You are on page 1of 49

SLM TARHNE GR Muhammed Hamidullah

SLM TRHNE GR Sunu Mtercimin nsz Birinci Blm slam Tarihi Kavram 1. Konu ve Balang 2. Allah'n Melik smi Ve nsan kinci Blm Tarih, Takvim Ve slm Tarihi 1. Tarih ve Takvim: 2. Hz. brahim ve Takvim (Astronomi) 3. Nebiler ve Melikler Tarihi 4. Peygamberimizin Atalar: Hz. brahim ve Hz. smail nc Blm Arap Yarmadas'na Gnderilen Nebiler Ve slm'dan nce Mekke 1. Arap Yarmadasna Gnderilen Nebiler: A) Neb ve Rasl Terimleri: B) Hz. smail (a.s.) C) Tevrat, ncil ve Kurbn D) Hz. Salih (a.s.) E) Hz. Hd (a.s.) F) Hlid b. Sinan el-Abs 2. slm'dan nce Mekke ve Hz. smail'in Oullar A) smail, Zemzem ve Mekke'nin Kuruluu B) Kabe'nin Yapm ve Ynetimi: C) Mekke'de Ynetimin rgtlenmesi: Drdnc Blm Hz. Muhammed'in Doumu Ve Mekke'nin Siyas Durumu 1. Nebilerin Doumu A) Hz. Musa'nn Doumu B) Hz. sa'nn Doumu C) Hz. Muhammed'in Doumu 2. Hz. Muhammed'in Doumunda Mekke: A) Mekke'nin Siyas Yaps (On Bakanlk Sistemi): B) Hz. Peygamberdin Ailesinin Mekke Devletindeki Grevi 3. Konu ile lgili Sorular Beinci Blm Hz. Muhammed'in Doumu Srasnda Mekke'nin Din Durumu Ve Peygamberlik 2. lk Vahiy ve lk yetler 4. Konu ile lgili Sorular: Altnc Blm Hz. Muhammed'in Hayatnn Siyas Y N Ve Mekke Devri 1. Peygamber-Sultanlar (Davud, Sleyman ve smail) 2. Hz. Peygamberdin Mekke'deki Siyas Tavr (Mekke slm Devleti) 3. Konu ile ilgili Sorular: Yedinci Blm Medine'ye Hicret Ve Sonular 1. Mslmanlarn Kardelii 2. Medine'nin Savunulmas 3. Dnyann lk Yazl Anayasas 4. Medine slm Devleti'nin rgtlenii 5. Konu ile ilgili Sorular Sekizinci Blm Mekke Mrikleri Ve Medine Yahudileriyle likiler 1. Medine Devletini Benimsemeyenler 2. Hz. Peygamber Devrinde slm'n Yayl 3. Mekke Devletiyle Ekonomik likiler 4. Bedir Sava 5. Ben Kaynuka ve Ben Nadir Yahudileriyle likiler 6. Hendek Sava

7. Ben Kureyza Yahudileriyle likiler 8. Hudeybiye Sulhu ve Mekke'nin Fethi 9. Konu ile ilgili Sorular Dokuzuncu Blm Hz. Muhammed'in Vefat Ve Hilfet Meselesi 1. Yalanc Peygamberler (Mseylime ve Esved) 2. Hz. Peygamberdin Hastalnda Hilfet Tartmalar 3. Veliahdlk ve Hz. Ali 4. Ensar ve Hilfet Meselesi 5. Muhacirler ve Hilfet Meselesi Onuncu Blm Hz. Ebu Bekir'in Halfe Seilmesi Ve Baz Uygulamalar 1. Muhacirler ve Ebu Bekir'in Hilfeti Meselesi 2. Ensar ve Ebu Bekir'in Hilfeti Meselesi 3. Hz. Fatma'nn Miras Talebi ve Ebu Bekir'in Halifelii 4. Hz. Ebu Bekir'in lk Uygulamalar Onbirinci Blm Hz. Ebu Bekir'in Halifeliinin Meruiyeti 1. Hilfetin Kureylilii 2. Hz. Ebu Bekir'in Halifelii ve lk Hristiyanlkla Bir Mukayese 3. Konu le lgili Sorular:

SLM TRHNE GR

Sunu

Elinizdeki eser, Prof. Dr. Muhammed Hami-dullah tarafndan Erzurum'da slm limler Fakltesi'nde verilen derslerden oluup, rahmetli Do.Dr. Ruhi zcan tarafndan dilimize evirilmi ve 1976 ylnda Erzurum'da "slm [1] Tarihi Dersleri" adyla teksir halinde yaynlanmtr. Eser, ders hviyetinde olmakla birlikte, zellikle basit anlatm ve sorularyla genel okuyucu iin de ilgi ekici yanlara sahiptir. Yayna hazrlarken mtercimin nevi ahsna mnhasr ksaltmalar ve transkripsiyonuna, lkemizde in olunmadndan dolay dikkate alnmamtr. Ders balklar ve alt balklar tarafmzdan konulmu, baz nemli konulara ait kaynaklar yazarn dier eserlerinden de karlatrmak gayesiyle dipnotlarda gsterilmitir. Baz ekil deiiklikleri yaparak yayna hazrladmz bu deerli eserin okuyuculara yararl olacan umuyor, mtercime Yce Allah'tan rahmet diliyoruz. Bu arada Beyan Yaynlar'na da byle bir eseri gn na karmasndan dolay teekkr ediyoruz. stanbul, 1994 Vecdi AKYZ
[2]

Mtercimin nsz

1- Prof. Dr. Muhammed Hamidullah Hocamzn, Fakltemiz ikinci snflarna haftada iki saat olarak verdii bu dersler, ilk ders hari tamamen banda alnp, sonra terceme edilmitir. lk dersi de ricamz zerine muhterem Hocamz, Arapa yazl olarak verdi. 2- Tercemede derslerin says, iki saatlik ders bir ders hesab edilerek kaydedilmitir. Zira Hoca, iki saatlik dersi birletirerek bir arada kesintisiz veriyordu. Buna gre, tercemede yer alan onbir ders, yirmiiki saatlik derstir. 3- Kur'n yetlerinin meallerinde merhum Hasan Basri antay Hocamzn, ciltlik Kur'n- Hakim ve Mel-i Kerim adndaki tefsiri esas alnmtr. Hadis tercemelerinde muayyen bir esere istinad olunmamtr. 4- Hocann verdii derslerin tamam metin olarak yer almaktadr. Dipnotlar, mtercimin ilavesidir. Mays 1975 Do.Dr. Ruhi zcan
[3]

Birinci Blm slam Tarihi Kavram

1. Konu ve Balang

Alemlerin Rabbi Allah'a hamd, Rasullerin efendisiyle, ailesine ve arkadalarnn hepsine salt ve selm olsun". slm Tarihi, ilk yaratlla; yani kainatn btnyle yaratcsna halen de olduu gibi teslimiyetleriyle; slmlanyla balar. u halde slm, devamllk ve uml dinidir. Yaratln balangcndan, Adem'den (a.s.) kyamet kopana kadar uzanp devam eder ve btn lemi kapsamna alr. Mesela, Nuh (a.s.) sadece milleti peygamber olarak gnderildii kendi (mmeti)nin deil, bizim de nebmizdir. Musa (a.s.) ve sa (a.s.) Peygamberler de sadece

Yahudi ve Hristiyanlarn deil, ayn zamanda, slm'n nebsidirler. Madem ki slm, kesintisiz, devamllk ve [4] istisnasz uml dinidir, o halde tarihi de sonsuzdur.

2. Allah'n Melik smi Ve nsan

Allah'n en gzel isimlerinden olan "Melik" ismi, Allah'la yarattklar arasndaki balar tanmlamasndan dolay, [5] belki de dier isimlerinden daha aktr. Allah kendine "el-melikl-kud-ds" yani "Mlk ve melektun yegne [6] sahibi, eksiklii gerektiren hereyden pk ve mnezzehdir" demektedir. Kendisi iin madem ki bu ismi semitir, remz (sembolik) olarak bu ismin dier zelliklerinin de, anlamamz iin kullanlmas gerekir. Yoksa kendisini hakikatte ne ise, ylece belirtse, hibir ey anlamamz mmkn olmayacaktr. Allah ite bunun iin kendini tantma hususunda insan toplumunda anlalan kelimeleri kullanmtr. Yoksa Yce Allah, bu kelimelerin ifade ettii mnlardan ok daha benzersiz, yksektir. Buna gre bir melik olarak kendisinin ar (taht), askerleri (cundullah), hazneleri, mlk ve hatta baehri (Metropole; ummulkur, ehirlerin anas) ve saray (beyt-i haram) vardr. Melikler, (Sultan) hizmetkrlara i grdrrler. Benzersiz Yce Allah, kendisine bir nib (vekil) ve halef; halfe seecei zaman bunu srf iradesiyle; zorlamayla yapmad: (Yarattklarna) seme ans vererek:"Benim hilfetim [7] emnettir. Bu hilfetimi artlaryla kim zerine almak istiyor sizlerden?" deyince, yaratlm olanlar: "artlar nelerdir?" sorusunu sorup: "artlar takdir etmek Benden, mes'liyet sizden" diye cevap alnca korktular ve: "Y Rabb, nasl olur, Sen takdir edersin de biz mes'l oluruz?" dediler. Bunu Yce Allah yle ifade ediyor: Onlar bunu [8] yklenmekten ekindiler, bundan endieye dtler. nsan (a gelince: O, tuttu) bunu srtna yklendi. nk o [9] ok zulmkr ve ok cahildir. nsann gayb hakknda cahil olduunda phe yoktur. Fakat Allah'n hibir eye zulmetmediinin cahili deildir. Allah'n efkat (ve merhameti) yaratp yze bldn, yzde birini btn yaratlmlara verip, geriye kalan yzde doksan dokuzunu da kendisine braktn renmiti. Alemdeki btn sevgi bu yzde bir paradandr: Anann yavrusuna, dostun dostuna, iyilik sevenin iyilikte bulunduuna vs. kar olan muhabbeti hep bu cmledendir. nsan, Allah'n (anann ocuuna olan muhabbetinden 99 defa daha fazla yaratklarna kar sevgisinin okluundan) vazifeyi edadaki kusurdan dolay kendisine ceza vermeyecei, bunun ancak hata ve yanllklar yapan ocuuna annenin terbiye kabilinden verdii ceza gibi olabilecei kanaatindeydi. te bylece insan, kendi istei ile Allah'n halefi; halfesi oldu. Halfe olarak da en stn yaratk oldu ve hatta [10] kendisinin nnde melekler eil(ip secde et)diler. slm Tarihi ite o zamandan itibaren balar.

kinci Blm Tarih, Takvim Ve slm Tarihi

1. Tarih ve Takvim:

Tarih kelimesi nereden geliyor? Bazlar, Farsa "mhrz" tbiri nce "muerrh" eklinde Arapalatrld, sonra da bu son kelimeden mastar ve ayn kke dayanan dier kelimelerin (mtaklarnn) tretilmitir olduu kanaatinde-dirler. Ancak, u dier gr daha doru olabilir: Zaman ezel ve ebed; ba ve sonu bulunmayan bir eydir. Fakat insan zaman birimlemeyi arzu eder. Bu konuda gkyzndeki Ay' en iyi bir vesile olarak bulur: nk Ay yay gibi domakta, daire halini aldktan sonra yava yava noksanlap kaybolmaktadr. Iksz hale gelip sonra son

derece dzenli ve dier eylerde bir benzeri olmayan vaziyette yine daha nce olduu gibi yay eklinde domaktayd. Bundan dolay insan, snrsz, nihayetsiz (hadsiz) eyi (zaman) vakitlendirmek iin ay semitir. Arapa takmir (aylamak), gkteki ay ve bu ayn eitli durumlar vastasyla vakti tahdit mnsnadr. Sonra bir ay, gnlere ve haftalara blnd. Bugnk malumatmza gre, bunu nce Bbilliler yaptlar. Btn dillerde durum byledir. Mesel ngilizce'de "noon" gkteki ay, "month" ise (30 gn mnsna) ay demektir. Almanca "mond" gkteki ay, "monat" da (30 gn) ay manasnadr. Sami dillerde de vaziyet byledir. "Erh", brnice ve Gney Arap Yarmadas lehesinde, gkteki ay manasnadr. Bu kelimeye Yemen'deki kitabelerde rastlamaktayz. Gkteki ayla "vakit tahdidi" an[11] lamndaki "tarih" kelimesi bu kktendir.

2. Hz. brahim ve Takvim (Astronomi)

Bir Bbilli olan, Bbillilerin nebisi brahim'in (a.s.) bu ilmi; astronomiyi bildiine dair hayatyla ilgili baz eylerden mlumattar oluumuzu garib karlamamak gerekir. Yl, ay, gn hesabn ilk ortaya koyanlarn Bbilliler olduu sylenir. nceleri kamer yl kullanyorlard. Bunun ziraata ve drt mevsime tamamen mutabk olmadn grnce, her kamer ylda bir kere yl 13 ay oluyor, bylece kamer ylla, mevsimler veya gne yl arasndaki uyumsuzluu gidermi oluyorlard. Bu ileme, Arapa bir tbir ile nes' deniyor. Eski kavimler bu ilemi bilmekteydiler. Hz. Peygamber (a.s.) de nesf ilemli yl hesabn kulland ve vefatndan 3 ay nce veda haccmda, bundan byle mslmanlara nes ileminin yasak olduunu [12] tebli etti; bu husustaki "Nes' (geciktirmek) ancak kfrde bir arttr (..) mealindeki yeti okudu. Hz. Peygamber'in (a.s.) hayatnn tarihini tesbit, nesf ilemini dikkate alarak yaplabilir. nk mesel, Bedir Sava kamer yla gre olan Ramazan aynda deil nesf ilemli yldaki Ramazan aynda olmutur. Bbilliler yldzlara tapyorlard. Bayramlar da yldzlara balyd. Hz.brahim, neb olmadan nce bile bu puta tapcla itirak etmek istemedi. Bu cmleden olarak, babas ve akrabas, bayramlarna itirak etmesi iin [13] kendim arnca "Yldzlara bir bakt da, ben hakikat hastaym dedi. Kendisinin neblik erefine ulamas yine astronomi; yldz ilmiyle idi: Grd bir yldza "Bu mu benim Rabbim?"; yldz batp gidince "Ben byle batp gidenleri (lh diye) sevmem"; sonra ay doar halde grnce "Bu mu benim Rabbim?" demi, fakat o da batp gidince "Andolsun eer Rabbim bana hidyet etmemi olsaym, muhakkak sapanlar gruhundan olacakmm" demitir. Sonra gnei doar vaziyette grnce de "Bu mu benim Rabbim? Bu hepsinden de byk", batnca "Ey kavmim! (Bunlarn hepsi fni mahlklar) ben sizin (Allah'a) e koageldiiniz nesnelerden katiyyen uzam" [14] brahim (a.s.) Rabbine selm bir kalple ynel(ip gel)ince, kendisini rasullkle ereflendirdi ve sonra demitir. ona daha fazla ikramda bulundu: "Biz ibrahim'e (hakikati nasl rettiysek) gklerin ve yerin byk mlkn de [15] (hkmranln) ylece gsteriyorduk.

3. Nebiler ve Melikler Tarihi

Beeriyetin cennetten indikten sonraki tarihi, nebilerin ve meliklerin tarihidir. Bazlarn bize Kur'n haber verirse de, haber vermedikleri daha oktur. bnu'l-Arab, el-Futhtu'l-Mekkiy-ye'de, Hz. Peygamber'den "Yce Allah yzbin dem yaratt. Biz imdi sonuncu demin neslin-deniz.", Ahmed b. Hanbel ise Msned'inde "Allah yzyirmidrtbin neb gndermi, yzonbeine kitap vermitir. Ben onlarn sonuncusuyum" buyurduunu rivayet eder. Birinci hadisi ben elimizdeki hadis kitaplarnda bulamadm. slm Tari-hi'nin tanmn bilmek iin, bu nebilerin tarihini bilmek gerekir. Oysa bunlarn isimlerini dahi bilecek imknmz yoktur. Kur'n, bazlar hakknda bilgi verdiini, bazlar hakknda birey sylemediini kaydeder.

Anlaldna gre, bunlardan sekiz tanesi ileri gelenleriydi. Bunu; slm Peygamberi'nin (a.s.) mracda ykseklere karldnda, kendileriyle gklerde karlamasndan karyorum. Birinci gkte Adem'le, ikinci gkte sa ve Yahya'yla, nc gkte dris'le, drdnc gkte Yusufla, beinci gkte Harun'la, altnc gkte Musa'yla, yedinci gkte brahim'le karlat; hepsine selm olsun. Kur'n'da da bu nebilerin hepsinin miralarna iaret olunmaktadr. Adem (a.s.) cennette iskn edilmitir. Bu onun miracdr. Yahya (a.s.) ile sa (a.s.) muasrdrlar, ayn millete gnderilmi olmakta mtereklikleri vardr. Bir miracn vukuu her ikisi iin de miratr. Elimizdeki ncil'e gre sa, Yahya'dan din ilimleri renmitir. Kur'n, sa hakknda "Bilkis Allah onu ykseltip kendisine kaldrmtr [16] [17] dris hakknda "Biz onu pek yce bir yere ykselttik. Yusuf hakknda eer Rabbi'nin burhann grmemi [18] ol$ayd der. Harun ile Musa da muasrdrlar ve neblikte mterektirler. Musa yle diyor: "Onunla srtm [19] kuvvetlendir (beni destekle). Onu iimde ortak kl. Yine Musa ile ilgili olarak bilgi veren Kur'n, derken Rabbi [20] der. brahim'le ilgili olarak, az nce de kaydedildii zere Kur'n, "Biz ibrahim'e o daa tecelli edince [21] (hakikati nasl rettiysek) gklerin ve yerin byk mlkn de ylece gsteriyorduk diyor. Birini gemek isteyen insan, nce onunla eit olmaldr. Bundan dolay, rasullerin efendisinin nce Adem ve dier byk nebilerin derecelerine ulamas gerekiyordu. Bunlarn sonuncusu yedinci gkteki Hz. brahim idi. [22] Sonra daha ykseldi ve meleklerin en ileri geleni Cibril'in snr olan Sidret'-Mnteh'ya ulat. Cibril bu snr geemiyordu. Sidre'yi getii takdirde Allah'n nurlar ile yanard. Peygamberimiz Muhammed (a.s.), Sidre'yi geride brakmakla Cibril'i gemi oluyordu. lerleyerek, Allah'a yakn meleklerin, Allah'n emirlerini yazarlarken kalemlerinin kard sesi iittii yere geldi. Allah'a yakn melekleri de geip cennete, Allah'n huzuruna vard: [23] "iki yay kadar, yahud daha yakn oldu. Hz. Muhammed'e (a.s.): "Dierlerinde ayr ayr bulunan eylerin hepsi [24] Onda topland" diyebiliriz.

4. Peygamberimizin Atalar: Hz. brahim ve Hz. smail


[25]

slm tarihinde Hz. brahim'in (a.s.) yeri byktr. "Size daha evvel mslman adn o vermitir Hz. brahim'in babasnn ismi Kur'n'a gre Azer, Tevrat'a gre Trah'tr. Bu iki isim zerindeki aratrma, bizi u sonuca gtryor: Eski Yunanca'da "trah" kelimesine karlk "ser" kelimesi kullanlmaktayd. Arapa'da "ser" kelimesi "zer" yaplmtr. Buna gre, Hz. brahim'in babasnn ismi hususunda bir ihtilf bahis mevzuu deildir. Ayrca Kur'n birey sylemedii halde, Tevrat, Hz. ibrahim'in dier karlarndan smail ve shak'tan baka ocuklar olduunu da kaydeder. slm Nebisi Hz. Muhammed (s.a.)'in dedelerinden olan olu smail'i Mekke'de iskn eden odur. Hem Tevrat ve hem de Kur'n Hz. brahim'in oullarndan nce smail'in, sonra shak'n doduunu haber verirler. Tevrat'n ifadesine gre, eski devirlerde insann yeni ele gelen (hsl olan; hatta doan) her eyi Allah'a kurban etmesi, Allah'n emriydi. Sadece ilk toprak mahsulleri ve ilk hayvan (inek, koyun vs.) yavrular deil, ilk insan yavrular hakknda da bu hkm yrrlkteydi. Sanki Hz. brahim bu emri unutmu, Allah da ona bunu ryasnda hatrlatmt: 'Oulcazm, ben seni ryamda boazlyor gryorum. Bak artk ne dnyorsun?' deyince olu: 'Babacm, sana verilen emir ne ise yap. [26] Allah dilerse ben sabredenlerden bulacaksn' dedi. Bugnk Tevrat "Allah, Allah iin sevgili yegne olu shak' kurban olarak boazlamasn, brahim'e emretmiti" diyor. Bu yette "shak" kelimesinin sonradan sokulan bir kelime olduu ok aktr. shak, sureti katiyyede tek oul deildi, olmad; Babasnn ikinci oluydu. smail ondan nce de vefat etmemitir, ki bu sebeple shak tek [27] oul olarak tavsif olunabilsin. Mezkr durum Tevrat'ta aktr: "lk olunu boazla". Bu smail'dir. Bu bbda [28] diyor. "ki amca oullan; Kur'n: "Sonra gelen (nebiler ve mmetjler arasnda ona (iyi bir nm) braktk

Araplarla Yahudiler arasndaki nefret, Tevrat'n tahririyle mezkr yetteki smail isminin yerine shak isminin konulmas da dahil birok tarihi rezaletlerin sebebidir" diyebiliriz. Bunun delilleri vardr: Hacc zamannda Araplar arasnda (slm ncesinde) kurban (deti) vard. Yahudiler arasndaysa shak'm kurbandan kurtuluu sebebiyle bayram yoktur. Chiliyet devri (slm ncesi)nde bile Araplar, smail'in Mi-n'daki kurban edilme olayn, eytann nasl brahim'i aldatmak istediini, brahim'in nasl talar attn bilmekteydiler. (Bunun hatras olarak hacc vakti Min'da kere cemreler atlr.) Araplarn Hz. brahim'i ve Hz. smail'i bildiklerinin delili de udur: Buhrfnin rivayetine gre Hz. Peygamber, Mekke'yi hicretin sekizinci ylnda fethedince, Kabe'ye girdi ve ierisinde resimlerle karlat. Meleklerin, Meryem ile olu sa'nn, brahim ve smail'in resimleri vard. Kabe'nin yapl, bilindii gibi slm'dan nceydi. Bu resimlerin slm'dan nce Kabe'ye yaplm olmas, bu husustaki iddiamzn Mslman olmayanlar iin de balayc olduunu gsterir. Tevrat'ta zikri gemiyor diye, Allah'n ve brahim'in emriyle smail ile Hacer'in Mekke'ye yerlemeleri olay bir efsanedir denemez. Tevrat, srailoullarmn; bir tek kabilenin tarihidir. Dier kabilelere ait, hussen rakibleri olan smailoullaryla ilgili olaylardan bahsetmemesi, kolay anlalabilen ve akla yatkn bir keyfiyettir. Kim ne derse desin, Mesih'in (sa) doumundan takriben ikibin yl nce Hcer, kk ocuu smail ile Mekke'de yerleti. Kur'n'n belirttii gibi Mekke'de smail'den sonra neb gnderilmedi. Fakat dier Araplara nebiler [29] Kuzey Arap Yarmadasndaki kendi kavmi Semd'a Hz. Salih, gnderilmistir. Mesel, Yemen'e Hz. Hd [30] gnderilmitir. Allah bu kavmi korkun bir sesle cezalandrd, evlerinde olduklar gibi lekaldlar. Bunlardan baka, Peygamberimiz Muham-med'den naklen Semhd, Kastlln ve dierlerinin rivayetine gre, [31] Medine'ye Hlid b. Sinan el-Abs adnda bir neb gelmitir.

nc Blm Arap Yarmadas'na Gnderilen Nebiler Ve slm'dan nce Mekke

1. Arap Yarmadasna Gnderilen Nebiler: A) Neb ve Rasl Terimleri:

Daha nce Allah'n Hz. Adem'den Peygam-berimiz'e kadar ok sayda nebiler gnderdiini belirtmitik. Gnderilen btn nebilerden, btn meliklerden ve btn insanlardan sz edebilmemiz mmkn deildir. nk Allah, gnderdii baz nebilerin bir ksmnn isimlerini Kur'n'da zikretmi, dier bazlarn zikretmemitir. Hz. Peygamber (a.s.), nebilerin saylarn ve Allah'n kendilerine kitap verdii peygamberin adedini zikretmitir. Ben sadece, Arap Yarmadasndaki nebilerden bahsedeceim. nk Peygamberimiz de burada domutur. Bu nebilerden bahsetmeden nce, bir nokta zerinde durmak istiyorum: Allah baz nebilere huss bir kitap vermi, bazlarna ise kitap vermemitir. Biz, deten kendisine kitap verilmemi olana "neb", kendisine kitap verilmi olana da "rasl" diyoruz. Kanaatimce bu stlahlar doru deildir. nk bu iki kelimeyi Kur'n, birbirinden farksz olarak zikrediyor. "Rasl" kelimesini, kendisine maruf bir kitap verilmemi kii iin kullanr. Mesel [32] [33] "Kitab'da Musa'y da an. nk o, ihlsa erdirilmi (bir zat) idi. Rasl bir Neb idi" yeti ile, bundan iki yet [34] sonra "Kitab'da smail'i de ydet. nk o, vaadinde sdkt, rasl bir neb idi denilmektedir. Biz, Hz. smail'e kitap verildiini bilmiyoruz. Hz. smail'e kitap verildiine ne Kur'n ve hatta ne de Tevrat iaret eder. Hz. [35] brahim'e kitap verildii hususunda sarahat vardr: "brahim ile Musa'nn sahifelerinde de vardr. Hz. smail (a.s.) hakknda da rasl kelimesi kullanld iin kendisine kitap verilene rasl, verilmeyene neb demenin doru olmad kanaatindeyim. nk hussen Hz. smail (a.s.), Arap Yarmadas'ndaki rasllerden; [36] nebilerden biriydi.

B) Hz. smail (a.s.)

Yce Allah, Hz. brahim'e (a.s.), zevcesi Hcer ve olu smail'i Mekke'ye gtrmesini emredince, ikisini getirip bir yere brakt ve bu yer daha sonra Mekke beldesi oldu. u halde, Hz. smail'i (a.s.) Arap Yarmadas'na yerleen ilk neb olarak biliyoruz. Arap Yarnadas'nda Hz. brahim'den (a.s.) nce de nebler, din teblii iin bulunmu olabilirler, fakat onlar hakknda hibir malmatmz yoktur. Yukardaki iki yette kendilerine hem rasl ve hem de neb denen Hz. Musa (a.s.) ve Hz. smail'in (a.s.) zikredilmeleri arasnda ok kk bir fark vardr. Kur'n, Hz. Musa (a.s.) hakknda O, ihlsa erdirilmi (bir zat) idi. Rasl bir Neb idi [38] hakkda ise O, vaadinde sdkt, rasl bir neb idi. buyurmaktadr.
[37]

demekte, Hz. smail (a.s.)

Hz. smail'in (a.s.) vaadine sadk olduunu Kur'n tasrih etmektedir. Yani birey vaadedince, vaadinde duruyordu; vefalyd. Maalesef Hz. smail'in hayat hakknda, bu hususta neler yapm olduunu bize anlatacak bilgiye sahip deiliz. Neler vaadetmi, sonra bu vaadlerine nasl sadakat gsterdii hakknda Kur'n'da da, hadislerde de tafsilat bulamyoruz. Kur'n'da ve hadisin dnda Tevrat'ta da konu ile ilgili herhangi bir bilgiye rastlamyoruz. Bugn elimizdeki Tevrat, sadece ailenin; sriloullar'nn tarihidir. srail, Hz. Ykub'un (a.s.) lkabdr. Tevrat bylece yalnzca Hz. Ykub'un oullarndan bahsetmi oluyor. Hz. smail (a.s.) Hz. Ykub'un (a.s.) amcasdr. Bundan dolay hem kendisinin ve hem de oullarnn hayatndan Tevrat'ta bahsedilmiyor. Fakat Hz. smail'in doumu hakknda baz tafsilat buluyoruz. Mesel, Tevrat yle der: "Allah, smail'in annesi H-cer'e bir melek gnderip, Allah'n mbarek kjld bir oul dnyaya getireceini mjdeler. Hcer de, saylar gkteki yldzlar kadar olmas iin ben ocuklarm hakknda bereket niyaz ederim der." Hz. smail hakknda Tevrat'ta yle bir zikir de vardr: "Hz. brahim vefat edince, iki olu; smail ve shak, defninde hazr bulundular." Bundan baka Hz. smail (a.s.) ve oullar hakknda Tevrat'ta bir kayt yoktur. Bu bakmdan, Hz. smail ile ilgili olarak zikredilen [39] vaadde sadkatten maksadn ne olduu hakknda geni bir bilgiye sahip deiliz.

