You are on page 1of 122

BLN, BLSEL LEMLER, ve DUYGUSAL ZLEMLER

DUYGU-DURUMLARDA YNELMLN KL YAPISI: BLN OLUUMUNDA BLSEL LEMLER VE DUYGUSAL ZLEMLER ETKLEM

N. Ekrem Dzen Doktora Tezi Ankara, 2006

T.C. ANKARA NVERSTES SOSYAL BLMLER ENSTTS PSKOLOJ BLM UYGULAMALI PSKOLOJ ANA BLM DALI

DUYGU-DURUMLARDA YNELMLN KL YAPISI: BLN OLUUMUNDA BLSEL LEMLER VE DUYGUSAL ZLEMLER ETKLEM

Doktora Tezi

Nebi Ekrem Dzen Ankara, 2006

ii

T.C. ANKARA NVERSTES SOSYAL BLMLER ENSTTS PSKOLOJ BLM UYGULAMALI PSKOLOJ ANA BLM DALI

DUYGU-DURUMLARDA YNELMLN KL YAPISI: BLN OLUUMUNDA BLSEL LEMLER VE DUYGUSAL ZLEMLER ETKLEM

Doktora Tezi Nebi Ekrem Dzen

Tez Danman: Prof. Dr. Nesrin ahin

Tez Jrisi yeleri

mzas

Prof. Dr. Nesrin Hisli ahin.................... Prof. Dr. hsan Da................................. Do. Dr. Glsen Erden........................... Do. Dr. Gonca Soygt.......................... Do Dr. Nurhan Er..................................

............ ............ ............ ............ ............

iii

TEEKKR Bir psikoloji rencisi olarak, insann yksnn bir geliim yks olduuna inanyorum. Menzli zgrlk olan bir geliim yks. Yalnzca insan zgr olabilir, nk yalnzca insan seim yapabilir. Yalnzca insan balangta olduu eyden baka bir eye dnebilir. Yaamn ve almann amac bu dnm gerekletirmektir. Yaam etkileimle, dnm ise etkinlemekle gerekleir. nsan en ok kendi elinin urann kendi zerindeki etkisiyle dnr. Ve dnm, insann urann bir rne dnt anlarda bir bedene brnr, bir dile kavuur. Yine de dnm ancak ve ancak bu uran paylalmasyla mmkn. nk mnzevi keilerin ilekelikleri de dhil olmak zere hibir insan ura tek bana bir ura deildir. Paylalmam uran yarataca dnm, serseri bir yelin bir kayay bo yere dvmesinden teye gemez. Ne yel gnln eyler ne kaya avunur. Uzun ve zahmetli uralarla oluan tm almalar, almay yapan iin biraz da bu dnm salamas nedeniyle ayr bir anlam ifade eder. Ve almay yapann asl mutluluu, bu uran paylalm olmasdr. Bu almay bandan sonuna byk bir titizlik ve sabrla destekleyen, yaratc ve zgr grleriyle aratrmann biiminin ve ieriinin olgunlamasn salayan hocam, rehberim, tez danmanm ve Uygulamal Psikoloji Ana Bilim Dal Bakan Prof. Dr. Nesrin. H. ahine, sadece destei nedeniyle deil, paylamann dntrc gcnn somut bir kant olmas nedeniyle de teekkr ediyorum. Bir aratrma yapmann, bir yazy okumann ne demek olduunu ve ne anlama gelmesi gerektiini bana reten, ruh yolunu arsa da yaamn temel dngsnn ancak bilinle kefedilebilecei fikrini esinleyen ok deerli hocam, ustam Prof. Dr. Nail ahine gnlden teekkr ediyorum. Merak etmenin de bir yntemi olmas gerektiini Prof. Dr. Umur Talasldan renmitim. Bugn bu tezin temel motifinin insan zihninin en gizemli ynn oluturan bilin ekseninde ekillenmesi, kendisinden rendiim dnme biiminin sonucudur. Ne kadar teekkr etsem azdr. Nefeslerini ve tembihlerini hep kulamn arkasnda duyacam sevgili hocalarm Prof.Dr. Ik Savar ve Prof.Dr. Perin Yolaa teekkr ediyorum. Onlar, iten gelen hevesin disiplinle balanmadka panzehir olamayacan gsterdiler. Tez srecinde olumlu grleri ve yapc eletirileriyle beni daha dakik olmaya ynlendiren hocalarm Prof. Dr. hsan Da ve Do. Dr. Gonca Soygte; almann amacna uygun malzeme kullanmam salayan Do. Dr. Glsen Erdene; aratrmann metodolojisini daha salam kurmam salayan Do Dr. Nurhan Ere teekkr ediyorum. Bu almaya gnll olarak katlma arzusu gsteren ve aratrmann deneysel ksmn zahmetsizce gerekletirmemi salayan tm Sabanc niversitesi rencilerine iten teekkr ediyorum. Bireysel ve Akademik Geliim Merkezi Direktr Sayn Mnire Arkol ve tm alanlar bu aratrmann gerekleebilmesi iin sonsuz zen ve hogr gsterdi; alma arkadalarm Do. Dr. Meral ulha, Yrd. Do. Dr. Huriye Arkan, ve Nee Aktua zellikle teekkr ediyorum. Uzm. Psk. Ebru Akman, almann kavramlatrlmasndan son szn yazlmasna dek bu tezin her aamasnda fikri ve fiziki destek vererek gerek bir yolda oldu. Dr. Gl Ongun, yaratc bilgisayar programlar kadar salad olaanst alma ortamyla da aratrmann tm teknik zorluklarnn stesinden gelmemi salad. Ebru Akman, sadece almann kaprislerini deil benim kiisel kaprislerimi de olaanst bir anlay ve beceriyle ynetti. Gl Ongun, uuan fikirler arasndan kmaya aklmn yetmedii anlarda bana doru kaplar iaret etti.

iv

Dr. Metehan Irak ve Dr. Doan Kkdemir, aratrma verileriyle bouurken beni yalnz brakmadlar; zaman zaman veriler tarafn tutup beni yordular, ama iten ie benden taraf olarak yntemden dn vermeden verileri hakkyla yourmam saladlar. Bu alma boyunca, dnem arkadalarm Dr. Senar Batur, Dr. Nurdan Gle, Yrd. Do. Dr. Ayegl Durak-Batgn ve Uzm. Psk. eniz zustann varlklarn, desteklerini ve dostluklarn hep yanmda hissettim. Sevgili aabeyim Nezih Dzen, sadece varl yeterli olduu halde bu almann her aamasn benimle paylat. Zaman dediimiz akn gemie ilikin bir yanlsama deil gelecee ilikin bir gereklik tasarm olduunu ondan renmitim. imdi ondan bir ey daha reniyorum: Hzn, bir his deil bir idrak biimidir! Bu tez bu idrakle ve o, gelecee doru arkamda durduu iin vcuda gelebildi. Adn anmadan gememem gereken pek ok kii var: Dostluun gerektirdii vazifeleri ihmal ederken ho grenler, yapmam gereken ileri aksatrken bu ileri stlenerek zerimden yk alanlar, ve pek de ilgilenmedikleri teknik bir konuyu sadece benim aklm yerine otursun diye sabrla dinleyenler Yanlarnda olmaktan onur duyduum ve beni bylece kabul eden herkese teekkr ediyorum.

eniz iin

vi

NDEKLER BLM I: GR 1.1 Yeniden Bilince Yolculuk 1.2 Bilincin Paralar 1.3 Bilin, Farkndalk, ve Bilincin Farknda Olunan Paralar 1.4 Bili, Duygu, ve Amal Farkndalk 1.4.1 Amal farkndalkta duygunun sorgulanan konumu 1.4.2 Amal farkndalkta duygunun birincil konumu 1.5 Bili-Duygu ekimesi 1.5.1 Biliin Hkimiyeti 1.5.2 Duygunun Yeniden Kefi 1.6 Zihinsel zleme ve Duygusal Bilgi leme 1.7 Bilisel lemler-Duygusal zlemler Etkileimi 1.7.1 Duygusal zlemin Bilisel leme ncelii 1.7.2 Duygusal zleme ve ronik Zihinsel Sreler 1.8 Aratrmann Amac 1 2 5 7 8 8 10 12 12 14 17 23 23 28 30

BLM II: YNTEM 2.1 Katlmclar 2.2 Duygusal Eilim Belirleme Aralar 2.2.1 Beck Depresyon Envanteri 2.2.2 Beck Anksiyete Envanteri 2.2.3 DurumlukSrekli fke lei 2.2.4 Ksa Semptom Envanteri 2.3 Szel ve Grsel Bilisel Deerlendirme Grevleri 2.3.1 Szel uyarclar 2.3.2 Grsel uyarclar 2.4 Yargc Deerlemeleri 2.5 lem 2.5.1 Duygusal eilim belirleme uygulamas 2.5.2 Bilisel deerlendirme grevleri 2.5.2.a n alma 2.5.2.b Szel ve grsel uyarc deerlendirme grevleri

32 32 33 34 35 35 36 36 38 40 44 47 47 47 48 50

vii

BLM III: BULGULAR 3.1 Yordayc Deikenlerin Oluturulmas 3.1.1 Szel uyarclara ilikin gvenirlik analizi sonular 3.1.2 Grsel uyarclara ilikin gvenirlik analizi sonular 3.1.3 okboyutlu lekleme ve semantik ayrm 3.1.4.a Yordayc deikenler: Szel kmeler 3.1.4.b Yordayc deikenler: Grsel kmeler 3.2 Grup Deikeninin Oluturulmas 3.3 Ayrt edici Fonksiyon Analizleri 3.3.1 Szel uyarclara ilikin ayrt edici fonksiyon analizi 3.3.2 Grsel uyarclara ilikin ayrt edici fonksiyon analizi

52 53 54 56 57 62 65 70 82 82 85

BLM IV: TARTIMA 4.1 okboyutlu lekleme ve Semantik Ayrm Yntemi 4.1.1 okboyutlu lekleme ve uyarc kmelenmelerinin anlam 4.1.2 Szel ve grsel uyarc kmelenmelerinin zellikleri 4.1.2.a Szel uyarc kmelenmelerinin zellikleri 4.1.2.b Grsel uyarc kmelenmelerinin zellikleri 4.1.2.c Szel ve grsel uyarc kmelenmelerinin ortak zellikleri 4.2 Genel Deerlendirme 4.2.1 Duygu ve bilisel deerlendirme ilintileri 4.2.2 Duygusal izlemenin hedefi: olumsuzluk 4.2.3 Olumsuzluun ironik dngs: OKB ve izofreni rnei 4.3 Sonu ve neriler

87 87 88 90 90 90 91 91 92 95 95 97

NOTLAR ZET SUMMARY KAYNAKLAR

101 105 106 107

viii

TABLOLAR Tablo 1 Teoriler-aras Model Deiim Basamaklar ve Terapide Saaltc Etmenlerin Karlatrlmas Katlmclarn Cinsiyet, Program ve Burs Durumlar Tablo 3. Szel Uyarc Deerlendirme Grevinde Kullanlan Kelimeler Grsel Uyarc Deerlendirme Grevinde Kullanlan Fotoraflar Szel Uyarclara likin Yargc Deerlemeleri Grsel Uyarclara likin Yargc Deerlemeleri alan Maddelerin, Profesyonel Yargclar Tarafndan Deerlemeleri okboyutlu lekleme Sonunda Herhangi Bir Kmeye Dhil Edilemeyen Szel Maddeler Ve lgili Yargc Deerlemeleri Tablo 9 Yordayc Deikenlerin Oluturulmasnda Esas Alnan Szel Maddeler ve lgili Yargc Deerlemeleri Szel Yordayc Deikenleri Oluturan Kmeler Grsel Yordayc Deikenleri Oluturan Kmeler Beck Depresyon Envanteri, Beck Anksiyete Envanteri, Durumluk-srekli fke lei ve Ksa Semptom Envanterine Verilen Yantlar Duygusal Eilim Gruplarnn Szel Uyarc Alt leklerinden Aldklar Puanlarn Ortalama ve Standart Sapmalar Szel Uyarclarda Ayrt edici Fonksiyonlara ilikin Deerler Szel Alt leklerin Ayrt edici Fonksiyonlar zerindeki Ykleri Szel Uyarclara ilikin Snflandrma Sonular Duygusal Eilim Gruplarnn Szel Uyarc Alt leklerinden Aldklar Puanlarn Ortalama ve Standart Sapmalar Grsel Uyarclarda Ayrt edici Fonksiyonlara ilikin Deerler Grsel Uyarc Alt leklerinin Ayrt edici Fonksiyon le Korelasyonlar Grsel Uyarclara ilikin Snflandrma Sonular 62

15 33 39 41 45 46 55

Tablo 2 Tablo 3 Tablo 4 Tablo 5 Tablo 6 Tablo 7 Tablo 8

63 64 66

Tablo 10 Tablo 11 Tablo 12

70

Tablo 13

82 83 84 84

Tablo 14 Tablo 15 Tablo 16 Tablo 17

85 86 86 86

Tablo 18 Tablo 19 Tablo 20

ix

GRAFKLER Grafik 1 Grafik 2 Grafik 3 Grafik 4 Grafik 5 Grafik 6 Grafik 7 Grafik 8 Grafik 9 Tm Gruplarda Szel Uyarclara likin okboyutlu lekleme Sonular Tm Gruplarda Grsel Uyarclara likin okboyutlu lekleme Sonular (MultiVista) Tm Gruplarda Szel Uyarclara likin okboyutlu lekleme Sonular (MultiVista) Tm Gruplarda Grsel Uyarclara likin okboyutlu lekleme Sonular Olumlu Duygusal Eilim Grubunda, Szel Uyarclara likin Semantik Ayrm ve Kmelenmeler Olumsuz Duygusal Eilim Grubunda, Szel Uyarclara likin Semantik Ayrm ve Kmelenmeler Olumlu Duygusal Eilim Grubunda, Grsel Uyarclara likin Semantik Ayrm ve Kmelenmeler Olumsuz Duygusal Eilim Grubunda, Grsel Uyarclara likin Semantik Ayrm ve Kmelenmeler Tm Gruplarda Szel Uyarclara likin okboyutlu lekleme Sonular (tekrar) 58 58 60 61 72 72 73 73 74 74 75 75 76 77 78 79 80 81

Grafik 10 Ntr Duygusal Eilim Grubunda, Szel Uyarclara likin Semantik Ayrm ve Kmelenmeler Grafik 11 Tm Gruplarda Grsel Uyarclara likin okboyutlu lekleme Sonular (tekrar) Grafik 12 Ntr Duygusal Eilim Grubunda, Grsel Uyarclara likin Semantik Ayrm ve Kmelenmeler Grafik 13 (MultiVista) Olumlu Duygusal Eilim Grubunda, Szel Uyarclara likin Semantik Ayrm ve Kmelenmeler Grafik 14 (MultiVista) Olumlu Duygusal Eilim Grubunda, Grsel Uyarclara likin Semantik Ayrm ve Kmelenmeler Grafik 15 (MultiVista) Olumsuz Duygusal Eilim Grubunda, Szel Uyarclara likin Semantik Ayrm ve Kmelenmeler Grafik 16 (MultiVista) Olumsuz Duygusal Eilim Grubunda, Grsel Uyarclara likin Semantik Ayrm ve Kmelenmeler Grafik 17 (MultiVista) Ntr Duygusal Eilim Grubunda, Szel Uyarclara likin Semantik Ayrm ve Kmelenmeler Grafik 18 (MultiVista) Ntr Duygusal Eilim Grubunda, Grsel Uyarclara likin Semantik Ayrm ve Kmelenmeler

EKLLER

ekil 1 ekil 2

Gruplarn Kanonik Ayrt edici Fonksiyonlar zerindeki Yerleri Bilisel Deerlendirme ve Duygusal Eilim Etkileimine likin Olas Lisrel Modeli

83 98

N. Ekrem Dzen Bilisel lemler ve Duygusal zlemler Etkileimi Doktora Tezi 2006 The Interaction of Cognitive Operations and Emotional Monitoring PhD Dissertation

eb-i Yelda,y mneccimle muvakkit ne bilr, Mptel-y gm,a sor ki geceler ka saat. BLM I GR Bugne dek anladmz kadaryla Evren, Entropinin Korunmamas Kanununa* gre, yalanmaktadr ve mutlaka lecektir. Evrendeki canl yaam, doann bu en temel kanununa uygun olarak ama yine de bu kanuna ramen varln srdrmektedir (Guillen, 1995). Buradaki ramen sz, insann, kendisini evreleyen fizik evrenin tersine evrilemez kurallar iinde yaarken, dier bir deyile lme koulu bir evrende var olurken, lmeye deil de adeta lmszle programlanm bir canl oluunu ifade etmektedir. nsan, bildiimiz Evrendeki en karmak canl yapdr. nsandaki en karmak yap olan beyin ise tm zihinsel faaliyetlerin konuland, kaynakland ve ynlendirildii organ olarak kabul edilmektedir. nsan beyni ve dolaysyla zihni, kendisini aratrabilen, kendisinin farknda olan yegne canl yap olma nedeniyle dier karmak yaplardan ayr ele alnagelmitir. Bu grn meruiyeti, bu kendisinin farknda olan yapnn, kendisini var eden byk yapy, canl yaamn ve doay, deitirmeyi tasarlayabilmesinde yatmaktadr. Bu o denli byk bir tasardr ki lme koulu olduunu bildiimiz insan, zihin faaliyetleri sayesinde bu yazgdan kurtulma umudu tayabilmektedir. nsan zihni, bildiimiz evrende, tersine evrilemez kabul edilen doal sreleri tersine evirebilme, istisnay kurala dntrebilme gibi adeta byl bir gizilgce sahip olabileceini hayal edebilmektedir. Bu hayal, olduka cretkr bir varolu biimi olarak ortaya kmaktadr. Freudun (1959) dile getirdii, btn yaamn amacnn lm olduunu belirten ifade, bu ifadeyi oluturan zihin tarafndan deillenmeyeallmaktadr. nsann tm abasnn lmek deil de lmszlemek olduunu sylemek muhtemelen fazla abartl olmayacaktr (Dawkins, 2001). nsan, suyu araba evirmekle yetinmemekte, apak grnenin tesine geerek arab suya evirmeye yeltenmektedir (Kierkegaard, 1955). Byle bir tasarm erevesinde, baklar tasarlayann zerine odaklamak, dolaysyla zihnin doasn anlamaya almak, tanm gerei merudur. Yap, ileyi, ve ilev olarak bilimsel incelemeye yol verecek biimde ele almaya altmz zihin, umut ediyoruz ki bize neyi bilebileceimizi, neyi bilemeyeceimizi syleyecek, ve bu ikisi arasndaki fark idrak etmemizi salayacaktr. Dolaysyla bu tez, en genel erevede, insan zihninin bu olas gizilgcyle ilgilidir. 1.1 Yeniden Bilince Yolculuk Zihinsel faaliyetlerin doasn anlamaya ynelik bilimsel almalar, bir yandan derlenmesi g devasa bir hacme ularken dier yandan izlenmesi zor ayrmlarla dolu pek ok kuramsal ve klgsal tartmaya zemin oluturmaktadr. Bu nedenle, ayn anda hem derleyici hem de ayrtrc almalar yapabilmek ve bu almalarn sonularn, fazla enerji kaybna uratmadan, bilimsel entropi alanna tekrar girdi olabilecek ekilde dzenlemek gerekmektedir. Tarihsel olarak bu dzenleme giriimini hem bilimsel bir disiplin hem de bir uygulama alan olarak psikoloji stlenmitir. te yandan, psikoloji bilimi tarihinin bir krizler tarihi olduu sylenebilir (Greenwood, 1999; Hatfield, 2002; Megill, 2003; Vygotsky, 1927). ster nesne ister fikir olsun bir eyin ilk ortaya kndan sonra geirdii evrim o eye en azndan balangta ngrlmeyen ilevleri ve rolleri ykleyebilmektedir. Buna, arabalarn tat olmann yan sra toplumsal konum simgesi ya da giyim-kuam nesnelerinin moda endstrisinin yaptalar haline gelmesi gibi rnekler gsterilebilir.
*

Termodinamiin ikinci kanunu. Falsification.

N. Ekrem Dzen Bilisel lemler ve Duygusal zlemler Etkileimi Doktora Tezi 2006 The Interaction of Cognitive Operations and Emotional Monitoring PhD Dissertation

Psikoloji de zaman iinde insan zihnini anlamaktan davran kontrolne, endstri toplumundaki insan ilikilerinin temel rntlerini tanmlamaktan duygusal, zihinsel bozukluklar ve davran sapmalarn saaltmaya, benlik ve kiilik mekanizmalarn zmlemekten grme biimlerini saptamaya dek pek ok rol ve ilev edinmitir. Bu rol ve ilev eitlilii hzla artmaya devam etmektedir. Dier yandan, rol ve ilev eitliliine kout olarak, psikolojinin kendi iinde nereden hareket ald ve nereye ynelmi olduu sorular her zaman sorulmaktadr. yle ki, bu tez dhil, psikolojiyle ilgili hemen her alma, psikolojinin tanmn, bir anlamda ne ile ne iin uraldnn hesabn vermeden ileriye adm atamamaktadr. (Bower, 1992). Nedir bu zor hesap ve neden bu kadar zordur? Bilim tarihinin, sadece psikoloji iin deil hemen her disiplin iin yldz tozlarndan kalbin derinliklerine bir macerann tarihi olduunu grebiliyoruz. nsan sanki en az rktc olandan balamtr aratrp sorgulamaya ve en rktc olann kysna varmtr nihayet. Daha da ileri giderek, yldz tozlarna bakarken bile insann asl grmek istediinin kendi kalbinin sr dolu labirentleri olduunu syleyebiliriz. Bu zorlu greve talip olmu kahramanlardan biri olarak psikoloji, tm trajedi kahramanlar gibi, kendi eylemleriyle kendi kaderini izmektedir adeta. Bu nedenle, bu greve seilebilmek iin, nce niin talip olduunu anlatmak, gemiten beri bu grevi stlenmi dierlerine, bu ie girimeye yetkin olduunu kantlamak zorundadr. Asl zorlu i henz baarlm deildir. Tarihsel olarak psikolojinin balca evre geirmi olduundan sz edebiliriz: Balang evresi, davran evre, ve biliselci evre. Balang evresine karakterini ve niteliini veren almalarn bir yandan duyum, alg, bellek gibi bilmeye, dier yandan iebak gibi biline ilikin olduunu gryoruz. Analitik okulun katklarn da balang evresine katacak olursak psikolojinin bu ilk dnemde bilme ve bilinci kendi alan olarak belirlediini syleyebiliriz. kinci evrenin karakterinin, bilme ve bilin alanndan neredeyse bilinli olarak kanma ve gzlenebilir davran alanna odaklanma olduunu saptamak mmkndr. Bu odak kaymasnn balca gerekesi olarak, zihnin konuland fiziksel altyapda olup bitenlerle zihinde olup bitenler arasndaki bantlarn o dnemin zellikleri nedeniyle henz yeterli salamlkta kurulmam olmas gsterilebilir. nc evreyi belirleyen, zihin-beden ayrmna dayal grn giderek zayflamasna ve yeni metodolojilerin meruiyet kazanmasna paralel olarak, psikolojinin, davrann yansra davranan da ele almaya balamasdr. Bu noktadan itibaren psikoloji, aratrma nesnesi olarak sadece sonu rnlerini ve bunlarn grnglerini deil, balang nesnesini, yani zneyi de almaya balam ve bilisel yaklam, disipline rengini vermitir. imdilerde ise balangta psikolojinin bilimsel bir disiplin haline gelmesinin itici nedeni olan bilin, bilincin bileenleri, ve bilin grngleriyle ilgili almalar, yeniden sahnede barol alma abasndadr (Churchland, 1994; Jennings, 1986; Megill, 2003; Lieberman, 1992; Panksepp, 2005; Seager, 2002;). Belki de bu alkalanma, davranlktan biliselcilie gei srecindeki alkalanmaya benzetilebilir. Bu kez biliselcilikten bilincilie geilmekte olduu ileri srlebilir. Bugn elimizde imdiye dek hi sahip olmadmz gelimi teknik donanmlar, aratrma yaklamlar var. Bu cesareti gstermeye hevesli ve meru bilimsel donanma sahip bilim insanlarnn ykselmekte olan sesleri var. stelik bilincin doasn daha iyi anlamaya belki hi olmad kadar ok ihtiyacmz var. u anda bulunduumuz evrenin doasn doru saptamak asndan bu dnemsel geilerin mekanizmasna gz atmak yararl olabilir. Bir disiplinin olaan zamanlarnda normal olarak srdrlen almalar srasnda karlalan aksaklklar normal olarak ya gzard edilir ya da duruma uydurulur (Perry, 1977). Aksaklklarn, gzard edilemeyecek ya da duruma uydurulamayacak kadar ylma gsterdii ya da gze arpt durumlarda ise o disiplindeki hkim yaklamn konumu sarslr ve yeni bir yaklam kendine yer bulmaya alr. Bu hareket, normal bilimin yerini devrimci bilime brakmasyla son bulur. zellikle sosyal bilimler sklkla kendilerini bu durumun iinde bulurlar.

N. Ekrem Dzen Bilisel lemler ve Duygusal zlemler Etkileimi Doktora Tezi 2006 The Interaction of Cognitive Operations and Emotional Monitoring PhD Dissertation

Neyse ki Kuhn (1962) sosyal bilimlerin r ama anda bu sreci paradigma kaymas olarak ele alm ve bilimlerin dinamizmini bu kavram erevesinde tartmtr. Ksa ama ksalna karn ok etkili bir metinle almasn bize aktaran Kuhn, her sosyal bilimcinin ba sktnda sarlabilecei bir can simidi brakmtr ardnda. Bylece, ayn anda hem farkl ele al biimlerini merulatrma hem de normal bilimden devrimci bilime geiin gerekelerini savunma ii kolaylamtr. Kuhndan hareketle, krize giren tm alma alanlarnda (bilimsel, felsefi, sanatsal, ve hatta dinsel) krizin derinden hissedildii, krizin farkna varld anlarda devrimci bir anlay hakim klma abalarnn ykseldiini, artk ihtiyaca cevap vermeyen paradigmalarn terk edilmeye balandn ve yeni paradigma nerilerinin oaldn syleyebiliriz. Psikolojinin evrelerini, Kuhnun tanmlad trden paradigma evreleri ve her bir geii normal bilimden devrimci bilime gei olarak anlamak bir kolaylktr ve olduka da ilevseldir. Kolaylktr nk psikoloji disiplininin, grece birbirini reddeden yaklamlar tarihi boyunca yine de ayn disiplin olarak kalabilme halini ksmen de olsa aklar. levseldir nk ayn disiplinin farkl evrelerindeki retimlerine dier evrelerde yeniden deerlendirilerek bavurulmasna olanak salar. te yandan, psikolojideki evre geilerinin yaln olarak paradigma deiimleriyle ya da normal bilimden devrimci bilime sramayla aklamann yetersizliine nemli lde dikkat ekilmi, Kuhnun grleri, tmyle yadsnmasa da psikolojiye uyarlandnda ancak ksmen geerli olabilecei vurgulanmtr (bkz. Greenwood, 1999). Psikolojideki evre geilerinin krizlerle tanmlanmas ne kadar mmknse deneyim ve bilgi birikimiyle tanmlanmas da bir o kadar mmkndr. Bunun balca nedeni, psikolojinin ele ald bir durum ya da grngnn birden fazla dzeyde incelenmesinin mmkn olmasdr. *A+ktr ki insann olas her davrannda bili vardr; yle ki her psikolojik grng, bilisel bir grngdr. Ama bilisel psikoloji, insann bir ksm deil de tm faaliyetleriyle ilgili olmasna karn belirli bir bak asn ne karr. Dier grler de eit lde meru ve gereklidir. Duyusal girdiyle deil de drtlerle ie balayan dinamik psikoloji buna bir rnektir. Dinamik psikologlar, kiinin eylem ve yaantlarnn ne grdnden, anmsadndan ya da sandndan kaynaklandn sormak yerine bu eylem ve yaantlarn kiinin amalarn, ihtiyalarn ya da igdlerini nasl izlediini sorar. Her iki *tr+ soru da herhangi bir faaliyet hakknda sorulabilir; normal ya da anormal, kendiliinden ya da oluturulmu,* ak ya da kapal, uyank ya da rya halinde. Belirli bir eyi niin yaptm sorulduunda dinamik terimlerle, nk ben yle istedim, diye ya da bilisel bak asndan, nk bana yle grnd, diye yantlayabilirim. (Neisser, 1967, s.4.) Neisser, farkl paradigmalar eit lde meru ve gerekli grmektedir. lk bakta, eit meruiyet ve gereklilik dura herkesi memnun eder grnse de sorulacak sorularn tkendii sylenemez. rnein, byle bir saptamann bizi nereye gtreceini sorabiliriz. Varlacak yer, aslnda baka pek ok disiplin iin de sylenebilecek gvenli bir snaktr daima: Tek bir psikoloji yoktur, psikolojiler vardr. Bu snak bizi tmyle Kuhna teslim olmaktan da tmyle zamann hkim paradigmasna teslim olmaktan da kurtarabilir. Bu gvenli snaa zaman zaman bavurmak zorunda kalan dier sosyal bilim disiplinleri de benzer tartma ve bulanma evreleri yaamtr ve yaamaktadr (Perry, 1977). Pek ok disiplin, kriz zamanlarnda, ayn anda geerli ve meru grlen grlerin yaratt kaostan nasibini almakta, bu tr gei dnemlerinde tek bir bilim edimi yoktur, bilim edimleri vardr limanna bir sreliine de olsa ekilmek zorunda kalmaktadr. Psikolojideki gei krizlerinin baka bir ayrt edici zellii, her gei srasnda (kriz hissedilen her durumda gzlendii gibi) ilklere, kklere, esaslara dn arlarnn ykselmesidir. Bu ilk ilkelere
*

Induced.

N. Ekrem Dzen Bilisel lemler ve Duygusal zlemler Etkileimi Doktora Tezi 2006 The Interaction of Cognitive Operations and Emotional Monitoring PhD Dissertation

dn arlarnn zellikle imdi iinde bulunduumuzu syleyebileceimiz biliselcilikten bilincilie gei evresinde daha sistematik olarak yinelendiini saptayabiliriz (Greenwood, 1999). Bu arlar Kuhnvari devrimci bilime geiten ok zgn paradigmaya yeniden dn arlar olarak anlalmaya uygundur. Bu bir yeniden dn arsdr nk hi kimse zgn paradigmann zamannda niin terkedilmi olduunu unutmu olmak hatasna dmek istemez. Bu arlar, zgn paradigmann yeniden fakat devrimci bir ekilde ie koulmas gerektiine, krizin ancak bu kk eskide ama yine de yeni bir anlayla gzden geirilmi paradigmayla alabileceine dikkat ekmeye alr. Bilin alannn psikolojinin temel alma alan olmas gerektiini sylemek ar bir iddia olabilir. Henz elimizde bu iddiay destekleyecek salamlkta bir zemin yok. Burada, Neissern grm geirmi bilimci tavrndan esinlenerek bilmeye ve bilince ilikin alma alann ve yntemlerini, var olan meru ve verimli yaklamlardan biri olarak ele almak daha yerinde olabilir. Eer zihin ile ilgili almalar bilmeye dair sonular karma peindeyse bilince dair syleyecei szleri de olmaldr. Bylece bir yandan insann doal, gndelik yaamn anlamak dier yandan yine insann lmlle meydan okuyuunun altna salam bir zemin hazrlamak mmkn olabilir. Hesabn zorluu ve farkl paradigmalar iin eit meruiyet gr, zihinle ilgili almalarn (ister psikoloji ister psikolojilerle ilgili, ister yannda ister karsnda olsun) bilin alanyla dolayl olarak da olsa ilintilendirilmesine izin verir niteliktedir (Schacter, 1987). Psikolojinin zerinde alt grngler, sadece farkl paradigmalarla deil, ayn paradigmann iinde farkl kavrama, aratrma, ve zmleme dzeylerinde de incelenebilmektedir. Sadece bir gz krpma hareketini bile fizyolojik dzeyde (rnein korteks blgeleri, lezyonlar, ve ilintileriyle), bilisel dzeyde (rnein duygu durumu, problem zme, ve kara verme ilemleriyle) ya da davransal dzeyde (rnein klasik koullanmayla) almak mmkndr. Bilince ilikin grngler iin de bu durum geerlidir.1 stelik bilin almalar, farkl aratrma dzeylerini birbiriyle ilintilendirme gibi bir potansiyele de sahiptir (Grossberg, 2003; Megill, 2003). Kavramsal dzeyde ne kadar ince tanmlamalara ularsak ulaalm, sonunda gzle grebileceimiz kantlar isteyeceiz bilincin neye benzediine ikna olmak iin. Bu kantlarn gerekten kant olabilmesi iin gzmzle grdmzn gnlk hayatmzda bir yeri, ii, ilevi olup olmadna bakacaz. Tm bunlarn ne demek olduunu anlamlandrabilmek iin ise yeni kavramsal ayrmlara ve btnlemelere ihtiyacmz olacak. Bylece, aratrma dzeyleri arasndaki bu dngy, bilinle ilgili ne yaparsak yapalm devrede tutmaya devam edeceiz. imdilik tm paralar ve dzeyleri bir arada tutacak btncl bir bak gelitirebilmi deiliz. te tam da bu nedenle, ayn anda farkl paradigmalardan ve farkl aratrma dzeylerinden yaklamak meru hale geliyor. stelik burada hem kavramsal hem de pratik bir zorunluluk var. nk burada yaptmz i, anlamaya alan anlamaya almak. Dier bir deyile, bilinci anlamaya alrken bilincimizi kullanyoruz ve bunun farkndayz. Bunun nasl byle olduunu anlamaya almak bizi her admda sorduumuz sorudan tekrar geiriyor. Bu nedenle elimizde bulunan aralardan en st dzeyde yararlanmak zorundayz. Belki de psikolojideki krizlerin bilin almalarndan uzaklamakla bir ilgisi vardr. Bilin bize elimizdeki tm paradigma ve aratrma dzeylerini ie komamz gerektiini sylyor. Bununla da yetinmeyip yenilerini oluturmamz tlyor. Bir gn kiisel belleimizi dahi tmyle nesneletirebiliriz. Bylece bellee ilikin tm bilinmesi gerekenleri tketebiliriz. Oysa bugne dek nesneleri almaya alm bilimsel bnyelerimiz, zneyi bilimsel olarak almaya baladnda zorlanacaktr. Kendimiz nesneletirmeden bunu nasl yapabileceimizi henz bilmiyoruz. Ama zneyi nesneletirmemek iin kendimizi almaktan katmz artk cesaretle kabul etme anda yayoruz. Psikolojinin girdii krizler, bilimsel bnyemizin, gda ihtiyacn yan nlerle geitirmeye almak yznden zayf dmesinden baka bir ey deildir. Baka hibir grng tabii, eer bilin sadece bir grngyse bu denli zorlamayacaktr bizi.

N. Ekrem Dzen Bilisel lemler ve Duygusal zlemler Etkileimi Doktora Tezi 2006 The Interaction of Cognitive Operations and Emotional Monitoring PhD Dissertation

1.2 Bilincin Paralar Btncl bir kavram olarak bilinci dorudan ele almann glkleri olduu aktr. Bilin henz nasl ele alacamz, neresinden tutacamz bilmediimiz bir grng. Elimizdeki bilgi ve teknolojiyle bilinci dorudan almak pek olas grnmyor. Bunun balca nedeni, bilincin ne olduuna ve ne olmadna ilikin asgari gr birliinin henz salanamam olmasdr (Dienes ve Perner, 1999). Byk olaslkla bilin, pek ok farkl zihinsel yap, sre ve ilevin bir araya gelerek oluturduu bir zihinsel duruma* karlk gelmektedir (Panksepp, 2000; Penrose, 1994). Bu zihinsel durum, tpk kimyasal elementler arasndaki ilikilerde olduu gibi, kendisini oluturan elerin zelliklerinden farkl ilevlere sahiptir. Bununla birlikte kendisini oluturan elerden yola karak bilin durumuna zg baz zellikleri saptamak mmkn olabilir (Crick, 1994). Ancak bu iyi niyetli yaklam ve aratrma abasn daha batan glgeleyen iki nemli engel bulunmaktadr. lk olarak, btncl bir kavram olan bilin, znde yine btncl birer kavram olan alg, dikkat, bellek, duygu, motivasyon, benlik, kendini-dzenleme, motor duyular, beden sezileri gibi psikolojinin dier temel grnglerinden hareketle incelenebiliyor. Bu temel grnglerin her birinin ele alnmasnn ise bilincin ele alnmasnda daha kolay olmad sylenebilir (Churchland, 1994; bkz. Le Doux, 1998). Kendi hesaplarna yeterince karmak olan bu yap ve ilevler de genellikle kendilerini oluturan paralarn incelenmesiyle aratrlmaktadr. Bilincin ele alnmasn gletiren en nemli zellik tam da bu sz edilen dier grnglerin bilin oluumunda ve ileyiinde etkin rolleri olduu anlaydr. Dahas, bilinle ilgili gz nne alnmas gereken zihinsel yaplar ve ilevler sadece temel zihinsel grngler ve bu grnglerin birbirinden kolayca ayrlmazlyla snrl deildir (Morrisj, 2002), kendi balarna bu grngleri anlamak bilinci anlamak adna ok az anlaml sonu salamaktadr (Alexandrov ve Sams, 2005; Atkinson, Thomas, ve Cleermans, 2000; Chalmers, 1995) Bu grnglerin karlkl etkileimleri de bilin oluumunu ve ileyiini aratrrken incelenmesi gereken etmenler olarak karmzda durmaktadr (Ellis, 2000; Lazarus, 1991a; 1991b; Prinz, 2002). kinci glge bir bakma birincisinden daha koyu. Daha koyu nk bilinci ele alrken hangi zihinsel yap, sre ve ilevleri gz nne almak hangilerini almamak ya da ne lde almak gerektiini tam olarak bilmiyoruz. Daha dorusu hangilerini almamak ya da belirli bir lye kadar almak gerektii konusunda sk sk ihtilafa dyoruz. Bu tartmalar ve gr ayrlklar, meseleyi daha da karmak hale getirecek ekilde, hemen her zaman gz nne alnan balca paralarn nemini abartmamza ya da onlara gerekte sahip olmadklar daha alt ya da daha st roller atfetmemize neden olabiliyor (Crick ve Koch, 1998; 2003). Brownell (2000) buna gzel bir rnek veriyor: Doann, iyi bilinen ama hala ok ilgin olan ynlerinden biri, yaplar ancak daha soyut bir zmleme dzeyinde tanmlanabilecek alt dzey dilsiz-sessiz** srelerin, doa kanunlarna uygun olarak, paralarnn toplamndan daha byk bir btn oluturacak ekilde bir araya gelebilmesidir. Brownell, termitlerin son derece karmak yuvalarn rnek gsteriyor. Bu yuvalar olduka st dzey kemerlerden, odalardan ve tnellerden oluuyor. Termitler bu karmak yapy stelik toplu halde ina ederken aslnda basite koku duyularndan yararlanyorlar. rnein bir kolon ina ederken, amur topuklarn kokusunu takip ediyor ve stste koyduklar amur topuklar belirli bir yna ve dolaysyla belirli bir koku dzeyine ulatnda dier yanna hemen baka bir kolon ina etmeye balyorlar. Bylece yanyana ina edilen kolonlardan kemerler, kemelerden odalar, ve odalardan tneller oluuyor.

Mental state. Consciousness state. Selfregulation. Proprioception. ** Dumb.

N. Ekrem Dzen Bilisel lemler ve Duygusal zlemler Etkileimi Doktora Tezi 2006 The Interaction of Cognitive Operations and Emotional Monitoring PhD Dissertation

Brownellin rneinde, termitlerin ne bir plana ne de farkndala ihtiyalar var. te tam burada, bilisel sinirbilim*, bu gzlemden yola karak beyindeki byk yaplarn nasl basit srelerin birleiminden olutuunu anlamamza yardmc olabilir. Brownell devam ediyor: Aka, *hedefe+ ynelmi bilisel ilem rnleri *sonular+, kararlar dhil olmak zere, dilsiz-sessiz sreleri yanstabilmektedir. Burada, bir kiinin youn bir i gnnde kahve imek zere dar kmas rneini veriyor. Byle bir karar, rekabet halindeki birka sinirsel temsilin ya da devrenin sonucundan baka bir ey deildir aslnda. Bu devreler, rnein, skc bir iin olumsuz duygu deerini, tazelenmenin olumlu duygu deerini, gnn kalanndaki i grmeleriyle bu grmeleri karmann hesabn, ok ihtiya hissedilen kafeinin olumlu duygu deerini vb. temsil ediyor olabilir. arpc olan, buradaki rekabetin itici gcnn duygu deeri olmasdr. Dneminden bugne dek btn bilim tarihini zorlam, neredeyse ipotek altna alm olan Descartesn zihin-beden ayrm problemi, belki de zlmeden almas gereken bir problemdir. Baka bir deyile, belirli dzeylerde hesaplamadan geemeyeceimiz bu problem baka dzeylerde kendisine bulamadan i yapmaya engel olmayabilir. Sanki Brownell bize, en azndan imdilik, bu ikinci yolu tutmamz salk vermektedir. Brownell, zihne fiziksel bir zemin hazrladktan sonra, zihnin blnmez bir btn olduu grn de bir kenara brakabileceimize dikkat ekiyor: Biz yeteneklerin ya da zihinlerin bir koleksiyonuyuz. Nrolojik hastalarn bilinlerinin baz paralarnn seici olarak ilev kaybna uramas, bir yetenekler koleksiyonu halindeki zihnimizin ya da zihinler koleksiyonumuzun yaplanmasndaki hiyerarik karmakla iyi rnekler salayabilir. Anosognozik hastalar, kendi semptomlarna ilikin gittike azalan farkndalk dzeylerine derken dier konularla ilgili akl yrtmeye devam edebilmektedir. Grsel agnozik hastalar, tanma olumamasna ramen alt dzey alg zmlemeleri yapabilmektedir. Otizm ve beyin hasarnda zihinsel hallerle ilgili akl yrtme, seici olarak kesintiye veya kayba uramaktadr. Bu rneklere, ilem bellei yapsnn blnebilirliini gstermeyi baarm inceleme tekniklerini de ekleyebiliriz. Sonu olarak, zihni btncl bir yap olarak kavramak akla cazip gelebilir ve bilimsel tutumluluk vaat ediyor olabilir. Ancak bir o kadar da yanltc olabilir. Neresinden baklsa, tek zihin dncesinin bilisel sinirbilimin hkim varsaym olmas problemli grnyor. Pribram (1999), yanna Shakespearei ve Freudu da alarak, adeta Brownelle yardmc kuvvet gnderir gibi, bilinli yaantya btnlk hissi verenin bizim evre zerindeki etkinliimiz olduunu sylyor. Kartezyen ikiliin Shakespearein btn dnya sahnesinde alabileceini belirtiyor. Desteini, insann evre zerindeki bilinli etkinliinden ve buradan doan bilinli yaantnn btncl olduu hissini, Freudun gereklik snamas kavramndan alyor. Bylece, paral sahne zerinde gereklik snamasyla deneyimlenen yaantnn yaratt btnlk hissinin, sinirsel ilem alannn da snama konusu olmas gerektiini belirtiyor. Bu gereklilik, tpk gereklik snamas gibi nrolojik almalarn bilincin btnl ya da parall adna ievuruk ve ilevsel sonulara varmasnn tek koulu olduunu vurgulamay ihmal etmiyor. Muhtemelen Neissern da ok beenecei bu dengeli yaklam, yanda bulmakta pek de zorlanmyor (Grossberg, 2000; Shimamura, 2000). Tm bu anlama abalarna bakldnda kesin olan tek ey, bilince ilikin daha kapsaml ve gvenilir verilerle desteklenmi daha btncl bir yaklam elde edene dek ihtilafl olsun olmasn olas her koul iin veri retmeye devam etmek gerektiidir. zleyen blmde, bu almann grgl amac ve bilin almalaryla ilintisi aklanmaktadr. Bu aklama, bilincin farknda olunan paralarnn ele alnmas srasnda yaplmaktadr.

Cognitive neuroscience.

N. Ekrem Dzen Bilisel lemler ve Duygusal zlemler Etkileimi Doktora Tezi 2006 The Interaction of Cognitive Operations and Emotional Monitoring PhD Dissertation

1.3 Bilin, Farkndalk, ve Bilincin Farknda Olunan Paralar Bilince ilikin ortak saptamalar arasnda, dier deyile bir zihinsel durumu bilin olarak belirleyen zellikler arasnda, en fazla ne kan zellik bilincin bir farkndalk durumu olduudur (kapsaml bir tarama iin bkz. Ellis, 2000). Farknda olunmayan, olunamayan, olunamayacak olan bir zihinsel i ya da ilem rn ya da sonucu, bilinli bir i olarak kabul grmemektedir. te yandan, zihinsel bir ilevin ya da rnlerinin (sonularnn) bilincin bir paras (ya da bileeni) saylmas iin o parann farkndalk koulunu yerine getirmesi gerekmemektedir (Welmans, 1999). rnein, bir matematik problemini nasl zdmz st-bilisel olarak izleyebiliriz ve bildirebiliriz. Bu farkndalk trnn, bilincin bileenlerinden biri olarak ele alnmas doal bir sonutur. te yandan, bir sanat yaptna ilikin beenimizi st-bilisel olarak izleyebileceimiz phelidir. Belki sonutaki beenmebeenmeme derecesini bildirmemiz bir dereceye kadar mmkn olabilir. Ama beenimizin oluma srecini, bir matematik problemini zme srecimizi izler gibi izleyemediimiz az ok aktr. Burada beeni oluma srecini gerekten izlemiyor, bunun yerine bu sreci geriye doru yaplandryor olabiliriz. inde farkndaln bulunmad bir zihinsel halin bilinli bir hal olmadn sylemek ne kadar kolaysa, bilinli bir halde farkndalk bulunmayan srelerin yer almadn sylemek de o kadar zordur. Baka bir deyile, farkndalk, bilin hali iin gerek koul gibi grnmektedir ama yeter koul zellii tamad aktr. Dolaysyla burada ilk saptamamz gereken, bilincin farkndalkla ayn ey olmaddr. Grossbergin (1999, 2000) modeline gre, rnein, insan zihni srekli deien bir dnya iinde ilem yapar ve bir lde dzenli ekilde renmeye devam eder. Deien dnyada grece kararl bir renmeyi salayan sreler ayn zamanda bilinli deneyimin de yolunu aar. Bu sreler, tepe-aa beklenti renmesini, bu beklentilerin dip-yukar verilerle elemesini, beklenen bilgi kmelerine dikkatin odaklanmasn, ve dip-yukar ve tepe-aa sreler arasnda bir yanklam hali* olumasn ierir. Bu gre gre zihnin tm bilinli halleri yanklam halleridir ve bu yanklam haline, beklenenle dnyada olan arasnda dikkatsal bir szbirliine varldka ulalr. Grossbergin modeli bize, nihayetinde farkndaln bulunduu bir bilin halini tanmlamaktadr ama bu hali oluturan unsurlar arasnda farkndalkla ilgisi olmayan unsurlarn da pekala zorunlu olarak yer aldn ima etmektedir (ayrca bkz. Pessoa, Kastner, ve Ungerleider, 2002). Bununla birlikte, farkndal, bilin hali iin gerek koul olarak kabul ettiimizde, farkndalk bulunmayan paralar incelerken de tekrar ve tekrar bu koula dnmek ve bu koula gndermede bulunmak zorunlu hale gelir. Bu koul bize, bilincin paralarn ele alrken bu almann snrlarn belirlemeye yardmc olacak bir ereve de sunmaktadr. Bu ereve, potansiyel olarak farknda olunan, baka bir deyile farknda olunabilen zihinsel durumlar erevesidir. Farknda olunabilen zihinsel durumlar alannda karmza ncelikle iki ana kategori, bili-durumlar ve duygu-durumlar kmaktadr (Panksepp, 2003). Aslnda tam da bu alan bilince ilikin en tartmal ve tartmal olduu kadar da verimli bir alandr. Tartmaldr, nk burada gerek bir ayrmla m yoksa sadece ayn srecin iki farkl grnmyle mi kar karya olduumuzu tam olarak bilemiyoruz. Verimlidir, nk bu alanda akla kavuturulacak her konu bilince ilikin dier alanlarn salayaca aklktan hem nitelik hem nicelik olarak bizi daha ok aydnlatacaktr. nk bu iki zihinsel durum, basite simetrik bir yapnn iki yars deil, byk olaslkla farkl zellikleri bulunan fakat birbirlerini tamamlayc, btnleyici ekilde, adeta iie gemi durumlardr. Dier bir deyile, bili-durumlar ve duygu-durumlar, biri olmadan dierinin varl tehlikeye girecek, biri olmadan dieri ilevsiz kalacak iki zihinsel durumdur. Bu iki zihinsel durumu hem birbiri hem de bilin iin dolaysyla aratrmaclar iin vazgeilmez klan kendi doalar ve aralarndaki i blmdr. Bu i blmne gre, hem bili
*

Resonant state.

