You are on page 1of 10

Hacettepe niversitesi Edebiyat Fakltesi Dergisi 2004 / Cilt: 21 / Say: 2 / ss.

91-100

R. Levent AYSEVER

Bu an Metinleri
R. Levent AYSEVER zet:
Bu a, metinlerin gerisindeki baba-yazarn bilerek ve isteyerek kendisini silmesini; metinlerin, yazarlar deil, okurlar tarafndan yaratlmasn istiyor ve 'ak yapt', 'yazlabilir metin', 'hiper-metin' gibi adlarla, yaratlmak zere okurunu bekleyen ardk-olmayan metinler retiyor. 60'l yllarda "yazar", "okur" ve "metin" kavramlarnda ortaya kan dnmn bir sonucu olan bu anlayn gerisinde "gsterge" kavramyla ilgili iki temel sav yatyor: (1) nsan evreleyen dnyadaki her eyin bir gsterge olduu sav ile (2) her gstergenin bir "izler oyunu" olduu sav. Bu iki temel savn rettii metinler, artk, metin kavrammzn kaplam iinde yer alyor, dolaysyla da metin kavrammzn ilemini geniletiyor. Ancak ayn savlarn bizi srkledii iki kmaz var. Bunlardan biri gstergebilimin yntemini her bilgi alannda kullanlmas gereken tek yntem haline getirmesi, ikincisiyle bizim dnyay ve metinleri anlamaya alma abamz sama bir abaya dntrmesi. Anahtar Szckler: yazar, okur, metin, anlama, gsterge, gsteren, gsterilen, ardkolmayan yazn, Peirce, Sausure, Derrida, Lacan, Eco, Foucault.

Abstract:
Our time demands that the author behind the text, intentionally and willingly disappears, and that the text is created by its readers, not by its author. Named like 'open work', 'writerly text' and 'hypertext', our age has been producing non-linear texts waiting to be created by their readers. There are two main presuppositions behind such understandings which have arisen from the transformation of concepts of 'author/writer', 'reader' and 'text' in the 1960s: (1) Everything surrounding us is a sign, and (2) every sign is a 'play of traces'. Texts produced with these presuppositions from now on are involved in the extension of our concept of 'text', and for this reason, they broaden the intension of it. But these presuppositions lead us two dead-ends. The first presupposition makes the method of semiotics the only method which all fields of knowledge have to apply, and the second presupposition turns our effort to understand the world and texts into a trivial or absurd labour. Key Words: author, reader, text, understanding, sign, signifier, signified, non-linear literature, Peirce, Saussure, Derrida, Lacan, Eco, Foucault.

Bir a dnmnde yayoruz. Bunun en byk iareti, dnyay anlamak ve biimlendirmek iin kullandmz birtakm kavramlarn akl almaz bir hzla eskimeye balamas. Bundan 10 yl nce, 20 yl nce bavurduumuz kavramlar bugn ya hi artk ortada yok, ya da artk hibir ie yaramyor. Hatt o eski kavramlarn kimileriyle yarattmz dnyalar bile bugn artk yok. Bize yeni kavramlar gerekiyor. Bugn bize eski deil, yeni gibi gelebilir, ama bu an ancak krk-elli yllk bir gemii olan metin kavram da bunlardan biri.

Yrd. Do. Dr., Hacettepe niversitesi Edebiyat Fakltesi Felsefe Blm

91

Bu an Metinleri Bu yaz, bizi bu metin kavramna getiren kavramsal dnmlerden yola karak iinde barndrd kmazlar yakalama, bugn bize gereken (ya da yarn gerekecek olan) yeni metin kavramnn ipularn arama denemesi. I. Bu a, her metnin, babas yazarn mezar ta olarak grlmesini talep eden bir a. Bu a, metinlerin gerisindeki baba yazarn, bilerek ve isteyerek kendisini silmesini isteyen, baba yazara "Ama ben yle demek istememitim" deme hakk tanmayan bir a. Bu a, ayrca, "Ne varsa, yalnzca bende var; yalnz bana bak" diyen yazar ve okur tanmaz bencil metinlere de izin vermeyen bir a. Bu a, metinlerin yazarlar deil, okurlar tarafndan yaratlmasn isteyen bir a. Bir cmleyle, bu a, baba yazardan kendisi iin herhangi bir ey yapmasn istemeyen, otorite olarak bir tek okuru tanyan, onunla buluana dek sessiz ve sahipsiz bekleyen, bulutuka var olup oalan metinlerin a. Bu a, bu metinleri beklemiyor: Hangi an ruhuyla retilmi olursa olsun aslnda her metnin gerisinde bu an ruhunu yakalamann olanakl olduunu ileri sryor, gemiten onlarn ak rneklerini bulup karyor, 60'lardan beri de "karroman", "yeni-roman", "postmodern roman" etiketleriyle hzla onlarn ada rneklerini retiyor. Laurence Sterne'in 1759-66 arasnda yaymlanan The Life and Opinions of Tristram Shandy'si,1 Flann O'Brien'n 1939'da yaymlanan At-Swim-TwoBirds' bu an gemiten bulup kard rnekler, Alain Robbe-Grillet'nin 1959'da yaymlanan Dans le Labyrinthe'i, bu an kendi ruhuyla rettii ilk metinlerinden biri olarak alklad bir yapt. Vladimir Nabokov'un Pale Fire'2 (1962), Julio Cortazar'n Hapscoth'u3 (1966); J. G. Ballard'n The Atrocity Exhibition' (1969); Italo Calvino'nun IL castello dei destini incrociati'si4 (1969); Milorad Pavi'in Hazarski Recnik'i5 (1984) yine bu an metinlerinden. Bu a, okuruyla bulutuka oalacak biimde retilmeye allan yukardaki basl rneklerin dnda, 80'lerden itibaren, birtakm bilgisayar yazlmlar yardmyla "hiper-metin" (hypertext) ya da "hiper-kitap" (hyperbook) ve "hiper-roman" (hyperfiction) ad verilen ok daha karmak metinler retiyor. Bir odadan her seferinde iinde birden fazla kapnn bulunduu baka odalara girer gibi bir sayfadan iinde birden fazla sayfaya gei noktas barndran baka sayfalara gei yaplan elektronikmetinler bunlar: Michael Joyce'un Afternoon, A Story'si ile WOE'si; Shawn Fitzgeral'n Yet Still More'u; Richard Gess'in Mahasukha Halo'su; Carolyn Guyer ile Martha Petry'nin Izme Pass'; Judy Malloy'un Its Name Was Penelope'si, Wasting Time' ve Thirty Minutes in the Late Afternoon'u, John McDaid'in Uncle Buddy's Phantom Funhouse'u, Stuart Moulthrop'un Dreamtime', Rod Willmot'un Everglade'i ve daha birou bunlara rnek verilebilir.6

