bilebiliriz; fakat bu. imgenin kar olarak nesnenin, bir bakma zihnin nnde bulunmamas durumunda olanaksz olurdu. Yani annn z imgeden olumaz, gemi olduu bilinen bir nesnenin zihnin nne dolaysz biimde gelmesinden oluur. Bu anlamdaki anmsama olgusu olmasayd, gemi diye bir ey olduunu bilemeyeceim gibi, "gemi" szcnn ne anlama geldiini de, ancak kr domu bir adamn "k" szcnn ne anlama geldiini anlayabildii kadar anlardk. Yani bellein de sezgisel yarglan olmas gerek ve son aamada btn gemi bilgimiz onlara baldr. Nedir ki bellek durumu bir zorluk dourur, nk yanlmalan nldr ve bu yzden de genel sezgisel yarglann doruluu zerine phe drr. Bu zorluk nemsiz deildir. Fakat nce onun kapsamn olanak elverdiince daraltalm. Kabaca bellein, denemenin canll ve zaman iinde yaknl orannda inanlabilir olduunu syleyebiliriz. Komu eve yanm dakika nce yldrm dmse, grdm ve iittiim eyin ans ylesine gvenlidir ki, bir parlamann olup olmadndan phe etmek usa smaz bir ey olur. Ayn ey, yaknda gemilerse, daha az canl eylere de uygulanabilir. Yanm dakika nce imdi oturduum iskemlede oturmakta olduumu kesinlikle bilirim. Gn boyunca geri doru gittike, kesinlikle bildiim eylere varnm, hemen hemen kesin denebilecek baka eyler, ancak onlarla birlikte geen eyleri dnp anmsayabildiim eyler ve hi de gvenmediim kimi eyler bulurum. Bu sabah kahvalt ettiimi kesinlikle biliyorumdur, fakat eer kahvalt konusunda bir filozofun olmas gerektii kadar aldrmaz olsaydm bundan phe edebilirdim. Kahvaltdaki konumalara gelince, kimisini kolayca, kimisini

SEZGSEL BLG ZERNE

95

byk aba harcayarak, kimisini phe duyarak anmsarm, kimisini de hi anmsamam. Yani anmsadm eylerin apaklk derecesinde srekli bir sralanma, belleimin inanlrlnda da onun karl olan bir derecelenme vardr. Bylece, bellek yanlmasndan gelen zorluun ilk yant, bellein apaklk dereceleri olduunu, bu derecelerin onun inanlrhk derecelerinin karl olduklarn ve bu inanhrlk derecesinin de belleimizdeki yakn ve canl anlannda, tam bir apaklk ve inanhrlk snnna ulatklann sylemektir. Bununla birlikte, tmyle yanlmakta olan bir bellekte ok salam inanma dunimlan varm gibi grnebilir. Bu durumlarda, zihnin dolaysz olarak nnde bulunan anlamnda gerekten anmsanan eyin, yanl olarak inanlan eyi genel olarak antrmakla birlikte, ondan baka bir ey olmas olasl vardr. George IV, Waterloo savanda bulunduunu ylesine ok sylemiti ki sonunda kendisinin de buna inand sylenir. Bu durumda, dolaysz olarak anmsad ey kendisinin yineledii eydir; syledii eye inan (eer inanmsa), anmsanan szlerin anmndan gelmektedir, bu yzden de gerek bir bellek olay deildir. Bellek yanlmas durumlannn hepsi de belki bu yoldan ele alnabilir, yani bunlann, szn doru anlamyla bellek yanlmas olmad gsterilebilir. Apaklk zerine nemli bir nokta bellek konusuyla aklk kazanm oluyor ki bu da, apakln dereceleri bulunduudur; bu yalnzca olan ya da olmayan trden deil, salt kesinlikten balayp hemen hemen seilmez bir duruma kadar debilecek biimde, az ya da ok varolabilen bir niteliktir. Alglama dorulanyla kimi mantk ilkelerinin apaklktan en yksek dzeydedir; dolaysz anmsama dorulan da hemen hemen buna eit derecededir. Tmevanmsal ilkenin apakl, "doru bir nclden kan eyin de doru olmas gerekir" gibi baka kimi mantk ilkelerine bakla daha azdr. Anlar uzaklap silikletike apaklklan da azalr; mantk ve mate-

96

FELSEFE SORUNLARI

matiin dorulan (kaln izgileriyle) karmaklatka bunlarn apaklktan da azalr. zril trebilimsel ya da estetik deerlerin de apaklklan olabilir, fakat ok deildir. Bilgi kuramnda apaklk dereceleri nemlidir, nk nerilerin (grld gibi) doru olmadan da bir derece apaklktan vardr diye, apaklkla doruluk arasndaki balanty bir yana atmak gerekmez, ancak, bir atma ktnda apakl daha ok olan neriyi alp tekini atmak gerekir, denilebilir. Bununla birlikte, yukanda akland gibi, apaklk iinde iki ayr kavramn birlemi olmasnn da yksek bir olasl vardr; bunlardan biri, yani en yksek dereceden apakln karl olan, dorunun gerekten yanlmaz bir gvencesidir, teki, btn teki derecelerin karl olanysa yanlmaz bir gven deil de az ya da ok gte bir sam verebilir. Bununla birlikte bu ancak, henz gelitirme olanan bulamadmz bir belirtmedir. Dorunun doas konusunu da iledikten sonra, bilgiyle yanl arasndaki ayrmla ilgili olarak apaklk konusuna yeniden dneceiz.

XII DORULUK VE YANLILIK Dorular zerine olan bilgimizin, eyler zerine olan bilgimizden ayrml olarak, bir kart yani yanl vardr. eyler sz konusu olduunda, onlan ya biliriz ya bilmeyiz, fakat eylerin bilgisinde, hele kendimizi tanma yolundan bilgiyle snrlamsak, yanl diye betimlenebilecek somut bir zihin durumu yoktur. Neyi tanmsak, bunun bir ey olmas gerekir; tanmamzdan yanl kanmlar yapabiliriz fakat tanmann kendisi yanl olamaz. Yani tanma konusunda bir ikilik yoktur. Fakat dorulann bilgisi konusunda ikilik vardr. Doru olana

DORULUK VE YANLILIK

97

inandmz gibi yanl olana da inanabiliriz. Biliyoruz ki birok konular zerinde, baka baka kimselerin baka baka ve badamaz dnceleri vardr: demek inanlann kimisi yanltr. Yanl inanlar da okluk doru inanlar kadar gl savunulduundan, bunlann doru inanlardan nasl ayrt edilebilecei zor bir sorudur. Belli bir durumda, inandmz eylerin yanl olmadn nasl bilebiliriz? Bu, sorulann en zorudur ve inandrc biimde yananmas olanakszdr. Bununla birlikte, daha az g olan bir balang sorusu vardr: doru ya da yanltan ne anlyoruz? Bu blmde bu balang sorusu zerinde dnlecek. Bu blmde, bir inanan doru ya da yanl olduunu nasl anlayabileceimizi sormuyoruz: bir inanan doru ya da yanl olmasnn ne anlama geldiini soruyoruz. Bu soruya verilecek yantn, hangi inanlann doru olduu sorusuna yant bulmakta yardmc olaca umulabilir, fakat imdilik "hangi inanlar dorudur?", "hangi inanlar,yanltr?" diye deil "doruluk nedir?", "yanllk nedir?" diye soruyoruz. Bu baka baka sorulan birbirinden ayn tutmak ok nemlidir, nk onlan birbirine kantrmakla ortaya, bunlardan hibirine gerekten uygulanamayan bir yant kaca bellidir. Doruluun doasn bulma giriiminde gznnde tutulacak nokta, herhangi bir kuramn gerekletirmesi gereken gerekseme vardr. (1) Doruluk kurammz onun kartn yani yanll da kabul edecek biimde olmaldr. Birok filozof bu koulu uygun biimde yerine getirmedi: btn dndklerimizin doru olduunu kabul eden kuramlar yaptlar, o zaman da yanla yer bulmakta en byk gle dtler. Bu adan, inanma kurammzn tanma kurammzdan baka olmas gerekir, nk tanmada herhangi bir kart gznnde tutma gerei yoktur.

98

FELSEFE SORUNLARI

(2) Olduka ak biimde grlr ki inanlar olmasayd yanllar da olmazd ve doruluun yanllkla ballak olduu anlamda doruluk da olmazd. Yalnzca zdekten oluan bir dnya dnsek, byle bir dnyada yanlla yer olmazd ve orada "olgular" denen eyler olsa bile, dorulann yanllarla ayn trden olular bakmndan, dorular da bulunmazd. Gerekte doru ve yanl, inanlarn ve yarglann zellikleridir: yani yalnzca zdekten oluan bir dnyada, inan ve yarglar bulunmayacana gre doru ve yanl da bulunmazd. (3) Fakat bu sylemi olduumuz eye karn, bir inancn doruluunun ya da yanllnn, her zaman,, inancn kendisinin dnda bulunan bir eye bal olduu da gznnde tutulmaldr. Eer Charles I'in daraacnda ldne inanmsam bunun doruluu, benim inancmn yalnzca kendisinin incelenmesiyle bulunabilecek bir znl nitelii yznden deil, iki buuk yzyl nce gemi bir tarihsel olay yzndendir. Eer Charles I'in yatanda ldne inansam yanl bir eye inanm olurum: inancmn canllk derecesi ya da o inanca varmak iin gsterdiim zen onun yanllnn nne geemez, bu da yine benim inancmn znl bir zelliinden deil, ok zaman nce olanlar yzndendir. Yani doruluk ve yanlln, inanlarn zellikleri olmalanna karn, bunlar inanlann herhangi bir isel niteliine deil, inanlarla teki eyler arasndaki bantya bal zelliklerdir. Yukardaki gereklerden ncs bizi dorunun, inanla olgu arasnda bir karlkllk biiminden olutuu grne ki tmyle filozoflar arasndaki en yaygn grtr gtrr. Nedir ki, rtlmez biimde kar klamayacak bir karlkllk biimi bulmak hi de kolafj deildir. Bir yanyla bu yzden bir yanyla d, eer doru, dnceyle onun dndaki bir eyin karlklndan olusayd, dncenin, doruya ne zaman ulaldn bilmesinin olanaksz olaca duygusuna