C) Tevrat, ncil ve Kurbn

nsan, Kur'n, ncil ve Tevrat arasnda bir mukayese yaptnda, bu kitap arasnda byk farkllklar grr. phesiz bir mslmana gre Allah kelm, Kur'n'dr. Hristiyanlara gre Kur'n, Allah kelm deildir, Allah kelm ncil ile Tevrat'tr. Yahudilere gre ise, Kur'n ve ncil Allah kelm deildir; Allah kelm, sadece Tevraftr. Fakat Mslmanlar, Hristiyanlar ve Yahudilerin inanlar hakknda grlerimizi aklamak yerine, btn bunlarn dnda sadece hakikati bilmek isteyen kii gibi bu kitab mtla edersek, bu kitaplar arasnda farklar olduunu grrz. Tarafsz bir gzle bakldnda Tevrat'n bir aile tarihi, ncil'in bir adamn yani sa'nn hayatnn, KuVn'm ise beeriyetin tarihi olduu grlecektir. Baka bir ifadeyle, Yahudiler ailelerinin tarihine, Allah'n kelm adn verdiler. Hristiyanlar, dinlerini tesis eden kiinin hayatna (mesel, neb'nin hayat hikyesine) Allah kelm adn veriyorlar. Mslmanlar ise, beeriyetin [40] hidayetiyle ilgili hkmlere Allah kelm ismini veriyorlar.

D) Hz. Salih (a.s.)

Arap Yarmadasndaki nebilerden biri de Hz. Salih (a.s.) idi. Yarmadann kuzeyinde yaamaktayd. Hz. Salih'in yaad yere, bugn "Me-dinu Salih" deniliyor. "Medin", beldeler demektir. Yani Hz. Salih'in ikmet ettii beldeler anlamna gelmektedir. Hz. Salih'in kesin olarak ne zaman yaadn bilemiyoruz. Fakat Kur'n bu konuda baz bilgiler vermektedir. Konu ile ilgili bir yette "Dalardan evler yontuyorsunuz deniliyor. Asrmzda ilim adamlar bu "Medinu Salih" blgesine gitmiler ve orasnn, yette tavsif edildii gibi olduunu grmlerdir. Bunlardan bir ksm Hristiyan ve Yahudilerden, bir ksm ise Mslmanlardand. Fransz Hkmeti bu blgede aratrmalar yapmas iin bir heyet gndermiti. Heyettekiler, resimler ekip, haritalar izip, sonra byk bir kitap halinde almalarn yaynladlar. Fransz heyeti, bu blgede insanlarn oymu olduu, bugne kadar gelmi olan maaralar buldular. Maaralarda da baz insan kemiklerine rastlamlard. Maaralarda bir dnem insanlarn bulunduu, bu izlerden; kalntlardan anlalyordu. Grdklerinden u hkm karmlard: Maaralar, Kur'n'n syledii gibi ev deil, fakat l insanlar iin yaplm mezarlard. Daha sonra bu blgeye bir Pakistanl mslman ilim adam da gitti. Bu Prof. Dr. Rn idi. Blgede inceleme gezisi yapp maaralara girdi. Maaralarn i taraflarnda, kaplarn bulunduuna dellet eden izlere raslad. Tahtadan olmas muhtemel olan kaplar imdi mevcut olmamakla beraber, kaplarn kapatlp kilitlendii, dayaklanp srglendii fikrini veren izler buldu. Bilinenden farkl olarak kapnn ieriden kilitlemesini temin eden bir sisteme rastlad. Eer bu maaralar mezar olsayd bu kilitleme emareleri, ieride deil darda olmalyd. Fakat kilitleme emareleri, ieride ikmet eden insann kapya dayanak olmas iin ieriden kulland bir sistemin varln gstermekteydi. Bu ilim adam, kapnn i tarafnda, oyulmu bir dayaklama yeri bulmutu. Bunun mns, bu maaralarn, canl insanlar iin iskn mahalli olarak kullanlm [42] olduu, ller iin mezar olmadklaryd. Bu gibi incelemeler, Kur'n'n "Dalardan evler yontuyorsunuz mnsmdaki yetinin doruluunu isbt etmektedir. Kur'n "Dalardan mezarlar yontuyorsunuz" [43] dememektedir.
[41]

E) Hz. Hd (a.s.)

Arap Yarmadas nebilerinden biri de Hz. Hd'dur. Yarmadann gneyinde yaamtr. Kabri bugne kadar gelmitir. Hz. Salih (a.s.) ile Hz. Hd'un (a.s.) mmetlerinin nasl kfir olduklar, bunun iin Allah'n kendilerine nasl azap verip helak ettii hakknda Kur'n'da baz bilgiler vardr. Hz. Salih'in mmetinin ad "Semd", Hz. Hd'un mmetinin ad da "d"dr. Kur'n, iki d bulunduunu, birinin [44] eski d, dierinin yeni d olduunu belirtir. Birinci d hakknda "evvelki d demekte, ikinci d hakknda ise [45] tafsilt vermemektedir.

F) Hlid b. Sinan el-Abs

Arap Yarmadas nebilerinden birinin ad Kur'n'da zikredilmemi, fakat hadiste zikredilmitir. Sahih hadis kitaplar, yani Buhr ve Mslim'de de zikri gemiyor, fakat tarihiler, bu nebiyle ilgili bilgileri Hz. Muhammed'in (a.s.) verdiini sylyorlar. Tarihilerin verdii malumata gre, bu neb Medine'liydi. Bu neb, Medine'de yanar dalarn bulunduu devirde yaamt. Bugne kadar yanarda kalntlarnn bulunduu Medine'deki bu blgelere "harr" veya "lva" denilmektedir. Harr, hararet kelimesinden gelmektedir.

Yanardalardan lvlar ktnda, toprak zerindeki baz talar yanmtr. Bu olaya "harr" denilir. Lva da, ngilizce lava denilen kelimedir; dadan, yerin altndan fkran ey demektir. Arapa'daki lva kelimesinin ngilizce'deki lava kelimesinden alnm olduu kanaatinde deilim. Zira Arapa'daki bu kelime, Hz. Peygamber (a.s.) devrinde vard; oysa ngilizce o zamanlarda henz mevcut deildi. Kuzey Arap Yarmadas'ndaki Hz. Salih (a.s.) ve Gney Arap Yarmadas'ndaki Hz. Hd'dan (a.s.) uzun uzadya bahsetmeyeceim. Fakat Mekke ile Hz. smail (a.s.) ve oullar zerinde biraz tafsilatlca durmak istiyorum. nk Peygamberimiz (a.s.), Mekke'de [46] dodu.

2. slm'dan nce Mekke ve Hz. smail'in Oullar A) smail, Zemzem ve Mekke'nin Kuruluu

Hz. brahim (a.s.) olu Hz. smail'i, su ve zi-raatin olmad bu yere brakp Filistin'e dnnce, bildiiniz gibi Hcer'in (a.s.) beraberindeki yiyecekler, ksa bir zaman sonra bitmiti. Bir mucize hasl olmu ve Zemzem kuyusu ortaya kmt. Ksa bir zaman sonra, bu blgeden Arap kabilelerinden Curhum kabilesi mensuplarndan bir ksm geerken, daha nce su bulunmayan bu mahalde, suyun olduunu grdler. Hcer'den bu blgeye yerlemek zere izin istediler. Hz. Hacei onlarn bu isteklerini kabul ederek, "fakat bu su yun mlkiyeti bana aittir, size ait deildir" deyip bu artla yerleebileceklerini syledi. Bu artla yerlemeyi kabul ettiler ve bir nevi kk ky vcuda geldi. Cumhur kabilesi burada Hz. smail (a.s.) bula erince, bu beldeden evlendi. Kur*n'-da zikri gemeyen, fakat doru olmas mmkn baz haberler rivayet edilmektedir. Hz. brahim (a.s.) zaman zaman, mesel ylda bir defa Mekke'ye geliyor, zevcesi Hcer ile olu smail'i ziyaret ediyordu. Bir geliinde smail ava kmt; evde yoktu. smail'in hanm kapya kp, Hz. brahim'e kim olduunu sordu. Hz. brahim (a.s.) adn sylemedi ve smail'in nerede olduunu sordu. Gelini, smail'in ava gittiini syledi. Fakat, Hz. brahim'e misafirperverlik gstermedi; birey takdim etmedi. Hz. brahim (a.s.) de Filistin'e geri dnd. Fakat dnmeden nce, gelinine "Kocan dnnce kendisine, kapnn eiini deitirmesini syle" demiti. Hz. smail (a.s.) geri dnp olup biteni renince "O babamd" demi ve zevcesini boamt. Hz. smail bu olaydan sonra ayn kabileden bir baka kadnla evlendi. Hz. brahim (a.s.) tekrar ziyaret iin geldiinde Hz. smail'in yeni hanm yine kendisini tanmyordu, fakat ona ihtimam gsterip, misafirperverce davranp, her trl lzm geleni takdim etmiti. Bundan evvel miydi, sonra myd bilmiyoruz; fakat bu dnemde Hz. brahim [47] Mekke'ye gelip, olu smail'in yardmyla Kabe'yi bina etti.

B) Kabe'nin Yapm ve Ynetimi:

Anlaldna gre bu yap; Allah'n evi, hacc iin bir ziyaret mahalli olmutu. O asrda ylda bir defa m, daha fazla m, yoksa ylda bir defadan daha da az m hacettikleri hakknda bilgimiz yoktur. Fakat bildiimiz, Hz. brahim'in (a.s.) Kabe'yi bina edip Filistin'e dnd, Hz. smail'in Kabe'nin mutevelisi (nzn; bakan) olduudur. nce mtevelli smail (a.s.) idi. Ondan sonra onun olu mtevelli oldu, daha sonra torununa intikal edip, bu devralma devam edip gitti. Bu mtevelliliin babadan oula intikalinin ne kadar srdn bilmiyoruz. Ancak sonralar mhim bir hdise oldu. Gney Arabistan'dan; Yemen'den Huz'a kabilesi Mekke'ye urad. Su bulunduundan dolay, bu kabile Mekke'ye yerlemek istedi. Fakat Mekke'de bulunan Curhum kabilesi, onlarn yerlemesine engel olmak istedi. ki kabile arasnda sava kt. slm Tarihi kitaplar ki ben Egn kitabnda da ayn eyi grdm Hz. smail'in (a.s.) oullarnn, bu harp srasnda tarafsz kalp, hibir kabile tarafnda savaa katlmadklarn kaydeder. Sava, Huz'a kazanr. Curhum'lular ldrrler, dierlerini de Mekke'den karrlar. Mekke'ye mlik olarak oraya yerleirler. Bundan sonraki asrlarda, Kabe'nin nezretinin Hz. smail'in oullarnn deil, Huz'a kabilesi bakannn elinde bulunduunu gryoruz. Bunun Huz'a'mn kazand zafer sebebiyle olmas mmkndr. Kabe nezretinin, Huz'a kabilesi bakannn elinde bulunmas uzun asrlar, t Kusayy

devrine kadar devam etti. Bilindii gibi Kusayy, Peygamberimiz Muham-med'in dedelerindendi. Kabe'nin idaresi kendisinde deildi. Fakat bir hadisenin vukuundan sonra o, Kabe'nin mtevellisi oldu: Kusayy, Huz'a kabilesinin bakannn kzyla evlendi. Kabe'nin nzn, kabile bakannn oluydu. Bu kii iki ierdi. Bir gn yine iti, sarho oldu. Daha ok iki imek istiyordu, fakat paras yoktu ve bu vazifeyi (Kabe nazrln, iki paras mukabilinde) satt. Kusayy, kabile bakannn bu oluna dier baz eylerle bir tulum iki vererek, bu vazifeyi satn ald. Bu, Arap hikyele-rindendir, Kur'n'da yoktur. uras mhimdir: nceleri vazife, ziyaretilere Kabe'nin kapsn amakt. Anahtar da kabile reisinin elindeydi. Huz'a kabilesinin reisi lnce, Kusayy, bu anahtar sebebiyle, Kabe'nin mtevellisi oldu. Huz'a kabilesi Kusayy'dan bu vazifeyi almak istedi. Kusayy ve yardmclanyla, Huz'a kabilesi arasnda bu sebepten harp kt. Ku-sayy'n annesi, dier bir kabile olan Kud'a kabi-lesindendi. Bu kabileden adamlar gelip harpte, Kusayy iin savatlar. Neticede Huz'a yenildi, Mekke'den karld. Kusayy ile yardmclar Mekke'nin hkim sakinleri oldular. Kusayy, zekiydi. Her yl Arap Yarmadas'nm her yerinden Mekke'ye hacc iin ok sayda ziyaretinin geldiini biliyordu. Yabanclarn, Huz'a kabilesinden sonra, kendisinin Kabe nazrlnda bulunuunu kabul etmeyebileceklerini de dnp, ne yapmas gerektiini aratrd ve "Rifde" messesesini kurdu. Bunun icab olarak, akrabasna, dostlarna rica edip para ve mal toplattrd. Toplanan bu mallarla, btn haclar arlanacak, onlara izzet ve ikramda bulunulacakt. Haclar, Kussayy'dan misafirperverlii, izzet ve ikram grnce, "senden nceki reis, bize byle muamele etmek yle dursun, bilkis bizlerden para ve mal toplard" demiler ve [48] Kusayy'n, Kabe nazrl vazifesini benimsemilerdi.

C) Mekke'de Ynetimin rgtlenmesi:

te bu, Mekke'de hkmet idaresinin balangcdr. Yani Mekkeli sakinlerin, bakanlar Kusayy'a mal vermelerini, bakanlarnn bu toplanan mal, istedii gibi kullanmasmdaki ml dzeni kastediyorum. Bylece Mekke'de vergili dnem balam oldu. Kusayy, kabile bakan olarak beldesinde messeseler eklinde dier baz dzenlemelere de gitti. Bir taraftan para ve mal toplanyordu (rifde), bir taraftan da dier messeseler vcut buluyordu. te "mavere" oluturulan bu messeselerden biriydi. Kusayy kendisine Kabe'nin nnde bir ev yapt. Evindeki byk bir odada mavere iin toplanlyordu. Burasn "Dru'n-Nedve" olarak isimlendirmilerdi. "Nedve" kelimesi, konumak mnsn ifade eder. "Dr" da ev demek olduuna gre, dru'n-nedve, "istir mahiyette konuma evi" anlamna gelmektedir. Bilindii gibi Parlamento kelimesi de konumak anlamna gelmektedir. Bylece Kabe erevesinde "hacc", "rifde" (mal ve parann toplanmas) ve insanlar arasnda "istiare" eklinde, Mekke'de ilk messeseler teesss etmiti. Bunlar yannda "liva" (sancak) vazifesi de gerekliydi. Sava olduunda, sancan kabile reisinin elinde bulunmas icb ediyordu. Kusayy lm yatandayken, bu vazifelerin tamamn bir oluna vermedi, her vazifeyi bir baka olu ve onun soyuna vererek vazifeleri taksim etti. Daha sonralar bu vazifelere ilvelerde bulunuldu ve slm'dan nce Peygamberimiz Muhammed (a.s.) devrinde, bunlar on ayr vazife halinde gryoruz. Tarihiler bu vazifeleri "Umur aera" (On vazife, on i) olarak adlandryorlar. Yani Mekke'de on vezirden (bakandan) teekkl eden bir bakanlk sistemi vard. Gariptir ki, bunlarn bir bakanlar yoktu ve her bir bakan dierine eitti. Bunlarn nasl istiarede bulunduu, yani bu bakanlarn hepsi bir araya gelerek mi istiarelerde bulunuyor, yoksa her biri istedii gibi tasarrufta m bulunuyordu, bunlar hakknda elimizde pek bilgi yoktur. Bu oluumlar Mekke Devleti'ni meydana getirmekteydi. Fakat topraklar ok geni deildi; sadece Mekke beldesi zerinde hkm vard. Bu on bakandan [49] biri de Peygamberimiz Muhammed (a.s.) kabilesinden; Ben Himdendi (Himoullar).

Drdnc Blm Hz. Muhammed'in Doumu Ve Mekke'nin Siyas Durumu

1. Nebilerin Doumu

Nebilerin doumunun, sadece mslman-larca deil fakat dier mmetlerin; milletlerin nazarnda da nemli bir yeri vardr. Bir muayyen nebinin doumunun ise, kendisinin mmeti olanlar iin zel bir anlam vardr. Bizim btn nebilerin, Kur'n'da zikredilenlerin tamamnn bile, doumlar ile ilgili olan harikulade olaylar bilmemiz imknszdr. Bunun iin burada sadece peygamberle ilgili bilgileri nakletmekle yetineceiz.
[50]

A) Hz. Musa'nn Doumu

Kur'n ve tarih kitaplar, Hz. Musa'nn (a.s.J anne ve babasnn Msr'da oturduklarn syler. Kur'n ve Tevrat'a gre, o zamanki Msr kral ki lkab Firavun idi, Yahudi ailelerden doacak btn erkek ocuklarn kz ocuklar deil ldrlmesini emretmiti. Bu konuda Tevrat unu kaydeder: Bu ldrme ii, nce btn yllar kapsamaktayd. Daha sonra Firavun, erkek ocuklarn bir sene ldrlp, bir sene ldrlmemesini emretmiti. Hz. Harun (a.s.), erkek ocuklarn ldrlmedii, kardei Hz. Musa (a.s.) ise ldrld sene domutu. Bunun iin, doduktan sonra annesi ldrlmesinden korkmu ve onu sandk gibi bir yapnn iine koyup Nil nehrine brakmt. Ne gariptir ki bu sandk nehirde yol alp Firavun'un ikmethanesi nne kadar gelmiti. Kur'n'm da iaret ettii gibi, tarih kitaplar diyor ki: Firavun'un zevcesi Asiye, ykanmak iin nehir kenarndayd. Tevrat, Asiye, Firavun'un zevcesi deil, fakat kzyd demektedir. Asiye, ister Tevrat'n iddia ettii gibi Firavun'un kz, isterse slm kitaplarn (kesinlikle) syledikleri gibi Firavun'un zevcesi olsun, suda yzen bu sand grnce, yanndaki cariyelerine, onu dar karmalarn emretmiti. Sand anca iinde bir erkek ocuun bulunduunu grd. ocua efkat duydu. Cariyelere, ocukla beraber sand saraya gtrmelerini emretti. ahsen kanaatim udur ki, yeni domu bir ocua kar duyulan bu efkat, bu acma ve bu yakn sevgi, yetikin kadnlarda (kz kraln kz olsa bile), kzlardan daha fazladr. Bu nedenle Kur'n'm "Asiye, Firavun'un zevcesiydi" ifadesi, daha dorudur. ocuk kraln sarayna gidince, onun iin bir stanne bulmak gerekiyordu. ehirde st anne aradlar ve Hz. Musa'nn annesini stanne olarak buldular. Kur'n'm da belirttii gibi, Hz. Musa'nn annesi, kzndan nehre brakt bu sand takip etmesini, sanda ne olup bittiini gzetlemesini istemiti. Kz, sandn saraya getirildiini grm, daha sonra saraydan insanlarn kp, 'Bir stanne aranyor' dediklerini iitince 'Ben, stanal stlenecek bir kadn biliyorum' demi ve bylece annesi Hz. Musa'ya st emzirmekle mkellef klnmt. Bylece bir mucize vuku buldu: Hz. Musa (a.s.), Yahudilerin doan erkek ocuklarnn ldrld bir [51] senede dodu, fakat bu ocuklarn ldrlmesini emreden kraln himayesinde byd.

B) Hz. sa'nn Doumu

Hz. sa'nn doumuyla ilgili olarak Kur'n'-da fazla bilgi yoktur. Ancak Kur'n'dan unlar reniyoruz: Meryem anamz, hmile kald zaman evli deildi ve ailesinin evinden ayrlp le gitti. Hz. sa (a.s.) orada dodu. lde tek bana idi. inde bulunduu durumdan ok mteessir olmu ve "keke daha nce lm, unutulup gitmi

olsaydm, daha iyi idi" diye dnmt. Bu srada "Aasndan ona u nida geldi: "Tasalanma, Rabbin senin alt (yan)nda bir su ark vcuda getirmitir. Hurma aacn kendine doru silk, stne derilmi, taze hurma [52] dklecektir. Artk ye, i, gz(n) aydn olsun. Eer beerden herhangi birini grrsen'ben, o ok esirgeyici [53] [54] Ayrca bu melek, (Allah'a) oru adadm. Onun iin bugn hi kimseye katiyyen sz sylemeyeceim,' de. "bir ey sormak istiyorsanz, ocua sorun" demesini sylemiti. Kur'n, Meryem'le konumak isteyenlerin ktn, onun da 'ocukla konuun' dediini, onlarn 'Henz beikte bulunan bir sabi bebek ile nasl konuuruz?' dediklerini kaydederek diyor ki: "sa dile gelip, dedi ki: Ben hakikat Allah'n kuluyum. O bana kitap verdi. Beni [55] Nebi yapt Bu, Kur'n'da Hz. sa'nn doumundaki mucize olarak bildiklerimizin tamamdr. Bu hususta ncil'in sylediklerine gemeden nce, bebek iken, Hz. sa'nn syledii "Ben hakikat Allah'n kuluyum" ifadesi zerinde durmak istiyorum. Biliyorsunuz ki Hristiyanlar, "sa, Allah'n oludur, Allah'n kulu deildir" diyorlar. Onlara gre sa, ilhtr; den ncsdr. Fakat bununla beraber bugn elimizde bulunan ncil'de; Matta ncili'nde Hz. sa yle diyor: "Ben Allah'n kuluyum ve bununla iftihar ederim." Hz. sa'nn (a.s.) doumuyla ilgili ncil'de sylenenler, hemen hemen Kur'n'nki gibidir. Yani sa'nn babas yoktu, dolaysyla douu dikkat ekmiti. ncil'de konu ile ilgili u bilgiler vardr: Meryem anamz evliydi, fakat Meryem'in ebeveyni sa'y dnyaya getirinceye kadar, Meryem'i nikhlsna henz teslim etmemilerdi. Meryem'in nikhls olan dlger Yusuf, nikhlsnn hamile olduunu duyunca, onu boamak istedi. Bu srada meslei dlgerlik olan Yusufa melek gelerek, "Boama, Meryem, ileride ok mehur olacak bir ocua hamiledir" dedi ve Yusuf da bylece Meryem'i boamaktan vazgeti; zevcesi Meryem'i alp Beyt Lahm denilen yere gitti ve sa orada dodu. ncil devamla diyor ki: " ateperest (mec-s) gelerek, biz husus mn ifade eden, gkte bir yldzn doduunu grdk. Bu yldz, ancak byk insanlardan birinin doumunda ortaya kar. Biz kimin doduunu aratryoruz, nk bu ocuk Yahudilerin kral olacaktr dediler. Aratrmalarna devam ettiler, bebek olan sa'y grnce, onun ayaklarn ptler, geri dnp memleketlerine gittiler." Bunlar ncil'in [56] Hz. sa (a.s.)'mn douu konusunda mucize kabilinden zikrettikleridir.

C) Hz. Muhammed'in Doumu

imdi Hz. Peygamberimizin (a.s.) douunda nelerin mucize olarak meydana geldiini grelim: Siyer kitaplarnda u kssa yer alr: Hz. Peygamberimizin (a.s.) doumundan haftalar ncesi, babas Abdullah vefat etmiti. Doum n gelince, evde mine'den baka kimse yoktu. Hibir kimseye haber verilmedii halde, Amine, doumda kendisiyle beraber olmak zere, baz kadnlarn geldiini grd. Bu gelen kadnlarn hibirini de tanmyordu. Birine kim olduunu sorunca, "Asiye'yim", dierine sorunca "Meryem'im" dedi. Dierleri de eski devirlerdeki byk hanmlarn isimlerini sylemilerdi. Doum nnda bir saf melek geldi. Kitaplar, bu meleklerin kanatlar olduunu zikreder. Melekler kanatlarn atlar ve doum nnda hi kimsenin, Ami-ne'nin avret yerini grmemesini temin ettiler ve oul bylece dodu. Ana dnyaya getirdii bebeini ilk grdnde, ocuu ba yerde secde ediyordu. Bir parman da yukar doru kaldrm, sanki "ehed en l ilahe illallah" (Allah'tan baka ilh olmadna ehdet ederim) diyor gibiydi. Birka dakika sonra bulut gelip ocuu rtt. Bulutun iinden, "ocuu ykayn" vs. gibi, yeni doan ocua neler yaplyorsa onlarn yaplmasn emreden sesler geldi. Bir zaman sonra bulut gidince, Amine validemiz, ocuun bir kumaa sarlm olduunu ve kendisinden, ykanm ocuktan suyun damlad gibi, sularn damladn gryordu; sanki ocuk ykanm ve sarlmt. Bir dier bulut gelip ocuu rtt. Bulut iinden yle bir ses geldi; "ocuu gtrn, yerdeki btn mahluklar, hayvanlar vs. O'nu grsn. ocuu gklere karn, gklerdeki melekler vs. btn mahlukat O'nu grsn; ocuu sulara gtrn, sulardaki btn mahlukat, balklar vs. O'nu grsn; zira O, onlarn nebsidir, btn mahrukatn O'nu bilmesi lzmdr." ocuk annesinin gz nnden kayboldu. Bir mddet sonra bulut ve ocuk geri geldi; melekler ocuu alp geri getirdiler. Bu hususla ilgili olarak zikredilen baka kssalar da mevcuttur. Fakat biz Peygamberimizin doumuyla ilgili olarak tecelli eden mucize kabilinden olanlar zerinde duruyoruz. Peygamberimizin doumu srasnda ran,

Bizans vs. gibi dier memleketlerde de mucizeler hasl oldu. Bu olaylar siyer kitaplarnda geni olarak anlatlmtr. mine'nin, doumu srasnda Asiye ve Meryem'in geldiklerini grnn mns nedir? Kitaplarmz bu hususta, "doum esnasnda yannda bulunmak zere geldiler" demekte, baka bir-ey zikretmemektedir. Benim bu konuyla ilgili yle bir kanaatim var: Byk bir memurun yerine bir baka ahs tayin edildiinde, eski memur, yeni vazifesini devreder. Sonra eski vazifeli yerinden ayrlr. Bu insan ve cemiyet hayatnda, bilinen bir hdisedir. u halde nebiler de byledir. Neblik bir-vazifedir; herhangi bir zta bu vazife verilmitir- Daha sonra yeni bir neb gelir. Bir nceki neb, kendisinden sonra gelen nebiye vazifesini devreder. Fakat doum halini, erkeklerin grmesi caiz olmadndan, nceki nebiler, mine'nin doumunda hazr bulunmadlar ve (onlarn yerine) kadnlar gelip hazr bulundular. Hz. Musa'nn zevcesi hakknda birey bilmiyoruz. Fakat Hz. Musa (a.s.) devrinde byk ehemmiyeti hiz olan kadn Asiye idi. Bunun iin Asiye, Hz. Musa'nn temsilcisi, Meryem anamz da Hz. sa'nn temsilcisi olarak doumda hazr bulundular. Doum esnasnda hazr bulunan dier hanmlar da, dier nebilerin temsilcileri olarak hazr [57] bulunmulard. Bu, dier hanmlar hakknda kitaplarmzda pek malumat yoktur.