Tristram Shandy Beyefendinin Hayat ve Grleri, ev. Nuran Yavuz (stanbul: Yap Kredi Kltr Sanat Yaynclk, 1999). 2 Solgun Ate, ev. Yaar Gnen (stanbul: Yaba Yaynlar, 1994). 3 Seksek, ev. Necla Ik (stanbul: Can Yaynlar, 1988). 4 Kesien Yazglar atosu, ev. Semin Sayt (stanbul: Can Yaynlar, 1997). 5 Hazar Szl (Eril/Diil Basm), ev. smail Yerguz (stanbul: Agate Yaynlar: 2000). 6 Bu an metinleri olarak saylan basl ve elektronik metinlere daha birok rnek verilebilir. Burada verilen liste, Virginia niversitesi'nde Christopher Keep, Tim McLaughlin ve Robin Parmar tarafndan hazrlanan "The Electronic Labyrinth" adl Web sitesinde yer alan "The Non-Linear Tradition in Literature" (bkz. http://www.iath. virginia.edu/elab/hfl0241.html) maddesinden alnmtr. Hiper-kitap olarak hazrlanm baka yaznsal anlatlar iin bkz. http://www.eastgate.com/

92

R. Levent AYSEVER II. Okuyucusunu deiik yollarla, ama daha ok metnin paral zaman ve uzam boyutunu btnleyerek metni retmeye/kurmaya/yazmaya (var etmeye) aran bu metinleri ululayan bu a, 60'l yllarn bandan itibaren "okur", "yazar" ve "metin" kavramlarnda ortaya kan bir dnmn sonucu. Bu, ortaya kt ve etkili olduu alanlar bakmndan son derece geni bir alanda kendini hissettiren kavramsal bir dnm. Dilbilimden balayarak sanat kuramnda, eletiri kuramnda, gstergebilimde, yorumbilgisinde ilenen bu kavramsal dnm bugn artk btn insan bilimlerinde kendisini hissettiriyor: Sz gelii, toplumsal bir olay "okumaya alan" bir toplumbilimci, tarihsel bir olayn baka bir biimde "okunabileceini" ileri sren bir tarihi aslnda bu an "okur"u olarak konuuyor. Umberto Eco, 1985'te yapt bir konumada,7 Wayne Booth'un 1961'de yaymlanan The Rhetoric of Fiction'da szn ettii "rtk yazar" kavramn, Roland Barthes'n 1966'da, Communications dergisinin 8. saysndaki denemesinde ortaya att "anlatc/yazar" ayrmn, Tzvetan Todorov'un 1966'da ayn dergideki yazsnda szn ettii "anlatan imgesi/yazar imgesi" kavram iftini, Grard Genette'nin 1972'den sonra "anlatanlar ve odaklatrma kuram"na dnecek olan kendi kuramn, Julia Kristeva'nn "metnin retimsellii" stne eitli aklamalarn; Yuri Lotman'n kimi almalarn, Michael Riffaterre'in "ariokur" kavramn, E. D. Hirsch'in eletirel bakn, Maria Corti ile Seymour Chatman'n gelitirdikleri "rtk okur/rtk yazar" kavramlarn, kendisinin "rnek okur" kavramn, Wolfgan Iser'in Der Akt des Lesen'ini (Okuma Edimi'ni), Charles Filmore'un retici anlambilim ile yapay zeka aratrmalarndan hareket ederek ortaya att "ideal okur/gerek okur" kavramlarn bu dnmn belli bal admlar olarak sayyor. III. "Yazar", "okur"ve "metin" kavramlarnda 60'l yllarn bandan itibaren ortaya kan bu kavramsal dnmn gerisinde gsterge kavramyla ilgili iki temel sav yatyor: 1. nsan evreleyen dnyadaki her ey bir gsterge, bu gstergelerden oluan her dizge bir dil, bu gsterge dizgelerle oluturulan her kendilik bir metindir. 2. Gsterge, bir "izler oyunu"dur. Birinci sav, on dokuzuncu yzyln sonlarnda Charles Sanders Peirce'in mant, yirminci yzyln balarnda Ferdinand de Saussure'n dilbilimi yeni bir temele oturtmaya alrken, yalnz mantk ya da dilbilimin deil, onlarn yannda neredeyse btn bilgi alanlarnn da temeli olarak grp tanmladklar gstergebilimin ve onun getirdii yeni bakn bir rn. Peirce, "gstergelerin biimsel retisi" olarak grd gstergebilimin mantn teki ad olduunu sylyor (Peirce 2000: 242)8 ve dolaysyla onu her trl bilgisel etkinliin temeline yerletiriyordu. Bunun iin de "matematik, ahlak, metafizik, genel ekim, termodinamik, optik, kimya, karlatrmal anatomi, ruhbilim, sesbilgisi, iktisat, bilimler tarihi, whist < briin atas saylan bir kat oyunu>, erkekler ve kadnlar, arap, l ve tart bilimi, ne olursa olsun her eyi ancak gstergebilimsel olarak incelemiimdir" (Peirce 2000: 241-242) diyordu. Dolaysyla onun gstergeleri snflandrrken (nitel-tekil-kural gstergeler, grnt-belirti-simge
25-27 Ekim 1985'te Montava'da talyan Gstegebilim ncelemeleri Derneinin dzenledii kongrede yapt "Appunti sulla semiotica della ricezione" (Almlama Gstegebilimi zerine Notlar) balkl konuma. Bu konumann Trke evrisi iin bkz. Umberto Eco, Almlama Gstegebilimi, ev. Sema Rifat (stanbul: Dzlem Yaynlar, 1991), s. 15-45. Konumann bir blm iin ayrca bkz. Mehmet Rifat, XX. Yzylda Dilbilim ve Gstergebilim Kuramlar, cilt 2: Temel Metinler (stanbul: Om Yaynevi, 2000), s. 287-297. 8 Ayrca bkz. Bergman ve Paavola'nn hazrladklar Peirce's Terminology in His Own Words (Bergman 2004) "Semeiotic, Semiotic, Semeotic, Semeiotics" kaps ile Collected Papers, cilt 2, s. 227.
7