DORULUK VE YANLILIK

99

kaplmalar yznden birok filozoflar doruyu, tmyle inan dnda bir eyle bantya dayandrmayan bir tanmlama denemesine ynelmilerdir. Bu trden bir tanmlama iin en nemli giriim, dorunun tutarllktan olutuu kuramdr. Denmitir ki, yanlln belirtisi inanlarmzn yapsndaki tutarszlkta ve doruluun z Doruluk denilen tmyle tutarl bir dizgenin bir blm olmaktadr. Nedir ki bu buluta byk bir, giderek iki, zorluk vardr. Birincisi, yalnzca bir tek tutarl inanlar yapsna olanak bulunduunu kabul etmek iin bir sebep yoktur. yle olabilir ki bir romana, yeterli bir imgelemle, dnya iin bizim bildiimiz gemie upuygun olan fakat gerektekinden bsbtn baka bir gemi uydurabilir. Daha bilimsel konularda, okluk herhangi bir konudaki btn olgulan aklayan iki ya da daha ok varsaym olduu kesindir, byle durumlarda bilim adamlanmn, bunlann birinin dndaki btn varsaymlan rtmek iin aba gstermelerine karn, bunlann baarya ulamalar iin bir sebep yoktur. Yine felsefede iki kart varsaymn ikisinin de btn olgulan aklayabildikleri seyrek deildir. Bylece rnein, yaamn bir d olmas ve d dnyann gerekliinin de dteki eylerin gereklii kadar olmas olana vardr; fakat byle bir grn olgularla tutarsz grnmemesine karn bunu, baka kimselerin ve eylerin gerekten varolduklann kabul eden saduyu grne ye tutmak iin bir sebep yoktur. Yani dorunun tanm olarak tutarll almak baanya ulamyor, nk tek tutarl sistem bulunduunun bir kan yoktur. Dorunun bu tanmna ikinci kar k bu tanmn, "tutarll" bilenen bir ey olarak kabul etmesinden geliyor, oysa gerekte "tutarllk" mantk yasalannn doruluunu gerektirir, iki neri, eer ikisi de doru olabiliyorsa tutarl, hi olmazsa biri yanlsa tutarszdr. imdi, iki nerinin ikisinin de doru olduunu bilebilmek iin, elimezlik yasas gibi dorulan bil-

100

FELSEFE SORUNLARI

memiz gerekir. rnein "bu bir kayn aacdr" ve "bu bir kayn aac deildir" gibi iki neri, elimezlik yasas yznden tutarszdrlar. Fakat eer elimezlik yasasnn kendisi tutarllk lsne vurulsa, onun yanl olduu sonucuna vardmzda artk hibir eyin baka bir eyle tutarsz olamayacan grrz. Yani mantk yasalar, iinde tutarllk lsnn uygulanaca ereveyi ya da iskeleti salar fakat kendileri bu lyle kantlanamazlar. Yukardaki iki sebepten tutarlln, belli lde dorular bilindikten sonra dorunun okluk en nemli lt olmasna karn, dorunun anlamn verdii kabul edilemez. Bundan sonra, doruluun doasn oluturan ey olarak o l g u ile karlklla dnm oluyoruz. Burada "olgu"dan ne anladmz ve inancn doru olabilmesi iin inanla olgu arasnda bulunmas gereken karlklln doasnn ne olduunu kesin olarak tanmlamak gerekiyor. gerekliliimize uygun olarak yle bir doru kavram arayacaz ki: (1) dorunun bir kart yani yanl da bulunsun (2) doruluu inancn bir zellii yapsn, fakat (3) cfnu inanla d eylerin bantsna tmyle bal bir zellik yapsn. Yanlln da bulunmas zorunluluu inanc, inanlan ey denebilecek olan bir tek nesne ile zihnin bants olarak grmeyi olanaksz klyor. Eer inanca byle baklsayd, tanmak gibi onun da, doruluk ve yanllk kartlm kabul etmeyeceini ve her zaman doru olmas gerektiini grrdk. Bu rneklerle aklanabilir: Othello, yanl olarak, Desdamona'nn Cassio'yu sevdiine inanr. Bu inancn, "Desdamona'nn Casiso'ya sevisi" diye tek bir nesneyle bantdan olutuunu syleyemeyiz, nk byle bir nesne olsayd inan doru olurdu. Gerekte byle bir nesne yoktur, bu yzden de Othello'nun byle bir nesneyle bants olamaz. Yani inanan bu nesneyle bir bantdan olumas olanakszdr.

DORULUK VE YANLILIK

101

Denebilir ki Othello'nun inanc bir nesneyle yani "Desdamona Cassio'yu seviyo"la bir bantdr; fakat Desdamona Cassio'yu sevmedii zaman bunun gibi bir nesne bulunduunu kabul etmek "Desdamona'nn Cassio'ya sevisi"nin bulunduunu kabul etmek kadar zordur. Bu durumda inanc zihnin tek bir nesneye bantsndan oluturmayacak bir inan kuram aramak uygun olacaktr. Bantlar, her zaman iki terim arasnda olurlarm gibi dnmek yaygndr, oysa gerekte durum her zaman byle deildir. Kimi bantlar terim isterler, kimileri drt v.b. rnein "arasnda" bantsn alalm. Yalnzca iki terim varsa "arasnda" bants olanakszdr; onu olanakl yapmak iin en az terim gerek. York, Londra ile Edinburgh arasndadr; fakat yeryznde yalnzca Londra'yla Edinburgh, ikisi, bulunsayd, bu iki nokta arasnda hibir yer olamazd. Bunun gibi kskanlk kii ister: En azndan kii gerektirmeyen byle bir bant olamaz. "A, B'nin C ile D arasndaki evlenmeye yardmn istiyor" nerisiyse drt terim arasndaki bir banty gsterir; yani A, B, C ve D, hepsi ierdedirler ve buradaki bant drdn de iine alan bir biim dnda anlatlamaz. rnekler sonsuza dek oaltlabilir, fakat ortaya kabilmeleri iin iki terimden daha ounu gerektiren bantlar bulunduunu gstermeye yetecek eyler sylendi.

Yarglamann ya da nanmann gerektirdii bantlar,

eer yanllk da bulunacaksa, iki deil, ok sayda terimler arasndaki bant olarak alnmaldr. Othello, Desdamona'nn Cassio'yu sevdiine inanyorsa, zihninde, "Desdamona'nn Cassio'ya sevisi" ya da "Desdamona Cassio'yu seviyor" gibi tek nesne bulunmamaldr, nk bu, herhangi bir zihinden bamsz olarak varolan nesnel yanll gerektirirdi; bu ise, mantksal bakmdan rk olmasa bile, olanak bulunduunda kanlmas gereken bir kuramdr. Yani yargy, iinde zih-

102

FELSEFE SORUNLARI

nin ve ilgili trl nesnelerin birlikte birok kez ortaya ktklar bir bant olarak aldmzda yanll aklamak daha kolaydr; bu da, Desdamona'nn, sevgi'nin ve Cassio'nun hep birlikte, Othello Desdamona'nn Cassio'yu sevdiine inand zaman ortaya kan bantnn terimleri olduklar anlamna gelir. Bu yzden bu bant drt terimlidir, nk Othello da banunn terimlerinden biridir. Bu drt terimli bir bantdr dediimizde, Othello'nun Desdamona ile belli bir bants olduunu, aynca sevgi ve Cassio ile de ayn bant iinde bulunduunu sylemek istemiyoruz. Bu, inancn dnda baka bir bant iin doru olabilir; fakat inanma, aka, Othello'nun, ilgili terimden h e r biriyle deil, h e p s i y l e birden iinde bulunduu bantdr; buradaki inanma bantsnn yalnz bir rnei vardr fakat bu tek rnek drt terimi birbirine balar. Yani Othello kendi inancn tarken gerekte olan ey, "inanma" denen bantnn, Othello, Desdamona, sevgi ve Cassio'dan oluan drt terimin tmn bir karmak iinde birbirine balam olmasdr. nan ya da yarg denilen ey, bir zihni, kendinden baka birok eylere balayan inanma ya da yarglama bantsndan baka bir ey deildir. Bir inanma ya da yarglama eylemi, belli bir zamanda birka terim arasnda inanma ya da yarglama bantsnn domasdr. imdi, bir doru yargy bir yanl yargdan ayrt eden eyin ne olduunu anlayacak durumdayz. Bu amala birka tanmlama yapacaz. Her yarglama eyleminde yarglayan bir zihin ve onun yarglad eyleri ilgilendiren terimler vardr. Yarglamada zihine z n e ve geri kalan terimlere de n e s n e diyeceiz. Yani Othello Desdamona'nn Cassio'yu sevdii yargsn verdiinde Othello znedir, nesneler ise Desdamona, sevgi ve Cassio olur. zneyle nesneler, birlikte, yargnn elerin i olutururlar. Grlyor ki yarglama bansnda "anlam" ya da "yn" denen ey var. Eretilemeli (metaphoric) olarak bunun, nesneleri, tmcedeki szcklerin srasyla gsterebile-

