You are on page 1of 481

mam Gazl HYA- ULUM'D-DN 1.

Cilt Tercme Ali Arslan Yayna Hazrlayan Dcane Cndiolu Redaksiyon Dcane Cndiolu Erturul zalp Hakan zalp Tashih Ahmet Kaan Dizgi Bahar Dizgi Arapa Dizgi Ebu Hamza Ofset Hazrlk lgi Tantm Bask Cihan Ofset Cilt zdemir Ciltevi stanbul /1993 20 Mays 1985 Tarihli 2188 sayl Tebliler Dergisi'nde Orta retim rencilerine tavsiye edilmitir. ARSLAN YAYINLARI Beyazsaray, No: 6 Beyazt / stanbul Tel: 517 47 99 - 516 55 37 Fax: 516 55 37 Yayncdan Sadece mslman olmayan lkelerde deil, mslman lkelerde de fikr ve ahlk bir dn, hatta sktun yaand, neredeyse bir kangren hlini ald u gnmzde, yeryz skinlerinin gzel bir ahlkn mmessilleri ve tabii ki salkl bir dnce yapsnn sahipleri olabilmeleri iin, rablerini hatrlamaya ve hesap gn'nn dehetiyle uyarlmaya, dolaysyla slm'n iradna olan ihtiyalar ortadadr. Allah' unutanlar, Allah'n unutaca Kur'an bir dstrdur. Bu bakmdan unutanlarn unutulaca bir dnyada, unutulanlarn inzr/uyarlmalar vazifesi, pek tabiidir ki slm davasnn mmessillerince deruhde edilecektir. Nitekim gzel ahlk tamamlamakla grevli bir peygamberin mmeti ierisinde, bu vazifeyi deruhde etmi, sadece mslmanlara deil, gayri mslimlere dahi gzel ahlkn fikren ve amelen bir numne-i imtisali olmu nice slm liminin yetitii ve bu limlerin gerek szleriyle, gerekse eserleriyle insanl slm'n pak ve temiz yoluna irad ederek insanln vicdannda mstesna bir mevkii igal ettikleri de tarihen sabit bir hakikattir. Yunan felsefesinin tesiriyle yeni doktrinlerin gelierek, zevk ve sefa-hta mheyya kitleler nezdinde itibar kazandklar, ulema ve hukemadan kendilerine rehberler bulduklar, yozlam ve kuru bir fkh anlaynn mal-mlk edinme vastas haline getirilerek dinin istikmetinin gerei olan ahiret bilincinin dumura urad, batnlerin siyas destek ve maksatlar yoluyla dehet satklar ve nihayet slm ilimlerin kuru ezber ve tekrarlarla medrese temrinleri tesinde bir mn ifade etmedii bir dnemde; evet slm'n maksadn/maksatlarn yeni bir ruh ve ihlasl bir solukla dile getirecek, gnmzdeki batllama / modernleme sadmesine benzer helenistik bir sadmeye gs gerecek ve deta lm olan slm ilimleri yeniden ihya edecek bir mtefekkire, bir mceddide ihtiya bulunduu bir zamanda slm mmeti ierisinden mam Gazali adnda bir zat zuhur etmiti ve fakir bir

ailenin ocuu olarak bym ve kk yata yetim olarak tahsilini srdrm bu deha, slm leminin vicdanna tercman olarak mmetin makus talihini -hi deilse bir sre- tersine evirmiti. te u anda elinizde tuttuunuz hya-i Ulm'id-Din (slm limlerin Canlandrlmas) adl kymetli eserin mellifi olan bu mmtaz lim -hayatnn, grlerinin ve eserlerinin anlatld blmde de grlecei zere- devasa bir klliytn sahibidir ve hya-i Ulm'id-Din adl eserinin bu klliyt ierisinde mstesna bir mevki ihraz ettii de bir vakadr. deta tek bana tm slm ilimlerin bir ansiklopedisi mahiyetindeki bu esere olan ihtiyacn neminin idrakinde olan yaynevimiz, eyrek yzyl akn bir sre nce bu eserin tercme edilip, yaynlanmasna nclk etmi, 5 ve 10 ciltlik dzenlemelerle okuyucuya ulamasn salamt. hyann Zebid tarafndan yaplan nl thaf us-Saade adl erhinden istifadeyle gerekletirilen tercmenin dilinin gnmz Trkesine nazaran eski kalmas, Arapa metinlerin dizdirilmeyip hattata yazdrlmasndan dolay metnin tertib ve tanziminde ortaya kan mizanpaj glklerinin yol at sorunlar ve buna benzer baz nedenlerden dolay eserin redakte ve tashih edilip, daha anlalr, daha gzel ve daha titiz bir dzenlemeyle yeniden neredilmesi bir ihtiya ve hatta bir zorunluluk halini almt. Bu sebeplerden tr yaynevimiz okuyucularnn tevecchne lyk olabilmek iin eserin daha temiz ve anlalr bir Trkeyle, daha gzel ve daha titiz bir dzenlemeyle yeniden basmn kararlatrarak, Dcane Cndiolu'nun editrlnde eserin redaksiyonu ve yeniden dzenlenmesi iin hummal bir alma balatt ve modern basm teknikleriyle hibir masraftan kanlmadan yaplan ve uzun bir sre alan almalardan sonra elinizdeki eser yeni haliyle ortaya km oldu. Eserin nerinde gerekten byk hizmetleri gemi olan sayn Dcane Cndiolna, Erturul ve Hakan zalp'e, Arapa metinlerin dizgi ve tashihini yapan Ebu Hamza'ya, eserin dizgi ve mizanpajnda sabr ve tahamml gstererek byk bir titizlikle alan Bahar Dizgi mensuplarna bu vesileyle kranlarmz sunmay bir bor telkki eder ve son olarak, siz okuyucularmzn tevecchleri dorultusunda almalarmz evkle ve sorumluluumuzun bilincinde olarak srdreceimizi bildiririz. Gayret bizden, tevfk Allah'tandr! 25 Yl Sonra! Yllar sonra hya-i Ulm'id-Din'in yeni nerini siz kymetli okuyuculara sunarken, nce Allah Tel'ya hamd eder, Rasl'ne, onun mmtaz line ve ashabna salt ve selm ederim! Aziz okuyucular! Elinizde tuttuunuz bu eseri yaklak 30 sene nce tercme etmi ve o gnn artlar ve teknik imknlarnn elverdii lde elimden geleni yaparak Allah'n izniyle neretmitim. O gnleri mdrik olanlar gayet iyi bilirler ki o dnemde matbaalar hantal makinelerden ibaretti ve bir kitab ancak uzun uralardan sonra yaynlayabilmek mmkn olabiliyordu. yle ki 10 ciltlik bir eserin dizilip-baslmasnn, ciltlenip piyasaya

arzedilmesinin aylar deil, yllar aldn syleyecek olursak hi de mbalaa etmi olmayz! Hele benim gibi eserin hem tercmesini ve tashihini yapp, hem cildiyle, hem de tab'yla megul olan, stelik satyla da uramak durumunda kalan bir kimsenin ne denli mkilatlara maruz kalacan, ne trden meakkatler ekeceini takdir edersiniz. O zamanlar -imdi olduu gibi- modern ve gelimi bir ekilde, eserlerde geen ayet ve hadslerin asllarnn Arap harfleriyle dizdirilmek imkn yoktu. Bu bakmdan biz de hyada geen ayet ve hadslerin arapalarn bir hattat kardeimize yazdrm, ancak uvallarla tanabilecek miktardaki klieler yoluyla eseri tab'ederek ve hereye ramen pes etmeden bu kymetli eseri sizlere ulatrabilmitik. Btn bunlarn benim g ve kuvvetimle olmadnn idrakindeyim. Mevlmn ltuf ve keremi olmasayd, benim gibi maandan baka bir geliri olmayan, stanbul gibi byk bir metropolde oniki nfusun maietini deruhte eden aciz bir kul, bu denli zorlu bir ite muvaffak olabilir miydi? Evet, gerekten de Allah Tela nn bir ltf, bir fazl idi o hummal gayret, o zevkli ura!.. Bugn ise -Allah'a hamdolsun- ocuklarm bym ve iin bana gemi bulunuyorlar. Allah'n izni ve bereketiyle -en azndan yllar nce ektiimiz teknik skntlara maruz kalmakszn- imdi yaynclk faaliyetlerini onlar srdryorlar. Mslman olmann gerektirdii islm uur ve hassasiyeti mdrik olarak, yaynlanacak eserlerin gerek muhteviyat, gerekse basm konusunda gerekli titizlii gstereceklerine slm sahada yaynclk yapmann ciddi bir i olduunun ve ehemmiyetini unutmadan kymetli eserler neredeceklerine inanyor ve bu yoldaki abalarnda yce rabbimden kendilerini muvaffak klmasn ve onlar srat- mstakim'den ayrmamasn niyaz ediyorum! Bir ekip almasyla uzun abalar sonucunda ve ellerinden geleni yaparak hyann bu yeni basmn gerekletirdiler ve hya'nn bugnk mmtaz ve mstesna tertib, tanzim, cilt ve basksyla yepyeni taptaze ve zevkle okunabilecek bir eser ortaya kardlar. Allah hayrl klsn ve devamn nasip etsin! Bu yeni basksnda eserin editrln ve redaksiyonunu deruhde eden Dcane Cndiolu kardeime ve ayrca Erturul ve Hakan zalp'e Arapa metinlerin dizgi ve tashihini yapan Ebu Hamza kardeime, eserin ortaya kmasnda emei geen herkese teekkr eder, kendilerini can u gnlden tebrik ederim! Allah hepsinden raz olsun, saadet-i dareyn'e nail olsunlar! Ali Arslan 27/11/1992 NSZ Gazali Kimdir? Subk Tabakat'nda Gazl'yi yle anlatr: Aslen Ts ehrinden olan Gazl'nin ad, Muhammed b. Muhammed b. Muhammed b. Ahmed, knyesi Ebu Hmid el-Gazl, lkab ise Hccet'l-slm'dr. O, slm dininin insanolunu Dr's-Selm'a (Cennet'e) gtren bir delil ve burhan idi. lmin eitli dallarnda sz sahibi olan Gazl, mantk ve mefhum ilminde ok geni bir bilgiye sahipti.

adalar ierisinde yldzlara ulaan hasmlarn, mcadele edilmesi gittike gleen bid'atlar yerle yeksan edecek dereceye ykselen Gazl, bidayet ve nihayet erbabnn hedefine eksiksiz bir ekilde varmtr. O, huzurunda baka arslanlara yer bulunmayan bir arslan ve deta ondrdnde parlayan bir ay idi. Fakat ayn gndz parlamadn herkes bilmektedir. O da, herkes gibi bir beer, fakat kocaman da gibi bir beer... O, halktan bir para, fakat dizilmi inci talarnn paras. Hicretin 500. senelerinde, karanlk gecelerin yldzlara ihtiyacndan daha fazla ihtiya duyulan bir insan olmu ve felsef samalklara kar durarak deta btn mslmanlarn imdadna yetimitir. Hayat boyunca, slm dninin hakikatlerini btn insanlara pervaszca bildirmi ve slm korusunu, mzrann ucunu dahi lekelemeden dmanlarn saldrsndan muhafaza etmeye muvaffak olmutur. Kalemi sayesinde, dinin hakik hviyetini rtmeye alan phecilik bulutlar dalm, hakikatler olduu gibi herkese grnmeye balamtr. Btn bu ilm almalar yannda, kalbi de takva ile doluydu. Halvethanesinde tevhid denizine dalm ve ibadetten baka hibir eyi kendisine arkada edinmemiti. Dnyaya metelik vermezdi, her bakmdan alveriini Allah ile yapmt. mam Mnv de Gazl hakknda yle der: O kendisindeki incilerin hibir denizde bulunmad bir ummand. Semalardan daha yce bir allme idi. Onun kalbindeki ilim yldzlarnn kymeti nerede, gkteki yldzlarn kymeti nerede? O, dnyann btn bahelerinden daha stn bir ilim bahesidir. Onun ortaya dkt deerli inciler sayesinde slm milletinin gerdanl intizam bulmutur. limlerin engin denizlerine dalp, bid'atlar geri pskrtmek iin gereken almay yapmaktan bir an bile geri kalmamt. Ebu brahim Feth b. Ali el-Badd, Badad Tarihinin zeylinde Gazl iin yle demektedir: 'O yle bir kimse idi ki, gzler onun gibi konuan, onun gibi zeki ve anlayl kimseyi grmemiti'. 10 11 bn Mukr Tuhfet'l-lrd il Sebl'ir-Red adl eserinde Gazl iin aynen yle der: 'Onun mbarek ismiyle gsler inirah bulup kabarr, nefisler sevinir. Onu azna alan byk limler vlr ve kitaplar hret bulur. Onun namnn yayld yerde sesler alalr ve balar eilir'. bn Askir, Tarih'inde Gazl iin uzun malmat vermekte ve medh sensn yapmaktadr. Hafz b. Seman de ayn eyi yapmtr. Hafz Muhibbiddin b. Neccar el-Hanbel, Badad Tarihine yazd zeylde yle demektedir: Gazl her sahada fakh ve imamlara nderdir. Btn limlerin ittifak ile mmetin rabbanisi, zamannn mctehidi, nderi ve mceddididir. Btn bir memleket ondan bahsetmi, fazileti halk arasnda hakl olarak yaylmtr. Her

meslek ve mereb erbab tarafndan ilim sahasndaki bykl itiraf ve otoritesi kabul edilmitir. Sapk bid'atlar kendisinden korktuu gibi, cedelciler de onun getirdii deliller karsnda snp perian olmutur. Dakik ve ince almalar sayesinde, bid'atlarn ve ehl-i snnet'e muhalif olanlarn maskeleri alaa edilmi ve yrtlmtr. Btn hayatnda, snnet-i seniye ve dine yardmdan baka bir hedefi olmayan Gazl'nin kitaplar, gzellik ve manev cemlde gne nn yeryzne yayl gibi yaylmtr. Muvafk ve muhalif herkes kendisini bir otorite olarak kabul etmitir. Doumu ve Yetimesi Gazl, Ts ehrinde H. 450 senesinde domutur. Babas kendi dkknnda yn eirip satarak geinirdi. lm deinde iken oullar Muhammed ile Ahmed'i arkadalarndan mutasavvf bir zata teslim ederek, kendisinden yle bir ricada bulunmutu: Hattatla (yaz yazmaya) ok merak duyduum halde maalesef bu sanat renemedim. Fakat benim yapamadm bu ii, u iki yavruma yaptrmak azminde idim. Ne yazk ki Allah'n ezel ferman gelip atm ve benim iin ona icabet etmekten baka kar yol kalmamtr. Artk Allah yolunda dostum ve bir kardeim olarak yavrularm sana emanet ediyorum. Babalarnn lmnden sonra onlar vasileri olan zat bytt, kendilerine yazy retti ve ilim renmelerine azam dikkat sarfetti. Babalarndan kalm olan pek az miktardaki mallar bitince, eitim ve retimleri baba dostuna zor gelmeye balad. Bunun zerine baba dostu kendilerine yle dedi: Sizin malnzn tamamn size sarfettim ve bitirdim. Ben ise dnyadan alkasn kesmi bir kimseyim; onun iin bir servetim yoktur ki sizin iin sarfedebileyim. Bu nedenle sizin iin en uygun ey, ilim talebesi olmanz hasebiyle hereyinizi karlayacak bir medreseye yazlmanzdr. Bylece vaktinizi ok kymetli bir eyle deerlendirmi olursunuz. Bu tavsiye zerine onlar da bir medreseye yazlarak tahsillerine devam ettiler. te ykselmelerinin temeli burada atlmtr. Gazl, zaman zaman bu duruma yle iaret ederdi: 'Biz ilmi Allah iin deil, baka eyler iin okuduk. Fakat Allah sonradan kendine evirdi'. lme Balamas ocukluunda memleketin limlerinden Ahmed b. Muhammed erRaziknden fkh dersleri almtr. Daha sonra Crcan ehrinde bulunan lim Ebu Nasr el-smail'den okuyup, hocasna kitabnn kenarlarna haiye ve notlar yazdrtm ve memleketine dnmtr. mam Esad el-Muhayn yle der: Gazl'den bizzat dinledim: Crcan'dan memleketime dnerken yolda haramiler yolumuzu kesmiti. Birlikte bulunduumuz kafilede ne varsa hepsini aldlar. Hi olmazsa gasbedilen kitaplarm almak iin arkalarndan yrdm. Reisleri bana dnerek 'Geriye dn, yoksa seni ldrrz!' dedi. Reise yalvarp, kendisinden Allah rzas iin mallarm geri vermesini rica ettim. Onlarn kendi ilerine yaramayacan syledim. Bana yle dedi: - Mallarn neler?

- u torbada bulunan kitaplar. O kitaplar dinlemek, renmek ve yazmak iin diyar- gurbete gittim. Bu szlere katla katla gld ve dedi ki: "Sen nasl oluyor da 'Bu kitaplarda bulunan rendim' diyebiliyorsun? Kitaplar aldmz iin btn bilgilerin kayboldu. Kitaplarn yok olduu iin ilmin de yok olmu". Bunlar syledikten sonra arkadalarna, kitaplar bana vermelerini syledi. Bu ete reisini, beni irad etmesi iin Allah konuturmutu. Ts'a dndm zaman sene durmadan alp hocamdan rendiklerimi ve kitabmn kenarna yazdklarn tamamen ezberledim. yle bir hale gelmitim ki artk biri yolumu keser de kitaplarm alrsa, ilimsiz kalmayacaktm. Gazl bu senelik hummal almadan sonra Niabur ehrine giderek orada mam- Harameyn Abdlmelik el-Cveyn'nin (10281085) derslerine devam etti. Onun nnde diz kerek ilmini ilerletti. Mezheb, Hilfyat, Cedel, Usl- Fkh, Usl- Hads ve Mantk ilimlerinde tam olarak yetiti. Btn bu ilimleri tam mansyla rendikten sonradr ki bu ilim erbabnn szlerini de iyice anlamt. Bu ilimleri yok etmeye alanlarn dvalarn; ilm delillerle redde alt, bu ite de byk bir baar gsterdi. Bu ilimlerin her dalna ait kitaplar tertip ve telif etti. Zeks son derece parlak ve sezgisi son derece gelimi idi. Gayet acaip bir yaratla sahipti. draki son derece ileriydi. Hafzas ok kuvvetli; ince 12 ve derin mnlar ortaya karmakta son derece mahir idi. limde bir zirve ve mnazarada almaz bir geitti. mam- Harameyn talebelerini yle tarif ederdi: 'Gazl btn lemi kaplayan bir deniz, el-Kiya delici bir arslan, el-Hevfl de yakc bir atetir'. Varm Olduu Derece mam- Harameyn vefat ettikten sonra Gazl, Niabur'u terkedip limlerin ve ilim erbabnn toplanm olduu vezir Nizamlmlk'n Masker'deki meclisine gitti. Oradaki limlerle ve imamlarla ilm mnazaralara giriti. Bu mnazaralar srasnda hasmlarn malup etti. Hepsi de onun ilmini ve fazln kabul etmek zorunda kaldlar. Vezir Nizamlmlk, ona lyk olduu hrmeti gsterdi. Az bir zamanda ismi her tarafta duyuldu; hreti memleketin her tarafna yayld. Nizamlmlk, kendi adna ina ettirdii Badad'daki Nizamiye medresesine Gazl'yi bamderris (rektr) tayin etti. H. 484 senesinde otuzdrt yanda bulunan bu gen lim, Badad'a byk bir debdebe iinde girdi. Badadllar onu barlarna bastlar. Vezirleri, melikleri ve emirleri glgede brakacak bir hrete sahip olmutu; bir dedii iki edilmiyordu. Nizamiye medresesinde uzun bir sre ilim nerine devam etmi, fetva vermekle ve telif yapmakla uram, fakat bir mddet sonra dnya rezaletlerinden, geici zevk ve safalardan nefret edip, iinde yzd debdebeli hayat elinin tersiyle itmi ve Allah'n yce beytine gitmek zere yola koyulmutu. Kardeini yerine vekil tayin ederek H. 488'de ve Zilkade aynda yola kt, bir sene

sonra am'a ulat. am'da birka gn kaldktan sonra Kuds'e gitmek iin yola kt. Orada da bir mddet kaldktan sonra tekrar am'a dnd. am'da bulunan Emev Camiinde tikfa girdi. Zeheb'nin naklettiine gre, Gazl zamannn ounu eyh Makdis'nin Mescid-i Emev'deki zaviyesinde geiriyordu. (O zaviye bugn Gazl Zaviyesi olarak anlr). bn Askir'in rivayetine gre Gazl, am'da on seneye yakn bir zaman kalmtr. Zeheb'nin anlattna gre, Gazl am'daki Medreset'ulEminye'yi ziyarete gittii bir srada, tesadfen orann mderrisi 'Gazl yle demitir' diye sze balar. te bu hdise nedeniyle gurura kaplmaktan korkan Gazl am' terkeder ve am'dan ayrldktan sonra memleketi gezmeye balar. Bu arada Msr'a, oradan da skenderiye'ye gider. Bir sre de orada kaldktan sonra, Marib sultan Yusuf b. Tafin'in dil bir padiah olduunu iittii iin onu ziyaret etmeyi tasarlar. Fakat tam bu sralarda sultann lm haberi Msr'a kadar ular. lkeleri gezmeye devam ederek trbeleri, camileri ve yatrlar ziyaret eder. Ebrar'n terbiyesiyle nefsini terbiye etmek iin zorluklara katlanarak 13 bazen llerde ve tenha yerlerde kalrd. badetlerin ar ykn tamaya tahamml gstererek nefsini terbiyeye alrd. Varlklarn kutbu, her mevcuda rahmet olacak bir seviyeye gelinceye kadar bu almalara devam etti. Rahmn'n rza yoluna ve imann merkezine ulatracak bir rehber oldu. Hac farizasn eda edip Badad'a dnd zaman va'z ve nasihata koyuldu ve ehl-i hakikatin diliyle konumalar yapmaya balad. te tam bu sralarda hya adl mehur eserini te'lif etti. Baz eserler, Gazl'nin seyahat ve zhdnn sebebini u ekilde anlatr: Bir gn halka va'z verirken, kardei Ahmed ieri girer ve u iiri okur: Halk zayf grnce kendini kuvvetli saydn, kuvvetlenmeleri iin gayret sarfettin; onlar kuvvetlenip yol alnca yorgunluk seni geride brakt. Hidayet edici oldun, fakat kendin hidayetten uzak kaldn. Halka va'z ve nasihat ediyorsun; fakat neden kendin iitmez oldun? Ey keskinletici ta! Ne zamana kadar demirleri keskinletirip, kendin kr ve kesmez olarak kalacaksn? te bu iir Gazl'nin dnya zevklerinden ilgisini kesmesine sebep oldu. Niabur'un hatibi Abdlgaffar b. smail el-Fris, Gazl'nin stn vasflarn anlattktan sonra szlerine yle devam eder: 'Dnyann geici zevklerini terkedip zhd ve takvaya dald. Hacca giderken am'a urad ve orada on seneye yakn bir zaman kald. Burada bulunduu sralarda seyahat eder ve ziyaretler yapard'. hy-i Ulm'id-Dn gibi emsali grlmemi bir eseri, el-Erban gibi -ap bakmndan- kk kitaplarn yazd. Bu kitaplar tedkk edenlere Gazl'nin ilm kymetinden bahsetmek mnsz bir itir.

Nefsinin temizlenmesine, ahlknn gelimesine, dnya ve ahiret saadeti iin btn zamann sarfetti. Halk hidayete ard; ahireti gzel, dnyaya tapmay irkin olarak gstermeye alt. Ahiret yolculuunun tedbirine, bu yolun rehberlerine hrmet etmeye ard. Bu sahada tam olarak yetitikten sonra memleketine dnd. Evine kapanarak dnce deryasna dald ve zamann ibadetlerle deerlendirdi. Bu hli bir sre devam etti. Bu esnada birok kitap yazd. Fakat hibir yazar Gazl'nin yolunu tenkd edemedi ve onun gidiatna dil uzatamad. ehidler Gl diye anlan Nizamlmlk'n olu Fahrlmlk vezir oluncaya kadar Gazl uzlet kesinden ayrlmad. Bu byk vezirin zamannda Horasan illeri, dnyann en ileri diyar hline geldi. Fahrlmlk'e Gazl'nin fazileti, ilm derecesi, salam akidesi ve temiz yaants anlatld. Bunun zerine vezir, Gazl'nin huzuruna giderek; va'z u nasihatini dinledikten sonra Gazl'ye 'lminden, faziletinden ve nasihatlerinden 15 mutlaka istifade edilmelidir. Herkesin istifade etmesi iin de halvetten kp, herkese ders ve nasihat vermen gerekir' deyince, Gazl msbet cevap vererek derhal Niabur'a gitti. Orada Meymunet'un-Nizamiye adl medresede yeniden ders vermeye balad. Gazl devlet idarecilerinden yakasn kurtaramad iin yeniden mderrislie balamt. Bu nedenle okuttuu derslerden rencilerin faydalanmalarn niyet ederek bylece almasn deerlendirdi. Eskiden yaad debdebeli hayata dnmeyi hi ama hi aklndan geirmiyordu. Rtbeden iddetle kayordu. Aleyhinde nice ihbarlar yapld, fakat bunlarn hibirini dikkate almad, ehemmiyet vermedi. Aleyhinde bulunanlara cevap vermek tenezzlnde dahi bulunmad. Onu defalarca ziyaret ettiim halde kendisinde eski hainliin ve kibrin zerresini dahi grmedim. Daha nceleri geni ilmiyle, halk arasndaki itibaryla, ibadeti ve derecesi ile o derece marur idi ki her gelene hakaret baklar yadrrd. Fakat imdi tam tersi bir insana rastlamtm... O kibir ve gururun yerini yce bir ahlk ve tertemiz, berrak sfatlar doldurmutu. Onun aldatc bir elbiseye brndn zannederdim. Derin tedkik ve teftiten sonra, bunun bir gsteriten ibaret olmadna kesinlikle karar verdim. Anladm ki tam mansyla uyanm, ilimlerde derinletikten sonra Allah Tel'nn kendisine ihsan ettii bir kabiliyetle irfan bilgilerin tahsiline koyulmutu. Muamele ilminin dnda kalan garip ilimlerin tahsilini baaryla tamamlad. Sonunu dnerek kendisini ahirette mes'ud edecek yollar arad. Farmed'nin sohbetine devam ederek nndeki yolun almasn istedi. Mridinin kendisine yapmasn tavsiye ettii nafile namazlar, zikirleri ve evrad titizlikle yerine getirdi. Zikirlere ve tefekkre ok byk nem verdi. Bu nedenle sliklerin gemeye mecbur olduu btn geitleri hzla geti. Bundan sonra ilmin eitli dallarna yneldi; ince manl ilim kitaplar zerinde ok derin tedkiklerde bulundu. Bu almasnn semeresi olarak kendisine o ilimlerin kaps ardna kadar ald. Bir mddet delillerin mukayesesini yaparak, meseleleri etraflca

zmeye urat. Daha sonra kendisini her eyden meneden ve Allah'tan baka her eyden uzaklatran bir korku hli kendisinde belirmeye balad. Bundan dolay msivadan elini eteini ekmek onun iin ok kolay oldu. Gazl bu dnemlerden gee gee nefis terbiyesinin btn devrelerini tamamlad. Hakikatler kendisine artk btn akl ile grnmeye balam ve bizim kanaatimize gre o gelecek saadete bihakkn ulamt. Kendisinden vezir Fahrlmlk'n davetini kabul ederek Niabur'a gelmeyi nasl kabul ettiini sorduumuz zaman bize yle cevap verdi: 'islm'a davetten geri kalmay ve ilim talep edenlere faydal olmamay dinen caiz grmediim, hakk haykrmak vaktinin geldiine inandm iin vezirin davetini kabul ettim. Dolaysyla bu davete uymakta mazurum'. Sonradan Niabur Medresesinin mderrisliini terkederek tekrar evine ekildi. Fakat bu seferki ekili ncekilere benzemiyordu. Tam evinin bitiiinde talebelere bir medrese ve sflere de bir tekke yaptrd. Vaktinin bir ksmn Kur'an retimine tahsis etti; bir ksmn da ehl-i kalb'in sohbetine ve dier ksmn da talebelerin dersine hasretti. Ne kendisinin ve ne de yanndakilerin bir dakikas bile boa gemiyordu. Onun meclisinde ilimden baka hibir ey konuulmazd. Gazl Hakknda Neler Sylendi? mam Subk rif-i billh eyh Ebu'l-Hasen e-zel'den yle nakleder: "Gazl zamannn efendisi, dili ve bereketi idi. Ben ryamda Allah'n Rasl'n grdm, Hz. Musa ve Hz. sa'ya soruyordu: 'Sizin metinizde mam Gazl gibi biri var m?' Onlar 'hayr' diye cevap verdiler". Zamannn efendisi Ebu'l-Abbas el-Mers'den Gazl hakknda sorulduu zaman yle cevap verdi: 'Ben Gazl'nin sddklara mahsus en yksek makama ktna ehadet ederim'. Kutblar tr: 1. limlerin kutbu (Gazl) 2. Hllerin kutbu (Beyazd- Bistm) 3. Makamlarn kutbu (Abdlkadir Geyln) Bu hkm el-Kasd ve's-Sdd adl eserde yazldr. Ayn eserde u satrlar da yer almaktadr: 'Bu elbiseyi Gazl rd; Abdlkadir (veya rn) giydi. Biz de ona gereken nak iledik; fakat giyecek insan nerede?' Bu szde, Gazl'nin ve rn'nin lednn ilimlerde ok ileride olduklarna iaret vardr. Abdlltif el-Mutr bir mektubunda mam Subk'ye Gazl'yi sorunca u cevab almtr: 'Gazl hakknda insan ne syleyebilir? Onun ismi ve fazileti btn dnyay kaplamtr. Onun sohbetini dinleyen ve kitaplarn okuyan kimse, hakik deerinin, isminden ok daha stn olduunu grr'. Gazl'nin talebesi Muhammed b. Yahya en-Nibur yle der: 'Akl keml derecesinde olan kimseler ancak Gazl'nin fazilet ve ilmini takdir edebilirler'. Vefat

mam Gazl H. 505 senesinin Cemaziyulevvel ayna kadar zamann taksim eder; bir ksmn Kur'an, bir ksmn kalp ehliyle sohbet ve bir ksmn da derslerde geirirdi. Gndzleri oruca, geceleri ise teheccd namazna devam ederdi. Kardei Ahmed'in ifadesine gre ad geen ayn bir pazartesi gnnde sabah namaz iin abdest ald ve namazn kldktan sonra kefenini istedi; kefen gelince pt, bana ve gznn zerine koydu ve unlar syledi: 'Allahm! Emrin bam zere...' Bunlar syledikten 16 sonra mbarek yzn kbleye evirerek ayaklarn uzatt ve sabahn alaca karanlnda Hakkn rahmetine kavutu'. Cemaziyulevvel aynn ondrdnc gn (pazartesi) H. 505 senesinde Allah Tel'nn 'Ey itminann zirvesinde bulunan nefis! Rabbinin rahmetinden doya doya tatmak iin dn!' emrine icabet etti ve bylelikle lem-i slm bu lmle byk bir mceddidini daha kaybetmi oldu. Taberan kasabasnn bir kenarnda defnedildi. Kzlarna yetecek kadar miras brakt. Erkek evld yoktu. Taberan kasabasnda bulunan Gazl'nin trbesi mtevazi bir mezardr. Vasiyetine uyularak zerine hibir ey yaplmamtr. Gazl iin ok kimse tarafndan mersiyeler yazlmtr. Nitekim Kad Abdlmelik b. Ahmed b. Muhammed b. el-Muaf yle der: Kalbi akn ve hayran olan bir gzle, hak aklarn sevgilisi olan bir kimse iin aladm. Senelerden beri hapsettiim ve bakas iin asla dkmediim gz yalarm sel gibi akttm. Kirpiklerimden Gazl iin deil de ya kim iin hayretten dona kalp gzya aktacaktm? Ebu Hmid, ilimleri diriltmi ve canl szleriyle slm'a yeniden can vermitir. Gazl'nin Baz Mektuplar Musullu Ebu Hmid Ahmed b. Selme'ye yazm olduu bir mektubunda u ibareler yer almaktadr: Va'z ve nasihat yapmaya gelince, ben byle bireye nefsimi lyk grmyorum. nk vaizin zekt nisbna mlik olmas iin verdii va'z ve nasihati nefsinde tatbik etmesi arttr. Nisaba sahip olmayan bir kimse nasl zekt verebilir? Ancak avret yerini rtecek kadar bir elbiseye sahip olan bir kimse, nasl olur da bakalarnn avret yerlerini kapatmaya kalkar? Eri bir aacn glgesinin doru olmas mmkn mdr? Allah Tel Hz. sa'ya yle vahyetmitir: 'Evvel nefsine va'z et, eer nefsin kabul eder de slh olursa, ondan sonra bakalarna va'z et; aksi halde benden utan!' Ebu Nasr Fazl b. Hasan b. Ali el-Mukr der ki: Ebu Hmid Muhammed Gazl'nin huzuruna veda etmek iin vardm. Bana yle dedi: Bu mektubumu el-Beyhak'ye gtr. Mektupta Ts ehrinin evkaf mdr olan Azizden ikyet var'. ikyet edilen kimse, el-Muin'in yeeni idi. Onun iin kendisine unu syledim: 'Muin bir zamanlar bu yeenini (Aziz'i) vazifeden tard etmiti. Fakat Herat'ta Muin'in yannda bulunduum bir srada

zat- lnizin imzasn tayan bir medhiye ile el-Ummn et-Ts, Aziz iin efaate 17 geldi. mzal ktta sizin Aziz'i medhediinizi okuyunca onu affetti'. Bu szlerimden sonra Gazl yle dedi: "Mektubumu Muin'e verdikten sonra kendisine u msralar oku: Bizim bamza gelen zulmn bir benzerini grm deiliz! Bize ktlk yapld halde kretmeye zorlanyoruz. Gazl'nin adalarna hitaben kaleme ald mektuplardan biri de udur: Rahman ve Rahm olan Allah'n adyla balarm. lemlerin rabbine hamdolsun. Takva ehline gzel sonular, zlimlere ise Allah'n dmanl olsun! Rasllerin efendisi Muhammed Mustafa'ya, line ve ashabna salt ve selm olsun! Byk kad Mervan vastas ile Emr'ud-Devle Mutemed'ul-Mlk ile aramda byk bir dostluk olumutur. Bu dostluk, yaknlk yerine gemi ve yaklamamza vesile olmutur. O akrabama takdim edeceim en byk hediyem phesiz kendisini Allah'a yaklatran, cennet-i lya girmesine vesile olan bir nasihattir. nk lim kiilerin nasihatten baka verebilecek hediyeleri olmaz. ' Onun da buna karlk olarak bana yapaca en byk hizmet, takdim edecei en gzel hediye dnya zulmetlerinden uzak bir kalp ile o nasihatimi dinlemesidir. Kendisini ikaz ederim: Yannda kalp erbabndan olan insanlarn hrleri ayrld zaman, kerm ve aklllar zmresini tercih edip, onlardan olmaya gayret sarfetsin. Allah Rasl'ne en erefli insann kim olduu sorulduu zaman 'En muttaki olan'; 'O halde en aklllar kimdir?' sualine de 'lm en ok hatrlayan' diye cevap vermitir. Baka bir hadste de yle buyurulur: 'Akll o kimseye denir ki, nefsini hesaba eker ve lmden sonraki lem iin azk hazrlamaya bakar. Ahmak o kimsedir ki, nefsinin dizginini salverir ve btn ktlklerine ramen Allah'n affn mit eder'. nsanlarn en ahma, en cahili ve en ndn o kimsedir ki, lm annda elinden alnan, elinde braklmayan dnya ilerine ihtimam ve nem gsterir. Fakat cennetlik mi, cehennemlik mi olupolmadna ehemmiyet vermez. Oysa Allah Tel Kur'an'da cennetlikleri de, cehennemlikleri de bildirmitir: Muhakkak ebrar (iyiler) naim cennetindedirler ve fcirler (kfirler) de cehennemdedirler. (nftar/13) Artk kim azgnlk edip kfir olmu ve dnya hayatn ahiret hayatna tercih etmise onun sna cehennemdir. (Nzit/37-38) 18 19 Dnya ve onun ziynetini isteyene dnyada yaptklarnn karln veririz. Bu hususta onlara noksanlk yaplmaz. (Hd/15) Ben Emr'ud-Devle'nin himmetini bu nemli meseleye sarfetmesini tavsiye ederim. Hesaba ekilmeden evvel nefsini hesaba ekmesini, zahirini ve btnn kontrol etmesini, kastn ve niyetini, fiillerini, szlerini, kn ve giriini tedkik edip, kendisini Allah'a yaklatrp ebed saadete vardracak nitelikte mi, yoksa yalnz

dnyaya ait ileri yapmak niteliinde mi olduklarn bilmeye gayret sarfetmelidir. Eer kasd ve niyeti elem ve zdrapla dolu dnyasnn kederinden kurtulup, yaanlacak hle getirilmesi ve sonunda hayat defterinin gnah ve ktlkle kapanp gitmesi ise, o zaman durmadan ve vakit geirmeden derhal Allah'n dergh- izzetine snmak, basret gzn amal ve yarn iin ne hazrladna dikkat etmelidir. O gnde nefsine efkat ve merhamet edecek O'ndan baka hibir eyin olmadn bilmelidir. Yaptklarn ve yapmak istediklerini dikkatle kontrol etmeli ve eer dnya evinin imarna alyorsa, nice zlimlerin evleri ile birlikte nasl helak olduklarna bir bakmaldr. Yahut u kimse gibisini (grmedin mi) ki, duvarlar, atlar stne ylm (alt-st olmu) ssz bir kasabaya uramt. (Bakara/259) ayet bir su getirmek veya bir nehrin faydal bir hle getirilmesine alarak faydal bir i yapmak havasna brnmse, daha nice muattal kuyu ve kanallarn olduuna dikkat etmelidir. Nice memleketler vardr ki zulm yaparken biz onlar helak etmiizdir de, damlar km, duvarlar zerlerine yklmtr; nice kullanlmaz olmu kuyu ve nice (ssz kalm) salam kk vardr! (Hac/45) Yok eer bir bina yapmak azminde ise, hassasiyetle tamir edildii halde skinlerinin blk blk g edip gitmeleriyle boalm ve iinde fanilik rzgr kalm nice kuvvetli temellere sahip binalarn olduunu grmelidir. ayet kendileri sarayn etrafndaki balarn ve bostanlarn bakm ile megul ise, o zaman u ayet-i kermeye kulak vermelidir. Bylece biz onlar (Firavun'u ve kavmini) bostanlardan ve pnarlardan; hazinelerden ve o gzel yerden kardk.(uar/57-58) Grdn ya, biz onlar senelerce yaatsak, sonra tehdid edildikleri (azap) kendilerine gelse, o yaadklar zevkin kendilerine hibir faydas olmayacaktr. (uar/205-207) Allah korusun, kii eer zlim bir sultann hizmetindeyse, u hads-i erife kulak vermelidir: Kyamet gnnde Allah'n tellli yle arr: 'Zlimler ve onlarn yardmclar nerededirler?' O zlimlerle, dnyada onlara divit uzatan veya kalemlerinin ucunu sivrilten veya daha baka hizmetlerinde bulunan herkes huzura getirilir. Hepsini ateten yaplm bir tabuta koyarlar ve cehenneme atarlar. Sonu olarak Allah'n koruduu kimseler hari btn insanlar, Allah' unuttuklar iin Allah tarafndan da unutulmulardr. Ahirete hazrlk yapmaktan yzevirmiler ve btn gayeleri mlk edinmek, makamlara konmak olmutur. Demek ki Mutemid'ul-Mlk Emr'ud-Devle makam ve servet hevesinde ise muhakkak hads-i erifte varid olan u mnya kulak vermelidir. Emirler ve reisler, kyamet gnnde kck karncalar gibi harolunacaklar ve maher ehlinin ayaklar altnda ezilecek ve ezdirileceklerdir. Halk zerlerine basa basa geip gideceklerdir. Yine kendileri, Allah Telnn zlimler ve mtekebbirler hakknda Kur'an'daki ayetlerini dikkat ve hassasiyetle izlemelidirler!

Hz. Peygamber yle buyurmutur: Kii aile efradnn arasnda bile emirlik istese Allah nezdinde mtekebbir ve cebbar olarak yazlr. Koyun alna den iki a kurdun koyunlara verdii zarar, hibir zaman riyaset sevdasndaki kiinin, dinine verdii zarar ve tahribat kadar olmaz. Bu riyaset maln toplanmas hususunda olsa bile... Emr'ud-Devle'nin Allah'n yce peygamberi Hz. sa'nn u mbarek szne de dikkat etmesini isterim: 'Ey havariler! Dnyann her sevgisi ahiretten bir kayptr. Dnyaperest zenginler semvtn melekt lemine kesinlikle giremezler'. Hz. Peygamber de yle buyurmutur: Zenginler drt grup halinde harolunurlar: 1. Haramdan kazanm ve haramdan harcam grup ki bunlar iin 'cehenneme gtrn' emri verilir. 2. Haramdan kazanm, fakat hellde sarfetmi grup ki bunlar iin de 'cehenneme gtrn' emri verilir. 3. Hellden kazanm fakat harama sarfetmi grup ki bunlar iin de 'cehenneme gtrn' emri verilir. 4. Hell kazanm ve helle sarfetmi olan grup ki bunlar iin sdr olan ferman udur: 'Bunlar durdurun ve kendilerine sorun. Belki de zenginlikleri yznden farzlar ihmal etmi ve ibadetlerini geirmilerdir. Belki namazlarnda veya abdestlerinde kusur yapm, huzur ve huda kusur etmilerdir'. Hellden kazandm, helle sarfettim. Farzlar da hi ihmal etmeden hepsini tastamam eda ettim. 20 - Belki malnla iftihar edip, ssl ve debdebeli elbiseler iinde yaamsndr. - Ey rabbim! Malmla marur olmadm ve ancak ihtiyacm olan elbiseleri giydim. ftihar ve gurur duymak iin elbise giymi deilim!. - Belki de sla- rahimde ihmalkrlk yapm, fakirlerin hak ve hukukunu gzetmemisindir. Bir derece gerideki hak sahibini bir derece ilerideki hak sahibinden daha stn tutmu ve haktan ayrlm olabilirsin! Kul ile rabbi arasnda bu muhasebe cereyan ederken, birden hak sahipleri bu zenginlerin etrafn sarar ve 'Ey rabbimiz! Sen aramzda bunlar zengin ettin ve bizleri bunlara muhta kldn; fakat bunlar hakkmz gzetmediler' deyip ikyette bulunurlar. Zerre kadar kusur grnrse derhal cehenneme gnderilmeleri emrolunur. ayet kusur grlmez ise o kullara 'Burada durun ve nimetin krn eda eyleyin, her yudum suyun, her lokma ekmein, her lezzetin karln verin' denir. Sorular ve cevaplar bylece srp gider. Salih, muslih ve Allah'n hak ve hukukunu kl krk yararcasna yerine getiren zenginlerin hli Arasat meydannda byle olunca, acaba o ar gidenlerin hli nice olacaktr? Harama dalm ve bol bol pheli kaynaklardan mal elde eden ve ehvetlerine esir olanlarn hli nasl olacaktr? O haram yiyenlere yle denilir: Mal oaltma hrsnz, t kabirlere varncaya kadar sizi (Allah'a ibadetten) megul etti. (Teksr/1-2)

Halkn kalbini istil edip onlar eytann maskaras yapan hususlar ite bu kt gayelerdir. Emr'd-Devle ve onun gibi bilmeyerek bizzat nefsine dmanlk yapan herkese, kalpleri kasp kavuran bu gibi hastalklarn ilacn renmek gerekir. nk kalplerin manev hastalklarnn ilacnn, hastalkl bedenlerin ilacndan daha nemli olduu basiret ehlinin malmudur. Allah'n huzuruna ancak sapasalam bir kalple gelen kurtulur. Hasta bir kalbin iki eit tedavi ekli vardr: 1. Daima lm hatrlamak ve lm uzun uzadya dnmek; dnyann geici hkmdarlarnn ve zenginlerinin sonlarn ibretle seyretmek; nasl mal topladklarn, byk byk kkleri ve saraylar nasl ina ettiklerini, dnyaya nasl aldandklarn, btn bunlardan sonra bu kk ve saraylarn nasl kabre dndklerini, topladklar mallarn nasl kasrga nndeki toz haline geldiini bilip takdir etmeli ve Allah Tel'nn u ayetleri zerinde dnmelidirler. Allah'n emri olup bitmi bireydir. (Ahzab/38) (Bugn) meskenlerinde gez(ip gr)dkleri, kendilerinden nce (gelip gemi) nice nesilleri yok ediimiz, onlar hl yola getirmedi mi? Elbette bunda akl sahipleri iin ibretler vardr. (Th/128) Onlarn kkleri, mlkleri ve meskenleri dilsiz ve ssz kalmtr. Fakat hl diliyle kendilerini yapanlarn gururlarna ahitlik ederler. te imdi onlarn topladklarna bir bak! Acaba onlarda bir kprt hissediyor musun veya bir t olsun iitebiliyor musun? 2. Allah'n Kitab'n dikkatle okumal ve yksek hakikatlerini dnmelidir. nk Allah Tel, kitabnn btn leme bir ifa olduunu beyan buyurmaktadr. Hz. Peygamber de bu iki tedavi usulne bavurmamz tavsiye etmitir: Size iki vaiz braktm. Biri konumadan vaizlik yapar ki bu vaiz lmdr. br ise konuur ki o da Kur'an'dr. nsanlarn ou her ne kadar diri iseler de Allah indinde birer ldrler. Dilleriyle her ne kadar konusalar da hakkatte dilsiz saylrlar. Her ne kadar dinliyor gzkyorlarsa da sarlarn ta kendileridirler. Mushaflara baktklar zaman her ne kadar gryor iseler de acaib ve garaibini grmekten kr, yazdklar tefsirlerinde Kur'an' tefsir ediyorlarsa da sr ve hikmetlerinden yoksundurlar. Bunlarn arasnda olmaktan sakn! Hem emrini ve hem de nasl piman olup hasret ekeceini bile dnmeyenlerin ilerini ve sonularn dn! lm deinde nasl mahrum ve zararl olacan dnmeye vakit bulamayanlara ve kendi nefsinin ilerine dikkat et! Allah'n Kitab'ndaki bir ayetle yetin! nk o ayette basiret sahibi herkes iin ikna edici ve doyurucu bir ruh ve hakikat vardr. Ey iman edenler! Sizi ne mallarnz ve ne de ocuklarnz Allah' anmaktan alkoymasn. Her kim bunu yaparsa, ite onlar hsrana denlerdir. (Mnafkn/9)

Sakn mal toplamak iin vaktini zayi etme! nk onunla fazla uraman ve sevinmen sana ahireti unutturur; imann zevkini kalbinden skp atar. Allah'n kulu ve rsl sa (a.s) yle demitir: 'Ehl-i dnyann mallarna gz dikmeyin! nk imannzn safln, amellerinizin ihlasn silip sprr!' Mcerred bir bakn neticesi bu olunca, acaba o mallar toplamann ve onunla arlklara sapmann neticesi ne olabilir? 22 Byk kad mam Mervan'a gelince, Allah onun gibileri ilim ehli arasnda oaltsn. nk o gzlerin nurudur; ilim ve takva gibi iki byk fazileti bir araya getirmitir. Fakat tamamlamann tek mili devamllktr, bunu hibir zaman unutmamak gerekir. Devam etmek ise ancak bir taraftan yardm grmeye baldr. Faziletlerin kemle ermesi ve bu kemlin devam etmesi iin bir taraftan destek alnmas gerekir. Byle necb bir evldn kendisine verilmesi Allah'n en byk nimetlerindendir. Bu bakmdan bu evladn ahiretine azk yapmas ve Allah'a ulatran bir vesile saymas gerekir. Bu evladnn kalbini Allah'n ibadetine lyk bir ekle getirmeye almas zarur ve efkatli bir babaya uygun olan en gzel hareket olduu gibi, Allah'a giden yolu da hibir zaman kapatmamaldr. Allah'a gtren yolun balangc helli talep edip, yetecek kadar ile yetinmek, tevazuu kendisine merep edinmek, eytann avlama letleri olan dnya ehlinin ahmaka mcadele ve mnakaalarndan uzaklamaktr. Btn bunlarla beraber, zlim emirlerden ve sultanlardan kamak, onlarn zulmlerine yardmc ve desteki olmamak da bata gelen vazifelerdendir. Bir hads-i erifte Hz. Peygamber (s.a) yle buyurmaktadr: Fakhler, dnyaya dalmadka Allah'n yeryzndeki emin kullardrlar. Fakat ne zaman dnyaya meylederlerse, o zaman dininiz hususunda onlara gvenmeyin ve ihtiyatl davrann. Bunlar baz ilerdir ki Allah Tel ltf ile o necb evlada ihsan buyurmu ve onlar kendisine kolaylatrmtr. Dolaysyla babaya den vazife; olundan raz olmak, dua ile yardmda bulunmaktr. nk dnya ve ahirette en byk azk babann duasdr. Babann vazifelerinden biri de bu byk evlada uymaktr. Geri uyulmas gereken kii babadr, ama bazen ilimde evlat babay geer ve uyulmaya hak kazanr. te bu srra binaendir ki Hz. brahim (a.s) babasna yle demitir: Ey babacm! Bana sana gelmeyen bir bilgi geldi; bana uy, seni dzgn bir yola ileteyim. (Meryem/43) Cierinin bir paras olan evladna hrmet etmek suretiyle kusurlarn telfiye almaldr. Kyamet gnnde yakn bir efaatisi bulunmayan si mslman, cehennem ehlinin hasret ynnden en iddetlisidir. Allah Tel yle buyurmaktadr: Bugn burada onun iin candan bir dost yoktur! (Hkka/35) Allah nezdinde deersiz olan dnyay onun gznde kltmesini Allah Tel'dan temenni ve niyaz ederim. Allah Tel'dan nezd-i ilhsinde

23 byk ve kymetli klmasn onun gznde bytmesini, kymetli klmasn tazarru ve niyaz eylerim. Bizi ve onu rzasna muvaffak klmasn Allah'tan dilediimiz gibi, nimet ve keremiyle cennetlerinden Firdevs-i l'ya yerletirmesini niyaz ederek mektubumuza son veririz! Fetvalarndan Bazlar Soru: Kfir bir kimse hakknda gybet yapmak hell midir, haram mdr? Zmm olan kfir ile Harb olan kfir arasnda bu meselede bir fark var mdr? Bir bid'aty bid'atndan dolay deil de baka hususiyetlerinden dolay gybet etmek hakkndaki hkm nedir? Cevap: Allah'tan bizi baarl klmasn niyaz eder ve sze balarz. Kur'an'da yasaklanan gybet, kiiyi, dinledii takdirde krlaca bir tarzda zikretmektir. Velev ki bu syledikleri doru olsun! Gybet, mslman kiinin hakknda sebepten dolay mahzurlu ve haramdr. 1. ittii zaman eziyet grr ve rahatsz olur. itmedii takdirde de gybet sebebiyle darla der, ileri bozulur. 2. Gybette, Allah'n yapt eksik olarak grlr. Zira halkn yaratcs Allah olduu gibi, onlarn sfatlarnn, fiillerinin ve ahlklarnn yaratcs da Allah'dr. Hatta bu illet ve sebepten tr, basit yemeklerin aleyhinde konumak ve onlar eksik grmek, r tarafndan yasaklanmtr. 3. Gybet, insann vaktini mlyni ile zayi eder ve boa geirir. nsan sahih ve doru bir hedefi olmayan konumaya daldrr. Birinci sebep, gybetin haram olmasn gerektirir. nk mslmana eziyet haramdr. kinci sebep, keraheti gerektirir. Mekruh olan gybet, hayvanlar ve yemekler hakknda da geerlidir. nc sebep ise, gybeti terketmesinin daha evl olmasn gerektirir. Bu mn Hz. Peygamber'in u hadsinden alnmtr: Kiinin mlyniyi terketmesi, iyi bir mslman olduuna iaret eder. Mslman bir kimse hakkndaki gybetin ne olduu anlaldktan sonra deriz ki, eer kfir harb ise ona eziyet vermek haram deildir. nk onun hak've hukukunun gzetilmesi szkonusu deildir. nk ona eziyet edilmesini haram eden sebep ortadan kalkmtr. Ancak ortada Allah'n yaratma sfatnn tenksi bahis konusudur. Bu bakmdan gybetle o kfirin yaratln deil, onun kt ahlklarn zemmedip, sadece kfrnden dolay ona bu eziyetlerin yapldna dair kanaat izhar ederse; yani 'u ktlkleri, kfr ve dallet iinde olmas ona kazandrmtr' deyip, kfrden sakndrmak ve korkutmak maksad gderse, byle bir gybetin keraheti yoktur. Eer bu gaye ile sylenilmemise ve bu gayeyi 24 gsteren ibarenin ilvesi yoksa kfrn tahzr ve tahkirine dair ifadeler de mevcut deilse, o zaman hafif bir kerahet vardr.

Nefsin burada keraheti hissetmemesi, bu gybetin kfrn zemmedilmesi zannndan olsa gerek! Nitekim buna iaret de edilmiti. Bu bakmdan byle bir gybette bir saknca yoktur. Hatta byle bir gybetin mendub olmas, mekruh olmasndan temel prensiplere daha uygundur. Kafirin yaratln gybet etmekte kerahet varsa da, yemekleri ve hayvanlar gybet etmekten daha hayrldr. nk kfir eziyete mstahaktr. Kfirin cezaya ve ezaya mstehak olmas ve dolays ile gybetinin yaplabilmesi, bazen de dalletin irkinliinden doup kfrnden tr hak ettii bir azap olmu olur. slm bayra altnda yaayan gayr-i mslim vatandalara zmm denir. Bu kimseler, mslman fertlere benzer. Bu bakmdan zmmlere eziyet etmek er'an yasaktr. Kanlar ve mallar eriat tarafndan teminat altnda olduu gibi, haysiyetleri de teminat altndadr. Bid'atya gelince onun gybetini yaparak eziyet vermek iki ksmda incelenebilir: 1. Bid'at ile kfr ehlinden ise, mslmanlarla harbeden kfirler gibidir. Eziyet edilmesi ve gybeti yaplmas tpk harb kfire tatbik edilen hkm gibidir. 2. Bid'atyla dinden kmamtr, ancak gnahkr bir mslman hakknda gybet etmek, normal bir mslman hakknda gybet etmek gibidir. Fakat sadece bid'atn halka anlatp, halk ikaz etmek mekruh deildir. Bid'atndan dolay ktleen dier huylarn da konumakta bir saknca yoktur. Fakat her tarafyla ktlenmesine de cevaz yoktur. En dorusunu Allah bilir! Soru: ehir dnda bayram mescidi olarak yaplan yer, cami hkmnde olur mu? Eer deilse neden olmasn? nk oras da namaz iin yaplan bir yerdir. Cevap: Doruyu bulup sylemek ancak Allah'n yardmyla olur. Bayram mescidi, tikfa girmek, cnp bir kimsenin oradan gemesi, durmas ve buna benzer durumlarda cami hkmnde deildir. nk cami, namazlarn be vaktine tahsis edilen ve onun dnda herhangi bir maksat iin kullanlmayan mabede denir. Oysa bayram mescidleri ayn zamanda toplant yeri ve kervanlarn konadr. Orada yarlar yaplr ve ocuklar bylesi yerlerde oynarlar. Seleften hi kimse bayram mescidlerinin bu ilerde kullanlmasn yasaklamamtr. Eer cami olarak kabul etseydiler, muhakkak byle eyleri orada yaptrmazlard. Ayrca orada bayram namazndan baka namazlar da klarlard. 25 Bayram namaz (mam afi'ye gre) snnettir, senede iki kere klnr. O halde oras namaz iin deil, toplanma iin yaplmtr. Bu bakmdan orada namaz klmak tli derecede kalr. En dorusunu Allah bilir! 'Gazl' Kelimesinin Tahlili Tuhfet'ul-rad mellifinin nakline gre mam Nevev Gazl kelimesinin eddeli olduunu sylemitir. bn'ul-Esr de ayn kanaattedir. Fakat Nevev et-Tibyn adl eserinde eddesiz olarak

nakledip 'Gazal, Ts'a bal bir kydr ve Gazl bu kyde domutur' der. Baz kimselere gre Gazl, Ka'b-ul-Ahbar'n kz Gazale'nin soyundan geldiinden dolay kendisine Gazl ismi nisbet edilmitir. Tarih limlerinin nezdinde itimad edilecek rivayet bn'ul-Esr'in rivayetidir. Bu gre gre Gazl kelimesi edde ile (Gazzl eklinde) okunur. Fakat memleketimizde her nedense tahfif ile (Gazl eklinde) okunuyor olduundan, biz de kelimeyi eddesiz olarak kullanyoruz. En dorusunu Allah bilir! Gazl'nin Hocalar Daha nce de kaydettiimiz gibi, Gazl'nin ilk hocas Ebu Hmid Ahmed b. Muhammed er-Rzikan et-Ts'dir. Bundan sonra, Ebu Nasr el-smail ve daha sonra da mam Harameyn gelir. lk hocasnn yannda Tus'da, ikincisinin yannda Crcan'da, ncsnn yannda ise Niaburda okumutur. Tasavvufta hocas, zhdyle mruf mam Ebu Ali el-Farmed etTs'dir. Bu zat Risale-i Kueyr'nin mellifi Ebu Kasm'n talebelerindendir. H. 477 senesinde Ts'da Allah'n rahmetine kavumutur. Gazl, Yusuf es-Succan'dan da tasavvuf dersleri almtr. Hads ilminde hocalar unlardr: Ebu Sehl Muhammed b. Ahmed b. Ubeydullah el-Hafs el-Meruz, el-Hakm Ebu Hasr b. Ali b. Ahmed el-Hakm et-Ts, Ebu Muhammed Abdullah b. Muhammed b. Ahmed elHavr, Muhammed b. Yahya b. Muhammed es-Suc ez-Zevzn, Hafz Ebu Futyan mer b. Eb Hasan er-Rusay ed-Dehistan el-Makdis... Bu sonuncusunun, Gazl'nin hocas olmas, mehur muhaddis Zeheb'nin rivayetine gredir. Baka muhaddislere gre Gazl, Dehistan'ye yetiememitir. Kelm ve Cedel ilmini kimden okuduu bilinmemektedir. Felsefe ilimlerini ise, el-Munkzu min'ed-Dall adl eserinde aka syledii gibi, hocasz renmitir. mam Gazl, memleketi Ts'a dnnce btn gayretini hads ilmini renmeye hasretmi, muhaddislerin meclislerine gitmi ve onlardan hads dinleyerek, dinlediklerini yazmtr. 26 Hads hafz Ebu Futyan' Ts'a davet ederek, kendisine sonsuz hrmet gstermi ve kendisine ikramlarda bulunmutur. Nitekim Buhari ve Mslim'i bu limden okumutur. Zebd, erhinde yle demektedir: 'Gazalinin hads rivayet ettiini zannetmiyorum. ayet rivayet etmi ise de azdr. nk kendisinden hibir hads rivayeti yaplmamtr'. Mehur muhaddislerden bn Askr, Gazl'nin Sahih-i Buhar'yi Ebu smail el-Hafs'den dinlediini yazar. bn Neccar Tarih'inde, Gazl'nin hads ilminde isnad sahibi olmadn ve hadsten de birey aratrmadn, ancak kendisinden bir tek hads rivayet edildiini kaydeder. Zebd'ye gre, bn Neccar'n hkm Gazl'nin ilk zamanlarna iarettir. nk grld gibi Gazl balangta baka ilimlere ihtimam gstermitir.

Zeheb yle anlatr: 'Gazl mehur seferinden Badad'a dnd zaman va'z ve nasihat meclisleri dzenledi; bu meclislerde ehl-i hakkat diliyle konumalar yapt. hy adl eserini bu meclislerde okudu'. Abdlgaffar ise yle anlatr: Gazl son zamannda Hz. Peygamber'in hadslerini dinlemek iin btn vakitlerini sarfederek ilim ehlinin meclislerine devam ettii gibi, Buhari ve Mslim'in hadslerini de inceliyordu. Biraz daha yaasayd hads ilminde byk bir otorite olur ve bu ilimde de btn ulemay geerdi. Biraz daha yaasayd btn vakitlerini hads renmeye hasreder ve byk bir muhaddis olurdu. Eskiden beri hads ilmine vkf idi. ok hads dinlemi ve hayatnn son devresinde bu ilimde olduka ilerlemiti. Hads rivayet etmemesi onun iin bir noksanlk deildir. Geride brakt usl, fr ve sair ilimlere dair kitaplar onun adn kyamet'e kadar anmaya yetmez mi? Kitaplarn tedkik edenler onun gibi eser telif edebilen bir insann az bulunduunu ikrar etmek zorunda kalrlar. Zebd 'Onun, Ebu Davud'un snenini Ebu Feth el-Hakm et-Ts'den dinlediini iittim' der ve devamla 'Fakihlerin fetvalarna delil kabul ettikleri eitli hads-i erifleri de dinlemitir' der. Gazl'nin Seme Szleri 1. Dnya ahiretin tarlas ve hidayet konaklarndan bir konaktr. Kendisine, mahiyetine uygun bir ifade olarak dnya denmitir. 2. Baz kimseler nefislerinde bir yaknlk hissederek ibadetlerinde ve meclislerinde Allah'a yakn olduklarn zannederler. Bylece kendilerinden baka meclislerinde bulunan herkesin balanaca fikrine saplanrlar. Eer byle bir kimseye, bu ekilde s-i edebinden dolay Allah Tel, mstahak olduu muameleyi yapm olsayd, hemen o anda helak olurdu. 27 3. Her slik, bulunduu menzil ile getii makamlar hakknda konuabilir. Kendisinin ulaamad makamlar, ihata edemedii menziller hakknda ise hibir ekilde konuamaz. Ancak onlara gayb bir ekilde inanr. 4. Allah Tel ilim nurlarn insanolundan esirgememitir; Allah Tel cimrilik yapmaktan mnezzehtir. lim nurlarnn kalplere akmamasnn sebebi, o kalpleri doldurmu bulunan bulanklklar ve ktlklerdir. nk kalpler kaplara benzer; bir kap su ile dolu ise, havann o kaba girmesine imkn yoktur. Kalp msiva ile dolu olduka Allah'n cell marifeti oraya girmez. 5. limlerin iinde en erefli olan Allah'n sfat ve fiillerini bildiren ilimdir. nsan bu ilimle kemle ular. Kmil olmann saadetini duyar. nsanolu, Allah'n cell ve keml sfatlarnn komuluuna ulat zaman, bu komuluun ona byk saadetler kazandraca muhakkaktr. 6. Kalplerin ve insan basretinin cilas zikirdir. Zikri ancak muttaki kullar yapabilirler. Bu nedenle takva zikrin kaps; zikir kefin kaps, keif ise byk zafere alan kapnn ta kendisidir.

7. Kalbiyle arasndaki perdeler aralanan bir kimseye, mlk ve melektun tecellisi grnr. Byle bir kimse, genilii yerle gkleri iine alan cenneti mahede eder. 8. badetlerin esas kalbin tezkiyesidir. Kalbin tasfiyesi de marifet nurunun orada domas ile mmkndr. 9. man mertebedir: a) Halkn iman olan mukallidlerin iman, b) Birtakm kelm delillere dayanan kelmclarn iman, c) Yakn nuruyla grerek iman eden ariflerin iman. 10. Akl ilimlerin er' ilimlere zt olduunu ve bu ilimlerin bir arada bulunmadn ve bulunamayacan zanneden bir kimsenin bu zann, basiretsizliinden ve krlnden ileri gelir. Basiretsizlikten Allah'a snrz. Akl ilimler iki ksma ayrlr: a) Dnyev, b) Uhrev Dnyevi olanlar, tp, matematik, kozmorafya, sanat ve fen ilimleridir. Uhrev olanlar ise, kalbin hllerini, amellerin fetini, Allah'n sfat ve fiillerini bildiren ilimdir. te akl ilimlerin bu iki grubu birbirine zttr. Btn gayretini bu iki ksmdan birisine sarfedip o sahada derinleen bir kimse, genellikle br ksmda eksik kalr. 11. Aklclar tarafndan inkr edilen din ve gayb birey iittiin zaman, onlarn bu inkrlar sakn seni artmasn; zira arkta bulunan bir insann garbdaki hakikati bilmesi imknszdr. 12. Etrafta ilh rzgrlar esiyor; kalp gzlerini rten perdeleri ayor. te bu gzler Levh-i Mahfuzda, yazl olan birtakm hakkatleri grrler. 28 13. Ehl-i tasavvuf, almakla elde edilen ilimlerden ziyade ilhamla renilen ilimlere meyleder. Onun iin musanniflerin yazdklar ilimlere eilmeye, oradaki szleri ve delilleri aratrmaya nem vermemilerdir. 14. Takva, ok secdeden tr alnda iz brakma veya oru tutmaktan sararma veya secde ve rkdan belin bklme hli deildir. Eilen boyunda veya sarktlan eteklerde takva aranmaz. Takva, kalplerdeki vera' hlidir. Gler yzle karladn kimse, seni ask bir yzle karlar ve bilgileriyle sana mihnet yklerse, Allah byle kimselerin saylarn artrmasn! 15. M'minin kalbi lmez, ilmi, lm annda silinip gitmez. Kalbindeki berraklk kesinlikle snmez. Hasan Basr de bu mnya yle iaret etmitir: 'Toprak imann merkezini yeyip bitiremez'. 16. Btn ilmi Allah'n srlarndan bir srdr. Allah Tel o srrn diledii kulunun kalbine ilham eder. 17. Kur'an takvann, hidayetin ve kefin anahtar olduunu aka beyan eder. Takva ise, retmen olmadan elde edilen ilimdir. 18. Kalbe herhangi birey geldii zaman, ondan nceki hakikatler kar ve yerlerini son gelene brakr. 19. Muamele ilminin en yksek zirvesi, nefsin hilelerine ve eytann desiselerine vkf olmaktr. Byle bir ilme vkf olmak her insana farz- ayn'dr. Fakat ne yazk ki halk bu farz terketmi ve vesveselere sebep olan birtakm fuzul ilimlerle

urar olmutur. te bu ilimleri vesile ederek eytan onlar yoldan karmaktadr. 20. Alimlerin birbirlerine hcum ettiklerini, birbirlerine hased ettiklerini ve anlaamadklarn grdn zaman, onlarn dnya hayatna karlk ahiretlerini sattklarna hkmet! Acaba bu kiilerden daha fazla aldanan bir satc var mdr? 21. Bir kimse herhangi bir imamn mezhebinde olduunu syler, fakat o imamn yolundan gitmez ise, onun en byk hasm bal olduunu syledii imamn ta kendisidir. O imam Allah'n huzurunda yle der: 'Benim mezhebim, istihra ettiim ahkm ile amel etmektir. Dil ile "Ben u mezhebe balym' demek deildir. Dil almak iindir, hezeyan iin deildir. O halde, madem sen benim mezhebimden olduunu iddia ediyorsun, yleyse neden amel ve ahlkta bana muhalefet ettin? Oysa ona uyarak Allah'a yaklamay dndn mezhebin esas amel ve ahlk idi. Bir de utanmadan benim mezhebimden olduunu iddia ettin. Byle bir iddia eytann kalbe girmesine yardm eden kaplardan biridir. Birok lim bu kapnn almas sebebiyle helak olup gitmilerdir'. 22. Ahmaklkta en ileri gitmi olan kimse, nefsinin faziletine en ok inanan kimsedir. Aklda en ileri olan kimseler ise, nefsini en fazla itham edenlerdir. 29 23. Halk tabakasndan biri zina eder veya hrszlk yaparsa, onun bu suu ilimle ilgili konumasndan daha hafiftir. nk Allah'n dininin inceliklerini bilmeyen bir kimsenin, bu konularda sz sylemesi zamanla kendisini kfre srkler. Aynen yzme bilmeyen kimsenin kendisini denize atmas gibi... Byle bir kimse ise muhakkak boulur. 24. nsanlarn en muttaksi ve en limi, insanlara ayn gzle bakmayandr. nk baz insanlara rza ve baz kimselere de gazab gzyle bakmak gerekir. Eer gazab gzyle baklmas gereken kiiye, rza gzyle bakarsan onun ayplarn gremezsin; zira rza, insann gzlerindeki grme hassasn zayflatr. 25. Allah hakkndaki zann kt olan ve insanlarn ayplarn aratran bir kimseyi grdn zaman, bil ki byle bir insann kalbi hastadr. M'min kii ise, btn halk nazarnda kalbi salam olan kimsedir. 26. Kalp, takva ve iyi amellerle sslenip, kt sfatlardan arnmadka, o kalpte zikrin hakikati bulunmaz. Aksi takdirde, zikirden dem vurmak nefsin konumas olup, bu konumada kalbin dahli yoktur. Byle olunca da eytann kalpten srlmesi mmkn deildir. 27. Ruh rabbani bir emirdir. Rabbani demek, onun mkefe ilimlerinin srlarndan birisi olmas demektir. Bu srr ifa etmek salhiyeti hi kimseye verilmemitir. nk Allah'n en sevgili kulu olan Allah'n Rsl dahi bu srr aklamamtr. 28. ehvet kalbe galip geldii zaman, kalbin en derin hcrelerine nfuz edemese dahi, eytan oraya gerleir. Kt sfatlardan uzak olan kalplere gelince, o kalplerde ehvet olduu iin deil, zikirden gaflet edildii zaman eytan o kalplerin kapsn alar. Fakat o kalpler zikre sarldka eytan geri ekilir.

29. Duann artlar yerine getirilmedii zaman nasl geri evrilirse, zikrin artlar da yerine getirilmedii takdirde byle bir zikir eytan kartmaz. 30. eytanlar tek tek bir araya gelerek toplanm ordulardr. Gnahlarn her eidinin bir eytan vardr. Her gnah kendi eytannn davetiyle ilenir. 31. Melekt leminde suretler sfata tbidir. yleyse kt mn, kt surette grnr. Demek ki eytan, kpek, kurbaa ve domuz suretinde grnr. Bu suretler mnlarn etiketidirler ve mnlarn doruluunu aksettirirler. Bu srra binaen ryada maymun ve domuz grmek, kt insana iaret ettii gibi, koyun grmek de i lemi geni insana iaret eder. Her rya bu lye gre tefsir edilir. 32. Zaruri miktar dnda uyumak, kalbi ldrr ve kurutur. Yetecek kadar uyumak, gayb srlarnn kefine vesile olur. 34. Allah yolunun yolcusuna gereken ey, hassalarn kontrol altna almaktr. Bu kontrol karanlk bir yere ekilip dnmekle ve ban nne 30 emekle, herhangi bir rtye brnmekle elde edilir. Bu vaziyetler hakkn sesini dinlemek ve rubbiyet huzurunun azametine iaret etmek iin alnr. Grmez misin, Allah'n Rsl'ne bu vaziyetteyken nida gelmi ve o nida 'Ey rtlere brnen! Kalk ve uyar' demitir? 35. Mide ile fere, atee alan kaplardan birer kapdr. nk onun asl tatmin olup doymaktr. Zillet ve inkisar ise cennetin kaplarndan birer kapdr. nk onun asl acmaktr. Cehennem kaplarndan birini kilitleyen, cennet kaplarndan birini am saylr. nk bu ikisi, birbirinin zdddr. Birisine yaklamak brnden uzaklamaktr. 36. Kiinin kendi nefsine hkim olmas saadetin tamam; ehvetin ve nefsin kiiye hkim olmas ise ekavetin tamamdr. 37. Fazla doymak ibadetten alkoyar, ibadeti, kalbin parlakln ve dnceyi karartt gibi bunlara bal olan hayat da dumura uratr. A kalmak ise, btn bu menfi hlleri msbete evirir. nk az yemek bedenin saln koruduu gibi, ok yemek ve mideyi kark yiyeceklerle doldurmak damarlarda karklk meydana getirir. 38. Dinen yasaklanm olan tartmann sonucu, bakasndan dinlediklerine yanltr diyerek itiraz etmektir. Mcadelenin sonucu ise, bakasn susturmak, aciz brakmak, konumasn rtmek ve kendisine cehalet nisbet etmektir. 39. Nefsini Allah'n cell ve azametini, yer ve gkteki saltanatn dnmeye altran bir kimse iin bu ekilde melektun garip ve acaip sanatna bakmaktan duyulan lezzet; zahir gzle cennetin balarna ve meyvalarna bakmaktan duyulan lezzetten daha stndr. te dnrlerin dnyadaki hlleri budur! Acaba ahirette btn perdeler kalkt zaman durumlar ne olacaktr? 40. ayet sen Allah'n marifetine ak deil isen mazursun! nk cins mnasebete iktidar olmayan bir kimse evlenmeye, ocuklar da

saltanat tahtna ve tacna hevesli deildirler. evk ancak zevkten sonra hsl olacak olan bir hldir. Zevk almayan bunu anlamaz. Anlamayan da ak olmaz. Ak olmayan ise istemez. stemeyen ise idrak edemez ve idrak etmeyen ise esfel-i s'filn 'de bulunan mahrumlardan olur. 41. Dinde, ycelmilerin mertebesine erimeyen kimselerin elinden onlar sevmenin sevab alnm deildir. stedikleri zaman onlar severler ve bu sevgilerinden tr byk sevaplara nail olurlar. 42. Hased, helllik istenecek bir zulm deildir. Seninle Allah arasndaki bir gnahtr. Helllik ancak azalardan kp bakasna zarar veren fiillerde vacibdir. 43. Dnya ve ahiret, kalbin durumlarndan iki durumdur. O durumlarn lmden nce ve geici olanna dnya, ondan sonraki ksmna ahiret deniliyor. Ahiret lmden sonra olandr. lmden evvel acil bir ehvet veya bir payn iinde bulunduu herey senin iin bir dnyadr. 31' 44. lm annda insanda u sfattan baka hibir ey kalmaz: 1. Kalbin dnya kirinden temizlenmesi. 2. Kalbin Allah'n zikriyle yaknlk kurmas. 3. Kalbin Allah sevgisiyle ne'eye garkolmas. Kalbin temizlenmesi, ancak dnya ehvetlerinden kanmakla mmkn olur. Zikre yakn olmak ise, ancak ok zikir yapmakla mmkn olur. Allah sevgisi ise, ancak marifetle elde edilir. Allah'n marifeti ise daima zikir yaplmadka bilinemez. 45. lm, dnyaya bal olanlarn zannettii gibi yokluk deildir. lm, sevgilinin huzuruna varman iin gemek zorunda olduun engelden kurtulmaktr. 46. Kibir, kulun Allah'n azabndan emin olduunu gsterir. Azaptan emin olmak ise felketlerin en bydr. Tevazu ise Allah'tan korkmay ifade eder. Bu korku ise, saadetin rehberi ve letidir. Kibrin ilalarndan biri, emsal olan kimselerle toplantlarda bulunulduu zaman onlar ne geirmek ve onlarn aasnda oturmaktr. Fakat burada eytann bir kurnazl vardr. yle ki: Kii ayakkablarnn yannda oturur veya emsalleriyle arasnda ne id belirsiz kimseler bulunur ve bylece kendini mtevazi zanneder. Oysa bylesi, kibrin ta kendisidir. nk kalbine 'lyk olduum yeri bakasna terkettim ve tevazu gsterdim' gibi vesveseler gelir ki ite bu vehim, kibrin ta kendisidir. Kendisine den vazife akrann ne alp, onlarn arkasnda oturarak ayakkabla dmemektir. 47. Saadetlerin esas akl, anlay ve zekdr. Akl nimetinin shhatli olmas, Allah'n ftrat dnyasna byk bir nimettir. Bu bakmdan eer akl, hamakat ve beldetle lp dumura urarsa, o zaman her eyden nce onu elde etmeye alman gerekir. 48. Cin eytanlarndan emin olabilirsin. Fakat insan eytanlarndan iddetle korun! nk insan eytanlar, cin eytanlarndan iva ve idll vazifesini almlar ve bylece cin eytanlarn istirahate gndermilerdir.

49. Allah'n, kendilerine verdii akldan raz olmayan kimse yoktur. Fakat aklszlarn en aal aklyla vnen kiidir. 50. Ahiret limleri, yzlerindeki sknet, Allah'a kar zillet ve tevazu ile bilinirler. Huni gibi alp kapanan ve glerken kulaklara kadar yaylan azlarn sahipleri, hareketlerinde ve konumalarnda hiddetli olan kimseler ise, onlarn bu iddet ve hiddetleri gafletlerinden ileri gelmektedir. Byle hareketler dnyaperestlerin detidir. 51. htiyac olan bir kimsenin o ihtiyaca ulamas iin ilk art, o ihtiyac sabahtan akama kadar elde etmedike yemek yememektir. 52. Kt sonu hazrlayan birtakm gnahlar vardr. Onlardan biri de vel olmad halde velilik iddia etmektir. 32 53. Herkesin kalbi vardr zannedilmesin! Gazl'ye Yaplan tirazlar ve Cevaplar bn Askir yle der: Bir ksm limler, Gazl'nin ifadelerinde nahv hatalarn bulunduunu iddia etmiler, nitekim kendisine bu hususta mracaat edildii zaman, gramer ilmine pek fazla dalmadn ve bu hususta kusurlu olabileceini ekinmeden itiraf ettii gibi, gramerden ancak ihtiyac kadar ile yetindiini sylediini de szlerine ilave etmilerdir. Bununla birlikte hutbeler okuyup, kitaplara, en fash edibleri bile hayrete ve acze drecek derecede gzel ifadelerle dolu erhler yazard. Kitaplarn inceleyip, ifadelerinde yanllk bulanlara kendisini mazur grmelerini ve ibarelerini tashih etmeye izinli olduklarn sylerdi. nk onun gayesi kelimeleri deil, mnlar demek ve ortaya dkmekti. Gazl'nin bu hususta ald tenkidler daha ok Kimy-y Saadet ismiyle Farsa yazm olduu eser sebebiyledir. Bu da Farsa'nn sevimsiz kelimelerinden kaynaklanmtr. Ayn eserde veya daha baka eserlerinde eriatn merasimlerine ve slm kaidelerinin zahirlerine uygun dmeyen birtakm ilimleri zikredip, birtakm suret meselelerinin izahna giritiinden dolay tenkide uramtr. Sylenilmesi en uygun ey hakkn kendisidir. Bu nedenle Gazl Kimy-y Saadet gibi telifleri ve bu teliflerde aklad birtakm meseleleri terketseydi, ok daha iyi yapm olurdu. nk halk tabakas ou zaman -akaid esaslarn delilleriyle bilmedikleri iin- bu ekilde telif edilmi eserleri okuduklar zaman dallete debilirler. Bu gibi eyleri dinledikleri zaman akide ve inanlarna zarar veren eyleri selef-i slihn'in mezhebi ve merebi zannederler. Buna ramen zeki ve insaf sahibi bir kimse Gazl'nin teliflerinde aklna ve vicdanna mracaat eder ve zeksn bu kitaplarn ne demek istediini anlamaya yneltirse grr ki onun ifade etmek istedii esaslarn hepsi eriat ilminin esaslarna iaret etmektedir. Fakat u kadar var ki onlar aklamaktan ve avama mletmekten sakndrmtr. Ayrca Gazl'nin kitaplarnda zikrettii hakikatlerin benzerini, hakikat sahiplerinin kitaplarnda da bulabiliriz. Onlarn kimi zmnen, kimi de aka ifade etmektedir. Kimi derli toplu ve irtibatl, kimi de ayr ayr yerlerde ve dank bir ekilde

zikretmektedir. Gazl'nin bu gibi szlerini tenkid edenlerin iddialarna gre, mns mehul olduu gibi, snnet ve cemaat ehline uygun decek te'vil ve ihtimalleri de vardr. yleyse bir sz hakka yormak mmkn iken, baka mnlara yormak hakszlk olur. Fakat btn bunlara ramen, pheye drc ve menf dncelere gtrc szleri terketmek daha iyi, onlar aklamamak ise, Allah'n rzasna daha uygun der. En dorusunu Allah bilir! Mehur lim bn Salh, Gazl'nin el-Mustasfa adl eserinin giri blmndeki 'Mantk ilmi btn ilimlerin badr. Bu nedenle Mantk ilmine vkf olmayanlarn malmatna gvenilemez' szlerine hcum etmitir. 33 Yine ayn ekilde bn Kayym da Mifthu Dr'is-Sade adl eserinde, Gazl'yi yukardaki sznden dolay iddetle knamtr. Takyyddin Subk ise, bu iki lime kar Gazl'yi savunmu ve onlara eitli cevaplar vermitir. (Bkz. Subk, Tabakat'ufiyye) Gazl'nin hya adl eserine yaplan saldrlara ve verilen cevaplara gelince, bu hususu biraz ileride uzun uzun tartp okuyucularmzn bilgilerine arzedeceiz. Mzur, Gazl'ye yapt tenkidler erevesinde unlar sylemitir: Bahsedilen kiinin kitabn henz okumadm. Fakat onun talebelerini ve sadk arkadalarn grp konutum. Bana her biri onun hlinden ve yolundan bireyler nakletti. Bana sylenen bu hikyelerle onun sretini ve mezhebini iyice kavram olduuma inanyorum. deta kendisini gzmle grm gibi tanmaktaym. Bu bakmdan, onun kitabnn durumunu tevhidciler, felsefeciler, sfler ve iaret sahiplerinin mezheblerinden alnan birka cmle ile ksaca zikredeyim. nk Gazl'nin kitab bu gruplar arasnda kvranp durmakta ve btn bu gruplarn iddialarnn dna kamamaktadr. Ksaca bunu zikrettikten sonra; bir mezheb sahibinin dier mezheb-lere nasl hcum ettiini ve aldanmann yollarn beyan edip, btl olan dncelerin btn yanlarn gstereceim ki hibir mslman bu btl avclarnn tuzana dmesin! Mzur bunlar syledikten sonra szlerine yle devam etmitir: Gazl usl-i fkh'dan ok, fkh bilen bir kiidir. Dinin usl olan Kelm ilmine dair eserler yazm ise de bu ilimde hi de derin deildir. Derin olmadn u ekilde anladm: O Usl'd-Din ilminde derinlemeden nce, felsefe ona mnlara saldrma cr'etini kazandrm ve bylece hakikatlere saldrmas kendisi iin kolaylamtr. nk felsefeciler kendi fikirleriyle birlikte yrmekte, yaylmasn istedikleri bir eriat hkm de kendileri iin herhangi bir maksat tekil etmemektedir. stelik Gazl bal olduu imamlara muhalefetten de ekinmemektedir. Gazl'nin arkadalarndan bazlar Gazl'nin hvn'us-Saf risalelerini oka okuduunu sylemilerdir. Ellibir risaleden ibaret olan bu kitaplarn filozoflar tarafndan yazlm olduklar ise bir gerektir. Gazl bu arada eriat ilimlerine dalm ve iki

ilmi birbirine kartrm; felsefeden nakiller yapm ve eriatlarn kalbine felsefeden naklettii meseleleri kendine gre birtakm ayet ve hadslerle yerletirmeye almtr. Daha sonra son zamanlarda zuhur eden ibn Sna adl filozof, dnyay felsefenin tesiri altna sokmu ve kendisi bu sahada byk nderlerden birisi olmutur. Felsefedeki kuvveti sayesinde slm inanlarnn esaslarn felsef tbirlere ve o ilmin kisvesine brm ve inanlarn insanlara byle takdim ederek kabul ettirebilmitir. Bylece hi kimseye nasip olmayan bir 34 makam elde etmitir. Ben bn Sina'nn kitaplarndan bir ksmn grdm ve anladm ki Gazl felsefeyi tamamen bn Sina'dan alm ve alm olduu bu ilme de kitaplarnda iaret etmitir. Mzur szlerine yle devam eder: 'Gazl'nin sflerin mezhebinde kime gvenip dayandn ise bilmiyorum'. Bunu syledikten sonra, Ebu Hayyan et-Tevhid'ye dayandn zannettiini syleyerek, hya adl eserinde kulland hadslerin ounun aslsz olduunu ileri srer. Kendisi daha sonra szlerine unlar ilve etmitir: 'Ehl-i takvann deti, kendilerince malm olmayan meselelere dokunmamaktadr. Nerede kald 'Hz. Peygamber unu syledi' eklinde Allah Rsl'ne hkm isnad etmek?' Bu hkm zikrettikten sonra Gazl'nin, aslsz ve hibir ekilde hak-kate dayanmayan iddialarn hak ve doru olarak gstermeye teebbs ettiini iddia etmi ve misl olarak da unu delil gstermitir: Trnaklarn kesilmesine ehadet parmandan balamaldr. nk o tesbih ve ehadet parma olduu iin dier parmaklardan daha stndr. Mzur der ki: 'Gazl bunu sylemekle kalmyor, bu iddiasn bir de hads getirerek pekitirmeye alyor'. Erginlik andan sonra bir kimse, Allah'n ezel olduunu bilmeden ld takdirde, ulemann icm ile m'min olarak lmtr. Mzur der ki: 'Bu meselede Gazl'ye gre limlerin icm vardr. Oysa, durum bunun tam aksinedir. Bu bakmdan Gazl'nin hibir nakline itimad etmemek gerekir'. Benim bu kitaplarmda, yazlmas caiz olmayan ilimlerden de bahsedilmitir. Mzur der ki: Gazl'nin bu iddiasnn doru olup olmadn keke bilseydim. Eer yanl ise mesele yoktur. Fakat Gazl'nin iddias doru ise -ki doru olduunu iddia etmektedir- neden bu ilimler kitaplara yazlmasn? ok derin ve ince meseleler olduklarndan dolay m? Eer Gazl 'Evet, derin ve ince meselelerdir' diyecek olursa, ona deriz ki: 'Btn ince meseleleri sadece sen biliyorsun da bakalar bilmiyor mu?' Mzur'den nce onun bu itirazlarna yakn itirazlar Mlik mezhebine bal Ebu Velid et-Tertu de yapmtr. Tertu, bn Muzaffere yazm olduu bir mektupta yle demektedir: Gazl hakkndaki szlerine gelince, ben Gazl'yi bizzat grdm ve konutum. Onu ilim ehli olarak tandm. O faziletlerin kalesi idi. Onda akl ve anlay bir araya gelmiti. Btn mr boyunca eitli ilimlere vkf olmak iin almt. ok uzun bir mddet

ilimlerle megul olmutu. Btn bu almalardan sonra o ulemann yollarndan ayrlm, sflerin karanlk ve bulank dnyalarna kaymtr. Daha sonra kendisini tamamen tasavvufa vererek 35 alimlerin yolunu bsbtn terketmitir. Tamamen eytann vesveselerine ve kl erbabnn hatartna dalmtr. Daha sonra btn bunlar felsefecilerin grleri ve Hallacn halleriyle kartrd. Fakihlere ve kelmclara iddetle hcum etti. Az kalsn dinden kacakt, hy adl eserini yazd zaman, sahas olmayan sf remizlerinden ve hl ilimlerinden bahsetmeye koyuldu. Bunlar da iyice bilmedii iin tepetaklak dt. hya adl eserini ise uydurma hadslerle doldurdu. Bu iki itirazcnn yapm olduklar tenkidlere bn Subk yle cevap vermitir: Ben bu iki itirazcyla birlikte, daha nice itirazclara cevap vermeden nce, herkese hakk ve insaf elden brakmayacam ilan etmek isterim. Ne Gazl ve ne de ona saldranlar benim adam deildir. Onlarn asrlarna yakn bir asrda da yaam deilim. Aramzdaki ba sadece ilim ve halk Allah'a davet etmekten ibarettir. Bu nedenle nce Mzur'nin itirazlarna cevap vermeye alacaz: Mzur'nin Marib limlerinin en byklerinden olduu su gtrmez bir gerektir. Zek ve ilimde ok ileri bir kii idi. Zeks sayesinde mam- Harameyn'in el-Burhan adl kitabn erhetmitir. Gerekten de bu eserin yanna ancak mn denizlerini am ok zeki kimseler yanaabilmitir. Mzur ilim sahasnda byk bir otoritedir; zira yle olmasayd, el-Burhan' erhetmesi mmkn olamazd. Mzur ayn zamanda Ebu Hasan el-E'ar'nin mezhebine smsk sarlm, onun fikirlerini btnyle benimsemi ve ondan bir adm ayrlmamtr. Ondan ayrlanlara ise iddetle hcum etmitir. Bununla beraber Mlik mezhebine baldr ve bal olduu bu mezhebi her yerde savunmutur. Gerek Gazl ve gerekse hocas mam- Harameyn tahkikte ve ilimde yle bir dereceye varmlardr ki her insaf sahibi onlardan sonra gelenlerin onlarn mertebesine ulaamadn kabul etmek zorunda kalr. Onlar birok hususlarda E'ar'nin grlerinden ayrlmaktadrlar. Onlarn bu durumu, zellikle Marib limleri tarafndan hazmedilememektedir. Maribliler -Mzur de onlara dahildir- E'ar'nin en kk bir fikrine kar muhalefeti bile byk bir tepkiyle karlamaktadrlar. Hatta o kadar ki E'ar ekol uruna, mensubu olduklar Mlik mezhebini bile zayf sayabiliyorlard. Mesel meslih-i mrselede Ebu Hasan elE'ar'ye muhalif olduu iin, Mliklerden ayrlabiliyorlard. Mezhepler arasndaki tercih meselesinde de byledirler. te bu iki durumdan dolay Mzur, mam- Harameyn ve mam Gazl'den holanmamaktadr. eitli yollara balanm kiiler daima byledirler. Kendi yolundan gayr yollar kt grmeyen insana hemen hemen hi rastlanmaz. Bu byk felketten ancak marifet ve temkin sahibi olanlar 36 37

kurtulmaktadr ki bunlarn saylar da bir hayli azdr. Ben bu durumu, tarikat byklerinde bile mahede etmiimdir. Hi kimseye gizli deildir ki Gazl'nin merebi tasavvuf hakikatlere dalmak ve mutasavvflarn hllerini sevmektir. Mzur'nin merebi ise, zahir ibarelere nem vererek onlardan kl pay ayrlmamaktr. Allah'a krler olsun ki ikisinin durumu da haktr, dorudur, gzeldir; ancak baka merebleri ve yollar ifade etmekte ve iki kalbin arasndaki fark aka iln etmektedir. Mzur ile Gazl arasnda bir miza fark bulunduu kadar, mezheb ayrlklar da vardr. Mzur, Gazl'nin E'ar'den ayrldn ve hatta ayrlmakla kalmayp ayn zamanda hcum ettiini vehmederek ona saldrmtr. Hatta Burhann erhinde mam- Harameyn'e 'Musannifin zikrettii bu kaide muteber deildir. Ebu Hasan E'ar'yi yanllkla itham eden kii yanlmaktadr' dedii bile yazldr. steyen oraya mracaat edebilir. Burhan adl eserin balangcnda mam- Harameyn akln mahiyetinden bahsederek "E'ar'den akln, ilmin bizatihi kendisi olduu rivayet edilmekte ise de, akim en doru tarifi Haris elMuhasib'nin 'Akl insanda yaratlm bir tabiattr' eklindeki tarifidir" demesini hazmedemeyerek, 'mam- Harameyn, Muhasib'nin tarifine hayatnn sonunda, yani felsefecilerin kapsn aldktan sonra itibar etmitir' diyerek kendisini sulamtr. Keke Mzur'yi mam- Harameyn'e saldrtan delilin ne olduunu bilseydim. Oysa bizzat Mzur bahsi geen kitabnn sonunda mam- Harameyn'in felsefecilerin yolunda olmadn itiraf etmekte, onun ok kuvvetli bir lim olduunu kaydetmektedir. te Mzur bu ekilde bazen fevr saldrlar yapan bir kiidir. Oysa limler bu gibi durumlardan uzak kalmal ve itidal yolunu brakmamaldrlar. Mzur gibi bir lim bu yola tevessl etmemeliydi. Demek ki Mzur'nin iddialar ok ak bir delille aa kavuturulduu takdirde, ilim ehli bu iddialar dikkate alabilir. Byle sylediimize bakanlar, bizim Mzur'nin byk ilmini inkr ettiimiz zehabna kaplmasnlar ve onun hakkn inkr ettiimizi hibir ekilde dnmesinler. Allah'a yemin ederim ki bunlar sylemekte hakk ifade etmek gayretinden baka hibir gayem yoktur! Byle olduu iin de Mzur'nin hkmlerinde, mazur olduunu sylemekten geri durmadk. Zira insan, baka bir insan hakknda su-i zanna kapld zaman, artk onun eserlerini objektif bir gzle incelemeye tbi tutamaz. En basit bir hatay bytr, o hatadan dolay eser sahibini yerden yere vurur. Bu halden ancak Allah Tel'nn ltfuna mazhar olarak hsn- zanla donanm ve dinledii her kelimeyi ince ince dnerek hkmn veren byk insanlar kurtulmutur. Ne yapalm ki Mzur bu iki imama kar insafl deildir. Onun meslih-i mrsele meselesinde mam- Harameyn'e nasl saldrdn, mam- Harameyn'in ibarelerine nasl herkesten baka trl mnlar verdiini, hatta ters mnlar kardn ben bizzat mahede ettim. Bu mesele bylece anlaldktan sonra, sra Mzur'nin Gazl'ye yapt itirazlara cevap vermeye geldi:

1. Gazl'nin mezhebini gzyle grm gibi bildiini sylemektedir. Bu iddia ok acaip ve yersizdir. nk biz deil Gazl'nin, hibir kimsenin inanc hakknda bu hkm veremeyiz. Zira insann iindeki inanca ancak Allah (c.c) vkf olabilir. Karne, nakil ve haberlerle bir insann inanlarnn ne olduunu kestirmek mmkn deildir. Biz Gazl'nin eserlerinin hemen hemen hepsini okuduk. Onun sohbetinde bulunan ve ondan hkmler nakleden talebelerinin kitaplarn da inceledik. O talebeler, Gazl'yi Mzur'den daha iyi tandklar halde, Mzur'yi hakl karacak hibir ey nakletmemektedirler. Kitaplar inceledikten sonra Gazl hakknda edindiimiz intiba udur: 'Gazl akide bakmndan E'ar'ye baldr; ancak tasavvufa dalm bir kimsedir'. 2. Mzur'nin 'Gazl muvahhidlerin, felsefecilerin, mutasavvflarn ve iarlerin mezheplerinden pasajlar zikretmitir' eklindeki iddiasna gelince, eer muvahhidlerden, Allah' bir olarak bilenler kastediliyorsa; bu gruba yalnz Gazl deil, mslman olan herkes dahildir. Sfleri mslmanlardan ayrp, onlara baka mezhep sahipleriymi gibi bakmas ve hatta yle gstermesi ise, maazallah btn ehl-i tasavvufun mslman olmad zannn uyandrr. ayet muvahhidlerden Allah'a tevekkl eden kiiler kastediliyorsa, o zaman bu kiiler halk arasnda en hayrl ve sfler arasnda en ileri kiiler saylr. Demek ki ikinci bir kere sfleri muvahhidler zerine atfetmenin hibir mns yoktur. Eer muvahhidlerden vahdet-i vcuda. ve mutlak tevhide meyledenler kastediliyorsa -ki bunlardan birou ittihad ve hulul sahipleridir- bundan Allah'a snrz. nk bunlar kfirlerin ta kendileridir. Gazl'de ise byle bir hl asla yoktur. Tam aksine Gazl eserlerinde bu kfr ehlini aka tenkide tbi tutmaktadr. Gazl'nin hyasnda bunlarn inanlarna dair az veya ok hibir bahis yoktur! Aksini iddia edenler var ise buyursun meydana ksnlar!.. 3. Mzur'nin 'Gazali Kelm ilminde tam salhiyet sahibi deildir" eklindeki iddiasna gelince, ben de kendisiyle ayn kanaati paylayorum. Ancak unu da ilave etmeliyim ki Gazl Kelm ilminde rsuh kesbetmi bir kimseydi. Fakat bu ilme dair bilgisi dier ilimlere nisbetle zayft. Zannm ve kanaatim budur. 38 4. Mzur'nin 'Gazl usl ilimlerinde derinlemeden nce felsefe ile itigal etmitir' iddias ise, tamamen yanltr. nk Gazl usl ilimlerinde derinletikten sonra felsefeye el atmtr. sterseniz Gazl'nin kaleminden hep birlikte bu hususu izleyelim: O, el-Munkizu min ed-Dall adl eserinde 'Ben felsefeye el atmadan nce kelm ilmine el atmtm' diyor. Bu hususta daha fazla bilgi almak isteyenler ad geen esere mracaat edebilirler. 5. Mzur'nin 'Gazl usl ilmini gzelce okumadan, felsefe ilmini okudu' eklindeki iddias ile 'uslde derin bilgi sahibi deildi' iddias arasnda eliki vardr. Bir yerde felsefe okuduktan sonra Kelm ilminde derinletiini sylyor; bir baka yerde ise, Kelm ilminde derin olmadn iddia ediyor.

6. Mzur'nin 'Gazl mnlara, cr'etli bir ekilde saldrrd' eklindeki iddiasna gelince, Gazl ancak eriatn vermi olduu cesarete sahipti. Bunun aksini iddia eden, onu tanmamakta ve kimin hakknda konutuunu bile bilmemektedir. 7. Mzur'nin 'Gazl, Ebu Hayyan et-Tevhid'nin kitaplarna itimad etti' eklinde ileri srd iddias aslszdr. nk Gazl hyada kendi ilim ve marifetinden baka, sadece Ebu Tlib el-Mekk'nin Kut'ul-Kulb adl eseriyle, stad Ebu Kasm Kueyr'nin mehur Risale-i Kueyr adl eserine itimad etmitir. Bu iki zatn fazileti ve ilm byklkleri herkesin malmudur. 8. Gazalinin bn Sina'dan etkilenmesi meselesine gelince, Gazl eserlerinde ak bir dille bni Sina'y tekfir etmektedir. Nasl oluyor da ak bir dille tekfir ettii insann tesirinde olur, onun fikirlerine uyar? Ayrca Gazl el-Munkizu min'ed-Dall isimli eserinde, felsefe ilminde stadnn bulunmadn ve Badad'da ders ve irad vazifesiyle megul bulunduu halde, ok ksa zamanda felsef kitaplar da inceleyip bu ilme dair bilgi edindiini yazmaktadr. 9. Mzur'nin 'Gazl'nin Tasavvufta kime itimad ettiini bilmiyorum' eklindeki beyan hakknda da yle deriz: Gazl tasavvuf konusunda Kut'ul-Kulb ve Risale-i Kueyr ve eyhi Ebu Ali el-Farmed ve benzeri zatlardan; kendi tefekkr ile Hz. Peygamberin szlerinden kard mnlara itimad etmitir. Benim zannma gre, hyada bu gibi fikirler byk bir yekn tutmaktadr. Felsefecilerin herhangi bir fikri ise hyada yoktur. nk Gazl felsefecilerin iddialarn rttkten ve onlarn kitaplarn incelemenin haram olduunu syledikten sonra hyay telif etmitir. Nitekim bizzat Gazl bunu hyada ve el-Munkiz'de yazmaktadr. Gazl, btn dnya felsefecilerinin kfrde olduunu ilan eden bir kimsedir. Felsefecilerin azlarn hakikatlerle tkayan ve kalpleri cezbeden szleriyle slm'n harminden felsefecilerin kirli ellerini uzaklatran bir kimsedir. Allah akna syleyiniz ey mslmanlar! 39 Bu sfatlara sahip olan bir kimse nasl olur da kitabn felsefecilere dayanarak yazm olabilir? Din byklerine leke srmeye gtrecek arlklardan Allah'a snrz. 10. Mzur'nin 'hya batan sona kadar zayf hadslerle doludur' iddiasna gelince, onu byle itham etmeye ne lzum var? Bunu bizzat Gazl'nin kendisi sylemektedir. Hads hususunda byk bir derinlie sahip olmadn ve hyadaki hadslerin hemen hemen tamamn sflerin ve fakhlerin kitaplarndan derlediini ve bir tek hadsi bile rivayet etmediini, ekinmeden ve ilim ehline yakan bir tavr iinde ilan eder. Bununla beraber afi ulemasndan bazlar hy'daki hadsleri tedkik etmiler ve ok aznn azz olduuna hkmetmilerdir. 11. Trnaklar hususunda ileri srd iddiann aslsz olduu fikrine gelince, bunun hakkndaki rivayet Hz. Ali'ye isnad edilmi, fakat sabit olmamtr. Ama Gazl'nin burada yanlm

olmas pek nemli birey deildir. Ayrca trnaklar hakknda yle hkm vermesi, herhangi bir er' hkmle de atmamaktadr. 12. Mzur'nin "Ehl-i takvann deti, kendilerince kesin bir ekilde sabit olmayan bireyi 'Mlik unu dedi, afi bunu syledi' diyerek pekitirmeye almamaktr" eklindeki iddiasna gelince, Gazl hemen hemen hi denecek kadar az bir yerde 'Allah'n Rasl yle dedi' eklinde kesinlik bildiren ifadeler kullanmtr. Dikkat edildii zaman Gazl'nin ounlukla 'Allah'n Rasl'nden yle rivayet edilir' dedii grlr. Kesinlik ifade eder ekilde zikrettii hads, onun kanaatine gre mutlaka hadstir ve onun iin kesinlikle ifade etmitir. Eer onun kanaatine gre bir hads kesinlik tamasayd, asla o hadsi kesinlik ifadesi iinde zikretmezdi. Gazl bu konuda tenkide tbi tutulacak olursa ancak yle denilebilir: 'Emir ve hkmler zan temeli zerine bina edilemez'. 13. Allah'n kadm sfatn bilmeyerek len kimsenin meselesine gelince, burada bir incelik vardr. Kadm'i bilmemekle, kadm olduuna inanmamak arasnda bir fark vardr. nsan, kadme inanmamas kfre sokar. Bu bakmdan bir kimsenin aklna kadm sfat gelir de ona inanmaz ve 'Allah'n byle bir sfat olmaz!' derse veya byle bir sfatn yok olduunu zannederse veya bu hususta pheye derse byle bir kimse kfir olur. Allah'n varlna inanan, fakat cehaletinden dolay onun kadm olduunu bilmeyen bir kimse byle deildir. te Gazl byle bir kimsenin icmalen m'min olduuna ve icmali iman bakmndan kurtulduuna hkmetmitir. Kanaatime gre, Gazl'nin nakillerine timad edilemez demek en byk bellardan biridir. Bu belya dm bir kimsenin hangi yzle Allah'n huzuruna gideceini dorusu bilemiyorum. 40 14. Mzur'nin; Gazalinin, kitaplarnda yasaktr dedii ilimleri taksim edip, o ilim ya btldr veya haktr eklindeki yorumuna geince, ben de Gazalinin byle birey sylememesini isterdim. Sylemeseydi Mzur de byle bir pheye dmemi olurdu. Fakat ne yazk ki Gazl bunu sylemi ve Mzur de pheye dm bulunmaktadr. Mzur zeki bir insan olduu iin bu konularda pheye deceine ihtimal vermezdim. Halk tabakas pheye dmesin diye limler iin yasak blge iln edilen ilimlerin inceliklerinin olduunu bilmemesine de ihtimal veremem. Fakat Mzur'de zannmn tam aksi tecelli etmitir. Acaba Mzur'den yle bir sual sorsak ne cevap verecektir? Sadece ehl-i zevk tarafndan bilinen ve bunlar tatmayanlara szle bir trl anlatlamayan zevklerin varlna inanmyor musunuz1? Bu soruya kar ne cevap verecektir? Bal yemeyen bir kimseye baln tad szle anlatlabilir mi? Bir de Mzur, mam Buhar'nin sahih olarak Tufeyliden ve Hz. Ali'den rivayet ettii u hadse ne diyebilir? 'Halkn anlayabilecei eyleri syleyiniz. Halkn anlay seviyesinden yksek sz sylemek suretiyle halk Allah' ve Rasl'n yalanlamaya zorlamay ister misiniz?' Nice meseleler vardr ki halk onlar anlamayacaklar iin limler onlar yasak etmilerdir. ou zaman dinleyenler pheye dmesinler diye baz

ilm meseleler sktla geitirilmitir. Bu hususta saylamayacak kadar misl getirmek mmkndr. Tartu'nin (1059-1126) tenkidlerine gelince, delilsiz iddialardan baka hibir deeri yoktur. Yalnz anlamadm ey, Tartu gibi mslman bir limin, Gazl gibi byk bir lim iin nasl 'eytann vesveselerine kapld' diyebildiidir! Yine aklmn ermedii bir husus da Tartu'nin 'Gazl'nin fikirleri felsefecilerin fikirleriyle ve Hallac'n halleriyle karmtr' szleridir. Bu hkm nasl elde edebildiini bir trl anlayamadm! Ben hyay bandan sonuna kadar inceledim. Orada arif kiilerin tasvip ettii sf iaretlerinden baka, ne Hallac- Mansur'a ve ne de felsefecilere ait hibir iarete rastlamadm. Tartu'nin 'Gazl sflerin ilmiyle yaknlk kuramamt' szne gelince, bu konuma hibir mns olmayan souk bir iddiadr. Zira her dnen kii bilmektedir ki Gazl tasavvufta rsuh sahibi bir insandr. Keke Gazl'nin bilmedii tasavvufu kimin bildiini bir bilsem! Tartu'nin 'Gazl tepetaklak dt' szne gelince, bu sz delilsiz ve mesnedsiz bir tarzda limlere saldrmaktan baka bir deer tamamaktadr. nk Gazl'nin neden tepetaklak dtn ispatlayan bir delil yoktur. Allah bizi ve Tartu'yi taassubun felketlerinden korusun! 41 Tartu'nin 'Gazl'nin kitaplar uydurma hadslerle doludur' sz de bana garip grnmektedir. Keke bu hadslerin sahibinin Tartu mi, yoksa Hz. Peygamber mi olduunu bir bilseydim. nk bu hadslerin Hz. Peygamber'e ait olmadn iddia edebilmek herkesin haddi deildir. Dolaysyla Gazl'ye bu konuda saldrmak ok yersizdir ve taassup ve kuru iddialardan te bir kymet ifade etmemektedir. Bu nedenle ilim sahibi hibir kimse byle iddialar dikkate almaz. Gazl'nin aleyhinde bulunanlarn isimlerini ylece sralyabiliriz: bn Salh, Yusuf ed-Dimek, Mzur, Tartu, bn Teymiye, bn Kayym, bn'ul-Cevz, torunu Ebu Muzaffer ve Kad yaz... Kad yaz mehur ryasndan sonra Gazl hakknda konumaktan vazgemitir. bn Teymiye ve bn'ul-Cevz ise, eserlerinde Gazl'nin hads ilminde zayf olduunu ileri srmler ve onu bu hususta tenkide tbi tutmulardr. Gazl'ye hcum eden bn Salh fkh, hads ve sair din ilimlerinde emsali az bulunan otoritelerden biri idi ve niyeti de hlistir. Fakat her iin erbab ayrdr. Gazl'nin sahasnda sz syleyemezdi. Mzur'nin yksek derecesi ve ilmi inkr edilemez. Fakat o hller, ancak o zevke varanlar tarafndan bilinir. Eer hyada tenkid edilecek baz eyler var ise de, baka eserlerde bulunmayan deerli meselelerini ve gzelliini hi kimse inkr edemez. (bn Sbk, Tabakt'u-afiye) Gazlye iki noktadan saldrlmaktadr: 1. Kendi szlerinden dolay ve 2. Bakasndan nakledip, skt etmek suretiyle tasdik ettii nakillerinden dolay...