2. Hz. Muhammed'in Doumunda Mekke: A) Mekke'nin Siyas Yaps (On Bakanlk Sistemi):[58]

Peygamber efendimizin doumuna rastlayan yllarda Mekke'deki hayat ile ilgili daha nce baz bilgiler vermitik. Bu dnemde Mekke toplumunda en dikkate deer unsurun on bakanlk eklinde oluan toplumsal yap olduunu belirtmitik. Bu on bakanlk arasnda, meden ve kltrel seviyesi yksek olmayan yerlerde bulunmayan baz zellikler gryoruz. 1- Bu on bakanlk arasnda yer alanlardan birisi de "sefir" (mnfir) idi. Mekke devleti, bir dier kabile ile grecei zaman, bu grmeye "sifre" bakanl vazifesini yrten gider, bakas gitmezdi. Yine bir kabile, kendisiyle iftihar ettiinde, Mekkeliler bu "mnfiY'i; yani eliyi gnderir ve bu eli "hayr, biz sizden daha yksek seviyeliyiz" vs. gibi mdfaada bulunurdu. Biz, o zamanki bu vazifenin, bir hariciye bakanl olduunu syleyebiliriz. slmiyetten nce bu vazife, Hz. mer (r.a.) de idi. 2- Enk adnda dier bir vazife daha vard. ki taraf arasnda kabilecek krc hdiselerden sonra, taraflardan birinin dierine tazminat demesi gerektiinde, bu tazminat miktarm, enk bakan tayin ederdi. Bu vazife, slm'dan nce Hz. Ebu Bekir (r.a.)'deydi. 3- Bir dier vazife de dru'n-nedve ile ilgiliydi. Mekke devletini ilgilendiren bir umm mesele olursa, ya krktan fazla olanlar, aralarnda toplanrlar ve maverede bulunurlard. Bu, bir eit parlamento idi. Dru'n-nedve'nin mnas; mavere evi danma meclisi demektir. 4- Mera" denilen bir dier vazife daha vard. Dru'n-nedve'de birey kararlatrlrsa, bu karar mera bakanna gn d eriyorlar di. Bakan bu karar kabul ederse o karar tatbik ediliyor; kabul etmezse, tatbik edilmiyordu. Bunun mnsnn ne olduunu kitaplarmz zikretmiyor. Olabilir ki, iki ksm mavere vard; birisi yksek meclis olan senato, dieri alt meclis olan dru'n-nedve idi. 5- Daha nce, Kusayy dnemini anlatrken belirttiimiz gibi, bir de maliye vazifesi, yani vergi toplama ve elde edilen para ve mallar, haclara izzet ve ikramda kullanma bakanl mevcuttu. Bu vazifeyi "rifde" olarak isimlendiriyorlard. Mns, ml yardm demekti.

Bunlar yannda baka vazifeler de vard: a- Bu vazifelerden bazs, dine, ibdete, yani putlara, Kabe'ye ibadete aitti. b- Bazs da asker hususlara, mesel "liva" (sancak) vs. gibi meselelere aitti. Asker mevzuda piyade askerlerle, atl (svari) askerler arasnda fark vard. slm'dan nce piyade askerlerle ilgili vazife Eb Sfyan'dayd. Svari askerlerle ilgili vazife ise, Hlid b el-Veld'in elindeydi. Gariptir ki svari askerlerinin iki komutan vard. Bunlardan birisi bakomutand, dieri bunun yardmcs ve maviriydi. Bakomutan Hlid b. elVeld, yardmcsysa, krime b. Eb Cehil idi. nk svariler savata ikiye ayrlyor, biri bir tarafta, dieri dier tarafta arpyor ve iki komutana ihtiya duyuluyordu. Eski Atina'da da bir ehir devleti vard ve svarilerin iki kumandan bulunuyordu. Bu komutana onlar "hippark" diyorlard. "Hip", at; "park" da komutan demektir. Bylece hippark, at komutan yani svari komutan, anlamna gelmektedir. Hip kelimesinin Farsa'da da "at" [59] anlamna geldiini gryoruz.

B) Hz. Peygamberdin Ailesinin Mekke Devletindeki Grevi

Btn bunlardan sonra akla u soru geliyor. Mekke Devletinde Peygamberimizin ailesinde hangi vazife vard? smail ve Hcer'le ilgili bir mucize olarak vcut bulan Zemzem kuyusu, Kabe'nin nndeydi. Kusayy, Huz'a kabilesini, bu beldeye; mntkaya hkim olmak iin Mekke'den karrken, Huzallar, Mekke'den karken, Zemzem kuyusunu (kum vs. ile) doldurdular ve daha sonra insanlar, Zemzem kuyusunun nerede olduunu bulamadlar. Bylece ok uzun yllar geti. Nebimizin dedesi Abdlmuttalib bir gn ryasnda "Zemzem kuyusunu kaz" diyen bir ziyareti grr. nce buna pek ehemmiyet vermez. Fakat ikinci ve nc defalar yine ryasnda Zemzem kuyusunu kazmahsm diye bir ziyareti srar eder. nc defada Abdlmuttalib "Nereyi kazaym?" diye sorunca, ziyareti kazaca yeri tarif eder. Uykudan uyandktan sonra, Kabe'nin nndeki bir yeri kazmaa balar. Bu kaz esnasnda insanlar ne yaptn sormular. O da Zemzem kuyusunu kazdn sylemi, bunun zerine herkes glp onunla elenmi, orada Zemzem'in bulunmadn sylemilerdi. Kazmaya devam edince, suyun bulunduunu gsteren emareler grnd. Bunun zerine Kurey kabilesi "Bu kuyu, Mekke Devleti'ne aittir, senin ahsna ait deildir" dediler ve kuyuyu kazmasna engel oldular. Mekkeli-ler aralarnda grtler ve bir hakemden bu hususta hkmn ne olabileceini sormay kararlatrdlar. Bu kuyu, kuyuyu kazann m olmaldr, yoksa btn bir ehir halkna m it olmaldr? Bu hususta hakeme mracaat edeceklerdi. Hakem olarak bir ztn ismi hakknda ittifak edip ona mracaat etmeyi kabul ettiler. Bu zt, uzak bir yerdeydi. Yolda, lde, ilerinde Abdulmuttalib de bulunduu bu kafilenin suyu bitti. lde su yok, yol uzak, lm muhakkakt. nce bulunduklar yerden ayrlmak istediler; hepsi lp kalacana gre, hepsi kendisi iin bir kabir kazd. lk len dierleri tarafndan gmlecek ve sadece en son len kabre gmlemiyecekti. Bylece, hepsinin mezarsz lmesi yerine, birinin mezarsz kalmas daha uygun grlmt. Fakat daha sonra Abdlmuttalib "Burada lm beklemeyelim, devam edelim, belki yolda su bulabiliriz, bulamazsak yolda lelim" dedi ve devesine bindi. Deve ayaa kalknca, devenin yatt yerde bir su gz olduunu grdler. Bylece bir keramet, bir istidrac olarak Abdulmuttalib'den bu halini grnce yanndakiler "Artk seninle su hususunda ihtilf etmeyiz, bu lde sana bu suyu veren Allah, Mekke'de de Zemzem'i vermitir" dediler ve beraberce Mekke'ye geri dndler. Bylece Abdulmuttalib, Zemzem'in sahibi oldu. Bu ekilde, Abdulmuttalib, Mekke Devleti'nin bakanlar arasna onuncu bakan olarak girdi. Kendisinden nce, dokuz vazife vard. Abdulmuttalib vefat edince, Zemzem vazifesini olu Eb Tlib'e vasiyet etti. Oniki ocuu arasndan Ebu Tlib'i semi ve miras olarak ona Zemzem kuyusunu vermiti. Eb Tlib, cmert bir insand. Daima insanlardan bor alrd. Hatta ailesi ve misafirler iin dahi kfi gelecek mal ve paras bulunmazd. Bor ald kiiler arasnda, kardei Abbs da vard. Bir defasnda Ebu Tlib, kardei Abbs'dan ald borcu bir yl sonra deyeceini sylemiti. Fakat deyemeyince

ikinci, daha sonra da nc yl deyeceini syledi. Abbs da, "Eer bir yl sonra da borcunu demezsen, borcun yerine Zemzem'i senden alrm" dedi. Bylece Zemzem'in mlkiyeti Ab-bs'a geti. Abbs, Peygamberimizin doumunda O'nun kabilesi Him'den; bu ekilde Mekke'de bakan olarak bulunuyordu ve [60] Ben Him kabilesinin temsilcisiydi.

3. Konu ile lgili Sorular

1. Soru: Asiye'nin Firavun'a zevcelik yapmad, hirette de Peygamberimizin zevcesi olaca syleniyor. Bu hususta ne dersiniz? Cevap: Kur'n, Firavun'un zevcesinin ms-lman olduunu, Hz. Musa'y sudan aldn syler. Biz, Kur'n'n ifadesine inanrz. Kur'n'a zt den dier kitaplarn ifadelerine inanmayz. 2. Soru: Hz. Hatice'nin vefatnda, Peygamberimizin, Asiye ile evleneceini syledii rivayet ediliyor, ne dersiniz? Cevap: Hadis kitaplarnda byle bir hadis grmedim. Belki vardr, fakat ben hi rastlamadm. 3. Soru: Medine'ye bir peygamberin gnderildii syleniyor, ismi nedir acaba? Cevap: Bu Nebnin ismi Semhd'nin, Tr-hu'1-Medne ismindeki eserinde zikredilmektedir.
[61]

4. Soru: Peygamberimizin doumunda annesi Amine'nin baz harikuladelikler grdn belirtiyorsunuz. Baz hadis kitaplarnda ise Amine'nin mrik olarak ld kaydediliyor. Acaba bunlar nasl bad a trl abilir? Cevap: Ben "mine mslmand" demedim. Buhr'nin Sahh'inde yle bir hadis vardr: Peygamberimiz bir gn Ebv denilen yere gider. Oradaki bir kabrin yanma gelir ve yannda bulunan sahabe, gzlerinden yalarn aktn mahade eder ve sorar. Hz. Peygamber (a.s.) yle der: "Bu, annemin kabridir. Allah'tan, annemin kabrini ziyaret etmek iin izin istedim, buna izin verdi. Sonra annem iin istifarda bulunaym diye izin istedim, fakat [62] Allah buna izin vermedi. Bu hadisten, meselemiz hakknda hkm karabiliriz. Kyamet gnnde Allah mine'yi affedip balayabilir. Fakat Allah, Peygamberimizin, annesi iin af ve gufran taleb etmesine izin vermemitir. Bildiimiz budur. 5. Soru: Asiye'nin, nehirden Hz. Musa'y alp bilhare, st annesi olarak, kendi annesine emzirmesi iin verdiinden Firavun'un haberi var myd? Cevap: Bu hususta ak bir bilgi olmamakla beraber, mutlaka haberi vard. Zira saraya her giren kan eyden kraln gizli adamlar vastasyla mutlaka haberi olur. Hatta Asiye, Firavun'a hibir ey sylemese bile bunu Firavun, gizli adamlar vastasyla yine bilirdi. 6. Soru: Nehirden Hz. Musa'nn sandktan alndn, Firavun bildii, o sene de btn yeni doan erkek ocuklar ldrtt halde, acaba neden dolay Firavun bu bebein yaamasna msade etti? Cevap: Kralienin istei (forsu) sebebiyle, Kur'n'daki: "Bunun zerine Firavun'un adamlar onu yitik olarak [63] ald(lar). nk o, akbet kendileri iin bir dman ve bir tasa olacakt yetinde kanaatimce Firavun'un hdiseleri bildiine dair iaret vardr. Sonra dier bir yette de, Musa'nn (a.s.) Msr'da bir adam ldrp Medyen denilen yere gidip bilhare Msr'a dndnde Firavun'un kendisine: "Biz seni terbiye edip bytmtk" dedii kaydedilir. Buradan da, Firavun'un Musa'dan daha bebekliinden itibaren haberinin olduunu anlyoruz. 7. Soru: Kur'n'da Hz. t'in (a.s.) peygamberliine dir bir kayt var mdr?

Cevap: Kur'n'da bir zikir yoktur. Hadis kitaplarnda zikredilmektedir. Bir hadiste, Hz. Adem'e on sahife, Hz. t'e u kadar, dierlerine bu kadar vs. gibi ifadeler vardr. 8. Soru: Hz. Peygamberin doumu esnasnda meydana gelen baz harikulade olaylarla ilgili hususlar, baz tarihiler, zayftr diye kitaplarna almyorlar. Bu hususta siz ne dersiniz? Cevap: Zayf diye iddiada bulunana, dvasn isbat etmek der: sbat yk davacnndr. Ben bunlar muteber sret kitaplarnda grdm; el-Mevhibu'1-Lednniyye gibi... Tekrar edeyim; bu hdiseler birer remz; semboldr; baka bir lemle ilgilidir. Melein gelmesi, gklere gidilmesi vs. gibi olaylar semboldr. Bunlarn nasl olduunu, mhiyetlerini, dnyadaki llerimizle bilemiyoruz. Bunlarn hepsi, Allah'n Peygamber'i-ne ikramda bulunduuna dellet ediyor. Mesel, Asiye ve Meryem'in lm olduklarn biliyoruz. yleyse nasl gelmilerdi? Bu ve bunlara benzer hususlar, bizim iin birer remz ve sembolik olaydr. Eer bunlar sembolik kabul etmezsek, dier baz mucizelere muhta oluruz; mesel, Allah'n lleri diriltmesi vs. gibi. 9. Soru: lde, Hz. Meryem'in Hz. sa'y dnyaya getirdikten sonra, bir melein "seninle konuurlarsa, sen, 'ben bugn oruluyum' dersin" dediini sylediniz. O zaman orulular konumazlar myd? Cevap: Evet konumazlard. Hatta bugn Hindistan'daki Brahmanlar da byledir. Gandi, oru tutar ve konumazd. Fakat Gandi buna bir are bulmutu. Kendisine siyas bir soru sorulduunda, soruya szle deil, [64] yazyla karlk veriyordu.

Beinci Blm Hz. Muhammed'in Doumu Srasnda Mekke'nin Din Durumu Ve Peygamberlik

1. Mekke'nin ve Hz. Muhammed'in Peygamberlikten nceki Din Hayat Peygamberimiz (a.s.) doduunda Mekke'de bir eit devlet vard. Fakat bu devletin bir bakan yoktu; hkmet bir topluluun elindeydi. nsanlar din ynden putperest idiler. lerinde hrstiyanlar da vard. lerinden en az birinin hibir dininin olmad; yani mlhid olduu sylenir. Bu insanlar, putperestliklerine ramen bir ilha inanyorlard. Putlar, Allah huzurunda bize efaat edecekler diyorlard. Hz. Peygamberimiz (a.s.) bu putperest aileler arasnda dnyaya geldi. Peygamberimizin, krk yanda Rasl olarak gnderilene kadar din hayatnn tafsilt hakknda pek birey bilmiyoruz. Hayatnn dier ynleriyle ilgili olarak malumatmz varsa da, din hayat hakknda fazla ey bilinmiyor. Tarihiler, onun putlara hibir zaman tapmadn, putlara ibadette bulunmadn teyit ediyorlar. Byle olmas mmkndr. nk, kendilerine "hanf' denilen bir topluluk da putlara tapmamaktayd. Mekke'de putlara ibadet etmenin, insana lyk olmadna inanan insanlar vard. Dier bir syleyile, ehirde, insanlarn fikr seviyesi ok gelimiti ve bundan [65] dolay da putlara ibadet etmeye vs. (gibi aslsz eylere) inanmak istemiyorlard. Peygamberimizin ibadetle ilgili hareketlerinin nasl olduunu; duada m bulunuyordu, Kabe'nin nnde mi dua ederdi, yoksa baka eyler mi yapard, bilemiyoruz. u kadar var ki, Buhr'de Peygamberimizin peygamber olmadan nce, aure gnnde yani Muharrem aynn onuncu gn oru tuttuu kaydolunur; Bunun sebebini bilemiyoruz. Zira aure orucu Yahudilere aittir ve Msr'dan kurtulularyla ilgili yaptklar bir ibadettir. Hicretten sonra Raslullah, Medine'ye gelince, Yahudilere neden aure gn oru tuttuklarn sordu. Yahudiler, "Firavun'un elinden kurtuluumuzu kutlamak iin bu orucu tutuyoruz" dediler. Bunun zerine Peygamberimiz

"yleyse bu orucu tutmakta biz sizden daha fazla hak sahibiyiz" diyerek, m'minlerden, aure gn oru tutmalarm istedi. Peygamberimiz (a.s.) bu szyle sanki, "Bu orucu tutan Musa'dr. Madem ki Musa kardeim bu orucu tutmutur, benim de bu orucu tutmam gerekir" demek istemektedir. Fakat hicretten nce Mekke'de Peygamberimiz niin aure gn oru tutmutu? Bu bilinmiyor. Buhar sadece, "Mekkeliler aure gn oru tutuyor, Peygamberimiz de onlar gibi oru tutuyordu" demekte, fazla bir bilgi vermemektedir. Ayrca Mekkeliler niin bu gnde oru tutuyorlard. Bunu da bilmiyoruz. Zira Mekkeliler Yahudi deillerdi. bn Kesir'in Tefsirinde, aure gnnn, Hz. Nuh'un tufandan kurtulu tarihi olduu ve Allah'a kr olarak bu gnde oru sylenir. Peygamber olmadan nce Raslullah'm yapt ibadetlerden biri de hacdr. Mekkeliler, Kabe'ye haccediyorlard. O da onlar gibi hacc ibadetinde bulunuyordu. Mekkelilerin hacc esnasnda Min, Arafat ve Mzdelife'ye gidip yerine getirdikleri hacc mensikini o da yapyordu. Nbvvetten be sene nce, Kabe'yle ilgili bir hdise cereyan etti. Bu, Kabe'nin ins iiydi. Kabe'nin yklan duvarlarn in ettiler ve in iine Peygamberimiz de itirak etti. Binay; Allah'n evinin yapmn tamamladklarnda, Peygamberimiz, bu yerin tek ilha mabet deil de, 360 puta mekn olduunu grd. Mmkndr ki o, bu durumdan mteessir olmu ve yle dnmeye balamtr: Bu putlar, zarar verirler mi? Fayda temin ederler mi? Buna cevap bulamaynca, bu dncesi her geen gn biraz daha derinlemitir. bn Him'm kaydettiine gre, Peygamberimiz, Mekke'deki bir tacirin dkknna ok gider, onunla fazla konuurdu. Bu Hristiyanla hangi mevzu hakknda, neler konutuunu zik-retmemekle beraber, zihnini megul eden yukardaki mevzu hakknda konumas mmkndr. Halk putperestti. Bir ilh iin Kabe'yi (yeniden) in ettiler, fakat burasn putlarn mekan haline getirdiler. Bunun gibi mevzularda fikir teatisinde bulunmu olabilirler. Nbvvetten nce Raslullah'n hunef, (yani hanfler) arasnda dostlar vard. Kabe'nin yapmyla ilgili olarak unu da zikretmek isterim: Buhr, Sahih'inde yle diyor: "Mekkeliler Kabe'nin binasn yapnca, etrafna 360 putu yerletirerek Kabe'nin tezyniyle yetinmeyip, Kabe'nin i duvarlar zerine de resimler izdiler." Bu resimler arasnda Hz. brahim, Hz. ismail, Hz. sa vs. gibi baz peygamberlerin ve Hz. sa'nn annesi Hz. Meryem'in resimleri de vard. Tarih bakmdan Hz. smail'in resminin bulunuu, cidden mhimdir. nk Batl msteriklere gre, Hz. brahim ve Hz. smail'in Tevrat'taki hikyeleri doru, fakat Hz. brahim'in Mekke'ye gidii, Hz. smail'in ve ailesinin Mekke'de ikmet edilerinin gerekle ilgisi yoktur; bu Mslmanlarn uydurmasdr. slm'dan nce Mekkeliler Hz. smail'in resmini yaptklarna gre, onun cedlerinden biri olduunu biliyorlard. Bu slm'dan nceydi. Byle dnmelerini gerektiren slm hibir bilgileri yoktu. Peygamberimiz risalet grevini henz almamken Kabe'nin bir putlar mabedi olduunu grm ve insanlarla grp, dedesi Abdulmutta-lib'in yaptn yapmay dnmt. Bu nedenle Hir maarasna ekilip Ramazan ay boyunca orada i'tikfta bulundu. Tarihi Belzur, Abdulmuttalib'in de Ramazan boyunca Hir maarasnda i'tikfta bulunduunu zikreder. Ayrca, hanflerden Zeyd b. Amr b. Nfeyl'in de slm'dan nce Hir maarasnda i'tikfta bulunduunu kaydeder. Bu tarih kayda gre, Peygamberimiz azn alarak nce kendisi maaraya gider, zaman zaman da ailesi; Hatce anamz ona azk gtrrd: Bu belki haftada bir, belki ayda iki defa, vs. olabilir. Tarih kaytlara

gre Peygamberimiz bu azklarn tek bana yemezdi. O civardan geen yolcular vs. olursa onlar da davet eder, beraber yerlerdi. Peygamberimizin bu maaradaki i'tikfnda ne yaptn bilemiyoruz. Acaba, dnyor mu, yoksa ibadet mi ediyordu? Bu hususta kaynaklarda aklk bulamyoruz. Sonra Kabe'ye geliyor, iine giriyor ve deten hep yapt gibi yapyordu. Kabe'yle ilgili bu davranlar, Mekkelilerin detleriydi. Peygamberimiz de onlarn yapt gibi yapyordu. Bir yl boyunca neler yaplyordu bilmiyoruz. Fakat, bir sonraki Ramazanda yine Peygamberimiz maaraya gidiyor, i'tikfta bulunuyor, bu hal bylece devam ediyordu. Anlaldna gre bu [66] inzivadan manev bir haz duyuyor ve bu sebepten ayn eyi tekrarlyordu. Bunu be sene tekrarlad.

2. lk Vahiy ve lk yetler

Beinci sene sonunda Cibril gelerek; "Allah seni Peygamber kld" dedi ve ilk vahiy bylece gelmi oldu. Bu hdisenin nasl olduu ok bilinen gereklerden biridir. Fakat ben iki hususu zellikle vurgulamak istiyorum: 1) Vahiy, Peygamber aleyhisselma hemen gelmedi. Fakat Peygamber aleyhisselm (Hir maarasnda) bilemediimiz ekillerde i'tikf esnasnda, yava yava vahye hazrland ve bylece vahye tahamml kudreti kazanm oldu. Bu inzivalarn sonlarna doru, hangi senelerde olduu geri kaydedilmemekle beraber, Peygamberimiz, tuhaf bir olayla karlatn syleyerek yle diyor: "Karlatm her ta, her aa bana selm veriyordu. Bana sesleniyor, sesin geldii tarafa bakyordum, fakat kimseyi gremiyordum." 2) lk vahiy uyankken deil, fakat uykudayken geldi. bn Him'n belirttiine gre, ilk vahyi Cibril (a.s.), Hz. Peygamber'e getirdiinde kendisi uyuyordu. Bu da yine ayn hususa, yani ahtrlmaa; insann ilh vahye tahamml edebilmee hazrlamyla ilgilidir. Ayrca bu hususun vahy'in zelliiyle de ilgisi olmaldr. Vahy'in yapsn bilmediimiz iin bu konuda daha fazla malumat veremiyoruz. Ancak hadis kitaplar sahabeden vahyin geli anyla ilgili baz enteresan hususlar naklederler. Vahiy gelirken Peygamberimiz bir arlk hissediyordu. Mesel, devesinin zerindeyse, deve kendisini ekmeye tahamml edemiyor ve -kyordu. Bu arada vahiy esnasnda devesinin ayaklarnn gerildii, ayaklarnn krlmasndan sahabenin korktuu kaydedilmektedir. Buhar, vahiy ktibi Zeyd b Sbit'ten unu nakleder: "Bir gn Peygamberimizin yayndaydm. Kalabalktan Peygamberin uyluu uyluumun zerindeydi. Vahiy inmee balad. Uyluumun zerinde byk bir arlk hissettim ve buna son derece glkle tahamml edebildim." Yine Buhr'nin bir baka rivayetinde, Zeyd b. Sbit'ten bu hususta, "Eer bu uyluk, Peygamberin olmasayd, ayam ayann altndan ekip alrdm" dedii kaydedilir. Vahiy son derece souk bir gnde bile inse, Peygamberin alnndan sanki ok scak bir gnm gibi ter boanrd. Vahyin geliinde Peygamberi grenlerden pek fazla rivayetler varsa da, hepsini deil fakat bazsn, zellikle vurgulamak istiyorum. Bu konudaki rivayetlerden birine gre Peygamberimiz aleyhisselm bir gn yemekte bulunuyordu ve elinde de bir kemik vard. Vahiy gelince hareketsiz kaskat kesildi, kemik de ylece elindeydi. Vahiy sona erdikten sonra, halen kemik elindeydi. Kemik elinden dmemiti. Sahabeden biri de unu naklediyor: "Bir gn Peygamberimiz minberde hutbe okuyordu. Vahiy inmee balad. Ayakta hareketsiz kald. Az sonra bu hal gitti." Bir nakle gre vahiy esnasnda mbarek yz kzarr, bir dier rivayete gre esmerleirdi. Bu durumlar neyin iaretidir ve nasl deerlendirilmelidir? Vahye ve peygamberlie inanmayan msterikler, bu konuyla ilgili malum birtakm llerle dnyorlar. Mesel, ii tp asndan ele alyorlar. Bunlardan biri, Alman tabip Shiprin-gir'dir. Der ki: Kzarmak, terlemek vs. gibi bu almetler, sar'a hastalnn belirtileridir. Ancak urasn kaydetmek zarureti vardr: Sar'a hastalar, hastalk tuttuunda hareket ederler, anlalmayan eyler konuurlar. Tp tarihi, sar'allarn, sar'a nbetinde, anlalr, fayda temin edilir cinsten mesel, din teblii vs. gibi eyler yaptklarn kaydetmemitir. Bu gnk tp da ayn eyi syler.

Fark gayet aktr. Sar al hareket ettii halde, Peygamber aleyhisselm, ayakta yahut otururken hareketsiz kalmaktayd. Vahiy ve Neblikle hi ilgisi olmayan bu kabil yorumlarla megul olma ihtiyacn hissetmiyoruz. lk vahiyden sonra sene devaml olarak vahiy kesildi. Tarihi Belzur, ikinci vahiyde Du-h sresinin indiini, ilk vahiyde ise Kalem sresinin ilk be yetinin geldiini kaydeder. lk vahiy insanlk tarihi ynnden enterasandr. Anadan doma tahsil grmemi; mm bir insana vahiy geliyor ve okumasn emrediyor: "kra' bismi rabbik" (Rabbinin adyla oku) diyor. Sonraki yetlerde kalemi ven bir ifade var: "Aileme bi'lkalem, alleme'l-insne m lem ya'lem" (Kalemle retti, insana bilmedii eyi retti) yani insann btn malumat kalem vastasyladr. Bu gnk malumatmz (kltrmz), atalarmzdan bize gelen ve bizim bunlara ilve ettiklerimizdir. Bunlar bize sadece yaz vastasyla, intikal etti. Peygamber aleyhisselm, ilk vahiyden sonra armt: Bu vahiy miydi? Allah'tan myd, eytandan myd? Zira ilk defa kendisine vahiy geliyordu. Bu yzden, vaziyete alabilmesi iin uzun bir mddete ihtiyac vard. Bu ilk vahiyden sonra vahyin gelmesini ok arzulad halde vahiy gelmedi. Gelmeyince zld. Buhr bir rivayetinde, Peygamberimizin mitsizlik halinde bir gn dan tepesine kp, kendini aa atmay dndn nakleder. te bu esnada Cibril gelir ve Duh sresi iner. Bylece "Rabbin seni terketmedi, Rabbin senin dmann deil, sen gerekten peygambersin" mealindeki yetlerle karlar ve peygamberliinin mjdesine ular. Bu sredeki "ve emm bini'meti rabbike fehaddis" (Rabbinin nimetini an.) yeti mhimdir. Bunda, neblikten daha byk bir nimeti ve hidyeti Allah'n insana ihsan etmedii anlatlmak istenir. Ayn zamanda bu yet, Peygamberimizin dini tebli etmesini emreder. Zira, bu yet hem Peygamberimize, hem de Kur'n' her okuyana emir mahiyetindedir. Daha sonra "ve enzir 'arateke'l-akrabn" (Yakn akrabalarn sakndr) diye bir yet indi. Tebli hususunda insan nce evinde bulunanlardan, sonra en yakn akrabasndan balamaldr. Daha sonra haber yayld ve umm bir yet indi: "Ey Muhammedi Artk sana buyurulan aka ortaya koy, puta tapanlara aldr [67] etme. Bu husustaki tafsilat hepiniz biliyorsunuz: Peygamberimiz dini tebli ediyor. nsanlarn az kendisine inanyor. ounlukta olan inanmayanlar, kendisine eziyet veriyordu vs. Msterikler, "slm peygamberi Mekke'deyken peygambere benziyordu. Fakat Medine'ye hicret edince sultan oldu" diyorlar. Peygamberimizin hayatn mtalaa ederek, onun ilk gnden itibaren, "Bana inann, Rum memleketlerine, Kisra'nn memleketine vs.ye sahip olacaksnz" dediini greceiz. Bunun mnsnn, ilk gnden itibaren zihinde slm peygamberliinin mevcudiyeti; sadece manev meseleler deil, fakat ayn zamanda hem din, hem dnya ilerini bir arada gren bir zihniyetin sahibi olduunu grrz. Anlaldna gre, insan tabiat ve yaratlna; ftratna uyan bir din, her eyi ile mucizelere dayanmaz. Yani Yce Allah "ol" diye emreder ve btn lem mslman olur. Byle ey olmaz. Bunun tersine, bir tedrc, sebep ve netice kanunu hkimdir. Bunun iin, Peygamberimizin dnyada hkim olan bu beeri duruma gre hareketi gerekliydi. O zaman, baz eyler kendisinin imknnda olduu halde, baz eyler imkn dahilinde deildi. Bu cmleden olarak, Mekke'de dinin teblii mmknd. Fakat sebepleri ve elemanlar olacak ms-lmanlar (yeterli sayda) yoksa, devlet kurmas ilk zamanlarda mmkn deildi. Bu nedenle Medine'de grdmz, devlet kurmak, eliler gndermek, savamak gibi baz gelimeleri, Mekke devrinde grmyoruz. nk Mekke dneminin artlar ve [68] imkanlar farklyd.