DORULUK VE YANLILIK

103

ceimiz bir sraya soktuunu syleyebiliriz. (Bir bkml dilde ayn ey bkmlerle, rnein ykleme durumu ile ynelme durumu arasndaki aynlklarla gsterilecektir. Othello'nun, Cassio Desdamona'y seviyor, yargs, ayn eleri iermesine karn, Desdamona Cassio'yu seviyor, yargsndan. ayndr, nk yarglama bans bu iki durumda eleri birbirinden baka sraya dizmitir. Bunun gibi eer Cassio, Desdamona Othello'yu seviyor, yargsna vanrsa yargnn eleri yine ayndr fakat sralanlan bakadr. Bu, bir "anlam" ya da "yn" olma zellii, yarg bantsnn baka btn bantlarla paylat bir zelliktir. Bantlarn anlam, sra ve dizilerin ve birok metamatik kavramn en son kaynadr; fakat konunun bu yan zerinde durmamza gerek yok. "Yarglama" ve "inanma" bantsndan, zneyle nesneleri bir karmak btn iinde birbiriyle rer diye sz etmitik. Bu adan yarglama baka bantlarla ayndr. Ne zaman iki ya da daha ok terim arasnda bir bant bulunsa, bu bant terimleri karmak bir btn iinde toplar. Eer Othello Desdamona'y seviyorsa "Othello'nun Desdamona'ya olan sevisi" diye bir karmak btn vardr. Bantnn birletirdii terimlerin kendileri de karmak olabilirler ya da yaln olurlar, fakat bunlann birlemesinden oluan btnn karmak olmas gerek. Nerede belli terimleri balayan bir bant varsa, bu terimlerin birlemesinden olumu bir karmak da vardr; tersine, nerde bir karmak nesne varsa, onun elerini birletiren bir ban da vardr. Bir inanma eylemi doduunda, birletirici banty "inanma"nn oluturduu bir karmak vardr ve zneyle nesneler, inanma eyleminin "anlam" araclyla belli bir dzene sokulmulardr. Nesneler arasnda, "Othello, Desdamona'nn Cassio'yu sevdiine inanyor" zerinde dnrken grdmz gibi, bir bantnn olmas gerek -bu rnekte bant "sevme"dir. Fakat bu bant, inanma eylemindeki biimiyle, zneden ve nesnelerden oluan bileik btnn

104

FELSEFE SORUNLARI

birliini yaratan bant deildir. "Sevme" bants, inanma eylemindeki biimiyle, nesnelerden biridir yapnn imentosu deil bir tulasdr. imento "inanma" bantsdr. nanma d o r u olduunda, baka bir karmak birlik vardr ki, inanmann nesnelerinden biri olan bant teki nesneleri onun iinde balar. Bylece rnein eer Othello Desdamona'nn Cassio'yu sevdiine d o r u olarak inanyorsa, burada "Desdamona'nn Cassio'ya sevisi" karmak birlii vardr ki bu yalnzca inanmann n e s n e l e r i n d e n olumutur, bu nesneler inanma iinde bulunduklar dzendedirler ve nesnelerden biri olan bant imdi, inancn teki elerini birbirine balayan imento olarak ortaya kyor. te yandan eer inanlan ey y a n l s a , byle yalnzca inanmann nesnelerinden olumu bir karmak birlik yoktur. Eer Othello Desdamona'nn Cassio'yu sevdiine y a n l olarak inanyorsa "Desdamona'nn Cassio'ya sevisi" diye bir karmak birlik yoktur. Demek ki bir inan eer bir araya gelmi belli bir karma karlyorsa d o r u , karlamyorsa yanltr. Belirlilii salamak zere, inancn nesnelerini iki terim ve bir bant olarak kabul edersek, terimler de inancn "anlam" tarafndan belli bir sraya konduuna gre, eer bu dzendeki iki terimi bant bir karmak olarak birletirmise, inan dorudur, birletirmemise yanlr. Bu, doruluk ile yanlln, bizim aramakta olduumuz tanmn oluturur. Yarglama ya da inanma belli bir karmak birliktir ve zihin bunun bir esidir; eer geri kalan eler, inan iindeki sralanna gre alndklannda bir karmak birlik oluturuyorlarsa inan dorudur, deilse yanlr. Bylece, doruluk ve yanllk inancn zellikleri olmakla birlikte, bir anlamda d zelliklerdir, nk bir inancn doruluu, inanlar ya da (genellikle) hibir zihni ilgilendirmeyen, yalnzca inancn nesnelerini ilgilendiren bir eydir. nanan bir zihin, eer zihni deil de yalnzca onun nesnelerini- il-

BLG, YANLI, OLASILIKLI SANI

105

gilendiren bir karlkl karmak varsa, o zaman doru inanyor demektir. Bu karlkllk doruluu salar onun yokluu yanll gerektirir. Artk iki olguyu aklayabiliriz: inanlar (a) varolulan bakmndan zihne baldrlar, (b) doruluklan bakmndan zihne bal deillerdir. Kurammz yeniden yle kurabiliriz: eer "Othello Desdamona'nn Cassio'yu sevdiine inanyor" gibi bir inan alrsak, Desdamona ve Cassio'ya nesne-terimleri, sevmeye de nesne-bagnts diyeceiz. Eer "Desdamona'nn Cassio'ya sevisi" gibi, nesne-bantlanyla inan iinde olduklan dzende balanm nesne-terimlerinden oluan bir karmak birlik varsa

bu karmak birlie, inanc karlayan olgu denir. Yani bir

inan, karlnda bir olgu varsa dorudur, karlnda bir olgu yoksa yanltr. Grlyor ki doruluu ya da yanll zihinler yaratmazlar. Zihinler inanlar yaratrlar, fakat inanlar bir kez yaratldklannda, zihinler onlan doru ya da yanl yapamazlar, bunlann, trene yetimek gibi, inanan kimsenin gc iinde bulunan gelecek eyleri ilgilendirdikleri zel durum bunun dnda kalr. Bir inana doru yapan ey bir olgudur ve bu olgu (aynk durumlar dnda) hibir bakmdan inanan kiinin zihniyle ilgili deildir. imdi, doru ve yanl ile n e d e m e k istediimize karar verdikten sonra, u ya da bu inancn doru ya da yanl olduunu bilmek iin ne gibi yollar bulunduu zerinde duracaz.

XIII BLG, YANLI, OLASILIKLI SANI Bundan nceki Blmde incelediimiz, doruluk ve yanllktan ne anlyoruz, sorusu, neyin doru neyin yanl oldu-

106

FELSEFE SORUNLARI

unu nasl bilebiliriz sorusuna gre daha az ilgintir. Bu soruyla bu blmde uraacaz. nanlarmzn kimilerinin yanl olduundan phe edilemez; bu durumda u ya da u inancn yanl olmadna nasl gvenebileceimizi aratrmamz gerekiyor. Baka deyimle, herhangi bir ey bilebilir miyiz, yoksa yalnzca ara sra iyi raslantlarla m doru olana inanyoruz? Bununla birlikte, bu soruya girmeden nce, "bilme n den ne anladmza karar vermemiz gerek ve bu soru sanld kadar kolay deildir. lk bakta bilginin "doru inan" diye tanmlanabileceini sannz. nandmz doruysa, inandmz eyin bilgisine eritiimiz sanlabilir. Fakat, bu szcn yaygn kullanl biimine uygun deildir. ok dmdz bir rnek alalm: Bir insan son Babakann son adnn B ile baladna inansa, son Babakan Sir H. C. Bannerman olduuna gre, inand ey dorudur. Fakat son Babakann Mr. Balfour olduuna inanyorsa, yine son Babakann son adnn B ile baladna inanr, fakat bu inan doru olmakla birlikte, bunun bir bilgi olduu sylenemez. Bir gazete, henz sonu zerinde hibir telgraf gelmeden, zeki bir nceden grle, bir savamann sonucunu bildirse, iyi bir raslantyla, sonradan doru kabilecek bir sonucu bildirmi olur ve az deneyli okurlannda da bir inan dourur. Fakat inanlannn doru olmasna karn bunlann bilgili olduu sylenemez. Bylece aka grlyor ki, doru bir inan eer yanl bir inantan kanlmsa bilgi deildir. Bunun gibi, doru bir inanca, kanld ncler doru bile olsa, yanl bir usavurma sonucunda kanlmsa, yine bilgi denemez. Btn Yunanllann insan olduklann, Sokrates'in de bir insan olduunu bilsem ve bundan Sokrates'in Yunanl olduunu karsam Sokrates'in Yunanl olduunu bildiim sylenemez, nk ncllerimizin ve kardm sonucun doru olmasna karn, bu sonu bu ncllerden kmaz.