Gazl'ye eitli mezhep ve gruplara bal birok insan methiyeler dzd kadar, ona itiraz edenler de bir hayli yekn tutmaktadr. Kendisini tenkid eden Mariblerin banda bn Arab, Mzur, Tartu, Kad yaz ve bn Mnir gelmektedir. arkllardan ise bn Salh, Yusuf ed-Dmek, Zerke ve Burhan el-Buka onu tenkid etmilerdir. Bunlarn itirazlarna tatmin edici cevaplar verilmitir. Tafsilt uzun srecei iin, burada ksa kestik. Allah hepsinin kusurunu affetsin, Gazl'nin de makamn cennet eylesin! min! hy'ya Hizmet Edenler hy'y erhedeni grmediim gibi, onun o gzel siyakn izah etmeye kalkan da grmedim. Sadece Gazl'nin hayatnda hyaya yaplan itirazlara cevap olarak kendi kaleminden kan el-ml an'il-hy adl kk bir risalesini grdm. H. 751 senelerinde hads hafz mam Zeyneddin Eb'1-Fadl Abdurrahim b. Hseyin el-Irk, hya hadslerini iki kitap halinde derleyip tedkik etmitir. Onlardan biri birka cilt tutan byk 42 bir kitaptr. Fakat hyann bir ksm hadslerinin durumunu bu kitapta aa kavuturamad iin, H. 760 senesinde daha nce durumuna vkf olmad hadslerin bir ounu bulup tedkik etmitir. Bunun zerine sz edilen kitabn ksaltp bir cilt halinde yazm ve kitabna el-Mun an Haini'il-Esfar ismini vermitir. Bu kitabnda Irk u hususlara dikkat ekmitir: 1. Hadsin geli yolu 2. Hadsi rivayet eden sahab ve rvsi 3. Rivayetin shhati 4. Rivayetin zayfl 5. Birka kere tekrar edilen hadsi bir defa zikretmekle yetinmi ve eer tekrar etmise, mutlak bir sebebe binaen tekrar etmitir. Irk'den sonra talebesi mehur muhaddis ihabeddin Ibn Hacer elAskaln hocasnn gznden kaan hadsleri tedkik ederek bir cilt iinde toplamtr. Hanef ulemasndan Kasm b. Kutlubaa da Tuhfet-ul-Ehy itma Fte inin Tahrci Ehdsi hya adl bir eser yazp hyadaki hadslerin kaynaklarn gstermitir. bn Subk'nin Tabakt'nm sonunda hyann itiraz edilen hadslerinin tedkikine dair bir bahis vardr. hy'nn zetleri hyay ilk defa ksaltan, Gazl'nin kardei Ebu Feth Ahmed b. Muhammed el-Gazl'dir. Ksaltt kitaba Lbab'ul-Ihy adn vermitir. Daha sonra H. 622 senesinde vefat eden Ahmed b. Musa el-Musul de ayn ii yapmtr. nc olarak Muhammed b. Said el-Yemen; ondan sonra Yahya b. Ebu'1-Hayr el-Yemen; ondan sonra Muhammed b. mer b. Osman elBelh hyay ksaltm ve kitabna Ayn'ul lim ismini vermitir. Abdlvahhab b. Ali el-Merai de hy'y ksaltarak Lubab'ul-hy ismiyle yaynlamtr. hy'y ihtisar edenlerden biri de e-ems Muhammed b. Ali b. Cafer el-Aclun'dir. Bu zat el-

Bill mahlasyla hret bulmutu. Msr'da Said'us-Sud tekkesinin eyhi idi. H. 820 senesinde vefat etmitir. Hafz Sehav, e-ems Muhammed b. Ali'nin ihtisar ettii kitabn btn hya muhtasarlarndan daha iyi olduunu sylemitir. Celleddin es-Suyut de hyay ihtisar edenlerdendir. Gazl'nin Eserleri mam Mnav, Nevev'den; o da eyhi Tlis'den yle nakleder: 'Gazl'nin telif ettii eserleri saydm ve mrne taksim ettim. Grdm ki her gnne drt cz isabet etmektedir'. 43 Benim kanaatime gre, bu durum olsa olsa Allah Tel'nn, zaman iinde zaman yaratarak kuluna verdii ihsandan baka birey deildir. Ulemnn en byk kerametlerinden biri de budur. Bu sz yalnz Gazl iin deil, ayn zamanda bn Cerir Taber, bn ahin, bn Nakib, mam Nevev, Subk ve Suyt iin de sylenmitir. Gazl hemen hemen her ilim dalnda eser telif etmitir. Hatta huruf ilimlerinde, ruhan srlarda, detlerin hususiyetlerinde, ilh isimlerin latifelerinde ve simya ilminde bile eitli eserler telif etmitir. Gazl'nin en byk eseri ise u anda elinizde bulunan hy-i Ulm'id-Din adl eseridir. Gazl'nin eserlerini harf srasna gre zikrederek bu ie girielim. hyann ba harfi elif olduundan ve ahiret ilimlerinden bahsettii iin dier kitaplarndan da 'Btn kitaplar yaklsa da yalnz hya kalsa hepsinin yerini tutar' denilecek derecede stn olduundan hya adl eserini baa alyoruz: hya drt blmden ibarettir: 1. badt ; 2. dt 3. Mhlikt 4. Mnciyt Her blmde on kitap bulunmaktadr ve hyann tamam krk kitaptan teekkl etmitir. rn el-Mnen adl eserinde Ebu Hasen zel'den yle rivayet eder: 'hy insana ilim, ruh gdas ve nr verir'. Subk de yle der: 'Mslmanlarn itina ile okuyaca ve halk tabakasnn hidayeti iin yayabilecei bir eser varsa o da hyadr'. Devamla yle demitir: 'hy'y inceleyen mutlaka intibaha gelir. ayet ehl-i ilim tarafndan telif edilen eserlerin hibiri olmasayd ve yalnz hya kalsayd, bu kitap tek bana halkn ihtiyacna yeterdi. Kitaplarnda nakil, dnce ve eserleri bir araya getiren fakhlerin kitaplarnda hy'ya benzeyen bir kitap tanmyorum'. Gazl'nin hyas Marib memleketine gittii zaman birok Maribli lim hyay zayf hadslerle dolu olduundan tr okumamay tlemi ve iddetle aleyhinde bulunmulardr. bn Teymiyye ve talebesi bn Kayym da Gazl'nin hads ilminde ok zayf bir kii olduunu ileri srmlerdir. Hatta bnul-Cevz 'lm-ul-Ehy bi Elat-i hya adl bir eser yazarak, kendi anlayna gre hyadaki

btn yanllar bu kitapta bir araya getirmi ve iddialarnn bir ksmn da Telbis'ul-blis adl eserinde zikretmitir. bn'ul-Cevz'nin torunu olan Muzaffer de hya hakknda unlar sylemitir: 'Gazl hya adl eserini sflerin merebine gre yazm ve bu kitab yazarken fkh kaidelerini bsbtn terketmitir'. 44 Mevl b. Hayr yle der: 'hyada sahih olmayan hads var diye Gazl'ye hcum edilmemelidir. nk Gazl o hadsleri tevik ve tergb iin zikretmitir'. Nitekim Kef-i Zunn'un mellifi yle demitir: 'Uydurma olmamak art ile sahih olmayan hadsler tevik ve tergb maksad ile zikredilebilir'. Zebid ise yle der: 'Kef-i Zunnda zikredilen hkm dorudur. nk Gazl'nin zikrettii hadslerin bazlar Buhari ve Mslim'in ittifak ettii hadslerdir. Bazlar hasen ve bazlar da sahih'tir. Aralarnda zayf az, mnker ve mevzu hadsler de vardr. Nitekim ihyay tedkik eden kimseler bu hadslerin durumunu aka mahede edeceklerdir". Gazl'nin dier eserlerinin listesi ise yledir: 1. el-ml al Mkil'il-hy 2. el-Erban 3. Kitab'ul-Esm'il-Hsn 4. el-ktisad f'1-tikad 5. lcam'ul-Avam an lm'il-Kelm 6. Esraru Muamelt'id-Din 7. Esraru Envar'il-lhiyye 8. Ahlk'ul-Ebrar 9. Esraru ttiba'is-Snne 10. Esraru Hurf il Kelimt 11. Eyyhe'l-Veled (Farsa) 12. Bidyet'l-Hidye 13. el-Bast 14. Beyan'ul-Kavleyn li'-fi 15. Fezayih'ul-bahiye 16. Bedyi'ul-Usl 17. Tenbih'ul-Gfln 18. Telbs'ul-blis 19. Tehft'l-Felsife 20. Tahsl'ul-Mehz 21. et-Talke 22. Tahsl'ul-Edille 23. Tefsr'ul-Kur'an'il-Azm 45 24. Faysal'ut-Tefrika Beyne'l-slm ve'z-Zanadka 25. Cevahir'ul-Kur'an 26. Huccet'ul-Hak 27. Hakkat'ur-Ruh 28. Hakkat'ul Kavleyn 29. Hulsat'ul-Resil il lm'il-Mesil 30. Rislet'ul-Aktab

31. 32. 33. 34. 35. 36. 37. 38. 39. 40. 41. 42. 43. 44. 45. 46. 47. 48. 49. 50. 51. 52. 53. 54. 55.

Risalet'ut-Tayr er-Reddu al Men Taan er-Risalet'ul-Kudsiyye es-Srr'ul-Mesun erh'ul Daireti Ali b. Eb Tlib (Nuhbet'ul-Esm) ifa ul-Galil Akdet'ul-Misbah Acib'ul-Sun'ullah Unkud'ul-Muhtasar Gayet'ul-Gavr f Mesil'id-Devr Gavr'ud-Devr el-Fetv el-Kanun'ul-Kll Kanun'ur-Rasl el-Kurbet illlah el-Kstas'ul-Mstakm Kimy-y Saadet (Farsa) Kk Kimy-y Saadet (Arapa) Kefu Ulm'il-hire Kenz'ul-Udde el Mnteha f'1-Cedel el-Mustasfa f Usl'il-Fkh el-Menhl f'1-Usl el-Mehz'ul-Hilfyt el-Mebdi ve'1-Gayt 46 56. el-Meclis'ul-Gazalye 57. Mekasd'ul-lim 58. el-Munkiz min'ed-Dall 59. Mi'yar'un-Nazar 60. Mi'yar'ul-lim 61. Mahallu'n-Nazar 62. Mikt'ul-Envar 63. el-Mstezher 64. Mzn'ul-Amel 65. Mevhim'ul-Btniyye 66. el-Menhec'ul-A'l 67. Mi'rac's-Slikn 68. el-Meknn 69. Mslm'us-Seltn 70. Mfesser'ul-Hilf 71. Minhc'ul-Abidn 72. Nasihat'ul-bidn 73. Nasihat'ul-Mlk (Farsa) 74. el-Vecz 75. Yakutu Te'vil fi Tefsr'it-Tenzil (Krk czdr) Gazl'ye nisbet edilen, fakat hakikatte Gazl'nin eseri olmayan kitaplar ise unlardr: 1. es-Srr-ul-Mektm f Esrr'in-Ncn (Bu kitap ayn zamanda Fahreddin Rz'ye de nisbet edilmitir). 2. Tahsin'uz-Znn

3. Kitab'un-Nefh ve't-Tasviye 4. Mednn bih al Gayri Ehlihi Bu kitaplar Gazl'nin olmad halde kendisine nisbet edilmitir. ncelendikleri zaman kfrle ve eriata muhalif fikirlerle dolu olduklar grlr. Gazl ise bu tr fikirleri ne srmekten uzak bir kimsedir. Nitekim bu kitaplarn Gazl'ye ait olmadn bn Subk mufassal delillerle ispat etmitir. steyen bn Subknin eserlerine mracaat edebilir. bn Subk gibi Muhyiddin Arab ve Tuhtef'ul-lrd mellifi de bu kitaplarn Gazl'nin kaleminden kmadna dair mufassal bilgi vermilerdir. (nsz'n bandan buraya kadar olan bu malmat, Zebid'nin ihyann erhi olan ithafus-Saade adl eserinden alnmtr). 47 Gazl hakkndaki bu mukaddimeyi bitirirken bilmeyerek yaptmz bir hata varsa Allah Tel'dan affmz diler, Gazl'nin ruhundan da zr dileriz. Gazl'nin en byk eseri olan hy-i Ulm'idDin'in -imknmz nisbetinde- sadk bir tercmesini ilme hizmet amacyla sayn okuyucularmza arzetmeyi bir vazife telkki ettik. mam Gazl, afi mezhebinden olduu iin fkh meseleleri tahlil ederken daima afi mezhebine gre tahlil etmi, bazen de ahs itihadyla tahliller yapmtr. Mmkn olduunca ihtilafl yerleri parantezler yoluyla veya dipnotlar vermek suretiyle gstermeye altk. imdiden kusurlu olduumuzu itiraf ederek muhterem okuyuculardan zr diler ve insafl bir ekilde hatalarmz dzeltmeye kendilerini yetkili klarz. Sizi imdi Gazl ile babaa brakyor ve cmlemize Allah'tan hidayet, idrak ve iz'an talep ederek hayr dualarnz istiyoruz! Ali Arslan Ramazan 1390/1 Kasm 1970 MUKADDME hekimhan nce azamet-i rabbanyesi nnde btn kinatn hamdi kk kalan Allah Tel'ya sonsuz hamd ve senalar ederim! Bata beerin efendisi olmak zere btn peygamberlere salt ve selm eder ve din ilimleri ihya etmek gayesiyle bir kitap yazmak iin comu bulunan azmimin bana msbet neticeler kazandrmasn Allah Tel'dan niyaz ve tazarru ederim. Ey inkarclar zmresi arasnda ar bir ekilde ayplayan! Ey inkarc gafillerin arasnda en iddetli saldran mfrit! Senin gururunu ve bykln yerle bir etmek iin muraza ve mcadeleye hazrlanm bulunuyorum. Apak olan hakk grmeyip btla yardm etmen, cehaleti gzel grmen, halkn tevecchnden yz evirip kalbin slah ve nefsinin tezkiyesi iin Allah'n kendisine ykledii kulluk erefine nail olmaya alan; ilmin gerektirdii tarzda ekilcilikten vazgeip hakik amele ynelen, bouna sarfedilen hayatn zararlarndan bir ksmn telfi etmek isteyen kimselere haksz yere saldrman, konumay boynuma bor yapt. Senin nifaktaki irretliin benim dilimi zd! Buna ramen, gemiteki kusurlarm affettirecek kadar salim bir eser yazp yazamyacamdan endie duymaktaym.

Hz. Peygamber'in haklarnda yle buyurduu kimselerin iine dtkleri dalletten uzaklamak iin yazyorum: 4\ Kyamette insanlarn azap ynnden en iddetlisi o limdir ki bildii ilminden Allah onu faydalandrmamtr.1 Yemin ederim ki inkr ve gururda gsterdiin inatlk ancak bu iin zirvesini dnmekten aciz, sonucun fecaatinden habersiz olmaktan, tehlikenin bykln idrak etmemekten, dnyann her an akp giderek yerine ahiretin geldiini grmemekten; ecelin her an yaknda oluunu, seferin ok uzun ve korkun, elindeki azn ok az, buna karlk tehlike eitlerinin bir hayli kabark ve yolun tkal olduunu grmemekten ileri geliyor. Allah rzas iin istenmeyen ilmin ve o ilimle yaplan amelin hakik limler tarafndan ho karlanmadn; delil ve arkada olmadan uzun ahiret yolunun ok yorucu olacan bilmeyen cemaatleri yakalayan bu hastalk, her ktln kaynadr. Klavuzu olmayan insan, ok byk zorluklarla karlar! 1) Tabern, Mu'cem'us-Sair; Beyhak, uab'ul-man, (Ebu Hreyre'den) 50 Bu yolun klavuzlar ise, peygamberlerin varisleri olan ve ilmi ile amel eden limlerdir. Bu limler ise, yeryznde hemen hemen hi kalmam ve ortal sadece lim kisvesine brnm birok insan kaplamtr. Bunlarn ou da eytana malp olup tuyana, gaflete ve btla dalmlardr. Onlarn herbiri geici dnya maln toplamakla meguldr. Onun iindir ki Allah'n iyi dediini kt, kt dediini iyi grrler. Neredeyse din ilimleri ortadan kalkacak duruma gelmitir. Yeryznden deta hidayet almetleri silinmitir. inde yaadmz u dnemde halka sadece kdlarca bilinmesi gereken cidal ilmi verilmeye allmaktadr. Tartmaclarn hasmlarn susturmak iin kullandklar cedel ilmi veya halkn tesir altna alnmas iin va'z krslerinde vaizlerin kullandklar kafiye ilimleri sadece ilim saylmaktadr. nk bu ilimlerden bakasyla halkn maln haram yoldan almann imkn yoktur! Dnyalk kazandran baka bir ilim mevcut deildir. Kur'an- Kermde rd, hidayet, nr, ziya, ilim, hikmet ve fkh diye adlandrlan ve selef-i salihnin ahiret yolunda klavuz olarak kullandklar ilme gelince, o ilim gnmzde halkn arasndan ekilip gitmi, deta bir daha hatrlanmamak zere zihinlerden silinmitir. Ahiret yolunda yrmeyi kolaylatran bu ilimlerin unutulmas, dinde alan en byk yara ve uurumdur. Onun iin bu kitab yazmay bir zaruret olarak grmekteyim. Elinizdeki bu kitab, din ilimlerin ihyas, gemi imamlarn yolunun gsterilmesi, peygamberlerin ve onlara tbi olanlarn faydal bulduklar ve yazlmasnda fayda grdkleri ilimlerin mahiyetini izah etmek iin kaleme alyorum. Elinizdeki bu kitab drt temel (rub'/eyrek) zerine bina ettim: I. badt II. dt

III. Mhlikt '" : ;-;.;''- =-' IV. Mnciyt .,.... , , , v Kitabn bana lim blmn koydum; zira ilim insan iin en nemli meseledir. Allah Tel'nn, Hz. Peygamberin (s.a) lisanyla herkesten istedii ilmi izah etmek iin ilim blmn kitabn bana aldm! Hz. Peygamber ("s.a) yle buyurur: lim renmek (kadn-erkek) her mslmana farzdr.2 ilim blmn kitabn bana almamn sebeplerinden biri de insana fayda temin eden ilimle, zarar veren ilmi ayrdetmek istememdir; zira Hz. Peygamber (s.a) yle buyurmaktadr: Fayda vermeyen ilimden Allah'a snrz.3 Gnmzde yaayanlarn doruluktan ayrldklarn, hayal eylerin akasndan kotuklarn, hakikatin zyle megul olmayp, hereym kabua Ue uratklarm ispat etmek de bu blm baa almamn nedenlerinden biridir. badt (ibadetler) ksm (1. cilt) on blmden ibarettir 1. Kitab'ul-lim 2. nan Esaslar 3. Temizliin Srlar 4. Namazn Srlar 5. Zektn Srlar 6. Orucun Srlar 7. Haccn Srlar 8. Kur'an Okumann dab 9. Zikirler ve Dualar 10. Virdlerin Tertibi Adat (detler) ksm (2. cilt) on blmden ibarettir 1. Yemek dab 2. Nikh dab 3. alma Hkmleri 4. Helller ve Haramlar 5. Sohbet ve Muaeret dab 6. Uzlet 7. Yolculuk dab 8. Sem dab 9. yilii Emretmek, Ktlkten Sakndrmak 10. Geim dab ve Nbvvet Ahlk Mhlikt (Helak Edici Hususlar) ksm da (3. cilt) on blmden ibarettir. 1. Kalbin Acib Hlleri 2. Nefsi Terbiye Etmenin Yollar 3. Mideye ve Cins Mnasebete Dknln Mahzurlar 4. Dilin fetleri 2)bnMce, (Cbir'den) 3) bn Mce, (Enes'ten). mam Ahmed, Beyhak ve baz, muhaddisler bu hadisin zayf olduunu sylemilerdir. 52 5. Hased, Kin ve Gazabn fetleri

6. Dnyann Ktl 7. Mala Dknln ve Cimriliin Ktl 8. Dnyev Mertebelere Dknln ve Riyakrln Ktl 9. Kibir ve Ucb'un (Kendini Beenmiliin) Ktl 10. Gururun Ktl Mnciyt (Helakten Kurtarc Hususlar) ksm da (4. cilt), on blmden ibarettir. 1. Tevbe 2. Sabr ve kr 3. Korku ve mid 4. Fakr ve Zhd 5. Tevhid ve Tevekkl 6. Muhabbet, evk, nsiyet ve Rza 7. Niyet, Sdk ve hls 8. Murakabe ve Muhasebe 9. Tefekkr 10. lm Hatrlamak badetler blmnde ilmi ile amel eden limlerin; muhta olduu mn ve srlarn hikmetlerini, snnetin inceliklerini ve ibadetin gizli mnlarn anlatacam; zira bu anlatacam incelikleri bilmeyen lim, ahiret limi olamaz! Zikredeceim hususlarn ou fkh ilminde ihmal edilen noktalardr. Adetler blmnde halk arasnda yrrlkte olan muamelelerin srlarn, derinliklerini, snnetlerin inceliklerini, dindar bir insann bu muameleleri yapt zaman muhta olduu gizli yollan aklayacaz! Mhlikt blmnde Kur'an' Kerm'de sz edilen silinmesi, nefsin ve kalbin kendisinden temizlenmesi emredilen kt hlleri teker teker beyan edeceiz! Bu blmde her kt ahlk aklayacak, bunlarn her birinin ayr ayr tarifini yapp, hakik mahiyetlerini belirteceiz. Kt ahlklar douran sebepleri, o sebeplerin de. sebeplerini, fetlerini ve onlarn irkinliini gsteren almetleri, bu kt ahlklardan kurtulmann yollarn, ayet-i celle, hads-i erif ve selef-i salihnden gelen rivayetlerle ak bir ekilde ortaya koyacaz. Mnciyt blmnde ise; gzel ahlk, kulu Allah'a yaklatrc sddklarn, mukarriblerin rabet edilen haslet ve sfatlarndan her birini ak bir ekilde ortaya koyacaz! Her hasletin tarifini ve hakikatini, elde etmek iin gereken vesileleri, neticesini, bilinmesine yardmc olan almetleri, geerli olmasna vesile olan faziletini er' ve akl delillerle ak bir ekilde ortaya koyacaz. 53 Daha nce baz mellifler bu hususlar beyan eden baz kitaplar yazmlar ise de, elinizdeki bu kitap, kendisinden nceki kitaplardan be hususta ayrlmaktadr: 1. Onlarn mulak brakt her meseleye aklk kazandrr, ksa olarak ald her meseleyi ise ok geni bir ekilde izaha kavuturur.

2. Onlarn dank olarak ele ald meseleleri bir tasnife tbi tutarak tedkk eder. 3. Onlarn uzatt baz ksmlar ise ksaltr, zabt u rabt altna alr. 4. Tekrar tekrar ele aldklarn atar, delili olmayan iddialar delile balar. 5. Hibir kitapta halline imkn bulunmayan, zihinlere anlalmas zor gelen meseleleri tedkik edip aa kavuturur, anlalr hle sokar. Geri her lim ayn eyleri yapmaya almtr, fakat her slikin kendisine ho gelen meseleyi ele almas ve arkadalarnn o meseleden habersiz olmas veya o meselelerden habersiz olmayp kitaplarna o meseleyi yazmay unutmas veya unutmam olsa bile, o meseleden perdeyi kaldrmak iin baka engellerin bulunmas, ihtiml dahilinde olan keyfiyetler arasndadr. Zahir ve btn ilimlerinin tmn birden ihata eden elinizdeki kitabn zellikleri ite bunlardr. Beni, bu kitab drt ana blme ayrmaya zorlayan balca iki sebep vardr: 1. Byle bir tertip deta zarurdir; zira ahiret lemine yarayan ilim, muamele ve mkefe diye iki ksma ayrlr. Mkefe ilmi derken demek istediim ey, sadece bilinmesi gereken eylerin bilinmesini temin eden ilimdir. Muamele ilmi derken anlatmak istediim ey, bilinmesiyle birlikte, amel edilmesi iin de aranan ilimdir. Bu kitapta kastolunan mn sadece muamele ilmi'dit. Kitaplara yazlmas yasak olan mkefe ilmi ise, her ne kadar taliplerin arad gaye ve sddklarn hedefi ise de bu kitapta anlatlacak olan, bu olmad iin zikredilmemitir. Muamele ilmi, mkefe ilmine giden ilimdir; mkefe ilmine muamele ilminden geilir. Peygamberler (a.s) halka ancak yol gsterdiler, irad ettiler; mkefe ilminden ise sadece remiz yoluyla bahsettiler, tebihlerle anlatmaya altlar, daima ksa icmaller yaptlar. Bu nedenle onlarn yolundan giden limler de aynen onlar taklid ederek bu ilim hakknda fazla teferruata dalmazlar, hatta mmknse hi bahsetmezler. Arasra temsil ve tebih yoluyla bahsetmeye ise ruhsat vardr. Muamele ilmi, zahir ve btn olarak ikiye ayrlr: 54 a. Zahir ilminden maksat, azalarmzn hareketlerini bildiren ilimdir. Azalarn hareketleri de ya ibadettir veya dettir. b. Btn ilimden maksat ise, kalplerin nasl olmas gerektiini bildiren ilimdir. Hislerin perdesi mesabesinde olan kalplere, melekt leminden gelenler de ya gzel ya da irkindir. Bu nedenle ilmin btn ve zahir olarak ikiye ayrlmas bir zarurettir. Azalarla ilgili ilim de yukarda ifade ettiimiz gibi ibadt ve dt olarak ikiye ayrlr. Nefsin durumu ve kalbin hlleri ile ilgili ilimler de iyi ve kt diye iki ksma ayrlr. Bunun tamam birden drt blm olur ki muamele ilmine evrilen baklar bu drt blmden bakasn grmez.

2. Bu kitab bu tertip zere meydana getirmemin ikinci sebebi ise udur: Grdm ki ilme talip olanlarn, Allah'tan korkmayanlarn iyice bildikleri, bbrlenmeye vesile ettikleri ve birbirlerine duyduklar hasedden dolay yaptklar mcadelede yerlerini korumak ve itibarlarn devam ettirmek iin rabet ettikleri fkh ilmi drt blmdr: badt, Muamelt, Mnakeht ve Ukubt. 'Sevgilinin kisvesine brnen, onun rengiyle boyanan, onunla sslenen sevgilinin kendisidir' denilmitir. Bu bakmdan kitabmn bir fkh kitabna benzemesinin byk faydalar temin edeceinden eminim; zira bylelikle kalpleri slm'a daha ok sndracan mit ediyorum. Nitekim baz kimselerin kalbini tp ilmine sndrmak isteyen baz tabipler tababet zerindeki bilgilerini yldz takvimine evirmiler ve cetvellere ve rakamlara blerek adm 'Shhat Takvimi' koymulardr. Halkn takvimleri okumak suretiyle tababet ilmini anlatan kitaplara ynelmelerini temin iin bu klfete katlanmlardr. Beden salna faydas dokunan tp ilmine byle ince bir hile ile kalpleri ekmekten daha yararl olan, kalpleri ebed hayatta faydal olan ilme ekmektir. Ebed hayatta faydal olan ilmin semeresi; kalpleri ve ruhlar tedavi edip salamlatrmak ve bu sayede ebed hayata kavuturmaktr. Zarur olarak ok yaknda lme mahkm olan bedenlerin tedavisinde kullanlan tp ilmi nerede, ebed hayat dzenleyen din ilimler nerede? Orta bulunmayan Allah Tel'dan bizleri doruya ulatrmasn dileriz. Hi kukusuz O, kulunun isteini daha istemeden bilir. O kerm ve cmert olandr! Rub'ul-bdt (badetler Blm) Birinci Kitab KTAB'UL-LM 1. Ibn'in, lim retme'nin ve lim renme'nin Fazileti ve Bunlara Dair Akl ve Nakl Deliller 2. vlen (Mahmd) ve Yerilen (Mezmm) limler ile Bu limlerin Ksmlar ve Hkmleri, Farz- Ayn ve Farz- Kifaye Olan limler, er' limlerden Fkh ile Kelm'n Hududlar ve Beyan, hiret limlerinin Dier Btn limlerden Daha stn Olduunun sbat 3. Halkn Makbul limler Arasnda Kabul Ettii, Fakat Gerekte Makbul Olmayan limler, Bir Ksm limlerin Mezmm Saylmasna Neden Olan Faktrler, Fkh, lim, Tevhid, Tezkir ve Hikmet Gibi Terimlerin Anlam ve Bugn Asl Mnlarna Uygun Bir ekilde Kullanlmadklarnn Beyan, er' limlerin Makbul ve Mezmm Olanlar; Ne Kadarnn Makbul ve Ne Kadarnn Mezmm Olduu 4. Halkn lm-i Hilafa Ynelmesinin Nedenleri, Cedel ve ! Mnazarann fetleri ve Mubah Olmasnn artlar 5. Hoca ve Talebenin Riayet Edecei dab 6. lmin Afetleri, yi ve Kt limlerin Almetleri 7. Akl, Akln erefi, Hakikati ve Ksmlar I. Kitab'ul-im BRNC BLM lmin, lim retme'nin ve lim renme'nin Fazileti ve Bunlara Dair Akl ve Nakli Deliller lmin Fazileti Ayetler

Allah kendisinden baka ilah olmadna adaletle ehadet etti. Melekler ve ilim sahipleri de O'ndan baka ilah olmadna ehadet ettiler.1 (lu mran/18) Dikkat edildiinde grlecektir ki, bu ayette Allah Tel (c.c) nce zt- ulhiyetinden balayarak birliine ehadet etmekte, ikinci olarak melekleri, nc olarak da limleri bu geree ahid gstermektedir. Bu ise, ilmin ve limin yceliini gsteren ok byk bir delildir. Bu eref limlerin faziletini anlatmak hususunda yeterli ise de biz delil getirmeye devam edeceiz. Allah da sizden inananlar ve kendilerine ilim verilenleri derecelerle ykseltsin! (Mcadele/11) Bilenler ile bilmeyenler hi bir olur mu? (Zmer/9) 1) Bas ekilde ettiler'. Baz mfessirler, ayette geen 'kaimen bi'1-kst' tbiini limler lalzna atfederek ayete u ekilde bir mn vermilerdir: 'limler de Allah'tan baka ilah olmadna adaletle ehadet 58 Allah'tan tam mansyla kullar ierisinde ancak limler korkar. (Ftr/28) De ki: 'Benimle sizin aranzda Allah Tel'nn ve Kitab'n ilmine sahip olanlarn ahidlik etmesi yeter'. (Ra'd/43) Kitab'dan bir ilme mazhar olan zat 'Sen gzn kapayp ancaya kadar ben sana onu (Belks'n tahtn) getiririm' dedi. (Neml/40) Kitab'dan bir ilme mazhar olan zat, ilmin nelere kadir olduunu gstermek iin Hz. Sleyman'a byle hitap etmitir. ilim ve irfana mazhar olanlar ise yle dediler: "Yazklar olsun sizlere! man edip, salih ameller ileyen kimseler iin Allah'n mkfat daha hayrldr'. (Kasas/80) Allah Tel bu ayette ahiretin kymetinin ancak ilimle bilineceini an-nrmaktadr. Biz bu misalleri insanlara beyan ve rad ediyoruz. Bunlar hakkyla ancak ilim sahipleri idrak ederler.2 (Ankebt/43) Eer aldklar malmat peygambere ve kendilerinden olan emir sahiplerine (limlere) bildirseydiler, ilerinden hkm karabilecek olanlar onu (ne yaplmas gerektiini) bilirlerdi. (Nis/83) ;! 2) Kur'an'da krk ksur darb- mesel vardr. Baz selef lmlferi Kur"an''n bu darb- mesellerinden birini okuyup anlamadklar zaman alarlar ve 'Eyvan''d'emuk k ben limlerden deilim' diye zlrlerdi. (Zebd) Allah Tel bu ayette olaylarn yorumunu limlerin istihra ve istin-batna brakmakta ve bylece onlarn mertebelerinin ne denli

byk olduunu ve bu mertebenin nasl peygamberler mertebesine ilhak edildiini bildirmektedir. -\v. Ey demoullar! Sizler iin avret yerlerinizi rtecek elbise ve ziynet eyas varettik. Ancak takva libas daha hayrldr. (A'raf/27) Baz limler bu ayette geen avret yerini rten elbise ile ilmin, ziynet ile yakn mertebesinin, takva libas ile de hayat mertebesinin kastedildiini sylemilerdir. Onlara bir ilim zere tafsil ettiimiz bir kitab getirdik. A'raf/52' Elbette hereyi bilerek onlara haber vereceiz! (A'raf/7) Hayr! O 'Kur'an), kendilerine ilim verilenlerin gslerinde bulunan apak ayetlerdir. 'Ankebt'491 Rahman (Allah) Kur'an' retti, insan yaratt, ona beyan retti. (Rahman/1-4) Allah Tel bu hakikati insana minnet etmek kabilinden ifade buyurmutur. Hadsler Allah'n Rasl yle buyurmutur: Allah bir kulu iin hayr murad ettiinde, onu dinde Allah'tan korkan bir lim yapar. Ona kendisini doru yola gtrecek akl ve idrak 3 verir.3 3) Buhari ve Mslim, (Muaviye'den); Tirmiz ve I'"-'.....fen) mam Ahmed (bn Abbas'dan); bn Mce (Ebu ; limler peygamberlerin varisleridir.4 Peygamberlik derecesinden daha stn bir mertebenin bulunmad herkesin malmudur. Demek ki bu mertebeye vris olmak,' ereflerin en bydr. Yerlerde ve gklerde bulunan btn mahlkat, lim bir kimsenin mafireti iin Allah'a yalvarrlar.5 Yerlerdeki ve gklerdeki tm mahlkatm kendisi iin Allah'tan af diledii bir kimsenin mertebesini bir dnn! Bundan daha byk bir mertebeye ulamas mmkn m insanolunun? Alim kendi ileriyle megul olduu halde, yerlerin ve gklerin sakinleri de onun aff iin istifar etmekle megul olmaktadrlar. Bir insan iin bundan daha byk bir eref dnlebilir mi? Hikmet (ilim), erefli bir insann erefine yle byk bir paye ilve eder ki kleleri, sultanlarn seviyesine karncaya dein ykseltir.6 Hz. Peygamber'in 'Kleleri sultanlarn seviyesine karr' buyurmakla ilme nasl bir paye verdiini gryorsunuz! lmin bu dnyada verecei neticeler bile bu kadar deerlidir. Dnyada kazandrdklar ise ahiret hayatna nisbetle bir hitir. nk ahiret hem dnyadan saysz derecelerle daha stndr, hem de ebeddir. ki iyi haslet vardr ki bu hasletler hibir mnafkta bulunmaz. Birincisi gzel ahlk, ikincisi dinde derin bilgi (fkh) sahibi olmak.7 Gnmzdeki baz fakihlerin mnafkl, sizleri bu hads hakknda pheye drmemelidir; zira Hz. Peygamber, gnmzdeki

anlamyla bir fkh't&n sz ediyor deildir. Onun fkh kelimesiyle kastettii anlam, gnmzde bu kelimenin ifade ettii anlamdan ok uzaktr. Nitekim kitabmzn ilerideki blmlerinde bu anlam ortaya konacaktr. Fkh'm. en 4) Ebu Dvud, Tirmiz, bn Mce ve bn Hibban, (Ebu Derd'dan) 5) Irak, bu hadsi daha nceki hadsin br paras kabul etmektedir. Ayn hads baka yollardan da rivayet edilmitir. 6) Ebu Nuaym, Hilye; bn Abdilberr lim; Abdlgan el-Ezd Muhaddislerin Adab, (Enes'ten zayf bir senedle) 7 ) Tirmiz, (Ebu Hreyre'den); hadsin garib olduunu sylemitir. 61 kk derecesi, ahiretin dnyadan daha hayrl olduunu bilip, bu geree gre hareket etmektir. Fakih olan kimsede bu trden bir vasf olduu takdirde; bilgileri doru olur, zerinden her trl riya hli kalkar ve nifak tehlikesinden kurtulur. nsanlarn en faziletlisi o m'min limdir ki, kendisine ihtiya olduunda yardm eder ve halk kendisinden katnda ilmiyle yetinerek vakarl davranr.8 man plaktr; onun rts takva, ss haya ve meyvesi iZim'dir.9 nsanlar arasnda nbvvet makamna en yakn kimseler, ilim ve cihad ehli olan kimselerdir. lim ehli olanlar, halk peygamberlerin getirdii ilah nizma ynelttiler. Cihad ehli olanlar ise, peygamberlerin getirdii bu ilah nizm kllaryla korumak iin cihad ettiler.10 Bir kabilenin lm, bir limin lmnden ehvendir.11 nsanlar, altn ve gm gibi farkl deerler tayan madenlere benzerler. Dinde derin ilim (fkh) sahibi olmak artyla; cahiliye dneminde hayrl olanlar, slm'a girdikten sonra da (insanlarn) hayrllardr.12 8) Hkim, Nibur Tarihi, (Ebu Derd'dan); hadsin isnadnn zayf olduunu sylemitir. 9) Beyhak, uab'ul-man, (Ebu Derd'dan zayf isnadla) 10) Ebu Nuaym, (bn Abbas'dan zayf isnadla); ayrca Ebu Talib elMekk, Kuful-Kulb, (Muaz b. Cebel'den) 11) Tabern ve bn Abdilberr, (Ebu Derd'dan) 12) Buhar! ve Mslim, (Ebu Hreyre'den) 62 Kyamet gnnde limlerin mrekkebi, ehidlerin kanyla tartlr.13 mmetime ulatrmak zere krk hadis ezberleyen kimseye kyamet gnnde hem efaati, hem de ahid olurum.14 Allah Tel, dininde bilgi sahibi olan kimseyi korur ve ummad yerden ona rzk verir.1'15 Allah Tel Hz. ibrahim'e yle vahyetti: Ey brahim! Ben alimim ve alm olan her kulu/m severim.16 Alim kimse, Allah Tel'nn yeryzndeki emin kuludur.17 mmetimden iki snf slah olursa herkes slah olur, onlar fesada derlerse onlarla birlikte herkes fesada der. Bunlar yneticiler ile limlerdir.18 S

13) bn AbdilbetT, (Ebu Derd'dan ay;/bir senedle) 14) bn Abdilber, lim, (bn mer'den zayf bir senedle) 15) Hatib el-Badad, Tarih 16) bn AbdilbeiT (Ta'lik yoluyla); Irak bu hadsin senedine rastlamadn sylemitir. 17) bn AbdilbeiT, (Muaz b. Cebel'dcn zayf bir senedle) 18) bn Abdilberr ile Ebu Nuaym, (bn Abbas'dan zayf bir senedle) 63 Beni Allah'n rahmetine yaklatracak bir ilim (ve amel) sahibi olmam temin etmeyen bir gnn zerime domasnda benim iin bir hayr yoktur.19 limin bide stnl, benim, ashabmn en dk derecelisine olan stnlm gibidir.20 Baknz ki Hz. Peygamber ilim mertebesini, nasl da nbvvet mertebesine eit tutmakta ve ilimsiz amelin derecesi ne kadar dk olmaktadr! ayet bid, eda ettii ibadetin ilminden mahrumsa, onun ibadetinin hibir anlam olmad gibi, byle bir amelin kiiye hibir yarar da dokunmaz maz. limin bide stnl, ondrdnde bulunan ayn dier yldzlara stnl gibidir.21 Kyamet gnnde snf insan efaat edebilecektir: Peygamberler, limler, ehidler.22 Nbvvet makamnn hemen ardndan gelen ve ehidlik mertebesinden bile stn olan ilmin mertebesi ne byk bir nimettir! Allah Tel'ya din hususunda ilim sahibi olmaktan daha stn bir eyle ibadet olunmu deildir. eytan iin bir tek fakih(i aldatmak) bin bid(i aldatmak)tan daha zordur. Hereyin bir temeli vardr. Bu dinin temeli ise ilimdir.23 19) Tabern, Evsaf, Ebu Nuayn, Hilye, (Said b. Mseyyeb'den ve Hz. Aie'den za.yi/'bir senedle) 20) Tirmiz, (Ebu Umame'den) Hadisin hasen-sahih olduunu sylemitir. 21) Ebu Dvud, Tirmiz, Nes ve bn Hibban 22) bn Mce, (Hz. Osman'dan zayf bir senedle) 23) Tabern, Evsat; Ebu Bekir el- Acuri, Riyaz'ul-MiUeallimh; Ebu Nuaym, (Ebu Hreyre'den zayf'bir senedle) 64 65 Dininizin en hayrl taraf en kolay olandr. badetlerin en hayrls ise ilimdir.24 Alim olan m'min, bid olan m'minden yetmi derece daha faziletlidir.25 Ey ashabm! Sizler fakihleri ok, kurrs (Kur'an hafzlar) ve hatipleri az, (ilim) isteyenleri seyrek, fakat (ilim) verenleri ok olan bir zamanda bulunuyorsunuz. Bu zamanda salih amel ilemek, ilim yapmaktan daha hayrldr. Fakat insanlarn zerine yle bir zaman gelecektir ki fakihleri az, hatipleri ok, (ilim) verenleri seyrek, (ilim) isteyenleri ise ok olacaktr, ite byle

bir zamanda ilim (sahibi olmaya almak) her ibadetten daha hayrldr.26 Alim ile bid arasnda yz derece fark vardr. Bu derecelerden her biri arasnda iyi beslenmi bir kou atnn hzyla yetmi yllk bir mesafe vardr.27 Hz. Peygamber'e amellerin hangisinin daha stn olduu sorulduunda, yle cevap verdi: 'Allah' bilmek'. Ne tr bir bilgiyi kastettii sorulduunda, yine 'Allah' bilmek' diye cevap verdi. Ashab 'Biz amelden soruyoruz, siz ise ilimden haber veriyorsunuz' 24) bn Abdilberr, (Enes'ten zayf bir senedle) 25) bn Ady, (Ebu Hreyre'den zayf bir senedle) 26) Tabern, (Huzam b. Hkim den zayf bir isnadla) 27) sfehan, Tergib ve Terhib, (Abdullah b. Amr'dsn); Deylem, Msned'ul-Firdevs, (Ebu Hreyre'den) diye itiraz edince, Hz. Peygamber yle cevap verdi: 'Allah' bilerek yaplan amel -ne kadar az olursa olsun- insana fayda verir. Allah' bilmeksizin yaplan ameller ise, insana bir fayda salamaz'.28 Kyamet gnnde Allah Tel btn kullarn diriltip mahere getirdikten sonra, limleri de diriltip getirir ve onlara hitaben yle buyurur: 'Ey limler zmresi! Sizi iyi bildiim iin size ilim sfatm emanet ettim. Size ilmimi sizleri azaba uratmak iin vermedim. O halde nimetlere koun; zira hepinizi affettim'.29 Ashab'n ve limlerin Szleri Hz. Ali, talebesi Kumeyl'e30 yle demitir: 'Ey Kmeyi! lim maldan daha hayrldr. nk ilim seni, sen ise mal korursun. lim hkim, mal ise mahkmdur. nfak mal azaltr, ilim ise artrr'. Yine Hz. Ali yle buyurmutur: 'lim bir kimse, gndzleri srekli oru tutan, geceleri ise ibadet edip, tm zamann cihada sarfeden bir kimseden daha stndr. lim bir kimsenin lmyle alm gedii, yine ayn byklkte bir baka lim doldurabilir'. Hz. Ali bir manzumesinde yle demektedir: 'nsanlar bedenleri itibaryla birbirlerine eittir. Babalar Adem, analar ise Havva'dr. Eer soylarnda soplarnda bir iftihar vesilesi aryorlarsa, bilsinler ki asllar amur ve sudan ibarettir. lim erbab, hidayet arayanlara hidayet vesilesi olur. Her insann kymeti bilgisiyle llr. Cahiller ise, ilini erbabnn en amansz dmanlardr. lmi elde etmeye al ve ilmin nerelerde kullanlacan mutlaka bil! Btn insanlar lrler, ancak ilim ehli olanlar yaarlar'. Ebu Esved ed-Del31 yle demitir: 'Dnyada ilimden daha stn ve daha aziz hibir ey yoktur. nk sultanlar halka hkmederlerken, limler de sultanlara hkmederler'. ibn Abbas (r.a) yle demitir: 'Hz. Sleyman'a ilim, mal ve saltanat arasndan istediini semek hakk verildiinde, o bu nimet arasndan ilmi seti. Bu nedenle Allah Tel kendisine mal da, saltanat da verdi'. 28) bn Abdilberr.(Enes'ten) 29) Tabern, (Ebu Musa'dan)

30) Kmeyi, Hz. Ali'nin mehur talebelerinden biridir. Babasnn ad Ziyd'dr. 31) Bu zat Hz. Ali'nin talebesidir, Arap gramerinin kurucusu olmakla bilinir. H. 169 ylnda vefat etmitir. 66 bn Mbrek'e kmil insanlarn kim olduklar sorulduu zaman, limler diye cevap vermi, gerek sultanlarn kimler olduklar sorulduunda, zhidler demi ve en aalk insanlarn kimler olduklar sorulduunda ise dnyalar iin dinlerini satan kimseler cevabn vermitir. Dikkat edilecek olursa bn Mbarek, limler dndakileri kmil insan mertebesine koymamaktadr. nk insan hayvandan ayran zellik sadece ilmidir, insan, kendisine eref kazandran vasfyla ancak insan saylabilir. nsann erefi, kuvvetinden gelmez. yle olsayd develerin daha stn olmas lzm gelirdi; zira develer insandan daha gldrler. Cssesinin byklnden de deildir; zira filler insanlardan daha csselidir. erefi cesur oluundan da kaynaklanmaz; zira ormanlardaki yrtc hayvanlar insandan ok daha cesaretlidirler. Fazla yemek yemesinden de ileri gelmez. yle olsayd kzlerin daha erefli olmalar gerekirdi; zira midesi ok byk olan canllardan biri de kzdr. Fazla cins mnasebette bulunmasndan da deildir; zira kck ku bile cins kudret bakmndan insanolundan daha gldr. Ksaca bunlarn hibiri insana eref vermez. nsana eref veren ey sadece ilimdir! Bir lim yle demitir: 'lmi elinden karann ne kazandn bir bilseydim ve ilmi elde edenin de ne karacan bir bilseydim'. Nitekim Hz. Peygamber yle buyurmutur: 67 Kur'an bilgisine sahip olan bir kimse, bakasnn madd servetini daha hayrl grd takdirde, Allah'n byk grdn kk grm olur. Ebu Muhammed Feth b. Said el-Mevsl32 yle demitir: 'Hasta yemek, imek ve tedavi edilmekten menedilirse lmez mi? Elbette lr. te kalp de aynen bir hasta gibi, gn st ste ilim ve hikmetten mahrum olursa (manen) lr'. Feth el-Mevsl (Allah rahmet eylesin) ne kadar da doru sylemitir! Gerekten de kalbin gdas ilim ve hikmettir, tpk bedenin yaamasnn gda almasna bal olduu gibi, kalbin yaamas da ilim ve hikmete baldr. limden mahrum bir insann kalbi hem hastadr, hem de manen ldr. stelik dnya sevgisi ile mal dknl ilimsiz kiiyi yle bir hale getirir ki btn hislerini dumura uratr! Korku, yarann acsn geici bir zaman iin nasl engellerse, o kii de artk bu byk felketi idrak etmekten yoksun kalm demektir! Byle insanlar ite bu hle gelir. Fakat lm gelip attnda ve onun dnya ykn srtndan aldnda, kii o zaman felakette olduunu btn dehetiyle grr ve fevkalde m32) Bu zat nl zhidlerdendir. Bir el-Haf, Srr es-Sakat gibi mutasavvflarn dneminde yaam ve H. 130 ylnda vefat etmitir.

teessir olur. Tpk sarhoken veya korku iindeyken ald yaralardan sz duymayan bir insann, ayldktan veya korkudan kurtulduktan sonra yaralardan duyduu sz gibi, onun o anki pimanl da kendisine fayda vermez. Perdeyi kaldran gnn dehetinden Allah'a snrz! nsanolu uykudadr, ldkten sonra uyanr, daha nce yaptklarnn karln grr ve fakat i iten gemitir artk! Hasan Basr33 yle demitir: 'Alimlerin kaleminden damlayan mrekkep, ehidlerin kanyla tartlr ve o kanla tartlan mrekkep, temiz kandan daha ar gelir'. bn Mes'ud yle demitir: 'lim bsbtn ekilmeden ilme sarln! lim ancak ilmi yayanlarn eksilmesiyle ortadan kalkar. Nefsimi kudret elinde tutan Allah'a yemin ederim ki, Allah yolunda ehid olarak ldrlen kimseler; limlerin ahiretteki mertebelerini grdkleri zaman, hemen Allah'tan kendilerini tekrar diriltip lim yapmasn isterler. Hi kimse anasndan lim olarak domaz. lim ancak alp renmekle elde edilen bir nimettir'. bn Abbas yle demitir: 'Bence gecenin bir nnda ilim zerine sohbet etmek, o gecenin tamamn namaz klmakla geirmekten daha faziletlidir'. Hasan Basr 'Ey rabbimiz! Bize dnyada da hasene ver, ahirette de ha-sene ver! Bizi cehennem azabndan koru!' ayetinin tefsirinde yle demektedir: 'Bu ayette geen dnyadaki hasene, ilim ve ibadet'i iine alr. Ahiretteki hasene ise cennet demektir'. Hikmet ehlinden bir zta 'Bu dnyada hangi eyi sermaye edinmek daha krldr?' diye sorulduunda, 'Gemi batt zaman gemiyle birlikte batmayan ve seninle kalan eyi sermaye edin!' buyurmutur. O bu szleriyle ilmi kasdediyordu. nk ilim insann zihninde olduu iin oradan kaybolup gitmez, her daim insanla beraberdir. 'Geminin batmas' insann lmyle te'vil edildiine gre, kendisiyle kalacak sermayenin de ilim olduu anlalr. Baz limler de yle demilerdir: 'Hikmeti kendisine gem edinen bir kimseyi, halk kendisine rehber edinir. Hikmete vukufiyetiyle tannan kimseye ise btn insanlar tazim ve hrmet ederler'. mam afi 'lmin zelliinden birisi de, az da olsa ondan pay olanlarn sevinmeleri, olmayanlarn ise mahzun kalmalardr' demitir. Hz. mer yle demitir: 'Ey insanlar! lmi talep edip, renin. nk Allah'n ok sevdii bir elbise vardr ve o elbiseyi ilmi arayan ve aradn bulan kimselere giydirir. Allah'n giydirmi olduu o elbiseyi giyen kimse, o elbise srtnda iken ne gnah ilerse ilesin, Allah Tel sevdii elbiseyi srtndan almamak iin o kimseye kere tevbe etmesi iin teklifte bulu33) Bu zat Zeyd b. Sabit'in zadls Masan b. Yesar'dr. Hz. mer'in hilfeti devrinde domu, H. 110 ylnda vefat etmitir. 68 nur. Gnah yolunda lme kadar devam etse bile, o elbise srtndayken hibir zaman gnahlardan dnme yolu kapanm deildir o kimse iin!'

Ebu Bekir el-Ahnef b. Kays b. Muaviye 'limlerin hepsi neredeyse padiah olacaklard. limle takviye edilmemi olan btn izzetlerin sonu zilletten baka birey deildir' demitir. Salim b. Eb Elca'd yle anlatr: 'Efendim beni 300 dirheme satn ald ve sonra da zad etti. zad olduktan sonra ne i yapacam diye kendi kendime dnmeye baladm. Neticede ilimle uramaya karar verdim. Aradan bir sene gemeden iinde yaadm ehrin valisi beni ziyarete geldi ve fakat ben msait olmadm iin ieri girmesine izin vermedim, o da ekip gitti'. Zbeyr b. Eb Bekir yle demitir: 'Pederim bana Irak'tan mektup yazyor ve mektuplarnda yle diyordu: 'Olum ilim ren! Zira fakir dersen ilim senin iin en kymetli maldr. Eer zengin olursan ilim senin iin gzellik ve cemldir'. Hz. Lokman'm oluna yapt tavsiyelerde de bu gibi nasihatlar vardr. Nitekim oluna yle nasihatta bulunmutur: 'Ey oul! limlerle beraber otur. Dizini onlarn dizlerine bititir; zira Allah Tel yeryzn rahme-tiyle diriltip yeerttii gibi, ilim de insanolunun kalbini ylece diriltip yeertir'. Filozoflardan biri yle demitir: 'lim bir kii ld zaman sudaki balklardan tutun da havadaki kulara kadar btn hayvanlar matem tutup alarlar'. Bu sz destekleyen bir hadsi bn Neccar Hz. Enes'ten rivayet eder: 'limler iin, ldkleri gnden kyamet gnne kadar denizdeki balklar bile af talebinde bulunurlar'. Gerekten de len limin sadece yz unutulur, fakat kendisi hibir zaman unutulmaz, ad daima anlmaya devam eder. Zhr yle demitir: 'lim erkektir (byktr). Onu ancak erkekler (bykler) sever'. Ayetler lim renme'nin Fazileti 69 Eer bilmiyorsanz, ehl-i zikre sorunuz! (Nahl/43) | Hadsler lim tahsil etmek maksadyla yollara den kimseye Allah Tel cennete giden yolu gsterir.34 Melekler ilim yolcusunun hlinden raz olduklar iin kanatlarn onun ayaklar altna sererler.35 limden bir cz renmen, 100 rek'at namaz klmandan daha hayrldr.36 Kiinin ilimden rendii bir cz, onun iin dnya ve dnyadakilerin tmnden daha hayrldr.37 ilim in'de de olsa bulup renin!38 lim renmek her mslmana farzdr.39 Her kabileden bir cemaatin dini iyice renmeleri iin geri kalmas gerekmez miydi? ; (Tevbe/1.22) 34) Ebu Dvud, Tirmiz, bn Mce ve bn Hibban, (Ebu Derd ve Ebu Hreyre'den) 35) Ahmed b. Hanbel, bn Hibban ve Hkim, (Saffan b. Assal'dan) 36) bn Abdilberr, (Ebu Zer'den) 37) bn Abdilberr, lim; bn Hibban, Ravzat'ul-Ukal, (Hasan'dan)

38) bn Adiy ve Beyhak, (Enes'ten); Tabern, (bn Mes'ud ve bn Abbas'dan) 39) bn Adiy, Beyhak ve bn Abdilberr, (Enes'ten) 70 71 lim bir hazinedir. Bu hazinenin anahtar soru sormaktr. Sormaktan ekinmeyin; zira ilmin sorulmasndan drt kii birden mkfat kazanr: Soran, cevap veren, onlar dinleven onlar seven!40 Chil, cehaletine raz olup durmasn. lim de ilmini susmak suretiyle saklamasn!41 Bir limin (ilim okuttuu) meclisinde, (ilim tahsil etmek veya dinlemek iin) hazr bulunmak, 1000 rek'at namaz klmaktan, 1000 hastay ziyaret etmekten ve 1000 cenaze namaznda hazr bulunmaktan daha faziletlidir!42 Hz. Peygamber bu szleri sylediinde, ashab kendisine yle sordu: 'Ey Allah'n Rasl! limin meclisinde bulunmak, tek bana Kur'an okumaktan da m stndr?' Hz. Peygamber 'Hi ilimsiz Kur'an okumak insana fayda salar m?' diye karlk verdi.43 slm dinini ihya etmek maksadyla ilimle urarken len kimseyle peygamberler arasnda, cennette sadece bir derecelik fark vardr.44 Ashab'm ve limlerin Szleri bn Abbas (r.a) yle demitir: 'lim talep ederken byk zorluklara gs gerdim, fakat ilmi elde ettikten sonra aziz oldum'. Gerekten de bn Eb Mleyke yle der: 'bn Abbasi grdmde, ondan daha gzel yzl ve muntazam endaml bir kimseyi grdm ve grebileceimi tasavvur edemedim. Muhterem babalar Hz. Abbas (r.a) gibi gzel bir insand. Konutuu zaman herkesten daha ak ve daha beli konuur, fetva verdii zaman insanlarn en limi olduunu gsterirdi'. 40) Ebu Nuaym, Hilye, (Hz. Ali'den) 41) Tabern, (bn Merduveyh'den) 42) Irki bu hadsin Ebu Zer'den deil, bn mer'den rivayet edildiini sylemitir. bn Cevz ise bu hadsi Mevzuat adl eserinde zikretmitir. ; 43) Ebu Nuaym, Herev, (Hasan'dan) 44) Ebu Nuaym, (bn Mes'ud'dan) ; rs s., i ,',r, r; vi d' $' bn Mbarek yle der: 'lme talip olmadan bir kimsenin kendisinde az da olsa eref aramasna ve kendisini ereflilerden saymasna aarm!' Filozoflardan biri yle demitir: 'lim renmek istedii halde renemeyen veya renebilecei halde renmeyen kimselere acdm kadar kimseye acmam'. Ebu Derd der ki: 'limden kk bir mesele renmem, benim iin btn bir geceyi ibadetle ihya etmekten daha mhimdir". Yine Ebu Derd yle buyurur: 'Hoca ile talebesi hayrda ortaktrlar. Onlarn dndakilerin sivrisinek kanad kadar

hayrlar yoktur. Ya lim, ya talebe, ya da dinleyici ol. Bunlarn dnda drdnc bir snfa dahil olma; yoksa helak olup gidersin'. At yle demitir: 'Bir kere ilim meclisinde hazr bulunmak, yetmi lehviyat meclisinde bulunmann kefareti olur'. mam afi de yle demitir: 'lim tahsil etmek, btn nafile ibadetlerden daha faziletlidir'. Fakih Ebu Muhammed Abdullah b. Abdilhakem yle anlatr: Birgn mam Mlikin nnde ders okurken le ezan okundu. Nafilelerimi klmak zere ders kitabm kapattm. Hocam (mam Mlik) yzme bakarak yle haykrd: 'Ey gen! Burada okuduun ders, kalkp klacan nafile namazlardan ok daha hayrldr'. Ebu Derd yle demitir: 'Sabahlar kalkp ilim tahsiline gitmeyi ci-had olarak kabullenmeyen ve byle olduuna tm samimiyetiyle inanmayan kimsenin ne akl var, ne de bir fikri'. lim retme'nin Fazileti Ayetler : Dnp kavimlerine geldiklerinde (Allah'n yasak kld eylerden) kanmalarn salamak maksadyla onlar uyarmalar iin... (Tevbe/122) Bu ayette geen imar kavramndan ilim retmenin ve iraddabulunmann vacib olduu anlalmaktadr. Allah, kendilerine kitab verilenlerden, onu mutlaka insanlara beyan edecekleri ve hibir ekilde gizlemeyecekleri hususunda sz almta,}. (lu mran/187) Bu ayette, ilim retme'nin farz olduu aklanmaktadr. , . . ,. 72 Buna ramen onlardan bir grup bildikleri halde hakikati gizlerler. (Bakara/146) Bu ayette de hak ilmi saklayp retmemenin haram olduu beyan edilmektedir. Nitekim baka bir ayette, ilmin gizlenmemesi gerektii gibi, ahidlikten de kanmamak pprektii bildirilmitir: (ehadeti gizlemeyin). Kim onu gizlerse bilsin ki kalbi gnahkrdr. (Bakara/283) Hz. Peygamber de yle buyurmutur: Allah Tel peygamberlerden ald sz (limlerden de) almadan herhangi bir lime ilim vermez. Alnan bu sz ise, ilmi halka aklayp gizlememeler'dir.45 Allah'a aran, salih amel ileyen ve 'Ben m si umanlardanm' diyenden daha gzel szl kim vardr? CFussilet/33) nsanlar hikmetle, gzel sz ve nasihatle rabbinin yoluna (slm nizmna) davet et! (NahI/125) Allah onlara Kitab ve Hikmet'i retir. (lu mran/48) Hadsler Hz. Peygamber (s.a) Hz. Muaz' Yemen'e gnderirken kendisine yle demitir: 45) Ebu Nuaym, (bn Mes'ud'dan) 73

Allah'a yemin ederim ki, Allah'n senin vastanla bir kiiyi doru yola iletmesi, senin iin dnya ve dnyann iinde bulunanlarn tmnden daha hayrldr.46 limden birey renip, rendii eyi halka reten bir lime, yetmi sddk'n sevab verilir.47 renip amel eden ve rendiklerini reten bir kimse, gkler leminde hayrla yd edilir.48 Kyamet gn geldiinde Allah Tel bid ve mcahid kullarna 'Cennete girin' deyince, limler Allah'a yle derler: 'Ey lemlerin rabbi! Abidler ve mcahidler bizim kendilerine rettiimiz ilim sayesinde ibadet edip cihad ettiler'. Bunun zerine Allah Tel limlere 'Sizler benim nezdimde meleklerimden bazlar gibisiniz. stediiniz kimselere efaat ediniz, efaatiniz kabul olunacaktr' der ve bu ilh mjde zerine limler, istediklerine efaat ettikten sonra cennete girerler.49 Bu fazilet, sadece bakalarna ilim reten limlere mahsustur. lmini bakalarna aktarmayan limin bu fazilete sahip olmas szkonusu deildir. 46) mam Ahmed, Msned 47) Nes, Kitab'ul-lim 48) Deylerni, Msned'ul-Firdevs, (Ebu Abdullah el-Hkim'den) 49) Mu'rib, (bn Abbas'dan) 74 Hi phesiz Allah Tel verdii ilmi insanlarn gsnden skp almaz. Ancak limlerin gitmesiyle (lmesiyle) ilim gider. nk her giden lim, kendisiyle birlikte kendinde var olan ilmi de gtrr. Bu yle bir durum meydana getirir ki halkn iinde sadece cahil kiiler ne geerler. Bunlardan birine ilm bir mesele sorulduu zaman, ilimleri olmad halde fetva verirler. Kendileri dallette olduklar gibi, verdikleri fetva (cevapHarla halk da dallete sevkederler.50 Bir ilmi rendii halde, o ilmi ketmeden (bakalarndan esirgeyen) kimseyi, Allah Tel kyamet gnnde ateten yaplm bir gemle gemler.51 Hediyelerin en gzeli, ilmi dinleyip, anlayp, bu ilmi olduu gibi mslman kardeine retmendir. Bu, bir yllk nafile ibadete denktir.52 Dnya lanetlenmitir (kymetsizdir), dnyann iindekiler de lanetlenmitir. Ancak Allah'n zikri ile birlikte onu reten ve renen kimseler bundan mstesnadr.53 Allah Tel, melekler, gklerin ve yerin ehli, hatta yuvasnda bulunan karncalar, denizdeki balklar; halka hayr yollarn gsteren kii iin rahmet dilerler.54 .. 50) Ebu Dvud dndaki sunun sahipleri, (Abdullah b. Amr'dan) 51) Bu hads Ebu Hreyre, Abdullah b. Amr, Ebu Said, Enes b. Mlik, Ibn Mes'ud, Ibn Abbas, bn mer ve Cbir'den rivayet edilmitir. 52) bn Adiy, (bn Abbas'dan) 53) Tirmiz, bn Mce, (At b. Murre'den) , , 1. 1 1

54) Tirmiz, (Ebu Derd'dan) 75 Bir mslmann bir baka mslmana, dinledii bir hadsi olduu gibi aktarmasndan daha byk bir yardm olamaz.55 M'minin, dinledii hayrl bir kelimeyi bakasna retmesi ve onunla amel etmesi, bir senelik (nafile) ibadetten daha hayrldr.56 Birgn Hz. Peygamber (s.a) evinden kp mescide geldi. Mescide girdii zaman, toplanm iki grup grd. Bu gruplardan biri dua ve zikir ile megul oluyordu. br ise, ilimden bahsediyor ve birbirlerine ilim retmeye alyordu. Bunun zerine Hz. Peygamber zikir halinde olanlara iaret ederek yle buyurdu: 'Bunlar Allah'tan isterler. Allah Tel dilerse onlara verir, dilemezse vermez. (Sonra ilim zerine konuanlara iaret ederek yle buyurdu): 'Bunlar ise, halk eitip, ilim retmeye alyorlar. Ben de sizlere bir muallim (retici) olarak gnderildim'57. Daha sonra Hz. Peygamber ilim retenlerin meclisine giderek onlarn aralarna oturdu. Allah Tel'nn benim vastamla gnderdii ilim ve hidayetin misali, bolca yap bir araziye isabet eden yamurun misaline benzer. Yamur alan arazinin bir ksm suyu kabul eder, bol bol otlar yetitirir. Arazinin dier bir ksm ise, yaan suyu biriktirir. Biriken o sudan Allah Tel halk yararlandrr. Halk ondan ier, (hayvanlarn ve) arazilerini sulayarak ekin eker. Ayn arazinin nc bir ksm da (talk ve kaygan bir zemine sahip olduu iin) ne suyu stnde tutar, ne de (suyu emerek) mahsul verir.58 55) bn Abdilberr, (Muhammed b. el-Mnkedir'den miirsel olarak) 56) Deylem, Msned'ul Firdevs, (Muhammed b. Muhammed b. Ali b. s'dan) 57) Ebu Talib el-Mekk, Kuful-Kulb 58) Buhar ve Mslim, (Breyde b. Abdullah b. Ebu Brde'den) 76 Hz. Peygamber, birinci grubu ilimden menfaat salayanlara; ikincisini bakalarna menfaat salayanlara, ncsn de bu iki faziletten de mahrum kalanlara benzetmitir. Ademolu ld zaman btn amelleri kesilir (defteri drlr). Fakat lp de defteri drldkten sonra bile ey devam eder: Yarar olan ilim, sadaka-i criye, salih evlt. Byle bir evlt, babas ldkten sonra babas iin bol bol hayr iler, dualar eder.59 Hayra dellet eden (hayr yolunu gsteren), o hayr bizzat ilemi gibi sevabna nail olur.60 Hibir eyde hased (imrenme) doru deildir; ancak iki kiinin hline imrenmek bu hkmn dndadr: a) Allah Tel'nn ilim ve hikmet rettii kimsenin hali ki bu kimse (ayn zamanda) rendii ilmi halka retip mkilleri hakknda bu ilimle hkm verir, b) Allah Tel'nn kendisine mal vermi olduu kimsenin hli ki Allah ona elindeki mal hayra sarfetmeyi nasip etmitir.61 Allah'n rahmeti benim halifelerimin zerine olsun! 'Senin halifelerin kimlerdir y Raslullah?' diye sorulduunda Hz.

Peygamber yle cevap vermitir: 'Benim snnetimi ihya eden ve snnetimi Allah'n kullarna reten kimselerdir'.62 Ashab'n ve Alimlerin Szleri Hz. mer yle buyurmutur: 'Bir hads rivayet eden ve rivayet ettii bu hadsle insanlarn ameline yardmc olan kimseye, o hadsle amel 59) Mslim, Ebu Dvud ve Tirmiz; hads hasendir. 60) Tirmiz, fEnes'ten) 61) Buhari, Mslim, Nes ve bn Mce 62) bn Abdilberr, lim; Herev, Zemm'ul-Kelm, (Amr b. Eb Kesir yoluyla) 77 etmesinden dolay sevap verildii gibi, bakalarnn amel etmelerinden hasl olacak sevap kadar daha verilir'. bn Abbas da yle demitir: 'Halka hayr reten bir kimse iin herey af diler, hatta denizdeki balklar bile!' Bir lim yle demitir: 'lim kii halk ile Allah Tel arasna girer. O halde lim kiiye den grev, bu ii nasl yapacan dnp bulmaktr'. Rivayet edildiine gre Sfyan es-Sevr Askalan ehrine gelir, orada gn ikmet ettii halde, kendisine hi kimse gelip de ilm bir mesele hakknda soru sormaz. mam buna ok zlr ve yle der: 'Bana creti karlnda binek verin de bu beldeden hemen gideyim. nk bu beldede ilim lm'. Sfyan es-Sevr bu hareketiyle ilim retmenin ne denli byk bir nem tadn ve ilmin devam etmesinin, bu vazifenin yaplmasna bal olduunu ifade etmek istemi ve kendisinin de bu vazifeye ne denli bal olduunu bu ekilde gstermitir. At b. Eb Rebah yle anlatr: Said b. Mseyyeb'in evine gittiimde onu alar bir halde buldum. Kendisine niin aladn sorduumda, bana yle cevap verdi: 'Alaymn sebebi u ki hi kimse gelip benden ilm bir mesele sormuyor'. Selef-i salihnden bir zt yle buyurmutur: 'Alimler kendi dnemlerinin klardr. Her lim kendi dnemini aydnlatr ve o devrin insanlar klarn ondan alrlar'. Hasan Basr der ki: 'ayet limler olmasayd, insanlar hayvanlarn seviyesine inerlerdi! (nsanlar hayvanlk seviyesinden limler ekip karrlar, onlar lyk olduklar insanlk mevkiine ancak onlar ykseltirler). krime 'Bu ilmin deeri vardr' deyince, kendisine ilmin deeri sorulur. O da yle cevap verir: 'Onun deeri, onu koruyabilecek ve hibir ekilde zayi etmeyecek kimselere retmektir'. Yahya b. Muaz 'Alimler mmete, onlarn analarndan ve babalarndan daha merhametlidir' dediinde, kendisine bunun nasl olabilecei sorulur; o da yle der: 'nk babalar ve anneler ocuklarn ancak dnya ateinden korurlar. Oysa limler mmeti ahiretin iddetli ateinden korurlar'. Denildi ki: 'lmin evveli skt, sonras dinlemek, daha sonras hfzetmek ve daha sonras ise onunla amel etmektir. En sonu da onu insanlara retmektir'.

Yine yle denilmitir: 'lmini, bilmeyenlere ret; bilmediin ilimleri de bilenlerden ren! Sen byle hareket ettiin takdirde, bilmediklerini renir, bildiklerini de mkemmel bir hle getirirsin'. Muaz b. Cebel ilmi renmenin ve retmenin fazileti hakknda yle demitir: 'lmi renin; zira ilmi Allah iin renmek, renene Allah korkusu verir. lmi talep etmek ibadettir. lmi mzakere etmek tebihtir. 78 lm aratrma yapmak en byk cihaddr. Cahil bir kiiye ilim retmek sadakalarn en makbuldr. lmi ehline vermek ise, Allah'a en ok yaklatrc davrantr. lim, yalnz kald zaman limin en yakn arkadadr; tenha yollarda ise en emin yoldatr. Dinde delildir. Genilikte ve darlkta sabr retendir. Dostlar yannda yardm eden bir vezirdir. Yabanclar yannda ise sana en byk destektir. Cennet yolunun nianesidir. Allah Tel, ilim sayesinde birtakm toplumlar ykseltir ve onlar hayrda lider ve izlerinde gidilen rehberler yapar. Onlar hayr hususunda herkese rnek tekil ederler. Eserlerine ve gsterdikleri yollara herkes balanr, hareketleri ise herkes tarafndan takip edilir. Melekler bunlarla arkadalk yapmaya can atar ve kanatlaryla onlar okarlar. Dnyadaki btn ya ve kuru nesneler onlar iin Allah Tel'dan af dilerler. Denizlerdeki balklar, karadaki yaban ve evcil hayvanlar, gk ve yldzlar onlar iin Allah Tel'dan af talebinde bulunurlar. nk ilim, insanlarn kalplerini krlkten kurtaran bir nimettir. Gzleri zulmetten nura kavuturan bir ktr. nsan bnyesini kuvvetlendiren bir kuvvet kaynadr. Kul ancak ilmi sayesinde Allah yolunda olanlarn mertebesine varr, yce derecelere ular. lim ve tefekkr orula eittir. lim mzakeresi, tm ibadetlere denktir. Allah'a ancak ilimle itaat edilebilir ve yine ancak ilimle ibadet mmkn olur. Allah'n birlii ancak ilimle bilinir. Allah' ancak limler gzelce tesbh edebilirler. Kii ancak ilim sayesinde takva ehli olabilir. lim sayesinde sla-i rahim yapabilir. Haram ve hell yalnz ilimle bilinir. lim imandr. Amel ise ilmin izinden gitmeye memur bir emir eridir. Allah Tel ilmi said kullarna ihsan eder, ondan ancak akileri mahrum brakr'.63 Allah'dan hsn- tevfkini dileriz. Akl Deliller lim renmek ve ilim retmekten sz ettiimiz bu blmde gayemizin ilmin faziletini anlatmak olduu bilinmelidir! 'Fazilet'in hakkati nedir?' sualinin cevab verilmedike, Fazilet'in ne anlama geldii bilinmedike, onun ilme ve baka eylere sfat olup-ol-mad da bilinemez. Szgelimi hikmet'in mnsn anlamayan ve hak-katinden haberi olmayan bir kimse, bir ahsn hikmet ehlinden olup olmadn aratracak olsa, hi kukusuz verecek olduu hkmde yanlr. Bu bakmdan nce Fazilet'in anlamyla sze gireceiz. Fazilet kelimesi fazl kknden gelir ve ziyadesiyle art, fazlalk demektir. ki ey bir hususta ortak olduklar zaman, biri ortaklkta biraz daha az pay sahibi bulunsa, br iin 'Bu dierinden daha faziletlidir' denilir. Bu fazlala -baka bir

eyin kemline yararl olduktan sonra-miktarna hi baklmakszn hkm verilir. Szgelimi 'At merkepten daha faziletlidir' demek u anlama gelir: At ve merkep yk tamada ortak 63) Ebu Nuaym, Hilye; Ebu Tab el-Mekk, Kut'ul-Kulub 79 yanlar olan iki hayvandr. Fakat at, merkebe nisbetle stndr; zira at, merkepten daha fazla yk tar, ondan daha hzl koar ve hedefe daha evvel varr. Btn bunlar onu merkepten daha stn klar. Bazen bir merkebe daha fazla deer verilebilirse de hibir zaman merkebin attan daha stn olduu sylenmez. nk onun stnl csse itibariyledir. Oysa at, her zaman merkepten daha stn vasflara sahiptir. Bu hal her adan keml saylmaz. Hayvan yetenekleri ve zellikleri bakmndan aranlr ve kendisine bu nedenle sahip olunmaya allr; yoksa srf cssesi iin deil! Bu rnei gerekten anladysanz, fazilet kelimesinin anlamn artk biliyorsunuz demektir. Dier hayvanlara nisbetle at nasl faziletli ise, ilim vasf da dier btn vasflara nisbetle hi kukusuz daha faziletlidir. Atta bulunan hzl koma yeteneinin bir fazilet olduunda phe yoksa da bu mutlak bir fazilet saylmaz. Ancak ilim byle deildir. lim hibir eyle mukayese edilemeyecek kadar byk bir fazilet tamaktadr. lmi hibir eyle kyas edemeyiz; zira ilim, Allah Tel'nn keml sfatdr. Peygamberlerin ve meleklerin btn erefi ilim den gelmektedir. Hatta atlarn bile zeki olan, uyuuk olanndan daha stndr. Bu nedenle ilim, hibir meziyete izafe edilmeksizin tek bana faziletin kendisidir. Bilinmelidir ki istenilen eyler (iyilikler); a) Kendi ztndan dolay istenilen, b) Baka sebepten dolay istenilen, c) Hem ztndan dolay ve hem de baka sebepten dolay istenilen eyler (iyilikler) olarak ksma ayrlr. Kiinin, ztndan dolay istedii ey (iyilik), baka sebepten dolay istedii eyden (iyilikten) daha faziletlidir. Baka sebepten dolay istenen eye, dinar ve dirhem (para) rnek olarak verilebilir. Dinar ve dirhem gerekte pek byk deeri olmayan madenlerden ibarettir. ayet Allah Tel o madenlerle alveri yaplmasn nurad etmeseydi,- onlarn salt maden olarak hibir deeri olmazd. Kiinin, zatndan dolay istedii eye ise, ahiretteki saadet ile Allah Tel'nn cemlini mahede etmenin lezzeti rnek olarak verilebilir. Hem ztndan dolay ve hem de baka sebepten dolay istenilen eye gelince, buna da kiinin bedensel bir zre sahip olmamas (salkl olmas) rnek olarak verilebilir. nk szgelimi ayaklarn salam olmas, hem bedenin lmden uzak olmasn ve hem de yryerek istenilen yere ulalmasn salar. Nitekim insanolu ihtiyalarn ayaklaryla yryerek giderebilmektedir. ilim'e bu adan baktnzda, onun ne denli nemli bir haslet olduunu aka grebilirsiniz. Demek oluyor ki ilim, ztndan

dolay istenen bir nimettir! Yine bu ekilde ahiret leminin nimetlerine gtren en 80 81 nemli vesilenin de ilim olduunu aka grebilirsiniz; zira Allah Tel'nn huzuruna ancak ilim ile gidilir. nsanolu hakknda en byk makam, ebed saadet olduundan dolaydr ki bu saadete ulatran vesile de en byk fazilettir! nk insan iin ilim ve ilime bal amel olmad takdirde, bu nimetlerin hibirine ulamak imkn yoktur! Amellere de ancak amelin keyfiyetini bildiren ilimle varlr. Bu bakmdan dnya ye ahiret saadetinin anahtar ilimdir. Dolaysyla kuku gtrmez bir biimde sabit olmaktadr ki ilim amellerin en faziletlisidir. Nasl olmasn ki? Bireyin fazileti onun sonucunun gzel olmasn bilmekledir. lim'in ahiretteki msbet sonularna daha nceki sayfalarda iaret etmitik ve lim'in, lemlerin rabbine yaklamaya, meleklerin ufkuna varmaya ve en yce topluluk ile ayn seviyeye gelmeye vesile olduu anlalmt, ilim'in dnyadaki msbet sonularna gelince; bunlar izzet, saadet, hkimiyet, sultanlar zerinde bile sz sahibi olmak, onlar nfuz altna almak ve insanlar nezdinde limin itibarn kabul etmek gibi hususlardr. yle ki ahmak ve kalbi tatan daha sert olan insanlar bile kendilerini limlere hrmet gstermeye zorlarlar. Zira yaratllarnda byle bir hususiyet vardr. Bu konuda eitli tecrbe yollarndan geerek gerei kadar fikir sahibi olmulardr. Daha da ileri giderek diyebiliriz ki hayvanlar bile insanlarn keml derecesi bakmndan daha ileride olduklarn sezdikleri iindir ki insanlara yaltaklanr ve onlardan yardm isterler, hepsi onlara korkuyla kark bir hrmet iinde yaklarlar. \t& lim'in mutlak mnda fazileti budur! leride de szn edecek olduumuz gibi, ilimler eitlidir. Derece ve mertebelerine gre ilmi snflara ayracaz ve siz de bunu aka greceksiniz. lim retmek ile ilim renmenin faziletine gelince, bunlarn faziletleri imdiye dein yapm olduumuz izahlardan anlalm olmaldr. ilim, nimetlerin en faziletlisi olduundan, onu renmek en faziletli bir nimeti elde etmek demektir, ilim'i retmek ise en faziletli bir nimeti bakalarna aktarmaktr. Bu hkm u ekilde aklayabiliriz: Halkn istei din ve dnyadan ibarettir. Din ancak bu dnyada tatbik edildii zaman kim olur; zira bu dnya, ahiretin tarlasdr. Dnyay let veya geici bir konak olarak kullananlar iin bu dnya, Allah'a giden yolun bir balangc, bir vastasdr. Bu dnya insanlarn yaptklaryla dzene kavuur. nsanlarn amelleri ve sanatlar da ksmda toplanabilir: 1. u lemin nizmn ayakta tutmak iin konulmu olan birtakm dsturlar vardr ve bu dsturlar da drt blme ayrlr: a) Ziraat. (nk yemek iin azk toplamak ziraata baldr). b) Dokumaclk. (Bu da giyinmek iindir). c) Bina. (Mesken iindir).

d) Siyaset. (Birletirme, aray bulma, maietin sebeplerini zabt u rabt altna alma ve yardmlama iindir). 2. Bu sanatlar iin baka yollar da vardr. rnein demircilik gibi. Bu sanattan elde edilen letler ziraatta kullanld gibi, baka i dallarnda da kullanlr. Halla ve rme ii de byledir. nk bunlar dokumaclk yapabilmek iin malzeme hazrlayan i dallardr. 3. Esas sanatlar hazrlayan ve ssleyen i dallar. Ziraat mahslnn tlmesi, ekmek yaplmas, dokunan maln ykanmas ve dikilmesi gibi. Bunlar tpk btne izafe edilen czler gibi yeryznn icablar itibaryla bu ekilde bir taksime tbi tutulmulardr. nsan uzuvlar da ksma ayrlr. 1. Asl organlar; kalp, cier, beyin. 2. Bunlara hizmet eden organlar; mide, damar, damarla alkal dier unsurlar, mafsallar birbirlerine balayan sinirler ve kalp damarlar... 3. Bunlar tamamlayan ve ssleyen organlar; trnak, parmak ve kaslar... Btn sanatlarn en ereflisi esas olanlardr. Esaslarn da en ereflisi insanlar birletirici olan, iktisad, itima, din ve dnyev btn durumlarn dzelten ve nizma sokan siyaset'tir. Bu hikmete binaen, nizm deruhte edecek olan kimselerde hibir meslekte aranmayan vasflar aranr; zira siyaset sanatn elinde bulunduranlar dier btn sanat erbabn ynetenlerdir; btn sanat erbab siyasetilerin gsterdii istikamette almaya mecbur kalrlar. Halk slah ve onlarn iyi yola gitmelerini temin etmek iin dnya ve ahiretlerini mmur edici siyaset drt grupta zetlenebilir: 1. Peygamberlerin siyaseti ki en faziletli (stn) siyaset budur. nk peygamberler, btn insanlarn hem btn ve hem de zahir ynlerine hkmetmektedirler; her iki adan da insanlar zerinde bir otoriteleri vardr. 2. Halifelerin, melik ve sultanlarn siyaseti ki bunlar btn halk zerinde hkm sahibidirler, ancak btn otoriteleri insanlarn zahir ynlerine ilikindir, insanlar zerinde btm bakmdan bir otoriteleri yoktur! 3. Allah' ve O'nun dinini bilen ve peygamberlere vris olan limlerin siyaseti ki bu limler sadece halkn elit (havas) tabakasnn i lemine (btnna) hkmederler. Halk (avam) ise, bu kimselerden istifade edecek gce sahip bulunmad iin faydalanamazlar. Bu limler halk ilzam etmek, kt ilerden menetmek ve kanunlara itaate zorlamak gcne sahip deildirler ve bu tr bir otoriteden mahrumdurlar. hya-i Ulm'id-Din 4. Vaizlerin siyaseti ki bunlarn siyaseti sadece basit halk tabakasnn btnna hitab edebilir. (Halkn zerinde baka bir otoriteleri yoktur!)

Bu drt eit siyasetin en ereflisi, hi kukusuz peygamberlerin siyasetidir. Bu siyasetten hemen sonra limlerin siyaseti gelir. nk bunlar ilim retmekle halk helak edici kt ahlktan arndrrlar ve onlar irad ederek gzel ahlka yneltirler. te limlerin siyaseti budur ve eitim-retimin en mhim faydalarndan biri de bu gzel neticeyi salayabilmesidir. retim siyasetinin, dier siyaset ve sanatlardan stn olduunu syledik; zira bir sanatn erefi eyin mevcudiyetiyle bilinir. A) Sanatn maksadna ulatran eyin bizzat maddesini tekil eder. Buna rnek olarak unu gsterebiliriz: Akl ilimler, lugatla ve edebiyatla ilgili btn ilimlerden stndr. En gzel rnek budur; zira btn hikmetler akl vastasyla zlmektedir. Lgat ve edebiyat ise iitmek suretiyle renilebilir. Akln, iitme hassasndan ok daha stn olduu aikrdr. B) Toplumun menfaatine uygundur; yani halka daha byk fayda salayan eyin erefi bu fayda nisbetinde ykselir. rnein ziraatin kuyumculuktan stn olmas bu hikmete mebnidir. C) zerinde allan eyin maddesinin kymetidir. Bu ekilde bakld zaman kuyumculuk dericilikten stn olur. nk kuyumcu, altn gibi ok nefis bir maden zerinde alma yaparken, derici pis ve murdar hayvan derileri zerinde almaktadr. Din ilimlerin, ahiret yolunun aydnlanmasna vesile olduu herkesin malmudur. Bu ilim ise ancak akln selim oluu ve zeknn saffeti ile bilinir. Akl insana verilen nimetlerin en ereflisidir. Nitekim bu hususu kitabmzn ilerideki blmlerinde geni bir ekilde izah etmeye alacaz. Akln en erefli bir nimet oluunun esas sebebi, Allah'n emanetinin (din emirlerin) ancak aklla kavranabilmesi ve yaplabilmesidir. Bu emirleri yerine getirmek suretiyle Allah'a yaknlalabilir. Akln umum yarar ise saymakla bitmez. nk akln btn meyvas ahiret saadetini temin etmektir. zerinde allan eyin maddesine gelince, bu herkesin malmudur; zira bir muallim insann kalbine ve bedenine tasarruf etmektedir. Yeryznde yaayan btn mahlkatn en ereflisi insandr. nsann en erefli organ da kalbidir. retmen, ite bu en kymetli uzva hkmetmesini bilen kiidir. retmen, insan btn kt hasletlerden arndran ve Allah'n manev huzuruna karan kiidir. Bu nedenle ilmin retilmesi, bir yandan Allah'a ibadetin, dier yandan da Allah'n halifesi olmann gereidir. Bu haslet, insan Allah'a halife yapar. nk Allah Tel, limin kalbinde en mmtaz nimet olan ilmin kapsn amtr. Dolaysyla bir lim, kymetli mcevherleri bekleyen bir Kitab'ul-lim/I. Blm edilecek dereceye hangi derece onlardan rahmetini esirgeme! f-, i 1 i , KNC BLM

vlen (Mahmd) ve Yerilen (Mezmum) limler ile Bu limlerin Ksmlar ve Hkmleri, Farz- Ayn ve Farz- Kifaye Olan limler, er' limlerden Fkh ile Kelm'm Hududlar ve Beyan, hiret ilimlerinin Dier Btn limlerden Daha stn Olduunun sbat Farz- Ayn Olan limler Hz. Peygamber yle buyurmutur: lim taleb etmek he liimana farzdr.64 lim in'de bile olsa talep edip, renin!65 limler her mslmana farz olan ilim hakknda eitli fikirler ileri srmler ve bu hususta yirmiyi akn gr ortaya atlmtr. Btn grleri tek tek zikretmeye gerek yoktur. Fakat zetle limlerin fikirlerini aada zikrediyoruz. Her ekol kendisinin megul olduu, yaylmasn istedii ilmin farz ve vacib olduunu ileri srmtr. rnein kelmclara sorulacak olursa, onlar Kelm lmi'nin farz olduunu syleyecekler ve siz bunun nedenini sorduunuzda, ancak bu ilim sayesinde, Allah'n zt ve sfatlarnn bilinebileceini ileri sreceklerdir. Fakihlere gre farz olan ilim Fkh ilmi'dir; zira onlar da Fkh ilminin ibadetlerin ve muameltn hell ve haram ksmlar ile mutlak hell ve haram gibi hususlarda bilgi verdiini ileri srmektedirler. Ancak fukahann farz olduunu syledii Fkh lmi, mslmanlarn gnlk yaantlar srasnda muhta olduklar ilimdir. Vuku bulmas pek nadir olan fkh meseleler ise bunun dndadr. Mfessirlere ve nuhaddislere gre ise, mslmana farz olan ilim, Kitab ve Snnet'tir; zira bu iki ilim bilindii takdirde dier btn ilimler bilinir. Btn ilimlere ancak bu iki ilim vastasyla ulalr. Mutasavvflar ise her mslmana farz olan ilmin Tasavvuf lmi olduunu iddia etmilerdir. Bunlarn dnda muhtelif fikirler de ileri 64) bn Mce, (Enes b. Mlik'ten) 65) bn Adiy ve Beyhak, (Enes'ten); Tabern, (bn Abbas ve bn Mes'ud'dan) 86 hya-i Ulm'id-Din Kitab'ul-lim/II. Blm 87 srmlerdir. Kimileri kulun hlini ve Allah'n nezdindeki makamn bildiren ilmin her mslmana farz olduunu sylerken, kimileri de ihls, nefsin hallerini ve fetlerini bildiren, melekten gelenle eytandan geleni ayrdetmeye yarayan ilmin her mslmana farz olduunu sylemilerdir. Bir grup da, her mslmana farz olan ilmin Btn lmi olduunu ileri srm ve bu ilmin ancak erbab olana farz olduunu da belirtmilerdir. Bylelikle de hads-i erifte mutlak ekilde bildirilen ilim lfzn umum ifade etmekten uzaklatrm olmaktadrlar. Ebu Tlib el- Mekk yle demektedir: Her mslmana farz olan ilim, slm'n rknlerini beyan eden u hadsteki hakikatleri ihtiva eden ilimlerdir:

-i Jl ... i)l VI Jl V 5il^_i Ji slm dini be temel zerine bina edilmitir: Allah'tan baka ilah olmadna ve Hz. Muhammed'in onun kulu ve rasl olduuna ehadet etmek, namaz klmak, zekt vermek, hacca gitmek ve oru tutmak!66 Bu be esas her mslmana farzdr. Bu bakmdan bunlarn farz olu keyfiyetini ve nasl tatbik edilmeleri gerektiini bilmek de her mslmana farz olmaktadr. Btn bu szlerin zeti ve kesin neticesinin bizim zikredeceimiz u hakikat olduu kanaatindeyiz: Kitabmzn banda da ifade ettiimiz gibi ilim, Muamele ve Mtikefe lmi olmak zere ikiye ayrlr. Mslmanlara farz olan ilim sadece Muamele ilmi'dir. Akil-bli olan kimselerin yapmakla mkellef olduklar husus vardr: 1. tikad (nan) 2. Fiil (Yaplmas gereken ameller) 3. Terk (Terkedilmesi lzm gelen davranlar) kil olan insan, ihtilm yoluyla veya ya itibariyle -rnein kuluk zamannda- bula varm olduunda, kendisine her eyden nce kelime-i ehadet'i bilmesi ve anlamas farzdr. Ancak kilbli olan kimseye kelime-i ehadet'in mnsn dnmesi, aratrmas ve delillerini elde etmek iin almas farz deildir. Ancak bu kelimelerin ifade ettii mnya kesinlikle inanmas ve bunu eksiz-phesiz dorulamas gerekir. Bu mertebe ise sadece duymak ve takld etmek suretiyle elde edilir ve ayrca aratrmaya ve deliller toplamaya ihtiya yoktur. Hz. Muhammed (s.a) bedevilerin -medeniyetten, dab- muaeretten ve delil denilen eyden haberleri olmadklar halde- dil ile ikrarlarn imanlarna delil saym, onlardan bu imanlarn pekitirecek baka bir delil istemeyerek tasdiklerini delilsiz kabul etmitir. Kul bu kadarn yaptktan sonra zamann farzn yerine getirmi olur ki o zaman da (kil ve bali olduunda) kendisine farz- ayn olan ilim, kelime-i ehadet'i renmek ve mnsn anlamaktr. lk zamanlarda bunun daha tesini bilmek zerine farz deildir. Bu hkme dair elimizdeki delil udur: O kimse kelime-i ehadet'i anlayarak syledikten sonra lrse ayet, Allah'a itaat etmi bir kul olarak lm olacaktr. Kelime-i ehadet'i ve anlamn renmek dndaki farzlar ise baka artlara baldr. Bu artlar her kiide tahakkuk etmez. Belki bu artlarn oundan uzak kalr insan! Bu artlar da Fiil, Terk ve tikad olmak zere ksma ayrlr. Fiil ile ilgili artlar unlardr: Bahsi geen kii, kuluk vaktinden le zamanna kadar yaarsa, lenin vakti geldii iin abdestin nasl alnacan ve namazn nasl klnmas gerektiini renmesi kendisine farz olur. Kuluk vaktinde bedenen salam ise, abdestin ve namazn renilmesini le vaktine brakt takdirde -bu vaktin bunlar retecek kadar imkn vermeyecei de biliniyorsa- kuluk vaktinden itibaren abdest ve namaz renmek kendisine farz olur. Demek ki vaktinden nce renmesi kendisine farz olmaktadr.

kinci bir ihtimal de amelin art olan ilmin ancak amelin vucbiyetin-den sonra vacib olacadr ki bu takdirde le vakti gelmeden nce le vakti iin abdest ve namaz renmek farz olmaz. Bu noktada dier namazlar da le namazna kyas edilebilir. Bu ahs Ramazan ay gelinceye kadar yaarsa, Ramazan ay mnasebetiyle bu ayda yaplmas gereken oru ibadetini bilmek kendisine farz olur. Ramazan iin renilmesi lzm gelen husus, sabahtan gne batncaya kadar ki zamann Ramazan'n vakti olduunu bilmektir. Ramazan'da farz olan niyet; yemekten, imekten ve cins mnasebetten kanmaya niyet etmektir. Bu durumda Ramazan, evval aynn hillini iki muteber ahidin grmesiyle sona erer. Bu ahs sonradan mal ve servet sahibi olur veya bir servete sahip olarak bul ana ererse, kendisine farz olan zekt miktarn bilmesi de kendisine farzdr. Fakat o zekt derhal vermesi gerekmez; zira malnn zerinden bir sene gemesi halinde ancak zekt vermesi kendisine farz olur. ayet deveden baka serveti yoksa, sadece deveye ait zekt lsn bilmesi kendisine farzdr. Dier mallarda da hkm bu ekildedir. Bu ahs hac aylarna girerse, haccn artlarn bilmek hususunda acele etmesi gerekmez. Zira hac tehir imkn olan bir farzdr. Onun iin rknlerini bilmekte aceleye lzum yoktur.67 66) Buhar, Mslim, Tirmiz, (bn mer'den) 67) mam Gazlt afi mezhebinden olmas nedeniyle hac ibadetini tehiri mmkn bir farz olarak ifade etmi ve rknlarnn bilinmesinde aceleye lzum olmadn sylemitir. Nitekim hya-i Ulm'id-Din Fakat slm limlerine den vazife, bu ahsa sistemli ve tedric bir surette haccm her servet sahibine farz olduunu bildirmektir. Bu hususta kendisini ikaz etmek, her slm liminin vazifesidir. Zira bu kii, belki de takvaya meylederek hac farizasn bir an nce eda etmek isteyebilir. Byle bir niyet tad zaman haccn keyfiyetini renmesi kendisine farz olur. renilmesi farz olan keyfiyet sadece haccn farz ve vcibleridir. Nafilenin bilinmesi ise farz deil, sadece nafiledir; zira nafileleri bilmek hibir surette farz- ayn olmaz. Bu ahsa asl haccn farziyetinden bahsedilmedii takdirde limlerin mesul olup-olmad hususunda fkh kitaplarnda gerekli bilgi verilmitir. Dier ibadetlerin bilinmesi de aynen hac ibadeti gibi tedricdir. Terk'e (yaplmamas gereken davranlara) gelince, gelien durumlara gre bazlarnn bilinmesi farzdr ve bu keyfiyet kiiye gre deimektedir. rnein dilsiz bir insan iin konuulmas haram olan bir eyin nasl konuulacan renmek gerekli deildir. Kr olan bir insan da nelere baklmasnn yasak olduunu renmeye mecbur tutulamaz. Gebe hayat yaayan bir kii iin de ikmet edilmesi yasak olan yerleri bilmesi farz deildir. Bu yasaklar ayn zamanda, mevcut durumun gereklerine gre de deiir. Bu bakmdan uzak ve vuku bulmas hibir zaman mmkn olmayan bir haram bilmek kiiye farz deildir. Oysa iinde bulunulan harama

dikkat edilmelidir. Szgelimi mslman olduu srada srtnda ipekli bir elbise varsa veya gasbettii bir evde oturuyorsa veya mahremi olmayan bir kadna bakyorsa, o kiiye btn bunlarn haram olduunu anlatmak farzdr. Bilfiil iinde bulunmad ve fakat yakn olduu haramlar (yemek-imek gibi) da kendisine retmek farzdr. Hatta iki imeyi ve domuz eti yemeyi det edinmi bir beldede yayorsa, bunlarn haram olduunu o kiiye retmek farzdr, kendisinin uyarlmas gerekir. retilmesi gereken dier eyler de hemen kendisine retilmelidir. tikad'a ve kalbin amellerine gelince, bunlar renmenin farziyeti kalbin durumuna gre deiir. Kiinin kelime-i ehadet'in dellet ettii mnlarda bir phesi varsa, o pheyi giderici ilmi renmesi kendisine farzdr. Yok eer kalbine byle bir phe dmezse; Allah'n kelmnn kadm olduunu, ahirette m'minlerin Allah'n cemlini gzleriyle greceklerini, Allah'n hdista mahal olmadn ve bunlara benzer inanlmas gereken meseleleri bilmeden nce lrse, btn limlerin ittifakyla bu ahs mslman olarak lmtr. nanlar bozan ve kalbe den bu pheler bazen insann tabiatnda vardr. Fakat kii bazen de oturduu beldenin insanlar tarafndan bu trden phelere drlebilir. Bu bakmdan bir kii Kelm lmi ile itigal Kitab'ul-lim/II. Blm 89 Hanef mezhebind mam ibadt 30 mezhebinden mam Muhammed ile Hanbellere gre de byledir. Fakat Ebu Hanife, n Malik ve Ebu Yusuf aksi grtedh' ve onlara gre, artlarm haiz olan kimselerce hac '.tinin tehiri caiz deildir. eden ve daima bid'atlar hakknda konuan bir beldede yayorsa, kil-bli olduu ilk anda kendisini bu bid'atlardan korumas gerekir. ayet kalbine btl bir fikir yerlemise, hemen onu kalbinden skp atmaldr. Ne var ki ou zaman bir btl kalpten skp atmak ok zordur. Yine bu ahs bir tccar ise ve bulunduu beldede faize dayal muameleler yaygn ise, byle bir beldede yaayan tccarn faizden korunma ilmini ok iyi renmesi kendisine farzdr. Farz- Ayn olan ilim hakknda yapm olduumuz bu inceleme hakikati ifade eder; zira farz- ayn olan ilmin mns, farz olan amelin keyfiyetini bilmek demektir. Bu bakmdan farz olan ilmi ve ilmin ne vakit farz olduunu bilen bir kimse, farz- ayn olan ilmi de bilmi olur. Sflerin farz- ayn olan ilmin, dmann (eytann) vesvesesini ve melein ilhamn bilip ayrdetmek olduunu sylemeleri de dorudur. Ancak onlarn byle sylemeleri mmetin btn fertleri iin geerli deildir. Bu l sadece bu yola gnl vermi insanlar iin bir arttr.

nsan ou zaman erre neden olan riya ve hasedden kurtulamad iin, insan helake srkleyen hususlar, muhta olduu miktarda bilmesi kiiye farzdr. Bu kadarnn bilinmesi bir mslman iin nasl farz olmaz? Oysa Hz. Peygamber yle buyurmaktadr: nsanolunu u ey helak eder: Kendisine boyun eilen cimrilik, arkasndan gidilen heva (arzular), kiinin kendisini beenmesi.68 Bu helak edici zelliklerden insanlarn kendilerini kurtarmalar pek o kadar kolay deildir. leride haklarnda tafsilat vereceimiz kalbin halleri, kibir, ucb ve benzeri irkin sfatlar yukarda sz edilen helak edici sebebe baldrlar. Bunlar kalpten skp atmak ise farz- ayn'Air. Sklp atlmalar da ancak hallerini bilmek, sebeplerini yerine getirmekle olur. Sebeb ve msebbibi bilinmedii takdirde bunu yapmak imkn dahilinde olmad iindir ki sebeb ve illeti mutlaka bilmek gerekir. Halk, helak edici vasflar arasnda zikrettiimiz bu farz- aynlarri ' ounu, ne yazk ki faydasz eylerle megul olduklar iin terketmek du- ' rumuna dmlerdir. Mslman olan bir kimseye imandan sonra cennete, cehenneme, hare ve lmden sonra dirilmeye imann retilmesi gerekir. nk bunlara inanmayan insan kelime-i ehadet'i tamamlamam olur. : Ayrca Hz. Muhammed'in peygamber olduunu tasdik ettikten sonra, tebli ettiklerini de bilmek gerekir ki o da Allah'a ve Rasl'ne itaat eden kimseye cennet, isyan edene ise cehennem olduunu bilmektir. 68) Beyhak, uab'ul-man; Bezzar ve Tabern, (Enes'ten) 90 hya-i Ulm'id-Din u sylediklerimiz zerinde dnld takdirde doru yolun bu olduunda phe kalmaz ve gayet iyi bilinir ki gece ve gndzn akntlarna kaplp giden her kul, ibadetlerinde ve muamelelerinde yeni yeni ortaya kan hdiselerden uzak deildir. Kendisine yeni farzlar teret-tb eder ve az da olsa ortaya kan her yeni hdiseyi sorup renmesi gerekir. Meydana gelmesi muhtemel hdiseleri de sorup renmesi ve bu hususta acele davranmas gerekir. Hz. Peygamber'in 'lim renmek kadn-erkek her mslmana farzdr' hadsindeki ilim kelimesi ile mslmanlara farz olan amelin ilmini bilmek kasdedildiine gre, bu ilmin reniminin tedric bir vasf tad ve vacib olmasnn vakte bal olduu aklk kazanm demektir. Farz- Kifaye Olan limler limler blmlere ayrlmadka hangisinin farz olduu, hangisinin olmad kesin bir ekilde anlalamad iin, ilimleri vasflarna gre blmlere ayrmak doru bir sonuca ulamak iin arttr. limler esas itibariyle sert (din) ilimler ve sert (din) olmayan ilimler eklinde ikiye ayrlr:

Sert (din) ilimler ile peygamberlerin getirdii ilim kastedilmektedir ki bu ilim, matematik ilmi gibi aklla, tb ilmi gibi deneyle, lisan gibi iitmekle elde edilemez. Sert (din) olmayan ilimler ise, mahmd , mezmm ve mubah ilimler olmak zere blme ayrlr. Mahmd (vlen) ilimler, tb ve hesab ilmi gibi dnya ilerini slah edici ilimlerdir ki bu ilim de renilmesi farz- kifaye olanlar ve i renilmesinde fazilet bulunanlar olmak zere ikiye ayrlr: i renilmesi farz- kifaye olan ksm, dnya ilerinin slahnda gerekli olan (bedenin salkl tutulabilmesi iin lzumlu olan tb ilmi; ticar ilikiler, vasiyetler ve miras gibi hususlarda bilinmesi zarur olan hesap t ilimleri gibi) ilimlerdir. Eer bir memlekette bu ilimleri bilenler kalmazsa, o memleket halknn tamam gnahkr saylr. Fakat bir beldede bu ilimleri bilen bir kii de olsa, dierlerinin zerinden bu zorunluluk der ve renme sorumluluu kalkar. Tb ve matematik ilimlerinin farz- kifaye olduunu sylememiz sizi artmasn; zira bu iki ilim gibi; iftilik, dokumaclk, siyaset, tababet ve terzilik sanatlar ve dier sanatlarn esasl ilimleri de farz- kifye'dir. Eer slm diyarnda kendisine tedavi olunacak kimseler (doktorlar) bulunmazsa, mslmanlar helak olurlar; kendilerini felkete srklemi olmalar sebebiyle de topyekn sorumludurlar. nk derdi veren Allah, o derdin devasn da vermitir. O devay bulacak kabiliyeti de insanoluna bahsetmitir. Bu bakmdan slm diyarnda, sz edilen ilimleri yeterince bilenler bulunmaldr. Bunu renmemek, mslmanlar felketle babaa brakmaktr ki byle bir hareket hibir ekilde doru olmaz. ,._., Kitab'ul-lim/II. Blm 91 Farz olmayan ve fakat renilmesinde fazilet bulunan ilimlere gelince, bunlar szn ettiimiz ilimlerin ayrntlarna inmek, esasta pek zarur olmayan ince ve hassas noktalaryla megul olmaktr. (Nitekim bu ilimlerde derinliine bilgi sahibi olmak, mslmanlara byk faydalar salayaca iin, bu dallarda derinleen limlere byk deer verilmitir). Mezmum (yerilen) ilimlere gelince, bunlar sihir, tlsm, hipnotizma, el abukluu ve gz boyacl ile yaplan marifetlerdir. Mubah ilimlere gelince, bunlar iirler ile milletlerin gemilerini anlatan, tarih hdiseleri bildiren ilimlerdir. zah etmeye altmz er' (din) ilimler'e gelince, onlarn tamam makbuldr. Fakat bazen er' ilimlerden olduu zannedildii halde, aslnda er' ilimlerle alkas olmayanlar vardr ki bunlar esasnda mezmm (zemmedilmi) ilimlerdir. Makbul ilimler ise usl, fr, mukaddimt ve mtemmimt olmak zere drt blme ayrlrlar. Birinci Blm (Usl) a) Kitab ; b) Snnet

c) cm-i mmet d) Asar (Sahabe szleri) cm-i mmet'm asl olmas, Snnet'e dayanmasndan kaynaklanmaktadr. Bu bakmdan cm-i mmet nc derecede bir hccettir. Asar (sahabe szleri) de ayn cm gibi Snnet'e dayaldr. nk sa-habler Raslullah' bizzat grmler ve bunun iin de ahvalin karinelerini bakalarna nisbetle ok daha iyi idrak etmilerdir. ou zaman ibareler, karinelerin ifade etmek istedii hakikatleri ifade etmekten ciz kalrlar. te limlerin, ashabn szlerinde ve amellerinde bildirilen llere uymay ve bu llerden ayrlmamay eriatn temellerinden saymalar bu sebebe dayanr. Tabii bunun da muayyen artlar vardr. Ancak burada bu artlar zikretmek uygun dmez. kinci Blm (Fr) Frt yukarda zikredilen asllardan elde edilir. Ancak bunlar lfzlarla deil, keskin zeklar vastasyla elde edilen meselelerdir. Bu ince mnlar kavrayanlarn anlay ve idrakleri, azdan kan lfzlarn ifade ettii mnlardan daha baka mnlar karabilecek derecede genitir. rnein Hz. Peygamber'in 'Kad (hkim) fkeli iken hkm veremez'69 hadsinden; kdnn def-i hacet bakmndan skmas, hasta veya ackm olmas nnda da hkm veremeyecei neticesi karlmtr. Frt iki ksma ayrlr: 69) Buhari, Mslim, (Hz. Ebu Bekir'den) 92 hya-i Ulm'id-Din Kitab'ul-lim/II. Blm 93 1. Dnya meseleleriyle ilgili ilimler: Bunlar fkh kitaplar ele alr ve bu ilerle megul olanlar fakihlerdir. Fakihler ise dnya limleridir. (Dnya ilerini bilen ve zen kimselerdir). 2. Ahiret meseleleriyle ilgili ilimler: Bunlar ahlkn irkinini, gzelini ve kalbin hallerini bildiren ilimlerdir. Bu ilimler Allah indinde makbul olan veya olmayan halleri bildirirler. Nitekim bu kitabmzn son blm bu konuyu akla kavuturmaktadr. Kalb ibadetler ve detlerin de azalar zerindeki tesiri bu blmde anlatlmaktadr. nc Blm (Mukaddimt) Bunlar bir fikri, bir dnceyi anlatmaya yarayan lgat ve nahiv gibi ilimlerdir. Zira lgat ve nahiv ilimleri, Allah'n Kitab'n ve Rasl'nn snnetini bilmemize yardm eden en gerekli letlerdir. Lgat ve Nahiv ilimleri esasnda sert ilimler grubuna dahil deildir. Fakat bu iki ilmi bilmek ve onlarda sz sahibi olmak; er' ilimleri bilmek ve iyice renmek iin byk bir ihtiyatr. Zira Allah 'n Kitab Arap diliyle nazil olmutur. Bu bakmdan eriat, ancak Arap dilini btn detaylaryla bilenler tarafndan anlalr. Bu nedenle ilh eriatn nazil olduu dili bilmek, eriatn bilinmesinde balca messir olmaktadr.

