You are on page 1of 7

GRUP İLİŞKİLERİ

Yazar : Sibel ARKONAÇ


Yayınevi : Alfa Basım Yayım
Baskı : İstanbul / 1993 / 176
ISBN : 975-7368-29-6
Bilim Grubu : Psikoloji
Türü : Telif
Hitap Ettiği Okuyucu Kitlesi: Özel İlgi

Genel Değerlendirme:
Bu kitapta bir kavram olarak "grup" ele alınmış. Grubun
yapısı incelenmiş, grup üyelerinin psikolojisi üzerinde
durulmuştur. Gruplar arası ilişkilerin nasıl olduğu ve ilişkilerin
olumlu olması için gereken hususlar açıklanmıştır.
Giriş
İnsanlar yaşadıkları toplumda belli gruplar içinde
bulunmaktadır. Esnaf, doktor, öğretmen grubu olduğu gibi
futbol takımı gibi sportif faaliyetler de grup kavramı içine
girmektedir. Grup içerisindeki kişiler, diğer üyeler ile ortak
bir anlaşma sonucu belirlenen ve üyeleri arası ortak
davranışı, tutumlar arası birliği sağlayan bir takım
normlara bağlı kalırlar. Grup üyeleri grup içerisinde
kendilerini algılayıp birbirlerine benzer davranışlar
gösterirler. Ayrıca kendilerini diğer gruplardan farklı
algılarlar ve değerlendirmeyi de ona göre yaparlar.

GRUPLA İLGİLİ YAKLAŞIMLAR


1) Grup Zihni Yaklaşımı:
Le Bon, 1870'te Paris'e çıkan halk ayaklanmalarından
hareketle grubu kalabalık şeklinde ele almıştır. Ona göre
bu durumda bilinçli şahsiyet ortadan kalkar, bütün bu
kişilerin fikirleri ve hisleri bir tek yöne çevrilir. Geçici fakat
pek açık özellikler gösteren kolektif bir zihniyet ortaya
çıkar. Grup zihniyeti bireylerin normalde kontrol altında
tuttuğu bilinçsiz dürtüleri ön plana çıkartır. Kişiler kalabalık
içerisinde hareket ve hislerini karşılıklı taklit etmek
suretiyle çok kısa zamanda coşkun ve önü alınmaz bir
hareketin içerisine girebilirler.
Mc Dougell'a göre ise, düzene girmiş bir grup kolektif
iradenin, yaşantının ve görev dağılımın ortaya çıkışı ile
bireyin fakülteleri olan benlik bilincini, iradesini, amaca
yönelik hareketini, mantıklı ve işbirliği halinde davranma
kapasitesini geliştirir.
2) Bireysel Yaklaşım:
Floyt Alport'a göre grup bireysel hakikatların bir kümesi,
bütün oluşturan parçaların bir toplamıdır. Ona göre grup
yoktur. Sadece insanlar vardır; insanlar doğaldır ki, grup
içerisinde tek başına olduklarından farklı şekilde
davranabilirler.
3) Kogritif Yaklaşım:
(Şerif, Asch, ve Lewin) Kendilerine göre grubun
işleyişinde psikolojik ve sosyal süreçler arası bir etkileşim
söz konusudur ve birey ise grup ortamı içerisinde psikolojik
olarak değişim gösterir. Kişinin davranışı sosyal bir
bütünün parçası olarak algılanır. Dolayısıyla bu bütünün
içerisindeki kişinin davranışlarını doğru bir şekilde
inceleyebilmek için onun diğer kişilerle olan ilişkilerine
bakmak gerekir. Grup üyeleri birbirleriyle olan ilişkileri bir
bütün oluşturmak üzere algısal olarak yapılandırılır. Bu
surette her üye bir diğer üyeyi etkiler ve her hangi bir
üyenin özelliği de bu sistem içerisindeki üyeliği ile tayin
edilir.
4) Sosyal Kimlik Yaklaşımı:
Bu görüşe göre (Tajtal ve Turner) grubun her üyesinin
sosyal benlik kavramlarında o grubun temsil edilmesinin
yanında, bir şahsın yaşadığı sosyal ortamda, ait olduğu bir
çok çeşitli gruplardaki üyelikleri de şahsın sosyal
kimliğinde temsil edilir. Bu da kişiyi sadece bireysel şahıs
olmaktan çıkartan, onun çeşitli sosyal ortamlardaki
davranışlarını açıklayabilen bir kavramdır.