BLG, YANLI, OLASILIKLI SANI

107

Fakat doru ncllerden salam biimde kanlanlar dnda hibir eyin bilgi olmadn sylememiz mi gerekiyor? Bunu syleyemeyeceimiz aktr. Byle bir tanmlama hem ar biimde geni hem de ar biimde dar olur: ilk azda ar genitir nk ncllerimizin d o r u olmas yetmez, bilinmeleri de gerekir. Mr. Balfour'un son Babakan olduuna inanan adam, son Babakann son adnn B ile balad biimindeki doru ncllerden salam sonu karmalar yapabilir, fakat bu karmalardan elde ettii sonulan bildii sylenemez. Tanmmz, bilgi, bilinen ncllerden salam sonu karmalarla varlan sonutur diye dzeltmemiz gerekecek. Nedir ki bu da bir dngsel tanmlamadr: "bilinen ncller" dediimiz eyi batan bildiimizi kabul ediyor. Bu yzden, bu da olsa olsa bir tr bilgiyi, sezgisel bilginin kar olarak tretilmi bilgi dediimiz tr tanmlar: "Tretilmi bilgi, sezgisel olarak bilinen ncllerden salam olarak kanlm bilgidir" diyebiliriz. Bu yargda biimsel bozukluk yoktur, fakat sezgisel bilginin tanmn yapmay gerektirir. Bir an iin sezgisel bilgi sorusunu bir yana brakarak yukanda ortaya atlan tretilmi bilgi tanmm ele alalm. Bunun balca kar klan yan, bilgiyi hakszca snrlamasdr. Her zaman olan eydir, insanlar doru bir eye inanrlar, bu inan onlarda bir para sezgisel bilgiden domutur, bu bilgiden salamca kanlabilir fakat gerekte hibir mantksal sre sonucu kanlm deildir. rnein okumadan gelen inanlar alalm. Eer gazeteler kraln lmn bildirirlerse, hakl olarak buna inanrz, nk bu, eer yanl olsa yaplmayacak trden bir bildirmedir. Gazetenin kraln ldn bildirdiine inanmakta ise bsbtn haklyz. Fakat burada inancmzn dayand sezgisel bilgi, haberi veren gazeteye bakmaktan gelen duyu-verilerinin varlnn sezgisel bilgisidir. Kolay okuyamayan adamlar bir yana, byle bir bilgi bilince ok zor kar. Bir ocuk harflerin klk-

108

FELSEFE SORUNLARI

larma bakar, anlamlan kavramaya derece derece ve glkle geer. Fakat okumaya alkn olan herkes hemen harflerin anlamlanna geer ve zerinde dnmedike de bu bilgiyi, basl harfleri grmek denilen duyu-verisinden trettiinin bilincine varmaz. Yani harflerden salam bir karmla anlamlarna gemenin olanakl olmasna ve okuyucunun bunu yapma olana bulunmasna karn, gerekte bu yaplmaz nk okuyucu gerekte manuksal kanm denebilecek hibir eylemde bulunmaz. Yine de okuyucunun, gazetenin kraln lmn yazdn bilmediini sylemek sama olur. Demek ki, arada salam bir balant olmas ve ilgili kiinin dndnde bu balanty bulabilmesi kouluyla, sezgisel bilginin anmla bile sonucu olan eyin tretilmi bilgi olduunu kabul etmemiz gerekiyor. Gerekte mantksal kanmn dnda bir inantan tekine gememizi salayan birok yollar vardr: basl yazdan anlamna gemek bu yollan rnekler. Bu yollara "ruhbilimsel kanm" denebilir. yleyse byle bir ruhbilimsel karm tretilmi bilgi elde etmenin bir yolu sayacaz, yeter ki ruhbilimsel kanma kout giden bir mantksal karm bulunabilir olsun. Bu tretilmi bilgi tanmmz bizim istediimizden daha az kesin klar, nk "bulunabilir" szc belirsizdir: bu buluun yaplabilmesi iin ne kadar dnme gerektiini bize bildirmiyor. Fakat bilgi gerekte kesinlikti bir kavram deildir: bu blm boyunca daha iyi grebileceimiz gibi "olaslkl san" ile karktr. Bu yzden ok kesinlikli bir tanmlama aramaya gitmemelidir, nk byle bir tanmlama az ya da ok yanltcdr. Bununla birlikte bilgi bakmndan en byk glk, tretilmi bilgide deil, sezgisel bilgide ortaya kar. Tretilmi bilgiyle uratmz srece, bavurabileceimiz sezgisel bilgi ls var. Fakat sezgisel bilgi bakmndan, hangisinin doru hangisinin yanl olduunu ayrt etmeye yarayacak bir lt bulmak hi de kolay deil. Bu konuda herhangi bir kesinlikli

BLG, YANLI, OLASILIKLI SANI

109

sonuca ulama olana ok azdr: dorular zerindeki bilgimizin hepsi de bir derecede pheyle bozulmutur ve bu olguyu gzden karan bir kuram tmyle yanl olur. Nedir ki bu sorunun glklerini azaltacak bir eyler yaplabilir. Bizim doruluk kurammz, balang olarak, kimi dorulan, bunlarda bir yanlmazlk bulunduu anlamnda a p a k olarak ayrt etme olanan salar. Dedik ki, eer bir inan doruysa, bunun karlnda, iinde inancn birok elerinin bir tek karmak oluturduu bir olgu vardr. nancn bu olgunun bilgisini oluturduu kabul edilir, yeter ki bu blmde zerinde dnmekte olduumuz daha baka ve biraz da belirsiz koullar gerekletirmi olsun. Fakat, inancn yapt bilgi dnda herhangi bir olgu iin alglamann (bu szc en geni anlamyla alarak) yap trden bilgimiz de vardr. rnein, gnein bat saatini biliyorsanz, o saatte gnein batmakta olduu olgusunu bilebilirsiniz: bu, doru bilgisi yoluyla olgunun bilgisidir; fakat aynca, hava gzelse, batya bakp gnein gerekten battn grebilirsiniz: ayn olguyu bu kez eylerin bilgisi yolundan bilmi olursunuz. Yani kuramsal olarak, her karmak olgunun bilinebilecei iki yol var: (1) yargya varma yolu, burada olgunun birok blmlerinin gerekteki bantlarna gre bantl olduklarna karar verilir; (2) karmak olgunun kendisini t a n m a yolu ki buna, hibir bakmdan duyu nesneleriyle snrlanm olmamasna karn (geni anlamyla) alglama denebilir. imdi grlyor ki, bir karmak olguyu bilmenin ikinci yolu olan tanma yolu, ancak byle bir olgu gerekten varsa olanakldr, birinci yol ise btn yarglarda olduu gibi yanlabilir. kinci yol bize bireimin btnn verir, bu yzden de ancak btn blmlerinde byle bir bireimi oluturmak zere bir araya gelmeyi salayacak bantnn gerekten bulunmas durumunda olanakldr. Birinci yol, tersine, blmleri ve banty bize ayr ayn verir ve yalnzca blmlerle bantnn gerek olmasn is-

110

FELSEFE SORUNLARI

ter, bant bu blmleri bu yolda balamayabilir, yarg yine de ortaya kabilir. Anmsanacaktr ki XI. Blmn sonunda, iki trl apaklk olabileceini, birinin doruluun bir gvencesi, ikincisininse bir yanyla bir gvence olduunu ileri srmtk. imdi bu iki tr ayrt edilebilir. Bir dorunun karl olan olguyu tanmsak onun, birinci ve en salt anlamda apak olduunu syleyebiliriz. Othello, Desdamona'nn Cassio'yu sevdiine inanyorsa, bunun karl olan olgu eer inanc doruysa "Desdamona'nn Cassio'ya olan sevisidir". Bu, Desdamona'dan baka kimsenin tanmas olana bulunmayan bir olgudur, bu yzden de Desdamona'nn Cassio'yu sevmesinin (eer doruysa) doruluu imdi dndmz anlamda yalnzca Desdamona iin apak olabilir. Btn zihinsel olgularla duyu-verilerini ieren olgulann bu gizlilii vardr: bunlarn imdi szn ettiimiz anlamda apak olabilecekleri yalnz bir kii vardr, nk o olguyla ilgili zihinsel eyleri ya da duyu-verilerini tanyabilecek yalnz bir kii vardr. Bylece, tikel olarak varolan herhangi bir ey zerine hibir olgu bir kiiden daha ou iin apak olamaz. te yandan tmeller zerine olgularda bu gizlilik yoktur. Ayn tmelleri birok zihinler tanyabilir; yani tmeller arasndaki bir banty birok kii birden tanma yoluyla bilebilir. Belli bantlar iinde belli terimlerden oluan bir karmak olguyu tanma yoluyla bildiimiz btn durumlarda, bu terimlerin bantlarnn byle olduu dorusunun, birinci ve salt trden apak olduunu syleriz ve bu durumlarda, terimlerin bantlarnn yle olduu yargsnn doru olmas gereklidir. Yani bu tr apaklk doruluun bir salt gvencesidir. Fakat bu trden apaklk kendisi dorunun bir salt gvencesi olmasna karn, herhangi bir verilmi yarg durumunda bu yargnn doru olduuna bizim salt olarak inanabilmemizi salamaz, ilk olarak, bir karmak olgu olan, gnein parlay-

BLG, YANLI, OLASILIKLI SANI

111

n algladmz ve buradan "gne parlyor" yargsn verdiimizi varsayalm. Alglamadan yargya geerken, verili karmak olgunun zmlemesini yapmak gerek: "gne" ile "parlama"y olgunun eleri olarak ayrmal. Bu srete bir yanla dme olana vardr; yani bir olgunun, birinci ve salt apakl da olsa bu olgunun karl olduuna inanlan yargda salt yanlmazlk yoktur, nk bu yarg olgunun gerek karl olmayabilir. Fakat (bundan nceki blmde anlatlan anlamda) gerek karlk olduu zaman doru olmas gere-

kir.

ikinci trden apaklk ilk rnekteki yarglarla ilgili olacak ve tek bir karmak btn olarak bir olgunun dorudan alglanmasndan tretilmi olmayacakta. Bu ikinci trden apakln, en yksek dereceden balayp, yalnzca inanca doru bir eilime dek den dereceleri olacaktr. rnein sert bir yolda drt nala bizden uzaklaan bir at durumunu alalm. lk anda nal seslerini duyduumuza inancmz kesindir; dinlememizi srdrrsek yle bir an gelir ki, duyduumuz sesin bir kuruntu ya da st kattaki pancurlann ya da kalp atlarmzn sesi olup olmadn dnmeye balarz; daha sonra bir grlt olup olmadndan pheye deriz, bundan sonra artk birey duymadmz d n r , en sonunda da artk bir ses duymadmz biliriz. Bu srete apakln, en yksek dereceden en aaya dek, duyu-verilerinin kendisinde deil de onlara dayanan yarglarda, srekli bir derecelenii vardr. Yine bir rnek: Biri mavi biri boz, iki renk tonunu ltrdmz varsayalm. Bunlann birbirinden baka renkler olduuna kesinlikle inanabiliriz; fakat boz renk maviye doru derece derece deitirilirse, nce mavi-boz sonra boz-mavi, sonra mavi olup bir an gelir ki arada bir ayrlk grmediimizden pheye deriz, sonunda da hibir aynlk grmediimize inannz. Ayn ey, bir mzik aleti alndnda ya da srekli derecelenmenin olduu baka durumlarda da ortaya kar. Bu