N. Ekrem Dzen Bilisel lemler ve Duygusal zlemler Etkileimi Doktora Tezi 2006 The Interaction of Cognitive Operations and Emotional Monitoring PhD Dissertation

durumlar hem de duygu durumlar bilisel ilemlerle* duygusal izlemlerin ortak rndr ((bkz. Bechara, Damasio, Tranel ve Damasio, 1997; Geers ve Lassiter, 1999; Koriath ve Goldsmith, 1996a; Le Doux, 1995, 1998; Pessoa ve di., 2002; Wegner, 1994, 1997, 2000, 2003; Wegner ve Schneider, 2003; Wegner, Ansfield ve Pilloff, 1998; Wenzlaff ve Wegner, 1998, 2000). Bilisel ilemlerle duygusal izlemlerin karlkl konumlanmalar, aralarndaki i blm ve etkileimin doas bu almann esas eksenidir. Buna gre bilin de balca bilisel ilemler ve duygusal izlemlerin ortak faaliyeti sonucu oluabilecek bir zihinsel durumdur. Bu almada, bilisel faaliyetlerin birer ilem faaliyeti olduu, duygusal faaliyetlerin ise birer izlem faaliyeti olduu yaklamndan hareket edilerek bir zihinsel durumun dolaysyla bilincin de gerekli olarak ayn anda hem bir bili-durum hem de bir duygu-durum olduu gr deneysel verilerle desteklenmeye allacaktr. Kukusuz, bilincin sadece bilisel ilemler, duygusal izlemler ve bu ikisinin etkileiminden ibaret olduunu sylemeye almamak gerekir. Bilin gibi, ievuruk tanmnn yaplmasnda soyutlama zorluklar bulunan bir temann snrlarn belirlemeye almak bizi indirgemeciliin tehlikelerine srkleyebilir. Bu almada amalanan, bilincin bir tanmna ulamak ya da bilin alannn snrlarn saptamaktan ok bilince ilikin bileenler olduu dnlen paralarn doasn ve ileyiini kefedici grgl bulgular elde etmektir. Bilisel ilem ve duygusal izlem ilevlerinin doasn ve karlkl ileyi mekanizmasn ele almadan nce bu iki temel zihinsel faaliyetin birbirine gre konumunu belirlemek gerekiyor. Bu belirleme bize hem bu iki faaliyetin niin alma konusu seildiine ilikin daha kapsaml bir fikir verecek hem de bu konumlamadan doan zorluklara dikkat ekerek aratrma abalarmz nerelere ynlendirmemiz gerektii konusunda yol gsterecektir. Bu blmde, bilisel ilemler ve duygusal izlemler etkileiminin niin amal farkndalk balamnda ele alndn aklamaya altk. zleyen blmlerde nce bililerin ve duygularn amal farkndalkla ilintileri ele alnmaktadr. Daha sonraki blmde ise bili ve duygu almalarnn genel balamnn bu etkileime ilikin syledikleri zetlenmektedir. 1.4 Bili, Duygu, ve Amal Farkndalk Farkndalk durumlarn genellikle bili-durumlara atfetme alkanl yalnzca bilimsel deil toplumsal kltrmz iin de byk lde geerlidir. Dier bir deyile, baz farkndalk durumlarmz aslnda duygusal durumlarn farkndalklar olduklar halde bunlar bilisel farkndalklar olarak grme eilimi tarihsel olarak daha ar basmtr. Ksaca, adeta farknda olunan ey biliseldir eklinde zetleyebileceimiz rtk bir kanaatimiz olduundan sz edebiliriz. Dier yandan, bilisel deerlendirmeler ve bunlara ilikin nermesel ve szel sreler genellikle duygulara ilikin farkndalklara ncelik ya da en azndan elik eder grndkleri iin duygularn farkndalk oluumuna katklar glgelenmekte, duygusal farkndaln varln reddetmeyi savunma kolaylamaktadr (Davidson, 2003; Morrisj, 2002). 1.4.1 Amal farkndalkta duygunun sorgulanan konumu Her ne kadar Zajonc (1980) izgisindeki aratrmaclar, farknda olunduu halde nermesel ya da szel formulasyonlarla ifade edilemedii iin farkndalklar da aka ifade edilemeyen ama kiinin kendisine de aratrmacya da yeterince ak olan baz duygu-durumlara dikkat ekmeye almsa da bu abalar, biliselciliin ksmen mazur grlebilecek arl altnda, yeterli etkiyi yaratncaya dek baka pek ok aratrmann desteini beklemek zorunda kalmtr. rnein imdilerde, hem bilisel
*

Cognitive operations. Emotional monitoring.

N. Ekrem Dzen Bilisel lemler ve Duygusal zlemler Etkileimi Doktora Tezi 2006 The Interaction of Cognitive Operations and Emotional Monitoring PhD Dissertation

hem de duygusal bilincin hangi aratrma dzeyinde ele alnmas gerektiine ilikin bir gr gelitirmeye alan Prinz (2002) gibi aratrmaclar, bir zihinsel durum, balca duygusal bir deerlendirmeden kaynaklanyor olsa bile, kiinin farknda olduu hissin bir duygu-duruma ilikin farkndalk olduunun nadiren ayrdnda olabildiini belirtmektedir. Bu dnme izgisini izleyerek, aratrmalarn farknda olunan duygusal durumlara younlamas beklenebilir. Dier bir deyile baz farkndalklarn bili-durumlar kadar duygu-durumlara da ait olduunun, ksaca duygusal durumlara ilikin farkndalk diye bir olgu olduunun gsterilmesi gerekli grlebilir. Ancak yeniden bilin incelemelerine dn evresinin bu aamasnda bu tr almalar bekleyen olas zorluk vardr. zleyen blmlerde, nce bu zorluun neler olduu ele alnmaktadr. Daha sonra bili ve duygu etkileimi asndan bu zorluklarn nasl alabilecei zerinde durulmaktadr. Birinci zorluk, bilincin, her ne kadar farkndalk gibi temel bir nitelikten beslenmek zorunda olsa da bundan ibaret olmayndan kaynaklanmaktadr. Bilince zg farkndaln herhangi bir nesneye ilikin farkndalktan ne kadar farkl olduu konusu henz zme ulam deildir. Baka bir deyile, bilincin ontolojik kkenlerinin, gsterilebilir* bir nesnenin ontolojik kkenlerinden ayr olduu dncesi halen hkimdir ve var olan inceleme yntemleri bu konuda herkesi doyuracak sonular salamaktan uzaktr. Elimizde, tpk zihin-beden problemi gibi daha iyi aydnlatlmay bekleyen bir zne-nesne problemi vardr (bkz. Dennett, 1991, 1999). Her ne kadar benlie ilikin almalar bu problemle youn bir mcadele srdrmekteyse de konu henz pek ok tartmay zmsz brakabilecek denli karmaktr. kinci ve aratrmamz asndan bizi daha ok ilgilendiren zorluk, duygusal farkndalklarn bilisel farkndalklardan farknn belirsizliidir. Nihayet her iki farkndalk biimi de birer temsil meselesine indirgenmeye uygundur (Mandler, 1992). Ne var ki temsil, tek bana ne bilii ne de duyguyu yeterince aklayamamaktadr. Temsil kavramnn, organizmay grece edilgen bir konumda gren etki-tepki paradigmasna gre zneye daha fazla rol bitii aktr. Temsil, en azndan organizmayla evre arasnda bir etkileim mekanizmasnn varln teyid etmektedir. Ancak bilisel durumlarn birer temsil durumu olduunu syleyen grler dahi bu temsillerin hangi mekanizmayla zihinde yer ettiini aklayamamaktadr (Ellis, 2002; Prinz, 2002). zerinde ok sayda alma yaplm olmasna karn bilisel durumlarn temsil kavramyla aklanmas bu denli problemliyken duygusal durumlara ilikin aklamalarn temsil zerinden gelitirilmesi sonu alc olmaktan uzak grnmektedir. Bu noktada etkileim kaynakl temsilin, organizmann etkin roln yeterince vurgulamad saptanmakta, bunun yerine etkin deerlendirme kavram nerilmekte, biliin de duygunun da ancak etkin deerlendirme yaklamyla anlalabilecei ne srlmektedir (Damasio, 1994; Dretske, 1981; 1988; Ellis, 2002; Lazarus, 1990; 1991a; 1991b; Prinz, 2002). Biraz da duygu alannda yaplan almalarn etkisiyle, zihinsel faaliyetlerin etkin faaliyetler olduu grnn hkim olmaya balad bu evrede, uzun yllar bilisel psikolojinin gzde kavram olan temsil ve uzantlarnn taht da ciddi biimde sallanmaktadr. Dolaysyla, duygusal dahi olsa farkndaln temsille ilgili olduunu syleyen bir bulgu yeni bir ey sylemi olmayacak (Ellis, 2000; Prinz, 2002) duygusal farkndala ilikin temsil kaynakl bulgular bilile temsilin ilikilendirilmesinin ektii skntlar ekecektir. nc olarak, hem zne-nesne problemiyle hem de etkin deerlendirme kavramyla ilikili olan bir davrann amall problemi vardr. Davrann (dolaysyla zihinsel faaliyetin) amal oluu, bizim ancak ex post facto bildiimiz, dier deyile, deneyimlerimizden vardmz ya da karm yntem ve teknikleriyle ulatmz bir sonutur. te yandan amal davrann varl bilincin varlk koulu kabul edilmektedir (Dennett, 1991, 1999). Bugne dek bililerin amal davranla ve farkndalkla

Ostensible.

N. Ekrem Dzen Bilisel lemler ve Duygusal zlemler Etkileimi Doktora Tezi 2006 The Interaction of Cognitive Operations and Emotional Monitoring PhD Dissertation

10

ilikilendirilmesi neredeyse konunun doas gerei meru saylmtr. Oysa ayn meruiyet duygular iin henz kurulmad gibi bunun yksek sesle dillendirilmesi de henz ok kolay olmamaktadr. Temsil ve etkin deerlendirme kavramlarna ilikin problemler bu almann ilgi alanna elbette girmekle beraber bu aratrmann amalar erevesinde davrann amall ve amal davranta duygunun rol daha merkezi bir konumdadr. Etkin deerlendirme kavram, davrann amall probleminin iinde zorunlu olarak yer almaktadr. Temsil kavram da etkin deerlendirme kavram erevesinde ele alnmaktadr. Dolaysyla, davrann amall ve amal farkndalkla duygunun ilikisi konusundaki problemleri ve olas zmleri amlarken bu iki konuya da dolayl olarak deinmi olacaz. 1.4.2 Amal farkndalkta duygunun birincil konumu Davrann amall problemi bizi, dorudan, ynelmilik ve ynelmi organizmalar kavramna gtrmektedir. Bu nedenle nce kendini dzenleyen* dizgelerin doasn anlamaya ynelik almalar ele almak gerekmektedir. Bu konuyu gzden geirmeden, davrann amall problemini tam olarak anlamak mmkn grnmemektedir. Kendini dzenleyen dizgeler arasnda en yakndan tandmz genel yap, benliktir. Amal farkndalkla ilgili olarak Pribram (1999) burada tekrar anmak yararl olabilir bu kez, ben ve kendim ayrmyla. Bilinli yaantya btnlk hissi verenin bizim evre zerindeki etkinliimiz olduunu syleyen Pribrama gre benin gereklii madd bir gerekliktir. te yandan kendimin gereklii nakldir.** Baka trl syleyecek olursak; ben yaanty dorudan deneyimlemekte, kendim ise deneyimi (nce kendine, ama hemen bununla birlikte dnyaya) rivayet etmektedir. Bylece hem yaam hem de yaamn deneyimi ve sergilenii ayn anda ama yine de farkl katmanlarda gereklemektedir. Bu nedenle dnya bir sahnedir. te Pribram, Descartes ile gr birliine bu balamda varmaktadr maddi olan ve olmayan ayrmn onaylamakta deil. Sahnede oynayan kii olarak ben tozundan kulisine her an ve olay ayr ayr deneyimlemektedir. Gereklik snamas katmannda ise, kendim sayesinde, oyunun ve olayn gereklemesinin btnlk hissini elde etmekte, belki de retmektedir. Pribram yorumlarken, davrann amallnn yalnzca varkalmsal adan kanlmaz olmakla deil ayn zamanda varolusal adan btnlk hissi salamas nedeniyle zorunlu olduunu okuyabiliriz. Benlik aratrmalarnn nclerinden Markus (1990, 1977), farkndalk durumunun, zihnin iebak ve st-bili ilevlerinin benlik-dayanakl bilgi ileme alannda kaynamasyla olutuunu belirtmektedir. Bylece btnleme sahnesine rtk bir gndermede bulunmaktadr. Bu kaynama kendini, rnein, benlie ilikin uyarclarn dikkati sadece talep etmekle kalmayp ayn zamanda ynn de evirebilmesinde gsterir (Koole, Smeets, Knipperberg ve Dijksterhuis 1999; Koole ve Pelham, 2001; Markus, 1990; Proust, 2003). Benlik geliimi konusunda son derece kapsaml bir derleme gerekletirmi olan Bermudez de (1998) kendilik bilincinin olumas iin btnletirici izleme faaliyetinin gerek-art oluuna ve bu izlemenin yapsal olarak duygu kaynakl olduuna geliimsel kantlaryla birlikte dikkat ekmitir.

Self-regulative. I. Me. Corporeal. ** Narrative. Survival. Bu nedenle Pribram, bu balamn ayn zamanda nral yap almalarna da yol gsterici olabileceini sylemektedir.

N. Ekrem Dzen Bilisel lemler ve Duygusal zlemler Etkileimi Doktora Tezi 2006 The Interaction of Cognitive Operations and Emotional Monitoring PhD Dissertation

11

nc benlik kuramclarndan Combs ve Snygg (1959, Winfrey ve Goldfried 1986 iinde) bu dayanan niteliini betimlemeye alr: Fenomenal benlik kiinin tm davranlarnn k noktasdr. Tm alglarn ona gre anlamn kazandn balang erevesidir. Winfrey ve Goldfried (1986) bu betimlemeyi tamamlar: Benlie dayal bilgi ileme, benlik st emas tarafndan yaplan tm bilisel ve duygusal ilemenin sentezidir. zetle, benlik aratrmaclarna gre davrann amal/ynelmi oluunun zemini, insann zihinsel faaliyetlerinin benlik etrafnda rgtlenmi olmasdr. Benlie, kendini dzenleyen dizgeler olarak atfta bulunan Ellise (2000) gre ise davrann amalln ele almak ncelikle amalln hangi dzeyde gerekletiini saptamay gerektirir. Ellis drt dzeyden sz etmektedir: 1. 2. 3. 4. Ne duygu ne de motivasyon olmayan btnleik eilimler. Duygularla balak olmayan motivasyonlar. Bilind duygularla balak motivasyonlar. Bilinli duygularla balak motivasyonlar.

Kendini dzenleyen dizgeler ve bu dizgelerin alma dzeyleri asndan bakldnda duygu bir kez daha davran oluturan bir esas bileen olarak grlebilir. nk duygu, nc dzeyden itibaren her durumda organizmann motivasyonuyla btnleiktir. Burada, duygunun motivasyonla her dzeyde btnleik olma hali, davrann amal/ynelmi olma koulunu salamaktadr. Bu anlamda, motivasyonla btnleik olmayan bir duygudan bahsetmediimizi zellikle vurgulamalyz. Dier bir deyile, duygu bir his olarak deil, bir mekanizma olarak ele alnmaktadr ve byle olmak nedeniyle amaca yneliktir. Bylece duygunun bilile etkileiminin ele alnmas gereken dzey, ncelikle amal davran dzeyi hemen ardndan ise amal farkndalk dzeyi olarak ortaya kmaktadr. Burada, zel olarak benlik yapsn ele alan almalarla benlik yerine kendini dzenleyen dizgeleri ele alan almalar arasnda ilk anda fark edilemeyen ancak olduka gl bir ortak nokta saptayabiliyoruz. ster benlik gibi ereve bir dizge ister motivasyonla btnleik duygu olsun kendinin dzenleyen dizgeler bilgi ilemede kendini dayanak almaktadr. Ellisin sz ettii duygunun motivasyonla btnleik olma haliyle benlik aratrmaclarnn syledii kiinin kendini bir ve ayn ey olarak hissetme halinin aslnda ayn eyi sylemekte olduunu dnmek iin bu noktada elimizde yeterli neden bulunmaktadr. Duygularn amal farkndalklarla ilikilendirilmesindeki zorluklara gz attktan sonra imdi de bu zorluklarn nasl alabileceini aratrmalyz. Tm bu zorluklarn kkeninde, olaslkla, duygu durumlarn bili durumlarla etkin deerlendirme dzeyinde etkileim halinde olduunun ancak bu tr bir etkileimin doasnn henz yeterince gsterilmemi olduunu dnmek iin yeterli sebep vardr (Ellis, 2000). te yandan, bili iin ayr duygu iin ayr bir farkndalk mekanizmasnn varln ileri srmek iin mantkl ya da aratrma bulgularna dayal bir zemin yoktur (Prinz, 2002). Eer bilinci, bir yandan organizmann kendi zihinsel durumlarnn farknda olmas olarak gryor ama te yandan farknda olunan zihinsel durumlarn ounun bilisel durumlar olduu kanaatini tayorsak duygulara ikincil roller bimeye devam etmemiz ve grece etkisiz bir etkileim mekanizmasyla oyalanmamz kanlmazdr. Bu noktada, Ellisi izleyerek, farkndalk olsun ya da olmasn zihinsel durumlarn oluumunda duygunun roln saptamak nem kazanmaktadr. Duygu durumlarn bili durumlara ikincil deil de birincil dzeyde elik edip etmediinin daha salam ve kalc bir ekilde gsterilmesi temsil ve farkndalk konularnn aydnlatlmasnn yansra organizmann tm zihinsel faaliyetlerinin etkileimi aan bir etkenlik dzeyinde, amaca ynelik davran dzeyinde gerekleip gereklemediinin anlalmasn kolaylatrabilir.2

N. Ekrem Dzen Bilisel lemler ve Duygusal zlemler Etkileimi Doktora Tezi 2006 The Interaction of Cognitive Operations and Emotional Monitoring PhD Dissertation

12

Bu alma erevesinde ulalan yoruma gre, buraya kadar zetlemeye altmz grler kapsamnda beliren ve aratrmaya deer olan temel savlardan biri udur: Bili-duygu etkileiminde amaca uygun etkileim saland srece sisteme ulaan uyarc ilenerek bir bilgiye dnmekte, amaca uygun etkileim salanmad koullarda d uyarc daha fazla ileme uramadan snmektedir. Bu alma, bu yorumdan hareketle, bilisel ilemler ve duygusal izlemler etkileimine ilikin grgl veri elde etmeye almaktadr. Farkndalk ve amaca ynelmilik konular doalar gerei daha uzun zaman psikoloji dnyasn uratracak gibi grnyor. te yandan, zellikle son yllarda, biliin ardndan duyguyu ele alan almalarda da gzle grlr bir art olduunu saptamaktan hareketle, bili ve duyguya ilikin elimizde daha btncl bir fikre ulamaya yardm edecek bilgi birikimi olduunu syleyebiliriz. Yine de bilisel ilemler ve duygusal izlemlerin etkileiminin grgl grnmlerini ele almadan nce, son olarak, her iki zihinsel duruma ilikin ne bildiimizi gzden geirmek yararl olabilir. Bu gzden geirme, duyguya ilikin bilgi birikimimizin bilie ilikin bilgi birikimimiz yannda niin daha snk kaldn tartacaktr. Bylece bu iki zihinsel durumun karlkl konumlarn bu aratrmann amalar erevesinde belirlemek mmkn olacaktr. 1.5 BiliDuygu ekimesi Bilin oluumunda oynadklar roller asndan, bilile duygu arasnda, bir nceki ksmda ipular bulunabilecek iddetli bir ekime sregelmektedir. zellikle bilgi ileme yaklam erevesinde, bilie ilikin yap, sre, ve ilevler zerine ok sayda ve ayrntl alma bulunduunu saptyoruz. Ancak duyguya ilikin srelerin denk lde allm olmadn da gzlemliyoruz. Bu durumda, bilisel ilem-duygusal izlem mekanizmasnn doasna daha yakndan bakarken duygu kanadnn daha az allm olmasnn nedenleri zerinde durmak yararl olabilir. 1.5.1 Biliin Hkimiyeti Yaklak son krk yl boyunca, duygusal problemler ve bozukluklarn ele alnmasnda bilisel yaklamn olduka etkili bir arl olduu gzlenmektedir (Beck, 1976, 1995; Young, Beck, & Weinberger, 1993). Baz aratrmaclara gre bunun balca iki nedeni bulunmaktadr (Williams, Watts, Macleod ve Mathews, 1997). Birinci neden, bilisel psikolojinin kendini bilimsel bir disiplin olarak kabul ettirme aamasnda davranlkla hesaplamak zorunda kalm olmasdr. Bilisel psikoloji, etki-tepki paradigmas erevesinde allan davranlarn bilgi-ileme paradigmas ile de allabileceini, stelik bu paradigmann daha verimli olduunu gstermek zorunda kalmtr. Davran paradigma ne de olsa ele ald konuyu Poppervari (Magee, 1990) deillemelere ak olabilecek ekilde bilim camiasnn deerlendirmesine sunabiliyordu. Oysa bilie ilikin almalar ksmen de olsa tmdengelim, tmevarm gibi mantksal karsama yntemlerinden yararlanmak durumundayd. Belirli balklardaki bilgiler yaknsayan kant* halini alp da yine Poppervari deillemeye ak hale getirilene dek bilisel psikoloji nemli direnme hatlar oluturmak zorunda kald. Olaslkla bilisel psikolojinin yer tutabilmesinin ardnda davran paradigmay yadsmama stratejisi nemli rol oynad. Nihai olarak sz konusu olan insan davran olduu iin Neissern psikodinamik okula gndermede bulunma kurnazlyla bilgece belirttii gibi buna gerek de yoktu. Ancak bulgularn fazla diren grmeden ciddiye alnabilmelerinin koullarndan biri, ele alnan alma konularnn nesnel konular olmas gerekliliiydi ve hangi konularn daha nesnel hangilerinin daha znel olduu konusunda bilim camiasnda az ok belirli bir uzlama oktan beri bulunuyordu. Bu uzlamaya gre alg, dikkat, bellek gibi sreler daha nesnel, duygu, his, kanaat gibi sreler daha znel kabul ediliyordu. Dier bir deyile iebaklk ve fenomenolojizmin reddine devam etmek kaydyla gzlemciye ak edilebilecek
*

Converging evidence.

N. Ekrem Dzen Bilisel lemler ve Duygusal zlemler Etkileimi Doktora Tezi 2006 The Interaction of Cognitive Operations and Emotional Monitoring PhD Dissertation

13

srelerin bir ksm karsama kullanlsa bile allmasna icazet almak mmknd. kinci neden, duygulara ilikin bilgilerin zellikle psikodinamik ya da varoluu yaklamlarn rn olmasdr. knda zaten tartmal olan psikodinamik alan zaman iinde bilim camiasnn ynelttii kukulu yaklamlarla da mcadele etmek zorunda kalmtr. te yandan psikoloji alannn hemen her noktasna ilikin anlaml szler syleyebilmi olan psikodinamik yaklam duyguya ilikin incelemelerde kabul grecek bir yntem oluturmada ok da istekli davranmamtr. Benzer ekilde varoluu yaklam da incelemelerinin tm evrelerce eit ekilde kabul grmesini ok fazla dert etmemitir. Psikodinamik yaklamn yansra zellikle fenomenolojiden, mitolojiden, ve edebiyattan beslenen varoluu yaklam, psikodinamik yaklam gibi, aklama gcn kantlama gcne yelemitir. Her iki okulun da temel olarak bilie ilikin sreleri deil duyguya ilikin sreleri inceleme konusu yaptn saptayabiliriz. Hal byle olunca, duyguya ilikin ou bilgi bilimsellikten uzak olduu gerekesiyle uzun sre deerlendirilmeye deer grlmemitir ya da buna cesaret edilememitir. Bu ekilde varln salamlatran bilisel yaklam, genel olarak, duyguyu ya hi ele almam ya da en iyi durumda, bilie gre ikincil dzeyde ele almtr. Duygular ya bilii izleyen sonular ve izdmler ya da mantksal dnmeyi zedeleyici oluumlar olarak, adeta birer anomali olarak deerlendirilmitir. Duygular ancak ok nadiren insann zihinsel yaplanmasnn* esas unsurlarndan addedilmitir. Bu gr destekleyen nemli bir kant kmesi, duygu-durumlarnn bilisel ilevleri yolundan saptrma potansiyeline sahip olmasndan gelmektedir. Duygusal problemlerden, rahatszlklardan, ve bozukluklardan kaynaklanan bilisel arptmalar ve bunu izleyen fonksiyonel olmayan davranlar aka gsteren pek ok alma bulunmaktadr (Panksepp, 2003). Dier bir gr, olaan hallerde sessiz olan duygularn bir problem ya da rahatszlk durumunda ortaya ktna, oysa bilie ilikin pek ok srecin bir problem ya da rahatszlk olmakszn olaan olarak yaandna dikkat ekmektedir (Shean, 2003). Bilgi ileme yaklamna gre psikopatoloji, fonksiyonel olmayan dncelerin, uyumcul olmayan davran ve duygulara neden olduu ya da bunlar srdrd varsaymna dayanarak tanmlanr. Buradan hareketle bilisel mdahaleler, fonksiyonel olmayan dnceleri ayklamay ve/veya yerlerine fonksiyonel dnceler getirmeyi hedefler. Bylece uyumcul olmayan davran ve duygularn hafiflemesini, ortadan kalkmasn ve/veya uyumcul davran ve duygularn edinilmesini ngrr. Bu yaklam, zihinsel bozukluklarn temel bilgi ileme eksiklikleri ya da aksaklklar asndan ele alnmasn salar (Ingram, 1986; Ingram, Fidaleo, Friedberg, Shenk, ve Bernet, 1995; Nasby & Kihlstrom, 1986; Riskind, 1997). Bugn de bili ve duygu kavramlarn eit dzeyde yan yana geldii nadiren grlmektedir (Bower, 1992). Bilisel psikoloji literatrnde duygularn, bedensel/fizyolojik tepkilerin araclk ettii bilisel srelerin zel bir yorumu olduu gr hkimdir (Loewenstein, Weber, Hsee ve Welch, 2001). te yandan, duygunun da tpk bili gibi ortak parametreler ve kontroll deneyler araclyla allmas zamannn geldiini syleyen aratrmaclarn sesleri ykselmeye balamtr (Davidson, 2003; Ross, 1997). Duygularn zihinsel i grmenin zayf unsuru olmaktan ok esas bileeni olarak ele alan almalarn says artmaya devam etmektedir. Son yllarda kuvvetlenen bir eilim, Freudun Gnlk Yaamn Psikopatolojisinde belirttii gibi, duyguyu, bilerek ya da bilmeyerek oluan tm davranlarn olmazsa olmaz paras olarak ele almak ynndedir (bkz. Davidson, 2003; Wollheim, 1999). zleyen blmde, duygunun bilimsel olarak yeniden kefini ele almaya alyoruz.

Configuration. Dysfunctional. Maladaptive. Faculty.

N. Ekrem Dzen Bilisel lemler ve Duygusal zlemler Etkileimi Doktora Tezi 2006 The Interaction of Cognitive Operations and Emotional Monitoring PhD Dissertation

14

1.5.2 Duygunun Yeniden Kefi Duyguyu bilie ikincil kabul eden pek ok almada dikkat ekici olan, bu almalarda, bilinli niyetlerin aksine oluan duygu ilintili zorlayc davranlardan sz edilmesidir. Bu almalar bir yandan duygunun bir esas bileen olup olmad konusunda yksek sesle konumazken dier yandan duyguyu gya bilie ikincil grrken aslnda duyguya n srada yer vermekten, duygudan daha fazla sz etmekten uzak duramamaktadr (Davidson, 2003, 2000; Ingram, 1986; Ingram ve di., 1995). Duygunun bilie ikincil kabul edildii bir terapi ortamnda kii, elinde doru bir haritas olsa bile nereye gidecei hakknda zemini salam bir sezie sahip deilse haritadan fayda umabilir mi? Yalom (1985), kiinin davranlarnn amallnn ya da ynelmiliinin motivasyon kavram tesinde aratrlmas gereinde dikkat ekmitir. Terapi odasnda duygusal problemlerle ve ilintileriyle allrken zerinde durulan hayati srelerden biri, danann igr gelitirmesidir. Pek ok aratrmac ve uygulayc igr geliiminin anlaml bir teraptik ilerleme iin anahtar olduu grnde hemfikirdir. grnn nemini vurgulamann ardnda, igrnn davrann seyrini deitirme potansiyeline olan gven yatmaktadr. Terapistin hedefi, danann i dnyasnda yeni bir igr alan oluturacak davran ya da dnme dizisini formle etmek ve balatmaktr. Bu yeni davran ve dnme dizisi, yeni alkanlklar olarak danann zihinsel repertuarna btnlenerek eklemlenecektir. Bu anlamda igr, duygu merkezli ya da duygu kaynakl bilisel arptmalara kar kullanlabilecek kuvvetli bir panzehirdir. Terapist, dananndan, kendisi iin hayati ayrmlar grmesine ve bu ayrmlar davrana yansyacak ekilde gerekletirmesine almaktadr. rnein, danann stlenmesi beklenmedii halde stlendii ve stlenmemesi gerektii halde stlendii ilerin ayrdna varmasn salamaya almaktadr. Terapiste gre bu iki tr davran birbirine kartrmak byk miktarda duygusal stres aa karr. Danan, bir yandan ihtiyac olandan teye gitmeye drtlyken (beklenmeyeni stlenmek veya bekleneni stlenmemek) dier yandan yine ihtiyacn karlayacak olandan daha azna (beklenmeyeni, azaltabileceinden ok, bekleneni oaltabileceinden az srdrmek) eilimlidir. u halde buradaki engel nedir? Bilileri arptan duygular m kiiyi haritasz bir hedefle ba baa brakmaktadr yoksa duygular bertaraf eden bililer mi kiiyi hedefsiz bir haritayla uratrmaktadr? Duygusal problem yaayan danan genellikle bir rahatszlk olduunun az ok farkndadr ve derinlerde doru hareketi yapma peindedir. Ne var ki bunu ona yapann ne olduunu tam olarak anlayamamaktadr. Bilisel-davran terapi yaklamn benimsemi terapist, fonksiyonel olmayan balant ve kurgularn fonksiyonel olanlarla deimesinde dananna yol gstermeye almaktadr. Ancak bunun sadece bilisel erevede gerekleiyor olmas olas mdr? Bilie ilikin fonksiyonel balantlar yeniden kurulduunda rahatsz edici duygular nereye gitmektedir? levsel bili, dzgn ilevler salamann yannda rahatsz edici duygularn yerini alma potansiyeline de sahip midir? Yoksa kii bir yandan yeniden ilevsel bililer edinirken dier yandan yine ilevsel duygular, duyular, duyumlar da m edinmektedir? Terapide bililer yeniden ilevselletirilirken duygulara ne olmaktadr? Basit bir dnce egzersizi ya da fikir uuturmas olarak, Yalomun saaltc etmenleriyle Prochaskann (1998) davran deiimine ilikin Teoriler-aras Modelinde sz ettii deiim basamaklarna, etmenlerle basamaklar karlkl yerletirdiimiz bir tabloda gz atalm. Bu tabloda elmalarla armutlar karlatrmaya bir an iin gz yumacak olursak, gerek deiim aamalarnn gerekse saaltc etmenlerin ortak noktasnn bilisel bir dnm kadar duygusal bir dnme karlk geldiini de grrz.

N. Ekrem Dzen Bilisel lemler ve Duygusal zlemler Etkileimi Doktora Tezi 2006 The Interaction of Cognitive Operations and Emotional Monitoring PhD Dissertation

15

Tablo 1. Teoriler-aras Model Deiim Basamaklar ve Terapide Saaltc Etmenlerin Karlatrlmas Teoriler-aras Model nfikirlenme Fikirlenme Hazrlk Eylem Srdrme Terapide Saaltc Etmenler Umut alama Evrensellik Bilgi aktarm zgecilik Birincil aile grubunun onarc yinelenii Toplumsallatrc tekniklerin gelitirilmesi Takliti davran Bireyler-aras renme Grup ball Katarsis Varolusal etmenler

Burada, yineleme olan bilgi, bilisel yaklamn bir yandan fonksiyonel dnceler yerletirirken bir yandan da duygusal dnm salad bilgisidir. Yineleme olmayan bilgi ise, dnme urayan duygular dntren ana unsurun bir tane olmad, sadece bili olmad bilgisidir. Sadece bili deildir; nk, duygularn dnm srecinde, dnmn kendisine (dnm srecine) tepki veren duygusal deerlendirme her an (daha dnm balamadan) iin iinde ve bandadr. Eer duygusal deerlendirme bilisel yeniden yaplanmaya uygun duygusal tepkileri vermiyor olsayd ne olurdu? Muhtemelen terapide buna terk, drop-out, ya da zlmemi vaka diyoruz. Baka bir deyile, danann igrsne, bilisel bilinci kadar duygusal bilincine de hitap etmeyen, etmemi bir dnmn gerekleemez olduunu sylemek olasdr. Duygusal deerlendirme o kadar hayatidir ki en saf halde olduunu syleyebileceimiz bir bilisel olu ya da hal srasnda bile duygular bu bililere geit ap amama kararn vermekte, bilisel dnm ancak duygusal deerlendirmenin icazetiyle mmkn olmaktadr. Eer duygusal deerlendirme bu denli etkili ve bu denli srekli ibandaysa nasl oluyor da bilisel yaklam bu hayati dengeye hak ettii ilgiyi duymuyor? Bunun yantn pek ok aratrmac ve uygulaycnn satr aralarnda bulmak mmkn. Duygunun yeniden kefi srecini izlerken, bir nceki deneyime, biliselciliin evrimine gz atmak yararl olabilir. Davrann amal oluunun bilgi ileme zerindeki olas etkilerine ve bireyin iinde bulunduu sosyal-duygusal balamn duygu, bili, ve davranlar belirleyici zelliine daha bilisel psikolojinin ilk gelime evrelerinde dikkat ekilmiti (Bartlett, 1932). Bartlettin, biliin srekli bir kurulum olduu grnden hareketle bilisel psikolojiyi salam temellere oturtan Neisser (1978, 1982) laboratuara hapsolmu bellek ve bilgi ileme almalarnn, doal, gndelik davran anlama adna ok az anlaml sonu rettiini iddia etmektedir. Neisser (1978), bellein ilgin ya da sosyal olarak nemli ynlerinin psikologlar tarafndan nadiren alldn ileri srmektedir. Neisser (1982) ayrca, metodolojik adan laboratuar koullarnn evresel geerlikten yoksun olduunu, gndelik bellek* almalarnn laboratuar dnda gelitirilecek yeni deneysel ilemlerle yaplmas gereine dikkat ekmektedir. Kuramsal dzeyde Neissern iddialarnn karsnda (r. Banaji & Crowder, 1989) ya da yannda (r. Conway, 1991) grler ileri srlm, bu tartma aratrmaclar bir orta yol arayna gtrm (bkz. Koriath ve Goldsmith, 1996b) ve bilisel deerlendirme kavramnn gelimesinin n almtr.

Everyday memory.

N. Ekrem Dzen Bilisel lemler ve Duygusal zlemler Etkileimi Doktora Tezi 2006 The Interaction of Cognitive Operations and Emotional Monitoring PhD Dissertation

16

Daha gsterilebilir bir amaz ise Prinz (2002) tarafndan betimleniyor. Prinz, bu amaz betimlemekle, bilisel laboratuara hapsolmu duygu almalarnn doal gndelik duyguyu anlama adna ok az anlaml sonu rettiini, duygunun ilgin ya da sosyal olarak nemli ynlerinin nadiren alldn bir kez daha vurgulamaya almaktadr: Gndemdeki duygu kuramlar bizi yanl bir ikilemle kar karya brakyor. Bilisel kuramclar bizi duygularn daima yarg ierdiine inandrdlar, ve biliselci-olmayan kuramclar bizi duygularn hibir bilgi tamadna ya da en iyi ihtimalle sadece beden durumlaryla ilgili bilgi tadna inandrdlar. Eer duygular sadece hislerse ya da ilemleme tabanlarysa tamamen anlamszlar demektir. Hibir ey temsil etmiyorlardr. Eer duygular bedendeki deiiklikleri kaydeden durumlarsa kaynak iliki temalarn* deil kalp at ya da solunum skl gibi durumlar temsil ediyorlardr. Bu durumda bize bir seim sunuluyor. Ya duygular kaynak ilikileri temsil eden yarglar ieriyor ya da yarg iermiyor ve kaynak iliki temalarn temsil etmiyor. Eer kaynak iliki temalarn temsil etmiyorlarsa duygularn hayatmzda oynad rol aklayamayz, ve eer yarg ieriyorlarsa sinirsel devrelenimlerini aklayamayz. Duyguyu biliten boamaya alan kuramlar, aklama gcnden kan kaybetmeye mahkmdur. Duyguyu bilile evlendirmeye alan kuramlar ise srekli kar rneklerle uramak zorunda kalr. Bu ikilemi zmek iin imdiye kadar hkim olmu bilisel ve bilisel-olmayan kuramlar mnsnn tesine bakmalyz. (Prinz, 2002, s. 140). Prinzin ortaya koyduu ikilemi baka trl syleyecek olursak u durumla kar karya kalyoruz: Eer duygular sadece bedensel uyarmlarla zde ise ne zaman hangi duyguyu hissedeceimize kim/ne karar veriyor (eer korku sadece kalp at hzn saptayan bir mekanizma ise tehlike durumunu saptayan, tehlikeye tehlike diyen nedir)? te yandan duygular kaynak ilikilerin temsilleri ise bu kaynak ilikilerin ne olduu kim/ne tarafndan belirleniyor da duygu ortaya kyor (belirli bir durumda korkmak gerektiini nereden doru hissediyoruz)? Bu ikilemi amak iin Prinz iki soru soruyor: Birincisi, duygularn ortaya kmasna ne sebep oluyor sorusu. kincisi ise duygular ne ie yaryor sorusu. lk soruyu yle yantlyor Prinz: Duygularla beden hallerinin ilintili olduunu biliyoruz; Damasio ve Jamesi de takip ederek, katmz iin korkabiliriz. Dier yandan duygularn kaynak ilikilerdeki deiimler nedeniyle de olutuunu (rnein Ekman ve Friesen, 1971; Matsumoto, 2004; Morrisj, 2002) biliyoruz; korktuumuz iin de kaabiliriz. Dolaysyla duygular hem beden halleri hem de kaynak iliki temalar tarafndan oluturuluyor olmallar. kinci soruya Prinzin yant tam olarak u: Duygular, kaynak iliki temalarn saptama iine yaryor. Bylece duygular yalnzca kalp atndaki art deil, etraftaki tehlikeyi de saptyor. Btn mesele duygularn ancak belirli koullarda devreye girip kyor olmalarnda: Duygular beden hallerindeki deiiklikleri saptyor eer bu haller gvenilir olarak kaynak iliki temalarna karlk geliyorsa. Bu durumda duygular tam olarak neyin temsili olabilir?

Core relational themes: Organizmann, varkalmyla ilgili olarak, evresiyle ilikilerinin temsili; tehlike, saldr, korku vb. Neural circuitry. Detection.

N. Ekrem Dzen Bilisel lemler ve Duygusal zlemler Etkileimi Doktora Tezi 2006 The Interaction of Cognitive Operations and Emotional Monitoring PhD Dissertation

17

Duygular, ne kaynak iliki temalarn ne de bu temalara ilikin olan biteni barndran kavramlar tanmlyor. Duygular, bu temalar ya da kavramlara yol aacak ekilde devreye giriyor ve bunlar tarafndan devreden karlyor. Bu gre gre duygular ne birer yarg ne birer bilisel hal (kaynak ilikilerin temsili). Duygular, bilisel hallerin tad, tayaca trden bir bilgiyi tayan, organizmann iinde bulunduu durumla ilgili evresel koullarn temsilleri. u halde duygunun, evresel koullar organizma iin hayati bilisel temsiller oluturmaya yol aacak ekilde saptadn, temsil ilevinin saptama ileviyle i ie altn syleyebiliriz. Bu gr desteklenebilir bir gr ise, duygusal temsillerin yanp snmesi, devreye girip devreden kmas, kaynak iliki temalaryla yine ayn duygusal saptama mekanizmasnn etkileimiyle gerekleiyor olmal. te tam bu noktada duygusal izlem kavramna yakndan bakma frsat yakalyoruz. nk saptama noktasna varmak zere organizma bir tr evre tarama faaliyeti gerekletiriyor olmal. stelik bu tarama faaliyeti sadece dikkat sreleriyle aklanamayacak bir sreklilikte, neredeyse kesintisiz seyretmeli, ve hiyerarik bilisel deerlendirmelerin hzla yaplabilmesine olanak tanyacak hzda, adeta otomatik olmal. Elimizdeki literatrden, zihinsel izlemenin de tpk zihinsel deerlendirme gibi arlkl olarak sadece bilisel ilem tarafndan deil ayn zamanda ve ncelikli olarak duygusal izleme tarafndan stlenildiine ilikin olduka gl bulgular derleyebiliyoruz. Byle bir derleme, duygusal izlemin hem doasn hem de rasyonelini anlama konusuna k tutacaktr.3 1.6 Zihinsel zleme ve Duygusal Bilgi leme Bu blme dek, (a) bilisel ilemler ve duygusal izlemler etkileiminin amal farkndalkla ve dolaysyla bilinle ilintilendirilmesini ve (b) bili ve duygu almalarnn genel balamnn bu etkileimin doasna ilikin sylediklerini zetlemeye altk. zleyen blmde, elimizdeki bu deerlendirmelerin nda, bilisel ilem ve duygusal izlem mekanizmasnn grgl ileyiine daha yakndan bakacaz. Bu blm, bu sorunun yantn arama abas iinde, izleme faaliyetinin nasl yapldn ve bunu hangi zihinsel mekanizmalarn yaptn incelemeye alacak. Bu gzden geirme srasnda, bu almada ele alnacak yaklamn ipular aranacak. Bylece bu almada konu edilen duygusal izlemin doasna ilikin deneysel veri elde etme araynn gerekesi de sunulmu olacak. Zihnimizde ne olup bittiini nasl anlyoruz? Bu soruyu, genel olarak insan zihninde ne olup bittiini nasl anlyoruz anlamnda deil, soruyu soran zne olarak ben zihnimde ne olup bittiini nasl anlyorum olarak sorarsak znenin kendi zihinsel faaliyetinin doas hakknda neyi nasl bildiine ilikin bir soru sormu oluruz. Bu blme dek gzden geirmeye altmz bilgiler nda, insann genel zihinsel faaliyetleri ve yetileri hakknda bilgi birikimimiz karsnda, bir insann kendi zihninde olup bitenlere nasl vakf olduu sorusunun yeterince allm olduunu sylemek gtr. Gelenek bize, zihnimizde ne olup bittiini byk olaslkla bir tr zihinsel izleme mekanizmas ve bu mekanizmann faaliyeti sayesinde anladmz sylyor. Bu durumda, zihinsel izlemenin nasl gerekletiine ilikin elimizdeki bilgileri gzden geirmek yararl olabilir. rnein Pascual-Leonenin (1991) modeline gre duygu, bilii bilgilendirme ve dzenleme ilevi olan bir iaret sistemidir. Bu modele gre duygular, zaman zaman bililer tarafndan tetiklenebilmekle beraber, hem ilevsel hem de nropsikolojik olarak bililerden farkldr. Duygular, bilinli-olmayan hedefler ve deerlendirme beklentileri* oluturan sreler olarak anlalmaldr. Bu oluturma zellikleri nedeniyle duygular, ilenmi bilisel ve duygusal planlara ve beklentilere yol aarlar.

Evaluation expectancies.

N. Ekrem Dzen Bilisel lemler ve Duygusal zlemler Etkileimi Doktora Tezi 2006 The Interaction of Cognitive Operations and Emotional Monitoring PhD Dissertation

18

Bu modelde duygular, organizmay hem i ya da d deneyimlere ilikin ncel* deerlendirme tepkileri hakknda bilgilendiren hem de belirli deneyimlerin beklenen gidiatlarna hazrlayan bamsz nropsikolojik aralardr. Bililer ise organizmay deneyimlerin yaps ve ierii hakknda bilgilendirir. Bu modele gre, duygusal ve bilisel sreler diyalektik olarak ilintilidir. Bililer, duygu salm iin ipular salar; te yandan duygular, biliin peinde olduu hedefleri oluturur. Etkin klnm duygular, yapsal ya da otomatik davran yatknlklarna dayal ilemleme ve tepki verme biimlerini tetikler (rnein, korku, ka tetikler). Pascual-Leonenin buradaki tanmlamalarnn Prinzin tanmlamalaryla benzerlii olduka dikkat ekicidir. Daha dikkat ekici olan bu iki koldaki aratrmalarn ve grlerin henz birlikte ele alnmam, birlikte deerlendirilmemi olmasdr. Bir ilk deerlendirme abas olarak, her iki aratrmacnn da belirttii karlkl belirleme/belirlenme ileyiinin mekanik deil, kaotik olduunu saptayabiliriz. Geliimsel adan bu etkileim, Piagetnin (1945) benzetirme-yerletirme mekanizmasna karlk gelmektedir. Ayrca, benzetirme-yerletirme mekanizmas erevesinde alan bu etkileim, davrann amall olgusunu da ele almaya izin vermektedir (ayrca bkz. Barnett ve Ratner, 1997). Bu nokta ayn zamanda, Pascual-Leone ve Prinzin ortaya koyduu grleri Ellisin (2000) grleriyle birletirmeye de izin vermektedir. Burada, Ellisin szn ettii, duygunun etkenliinin dolaysyla davrann amallnn belirlenebilecei drt dzey (a) ne duygu ne de motivasyon olmayan btnleik eilimler; (b) duygularla balak olmayan motivasyonlar; (c) bilind duygularla balak motivasyonlar; ve (d) bilinli duygularla balak motivasyonlar tekrar ele alnacak olursa zihinsel izlemenin de hangi dzeylerde gerekleiyor olacann ipularn yakalayabiliriz. zleme dzeylerine ilikin ipularn Jackendoff (1987, 1996) adeta Piagetyi izleyerek ve Ellis, Prinz, ve Pascual-Leoneyi tamamlar ekilde zetlemektedir. 1. Organizma farkl ihtiya ve gdlenme durumlarnn varln ve aciliyetini saptayacak bir mekanizmaya sahip olmaldr. 2. Organizma i ve d evresini izleyen duyargalara** sahip olmaldr. 3. Organizma bir eylem plan kurabilecek ya da var olan bir plan bellekten getirebilecek dzeneklere sahip olmaldr. Jackendoffun szn ettii dzeyler, duygunun devrede olduu ilem dzeyleridir. Bu dzeyler, ayn zamanda duygunun snanmas gereken ievuruk tanmnn zeminini oluturmaktadr. Prinz (2002), Jackendoffun belirttii haliyle duygu yaplanmasnn hiyerarik bir yaplanma olduuna dikkat ekmekte ve Jackendoffun dzeylerine dikkat mekanizmasnn eklemlenmesi gerektiini vurgulamaktadr. Duygusal izleme, bu hiyerarik yaplanma iinde, orta dzeyde gereklemekte olan bir ilemdir. Dier bir deyile, organizma farkl ihtiya ve gdlenme durumlarnn varln ve aciliyetini saptadnda (alt dzey ynelme), dikkatle birlikte hareket eden bir izleyici duyargalar mekanizmas (orta dzey izleme), bir eylem plan kurabilecek ya da varolan bir plan bellekten getirebilecektir (st dzey iletme). Bylece duygu yaplanmas, duygusal bilgi ilemenin altyapsn oluturmaktadr. Yine de tamamlayc bir unsura daha ihtiyacmz var gibi grnyor. Duygunun hiyerarik yaplanmasnn st dzeyine ilikin elimizde pek ok grgl veri var. Dahas, bu dzey ayn zamanda daha iyi bildiimiz bir alan olan bilisel ilem dzeyi. Oysa orta dzey anlay grece yeni ve henz
*

Intial. Evaluative reactions. Release of affects. Assimilation - accommodation. ** Sensor.