4. Konu ile lgili Sorular:

1. Soru: Kabe iindeki putlarn saysnn 360 oluunun sebebini neye balyordu Arap mrikleri? Cevap: Bu sayy nakleden kaynaklar, bunun sebebini kaydetmiyor. Dnlrse, ayr ayr sebepler bulunabilir. Bazlarna gre doru da olabilir ayn 30 gn vardr. Senenin ise 12 ay vardr. 30'la 12'nin arpmyla bulunacak olan 360 says, senenin gnlerinin saysdr. Yani bu putlarn her biri, senenin bir muayyen gnne aittir. Her gn ayr bir puta ibadet ediliyor, ayr bir putla muhatap olunuyordu.

Yine bu cmleden olarak Mekke'nin dnda Mina'da 7 put vardr. Belki bu putlar da haftann gnleriyle alkalyd. 2. Soru: Hz. brahim (a.s.) zamanndaki hacc ile bizim haccnnz arasnda fark var m? Cevap: Gerekten byk farklar yoktur. nk Mekkeliler Hz. ibrahim'in emirlerine gre Kabe'ye ibadet ediyor, onun etrafnda dnyorlard. Bu bakmdan ihtilflarn olmamas gerekir. Ancak, Hz. brahim'in vefatndan sonra slm devrine kadar geen zaman iinde, aslnda mevcut olmayan baz tasarruflar ilve edilmitir. Bu hususla ilgili olarak baz bildiimiz taraflar var. Mesel, Peygamberimiz (a,s.) putlarn nnde secde etmemitir. Mekkeli olmayan baz yabanclarn hacc iin Mekke'ye geldiklerinde bir zikir (ve ibadet) kabilinden Kabe'nin etrafnda dndkleri nakledilir. Mekkeliler Arafat'a gitmiyorlard. Fakat Peygamberimiz Muhammed gidiyordu. nk Hz. brahim, Arafat'a gidilmesini emretmiti. Fakat bu mevzuda geni bilgiye sahip deiliz. 3. Soru: Peygamberimiz Muhammed ictihad yapm mdr? Yapmsa, bunlar nasl deerlendirmeliyiz? Cevap: Kur'n'n "O kendiliinden konumamaktadr yeti dn meselelerle, dini teblile ilgilidir. Biz gayet kesin olarak biliyoruz ki Peygamberimiz bazan vahyi beklerdi. Bu bekleme esnasnda bazen de kendisi ictihadda bulunurdu. Bu ictihfad beer; insan idi. Bazan Yce Allah, bu itihad kabul etmeyip kendisine itbda bulunurdu. Mesel, bir gn Peygamberimiz, mriklerin ileri gelenlerinden biriyle konuurken, m bir mslman geldi ve kendisiyle konumak istediyse de Peygamberimiz o mslmana, "sen biraz bekle" diyerek mrikle konumasna devam etti. Bunun zerine "Yanna kr bir kimse geldi diye Peygamber yzn asp [70] evirdi diye balayan yetler indi. Yine bu cmleden olarak: Bedir Sava'ndan sonra mslnanlann elinde esirlerle, ganimet mallar vard. Vahiy gelmedi ve Peygamberimiz ictihadda bulundu: Ebu Bekir'in (r.a.) grn kabul edip, her esiri bir miktar mal mukabilinde serbest brakt. Bu da beer bir durumdu. Fakat Allah bunun zerine vahiy gnderdi ve "Daha [71] nceden Allah'tan verilmi bir hkm olmasayd, aldklarnzdan tr size byk bir azap eriirdi yeti indi. Bu misllerden de anlald zere, Peygamberimiz Muhammed'in (a.s.) ahsiyeti iki tarafldr: Neb oluu itibariyle hata yapmaz, fakat bir de beer; insan ahsiyeti mevcuttur. Bu ikinci beer yn itibariyle Peygamberimiz ashabna baz konularda "siz dnyev ilerinizi daha iyi bilirsiniz" demektedir. Bu iki hususu [72] birbirine kartrmamak gerekir.
[69]

Altnc Blm Hz. Muhammed'in Hayatnn Siyas Y N Ve Mekke Devri

1. Peygamber-Sultanlar (Davud, Sleyman ve smail)

Bu dersimizde Peygamberimizin slm Dev-leti'nin kuruluunda neler yaptn greceiz. Peygamberimiz Muhammed'in hayat eitli ynleriyle ele alndnda gayet genitir. Fakat ben, burada sadece siyas ynn ele almak istiyorum.. nsan tabiat tecrbeden sonra baz eyleri kabule yatkndr. nsan, varlnn ruh ve cesetten ibaret olduunu renmitir. Her birinin husus ihtiyalar vardr. Eski zamanlarda insan cemiyetlerinde manev mevzularda baz ahslarn, bedenle alkal madd mevzularda da dier baz ahslarn bahis mevzuu edildiini gryoruz. Yani biri manev, dieri madddir. Tarihte peygamber ve sultanlar vardr. Bu iki vazifenin ayn ahsta toplandn gayet az gryoruz. Kur'n- Ke-rim'in ifadesinde bunu hususen Davud ve Sleyman peygamberlerde gryoruz. kisi de hem neb, hem de sultandlar. Fakat bu iki Neb, rasl deildi. Yani dini retmek iin husus bir kitaplar yoktu. phesiz Hz. Davud'un (a.s.) Zebur adanda bir kitab vard. Fakat bugn elimizdeki Zebur, sadece Allah'a hamd ve sena ile dolu bir iir kitabdr, din reten bir kitap deildir.

Yahudilere gre dinin retildii kitap Hz. Musa'nn kitabdr. Hz. Musa (a.s.) da sultan olmak istedi, fakat hayatnda bunu baaramad. Bilhare kendisinin yerine geenler, savaarak Filistin'i ele geirdiler ve devlet bylece Yahudilerin eline geti. Fakat bu devlet nebilerin elinde deildi. Onlarn neb olmayan sultanlar vard. Kur'n'm sylediine gre, bir defasnda Yahudiler, Nebilerinden bir sultan talep ederler. Neb, Allah'a dua eder ve Allah da Tlt'u sultan olarak bildirir. Kendilerinin bir nebsi vardr. Fakat bununla beraber bir de sultan (melik) istiyorlard. Neb'nin ayn zamanda melik olmasn istemiyorlard. Bu nebnin ad slm kaynaklarna gre smail'dir. Yahudilerse Samuel diyorlar. smi Kur'n'da zikredilen sultan Tlt'un, kelime mns yine sultan (melik) demektir. Bu sultann asl kendi ismi, baka bir ey olmaldr. Tevrat'ta bunun ismi Saul olarak zikredilir. Kur'n'da ve Tevrat'ta geen bu kssadan da anlald gibi, neblikle melikliin ayn kiide topland ndirdir. Bunun sadece Hz. Davud ve Hz. Sleyman'da vuku bulduunu, Hz. Musa ve Hz. smail'de ise bu iki vasfn birletiini gryoruz. nsan cemiyetleri, dnya ileri iin bir melik (sultan) ve manev iler iin de bir ruhan reis mesel papaz gibi tayin etmenin; din ve dnya ilerini birbirinden ayrmann zararl olduunu grmtr. Mesel, Rusya, manev mevzularla hi ilgisi olmayan bir devlettir. Btn ihtimam, madd hususlaradr. Rusya, madd mevzularda gelimitir; bunda phe yok. Ancak insann ruh ihtiyalar Rusya'da giderilememektedir. Mslman olsun veya olmasn Rusya'daki insanlarn manev ihtiyalar hi ama hi umursanmamak-tadr. Bunun tamamen tersini Tibet'te gryoruz. Tibet, in'in istilsndan nce mstakil bir devletti. Devlet bakan ayn zamanda bir din adam: Lama idi. Lama, sadece din mevzularla ilgilenen; rhib demektir. Lma'nn para kazanmamas lzmd. aesini ondan bundan ald eylerle bir fakir gibi temin ediyordu. in'in Tibet'i istilsndan be-alt sene nce Tibet halknn yzde altm Lama, yani rhib olmutu. Yzde krk, ekip biiyor, ticaret yapyor ve yzde altmlk yekn olan rhibler snfnn yiyeceini temin edip onlara takdim ediyordu. Farzedelim ki, in Tibet'i istil etmedi ve Tibet'in tamam rhiblerden olmutu. Netice nereye varr? Kim ekip biecekti? Kim para ve gelir [73] temin edecekti? Zira bu insanlarn tamamna o zaman, alp para kazanmak (dinlerine gre) yasak olacakt.

2. Hz. Peygamberdin Mekke'deki Siyas Tavr (Mekke slm Devleti)

te bunun iin slm Peygamberi Muham-med (a.s.), din ve dnyay bir araya getirip toplamay kararlatrd. Bundan dolay bize "Rabbena tin fi'd-dny haseneten ve fil hirati haseneh" (Rabbimiz! Bize dnyada da, hirette de iyilik ver) diye gzel bir dua retti. Bundan dolay, sanki tebliinden itibaren, bu din ve dnyann birbirinden ayrlamayaca, bunlarn her ikisinin de bir insanda toplanmas gerektiini belirtmitir. Kendisi hem dini tebli etmiti hem de bir devlet kurmaa almt. Devlet tesisi iki eit olarak tezahr edebilir: 1) Devleti olmayan bir cemiyet vardr. Bu cemiyette kurulacak devlet iin zel bir metod uygulanabilir. 2) Devlet bulunan bir cemiyet vardr. Bu devleti ele geirmek iin ayr bir metod uygulanabilir. Daha nce belirttiimiz gibi, Mekke'de bir site (ehir) devleti mevcuttu. Peygamberimiz Mu-hammed, slm Devletinin Mekke'de olmas iin gayret sarfetti. Medine'de ise hibir devlet yoktu ve Medine'ye hicretten sonra Mekke Devleti ile ilgili metottan tamamen ayr bir usl takip etti. Eer bir devletin banda bulunan kii neb, yani slh edici deilse, nebinin, devletin ba olmasn bu devlet bakannn kabul etmesi gerekir. Aksi halde atma kar ve sava olur. Bildiiniz gibi, Hz. Peygamber (a.s.) dini tebli etmi ve Mekkelilerden bu dini kabul etmesini talep etmiti. Eer Mekkelilerin tamam, hussen idar vazifelileri, slm' kabul etseydiler, kendilerini belki de bu grevlerde brakacakt. Zira Peygamberimizin hayatnda benzeri uygulamalarn yaplm olduunu gryoruz. Mesel, Umn'da bir devlet vard ve karde olan iki kii de bu devletin sultanydlar. Peygamberimiz kendilerine "Mslman olun, emniyette olursunuz; imdiki

konumunuzu korumaya da devam edersiniz." mnsnda bir mektup yazp gnderdi. Bu iki kardeten biri Ceyfer, dieri Esleme adn tayordu. Gerekten de Hz. Peygamber (a.s.), bilhare bunlar slm' kabul edince, yine kendilerini sultan olarak brakt. Fakat Mekke Site Devleti'ndeki vezirler (bakanlar) mslman olmadlar, inanmamakta srar edip mslmanlara eziyet ettiler. Onun iin maksada en uygun yegne usul "devlet iinde devlet" teekkl ettirmekti. Yani yava yava mslmanl kabul edenlerden meydana gelen ve saylar pek fazla olmayan Mekkeliler, din, hukuk, iktisad, her trl dnyev ihtiyalarnda Peygamberimize mracaat edeceklerdi. Mekke Devleti'ne itaatkr olmayacaklard; Hz. Peygamber de bu ufak topluluun bakan olacakt. Devlet ve unsurlar nedir"? Devlet, muayyen bir yere yerlemi, birtakm insanlardan teekkl eden bir topluluktur. Bu topluluu meydana getiren insanlar arasndaki mnasebetleri dzenleyen bir nizam vardr. Bu cemiyetteki dzen, muayyen birtakm kanunlarla olur. Hicretten nce Mekke'deki mslmanlar arasndaki ilikilerde toprak hari bir devletin btn unsurlarn, gryoruz. Bu nedenle Mekke dneminde mslmanlarn devlet iinde devlet oluturduklarn syleyebiliriz. Hicret'ten nce mslmanlar, Mekke devleti iinde devlet tekil etmilerdir. Hicret'ten sonra rnslmanlar Medine'ye yerleince Peygamberimiz Medine'de bir devlet tesis etti ve toprak sahibi de oldular. lk mslmanlann Medine'de yeni bir slm Devleti, Mekke'deyse devlet iinde devlet oluturduklarn gryoruz. Medine'ye gemeden nce, Mekke'de bu oluumun nasl meydana geldiini grelim. Daha nce de kaydettiimiz gibi, Mekkeli-ler, yava yava slm' kabul ediyorlard. Burada enteresan olan bir husus, bu mslmanlann ounluunun gen yataki insanlardan olumasdr. Bunlarn iinde yal olan Hz. Ebu Bekir'dir. 38 yandayd. Dier sahabeler arasnda yer alan; Ali, Osman, Talha, Zbeyr, Abdurrahman b. Avf ve dierleri genti. Enteresan olan ikinci husus, mslmanlara eziyet ektiren Mekkeliler'in ise, bu genlerin babalar, dedeleri ve akrabalarnn olmasdr. Bu yal insanlarn, nce kendi ocuklar ve torunlarn, Hz. Muhammed'e (a.s.) uymaktan men etmeye almalar kuvvetli bir ihtimldir. Her asr ve her zamanda olduu gibi, genler babalarn ve dedelerini dinlemeyince, Hz. Muhammed'e ve mslmanlara eziyet etmeye baladlar. Fakat Peygamberimiz onlarla savamak istemedi. Bunun iin eitli metodlarla, dini tebli iin bir hrriyet ortam elde etmee alt. badet iin hr bir ortam olmasn istedi. Bunu elde edemeyince ashabna, Habeistan'a gitmelerini syledi. bn Him'n naklettiine gre, bu arada hicret edeceklere "Habeistan'daki sultann memleketinde kimseye zulmedilmez" demitir. Bir ksm Mekkeliler Habeistana gitmek iin yola ktlar, fakat hepsi gitmedi. Mslmanlar Habeistan'a gittikten sonra da, Mekke'de her geen gn mslmanlarn says oald. Bu arada irk koanlardan mslmanlara yaplan eziyet de fazlalat. Bilindii gibi, mslmanlarla her trl alkay kesmee; alveri yapmamaa, kz alp vermemeye vs.ye karar verdiler ve bunu bir kda yazp Kabe'ye astlar. yl boyunca mslmanlann hayatlarn nasl ok g artlar altnda devam ettirebildiklerini tarih kitaplar yazmaktadr. Yiyecek ey bulamadklarndan ot, hayvan derileri vs.yi yemek zorunda kalmlard. Daha sonra bu boykotu bozan baz olaylar cereyan etti ve Peygamberimiz kabilesiyle evine dnd. Bu skntl dnemde peygamberimizin amcas Ebu Tlib ile hanm, anamz Hatice vefat ettiler. Peygamberimiz kabile reisi deildi. Fakat amcas Ebu Talip kabile reisiydi. Ebu Tlib'in lmnden sonra, kabile Ebu Leheb'i, kabile reisi seti. Ebu Leheb, erkek kardeinin olu olan Peygamberimizin ve slm'n en iddetli dmanlann-dand. Birka gn sonra Peygamberimizi kovdu. Yani, "Muhammed'i ldrmek isteyenler hrdr, onu ldrenle kabile kar karya gelmiyecektir" dedi. Bu durumda Peygamberimiz, memleketini terketmekten baka are bulamad ve Taife gitti. Tarih kaynaklarn kaydettiine gre, peygamberimiz annesi tarafndan akrabalarnn bulunuundan dolay, Taife gitmiti. Kendilerinden Tifte kalmas ve hr olarak dinini tebli etmesi iin izin istedi. Fakat akrabalar, karsna iddetli bir dman olarak km, yollara ocuklar karp onu taa tutturmu, memleketlerinden onu atmlard. Bylece Peygamberimiz Muhammed, hem memleketi Mekke'den, hem de akrabalarnn memleketi

Tifden kovulmutu. Yani kendisini himaye edecek kimse yoktu. Kendisini ldrmek isteyenlere sonsuz ldrme hrriyeti verilmiti. mitsizlik iinde Allah'a yneldi. Bu durumda okuduu dua mukaddes bir duadr; tarihiler (eserlerinde) bu duay zikrederler. Mslmanlar, aresiz kaldklar bir hdise karsnda, bugne dein hep bu duay okurlar. Daha sonra Peygamberimiz, Mekke'ye gitti, fakat yabanc olduundan Mekke'ye giremedi, zira kovulmutu. O zamanki detlere gre, bir insann himayesi talep olunur, o insan da bunu kabul ederse, o insann himayesinde Mekke'ye girilebilirdi. Gnmzde de yurdu olmayan bir mlteci baka bir devlete girebilmek iin vize (giri izni) ister. Bu da o zamanlarn vizesiydi. Peygamberimiz, Mekke yaknnda bir ahs grd. Ona "Mekke'de falancaya gidip Muhammed Mekke'ye girebilmek iin seni himayeci istiyor diye syler misin?" dedi ve bu ahstan msbet cevap ald. O ahs Mekke'ye gidip alkal kiiyle grtyse de, Mekke'deki bu kii, Peygamberimizin himaye talebini "hayr, bunu kabul edemem" diyerek reddetti. Bu ahs Peygamberimiz iki defa daha, iki ayr Mekkeliye gnderdi. nc kii, Peygamberimizi himayesine almay kabul etti. Bu kii, oullan ve akrabalarn gerekli ekilde silahlandrarak Mekke'nin dna gelip Muhammed'le bulutu ve onu alarak yine Mekke'ye dndler. Her zaman olduu gibi Peygamberimiz, Kabe'nin etrafnda dnerek tavafn yapt. Bu kii orada Mekkelilere, "Muhammed benim himayemdedir, ona hi kimse eziyet vereyim demesin" eklinde hitapta bulunarak, durumu Mekkelilere iln etti. Artk Peygamberimiz Mekke'de bir yabanc gibiydi. Bir Mekkelinin himayesinde, yabanc memleket topraklarnda bulunuyor. Bir mlteci ve yabanc olarak Mekke'nin siyas mevzularna karmamas gerekirdi. Bu cmleden olarak dinini de tebli etmemesi gerekirdi. Peygamberimiz bu durumda bir baka pln dnd: Hacc mevsiminde Mekke'ye gelen btn Arap kabileleriyle temas kurup, memleketlerine gelmesi iin kendisine izin vermelerini, mslman olmalarn ve dini tebli etmesine msaade etmelerini, kendisini de himayelerine almalarn istedi. bn Him'm verdii bilgiye gre, birinci sene hacc mevsiminde onbe kabile bu teklifleri reddetti. Medineli alt kiiden mteekkil onaltnc kabile mensublar, slm' kabul ettiler. Bu alt kii Medine'ye dnd ve slm' tebli ettiler. kinci sene Medinelilerden oniki kii mslman olarak Mekke'ye hacca geldiler ve Peygamberimize slm batmda bulundular. te burada Peygamberimizin siyas rol balamaktadr. Her biri bir baka kabileden olan bu insanlar "kendi kabilelerinin nakbi, yani reisleri" olarak isimlendirdi. Bu oniki kiiden birini de "reislerin reisi" olarak tayin etti. Nakbu'n-nukab (reislerin reisi) Medine'de adeta melikin (sultann) vekili gibi olacakt. Bu oniki kii "sen veya dier bir mslman Medine'ye gelirse, bizim misafirimiz ve himayemizde olacaktr" diyerek, kendilerine dinin tebliinde yardmc olmak zere bir ahs istediler. Peygamberimiz bu isteklerine msbet cevap verdi. nc sene Medine'den yetmiiki mslman gelip Peygamberimizle Mekke'de bulutular. Peygamberimiz Mekkeli mslmanlardan isteyenlerin Medine'ye gidip orada yerlemelerine izin verdi. Mslmanlarn durumu, Mekke mriklerini endielendirdiinden, "Muhammed'i ldrmekten baka are yok" dediler ve Dru'n-Nedve'de toplanarak messir bir komplo pln yaptlar. Pln uydu: "Muhammed'i bir tek kii ldrmesin. nk bu takdirde Muhammed'in kabilesi katilin kabilesine kar harp aabilir. Her kabileden bir kii seelim ve Muhammed'i bu seilenlerin hepsi birden ldrsnler. Bu takdirde Muhammed'in kabilesi, btn kabilelerle harbedemiyeceinden, bu mahzur ortadan kalkm olur. Olsa olsa Muhammed'i ldrenlerden diyet talep olunur. Diyet de verilebilir." Her kabileden bir katil aday seilince, haber phesiz ki yaylacakt. Tarihi Belzur'nin nakline gre, baka kabileden biriyle evli bulunan Peygamberimizin halas, bir le vakti Peygamberimizin evine gelip "bu gece seni ldrmek istiyorlar" diye haber verir. Peygamberimizin hemen Ebu Bekir'in evine giderek durumu anlatr. Birlikte Mekke'den kp Sevr maarasna snmaa, bir iki gn sonra da Medine'ye yola kmaa karar verirler. bn Him burada der ki: Mekkeli mrikler, Peygamberimizden skldklarndan, onu ldrmek istediler. Bylece Mekkelilerle, slm arasnda harp balam oluyordu. Madem ki Mekkeliler harp iln etmilerdir, Peygamberimiz

de kendini mdafaa edebilir ve bu sebeple Mekkelilerle savaabilirdi. Bu hakkyd. Fakat bunun imkn dahilinde olup olmamas ayr bir husustur. Peygamberimizin ne ordusu, ne hazinesi ve ne de dier vesileleri vard. Bunlar, Medine'de nasl hazrladn, daha sonra aklayacaz. Fakat siyas bakmdan, bu andan itibaren Mekkelilerle slm arasnda harp hali balamt. Sanki Mek-kelilere Peygamberimizin doduu yer Mekke'den karlrken yle diyordu ki: "Burada hkmet etmek sizin hakknz deildir. Bu hak msahamal olana aittir." Bir baka deyile diyordu: "Sizler fiilen Mekke'nin idaresini elinizde bulunduruyorsunuz, fakat buna hakknz yoktur. Bu hak bana aittir, fakat ne yazk ki bunu gerekletirebilecek imkanlara sahip deilim". Medine'de bulunduu zamanda Peygamberimizin Mekke'nin idaresi, Mekke'nin reisi olduu hususunda hak sahibi bulunduu [74] fikrinden hareket ettiini gryoruz.

3. Konu ile ilgili Sorular:

1. Soru: "Tif Seferinden sonra Peygamberimiz bir mlteci olarak birinin himayesiyle ancak Mekke'de kalabiliyordu. Hicretten nce mrikler kendisini ldrmeyi dndklerinde, akrabasnn ldrenden ve kabilesinden intikam almasndan ekiniyorlar di" dediniz. Acaba mlteci olarak Mekke'ye geldikten sonra, Peygamberimiz yine akrabalarnn himayesine mi girmiti? Cevap: Hayr, Bu sadece bir korkuydu. Ebu Leheb, Mekkelilerle beraber idi. Fakat kabilenin dier mslmanlar belki ayr dnebilirdi. Bunun iin katil saysn oaltarak bu tehlikeyi ortadan kaldrmak istemilerdi. 2. Soru: Peygamberimiz hem devlet reisi hem de din reis idi. Daha nceki peygamberlerle mesel, Hz. Davud'la fark nedir? Cevap: Nebiler iki ksmdr. Bir ksmna Allah kitap verir, bir ksmna kitap vermez ve kendinden nce gnderilmi kitab olan peygamberin tebli ettii esaslara gre amel ederler. Mesel Hz. Musa'ya kitap verilmi, Hz. Davud'a ve Hz. Sleyman'a kitap verilmemi, bunlar Hz. Musa'nn getirdii esaslara gre amel etmilerdir. Tabir caiz olursa, bunlar Hz. Musa'nn mukallidleridir. 3. Soru: Kabile reislii, seimle mi yoksa verasetle mi idi? Cevap: Bu hususta pek tafsilat bilmiyoruz. Muhtemeldir ki kabilenin ileri gelenleri toplanyor, zeki, zengin, yal olan birini kabile reisi seiyorlard. Belki de Kureyliler, Ebu Leheb'i bu vasflarndan dolay kabile reisi semilerdir. Tarih bilgilere gre, Ebu Leheb cmert bir insand. Mslman deildi, fakat bu vasftan dolay [75] kabilesince seviliyordu. Bildiimiz bundan ibarettir. 4. Soru: Peygamberimiz Tiften dndnde, haber gnderdii iki kii, onu himayelerine almaktan kamyor, ncs bunu kabul ediyor. Bu zatlarn adlarn renmek kabil mi acaba? Cevap: Evet, isimlerini bn Him'n Sret adl kitabndan renilebilir. Birinci ahs mminlerin anas Hz. Sevde'nin akpabasndand. kinci ahs, annesinin akrabasndand. kisi de bu himayeyi tarihen malum sebeplerle reddettiler. nc ahs, Hatice anamzn akrabalarndand. 5. Soru: Peygamberimize suikast dzenlendiini, baka kabileden evli olan halas, kendisine haber veriyor. Baka haber veren yok muydu acaba? Cevap: Belzur, Ensbu'l-Erf isimli kitabnda olay bu ekilde zikreder. Baz dier tarih, kitaplar da, Cebrail'in gelip durumdan kendisini haberdar ettiini syler. 6. Soru: Peygamberimizin hem dnyev ilerle ilgili, hem din ilerle ilgili reislii tek kiide; kendisinde mezcedip toplama karar verdiini sylediniz. Bu kendisinin verdii bir karar myd? Yoksa vahyin emriyle mi bunu yapmt?

Cevap: Peygamberimiz phesiz ilhamla hareket eder, fakat tarihi, Peygamberimizin hareketinin nasl tezahr [76] ettiine dikkat eder. Bunun iin bu sorunun zerinde durmak istemiyorum.