112

FELSEFE SORUNLARI

trden apaklk bir derece sorunudur ve en yksek derecelerin daha aa derecelere gre daha inanlr olduu ak grnyor. Tretilmi bilgide en son ncllerimizin belli bir apaklk dereceleri olmas ve bunlarla onlardan kanlan sonularn balantsnn da belli bir derecede bulunmas gerekir. rnein geometride bir usavurma blm alalm, kendilerinden yola ktmz belitlerin apak olmas yeterli deildir; aynca, usavurmann her basamanda, nclerle sonulann balants da apak olmaldr. Zor usavurmalarda bu balannn apakl genellikle ok dk derecedendir; bu yzden de zorluk byk olduunda usavurma yanllan olasl az deildir. Bu sylediklerimiz aka gsteriyor ki gerek sezgisel bilgi gerekse tretilmi bilgi bakmndan, sezgisel bilginin inanlrlnn onun apaklk derecesine bal olduunu kabul edersek, inanlrlkta, tam gvenilir diye kabul edebileceimiz nemli duyu-verileriyle mantk ve aritmetiin daha basit dorulanndan, kendi kartlanna gre biraz daha olaslkl grnen yarglara dek inen bir derecelenme vardr. Kesinlikle inandmz ey, eer doruysa, ona bilgi denir, yeterki ya sezgisel olsun ya da kendisinin mantksal sonucu olduu sezgisel bilgiden (mantksal ya da ruhbilimsel olarak) tretilmi olsun. Salamca inandmz ey, eer doru deilse, buna yanl denir. Salamca inandmz ey ne bilgi ne de yanl ise buna ve bunun yannda kendisi apakln en st dzeyinde olmad ya da yle olmayan bir eyden tretildii iin duraksayarak inandmz eye, olaslkl san denebilir. Yani genellikle bilgi diye bilinen eylerin ou olaslkl san olmu oluyor. Olaslkl sanyla ilgili olarak, tutarllktan byk yardm grebiliriz, bunu doruluun tanm olarak kabul etmemitik fakat bir lt olarak okluk kullanabiliriz. Teker teker olas-

FELSEF BLGNN SINIRLARI

113

lkl samlardan oluan bir birlik, bunlann arasnda tutarllk varsa, her birinin olabildiinden daha byk olaslktadr. Birok bilimsel varsaymlar olashklann bu yoldan kazanr. Bunlar tutarl bir olaslkl sanlar dizgesi iinde btnleirler ve yaltlm durumlanndakine gre daha olas olurlar. Ayn ey genel felsefi varsaymlara da uygulanr. okluk, tek bir rnek olduklarnda byle varsaymlar ok pheli grnrler, oysa bunlarn bir olaslkl sanlar ynna getirdikleri dzen ve tutarll gznnde tutunca, her biri hemen hemen kesin doruluk kazamrlar. Bu, zellikle, dlerle uyank yaamn ayrt edilmesi gibi konularda uygulanr. Eer dlerimizin geceleri de, gndzlerimizin kendi aralarnda olduklan gibi birbiriyle tutarl olsalard, dlerimize mi yoksa uyank yaammza m inanacamza zor karar verirdik. Buna gre tutarllk, dleri rtp uyank yaam salamlar. Fakat bu l, olasl ykseltmekte baarl olmasna karn, tutarl dizgenin bir noktasnda kesin inanhrlk bulunmadka salt inamlrl hibir zaman salamaz. Yani yalnzca olaslkl sanlann dzenli biime sokulmas, kendiliinden, onu phesiz bilgiye dntrmez.

XIV FELSEF BlLGlNN SINIRLARI Felsefeyle ilgili olarak imdiye dek btn sylediklerimizde, filozoflann ounun yazlannda byk bir yer tutan birok konulara pek az dokunduk. Filozoflarn ounluu ya da en azndan bir ou, dinin temel dogmalan, evrenin temelde usa uygunluu (rationality), zdein kuruntusall (illusoriness), ktln gerek-dl v.b. gibi eyleri a priori metafizik usavurmayla kantlayabileceini ne srerler. Birok yaam-boyu felsefe rencilerinin balca esin kaynann, bu

114

FELSEFE SORUNLARI

tr savlara inanmak iin sebep bulma umudu olduuna phe yoktur. Bu umut, kanmca botur. Bir btn olarak evrenle ilgili bilginin metafizikle elde edilemeyecei ve mantk yasalarna dayanarak yle ve yle eylerin varolmalan gerektii, yle ve ylelerinin ise olamayacaklan biiminde nerilen kantlann eletirel bir irdelemeye dayanamayacaklar grlebiliyor. Bu blmde iinde bu tr usavurmalann yapld yolu, onun salamlna umut balanp balanamayacan bulmaya alan bir bakla, ksaca ele alacaz. Bizim incelemek istediimiz gr trnn yakn adaki byk temsilcisi Hegel'dir (1700-1831). Hegel'in felsefesi ok zordur ve yorumcular onun doru yorumunda birbirinden aynlrlar. Benim kabul edeceim yoruma gre ki yorumculann ounun deilse bile bir ounun kabul ettiidir ve ilgin ve nemli bir felsefe tr vermek gibi bir deeri vardr, Hegel'in balca sav, Btn'n dmda her eyin aka eksik olduu ve dnyann geri kalannn ona salayaca tamamlk olmadan varolma olana bulunmaddr. Tpk bir anatomi bilgininin bir tek kemikten, btnn ne tr bir hayvan olduunu bilmesi gibi metafiziki de Hegel'e gre, gerekliin herhangi bir parasndan, gerein btnnn ne olmas gerektiini hi olmazsa kaln izgileriyle grr. Gerein grnte ayn her blmnde, sanki onu yanndaki blme balayan kancalar vardr; yandaki blmn kendinin de kancalaryla; bu byle btn evrenin yeniden kurulmasna dek gider. zdeki bu eksiklik, Hegel'e gre, dnce dnyasnda da nesneler dnyasnda da grlr. Dnce dnyasnda, soyut ya da eksik bir ideyi alsak, incelemede eer onun eksikliini unutursak elikilere dtmz grrz; bu elikiler szkonusu ideyi kendi kartna ya da kar savna dntrr ve bundan kurtulmak iin, bizim bataki idemizle kar-savnn bireimi olan, daha az eksik bir ide bulmamz gerekir. Bu yeni ide, bizim baladmz ideden daha az eksik olmakla bir-

FELSEF BLGNN SINIRLARI

115

likte, yine de tmyle tamamlanm olmayp kar-savma gemek zonnda olacak ve onunla yeni bir bireim oluturacakr. Hegel bu yoldan "Salt ldea"y buluncaya dek gider, ki ona gre artk bunda eksiklik olmayp daha te bir gelime gereksemesi de yoktur. Bu yzden Salt Idea, Salt Gerek'i tanmlamaya uygundur; fakat daha aadaki btn ideler, gerei, bir anda Btn' grebilen baka deil, paralar gren bir baka grnd biimde tanmlar. Bylece Hegel u sonuca vanr: Salt Idea bir tek uyumlu dizge oluturur, bu zaman ve uzamda deildir, kt bir yan yoktur, tmyle ussal, tmyle tinseldir. Tandmz dnyada bunun tersine herhangi bir grn, tmyle, bizim blmleri blntl biimde gren bakmzdan geldii manksal olarak (Hegel'e gre) kandanabilir. Eer evreni, Tanrnn onu grdn kabul ettiimiz gibi, bir btn olarak grebilseydik, uzam da, zaman da, zdek de, kt de, btn atma ve abalamalar da ortadan kalkar ve bunlarn yerine bir ncesiz-sonrasz, yetkin, deimez birlik grrdk. Bu anlayta sz gtrmez ululukta bir ey, sayg duyarak kabul edeceimiz bir ey var. Nedir ki, bunu destekleyen kantlar zenle incelendiinde, birok kanklk ve gvenilmez kabuller bulunduu grlr. Bu dizgenin, zerine kurulduu temel reti, eksik olan eyin kendiliinden varolamayaca, varolmadan nce baka eylerin desteine gerek duyduudur. Kendi dndaki eylerle bants olan her eyin bu d eylerle kendi doasnda bir ballk tamas gerektii, bu yzden de bu d eyler varolmadka kendinin de kendisi olamayaca ne srlmtr. rnein bir insann doas, anlanndan geri kalan bilgilerinden, sevi ve tiksintilerinden olumutur; yani tand, sevdii ya da tiksindii nesneler olmasa o da kendisi olamaz. O, zde ve aka, bir blmdr: gerein btnl olarak alndnda i-elikilidir.