N. Ekrem Dzen Bilisel lemler ve Duygusal zlemler Etkileimi Doktora Tezi 2006 The Interaction of Cognitive Operations and Emotional Monitoring PhD Dissertation

19

elimizde yeterince grgl veri yok. Duygunun orta dzeyinin ne olduunu, hele de bu dzeyin bir izleme dzeyi olup olmadn anlayabilmek iin bu orta dzeyin zerinde durduu alt dzeyi daha salam bir zeminde ele almak zorunluluu douyor. Duygunun alt dzeyine ilikin bildiklerimizin kaynan, ironik olarak, bilind kavramyla birlikte ele almak durumundayz. nk, oluturucu bir bileen olarak duyguyu aramamz gereken ilk yer bilind. Elbette duygu ve bilind ilikisiyle ilgili grgl almalarn da bir tarihesi var. Bu tarihenin anahatlarna hzlca gz atmak, duygunun orta dzeyi ve duygusal bilgi ileme kavramlarn meru olarak nerebilmek iin gerekli grnyor. Bu ana-hatlar, Shevrin ve Dickmandan (1980) alyoruz. Bu aratrmaclar, psikodinamik gelenein Amerikan psikolojisinde tam bir eleniinin bulunmadn, ancak, eitli grgl aratrma alanlarndan elde edilen bulgularn bilind kavramnn aklamaya alt olgulara dair olduunu sylemenin mmkn olduunu belirtiyor. stelik, bilind srelerin varlna duyulan ihtiya da grgl olarak tanmlanabilir. nk, rnein psikolojik sorun yaayan kiiler genellikle ne doyurucu bir aklama getirebildikleri ne de kontrol edebildikleri rahatsz edici bir durumdan bahsederler; rnein bir fobi, kendine zarar verici bir davran rnts ya da depresif bir ruh halinden.* Buradaki ruh halinin arlkl olarak ynelmi bir duygu hali olduu aktr ama yine de ievuruk olarak akla kavuturulmay da beklemektedir. Aratrmaclarn bu derlemedeki vurgusu bilindnn grgl dayanaklar zerine. Bu anlaytan hareketle psikodinamik bilind kavramn, ievuruk olarak tanmlanabilecek zelliklerine ayrarak, bileenlerini belirlemeye alarak tanmlamaya alyorlar. te burada oluturmaya altklar tanm, duygusal bilgi ileme kavramn oluturmaya izin verecek ipularn tayor: ... Bylelikle, psikodinamik bir kavram olan bilind, zellii bakmndan tanmlanabilir: Psikolojiktir, aktiftir, ve bilinli psikolojik srelerden yapsal olarak farkl olabilir. Psikolojiktir demekle, bilinli deneyime uygulanan tm tanmlayc terminoloji kategorilerinin ayn ekilde bilind srelere uygulanabileceini kastediyoruz: alg, yarg, dnce, duygu [duyu], motivasyon, vb.** Dolaysyla, kiisel olarak nemli, bilisel olarak soyut, ve yksek derecede znel deneyimler bilind olabilir. Dahas, nasl ki bilinli sreler beyin olaylaryla ilintilidir, benzer bir *beyin olaylaryla+ ilintili olma durumu bilind sreler iinde varsaylabilir.

Bu durum tam da Dostoyevskinin bize anlatmaya alt ruh hallerine karlk gelir: Pavel Pavlovi onu ldrmek istiyordu, ama ldrme dncesi katil adaynn aklna bir kere bile gelmemiti. Ksaca, Pavel Pavlovi ldrmek istiyordu, ama ldrmek istediini bilmiyordu. Bu, anlalmaz bir durumdur, ama byledir. (Dostoyevski, 2003, sf. 182). Characteristic. It can be. Affect. ** Buraya, aratrmaclarn psikolojik terimiyle neyi kastettiklerini aklamak iin gerekli grdkleri bir dipnotu yine dipnot olarak eklemek gerekiyor: Psikolojik terimini, gsterilebilir [ostensive] bir tanm zerinden tanmlyoruz. Bu tanmlama, krmz rengi bir seri krmz nesneye iaret ederek tanmlamaya benziyor. Bu ekilde aslnda bir saduyu yaklamna bavuruyor, ou insann paylat ve elde hazr bulunan deneyimlere dayanyoruz. Bu tr bir tanm analitik bir tanma tercih ediyoruz (rnein krmzy, belirli bir angstrom birimi tayan fiziksel bir uyarcyla birlemi renk deneyimiyle tanmlyoruz). Bylece zihin-beden tartmasnn batandan uzak duruyoruz. Buradaki amacmza uygun olarak; yarg, dnce, duygu [duyu] ve benzer terimler kullanrken zihinden mi yoksa bedenden mi konutuumuz sorusunu ak brakmay neriyoruz. Sadece tanmlanabilir ve bildirilebilir grngler hakknda konuuyoruz. Idiosyncratic.

N. Ekrem Dzen Bilisel lemler ve Duygusal zlemler Etkileimi Doktora Tezi 2006 The Interaction of Cognitive Operations and Emotional Monitoring PhD Dissertation

20

Aktif demekle, bilind srelerin sregiden davran ve deneyimi etkilediini sylyoruz deneyimi yaayan kii bu etkiden haberdar olmasa bile. Bu bak asndan, sinir sistemindeki yapsal bir deiime iaret eden bir bellek izini, psikolojik olaylar aktif olarak etkilemeden, psikolojik bilindna ait olarak grmyoruz. Farkl demekle, bilind srelerin, psikolojik srelerin doasn belirleyen ve bilincin olaan, uyank hallerinde oluan organizasyon ilkelerinden daha farkl organizasyon ilkelerini izleyebileceini sylemeye alyoruz. (Shevrin ve Dickman, 1980, sf. 422). Bu noktada duygusal bilgi ileme kavramna yeniden dnebilecek izgiyi elde etmi olmay umuyoruz. Artk elimizde duygunun iyi bildiimiz st dzey ilevlerinin yannda yine iyi bildiimiz alt dzey ilevleri de var. Yeni olan orta dzey iin ise olduka nemli ipular saladk. Bu dzeye ilikin asl zorluk grgl veri oluturmada kendini gsteriyor. te tam burada nce Damasio (1994) ve hemen ardndan Le Doux (1988) bize ihtiyacmz olan grgl verilerin kapsaml bir derlemesini gerekeleriyle birlikte salyor. Ne Damasio ne de Le Doux orta dzey duygusal izleme ya da duygusal bilgi ileme kavramlarn ak ak kullanyor deil. Ancak her ikisi de en nemli bulgularn sanki bu iki kavram erevesinde zetliyor. Damasionun (1994) almas, bedensel iaretleme hipotezinden hareketle, duygusal tepkilerin (ya da yanslarn) biliin cevherinde yer aldn, bilie ilikin amlamalarn merkezinde duygunun bulunduunu ortaya koymaktadr. Damasio, duygunun nasl etken bir izleyici olduunu, yle zetlemektedir: Zihnin, bir topluluk olarak organizmann tmnden kaynakland dncesi, balangta sezgilerimize aykr gelebilir. Son zamanlarda zihin kavram 17. yzyldaki ruhlara ait yeri yurdu belirsiz konumundan imdiki beynin iinde ya da yakn evresindeki yerine gemitir; rtbesi biraz indirilmi olsa da hala saygn bir konumdadr. Zihnin kendisinin beden-beyin etkileimine dayandn ne srmek, evrimsel biyoloji, bireysel geliim ve halihazr pratik asndan ok fazla gibi grlebilir; yine de beni izlemeye devam edin. Ben geri zihnin, sinir devrelerinin etkinliinden doduunu ne sryorum, ama bu devrelerin birou evrim boyunca organizmann ilevsel gerekleri tarafndan biimlendirilmitir. Normal bir zihin, ancak bu devrelerin organizmann temel temsillerini iermesi ve hareket halindeki organizmann durumlarn srekli olarak izlemesi halinde var olabilir. Ksacas, fiziksel ve sosyo-kltrel evrelerden gelen drtlerle i dengesi etkilenen ve kendisi de bu evreler zerinde etkin olan organizma, sinirsel devreler tarafndan srekli olarak temsil edilir. Eer bu temsillerin ana konusu bedene bal bir organizma olmasayd bir tr zihnimiz olabilirdi belki; ancak, sanrm bu halen sahip olduumuzdan farkl bir zihin olurdu. Zihnin bedenin iinde olduunu sylemiyorum, beden beyne, yaam desteinden ve ayarlayc etkilerden ok daha fazla katkda bulunmaktadr diyorum; normal zihnin ileyiinin vazgeilmez bir paras olan bir ierik katmaktadr. (Damasio, 1994, s. 109). Damasio gibi Le Douxnun (1998) kanaatleri de dnyayla kurulan duygusal ilintilerin, biliin kkeninde yer ald ynnde. Le Doux ise Damasionun yukardaki zetini duyguya daha da fazla yer aarak ve her adm tanmlayarak geniletiyor:

N. Ekrem Dzen Bilisel lemler ve Duygusal zlemler Etkileimi Doktora Tezi 2006 The Interaction of Cognitive Operations and Emotional Monitoring PhD Dissertation

21

imdi artk, duygusal bir his* iin btn malzemelere sahibiz, duygusal bir tepkimeyi bilinli bir duygusal deneyime dntrecek her eye. Duyusal girdiler alan ve davransal, otonomik, ve hormonal tepkiler reten uzmanlam bir duygu sistemimiz var. Sregelen uyarclarn haberlerine tutunan kortikal duyu filtrelerimiz var. ksa-dnemli filtrelerin izini sren, uzun-dnemli bellekten bilgi getiren, ve ksaksa-dnemli filtrelerin ieriklerini, aktive olan uzun-dnemli anlar balamnda yorumlayan ilem bellei ileticimiz var. Kortikal uyarlmmz** da var. Son olarak, bedensel geribildirimimiz var duygusal tepki verme srasnda beyne dnen somatik ve gdsel bilgimiz. Btn bu sistemler birlikte altnda bilinli bir duygusal deneyim kanlmazdr. Baz bileenler var ve dierleri yokken duygusal deneyim yine de oluabilir, ortada ne olup ne olmadna bal olarak. imdi korku duygusu iin neyin gerekli neyin olmasa da olur olduuna bir gz atalm: Duygusal deneyimin baz ynlerinin ilem belleinde temsili olmadan bilinli korku duygusu hissiniz olmaz. lem bellei znel deneyimin, hem duygusal olanlarn hem de olmayanlarn, giri kapsdr ve bilinli duygusal hislerin olumasnda vazgeilmezdir. Amigdala aktivasyonu olmadan tam [btn] bir korku hissiniz olmaz. Korku oluturan bir uyarmn varl, buna karn amigdala aktivasyonunun yokluu karsnda (rnein, amigdalanz hasar grmse) bilisel glerinizi kullanarak buna benzer durumlarda ounlukla korku hissettiiniz sonucuna varabilirsiniz, ancak; amigdala girdilerinin, amigdala kaynakl uyarlmn, ve amigdaladan dolaan geribildirim oluturan bedensel tepkilerin ilem bellei iin nemi nedeniyle korku hisleri o an yoktur. ...-m gibi dngleri gibi bilisel mekanizmalar bunu belli bir lde telafi edebilir, ama tm olarak deil. Uyarlm sistemlerinin aktivasyonu olmadan sreen bir korku hissiniz olmaz. Bu, duygusal duruma yneltilen bilinli dikkatin srdrlmesinde temel bir rol oynar ve bunlarn katlm olmadan duygusal haller uucu-kacdr. Geici olarak uyarlabilirsiniz ama duygunuz oluur olumaz dalr. Yeni uyarclarn tm uyarlm sistemlerini aktive etmekle birlikte duygusal tepkilerin ve duygusal hislerin kalclnda zellikle nemli olan amigdala balantl uyarlm sistemleridir. Amigdalann tetikledii uyarlm sadece korteksi deil amigdalay da uyarr, bylece amigdalann uyarlm sistemlerini aktive etmesinin devamna yol aar ve duygusal uyarlmn dngsn yaratr. Bedenden gelen geribildirim olmadan ya da en azndan ...-m gibi geribildiriminin oluumuna yol aan uzun-dnemli anlar olmadan sreen bir duygusal deneyiminiz olmaz. Ama ...-m gibi geribildirimleri bile gerek hayat geribildirimleri tarafndan terbiye edilmelidir. Beden, duygusal bir deneyim iin hayatidir; ya bir duygunun u anda belirli bir ekilde hissedilmesi iin uyarclar salar ya da hangi belirli duygularn hislerinin, gemite neye benzediinin anlarn oluturan duyumlar daha nce bir kez salamtr.

Emotional feeling. Information. Retrieve. Executive. ** Arousal. Visceral.

N. Ekrem Dzen Bilisel lemler ve Duygusal zlemler Etkileimi Doktora Tezi 2006 The Interaction of Cognitive Operations and Emotional Monitoring PhD Dissertation

22

Amigdaladan kortekse dorudan yansmalar olmadan da duygusal bir hissiniz olabilir. Bu, ilem belleinin, hangi zellemi duygu sisteminin aktif olduunu bilmesine yardm eder, ama bu sadece dolayl olarak belirlenebilir. Yine de duygu, bu girdinin yokluunda, girdinin varlna kyasla daha farkl olacaktr. Ortaya karc* uyarclarn bilincinde olmadan o andaki, ortaya karc uyarclarn ksa-dnemli filtrede temsili olmadan ve ilem belleinde tutulmadan duygusal bir hissiniz olabilir. ... Fark edilmeyen uyarclar ya da kendileri fark edilen fakat dourgular fark edilmeyen uyarclar duygusal davranlar ve gdsel tepkileri bilind olarak tetikleyebilir. Byle durumlarda, ilem belleindeki uyarc ierii, sonuta oluan uyarlm ve geribildirim tarafndan oaltlr; bu durum uyarlm ve dier bedensel hisleri ilem belleinde o anda var olan uyarcya atfetmenize neden olur. te yandan, ilem belleindeki uyarc amigdalay tetiklemedii iin durum yanl tehis edilecektir (burada Schachter ve Singern deneklerini hatrlyoruz; bu denekler yapay olarak uyarlm ve uyarlmlarn yanl ekilde evrelerine atfetmilerdir). Eer ilem belleini zellikle igal eden bir ey yoksa hislerinizin anlalmad bir durum iinde olursunuz. Duygular bilind olarak ilenen uyarclar tarafndan tetiklenirse daha sonra dnp bu duygular zerine dnemez ve bunlarn niye ktn hibir doruluk derecesinde aklayamazsnz. Bilisel deerlendirme kuramlarnn birincil varsaymlarnn tersine, duygunun ekirdei iebaksal olarak eriilebilir bilinli temsiller deildir. Hisler bilinli ierik ierir, ama bizim bu ierikleri reten ilemlere bilinli eriime sahip olmamz zorunlu deildir. ebaksal eriime sahip olsak bile duygusal tepkiyi ilk elde tetikleyenin bilinli ierik olmas ihtimali pek yoktur. Duygusal tepkiler ve bilinli ierik, her ikisi birden, bilind olarak ileyen zellemi duygu sistemlerinin rndr. (Le Doux, 1998, sf. 296299).

Bylece, buraya kadar rneklemeye altmz zihinsel izleme mekanizmasnn doas ve ileyiine ilikin almalarn ortak ve genel ynlerini aadaki gibi zetlemek mmkn grnmektedir. 1. Zihin, yalnzca etken ilem yapan bir yap deil, ilem mekanizmasyla ayn anda ve iie olarak bu ilemleri etken olarak izleyen bir izleme mekanizmasna da sahiptir. Dier bir deyile zihin, ileme ve izleme mekanizmalarnn birlikte oluturduu bir yapdr. 2. Zihin, izleme faaliyetini, balca duygu araclyla gerekletirir. Dier bir deyile, izleme ilemini duygu gerekletirir. Bu noktada duygu, bir duygusal bilgi ileme mekanizmas olarak ele alnmaya uygun hale gelmektedir. Duygusal bilgi ileme mekanizmasnn ana ii, izlemedir. Artk, bilisel ilem-duygusal izlem mekanizmasnn ileyiine daha yakndan bakabiliriz.

Eliciting.

N. Ekrem Dzen Bilisel lemler ve Duygusal zlemler Etkileimi Doktora Tezi 2006 The Interaction of Cognitive Operations and Emotional Monitoring PhD Dissertation

23

1.7 Bilisel lemler-Duygusal zlemler Etkileimi Bu blm, bilisel ilem-duygusal izlem mekanizmasnn grgl ileyii ve bu ileyiin grgl sonular zerinde, nceki blmlere gre daha ok durmay amalamaktadr. Bu nedenle bu etkileime ilikin verilecek rnekler daha ok uygulama alanlarndan seilmitir. Dier alanlardan gelen bulgular ve/veya kavramsal almalar, grgl sonularn deerlendirmelerine katkda bulunacak ekilde derlenmitir. Bunda ama, duygusal ilem-bilisel izlem mekanizmasna ilikin grgl veri elde etmeyi hedefleyen bu almann grgl altyapsn sergilemeye almaktr.

1.7.1 Duygusal izlemin bilisel ileme ncelii Seagere gre (2002), duygular en temelde, dnyada her ne ile etkileirsek, bu etkileimin abuk ve hatta bazen bulank bir deerlendirmesini yapmaya yarar. Neyin ne olduunu anlamadan nce, eylerin olumlu, olumsuz, ya da ntr olduunun belirlenmesi gereklidir. Gereklidir, nk hayatidir. Ardndan yaplacak bir ilem yoksa deerlendirme bounadr. Ayn ekilde, nereye ne ekilde ynleneceini bilmeyen bir ilemi balatmak da bounadr. Dolaysyla, deerlendirmenin eylemle btnletirilmesi doann birinci nceliklerindendir. Ancak, deerlendirme olmadan eylem yokluu ve eylem ynelmesi olmadan deerlendirme yokluu halkalanmas, eylemin deerlendirmeye zorunlu olarak bal olduu, dier deyile deerlendirmenin ncelii gereini glgelememelidir. En azndan balangta, deerlendirme sonucu davranyoruz, davranma sonucu deerlendiriyor deiliz. Deerlendirme sonucu oluan davranlar ancak yine deerlendirme sonucu bir girdi haline gelebilir. Bu durum, davranma sonucu deerlendirme ile kartrlmamaldr. Seager, deerlendirmenin eylemden nce geldiini Capgras sendromu rneiyle aklyor. Capgras sendromlu kiiler yaknlarn (anne, baba, karde ya da e) yaknlar olarak deil birer takliti (ikiz ya da klon) olarak tanmaktadrlar. Seager, Capgrastan bu yana bu sendromun yz alglama/tanma sistemiyle duygusal tepki sistemi arasndaki bir tr kopukluktan kaynakland dnlmekte olduunu belirtiyor. Seagerin zetlediine gre, kiinin yaknlaryla etkileiminde olaan olarak ortaya kan duygusal tepkiler Capgras sendromlu kiilerde grlmemektedir ve sinirbilim hipotezleri bu kiilerin beyinlerinin yz tanma blgesiyle amigdalas arasnda bir balant kopukluu olduu ihtimali zerinde durmaktadr. Seagere gre ise, nrolojik ayrntlar her ne olursa olsun Bilin Temsili Kuram,* duygusal bilin kavramnn Capgras sendromunu aklayabildiini belirtmektedir. Buna gre Capgras sendromu bir bilin hasardr. Burada, kiinin yaknlarnn temsiline ilikin deerlendirme bileeni yoktur (ya da bir biimde bastrlmtr) ve kii grsel olarak aynln hi pheye yer brakmadan teslim edebildii halde o kiinin o kii olduunu hissetmemektedir. Capgras sendromlu kiilerin, yaknlarnn yaknlarna benzerliini teyid ettikleri halde duygusal tepki veremiyor olmalarnn stesinden gelememeleri son derece arpcdr. Bu durum, duygusal deerlendirmenin bilincin temelinde olduunun gstergesidir. Dier her ey bu deerlendirme etrafnda uygun ekilde kmelenmek durumundadr. Algdan doru gelen bilin, deerlendirmeden doru gelen bilincin hizmetindedir. Zihin, alg ne kadar gereki ve kesin olursa olsun buna uygun olmayan bir duygusal deerlendirme olmadka algy reddetmektedir. Bylece Capgras sendromlu kiiler yaknlarnn asl yaknlarnn birer kopyas olduunda srar etmektedirler.

Representational Theory of Consciousness (RTC).

N. Ekrem Dzen Bilisel lemler ve Duygusal zlemler Etkileimi Doktora Tezi 2006 The Interaction of Cognitive Operations and Emotional Monitoring PhD Dissertation

24

Capgras sendromlu kiilerin nasl olup da yaknlarn birer kopya olarak hissettikleri ise ayr bir muamma. Burada, kopya olarak da olsa alglama bilinci yerinde olduuna ve alglama bilincinin (ve her bilisel bilincin) kkeninde duygusal deerlendirme bulunmas gerektiine gre, kopya algsnn olumasnda da bir tr duygusal deerlendirmenin zemin oluturmas gerekir. Oysa Seager bu kopya algsna ait histen sz etmemektedir. ncelemeye deer olan, Capgras sendromlu kiilerin alglaryla hisleri arasnda bir kopukluk olmayabilecei, bunun yerine, alglaryla kopya olarak hissetme arasnda, tuhaf bir balant oluuyor olabileceidir. Bu durum rahatlkla nc bir koulla (rnein Lacann tm zihinsel yaplanmann bir tr paranoid yaplanma olduu gryle ilgili olabilir (bkz. Nobus, 2000). lgin olan, Capgras sendromlu kiilerin kopya algsn belirleyen kopyaym gibi hissetme halinin, bilii hala ncelemek zorunda olduudur. Aksi takdirde bu hastalarn grdkleri kiilerin yaknlarna tpatp benzeyen kopyalar olduunu bildirmeleri mmkn olamazd. Bir kez daha, bedensel (dolaysyla duygusal) deerlendirmenin, ister patolojik ister normal olsun, bilisel deerlendirme iin n koul olma durumuyla kar karyayz. Normal ve normal olmayan alglamalar bir de bu adan, normal ve normal olmayan duygusal deerlendirme asndan ele almak baz psikopatolojilere bakmz etkileyebilir ve bize yeni aratrma yollar gsterebilir. Felsefi adan verimli ancak olduka tartmal bir konu olan zihin-beden problemine ok fazla yaklamadan, duygusal deerlendirmenin nceliini ve esas unsur olma durumunu, bir btn olarak bedenin ie ynelik deneyimleme* zelliini hesaba katarak ele almak bu tartmay bir para daha aydnlatabilir. Duygusal bilin kavramnn henz kabul edilebilecek kvamda olmad ynndeki eletirileri literatrn klasiklerine bavurarak ve daha az kkrtc terimler kullanarak gsleyebilir, dahas bu eletirileri de birer katk olarak deerlendirebiliriz. Eugene Gendlin (2000) bu tartmaya, duygusal deerlendirme nceliinin birinci kii sreciyle ilgili olduu grn ileri srerek katlyor. Gendlin, bir yandan felsefenin indirgeyici yaklamna kar karken dier yandan psikolojinin zihin srelerini bir dizi saysal gstergeye dntrmesinin sakncalarna dikkat ekiyor. ki ayr kavramsal dizgeden hareket eden fizyoloji ve psikolojinin, bu ayr kavramsal dizgeler var olduka aslnda ayn eyden konuuyor olamayacaklarnn altn iziyor. te yandan, psikolojinin kendisini fizik ve felsefe tarafndan kabul edilebilir hale getirme srecinde bavurduu saysal gstergeleme abalarnn zihin/beden tartmasn daha da karmaklatrarak srdrmekten te bir ilevi olmayacan vurguluyor. Bu sakncalardan hareketle Gendlin, zihin/beden probleminin psikolojinin btncl kavrayna ynelik olas ketlemelerinin nn almak iin birinci kii sreci kavramn ne karyor. Gendlinin birinci kii srecinden anlad, bir anlamda Damasionun sz ettii bedensel deerlendirme ve Seagerin sz ettii duygusal deerlendirme/duygusal bilin kavramlarn tamamlyor. Gendlinin kavramsal tartmalar olduka zihin ac ve dnce kkrtc. Ancak baz grgl saptamalar da edeerde arpc. ncelikle, davran kararlarmz, bilinli olarak farketmemizden nce bedenimizin bildiini rneklendiriyor: Topluluk nnde bir konumaya yapmaya hazrlanrken kendini rahat ve neyi nasl syleyeceini bilme konusunda gvenli hisseden, yapaca konumay nceden kelime kelime hazrlamaya ihtiya duymayan bir konumac; ya da, kelimelerini tek tek semi ve not etmi olsa dahi konumasnn bir tr felaket ya da skandalla sonulanacan hisseden konumac. Girecei bir snavdan nce snav srecini iyi geireceini ve snav performansnn da olumlu olacan adeta nden kestirebilen renci; ya da, yeterince hazrlanm olsa da snav srecini kt geireceini ve sonucun mutlaka olumsuz olacan nden hisseden renci. Uuunun ok baarl olacan syleyen ya da bir nedenle o gn umann uygun olmadn hatta mmkn olmadn syleyen (ve bu nedenle herkesin sanki uu teknik nedenlerle mmkn deilmiesine mazeretini kolaylkla kabul ettii) pilot.
*

Inwardly experienced body. First person process.

N. Ekrem Dzen Bilisel lemler ve Duygusal zlemler Etkileimi Doktora Tezi 2006 The Interaction of Cognitive Operations and Emotional Monitoring PhD Dissertation

25

Bu rneklere, ilerinde/mesleklerinde uzmanlam kiilerin bir bakta anlama zelliklerini de ekleyebiliriz: Hastasnn ayann durumundan; endieli olup olmadn, hayatnda yeni bir ey yapmak zere olup olmadn ya da o sralarda rahatnn yerinde olup olmadn anlayabilen doktor. Arabann motoruna sadece birka saniye gz attktan sonra daha ileri tetkikler yapmadan arzann nerede olduunu ve nasl giderilebileceini syleyen tamirci. Mterisinin ayakkabsndaki amur katmanlarna bakarak hangi yollardan getiini ve nerelere uradn geriye doru izleyebilen Sherlock Holmes (Doyle,2002). Gendline gre bu hissetmeler, ortaya koyduu rneklerden de anlalaca zere, yalnzca duygunun biliin znde ve iinde yer aldn gstermekle kalmyor. Yine bu hislerin ve duygulanmlarn, deneyimi deneyimleyen birinci kii sreci tarafndan gzlendiini gsterdiini belirtiyor. Burada karmza bir kez daha zihinsel ileyiin benlik etrafnda rgtlendii ve duygunun bir tr izleme ilemi olduunun ipular beliriyor. Bylece Gendlin, Damasio ve Seagerle duygunun nceliinde; Ellis, Prinz, ve Markusla kendini dzenleyen dizgeler grnde birleiyor. Gendlinin verdii grgl rneklere deneysel kantlar sunan aratrmaclarn banda yine Damasio ve ekibi geliyor*. Bu ekibin arpc almalarndan biri (bkz. Bechara ve di., 1997) normal deneklerle prefrontal hasar nedeniyle karar verme bozukluklar bulunan deneklerin strateji seimlerini karlatryor. dl ve ceza kartlarnn ekilebildii destelerle oynanan bir kart oyununda normal deneklerin ounun ok ksa bir sre iinde (ilk yirmi ekimin sonuna doru) baz destelerden kart ekerken tahminleyici deri ileti tepkisi (DT) rettikleri ama prefrontal hasarl grubun byle bir tepki retmedii grlm. Yirmi kart ekildikten sonra deneklere, (i) Bu oyunda ne olup bittii hakknda aklnza ne geliyorsa syleyin; ve (ii) Bu oyuna dair ne hissediyorsanz syleyin; denmi ve yantlar alnm. Bu sorular her 10 ekimde bir tekrarlanm. Sekseninci ekimde normal deneklerin ounun dl ve ceza kartlarnn destelere nasl daldn deifre ettikleri anlalm. Byle bir deifrede bulunamayan normal deneklerin yine de avantajl destelerden kart ekmeye zen gsterdikleri, dezavantajl destelerden kandklar ve DT retmeye devam ettikleri gzlenmi. Dahas, prefrontal gruptan sistemi deifre edebilen az sayda denein bu farkndala ramen normal deneklerdeki gibi deste seiminde bir ayrtrmaya gidemedikleri ve bu noktadan sonra bile DT retemedikleri saptanm. Bechara ve di.nin almas, duygusal tepkinin farkndalkla verilen tepkileri nceledii grne kuvvetli bir veri daha salyor. Aratrmaclar, bu bulgular nda u sonuca varyorlar: Karar gerektiren bir durumun duyusal temsili, paralel fakat etkileim iinde balca iki dizi olay tetikliyor. Bu olay dizilerin ilkinde, ya durumun duyusal temsili ya da ya da sonular bildirimsel olmayan ama denein benzer durumlara ilikin nceki duygusal deneyimleriyle ilgili n-bilgilerini tutan sinir sistemi sistemi harekete geiriyor. Ortaya kan bilinli-olmayan sinyaller, bilisel deerlendirme ve akl yrtme devreleri zerinde rtk eilimler olarak etki ediyor. Bylece destelerin nasl ayrtn bilinli olarak deifre etmeden nce dahi baz desteleri tercih ederken dierlerinden kanmak mmkn hale geliyor. Olay dizilerinin ikincisinde ise durum temsili, (i) ne olup bittiinin ak farkndaln (rnein eitli tepki seeneklerinin ve gelecekteki muhtemel sonularn) ve (ii) akl yrtme stratejilerinin olgulara ve seeneklere uygulanmasn retiyor.
*

Bu tr kantlara iletiim literatrnde de rastlamak mmkndr. rnein Dillard ve Peck (2001) kamu yararna ynelik belirli konularda bilgilendirme ve ikna etme almalarnda, ikna olmaya yol aan asl unsurun duygu olduunu gsteriyor. Kamu yararna ynelik mesajlar esas olarak bilisel sreleri (farkndalk ve bilinli davranlar) hedeflemitir (alkoll ara kullanmayn, bebekleri banyoda tek bana brakmayn, egzersiz yapn vb.). Oysa aratrmaclar, kiilerin ikna olmalarnn bilisel ierikten ok ilgili mesajlarn hangi duygulara karlk geldii ve bu duygularn yaplanma biimiyle (ikili: olumlu-olumsuz veya ayrk: temel duygular) ilgili olduunu bulgulamtr. Anticipatory skin conductance response (SCR). Dispositional knowledge.

N. Ekrem Dzen Bilisel lemler ve Duygusal zlemler Etkileimi Doktora Tezi 2006 The Interaction of Cognitive Operations and Emotional Monitoring PhD Dissertation

26

Bechara ve di.e gre eldeki veriler, normal deneklerdeki rtk eilim atelenmesinin ak akl yrtme srecini ncelediini gsteriyor. rtk eilimler akl yrtme srecine ibirliki olarak katkda bulunuyor olabilir. Baka bir deyile, bu rtk eilimler kendi balarna karar veriyor deiller; ancak, bilinli kararlar iin gerekli bilgi ve mantn etkili ilenmesini kolaylatryorlar. Sonu olarak, bu almada elde edilen otonom tepkiler, karmak bir bilinli-olmayan iaret ileme srecinin varlna iaret ediyor. Bu bilinli-olmayan iaretleri nceki kiisel deneyimlere eriimin yanslar olarak grmek mmkn. nceki kiisel deneyimlerin; zellikle dl, ceza, ve bunlara elik eden duygusal durum tarafndan biimlendirilmi olmas ise kuvvetle muhtemel. Seager, Gendlin ve Damasio ekibinin gerek kavramsal tartmalar gerekse grgl rnekleri ve bulgular; (i) duygusal deerlendirmenin bilin oluumunun temelinde yer aldn (duygusal deerlendirme ve bilisel deerlendirmenin etkileim iinde mekanizmalar olduunu), (ii) duygusal deerlendirmenin birinci elden deneyimi deneyimleyen kiinin n yatknlklaryla ilgili olduunu (benlik kendini dzenleyen dizge evresinde kmelendiini ya da rgtlendiini) ve (iii) biliin duygulanm, duygulanmn da bili oluumunda birbirlerini karlkl etkileyerek oluturduklarn (ynelmesiz bili, bilisiz ynelme olmadn, ancak ynelmenin ncel olduunu ve bu ncelliin hem kiinin duygusal tarihesinden hem de tre zg davranlarndan organizmann, etkiletii durumu olumlu, ntr, ya da olumsuz olarak deerlendirmesinden kaynaklandn) gstermektedir. Bu tartma izgisi, Zajoncin (1980) orijinal hipotezleriyle ilgili tartmalar bir de bu gzle yeniden ele almamz tler gibidir. Prinz (2002) ve Ellisin de (2000) tartt gibi Zajonc duygusal tepkilerin minimum uyarcyla elde edilebileceini belirtmitir. Bu gr bir yanda destekiler bulurken dier yanda ciddi phe ve itirazlarla karlamtr. Bu gre kar kanlar ncl bilisel deerlendirme olmakszn duygunun aa kamayaca grn korumaya almtr. Murphy ve Zajonc (1993), Zajoncin ilk almasn daha ileri gtrerek ortaya kan erken bir duygusal tepkinin bilisel sistem (zel olarak, bilisel deerlendirme) tarafndan nasl ve nelere bal olarak artp srdn ya da azalp seyreldiini gstermeye almtr. ince ideogramlar tarafndan maskelenen yz fotoraflarnn kullanld bir seri almada aratrmaclar, sunum srelerini deiimleyerek, gerek holanmama-holanmama gerekse iyi-kt deerlendirmesinin bilisel deil duygusal deerlendirmeler olduunu gstermilerdir.* Bu noktaya kadar derlenen bulgular Zajoncun (1980) zgn hipotezlerinin daha incelikli desteklenmesi anlamna gelmektedir. Aratrmaclar bu izgiyi izleyerek bu duygusal deerlendirmeler zerine ina edilen bilisel deerlendirmelerin srdrlme ya da seyreltilme koullarn incelemitir. Olumlu, ntr, ve olumsuz yz ifadelerini kullandklarnda, olumlu ve olumsuz yz ifadelerinin dorudan etki gsterdiini ancak ntr yz ifadelerinin, uyarclarn belirli zelliklerine bal olarak (byklk, simetri, ve cinsiyet) etki gsterdiini bulgulamlardr. Dahas, duygusal deerlendirmelerin, deneklerin farkndalk eiklerinin altndaki sunum srelerinde gl bir ekilde ortaya karken farkndalk eiklerine yakn srelerde zayf olarak belirdiini gzlemilerdir. Bu bulgular btncl olarak deerlendiren aratrmaclar u yorumu yapmtr: Balangtaki uyarcy izleyen uyarclar, ilk duygusal deerlendirmeye yol aan uyarmla uyumlu ise duygusal deerlendirme kuvvetlenerek srmektedir; dier yandan, balangtaki uyarcy izleyen uyarclar ilk duygusal deerlendirmeye yol aan uyarmla uyumlu deilse duygusal deerlendirme zayflayarak seyrelmektedir. te buras, duygusal deerlendirmeyle bilisel deerlendirmenin i ie gemeye balad alandr.
*

Murphy ve Zajonc bu alma dizisinde, sunum sresi snrl herhangibir uyarcnn srf sunum sresinin ksal nedeniyle duygusal deerlendirmeye yol ap amadn da test etmilerdir. Ayn sunum sreleri ve ayn maskelerle duygusal yk ntr olan malzemeler kullanldnda (geometrik ekiller) duygusal deerlendirme olumadn gzlemilerdir.

N. Ekrem Dzen Bilisel lemler ve Duygusal zlemler Etkileimi Doktora Tezi 2006 The Interaction of Cognitive Operations and Emotional Monitoring PhD Dissertation

27

Bu almann kulamzdaki yanss, Anandalakshmynin (1997) baka bir kavramsal ereveden yola karak ne srd amlamay daha iyi iitmemize yol ayor. Anandalakshmy, bili ve duygu arasnda gerek bir tansiyon bulunmadndan, esasnda bu iki sistemin birlikte ve dengeli ekilde birbirini tamamlamasndan sz eder. Bununla birlikte, bu ikisinin arasndaki uyum ve dengeye verdii neme ramen, Damasiodan hareketle, duyguyu biliin esas bileeni kabul ettiini aka belirtmekle kalmaz, duygu yoksa bili de yoktur demekten kendini alamaz. Bu noktada Anandalakshmy, Charles Darwinle ilgili nkteli bir anektod aktarr. Darwin, krk yalarnda, tand gen bir kadnla evlenip evlenmemeyi tartmaktadr. Sistematik olmaya alk ve eitimli bir kii olarak evlilik lehinde ve aleyhindeki grlerini bir liste halinde hazrlar. Bu listede evlilik aleyhinde on be madde varken lehinde sadece drt madde vardr. Listeyi dikkatlice inceledikten sonra ise evlenmeye karar verir. Aka, duygular Damasionun terimleriyle bedensel imleyicileri kendisine almtr! Buna ayn zamanda, Murphy ve Zajonc tarafndan ne srlen, erken duygusal tepkilerin bilisel sistem tarafndan balangtaki duygusal deerlendirmeyle uyumlu srdrlmesi de diyebiliriz. Murphy ve Zajonc, bu birlikte almayla kuvvetlenen ya da zayflayan alg deerlendirmelerine yzer-gezer kayg* rneini vererek aklk kazandrmaya alyor. Yzer-gezer kayg olarak adlandrlan durum, kaynan ve hedefin hastann farkndalna erimedii bir durumdur. Bir duygusal durum, ne kadar ok bilisel ilinti ve deerlendirmeyle elenikse k ve adresi o kadar belirgindir. (Bunlar, te yandan, nesnel bir gereklie karlk gelme anlamnda doru olmak zorunda deildir.) Bir adresin belirlenebilecek olmas, duygusal tepkinin yer deitirme ya da yaylma olasln azaltr. Bilinli olmayan duygu, yaylabilme zellii nedeniyle, ilgisiz uyarclar zerine dalarak dklr. Ynlendirilmi bilisel ilintiler, duyguyu belirtik hedefler zerine odaklayarak snrlar koyabilir, bylece yer deiimini nler. Bu durum, ksa *sunum+ sreli duygusal hazrlamann yeni hedef uyarclarna ilikin anlaml kaymalar retirken, normal *sunum+ sreli duygusal hazrlamann bu kaymalar retmemesini aklayabilir. (Murphy ve Zajonc, 1993, s. 736) Bu noktada, tm bu almalar bir adm ileri gtrerek sadece biliin deil farkndaln da duygusal yaplanma zerine kurulu olduunu gstermeye alan aratrmalardan sz etmeliyiz. Princetonlu bir grup aratrmac (Pessoa ve di., 2002) son zamanlarda dikkatin duygu merkezli bir seicilie sahip olabileceini gsteren bulgular zerinde alyorlar. Var olan literatr, duygusal uyarclarn beyin blgelerini otomatik olarak aktive ettiini ve dikkat kontrolnden byk lde bamsz hareket ettiini gsteriyor. Oysa Pessoa ve arkadalar, duygusal ierikli uyarclarn da dier ntr ierikli uyarclar gibi, otomatik olarak deil dikkat kontrol altnda ilendiini, sinirsel altyap aktivasyonunun belirli dikkat seilimleri tarafndan ynlendirildiini saptamtr (kapsaml bir tarama iin bkz. Taylor ve Fragopanagos, 2005). Bu aratrmaclara gre, ntr uyarclar sz konusu olduunda, birbiriyle yaran iki grev varsa ve grevlerden biri tm dikkati istiyorsa dier greve ilikin alg olumayabiliyor. Oysa sz konusu olan duygusal ierikli bir grevle yaran ntr ierikli bir grevse, ntr ierikli grev, bilinen parametrelere gre tm dikkati alsa dahi duygusal ierikli uyarclara ilikin alg olumaya devam ediyor. Bu durum zellikle duygusal ieriin yn negatif ise daha da gl olarak beliriyor.

Free-floating anxiety. talik, aratrmacnn. Priming. Taylor ve Fragopanagos bu almalarnda Pessoa ve ekibinin almalarn da deerlendirmektedir.

N. Ekrem Dzen Bilisel lemler ve Duygusal zlemler Etkileimi Doktora Tezi 2006 The Interaction of Cognitive Operations and Emotional Monitoring PhD Dissertation

28

Bu bulgulardan yola karak, dikkat srelerinin duygusal ierikli uyarclara bir tr ncelik tandn ve ancak asgari (eik) ncelik geildikten sonra dier uyarclara dikkat datldn sylemek mmkn hale geliyor. Dier bir deyile, imdiye dek duygusal uyarclara ilikin otomatik kabul edilen aktivasyonlarn aslnda otomatik olmad, bu aktivasyonlarn da dikkat kontrolnden getii, stelik buradaki dikkat kontrolnn uyarcnn duygu yk ve ynne duyarl olduu anlalyor. Pessoa ve di., bu duyarlln sinirsel altyapyla korelasyonlarna da dikkat ekerek lezyon yaplanmasnn ve ilgili lezyonlarn ilevlerinin duygusal ierikli uyarclara ncelikli dikkat vermeye elverili olduunun altn iziyor. Burada tekrar Zajonc izgisindeki almalarn bulgularnn sinirsel altyaplarla korelasyon gsterdiini izliyoruz. Bu noktada, duygusal izlemenin kaynaklarna ve rolne grgl adan bakacak izgiyi yakalam olduumuzu umuyoruz. 1.7.2 Duygusal zleme ve ronik Zihinsel Sreler Bu blmde Daniel Wegner ve alma arkadalarnn, ironik zihinsel srelerle* ilgili almalarn ele alacaz. Bu almalarda Wegner, (Wegner, 1994, 1997, 2000, 2003; Wegner ve Schneider, 2003; Wegner, Ansfield ve Pilloff, 1998; Wenzlaff ve Wegner, 1998, 2000) saknan gze niin p battnn zihinsel aklamasn salamaktadr. Wegner, saknan gze p batmasn esas olarak bilisel terimlerle, dnsel bastrma ve yapmama yapmama terimleriyle aklamaktadr. Ancak, bu bilisel aklamann, duygunun teknik anlamda esas bileen kabul edilmesiyle mmkn olduunu, duygu esas bileen kabul edilmedike ironik zihinsel srelerin aklanamayacan vurgulamaktadr. Wegner, yapmama davrannn duygusal bir zemini olduunu ve zihnin duygusal izleme sreci olmakszn yapmamaya niyet edilen davrann niin tam da o davrann yaplmasyla sonulandnn anlalamayacan aklamaktadr (ayrca bkz. Renaud ve McConnell, 2002). Wegner, zihinsel izlemenin doasna ve ileyiine ilikin grgl sorulara grgl veriler salayarak bu izlemenin duygusal bir izleme olduunun anlalmasnn yolunu amaktadr. ronik sreler teorisine gre ... zihinsel kontrol ... iki srecin etkileimiyle salanr *bir yanda+ bilinli, uraml, ve kesintili** olan amal bir ileme sreciyle ve *dier *dier yanda+ bilind, daha az uraml, ve kesintisiz olan ironik bir izleme sreciyle. leme sreci, ulalmaya allan zihinsel kontrol, arzu edilen zihinsel durumla uyumlu zihinsel ierii salayarak gerekletirir; bu sre, rnein kii bir dnceyi bastrmaya alrken datc dnceleri ya da uyumaya alrken yorgunluk iaretlerini arar. te yandan izleme sreci, arzu edilen zihinsel durumun oluumunu engelleyen *ya da bozan+ zihinsel ierik iaretlerini arar. zleme, dnce bastrma rneinde, bastrlacak dncenin peindedir. Uyumaya alma rneinde ise uyanklk hali iaretlerinin peindedir. (Wegner, 1997, sf. 148).

ronik zihinsel sreler, saknan gze p batmas rneinde olduu gibi kiinin olmasn diye bilinli ve zel nlem ald durumlarda nlenmeye allan durumlarn gereklemesi srecini ifade etmektedir. Bilisel ilemler ve duygusal izlemler etkileiminde duygusal izlemlerin bilisel ilemlere denk olduunu ve bu etkileimin, davrann amal ya da ynelmi olmas balamnda gerekletiini gstermesi bakmndan bu almann ileri srmeye alt sav desteklemektedir. Thought suppression. Undoing. Effortful. ** Interruptible. Operating process. Ironic monitoring process.

N. Ekrem Dzen Bilisel lemler ve Duygusal zlemler Etkileimi Doktora Tezi 2006 The Interaction of Cognitive Operations and Emotional Monitoring PhD Dissertation

29

Herhangi bir bilisel i srasnda bu iki sre daima birliktedir. rnein sigaray brakmay dnen bir kii, sigaray brakmaya engel olabilecek datclara ynelik olarak nemli miktarda bilinli bir uram iinde olacaktr. Bu strateji ie yarayabilir ve kii sigarayla ilgili olmayan dncelerle megul olabilir. te yandan buna paralel izleme sreci, bilind olarak sigarayla ilgili anlar ve evresel ipularn taryor olacaktr. zleme bu anlara ve ipularna rastladka bunlar bilince kacak ve bilinli ileme (sigarayla ilgili olmayan i ve dncelerle meguliyet) yeniden devreye girecektir. Bu sre bylece ileyerek sigarayla gitgide daha az megul olma hedefine ynelik almaya devam edecektir. zlemenin ironik bir sre olmas ise istenmeyen dncelere eriimi kolaylatrmasndan gelmektedir. Sigaray brakma rneinde, sigarayla ilgili tm evresel ipular (reklamlar, kl tablalar, sigara ien kiiler) izleme tarafndan belirgin ekilde saptanacaktr. leme sreci, yeterli zamana ve enerjiye sahip olduu srece, sigara dncesinden uzak durmay baarabilir. Normal koullarda ileme srecinin izleme srecine gre daha baskn olduu sylenebilir. Ne var ki zihinsel yk arttnda ve zerinde ilem yaplacak iler oaldnda (yorgunluk, stres, alkol ve dier maddeler, sigaray artrabilecek genel ve kiisel anlar, bu anlarn tetiklenmesine yol aan yaantlar, vb.) bu kez izleme, ilemenin nne geecek gce ular. zleme sonucu ulalan ipular bilince kar ve ileme srecinin ilemesine sunulur. Oysa bu gibi durumlarda ileme srecinin artk hedefe uygun ileme yapacak koullar zayflam, buna karn hedefle ilgili olumsuz ipularna eriimi artmtr. te tam burada, ilemenin iini yapamayaca bir durumda, izleme tarafndan bilince karlm uyarclar, balangta hedeflenen kontroln tam tersine yol aarak en istemeyen sonucun zeminini hazrlar. Zihinsel kapasite azald ve ileme sreci snrland zaman, izleme tarafndan sunulan duyarllk, istediimizin tam tersini yaratabilir. Zihinsel yk altnda, zihinsel kontrol salama abalar izleme srecini serbest brakr; yle ki bu izleme sreci sadece zihinsel kontroln salanp salanmadn aramakla kalmaz, bu kontroln yitirilmesinin sebebi de olur. Yitirilen kontrolle ilgili dncelerimiz ya da duygulanmlarmz bazen onlar bilince armaya yeterli dzeye gelir ve istenen kontrol yolundan evirerek tam olarak tersine bir hatayla sonulanmasna yol aar. (Wegner, 1994, sf. 35). zetle, Wegnerin modeline gre zihinsel kontrol srasnda arzu edilenin tersinin olumasnn nedeni (a) kesintisiz olarak hedefe yeniden ynlendirme yapan bir izleme mekanizmasnn varl ve (b) zihinsel yk nedeniyle kesintiye urayabilen ilem mekanizmasn izleme tarafndan saptanan ve zihinsel kontroln arzu etmedii unsurlara maruz kalabilmesidir. Wegner, izleme roln ilk elde dorudan duygu mekanizmasna atfetmez; bundan daha iyisini yapar: izleme mekanizmasnn grnmleri bilisel olsa da kaynann ancak ve sadece duygu mekanizmas olabileceini gsterir. stelik Wegnerin dnme izgisi, psikopatoloji ve psikoterapinin pek ok kavram ve urann bu bak asyla bir kez daha ele alnmasnn ok verimli sonular dourabileceine de iaret etmektedir. leme ve izleme srelerinin her ikisi de tek ve ayn insan zihninde olmaktadr, dolaysyla zihinsel kapasiteye eriim iin birbirleriyle rekabet halindedirler. leme sreci genel olarak izleme srecinden ok daha fazla kapasiteye ihtiya duyar, bu nedenle ek kaynak kullanma zerine bir rekabet, izleme srecinden ok ileme srecini etkileyecektir. Zihinsel kapasiteyi zorlayacak durumsal ya da yapsal snrlamalar izleme srecinden ok ileme srecini ketleyecek ve bylece zihnin ironik srelerinde arta yol aacaktr. E-zamanl bilisel ykler ya da zaman basks da tpk duygusal ya da stres-kaynakl zihin meguliyetleri gibi bu trden bir etki yapacaktr. (Wegner, 1994, sf.40).