Yedinci Blm Medine'ye Hicret Ve Sonular 1. Mslmanlarn Kardelii

Peygamberimiz, Medine'ye hicret ettikten sonra, Medine'de gerek bir slm Devleti oluturduunu gryoruz. Hicretten nce Mekke'de "devlet iinde devlet" vard. Yani slm Hkmeti tam mansyla devlet deildi. nk mslmanlarn topra yoktu. Baka bir devletin topranda; Mekke mriklerinin topranda ikmet ediyorlard. Peygamberimiz ve muhacirler Medine'ye gelir gelmez, hemen tekemml ettirilmesi gereken baz resm mstacel (ivedi) iler vard. Belki bunlarn ilki Mekke'den Medine'ye g eden, hibir eyleri olmayan mlteciler meselesiydi. Peygamberimiz Muhacir ve Ensartn temsilcilerini bu zor ie zm bulmak iin toplad. Doal olarak mlteciler, iltica ettikleri yerde birok zorluklarla karlarlar. Peygamberimiz bu gl tarihte benzeri grlmeyen bir tarzda gayet kolayca halletti. Muhacirlerin tam olarak saylarn bilemiyoruz. Fakat birka yz kiiden olutuklar; kadmlar, ocuklar olmak zere be yz kii kadar olmalar mmkndr. Bunlara yz aileydi diyebiliriz. Peygamberimiz fakir Medinenleri deil, fakat madd imknlara sahip, ziraat, tacir vs. gibi M e di ne llerden temsilciler toplad. Peygamberimiz, her zengin Medineli ailenin bir Mekkeli aileyi yanna almasn ve Medineli ailenin megul olduu ite her iki ailenin de eit bir ekilde alp kazanca mterek olmalarn teklif etti. Kur'n'm kendilerini vd Ensar, bu teklifi hemen kabul ettiler. Ensar nce "mallarmz ikiye blelim, yarsn muhacir kardelerimize verelim, yars bizde kalsn" demilerse de, Peygamberimiz Muham-med bunu kabul etmedi ve yukardaki teklifte bulundu. Mekkelilerden kimin Medinelilerden kimle karde olacan Peygamberimiz tayin etmiti. Bu hususta pek fazla bilgi olmamakla beraber, anlaldna gre, bu tayini Peygamberimiz, vasflarnda mmkn olduu kadar yaknlk bulunanlar arasnda yapmt. Mesel, bir limle bir taciri karde yapmamt. Bu tayinden sonra, iki kardein yaaylarn nasl devam ettirdiklerine dir elimizde baz misller var. Mesel Hz. mer, Ensar'dan biriyle kardeti. Kardeinin ikmet mahalli takriben Medine'ye 5 km. kadar uzaklktayd. mer, kardeine u teklifte bulundu: "Bir gn ben Medine'de Peygamberimizin yannda sabah namazndan yats namazna kadar durur, gece buraya gelince ne olup bittiyse, Peygamberimiz ne dediyse sana sylerim. Bu arada sen de burada ziraatle megul olursun. Ertesi gn, sen benim iimi, ben de senin iini yaparm; bunu srayla devam ettiririz." Kardei bunu kabul etti ve sylediini tatbik ettiler. Dierleri de byle yaptlar. Muhacirlerle Ensar arasndaki bu kardelikte bir baka yarar daha vard. Mesel, Peygamberimiz, bazen mrikleri kontrol edip icbnda savamak iin gnderdii nc ve gzc birliklere bu iki kardeten sadece birini alyor, dierini almyordu. Birlie alnmayan karde, birlie alnan kardein aile efradnn ihtiyalarn da kendi aile efradnn ihtiyalaryla birlikte gryor, kadn ve ocuklar bu ekilde zor duruma dmekten kurtulmu oluyordu. Her iki karde de birlie alnm olsayd, her ikisinin de aile efrad iin olduka byk bir glk ortaya kard. Ortadaki vak'alardan da grld zere mlteciler meselesi birka dakika iinde halledilmi; mal, meskeni [77] vs.si olmayan ve uzayp giden bir mlteci problemi kendini his s ettirmemistir.

2. Medine'nin Savunulmas

Bu sorunun zmnden sonra Peygamberimiz, savunma (mdafaa) hususunu ele ald. Bilindii gibi, slm ncesi Medine'de bir devlet yoktu. Halk kabilelere ayrlmt. Bazen birbirleriyle bar, bazen de harb halinde bulunuyorlard. Her kabile tek bana mstakildi. Mesel gnmzde Trkiye, Yunanistan vs. gibi devletler var. Bu gibi devletler, harb iln etmede, muharebe vs. yapmada, i ve d ilerinde tam bir hrriyete sahiptirler. Medine'deki kabilelerin de aynen byle hrriyetleri vard. Bu tamamen Mekke'deki durumla tezatt. nk kk olmakla beraber, Mekke'de bir site devleti vard. Fakat Medine'de bu yoktu. Bunlarn yannda halledilmesi gerekli zorluklardan biri de halkn inancndaki farkllkt. Medine'de henz mslman olmam araplar, yahudiler ve Hristiyanlar vard. Halk ayn dinden olsayd, i daha kolay halledilebilirdi. Fakat eitli milletlerle, din sahipleriyle savunma meselesini halletmek gt. Savunma mhim bir mevzu olduundan, Peygamberimiz mriklerden muhacirlerden, ensardan, hristiyan ve yahudilerden, btn halktan temsilcileri bir evde bir araya toplad. Buhr'nin nakline gre, bu ev Enes'in eviydi. Kendisi o zamanlar on yanda olduuna gre, bu toplant Enes'in babasnn evinde olmutu. Bu ev, Peygamberimizin evinin nnde byk bir evdi. Peygamberimiz, mslmanlarla mslman olmayanlarn Mescid'de toplanmalarn istemedi ve byle bir ev seti. Elimizde tafsilatl bilgi bulunmamasna ramen, muhtemelen Peygamberimiz bu toplananlara, u ekilde ortak bir savunma teklifi yapt: "Eer dardan dman mesel, yahudilere hcumda bulunsa, dier halk kendilerine yardm etmese, yahudiler yenilirler. Daha sonra hristiyanlara dman saldrsa, dier halk onlara yardm etmese, onlar da yenilirler. Bir baka zaman mslmanlara dman saldrdnda belki mslmanlar da yenilirler. (Bylece Medine halk, yenilgiye uram olur.) Oysa Medine halk kendi arasnda bir savunma pakt yaparsa, dman saldrya cesaret edemez, ederse de btn Medine halk karsnda dayanamayp, malup olarak geri ekilir." Bu teklif, btn Medine halk tarafndan faydal bulunduu iin kabul edildi.
[78]

3. Dnyann lk Yazl Anayasas

Medine'de bir devlet tekili konusu da ehemniyetli mevzulardand. Mslmanlar ve mslman olmayanlar, Medine'de bir site devleti kurmak hususunda ittifak ettiler. Bu byk bir devlet deil, fakat sadece Medine'yi iine alacak hviyette bir devletti. Burada enteresan bir husus dikkatimizi ekmektedir Medine'de bulunan topluluklarn temsilcileri, devletin anayasasn tedvin ederler. Devlet bakanyla vatandalarn hak ve vazifelerini bir sahifeye yazarlar. Bunu dnya tarihinde yazlan ilk anayasa olarak kabul edebiliriz. ok eskilerden beri devletler vardr. Fakat yazl bir anayasa in, Hindistan, Msr, Avrupa, Amerika vs. de slm'dan nce yoktur. Bir dier dikkat ekici husus da bu anayasay, anadan doma tahsil grmemi Peygamberimizin syleyip yazdrmas dr. Eski Yunanistan'da baz anayasalar vardr. Aristo'nun "Atina Anayasas" adyla bir kitab vardr. Fakat bu devlet anayasas deil, anayasa tarihidir. Aristo devlet reisi deildir. Byk skender'in veziridir. Bunun iin yazd, devletin kanunu olmamtr; kanunun tarihini yazmtr. Dier bir husus da udur: Atina Anayasas kitab, Atina'nn devlet deil, skender'in imparatoruluun baehri olduu bir zamanda kaleme alnmtr. Kitabn ad "Atina Site Devleti Anaya-sas"dr. Yani anayasann tarihinden bahseder, kendisi anayasa deildir. Aristo'nun muasrlarndan biri de Hindistanl tarihi Kautilya'dr. Sylediine gre, Bu-distlerin Hindistan'da bu devrede byk bir devletleri vard. endragupta adndaki devlet reisleri, Ayta astra adnda bir kanun kitab yazmsa da kitap devlet anayasas deil, kral ve prenslerin mtalaas iin yazlm, bir nevi retici mahiyet arzeden bir eserdir.

Netice olarak diyebiliriz ki, Medine'de Peygamberimizin yazdrd anayasa, dnyada en eski yazl anayasadr. [79] Bu Anayasann metni bize kadar ulamtr. inde yer alan hkmler elli iki madde olarak tasnif edilebilir. inde bir devletin ihtiya duyduu, savunma, adalet vs. gibi btn mevzularn izahn bulabiliriz. Bu arada mslmanlarla, mslman olmayanlar arasndaki ilikilere de yer verilmitir. Mesel, bir maddesinde "mslmanlar kendi dinlerine, yahudiler kendi dinlerine gre yaarlar" denilmektedir. Yani din meselelerde eitlik ve zgrlk vardr. Bu anayasada grdmz en enteresan hususlardan biri de, zamanmzda sigorta olarak isimlendirdiimiz insanlar lehine olan garantilerin yer aldr. Mesel bu cmleden olarak denilmektedir ki: "Bir kimse yanllkla birini ldrdnde maktuln diyetini garanti irketi (sigorta) verir. Birisi dman tarafndan esir alnr, dman onun serbest braklmas iin fidye talep ettiinde, bu ahsn fidyeyi deyecek mal gc yoksa, garanti irketi (sigorta) bu fidyeyi vererek o kiiyi esaretten kurtarr." Olayn ksaca zeti udur: Peygamberimiz Medine'ye gelir gelmez bir devlet teesss etti. Bu devletde mslman ve mslman olmayan btn halk vard. Mslmanlar ve mslman olmayanlarn hepsi Peygamberimizin devlet reisi olmasn istediler. Peygamberimizi, bu devletin reisi olarak setiler mi? Bunu bilmiyoruz. Mslmanlarn bu olay tasvib etmeleri mkuldr. Fakat mslman olmayanlarn bunu neden kabul ettikleri hakknda kesin birey bilmiyoruz. Bunu izah iin dncelerimizden te bir dayanamz yoktur. Bu meselede izah kolay olmayan husus, sa-. yca ok az olan mslmanlarn reisinin fazla saydaki mslman olmayan Medinelilerin de iinde bulunduu Medine Devleti'nin reisi oluudur. O zamanki mslmanlarn says bin kii olarak dnlrse, mslman olmayan Medineliler on-bin civarnda tasavvur olunabilir ki, bu byk bir farktr. Bunun phesiz zel sebepleri vardr. Fakat konumuz bu olmad iin daha fazla detaya girmiyoruz. Sonuta Peygamberimiz Medine'de bir devlet tesis etti. Fakat bu, mslmanlarn gvenlii iin yeterli deildi. Oluturulan bu devlet kk bir devletti. zellikle Mekkelilerin malca, asker kuvvete stnlkleri vard. Ayrca Peygamberimizi ldrmek iin srarlydlar. Bunun iin savunma mevzuunun nemi ortaya kmaktadr. Peygamberimiz bu konuda da gvenlii arttrc tedbirleri teebbs etti. Bu konuda atlm ilk adm, Medine halknn mslmanlaryla, mslman olmayanlarn birlemesiydi. Bu teebbsnde Peygamberimiz muvaffak oldu. Medine halk bir devlet reisi olarak Peygamberimizin bakanlnda birletiler. Mekkeliler, Peygamberimiz ve muhacirlerin Medine'de yaama imknlarn bulduklarn renince, Medinelilere "ya Muhammed'i ldrn, ya Medine'den kann, aksi halde biz gerekeni yapacaz" mnsnda bir yazl tehdit gnderdiler. Bu tehdit karsnda Peygamberimiz ve mslman-lar, Medine'yi savunmak iin dier baz tedbirlere ihtiya duydular. Bunu Peygamberimizin nasl hallettiini belirtmeden nce, bir hususu hatrlatmak istiyorum: ki eit devlet vardr; 1) Devlet olmaya hakk bulunan, fakat fiilen devlet olamam devlet, 2) Bir vaka olarak fiilen mevcut, fakat devlet olmaa hakk bulunmayan devlet. Anlaldna gre, Mekkeliler Peygamberimizi Mekke'den karnca Peygamberimiz "Mekkelilerin haklar olmad halde fiilen devlet sahibi olduklarm, mriklerin, Mekkelileri memleketlerinden karp onlar ldrmek, mallarn yama etmek istediklerini, insanlara kar zulmedenin hkmet etme hakknn olmadn, kendisinin Mekkeli olduunu, Mekke Devletinin mriklere deil kendisine ait olmas lzm gelmekle ve bu hakkn aslnda ona ait olmakla beraber, fiiliyatta devletin banda mrik Mekkeliler olduunu" iln etmiti. Buna Enfl sresinin Sen ilerinden ktktan sonra Allah onlara ne diye azap etmeyecek? Onlar Mescid-i Haram'dan, kendileri ona (onun hizmetine) ehil olmadklar halde, menedip duranlardr. O (hizmete) takvaya erenlerden bakalar onun ehilleri deildir. Fakat onlarn pek ou (bunu) bilmezler" mealindeki 34. yeti iaret eder. Kur'n "devlet olma hakk dil ve takva sahibi olanlarndr, bu devleti ele geirip zulmedenlerin deildir." [80] demektedir.

4. Medine slm Devleti'nin rgtlenii

Peygamberimiz (a.s.) bir eli (sefir) gnderdiinde her zaman, bu eliyi Mekke'de elilik hakk olan aileden seiyordu. Bildiimiz gibi, Mekke'de on vezirlik vard. Bunlardan biri de elilikti. Elilik, Hz. mer'in ilesindeydi. Hz. mer mslman olduktan sonra da bu konumunu devam ettirmitir. Mzakere iin Peygamberimiz eli gnderme ihtiyac duyduunda, Hz. mer'i gnderirdi. Fakat tarih kitaplarnn kaytlarna gre, en az iki kere Hz. mer, eli olarak Peygamberimiz kendisini gndermek istediinde "Benim yerime bir bakasn gnderin" demitir. Mesel Peygamberimiz Hudeybiye'ye gelip, Mekkelilerin kendisine Mekke'ye girme, Kabe'yi tavafla umre yapmasna izin vermelerini talep iin eli olarak Hz. mer'i gndermek istediyse de, "Mekkeliler bana dmandrlar, beni ldrrler, bir bakasn gnder" deyince Peygamberimiz, Hz. Osman' gndermiti. Bilindii gibi sancaktarlk, devlette mhim bir vazifedir. Mekke'deki sancaktarlk vezirlii, Abduddr ilesindeydi. Bu kabileden; bu aileden Mus'ab b. Umeyr mslman olup, Medine'ye hicret etmiti. Bedir Sava'nda mriklerin sancann Abduddr kabilesinden birinde olduunu rendi ve sancan Mus'ab'a vererek "mriklerden daha ok dil olmaa hakkmz vardr" dedi. Uhud Sava'nda da Peygamberimiz sanca ayn zta verdi. Zira sanca tama vazifesi, bu ztn kabilesine aitti. Bu gibi misller gsteriyor ki, Peygamberimiz, mslmanlar ayn zamanda Mekke'nin hakl devleti olarak kabul ediyor, Mekkeli mrikleri de, haklar olmad halde, devlete el koymu kiiler olarak gryordu. Bu arada Mekke'deki vezirlikle, Medine'deki vezirlik arasnda farkllk gzmze arpyor. Mrik Mekkelerden Kabe ve haclarla ilgili vezirlii yrten vezirin bir benzerinin Medine'de olmas kabil deildir. Zira Medine'de Kabe yoktur. Buna karlk, Mekke'de sadece on vezir vardr; bakan yoktur. Oysa Medine'de Peygamberimiz vezirlere devlet bakannn mavirleri gibi bir ekil vermitir. Peygamberimiz, Mekke'deki messeseleri, mmkn olduu kadaryla Medine'de tesis etmee alt. Fakat tamamn tesis etmedi. Mekke mslmanlarca fethedilince, Kabe mslmanlarn eline getiinden, Kabe ve hacc ii iin vezirlie bakan Mekkeli eski ailelerden mslman vezir tayin etti. Kabe'nin anahtar iin de bir vezirlik vard. Mekke'nin fethinden sonra bu ie bakan veziri, Peygamberimiz ard; mslman olduunu grnce kendisini bu vezirlikte brakt. Gnmze kadar bugn Suud Arabistan'da Kabe'nin anahtar, ayn ailede durur. Haclara imeleri iin Zemzem suyu veren bir sulama vezirlii vard. Bu ise Peygamberimizin ailesi olan Ben Him kabilesindeydi. Abdul-muttalib'den Ebu Tlib'e gemi, o da kardei Ab-bs'a bu vezirlii satmt. Mekke'nin fethinde bu vezirlik Abbas'daydi ve kendisi mslman olduundan bu vazife onda braklmt. Hacc ile ilgili Arafat ve Mzdelife vezirlikleri de vard. Fakat Mekke'nin fethinden sonra Peygamberimiz bu vezirlerin kimde olduunu sorunca, "ldklerini, ocuklarnn da olmadn" kendisine bildirdiler. Peygamberimiz bu iler iin yeni vezir tayini yapmadndan, bu vezirlikler bylece ilga edilmi oldu. Yani hicretin birinci ylnda, Peygamberimiz yalnz; Medine'de deil, ayn zamanda Mekke'de de devlet idaresinde hak sahibi olduunu iddia etmi, fakat Mekke'deki devletin mriklerin elinde olduunu itirafta bulunmutur. Madem ki Mekkeli mriklerle Medine'deki mslmanlar arasnda bir harp hali vard, [81] Peygamberimiz de mriklerin bu hcumuna karlk kendilerini savunmak maksadyla mttefikler bulmutu.

5. Konu ile ilgili Sorular

1. Soru: Mekke'de Peygamberimizin msl-manlarla mslman olmayanlar arasndaki hukuk esaslar dzenleyen anayasas gnmzde hkmetlerin kuruluundaki koalisyon protokollerine benzerlik arzediyor muydu? Cevap: Byk lde evet. Bu anayasa, ufak bir devlet iin dzenlenmiti. Daha byk bir devlet iin mevzubahis olsayd, dier ihtiyalara da phesiz yer verilirdi. Ayrca eski devirlerde savunma ekilleri bugnknden daha faydalyd. Devlet reisi birisini sava iin ardnda, gelen oku, yay, mzra, kalkamyla geliyor, kendisine devlet birey vermiyordu. Fakat bugn bir sava uann temini ok byk paralar gerektirmektedir. Bunun temini iin, bugn vergiye devlete ihtiya duyulur. Medine anayasasnda vergi hakknda bir sarahat grmyoruz. Aslnda buna ihtiya da yoktu. 2. Soru: Partiler arasndaki koalisyona da benzetilebilen Medine anayasas, mslmanlarla mslman olmayanlar arasndaki bir koalisyon eklinde anlalmaktadr. Ayr dinlerin sahiplerinden teekkl ettirilen bu koalisyonu nasl izah edersiniz? Cevap: Mslmanlar hassas bir konumda bulunuyorlard. Saylan dierlerinin onda biri kadard. Kendileri devlet reisi bizden olacak eklinde bir diretmeye gitseydiler, dierleri kabul etmeseydi, devlet kurulamazd. Zira mslmanlar sayca azdlar. Fakat Medine halk Peygamberimizi devlet reisi olarak seti. Muhammed'in reis olmas gerekir dediler, Peygamberimiz bunu kendisi istemedi. Bunun daha nce de belirttiimiz baz zel sebepleri vard, iinde bulunulan artlarda Peygamberimizden bakasnn reis seilmesine imkn yoktu. Daha nce de ifade ettiim gibi, Me-dineli araplar, Evs ve Hazrec kabilelerine ayrlm iki ksmd. Aralarnda savayorlard. Reis birinden olsa, dieri bunu kabul etmeyecekti. Onun iin reisin ikisinin dndan seilmesi gerekiyordu. Buna benzer baz sebepler Medinelileri, Mekkelilerden birini yani Peygamberimizi devlet reisi olarak semeye zorlad. 3. Soru: Hz. mer Medine'de slm Dileri Bakanyd. Peygamberimiz de hem din, hem de devlet reisiydi. Mesel Hudeybiye'de olduu gibi, en az iki defa elilikten imtina etmi; birinde Mekkeli-lerin kendisini ldrebileceinden ekindiini sylemi, bylece hem din hem devlet reisi Peygamberimize kar gelmi olmam mdr? Din ve devlet menfaati iin neden feragatte bulunmamt? Cevap: Bunu Hz. mer kendi menfaati iin deil, din ve devletin faydas iin yapmtr. Peygamberimizden eli olarak gnderilmemesi hakknda zr dilemi, o da Hz. mer'in zrn kabul etmitir. Zira Mekkeliler, mer efendimizi l-drseydiler, slm zararl kacakt. Mslmanlar harbe gireceklerdi. Bu ise kazanl kmak deildi. mer efendimiz korkaklktan dolay deil, mslmanlar yeni bir savaa sokmamak iin bu zrde bulunmutur. 4. Soru: Mekke Devleti'ndeki vezirliklerin yine eski ailelerde braklmas beni u ihtimal zerinde dndrd: 1) Bu vezirliklerin bir baka aileye verilmesi, eski dzeni tamamen deitirip yeni bir dzen getirme unsurunu ihtiva ettii fikriyle doabilecek huzursuzlua meydan vermeme gayreti midir? 2) Yoksa bu vezir ailelerinin tecrbelerinden istifde etmee matuf bir uygulama mdr? 3) Yoksa baz devlet memuriyetlerinin baz ailelerde kalmas gibi slm hukukunda kabul edilecek bir hukuk prensibin balangc mdr? Yoksa o gnn artlar cab mdr? Cevap: Peygamberimizin ne yapt bir mesele, neyi emrettii bir baka meseledir. Hz. mer'i dileri bakam, Mus'ab b. Umeyr'i de sancaktar olarak semi, fakat bunu bir cab ve gereklilik olarak yapmtr. Bunu yapmas belki setiklerinde yeterlilik bulduundan, Mekkelilere psikolojik bakmdan tesir yapmak vs. sebeplerden [82] kaynaklanm olabilir. Bu vezirliklerin daima u kabileler tarafndan yrtlmesi cabeder dememitir.

Sekizinci Blm Mekke Mrikleri Ve Medine Yahudileriyle likiler

1. Medine Devletini Benimsemeyenler

Daha nce belirttiimiz gibi Peygamberimiz Medine'ye gelince ncelikli olarak iki nemli olay gerekletirdi. 1) Mslman muhacirlerle ensar arasnda kardelii tesis etti. 2)Medine'de yaayan topluluklarn temsilcilerini toplayarak, onlarla bir devlet oluturdu. nk Peygamberimizin hicretinden nce Medine'de devlet yoktu. Medine toplumunun, temsilcileri bu yeni yaplanmay kabul ederek, devletin anayasasn yazdlar. Bu konuda yeterli bilgi bulunmamakla beraber, benim ahs kanaatime gre, Medinelilerin hepsi, bu devletin kuruluunu kabul etmediler. Mslmanlarn, bu devletin kuruluunu tasvib ettiklerine phe yok. Fakat mslman olmayanlardan bazlar bu yeni devlet yapsn kabul etmediler. Mesel nakledildiine gre, Medineli h-ristiyanlardan bn mir, kabul etmeyenlerdendi. nk O'nun Uhud Sava'nda elli hristiyanla Peygamberimizin karsnda olduunu gryoruz. Bunun mns, kendisinin ve kabilesinin bu devletin kuruluunu tasvib etmedikleridir. Zikrolun-duuna gre, baz Medineli Arap kabileleri de, ilk zamanlarda bu devletin kuruluunu kabul etmediler. lk zamanlarda bir kabile olarak yahudilerin tutumlarnn ne olduu hususunda sarih bir bilgi yoktur. Belki ilk zamanlarda, Medine halknn yars, belki de yardan az bu devlete [83] katlmt. Bu devlet ilk zamanlarda Medine'nin tamamn kapsamam, sadece bir ksmn iine almt. 2. Hz. Peygamber Devrinde slm'n Yayl[84]

Peygamberimiz Medine'ye hicretten sonra on sene daha yaad. lk zamanlarda, Medine'nin bir ksmna hkmediyordu. Vefatndan az nceyse btn Arap yarmadas, Gney Filistin'le, Gney Irak'n bir blm, slm hkimiyeti altna girmiti. Yani milyon kilometrekarelik topraklar mslmanlar fethetmiti. On yl boyunca, her gn sekizyz kilometrekarelik toprak alnyor demekti. Peygamberimiz zamannda slm Devleti byle yaylmt. lk iki halifeyle nc halife Osman efendimizin ilk zamanlarnda da slm Devleti bu ekilde genilemeye devam etti. Bunun iin Peygamberimizin ne yaptna dikkat etmeliyiz. Peygamberimiz, Medine'nin sadece bir ksmna hkim olabilen ufak devleti tesis ettiinde, Muhacir ve Ensar mslmanlarn sayca ne kadar olduunu kesin olarak bilemiyoruz. Fakat Buhr'nin Sahih'indeki bir rivayette, Peygamberimiz bir gn mslmanlarn isimlerinin yazlp kendisine verilmesini ister ve kendisine yazp binbeyz isim getirirler. Bunun hicretin ilk zamanlarnda olmas muhtemeldir. Bu rakamn, beyznn Muhacir, bininin de Ensardan olumu olmas mmkndr. Hicret zamannda Medine sakinlerinin saysysa kanaatime gre, onbin kii kadard. Buna gre, mslmanlar sayca gayet azd ve buna ramen slm nasl byle yayla-bildi? Eer Allah dileseydi, "ol" der ve istedii olurdu. Fakat O bunun byle olmasn istemedi. Bunun aksine slm, beer sebeplere gre intir etti. Peygamberimiz, dier insanlar gibi davrand ve netice de bu sebeplere gre tecelli etti. Bence bunun son derece byk ehemmiyeti vardr. Eer bir mucize tecelli etse ve insanlarn hepsinin mslman olmas iin Allah emir verse ve insanlar bunun zerine slm'a girseydiler, o zaman mslmanlar Peygamberimizi "gzel bir rnek" olarak alamazlard. Oysa Kur'an'da me-len "Andolsun ki Allah Raslnde [85] sizin iin gzel bir (imtisal) numne(si) vardr demektedir. Peygamberimiz sadece mucizelerle i grseydi, bizim iin bir rnek olamazd. nk bizim mucize gsterme imkanmz yoktur. Kur'an, Hz. Peygamber'nin bizim

iin gzel bir rnek olduunu beyan ettiine gre Peygamberimizin de beer imknlarla hareket etmesi [86] gerekmekteydi.