GRUBUN OLUŞUMUNDAKİ SÜREÇLER


1-Karşılıklı birbirine bağımlılık ve şahıslar arası çekicilik
2-Teorik ve deneysel yetersizlikler
3-Sosyal kimlik yaklaşımı

GRUBUN YAPISI
Grup üyelerinin grup içerisindeki karşılıklı çekicilikleri,
onlara benzer görüşleri ve ortak hedefleri algılayıp
geliştirmek üzere motive eder. Ama aynı tutumlara sahip
olsalar da bütün üyelerin aynı tarzda hareket ettiği
söylenemez.
a) Mevki:
Grup içerisindeki her üye farklı ölçüde sevilir veya ona
saygı gösterilir. Homens'e göre bir üye gruptaki diğer
üyeler tarafından olumlu değerlendirildiği sürece olumlu
yönde rütbe alır. Fikir ve faaliyetleri başlatma eğilimi ile
olumlu değerlendirilme birer mevki belirleyicisi olarak
hemen her zaman bir birleriyle yüksek bir korelasyon
içerisindedir. Yapılan araştırmalar neticesinde bir grup
içerisinde iki tip liderin ortaya çıktığı görülmüştür:
1- Sosyal-duygusal lider
2- İşle ilgili lider
Sosyal duygusal liderler, her hangi bir üyeden daha fazla
olumlu duygusal davranışlar başlatmaktadır. Espri yapıp,
gülerek memnuniyetini ifade edip gruptaki gerginliği
azaltmakta ve diğerlerine yardım edip ödüllendirerek grup
içerisindeki birliği sağlamakta, bu grubun fikirlerine
katılmaktadır.
İşle ilgili lider ise görev ile ilgili işleri başlatmaktadır.
Genellikle sosyal-duygusal lider tipinin diğer üyelerden
daha fazla sevildiğine; işle ilgili uzman liderin ise işin
bitirilmesine en fazla katkıda bulunan üye olarak idrak
edildiği gözlemlenmiştir.
b) Roller:
Rollerin farklı olması iş bölümünün sağlanması içindir.
Derneklerde başkan, sekreter vb. gibi. Rollerin bir başka
işlevi de grubun varlığına düzen getirmesidir. Ayrıca
rollerin kendimize ait benlik tarifimize şekillendirme yönü
de vardır.
c) Normlar:
Norm bir sosyal birimin üyeleri için kabul edilebilir ve
edilemez olan tutum ve davranışların yayılımını tarif eden
bir değerler ölçeğidir.
Norm, grubun var oluşunu düzenler. Gruplar açıkça tarif
edilmiş olan hedeflerini geliştirdikten sonra normlar
kaçınılmaz bir şekilde grubun hedefe ulaşmasını
kolaylaştıran hareketleri ve bunu engelleyici davranışları
kırar.
d) Liderler ve Liderlik:
Liderlik, grubun üyeleri arasındaki hem mevki hem de
davranışsal farklılıkları kapsar. Bir lider grubuna rehberlik
eder ve grubun davranışını kolaylaştırır. “Liderleri lider
yapan onları diğer insanlardan ayıran vasıftır” Bir
yaklaşıma göre bir çerçevede en etkili lider, o çerçeve
içerisinde grubunu hedeflere ulaştırmada en iyi şekilde
techizatlanmış olan kişidir. (Brown)
Lippite ve White, liderlikte liderin kim olduğundan çok
liderin nasıl davrandığı önemlidir görüşünü savunur.
Karşımıza üç lider tipi çıkmaktadır:
1-Otokratik davranan lider: Etrafındakilere ne
yapması gerektiğini söyleyen, gruba soğuk davranıp,
yapılan iz üzerinde yoğunlaşan lider.
2-Demokratik davranan lider: Grup içerisindeki
bütün karar ve faaliyetleri üyelerle tartışma ortamı
getirmiş ve üyelerin kendi çalışma eşlerini kendilerinin
seçmesine izin vermiştir.
3-Sembolik lider: Grubu kendi haline bırakmış ve çok
az araya girmiştir.
Yapılan araştırmalarda demokratik liderler diğer iki tip
liderlerden daha çok sevilmiştir. Bu gruplarda hava çok
arkadaşça, grup merkezli ve kabul edilebilir oranda verilen
işle meşgul olma eğilimi göstermiştir. Otokratik liderlerin
olduğu gruplarda üyelerin daha saldırgan, lidere daha fazla
bağımlı ve yapılacak işten ziyade kendileriyle meşgul
oldukları görülmüştür. Sembolik liderin olduğu gruplarda
liderler oldukça sevilmekte üyeler birlikte iş yapmaktan
ziyade oyun oynamışlardır.
Ortaya çıkarılan işin ölçüsü açısından da farklılıklar