N. Ekrem Dzen Bilisel lemler ve Duygusal zlemler Etkileimi Doktora Tezi 2006 The Interaction of Cognitive Operations and Emotional Monitoring PhD Dissertation

30

Wegnerin grgl veri elde etmede uygulad deneysel yntem, bilisel yk arttrarak ironik izleme srelerini aa karmaya dayanmaktadr. Bu ynyle, bilisel ierii azaltarak duygusal izlemeyi incelemeye alan aratrmalardan radikal olarak ayrlmaktadr. Zihinsel kontrol literatrnn nc ve popler isimlerinden biri olduu halde bili-duygu etkileimi almalar arasnda hak ettii yeri henz almam olmasnn nedeni belki biraz da kulland yntemdir. Ne var ki ulat sonular, ortaya kan ironik izleme srecinin bir duygusal yapnn faaliyeti olduunu gstermektedir. eitli yntemlerle bilisel yk arttrarak ironik zihinsel izlemeyi aa karan Wegner, ironik zihinsel izleme hesabna dorudan ya da dolayl bir dizi duygusal tepki elde etmitir. Bilisel yk arttrmak amacyla eitli ifadelerin dnlmemesi grevlerini kullanan Wegner, hemen her seferinde, iinde bir tr duygusal stres barndran (obsesif, depresif, endieli, vb.) llebilir duygusal tepki elde etmitir (kapsaml bir zet ve grgl bulgularn tartmas iin bkz. Wegner ve Zanakos, 1994). Bu sonular henz duygusal bilgi ileme, duygunun bilie ncelii, ya da duygusal farkndalk erevesinde deerlendirilmi deildir. Ancak bu ynde deerlendirildikleri durumda elimize ok yararl bir ara geecei aktr. 1.8 Aratrmann Amac Buraya dek szn ettiimiz duygunun amal farkndalkla ilikisi, bilie ncelii, ve izleme srecini oluturmadaki etkin bileen olma haliyle ilgili almalar, bilisel ilem-duygusal izlem mekanizmasnn grgl ileyiinin niin daha yakndan incelenmesi gerektiinin gerekelerini de barndrmaktadr. Zihinsel ileyite duygunun rolnn yeniden ele alnp deerlendirilmesi ve ilevlerinin aratrlmas yalnzca bilimsel merakmz gidermekle kalmayacak bir nem ve anlam tamaktadr. Bilisel ilem-duygusal izlem etkileimine ilikin almalar bili, duygu, ve bilin alanna kuramsal katk yapmann yan sra uygulama alanlarna da kullanlabilir ipular salayabilecek potansiyele sahiptir. rnein, eitli patoloji gruplarnda gzlenen bilgi ileme eksiklikleri ya da hatalarnn yapsal anlamda duygusal kaynaklarn saptamak, bu patolojilere ilikin daha dorudan bilgi edinmemizi salayabilecei gibi mdahale seeneklerimizi de arttrabilir. (Siegel, 1996). Zihinsel izleme srelerin psikoterapideki izdmleri hem byk hem de kk leklerde grlebilir. Duygusal problem ya da bozukluk yaayan kiiler sklkla bir tr rahatszlk yaadklarnn farkndadr ve drtleri doru olan yapma, rahatsz edici olan yapmama, ve bylece rahatszl giderme ihtiyacndadr. Baz hallerde ise kii kendisini rahatsz eden duygu durumunun ne olduuna ilikin kendince gelitirdii bir tr igrye sahiptir. lk durumda kii ya doru davrann ne olduunu ya da kendisini bu rahatszlkta tutan, buradan kmasna engel olan eyin ne olduunu bilememektedir. kinci durumda, iinde bulunduu duygu durumundan kma yolunu ya da rahatszl engelleme yolunu kendince kefetmi ya da anlam dahi olsa davrana getiinde ya tam da olmasn istemedii davranlar ya da yine istenmeyen, tercih edilmeyen baka davranlar ortaya kmaktadr. Dahas, bazen bu iki hal i ie gemi de olabilir. Kii bir yandan iinde bulunduu durumun baz ynlerine ilikin bir gr gelitiremezken dier yandan gr gelitirebildii dier ynleriyle ilgili olumlu niyetle harekete kalktnda arzuladnn tam tersi ya da ok dnda bir durumu yaar. Psikopatolojik grnglerde ve zellikle terapide sk karlalan bu durum, duygular bililerin yorumlardr eklinde zetlenebilecek bilisel aklamann kapsama alann bir kez daha gzden geirmemizi gerektirmektedir. Bilisel ilemler ve duygusal izlemlerin ortak almasnn grgl olarak gsterilmesinin nemli sonularndan biri kiinin kendi davranna ilikin gerekle uyumlu bir gr gelitirebilmesi amacyla zihinsel izleme srelerini farkndala, igrye, ve giderek bilince nasl dntrebileceimizi anlamamz kolaylatrmak olacaktr. 4

N. Ekrem Dzen Bilisel lemler ve Duygusal zlemler Etkileimi Doktora Tezi 2006 The Interaction of Cognitive Operations and Emotional Monitoring PhD Dissertation

31

Son olarak, bilisel ilemlerle duygusal izlemler etkileiminin bu alma erevesinde nasl kavramlatrldn ele alarak aratrma sorularna zemin hazrlamaya alacaz. Ynelmilik: Organizmaya dardan ulaan uyarclar, zerinde yaplacak bilisel ilemleri dikkat mekanizmasyla birlikte ama yine de grece bamsz alan duygu sreleri belirler. Bilisel ilem: Bili sreleri, bilisel ilemleri altrr. Duygusal izlem: Duygu sreleri, bili srelerinin altrd ilemlerin amaca uygunluunu ve amaca uygun sonu retip retmediini kesintisiz olarak kontrol eder. Yeniden yneltme: Bili sreleri, duygu srelerinin gsterdii hedefe doru ve amaca uygun ilemlerle almad zaman, duygusal izleme tarafndan yeniden amaca ynlendirilir. Denge zemini: Bili sreleri amaca uygun alt srece, zihinsel kontrol (dolaysyla, organizmann dengesi) salanm ve korunmu olur. Psikopatoloji (gerekle uyumsuz davran) zemini: Bili sreleri amaca ynelik almazsa, duygu sreleri (a) hedefe yeniden ynlendirmede srar eder, (b) farkl bilisel ilemler belirler, veya (c) ama deitirir.

Bu kavramlar erevesinde, organizmaya dardan ulaan uyarclar ncelikle duygu sreleri tarafndan saptanr ve belirli bir denge hedefiyle bili sreleri tarafndan ilenir. Bu alma erevesinde bu durum u ekilde anlalmaktadr: Organizmaya ulaan uyarclarn bili sreleri tarafndan henz ilenmemi hallerinde bir duygu atamas vardr. Bili srelerinin bu uyarclar zerinde hangi ilemleri yapaca bu duygu atamas tarafndan belirlenir. Byle bir duygu atamas olmakszn, bili srelerinin zerinde ilem yapaca bir uyarc adeta yok anlamndadr ya da bu ok sorunlu bir varolma biimidir.

Bu haliyle bu aratrma kefedici bir alma niteliindedir. Dolaysyla, herhangi bir kuramn ya da modelin snanmas sz konusu deildir. ncelikle, bilisel deerlendirme* olarak kavramlatrlan bilisel ilemlerle duygusal eilim olarak kavramlatrlan duygusal izlem arasnda nasl bir iliki olduu sorusu aratrlacaktr. Bu alma, organizmaya ulaan uyarclarn bili sreleri tarafndan henz ilenmemi hallerinde duygu atamalar olduuna ve bu duygu atamalarnn belirli bir ynde olduuna ilikin grgl veri elde etmeyi amalamaktadr. Eldeki literatr balamnda yant aranacak temel aratrma sorular unlardr: 1. Bilisel deerlendirme olarak kavramlatrlan bilisel ilemlerle duygusal eilim olarak kavramlatrlan duygusal izlem arasnda nasl bir iliki vardr? 2. Bilisel deerlendirme grevi olarak verilen szel uyarc deerlemeleriyle kiilerin halihazr duygusal eilimleri arasnda nasl bir iliki vardr? 3. Bilisel deerlendirme grevi olarak verilen grsel uyarc deerlemeleriyle kiilerin halihazr duygusal eilimleri arasnda nasl bir iliki vardr?

Burada, bilisel deerlendirme yerine uyarc deerlendirme kavram kullanlabilirdi. nk bu ilemin bir bilisel deerlendirme ilemi olduu kadar bir duygu tonu deerlendirme ilemi olduu da sylenebilir. Ancak, buraya kadar aklanan nedenlerle, bilisel deerlendirme kavramn kullanmaya devam etmek daha uygun grlmtr.

N. Ekrem Dzen Bilisel lemler ve Duygusal zlemler Etkileimi Doktora Tezi 2006 The Interaction of Cognitive Operations and Emotional Monitoring PhD Dissertation

32

ehr-i Kbradaym, ayak izlerine basyorum; Her surette, aslm aryorum. BLM II YNTEM Duygusal izlemin, bilisel ilemlerle birlikte altn gstermek, organizmaya ulaan bir d uyarcnn, bilisel bir ilem olarak zihinsel srece dhil olma aamasnda, duygusal bir izlemle eletiini gstermek demektir. Dier bir deyile, bilisel bir ilemin beraberinde, o bilisel ilemle dorudan ilgili bir de duygusal izlem bulunduunu gstermek demektir. Giri blmnde tartld gibi bili sreleri, organizmaya ulaan uyarclar iler. Bu ilemenin gerekleme srecinde, e zamanl olarak organizma kar karya bulunduu uyarcyla bir yakla-uzakla etkileimi iindedir. Bu etkileim izgisinin neresinde yer alnaca duygu sreleri tarafndan belirlenir. Baka bir deyile, duygu sreci, bu karar alma srecinde, durulacak noktay (yakla-uzakla izgisinde alnacak konumu) belirlemeye alan, bilisel deerlendirme srecini destekleyen, varlmakta olan kararn organizma iin uygunluunu gzetleyen bir sretir. Bu i-ie alma olgusu bize zihinsel ynelmiliin tanmn vermektedir. Bu etkileime ilikin elde edilecek her grgl veri, duygusal izlemlerle bilisel ilemlerin ezamanl, iie, ve birlikte alan zihinsel mekanizmalar olduu ynnde destekleyici kant elde edilmesine izin verir. Bu aratrma, bir zihinsel deerlendirme srecinde, duygusal izlemin bilisel deerlendirme grevlerinin ilksel aamasnda dahi daima devrede ve etkin olup olmadna ilikin grgl veri elde etmeyi amalamaktadr. Bu almada uygulanan yntem, sz edilen ezamanl etkileim olaslna ilikin grgl veri elde etmek zere, bilisel deerlendirmelerin duygusal izlemeye ieriini salayan duygusal eilimler tarafndan belirlenip belirlenmediini gstermeye almaktadr. Bu amala, olumlu-ntr-olumsuz devamllk izgisi zerinde yer alan uyarclarn, bu izgi zerinde bir noktaya atanmasnn, bilisel ilemleri ynlendiren duygusal izlemenin etkisiyle gerekletirilip gerekletirilmedii gsterilmeye allmtr. 2.1 Katlmclar Aratrma, Sabanc niversitesinde gerekletirilmitir. niversitenin ortak haberleme sunucusuna gnderilen e-posta iletisine yant verip aratrmaya gnll olarak katlmak istediklerini belirten 144 renci almaya katlmtr. ki renciye ait veri, leklerindeki yardan fazla kayp deer yznden, yedi renciye ait veri ise bulgular blmnde aktarlan istatistiksel temizleme ilemi sonunda alma d braklmtr.* Sonu olarak verilerin istatistik deerlendirmesi, 135 renci zerinden yaplmtr. rencilerin yalar 17 ila 24 arasnda deimektedir (x=19,6; Ss=1,7). almaya katlan 135 rencinin 30u (%22,1) birinci, 27si (%20,6) ikinci, 20si (%14,7) nc, 23 (%16,9) son ve 35i (%25,7) hazrlk snf rencisidir. Bu rencilerin genel akademik ortalamalar 1,21 ile 4,00 arasndadr (x=2,96; Ss=0,64).
*

Sabanc niversitesinin mfredat yaplanmas, Trkiyedeki dier niversitelerden fakllklar gstermektedir. Sabanc niversitesi rencileri ilk iki yl (ihtiyac olan renciler bir yl temel ngilizce reniminin ardndan) herhangi bir blme bal olmayan ve niversite dersleri ad verilen bir at altnda genel ve ortak dersler almaktadr. renciler ikinci yln sonunda bir diploma program semektedir. Bu programlar dier niversitelerdeki blmlere denk saylabilir. Bu nedenle hazrlk, birinci ve ikinci snf rencilerinin programlar henz belirli olmad iin bu deerler rapor edilmemi olarak tanmlanmtr. ngilizce hazrlk snf rencilerinin genel akademik ortalamalar da ayn ekilde sistem kayb olarak belirlenmitir.

N. Ekrem Dzen Bilisel lemler ve Duygusal zlemler Etkileimi Doktora Tezi 2006 The Interaction of Cognitive Operations and Emotional Monitoring PhD Dissertation

33

Katlmclarn cinsiyet, program ve burs durumlaryla ilgili bilgiler ve toplam rnekleme gre yzdelik deerleri Tablo 2.de verilmitir. Tablo 2.de de grlebilecei gibi rencilerin 77si (%56,6) kadn ve 58i (%43,4) erkektir. Sosyal Bilimler Fakltesinden 50 (%36,8) ve Mhendislik Fakltesinden 75 (%55,1) renci almaya katlmtr. rencilerin 66s (%49,4) burslu deildir. Katlmclar, kendi kiisel bildirimlerine gre, belirli psikiyatrik tanlar almam, psikotropik ila etkisi altnda olmayan, ila kullanmalarn gerektiren srekli bir rahatszl bulunmayan rencilerdir. Tablo 2. Katlmclarn Cinsiyet, Program ve Burs Durumlar BURS CNSYET PROGRAM Mhendislik Fakltesi Sosyal Bilimler Fakltesi Kadn Rapor edilmemi Toplam Mhendislik Fakltesi Sosyal Bilimler Fakltesi Erkek Rapor edilmemi Toplam Say % Say % Say % Say % Say % Say % Say % Say % Var 15 19,5% 23 29,9% 1 1,3% 39 50,6% 23 39,0% 6 10,2% 1 1,7% 30 50,8% Yok 21 27,3% 13 16,9% 4 5,2% 38 49,4% 16 27,1% 8 13,6% TOPLAM 36 46,8% 36 46,8% 5 6,5% 77 100,0% 39 66,1% 14 23,7%

4
8,5% 28 49,2%

5
10,2% 58 100,0%

2.2 Duygusal Eilim Belirleme Aralar Duygusal eilimin ievuruk tanm (kiinin hangi ynelimde bilgi ilemeye daha ok eilimli olduu), kiilerde belirli duygusal eilimler oluturmakla* elde edilebilecei gibi kiilerin halihazr duygusal eilimleri kullanlarak da elde edilebilir (De Houwer ve di., 2001; Geers ve Lassiter, 1999; Wilson, Olafson ve Ferraro, 2001; Lisle, Kraft ve Wetzel, 1989; Spruyt ve di., 2004; Underwood, !966). Elimizdeki tekniklerle gzleyebildiimiz ya da lebildiimiz unsurlar bilisel deerlendirme unsurlar olmakla birlikte, bu deerlendirme unsurlar, kutuplar olan bir devamllk izgisi zerinde yer alr ve deerlendirme ii bu devamllk izgisi zerinde alr. Genel olarak, organizmann hayatta kalmas iin zorunlu olan yakla-uzakla tepki repertuarndan evrilerek gelmi olduunu kabul ettiimiz bu devamllk izgisi, bir olumlu-olumsuz deerlendirme eksenidir. te tam da bu nedenle bilisel deerlendirme adn verdiimiz olgu ayn zamanda bir duygusal deerlendirme olgusudur. Yine bu nedenle zihinsel ynelmilik aslnda duygusal ynelmilik demektir. Bu dnme izgisini izleyerek, bu almada, duygusal eilimin ievuruk tanm, kiilerin halihazr duygusal eilimleri olarak ele alnmaktadr.

Induce.

N. Ekrem Dzen Bilisel lemler ve Duygusal zlemler Etkileimi Doktora Tezi 2006 The Interaction of Cognitive Operations and Emotional Monitoring PhD Dissertation

34

almaya katlan katlmclarn duygusal ynelmiliklerinin gstergesi olarak, drt duygusal eilim seilmi, katlmclarda bu duygusal eilimlerin varl belirlenmeye allmtr. Bu drt duygusal eilim; (a) depresif eilim, (b) anksiyete eilimi, (c) fke eilimi ve (d) ntr* eilim olarak seilmitir. Bu eilimlerin seilmesinin kuramsal nedenleri; (a) bu eilimlerin temel duygular kabul edilen duygular kmesinden olmalar, (b) bu eilimlerin olumlu-olumsuz devamllk izgisi zerinde yer almalar ve (c) kiilerin verili herhangi bir anda duygusal eilimlerinin ilgili izgi zerinde bir noktada bulunmalarnn kanlmaz olmasdr. Olaan (ve ayk) zihinsel durumlarda, zihinde herhangi bir ilem yapmamak nasl mmkn deilse, herhangi bir anda duygusal bir eilim iinde bulunmamak da mmkn deildir. Szn ettiimiz eilimlerin seilmesinin pratik nedeni ise, elimizde bu eilimleri lebilecek uygun lme aralarnn bulunmasdr. Bylece, katlmclarn duygusal eilimlerini belirlemek zere; (a) Beck Depresyon Envanteri (BDE), (b) Beck Anksiyete Envanteri (BAE) ve (c) DurumlukSrekli fke leinin (DS) Trkiye uyarlamalar kullanlmtr (Savar ve ahin, 1997). Ayrca Ksa Semptom Envanteri (KSE), tamamlayc bir lek olarak uygulanmtr. Aada bu leklerle ilgili zet bilgi verilmektedir. 2.2.1 Beck Depresyon Envanteri (BDE) BDE, depresyonda grlen somatik, duygusal, ve motivasyonel belirtileri lmektedir. lein amac depresyon tans koymak deil, depresyon belirtilerinin derecesini objektif olarak belirlemektir. BDE, bir, kendini deerlendirme leidir. Grup uygulamas yaplabilir. Onbe yan zerinde ergen ve yetikinlerde uygulanabilir. Zaman snrlamas yoktur. Yaklak 10-15 dakikada yantlanabilir. BDE, Aaron T. Beck nclnde bir aratrma ekibi tarafndan gelitirilmitir (Beck, Ward, Mendelson, Mock ve Erbaugh, 1961; Beck, Rush, Shaw ve Emery, 1979; Beck, Steer ve Garbin, 1988). Trkiyede, birbirinden bamsz iki BDE uyarlama almas yaplmtr. lki Buket Tegin *Erkal+ tarafndan (1980) Beck Depresyon lei adyla yaplan almadr. kincisi ise Nesrin Hisli *ahin+ (1988, 1989) tarafndan Beck Depresyon Envanteri adyla yaplan uyarlamadr. Bu almada, psikometrik zellikleri ayrntl olarak incelenmi ve fakl almalarn devamlln katkda bulunmu olma zellikleri gz nne alnarak (bkz. Savar ve ahin, 1997) BDEnin Nesrin Hisli *ahin+ tarafndan yaplan uyarlamas kullanlmtr. BDEnin iki yarm test gvenirlii Hisli (1988, 1989) tarafndan, lt baml geerliiyle yap geerlii ise Hisli (1988, 1989) ve ahin ve ahin (1992a, 1992b, 1992c) tarafnda yaplan aratrmalarla belirlenmitir. Ayrca BDEnin bu uyarlamas Trkiyede eitli alanlardaki almalarda kullanlm (r. Baysal, 1993; uhadarolu, 1993) ve birok lein uyarlanmas srasnda bavurulan bir lek olarak ele alnmtr (r: Boyacolu ve Savar, 1995; Eker ve Akar, 1995; ahin, Ulusoy ve ahin, 1993). BDE, 21 belirti kategorisi ierir: duygu-durum, ktmserlik, baarszlk duygusu, doyumsuzluk, sululuk duygusu, cezalandrlma duygusu, kendinden nefret etme, kendini sulama, kendini cezalandrma arzusu, alama nbetleri, sinirlilik, sosyal iednklk, kararszlk, bedensel imge, alabilirliin ketlenmesi, uyku bozukluklar, yorgunluk-bitkinlik, itahn azalmas, kilo kayb, somatik yaknmalar, cinsel drt kayb.
*

Buradaki ntr eilim, katlmclarn dier duygusal eilimden birine girmeyen (ve bakaca belirli bir duygu eilimi olarak da adlandrlmayan) duygusal eilim tipi iin kullanlmaktadr. almada kullanlan lekler Likert tipi kendini deerlendirme lekleridir. Dolaysyla aralkl leklerdir. Aralkl leklerin ikin zellii gerei bu leklere verilen yantlar sorgulanan durumun azln-okluunu belirlemekte kullanlmaktadr. Dier bir deyile, bu leklerde sorgulanan durumlarn ne derece olumlu ya da olumsuz yaandn belirlenmeye allmaktadr. Bylece azlk-okluk deerlendirmesi, az olumlu-ok olumlu ya da az olumsuz-ok olumsuz olarak anlalmaya uygundur. Bu durum, bu leklerle yaplan deerlendirmenin, olumluluk-olumsuzluk izgisi zerinde yaplan bir deerlendirme olduunu gstermektedir.

N. Ekrem Dzen Bilisel lemler ve Duygusal zlemler Etkileimi Doktora Tezi 2006 The Interaction of Cognitive Operations and Emotional Monitoring PhD Dissertation

35

Yantlar, zerinde iaretleme yaplabilen bir soru kd araclyla alnr. Bireylerin kendi kendilerine cevaplandrabilecekleri, uygulan kolay bir lektir. Formun banda nasl yantlanaca ile ilgili bilgi vardr. Formda, 21 belirti kategorisinin her birinde drt seenek bulunur. Uygulama gn de dhil olmak zere, geirilen son bir hafta iinde, kiinin kendini nasl hissettiini en iyi ifade eden cmleyi seerek iaretlemesi istenir. Her madde 0 ile 3 arasnda puan alr. Bu puanlarn toplanmasyla, depresyon puan elde edilir. Alnabilecek en yksek puan 63tr. Toplam puan, depresyon dzeyinin ya da iddetinin yksekliini gsterir. Bu tr leklerin snrllklarn bilen aratrmaclarn ya da uygulayclarn kullanmas uygundur. 2.2.2 Beck Anksiyete Envanteri (BAE) BAE, bireylerin yaad anksiyete belirtilerinin belirlenmesinde kullanlr. Kendini deerlendirme leidir. Grup olarak uygulanabilir. Ergen ve yetikinlere uygulanabilir. Zaman snrlamas yoktur. BAE, zgn olarak Beck, Epstein, Brown, ve Steer (1988) tarafndan gelitirilmitir. BAE Trkiye uyarlamas, geerlik ve gvenirlik almalaryla birlikte Ulusoy, ahin, ve Erkmen (1996) tarafndan yaplmtr. BAEnin i tutarlk ve test-tekrar test gvenirlii ile lt baml geerlik ve yap geerlii bilgileri Savar ve ahin (1997) tarafndan da ayrca zetlenmitir. BAE, 21 maddeden oluan, 0-3 aras puanlanan Likert tipi bir lektir. Yantlar, zerinde iaretleme yaplabilen bir soru kd araclyla alnr. Bireylerin kendi kendilerine cevaplandrabilecekleri, uygulan kolay bir lektir. Formun banda nasl yantlanaca ile ilgili bilgi vardr. Her madde iin hi, hafif derecede, orta derecede, ve ciddi derecede seeneklerinden birinin seilmesi ve iaretlenmesi istenir. Verilen cevaplara 0 ile 3 arasnda deien puanlar verilir. Puan aral 0-63tr. lekten alnan toplan puanlarn ykseklii, bireyin yaad anksiyetenin iddetini gsterir. Bu tr leklerin snrllklarn bilen aratrmaclarn ya da uygulayclarn kullanmas uygundur. 2.2.3 Durumluk-Srekli fke lei (DS) DS, fke duygusu ve ifadesini lmekte kullanlr. Kendini deerlendirme leidir. Grup olarak uygulanabilir. Ergen ve yetikinlerde kullanlabilir. Uygulamada zaman snrlamas yoktur. Bu tr leklerin snrllklarn bilen aratrmaclarn ya da uygulayclarn kullanmas uygundur. DS, Charles D. Spielbeger ve ekibi tarafndan gelitirilmitir (Spielberger, Jacobs, Russel, ve Crane, 1983; Spielberger, Johnson, Russel, Crane, Jacobs, ve Worden, 1985). DSnin Trkiye uyarlamas Kadir zer (1994a; 1994b) tarafndan yaplm, geerlik ve gvenirlik bilgileri salanm, kayg ve depresyonla ilintileri ele alnmtr DS, 44 maddelik bir lektir: Srekli fke (10 madde), durumluk fke (10 madde), fke fade Tarz (24 madde). fade Tarz leinin alt lekleri unlardr: kontrol altna alnm fke (fke-kontrol, 8 madde), da vurulan fke (fke-da, 8 madde), ve ite tutulan fke (fke-ite, 8 madde). Yantlar, zerinde iaretleme yaplabilen bir soru kd araclyla alnr. Bireylerin kendi kendilerine uygulayabilecekleri bir lektir. Formun banda nasl yantlanaca ile ilgili bilgi vardr. Bireyden, kendisi iin uygun gelen ifadeleri, sizi ne kadar tanmlyor? sorusuna yant olacak ekilde hi, biraz, olduka, ve tmyle seeneklerinden birini iaretlemesi istenir.

N. Ekrem Dzen Bilisel lemler ve Duygusal zlemler Etkileimi Doktora Tezi 2006 The Interaction of Cognitive Operations and Emotional Monitoring PhD Dissertation

36

DSde, hi tanmlamyor yantndan 1, biraz tanmlyor yantndan 2, olduka tanmlyor yantndan 3 ve tmyle yantlyor yantndan 4 puan elde edilir. lekten her bir alt test iin 6 toplam puan elde edilir. lekteki ilk 10 madde srekli fke alt leinin maddeleridir. fke-tarz leinin fke-ite alt leini puan, 13, 15, 16, 20, 23, 26, 27 ve 31 no.lu maddelerin toplanmasyla; fke-da alt leinin puan 12, 17, 19, 22, 24, 29, 32, 33 nolu maddelerin toplanmasyla; fkekontrol alt leinin puanlar ise 11, 14, 18, 21, 25, 28, 30 ve 34 no.lu maddelerin toplanmasyla elde edilir. Srekli fkeden alnan yksek puanlar, fke dzeyinin yksek olduunu; kontrol fke leindeki yksek puanlar fkenin kontrol edilebilirliini; fke-da leindeki yksek puanlar fkenin kolayca ifade edilebiliyor olduunu, ve fke-ite leindeki yksek puanlar ise fkenin bastrlm olduunu gstermektedir. 2.2.4 Ksa Semptom Envanteri (KSE) KSE, eitli psikolojik belirtileri taramada kullanlr. Kendini deerlendirme leidir. Grup olarak uygulanabilir. Ergen ve yetikinlerde kullanlabilir. Uygulamada zaman snrlamas yoktur. Bu tr leklerin snrllklarn bilen aratrmaclarn ya da uygulayclarn kullanmas uygundur. KSE, SCL-90-R olarak bilinen semptom tarama envanteriyle yaplan almalar sonucu ortaya kan bir ksa formdur. Bu form L. R. Derogatis (1992) tarafndan gelitirilmitir. KSEnin Trkiye uyarlamas ahin ve Durak (1994a) tarafndan yaplm, geerlik ve gvenirlik bilgileri salanmtr. Bu uyarlamann kullanmlarna ilikin rnekler eitli aratrmalarla otaya konmutur (ahin ve Durak, 1994b; ahin ve Durak, 1994c; ahin, Durak, ve Yasak-Gltekin, 1994). KSE, 53 maddeden oluan, 0-4 aras puanlanan, Likert tipi bir lektir. Yantlar, zerinde iaretleme yaplabilen bir soru kd araclyla alnr. Bireylerin kendi kendilerine cevaplandrabilecekleri, uygulan kolay bir lektir. Formun banda nasl yantlanaca ile ilgili bilgi vardr. KSEde, her madde iin hi yok, biraz var, orta derecede var, epey var, ve ok fazla var seeneklerinden birinin seilmesi ve iaretlenmesi istenir. Verilen cevaplara 0 ila 4 arasnda deien puanlar verilir. Puan aral 0-212dir. lekten alnan toplan puanlarn ykseklii, bireyin semptomlarnn skln gsterir. 2.3 Szel ve Grsel Bilisel Deerlendirme Grevleri Hemen her tr bilisel ilemin bilisel deerlendirme olarak kabul edilebilecei olduka eitli ve karmak bir bilisel grevler havuzundan, bu aratrmann amacna uygun grev seimi yapabilmek iin balca iki lt kullanlmtr. lk olarak, bilisel deerlendirmeye konu olacak grevin, bilisel zenginletirme* srecine tabi tutulmadan gerekletirilebilmesi gerekir. Dier bir deyile, kiiler, bilisel deerlendirme grevi srasnda bir deerlendirme yapyor olduklarna ilikin bir farkndalk ya da bir his yaamamaldr. Giri blmnde aktarld gibi, duygusal izlemin bilisel ilemle ezamanl ve etkileim iinde olduunun saptanmas kadar, bu srelerin iki ayr sre olduklarnn belirlenmesi de nemlidir. Bilisel zenginletirmenin mmkn olduu koullarda geekletirilecek bir bilisel deerlendirme grevi srasnda, sadece bilisel sreler iinde gerekleecek duygu ilemlerini, e-zamanl gerekleen duygusal izlemden ayrmak mmkn olmayabilir. Bu nedenle bilisel deerlendirme grevi, kiilerin bu deerlendirme ileminin farkna varamayacaklar kadar ksa bir srede tamamlanmaldr.
*

Cognitive elaboration. Bu koul, eik alt alg parametreleri kullanlarak da salanabilir. Ancak bu yntem verimli olduu kadar tartmal bir yntemdir (kapsaml bir tartma rnei iin bkz. Erdelyi, 2004. )

N. Ekrem Dzen Bilisel lemler ve Duygusal zlemler Etkileimi Doktora Tezi 2006 The Interaction of Cognitive Operations and Emotional Monitoring PhD Dissertation

37

kinci olarak ise bu grev bir yandan almann asl hedefini katlmclarn bilisel zenginletirme yapmalarnn nne gemek amacyla kiilerden saklarken dier yandan almann amalar dorultusunda ynerge verilmesine uygun olmaldr. Bu ltleri salamak zere, bilisel deerlendirme grevi, (a) bir zorunlu-semeli* grev olmann yansra, katlmc-deiimlemeli bir grev olarak ve (b) uyarclarn, olumlu-olumsuz devamllk izgisi zerinde bir noktaya tayin edilmesini gerektiren bir grev olarak belirlenmitir. Bilisel deerlendirme grevine konu olan devamllk izgisi olumlu-ntr-olumsuz (pozitif-ntr-negatif) olmak zere noktadan olumaktadr. Bu almada kullanlan bilisel deerlendirme grevlerinde katlmclara, iki ayr tipte uyarc dizileri sunulmaktadr. Katlmclar, ardarda gelen her uyarcy tek tek deerlendirmektedir. Katlmclarn, sunulan uyarclar, mmkn olan en ksa srede, olumluntr-olumsuz noktalarndan birine tayin etmeleri gerekmektedir. Bu bir katlmc-deiimlemeli ve zorunlu-semeli grevdir. Katlmclar her uyarcy mutlaka bu noktadan birine tayin etmektedir ve herhangi bir uyarcy tayin etmeme seenekleri bulunmamaktadr. Bilisel deerlendirme grevi, aratrmacnn hazrlad, elektronik bir dzenek araclyla gerekletirilmitir. Aratrmadaki dzenee gre, grev srecinde, uyarc dizisinde yer alan her bir uyarc zerinde ne kadar zaman harcanaca denee baldr. Dier bir deyile, katlmclarn uyarclara ilikin deerlendirmelerini yapmalar iin kuramsal olarak sonsuz zamanlar vardr. Ancak ynerge ve naltrma, katlmclardan mmkn olan en ksa sre iinde tepki almay salayacak ekilde dzenlenmitir. Bylece aratrmac, katlmclarn uyarclara ilikin, bilisel deerlendirme tesinde bir bilisel zenginletirme yapp yapmadn saptama frsatna da sahip olmaktadr. Aratrmac-deiimlemeli bir grev dzeneinde de benzer bilgi elde edilebilirdi. Ancak bu durumda, uyarclara tepki verme koullar katlmc kontrolnde olmayacandan baz uyarclara ilikin grevler gereklemeyebilirdi. Baz uyarclara, aratrmacnn tayin ettii srede tepki verilemeyebilir, bu nedenle bir deerlendirme noktasna tayin edilmemi uyarclar kalabilirdi. Bu aratrmann amalarna gre, aratrmac-deiimlemeli grev dzeneine bavurulmamasnn nedeni, her uyarcya ilikin deerlendirme almay kesinletirmektir. Bylece, bir yandan bu koul sayesinde tm uyarclara ilikin deerlendirme alnm dier yandan ynerge ve n-altrma sayesinde (ve tepki srelerinin kaydedilmesi yoluyla) bilisel deerlendirmelerin bir bilisel zenginletirme srecinden gememesi (ya da geip gemediinin belirlenmesi) salanm olmaktadr. Bilisel deerlendirmelerin, olumlu-ntr-olumsuz izgisindeki noktadan birine tayin edilmesi grevi verilirken, bu grevin, bilisel deerlendirmelerde duygusal eilimlerin rol zerinde bir almann paras olduu bilgisi verilmemitir. Bununla birlikte katlmclarn deerlendirmelerini nasl ve ne ekilde yapacaklar bilgisi ak olarak verilmitir. Amalanan, katlmclarn, her bir uyarcya ilikin deerlendirmelerini elde ederken, duygusal eilimleri dnda, kontrol edilebilen d etkenlerden olabildiince uzak tutulmasdr. Bylece almann asl amac katlmclardan saklanrken, amaca uygun ynerge vermek mmkn olmutur. Sz edilen iki ltn karlanmas sayesinde katlmclar, uyarclara ilikin sadece ilksel bilisel deerlendirmelerini belirtmektedir. Bunun tesinde bilisel zenginletirme yaplmad grev sunum parametrelerinin ilgili literatrle uygunluu ve n alma deerlendirmeleri gz nne alnarak kabul edilmektedir.
*

Forced-choice task. Self-paced. Researcher-paced. rnein, snrl tepki sresi veya sradaki uyarcya belirli bir srede tepki verilmemesi durumunda dier uyarcya geilmesi durumu.

N. Ekrem Dzen Bilisel lemler ve Duygusal zlemler Etkileimi Doktora Tezi 2006 The Interaction of Cognitive Operations and Emotional Monitoring PhD Dissertation

38

Bu bilgiler nda, bilisel deerlendirme grevinde kullanlan uyarc tipleri, halihazr literatrde kabul gren uyarc tipleri arasndan seilmitir. Giri blmnde aktarld gibi, ulalan literatrde, bilisel deerlendirme srecini tetikleyen ve devrede tutan uyarc tiplerine ilikin baz uzlamlar* bulunmaktadr. Aslnda kuram bize alttan alta, sisteme giren uyarcnn, tipi ne olursa olsun, mutlaka bir deerlendirmeye tabi tutulduunu ima etmektedir. Ancak bu durumun, her uyarc tipinde her koul altnda grgl olarak gzlenmesi ya da gsterilmesi tartmal olabilmektedir. Uyarc tiplerinin zihinsel deerlendirme asndan grgl olarak snanmas balbana bir aratrma alandr. Bu nedenle bu almada, geleneksel uzlamlardan yararlanlarak, bilisel deerlendirme ilemlerine uygun tiplerde uyarclar kullanlmtr. Bunlar balca szel ve grsel uyarc tipleridir. 2.3.1 Szel uyarclar Szel uyarc olarak, szlkte bulunan kelimelerden oluturulmu 120 kelime kullanlmaktadr. Bu kelimeler, genel olarak, kiilerin durumluk ya da srekli duygu durumlarn niteleyen sfatlardr. Szel uyarclarn niteleme sfat olarak seilmesinin nedeni, yukarda belirtilmeye alld gibi, iki kutuplu deerlendirmeye uygun olmas ve bu iki kutuplu devamllk izgisi zerinde olumlu-ntr-olumsuz deerleme noktalarndan birine tayin edilmelerinin mmkn olmasdr. Bu kelimeler Gzn (2004) Trkenin Kelime Skl almasnda yer alan kelimeler arasndan sklk saylar yksek ilk 120si seilerek alnmtr. Ancak bu seim srasnda aratrmac, gnlk dilde daha az kullanlan zellikle Osmanlca kelimeleri ayklamtr. Bunun nedeni, Gzn almasnn konuma dilinden ok yaz diline dayanmas ve kelime skl almasnn szel kaynaklardan ok yazl kaynaklara (rnein edebi metinlere, antolojilere, ya da ansiklopedilere) dayanyor olmasdr. Szel uyarc deerlendirme grevinde kullanlan kelimeler Tablo 3.te verilmitir.

Convention.

N. Ekrem Dzen Bilisel lemler ve Duygusal zlemler Etkileimi Doktora Tezi 2006 The Interaction of Cognitive Operations and Emotional Monitoring PhD Dissertation

39

Tablo 3. Szel Uyarc Deerlendirme Grevinde Kullanlan Kelimeler 1. 2. 3. 4. 5. 6. 7. 8. 9. 10. 11. 12. 13. 14. 15. 16. 17. 18. 19. 20. 21. 22. 23. 24. 25. 26. 27. 28. 29. 30. 31. 32. 33. 34. 35. 36. 37. 38. 39. 40. Alngan Amasz Antipatik Atlgan Baarl Baarsz Becerikli Beceriksiz Bezgin Bitkin Bunalm Canl Cansz Cesur Cokulu Cokusuz aresiz ekingen lgn kkn Dertli Dertsiz Dikkatli Dikkatsiz Dinamik Direnli Donuk Durgun Elenceli Elemli Endieli Endiesiz Enerjik Esprili Gamsz Gayretli Giriken Gsterili Gl Gsz 41. 42. 43. 44. 45. 46. 47. 48. 49. 50. 51. 52. 53. 54. 55. 56. 57. 58. 59. 60. 61. 62. 63. 64. 65. 66. 67. 68. 69. 70. 71. 72. 73. 74. 75. 76. 77. 78. 79. 80. Gle Gvenli Gvensiz Hareketli Hevesli Heyecanl Heyecansz Hrsl Honut Honutsuz Huzurlu Huzursuz Hznl stekli steksiz tahl tahsz yimser Karamsar Kararl Kararsz Kasvetli Kaygl Kaygsz Kaytsz Keyifli Keyifsiz Komik Konukan Korkak Ktmser Kuvvetli Kuvvetsiz Memnun Mesut Mutlu Mutsuz Neeli Neesiz fkeli 81. 82. 83. 84. 85. 86. 87. 88. 89. 90. 91. 92. 93. 94. 95. 96. 97. 98. 99. 100. 101. 102. 103. 104. 105. 106. 107. 108. 109. 110. 111. 112. 113. 114. 115. 116. 117. 118. 119. 120. lgn Pasif Rahat Rahatsz Sakin Sempatik Sevinli Skc Skntl Sokulgan Somurtkan Sorunlu Sosyal Snk Suskun akac ansl anssz Talihli Talihsiz Tasasz Tatsz Telal Telasz Tuhaf Tkenmi Umutlu Umutsuz Uyank rkek zgn Yalnz Yaratc Yeterli Yetersiz Ylgn Yorgun Zavall Zayf Zinde

N. Ekrem Dzen Bilisel lemler ve Duygusal zlemler Etkileimi Doktora Tezi 2006 The Interaction of Cognitive Operations and Emotional Monitoring PhD Dissertation

40

2.3.2 Grsel uyarclar Grsel uyarclar, Szondi Testini (Szondi Forum, 2004) oluturan 48 siyah-beyaz insan yz fotorafndan olumaktadr. Szondi Testi, Leopold Szondi tarafndan gelitirilmi projektif bir testtir. Analitik okulun bir izleyicisi olarak Szondi zellikle kader analizi adyla anlan yaklam benimsemi ve bu testi bu yaklam erevesinde gelitirmitir. Kader analizi, kiinin seimlerinde bilinaltnn kendini gstermesi anlayna dayaldr. Szondi, kiisel bilinalt kavramnn yanna ailesel* bilinalt kavramn da ekleyerek ailesel bilinaltnn kiinin seimlerini belirlediini, dolaysyla kiinin seimlerinden bilinalt eilimlerin aa karlabileceini ne srmtr. Bu yaklam erevesinde Szondi Testi, kiinin seimlerinden yola karak ailesel bilind yapsn anlamay ve bu yolla kiilerdeki patoloji rntsn kefetmeyi amalamaktadr (Berlips, 2004; Szondi Forum, 2004). Szondi Testinde yer alan fotoraflar gerekte psikotik hastalarn fotoraflardr. Kiilerin, bu fotoraflara verdikleri holanma-holanmama (yakn bulma-yakn bulmama) tepkileri gzlenmekte ve en holandklar/yakn bulduklar iki fotoraf semeleri istenmektedir. Bylece, bu fotoraflara verilen tepkiler ve yaptklar seimler deerlendirilerek fotoraflardaki kiilerin patolojileriyle kiilerin kendi patolojileri arasnda ailesel bir yaknlk olduu varsaymndan hareketle kiinin patolojisine ilikin dier klinik gzlemlerle birlikte yorum yaplmaktadr (Lilienfeld, 1999). Szondi Testinde yer alan fotoraflar, bu aratrmann amalar erevesinde grsel uyarc olarak kullanlmaya uygun kabul edilmitir. Btn fotoraflar biimsel olarak benzerlik gstermektedir. Fotoraflar siyah-beyaz insan portreleri olarak hazrlanmtr. Portrelerde serimlenen insanlarn fiziksel zellikleri, birbirlerine gre, dikkat ekecek ekilde veya abartl derecede farkl deildir. Porteler ya cephe ya da profil ekimleridir. Portre figrlerinin arka sahnesi botur. Fotoraflarda, ba ve boyun blgesinde bulunmas olaan aksesuarlar dnda dikkat ekici herhangi bir harici nesne bulunmamaktadr. Tm fotoraflar gerek d l gerek portre ls olarak ayn byklktedir. Bu zellikler 48 fotoraflk bu dizinin algsal olarak benzerliini salamaktadr. Dolaysyla bu koullarn, fotoraflara verilecek farkl tepkilerin biimsel zellikler deil ierik zellikleri nedeniyle verildiini saptamak iin yeterli koullar salad dnlmektedir. Grsel uyarc deerlendirme grevinde kullanlan Szondi Testine ait fotoraflar Tablo 4.de verilmitir.

Familial. Szondi Testinin bir kullanm klavuzu bulunmad gibi herhangi bir gvenirlik ya da geerlik almamas da bulunmamaktadr. Bu testle ilgili kaynaklarn byk ounluu Almanca, Franszca ya da Japoncadr. Ayrca Szondinin yaynlar da zgn dilindedir. Bu konudaki az sayda ngilizce kaynaa dorudan ulamak mmkn olmam, bu nedenle internette ak kaynak olarak sunulan kaynaklardan yararlanlmtr.

N. Ekrem Dzen Bilisel lemler ve Duygusal zlemler Etkileimi Doktora Tezi 2006 The Interaction of Cognitive Operations and Emotional Monitoring PhD Dissertation

41

Tablo 4. Grsel Uyarc Deerlendirme Grevinde Kullanlan Fotoraflar 1.1 1.2 1.3 1.4

1.5

1.6

1.7

1.8

2.1

2.2

2.3

2.4

2.5

2.6

2.7

2.8

N. Ekrem Dzen Bilisel lemler ve Duygusal zlemler Etkileimi Doktora Tezi 2006 The Interaction of Cognitive Operations and Emotional Monitoring PhD Dissertation

42

Tablo 4. (dvm.) 3.1 3.2 3.3 3.4

3.5

3.6

3.7

3.8

4.1

4.2

4.3

4.4

4.5

4.6

4.7

4.8

N. Ekrem Dzen Bilisel lemler ve Duygusal zlemler Etkileimi Doktora Tezi 2006 The Interaction of Cognitive Operations and Emotional Monitoring PhD Dissertation

43

Tablo 4. (dvm.) 5.1 5.2 5.3 5.4

5.5

5.6

5.7

5.8

6.1

6.2

6.3

6.4

6.5

6.6

6.7

6.8

N. Ekrem Dzen Bilisel lemler ve Duygusal zlemler Etkileimi Doktora Tezi 2006 The Interaction of Cognitive Operations and Emotional Monitoring PhD Dissertation

44

2.4. Yargc Deerlemeleri Bu alma esas olarak, nceden hangi duygusal eilimde olduklar bilinmeyen katlmclarn uyarc deerlemelerini esas alarak, bu deerlemelerin duygusal eilimlerden kaynaklanp kaynaklanmadn aratrmaktadr. Bu nedenle almaya esas alnan lt, katlmc deerlemeleridir. Bununla birlikte, katlmc deerlemeleri ile duygusal eilimler ilintilerini incelerken yardmc bir lt olarak yargc deerlendirmelerini almann yararl olaca dnlmtr. Her ne kadar bu almann deneysel ksmn oluturan bilisel deerlendirme grevi ok ksa srelerle sunulan uyarclarn katlmclar tarafndan deerlenmesine dayanyorsa da byle bir snrlama olmad halde yargclar tarafndan yaplacak deerlemelerin, ilinti rntlerini yorumlamaya katk salayabilecei dnlmtr. Bu nedenle, hem szel hem de grsel uyarclar, alanda aktif olarak alan ve en az doktora derecesine sahip 10 klinik psikolog tarafndan deerlenmitir. Bu deerlemeler Tablo 5. ve Tablo 6.da verilmektedir.