93

Bu an Metinleri gstergeler, terim-nerme-karm gstergeleri) (Peirce 2000: 242-245)9 gstergelere verdii rnekler de ok geni bir snf iermekteydi: Ses tonu, birinin kulland bir koku, gerek bir nesne ya da olay, bir kural; bir resim, bir desen, bir fotoraf, duman, bulut, szckler, simgeler; terimler, nermeler, karmlar, bunlarn hepsi birer gstergeydi (Rifat 2000a: 133-134). Ona gre gsterge "bir kii iin, herhangi bir bakmdan ya da herhangi bir sfatla bir eyin yerini tutan ey"di (Peirce 2000: 242)10 ve bir yandan bir nesnenin yerini tutarken bir yandan da birinin zihninde bir ierik ("yorumlayan") yaratmaktayd.11 Saussure'n gstergebilimi Peirce'inki kadar kapsayc deildi: Saussure gstergebilimi, genel ruhbilimin altnda, dilbilimin stnde yer alan genel bir bilim olarak grmekteydi. Ona gre, henz kurulmam olan, ancak kurulmas gereken bu bilim, gstergelerin toplum iindeki yaamn incelemeli, gstergelerin ne gibi zellikler ierdiini, hangi yasalara bal olduunu retmeliydi. Saussure, dilsel gstergelerin bir iitim imgesi (yani "gsteren") ile bir kavram (yani "gsterilen"i) birbirine birletirdiini sylyor, bir dilsel gstergeler dizgesi olarak tanmlad dilin yannda teki gsterge dizgeleri olarak yazy, sar-dilsiz alfabesini, simgesel trenleri, incelik belirten davran biimlerini, askerlerin kulland iaretleri sayyordu. (Saussure 1976: 36-38)12 Peirce ve Saussure sonrasnda gstergebilim, daha ok, Saussure'n Peirce'inkine gre ok daha ilevsel olan gsterge kavram zerinden, Peirce'in Saussure'nkine gre ok daha kapsaml gstergebilim projesini gerekletirmeye abalyor gibi grnyor: Greimas ile Landowski, gstergebilimsel bakn, mitoloji ve folklor gibi grece yaln biimlerden, yazn ve iire, oradan din, felsefe, hukuk, toplum ve siyaset metinleri gibi yaznsal olmayan metinlere; dilsel gsterge dizgelerinden dilsel olmayan gsterge dizgelerine baaryla uygulandn; gnmzde de toplum bilimleri araclyla bilimsel sylemin de artk yava yava gstergebilimsel bakn etki alan iine girdiini dnyorlar. (Greimas 2000: 371-372) Greimas ile Landowski'nin dndnn tersine, gstergebilimin btn bu alanlarda her zaman baarl sonular vermediini, gstergebilimin sorunsuz bir biimde genilemesini srdrmediini dnebiliriz. Ancak onlarn hakl olduu bir nokta var: Gstergebilimin getirdii gsterge temelli bak as, artk bu an yaygn bak as. Bu an metinleri de bu bak asnn rnleri, tpk bu an yazn ve eletiri anlay, bu an tarih ve toplum anlay, bu an insan anlay gibi. Her eyin bir gsterge, her gsterge dizgesinin bir dil, gsterge dizgelerinin oluturduu her eyin bir metin olduu yollu sav, bu an metinlerini reten kavramsal dnmn, bu ada mantk ve dilbilimden balayarak btn teki bilgi alanlarna doru yaylan genel dnmn bir paras olduunu gsteriyor. kinci sava, bu an metinlerini reten dnmn gerisinde yatan, her gstergenin bir "izler oyunu" olduu yollu sava gelince, bu sav, sz konusu dnm, 60'l yllarda Saussure'n "gsterge" kavramnn, Jacques Derrida ve Jacques Lacan gibi dnrlerin elinde geirdii dnme balyor.
9 Ayrca bkz. Bergman 2004, 'sign', 'icon', 'index', 'symbol', 'qualisign', 'sinsign', 'legisign', 'rheme', 'dicent', 'argument' kaplar. 10 Ayrca bkz. Bergman 2004, 'sign' kaps ile Collected Papers, cilt 2, s. 228. Robert Marty'inin Peirce'ten derlei 76 gsterge tanm iin bkz: http://members.door.net/arisbe/menu/library/rsources/76defs/76defs.htm 11 Ayrca bkz. Peirce 2000: 242-243. 12 Ayrca bkz. Aysever 2003: 135.