116

FELSEFE SORUNLARI

Bununla birlikte btn bu gr as, bir eyin "doas" kavram erevesinde dner ve bu da ey zerine btn dorular anlamna gelir. Bir eyi baka bir eye balayan dorunun, teki ey varolmadka varolamayaca dorudur. Fakat bir ey zerine olan doru, yukandaki kullanma gre o eyin "doasnn" bir blm olmasna karn, o eyin kendisinin bir blm deildir. Eer bir eyin "doas" derken, bu ey zerine btn dorular demek istiyorsak, doallkla, o eyin evrendeki btn teki eylerle bansn bilmeden o eyin "doasn" bilemeyeceimiz bellidir. Fakat "doa" szc bu anlamda kullanlrsa o zaman da, doas bilinmeden, en azndan tmyle bilinmeden, o eyin bilinebileceini syleyebiliriz. "Doa szc byle kullanldnda, eylerin bilgisiyle dorulann bilgisi arasnda bir kanklk kyor. Bir eyin bilgisini, onun zerine pek az nerme bilsek de, tanma yoluyla edinebiliriz kuramsal olarak hibir nerme bilmemiz gerekmez. Bu durumda, bir eyi tanmak, yukardaki anlamyla onun "doasn" bilmeyi gerektirmez. Ve bir ey zerine herhangi bir nermeyi bilmemiz, o eyin tannmasn gerektirmesine karn, yukandaki anlamda onun "doasn" bilmeyi gerektirmez. Burada (1) bir eyi tanmak, mantksal bakmdan, onun bantlann bilmeyi gerektirmez ve (2) onun bantlarndan bir blmnn bilinmesi, onun btn bantlannn ya da yukandaki anlamda onun doasmn bilinmesini gerektirmez. rnein kendi di anm tanyabilirim ve bu bilgi, tanma yoluyla bilginin olabilecei kadar tamdr, buna kar, (o ary tanmayan) diinin, annn nedenleri zerine syleyeceklerinin hi birini, yani onun yukandaki anlamda doasn bilmeyebilirim. Yani bir eyin bantlarnn olmas olgusu, o bantlann mantk asndan zorunlu olduunu kantlamaz. Demek ki, bir eyin yalnzca o ey oluu olgusundan, onun gerekteki banlannn onda olmas gerektiini karamayz. Bunun kar gibi gr n m e s i onu nceden tandmzdandr.

ZDEN DOASI

117

Bu yzden, bir btn olarak evrenin, Hegel'in sand gibi tek bir uyumlu dizge oluturduunu kantlayanlayz. Ve bunu kantlamadka, uzamn, zamann, zdein ve ktnn gerek-dln da kantlayanlayz, nk bunu Hegel, eylerin blntl ve bantsal niteliinden karmtr. Bylece bize, dnyay para para incelemek kalyor ve evrenin deneyimize uzak bulunan blmnn niteliklerini tanmamz da olanakszdr. Bu sonu bu durumuyla, filozoflarn dizgelerinden umuda kaplanlar iin d krkl getirmekle birlikte, amzn tmevanmc ve bilimci tutumuyla uyumludur ve daha nceki blmlerde uratmz, insan bilgisinin tmyle incelenmesinin bir sonucudur. Metafizikilerin byk tutkulu giriimlerinin byk blm, gerek dnyadaki u ve u grnr yanlarn i-elikili olup bu yzden de gerek olamayacaklarn kantlama giriimiyle balad. ada dncenin ana eilimi ise gitgide, varsaylan elikilerin kuruntusal olduunu, ve neyin olmas gerektii zerinde dnmekle, a priori olarak ok az ey kantlanabileceini gsterme dorultusundadr. Bunun iyi bir rneklemesini uzam ve zaman verir. Uzamla zaman, kapsam bakmndan bitimsiz ve sonsuza dek blnebilir olarak grnrler. Her dorultuda bir doru izgi zerinde gitsek, arkasnda hibir eyin, giderek bo bir uzamn bile bulunmad bir noktaya ulaacamza inanmak kolay deildir. Bunun gibi, imgelememizde zaman iinde ileri ya da geri doru gitsek, tesinde bo bir zaman bile bulunmayan bir ilk ya da son zamana ulaacamza inanmak da zordur. Yani uzam ve zaman kapsam bakmndan bitimsiz grnrler. Yine, bir izgi stnde herhangi iki nokta alsak, bunlann aras ne denli kk olursa olsun, aralannda baka noktalann da bulunabilecei aktr: her ara ikiye, sonra onlar da ikiye blnerek bu sonsuza dek gider. Bunun gibi zamanda da, iki an arasnda geen zaman ne denli kk olursa olsun, arala-

118

FELSEFE SORUNLARI

rnda baka anlar da bulunaca aktr. Yani zaman ve uzam sonsuza dek blnebilir grnyorlar. Fakat grnteki bu olgulara kar bitimsiz kapsam, sonsuz blnme filozoflar eylerin sonsuz sayda toplanamayacaklarn, bu yzden de uzamdaki noktalarla zamandaki anlann saylarnn bitimli olmalan gerektiini gstermeye ynelik kantlamalar ne srdler. Bylece uzamla zamann grnteki doalanyla, bitimsiz toplanmalarn olanakszl varsaym arasnda bir eliki dodu. Bu elikiyi ilk vurgulayan Kant bundan, zamanla uzamn olanakszlm kard ve bunlann ancak znel olabileceklerini syledi; ve onun dneminden beri pek ok filozoflar, zaman ve uzamm, dnyann bulunduu durumu niteleyemeyecek biimde yalnz grn olduuna inandlar. Oysa imdi, bata Georg Cantor olmak zere matematikilerin almalanyla, bitimsiz toplanmalann olanakszl grnn bir yanlma olduu anlald. Bunlar gerekte i-elikili deil, yalnzca birtakm oka direnen n-yarglarla elikilidirler. Bu durumda uzam ve zaman gerekd grmek iin sebep kalmad ve metafizik kurgularn en byk kaynaklarndan biri kurumu oldu. Bununla birlikte matematikiler, uzamn yaygn olarak inanld gibi olanakl olduunu gstermekle yetinmediler, mantn gsterebildii oranda uzamn birok baka biimlerinin de olanakl olduunu gsterdiler. Euclides'in belitlerinden kimileri, saduyu bakmndan zorunlu grnrler ve eskiden beri filozoflarca zorunlu saylmlardr, imdi bunlann zorunlu grnlerinin herhangi a priori bir mantksal temelden deil de, yalnzca, bizim gerek uzama olan alkanlmzdan tretilmi olduu biliniyor. inde bu belitlerin yanl olduu dnyalar tasarlayarak matematikiler, mant, saduyunun nyarglann gevetmek ve iinde yaadmz uzamdan kimisi daha az kimisi daha ok baka uzamlann olanaklln gs-

FELSEF BLGNN SINIRLARI

119

tertnek iin kullandlar. Bu uzamlardan kimilerinin, lebileceimiz uzunluklarla ilgili olan Euclides'i uzamdan aynlklan ylesine azdr ki, bizim gerek uzammzn kesinlikle Euclides'i mi yoksa tekilerden biri mi olduunu yalnzca gzlemle bulmak olanakszdr. Yani durum tmyle alt st olmutur. nceleri deney, manta yalnzca bir tr uzam brakr, mantk da bu tek trn olanakszln gsterir gibiydi. imdi mantk, deneyin uzam bir yana, olanakl olarak daha birok uzam ortaya koyuyor, deney ise onlardan her birinin bir yann kabul ediyor. Bylece, ne olduu zerinde bilgimiz, daha nce dnlene gre daha azalrken, ne olabilecei zerine bilgimiz byk lde artmtr. Her kesi buca bulunup renilebilecek dar alanl duvarlar arasnda kapal kalmak yerine, kendimizi, bilinecek pek ok ey olmas yznden bilinemeyen birok eylerin kald ak bir zgr olanaklar dnyasnda buluyoruz. Uzam ve zaman bakmndan olanlar, bir lde, baka dorultularda da oldu. Evrene a priori ilkelerle dzen verme giriimleri baanszla urad; mantk, eskisi gibi, olanaklann nne engel olarak kacana, dnceye dayanmayan saduyuya kapal olan saysz seenekler sunarak ve karar verme olana bulunan yerlerde, bizim seimimize sunduu birok dnyalar iin karar verme grevini deneye brakarak, imgelemin byk kurtancs oldu. Yani neyin varolduunun bilgisi deneyden ne renebildiimiz ile snrl oluyor bu, gerekten denediimiz demek deildir, nk grdmz gibi, dorudan denemediimiz eyler zerine betimleme yoluyla gelen birok bilgiler vardr. Fakat betimlemeyle bilmenin btn durumlannda, bizim, u ya da u veriden, o verinin belirttii belli bir nesnenin karmn salamak zere, tmellerle bir balanya gerek duyanz. Bylece rnein fiziksel nesneler bakmndan, duyu-verilerinin fiziksel nesnelerin belirtileri olduu ilkesinin kendisi bir tmeller balantsdr ve deneyin,

120

FELSEFE SORUNLARI

bizim fiziksel nesneler zerine bilgi kazanmamz salamas bu ilkeye dayanr. Ayn ey nedensellik ilkesine ya da daha az genel olana inersek, ekim yasas gibi ilkelere de uygulanr. ekim yasas gibi ilkeler, tmevanm ilkesi gibi tmyle a priori bir ilkenin deneyle birlemesi sonucunda kantlanm ya da daha dorusu yksek olaslkl klnmlardr. Yani btn teki doruluk bilgilerimizin kayna olan sezgisel bilgi iki trldr: an deneysel bilgi ki bize, tandmz tikel eylerin varolulann v kimi zelliklerini bildirir ve an a priori bilgi, ki bize tmeller arasndaki balanty gsterir ve deneysel bilgiler iinde verilmi tikel olgulardan kanmlar yapmamz salar. Tretilmi bilgimiz her zaman an a priori bilgiye baldr, ve genellikle an deneysel bir bilgiye de bal olur. Eer yukanda sylenen doruysa felsefi bilgi, zde, bilimsel bilgiden ayn deildir; bilime kapal olup da felsefeye ak olan bir bilgelik kayna yoktur, ve felsefenin vard sonulann bilimin vardklanyla kkten bir aynl yoktur. Felsefeyi bilimden ayr bir irdeleme alan yapan ey eletiridir. Felsefe, bilimde ve gnlk yaamda kullanlan ilkeleri eletirel olarak inceler; bu ilkelerde bulunabilecek tutarszlklan ratnp bulur ve onlan ancak, eletirel bir aratrma sonucunda rtecek bir sebep bulunmadnda kabul eder. Eer birok flozoflann inanm olduklan gibi, bilimlerin temelindeki ilkeler gereksiz aynntlardan kurtanldklannda, bir btn olarak evrenin bilgisini bize verebilecek durumda olsalard, bu tr bilginin de bilimsel bilgi kadar inanlmaya hakk olurdu; fakat aratrmamz ortaya byle bir bilgi karmad, bu yzden de, daha atlgan metafizikilerin zel retileri bakmndan, temelde olumsuz sonu verdi. Fakat genellikle bilgi diye kabul edilen ey bakmndan sonu temelde olumludur: bu tr bilgileri bizim, eletirimiz sonucu olarak rtp attmz seyrek oldu ve insann, genellikle bildiine inand bilgi tr iin bir yetenei olmadn kabul ettirecek bir sebep grmedik.