N. Ekrem Dzen Bilisel lemler ve Duygusal zlemler Etkileimi Doktora Tezi 2006 The Interaction of Cognitive Operations and Emotional Monitoring PhD Dissertation

45

Tablo 5. Szel Uyarc Dizisi Yargc Deerlemeleri


OLUMLU Baarl Cokulu Dikkatli Elenceli Enerjik Esprili Gayretli Gl Gle Gvenli Hevesli Huzurlu yimser Kararl Keyifli Komik Kuvvetli Mutlu Becerikli Cesur Dinamik Giriken Heyecanl Honut stekli Memnun Mesut Neeli Sempatik Sevinli Sosyal Umutlu Yaratc Yeterli Zinde Canl Konukan Sakin akac Atlgan Hareketli tahl Direnli Rahat Sokulgan ansl Talihli Dertsiz Gsterili Tasasz Uyank Endiesiz % 10 10 10 10 10 10 10 10 10 10 10 10 10 10 10 10 10 10 9 9 9 9 9 9 9 9 9 9 9 9 9 9 9 9 9 8 8 8 8 7 7 7 6 6 6 6 6 5 5 5 5 4 NTR Tuhaf Yorgun Durgun Suskun Heyecansz Kaygsz Kaytsz Kuvvetsiz Telasz rkek Gamsz Hrsl % 7 7 6 6 5 5 5 5 5 5 4 4 OLUMSUZ Alngan Antipatik Bezgin steksiz Karamsar Kasvetli Keyifsiz Beceriksiz kkn Dertli Dikkatsiz Donuk Elemli Endieli Gvensiz Honutsuz Kaygl Korkak Ktmser Mutsuz Neesiz Pasif Skc Somurtkan Tatsz Tkenmi Umutsuz Yetersiz Ylgn Zavall Amasz Baarsz Bunalm aresiz Gsz tahsz lgn Skntl Sorunlu Snk zgn Cansz Huzursuz Hznl Kararsz Rahatsz Zayf Bitkin Cokusuz ekingen fkeli Telal anssz Talihsiz Yalnz lgn % 10 10 10 10 10 10 10 9 9 9 9 9 9 9 9 9 9 9 9 9 9 9 9 9 9 9 9 9 9 9 8 8 8 8 8 8 8 8 8 8 8 7 7 7 7 7 7 6 6 6 6 6 5 5 5 4

N. Ekrem Dzen Bilisel lemler ve Duygusal zlemler Etkileimi Doktora Tezi 2006 The Interaction of Cognitive Operations and Emotional Monitoring PhD Dissertation

46

Tablo 6. Grsel Uyarc Dizisi Yargc Deerlemeleri RESM # 1.1. 1.2. 1.3. 1.4. 1.5. 1.6. 1.7. 1.8. 2.1. 2.2. 2.3. 2.4. 2.5. 2.6. 2.7. 2.8. 3.1. 3.2. 3.3. 3.4. 3.5. 3.6. 3.7. 3.8. 4.1. 4.2. 4.3. 4.4. 4.5. 4.6. 4.7. 4.8. 5.1. 5.2. 5.3. 5.4. 5.5. 5.6. 5.7. 5.8. 6.1. 6.2. 6.3. 6.4. 6.5. 6.6. 6.7. 6.8. OLUMLU 2 1 6 0 4 9 10 5 1 7 1 3 4 4 6 0 3 2 5 7 1 0 1 3 7 2 5 2 4 3 4 4 6 9 6 4 7 3 7 10 7 7 6 2 2 2 2 3 NTR 2 8 0 2 3 1 0 3 2 1 2 5 5 3 3 6 2 5 3 0 1 4 2 3 3 4 3 3 3 4 2 1 1 0 3 4 1 2 1 0 2 2 2 3 6 2 6 2 OLUMSUZ 6 1 4 8 3 0 0 2 7 2 7 2 1 3 1 4 5 3 2 3 8 6 7 4 0 4 2 5 3 3 4 5 3 1 1 2 2 5 2 0 1 1 2 5 2 6 6 5

N. Ekrem Dzen Bilisel lemler ve Duygusal zlemler Etkileimi Doktora Tezi 2006 The Interaction of Cognitive Operations and Emotional Monitoring PhD Dissertation

47

2.5 lem Bu almada iki ilem uygulanmtr. lemlerden biri, katlmclarn duygusal eilimlerini belirlemek zere, Duygusal Eilim Belirleme Aralar bal altnda tantlan leklerin uygulanmasdr. kinci ilem ise Szel ve Grsel Bilisel Deerlendirme Grevleri bal altnda tantlan bilisel deerlendirme grevinin gerekletirilmesidir. Bu alma srasnda katlmclara, eldeki aratrma kapsamnda deerlendirilmeyen iki ilem daha uygulanmtr. Sz edilen dier iki ilem, tematik deerlendirme ve matris bulmaca zm ilemleridir. Veri toplama aamasnda bilisel deerlendirme ve tematik deerlendirme ilemleri ile lek uygulama ve matris bulmaca zme ilemleri arka arkaya yaplmtr. Ancak bu iki grup ilem, katlmclarn her iki yarsna farkl srada verilmitir. Dier bir deyile ilemler, katlmclarn bir yarsna bilisel deerlendirme yapma, tematik deerlendirme yapma, lek uygulama ve matris bulmaca zme, srasyla; dier yarsna ise lek uygulama, matris bulmaca zme, bilisel deerlendirme yapma ve tematik deerlendirme yapma srasyla verilmitir. Tematik deerlendirme ve matris bulmaca zm ilemlerinin bu almada kullanlmam olduu gz nne alnrsa katlmclarn yarsna nce lek uygulama sonra bilisel deerlendirme grevi, dier yarsna nce bilisel deerlendirme grevi sonra lek uygulama ilemi verildii kabul edilebilir. Bylece farkl ilemlerin birbiri zerine olas tama etkilerinin en aza indirilmi olduu sylenebilir. 2.5.1. Duygusal eilim belirleme uygulamas Katlmclar, Ksa Semptom Envanteri, Beck depresyon Envanteri, Beck Anksiyete Envanteri ve Durumluk-Srekli Kayg leinden oluan lek bataryasn, aratrmac gzetiminde, bireysel olarak doldurmulardr. Grup uygulamas yaplmamtr. 2.5.2 Bilisel deerlendirme grevleri Szel ve grsel deerlendirme grevlerinde sunulan uyarclar katlmclara bilgisayar araclyla sunulmakta, katlmclar grevleri bilgisayar kullanarak gerekletirmektedir. Dier bir deyile, katlmclardan, bilgisayar ekranndan sunulan uyarclar olumlu, ntr ya da olumsuz olarak deerlendirmeleri istenmektedir. Katlmclar, verilen ynerge dorultusunda, sunumlar izlemekte ve deerlendirmelerini bilgisayar klavyesi araclyla iaretlemektedir. Bu amala aratrmac tarafndan hazrlanan bir bilgisayar program kullanlmaktadr. Szel deerlendirme grevinde katlmclara, ilk 16s n-alma seti, sonraki 120si deney seti olmak zere toplam 136 kelime sunulmaktadr. Grsel deerlendirme grevinde ise katlmclara, ilk 12si nalma seti, sonraki 48i deney seti olmak zere toplam 60 fotoraf sunulmaktadr. Szel ve grsel deerlendirme grevlerinde kullanlan uyarclarn sunum parametreleri, bilisel deerlendirme almalarnda kullanlan uyarc sunum parametrelerinden yararlanlarak dzenlenmitir (De Houwer ve di., 2001; Merikle ve Daneman, 1998; Merikle, Smilek ve Eastwood, 2001; Spruyt ve di., 2004). Katlmc-deiimlemeli bir grevde tm uyarclara ilikin iaretleme yaplrken bilisel deerlendirmelerin bilisel zenginletirme dzeyine ulamamas ngrlmektedir. Uyarc sunum sresinin ve sunumu izleyen iaretleme zamannn deerlendirme yapmaya yetecek fakat zenginletirme yapmay engelleyecek deerlerde olmas gerekir. Bu nedenlerle (a) uygun uyarc sunum sresini belirlemek ve (b) katlmclarn en uygun zaman aralnda iaretleme yapmalarn salayacak ynergeyi dzenlemek amacyla bir n alma yaplmtr.

N. Ekrem Dzen Bilisel lemler ve Duygusal zlemler Etkileimi Doktora Tezi 2006 The Interaction of Cognitive Operations and Emotional Monitoring PhD Dissertation

48

2.5.2.a n alma n almann ilk blmnde, 10 kiiden oluan bir ekirdek katlmc grubuyla, her katlmcyla farkl zamanlarda birden fazla deneme yaplarak farkl uyarc sunum sreleri ve iaretleme zaman ynergeleri denenmitir. n almann ikinci blmnde ise, bu denemeler srasnda eldeki literatrle uyumlu olduu gzlenen sunum sreleri ve ynergeler, baka katlmclarda tek tek olacak ekilde snanmtr. Srasyla, 1000, 500, 300 ve 200 milisaniyelik sunum sreleri denenmi ve her denemede en uygun iaretleme zaman ynergesine ulalmaya allmtr. n alma srasndaki gzlem, deerlendirme ve katlmc grmeleri, 1000 ve 500 milisaniyelik sunum srelerinde katlmclarn bilisel zenginletirme yapabildiklerini gstermitir. Buna karn 200 milisaniyelik sunum sresinin katlmclarda bir tepki uyarmaya yettii gzlenmi ancak bu tepkinin ilksel bilisel deerlendirme olup olmad kesinlik kazanmamtr. Bu sunum sresinde yaplan iaretlemelerin bir bilisel deerlendirme mi yoksa sadece ynergeye uyma gdsyle yaplan otomatik (motor) bir iaretleme mi olduu anlalamamtr. Bu sunum sresiyle deneme yapan katlmclar hangi uyarcya ne iin tepki verdiklerini bilemediklerini, ou zaman da uyarcnn ne olduunu dahi anlayamadklarn ifade etmilerdir. Bylece bu denemeler, 300 milisaniyelik sunum sresinin ilksel bilisel deerlendirme gerekletirmek iin uygun olduunu gstermitir. Dier yandan tm denemeler boyunca en uygun ynerge aranm, kk deiikliklerle katlmclarn, deneyin hedeflerine uygun davranp davranmadklar aratrlmtr. Ynerge, katlmclarn, uyarcy grdkleri anda, uyarcnn ilk artrd deerlendirme noktasn, mmkn olan en ksa srede iaretlemelerini salamaya almaktadr. Katlmclarn her bir uyarc iin deerlendirme iaretlemesi yaparken bir sonraki uyarcdan nce, kuramsal olarak sonsuz zaman bulunmaktadr. Dolaysyla buradaki iaretleme zamann en aza indirgemenin ancak uygun bir ynerge vermekle salanabilecei anlalmtr. Ynergede katlmclara, almann hzl alglamayla ilgili bir deney olduunu belirtilerek, uyarc iaretlemelerinin mmkn olan en ksa srede yaplmas gerektii vurgulanmaktadr. Ynergede ayrca; katlmclarn baklarn ekrandan (ve ekranda uyarclarn belirdii orta alandan) ayrmamalar, herhangi bir nedenle bir uyarcyla ya da kendi verdikleri tepkilerle zel olarak ilgilenmemeleri, kendi kendilerine veya aratrmacyla konumamalar, deneyde yer alan uyarc dizisiyle tek bir i gibi ilgilenmeleri gerektii belirtilmektedir. Bylece, n alma sonunda, katlmclarn bilisel deerlendirmelerine ilikin iaretlemelerini mmkn olan en ksa srede yapmalarn salayan ynergeye ulalmtr. Bu ynerge aadaki gibidir: DENEY YNERGES
imdi, alglama hzyla ilgili bir deney yapacaz. Ancak bu bir performans testi deil. Baar lmyoruz. Bakalarna gre ne durumda olduunuza deil, sizin neyi ne hzla algladnza bakyoruz. Ben nce ne yapacamz anlatacam, sonra adm adm deneyi yapacaz. Bilgisayar ekranndan tek tek kelimeler gelecek. Bu kelimeler geldike siz, gelen kelime olumlu mu..., olumsuz mu..., yoksa ntr bir kelime mi..., bunu iaretleyeceksiniz. aretlemeyi, bilgisayarn klavyesiyle..., sadece ok tularn kullanarak yapacaksnz. imdi her zaman bilgisayar karsna nasl oturuyorsanz o ekilde oturun. Sandalyenizin yksekliini ve klavyenin konumunu istediiniz gibi ayarlayabilirsiniz. *Burada katlmclarn bilgisayar ekrannn konumunu ya da ynn deitirmelerine izin verilmemektedir.] Elinizi her zaman ne ekilde koyuyorsanz o ekilde klavyenin ok tular zerine yerletirin. ... Tamam.

N. Ekrem Dzen Bilisel lemler ve Duygusal zlemler Etkileimi Doktora Tezi 2006 The Interaction of Cognitive Operations and Emotional Monitoring PhD Dissertation

49

Yukar ok tuuyla hibir ilem yapmayacaz. Dier ok tuuyla, yani sol, aa, yani orta, ve sa ok tularn kullanacaz. imdi... bu tulardan hangisi senin iin olumlu? *Burada katlmcdan olumlu ok tuunu belirlemesi istenir. Katlmc tuu belirledikten sonra dier tularn ilevleri teyid edilir; pekl, eer bu tu olumluysa hangi tu olumsuz? sorusuyla olumsuz tuu da ak olarak belirtmesi istenir. Son olarak, bu durumda hangi tu ntr?sorusuyla ntr tula ilgili onay alnr. Katlmc ya sa ya da sol ok tuunu olumlu, dier aksi yndeki tuu olumsuz olarak belirlemelidir. Her iki durumda da orta (yukar) tuu ntr tuu olarak belirlenmektedir.] imdi... ekrana tek tek kelimeler gelecek. Her kelime gelmeden ok ksa bir dt sesi duyacaksnz. Her bir kelime ekranda ok ksa kalyor. Bir an beliriyor, sonra yok oluyor, ve bo ekran kalyor. Siz gelen kelimeye ilikin bir iaretleme yaptnzda hemen dier kelime geliyor. Dier gelen kelime de ekranda ok ksa kalyor, bir an beliriyor, yok oluyor, ve yine bo ekran kalyor. Bu kelimeye ilikin bir iaretleme yapnca da bir sonraki kelime geliyor. Bu bylece sryor. Ekranda bir kelime belirdikten sonra, bu kelimeyle ilgili iaretleme yapmak iin zaman snrsz. Siz iaretleme yapmadka dier kelime gelmez. Ancak siz iaretleme yaparsanz dier kelime gelir. Yani, kelimelerin arka arkaya gelmesi sizin iaretlemenize bal. Herhangi bir kelimeye ilikin iaretleme yapmadan dier kelimeye geme ihtimali yok. Bizim sizden istediimiz, her gelen kelime iin mmkn olan en ksa srede iaretleme yapmanz. Bu deneyin alglama hzyla ilgili olduunu bir kez daha hatrlayn. Gelen kelimeler zerinde durmadan, kelime grnr grnmez ilk gelen neyse, ilk neyi iaretlemek geliyorsa onu iaretlemenizi istiyoruz. Bunu da mmkn olduu kadar hzl yapmanz istiyoruz. Gelen kelimeyi, kelimenin ekranda kald sre iinde iaretlemek bir zorunluluk deil. Kelime kaybolmadan iaretleme yapmak o kelimeyi kaybetmek anlamna gelmiyor. aretleme zamannn snrsz olduunu hatrlayn. Ama, kelime grnr grnmez iaretleme yapmaya aln. Gznz ekrandan ayrmanz ya da bolua bakmanz ya da kendi kendinizle ya da benimle konumanz demek, gelen kelime zerinde ok fazla dnyorsunuz ve ilk geleni iaretlemiyorsunuz demektir. Bu nedenle, gznz ekrandan ayrmayn, kendi kendinizle ya da benimle konumayn, kendi banza, ben yokmuum gibi iaretlemelerinizi yapn. Herhangi bir kelimeye taklacak gibi olursanz ..., taklmayn..., ilk gelen neyse onu iaretleyin ve gein. imdi..., nce bir deneme yapacaz. lk 16 kelimelik blm deneme amal. Bu blm, ok tularna, ekrana, iaretleme ekline, ve hzna almak iin kullann. Daha sonra, bu blm bittiinde, dier blme gemeden sorularnz olursa sorabilirsiniz. *Bu aamada 16 kelimelik deneme blmne geilir.+ lk kelime gelmeden ekran 5ten 0a geri sayacak. 0dan sonra bir dt sesiyle ilk kelime gelecek ve siz ilk iaretlemenizi yapacaksnz. Siz iaretleme yaptka dier kelimeler, her kelimeden nce bir dt sesiyle beraber gelecek. Hazr olduunuzda, dilediiniz zaman balayabilirsiniz. *Katlmc program balatr. Deneme blm tamamlanr. Deney blm aras ekran belirir. Katlmc durur. Sorular varsa aklanr.+ imdi asl deney blm geliyor. imdi beni burada yok farzedin. Btn seriyi tek bir i gibi bir seferde karn.

N. Ekrem Dzen Bilisel lemler ve Duygusal zlemler Etkileimi Doktora Tezi 2006 The Interaction of Cognitive Operations and Emotional Monitoring PhD Dissertation

50

[Aratrmac, katlmcnn gr alanndan ekilir. Ekranda TEEKKRLER ibaresiyle, szel uyarclara ilikin deney blm tamamlanr.+ imdi... ayn ilemi bir kez daha tekrarlayacaz. Ancak bu kez kelimeler yerine resimler gelecek. Bu blmde her ey ilk blmde olduu gibi. Hibir deiiklik yok. Tek fark, kelime yerine resim gelmesi. Bu kez ilk 12 resim deneme blm. nce bu blm yapalm. Hazr olduunuzda, dilediiniz zaman balayabilirsiniz. *Katlmc program balatr. Deneme blm tamamlanr. Deney blm aras ekran belirir. Katlmc durur. Sorular varsa aklanr.+ imdi asl deney blm geliyor. Beni yine burada yok farzedin. Btn seriyi tek bir i gibi bir seferde karn. *Aratrmac, katlmcnn gr alanndan ekilir. Ekranda TEEKKRLER ibaresiyle, grsel uyarclara ilikin deney blm de tamamlanr.+

Ynergenin, yukarda aktarld ekilde son halini almasyla n alma tamamlanmtr. n almaya katlan katlmclardan elde edilen veriler asl veriler arasnda yer almamaktadr. 2.5.2.b Szel ve grsel uyarc deerlendirme grevleri Szel ve grsel uyarc sunumlar ve ilgili grevler, baz kk ayrntlar dnda ayn ilem srasn izlemektedir. Bu nedenle birlikte anlatlacaktr. ki uyarc tipiyle ilgili farkllklara yeri geldike deinilecek, bylece benzerlik ve farkllklar belirginletirilmi olacaktr. Deney ynergesi katlmclara ilem yaptrrken adm adm verilmektedir. Szel ve grsel uyarclar katlmclara bilgisayar araclyla sunulmaktadr. Katlmclar, her zaman alk olduklar ekilde bilgisayar bana oturmaktadr. Klavyenin konumunu kendilerine gre ayarlayabilmekte, ancak ekrana uzaklklar ve ekrann as sabit kalmaktadr. Katlmclar, deerlendirme iaretlemelerini klavyenin ok tularn kullanarak yapmaktadr. Bu nedenle katlmclardan, nce ok tularn nasl kullandklarn (parmaklarn ok tular zerine nasl yerletirdiklerini) gstermeleri, daha sonra hangi ok tuunu hangi deerlendirme iareti iin kullanmak istediklerini belirtmeleri istenmektedir. Katlmclar ya sol ok olumlu, orta (aa) ok ntr, sa ok olumsuz iareti olacak dzeni ya da bunun simetrii olan sol ok olumsuz, orta ok ntr, sa ok olumlu iareti olacak dzeni semektedir. Katlmclarn byk ounluu bu iki dzenden birini kendiliklerinden belirtmitir. Baka bir iaretleme dzenini belirlemek isteyen az sayda denee ilk iki dzenden birini semeleri nerilmitir. Bu katlmclar nerilen dzenlerden birini semekte ve iaretleme yapmakta zorlanmamtr. Solak katlmclar sol ellerini kullanmtr. Hangi denein hangi iaretleme dzenini tercih ettii tek tek saptanm ve bilgisayar tarafndan kaydedilmitir. Dolaysyla tm deerlendirmeler bu tercihler gz nne alnarak yaplmtr. Bilgisayardan uyarc sunumu denein kendisi tarafndan balatlmaktadr. Bu srada ekranda LTFEN HAZIR OLDUUNUZDA BR TUA BASINIZ ifadesi bulunmaktadr. Katlmclarn; ekrandan uyarc sunumu, klavye kullanm, iaretleme hz, ksaca deney srecine yeterli bir tanklk gelitirebilmeleri iin ilk blmde bir deneme almas yaplmaktadr. Deneme almas sonunda denein grevi ynergeye uygun olarak gerekletirebilecei kanaati karlkl olarak olutuunda asl uyarc dizisine geilmektedir.

N. Ekrem Dzen Bilisel lemler ve Duygusal zlemler Etkileimi Doktora Tezi 2006 The Interaction of Cognitive Operations and Emotional Monitoring PhD Dissertation

51

Szel uyarc deerlendirme grevinde ilk 16 kelimelik blm, grsel uyarc deerlendirme grevinde ise ilk 12 fotoraflk blm deneme almas olarak kullanlmaktadr. Deneme setini oluturan kelimeler ve fotoraflar aratrmac tarafndan seilmi, uyarc dizilerinde yer alan kelime ve fotoraflara ierik ynnden deil biim ynnden benzemelerine dikkat edilmitir. Katlmc herhangi bir tua basarak grevin ilk ksmn (deneme blmn) balattnda, ilk uyarc ekranda belirmeden nce, denei ilk gelecek uyarcya odaklamak amacyla, ekranda 5ten 0a doru bir geri saym grlmektedir. Geri saymn tamamlanmasndan sonra, bilgisayar tarafndan retilen ve 50 milisaniye sren bir dt sesi duyulmaktadr. Dt sesinin ardndan gelen 50 milisaniyelik boluktan hemen sonra ilk uyarc ekranda 300 milisaniye belirmekte, ardndan ekran bo kalmakta ve iaretleme beklemektedir. Katlmc, uyarcya ilikin iaretlemesini yapt andan itibaren, yine 50 milisaniyelik dt sesi duyulmakta, ardndan 50 milisaniyelik boluk olumakta ve hemen sonrasnda 300 milisaniye sresince ikinci uyar belirmektedir. Bu uyarcya ilikin iaretleme yapldktan sonra yine dt sesi duyulmakta ve bir sonraki uyarcya geilmektedir. Bylece katlmclar, szel deerlendirme grevinde 16, grsel deerlendirme grevinde 12 uyarcya ilikin iaretleme yaparak, deneme setini tamamlamaktadr. Deneme setinin bitiminde ekranda TEEKKRLER. LTFEN HAZIR OLDUUNUZDA BR TUA BASINIZ ifadesi belirmektedir. Katlmc burada durmakta, aratrmacyla konuarak deneme srecini deerlendirmekte, ve almann kalan ksm iin gerekli ynerge blmlerini almaktadr. Bu noktadan sonra katlmc yine klavyede herhangi bir tua basarak grevin ikinci ksmn (deney blmn) balatmaktadr. Deney blmndeki tm ilemler, tm parametreler ve tm sre deneme blmnde olduu gibi gereklemektedir. Katlmc szel deerlendirme grevinde 120 kelime, grsel deerlendirme grevinde ise 48 fotoraf deerlendirilmektedir. Katlmclara nce szel deerlendirme grevi, hemen ardndan grsel deerlendirme grevi verilmektedir. Ynerge bu sray takip edecek ekilde dzenlenmitir. Her iki deerlendirme grevinde de, deney dizisi bittiinde ekranda TEEKKRLER ifadesi belirmektedir. Bilgisayar, katlmclarn hangi uyarclarla ilgili hangi iaretlemeyi yaptn, toplam iaretleme sresini, ve tek tek iaretlemeler arasndaki sre farklarn (delta srelerini) kaydetmektedir. Bylece denein (a) hangi uyarcy hangi deerlendirme noktasna tayin ettii, (b) hangi uyarcya ne kadar srede tepki verdii, ve (c) her uyarc dizisi zerinde toplam ne kadar sre harcad otomatik olarak kaydedilmektedir. Deerlendirme grevinde sunulan 120 kelime ve 48 fotoraf katlmclar asndan sekisiz srada sunulmaktadr. Ancak gerekte her katlmc uyarclar ayn srada almaktadr. Dier bir deyile, uyarclarn sekisiz sunumu aratrmac tarafndan nceden belirlenmi bir dzendedir. Buradaki sekisiz sunum ifadesiyle anlatlmak istenen, uyarclarn, katlmclarn yanl tepki vermelerine yol aabilecek herhangi bir alfabetik, resimsel, ya da tematik dzen tamayacak ekilde dzenlenmi olduudur.

N. Ekrem Dzen Bilisel lemler ve Duygusal zlemler Etkileimi Doktora Tezi 2006 The Interaction of Cognitive Operations and Emotional Monitoring PhD Dissertation

52

Ve cellat uyand yatanda, alayarak; Tanrm! dedi, bu ne zor bilmece! ldke oalyor adamlar, Ve ben azalyorum ldrdke...
Ataol Behramolu (Ebru Akman yorumuyla)

BLM III BULGULAR Bu alma, uyarc deerlendirmelerinin, katlmclarn duygusal eilimlerinden etkilenip etkilenmedii, etkileniyorsa ne ekilde etkilendiini grgl olarak gstermeye almaktadr. Dolaysyla bu alma, nceden duygusal eilimleri bilinen katlmc gruplar arasndaki farklar ya da bu farklarn kaynaklarndan ok, belirli duygusal eilimlerin belirli uyarclarn deerlendirilmesinde oynad ayrt edici ltlerle ilgilidir. Bu nedenle (a) ncelikle, katlmclarn duygusal eilimlerine baklmakszn, tm katlmclarn tm uyarclar deerlendirmelerinde belirli rntler (uyarc kmelenmeleri) oluup olumad ve ardndan (b) belirli uyarc kmelenmeleri olumas halinde, bu rntlerin katlmclarn duygusal eilimlerinden kaynaklanp kaynaklanmad belirlenmek istenmitir. Bu belirlemeyi salamak zere, bilisel deerlendirme grevinden elde edilen verilere ayrt edici fonksiyon analizleri uygulanmtr. Ayrt edici fonksiyon analizi, yordayc deikenler kullanlarak, bireylerin ya da gruplarn grup yeliklerinin yordanmas iin yaplan bir analizdir. Matematiksel olarak, ok deikenli varyans analizi ile ayn temele dayanrken, aratrma sorular itibariyle MANOVAnn tersine evrilmi halidir. ok deikenli varyans analizindeki baml deikenler, ayrt edici fonksiyon analizinde bamsz, yani yordayc deiken; bamsz deikenler ise baml, yani grup deikeni olarak kullanlmaktadr. ok deikenli varyans analizindeki temel soru, belli bir gruba yeliin, baml deikenlerin birletirilmesiyle elde edilen birletirilmi baml deiken puanndaki ortalama farkyla ilikili olup olmaddr. te yandan, ayrt edici fonksiyon analizindeki soru, yordayclarn belli grup ya da gruplara yelii yordamak zere birletirilip birletirilemeyeceidir. Bu analiz, her bir katlmcnn hangi gruba ait olduunu snflandrma ad verilen bir ilem ile gstermektedir. Bu da ayrt edici fonksiyon analizinin ok deikenli varyans analizine bir stnl olarak karmza kmaktadr. ki analiz arasndaki baka bir nemli fark daha bulunmaktadr: ok deikenli varyans analizinde, ortalamalardaki farklln hangi baml deikenden kaynakland anlalmaya allr; ancak, baml deikenler arasndaki rntlerle ok ender ilgilenilir. Buna karn ayrt edici fonksiyon analizinde, gruplarn farkllat boyutlar anlama abas srasnda, yordayclar arasndaki farkllklarn rntsnn anlalmas ne kar. Bu zellikler gz nne alndnda bu almann aratrma sorularnn yantlanmasnda ayrt edici fonksiyon analizinin, varyans farklarna dayal dier analiz tekniklerine gre daha elverili ve verimli bir inceleme teknii olduuna karar verilmitir. Bylece, katlmclarn bilisel deerlendirme grevinde verdikleri yantlarla duygusal eilimleri arasndaki ilikinin incelenmesi iin (a) duygusal eilimler grup deikeni olacak ekilde ve (b) katlmclarn szel ve grsel uyarclara verdikleri yantlar da yordayc deikenler olmak zere ayrt edici fonksiyon analizi yaplmtr. Bu alma, kullanlan teknik ve aratrma sorular itibariyle kefedicidir. Dolaysyla, vardamalarda bulunmaktan ok var olan durumun bir ilksel gsterimi abas ne kmtr. Bu nedenle, bir kez szel uyarclarla, bir kez grsel uyarclarla ve bir kez de her iki uyarc tipiyle birden olmak zere farkl ayrt edici fonksiyon analizinin yaplmas uygun grlmtr.

N. Ekrem Dzen Bilisel lemler ve Duygusal zlemler Etkileimi Doktora Tezi 2006 The Interaction of Cognitive Operations and Emotional Monitoring PhD Dissertation

53

Ayrt edici fonksiyon analizi de dier ok deikenli analizler gibi, ok deikenli istatistiksel sayltlarn karlanmasn gerektirmektedir. Bu sayltlar, bilindii gibi, (a) analize giren deikenlerin ok deikenli normallii karlamas, (b) analize girecek deikenlerin tek ve ok deikenli u deerlerden arndrlm olmas, (c) bu deikenlerin birbirleri ile dorusal iliki iinde olmalar ve son olarak da (d) yordayc olarak kullanlan deikenlerin birbirleri ile yeterince ayrk ve ilikisiz olmalardr* (Tabachnick ve Fidell, 1996). Ayrt edici fonksiyon analizine geilmeden nce grup deikenlerinin ve yordayc deikenlerin oluturulmas gerekmitir. Yntem blmnde anlatld gibi deney srasnda katlmclar (a) Beck Depresyon Envanteri, Beck Anksiyete Envanteri, Durumluk-srekli fke lei ve Ksa Semptom Envanterini yantlamlar ve (b) 120 adet kelime ile 48 adet fotoraf olumlu, ntr ve olumsuz olarak deerlemilerdir. Btn analizlerden nce, leklerdeki ters maddeler yeniden kodlanm ve leklerin toplam puanlar hesaplanarak toplam puan deikenleri oluturulmutur. lek puanlarna ek olarak szel ve grsel uyarclara verilen yantlar da birer lek maddesi gibi dnlm ve bu iki grup deiken iin de birer toplam puan deikeni oluturulmutur. leklerden elde edilen deikenler kayklklar ve basklklar ile tek-deikenli u deerler iin test edilmitir. Bunun sonucunda deikenlerin z puanlarna dntrlm hallerinde 3,29u aan deerler tek-deikenli u deer olarak silinmitir. Bylece lek deikenlerinin kayklk ve basklklarndaki sorunlar giderilmitir. Daha sonra dalm aprazlamalar izdirilmi ve bunlardan da bu deikenlerin birbirleri ile ilikilerinin dorusall test edilmitir. Bu deikenlerin normal dalm ve dorusallk sayltlarn karladklar sonucuna ulalmtr. Yukarda da belirtildii gibi deney srasnda deerlenen szel ve grsel uyarclar da birer lek gibi dnlmtr. Szel ve grsel uyarclarn, katlmclarn verdiklere tepkilere gre nasl gruplandnn anlalmas iin bir dizi ilem gerekletirilmitir. 3.1 Yordayc Deikenlerin Oluturulmas lk olarak szel ve grsel uyarclar iin ayr ayr olmak zere gvenirlik analizi yaplmtr. Bu analizle, alan ve almayan szel ve grsel uyarclarn ayklanmas hedeflenmitir. Bu ayrtrma iin madde-lek korelasyonlar 0,20den dk olan szel ve grsel uyarclar leklerden kartlmtr. Bu ilem sonucunda, toplam 120 kelimeden 55 tanesi atlm geriye 65 kelime kalmtr. Grsel uyarclara uygulanan test sonucunda ise 5 fotorafn iyi almad anlalmtr. almayan maddelerin ayklanmasndan sonra geriye 43 fotoraf kalmtr.

Multi-colinearity, singularity.

N. Ekrem Dzen Bilisel lemler ve Duygusal zlemler Etkileimi Doktora Tezi 2006 The Interaction of Cognitive Operations and Emotional Monitoring PhD Dissertation

54

3.1.1 Szel uyarclara ilikin gvenirlik analizi sonular Szel uyarclara uygulanan gvenirlik analizi sonucuna gre almayan maddeler unlardr: Alngan Baarsz lgn Durgun Gle Kasvetli Kuvvetli lgn Sorunlu Telasz Yaratc Amasz Becerikli kkn Elenceli Hrsl Kaygl Mesut Rahatsz Sosyal Tuhaf Yetersiz Antipatik Bezgin Dertsiz Elemli Hznl Keyifli Mutlu Sevinli Snk Umutlu Yorgun Atlgan Bitkin Dinamik Endieli steksiz Keyifsiz Mutsuz Skc akac rkek Zayf Baarl Cokusuz Donuk Gl yimser Ktmser Neesiz Somurtkan ansl Yalnz Zinde

Gvenirlik analizine gre almayan maddelerin karldktan sonra kalan (alan) maddeler unlardr: Beceriksiz Cokulu Dikkatsiz Gamsz Gvenli Heyecansz stekli Kararsz Korkak Pasif Sokulgan Tasasz Uyank Bunalm aresiz Direnli Gayretli Gvensiz Honut tahl Kaygsz Kuvvetsiz Rahat Suskun Tatsz zgn Canl ekingen Endiesiz Giriken Hareketli Honutsuz tahsz Kaytsz Memnun Sakin anssz Telal Yeterli Cansz Dertli Enerjik Gsterili Hevesli Huzurlu Karamsar Komik Neeli Sempatik Talihli Tkenmi Ylgn Cesur Dikkatli Esprili Gsz Heyecanl Huzursuz Kararl Konukan fkeli Skntl Talihsiz Umutsuz Zavall

N. Ekrem Dzen Bilisel lemler ve Duygusal zlemler Etkileimi Doktora Tezi 2006 The Interaction of Cognitive Operations and Emotional Monitoring PhD Dissertation

55

alan maddelerin, profesyonel yargclar tarafndan deerlemeleri Tablo 7.de verilmitir. Tablo 7. alan maddelerin, profesyonel yargclar tarafndan deerlemeleri OLUMLU Huzurlu Dikkatli Hevesli Komik Gayretli Gvenli Esprili Cokulu Enerjik Kararl Heyecanl Giriken Memnun Sempatik stekli Neeli Cesur Honut Yeterli Canl Konukan Sakin Hareketli tahl Rahat Direnli Talihli Sokulgan Gsterili Tasasz Uyank Endiesiz % 10 10 10 10 10 10 10 10 10 10 9 9 9 9 9 9 9 9 9 8 8 8 7 7 6 6 6 6 5 5 5 4 NTR Suskun Heyecansz Kaygsz Kaytsz Kuvvetsiz Gamsz % 6 5 5 5 5 4 OLUMSUZ Karamsar Beceriksiz Dertli Dikkatsiz Gvensiz Honutsuz Korkak Pasif Tatsz Tkenmi Umutsuz Ylgn Zavall Bunalm aresiz Gsz tahsz Skntl zgn Cansz Huzursuz Kararsz ekingen fkeli Telal anssz Talihsiz % 10 9 9 9 9 9 9 9 9 9 9 9 9 8 8 8 8 8 8 7 7 7 6 6 6 5 5

N. Ekrem Dzen Bilisel lemler ve Duygusal zlemler Etkileimi Doktora Tezi 2006 The Interaction of Cognitive Operations and Emotional Monitoring PhD Dissertation

56

3.1.2 Grsel uyarclara ilikin gvenirlik analizi sonular Grsel uyarclara uygulanan gvenirlik analizi sonucuna gre almayan maddeler ve ilgili yargc deerlendirmeleri unlardr: 1.2 NTR 8 3.4 OLUMLU 7 3.8 OLUMSUZ 4

5.4

NTR 4

6.3

OLUMLU 6

OLUMLU Resim 3.4 Resim 6.3

% NTR 7 Resim 1.2 6 Resim 5.4

% OLUMSUZ 8 Resim 3.8 4

% 4

Bundan sonraki aamada szel ve grsel uyarclarn dalmlarn ve kmelenmelerini grmek iin tm katlmclardan elde edilen ve gvenirlik analizinden sonra elde kalan tm veriler okboyutlu leklemeye* tabi tutulmutur.

Multidimensional scaling.

N. Ekrem Dzen Bilisel lemler ve Duygusal zlemler Etkileimi Doktora Tezi 2006 The Interaction of Cognitive Operations and Emotional Monitoring PhD Dissertation

57

3.1.3 okboyutlu lekleme ve semantik ayrm* okboyutlu lekleme, semantik ayrm yntemine dayanmaktadr (Osgood, Suci, ve Tennenbaum, 1957). Bu ynteme gre, iki kutuplu bir devamllk izgisinde bulunan uyarclar boyutlu bir semantik alanda leklenmektedir. Bu semantik alann x ekseni deerleme, y ekseni gllk ve z ekseni etkenlik eksenleridir. Dolaysyla, okboyutlu leklemeye tabi tutulan her bir veri, semantik alanda koordinat noktasnn belirledii bir konumda yer almaktadr. Bu almada okboyutlu lekleme yntemi, deerlemesi yaplan uyarclarn semantik alanda belirli rntler gsterip gstermediini aratrmak amacyla kullanlmtr. okboyutlu leklemenin belirli rntler gstermesi halinde bu rntlerin, anlaml kmelenmelere karlk gelip gelmedii boyutlu grafik zerinde incelenmitir. Bu inceleme, okboyutlu lekleme ynteminin de dayand parametrelerden biri olan Euclid mesafeleri temel alnarak yaplmtr. Aratrmann amacna gre ilk anda elde edilmek istenen, nceden oluaca tahmin edilen belirli kmelenmeler deildir. Dier bir deyile bu aratrma, okboyutlu lekleme sonucu boyutlu semantik alann belirli yerlerinde veya belirli ekillerde kmelenmeler elde etmeyi hedeflememitir. nemli olan, uyarc deerlendirmelerinden elde edilen semantik ayrmlarn nerede ve ne ekilde olursa olsun anlaml kmelenmeler oluturup oluturmaddr. Semantik alanda deerlendirme kmelerinin olumas, bilisel deerlendirmelerin duygusal eilimlerden etkilendiini gsterecektir. Kmelenme olumamas ise bilisel deerlendirmelerin duygusal eilimlerden grece bamsz altn ya da aratrma deseninin bu etkileimi test etmekte yetersiz kaldn gsterecektir. te yandan, kmelenmelerin nerelerde ve ne ekillerde olutuu, bilisel deerlendirmelerin hangi duygusal eilimlerden ne ekilde etkilendiine ilikin veri salayacaktr. Szel ve grsel uyarclarn okboyutlu leklemesi, SPSS for Windows (ver. 10) istatistik paket programnn Multidimensional Scaling modl kullanlarak yaplmtr. Szel ve grsel uyarclara ilikin okboyutlu lekleme sonular Grafik 1. ve Grafik 2. de verilmektedir.

Semantic differentials. Evaluation. Potency. Activity.

N. Ekrem Dzen Bilisel lemler ve Duygusal zlemler Etkileimi Doktora Tezi 2006 The Interaction of Cognitive Operations and Emotional Monitoring PhD Dissertation

58

Grafik 1. Tm gruplarda szel uyarclara ilikin semantik ayrm ve kmelenmeler

Grafik 2. Tm gruplarda, grsel uyarclara ilikin semantik ayrm ve kmelenmeler

N. Ekrem Dzen Bilisel lemler ve Duygusal zlemler Etkileimi Doktora Tezi 2006 The Interaction of Cognitive Operations and Emotional Monitoring PhD Dissertation

59

Bu rneklerde de grld gibi, SPSS paketinin rettii grafik, iki boyutlu bir ekranda 3 boyutlu grafiin anlalmasnda ve yorumlanmasnda glk yaratmaktadr. Bu nedenle, 3 boyutlu gr salayacak yeni bir bilgisayar program yazlmtr. MultiVista ad verilen bu zgn program, SPSS paketinin uyarclara ilikin temel ald koordinat noktasn ve yine SPSS paketi gibi Euclid mesafelerini temel almaktadr. te yandan MultiVista, szel ve grsel uyarclar, bytlp kltlebilen birer ikonla gstermekte ve 3 boyutlu uzayda, okboyutlu leklemede elde edilen uyarc dalmlarn her adan grmeyi salamaktadr. konlarn bytlp kltlebilmeleri zellii yoluyla uyarclar, koordinatlar deimeksizin birbirlerine yaklatrlp uzaklatrlabilmektedir. Bylece, uyarclar arasndaki Euclid mesafelerinin, gz karar yerine bu lm aracyla tetkik edilmesi mmkn hale gelmektedir. MultiVista, uyarclarn dald 3 boyutlu alann btn eksenlerde (x, y, z) 360 derece dndrlebilmesini salamaktadr. Bu ekilde, semantik alan her adan taranarak szel ve grsel uyarclarn dalmlar her ynden daha ayrntl ekilde incelenebilmitir. MultiVistann rettii szel ve grsel uyarclara ilikin dalmlar Grafik 3. ve Grafik 4.de verilmektedir.

N. Ekrem Dzen Bilisel lemler ve Duygusal zlemler Etkileimi Doktora Tezi 2006 The Interaction of Cognitive Operations and Emotional Monitoring PhD Dissertation

60

Grafik 3. Tm gruplarda szel uyarclara ilikin semantik ayrm ve kmelenmeler

N. Ekrem Dzen Bilisel lemler ve Duygusal zlemler Etkileimi Doktora Tezi 2006 The Interaction of Cognitive Operations and Emotional Monitoring PhD Dissertation

61

Grafik 4. Tm gruplarda, grsel uyarclara ilikin semantik ayrm ve kmelenmeler

N. Ekrem Dzen Bilisel lemler ve Duygusal zlemler Etkileimi Doktora Tezi 2006 The Interaction of Cognitive Operations and Emotional Monitoring PhD Dissertation

62

3.1.4.a Yordayc deikenler: Szel kmeler MultiVista yardmyla, boyutlu semantik alanda her adan deerlendirilen szel uyarclar, Euclid mesafeleri asndan kme oluumuna izin verecek uyarclar deerlendirilerek gruplanmtr. Kme oluturma srasnda hibir kmeye dhil edilemeyen ve kendi aralarnda da gruplanamayan 10 kelime analiz d braklmtr. Bu 10 kelime karldktan sonra kalan 55 kelimenin iki ayr kme oluturduu saptanmtr. Bu kmelerin ilkinde 23, ikincisinde 32 kelime bulunmaktadr. Darda braklan ve kmeler ayrlan szel uyarclara ilikin zet bilgiler ve yargc deerlendirmeleri aada zetlenmitir. Szel uyarclara ilikin okboyutlu lekleme uygulamasndan sonra herhangi bir kmeye dhil edilmeyen kelimeler unlardr:
Endiesiz Sokulgan Gsterili Tasasz Honut Telal tahl Uyank Sakin Yeterli

Herhangi bir kmeye dahil edilemeyen maddelerin yargclar tarafndan deerlemeleri Tablo 8.de verilmitir. Tablo 8. okboyutlu lekleme sonunda herhangi bir kmeye dahil edilemeyen szel maddeler ve ilgili yargc deerlemeleri
OLUMLU Endiesiz Gsterili Honut tahl Sakin Sokulgan Tasasz Uyank Yeterli % 4 5 9 7 8 6 5 5 9 NTR % OLUMSUZ Telal % 6

Bir kmeye dhil edilemeyen maddelerin karlmasndan deerlendirmesine esas alnan maddeler unlardr:
Beceriksiz Cokulu Dikkatsiz Gamsz Gvenli Heyecansz stekli Kararsz Korkak Pasif Sokulgan Tasasz Uyank Bunalm aresiz Direnli Gayretli Gvensiz Honut tahl Kaygsz Kuvvetsiz Rahat Suskun Tatsz zgn Canl ekingen Endiesiz Giriken Hareketli Honutsuz tahsz Kaytsz Memnun Sakin anssz Telal Yeterli

sonra,

uyarc

kmelenmesi

Cansz Dertli Enerjik Gsterili Hevesli Huzurlu Karamsar Komik Neeli Sempatik Talihli Tkenmi Ylgn

Cesur Dikkatli Esprili Gsz Heyecanl Huzursuz Kararl Konukan fkeli Skntl Talihsiz Umutsuz Zavall

N. Ekrem Dzen Bilisel lemler ve Duygusal zlemler Etkileimi Doktora Tezi 2006 The Interaction of Cognitive Operations and Emotional Monitoring PhD Dissertation

63

Szel uyarc kmelenmelerinin zelliklerine ilikin deerlendirme iin esas alnan uyarclara ilikin yargc deerlendirmeleri Tablo 9.da verilmitir. Tablo 9. Yordayc deikenlerin oluturulmasnda esas alnan szel maddeler ve ilgili yargc deerlemeleri
OLUMLU Huzurlu Dikkatli Hevesli Komik Gayretli Gvenli Esprili Cokulu Enerjik Kararl Heyecanl Giriken Memnun Sempatik stekli Neeli Cesur Canl Konukan Hareketli Rahat Direnli Talihli % 10 10 10 10 10 10 10 10 10 10 9 9 9 9 9 9 9 8 8 7 6 6 6 NTR Suskun Heyecansz Kaygsz Kaytsz Kuvvetsiz Gamsz % 6 5 5 5 5 4 OLUMSUZ Karamsar Beceriksiz Dertli Dikkatsiz Gvensiz Honutsuz Korkak Pasif Tatsz Tkenmi Umutsuz Ylgn Zavall Bunalm aresiz Gsz tahsz Skntl zgn Cansz Huzursuz Kararsz ekingen fkeli anssz Talihsiz % 10 9 9 9 9 9 9 9 9 9 9 9 9 8 8 8 8 8 8 7 7 7 6 6 5 5

Tablo 10.da, kmelemeye esas alnan kelimelerin oluturduu iki ana kme verilmitir. Tablo 10.da belirtilen ekilde kmelenen uyarclarn ilk kmesinin yargc deerlendirmelerinden de yararlanlarak olumlu kelimelerden olutuu dnlm ve SC1 olarak adlandrlmtr. kinci kmenin ise benzer nedenlerle olumsuz kelimelerden olutuu dnlm ve SC2 olarak adlandrlmtr. Bylece SC1 ve SC2, szel yordayc deikenler olarak belirlenmitir. SC1 ve SC2 ayn zamanda szel uyarc leinin alt lekleri kabul edilmitir.

N. Ekrem Dzen Bilisel lemler ve Duygusal zlemler Etkileimi Doktora Tezi 2006 The Interaction of Cognitive Operations and Emotional Monitoring PhD Dissertation

64

Tablo 10. Szel yordayc deikenleri oluturan kmeler


# SC1-OLUMLU 12. Canl 14. Cesur 15. Cokulu 23. Dikkatli 26. Direnli 33. Enerjik 34. Esprili 36. Gayretli 37. Giriken 42. Gvenli 44. Hareketli 45. Hevesli 46. Heyecanl 51. Huzurlu 54. stekli 60. Kararl 68. Komik 69. Konukan 74. Memnun 78. Neeli 83. Rahat 86. Sempatik 99. Talihli 8. 11. 13. 17. 18. 21. 24. 35. 40. 43. 47. 50. 52. 57. 59. 61. 64. 65. 70. 73. 80. 82. 89. 95. 98. 100. 102. 106. 108. 111. 116. 118. # SC2-OLUMSUZ Beceriksiz Bunalm Cansz aresiz ekingen Dertli Dikkatsiz Gamsz Gsz Gvensiz Heyecansz Honutsuz Huzursuz tahsz Karamsar Kararsz Kaygsz Kaytsz Korkak Kuvvetsiz fkeli Pasif Skntl Suskun anssz Talihsiz Tatsz Tkenmi Umutsuz zgn Ylgn Zavall

N. Ekrem Dzen Bilisel lemler ve Duygusal zlemler Etkileimi Doktora Tezi 2006 The Interaction of Cognitive Operations and Emotional Monitoring PhD Dissertation

65

3.1.4.b Yordayc deikenler: Grsel kmeler Grsel yordayc deikenler de szel yordayc deikenleri belirlerken izlenen yntemle belirlenmitir. MultiVista yardmyla, boyutlu semantik alanda her adan deerlendirilen grsel uyarclar, Euclid mesafeleri asndan kme oluumuna izin verecek maddeler deerlendirilerek gruplanmtr. Kme oluturma srasnda hibir kmeye dhil edilemeyen ve kendi aralarnda da gruplanamayan 3 fotoraf analiz d braklmtr. Bu 3 fotoraf karldktan sonra kalan 40 fotorafn ayr kme oluturduu saptanmtr. Bu kmelerin ilkinde 6, ikincisinde 9, ve ncsnde 25 fotoraf bulunmaktadr. Darda braklan ve kmelere ayrlan grsel uyarclara ilikin zet bilgiler ve yargc deerlendirmeleri aada zetlenmitir. Grsel uyarclara ilikin okboyutlu lekleme uygulamasndan sonra herhangi bir kmeye dhil edilemeyen fotoraflar unlardr:

2.2

OLUMLU 7

3.1

OLUMSUZ 5

4.3

OLUMLU 5

Bir kmeye dhil edilemeyen maddelerin karlmasndan sonra, grsel yordayc deiken olacak ekilde dzenlenen kmeler Tablo 11.de verilmitir. Tablo 11.de belirtilen ekilde kmelenen grsel uyarclarn ilk kmesinin ntr, ikinci kmenin olumlu, nc kmenin ise olumsuz fotoraflardan olutuuna karar verilmitir. Bu kmeler srasyla RC1, RC2 ve RC3 olarak adlandrlmtr. Bylece RC1, RC2, ve RC3 grsel yordayc deikenler ve grsel uyarc leinin alt lekleri olarak belirlenmitir.