3. Mekke Devletiyle Ekonomik likiler

Peygamberimizin Medine'deki ilk ylnda az sayda mslmanla, Medine'nin kuzeyine, batsna, gneybatsna gittiini gryoruz. Bu gittii yerlerde, oradaki kabilelerle grt. KuYan'm da melen "(..) yaz ve k seferinde [87] dedii gibi, Mekkeliler yazn ve kn ticaret seferleri dzenliyorlar; yazn kuzeye, Filistin, Suriye ve Irak taraflarna, kn da gneye, Yemen'e gidiyorlard. Mekke gneyde, Medine kuzeyde olduuna gre, Mekkelilerin Yemen seferine mni olmak, mslmanlar iin kolay deildi. Fakat kuzeye gidebilmek iin Mekkeliler, Medine'nin yaknndan geiyorlard. Eer kuzey yolu zerindeki kabileler, Mekkelilere mni olmay kabul ederlerse, Mekkeliler, kuzeye gidemeyeceklerdi. Bunun iin Peygamberimiz; Cheyne, Elem, Gfr kabilelerine giderek, memleketlerinden Mekke kafilelerinin gemesine mni olmalarn teklif etti. Teklif etmek kolaydr. Fakat kabul edilip edilmemesi mhimdir. Zamanmzda, lkeler, turistlerden gelir salamaktadrlar. O zamanlarda da ayn ey vard. Bir yerde konaklayan kafile mensuplar oradan yiyecek iecek vs. satn alrd ve bu bir kazan unsuru olurdu. Mslman olmayan bu kuzey kabileleri mslmanlarn bu trl teklifini nasl kabul ederdi. Fakat Peygamberimiz "size bir kabile saldrrsa biz size yardm edeceiz, bize de bir kabile sava aarsa siz de bize yardm edin" teklifinde bulununca, Mekkelilerle ittifak halinde olmayan bu kabileye teklif cazip geldi ve ms-lmanlarla bylece bir ittifak iine girmi oldular. Bu dnda baka kabileler de bu civarda ikmet ediyorlard, fakat teklifi bu kabul etmiti. Bundan sonra Peygamberimiz, Mekke kafilelerinin bu yoldan gemesini yasaklad. Fakat mni olacak kuvvet bulunmazsa sadece yasaklamak kfi deildir. Bunun iin Peygamberimiz Mekke kafilelerinin geilerini menetmek zere kk birlikler gnderdi. Mekkeliler bunu renince kendilerini savunmak, mslmanlarla savamak zere ordu kardlar. Bylece Mekke mrikleriyle, Medine mslmanlar arasnda savalar balam oldu. Bedir, Uhud, Hendek vs. savalar, hep Mekke ticaret kafilelerine mni olmak isteyen mslman birliklerinin faaliyetlerinin neticesi olarak yaplmt. Burada zihinleri yle bir soru megul ediyor: "Bir Hz. Peygamber'in bakalarnn mallarn yama edip, yol kesme hakk var mdr?" Bu meseleyi ilm olarak anlamalyz. Bugn gelimi meden devletlerin davranlar nasldr? ki devlet arasnda, harp varsa, her ikisi de dierinin erkeklerini ldrmekte, mallarn yamalamakta, her imkna bavurarak birbirlerine baskda bulunmaktadrlar. Mekke Devleti'yle, Medine slm Devleti arasnda harp hali vard. Mekkeliler Mekke'de Peygamberimizi ldrmek istemilerdi. Bu ise mslmanlara kar Mekkelilerin sava iln etmeleriydi. Hicretten sonra da Mekkeliler susmadlar. Medinelilere yani Ensar'a bir heyet gnderip, "Muhammed'i ya ldrn ya da Medine'den karn, yoksa sizinle savaacaz" demilerdi. Bylece harp iln ve hcumu Mekkeliler den geldi. Mslmanlar ise sadece kendilerini mdafaa ediyorlard. Mslman Mekkeliler hicret edince, Mekkeli mrikler, mslmanlarm btn menkul ve gayrimenkul mallarn hrszlar gibi almlard. Peygamberimiz, Ebu Bekir, mer, Osman, Ali vs. btn mslmanlarm mallarn Mekkeliler gasbetmilerdi. Bunun iin mslmanlarm Mek-kelilere kar mallaryla vs.yle ilgili olarak mcdele etmeleri gayet haklyd. Sonra Mekkeliler ticaret kafilelerinin Msr, Suriye, Irak vs. gibi kuzey memleketlerinden elde ettikleri gelirleri slm aleyhine silah olarak kullanyorlard. Bu bakmdan mslmanlarm, Mekkelilerce yaplmak istenen bu ticarete mni olmalar gerekiyordu. Peygamberimiz, Mekkelilerle ilikilerinde ya sava yolunu seer ya da Medinelileri savatan caydrmak iin ekonomik bask uygulayabilirdi. steseydi Mekke'ye ordu gnderir, Mekkelilerle savar, onlar ldrebilirdi. Fakat Peygamberimiz bunu istemedi ve dedi ki: "Belki bugnk Mekkeliler slm' kabul etmeyebilirler, fakat yarn ocuklarnn slm'a girmeleri mmkndr." Bunun iin Mekkelileri ve ocuklar ldrmek yerine, kendilerine iktisad bask yaparak, mslmanlarm hasm olmalarn nlemek istedi. te bundan dolay, kuzey yolundan Mekkeli kafilelerin gemesini menetti.

Mekke kafilelerinin engellenmesi iin Peygamberinizin gnderdii birlikler, her zaman baar salayamadlar. Hatrladma gre, bu birliklerden bir tanesi hari dierleri baarl olamad. Bunun mns uydu: Birlikler nazar olarak yol kesmek iin gnderiliyorlard. Fakat fiilen yol kesme ameliyesi vuku bulmad. Fakat bununla birlikte, Peygamberinizin savamak, ldrmek, mallar yamalamak iin birlikler gnderdiini duyduklarnda Mekkeliler korktular. stenen de ite buydu. Yani Mekkelileri ldrmek deil, fakat kuzey ticaretinden kendilerini menetmek isteniyordu. yle ki ticaretleri aksad ve Mekkeliler fakirle stil er. te bu sre sonunda, [88] mslmanlarla cephelemeden vazgetiler.

4. Bedir Sava

Bu genel deerlendirmeden sonra, Medineli mslmanlarla Mekkeli mriklerin arasnda nelerin olduunu ele alabiliriz: nce Bedir sava oldu. Bedir, (Kzl Deniz) shil(i) ile Medine arasndaki bir yerin addr. Bu savata bildiiniz gibi mslmanlar yzoniki kiiydi. Dmansa dokuzyzelli kiiydi. Dman mslmanlardan misli daha fazlayd. Fakat sava mslmanlar kazand. Bunun, din meselelere ehemmiyet vermeyen kabileler zerinde byk bir psikolojik tesiri olmutu. Mslmanlarn gl, cesur ve sayca azlklarna ramen Mekkelileri yendiklerini grnce, bu kabileler slm'a meylettiler. Bu savatan sonra Medine mslm ani arnn says oald ve Medine etrafndaki kabileler ise. mslmanlarn mttefiki olmaya rza gsterdiler. nk mslmanlarn fevkalde bir asker kuvveti vard. Bylece slm kuvvetler fazlalat. Bir taraftan, ok sayda insan mslmanla girdi, dier taraftan da baz kabileler mslmanlarn mttefiki oldu. Mekkelilerin haricinde Sleym, Gatafn gibi baz Arap kabileleri, slm'a daima cephe almlardr. Bunun sebebinin ne olduunu da bilemiyoruz. Netice olarak, mslmanlarn dostlar ve dmanlar vard. Mslmanlarn yapt savalar, ya Mekkelilerle ya da bu kabilelerle idi. Bu harplerde de mslmanlar daima galip gelmemilerdir. Yani beer sebep ve netice unsuru hkimdi; sadece mucizeler rol oynamyordu. Mesel Uhud'da, Bi'ru Ma'ne'de mslmanlar bozguna uradlar. Bunun iin Peygamberimiz daima mslmanlarn iktisad, asker ve din bakmdan kuvvetlenmelerine [89] gayret gsteriyordu. 5. Ben Kaynuka ve Ben Nadir Yahudileriyle likiler[90]

Medinelilerin bir ksm Arab, bir ksm ya-hudiydi. Arap olanlarn bir ksm slm' kabul etti. Bunlara Ensar diyoruz. Bazs da hristiyand. Bunlarn bir ksm Medine'den Suriye, Irak vs. gibi eitli yerlere gitmilerdi. Bu nedenle kendileri hakknda pek bilgi sahibi deiliz. Bazlar da ld veya ldrld. lk zamanlarda Medine Araplar iinde mrik olanlar da vard. Fakat daha sonra Medine'deki araplarm ou mslman oldular. Yahudiler byk kabileye ayrlmt: Kaynuka, Ndir ve Kureyza. Mslmanlarla nce Kaynukahlar arasnda baz meseleler kmt. Kaynuka'llardan biri, bir mslman hanmna kar namuslu bir erkein kars iin tahamml edemeyecei bir gayri ahlk davranta bulunur. Bu olaya mdahale eden bir mslmam yahudiler ldrrler. Bylece mslmanlarla yahudiler arasnda atma balam; Peygamberimiz yahudileri muhasara altna almt. Bir iki hafta sren savatan yahudiler malup ktlar ve Peygamberimiz onlarn Medine'den kmalarn emretti. Bedir Sava'ndan sonra, Nadr yahudileriy-le de bir hdise kt: Peygamberimiz kendileriyle baz idar meseleleri grmek zere bulunduklar mahalle gittiinde, kendisini ldrmek istediler. Peygamberimizin oturduu yerin stndeki yksek bir yere byk bir ta kardlar. Ta yukardan atp Peygamberimizi, ezerek

ldrmek istediler. Fakat Peygamberimiz bunun farkna vard. Kendilerine birey sylemedi ve Medine'ye dnd. Bilhare mslmanlarla kendilerini muhasara edip savatktan sonra teslim olmak zorunda kaldlar. Peygamberimiz hepsini esir olarak ald. Peygamberimiz bunlar ne yapmalyd? Affetmeli miydi? Oldrmeli miydi? Bu ortaya kan meselelerden biriydi. Nadr yahudileri, slm'dan nce Evs kabilesiyle mttefiktiler. Evs kabilesi reisi zahiren mslman grnyordu, fakat gerekte msl-man deildi; mnafkt. Ad bn Ubeyy'di. Niin mnafk olduu hakknda zahir bir sebep mevcuttur: slm ncesi Evs ve Hazrec arasnda savalar vard. Savalardan sonra halk "Neden harp ediyoruz? Bizim bir melikimiz (sultanmz) olsa emniyet iinde yaayabiliriz" dediler. bn Ubeyy melik olarak seildi. nk zengin, akll, halk zerinde messir olan bir ahsiyeti vard. Kuyumculardan bn Ubeyy iin bir altn ta yaplmas istendi. Tacn yapm henz tamamen bitmeden Peygamberimiz, Medine'ye geldi ve Medineliler bu meseleyi unuttular. Kendisi sultan olaca srada Medine'ye gelen yabanc (Peygamberimiz) iini bozduu iin, kalbinde kin ve nefreti muhafaza ederek, samimi olarak slm'a girmedi. te bn Ubeyy'in mnafklnn zahir sebebi budur. Her zaman slm alehytar gayretlerde bulunuyordu. ie anamza kar karlan iftira (fk) hdisesini de bu mnafk karmt. Bir defasnda Tebk savanda Peygamberimizi ldrmek istemiti. Bunlarn yannda baka menfi tutumlar da vard. bn Ubeyy, mslmanlar Nadr yahudilerini esir edince, Peygamberimize gelerek, onlar affetmesi iin ok ricada bulundu. Israr zerine Peygamberimiz, Nadr yahudilerini affetti ve kendilerinin mallaryla beraber Medine'yi [91] terketmelerini emretti. Onlar da Hayber'e yerletiler.

6. Hendek Sava

Hayber, Medine'nin kuzeyine der. Yahudilerin uturduu bir yerleim merkezidir. Burada yaayan yahudilerin verimli baheleri, mallar, binden fazla askerleri vs. imkanlar vard. Bu imkanlara dayanarak Hayber'den, slm aleyhtar faaliyetler dzenlemeye baladlar. Mekke'ye bir heyet gnderip "Bedir'de bozguna uradnz, Uhud'da baar gsterenediniz, bir gayret daha gsterin" dediler. Bu tevik ve ynlendirmeler sonucu Mekkeliler mslmanlara kar sava amay benimsediler. Hayberliler ayrca, Sleym, Gatafan, Fezre gibi dier Arap kabilelerine de heyetler gnderip mslmanlara kar harb amalar hususunda kkrtma faaliyetlerinde bulundular ve "Muayyen bir zamanda Medine'ye kar hcuma geerseniz, size mal yardm yaparz" dediler. Bunun zerine, Hendek Sava vuku buldu. Bu savata mslmanarn says binbeyz idi. Dman gleri onikibin kiiyden olumaktayd Hayber'dek Ben Nadr yahudilerinin hazrlad komplo neticesinde meydana gelmiti. Harp gayet zor ve g sahnelerle dolu olmasna ramen, mslmanlar bu savata da galip geldiler. Medine'nin etrafna kazlan byk ukurlardan dolay, dman, mslmanlar tarafna geememiti. Mekkeliler ve mttefikleri, mslmanlar tarafna geemeyince Medine'de bulunan Kureyza yahudilerinden, mslmanlara dahilden hcum etmelerini istediler. Fakat bundan da sonu alamadlar. Hendek savandan sonra Mekkeliler, Medine'den Mekke'ye perian bir halde dnmek zorunda kaldlar. Bu dn, mslman-lar tarafna geemediklerinden miydi, yoksa bir baka sebebe mi dayanyordu? Mekkeliler, bu sefere karken bir iki gnde sava biter zannetmilerdi. Ancak evval ayna rastlayan muhasara, hendek yznden bir ay uzad. Bu sre sonunda kendilerinin deve, at vs. gibi hayvanlar iin getirdikleri yiyecek ve erzak bitmiti. Bu arada Hayber'den Ben Nadr yahu-dileri erzak gndermii erse de, mslmanlar bu erzak kafilelerini Mekkelilere ulamadan ele geirdiklerinden bunlardan istifade edememilerdi. Erzaksz kalmak Mekkelileri, geri dnmeye mecbur brakmt. Ayrca evval ayndan sonra gelen Zilkade ay ile yasak aylar denilen ay (Zilkade, Zilhicce ve Muharrem) girmiti. Mekke mrikleri bu ayda savamazlard. ay daha Medine'yi savaamadan muhasarann faydas yok, zarar vard. Bundan dolay, Mekke'ye dnmeye mecbur kalmlard. Ayrca daha nce de temas ettiimiz gibi, eitli kafilelerin bir memlekete geli-gidii o memleket iin bir iktisad gelir ve kazan vesilesi olduundan, bu yasak ayda Arabistann deiik yrelerinden Araplar hacc iin Kabe'ye gelecekler ve Mekkeliler bundan iktisdi kazan temin edeceklerdi. Eer bu srede Medine

muhasarasyla vakit geirirlerse bu kazantan da faydalanamayacaklard. Mekkelilerin muhasaray terkedip geri [92] dnmelerine bu husus da messir olmutur.

7. Ben Kureyza Yahudileriyle likiler

Mekkeliler dndkten sonra, Medine iinden mslmanlan arkadan vurmak isteyen Ben Kureyza'y, Hz. Peygamberimiz (a.s.) muhasara altna alp kendileriyle savat. Bunlar da msl-manlarla savaa tahamml edemedi ve birka hafta sonra teslim oldular. Beni Nadirin teslimiyetinden sonra olduu gibi, bn Ubeyy mnaf gelerek, yine Peygamberimizle Beni Kureyza ya-hudileri iin arac oldu. Ben Kureyza, Peygamberimizden; slm ncesi mttefikleri olan ve imdi ise mslman bulunan Sa'd b Muz' hakem kabul etmesini, hakemin verecei karar kendilerinin kabul edeceklerini, Peygamberimizin de kabul etmesini talep ettiler. Peygamberimiz bunu kabul etti. Yani ya-hudiler Sa'd b Muz' hakem olarak teklif ettiler, Peygamberimiz de bunu kabul etti. Bylece verilecek hkm hakeme ait olacakt, Peygamberimizin bu karara etkisi olmayacakt. Eer hakem bu Ben Kureyza yahudilerinin ldrlmesini emret-mise, durum tamamen hakeme aittir. Ortada hakem olmasayd da bu ldrlme emrini Peygamberimiz vermi olsayd, o zaman kendisi belki bazlarnca merhametsiz veya efkatsizlikle sulanabilirdi. Fakat burada durum tamamen deiiktir. Bunu hakem emredince, "emri Peygamberimiz verdi" diyemeyiz. Hakem olan Sa'd b Muaz yahudilerin muharib olanlarnn (askerlerinin) ldrlmesini emretti. Yalnzca erkeklere mil olan bu hkm ihtiyarlara, ocuklara ve kadnlara uygulanmad; onlar ise kle klnd. Bylece Medine'de hemen hemen Yahudi kalmam oldu. Olsa da gayet az ve ehemmiyetsiz bir saydaydlar.
[93]

8. Hudeybiye Sulhu ve Mekke'nin Fethi

Mekkeli ticaret kafilelerinin ticaretlerine Medineli mslmanlar tarafndan mani olunduundan Mekke iktisadiyat ok g durumdayd ve bunun neticesi olarak mslmanlara kar olan savalarnda Mekkeliler baar gsteremiyorlard. Bu ypratc ortam, sonunda Mekkelilerin mslmanlara kar stnlk salama gayretlerini krm oldu. Mslmanlar da bir sulh ortamnn sl-mn yaylna katkda bulunacam umuyorlard. Bu beklentiler sonunda bir hac mevsiminin de Medineli mslmanlarla Mekkeli mrikler arasnda Hudeybiye'de bir anlama imzaland. Fakat daha sonra bu anlamay Mekkeliler bozdular ve Peygamberimiz de insan dehete dren bir tarzda Mekke'yi fethetti. Bir adam bile ldrmeden Mekke'yi ele geirdi. Bu yle gerekleti: Peygamberimiz, kendisiyle mttefik olan kabilelere harp yaplacan, dolaysyla asker yardmnda bulunmalarn, harp yaplaca, gerektiini fakat askerlerin Medine'ye gnderilmemesini, kendilerinin urayp askerleri alacaklarn bildirdi. Medine'den kuzeye, douya, gneye, yine kuzeye gidip her gittii yerden asker toplad. Bylece gittike oalan askerlerle Peygamberimizin nereye gideceini kimse kestiremiyordu. Nihayet onbin kiiye bali olan mslman ordusu Mekke nlerine geldi. Mekkelilerin hibir eyden haberi yoktu. Askerler normalde yemeklerini be-alt kii bir ate zerinde piirirler. Fakat Peygamberimiz geceleyin her bir kiinin mstakil olarak bir tek ate zerinde yemek piirmesini emretti. Mekkeliler dalarn arka tarafnda onbin atei birden grnce, kim olduunu bilmedikleri ve say olarak ellibin tahmin ettikleri bu dman karsnda dehete kapldlar. Ebu Sfyan evinden kp, bu dmann kim olduunu renmek zere Mekke dna, askerlerin konaklama mahalline doru ilerlerken Mslman askerlerce yakalanp Peygamberimize getirildi. Peygamberimiz onun serbest braklmamasn, Mekke'ye geri dnmesine mni olunmasn emretti. Bylece Mekkeliler basz kalp, ne yapacaklarn aracaklard. Sabahleyin Peygamberimiz, drt ayr ynden Mekke'ye girilmesini emretti.

Mslmanlar hareket ederlerken Peygamberimiz, Ebu Sfyan' serbest brakp yle dedi; "Kim silahn brakrsa, kim Kabe'de olursa, kim Ebu Sfyan'n evinde olursa, kim kendi evine kapanp yola caddeye kmazsa o emniyettedir." Ebu Sfyan Mekke'ye gelip, "Mslmanlarla Mekkeliler savaamazlar, ok askerleri var" dedi ve bylece Mekke, kan aktlmadan fethedildi. Fakat mslman olmayanlarn kalblerinde bu bir kin ve nefret kayna olarak yer etti. Mekke'nin fethinden sonra Peygamberimiz, Mekkelileri ldrebilir, mallarna el koyabilir veya kendilerini kle yapabilirdi. Fakat bunlar yapmad. Mslman olmalarn temin etti. Bu incelie dikkat etmeliyiz. Peygamberimizin yapt bir konuma Mekkelilerde, psikolojik tesir icra etti. Mekke'nin fethinden hemen sonra, "Btn Mekke halk Kabe'ye gelsin, sizinle konumak istiyorum" dedi. nsanlarn hepsi topland. Bir taraftan da korkuyor ve ekiniyorlar di. Peygamberimiz (a.s.); Bill'e, Kabe'nin zerine kp nce ezan okumasn emretti; ezan okudu. Mekke sakinleri arasnda Attb b. Esd adnda biri vard. yle dedi: "Allah'a hamd olsun, hi, olmazsa bari babam ld ve bu hli grmedi. Yoksa Kabe'nin zerinde anran bu kara eein (siyah renkli Habeli Bill'i kastediyor) hline tahamml edemezdi." Ezandan sonra Peygamberimiz, namaz kld ve daha sonra toplanm olan Mekkelilere hitap etti. Mekkelilerin slm aleyhtar olarak mslmanlara neler yaptklarn kendilerine hatrlatt ve "imdi bu yaptklarnza karlk, benden ne yapmam bekliyorsunuz?" dedi. Utanlarndan balarn ne eip birey syleyemediler. Sonra Peygamberimiz onlara hitaben "Hepiniz serbestsiniz, size birey yapmayacam, gidebilirsiniz" deyince; mrikler, hi beklemeyip tahmin edemedikleri bir eyle karlatklarndan son derece duygulandlar. Az nceki tahkir edici ifadelerin sahibi Attb b. Esd, kendini tutamad ve Peygamberimizin nne gelerek "Ey Muhammed! Ben Attb b. Esd'im, Allah'dan baka ilh olmadna grr gibi inanr, Muhammed'in Allah'n elisi olduuna gzmle grr gibi iman ederim" der. Birka dakika nce Kabe'nin zerinde okunan ezana tahamml edemeyen bu adam, birka dakika sonra hi kimse kendisinden talep etmedii halde, derhal mslman olur. Bunun zerine de Peygamberimiz "Ben seni Mekke valisi olarak tayin ediyorum" der. Bylece birka dakika nceki dman, imdi Mekke valisi olarak iln etmitir. Bunu dier Mekkelilerin peyderpey slm'a girileri takip eder. Mekke'nin fethini mteakip birka gn iinde btn Mekkeliler mslman olur. slm tarihinin bu en nemli dnm noktasnn tamamlanmasndan sonra tek bir asker bile Mekke'de kalmaz, hepsi Peygamberimizle Medine'ye dnerler. Peygamberimiz zamanndaki slm siyaseti byleydi: Dman ldrmek, mallarn yama etmek yerine, kalblerini fethetmeyi istemekteydi. Peygamberimiz devrinde slmiyet byle yaylp intir etti ve vefat [94] ncesinde daha nce de belirttiim gibi milyon kilometrekarelik bir alan slm' kabul etmiti.

9. Konu ile ilgili Sorular

1. Soru: Peygamberimiz Ben Kureyza yahu-dileri muhariplerinin esir alndktan sonra ldrlmelerine msaade etmitir. Oysa Arap kabilelerine kar ldrme formln tatbik etmemitir. Bu Hz. Peygamberin kabileciini mi gsterir, yoksa ilerde o yahudilerin mslman olmayacaklarn biliyor muydu? Cevap: Beni Kureyza yahudileri, hkm Peygamberimizin vermesini isteseydiler, Peygamberimiz onlar affedecekti. Fakat yahudiler daha nce mnafk bn Ubeyy'in yapt gibi yapacak zannyla, slm ncesi dostlar olan Sa'd b Mu-z'm hakemliini talep ettiler. Dolaysyla onlarla ilgili karar o verdi. Bu olayn byle sonulanmasnda Peygamberimizin kabahati yoktu. 2. Soru: Peygamberimizin savalarnda, mu-harib adedi fazla olduu halde az insan lyordu. Sebebi ne olabilir? Cevap: Bu bir asker meseledir. Ancak geni bir almayla aydnlatlabilir. Bu konuda "Hz. Peygamberin [95] Savalar" adyla bir kitap yazdm, sorunuzun cevab orada bulunabilir.

Dokuzuncu Blm Hz. Muhammed'in Vefat Ve Hilfet Meselesi

1. Yalanc Peygamberler (Mseylime ve Esved)

Peygamberimizin Hayatnn son aylarnda iki adam peygamber olduklarn iddia etmilerdi. Yani peygamberimiz hayattayken iki kii (kendisinden ayr olarak) peygamberlik iddiasnda bulunmutu. Bunlar Mseylimet'lKezzb ve el-Es-ved el-Ans idi. Bu ikincisi Z'1-himr (eekli) adyla da tannyordu. Bazen bu ismi, Z'1-hmr olarak okurlar ki, bu doru deildir. Kendisi bir eek terbiye etmiti ve eei, emrine gre hareket ediyordu. Bu sebepten kendisine Z'1-himr (eekli) denilmiti. Bu adam, Peygamberimizden birka gn nce ld. Mseylime ise, mslman-larla savat ve Hz. Ebu Bekir devrinde ldrld. Yani Peygamberimizin hayatnn son gnleri kalb huzuru iinde deildi. Ortada bu iki adam sebebiyle bir fitne vard. Ayrca mslmanlar arasnda mnafklar da bulunuyordu. Baz dnyev menfaatleri (baz vazifeler) temin iin mslman grnyorlard. Hassan b Sbit'in divanndan da anlald zere, Medine'de Peygamberimizin vefat srasnda yahudi ve hristiyanlar bile vard. Yahudi ve hris-tiyanlarn, ne slm', ne de slm Devleti'ni sevmedikleri aktr. Buhr'nin bir rivayetine gre Hz. mer, Peygamberimizin vefatnda slm iin byk bir tehlikenin olduunu sylyordu. Peygamberimiz kendinden sonra yerine kimin geeceini tayin etmeden vefat etmiti. Bu bakmdan Hz. mer Peygamberimizin yokluunu slm Devleti ve dolaysyla slm iin tehlike [96] gryordu.

2. Hz. Peygamberdin Hastalnda Hilfet Tartmalar

Peygamberimiz lm hastalna tutulunca, Buhr'nin zikrettiine gre amcas Abbas, kardeinin olu Hz. Ali'ye gidip kendisiyle konutu. Ali'ye: "Peygamberimizin bu hastalnda, vefat edeceine dellet eden emareler grnyor. Kendisinden sonra kimin yerine geeceini de sylemedi. kimiz kendisine gidelim, hilfetin kime verileceini soralm. Eer virs olarak (miras srasna gre) slledeki sraya gre intikal edecek derse, bunu renmi oluruz. Hayr, bir bakas olacak der de isim tayin ederse, ikimiz buna ahit oluruz" der. Ali "Ben gitmek istemiyorum, eer Peygamberimiz hilfeti bize imdi vermezse, bundan sonra bize onu kimse vermez" eklinde cevap verir. Buhr'nin ifadesi burada bitiyor. Bylece gayet ak olarak anlyoruz ki Peygamberimiz, Hz. Ali'yi halife olarak tayin etmemistir. Aksi halde amcasna "Gitmee lzum yok, zaten beni veliahd olarak tayin etti, ikinci defa mevzu zerinde durmaa gerek yok" vs. gibi bir cevapta bulunmas gerekirdi, fakat amcasna byle birey sylemedi. Bundan sonra ne olduu hakknda bir sarahat yoksa da Buhr'nin Sahh'ine dayanarak u neticeyi karabiliriz: Ali, Peygamberimize gitmeyi kabul etmeyince, Abbas tek bana Peygamberimize gidip O'na da ayn eyi sorar; syler. Peygamberimize durumu yazyla tesbit etmesini, bylece mslman milletinin (mmetinin) blnmemesini temin etmesi hususunda srarda bulunur. Peygamberimiz amcas Abbas' ok sever, fazla ihtiram gsterirdi. Bu hususta pek ok misl olacak rivayetler vardr. Neticede Peygamberimiz, amcasnn bu teklifini kabul eder, "Kalem ile, zerine yazlacak birey getirin de size yazdraym" der. Bunun zerine baz sahabe, "Peygamberimiz u anda son derece g durumda, O'nu bu skntl zamanda yormamalyz" der. Bazs da "Hayr yazdrsn, bu da ok mhim" der ve ihtilf kar, sesler ykselir. Bu gelimeler zerine sahabelerden bazlarnca; "Peygamberimizin yaknnda bu ekilde grlt yakmaz, dar klsn"denir. Abbas'n Peygamberimize hilfetin kime verilecei hususunda yaz yazdrmas konusundaki srar Buhrfde aklkla yer almaz. Fakat konu [97] ile ilgili rivayetlerden anladma gre olayn byle cereyan etmi olmas kuvvetle muhtemeldir.