Bu letlerden biri de yaznn bilinmesi ise de, yaznn bilinmesi o kadar zarur deildir; zira Hz. Peygamber mm idi, yaz bilmezdi.70 Bir kii her dinlediini ezberliyebiliyorsa, yazy bilmesi gerekmez. Fakat byle bir vasftan yoksun kimseler iin yazy bilmek ou zaman" zarur ve arttr. Drdnc Blm (Mtemmint) Bu, Kur'an ilimlerinde meydana gelen bir durumdur. Zira Kur'an ilimleri, lfzlarla ilgili olarak harflerin mahreleri, tecvidin renilmesi ve mn ile ilgili tefsir ilmine taksim edilmektedir ki bu ilim de tpk lgat ve nahiv ilimleri gibi iitmekle elde edilir ve bir bakasna nakledilir. nk Lgat lmi kendi bana Tefsir timi iin yeterli olmamaktadr. Bir de Kur'an ilimleri, Kur'an'n ahkmyla ilgili olarak Nsih ve Mensuh, Am ve Hs, Nas ve Zahir ve bir ksm ayetlerin dierleriyle nasl kullanlabilecei gibi hkmlere taksim olunur. Buna Usl-u Fkh ilmi denilmektedir. Bu ilim ayn zamanda Snnet'i de iine almaktadr. Ashab'dan gelen rivayetlerdeki tamamlayc unsurlara gelince; bunlar, rivayetleri nakleden kiileri, onlarn isimlerini, neseblerini ve sahablerin isimlerini ve zelliklerini bilmektir. Rvilerin dil, gvenilir ve zayf olanlarn ayrabilmek iin ahs hallerinin bilinmesi; mrsel hadsi, msned hadsten ayrabilmek iin yalarnn bilinmesi gibi malmatlardr. te btn bunlarn hepsine bir70) bn Merduveyh (Abdullah b, mer'den); bn Hibban, Drekutn, Hkim ve Beyhak, Mes'ud'dan); Buhar, (Ber b. Azib'den) den er ilimler denmektedir ve hepsi de makbul ve mubah olan ilimlerdir Hatta btn bu ilimler farz- kifaye olan ilimlere dahildir. Bana Fkh jlmi'ni niin dnya ilmi olarak gsterdiim sorulacak olursa yle derim: Allah Tel (c.c) Hz. dem'i topraktan, zrriyetini de amurdan ve atlan bir damla sudan yaratt. Onlar erkeklerin belinden kadnlarn rahmine aktard. Kadnlarn rahminden dnyaya, dnyadan mezara, oradan hesab yerine; oradan da cennete veya cehenneme gnderecektir. te insann ba ve sonu bu devrelerden ibarettir. Allah Tel dnyay ahiret azn temin etme yeri olarak yaratt ki insanolu kendisine yarayan azn alsn! Demek ki insanolu bu az adalet dairesinde alrsa, aralarnda bir husmet kalmam olur. Byle olunca da fakihlerin bulunmasna gerek kalmaz. nk husmet ve kavgann olmad bir yerde fakih iin yaplacak i yoktur. Fakat insanolu dnyaya ehvetleriyle baldr. Bu byle olduu iin de insanlar arasnda birtakm husmetlerin domas kanlmaz olur. Onun iin bu husmetleri giderici bir otoriteye ihtiya vardr. Ynetimde sz sahibi olanlar da toplumu idare edebilmek iin kanunlara ihtiya duyarlar. Fakih ise, bu siyasete ilikin yasalar bilen kiidir. ehvet hissiyle aralarna husmet giren insanlar, ancak onlarn aracl ve vastas ile uzlatrmak mmkn olabilmektedir. Byle olunca fakih, sultann retmeni ve sultann siyasetini halka ileten en nemli vastadr. Halk iin

kanunlar yaparak onlar zabt u rabt altna alabilen kimse fakihtir. Sultann siyasetini dzenlemekten maksat; halkn dnya hayatn bir dzen iine sokmak, durumlarn ayarlamak, dzensiz ve babo bir hayat yaamalarna imkn vermemektir. Yemin ederim ki Fkh ilmi ne kadar dnyayla ilgili ise, o kadar da dinle ilgilidir. Fakat dinle olan alkas, dnya vesilesiyle olmaktadr; zira dnya ahiretin tarlasdr. Din ancak dnya ile tamam olur. Sultanlk ile din ikiz kardetir. Din esas unsur, sultan da onun nbetisidir. Asl ve temeli olmayan bir eyin yklaca/yklmaya mahkm olduu herkesin malmudur. Nbetisi bulunmayan bir maln da yama edilecei aktr. Ynetim ve halkn idaresi ancak bir sultann varl ile mmkndr. Sultan da hkm verebilmek iin fakihlere muhtatr; nk onlarn dzenledii kanunlarla hkmeder. Sultanla halk idare etmek, nasl din ilminin ncelikli vasf deil, ancak bir tamamlaycs ve yardmcs ise, saltanat yrten siyaseti bilmek de ayn eydir. Herkesin malmudur ki hac ibdeti, ancak soygunculardan emin olunduu zaman tamamlanr. Fakat hac ayr bir ey, hac yolunda olmak ayr bir eydir. Haccn tamamlaycs olan yol emniyetine, onun kanunlarna ve bilgisine sahip olmak da ayr bir eydir. zetle Fkh lmi, koruyuculuk ve siyaset yollarn bilmekten baka birey deildir. Bunun delili de u hadstir: (bn 94 hya-i Ulm'id-Din Kitab'ul-lim/II. Blm 95 R, 3_^u j ^ :iiyj S/ ^\ Ji Halka ancak kimse fetva verir: Emr, emre bal memur veya kendiliinden ilmine gvenerek bu vazifeyi yapmakla kendini mkellef sayan kimse!71 Fetva veren emr, devletin bakan olan kimsedir. nk selef-i slihn zamannda devlet bakanlar ayn zamanda fetva makamnda olan kimselerdi. Hkmet ilerine bakan memurlar ise, devlet bakannn vekilleridir. ncs ise, emr ile memurun dnda kalan kimselerdir ki bu kimseler, ihtiya olmad halde bu vazifeyi gnll olarak yaparlar. Ashab fetva vermekten sakmrd. Hatta biri sual sorarsa cevap vermemek iin soran baka bir sahabye gnderirdi. Herkes byle davranarak fetva vermekten kanrd. Fakat Kur'an'dan ve ahiret hallerinden sorulduu zaman, hi ekinmeden ve bkmadan-usanmadan cevap verirlerdi. Yukardaki hadsin baz rivayetlerinde mkellef (kendiliinden ilmine gvenerek bu vazifeyi yapmaya kendini mecbur hisseden) yerine, mri (riyakrlktan dolay fetvaya ynelen ve fakat fetvasna ihtiya bulunmayan) kelimesi gemektedir. Gerekten de kendiliinden fetva gsterisinde bulunan kimse, takvasn tehlikeye sokmu kii durumuna der ki bu kiiler rtbe ve servet

elde etmek iin byle davranrlar. nk byle bir niyet tamasalard, byle bir tehlikeye atlmaktan kanrlard. "Fkh timinin husmetler, mesuliyetler, cezalar ve yaralama fiilleri ile ilgilenmesi bakmndan dnya ilmi olduu kabul edilebilirse de, namaz ve oru gibi ibadetlerle ilikili olan blm ya da haram ve hellin tarifini bildiren muamelt blm itibaryla ayn kategoriye sokulmas mmkn dei'dir" eklinde bir itiraz gelecek olursa, u ekilde bir cevap veririz: Fakihin szn ettii amellerden ahiret amellerine en yakn olanlar ksmdr: 1. slm, 2. Namaz ve zekt, 3. Hell ve haram ayet bir fakihin bu blmdeki grlerinin son olarak ulat neticeyi dnecek olursanz, fakihin bu konularda da dnya snrlarn geip, ahiret snrlarna girmediini grrsnz. Fakihin bu konu hakkndaki durumunun bu ekilde olduu bilindikten sonra, dier meseleler hakkndaki durumu daha kolay bilinir. slm'a gelince, fakih bu konuda da sadece sahih, fsid ve bunlarn artlar hakknda konuabilir. Fakih bu konuda lfzdan baka bir eye bakamaz. Kalp, fakihin konusu dndadr. nk Hz. Peygamber, kl ve 71) bn Mce (Amr b. uayb'dan) saltanat sahiplerini kalbi bilmekten -; O* '-"- ">U Onun kalbini mi varp baktn?'72 buyurmak suretiyle uzaklatrmtr. Hz. Peygamber (s.a) bu sz, kelime-i ehadet getiren bir kimseyi ldren bir sahabye sylemitir. nk o sahab, dman ldrmesinin sebebi olarak; ldrd adamn, klcndan korkarak kelime-i ehadet getirdiini ileri srmt. Kl zoruyla imana gelen kiinin imannn sahih olduuna hkmetmek fakihin vazifesidir. Halbuki fakih gayet iyi bilir ki, kl zoruyla imana girmi bir kimsenin iman salam deildir ve fikrini her zaman deitirmesi mmkndr. nk kalbindeki cehalet perdesini yrtm deildir. Aksine boynuna inecek klcn zoruyla ve malna el konmas korkusuyla mslman olmutur. Onun lisanen syledii kelime-i ehadet; boynunu kltan, maln ise yamadan korumutur. Yeter ki kelime-i ehadet getirmeden nce boynu umam, mal yama edilmemi olsun! Dolaysyla bu hkm ancak dnyada geerli bir hkmdr. Nitekim bu srr aklamak maksadyla Hz. Peygamber yle buyurmutur: ii uyu fil \ S/ ;i V \Jjk Ji- y&\ jjii o LJ\ L ilahe illallah deyinceye kadar insanlarla savamakla emrolundum. Bu kelimeyi sylemeleri halinde mallarn ve canlarn benden korumu olurlar.73 Hz. Peygamber bu kelimenin tesirinin sadece can ve mal zerinde olduunu vurgulamtr. Ahirette maln ve cann hibir kymetinin olmad herkesin malmudur. Ahirette sadece kalplerin nuru, srr ve ih-ls insana fayda verecektir. Bunlar ise fkhn ilgilendii hususlarn dndadr. ayet fakih, bu tr konulara dalarsa -kelm ve tb ilimlerine dalm gibi- kendi sahasnn dna km olur. Namaza gelince, fakih her klnan namazn sahih olduuna hkmetmekle mkelleftir. ayet zahir artlara uyularak namaz

khnmsa, bu namazn sahih olduunu tasdik etmek fakihin kanamayaca bir haldir. D artlar yerine getirerek namaz klan kii, namaz klma esnasnda ister ardaki alverile megul olsun, isterse birtakm ahs hesaplarn dnsn; fakih onun namaznn sahih olduunu kabul etmek mecburiyetindedir. Tahrim tekbri getirildii zaman fakihe gre de kalp huzuru arttr. Gaflet iinde klnan bu namaz -dil ile sylenen kelime-i ehadet slm'a bir fayda vermedii gibi- kiiye ahirette hibir fayda vermez. Fakat sadece dil ile sylenen kelime-i ehadet'i ve sadece zahir artlara riayet edilerek klnm namaz fakih sahih kabul etmek zorundadr. 72) Mslim, (Usme b. Zeyd'den) ^ 73) Buhar, Mslim, (Ebu Hreyre ve Amr b. mer'den) >'J' ^* ^!1 96 hya-i Ulm'id-Din Kitab'ul-lim/II. Blm nk dil ile kelime-i ehadet getirmi kii emre uymu saylr; ldrlmesi veya tekdir edilmesi hkm ortadan kalkmtr. hiret amellerinden olan kalbin huzur ve huu'na gelince -ki zahir ameller ancak bunlarn olmas halinde yararl olur- fakih bundan bahsetmeye ve bunun inceliklerini aratrmaya yetkili deildir. ayet byle bir aratrma yapmaya kalkarsa, kendi sahasnn dna km olur. Zekt'a gelince, fakih, sultann isteini yerine getiren snrlara kadar bakar. Kii zektn vermekten kasa, sultan da ondan bu zekt zorla alsa; fakih byle bir insann zekt mkellefiyetinden kurtulmu olduuna hkmetmek zorundadr. Rivayet edildiine gre, Kad Ebu Yusuf74 senenin sonunda zektn drmek iin kendi maln hanmna hibe eder ve hanmnn maln da kendisine hibe ettirirmi. Onun bu durumu mam Ebu Hanife ye bildirildiinde, Ebu Hanife yle demitir: 'Bunu, fkh (yasalarn inceliklerini) bilmesi sayesinde yapabiliyor'. Gerekten de Ebu Hanife doru sylemitir. nk Ebu Yusuf un byle yapabilmesi dnyada geerli olan fkh ilmini iyi bilmesi sayesindeydi. Fakat ahirette bunun vebali dier sularn vebalinden daha byktr. Bu nedenle bu ekildeki olumsuzluklara ak kap brakan her ilim zarar verici ilimlerden saylr. Hell ve harama gelince, haramdan kanmak dindendir. Fakat takvann da drt derecesi vardr. 1. ahidlik yapabilmek iin gereken adalet sfatn haiz olacak derecede takva ki bu takvay terketmekle insan ahidlik, kadlk ve valilik yapma hakkn kaybeder. Bu takva, ak haramlardan saknma hlidir. 2. Slihlerin takvas ki phe ihtimali tayan hususlardan saknmaktr. Nitekim Hz. Peygamber yle buyurmutur: Seni pheye dreni terket; pheye drmeyene ko!75 Gnah, kalpleri kaplayp tesiri altna alan ve phelere yol aan elemden ibarettir!76

3. Muttaklerin takvas ki haram olur korkusuyla katksz helli ter-ketmektir. Nitekim Hz. Peygamber yle buyurmutur: 74) Ebu Yusuf un knyesi Ykub b. brahim'dir. Ebu Hanife'nin talebesidir. el-Hd ile Harun Reid zamannda Badad kadl yapmtr. Hicretin 114. ylnda domu, 183. ylnda Badad'da vefat etmitir. 75) Tirmiz, Nes ve bn Hibban, (Hasan b. Ali'den) ; 76) Beyhak, uab'l-lman, (bn Mcs'ud'dan ) " J Kii, zarar verenin korkusundan zararsz eyleri terketmedike, muttaklerden olamaz.77 Gybete girmemek iin daima halkn iyi hallerinden bahsetmek ve mahzurlu ileri yapmaya sevkeden ehvetin kabarp heyecana gelmemesi iin nefsin yemek istedii eyleri ona yedirmemek gibi haller, bunun en iyi rnekleridir. 4. Sddklarn takvas ki Allah'a yaklatrc fiillerden uzak olmamak iin mrnn bir nn bile msivaya ait ilerle zayi etmemek, dnyann hereyinden yzevirmektir. Bu insan her ne kadar msivayla ilgilenmenin kendisini harama gtrmeyeceini bilse bile, yine de msivadan (dnyadan) elini eteini ekmelidir. ahidlere ve kadlara ait takv'ya gelince, zahirde adalete aykr dmeyen ve ayn zamanda da ahirette gnahlar bertaraf etmeyen birinci dereceden baka btn dereceler fakihin gr dnda kalr. Hz. Peygamber (s.a) Vabise78 hazretlerine yle buyurmutur: 01 j 2J_ 01 j 01 j D *I Sana fetva verseler de, sana fetva verseler de, sana fetva verseler de, sen yine fetvay kendi kalbinden iste!79 Fakih, kalplerin ahvalinden (kalplerin dt phelerden ve phelerle nasl amel ettiinden) bahsedemez. Fakih ancak adaleti zedeleyici ve yokedici haller ve sfatlar hakknda konuabilir. Demek ki fakihin vazifesi ahiret azn hazrlama yeri olan dnya ilerini halletmeye baldr. ayet fakih kalbin sfatlarndan ve ahiretin ahkmndan bahsederse, bu onun iin ikinci plnda bir mesele olduundan szleri de ikinci planda kalr. Fakih tpk meslei dnda kalan Tb, Matematik, Astronomi ve Kelm ilimlerine el atmak gibi, bazen da kalp ilimleri hakknda konuur. Nitekim Hikmet ilmi bazen Nahiv ve iir ilmine karr; ama bu ikinci derecede bir karmadr. Zahir ilminde asrnn en by olan Sfyan es-Sevr 'Fkh ilminin gayesi, ahiret az deildir' derdi. Nasl olsun ki? Selef-i slihn ittifakla buyurmadlar m ki ilmin erefi kendisiyle amel etmektir? O halde zihar, Hn, selem, icar ve sarf hususundaki bilgiler nasl fayda verecek birer amel saylabilir? Allah'a manen yakn olmak iin bu ilimleri tahsil eden 77) Tirmiz, bn Mce ve Hkim

78) Bu zat Mbed el-Ezd'nin oludur. Sahabe'nin nde gelenlerindendir. Hicretin 9. ylnda domu, Rikka'da vefat etmitir. 79) Ahmed b. Hanbel, Msned 98 hya-i Ulm'id-Din Kitabul-lim/II. Blm 99 kii mecnunun ta kendisidir! Amel ancak kalp ve azalarla yaplr. eref bu amellerdedir. ayet 'Bedenin shhatine yarayan ve bundan dolay dinin salhyla alkas bulunan bir dnya ilmi olan tb ile fkh ilmini neden birbirine kartrp, neden ayn seviyede mtalaa ediyorsunuz? Sizin bu iddianz btn mslmanlarn icmana muhalif bir iddiadr' derseniz, yle cevap veririz: kisinin eit olmas gerekmez, zaten deildir de! Aralarnda byk farklar vardr. Fkh lmi dier ilme nisbetle bakmdan daha izzetli, daha erefli ve daha stndr. 1. Fkh, nbvvetten (peygamberlikten) tevars edilmi er' bir ilimdir. Tb ilmi ise er' ilimlerden deildir. 2. Ahiret yolcular hasta olsalar da, olmasalar da Fkh ilmine muhtatrlar. Tb ilmine ise ancak bedenen hasta olanlar muhtatr. 3. Fkh ilmi ahiret ilminin komusudur. Zira Fkh ilmi azalarn yaptklarna bakmak demektir. Azada grlen amellerin kayna ise kalptir; yani insann zahirinde grlen hareketler, kalbinin dta grlen birer tezahrdr. yi ameller ahirette insan kurtaracak olan iyi ahlktan, kt ameller ise kt ahlktan doarlar. Azalarn kalple ilgilerinin olduu ise ak bir gerektir. Bedenin hasta veya shhatli oluuna gelince, onlarn kayna mizacn salam veya kark olmas hlidir. Bu hal de bedenin tabi zelliklerin-dendir, kalple alkal deildir. Dolaysyla Tb ilmi, ne zaman Fkh ila mukayese edilirse edilsin, Fkh 'in T'dan stn olduu aka grlr. Ahiret ilmi de Fkh ile kyas edildii takdirde, bu sefer Ahiret Ilmi'nin Fkh'tan stn olduu grlr. Ahiret yolunun ilmini -her ne kadar bu ilmin tafsilt saymakla bitmez ' ise de- bilmek istersen, Ahiret Ilmi'nin yolu iki ksmdr: 1. Mkefe lmi 2. Muamele lmi Mkefe ilmi, btn ile ilgili bir ilimdir ve ilimlerin en son noktasdr. Bu nedenle ariflerden bazlar yle demilerdir: 'Bu ilimden nasibi olmayan kimsenin kibetinden korkulur. Bu ilimden az pay sahibi olmak, onu tasdik etmek ve ona vkf bulunan byklerin hakkn teslim etmektir'. Baka biri de yle demitir: 'Kimde iki sfat bulunursa o kimseye ahiret ilminden bir kap almaz. O iki haslet bid'at ve kibirdir'.

Yine yle denmitir: 'Dnya ile dost olan veya nefsinin arzularnn arkasndan koan kii ahiret yolunun ilmini elde edemez. Halbuki btn ilimleri elde etmenin yolu, nce ahiret ilminin yolunu renmi olmaktr. Ahiret ilmini inkr etmenin en hafif cezas, inkr edenin o ilimden hi pay alamamasdr'. u iir bu sz takviye etmektedir: Senden kaybolann kaybna raz ol! nk bu yle bir gnahtr ki cezas iindedir. Bu ilim, yani mkefe ilmi sddklarn ve Allah'a yakn olanlarn ilmidir Bu ilim, kalp temizlendii, btn kt sfatlardan soyunup nura dnd zaman elde edilen bir ilimdir. O nurlu halden birok hususlar inkif eder. Kii daha nce o eylerin isimlerini iittiinden icmalen mnlarn tahmin eder, fakat kalbi nr hline geldiinde, btn bu mnlar idrak eder, Allah'n zt- ulhiyetini, sfatlarn, fiillerini, dnya ve ahireti yaratmasnn hikmetini, ahireti dnyaya tercih ediinin hikmet ve sebeplerini eksiksiz bir ekilde anlam olur. Ayn zamanda peygamberliin, peygamberin, vahyin, eytann, melike lfznn ve eytanlar sznn anlamn da bihakkn bilir. Yine melein peygamberlere nasl grndn, vahyin peygamberlere ne ekilde indiini ve bunlarn keyfiyetini btn inceliklerine kadar anlar. Yer ve gk lemlerinin srrna vkf olur. Kalbin hallerini ve kalpteki eytan ve melekler arasnda geen mcadeleyi btn akl ile grr. Melekten gelen ilham ile, eytann vesvesesini ayrdedecek hassay elde eder. hiretin, cennetin, cehennemin, kabir azabnn, srat kprsnn, mizann ve hesab gnnde olacaklarn keyfiyetini de apak bir ekilde bilir. 'Oku kitabn! Bugn sana hesab grc olarak nefsin yeter!' (sra/14) ve 'Bu dnya hayat ancak bir elence ve oyundan ibarettir. Ahiret yurdu ise, ite o gerek hayattr, eer bir bilselerdi...' (Ankebt/64) ayetlerinin mnsn hakkyla anlar. Allah'la karlamann, Onun ceml-i ilhsine bakmann ve O'na manen yaknlamann ne demek olduunu da anlar. En yce cemaatin arkadal ile hsl olacak saadetin, meleklerle ve peygamberlerle beraber olmann anlamn da idrak etmi olur. Cennet ehlinin derecelerinin farkn -ki bu fark baz cennet ehli arasnda o denli byktr ki; gkte parlayan yldzlara biz nasl bakyorsak, bir ksm cennet ehli de yksek derecedeki dier cennet ehlinin durumlarna ylece hayran hayran bakacaktrhakkyla bilip inanr. Daha saylmas ok uzun srecek neler neler... Zira insanlar bu hakikatlerin esasn tasdik ettikten sonra, mnlarda eitli kanaatlere sahip olurlar. nsanlarn bir ksm btn bu hakikatlerin birer misal olduklar, Allah Telnn salih kullar iin hazrlad nimetlerin, gzle grlmemi, kulakla iitilmemi ve hi kimsenin hayal bile edemeyecei eyler olduu dncesindedirler. Onlara gre halk sadece cennetin sfatlarn ve isimlerini bilir; hakikatlerinden ise tamamen habersizdir. Bir ksm insanlar da bu hakikatlerin bazlarn misal kabul ederken, dier bir ksm da lfzlarndan anlalan hakikatler olduklarna inanmaktadrlar.

Bazlar da u kanaattedirler; 'Allah' bilmenin en son zirvesi kulun kendi aczini kabul edip, O'na ilikin hibir eyi bilmediini itiraf etmesidir'. Bazlar da Allah' bilmek hususunda byk meselelerin varolduunu iddia etmilerdir. 100 hya-i Ulm'id-Din Bazlar ise, halkn ulat noktann sadece mrifetullah'm tarifi olduunu sylemilerdir. Halkn inanc ise yledir: Allah vardr, hereyi bilir, hereyegyetirir, iitir, konuur... Mkefe lmi'nden gayemiz; perdenin kaldrlmas ve btn bu ilerde ak bir ekilde hakkn seksiz phesiz grlmeidir. Bu ise, insann yaratlna gre mmkn bir haldir. Fakat kalp aynas, dnya pisliinin pasndan arnm ve temizlenmi ise... Ahiret lmi'nden kastmz; kalp aynasnn pislikten temizlenmesini bize bildiren ilimdir. O aynay kaplayan kirler, Allah'n ztma, sfatlarna ve fiillerine perde olur. Bu aynann temizlenmesi ise, ancak ehvetlerden korunmak ve her hlinde peygamberlere tbi olmakla mmkndr. Ayna ne kadar temizlenirse ve hakkn aynas olursa, hakkatleri o nisbette aksettirir. Bu mertebeye kmak iin, daha sonraki blmlerde gsterilecek riyazet yolunu takip etmek, renmek ve retmek gerekir. te kitaplarda yazlmayan, ancak ehline alan ilimler bunlardr. Bu ilim, ancak ehli olan kimselere mzakere yoluyla alabilir. Nitekim Hz. Peygamber syle buyurmutur: '"y. illi Oll o. Uf JLjJ illi idi L> ^'j-i^ S iJL: l jl>V JJ Vl , .l_l oljl jl s _-^J J> U- .', limden bir ksm vardr ki gizlenmi mcevherat gibidir. Onu ancak Allah' bilenler (arifler) bilirler. Allah' bilenler bu ilimden sz ettiklerinde, onlarn szlerini sadece Allah'tan gafil olan kimseler anlamazlar. Allah Tel'nn bu ilmi kendisine nasib ettii bir kulu asla kk grmeyin; zira Allah Tel onu hor grmemitir. Hor grmediinin delili ise, bu ilmi ona vermi olmasdr.80 kinci blm ise Muamele lmi'ne aittir. Bu ilim kalbin ahvalinden, bu hallerin sabr, kr, korku, mid, rza, zhd, takva, kanaat, cmertlik ve btn bu hallerde Allah'a minnettar olduunu bilmek; ihsan, hsn- zan, iyi ahlk, gzel muaeret, doruluk ve ihls gibi gzel hasletlerden ibarettir. Btn bu hallerin hakikatlerini bilmek, hududlarn anlamak ve vesilelerini idrak etmek, meyvelerini devirmek, clz ve zayf taraflarn tedavi ederek kuvvetlendirmek Ahiret ilmi'nden saylr. Bu hallerin ktlerine gelince; fakirlik korkusu, takdir olunana raz olmamak, hile, dmanlk, hased, doru hareket etmemek, riyaset peinde komak, halkn kendisini vmesini beklemek; dnyadan daha 80) Ebu Abdurrahman Muhammed b. Hseyin es-S]em, Erbain, (Ebu Hreyre'den); bkz. Tergib ve Terhib, Bab'ul-lim Kitab'ul-lim/II. Blm 101

fazla lezzet almak kasdyla uzun zaman yaamay dilemek; kibir, riya, gazab, haksz yere bbrlenmek, dmanlk hisleri tamak, insanlara buzetmek, tamahkr olmak, cimrilik, nfuz sahibi olmaya almak, iyi konuan biri olmak dolaysyla bundan kendisine iftihar pay karmak, oburluk, ehvetlerinin emrinde hareket etmek, zenginlere hrmet gstermek, fakirlerle istihza etmek, bbrlenmek, nefsine gvenmek, akranlarna stnlk taslamak, servetle marur olmak, hakk bildii halde kabul etmemek, mlyani eylere dalmak, bo ve ok konumay sevmek, akn olmak, halkn grmesi iin grlebilecek yerlerini sslemek, dininden tviz vermek, kibir ve gurura sapmak, nefsindeki ayplar brakp, bakalarnn ayplaryla megul olmak, znt duyma hissini kalbinden skp atmak, hibir eyden korkmamak, nefsine dokunana hcum etmek, hakkn yardmna komamak, dman olduu halde dmanln gizleyerek insana dostluk gstermek, Allah'n vermi olduunu geri almak hususunda Allah'n azabndan emin olmak, ibadetlerine gvenmek, hilekrlk ve hainlik yapmak, kandrmak, tl-i emel, kalp katl, dnya varl ile sevinmek, dnya varln kaybettii iin zlmek, mahlkata gnl vermek, merhametsiz olmak, hafiflik yapmak, aceleci olmak, az haya ve az merhamet hissine sahip olmak... Saydmz bu sfatlar ve kalbin bunlara benzer dier halleri, fuhiytn ekilecei ve mahzurlu dier hareketlerin serpilecei tarlalardr. Bunlarn zdd olan gzel ahlklar ise, ibadetlerin ve Allah'a yaklatrc dier fiilleri yapmann vesilesi ve ana kaynadr. Bu bakmdan bu hususlarn snrlarn, hakikatlerini, sebeplerini, sonularn ve ilalarn bil-, mek, Ahiret lmi'ni bilmek demektir. Ahiret ulemasnn fetvasna gre, bunlar bilmek farz- ayrdr. Bunlarn bilinmesinden yz evirenler, -zahir amellerden yz evirenler nasl dnya padiahlarnn klcyla kahro-luyorlarsapadiahlar padiahnn kahryla ahirette helak olup gideceklerdir. Demek ki fakihler farz- ayn konusunda dnyada fayda verip-vermedii noktasndan hkm verirler. Yukarda geen baz faydal ve gzel sfatlar ise, ahiretin salhna baldrlar. ayet bir fakihe bu hususlardan biri hakknda, rnein ihlas veya tevekkl yahut da rrya'dan sorulsa, ihmal edilmesinin ahire! iin felaket douracan bildii halde, btn bunlar hakknda farz-

ayn hkmn veremez ve kalp huzuru iinde btn bu sfatlar elde etmenin farz- ayn olduunu syleyemez. Bunun yannda fakihlere il, zihar, yarma ve atclk konularnda soru sorulacak olsa, ciltler dolusu ve zamanlar zayi edici geni malmatlar nne seriverir. Oysa fakih aslnda bu ince ayrntlarn hibirine muhta deildir. ayet bu ince ve geni teferruata ihtiya duyulursa, islm diyarnda bu sahadaki glkleri halledecek limler mutlaka bulunur. Fakihlerin kendilerini bu meselelerde bu kadar zorlamalarna da 102 hya-i Ulm'id-Din Kitab'ul-lim/II. Blm 103 gerek kalmam olur. Ama btn bunlara ramen fakihler gece gndz kendilerini bu meseleler zerinde zorlamakta, en ince noktalarna kadar okuyarak hfzetmekte, din konusunda kendileri iin ok daha nemli olan meseleleri ise unutmaktadrlar. Bir fakihe bu meselelere neden bu kadar ihtimam gsterdii sorulacak olsa, 'Bunlar din ilmidir ve bilinmesi farz- kifaye'dir. Bu nedenle bunlar renmek iin didindim, ihtimam gsterdim ve zamanmn ounu buna hasrettim' diye cevap verir. Fakih bu szyle hem kendisini ve hem de bakalarn bunlar ince mesele kabul etmek suretiyle aldatmaktadr. Zeki bir insan hemen anlar ki, ayet fakihin gayesi farz- kifaye hakknda slm'n emrini hakkyla eda etmek olsayd, farz- kifye'den nce farz- ayn olan ilimlere ihtimam gsterir, bu tr bir farz- kifaye yerine, gereini ok az insann yapt daha nice farz- kifyeler zerinde, hem de daha byk bir titizlikle dururdu. rnein nice slm beldeleri var ki o beldelerde sadece gayr-i mslim doktorlar grev yapmaktadrlar. Oysa gayr-i mslim doktorlarn tb ile alkal dvalarda, hukuken ahidlik yapma haklar bile yoktur. Byle olduu halde, nedense hibir fakihin farz- kifaye olan ve gayr-i mslimlerin elinde bulunan tb ilmine ilgi duyduunu grmyoruz. Hepsi de fkh ilminde, zellikle bu ilmin hilfiyat ve cedel ksmlar zerinde younlamaktadrlar. Halbuki slm beldelerinde fetva veren ve olaylara gre gerekli cevaplar verebilecek kabiliyette olan nice fakihler bulunmaktadr. Keke fakihlerin/din limlerinin toplum tarafndan icra edilen farz- kifyeler ile megul olup, hi kimsenin alka duymad farz- kifyeleri niin ihmal ettikleri bir anlalabilse! Acaba bunun sebebi, tb ilmiyle vakflar tevellisine, vasiyetler memurluuna, yetim malnn bakclna ulaamamas, kadlk ve memuriyetin dier kademelerini elde edememesi olabilir mi? Tb ilmiyle megul olan bir kimse ne zaman akranlarndan daha stn olabilmi ve sevmediklerini ezme kuvvetini elde etmek imkn bulabilmitir? Ne yazk ki kt limlerin kt davranlar yznden din ilmi ortadan kalkt. Bu konuda mslmanlarn yardmcs ancak Allah Tel kalmtr. Sadece O'na snyor, O'ndan bizi, kendisini gazaba getiren ve eytann glmesine vesile olan gururdan muhafaza etmesini diliyoruz!

Zahir ulemasnn muttaki olanlar, kalp erbabnn ve btn ulemasnn faziletini daima tasdik ederlerdi. rnein mam f, eybn- R'nin huzurunda mektep sralarnda oturan ocuklar gibi oturur, ona sorular yneltirdi.81 eybn da bu sorulara gerekli cevaplar verirdi. mam afi'nin bu durumunu hazmedemeyen birtakm limler kendisine u ih81) eyban- K", salh ve takva ile hret bulan ariflerden bindir. tarda bulundular: 'Senin gibi bir lim nasl olur da eybn- Ri isimli bir obana sualler sorar ve ald cevaplar muteber kabul ederek yararlanr?' imam afi bu itirazclara yle cevap vermiti: 'Bizim ihmal ederek gafil bulunduumuz ilimlere bu zat btnyle muttali olmutur'. Ahmed b. Hanbel ve Yahya b. Main,82 Mruf-u Kerh'nin sohbetine sk sk katlrlard. Halbuki Mruf, zahir ilminde bu iki ztn mertebesine asla kamamt. Bu iki zat buna ramen Mruf-u Kerh'ye sorular sorarak ilminden istifade etmeye alrlard. Nasl byle olmasn? Hz. Peygamber'e 'Ey Allah'n Rasl! Bir olayla karlar da onu Allah'n Kitab ile senin snnetinde bulamazsak nasl hareket edelim?' diye sorduklarnda, o yle buyurmutu. Slihler'e sorun, o hususu slihlere dann!83 Nitekim bu hikmete binaen yle denilmitir: 'Zahir limleri yeryznn ve saltanatn ssleridir. Btn limleri ise gklerin ve melekt leminin ssleridir'. Cneyd-i Badad84 yle anlatr: eyhim Srr es-Sakat85 birgn bana yle dedi: Benim meclisimden ktnda kimin meclisine gideceksin?' 'Ben de yle cevap verdim: 'Haris el-Muhsib'nin86 meclisine gideceim'. 'ok gzel, onun meclisine git. Onun ilminden ve edebinden istifade et. Fakat onun kelm hakkndaki fikirlerini ve kelmclara yapt hcumlar sakn kendine ml etme'. Bu sz syledikten sonra, ben kmak iin davrandmda arkamdan unlar syledi: 'Allah Tel seni nce hads ilmiyle nrlandrsn, sonra sf yapsn. nce sf, sonra muhaddis yapmasn!' Sz edilen zat, bu szyle; hads ilmini tahsil ettikten sonra tasavvufa dalan kimselerin felah bulduuna, hads ilmini renmeden tasavvufa dalan kimselerin ise kendilerini tehlikeye attklarna iaret etmitir. ilimler blmnde Kelm ve Felsefe timini zikredip, bu iki ilmin iyi veya kt taraflarndan niin sz etmediimi soracak olursanz, yle cevap veririm: Kelm ilminin ortaya koyduu delillerden istifade edilir. Ancak bu delillerin btn Kur'an ve hadslerde bulunmaktadr. Kur'an ile hadslerin dna km deliller ise, ya bu iki kaynakta varolduu far82) Yahya b. Main hicretin 158. ylnda domu ve 233. ylnda Medine-i Mnevvere'de vefat etmitir. 83) Tabern, (bn Abbas'dan) 84) Cneyd-i Badad'nin knyesi Muhammod b. Cneyd Nihavend'dir. Mutasavvflarn ileri gelenlerindendir. Hicretin 298. ylnda vefat etmitir.

85) Knyesi bn Mualles b. Hasan'dr. Cneyd-i Badad'nin days ve eyhidir. Mruf-u Kerh'nin talebesidir. Hicretin 257. ylnda vefat etmitir. 86) Knyesi Ebu Abdullah el-Hris b. Esed'dir. Nefsini oka hesaba ektiinden dolay kendisine el-Mhsib lkabn takmlardr. Hicretin 243. ylnda vefat etmitir. 3 5' p Od M* Orc en a. er O:

lIfK -I p P vOl P Od M h CD .. _ g .& sr er s ^ s. < c-t(t> 3 L p: (D rtp S, o. er Od e p S3 p e 5" m" i P K' in. s. 6d s g p 2 cl^S- p'^S" :|sBg-?|^r^ s ff n* 3 H ?~' S "d. >" E- s- p. . . ^n g-3 el p 3 oe <D S' '3 3' P 01 (D s 5 S B E rtB* (D p S O: < P

fi: g (D Od n. (D Od9 ?r'S. P P -. 2 . er p a a 5 e: P" S* S 5 J 1 (D 2. p 3 ^o-S p m c -o b 3 S s-S &-f? . ,3 P P 2 B . P N S rt-!T2.^g| EB 2.P r p < q (D Hd M .|. 3 " ft g-s: i-S-S-g. g. _ .<P p er K (D p er .. 2.?rS S F 3. E 2 'O 01 3' 53 K^ P S? P 3 p > .5 1 ST1-! p<< d(tc "' }t s y gs-B:si=Lgiri':S"S <L er (D "' p "2jpLrpr!^^s'<c 3 ES , p p p"S 2 p Od p" er <d

<B

o 2 v OdS (D *O <b p dp ,6,8,2 cr"-srS" P P 1 OdCrqc t" 3- q ej- p ra iiifir!fi^'r^Be S c> 3. a!

p" O: 01 (D rtIh = :3 o?3B3s;S ^2 p^&pP3 11;r^s'i Od0q p 01 <D O: B" S, 4 M. p S 6; 8 w isi3 p s 11 2. o Iflfllrl 1 ^ CD p" (D ril! I mu 2 O 3 -S ^-(d a p 2 p I 5 S- S2 3 p 3 2 " igis5' 2. p d << "-"S. c o er rt-* H_d E "i >; (D p^ p ap< a ^ 2Tp' fr 3 t a- ' -r"a--ffl S" S"1 ij , B. n CL P rt-P^ <B "^ 3 3 P "< . n u P P 5 m m g - a, O gT a- ^ O, O p ^2-Sisi" is-i* " |-i 3 sil ot Od E"'S

2 5*g" S- 2 B es 2. o, 3.2.2r &Odffl >< s- E, g (D Od -i <D w 3. "*" p "^ p 2, 5* S. > Od -" S pr^ sr-cp5 C CD ~ p o l "<. ^ p p 01 P o- p S. (B 2. CT <" op & o J.tLa o S", fr a 93 "o - 3 Od p pr 3 j P TB', o p" <1 _ p " ,5 p ?J3 er^ s p 0C|< 2 p" S' p 2 W 5 S l p jl j 2- E >o S, S- = S S-B. S =T3 P p o p s e p p p Od Od 0 'ol d p t? p ' Od , (D (D "S 5 ff. p

S-

~ 1 r^-B

fD

p-o ^E-ef" ^E? 3 1 S S g- 2. i r c r 2.1 er |s dOQ' 3 CT1 Pj fD fi: >< Q L "p-n^p! o(D g m S. S c 2 2" S 5' p p: 3 STBt 03 *^ tr* j fD 2. e 3: P (B ' (D <; P Od <D Jg I p 2. r P P c '"S y p

C O: CD " S

s-

P , (0 m

fr 2^ <L r 3

p-5 pTg S p"Sp S2? p p p p p p 3 ^5p s-^d S! S" 3 (D P Od-y. (B 1-! - 1 ? O- Od P (D P B-3.3-3 g E "8 3 ar gp

O. P o j " 106 hya-i Ulm'id-Din Kitab'ul-lim/II. Blm 107 Biz, bizim yolumuzda cehd edenlere elbette yollarmz gsteririz. Muhakkak ki Allah iyilik yapanlarla beraberdir! (Ankebt/69) 'Kelmcnn derecesini sadece halkn inancn bid'atlarn tasallutundan kurtarma derekesine drp; sadece haclarn eyalarn ve cann ekiyalarm elinden kurtarmak vazifesiyle istihdam edilen hac koruyucusu gibi mtalaa ederek, kelmcy da halkn inancn korumakla mkellef bir koruyucu kabul ettiniz. Bununla beraber fakihin derecesini de sultann, zlimlerin errinden halk korumada kullanaca kanunlar korumak eklinde beyan ettiniz. Bu iki mertebe ise din ilmine nisbetle dk mertebelerdir. Halbuki nmet-i Muhammed'in fazilet ve hret sahibi kimseleri fakihler ile kelmclardr. Fakihler ve kelmclar Allah nezdinde en faziletli kimseler olduklarna gre, nasl oluyor da onlar din ilmine nisbetle ok dk olan u mertebeye dryorsunuz?' diyecek olursanz, size yle cevap veririz: Hakk ahslarla bilenler sadece dallet bataklnn iine yuvarlanm akn kimselerdir. Eer hak yolun yolcusu iseniz nce hakk bilmeniz gerekir ki o hakk temsil edenleri de bilesiniz. Zaten byle yapmak sizin vazifenizdir. Eer taklidi bir yoldan insanlarn arasnda yalan yanl hret bulmu derecelere bal kalrsanz, unutmaynz ki ashab- kiram ve onlarn yksek mertebesi hi de sizin zannettiiniz gibi fkh veya kelm ilmine bal deildi. mmetin en faziletli ve mehur ahslar olarak takdim etmeye altnz kiiler, sahablerin btn mmetten daha faziletli ve stn derecelere sahip olduklarn ikrar ediyorlar ve hi kimsenin dinde ashab- kiramn vard zirveye varamayacana inanyorlard. mmet ierisinde hi kimse, ashab- kiramn bu yolda havalandrdklar toz ve duman yarp geerek onlarn varm olduklar yce makamlara eriemez. Btn bu hakikatlerle birlikte ashabn ileride olmalar ne Kelm ilmi'ne ve ne de Fkh lmi'ne bal olmutur. Onlarn ycelii sadece Ahiret lmi 'ne ve ahiret ilminin yolculuuna baldr. Ebubekir Sddk (r.a) btn insanlardan stn olmasn, ok oru tutmak, ok namaz klmak, ok hads rivayet etmek, fetva ilmini ok bilmek ve Kelm lmi'ne dalmakla kazanm deildir. O ztn bu byk mertebeyi elde etmesine sebep, kalbinde yerleen sarslmaz imandr. Bunu byle kabul etmeye mecburuz. Nitekim rasllerin serdr ve iki cihann serveri ve btn kinatn nderi Hz. Muhammed Mustafa da (s.a) Hz. Ebubekir'in stnlne bu noktada ehadet etmitir.87

O halde Hz. Ebubekir'i bu yce makama eritiren srr iyice aratr; zira onu bu yce mertebelere karan sr, paha biilmez bir mcevher ve deeri bulunmaz bir incidir. nsanlarn ounun ittifakyla aklanmas uzun srecek olan birtakm sebep ve vesilelere dayanarak byk saylanlarn bykln bir kenara braknz; zira Allah'n Rasl (s.a) rabbine kavutuu zaman, binlerce sa-hab vard ve hepsi de Allah' bilen lim kiilerdi. Allah Rasl'nn diliyle vlmlerdi. Halbuki ilerinde kelmclarn mesleini bilen hi kimse yoktu. On ksuru mstesna fetva vermeye kimse heveslenip ileri atlmamt. Fetva verenlerden biri olan bn mer'den88 bir fetva sorulduu zaman, o fetvay soran kimseye 'Halkn idaresini omuzlarna alm emrin yanna git ve bu fetvann mes'uliyetini onun omuzlarna ykle!' derdi, ibn mer byle demekle meseleler ve ahkmlar hakknda fetva vermenin velayet ve saltanat vazifesi olduuna iaret etmi oluyordu. Hz. mer vefat ettii zaman bn Mes'ud yle buyurdu: 'lmin onda dokuzu ld'.89 Bunun zerine bn Mes'ud'a yle soruldu: 'Sahabei kiramn bykleri hayatta iken, sen bu sz nasl sylersin?' O yle cevap verdi: 'Ben fetva ve ahkm ilmini kastetmedim. Benim gayem Allah' bildiren ilimdir'. Ibn Mes'ud'un 'Onda dokuzu gitti' dedii ilme niin talip olmuyorsunuz? Neden bu ilmin renilmesine taraftar deilsiniz? Kelm ve Cedel ilminin kaplarn kapatan bizzat Hz. mer'di. Sabi90 Hz. mer'e Kur'an- Kermin iki ayetinin arasnda tenakuz olduuna dair bir sual sorunca, Hz. mer mehur kamsyla Sabi'i dverek huzurundan uzaklatrm ve btn ashab- kirama da Sabi'den uzak durmalarn tembihliyerek, onunla konumamalarn istemitir. 'Alimlerin mehurlar fakihler ve kelmclardr' eklindeki ifadenize gelince, biliniz ki Allah nezdinde insana fazilet kazandran ey sizin bildiinizden baka bir eydir. Nitekim Ebubekir Sddk'n hreti, halife oluu sebebiyle ise de fazileti kalbinde yerlemi olan srdan ileri geliyordu. Hz. mer'in hreti siyasetle; fakat fazileti, kendisiyle birlikte giden ilmin onda dokuzu sayesindeydi. Velayetinde, adaletinde ve halka kar gayet mfik davranmasnda Allah'a yaknlk niyeti olduu iin btn bu faziletleri elde etmitir. Bu ise Hz. mer'in srrnda gizlenmi bir husustur. Hz. mer'in dier zahir fiillerine gelince; o fiiller, dnya mertebesine, nm ve hrete talip olan herhangi bir kimsede de grlebilir. hret insan helak eden fetlerden birisidir. Fazilet ise, hi kimsenin kavrayamad sr mahiyetinde olan ilerdendir. Fakihler ve kelmclar 87) Hkim-i Tirmizf, Nevadr 88) bn mer sahabe-i kirm'n asrnda fetva veren byklerden birisiydi. Kendisi Hz. mer'in oludur. Hicretin 74. ylnda vefat etmitir. 89) Ebu Heyseme, Kitab'ul-tlim, (brahim b. Abdullah'tan) 90) Sabi'in babas Isl'dr. Temim kabilesindendir. bn Hasin'e gre Sabi b. erik diye adlandrlmtr. Cemel hdisesinde hazr bulunmutur. Sk sk Kur'an'n mteabih ayetlerinden halka

bahsetmekle, halka bunlarn mnsn sormakla ve bu suretle halk pheye drmekle hret bulmutu. Hz. mer, Basra valisine bir emirname yazp, Sabi'in bu ehre sokulmanasm istemiti. 108 hya-i Ulm'id-Din u tpk halifeler ve kadlar gibidir. Bunlar da aralarnda ksmlara ayrlmlardr. 1. Onlardan bir ksm ilmiyle ve fetvalaryla Allah'n rzasn elde etmeye, Hz. Peygamberin snnetini muhafazaya alr, hibir zaman ilmiyle gsterie ve riyaya kamaz. Bu niyette olan limler, Allah'n rzasn elde etmeye ehildirler. Onlarn Allah nezdindeki faziletleri, ilimleriyle amel etmelerinden, Allah'n ceml-i ilhsini ilimleriyle ve dnceleriyle istemelerinden ileri gelir. nk her ilim elde edilen bir ameldir. Her amel ise ilim deildir. Doktor, ilmiyle manen Allah'a yaklamaya ehil ve muktedirdir. Ancak bu takdirde ilimden sevap alr. nk onun vastasyla Allah'n emrini yapm ve bu emri yapmakla da ycelmitir. Sultan, halk arasna Allah rzasn tahsil etmek iin girer. Allah kendisinden raz olur ve byk sevap kazanr. Onun bu sevab kazanmasnn sebebi, din bir vazifeyi yerine getirmi olmas deildir; sadece yapm olduu hareketle Allah rzasn kastetmesi kendisine bu sevab kazandrmtr. Allah'a yaklatrc eyler ksma ayrlr: A. Mcerred ilim. Mkefe lmi byledir. B. Mcerred amel. Sultann dil davranmas ve insanlar eriatla idare etmesi gibi. C. lim ve amelden mrekkeb olan hareket. Buna Ahiret Yolunun Ilmb denmektedir. Bu halin sahibi hem lim ve hem de mildir. Kendinize yle bir bakn! Acaba kyamet gnnde ilh limler hizbinden veya Allah'a amel edenler hizbinden veya her ikisinin de dahil olduu hizibden misiniz? ayet her ikisinin de dahil olduu hizibden iseniz, her iki grubun meziyetlerinden de pay alm olursunuz. Bu ise mcerred ilmin kr mukallidi olmaktan daha iyidir sizin iin! Nitekim yle denilmitir: 'Grdn al, iittiklerini brak! Gnein yznde seni zuhal yldzna muhta ettirmeyen bir berraklk vardr'. Btn bunlara ilve olarak, ileride gemi fakihlerin gzel hallerinden bahsettiimiz zaman grlecektir ki, onlara uyduklarn syleyenlerin kendileri onlara zulmetmilerdir. Kyamet gn en byk hasmlar onlar olacaktr. Zira Selefin fakihleri, ilimleriyle ancak Allah'n cemline kavumay kastetmilerdi. hiret limlerinden olduklarn halleri ispatlamtr. Bu gerek, Alimlerin Almetleri bahsinde akla kavuturulacaktr. nk Selef yalnz Fkh ilmiyle megul olup ondan gayri hereyi terketmi deildi. Ayn zamanda Kalp lmiyle megul olup kalplerini de murakabe ederlerdi. Fakat kalp ilmi hakknda kitap yazmak ve onu okutmaktan Selefi meneden sebep, ashab- kiram Fkh konusunda kitap yazmak ve okutmaktan meneden sebebin t kendisiydi.

Kitab'ul-lim/II. Blm 109 Sahabe-i kiramn her biri, fetva ilminde mstakil birer fakih durumunda idiler. Onlar bu konuda yazmaktan ve okutmaktan meneden miller kesinlikle bilinmektedir. O milleri bir kere daha burada zikretmeye lzum yoktur. Fakat biz, slm fakihlerinin durumundan bir nebzecik olsun bahsedelim; edelim ki bizim szmzn onlara deil, kendini Fkh lmine bal olarak gsteren ve fakat ahlk bakmndan Fkh lminden ve o ilmin byklerinin yolundan ayrlanlara ait olduu anlalsn! Aksi takdirde zihinlerde bizim byk fakihlere dil uzattmz vehmi uyanabilir. Fkh lminin kutublar ve bu ilimle halka doru yolu gsteren mezhep sahipleri u be byk zttr: 1. mam afi 2. mam Mlik 3. Ahmed b. Hanbel 4. mam A'zam Ebu Hanife (Nman b. Sabit) 5. mam Sfyan es-Sevr Allah, bu limlerin cmlesinden raz olsun! Bunlarn her biri bid, z-hid, ahiret ilimlerini bilen, dnyada halkn maslahat ile ilgili mevzularda hkim ve fkhta gsterdikleri almalar ile Allah'n cemlini grmeyi kasteden kimselerdi. Yukarda zikrettiimiz hasletler, onlarn sadece be hasletini ifade etmektedir. Onlarn ok daha fazla msbet hasletleri vardr. Gnmzn fakihlerine gelince, onlar bu be hasletin ancak birinde onlara tbi olmulardr. Bu haslet de kollar svayp ok mbalal bir ekilde fkh ilminin megul olduu sahaya girip, teferruata ait meselelere dikkatli bir ekilde eilmeleridir. Halbuki ahirette ie yarayan hasletler, geride kalan drt haslettir. Gnmzn fakihleri tarafndan titizlikle sahiplenilen bu haslet ise, hem dnyaya ve hem de ahirete yarayabilir. ayet bu hasletten sadece ahiret kastedilmise, dnya iin olan yarar zayflar. Bizim za-manmzdaki fakihler kollarn svayp yalnzca bu haslete sarlmlar ve bylece mbarek imamlarn yolunda olduklarn iddia etmilerdir. Ne var ki meleklerle demirciler arasnda bir kyaslama yapmak mmkn deildir. Biz imdilik o mbarek imamlarn gnmzn fakihleri tarafndan terkedilen hasletlerine dellet eden durum ve hallerini zikredeceiz. Fkh ilmindeki bilgilerine ise, delil getirmeye ihtiya yoktur. nk bu bilgide zirveye ktklar zaten herkesin malmudur. mam afi mam afi'nin bid olduunu gsteren delil, geceyi e taksim edip, birinci blmn ilme, ikinci blmn ibadete, nc blmn de uyku ve istirahate ayrmasyd. 110 hya-i Ulm'id-Din Reb91 yle demitir: 'mam afi Ramazan aynda kld namazlarda Kur'an'i Kermi altm kere hatmederdi'.

mam afi'nin talebelerinden olan Ebu Yakub Yusuf b. Yahya elBuveyt92 de hocasna uyarak Ramazan aynda hergn bir hatim indirirdi. Hasan el-Kerabis93 yle demitir: 'ok zaman mam afi ile geceleyip kendisinin gecenin te birinde namaz klmakla megul olduunu grdm. Btn bu namazlarda, elli ayetten az okuduuna asla rastlamadm. En fazla okuduu da yz ayeti gemezdi. Rahmetten bahseden ayetleri okuduu zaman kendisi ve btn mslmanlar iin Allah'n rahmetini talep eder, azaptan haber veren bir ayeti okuduu zaman mutlaka azabndan Allah'a snrd; kendisi ve btn mslmanlar iin azaptan emin olmay Allah'tan dilerdi. Sanki onda mit ve korku birbirlerine yakn iki komu gibiydi'. mam afi'nin bu uzun namazlarnda sadece Kur'an'n elli ayeti gibi az bir miktarn okumakla Kur'an'n esrarna vakf olmakta ne derece ileri gittiini ve Kur'ana ne kadar derinlemesine daldna bir baknz! mam afi yle demitir: 'Onalt seneden beri hibir zaman doya doya yemek yemi deilim. Zira tam bir ekilde doymak bedeni arlatrr, kalbi katlatnr, zeky dumura uratr, uykuyu celbeder ve sahibini ibadet yapmaktan alkoyar!' mam afi'nin tka basa yemek yemenin fetlerinden nasl ekindiine bakarak, birtakm hikmetleri anlamaya alnz! O, ibadetler, iin doya doya yemek yemediini sylemitir. nk ibadetin ba, az yemekle yetinmektir. mam afi yle demitir: 'Gerek doru ve gerekse yalan, hibir ekilde ve hibir zaman btn hayatm boyunca Allah'n ismiyle yemin etmedim'. Allah' ulu ve byk grmesinin baknz! mam afi'nin bu hli, onun minin en byk delilidir. mam afi'ye bir mesele soruldu, medi. Orada hazr bulunanlardan biri neden cevap vermedin?' deyince yle vermekte mi, yoksa vermemekte bekledim'. ve O'na eilmesinin derecesine bir Allah'n celli hakkndaki derin ilSkt ederek bu suale cevap ver-kendisine 'Allah senden raz olsun, buyurdu: 'Faziletin bu suale cevap mi olduunu dnebilmek iin 91) Knyesi Reb b. Sleyman b. Abdlcobbar b. Kmil elMurad'dir. Hicretin 174. ylnda domu ve 2O4'de evval aynn 21. gecesinde vefat etmitir. 92) Buveyt, Msr'n Buveyt kyndendir. Alim, bid ve zhid bir kimseydi. 93) Ebu Ali Hasan b. Ali b. Yezid el-Kerabis byk bir imamdr. nceleri Ebu Hanife'den ders alm, daha sonra mam afi'den ders alarak ona tbi olmutur. Hicretin 245. ylnda vefat etmitir. Kitab'ul-lim/II. Blm 111 Fakihlere en ok musallat olan illetlerden biri olan dilini, nasl zapt u pt atna aldna bir baknz! te bu hdise, mam afi'nin dilini kontrol ettiini ve kendisinin sadece Allah

nezdindeki sevaba nail olmak iin konuup, sustuunu gstermektedir. Ahmed b. Yahya b. Vezir94 yle anlatr: mam afi birgn kandiller arsndan kt, bizler de onun arkasndan gidiyorduk. Baktk ki bir adam ilim ehlinden olan birinin gybetinde bulunuyor. Bunu duyan mam afi bizlere dnerek yle dedi: 'Dillerinizi gybetten ve ihanetten koruduunuz gibi, kulaklarnz da tkamak suretiyle bunlar iitmekten koruyun; zira dinleyen syleyene ortak olur. Ahmak kimse kendi iindeki kt eyleri sizin gnllerinize boaltmak ister. Bu kimsenin szlerini dinleyenler gnahkr olur, reddedenler ise saadete ererler'. mam afi yle buyurmutur: "Bir hakm baka bir hakme yazd mektupta 'Allah sana bir ilim vermi. Bu ilmi gnahlarn irkefiyle kirletme ki ehl-i ilmin, ilimlerinin nuru ile yrdkleri o gn (kyamet gn) zulmette kalm olmayasn' diye yazmtr". mam afi'nin zhdne gelince, o yle demitir: 'Dnya ile Allah sevgisini bir kalpte barndrdn syleyen kimse yalan sylemi demektir'. Humeyd95 yle anlatr: mam afi bir ara baz idarecilerle Yemene gitti. Oradan da Mekke'ye geldi. O anda elinde 10.000 dirhem vard. Mekke dnda kendisine bir adr kuruldu. Halk onu grup grup ziyaret etmeye geliyordu. O da gelen fakirlere para datyordu. O kadar ki o evredeki fakirlere vermekten elinde bir kuru bile kalmam ve oradan meteliksiz ayrlp gitmiti. Birgn mam afi hamamdan karken, hamamcya birok mal vererek ayrld. Elindeki kam bir ara yere dt. Biri yere eilip kamy alarak kendisine verdi. mam afi derhal o adama 50 dinar verdi. mam afi'nin cmertlii burada anlatlanlardan ok daha iyi bilinmektedir. Zaten zhdn ba cmertliktir. Kii neyi seviyorsa onu elinden karmamaya bakar. Dnya maln ancak dnyaya ehemmiyet vermeyen kiiler datr. Bu hal zhdn keml hlidir. mam afi'nin zhdnn ne kadar ileri olduuna, Allah'tan ne kadar ok korktuuna ve himmetini daima ahirete ynelttiine delil olmak bakmndan u hikye yeter de artar bile! Sfyan b. Uyeyne96 Rekik'den ald bir hadsi kendisine rivayet edince mam, hadsi duyar duymaz kendinden geti. Sfyan'a 'mam ld' 94) Knyesi Ahmed b. Yahya b. Vezir b. Sleyman b. Muhacir elMsri'dir. Hicretin 171. ylnda domu, 251'de ve evval aynn altsnda vefat etmitir. 95) Knyesi Ebu Bekir Abdullah b. Zbeyr b. sa'dr. Kurey'in Esed kabilesindendir. Mekke'de hicretin 219. ylnda vefat etmitir. 96) Knyesi Ebu Muhammed'dir. Hicretin 198. ylnda ve Receb aynda vefat etmitir. denilince Sfyan yle buyurdu: 'Eer afi baylm deil de lm ise, zamannn en faziletli kiisi lm demektir'.

Abdullah b. Muhammed el-Belev yle anlatr: "Ben ve mer b. Nebte oturuyorduk. Aramzda bidlerden ve zhidlerden bahsediyorduk. Bu konuma srasnda mer bana unlar syledi: 'Muhammed b. dris afi'den daha muttaki, daha beli, daha fasih bir kimseyi grmedim'. Ben, mer ve Haris b. Lebid, birlikte Safa tepesine ktk. (Haris b. Lebid, Salih el-Murr'nn97 talebesiydi ve ok gzel bir sesi vard). Haris burada Kur'an' Kerim'den u ayetleri okudu: 'Bugn dilleri tutulacak gndr. (nkarclara) izin verilmez ki zr dilesinler' (Mrselt/35-36) Orada bulunan ve ayeti dinleyen afi'nin benzi sarard, deta tyleri diken diken oldu. Sonra onun tir tir titreyerek yere serildiini grdm. Gzn at zaman Allah Tel'ya yle niyazda bulundu. Ey yceler ycesi Allahm! Yalanclardan olmaktan ve gafillerin yz-evirmelerinden sana ve rahmetine snrm! Allahm! Ariflerin kalbi sana eilmi, mtekilerin boynu senin rahmetinin nnde bklmtr. lh! Cmertlii bana hibe eyle ve beni rtnle setreyle. Mbarek yznn keremiyle kusurumu affet! Abdullah diyor ki: Bu durumdan sonra mam afi yrd ve biz de arkasndan geri dndk. Ben Badad'a geldiim zaman mam afi de Irak'ta bulunuyordu. Dicle'nin kenarnda abdest alyordum. Birisi yanmdan geerken bana seslendi: 'Ey gen! Abdestini gzel al ki Allah sana dnyada ve ahirette gzellik ihsan etsin'. Bam evirip baktm zaman yannda topluluk bulunan bir zat grdm. Abdestimi abucak alarak derhal bu zt takip etmeye koyuldum. Bir ara bana dnerek yle buyurdu: 'Bir ihtiyacn m var?' Ben 'Evet, Allah'n sana rettiklerinden sen de bana ret!' dedim. O 'Bilmi ol ki Allah'a sadakatle kulluk yapanlar ' kurtulur. Allah'n dinine efkat gsteren felketten selmet bulur. Dnyada zhid olann gzleri yarn kyamet gnnde karlat sevaptan dolay nrlanr. Daha fazlasn syleyeyim mi?' Ben 'evet' dedim. O da yle dedi: 'Kimde haslet varsa o imann kemle erdirmitir, mrufu emr ve tatbik eden, mnkeri yasaklayp saknan, Allah'n hududlarn gzetip amayan. Daha fazlasn ister misin?' Ben 'evet isterim' dedim. O da yle dedi: 'Dnyaya srt evir, ahirete ynel! Btn ilerinde Allah'a doruluk gster ki kurtulanlarla birlikte kurtulmu olasn'. te btn bunlar syleyerek uzaklap gitti. O gittikten sonra kim olduunu sordum. Bana onun imam afi olduunu sylediler". mam afi'nin Kur'an karsnda nasl bayldn ve ayldktan sonra neler sylediini dikkatlice dnecek olursanz, btn bu haller mam afi'nin ne kadar zhid bir kimse olduunu size anlatmaya yeter. nk btn bu haller onun Allah'tan ne kadar ok korktuunun apak birer delilidir. Byle bir korku ve zhd ancak Allah Tel'y ok iyi tanyanlara 113 97) Knyesi Salih b. Bi ;ir b. Vadi' b. Eb'l-Ek'as'dr. Hicretin 188. ylnda vefat etmitir. verilmitir. Nitekim Allah Tel Ftr sresinin 28. ayetinde bu hakikate u ekilde iaret buyurmaktadr: 'Allah'tan kullar iinde ancak (kudret ve azametini bilen) limler korkar'.

mam afi bu takvay ve zhd selem, icare ve dier fkh bahislerden elde etmemitir. O takvasn ancak Kur'an ve Snnet'ten karm, ahiret ilimlerinden almtr. nk gemilerin ve geleceklerin ilmi Kur'an- Kerm ile Snnet'e dayanmaktadr. mam afi'nin kalbin srlarn ve ahiret ilimlerini bilen bir lim olduuna dair delil ise, kendisinden rivayet edilen hkmlerden anlalmaktadr: Rivayet edildiine gre, mam afi'ye riya hakknda sual sorduklar zaman hi dnmeksizin riyay yle tarif etmitir: 'Riya bir fitnedir. Bu fitneyi heva ve heves meydana getirmi ve limlerin kalp gzlerini tkayarak grmelerine mni olmutur. limler nefislerinin arzusuna uyarak bu perdeye bakmlar ve btn amellerini yakmlardr*. Yine mam afi yle buyurur: 'Amelini kibir ve gururun zedeleyeceini hissedip korktuun zaman, kimi raz etmek istediine dikkat et! Hangi sevab istediini kefetmeye al. Hangi cezadan korktuunu aratr. Neden dolay krettiini anlamaya al. Hangi beldan dolay hatrlam olduunu tahkik et. Sen bu hasletlerden biri hakknda bile dndnde amellerin gznde klr'. mam afi'nin riyann hakikatlerini nasl anlattn ve ayrca riya kadar tehlikeli olan kibir ve gururun ilacn nasl gsterdiini dn de onun bu sahadaki byk ilmini takdir et! mam afi yle demitir: 'Nefsini gnahlardan korumayana ilim bir fayda salamaz'. Yine mam afi yle buyuruyor: 'lmiyle Allah'a itaat eden, ibadetinin manev zevkine erer'. Yine kendileri yle demitir: 'Bu yeryznde dostu veya dman olmayan hi kimse yoktur. halde, kendini Allah'a ibadete adayan kimselerle birlikte ol!' Abdlkhir b. Abdlziz salihlerdendi ve ok muttak bir kimseydi. te bu muttak zat takva hakknda mam afi'ye birok sual sorard, imam da bu ztn suallerine takvasndan dolay usanmadan cevap verirdi. Bu zat gnn birinde mam afi'ye u suali sordu: 'Sabr m, mihnet mi yoksa temkin mi daha stndr?" mam ise yle cevap verdi: Temkin peygamberlerin derecesidir. Temkin derecesine ancak Mihnetten sonra varlr. O hale eren kimse imtihana ekildii zamanlarda sabreder. Sabrettii zamanlarda ise temkine varm olur. Ey Abdlkhir! Grmez misin? Allah Tel, kulu ve rasl ibrahim'i (a.s) nce denedi. Sonra da temkin mertebesine ulatrd. Hz. Musa'y da nce imtihan etti, sonra temkin derecesine vardrd. Hz. 114 hya-i Ulm'id-Din Eyyb'u da nce imtihandan geirdi, sonra temkine vardrd. Yine Hz. Sleyman' da imtihan ettikten sonra temkin derecesine vardrd ve kendisine mlk ihsan eyledi. Demek oluyor ki temkin derecelerin en stn ve en efdalidir. 'te Yusuf u bylece Msr'a (temkin edip) yerletirdik!' (Yusuf/21). Hz. Eyyb byk imtihandan sonra temkin mertebesine vard. Allah Tel Hz.

Eyyb'un bandan geen bu imtihan ve temkini Kur'an- Kermde aynen yle ifade buyurmaktadr: 'Biz de duasn kabul edip hemen kendisindeki hastal giderdik. Tarafmzdan bir rahmet ve ibadet edenler iin bir hatra olmak zere ona hem ailesini hem de onlarla beraber bir katn daha verdik'. (Enbiya/84) mam afi'nin verdii bu cevap, kendisinin Kur'an'n srlarn ve Allah'a ynelen enbiya ve evliyann derecelerini ne denli bildiini gstermektedir. Bu ise ahiret ilimlerini bilmenin bir sonucudur. mam afi'ye 'Bir kii ne zaman lim olur?' diye sorulduunda yle cevap vermitir: 'lmini derinletirip, dier limleri tedkk ettiinde hangisinin bilip, hangisinin bilmediini anladnda!' Hekm Calinos'a 'Sen bir hastalk iin niin birok ilatan mrekkeb bir tedavi usl tavsiye ediyorsun' diye sorulunca, o bu sz syleyenlere yle cevap vermitir: 'Gayeye bir ila da vardrr. Ancak o bir ilaca birok ilacn eklenmesi hastann hiddetini dindirmeye yarar; zira teklik ldrcdr'. mam afi'nin bu ve buna benzer daha nice szleri, onun marifetul-lah'ta ve Ahiret lmi'nde ne denli yksek mertebelere km olduunu gstermektedir. mam afi'nin Fkh'Um ve fkh konulardaki mnazaralardan sadece Allah'n rzasn kastettiine dair de bir delil gsterelim. Kendisi yle buyurmutur: 'sterdim ki herkes bu ilimden (fkh ilminden) menfaat grsn de bana bu menfaatin zerresi dahi isabet etmesin ve hibir eyi bana nisbet edilmesin'. Dikkat edilecek olursa, mam afi'nin ilimden doacak olan feti ve ilmi hret elde etmek iin istemenin felketini nasl idrak etmi olduu, ilmi sadece Allah iin istedii, ilimden gelecek olan hrete ise hi iltifat etmeyip, kalbini benliin her eidinden arndrd aka grlecektir. mam afi yle buyurmutur: 'Kimle konutuysam ilm mnazarada muvaffak olmasn, doru yolda gitmesini ve Allah'tan yardm grmesini, Allah'n muhafazas altnda olmasn niyaz ettim. Kimle ilm bir mnazara yapm isem, Allah Tel'nn onun diliyle mi, yoksa benim dilimle mi hakk aa karacan bir an bile kendime mesele edinmedim'. Yine yle buyurmulardr: 'Hak ve hakikati hangi lime sylemisem ve o sylediim kimse de hakk kabul etmise, mutlaka onu byk saydm ve onun sevgisinin bana gerekli olduuna inandm. Benimle hak ve hak-kat konusunda haksz yere tartarak hakk kabul etmeyen kimseler ise Kitab'ul-lim/II. Blm 115 zmden dm; hakk kabul etmedikleri iin kalbimde onlara kar erre kadar bir sevgi kalmamtr'. Btn bunlar mam afi'nin Fkhta ve fkh mnazaralarda dahi sadece Allah'n rzasn aradnn ak birer delilidir.

Dikkat edecek olursanz, mam afi'den sonra gelen ve szde onun yolunda olduklarn iddia edenler, yukarda bahsi geen be hasletten ancak birinde ona tbi olmulardr. Hatta sonradan o bir haslette bile kendisine muhalefet etmilerdir. te Ebu Sevr98 'Ben afi gibi ne bir kimseyi grdm ve ne de bakalar onun gibisini bir daha greceklerdir' szn bu srra binaen sylemitir. Ahned b. Hanbel yle demitir: 'Krk seneden beri her kldm namazda afi'ye dua ediyorum'. Dua edenin kadirinaslna, insafna ve dua edilenin de yksek derecesine dikkat ediniz! Onunla gnmzdeki limleri, fakihleri bir kyas edin ve bu devirdeki limlerin aralarndaki buz ve nefreti bir dnn ki bunlarn 'Biz afi gibilerin yoluna uymaktayz' szlerinin ne kadar samimiyetsiz olduunu anlayabilesiniz. Ahmed b. Hanbel, mam afi'yi dualarnda oka and iin olu kendisine 'afi nasl bir kimse idi ki sen ona bu kadar dua ediyorsun?' diye sorunca, Ahmed b. Hanbel oluna u cevab verir: 'Ey olum! mam afi dnya iin bir gne ve insanlar iin de bir afiyet kayna gibiydi'. Tm bu rivayetler sizlere, gnmzdeki limlerin mam afi ile Ahmed b. Hanbel'in halefi olup olmadm gstermektedir. Yine mam Hanbel 'Eline kalem alan herkesin zerinde mutlaka mam afi'nin hakk vardr' demitir. Yahya b. Said el-Kattan" yle der: 'Krk seneden beri her kldm namazda mutlaka mam afi'ye dua ederim; zira Allah Tel ona ilim kapsn am ve onu fkh ilminde baarl klmtr'. mam afi hakknda naklettiimiz bu rivayetlerle yetinelim; zira ona ait hasletler saymakla ve yazmakla bitmez. Burada naklettiimiz menkbeleri eyh Nsir b. brahim elMakdis'nin100 mam afi hakknda telif ettii Menakb adl eserinden alm bulunmaktayz. Allah Tel, mam afi'den ve btn mslmanlardan raz olsun! 98) Knyesi Ebu Sevr brahim b. Halid b. Yaman'dr. Hicretin 240. ylnda vefat etmitir. 99) Knyesi Ebu Said'dir. Hads hafzdr. Hicretin 158. ylnda domu ve 198. ylnda vefat etmitir. 100) Bu zat birok slm beldesini gezerek limlerden ders almtr. Zahidlkte, kitap yazmada ve selefe uymada emsalsizdi. Saysz kitap telif etmitir. Hicretin 506. senesinde am'da vefat etmitir. 116 hya-i Ulm'id-Din Kitab'ul-lim/II. Blm 117 mam Mlik mam Mlik e gelince, o da mam afi gibi bahsettiimiz be haslet ile donatlmt. Kendisine 'Ey mam! lim talebi hakknda ne dersin?' diye sorulduunda, mam Mlik u cevab vermitir: 'Gzeldir, fakat

sabahtan akama kadar sana ilimden ne gerekiyorsa, sen o kadarna sarl!' mam Mlik, din ilminin tazim edilmesi hakknda ifrat denecek ekilde hareket ederdi. O kadar ki bir hadsi rivayet etmek istedii zaman nce abdest alr, sonra o meclisin en yksek yerinde oturur, sakaln tarar, kokular srer, heybetli bir vaziyet aldktan sonra kelimelerin zerine basa basa Allah Rasl'nn szlerini rivayet ederdi. Bu hali kendisine sorulduunda 'Allah'n Rasl'nn mbarek szlerine tazim etmeyi sevdiim iin byle davranyorum' cevabn vermitir. mam Mlik yle demitir: 'lim nurdur. Allah o nuru diledii yere brakr. Bu nr ise oka rivayette bulunmaya bal deildir'. mam Mlik'in ilme gsterdii bu ihtiram ve tazim, Allah'n cellini btn dehetiyle bilmesinden kaynaklanmaktadr. mam Mlik'in, ilmiyle sadece Allah'n rzasn aradn bize bildiren en somut delil, T>in hususunda tartmak, insana hibir ey kazandrmaz' szdr. mam Mlik'in bu ynne, talebesi mam afi'nin u szleri de dellet etmektedir: 'Benim de hazr bulunduum bir mecliste mam Mlik'e 48 sual soruldu. kisi hari hepsine La Edri (Bilmiyorum) cevabn verdi'. lmiyle Allah'n rzasn aramayan kimseler, kolay kolay 'Bilmiyorum' diyemezler; zira byle sylemeyi gururlarna yediremezler. te bu sim anlatmak iin mam afi "Alimler arasnda, mam Mlik delici bir yldz gibiydi. Benim iin ilim hususunda mam Mlikten daha emin biri yoktur bu dnyada! (Baka bir rivayete gre; 'Benim mam Mlik'ten daha ok minnet duyduum bir lim yoktur')" demitir. Rivayet edildiine gre Halife Ebu Cafer el-Mansur101 'Karsn boanmaya zorlayan kiinin kars boanmaz' hadsini mam Mlik'in rivayet etmesine zorla mni olmutur. mam Mlik'in bu hads hakknda ne dndn anlamak iin adamlarndan birini gizlice gndererek bu konuda mam Mlik'e sual sor-durmutu. mam Mlik ise halkn huzurunda sual soran kiiye 'Karsn zorla boayan bir kimsenin talk dmemitir' diye cevap vermi ve bunun zerine devrin sultan olan Ebu Cafer, mam Mlik'i krbalatmt. Fakat o btn bu ikencelere ramen, o hadsi nakletmekten bir an bile geri durmamt. mam Mlik yle buyurmutur: 'Kii konumalarnda, doru ise Allah Tel onun akln korur. Ne kadar yalanrsa yalansn aklna bir eksiklik gelmez'. mam Mlik'in dnya hakkndaki zhdne gelince; o, zhdn zirvesine kmt. Nitekim bunu u rivayet aka ispatlamaktadr: Emr'ul-M'minn el-Mehd102 mam Mlik'e yle sorar: 'Evin var m?' mam Mlik 'Hayr evim yok. Fakat size ev meselesiyle ilgili bir hads nakledeyim; 'Ben Rabia b. Eb Abdurrahman'dan dinledim, yle demiti: 'Kiinin nesebi onun evidir'.103

Harun Reid, mam Mlik'e yle sorar: 'Evin var m?' mam Mlik 'Hayr yok' der. Bu cevab alan Harun Reid, mam Mlik'e 3000 dinar vererek "Bununla kendine bir ev al' der. mam Mlik, Harun Reid'den paray alr, fakat paray ev almak iin sarfetmez. Harun Reid Badad'a dnmek istediinde mam Mlik'in de kendisiyle birlikte Badad'a gelmesini ister ve ona yle der: 'Ben herkesi senin Muvatta adl kitabna tbi klmak istiyorum. Tpk Hz. Osman'n herkesi istinsah ettirdii mushaflara zorlamas gibi!' Bu sz zerine mam Mlik, Harun Reid'e hitaben yle der: "Herkesi benim Muvatta adl kitabma zorlamak imknsz bir itir. nk Hz. Peygamber'in ashab onun lmnden sonra dnyann drt bir bucana yayldlar. Hz. Peygamber'in hadslerini gittikleri diyarlara yaydlar. Bu nedenle her belde halknda ayr ayr ilim vardr. Hz. Peygamber 'mmetimin ihtilfndan rahmet doar'104 buyurmutur. Seninle birlikte hkmet merkezine gelmeme de imkn yoktur. nk Hz. Peygamber yle buyurmutur: _O_i > Jr ' 'Jf 'Jj- ii-u-' 'Eer bilseler, Medine-i Mnevvere onlar iin daha hayrldr'.lor' ..H^ ^_* 'J* j^ s ^ j^ L_lJ 'Demircilerin krnn, demirin pasn temizledii gibi, Medine-i Mnevvere de (gnahkr kullar) gnahlarndan ylece temizler'.106 Buyurun, unlar bana vermi bulunduunuz dinarlarnz! Bana verdiiniz bu eyleri ister geri aln, ister brakn". mam Mlik bu szleriyle Harun Reid'e unlar anlatmak istiyordu: 'Bana yaptn iyiliin karl olarak beni Medine'den ayrmak istiyorsunuz. Oysa bana btn dnyay verseniz Hz. Peygamber'in ehri olan Medine'den ayrlmam'. 101) Knyesi Ebu Cafer Abdullah b. Ali b. Abdullah b. Abbas'dr. Hz. Abbas'n Abbas halifelerinin ikincisidir. neslinden gelen 102) Knyesi el-Mehdi Ebu Abdullah Muhammed b. Abdullah b. Ali b. Abdullah b. Abbas'tr. Abbas halifelerinin ncsdr. 103) Bu bir hads deil, mam Mlik'in ismini verdii Rabiann szdr. Bu sze mecaz yoluyla hads denmitir. Bu szn sahibi olan Rabia, Medine'nin mehur limlerindendir. Hicretin 130. ylnda el-Enbar'da vefat etmitir. 104) Beyhak, el-E'ariyye ve ayrca bkz. el-Medhal, (bn Abbas'dan) 105) bn Eb Hatim, el-Cerh ve Ta'dil, (mam Mlik'den) 106) bn Esir ve mam Mlik, (Ebu Hreyre'den); Buhar, Mslim ve Nes 118 hya-i Ulm'id-Din Kitab'ul-lim/II. Blm 119 te mam Mlikin dnyaya kar zhd bu derecedeydi. lmi ve talebeleri, dnyann her tarafna yayld sralarda dnyann her tarafndan kendisine bolca para akmaktayd. Fakat o kendisine gelen btn paralar Allah yolunda sarfederdi. Onun cmertlii, dnyay az sevdiine ve zhdne dellet eder. Zhidlik sadece mal sarfetmekten ibaret deildir. Zhidlik, ayn zamanda kalbi mal

sevgisinden uzak tutmaktr. Nitekim peygamberlerin en zengini olan Hz. Sleyman, mlk ve serveti hususunda ok zhid bir kii idi. mam Mlikin dnyay hakir grdnn delili olarak mam afi'den gelen u rivayet yeterlidir: "mam Mlikin kapsnda Horasan diyarnn kheylan atlarndan ve Msr'n mehur katrlarndan ylelerini grdm ki onlardan daha gzelini hibir yerde grmemitim. Bunlar grdmde hocam mam Mlik'e 'Bunlar ne gzel eyler' dedim. O bu szm iittii zaman yle dedi: 'Ey Ebu Abdullah! Onlar benden sana hediye olsun'. Ben de ona 'Bari binmeniz iin kendinize birini brakn' dedim. O 'Allah'n Rasl'nn gml bulunduu bir toprakta binekli olarak dolamaya utanrm' dedi". mam Mlik'in cmertliine baknz ki elindeki servetin tamamn birden hediye edebilmektedir. stelik Medine-i Mnevvere nin topraklarnda binekli olarak dolamay hrmetsizlik kabul ettii iin o topraklara hayvan ayayla basmak istememitir. Onun sadece Allah'n rzas iin ilim talep ettiini ve dnyay bir hi mesabesinde grdn ispatlayan delillerden biri de udur: mam Mlik'in yle buyurduu rivayet edilmitir: "Harun Reid'in huzuruna girdim. Bana 'Ey Ebu Abdullah! Bize sk sk gelmen gerekir; zira ocuklarmn senden Muvatta'y dinlemesini istiyorum' deyince, ona yle cevap verdim: 'Allah Tel Emr'ulM'minn'i aziz etsin. Bu ilim siz ehl-i beyt'ten gelmitir. Eer siz bu ilme hrmet gsterirseniz, bu ilim hrmet grr. Bu nedenle ilmin ayana gidilmesi gerekir, ilim insann ayana gelmez'. Benim bu szm dinleyen Emr'ul-M'minn 'Doru sylyorsun y Mlik!' diye mukabele etti. Sonra ocuklarna dnerek 'Mescide giderek halkla beraber mam Mlik'in derslerini dinleyin' diye emir verdi". mam Ebu Hanife mam Ebu Hanife bid, zhid, Allah' bilen, Allah'tan korkan ve ilmiyle sadece Allah'n rzasn murad eden bir zt idi. Onun byk bir bid olduu u menkbesinden aka anlalmaktadr: bn Mbarek107 yle der 'Ebu Hanife byk bir mrvvete sahip ve oka ibadet eden bir zt idi'. Hammad b. Eb Sleyman108 Ebu Hanife'nin (mrnn son gnlerinde) btn geceyi ibadetle geirdiini rivayet etmitir. mam A'zam, hayatnn ilk devrelerinde gecelerinin yarsn ibadetle ihya ederdi. Birgn yoldan geerken bir adam kendisini yanndakilere gstererek yle syledi: 'te bu zat btn geceyi ibadetle ihya eden bir kimsedir'. Bu sz duyan mam A'zam o gnden itibaren kendisi hakknda bu bilgiyi tayan adam yalanc karmamak iin btn gecelerini ibadetle ihya etmeye balad ve 'Ben halkn beni bende olmayan vasflarla vmesinden dolay Allah Tel'dan utanrm' dedi. Reb b. Asm109 yle anlatr: 'Yezid b. mer b. Hubeyre, beni Ebu Hanifeyi huzuruna getirmem iin gnderdi. Vezir, Ebu Hanife'ye Beytlmal nzn (Mliye Vekili) olmas iin teklifte bulundu. Ebu Hanife vezirin bu teklifini reddetti. Teklifini reddettii iin vezir ona yirmi denek vurarak cezalandrd'.

mam A'zam'n ikence ekmek pahasna makam ve mansbdan nasl katna ok iyi dikkat edilmelidir. Hakem b. Hiam Sakaf110 'am'da bulunduum bir srada bana, Ebu Hanife'nin devrimizin en emin insan olduunu sylediler' demi ve u menkbeyi anlatmtr: "Devrin sultan Ebu Hanife'ye Beytlmal nazrl teklif etmi ve 'ayet benim bu teklifimi kabul etmezsen seni krbalatrm' diyerek onu tehdit etmeyi de ihmal etmemiti. Ebu Hanife ise, onun vuraca krbalarn acsn Allah'n kendisine verecei azabn acsndan daha hafif bulduu iin dnya azabn tercih etti ve hkmdarn kendisine teklif ettii grevi reddetti". mam A'zam hakknda bn Mbrek'in yannda bir sz alnca bn Mbarek yle der: 'Siz yle bir kiiye ktlk yaktryorsunuz ki btn dnya ona ait olmak istedi, fakat o, Allah'tan korkarak kendisini isteyen bu dnyadan kat'. Muhamned b. c'dan ve bir ksm arkadalarndan rivayet edildiine gre, Ebu Hanife'ye 'Emr'ul-M'minn Ebu Cafer Mansur size 10.000 dirhem verilmesini emretmitir' denildii zaman, Ebu Hanife 'Ben bu paray kabul etmem' diye raz olmadn izhar eder. Fakat sultann bu paray kendisine gnderecei gnn sabah, namazn klar ve sonra elbisesine brnerek sessiz sedasz yatana girer ve kimseyle konumaz. Bu esnada Hasan b. Kahtebe'nin1 *1 bir adam, yannda bahsi geen paray getirerek Ebu Hanife'nin huzuruna girer. mamn yannda bulunanlardan bazlar devletin gnderdii eliye 'Ancak arada srada ve pek az konuabiliyor' derler ve ilve ederler: 'Sizin 107) Knyesi bn Mbarek b. Vadib ol-Hanzel'dir. Muhaddislerin Sultan kabul edilir. Hicretin S. ylnda ve 6.'3 yadnda vefat etmitir. Ebu Hanife'nin talebelerindendir. Hocasnn ilminden birok bilgiler nakletmi ve onun rahle-i tedrisinde uzun zaman kalmtr. 108) Asl ismi Mslim'dir. Kulelidir. Sahabe'den Ebu Musa elE'ari'nin azadhsdr. 109) Baz nshalarda er-Rebl b. smail Ebu Asm. diye gemekledir. 110) Aslen Kulelidir. Bilhare am'a yerlemitir. 111) Abbas devletinin hkmet erknndan biridir. 120 hya-i Ulm'id-Din anlayacanz kendisine bir hastalk arz olmutur; bu hastalk arz olduundan bu yana hli hep byledir'. Paray getiren eli'O halde getirdiim paray u keseye koyup evin bir kenarna brakn ve iyiletii zaman da kendisine teslim edin' der. Bu hal karsnda mam A'zam, terekesi hakknda olu Hammad'a u vasiyette bulunur: 'ldm zaman beni defneder etmez bu paralar al, Hasan b. Kahtebe'ye gtr ve ona de ki: 'Ebu Hanife'nin yannda emanet olarak braktnz u paranz geri aln'. Olu Hammad yle anlatr: 'Babamn vasiyetini aynen tatbik ettim. Bunun zerine Hasan bana dedi ki: 'Allah'n rahmeti babann zerine olsun. O, dini hakknda ok sk idi!'

Ebu Hanife Kd'ul-Kudat (eyhlislm) olmaya davet edildiinde unlar sylemitir: 'Ben bu vazifeye lyk deilim'. Neden lyk olmad sorulduu zaman da u cevab vermitir: 'Eer doru isem bu vazife iin ben ie yaramam; ayet yalanc isem bir yalancnn kad olmas yanl bir i olur'. hiret yolunu, din ilerini ve Allah Tel'nn sfat- ilhyelerini bilmesine gelince, dnyadaki zhd ve takvas ve Allah'tan iddetle korkar olmas bunun ak bir delilidir. bn Creyh112 yle der: 'Sizin u Kfeli Nman b. Sbit'ten bahsedenler, hep onun Allah'tan iddetle korktuunu sylyorlar'. erik en-Neha113 yle demitir: 'Ebu Hanife ok susard, daima dnceliydi ve halk ile az konuurdu'. Bu durumu, kendisinin Btn lim'e sahip olduunun en bariz delilidir. O, dinin en mhim ve hayat konularyla ilgili meseleleri zerinde dnr ve netice karmaya alrd. nk susmasn bilip, skt eden kimseye ilmin tamam verilmitir. Yukarda zikrettiimiz menkbeler sz edilen byk imamn hallerinden sadece birer kk blmdr. Ahmed b. Hanbel ve Sfyan es-Sevr Ahmed b. Hanbel ve Sfyan es-Sevr'ye gelince, bu iki imamn takipileri dier imamnkinden daha azdr. Hele Sfyan'a tbi olanlar hemen hemen hi kalmamtr. Fakat bu iki ztn takvas ve zhd apak ortadadr. u kitabmzn birok blmlerinde bu iki ztn fiillerinden ve szlerinden sk sk bahsedilmektedir. Bu bakmdan acele edip onlara ait menkbeleri uraca sktrmak lzumsuz bir hareket olur. Bu nedenle imdilik szn etmi olduumuz imamn hallerine bakarak derin derin dnnz! O zaman greceksiniz ki bu haller, szler ve fiiller, sadece 112) Mekkelidir. Byk limlerdendi ve nl bir fakihti. Hicretin 149. ylnda vefat etmitir. 113) Knyesi erik b. Abdullah b. Ebf eriktir. Aslen Kfelidir. Buhara ehrinde hicr 95 ylnda domu, hicretin 177. ylnda vefat etmitir. Kitab'ul-lim/II. Blm 121 m Sihri, *lri "" <MU"d1' ddia edenlerin hallerin, bakimz. dnn! li'tf NC BLM Halkn Makbul limler Arasnda Kabul Ettii, Fakat Gerekte Makbul Olmayan limler, Bir Ksm limlerin Mezmm Saylmasna Neden Olan Faktrler, Fkh, lim, Tevhid, Tezkir ve Hikmet gibi Teritalerin Anlam ve Bugn Asl Mnlarna Uygun Bir ekilde Kullanlmadklarnn Beyan, er' limlerin Makbul ve Mezmm Olanlar; Ne Kadarnn Makbul ve Ne Kadarnn Mezmm Olduu Mezmm limlerin Yerilmesinin Nedenleri yle demeniz mmkndr: 'lim bireyin hakikatini bilmek demektir. Bu mnda olan ilim Allah'n sfatlarmdandr. Birey ilim olduu halde nasl olur da irkin (mezmm) olabilir?'

Bu soruya u ekilde cevap vermek mmkndr: lim, hibir surette salt ilim olmas bakmndan mezmm/irkin olmaz. Fakat sebebe binaen baz kullar hakknda mezmm addedilir. 1. Sahibini veya bakalarn ktye sevkeden ilim. Sihir ve by ilmi buna rnek olarak verilebilir. nk bu ilimler birer ilim kabul edildii halde ktlenmitir. Bu ilimlerin var olduunu Kur'an tasdik etmektedir. Yine Kur'an bu ilmin elerin arasn atn bile zikretmektedir. (Bkz. Bakara/102) Ayn zamanda Hz. Peygambere sihir yapld ve bu sihirle hastalanarak yataa dt, bilinen gereklerdendir.114 Bunu bizzat Cebrail sylemi ve sihri orada bulunan bir kuyunun derinliklerindeki tan altndan karmtr. Sihir ilmi, cevherlerin zelliinden, yldzlarn dou merkezlerini hesap etme inceliklerini bilmekten elde edilen bir ilimdir. Hususiyetleri bilinen bu cevherlerden, sihre tutulmas istenen kiinin benzeri bir heykelcik yaplr ve herhangi bir yldzn husus bir vakti gzetlenir. Beklenen vakit gelir gelmez heykelciin zerine kfrden, eriata muhalif olan fuhiyattan baz kelimeler hecelenir, bu hecelenen kelimeler vastasyla eytanlarn yardmna mazhar olunur. Btn bunlardan sonra, Allah'n detleri icra ettii hkmne istinaden o sihir yaplan kiide garip durumlar belirmeye balar. te btn bu sebepleri renmek mezmm deildir. Fakat bu bilinenler sadece halka ve dier 114) Buhar ve Mslim, (Hz. ie'den! 124 hya-i Ulm'id-Din insanlara zarar vermeye vesile-olur. erre vesile olan elbette err olur ve bylece mezmm saylr. Szgelimi biri, bir veliyi ldrmek kasdyla takip eder. Veli ise grn-meyecek ekilde kapal bir yere gizlenir. Onu takip eden zlim, velinin yerini sorduu zaman, ona velinin yerini sylemek ok irkin bir hareket olur. nk byle bir hareket, o zlimin veliyi ldrmesine sebep olabilir. Dolaysyla burada zlimi, velinin tam tersi istikamete yneltmek vcib-dir. Fakat bu zlime yardm etmek; yani bildii eyi sylemek bir ilim ise de erre yol at iin mezmm'dur. 2. Sahibine krdan fazla zarar veren ilimdir. Astronomi gibi ki bu ilim, ilim olmak hasebiyle zararl bir ilim deildir. nk ikiye ayrlr: a) Hesab lmi Allah Tel Kur'an'da gnein ve ayn bir hesab ile seyrettiini sylemektedir. Gne ve ay (kendi menzillerinde yaptklar hareketler) bir hesab iledir. (Rahmn/5) Aya da menziller (miktarlar) takdir ettik. Nihayet kurumu eski hurma dal gibi oldu. (Ysn/39) b) Ahkm lmi Bu ilmin zeti hdiselerin oluunu sebeplere balamaktr. Bu bir doktorun nabz yoklamakla muhtemel bir hastal kefetmesine benzer. Bu ilim, Allah'n kendi yaratt varlklar hakkndaki

snnet ve detinin cereyan tarzn bilmektir. Fakat bu ilmi, eriat (bir hikmete binaen) zemmetm itir. Kitab'ul-lim/III. Blm 125 Kader zikredildii zaman, kadere dalmaktan kendinizi alkoyun. Yldzlar zikredildii zaman, kendinizi saknn. Ashabm zikredildii zaman (onlarn arasndaki hdiseleri kurcalamaktan) saknn!115 Benden sonra mmetim hakknda eyden korkuyorum: 1. darecilerin zulm, 2. Yldzlara inanmak, 3. Kaderi yalanlamak.116 Hz. mer yle demitir: 'Yldzlardan ancak karada ve denizde size yarayacak kadarn renin, gerisinden ise saknn'. 115)Tabern, (bn Mes'ud'dan.); Hatib, Kitab-ul Kavm fi llm'inNcm, (bn Mes'ud'dan) 116) bn Abdlberr ve bn Asakir, (Ebu Mahcen'den) Hz. mer'in bizi yldz ilminin kara ve denizlerde iimize yarayacak ksmndan bakasn elde etmekten alkoymas sebebe dayanr: a) Halkn ouna zarar verir. nk halka 'u olaylar falan yldzn hareketinden meydana geliyor' dendiinde, halkn kalbinde yldzlarn tesir edici ve tasarruf sahibi birer ilh olduklar kanaati yerlemektedir. zellikle yldzlarn semav birer cevher olduklar hususu da bu kanaati iyice desteklemektedir. Byle olunca yldzlarn tesiriyle insanlarn zihinleri eliniyor ve onlara balanyorlar insanlar. O kadar ki hayr ve erri, mit veya mitsizlii onlardan beklemeye balyorlar. Bylece Allah'n zikri kalplerden siliniyor. nk zayf olan kimse daima vastalara bakar ve bir trl o vastann esas messirine bakmaya gc yetmez. Gnein, ayn ve yldzlarn Allah Tel'nn birer teshir edilmi mahlku olduunu sadece ilimde derinlemi limler bilebilirler. Zayf bir insann, klarn ancak gne doduktan sonra etraf aydnlattn grmesi, karncann u hline ne kadar da benzer: Bir kdn zerinde bulunan karncaya akl ihsan edilse de o kdn zerindeki yazlar okuma kabiliyeti kazandrlsa; yazlarn arka arkaya kt zerinde sralann kalemin ii zanneder. nk o kt zerine yazy yazan olarak yalnz kalemi grmtr. Kalemin daha stne bakp, onu tutan parmaklar gremez. Hele hele parmaklarn yukarsnda bulunan eli ve o eli idare eden iradeyi hi gremez. O iradeyi tayan yazarn varln, o yazara bu kabiliyet ve hassasiyeti veren hakik kudret ve kuvvet sahibini hibir ekilde idrak edemez. te tpk bu karnca mislinde olduu gibi, halkn dikkati ou zaman enginlerde ve yakn sebeplerde kalr; bu sebepleri ap, sebeplerin asl messirine varmaya muvaffak olamazlar. te yldzlarn ilmine dalmay yasaklayan sebeplerden biri budur, b) Yldzlara bakarak netice karmak tahminden baka birey deildir. Ne zan ve ne de yakn olarak insanlar tarafndan ak birey bilinmemektedir. O halde yldzlarn douu sebebiyle ortaya atlan hkm, cahilane bir hkmdr ve byle bir hkmn

hibir deeri yoktur. Cehalete yol at iin de zemmedilmitir; yoksa mcerred olarak zemmedilmi deildir. Bu ilimle elde edilen marifetlerin Hz. dris'in mucizesi olduu kuvvetle rivayet olunmaktadr. Fakat Hz. dris'in megul olduu yldz ilmi, gnmzde tamamen inkiraza uram ve yok olup gitmitir. Mneccimin yapm olduu tahminlerin bazen doru kmas, sadece bir tesadften ibarettir. Zira mneccim, bir ksm sebeplere muttali olur. Muttali olduu sebeplerden meydana gelen artlarn arkasndan bakar, birok artlarn gelmesiyle ancak msebbeb meydana gelir. Bu artlarn hakikatine muttali olmak beerin kudreti dnda bir keyfiyettir. Kazara ve tesadfen Allah Tel'nn btn bu sebeplerin geri kalan ksmlarn takdir ettii bir na mneccimin hkm tesadf ederse, mneccim hk126 hya-i Ulm'id-Din mnde doru saylr, tesadf etmedii takdirde ise mneccim yanlm saylr. Mneccimin bu durumu, tpk bulutlarn toplandn grerek yamurun yaacana hkmeden bir insann durumuna benzer. Fakat ou zaman bulutlar dalarak yamurun yaaca sonucuna varan kimseleri yanltrlar. Baz zamanlar bunun aksi de olur ve yamur yaar. te nasl sadece bulutlarn bir araya gelmesi yamurun yamasna kfi gelmiyor ve daha bilinmeyen sebepler de gerekiyorsa; bir gemicinin esintiye bakarak bir tehlike grmeyip tecrbelerine dayanarak vermi olduu 'gemi batmaz' hkm de tpk byledir. Zira bu esintilerin daha nice nedenleri vardr ki gemici bunlara bazen muttali olur, bazen ise olamaz. Hele bir ksmna hibir zaman nfuz edemez. Onun iin bazen hkmlerinde isabet eder, bazen de yanlr. te bu nedenle kuvvetli insan da zayf insan gibi bu ilimden menedilir. c) Yldz ilminde fayda yoktur. Zararlarndan en az fuzul bir i yapm olmaktr. Fuzul bir i yapm olmak da en deerli hazine olan hayat boa harcamaktr ki bu zararlarn en dehetlisidir. Kitab'ul-lim/III. Blm 127 J Birgn Allah'n Rasl (s.a) bir kiinin yanndan geerken, halkn o' kiinin bana toplandn grr ve 'Bu ne toplants?' diye sorar. Halk 'Bu byk bir limdir, onun iin etrafnda toplandk' der. Bu cevabn zerine Allah'n Rasl 'Hangi meselede lim?' diye sorar. 'iiri ve Arabn ensabn ok iyi bilir' derler. Bu cevab alan Allah'n Rasl yle buyurur: 'Bu ilmin (iir ve ensab hakkndaki ilmin) ne bilinmesinde bir fayda, ne bilinmemesinde bir zarar vardr!'117 lim ancak bir ayet veya kim (nesh edilmemi) bir snnet veya (miraslar arasndaki taksim ile ilgili) adaletli bir farizadan ibaret-tir.118 Astroloji ve benzeri ilimlere dalmak tehlikeli olduu gibi faydaszdr ve bu ilimle megul olmak vakit kaybetmekten baka birey deildir. Allah'n takdir ettii eyden kanmak hi

kimsenin elinde deildir. Ama tb ilmi byle deildir, nk o ilme insanlarn ihtiyac vardr. Tb ilminin delillerinin bir ouna insan vakf olabilir. Tb ilmi gibi rya tbiri ilmi de her ne kadar tahmine dayal bir ilim ise de yldz ilminden farkldr. Rya 117) bn Abdilberr, (Ebu Hreyre'den) p .,. 118) Ebu Dvud, bnMce, (Abdullah b. mer'den) !" ' !> t "birinde de faydalar vardr. Zira tbir ilmi, nbvvetin krkalt parasndan bir paradr ve bu ilimde herhangi bir tehlike yoktur. 3. nc sebep ise, faydasz bir ilme dalmaktr. Faydasz ilme dalmak zemmedilmitir. ilimlerin an bilmeden inceliklerini, esaslarn renmeden de gizli taraflarn renmeye almak ve ilimlerin ak taraflarn bilmeye almadan kapal taraflarn bilmeye gayret etmek ve ilh ilimlerin srlarn aratrmak gibi... Felsefeciler ve kelmclar bu ilimlere her ne kadar vakf olmak istemilerse de tek balarna bu ilimleri kavramaktan uzaktrlar. Bu ilimlere tek bana vakf olmak ve bir ksm yollarn elde etmek sadece peygamberlere ve onlarn izinden giden velilere mahsustur. O halde insanlarn byle ilimlerden saknmas ve btn bunlar eriatn llerine irca etmesi gerekir. Zira eriatta Allah'n tevfikine mazhar olan kimseler iin ikna edici deliller mevcuttur. Nice kiiler vardr ki ilimlere dalmlar, fakat dalm olduklar ilimlerden ok zararl kmlardr. ayet bu ilimlere dalmam olsalard, din durumlar ok daha iyi olurdu. Bu ksm ilimlerin baz kimselere zarar verdii ak gereklerden biridir. Nitekim kularn etinin ve bir ksm tatllarn st ocuklarna zarar verdii malmdur. Birok kimsenin, baz hususlar bilmemeleri, bilmelerinden daha hayrldr. Rivayet olunduuna gre, halktan biri doktara giderek hanmnn ocuk yapma zelliinin olmadndan (ksr olduundan) ikayet eder. Doktor, kadnn nabzn yoklayarak yle der: 'Tedavi edilmeye muhta deil; zira krk gn sonra vefat edecek. Nitekim nabznn durumu buna iaret ediyor'. Doktorun azndan kan bu szleri dinleyen kadn dehete kaplr, hayat perian olur. Varn younu fakir fukaraya vererek vasiyetini yazar. Krk gn yemek yiyemez, su iemez. Krk gn dolduktan sonra adam, doktora gelerek karsnn lmediini bildirir. Bunun zerine zek doktor 'lmeyeceini biliyordum. Hemen eve git ve karnla cinsi mnasebette bulun, derhal gebe kalacaktr' der. Doktorun bu cevabna hayret eden koca 'Bu nasl olur?' diye sorar. Doktor meseleyi yle izah eder: 'Muayene neticesinde kadnn iman olduunu ve bu sebeple rahim aznn kapal bulunduunu grdm. Bu yalar ancak lm korkusu eritebilirdi. Bunun iin onu byle bir korkuya sokmak gerekiyordu. Ben de yle yaptm. u anda maksat hasl olmu, einin rahim azn kaplayan yalar erimitir. Onun iin ocuk yapmaya hazr bir vaziyete gelmitir'.

te bu hikye sana baz ilimlerin tehlikesini haber vermekte, hatta sadece bunu haber vermekle kalmamakta, ayn zamanda Allah'n Rasl Hz. Muhammed Mustafa'nn (s.a) u sznn mnsn da aka ve eksiksiz bir ekilde bildirmektedir: 128 hya-i Ulm'id-Din Kitab'ul-lim/III. Blm 129 Fayda vermeyen ilimden Allah'a snrz.119 te bu hikyeden ibret al! eriatn zemmettii ilimlere dalma ve onlardan iddetle kan, ashabn eteine yap, Snnet-i Seniyye yolundan bir an olsun ayrlma! Zira din ve dnyann selmeti ancak sahabe-i kiramn yolundan gitmeye baldr. Tehlike ise, kendi bana birtakm eyleri aratrmak ve sahabenin grnden ayrlp mstakil bir gre sahip olmaktadr. Sakn zannnla, delilinle, aklnla ve kiisel grnle inat gstererek insanlarla oka tartma! 'Ben baz eyleri bilmek iin aratryorum. yleyse ilmi dnmekte ne zarar vardr?' deme; zira kendi basma olur olmaz ilm meselelere dalmann zarar, krndan fazladr. ok eyler vardr ki ona vakf olduun zaman elde ettiin ey, seni tehlikelere srkler ve hiretini berbat eder. Allah'n rahmeti sana yetimedii takdirde bu felketten kurtulamazsn ve helak olup gidersin! Bilmi ol ki nasl ehliyetli bir doktor tedavi usllerinde kimsenin kes-tiremedii ince usllere mracaat etmesini biliyorsa; kalplerin hekimi saylan, ahiret hayatnn vesilelerini bilen peygamberler de ayn ekilde bu sahada bakalarnn bilmedii usllere vkftrlar. Bu bakmdan, sen kendi aklna gvenerek onlarn meslei zerinde dnp mesleklerini deitirme durumuna dme. Byle yaparsan seni felketten hibir ey kurtaramaz. Birok kimseler vardr ti parmaklara yaraland zaman kendi kendilerine o yaray birtakm merhemler srerek iyi etmeye alrlar. Halbuki hekim, merhemin elin baka tarafna srlmesi icabettiini syleyebilir. Damarlarn bedene yayln, kklerini ve bedeni nasl evrelediklerini bilmeyen kimseler doktorun bu tavsiyesini akla yakn bulmaz; 'Nasl olur da yarann zerine deil de baka tarafa srlr?' diyerek itiraz ederler. te ahiret yolunda eriatn inceliklerinde, dabnda, insanlarn bilmekle mkellef olduklar inanlarnda ve latifelerinde de durum byledir. Akl bu meseleyi tek bana halletmeye muktedir deildir ki kendi gcyle bunu ihata edebilsin. Nitekim madenlerin yaplarnda birtakm acaip zellikler vardr ve bu zellikler sanat erbabnn bilgisi dahilinde deildir. Szgelimi hibir sanat erbab, demirdeki mknats ekiminin mahiyetini bilmez. Bunun gibi inan ve amellerdeki gariplikler de kalplerin saffeti, temizlii, tezkiyesi ve slah iin kullarn, Allah'n manev komuluunda ykselmelerini temin eder. Kalplere Allah'n yce fazlnn madd illardan daha fazla ve daha byk faydalarn teminine vesile olduu bir hakikattir. Nasl akllar,

illarn faydalarn birdenbire zemez ve hangi ilcn hangi hastala iyi geleceini kestiremez ve bunu ancak birtakm deneylerden sonra anlayabilirse; ayn akllar, hirette in119) bn Abdilberr, (Hz. Cbir'den); bn Mce sana fayda verecek eyleri de kendi balarna bulmaktan cizdirler. Sz edilen acizliklerin bu konuda deneme yoluyla telfisine imkn da yoktur. Keke baz ller dnyaya dnselerdi de bizlere Allah'a nasl yaklalacan, hangi fiillerin Allah'a yaklatrc ve hangilerinin Allah'tan uzaklatrc olduunu syleselerdi. nk ancak onlar amellerin ve inanlarn hangisinin insana yararl olduunu bilebilir ve aklayabilirler. Fakat bir lden btn bu sorularn cevabn almak ise hi kimsenin harc deildir. Hz. Peygamber'in (a.s) doruluuna ve iaretlerinin hakikatine vkf olmak bakmndan akln rehberlii ve menfaati sana yeter. Ondan sonra akln vazifesi biter ve kendisi iin en yararl yol, Hz. Peygamber'in yolunu takip etmektir. Sen ancak bu yolu takip ettiin zaman selmete erersin. Bu konu zet olarak bu kadar anlatlabilir. Bunun iin Hz. Peygamber yle buyurmutur: lmin bir ksm cehalettir, szn bir ksm da yorgunluktur. 12 lmin hibir zaman cehalet olmayaca herkesin bildii bir gerektir. Fakat burada cehalet kelimesi, 'Bazen zarar vermek hususunda cehaletin tesirine benzer bir tesir gsterir' anlamnda kullanlmtr. Hz. Peygamber yle demitir: Tevfkin az, ilmin oundan daha hayrldr.121 Ul'1-Azm peygamberlerden olan Meryem olu sa (a.s) yle demitir: 'Nice aalar vardr ki meyveleri yoktur, nice meyveler vardr ki gzel ve hatta yenecek gibi deildir ve nice ilimler vardr ki insana hibir faydas dokunmaz'.122 Deitirilen Baz Terimler irkin ilimlerin er' ilimlerle karmas, gzel kelimelerin mnlarnn deitirilmesiyle mmkn olmutur. Kavram kargaas, ard dncelerle selef-i slihnin ve birinci neslin kastettii mnlardan baka mnlara evrilen terimlerden domaktadr. Asl anlam deien ve baka mnlar alan terimler be tanedir. 1. Fkh 2. lim 3. Tevhid 120) Ebu Dvud, (Hz. Breyre'den) 121) Deylem, (Ebu Derd'dan) 122)Hatibel-Badad' 130 hya-i Ulm'id-Din 4. Tezkir 5. Hikmet te grdnz btn bu terimler gzel anlamlara sahip idiler. Bu terimlerin ifade ettii mnlara vkf kimseler din deerlere sahip kimselerdi. Fakat gnmzde btn bu terimler mnlarn kaybetmiler ve yanl anlamlarda kullanlmaya balamlardr. Saf ve sade kalpler; bu terimler kt ilimlerde kullanld iin, bu terimlerin sahiplerini grdkleri zaman nefret edip kamaktadrlar.