94

R. Levent AYSEVER Derrida, Peirce ile Saussure'n, kendi dnda baka bir eyin (Peirce'e gre bir nesnenin, Saussure'e gre bir kavramn) yerini tutan uylamsal iaret olarak tanmladklar gsterge kavramn kabul etmiyor. O, Saussure'n zellikle dili dil yapan eyin zdelikler deil, ayrmlar olduunu vurgulayarak, kendisinin "bat metafizii" diyerek iddetle eletirdii gelenein gsterge kavramn nemli bir dnme urattn (Derrida 1981: 18; 1999a: 176); ama gstergeyi gsteren ve gsterilen diye ayrarak, tpk gelenein yapt gibi, bir gsterge araclyla gsterilen, kendi bana var olan deimez akn bir varln olabileceini kabul ettiini; bylece de Sokrates ncesinden Heidegger'e dek btn bat felsefe geleneinin iine dt "metafizie" saplandn dnyor. (Derrida 1981: 18-20; 1999a: 176) Ona gre gstergeler araclyla gsterilen akn bir gsterilen (bat metafiziinin 'z', 'ilke', 'erek', 'varolu', 'bilin', 'tanr' vb. adlar verdii ve imdi-burada-bulunua iaret ettii akn, deimez bir varlk) yoktur: Her gsteren yalnzca baka bir gstereni gsterir, dolaysyla ancak ve ancak bir gsterenler zincirinden sz edilebilir. Bunun sonucuysa, anlama alannn ve oyununun13 sonsuzca genilemesidir. (Derrida 1978: 279-280; 1999b: 166) Freud'un psikanalizini, dilbilimin ve kltrel antropolojinin salad geni erevede yeniden biimlendiren psikanalist Lacan da, Sarup'un belirttii gibi,14 dilden bamsz hibir zne olmadn dnyor ve dil grnde, tpk Derrida gibi, bir gsterenin her zaman baka bir gstereni gsterdiini ileri sryor. Ona gre hibir szck (gsterge) eretilemeden zgr deildir (eretileme, bir gsterenin yerine geen baka bir gsterendir). Bu noktada Lacan anlamlama zincirindeki gsterenden gsterene doru gerekleen bir kaymadan sz ediyor. Her gsterenin anlamlamay ancak olgunun kendisinden geriye dnerek alabilmesinden tr, hibir anlamlama edimi ne sonlandrlp kapatlabilir ne de belli bir doyuma kavuturulabilir. Her szck ancak dier szckler dorultusunda tanmlanabilir. Dahas, sze dklen her szck ancak tmce btnyle tamamlandnda gerek anlamn kazanr; belki de yalnzca sylenen en son szck, kendisinden nce gelen szcklerin gerek anlamlarn geriye dnerek verir. Sylenen herhangi bir eyden, o eyin pei sra ne sylenecei kestirilemez. Her tmce her zaman baka bir tmceye eklenebilir. Hibir tmce tamamen doymu deildir. Gsteren ile gsterilen (teki gsteren) arasnda doal bir iliki yoktur. Sz gelimi, ketvurmada bir gsteren bir baka gsterenle yer deitirmektedir. Bu yolla eski gsteren ve onun gsterdii ey bilindna "itilir". Yaam boyunca birey pekok anlamlama zinciri oluturur bir yandan bu zincirin eski terimlerini her zaman yeni terimlerle deitirerek, bir yandan da eriilebilir ve grlebilir gsteren ile bilindnda olan her ey arasndaki uzakl aarak. IV. Bu an metinlerinin yazar ile okurunu yaratann, en temelde, gsterge kavramnn Derrida ve Lacan gibi dnrlerde urad bu dnm gstergenin, bir gsterenin bir gsterileni gsterdii iaret olmaktan kp bir gsterenin bir baka gstereni gsterdii sonsuz bir gsterenler zincirine dnmesi olduunu sylemek hi yanl olmaz: Eer metin gstergelerden oluan bir kendilik, her gsterge de akn, deimez bir gsterileni deil, yalnzca bir gsterenden tekine akan bir gsteren zincirleri demetini gsteriyorsa, tek anlaml, tek yoruma izin veren bir kendilik deil, okuyucusuna izleyebilecei birtakm izler sunan, ok-anlaml, farkl yorum olanaklarn iinde barndran, ok boyutlu bir kendilik olacaktr. Nitekim, 60'l yllarn "yapt",
13 14

Bu oyunun olanan yaratan "difference"tr. (Derrida 1982: 10-11; 1999c: 53. Bkz. Sarup 1995: 12-14.