N. Ekrem Dzen Bilisel lemler ve Duygusal zlemler Etkileimi Doktora Tezi 2006 The Interaction of Cognitive Operations and Emotional Monitoring PhD Dissertation

66

Tablo 11. Grsel yordayc deikenleri oluturan kmeler RC1. Ntr Kme (Yargc deerlemelerine gre % 83 orannda olumlu; % 17 orannda ntr fotoraftan olumaktadr.)

4.1

OLUMLU 7

4.6

NTR 4

4.7

OLUMLU 4

5.5

OLUMLU 7

5.7

OLUMLU 7

6.1

OLUMLU 7

N. Ekrem Dzen Bilisel lemler ve Duygusal zlemler Etkileimi Doktora Tezi 2006 The Interaction of Cognitive Operations and Emotional Monitoring PhD Dissertation

67

Tablo 11. (dvm.) RC2. Olumlu Kme (Yargc deerlemelerine gre % 89 orannda olumlu; % 11 orannda olumsuz fotoraftan olumaktadr.)

1.7

OLUMLU 10

2.7

OLUMLU 6

3.3

OLUMLU 5

4.5

OLUMLU 4

5.1

OLUMLU 6

5.3

OLUMLU 6

5.8

OLUMLU 10

6.2

OLUMLU 7

6.8

OLUMSUZ 5

N. Ekrem Dzen Bilisel lemler ve Duygusal zlemler Etkileimi Doktora Tezi 2006 The Interaction of Cognitive Operations and Emotional Monitoring PhD Dissertation

68

Tablo 11. (dvm.) RC3. Olumsuz Kme (Yargc deerlemelerine gre % 24 orannda olumlu; % 24 orannda ntr; % 52 orannda olumsuz fotoraftan olumaktadr.) 1.1 OLUMSUZ 6 1.3 OLUMLU 6 1.4 OLUMSUZ 8 1.5 OLUMLU 4

1.6

OLUMLU 9

1.8

OLUMLU 5

2.1

OLUMSUZ 7

2.3

OLUMSUZ 7

2.4

NTR 5

2.5

NTR 5

2.6

OLUMLU 4

2.8

NTR 6

3.2

NTR 5

3.5

OLUMSUZ 8

3.6

OLUMSUZ 6

3.7

OLUMSUZ 7

N. Ekrem Dzen Bilisel lemler ve Duygusal zlemler Etkileimi Doktora Tezi 2006 The Interaction of Cognitive Operations and Emotional Monitoring PhD Dissertation

69

Tablo 11. (dvm.) RC3 Olumsuz Kme (dvm.) 4.2 NTR 4 4.4 OLUMSUZ 5 4.8 OLUMSUZ 5 5.2 OLUMLU 9

5.6

OLUMSUZ 5

6.4

OLUMSUZ 5

6.5

NTR 6

6.6

OLUMSUZ 6

6.7

OLUMSUZ 6

Bylece, szel yordayc deiken olarak SC1 (olumlu) ve SC2 (olumsuz) deikenleri, grsel yordayc deiken olarak ise RC1 (ntr), RC2, (olumlu) ve RC3 (olumsuz) deikenleri oluturulmutur. Hem szel uyarclardan hem de grsel uyarclardan elde edilen bu deikenler, kayklk basklk ve tekdeikenli u deerler iin test edilmitir. Bu testin sonucunda grsel uyarclar leinde ok deikenli normallik ve dorusallk sayltsna tehdit oluturacak bir durum olmad grlmtr. Szel uyarc leinde ise 6 tek-deikenli ve 1 ok-deikenli u deer silindikten sonra bu tehdit ortadan kalkmtr.

N. Ekrem Dzen Bilisel lemler ve Duygusal zlemler Etkileimi Doktora Tezi 2006 The Interaction of Cognitive Operations and Emotional Monitoring PhD Dissertation

70

3.2 Grup Deikeninin Oluturulmas Hem szel hem de grsel uyarclar iin yordayc deikenler oluturulduktan sonra grup deikeninin oluturulmas aamasna geilmitir. Bu aamada nce gruplara ayrma ltnn belirlenmesi gerekmitir. Bu nedenle ncelikle katlmclarn leklere verdikleri yantlar tek tek ve toplu olarak incelenmitir. Katlmclarn Beck Depresyon Envanteri, Beck Anksiyete Envanteri, Durumluk-srekli fke lei ve Ksa Semptom Envanterine ilikin yantlarnn zeti Tablo 12. de verilmitir. Tablo 12. Beck Depresyon Envanteri, Beck Kayg Envanteri, Durumluk-Srekli fke lei, ve Ksa Semptom Envanterine verilen yantlar
N = 135 Beck Depresyon Envanteri Beck Anksiyete Envanteri Durumluk-Srekli fke lei Ksa Semptom Envanteri Ortalama 11,82 10,29 19,72 53,21 Std. Sapma 7,79 8,52 5,21 28,95 Ortanca 11 8 19 49 Aralk 34 37 23 113 Min. 0 0 11 10 Maks. 34 37 34 123

Katlmclarn leklerden elde ettikleri puanlarn kesme noktalarn belirlemek iin eitli ltlerin (ortalama, mod, ve ortanca) kullanld denemeler yaplmtr. Ortalama ltnn gruplarda birbirine yakn sayda kii brakmad grlmtr. Bunun bir olas nedeni katlmclarn herhangi bir psikolojik rahatszlktan, zellikle ya da belirgin olarak ikayeti olmamalar olabilir. Dier bir deyile, katlmc grubunun leklerden aldklar ortalama puanlara gre yaplacak bir gruplama ya gruplarda birbirinden ok farkl sayda kii brakmamakta ya da yeterli kii saysna hi ulamamaktadr. Bu durumda en iyi ayrcnn grup ortancalar olduu anlalmtr. Bylece katlmclar, Beck Depresyon Envanteri, Beck Kayg Envanteri, Durumluk-srekli fke lei, ve Ksa Semptom Envanterinden, grup ortancalarna gre (a) dk alanlar, (b) yksek alanlar, ve (c) bunlarn dnda kalanlar* olmak zere 3 gruba ayrlmtr. Duygusal eilim gruplarna ilikin szel ve grsel uyarclarn okboyutlu lekleme sonular grafiklerde verilmitir. nce SPSS paketinin rettii grafikler, daha sonra da MultiVistann rettii grafikler verilmektedir. Grafik 5 ve 6, szel uyarclara ilikin olumlu ve olumsuz duygusal eilim gruplarnn; Grafik 7 ve 8, grsel uyarclara ilikin olumlu ve olumsuz duygusal eilim gruplarnn; Grafik 9 ve 10, szel uyarclara ilikin (karlatrma kolayl salamak asndan) tm grup ve ntr duygusal eilim grubunun; ve son olarak Grafik 11 ve 12, grsel uyarclara ilikin (yine karlatrma kolayl salamak asndan) tm grup ve ntr duygusal eilim grubunun SPSS okboyutlu lekleme sonularn vermektedir.

Bir lekte dk veya yksek toplam puan alanlarla dier bir lekte dk veya yksek puan alanlar tutarl bir ekilde akmamaktadr. Bu nedenle gruplama, (a) her drt lekte de yksek puan alanlar, (b) her drt lekte de dk alanlar, ve (c) lekler arasnda tutarl ekilde dk veya yksek almayanlar eklinde yaplmtr.

N. Ekrem Dzen Bilisel lemler ve Duygusal zlemler Etkileimi Doktora Tezi 2006 The Interaction of Cognitive Operations and Emotional Monitoring PhD Dissertation

71

SPSS paketinin rettii grafiklerin ardndan MultiVista grafikleri verilmektedir. Grafik 13, szel uyarclara ilikin olumlu duygusal eilim grubunun; Grafik 14, grsel uyarclara ilikin olumlu duygusal eilim grubunun; Grafik 15, szel uyarclara ilikin olumsuz duygusal eilim grubunun; Grafik 16, grsel uyarclara ilikin olumsuz duygusal eilim grubunun; Grafik 17, szel uyarclara ilikin ntr duygusal eilim grubunun; ve son olarak Grafik 18, grsel uyarclara ilikin ntr duygusal eilim grubunun MultiVista okboyutlu lekleme sonularn vermektedir. Yordayc deikenler ve grup deikeni hazrlandktan sonra ayrt edici fonksiyon analizlerine geilmitir. Daha nce de belirtildii gibi, szel ve grsel uyarc dizilerinin birer lek gibi kabul edilmesine dayanarak, bir kez szel bir kez de grsel yordayc deikenler kullanlarak iki ayr ayrt edici fonksiyon analizi yaplmtr. Ayrt edici fonksiyon analizinin, belirli uyarc kmelerinin belirli duygusal eilimlerden kaynaklandn gstermesi, bu aratrmann bilisel deerlendirmeler bilisel zenginletirmenin snrland koullarda duygusal eilimlerden etkilenmektedir eklinde zetlenebilecek genel hipotezini destekleyecektir.

N. Ekrem Dzen Bilisel lemler ve Duygusal zlemler Etkileimi Doktora Tezi 2006 The Interaction of Cognitive Operations and Emotional Monitoring PhD Dissertation

72

Grafik 5. Olumlu duygusal eilim grubunda szel uyarclara ilikin semantik ayrm ve kmelenmeler

Grafik 6. Olumsuz duygusal eilim grubunda szel uyarclara ilikin semantik ayrm ve kmelenmeler

N. Ekrem Dzen Bilisel lemler ve Duygusal zlemler Etkileimi Doktora Tezi 2006 The Interaction of Cognitive Operations and Emotional Monitoring PhD Dissertation

73

Grafik 7. Olumlu duygusal eilim grubunda grsel uyarclara ilikin semantik ayrm ve kmelenmeler

Grafik 8. Olumsuz duygusal eilim grubunda grsel uyarclara ilikin semantik ayrm ve kmelenmeler

N. Ekrem Dzen Bilisel lemler ve Duygusal zlemler Etkileimi Doktora Tezi 2006 The Interaction of Cognitive Operations and Emotional Monitoring PhD Dissertation

74

Grafik 9. Tm gruplarda szel uyarclara ilikin semantik ayrm ve kmelenmeler

Grafik 10. Ntr duygusal eilim grubunda szel uyarclara ilikin semantik ayrm ve kmelenmeler

N. Ekrem Dzen Bilisel lemler ve Duygusal zlemler Etkileimi Doktora Tezi 2006 The Interaction of Cognitive Operations and Emotional Monitoring PhD Dissertation

75

Grafik 11. Tm gruplarda grsel uyarclara ilikin semantik ayrm ve kmelenmeler

Grafik 12. Ntr duygusal eilim grubunda grsel uyarclara ilikin semantik ayrm ve kmelenmeler

N. Ekrem Dzen Bilisel lemler ve Duygusal zlemler Etkileimi Doktora Tezi 2006 The Interaction of Cognitive Operations and Emotional Monitoring PhD Dissertation

76

Grafik 13. Olumlu duygusal eilim grubunda, szel uyarclara ilikin semantik ayrm ve kmelenmeler

N. Ekrem Dzen Bilisel lemler ve Duygusal zlemler Etkileimi Doktora Tezi 2006 The Interaction of Cognitive Operations and Emotional Monitoring PhD Dissertation

77

Grafik 14. Olumlu duygusal eilim grubunda, grsel uyarclara ilikin semantik ayrm ve kmelenmeler

N. Ekrem Dzen Bilisel lemler ve Duygusal zlemler Etkileimi Doktora Tezi 2006 The Interaction of Cognitive Operations and Emotional Monitoring PhD Dissertation

78

Grafik 15. Olumsuz duygusal eilim grubunda, szel uyarclara ilikin semantik ayrm ve kmelenmeler

N. Ekrem Dzen Bilisel lemler ve Duygusal zlemler Etkileimi Doktora Tezi 2006 The Interaction of Cognitive Operations and Emotional Monitoring PhD Dissertation

79

Grafik 16. Olumsuz duygusal eilim grubunda, grsel uyarclara ilikin semantik ayrm ve kmelenmeler

N. Ekrem Dzen Bilisel lemler ve Duygusal zlemler Etkileimi Doktora Tezi 2006 The Interaction of Cognitive Operations and Emotional Monitoring PhD Dissertation

80

Grafik 17. Ntr duygusal eilim grubunda, szel uyarclara ilikin semantik ayrm ve kmelenmeler

N. Ekrem Dzen Bilisel lemler ve Duygusal zlemler Etkileimi Doktora Tezi 2006 The Interaction of Cognitive Operations and Emotional Monitoring PhD Dissertation

81

Grafik 18. Ntr duygusal eilim grubunda, grsel uyarclara ilikin semantik ayrm ve kmelenmeler

N. Ekrem Dzen Bilisel lemler ve Duygusal zlemler Etkileimi Doktora Tezi 2006 The Interaction of Cognitive Operations and Emotional Monitoring PhD Dissertation

82

3.3 Ayrt edici Fonksiyon Analizleri 3.3.1 Szel uyarclara ilikin ayrt edici fonksiyon analizi ok boyutlu lekleme ve grselletirme program ile oluturulan iki kelime kmesi (olumlu ve olumsuz kelime kmeleri) yordayc deikenler olacak ekilde ve duygusal eilim leklerinden, daha nce aktarld gibi oluturulan, 3 duygusal eilim grubu (leklerden yksek alan grup, dk alan grup, ve dierleri) grup deikeni olacak ekilde ayrt edici fonksiyon analizi yaplmtr. Veriler, u deerler iin test edilmi ve 6 tek-deikenli u deer ile 1 ok-deikenli u deer silinmitir. ok deikenli normallik sayltlar her bir grup iin ayr ayr olmak zere test edilmi ve ok deikenli normalliin saland grlmtr; bylece N=135 olacak ekilde olumutur. Bu gruplarn ortalama ve standart sapmalar Tablo 13.te verilmitir. Grup varyanslarnn eit olup olmadn, dolaysyla, analizin geerli bir analiz olup olmadn test eden Boxun M testinde analizin geerli olduu anlalmtr (Box M = 8,893; F(6, 178646,3)=1,447; p<0,192).

Tablo 13. Duygusal eilim gruplarnn szel uyarc alt leklerinden aldklar puanlarn ortalama ve standart sapmalar
Duygusal Eilim Gruplar* Yordayc Deikenler SC1 (Olumlu kelime kmesi) SC2 (Olumsuz kelime kmesi) SC1 (Olumlu kelime kmesi) SC2 (Olumsuz kelime kmesi) SC1 (Olumlu kelime kmesi) Ortalama Standart Sapma N

Olumlu duygusal eilim grubu Olumsuz duygusal eilim grubu

26,66 62,92 28,22 61,20 27,54 64,42 27,46 63,15

4,15 39 5,74 5,09 35 6,74 4,42 61 4,67 4,53 135 5,69

Ntr duygusal eilim grubu


SC2 (Olumsuz kelime kmesi) SC1 (Olumlu kelime kmesi)

Tm gruplar
SC2 (Olumsuz kelime kmesi)

* Olumlu grup her drt lekten de dk puan alanlardan, olumsuz grup her drt lekten de yksek puan alanlardan, ntr grup ise lekler arasnda tutarl ekilde yksek veya dk puan almayanlardan olumaktadr.

N. Ekrem Dzen Bilisel lemler ve Duygusal zlemler Etkileimi Doktora Tezi 2006 The Interaction of Cognitive Operations and Emotional Monitoring PhD Dissertation

83

Sz edilen deikenlerle yaplan ayrt edici fonksiyon analizinde 2 ayrt edici fonksiyon tretilmitir. Bunlardan sadece ilki anlaml bulunmutur. Dier bir deyile, katlmclarn szel uyarc leinden aldklar puanlar, birinci fonksiyon zerinde duygusal eilimlerini yordamakta baarl olmutur. Bu fonksiyon, tek bana, katlmclarn duygusal eilimleriyle ilgili varyansn %84n aklamaktadr. Fonksiyonlarn Wilk lambda deeri ve dier katsaylar Tablo 14.te verilmitir. Tablo 14. Szel uyarclarda ayrt edici fonksiyonlara ilikin deerler Ayrt edici Fonksiyonlar 1* 2 2 10,04 1,614 Wilks 0,92 0,98 sd 4 1 p 0,034 0,204 Kanonik R 0,254 0,110 zdeer 0,069 0,012 Varyans % %84,8 %15,2

* Anlaml ayrt edici fonksiyon.

Szel yordayc deikenlerin ayrt edici fonksiyonlar zerindeki yklerini, dolaysyla, bu deikenlerin fonksiyonlarla korelasyonlarn gsteren yap matrisine bakldnda, SC2 deikeninin katlmclarn duygusal eilimlerini yordamada baarl olduu grlmtr. Dier bir deyile, SC2 deikeninin oluturan kelime kmesi, duygusal eilim leklerinden en dk ve en yksek alanlar ile dierlerini birbirinden ayrmada baarl olmutur. Bu ayrmann daha iyi anlalmas iin, gruplarn iki fonksiyon zerindeki deerlerinden elde edilen oluum, ekil 1.de verilmitir.

ekil 1. Gruplarn kanonik ayrt edici fonksiyonlar zerindeki yerleri

Kanonik Ayrt edici Fonksiyonlar 1

Ntr Grup Olumsuz Grup 0

Olumlu Grup

Duygusal Eilim Gruplar Grup ortalar

Fonksiyon 2

-1 -1 Fonksiyon 1 0 1

N. Ekrem Dzen Bilisel lemler ve Duygusal zlemler Etkileimi Doktora Tezi 2006 The Interaction of Cognitive Operations and Emotional Monitoring PhD Dissertation

84

Szel yordayc deikenlerin ayrt edici fonksiyonlar zerindeki ykleri Tablo 15.te verilmitir. Tablo 15. Szel alt leklerin ayrt edici fonksiyonlar zerindeki ykleri Fonksiyon 1 SC1 (Olumlu kelime kmesi) SC2 (Olumsuz kelime kmesi) ,887* -,281 2 ,462 ,960

* Ayrt edici fonksiyon zerinde anlaml szel alt lek

Bu analiz sonucunda elde edilen snflandrma sonularna bakldnda, genel olarak doru snflandrma orannn %48,1 olduu grlmektedir. Szel uyarc yordayc deikenleri (SC1 ve SC2) duygusal eilim leklerinden dk alanlar (olumlu duygusal eilim grubu) snflandrmada baarszdr (%0). Duygusal eilim leklerinden yksek alanlar (olumsuz duygusal eilim grubu) ise doru bir ekilde snflandrma oran %25,7dir. Bu leklerin tmnden birden dk ya da yksek almam olanlardan oluan dierlerini (ntr duygusal eilim grubu) ise %91 dorulukla snflandrlmtr. Gruplardaki kii saysndan hesaplanan ilksel ortalamalarna bakldnda analiz yaplmadan bir kiinin hangi gruba ye olabileceini ans eseri doru bir ekilde tahmin edebilme olaslklarnn (Fidell ve Tabachnick, 2001) olumlu duygusal eilim grubu iin %28,9; olumsuz duygusal eilim grubu iin %25,9 ve ntr duygusal eilim grubu iin %45,2 olduu grlmektedir. Genel olarak ans eseri doru snflandrma olasl ise %35,48dir. Bu oranlar analizdeki oranlarla karlatrldnda, duygusal eilim leklerinden dk alanlar analizde doru snflandrma olasl yokken ans eseri yaplacak %28,9luk olasla sahip bir tahmin bundan elbette daha iyidir. Olumsuz duygusal eilim grubu iin duruma bakldnda, analizin doru saptama yapabilme olaslnn %25,7 olduu grlmektedir. Bu da ans eseri yaplacak tahminden daha dk bir olaslktr. Ancak ntr duygusal eilim grubuna bakldnda analiz ile yaplacak saptamann %91,8 olduu ve bunun da %45,2lik ans eseri tahminden ok daha iyi olduu grlmektedir. Analizin ortaya koyduu doru yordama olasl olan % 48,1, ans eseri yaplabilecek yordamadan (% 35,48) daha yksektir. Bu sonular Tablo 16.da verilmitir. Tablo 16. Szel uyarclara ilikin snflandrma sonular Yordanan Grup yelii* Duygusal Eilim Gruplar Olumlu duygusal eilim grubu Say Olumsuz duygusal eilim grubu Ntr duygusal eilim grubu Olumlu duygusal eilim grubu % Olumsuz duygusal eilim grubu Ntr duygusal eilim grubu Olumlu Grup 0 0 0 0 0 0 Olumsuz Grup 4 9 5 10,3 25,7 8,2 Ntr Grup 35 26 56 89,7 74,3 91,8

Toplam 39 35 61 100,0 100,0 100,0

*zgn olarak gruplanm katlmclarn %48,1i doru ekilde snflandrlmtr.

N. Ekrem Dzen Bilisel lemler ve Duygusal zlemler Etkileimi Doktora Tezi 2006 The Interaction of Cognitive Operations and Emotional Monitoring PhD Dissertation

85

3.3.2 Grsel uyarclara ilikin ayrt edici fonksiyon analizi Ayrt edici fonksiyon analizinde veri btn olarak deil, szel ve grsel uyarclar iin ayr ayr ele alnd iin, tm deikenler her uyarc tipi iin ayr ayr ok deikenli normallik sayltlar iin test edilmitir. Bu test srasnda grsel yordayc deikenlerin oluturulmasnda temel alnan gruplarda ok-deikenli normallii bozacak herhangi bir durumla karlalmamtr. U deerler iin yaplan testte tek deikenli ya da ok deikenli u deere rastlanmamtr; bylece N=135 olacak ekilde olumutur. Analizde ok boyutlu lekleme ile oluturulan 3 uyarc kmesi (RC1, RC2, ve RC3) grsel yordayc deiken ve duygusal eilim lek puanlar kullanlarak elde edilen 3 grup (olumlu, olumsuz, ve ntr duygusal eilim gruplar) grup deikeni olarak kullanlmtr. Analiz ilk olarak bu 3 duygusal eilim grubu ile denenmitir. Anlaml fonksiyon tretilememesi zerine analiz sadece duygusal eilim leklerinden yksek alan ve dk alan gruplarla yinelenmitir. Bu gruplarn alnmasyla N=77 olarak olumutur. Gruplarn katlmc saylar, ortalamalar ve standart sapmalar Tablo 17.de verilmitir. Gruplar-aras varyansn eit olup olmadn yani yaplan analizin geerliini test eden Boxn M testinde yokluk hipotezi reddedilmi, dolaysyla da grup varyanslarnn eit olmad grlmtr (Box M=2,43; F(6,37228,135)=0,389; p<=0,887). Bu deerler analizin geerli bir analiz olduu anlamna gelmektedir. Tablo 17. Duygusal eilim gruplarnn grsel uyarc alt leklerinden aldklar puanlarn ortalama ve standart sapmalar
Duygusal Eilim Gruplar* Yordayc Deikenler Ortalama Standart Sapma N

RC1 (Ntr grsel kmesi) Olumlu duygusal eilim grubu RC2 (Olumlu grsel kmesi) RC3 (Olumsuz grsel kmesi) RC1 (Ntr grsel kmesi) Olumsuz duygusal eilim grubu RC2 (Olumlu grsel kmesi) RC3 (Olumsuz grsel kmesi) RC1 (Ntr grsel kmesi) Toplam RC2 (Olumlu grsel kmesi) RC3 (Olumsuz grsel kmesi)

11,61 15,14 55,45 11,37 15,42 50,85 11,50 15,27 53,36

3,49 4,04 8,11 2,80 3,95 7,57 3,18 3,98 8,15 77 35 42

* Olumlu grup her drt lekten de dk puan alanlardan, olumsuz grup her drt lekten de yksek puan alanlardan olumaktadr.

Yaplan analizde bir ayrt edici fonksiyon tretilmitir (2=8,86; s.d.=3; p<0,05). Bu fonksiyon gruplar arasndaki varyansn %100n aklamaktadr. Bu da fonksiyonun duygusal eilim leklerinden dk ve yksek alanlar birbirinden ayrmada baarl olduu anlamna gelmektedir.

N. Ekrem Dzen Bilisel lemler ve Duygusal zlemler Etkileimi Doktora Tezi 2006 The Interaction of Cognitive Operations and Emotional Monitoring PhD Dissertation

86

Tablo 18. Grsel uyarclarda ayrt edici fonksiyonlara ilikin deerler Ayrt edici Fonksiyonlar 1*
* Anlaml ayrt edici fonksiyon

2 8,86

Wilks sd ,886 3

p 0,031

Kanonik R zdeer Varyans %si ,337 ,128 100

Her yordayc deikenin ayrt edici fonksiyonla korelasyonunu gsteren yap matrisine bakldnda en iyi yordaycnn RC3 olduu grlmektedir. Dier bir deyile, grsel alt lein RC3 deikenini oluturan kme (olumsuz kme) tek bana duygusal eilimi olumsuz olan ve tek bana duygusal eilimi olumlu olan bireyleri birbirinden ayrmada baarl olmutur. Buna gre kiilerin duygusal eilimleri en iyi ekilde RC3 alt leinden aldklar puanlardan yordanabilmektedir. Grsel uyarc alt leklerinin ayrt edici fonksiyon ile korelasyonlar Tablo 19.da verilmitir. Tablo 19. Grsel uyarc alt leklerinin ayrt edici fonksiyon ile korelasyonlar Fonksiyon 1 RC3 (Olumsuz grsel) RC1 (Ntr grsel) RC2 (Olumlu grsel)
* Ayrt edici fonksiyon zerinde anlaml grsel alt lei

0,822* 0,109 -0,100

Bu analizde de Tabachnick ve Fidellden alnan formlle ilksel olaslklardan* elde edilen oran kullanlarak snflandrma yaplmtr. Snflandrma sonularna gre genel olarak doru bir ekilde snflanan katlmclarn oran %59,7dir. Bu da sadece ans eseri yaplabilecek %50,40lk orandan daha iyidir. lksel olaslklarna bakldnda duygusal eilim leklerinden dk alanlarn ans eseri doru snflandrlabilme olaslklar %54,5tur. Oysa ayn grubun analizde elde edilen doru snflandrma oran %69dur. Duygusal eilim leklerinden yksek puan alm gruba bakldnda ise ans eseri atamayla grup yelii %45,5lik bir doruluk olaslna sahipken, analizde bu oran %48,6ya kmaktadr. Dolaysyla, analiz sonucu yaplan yordamalar ans eseri yaplacak tahminlerden daha iyi sonu vermitir. Tablo 20. Grsel uyarclara ilikin snflandrma sonular Yordanan Grup yelii* Duygusal Eilim Gruplar Say Olumlu duygusal eilim grubu Olumsuz duygusal eilim grubu % Olumlu duygusal eilim grubu Olumsuz duygusal eilim grubu Olumlu grup 29 18 69,0 51,4 Olumsuz grup 13 17 31,0 48,6

Toplam 42 35 100,0 100,0

*Gruplanm katlmclarn %59,7si doru bir ekilde snflandrlmtr.


*

Prior probabilities.

N. Ekrem Dzen Bilisel lemler ve Duygusal zlemler Etkileimi Doktora Tezi 2006 The Interaction of Cognitive Operations and Emotional Monitoring PhD Dissertation

87

Le coeur a ses raisons que la raison ne connat point. *Kalbin kendi haberleri vardr, akl bundan bhaberdir.+
Blaise Pascal

BLM IV TARTIMA Bu blmde, aratrmada elde edilen bulgular ilgili literatr nda tartlmaktadr. Tartmada hem kullanlan yntem hem de bulgularn dourgular deerlendirilmektedir. 4.1 okboyutlu lekleme ve Semantik Ayrm Yntemi Szel uyarclarn, zellikle niteleme sfatlarnn duyusal anlamlarn* nicel yntemlerle lme abalarnn tarihini, Osgood ve ekibinin gelitirdii semantik ayrm ynteminden balatabiliriz (Osgood, Suci, ve Tennenbaum, 1957). Semantik ayrm yntemiyle beraber gelitirilen okboyutlu lekleme analizi, deerlemesi yaplan niteleyicilerin boyutlu semantik alandaki dalmn sergilemektedir. Buradaki boyut, yntemin gelitirilmesi srasnda ve sonraki almalarda uygulanan faktr analizi sonucu elde edilen faktre karlk gelmektedir. Bu faktrler deerleme, gllk, ve etkenlik faktrleridir. Osgood bu faktrlerin farkl diller ve kltrler iin geerli olduunu, hangi toplumsal evrede olursa olsun semantik alann ayn ekilde bu faktr etrafnda ayracan ileri srmtr. Sonraki almalar, bu yntemin baz ynlerinin eletirilebilir olduuna dikkat ekmilerse de sz edilen faktrn gvenilir ekilde tekrar tekrar elde edilebildiini gstermitir (bkz. Dykhuizen, 2000; Koriat, Levy-Sadot, Edry, Marcas, 2003; Murakami ve Kroonenberg, 2003; Nathan, Marsella, Horvarth, ve Coolidge, 1999; Lane, Reiman, Bradley, Lang, Ahern, Davidson, ve Schwartz, 1997; Skrandies, 1998; Skrandies ve Chiu, 2003, Suzuki, Gyoba, ve Sakuta, 2005). Ayrca semantik ayrm yntemi ve okboyutlu lekleme, sadece niteleyicilerin deil grsel uyarclarn ve soyut kavramlarn da duyusal anlamlarn aratrmaya uygundur (bkz. Riskind, 1997). Bu faktrn evrensellii, evrimsel olarak hayatta kalma olasln arttrma zelliiyle aklanmaktadr. Nicel anlam almalarnn en nemli zellii, anlam kategorilerinin, boyutlarnn ya da zelliklerinin aratrmac tarafndan deil, dorudan zerinden anlam sorgulamas yaplan kiilerin deerlendirmelerinden elde edilmesidir. Kukusuz her iki yntemin de stnlkleri ve zayflklar var. Nitel yntemler bir ynyle aratrmacya yaratc bir serbestlik tanrken dier ynyle aratrmacnn yanllklarndan etkilenme kusurunu ikin olarak barndrr. Nicel yntemler ise daha nesnel lmlere izin verirken ele alnan anlamn tm olas ynlerinin allmasnda metodolojik engellerle karlamaya aktr. Yine de nitel yntemler aratrmacnn kavramlatrma ve ayrntlandrmasna daha ok baldr. te yandan nicel yntemler anlamn rtk ve gizil ynlerinin allmasna ancak metodolojik engellerin almas orannda izin verir. Bu almada, iki tip uyarcnn semantik alandaki anlam dalmlar elde edilmeye allmtr. Her ne kadar bunda ama, semantik ayrm ynteminin bir uyarlamasn gerekletirmek deildi ise de uyarclarn anlaml ekilde kmelenmeleri, semantik ayrmn ok ksa srelerde, bilisel deerlendirmenin daha ilk basamanda dahi gerekletiini gstermitir. Bu ayrmlarn, zgn yntemde sz edilen faktrn tam olarak karlayp karlamadklar aratrmaya deer grnmektedir. Evrensel olduu ne srlen bu faktrn bilisel zenginletirmenin snrland koullarda elde edilmesi, duygusal eilimlerin, hazrlklarn, ya da yatknlklarn semantik anlam alannn temel ve belirleyici bileeni olduu ynnde olduka etkili veriler salayabilir. Bu aratrma erevesinde bu kmelenmeler, duygusal eilimlerle ilintileri ynnden deerlendirilmektedir.
*

Connotations.

N. Ekrem Dzen Bilisel lemler ve Duygusal zlemler Etkileimi Doktora Tezi 2006 The Interaction of Cognitive Operations and Emotional Monitoring PhD Dissertation

88

Uyarclarn semantik anlam alanndaki ayrmalarn ele almas ynyle bu alma, nicel anlam araylar koluna dhil edilebilir. Bu haliyle, nicel aratrmalarn ikin olarak barndrd zayflklara elbette aktr. rnein, Osgood ve gelitirdii semantik ayrm tekniine balca eletiri yneltilmitir. Birincisi, yntemin kendi kendisiyle eliik olduu eletirisidir. Bu eletiriye gre yntem, bir yandan niteleyicilerin duyusal anlamlarnn herkes iin farkl olduu varsaymndan hareket ederken dier yandan, rtk olarak, deerlemeye esas alnan niteleyicilerin herkes iin ortak bir anlam ifade ettiinden hareket etmektedir.* kinci eletiri, deerlemelerin sosyal beenirlik ynnde gerekleiyor olduudur. nc eletiri ise kiilerin, bir dizi uyarcy deerleme ilemi srecinde, belirli bir deerleme tarz gelitirebileceklerini, dolaysyla gerek semantik ayrmalarn yerini, gelitirilen deerleme tarzlarnn alabileceini ileri srmektedir. te yandan, bu aratrmann izledii yntem ve kulland inceleme parametreleri dnldnde her eletiriden de ksmen uzak durabilmek olas grnmektedir. lk olarak, bu alma, katlmclarn ayn uyarclara ayn anlamlar verdikleri varsaymndan hareket etmek durumunda deildir. Bir uyarc, dier uyarclarla ilintileri zerinden deerlendirilmemektedir. Katlmclarn, uyarclara hi de ortak olmak zorunda olmayan herhangi bir anlam veriyor olduklar varsaym yeterlidir. kinci olarak, uyarc deerlemeleri iin verilen zamann (hem uyarc sunum sresinin hem de deerleme iaretlemesi iin tannan srenin) ksal, katlmclarn sosyal beenirlik ynnde deerleme yapmalarna izin vermemektedir. Ayn nedenlerle katlmclarn, uyarc dizisini deerleme srecinde belirli bir tarz gelitirebilmeleri de ok olas grnmemektedir. Burada, katlmclarn, deerleme srasnda nceden var olan tarzlarn yanstabilecekleri sylenebilir ki bu tam da bu aratrmann elde etmeye ve gstermeye alt zelliktir. 4.1.1 okboyutlu lekleme ve uyarc kmelenmelerinin anlam Bu aratrmann bulgularna gre, aratrmada kullanlan her iki tipteki uyarclar, semantik anlam alannda balca ve ncelikle iki kmeye dalmaktadr. Ancak bu kmelere yakndan bakldnda, uyarclarn, balangtaki yargc deerlemelerinin ve ynergenin ifade etmeye alt dalmn tesinde, olduka karmak bir fonksiyonla dald grlmektedir. rnein, daha ilk bakta, uyarclarn byk ounluunun ya olumlu ya da olumsuz olarak deerlendirildiini, ntr saylabilecek deerlemelerin ok az yapldn ya da hi yaplmadn saptamak mmkndr. Yine ilk bakta herhangi bir kmeye ait deilmi gibi ayrks duran uyarclar belirlemek de mmkndr. Bununla beraber, grsel olarak bir kmeye ait grnmeyen uyarclara ilikin ayr bir deerlendirme yaplmas gerektii de aka grlmektedir. Katlmclarn deerlemelerinin olumlu, ntr, ve olumsuz olacak ekilde deerlendirme noktasna ilikin alndn hatrlayalm. Bu deerleme noktalarnn ayn devamllk izgisi zerinde bulunduu varsaymn da aklmzda tutalm. Deerlendirme noktalarnn devamllk izgisi zerinde birbirlerine
*

Bu eletiri, eletiriye olduka aktr. Grgl yntemlerle, anlamn grnglerine ilikin veri elde etmeye almak, belirli bir aratrma dzeyinde hareket etmek demektir. te yandan, anlamn nasl olutuu sorgusunu, kavramn balam deil de kendisi zerinden yapmak baka bir aratrma dzeyinden hareket etmeyi gerektirir. Dolaysyla bu eletirinin, hedef ald konuyla ayn dzlemde olmadn sylemek mmkndr. Ludwig Wittgenstein, zerinde sz sylenemeyecek olan hakknda susmal szyle belirledii birinci dneminde; nsan, her anlamn dile getirilmesini salayan diller kurma yeteneine sahiptir; her kelimenin nasl ve neyi imledii konusunda hibir fikri olmakszn. Nasl ki insan, tek tek seslerin nasl karldn bilmeksizin konuur, demiken (1985, s. 45, 4.002-1) dil bir oyundur szyle belirledii ikinci dneminde; Bir kelimenin anlamn, o kelimenin dildeki kullanm belirler, (1978, s.54, 139) demitir. Dngsel ya da eliik grnen bu iki ifade, hangi aratrma dzeyini dayanak aldmza bal olarak, dngsel deil, paradigmatiktir.

N. Ekrem Dzen Bilisel lemler ve Duygusal zlemler Etkileimi Doktora Tezi 2006 The Interaction of Cognitive Operations and Emotional Monitoring PhD Dissertation

89

uzaklklarnn eit olduu varsaymndan yararlandmz da not edelim. Oluturduumuz semantik alanda ise, deerlemelerin, bu varsaymlara uygun olmakla birlikte yine bu varsaymlarn tesinde farkl yorumlamalara izin verecek bir dalm ve kmelenme gsterdiini saptayabiliyoruz. Burada kastedilen dalmn karmakl ve buna bal kmelenme oluumu, uyarclarn, semantik ayrm ynteminin zaten elde etmeyi hedefledii faktre gre dalmasndan bamszdr. Bu faktrn varl ayn zamanda her uyarcnn semantik anlam alanndaki koordinat noktalarn belirlemektedir. Dolaysyla, sonu olarak boyutlu bir alanda u veya bu kmelenmede bir dalm elde edilecei batan bellidir. Daha az belli olan ise tek tek her uyarcya ilikin koordinat noktas bulunmasna karn bu uyarclarn birbirine gre nasl konumlanacadr. te bu nokta, semantik ayrm sonucu ortaya kan kmelenmelerin kaynan aramak iin meru zemini salamaktadr. Uyarclar, semantik ayrmann tesinde, kendi aralarnda ve birbirine gre, yoruma ak kmelenme biimleri gstermektedir. Bu aratrma erevesinde, semantik ayrmlardan ok bu kmelenmelerin zelliklerini, kmelerin yaplarn ve duygusal eilimlerle ilintilerini deerlendirmeye ve yorumlamaya alyoruz. Dier bir deyile, asl kefetmeye altmz grng, (a) uyarc kmelenmelerinin sekisiz olup olmad, (b) sekisiz deilse hangi koullara bal olduu ve (c) bu bal koullar arasnda duygusal eilimlerin yer alp almaddr. Dier yandan, ayrdedici fonksiyon analizi, szel ve grsel uyarc kmelenmelerinin, katlmclarn duygusal eilimleri sonucu olutuunu aka gstermitir. Ancak, davranlarn, anlk duygulardan ya da genel duygusal eilimlerden etkilendiini sylemekle yeni ya da anlaml bir sz sylenmi olmamaktadr. Bu etkilerin yn, iddeti, skl, ve seyri gibi grgl sonular zerine veri oluturulabilirse duygusal eilimlerin dier zihinsel ilemler, davranlar ve giderek bilinli faaliyetler (ve bilin faaliyetleri) zerindeki etkilerine ilikin anlaml yorumlara ulamak mmkn olabilir. Bu nitelikte bir yorum elde etmek amacyla bu alma, uyarc deerleme grevinde, duygusal eilimlerin, (a) hangi uyarclarn ne ynde deerlendirilmesine yol atn saptayarak (b) bilisel ilemlerin bilisel zenginletirmenin snrland koullarda duygusal eilimlerin etkisiyle gerekletiini gstermeye almaktadr. Bulgular ksmnda vurguland gibi, uyarc kmelenmelerini oluturan, katlmc deerlemeleridir. Katlmclarn deerlemeleri, baz uyarclar zerinde birbirine yaklarken dier baz uyarclar zerinde birbirinden uzaklamaktadr. Burada nemli olan, (a) katlmc deerlemelerinin birbirine yaklat uyarclarn ortak bir zellik gsterip gstermedii ve (b) ortak zellik gsteren uyarc kmelerinin katlmclarn duygusal eilimleriyle ilikili olup olmaddr. Birincisinin varl, hangi uyarclarn ne ynde deerlendirildiinin saptanmasn salayacaktr. kincisinin varl ise bilisel zenginletirmenin snrland koullarda bilisel ilemlerin duygusal izlemler araclyla gerekletirildiine ilikin gr destekleyecektir. Bulgular, gzlemeye altmz her iki zelliin de var olduunu gstermektedir. zleyen blmlerde, ncelikle zerinde uzlama salanan ve salanmayan uyarclarn neler olduuna gz atlmtr. Burada dikkat ekici baz zellikler saptanabilmektedir. Bu zellikler nce, szel ve grsel uyarclar iin ayr ayr ele alnmaktadr. Daha sonra, ortak zelliklerden hareketle genel bir deerlendirme yaplmaktadr. Bu deerlendirmelerde, ek olarak, yargc deerlemeleri de ele alnmakta ve karlatrmal yorumlara yer verilmektedir.

N. Ekrem Dzen Bilisel lemler ve Duygusal zlemler Etkileimi Doktora Tezi 2006 The Interaction of Cognitive Operations and Emotional Monitoring PhD Dissertation

90

4.1.2 Szel ve grsel uyarc kmelenmelerinin zellikleri 4.1.2.a Szel uyarc kmelenmelerinin zellikleri Szel uyarclara ilikin gvenirlik analizinden sonra, almayan maddelerin, olumlu ve olumsuz maddeler arasnda, yargc deerlemeleri esas alndnda, neredeyse eit daldn saptyoruz. okboyutlu lekleme uygulamasndan sonra herhangi bir kmeye dhil edilemeyen on maddenin ise bir madde dnda tmnn, yargclar tarafndan olumlu deerlenen maddeler olduunu gryoruz. Dier bir deyile, yargc deerlemelerine gre balangta yaklak eit sayda olumlu ve olumsuz uyarcya ilikin deerleme yapan katlmclar, deerleme sonunda olumsuzlar zerinde daha ok, olumlular zerinde daha az uzlamlardr. yle ki bu olumlu maddeler ne dier olumlu deerlenen kmeye yaklaabilmi ne de kendi aralarnda bir kme oluturabilmitir. Szel uyarclarn balca iki byk kmeye ayrlmas ve semantik alanda ara deer alan uyarclarn azl dikkat ekicidir. Bunun olas nedenleri arasnda, szel uyarclarn ikin zelliklerini de belirtmek gerekir. Niteleme sfatlarnn, tanmlar gerei iki kutuplu bir deerleme izgisini zaten vurguluyor olmas, daha batan kendi ilerinde bir ayrk anlam tamalar anlamna gelir. Dier bir deyile iyimser kelimesi daha batan olumlu bir anlam vurgularken ktmser kelimesi yine batan olumsuz bir anlam vurgulamaktadr. Bu vurgular, kendi balarna bir ayrm oluturmaya zaten uygundur. Bu vurgularla kiilerin kendi duygusal eilimlerinin akmas, semantik alandaki kmelenmeyi belirginletirmektedir. 4.1.2.b Grsel uyarc kmelenmelerinin zellikleri Grsel uyarclarn, szel uyarclar gibi aralarnda mesafe olan belirgin kmelere ayrlmamalarnn birka olas nedeni bulunabilir. Bu nedenlerin banda ksa deerleme sresi gelmektedir. Ksa deerleme sresi, bir yandan bilisel zenginletirmeyi engellerken dier yandan herhangi bir duyguyu belirgin deerleme yapmaya yetecek lde tetiklememi olabilir. Baka bir olaslk ise kullanlan uyarclarn katlmclarn repertuarna uygunluudur. Pek ok katlmc, deney dizisi sonunda, grsel uyarclarda portreleri bulunan insanlarn zamanda olmamas, fotoraflarn eski soluk siyah-beyaz fotoraflara benzemesi gibi zelliklerin dikkatlerini ektiini belirtmitir. Grsel uyarclara ait bu zellikler, harekete gemesi beklenen (lm alnmaya hazrlanlan) duygularn yansra baka (lm alnmaya hazrlanlmam olan) duygular da tetiklemi olabilir. Dier yandan, grsel uyarclarn kmelenmesinde yargc deerlendirmeleri, szel uyarclara gre daha az yardmc olmutur. Bunun bir olas sebebi, yargclarn, uyarclar deerlendirirken kullandklar sreyle katlmclarn kullandklar deerleme srelerinin, zellikle grsel uyarclarn deerlendirilmesinde ok byk farklar yaratabiliyor olmas olabilir. rnein, grsel uyarc kmelerine bakldnda, kmelerde yer alan fotoraflarda algsal olarak balca ayrdedici unsurun glmseme olduu ileri srlebilir. Buna gre ntr kme, glmseyip glmsemedii belirsiz ama olumlu ifade tayan fotoraflardan; olumlu kme ise glmseyen ve olumlu ifade tayan fotoraflardan olumaktadr. Dier yandan olumsuz kmede, glmsemeyen ifade tayan fotoraflar arlktadr. Her kmede bu tanma aykr debilecek yz ifadeleri bulunabilir. Ancak, grsel uyarc deerlemelerinin 300 milisaniye gibi ok ksa bir sre iinde yapld, bu sre iinde algsal olarak en yzeyde zelliklerin dikkate alnabilecei hatrlanmaldr. Her kmede, tayin edilen ad (ve anlam) bozacak maddelerin varl, hata varyansyla ya da tam olarak aklanamayan baka bir dzeyde zellik bulunmasyla da aklanabilir.