Bunlardan birincisi Fkh terimidir. Bu terimi asl mnsndan baka mnlara evirmemi ve baka mnlarda kullanmamlardr; ancak bu terimi baz ayrntlara hasretmiler, kelimenin ihata ettii geni sahalar ihmal etmilerdir. rnein bu terimi fetva ilminin garip dallarnn, ince illetlerinin anlalmasnda ve o dallar hakknda inceden inceye yaplan konumalarda ve onlarla ilgili tartmalarda kullanmlardr. Zamanmzdaki ilim erbabna sorsanz, fetva veren kimseleri en byk fa-kihler olarak takdim ederler. Kim en ok fetva konusu zerinde durmusa, o en kuvvetli fakih saylmtr. Sahabe zamanndaki fkh ilmi ise, ahiret yolunu ve nefse musallat olan fetlerin inceliklerini bilmeyi; fsid amelleri ve dnyann sevilmeye lyk bir meta olmadn tam mansyla idrak etmeyi; ayrca ahiret nimetlerinin bilinmesi ve Allah korkusunun kalbi doldurmas gibi ilimleri ifade ediyordu. Fkh ilmi ancak bu bilgiler dairesinde kullanlrd. Fkhn' bu mnda kullanld hususunda en bariz delil, Allah Tel'nn u buyruudur: nananlarn hepsi toptan sefere kacak deillerdi. Ama her kabileden bir grubun dini iyice renmeleri ve dnp kavimlerine geldikleri zaman (Allah'n yasak kld eylerden) kanmalar iin onlar uyarmalar gerekmez miydi? (Tevbe/122) nsanlarn kendisiyle uyarldklar ve kalplerine Allah korkusunu yerletiren, ilimin ad fkh ilmi idi. Talk, Lian, Selem ve care gibi meseleler ise fkhla alkal deildi. nk btn bunlarla kalbin korkutulmas mmkn deildir. Tam tersi bu meselelerle uraanlarn kalpleri bsbtn katlamakta ve zamanmzda mahede ettiimiz gibi Allah korkusu kalplerinden silinip gitmektedir. Yemin olsun ki cin ve insanlardan bir ounu cehennem iin yarattk. Onlarn kalpleri vardr, fakat bu kalpler ile gerei anlamazlar. Gzleri vardr, fakat onlarla grmezler, (ibret almazlar). Kulaklar vardr, fakat onlarla nasihat dinlemezler. te bunlar hayvanlardan daha akndrlar. Gafil olanlar da ite bunlardr! (A'raf/179) Kitab'ul-lim/III. Blm 131 Ayette geen 'Bu kalpler ile gerei anlamazlar' ifadesiyle fetva deil, iman kastolunmaktadr. Burada, fkh ile fehim kelimeleri ayn anlama geliyorsa da bu kelimelerin biri eskiden kullanlm, dieri de yeni olarak kullanlmaktadr. Herhalde onlarn (mnafklarla yahudilerin) yreklerinde size kar hissettikleri korku Allah'nkinden daha fazladr. Bu, onlarn anlaysz bir kavim olmalarndandr. (Har/13) Dikkat edilecek olursa, Allah Tel bu ayette onlarn. Allah'tan az korkmalarn ve buna mukabil mahlkatn gcn bytmelerini, kt olan anlaylarna balamaktadr. Peki o halde bu, fetva ilminin ayrntlarn bilmemekten mi kaynaklanyor? Yoksa daha nce de beyan ettiimiz gibi fkhn hakik mnlarn idrak etmemenin neticesi mi?

Din meseleleri grmek iin kendisine gelen bir heyet hakkndaki Hz. Peygamber'in u buyruuna bakalm: .flg--- si---S~ \__Jip (Bu gelenler) lim, fakih ve hakimdirler.123 Zhr'ye124 'Medineliler iinde en fakih kii kimdir?' diye sorulduunda, o yle cevap vermitir: 'Allah'tan en ok korkan, en iyi fa-kihtir'. Burada Sa'd (Zhr), Fkh'm. meyve ve neticelerine dikkati ekmektedir. Takva ise, fetvalarn ve hkmlerin deil, btn ilminin meyvesidir. yleyse fkh, btn ilminin ad olabilir. Nitekim Hz. Peygamber (s.a) yle buyurmutur: :IjJ ?<aJl JT \>~* u J\ '^j j1^1 zji P'j *J 'Size gerek fakihi haber vereyim mi?' Sahabe-i kiram 'Evet y Raslullah! Bize gerek fakihi bildir!' dediler. Bunun zerine Allah'n Rasl yle cevap verdi: 'nsanlar Allah'n rahmetinden mitsiz etmeyen ve Allah'n azabndan emin klmayan ve Allah'n geni rahmetinden onlarn mitlerini kesmeyen; Kur'an' brakp baka kitaplarn arkasna taklmayan kimse gerek fakihtir'.125 123) Ebu Nuaym, Hilye; Beyhaki, Ziilul ; Hatib, Tarih, (Sveyk b. el- Hars'dan) 124) Knyesi Sa'd b. brahim b. Abdurrahman b. Avfdr. Hicretin 127. ylnda vefat etmitir. 125) Ebu Bekir b. Ll, Mekrim-l Ahlk; Ebu Bekir b. Sen, Hidyet-ul-Mteallimin; bn Abdilben-, lim, (Hz. Ali'den) 132 hya-i Ulm'id-Din afak zamanndan gnein douuna kadar Allah' zikreden kimseler ile oturmam, bana drt kle zad etmemden daha sevimli gelmektedir.126 Enes b. Mlik Hz. Peygamber'in bu hadsini rivayet ettiinde, arkadalar Zeyd b. Eban Rakka ve Ziyd b. Abdullah Numeyrfye dnp yle dedi: 'Allah Rasl'nn szn ettii zikir meclisleri, sizin bugnk meclislerinize benzemezdi. Sizin meclislerinizde biri va'z ve nasihatta bulunurken szn uzattka uzatyor. Fakat Hz. Peygamber'in zamannda biz biraraya geliyor, iman konusunda mzakereler yapyor, Kur'an ayetleri zerine dikkatle eiliyor, dinde fkh sahibi oluyor ve fkhmzdan dolay Allah'n bize olan nimet-i ilhsini inceden inceye dnyorduk'. Dikkat edildii takdirde grlecektir ki Hz. Enes (r.a) Kur'an zerinde dnmeyi, anlayarak Allah'n nimetlerini saymay, fkh olarak adlandrmaktadr. jJi j <iil js i Kul, Allah iin insanlara buzetmedike ve Kur'an'n birok ynlerini anlamadka tam olarak fakih olamaz. Bu hads-i erif, Ebu Derd'dan mevkuf olarak yle bir ilveyle rivayet edilmektedir: .iLi Jl LU j^I _4-~i u^ Jr-i (<->

Btn bunlara buzettikten sonra Allah iin nefsine ynelmeli ve her eyden daha ok ona buz etmeli. Senc, Hasan Basr'ye bir sual sorar. Hasan sorusunun cevabn verdikten sonra kendisine u itirazda bulunur: 'Fakihler senin verdiin cevaba muhaliftirler. Onlarn verdii cevap senin verdiin cevaba uymamaktadr'. Bunun zerine Hasan hiddetle barr: 'Ey anas matemini tu-tasca! Acaba sen hi fakih grdn m? Elbette grmedin. nk fakih dnyaya srt evirip, hirete ynelip, rabbine ibadet etmeye devam eden, nefsini mslmanlarn erefini ihll etmekten alkoyan; mslmanlarn maln hakszlkla almaktan kanan ve mslman cemaate Allah'n emirlerini hi hatr-gnl dinlemeden haykran insandr'. 126)EbuDvud Kitab'ul-lim/III. Blm 133 Dikkat edilecek olursa Hasan Basr hibir ekilde fetva vermekten bahsetmemekte, fakihin fetvalar hfzeden biri olduunu sylememektedir. Ben, Fkh teriminin zahir ahkmn fetvalarn bilen kiilere mil olmadn sylyor deilim. Fakat Fkh tbiri, bal bana bu fetva ehlini ifade etmemekte; ancak tli derecede bu hususu da iine almaktadr. Demek istediim sadece budur. nk selef limleri, bu terimi Fetva jlmi'nden daha fazla, Ahiret lmi'ne tlak etmilerdir. Bu aklamadan sonra anlalm olmal ki insanlarn iyi ve kt ilimleri birbirine kartrmas, Fkh teriminin sonradan sadece fetva ilmiyle ilgili grlp, ahiret ilmine ve kalplerin ahkmna dair konularla ilgili grlmemesine yol amtr. Tahrifiler bu terimi istedikleri mnda kullanmak iin nefsin de yardmn grmlerdir. nk btn ilmi zordur. Onunla amel etmek ise daha zordur. Bunun iin insan tabiat, btn ilminden kaar. Btn ilmine sahip olmakla; insan valilik, kadlk, rtbe ve servet elde edemez. te bu frsat ganimet bilen eytan, esasnda gzel bir er' terim olan Fkh terimini teferruata tahsis ederek kalplere gzel gstermeye almtr. kincisi lim terimidir. Bu terim asr- saadette Allah', ayetlerini ve kullar hakkndaki fiillerini bildirmek iin kullanlrd. Hatta Hz. mer (r.a) vefat ettii zaman ashabn byk limlerinden olan bn Mes'ud yle demiti: 'lmin onda dokuzu ld'. Bu terime kar koyanlarn hiddetini durdurmak iin bn Mes'ud, harf-i tarifle birlikte kullanlan el-llim terimini llm-i Billah olarak yorumlamtr. Zamanmzn insanlar bu terimi tpk birinci terimde olduu gibi, fasit bir daireye tahsis etmilerdir. Hatta o kadar ki fkh veya gayr- fkh konularda hasmlaryla tartanlar hakknda bile bu terim kullanlabilmektedir. rnein fkh konularda hasmlaryla iyi ve inandrc bir ekilde tartan, hakik lim ve ilimde almaz bir byk olarak grlmekte, fakat fkh meselelerde tetebbuu olmayan, tartmayan ve mnazaradan kanan kimseler ok zayf kimseler olarak kabul edilmektedir.

te tpk birinci terimde olduu gibi el-lim terimi de hakik mnsnn dnda birtakm tli meselelerde kullanlmaktadr. Fakat ilim ve onunla itigal eden limler hakknda vrid olan faziletlerin ou; Allah'a, O'nun emirlerine ve sfatlarna vkf olan limler hakkndadr. Zamanmzda ise er' ilimlerden ancak cedel ve hilfiyt bilen ve bunlar bilmekle de ulemadan saylanlarn arasna karan kimselere lim denmektedir. Halbuki bu insanlar ayrca tefsir, hads, mezheb v.s ilimleri bilmemektedirler. Sonuta bu terimin anlamnn bozulmas, ilim talebinde bulunan birok kimselerin helak olmasna sebep tekil etmitir. 134 hya-i Ulm'id-Din ncs ise, Tevhid terimidir. Bu terim, zamanmzda kelm ilmini bilen, mcadele yolunu kavrayan ve hasmlarnn tenkid yolunu kapayacak sualler sormasn bilen, insanlar kendilerinden pheye dren, hasm durduracak deerde deliller bularak, hasm tasfiye eden kimselerin sanat iin kullanlmaktadr. Hatta bu kiilerden bazlar kendilerini ehli tevhid ve 'l-adl olarak tantmaktadrlar. Kelmclara tevhid limleri ad verilmitir. Oysa kelm sanatnn btn malzemesi asr- saadette bilinmemekteydi. Bilinmemesi bir yana, ayet asr- saadet'i meydana getiren o mbarek insanlar, cedel ilminin kapsn aanlar grseydiler, belki de onlar iddetle knarlard. Kur'an'n ihtiva ettii zahir delillere gelince, duyar duymaz insan aklnn onlar hemen kabul edecei malm bir husustur. Demek ki Kur'an' bilmek, bu ilmin tamann bilmek demektir. Asr- saadette yaayan bykler, Tevhid teriminden gnmz kelmclarnn ounun anlamad eyleri anlyorlard. stelik gnmz kelmclar bu mnlar anlasalar da, anladklar bu mnlarla muttasf olamazlar. Onlarn anlad mnlar unlard: 'Herey Allah'tan gelir' inancna hibir sebep ve vastaya bavurmakszn bilip balanmak, hayrn tamamnn Allah'tan olduuna kat' bir ekilde kanaat getirmektir. Bu makam ok erefli bir makamdr. Tevekkl, rza ve Allah'n hkmne teslim olmak, bu mertebenin mey-velerindendir. Dier bir meyvesi ise, Hz. Ebu Bekir'in (r.a) kendisini ebe: diyet lemine gtrecek olan hastal srasnda 'Sana doktor getirelim mi?' diye sorulduu zaman, 'Beni hasta dren doktordur' eklindeki szdr. Baka bir hastaya 'Bu hastaln hakknda doktor sana ne syledi?' denildiinde, hasta 'Doktor bana dedi ki: Ben istediimi en iyi ekilde yapan bir ztm' cevabn vermitir. Bu konular tevhid ve tevekkl ilmine ait kitaplarda, btn detaylaryla ve delillere dayanlarak izah edilecektir. imdilik tafsilt burada kesip, geni izah ilerdeki sayfalara brakalm ve asl meselemize dnelim! Tevhid, paha biilmez bir cevherdir ve bu cevheri koruyan iki kabuk vardr:

1. zden en uzak olan kabuk. Halk, Tevhid kavramn znden ekip alm, bu ismi kabua ve o kabuu koruyan sanata vermitir. z ise btnyle ihmal etmitir Birinci kabuk dille 'L ilahe illallah' demektir. Bu kabua Tevhid ismi verilmitir. Bu kabuk esasnda hristiyanlarn aka izhar ettikleri teslis inancn ykan bir kabuktur. Fakat bu kelimeyi, zn reddettii halde syleyen mnafklar da vardr. Bu mnafklar da Tevhid kelimesini dilleriyle sylemekte ve insanlar kandrmaktadrlar. Kitab'ul-lim/III. Blm 135 2 Kalpte, dil ile sylenen bu sze hibir muhalefetin bulunmamas ve bu kelimenin btn anlamnn olduu gibi kabul edilmesidir. Kalp, zahirde zikredilmi olan bu kelimenin btn mn ve medluln kesin olarak tasdik etmeli ve bu inan Allah inancnn btnne mil olmaldr. Bu mertebe, halk tabakasnn Tevhid mertebesidir. te kelmclar bu kabuu bid'at ehlinin saldrlarndan korurlar. Bu hakikate daha nce iaret edilmiti. 3. z. Yani btn vastalara srt evirmek, her eyin Allah'tan olduuna tam mansyla inanmak ve Allah'a hibir varl ortak komakszn kulluk yapmaktr. Nefsinin nevasna uyan insan, Tevhid anlaynn dnda kalr. Bu bakmdan arzularna tbi olan, nefsini kendisine ilah edinmi demektir. Grdn m o kimseyi ki hevasn kendisine ilh edinmi, Allah da bir ilim zere onu artm, kulan ve kalbini mhrleyip, gzne de bir perde ekmi! Artk onu Allah'tan baka kim yola getirebilir? Hl dnmez misiniz? (Csiye/23) .15^1 y> Jti aLiiI- _J,'J-\ J - fi\ J*A Allah nezdinde yeryznde kendisine ibadet edilen ilahlarn en buz edileni hev-i nefistir.127 Dnen bir insan puta tapanlarn, aslnda o puta deil, kendi nevalardr, tapmakta olduklarn hemen anlar. Zira mrikleri atalarnn dinine balayan hevalardr. O da nefsin bu meyline tbi olunan mnlardan birisidir. Halka kzmak veya onlara iltifat etmek bu Tevhid anlayna aykr der. Zira hereyi Allah'tan bilen bir insan katiyyen kzmaz. Nasl olur da 'Hereyin msebbibi Allah'tr' diyen bir insan, baka insanlara kzar? Tevhid teriminden daha ncekilerin anladklar mn bu idi. Bu yksek makam, Sddk'n makamdr. Bu terimin ifade ettii mnnn ne hle geldiine ve zamanmzdaki insanlarn bu terimin hangi kabukta kalan mansyla iktifa ettiklerine iyi dikkat edilmelidir! Bu kelimenin ifade etmi olduu geni mny bir kabuk mnya inhisar ettirenler byle yaptklar iin nasl da bbrlenebil-mektedirler!? Bu kelimeyi hem kabuklamann vastas klmlar ve hem de onunla vnmeye alyorlar. Halbuki vlmeye lyk taraf krplm olduundan, ona yapm olanlar mflis duruma dmlerdir; nerede kald ki kendi durumlaryla iftihar edeler! Bunlarn ifls aynen kbleye ynelerek 'phesiz ben sadece hak dine (tevhide) boyun eip yzm gkleri ve yeri yaratm olan Allah'a evirdim ve ben Ona ortak koanlardan (mriklerden)

deilim' (En'm/79) mealindeki ayeti okuyan, fakat bu okuduu ayetin mnsna inanmad 127) Tabern, (Ebu Umame'den) . 136 hya-i Ulm'id-Din iin Allah'a kar hergn yalann tekrarlayan bir kimsenin iflsna benziyor. Eer bu kii, ayetteki yz (vech) tbirinden zahiri anlamdaki yz kasdederse, o zaman kii zahir yzyle Kabe'ye ynelmi olur. Fakat o bu durumda sadece yzn baka cihetlerden evirip Kabe istikametine yneltmi olmaktadr. Kabe ise gklerin ve yerin sahibi Allah'n istikameti deildir ki oraya her ynelmi olan, Allah'a ynelmi saylsn. Cihetlerin ve btn dnyann yaratcs, oralara smaktan mnezzehtir, o btn bunlardan ok ycedir! Mahlk, halikn ihata edemez! Eer namaz klan kimse, ayette geen yz terimiyle kalp yzn irade ederse ki ibadette matlub olan elbette kalp ile yaplan ibadettir. Kalbi tereddt iinde olan insann akl, dnya ihtiyalarnda olduu iin; byle bir kiinin sz nasl doru olabilir? O yalnz szle yzn Allah'a evirdiini sylemektedir. Halbuki kalbi, trl trl hileleri, mal toplamay, dnyev mertebeleri elde etmeyi ve btn bunlara gtrecek vesileleri dnen ve kendisini yalnz bunlara veren bir kiinin Allah'a dnmesi mmkn mdr? Bu bir kimsenin kalbi bu takdirde asla yerlerin ve gklerin yaratcs olan yce Allah'a ynelmi olmaz! Bu kelime, tevhidin hakikatini ifade eden bir kelimedir. Bu nedenle muvahhid bir kimse, tek varlk olan Allah'tan baka hibir ey grmeyen ve ancak kalp yz ile Allah'a ynelendir. Byle bir durum Allah Tel'nn aadaki ayetinde ne gzel aklanmaktadr: (Ey Raslm!) Sen Allah de! Sonra onlar brak, daldklar bataklkta oynayadursunlar. (En'm/91) Bu ayet-i celledeki 'Sen Allah de' hkmnden maksad dille sylemek deildir. nk dil, kalbin tercmandr. Dil bazen doru ve bazen de yalan syler. Allah Tel'nn nazar ettii yer ise, dilin tercman olduu kalptir. Tevhidin mdeni ve kayna sadece kalptir. Drdncs ise Zikir /Tezkr terimidir. Allah Tel yle buyurmaktadr: Sen Kur'an ile t ver, nk t m'minlere fayda verir. (Zriyat/ 55) Zikir meclislerini metheden birok hads-i erif vrid olmutur. '"*' ' ' ^ :JU VfX' Kitab'ul-Ilim/III. Blm 137 y j&j Uj :JJ J^jli SJ*Jl ^./. /j's '-=). Cennet bahelerinden getiiniz zaman, o bahelerin meyvelerinden yeyin. Kendisine 'Ey Allah'n Rasl! Cennet baheleri ile neyi murad ediyorsunuz?' diye sorulduunda, cevaben yle buyurdu: 'Zikir meclislerini...'128 128) Tirmizi, (Enes'ten)

D Hak ile megul olan meleklerden baka, dnya yznde seyahat eden, Allah'n daha nice melekleri vardr. O melekler zikir meclislerini grdkleri zaman, birbirlerine seslenirler: 'te aradmz buradadr, geliniz!' Her taraftan o meclislere gelirler ve zikir meclislerine itirak ederek zikir meclisini kuatrlar ve dinlerler. O halde (ey mmetim) Allah' oka zikredin! Nefislerinize de hatrlatn.129 Zikir teriminden zamanmzn birok vaizi aadaki u drt mny anlamakta ve terimi bu mnlarda kullanmaktadrlar. 1.Kssalar 2. iirler 3. athat 4. Tamat. {athat ile Tamat'm tefsiri, yeri geldiinde yaplacaktr). Kssalara gelince, bunlar bid'attrlar. Selef-i slihn, kssaclarn yannda oturmay bile yasaklamlar, hikayecileri katiyyen dinlememilerdir. Kssa, ne asr- saadette, ne de Hz. Ebubekir ve Hz. mer zamannda vard.130 Ne zaman fitne bagsterdi, ite o zamandan beri hikyecilik ve kssaclk sratle yayld. Rivayet olunduuna gre Ibn mer bir ara mescidden dar kar ve knn sebebini soranlara bu sebebi yle izah eder: 'Beni mescidden hikye anlatanlar kard. Bu hikayeciler olmasayd, hibir surette mescidi terketmeyi dnmezdim'. Zmre131 yle anlatr: Sfyan es-Sevr'ye, 'Biz hikayecilere yzmz evirip bakyoruz' dedim. O yle mukabelede bulundu: 'Bid'atlara yznz deil, arkanz dnerek oturunuz'. Ibn Avn132 yle der: bn Srn'in133 yanna gittiimde yle buyurdu: 'Bugn ne haberler var?' Bu suale 'Emr'ul M'minn, hikayecileri hikye anlatmaktan menetti' diye cevap verdim. O zaman bn rn 'Emr'ul M'minn ok isabetli bir karar alm' dedi. 129) Buhari ve Mslim, (Ebu Hiireyre'den) 130) Tertu, Camiin; bn Mce, (bn mer'den) 131) Zmre b. Rebiann knyesi Ebu Abdullah'dr. Sfyan es-Sevr zamannda am mfts idi. 132) bn Avn'n ad Muhammed'dir. Horasan limlerindendir. bn rn devrinde yaamtr. 133) bn Srn'in knyesi Ebu Bekr, ad ise Muhammed'dir. 138 hya-i Ulm'id-Din A'ne, Basra camiine girdiinde, bir hikayecinin yle dediini duydu: 'A'me bize byle rivayet etmitir'. Bu sz zerine A'me, cemaatin ortasnda ayaa kalkarak koltuk altlarn yolmaya balad. Hikye anlatan adam, densizlik yapt ak olan bu zt ylece tekdir etti: 'Ey ihtiyar! Vaaz meclislerinde koltuk altlarn yolmaktan utanmyor musun?' A'me 'Neden utanaym? Ben bir snneti yerine getiriyorum. Sen ise yalan sylyorsun. nk bahsettiin A'me benim. Sana da byle bir hikye anlatm deilim'.

Ahmed b. Hanbel yle buyurmutur: 'nsanlarn en yalancs kssaclar ile ok soru soranlardr'. Hz. Ali Basra mescidinde hikye anlatan bir adam kovmutur. Fakat ayn Hz. Ali (r.a), Hasan Basr'nin mescidinde yapt va'za mni olmamtr; nk Hasan Basr (r.a) ahiret ilmi, lm, nefsin ayplarn gsterme, amellerin feti, eytann ivalar ve btn bunlardan sakndrmak hususunda va'z ediyordu. Ayn zamanda Allah'n nimetlerini, kulun bu nimetlerin krnde kusur ettiini, dnyann ayplarn sayarak hakir ve geici bir yer olduunu; dnyann hibir eyinde vefa bulunmadn, hiretin tehlikelerini ve iddetli azaplarn anlatyordu. te btn bunlar er'an gzel kabul edilen zikir olduu iin, bunlardan konumakta byk bir fayda vardr. Bu tr bir zikrin gerekli olduunu Ebu Zer Gfar'nin (r.a) rivayet ettii u hadsten anlyoruz: & jij :Jl ?p Zikir (ilim) meclisinde hazr bulunmak, 1000 rek't nafile namaz klmaktan daha hayrldr. (Bir zikir meclisinde bulunmak), 1000 hastay ziyaret etmekten daha hayrldr. (Bir ilim meclisinde bulunmak), 1000 cenaze merasiminde hazr bulunmaktan daha hayrldr. Allah'n Raslne 'Ey Allah'n Rasl! Bu meclislere gitmek, Kur'an okumaktan da m stndr?' diye soranlara Allah'n Rasl (s.a) yle cevap vermitir: 'lim olmadan okunan Kur'an'n bir faydas olur mu?'134 At yle demitir: 'Bir zikir meclisine itirak etmek, 70 lehviyat meclisine girmenin kefareti olur'. Zhirperestler bu hads-i erifleri nefislerinin tezkiyesine dair bir hccet kabul etmiler ve zikir unvann da yapm olduklar kt hurafelere ad olarak takmlardr. Bu nedenle gzel ve esas olan Zikrin asl mnlarndan uzaklamlar, ihtilafl kssalarla megul olmular, keyiflerine Kitab'ul-lim/III. Blm 139 134) Bu hads, kitabn banda bn Cevz'nin ri vayetinde zikredilmitir. re eksiklik veya ziyadelikler icad etmilerdir. Kur'an- Hakimde vrid lan kssalarn sebebinden uzaklalm ve o kssalara kendi hissiyatlarndan doanlar eklemilerdir. Kssalarn bir ksmn dinlemekte fayda varsa da -bir ksm da doru olmasna ramenzararldr. Nefsi iin bu kapy aan bir kimse, eri ile doruyu, yararl olanla zararl olan kartrr ve bundan tr tehlikeli bir duruma der. Kssacln mene-dilmesinin sebebi de bu tehlikeden korunmaktan baka birey deildir. Yine bu sebepten dolay Ahmed b. Hanbel yle buyurmaktadr: 'nsanlarn, doru hikyeler anlatan insanlara ne kadar ihtiyac vardr?' ayet bir hikayeci peygamberlerin kssalarndan bahsediyor ve ayn zamanda kendisini dinleyenlere din emirleri bildiriyorsa; ksaca doru eyler anlatyorsa, ben byle birinin hikyelerinde hibir zarar grmemekteyim. Ancak yalan sylemekten, halkn anlamayaca bir ekilde peygamberlerin hayatlarndan hikyeler anlatmaktan -ok zararl olaca iin- iddetle kanmaldr. Halk, peygamberlerden hasl olan zellelerin ardndan onlarn yaptklar

hasenat anlayamayaca iin, kendi hatalarnn da affedilecei inancna saplanarak kendisini byk bir tehlikeyle babaa brakr. 'Bir ksm meayihten ve mmetin byklerinden yle ve byle rivayet edilmitir' diyerek kendi dncelerini hakl grmekten iddetle kanmaldr insanlar! Nitekim kssaclar kendi fikirlerini delillendirmek iin ounlukla byle davranrlar. Byle yapan herkes byk bir gnah ilemi olur. nk bu hareket 'Ben Allah'a isyan etmi ve kusur ilemisem eer, bu kusurlar benden ok daha faziletli olan byk insanlar da ilemilerdir' demekten baka bir mn tamaz. Bu tr kssalardan bu ekilde bir hkm karabilirler ve bu hkmle bilmeden kendilerini Allah karsnda cretkr bir duruma sokabilirler. Bu iki mahzurdan; yani yalan ve rezillikleri anlatmaktan saknld takdirde kssa anlatmakta bir zarar yoktur. Bu takdirde hikye gzel olur ve Kur'an'n zikrettii haber hlini alr. Nitekim deerli kitaplarda bu tip hikyelerin oka yer aldn grmekteyiz. Bir ksm insanlar, ibadetlere tevik edici kssalar anlatmay gzel bulurlar. nk bu kssalarn amacnn insanlar hakka davet etmek olduunu dnmektedirler. Halbuki bu, eytann bir yanltmasdr. Zira doruyu anlatmak kfidir. nsan yalana sevkedecek hibir sebep yoktur. Allah'n ve Rasl'nn emirlerini anlatmak kfi olduu iin vaazlarda uydurma kssalar anlatmaya hibir ihtiya yoktur. Sze, aslnda olmayan ilveler katmak mekruh bir hareket deil midir? Sa'd b. Eb Vakkas (r.a), kendini zorlayarak ve cmleleri ssleyerek konumaya alan olu mer'e yle demitir: 'te seni gzmde kk gsteren hareketin, ssl cmleler kurmak iin kendini zorlamandr. Bu huyundan vazgemedike, hibir ihtiyacn karlamayacam'. Bu sz, 140 hya-i Ulm'id-Din olu kendisinden baz ihtiyalarn karlamak iin bir eyler istedii zaman sylemitir. Hz. Peygamber (s.a) kelimeleri ssleyerek ve kendini zorlayarak tuan Abdullah b. Revaha'ya hitaben yle buyurmutur: Ey bn Revaha! Kelimeleri kafiyeli sylemekten ve bu konuda kendini zorlamaktan sakn!135 Dinen mahzurlu olan seci', iki kelimeden fazla olan seci'dir. Bu srra binaen cennin diyeti hakknda 'meyen, yemeyen, barmayan ve alamayan bir para et iin ne diye diyet verelim? Bu, bo yere mal vermektir!' diyen kimseyi Hz. Peygamber (s.a) yle azarlamtr. 't: Gebelerin kafiyeli konumas gibi mi konumak istiyorsun? 136 iirlere gelince, va'z ve nasihat ederken oka iir sylemek irkin grlmtr. Allah Tel yle buyurmaktadr: airlere ise, sadece sapk kimseler uyar. Grmez misin, o airler her vadide akn akn dolarlar?!

(uar/224-225) '' Biz ona (peygambere) iir retmedik, ona yaramaz da! ' (Ysn/69) Vaizlerin, det edinerek okuduklar iirlerin ou ak, maukun gzellii, kavumak ve ayrlk acsyla ilgilidir. Byle vaazlar dinleyen cemaatin ounu halkn en ahmak tabakas tekil eder. Bu ahmaklarn ehvet duygularndan baka hibir eyle ilgilenmedikleri ve kalplerinin ise gzel ekillere bakmaktan baka bir ie yaramad bir gerektir. Byle bir cemaatin bulunduu yerlerde, yukarda sz edilen iirler okunduu zaman, bu kiilerin ehvet hislerini gcklamaktan baka bir sonu elde edilmi olmaz. Bu insanlar, sakl atein alevlenmesinden dolay barp ararak raksetmeye alrlar. iir ounlukla dinin tamamna zarar verici bir fesad leti olmaktadr. Bu nedenle mev'ize ve hikmetli szleri ihtiva eden iirler ancak istidlal yoluyla nakledilebilir. Hz. Peygamber (s.a) yle buyurmutur: iirin bir ksm hikmettir.137 135) mam Ahmed, Ebu Nuaym, (Hz. ie'den) 136) Mslim, Ebu Dvud ve Nesi 137) Buhar", (Ubey b. Ka'b'dan) Kitab'ul-lim/III. Blm 141 136) Mslim, Ebu Dvud ve Nes, (Mugre b. u'be, Ebu Hreyre ve bn Abbas'dan) ayet meclisi tekil edenler havasstan kimseler ise ve onlardan baka kimse de yok ise; o zaman halka zarar veren iir trleri okunabilir, nk havassa byle iirler bir zarar vermez. nk stn derecelere ulam ve kalpleri arnm kimseler ne dinlerlerse dinlesinler, dinlediklerini kalplerindeki muhabbete malederler. Bunun hakikatini Sema' adl blmde -inallah- uzun uzun anlatacaz. Bu srra binaen mehur Cneyd-i Badad, ancak on kiiye hitabda bulunur ve cemaat on kiiden fazla olduunda konumasn keserdi. Cneyd'in hibir zaman yirmi kiilik bir cemaata hitap ettii grlmemitir. Bir cemaat bn Slim'in138 kapsna giderek, kendisine 'Arkadalarn seni dinlemek iin hazrlandlar, k da onlarla konu!' dediklerinde bn Salim 'Hayr; bunlar benim arkadalarm deil. Onlar ancak meclisin arkada olabilirler. Benim arkadalarm havasstan kimselerdir' diye cevap vermitir. atahat'a gelince bu terimle bir ksm sflerin sonradan ilve ettikleri iki hususu kastediyoruz: Birincisi, Allah ak hakkndaki uzun iddialardr. Yani zahir amellerin yerine geen kavumadr. Hatta bu mevzuda bir grup, Allah ile birletiini bile iddia etmitir. yle ki Allah ile aralarndaki perdelerin kalktn, Allah' alenen grdklerini ve ifah olarak kendileriyle konutuunu iddia etmektedirler! 'Allah bize yle dedi, biz de ona yle cevap verdik' gibi szler sylemek suretiyle, kendilerini daha nce bu szleri syleyen ve syledii bu kabil szlerden tr idam edilen Hseyin b. Mansur

el-Hallac'a (Hallac- Mansur'a139) benzetmeye alrlar, Hallacn Ene'l-Hak szyle istihad ederler. Beyazd- Bistm'nin140 'Subhan, Subhanf (ben ortaktan mnezzehim, benim hibir ortam yoktur) szne uyarak birtakm neticeler karmaya alrlar. Bu tr konumalar halka ok byk zarar verir. yle ki iftilerin bir ksm bu szleri duyduklar zaman iftlerini, ubuklarn brakarak bu kuru dvalar arkasnda komaya balamlardr. nk bu konumalar acaip olduklar iin insanlara cazip gelmektedir. Zira byle konumalardan sonra insanlar kendilerini birtakm ibadetlerden kurtulmu sanyorlar. Bu ne byk bir felkettir! Nefsin yksek makamlara kmas ve Allah'la hallenmesi felketi de bunun cabas! Ahmak insanlar bu kuru dvalar tahakkuk ettirecek kudreti nefislerinde daima grrler ve birtakm mnsz ve zahiren gzel grnen ii berbad kelimeleri sylemekten de geri kalmazlar. Eer onlara byle konutuklar zaman itiraz edilirse, hemen yle cevap vermeye yeltenirler: 'Sizin bu 138) Knyesi Ebu'l-Hasan, ad Muhammed b. Slim'dir. Basraldr. Kut'ul Kulb'nn mellifi Ebu Tlib el-Mekk'nin hocalarndandr. 139) Knyesi Ebu Abdullah'dr. Cneyd-i Badd'ye, Sfyan esSevr'ye talebelik yapmtr. 140) Ad Tayfur b. sa'dr. Hicri 261 (veya 264'de) vefat etmitir. 142 hya-i Ulm'id-Din Kitab'ul-lim/III. Blm 143 itiraznz ilminizden ve tartmaya meraknzdan geliyor. lim hakikatlerin nne ekilen perdeden baka birey deildir. Cedel ise nefsin houna gittiinden, hibir kymeti yoktur. Oysa bizim btn sylediklerimiz btn hallerinin dile dklnesidir. Bunlar, btnmza hak nurunun kefolunmas gsteriyor ve hak, bizim btnmzda tecelli ediyor'. te bu ve buna benzer iddialar, slm beldelerini tehlikeli bir yangn gibi sarm ve bu yangn bilhassa halk tabakasn yakp kl etmeye neden olmutur. Bu gibi szleri syleyen bir kimseyi ldrmek, Allah indinde on kiiyi diriltmekten daha hayrl bir i olur, Beyazd- Bistmye mal edilen sz, onun azndan kmamtr. Byle bir szn ona mal edilmesi kesinlikle doru deildir. ayet buna benzer bir sz onun azndan km ise, o zaman onun bu sz kendisine deil, Allah'a nisbeten hikye edip konutuunu kabul etmek gerekir. Allah'n dininden bahsederken, ona ait malmat iinde byle bir sz de sylemi olabilir. Nitekim Allah Tel (c.c) hakknda malmat verirken u szleri syledii gibi: 'Muhakkak ben Allahm, benden baka ilh yoktur. O halde bana ibadet edin'. Bu bakmdan Bistm, bu sz ancak Allah kelm olarak hikaye etmi olabilir. Yoksa biz onun bu sz kendi adna sylemi olmasn mmkn gremeyiz. kincisi, mnas anlalmayan birtakm kelimelerden ibarettir. Bu ke- .. limelerin zahiri, gayet ho ve dehetengiz mnlar

tamaktadr. Fakat hepsi bu kadardr. Bunlarn tesinde bir mn ifade etmezler. Bu kelimeleri syleyen kimseler mnlarn bilmezler, sadece akllarnn noksanlndan dolay ilerinden geirdikleri samalklar bu kelimelere yklerler. Hibir zaman azlarndan kan bu kelimelerin mnsna nfuz edebilmi de deillerdir. Bazlar bu mny anlar, fakat gayesini anlatmaya muktedir olamad iin, bu ibareleri yerli yerinde kullanamaz. nk ilmi az olduu iin mnlarn hangi terimlerle ifade edileceini bilemez. Bu tr szlerde bir fayda yoktur. Bu gibi szler kalpleri yaralar, akllar dehete drr ve zihinleri hayrette brakr ve hi de kastedilmeyen mnlarn anlalmasna yol aar. te byle olduu zaman herkes, arzularnn peine taklr ve bu kelimelerden istedii gibi mnlar karmaya balar. Hz. Peygamber fs.a) yle buyurmaktadr: 4 Herhangi biriniz bir toplulua anlamadklar bir tarzda hitab ederse, bu kimsenin konumas, dinleyenler iin bir fitne olur.141 nsanlara anladklar bir tarzda hitab edin. nsanlarla anlamadklar tarzda konumaktan saknn. Acaba siz Allah ve Rasl'nn tekzib edilmesini ister misiniz?142 Allah Rasl'nn menettii konumalar, ancak konuann kendisi tarafndan anlalan, fakat dinleyenlerin anlamad konumalardr. Bu konumalar dinleyenler, anlamadklar iin konumay asla zihinlerine yerletiremezler. Bir de konuann bile anlamad kelimelere ne buyuru-lur? Konuan kendi szlerinin mnsn bilse de yalnz dinleyenler bu mny anlamasalar bile byle bir konuma hell olmaz. Hz. s yle demitir: 'Hikmeti, ehil olmayan kimselere emanet etmeyiniz ki hikmete zulmetmi olmayasmz. Hikmeti, ehil olan kimselerden kskanmaynz ki anlayanlara, idrak sahiplerine zulmetmi olmayasmz. efkatli bir hekim gibi olunuz; zira hekimler merhemi sadece yaraya srerler'. Hz. sa'nn (a.s) bu sz yle de rivayet edilmitir: 'Hikmeti, ehil olmayan kimselere devretmeye alan bir kimse cahildir. Hikmeti, ehlinden saklayan bir kimse ise zlimdir. Hi kukusuz hikmetin bir hakk vardr ve bir de ehli vardr. yleyse her hak sahibine hakk verilmelidir'.143 Tamat's. gelince, atahat konusunun tamam tamat ile ilgilidir. Bununla birlikte tamatn kendine ait husus bir vasf daha vardr. Bu husus vasf ise, eriata ait kelimeleri zahir mnlarndan ayrarak bu kelimelere zorla hibir faydas olmayan btn mnlar vermeye almaktr. Tpk btnlerin Kur'an ve hads zerine yaptklar te'vil gibi! te bunun iin tamat da, atahat da haramdr ve zarar byktr. nk eriat sahibinden gelen bir nakle dayanmayan ve bir zarurete binaen akl bir delile istinad etmeyen te'vil ile kelimeleri zahir mnlarndan baka mnlara evirmek, kelimelere olan itimad tamamen sarsar ve bu durumda Allah'n ve Rasl'n szleri de anlalmaz bir hale gelir. nk artk kelimelerin bir mns kalmamtr veya daha doru bir deyile herkes her kelimeye kendi istedii mny vermi ve

hkmler ortadan kaldrlmtr. yle ki artk her kelimeden btn mnlar karlr olmutur. te en byk felketlerden biri budur. Bu, zarar ok byk olan hl, halk arasnda ok yaygn olan bid'atlerdendir. Bu bid'atleri icad edenler, acaiplikler arkasnda komak suretiyle hrete ulamak isteyen kimselerdir. Zira insanolu tabiat icab, daima acaipliklere meyletmi ve acaiplikleri temsil ettikleri sanlan kimseleri, byk adam olarak 141) Ukayl, Ebu Nuaym, (bn Abb as'dan) 142) Buhar, Beyhk, Deyiem 143) Ebu Talib el-Mekk, Kut'ul-Kulb 144 hya-i Ulm'id-Din bilmitir. te insann garip eylerden zevk almasn, bu arlatanlar istismar etmiler ve halkn gznde birer kahraman kesilmilerdir. Btmler, korkun btl telakkleriyle eriatn byk temellerini sarsmaya yeltenirler ve eriatn zahir olan hkmlerini te'vil ederek, (bunlar ykmak iin kaleme aldmz el-Mstezhir isimli kitabmzda da belirttiimiz gibi) eriatn tamamn kendi te'villerine gre ina etmeye alrlar. Tamat ehlinin te'viline bir misal olarak u ayetin te'vilini gsterebiliriz. Haydi artk Firavuna git, nk artk o ok azd. (Nziat/17) Bunlar, ayet-i kermede geen Firavun kelimesini, zlim Firavun'a deil de kalbin bir hline hamlederek 'Firavundan maksad, insana saldran kalptir' demilerdir. Yine bunlar Kasas sresinin 32. ayetinde geen 'Ve asan yere brak' cmlesindeki as kelimesini, insann gvendii ve Allah'tan baka itimad ettii eylere atfetmiler ve bunlar kaldrp atmann gerekli olduunu sylemilerdir. ,, t t Hz. Peygamber'in (s.a) -^ J^' J J-u ]/A^' 'Sahur yemeini yeyiniz, nk sahurda bereket vardr'144 szn yle te'vil etmilerdir: 'Sahur kelimesinden murad, seher vaktinde istifar etmektir'. Bu adamlar o kadar ileri gitmektedirler ki Kur'an- Kerm'i batan aaya te'vil etmeye kalkmakta, bn Abbas'tan itibaren btn Kur'an mfessirlerini bir yana iterek btn ayetleri kendi anlaylarna gre tahrif etmektedirler. (Zaten bunu yapabilmek iin byle bir yola bavurmutur bu sahtekrlar). Btnlerin ve te'villerinin bir ounun btl olduu apak bilinmektedir. Tpk Firavun kelimesini kalp ile tefsir etmeleri gibi! Firavun, elle tutulan ve gzle grlen bir kiidir. Varl tevatr yoluyla bize kadar gelmitir. Yine ayn Firavunun Hz. Musa

tarafndan hakka davet edildii de tevatr halindedir. Firavun kendisinden sonra yaam bir Ebu Leheb, bir Ebu Cehil ve ir kfirler gibi bir kfirdir. Firavun, as ve sahur; eytan ve melek gibi hiss ile bilinmeyen eylerden deillerdir ki onlar te'vile alalm. Sahurun seherde istifar mnsna te'vil edilmesi de byk bir hatadr. nk sahurun ne olduunu bizzat efendimiz fiilleriyle bize bildirmitir. Allah'n Rasl sahur zamannda yemek yer ve etrafndakilere yle derdi: > Kitab'ul-lim/III. Blm 145 Bereketli gdaya geliniz.145 Tevatr, hiss ve nakil yoluyla gelen btn llere gre, bu gibi te'viller btln en aa derecesidir. Bu te'villerin btl olduunu bazen zann- galib ile biliriz. Bu da hissin mdahalesinin bulunmad durumlarda olur. Btn bu te'viller haramdr, dallettir, dini halk tabakas nazarnda ifsad etmektir. Ne sahabeden ve ne de tabinden bu te'villere benzer rivayetler nakledilmitir. Halk hakka davet eden ve halka va'z u nasihatta bulunan Hasan Basr'den de byle te'viller nakledilmi deildir. (Hasan Basr, krk sene durmadan sahabeyi dinleyerek ilim sahibi oldu. Btn hayat boyunca sahabeden dinlediklerini nakletti. Onun dinledikleri kimseler iinde 70 Bedir kahraman ve dier sahablerden 300 kii vard. Buna ramen o byle te'viller yapmad. Yaptna dair en kk bir rivayet gelmemitir. Btnlerin elinde buna dair en kk bir delil bile yoktur). Hz. Peygamber (s.a) yle buyurmaktadr: Kur'an- Kerm i kendi grne dayanarak (kaideleri gzetmeden) tefsir eden kimse atete yerini hazrlasn!146 Bu hads-i erifin mnsn, btnler gibi Kur'an' kendi grleriyle tefsir edenlere hamlettiimizde ancak akla kavuturabiliriz. yle ki: Yukarda bahsi geen te'vil ve tefsirlere kaan btn merebli bir kimsenin gayesi ve gr bir durumun tahkik ve tesbitidir. te o durumu bir de te'vil yoluyla Kur'an'n ehdetiyle tevsik etmek ister. Ne lgat ve ne de nakil olarak hibir delil yokken Kur'an ayetlerini o mnlara hamletmek ister. Yukarda zikrettiimiz hads-i erif 'Kur'an istihra ve tefekkr yoluyla tefsire tbi tutulmasn' demiyor. Zira birok ayet iin sahabe-i kiram ve mfessirlerden be-alt ve hatta yedi mn naklolunmutur. Biliniyor ki bu mnlarn hepsi Hz. Peygamber'den nakledilmi deildir. Zira bu mnlarn bazen biri dierini nakzettii iin bir araya toplanmalar mmkn olmamaktadr. Demek ki btn bu mnlar Hz. Peygamber'den iitilmi deil, belki uzun tefekkr ve anlay sonucunda ortaya atlm mnlardr. te bu srra binaen Allah'n Rasl, tbn Abbas iin yle buyurmutur: Ey Allahm! Onu dinde fakih kl ve kendisine Kur'an'n te'vilini ret.147 144) Buhar ve Mslim (Enes'ten) ] 145) Ebu Dvud, Nesve bn Hibban, (Irbd b. Sriye'den)

146) Tirmiz, (bn Abbas'dan) 147) Mslim, mam Ahmed ve Hkim 146 hya-i Ulm'id-Din Tamat ehlinden, bu te'villerin lfzlardan kastedilen mnlar olmadn bildii halde caiz gren ve bununla halk hakka ardn iddia eden bir kimse; hakikatte doru olan bir eyin isbat iin Allah Rasl'nn sylemedii bir sz uydurup da syleyen bir kimseye benzer. Bu ise zulm ve dalletin ta kendisi olduu gibi, ayrca bu zulm irtikb edeni de Allah Rasl'nn u mbarek sz tehdit etmektedir: Benim sylemediim bir sz bana kasden mleden ve yalan uyduran bir kimse atete yerini hazrlasn!148 Bu kelimelerin te'vili, btn bu tehlikelerden daha korkuntur. nk bu gibi te'viller, kelimelere olan itimad sarsar. Byle olunca da hi kimse Kur'an'dan hibir mn karma imkn bulamaz. Bylelikle Kur'an'dan istifade etmek yollan kapanm olur! eytann, halk hakka davet edenleri memdh ve makbul ilimlerden, mezmum ilimlere nasl evirdii ortadadr. Btn bu felketler, terimleri hakik mnlarnda deil, baka mnlarda kullanan sahtekr limlerin telbist sonucunda meydana gelmektedir. ayet mehur terimlere gvenerek ve asr- evvelde bilinen hakikate bakmayarak bu kiilere tbi olursan, senin durumun tpk hakim denilen, fakat aslnda hikmetle alkas bulunmayan bir kimseye tbi olup, eref talebinde bulunan bir kimsenin durumuna benzer. Byle bir kimse sadece hikmet teriminin erefiyle yetinmi olmaktadr. Zira hikmet tbiri gnmzde tabibe, ire ve mneccime mledilmektedir. Bu kelimeleri bahsi geen meslek erbabna mlet-mek ise, kelimelerin ifade ettii mnlar bilmemekten (gafletten) domaktadr. Beincisi ise Hikmet terimidir. Hakim sfat tabiblere, airlere ve mneccimlere ait bir sfat oldu. Hatta yol kenarlarnda kularn peneleriyle veya kyllerin eliyle kabak dndren hokkabazlara dahi Hakim sfatyla hitab edilmektedir. Halbuki hikmet, Allah Tel'nn vd ilme denir. Allah dilediine hikmeti ihsan eder. Kime hikmet verilmise, muhakkak ona ok hayr verilmitir. Bunu ancak akl sahipleri dnr. (Bakara/269) Hz. Peygamber (s.a) yle buyurmutur: Of , fj lij ILjill j^ i) C/t > C/t f Hikmetten bir kelimeyi renmek, kii iin dnya ve onun iindeki varlklarn tmnden daha hayrldr.149 148) Buhar ve Mslim, (Ebu Hreyre, Hz. Ali ve Enes'ten) 149) Bu hadsin benzeri ilim blmnde gemiti. Kitab'ul-lim/III. Blm 147 Yukarda naklettiimiz ayet ile hadsi dikkatle tedkk ederek hikme-,. ne nnya geldiini dnnz ki daha sonralar hangi mnlarda kullanldm anlayabilesiniz. Dier terimleri de hikmet

terimiyle mukayese ediniz. Ancak byle yaptnz takdirde sahtekr limlerin hilesinden kendinizi koruyabilirsiniz. Zira kt limlerin dine verdii zarar, eytanlarn verdii zarardan daha dehetlidir. nk eytan, insanlarn kalbinden iman bu gibi kimseleri vesile ederek ekip alr. te bunun iin Allah'n Rasl'ne (s.a) halkn en erlisi sorulduu zaman, kendisi cevap vermekten kanm ve 'Allahm affet' demekle yetinmiti. Ashab, ayn suli birka kere tekrarlaynca da yle buyurmutu: 'Onlar, kt alimlerdir'.150 Mahmud ve Mezmum (Gzel ve irkin) ilimlerin ve iltibasn nereden kaynaklandn artk renmi bulunuyorsunuz. Bu nedenle imdi muhayyersiniz; ister nefsinizi selef-i slihne uydurursunuz, ister gurur zincirlerine smsk sarlr, halefin arkasndan gidersiniz. Selef-i slihnin kendisine megale olarak setii gzel ilimler inkraza uram olduundan bugnn insann megul eden ilimlerin ou bid'attir ve dine sonradan ilve edilmitir. Bylelikle Hz. Peygamber'in (s.a) u mbarek sz de yerine gelmi olmaktadr: -y oaj slm garip olarak balad ve sonunda da balad gibi garip olacaktr. Garipler iin cennet vardr.151 Bu hadsi ifade buyurduklar zaman Hz. Peygamber'e 'Garipler kimlerdir?' diye soruldu. O da yle cevap verdi: Garipler o kimselerdir ki halk tarafndan bozulmu olan snnetimi slah edip dzeltirler. Halk tarafndan ldrlm (terkedilmi) olan snnetimi de ihya ederler.152 Garipler o kimselerdir ki sizin bugn zerinde olduunuz hakikate sarlrlar.153 y- J~! Jt *2 Cr" j? .o"1' <* OjAJL Ji 'J 'jJti 150) Darim, (Ehvaz b. Hekim'den); Bezzar, Msned, (Muaz'dan) 151) Mslim, (Ebu Hreyre'den); Tirmiz, (Arar b. Avf dan) 152) Tirmiz, (Kesr b. Abdullah b. Amir b. Avf dan) 153) Bu hadsin kaynana rastlanmamtr. 148 hya-i Ulm'id-Din Garipler, saylar pek az olan salih kiilerdir. Fakat bu kiiler, salih olmayan, fertleri ok olan bir topluluk iinde yaarlar. Yaadklar bu topluluk iinde kendilerini seven az, buz eden ise oktur.154 Gerekten de selef-i slihnin ilimleri bugn gariptir. O kadar ki gnmzde bu ilimleri hatrlatanlar sevilmemektedir. te bu srra iaret etmek isteyen Sfyan es-Sevr yle demitir: 'Bir limin dostunun ok olduunu grdn zaman bilmi ol ki o lim hak ile btl birbirine kartrmtr; zira hak ile btl birbirine kartrmam olsayd dostu az, dman ok olurdu'. Mahmud (Gzel) limlerin Memduh Olan Miktar Bu itibarla ilim ksma ayrlr: 1. Az da ou da mezmum (irkin) olan ilim.

2. Az da ou da mahmud (gzel) olan ilim; ne kadar fazla olursa o kadar gzeldir. 3. Kifayet edecek miktar gzel, kalan ksm ise gzel olmayan ilim. lmin durumu tpk bedenin hline benzer. Bedene ait baz haller vardr ki az da, ou da gzeldir. Mesel shhat ve gzellik gibi! Dier bir ksm ise, mutedil davranld zaman gzel, haddi ald zaman irkindir. Mesel maln Allah yolunda vermek gibi; zira haddi aarak verilen ey sadakadr, fakat gzel deildir. nk israftr. Mesel ecaatin bir dal olan tehevvr gibi. Tehevvr, ecaatin bir blmdr ama gzel deildir. Halbuki ecaat gzeldir. te ilim de aynen byledir. Az da, ou da kt ve irkin olan ilim, ne ahirete ve ne de dnyaya bir faydas dokunmayan ilimdir. Ne dnyaya, ne de ahirete yaramayan ilmin faydasndan ok zarar dokunaca herkesin kabul edecei bir gerektir. Sihir, tlsm ve yldz ilimleri gibi! Bu ilimlerin bir ksmnda hibir fayda yoktur. Dolaysyla bu ilimlerle megul olmak insann en kymetli sermayesi olan mrn bouna harcamas demektir ki deerli bir sermayeyi bouna harcamak irkin ve kt bir harekettir. Bu ilimlerin bir ksmnn zarar, dnyaya yarad zannedilen ksmndan daha ar basmaktadr. Zira bu ksmnda geici bir menfaat var ise de, verdii zarara nisbetle bu menfaat hi denecek kadar azdr. Her tarafyla mahmud (gzel) olan ilme gelince, bu ilim Allah'n sfatlarn, fiillerini, halk arasndaki snnet-i ilhyesini ve hireti dnyadan stn klmasnn hikmetini beyan eden ilimdir. te bu ilim bizatihi istenen ilmin ta kendisidir. nk ancak bu ilimle insanlar ebed saadete ularlar. Bu ilmi elde etmek iin insann vargcyle almas bile kendisini kusurdan kurtarmaz. Zira bu ilim idrak edilemeyecek kadar geni ve dibi bulunamayacak kadar derindir. Herkes kendi gc nisbetinde ancak 154) mam Ahned, (Abdullah b. Amr'dan) Kitab'ul-lim/III. Blm 149 bu deryann sahil ve s yerlerinde gezebilir. Bu denizin etrafnda ve s yerlerinde ancak peygamberler, kmil veller ve Allah ilminde rsuh kes-betmi limler gezebilirler. Elbette ki onlar kendi derecelerine ve Allah Tel'nn kendileri iin takdir ettii derinliklere kadar dalabilmilerdir. te kitaplarda yazl olmayan gizli ilim budur. Bu ilmi insan ancak renmeye almakla ve ahiret limlerinin ahvlini iyi bilmekle elde edebilir. hiret limlerini tantacak almet-i farikalar ilerideki blmlerde izah edilecektir. te bu ilmi bilmek iin yaplacak i budur. hirette ise, bu ilmi elde etmeye almak, mcahede, kalb tasfiyesi, dnya megalelerinden kalbin kurtarlmas ve bu dnyada peygamberlerin ve kmil velilerin arkasnda gitmek ile onlar rnek almak yardm eder. Evet, btn bunlar yapmak lzmdr ki bu ilmin peinde olan herkes almas nisbetinde deil, ancak nasibi kadar bu ilme sahip olabileceini anlasn! Bu sz, o halde gayrete gerek olmad mnsna almak byk bir hata olur. Zira gayret,

hidayetin anahtardr ve hidayetin gayretten baka anahtar da yoktur. Bir miktar gzel, kalan irkin olan ilimlere gelince, bu ilimler farz- kifaye blmnde zikrettiimiz ilimlerdir. Farz- kifaye olan bu ilimlerin her birinde mertebe vardr: 1. Lzm olduu kadaryla yetinmek ki bu en azdr. 2. Ne ifrata ve ne de tefrite sapmakszn normal bir miktar elde etmek. 3. Ortalama haddini ap mrn sonuna dein srekli elde etmeye almak. Bu duruma gre sen iki halden birine talip ol! Yani ya nefsinle veya nefsini slah ettikten sonra bakasyla megul ol! Sakn kendi nefsini slah etmeyip, bakalaryla megul olan kimselerden olma! Nefsinle megul olan bir kimse isen, sadece sana farz olan ve durumunun artlarna uygun den ilmi tahsil etmeye al! Namaz, taharet, oru ve sair ibadetler gibi, zahir amellerinle ilgili ilmi elde etmeye gayret et! Herkesin ihmal ettii ilim, kalbin zelliklerini ve bunlarn gzelini ve irkinini bildiren ilimdir. Yeryznde yaayan hibir insan irkin sfatlardan arnm deildir. Kt sfatlar; hrs, hased, riya, kibir, ucb ve benzeri sfatlardr. Bunlar terk etmek ve kalpten uzaklatrmak vcibdir. Btn bu kt sfatlarla mall olduu halde zahir amellerle megul olan bir kimsenin durumu, uyuz bir kimsenin durumuna benzer. Uyuz olan bir kimse, kendisini bu uyuz hastalndan kurtaracak illar ihmal ederek, zahirde grnen yaralarna merhem srerse, hi kukusuz sama bir i yapm olur. Bir meselenin d yzyle ilgilenen limler, yol kenarnda oturarak, gelene geene zahir merhem tavsiye eden doktorlara benzerler. Ahiret 3 3 3 C_ g-3 f 3 s- > 152 hya-i Ulm'id-Din Kitab'ul-lim/III. Blm 153 Fkh ilmine gelince, bu ilimde iktisar derecesi mam Mzen'nin156 Muhtasar adl eserinin muhtevasn -ki biz o eseri Hulsat'ul-Muhtasar adl kitabmzda tertibe koyduk- mtala etmektir. Fkh ilminde iktisad derecesi Muhtasar isimli kitabn misli bir kitap okumaktr ki biz bu miktar el-Vasit min'elMezhib adl kitabmzda bildirmitik. Fkh ilminde son derece ise el-Basit isimli kitabmz ve buna benzer uzun kitaplarda varid olan malmatlar okumaktr. Kelma, gelince, bu ilimden gaye ehl-i snnet'in selef-i slihnden naklettii akideleri korumaktr. Kelm ilminin bundan gayr bir vazifesi yoktur. Kelm ilminden bu miktardan fazlasn

istemek, meselelerin srlarn ve hakikatini baka yollarda aramak demektir. Ehli Snnet akaidi, Kelm'a ait ksa bir kitap okumak suretiyle elde edilebilir. Bu miktar, Kavid-l-Akaid adl eserimizde izah ve beyan ettiimiz kadardr. (Bu kitabmz Ihya-i Ulm'id-Din ierisinde yer almaktadr.) Kelm'da iktisad derecesi ise, yz sahifelik bir kitabn muhtevas kadardr. Biz bu miktar el-Iktisad fi'l-Itikad adl eserimizde beyan etmitik. Ayrca Kelm ilmine bir de bid'at ehliyle mcadele etmek iin ihtiya vardr. Bu bid'atlara kar koymak iin mslmanlar Kelm ilminin savunmalarna muhtatr. nk Kelm ilmi bid'atnn ortala yayd bid'atlar halkn arasndan ekip almaya yarar. Fakat Kelm ilmi, bid'atlar konusunda halk tabakas taassuba saplanmadan nce ie yarar. Bid'at eer cedel ilminden bir eyler biliyorsa, onu Kelm ilmiyle hizaya getirmek ve bid'atn kendisine kabul ettirmek pek mmkn deildir. Siz onu sustursanz bile, o yine kendi mezhebini terketmez. Kendisini susturmanz nefsinin zaafna hamleder, asla fikrine zaaf drmeye yanamaz. Yine bu fikre kar verilecek bir cevap olduunu ve fakat bu cevab kendisinin vermeye kudreti yetmediini dnr. Siz kendisinden kuvvetli olmakla onu teevve srkleyen biri olursunuz onun yannda! Halk tabakas bu nevi mcadele ekliyle haktan uzaklatrlr ise, o sapk itikadnda sabitlemeden nce hafif bir tartma ile sapklktan evrilebilir. Fakat btl tam mansyla benimsemi ve kalbinde bu sapklk sabitlemi ise onun dnmesi imkansz deil ise de ok zor bir itir. Artk onu Kelm ilmiyle tedavi etmenin bir faydas olmaz. Zira taassub, telkki ve inanlar kalplere yerletiren bir felkettir. Esasnda bu felket kt limlerin afetlerindendir. Zira sahtekr limler, hak iin ifrata saparlar ve taassup gsterirler. Muhaliflerine istihfaf ve istihkarla bakarlar. Onlarn bu hli muhaliflerini de ayn duruma srkler. Onlar da kendilerine kt bakmaya balarlar. O kadar ki mutaassplara muhalefet etmi olmak iin btla yardm ederler. Onlarn bu msama-hasz tutumlar muhaliflerini btla daha da ok sarlmaya zorlar. Eer 156) Knyesi Ebu brahim; ad smail b. Yahya b. Amil- b. shak'dr. Hicretin 176. ylnda domutur. kt limler ltuf ve merhamet ile nasihati gzel bir ekilde yapsaydlar ve kimsenin bulunmad bir yerde muhaliflere hakikati gzel bir dille arla kamakszm anlatsaydlar, elbette baar kazanabilirler, muhaliflerini hakka dndrmeye muvaffak olabilirlerdi. Fakat dnya nimetleri edinebilmesi, halk arasnda kendisine ok taraftar bulmasna baldr. Halk elde edebilmek iin de hasmlara iddetle saldrmas gerekmektedir. Ne kadar kfr yadrrlarsa, halkn o kadar houna gider ve elbette bunu yapana itibar ederler. te bunun iindir ki kt limler kendilerine taassubu meslek edinmiler ve bunu ykselmelerinin vastas bilmilerdir. Bu taassuba da dini mdafaa adn takmlardr. iddetli taassub halk helak eden bir felkettir. nk taassub, bid'atlar kalbe yerletiren en byk vesiledir.

Son asrlarda ortaya kan ve hakknda saysz kitaplar telif edilen ih-jtilaflara gelince -ki bunlarn hibiri selef-i slihn zamannda grl-Imemitir- bu ihtilaflarn yanma dahi yaklamaktan sakn! Seni ldrecek jbir zehirden kandn gibi ihtilaflardan kan. nk bu, mmet-i ]Muhammed'in kkn kurutan bir hastalktr. Bu hastaln tehlikeleri ve afetleri, ilerideki blmlerde tafsiltl bir ekilde izah edilecektir. Kendilerini temize karmak iin 'nsanlar, bilmediklerinin dmandr' darb- meselini syleyenlerin szlerine aldanma! Zira bu sahada iyice bilgi sahibi olan bir kimsenin nasihatini dinliyorsun. Sana bu nasihatlar, mrnn uzun yllarn bu sahada tketen ve kendisinden nceki kelmclardan ok daha fazla kitap yazan, tahkikat yapan, cedel ve beyana dalp byk mcadeleler veren biri yapmaktadr. Allah Tel u anda sana nasihat eden bu ciz kula doru yolu gstermi, o da Allah'n bu ltfuna lyk olabilmek iin eski ve kt detlerini tamamen terketmitir; imdi de nefsinin kusurlarn gidermeye almaktadr. 'Fetva, eriatn direidir. eriatn gizli illetleri ise ancak ihtilafl meseleleri bilmekle bilinir' diyenlerin szne sakn aldanma! Zira mezheplerin incelikleri hilfiyatla deil, bu konuda yazlm olan kitaplar okumakla bilinir. Szn ettiimiz bu kitaplar mezhepler hakknda en kk meselelere dein malmat vermektedirler. Bu kitaplardan fazlas ise cedele dayanr. Selef-i slihn ve sahabe devrinde fetva ilminin incelikleri ok daha iyi bilindii halde, hilfiyata ait hibir bilgi sahibi deildi onlar! Cedel sanatn da bilmiyorlard. Bu hilfiyat bilgilerinin mezheb ilmine hibir fayda temin etmedikleri bir yana, fkhn da zevkini ldrrler ve if-sad edici bir zellik tarlar. nk fetva ilminin artlar iinde hareket etmesi mmkn deildir. Cedele meyleden kimsenin zihni, cedelin isteklerine boyun eer ve dolaysyla Fktim zevki byle bir insandan uzaklar. Cedel ilmiyle sadece hret olmak isteyen kiiler megul olurlar. Bu kimseler mezhebin inceliklerini bilmek iin cedele girdiklerini iddia ederler. Halbuki mrleri bittii halde, kendilerini cedel ilminden kurtarp bir trl mezheb ilmine verememilerdir. 154 hya-i Ulm'id-Din Ey hak araycs! Cin eytanlarn belki de kolaylkla yener ve onlarn errinden emin olabilirsin. Fakat ins eytanlarndan kendini iddetle koru! Zira ins eytanlar insanlar ifsad etme iini, cin eytanlarndan devralm ve onlar bu zahmetten kurtarmlardr. Akll insanlarn indinde makbul olan hl, insann kendisini dnyada Allah ile beraber babaa kalm farzetmesidir. nnde lmn, Allah'n mahkemesine varn, hesabn, cennetin, cehennemin olduunu dnp zihninde canlandrmalsn. Sana yardm eden ve saadetini temin edecek olan eyler zerinde dnmeli ve tesini bsbtn terketmelisin! Ermi insanlardan biri ryasnda baka bir limi grr ve o limden sorar: 'Dnyada iken tartmalar yapp mnazaralara

daldn. Bunlardan elde ettiin ey ne oldu?' lim elini aarak avucuna fler ve der ki: 'Btn o ilimler bir kasrgann nndeki toz gibi uup gittiler. Bize sadece gecenin ge saatlerinde ihls ile kldmz iki rek't namaz fayda verdi!' Bir hadste yle buyurulmutur: JJ, U Kitab'ul-lim/III. Blm 155 Bir kavmin hidayetten dallete sapmas, cedel yapmasndan ileri gelmitir.157. Bu hadsi syledikten sonra Hz. Peygamber u ayeti okudu: '(Ey Raslm! Hakikati anlamak iin deil) bunu sana srf bir mcadele olsun diye (ve seni cevap vermekten ciz brakmak iin) misal veriyorlar. Dorusu onlar ok tartmac kimselerdir'. (Zuhruf/58) 'te kalplerinde phe bulunanlar, fitne aramak ve te'vile gitmek iin Kur'an'm mteabih ayetlerine uyarlar' (l mrn/7) ayetini yorumlayan Allah'n Rasl yle buyurmutur: 'Onlar cedel ehlidirler, onlardan saknnz' demekle Allah Tel bizi onlardan sakndryor.158 Seleften bir lim yle demitir: 'Ahir zamanda bir kavim gelecek ve o kavme amel etmek iin btn kaplar kapanacak, yalnz cedel kaplar ak kalacaktr'. Bir ksm haberlerde yle vrid olmutur: fj; yle bir zamandasnz ki, size amel etmek ilham olunuyor. Sizden sonra yle bir kavim gelecektir ki onlara sadece cedel yapmak ilham olunacaktr.159 Allah'n en ok buzettii kul. cedelde en edid olan kuldur.160 j Hangi kavme cedel verilmise, mutlaka o kavim amel etmekten menedilmitir.161 Allah Tel en dorusunu bilendir! 157) Tirmizt ve bn Mce, (Ebu Umame'den) 158) Mslim le Buhar, (Hz. Aie'den) 159) Kuful-Kulb, (isnadsz olarak) 160) Mslim ve Buhar, (Hz. Aie'den) -.j,_ 161) Ebu Talib el-Mekk, Kuful-Kulb, (Abdurrahman b. Eb, Leyla dan) DRDNC BLM Halkn lm-i Hilafa Ynelmesinin Nedenleri, Cedel ve Mnazarann fetleri ve Mubah Olmasnn artlar Allah'n Rasl'nden sonra hilfet makamna, rid halifeler getiler. Onlar Allah' bilen limlerin nderleri idiler, ahkm ilminde birer byk fakihtiler. Karlarna kan meseleler hakknda tek balarna fetva verecek gteydiler. stiare edilmesi lzm gelen konularda istiareye ehil olan sahablerle istiare ederler ve sahabenin fakihlerinden yardm isterlerdi. Byle olduu halde o devrin limleri tamamen ahiret ilmine ynelmi kiilerdi. Daima bu ilmi tahsil etmeye alrlard. Fetva istendii zaman kendisinden fetva istenen kii, isteyeni bakalarna gnderirdi. Dnya ile ilgili bir sual soran, biri

dierine havale ederdi. Ictihadda tamamen Allah'a ynelmilerdi. Nitekim sretleri (biyografileri) ile ilgili kaynaklarda bu ekilde bildirilmektedir. Hilfet makam, rid halifelerden sonra haksz bir ekilde bakalarnn eline getii zaman, bu kaide deiti. nk bu makama yeni geenler fetva ve ahkm ilminde tek balarna hareket etme imknndan mahrum kimselerdi. Byle olduu iin bu kiiler fakihlerden yardm istemek zorunda kaldlar. Hkmleri uygulayabilmek iin onlardan fetva almaya ve onlarla arkadalk yapmaya mecbur kaldlar. Fakat o devirde sahabe-i kirama benzeyen insanlar vard. Tbin-i kiramdan birok lim, dinin saf tarafna ynelir, seleften dinlediklerini olduu gibi naklederlerdi. Tbin-i kiramdan olan limlere fetva sorulduu zaman fetva vermekten kanrlard. yle ki sultanlar bu zatlar kadlk yapmaya zorlarlard. O gnn insanlar, bu limlerin ne denli aziz kimseler olduklarn, sultanlarn kendilerine nasl ihtiya duyduklarn ve onlarn buna ramen makam ve mansbdan nasl kandklarn gayet iyi bilirlerdi. Fakat ne yazk ki onlardan sonra gelenler, fetva ve ahkm ilmini izzet ve ikbale, rtbe ve mansba ulamak iin elde etmeye baladlar. Btn vakitlerini -mrlerini feda etmek pahasna- fetva ilmine vakfettiler ve kendilerini bu ilimle sultanlara takdim ederek onlardan makam-mevki ve atiyeler istediler. Bazlar bu isteklerine nail olma imkn buldular. Bazlar da bu arzularn tahakkuk ettirmeye muvaffak olamadlar. Fakat ilim sahibi olanlar da kendilerini atiyeler istemek zilletinden kurtaramadlar. Bir zamanlar sultanlar tarafndan aranlan fakihler, bu sefer sultanlar aramak zilletine dtler. Tam tersi bir durum hsl olmutu. Sultanlardan yzevirmekle aziz olan fakihler, bu 158 hya-i Ulm'id-Din sefer makam-mansb istedikleri iin zillet iine yuvarlandlar. Allah Tel'nn kendilerini muhafaza ettii limler ise bu hkmn dnda mtalaa edilmelidir. O asrlarda kaza ve hkmlerde fetva ve ahkm ilimlerine iddetle ihtiya duyulduu iin o devrin birok limleri, bu ilimlere daha ok sarlmak mecburiyetinde kaldlar. Onlardan sonra baz yneticiler ortaya ktlar. Bunlar akaidin esaslar hakknda sarfedilen szlere kulak verip, bu szleri ispatlayc deliller aramaya baladlar. Yneticilerin Kelm il-mindeki tartmalara eilim duyduklar herkes tarafndan anlalmt. te bunun iin halk da kelm ilmine yneldi. Bu sahada birok kitap telif edildi. Bu ilmin tartma yollar tesbit edildi. Karlkl konumalarda, szleri deitirme, tersyz etme yntemlerine ulald ve bylece bir baka ilim ihdas edilmi oldu. Bu ilerle uraanlara soracak olsanz, size Allah'n dinini mdafaa ettiklerini ve snnet-i seniyye'yi ihya etmek, bid'atlar susturmak iin altklarn syleyeceklerdir. Kendi seleflerinin de fetva ilmiyle megul olduklarn ve bylece mslmanlarn din ilerini zerine alarak halka nasihat edip, onlara byk iyilikler yapm olduklarn ileri sreceklerdir.

Daha sonra gelen yneticiler, kelm ilmine dalmay ve insanlara mnazara kaplarn amay ho grmeyip doru bulmadlar. nk kap ald zaman byk taassublar doduunu, bu taassubun insanlar birbirine drdn ve masum kanlarn dklmesine sebep olacak husmetler meydana getirdiini grdler. Bunlar da fkh konularda mnakaa etmeye; afi mezhebinin mi, yoksa Hanef mezhebinin mi stn olduu konusunu tartmaya eilim duyuyorlard. Byle olunca, bu sefer halk da ayn havaya girmi, kelm ve onunla ilgili btn ilim dallarn brakarak filer ile Hanefler arasndaki ihtilafl meselelere dalmlard. mam Mlik, Sfyan es-Sevr, mam Ahmed ve dier byk limlerin arasndaki ihtilafl meselelere de el attlar. Kendilerine bu hatal tutuma niin girdikleri sorulduunda da 'Bunu yapmaktaki gayemiz, eriatn inceliklerini ortaya karmak, mezhebin inceliklerini bildirmek ve fetva uslnn yaylmasn salamaktr' diyerek kendilerini hakl karmaya altlar. Bu konuda saysz eser telif edilmi, birok istinbatlar yaplm, cedel hususunda birok telift yaplmtr. Gnmzde de bu durum hl devam edip gitmektedir. Bundan sonraki asrlarn daha neler getireceini ise henz bilmiyoruz. te ihtilafl meselelere ve tartmalara dalmann tm sebepleri yukarda saydklarmzdan bakas deildir. Eer dnyev gc elinde tutanlar (yneticiler) fakihlerden mam afi ile mam Ebu Hanife'den bakalarnn ihtilflarn tartmaya eilim duysalard veya baka ilimlere ynelselerdi, onlardan dnyalk bekleyen limler, o tarafa meyleder ve almalarn bu istee gre deitirirlerdi. Onlar yine kendilerini Kitab'ul-lim/IV. Blm 159 , ujj gstermek iin, megul olduklar ilmi, din ilimlerden sayacaklar ve sla susup yerlerinde oturmayacaklard. Yine bu ilimleri elde etmekle Allah'n rzasna ulatklarn, nk bundan baka bir gaye tamadklarn ileri sreceklerdi... gu Tartmalar, Sahabe-i Kiramn Mevereti ve Selefin Mzakeresi ile Kartrmak Bu kiiler halka "Bizim gayemiz bu tartmalarla hakk aramak ve vuzuha kavuturmaktr. Zira hakkn aranmas gerekir, ilm grlerde yardmlama ve birka kiinin hatrndaki fikirlerin ayn hedefe ynelmesi fayda verici ve tesir edicidir. Ashabn deti de meveretti. Mesel lenin dedesiyle kardelerin feraizdeki durumlarn bildiren, ikinin cezasn beyan eden ve imamn (devlet bakannn) hatasnn mal mesuliyeti icab ettirdiini belirten meveretleri gibi! mamn hatasnn mal mesuliyeti icab ettirmesine misal olarak, Hz. mer'den korkarak karnndaki ocuu zayi eden kadnn diyetini, Hz. mer'in dedii naklo-lunmutur. Feraiz meselelerinde ve baka konularda da ayn ekilde sahabenin istiarelerine ilikin birok olay rivayet edilmitir. Yine mam afi, mam Ahmed, Muhammed b. Hasan eeyban ve baka limlerden de bu ekil mnazaralar, mnakaalar ve meveretler nakledilmitir.

Bu szn, bir telbis (hakk btlla kartrmak veya btl hak olarak gstermek) olduunu gstermeye alacam ki hakkatler malmunuz olsun! Dinin hak olan meseleleri zerinde yaplacak aratrmalarda yardmlama vardr. Fakat bunun sekiz art ve almeti vardr: 1. Farz- aynlar yerine getirmeyen bir kii farz- kifaye olan mnazaraya girimemelidir. Farz- ayn olarak yapmas gereken vazifeleri bulunan bir kimse 'Benim gayem hakkn bilinmesidir' diyerek farz- kifaye ile megul olursa, bu kii yalan sylyor demektir. Byle bir kimse, tpk namaz terkettii halde, bakalar iin elbise imal eden bir kimsenin 'Benim bu elbiseleri imal etmemin sebebi, ayet plak insan varsa onun rtnmesini temin ederek namaz klmasna vesile olmaktr' deyip kendisini temize karmasna benzer. Byle bir kimsenin iddias pek ender hallerde doru olabilir. Tpk nadir de olsa vukuu mmkn meseleler hakknda ihtilflara dalan fakihin iddias gibi! Mnazara ilmiyle itigal edenler, btn ulemann ittifakla varm olduu hkme gre, farz- ayn olan birok hususlar ihmal ederler. Yerine verilmesi gereken bir emaneti elinde bulunduran bir kimse, insanlar Allah'a yaklatrmakta en messir mil olan namaza balayp, emaneti yerine teslim etmeyi ihmal ederse Allah'a isyan etmi olur. Kiinin taat nevinden bir i yapmas, onun Allah'a itaat eden bir kul olduunu ispatlamaz. Fakat o fiillerde artlara, zamana ve tertibe riayet ediyorsa, o zaman i deiir. 160 hya-i Ulm'id-Din 2. Kiinin mnazaradan daha nemli bir farz- kifayeyi yerine getirme mecburiyeti yoksa mnazara edebilir. ayet kii mnazaradan daha nemli bir farz- kifayeyi yerine getirmesi gerektiini bildii halde, gerekeni yapmaz ve mnazaraya dalarsa, yapm olduu i Allah'a isyandan baka bir mn tamaz. Byle bir adamn durumunu yle bir misalle aklayabiliriz: Bir kii, lecek derecede susam bir topluluk grr. Herkes bu topluluu iine dt feci durumla babaa brakmtr. Bu vaziyeti gren kimse de onlara su vererek yardm etmeye muktedir iken, bunu yapmaz da mesel hacamat (kan aldrma) sanatn renmekle megul olur. Kendi zannna gre kan aldrmak farz- kifaye olan bir ilimdir. Bir memlekette bu sanat bilen olmad takdirde halkn helak olacan syleyerek kendisini hakl gstermeye alr. ayet kendisine 'Sen bu hacamat iiyle ok megul olma, nk bu ii yapan daha birok kimse var; bunun yerine sen o susam insanlarn derdine are bulmaya al' denilecek olursa, o yine kendi fikrinde srar eder ve 'Kan alclarn bulunmas, bu ilmi farz- kifaye olmaktan karmaz. Dolaysyla bu sanat renmem farz- kifayeyi yerine getirmektir' der. te asl vazifesini ihmal eden byle bir kimsenin hli, tpk lke apndaki farz- kifayeleri ihmal edip, mnazara yapmakla megul olan kimsenin haline benzer. Fetva ilmine gelince, bu ilimle megul olan topluluklar da vardr. Fakat hibir memleket yoktur ki orada farz- kifaye hkmnde olan birok ilim ihmal edilmi olmasn. Fakihler bu farz- kifayelere

dnp bakmay bile bir klfet sayarlar, biraz olsun uramaya tenezzl etmezler. hmal edilen farz- kifaye hkmndeki ilimlerin en banda tb ilmi gelir. Gnmzde, slm diyarnn birok yerlerinde tbb meselelerde fikrine itimad edilecek, tavsiyesine gvenilecek bir mslman doktor mevcut deildir. Buna ramen hibir fakihin bu ilimle megul olduunu gremezsiniz. Emr-i bilma'ruf nehy-i an'il-mnker de byledir. Bu vazifeyi yerine getirmek de farz- kifaye hkmndedir. Tartmac ok zaman mnazara meclisine itirak edenlerin ipekli kumalardan elbiseleri olduunu, yine ipeklilerden yaplm minderler zerinde oturulduunu grr. Buna ramen susar ve hayatta olmas ihtimal dahilinde bulunmayan bir mesele zerinde mnazaraya dalar. ayet meydana gelme ihtimali ok az olan tartma konusu mesele, meydana gelecek olsa onu halledecek fakihler olduka boldur. Buna ramen mnazara eder ve sonra da kalkp yapm olduu mnazara farz- kifaye olduu iin Allah'a manen yaklatn iddia ederek bu mnazarayla Allah rzasn kasdettiini ileri srer. Hz. Enes yle rivayet etmektedir: Kitab'ul-lim/IV. Blm 161 fil :fyJLi\ <* jii ? /A J. J Allah'n Rasl'ne emr-i bi'l-na'ruf ve nehy-i an'il-nnker'm ne zaman terkedilecei sorulduunda, Hz. Peygamber (s.a) yle cevap verdi: 'Ne zaman iyilerinizde mdahene (yaclk), ktlerinizde fah bagsterir; ynetim kklerinizin eline geer ve fkh da en rezillerinizin mal haline gelirse, ite o zaman terk edilir'.162 3. Tartmac mctehid olmal, f, Hanef veya dier mezheplere gre deil, kendi itihadyla fetva verebilmelidir. Hanef mezhebinin bir meselede hakl olduunu grrse, o meselede afi mezhebine balanmaktan vazgeip (sahabenin ve byk imamlarn yapt gibi) hakl grd ekilde fetva vermelidir. ctihad mertebesine kmayan bir kimse ise -ki asrmzdaki btn tartmaclarn durumu budur- sorulan suallere kendi imamnn mezhebinden nakiller yaparak cevap verebilir ancak! Kendisine bal olduu imamn gr salam grnmese bile, imamnn grnden ayrlmas doru olmaz. Byle bir insann mnazarasnda ne fayda olabilir? nk byle bir adamn mezhebi malmdur ve bal olduu mezhebin fetvalar dnda bir hkm vermeye yetkisi yoktur. Byle bir adam kendine mkil grnen bir mesele hakknda 'mid ederim ki bu mesele hakknda bal bulunduum imamn bir cevab vardr. ayet yoksa, ben er' meselelerde tek bama ictihad etme kudretine sahip olmadm iin bu soruya cevap veremem' demelidir. Herhangi bir meselede bal olduu imam iki eit gr ileri srmse, bu grler zerinde mnazara yapmas hakikate daha uygun bir hal olur. Zira kendisi bu iki grten birine meyyal olabilir. Mnazara ederken br tarafn daha kuvvetli olduunu grerek belki de istifade eder. Kendisinin meylettii hkmn doruluu hakknda mnazaraya giriini yersiz ve

lzumsuz bulur. Aa yukar btn tartmaclar iki tarafl meseleleri terkedip hakknda kesin ihtilflar olan meselelere dalyorlar ki bu sayede ok konuabilme imkn bulabilsinler ve muhalifleriyle mcadele edebilsinler. 4. Ancak vukuu ok olan veya her an ortaya kmas muhtemel bulunan meseleler hakknda mnazara edilebilir. Zira ashab- kiram sk sk ortaya kan meseleler zerinde mavere eder ve fikirlerini beyan ederlerdi. Biz ise, gnmzdeki tartmaclarn halkn ihtiyac olan konularda ve halka umumi bir bel getiren meselelerde fetva vermek iin gayret gsterdiklerini pek de gremiyoruz. Onlar sadece kendilerini hrete ulatracak meseleleri aratryorlar. Bunun iin de halledilmesi elzem meseleler zerine eilmek imknn bulamyorlar ve arkasndan da diyorlar ki; 'Bu mesele imamlar tarafndan kesin nasslardan alnan bir meseledir veya bu mesele zerindeki konumalar sadece tenhalarda yaplabilir. Bu mesele toplanarak zerinde tartma yaplacak bir mesele deildir'. Ele alnmas gereken bir mesele olsun da daha nce hakknda sz sylenmi olduu iin ele alnarak zerinde durulmasn! Hakikatini bildir162) bn Mce. (hasen bir senedle) 162 hya-i Ulm'id-Din Kitab'ul-lim/rV. Blm 163 mek iin hibir gayret gsterilmesin! Bu kadar sama bir iddia olabilir mi? Bunlar yle diyemiyorlar: 'Biz hrete ulatrmayan, uzun konuma imkn vermeyen meseleler zerinde tartma yapmayz. Uzun konumalara sebep olmayan meseleler bizi ilgilendirmez'. Bunu syleseler ne kadar acaip bir duruma deceklerini gayet iyi bilirler. Halbuki hak ve hakikati bildirmek iin ksa konumak ve kestirme yollardan hedefe varmak lzmdr. Sz uzatmak hibir zaman doru deildir. 5. Bir tartmac yapm olduu mnazaray mmkn olduu kadar az bir cemaat nnde yapmaktan haz duymal, mnazaraya ok insann dinleyici olarak katlmasndan zevk almamaldr. Zira tenha yerlerde mnazara yapmak, sultanlar ve sair bykler yannda mnazara yapmaktan daha faydaldr. nk tenha yerlerde tartmac dndklerini daha iyi toplar, daha iyi anlatmaya muktedir olur, idraki daha berrak ve kavray yksek olur. Cemaat huzurunda yaplan mnazara, tartmaclar riyaya itebilir. nk cemaat huzurunda mnazara yapanlar malup olmak korkusuyla kendi yanllarnda direnmeyi sonuna kadar gtrrler. ster hakl olsunlar, isterse haksz hep kendilerini hakl karmaya bakarlar. Bu tartmaclarn kalabalklarn huzurunda tartma yapmak istemeleri, Allah rzasn kazanmak niyetiyle deildir. nk bu tartmaclar kendi balarna kaldklar zaman kalabalkta tarttklar konuyu katiyyen aralarnda tartmazlar. O kadar ki ok zaman arkada kendisine bir sual sorduu zaman cevap bile vermez. Fakat bir cemaat huzurunda olduklar zaman hile yaynda,

ne kadar ok varsa birbirlerinin gsne saplamaya alrlar ki konumada stad kabul edilsinler! 6. Mnazara sadece hakk bulmak ve anlamak iin yaplmaldr. Tpk kaybolan maln arayan bir insann durumuna benzer bir durum sz konusudur burada! nk byle biri kaybolan mal bulunsun da ne olursa olsun diye dnr. Bunu kendisinin veya arkadann bulmas nemli deildir; nemli olan maln bulunmasdr. Demek ki bir tartmac kendisiyle mnazara eden arkadan hasm deil, bir yardmc olarak grmelidir. Kendisine hakk bildirdii iin arkadana teekkr etmeyi bir bor bilmelidir. Nasl ki maln kaybetmi bir kimsenin, kaybolan maln arayp bulamad ve geri dnmeye karar verdii bir anda; bir arkada kendisine gelip kaybetmi olduu maln bu yolda deil, u yolda aramas gerektiini syledii zaman o arkadana teekkr etmesi lzm geliyorsa, byle bir adam azarlamay dnmyorsa, kendisine maln bulmak iin yol gsterene ikramda bulunuyorsa! Birbirini hak namna ikaz eden sa-habe-i kiramn mevereti de zaten byle idi. Nitekim bir kadn, Hz. mer'e itirazda bulunmu ve ona hak yolu gstermitir. Cemaat huzurunda hutbe irad eden Hz. mer, kadnn yapt bu ikazdan sonra cemaate yle der: 'Bu kadn hakk syledi, mer ise yanld'. Bir kii Hz. Ali'ye (r.a) bir sual sorar: Hz. Ali, sorulan suale cevap er(jjinde, suali soran kii yle syler: 'Ey emr'ulm'minn! Verdiin cevap yanl! Bence bu suale yle cevap verilebilir...' Bunun zerine Hz. Ali 'Sen haklsn, ben ise yanldm' diyerek adamn hakkn itiraf eder ve kendisini ikaz ettii iin ona teekkr ederek szlerini yle srdrr: 'Her ilim sahibinden daha byk bir ilim sahibi kabilir'. bn Mes'ud, Ebu Musa el-E'ar'ye yanldn hatrlatnca Ebu Musa cemaate yle hitab eder: 'Bu byk lim aranzda iken bana sual sormayn!'. Kfe valisi Ebu Musa'ya, Allah yolunda savap ldrlen bir kimsenin hali sorulur, o da cennetlik olduunu syler. Bunun zerine mecliste hazr bulunan Abdullah b. Mes'ud ayaa kalkar ve sual sorana hitaben yle der: 'Valiye sualini ikinci kez tekrarla! Sualini iyi anlamam olmal'. Bu ikaz zerine adam sualini tekrarlar ve Ebu Musa yine ayn cevab verir. bn Mes'ud ise yle der: 'Ben sizin verdiiniz cevab doru bulmuyorum. Bence byle bir kimse Allah yolunda hakk bularak ldrlmse cennetlik olur'. Bunun zerine Ebu Musa 'bn Mes'ud doru sylyor' der. te hak arayclarnn da byle insafl olmalar gerekir. Buna benzer bir itiraz zamanmzn en dk fakihine yaplsa, kendisine itiraz edilen fakih hiddete kaplr ve yaplan itiraz hibir suretle kabul etmez. Kendisinin yanlma ihtimalini katiyyen kabul etmeyerek der ki; "Ayrca sabet etmise' demeye gerek yoktur. nk Allah yolunda ldrlen bir kiinin hakka isabet ettii herkese malmdur". Gnmzn insafsz tartmaclarnn haline bir baknz! ayet hak, hasmlarnn elinde ise ve onlarn diliyle ifade edilmise,

yzleri nasl kzarr ve nasl mahcub olurlar? Byle olunca da son haddine kadar hakk kabul etmemek iin nasl direnirler? Btn hayatlar boyunca kendilerini malup eden kiiler hakknda nasl kt konuur ve onu kk drmeye alrlar? Btn bunlardan sonra da kalkp kendilerini hakkn ortaya kmas iin yardmlaan sahablere benzetmekten hi de utanmazlar. 7. Karsndaki kimseyi; yani kendisiyle mnazara edeni bir delilden dier delile, bir mkilden dier bir mkile gemesini engellemeye almamaldr. Zira selefin aralarndaki mnazaralar bu ekilde cereyan ediyordu. ster lehinde olsun, ister aleyhinde, bid'at olan cedelin btn inceliklerini, konumasnn dnda tutmaldr. 'Bu sz beni balamaz, tenakuza dtn' gibi szlerden kanmaldr. nceki szn nakzediyor diye, doru sz reddetmesi yanltr. Halbuki sen tartmaclarn btn toplantlarnn mcadele ve mnakaa iinde getiini grrsn. Hatta delil getiren bir kimse, bilinen bir kaidenin zerine zannettii bir illete dayanarak kyasta bulunmaya t 164 hya-i Ulm'id-Din Kitab'ul-lim/IV. Blm 165 kalkt zaman, derhal kardaki mcadeleci tarafndan kendisine, asldaki hkmn hangi illetle mll olduuna dair delil sorulur. Delil getiren zat 'Ben bu ekilde dnyorum. ayet sen bundan daha isabetli bir gre sahip isen, delillerini syle de birlikte tedkik edelim' diye cevap verir. Bunun zerine itiraz eden kii yle der: 'Senin bildiin ve zikrettiin mnlardan baka daha nice mnlar var burada! Fakat bunlar sylemek zerime den bir vazife olmadndan syleyemeyeceim'. Delil getiren taraf yine yle konumaya devam eder: 'Bundan baka bir iddian var ise, beyan et ki bilelim'. tiraz eden kii 'Hakikat senin sylediinden bakadr ve ben bunu biliyorum. Fakat sylemek zerime den bir vazife deildir' demekte srar eder. Bylece mnazara meclislerinde bir netice alnmadan tartmalar devam eder gider. Bu miskin itirazc bilmez ki; 'Ben bilirim, fakat sylemem, nk sylemek mecburiyetinde deilim' sz eriata yaplan bir iftiradan baka birey deildir. yle ki: ayet itirazc, sylenen delilin mnsn bilmiyor ve ancak hasmn susturmak iin kuru bir iddiada bulunuyorsa, byle bir adam fsktr, kzibdir, Allah'a isyan etmitir ve bu hlinden dolay Allah'n gazabn zerine ekmitir. Zira bilmedii bir eyi biliyor grnmeye almtr. ayet hakkaten biliyor da sylemiyor ise yine fsk olur. nk eriatn bir emrini gizlemi olur. Halbuki bu emri gizlemese, belki de bir mslman kardeini yanl dnmekten kurtaracak, dorunun yaylmasna vesile olacaktr. ayet itirazcnn gr zayf ise, karsndaki kendisine iddiasnn zayf olduunu izah edecek ve bylece itirazc cehaletin karanlndan bilginin aydnlna kmaya imkn bulacaktr. Hi

kukusuz din ilimlere ait bir husus sorulduu zaman mutlaka cevap verilmelidir. O halde bu itirazcnn 'Bunu sylemek mecburiyetinde deilim' demesi, 'Bizler tarafndan ihdas edilen bid'atlarn bid'at olarak kalmasn temin eden cedellerin devamn salamak iin bunu sylemiyorum' demekten baka birey deildir. ayet bu laf, bu anlama gelmiyorsa ne anlama geliyor? Oysa Allah'n eriatn aka bildirmek gerekir. Sylemeyen kii ya fsktr, ya da yalanc! Bu nedenle sahabe-i kiramn meveretini ve selef-i salihnin bir mesele hakkndaki mzakeresini tedkik et! Acaba onlarda, senin anladn bu mnda bir mnazara ve mcadele grebilecek misin bakalm? Acaba ashab- kiram ve selef-i salihnden birisi, herhangi bir arkadan bir delilden dierine, bir kyastan baka birine, bir haberden dier bir ayete gemekten alkoymu mudur? Hayr! Binlerce kere hayr! te sahabenin ve selefin btn mnazaralar bu cinstendi. nk onlar kalplerine geleni olduu gibi syler, dndklerini olduu gibi ortaya dker ve buna gre mzakere ederlerdi. 8. Kendisine faydas dokunacak bir ilimle megul olan kiilerle mnazara etmelidir. Halbuki tartmaclarn ounu, limlerle ve ilimde otorite jjibi olanlarla mnazara etmekten kanr grrsnz. nk hakkn larn diliyle ifade edileceinden endie duyarlar. Onun iin de t rtmaclar ilim ve bilgi bakmndan daha aada olanlarla tartmay tercih ederler. Zira kendi btllarn sadece bilgide erleyememi insanlara kabul ettirebilme imknlar vardr. Mnazara etme hususunda bu sekiz arttan baka daha nice ince artlar vardr. Fakat bu sekiz art iyice rendikten sonra, kimlerin Allah iin mnazara ettiklerini, kimlerin etmediklerini gayet iyi tehis edebilirsiniz. Ksaca, iddetli dmann; tasallutu ve felket hazrlaycs olan eytan brakp, mctehidin isabet ettii veya edenle ecirde ortak olduu meselelerde mnazaraya dalan bir kimseye eytan gler. O kii eytana gln, ihls ehline de ibret alnacak bir ders olur. Bu sebebe binaen eytan onu -daha ilerideki blmlerde sayacamz- fetlerin karanlna gtrmtr. Tevfk ve yardm Allah'tandr. Mnazarann ve Mnazaradan Doan Kt Ahlkn Yol At Sonular Bakasn malup etmek, susturmak, fazilet ve erefini gstermek iin halk arasnda bararak konumak; halkn tevecchnden istifade etmek iin yaplan mnazaralar, Allah'n irkin sayd, buna mukabil Allah dman eytann gzel grd bir mnazara tarzdr. Bu mnazaralar; kibir, ucb, hased, mnafese, nefsi temize karmak, makam-mevki dknl ve benzeri btm fuhiyat gibidir. ki imek ile dier fuhiyatlar yapmak arasnda muhayyer braklan bir kii, ikiyi daha ehven grp onu ierse, bununla kalmayp iki onu dier fuhiyata nasl zorlarsa; aynen bunun gibi bakasn susturmak, mnazarada galip gelmek, mertebe dknl

ve iftira etmek sevgisi de kime galip gelirse, bu sevgi o kiiyi btn pisliklerin iine srkler, ktlkleri nefsinde toplamaya balar. Yine bu sevgi btn kt ahlklarn bu adamda toplanmasna vesile olur. Bu ahlklarn tamamnn irkin olduunu izah eden deliller, daha ileride ayet ve hadislere dayandrlarak Mhlikt blmnde zikredilecektir. Fakat biz imdi menf mnazarann tahrik ettii kt ahlkn bir ksmna iaret edelim: 1. Hased Hz. Peygamber yle buyurmutur: l i Hased, atein odunlar yemesi gibi sevaplar yiyerek bitirir.163 163) Ebu Dvud, (Ebu Hreyre'den) 167 166 hya-i Ulm'id-Din Tartmac kendisini hasedden katiyyen kurtaramaz. nk bir tartmac, bazen galip gelir, bazen de malup olur. Onun iin bazen onun konumas vlr, bazen de karsndaki muarzn! yleyse bu dnya ilminde kuvvetli ve grlerinin isabetli olduu kabul edilen biri olduka veya 'Filn adam senden daha iyi gryor ve senden daha isabetli kararlar veriyor' denilme ihtimali bulunduka, byle bir adamn hased duyaca ve kendisine stn tutulan adam kltmeye ve ona ynelen kalpleri kendisine evirmeye yarayacak her eyi yapmaya alaca muhakkaktr. Hased, helak edici bir atetir. Hased ateiyle yanan bir kii, bu dnyada byk bir zdrap iindedir. Ahiretteki azab ise, dnyadakinden kat be kat fazla olacaktr. te bunu anlatmak iin bn Abbas (r.a) yle buyurmutur: 'lmi nerede bulursanz alnz. Fakihlerin birbirinin aleyhindeki szlerine kulak vermeyiniz. nk onlar aldaki tekeler gibi dvmektedirler'. 2. Kibir ve Tekebbr Hz. Peygamber (s.a) yle buyurmutur: Kim byklenirse, Allah onu alaltr; kim tevazu gsterirse onu ykseltir.164 Yine Allah'n Rasl (s.a) -Allah Tel'dan hikye ederek- bir hads-i kudsde yle buyurmutur: Azamet benim izarm, kibriya ise benim abamdr. te bunun iindir ki bu iki eyde bana ortak olmaya yeltenenin belini krarm!165 (Hadste geen izar ve ab kelimeleri zahir anlamda dnlmemelidir). Tartmac, emsallerinden stn grnmek hastalndan hibir zaman kurtulamaz. Olduundan ok daha stn grnmek ister. Hatta bu byklk budalalar, mnakaa meclislerinin herhangi bir yeri iin kavga ederler. Meclisin banda oturmak; ba koltuun kendilerine ait olduunu iddia etmek peindedirler. Kendilerinden bakasna bu yerleri lyk grmedikleri iin itiip kakrlar, dar bir yoldan geildii zaman nden ben gideceim, sen gideceksin diye itiir dururlar. Byle tartmaclarn kurnazlar ise; 'Biz byle davranmakla ilmin izzetini koruyoruz; zira limin, zellikle m'min bir limin kendi nefsini zelil etmesi yasaklanmtr'

eklinde konumalar yaparak akllar sra kendilerini mdafaa ederler. Bilmezler ki Allah ve Rasl tevazuyu methetmilerdir ve buna armen kendileri Allah'n ve Rasl'nn medhettikleri bir hasleti zillet kabul eder duruma dmlerdir! Yine Allah ve Rasl'nn buz ettii i bir hl olan tekebbre de izzet gmleini giydiriyor ve bylece Allah'a ve Rasl'ne zd dyorlar. Sonra da gzel kelimeleri tahrif ederek halkn dallete sapmasna vesile oluyorlar! Nitekim hikmet, ilim ve benzeri kelimeleri de tahrif etmiler ve halkn dallete dmelerine sebep olmulardr!... 3. Hkd (Kin) Tartmac kimse, kendisini kin tutmaktan kurtaramaz. Halbuki Hz. Peygamber yle buyurmutur: *, ,.-.,'>/ 'Kmil m'min kinci deildir".166 ,^ ^ ^ Kini zemmeden o kadar ok hads vardr ki gizlenmesi mmkn deildir. Bir mnazara esnasnda hasmn tasdik edercesine ban sallayp ona kin tutmayan hibir tartmacya rastlamadk. nk bir tartmac dier tartmacnn szlerini dinlemiyor, bu szleri iyi niyetle karlamyor. te bundan dolaydr ki bir tartmac, dier tartmacya kin tutmaya mecbur oluyor. O kini nefsinde tad halde gizli tutmas ancak nifakla mmkn olmaktadr. Fakat ou zaman beslenen kin, apak ortaya kyor ve bunu herkes mahede ediyor. Tartmac bu durumda kendisini kin tutmaktan nasl kurtarabilir? Btn dinleyenlerin ona hak vermeleri mmkn deildir. Ortaya koyduu delilleri dinleyenler makbul saymak durumunda da deildir! Bu nedenle hasm, szn biraz olsun hafife alrsa, bu hareketi affedemez, bundan dolay duyduu kini hayatnn sonuna kadar kalbinden skp atamaz. (te bu, felketin t kendisidir). 4. Gybet Allah Tel, gybet etmeyi l eti yemeye benzetmitir. Halbuki tartmac, l eti yemekten kendini bir trl kurtaramaz. nk o her zaman hasmnn konumasn naklederek aleyhinde bulunur. Kendisini bu halden kurtarmak iin ne kadar titiz davranrsa davransn, hasmnn syledii szleri ne kadar doru naklederse nakletsin, kendisini gybet etmekten alkoyamaz. nk hasmnn konumasnn yanl olduunu sylemek suretiyle gybet yapm olur. Bu konumasnn hasmnn acizliini gsterdiini ve kendisinden daha eksik olduunu syleyerek gybet yapm olur. Yahut da daha kts hasmnn sylemediini naklederek bir de yalanc durumuna der ve bylelikle bir de mfteri olur. Kendi konumasna nem vermeyip, hasmnn szlerine kulak verenin haysiyetine tecavz etmekten dilini bir trl kurtaramaz. Onlar cehalet, hamakat ve dar anlayllkla itham eder! 164) Hatib, (Hz. mer'den sahih bir senedle) 165) Ebu Dvud, bn Mce ve bn Hibban, (Ebu Hreyre'den) 166) Irak bu hadse

/taf olamadn sylenektedh'. 168 hya-i Ulm'id-Din Kitab'ul-linvTV. Blm 169 5. Nefsi temize karmak Allah Tel bizi, nefsimizi temize karmamaya davet etmektedir. Nefislerinizi temize karmaynz; Allah kendisinden korkann kim olduunu ok iyi bilendir. (Necm/32) Hakm bir zata 'irkin olan doru nedir?' diye sorulduunda, yle cevap vermitir: 'Kiinin nefsini vmesidir'. Tartmac kuvvetli olmakla, galip gelmekle ve fazilet bakmndan emsallerinden stn olmakla kendini vmekten kurtaramaz. Mnazara esnasnda hi olmazsa u kadarck bir sz sylemekten kendini alkoyamaz: 'Ben btn bu ileri bilmeyenlerden deilim. Ben ilimlerde ileri gitmi bir kimseyim. Her ilmin usln bilirim. Birok hads ezberlemi bulunuyorum'. te buna benzer cmlelerle kendisini ver durur. Bazen de konumasn itibara alsnlar diye, byle cmleler sarfetmeye mecbur kalr. Halbuki herkes bilir ki kiinin kendisini ahmaka vmesi ve herhangi bir sebepten dolay nefsini tezkiye etmesi er'an ve aklen irkin saylmtr. 6. Tecesss Allah Tel yle buyurur. Ey iman edenler! Zannn bir oundan saknn; nk zannn bir ksm gnahtr. Tecesss etmeyin, bir ksmnz dier bir ksmnz ekitirmesin. (Hucurt/12) Tartmac, emsalinin ayplarn aratrr, hasmnn kusurlarn bulmak iin durmadan alr. Hatta bir tartmacya 'Senin memleketine bir tartmac geldi' dendii zaman, hemen adamlarndan birini gndererek gelen tartmacnn hususiyetlerini renmeye alr, gizli sularn aratrr ki mnazara yapmak zere kar karya geldikleri zaman rakibini husus hayatndaki ayplarndan dolay mahcup vaziyete drebilsin, mnazarada rakibini alt edebilmek iin, bunlar bir silh olarak kullanabilsin! Tabdir ki bu silhlar rakibe kar ihtiya zamannda kullanlr. Hatta tartmac rakibinin sularn aramakta o kadar ileri gider ki ocukken yaptklarn bile ortaya karmaya abalar... Beden kusurlarn dahi bulmaya alr. Belki ocukluunda bir su ilemi olabilir veya vcudunda bir kusur bulunabilir. Mesel kel olabilir, sar olabilir. Mnazarada malup olma tehlikesi ile karlat zaman, rakibinin bu kusurlarna temas ederek onu mahcup etmeye alr. ayet mnazara bahsinde muktedir bir kii ise, bu sefer de rakibinin kusurlarn ima yoluyla belirterek syler. ayet marur olmakla birlikte bir de ahmak biri ise, btn bu kusurlarn rakibinin yzne kar bara bara syler. Tartmaclarn nde gelen ahsiyetlerine ait buna benzer hikyeler olduka oktur.