ZDEN DOASI

121

Bununla birlikte, felsefeden bir bilgi eletirisi diye sz ederken bir snrlama koymak gerekiyor. Katksz phecinin tutumunu kabul ederek kendimizi her trl bilginin dnda tutar ve bu dardaki konumdan bilgi alanna dnmeye zorlanmay beklersek, olanaksz bir ey istemi oluruz ve pheciliimiz hibir zaman rtlemez. nk her tr rtmenin, tartanlann paylat biraz bilgiyle balamas gerekir, plak pheden hibir kantlama balayamaz. Bu durumda, bir sonuca ulalacaksa, felsefenin kulland bilgi eletirisinin bu ykc trden olmamas gerekir. Bu salt phecilik karsnda hibir m a n t k s a l kantlama ileri srlemez. Fakat bu tr pheciliin mantksz olduunu grmek zor deildir. Descartes'm, ada felsefeyi balatan yntemsel phesi b trden deil, tersine, bizim felsefenin z olduunu sylediimiz eletiri trndendir. Onun "yntemsel phe"si, pheli grnen her eyden phe etmeye; grnen her bilgi paras zerinde durarakj dndke bunu gerekten bildiine inanabilip inanamayacan kendi kendine sormaya dayanyordu. Felsefeyi oluturan bu tr eletiridir. Bir tr bilgi, duyu-verilerimizin varolduklarnn bilgisi, zerinde ne denli heyecansz ve derinliine dnrsek dnelim hi phe gtrmez grnyor. Byle bilgi bakmndan felsefi eletiri, inanmaktan kanmamz gerektirmez. Fakat yle inanlar vardr ki rnein duyu-verilerimizin, fiziksel nesnelere kesin benzerlii gibi ve bunlan dnmeye balayana dek besleriz, yakndan bir aratnlmaya vurulduunda eriyip gittiklerini grrz. Felsefe, onlan destekleyecek yeni bir kantlama izgisi bulunmadka bu tr inanlann atlmasn ister. Fakat ne denli yakndan incelersek inceleyelim, rtlmesi olana bulunmayan inanlan atmak mantkl olmaz ve felsefenin istedii de bu deildir. Tek szckle, istenen eletiri, sebep yokken atmaya karar veren deil, her grnen bilgi paras zerinde deerine

122

FELSEFE SORUNLARI

gre dnen ve bu dnme sona erdiinde yine de bilgi olarak kalabilmi olan alkoyan eletiridir. nsansal varlklar yanlabilir olduklarna gre, bir yanlma paynn kalaca kabul edilmelidir. Felsefe, yanl payn azalttn, kimi durumlarda da bu paray, uygulamada yok denebilecek kadar klttn hakl olarak ileri srebilir. Bundan tesini yapmak, yanlglann bulunduu bir dnyada olanakszdr ve hibir sagrl felsefe savunucusu bundan tesini yaptn syleyemez.

XV FELSEFENN DEER Felsefe sorunlan zerindeki ksa ve ok eksik incelememizin sonuna geldiimize gre, felsefenin deerinin nereden geldii ve onun niin renilmesi gerektii zerinde dnmekte yarar var. Birok insanlann, bilimin ya da yaam uralannn etkisi altnda kalarak, felsefenin, ne yaran ne de zaran olan nemsiz, kl krk yaran ayrmalardan ve bilinmesi olanaksz konular zerindeki almalardan baka bir ey olmadn dnme eiliminde olduklan olgusu gznnde tutulduunda, bu soru zerinde dnmek daha da gerekli oluyor. Felsefe zerindeki bu gr, bir yanyla yaamn amac zerindeki anlaytan, bir yamyla da felsefenin gerekletirmeye alt yararlann trn yanl anlamaktan ileri gelir gibi grnyor. Fizik bilimi, bululan araclyla, kendisinden tmyle habersiz olan saysz insanlara yararl olur; yani fizik biliminin renilmesi yalnzca ya da nce, renen zerindeki etkisinden deil, fakat genellikle insanlk zerindeki etkisi yznden salk verilmelidir. Bu durumda felsefeye yararllk dmyor. Eer felsefe renmenin, onu renenlerin dndaki-

FELSEFENN DEER

123

1er iin bir yaran varsa, bu ancak dolayl yoldan, onu renenlerin yaamlar zerindeki etkisi araclyla olmal. Bu >iizden. felsefenin deeri en bata, eer yle etkiler varsa, bu etkilerde aranmaldr. Fakat aynca eer felsefenin deerini belirtme abalanmzda baarszla dmek istemiyorsak, nce zihnimizi, yanl olarak gereki denilen adamlann nyarglanndan kurtarmalyz. Bu szcn genellikle kullanld anlamda "gereki" adam, yalnzca zdeksel gereksemeleri gz gren, insanlann bedenleri iin beslenmeleri gerektiini dnp de zihne de besin salamak gerektiini unutan adamdr. Eer btn insanlar iyi durumda bulunsalard, eer yoksulluk ve hastalk, olanak iindeki en alak dzeye drlm olsayd, deer verilebilecek bir toplum kurabilmek iin yaplacak yine ok ey kalm olurdu ve bugnk dnyada bile, zihnin deerleri en az bedenin deerleri kadar nemlidir. Felsefenin deeri yalnzca zihnin deerleri arasnda aranmaldr ve felsefenin bir zaman savurganl olmadna, yalnzca zihnin deerlerine ilgisiz kalmayan insanlar inandnlabilir. Felsefe de, btn teki renimler gibi, en bata bilgiyi ama edinir. Onun gz diktii bilgi, bilimlerin yapsna birlik ve dizge getiren ve bizim yarglarmzn, nyarglanmzn, kanlanmzn temellerinin eletirel bir incelemesinin sonucu olan trden bir bilgidir. Fakat felsefenin, kendi sorunlarna kesin yantlar salama giriiminde ok byk lde baan gsterdii ne srlemez. Eer bir matematikiye, bir mineralojiste, bir tarihiye ya da herhangi bir bilim adamna, kendi biliminin ne gibi belirli somut dorulara ulat sorulsa, sizin dinleyebileceiniz oranda uzun bir yant verebilir. Fakat ayn soruyu filozofa sorarsanz, eer itenlikliyse, kendi alannda teki bilimlerin elde ettii sonulann elde edilemediini aa vuracaktr. Geri bu bir yanyla, herhangi bir konuda kesin bilgi olana elde edilir edilmez bu konunun felsefe olmaktan kp

124

FELSEFE SORUNLARI

ayr bir bilim saylmas olgusuyla aklanabilir. imdi astronomiye giren btn gkyz aratrmalan bir zamanlar felsefe iindeydi; Newton'n byk yaptnn ad, "Doal Felsefenin Matematik Ilkeleri"dir, Bunun gibi, insan zihninin aratrlmas da bir zaman felsefenin bir blmyken imdi felsefeden ayrlarak ruhbilim bilimi oldu. Yani felsefedeki belirsizlik, byk lde, gerekten ok grntedir: Bugne dek kesin yantlar bulmu, sorular bilimler iine sokulmu, yalnzca imdi kesin yantlan bulunmayanlar felsefe denilen art oluturmak zere braklmlardr. Nedir ki bu, felsefedeki belirsizlikle ilgili dorunun yalnzca bir yandr. Grebildiimiz kadanyla, insan zihninin gleri imdikinden tmyle ayr bir dzene ulamadka zlmez olarak kalacak birok sorunlar bunlar arasnda tinsel yaammz bakmndan en byk ilgiyi ekenler var bulunuyor. Evrenin bir dzeni ve erei var mdr, yoksa o, atomlann raslantsal bir topluluundan m oluuyor? Bilin evrenin, bilgelikte snrsz bir gelime umudu veren bir blm mdr, yoksa zerindeki yaamn bir gn sona erecei kk bir gezegen zerindeki geici bir raslant mdr? iyilik ve ktlk evren iin de nemli midir, yoksa bunlar yalnzca insan iin mi? Filozoflarca byle sorular soruldu ve baka baka filozoflar bunlara baka baka yantlar verdi. Fakat grne gre, baka yantar bulunsa da bulunmasa da, filozoflarca verilen yantlardan hibiri tantlanabilir biimde doru deildir. Yine de, bir yant bulma olasl ne denli az olursa olsun, bu sorular zerinde dnmeyi srdrmek, onlann nemini bize anlatmak, yaklam biimlerinin hepsini gzden geirmek, evren zerine duyduumuz ve kendimizi kesinlikle kantlanabilecek bilgiyle snrladmzda yok olabilecek olan kurgusal ilgiyi canl tutmak, felsefenin ilevinin bir blmdr. Geri birok filozoflar byle temel sorunlann kimi yantlarnn doruluunu kantlayabileceklerini ne srmlerdir.