3. Veliahdlk ve Hz. Ali[98]

Peygamberimizin vefatndan sonra Hz. Ab-bas, Hz. Ali'ye gidip, "Hz. Peygamber (a.s.) vefat etti, elini uzat, sana bat edeyim, ben bat edersem, dierleri de gelip sana bat ederler. Eer bunu kabul etmezsen, birka gn sonra bakas halife olur, sen gidip ona bat etmek zorunda kalrsn" dediyse de Ali, ikinci defa amcas Abbas'm teklifini reddetti ve "Hi kimse biz Beni Him'in, halfe olma hususundaki hakkmz reddetmez" cevabn verdi. Bundan da gayet ak olarak anlyoruz ki, Peygamberimiz kimseyi halife olarak tayin etmemitir. Eer Ali'yi halife tayin etmi olsayd, "Peygamberimiz beni halife seti, senin b-atn kabul ediyorum" derdi. Fakat byle demedi. Bunun aksine, "kimse halifelik hakkmz inkr etmez" dedi, yani, hilfetin sultanlk (meliklik) gibi miras srasna gre intikal edecei kanaatin-deydi. Bu mevzuya devamdan nce, u hususu da zikretmek istiyorum. Peygamberimiz Ali'yi Gadruhum denilen yerde, namazda cemaate imam klmt. Veda haccmdan dnerken Peygamberimiz Medine yaknndaki bu mahalde imdi yeri belli deildir mslmanlara bir hitapta bulunmu ve "Ben kimin mevlsysam, phesiz ki Ali de onun mevlsdr" demiti. Bu ifadede "mevl" kelimesinin mns nedir? Eer mevl, "veliahd" mns-naysa mesele bellidir. Fakat baka bir mnya da geliyorsa, hkm de ona gre ayr olacaktr. Onun iin mevl kelimesinin mnsn iyi tetkik gereklidir. Bunu nasl reneceiz? Peygamberimiz devrinde o srada mevl kelimesi hangi mnda kullanlyordu. Bugn Msr'da, Irak'ta vs.deki bu kelimenin mns deil, o zamanki mnsn aratrmak zorundayz. Bunu nasl bulacaz? Bu ehemmiyetli bir meseledir. Fakat ben buna bir zm buldum. Kur'an, Peygamberimizin muasrdr. Bu kelimeyi Kur'an'da tetkik edelim. nk kelime Kur'an'da [99] kullanlyor. Fakat mns yetlere gre deiiyor, hep ayn mny tamyor. Mesel, "Allhu mevln gibi bir terkipte, takriben "mlk sahibi olan ilh" vs. m n alarmdadr. Kelime, dier baz yetlerde, "erkek karde", "dost" (arkada), mnalarna da kullanlmtr. Bazen de "cehennem" mnsna kullanlmtr. Netice olarak kelimenin eitli mnlar vardr ve Kur'an'da veliahd mnsna bir kere bile kullanldna rastlayamadm. Farzedelim ki veliahd mnsna geliyor. Hadis "Ben kimin mevlsysam, phesiz ki Ali de onun mevlsdr" diyor. Yani "u andan itibaren mevlsdr" demek oluyor: "Benim vefatmdan sonra" demiyor. Bunun iin kelimenin mns ve-liahddr denemez. nk Peygamberimiz Ali'yi veliahd tayin etmek isteseydi, gelecek [100] zaman ifadesiyle "Ali de onun mevls olacak" derdi. Zira hilfet, halle deil, istikballe ilgilidir.

4. Ensar ve Hilfet Meselesi

Ensr da hilfet hususunu dnm ve bir ksm Ben S'ide sakfesinde toplanmlard. Sa-kfe, toplant gibi baz vesileler iin yaplm, bugnk mnda kulp gibi bir yerdir. S'ide kabilesi, burada toplanyor, aralarnda konuuyorlard. Sa'd b Ubde bu kabileden ihtiram gren, zengin bir ahst. Eski mslmanlardand. slm'a gerek ml, gerekse dier yardmlar olmutu. Ben S'ide sakfesinde toplanp aralarnda, "Medine bizim memleketimiz; halife de bizden olmal" eklinde konuuyorlard. Bu husustaki gelimelere girmeden nce, u hususu hatrlamalyz: Ensar, neseb itibariyle ayn kke dayanmakla beraber, baz infird sebepler yznden ayrlmlard. Aralarnda harpler cereyan etmi, hatta mslman olduktan sonra bile aralarndaki mnakaalar devam etmitir. Mesel Medineliler yeni yeni mslman olmaa baladklarnda, Peygamberimiz daha Mekke'de iken cemaatle namaz klma hususunda bile Evs ve Hazrecliler arasnda ittifak yoktu: mam Evs-liyse Hazrecliler, Hazredi ise Evsliler arkasnda namaz klmyorlard. Bunun iin, imamn Mekke-li olmasn kabul ettiler. Peygamberimiz Medine'ye geldikten sonra byle eyler kalmad. Fakat bu gibi misaller bize, iki kabile arasndaki rekabetin iddetli olduunu gsteriyor. Bu bakmdan, Sa'd' halife

seseler, buna Evsliler muvafakat etmeyecekti. Eer Evsli biri seilse, bunu da Hazrecliler kabul etmeyebilecekti. te bunun iindir ki, bir Evsli, Peygamberimizin Mescidine gelip Hz. Ebu Bekir'e, "Hazrecler Sa'd b Ubde'yi halife semek istiyorlar" diyerek durumu haber verir. Bu da bize, Evslilerin Hazredi olan Sa'd' halife olarak istemediklerini gsteriyor. Peygamberimizin vefatnda, O'nun kabilesinden olan akrabas Ali, Abbas vs. gibi ileri gelenler, halifenin kim olaca hususunun mtalaasn yapyor, hilfetin virs olaca kanaatini tayorlard. Fakat Ensar, "Muhacirler yabancdrlar, bizim memleketimizden deillerdir. slm bizim yardmmzla yayld. Peygamberimize yardm elini uzatp ona mesken vs.yi temin eden bizleriz; binenaleyh halife bizden olmaldr" grndeydiler. Medine'deki Yahudi ve Hristiyanlarn byle bir sorunun ortaya km olmasndan gayet sevinli olduklar [101] phesizse de, grlerinin ne merkezde olduunu bilemiyoruz.

5. Muhacirler ve Hilfet Meselesi

Baz mslmanlarda ise Peygamberimizin vefat haberi deiik bir tarzda tepki yapt. Mesel, Hz. mer, diyebiliriz ki uursuzluk derecesine varan teessrnden klcn ekip, "Kim Hz. Peygamber vefat etti derse, boynunu vururum, O hibir zaman lmeyecektir, Hz. sa'nn gittii gibi ge kmtr, yine yeryzne inecektir, aramzda kyamete kadar baki kalacaktr" diyordu. Hz. mer'e saygmz sonsuz olmakla beraber, hzn adet kendini kaybetmek derecesine ulamt. Bu hal bir nevi uuru kaybetmektir. Hz. Ebu Bekir, Peygamberimizin vefatnda, Medine'de deil, Medine haricinde, Sunh isimli bir mahaldeydi. Bu yer de bugn bilinmiyor. Anlaldna gre, vefatndan az nce Peygamberimizin vaziyetinde shh bir dzelme mevcuttu. Hatta sabah namaz vaktinde Peygamberimiz mescide geldiinde mslmanlar sabah namazn klarlarken grd ve bu hale memnun olup, tebessm etti, "namaznza devam edin" diyerek geri dnd. Namazdan sonra Ebu Bekir, Peygamberimizin yanma gelerek "Elhamdlillah vaziyetin iyileti, birka gnden beri ailem efradndan uzaktm, izin verirsen evime gitmek istiyorum, bilhare gelirim" dedi. Kendisine izin verdi ve Ebu Bekir, Sunh'a gitti. Bundan takriben iki saat sonra Peygamberimiz vefat etti. Ebu Bekir imam olduundan le namaz vaktinde geri geldi. Peygamberimiz kendisine Peygamberimizin vefatn haber verdiler. Hemen kz ie anamzn odasna girdi, Peygamberimizin mbarek yzndeki rty kaldrp alnndan pt. Mescide geldiinde mslmanlar toplanmlar, Hz. mer de klcn ekmi, "Hz. Peygamber ld diyenin ban uururum" vs. diye baryordu. Hz. Ebu Bekir "sus" dediyse de, o dinlemeden, szlerini tekrarlyordu. Hz. Ebu Bekir minbere kt ve hitab etmee balad. "Alemlerin Rabbi Allah'a hamd, gnderilmi (eli)lerin efendisine salt ve selm olsun..." eklinde hitaba balaynca, insanlar Hz. mer'i brakp, Hz. Ebu Bekir'in ne sylediini duymak iin minberin etrafna toplandlar. Hz. Ebu Bekir unlar sylyordu: "Kim Muhammed'e ibadet (kulluk) ediyorsa bilsin ki Muhammed lmtr. Kim Allah'a kulluk ediyorsa, Allah diridir, lmez" Bu arada Peygamberimizin vefatyla ilgili "Muhakkak sen de [102] leceksin, onlar da elbet lecekler ve "Muhammed bir peygamberden baka (birey) deildir. Ondan evvel daha nice peygamberler gelip gemitir. imdi o lr, yahut ldrlrse, kelerinizin stnde (gerisin geri)mi dneceksiniz? Kim (byle) iki kesi zerinde (ardna) dnerse elbette Allah'a hibir eyle zarar yapm olmaz. [103] mealindeki baz yetleri okudu. Allah, kr (ve sebat) edenlere mkfat verecektir Hz. mer, daha sonralar bu anla ilgili duygularn anlatrken: "Bu yetleri duyunca sanki birisi iki ayam birden kesmi gibi yere dvermiim" diyecektir. Anlaldna gre, oradaki sahabler alamaa balyorlar. Hz. Ebu Bekir, Mslmanlarn ne yapmalar gerektii hususunu da ele alarak hitabna devam etti. Konumasnn z, "Peygamberimizin brakt yerden dini teblie devam etmek, duraklamamak" vs. ile ilgiliydi. Bu meseleyi, Peygamberimizin defninden sonra ele almalarn teklif etti ve hitab bitirince insanlar dald. Ebu Bekir, Ebu

Ubeyde b el-Cerrh ve mer efendilerimiz gibi bazlar da mescidde kaldlar. Bu srada yukarda kendisinden bahsettiimiz Evsli gelerek, Hazreclilerin beni S'ide'nin toplant mahallinde halife tayiniyle ilgili olarak toplandklarn haber verdi. Ali ve Abbas efendilerimizse beride Peygamberimizin ykanmas, kefenlenmesiyle meguldler, mescidde deillerdi. Hz. Ebu Bekir yanndakilere, "Ensar kardelerimize gidip hilafet meselesinde [104] fazla acele etmemelerini, bu iin Peygamberimizin defninden sonra ele alnmasn syleyelim" dedi.

Onuncu Blm Hz. Ebu Bekir'in Halfe Seilmesi Ve Baz Uygulamalar

1. Muhacirler ve Ebu Bekir'in Hilfeti Meselesi

Hz. Peygamberin vefatn mteakip ortaya kan hilafet meselesinde nceleri nslmanlar farkl dncelere sahiptiler. Muhacirler "Kurey kabilesinden olmal" fikrinde ittifak ederken, bunun tafsilatnda ihtilf ediyorlard. Mesel, Ben meyye'den Ebu Sfyn, halfenin kendilerinden olmas lzumu zerinde duruyordu. Ebu Sfyn ve dier birok Mslman Hz. Ebu Bekir'in halifeliini dnmyorlard bile. Zira kendisi Teym kabilesindendi. Bu kabileyse, Kurey'in en hakr kabileleri arasnda saylyordu. Mesel, bir Cahi-liyye devri iri bu kabile hakknda "Herhangi bir meselede istiarede bulunacaksak, Teym kabilesini armayz; eer istiarede bulunursak, grlerine nem vermeyiz" diyor. Selmn- Frisi (r.a.)'de Hz. Ebu Bekir'in halifeliine ihtiml vermeyenlerdendi. Nitekim Ebu Bekir, halfe seildikten sonra, kendisinin farsa olarak "yaptnz ama isabetli yapmadnz" mnsnda, "gerdd negerdd" eklinde bir sz sylediini tarihiler kaydeder. Yani, "fiilen Ebu Bekir'i halfe setinizse de, bunda pek isabetli olmadnz" demek ister. Bu grler bize hilafet konusunda muhacirlerin kendi aralarnda bir birlik oluturamad-n ve farkl grlere [105] sahip sahabelerin bulunduunu gstermektedir.

2. Ensar ve Ebu Bekir'in Hilfeti Meselesi

Ensarn Beni S'ide'nin toplant mahallinde Hazrec'ten bir halfe seme teebbs, mesciddeki mslmanlarn bu ii Peygamberimizin defninden sonra ele alma kararma ters dyordu. Ayrca baz mslmanlarn, dierlerine danmadan halfe semeleri, baz tatszlklara, hatta mhim olaylara sebebiyet verebilirdi. Durumun iinden klmaz bir hal almasn nlemek iin, Peygamberimizin akrabasndan cenazeyi ykamak, kefenlemek iiyle megul Ali, Abbas gibi ehas beklemeden Ebu Bekir, yanndaki iki zatla Ben S'ide'nin toplant yeri olan Sakfe'ye geldi, birlikte selm verip oturdular. Ensar'dan biri kalkp Ensar'm stnlklerini dile getirdi. Kur'an yetlerinden, Peygamberimizin hadislerinden misller verdi. Sonra Hz. Ebu Bekir kalkp, "Sizin stnlkleriniz bu kadar deil, daha fazladr. Fakat hilfet, daha ayr bir eydir. Halfeyi Arap Yarma-das'ndaki mslmanlann da tasvb etmi olmas gerekir. Oysa btn Araplarn raz olaca halfe ancak Kurey'ten kabilir; Ensar'dan olacak halfeyi btn Araplar tasvip etmezler" dedi. Sonra dier bir Ensar kalkp "O halde bir halfe sizden, bir halfe de bizden olsun; hilfet bu iki kiinin elinde bulunsun" deyince, Ebu Bekir buna cevaben "Halfe bizden, yardmcs sizdendir" dedi. Bir baka Ensar kalkp, deiik bir teklifte bulundu. Teklifi "lk halife Kurey'ten, ikincisi Ensar'dan, ncs Kurey'ten, drdncs Ensar'dan olmak zere, kyamete kadar bylece mnavebeli bir hilfet usul kabul edilsin; biri lnce, dieri halfe olsun" eklindeydi. Ensar, kendi grleri, Muhacirler de kendi grleri zerinde srar edip, sesler ykseltmeye baladlar, bundan sonrasnn ne olduu hususunda iki rivayet vardr.

Birincisi bh Him'a ait: Ebu Bekir, Peygamberimizin "Devlet bakanlar Kurey'tendir kinci rivayetse, bu hatrlatmay oradaki bir Ensar yapt, eklindedir.

[106]

dediini hatrlatt.

Hatrlatmay hangisi yapm olursa olsun, hepsi slm'a ve Peygamberimize inanm kimseler olarak Hz. Peygamber'in byle dediini hatrlaynca, ona gre hareket edilmesinin icabettii hususunda ittifak ettiler. Ebu Bekir, "te burada mer ve Ebu Ubeyde b el-Cerrh, hangisine bat ederseniz ediniz" demiti. Burada Ebu Bekir'in bykln gryoruz. Halifelii kendisi iin istemeyip, kendilerini Peygamberimizin ok sevdiinden ve liykatlar da olduundan, bu iki zattan birine bat edilmesini teklif etmiti. Yalnz bu arada bir hususa da temas edilmelidir: Peygamberimiz "Umm bir vazifeyi, isteyenine [107] vermeyiz" mnasnda bir sz de sylemisti. Hz. Ebu Bekir, "Beni halfe sein" deseydi, bu prensibe ters derdi. Bu prensibe gre "beni halfe sein" diyenin halfe seilmemesi gerekirdi. Ayrca Peygamberimiz bir hadisinde: "nsan bir vazifeye kendi talip olur da baz eksikleri olursa, insanlar bunu onun bana vururlar; bu vazifeyi sen istedin, imdi de stesinden gelemiyor, ilerimizi aksatyorsun derler. Halbuki bir insana bir vazife zorla verilirse, bu vazifede eksiklikleri olduu takdirde, onu o vazifeye getiren bizleriz, istemedii halde ona bu [108] vazifeyi ykledik; yardm edelim de bu iin stesinden gelsin derler diyor. Netice olarak mer, "Hayr, bam kesseniz Ebu Bekir'e halfe olamam. Bamn kesilmesi bundan daha kolaydr, getir elini sana bat ediyorum" deyip, Ebu Bekir'in elini tutup kendine doru eker. Bundan sonraki u olaysa ashabn, husu-sen Ensar'm bykln gsterii bakmndan dikkat ekicidir. te bu esnada Ensar'dan biri mer'e hitaben "Dur biraz bekle, nce ben bat edeyim" der. Zira Muhacirler, muhacirlerden birini halfe seerlerse, belki baz Ensar'm kalbinde bir eit eziklik olabilirdi. Oysa Ensar, muhacirlerden birini halfe olarak benimserse, buna meydan verilmeyecektir. Bu da ahlak yceliin bir rneidir. Bylece ilk defa bu Ensar, sonra da btn dier mslmanlar ihtilf etmeden Ebu Bekir'e bat ettiler. Yalnz Sa'd b.Ubde (r.a.) bat etmedi. Ebu Bekir, Sa'd'n bat iin srarda ve zorlamada bulunmad: "Madem ki bat etmiyorsun, sen bilirsin" dedi. Bilhare buradan herkes evine dald. kinci gn (yani Peygamberimiz defnedildikten sonra) Ebu Bekir mescide gelip minbere karak mslmanlara hitapta bulundu. Bu hitab bi ze Ebu Bekir'in bykln gstermektedir. Hz. Ebubekir bu ifadesinde yle demitir. "Dn beni halfe olarak setiniz, oysa ben hilfet istemiyorum. Bir bakasn seebilirsiniz". Bunu gn Medine'nin her yerinde, Belzurfnin rivayetine gre srarla syledi. Anlaldna gre mslmanlar "Bu ie senden daha lyk olan yoktur. Peygamberimizin hayatnda imarnlk iin setiinin yerine nasl olur da bir [109] bakasn koyarz" dediler.

3. Hz. Fatma'nn Miras Talebi ve Ebu Bekir'in Halifelii

Burada kk, fakat ilm deeri byk bir tartmaya deinmek istiyorum. Peygamberimizin kz Fatma anamz, Ebu Bekir'in evine (halfe olduu iin) giderek, "Babam vefat etti, miras hakkm talep ediyorum" dedi. Peygamberimizin vefatndan sonra hi paras kmamt. Fakat Fe-dek'te, Medine'de vs.'de baz arazileri vard. Buralarn gelirlerini ailesine harcar, artan da umumiyetle mslmanlar iin sarfederdi. Ebu Bekir'in bu miras hakk talebine cevab "Peygamberler miras brakmazlar" eklinde olmutu. Zira Peygamberimizin kendisi: "Biz [110] peygamberler miras brakmayz, braktmz sadakadr yani devletindir, akrabamzn, vefatmzdan sonra biz peygamberlerden miras alma haklar yoktur, demiti. Fakat burada ince bir ilm nokta var. Fatma anamz neden Ebu Bekir'e miras talebiyle gitti? Neden bir bakasna, mesel Hz. Peygamber ailelerine; analarmza gitmedi? nk Fatma anamz, Ebu Bekir'i Peygamberimizin halfesi olarak grm ve hakkn, bu konuda yetkili olan kiiden talep etmitir. Bununla, i kardelerimize, Fatma anamzn Ebu Bekir'in halifeliim benimsediini, onun halifeliini meru kabul ettiini hatrlatrm. Sonra bir evli hanmn, kocasndan habersiz hak talep etmee gittii nasl tasavvur olunabilir? Buna imkn yoktur. u

halde Hz. Ali, zevcesi Fatma anamza, "Halfe Ebu Bekir'e git ve baban Peygamberimizden sana miras olarak intikal etmi hakkn talep et" demi, bylece Hz. Ali de Ebu Bekir'in halifeliini kabul ve itiraf etmitir. Maalesef 1400 yldan beri iler ve Snniler arasnda bu hilfet mevzuu ayrlk unsuru olarak gelmitir. Snnler, iilerin tarih kitaplarn mtla etse, kabul edemeyecei baz eyler, iler de Snnlerin tarih kitaplarn mtalaa etse, kabul edemeyecei baz eyler bulabilir. Fakat bu olaylar iin Snn ve i tarih kaynaklarndan baka mracaat edeceimiz kaynaklar da yoktur. Belzur, Ali-Ebu Bekir arasndaki hilfete ait konumay yle nakleder: "kinci gn Ebu Bekir mescidde insanlara hitapta bulunurken, Hz. Ali'nin olmadn grr ve ona, bir rivayete gre haber gnderir. Bir baka rivayete gre kendisi ona gidip konuur; der ki: "Senden bakas bana bat etti, neden sen etmedin?" Hz. Ali'nin cevab u olur: "Senin ahsiyetine hibir itirazm yoktur. Ancak benim houma gitmeyen husus, bu mevzuda bizimle istiarede bulunulmaydr". Bunun zerine Ebu Bekir, yukardaki durumu izah ederek, bu halfe seiliinin hangi tarzda, ne gibi artlar altnda tahakkuk ettiini aklar, istiareye vakit ve imkn bulamadklarn izah eder, bunun zerine Hz. Ali, Ebu Bekir'e bat eder. Dier bir rivayete gre Fatma anamz, miras talebinden sonra Ebu Bekir'e krgn olarak evine dner ve kocas Ali'ye "Hakkm olan miras Ebu Bekir bana vermiyor" der. Hz. Ali de, zevcesi Hz. Peygamberimizin kz Fatma anamz kendisine krlmasn diye, zevcesine ihtiramen, hemen Hz. Ebu Bekir'e bat etmez. Fakat alt ay sonra Fatma anamz vefat edince, Ebu Bekir'e bat eder. Ancak bu alt ay zarfnda, Ebu Bekir'e her trl ilerinde yardmc olur, onunla ibirlii yapar. Bir nc rivayete gre ki bu rivayette i tesiri gayet ak grlyor Ebu Bekir ile mer, Hz. Ali'nin evine gidip kapy alarlar. mer, Ali'ye: "imdi derhal Ebu Bekir'e bat etmezsen evi yakarm" der. Fatma anamz buna: "Sen mi evimi yakacaksn" diye istifhmen cevap verir. Buna karlk Hz. mer: "Evet, evini ben yakacam?" deyince, Hz. Ali kapya kar. mer, Ali'yi tutup yere vurur. Esefle sylenmelidir ki, bu tarih mesele, mslmanlar arasnda itikd bir mesele haline gelmitir. Mesel, ilere gre, bir insan Peygamberimizden sonra halifelik hakkna sadece Hz. Ali'nin sahip olduunu itiraf etmezse mslmanlklar tam olamaz. ilerde bu konu mezheplerinin itikad bir boyutudur. Snnler ise bu konuda: "Peygamberimiz ve-liahd tayin etmediinden, icm ile Ebu Bekir'in halfe seilmitir" demektedirler. Ancak gerek ilk halifelik, gerekse ilk halfeden sonraki halifelik konusu tarih bir mevzudur. Dinin aslndan olan bir mesele deildir. Fakat mslmanlar arasnda maalesef bu, itikad mevzulardan bir cz halini almtr. Bunun yannda maalesef dinden pek hissesi olmayan tarihiler de baz olaylar, olmad halde oldu gibi gstermilerdir. Mesel, yukardaki Ali-mer hadisesiyle ilgili nc gr, bu tip tarihilerin uydurduu yalan [111] olaylardandr, kanaatindeyim.

4. Hz. Ebu Bekir'in lk Uygulamalar

Ebu Bekir halfe olduktan sonra, devlet ha-zinesindeki mallarn, Medine'deki mslmanlara datlmasn emretti. Hz. Ebubekir'in halifeliinin ilk gnlerindeki bir nemli nokta da uydu: Peygamberimiz lm yatandayken, "sme komutasnda orduyu sefere karn" demiti. Bu ordu, bir msl-man eliyi ldren Bizansllar zerine gnderiliyordu. Ebu Bekir halfe seilir seilmez, s-me'nin orduyla sefere kmasn emretti. Hz. mer gibi baz zevat ise, "Orduyu Medine haricine gnderme, yalanc peygamberlik iddiasnda olanlar vs. var. Ordunun nce

onlarla, sonra Rumlarla (Bizans Devletiyle) arpmas daha uygun olur" demilerse de, Hz. Ebu Bekir: "Peygamberimizin emri tehir olunamaz" diyerek orduyu sme komutasnda savaa gndermitir. Bu arada Ebu Bekir, "Peygamberimiz bir kimseye mal vs. vermeyi vaadettiyse bana gelsin, ben onun yerine vereceim" diye ilnda bulundu. Ayrca Ebu Bekir'in halfe seilip kendisine bat edilii mevzuunda, bir noktann daha akla kavuturulmas, ilm nem tar. Ebu Bekir'e Medineliler bat etmilerdi. Gney Filistin, Gney Irak vs. gibi dier Arap Yarmadas hep ms-lmand. Ne var ki bu mslmanlar, hemen bat edememiler, haberi duyduka peyderpey bat etmek zorunda kalmlardr. Zira o zamanlar bildiimiz gibi, seri haberleme vastalar yoktu. Nihayet Hz. Ebu Bekir'e [112] edilen son bat, halfe seiliinden alt ay sonra olmutur.