7. Karsndaki kimselerin kt duruma dmeleri sebebiyle sevinmek, iyi durumlarna da yerinmek ve zlmek. slmiyet'te kendisi iin istemediini dier din kardei iin de istememek, kendisi iin istediini, dier din kardei iin de istemek ahlk vardr. Faziletlerini ne srerek bakalarna kar vnmek durumunda olan kimseler, arkadalarnn ayann kaymasna sevinirler. nk ilim ve fazilette kendilerine denk grdkleri herkes bir nevi rakipleri olduu iin bilhassa onlarn birbirlerine kar aldklar tavr, tpk iki kuma kadnn birbirlerine kar aldklar tavra benzer. Nasl ki bir kuma, brn grdnde titremeye balar ve katiyyen onu grmeye tahamml edemezse, tpk bunun gibi bir tartmac da brn grd zaman kuma kadn gibi beti benzi atar, tirtir titrer ve onu grmek istemez. Sanki karsndaki hilekr bir eytan veya kann emmeye alan bir canavardr! O halde soruyoruz! Hani slmiyet'in istedii yaknlk ve nsiyet? Hani din limlerinin birbirlerine kar gsterdikleri sayg ve sevgi? Hani her hangi bir problemde din limlerinin birbirlerine yaptklar yardmlar? Hani kardelik, hani yardm ve muhabbet? mam f yle buyuruyor: 'Fazilet ve akl erbab arasnda ilim, onlar birbirine balayan bir zincirdir'. O halde soruyoruz! lmi, dmanlk vesilesi yapan kiiler, kendilerinin mam afi'nin takipisi olduklarn nasl syleyebilirler? Acaba arkadan malup etmekle vnen kimselerin bulunduu bir cemiyette kardelik, nsiyet ve arkadaln tesisi mmkn mdr? Elbette hibir ekilde mmkn deildir! nsanlarn bozulmasna, m'min ve muttaki kullarn ahlkndan karp, mnafklarn ahlkna iten errin bu kadar yeter de artar bile! 8. Nifak Nifakn kt olduunu bildirmek iin delil getirmeye ve ktln delillerle ispat etmeye ihtiya yoktur. Tartmaclar deta nifaka dmeye mahkumdurlar. nk hasmlarla ve hasmlarnn dostlaryla her an karlamak mecburiyetinde kalrlar. Lisanen ve grnte onlara sevgi gstermek zorundadrlar. Onlarn derece ve hallerini dikkate almaya ve onlar krmamaya, tersine kazanmaya almalar lzmdr. Halbuki kendisiyle konuan, dil dken ve dinleyen kiiler, bu szlerin hepsinin yalan olduunu bilirler. Bilirler ki bu insan bir hasm olduuna gre nifak, iftira ve fsk u fcur yapmaktadr. nk mnzaraclar ancak dilleriyle birbirlerine sevgi gsterisinde bulunurlar. Kalplerinde ise, birbirlerine kar si170 hya-i Ulm'id-Din Kitab'ul-lim/IV. Blm 171 linmez bir buz tamaktadrlar. Biz byle bir nifaktan sn yce Allah'a snrz! Hz. Peygamber (s.a) yle buyurur:

J> lj ^-fl-ili liii JZ D nsanlar ilmi rendikleri ve ameli terkettikleri, dil ile seviip kalplerinde buz tadklar ve aralarnda sla-i rahmi kestikleri zaman, Allah onlara lanet edip kulaklarn sar ve gzlerini kr eder!167 Gnmzde grdmz manzaralar da bu hadsin mnsn dorulamaktadr. 9. Haktan yz evirmek ve nefret etmek Tartmac dmanlk hrs tar. Tartmacnn en nefret ettii ey hakkn, hasmnn azndan kmasdr. Her ne zaman hak, hasmnn azndan karsa, onu var kuvvetiyle reddetmeye ve hasmn bu haktan caydrmaya abalar. Demek ki dmanlk ve hakk reddetmek, tartmacnn tabi bir hli olmaktadr. O ister hak olsun, isterse btl sanki duyduu hereyi reddetmekle mkelleftir. Hatta o kadar ki Kur'an'dan getirilen delillere dahi itiraz etme istei kabarr iinde. eriat tbirlerine bile kar koyar. Kesin nasslardan birini dier biriyle nakzetmeye alr. Halbuki btl mdafaa etmek, ok mahzurlu ve ok tehlikelidir. Allah'n Rasl (s.a) yle buyurmutur: o* Hatasn anlayp cedeli terkeden bir kimseye, Allah Tel cennetin ortasnda bir kk ihsan eder. Hakl olduu halde cedeli terkeden bir kimseye ise, cennetin en ykseinde bir kk ihsan eder.168 Allah Tel, iftira eden ve hakka yalan diyen kimseleri bir tutmutur: Allah'a iftira ederek yalan uyduran veya O'nun ayetlerini yalan sayandan daha zlim kim olabilir? phe yok ki o zlimler kurtulua eremezler. (En'm/21) 167) Tabern, (elmn- Fris'den zayf bir senedle) 168) Tirmiz ve bn Mee (Enes'ten) Artk o kimseden daha zlim kim olabilir ki Allah'a kar yalan sylemi, doruyu (Kur'an') da kendisine geldii zaman yalanlamtr. Kfirlerin yeri cehennem deil midir? (Zmer/32) 10. Riya,, (halka gsteri yapmak ve halkn kalbini kendine ekme gay-\ retine dmek) Riya, insan en byk gnahlara iten korkun hastaln addr. Bu hakikat, Riya blmnde uzun uzun anlatlacaktr. Tartmacnn btn gayreti, yapm olduu mnazara ile halkn gnln elmek ve kendisine taraftar toplamaktr. Bu nedenle onlar, halkn holand fikirlerin savunucusu olmay her zaman baarrlar. te saydmz bu on hastalk, btm fuhiytm esaslarndandr. Tartmaclarda bu on menf hasletten baka daha nice kt hasletler vardr. Bu kt hasletler, kendisini zabtetmeyen tartmaclar sonunda vurumaya, yumruklamaya, trmklamaya, elbise yrtmaya, sakal yolmaya, anaya ve babaya kfretmeye, hocalara svmeye ve ak ak birbirlerine iftira atmaya srkler. Bylelerini insan saymadmz iin burada szkonusu etmedik!

Yukarda saydmz on menf haslet, tartmaclarn byklerinin hemen hemen hepsinde (en aklllarnda dahi) vardr. Btn bunlara ramen bir ksm tartmaclar bu kt hasletlerden uzak kalabilirler. Fakat bu iyilii ancak kendisinden ok aa veya yukar; yahut memleket itibaryla kendisinden ok uzak, maiet konusunda da kendisiyle atmayan kimselere gsterirler. Kendileriyle ayn ayarda olan akranlarna bu iyilii gstermeleri imkanszdr. Bu on hasletin her birinden on tane baka rezalet doar. Biz bunlarn hepsini teker teker sayarak konuyu uzatmak istemedik. Mesel herbirin-den u rezaletler doar: Kendini mdafaa etmek gayreti, fke, tamah, buz, makam-mevki ve mal isteme ihtiras, hasmna galip gelmekten dolay gurur duymak, nimeti inkar etmek, ifrata kamak, zenginlere ve sultanlara hrmetkar olmak, onlarla sk mnasebetlere girimek, onlarn haram yollardan elde ettii eylerden almak, atlarla, bineklerle ve mahzurlu elbiselerle sslenmek, kibir ve azamet dolaysyla herkesi hakir grmek, mlyani hususlara dalmak, ok konumak, korkuyu kalpten karmak, kalbindeki rahmet duygusunu skp atmak, ifrat derecede gaflete dp bir namaz iinde ne kadar namaz kldn, neyi okuduunu ve kime mnacaatta bulunduunu tefrik edememek, mnazarada kendisine yardm eden ilimler zerinde bir mr tkettii halde kalbinde hayet hissinin teekkl etmemesi -ki byle ilimlerin ahirette hibir faydas yoktur, ibareleri gzel okumak, kelimeleri kafiyeli sarfetmek, olmas ender hdiseleri ve hikyeleri ezberlemek gibi saymakla bitmeyecek kadar felketler dourur. 172 hya-i Ulm'id-Din Kitab'ul-Hm/TV. Blm 173 Tartmaclar, derecelerine gre mnazara ilminde baar gsterirler. Bu meslein eitli dereceleri vardr. Fakat din, ilim, akl ve fazilet bakmndan en bykleri dahi bu yukarda saydmz kt huylarn bir ksmndan yakalarn kurtaramazlar. Ancak ellerinden geldii kadar ktlklerini rtmeye almak ve bu ktlkleri nefsinden skp atmak iin byk bir gayretle mcadele etmek gayesini gderler. Bu rezaletlerin sadece tartmaclara ait vasflar olmad bilinmelidir. Va'z ve nasihatta bulunanlarda da bu irkin hasletler bulunabilir. ayet halka ho grnmek, va'z ve nasihatndan tr bir paye kazanmak, yapm olduu iten dnyalk sahibi olmak gayretine dm ise, byle bir vaizde yukarda sraladmz kt hasletler bulunur. Bu rezaletler, fetva ve mezhep ilmiyle uraanlarda da bulunur. ayet bu ilimle megul olmaktaki gaye kadlk makamn igal etmek, evkaf dairesinde byk memuriyetler almak, akranlarndan daha fazla yneticilerin gzlerine girmek ise, byle bir insanda da yukarda saydmz kt ahlklarn ou bulunabilir. Ksaca, ilmiyle Allah'n rzasndan baka eyler bekleyen her insan da bu kt hasletler bulunur. Demek ki ilim, limin yakasn brakmaz. Onu ya ebediyyen hereyden mahrum ederek helak olmasna

sebep olur veya ebed hayatn saadetine garkeder. te bu srr anlatmak iin Hz. Peygamber (s.a) yle buyurur: lminden menfaat grmeyen lim, kyamette, en iddetli azaba mruz braklr.169 Byle kimselerin ilmi, kendilerine bir fayda vermedii gibi, stelik ok byk zararlar verir. Keke byle bir kimse, bana byk felketler getirecek ilimden kurtulmu olsayd. Fakat ne yazk ki bundan kurtulmas mmkn deildir. lim tehlikesi ok byktr. lmi talep eden kimseler, ebed mlk ve serveti talep ettikleri iin ya mlk ve servetten veya felketten yakalarn kurtaramazlar. limin hli, tpk dnyada mlk isteyen dier insanlarn hline benzer. Eer servet peinde koan, servete ulamak imkn bulamazsa kendini zilletten kurtaramaz, belki zilletin de tesinde byk girdaplara der. Eer 'Mnazara etmeye ruhsat vermekte, halk ilme tevik etmek gibi byk fayda vardr. ayet ba olmak arzusu bulunmazsa hi kimse ilme heves etmez ve ilim de bylece inkraza urar' dersen, bu sznde bir noktada ok haklsn. Fakat cedelin esasnda fayda yoktur. Zira top ve kularla oynamak va'di olmasayd, ocuklar mektebe gitmezlerdi. Fakat ocuklan avutmak ve mektebe ekmek iin icad edilmi bu eylerin bizzat kendisinden bir fayda geldiine dellet eden bir mn yoktur. ayet riyaset hrs olmasayd, ilim gerekten inkraza urard. Fakat ilmiyle riyaset talep eden bir kii kurtulmu sayamaz kendisini! Tam ak169) Tabern ve Beyhk, (Ebu Hreyre'den zayf bir senedle) . rniyle riyaset talep eden kimse Hz. Peygamberin aadaki hads-i herifte bildirmi olduu zmreye dahil olmu olur. Hi kukusuz Allah Tel bu dini, nasipsiz kimselerle de takviye eder 170 Hi kukusuz Allah Tela, bu dini yalanc bir kiiyle de takviye eder171 Demek ki ilmiyle riyaset talep eden, gerekte helak olmu bir kimsedir. Fakat byle bir kimsenin delaletiyle bakalar kurtulua erebilir. Eer o kii insanlar dnyay terke davet ediyorsa! Kendisi helak olup bakalarnn kurtulularna sebep olan lim, grnte selef limlerine benzer. Fakat onlardan ayr olan taraf, iinde yanan makam-mevki ateidir. O bir makam elde edebilmek iin yanp tutuan bir limdir. Byle kiilerin misli, mum misline benzer. Mum, etrafn aydnlatmak iin yanar, kendisini mahveder. Eer insanlar dnyaya balanmaya gtryorsa, o zaman hem kendini ve hem de bakalarn yakan bir ate olur. Alimler snfa ayrlr: 1. Hem kendilerini ve hem de bakalarn helak edenler. Bunlar ak bir ekilde dnya nimetlerini isterler ve onlara dalarlar. 2. Hem kendilerini ve hem de bakalarn saadete erdiren limler. Bunlar btn ve zahirde insanlar Allah'a davet ederler. 3. Kendilerini helak eden ve fakat bakalarnn kurtuluuna vesile olan limler. Bunlar, halkn kalbini kazanmak, halkn gzne girmek, an ve hret kazanabilmek iin urarlar.

Bu nedenle ey mslman! Hangi zmreden olduunu dn ve bul! Kime dmanlk yaptn idrak etmeye al! Allah'n, kendisi iin yaplan amelden bakasn kabul edeceini hibir zaman aklna getirme! Bu konudaki tatmin edici deliller, Riya blmnn bir ksmnda ve Mhkt blmnde -inaallah- gsterilecektir. 170) Nos, (Enes'ten sahih bir senodle) li (Eb Hreyr Nos, (Enes'ten sahih bir senodle) Ruhr ve Mslim, (Ebu Hreyre'den *ahih bir senodle) BENC BLM Hoca ve Talebenin Riayet Edecei dab Talebenin hocaya kar taknaca tavrlar ve zahir vazifeler ok ise de biz bunlar on cmle ile ifade etmek isteriz. 1. Talebenin birinci vazifesi, kalbini irkin ve rezil sfatlardan temizlemektir; zira ilim, kalbin ibadeti, namazn srr ve btn Allah'a yaklatran bir sfattr. Nasl ki azalarn vazifesi olan namaz, ancak zahir necaset ve taharetten temiz olmakla sahih ve caiz oluyorsa; btnn ibadeti de kalbin ilimle imar edilmesinden, necis sfatlar ve habis ahlklarndan uzaklatrlmasndan sonra caiz olabilir. Hz. Peygamber yle buyurmam mdr? . Ji- 'J^\ 'J. (Bu) din, nezafet temeli zerine kurulmutur.172 Nezfet -ister zahir olsun, isterse btn- dinin temelidir. Allah Tel Kur'an'da yle buyurmaktadr: Mrikler necistir! (Tevbe/28) Allah Tel bu hkm, taharet ve necasetten temizlenmenin, sadece bilinen taharet ve necaset mnasnda olmadn anlatmak iin buyurmutur. Zira mrik kimsenin bazen bedeni ykanm, elbisesi temiz olabilir ama cevheri (btn) necistir. te Allah Tel bunu kastetmektedir. Necaset, saknlmas ve kendisinden uzak durulmas gereken eylerin tamamnn addr. Btn sfatlarn necasetinden korunmak, zahir necasetten korunmaktan daha mhimdir; zira btm pislikler dnyada pis olduklar gibi, byk bir felket kayna olurlar. Hz. Peygamber (s.a) bu mny yle ifade buyurmaktadr: j ili) J*S (Rahmet) melekleri, iinde kpek bulunan bir eve girmezler.173 172) Benzer bir hads iin bkz. bn Hibban (Hz. ie'den); Tabern 173) BuMr ve Mslim, (Ebu Talha el-Ensari'den) 176 hya-i Ulm'id-Din Kalp bir evdir. Meleklerin girip eser braktklar ve yerlemek istedik-leri bir mahldir. Ucb, kibir, hased, kin, ehvet, gazab ve benzeri rezil sfatlar ise, uluyan kpeklerdir. Bu kpeklerle dolu olan bir yere melekler nasl girer? Halbuki, Allah Tel'nn nuru da insanlarn kalbine melekler vastasyla ilka edilir. Hibir insan yoktur ki Allah'n onunla (dorudan doruya) konusun! Ancak vahiy ile veya perde arkasndan; yahut bir eli

gnderip de kendi izniyle dilediini vahyetmesi suretiyle olur. nk o ok ycedir, hikmet sahibidir. (ra/51) te bylece Allah Tel ilim rahmetini, kalplere dorudan doruya ilka etmez. O rahmeti (ilim rahmetini) bu mevzuda vazifeli olan melekler vastasyla gnderir. Melekler her trl kt ve irkin sfatlardan beridirler; pk ve temizdirler. Onlar ancak gzeli seyrederler, yanlarndaki Allah'n rahmetinin hazinelerinden ancak temiz yerleri tamir ederler. Sakn benim 'Beyt'ten gaye kalptir, Kelb'ten (kpekten) de gaye, gazab ile irkin sfatlardr' dediim zannedilmesin. Ben sadece hadsteki Beyt kelimesinden kalp, Kelb kelimesinden de kt sfatlarn kasdolunduunu sylemeye alyorum. Szn ettiim terimler, ite bu mnalara iaret ediyor. Zahir tbirleri btna mletmekle, 'Btna iaret ediyor' demek arasnda byk bir fark vardr. Zira ikincisinde, zahir zahir olarak kabul ediyor, 'Bunda btna iaret vardr' diyorsun. te bu incelikten dolay btnlerden ayrlm olursun. nk bizim yaptmz i, ibret almaktr. Bu ise kmil limlerin mesleidir. ibret almann mnas, zikredilenin z mnsnda durdurulmas demektir. Nitekim akll bir kimse bakasnn basma gelen musibeti grd zaman, o musibetten kendisi bir ibret dersi alr. Yani o musibet, kendisinin uyanmasna vesile olur. nk kendisi de bir insandr ve baka insanlarn balarna gelen musibetler kendi bana da gelebilir. Bu dnya inklblarn arefesindedir. Bu musibetin bakasndan sana gelmesi, senden de bakalarna gitmesi daima mmkndr; hatta mukadderdir. Onun iin de ibret dersi almak, ok akllca ve gzel bir hareket olur. O halde sen de insann evi olan, Beyt'le tbir edilen zahirden, Allah'n manev evi olan kalb'e ge! Kendisinde bulunan yrtclk ve necaset sfatndan (suretinden deil) tr zemmedilen Kelb tbirinden kpeklemi ruhlara ge! Gazab, oburluk, dnyaya yapmak ve insanlarn hayalarn yrtmaya almak gibi irkin sfatlarla dolu olan bir kalp manen kpektir. O halde basiret nuru, suretleri deil, mnlar arar. Bu lemde suretler mnlara galip gelmi ve mnlar suretlerin iinde kaybolup gitmitir. Ahirette ise tam tersi olacak, suretler mnlarn iinde kaybolarak malup olacaklardr. O lemde mn tam kemliyle galip gelecektir. te I I) Kitab'ul-lim/V. Blm 177 sr ve hikmete binaendir ki her ahs manev sureti esas alnarak harolunur. J\ J^ i J> nsanlarn namus perdesini yrtanlar, saldrgan bir kpein, insanlarn mallarna ve mlklerine gz diken oburlar ise, saldrgan kurtlarn suretine brndrlerek harolunacaklardr. Dnyada, dier insanlara kar gurur ve kibir taslayanlar,

ahirette kaplan suretine sokularak harolunacaklardr. Riyaset peinde koanlar ise, ayn muameleye arslan eklinde tbi tutulacaklardr.m te bylece, bu mnlar ifade eden birok hadisler vrid olmutur. Basiret sahibi insanlarn gzleri de bunlar mahede etmitir. Eer 'Nice bozuk ahlkl talebeler vardr, bunlarn hepsi de ilim tahsili yapmtr?' dersen yle cevap veririz: Byle bir kimse, ahirette kendisine yardm ve saadetini temin edecek hakik ilimden mahrum kiidir. Bu kii nerede, hakik ilim tahsili nerede? Zira hakik ilim, insana daha balangta gnahlar ldrc birer afet olarak gsterir. Acaba ldrc olduunu bile bile o zehiri yutanlar hi grdn m? Zahir ilimlerin ekilciliine dalanlardan dinlediin ilim ise, dilleriyle syleyip, kalpleriyle reddettikleri bir ilimdir. Bunun uzaktan-yakndan ilimle hibir ilgisi yoktur. bn Mes'ud yle demitir: 'lim ok rivayetten ibaret deildir. lim ancak bir nurdur ve kalbe atlr'. Bir lim 'lim Allah'tan korkmaktan ibarettir' demitir. Nitekim Allah Tel yle buyurmaktadr: Allah'tan kullar iinde, ancak (kudret ve azametini bilen) limler korkar. (Ftr/28) Sanki Allah Tel bu ayet-i cellesiyle, ilim meyvelerinin en lsna iaret buyurmaktadr. Bu sr ve hikmet, tahkik ehlini yle konuturmutur: limlerin 'Biz ilmi Allah'tan bakas iin renmek istedik, fakat ilim Allah'tan bakas iin kimsenin mal olmad; ancak Allah iin olduu takdirde insana rm oldu' sznn mns; 'Allah'tan baka bir maksat iin renmek istediimiz ilim bizden uzaklat, hakikatini bize gstermedi. Biz onun ancak kabuunu ve lfzlarn elde ettik' demektir. 174) Salebi, Tefsir, (Berr b. Azib'den) 178 hya-i Ulm'id-Din Kitab'ul-lim/V. Blm 179 Eer 'Ben muhakkik ve fakih limlerden bir cemaat grdm, fr ve usl ilimlerinde ok derinlemi ve hatta en gzde limlerden saylmlard. Fakat onlar irkin ve kt ahlklarn hepsinden arnm deillerdi' dersen yle cevap veririz: 'limlerin mertebelerini ve ahiret il-mini bildiin zaman malmun olur ki byle limlerin urat ilimler, ilim olarak faydaszdr. lmin zenginlii, bilinenin Allah iin tatbik edil-meindendir. limle, Allah'a yaklamak kastolunduu takdirde; onda byk faydalar vardr. Bu meseleye daha nce temas edilmiti. Daha geni izahat -Allah'n izniyle- ilerideki sayfalarda verilecektir. 2. kinci vazife ise, dnyayla ilgili megaleyi azaltmak, ehlinden ve vatanndan uzaklamaktr. nk dnya ile fazla meguliyet, insan baka eyleri yapmaktan alk oyar. Allah Tel yle buyurmutur:

Allah bir adamn gsnde iki kalp yaratmamtr.175 (Ahzab/4) Fikirler, baka baka sahalar zerinde daldka hakikatlerin anlalmas da o nisbette zorlar. Bu hikmeti ifade etmek iin yle sylemilerdir. 'lim, senin tamamn almadka birazn bile sana vermez. Ona tamamn versen bile, onun birazn alabilmen yine phelidir'. Bir ok meselelere yaylm zihinler, aynen eitli arklara dalm sulara benzer. eitli arklara dalm sular arklar emer, emilmeyen sular da buhar olup uar. Ekinlere faydas dokunacak olan bu sudan bir damla bile kalmaz. 3. lim talep eden, ilme kar kibirlenmemeli ve hocasna kar her zaman emre mde bir tavr iinde bulunmaldr. Kendisini hocasna teslim etmeli, hocasnn sylediklerini can kula ile dinlemelidir. Nasl ki bir hasta, doktorunun sylediklerini can kula ile dinleyip, dediklerini har-fiyyen yerine getiriyorsa, ilim renen talebenin durumu da aynen bilgisiz bir hastann bilgin ve efkatli doktorun nndeki durumuna benzemelidir. Talebe, hocasnn nnde birey bilme ukallna dmemelidir; yalnz dinleyip renmeye bakmaldr. Hocasna daima mtevazi davranmal, hocasna hizmet etmeyi kendisi iin en byk bir eref bilmelidir. a'b176 yle anlatr: Zeyd b. Sabit bir cenaze namazn kldrdktan sonra kendisini bir katra bindirmek istediler. Orada bulunan bn Abbas, lim olan Zeyd in zengisini tuttu: Zeyd 'Ey Allah Rasl'nn amcasnn olu! zengimi brak, zira senin gibi erefli bir insann zengimi tutmas bana ok ar geliyor' dedi. bn Abbas (r.a) 'Hz. Peygamber bize, limlere 17,5) nsanda iki kalp olmadna gre, kii kalbini ya dnyaya veya ilim renmeye has-redecektir. Bir kalbi iki hedefe yneltmek mmkn deildir. Gnmzde dnya megalelerine boulmu talebelerin ne byk felketlere duar olduklarn gryoruz. Bu nedenle ilim tahsil eden talebelere tefekkr ve tedkik dnda baka eylerle megul olmamalarm tavsiye ederiz. 176) a'b ok muttaki ve kymetli bir limdir. Knyesi Ebu Amr, ismi Amr b. urahbil'dir. Hemedanldr, H. 100'de seksen yalarnda iken vefat etmitir. h'rinet etmemizi emretti' diye cevap verdi. Bunu duyan Zeyd, eilip bn Abbas'n elini pt ve 'Kendi ehl-i beytinin elini pmemizi de bize emir buyurmutur' diye karlk verdi.177 Hz. Peygamber yle buyurmutur: Temellk (dalkavukluk) m'minin ahlkndan deildir. Fakat ilim tahsil eden talebe, hocasna temellk edebilir.178 Btn bu szlerden anlalyor ki talebe hocasna kar asla ba dik olmamaldr, saygda bir an bile kusur etmemelidir. Hocasndan deil de hretli kiilerden istifadeye kalkmak, talebenin hocaya kar bbrlenmesidir. Byle bir hareket, talebenin ayn zamanda bir ahmak olduunu da gsterir. Zira ilim, kurtulu ve saadete ulama vesilesidir. Bir canavardan kurtulmann yolunu, ister mehur bir kii gstermi olsun, isterse nm sn duyulmayan bir insan, ikisinin arasnda hi bir fark yoktur.

Atein, Allah' bilmeyenlere saldrmas; canavarn insanlara saldrmasndan daha iddetli olduuna gre, onu bu ateten kim kurtarrsa onun en byk hocas odur. Hikmet (ilim) m'minin kaybolmu maldr; onu nerede grrse hemen malna sahip kar. Onun iin o mal ona kim verirse versin, veren teekkre hak kazanm kiidir. te bu srr anlatabilmek iin yle denildi: 'Kibir sahibi bir gence, ilim sava aar; aynen suyun kendisini tutmaya alan tmseklere sava amas gibi!' lme sahip olmak iin, hocay can kula ile dinlemek ve mtevazi olmak lzmdr. Nitekim Allah Tel yle buyurmaktadr: Muhakkak ki bunda kalbi olana veya hazr bulunup kulak verene ders vardr. (Kfi' 37) Ayette geen 'Kalbi olan' tbiri ile ilimde anlayl ve kabiliyetli olmak kastolunmaktadr. Fakat sadece anlay ve kabiliyet kifayet etmez; huzur-u kalp ile hocay dinlemek gerekir. Hocann szlerindeki ilmin inceliklerine iyice vkf olmaya gayret etmelidir. Talebe hocasn iyi dinler, tevazu gsterir, istifade ettiinden dolay teekkrlerini izhar ederse ve byle bir hocann talebesi olmaktan duyduu erefi ve hocasna minnettarln bildirirse, ite o zaman tam mansyla ilimden istifade edebilir. Talebe hocaya kar tpk yamura susam bir orak arazi gibi olmaldr. orak bir arazi, nasl ki zerine den yamuru hemen emerse, talebe de hocasnn ilmini ylece yutmahdr. Hocas kendisine retmek kasdyla birey sylerse, hocasnn szn tutmal, ahs fikirlerini 177) Tabern, Hkim ve Beyhk, el-Medhal; Hkim'e gre sened, sahihtir. 178) bn Adiy, (Muaz ve Ebu Umme'den zayf bir senedle) 180 hya-i Ulm'id-Din Kitab'ul-linVV. Blm 181 brakarak hocasnn fikrine sarlmaldr. Zira hocasnn yanl sz kendi doru bilgisinden daha hayrldr. nk tecrbe, insan garip ve menfaati byk olan inceliklere vkf edebilir. Atei ok ykselmi nice hastalar vardr ki doktor bu kimselerin ateini baka bir atele ykseltmeye kalkt zaman bunun sebebini anlamayanlar taaccb eder ve itiraz etmeye kalkarlar. Halbuki doktorun verdii hararet vcuttaki hararetle birleir ve hastann bnyesi doktorun sonradan verecei illara mukavemet edecek kuvveti kazanr. Doktorun byle bir muameleye girimesi, tebabet ilminden haberi bulunmayan birine ok tuhaf grnebilir. Allah Tel, Hz. Musa ile Hzr arasnda geen kssada yle demektedir: (Hzr yle) dedi: 'Dorusu sen benimle olmaya asla sabredemezsin. yzn bilmediin eye nasl sabredebilirsin?' (Kehf/67-68) Daha sonra Hzr, Hz. Musa'nn kendisiyle arkadalk yapabilmesi iin u art ileri srd:

(Hzr) dedi ki: 'O halde bana tbi olacaksan; ben sana birey sylemedike, sen bana hibir ey sormayacaksn!" (Kehf/ 70) Fakat Hz. Musa sabredemeyerek yol boyunca Hzr' suale tbi tuttu ve sonunda bu sabrszl ikisinin arkadalna son verdi. Sonu olarak, hocasnn gr ve iradesinden baka gr ve iradeye sahip olan talebenin feyizden mahrum olduunu ve zarara dtn bil! "Allah Tel 'Eer bilmiyorsanz ehl-i zikirden sorun' (Nahl/43) buyurarak bizi renmeye tevik ediyor" dersen doru bir sz sylemi olursun. nk bu byledir, hepimiz renmekle mkellefiz. Fakat bir talebe hocann izin vermesi hlinde sorabilir. Zira talebe kendi kendine istedii gibi sual sorma hakkna sahip olursa, henz kavrama imknndan yoksun olduu meseleleri sorar, bu ise zararldr. Hzr'n Hz. Musa'y, kendisi konumadan sual sormaktan men edii bu hikmeti gstermektedir. Demek ki hoca, hangi ilmi daha iyi kavrayacan talebeden daha iyi bilir; talebenin hangi bilgiyi, ne zaman reneceini daha iyi anlar. Eer hocas daha aa bir seviyeden balatmsa, daha yukar bir seviyedeki bilgiyi alma zaman gelmemi demektir. Hz. Ali yle demitir: 'Fazla sual sormamak, sorulan suale raz olmak, hoca yorulduu zaman onu cevap vermeye zorlamamak, kalkp gitmeye alt zaman eteine sarlp onu durdurmaya almamak, gizli yanlarn halka ifa etmemek, yannda kimseyi ekitirmemek, yanlmay kabul ederek, yanld zaman mazeretini kabul etmek; evet btn bunlar bir lim kiiye gsterilmesi lzm gelen hrmet ifadeleridir. Alime hrmet etmek, herkesin vazifesidir. lim Allah'n emrini muhafaza ettii md, ^e Senin de ona Allah iin hrmet gstermen, nnde diz kp oturman, ayet ihtiyac varsa ona herkesten nce hizmet etmeye koman senin zerine vazifedir'. 4. lim talep eden kimse, -zerinde ihtilf olan husus ister dnya ilmi olsun, isterse ahiret ilmi- ilk zamanlarda, ihtilafl konulara kulak vermekten ekinmelidir. nk ihtilafl konular, ilme yeni muhatab olan talebenin akln kartrr, zihnini bulandrr, gr hususundaki iradesini zayflatr. Talebe idrak ve itidal ynnden mitsizlie der. lim denizinin balangcnda olan kimseye uygun decek hareket, hocas yannda makbul bir mertebeye kmak; doru, gzel ve bir tek yolu adamakll renmektir. Bunu rendikten sonra, mezhepler arasndaki fikir ayrlna kulak verip, bu ihtilflarn inceliklerini kefetmeye bakmaldr. ayet hocas bir grn tek basma savunucusu deilse ve hocasnn deti, mezheplerin grn olduu gibi nakletmek, bunlarn grleri hakknda leh ve aleyhdeki delilleri serdetmek ise, byle bir hocann sohbetinden saknmal ve yanndan uzaklamaldr. Zira byle bir hoca, insan irad etmekten ziyade dallete srkler. ki gz kr olan bir adamn krlere yol gstermesi mmkn mdr? Mstakil gr sahibi olmayan bir kimse cahildir, cahil bir insann ilim verebilmesi ise mmkn deildir.

Tahsile yeni balayan bir talebeyi, ihtilafl ve pheli konulardan uzak tutmaldr. Onu byle konulardan menetmek, tpk yeni mslman olan bir insan, eski arkadalarndan, kavminden ve kfirlerden uzak tutmaya benzer. Akl ve idraki salam bir talebenin ihtilflara dalmasn ve pheli konulara girmesini tevik etmek ise, deta iman kuvvetli bir insann kfirlerle har-neir olmasn temin etmeye almak gibidir. Bu sr ve hikmete binaen korkak bir kimsenin kfir saflarna hcum etmesi yasaklanm; fakat bahdr bir kiinin ise, aksine, taarruz etmesi tevik edilmitir. Bu incelikten haberdar olmayan zayf kimseler, iman salam insanlar iin yaplmas caiz olan ve tevik edilen kolayln kendileri iin de caiz olduklarn zannederler. Bunlar bilmezler ki kuvvetli insanlarla zayf insanlarn yapacaklar eyler bakadr. nk kuvvetli ile zayf arasnda byk fark vardr. Bir lim yle buyurmutur: 'Beni ilk gren dost, sonradan gren zndk oldu zanneder". nk neticede ameller insan ie yneltir; farzlar hari, bedeni ameller tamamen durur. Bu durumu grenler atalet, tembellik ve ihmalkrlk zannederler. Aslnda durum onlarn grd gibi deildir. Aksine o, kalb amellerin en faziletlisi olan zikirle ve mahedeyle meguldr. Zayf bir kimsenin, zahirde d gibi grnen byk insanlarn hline ve hareketine kendini uydurmas, tpk bir miktar necasetin bir testi suya veya bir okyanusa kartrlmasna benzer. Biraz necaset testideki suyu necis yapar ama okyanusu asla! te zayf bir kiinin hli 'Madem ki 182 hya-i Ulm'id-Din Kitab'ul-lim/V. Blm 183 o necis olmuyor, ben de necis olmam' diyen testinin hline benzer. Halbuki bu insanda birazck idrak olsayd, azck bir necasetin okyanusun istilsyla onun sfatna dnm olacan bilmesi lzmd. Kendi testisine den necaset ise, testiyi kendi sfatna dntrr; bu ok ak grlen misallerden biridir. Bu hikmeti ifade etmek iin, Allah Tel'nn, Rasl'ne vermi olduu baz ruhsatlar dier kullara vermediine iaret edebiliriz. Bakalarna drt kadndan fazlasyla evlenme mubah klnmad halde Allah'n Rasl'ne bu hususta ruhsat verilmitir: Hatta dokuz kadnla evlenmesi kendisine mubah klnd...179 Zira ondaki kuvvet, dokuz kadna dil davranabilmesi iin yeterliydi. Onda bulunan kuvvet ka kadn olursa olsun, zulme uratmayacak derecedeydi. Hz. Peygamber'den bakalar ise bu kuvvetten yoksun olduklar iin, Rasl'n tatbik ettii adaletten birazn bile tatbik etmekten mahrumdular. Onun iin kadnlar arasndaki geimsizlik, onlar yiyip bitirir; hatta onlar memnun edebilmek gayreti, maazallah insan Allah'a bile isyan ettirebilir. Melekleri, demircilerle kyas eden bir kii hi felaha kavuabilir mi?

5. Talebe faydal ilimleri, hi birinden fedakrlk yapmadan renmeli ve her birinden kendi maksadna yardm edecek derecede istifade etmeye bakmaldr. ayet ecel kendisine mhlet verirse, o ilimlerde de derinlemeye bakmaldr. ayet onlarn hepsiyle birden megul olmak imknna sahip deil ise, kendisine daha uygun olan birisinin zerinde alp, onu elde etmeye bakmaldr; ancak dierlerinin de gzel yanlarn almak artyla... Zira ilimler birbirine baldr ve biri dierine yardmcdr. Tam mansyla megul olmak imkn bulamad ilimler hakknda birazck olsun haberdar olmas, en azndan onlarn aleyhinde bulunmasna mni olur. nk insann en kt taraf, bilmediine dman kesilmesidir. Allah Tel, kiinin bilmediine dman kesildiini yle ifade buyuruyor: Bir de kfirler iman edenler hakknda yle dediler: 'Eer o (peygamberin dini) iyi olsayd bizden evvel (fakirler ve bireler) ona komazlard'. Byle demek suretiyle maksatlarna eriemeyince de (Kur'an' inkr etmek iin) yle diyecekler: 'Bu Kur'an eski bir yalandr'. (Ahkaf/11) 179) Buhr ve Mslim ir, bu hakikati ne gzel dile getirmi: 'Hasta ve buruk azl birine, en tatl su bile ac gelir'. limler derecelerine gre, ya insanolunu Allah'a gtrr veya onun gidiatna bir bakma yardm ederler ki bunun da hedefe yaklatrma ve uzaklatrma asndan birok mertebeleri vardr. Bu ilimleri bilenler deta hudutta nbet bekleyen askerler gibidir. Her birinin ayr mertebesi vardr. Eer o mertebelerden Allah Tel'y raz etmek kastediliyorsa ona gre sevaba nail olunur. 6. Talebe birdenbire ilmin herhangi bir dalna dalmaya bakmamaldr. Derinliklere inebilmek iin gerekli tertibe riayet etmeli ve ilk nce en nemli noktadan ie balamaldr. nk insanolu btn ilimleri bir mre sdrmaya muktedir deildir; yleyse akllca hareket etmeli ve hereyin en gzelinden ie balamaldr. Balad iin azyla iktifa edip, btn gcn kendisine kolay gelen herhangi bir ilme sarfetmelidir. limlerin en ereflisi de ahiret ilmi olduundan byle bir kii, gcn, bu ilmi renmeye sarfeder. Pek tabii olarak ahiret ilmi ile kasdettiimiz, muamele ve mkefe ilimleridir. Muamele ilminin hedefi mkefedir. Mkefenin hedefi ise Allah' bilmektir. Ben ahiret ilmi derken halkn anlad itikad meselelerini kasdetmiyorum. Halk tabakasna, o meseleler ister ecdadndan intikal etsin, isterse yeni km olsun netice birdir. Ahiret ilminden gayem, kelm ilminin yazma yolu ile hasmlarn desiselerinden kelm korumak iin ortaya konulan mcadele yolu deildir. Bu szdeki gayem, Allah tarafndan mcahede vesilesiyle ii ktlklerden temizlenmi bir kimsenin kalbine atlan nurun semeresi olan yakn ilmidir. yle ki kii bu yakn sayesinde Ebubekir Sddk'n mertebesinden payesini alsn. Hz. Ebubekir ki (peygamberler hari) btn kinatn iman terazinin bir kefesine,

onunki br kefesine konsa, onunki ar basard. Buna Allah'n Rasl bizzat ehadet etmektedir. Benim telkkime gre, halkn inanc ile kelmcmn inanc arasnda hibir fark yoktur. Fakat kelmclarm tertib ve tahririne kelm ad verilerek halkn inancndan ayr bir havaya brndrlmtr o kadar! ayet kelmcmn gayreti yksek derecelere kmaya vesile olsayd, bunlardan'mahrum olan Hz. mer, Hz. Osman, Hz. Ali ve dier btn sahablerin bu derecelerden mahrum kalmalar gerekirdi. Hz. Ebubekir'i (r.a) dier sahablerden stn yapan kelm deil, kalbinde bulunan ve katiyyen sarslmayan iman elde etmesidir. Bu gerekleri Hz. Peygamber'den (s.a) dinleyip ehemmiyet vermeyenler ve bildiklerini okuyanlar, ne garip insanlardr! Bu garipler 'Btn bu szleri sfler uydurmutur, bunlarn hibiri akla uygun dmyor, onun iin byle szler hakknda teenniyle davranp bunlara hi itibar etmemelisin' diyerek sermayeni zayi ederler ve bylece iin iinden km olduklar vehmine kaplrlar. 184 hya-i Ulm'id-Din Kitab'ul-lim/V. Blm 185 O halde ey hakk aramaya tlib olan kii! Kurtuluu, fakih ve kelmclarn vkf olamadklar srlar aramaya koyulmakla elde edebilirsin. Bilmi ol ki bunu bulabilmen iin ok gayret sarfetmet gerekir. Ksaca, ilimlerin en ereflisi ve btn ilimlerin hedefi marifet ilmine sahip olmaktr. Bu marifet ilmi yle bir deryadr ki onun derinliine hibir zaman vkf olunamad gibi, idrak ile de llemez! Bu derinliklere ancak en yce peygamberler varabilir. Sonra veliler, onlar takiben de bu yce kiilerin ardndan giden limler bu derecelere ulaabilirler. Rivayet edilir ki, bir mbedde iki hkimin heykeli bulunmu. Birinin elindeki levhada unlar yazlym: 'Sen hereyi iyi bildiini zannediyorsun. Unutma ki hereyin yaratcs ve btn eyann yaratcs olan kudreti (Allah') idrak etmeden hereyi tam mansyla bilemezsin!' Dierinin elindeki levhada da unlar yazlym: 'Allah' bilmeden nce, susaynca hereyi ierdim; fakat Allah' bildikten sonra susuzluum bir daha geri gelmemek zere kaybolup gitti'. 7. lk nce renilmesi gerekeni renmeden bir dier ilme el atma-maldr. Zira ilimlerde takip edilmesi zarur olan sralar vardr. Bir ksm dier ksmna yol ac mahiyettedir. Tertibe riayet eden talebe muvaffak olma yolunda elemektir. Allah Tel yle buyurmutur: Kendilerine kitab verdiimiz kimseler, o Kitab' gerei gibi okurlar. te onlar tahrif etmeksizin kitaplarna iman edenlerdir. Her kim de kitab inkr eder veya deitirirse, ite onlar dinlerinde ziyan edenlerdendir. (Bakara/121) Yani bir ilmi veya fenni gereince renmedike baka ilim veya fenne gemezler. O halde talebenin, okuduu ilmi gzelce kavrayp,

ondan sonra bir st derecede bulunan ilme varmaya almas gerekir. Bir talebenin, herhangi bir konuda ihtilf eden limlerin bu ihtilflarna bakp byle bir ilmin fsid olduuna hkmetmemesi lazmdr. nk ihtilf, ilmin kendisinde deildir. Belki o ilim zerinde limlerin yanlm olduunu kabul etmek, daha doru bir harekettir. Fakat limlerin, ilmin icablarna uygun hareket etmediklerine karar vermek de doru deildir. Zira birok cemiyetleri grrsn ki akl ve nakl ilimlerde dnmeyi bile terketmiler ve kendilerini mazur gsterecek yle bir gereke ileri srmlerdir: 'ayet bu ilimlerin asl esas olsayd erbablar ihtilfa dmezlerdi!' Bu pheler M'yar'ul-Ulm adl eserimizle izale edilmitir. steyenler oraya bakp phelerden kurtulmaya alabilirler. Baka bir grup daha vardr ki, doktorlarn yanldna ahid olduklar zaman tb ilminden phe etmeye balarlar. Baz gruplar da bir mnecmin sz tesadfen doru kt zaman astroloji ilmini en stn ilim avarlar. Baka bir grup ise mneccimin yanldn grr, topyekn astrolojiyi inkra sapar. te btn bu gruplar yanl grlere sap-jannlardr. En lyk ve uygun olan udur: Bir eyin nce z bilinmelidir. Byle bir bilgi sahibi olunduu zaman anlalr ki bir kiinin btn ilimleri tek bana ihata etmesine imkn yoktur. Ancak bu ntearife apndaki lye sahip olunduktan sonra doru hkme varlabilir. Hz. Ali (r.a) ne gzel sylemitir: 'Hakk kiilerin ahsyla deil, hak olduu iin kabul et. Eer hakka hak olduu iin deer verirsen, o hakk kimlerin bildiini de mahede edebilirsin'. 8. En faydal ve en erefli ilimlerin bilinmesine vesile olan unsurlar renmelidir. renilmesi gereken ilimler derken iki unsuru kastediyoruz: a) Tb ve din ilmi gibi semeresinin erefi b) Delilin kuvvetli olmas Bu ilimlerden birinin gayesi ebed hayat, brnn ise fn hayattr. Byle olunca din ilmi daha ereflidir. Bir de matematik ve astronomi gibi ilimler vardr. Matematik ilmi, delilleri daha kuvvetli olduu iin, astronomi1 den daha ereflidir. Fakat tebabeti matematikle kyaslarsak neticesi bakmndan tb ilminin daha erefli olduunu syleriz. Fakat delil bakmndan matematik daha erefli bir yer igal eder. Ancak semerenin, delilden daha kymetli oluu, eref bakmndan da yksekliine dellet eder. Onun iin neticeyi, daha itibarl kabul etmek daha mantk ve evldr. Bu sebeple daha ziyade nazariye zerine bina edilmi olduu halde tb ilmi, matematik ilminden daha erefli saylmtr. Bu izahatmzdan sonra iyice anlalyor ki ilimlerin en ereflisi Allah', meleklerini, kitaplarn, peygamberlerini bildiren ve bu gayeye gtrc yollar gsteren ilimdir. yleyse ey ilim talibi! Bu ilimden baka ilimlere, iddetli bir ekilde talip olma; btn gayen, bu en erefli ilmi elde etmek olsun!

9. Talebenin, talebeliinin balangcnda, gayesi i lemini faziletlerle sslemek, ileride ise Allah'a manen yaklamak ve mele-i la diye ifadelendirilen meleklerin ve dergh- izzete yakn olan varlklarn komuluuna ykselmek olmaldr. renci hibir ekilde ve hibir zaman rendii ilimle, makammevki, servet ve riyaset peinde komamaldr. Akranlarna kar bbrlenerek sefihler derekesine dmemelidir. renci -daha nce de belirttiimiz gibi- hi pheye dmeden kendisi iin makbul olan talep etmelidir ki bu talep edecei de ahiret ilminden bakas deildir. Bu ilmi talep eder, fakat dier ilimleri de hakir grmez. Yani ahiret ilmini talep ettikten sonra, 'Bundan tesi fetva, nahiv ve lgat ilmi imi, bunlarn hibir kymeti yoktur' diyerek onlara hakaretle bakmamaldr. 186 hya-i Ulm'id-Din Kitab'ul-lim/V. Blm 187 Talebenin, Kur'an ve hadsle mnasebeti bulunan nahiv ve lgat ilmini hakir grmemesi gerektii gibi, dier ilimleri de hakir grmemelidir. Biz bu ilimlerin neler olduunu farz- kifaye blmndeki ilimlerin eitlerini bildirirken, ibarelerin balangcnda ve sonunda zikretmitik. hiret ilmini fazla vdmze bakp, dier btn ilimleri hakir grdmz zannetme! Zira ilim tayanlar, aynen slm devletinin hudutlarn bekleyen askerlere benzerler. Tpk Allah yolunda savaan ve nbet tutan gaziler gibidirler. Bu gazilerin bir ksm sava meydanlarnda harbeder, bir ksm ise harbedenlere yardmc olur. Bir ksm muhariblere su tar, bir dier ksm ordunun arln, (hayvanlar ve yiyecekleri) bekler. Bunlarn hibiri i'l-y kelimetullah'tan ayrlmadka, cihad sevabndan mahrum kalmaz. Yeter ki gaye sadece ganimeti elde etmek olmasn! te ilimler de byledir. Nitekim Allah Tel yle buyurmaktadr: Allah, iman edenlerinizi ykseltir. Kendilerine ilim verilenler iin ise (cennette) dereceler vardr. Allah btn yaptklarnzdan haberdardr. (Mcdele/11) O emin kimseler, Allah katnda derece derecedirler. Allah emin ve hain kimselerin yaptklarn hakkyla grr. (lu mran/163) Demek ki fazilet nisbdir. Padiahlarla kyasladmz zaman hakir grdmz sarraflar, plerle mukayese edildikleri zaman ne kadar stn olurlar. yleyse en stn dereceye ykselmeyen birinin kymetsiz bir kii olduunu zannetme! Zira en yce mertebe peygamberlerin, sonra evliyalarn, sonra ilimde rsuh kesbeden limlerin, sonra derece derece slihlerindir. Kim zerre miktar bir hayr ilerse onun mkfatn grecektir; kim de zerre miktar bir ktlk ilerse onun cezasn grecektir. (Zilzal/7-8) lmiyle Allah Tel'nn rzasn kastedenin (hangi ilim olursa olsun) ilmi, kendisine menfaat verir ve onu hi phesiz stn makamlara ycelterek kendisine saysz ecirler kazandrr.

10. Talebe ilimlerin maksada ulatrc olan nisbetlerini bilmelidir ki yce ve yakn olan deersiz ve uzak olana; nemli olan da nemli olmayana tercih edebilsin. nemli olan ile kasdettiimiz mn, seni en fazla alkadar eden, sana en yakn olan eyler demektir. Seni en yakndan ilgilendirmesi gereken ey ise dnya ve ahiretteki durumundur. Kur'an'm buyurduu ve ayn'el-yakn'e varm olanlarn keiflerinde mahade ettii gibi dnya ile ahireti bir araya getirebilmek mmkn olmad takdirde, unutma ki bu ikisinden, senin iin bir misafirhane olur. Beden bir merkeb, ameller ise maksada doru atlan admlardr. M ksat ise, Allah'a mlki olmaktan baka birey deildir. yleyse bu k nunamzda zikrettiimiz eyler btn nimetleri iine alr; fakat bu min kymetini ok az kimse bilmeye muktedir olmutur. Allah Tel'nn huzurunu grme saadetine ve cemalini seyretme erefine gre ilimler mertebeye ayrlr. Ceml-i ilhnin seyrinden saye, peygamberlerin istedii ve anlad seyirdir. Halk tabakasnn ve kelmclarn anlad seyir ise btldr. Bu mertebeleri aada vereceimiz misalle anlatabiliriz: Azd edilmesi ve mlk sahibi olmas iin hacca gitmesi istenen bir kleye yle denilir: 'Eer btn rknlerini eda etmek suretiyle hac farizasn yerine getirirsen, hem zad edileceksin, hem de mlk sahibi olacaksn. Fakat hac etmek zere hazrlklarn tamamlayp yola koyulduun zaman, yolda nne birtakm manialar karsa sadece zad olur ve klelik felketinden kurtulursun; fakat mlk sahibi olmak saadetine ulaamazsn'. Byle bir insan ekilde almak mecburiyetindedir: A. Bir binek almak; azn ve su kabn hazrlamak. B. Vatanndan ayrlarak Kabe cihetine doru hareket etmek. C. Hacda, haccm rknlerini srasyla yerine getirmek ve bu ileri (bitirdikten sonra ihram karp geri dnme hazrlklarn yapmak. te bu artlarn tahakkuk etmesi iin, mlk ve hrriyete gtren sebeplerin hazrlanmasndan balar, t sonuna kadar devam eder. llerdeki yolculukla balar, t sonuna kadar... Hac rknlerinin evvelinden balar, t sonuna kadar srayla yapar. Haccn rknlerine balayan bir kimsenin kendisini bekleyen saadete yaknl, elbette ki hell azk, binek ve yolculuk tedbirine yeni balam bir kimsenin yaknlndan daha oktur. Elbette ki yolculua yeni balam birinin yaknlndan, hacca balayann yaknl daha fazladr. Bilfiil hac rknlerini yerine getirmeye balayan bir kiinin ise, gelecek saadete en yakn olmas da bir gerektir. limler de blme ayrlr: I. Azk ve binek hazrlnn yerine geen ksmdr. Bu ksm tb, fkh ve dnyada bedenin rahatln temin eden ilimlerdir. II. lleri ve uzun yollar amaya hazrlk yapma devresi yerine geen ilimdir. Bu da btnn kt sfatlarn bulanklndan kurtarm kimseler hari; insan acz ierisinde brakan o muazzam manev geitleri

amak suretiyle temizlemektir. te bu hal, yolun slk hlidir. Bu yolun ilmini tahsil etmek ise, aynen madd yolun istikametini bilmek ve konaklarn tanmak gibidir. Nasl ki konaklar bilmek ve yollara in olmak, yola kmadan bir fayda temin etmezse, tbk bunun gibi temiz ahlk sahibi olmadan da bahsettiimiz manev geitleri amak mmkn deildir. 188 hya-i Ulm'id-Din Kitab'ul-lim/V. Blm 189 III. Haccn ve hac erknnn yerine geen blmdr. Bu ksm, Allah', O'nun sfatlarn, meleklerini, fiillerini ve keif ilmi blmnde zikrettiimiz hususlarn btnn bildiren ilimdir. te bunlar renmek ve yapmakta ayet Allah Tel'nn rzas iinse- kurtulu ve saadet vardr. Saadeti elde etmek, ancak Allah' bilene, Allah'n manev komuluuna erene, ebed rzk ve nimetlere nail olana myesser olur. Keml derecelerinin zirvesine ulamaktan menedilenler ise, onlar iin ancak mcerred kurtulu ve selmet vardr. Nitekim Allah Tel yle buyurmaktadr: len o kii, hayrda ileri geenlerden ise artk onun iin bir rahatlk, ho bir rzk ve nim cenneti vardr. Fakat amel defterleri sadan verilenlerden ise, 'Sana selm olsun' denir. (Vka/88-91) Maksada ynelip, hedefe gitmek azminde olmayan veya hedefe doru gidip bu gidite gayesi Allah'n emrini tatbik edip kulluk vazifesini ifa etmek olmayan, aksine, geici birtakm karlarn arkasnda koan bir kimse ise, Ashab- imalden olup dallete denler zmresinden saylr. Bu gibiler iin kaynar sudan bir ziyafet ve cehennem vardr. limde rsh kesbeden limler indinde makbul olan hakk 'el-yakn budur; yani bu limler, Allah Tel'y madd gzle deil, madd gzlerden daha kuvvetli olan manev gzlerle mahede ve idrak edip taklitten kurtulmular, herhangi bir ilmi, sadece dinlemekle iktifa etmeyip, onlarn mnlarna nfuz etmeye alarak yce derecelere ulamlardr. Onlarn hli, sylenenleri tasdik eden, ayn zamanda elzem grerek bilen insanlarn hli gibidir. Byle olmayanlarn hli ise, gzellik ve doruluk sayesinde kabul eden kimsenin hlidir. Byle kimseler hakikati mahede edememiler ve ya-kn mertebesine ulaamamlardr. O halde saadet, mkefe ilminin tesinde; mkefe ise ahiret ilmine talip olduktan sonra elde edilen muamele ilminin tesindeki geitleri getikten sonra kavuulan bir nimettir. Ayrca irkin sfatlarn silinmesi iin gidilmesi gereken yol, sfat ilminin tesindedir. Tedavi yolu ve bu yolda nasl hareket edileceini bildiren ilim ise, beden selmeti ilminin ve yardmcs olan shhat sebeplerinin tesindedir. Mesken, yiyecek ve giyecee gtren yaklama ve yardmlama ile sadece bedenin sal korunabilir. Bu ise, devletle, insanlar siyaset ve adalet yolu zerinde fkh kaideleriyle zapteden devlet

kanunlaryla alkaldr. Shhat sebepleri tb ilminin erevesi iindedir. O halde ilim ikiye ayrlr: 1. Beden ilmi 2. Din ilimleri Bu szle, din ilminden fkh ilmini kasteden bir kimsenin fkhtan ga-s;- halk arasnda ayi olmu zahir ilimlerdir. Btn ve elde edilmesi ok g lan ahlk ilimler deildir. Eer 'Neden tb ve fkh ilmini bir olcunun azk ve ekmeine benzettin?' diye soracak olursan yle cevap veririm: Bil ki Allah'a yaklamak iin O'nun yolunda adm atan kalptir, beden deildir. Kalp ile gayem elle tutulan, gzle grlen et paras deildir. Bahsettiim kalp, esrr- ilhiyyeden bir srdr ve o, hislerle idrak edilemez. Allah'n latifelerinden bir ltifedir. Bu ltife bazen ruh ile ifade edilir, bazen de nefs-i mutmainne (itminan ve skna kavuan nefis) diye belirtilir. eriat buna kalp demektedir. nk bu srrn ilk basama kalp diye isimlendirilen bir et parasdr. Onun aracl ile btn beden o sivri yklenir. Bu srrn perdesini kaldrmak ancak, mkefe ilmiyle mmkndr. Fakat bu ilmin yazlmasna ve sylenmesine izin verilmemitir. Onun iin bundan bahsetmek mecburiyetinde kalan kii en fazla yle diyebilir: 'O ok kymetli bir cevher ve kinatta tertib ve tanzim edilen btn varlklardan ok daha erefli ve aziz bir mcevherdir ve o, ancak Allah'n bir emridir'. Zaten Allah Tel yle buyurmaktadr: Sana ruh hakknda soruyorlar. De ki: 'Ruh rabbimin emrindendir'. (sr/85) Btn yaratklar Allah'a nisbet edilir. Fakat ruhun Allah'a nisbeti dier varlklardan daha uygun, daha mnasib ve daha ereflidir. Hem yaratlmas bakmndan, hem de emri olmas ynnden ruh, Allah'a aittir. Emir, yaratmaktan daha ycedir. Allah'n emanetini yklenen nefis ve cevher ite bu ruhtur ve bu emaneti yklendii iin gklerde ve yerde ne varsa hepsinden yce ve erefli olmutur. nk ondan gayr btn varlklar bu emaneti yklenmekten kanmlardr. Zira emir lemin'den korkmulardr. Fakat bu kadar vlyor diye ruhun kadm olduu sanlmasn. Zira ruhlarn kadm olduunu iddia eden kimse, hem marur ve hem de ne dediini bilmeyen cahilin birisidir. Konumuzun dnda olan bu mesele zerinde daha fazla durmayalm. Buradaki gayemiz unu beyan etmektir. lh bir ltife olan kalp, Allah'a yaklatrc yegne hassadr. nk Allah'n emrindendir. Onun k emirden olduu gibi, dn de emirdir. Beden ise kalbin bineidir. Kalp onun vastasyla hareket eder. u halde hac yolundaki biri iin deve ne demek ise, Allah yolundaki bir kalp iin de beden o demektir. Ruh bedenin muhta olduu suyu tayan kaba benzer. Onun iin bir ilim, bedenin ihtiyalarn gidermeye ve onu selmette tutmaya alyorsa, o ilim ruha yardm ediyor demektir. nk beden ruhun hamaldr. Tbbn byle bir ilim olduu apak bir gerektir. Zira insan, beden shhatini korumak maksadyla bazen tb ilmine mracaat etmek zorunda kalr. Yalnzken bile, insan bu ilme muhtatr.

co 192 hya-i Ulm'id-Din Kitab'ul-lim/V. Blm 193 Sadece dnya iin yaplan retim, felketin ta kendisidir ve reteni helake srkler. Byle bir niyetle retmekten Allah'a snrz. Nasl bir babann evlatlarna birbirlerini sevmek ve birbirlerine yardm etmek dyorsa; aynen bunun gibi, bir muallimin talebelerine de birbirlerini sevmek ve yardm etmek der. Onlar da aynen muallimleri gibi, rendiklerini ahiret iin renmelidirler. Gayeleri ahiretten baka birey olmamaldr. ayet yaplanlar dnya iinse, hased ve buz sahibi olmaktan kendilerini asla kurtaramayacaklardr. Alimler ve ahiret ehli, Allah'a giden yolun yolculardr. Yollar bu dnyadan balar, Allah'a gider. Bu dnyann sene ve aylar o yolun konaklar gibidir. Bir ehre varmak iin yola kanlar birbirleriyle arkada olurlar ve sevgi ba kurulur aralarnda. Demek ki yolculuk, sevgi ve muhabbete vesile olmaktadr. Acaba firdevs-i lya doru yaplan sefer ve o seferdeki beraberlik neden sevgi ve arkadala vesile olmasn? Ahiret saadetinin hududu yoktur ki 'lle ben ona varaym, bakalar varmasn' denilebilsin. te ahiret saadetinin bu ebedlii sebebiyle o yolun yolcularn birbirleriyle atr grmezsin. Dnya saadetleri snrldr. Byle olduu iin onu elde etmek isteyenler birbirleriyle dalar, itiip kakrlar. lmiyle riyaset talep edenler veya ilmini riyaset elde etmek iin kullananlar, Allah Tel'nn u ayetinin ifade ettii mn dnda kalmaktadrlar: Muhakkak ki iman edenler kardetirler. (Hucurt/10) Bu gibiler u ayete uygun dmektedirler: (Kfrde birleip sevien) dostlar, o gn birbirlerine dmandrlar. Takva sahipleri ise bundan mstesnadr. (Zuhruf/67) 2. Muallim, Hz. Peygamber'e (s.a) uymaldr. rettii eyler iin kimseden hibir cret istememelidir. Hatta teekkr bile beklememelidir. Sadece Allah'n rzasn kazanmak ve Ona manen yaklamak iin almaldr. rettii insanlar minnet duygusu altnda brakmamaldr. Geri talebeler kendisine sayg besleyeceklerdir, fakat bunu muallim beklememelidir. rencilerini, kendisinden renmeye azmettikleri iin takdir etmeli ve onlar kendisinden faziletli grmelidir. nk o renciler kalplerini temizlemek ve Allah'a yaklamak iin ilim talebinde bulunmakta ve kendisini dinlemektedirler. Muallim kendini, iletmek iin tarlasn bakasna veren bir adamn amelesi gibi grmelidir. Elbette ki alan, tarlann sahibinden daha ok menfaate kavuur. nk tarla sahibi vermemi olsayd renberin alma imkn olmazd. renciye nasl minnet ykleyebilirsin? Halbuki kimseye verilmeyen , deli Allah nezdinde alacaksn! ayet renci bulamasaydn bu

sevaba asl nail olurdun? O halde ey muallim! Sen almann karln sadece Allah'tan bekle! Allah Tel yle buyuruyor: Ey kavmim! Peygamberlii tebli iinden dolay sizden bir mal talep etmiyorum. Benim mkfatm ancak Allah'a aittir. Ben iman edenleri (siz istiyorsunuz diye) kovacak deilim. Elbette onlar rablerine kavuacaklar. (Hd/29) Zira bu dnyada, mal da dahil var olan herey bedenin hizmetkrdr. Beden ise ruhun bineidir. Hizmet edilen sadece ilimdir. Zira insann erefi ancak ilimle ykselir. yleyse ilimle mal talep eden kimse, ayakkabsnn altn yzne srerek temizlenmeye alan bir kimse gibidir. nk bu kimse, hizmet edilmesi gereken eyi hizmeti, hizmetle mkellef olan da efendi yapm olmaktadr. Bu durum, ayaklar brakp ban zerinde yrmeye benzer. Byle bir kimse en byk mahkeme huzurunda mcrimler safnda bulunup rabbi-nin huzurunda ban eenlerle beraber olacaktr. Minnet duymak, muallime ait bir hldir. Fakat dikkat et ki tek din olan slm, zamanmzda fkh okutmakla, kelm retmekle kendilerini Allah'n manev huzuruna yaklam sayanlarn elinde kalmtr. Muallimlik bunlarn eline gemitir. Bu kiiler selef limlerinin tam zddna, mal ve mertebe peinde kouyorlar ve bunlar elde etmek iin de zilletin her trlsne katlanyorlar. Hemen hemen hepsi bir sultann maiyyetine girip dnyalk sahibi olmay kolluyorlar. nk bu kiiler, ayet bu dalkavukluu terkederlerse -baka bir meziyetleri olmad iin-kendilerini insanlarn terkedeceini ve hibir konuda kimsenin kendilerine akl danmayacan gayet iyi bilmektedirler. yle muallimler gryoruz ki bir musibete duar olduklar zaman talebelerinden meded bekliyorlar. Her zaman istiyorlar ki talebeleri, dostuna dost, dmanna dman olsunlar. Yine aka talebelerinin kendilerine hizmet etmelerini arzu ediyorlar. Kazara talebe hizmette kusur eder ve yardma komazsa, onu en byk suu ilemi gibi kabul ederler ve kendisini affedilmez dman olarak bilirler. Bu zillete raz olan lim ne kt bir limdir ve byle kimseler hi utanmadan 'retmekteki gayem Allah rzasn kazanmaktr' derler. Almetlere bak ki gururun eitlerine muttali olasn! 3. Talebeye yaplmas gereken her nasihati yapmal, fakat katiyyen gurura kaplmamaldr. Mesel, talebenin lyk olmad bir mertebeyi istemesine msaade etmemelidir. Bir talebenin basit ilim blmlerini 196 hya-i Ulm'id-Din Kitab'ul-lin/V. Blm 197 lm muallimi ise halk fkhtan soutmak iin yle syler: 'O, kadnlarn hayz hlinden bahseden; fer' meseleleri ele alan ilimden baka birey deildir. Allah'n sfatlarndan bahseden kelm ilmi ile byle bir ilim hi mukayese edilir mi?'

te byle bir ahlk, muallimler iin en kt ahlklardan biridir. Bir ilme sahip olan muallim, byle kt bir ahlka dmemek iin baka ilimleri kk grmemelidir. renciye ilim renmenin yollarn amal ve baka ilimlerin de byk faydalar olduunu iyice anlatmaldr. ayet muallim, birok ilimleri retmekle vazifeli ise, rencinin kabiliyetini gznnde tutarak tedric bir ekilde retime devam etmelidir. 6. rencinin anlayn iyi tesbit etmek, kaldrabilecei kadar ders vermek gerekir. rencinin aklnn eremeyecei veya kalbine usan getiren, yahut akln ok zorlayan konular, derste tekrar edip durmamaldr. retme sanatnda, beeriyetin efendisine uymaldr. Nitekim Hz. Peygamber (s.a) yle buyurmutur: Biz peygamberler, Allah Tel tarafndan, insanlar kendilerine uygun derecelerinde tutmakla ve akllarnn yetecei bir ekilde kendileriyle konumakla emrolunduk!182 Demek ki bir muallim, talebenin anlayaca zaman kollamal ve hakikati o anda ona sylemelidir. \S~ I* ^ Akllar ermeyen bir bahsi (hakikati) bir kavme syleyen bir kimse, o kavmin bir ksmnn saptmasna vesile olur.183 Hz. Ali (r.a) gsne iaret ederek yle buyurdu: 'Burada birok ilimler var. Keke bu ilimleri devredebileceim bir kimseye rastlayabilsem!'184 Ne kadar doru sylemitir! nk iyilerin kalbi srlarn kabridir. Her lim, bildiklerini her yerde sylememelidir. Bu durum, talebenin anlayaca, fakat sylemekle herhangi bir menfaatin bahis mevzuu edilemeyecei hallerde byledir. Acaba bir de talebe hibir ey anlamazsa nasl bir durum ortaya kmaktadr ve bunun iin hkm nedir? 182) Ebubekir b. Sahir, (bn mer'den); Ebu Huzeyme, es-Siyase; hadsin sahih olduunu sylemitir. 183) Ukayl, bn Snn ve Ebu Nuaym, (bn Abbas'dan zayi/bir senedle) 184) Bu sz deiik ibarelerle el-Gud adl eserden alnmtr. hz. sa (a-s^ yle buyurur: 'Mcevherleri domuzlarn boynuna takmaktan saknn'.185 Hikmet ve ilim, mcevherlerin en kymetli olandr. Onun iin hikmet ve ilme buzeden kimse domuzlarn en irkinidir. Bu sr ve hikmete binaen 'Her kulu aklnn lei ile l! Anlaynn miktar ile tesbit et ki sen ondan emin olasn ve o da senden bir fayda elde edebilsin. ayet byle yapmazsan lleriniz ayr olduu iin sizi inkr etmeye kalkrlar' denilmitir. Bir lime bir sual sorulur. Cevap vermeyince suali soran kii kzarak o lime yle haykrr: 'Sen Allah'n Rasl'nden rivayet edilen u hadsi duymadn m?' Faydal bir ilmi gizleyip sylemeyen bir kimse, kyamet gnnde ateten yaplm bir gemle gemlenerek Allah'n huzuruna gelir.186 Bunun zerine lim yle der: 'Sen gemi brak ve git! Eer bu szn mnasn anlayan biri gelir de bu ilmi ondan saklarsam Allah beni kyamet gnnde gemlendirsin'. Allah Tel yle buyurmutur:

Allah'n dnya geimi iin sebep kld tasarrufunuzdaki yetim mallarn onlarn aklszlarna vermeyin. Onlar mallar ile rzklandrn, giydirin ve kendilerine tatl szler syleyin! (Nis/5) Bu ayet, ilmi ifsad eden ve ilmi kendisi iin zararl olan bir kimseden gizlemenin daha iyi olduuna iaret buyuruyor. Mstahak olmayana vermek, mstahak olana vermemekten daha az zulm deildir. Ben incileri, otlayan koyunlar arasna m serpeyim? Bu yzden otlayan koyunlarn koruyucusu mu olaym? Onlar ilmin kymetini bilmez cahiller oldular. Bari ben ilmi hayvanlarn boynuna takmayaym. Eer ltif olan Allah ltfuyla kerem eylerse; Ben ilim ve hikmete ehil birisiyle karlarsam; Ona fayda vermek iin ilmi yayar, onun sevgisini kazanrm. Eer byle birini grmezsem, o ilim yanmda dopdolu ve mektum kalacaktr. Clillere ilim veren onu zayi eder. Ehli olandan da ilmi meneden zulmetmi olur. 185) Ebu Talib el-Mekk, Kut'l -Kulb; Suyut, el-Lell'il-Mesnua 186) bn Mce, (Ebu Said'den zayf bir senedle); benzeri bir hads daha nce Ebu Hreyre'den de nakledilmiti. ALTINCI BOLUM lmin fetleri, yi ve Kt limlerin Almetleri Kitabmzn banda ilim ve limler hakknda vrid olan ayet ve hadsleri zikretmitik. Kt limlere dair ok korkun tehditler mevcuttur. Btn bu rivayetler kt limlerin kyamet gn urayacaklar iddetli azab haber vermi ve onlarn herkesten daha ok eziyet ekeceklerini bildirmitir. Bu bakmdan mslmanlara den vazifelerden biri de kt limle, iyi limi birbirinden ayran almetleri iyice renmektir. 'Dnya limleri' derken anlatmak istediklerim, dnya lezzetlerine dalan ve dnya rtbelerine ulamak iin ilim yapmaya alan insanlardr. Nitekim Hz. Peygamber (s.a) kt limler hakknda yle buyurmutur: *JJl \ Kyamet gnnde herkesten daha iddetli bir azaba duar olacak kiiler, Allah Tel'nn, ilminden kendisine menfaat vermedii limlerdir.188 Bildii ile amel etmeyen bir kimse, lim olamaz.189 lim iki eittir: a) Dil ile sylenen ilim. Bu ilim, Allah'n mahlkat zerindeki delili saylmaktadr, b) Kalpte olan ilim. Kiiye yarar olacak ilim budur.190 .JL frlLJj 34-i C* ^*)\ j^ Jt ^yn Ahir zamanda cahil al>nlU-r ile task alimler olacaktr191 -l o. 188) Bu hads daha nce gemiti. 189) bn Hibban,Ravzatu'l Ukal 190) Hkim-i Tirmiz, en-Nevdir, bn AbdilbeiT, (Hasan Basn'den sahih bir senedle)

191) Hkim, (Enes'ten zayf h\r senedle) 202 hya-i Ulm'id-Din limlere kar bbrlenmek, sefihlerle mcadele etmek ve halkn takdirini kazanmak iin ilim renmeyin. nk byle yapan kii atetedir192 atetedir. Kim bildii ilmi ehlinden kskanrsa, Allah onu ateten yaplm bir gem ile gemler! :JI ?,DJ> Sizin iin deccalden daha fazla bakalarndan korkuyorum. Sahabler 'Kimdir onlar?' diye sorunca, Hz. Peygamber 'Dallete srkleyen nderler (limler)' diye cevap verir.193 .\jjy V} Jil ^ i>j jl! lS^* "j (^ ^f ^'f' C^ Kim ilmen geliir ve fakat hidayet bakmndan gelimezse, o kimse Allah'tan gittike uzaklar.194 Hz. sa (a.s) yle buyurmutur: 'Kendiniz aknlkta olduunuz halde, yolunu kaybedenlere ne zamana kadar rehberlik etmeye devam edeceksiniz?'195 Bunlar ve bunlara benzeyen daha nice hadsler, ilmin byk tehlikelerine iaret etmektedirler. Demek ki limler ya ebed saadete veya ebed felkete namzet kiilerdir. Kii, ilme dalmakla saadet bulamamsa, mutlaka felketle karlar. Hz. mer yle der: 'Bu mmet iin en ok korktuum kiiler, mnafk limlerdir'. 'Bir lim nasl mnafk olur?' diye sorulduunda, Hz. mer 'Dili ile lim, fakat kalbi ve ameli ile cahil olmak suretiyle!' der. Hasan el-Basr yle buyurmutur: 'limlerin ilmini, hakimlerin hikmetlerini renip de cahillerin amellerini yapan ahmaklardan olma!' Bir kii, Ebu Hreyre'ye yle der: 'lim renmek istiyorum; fakat kaybetmekten korkuyorum'. Ebu Hreyre de yle cevap verir: 'Zaten ilim renmemekten daha byk bir kayp yoktur insanolu iin!' brahim b. Uyeyne'ye 'nsanlar ierisinde en ok kimler pimanlk duyarlar?' diye sorulduunda yle der: 'Dnyada yapt takdir edilmeyen, hirette ise, ilmi olup ameli olmayan kimseler'. 192) bn Mce, (Cbir'den) 193) Ahmed b. Hanbel, (Ebu Zerden) 194)Deylem 195) Htib, ktizau'l-tlm ue'l-Amel Kitab'ul-lim/VI. Blm 203 Halil b. Ahmed196 yle demitir: "nsanlar drt ksma ayrlr: 1 Bilir ve bildiini de bilir. Bu kii limdir. Ona tbi olunuz. 2. Bilir, fakat bildiini bilmez. Byle bir kimse uykudadr; onu uyandrnz. 3. Bilmez ve fakat bilmediini de bilir. Byle bir kii irada muhtatr. Onu irad ediniz. 4. Bilmez, fakat bilmediini de bilmez. Byle bir adam kara cahildir.

Ondan kanz". Sfyan es-Sevr yle demitir: 'lim, ameli arr; gelirse ne l, fakat gelmedii takdirde ilim de kap gider'. bn Mbarek yle der: 'Kii, ilim talebinde bulunduka limdir. Fakat hereyi bildiini iddia eden cahil olur'. Fudayl b. yaz197 der ki: "Ben snf insana acrm: a) Bir kavmin zelil olan reisine, b) Sonradan fakir olan zengine, c) Dnyann oyunca hline gelmi lime". Hasan Basr 'Alimlerin cezas kalplerinin lmesidir. Kalbin lm ise ahiret ameliyle dnyay istemektir' demitir. Bir air yle der: Hidayeti verip de dalleti satn alan kiilere hayret ediyorum. Fakat dinini verip dnyay satn alana, ok daha hayret ediyorum. Bu ikisinden de fazla, dinini bakasnn dnyasna feda edene ayorum. Zira hepsinden daha artc olan budur. Hz. Peygamber (s.a) yle buyurmutur: Kt olan lime yle iddetli bir azap verilir ki azabn iddetinden tr btn ehl-i cehennem seyrine gelir.198 Hz. Peygamber (s.a) bu szyle yalanc limi kasdetmektedir. Usme b. Zeyd, Hz. Peygamber'den u hadsi rivayet eder: ur J, *Jj\ ci p ji iv. Nahiv ve aruz ^inin by, otonte^nndend, H. 100 ^^ el-Mekkfdir. H.187 M* n^a^nda SK kendisinden sonra ge,en Usame hadsine mana bakandan benzemekte ise de muhaddisler bu ibare ile rivayet etmemilerdir. ^Bas^n^^ndendiv. Nahiv ve aruz ^inin by, oto senesinde domu, H. 160 (veya 170-175) senesinde ^^ervra '^TL^^^^^^^lTut^Z denen M 204 hya-i Ulm'id-Din Kitab'ul-lim/VI. Blm 205 1 I Kyamet gnnde, (fcir) lim getirilip atee atlr. Atein iddetiyle barsaklar delinir (ve dklr). Merkebin deirmeni dndrmesi gibi, o da onlarla dner. Btn cehennem ehli onu seyre gelir. 'Sana ne oldu, bu kadar iddetli azaba duar olman iin ne yaptn?' diye sorulduunda, fcir yle cevap verir: 'Ben (dnyada) herkese hayr tavsiye ediyordum, fakat kendim yapmyordum. Serden sakndryordum, fakat kendim iliyordum'.199 bn Mbarek yle demitir: 'Alimin en byk gnah, bildii halde, gnah ilemesinden doar, ite bundan dolay lim, byk azaba duar olur'.

Muhakkak ki, mnafklar atein en alak derekesindedir (cehennemin en dibindedir). Asla onlarn azabn kaldracak bir yardmc bulamazsn. (Nis/145) Mnafklarn bu denli iddetli cezalara mstahak olmalarnn sebebi, bildikleri halde inkra sapmalardr. Bu sebeple Allah Tel yahudileri, hristiyanlardan daha kt olmakla tavsif etmektedir. Halbuki 'Uzeyir Allah'n oludur' diyenler hari hibir yahudi, Allah'a oul izafe etmez, 'Allah, ten biridir' gibi galiz kfrlere sapmaz. Fakat onlar bu byk cezalara muhatap eden ey, bildikleri halde inkr etmeleridir, Allah Tel bu konuda yle buyurmaktadr: Kendilerine kitab verdiklerimiz, Peygamber'i z oullarn tanr gibi tanrlar. Byle olduu halde ilerinden bir topluluk hak ve hakikati bile bile gizlerler. (Bakara/146) Vakta ki onlara Hak Tel tarafndan kendilerinde olan tasdik edici Kitab geldi -ki onlar bundan nceleri, inkr edenlere kar kendilerine yardm gelmesini bekliyorlard- bildikleri gelince onu inkr ettiler. (Bakara/89) (Ey Raslm!) Yahudilere o kimsenin haberini oku ki kendisine ayetlerimizi vermitik de o bunlar inkr ederek imandan kmt. Bylece eytan onu arkasna takm da azgnlardan olmutu. (A'raf/175) Devamla yle buyurulmaktadr: te bu kimsenin hli, o kpein hline benzer ki zerine varsan da dilini sarktp solur; kendi hline braksan da dilini sarktp solur. (A'raf/176) 199) Buhr ve Mslim, (barede lim kelin esi yerine racl kelimesi gemektedir). Fcir lim de byledir. nk Bel'am b. Bara'ya Allah'n Kitab ve-ilmi ve fakat o ehvete dalmas sebebiyle kpee benzetilmitir. Fcir *lim, kendisine ister hikmet verilsin, ister verilmesin, dilini kararak solur ve ehvetlere dalar gider. Hz. sa (a.s.) yle buyurur: 'Kt limlerin durumu bir arkn iine dp suyun akmasna mni olan tan durumuna benzer.- Ta suyu ne kendi ier ve ne de tarla ve bostanlara ulaarak onlarn istifade etmelerine msaade eder. Yine kt limlerin durumu, bataklktaki ota benzer. D parlak grnr, fakat ii pislik doludur. Yine kt limlerin durumu, kabirlere benzer. D mmur, ii ise l kemikleriyle doludur". Bu rivayetler gstermektedir ki dnyaya meyletmi limin kyamet gnnde -cahil kimselere nazaran- ekecei azap daha iddetli ve hli daha periandr. Yine anlalmaktadr ki zafere ulaanlar ve Allah'n rahmetine yakn olanlar, ancak ahiret limleridir. Bunlarn da birok almetleri vardr. 1. limleriyle dnyay talep etmezler. Zira limin en aa derecesi dnyann hakir, hasis, karanlk ve geici olduunu; ahiretin devaml, nimetlerinin berrak ve ebed, mlknn byk

olduunu bilmektir. Yine lim bilmelidir ki dnya ile ahiret birbirinin zdddr, birbirinin kumadr; birini raz etsen brn kzdrm olursun. Terazinin kefesi gibidirler; biri ar bast zaman, br mutlaka hafif gelir. Dou ile bat gibidirler; birine yaklatn takdirde brnden uzaklarsn. Biri dolu, br bo fincan gibidir; doludan ne kadar boaltrsan o kadar dolar bo olan... Dnyann hakirliini, bulankln, lezzetlerinin elemle kark olduunu ve sonra lezzetli olan nimetlerin bir daha dnmemek zere geip gittiini bilmeyen bir lim, akl dengesini kaybetmi bir mecnundur. nk tecrbeler insana dnyann byle olduunu gstermektedir. Bu bakmdan, akl olmayan bir insan nasl lim olabilir? Ahiret iinin byklk ve devamlln bilmeyen, deil lim, belki kfirin ta kendisidir. Byle bir kimsenin iman kendisinden alnmtr. man olmayan bir kimse ise nasl slm limi olabilir? Dnyann ahirete zd dtn, ikisini bir arada tutmann muhal olduunu bilmeyen bir kii, btn peygamberlerin birlikte getirdii dini bilmiyor demektir. Byle bir kii ise Kur'an' bandan sonuna kadar, inkr eden bir adamdr. Bu adam, nasl olur da limler zmresine dahil edilebilir? Allah'n dinini kmil bir ekilde bilen kii, btn bilgisine ramen ahireti dnyaya tercih etmiyorsa, eytann esiridir ve ehvetleri kendisinin helake srklemi, iindeki ktlkler, iradesine galebe almtr. Byle olan bir kii nasl limler zmresinden saylabilir? Hz. Dvud'dan nakledilen hikyelerin birinde Allah'a atfen yle sylenmektedir: 'ehvetini bana olan sevgisinden daha stn tuttuu zaman 0Q CD rr T1 O" d <n s- g" S g, M * > o S. g S;f E SS cd pr p 3 _ g p *-- a cd m. f s E. m cre< g-nn p b ?o PT KSo, Sf. a p> h Sil 5" a-St 2: 3 S s 6 ^ 2 (fi; P= 2- (D CL P t* "01 fi t S- B> "i CD 1 3 5" S i

!=. 3 C5 "S Pf fit- s L P> cd o, 3 t 3' S .S p p> S 3 K 3 3 3 3 3- er 5 r- 3 2t-o' g <T 2. s:S i? 3 g g ^ ^ <Et B B S P R o 2 R 2 SP 3 2. S -S' ,s-?g| 2.p "; ^ S - J- 3 ^ P 3< S> i^ < 2>' E5> S 3- S' 5 3 ! 3 J2 P S- s. g -S F 3 g -S..8 5: -a a <Q' is;3 3 3 << , T3 < CD . S. 5a^ .3. s 3 a. 5 ?r P ^ brgi 3 C 5S 3 3 E S2 c? g 333: 3'3 ?% CD <P_ 3 a. *i >? d-S"^ P

c^ a,

P 01 [S O: w P << 3 " er - cd e "s 3 V) CD p < CD P cT p 3 " ffi 3 "^ fi: ^ (B P C P p 3 oi & s: 3 -a. S2 a s 1 ?. g S: "'3 P CD Er-3 P g & 3 ffi. ' ST N cl y. : 3 "5^ E. p" er p=^ 2 .^ T 5 "S. (D CD >-d 13 p ^ 3 p> rs ^ o p 3. er -a c oq n , M p> P !_, 3 f S is' p "< tj2< p o 3 S' s<?r 3 CD Ol % CD S .S 3 ^ ?5crqc S* E? 3' ff * S 3 S no .

<S. <! P N 3 S. T" <<' d; CD M m f t' ~ g" <S. 1 El 3 3 g r< p p p K o cr p i: p 01 L_l cd 03 CD & CD <^$ ~< p a-^ [3JP 3 3 3 p P'cri95 o P 5 * "^l'ii CD Oj P I 2-II 3 isr ^' g. 2. cT S- i 0. -i oq cd a i 2.3,- i ^ 3 3 t i< er "> 1 (t Qj r 3 m 2L CB ! S S 3. s: S. = w B 3 <<" SU IS. g'S s- ffl 5.'fi ' o O S" d; = > " ^- sr a s u~ ~~ 2 2. " a-

2. H

^C:- 3 .? > o. (t S 3 S gg>g&. tr g

3 cc "n <= 2. p er c s. 3 93 3 "a'ff-

(D 9 S; 1 2S S n 3"5 S' 3. P N r fi: S" " s; 3 3 < i; <B ffl 93 S g(13 9V 3 93 93 93 T a: s- il er 2.' >< (D 3 <D I II fi: (S 8 <T a o f+ a Sg I-l s..v v,S;; O: < 93 ffl s-2 . ip; p 3 w 3 &* S- S t1-er 3 3"

3 3 g . d, j vQ5 ."- ^ S SLg rt- O- 3 93 _ <D N 3 d S .^ p 3 ST 2-i ": rsi 3 5' en < o rn S 3 " ? OJ * Oj 93 3 ' -K H -i ^- tn 93. ;. ' p a 2 3 s-? s."a."& 01 EL S <T a o a ti a, o s. g-g >-< t-M >-i a^ a. <B fi t o- a -1 CL, 1 "! K P eme S cr < 0 <B -s 93 3" o, 93> "S Bs- & S 5 9T o 3 f S 5: "O sr c+ er 3 S 8 3 3 g1 63 a-g'ft O G0 i 3' o a' X

& r : "S"S--SS-B 3 3. er (D er g 3 I p > 3 S (D P a. B X o- F 3- o. ^ i1 " c- S p M.r 3 1 : " p o 5 3 - ' 3 el W er . C."O (D S' > ^s r &- p p o p ^ 2tf? illimi

. a-

3 g"f 210 hya-i Ulm'id-Din Kitab'ul-lim/VI. Blm 211 M^*: ey Bu mmetin limleri iki snftr: a) Birinci grup: Allah'n kendisine ltfederek verdii ilmi sadece Allah rzasn kazanmak iin, baka bir karlk beklemeden halka retir. O ilmi herhangi bir dnya mal karlnda vermez. Byle bir insann zerine havada uan kular, denizde yzen balklar, karada gezen hayvanlar ve kirmen ktibin diye adlandrlan melekler salvat getirirler (iyiliine dua ederler). Bu kimse, erefli bir efendi olarak peygamberlerin refakatinde kyamet gnnde Allah'n huzur-u mnevisine gelir. b) kinci grup ise dnyada Allah'n ilmini renmi, fakat cimri olduu iin, bildiini Allah'n kullarna dnya mal karl hari retmekten kanmtr. Byle bir kimse kyamet gnnde azna ateten gem vurulduu halde huzura gelecektir. Maher ehlinin arasnda bulunan bir telll yle baracaktr: 'u falan olu filndr! Dnyada Allah ona ilim verdi; o ise, Allah'n verdii bu ilmi Allah'n kullarndan esirgedi; onun karlnda dnyalk ald ve ilmi karlnda dnya menfaati salad ve az bir paha ile satt. Bu bakmdan bu kii, insanlarn hesab bitinceye kadar, azap iinde kalr.205 Bu hadsten daha iddetlisi de vardr ki o da udur: Vaktiyle Hz. Musa'ya hizmet etmi biri durmadan 'Allah'n safiyyi (temiz kulu)

Musa, bana yle syledi. Allah'n neciyyi (srda kulu) Musa bana unu syledi. Allah'n kelimi (Allah ile konuan) Musa bana byle syledi' diye Hz. Musa'ya iftira ederdi. Zamanla bu adamcaz zengin olup serveti oalnca Hz. Musa'nn huzuruna gelmez oldu. Hz. Musa herkese ondan haber soruyor, fakat bir trl izine rastlayamyordu. Gnn birinde Hz. Musa'nn huzuruna elinde domuz ve domuzun boynunda siyah bir ip bulunan bir kii kageldi. O gelen kiiye Hz. Musa eski dostunu sordu, adam 'Evet, o sorduun adam u grdn domuzdur' diye cevap verince; Hz. Musa, Allah'a yalvararak Yrab! Onu eski hline dndr! Dndr de ona neden bu hle geldiini soraym' diye niyazda bulundu. Allah, Musa kuluna yle vahiy gnderdi: 'dem ve dem'den sonraki peygamberlerin dua ettikleri gibi de dua etseydin yine duan kabul etmezdim. Fakat ben bunu neden bu hle getirdiimi sana haber vereyim mi? Bunu din ile dnyay talep ettii iin bu hle getirdim'. 205) Tabern, el-Evsat, (zayf bir isnadla) Bu hikyeden daha dehet verici olann da syleyelim: Muaz b. Cebel mevkuf olarak, baka bir rivayete gre de merf olarak Allah'n Rasl'nden yle rivayet eder: Sj J.3 ey .Uaj>JI J, JJ ; ey ^y^- ey JJ ili. -o ^jb ^jUlj ?J^ s J. \/?i ^i hy ^ MA ey e Dinlemekten fazla konumasn seven lim, fitneye dm demektir. Konumakta, sslenmek ve uzatmak olduu iin, konuann salim kalmas ok zordur. Sktta (lim iin) selmet ve ilim (veya ganimet) vardr. limlerden birisi vardr ki derledii ilmin bakas tarafndan bilinmesini istemez. Byle bir lim, atein birinci taba-kasmdadr. lminde pdih gibi olan bir ksm limler ise, ilm mevzularda kendilerine itiraz edildii veya herhangi bir fikirlerine kar konulduu zaman byk bir fkeye kaplrlar. B tip limlerin yeri atein ikinci tabakasdr! lmini ve garib konumalarn zenginlere ve makam sahiplerine tahsis edip, ihtiya erbabna hibir ey vermeye almayan bir grup lim vardr ki bu grubun azap yeri, atein nc tabakasdr. Dier bir grup lim vardr ki kendilerini fetvac zanneder, yanl fetva verir (zorlamalar yapar)lar. Halbuki Allah Tel kendilerini zorlayanlara (veya bilir bilmez konuanlar)a buz eder! Bunlar atein drdnc tabakasmdadrlar. Bir ksm lim de vardr ki -ilmi ok grnsn diye- yahudi ve hristiyanlarm szleriyle konuurlar. Bunlar da atein beinci tabakasmdadr. Baka bir grup ise, kibir ve gurur ykn srtlar, bakalarna vaaz ettikleri zaman kat davranp azarlar, kendilerine vaaz edildii zaman, gurur ve kibir sebebiyle nasihat dinlemezler ki

bunlar da atein yedinci tabakasmdadr. Kardeim! Sen susmay tercih et! 212 hya-i Ulm'id-Din Susmay tercih et ki bu hlinle eytan malup edebilesin! Gereksiz yere glmekten ve ihtiyacn olmayan bir yere doru yrmekten sakn!206 Bir baka hadste yle buyurulmaktadr: Bazen doudan batya kadar fezay dolduracak derecede kiinin medh senas yaylr; fakat bunun Allah indindeki deeri bir sivrisinek kanad kadar bile deildir.207 Rivayet edilir ki; Horasanl bir kii, memleketine dnmek zere iken, vaazndan istifade ettii Hasan Basr'ye, iinde 5000 dirhem bulunan bir kese ve ince bir kumatan yaplm on elbise hediye eder ve der ki: 'Ey Ebu Said! Bu keseyi nafaka olarak ve bu elbiseleri de giyinmen iin sana veriyorum'. Hasan Basr yle karlk verir: 'Allah sana afiyet versin! Benim bu hediyelere ihtiyacm yok! Dolaysyla sen bunlar alp gtr. Zira benim krsmde oturan bir kii, halktan bu verdiklerine benzer eyler alrsa, kyamet gn de nasibi olmayan bir insan olarak Allah'n huzuruna varr'. Hz. Cbir mevkuf ve merf olarak yle rivayet eder: J\ J\ J'i Jl j, hj j* Ji \}j\ jij ui o j Her limin yannda oturmaynz! Ancak sizi be eyden vazgeirip, buna mukabil be eye davet eden limlerin yannda oturun. 1) Sekten yakne, 2) Riyadan ihlsa, 3) Dnya isteinden zhde (dnya terkine), 4) Kibirden tevzuya, 5) Adavetten nasihate!208 nk Allah Tel yle buyuruyor: Derken birgn (Karun) ziynet ve ihtiam iinde kavminin karsna kt. Dnya hayatn arzu edenler 'Ah, keke Karun'a verilen mal 206) Ebu Nuayrn, bn Cevzt, Mevzuat 207) Ebu Talib el-Mekk, Kut'ul'Kulb; Irki byle bir metne rastlamadm sylemitir. Ancak Buhar ve Mslim'de farkl lafizlarla yer almtr. 208) Ebu Nuaym, el-Hilye ; bn Cevz bu hadsin uydurma olduunu sylemitir. Kitab'ul-lim/VI. Blm gibi bizim de olsa; o gerekten byk bir nasip sahibidir' dediler. Kendilerine (ahiret ahvali hakknda) ilim verilenler de yle dediler: 'Ey Karun gibi, dnyay isteyenler! Yazklar olsun sizlere! man edip salih amel ileyen iin Allah'n (cennetteki) sevab daha hayrldr. Ona (cennet ve sevaba) ise ancak ibadet zerine sabredenler kavuturulur.

(Kasas/79-80) yet-i celile, ahiret limlerini, ahireti dnyaya tercih etmekle nitelemektedir. hiret limlerinin almetlerinden birisi de, fiillerinin, szlerine zd olmad gibi, kendilerinin yapmadklar bir fiili bakasna tavsiye etmemeleridir. Allah Tel yle buyuruyor: (Ey limler) insanlara iyilii emreder de kendinizi unutur musunuz? (Bakara/44) Yapmayacanz eyi sylemeniz, Allah katnda en sevilmeyen bir eydir. (Sf/3) Allah Tel Hz. uayb'm kssasnda yle buyurur: uayb yle dedi: 'Ey kavmim! Syleyin bakaym! Eer ben rabbimden bir peygamberlik zerinde bulunuyorsam ve O, bana katndan gzel bir rzk vermi ise ne yapaym? Ben aykr hareket etmek suretiyle sizi alkoyduum eylere kendim dmek istemiyorum'. (Hd/88) Allah'tan korkun, Allah size ilim retiyor. Allah hereyi hakkyla bilendir. (Bakara/282) Allah'tan korkun ve muhakkak O'nun huzuruna varacanz bilin; takva sahibi m'minlere cenneti mjdele! (Bakara 223) Allah'tan korkun ve emrini dinleyin! (Mide/108) Allah Tel, kulu ve rasl sa'ya yle demitir: 'Ey Meryem'in olu! Evvel nefsine nasihat et. Eer bu nasihati nefsin kabul ederse, ondan sonra nefsinin kabul ettii eyi halka tavsiye et. ayet nefsin kabul etmezse onu bakalarna tavsiye etmekten, benden utanarak kan!' Hz. Peygamber (s.a) yle buyurmutur: 214 hya-i Ulm'id-Din sr gecesinde baz kavimlerin yanndan getim. Grdm ki dudaklar ateten imal edilmi makaslarla kesiliyor. Bunlarn kim olduunu sordum. Onlar sulime karlk verdiler: 'Ey Allah'n Rasl! Biz dnyada halka iyilii emreder, fakat kendimiz yapmaz idik. Sakndrdmz ktlkleri biz kendimiz yapardk.209 /Ji\ .UJ mmetimin helak olmas, fcir lim ile chil bidin yzndendir. erlilerin en korkuncu, limlerin ktleridir; hayrllarn en hayrls ise, limlerin iyileridir.210 Evzi211 yle demitir: 'Kabirler, kfir lelerinden duyduklar kt kokudan Allah'a sndklar zaman, Allah Tel onlara yle vahyetti. 'Kt limlerin ii sizin iinizdeki aelerden daha pis kokuyor'.

Fudayl b. yaz yle der: 'renmeyenlere bir kat azap vardr, renip de yapmayanlara yedi kat azap vardr'. a'b212 yle demitir: 'Kyamet gnnde cennetliklerden bir grup balarn kaldrp cehennemliklerden baka bir gruba yle sesleneceklerdir: 'Sizi cehenneme sokan ey nedir? Halbuki sizin bize bildirmi olduunuz ilim ve edeb sayesinde Allah'n rahmetine nail olduk ve cennete girdik. Siz nasl oluyor da cehennemdesiniz?' Cehennemde olanlar yle cevap verirler: 'Biz, hayr emreder, fakat kendimiz yapmazdk, ktlklerden sakndrr, fakat bu ktl kendimiz ilerdik. te bu sebepten cehennemde bulunuyoruz'. Mlik b. Dinar yle buyurmutur: 'Alim, ilmiyle amel etmedike, va'z ve nasihati bakasnn kalbinde yerlemez. Yamurun, kupkuru talara tesir edemedii gibi'. air ne de gzel sylemitir: Ey halka nasihat eden vaiz! Sen itham olundun... nk ayp olarak bildirdiin birok eyleri kendin iliyorsun. Var kuvvetinle halka nasihat ediyorsun. Fakat hayatmla yemin ederim ki felketlerin btnn sen topluyorsun. Dnyay ve onu isteyen kiileri 209} bn Hibban, (Enes'ten) 210) Darim, (Ahvas b. Hkim'den) 211) Evza'nin knyesi, Ebu Artr Abdurrahman b. Amr b. Eb Amr'dr. H. 257 ylnda vefat etmitir. 212) Knyesi Ebu Amr mir b. urahbil'dir ve hicretin birinci yzylnn sonlarnda seksen yalarnda iken vefat etmitir. Kitab'ul-lim/VI. Blm 215 ayplyorsun; gerekten sen, aypladn o dnyay, menettiin kiilerden daha ok seviyorsun. Baka bir air ise yle syler: Benzerini yaptn bir fiili bakasna yasak etme; byle bir hareket, senin iin, en byk ayptr. brahim b. Edhem213 yle buyuruyor: 'Bir zaman Mekke-i Mkerreme'de bulunuyordum. Bir ta grdm. zerinde aynen unlar yazlyd: 'Beni evir ve ibret al!' Ta evirdim ve bu sefer yle bir yaz ile karlatm: 'Bildiinle amel etmeyen sen, niin bilmediin eyin ilmini taleb ediyorsun!' . bn Semmak214 yle buyurmutur: 'Allah' hatrlatan nice kimseler vardr ki kendileri Allah' unutmutur. Nice kimseler vardr ki halk Allah'a yaklatrmaya alrlar, fakat kendileri alabildiine Allah'tan uzaktrlar. Gene nice kiiler vardr ki Allah'n Kitab'n okurlar, fakat okuduundan bir fayda grmezler!' brahim b. Edhem yle buyurmutur: 'Hi yanlmayacak kadar gzel konumalar yapyoruz; fakat i amele gelince, hep yanlyor ve katiyyen doru hareket etmiyoruz'. Evz der ki: ''rab (bir ibareyi gramere gre dzgn okumak) geldii zaman kalpte bulunmas gereken huu gider'. Mekhul215 Abdurrahman b. Ganem'den yle rivayet eder: 'Hz. Peygamberin ashabndan on kii bana yle bir nakilde bulundu: 'Biz sa-hablerden bir grup, Kba mescidinde ilim tedris

ediyorduk. Bu esnada Allah'n Rasl kageldi. Bizi, okur ve okutur halde grdkleri zaman yle buyurdular: Jiiil J* J" U renebildiiniz kadar reniniz; fakat rendiklerinizle amel etmedike, Allah rendiiniz hibir ey ile size bir fayda vermeyecektir.216 Hz. sa yle buyurmutur: 'renip de rendiiyle amel etmeyen kiinin hli; gizlice zina eden ve hmile olduu grld zaman rezil olan zniye bir kadnn durumuna benzer. Aynen zniye kadn gibi, ilmiyle amel etmeyen kimse de, kyamet gnnde Allah Tel tarafndan maher ehlinin gz nnde rezil edilir'. 213) Knyesi Ebu lshak'tr, Belh ehrinde domutur. Zhid ve lim bir zattr. H. 162 ylnda vefat etmitir. 214) Knyesi Ebu Abbas Muhammed b. Sebh'dir. H. 183 ylnda vefat etmitir. 215) Knyesi Ebu Abdullah'tr, kendisi amldr. Hicri 110'lu yllarda vefat etmitir. 216) bn Abdilberr, lim, (Muaz, bn mer ve Enes'ten) 216 hya-i Ulm'id-Din Kitab'ul-lim/VI. Blm 217 Hz. Muaz yle buyuruyor: 'limin hataya dmesinden Allah'a snnz. nk mslmanlar nezdindeki itibar sebebiyle bir ksm halk onun sapklna uyabilir'. Hz. mer (r.a) yle buyuruyor: 'Alim, bir hataya dt zaman halkn bir ksm onunla birlikte ayn hataya srklenir'. Yine Hz. mer yle der: ' ey vardr ki onlarla bu lemin nizam sarslr: Bunlardan biri limin hataya sapmasdr'.217 bn Mes'ud (r.a) yle demitir: 'nsanlar zerine yle bir zaman gelecek ki kalplerin tatls, ac olacaktr. Ne lim ilminden ve ne de talebesi talebinden istifade etmeyecektir. O zamandaki limlerin kalpleri orak ve tuzju bir araziye benzer. zerine yamur yaar, fakat yamurun faydas arazide grlmez. limlerin kalpleri dnyaya kayd ve dnyay ahirete tercih ettii zaman byle kt bir durum hsl olur. ite o zaman Allah bu limlerin kalplerinden hikmet pnarlarn sker alr, kalplerinde yanan hidayet mealelerini sndrr. zamann limlerine rastladnzda kendilerini dilleriyle Allah'tan korkar grrsnz. Halbuki amellerindeki eksiklik aka grlr. te o zaman diller alabildiine zengin, kalpler ise o nisbette fakirdir. Kendisinden baka hak ilah bulunmayan Allah'a yemin ederim ki bu korkun manzarann biricik sebebi; muallimlerin, rettiklerini sadece Allah'n rzasn tahsil iin yapmamalar, talebelerin de rendiklerini Allah iin renmemeleridir'.

Tevrat ve ncil'de 'Bildiinizle amel etmedike bilmediklerinizi aramayn' hkm yer alr. Hz. Huzeyfe yle buyuruyor: 'Siz yle bir zamandasnz ki bildiklerinizin onda birini terketseniz helak olursunuz. Fakat bir zaman gelecektir ki kii bildiinin onda birini tatbik ettii takdirde kurtulacaktr. Bunun sebebi, o gnlerde tembellerin oalmasdr'. limin misali, kadnn misaline benzer. Kad'lar hakknda Hz. Peygamber yle buyuruyor: Kad lar ksma ayrlr: 1. Bildii halde hak ile hkmeden kad ki byle bir kad, cennetliktir. 2. ster bilsin isterse bilmesin, zulmle hkmeden kad ki bylesi cehennemliktir. 217) Hz. mer 1. lim'in gn ardna kadar a buyu,duu w , Muaz,dan nakldilen bi. hadst 3. Allah'n emrinin dndaki birtakm hkmlerle hkmeden kad ki bu da cehennem ehlindendir.218 Ka'b'ul-Ahbar yle der219: 'hir zamanda insanlar dnyadan soutup kendileri btn gleriyle dnyaya sarlan; halk Allah'n azabndan korkutup kendileri korkmayan; yneticilerin yanma girmekten men edip kendileri yneticilerin eiini andran; dnyay ahirete tercih eden; zenginlerle konuup, fakirlerden uzaklaan; karlarn kskanan bir koca gibi ilmini bakalarndan kskanan, kendini dinleyenlerden biri bir baka vaize gittii zaman hiddete kaplan limler olacaktr. te mtekebbir ve Allah'n dman kimseler bunlardr'. Efendimiz yle buyurur: 'eytan sizi ou zaman ilimle aldatr'. 'Ey Allah'n Rasl, bizi nasl aldatr?' diye sorulduunda Hz. Peygamber der ki: "eytan 'lim renin, fakat iyice renmedike ilminizle amel etmeyin' demekle sizi ilme tevik eder gibi grnp amelden uzaklatrr. yle ki sonunda eceliniz sizi amelsiz yakalar".220 Srr es-Sakat yle buyurmutur: 'iddetle zahir ilmini elde etmeye taraftar olan birisi, birden kesine ekilip amel etmeye koyuldu. Kendisine bunun sebebini sorduum zaman yle cevap verdi: "Bana ryamda 'Allah seni zayi etsin, daha ne zamana kadar ilmi zayi edeceksin?' diyen bir zt grdm. Bu sz zerine, ilmi zayi etmediimi, ancak ezberlemek iin byk gayret sarfettiimi ilave ettim. Bunun zerine bana yle cevap verdi: 'Bir ilmin hfzedilmesi onunla amel etmek demektir'. te bu ryadan sonra ilim tahsil etmeyi brakarak amel etmeye baladm". Ibn Mes'ud yle der: 'lim korkudur; yoksa kof birok rivayeti bilmek deildir'. Hasan Basr yle buyurmutur: 'stediiniz kadar ilim renin; fakat Allah'a yemin ederim ki o ilimle amel etmezseniz Allah size hibir zaman sevap vermez. Sefihlerin gayesi, ilmi sadece rivayet etmektir. Alimlerin gayesi ise rivayet deil, o ilme riayet etmektir'.