95

Bu an Metinleri "metin" ve "yaz" kavramlarnn gerisinde bulduumuz da bu dnceden baka bir ey deil. rnein, Umberto Eco Ak Yapt'nda, 60'l yllara girerken icracya/okuyucuya olaanst bir zgrlk tanmalaryla dikkati eken mzikal ve yaznsal yaptlardan hareket ederek, icracsndan/okuyucusundan, mzikal/yaznsal "sylemi yaratcsyla neredeyse tam bir ibirlii iinde kurup yaplandrmasn" isteyen bu tr "devingen ak yaptlar" bir yana, aslnda btn sanat yaptlarnn, "biricik tekillikleri bozulmakszn deiik yollarla yorumlanabilecekleri, aka ya da rtl bir biimde, sonsuz bir olas okumalar zincirini ilerinde barndrdklar anlamnda 'ak' olduklarn" ileri sryor. 15 Roland Barthes, "okunabilir metinler" dedii, okuyucusundan nceden belirlenmi belli bir anlam kavramas dnda baka hibir ey istemeyen geleneksel metinlerin karsna koyduu "yazlabilir metin"lerin, bir gemii olmayan srekli bir imdiki zaman olduunu; sonsuz kaplara, a girilerine, sonsuz dillere izin vermeyen hibir dizgeyi kabul etmediini sylyor. (Barthes 2002: 16-17) Barthes'n bu metin kavramndan yola klarak ilk kez Ted Nelson tarafndan altml yllarn ortalarnda "ardk-olmayan yazn" olarak tanmlanan ve bugn elektronik ortamdaki btn metinleri anlatmak iin kullanlan "hiper-metin" kavramnn gerisinde yatan da ayn dncedir: Bu tr metinler, en genel anlamyla, okurlarna, nceden belirlenmi belli bir yolu izlemeden metinler arasnda zgrce gezinme, kimi zaman ulatklar metinlerin yazarlarndan biri olma olana veren ok yazarl bir bilgi a sunan metinler olarak tanmlanyor. Bir de elbette, "hiper-kitap" ve "hiper-roman" var. Bunlar da, en genel anlamyla, nerede balayp nerede bittii belli olmayan; okuyucusuna, farkl balant noktalar (kaplar) seerek elindeki malzemeden farkl kitaplar, farkl romanlar, farkl ykler, farkl iirler "yazma" olana sunan, bata kimi rnekleri verilen "merkezsiz" elektronik yazn yaptlarn anlatmak iin hayatmza giren en yeni kavramlar.16 Yaz kavramna gelince, szgelii Barthes, yaznn birbirinden ayrlmaz birka sesin oluturduu zel bir ses olduunu dnyor. Ona gre, yaz yanszdr; kendisi dnda her zdeliin yitip gittii bir dolambatr: bir servendir; bileiktir: kltrn binlerce kaynandan yaplm bir alntlar yumadr, hibiri de kaynak olmayan eitli metinlerin birleip att ok boyutlu bir boluktur.17 V. Metni tek anlaml bir kendilik olarak grmekten vazgeerek ok-anlaml, farkl yorum olanaklarn iinde barndran bir kendilik olarak grmeye balamann, metin ile okuru arasndaki ilikiyi dntrmesinden daha doal bir ey olamaz: Bu durumda, elbette, okurun grevi artk o tek anlam bulup karmak deil, iinde barndrd farkl anlam olanaklarn yakalamak, ya da en azndan baka okurlarn ayn metinden kard kendisininkinden farkl anlamlar (ayn metinle ilgili farkl yorumlar) "saygyla karlamak" olacaktr. Nitekim, yukarda bu an metinlerinin okurundan tam da bunu beklediini grdk. Metin ile yazar arasndaki ilikiye gelince, ok-anlaml, birok yorum olanan iinde barndran metin anlaynn, bu ilikiyi de dntrmesi son derece normal bir durum. Eer, metin ayn anda birden ok anlam iinde barndyorsa, yazarn, okurun metinden karaca kendisinin ona yklediinden farkl anlam ya da anlamlar karmasn "saygyla karlamas", metne getirecei kendisininkinden farkl yorum ya da yorumlar bir zenginlik olarak grmesi
15 16

Ayrnts iin bkz. Eco 1992: 11-34. Bkz. Keep 2004, 'non-linear tradition in literature', 'hypertext', 'hyperbook' kaplar. 17 Bkz. Barthes 2004.