N. Ekrem Dzen Bilisel lemler ve Duygusal zlemler Etkileimi Doktora Tezi 2006 The Interaction of Cognitive Operations and Emotional Monitoring PhD Dissertation

91

4.1.2.c Szel ve grsel uyarc kmelenmelerinin ortak zellikleri Szel ve grsel uyarc kmelenmeleriyle bu kmelenmelerin ayrdedici fonksiyon analizi yoluyla salad ipular, uyarc kmelenmelerine ilikin ortak bir deerlendirme yaplmasna izin vermektedir. Bu ortak ve genel deerlendirmenin anahatlar u ekilde sralanabilir: 1. Duygusal eilimlerine baklmakszn, tm katlmclar, hem olumlu hem de olumsuz deerleme yaplan uyarclarn hangileri olduu zerinde szbirliine ulamlardr. Ancak buradaki szbirliinin arl, hangi uyarclarn olumsuz olduu ynndedir. Dier bir deyile, katlmclar, neyin olumlu olduundan ok neyin olumsuz olduu zerinde anlama salamtr. 2. Katlmclar, olumlu duygusal eilimde olanlar ve olumsuz duygusal eilimde olanlar olarak iki gruba ayrdmzda, hem olumlu hem de olumsuz duygusal eilimde olan katlmclar, olumluolumsuz ayrmnda, olumlulardan ok olumsuzlar zerinde szbirliine ulamlardr. Baka bir deyile, her iki duygusal eilimdeki katlmclar de hangi uyarclarn olumlu olduundan ok hangilerinin olumsuz olduu hakknda hemfikir olmulardr. 3. Olumsuz duygusal eilimdeki katlmclar arasndaki szbirlii, olumlu duygusal eilimdeki katlmclara gre daha kuvvetlidir. Yukarda belirtildii gibi, olumlu duygusal eilimdeki katlmclar da olumsuz duygusal eilimdeki katlmclar da hangi uyarclarn olumsuz olduu konusunda hem kendi aralarnda hem de birbirlerine gre fikir birlii iindedir. Ancak olumsuz duygusal eilimdeki katlmclarda bu fikir birlii daha gldr. Uyarclarn semantik anlam alannda kmelenmeleri ve katlmclarn duygusal eilimleri arasndaki saptanan bu ilintiler, bilisel ilemlerle duygusal izlemler arasndaki etkileim rntsne dair nemli ipular salam olmaktadr. Bilisel zenginletirmenin snrland koullar altnda, uyarc deerleme gibi grece karmak olmayan bir grev srasnda dahi katlmclar, ynergenin ifade ettii dzeyden ok daha karmak bir deerleme yapmlardr. Bu deerleme, uyarclarn semantik alandaki konumlaryla katlmclarn duygusal eilimlerinin ortak hareketinin bir rndr. Dier bir deyile, uyarclarn semantik alandaki ayrmlar, katlmclarn duygusal eilimleri tarafndan kmelenmi, adeta nceden hazrlanmtr. 4.2 Genel Deerlendirme Uyarclarn semantik alanda ayrmalaryla katlmclarn duygusal eilimleri arasnda bu almada bulunan ortak ilintileri yorumlamaya hazrlanrken, yorumlama ltlerini belirlemek zere, baz ynleriyle benzer hipotezlerle yola km dier almalara gz atmak yararl olabilir. te yandan, ulalan literatrde, bu almann amalarna benzer amalara sahip, benzer hipotezleri snayan ve benzer yntemleri kullanan ok az sayda alma bulunmaktadr. Bu blmde, bu aratrmada olduu gibi, szel ve grsel uyarclarn deerlemesinin yapld aratrmalar ele alnmakta ve bu alma erevesinde deerlendirilmektedir. Ancak ulalan literatrde, aratrmalarn hibirinde bu almada kullanlan duygusal eilim saptama biimi, uyarc sunum biimi ve sunum parametrelerinin tm kullanlmamtr. Dier bir deyile, ulalan literatrde, (a) katlmclarn duygusal eilimlerinin kendi deerlemeleri dnda, standart lme aralar tarafndan belirlendii (b) szel ve grsel uyarclarn elektronik ortamda ok ksa sunum sreleri kullanlarak sunulduu, (c) yantlama sresinin ok ksa tutularak bilisel zenginletirmenin snrland ve (d) katlmc deiimlemeli deerleme ynteminin kullanld herhangi bir almaya rastlanmamtr.

N. Ekrem Dzen Bilisel lemler ve Duygusal zlemler Etkileimi Doktora Tezi 2006 The Interaction of Cognitive Operations and Emotional Monitoring PhD Dissertation

92

Bu almann belirgin zellii, semantik alanda oluan uyarc kmelenmelerinin katlmc deerlemeleri esas alnarak yorumlanmasdr. Dier bir deyile bu almada elde edilen uyarc dalmlar, nceden belirlenmi anlam kategorileri ya da yargc deerlendirmeleri temelinde deil katlmclarn yaratt uyarc kmeleri temelinde yorumlanmtr. nceden belirlenmi anlam kategorileri ya da yargc deerlendirmelerinden sadece ek bilgi elde etmek amacyla yararlanlmtr. Dolaysyla, bu almada kullanlan sunum biimi ve sunum parametreleriyle elde edilmi verilerin (a) semantik ayrm yntemiyle incelendii ve (b) semantik alanda oluan uyarc kmelenmelerinin anlamlarnn ayrdedici fonksiyon analizi araclyla yorumland bir alma bulunmamaktadr. Ulalan literatrdeki almalar, duygu halleri ya da duygusal eilimlerle bilisel ilemler arasndaki ilintileri irdelerken daha ok gruplar arasnda gzlenen bilisel deerlendirme grev performans farklarnn hangi duygusal eilimlerden kaynaklandn bulgulamaya alm, bu nedenle gruplar aras farklarn kaynan aratran yntemlerden yararlanmtr. Eldeki alma ise duygusal eilimin bilisel deerlendirme grev performansn dorudan etkileyen bir deiken olarak kabul edilip edilemeyeceine ilikin veri elde etmeyi amalamaktadr. Bu nedenle grev performanslar arasndaki farklarn kaynan deil, duygusal eilimler arasndaki farklarn grev performans farklaryla ilintilerini gstermeye almaktadr. Ayrdedici fonksiyon analizinden yararlanlmasnn nedeni budur. Duygusal eilimlerin bilisel ilemler zerindeki etkilere ilikin literatrdeki ana aratrma kolu, duygusal eilimleri ve bilisel ilemleri grece bamsz ama yine de ortak ve i ie alan zihinsel durumlar olarak ele almakta ve eitli yntemlerle aralarndaki ilintileri irdelemektedir. Eldeki aratrmann bu ana kola dhil edilebilecei dnlmektedir. Dier yandan bu almann genel metodolojisine yakn almalara zellikle duygunun sinirsel ilintilerini irdeleyen aratrmalarda (bkz. Esslen, Pascual-Marqui, Hell, Kochi, ve Lehman, 2004; Lane ve di., 1997; Patterson ve Schmidt, 2003; Skrandies, 1998; Skrandies ve Chiu, 2003, Suzuki, Gyoba, ve Sakuta, 2005) ya da sinirsel a aratrmalarnda (bkz. French, 2002) rastlanmaktadr. Ancak sinirsel a aratrmalar kolunun eldeki almann kapsam dnda kald dnlmektedir. Bununla birlikte, bu almalarn ortak bulgular, arlkl olarak, oluturulmu ya da doal duygusal eilimlerin bilisel grev performanslar zerinde belirleyici etkileri olduu ynndedir. zleyen blmlerde, nce duygu ve bilisel deerlendirme ilintileri, ilgili literatr rneklerinden yararlanlarak deerlendirilmektedir. Daha sonra, yine ulalan literatrden hareketle, olumsuz uyarclarn ayrt ediciliine ilikin deerlendirmeler yer almaktadr. 4.2.1 Duygu ve bilisel deerlendirme ilintileri Farkl deneysel parametreler kullanarak da olsa kiilerin kendi duygularyla uyarclarn ifade ettii duygular arasndaki benzerlik ilintilerini inceleyen az saydaki almadan biri, Ilan Shalifin, duygular ve duygularn ayrdedici boyutlarn ele alan uzun yllara yaylm bir aratrmasdr (Shalif, 1991). Bu aratrmada Shalif, katlmclarn kendi duygularyla uyarclarn ifade ettii duygular arasndaki benzerlik ilintilerini incelemitir. Shalif, katlmclarn, kendi duygularyla grsel uyarclar arasndaki benzerlii deerlerken temel ve somut duygular kullandklarn; te yandan, kendi duygularyla szel uyarclar arasndaki benzerlii deerlerken duygunun soyut boyutunu kullandklarn ileri srmektedir. Shalifin somut-soyut ayrmn oluturduu kavramsal ereve, duygulara ilikin iki temel gre dayanmaktadr. Descartes (1649) ve Darwinden (1872) gelen birinci gr, duygularn, doutan gelen, birbirinden tretilebilen iki kutuplu bir boyut zerinde yer alan deerlendirme kategorileri olduunu savunmaktadr. Sonraki grgl ve olgucu yaklamlarn etkisiyle ileri srlen gre gre ise duygular, tutumlu* bilisel deerlendirme rnleridir. Bu ikinci grn balca temsilcileri arasnda Osgood, ve Russell bulunmaktadr (Osgood, 1969; Osgood, Suci, ve Tennenbaum, 1957; Russell, 1980; Russell ve Mehrabian, 1977).
*

Parsimonious.

N. Ekrem Dzen Bilisel lemler ve Duygusal zlemler Etkileimi Doktora Tezi 2006 The Interaction of Cognitive Operations and Emotional Monitoring PhD Dissertation

93

Shalife gre, ikinci grn temsilcileri, somut duygusal grngler ve sayl temel duygularn, duyguyla ilintili olmayan (temel duygu deikeni olmayan) deikenlerle birlikte bulunan soyut bilisel-duygusal deikenler olduundan hareket etmektedir. Shalif, bu iki grn grgl olarak snanmasnn bu grler arasndaki farkll ayrtrma ya da grleri birletirme adna gerekli olduunu ileri srmektedir. Setii snama yntemi de snama amacna uygun grnmektedir. Shalif, bilisel yaklamlarn ounlukla szel uyarmlara dayanarak, genetik yaklamlarn ise ounlukla yz ifadelerini esas alan grsel uyarmlara dayanarak sz sylediinden yola km, bylece grgl snamasn her iki uyarc grubunu kullanarak yapmtr.* Shalifin aratrmasnda snad hipotezler unlardr: 1. Katlmclar, kendi duygularyla (resim olarak sunular) yz ifadeleri arasnda benzerlik deerlemesi yaparken temel somut duygular kullanmaktadr. 2. Katlmclar, kendi duygularyla (kelime olarak sunulan) szel ifadeler arasnda benzerlik deerlemesi yaparken duygunun soyut boyutlarn kullanmaktadr. okboyutlu lekleme ve korelasyon yntemiyle analiz edilen veriler, Shalifin birinci hipotezini desteklerken ikinci hipotezini desteklememitir. Bu durumda, duygunun esas olarak genetik, doutan gelen kategoriler olduu, bilisel deerlendirme kaynakl duygusal alann ise asl duygu alanna karlk gelmedii gr desteklenmi olmaktadr. Bu alma, duygularn bilisel ilemler zerinde dorudan etkileri olduunu gstermesinin yansra, incelemeye alnan duygu tryle uyarc trnn sonular yorumlamada belirleyici olduuna da dikkat ekmektedir. Bilisel deerlendirme grevlerinde semantik ayrm ynteminin kullanld az saydaki almadan bir dieri, kiilerin bakalarn deerlendirirken o kiiye ynelik nceden yerleik kendi duygusal eilimlerini esas aldn bildirmektedir (Shelly, 2001). Bu almada, (a) dierlerine olumlu zellikler atfedilip atfedilmemesinin, (b) performanslarnn yeterli grlp grlmemesinin ve (c) dierlerinden yardm alnp alnmamasnn bu kiilerden nceden holanm olup olmamakla, dier bir deyile, yerleik bir duyguya sahip olup olmakla ilikili olduu gsterilmektedir. Bu aratrmann, kiilerin, deerlendirme srasndaki holanma-holanmama durumundan etkilenmekte olduklarn gsteren benzer pek ok aratrmadan en nemli fark, zerinde eitli zellikler asndan deerlendirme yaplacak kiilere ilikin holanma-holanmama dzeyinin, deerlendirme srasndaki deil, deerlendirme ncesindeki derecesinin esas alnm olmasdr. Bu ynyle bu alma, bilisel deerlendirme grevinin sonularnn kiilerin halihazr duygusal eilimlerinden dorudan ve ayn ynde etkilenmekte olduunu gstermektedir. Semantik ayrm yntemini dorudan kullanmam olmakla beraber, bu yntemden dolayl yararlanarak duygusal eilimlerle bilisel ilemler arasndaki ilintileri inceleyen almalarn sonular da birbiriyle ve dier almalarla uyumludur. En azndan son yllarda giderek artan bir gr birliinden sz etmek mmkndr. rnein Moore ve Oaksford (2002) ile Olafson ve Ferraro (2000), duygunun bilii dzenliyor oluunun artk kabul edilen ve giderek kuvvet kazanmakta olan bir gr olduunu belirtmektedir. stelik, imdiye dek ok fazla allmam ya da yeterince aklanmam baz konular bu grten hareketle daha doyurucu aklanabilecektir. Bu aratrmaclar, bu gr de bir adm ileri tayarak, duygunun belirleyiciliinin duraan deil dinamik olduunu ileri srmektedirler.
*

Shalifi anlamann zorluu, ayn anda bir yandan hem soyut-somut hem temel-temel olmayan duygu ayrm yapmaya alrken, dier yandan duygunun genetik ve bilisel kklerini ayrtrmaya almas ve yntem olarak da farkl modalitelerdeki uyarclar kullanmasndan ileri gelmektedir. Shalifin almas bu ynleri sebebiyle eitli eletirilere aktr. Ancak yine de kiilerin duygusal eilimleriyle uyarc deerlemeleri arasndaki dorudan ilikileri aktan irdelemesi asndan bir istisna oluturmas nedeniyle bu almann deerlendirilmesi gerekmektedir. Shalifin bavurduu metodolojinin, aratrmak istedii temalarla uygunluu ayrca tartlabilir. Bununla beraber, okboyutlu lekleme ve korelatif irdeleme, ele alnan konunun karmakl ve almann ncl itibaryla, dier metodolojilere gre daha uygun addedilebilir.

N. Ekrem Dzen Bilisel lemler ve Duygusal zlemler Etkileimi Doktora Tezi 2006 The Interaction of Cognitive Operations and Emotional Monitoring PhD Dissertation

94

Moore ve Oaksforda gre, grev performanslarnda zaman iinde gzlenen farkllklar duygu deiimleriyle aklanabilir. yle ki duygular sadece grev performanslarn etkilemekle kalmamaktadr; zaman iinde deien duygular da grev performanslarnda gzlenen deiimleri aklama potansiyeline sahiptir. Moore ve Oaksford, kelime arm ve grsel yakalama performansnn farkl zaman aralklarnda gsterdii deiimin, katlmclarda deiimlenen duygu dzeyleriyle ilintili olduunu gstermitir. Olafson ve Ferraro ise uyarc deerlemelerinin, uyarclarn semantik balamndan ok kiilerin duygular tarafndan ynlendirildiini bulgulamtr. Katlmclarda oluturulan duygu yn ve derecesinin kelime deerleme grev performans zerindeki etkilerini inceleyen aratrmaclar, duygu yn ve iddeti ile grev performanslar arasnda, oluturulmu duygular kullandklar desenlerde, uyumlu sonular elde etmitir. Olafson ve Ferraro almasnn deiik bir uygulamas kabul edilebilecek dier bir almada (De Houwer, Hermans, ve Spruyt, 2001) bilisel deerlendirme grevinde duygunun belirleyici rol, duygu oluturma yerine duygu hazrlama* teknii kullanlarak aratrlmtr. Katlmclarn, olumlu ve olumsuz kelimeleri yakalama grevindeki performanslar, olumlu ya da olumsuz duygu hazrlayclarna gre deimitir. Daha ilgin olan ise bu aratrmada kullanlan hedef yakalama grevinde hazrlanan duygunun devreye girdii yerin belirlenebilmi olmasdr. Hedeflerin katlmclara, kelimelerin btn olarak sunulduu durumlarda, hazrlanan duygularla yakalanan kelimeler arasndaki ilinti zayftr. Dier bir deyile, kelimelerin btncl sunumlarnda katlmclarn olumlu-olumsuz duygusal hazrlama almalaryla olumlu-olumsuz hedef yakalamalar arasnda anlaml fark yoktur. Oysa hedef kelimelerin ksmi sunumlarnda duygular tam olarak devreye girmektedir. Ksmi sunumlarda katlmclarn olumlu-olumsuz duygusal hazrlama almalaryla olumlu-olumsuz hedef yakalamalar arasnda hem hedef yakalama performans bakmndan hem de tepki zaman bakmndan anlaml farklar bulunmaktadr. De Houwer, Hermans, ve Spruyt (2001) almasn bir adm ileriye tayan bir baka almada, hazrlanan duygularn uyarc kelimelerle ilikisinin kurulmas nlenmi, buna ramen hazrlanan duyguya uygun bilisel deerlendirme sonular elde edilmitir (Spruyt, Hermans, De Houwer, ve Eelen, 2004). Aratrmaclar bu almada katlmclar bir n almaya tabi tutmulardr. n almada katlmclar uyarclarn sadece duygu ynlerine deneysel olarak koullanmlardr. Belirli uyarclarn (resimler) sunumu srasnda elektrik oku almlar dier uyarclara ilikin almamlardr. Bu koullanmann semantik ilintilendirmeyi engelledii hem 250 milisaniyelik ksa sunum sresiyle hem de daha sonraki adlandrma almasyla onaylanmtr. Sonu olarak katlmclar uyarclar sadece tetiklenen duygularndan hareketle deerlendirmilerdir. Dikkat ekici olan, katlmclarn bir deerlendirme yapabilmi olmalar ve bu deerlendirmeyi uyarclarn anlamlarndan bamsz olarak, uyarcnn kendilerinde uyandrd ve kendilerinin de buna gre hazrland duygu eilimlerine gre deerlendirmi olmalardr. Bu durumu, katlmclarn, bilisel zenginletirme yapabildikleri koullarda duygularn sesini ksabildikleri, bilisel zenginletirme yapmalarnn snrland durumlarda ise duygularn sesini dinlemek zorunda kaldklar eklinde yorumlamak mmkn grnmektedir. Bilisel zenginletirmenin (ya da ilintilendirmenin) tmyle engellendii durumlarda neyin ne olduuna (gerekte o anda var olan uyarcyla ilintisiz de olsa) sadece duygu karar vermektedir. Bir kez daha, bilisel deerlendirme grevinde duygunun devrede olduu gr desteklenmi olmaktadr (bkz. Barone ve Hutchings, 1993). stelik, grev gletike duygu neredeyse daha gvenilir bir bavuru kayna hale gelmektedir. Burada bir kez daha Murphy ve Zajoncun (1993) sesini duyuyoruz. Bilisel zenginletirmenin normal ve klinik ortamlardaki dourgular ve duygularla etkileimine ilikin kapsaml gzden geirme almalarna imdi her zamankinden ok ihtiyacmz olduu aktr.

Priming.

N. Ekrem Dzen Bilisel lemler ve Duygusal zlemler Etkileimi Doktora Tezi 2006 The Interaction of Cognitive Operations and Emotional Monitoring PhD Dissertation

95

4.2.2 Duygusal izlemenin hedefi: olumsuzluk Buraya dek aktarlanlar ve bu almann grgl bulgular, duygularn olumsuz olan aradn sylemektedir. Bu bulgu literatrdeki bulgularla genel olarak uyumludur (kapsaml bir tarama iin bkz. Beevers, 2005). Ancak yine Beeversa gre, bili-duygu etkileimi ve duygunun olumsuzu arayna ilikin klinik alandaki almalar henz yeterli sayda ve nitelikte deildir. Duygunun olumsuzu arad daha iyi temellendirilmeli ve bu zelliin nedenleri ve ilevleri daha iyi anlalmaldr. Duygunun olumsuzu aradn az ok biliyoruz ama bu bilgiyi nasl kullanabileceimizi henz ok iyi bilmiyoruz. imdilik duygunun olumsuzu aradn, bu zelliin hem depresyonda (Ingram, 1986; Ingram ve di., 1995) hem de anksiyetede (Riskind, 1997) oluturucu ve pekitirici bir rol oynadn sylemekle yetinmek zorundayz. Yine de baklarmz nereye ynlendirmemize gerektiine ilikin bir deneme yapabiliriz. 4.2.3 Olumsuzluun ironik dngs: obsesif-kompulsif bozukluk ve izofreni rnei Giri blmnde szn ettiimiz Wegnerin ironik zihinsel sreler modeliyle (Wegner, 1994, 1997, 2000, 2003; Wegner ve Schneider, 2003; Wegner, Ansfield ve Pilloff, 1998; Wenzlaff ve Wegner, 1998, 2000) bir nceki blmde aktardmz duygunun olumsuzu arama olgusunu bir araya getirerek, psikopatoloji alanna yanstabileceimiz bir gr gelitirme denemesi yapabiliriz. Bu deneme iin obsesif-kompulsif bozukluk (OKB) ve izofreniyi ele alarak bilisel ilem-duygusal izlem etkileimini bu iki patoloji zerinden grmeye alabiliriz. Bu rnek bir anlamda bili-duygu etkileimine tersinden de bakabilmemizi salayabilir. OKByi karakterize eden baat zelliklerden biri, kiinin neredeyse tm hayatnn ayn yineleyici dnce ekseninde rgtlenmesidir. Kii genellikle bu yineleyici dnceye engel olamaz ya da ancak baka fonksiyonel olmayan dnceler sayesinde engel olur. Gerekte ise ancak ya yinelemenin iddetini geici olarak azaltabilir ya da ksa bir sre iin ve az bir miktar ynn deitirebilir. stelik bu yn ya da iddet deitirme abalar ounlukla yineleyici dnce repertuarnn daha da genilemesine, kiinin sahip olduu obsesif dnce kalplarnn ya da kategorilerinin oalmasna, genilemesine sebep olur. OKBli kii nadir haller dnda yineleyen dncelerin hem ieriinin akl-d olduunun hem de yinelemenin sonusuzluunun az ok farkndadr. Ama bu farkndalk, ne dncelerin ieriini deitirmeye yeter ne de yinelemeleri sonlandrmaya. Buna bir de rahatsz edici dnce ieriiyle ba etmek zere gelitirdii (ve dolaysyla anksiyeteyi geici ve grece de olsa azaltan) kompulsiyonlar eklendiinde OKBli kii ksa devre yapan bir dnce-davran emberine saplanr, ne kadar zorlasa da kolay kolay o emberden kamaz. OKBnin ksa devresini baka bir ksa devreyle karlatrarak da anlayabiliriz. Bu kez izofreniye gz atalm. izofrenide, kiinin son derece kendine zg bir anlam dnyas vardr. Bu anlam dnyas, kiinin olaan ilevlerini engelleyecek denli koyu, geiken olmayan, ama duraan ve belirli de olmayan snrlarla evrilidir; stelik srekli saldr altndadr. izofren, bu dnyay korumak adna bu snrlar srekli daha da koyulatrr ve geienliini azaltr. Ancak bu manevralar, snr boylarnda srekli bir hareketliliin srdrlmesiyle mmkndr. Pek ok kez snrlarn nerede balayp nerede bittii belli olmad gibi, nerede ok incelip dardan szdrmaya balad ya da ok koyulap iinden hi klamaz hale geldii de iyice belirsizleir. Bu ksa devre iinde izofren gittike artan ekilde kendi i dnyasnda var olan anlam ynlaryla yeni anlamlar retmeye ve yeni hibrid anlamlar var olan anlam ynna eklemeye devam eder. Dardan gerek bir kuatma olmad halde izofren en ar kuatma altndadr. Gerekte bir anlam art, ayrmas ya da deiimi olmamaktadr. Btn olup biten izofrenin artan anlam kirlilii iinde srekli kendini temizlemeye, arnk tutmaya almasdr.

N. Ekrem Dzen Bilisel lemler ve Duygusal zlemler Etkileimi Doktora Tezi 2006 The Interaction of Cognitive Operations and Emotional Monitoring PhD Dissertation

96

OKBli kii, dardan maruz kald uyarclarn kontroln kendi izleme ve deerlendirme stratejilerine gre deil yine dardan gelen uyarclardan derlenmi, d uyarc dayanakl dnce ve davran rntleriyle salama peindedir. Bir anksiyeteyi baka bir anksiyeteyle gidermeye almaktadr. Burada, anksiyete i izlem mekanizmalarn ylesine aksamaktadr ki organizmann ilevsel ileyii iin gerekli ilem-izlem dengesi salanamamakta, dardan gelen uyarcya ilikin yaplmas beklenen mikro duygusal deerlendirmeler tam ve yerinde yaplamamaktadr. Baka bir deyile, OKBde, organizmaya ulaan d uyarclara gereklik testi uygulanamamaktadr. Bu nedenle OKBli kii i, duygusal izlemin ilevini rahatsz edici d uyaran yerine gya rahatlatc ya da rahatsz edici olmayan baka d uyarc ikame ederek telafi etmeye almaktadr. izofreninin ksa devresine yol aan da ayn ekilde gereklik testinin yaplamyor olmasdr. Ama bu kez gereklik testi duygusal izlemin aksamas nedeniyle deil, duygusal izlemin elemesi gereken, elemeyi arad bilisel ilemin srece katlmnn aksamas nedeniyle yaplamamaktadr. Bunun yerine eleme, duygusal izlemlerin kendi arasnda olmaktadr. Dier bir deyile, izofrenide; koyu, geirgen olmayan, ama ok hareketli snrlarla kuatlm anlam dnyas srekli kendini izlemekte, bu izleme srasnda aslnda izlem olan bir ksm deerlendirme ilem kabul edilmekte, stelik bu srete az ok belirli bir kronoloji bile izlenmemektedir. Bylece gereklik testi, herhangi bir d lte bavurmakszn i ve d ltlerin birlikte kullanlmasyla deerlendirilmesi gereken uyarc malzemenin kendi iinde birbirine gre deerlendirilmesiyle yaplmak istenmektedir. izofren, elindeki elmalar kantara vurmak yerine, bir elindeki elmalar dier elindeki armutlarla lmeye almaktadr. Bu noktada, Wegnerin modelinin zetle ne sylemeye altn bir kez daha hatrlamak yararl olabilir. Wegnere gre zihinsel kontrol srasnda arzu edilenin tersinin olumasnn nedeni (a) kesintisiz olarak hedefe yeniden ynlendirme yapan bir izleme mekanizmasnn varl ve (b) zihinsel yk nedeniyle kesintiye urayabilen ilem mekanizmasnn izleme tarafndan saptanan ve zihinsel kontroln arzu etmedii unsurlara maruz kalabilmesidir. Wegner, istenmeyen dncenin basklanamamas, uzaklatrlamamas, ve yaplmamaya allann tersinin gereklemesinin nedeni olarak izleme mekanizmasyla ayn kayna kullanan ileme mekanizmasnn zayf dt koullar gstermektedir. Wegnerin zetinden yararlanarak bu modelin sylemeye altklarn bir adm ileriye gtrebiliriz: zleme mekanizmas, olaan olarak neyin olmakta olduunu deil, neyin olmamakta olduunu izlemektedir. Dier bir deyile izleme mekanizmas, zihinsel kontroln salamaya alt kontroln ierii her ne ise onu deilleyecek ieriin var olup olmadn saptama peindedir. OKB ya da izofrenide kiilerin igr gelitiremeyip ilkinde ilemi izlem ikincisinde izlemi ilem yerine koyuyor olmalar ve bu dnglerden kurtulamyor olmalarnn nedeni, izlemenin doasnn olumsuzu saptamaya ynelmi olmas olabilir. Bu durum, OKB ve izofrenide, duygusal izlemenin, srekli takip ettii ve her an yeniden hedefe yneltmeye alt ileme srecine bir trl doru hedefi gsterememesiyle e anlamldr. Eer OKB ya da izofrenide izleme, ilemeyi hep ayn almayan hedefe yneltmek yerine alabilir bir hedefe yneltebilirse ilemizlem dngs kaynaklarn daha verimli kullanabilir hale gelir ve igr dngs kurulabilir. ronik izlemenin bir etkisi de dikkati ynlendirmesinde grlr; eer arzu edilen yndeki dikkat ie yarar deilse aksi yndeki dikkat de muhtemelen ie yarar olmayacaktr. Eer kii odadaki istenci yoluyla yakamyorsa bu , istencindeki bir aksama nedeniyle sndrmesi de pek mmkn olmayacaktr. (Wegner, 1994, sf.40). zlemenin birincil olarak olumsuzun peine dyor olmasnda ama, zihinsel kontrol aksatacak unsurlar erken yakalayp gidermek olabilir. Ancak organizma her zaman bunu yapacak koullara sahip olamamaktadr. Elimizdeki grgl verilerin srekli olarak olumsuzlar zerindeki sz birliklerinin daha gl olduunu gstermesi bu gr altnda daha ok anlam kazanmaktadr. Bu anlam, psikoterapilerin yaplandrlmasnda ve uygulanmasnda olumsuzu gidermeye almak kadar olumluya odaklanmak ve olumluyu arttrmak gereine ve bu abann bilisel ilemler kadar duygusal izlemler zerinden de srdrlmesinin yararna iaret etmektedir.

N. Ekrem Dzen Bilisel lemler ve Duygusal zlemler Etkileimi Doktora Tezi 2006 The Interaction of Cognitive Operations and Emotional Monitoring PhD Dissertation

97

4.3 Sonu ve neriler Ulalan literatrde, bu almann verilerinin yorumlanmasnda yararlanlan aratrmalar, bu almayla gsterdii paralelliklerin tesinde, giri blmnde serimlenen bili-duygu ekimesine de k tutmaktadr. Duygunun bir bilisel deerlendirme rn olduu gryle, bilisel deerlendirme dhil pek ok srecin ve davrann esas bileeni olduu grleri arasnda sregelen tartmaya ilikin yeni veriler, kefedilmesi gereken asl alann yapsal-duygusal ynelimler olduuna iaret etmektedir. te yandan, bu tartmal alann tartmal kalmasnn balca nedenlerinden birinin uygun aratrma metodolojisinin henz gelitirilmemi olabilecei gr sz edilen aratrmalarda sklkla vurgulanmaktadr* (bkz. Megill, 2003; Panksepp, 2005). Duyguya ilikin almalarn oalmaya balad dnemin daha balarnda yaplan nc bir aratrma, bir ynyle sonraki almalarn haberini verirken bir ynyle yukarda rnekleri verilen aratrma kolunda elde edilen sonularn adeta bir n zetini vermektedir (Frijda, Kuipiers, ve ter Schure, 1989). Bu aratrmaclar, duygunun bilisel deerlendirme ilemlerinin dorudan iinde olma durumunu, organizmann genel olarak zaten duygusal bir etkinlik hazrl iinde olmasyla aklamaktadr. lgin ekilde, bu aratrmaclar, verilerini ayrdedici fonksiyon analiziyle yorumlad halde (dier bir deyile, bilisel ilemler arasndaki farkn kaynann duygu farkllklarnda aramak yerine, halihazr ya da nceden hazr duygularn hangi bilisel ilemleri ne lde yordayabildiini aratrm olmalarna ramen) sonraki aratrmalar bu yntemle yorumlama yapmay adeta unutmutur. Kukusuz, her iki yntemin de stnlkleri vardr. Ancak, bilisel ilemler arasndaki performans farklarnn kaynann aratrlmasyla, duygularn hangi bilisel ilemleri ne lde yordadnn snanmas esastan farkldr. Birincisi, alternatif yorumlara ve aklamalara daha aktr. Fark kaynann duygu gibi grnd her anda arac deikenlerin rolnden bahsedilebilir. Dahas, fark kayna bulgusunun dorudan kendisinin bir post hoc bulgu olduu daima iddia edilebilir. Oysa ikinci yntem hem yordayc deikenleri hem de yordanan deikenleri, zerinden sorgulama yaplan verilerden elde ettii iin bu eletirilerden ksmen uzak durabilir. kinci yntemde bulunabilecek en byk zayflk, yordanan deiken tanmnn grece keyfi yaplyor (kesme noktalarnn aratrmac tarafndan belirleniyor) olmasdr. te yandan bu durum tam da bu aratrma ynteminin kefedici doasna uygundur. Farkl bamsz deiken tanmlaryla (farkl kesme noktalaryla) farkl denemeler yapmak, sorgulanan verinin ayn anda her yzn deilse de her seferinde baka bir yzn grmemizi salayabilir.

nmzdeki en byk metodolojik engellerden biri, nc boyutun tesinde grselletirme yapmann zorluudur. Kukusuz grselletirme, boyutlar incelemenin tek yolu deil. rnein faktr analizi gibi teknikler bize kolay kolay grselletiremeyeceimiz boyutlar hakknda ok nemli bilgiler salayabilmektedir. Ancak sz konusu olgu semantik alan gibi bir olgu olduunda, grsel olmayan teknikler yoluyla analiz abalarnn nnde, analize tabi tuttuumuz olguyu tam olarak kavrayabilme prz her zaman vardr. nk tam bu noktada anlamaya altmz olgu, anlamaya alan olarak bizim sahip olduumuz yegne aratr. Dier bir deyile, zaten yeterince soyut bir ilem yaparken ve aslnda tam olarak neyi nasl anladmz anlamaya alrken, bu abann rn bir teknikle bu abann kendisini zmlemeye almak doas gerei problemlidir. Dahas, i bu kavray aktarmaya, anlatmaya, hele de retmeye geldiinde bu problem byk bir engele dnebilmektedir. Bu temel problem nedeniyle semantik alan gibi bir alan incelerken grselletirme tekniklerinden yararlanmaya, ilgili boyutlar nc boyutun da tesinde grselletirmeye yarayacak teknikler gelitirmeye almak hem kuramsal hem de pratik bir gerekliliktir. Mediating.

N. Ekrem Dzen Bilisel lemler ve Duygusal zlemler Etkileimi Doktora Tezi 2006 The Interaction of Cognitive Operations and Emotional Monitoring PhD Dissertation

98

Giderek bu yntem bize, asl ihtiyacmzn, anlamaya altmz grngnn modelini kurmak ve bu modeli snamak olduunu sylemeye balar. Oysa fark kayna aratrmalar, bulduumuzla yetinmemiz gerektiini daha ok tler. Model kurma ve snama noktasna gelebilmek iin ise eldeki grngnn birden fazla yzyle karlam olmak ve bu karlamalarn rastlant olmadn, bulunan farklarn tmnn tek tek alternatif aklamalarla gz ard edilemeyeceini saptam olmak gerekir. Sonu alc bir yntem olduu iddiasnda bulunmakszn, iie alt dnlen grece bamsz (ya da karlkl baml) iki mekanizmann doasn bu yntemle aratrmak, bu iki mekanizmann birbirine gre durumlarn fark kayna noktasndan hareketle incelemeye gre post hoc yaktrmalarndan uzak durabilme ile bir model kurma ve snamaya ynelebilme alarndan daha stndr. Bu aratrmann genel kurgusu ve bulgularn genel grnm, bir modelleme almasna ihtiya olduuna kuvvetle iaret etmektedir. Aratrma gerekte iki gizil* deiken arasnda olduu varsaylan bir ilikiyi aratrmaktadr. almann ana tezi, (a) duygusal eilimle bilisel deerlendirme arasnda bir iliki olduu ve (b) bu ilikinin duygusal eilimden bilisel deerlendirmeye doru olduudur. Duygusal eilim gizil deikeni iin kullanabileceimiz pek ok llebilir deiken bulunmaktadr. rnein bu almada kullanlan drt lein lt zellikler bu amala kullanlabilir. Dier yandan, bilisel deerlendirme gizil deikeni iin kullanabileceimiz llebilir deikenler de bulunmaktadr. Yine bu almada kullanlan szel ve grsel deerlendirme grevleri bu ilevi yerine getirebilir zelliktedir. Bu zellikleriyle bu alma aada gsterildii gibi modellenmeye uygun grnmektedir.

Depresyon

Szel uyarc deerleme


Duygusal Eilim Bilisel Deerlendirme

Anksiyete

ekil 2. Bilisel Deerlendirme ve Duygusal Eilim Etkileimine likin Olas Lisrel Modeli
fke Grsel uyarc deerleme

4.4 Son Sz

Latent.

N. Ekrem Dzen Bilisel lemler ve Duygusal zlemler Etkileimi Doktora Tezi 2006 The Interaction of Cognitive Operations and Emotional Monitoring PhD Dissertation

99

Son olarak, duygularla bilisel ilemler arasnda gzlenen etkileime ilikin olarak, bu alma dhil bu ynde elde edilen bulgularn bilinci anlamamza ne katabileceine gz atmalyz. Duygunun bilile i ie altn, giderek belirleyici bir rol oynadn sylemek, nihai olarak bilin oluumunda temel bir rol oynadn sylemek demektir. Aksi takdirde ne bililere ne de duygulara ilikin farkndalk yaantlarn bilinli yaantlardan ayrmak mmkn grnmemektedir. Seager (2002), duygusal farkndal bilisel farkndalktan ayrd gibi, bilincin ise her iki tr farkndalktan da baka bir oluum olmas gerektiini ne sryor. Sadece duygusal ya da sadece bilisel farkndaln birer farkndalk hali olsalar da bilinlilik durumunu tek bana karlayamayacan, ancak her iki farkndaln ayn anda bulunmas koulunun gerek bir bilinlilik halini karladn belirtiyor. u halde cevap aranmas gereken soru udur: Farkndalk, ne zaman bilin haline gelir? Duygunun bilisel srelerde oynad rol bize, davranlarmz dncelerimizin ynettiini, ama neyin ynetileceinin duygu tarafndan belirlediini gstermektedir. Bilisel grev performanslarndaki deiimlerinin duygu deiimlerine bal olmas gsteriyor ki hedefe ynelen, duygudur. Dier bir deyile duygu, hedefe ynelme durumudur. Dikkat mekanizmasyla kolkola evreyi tarayan duygu mekanizmas neye yneldiini, hedefin ne olduunu, ne olmas gerektiini biliyor. Bu hedef, hayatta nelere/nelerden (deerleme) ne kadar (gllk) ve ne zaman (etkenlik) yaklamak ya da uzaklamak gerektii tarafndan belirleniyor. Ancak bir hedefe yneldikten sonradr ki bu hedef zerinde bili, rasyonel ilemler yapmaya alyor.* Bu ilemler srasnda, gerekli bilisel aygtlarn (ve st-bili mekanizmalarnn) devrede olmas koulunda, hangi hedef zerinde ne ilem yaptmza/yapmamz gerektiine ilikin farkndalk durumlar yaayabiliyoruz. te tam bu noktada, eer bili, duygunun arad doru hedef zerinde doru ilemi yapmaktaysa farkndalk durumu bir bilin durumu haline geliyor. Bu tanmyla bilin en ok Grossbergin (1999, 2000)) sz ettii yanklam haline ve Crick ve Koch (1994, 1998) ile Jackendoffun (1987, 1996) bahsettii orta dzey iletici ilev zelliine benzemektedir: Ama, doru hedefi tutturmak ve hedefi doru tutturmaktr. Duygu srekli olarak doru hedefe ynelme peindendir ve doru hedefte olup olmadn srekli kontrol etmektedir. Bu nedenle duygu, Wegnerin ortaya koyduu haliyle, bir izleme faaliyetidir ve bu izleme faaliyetini biliin ilemleri zerinden gerekletirilmektedir. Duygu, ynelmilik yoluyla bilii ynlendirmekte, izleme yoluyla ynelmiliini dzenlemektedir. Birincisini kendisi belirlemekte, ikincisini bilie brakmaktadr. Bili hedefi doru tutturuncaya kadar onu ynlendirmektedir. Doru hedef doru tutturulduunda ise bilin olumaktadr. Niin? Bilincin ii, imdi ve burada olup bitenle deildir. Bilin, gelecek tasarm iin gereklidir. imdi ve burada olup bitenle ilgilenmek iin organizmann halihazr bedensel donanm yeterlidir. Bir sonraki adm tasarlamann hayati bir anlam kazand her koulda, bilin gibi bir mekanizmaya ihtiya vardr. Bu nedenle bilin srekli bir sre olmaktan ok kendi bana bir olu halidir. Sreklilii gizildir, aa kt yerler azdr, ve hi grnmedii yerler oktur. Bir olu hali olarak bilin, artc ekilde, en ok bir yap olma zellii tar. yle ki bu yapnn kendisi aslnda bir tasardr.
*

Biliin rasyonel ilem yapamad durumlar elbette oluyor. nk duygunun yneldii hedef, biliin henz yeterince hazr ya da deneyimli olmad bir ilem gerektiriyor olabilir. Bu durumda biliin elindeki tek ara bildiinden hareket etmektir. Bildiinden hareket eden ama hedefe uygun hareket edemeyen bili rasyonel olmayan sonular dourmakta, patolojinin zeminini hazrlamaktadr. Resonance. Executive function. Son zamanlarda hayvanlarda bilin aratrmalarnn literatrde nemli bir pay edinmesinin nedenlerinden biri, baz hayvan trlerinin ksmen de olsa gelecek tasarm yapyor olabilecekleri grdr (Panksepp, 2005).

N. Ekrem Dzen Bilisel lemler ve Duygusal zlemler Etkileimi Doktora Tezi 2006 The Interaction of Cognitive Operations and Emotional Monitoring PhD Dissertation

100

Bu tasar, rnein bir binann mimari planna benzetilebilir. u farkla ki ortada bir plan vardr ancak bu plana gre ina edilmi bir bina henz yoktur. Dahas, bu plana, rnein birtakm ktlar zerinde izilmi bir ekilde de rastlanmaz. Yine de her an kendisinden hareketle ok ve eitli binalar ina edilebilen/edilebilecek bir tasardr bu: Planlarn tasarsdr bilin. 5 Bir yandan, duygusal bozukluklarn temelinde batl inanlarn, gereki olmayan kanaatlerin, ve fonksiyonel olmayan tutumlarn yer aldn sylyoruz. Dier yandan igr, farkndalk kazanmann ve buna uygun davran alkanlklar, gereklik snamalar edinmenin saaltmda ie yarar olduunu sylyoruz. Aslnda syleme altmz udur: Bili, duygunun gsterdii hedefte almazsa ve/veya bu hedefte rasyonel almazsa (ve bunda kiisel ve kltrel nedenlerle srarc olursa) bu ikisinin ortak ve uyumlu almas engellenir. Burada duyguyu bilie uydurmak imknszdr. nk neyin ne olduunu bilmektedir duygu. Bu nedenle bilii duyguya uydurmak zorunludur. Duygusal bir zorlanma yaayan bir kii hislerini sylerken, gerekte, duyguya uymayan bili nedeniyle hedefinden uzaa srklenen duygunun halini tarif etmektedir. Ancak bili yola geldiinde duygu da rahata erecektir. te bu nedenle terapide igr ve farkndalktan balayarak davran alkanlklar ve gereklik snamas pratiklerini devrede tutuyor ve bylece bilile duyguyu ortak hedefte aktrmaya alyoruz. Bu akma anlarnn her biri birer bilin an ve bilinli birer an haline geliyor. Bylece gelecek tasarmcs, dzenli olmayan dzene sokmak ve sonraki admlar tasarlamak zere repertuarna yeni unsurlar ekliyor.*

Bu tanmyla bilin, mekanik olmaktan ok kaotik bir tasarya daha ok benzemektedir. Giderek, paracklarn oklu evrenindeki belirlemezlikler tarafndan belirlenen ve bu belirlenemezlikleri belirleyen bir olutur. Bu tanmyla bilin, bir kez daha, DNAnn ruh ikizidir.

N. Ekrem Dzen Bilisel lemler ve Duygusal zlemler Etkileimi Doktora Tezi 2006 The Interaction of Cognitive Operations and Emotional Monitoring PhD Dissertation

101

NOTLAR GR
1. Disiplinimizin ksa tarihine gre sk denecek aralklarla yaad krizler, bir ynyle hangi grnglerin hangi aratrma dzeylerinde allmas gerektii tartmalarndan da tetiklenmektedir. Pek ok temel kavram ve grng zerinde, deil uzlama, ounluk oyu dahi salanm deil. Pek ok ihtilafl konu zerinde almaktayz ve birbirimizle (ve dierleriyle de) ska ve serte tartmaktayz. Bir dereceye kadar gelitirici olan bu tartmalar bir dereceden sonra baz konularda ilerleme salanmasn zorlatrdn sylemek mmkndr. 2. Madde ilintilerinin bir sonucu olarak olusa da, bilin, belki de hibir zaman rnein yerekimi gibi bir fizik yasas ya da arz-talep dengesi gibi sosyal bir parametre olarak formle edemeyeceimiz bir zihinsel durum olabilir. Varl ele avuca smaz ve fizik dnyada parmakla gsterilemez bir olu hali olarak bilin, belki de hibir zaman kendisini tek bana bir girdi olarak deerlendirebileceimiz somut bir nesne olmayacaktr. Daha ok, varl ve ileyileri gsterilebilir nesneler zerinden ulaacamz bir varln kendini var hissetme hali olarak kalacaktr. Nasl ki drt temel ekirdek asidi farkl dizilimlerle DNAy oluturmaktadr, zihnin temel ilevleri de farkl dizilimlerle bilinci oluturuyor olabilir. Nasl ki DNA organizmay ynlendirme bakmndan bir temel yap ama organizmay tanmlama bakmndan da bir st yapysa bilin de zihni amaca ynlendirme bakmndan temel bir olu ve zihni amal davranlarndan doru tanmlama bakmndan da bir st olu olarak anlalabilir. Burada sadece iki boyutlu bir dzlemde gerekleen bir ift ilevsellikten deil, ancak ilerleyerek ve ykselerek dngsn ve kendisini tamamlayabilen drt boyutlu bir ileyi halinden sz etmek daha uygundur. Nihai olarak, DNA ve bilin, her ikisi de evrimin birer rndr; ve evrimin, yz nereye dnk olursa olsun yn daima hayata dorudur. Bu nedenle DNA tamamlanan bir daire yapsnda deil bir sarmalda oluabilmektedir. Bilin, hem ynlendirici hem de dngy tamamlayc sarmal olarak ruhun yani insan zihninin ta kendisidir. DNA iin aslolan kendini devam ettirmektir ve DNA bilinte kendi devamlln, doal seilimin de tesinde gvenceye alacak yuvay bulmutur. 3. Mircae Eliade, kutsaln yeryzndeki tezahrlerinin ok zengin eitlilik gstermekle kalmayp ayn zamanda ok artc dnmlere urayabildiini saysz ayrntyla ve derin bir sadelikle kaydeder. Bu kaytla, kutsallk atfedilemeyecek nesne ya da ilinti bulmann ok g olduundan bahseder. Eliadeden ilhamla, hayatta kalmann bilmeye gbekten bal bulunduu her noktada bir tr kutsaln tezahrnn tesadf deil ancak bir zorunluluk olduunu sylemek abartl olmayacaktr. Sz konusu, bilmenin en stn biimi bilin olunca zmnen ya da aktan aa kutsallk atfetmemek red ile deil inkar ile mmkndr ancak. Bilince kutsallk atfna ilikin bilim tarihinde yeterinden fazla rnek bulabiliriz. Psikoloji tarihinde de duyguyu her dzlemde ikinci sraya koymann ardnda dnceye atfettiimiz kutsalln roln sorgulama sorumluluunu tayoruz. imdilerde duyguya yeniden ynelen ve grnte daha samimi yaklaan baklar oalyor. Ama bu oalma, ne bu baklar yneltenleri ne de duygunun insann bilinli serveninde daha salam ve birinci snf bir yer edinmesi gerektiini dnenleri yanltmamaldr. Yanltmamaldr, nk ne kadar bilimsel bir ihtimam ve serin bir ruh haliyle bakarsak bakalm aslnda yapmaya altmz duygunun bilince nasl daha iyi hizmet edebileceinin yollarn aramak. Evrim yolunda kendi ipimizi ele geirmeye ve bal bulunduumuz beden makinasndan kurtulmaya alyoruz. Bir yandan makinann son kullanma tarihini uzatmaya dier yandan yedek para imal etmeye alyor ve ok telerden bedensiz var olmann yollarn tasarlamaya urayoruz. Makinamzn d ve i dnyayla birinci elden etkileen ana sistemi olarak duygu, mutlaka anlamamz ve zmemiz gereken bir mekanizma. lk elde hemen kurtulmann mmkn olamayacan anladmz anda psikolojinin altn kurallarndan birini devreye sokarak duyguyla birlikteliimizi nasl kendi lehimize kullanabileceimizi aratrmaya baladk. Gerekte duygunun kuyusunu kazyoruz. Amacmz, duygunun belirleyiciliinden azat olmu saf bilince erimek. nsann projesi, lmeye koulu bu evrende varln srdrmek deil sadece; insan ayn zamanda kendisi olarak, sreklilii salanm bir benlik olarak var kalmaya devam etme peinde. Bilincinin mrnn makinann mryle snrlanmasna tahamml edemeyecek bir farkndala oktan ulat. Duygu ise bizi kendi bildik yoluna elmeye ve bizi zayf drmeye devam ediyor. Duygu zihinden sklp atlmadka insan bilincine rahat yok. Bedenlerimizden tmyle kurtulacamz gnden nce, duyguya mmkn olan en az hkimiyet alann brakmann yolunu bulmaya alyoruz. Saf bilince, sonsuz hayata ve bitimsiz benlie ulamann yegne yolu bu. Bilin, insan ruhunun peygamberi; duygu ise insann ruhunu insann bedeni araclyla ele geirmeye almaktan vazgemeyen eytan.