Mlik yle demitir: 'lim tahsil etmek ok gzel bir eydir. lmi neretmek daha da gzeldir. Fakat iyi niyetli olmak artyla. yleyse sabahtan akama kadar senden ayrlmayan amelleri gzden geir ve hibir eyi onlara tercih etme'. bn Mes'ud yle der: 'Kur'an, hayat dsturu olsun diye indirilmitir. Halbuki siz, Kur'an'in sadece okunmasn amel kabul ediyorsunuz. Sizden sonra bir kavim gelecek ve Kur'an' sadece harflerin mahrelerine riayet ederek mzrak gibi dmdz okuyacaklardr. Fakat onlarn en hayrlnz ehur lkab Ahbar, knyesi Ebu shak'tr. Hz. 218 hya-i Ulm'id-Din Kitab'ul-lim/VI. Blm 219 olduunu sanmayn! Zira bildii ile amel etmeyen kii, tpk ilalarn ismini teker teker sayan ve zelliklerini beyan eden hastalar; yemeklerin lezzetini sayan fakat bilfiil tatma imkn bulamayan alar gibidir'. Bu mny ifade eden aadaki ayet-i celleyi birlikte okuyalm: Allah'a isnad ettiiniz (noksan) vasflardan tr size yazklar olsun. (Enbiya/18) Bir hadste yle Duyurulmaktadr: j J Jimmetim iin korktuum hususlardan biri de limin hataya kaymas ile mnafn Kur'an hakkndaki cedelidir.221 Ahiret limini dnya limlerinden ayran hususiyetlerden birisi de ahirette menfaat verecek olan ibadetlere tevik edici ilmin tahsiline koyulmak; menfaati az olan cedele ve kyl kaale oka yer veren ilimlerden uzak durmaktr. Ameli tevik eden ilimlerden yzevirip cedelle uraan bir limin durumu, birok hastalklara mptel olup ok skt bir anda bilgili bir doktora rastlayan, doktoru elinden karma ihtimali olduu halde hastalklarna baktrmayan; aksine, illarn mahiyetini sormaya kalkan, tb ilminin zor meselelerine dalan ve bizzat iinde bulunduu hayat meseleleri terkeden hastaya benzer. Byle bir davran, hamakatn en son haddi deil de nedir? Rivayet olunduuna gre, bir kii Hz. Peygamber'in huzuruna girer ve Hz. Peygamber'e yle sorar: - Ey Allah'n Rasl! Bana ilmin gariblerini ret! - lmin ba hakknda ne yaptn? - lmin ba nedir? - Hz. Peygamber'i tandn m? - Evet! - Allah hakknda ne yaptn? - Allah'n dediini yaptm. - lm tandn m? - Evet! - O halde lm iin ne hazrladn? - Allah neyi dilemise onu!

te git, onlar gzelce yap, ondan sonra gel de sana ilmin garib meselelerini retelim.222 lim yolcular akik-i Belh'nin rencisi olan Hatem-i Esemm'in rivayet ettii cinsten olmaldr. Bir gn akik, talebesi Hatem'e sorar: - Ne kadar zamandr benim derslerime devam ediyorsun? - Otuz seneden beri... - O halde syle bakalm; bu zaman zarfnda benden neler rendin? - Sizden sekiz mesele rendim efendim. - nn lillh ve inn ileyhi rcin. mrm seninle birlikte geti de sen benden ancak sekiz mesele rendin yle mi? - Ey hocam yalan sylemeyi sevmem, ben bu sekiz meseleden bakasn renmedim. - O halde benden rendiin sekiz meselenin ne olduunu anlat bakalm. - Mahlkata baktm, her birinin bir dostu olduunu grdm. Fakat btn bu dostlar, kendilerini, en ok kabire kadar takip etmekte ve orada brakarak geri dnmektedir. Bunu grnce, kendime, sevaplar dost edindim ki mezarda da benden ayrlamasn ve beni takip etsinler. - ok gzel syledin! kincisi nedir? - Allah Telnn 'Fakat her kim de rabbinin makamndan korkmu ve nefsini ktlklerden alkoymusa, onun varaca yer muhakkak cennettir' (Nziat/40-41) ayetine baktm ve bildim ki hak, ancak Allah'n szn-dedir. Onun iin var kuvvetim ile nefsimi ehvetlerden uzaklatrmaya alp Allah'n ibadetlerinde istikrara kavuturdum. rendiim nc mesele: Yine bu mahlkata baktm ve grdm ki, herkesin yannda kymetli sayd bir eya vardr ve bu onu ykseltmektendir. Allah Telnn 'Sizin yannzdaki dnya mal tkenir; Allah (batndaki rahmet hazineleri ise bakidir' (Nahl/96) szn dndm. Onun iin elime ne geerse, nefsime kymetli grnen ne varsa onu Allah'n yanna -korusun- diye gnderiyorum. (O'nun rzasn kazanmak iin datyorum). Drdncs, u mahlkata baktm zaman grdm ki her biri mala, ticarete, sna ve hrete meylediyor. Btn bunlarn mnsn dndm ve hepsinin bo eyler olduuna karar verdim. Sonra Allah Telnn u ayetine baktm: 'Sizin en erefliniz takvaca en ileri olanmzdr' (Hucurt/13). Bu ayeti grdkten sonra takvaya sarlarak Allah nezdinde erefli olmay istedim. 221) Tabern, (Ebu Derd'dan); bn Hibban (raran b. Hseyin'den) 222) tbn Snn; Ebu Nuaytn Ld ; ibn Abdilberr, (Abdullah b. Musa vverden enedle) 220 hya-i Ulm'id-Din Kitab'ul-lim/VT. Blm 221

Beincisi, u mahlkta baktm ve grdm ki birbirlerine taarruz ediyor, birbirlerini ktlyor ve lanet okuyorlar. Btn bu hareketlerin sebebinin hasedden kaynaklandn grdm. Sonra Allah Tel'nn u ayet-i eelilesine dikkatle eildim: 'Rabbinin rahmetini onlar n blyorlar? Onlarn bu dnya hayatndaki rzklarn aralarnda biz bldk' (Zuhruf/32). Bu ayetin ifade ettii mnya sarlarak hasedden iddetle katm; nk rzk taksimatn Allah Tel'nn yaptna katiyetle iman ettim. Byle olunca halktan kamay tercih ettim, halkn dmanlndan kendimi korumu oldum. Altncs, halka baktm ve grdm ki herkes birbirine saldrp kavga ediyorlar. Bu manzaray grnce Allah'n u ayetini dndm: 'Hakkaten eytan (teden beri) size dmandr; siz de onu dman edinin' (Ftr/6). Sadece ezel dmanmz olan eytana dman kesildim ve son derece hassas tedbirler alarak ondan cmz almaya altm. nk onun bana dman olduuna Allah ahidlik etmektedir. u halde ondan bakasna dmanlk beslemeyi brakmak benim iin vazife oldu. Yedincisi, baktm u mahlkta ve grdm ki herkes bir para ekmein arkasnda koarak kendini rezil ediyor, bir para ekmee sahip olmak iin gayri meru iler yapyor. Bunu grnce Allah Tel'nn u ayetini dndm: 'Yerde yryen ne kadar canl varsa hepsinin rzk Allah'a aittir' (Hd/6). Bildim ki rzk Allah'a ait olan canllardan biri de benim. Bundan tr Allah iin gereken vazifeye daldm. Adil olan Allah'n nezdindeki rzkm ise Allah'n merhametine braktm. Sekizinci ise, bakp grdm ki insanlarn herbiri, kendisi gibi yaratk olanlardan birine srtn dayam; kimisi tarlasna, kimisi ticaretine, kimisi beden gcne ve kimisi de sanatna gvenmekte... O zaman Allah'n u ayetine sarldm ve sadece Allah'a tevekkl ederek yalnz o bana kfidir dedim: 'Kim Allah'a tevekkl ederse O ona yeter; muhakkak ki Allah emrini yerine getirendir' (Talk/3). Bunun zerine akik 'Ey Htem! Allah seni muvaffak etsin. Ben Tevrat, ncil, Zebur ve Furkan ilimlerine baktm ve grdm diyanet ve hayr eitleri, senin saydn nesnelerden bakas deildir. Her msbet ey, senin saydn sekiz temel zerine bina edilmitir. Bu saydn sekiz eyle amel eden bir kimse Allah'n peygamberlerine gndermi olduu drt kitaba da uygun hareket etmi olur' dedi. lmin bu daln renmeye ancak ahiret limleri gayret sarfederler. Dnyaya dalan limler ise, mertebe ve maln kendisiyle elde edildii ilimlerin peinde kotuklarndan dolay Allah'n peygamberlerini vazifelendirip gnderdii ilimleri tamamen ihmal ederler. Dahhak b. Mzahim223 'Selef limlerine yetitim. Birbirlerinden takva mini reniyorlard. Fakat bugnn limlerinin ise, birbirlerinden, yalnz kelm ilmini rendiklerini gryorum' demitir. hiret limlerinin almetlerinden birisi de mesken, ev eyas, elbise, Yiyecek ve ieceklerinde atafata kamamak ve israf

etmemektir. Bu hususlarda kii kendisini selef limlerine benzetmeli, bunlarn en azyla iktifa etmeye baklmaldr. Aza doru meylettike de Allah'a yaklatn bilmelidir. Ancak byle davranmakla ahiret limleri zmresine dahil olabileceine inanmaldr. Bu keyfiyete Hatem-i Esemm'in talebelerinden Ebu Abdullah elHavass'dan nakledilen bir hikye de iaret etmektedir. Ebu Abdullah yle anlatr: - Hatem'le birlikte Horasan'a bal olan Rey ehrine girdik. Beraberimizde 320 kii daha vard. Srtlarnda ne ynl cbbeler, ne de azklarn muhafaza edecek bir torbalar vard. Hatem'le birlikte hacca gidiyorlard. Ad geen ehirde dervi merebli bir tccara misafir olduk. Bu zat, yoksullar seven bir kii olduundan o gece bizi de misafir etmiti. Sabah olduunda Hatem'e yle dedi: - ehrimizde hasta bir fakih var; onu ziyaret etmeye gidiyorum; bana bir diyeceiniz var m? - Bir hastay ziyaret etmek byk bir fazilettir; hele hele bir fakihin yzne bakmak ibadettir. Onun iin ben de seninle birlikte ziyarete geliyorum. Hasta fakih Muhammed b. Mukatil ayn zamanda Rey ehrinin kads idi. Fakihin evine geldiimiz zaman gzel ve yksek bir kane ile karlatk. Hatem bir mddet dnd ve sonra yle sordu: - Bu grdm bina hakkaten bir fakihe mi aittir? O srada kap alm ve girmemize izin verilmiti. eri girdiimiz zaman geni salonlar, gayet kymetli eyalar ve btn bu deerli eylere uygun zengin perdelerle karlatk. Bu manzaray gren Hatem'in dnceli tavr daha da kesin bir hl ald. Derken hastann yatt odaya girdik. Gze ilk arpan ey odann gayet kymetli ve yumuak hallarla deli oluu idi. Hasta, gayet rahat bir yataa uzanm, banda da kendini yelpazeleyen bir hizmetkr vard. Ziyareti tccar, hastann yanma giderek oturdu. Hatem ise ayakta bekledi. Bir ara gzn aan hasta ayakta grd Hatem'e oturmas iin iaret etti. Bu iareti alan Hatem yle dedi: - Ben oturmam. - Bir eye mi ihtiyacn var? 223) Knyesi Ebu Kasm'dr. Ebu Muhammed knyes sonra vefat etmitir. iiye de anlr. Hicretin birinci asrndan 222 hya-i Ulm'id-Din -Evet - Nedir ihtiyacn? - Senden bir mesele hususunda bilgi almak istiyorum. - Syle bakalm neymi meselen? - Evvela yatanda dikilerek otur da ondan sonra soraym sulimi! Bunun zerine hasta, yatan iinde dorularak oturdu. Hatem sualini sormaya balad.

- Sen ilmini kimden aldn? - timad edilen birok limden. - Onlar kimden renmilerdi? - Allah'n Rasl'nn ashabndan renmilerdi. - Ashab kimden renmiti? - Allah'n Rasl'nden. - Allah'n Rasl kimden rendi? - O da Cebrail'den, Cebrail ise Allah'tan rendi. - yleyse syle bana! Cebrail'in Allah'tan, Rasl'n Cebrail'den, sahablerin Rasl'den, senin hocalarnn da sahablerden ald ilimde; senin evin gibi atafatl bir meskene sahip olan insann Allah nezdindeki mertebesinin yksek olduuna dair bir bilgi var m? - Hayr! - O halde sen nereden iiterek bu debdebeli hayata daldn? Daha dorusu sana ders veren hocalar ne dediler bu konuda? - Onlardan rendiim ey u olmutu: Allah'n indinde makbul bir kul olabilmek iin, ahiret lemine ynelmek, dnyaya tapmaktan kamak ve fakirleri sevmek, ahirete talip olup dnyaya balanmamak gibi yce ahlklar lzmdr. yleyse sen bu ilerinde kime uydun? Hz. Peygamber'e mi, sahablere mi, salih kimselere mi? Yoksa dnyada ilk tula ve ta evler yaptrp iinde oturan Nemrud ve Firavun'a m? Ey kt limler! Sizin gibi dnyaya sarlan limler, halka ok kt rnek oluyorlar. Byle limleri gren halk 'Madem ki lim byle yapyor, demek ki byle yapmakta bir gnah yok; ben ondan daha stn ve faziletli deilim ya?' diyerek sizleri takip ediyor. Bundan sonra hibir ey sylemeden oradan kp gitti. Bu hdiseden sonra bn Mukatil'in hastal bsbtn artt. Hatem ile bn Mukatil arasnda geenleri iiten halk, Hatem'i ziyaret etmeye balad. Bu arada ilerinden bazlar Kazvin ehrinde Tenafs isimli fakih bir zatn yaadn, onun debdebesinin bn Mukatil'inkinden kat be kat fazla olduunu sylediler. Bunun zerine Hatem, Tenafsi'yi grmek iin Kazvin'e gitti. Onu bularak huzuruna kt. Kitab'ul-lim/VI. Blm . Ey mam! Allah'n rzas zerine olsun. Ben Acem diyarndan gelme rip bir kiiyim; bana dinimin ban ve namazmn anahtarn retmeni istiyorum. Bu bakmdan bana abdestin nasl alnacan retmelisiniz. Tenafs 'Hay hay, bastne' deyip hizmetisinden abdest kabn istedi. Hizmetkr, emri yerine getirdi. Tenafs oturarak abdest almaya balad. Btn azalarn er kere ykayarak abdestini ald ve sonra Hatem'e dnerek yle dedi: - te abdest byle alnr! - Lften yerinizden ayrlmayn. Ben huzurunuzda bir abdest alaym, siz de beni seyredin. Bakalm tarifiniz zere abdesti renebilmi miyim? renememisem siz beni dzeltin.

Hatem balad abdest almaya. Fakat azalarn er kere ykayaca yerde drder kere ykad. Abdest bittikten sonra Tenafs yle syledi: - Olmad, azalarna fazla su dkmek suretiyle israf etmi oldun. - Neden israf olsun. - Neden olacak? Azalarn er kere ykayacana drder kere ykadn iin? - Sbhanallah'il-azim! Ben bir avu fazla su dkmekle msrif oluyorum da sen bu kadar debdebe iinde nasl oluyor da israf etmemi bir adam olabiliyorsun? Tenafs, kendisine gelen kiinin renmeye deil, denemeye geldiini anlad ve evine kapanarak utancndan krk gn halkn iine kamad. Hatem Badad'a geldii zaman kendisini ziyarete geliyorlar ve yle sylyorlard: 'Sen Acem diyarndan gelme bir garip kiisin;, oysa seninle karlaan her limi susturuyorsun. Bunun hikmeti nedir?' Hatem 'Yanmda bulunan u hasletle onlar susturuyorum' dedi: 1. Hasmm isabetli bir fikir ileri srd zaman seviniyorum. 2. ayet hasmm yanlrsa fevkalde znt duyuyorum. 3. Hasmm krmamak iin cehaletini yzne vurmamaya son derece dikkat ediyorum. Ahmedb. Hanbel, Hateminbu szn iittii zaman 'Sbhanallah! Ne akll kiiymi' diyerek talebelerine onu ziyaret etmeyi emretmiti. Talebeleriyle birlikte Hatem'in huzuruna vard zaman 'Ey Ebu Abdurrahman! Dnyada nasl selmette kalnr?' diye bir sual sordu. Hatem 'Ey Ebu Abdullah! (mam Ahmed'in knyesi) Beraberinde drt haslet bulunmadka dnyada selmet bulamazsn! 1) Halkn cehaletini affedeceksin. 2) Onlara kar cehalet gstermemeye azam dikkati sarfedeceksin. 3. Maln onlara vereceksin. 4) Onlardan hibir ey talep etmeyeceksin ve almayacaksn. 224 hya-i Ulm'id-Din Kitab'ul-Hm/VI. Blm 225 Hatem, Medine'ye doru yol ald. Medine halk onu karlamaya kmlard. Hatem halka yle seslendi: 'Ey ahali! Bu ehir hangi ehirdir?' - Allah'n Rasl'nn ehridir! - O halde bana Allah'n Rasl'nn kanesini gsterin, orada teberr-ken iki rek'at namaz klaym. - Hz. Peygamber'in kanesi yok ki; onun kck ve basit bir evceizi vard. - O halde sahablerinkini gsterin, orada klaym. - Onlarn da byle evleri yoktu. Onlarn evleri yerlere bitiik ve gayet mtevazi evlerdi. - Ey ahali! yleyse buras Hz. Peygamber'in deil, Firavun'un ehridir. Bu sz zerine Hatem'i tutup valinin yanna gtrdler: 'Bu yabanc

Medine'ye Firavun'un ehri demektedir' diye onu valiye ikayet ettiler. Vali, Hatem'e niin byle dediini sorunca, Hatem 'Acele etme! Ben Acem diyarndan gelme bir garip kiiyim. Bulunduum yerin neresi olduunu bilmiyordum. reneyim diye sual sordum. Cevap olarak burasnn Hz. Peygamber'in ehri olduunu sylediler. Bunun zerine Hz. Peygamber'in hanesi nerededir diye soracak oldum ve bana yle yle dediler...' Hatem daha sonra szlerine unu ilve etti: - Allah Tel yle buyuruyor: Gerekten Allah' ve ahiret gnn arzulayan ve Allah' ok zikredenler iin Allah'n Rasl'nde gzel rnekler vardr' (Ahzab/21). O halde ey bu ehrin sakinleri! Size soruyorum! Hz. Peygamber'e mi, yoksa yeryznde ilk tula binay yapan Firavun'a m uyuyorsunuz? Hatem'in bu suali karsnda cevap vermekten ciz kalan Medineliler dalp gittiler. te Hatem-i Esemm'in hikyesi budur! Selef-i salihnin biyografilerinden bahsettiimiz yerlerde, onlarn nasl ss terkedip, mtevazi kyafetlere rabet ettiklerini yeri geldike beyan edeceiz. Bu meselede derin bir tedkik yapacak olursak, yle bir karara varrz: 'Mubah ile sslenmek haram deilse de sse fazla rabet etmek insana nsiyet kazandrr ve bir daha ssten ayrlmak zor gelir. Konforlu hayat devam ettirmek iin birok sebeplere tevessl edilir. te bunlar korumak iin de haramn ta kendisi olan mdahane etmeyi, halkn iltifatna maz-har olmaya almay, riyakrlk yapmay ve daha baka nice mahzurlu eyleri yapmay beraberinde getirir. Onun iin salim yol, konforlu hayattan uzak kalmaktr. nk dnyaya dalan, kesinlikle felkettedir. Eer dnyaya dalmakla kurtulu, yanyana mmkn olabilseydi, Hz. Peygamber bu dnyaya srt evirmezdi. Hatta o kadar ki hutbe okuduu man parmanda bulunan altn yz ve srtnda bulunan nakl zinjei bile karrd. Daha neler de neler... Btn bunlarn tafsilt, kitabmzn ilerideki blmlerinde gelecektir. Rivayete gre Yahya b. Yezid224 mam Mlik'e u mektubu yazmtr: Rahman ve Rahim Allah'n ismiyle balarm. Allah'n salt ve selm evvelin ve hirin, gemi ve btn geleceklerin efendisi Hz. Muhammed Mustafa'ya olsun! Bu mektup, Yahya b. Yezid b. Abdlmelik'den Mlik b. Enes'e yazlmtr. Ey Mlik! itiyorum ki sen ince elbiseler giyerek, elenmi unlardan yaplm ekmekler yiyormusun. Mefruat zerinde oturuyor, kapnda nbetiler bekletiyormusun. Halbuki sen, ilim krssn igal eden bir zatsn; t uzak diyarlardan develerin gsleri dvle dvle sana geliniyor. Halk sana koup seni imam biliyor ve senin szlerine kulak vererek arkanda gidiyor. O halde ey Mlik! Allah'tan kork ve tevazdan ayrlma. Benden sana bir nasihat olmak zere bu mektubu yazyorum. Mektubumun iindekileri Allah'tan baka kimse bilmiyor. Allah'n selm zerine olsun'. mam Mlik cevap olarak Yahya'ya u mektubu yazar: Rahman ve Rahim Allah'n ismiyle mektubuma balyorum. Allah Tel, Hz. Muhammed'e line ve ashabna slat ve selm etsin. Bu mektup, Mlik b.

Enes'ten Yahya b. Yezid'e yazlmtr. Allah'n selm zerine olsun! Mektubunuz elime geti. Nasihat, efkat ve edeb olarak kalbimde yerleti. Allah Tel seni takva ile bezesin. Nasihatndan dolay sana hayrlar ihsan etsin. Ben Allah'tan tevfikini isterim, ibadete doru atlan admlar ve gnahtan dnmek, ancak byk Allah'n verdii kuvvet ve kudretle olur. Benim elenmi unlardan yaplm ekmekler yemem, ince elbiseler giymem, kapmda nbetiler bekletmem ve yumuak minderler zerinde oturmam meselesine gelince, evet bunlarn hepsini yapyoruz ve Allah'tan af diliyoruz. Zira Allah Tel yle buyuruyor: De ki: Allah'n kullar iin kard ziyneti (elbiseleri) temiz ve hell rzklar kim haram etmitir? De ki: Bu ziynet ve ho rzk, dnya hayatnda iman edenler iindir. Fakat kyamet gnnde yalnz m'minler iindir. Bylece ayetleri aklyoruz. (A'raf/32) Hi phe yok ki ben bunlar yapmamann, yapmaktan daha hayrl olduunu ok iyi biliyorum. Mektubunu bizden esirgeme! Biz de size daima mektup gndermeye devam edeceiz. Allah'n selm senin zerine olsun! 224) Kureylidir. H. 165 ylnda vefat etmitir. 226 hya-i Ulm'id-Din Kitab'ul-lim/VI. Blm 227 mam Mlik'in insafn gryorsunuz! Hell olduu halde debdebe ifade eden eyleri giymemeyi giymekten iyi buluyor. Fakat hell olam yapmak iin fetva vermekten de bir an olsun geri durmuyor. Hazret, iki fetvada hakldr. mam Mlik gibi byk bir insan dahi nasihatla kendisine eki dzen veriyor. nk kendisini kusurlu bulabiliyor. O Mlik ki mubahlarn hududunda kendini durdurmaya muktedir bir insandr. Mubahlar elde etmek iin dalkavukluk, riyakrlk ve gayri meru ilere kaymamtr. Fakat herkes mam Mlik gibi mubahlarn hududunda kendini tutmaya muktedir olamaz. Onun iin bu gibi insanlarn normali aan mubahlarla lezzetlenmeleri kendileri iin byk tehlikedir. Nefsine hkim olamama ihtimali bulunan kimselerin ar bir derecede mubaha dalmalar korku makamndan uzak kaldklarn gsterir. Halbuki limlerin zellii Allah'tan oka korkmaktr. Korkunun belirtisi ise, tehlike kokusu bulunan sahalardan uzak durmaktr. hiret limlerinin almetlerinden birisi de sultanlara sokulmaktan uzak kalmaktr. Yanlarna, yaklamak zorunda kalnd takdirde hibir ekilde onlara sokulmamaktr. Hatta sultanlar, kendi kaplarna gelseler bile onlara yaknlk gstermekten kanmaldr; zira dnya tatldr, zarar verici yemyeil bir mera gibidir. Bu tatl ve zevkli merann gemleri sultanlarn elindedir. Sultanlara yaklamak isteyen bir kii onlar memnun etmek zorunda kalr. Zlim olsalar bile kalplerini kazanmaya gayret sarfe-der. Halbuki her dindar insann vazifesi, sultanlarn ktlklerini kabul ve tasvip etmemektir. Sultanlarn ktlklerini sylemek

suretiyle gslerini daraltmak vazifesi dindar kiilere dmektedir. Uygunsuz olan hareketlerini takbih etmek gerekmektedir. Bu bakmdan, onlarn yanna girip kan kiiler ya onlarn debdebelerine bakar, bu debdebeye nisbetle kendisine verilen nimetleri kk grmeye balar; yahut da nimetlere kavumak maksadyla onlarn uygunsuz hareketlerine katlmak zorunda kalr veya onlar kendisinden raz etmek ve kendilerini honut etmek iin gzel ve vc konumalar yapar -bu davran ise apak bir iftiradr- veya ellerindeki dnyalktan tam istifade etmeye kalkar. Bu ise haramdan baka birey deildir. Sultanlarn mallarndan ve sahip olduklar eylerden nelerin alnp nelerin alnmayacan ilerideki Hell ve Haram blmnde izah edeceiz. Ksaca sultanlarla yakn ilikiler kurmak her errin anahtardr. hiret limlerinin yolu, ihtiyat katiyyen elden brakmamaktr. Kim lde yaarsa, (kalbi) katlar. Avlanan kii Allah'tan gafil olur; sultana sokulan kimse ise fitnelere der.225 it ','jj J. Benden sonra banza bir ksm yneticiler geecektir; onlardan kabul edeceiniz hareketler olduu gibi reddedeceiniz hareketler de olacaktr. Onlarn hareketlerini reddeden bir kimse, kendini gnahtan korumu olur. Onlar ho grmeyen bir kimse ise, selmette kalr. Fakat onlara tbi olan ve hallerinden raz bulunan Allah rahmetinden uzaklatrr. Sahabe 'Biz onlarla muharebe edelim mi?' diye sorunca, Hz. Peygamber 'Hayr! Onlar namaz kldka onlarla muharebe etmeyiniz' dedi.226 I Sfyan es-Sevr yle buyurmutur: 'Cehennemde bir vadi vardr; arann sakinleri sultanlar ziyaret eden limlerdir'. I Huzeyfe b. Yeman yle buyuruyor: 'Fitne yerlerinden saknnz!' Fitne yeri hangisidir' diye sorulduunda Huzeyfe yle cevap verdi: JEmrlerin kaplardr. inizden biri emrin huzuruna girdii zaman necburen emrin yalanlarn tasdik edip, onda bulunmayan meziyetleri ayp dkecektir'. Hz. Peygamber yle buyurmutur: limler, yneticilerle dp kalkmadka insanlar arasnda peygamberlerin vekilleridir. Fakat yneticilerle dp kalkmaya baladklar zaman peygamberlere ihanet etmi olurlar. te o zaman byle limlerden kendinizi korumak iin uzaklasnz.227 A'me'i ziyarete gelenler 'ok ok talebe yetitirmek suretiyle ilmi ihya ettin' dediler. A'me 'Hkm vermekte acele etmeyin! Benden ilim renenlerin te biri ld, hem de yetimeden. te biri ise sultan kapsndan ayrlamamakta ve bylece insanlarn en kts olmaktadr. Kalan te birinin de ok az bir miktar felaha kavuur' buyurdu. Bu hikmete iaret etmek iin, Said b. Mseyyeb 'Yneticilerle dp kalkan limler buzedilmeye en mstahak kimselerdir' buyurmutur.

Evz 'Allah nezdinde, olur olmaz zamanlarda yneticilerin huzuruna kan limlerden daha fazla buzedilmeye lyk kul yoktur' demitir. i N l; ^am uUJ '/^ 225) mam Ahmed, Ebu Dvud, Tirmiz, Nes, bn Mce ve Beyhak 226) Mslim, (mm Seleme'den) 227) Ukayl, (zayf senedle); tbn Cevz uydurma olduunu sylemitir. Kitab'ul-lim/VI. Blm 229 228 hya-i Ulm'id-Din limlerin en erlileri yneticilerin, yneticilerin en iyisi de limlerin I ayana gidenlerdir.228 Mekhl yle demitir: 'Kur'an' renip, fkh ilmini elde ettikten sonra, servetinden istifade etmek maksadyla sultana yaklaan ve ona dalkavukluk eden kimse, bu maksatla att admlar saysnca cehennem denizine yaklam olur'. Semnun229 yle der: 'O ne kt limdir ki bireyler renmek iin meclisine gidenler, kendisinin emrin yannda olduunu renirler'. Yine Semnun yle buyurmutur: "Daha evvel hocalarmdan dinlemitim, diyorlard ki: 'limin dnyaya bal olduunu grdnz zaman kendisini din hususunda itham ediniz. (Din konularda ona gvenmeyiniz!)' Ben bunu bizzat denedim. Sultan'n huzuruna girip ktm zaman nefsimi hesaba ektim ve grdm ki baz yerlerde tehlikeye girmiim. Halbuki herkesin bildii gibi, sultana kar en ar ve en galiz konumay ben yapyordum. Ona en ok ben muhalefet gsteriyordum. Buna ramen, yine de tam mansyla tehlikelerden kurtulamyordum. Bir yudum suyunu imediim ve hibir eyini kabul etmediim halde, benim yerime bir bakasnn onun yanna gitmesini istiyordum". Szne devamla yle buyurmutur: "Zamanmzdaki limler Ben israil limlerinden daha ktdr. nk zamanmzn limleri, sultanlarn istedii ruhsat ve fetvay veriyor ve onlarn istedii gibi konuuyor. ayet sultana, vazifelerini hatrlatan konumalar yapsa idiler -ki sultana pek ar gelecek ve onun iin bu kiilerin bir daha huzuruna gelmelerini istemiyecektir ve byle olunca da- Allah nezdinde kurtulmu olacaklard". Hasan Basr yle buyurmutur: 'Sizden evvel, slm dininde ve Hz. Peygamber'in sohbetinde rsih bir kimse vard. (Abdullah b. Mbarek, bu kiinin Sa'd b. Eb Vakkas olduuna iaret etmitir) Bu zat, yneticilerin yanma girip kmaz, aksine onlardan daima kaard. Bundan dolay ihtiya ierisinde kalan ocuklar kendisine 'Yneticilerin yanna girip kanlar hibir ekilde senin kadar Hz. Peygamber ile sohbet etmemiler ve senden evvel mslman olmamlardr. yleyse sen de bu yneticilerin huzuruna girip ksan ve bize bireyler temin etmeye alsan iyi olur' dediler. Adam 'Evltlarm! Drt tarafndan lelerle evrilmi bir yere mi gideyim? Allah'a yemin ederim ki gcmn yettii nisbette o lelerin iine denlerle birlikte olmayacam' dedi. ocuklar

'yi ama, bak biz fakirlikten dolay neredeyse helak olup gideceiz. Hlimizi grmyor musun?' deyince, adam 'Evltlarm! Zayf fakat imanl olarak lmem, kuvvetli fakat mnafk olarak lmemden daha gzel gelir bana' diye cevap verdi. 228) bn Mce, (Ebu Hreyre'den zayf bir senedle) 229) Semnun'un babasnn ad Hamza'dr. Srri es-Sakat'nin talebesidir. Cneyd-i Baddi'den nce vefat etmitir. mam Suyut'ye gre Semnun'un ad shak'tr. Hasan Basr szlerini yle bitirir: 'Allah'a yemin ederim ki toprak, sann bedeninde bulunan et ve ya yiyebilir, fakat iman asla! O zat, imanyla ocuklarn malup etti'. Bu kssada, sultann huzuruna kan kiinin kendisini ktlklerden kurtaramayacana iaret vardr. Sultann huzurunda daima nifak tehlikesiyle kar karya kalr insan. Nifak ise imanla katiyyen badamaz. Ebu Zer el-Gfr, Seleme'ye yle hitab etmiti: 'Ey Seleme! Sakm sultanlarn kaplarna gitme. Zira onlarn dnyalklarndan ne kadar alrsan, onlar senin dininden, daha fazlasn alrlar'. Yneticilere yaklamak, onlarla yaknlk tesis etmek, limler iin en byk fitnedir. Byle bir hal, eytann, insan nifaka drmek iin kulland en byk vesiledir. Hele sultanlara sokulan, onlara yaklaan limler konumalaryla sultanlara ve yneticilere makbul ve ho grnmeye alrlarsa... Vay bunlarn haline! eytan onlara, hep byle konumalarn telkin eder. Ayrca yle telkinlerde de bulunur: "Yneticilerin huzuruna gidip onlara va'z ve nasihatta bulunabilir, onlar yapacaklar zulmlerden alkoyabilir ve eriatn tevik edilmesine vesile olabilirsin'. eytan, bu telkini yapa yapa limlerin kalbine, yneticilerin yanma gitmenin din bir vazife olduu fikrini yerletirir. Fakat lim, ynetici ile temas ettike, bir de bakar ki yneticinin holand trden konumalar yapmakta ve trl dalkavukluklarla, onu haddinden fazla pohpohlamaktadr. te btn bu hareketler, kiinin kalbinden din hissini silip sprmektedir. Eskiler yle derler: 'limler, rendikten sonra amel eder ve amel ettikleri zaman renmeyle megul olurlard. Byle zamanlarda kimse onlar ortalkta grmezdi. Bunun iin de onlar, aranrlard. te bu limler, ele gememek iin bucak bucak kaarlard'. dil halife mer b. Abdlaziz, Hasan Basr'ye yle yazar: 'Allah yolunda yardmc olabilecek limleri bana bildir'. Hasan Basr, halifenin mektubuna u cevab verir: 'Dindar limler senin yannda bulunmay istemez; sen de dnyaya dalan limleri istemezsin. Fakat sana vereceim bir nasihat varsa, o da udur: Neseb bakmndan erefli olanlar ara! nk onlar, ereflerini hiyanetle kirletmezler'. Zamannn en byk zahidi ve en dil halifesi olan mer b. Abdlaziz'e yaklamak bu kadar zararlysa, byle bir zta dindar limler sokulmaktan korkarlarsa, artk dier yneticilere yaklamann nasl bir ktlk getireceini bir dn!

Hasan Basr, Sfyan es-Sevr, bn Mbarek, Fudayl b. yaz, brahim b. Edhem ve Yusuf b. Esbat gibi selef limleri, Mekkeli, aml ve daha baka beldelerdeki dnya limlerinin aleyhinde konuurlard. Bu konumalar iki sebebe dayanmaktayd. Aleyhlerinde konuulan bu limler ya dnyaya smsk balanm veya yneticilerle sk mnasebet kurmulard. 230 hya-i Ulm'id-Din Kitab'ul-lim/VI. Blm 231 hiret limlerinin almetlerinden biri de fetva vermek hevesinde olmamalardr. Hatt bu limler, sktla geitirme imkn bulduklar yerde, fetva vermekten iddetle kanrlar ve sorulan mesele hakknda Kur'an, Snnet, cm- mmet veya ak kyasla kesin bir bilgi sahibi olduklar takdirde cevap verirlerdi. Ictihad ve tahminle doru cevap verebileceini zanneden bir kimse, kendisine bir mesele hakknda sual sorulduu zaman ihtiyatl davranmal ve byle bir sualin sahibini, eer varsa kendinden daha ehil birisine gndermelidir. te fetva hususunda en salam yol budur. Zira ictihad etmek suretiyle suallere cevap vermeye kalkmann tehlikeleri byktr. Bir hadste yle buyurulmutur: lim eyden ibarettir: Allah'n apak kitab; Rasl'nn sabit snneti ve La Edr (Bilmiyorum) demek.230 a'b yle demitir: 'L edr (bilmiyorum) demek ilmin yarsdr". Bir mesele hakknda sual sorulduu zaman, cevab bilinmiyorsa, Allah rzas iin susmak, konumaktan daha az ecir getirmez. nk bilmediini ikrar etmek hereyden zor gelir nefse... ite sahabe-i kiram ve onlar takip eden selef limlerinin detleri byle idi. bn mer'den bir fetva istendii zaman yle derdi: 'nsanlarn idaresini yklenen u emre gidin! Bunun mesuliyetini, (ayet varsa) onun omuzlarna ykleyin'. bn Mes'ud yle buyurmutur: 'nsanlarn her sorusuna cevap veren kimse mecnundur. Alimin kalkan La Edr (Bilmiyorum) demektir. ayet lim, bu kalkan elinden brakrsa ldrc darbeler yer\ brahim b. Edhem yle buyurmutur: 'Bir ilimde konuan, fakat bir bakasnda susan limden daha fazla, eytan sinirlendiren hi kimse yoktur. eytan der ki: 'u adama baknz! Konumamas, konumasndan daha zor geliyor bana!' Bir ksm limler, evliyalardan olan abdallar yle vasflandrm-lardr: 'Onlar, ihtiya olmadka yemez, uyku zorlamadka uyumaz ve mecbur olmadka da konumazlar. Sorulduu zaman, kendilerinden daha doru cevap verebilecek biri varsa suali ona havale ederler. Fakat byle biri bulunmad zaman mecburen cevap verirler. Onlara gre, sorulmad halde konumak, konumaya kar duyulan ehvetin ta kendisidir'. Hz. Ali ile Abdullah b. Abbas, halka vaaz eden birinin yanndan geer-, birbirlerine yle demilerdir: 'Bu adam cemaate, "beni tanynz' demek istiyor herhalde'.

Bz limler yle buyurmutur: 'Alim, kendisine sual sorulduu zaman, salam bir dii ekilmi gibi izdir ap duyan kimsedir'. bn mer 'Ey millet! Bizi cehennem zerinde bir kpr yapp zerimizden gemek mi istiyorsunuz?' demitir. Ebu Hafs en-Nisabur de yle der:231 "Hakiki lim, sual sorulduu zaman, kyamet gn 'Onun cevabn nereden aldn?' suali karsnda kalm gibi korkudan titreyendir". brahim et-Teym'ye232 bir sual sorulduu zaman alamaya balar ve derdi ki: 'Bakasn bulamadnz m ki bana muhta oldunuz?' Ebu li er-Ryah,233 brahim b. Edhem ve Sfyan es-Sevr, ancak iki- kiilik cemaate va'z ve nasihat ederdi. Konumay dinleyenler oald zaman va'z ve nasihatlarm kesip, kalkar giderlerdi. Hz. Peygamber (s.a) yle buyurmutur: r, cS \ j\ *sj 230) Hatib, (bn mer'den mevkuf olarak); Ebu Dvud ve bn Mce, (bn mer'den merf olarak) zeyir'in peygamber olup olmadn bilmiyorum. Tubba'nn mel'un olup olmadn bilmiyorum. Zlkarneyn'in neb olup olmadn bilmiyorum.234 Hz. Peygamber'den 'Yeryznn neresi en hayrl, neresi en erli yeridir?' diye sorulduunda, buna 'Bilmiyorum' diye cevap verdi. Cebrail gelince Hz. Peygamber ayn suali Cebrail'e tevcih etti. Cebrail de 'Bilmiyorum' eklinde cevap verdi. Allah Tel, Cebrail'e 'Yeryznn en hayrl yerinin mescidler ve en kt yerinin de arlar' olduunu bildirinceye kadar durum aydnlanmad.235 Ibn mer'e on mesele sorulursa yalnz birine cevap veriyor, dokuzunda susuyordu. 231) Knyesi Ebu Hafs mer b. SaKm'dir. H. 260 sonrasnda vefat etmitir. 232) Knyesi Ebu Sema brahim b. Yezid b. erik Teym'dir. H. 192 ylnda ve krk yana gelmeden vefat etmitir. 233) smi Nfeyl'dir. Beni Riyah b. Yerb kabilesine mensuptur. bn Abbas ve baka arablerden hads rivayet etmitir. 234) Ebu Dvud ve Hkim, (Ebu Hreyre'den); Hkim hadsin sahih olduunu sylemitir. 235) Ahmed b. Hanbel, Ebu Ya'l, Bezzar ve Hkim; (Hkim sahih olduunu sylemitir). 232 hya-i Ulm'id-Din Fakihler arasnda 'bilmiyorum' mnsna gelen l edr lafzn kullananlar, 'Biliyorum' mnsna gelen edr lafzn kullanandan daha fazlayd. Sfyan es-Sevr, mam Mlik, mam Ahmed, Fudayl b. yaz, Bir el-Haf bunlardand. Abdurrahman b. Eb Leyl yle der: 'Medine'nin u mescidinde Hz. Peygamber'in 120 arkadana yetitim. Onlardan herhangi birine bir hadsin mns veya bir fetva sorulduu zaman, arkadandan buna

cevap vererek sualin manev yknden kendisini kurtarmasn rica ederdi'. Baka bir ibarede de yle denmitir: 'Fkh bir mesele onlardan birine havale edildii zaman, herkes bir dierine devreder, sonunda dne dolaa ilk sorulana geri dnerdi. O zaman cevap vermek durumunda kalrd'. Rivayete gre Ashab- Suffe'den birine, piirilmi bir koyun ba hediye edildi. Karn ok a olduu halde onu yanndaki arkadana ikram etti. Arkada yanndakine, o da yanmdakine devrederek pimi ba, dne dolaa ilk sahibinin eline geldi. Bir de zamanmza baknz! Bu durumun aksine hareket edildiini aka greceksiniz. Eskiden lim, aranand, imdi arayan; uzak durulmas gereken emirler de aranan oldu. Derhal fetvaya teebbs edilmemesi hususunda bizi ikaz eden en gzel delil Hz. Peygamber'in u hadsidir: mmetime ancak snf insan fetva verebilir: 1- Emr, 2- Memur, 3- Hibir asla ve esasa dayanmayan hikyeleri ve kssalar kartrarak tefsir eden kimse.236 Hz. Peygamber'in mbarek arkadalar drt vazifeyi birbirlerine havale ederlerdi: 1. Namazda imam olmay 2. Bir lnn vasiyetini yerine getirmek grevini stlenmeyi 3. Emanet saklamay 4. Fetva vermeyi Bir ksm limler yle buyurmutur: 'Fetva vermede herkesten nce davranan ilimsiz, en ok kaanlar da muttak kiilerdir'. Sahabe-i Kiram ve tabin (Allah hepsinden raz olsun), be ile megul olurlard: 1) Kur'an okumak; 2) Mescidleri (ibadetle veya servetle) imar etmek; 3) Allah' anmak; 4) Durmadan emr-i bi'lma'ruf yapmak; 5) Durmadan nehy-i an'il-mnker yapmak. Byle yapmalarnn sebebi Hz. Peygamber den dinledikleri bir hads-i erif idi. Hz. Peygamber yle buyurmutur: 236) Bu hads daha nce gemiti. Kitab'ul-lim/VI. Blm 233 demolunun btn konumalar kendi aleyhindedir. Ancak konuma bu hkmn dndadr: 1) Mrufu (iyiyi) emretmek, 2) Mnkeri (kty) yasaklamak, 3) Allah' zikretmek237. Allah Tel yle buyurur: Onlarn aralarndaki gizli konumalarn ounda hayr yoktur. Yalnz sadaka, yahut iyilik, ya da insanlarn arasn dzeltmeyi emredenim konumas) mstesna! Kim Allah'n rzasn kazanmak amacyla bunu yaparsa, yaknda ona byk bir mkafaat vereceiz. (Nis/114) Kfeli rey sahibi limlerden bazlarna bir ksm limler ryada sordular: 'Dnyada verdiiniz fetva ve reylerden dolay ne gibi bir muameleye tbi tutuldunuz?' Rey sahipleri, yzleri buruuk bir ekilde, balarn evirerek dediler ki: 'Bir fayda grmediimiz gibi, stelik zarara da uradk'.

bn Hain238 yle buyurmutur: 'Zamanmzdaki limlerin, sual sormaya gelenlere hemen fetva verdiklerini grrsnz. Hlbuki bu husus, Hz. mer devrinde bizzat kendisinden sorulsayd, o, Bedir savama itirak etmi btn sahableri toplar, onlarla istiare eder ve sonra cevap verirdi. Demek ki, ilim sahiplerinin en bariz vasflarndan biri de susmaktr. Ancak zaruret hli mstesna! Nitekim bir hads-i erifte yle buyurulmaktadr: Kiiyi skt ve zhidlik iinde grdnz zaman, ona sokulunuz; nk ona hikmet telkin olunuyor.239 yle denmitir: limler iki ksmdan ibarettir: 1. Halk tabakasn eiten lim ki bunlar yneticilerin de yaknlar olup fetva veren limlerdir. 2. Havass limi, kalplerin amellerini ve tevhid ilmini bilen bu limler zaviyelerde, dank olarak yaayan ve slm' yaatan limlerdir. Eskiler yle syler: 'Ahmed b. Hanbel'in durumu Dicle nehrine benzer. yle ki: Herkes ondan, avucunu doldurarak kana kana ier. Bir b. 237)Tirmiz velbn Mce, (mmii Habbe'den);Tirmiz hadsin garib olduunu sylemitir. 238) Knyesi Osman b. Asm b. Hain el-Esed'dh\ H. 128 ylnda vefat etmitir. 239) bn Mce, (bn Hallad'dan zayi/bir senedle) 234 hya-i Ulm'id-Din Kitab'ul-lim/VI. Blm 235 Hars'n durumu ise, kapal ve tatl suyu olan bir kuyu gibidir. nsanlar ancak nbetle ve birbirinin ard sra kuyunun bana gelebilirler'. Salih seleflerimiz yle sylerlerdi: 'Falan adam gerekten bir lim, fi. lan ise, sadece konuan bir adamdr. Falan insan da Allah'a oka ibadet eden kiidir'. Ebu Sleyman b. Atiyye ed-Dran 'Marifet, konumaktan daha fazla skta yakndr' buyurmutur. 'lmin oalmas konumay azaltr. Konumann oalmas ise ilmi azaltr' denilmitir. Selman- Faris, Hz. Peygamber'in kendisine karde yapt Ebu Derda hazretlerine yle bir mektup yazmtr: 'Kardeim, kulama gelen haberlere gre, sana gelen hastalar bir doktor olarak tedavi ediyormusun. Bu hususta dikkatini ekerim. ayet doktor isen konu! Ancak bu takdirde konumanda fayda vardr. Eer kendini doktor zannediyorsan, o zaman byle bir ii yapmaya kalkma! Zira sana gelen mslmanlar senin elinle lm olurlar'. Selman'n bu mektubunu alan Ebu Derda, yaad mddete kendisine getirilen meseleleri ok dnr ve yle cevaplandrrd. Sahabe-i Kiram'dan Enes b. Mlik'e bir mesele sorulduu zaman, 'Efendimiz Hasan Basr'ye sorunuz' diyerek sual sahibini Hasan'a

gnderdi. Sonra yle dedi: 'nk o hfzetmi, biz ise unutmuuz'. bn Abbas'a bir mesele sorulduu zaman yle derdi: 'Bu suali Hris'e veya Cbir b. Zeyd'e sorunuz'.240 bn mer'den bir mesele sorulduunda Said b. Mseyyeb'e havale ederdi. Hikye edildiine gre; sahabe-i kiramdan birisi, Hasan Basr'nin huzurunda 20 hads rivayet etmiti. Cemaat arasnda bulunan bir zat, bu hadslerin mnsn rvi'den sorduu zaman (hadsleri, rivayet eden ztn tefsir etmesini istediinde) sahab yle cevap verdi: 'Ben ancak rviyim, tefsirini bilmem, hepsi o kadar!' Bu sz zerine Hasan Basr, rivayet edilen hadsleri teker teker tefsir etti. Orada bulunan cemaat, hazretin hfzna ve tefsir kabiliyetine hayran oldu ve 'Dorusu ok gzeldi' dediler. Bu sz duyan hadslerin rvisi olan sahab, yerden bir avu kum alarak hazr bulunanlarn yzne serpti ve 'Bunun gibi bir byk limin yannda iken nasl oluyor da bana sual soruyorsunuz?' demek suretiyle onlar azarlad. hiret limlerinin almetlerinden birisi de ahiret yolunu bilmeyi, kalbi murakabe altnda tutmay, btn ilimleriyle megul olmay birinci plnda tutmak ve bu gzellikleri mchede ve murakabe ile elde etmeye ihtimam gstermektir. Zira mchede, insana mahede kabiliyeti verir. Kalp ilimlerinin inceliklerini bilmek de kalpteki hikmet pnarlarnn "rl grl akmasna vesile olur. Kitaplar ve renilenler bunlar elde tmek iin yeterli deildir. Saylmayacak kadar ok ve hibir inhisar kabul etmeyen hikmet, ancak, mchede, murakabe, zahir ve btn amellerini eda etmek, kalp huzuru ve saf bir fikirle tenha bir yerde Allah Tel ile manen beraber olmak suretiyle elde edilir. Her eyden tamamen alkay kesip sadece Allah'a ynelmek, ilh kefin anahtardr. Nice renciler vardr ki renmek iin uzun zamanlarn sarfetmelerine ramen dinledikleriyle bir derece bile ileri gidememilerdir. Nice kimseler de vardr ki sadece renilmesi mhim olan meseleleri renir, kalan zamanlarn amel ve murakabeye hasrederler, Allah Tel da onlara insan akln durduracak hikmet ve inceliklerin kaplarn aar. Hz. Peygamber (s.a), bu hikmeti anlatmak iin yle demitir: .^ p u-j sin si'} & v j Bildii ile amel eden bir kimseye, Allah Tel bilmediklerinin ilmini de bildirir. Evvelki kitaplarda yle yazldr: "Ey srailoullar! 'lim gktedir, onu yere indiren kim? lim yerlerin derinliklerindedir, onu yeryzne karan kim? lim denizlerin tesindedir, denizleri ap o ilimleri getiren kim?' demeyiniz. nk ilim bizzat kalbinizdedir. Benim huzurumda ruhanilerin edebiyle edebleniniz, sddklarn ahlklaryla ahlklannz ki ben de size, sizi soracak ve sizi ilim sahibi yapacak derecede ilim vereyim, kalbinize ilham edeyim".

Sehl b. Abdullah et-Tster 'Zhidler, bidler ve limler, kalpleri kilitli olduu halde dnyadan gp giderler. Ancak sddk ve ehidlerin kalpleri almtr' dedikten sonra u ayeti okudu: Gaybm anahtarlar Allah'n katmdadr. Onlar ancak Allah bilir. Karada ve denizde ne varsa hepsini O bilir. O'nun bilgisi dnda bir yaprak dahi dmez. Yerin karanlklar iindeki tek tane, ya ve kuru herey Allah'n ilmindedir. (Levh-i Mahfuz'dadr). (En'm/59) Eer kalbi btn nuru ile nrlanm kalplerin, zahir ilimlere hkim olmas mmkn olmasayd Hz. Peygamber u sz sylemezdi. Sana fetva verseler de, sana fetva verseler de, sana fetva verseler de sen yine kalbine dan! Hz. Peygamber, Allah Tel'dan ilham yoluyla alm olduu bir hads-i kuds'de yle der: 240) Cbir b. Zeyd, tbiin-i kirmdandr. H. 93 ylnda vefat etmitir. 236 hya-i Ulm'id-Din Kitab'ul-lim/VI. Blm 237 lili 'ycj Iiil Kulum nafile ibadetlerle durmadan bana yaklar ve nihayet yle bir an gelir ki onu sevmeye balarm. Onu sevdiim zaman, duyan kula ve gren gz olurum. (alan eli, yryen aya olurum. Benden istedii zaman mutlaka veririm. Bana snd zaman onu mutlaka korurum. lmden korktuu iin lm istemeyen m'min kulumun nefsi gnaha girmesin diye ruhunu alrken, tereddt ettiim kadar hibir ite tereddt etmem.241 Halbuki o, nefsin lmesi mutlaka lzmdr).242 Kur'an'da nice esrar vardr ki kendilerini zikre ve fikre adam kimselerin kalplerine doar. Tefsir kitaplarnda o srlar bulunmaz. Mfessirlerin en bykleri bile bazen bu srlara vkf olamaz. Kalbini murakebe eden mride bu mnlar grnp mfessirlere arzedildii zaman, anlayla karlanr ve iltifat grr. nk onlar bilirler ki bu esrar, Allah'a ynelmi yce himmetlilerin ve ilh ltuf ve temiz kalplerin iaretidir. Mkefe ve muamele ilimlerinin srlar da aynen byledir. nk her ilim, btnyle ihata edilemeyen engin bir denizdir. Herkes kabiliyeti ve nasibi kadar bu denize dalabilir. Bu denize dalmann en byk vastas salih amel ve gzel ilerdir. hiret limlerinin vasfn Hz. Ali (r.a), uzun bir hadste yle izah eder: Kalpler, tpk kaplara benzer. Onlarn en hayrls iyilie kap olandr, insanlar snfa ayrlrlar: 1) Rabban limler, 2) Kurtulu yolundaki renciler, 3) Her konuana tbi olan, her rzgara gnl veren, ilim nuruyla nrlanmayan, ilmin herhangi bir temeline srtn dayamayan, kymetsiz halk tabakas. lim, maldan ok ok hayrldr. nk ilim seni, sen de maln korursun. lim

yle bir eydir ki verdike oalr; mal ise vermekle azalr. lim dindir; nk kii, dinini ilim vastasyla bilir, ibadetleri ve yapaca btn ileri onun sayesinde renir. ldkten sonra, kii, ilmiyle iyi bir ekilde yd edilir. lim hkimdir, mal ise mahkm. Maln kaybolmasyla verdii menfaat de kaybolur. Mal toplama gayretine denler diri olduklar halde birer l saylr. limler ise, kyamete kadar baki kalrlar; onlar lmezler. 241) Hads-i kuds'deki 'tereddt ettiim kadar' ibaresi esasnda lmden kaan ve tereddt eden bir kiinin durumuna gre vrid olmutur.. Yoksa tereddt fiili Allah'a izafe edilmez, O'nun zt ulhiyetine yakmaz. Mtebih ayetlerde olduu gibi bu ibare de te'vil edilmelidir. Trke'de bu mny baka bir kelimeyle ifade etmek imknndan mahrum olduumuz iin kelimeyi olduu gibi evirmek mecburiyetinde kaldk. Okuyuculardan bu ibareyi Allah'n ulhiyetine yakr bir ekilde yorumlamalarn istirham ederiz. Allah cmlemize doruyu buldursun! 242) Buhr, Mslim, (Ebu Hreyre'den); Ebu Nuaym, (Enes'ten zayf bir senedle) gu szleri syleyen Hz. Ali (r.a), derin derin nefes alarak konumasna syle devam etti: (Gsn gstererek) te burada byk bir ilim vardr. Keke o ilmi omuzlarna alabilecek birisine rastlasaydm. Emin olmadm talipler buluyorum ki onlar ilmi, dnyev arzularna vesile ittihaz ediyor ve alet yapyorlar. Allah'n velilerine, Allah'n verdii nimetle dil uzatyor; Allah'a dellet eden ilmi, halkn aleyhinde kullanyorlar. Veya ehl-i hakka itaat eden birini gryorum; onlarn da basireti olmad iin pheli bir eyle karlat zaman derhal pheye dyor. Demek ki gsmde bulunan ilmi ne buna ve ne de brne vermek imkn yoktur. Bazen de bu ilme dnya lezzetlerine dalm, ehvetlerinin arkasnda giden bir kimse talip kyor veya mal toplamaya dalan ve nefs hevasinin peinde koan talip oluyor. Bunlara en ok benzeyenler, ayrda otlayan hayvanlardr. Szlerine ylece devam etti: te, ilmin hakik talipleri ld zaman ilim de bylece lyor. Fakat Allah'n izn-i keremi ile yeryz, Allah'n dinini savunan insanlardan hibir zaman mahrum kalmaz. Byleleri, ya herkes tarafndan bilinir veya Allah'n delilleri ve beyyineleri, tamamen kaybolmasn, iptal edilerek ortadan kaldrlmasn diye gizli kalmay tercih ederler. Fakat saylar ne kadardr ve nerededirler? Bunlar sayca ok az, kymete byktrler. ahslar gizli, fakat hatralar kalplerde sakldr. Allah Tel onlarla delil ve hccetlerini muhafaza eder ki sonraki nesillere, bu hccetleri teslim etsinler ve kendilerine benzeyenlerin kalplerine de o fikirleri eksinler. lim, bunlar iin hakikatine vakf klm, gene bunlar yaknin ruhunu bilfiil elde etmitir. Onun iin, dnya ehline ok zor gelen meseleler bunlar iin gayet kolaydr. Gafillere yabanc gelen konular bunlara ok yatkn grnr. Bu kiiler, bedenleriyle dnyada grnseler de ruhlaryla en yce makama baldrlar. Onlar btn mahlkat iinde Allah'n veli kullardr. Yeryznde Allah'n,

Allah iin alan kullar, halk hakka davet eden tellllardr'. Hz. Ali daha sonra alayarak szlerine unlar ilve etti: Ey bunlar grmek isteyen gnlm! Neredesin? stersen gel, sen de hazrlan! te Hz. Ali'nin son olarak zikrettii, ahiret limlerinin vasflar bun-| lardr. O vasflar sadece mchede ve amelle elde edilir. Ahiret limlerinin almetlerinden biri de, ykin'in takviyesine son derece ihtimam gstermektir. nk din servetinin btn sermayesi yakn'dir. Hz. Peygamber (s.a) yle buyuruyor: 238 hya-i Ulm'id-Din Ybfen, imann tamamdr.243 O halde, yakn ilminin renilmesi mutlaka gereklidir. Yakn ilminden gayem, bu ilmin balangcdr. nk bir ilmin balangc elde edildii zaman kalp iin hepsini kavramann yolu alr. Bu hikmete binaen Hz. Peygamber yle buyurmutur: Yakni renin!244 Hadisi erifin mns udur: Yakn mertebesine erenlerle bir arada oturunuz. Onlardan yakn ilmini dinleyiniz. Onlarn yaknlerinin kuvvetlendii gibi sizin de yakninizin kuvvetlenmesi iin onlara daima uymaya alnz. Yakn in az, amelin oundan daha hayrldr. Hz. Peygamber'e 'Bir kii vardr, yakni gzel ve fakat gnah oktur. Baka birinin de ibadeti ok, yakni azdr. Bu iki insandan hangisi daha hayrldr?' diye sorulduunda, Hz. Peygamber (s.a) yle cevap vermitir: * 'Jj % U>~] 'ey- u Hibir Ademolu yoktur ki, gnah sahibi olmasn. (Fakat tabiat akl, huyu yakn olan bir kiiye gnah dokunmaz. nk byle bir kii gnah iledii zaman, hemen tevbe eder. Piman olarak iddetli bir ekilde af diler. Tevbesi yz suyu hrmetine de balanr. Bununla birlikte cennete girmesine vesile olacak olan bir fazilet de elinde kalm olur)245 Hz. Peygamber yaknin nemini baka bir hadste de yle aklar: Jl \ Siz insanlara en az verilen ey, yakn ve sabr azimetidir. Bu iki sfattan kime bir nasib verilmise o kiinin elinden gecenin ibadeti ve gndzn (nafile) orucu km olsa da onun ne pervas vardr?246 243) Beyhak, Zhd ; Hatib, Tarih, (bn Mes'ud'dan hasen bir senedle) 244) Ebu Nuayra, (bn Yezid'den mrsel olarak) 245) Hkim-i Tirmiz, Nevadr, (Enes'ten) 246) Irk, bu hadsin aslna vkf olamadn ve fakat ayn anlamda baka bir hadsi bn Abdilberr'in Muaz'dan rivayet ettiini sylemektedir. Kitab'ul-lim/VI. Blm

239 Lokman Hekim'in oluna verdii nasihat arasnda u cmlelere rastlamaktadr. 'Olum! Amel, ancak yakn ile elde edilir. Kii, ancak yakni nisbetinde amel eder. Amel edenin yakni azalmadka amelinde kusur yapm saylmaz'. Yahya b. Muaz yle buyuruyor: 'Hi kukusuz tevhidin nuru vardr irkin de atei! Tevhidin nuru, muhakkak ki muvahhidlerin gnahn yakmak bakmndan mriklerin sevaplarn yakan irk ateinden daha iddetlidir'. Hz. Yahya 'Tevhid nuru' derken yakni kasdetmektedir. Allah Tel, ehl-i yakn'Aen sk sk bahsetmektedir. O'nun byle sk sk yakn ehlinden bahsetmesi, yaknin her eit saadet ve iyiliklerin kayna olduuna iaret etmektedir. 'Yakn mertebesini ve bu mertebenin zayf ve kuvvetli taraflarnn ne olduunu bilmek iin nce yaknin mahiyetini anlamak lzmdr. Zira mahiyeti anlalmayan bir eyi talep etmek mmkn deildir' diyecek olursan yle cevap veririz: Bilmi ol ki yakn, birok mnda kullanlan ' bir kelimedir. ki frka var ki onu iki deiik mnda kullanmaktadr. Kelmclar, bu tbiri ek ve phe olmayan bilgi hakknda kullanmaktadr. nk bir eyi tasdik etmeye meyyal nefsin drt makam vardr: 1. Dorulamas ve yalanlamas eit olmak. Byle bir durum ek ile ifade edilir. Mesel belli bir ahs hakknda 'Allah onu cezalandracak m yoksa cezalandrmayacak m?' diye sorulduu zaman bu ztn hli menf bir hkm vermeye msait olabilir veya sana gre bu iki k da mmkn grnebilir. te bu duruma efe ad verilir. 2. Zddmn mmkn olduunu idrak etmekle beraber, iki ktan birine meyledebilirsin ve fakat birinin zddnm bilinmesi br taraf tercihe mni olmaz. Mesel, salih ve muttaki olarak bilinen bir ahs hakknda sana sual sorulmaktadr ve takva zere lm olan bu zat hakknda 'Acaba bu kul Allah'n azabna duar olur mu?' diye dnmektesindir. Nefsin, ceza grmemesinin daha kuvvetli olmasna meyleder. nk o kimsede salih ameller grmsn daima. Fakat, hereye ramen, cezay icabettirecek bir gizli gnah bulunmas da mmkndr sence... Ceza grmesi veya grmemesi ihtimali her ne kadar eit ise de ceza grmeyecei fikrini benimsemekte bir beis yoktur. te bu duruma zan denilir. 3. Dorudan doruya, bir eyi dorulamaya olan meyil. Bu dorulamada kalbe en kk bir phe dmez. Faraza dse de nefis onu kabul etmez. Fakat bu kesin karar belirli bir bilgiye dayanmamaktadr. Bu makama erien bir kimse, derin derin dnerek, kalbinden gelen seslere ve fsltlara kulak verirse pheye dmesi daima ihtimal dahilindedir. te bu hle 'yakne yakn bir inanma' denilir. Bu, btn er' meselelerde halk tabakasnn inancdr. nk sadece duymu olmalar, 240

bu inanc halkn kalbine yerletirmitir. Hatta halk tabakasnn her grubu mensup olduklar mezhebin veya herhangi bir ekoln doru olduuna o kadar inanmlar, kendi imamlarnn isabet ettiine o derece balanmlardr ki ilerinden birine imamnn yanlabilecei sylendii zaman, bu sz korkun bir tepkiyle reddeder ve size amansz dman kesilir. 4. ekki ve phesi olmayan, gereklii su gtrmeyen ve iinde phe bulunmas muhal olan, delil yoluyla elde edilmi hakik marifettir. te byle bir inanca yakn ismi verilir. Buna misl olarak unu verebiliriz: Akll bir kimseye 'Bu kinatta kadm bir varln bulunmas mmkn mdr?' denildii zaman dnmeden hemen tasdik edemez. nk -ay ve gne gibi- hiss ile bilinen birey deildir. ki says Bir saysndan daha fazladr veya 'Hadisin (sonradan olan eylerin) sebepsiz varolmas muhaldir' gibi, bilinmesi zarur deildir. Bu nedenle akl ftratnn vazifesi, dnmeden irticai yoluyla kadm'in varln tasdik etmek deildir. Bu hkm byle bilindikten sonra malm ola ki bir ksm insan, Kadm'in varln iitir ve seksiz bir ekilde inanr. Bu inancnda da lnceye kadar devam eder. te inan ve itikad budur. Bu hl, btn avam mslmanlarm hlidir. Bir ksm da Kadm'in varln burhan ve delil ile tasdik eder. yle ki: Eer varlkta kadm yoksa, o zaman btn varlklar hadis ve sonradan meydana gelmi olurlar! Eer hepsi sonradan meydana gelmi kabul edilirse, hepsinin veya bir ksmnn failsiz vcuda geldiini kabullenmek zorunda kalnr. Byle bir ey muhal olduu iin kabullenmesi de muhaldir. Bu bakmdan, kadm bir varln kabul ve tasdiki akl iin zarur ve mec' buri olur. nk mevcutlar hakkndaki akl taksim tr: 1. Btn mevcutlarn kadm olmas | 2. Btn mevcutlarn hadis olmas ] 3. Bir ksmnn kadm ve bir ksmnn hadis olmas Eer hepsini kadm sayarlarsa, matlub ve maksad hsl olmutur. nk zmnen kadm sabit olmu olur. Eer hepsi hadis kabul edilirse, failsiz meydana gelmi olaca iin, byle bir telkki muhaldir. O halde ya nc veya birinci ksm ~ olur. Bu tarzda meydana gelen her ilme kelmclar nezdinde yakn ismi verilir. ster bu ilim, daha evvelce zikrettiimiz gibi kaziyeler kurmak suretiyle elde edilsin, ister failsiz meydana gelmenin muhal olduunu bildiren ilim gibi akl yoluyla veya hiss ile elde edilsin, ister tevatrle -Mekke-i Mkerreme'nin varln bildiren ilim gibi-, ister tecrbe ile -kaynatlan sakmoniya ilacnn ishal ettirici olduunu bildiren ilim gibi- veya daha nce zikrettiimiz gibi delille elde edilsin! ek ve phe olmamak artyla kelmclar tarafndan bu ilme yakn ad verilir. Kelmclara gre phe gtrmeyen her ilme yakn ad verilir. 241 Kelmclarn tarifine gre yakn, zayflkla tavsif edilemez. nk phe ile zayfln bir fark yoktur.

kinci stlah, fakihler, sfiler ve limlerin de ounun stlahdr. Bu stlahda cevaz ve pheye iltifat edilemez. Belki ilmin akl istila edip galip gelmesine baklr. Hatta lmde ek olmad halde 'Filan adamn lm hakknda yakni zayftr' denir. Ve yine 'Filn adam, rzkn kendisine verilmesinde ok kuvvetli yakne sahiptir' denir. Halbuki ayn adam rzkn kendisine verilmeyecei ihtimaline de imkn verir. Bu bakmdan ne zaman ki nefis bir eyi tasdik etmeye taraftar olup, o ey de nefse galip gelip istedii ekilde nefiste tasarruf ederse, ona yakn ad verilir. Btn insanlar kesinlikle lme inanmak ve lmde phe etmemek hususunda mterektirler. Fakat lme iltifat etmeyen ve sanki inan-myormu gibi lm iin hazrlk yapmayanlar da vardr. Bir ksmnn kalplerini de tamamen lm dncesi kaplam ve btn himmetlerini lme hazrlk yapmaya sarfetmektedirler. Kalplerinde lm dncesi baka bir eye yer brakmamtr. te bu hal yaknin kuvvetiyle tbir olunur. Bu mny kastederek bir lim 'inde zerre kadar phe bulunmayan lm yakninden, iinde zerre kadar yakn bulunmayan pheye daha fazla benzeyeni grmedim' buyurmutur. Bu stlaha gre yakn, zayflk ve kuvvetlilii kabul eder. 'hiret limlerinin anna yakan en uygun hareket himmet ve inayetlerini yaknin takviyesine sarfetmektir' szmzden yaknin iki mnasn; yani ek ve pheyi giderdikten sonra, nefse tasarruf edecek bir derecede yakn sahibi olmay kastediyoruz. Bu hakikatleri bildikten sonra malmun oldu ki 'Yakn ksma ayrlr' hkmmzden gayemiz: Ykn, kuvvetlilik -zayflk, okluk- azlk ve gizlilik-aklk itibariyle e ayrlr. yle ki: kinci stlaha binaen yakn, kuvvetlilik ve zayflk diye iki ksma ayrlr. Bu taksim, yaknin kalbe galip gelip kalbi istil etmesine gredir. Yakn mnlarnn kuvvet ve zayflk bakmndan dereceleri nihayetsizdir. Halkn lme hazrlktaki farkllklar ancak yaknin bu mn-larmdaki farkllklarna baldr. Birinci stlahta yaknin, kapal ve ak diye ikiye taksim edilmesi de inkr gtrmez bir hakikattir. kinci stlahta zddn oluuna imkn veren yakndeki farkllk, inkr edilmez bir gerektir. Bazen iinde ek ve phe bulunmayan ve inkrna imkn olmayan yaknde de farkllk olur. Mesel Mekke-i Mkerreme'nin varl hakkndaki tasdikinin, Fedek hakkndaki tasdikden farkl olduunu sen de idrak edersin. Ayn zamanda Hz. Musa (a.s) ile Hz. Yunn varln tasdikindeki farkll da idrak etmektesin. Halbuki Mekke'nin varl gibi Fedek'in varl da, Musa'nn (a.s) varl gibi Yu'nn (a.s) varl da sence kesinlikle sabit olmu bir hakikattir ve ikisinin de varl -ayet grmemi isen- tevatr yolu ile sana gelmitir. Fakat buna ramen birinin 242 (Mekke ve Musa'nn), senin kalbinde brnden (Fedek ve Yu'dan) daha ak olduunu sezersin. nk birisi hakkndaki tevatr br

hakkndaki tevatrden daha fazladr. te bu fark, belirli meseleler hakknda dndn zaman da grrsn. Mesel, bir delil ile sabit olann akl, birok delille sabit olann akl gibi olmaz. Halbuki phe edilmemesi bakmndan ikisi de eittir. Bu gerei, ilmini kitaplardan ve kulaktan dolma malmatla kazanan kelmc inkr eder, durumun farklln nefsinde muhasebe yaparak grmeye almaz. Yaknin, azl ve okluu meselesine gelince, bu mesele yakn ile alkal teferruattan saylr. Mesel, falan adamn ilmi filn adamnkinden daha fazladr denilir. Halbuki ilim, ilimdir ve hi deimez. Bu szle malmatn okluu kastedilmektedir. Bu hikmete binaen, bazen eriatn getirdii btn prensipler hakknda limin yakni kuvvetli olur. Bazen de ancak bir ksm hakknda kuvvetlidir. Eer 'Yaknin; kuvvetin, zayfln, azln veya okluun, kalbi istil etmesi mnsna geldiini ifade ettin. O halde yakn ile ilgili teferruatn mnsnn nerelerde icra edildiklerini ve yaknin hangi hallerde istendiini de syle ki bilelim. nk yaknin nerede arandn bilmediim takdirde, yakni takip etmek imknndan mahrum olurum' dersen, bilmi ol ki peygamberlerin Allah'tan getirdikleri, bandan sonuna kadar, yaknin olmas gereken yerdir. Zira yakn, husus bir marifetten ibarettir. O marifet eriatta varid olan malmatlarla sk skya alkaldr. Ben bu malmatlar burada teker teker sayacak deilim. Fakat ana kaidelerden bir ksmna iaret etmeye alacam. Bunlardan biri Tevhid'dir. Tevhid, kainatta cereyan etmekte olan her hdiseyi, sebepleri yaratan bir kudretten bilmek demektir. Vstalara iltifat etmemek, belki vastalar msahhar ve hkmsz bilmektir. Byle inanan bir kii yakn sahibi olur. manla birlikte kiinin kalbinde ek ve pheye yer kalmadnda, bu kii iki mndan birine gre ancak yakn sahibi saylmaktadr. manla birlikte, muvahhidin kalbini istil eden, vastalarn tesirsizliini; o vastalarn sadece imzasyla bakasn nimetlere garkedenin elindeki kalem ile parmaklar gibi olduunu ve bunlar da tesir edici deil, ancak birer msahhar let olmaktan teye gitmediini bildiren bir mn ortada varsa, o zaman ikinci stlaha gre yakn sahibi olup en erefli mertebeyi elde eder. Bu durum birinci yaknin neticesi, semeresi, ruhu ve faydasdr. Ne zaman gne, ay, yldz, cemadt, bitki, hayvan ve her mahlkun zahir sebepleri yaratann elinde birer vasta olup, ktibin elindeki kalemden bir farklar olmadna inanrsan ve yine hereyin sebebinin kudret-i ezel olduuna kanaat getirirsen, o zaman kalbine tevekkl, rza ve teslimiyet 243 bi yce sfatlar hkim olur. Kt ahlk, hased, kin ve gayzdan uzak bir ehl-i yakn olursun. te yakn kaplarnn birisi budur! Allah Tel'nn rzka kefil olduuna inanmak da bu kaidelerden biridir. Nitekim Allah Tel, bizi bu itimada u ayetle davet buyuruyor:

Yeryznde ne kadar canl varsa, hepsinin rzk Allah'a aittir. Allah onlarn durduu ve emanet brakld yerleri de bilir. Bunlarn hepsi apak bir Kitab'da (Levh-i Mahfuzda) yazldr. (Hd/6) Bir insan -nerede olursa olsun- kesinlikle bilmelidir ki rzk kendisine gelecek, kendisi iin takdir edilmi olan rzk mutlaka gelip onu bulacaktr. Buna tamamyle inanan bir kii, rzkn meru faaliyetler iinde aramaya gayret sarfeder. Harislik, doymazlk ve gemiin znts kendisinden uzaklar. Bu gzel ahlk, yaknin teekkl ettirdii bir hldir. Bu hl ile, taat ve gzel ameller sahibi olunur. Ana kaidelerden biri de 'Zerre kadar hayr veya zerre kadar er ileyen, onun karln mutlaka grecek' inancnn kalbe yerlemesidir. Hayrlarn karl mkfat, serlerin karl ceza olarak mutlaka nne kacaktr. Ancak byle inanan bir insan, taatlarn sevaplara nisbetinin, ekmein doymaya nisbeti gibi olduunu kavrar. Gnahlarn cezaya nisbeti ise, zehirlerin ve ylanlarn canllar helak etmeye olan nisbeti gibidir. Bir insan, doymak iin nasl ekmek arar, az veya ok elde ederse, ylece miktarna bakmadan ibadetleri aramaldr. nk ona byk bir deer verecektir. nsan, zehirin azndan ve oundan nasl kanrsa, gnahn azndan ve oundan da saknmaldr. Birinci mnda yakn, btn mslmanlarda mevcuttur. Fakat yaknin ikinci mns ancak mukarriblere ait bir vasftr. Bu yaknin neticesi; btn gnahlardan saknmak iin takvada ileri gitmek ve her eyde doru bir deerlendirme kaabiliyetine sahip olmaktr. Yakn ne kadar yksekse, takva da o nisbette yksektir; ibadetlere yapmak da dereceye nisbetle kuvvetlenir. Allah Telnn her halkrda senin btn yaptklarna muttali olduuna; kalbindeki kuruntular, gnlnden geirdiin mahrem duygular ve her trl fikrini mahede ettiine kesinlikle inanmak ana kaidelerden biridir. Bu mn, yaknin birinci mns ile birlikte her m'min kulda vardr ve kalpteki phenin kalkmas demektir. Bu kitapta anlatmak istediimiz yaknin ikinci mnsna gelince, bu mn herkeste bulunmaz. Ancak sddklara mahsus bir hldir. Bu hlin meyvesi; insann tek bana bulunduu zamanda ve her halkrda, byk bir padiahn huzurundaym gibi edebli, boynu bkk, padiahn gzetimi altnda olduunu bilerek oturmas, edeb d btn hareketlerden iddetle kanmasdr. Dta gzken amellerde nasl davranyorsa, iindeki duygularn da ayn paralelde olmasdr. nk zahir amellere insanlarn muttali olmas gibi, insann i lemini, Allah Tel daha ak ve seik bir ekilde, mahede 245 244 etmektedir. Bu ekilde, yakn derecesine varm bir kimse, hummal bir almayla btnn temizler, imar ve tezyin eder. Bylece, temizlemi olduu btn, halkn d grne bakan gzleriyle kyas kabul etmeyecek derecede hassas olan Allah'n mahedesine takdim ve O'nun kudret gzne arz eder. Yaknin bu derecesi, insanoluna haya, korku, inkisar, zillet, meskenet, hud ve daha nice stn ahlk kazandrr. Allah'a kar

yaplmas gzel olan bu hareketler, insanoluna deeri ok yksek ibadetler kazandrr. Yakn btn bu mertebelerde bir aaca, kalpten neet eden ahlklar da aacn dallarna, o ahlktan kan taatlar ve ameller de meyvelere ve ieklere benzer. Bu bakmdan yakn, kk ve esastr. Onun kaplar, saydklarmzdan ok daha fazladr. Biz imdilik yakn lafznn mnsn bu kadar aklamay yeterli buluyoruz. ayet Allah dilerse kitabmzn Mnciyat blmnde yaknin tafsilt verilecektir. Ahiret limlerinin almetlerinden birisi de konumasnda, sktunda, giyiminde ve her durumunda korkunun grlmesidir. i, Allah'a tam kulluk yapmad iin mahzun, ba ne eik, daima dnceli bir hl, ifrat veya tefritten dolay zgn bir sima... Bu kii yle bir hle gelmitir ki kendisine bakan herkes hemen Allah' hatrlayverir. Onun sureti, mutlaka gzel olan suretine dellet eder. Zira bir darb- meselde 'Cmert ve kahraman kiinin ahsiyeti, aynasdr" denilmektedir. hiret limleri, tevazularyla, Allah'n nnde duyulan zillet ve sknetlerinde grnen ehre ile bilinmektedir. 'Sknet ierisindeki hu'dan daha gzel bir elbiseyi Allah Tel hibir kuluna giydirmemitir. Bu elbise, peygamberlerin elbisesi, salihlerin, sddklarn ve limlerin de almetidir' denilmitir. Kelma dalmak, fesahat ve belagat konusunda ileri olduunu ifade etmek, kahkaha ile glmek, hareket ve konumada acelecilik; ite btn bunlar, nimeti kt bir sahada ve kt bir ite kullanmaya, azaptan emin olmaya, Allah'n byk cezasndan ve iddetli fkesinden gafil olmaya dellet eder. Allah'tan gafil bulunan dnyaseverlerin detidir btn bunlar... Allah' bilen limler ise, btn bu kt detlerden uzaktrlar. Sehl et-Tster'nin dedii gibi, limler ksma ayrlr: 1. Allah'n gizli emirlerine deil, sadece zahir emirlerine muttali olanlar. Bu limler sadece hell ve haram hakknda fetva verebilir. Byle bir ilim insana korku duygusu balamaz. 2. Allah'n emrini ve gizli nimetlerini bilmeyen, sadece ztn bilen limler. Bunlar halk tabakasdr. 3. Allah'n emirlerini bilen, gizli nimetlerini, azap ve ikabn takdir eden limler. Bunlar sddklardr. Hayet ve huu sadece bunlarn kalplerini istil etmitir. Sehl et-Tster Eyymullah tbirinden; Allah'n eitli azaplarn, emi ve gelecek salih kullarna ihsan buyurduu gizli nimetlerini kastediyor. nk Allah'n eitli azaplarn ve gizli nimetlerini bilen bir kiinin korkusu artar ve iindeki huu grnr bir ekil alr. Hz. mer (r.a) 'lmi reniniz. Fakat ilim iin de sknet, vekar ve hilmi de renininiz. lmi kimden reniyorsanz ona hrmet gsterin. limlerin zlimlerinden olmaynz ki ilminiz cehaletinizi yenmi olsun' buyurmutur. 'Allah, bir kuluna ilim ihsan ettii zaman, onunla birlikte hilm, tevazu, gzel ahlak ve efkat de verir. te bu sfatlarla donatlan ilim, ilimdir' denilmitir.

Bir rivayette yle denir: 'Allah kime ilim, zhd, tevazu ve iyi ahlk verirse o muttaklerin imamdr'. mmetimin hayrl kiilerinden bir grup var. Allah'n geni rahmetinden dolay zahiren gler, fakat iddetli azabnn korkusundan da gizlice alarlar. Onlarn bedenleri yerde, fakat kalpleri gktedir. Ruhlar dnyada, akllar ise ahirettedir. Yrdkleri zaman, sknetle yrrler, Allah Tel'ya ibadetle yaklarlar.247 Hasan Basr 'Hilim ilmin veziri; efkat babas; tevazu ise i amardr' buyurmutur. Bir el-Hf de 'lmi vastasyla dnya riyasetini arayan bir kimse, Allah'a, Onun buz ettii bir eyle yaklamak isteyendir. Byleleri hem gkte, hem yerde buz edilen kimselerdir' buyurmutur. srailiyat'ta rivayet edilir ki; 'Bir hakm, hikmet konusunda 360 kitap yazm ve bylece hakl olarak hakm vasfn almtr. Fakat Allah Tel o devrin peygamberine o adama 'Sen yeryzn hezeyanla doldurdun. Onlar benim rzam iin yazmadndan bir arpa boyu mertebeye bile sahip olmadn. Ben azman, senin nifakndan bir tek cmleyi dahi kabul etmedim' demesini sylemi. Bu haberi alan hakm, hareketinden piman olarak, yazarlk mesleini brakp halka karm. Halkn iinde arlarda gezerek, alveri yaparak tevazu zrhna brnm. Bunun zerine de Allah Tel o devrin peygamberine yle vahyetmi: 'Ona, imdi benim rzam kazandn bildir'. Abdurrahman b. Amr el-Evz, Bill b. Sa'd el-E'ar'den yle hikye eder: 'Zlim zabtiyelerle karlatnz zaman erlerinden Allah'a 247) H 246 247 snyorsunuz, fakat riyakrlk yapan ve riyaset iin can atan dnya limlerine rastladnzda onlarn errinden Allah'a snmyorsunuz Halbuki onlar zlim memurlardan daha tehlikelidir. Onlarn errinden Allah'a snmak daha evldr'. Rivayet edildiine gre Hz. Peygamber'e (s.a) yle sorulur: - Amellerin hangisinde daha ok fazilet vardr? Azn, Allah'n zikriyle dolu olduu halde haramlardan saknmasn da! - Arkadan hangisi daha hayrldr? - Allah' andn zaman sana yardm eden, unuttuun zaman hatrlatan arkada. - Arkadan hangisi daha ktdr? - Unuttuun zaman sana Allah' hatrlatmayan, andn zaman da sana yardmc olmayan arkada. - nsanlarn en limi kimdir? - Allah'tan en fazla korkan kimse. - nsanlarn en kts kimdir? - Y rabb! Beni affeyle! Bu sualin cevabn veremem.

- Ey Allah'n Rasl! Ne olur bize onu da haber ver! - Fesada ynelen limler!248 Kyamet gnnde en fazla emniyette olan kimseler, hayatta dnyann ktln en fazla dnen, ahirette en fazla glen, dnyada en fazla alayan, ahirette en fazla sevinen, dnyada en ok zlen kimselerdir.249 Hz. Ali (r.a) bir hutbesinde yle der: Manev mesuliyetim, sylediklerimin karldr. Ben ancak sylediklerimden mesulm. Muhakkak ki takva tarlasn eken bir kavmin ekini zarar grmez. Hidayet imenine dikilen bir kk asla susuz kalmaz. nsanlarn en cahili, derecesini ve kendi durumunu bilmeyendir. Allah nezdinde buza en mstahak olan, ilmi uradan buradan toplayan ve bu ilimle fitnenin karanlna sapan kimsedir. Bu 248) Irak bu hadsi bu ekilde toplu olarak grmediini sylemektedir. Bu hads birka hadsten alnm paralardan meydana gelmitir. bn Mbarek, Zhd ve Rekaik'de Muhammed b. Adiy'den ve Yunus b. Hasan'dan bu hadsin bir ksmn rivayet etmektedir. Dier paralar da baka hadslerden alnarak eklenmitir. 249) Ebu Talib el-Mekk, (Arar b. Abdullah el-Makber'den) kiiye> insanlarn rezilleri ve kymetsizleri lim demilerdir. Halbuki bu adam tek gnn bile doru drst ilme sarfetmi deildir. Geri ilim tahsiline dalm ve onu oka elde etmitir. Halbuki ilmin en az ve kifayet edici miktar; ok olup azdrc olandan daha efdaldir. Bu kii, kokmu sudan kana kana ierek daarcn bu suyla doldurmutur. Ne faydasz bir alma! Sonra bakalarnn phelerini izale etmek iin retmenlik krssne km ve halka yol gstermeye kalkmtr. ayet bu kiinin karsna nemli ve zlmesi mkil bir mesele ksa, faydasz fikirleriyle o meselenin halline tevessl eder. Byleleri pheleri bertaraf etmekte tpk rmcek ana benzer. Yanldn veya isabet ettiini bir trl anlayamaz. nk bu durumu idrak etmekten bile yoksundur. Cehalette binici, krlkte yrycdr. Bilmedii iin zr dilemez ki selmete erebilsin. Az dileriyle ilme yapmaz ki ganimeti elde etsin. Elinden kan akmakta, hkmyle, haram olan birlemeler hell olmaktadr. Yemin ederim; bulunduu makamn ve kendisine havale edilen meselenin ehli de deildir, ite dnya hayatnda kendilerine felket yaan ve kendi kendilerinin yasn tutarak alamaya mstahak olanlar bunlardr!. Hz. Ali yine yle buyurur: 'lmi iittiiniz zaman, yutarcasma dinleyiniz. Sakn ilmi cidd olmayan eylerle kartrmaynz. nk cidd olan ilim, cidd' olmayan eylerle kartrld zaman saf kalpler ondan nefret eder!' Selef limlerinden bazlar yle demilerdir: 'lim, bir kere kahkaha ile gld takdirde, ilmin bir ksmn havaya flemi olur. retmende sfat topland takdirde bu sfatlar sayesinde rencisine verecei ilimlerin nimeti tamam olur. O sfatlar unlardr: Sabr, tevazu ve gzel ahlk. Bir renci, aadaki sfata sahip olduu zaman, kendisine ilim vermek hoca

iin kolaylar ve retmek nimeti tamamlanm olur. O ^sfatlar: Akl, hedef ve gzelce dersini dinleyip anlamaktadr. Ksaca Kur'an'da vrid olan ahlklardan, ahiret limleri, katiyyen ayrlmazlar. nk onlar, Kur'an' riyaset iin deil, onunla amel etmek iin renirler. bn mer (r.a) yle anlatr: Biz, her birimizin Kur'an'dan evvel iman elde etmeye altmz bir zaman yaadk. Kur'an, sre sre nazil oluyordu. Bu srelerin hell ve haramn, emir ve yasaklarn renirdik ve yine o srelerden mnasip olan kadarn rendik. imdi ise, imandan evvel Kur'an'a yapan, Fatiha suresinden balayarak sonuna kadar okuyan, fakat Kur'an'm emri nedir, yasa nedir ve nerede bulunmak gerekir katiyyen bilmeyen, okuduu Kur'an emirlerini, rk hurmalar gibi saa sola serpen (kymet vermeyen) nice kiiler gryorum. 248 249 Baka bir haberde ayn mnya gelen u ifadeleri buluruz: Biz, Rasl'n sahableri, Kur'an'dan evvel imana sahip olurduk Fakat ey beni dinleyenler! Bizden sonra bir kavim gelecektir. Onlar imandan evvel Kur'an'a sarlacaklardr. Kur'an harflerini gzelce okuyacaklar, fakat Kur'an'n yasaklarn ve hududlarn zayi edeceklerdir. 'Biz okuduk, bizden daha iyi okuyan var m? rendik, bizden daha iyi renen var m?' diyeceklerdir. te onlarn yapt sadece Kur'an' gzel okumaktr. Hepsi o kadar!250 Baka bir rivayet: 'Onlar ( Kur'an harflerinin gzel okunuuna ihtimam gsteren ve ahkmn nazar itibara almayanlar) bu mmetin en erlileridir'. hiret limlerinin almetlerinden olup be ayetten alnan u be ahlk baz limler yle sralamlardr: 1) Hayet, 2) Huu, 3) Tevazu, 4) Gzel ahlk, 5) Zhd Hayet Kullar iinde ancak limler, Allah'tan (gereince) korkarlar. (Ftr/28) Huu v Kitap ehlinden yleleri var ki Allah'a inanrlar, size indirilene ve kendilerine indirilene inanrlar; Allah'a kar saygldrlar; Allah'n ayetlerini birka paraya satmazlar. Onlarn mkfat da rableri katndadr. phesiz Allah hesab abuk grendir! (li-mrn/199) Tevazu Tevazu kanadn m'minlere indir! (Hicr-88) Gzel Ahlk Allah'tan gelen bir merhamet sayesindedir ki onlara (ashaba) yumuak davrandn. (lu mrn/159) Zhd Kendilerine ilim verilenler yle dedi: 'Ey Karun gibi dnyay isteyenler! Yazklar olsun size! man edip salih amel ileyen iin Allah'n sevab daha hayrldr. O sevaba ancak ibadet edenlerle sabredenler kavuur'. (Kasas/80)

Hz. Peygamber (s.a) 'Allah kime hidayet etmeyi dilerse onun gsn slm'a aar, gnlne genilik verir' (En'm/125) ayetini okuduu zaman 250) bn Mce, (Cndebe'den) , adisine, 'Bu genilikten gaye nedir?' diye soruldu ve u cevab verdi: 'Nr, bir kalbe aktld zaman o gs geniler'. 'Ey Allah'n Rasl! Bunun byle olduunun almeti var mdr?' diye sorulduunda da Hz. Peygamber 'Evet bunun almeti vardr. Aldanma evinden (dnyadan) uzaklamak, ebediyet evine dnmek ve lm gelip atmadan evvel lme hazrlk yapmaktr' cevabn verdi.251 hiret limlerinin almetlerinden birisi de amelleri bildiren, nelerle if-sad olunduklarn beyan eden, kalpleri kartran, vesveseye ve erre kap aan ilimden oka bahsetmektir. Zira dinin temeli insanlar serden korumaktr. Bu hikmete binaen air 'erri er iin deil, ondan korunmak iin rendim. nk erri bilmeyen ona debilir' demitir. Bir de insana daha kolay gelen fiil amellerdir. Fiil amellerin en gzeli kalp ve dille Allah'n zikrine devam etmektir. Bu amellerin salam kalmas iin kendilerini ifsad eden ve kalbi kartran eyleri iyi bilmek gerekir. Bu ifsad eden eyler birok ubelere ayrlr ve teferruat ok uzun srer. Btn bunlar bilmek lzmdr. Zira hiret yolculuunda herkesin mptel olduu felketlerdir bunlar! Bu bakmdan hiret limleri bunlar bilmekle, Allah'n rahmetine yaklatran faydal ilmi elde etmilerdir. Dnya limlerine gelince, onlar hkm vermek iin bindebir vki olan fer' meselelere dalarlar. Hibir zaman vki olmayan veya hayatta belki bir defa gereklemesi mmkn olan meseleler zerinde alarak o meselenin mahiyetini kavramak iin yorulurlar. nk zerinde durduklar meseleler vki olacak olsa bile, bu onlarn zamannda olacak deildir. Kendi zamanlarnda deil, baka zamanlarda ve baka insanlar iin meydana gelecektir. O halde bu gibi meseleleri, meydana geldikleri zamanda halledecek nice limler bulunabilir. te dnya limleri, bu ekilde, vazifeleri olmayan ve kendilerini hibir bakmdan ilgilendirmeyen meselelerle megul olur da onlar yakndan alkadar eden meselelere kulak asmazlar. Gece ve gndz birbiri ardnca onlarn zerinden akp gittii mddete, kalplerine gelen mnlar, vesveseler ve ameller iinde bocalayp dururlar. Bu hallerine hibir kar yol da aramazlar. Nefsine ait en mhim bir meseleden kaar, bakasnn gerekleme ihtimali ok uzak meselelerine kafa yorarlar. Bu insanlar saadetten ne kadar uzaktr! Bir insann, kendi zerine den vazifeleri brakarak, bakasnn meydana gelme ihtimali olmayan ileriyle megul olmas, halk nezdinde makbul bir insan kabul edilmek gayretinden baka bir mn tamaz! Bu ackl durumdan daha kts, dnyaya bal sersem insanlarn byle kimselere fazl, muhakkik ve mdekkk lim lkabn takmalardr. Byle bir kiiye Allah Tel tarafndan verilecek en hafif ceza, ilminin dnyadaki halk arasnda rabet grmemesidir. Bu rabeti bulamay bir yana, belki de zamann hdiseleri iinde bulank bir hale gelerek kaybo-

251) Hkim, Beyhak, Zhd , (bn Mes'ud'dan) 250 251 lup gidecektir. Kyamet gnnde onlar, gerek limlerin kr ettiklerini ve saadete erdiklerini grdkleri zaman, mflis durumlarndan tr byk bir hasret ekeceklerdir. Bu ne dehetli bir zarardr! Hasan Basr'nin konuma bakmndan peygamberlere, hidayet bakmndan da sahablere benzediini btn ulema ittifakla sylemektedir. te durumu byle olan bir ztn konumasnn ou, kalbin phesi, amellerin fesad, nefislerin vesvesesi ve nefis ehvetlerinden gelen zlmesi zor gizli sfatlara aitti. Bir ara kendisine yle denildi: 'Ey Ebu Said! (Hasan Basr'nin knyesi) Sen o kadar yerinde konuma yapyorsun ki bu konumay senden baka hi kimseden dinlemiyoruz. Acaba bu konumalar nereden rendin?' O da 'Huzeyfe b. Yeman'dan rendim' dedikten sonra szlerine yle devam etti: - Bir gn Huzeyfe'ye yle bir sul soruldu: 'Seni, hibir sahabnin konumad eyleri syler gryoruz. Sen bu konumalar nereden rendin?' Huzeyfe yle cevap verdi: 'Bu szleri Hz. Peygamber'e sadece bana syledi. nk sahabe-i kiram, Hz. Peygamber'e daima hayr ve fazilet hakknda sorard. Ben ise, serden ok korktuum iin Rasl'e sadece bu hususu soruyordum. nk biliyordum ki erri rendiim zaman hayrla ilgili ilim elimden kurtulamaz.252 Huzeyfe szlerine unlar da ilve etmitir: 'Apak bildim ki erri bilmeyen bir kimse asla hayr bilemez'. Baka bir lfzda yle buyurulmutur: "Sahabe-i kir.am 'Ey Allah'n Rasl! u u amelde bulunan kimseler iin ne gibi mkfatlar vardr' diye amellerin fazileti hakknda sualler sorarlard. Ben ise yle sorardm: 'Ey Allah'n Rasl! u u amelleri ne gibi hareketler ifsad eder?' Hz. Peygamber, benim bu ekilde sualler sorduumu grdnden, amellerin fetlerini husus olarak bana retti. Benim en iyi bildiim ilim de bylece bu ilim oldu". Hz. Huzeyfe amelleri ifsad eden ilmi bildii gibi, mnafklara ait malmat da ayn ekilde husus olarak biliyordu. Nifak ilmini, sebeplerini ve fitnelerin inceliklerini bilen biricik sahab o idi. Hz. mer, Hz. Osman ve daha birok byk sahab nifak hususunda Hz. Huzeyfe'den faydalanrlard. Bu konularda onunla daima istiare ederlerdi. Mnafklar, hep ona sorulurdu. O da mnafklarn adedini syler ve hatta onlardan ne kadar kaldn da bildirirdi. Fakat hibir zaman isimlerini zikretmezdi. Hz. mer birgn kendisinde nifak olup olmadn sormutu. Bunun zerine Huzeyfe (r.a), Hz. mer'in nifak ehlinden olmadn syleyerek onu tebrik etmiti. Bir cenaze olduu zaman Hz. mer, Hz. Huzeyfe'nin o cenazeye itirak edip etmediine 252) Hkim, Beyhak Hkkat ederdi. ayet Huzeyfe cenazeye itirak etmise o da eder, . emise cenaze namazna katlmazd. Bu sebeple Hz. Huzeyfe'ye sr

lahibi denilmiti. Bu bakmdan kalp makamlarna ve hallerine itina gstermek, ahiret limlerinin detidir. nk Allah'a varacak olan kalptir. Fakat zamanmzda bu ilim garip oldu ve hatta ortadan kalkt. Zamanmzn limlerinden herhangi birine kalp hakknda bir sual sorulduu zaman, bu sual garip karlanmakta ve cevap vermek gereksiz kabul edilmektedir. Bir lim kalp ilimlerinden bahsetse, dinleyenler bunu garip ve anlamsz bularak 'Bu adam yaldzl laflar ediyor, mcadele inceliklerini ortaya koyan o byk vaizler nerede?' derler. u sz syleyen ne kadar doru sylemitir: 'Btn yollar ayndr, fakat hak yol birdir. Hak yolunun yolcular ise fertlerdir. O yolcular bilinmez, onlarn maksatlarn anlayamazsn. Onlar yava yava yryp hedefe ynelenlerdir. nsanlar, kendileri iin irade edilenden gafildir. nk insanlar hak yolundan gafildirler. Ksaca, halk daima kendisine kolay gelen ve tabiatna uygun olana meyleder. Hakkat acdr ve onu elde etmek hem zor, hem de byk glklere gs germekle mmkndr. Onun yolu ilenmemi bir yoldur. Hele kalp sfatlarn bilmek, kalbi ahlk zaaflardan temizlemek; evet bu, ruhu yerinden skp almaktan daha zor bir i!.. Hakikatin sahibi, ilcn aclna katlanan bir kii gibidir. Sonunda ifa var diye sabreder. Onun sahibi lm nnda melein mjdesiyle iftar etmek iin skntlara gs gererek hayatn orulu geiren bir kimseye benzer. Ne zaman bu yola rabet oalr? Hibir zaman! Bu hikmete binaen yle denilmitir: "Basra ehrinde, va'z u nasihatta bulunan, yzyirmi kii vard. Btn sfatlar, kalp halleri ve yakn ilmi hakknda, bu yzyirmi kiiden, ancak konuuyordu: Sehl et-Tster, Subeyh ve Abdurrahim. Bu kiiyi, on kiiyi gemeyen bir cemaat dinlerdi; dier vaizleri ise binlerce insan! Bu durumun sebebi udur: Kymetli mcevherat, ancak hususiyet ve zellik sahibi kiilere mahsustur. Herkeste olan eyin kymeti olmaz. Ahiret limlerinin zelliklerinden biri de ilim renirken kalbin safl ile idrak ve basiretine gvenmesi, bakalarn taklit etmemesidir. Sadece eriat sahibi emir ve buyrukta taklid edilir. Bir de sahabe-i kiram! Hz. Peygamberi dinledikleri iin fiilleri hads mesabesinde olduundan kendilerine uyulur. Bu hakkat bylece bilindikten sonra, Hz. Peygamber'in sz ve fiillerini kabul etmek sureti ile taklid eden zta den en uygun hareket, bu konunun sr ve hikmetlerini bilmeye almaktr. Zira mukallid, bir fiili eriat sahibinin fiilidir diye iler. Halbuki eriat sahibinin her fiilinde mutlak bir hikmet vardr. yleyse mukallid, hi yorulmadan ve katiyyen ylgnlk gstermeden eriat sahibinin amelleri ile syledii szlerin hikmetlerini anlamaya gayret sarfetmelidir. Mukallid, syleneni ezberlemekle kalrsa, ancak rendii 252 253 ilmin kab olabilir, fakat katiyyen lim olamaz. te bundan dolay bazen 'Filn adam ilmin kabdr' denilir. ayet bu adam,

sadece ezberlemekle iktifa eder, o sz ve fiillerin hikmetlerine nfuz etmezse, byle bir kimseye asla lim denilmez. Kimin kalbinden perde kalkm ve hidayetle nrlanmsa, byle bir kimse bakalarna nder olur. Artk onun iin, bakasn taklid etmek caiz olmaz. Bu hakikati, bn Abbas u szyle ne kadar gzel ifade buyurmutur: 'Allah'n yce Rasl hari, hi kimsenin ilmine kaytsz, artsz rm olunmaz; hatta ne kadar byk olurlarsa olsunlar, ok kere szleri terkedilir'.253 bn Abbas, Zeyd b. Sbit'ten fkh, Ubey b. Ka'b'dan kraat ilmini renmitir. Sonradan, fkh ve kraatta her iki hocann fikirlerine muhalefet etmi ve onlardan ayrlmtr. Seleften bazlar yle buyurur: 'Hz. Peygamberden bize ne gelmise, onu bamzn zerine koyar, olduu gibi kabul ederiz. Sahabe-i kiramdan gelenin bir ksmn alr, bir ksmn terk ederiz. (Bir sahabden kuvvetli olarak geleni kabul eder, olmayan terkederiz). Tbin-i kirama gelince, onlar da insand biz de insanz'.254 Sahablerin fazileti, Hz. Peygamber'in hareketlerinin karine ve delillerini bizzat grmelerinden, kalplerinin karinelerle bilinen birtakm emirlere balanmasndan ileri gelir. te bu emirler, sahableri sevaba doru iten yegne hakikatlerdir. Bu hakikat ne rivayete ne de ibarelere smaz. Nbvvet nuru sahabenin hata etmesini ok aza indirmitir. Nbvvetin ne olduunu bizzat grenleri, bu makamn nuru korumakta ve oka yanlmalarna mni olmaktadr. Bakasndan dinlediklerini taklid etmek pek makbul bir hareket olmadndan kitaplara ve tasniflere balanp onlarn mukallidi olmak, hakikatlerden uzaklatrc bir hareket olur. nk kitaplar ve tasnifler sonradan ortaya kmtr. Sahabe-i kiramn zamannda, tabinin ilk devirlerinde kitab ve tasnif diye bir ey yoktu. Ancak btn sahablerin vefatndan, tabinin ortalktan ekilmesinden sonra; yani Said b. Mseyyeb ve Hasan Basr gibi zatlarn lmnden, (hicretin 120. senesinden) sonra kitaplar telif edilmeye balanmtr. nk, daha nceki limler, hadslerin yazlmasn, kitap telif edilmesini, bunlar okuyan halkn ezbercilie almak suretiyle Kur'an'dan, tefekkr ve tezekkrden uzaklamamas iin kerih grmlerdir. Halk Kur'an'dan, dnce ve zikirden uzaklamasn diye daima 'Bizim ezberlediimiz gibi siz de ezberleyiniz' diyerek ikazda bulunuyorlard. Hz. Ebubekir ve birtakm sahabe-i kiram, ite bundan dolay Kur'an' Kerm'in bir mushafta derlenmesine muhalifti. 'Raslullah'n yapmad 253) Tabern, Kebir, (bn Abbas'dan) 254) Bu sz raam- A'zam Ebu Hanife'ye nisbet edilir. V'r ii b*z nas^ yaparz?' diye tereddd ediyorlard. Halk tabakasnn azl mushaflara gvenip hafzlktan kanabileceklerinden korkmakta diler ve 'Kur'an' olduu gibi brakalm, halkn bir ksm, dier ksmndan telkin ve okutmak suretiyle rensinler. Ezberleme, onlarn meguliyeti olsun' kararna vardlar. Hz. Ebubekir'in bu srar, Hz. mer ve bir ksm sahabenin, halkn tembelliinden korkarak ve Kur'an'm tek

kelimesini veya mteabih kraatlar bilen kimselerin kkn kurutacak bir savan kmasndan endie ederek, Kur'an'n yazlmasnda srar edinceye kadar devam etti. Hz. mer ile kendisini takviye eden sahabe-i kiram, bu mazereti beyan ettikleri zaman; Hz. Ebubekir'in (r.a) gs de Kur'an' yazmak hususunda iniraha kavuup bu ie taraftar oldu. Bu bakmdan Hz. Ebubekir Kur'an' tek bir mushafta toplad. mam Ahmed, mam Mlik'e, el-Muvatta kitabn yazd iin, iddetle hcum ederek diyordu ki: 'Sahabe-i kiramn yapmad bir bid'at icad etti'. Denilir ki: 'slm'da ilk kitap yazan bn Creyc'dir. Bu, hadslerle ilgili ve At, Mcahid ve bn Abbas'n Mekke'de bulunan talebelerinden rivayet buyurduu birtakm kelimelerin tefsiri hakknda te'lif ettii bir kitaptr'. kinci kitap, Yemenin San'a ehrinde Ma'mer b. Raid tarafndan te'lif edildi. Ma'mer, bu kitabnda birok hads-i nebev derledi. Sonra mam Mlik, Medine'de Muvatta isimli kitab yazd. Bilhare Sfyan es-Sevr'nin Cm adl eseri yazld. Hicretin drdnc yzylnda kelm ilmine dair birok kitap telif edildi, tartmalar balad. Sylenen szlerin iptal edilmesi delil ve burhanlarla yapld. Bunun zerine halk kelm ilmine ve kssalarla vaaz etmeye dald. Bylece yakn ilmi, hicretin drdnc asrndan itibaren yava yava yok olmaya balad. O tarihten itibaren kalplerin ilmi, nefsin kt sfatlarndan ve eytann desiselerinden saknmak gibi ilimler garip sayld ve azald. Kk bir aznlk hari, halk bu ilimlerden yz evirdi. O tarihten itibaren cedel yapan kelmcya lim denilmeye baland gibi, konumasn secli ve kafiyeli ibarelerle ssleyen kimseye de lim denildi. nk bunlar dinleyen halk tabakas idi. Bu tabaka ilmin hakikatini hikyelerden ayrdedecek derecede gelimi deildi. Ayrca sahabe-i kiramn yaayn ve ilmini halk bilmedii iin hakik limleri sahtelerinden ayrdedemedi. ite bylece lim olmayana lim unvan verildi ve bu lkab halefler, seleflerinden alp devam ettirdiler. Bylece ahiret ilmi rafa kaldrld. Havass hari, kelm ile ilim arasnda ayrm yapacak kimse kalmad. Fakat havasstan, 'Filn adam m, yoksa u mu daha limdir?' diye sorulduu zaman, iin hakikatini bilen havass 'O ilim ynnden, bu da kelm ynnden daha fazladr' derlerdi. Havass, ilim ile konuma kabiliyetinin arasn tefrik edecek kudretteydi. te gemi asrlarda din bylece zayflad. Acaba gnmzde durum nasl? 255 254 Bugn durum yle bir raddeye gelmitir ki kelm inkr eden bir kii mecnun olarak iln ediliyor. O halde kiiye den vazife; bu zamanda nefsi ile megul olmak ve bakalar hakknda susmay tercih etmektir. hiret limlerinin almetlerinden biri de yeni ortaya kan bid'atlardan iddetle kanmaktr. Sakn insanlarn ounluunun yeni ortaya kan meselelere olan dknl seni aldatmasn! Sahabe-i kiramdan sonra meydana kan bid'atlara

halkn tevecch seni kandrmasn. Zira mslmana den vazife, sahabe-i kiramn durumunu, sretini ve amellerini arayp onlara muttali olmaktr. Acaba sahabler hangi hususlara daha fazla ihtimam gstermilerdir? Ders okutmak, kitap yazmak, mnazarada bulunmak, fetva vermek, ynetici olmak, vakf messeselerinin bana gemek, onun bunun vasisi olmak, yetimlerin maln yemek, zlim yneticilerle oturup-kalkmakla- onlarla iyi geinmekle mi megul olmular, yoksa korkmak, zlmek, mchedede bulunmak, zahir ve btn murakabe etmek, gnahn kk ve bynden saknmak, nefsin gizli ehvetlerini, eytann hilelerini ve bunlardan baka btn ilimlerini renmekle mi megul olmulardr? Bilmek gerekir ki zamann en limi, hakka en yakn, sahabe-i kiram'a en fazla benzeyen ve selefin yolunu en iyi bilen kiidir. Zira din, sadece sahabe-i kiram'dan alnr. Bu srra iaret ederek Hz. Ali yle buyurmutur: 'Bizim en hayrlmz bu dine en fazla tbi olammzdr'. Hz. Ali bu szn, kendisine 'Sen filn sahabye muhalefet ettin' denildii zaman sylemitir. Bu bakmdan mslman bir kiiye Raslullah'n devr-i saadetindeki sahabe-i kirama muhalefet etmekten saknmak vazifesi der. Onlara mutabk olan, kime muhalif olursa olsun zarar yoktur. nk insanlar kendi yaptklarn tasdik etmeye meyyaldirler. Bir trl -muhalefet ettiklerinden tr- Allah'n cennetinden mahrum olduklarn itiraf etmeye yanamamaktadrlar. Cennete giden yolun ancak kendi setikleri yol olduu iddiasndadrlar. Bu hakikati belirtmek iin Hasan Basr yle demitir: slm'da birok bid'atlar icat eden iki snf bid'at vardr: 1. Kt rey sahibi olup, sadece kendisi gibi dnenlere cennet verilecei kanaatinde olanlar. 2. Dnyaya tapan, dnya iin fkelenen ve dnya iin raz olan ve sadece dnyay arayan zenginler. Bu bakmdan bu iki snf da terkediniz. nk ikisi de cehenneme doru, koar admlarla gitmektedir. Bir de kendini dnyaya davet eden zenginle, nefsin arzularna davet edip nevasnn esiri olann arasnda olduu halde Allah kendini her ikisinin errinden de korur da selef-i salihine meylederek onlarn yaantlarn, fiillerini sorup izlerinden yrmek ister. te byle bir insan byk bir mkfata namzettir. Bu bakmdan siz de byle olunuz. ibnMes'ud'dan/n^feufve edilmitir: musned olarak u hads-i erif rivayet ki ey vardr ki biri kelm, dieri ise hidayettir. Kelmn en gzeli, Allah'n kelmdr. Hidayetin (yolun) en gzeli de Allah Rasl'nn hidayetidir. Sonradan ortaya kan bid'atlardan saknnz. Zira ilerin en kts, sonradan ortaya kan bid'atlardr. Muhakkak ki her sonradan ortaya kan bid'attr ve muhakkak ki her bid'at dallettir. Zaman ve hedef size uzak grnmesin. nk bu takdirde kalbiniz katlar. yi bilin ki her gelecek olan yakndr. Yine iyi bilin ki uzak ancak gelmeyecek olandr.255 Hz. Peygamber1 in bir hutbesinde u cmleler yer almaktadr:

Kendi ayplar, kendisini bakasnn ayplarn aratrmaktan alkoyana, meru bir ekilde kazand servetten infak edene, fkh ve hikmet ehliyle arkadalk edene, zillet ve gnahtan saknana cennet vardr. Nefsini zelil edene, ahlkn gzelletirene, gizli taraflarn slah edene, halktan ktl uzaklatrana cennet vardr. lmi ile amel edene, servetin fazlasn Allah yolunda harcayana, sznn fazlasn kendi nefsinde tutan, snnet-i seniyye ile iktifa edip, bid'atlara ynelmeyene cennet vardr. bn Mes'ud (r.a) yle buyurmutur: 'hir zamanda hsn- hidayet, ok amelden daha hayrldr. Siz yle bir zamandasnz ki en hayrlnz emirleri aceleyle yapanmzdr. Fakat sizden sonra bir zaman gelecektir ki o zamandaki insanlarn en hayrls phelilerin okluundan tr teenni ile adm atanlardr'. bn Mes'ud ok doru sylemitir. u zamanda teenni ile adm atmayan ve halkn yapt ilerde onlara uyan ve onlarn dald gibi dalan bir kimse, halkn felkete gittii gibi felkettedir. Huzeyfe b. Yeman (r.a) herhangi bir eye iaret ederek: 'Bundan daha garibi, sizin bugnk iyiliklerinizin, gemi zamanda ktlk saylmasdr ve sizin bugn kt telkki ettikleriniz de gelecek bir zamann iyilii olacaktr. Siz hakk tandka hayrl kimselersiniz. Siz iinizde bulunan lime nem verir, ihtimam gsterirsiniz' buyurdu. 255) bn Mce Kitab'ul-lim/VI. Blm 257 256 O da doru sylemitir. u yaadmz asrn iyiliklerinin ou sahabe-i kiram zamannda ktlk kabul ediliyordu. nk zamanmzn iyilikle, rinin banda gelen ve hatta en byklerinden saylan ey; camileri ss-lemek, eitli boyalarla boyamak, byk servetleri camilerin ince tmiratna sarfetmek, yksek kymetli hallar camilere sermektir. Halbuki daha evvel camilerde hasrlarn serilmesi dahi bid'at saylyordu. Hatta 'Hasrlarn serilmesi Haccac- Zlim'in yapt bid'atlerdendir" denilmekteydi. nk sahebe ve tbin-i kiram, alnlaryla toprak arasnda perde olacak herhangi bir maddeyi pek nadir seriyorlard. Bylece cedel ve mnazara ilimlerinin incelikleriyle megul olmak, bid'atlarn revata olduu u zamanmzda en byk ilimlerden saylyor ve cedel ilminin incelikleriyle megul olanlar da Allah'n rahmetine yaklatrc amellerin en deerlisini yaptklarn iddia ediyorlar. Halbuki onlarn bu yaptklar, sahabe-i kiram ve tabin zamannda kt saylyordu. Zamanmzda esasnda mnker olup iyi saylan hareketlerden biri de Kur'an ve ezan okurken lhn (ksaltlmas gereken kelimeleri uzatmak, uzatlmas gereken kelimeleri ksaltmak, izharda ihfa, ihfada izhar) yapmaktr. iyilik saylan mnkerlerden biri de zahir temizlikte zorluklar karp, taharette vesveseye dp, uzak sebepleri yakn farzederek elbisenin temizliine nem vermek, fakat bununla beraber yiyeceklerin hell veya haram olmasna ve benzeri nemli

meselelere ihtimam gstermemektir. bn Mes'ud ne gzel sylemi: 'Siz bugn yle bir zamandasnz ki nefsin hevas ilme tbidir. Fakat bir zaman gelecektir ki ilim hevaya tbi olacaktr!' Ahmed b. Hanbel 'Asrmdaki insanlar, ilmi terkedip garip meselelere daldlar. Onlarn iindeki ilim ne kadar da azdr. Allah yardm etsin' buyurmutur. Mlik b. Enes 'Gemi zamanda halk bu ileri sizin bugn sorduunuz ekilde sormuyordu. O zamann limleri haram, hell demiyorlard. Ben onlara yetitim. Onlar mstahab ve mekruh diyorlard' buyurdu. Mlik bu szyle unu kastediyor: O devrin insanlar kerahet ve ms-tahabn inceliklerine bakyorlard. Haramn fahi olduu ise herkese biliniyordu ve ona yaklaan zaten azd. Hiam b. Urve b. Zbeyr yle demitir: 'Siz bid'atlara bu zamanda ortaya kardklar bid'atlar sormaynz. nk onlar bid'atlarn mdafaa iin verilmesi gereken cevaplar hazrlamlardr. Fakat onlara, Raslullah'n snnet'i seniyyesini sorunuz. Greceksiniz ki snnet'i bilmezler'. Ebu Sleyman Drn de 'Kalbine bir hayr ilham edilen kii, hemen o ilhama gre amel etmemelidir. Tedkik etmeli, eer nefsindeki ilham hadse mutabk gelirse Allah'a hamd sena etmelidir' demitir. Bu szyle unu kasdetmektedir: Asr- Saadetten sonra ortaya atlan bid'atlar kulaklar andrm, kalplerde istikrar bulmutur. te bundan dolay ok zaman kalplerin berrakl bulanmakta ve bu hastalktan "tr btl, hak suretinde hayal edilmektedir. Bu bakmdan btl hak olarak telkki etmemek iin hads-i eriflerin ehadetine dayanmak gereklidir. Yine bunun iindir ki Mervan b. Hakem bayram namaznda namazgahta minber yapt zaman, o cemaatta bulunan Ebu Said (Mlik b. Sinan) el-Hudr (r.a) ayaa kalkarak u itirazda bulunmutur: 'Ey Mervan! Bu bid'at da nedir?' Mervan "Yaptm bid'at deildir. Senin bildiinden daha hayrldr. nk cemaat oalmtr. Minberi yapp onun zerine kp cemaata sesimi duyurmak istedim' deyince, Ebu Said 'Ey Mervan! Allah'a yemin ederim. Siz hibir zaman benim bildiimden daha hayrlsn getiremezsiniz ve yine Allah'a yemin ederim ki bugn senin arkanda bayram namazn klmayacam!' demitir. Ebu Said (r.a) bu mevzuda u hakikatten tr itirazda bulunmutu: Allah'n yce rasl, bayram ve yamur hutbelerinde minbere kmaz, aksine elindeki yaya veya asasna dayanarak hutbesini okurdu.256 Dinimizden olmayan Dr eyi ihdas edip, dine sokann o yapt mer-duttur, bana alnr.257 'mmetimi aldatann zerine Allah'n, meleklerin ve btn insanlarn laneti olsun' dedii zaman Allah'n Rasl'ne soruldu: 'Ey Allah'n Rasl! 'mmetin aldatlmas ne demektir?' Raslullah (s.a) 'Dinde olmayan bir bid'at ihdas edip halk o bid'at yapmaya zorlamaktr' buyurdu.258

Allah Tel'nn bir melei vardr. O melek hergn yle haykrr: 'Raslullah'n snnetine muhalefet edene, Raslullah'n efaati yoktur1.259 Bid'atlar karmak suretiyle snnet-i seniyye'ye muhalefet ederek su ileyen bir kiinin, sradan herhangi bir gnah ileyen kiiye nisbeti, devleti ykmak isteyenin suunu, muayyen bir hizmette sultann emrine muhalefet edenin gnahna nisbet etmek gibidir. Belirli bir vazifede sultann 256) Tabern, (Betra b. Azjb'den); Ebu Dvud, (uayb'dan) 257) Buhr, Mslim, (Hz. ie'den) 258) Drekutn, Efrad, (Enes'ten zayf bir senedle) 259) Ebu Talib el-Mekk, Kut'ul-Kulb ; Irk hadsin aslna rastlamadn sylemektedir. 258 emrine muhalefet eden kiinin suu bazen affolunur. Ama sultatm devletini ykp sultanlna son vermek teebbs ise asla affolunmaz. Bir lim yle buyurmutur: 'Selef, hangi ey hakknda konumusa onun hakknda konumayp skt etmek selefe eziyet verir. Selef, hangi ey hakknda susmusa onun hakknda konumak da fuzul bir aba ve tekellftr'. Baka bir lim de yle demitir: 'Hak (ve hakikat) ar bir yktr. Onu tatbik etmeyen zulmeder. Ondan geri kalan da acze der. Fakat onunla beraber ve onun izdii snrlarda kalan tam isabet etmitir'. Hz. Peygamber yle buyurmutur: Devaml orta yolu tercih edin ki ilerleyenler de, gerileyenler de oraya dnecektir260 bn Abbas (r.a) yle buyurmutur: 'Dallet ehlinin kalbinde dalletin kendine gre bir tad vardr'. Nitekim Allah Tel (c.c) yle buyuruyor: Ey Raslm, brak o dinlerini oyuncak ve elence edinip de dnya hayat kendilerini aldatm bulunan kimseleri! (En'm/70) Hi kt ameli kendisine gzel grnen kimse, hakk hak ve btl btl gren kimse gibi olur mu? (Ftr/8) Bu bakmdan sahabe devrinden sonra zaruret ve ihtiya miktarn aacak derecede yenilikler icd edenlerin dinleriyle oynadklar muhakkaktr. Rivayet olunduuna gre, eytan, askerlerini sahabe-i kiram zamannda yeryzne yaym ve bir zaman sonra askerler mitsiz olarak slerine dnm. eytan askerlerine sormu: - Neden byle kzgn ve hrnsnz? - Biz bunlara benzer hi kimseye rastlamadk. Bunlar bizi son derece yorduklar halde bir tanesinin klma bile dokunamadk. - Siz bunlar yenmeye muktedir deilsiniz. nk onlar peygamberle-riyle arkadalk yapm ve Allah'n ayetlerinin nzuln mahede etmi kimselerdir. Fakat zlmeyiniz, bunlardan sonra bir kavim gelecektir. Siz ihtiyalarnz ve cnz onlardan alrsnz.