96

R. Levent AYSEVER beklenecektir. Ancak, bir gsterenin gsterdii deimez akn bir gsterileni olmad, bir gsterenin, kendisi de bir baka gstereni gsteren bir gstereni gsterdii; ksacas gstergenin sonsuz bir izler oyunu olduu savndan yola klarak bu noktaya gelindii unutulmamaldr. Dolaysyla ok boyutlu, ok-anlaml metin kavraynn, metin-yazar ilikisinde yaratt dnmn, geleneksel metnin-tek-sahibi-yazar anlaynda, metnini-okuruyla-paylaan-yazar anlaynn ok tesinde bir dnm yaratmas beklenebilir bir durumdur. Nitekim, Barthes, Derrida ve Foucault gibi dnrlerin "yaz" ve "yazar" kavramlarnda bu kkl dnm grmekteyiz: Onlara gre, metin, yazarnn ynelimlerini tayamaz. Baka bir deyile metindeki anlamlarn kayna yazar deildir. Barthes, Balzac'n Sarrasine'i zerine kaleme ald "Yazarn lm"18 balkl denemesinde (Barthes 2004) yaznn bir dolamba, bir serven olduunu syledikten sonra, bir ey nesnesiz bir biimde, yani simgenin kendisinin bize izdii yol dnda baka bir yola girmeden anlatlmaya baladnda, blnmenin baladn (yazar ile metni arasndaki ban koptuunu), sesin kaynan yitirdiini, yazarn ldn, metnin kendi serveninin baladn sylyor. Ona gre, yaz, tanr-yazarn mesajndan baka bir ey olmayan tek bir anlam dnda baka bir anlama izin vermeyen bir szck zinciri deildir; yukarda belirtildii gibi, her boyutu, hibiri de kaynak olmayan eitli metinlerle birleip atan ok boyutlu bir boluktur: Metin (yaz), kltrn binlerce kaynandan yaplan bir alntlar yumadr. Derrida da Platon'dan yola karak gelenein yaz kavrayn "yapbozuma" uratrken, metin ile yazar, metin ile anlamlar/yorumlar arasndaki ilikiler konusunda Barthes'nkilere ok benzer dnceler dile getiriyor. Ona gre, sz (logos'u) yaznn temsil ettii ey olarak gren gelenek, szn gcn ve kaynan onun babas olarak grd konuan kiide bulur. Konuan kii, szn varolu nedenidir. Dolaysyla gelenek asndan sz, her zaman babasna gereksinim duyar; gerektiinde sorulara onun yant vermeseni bekler. Yazyla temsil edilen sz, bunun iin kszdr, tek banadr. Ancak Derrida yaznn bu kszlnden kendi dncesi asndan olumlu bir sonu karyor: Yaznn kszl onun babann erkinden kurtulmasn salar. Szn babann varln kabul etmesine karlk, yaz onun yokluunda kendini zgrletirmitir. Bunun iindir ki szn baba katilliini yasaklamasna karlk, yaz babann lmn onaylar. (Derrida 1999d: 64; Gneytepe: 132) Dolaysyla Derrida asndan yazy yaz yapan ey, yazarnn mutlak yokluunda bile grevini yerine getirebilmesidir. Yazy kimin yazd ya da yazarnn hangi ynelimlerle onu yazd hi nemli deildir: bunlar bilinemese bile yaz okunabilir. Bu nedenle her okuma, yazarn onu yazd balama uygun olarak anlalmas deil, yaznn iinde tad varsaylan olas ynelimler aral iinden birinin seilmesidir. Ksaca yaz, uygun balamndan ve asl ynelimlerinden ayrlabilir ve anlamn deitirecek baka bir balamda yinelenebilir. Ayrca, Derrida'ya gre, yaz iin btn bu sylenenler sz iin de geerlidir. (Gneytepe 2003: 140-141) Michel Foucault da metnin yaps konusunda Barthes, Derrida ve dierleri gibi dnyor. Ona gre de metin ok boyutlu bir yap: Bir metin baka metinlerin kurumlarn, yapp-etmelerin oluturduu geni bir iskeletin bir parasdr. Dolaysyla bir metin karsnda yaplmas gereken, ondaki birbirlerine eklemlenmi deer ve anlam hiyerarisini aramak; onun baka metinlerle ve metnin tesindeki eylerle
18

Bu ifade, 'yazar' kavramndaki sz konusu kkl dnmn genel bir anlatm olmutur.