Onbirinci Blm Hz. Ebu Bekir'in Halifeliinin Meruiyeti 1. Hilfetin Kureylilii[113]


[114]

Ebu Bekir'in halfe olarak seilmesine temel olan Peygamberimizin "Devlet reisleri Kurey'tendir" mnsndaki hadisi, kyamete kadar tatbiki gerekli bir emir miydi; yoksa, muayyen bir zaman iin tatbiki mevzubahis olan bir hadis miydi? Bu hadis ne zaman, hangi maksatla sylenmiti? Maalesef bunu izah edecek ciddi malumata sahip deiliz. eitli hadislerde, muhtelif kelimeler kullanarak Peygamberimiz devlet bakanlarnn Ku-rey'ten olmasn emrediyor. Fakat bu hadisleri anlayabilmemiz iin baka hadislere de mracaat etmeliyiz. Acaba Peygamberimiz "Devlet bakanlar Kurey'tendir" ifadesini bir emir olarak m, yoksa bir baka maksatla m kulland? Buhrfnin Sahh'inde yle bir hadise rastlyoruz: Bir sahbi, babasyla birlikte Medine'ye gelir. Peygamberimiz mslmanlara hitab etmektedir. Sahbi, Peygamberimizin "Oniki emir gelecektir" dediini iittim, cmlesinin [115] dier ksmn iitemedim. Babama sordum, cevaben "Hepsi Kurey'ten" dediini belirtti. Burada Peygamberimizin, bu hususta bir emir vermediim, ileride vuku bulacak olan eyi haber verdiini anlyoruz. Yani Kurey'ten oniki kiinin halifelik yapacan bildirmektedir. Bu mevzuyu anlamak sadedinde bu hadise ihtimam gstermeliyiz. Dier bir hadise gre, Peygamberimiz sava, hacc vs. sebeplerle Medine'den ayrldnda, yerine nib olarak birini brakrd. Bu hal, Bedir Sa-va'ndan vefatna kadar devam etmitir; takriben yirmi kere vuku bulmutur. [116] Tarihiler mesel Belzur bu naibe "halfe" demektedirler. phesiz ki bu naibin ilk devirlerde vazifesi ok deildi; sadece namazda imamlk yapyordu. Fakat yava yava slm topraklar genileyince, btn Arap Yarmadasn iine aldnda, naibin birtakm idar vazifeleri de almas tabiydi. Mesel, hicretin beinci senesinde Medine'ye ticaret eyas getiren gayrimslimlerin kafilelerine D-metu'l-Cendel denilen yerde hcum edilmesi zerine, slm aleyhtar bu harekete karlk Peygamberimiz orduyla, Medine'de yerine bir nib (halfe) brakarak sefere kar. Fakat hi de deti olmad halde, Dmet'l-Cendel'e varmadan Medine'ye geri gelir. Anlaldna gre, Peygamberimizin Mekke'deki casusu; amcas Abbas, Mekkelilerin Medine'ye hcuma hazrlandklarn bir haberciyle haber vermiti. Mekkelilerle, Hayber ya-hudileri ve dier gayrimslim Arap kabilelerinin bu hazrl bilhare, Hendek Sava olarak tarihe geecektir. Haberci, ordu sefere ktktan sonra Medine'ye gelmi ve durum nib (halfe) tarafndan Dmet'l-Cendel yolundaki Peygamberimize intikal ettirilmitir. Yola kmadan haber alnsayd, phesiz sefere klmayacakt. Yani, Peygamberimizin niblerinin, imamlktan baka birtakm idar, siyas, asker vazifeleri de olabiliyordu. Bu halfelerin hepsi Kurey'ten deildi. Muhacirlerden, Ensar'dan setii oluyordu. Hatta birka defa halfe olarak kr bir zt, bn Ummi Mektm'u brakmt. Veda haccmda da ayn kiiyi halfe olarak brakmt. Yani

Peygamberimiz, vefatndan ay ncesine kadar, halfenin gz gren veya grmeyen bir zt olabileceini davranlaryla gstermitir. Mevzuda bu da nemli bir noktadr. Peygamberimiz dier bir hadisinde de: "Sizin Kahtn'dan bir halfeniz olacaktr" buyurur. Oysa Kahtn, Kurey'ten deildir, Yemen kabilelerin-dendir. Bu durumda insan, Peygamberimizin ne kasdettii hususunda armaktadr. Zira bir taraftan "Kurey'ten iki kii [117] mealinde konumakta, bir taraftan da "Kahtn'dan halfeniz olacaktr" kalsa da emir bu ikisinden biridir demektedir. Ancak burada u hususu da zikretmeliyiz: Hz. Ali veya Muviye'nin halifelikleri zamannda Abdullah b Amr b elAs'dan "Kahtn'dan halfe olacaktr" rivayeti, Muviye'ye ulanca, ok kzar ve hemen minbere karak "Chil insanlar, esas olmayan eyler sylyorlar; Peygamberimize sylemedii eyleri, syledi diyorlar, ben Peygamberimizin 'Kurey'ten iki kii kalsa bile halfe Kurey'ten olacaktr1 dediini iittim" der. Burada hadislerin siyas meselelerden mteessir olduunu gryoruz. "Halfeler Kurey'tendir" szn Peygamberimizin, kendi yerine halfe brakma hareketine aykr olarak, nerede, ne zaman, hangi maksatla sylediini anlayamyoruz. Mevzuya k tutan dier bir husus da udur: Ben S'ide toplant yerine Ebu Bekir gittiinde, bildiiniz gibi Ensar'a hitaben "Mslmanlar Kurey'ten bakasnn halfe olmasn kabul etmezler" demitir. Evet, o zamann itimi durumu, belki bunu zorlam olabilir. Yoksa msl-manlar arasnda hibir fark yoktur. nk "M'minler [118] Mekkeli, Medineli, Yemenli vs. arasnda hibir fark yoktur. Ayrca Kur'an'da Yce Allah: ancak kardetirler [119] Sen mlk kime dilersen ona verirsin, mlk Sen kimden dilersen ondan alrsm buyurur. Yani mlk Allah'ndr, onu kime dilerse ona verir. O zamanlar mslmanlarn ounluu Arapt. Araplarda Kurey'in ayr bir yeri vard. Fakat ekseriyet Arap olmayanlarsa, Araplar azmlksa halfenin Arap olmayanlardan olmasnda bir mni var mdr? Bize gre bir mni yoktur. Ebu Bekir'den sonra, Mslmanlar arasnda, "Halfe Kureylilerden baka birisi olmaldr; zira Kurey'ten olursa, Kurey'in ileri geleni halfe olacaktr. Kurey'in dier kabilelere nazaran Araplarda mmtaz bir mevkii olduundan Ku-reyli halfe, kibirli, gururlu olabileceinden, gerei gibi slm icaplara riayet etmeyebilir. Fakat Kurey'ten olmayan halfe, bu vasf tamayacandan var gcyle, dinin gereklerine gre davranma azminde bulunacaktr" gr ortaya kt. Belki de bu gr sahipleri Peygamberimizin, "Emriniz, ba kara zm tanecii gibi siyah olan bir Habeli olsa da, onu dinleyip itaat edin" m-nsndaki hadisinden hareket etmi olabilirler. Bunun yannda, "Halfeye ihtiya yoktur, mslmanlar, Kur'an, Snnet ve fakihlerin iti-hadlan ile hareket edebilirler" gr de vard. Anlaldna gre bu son iki gr sahipleri aznlktayd ve mslmanlarn ekseriyeti bu siyas grleri benimsemilerdi. Aznln bu grlerini vaka sebebiyle redd sadedinde unu syleyebiliriz: Ortada bir, vaka olarak halfe varken; rid halfelerden olsun, Emevlerden, Abbasilerden olsun, hi kimse halfe aleyhine birey sylemee cesaret etmemitir. Zamanmzdan buna yle bir misl verelim: Bugn ran mslman bir memleket saylyor. Biri ksa da "ran'da devlet idaresi cumhuriyet olmaldr" dese, yahut Trkiye'de biri kp da "dar eklimiz cumhuriyet deil de, padiahlk olmaldr" dese, buna gnn idaresi msaade etmez. te o zamanda da, kanaatime gre, aznln grleri, vakaya ters dtnden, vaka tarafndan tesirsiz klnmlardr. Bu grlerin 1400 yldan bu yana tarih iindeki akn aktarma lzumunu duymamakla beraber, sadece bn Haldun'a temas edeceim. Bu zat Arap deil, Berberi idi. Diyor ki: " 'Halfeler Kurey'tendir hadisi dorudur, fakat bu hkm devaml deildir, o zamann icabyd." Bu siyas grlerin bize anlattklar udur: Siyas durumlar, gr sahiplerinin zamanlarna gre deerlendirilip anlalmtr.

Mesel Sultan Selim, Msr' fethedip kendisi, yani Osmanl hanedan iin halifelik iddiasnda bulunduu zaman, mslnan Trkler de sultanlarnn bu davranlarn caiz gstermek hususunda gayret sarfettiler. te bundan dolay, bana gre halifelik mev-zuunun sadece itikd; inan ynnden deil, fakat ayn zamanda [120] itima ynden de ehemniyeti vardr. Dorusunu Allah bilir.

2. Hz. Ebu Bekir'in Halifelii ve lk Hristiyanlkla Bir Mukayese

Hz. Ebu Bekir halfe seilince, sme bakanlnda ordunun sefere karlmasn emretti, baz idar emirler de verdi. Mesel mslmanlara, hazineden para verilmesini temin etti, vs. Fakat halifeliinden birka gn sonra ehemniyetli bir durum zuhur etti. Baz mslman kabileler, din ile siyaseti birbirinden ayrp, "Din baka, siyaset, yani dnya ileri bakadr. Biz eskiden olduu gibi dine balyz. Namaz, oru, hacc vs. gibi din icplar yerine getiririz, fakat bir dnya ii olan zekt (vergiyi) vermeyiz. nk zekt Muhammed'in (a.s.) ahs iin veriyorduk. Madem ki artk Allah'n rahmetine kavumutur, zekt vermemize lzum kalmamtr" dediler. Ordu Bizans'a kar seferde olduundan Medine'de; bakentte asker yoktu. Ayrca Yemen'de Esved adnda birisi peygamber olduu iddiasyla ortaya kmt, Peygamberimizin son gnlerinde ldrlm ise de, isyan bastrlm deildi. Peygamberimizin vefat duyulunca, isyan Yemen'e ve civarna yayld. Peygamberimizin gnderdii valiyi Yemen'den attlar. Bunun yannda, peygamberlik iddiasnda bulunan Mseylimetu'l-Kezzb'n kuvveti, Peygamberimizin vefat akabinde bymt. Hz. Ebu Bekir, halifeliinin ilk devrelerinde, btn bu slm aleyhtarlaryla savamak zorundayd. Bu durumda kendisinin bir veziri olarak Hz. mer, Hz. Ebu Bekir'e "Zekt vermeyiz fakat mslmanz diyenlerle imdi savaa girme, Bizans'tan sme emrindeki ordu dnsn, o zaman bu harbe girebiliriz" dediyse de, Ebu Bekir, mer'in sakalndan tutup, O'nu sarsarak, "Sen mrik iken cesurdun; Peygamberimizi ldrmek istedin, imdi mslman olduktan sonra korkaklatn m?" karln verdi ve ilve etti: "Benimle bir kii bile gelmese, tek bama [121] diye namazla zekt ayn derecede bunlarla savarm. nk Kur'an'da Allah 'Namaz kln, zekt verin zikrediyor, ikisi arasnda fark yoktur. Namaz inkr eden mrted (slm'dan km) olur, onunla savarz. Zekt inkr eden de slm'dan km; kfir olur ve onunla savamamz gerekir. Namaz beden ise, zekt da ayn Allah'n emriyle mal bir ibadettir" dedi. Hz. mer: "Bilhare Ebu Bekir'in hakl olduunu anladk ve grn benimsedik" diyor. Bunun zerine zekt vermeyenlerle savald. Bundan sonra hi kimse "Kur'an'm bu emrini kabul ediyoruz, u emrini kabul etmiyoruz" demee cesaret edemedi. Bunu, hristiyanlarn durumuyla mukayese etmek istiyorum. Hz. sa (a.s.) ge ekilince, kendine inanm olan hristiy ani arn says otuz-krk kiiyi gemiyordu. Hepsi de Filistin'in, Suriye'nin eitli yerlerine daldlar. Hz. sa'nn halfesi yoktu. Her bir hristiyann dedii dierini tutmuyordu. Birisi "sa'nn dini buydu", dieri "Hayr, o deil buydu" vs. gibi, birbirini tutmaz iddialara sahiptiler. Hristiyanlkta, mesel Hz. Ebu Bekir gibi hristiyanlar bir araya toplayan bir hilfet sistemi, olmamt. Bunun iin hris tiy anlarn bir muayyen ey hakknda gr birliinde olmalar kabil olamamtr. Hz. sa'nn ge ekilmesinden alt sene sonra, hristiyanlar arasnda gr farkllklar iddetlenince aralarnda mek-tuplap, bir yerde toplanarak ortak bir karara varmak hususunda anlatlar. Hz. sa dnyadayken, hristiyanla kar olan Pavlus adndaki bir ahs, Hz. sa ge ekilince hristiyan olup en koyu hristiyan teblicile-rinden biri oldu. Hristiyanlar Hz. sa vefat etti diyorlar; fakat slm'a gre vefat etmedi; ge ekildi. Onun iin biz konuurken vefatndan sonra deil, ge ekiliinden sonra diyoruz. te hristiyanlarn bir araya gelip ortak bir karara varmalarn bu Pavlus teklif etti ve toplant yeri olarak da Kuds

memleketini gsterdi. Bylece Kuds'te Hz. sa'nn baz havarileri, Pavlus ve dier ileri gelen hristiyanlar bir araya geldiler. Pavlus yle konutu: "sa, Tevrat'a uymamz istedi. Bu dorudur. Fakat Tevrat ,tatbiki g bir kitaptr, insanlara teblide glk deil, kolaylk teklifiyle hitbedilmelidir."Hz. mer'in dedii gibi, Pavlus da burada: "Zekt vermeyenlerle savamamah-yz" dedi. Fakat Pavlus'un yannda Ebu Bekir veya benzeri olmadndan, netice farklyd. Pavlus grnde srar ediyor, Bernba ise aksi fikri mdfaa ediyor, bylece toplantda anlamazlk havas esiyordu. Ekseriyetin hangi gr benimsediini bilmiyoruz. Fakat elimizdeki ncil'e gre, buradakiler Pavlus'un grn kabul ettiler. Pavlus'un dnceleri uydu: "Biz ve Ruhu'l-Kuds, Hristiyanlarn aadaki drt madde haricinde Tevrat'tan mesul olmadklar hususunda ittifak halindeyiz. 1) Allah'a inanmak, 2) Putlara kesilmi hayvan yememek, 3) Kan imemek, 4) Zina yapmamak. Bunlar haricinde Tevrat'n hibir emrinden mesul deiliz." Bunun hukuk mns udur: Din limleri topluluu; dini, Hz. sa'nn emirlerini, hristiyanlara gre ilga edebilmektedir, Oysa Hz. sa "Tevrat' ilga iin deil, fakat Tevrat' tesbit edip tamamlamak zere geldim. Tevrat'tan bir kelime bile ilga olunamaz" diyordu. te bundan dolaydr ki, 2000 seneden beri hristiyan papaz ve rahipleri toplanarak, istedikleri gibi emir mahiyetinde kararlar almaktadrlar. Hristiyanlar bu karan, dinin nebisi Hz. sa'dan sadece alt sene sonra [122] alyorlard.

3. Konu le lgili Sorular:

Soru: Hz. sa'dan alt sene sonra hristiyanlar dinlerini deitir dilerse, neden Peygamberimiz Muhammed'in gnderilmesi takriben altyz sene sonra olmutur? Cevap: Sebebi Allah bilir. Fakat grne baklrsa, Pavlus'un fikrini btn hristiyanlar kabul etmediler. Az da olsa Hz. sa'nn dinine gre yaayanlar vard. Bunlardan bir teki bile kalmaynca, Allah son peygamber olarak Hz. Muhammed'i gnderdi. Bunu Selmn- Frisfin ifadesi teyid ediyor. Bilindii gibi, Selmn- Farisi nceleri kendisi atee tapyordu. Sonra Hz. sa'nn dinine girdi ve Hz. sa'nn dinine mensub olanlarla birlikte, onlarn hayatlarnn sonuna kadar yanlarnda kald. Nihayet son defa, beraberinde bulunduu sa dinine mensup zt lm deindeyken, "Senden sonra kimin yanna gidebilirim?" diye sorunca, o zat "Hz. sa'nn getirdii dine rnensub hibir kimseyi tanmyorum. Artk u u vasflar haiz, u memlekette zuhur edecek bir son Hz. Peygamberin ortaya kma vaktidir kanaatindeyim" der ve az bir mddet sonra da lr. Selmn bu vasflar sorup, arayp neticede, Peygamberimizi bulur. Dnya yznde doru yoldan haberdar olan kalmaynca, Allah'n insanlara olan efkati, onlara son bir peygamber gndermeyi gerektirmi, Allah'n salt ve selm zerine olsun, Hz. Muhammed'i gndermitir. Madem ki gelen son din, son kitap Kur'an'la ayaktadr; tek harfi deimeden muhafaza edilmitir, bir baka [123] peygamber gndermesine hacet yoktur.

[1] [2]

Rahmetli Do.Dr. Ruhi zcan'n hayat ve eserleri iin bkz. Islam Aratrmalar Dergisi 5, (Ankara 1987) s.21-25 Prof. Dr. Muhammed Hamidullah, slm Trihine Giri, Beyan Yaynlar, stanbul, 1999: 9-10. [3] Prof. Dr. Muhammed Hamidullah, slm Trihine Giri, Beyan Yaynlar, stanbul, 1999: 11. [4] Prof. Dr. Muhammed Hamidullah, slm Trihine Giri, Beyan Yaynlar, stanbul, 1999: 13. [5] Har, 59/23. [6] Mahluklar hakknda emir ve yasan hakiki mutasarrf, mliki, sahibi. Hepsi O'nun mlk, kahr ve iradesi altndadr. (Hzin). Mlk, tasarrufu bir an zeval bulmaz (Medrik): (H. B. antay Tefsin: 3/1029-1041). [7] lenmesinde sevb ve terkinde ceza olan eydir; Ce-lleyn (a.g.e. 2/757). [8] dem: Celleyn (a.g.e.).

Ahzb, 33/72. Prof. Dr. Muhammed Hamidullah, slm Trihine Giri, Beyan Yaynlar, stanbul, 1999: 14-15. [11] Prof. Dr. Muhammed Hamidullah, slm Trihine Giri, Beyan Yaynlar, stanbul, 1999: 17-18. [12] Tevbe, 9/37. [13] Safft, 37/88-89. [14] Bu ifadeler En'am, 6/76-78 yetlerinden alnmtr. [15] En'am, 6/75. Prof. Dr. Muhammed Hamidullah, slm Trihine Giri, Beyan Yaynlar, stanbul, 1999: 18-19. [16] Nisa, 4/158 [17] Meryem, 19/57. [18] Ysuf, 12/24. [19] Th, 20/31-32. [20] A'raf, 7/143. [21] En'am, 6/75. [22] Sidre, kelime olarak Arabistan kiraz aac mn-sindadr. Bu ifadede snr balangcn temsil etmektedir. Mahlukatn ilim snrdr; tesine gemez (Bey-dv ve Medrik tefsirleri). Sidret'l-Mnteh, ne melek ne bakasnn tesine asla geemedikleri, arn sanda bir aatr (Medrik ve Celleyn tefsirleri, H. B. antay Tefsiri: 3/972). [23] Necm, 53/9. [24] Prof. Dr. Muhammed Hamidullah, slm Trihine Giri, Beyan Yaynlar, stanbul, 1999: 20-22. [25] Hacc, 22/78. [26] Safft, 37/102 [27] Bundan sonra Allah kolaylk getirerek, insan ocuklarnn boazlanmalarna bedel olarak kurban kesilmesini kabul etti. [28] Safft, 37/108. [29] Bugne kadar kabri Yemen'de bilinmektedir. [30] Gnmze kadar Salih'in Medin'inde kalntlar gelmitir. "Onlar dalarda evler yontup oyuyorlard." (Hicr, 15/82) [31] Prof. Dr. Muhammed Hamidullah, slm Trihine Giri, Beyan Yaynlar, stanbul, 1999: 22-25. [32] Muvahhid idi. badeti irkden, riyadan zde idi, yahut kendini tamamen Allah'a teslim etmi, O'ndan bakasndan ayrlmt. Beyzv (H. B. antay Meali: 2/557). [33] Meryem, 19/51. [34] Meryem, 19/54. [35] A'l, 87/19. [36] Prof. Dr. Muhammed Hamidullah, slm Trihine Giri, Beyan Yaynlar, stanbul, 1999: 27-28. [37] Meryem 19/51. [38] Meryem, 19/54. [39] Prof. Dr. Muhammed Hamidullah, slm Trihine Giri, Beyan Yaynlar, stanbul, 1999: 29-30. [40] Prof. Dr. Muhammed Hamidullah, slm Trihine Giri, Beyan Yaynlar, stanbul, 1999: 30-31. [41] uar, 26/149. [42] uar, 26/149. 32 [43] Prof. Dr. Muhammed Hamidullah, slm Trihine Giri, Beyan Yaynlar, stanbul, 1999: 31-33. [44] Necm, 53/50. [45] Prof. Dr. Muhammed Hamidullah, slm Trihine Giri, Beyan Yaynlar, stanbul, 1999: 33. [46] Prof. Dr. Muhammed Hamidullah, slm Trihine Giri, Beyan Yaynlar, stanbul, 1999: 33-34. [47] Prof. Dr. Muhammed Hamidullah, slm Trihine Giri, Beyan Yaynlar, stanbul, 1999: 34-35. [48] Prof. Dr. Muhammed Hamidullah, slm Trihine Giri, Beyan Yaynlar, stanbul, 1999: 35-38. [49] Prof. Dr. Muhammed Hamidullah, slm Trihine Giri, Beyan Yaynlar, stanbul, 1999: 38-39. [50] Prof. Dr. Muhammed Hamidullah, slm Trihine Giri, Beyan Yaynlar, stanbul, 1999: 41. [51] Prof. Dr. Muhammed Hamidullah, slm Trihine Giri, Beyan Yaynlar, stanbul, 1999: 41-43. [52] Bu meyva aac, ba ve meyvesi olmayan bir ktkt. Mevsim de k idi. (Meryem) Silkince Allah ona ba verdi, yaprak verdi, taze hurma verdi. Bu da onun nezhet ve iffetini gsteren bir mucize idi. (antay, H. B., Kur'n- Hakim ve Mel-i Kerim: 2/559). [53] Yam sz sylememeyi adadm. Onlar oruken konumazlard (a.g.e.) [54] Meryem, 19/25-27. [55] Meryem, 19/31. [56] Prof. Dr. Muhammed Hamidullah, slm Trihine Giri, Beyan Yaynlar, stanbul, 1999: 43-45. [57] Prof. Dr. Muhammed Hamidullah, slm Trihine Giri, Beyan Yaynlar, stanbul, 1999: 45-47. [58] Mekke ehir devletinin rgtlenii ve ileyii konusunda bkz. Hamidullah, M.: slm Peygamberi, ev. Salih Tu, stanbul 1991, s.B., C.2, s.837-870. [59] Prof. Dr. Muhammed Hamidullah, slm Trihine Giri, Beyan Yaynlar, stanbul, 1999: 47-50. [60] Prof. Dr. Muhammed Hamidullah, slm Trihine Giri, Beyan Yaynlar, stanbul, 1999: 50-52. [61] Bu nebinin Hlid b. Sinan el-Abs olduu, daha nce belirtilmiti. [62] Mslim, Ceniz, 108; Ebu Davud, Ceniz, 77. [63] Kasas, 28/8. [64] Prof. Dr. Muhammed Hamidullah, slm Trihine Giri, Beyan Yaynlar, stanbul, 1999: 53-56. [65] Hanifler iin bkz. Kuzgun, aban: Hz. brahim ve Ha-nflik, Ankara, 1985 (V.A.) [66] Prof. Dr. Muhammed Hamidullah, slm Trihine Giri, Beyan Yaynlar, stanbul, 1999: 57-61. [67] Hcr, 15/94. [68] Prof. Dr. Muhammed Hamidullah, slm Trihine Giri, Beyan Yaynlar, stanbul, 1999: 61-66. [69] Necm, 53/3. [70] Abese, 80/1-2. [71] Enfl, 8/68. [72] Prof. Dr. Muhammed Hamidullah, slm Trihine Giri, Beyan Yaynlar, stanbul, 1999: 66-68. [73] Prof. Dr. Muhammed Hamidullah, slm Trihine Giri, Beyan Yaynlar, stanbul, 1999: 69-71. [74] Prof. Dr. Muhammed Hamidullah, slm Trihine Giri, Beyan Yaynlar, stanbul, 1999: 71-79. [75] Bu konuda bkz. Hamidullah, M.; slm Messeselerine Giri, ev. . Sreyya Srma (stanbul 1984) s.107-109. 80 [76] Prof. Dr. Muhammed Hamidullah, slm Trihine Giri, Beyan Yaynlar, stanbul, 1999: 79-81. [77] Prof. Dr. Muhammed Hamidullah, slm Trihine Giri, Beyan Yaynlar, stanbul, 1999: 83-85. [78] Prof. Dr. Muhammed Hamidullah, slm Trihine Giri, Beyan Yaynlar, stanbul, 1999: 85-87. [79] Bu anayasann tam metni ve tercmesi iin bkz. Hamidullah, M.: slm Peygamberi, C.I, s.202-210.
[10]

[9]

Prof. Dr. Muhammed Hamidullah, slm Trihine Giri, Beyan Yaynlar, stanbul, 1999: 87-91. Prof. Dr. Muhammed Hamidullah, slm Trihine Giri, Beyan Yaynlar, stanbul, 1999: 91-93. [82] Prof. Dr. Muhammed Hamidullah, slm Trihine Giri, Beyan Yaynlar, stanbul, 1999: 93-96. [83] Prof. Dr. Muhammed Hamidullah, slm Trihine Giri, Beyan Yaynlar, stanbul, 1999: 97-98. [84] Bu konuda bkz. Hamidullah, M.: slm Peygamberi, c. I, s. 651-655; Hamidullah, M.: lk slm Devleti, ev. hsan Sreyya Srma, stanbul ty., s.42-52.
[81]

[80]

Ahzb, 33/21. Prof. Dr. Muhammed Hamidullah, slm Trihine Giri, Beyan Yaynlar, stanbul, 1999: 98-100. [87] Kurey, 106/2. [88] Prof. Dr. Muhammed Hamidullah, slm Trihine Giri, Beyan Yaynlar, stanbul, 1999: 100-103. [89] Prof. Dr. Muhammed Hamidullah, slm Trihine Giri, Beyan Yaynlar, stanbul, 1999: 103-104. [90] Hz. Peygamber devrinde Yahudilerle ilikiler iin bkz. Hamidullah, M.: slm Peygamberi, c.l, s.546-616; Srma, hsan Sreyya: Hz. Peygamber Devrinde Yahudi Meselesi, stanbul, 1984. [91] Prof. Dr. Muhammed Hamidullah, slm Trihine Giri, Beyan Yaynlar, stanbul, 1999: 104-106. [92] Prof. Dr. Muhammed Hamidullah, slm Trihine Giri, Beyan Yaynlar, stanbul, 1999: 107-108. [93] Prof. Dr. Muhammed Hamidullah, slm Trihine Giri, Beyan Yaynlar, stanbul, 1999: 109-110. [94] Prof. Dr. Muhammed Hamidullah, slm Trihine Giri, Beyan Yaynlar, stanbul, 1999: 110-113. [95] Hamidullah, M.: Hz. Peygamberin Savalar, ev. Salih Tu, stanbul, 1981, 3.b. Prof. Dr. Muhammed Hamidullah, slm Trihine Giri, Beyan Yaynlar, stanbul, 1999: 113-114. [96] Prof. Dr. Muhammed Hamidullah, slm Trihine Giri, Beyan Yaynlar, stanbul, 1999: 115-116. [97] Prof. Dr. Muhammed Hamidullah, slm Trihine Giri, Beyan Yaynlar, stanbul, 1999: 116-117. [98] Bu konuda bkz. Hamidullah, M.: slm Peygamberi, C.I, s.1103-1114 Hamidullah, M. slm Messeselerine Giri, s.100-118. [99] Bakara, 2/286. [100] Prof. Dr. Muhammed Hamidullah, slm Trihine Giri, Beyan Yaynlar, stanbul, 1999: 118-119. [101] Prof. Dr. Muhammed Hamidullah, slm Trihine Giri, Beyan Yaynlar, stanbul, 1999: 120-121. [102] Zmer, 39/30. [103] l-i mrn, 3/144. [104] Prof. Dr. Muhammed Hamidullah, slm Trihine Giri, Beyan Yaynlar, stanbul, 1999: 121-124. [105] Prof. Dr. Muhammed Hamidullah, slm Trihine Giri, Beyan Yaynlar, stanbul, 1999: 125-126. [106] Ahmed b Hanbel, Msned, 3/129, 183; 4/421. [107] Buhr, cre, 37/1; Ebu Davud, Akdiye, 23/2. [108] Yaklak ifadelerle Bkz. Buhr, man, 1; Mslim, Imre, 13. [109] Prof. Dr. Muhammed Hamidullah, slm Trihine Giri, Beyan Yaynlar, stanbul, 1999: 126-129. [110] Ahmed b. Hanbel, Msned, 2/463. [111] Prof. Dr. Muhammed Hamidullah, slm Trihine Giri, Beyan Yaynlar, stanbul, 1999: 129-132. [112] Prof. Dr. Muhammed Hamidullah, slm Trihine Giri, Beyan Yaynlar, stanbul, 1999: 132-133. [113] Bu konuda u almaya baklabilir. Hatibolu, Mehmet: Hilfetin Kureylilii, A.. lahiyat Fakltesi Dergisi, XXIII, S. 121-213(V.A.) [114] Ahmed b Hanbel, Msned, 3/129, 183, 4/421. [115] Buhr, Ahkm, 51; Tirmiz, Fiten, 46. [116] Belzur, Ensbu'I-Eraf, I, pr. 648-767. [117] Ahmed b Hanbel, Msned, 2/29,93. [118] Hucurat, 49/10. [119] l-i mrn, 3/26. [120] Prof. Dr. Muhammed Hamidullah, slm Trihine Giri, Beyan Yaynlar, stanbul, 1999: 135-140. [121] Bakara, 2/43, 83, 110; Nisa, 4/77; Hacc, 22/78; Nr, 24/56; Mcadele, 58/13; Mzemmil, 13/20. [122] Prof. Dr. Muhammed Hamidullah, slm Trihine Giri, Beyan Yaynlar, stanbul, 1999: 140-143. [123] Prof. Dr. Muhammed Hamidullah, slm Trihine Giri, Beyan Yaynlar, stanbul, 1999: 143-144.
[86]

[85]

You might also like