FELSEFENN DEER

125

Din bakmndan en nemli inanlann doruluklarnn kesintarutlarla kantlanabileceini kabul etmilerdir. Byle giriimler zerinde yargya varabilmek iin insan bilgisinin bir incelemesini yapmak ve yntemleriyle snrlan zerinde bir dnceye varmak gerekir. Byle giriimler zerinde yargya varabilmek iin insan bilgisinin bir incelemesini yapmak ve yntemleriyle snrlar zerinde bir dnceye varmak gerekir. Byle bir konuda dogmatik konumak doru olmaz; fakat nceki blmlerdeki irdelemelerimiz bizi yanltmadysa, dinsel inanlara felsefi kantlar bulma umudundan kanmak zorundayz^ Bu yzden, byle sorulara verilen belli bir yantlar takmn felsefenin deerinin bir yan olarak alamayz. Yani bir kez daha, felsefenin deeri, onu renenlerin herhangi bir varsaymsal kesinlikle kantlanabilir bir bilgi yn kazanmasna bal olmamaldr. Gerekte felsefenin deeri, geni biimiyle, onun kesinliksizliinde aranmaldr. Felsefeden hi pay almayan adam mr boyunca, saduyudan, kendi ann ve ulusunun allm dncelerinden ve kendi zgr usunun katks ya da onay olmadan zihninde yer eden kararlardan treyen nyarglann tutsadr. Byle bir adamda dnya, belirli, bitimli ve ak olmaya dnktr, ortak nesneler bir sorun yaratmaz, allmam olanaklar hor grlerek bir yana atlr. Tersine, felsefeyle uramaya balar balamaz, ilk blmlerde grdmz gibi, gnlk yaama en ok kanm eyler bile, yanan ok eksik kalan sorulara gtrr.^elsefe, ortaya koyduu phelerin doru yantlarm bize inandnc biimde syleyemese de, dncelerimizi genileten ve onlar ahkanlklann zorbalndan kurtaran birok olanaklar ortaya koyabilir^ylece, eylerin ne olduu zerindeki kesin inanlanmm zayflatrken, ne olabilecekleri zerindeki bilgimizi byk lde artnr; kurtanc phe alamnda hi yolculuk etmeyenlerin bir lde kibirli dogmatizmlerini yok eder ve allm eyleri al-

126

FELSEFE SORUNLARI

limam yzleriyle gstererek merak duygumuzu canl tutar. Dnlmemi olanaklan ortaya koymadaki yarar bir yana, felsefenin bir yarar da belki balca yaran zerinde dnd eylerin yceliinde ve bu dncenin sonucu olarak, dar ve kiiel amalardan kurtulmaktadr, igdsyle yaayan adamn yaam, kendi zel karlannn alan iine kapanmur: buraya aile ve dostlar alnabilir, fakat d dnyadan, igdsel istekler alanna giren eylere yardm ya da destek salamadka baklmaz. Felsefeci yaamn dinginlii ve zgrl yannda byle bir yaamda stmal ve snrl bir ey vardr. gdsel ilgilerin zel dnyas, erge onu yerle bir edecek olan byk %re gl bir dnya ortasnda bulunan kk bir dnyadr. Biz ilgilerimizi btn d dnyay da kapsayacak biimde geniletmedike, kuatlm bir kaledeki birlie benzeriz, dmann ka engellediini, Sonunda teslim olmann kanlmazln bilen bir birlik. Byle bir yaamda ban yoktur, isteklerin direniiyle istencin gszl arasnda srekli bir ekime vardr. Eer yaammzn yce ve zgr olmasn istiyorsak, u ya da bu yoldan, bu tutsaklk ve bu ekimeden kurtulmamz gerek. Kurtulu yollanndan biri felsefi dnceye-dalmadr (contemplation). Felsefi dnceye-dalma, geni grle, evreni iki dman kampa dost ve dman, yararl ve zararl, iyi ve kt blmeden her eye yansz olarak bakar. Felsefi dnceye-dalma kaksz olduunda, evrenin geri kalannn da insan iin olduunu kantlamaya kalkmaz. Her bilgi kazanma Ben'in genilemesidir fakat bu genileme onu dorudan doruya aramadka daha iyi salanr. Bu genileme, bilgi isteinin tek bana ilemesiyle, daha balangta ereklerinin u ya da u nitelikte olmasna gz dikmeyen, tersine Ben'i ereklerinde bulduu niteliklere uyduran bir almayla elde edilir. Ben'in bu genilemesi, Ben'i olduu gibi alarak, dnyann bu

FELSEFENN DEER

127

Ben'e ok benzemesi yznden onun bilgisinin de, yabanc grnen eyleri kabule yanamadan, olabilirliini gstermeye alarak elde edilemez. Bunu kantlamaya almak bir kendini-beenme (self-assertion) biimlidir ve her kendini beenme gibi Ben'in, kendi istedii ve gerekletirebileceine inand byme iin bir engeldir. Baka yerde olduu gibi felsefi kurguda da (speculation), kendini-beenme dnyay kendi amalan iin bir ara olarak grr-, bylece dnyaya Ben'den daha az nem verir ve Ben de onda bulunan eylerin byklne snr eker. Dnceye-dalmada ise tersine, Ben-olmayandan balanz ve bunun genilii yznden Ben'in snrlan da genilemitir; evrenin bitimsizlii yoluyla, evren zerinde dnceye dalan zihin de bitimsizlikten bir pay alr. Bu sebeple, ruh bykl evreni insana uyduran trden felsefelerle beslenmez. Bilgi, Ben ile Ben-olmayanm bir birlik biimidir; her birlikte olduu gibi, tek yanl egemenlikten, yani evreni kendi iimizde bulduumuz eye uymaya zorlarfto giriiminden, bozulur. nsann her eyin ls olduu, dorunun insan yaps olduu^ uzamla zamann ve tmeller dnyasnn zihnin mal olduu, zihnin yaratmad eylerin bilinemez ve bu yzden de nemsiz olduu grn tutan yaygn bir felsefi eilim vardr. Eer bundan nceki tartmalarmzn verdii sonular doruysa bu gr yanltr; fakat yanl olmasnn dnda, Ben'in dnceye-dalmasn kstekledii iin, felsefi dnceye-dalmay ona deer kazandran her eyden yoksun brakmak gibi bir etkisi vardr. Onun bilgi dedii ey, Ben-olmaynla bir birleme deil, bizimle dmzdaki dnya arasna geirimsiz bir perde eken bir nyarglar, alkanlklar ve istekler takmdr. Byle bir bilgi kuramnda tad bulan insan, sznn yasa yerine gemeyeceinden korktuu iin evinin evresinden kamayan birisi gibidir. Gerek felsef dnceye-dalma ise, tersine, Ben-olmayann her genilemesinde, zerinde dnceye dalnan her nes-

128

FELSEFE SORUNLARI

neyi ve dolaysyla da dnceye dalan zneyi ycelten her eyde doyumunu bulur. Dnceye dalmada, kiisel ve zel olan her ey, alkanla, kar-duygusuna ve isteklere bal her ey konuyu arptr ve usun arad birlii bozar. Bylece, kiisel ve zel eyler zneyle nesne arasna bir engel koyarak anlak iin bir tutsaklk yaratrlar. zgr us Tannnn grd gibi, burda'sz ve imdisiz, umutsuz ve korkusuz, allm inanlarn ve- geleneksel nyarglann engeline taklmadan, dingin, tutkusuz, yalnz ve yalnz bilgi isteiyle grr, nesnel bilgi, salt dnceye-dalmann bilgisi, eriilmesi yalnz insan iin olanakl olan bilgi isteiyle. Bu yzden yine s, iine zel tarihin rastlantlarnn kanmad soyut ve evrensel bilgiye, duyulardan gelen ve bu tr bilgilerin gerei olarak dar ve kiisel bir gr biimine ve bildirdikleri kadar da arptan duyuverileriyle ileyen bir bedene bal olan bilgiden daha ok deer verecektir. / F e l s e f i dnceye-daln zgrlk ve yanszlna alan zihin, eylem ve tutkulann dnyas iin de ayn zgrlk ve yanszlktan bir eyler saklayacaktj/ Ama ve isteklerini, gerikalan yan hibir insann edimlerinden etkilenmeyen bir dnyada, blnemez kklkte paralar olarak grmenin sonucu olan bir direni yokluuyla, bir btnn paralan olarak grecektir. Dnceye-dalmada katksz bir doru istei olan yanszlk, eylemde adalet ve tutkuda ise, yalnz yararl olan ve sevilenlere deil, herkese birden verilen o evrensel sevinin ayn olan zihin niteliidir. Bylece, dnceye-dalma yalnz dncelerimizin nesnelerini deil, eylem ve duygularmzn nesnelerini de geniletir: bizi, btn bakalaryla sava durumunda bulunan, duvarlarla evrili bir kentin deil evrenin yurtta yapar, insann gerek zgrlyle dar umut ve korkulann kleliinden kurtuluu, bu evren yurttalnda yatar. Bylece, felsefenin deeri zerindeki tartmamz zetlersek: Felsefe, onun sorularna kesin yantlar almak iin deil,

FELSEFENN DEER

129

nk kural olarak kesin yantlarn doruluu bilinemez, sorularn kendileri iin renilmelidir; nk bu sorular neyin olanakl olduu zerindeki kavraymz geniletir, dnsel imgelemimizi zenginletirir ve zihni kurgulara kapayan dogmatik gveni azaltr; fakat her eyden nce nk, felsefenin, nnde dnceye dald evrenin bykl yoluyla zihin de bym olur ve en yksek iyiyi yani evrenle btnleme yeteneini kazanr.

You might also like