97

Bu an Metinleri akrabalklarnn izini srmek; onunla teki metinler, onunla maddi ve tinsel balam arasndaki balantlar karmaktr. Metinle yazar arasndaki ilikiye gelince, Foucault da yazarn metni dolduran anlamlarn bulunaca kaynak olarak grlemeyeceini dnyor. Ancak o, Barthes ve Derrida'dan farkl olarak yazarn mutlak lmn de ilan ediyor. Ona gre, tarihin belli bir dneminde ortaya kan yazar, ilevsel bir ilke rol oynar. Onun "yazar ilevi" dedii bir snflandrma ilkesi olarak bu ilke, daha ok yazn yaptlarnda etkilidir; metinde dile getirilenlerle yasalar arasndaki ba kurar (yasalar karsnda metnin sorumlusu yazardr); bir metnin u deil de neden bu yazara ait olduunu syler (burada sz konusu olan, yaznsal gerekelerdir); gerek-yazar ile anlatc-yazar birbirinden ayrr. (Foucault 2004) VI. Bu an, "devingen-ak metinler", "yazlabilir metinler", "hipermetinler"ler olarak yazar-okuyucusunun elinde varlk kazanmay bekleyen metinleri, aslnda, bir bakaldrnn metinleri. Okuru yok, metni kendi sesi sayan tanr-yazarn metinlerine; yazar ve okuyucuyu yok sayan bencil metinlere, bu iki tr metni ycelten kuramlara bir bakaldr bu. Eer kavramlar dnyaya bakp dnyadan kardmz erevelerse, bu an metinleri, kim ne derse desin, artk, "metin" kavramnn kaplamnda yer alan, dolaysyla onun ilemini (yani, metnin ne olduunu) belirlemeye alrken grmezden gelemeyeceimiz, her zaman hesaba katmamz gereken kendilikler. Dolaysyla onlar douran bakaldr, bize haykra haykra, "metni" metin yapan eyler arasnda okuru yok saymann artk olanaksz olduunu sylyor. Ama bu bakaldr ayn zamanda, dayand iki ana savla da birer "kmaza" doru gidiyor gibi grnyor. Bizi kuatan dnyada her ey bir gstergeyse, bizim dnya karsnda ayakta durabilmemizi (dnyay anlayabilmemizi, aklayabilmemizi ve deitirebilmemezi) olanakl klabilecek ancak tek bir yntem olabilir: Gstergebilimin yntemi (nitekim, Greimas ile Landowski'nin syledii de tam buydu). Bu noktada, akla hemen, gstergebilimsel yntemin ne olduu, onun dnya karsnda ayakta durmamz gerekten salayp salayamayaca sorular gelebilir. Ancak, bu sorulardan nce, yantn vermemiz gereken ok daha temel bir sorun var: "Tek bilim, tek yntem" anlay bu dnya karsnda ne lde geerlidir: Dnyay ne lde anlamamz salayabilir? Dnyay ne lde aklayabilmemize izin verebilir? Ne lde, dnyay dnyann kendisiyle atmadan deitirmemize olanak yaratabilir? Ortaan sonlarndan itibaren doa bilimlerinin, tanrbilimin "tek bilim, tek yntem" anlayndan; on dokuzuncu yzyldan itibaren toplum bilimleriyle insan bilimlerinin, doa bilimlerinin "tek bilim, tek yntem" anlayndan kurtulmak iin verdii mcadale ortadayken, bu sorulara olumlu yantlar vermek pek olanakl grnmyor. Eer Greimas ile Landowski'nin lks birgn gerekleir, mantk ve dilbilimden kaynaklanan gstergebilimsel bak btn teki "dil bilimlerine" (toplum bilimleri ve insan bilimleriyle birlikte doa bilimlerine) de hakim olacak olursa, bata doa bilimleri olmak zere pek ok toplum bilimi ile insan biliminin, gelecekte, gstergebilimin bu "tek bilim, tek yntem" anlayndan kurtulmak iin etin mcadelelere girimesi pek artc olmayacaktr. Bu an metinlerinin bakaldrsnn nnde grnen ikinci kmaza gelince, gstergeyi bir izler oyunu olarak grmenin yaratt bu kmaz, "anlama" kavramyla ilgili iki boyutlu bir kmaz. Bunlardan biri metinlerin, teki dnyann anlalmasyla ilgili.

98

R. Levent AYSEVER Eer gsterge, bir izler oyunu, baka bir deyile, bir gsterge, bir gsterenden bir baka gsterene doru giden sonsuz bir izler oyunuysa, bu gstergelerden oluan metinlerin, yazar ya da balam tarafndan nceden belirlenmi belli bir anlam olamayacak, her metin bir gsterenden tekine geerken ortaya kacak snrsz sayda anlam ve yorumu iinde barndracaktr. Nitekim, yukarda IV. ve V. blmlerde bu an dnrlerinin tam da bunu savunduklarn grdk. Ancak, eer metin gstergelerden oluuyor, her gsterge de sonunda herhangi bir gsterilene varmayan bitimsiz bir gsterenler zinciriyse, bir metnin okuyucusunun, deyim yerindeyse bu gsterge "kara deliklerini" "okuyarak" bitirmesi, hatta "okumaya" balad bir gstergeden ikincisine gemesi asla mmkn olmayacaktr. Bu durumda bir metni okumay bitirmenin ancak yolu olabilir: Okur ya metni oluturan gstergeleri, iinde barndrd gsteren zincirlerine asla bakmadan birer birer hzla geecek, yani metni okumayacaktr; ya metni bir yana brakarak iine dald bir "gsterenler karadeliinin" dna srayacaktr, yani metni okumaktan vazgeecektir; ya da metni oluturan gstergelerin gerisindeki gsteren zincirlerini bir iki halkay amayacak biimde okuyarak hemen ikinci gstegeye geecektir, yani metni yzeysel bir biimde okuyacaktr. Bu durumda da, aslnda yaplansa, metni anlamaya almaktan vazgemek. Dnyay anlamayla ilgili kmaza gelince, eer dnya her biri bir gsterenden tekine akp giden birtakm sonsuz izlerden baka bir ey olmayan gstergelerden oluuyorsa, yani dnyay oluturan gstergelerin gstedii hibir ey yoksa, bu dnya karsnda yaplabilecek iki ey olabilir: Susmak, ya da bu an "yapbozum" dedii yntemin nerdii eyi yapmak, yani gstergelerin bir ey gsterdii varsaylarak dnya hakknda sylenen szleri "Hayr, deildir" diyerek olumsuzlamak. Ancak, bu iki durumda da, aslnda yaplan, dnyay anlamaktan vazgemek. Eer hal dnyay anlamak, aklamaya almak gibi bir kayg varsa, yine de yaplacak bir ey var: Gsterge kavramyla birlikte, gstergebilimsel yntemin, her bilgi alannda kullanlmas gereken tek geerli yntem olduu savyla gstergelerin hibir gstereni gstermedii sav zerinde bir kez daha dnmek. Daha akas, gstergeyi, insanlarn (ya da bizim gibi akl sahibi olduunu dndmz, bizim aklmza sahip kldmz dndmz varlklarn) birbirlerine bir ey anlatmaya alrken kulland iaretlerle snrlandrmak; bu iaretlerin mutlak olmayan birtakm gsterilenleri gsterdii ve gstergebilimsel yntemin bu iaretleri konu edinen bilgi alanlarnda kullanlabilir bir yntem olduu savlaryla yeniden ie balamak bir k yolu olabilir. KAYNAKA Aysever, R. Levent (2003), "Dil Felsefesinin Geleceine Bir Bak", H.. EDEBYAT FAKLTES DERGS, cilt 20, say 2, Aralk 2003, s. 127-140. Barthes, Roland (2002), S/Z, ev. Sndz ztrk, stanbul: Yap Kredi Yaynlar. Barthes, Roland (Ekim 2004), "The Death of the Author", ngilizceye ev. Richard Haward, http://www.ubu.com/aspen/aspen5and6/threeEssays. html#barthes Bergman, Mats-Sami Paavola (eds.) (Ekim 2004), The Commens Dictionary of Peirce's Terms: Peirce's Terminology in his Own Words, http://www. helsinki.fi/science/commens/dictionary.html 99