N. Ekrem Dzen Bilisel lemler ve Duygusal zlemler Etkileimi Doktora Tezi 2006 The Interaction of Cognitive Operations and Emotional Monitoring PhD Dissertation

102

4. Yaznn icad bir bakma bellein icaddr. ster gereksinim ister rastlant sonucu olsun, yaantlarn kayt altna alnmasnn balangc, pek oklarnn hakllkla belirttii gibi, birlikte hareket eden bir tr olarak insann balangcdr. Demek ki bu ayn zamanda tarihin balangcdr. Bunu bir adm teye tayarak u saptamay yapabiliriz: Kayt tutma, trn tekil yelerinin yani kiilerin -kiisel bellein- de balangcdr. Kayt tutana kadar bir tr bellekten sz etmek mmkn olmayaca gibi bir kez kayt tutmaya baladktan sonra bellekten bamsz bir varolutan sz etmek de mmkn olmamtr. Tpk bilginin tarihten ayrtrlamaz oluu gibi. nsan belleinin rgtlenme ekseninin kendilik olmas, elimizdeki bilim literatr tarafndan aklanabilir bir olgu. Kendilik ekseninin varolu sebebi ise insann bilisel mekanizmasnn duygusal yaplanmasnn stne kurulmasnn bir seimden ok bir zorunluluk olmasdr. Hayati soru ise u: Bellek, kendilik dnda bir eksen etrafnda rgtlenebilir mi? rgtlenebilirse bu eksen nedir? Bu farkl rgtlenmenin nemi nedir ve anlam nedir? Bizi buraya kadar getiren belleimiz, baka bir eksen etrafnda rgtlenmeye balarsa -baladysa- bu bizi nereye gtrecektir? imdiye dek bildiklerimiz gre bilgi, zihinde -beyinde- rgtl olarak tutulur. Ekonomik bir rgtlenmedir bu. nk zihin; kapasite, enerji, sinirsel altyap gibi i ve karmaklk dzeyi, grlt miktar, ok kanalllk gibi d snrlayclarn basks altnda mmkn olan en ok ve en yksek ilevli bilgiyi hazr ve iler tutmaya alr. Bylece bilginin kayt, eriim, ve devamll en st lde salanr. Tm bu ilemler ve rgtlenme; yaantlarn d kaytlar halinde zihin dna aktarlmas, bu d kaytlarn tekrar zihinde ilenmesi, bu kaytlardan yeni d kaytlar retilmesi, ve retilen yeni d kaytlarn yeniden zihinde ilenmesi dngs tarafndan gerekletirilir. Bugnk kayt tutma biimimizin dne gre farkllat nokta ise kayt tutmann zihne tekrar-ilenmi d uyarc salamann tesinde, ok gl baka bir ileve daha sahip olmaya balamasdr. Bilgiyi zihnimizde ekonomik olarak rgtlemeye devam ediyoruz; ancak te yandan, zihnimiz dnda da eitli rgtlemeler kullanyoruz. imdiki -ve grlebilir gelecekteki- bilgiyi darda rgtleme biimimiz imdiye dek kullandmz d rgtleme biimlerinden sadece kolaylk, hz, ve eitlilik asndan farklym ama znde nihayet birer kayt tutma, saklama, ve eriim biimiymi gibi grlebilir. Oysa bu kayt tutma, saklama, ve eriimdeki kolaylk, hz, ve eitlilik artnn bugn ulat ve grlebilir gelecekte ulaaca dzey, bilginin etrafnda rgtlendii ana ekseni kaydrmaktadr. Kaymakta olan ana eksen, kendilik eksenidir. Nasl? Organizmann kendisi tarafndan rgtlenmemi, darda hazr olarak rgtlenmi bilgiye eriimdeki kolaylk, hz, ve eitlilik arttka, bu tr bilgiyi zihinde yeniden rgtlerken kendi organizmamza ait olmas gereken duygusal altyap yerine baka rgtleyici duygusal altyaplar hazr olarak kendi zihinsel mekanizmamza alyoruz. Teknolojimizin bu evresinde, kayt tutma biimimiz evrimin sacayana sahip olmutur nihayet. Richard Dawkinsin szn ettii mimlerin ortaya k ve yaylmas bylece mmkn olmaktadr. Bu, kendi duygusal yaplanmamzn bilgi rgtleme ilerinde giderek daha az rol almasna neden oluyor. Baka bnyelerin bilgi rgtleme biimleri ve zaten biimlenmi rgtl bilgiler, sosyal genler olarak, zihnimizdeki yaplar daha domadan belirlemeye balad. Gidi, bir duygusal aynlamaya doru giditir. nsann lmszlnn nndeki en byk engel bal bulunduu, benin taycs olan bedendir. Bedenden kurtuluun ilk aamasnda, ilk byk sava duygulara kar verilecektir. Duygular aynlatrlarak ve bensizletirilerek yok edilecektir. Ve bilin, ayn duygusal yap stnde oluarak tarihte ilk kez tm insanlar iin ortak bir eksene sahip olacaktr. Kendilik ekseni deildir bu. Bir btn olarak, kraldan kleye, bir karnca kolonisinin varolu eksenidir. Tekil bireylerin bilinli olmasna gerek olmayacaktr. Kraln ne yaplacan bilmesi tm koloniye yetecek, yetmekle kalmayacak, hayat, entropinin ikinci kanununa kar ancak bu ekilde ayakta durmaya devam edebilecektir.

TARTIMA
5. *NA HALNDE+ Bilin neremizde? Bir kayna var m? Yneldii bir hedef var m? Bizi biz, insan insan yaptn sylediimiz ama kimsenin imdiye dek karlamad bu sevimli hayalet niin yzn bizden saklyor? Bilinci yanl yerlerde aryor olabilir miyiz? Bilim bize bilinci zihinde aramay neriyor. Ama ayn bilim, labirentteki peynirin biz kmldadka yer deitiriyor olabileceini de fsldyor. Bir an iin bilincin, zihnimizin Schrodinger Kedisi olduunu hayal edelim. Yani bir an iin bilinci, sadece psikolojik bir sre olarak deil, kendi bana bir varlk olarak, ontolojik bir nesne olarak kabul edelim. Bu ontolojik nesnenin, tpk Schrodingerin Kedisi gibi, zihnimizde var olup olmad, onu arayp aramadmzla, daha dorusu hangi yntemle aradmzla ilgili olabilir. Sonu vermesi olas yntemlerden biri, bilinci dorudan gzlerimizle grmeye almak yerine, varln daha gvenilir olarak karsayabileceimiz ve hareketlerini izleyebileceimiz bir gzlem yntemi gelitirmeye almak olabilir.

N. Ekrem Dzen Bilisel lemler ve Duygusal zlemler Etkileimi Doktora Tezi 2006 The Interaction of Cognitive Operations and Emotional Monitoring PhD Dissertation

103

Byk boluklarda bir grnp bir kaybolan nesnelerin, rnein okyanus ortasnda bir balinann varln belirlemenin gvenilir yollarndan biri, hareket ettii dnlen alann bir haritasn karmaktr. Kukusuz balinann bilince stnl, elle tutulur bir nesne olmasdr. Ama eer balinalar bir efsane olsalard da yntemimiz pek deimezdi. Grnp kaybolduu noktalar birletirerek bir hareket dzenlilii yakalamaya alrdk. Hepsi sylenti de olsa g yollarn, yavrulama mevsimlerini izler, arklarnn titreimlerini yakalamaya alr ve elde ettiimiz tm verileri yourarak (balinann deilse bile yeni bir balina sylencesinin) bir sonraki ortaya k noktasn az ok hatayla kestirirdik. Bu kadarla da kalmaz, balinann ve sylencesinin bundan sonraki hareketleri iin olas rotalar izer, olas grnme noktalarnn cetvellerini hazrlardk. Bu aralar kullanarak okyanusun nerelerinde, hangi zamanlarda, ve hangi koullarda bir balina grlebileceini tahmin edebilirdik. Elimizde, bir balinann varln belirlemeye ve hareketlerini izlemeye yarayan bir dzenek olurdu. Bu dzenek, bir noktann koordinatlarn belirleyen ve hareketlerini izleyen bir eksenler sisteminden oluurdu. Herhangi bir balinann grnmedii zamanlarda bile bu dzenei yerletirdiimiz noktada ans dzeyinin stnde olaslkla ya balinayla ya sylencesiyle karlardk. Dahas, bu koordinat dzeneini yerletirdiimiz yerlerde belki de daha fazla balina grmeye balardk. Eer biz kmldadka yer deitiren bir peynirin peindeysek, byle bir koordinat dzeni iyi bir peynir kapan ilevi grrd. Zihnin uzay-zamanna doru koordinat dzeneini yerletirebilirsek (ve bu dzenei doru yerletirebilirsek), baz noktalarda ans dzeyinin stnde olaslkla bir nesneye rastlama ihtimalimiz var. yleyse, zihnin uzayzamannda yakalamaya altmz nesne bilin olsayd, nasl bir koordinat dzeneine ihtiyacmz olurdu; hangi koordinat eksenleri iimize yarard ve bu eksenlerin zellikleri ne olurdu? Daha fazla ilerlemeden nce, balina mecazndan yararlanrken kullandmz kabullerimize tekrar bakalm. Bilinci bir yandan bir yap olarak ele almaya alrken dier yandan bu nesnenin bir grnp bir kaybolduundan sz ediyoruz. Burada ikin olarak, bilincin alttan alta da olsa srekli alan bir sre olmad, bazen i yapan bazen de yapmayan bir aygt olduu kabulne gnderme yapyoruz. Bilin, rnein dikkat ya da bellek gibi, kan dolam ya da solunum gibi srekli bir sre deil. Bu srelerin bal olduu trden bir ana kumanda merkezinden dorudan komut almyor. Fakat muhtemelen ana kumanda merkezinin kendisi de deil. Bilin, ne zaman ne yapacana daha ok kendisi karar veren bir lejyonere, hatta bazen ana kumanda merkezini dahi ynlendiren zerk bir ajana daha ok benziyor. Bilin, ana kumanda merkeziyle, sadece karlkl iyi niyet ve gvene dayal bir ibirlii iinde; itaati ya da sadakati, birinin kle dierinin efendi olmasna bal deil. Bir nceki adma dnecek olursak, bu kabuller nda, ancak ilgili eksenleri yerletirdikten sonra bilincin izin srmemiz mmkn, Bir kez koordinatlar yerletirdikten sonra bilin nesnesinin olas i ve d devinimlerini kestirebilecek, yordayabilecek ilemleri yapabiliriz. kinci kabulmz, bilincin, insan tarihin belirli bir evresinde ortaya ktyla ilgili. Bilin nesnesinin koordinat eksenlerini belirlemeye alrken yantlamamz gereken soru udur: Bilin ilk kez nerede grlmtr? Bilin, bedenden zihne insanlama maceramzn dm noktas olduu kadar, uzak yldzlardan kalbin derinliklerine bilim maceramzn da imdiki kava. Artk biliyoruz ki sadece biyolojik bir evrim iinde deil ayn zamanda kltrel bir evrim iinde de deviniyoruz. Birincisini biyolojik genlerimiz ittirirken, ikincisini kltrel genlerimiz (mimler) srklyor. Mitoloji ve trajedi bize, insann bedenine bal olmak yznden ne kadar ok ac ektiini anlatt. Bilim ve topya ise bu aclarn nasl sona ereceini mjdelerken hep bir bedenden kurtulu yks kurgulad. Birincisi, biyolojik evrim srecimiz iinde, bir noktada, kltrel evrim srecimizin baladn, bu noktadan itibaren bu iki srecin iie getiini ve ac ekme ann bylece baladn sylyor. kincisi ise, kltrel evrimi, biyolojik evrimin tesine armak ve bylece ac an sonlandrmak iin var gcyle alyor. Biyolojik evrimin kltrel evrimle, trajedinin topyayla ilk karlat yer, ac dolu bir aydnlanma noktas. O nokta, insann lmle karlat ilk an. nsan ilk bilinli ansn, kendisinin lml olduunu farkettii ilk an saklad. Bu kck farketme noktas, bedenin kesinlikle lml ama zihnin belki de lmsz olduu kurgusuna evrildi. nsan, ait olduu byk biyolojik evrim devingisinden ve byk hayvan ailesinden ayran ite bu kurgu oldu. Bu kurgu bizi, dier hayvan akrabalarmzdan farkl olarak insan, bedensel olamayacan anladmz varlmz zihinsel olarak srdrmenin yolunu aramaya sevk etti.

N. Ekrem Dzen Bilisel lemler ve Duygusal zlemler Etkileimi Doktora Tezi 2006 The Interaction of Cognitive Operations and Emotional Monitoring PhD Dissertation

104

u halde, ilk koordinat eksenini bedenden zihine bir hayatta kalma dorusu olarak belirleyebiliriz. Hayatta kalma dorusudur; nk bilin ilk kez, lm karsnda belirmitir. Bedenden zihine bir dorudur; nk bu andan itibaren bu ilk gerek bilgi, lmllk bilgisi, bedenden zihine tanmtr. Bu eksen ayn zamanda genden mime bir insanlama dorusudur; nk byle bir evrim bize zgdr. Bedensel var-kalm dorusu tm canllar iin geerlidir elbette. Ne var ki zihinsel var-kalm sadece insan iin sz konusudur. Tm bu zellikler nedeniyle, bu ekseni var-kalm ekseni olarak adlandracaz. Buraya kadar, imdiye dek sylenenleri kabaca zetlemek dnda bir i yapm deiliz. Asl uramz, bilin noktasndan geen ikinci koordinat eksenini belirlemeye almak olacak. nk aslnda tam burada, daha bilincin ortaya kt ilk an derken, imdi szn etmeye alacamz ikinci eksene zmnen bir gndermede bulunuyoruz. yle ya, bir nesne olarak bilincin belirmesinden sz ediyorsak, bu belirmeyi bildirmek iin ikinci bir eksene ihtiyacmz var. Bilincin, tek bir olu izgisi zerinde belirmediini, ikinci bir olu izgisinin daha var olduunu ima ediyoruz. Bilin, bu iki izginin kesime noktasnda ortaya kyor. Demek ki ilk bilin annda zihin, lmle e zamanl olarak ikinci bir ey daha farketti. lk bilgilenme annn, zihnin, kendisini tayan bedenin lml olduunu farketme an olduunu hatrlayalm. Bu andan itibaren zihin, bedeni tanmaya balad kadar bedene yabanclamaya da balad. Bedeni tanmaya balad, nk lm tanmak zorundayd. Bedenden yabanclamaya balad, nk kendisini lmden ayr tuttu. Zihin, kendisini ayr bir varlk, bedeni ve bedenin mahkum olduu lm ayr bir varlk olarak grd. Yaamdan lme tanan bu ilk haber, bir zamanlar bir ve ayn olan hayat ikiye ayrd. nsann lmle karlamas, aslnda bir bakasnn lmyle gereklemi bir karlamayd. Zihin, bedenin lml olduunu baka bir bedenin lm zerinden farketmiti. lm, demek ki, tekinin lmyd, kendisinin deil. teki, yani lmller! lmller, yani kendi dnda her ey! O andan itibaren kendi dnda her ey, teki olmaya balad. yle ki gn gelecek, kendi bedeni dahi teki olacakt. lm farkettiinde zihin, lml tekilerle evrilmi bir halde buldu kendini. Bu kuatmayla ba etmenin yolu dier lmsz zihinlerle bir arada olmakt. nsan zihninin, bedenin lmn balayclndan kurtulmasnn yks byle balad: tekini uzaklatr, defet gerekirse yok et ve zihnin lmszlne sn. te tam bu anda, lml tekilerin okluundan lmsz zihnin birlii dodu. Orada, lmsz zihinlerin birliinde lml bedenlerin yabanclndan kurtul! u halde ikinci ekseni tekiden kutsala bir lmszleme dorusu olarak izmeliyiz. Ve bu doruyu izdiimiz anda, lm altetmeye alan zihnin karsna kan, lm aratmayacak yeni dman unutmamalyz: Belirsiz ve tekinsiz, gelecek! [DEVAM EDECEK]

N. Ekrem Dzen Bilisel lemler ve Duygusal zlemler Etkileimi Doktora Tezi 2006 The Interaction of Cognitive Operations and Emotional Monitoring PhD Dissertation

105

ZET Bu almann amac, bilisel ilemlerle duygusal izlemler arasnda dorudan ve e-zamanl bir etkileim olup olmadn incelemek, bu etkileimin bilin oluumundaki olas etkilerini deerlendirmektir. Bu ama dorultusunda, bilisel ilem olarak bilisel deerlendirme grevlerinin, duygusal izlem olarak kiilerin halihazr duygusal eilimlerinin esas alnd, bilisel deerlendirme grevleriyle duygusal eilimler arasndaki ilintilerin aratrld deneysel bir alma yaplmtr. almaya 135 niversite rencisi (77 kadn, 58 erkek) katlmtr. Bu almann nerisine gre, bilisel ileme srecinde organizma, e zamanl olarak, kar karya bulunduu uyarcyla bir yakla-uzakla etkileimi iindedir. Bu etkileim izgisinin neresinde durulaca ya da yer alnaca duygu sreleri tarafndan belirlenir. Duygu sreci, bilisel deerlendirme srecini destekleyerek, varlmakta olan kararn organizma iin uygunluunu gzetleyen bir sretir. Bu i ie alma olgusu bize zihinsel ynelmiliin tanmn vermektedir. Bu aratrma, bir bilisel ilem srecinin her aamasnda duygusal izlemenin devrede ve etkin olup olmadna ilikin grgl veri elde etmeyi amalamaktadr. Bu amala, olumlu-ntr-olumsuz devamllk izgisi zerinde yer alan uyarclarn, bu izgi zerinde bir noktaya atanmasnn, bu bilisel deerlemeleri ynlendiren duygusal eilimlerin etkisiyle gerekleip gereklemedii gsterilmeye allmtr. almada, szel deerlendirme ve grsel deerlendirme olmak zere iki tr bilisel deerlendirme grevi uygulanmtr. Bu grevler, sunulan uyarclarn katlmclar tarafndan olumlu, ntr, ya da olumsuz olarak deerlendii ilksel bilisel deerlendirme grevleridir. Duygusal eilimlerin belirlenmesinde ise Beck Depresyon Envanteri, Beck Anksiyete Envanteri, Durumluk-Srekli fke lei ve kontrol amal Ksa Semptom Envanteri kullanlmtr. Uygulanan deney, katlmclarn szel ve grsel bilisel deerlendirmelerinin duygusal eilimlerinden etkilenip etkilenmediini, etkileniyorsa bu etkilenmenin yn, iddet, ve etkenlik dzeyi bakmndan zelliklerini kefedici bir dzenektir. Etkileim zelliklerini aratrmak zere, katlmclarn bilisel deerlendirme grevlerinde rettikleri deerleme rntlerinin, duygusal eilimlerini yordayp yordamad ayrdedici fonksiyon analizi araclyla incelenmitir. Analizler, szel bilisel deerlendirme grevinde retilen deerleme rntlerinin olumlu, ntr, ve olumsuz duygusal eilim gruplarn yordayabildiini gstermitir. Benzer ekilde, grsel bilisel deerlendirme grevinde retilen deerleme rntleri de olumlu ve olumsuz duygusal eilim gruplarn yordayabilmektedir. Her iki bilisel grev deerleme rntleri zellikle olumsuz duygusal eilim grubunu yordamada, olumlu ve ntr duygusal eilim gruplarn yordamaya gre, daha baarl olmutur. Bu bulgular, duygusal izlemin bilisel ileme hedef gsteren, bu hedefi yn, iddet, ve etkenlik bakmndan belirleyen bir sre olduu grn desteklemitir. Bu sonular, bilin oluumunda organizmann ynelmiliinin temel bir unsur ve ynelmeyi salayan srecin izlem sreci olmasndan hareketle, bilin oluumunda duygusal izlemin temel bir bileen olabilecei yorumunu da desteklemektedir.

N. Ekrem Dzen Bilisel lemler ve Duygusal zlemler Etkileimi Doktora Tezi 2006 The Interaction of Cognitive Operations and Emotional Monitoring PhD Dissertation

106

SUMMARY The purpose of this study is to investigate if there exists a direct and simultaneous interaction between cognitive operations and affective monitoring, and to evaluate possible implications of this interaction upon consciousness. To this end, an experimental study was launched, at which cognitive evaluation tasks were taken to be the cognitive operations, and affective tendencies were taken to be the affective monitoring in order to look at the interrelations of cognitive evaluations and affective tendencies. 135 university students (77 females, 58 males) participated to the study. This study proposes that the organism is in a relationship of approach or avoid with the stimulus immediately present. Affective routes are the responsible processes in determining the point at which the organism chooses to stabilize or orient. In this respect, affective processes monitor to detect if the choice is appropriate for the organisms well-being by keeping simultaneously up with cognitive operations. Such collaboration gives the definition of intention. This study aims to put forward empirical data about the idea that affective monitoring is present all through a cognitive operation. To demonstrate this, it was attempted to show that the point of evaluation about the stimulus presented on a positive-neutral-negative continuum is affected by the affective tendencies of the participants. Two cognitive tasks were employed in the study, one being verbal and the other being visual evaluation. These tasks are very initial cognitive evaluation tasks of which the participants point out if the stimulus is positive, neutral or negative. In assessing the affective inclinations, four measurement devices are used: Beck Depression Inventory, Beck Anxiety Inventory, State-trait Anger Scale, and, for control purposes, Brief Symptom Checklist. The design of the experiment allowed to establish if verbal and visual evaluation tasks are affected from the affective inclinations of the participants, and, upon yielding such an outcome, what are the terms for the direction, strength and activity levels of resulting effects. Discriminant function analyses were executed to analyze if the patterns of evaluation obtained from cognitive evaluation tasks predict affective tendencies. Results showed that verbal evaluation patterns predicted positive, neutral, and negative tendency groups. Similarly, visual evaluation patterns also predicted positive and negative tendency groups. Both types of evaluation patterns predicted the negative tendency group better than positive or neutral tendency groups. These findings supported the idea that affective monitoring is the process choosing the target for cognitive operations and influencing the direction, strength, and activity in pointing out that target. These results also support the view that affective processes make up a main component in consciousness as the intention is a necessary element in consciousness while it is determined mainly by affective processes.

N. Ekrem Dzen Bilisel lemler ve Duygusal zlemler Etkileimi Doktora Tezi 2006 The Interaction of Cognitive Operations and Emotional Monitoring PhD Dissertation

107

Kaynaklar
Alexandrov, Y.I., & Sams, M.E. (2005). Emotion and consciousness: Ends of a continuum. Cognitive Brain Research, 25, 387-405. Anandalakshmy, S. (1997). Thinking with the heart and feeling with the brain. Fifth national lecture in child development. Lady Irwin College, March 1, New Delhi. Atkinson, A.P., Thomas, M.S.C., & Cleermans, A. (2000). Consciousness: Mapping the theoretical Landscape. Trends in Cognitive Sciences, 4(10), 372-382. Banaji, M. R., & Crowder, R. G. (1989). The bankruptcy of everyday memory. American Psychologist, 4, 11851193. Barnett, D., & Ratner, H.H. (1997). The organization and integration of cognition and emotion in development. Journal of Experimental Child Psychology, 67, 303-316. Barone, D.F., & Hutchings, P.S. (1993). Cognitive elaboration: Basic research and clinical application. Clinical Psychology Review, 13, 187-201. Bartlett, F. (1932). Remembering. Cambridge: Cambridge University Press. Baysal, Z.B. (1993). Kronik hastalklarn ocuk ve aile zerindeki psikosoyal etkileri. Trk Psikiyatri Dergisi, 4(4), 273-280. Bechara, A., Damasio, H., Tranel, D., & Damasio, A. (1997). Deciding advantageously before knowing the advantageous strategy. Science, 275, 1293-1295. Beck, A.T. (1976). Cognitive therapy and the emotional disorders. New York: International Universities Press. Beck, A. T. (1995). Cognitive therapy: Basics and beyond. New York: Guilford. Beck, A.T., Ward, C.H., Mendelson, M., Mock, J., & Erbaugh, J. (1961). An inventory for measuring depression. Archives of General Psychiatry, 4, 561-571. Beck, A.T., Rush, A.J., Shaw, B.F., & Emery, G. (1979). Cognitive Therapy of Depression. New York: Guilford. Beck, A.T., Steer, R.A., & Garbin, M.G. (1988). Psychometric properties of the Beck Depression Inventory: Twenty-five years of evaluation. Clinical Psychology Review, 8, 77-100. Bermudez, J. L. (1999). The Paradox of Self-Consciousness. Cambridge MA: MIT Press. Beevers, C.G. (2005). Cognitive vulnerability to depression: A dual process model. Clinical Psychology Review, 25, 975-1002. Bower, G. (1992). How might emotions affect learning? S. Christianson (Ed.). The Handbook of Emotion and Memory: Research and Theory. New Jersey: Lawrence Erlbaum. Boyacolu, G., & Savar, I. (1995). Kiileraras emalar leinin geerlik ve gvenirlik almas. Trk Psikoloji Dergisi, 10(35), 40-58. Brownell, H. (2000). How to move away from dualism. Brain and Language, 71, 30-32. Chalmers, D.J. (1995). The puzzle of conscious experience. Scientific American, December 1995, 62-65. http://consc.net/papers/puzzle.html#crickkoch Churchland, P. S. (1994). Can neurobiology teach us anything about consciousness. Presidential address to the American Philosophical Association, Pacific Divison. Proceedings and Addresses of the American Philosophical Association. Lancaster: Lancaster Press. Conway, M. A. (1991). In defense of everyday memory. American Psychologist, 46(1), 19-26. Crick, F. (1994). artan Varsaym. Sabit Say. (ev.) Ankara: TBTAK, 2000. Crick, F., & Koch, C. (1998). Consciousness and neuroscience. Cerebral Cortex, 8, 97-107. Crick, F., & Koch, C. (2003). A framework for consciousness. Neuroscience, 6(2), 119-126. uhadarolu, F. (1993). Adlesanlarda depresyon ve anksiyetenin birlikte grlmesi: Bir aratrma. Trk Psikiyatri Dergisi, 4(3), 189-194. Damasio, A. (1994). Descartes Error: Emotion, reason, and the human brain. New York: Putnam. Danion, J. M., Kazes, M., Huron, C., & Karchouni, N. (2003). Do patients with schizophrenia consciously recollect emotional events better than neytral events? American Journal of Psychiatry, 160(10), 18791881. Darwin, C. (1872). The Expression of the Emotions in Man and Animals. P. Ekman (ev.). London: Harper and Collins, 1998. Davidson, R. J. (2003). Seven sins in the study of emotion: Correctives from affective. Brain and Cognition, 52(1), 129-132. Davidson, R.J. (2000). Cognitive neuroscience needs affective neuroscience (and vice versa). Brain and Cognition, 42, 8992. Dawkins, R. (1976). Gen Bencildir, (3. Basm). Asuman . Mftolu (ev.). Ankara: TBTAK, 2001.

N. Ekrem Dzen Bilisel lemler ve Duygusal zlemler Etkileimi Doktora Tezi 2006 The Interaction of Cognitive Operations and Emotional Monitoring PhD Dissertation

108

Descartes, R. (1649). Treatise, on the passions of the soul. In The Philosophical Works of Descartes. E.S. Halden & G.R.T. Ross (ev.). Cambridge: Cambridge University Press, 1967. De Houwer, J., Hermans, D., & Spruyt, A. (2001). Journal of Experimental Social Psychology, 37, 85-91. Dienes, Z. ve Perner, J. (1999). A Theory of Implicit and Explicit Knowledge. Cambridge: Cambridge University Press. Dillard, J. P., & Peck, E. (2001). Persuasion and the structure of affect: Dual systems and discrete emotions as complementary models. Human Communication Research, 27(1), 38-68. Dennett, D.C. (1991). Consciousness Explained. New York: Little, Brown and Co. Dennett, D.C. (1999) Akln Trleri. Handan Balkara, (ev.). Istanbul: Varlk. Derogatis, L.R. (1992). The Brief Symptom Inventory (BSI): Administration, Scoring, and Procedures Manual II. Clinical Psychometric Research Inc. Dostoyevski, F. (2003). Kadn Budalas. Ali Ateolu, (ev.). Istanbul: Bordo Siyah. Doyle, A. C. (2002). The Complete Sherlock Holmes. New York: Gramercy. Dykhuizen, C.J. (2000). Training in culture: The case of aikido education and meaning-making outcomes in Japan and United States. International Journal of Intercultural Relations, 24, 741-761. Eker, D., & Akar, H. (1995). ok Boyutlu Alglanan Sosyal Destek leinin factor yaps, geerlik ve gvenirlii. Trk Psikoloji Dergisi, 10(34), 45-55. Ekman, P., & Friesen, W. V. (1971). Constants across cultures in the face and emotion. Journal of Personality and Social Psychology, 17, 124129. Eliade, M. (1983). amanizm. smet Birkan (ev). Ankara: mge Kitabevi, 1999. Ellis, R. D. (2000). Integrating the physiological and phenomenological dimensions of affect and motivation. In Ralph D. Ellis (Ed.) The Caldron of Consciousness. Philadelphia: John Benjamins Publishing Company. Erdelyi, M.H. (2004). Subliminal perception and its cognates. Consciousness and Cognition, 13(1), 73-91. Esslen, M., Pascual-Marqui, R.D., Hell, D., Kochi, K., & Lehman, D. (2004). Brain areas and time course of emotional processing. NeuroImage, 21, 1189-1203. French, R.M. (2002). Book review. [D.S. Levine, Introduction to Neural and Cognitive Modeling adl kitap eletirisi+. Biological Psychology, 60, 69-73. Freud, S. (1959). Beyond the Pleasure Principle. New York: Bantam Books. Gambini, O., Barbieri, V., & Scarone, S. (2004). Theory of mind in schizophrenia: First person vs. third person perspective. Consciousness and Cognition, 13, 3946. Geers, A. L., & Lassiter, G. D. (1999). Affective expectations and information gain: Evidence for assimilation and contrast effects in affective experience. Journal of Experimental Social Psychology, 35(4), 394413. Gendlin, E. T. (2000). The mind/body problem and first-person process: Three types of concepts. In Ralph D. Ellis (Ed.) The Caldron of Consciousness. Philadelphia: John Benjamins Publishing Company. Gz, H. . (2004 srete). Trkenin Kelime Skl. Ankara: Trk Dil Kurumu. Guillen, M. (1995). Dnyay Deitiren Be Denklem. G. Tanrver. (ev.) Ankara: TBTAK, 1999. Greenwood, J.D. (1999). Understanding the cognitive revolution in psychology. Journal of the History of the Behavioral Sciences, 35(1), 122. Grossberg, S. (1999). The link between brain learning, attention, and consciousness. Consciousness and Cognition, 8(1), 1-44. Grossberg, S. (2000). The complementary brain: Unifying brain dynamics and modularity. Trends in Cognitive Sciences, 4(6), 233-246. Hatfield, G. (2002). Psychology, philosophy, and cognitive science: Reflections on the history and philosophy of experimental psychology. Mind & Language, 17(3), 207232. Hisli, N. (1989). Beck Depresyon Envanterinin niversite rencileri iin geerlii, gvenirlii. Psikoloji Dergisi, 7(23), 3-13. Hisli, N. (1988). Beck Depresyon Envanterinin geerlii zerine bir alma. Psikoloji Dergisi, 6(22), 118-126. Ingram, R.E. (1986). (Ed.), Information Processing Approaches to Clinical Psychology. New York: Academic Press. Ingram, R.E., Fidaleo, R.A., Friedberg, R., Shenk, J.L., & Bernet, C.Z. (1995). Content and mode of information processing in major depressive disorder. Cognitive Therapy and Research, 19(3), 281-293. Jackendoff, R. (1996). How language helps us think. Pragmatics and Cognition, 4, 134. Jackendoff, R. (1987). Consciousness and the computational mind. Explorations in cognitive science, No. 3. Cambridge: The MIT Press. Jennings, J. (1986). Husserl revisited: The forgotten distinction between psychology and phenomenology. American Psychologist, 41(11), 1231-1240. Kierkegaard, S. (1955). Fear and Trembling: A Dialectical Lyric. Walter Lowrie, (Transl.). New York: Doubleday.

N. Ekrem Dzen Bilisel lemler ve Duygusal zlemler Etkileimi Doktora Tezi 2006 The Interaction of Cognitive Operations and Emotional Monitoring PhD Dissertation

109

Kircher, T. T. J., & Leube, D. T. (2003). Self-consciousness, self-agency, and schizophrenia. Consciousness and Cognition, 12, 656669. Koole, S.L., Smeets, K., Knipperberg, A., & Dijksterhuis, A. (1999). The cessation of rumination through selfaffirmation. Journal of Personality and Social Psychology, 77(1), 111-125. Koole, S.L., & Pelham, B.W. (2001). On the nature of implicit self-esteem: The case of the name letter effect. In S. Spencer ve M.P. Zanna (Eds.), Ontario Symposium on Personality and Social Psychology. New Jersey: Lawrence Erlbaum. Koriat, A., Levy-Sadt, R., Edry, E., & de Marcas, S. (2003). What do we know about what we cannot remember? Accessing the semantic attributes of words that cannot be recalled. Journal of Experimental Psychology: Learning, Memory, and Cognition, 29(6), 1095-1105. Koriat, A., & Goldsmith, M. (1996a). Monitoring and control processes in the strategic regulation of memory accuracy. Psychological Review, 103(3), 490-517. Koriat, A., & Goldsmith, M. (1996b). Memory metaphors and the real-life/laboratory controversy: Correspondence versus storehouse conceptions of memory. Behavioral and Brain Sciences, 19, 167-228. Kuhn, T. S. (1962). The Structure of Scientific Revolutions. Chicago: Chicago University Press. Lane, R.D., Reiman, E.M., Bradley, M.M., Lang, P.J., Ahern, G.L., Davidson, R.J., & Schwartz, G.E. (1997). Neuroanatomical correlates of pleasant and unpleasant emotion. Neuropsychologia, 35(11), 1437-1444. Lazarus, R. S. (1991a). Cognition and motivation in emotion. American Psychologist, 46(4), 352367. Lazarus, R. S. (1991b). Progress on a cognitivemotivationalrelational theory of emotion. American Psychologist, 46(8), 819834. LeDoux, J. (1995). Emotion: Clues from the brain. Annual Review of Psychology, 46, 209-235. LeDoux, J. (1998). The Emotional Brain: The mysterious underpinnings of emotional life. New York: Phoenix. Lieberman, D. A. (1994). Behaviorism and the mind: A (limited) call for a return to introspection. T. O. Nelson (Ed.). Metacognition: Core Readings. Massachusetts: Allyn and Bacon. Loewenstein, G. F., Weber, E. U., Hsee, C. K. ve Welch, N. (2001). Risk as feelings. Psychological Bulletin, 127(2), 267-286. Magee, B. (1990). Karl Popperin Bilim Felsefesi ve Siyaset Kuram. Mete Tunay, (ev.). Istanbul: Remzi Kitabevi. Mandler, G. (1992). Memory, arousal, and mood: A theoretical integration. S. Christianson (Ed.). The Handbook of Emotion and Memory: Research and Theory. New Jersey: Lawrence Erlbaum. Markus, H. (1977). Self-schemata and processing of information about the self. Journal of Personality and Social Psychology, 35, 63-78. Markus, H. (1990). Unresolved issues of self-representation. Cognitive Therapy and Research, 14(2), 241-253. Matsumoto, D. (2004). Paul Ekman and the legacy of universals. Journal of Research in Personality, 38, 45-51. Megill, J.L. (2003). What role do emotions play in cognition? Towards a new alternative to cognitive theories of emotion. Consciousness and Emotion, 44, 81-100. Merikle, P. M., Smilek, D, & Eastwood, J. D. (2001). Perception without awareness: Perspectives from cognitive psychology. Cognition, 79(12), 115134. Merikle, P. M., & Daneman, M. (1998). Psychological investigations of unconscious perception. Journal of Consciousness Studies, 5, 518. Moore, S.C., & Oaksford, M. (2002). Some long-term effects of emotion on cognition. British Journal of Psychology, 93, 383-395. Morrisj, J. S. (2002). How do you feel? Trends in Cognitive Sciences, 6(8), 317319. Murakami, T., & Kroonenberg, P.M. (2003). Threemode models and individual differences in semantic differential data. Multivariate Behavioral Research, 38(2), 247283. Murphy, S. T., & Zajonc, R. B. (1997). Affect, cognition, and awareness: Affective priming with optimal and suboptimal stimulus exposures. Journal of Personality and Social Psychology, 64(5), 723-739. Nasby, W., & Kihlstrom, J. F. (1986). Cognitive assessment of personality and psychopathology. In R. E. Ingram (Ed.), Information processing approaches to clinical psychology. New York: Academic Press. Nathan, J.R., Marsella, A.J., Horvarth, A.M., & Coolidge, F.L. (1999). The concept of individual, self, and group in Japanese national, JapaneseAmerican, and EuropeanAmerican samples: A semantic differential analysis. Internationol Journal of Intercultural Relations, 23(5) 711725. Neisser, U. (1967). Cognitive psychology. Englewood Cliffs, N.J.: Prentice-Hall. Neisser, U. (1978). Memory: What are the important questions? In M. M. Gruneberg, P. E. Morris, & R. N. Sykes (Eds.), Practical aspects of memory. London: Academic Press. Neisser, U. (1982). Memory observed: Remembering in natural contexts. San Francisco: W. H. Freeman.

N. Ekrem Dzen Bilisel lemler ve Duygusal zlemler Etkileimi Doktora Tezi 2006 The Interaction of Cognitive Operations and Emotional Monitoring PhD Dissertation

110

Nobus, D. (2000). Jacques Lacan and the Freudian Practice of Psychoanalysis. London: Routledge. Olafson, K. M., & Ferraro, F. R. (2001). Effects of emotional state on lexical decision performance. Brain and Cognition, 45, 1520. Osgood, C. E. (1969). Introduction. In J.G. Snider & C.E. Osgood (Eds.), Semantic Differential Technique. Chicago: Aldine. Osgood, C.E., Suci, G.J., & Tennenbaum, P.H. (1957). The Measurement of Meaning. Urbana: University of Illinois Press. zer, K. (1994a). fke, kayg ve depresyon eilimlerinin bilisel alt yapsyla ilgili bir alma. Trk Psikoloji Dergisi, 9(31), 12-25. zer, K. (1994b). Srekli fke (SL-FKE) ve fke fade Tarz (FKE-TARZ) lekleri n almas. Trk Psikoloji Dergisi, 9(31), 26-35. Panksepp, J. (2000). Affective consciousness and the instinctual motor system. In Ralph D. Ellis (Ed.) The Caldron of Consciousness. Philadelphia: John Benjamins Publishing Company. Panksepp, J. (2003). At the interface of the affective, behavioral, and cognitive neurosciences: Decoding the emotional feelings of the brain. Brain and Cognition, 52(1), 414. Panksepp, J. (2005). Affective consciousness: Core emotional feelings in animals and humans. Consciousness and Cognition, 14, 30-80. Pascual-Leone, J. (1991). Emotions, development and psychotherapy: A dialectical constructivist perspective. In J. D. Safran ve L. Greenberg (Eds.), Emotion, Psychotherapy, and Change (280-289). New York: Guilford. Patterson, D.W., & Schmidt, L.A. (2003). Neuroanatomy of the human affective system. Brain and Cognition, 52(1), 24-26. Penrose, R. (1994). Kraln Yeni Usu. Ankara: TBTAK. Perry, N. (1977). A comparative analysis of paradigm proliferation. British Journal of Sociology, 28(1), 3850. Pessoa, L., Kastner, S., & Ungerleider, L. G. (2002). Attentional control of the processing of neutral and emotional stimuli. Cognitive Brain Research, 15(1), 31-45. Piaget, J. (1945). Play, Dreams, and Imitation in Childhood. London: Heinemann, 1951. Pribram, K. H. (1999). The self as me and i. Consciousness and Cognition, 8, 385-386. Prinz, J. J. (2002). Consciousness, computation, and emotion. In Simon C. Moore (Ed.), Emotional Cognition: From brain to behavior. Philadelphia: John Benjamins Publishing Company. Prochaska, V. W. F. (1998). Smoking cessation and stress management: Applications of the Transtheoretical Model of behavioral change. Homeostasis, 38, 216233. Proust, J. (2003). Thinking of oneself as the same. Consciousness and Cognition, 12, 495-509. Renaud, J.M., & McConnell, A.R. (2002). Organization of the self-concept and the suppression of self-relevant thoughts. Journal of Experimental Social Psychology, 38, 79-86. Riskind, J. H. (1997). Looming vulnerability to threat: A cognitive paradigm for anxiety. Behavior Research and Therapy, 35(8), 685-702. Ross, E. D. (1997). Neurology of emotion and cognition. M. Timble ve J. Cummings (Eds.). Contemporary Behavioral Neurology. Oxford: Butterworth-Heinemann. Savar, I., & ahin, N. H. (1997Eds.). Bilisel Davran Terapilerde Deerlendirme: Sk Kullanlan lekler. Ankara: Trk Psikologlar Dernei. Schacter, D. L. (1987). Implicit memory: History and current status. Journal of Experimental Psychology: Learning, Memory, and Cognition, 13, 501-518. Seager, W. (2002). Emotional introspection. Consciousness and Cognition, 11(4), 666687. Shalif, I. (1991). The emotions and the dimensions of discrimination among them in daily life. Unpublished doctoral dissertation. Bar-Ilan University, Tel-Aviv, Israel. http://www.etext.org/Psychology/Shalif/emotion1 Shean, G. D. (2003). Is cognitive therapy consistent with what we know about emotions? The Journal of Psychology, 137(2), 195-208. Shevrin, H., & Dickman, S. (1980). The psychological unconscious: A necessary assumption for all psychological theory? American Psychologist, 35(5), 421434. Shelly, R. K. (2001). How performance expectations arise from sentiments. Social Psychology Quarterly, 64(1), 72-87. Shimamura, A.P. (2000). Toward a cognitive neuroscience of metacognition. Consciousness and Cognition, 9, 313-323. Siegel, D. J. (1996). Cognitive neuroscience encounters psychotherapy. Plenary address at the 1996 American Association of directors of residency training annual meeting.

N. Ekrem Dzen Bilisel lemler ve Duygusal zlemler Etkileimi Doktora Tezi 2006 The Interaction of Cognitive Operations and Emotional Monitoring PhD Dissertation

111

Skrandies, W. (1998). Evoked potential correlates of semantic meaning: A brain mapping study. Cognitive Brain Research, 6, 173-183. Skrandies, W., & Chiu, M.J. (2003). Dimensions of affective semantic meaning: Behavioral and evoked potential correlates in Chinese subjects. Neuroscience Letters, 341, 4548. Spielberger, C.D., Jacobs, G.A., Russel, F.S, & Crane, R.S. (1983). Assessment of anger: The State-Trait Anger Scale. In J.N. Butcher & C.D. Spielberger (Eds.), Advances in Personality Assessment,Vol.2, 159-187. New Jersey: Hillsdale. Spielberger, C.D., Johnson, E.H., Russel, F.S., Crane, R.S., Jacobs, G.A., & Worden, T.J. (1985). The experience and expression of anger: Construction and validation of an anger expression scale. In M.A. Chesney & R.H. Roseman (Eds.), Anger and Hostility in Cardiovascular and Behavioral Disorders, 5-30. Nre York: McGraw-Hill. Spruyt, A., Hermans, D., De Houwer, & elen, P. (2004). Automatic nonassociative semantic priming: Episodic affective priming of naming responses. Acta Psychologica, 116, 3954. Suzuki, M., Gyoba, J., & Sakuta, Y. (2005). Multichannel NIRS analysis of brain activity during semantic differential rating of drawing stimuli containing different affective polarities. Neuroscience Letters, 375, 5358. ahin, N.H., & Durak, A. (1994a). Ksa Semptom Envanteri: Trk genleri iin uyarlamas. Trk Psikoloji Dergisi, 9(31), 44-56. ahin, N.H., & Durak, A. (1994b). niversite rencilerinde stress: Kiilik, olaylar, belirtiler. 8. Ulusal Psikoloji Kongresinde sunulan bildiri, Eyll 1994, zmir. ahin, N.H., & Durak, A. (1994c). Occupational stress and job satisfaction: The case of banking personnel. Paper rd presented at the 23 International Congress of Applied Psychology, July 17-22, Madrid, Spain. ahin, N.H., & ahin, N. (1992a). Reliability and validity of the Turkish version of the Automatic Thoughts Questionnaire, Journal of Clinical Psychology, 48, 334-340. ahin, N.H., & ahin, N. (1992b). How dysfunctional are the dysfunctional attitudes in another culture? British Journal of Medical Psychology, 65, 17-26. ahin, N.H., & ahin, N. (1992c). Guilt, shame, and depression in adolescence. Paper presented at World Congress of Cognitive Therapy, July 1992, Toronto, Canada. ahin, N.H., Durak, A., & Yasak-Gltekin, Y. (1994). Interpersonal style, loneliness, and depression. Paper rd presented at the 23 International Congress of Applied Psychology, July 17-22, Madrid, Spain. ahin, N.H., Ulusoy, M., & ahin, N. (1993). Exploring the sociotropy-autonomy dimensions in a sample of Turkish psychiatric inpatients. Journal of Clinical Psychology, 49(6), 751-763. rd Tabachnick, B.G., & Fidell, L.S. (1996). Using Multivariate Statistics (3 Ed.). New York: Harper Collins. Taylor, J.G., & Fragopanagos, N.F. (2005). The interaction of attention and emotion. Neural Networks, 18, 353369. Tegin, B. (1980). Depresyonda bilisel emalar. Yaynlanmam doktora tezi, Hacettepe niversitesi, Ankara. Ulusoy, M., ahin, N.H., & Erkmen, H. (1996). Turkish version of the Beck Anxiety Inventory: Psychometric properties. Journal of Cognitive Psychotherapy: An International Quarterly. Underwood, B.J. (1966). Experimental Psychology. New York: Appleton-Century-Croft. Vygotsky, L. (1927). The historical meaning of the crisis in psychology: A methodological Investigation, in The Collected Works (Transl. R. van der Veer). New York: Plenum Press (1987). Wegner, D. M. (1994). Ironic processes of mental control. Psychological Review, 101, 34-52. Wegner, D. M. (1997). When the antidote is the poison: Ironic processes of mental control. Psychological Science, 8(3), 148-150. Wegner, D. M. (2000). The seed of our undoing. Psychological Science Agenda, January/February, 1011. Wegner, D. M. (2003). The minds best trick: How we experience conscious will. Trends in Cognitive Sciences, 7(2), 65-69. Wegner, D. M., & Schneider, D.J. (2003). The white bear story. Psychological Inquiry, 14(3), 326-329. Wegner, D.M., Ansfield, M., & Pilloff, D. (1998) The putt and the pendulum: Ironic effects of the mental control of action. Psychological Science, 9(3), 196-199. Wegner, D.M., & Zanakos, S. (1994). Chronic thought suppression. Journal of Personality, 62(4), 615-640. Wenzlaff, R.M., & Wegner, D.M. (1998). The role of mental processes in the failure of inhibition. Psychological Inquiry, 9, 231-233. Wenzlaff, R.M., & Wegner, D.M. (2000). Thought suppression. Annual Review of Psychology, 51, 59-1 Williams, J. M. G., Watts, F. N., MacLeod, C. ve Mathews, A. (1997). Cognitive Psychology and Emotional Disorders. New York: John Wiley & Sons.

N. Ekrem Dzen Bilisel lemler ve Duygusal zlemler Etkileimi Doktora Tezi 2006 The Interaction of Cognitive Operations and Emotional Monitoring PhD Dissertation

112

Wilson, T. D., Lisle, D. J., Kraft, D., & Wetzel, C. G. (1989). Preferences as expectationdriven inferences: Effects of affective expectations on affective experience. Journal of Personality and Social Psychology, 56(4), 519530. Winfrey, L. P. L., & Goldfried, M. R. (1986). Information processing and the human change process. In R. E. Ingram (Ed.), Information processing approaches to clinical psychology. New York: Academic Press. Wittgenstein, L. (1985). Tractatus Logico-Philosophicus. O. Aruoba (ev.). Istanbul: BFS. Wittgenstein, L. (1978). Philosophical Investigations. G.E.M. Anscombe (ev.). Oxford: Basil Blackwell. Wollheim, R. (1999). On the emotions. NJ: Yale University Press. Yalom, I. D. (1985). The Theory and Practice of Group Psychotherapy. New York: Basic Books, Inc. Young, J. E., Beck, A. T., & Weinberger, A. (1993). Depression. In D. H. Barlow (Ed.), Clinical handbook of psychological disorders (23-48). New York: Guilford. Zajonc, R. B. (1980). Preferences need no inferences. American Psychologist, 35(2), 151175.

You might also like