görülmektedir. Otokratik liderin olduğu gruplar en fazla
çalışan gruplar olmakla beraber bu çalışma temposu
liderin bizzat bulunduğu şartlarda görülmüştür. Lider
ortamı terk ettiği zaman hemen hemen hiç iş
yapılmamıştır. Demokratik liderin olduğu gruplar daha az
üretken olmakla birlikte liderin yokluğundan pek
etkilenmemiştir. Sözde liderin olduğu gruplarda ise liderin
odayı terk ettiği zamanlarda üretkenliğin arttığı
gözlenmiştir.
Sosyal Etki: Bir insanın bir başka insanın yargı, tutum
ve fikirlerine maruz kalması sonucu tutum ve fikirlerinde,
yargılarında ortaya çıkan değişikliklerdir.
Uyma Davranışı: Kişinin kendi görüşünü, grubun
görüşü doğrultusunda değiştirmesi olgusuna işaret eder.
Önemli olan kişinin tek başına kaldığında da aynı fikri
rahatlıkla söyleyip söylememesidir.
Normatif Sosyal Etki: Kişinin, bir başka kişinin
kendisiyle ilgili olumlu beklentilerine uyum göstermesidir.
Azınlığın Etkisi: Azınlıklar, grubun baskısına maruz
kalan basit birer pasif temsilci değildirler. Faal temsilciler
haline gelebilirler. Dolayısıyla sosyal etki üst üste gelen iki
yönlü bir süreç olarak ele alınmalıdır. Gruptan sapan kişi
hem çoğunluğun etkisi altında kalmakta hem de
çoğunluğu etkileyebilmektedir.
Sosyal Karşılaştırma Teorisi: Kutuplaşamaya sebep
olan kişinin kendisiyle diğerleri arasında yaptığı
kıyaslamadır. Eğer kutuplaşmanın temelinde olumlu
değerlendirilen bir uca doğru kayması söz konusu ise bu
olumlu değerlendirilen ucun daha da belirgin hale
getirilmesi kıyasların miktarını aktaracaktır.
İkna Edici Tartışma Teorisi: Grup tartışması
esnasında üyelerce ortaya bir takım görüşler, iddialar atılır.
Tartışma ilerledikçe bunlar ortaya çıkıp belirginleşecektir
ve her üye o sırada tartışmaya hakim olan görüşü
destekleyen fikirlerle ve bu fikirlerin sayısı kadar çok
olmasa da onlara zıt bir kaç görüşle aşinalık kazanıp
tanışacaktır.
Sosyal Kimlik Teorisi: Grup kendi içerisinde tartışırken
aynı konuda tartışan bir başka grupla karşılaştığında
grubun üyelerinin kimliği ön plana çıkar. Bu da grup içi
normların öteki grubun normlarından daha belirgin bir
şekilde farklılaşmak için abartılı bir hale gelmesine yol
açar.
Grup Halinde Düşünmenin Sebepleri:
1- Üyelerin grubun doğru karar alacağına dair
tartışılmaz inanç duyması.
2- Grubun baskısı
3- Grubun ortak görüşünden sapanların kendi kendilerini
sansür etmesi. Fikirlerini toplantı esnasında
bildirmemeleri.
4- Alınan kararların yegane geçerli karar olduğu ilizyonu
üyelerin diğer başka ihtimalleri göz ardı etmelerine yol
açar.
Gruplar Arası Davranış:
Şerife göre gruplar arasındaki davranışı belirleyen
etmen, grupların elde etmek istedikleri hedefe yönelik
davranışlardır. Bir arada olucu davranışlarla kişiler grup
üyeliğiyle hareket ederek bir başka grubun üyeleriyle
rekabete girer ve tarafgirlik düşüncesi yerleşir.
Kişiler kendilerini ait oldukları gruplara göre tanımlayıp
değerlendirirler. Grup, üyelerin kimlik imajlarını korumak
için değer yüklenmiş karşılaştırma boyutunda kendini diğer
bir grupla karşılaştırabileceğini algıladığı zaman kendini
diğer gruba göre daha olumlu bir şekilde farklılaştırmaya
çalışır.
Gruplar Arası Çatışmanın Azaltılması:
Yapılan araştırmalara göre gruplar arası ayırt ediciliğin
ve rekabet edici davranışın gelişimi için gerekli ve yeterli
şartın sosyal kategorizasyon olduğu insanları iki farklı grup
halinde sınıflamanın grup içine grup dışından daha fazla
tarafgir olma davranışını ortaya çıkarır. İnsanları
birbirinden farklı iki grup halinde sınıflamak, grup içinde
algılanan benzerliklerin ve gruplar arasında algılanan
farklılıkların ön plana çımasını sağlayacaktır.

You might also like