Bu an Metinleri Derrida, Jacques (1978), "Structure, Sign and Play in the Discourse of Human Sciences", ngilizceye ev. Alan Bass, J. Derrida, Writing and Difference, Londra: Roudledge and Kegan Paul, s. 278-292. Derrida, Jacques (1981), "Semiology and Grammatology: Interview with Julia Kristeva, ngilizceye ev. Alan Bass, J. Derrida, Positions, Londra: The Athlone Press, s. 15-36. Derrida, Jacques (1982), "Diffrance," ngilizceye ev. Alan Bass. J. Derrida, Margins of Philosophy, New York/Londra: Harvester Wheatsheaf, s. 1-27. Derrida, Jacques (1998), Of Grammatology (corrected edition), ngilizceye ev. Gayatri Chakravorty Spivak, Baltimore/Londra: The John Hopkins Un. Press. Derrida, Jacques (1999a), "Gstergebilim ve Gramatoloji", Trkeye ev. Tlin Akin, TOPLUMBLM, say 10/Jacques Derrida zel Says, s. 175-183. Derrida, Jacques (1999b), "nsan Bilimlerinin Syleminde Yap, Gsterge ve Oyun," ev. zkan Gzel, TOPLUMBLM, say 10/Jacques Derrida zel Says, s. 165-173. Derrida, Jacques (1999c), "Diffrance", Trkeye ev. nay Szer, TOPLUMBLM, say 10/Jacques Derrida zel Says, s. 49-61. Derrida, Jacques (1999d), "Platon'un Eczanesi", Trkeye ev. Zeynep Direk, TOPLUMBLM, say 10/Jacques Derrida zel Says, s. 63-81. Eco, Umberto (1991), Almlama Gstergebilimi, ev. Sema Rifat, stanbul: Dzlem Yaynlar. Eco, Umberto (1992), Ak Yapt, ev. Yakup ahan, stanbul: Kabalc Yaynevi. Foucault, Michel (Ekim 2004), "What is an Author?", http://faculty.smu.edu/ nschwart/seminar/Foucault.htm (Ayrca bkz. Textual Strategies: Perspectives in PostStructuralist Criticism, Josu V. Harari (ed.), Ithaca-N.Y.: Cornell University Press, 1979, s. 141-160) Greimas, A. J.-E. Landowski (2000), "Gstergebilimin zledii Dorultu", Rifat 2000b: 371-373. Gneytepe, Abdlkadir (2003), J. R. Searle ve J. Derrida'da Anlam Sorunu, yaynlanmam yksek lisans tezi, Ankara: H.. Sosyal Bilimler Enstits. Keep, Christopher-T. McLaughlin-R. Parmar (Ekim 2004 / son gncelleme: 2001), The Electronic Labyrinth, http://www.iath.virginia.edu/elab/elab.html Peirce, Charles S. (2000), "Gstergeler Kuram: Gstegebilim", ev. Mehmet Rifat, Rifat 2000b: 241-245. Rifat, Mehmet (2000a), XX. Yzylda Gstegebilim Kuramlar, cilt 1: Tarihe ve Eletirel Dnceler, stanbul: Om Yaynevi, 2000. Rifat, Mehmet (2000b), XX. Yzylda Gstegebilim Kuramlar, cilt 2: Temel Metinler, stanbul: Om Yaynevi, 2000. Sarup, Madan (1995), Post-Yapsalclk ve Postmodernizm, ev. Baki Gl, stanbul: Kabalc Yaynevi. Saussure, Ferdinand de (1976), Genel Dilbilim Dersleri, cilt 1, Ankara: TDK Yaynlar.

100

You might also like