Tbin-i kiram zaman geldiinde, eytan yine ordularn seferber etmi ama ordular yine mahrum olarak slerine dnp yle haykrmlar: giz bunlardan daha acaip kimseler grmedik. Kendilerini peyderpey naha sokup bireyler alyoruz. Fakat gnn sonunda akama doru tifar etmeye balyorlar. stifarlar sayesinde Allah gnahlarn seraba tebdil ediyor. - Siz bunlardan da birey elde edemezsiniz. nk inanlar sahihtir. Peygamberlerinin snnetine tbi olmakta cidddirler. Fakat bunlardan sonra bir kavim gelecektir. Gzleriniz onlarn gelii ile aydnlanacaktr. Siz onlarla oyuncak gibi oynayacaksnz. Onlarn heva ve heves gemlerini istediiniz ekilde, istediiniz istikamete ekebileceksiniz. Onlar af I dilerlerse affolunmazlar. Tevbe de etmezler ki Allah gnahlarn sevaba 1 tebdl etsin. Rvi diyor ki: 'Birinci yzyldan sonra bir kavim geldi. eytan, ilerine heva ve heves tohumunu ekti, bid'atleri ssl ve cazip gsterdi. Onlar da bid'atleri hell telkki ettiler ve bid'atleri din edindiler. O bid'atleri yaptklarndan dolay Allah'tan af dileyip tevbe de etmezler. Bu bakmdan dman, onlara musallat oldu ve istedii tarafa srkledi!' Eer 'Bu hikyeyi rivayet eden kii eytann byle dediini nereden biliyor? eytan grmemi ve onunla konumamtr' dersen, bilmi ol ki kalp sahipleri melektun srlarn yoldan elde ederler: a) lham yoluyla... b) Sadk ryalarla... c) Bazen de keif ve ilham ve misallerin mahedesiyle -ryada olduu gibi- hdiseleri kefederler. Keif yollarnn en yce derecesi bu sonuncusudur. Bu, ayn zamanda nbvvetin yksek derecelerindendir. Nitekim sadk rya da nbvvetin krkalt parasndan bir parasdr. Bu bakmdan dikkatli ol ve anlamadn eyleri inkr etmeye kalkma. nk akl ilimlerin tamamn ihata ettiklerini iddia eden bencil ve hod-furu limler, bu konuda helak olmulardr. Bu bakmdan sahibini Allah'n veli kullarna ait bulunan bu ileri inkr etmeye aran akl'dan, cehalet daha hayrldr. Evliyann ilham durumunu inkr eden, enbiyay da inkr etmek felketine duar olur ve bylece tamamen dinin dna kar! Ariflerden biri 'Abdallarn etrafta gizlenip halkn gznden kaybolmalar, zamann limlerini grmeye tahamml edemedikleri iindir. nk , zamann kt limleri her ne kadar kendi telkkilerine ve cahil halkn grne gre lim sayhyorsa da abdallarn nezdinde Allah' bilmeyen chillerdir' demitir. Sehl et-Tster yle der: 'Gnahlarn en by, kiinin cahil olduunu bilmemesidir. Halk tabakasna bakp gaflet sahibinin konumasn (dinlemek, abdallarn yannda zamann limlerine

bakmaktan daha iyidir)'.261 . . 260) Etm Ubeyde, (Ali b. Eb Tlib'den mevkuf ve garb bir scncdle); Ik, bu hadsin merf bir senedini bulamadn sylemitir. 261) T Parantez iindeki ibare Zobidi'ye aittir. 260 261 Dnyaya dalp balanan limlerin szne kulak vermemelidir. Byle bir limin her dedii pheyle karlanmaldr. nk her insan sevdiine dalp ona uygun dmeyeni reddeder. Bu nedenle Hak Tel (c.c) yle buyurur. Bizi anmak hususunda kalbine gaflet verdiimiz kimseye itaat etme ki keyfinin ardna dm ve ii de haddini amak olmutur. (Kehf/28) Halk tabakasnn sleri, dinin yolunu bilmedikleri halde kendilerini lim zannedenlerden daha memnun ve mesuddurlar. nk gnahkr avam, kusurunu itiraf eder, af dileyerek tevbe eder. Fakat kendisini lim zanneden u cahil ise, limlik taslamakta, megul olduu ve sadece dnyaya ait olan ilimleri, din yolunun aleti olarak telakki etmektedir. Bu bakmdan af dilemek ve tevbe etmek ihtiy^nn duymamaktadr. Belki de lnceye kadar btn insanlar bu bel ile mbtel olmu ve slahlarndan mid kesilmitir, o halde dindar kii iin en ihtiyatl hareket, bir kenara ekilip insanlar kendi halleriyle babaa brakmaktr. Nitekim bu konu -inaallah- Uzlet blmnde etraflca izah edilecektir. Bu srra binaen Ebu Muhammed Yusuf b. Esbat (H. 190), Mer'al Huzeyfe'ye (H. 207) yle yazar262; 'Tek bana kalan, beraberce Allah' zikretmek iin bir arkada bulamayan, yahut bulduu arkada gnahkr olan veya aralarndaki konuma ve mzakere gnaha gtren bir kimsenin hakknda tahminin ve hkmn ne olabilir? nk bu zat, esas arkadan bulamamaktadr". Yusuf ne de doru sylemi! nsanlarla srekli beraber olmak mutlaka ya gybete veya gybeti dinlemeye veya herhangi bir mnkere kar skt etmeye gtrr. Oysa insann en gzel durumu ya ilmi ifade veya ondan istifade etmektir. Fakat bu miskin, tam mansyla dnd zaman grecektir ki ilim retmesi, riyadan, halk arkasna takmaktan ve riyaset peinde komaktan ibarettir. Bunun byle olduunu kestirdii zaman, yine bilecektir ki ilmi renen de o ilmi dnyev arzularna alet ve erre vesile etmek iin istiyor ve reniyor. Oysa byle bir talibe ilim verildii takdirde ona errin sebeplerini hazrlayc olur. Byle bir insana ilim reten, tpk yol kesicilere kl satan gibidir. Bu bakmdan ilim, kl gibidir. lmin hayr iin salh, klcn harb iin salh gibidir. Durumunun karineleriyle klla yol kesmek istediini bildiin bir kimseye kl satmak caiz deildir. Buraya kadar saydmz oniki almet, ahiret limlerinin ayrlmaz alametidir. Bu almetlerin herbiri selef limlerinin birtakm gzel vasflarn ihtiva etmektedir.

262) Bu iki zat da ariflerin byklerindendir. Bu grn btn mslmanlara temil edilmemesi gerekir. nk cihad farzdr. Ey okuyucu! Sen de iki kiiden biri ol; ya bu sfatlarla vasflan veya kusurunu itiraf et. Sakn nc gruptan olma. Zira bu grup, dnyaya yarayan letlere dini feda etmitir. Tembel kimselerin sret ve gidiatn, rsih limlerin gidiatna benzetmek suretiyle nefsini aldatma. Byle yaptn takdirde cehalet ve inkrn yznden gaflete dp mitsiz ve helak olan kimselerin zmresine iltihak etmi olursun. eytann kandrmasndan Allah'a snrz; zira halk srf byle desiselerle helak olmutur. Allah'tan dileimiz; bizi dnya^ hayat ile aldanmayan ve eytann maskaras olmayanlardan eylesin. min! YEDNC BLM Akl, Akln erefi, Hakikati ve Ksmlar Akln erefi Akln erefini aa karmak, isbat zor olmayan konulardandr. Daha nceden ilmin erefinin bilindii bir durumda, akln erefini bilmek iin herhangi bir zorlamaya hi de ihtiya yoktur. nk ilmin kayna akldr ve ilim, akldan doar. Akl, ilmin esas ve temelidir. lim ile akl arasndaki ilgi meyve ile aa arasndaki ilgiye benzer. Gne ile k, gz ile grmek arasndaki nisbet gibidir. Dnya ve ahiret saadetinin vesilesi olan akl, nasl olur da erefli olmaz veya byle bir akldan nasl phe edilebilir? Hayvanlarn temyiz kabiliyeti ksa ve kusurlu olduu halde, onlar da akla ihtimam gsterirler, akla kymet verirler. Csseli, azgn ve kuvvetli bir hayvan bile, bir insan grd zaman ona hrmet eder ve insann kendisine galip geleceini hissettii iin insandan korkar. Kk bir insann koskoca hayvanlara galip gelmesi, hileli yollar idrak etmesinden ileri gelmiyor da neden ileri geliyor? Bu srr anlatmak iin Hz. Peygamber (s.a) yle buyurmutur: Kavmi mde gn grm, tecrbe sahibi bir kimse, mmeti iindeki bir peygamber gibidir.263 Bu kymet, insana servetinin okluundan veya cssesinin byklnden yahut kuvvetinin fazlalndan tr verilmi deildir. Aklnn meyvesi olan tecrbesinin fazlalndan verilmitir. te bu sebepten tr Trk, Krt, Arap ve dier kavimlerin cahillerini grrsn ki dereceleri, hayvanlarmkine yakn olduu halde, tabii olarak ilim ve tecrbe bakmndan byk olanlara hrmet ederler. Bir de grrsn ki bir ok muannid, Allah'n Rasl'n ldrmek ister. Fakat gzleri ] Raslullah grr grmez derhal Raslullah' tazim eder vaziyete geer ve Raslullah'n mbarek alnndaki nbvvet nuru onlara parl parl parlayarak grnr. Her ne kadar akln gizli olmas gibi, bu nbvvet nr da gizli ise de... Sabit oldu ki; akln erefi, bilinmesi zaruri olan eylerdendir. Gayemiz; akln erefi hakknda varid olan hads ve ayetleri zikretmek olduu iin bu kadarla yetinip esasa geelim: 263) bnI1ibban,(bn mer 264

265 Allah Tel (cx) Kur*an- Hakm'de Akla. nr adn vererek yle buyurmutur: Allah, gklerin ve yerin nurudur. M'minin kalbinde nurunun sfat; sanki bir hcre ki iinde bir lmba var. Lmba da cam bir mahfaza iindedir. O cam mahfaza sanki (parlayan) inci gibi bir yldz... (Nr/35) Allah Tel tarafndan yine kendisinden istifade edilen Akl'a ruh, vahy ve hayat isimleri verilmitir: (Ey Raslm!) te sana byle emrimizden bir ruh (akl) vahyettik. (r/52) Hi, (evvelce) kfrle l olup (sonra) kendisini hidayetle dirilttiimiz ve ona, insanlar arasnda yrd bir nr (akil) verdiimiz kimse, karanlklar iinde (kfrde) kalm olan ve ondan bir trl kamayan kimse gibi olur mu? (En'am/122) Kur'an'n neresinde nr ve zulmet kelimeleri zikrediliyorsa, orada nr'dan ilim ve zulmet'ten cehalet kastedilir. Allah iman edenlerin yardmcsdr. Onlar karanlklardan aydnla (nura) karr. (Bakara/257) Yani onlar cehaletten kurtarp ilme, akla kavuturur. Hz. Peygamber yle buyurmutur: Ey insanlar! Rabbinizi bilin ve tanyn! Birbirinize akln kemlini tavsiye edin. nk size emredilenler gibi size yasak edilenleri de aklla bilirsiniz. Bilin ki rabbinizin nezdinde sizi kurtaracak aklnzdr. Bilin ki akll insan; Allah'a itaat eden insandr. Bu kiinin grn irkin, zahir kymeti dk, dnya mertebesi dk ve st ba perian olsa bile... Yine bilin ki cahil; Allah'a isyan eden kiidir. Velev ki grn gzel, kymeti halka byk, dnya mertebesi yksek, giyinii gzel, konukan ve beli olsa bile... Allah nezdinde maymunlar ve domuzlar, Allah'a isyan edenden daha aklldrlar. Dnya ehlinin sizi bytmesine itibar etmeyin ve byle eylerden kann. nk esas zararda olan ehl-i dnya'dr.264 Hz. Peygamber baka bir hadsinde yle buyuruyor: Allah'n yaratt eylerin ilki akldr. Akl yarattktan sonra ona "Yzn evir (gel)' dedi, akl da yzn evirdi. 'Arkan dn (git)' dedi, o da arkasn evirdi. (Akl, Allah'n dediini olduu gibi kabul etti). Bu teklifleri kabul ettikten sonra Allah Tel ona yle hitab etti: 'zzet ve cellim hakk iin senden daha kymetli bir mahlk yaratmadm. Seninle halk muahaze eder, seninle verir, seninle sevab kazandrr ve seninle cezalandrrm'.265 'Akl (renkler gibi) araz ise, o araz belirten cisimler yaratlmazdan evvel nasl yaratlmtr? Eer cevher ise, zt ile kaim olan cevher nasl olur da bir mekn igal etmez?' diye soracak olursan, yle cevap veririz: Bu husus mkefe ilmi'ne dahil meselelerdendir. Onu muamele ilmi bahsinde zikretmek uygun dmez. Bizim u anda gayemiz muamele ilimlerini zikretmektir. Hz. Enes'ten yle rivayet edilir: Bir topluluk, Raslullah'n yannda mbala edecek derecede bir kiiyi vd. Bunun zerine Allah'n Rasl 'vdnz kiinin akl nasldr?' diye sordu.

Onlar 'Ey Allah'n Rasl! Biz kiinin yapt ibadet ve gsterdii eitli hayrlar sana sylyoruz, sen ise onun akln soruyorsun' deyince, Hz. Peygamber yle buyurdu: Ahmak kiinin cehaletiyle iledii gnah, fcirin fkyla elde ettii gnah kat kat geer. Yarn kyamet gnnde Allah'a en yakn derecelere her bid, aklnn miktar nisbetinde ykselecektir.266 Hz. mer'den rivayet edildiine gre, Hz. Peygamber yle buyurmutur: Hi kimse akl gibi byk bir fazileti elde etmi deildir. Akl, sahibini hidayete erdirir, felketten kurtarr. Kiinin akl tamam olmadka iman tamam, dini mstakim olmaz.267 Yine Hz. Peygamber syle buyurmutur: 264) Dvud b. Mihber, Kitab'ul-Akl, (Ebu Hreyre'den) Kii gzel ahlknn sayesinde; gnn oru, gecesini ibadetle geiren kimsenin derecesine varr. Fakat kiinin akl tamam olmadka 265) Tabern, el-Bvsat, (Ebu Umme'den zayf bir senedle); Ebu Nuaym, (Hz. ie'den zayf bir senedle) 266) bn Mihber, Kitab'ul-Akl; Hakm-i Tirmiz, Nevadir 267) bn Mihber, Kitab'ul-Akl. 266 267 gzel ahlk tamam olamaz. Akl tamam olunca da iman tamam olur. O imann sayesinde de rabbine itaat ve dman olan blis'e de isyan eder.268 Ebu Said el-Hudr, Raslullah'tan u hadsi rivayet etmitir: Hereyin bir dayana ve direi vardr. M'minin dayana ve direi ise akldr. Kiinin ibadeti aklnn nisbetinde olur. Siz atete bulunan fcirlerin u szn hi iitmediniz mi? 'Biz iitir veya akl eder olsaydk, u azgn atee atlanlar arasnda bulunmazdk'. (Mlk/10)269 Hz. mer, Temim ed-Dr'ye yle sorar: - Sizde riyaset nedir? - Akldr. - Doru syledin. nk ben Allah'n Rasl'ne de sana sorduum gibi sordum. O da senin verdiin cevabn aynsn verdikten sonra yle buyurdu: "Ben Cebrail'e 'Riyaset nedir?' diye sordum, 'Akldr' diye cevap verdi"270 Berra b. Azib yle anlatr: Birgn Hz. Peygambere ok sual sorulduunda svle buyurdu: Ey insanlar! Hereyin binei vardr. Kiinin binei de akldr. Sizden hccet ve delili en iyi bilen, aklen en stnnzdr.271 Ebu Hreyre yle anlatr: Hz. Peygamber, Uhud savandan dndnde, 'Falan adam, filandan daha kahraman ve filan adam yle bir imtihan verdi ki hi kimse byle bir imtihan vermedi' gibi szleri iitince fkelenerek yle haykrd: 'Bu konuda hakem olmak size dmez. nk siz bunu bilmezsiniz'. Sahabler 'Nasl olur da bilemeyiz y Raslullah?' deyince Hz. Peygamber yle dedi:

Uhud harbine katlanlar, Allah'n kendilerine vermi olduu akllar miktarmca savatlar. Yardm grmeleri ve niyetleri akllar mik268) bn Mihbcr, (Amr l. uayb'dan); Tirmiz, (Hz. ie'den mhih olarak) 2S9) bn Mihbiir 270) bn Mihber . , : ;,.;.- '... 271) bn Minber ' tarncadr. Onlardan isabet alanlar eitli dereceler zerine isabet almlardr. Kyamet gn geldii zaman, dereceleri, niyetleri ve akllar nisbetinde verilir. bn Azib, Raslullah'm u szn de rivayet etmitir: Melekler akl ile alp Allah'n taatinde baar gsterdiler. Ademoullarndan imanl olan kiiler de akllar miktarmca alp gayret gsterdiler. Bu bakmdan onlardan, Allah'a en fazla itaat edenler akllar en fazla olanlardr.272 Hz. Aie'den (r.a) yle rivayet edilmitir: - Ey Allah'n Rasl! Dnyada insanlar ne ile birbirlerinden stn olabilirler? - Akl ile... - Ahirette ne ile stnlk salanabilir? - Akl ile... - Peki, ahirette herkes yaptklaryla mkfat veya ceza grmez mi? - Ey Aie! Acaba insanlar Allah'n kendilerine vermi olduu akldan fazla m amel ederler? Bu bakmdan herkese ne kadar akl verilmise, onun nisbetinde hayrl hareketleri olur ve hayrl hareketleri nisbetinde de mkfat alrlar.273 ibn Abbas'tan (r.a) rivayet edildiine gre, Allah'n Rasl yle buyurmutur: 272) bn Mihber, Beav, 273) bn Mihber, Hakm-i Tirmiz , Mu'cem's-Sahabe, (bn Azib'den,-Berr b. Azib deil-) 268 269 Her eyin bir aleti ve hazrl vardr. M'minin aleti ise akldr Hereyin binei vardr. Kiinin binei ise akldr. Hereyin direi vardr. Dinin direi ise akldr. Her kavmin bir hedefi vardr, bid-lerin hedefi ise akldr. Her kavmin bir dvetisi vardr j ibadet edenlerin davetisi ise akldr. Her tccarn bir sermayesi var, Allah yolunda alanlarn sermayesi ise akldr. Her hane halknn bir idarecisi var. Sddklarn hanelerinin reisi ise akldr. Her harabe olan yerin bir imar edeni vardr, hireti imar eden ise akldr. Her kiinin bir zrriyeti ve nesli vardr, ona nisbet edilir ve o da o nesille yd edilir. Fakat sddklarn, nisbet edilen ve yd edilmelerine vesile olan nesilleri akldr. Her kavmin bir adr vardr, mslmanlarn adr ise akldr.274 Hz. Peygamber yine yle buyurmaktadr: Allah nezdinde m'minlerin en sevimlisi, Allah'a itaatnda devaml olan, kullarna nasihat edici, aklca kmil, nefsine nasihat,

tehlikeyi grr, hayat mddetince tehlikeden kurtulacak tarzda iyilikler yapan bir kimsedir. Byle bir kimse hem felaha kavumu, hem de zaferi elde etmitir.275 Sizin en akll olannz, Allah'tan en fazla korkanmzdr. Allah'n size emrettii ve sakndrd konularda en iyiniz -ameli en az olsa bile- dncesi ve akl tam olanmzdr.276 Akl'n Hakikati ve Ksmlar Akl'n hakikati ve tarifi hakknda ihtilf edilmitir. Akl kelimesinin eitli mnlar olduundan, gafil olan birok kimse -bu gafletin eseri olarak- ihtilafa dmtr. Bu hususta perdeyi aralayan ve ihtilaflarn nn tkayan hkm udur: Akl ortaklaa drt mnda kullanlan bir kelimedir. Ayn kelimesinin birka mnya gelii gibi... Bu durumda olan kelimelerin btn mnlarn kapsayan bir tek tarifini yapmak uygun deildir. Belki her mnnn ayr ayr tariflerini yapp perdeyi kaldrmak gerekir. 274) bn Mihber r 275) bn Mihber, (bn mer'den); Deylem, Msned-ul-Firdevs, (zayf'bir isnadla) '; 276) bn Mihber, (Ebu Katade'den) " Akl'n Birinci Anlam Akl, insan hayvanlardan ayrdeden bir vasftr. nsan bu vasf sayesinde dnce mahsul olan ilimleri, tefekkr mahsl olan gizli sanatlarn tedvirini elde etmeye hazr bir vaziyete gelir. Haris b. Esed el-Muhsib, akln bu tarifine iaret ederek 'Akl, insanda yaratlm bir ftrattr. O ftrat ile insan, dnr, ilimleri elde eder. Sanki akl, kalbe atlan bir nurdur. Kalp sahibi o nr vastasyla eyay idrak etmeye kabiliyetli olur* buyurmutur. Haris el-Muhsib'nin bu tarifini inkr ederek: 'Akl sadece zarur ilimleri elde etmekten ibarettir' diyen bir kimse insafl hareket etmemitir. nk ilimlerden gafil ve uykuda olan kimselere de kendilerinde ftr akl mevcut olduu iin akll denir. Halbuki byle kimselerde ilim denilen bir ey yoktur. Hayat, cismin ihtiyar hareket ve sezilerini temin eden bir cevher olduu gibi, akl da canllar, dnce mahsul olarak elde edilmesi mmkn olan ilimleri elde etmeye hazrlamaktr. Akl, ftrat ve hissiyatta insan ile merkebi eit tutup aralarndaki farkn sadece detlerin icras hkmnden dolay Allah'n, merkeb ve sair hayvanlarda yaratmad birtakm ilimleri insanda yaratmasdr dersek, hayat vasfnda merkeb ile canszlarn eitliini de kabul etmek zorunda kalr, detin icras hkmnce 'Allah merkebde zel hareketler yaratt' demeye mecbur oluruz. nk merkeb, ruhsuz bir cisim farzedildii takdirde onda grnen hareketlerin hepsini ayn tertibde yaratmaya Allah'n kadir olduunu sylemeye de mecbur oluruz. Yine u hkm vermeye de mecburuz: 'Merkebin zel hareketleriyle ruhsuz cisimden ayrlmas, ancak hayat diye bilinen ve canllara mahsus bir ftrat ile meydana gelmitir'. Bu ekilde hkm vermek vacib olduu gibi, insann dier canllardan akl denilen bir ftrat sayesinde idrak

olunan fikr ilimlerle ayrldna hkmetmek de lzmdr. Akl, baka eylerin ekil ve renklerini hikye etmekle dier cisimlerden ayrlan ayna ile aynann srr gibidir. te bylece kendisini grmeye yetkili klan birtakm sfatlar ve ekillerle insann gz alnndan ayrlr. Bu bakmdan akl ftratnn ilimlere olan nisbeti, tpk gzn grmeye olan nisbeti gibidir. Kur'an'm ve eriatn ilimlerini kefeden bu akl ftratnn Kur'an'a nisbeti, tpk gne, nn gze nisbeti gibidir. te bu garize ve ftrat anlamak gereklidir. Akl'n kinci Anlam Kk bir ocuun muhali, muhal olarak, mmkn de mmkn olarak bilmesi zaruri ilimlerdendir Mesel 2 saysnn 1 saysndan fazla olduunu, bir ahsm ayn zamanda iki ayr yerde bulunmasnn mmkn olmadn bilmek gibi... Kelmclardan bir ksm bu mny kastederek akl yle tarif etmitir: 'Akl, zarur ilimlerden bir ksmdr. Muhallerin muhal ve mmknlerin de mmkn olduunu bilmek gibi... 270 271 Bu tarif de esasnda doru bir tariftir. nk bu ilimler mevcuttur ve bu ilimlere akl demek de barizdir. Fsid olan mn, ancak akl ftratn inkr edip 'Bu ilimlerden baka bir varlk yoktur' demektir. Akl'n nc Anlam Hl ve durumlarn cereyan ile elde edilen tecrbelerden alnan ilim. lerdir. nk tecrbelerden gemi ve bu tecrbelerden tr olgunlam bir kimseye rf ve dette akll denilir. Bu sfattan mahrum bir kimse iin de ahmak, gafil ve cahil denir. te bu da ilimlerin baka bir eididir ve bu neve akl ismi verilir. Akl'n Drdnc Anlam Akl kuvveti yle bir dereceye gelir ki akll, emirlerin sonucunu bilip, geici lezzetlere srkleyici ehveti yok edip ortadan kaldrr. Bu bakmdan bu kuvvet hsl olup meydana geldiinde, sahibine -geici ehvetle hkmetmedii, ancak iin neticesine bakp ilerledii veya geriledii iin- akll denir. Bu kuvvet de insan dier canllardan ayrdeden zelliklerdendir. Bu bakmdan, akln birinci mns esas, asl ve kaynaktr. kinci mn, sadece birinci mnnn en yakn dal, nc mn ise, birinci ve ikinci mnlarn daldr. nk deneylerden hsl olan ilimler, ancak ftr akl ve zarur ilimler vastasyla elde edilir. Drdnc mn ise en yksek gaye ve en son meyvedir. O halde birinci ve ikinci mn tabii olarak, nc ve drdnc mn da alma ile elde edilir. Hz. Ali (r.a) bu hakikate iaret ederek yle buyurdu: 'Akl, iki olarak grdm. Biri tabii, br ise kesb akldr. Tabii akl olmaynca, kesb (alarak elde edilmi) akl yarar salamaz. Gz kr olana gnein yarar salamad gibi...' Birincisi Allah'n Rasl Hz. Muhammed'in u mbarek sznde kastohman anlamdr: .Allah, akldan daha stn ve erefli bir mahlk yaratmamtr.277 Akln ikinci mns u hadste gsterilmitir:

nsanlar salih amel ve doruluk kaplarna bavurmakla (Allah'a) yaklamak istedikleri zaman sen de aklnla yakla!278 Ayn zamanda akln son mns, Hz. Peygamberin Ebu Derd'ya hitaben syledii u szleriyle de aklanmaktadr: 277) Ilkim-i Tirmiz, Nevadr, {zayf h\v senedle) 278) Ebu Nuaym, el-Hilye, (Hz. Ali'den zayf'bir senodle) . Ey Ebu Derd! Akln gelitir ki rabbine yaklamakta abuk olasn. - Annem ve babam sana feda olsun ey Allah'n Rasl! Benim iin bu sylediiniz nasl mmkn olabilir? - Allah'n yasaklarndan sakn, farzlarn eda et. Bunlar yaptn takdirde geici dnyada nm ycelir, erefin artar. Ahirette de bu yaptklarndan tr rabbinin manev yaknln ve salih kullarna ihsan buyuraca izzet ve ikram elde edersin.279 Said b. Mseyyeb'den yle rivayet ediliyor: - Hz. mer, Ubeyy b. Ka'b ve Ebu Hreyre (Allah hepsinden raz; I olsun) Hz. Peygamber'in huzuruna gelip sordular: - Ey Allah'n Rasl! nsanlarn en limi kimdir? - Akll kimsedir. - nsanlarn en bidi kimdir? \ - Akll kimsedir. Onlar 'Ey Allah'n Rasl! Akll, mrvvet sahibi, eli cmertlie alm ve derecesi Allah nezdinde bym bir kimse midir?' dedikleri zaman Allah'n Rasl 'Bunlarn hepsi ancak dnya hayatnn geici menfaatidir. Ahiret ise, rabbinin katnda takva sahipleri iindir' (Zuhruf/35) ayetini okudu ve devamla yle buyurdu: 'Akll bir kimse dnyada (dnyaperestlere) hasis ve zelil grnse de akl sayesinde takva sahibidir'.280 Raslullah baka bir hadsinde yle buyurmutur: km, Allah a ,. 1, ,>8ml-lirini tasdik ed ve ibabakmdan 'lim korkudur, alim Halbuki korku, ilmin kendisi rine mecaz yoluyla d buj halde akl cevhe- lugat ve bu ksma asl ve temel olduudur. 279) Eban b. Ebi Ayya, feo/ bir senedi.:), 280) bn Mihbe-, Kitab'ul-Akl 281) bn Mhbfir, (Said b. Mseyyeb dun) bn Mihber 272 273 Kendilerine akl ad verilen bu ilimler, sanki ftr olarak akl cevherinde mevcuttur. Fakat onlarn varlk lemine karlmasna sebep olan vasta, mevcut olduu zaman ancak varlk dnyasnda grnrler. Sanki bu ilimler, akim dndan akln zerine varid olan herhangi birey deildir. Yine sanki bu ilimler, akln iinde gizli imiler de sonradan meydana kmlardr. Bunun benzeri, toprakta gizli olan su'dur. Su, ancak kuyularn kazlmasyla

belirir, toplanr ve hissedilir. amur kaptaki ya ve gldeki glsuyu da byledir. Hani rabbin Ademoullarnn sulbnden (belinden) zrriyetlerini karp da onlar nefislerine kar ahid tutarak 'Ben sizin rabbiniz deil miyim?' diye buyurduu vakit onlar da 'Evet, rabbimizsin. ahid olduk' demilerdi. Bu ahid tutuumuzun sebebi kyamet gn "Bizim bundan haberimiz yoktu' demeyesiniz diyedir. (A'raf/172) Bu ayetteki ikrardan gaye; dil ile yaplan deil, nefis ile yaplandr. nk insanolu, dil ve ahslar var olduktan sonra, dil ile ikrarda eitli yollar takip etmi; kimi ikrara, kimi de inkra sapmtr. Yemin olsun ki, onlara 'Gkleri ve yeri kim yaratt?' diye sorsan, derler ki: 'Onlar aziz (hereye galip olan), alm (hereyi bilen) yaratt'. (Zuhruf/9) Bu ayet-i cellenin mns: 'Ey habbim! Eer sen inkr edenlerin du rumlarn tedkik edersen greceksin ki nefisleri ve i lemleri Allah'n yaratclna ehadet etmektedir'. Nitekim bu mnya u ayet-i celle iaret i buyurmaktadr: O halde (ey raslm) gerek mslman olarak kendini dine dorult; (baka eye iltifat etme). Allah'n dinine ki insanlar onun zerine yaratmtr. (Rum/30) Yani her insan Allah'a iman edebilecek yaratltadr. Belki hereyi, olduu gibi bilmeye de muktedirdir. unu demek istiyorum: Marifet ve bilgi, insann yaradlnda gizlenmitir. nk yaradl, idrak etmeye msait ve kabiliyetlidir. Bunu bildikten sonra deriz ki, madem ki iman, ftr olarak nefislerde yerlemitir, o halde insanlar iki ksma ayrlr: A) mandan yz eviren, onu unutan kfirler. B) Ftratna mracaat ederek dnen, hatrlayan m'minler. Byle bir m'min, deta herhangi bir meselede ahidlik sfatn tad halde, gaflet eseri olarak, o ahidlii unutmu fakat sonra dnmek suretiyle hatrlam bir kimse gibidir. te bunun iin Allah Tel 'Umulur ki hatrlarlar' (Nahl/90), 'Akl sahipleri hatrlasn diye' (Bakara/169), 'Allah'n zerindeki nimetini ve sizi 'Dinledik, itaat ettik' dediiniz zamanki miskn unutmayn, hatrlayn' (Mide/7), 'Andolsun ki biz Kur'an', dnp t almak iin kolaylatrdk. Fakat dnen var m?' (Kamer/7) buyurmutur. Bu tarza hatrlamak demek uzak bir ihtimal deildir. Bu bakmdan hatrlamak iki ksma ayrlr: a) Var olmazdan evvel kalbinde hazr bulunan ve fakat var olduktan mra kaybolan bir sureti ve ekli hatrlamak. b) Ftr olarak kalbinde gizli bulunan bir ekli hatrlamak. Basiret nuruyla bakan bir kimse iin, bu hakikatler apak grnr. Fakat keif ve ayandan nasibi olmayp, sadece nakil ve taklidle yetinen bir kimseye, bu hakikatler abes gelir. Bunun iin

byle bir kimse, bu gibi ayetlerde saa sola yalpa vurur; hatrlamay, ikrar etmeyi anlayp, bunlarn te'vilinde eitli yollara saptklar grlr. yet ve hadislerde hayaline eitli tenakuzlar gelir ve ok zaman, hayalinin tesirinde kalarak, ayet ve hadslere hakaret gzyle bakar, onlarda -h- dklk grmek pespayeliine der. Byle bir kimsenin misli, tpk bir eve giren, aya, intizaml ve tertipli eyalara dolanp den mnn misli gibidir. Bu m yle haykrr: 'Ne olmu bu eyalara? Niin yoldan kaldrlmyorlar? Neden yerlerine konulmuyorlar?' O zaman mya denir ki: 'Eyalar yerindedir. Kusur ise sadece senin gzndedir'. te bylece basiretin kusurlu oluu, zahir gzlerin kusuru yerine geerse daha byk felkete yol aar. nk nefis binici, beden ise binek gibidir. Binicinin krl, binein krlnden daha korkun ve daha ok felkete yol acdr. lemdeki basiretin, d basirete benzeyiinden dolay Allah Tel yle buyurmutur: Grdn kalbi tekzib etmedi. (Necm/11) Biz brahim'e atasnn ve kavminin sapkln gsterdiimiz gibi, gklerin ve yerin melektunu gsteriyorduk ki tevhid hususunda yakn sahibi olsun. (En'm/75) Bunun zddna krlk denilmitir. Gerek u ki gzler (grmemek suretiyle) kr olmaz. Fakat asl sinelerin iindeki kalpler (ibret ve basiret gzleri) kr olurlar. (Hacc/46) Kim bu dnyada kr olursa, artk o, ahirette de krdr ve yol bakmndan da daha sapktr. (sra/72) Peygamberlere grnen bu ilerin bir ksm, gzle grlm, bir ksm da basiretle, fakat hepsine de r'yet ve grg denilmitir. 274 hya-i Ulm'id-Din Ksaca i basireti nurlu olmayan bir kimsenin kalbine ancak dinin kabuklar yapr ve ancak dinin zahir merasimleriyle megul olur. zne ve hakikatine bir trl yol bulamaz ve nfuz edemez. te bu ksmlarn tamamna akl denilir. Akl Hakkndaki Gr Ayrlklar Akl hususunda insanlar eitli grlere sahiptir. Tahsili az olup da ileri geri konuanlarn akl hakkndaki fikirlerini nakletmekte hibir fayda grmyorum. Belki de en gzel hareket -acele etmek kaydyla-hakk beyan etmektir. Buradaki ak hakikat udur: Akim drt ksmndan ikincisi hari, dierleri hakknda eitli grler ileri srlmtr. ttifakla kabul edilen ve hakknda hibir ihtilf olmayan ikinci ksm, muhalin muhal ve mmknn de mmkn olduunu belirten zarur ilimdir. nk iki saysnn bir den fazla olduunu bilen her insan, bir cismin ayn zamanda iki yerde olmayacan ve bir eyin hem hadis, hem de kadm olmasnn

muhal olduunu bilir. Bunlarn benzerlerinde, seksiz ve phesiz idrak edilen her eyde de hkm byledir. Akln dier ksmna gelince -ileride de bahsedeceimiz gibionlar hakknda eitli ve farkl grler ileri srlmtr. Kuvvetin istilsyla ehvetlerin yok olmasndan ibaret olan drdnc ksma gelince, bu konuda, insanlarn farkl olduklar gizlenmez bir hakikattir. Belki ayn ahsn eitli durumlar da bu konuda farkl olabilir. Bu farkllk bazen, ehvetin farkllndan ileri gelir. Mesel, akll bir insan baz ehvetlerini terketmeye muktedir olduu halde, bir ksmndan vazge-ememektedir. Fakat terketmedii ehvetlerde de sebat yoktur. nk gen bir insan, bazen genlik sikiyle zinay terketmekten acizdir. Ancak byd ve akl melekeleri tamam olduu zaman buna muktedir olabilir. Riya ve riyaset ehvetini terketmek ya ilerledike zorlar. Tam zina ehvetinin aksine... Bu ayrln sebebi, bazen, ehvetin oundan doacak tehlikeyi bildiren ilme baldr. Bunun iin bir doktor zarar verici birtakm yemeklerden kendisini koruduu halde, onunla eit akla sahip, fakat doktor olmayan bir insan, kendini bazen muhafaza edemez. Halbuki o doktor gibi, sz konusu yemein zararl olduuna ksmen de olsa inanmaktadr. Fakat doktorun bilgisi, bu konuda daha fazladr ve korkusu da o nisbette iddetlidir. Bu bakmdan korku, akln askeri ve ehvetleri krmak hususunda akln elindeki silahtr. Bylece lim, ilminin kuvveti ve gnahlardan gelen zararlara daha fazla vakf olmas hasebiyle cahilden, gnahlar terketmek hususunda daha muktedirdir. limden gayem; hakik limdir. Taylasan, cbbe ve hezeyan sahipleri deil! Eer farkllk ehvetten gelirse, akldan gelen gibi olmaz. Eer ilim cihetindense -ki bu ilme akl da denmi- o vakit bu farkllk, akl tabiatn 275 as Raslullah'n derslerim mekteps,z ve birbirlerinden ayrd edi Ne douya ve ne batya mbarek bir zeytin bir aa) ki nerdeyse Bu^S. sal, peygamb^^ btfnLnda retmek ve dinlemezin zlm^ Ruh'ul-Kuds (Cebrail) nefsime u hakikati fledi: 'stediin kimseyi sev, (sonunda) muhakkak ondan ayrlacaksn. stediin kadar yaa (sonunda) muhakkak leceksin. stediin ameli yap, (sonunda) mu_' hakkak onun karln greceksin'.282 Meleklerin, peygamberlere bu eit bilgi vermeleri, kulakla iitmek ve gzle melei grmekten ibaret olan ak vahiyden daha bakadr. te bunun iin, Hz. Peygamber bu ekil bir bilgiyi nefse flemek diye tbir etmitir. Vahy'in Dereceleri ve eitleri Vahy'in derece ve eitleri oktur. Onlar birer birer beyan etmek,. mkefe ilmi'ne dahil olduklar iin, muamele ilmi bahsinde uygun d-1 mez. Sakn

'vahyin derecelerini bilmek, vahiy mertebesine varmay gerek-1 tirir' zannna kaplma! nk doktorun, hastaya shhat derecelerini^ tantmas, limin fska adalet derecelerini retmesi uzak birey deildir. Halbuki shhat derecelerini bilen hasta ve adalet derecelerini bilen fask, shhat ve adaletten uzaktr. Bilmek ayr ey, bilinenin varl ayr bir eydir. Bu bakmdan, peygamberlik ve velilii bilen her insan, peygamber ve veli olmaz. Takvay ve inceliklerini her bilen insann muttaki olmad gibi... nsanlar ksma ayrlr: 1) Kendiliinden bilenler, 2) Ancak retmekle bilenler, 3) Kendisine retimin ve ikazn faydas olmayanlar. nsanlarn bu ekilde taksim edilmesi arazinin u ksmlara ayrlmas gibidir: 1. Suyun birikmesiyle kuvvetlenen, kendiliinden pnarlar meydana getiren arazi. 2. Suyu yze karmak iin kazlmaya muhta arazi. 3. Kuru bir toprak ki kazmakla dahi su vermez. Bu toprak cevherinin deiik sfatlarndan ileri gelir. Akl cevheri hakkndaki ihtilf da aynen byledir. Akln farkllna dellet eden nakl delillerden bzlar unlardr. Abdullah b. Selm283 (r.a), son ksmnda Ar'm byklne dair malmat bulunan u hadsi Raslullah'tan nakleder: Melekler yle derler: - Ey rabbimiz! Arndan daha byk birey yarattn m? - Evet, akl yarattm. - Akln kymetine ulaan nedir? - Heyhat! Hi kimse bunun bilgisine sahip deildir. Ey meleklerim! Acaba sizde, kum tanelerinin adedini bildiren bir ilim var m? - Hayr! - te ben, kumlarn adedi gibi akllar da eitli dereceler halinde yarattm. nsanlarn kimisine bir kum tanesi kadar verdim. Kimisine iki, kimisine , kimisine drt ve kimisine bir lek, kimisine bir uval, kimisine de bunlardan daha fazla...284 Eer 'Bir takm sfiler bu kadar erefli olan akln neden aleyhinde bulunmulardr? Neden akl ve aklla bilinen ilimleri ktlenilerdir?' dersen, yle cevap veririz: Sflerin akla ve aklla bilinen ilimlere hcumlarnn sebebi udur: Halk ak ve mkul kelimelerini, hasm susturmak ve tenkid etmek iin kullanlan mcadele ve mnazara ilimlerine balamlar ve buna da Kelm Sanat denilmitir. Bu bakmdan akla ve aklla bilinen ilimlere hcum eden sfler halka 'Siz yanlyorsunuz. Mcadele ilmine akl denilmez' demeye muktedir olamadklar iin akla veryansn etmilerdir. Bu ilme, uzun zamandan beri aklclk denildii ve kalplerde bylece yerletii iin artk oradan sklmesi, neredeyse insan gcnn dndadr. te bu bakmdan, sflerin zannettii ve ktledii akl ve aklla bilinen mkul ilimler, avamn nezdinde ve halk arasnda akl ismini tayan mcadele ve mnazara ilmi'Air. Allah Telnn bilinmesine ve peygamberlerin doruluuna mi'yar (l) ve mizan (tart) olan, btnn basiret nuru olan akla

gelince, onun ktlenmesi tasavvur dahi edilemez. nk Allah Tel bu akl eitli vesilelerle vmektedir. Eer o akl ktlenirse, artk ondan sonra vlecek ne kalr? Eer eriat, vlen bir nizamsa sorarz: - Bu vlen eriat ne ile bilinmitir? 282) irz; el-Elkab, (Sehl b. Sa'd'dan) 283) Abdullah b. Selm'n knyesi Ebu Yusuf tur. Aslen yahudi idi. Raslullah Medine'ye terif ettikten sonra mslman olmutur. H. 43 ylnda Medine'de vefat etmitir. 278 phesiz aklla bilinmitir. Bu bakmdan, eriatn bilinmesine vesile olan akl, hakikate uygun olmayarak ktlenirse, eriatn da ktlenmesi gerekir. (Madem ki eriat zenmedilemez, o halde, bilinmesine ve doruluuna vesile olan basiret nuru olan akl da zemmedilemez). 'eriat, yaknin gzyle ve imann nuruyla bilinir, aklla deil!' diyen bir kimsenin szne iltifat edilmez. nk o, yakn gznden ve iman nurundan neyi murad ediyorsa, biz de akldan ayn eyi murad ediyoruz. Bizce akl, insan hayvandan ayran btm sfatn ta kendisidir. Akl hereyin hakikatini bildiren tefrik edici bir sfattr. Onunla eyann hak-kati bilinir. Bu kr dvlerinin ou, hakikatleri tbirlerden elde etmeye alan kimselerin cehaletinden domaktadr. Bu cehalete giriftar olan topluluklar, halkn terimler hakkndaki deiik grlerinden dolay bu felketlere srklenmilerdir. Akl hakknda bu kadar aklama yeterlidir. Allah herkesten daha iyi bilendir! Allah'n hamd ve minnetiyle Kitab'ul-lim burada sona ermitir. Allah Tel, Hz. Muhammed (s.a) ile yer ve gk ehlinden setii her sekin kuluna rahmet eylesin! Allah'n izniyle Kitab'ulIlim'in ardndan inanlarn esaslarn anlatan Kitabu Kavid'ilAkid gelecektir. Evvelinde olduu gibi, sonunda da 'hamd ancak Allah'a mahsustur' deriz. kinci Kitap KTABU KAVD'L-AKD x Ehli 4 Risale ve Ayrlma, II. Kitabu Kavid'il-Akid BRNC BLM Ehli Snnet'in slm'n artlarndan Olan Kelime-i ehdet Hakkndaki nanc Yaratan, lmden sonra tekrar hayat veren, dilediini en gzel ekilde yapan, vlen, Ar'm sahibi olan, iddetli gazab bulunan, kullarnn en sekinlerini doru yola ileten ve onlara bu yolda sebat veren; kendilerine Tevhid inancn nasip ettii bu kullarna, inanlarn phe ve tereddtlerden korumak suretiyle nimet ihsan eden, onlar sekin kulu ve rasl Muhammed Mustafa'nn (s.a) yolunda yrmeye muvaffak klp, kendilerine onun erefli ashabnn izinden gitmeyi ltfeden, ztnda ve fiillerinde kullarna sfatlarn, ancak can kulayla dinleyenlerin anlayabilecei en iyileriyle tecelli eden; ztnda bir, ortaksz ve benzersiz olup, btn mahlktm her eit

ihtiyalarn verdiini, zdd olmayan biricik zat ve ei bulunmayan bir varlk, evveli olmayan bir "Vhid, sonu bulunmayan ve varl ebediyyen devam eden nihayetsiz bir Kayym, kesintisiz bir varlk, ezel ve ebedde cell sfatlaryla muttasf ve namtenahi bir zat olduunu kullarna bildiren Allah'a hamd senalar olsun! Zamann akp gitmesiyle, Allah zeval bulmaz! O, (hereyden nce mevcut olan) Evveldir, (herey helak olduktan sonra geriye kalacak) /ur'dir. (O'nun varl saysz delillerle) Z/ir'dir. (Akllarn idrak edemeyecei zt ise) Btn.'dr. O hereyi bilendir. (Hadd/3) Tenzih Allah suretlenmi bir cisim olmad gibi, takdir ve tahdid edilmi bir cevher de deildir. O ne takdirde ve ne de taksimde hibir cisme benzemez. Cevher olmad gibi, cevherlerin merkezi de deildir. Araz olmad gibi arazlarn bulunaca yer de deildir. O hibir mevcuda, hibir mevcud da O'na benzemez. O, gklerin ve yerin yaratcsdr. Size kendi cinsinizden eler klmtr. Davarlardan da iftler... Sizi bu tarzda yaratp retiyor. O'nun benzeri yoktur. O Semidir (btn sylenenleri iitir), Basr'dir (btn yaplanlar grr). (ra/l) 283 282 Hibir ey O'nun benzeri olamaz. O da hibir eyin benzeri deildir Hibir ey Onu snrlandrmaz ve kt'alar kapsamaz. Cihetleri yoktur. Yer ve gkler Onu istiab etmez. O, syledii vehile 'istiva etmek'ten hangi mny kastetmise o mn ile arn zerine istiva etmitir. O, ar ile temas etmek, onun zerine yerlemek, oraya vki olmak ve baka yere intikal etmek gibi sonradan yaratlanlarn vasflarndan mnezzeh ve uzaktr. Zira ar, yaratlm olmak hasebiyle Onun azametini tayamaz. Aksine ar da, ar tayan melekleri de kudretinin ltfuyla O tamaktadr. Btn bunlar O'nun kudret elinde bulunmaktadr. O, arn, gn en st noktasndan t yerin en alt tabakasna kadar hereyin stndedir. Fakat bu durum onu yerden ve yerin en alt tabakasndan uzaklatrmad gibi, ara ve gklere de yaklatrmaz. Bu stnln yaknlk ve uzaklk asndan herhangi bir tesiri yoktur. O'nun derecesi hem artan ve gklerin en st noktasndan ve hem de yerden ve yerin en alt tabakasndan daha ycedir. Buna ramen O, her varln yaknndadr; kullarna da ah damarndan daha yakndr. O, hereye (btn yaptklarnza) ahiddir. (Sebe/47) Onun yaknl cisimlerin yaknlna benzemez. Nitekim zt da cisimlerin kendilerine benzemez! O, hibir zarfa girmedii gibi hibir eye de zarf olamaz. O, zaman hududlarnm dnda olduu gibi mekn kapsamnn da dndadr. O, zaman ve mekn yaratmazdan evvel ne idiyse, imdi d ayn eydir. O, sfatlaryla da yarattklarndan ayrlr. Zt, kendisinden bakas olmad gibi, bakasnda da deildir. O, tayir ve tebdilden mnezzehtir.

Sonradan meydana gelenler Onda yer alamazlar. Onda arz eyler de yoktur. O, cell sfatlaryla daim bir ekilde zeval ve yokluktan mnezzehtir. O, kmil sfatlarnda daha geliip kemle ermekten mstanidir. (O'nun sfatlar ztna yaraacak derecede kemlin zirvesin-dedir. Eksiklik yoktur ki sonradan giderilsin!) Onun varl aklla bilindii gibi, zt da ltfu gerei ve nimetini tamamlamak zere Dr'ul-Krar olan cennette ebrra (iyilere) grnecektir. Hayat ve Kudret Allah Tel Hayy'dir, Kdir'dir, Cebbr'dvc, Kahhr'dr. O'nun hibir kusuru, aczi olamaz. O'nu uyuklama ve uyku tutmaz. Fnilik ve lm Onun hakknda szkonusu deildir. O, mlkn, melektun, izzet ve cebertun sahibidir. Hkimiyet, kuvvet, yaratmak ve emretmek yalnzca O'na aittir. Kyamette gkler Onun sanda, drl olarak duracaktr. Btn yaratklar O'nun emri altnda ve kudret elinde bulunmaktadr. Btn varlklar O var etmitir ve onlarn yaptklarn da kendisi yaratmtr. Rzk ve ecelleri takdir eden O'dur. Takdir olunanlar ve emirlerin evrilip evrilmesi kudreti dahilindedir. Takdir buyurduklar saymakla bitmez ve malumatnn (ilminin) de nihayet ve snr yoktur. lim O, hereyi bilen; ilmi, yerlerin en alt ksmyla gklerin en st noktas arasnda cereyan eden hdiseleri kapsayan, zerreciklerin dahi ilmi haricinde kalmad bir limdir. O, zifiri karanlkta kapkara bir ta zerinde yryen simsiyah bir karncay ve onun ayak izlerini dahi bilir. Atmosferdeki zerreciklerin hareketlerini, tm srlar ve en gizli eyleri bilir. Kalplerin dncelerine, hayallerin kprdanna, srlarn gizliliine vakftr. Btn bunlar kadm ve ezel ilmiyle bilmektedir. Bu ilim asla deimeyecek, hibir zaman kaybolmayacak bir ilimledir. Ztnda sonradan var olup da bir zamana kadar devam edecek bir ilim deildir. rade Allah Tel btn kinatn varln irade eden ve btn hdiseleri dzenleyen ve yneten bir zattr. Kainatta az veya ok, kk veya byk, hayr veya er, menfaat veya zarar, iman veya kfr, irfan veya cehalet, ,-_ zafer veya yenilgi, fazlalk veya noksanlk, itaat veya isyan, grnr-g-rnmez her ne cereyan ediyorsa mutlaka Onun kaza, kader, hikmet ve meiyyetinin hududlar dahilindedir. Bu bakmdan Onun diledikleri olur; dilemedikleri olmaz. Hibir bak ya da hibir dn O'nun dilemesinin dnda deildir. O yoktan var edici, yok olduktan sonra tekrar iade edici, irade ve emrinin nnde hibir engelin duramad ve hibir kuvvetin, kaza ve kaderini reddetmedii Allah'tr. Eer Onun tevfik ve rahmeti olmasa, hibir kul isyandan kaamaz. Yine O'nun dileme ve iradesi olmasa hibir kul itaata g yetiremez. Eer tm insanlar, cinler, melekler ve eytanlar bir araya gelip de kinattaki bir zerrecii yerinden oynatmak veya hareketine mni olmak isteseler, O'nun irade ve dilemesi olmakszn bu hususta kesinlikle ciz kalrlar.

Allah Telnn iradesi, dier sfatlar gibi zt ile kaimdir. O, daima bu sfatlarla muttasftr. Olacak olan hereyin kendisi iin belirlenen zamanda olmasn ezelde irde buyurmutur. Bylece herey bu ezel irde dorultusunda ne bir saniye nce ve ne de bir saniye sonra olmamak artyla kendileri iin belirlenmi zamanlarda gerekleir. Varlnda irade d bir deime, bir bozulma olamaz. Btn bunlar yaparken de Allah Tel iin dnme ve zaman harcama szkonusu deildir. te bu srra binaen hibir durum Allah' megul edip baka eylerden gafil klamaz. Sem' ve Basar (Duyma ve Grme) Allah Tel, Semii ve Basir'dir (iitir ve grr). itilmek durumunda olan nesneler, ne kadar gizli olursa olsunlar O'nun iitme sfatndan hari kalamaz. Ayn ekilde, grlmek durumunda olan eyler de ne kadar ince olurlarsa olsunlar, grme sfatndan hari olamaz. Uzaklk, iitmesini en-gelleyemedii gibi, karanlk da grnvsint- mni olamaz. O, gz bebei ve gz kapakln olmakszn grd gl> kulak kepesi ve kulak zar ol284 makszn da iitir. Nitekim kalp ve dimasz bilir, zasz alr ve aletsiz yaratr. nk O'nun ne zt ve ne de sfatlar yarattklarnn zt ve sfatlarna benzemez. Kelm Allah Tel konuur ve bununla emreder, nehyeder, va'd ve tehditlerde bulunur. Ancak O'nun konumas zt ile kaim, kadm ve ezel olup yaratklarn konumasna benzemez. Bu bakmdan O'nun konumas hava titreimlerinden veya cisimlerin arpmasndan meydana gelen ses ile olmad gibi dudaklarn kapanmasyla veya dilin hareket etmesiyle meydana gelen harflerle de deildir. Kur'an, Tevrat, ncil ve Zebur, peygamberlerine gnderdii semav kitaplardr.1 Kur'an dille okunur, mushaflarda yazlr ve kalplerde korunur. Fakat bununla beraber kadmdir; Allah'n ztyla kaimdir. Kalplere ve sayfalara nakledilmesi onu Allah'n ztndan ayrmaz ve byle bir ayrm da kabul etmez. Hz. Musa (a.s), Allah'n kelmn sessiz ve harfsiz olarak dinledi. Nitekim, iyiler (ebrr) de Onun ztn hirette cevhersiz ve arasz olarak grecektir. te btn bu sfatlarda muttasf olan Allah diridir, limdir, kudret ve irde sahibidir O iitir, grr ve konuur. Fakat dirilii, kudreti, ilmi, iradesi, iitmesi, grmesi ve konumas sadece (Mu'tezile'nin inand gibi) zt ile deildir. (Aksine bu sfatlar ztn gayrisi ve ondan ayrlmaz birer hakkattir.) Fiiller Allah Tel'dan baka ne varsa, cmlesi O'nun fiiliyle meydana gelmitir ve adaletinden feyizlenmitir. O varlklar en gzel ve en gelimi ekilde var etmitir. Allah Tel fiillerinde hikmet sahibidir. Kaza ve kaderlerinde dildir. O'nun adaleti, kullarnn adaletiyle kyas edilemez. nk kul, bakasnn mlknde tasarruf ettii zaman, kendisinden zulm sdr olur. Buna gre Allah'tan zulmn sudru tasavvur olunamaz. nk Allah Tel bakasnn mlknde tasarruf etmez ki bu zulm olsun. Allah'tan baka, insan,

cin, melek, eytan, gk, arz, hayvan, bitki, cansz eyler, cevher, araz, bilinen ve grnen her ne varsa hepsi, sonradan, Allah'n kudretiyle yaratlmtr. Btn bunlar yoktan var edilmitir. Allah Tel ezel'de tek bana idi ve kendisinden baka hibir varlk yoktu. Bundan sonra kudretini gstermek ve gemi iradesini uygulama sahasna karmak iin mahlukt yaratt. Bunlar muhta olduu iin deil, ezel iradesinin tahakkuku iin yaratmt. Yaratmak ve icad etmekle mkellef olmak, O'nun iin vacib ve zarur bir vazife telkki edile285 1) Burada tahrif edilmezden nceki Tevrat, ncil ve Zebur kastedilmektedir. Szkonusu olan, gnmzdeki muharref Tevrat, incil ve Zebur deildir. mez. O bunlar ancak ltuf ve insanyla yapmtr. Nimet vermek ve slah etmek de onun iin zaruri ve yaplmas gereken bir vazife deildir. Bu bir ltf-u ilhdir. Bu bakmdan fazl, ihsan, nimet ve minnet O'na aittir. nk O, kullarnn zerine eit eit azaplar gndermeye ve onlar birok elemlere ve hastalklara mptel etmeye kadirdir. Eer byle yapacak olsa bu irkin bir fiil ve zulm deil, aksine adaletin ta kendisi olurdu. Allah Tel m'min kullarnn ibadet ve taatlarm ltuf ve keremiyle mkafatlandrr. Yoksa bu, Allah iin zorunlu ve zaruri bir vazife deildir. nk hibir kimsenin ve hibir varln Allah'a herhangi bir devi ykletmesi dnlemez. Allah'tan herhangi bir zulmn sadr olmas tasavvur olunamad gibi, herhangi bir varln Allah zerinde bir hakknn bulunmas da mmkn deildir. Taat ve ibadetlerde kullar zerindeki hakk sadece akl yoluyla deil peygamberlerinin bildirmesiyle de vacip olmutur. Allah Tel peygamberler gnderdi ve onlarn doruluklarn apak mucizelerle teyid ve takviye etti. Onlar da Allah'n emrini, yasan, va'dini ve vadini halka tebli buyurdular. Bylece halka da getirmi olduklar ilh hkmlerde peygamberleri dorulamak ve tasdik etmek vazifesi dt. ehdet'in kinci Kelimesinin Anlam Peygamberin peygamberliini tasdik edip buna ahidlik etmektir. Allah Tel mektep ve medrese grmeyen peygamberi Hz. Muhammed'i (s.a) Kurey kabilesinde grevlendirdi. Onu Arap, Acem, cin ve insanlarn tamamna gnderdi. Onun eriatyla -bu eriat tarafndan kabul olunan ksmlar hari- daha nceki tm eriatlar yrrlkten kaldrd. Onu, btn peygamberlerden stn klarak insanln efendisi yapt. Allah Tel kendisinden baka mbud olmadna inanmaktan ibaret bulunan imann ancak 'Muhammed Allah'n Rasl'dr' ehadetiyle kemle erebileceine hkmetmitir. O btn insanlar, peygamberleri Hz. Muhammed'in gerek dnya ve gerekse de ahiret konusunda getirmi olduu eylerin hepsini tasdikle mecbur tutmutur. Dier taraftan Hz. Muhammed'in lmden sonraki hayata dair sylediklerini kabul etmeyen hibir kulun imannn kabul olunmayacan da iln etmitir. Nekir ve Mnker'in Sualleri

lmden sonraki hdiselerin birincisi Nekir ve Mnker'in kabirdeki sualleridir. Nekir ve Mnker, korkutucu ve heybetli iki melektir. Bu iki melek, kulu ruh ve cesetle birlikte kabirde oturturlar. Sonrada ona Tevhid ve Risalet'i sorarak 'Rabbin kimdir? Dinin nedir? Peygamberin kimdir?' derler.2 2)Tirmiz,bnHibban,(Ebu Hreyre'den); Tirmiz sahih olduunu sylemitir. Bu iki melek, kabrin mihenk tadr.3 Onlarn sualleri lmden sonraki ilk fitne ve denemedir.4 Kabir Azab mann kabul olunmas iin kabir azabna da inanmak gerekir.5 Kabir azab haktr. Hem cisme ve hem de ruha uygulanacak ve Allah'n diledii bir zamana kadar srecek olan bu azap adaletin ta kendisidir. Mizan Bu terazi, byklk bakmndan gklerin ve yer kresinin byklne eittir. Onunla (Allah'n kudretiyle) ameller tartlr. Bu terazinin gramlar, zerreler ve hardal taneleridir. Gramlarn bu kadar kk olmas, adaletin tam tecelli etmesi iindir. yilik sayfalar bir hasene eklinde nr kefesine konur ve mizan Allah'n fazlyla ve Onun nezdin-deki derecelerine gre arlar. Gnah sayfalar ise, bir gnah suretinde zulmet (karanlklar) kefesine konur ve bylece mizan Allah'n adaleti hkmnce bunlarla hafifleir.6 Srat Srat, cehennem zerine kurulmu, kltan keskin ve kldan ince bir kprdr. Allah'n hkmyle, kfirler, bu kpr zerinden kayarak cehennemin dibini boylayacaklardr. Yine Allah'n fazlyla m'minlerin ayaklar bu kpr zerinde sabitleir ve bylece karar evi (Dr'ul-Karr) olan cennete varlr.7 Kevser Havuzu Srat geen m'minler cennete girmeden nce Hz. Muhammed'in (s.a) kevser havuzundan kana kana su ierler. Bu yle bir iitir ki artk bir daha susamazlar. Bu havuzun eni, bir aylk mesafedir. Suyu, stten daha beyaz, baldan da daha tatldr. Kenarnda, gkteki yldzlar adedince bardak vardr. Havuza alan iki oluktan devaml olarak kevser suyu akmaktadr.8 Hesap Hesap Mahlktm hesab eitli durumlar arzetmektedir: Kiminin hesab iddetli ve mnakaaldr. Kimilerine de hesapta msamaha gsterilir. Bazlar ise hesaba ekilmeksizin cennete girer ki bunlar mukarrebndir. Bu bakmdan Allah Tel, diledii peygambere 'Peygamberlik vazifeni yerine getirdin mi?' ve diledii kfire de 'Sen peygamberleri yalanladn m?' < Ahraed b Uanbel.ibn H.bban, (Abdullah b. Am, dan) 4 tak^bu hadse rastlamadm soylem.sr. 5) Buhri, Mslim, (Hz.Aie den) 6) fil Revhak (Hz. mer'den) 7) TSuh^ve Mslim, (Ebu Hreyre'den. 8) Mslim, (Enes'ten) Hsn- Zan KNC BLM

radn Kademeli Olarak Yaplmas ve tikad Derecelerinin Tertibi Akide hakknda sylediklerimizin yeni yetien ocua telkin edilmesinin uygun olduunu bilmelisin. Bylece ocuk kk yalarda rendii Ibu bilgileri unutmayacak ve ya ilerledike de mnlarn yava yava 1 anlayacaktr. lk anda gerekli bilgileri retmek, ikinci kademede m-I nsm anlatmak, daha sonra inanp yakn hasl etmesini ve i dorulamasn salamak gerekir. Bu ise ocuklarda delilsiz ve burhansz I meydana gelen bir durumdur. nsan kalbinin, ilk yetimesi annda hibir delile ihtiya olmakszn iman kabul etmeye msait bir ftratta bulunmas Allah'n bir fazldr. Bu durum nasl inkr edilebilir? Halk tabakasnn btn inanlar, balangta mcerret telkin ve sade taklidden ibaret deil midir? Evet, sadece taklidden meydana gelen iman, balangta zaaftan kurtulmu deildir. Byle bir imana sahip olan kiinin inancnn, zddmn telkiniyle silinip gitmesi mmkndr. Bu bakmdan, bu inancn ocuun ve halk tabakasnn kalbine sarslmayacak derecede yerletirilmesi gerekir. Fakat bu inancn takviyesi ve yerlemesi iin muhakkak Cedel ve Kelm sanat renmek art deildir. Aksine Kur'an ve tefsirini, hads ve mnlarn okumak, sair ibadet vazifeleriyle megul olmak yeterlidir. Kulaklaryla dinledii Kur'an'm delil ve hccetleriyle hadslerin ahitlik ve faydalar; yapt ibadetlerin nurlar; meclislerine devam ettii salih kullarn feyizleri, gzel konumalar, simalar ve Allah Tel'ya kar davranlar sayesinde iman kiinin kalbine kuvvetli bir ekilde yerleir. Bu bakmdan ilk yaplan telkin kalbe salan bir tohum gibidir. Saydmz sebepler ise, o tohumu terbiye etmek ve sulamak gibidir. Bu terbiye ve sulama ameliyesi, o tohumun geliip kkji sabit, dallar yukarya doru uzanm kuvvetli bir aa olmasna kadar devam etmelidir. Kendisine imann telkin edildii kiinin kulan cedellerden ve kelm dedikodularndan muhafaza etmelidir. Zira cedelin kartrmas dzenlemesinden, ifsad ise slahndan daha fazladr. nanlarn cedel ile takviyeye allmas da tpk bir aacn demirlerle evrilmesi ve gvdesine demirler sokulmasna benzer. Bu ilem aacn kuvvetlenmesi ve dallarnn daha fazla olmas iin yaplmaktadr. Halbuki ok defa demir, gvdede at yara ve bereler sebebiyle aac rtr ve ifsad eder. Bu konudaki tecrbeler yeterlidir ve bizzat grlen hdiseler bu hususta ayrca delil getirmeye hacet brakmamaktadr. Halk tabakasnn salh ve takvaya erien fertlerinin inancn, kelmclarn ve cedelcilerin inanc ile kyasla! Greceksin ki avmm inanc, sebat bakmndan koskoca dalar gibidir; felket ve imeklerle yerinden kprdamaz. Fakat inancn cedelin taksi291 matyla koruyan kelmcmn akidesi ise, havada asl bir ip gibi, esen rz garlarn tesiriyle saa sola sallanp durmaktadr. Ancak, inanlara ait delilleri dinleyen, akidesini taklidi yoldan ald gibi, delilleri de taklidi yoldan alan kii bu hkmn

dnda kalr. Zira delili taklid ile renmekle delilin medluln ve mnsn renmek arasnda hibir fark yoktur. Bu bakmdan delilin telkini ayr, dnce ile delil bulmaksa daha ayr bir keyfiyettir. Bunlar birbirlerinden uzak mn ve mefhumlardr. Bu hakikatlerden sonra bilmelidir ki kendisine inan telkini yaplan ocuk, o inan zerine byr ve daha sonra dnya kesbiyle itigal ederse, ona dnyadan baka herhangi bir kap almaz. Fakat o, kklnde alm olduu hakikat ehlinin inanc sayesinde hirette kurtulur. Zira eriat, Hz. Muhammed'in huzurunda iman eden, mektep ve medrese grmemi Araplar, Islm inancn grnr ksmna (zahirine) tereddtsz inanmaktan baka bir eyle mkellef klmamtr. Hibir eyden haberi olmayan, sadece Hz. Peygamberin huzuruna gelip kesinlikle iman edenler aratrma ve tefti, delilleri tanzim ve tertip zorun-luluuyla mkellef deillerdi. Eer insan ahiret yolcularndan olmak istiyor, bununla beraber Allah'n tevfki de kendisine yardmc oluyor ve bu tevfik sayesinde hiret amellerini yapyor, takvay tercih edip nefsinin he-vsndan uzak duruyor, riyazt ve mchede ile itigal ediyorsa kendisi iin hidayet kaplar ak demektir. Bu inancn hakikatleri, kalbe atlan ilh bir nr sayesinde belirir. Bu nr mchedenin yz suyu hrmetine ve Allah'n va'dinin gereklemesi iin ihsan edilmitir. Nitekim Allah Tel yle buyurmaktadr: Bizim urumuzda mchede edenlere, elbette (kendilerini bize ulatracak) yollarmz gsteririz. Muhakkak ki Allah iyilik yapanlarla beraberdir. (Ankebt/69) Mcahidin kalbine ilka edilen ilh nr, sddk ve mukarreblerin imannn gayesi ve sonucu olan nefis, bir cevherdir. Ebubekir Sddk'm (r.a) gsne yerleen ve onun (peygamberler hari) btn insanlardan stn olmasna vesile olan sr ile bu cevhere iaret buyurulmutur. Bu srrn inkiaf, cihadn ve Allah'tan baka her eyden temizlenen i lemin derecesine ve faydalanmasna baldr. Bu tpk halkn tb, fkh ve dier ilimlerdeki baar derecelerine benzer. nk bu sahalarda insanlar, almalarna, ftr zek ve kavraylarna gre eitli ubelere ayrlmaktadr. Bu madd ilimler sahasnda halkn snflara ayrlmas ve ubelerin tekel altna alnmas nasl mmkn deilse, srlara ait derecelerin muayyen zmrelere tahsisi, eitlerinin herhangi bir sayyla snrlandrlmas da imknszdr. 292 Za'fern'nin rivayet ettiine gre mam afi yle buyurmutur: 'Kelmclar hakkndaki hkm udur: Onlar sopa ile dvlmeli, kabileler ve airetler arasnda gezdirilerek yle barlnahdr: Allah'n kitabn ve Raslullah'n snnet-i seniyyesini terkedip Kelma, dalanlarn cezas ite budur'. Ahmed b. Hanbel ise yle buyurmutur: 'Kelm sahibi hibir zaman felah bulamaz. Biz, Kelma, dald halde kalbinde slm hakikatlere kar ek ve phe olmayan hi kimseye rastlamadk'.

mam Ahmed kelmclar iddetle itham etti ve hatta zhd ve takvasna ve bid'atlar reddeden bir kitap yazmasna ramen Haris el-Muhsib'yi terkederek onunla arkadalna son verdi ve ona yle hitap etti: 'Yazklar olsun sana! Sen nce bid'atlar anlatyor ve sonra da onlara hcum ediyorsun. Bylece sen, bid'atlar tasvir eden kitabnla halk, onlar mtalaa etmeye ve pheli konularda dnmeye sevkediyorsun. Bu durum, okuyanlar, grlerini izhra ve aratrma yapmaya zorlamaz m?' Yine mam Ahmed 'Kelm limleri zndktr' demitir. mam Mlik ise yle buyurmutur: 'Acaba bir cedelcinin, daha kuvvetli bir cedelci gelip de kendisini malup ettiinde dinini terketmeyeceini mi sanyorsun? Cedelci iin her gn yeni bir din meydana gelir'. mam Mlik bu szleriyle dikkatlerimizi cedelcilerin hkmlerindeki farklla ekmek istemitir. Yine kendileri yle demilerdir: 'Bid'at ve heva sahiplerinin ahidlikleri caiz deildir'. Baz arkadalar onun bu szn 'mam, heva sahiplerinden -hangi mezhebde olurlarsa olsunlarkelmclar kasdetmektedir' eklinde te'vil etmilerdir. Ebu Yusuf da yle buyurmutur13: 'lmi, Kelm ile talep eden bir kii zndkl kabul etmitir'. Hasan Basr ise 'Sakn hev ehliyle tartmaya girimeyin. Onlarla oturmayn ve szlerini dinlemeyin!' buyurmutur. Selefin btn muhaddisleri bu hkmde ittifak etmilerdir. Bu mevzuda, selef limlerinden nakledilen tehditlerin haddi hesab yoktur. Nitekim selef limleri yle buyurmutur: 'Hakikatleri herkesten daha iyi bilmelerine, kelimeleri daha iyi tertip ve tanzim etmelerine ramen, sahbe-i kiram bir konuda skt etmilerse, mutlaka konutuklar takdirde er ve fesadn doacan bildikleri iindir'. te bundan dolaydr ki Hz. Peygamber yle buyurmutur: 13) Knyesi Ykub b. brahim'dir. mam- A'zam'n ilen gelen taleb el erindendir. 293 hoca . stad, mahzurlu olan birtakm stlahlara benzer. Eer mahzur, Mnazara ve de murad olunan mnlarda 14) Mslim, (hn Meydan) ve tbirlerinde deil z bu mnlardan an- ^ sonradan meydana kastediyoruz. Kitekm kasHz. Ali, amcazadesi bn Abbas' Hariclere gndermiti. bn Abbas ile Haricler arasnda yle bir konuma geti: bn Abbas, Hariclere 'mamnza niin darldmz?' diye sordu. Onlar da "Harp ettii halde esir almad ve maluplarn mallarn ganimet yapmad iin...' cevabn verdiler. Bunun zerine bn Abbas unlar syledi; 'Malup dediklerinize esir muamelesi yapmak ve mallarn ganimet saymak kfirlerle olan muharebelerde szkonusudur. Sizlere soruyorum; Hz. ie (r.a) esir edilseydi de

herhangi birinizin payna dseydi, Kur'an'n nassyla anneniz olan Hz. Aie'yi cariyeleriniz gibi hell sayacak mydnz?' Haricler onun bu szlerine 'Hayr!' karln verdiler. te bn Abbas'n tartmas... Bu muhavereden sonra Hariclerden iki-bin kii Hz. Ali'ye yeniden bi'at etmitir. Rivayet ediliyor ki, Hasan Basr (r.a) bir kaderciyle mcadele etmi ve onu bu fikrinden caydrmtr. Ali b. Eb Tlib (r.a) de kadercilerden biriyle mnazara ve mcadele etmiti. Ashabdan Abdullah b. Mes'ud (r.a) Yezid b. meyye ile iman konusunda mnakaa etmiti. Abdullah "Eer 'Ben m'minim' diyorsam, 'Ben cennetliim' de diyebilirim" dedi. Bunun zerine Yezid b. meyye unlar syledi: "Ey Raslullah'm arkada! Bu hkmn yanltr. nk iman, Allah'a, meleklerine, kitaplarna, peygamberlerine, lmden sonra dirilmeye ve mizana inanmadr. Yoksa namaz klmak, oru tutmak ve zekt vermek deildir. Bizim baz gnahlarmz vardr. Kendimizi ancak bunlarn affolunduunu bilirsek cennet ehlinden sayarz. te bunun iin de 'Biz m'miniz' der, ama 'Biz cennetliiz' demeyiz". Bunun zerine bn Mes'ud yle dedi: 'Ey meyye! Doru syledin. Allah'a yemin ederim ki ben hkmmde yanldm'. Sahabenin tartma yapt bir vakadr. Fakat szn en uygunu 'Onlar tartmaya ok az ehemmiyet verdiler. Uzun deil de ksa gittiler. Mnazara ve Kelm ilimlerini, ders vererek, kitap yazarak sanat edinmi deillerdi. Ancak ihtiya ve zaruret nnda tartma yapmaktan da geri kalmyorlard' demektir. Bu bakmdan deniliyor ki, sahbe-i kiramn mnazara ile az megul olmalar, zamanlarnda bid'atlarn bulunmay sebebiyle buna ihtiya hissetmeyilerindendir. Mnazara ve mnakaalar ksa kesmeleri, mnazaradaki gayenin hasm susturmak ve itirafa mecbur etmek olmayp aksine hakikati olduu gibi gstermeyi ve pheyi gidermeyi istihdaf etmesidir. O halde ashab- kiram ile tartanlar eitli zorluklar karan inat kimseler olsalard haliyle onlar da iddetli mcadele ve mnakaalara gireceklerdi. nk sahbe-i kiram, mnazaraya baladktan sonra, bunun ne kadar devam edeceine dair belli llere sahip deildi. Mnazara ilmini tedvine ve bu konuda kitap yazmaya teebbs etmemeleri ise detlerinin yle oluundan ileri gelir. Nitekim fkh, tefsir ve hads ilimleri hakknda da herhangi bir telif ve tedrisleri mevcut deildir. Bu htiyac kars mum 2- Bu ilmi renmek isteyende zek, sr'at-i intikal ve fesahat bulunmaldr. nk zeks msait olmayan bir kimse, rendiklerinden pek fazla yararlanamaz. Sr'at- intikale sahip olmayan kii de getirdii deliller bakmndan dinleyenlere faydal olamaz. Bu bakmdan byle bir insann konumasnda, menfaattan ok zarar vardr. 3- Kelm ilmini renenin tabiatnda salh, diyanet ve takva hasletleri bulunmaldr. ehvetleri kendisine galip gelmemelidir. nk fsk bir insan, en ufak bir phe ile dininden olur. Zira bu ufak phe, kendisiyle gnah ve ehvetler arasndaki perdeleri

yrtabilir. Byle bir insan, phenin giderilmesine almayp onu teklifin (sorumlu olduu eylerin) arlndan kurtulmak iin bir frsat addeder. Elbette ki byle bir insann fesad, slahndan kat kat fazladr. Bu ince taksimatlar bildiin zaman, sana gn gibi aikr olur ki Kelm ilminin medhedilen bu delilleri ancak Kur'an'm ince, kalpleri tesir altna alc, nefisleri ikna edici kelimeleri cinsindendir; yoksa birok insann anlayamad inceliklere ve taksimlere dalmak deildir. Farzedelim ki insanlar taksimata ve anlalamayan inceliklere vkftrlar. Byle de olsa onlarn birer balon ve sahibinin elinde zihinleri kartrmaktan baka hibir ie yaramayan birer konuma sanat olduuna inanrlar. Fakat bu incelikleri bilen bir insan, bu sanatta, kendisi gibi mahir birisiyle karlat zaman mukavemet gsterir ve ok inat bir ekilde tartmaya devam eder. Daha nce mam afi ve btn selef limlerinin, iaret ettiimiz zararlardan tr Kelm ilmine dalmay yasakladklarn biliyorsunuz. Yine biliyorsunuz ki bn Abbas'n Hariclerle olan, Hz. Ali'nin ve baka selef limlerinin kader hakkndaki mnazaralar herkese bilinmektedir. Bunlarn hepsi ihtiya annda yaplmtr. Byle bir mnazara ise her an gzeldir ve vlmeye lyktr. Evet, zaman deiir. Bazan Kelm ve Cedel ilmine ihtiya ok, bazen de az olur. Bu sebeple Kelm ilmiyle ilgili hkmn deimesi her an iin mmkndr. Halk tabakasnn inanmakla mkellef bulunduu, yolunda mcadele ettii ve phelerden korunduu hkm ite bu zikredilendir. phelerin izalesine, hakikatlerin kefine, eyann olduu gibi bilinmesine, bu kaidenin lfzlarnn zahirden anlalan srlarnn idrakna gelince, onun anahtar ancak ve ancak mchededir. ehvetlerin yok edilmesi, tamamen Allah'a ynelik bir fikre dalnmas, Allah'n mahza rahmetidir. Bu rahmetin gzel kokularna talip olanlar, ondan ancak nasipleri kadar feyz alrlar. steyenler, o rahmeti kabul edecek yerin genilii ve kalbin temizlii nisbetinde nasibdar olurlar. Bu rahmet derinlii idrak edilemeyen ve sahiline varlamayan bir denizdir! Mesele 'Senin bu konuman, bu ilimlerin zahir ve btnlarnn olduuna iarettir. Bir ksm gzle grlr derecede aktr. Bir ksm da gizlidir, ancak mcahede, riyazat ve ftursuz aratrma, saf fikir, matlubdan baka dnyann btn megalelerinden hli bulunan sr ile alp vuzuha kavuur- Bu iddia ilk bakta, eriata muhalif gibi grnr. Zira eriatn zahiri ve btn gizlisi ve a yoktur. Bilakis eriatta zahir, btn, gizli ve ak hepsi birdir' diyecek olursan, bilmi ol ki bu ilimlerin, gizli ve ak diye ikiye taksim edilmesi, hibir basiret sahibi tarafndan inkr edilemeyen bir hakikattir. Bu hakikati ancak ocukluk devresinde bireyler renmi ve bilhare malumat donmu; lim ve velilerin makamna eriememi acizler inkr eder. Bu keyfiyet er'

delillerden aka anlalmaktadr. Hz. Peygamber yle buyurmutur: phesiz ki Kur'an'n hem zahiri ve hem de btn vardr. Kur'an'n haddi ve matla vardr.18 Hz. Ali (gsne iaret ederek) yle buyurmutur: 'Muhakkak burada I ok ilim vardr. Keke bu ilimleri tayc kimseleri bulsaydm'. Hz. Peygamber baka hadslerinde de yle buyurmaktadr: Biz peygamberler, Allah tarafndan halk ile akllarnn alabilecei bir ekilde konumakla emrolunduk.19 Bir kimse, bir kavme, anlayamayacaklar bir konuma yaparsa, onun bu konumas, onlar iin fitne vesilesi olur.20 Allah Tel da yle buyuruyor: Biz bu misalleri, insanlar iin aklyoruz. Bunlar (bu misallerin gzelliklerini ve faydalarn) ancak limler anlar. (Ankebt/43) Hz. Peygamber dier bir hadsinde de yle buyurmutur: 18. bn Hibban, sahih, (bn Mes'ud'dan) 19. Bu hadis daha nce gemiti. 20. ilim blmnde gemiti. 304 phesiz, ilmin bir ksm vardr ki hazinelere benzer. O'nu ancak Allah' bilen limler zer. zldkten sonra da onlara ancak Allah'tan gafil bulunan kimseler hcum ederler.21 Bu hads-i erifi Kitab'ul-llim'de de zikretmitik. Hz. Peygamber dier bir hadslerinde ise yle buyurmutur: Sus Eer benim bildiklerimi siz de bilseydiniz, mutlaka az gler ve ok alardnz.22 Fakat Hz. Peygamber; kendisinin bildii fakat bizce bilinmeyen bir srr Allah tarafndan 'nsanlarn anlay bu srrn idrakndan cizdir, onun iin bunu ifa etme' emri veya buna benzer birey bulunmasayd neden ifa etmesindi? Hz. Peygamber bunu ashab- kirama (veya halka) niin sylemesindi? Hi kukusuz eer Hz. Peygamber bildiklerini syleseydi, dinleyenler kendisini tereddtsz tasdik ederlerdi. bn Abbas (r.a) 'O Allah'tr ki yedi gk ve arzdan da onlarn mislini (yine yedi kat) yaratmtr. Allah'n emir ve kazas btn bunlarn arasnda inip duruyor. Bilesiniz ki Allah hereye kadirdir ve ilmiyle hereyi kuatmtr' (Talk/12) ayeti mnasebetiyle 'Eer bu ayetin gerek yorumunu sylesem, mutlaka beni ta yamuruna tutardnz' (Baka bir rivayette ise ".. mutlaka bana 'kfirsin' derdiniz") buyurmutur. Ebu Hreyre (r.a) yle buyuruyor: 'Hz. Peygamberden iki yk dolusu ilim rendim. Birisini syledim; dierini ifa etseydim mutlaka kafam kesilirdi'. Hz. Peygamber yle buyurmutur: Ebubekir size stn olmasn ok oru veya ok namazla deil, gsnde yerleen bir sr ve hikmet sayesinde salamtr.23 Allah Tel Hz. Ebubekir'den raz olsun! Hi kukusuz stnlne vesile

olan gsndeki sr, din kaidelerle ilgili ve onlarn dna kmayan bir hakkattir. Halbuki din kaidelerden olan birey, zahir cephesiyle Hz. Ebubekir'den baka mslmanlarda da grnmektedir. Sehl et-Tster yle der: 'limin ilmi ksmdr: 1) Zahir ilmi; bu ilmi, zahir ehline verir. 2) Btn ilmi; bunu da ancak btndan anlayanlara izhar eder. 3) Kendisi ile Allah arasnda bulunan ilim ki bu ilmi hibir kimseye izhar etmeye me'zun deildir'. 21) lim blmnde gemiti. 22) Buhr ve Mslim, (Hz. ie ve Enes'ten) 23) Hini blmnde gemiti. 305 Ariflerden bir zat 'Rubbiyetle ilgili srr ifa etmek, kfrn ta kendisidir' buyurmutur. Bir zat da yle demitir: 'Rubbiyetle ilgili bir sr vardr. Eer izhar edilirse, nbvvet iptal edilir. Nbvvetin de bir srr vardr. Eer o sr kefedilirse, ilim iptal edilir. Allah' bilen limlerin de bir srr vardr. Eer o limler bunu izhar ederlerse ahkm- diniyye iptal olunur'. Eer bu sz syleyen zat, peygamberliin, zayf kimselere verilmeyecei iin iptal olunacan kastetmemise bu sz yanl ve hf- hakkattir. Sahih hkm yledir: O gizli ve rubbiyetle ilgili sr ile nbvvet arasnda hibir ekilde tenakuz mevcut deildir ki izhar ile nbvvet iptal edilsin. Kmil insan, kalbindeki nurun marifet ve takva nuruyla elimedii ve snmedii bir kimsedir. Takvann zirvesi ise nbvvettir. Mesele "Zikrettiin bu rivayetlerin ve hadslerin birtakm te'villeri vardr. Bu bakmdan zahir ile btnn ihtilafn beyan ediniz. nk eer btn, zahirle eliiyorsa, o vakit btnda eriatn iptali szkonusudur. Bu 'Hakikat, eriatn hilafdr' diyen bir kimsenin iddiasdr. Byle bir iddia ise kfrn ta kendisidir. nk eriatn zahirden, hakikatin ise btndan ibaret olduu iddia ediliyor. Eer zahir ile btn arasnda tenakuz ve ihtilf yoksa o vakit btn, zahirin ta kendisi demektir. Bu bakmdan ilmin, zahir ve btn olarak taksim edilmesi keyfiyeti de ortadan kalkm olur. Bu keyfiyet ortadan kalknca da eriatn ifa edilmeyecek herhangi bir srr kalmaz. O vakit haf ile celi (zahir ile btn) ayn ey olur" dersen, bilmi ol ki bu sual byk bir felketi tahrik etmekte, dolaysyla insan, mkefe ilimlerini inkr etmeye srklemektedir ki bu da bizi muamele ilminin maksdunun dna karr. Halbuki kitabmzn hedefi muamele ilminin dna kmamaktadr. nk daha nce zikrettiimiz inan ve akideler, kalbin vazifelerindendir. Biz bu inanlar, kalben tasdik ve kabulle mkellefiz; hakikatlere varacak derecede incelemekle mkellef deiliz. Byle bir mkellefiyet halkn umumuna yklenmemitir. Eer zikredilen inanlar, amel ksmna dahil olmasayd, onlar bu kitaba dercetmezdik. Eer onlar, kalbin zahiriyle ilgili amellerden olmayp sadece btn ile alkadar olsalard, biz onlar kitabmzn

birinci ksmnda irad etmezdik. Hakik kefe gelince, o, kalp srrnn sfat ve btndr. Fakat zahir ile btnn mtenakz olduklarna dair -bu sualde olduu gibi-tahrik etmeye dalnd zaman bu meseleyi hail u fasl edecek veciz bir kelma ihtiya vardr. 'Hakikat, eriata muhaliftir veya btn zahire mn'akizdir' diyen bir kimse imandan ok kfre yakndr. Mukarreblerin zellii bulunan srlar -ki bunlar mukarreblerin dnda ou kimseler idrak edemez ve ilemeye ! de yeltenmez. Mukarrebler de onlar, ehli olmayanlara ifa etmekten menedilmilerdir- be ksma ayrlr: 306 Bir ey'in, haddi ztnda ince bir mevzu olup idrakndan birok anlaylarn ciz kalmasdr. te byle bir 'ey'in idrak edilmesi ancak havassn zelliidir ve onlara den vazife de bu incelii ehli olmayan kimselere ifa etmemektir. Aksi takdirde -onu idrak etmekten ciz olduklar iin- fitneye srklenirler. Ruhun srrn gizlemek ve Hz. Peygamberin (s.a) ruhun hakikatini beyandan ekinmesi bu ksma dahildir. nk ruhun hakikati, idrakin tesindedir. Ehl-i idrakin anlaylar hari, hibir idrak onun hakikatini tasavvur edemez! 'Sakn ruhun srr Hz. Peygamber'e malum olmamtr' zannna kaplma. nk ruhu bilmeyen nefsini bilmez. Nefsini bilmeyen de rab-bini nasl bilebilir? Ruhun srrnn bir ksm vel ve limlere de malum olmas keyfiyeti uzak bir ihtimal deildir. Bu vel ve limler, her ne kadar peygamber deilseler de, eriat nerede skt etmi ve neyi beyan etmemise onu aynen takip ederler. Allah'n sfatlarnda o kadar gizli hikmetler vardr ki insanlarn ounun zihinleri onlar idraktan cizdir. Hz. Peygamber bu hikmetlerin ancak halk tabakasnn zihnine yerleebilecek zahir ksmlarn zikretmitir: lim, kudret ve benzerleri gibi... Bunlar da halkn ilim ve kudretiyle bir nevi mnasebetleri ve ainalklar olduu iin zikredilmitir. nk halkn, ilim ve kudret denilen birtakm sfatlar vardr. te bu ilh sfatlar, hi olmazsa bir nev4 mukayese ile vehmederler. Eer Allah Tel, halkta bulunmayan ve onlarn sfatlaryla herhangi bir mnasebeti olmayan vasflar zikretmi olsayd phesiz ki halk, bunlar idraktan tamamen aciz ve uzak kalacakt. nk cima' bilmeyen bir ocuk veya cima'dan ciz olan (anin) kii, bu lezzetten bahsedildii zaman, ancak dier yiyeceklerin lezzetine nisbet ederek bireyler anlayabilir. Byle bir anlay elbette ki tahkiki ve kfi bir anlay deildir. Allah'n ilim ve kudretiyle mahlktn ilim ve kudreti arasndaki mesafe ve fark, cima lezzetiyle yemek lezzeti arasndaki farktan ok fazladr. Ksacas insan, ancak nefsini ve hl-i hazrda nefsinde bulunan sfatlarn idrak edebilir veya daha evvelce nefsinde peydah olmu sfatlar bilebilir. Sonra bunlara kyas ederek bakasna ait bulunan bu tip sfatlar da anlar. Bilhare bu sfatlar arasnda, eref ve kemal ynnden ayrlk ve farkllk

olduunu da tasdik eder. Bu bakmdan, beer iin Allah'a, ancak kendi nefsinde sabit olan fiil, ilim, kudret ve benzeri sfatlar isbat etmek imkn vardr. Bunlar isbat etmekle beraber, Allah'n bu tip sfatlarnn daha kmil ve daha erefli olduunu da tesbit eder. O vakit daha ziyade Allah Tel'ya mahsus olan cell sfatlarna deil, nefsinde nvesi sabit olan sfatlara ynelir. Bunun iin Hz. Peygamber yle buyurmutur". Ey Allahm! Sana, senin kendi zt- ulhiyyetine yapm olduun gibi sena edemem.24 Bunun mns; 'Ben idrak ettiimi izahtan cizim' demek deildir. Aksine zt- ulhiyyetin hakikatini idraktan gelen aczi itiraf etmektir. Bu srra binen baz limler 'Allah'tan bakas, O'nun hakikatini bilemez. (veya Allah' hakkyla kendisinden bakas bilemez)' demilerdir. Hz. Ebubekir es-Sddk yle buyurmutur: 'Hamd o Allah'a mahsustur ki marifetinden ciz olunduu gibi mahlukt iin marifetine gtrc bir yol da amamtr'. Biz, imdilik bu tarz konumalar bir tarafa brakarak hedefimiz olan o be ksmn birincisine dnelim ve zihinlerin idrakmdan ciz kald eyden bahsedelim. Birinci ksma ruhla birlikte Allah'n birtakm sfatlar da dahildir. Hz. Peygamber bu konuda yle buyurmutur: Allah Telnn nurdan yetmi perdesi vardr. Eer onlar aralasa O'nun yznn (cemlinin) parltlar, ulat hereyi yakar.25 ki Peygamberlerin ve sddklarm ifa etmekten menolunduklar hususlar arasnda bilinip anlatlmas zor olmayan bir sr vardr. Fakat onun izah edilmesi -peygamberlerin ve sddklarm dndadinleyenlerin birouna zarar verir. Ehl-i lmin ifa etmekten menolunduklar kaza ve kader srr da bu ksma dahildir. Bir ksm hakikatlerin zikredilmesinin bir ksm insanlara zarar verdii inkr edilemez bir gerektir. Gne nn yarasalarn gzlerine, gl kokusunun da pislikleri seven bceklere zarar verdii gibi... Byle bir ihtimal nasl uzak grlebilir? yle ki, bizim 'Kfr, zina, gnah ve ktlklerin tamam Allah'n kaza, irade ve meiyetiyledir' szmz haddi ztnda hak bir szdr. Fakat bunu sylemek bir kavme zarar vermektedir. nk bu sz dinleyen o kavim 'Sefahata gtren, hikmetin zddm yaptrtan, zulm ve kabih ilere rza gsteren Allah'tr' kanaatna 24) Mslim, (Hz. Aie'den). Aie validemiz Hz. Peygamber'in bu hadsi secde halinde sylediini belirtmitir. ?Rl Bu hads, mellif tarafndan Mikt'l-Envar adl eserinde de zikredilmitir. 309 308 varmaktadr. bn Rvend26 ve Allah'n rahmetinden mahrum olan bir taife bu szden tr ilhada sapmlardr.

te kaza ve kader srr da -eer ifa edilirse- birok kimsede birtakm vehimlerin domasna yol aar. nk halkn zihinleri, kader srrnn ifasndan doan vehimleri silmeye derman olacak ilalar idraka msait deildir. u sz doru ise zikrettiimiz ikinci ksma misl olabilir: Kyametin zaman zikredilse (kyamet bin sene veya daha fazla veya daha az bir zaman sonra vki olacaktr denilse) anlalr. Fakat kyametin vakti, kullarn maslahat sebebiyle ve onlar zarardan korumak dolaysyla zik-redilmemitir. Bu bakmdan kyametin vakti tayin edilseydi, o mddetin uzak olduunu mit ederek gnaha sapma ihtimali olabilirdi. nk nefisler ceza zamanm uzak grrlerse gnah ilemekten ekinmezler. Allah'n ilminde yakn olmas muhtemel olan kyametin yaknl zikre-dildii zaman da korku byr; halkn 'Naslsa yaknda kyamet kopacak' deyip almaktan vazgemesine ve dnyann harap olmasna vesile olur. ey, eer sarih bir ekilde zikredilirse hem anlalr, hem de hibir zarara vesile olamaz. Fakat buna ramen dinleyicinin kalbine daha iyi yerlesin diye istiare, mecaz ve iaret yolu ile zikredilir. nk dinleyicinin kalbine yerleince daha faydal olur. Mesel biri 'Falan grdm. ncileri domuzlarn boynuna takard' dese, bu szyle de ilmi ve hikmeti, ehli olmayan kimselere ifa etmeyi kasdetse, dinleyenin zihnine, hereyden nce ibarenin zahir mns yerleir. Mdekkik insan dnr ve o insanda inci olmadn ve bulunduu yerde de domuz bulunmadn renince srrn ve btnn hakikatini derhal idrak ederek meseleye vkf olur. nsanlar, bu mevzuda birok gruba ayrlmaktadr. Kimisi ser intikal-lidir, kimisinin ise idraki kttr. te bu ksm terennm iin air yle demitir: ki kii vardr: Birisi terzi, dieri dokumac... A'zul adl yldzda yzyzedirler; (veya birinci semada kar karyadrlar). Birisi daimi ekilde gidenin elbisesini dokuyor; br ise gelenin elbisesini dikiyor. air, gelme ve gitmeye tesir eden semav sebebi, terzilik ve dokumaclk sanatyla megul olan iki kii olarak tbir etmitir. Bu eit konuma, mny madde ile tbir etmek kabilindendir. Hem de ayn m* ny veya benzerini tazammun eden madde ile tbir edilmektedir. i Hz. Peygamberin u sz de bu kabildendir; zira iine atlan balgam ile mescidin burumayaca ak bireydir: Mescid, iine atlan balgamdan tr ate zerinde buruan deri gibi buruup drlr.27 Yani mescidin ruhen ve manen bykl tazime lyktr. Balgam, mescidi tahkir iin atldndan mescidin hrmet gerektiren vasfna zt der. Tpk atein, derinin czlerinin birlemesine zt dt gibi... Hz. Peygamberin u hadsi de bu kabildendir:

' ' >'-mi \\ '^\\ '^A -^: \'.\ Ban imamdan evvel (rk ve secdeden) kaldran bir kii, bann Allah tarafndan merkep bana dntrlmesinden korkmaz m?28 Bu keyfiyet, suret bakmndan hibir zaman tahakkuk etmemitir ve etmeyecektir de! Fakat mn bakmndan daima vardr. nk namazda imama tbi olmay gzetmeyenin kafas, hakikati, oluu ve ekli bakmndan merkep kafas olamaz. Merkebin zellii hamakat (ahmaklk) ve belhettir. Bu bakmdan imamdan evvel ban kaldran bir kimsenin kafas ahmaklk mnsnda, merkebin bana benzetilmitir. Hz. Peygamberin gayesi de budur. Yoksa burada, mnnn kalb olan uzuv kastedilmemitir. Hem imama uymak, hem de ondan evvel davranmak iki zt hareket olduu iin ahmakln en st perdesidir. Bu sr -zahirin hilfna olsa da- ya akl veya er' delil ile bilinir. Akl delil, mnnn zahire hamledilmesinin mmkn olmaddr. 1 Tpk Hz. Peygamber'in u mbarek sznde olduu gibi: 26) Mehur bir mlhiddir. Mu'tezile inanc hakknda kfr sfahan'n Rvend kynde domutur ve aslnda Gult- ia'dandr. (Zebd) ilhad dolu bir kitab vardr. M'minin kalbi, Rahman olan Allah'n (kudret) parmaklarndan ikisi arasndadr.29 Mslmanlarn kalbini ap baktmzda orada herhangi bir parmaa rastlamayz. yleyse parman zikri, burada sr ve gizli ruhu bulunan kudret-i ilhiyye'den kinayedir. Kudret yerine parmak tbirinin kullanlmas, Allah Telnn kudretinin tam olarak anlalmas hususunda dinleyenin kalbinde daha fazla bir iz brakr. 27) Irak, bu hadsin merf hadisler iinde yeri olmadn sylemitir. Kr. bn Eb eybe, (Ebu Hrey-e'den); Abdrrezzak, (Ebu Hreyre'den mevkuf olarak) ibu Dvud, Tirmiz, Nes ve bn Mce Aslim, ( " " ' 310 hya-i Ulm'id-Din u ayet-i celle kudret yerine, parman kullanlmas kabilindendir: Biz bireyin olmasn dilediimiz zaman, ona szmz sadece '01!' dememizdir; o da hemen oluverir. (Nahl/40) Bu ayetin zahir mns gayr- mmkndr. nk 'ol!' kelimesi eer var olmayan bireye hitap ise muhaldir. Zira mevcut olmayan bireye nasl hitap edilebilir? Olmayan birey -yok olduu iinne hitab anlar ve ne de emri yerine getirebilir. Eer o eyin var olmasndan sonraysa, o zaman da var olan bireye Var ol!' denilmesi lzumsuz olur. Fakat kudretinin sonsuzluunu anlatmak cihetinde nefislerde daha fazla tesir yapt iin Allah Tel ak tbiri brakp bu kinaye tbiri kullanmtr. eriatla bilinen delile gelince, o delil de udur: Sylenilen hkmn zahire irca ve hamledilmesi mmkndr. Fakat rivayet edildiine gre Allah Tel burada zahirin hilafn irade

buyurmutur. Nitekim u ayetin tefsirinde de bu hkm vrid olmutur: Allah gkten bir yamur indirdi ve vadiler kendi miktarnca sel olup akt. Sel de zerine kan bir kp yklenip gtrd. Ss eyas veya let yapmak iin atete erittikleri madenlerde de bunun gibi bir kpk (posa) vardr. te Allah hak ile btl byle misllendirir. Kpe gelince, o atlr gider, insanlara faydas olan ise yerde kalr. Allah ite byle misaller verir. (Ra'd/17) Ayet-i celledeki 'su' mnsna gelen m tbiri Kur'an'dan kinayedir. Vadilerden maksat da kalplerdir. Kalplerin bir ksm ok, bir ksm ise az ey yklenmitir. Bir ksm da hibir ey yklenmemitir. Kpk ise kfr ve nifak misalidir. Zira kpk her ne kadar su yznde grnrse de hakikatte bir balondan baka birey olmad iin snp gider, insanlara yararl olan hidayete gelince, o istikrar bulur ve yerleir. Bir cemaat bu ksmda olduka derine dalm; hirette vrid olan mizan, srat ve benzerlerini te'vil etmilerdir. Bu te'vil bid'attr. nk byle bir te'vil rivayet yoluyla nakledilmi deildir. Kald ki bu ayet-i celleyi zahir mnya hamletmekte hibir mahzur yoktur. Bu bakmdan zahirinde braklmas ve te'vil edilmemesi vacibdir. Drt nsanolu nce mcmel (ksa ve z bir ekilde) idrak eder, daha sonra tedkik ve zevkiyle tafsile giriir. Bylece o ey, insann ayrlmaz paras haline gelir. nsanolunun bu iki ekildeki bilgi ve anlay farkldr. Birincisi kabuk ve posa gibi, ikincisi ise z gibidir. Birincisi zahir, ikincisi btn gibidir. Bunu bir misalle aklayalm: Karanlkta veya uzakta insann gzne bir karart iliir ve az bir malumat sahibi olur. Fakat o ahs yakndan veya karanln kalkmasndan sonra grd zaman iki grn arasndaki fark idrak eder. kinci gr, birinci grne zt Kitabu Kavid'il-Akid/II. Blm 311 deil, aksine onun kemle ermi eklidir. lim, iman ve tasdik de byledir. nsanolu, karlamadan da lm, hastalk ve akn varln tasdik eder. Fakat bu hakikatlere, karlat zaman, karlamadan nceki inancndan daha kmil bir inanla inanr. nsanolunun ehvet, ak ve dier haller hususunda ayr durum ve gr vardr. 1. Olmadan nce varlna inanmak. 2. Olduu anda varlna inanmak. 3. Olup getikten sonra varlna inanmak. Gemite karlatn alk hakkndaki bilgin, alk ekmezden nceki bilgine muhaliftir. te bunun gibi, din ilimlerinde de insanoluna zevk veren bir ksm vardr. Bu ksm gittike tekml eder. Daha evvelki halinde, tahkiksiz elde edilen btn gibi olur. O halde hastann shhat anlayyla salamn shhat anlay arasnda fark vardr. Bu drt ksmda da, halkn anlay farkllk arzeder. Halbuki btn bu ksmlarla, zahire zt decek bir btn da mevcut

deildir. Bilakis bu ksmlardaki btn, zahiri tamamlar ve onu zn kabuu tamamlamas gibi kemle erdirir. Hepsi bu kadar vesselam! Be Kl diliyle hl dilini belirtmektir. Anlay kt olan bir kii, zahirde kalr ve zahiri, hakik bir konuma olarak kabul eder. Hakkatleri bas-retle zen kii ise, zahirdeki srra vkf olur ve onu zer. Bu tpk "Duvarn kendisine aklan kaza 'Neden bana glk verip beni yaralyorsun?' diye sormas; kazn da 'Bunu bana deil beni dvp rahat brakmayana ve arkamdaki taa sor' demesi" gibidir. Kii burada hl dili ""' yerine kl dili kullanmaktadr. Kur'an- Kermin u ayeti de bu kabildendir: Sonra (Allah) buhar hlinde olan g yaratmaya yneldi de ona ve arza 'kiniz de isteyerek veya istemeyerek gelin!' dedi. Onlar da 'Biz isteyerek geldik' dediler. (Fussilet/11) Anlay kt olan bir kimseye bu ayeti anlatabilmek iin yer ile ge hayat ve akl takdir etmek; bunlarn Allah'n hitabn anladklarn ve o hitabn gk ile yerin duyabilecei ses ve harflerden mrekkep olduunu ve onlarn da harfle, sesle cevap verdiklerini ve 'Biz isteyerek geldik' dediklerini sylemek gerekir. Basiret sahibi ise bilir ki burada dil ile konumak irade edilmemitir. Bu ibare, gklerin ve yerlerin ister istemez Allah'n emrine boyun ediklerini anlatr. ln eder. Nitekim 'Hibir ey yoktur ki Allah'n hamdiyle Onu tebih etmesin. Fakat siz onlarn tebihini anlayamazsnz' (sr/14) ayeti de bu kabildendir. Basiretsiz kimse, canszlar iin de hayat, akl, sesli ve harfli konumay takdir eder ki tebih ettiklerinin tahakkuku iin 'sbhnallah' diyebilsinler. Basiret sahibi ise bilir ki 312 hya-i Ulm'id-Din Kitabu Kavid'il-Akid/II. Blm 313 buradaki tebihle, dille yaplan tebih deil, aksine O'nun varln mahluktn diliyle iln etmeleri, ztnn kudsiyyetini manen haykrmalar ve varlklaryla O'nun birliine ehadet etmeleri kasdolunmutur. Nitekim 'Hereyde Onun varlna ve birliine dellet eden bir almet vardr' denilmitir. Yine 'Bu muhkem sanat, ustasnn gzel tedbirine ve kmil ilmine ehadet eder' denilmitir. Bu ayet-i cellenin mns; gkler ve yer diliyle 'Biz ehadet ederiz ki sen varsn' demek deildir. Bu varlklar zat ve halleriyle sadece mcidlerinin varlna ehadet etmektedirler. te bylece, hibir ey yoktur ki kendisini yoktan var eden, devam ettiren, sfatlarnda ve durumlarnda evirip eviren bir var ediciye muhta olmasn. Bylece var olan herey, bir var ediciye muhta olmak hasebiyle, o kendisini var edenin kudsiyyetine ehadet eder. Onun ehdetini de sadece eyann zahirine bakarak app kalanlar deil, ancak basret sahipleri

idrak ederler. Bu sr ve hikmete binen Allah Tel 'Fakat siz onlarn tebihlerini idrak edemezsiniz' (sra/44) buyurmutur. Kasr ve cizlere gelince, onlar hibir zaman eyann, var edicisi hakkndaki tebih ve takdisini anlayamazlar. Mukarreb ve ilimde rsih olan (derinleen) limlere gelince; Allah Tel'nn knhn ve mutlak kemlini idrakten onlar da cizdirler. Zira hereyde, Allah'n takdis ve tesbhine dellet eden eitli ahitlikler vardr ve her insan, bu ahitliklere ancak akl ve basireti nisbetinde vkf olabilir. Bu ahitlikleri, teker teker saymak muamele ilmine uygun dmez. nk byle bir inceleme ancak mkefe ilmine dahildir. Mkefe ilmi gibi, muamele ilminde de zahirlerle basret sahiplerinin dereceleri ayr ayrdr. Bu beinci ksmla zahir ile btnn ayrm yaplr. Bu makamda, derece sahiplerinden bazlar haddi tecavz ederek ifrata varmtr, bazlar da mutedil hareket etmitir. Zahiri kaldrmak hususunda bazlar o derece ifrata kamtr ki btn zahirleri ve delilleri veya ounu bozup -u ayetlerde olduu gibi- te'vile girimilerdir. Bugn onlarn azlarn mhrleriz de elleri ne yapyor idiyseler bize syler ve ayaklar da ahitlik eder. (Ysin/65) O kfirler, derilerine 'Niin aleyhimizde ahitlik ettiniz?' derler. Onlar da 'Bizi, hereyi syleten Allah syletti. Sizi ilk defa o yaratt. (ldkten sonra da) yine O'na gtrlrsnz' (karln verirler). (Fussilet/21) Bu ayetleri, Nekir ve Mnker'den vrid olan konumalar, mizan, srat, hesab, cennet ve cehennem ehlinin mnazaralarn tamamen te'vil etmilerdir. Bazlar da te'vil kapsn tamamen kapatmak suretiyle ifrata kamlardr. Ahmed b. Hanbel (r.a) bunlardandr. Hatta mam Ahmed "Allah Tel bireyin olmasn diledii zaman, ona sadece 'Ol!' der, o da oluverir" (Ysin/82) ayetinin son cmlesi olan 'Kun feyekun' ibaresinin te'vilini bile menetmi ve yle demitir: 'Bu lafz Allah'n harf ve ses ile olan hitb- ilhsidir. Bu hitap, Allah Tel'dan her lahzada olanlarn adedince sudur eder'. Hatta mam Ahmed'in ashabndan bazlar yle demektedirler: Te'vil kaps, u hadsin lafzlarn te'vil etmek hari kapanmtr: Hacer .l-Esved (siyah ta), Allah'n yeryznde sa elidir.30 M'minin arasndadr.31 in kalbi Rahman olan Allah'n parmaklarndan ikisinin Ben Rahman'in nefesini Yemen tarafndan hissediyorum.32 Zahirler de te'vil kapsnn kapanmasna taraftardrlar. mam Ahmed'in yce makam ve yksek ilminin bize telkin ettii hsn- zan, onun hakknda unu bilmektir: Kendileri ayet-i celledeki istiva'nn krs zerinde oturup istikrar etmek gibi olmadn, Allah'n gecenin sonunda, birinci semaya iniinin, sradan bir insann bir

yerden baka bir yere intikal etmesi gibi olmadn elbette biliyordu. Fakat te'vil kapsn ktlklerin yzne kapatmak iin te'vili menetmitir ve bu menediinde mslmanlarm salhn gzetmitir. nk te'vil kaps ald m, yrtk byr, yama imkn kalmaz, iler kontrolden kar ve normal snrlar aar. Hududu tecavz eden bireyin zapt u rapt altna alnmas ise imknszdr. Bu bakmdan te'vil kapsn byle iyi bir niyetle kapatmakta herhangi bir beis yoktur. mam Ahmed hazretlerini, selef-i slihnin tavr da destekler. Zira selef aynen yle sylyordu: 'Allah'n Kitab'nda ve Hz. Peygamberin snnet-i seniyyesinde geen lfzlar olduu gibi kabul edin!' mam Mlik'e istivnn mns sorulduu zaman yle buyurdular: 'stiva malmdur; keyfiyeti ise mehuldr. stivaya inanmak vacib, keyfiyetini sormaksa bid'attr'. Baz limler de mutedil hareket etmeye taraftar olmulardr. Allah'n sfatlaryla ilgili ve te'vile muhta ayet ve hadsleri zahir mnlar zerine olduu gibi terkedip te'vilini menetmilerdi. Bunlar E'ar mektebine mensup limlerdir. 30) Hkim, (Abdullah b. Amr'dan; sahih olduunu syleyerek) 31) Mslim, (Abdullah b. Amr'dan) 32) mam Ahmed, (Ebu Hreyro'den) 314 hya-i Ulmid-Din Mu'teze te'vil bakmndan, E'arlerden daha ileri giderek Allah'n sfatlarndan olan Basr kelimesini te'vil etmilerdir. Allah'n Sem ve Basr olmasn te'vil ettikleri gibi, mi'rac da te'vil ederek bedenen olmadn iddia etmilerdir. Kabir azabn, mizan, srat ve ahiret ahkmnn bir ksmn da te'vil etmilerdir. Bununla birlikte Mu'tezile insanlarn bedenen harolunacaklarn; cenneti ve buradaki yiyecek, gzel koku, evlilik gibi nimetleri; atei ve onun derileri yakp yalar eriteceini te'vil etmeksizin olduu gibi kabul etmilerdir. Felsefeciler, Mu'tezile'nin zerinde bulunduu bu snr da geerek, ahiret hakknda vrid olan hereyi te'vil ve hiretteki azap ve elemlerin tamamnn akl ve ruh olduunu iddia etmilerdir. Orada lezzetin de akl olduunu ileri srmlerdir. Cesetlerin harini inkr, nefislerin hadis deil, baki olduunu iddia etmilerdir. Grlecek cennet nimetlerinin ya da cehennem azaplarnn grlr taraf bulunmadn ileri srmlerdir. te bunlar, te'vil hususunda ar gidenlerin ta kendileridir! Bu baboluk ile Hanbellerin katl arasndaki -ifrat ve tefrite kamayan- mutedil bakas gayet ince ve derindir. Buna, dinleyenler deil, ancak emirleri Allah'n nuruyla idrak edip onlara Allah tarafndan muvaffak olanlar eriebilirler. Allah'n tevfkine mazhar olan bu grup, sylenen szlere ve vrid olan kelimelere emirlerin sr ve incelikleri kendilerine olduu gibi kefolunduu zaman bakarlar. Bu sz ve kelimelerden, yakn nuruyla bulduklar hakikate mutabk olanlar olduu gibi kabul, muhalif denleri ise te'vil ederler. Bu emirleri sadece kulaktan dolma anlamaya alanlara gelince, onlarn istikrarl bir admlar

olmad gibi bu emirlere kar muayyen bir yerleri ve mertebeleri de yoktur. Sadece dinlemekle iktifa eden bir kimseye mam Ahmed b. Hanbel'in makam en gzel ve uygun bir makamdr. u halde normal snrlarn zerindeki perdeleri kaldrmak, miikefe ilmine dahildir. Bu konuda sz uzad iin, biz burada o ilme dalmayacaz. nk bizim gayemiz btnn zahire mutabk ve muvafk olduunu ve aralarnda herhangi bir muhalefetin bulunmadn beyan etmektir. Nitekim u zikrettiimiz be ksmda birok eylerin hakikati kefolunmutur. Halk tabakasn, daha nce yazdmz akaid esaslarnn izahnda brakmak istediimiz, onlarn birinci derecede inanlarla mkellef olup, baka herhangi bireyle mkellef olmadklarn, ancak ayi olan bid'atlarn tevilerinden korkulursa ikinci dereceye terakki edebileceklerini ve orada derinlie dalmadan, ksaca, prl prl parlayan delillerle takviye edilmi bir inanca ykselmelerini kabul ettiimiz zaman, bu kitapta o delilleri zikredebiliriz; misafir olarak Kuds ehrinde bulunduumuz bir dnemde, oradaki ahaliye yazp da er-Rislet'l-Kudsiyye fi Kauid'il-Akaid adl eserimizde vrid olan miktar ile iktifa edeceiz. Bu eser, bir sonraki blmde dercedilmi bulunmaktadr. 11 NC BLM Kuds ehrinde Yazm Olduumuz Kavid'l-Akid Adl Risale! Ehl-i Snnet ve'l-Cernaat kitlesini yaknin nrlaryla bakalarndan temyiz eden (ayran); hakikat kervann, dinin rknlerine iletmekle tercih eden, onlar bid'atlarm bid'atlarmdan, ehl-i dalletin dalletinden koruyan, peygamberlerin efendisine uymaya muvaffak klan, kendilerine (Ehli Snnet'e) erefli sahablerin yolunda gitmeyi nasip edip selef-i sli-hnin izini takip etmeyi myesser eden Allah'a hamd senalar olsun! Ehl-i Snnet ve'l-Cemaat, saydmz vasflar sayesinde akln isteklerinden teekkl eden kopmaz bir ipe sarlmlardr. Selef-i slihnin gidiat ve inanlarndan en ak yolu semilerdir. Hz. Peygamber'den bize nakledilen eriat hkmleriyle, salam dnen akllarn neticelerini birlikte elde etmilerdir. L ilahe illallah Muhammedun Raslullah'va. rknleri bilinip tam mansyla elde edilmedike mcerret szden hibir fayda ve hibir mahsul alnamayacan kesinlikle anlamlar ve yine bilmilerdir ki Kelime-i ehadet'in lafzlar, ksa olmalarna ramen u drt hakikati tazammun ederler: 1- Mabudun zt 2- Sfatlar 3- Fiilleri 4- Hz. Peygamberin doruluunu man binasnn bu drt rkn zerine kurulduunu ve bunlardan herbirinin de on esas olduunu idrak etmilerdir. A. Birinci rkn, Allah Telnn zt- ulhiyyetinin bilinmesi hakkndadr. Bu da on ana esas zerine bina edilmitir: 1- Allah'n varln,

2- Kadm olduunu, 3- Beksn, 4- Cevher olmad, 5- Cisim olmadn, 6- A'raz olmadn, 7- Cihetten mnezzeh olduu, 8- Hibir makamda istikrarnn bulunmadn, 9- Hereyi grdn, 10- Bir olduunu bilmek. KitabuKavid'il-AkidAILBlr^ 317 hya-i Ulm'id-Din B. kinci rkn, Allah'n sfatlar hakkndadr. Bu da on ana esas zerine kurulmutur. 1- Allah'n diri olduunu, 2- Alim olduunu, 3- Kadir olduunu, 4- rde sahibi olduunu, 5- itici olduunu, 6- Grc olduunu, 7- Konuucu olduunu, ' 8- Herhangi bir hadiste hulul etmekten mnezzeh olduunu, 9- Konumasnn kadm olduunu, 10- lim ve iradesinin kadm olduunu bilmektir. C. nc rkn, Allah'n fiilleri hakkndadr. Bu fiiller de on ana esas zerine bina edilmitir. 1- Kullara ait btn fiillerin O'nun tarafmdan yaratlm olduuna, 2- Bu fiillerin, kullarn kesbi olduuna, 3- Yine bu fiillerin, Allah'n murad olduuna, 4- Yaratmak ve icad etmekte Allah' zorlayan herhangi bir kuvvet ve kudretin olmadna; aksine fazl u keremiyle yarattna ve icad ettiine, 5- Allah'n g yetmez bireyi teklif edebileceine (fakat ilh bir ltuf olarak byle bir teklifte bulunmadna), 6- Salam bir kiiyi, hasta gibi ztrap ve elemlere garkedebileceine, 7Kullar iin en krl ve en uygun olann yaplmas ve gzetilmesinin Allah'a vacib olmadna, 8- eriat dnda hibir vacibin olmadna, vaciplerin de ancak eriatla sabit olduuna, 9- Peygamber gndermenin caiz olduuna (peygamber gndermenin Allah'a vacib olmadna, onlar fazl u kereminden dolay gnderdiine), 10- Hz. Muhammed Mustafa'nn peygamberliinin sabit ve eitli mu'cizelerle teyid edilmi olduuna inanmaktr.

D. Drdnc rkn, Hz. Muhammed'in Allah'tan getirdii ve haber verdii semi. deliller hakkndadr. Bu rkn de on ana esas zerine kurulmutur: 1- Hasrn isbat 2- Nekir ve Mnker adl meleklerin kabirdeki suli > 3- Kabir azab 4- Mzan 5- Srat 6- Cennetin el'an mevcut olmas 7- Cehennemin hlen mevcudiyeti 8- mamet ahkm 9- Sahbe-i kiramn tertip zere faziletleri 10- mametin artlar Birinci Rkn Bu rkn, Allah ztnn varl hakkndadr. Bu rknn temelini, on ana esas tekil etmektedir: I. Esas: Vcd I aranan nurlarn en evls, Kur'an'in irad buyurduu nr'dur. Binaenaleyh Allah'n beyanndan sonra herhangi bir beyann kymeti yoktur. Allah Tel yle buyurmaktadr: Biz yeryzn beik, dalar da birer kazk yapmadk m? Sizleri de ift ift yarattk. Uykunuzu ise, bir dinlenme yaptk. Geceyi bir rt, gndz ise geim vakti kldk. stnze yedi salam gk bina ettik. lerine prl prl parldayan bir kandil astk. Rzgarlarn sktrp younlatrd bulutlardan, kendisiyle taneler, otlar, sarcna-dola balar baheler karalm diye bol bol su indirdik. (Nebe'/6-16) phesiz gklerin ve yerin yaratlnda, gece ile gndzn arka arkaya geliinde, insana yarar eyleri denizde gtrp getiren gemilerde, Allah'n gkten yamur indirerek lmden sonra arz diriltmesinde, o arzda her trl canly yaymasnda, rzgrlar her taraftan estirmesinde, yer ile gk arasnda Allah'n emrine tbi bulutlarda akl ve dnce sahibi olan bir topluluk iin elbette ki (Allah'n kudret ve yceliine dellet eden) birok almetler vardr. (Bakara/164) Grmediniz mi Allah yedi g tabaka tabaka nasl yaratm? Ay' ilerinde bir nr kld, gnei de bir kandil! Allah sizi (babanz Adem'i) arzdan yaratp meydana kard. (Nuh/15-17) (Ey inkarclar!) Sizi biz yarattk! Hl tasdik etmeyecek misiniz? imdi grdnz m (rahimlere dktnz meniyi?) Onu (insan biiminde) siz mi yaratyorsunuz, yoksa biz miyiz yaratan? Aranzda lm takdir eden biziz ve biz dilediimiz eyi yerine getirmekten ciz de deiliz. Klklarnz deitirmeye ve sizi bilmeyeceiniz bir surette yaratmaya da gcmz yeter. Herhalde ilk yaratlnz bildiniz; o halde dnsenize! Ya imdi grdnz m o ektiiniz tohumu? Onu siz mi bitiriyorsunuz yoksa

biz miyiz bitiren? Dileseydik o ekini erp haline getirirdik de yle gevelerdiniz: 318 hya-i Ulm'id-Din 'Dorusu biz ok ziyandayz; bsbtn mahrumuz'. imdi itiiniz suyu bana haber verin! Onu buluttan siz mi indirdiniz, yoksa biz miyiz indiren? Dileseydik onu ac bir su yapardk. O halde (bu nimetlere kar) Allah'a kretseniz ya! imdi kp yakmakta olduunuz atei bana haber verin; onun aacn siz mi yarattnz, yoksa biz miyiz yaratan? Biz bu atei (cehennem ateine) bir ibret ve sahradaki yolculara bir menfaat kldk. O halde rabbini yce ismiyle tebih et! (Vka/57-74) Azck akl olan bir insan, bu ayetlerin mnsn dnr, Allah'n yer ve gkteki acaip ve garip yaratklarna, hayvanlar ve bitkilerin yaratlna azck gz gezdirirse, akllar artan bu emir ve sarslmaz tertibi tedbir eden bir sniin ve bu ekilde kuvvetli yaratan bir failin bulunmas gerektii kendisine gizli kalmaz. Hatta herey bu sniin tesiri altnda bulunduunu ve O'nun isteiyle hareket ettiini haykracaktr. te bu srra binen Allah Tel yle buyurmuyor mu? Peygamberleri (onlara) yle demiti: 'Hi gkleri ve yeri yaratan Allah'n birliinde phe edilir mi?' (brahim/10) Zaten peygamberlerin (a.s) halk Allah'n birliine davet etmek iin gnderilmesinin hikmeti de budur... Hz. Peygamber'in "Halk 'l ilahe illallah' desin diye gnderildim" sz de buna dellet eder. Halk hibir zaman 'Bizim bir, o lemin de bir mabudu vardr' demekle emrohnmad. nk Allah'n bir oluunun itiraf akln ftratnda yaratlmtr ve doumdan byynceye kadar da devam etmektedir. nsanlarn bu itirafna iaret etmek iin Allah Tel yle buyuruyor: Andolsun ki onlara 'Gkleri ve yeri kim yaratt?' diye soracak olsan, mutlaka 'Allah' diyecekler. De ki: 'Allah'a hamdolsun!' Fakat onlarn ou bilmezler. (Lokman/25) (Ey Rslm!) O halde sen yzn (eriyi brakp doruya giden) bir muvahhid (Allah' birleyici) olarak dine, Allah'n insanlar zerinde yaratm olduu ftrata evir. Allah'n yaratt bu dini deitirmeye kimsenin gc yetmez. te dosdoru din budur. Fakat insanlarn ou bilmezler. (Rm/30) Binaenaleyh insann yaratlnda ve Kur'an'n delillerinde Allah'n birliine ve varlna dair o kadar yeterdi delil vardr ki baka bir delil armaya lzum brakmaz. Fakat biz dnce ve tefekkr sahibi limlere uyarak, daha kuvvetli olsun diye birtakm akl deliller getirelim! 319 Akllarn bedahet derecesinde bildii hakikatlerden birisi de udur: Hadis (yoktan var edilen) bir varlk, var oluunda mutlaka kendisini var eden bir sebebe muhtatr. Kinat hadistir (yoktan var edilmitir) ve bu yzden de var oluunda bir sebebe, yani bir var ediciye muhtatr. 'Hadis bir varlk, var oluunda mutlaka kendisini var eden bir sebebe muhtatr' szmze gelince, bu hkm aktr. nk her

hadis (sonradan var olan) bir vakitte var olmaya muhtatr. O hadisin daha nce veya daha sonra var olmas aklen caizdir. Binaenaleyh muayyen bir vakitte var oluu, o vakitten evvel veya sonra olmay, mecbur olarak, bir tahsis edici ve mdebbirin mevcudiyetini itiraf ettirir. 'Kinat hadistir' hkmmze gelince, bunun delili de udur: Alemdeki cisimler hareketten ve skn bulmaktan asla hli deildir. Hareket ve skn ise hadistir. Binaenaleyh hadis olmaktan hli olmayan birey de muhakkak hadistir. Bu delilde dava vardr: a) Alemin cisimleri hareket ve skn bulmaktan hli deildir. Bu dava, bedh ve zarur bir ekilde idrak edilmektedir. Doruluu, herhangi bir dnceye muhta deildir. nk cisimleri hareketsiz ve sakin olarak dnen bir kimse, cehaletin srtna binmi ve akln yolundan sapmtr. b) 'Hareket ve skn hadistir' davas. Hareket ve sknun birbirini takip etmesi, ikisinin birden ayn anda vki olmamas ve ancak biri sona erdikten sonra brnn balamas, bu davann doruluuna dellet eder. Bu hakkat, grnen ve grnmeyen btn cisimler iin geerlidir. Hibir sakin cisim yoktur ki akl onun hareket etmesinin caiz olduuna hkmetmesin ve yine hibir hareketli cisim yoktur ki akl onun sknet bulmasnn mmkn olduuna inanmasn! Binaenaleyh hareket ve skndan hangisi meydana gelirse sonradan vukbulduu iin hadistir. Vukua gelmeden nceki hal de yok olduundan dolay yine hadistir. nk kadm olsayd yok olmas muhal olurdu. Bunun delil ve burhan, ileride, Sni-i Mutlak olan Allah'n beka sfatn isbata altmz blmde gelecektir. c) 'Hdisden hli olmayan da hadistir' davas. Bu davay dorulayan delil udur: Eer hakkat byle olmasayd, her hadisten evvel, balangc bulunmayan nice hadisler olacakt. Eer hadislerin tamam nihayete ermeseydi, hlihazrda bulunan hadisin varlna sra gelmezdi. Sonu olmayann bitmesi veya yok olmas ise muhaldir. Hem yine felein sonsuz dnleri olmu olsayd, bunlarn adetlerinin ya ift veya tek; ya da tek ile ift veya ne tek, ne de ift olur ki bu muhaldir; nk bylesi, menf ile msbetin bir arada bulunmas demektir. Oysa ki nefy ile isbattan birisinin varl dierinin yokluuna baldr. ift olmas da muhaldir; nk iftler birin eklenmesiyle tek olur. Sonu olmayann biri nasl olabilir? Tek olmas da muhaldir; zira tek, birin eklenmesiyle ift 320 olur. Halbuki adedlerine son ve nihayet olmayan birey nasl olur da bir'e muhta olabilir? Ne ift, ne tek olmas da muhaldir; nk sonlu bir itir ve sonlu olduundan dolay da mutlaka ya ift veya tek olacaktr. Binaenaleyh bu izahtan anlald ki kinat, sonradan var edilmi hdiselerden hli deildir. O halde kinat hadistir. Kinatn hadis oluu sabit olduu zaman,

bizzarre bilinir ki kendisi bir muhdis'e, yanij yaratcya muhtatr. II. Esas: Kdem Allah'n ezelden beri kadm olduunu, vcudunun balangc olmadn, aksine kendisinin, hereyin balangc olduunu, her lnn ve her dirinin evvelinde Onun varln bilmektir. Allah kadm deil de hadis olmu olsayd muhakkak dier hadisler gibi bir yaratcya, -h- O'nu yaratan da baka bir yaratcya muhta olacakt. Bylece bu ihtiya zinciri sonsuza doru gidecekti. Halbuki sonsuza doru giden bir zincir olamaz; nihayet evveli olmayan kadm bir yaratcya dayanr. Zaten maksud ve matlubumuz da bu son kkn mevcudiyetidir ki biz bu kadm yaratcya lemin snii, balatcs, yaratcs, muhdisi ve mbdii adn vermiiz. (Celle cellh ve amme nev-lh). III. Esas: Beka Ezel olan Allah Tel'nn ayn zamanda ebed olduuna ve varlnn sonu olmadna inanmaktr. Evvel, hir, zahir, btn Odur. nk kdemi sabit olann yokluu muhaldir. - H- eer yokluu kabul edilirse, Allah Tel ya kendi nefsiyle yok olurdu veya zdd olan bir kudret tarafndan yok edilebilirdi. Kendiliinden devam ettii dnlen bireyin yok oluu caiz olsayd, o zaman, kendiliinden yokluu dnlen bireyin de var olmas caiz olurdu. Binaenaleyh nasl ki varln meydana gelii bir sebebe muhta ise, ayn ekilde yokluun vki oluu da bir sebebe muhtatr. Allah'n, zt- ulhiyyetin zdd olan bir kudretle yok olmas btldr. nk bu yok edici kudret kadm ise, onunla beraber baka bir varlk dnlemez. Halbuki daha evvel geen birinci ve ikinci esaslarla Allah'n varl ve kdemi sabit olmutur. Bu nedenle zddnn ezelde beraberinde -h-olmas nasl dnlebilir? Eer yok edici kudret hadis ise, o vakit bu keyfiyet muhaldir; nk hadis, kadme zddr. Byle bir durumda hadis varln kadm varl yok etmesinden ziyade kadm varln hadisi yok etmesi daha evldr; yani kadmin, zdd olan hdise mni olmas, hadisin, kadmi kaldrmasndan daha evldr. nk kadmin zdd olan hadis varln yok olmas, hadisin, zdd olan kadmi ortadan kaldrmasndan daha kolaydr. Zira kadm, hadisten daha kuvvetlidir. IV. Esas: Cevher Deildir Allah Tel1 nm herhangi bir merkezde yerleen cevher olmadn, byle bir mnasebetten ve cevher olmaktan mnezzeh olduunu bilmektir. Her cevher, muhakkak bir merkezde yerleir ve bu nedenle cevher, merkezin hususiyetine sahiptir. Cevherin, igal ettii merkezde iki hususiyeti vardr: Cevher ya sakin veya hareket hlinde olacaktr. Dolaysyla cevher, hareket ve skndan hli deildir. Hareket ve skn ise hadistir. Hadisten hli olmayan da hadistir. (O halde cevher de hadistir). Eer herhangi bir merkezde yerlemi kadm bir cevher dnlebilirse (nk muhali dnmek mmkndr), lemdeki dier cevherlerin kadm olmas da dnlebilir.

Eer biri kar da Allah'a Herhangi bir merkezde yerlemeyen cevher' diye isim verirse, bu adamcaz her ne kadar mekndan mnezzeh bir cevher kasdetmekte ise de lfz itibaryla yanlmaktadr; ancak mn itibaryla byle denebilir.33 V. Esas: Cisim Deildir Allah Tel'nn cevherlerden mrekkep bir cisim olmadn bilmektir. nk cisim, cevherlerden mrekkep varlk demektir. Mademki drdnc asldaki delillerde Allah'n meknda yerleen cevher olmas fikri iptal edilmitir, u halde cisim olmas da btldr; nk her cisim, mutlaka bir mekn ve cevhere muhtatr. Cevherin paralanmaktan, bitimekten, hareket, skn, hey'et ve miktardan hli olmas muhaldir. Bunlar sonradan meydana gelmi olmann almetleridir. Alemin yapcs olan Allah Tel'nn cisim olmasna inanmak caiz olsayd, gnee, aya veya cisimlerden herhangi birine ulhiyet ve mbu-diyet izafesi de caiz olurdu. Biri kar da cevherlerden mrekkeb olan cismi irade etmeksizin Allah'a cisim adn vermeye cesaret ederse, bu hareketi, cismin mnsn nefyetmek bakmndan isabetli olmakla beraber isimlendirme bakmndan yanltr. VI. Esas: A'raz Deildir Allah Tel'nn cisimle kim veya herhangi bir merkeze den bir a'raz olmadn bilmektir. nk a'raz cisme vki olan varlktr. stisnasz her cisim mutlaka sonradan meydana gelmitir; yani hadistir. O halde cismi meydana getiren ztn, cisimden evvel var olmas gerekir. O halde nasl olur da ancak cisimle grnen ve beliren a'raz, cisimden evvel varl mecburi olan Allah olabilir? nk Allah, mnferid olarak ve beraevherle-e benzemez bir cevher olmas . Fakat buna ramen byle dememek daha evldr. 322 hya-i Ulm'id-Din Kitabu Kavid'il-Akid/III. Blm 323 berinde hibir ey olmakszn ezelde mevcuttur. Evvel cisimleri, sonra da a'razlar yaratmtr. leride gelecei gibi Allah yaratc, irade edici, mutlak kadir ve limdir. Bu sfatlarn a'razlara verilmesi muhaldir. Aksine byle bir tavsif ancak zt ile mstakil, nefsiyle kim bir varlk iin dnlebilir. Bu asllardan anlald ki Allah Tel nefsiyle kimdir. Ne cevher, ne cisim, ne de a'razdr. Kinatn cevher, a'raz ve cisimlerden meydana geldii anlalmtr. Yine anlald ki Allah hibir eye benzemedii gibi hibir ey de O'na benzemez. O diridir; kayymdur, hem de benzeri ve misli olmayan bir kayymdur. Yaratlmlar nasl olur da byle bir kayyma ve yaratcya benzeyebilir? Makdr (kudretin altnda bulunan) nasl olur da takdir edicisine; ekillenen nasl olur da ekil vericisine benzeyebilir? Halbuki cisim ve a'razlarn tamam istisnasz, O'nun yaratt ve kudret eliyle ekil verdii mahlklardr. Btn bu

hakikatlere binen deriz ki 'Mahlktn, Allah'n benzeri ve misli olmalar, muhal iinde muhaldir7. VII. Esas: Cihet ve Mekn'dan Mnezzehtir Allah Tel'nn zt- ulhiyyetinin ynlerle hududlu olmaktan mnezzeh olduunu bilmektir. nk yn ya st, ya alt, sa, sol, n veya arkadr. Allah bu ynleri insann yaratl sebebiyle halketmitir. nk Allah Tel insanolu iin iki yan yaratmtr: Birisi arza dayanr ve ayak denir. Dieri ise, onun tam tersi istikametidir ki bu da ba ismini alr. Bu nedenle ba tarafna gelen boluk st, ayak taraf da alt'dr. Hatta tavanda yryen karncann alt, bize gre st; st de alt olur. Allah Tel insanolu iin iki kol yaratmtr. Birisi, ou zaman dierinden daha kuvvetlidir. En kuvvetliye sa, onun karsnda bulunan kola da sol ismi verilmitir. Sa kol tarafna den yne sa, dier yne de sol denilmektedir. Allah Tel insanolu iin iki cephe yaratmtr. Bir cephesiyle grr ve yrr, bu cm'dr. Bu yn, insanolunun hareketiyle, kendisine doru gidilen istikamettir. Onun ters istikametine den yne de arka ismi verilmitir. Bu bakmdan ynler insann yaratlyla varolmulardr. Eer insan bu ekilde deil de kre eklinde halkedilseydi, bu ynlerin varl asla ve kafa mevzubahis olamazd. O halde hadis olan ynlerle Allah Tel'nn ezelde hususiyeti olmas tasavvur edilemez. Eer ynler mevcut deilse, nasl olur da Allah Tel, olmayan bireyle ilgi kurar? Acaba -h- lemi stnde mi yaratt? Halbuki Allah Tel st yne sahip olmaktan mnezzehtir. nk ba yoktur ki st olsun. st yn, baa gre tayin edilen yndr. Yoksa o kinat, altnda m yaratt? Allah Tel alt olmaktan da mnezzehtir; nk O, ayaklara sahip olmaktan mnezzihtir. Alt ise, ayaklar cephesinde olan ynden ibarettir. Btn bunlar Allah hakknda aklen muhaldir. nk Allah'n herhangi bir yne balanmas, tpk cevherler gibi herhangi bir merkezde istikrar bulmas ya da a'razlarn cevherlere ihtisas gibi, O'nun da cevherlerle ihtisas ve ilgisinin bulunmas demektir. Halbuki daha nce, Allah'n cevher veya a'raz olmasnn muhal olduu belirtilmiti. Ksacas Allah'n herhangi bir cihet ve yne ihtisas muhaldir. Eer yn tbiri, bu zikredilen iki mndan baka bir mnya hami ve Allah'a da o mn ile atf ve izafe edilse, mn bakmndan msait olsa bile isimde ve tbirde yanllk vardr. Bir de Allah Tel, eer lemin stnde olmu olsa, ona muhzi olmas gerekir. Cisme muhzi olan ey de ya cisim kadar veya cisimden daha kk veya byk olmaldr. Btn bunlar, insan ister istemez byklk ve kkl takdir edecek bir varla muhta eden tarifler ve te'villerdir. Halbuki kinatn mutlak mnda yaratcs ve biricik mdebbiri olan Allah, herhangi bir kudretin takdiri ile llmekten ycedir. Du nnda ellerin ge doru kaldrlmasna gelince -h- bu, Allah orada olduu iin deildir. Aksine gklerin -tpk Kabe'nin namazn kblesi olduu gibi- duann kblesi olmasndandr. Ayrca ellerin yukarya kaldrlmasnda, arlan Allah'n cell ve

azamet vasfna, cmertlik ve ykseklik sfatndan maksud ve matlubun isteniine iaret vardr. Zira Allah Tel, istil ve kahr ile her mevcudun stndedir. VIII. Esas: stiva Allah Tel'nn ar zerine, istiva kelimesinden irade buyurduu mn ile istiva etmi olduunu bilmektir, istivadan, Allah'n azamet ve kibriy vasfna muhalif dmeyen, huds (sonradan meydana gelme) ve fena (yok olma) almetlerinden uzak bir mn kastedilir. 'Gklere istiva etti' lfzndan da bu mn irade olunmutur. Sonra (Allah), buhar halinde olan g yaratmaya yneldi de ona ve arza 'kiniz de isteyerek veya istemeyerek gelin!' dedi. (FssiWll) Gkleri kasdetmesi, oraya kp -h- oturmas demek deildir. Aksine bu, kahr ve istil yoluyla yaplmtr. Nitekim ir de istivay istil mnsnda kullanarak 'Mervan'n olu Bir, Irak memleketini klsz ve kansz olarak istil etti' demitir. Hak ehli, istiva ayetini istil ile te'vil etmeye mecbur olmulardr. Nitekim btl ehli de u ayeti te'vile mecbur olmulardr: Her nerede olursanz O, (ilmi ve kuatclyla) sizinle beraberdir. Allah btn yaptklarnz grendir. (Hadd/4) Bu ayet, ittifakla ihata (kuatclk) ve ilim zerine hamledilmitir. Yani Allah, ilim ve kuatclyla sizinle beraberdir. (Nitekim meal de bu yoruma uygun olarak verilmitir).34 34) Ebu Nasr el-Kucyr, Tezkire'de yle der: "Eer biri kp da "Allah 'Rahman ara istiva etti' elediine gre, bu ayetin zahirine uyalm" derse yle cevap veririz: Allah Tel 'Nerede 324 hya-i Ulm'id-Din Kitabu Kavid'il-Akid/III. Blm 325 Hz. Peygamber'in u hadsi de kudret ve kahr mnsna hamledilmitir: M'minin kalbi, Rahman olan Allah'n (kudret) parmaklarndan ikisi arasndadr. Yani m'minin kalbi, Allah'n kudret ve kahr arasndadr, diledii ekilde evirir, evirir ve tasarruf eder. j j Hacer'l-Esved (Kbe-i Muazzama'nn temelinde bulunan ve haclar tarafndan ziyaret edilen siyah ta), Allah'n yeryznde sa elidir. Hz. Peygamberin bu hadsi de terif ve kerem zerine hamledilmitir. Yani 'sa el' mbarek olduu iin, Allah Tel bu mbarek taa da eref vermi, onu pmek veya istilm etmek iin yeryzne vaz'etmitir; yani 'Bu ta ziyaret edene Allah iltifat eder ve ondan raz olur!' nk bu hads ve ayetler, te'vil

edilmeksizin olduu gibi kabul edildii takdirde, bunu muhal ile karlarz. te bylece istiva kelimesi de istikrar ve temekkn (yerleme) mnsnda telkki edilirse yerleenin ar ile temas eden bir cisim olmas gerekir. Bu cisminde ya ar kadar veya ondan daha byk veyahut da ondan daha kk olmas icap eder. Btn bunlar muhaldir. Ayn ekilde muhale gtrc birey de elbetteki muhaldir. (Dolaysyla istivann lgav mns muhaldir.) IX. Esas: R'yet Allah Tel'nn ekil ve miktardan, kt'a ve cihetlerden mnezzeh olduuna istikrar evi olan hirette grleceine inanmak ve byle bilmek gerekir. Nice yzler vardr ki o gn gzellii ile parldar ve rablerine bakar. (Kymety22-23) Allah Tel'nn dnyada grlemeyeceini u ayetler tasdik etmektedir: Hibir gz onu (dnyada) ihata ve idrak edemez. Fakat O (ilmiyle) btn gzleri (varlklar) ihata eder. O, btn incelikleri bilir ve hereyden haberdardr. (En'm/103) Allah Tel, Hz. Musa'ya hitaben yle buyurmutur: diridir' de demitir. O zaman bu ayetlerin de 'Beni hibir zaman gremezsin. Fakat u daa bak!' (A'raf/143) Btn bunlara ramen merak ediyorum, Hz. Musa'nn malumu olmayan kinatn rabbine ait sfatlar Mu'tezile taifesi nasl olur da bilir?35 Allah'n grlmesi muhal olsayd, nasl olur da Allah'n yce peygamberi Musa (a.s), byle bir istekte bulunurdu? Allah'n yce peygamberine cehalet atfetmektense, bid'atara ve hev sahibi ahmak ve cahillere, hakik sfatlar olan cehalet vasfn izafe etmek daha uygundur. R'yet ayetini zahire hamletmeye gelince, byle bir mn muhale gtrc deildir. nk r'yet, bir nevi kef ve ilim demektir. u kadar farkla ki r'yet (grmek) ilimden daha tam ve daha vazhtr. Mademki hibir yn ve cephe sz konusu olmadan Allah'n bilinmesi caizdir ve bu durumda kendisine ilim taallk eder; o halde hibir cephe ve cihetle alkal olmakszn grlmesi de mmkndr. Nasl ki kendisi, zt- ulhiyyetinin karsnda olmad halde mahlkt grebiliyorsa, bunun gibi mahlkatn da O'nu, ynsz olarak grmesi caizdir. Nasl keyfiyetsiz ve ekilsiz bilinmesi caizse, ayn artlarla grlmesi de caizdir. X. Esas: Vahdniyyet Allah'n bir olduunu, orta ve eriki olmadn, ferd (tek) olduunu, benzeri bulunmadn, btn varlklar yalnz kudretiyle halketmenin ancak O'na mahsus olduunu, kendisiyle birlikte bu ileri ortaklaa yapan veya eit derecede beceren herhangi bir benzerinin olmadn, kendisiyle mcadele ve mnazaa edecek bir zddm mevcut bulunmadn bilmektir. Bunun delili u ayettir:

Eer yer ile gkte Allah'tan baka ilhlar olsayd hi phesiz bunlarn ikisi de fesada urar ve yok olurdu. O halde ar'm rabbi olan Allah onlarn vasfetmekte olduklar eylerden mnezzehtir. (Enbiya/22) Bu ayetin aklamas yledir: Eer -h- iki ilh olsa da birisi, herhangi bir emri irade etseydi ve ikinci de birincisine yardm etmek mecburiyetinde olsayd, o vakit kendisi aciz ve makhur olurdu ve asla kuvvet ve kudrete sahip bir ilh olamazd. Eer birincisinin iradesine muhalefet ve onu reddetmeye kudreti yetseydi, o zaman da kendisi kuvvetli ve kahir, birincisi ise zayf ve kasr olur, binaenaleyh kudretli bir ilah olamazd. (Halbuki ilh vasfna sahip olan Allah Tel, mutlak kuvvet ve kudrete sahip ve her eit eksiklik ve noksanlklardan mnezzehtir.) 35) ayet Allah'n grlmesi mmkinttan olmasayd, Hz. Musa 'Rabbim! Cemlini bana gster!' demezdi. Oysa Mu'tezile, Allah'n grlmesinin mmkinttan olmadm sylemektedir. Acaba bu gruh, ul'1-azm bir peygamber olan Hz. Musa'dan daha m limdirler? 326 kinci Rkn kinci rkn, Allah'n sfatlarn bilmektir. Bu rkn de on esas zerine kurulmutur: I. Esas: Kudret lemin yaratcs olan Allah'n kadir olduunu ve 'Allah herey zerinde mutlak kudret sahibidir' (Mide/120) kavlinde sdk olduunu bilmektir. nk kainatn yapsn muhkem, yaratln kl krk yarar -casna tertipli ve dzenli gryoruz. Gzel dokunmu ve mtenasip naklarla ilenmi bir elbiseyi gren kii, bu elbisenin kuvvetsiz ve kudretsiz bir l tarafndan yapld veya ciz bir insann eseri olduu vehmine kaplrsa, o vakit akl denilen nimet ve ftrattan tecerrd etmi, ahmaklk ve cehalet erbabnn mesleine dahil olmu olur! II. Esas: lim Allah'n btn mevcudat bilen bir lim olduuna, ilmiyle btn mahlkat ihata ettiine; ne gkte ve ne de yerde, zerre kadar da olsa hibir eyin O'nun ilminin dna kmadna ve 'O, hereyi hakkyla bilendir' (Bakara/29) kavlinde sdk olduunu bilmektir. Nitekim u ayet bize bu gerei gstermektedir: Yaratan bilmez mi? O, en ince ileri grp bilmektedir. O hereyden haberdardr. (Mlk/14) Yaratltaki incelik ve en kk eylerde dahi gze arpan tertip ve dzen, sniinin (yapcsnn) bu keyfiyeti bildiine dellet eder. te bu nedenle biz Allah'n lim olduuna yaratlmlarla ve yaratmak fiiliyle muttal olmaktayz. O'nun zikrettii deliller, hidayet ve tantma veya tanma hususundaki delillerin en lsdr. III. Esas: Hayat Allah Tel'nn diri olduunu bilmektir. nk ilim ve kudreti olan bir ztn, diri olmas da bizzarure sabittir. Eer kudret ve

ilim sahibi, mdebbir bir yapcnn diri olmad tasavvur edilebilirse, o vakit, yryp gezen mahlukttan da 'Canl mdr deil mi?' eklinde phe edilmesi de caiz olur. Hatta, sanatlarna ramen sanatkrlarn da canllklarndan phe etmek gerekir. Byle bir phecilik, cehalet ve delletlerin en koyusuna batmaktan baka hibir mn ifade etmez. IV. Esas: rade Allah Tel'nn, btn fiillerinin irade edici olduunu bilmektir. Hibir mevcut yoktur ki Allah'n iradesine dayanmasn ve O'nun iradesinden ne'et etmesin. nk yapc ve dnderici (yok edici) O'dur; irade ettiini, en mkemmel bir ekilde yapan da O'dur. Kendisinden, yapt her fiilin zddmm da sdr olmas mmkn olan Allah nasl irade sahibi \ olmaz? Zdd olmayan fiiller ise meydana geldikleri zamandan evvel veya sonra da vki olabilirdi; bu, Allah iin mmkndr. Allah'n kudreti, zdlarla ve ayr vakitlerle, ayn mnasebet ve deimez ilgiyi kurabilir. Dolaysyla kudretini, yaplmas mmkn olan iki eyden birisine ynelten bir irade lzmdr. Eer malmun (bilinenin) tahsilinde ilim kfi gelip iradeye ihtiya olmasayd ve bunun iin de 'Birey ilim tarafndan nceden bilinen zamanla var oldu' denilebilseydi de ihtiya bulunmamas da caiz olacak ve var olaca ilim tarafndan daha nceden bilindii iin kudretsiz var oldu denilecekti. V. Esas: Sem ve Basr Allah'n Semi (iitici), Basr (grc) olduuna, kalpteki fsltlar, vehim ve fikirdeki gizlilikleri grdne, zifiri karanlk bir gecede, kara bir tan zerinde yryen simsiyah bir karncay grp onun ayandan kan sesi duyduuna inanmak ve bunu bilmektir. itmek ve grmek seksiz phesiz kmil sfatlardan olduu halde, nasl olur da Allah iitici ve grc olmaz? Hem nasl olur da iiten ve gren mahlk, yaratcsndan daha kmil olabilir? Masnun (yaplann), s-niinden daha mkemmel ve daha tamam olmas mmkn mdr? itme ve grmenin, yaratklara tahsis edilip de yaratandan esirgendii taksimin adalet neresindedir? Acaba Allah hakknda eksiklik ve yaratt mahlk iin keml ne zaman vki olmutur; veya cehalet ve dalletten tr putlara tapan babas ile mcadelede Hz. brahim'in delili -eer Allah'n iitmez ve grmez olduu sylenilirse- nasl doru olabilir? Zira Hz. brahim (a.s) babasna aynen unu sylemiti: 'itmeyen, grmeyen ve sana hibir fayda vermeyen bireye nasl ibadet edersin?' (Meryem/42) Eer Hz. brahim'in hasmlar, onun mabuduna (Mu'tezile'nin iddiasna gre Allah grmez ve iitmez) ayn vasflar izafe etseydi ve haddi ztnda da -h- byle olsayd, Hz. brahim'in delili rk olur ve mnya delleti itibardan derdi. Hem de Allah Tel'nn u ayet-i cellesi -h- doru olmazd: Bu, (gk cisimlerinin bat), kavmine kar brahim'e verdiimiz hccetimizdir. Biz dilediimiz kimseyi derecelerle ykseltiriz. Muhakkak ki rabbin tam hikmet sahibidir. (Hereyi) kemliyle bilendir.

(En'm/83) Nasl ki Allah'n zasz fail (yapc ve i grc) olduu, kalpsiz ve dimasz lim olduu dnlrse ve bu hkm mkul ise Allah'n gz ve kulak olmakszn grc ve iitici olmas da mkuldr; zira sylediimiz bu iki mn arasnda hibir fark yoktur. 330 yapmak caiz olsayd, lemin de iradesiz yaplmas caiz olurdu. (lemin iradesiz, kr bir tesadf eseri olarak yaplmas muhal olduuna gre, birinci iradenin de -eer hadis kabul edilirseiradesiz yaplmas muhal olur?) X. Esas: lim ve radesinin Kdemi phesiz Allah, ilimle lim, hayatla diri, kudretle kadir, iradesi ile irade edici, konuma ile mtekellim (konuucu), dinleme ile semi ve grmek ile basr'dir. Bu kadm sfatlar Allah'a aittir. Kiinin 'Allah ilimsiz limdir' demesi, 'Malsz zengindir, limsiz ilimdir, mlumsuz limdir' demesi gibidir. nk ilim, malum ve lim, tpk ldrmek, ldrlen ve ldren gibidir ki biri olmad zaman dieri de olmaz. ldrme fiili olmakszn ldrenin ve ldrlenin tasavvur olunamayaca gibi, ldren olmakszn ldrlenin ve ldrme olaynn tasavvuru da mmkn deildir. te bylece ilimsiz lim, mlumsuz ilim ve limsiz malum da tasavvur edilemez. Bu vasf, aklen biri dierinden ayrlamayan eylerdir. Bu nedenle limin ilimden ayrlmasn caiz gren bir kii, limin malumattan, ilmin de limden ayrlmasn caiz grmelidir. nk bu sfatlar arasnda hibir fark yoktur. nc Rkn Allah'n fiillerini bilmektir. Bu bahis, on esastan mteekkildir. I. Esas: Kullarn Fiilleri Allah'n Yaratnasyladr. Kinatta ne kadar hadis varsa, cmlesinin, Allah'n fiili, yaratmas ve icad olduunu bilmektir. Allah'tan baka yaratcnn olmadna ve icad edicinin ancak O olduuna iman etmek gerekir. Allah Tel mahlukt yaratm, onlara istedii ekli vermi ve kendilerine hareket ltfetmitir. Kullarn btn fiilleri Onun mahlkudur ve hepsi O'nun kudretine baldr. u ayetleri tasdik etmi olmak iin bu ekilde inanmak zarureti vardr: Allah Tel hereyin yaratcsdr ve O hereyi bilir. (Ra'd/16) Sizi de, yaptklarnz da yaratan Allah'tr. (Saffat/96) (Ey mrikler!) sznz ister gizli tutun, ister aa vurun (msavidir). nk O, kalplerin knhn bilir. Bilmez mi O (btn varlklar) yaratan? O en ince ileri grp-bilmektedir. O hereyden haberdardr. (Mlk/13-14) Allah Tel kullarna, szlerinde, fiillerinde ve gizli fikirlerinde saknmay ve saptmamay emir buyuruyor; nk onlarn fiillerinin k noktalarn bilmektedir. Yaratc olduunun delili olarak da bu bilgiyi gs331 dermitir. Kudreti tam ve eksiksiz olan Allah, nasl olur da kullara ait fiillerin yaratcs olmaz? O eksiksiz kudret, kullarn hareketlerine taalluk eder ve onlar meydana getirir.

Hareketler ise, birbirine benzer. lh kudretin hareketleri meydana getirmesi, herhangi bir illete bal deildir, tamamyla zatdir. Hareketler mmasil (benzer) olduklarna gre, nasl olur da bir ksm hareketlerle ilgilenen ve onlar meydana getiren kudret, haric bir tesirden dolay, dier bir ksm meydana getirmekten ciz olsun? Nasl olur da herhangi bir canl mstakil bir ekilde yaratc olabilir veya rmcekten, ardan ve dier hayvanattan akllar artacak derecede ince sanatlar sudur edebilir? Kinatn yaratcs mdahale etmese, yaptklarnn tafsiltndan haberi olmayan o cahil ve aciz hayvancklar bu gibi hrika ve ince sanatlar tek balarna meydana getirebilirler mi? Heyhat! Eer halikn kuvveti olmasa, bu hrika sanatlar nasl meydana gelir? Mahlkat zelil, ciz ve kusurludur. Yer ve gklerin kahir ve cebbar I sultan olan Allah, mlk ve melektu tek bana idare etmektedirler. II. Esas: Kulun Kesbi Allah Telnn, kullarnn hareketlerini tek bana yaratmas, kesbi ortadan kaldrmaz. Aksine Allah Tel, kudreti ve kudretin dahilindeki makdru yaratt gibi ihtiyar ve ihtiyarn dahilinde olan muhtar da yaratmtr. Kudrete gelince, o, kulun vasf, rabbin de yaratdr. Kudret hibir zaman rabbin kesbi olamaz (ki kullar, yaptklarndan mesul olsunlar). Hareket'^ gelince; bu, Allah'n mahlku, kulun da vasf ve kesbidir. Zira hareket, kulun vasf olan bir kudret ile takdir edilmitir. Ayn zamanda hareketin kudret ile adlandrlan baka bir sfata da nisbeti vardr, ite bu nisbet itibaryla kesb adn alr. Kul -ki elinde olmayan ra'e (titreme) ile makdur (bilerek yapt) hareketi birbirinden ayrabilir-O'nun hakknda nasl olur da 'Fiilin yaratcs Allah'tr' diye cebr-i malz dnebilir? Kesbettii hareketlerin aded ve czlerini tafsilatyla bilmedii fiil, nasl olur da kulun mahlku olabilir? Mademki mecburiyet ve ihtiyar taraflar iptal olundu, o halde inanta iktisad etmekten baka kar yol yoktur. yle ki, fiiller yaratl ynnden Allah'n kudretiyle, ik-tisab diye tbir edilen bir tesir ile de baka bir ynden kulun kudretiyle takdir olunmutur. 'Kudretin makdra taalluku, yalnzca halk ve icad iledir' diye birey yoktur. nk Allah Telnn kudret-i ilhsinin t ezelden beri leme taalluku vardr. Fakat kudretin taalluku ile birlikte lemin ezeliyeti yoktu. Aksine kudret, makdrun (takdir edilen eyin) vukuu nnda taallukun baka bir ekli ile taalluk eder. te bu incelikten anlalyor ki kudretin taalluku, makdrun var olmasna bal deildir. III. Esas: Kulun Fiilini Allah'n Takdir Etmesi Kulun fiili, her ne kadar kendisinin kesbi ise de Allah'n muradnn dna kamaz. Aksine Allah'n murad- ilhsidir. Zira mlk ve 333 332 melektta gz ap kapamak, hatrdan geirmek ve herhangi bireye bakmak ancak Allah'n kaza, kader, irade ve meiyeti iledir.

Hayr-er, menfaat-zarar, islm-kfr, irfan-inkr, zafer-hsran, dallet-hidayet, taat-isyan, irk ve iman da bu kabildendir. Allah'n kaza ve kaderini evirecek hibir kuvvet yoktur. Onun hkmn nakzetmek mmkn deildir. O dilediini dallete gtrr ve dilediine hidayet eder. Allah yaptklarndan mesul deildir. Ancak insanlar yaptklarndan mesuldrler. (Enbiya/23) mmetin ittifakla kabul ettikleri 'Allah neyi dilerse o olur, dilemedii de olamaz' hkm de sylediklerimizi aka takviye eder. man edenler hl anlamadlar m ki Allah dileseydi elbette btn insanlar hidayete erdirirdi. (Ra'd/31) Eer dileseydik her nefse hidayetini bahederdik. (Secde/13) imdiye kadar, davamzn tasdiki hususunda sylediklerimiz nakl delillerdi. Bir de ayn davann aklen isbatn yapalm: Gnah ve crmler -ikrah ile birlikte- Allah Telnn takdir etmesiyle olmayp da O'nun dman blis'in iradesine muvafk olarak cri olmu olsayd, dmann iradesine uygun olarak vukbulan hareketler, Allah'n iradesine uygun olarak vki olanlardan daha fazla olurdu. Bilmek isterdim ki bir mslman, nasl olur da ikram ve cell sahibi, cebbar ve kah-hr olan Allah'n yce mevkiini, dnyann en dk rtbeli bir reisinin bile kabul etmeyecei bir derekeye drmeye raz olur? Zira bir kyde, ky reisinin dman, reisten daha fazla nfuza sahip olursa, reis, riyasetten istinkf eder ve istifaya mecbur olur. Halk zerinde msiyetin galip geldii bir gerektir. Bid'atlara gre btn bu msiyetler Hak Telnn iradesinin hilfna cereyan etmektedir ve Allah istemedii halde bu gibi eyler yine de meydana gelir. Byle inanmak Allah' gayet zayf ve ciz grmekten baka bir mn tamaz. Oysa kinatn yaratcs, zlimlerin fsid hkmlerinden ycedir. Kullara ait fiillerin Allah'n mahlku olmas keyfiyeti sabit olduuna gre btn bu fiillerin Allah'n iradesiyle vki olmas da doru ve amaz bir hkmdr. 'Mademki her fiil Allah'n iradesiyle vki olmaktadr; o halde nasl oluyor da Allah, irade ettii bireyi yasaklayp irade etmedii bireyi emreder?' sualine kar deriz ki: Emr bakadr, irade baka! Emir ve irade ayr ayr eyler olduu iin klesini dven bir efendi, bu fiilinden dolay hkmdarn azarlamasna mruz kald zaman, klenin kendisine isyan ettiini beyan etmek suretiyle hkmdardan zr diler. Hkmdar kendisini yalanladnda da szlerinin doruluunu gstermek iin onun huzurunda klesine 'u hayvana eyer vur!' diye emreder ve bylelikle klesine, Yaplmasn istemedii bireyi emretmi olur. Eer efendi emredici olmasayd, hkmdarn nezdinde zr makbul olmazd. Emredilenin yaplmasn irade edici olsayd, o zaman (si edebden), nefsinin helak olmasn istemi olurdu. Byle bir

irade ise muhalin ta kendisidir. IV. Esas: Yaratma, Allah'n Fazldr Allah Tel, varlklar sadece fazl- ilhsiyle yaratmtr. Kullarn, akl vermek suretiyle mkellef klmak da O'nun adalet ve fazldr. Yaratmak veya kullar mkellef olacak bir durumda var etmek hibir zaman Allah'a vacib deildir. Mu'tezile, yaratmann Allah'a vacib olduunu; kullarn maslahatnn yaratlmalarnda olduu iin, Allah'n yaratmaya mecbur olduunu sylemektedir. Mu'tezile'nin bu hkm muhaldir. Zira vacib klan, emreden, yasaklayan ancak Allah'tr. Nasl olur da Allah bakas tarafndan herhangi bir vazife ile zorlanr ve o vazifenin yaplmas kendisine vacib olur veya bakas tarafndan, herhangi bireyi yapmas lzumuna ve hitabna mruz kalr? Vocife'den u iki eyden biri irade olunur: A) Terkinde zarar olan fiil. Bu zararn iki eidi vardr: Biri hirette vki olur. Mesel, hirette atele cezalandrlmaktan kurtulabilmesi iin kulun Allah'a itaat etmesi vcibdir. br ise cildir ve derhal tahakkuk eder. Susam bir kimseye lmemesi iin, derhal su imesinin vacib olmas gibi.. B) Vci&'den, yokluu muhale srkleyici mn irade olunur. Nitekim malumun varl vcibdir; nk malumun yokluu muhale gtrcdr. yle ki, malum olmad takdirde ilim cehalettir. Dolaysyla hasm 'Yaratma Allah'a vcibdir' hkmnden vacibin birinci mnsn murad ediyorsa, O zaman Allah'n -hyaratmad takdirde zarar greceini ileri srm olur. Eer bu szyle vacibin ikinci mnsn kasdederse, o zaman hasmn hkm msellemdir (kabul edilir). Zira ilmin sebkat etmesinden sonra malumun varl mutlaka vacib olur. Hasm 'Yaratmak Allah'a vcibdir' szndeki vacib teriminden nc bir mny kastederse byle bir mn anlalmaz ve bu, vacib teriminin dnda olmaz. Hasmn 'Kullarn maslahat iin yaratmak vcibdir' eklindeki hkmne gelince; bu fsid bir hkmdr. nk Allah Tel, kullarn maslahatn terkettii zaman hariten herhangi bir zarar grmediine gre, bu maslahatn Allah hakknda vacib olmasnn hibir anlam kalmaz, bo bir hkm olmaktan teye gitmez. Btn bunlardan sonra, kullarn maslahat ve menfaati onlar cennette yaratmaktr. Onlar nce bellar evi olan dnyada bel ve hatalara sonra da ikab ve cezann tehlikesine, maher ve hesabn iddetine mruz brakmakta akl sahiplerince hibir garabet mevcut deildir. (nk mlkn sahibi, onda 336 337 Eer ktlkten, Allah'n hedefine muvafk ve mutabk olmayan ey murad ediliyorsa, byle bir kasd muhaldir. Zira Allah Tel'nn bu mnda herhangi bir hedefi dnlemez. Binaenaleyh Allah'tan bir ktln gelmesi zulm olarak nitelenemez. Zira Allah'n bakasnn mlknde tasarruf etmesi szkomsu deildir. Eer kt ile bakasnn isteine mutabk ve muvafk olmayan ey kastediliyorsa, bu keyfiyetin Allah iin muhal olduuna neden hkmediyorsun? Byle bir hkm keyfdir. Verdiimiz misal ve orada

zikredilen cehennem ehlinin muhakemesi hdisesi, bunun aksinin doru olduuna ehadet eder. Sonra Allah'n el-Hakm isminin mns, eyann hakikatini bilen lim, eyay iradesine muvafk klacak kadir demektir. Byle bir vasfa sahip olan Allah'a, kullar iin en yararl olan gzetmek vazifesi nasl vacib olabilir? Bizim hakimlerimize gelince; onlar, dnyada medh sena edilmek, felaketlerden kurtulmak ya da hirette mkfat elde edebilmek iin kendilerine gre en faydaly gzetirler. Btn bunlar Allah hakknda muhaldir. VIII. Esas: Mrifetullah Allah'n bilinmesi ve O'na taat aklen deil, er'an ve Allah'n emriyle herkese vcibdir. Fakat Mu'tezile'ye gre, Allah'n bilinmesi ve Ona taat aklen vcibdir. Mu'tezile iddiasnda yanlmaktadr. Zira akln, taati zarur klmas iin iki kka dayanmas gerekir: a) Faydasz icab ettirmektir ki bu muhaldir; nk akl faydasz ve bo eyleri icab ettirmez. b) Fayda ve bir gaye iin icab ettirmektir. Bu fayda ve gaye ya mabuda irca edilecektir ki Allah hakknda byle birey dnmek muhaldir; zira Allah her eit fayda ve gayeden uzaktr; kfr, iman, taat ve isyan Allah'a gre eittir. Ya da gaye taat yapan kula irca olunacaktr ki bu da muhaldir. nk hl-i hzrda kulun, taattan ve marifetten herhangi bir menfaati sz konusu deildir. Aksine kul, taat ve marifetin yzsuyu hrmetine, ehvetlerden dner veya onlarn icabn yerine getirdii iin maddeten yorulur. Gelecekte ise ya sevap vardr, ya da ikab! Allah Tel'nn msiyet ve taat zerine, kula sevab verip de ceza vermeyecei nereden bilinecektir? Allah iin taat ve isyan eittir; zira O'nun taat ve isyann hibirisine zerre kadar bir meyl-i ilhsi yoktur. Byle bir meyli olmad gibi, taat ve isyann herhangi birisine bir ihtisas da mevcut deildir. Taatn taat, isyann da isyan olmas ancak eriatla ayrt edilmitir. Hlk ile mahlk arasnda mukayese yaparak yaratcnn taattan honud olduunu, isyandan da fkelendiini istihra ve istinbat eden (anlayan) bir kii, zillete dm ve yanlmtr. Mahlk, kr ile kfrn- nimet arasnda ayrm yapar. kr ile ferahlanr, sevinir, lezzet alr ve vicdan coar. Fakat kfran- nimet ile bunlarn tam aksini duyar. Yaratc hakknda ise byle birey dnlemez. Eer "Mademki dnce ve marifet aklen deil, ancak eriatla vacib olmutur; o halde mkellef, dnmek suretiyle vicdannda ve nezdinde eriat istikrar ettirmek zorunda deildir. Binaenaleyh mkellef bulunan kii, Hz. Peygamber'e 'Akl, Allah hakknda dnmemi icap ettirmiyor. eriat ise, benim nezdimde ancak dnce neticesinde sabit olur. Bense dnceye dalmak mecburiyetinde deilim. nk dnceye dalmay ancak akl vacib klmaktadr' dedii zaman, Hz. Peygamberi susturabilecek bir delil ileri srm olur" dersen, cevaben yle deriz: Bu iddia, tpk herhangi bir yerde duran bir kiinin 'Arkanda yrtc bir hayvan var. Eer buradan gitmezsen seni ldrecek. Geriye bakarsan doru

sylediimi anlarsn' diyen birisine 'Dnp arkama bakmadka doru sylediin sabit olmaz. Bense, doruluu sabit olmadka arkama bakmam' demesine benzer. Bu inat insann ahmaklna dellet eden bu sz, kendisini felkete gtrr. Fakat bu sz ve inatta, onu uyararak kurtarmaya alan kimse iin hibir zarar yoktur. te bu nedenle Hz. Peygamber'de 'Arkanzda lm, hemen tesinde de yrtc hayvanlar, yakc ateler vardr. Eer onlardan saknmaz ve mu'cizeme bakarak beni tasdik etmezseniz helak olacaksnz' diye haykrmtr. Hz. Peygamber'in szn dinleyip Allah' tanyan ve yasaklardan saknan kimseler kurtulur. nadnda srar edenlerse helak olur. Hz. Peygamber 'Btn insanlar helak olsa dahi bana hibir zarar dokunmaz. nk benim vazifem, dini ak bir ekilde tebli etmekten ibarettir' demitir. eriat, lmden sonra yrtc hayvanlarn varln bildirir. Akl ise, eriatn kelmn anlamay salar ve eriatn gelecekte olacan syledii eylerin mmkn olabileceklerini idrak etmeye yardmc olur. nsann yaratl da kendisini zarardan sakndrmaya tevik eder. Bireyin vacib olmasnn mns, 'terkinde zarar vardr' demektir. eriatn herhangi bireyi vacib klmasnn mns ise, o eyin terkinde muhtemel bir zararn mevcudiyetini bildirmesi demektir. Zira akl, ehvetlere ittiba ettii zaman, insan tek bana, lmden sonraki zararn varlna gtremez. te eriatn ve akln mns ve vacibin takdirindeki tesiri budur. Eer Allah'n emirlerinin terkinde cezann varlndan korkulmasayd emirlerin vcbu sabit olmazd. nk vacibin mns 'terki halinde hirette zarar terettp edecek ey'dir. IX. Esas: Nbvvet'in Gereklilii Peygamberlerin gnderilmesinde, Allah iin herhangi bir imknszlk bahis mevzuu deildir. Fakat Brahmanlar 'Peygamberlerin gnderilmesinde hibir fayda yoktur; zira bu hususta akl kfidir ve akl peygamberlerin gnderilmesine ihtiya brakmaz' iddiasndadr. Fakat onlarn bu iddialar rktr; nk akl, shhate faydal ilalar gsteremedii gibi, ahiret leminde kurtarc fiilleri de gsteremez. 342 limlerin en faziletlileri yle demilerdir: 'Her ictihad sahibi ecir kazanr'. Baka bir grup da 'Ayn hususta ictihad eden iki kiiden mutlaka biri ecir kazanr, dieri ise yanlr' demilerdir. lim sahiplerinden hi kimse Hz. Ali'nin yanldna hkmetmemitir. VIII. Esas: Sahabenin Fazileti Sahbe-i kiramn fazileti halifelik tertibine gredir. nk faziletin hakikati, Allah nezdinde olan fazilettir. Allah nezdindeki fazilete ise ancak Hz. Peygamber muttali olur. Sahbe-i kiramn tmn ven birok ayet ve hads vrid olmutur. Onlarn arasndaki faziletin inceliklerim ve hangisinin fazilette daha nde olduu keyfiyetini ancak vahyin iniini ve geliini mahede edenler, karlatklar durumlarn karineleriyle bilirler ve

tafsiltn incelikleriyle zerler. Eer sahbe-i kiram 'Fazilet halifelik tertibi zeredir' kanaatine varmasayd, halifeleri bu ekilde sralamazlard. nk sahbe-i kiram Allah yolunda gnl ve hatr gzetmeden yryen ve haktan hibir ekilde yz evirmeyen mbarek insanlard. IX. Esas: Hilafet'in artlar Mslman ve mkellef olduktan sonra halifede u be art aranr: 1- Erkek olmak 2- Takva sahibi olmak 3- lim sahibi olmak 4- Hilfeti yrtecek kabiliyette olmak 5- Kurey soyundan gelmek Hz. Peygamber 'mamlar Kurey'tendir' buyurmutur.39 Bu sfatlara sahip birka talip varsa, halkn ounluu tarafndan seilen halife olur. Ekseriyetin grne muhalefet eden b ve sidir. Onu hakka evirmek btn mslmanlara vcibdir. X.Esas: Fitne Korkusu Olduunda mammTayini Fitneden korkulduu takdirde, yukarda zikredilen sfatlarn bir ksmna sahip olmasa bile halife seilen ztn imaml kabul edilir. Hilfet makamna talip olan kiide, ilim ve takva kfi derecede bulunmaz, azledilmesine de g yetmez ve azledilmeye kalkldnda bir fitnenin kopmasndan korkulursa, onun imamet ve hilfetinin doruluuna hkmederiz. Aksi takdirde mslmanlar, zikrettiimiz artlarn eksiklii sebebiyle doacak olandan daha byk bir zarara sokmu oluruz. Bu nedenle maslahat 'Talibde aranlan baz artlar yoktur' diye yklmaz; bir saray bina etmek iin bir ehri ykan kimse gibi hareket edilemez. lkeyi halifesiz brakmak ve birtakm artlardan mahrum 343 salt ve selm etmesini niyaz ederiz. 39) Nes, (Enes'ten); Hkim, (bn mer'den ve Hz. Al'den, sahih olarak); Buhr, Trih DRDNC BLM man, slm ve Bu ki Terim Arasndaki Birleme ve Ayrlma, man ile lgili Artma ve Eksilme, Selefin 'manda stisna Yaplr m Yaplmaz m?' eklindeki htilafl Meseleleri Bu blmde mesele vardr: I. Mesele limler 'slm, imann ayns mdr, gayrisi mdr? Gayrisi ise imandan ayrlp tek bana var olabilir mi? Deilse imana bal mdr ve ondan ayrlmaz m?' hususlarnda ihtilfa dmlerdir. Kimisi, iman ile slm'n birey olduunu ve ayn anlama geldiini sylemitir. Baka bir kavle gre de iman ve islm, birlemeyen, ayr ayr iki eydir. Her birisi mstakildir ve kendi bana var olabilir. Dier bir kavle gre ise iman ve islm ayr eylerdir, fakat her ikisi de birbirine baldr. Ebu Tlib el-Mekk Kut'd-Kulb adl eserinde bu konudaki uzun ve ihtilafl beyanlar nakletmitir. Biz ise sratle, dedikodulara bakmakszn hakk beyan etmeye balayalm. Bu konuda bahis vardr: a. Lugav anlamlar . b. er' anlamlar

c. Dnya ve hiretteki hkmleri Birincisi lugatla, ikincisi tefsirle, ncs de fkh ve eriatla ilgilidir. a. man ve slm kelimelerinin lgat ynnden izah hakkndadr. imann tasdikten ibaret olduu bir gerektir. imdi ne kadar doru sylesek de sen bize inanmazsn! (Yusuf/17) . Buradaki m'min kelimesi 'tasdik edici' mnsna gelmektedir. slm telimesi ise inat ve temerrd terkedip iz'an ve inkyatla teslim olmak delmektir. Tasdik'in zel mekn kalptir. Dil, kalpteki tasdikin tercmandr. TesZi/n ise ister kalpte, isterse de lisan ve azalarda olsun, umum bir I mn arzeder. Dolaysyla ne zaman kalp ile tasdik varsa, teslim de j vardr; bu durumda inat ve temerrt terkedilmi demektir. Dil ile itiraf da I kalp ile tasdik etmek gibi, teslim olmak, inat ve temerrd terketmek mnsna gelmektedir. Azalarla inkyat ve itaat da ayn mn ihtiva eder. Bu bakmdan lgat ynnden slm kelimesi mdr; yani umum bir mny ifade eder. man ise hastr; husus bir mn iin kullanlr. O 346 halde iman slm'n en erefli cz' demektir. Oysa imann mns olan 'kalp tasdiki' mevcutsa, slm'la, mns olan 'teslimiyet' de mevcut demektir. Fakat bunun zdd dnlemez. ("Nerede 'teslimiyet' varsa orada tasdik de vardr" denilemez). b. man ve slm kelimelerinin er' ynden tahlili hakkndadr. eriat dilinde man ve slm'n iki eanlaml kelime olarak ayn mnda kullanldklar bir gerektir. Bu iki kelime bazen ayr mnlar ifade etmek iin, bazen de tedahl (ayn mefhumun anlalmas) iin ortaklaa kullanlmlardr. 'man ve slm' kelimelerinin mteradif (e anlaml) olarak kullanldklar yerlerden biri u ayettir: Nihayet Lt'un memleketinde bulunan m'minleri (oradan) kardk (ki kalan kfirleri helak edelim.) Fakat orada bir evden baka ms-lman bulamadk. (Zriyt/35-36) Btn mfessirler, Lt'un memleketinde, bir evden (ki o da Lt ve kzlarnn eviydi) baka ev bulunmadnda mttefiktir. (Ayet-i cellede 'm'min' ile 'mslim' tbirleri ayn mny ifade etmektedir). Musa, kavmine yle dedi: 'Ey kavmim! Siz gerekten Allah'a iman etmiseniz ve Onun birliine ihls ile teslim olmu mslmanlar-sanz yalnzca O'na dayanp gvenin'.40 (Ynus/84) Hz. Peygamber ise yle buyurmutur: slm (dini) be temel zerine bina edilmitir: a) Allah'tan baka ilah olmadna ve Muhammed'in de Onun rasl olduuna ehadet etmek, b) Namaz klmak, c) Zekt vermek, d) Hacca gitmek, e) Ramazan orucunu tutmak.41 Bir ara Hz. Peygamber'e imann mahiyeti sorulmu; o da imann yukarda saylan be unsurdan ibaret olduu cevabn vermilerdi. (Bylece iman ve islm kelimelerinin ayn mny ifade ettiini beyan buyurmulardr.) 40) Bu ayette geen 'iman ettinizse' mnsna gelen 'in kntm mentm' ibaresi, 'teslim olmu mslmanlarsamz' mnsnda olan 'mslimn' tbiri ile ayn mnya gelmektedir.

41) Buhr ve Mslim, (bn mer'den) 347 man ve islm kelimelerinin ayr anlamlar ihtiva ettii hususuna gelince, bunun misli u ayettir: (Ganimet hevesiyle, grnte slm' kabul eden baz) bedeviler 'Biz gerekten iman ettik' dediler. De ki: "Siz kalplerinizle iman etmediniz. Ancak, 'Biz (kl korkusundan ve slm nimetinden faydalanmak iin) mslman olduk' deyin! man henz kalplerinize girmedi". (Hucurt/14) Bu ayetteki "Biz mslman olduk, deyiniz!" cmlesinin mns 'Zahirde teslim olduk' demektir ve ayette 'iman' kelimesinden sadece 'tasdik' murad edilmitir. 'slm'dan ise 'Dil ve azalarla zahirde teslim olmak' mns murad edilmitir. Cibril hadsi olarak bilinen hadste, Cebrail iman' sorduu zaman Hz. Peygamber svle cevap vermitir: man Allah'a, meleklerine, kitaplarna, peygamberlerine, son gne, lmden sonraki dirilmeye, hesaba ve kaderin hayrna ve errine inanp bunlar tasdik etmen demektir. islm, Allah'n birliine ve varlna ve Ondan baka hak mbud olmadna ve Muhammed'in de O'nun rasl olduuna ahitlik etmen, namaz klman, zekt vermen, hacca gitmen ve oru tutmandr. IHz. Peygamber bu cevaplaryla slm'n zahirde sz ve amelle teslim olmaktan ibaret olduunu belirtmitir. Sa'd'dan42 gelen bir hads de yledir: Hz. Peygamber adamn birine bireyler verdi; fakat orada bulunan baka birisine hibir ey vermedi. Bunun zerine Sa'd (r.a) 'Ey Allah'n Rasl! M'min olmasna ramen filn adama birey vermedin?' dedi. Hz. Peygamber de 'yoksa mslim midir?' buyurdu. Sa'd, ayn suali bir kere daha tekrar etti ve Raslullah da yine yukar-daki cevab verdi.43 42) Sa'd b. Eb Vakkas, cennet ile mjdelenen on kiiden biridir ve ilerinde en son len kiidir. H. 57 ylnda vefat etmitir. 43) Kr. Buhr ve Mslim 348 (Bu muhavereden anlalyor ki m'min kelimesinin ifade ettii mn ile 'mslim' kelimesinin mns ayr ayrdr.) Tedahle gelince, bu konuda da yle bir hads vardr: Hz. Peygamber 'Amellerin hangisi daha stndr?' sorusuna 'islm'; 'slm'n hangisi efdaldir?' sorusuna da 'man' cevabn verdiler.44 te bu hads-i erif, islm ve iman kelimelerinin ayr ayr mnlara geldiine ve birinin dierine giriik, yani mtedhil olduuna delildir. Lugatta kullanlan en muvafk vecih budur. nk iman, amellerden birisi ve hatta en stndr. Teslimiyet mnsna gelen 'slm* ise ya kalple veya dille veyahut da azalarla gerekleir. Bunlarn en stn kalple olan teslimiyetle, 'iman' diye adlandrlan tasdikten ibarettir. man ve slm kelimelerinin ayr ayr mnlarda veya teradf cihetiyle kullanlmas, yerinde birer hakikattirler. Herhangi bir mecaz szkonusu deildir. (Arap dili geni imknlara sahip olduu

iin, bu terimler btn bu mnlar ifade etmektedir ve her ikisi de bu mnlarda kullanlmtr). Farkl mnlarda kullanlmalarna gelince, 'iman' sadece kalp ile yaplan tasdikten ibarettir ve imann bu mnda kullanlmas Arapa'ya da uygundur. 'slm' ise, sadece zahir teslimiyet manasnadr. Bu da Arapa'ya muvafktr; nk teslim edilmesi gereken eylerin bir ksmnn yerine getirilmesine 'teslim' ismi verilir. Bu ekilde isimlendirmek iin umum mnnn, yani teslim olunmas gereken eylerin tamamnn bulunmasna lzum yoktur. nk bir bakasna bedeninin tmyle deil, yalnzca bir czyle temas eden bir kimseye 'temas edici' denilmektedir. Binaenaleyh 'slm' kelimesinin btn teslimiyet olmakszn yalnzca zahir teslimiyete tlak olunmas, Arapa'ya uygundur. Bedevler 'iman ettik' dediler. De ki: "man etmediniz; fakat 'mslman olduk' deyiniz!" (Hucurt/14) Hz. Peygamber'in, Sa'd'n rivayet ettii hadsteki 'Yoksa mslim midir?' szleri, bu mnya hamledilmitir. Grlyor ki Hz. Peygamber 'iman' 'slm'dan stn tutmu; ayr ayr mnlara gelmeleriyle, m'minin derece ve makam bakmndan mslimden stnln ifade buyurmutur. Tedahle gelince, iman hususunda bu keyfiyet de Arapa'ya mutabk ve mnasiptir. Bu defa 'slm' terimi kalp, sz ve amelin tmyle teslim olmaktan ibaret bir mn genilii kazanr. man teriminin mns ise, 44) Ahmed b. Hanbel ve Tabern, (Amr b. Anbese'den sahih bir isnadla) 349 slm'n umum tarifinde bulunan kalbin tasdikinden ibaret olur. te tedahlden bunu kastediyoruz. Bu, imann husus ve islm'n da umum oluu bakmndan Arapa'ya uygundur. te Raslullah'm 'slm'n hangisi efdaldir?' sorusuna, 'mandr' eklindeki cevab! nk Raslullah iman', islm'n umum mnsndan zel bir para olarak kabul etmi ve bylece iman, islm'n umum mnsna dahil etmitir. Eanlaml kullanmna gelince, islm tbiri, hem kalb ve hem de zahir teslimiyet demektir. nk her ikisi de netice itibariyle teslimiyettir. man da byledir. Kalbin tasdiki olan 'iman', husus mnsnda tasarruf yaparak umumletirmek ve zahir teslimiyeti imann mnsna idhal etmek caizdir. nk sz ve amelle zahirde teslim olmak, i lemdeki tasdikin neticesidir. Baz ibarelerde aa kelimesi geer; fakat bu tbirden, msamaha yoluyla, 'aala birlikte 'meyvesi' de kastedilir. te bu kadarck umumletirmek ile 'iman' tbiri 'slm'n mteradifi olmakta ve birbirine mutabk ve mnasip dmektedir. Bylelikle 'iman', 'slm' dan ne bir santim eksik ne de bir santim fazladr. Allah Tel'nn 'Fakat bir evden baka, orada mslman bulmadk' ayeti 'man' ve 'slm'n eanlaml kelimeler olduunu gstermektedir. c. man ve slm'n er' hkmleri hakkndadr. man ve slm'n dnyev ve uhrev olmak zere iki hkm vardr. Uhrev hkmleri

unlardr: M'min ve mslmanlarn ateten karlmas ve orada ebed braklmamas... nk Hz. Peygamber 'Kalbinde zerre kadar iman bulunan bir kii cehennemden kar'45 buyurmutur. Bu hkmn hangi mnya geldii hususunda ulema ihtilf etmi ve bu hkme vesile olan 'iman'm ne olduu hakknda unlar sylemilerdir: 1- man, kalbin mcerret tasdikidir. 2- Kalbin tasdiki ve dilin ikrardr. 3- Kalbin tasdiki, dilin ikrar ve zahir azalarn amelidir. Biz bu kark meselenin zerindeki perdeyi kaldrarak deriz ki; imann yukarda zikredilen tarifine uygun olarak hareket eden bir mslmann yeri, seksiz phesiz cennettir. te birinci derece budur. kinci derece ise bu tariften ikisinin tamamn ve ncsnn de bir ksmn ihtiva eder. M'min, diliyle ikrar ve kalbiyle tasdik eder, bir ksm amelleri de yapar. Fakat bununla beraber, byk bir gnah veya byk gnahlardan bir ksmn iler. te byle bir kimse hakknda Mu'tezile yle der: Kii, amellerin bir ksmn terkettiinden dolay 'iman'dan kar ve ayn zamanda kfre de girmez. Zira diliyle ikrar, kalbiyle tasdik etmitir. Byle bir insan 'fsk'tr. Bu kii 'iman' ile 'kfir/ arasnda bir mertebededir ve cehennemde ebed kalacaktr. 45) Buhr ve Mslim, (Ebu Said el-Hudr'den) 350 351 leride de zikredeceimiz gibi, Mu'tezile'nin bu inanc btldr. nc dereceye gelince, kalp ile tasdik, dil ile ikrar bulunduu halde, azalara ait amellerin mevcut olmamasdr. Byle bir kimsenin (veya imann) hkmnde limler ihtilfa dmtr. Ebu Tlib el-Mekk, 'Azalarla amel etmek imandandr ve iman ancak amel ile tamamlanr' demi ve bu hkmde ulemnn icm olduunu iddia etmitir. Bunu sylerken de grn aksini isbat eden birok delilleri de zikretmitir. yle ki: man edip salih amel ileyenlere gelince, onlar iin konak olarak Firdevs cennetleri vardr. (Kehf/107) Bu ayet, amelin imandan sonra geldiini ve imann ayn olmadn bildirir. Eer ayet bu mnda olmasayd 'iman edip' dedikten sonra 'salih amel ileyenler' tbirini kullanmak gereksiz olurdu. Daha garibi, Ebu Talib el-Mekk bu meselede icm bulunduunu iddia etmekle beraber Hz. Peygamberin 'Kii ikrar ettii hakikati inkr etmedike kfre girmez'46 hadsini de nakleder. Dier taraftan Mu'tezile'nin 'M'min byk gnahlar iledii iin cehennemde ebed kalr' eklindeki hkmn de inkr etmektedir. Halbuki 'Amel-i salih imandandr' diyen bir kii, tam anlamyla Mu'tezile mezhebini kabul etmi olur. nk ameli imandan sayan kiinin 'Kalbi ile tasdik, diliyle ikrar eden ve bunlar yaptktan sonra da derhal len bir kimse cennette midir?' sorusuna 'evet' demesi icap eder. Bunu sylediinde de amelsiz bir imann varlna hkmetmi olur. Biz daha da ileri giderek kendisine unu sorarz: 'Kalbiyle tasdik ve diliyle ikrarda bulunan kii, hemen lmeyip de

bir namaz vakti girinceye kadar yaasa ve o namaz terkettikten veya zina ettikten sonra lse acaba cehennemde ebed kalr m?' Eer 'evet' derse Mu'tezile'nin iddiasn tasdik etmi olur. 'Hayr' dediindeyse amelin 'imann' rkn olmadn ve iman ile cenneti kazanmada amelin herhangi bir rol bulunmadn ak bir ekilde ikrar etmi olur. 'Uzun bir zaman yaayp namaz klmayan ve er' amellerin hibirini yapmaya ynelmeyen bir kimseyi kastediyorum' dese, biz de yle deriz: Bu uzun zamann bir hududu yok mudur? mann iptal olabilmesi iin taatlarn ka adedinin terki lzmdr? man bozabilmesi iin byk gnahlarn ka tane olmas gerekir? te bunun takdiri mmkn deildir ve hi kimse byle bir takdir ve tahdide kalkamaz. Drdnc derece, kalben tasdik ettikten sonra, henz dil ile ikrar ve amellerle megul olmadan nce lmesidir. Acaba byle bir insan 'm'min' olarak m lmtr? te ulem burada ihtilf etmitir. mann tamam 46) Tabern, Evsat, (Ebu Said'den) olmas iin dil ile ikrar arttr' diyenler, byle bir insann 'imandan evvel ldne' hkmederler. Oysa bu hkm fasittir; nk Hz. Peygamber yle buyurmutur: Kalbinde zerre kadar iman olan bir kimse cehennemden kar. Kalbi 'iman'la dolup taan byle bir kii nasl olur da cehennemde ebed kalr? Cibril hadsinde de, 'iman' iin, Allah', meleklerini, kitaplarn, peygamberlerini ve son gn tasdik etmek art ileri srlmtr. Nitekim bu hakikat daha nce izah edilmiti. Beinci derece, kiinin kalp ile tasdik ettii halde; mr ehadet keli- melerini dille sylemesine msait olmasna ve bunun kendisine vacib blduunu bilmesine ramen dil ile ikrarda bulunmamasdr. Dil ile ikrar ptmemesi u ihtimal dahilinde sz konusudur: nkr etmemekle beraber namaz klmakta geveklik gsterdii gibi, bunda da ihmalkr olabilir. Byle bir kimsenin m'min olduunu ve ebediyyen cehennemde i kalmayacan sanyoruz. nk iman, mcerret tasdikten ibarettir. Dil ise imann tercmandr. Bu bakmdan iman, dilden evvel var olmal ki dil, var olan o eyin tercman olabilsin! te bu, en ak hkmdr. nk burada dayanlacak senet, ancak, kelimelerin icaplarna tbi olmaktr. Halbuki Arap dilinde iman kalbin tasdikinden ibarettir ve Hz. Peygamber de 'Kalbinde zerre kadar iman olan ateten kar' buyurmutur. u halde vacib bir fiilin skt ile ortadan kalkmad gibi, vacip olan ikrar terketmek de kalpten iman silmeye vesile olmaz. Baz limler 'Dilin ikrar, imann rkndr; nk ehadet kelimeleri, kalplerdeki iman haber vermek iin deil, aksine ayr bir akid ve ayr bir ehdetin balangc ve iltizamdr' derler. Fakat birinci hkm daha aktr.

Kalp ile tasdik imkn olduu halde dil ile ikrardan imtina edenler hakknda Mrcie ok ileri gider ve 'Byle bir kimse asla atee girmez' derler ve sonra da yle devam ederler: 'M'min kii isyan etse dahi cehenneme girmez'. Biz bu hkmn rkln ilerideki bahislerde isbat edeceiz. Altnc derece, diliyle 'L ilahe illallah Muhammedun raslullah' dedii halde kalbi ile tasdik etmemektir. Bizim phemiz yoktur ki byle bir kimse ahiret hkmne gre kfirdir ve ebediyyen cehennemde kalacaktr. Yine phe etmiyoruz ki idare ile ilgili olan dnyev hkmlere nazaran byle bir kimse mslmandr; nk kalbe, Allah'tan baka hi kimse muttali olamaz. Biz mslman-lara den vazife, 'diliyle syledii ey kalbinde de vardr' zanndr. Fakat bu kii ile Allah arasnda, dnya hkmlerinden olan nc bir emirde 352 353 pheye dyoruz. yle ki: Byle bir kimse msluman bir akrabasnn lmnden sonra, kalbi ile de slm dinini tasdik ederek, fetva istemek zere 'Akrabam ld srada ben kalben slm dinini tasdik etmiyordum. u anda ise onun miras benim yanmdadr. Acaba bu miras bana hell midir?' dese veya byle bir kimse kalben slmiyet'e inanmad srada msluman bir kadnla evlense ve sonra da kalben slmiyet'e inansa nikhnn yenilenmesi lzm gelir mi? te bu, dnlecek bir noktadr. yle demek de mmkndr: 'ster zahir, ister btn olsun dnya hkmleri zahir sze baldr'. yle de denebilir: 'Dnya hkmleri, o ahs hakknda deil, onunla ilgili olan bakalar hakkndaki zahir sze baldr. nk insann, Allah ile kendi arasnda bulunan i lemi bakasna karanlk, kendisine ise aydnlktr'. Hakik ilmin Allah'a mahsus olduunu ikrar etmekle beraber o kii hakknda en ak fetva udur: 'Alm olduu miras kendisine haramdr ve nikhn da yenilemelidir'. te bu nedenledir ki Huzeyfe b. Yeman (r.a), mnafklarn cenaze namazna itirak etmezdi. Hz. mer de (r.a) bu hususta Huzeyfe'yi izler, onun katlmad cenazelere katlmazd. Namaz, her ne kadar ibadetlerden ise de zahir fiillerdendir. Allah'a kulluk bakmndan yaplmas vacib eylerden olan haramlardan saknarak kamak da her m'minin vecibesidir. Hz. Peygamber yle buyurmutur: Helli aramak ve elde edilmesi iin aba sarfetmek, fariza stne fa-rzadr. Bu hads 'Vris olmak slm'n hkmdr. slm ise zahir hkmlere teslim olmaktr' szmze zt dmez. nk tam teslimiyet, zahir ve btn kapsayan teslimiyettir. Btn bu incelikler zahir ibareler, umumlar ve kyaslar zerine bina edilen fkh ve zann bahislerdir. Dolaysyla ilimlerde kusurlu olan bir kimse 'Kesinlik ve katiyet ifade eden kelm ilminde vrid olmas detten olan bu meseleler kesindir' zannna kaplmamaldr. Zira ilimlerde zahir detlere bakan kimseler hibir zaman felah bulmamlardr.

Eer 'Mu'tezile ve Mrcie'nin phesi nedir ve onlarn szlerini iptal edecek deliller hangileridir?' dersen yle cevap veririz: Onlarn pheleri Kur'an'n umum hkmlerindendir. Mrcie yle der: "Bir m'min, btn gnahlar ilese bile atee girmez; nk Allah Tel yle buyurmaktadr: Gerekten biz o Kur'an' iittiimiz zaman ona iman ettik. Kim rab-bine iman ederse artk ne mkfatnn azalacandan ve ne de bir hakszla urayacandan korkmaz. (Cin/13) Allah'a ve peygamberlerine iman edenler, rableri katnda (imanlar hususunda) ok sdk olanlarla (Allah yolunda can veren) ehidler (gibi)dirler. Onlarn hem sevaplar ve hem de nurlar vardr... (Hadd/19) (Cehennem), neredeyse fkesinden atlayacak (hale gelir). (Kfirlerden) her topluluk onun iine atldka cehennem bekileri o kfirlere sorarlar: 'Size, azap ile korkutan bir peygamber gelmedi mi?' Onlar da "Evet, dorusu bize azap ile korkutan bir peygamber geldi; fakat biz onu yalanladk ve 'Allah hibir ey indirmemitir. Siz muhakkak byk bir sapklk iindesiniz' dedik" derler. (Mlk/8-9) Ayetteki 'Kafirlerden her topluluk onun iine atldka' hkm umum ifade eder. Bu nedenle atee atlanlarda peygamberleri tekzip etme sfatnn bulunmas art koulmutur". Mrcie, szkonusu hkmleri u ayete dayandrmaktadr: O atee ancak (peygamberleri) inkr eden ve (imandan) yz eviren kafirler girer. (Leyl/15-16) te bu ayette 'hasr', 'isbat' ve 'nefy vardr. Allah, cehenneme girmeyi, peygamberleri yalanlayan ve imandan yz evirenlere hasreder, onlarn dnda kalanlar bu hkmn haricinde brakr (nefy) ve azab ancak onlar iin isbat eder. Kim (kyamet gnnde) hasene ile (ihlsl bir tevhidle) gelirse bundan dolay ona bir hayr verilir. Onlar, o kyamet azabnn korkusundan emin kalrlar. (Neml/89) (Nasl ki ktlklerin ba kfrse) iyiliklerin ba da imandr. Allah Tel ihsan edenleri sever. 4l-i mran/148) Gerekten iman edip salih amel ileyenlere gelince, phe yok ki biz byle gzel bir amel ileyenin mkfatn zayi etmeyiz. (Kehf/30) Delil olarak gsterdikleri ayetlerde Mrcie'yi destekleyen, ilerine yarayan hibir hkm yoktur. nk szkonusu ayetlerde zikredilen iman kelimesinden amel ile birlikte olan iman kastedilmektedir. Zira biz daha nce 'iman' zikrolunduu zaman, bundan 'islm' kastedilir demitik. Kalp, sz ve amel ile tarif edilen imana muvafk olan da budur. Bizim bu 354 355

te'vilimizin delili, silerin cezalandrlmas ve bu cezann takdiri hakknda gelen hadslerdir. Nitekim bir hads-i erifte yle buyurulmaktadr: Kalbinde zerre miktar iman bulunan kimse ateten kacaktr. Binaenaleyh Mrcie'ye soruyoruz: 'Atee girmeyen bir insan nasl olur da ateten kar? (Ateten kmak, daha nce atee girmeyi gerektirmez mi?)'. Kur'an- Kerm'de bizim te'vimizi destekleyen ayet udur: Muhakkak ki Allah, kendisine ortak koanlar balamaz. Bu gnahtan bakasn dilediine balar. Kim Allah'a e koarsa dorusu ok uzak bir sapkla dmtr. (Nis/116) Bu ayetteki 'dilediine balar' kayd, azabn taksimine dellet eder; yani dilediini affeder, dilediine de azap eder. Bizi destekleyen bir dier ayet de udur: Kim Allah'a ve peygamberine isyan ederse, ona iinde sonsuz kalnacak olan cehennem atei vardr. (Cin/23) Bu ayetteki hkm kfre balamak zoraki bir te'vilden baka birey deildir. yi bilin ki dorusu zlimler srekli bir azaptadrlar. (r/45) Kim fenalkla gelirse yzkoyun atee atlr. (Neml/90) te naklettiimiz bu ayetlerdeki umum, Mrcie'nin delil olarak gsterdii umumun muarz ve nkzdr. Bu bakmdan iki tarafn da 'umum'unu tahsis ve te'vil etmek gerekmektedir. nk hads-i eriflerde si kimselerin azap grecekleri hususu aka belirtilmitir.47 Allah Tel'nn 'inizden oraya (cehennem) uramayacak kimse yoktur. Bu, rabbinizin katnda kesinlemi bir hkmdr' (Meryem/71) ayeti herkesin mutlaka atee varacana sarih bir delildir. nk hibir m'min, gnah ilemekten hl deildir. Allah Tel'nn Leyi suresinde 'O atee ancak (peygamberleri) inkr eden ve (imandan) yzeviren kafirler girer' buyurmas ise, atee giren husus bir topluluu murad iindir veya ek tabiriyle en ak kimseler kastedilmitir. Mlk suresinin 9-10. ayetlerindeki fevc kelimesiyle de kfirlerden bir grup kastedilmitir. 47) silerin azap grmeleri hakknda, mam Buhr, Hz. Enes'ten 'Yapm olduklar gnahlarndan tr birtakm kimseler cehennemi boylayacaklardr' hadsini rivayet etmitir. Umum hkmlerin tahsis edilmesi grlmemi eylerden deildir. Bu olabilir ve inkr da edilemez. Bu ayetten tr, mam E'ar ile kel-mclardan bir grup 'umum' sigalarn inkr etmiler ve bu lafzlarn, sadece mnlarna dellet eden bir karinenin belirmesine bal olduunu sylemilerdir. Mu'tezile'ye gelince, onlar pheye srkleyen ve mezheplerinin tesisine vesile olan ayetler unlardr:

Bununla beraber phe yok ki ben tevbe eden, iman edip salih amel ileyen, sonra da hak yolda sebat gsteren kimse iin ok balaycym. (Th/82) Andolsun asra ki gerekten insan ziyandadr. Ancak iman edip de salih amel ileyenler, birbirine hakk ve sabr tavsiye edenler mstesna! (Asr suresi) inizden oraya (cehenneme) uramayacak kimse yoktur. Bu, rabbinin katnda kesinlemi bir hkmdr. Sonra Allah'tan korkup saknanlar kurtaracaz ve zlimleri de toptan cehennemde brakacaz. (Meryem/71-72) Kim de Allah'a ve peygamberine isyan ederse, ona iinde sonsuz kalnacak olan cehennem atei vardr. (Cin/23) Kim bir m'mini kasten ldrrse, onun cezas iinde devaml kalmak zere cehennemdir. Allah ona gazap ve lanet etmi ve onun iin byk bir azap hazrlamtr. (Nis/93) Bu ayetlerde olduu gibi, 'iman' ile birlikte 'amel-i slih'ten bahseden btn ayetler Mu'tezile'ye gre byledir. Fakat bu 'umum'lar, Mrcie'nin delili olan 'umum'larda olduu gibi 'husus'dirler. nk Allah, yle buyurmutur: Bu gnahtan bakasn dilediine balar. (Nis/116) Bu nedenle 'irk'in dnda kalan gnahlarda Allah'n dilediini affetme vasfna dokunmamak daha uygundur. Raslullahn u hadsi de Mu'tezile mezhebini iptal etmektedir: Kalbinde zerre miktar iman bulunan kimse ateten kar. Mu'tezile'yi iptal eden delillerden bazlar da u ayetlerdir: 357 Gerekten iman edip salih ameller ileyenlere gelince, phe yok ki biz byle gzel bir amel ileyenin mkfatn zayi etmeyiz. (Kehf/30) Dorusu Allah, gzel amel ileyenlerin mkfatn zayi etmez. (Tevbe/120) O halde nasl olur da Allah bir tek gnah ile iman'n esasn ve btn taatlarn ecrini zayi eder? Nisa sresindeki 'Kim bir m'mini kasten ldrrse, onun cezas iinde devaml kalmak zere cehennemdir' mealindeki ayet de m'mini, 'm'min' olduu iin ldren kimse hakknda nazil olmutur. Nitekim ayetin sebeb-i nzul bu hakikati apak bildirmektedir. Eer "Sen bu te'villerinle 'Amel olmasa da imann esas vardr' demek istiyorsun. Halbuki selef-i slihn 'man kalbin tasdiki, dilin ikrar ve azalarn amelidir' eklinde hkm vermitir. O halde selefinkine muhalif bir gr sence nasl daha kuvvetli ve daha rcih (muteber) olabilir?" dersen, buna yle cevap veririz: mann mtemmimi (tamamlaycs) olmak hasebiyle amelin imandan saylmas imknsz deildir. Nitekim 'Ba ve eller insandandr' denilir; nk basz bir bedenin insanlk vasfndan kt

malmdur. Fakat eli kesik bir iskelet, srf bu sebeple insan olmaktan kmaz. te bylece 'Tebih ve tekbirler namazdandr' denilmektedir. Halbuki tahrim tekbiri hari, dier tekbir ve tebihleri getirmesen de (afi mezhebine gre) namazn bozulmaz. Dolaysyla kalp ile tasdik etmek 'iman'n badr. Bu, tpk ban insan vcudundaki nemi gibidir; tasdiksiz iman yok demektir. Dier ibadetlere gelince, bunlar insann br azalarna benzer; birbirinden yksek olabilir. Nitekim Hz. Peygamber yle buyurmutur: Zni m'min olduu halde zina etmez.48 Sahbe-i kiram (r.a) Mu'tezile'nin 'nsan zina edince imandan kar' eklindeki inancna itibar etmemilerdir. Hadsin mns udur: 'Kii zina ettii anda tam ve kmil bir imana sahip olamaz'. Nitekim ktrm, eli ve aya kesik, ciz bir insan iin 'Bu, insan deildir' denilebilir ve bununla da "insanlk hakkatinin peinden gelen 'keml' sfatndan mahrumdur" demek istenir. II. Mesele "Selef ulems 'iman'n eksik ve fazla olmad hususunda ittifak etmilerdir. (Selefe gre 'iman', 'ibadetle fazlalamad gibi 'gnah' ile de eksilmi olmaz. 'man, tasdikten ibarettir' hkm kabul edildii takdirde eksiklik ve fazlalk tasavvur edilemez)" diyecek olursan, cevaben derim ki: 48) Buhr ve Mslim, (Ebu Hroyre'den) Selef, eriat sahibini grm olan dil insanlardr. Onlarn szlerinden hibir ehl-i iman dnemez. Onlar neyi zikretmise 'hak' odur. htilf, selefin szn anlamak hususundan ne'et etmektedir. Bu szde, amel-i slihin imann czlerinden ve varlnn rknlerinden olmadna dair delil vardr. Aksine salih amel, iman esasna eklenen bir fazlalktr. Bu fazlalk mevcut olduu zaman 'iman' artar; olmad takdirde de eksilir. Artan da mevcut, eksilen de mevcuttur. Bir ey in kendi nefsinde bulunan eylerle artmad da muhakkaktr. Bu nedenle 'nsan, bayla artar' denilemez, fakat 'nsan, sakalyla, yayla (imanlyla) artar' denilebilir. 'Namaz rk ve scudla artar' demek doru deildir. Ancak I 'Namaz, dab ve snnetlerle artar' denilebilir. te selef limlerinin bu I hkm 'imann' salih amellerden nce var olduunu aka I belirtmektedir. 'man' var olduktan sonra, salih amellerle artar ve aksiyle 1 de eksilir. 'Kalbin tasdiki bir hakikat olduuna gre, nasl olur da artmay ve eksilmeyi kabul eder?' dersen, cevaben derim ki: Biz mdheneyi (dalkavukluu) terkettiimizden, erlilerin errine kulak asmadmzdan ve gayenin zerine gerilen perdeyi kaldrdmzdan, pheler kendiliinden zail olmaktadr. Bu sebeple de deriz ki: 'man' kelimesi, mterek manl bir kelimedir ve anlamda kullanlmtr: 1. Delilsiz olarak, sadece taklid ve telkin yoluyla, kalbin tasdikine tlak olunur ki bu, avamn imandr. Hatta havass hari btn halkn iman da byledir. Bu inan kalbe vurulan bir

dmdr; bazen iddetlenir ve kuvvetlenir, bazen de zayflar ve gever; tpk ipteki dmler gibi. Halk tabakasnn imannn byle olmasn uzak bir ihtimal sanma. Bunu bir yahudinin ve onun korku, hayal, va'z, tahkik ve burhan ile sklemeyen ve sklmesi mmkn olmayan iman ile kyaslayabilirsiniz. Ayn ekilde hristiyan ve bid'atnn iman ile de mukayese edebilirsiniz. Hristiyan ve bid'atlardan baz kimseler vardr ki az bir konuma ile pheye drlmeleri mmkndr. Az bir hayal ve korku ile inancnn doruluundan caydrlmalar da imkansz deildir. Halbuki bu hristiyan veya bid'at, tpk yahudi gibi ilk inand zaman bu hususta ek ve phede deildi. Fakat bu iki grup (yahudi ile hristiyan ve bid'atlar) arasndaki fark, inantaki iddetten ne'et etmektedir.,te bu durum, hak olan inanta da mevcuttur. Salih amel, bu iddetin gelimesine ve artmasna yardmcdr; suyun, aalarn gelimesindeki tesiri gibi messirdir. M'minlere gelince, her inen sre onlarn imann artrmtr ve onlar (o sre) ile sevinirler. (Tevbe/124) 358 359 Allah imanlarn kat kat artrmalar iin m'minlerin kalbine manev huzur indirdi. (Fetih/4) Hz. Peygamber, baz hadslerde vrid olduu gibi 'man artar ve eksilir' buyurmutur. mann art, taatlerin kalpteki tesirinden doar. Taatlerin kalpteki tesiri, ancak ibadetlere devam edildii ve onlara kalp huzuru ile dnld zaman, nefsini murakabe eden bir kimse tarafndan hissedilir. Byle bir kimse ibadete kalp huzuru ile dald zaman, kalbinin iman prensiplerine nasl yneldiini ve nasl sknet bulduunu, imann ek ve phelerle skmeye alan kimseye kar nasl isyan bayran ektiini idrak eder. Yetim hakkndaki merhametin mnsna inanan insan, bu inancn sikiyle, onun ban svazlar ve ona iltifat ederse, i leminde rahmetin kabardn ve bu svazlamadan tr galeyana geldiini idrak eder. Tevaznn iyi bir ahlk olduuna inanan bir kii de tevazu icab, bakasna hrmet eder, tazim gsterir ve o kimseye bizzat hizmet ederse kalbindeki tevaznn engin mnsn hisseder. te kalbin, zahir amellerin k noktalar olan btn sfatlar byledir. Zahir amellerin tesiri, k noktalar olan kalp sfatlarna dnerek onlar kuvvetlendirir ve artrr. Bu durum, Mnciyt ve Mhlikt bahsinde, btnn zahirle ilgisi, amellerin inan ve kalplerle olan alkas beyan edildii zaman, tafsilatl bir ekilde izah edilecektir. nk btnn zahirle ilgisi, amellerin inan ve kalplerle olan balants, hdiselerle idrak edilen bu kinatn, basiretle idrak edilen melekt lemine balants cinsindendir. Kalp, melekt le-mindendir. Azalar ve amelleri ise, mlk ve uhd lemindendir. Bu iki lem arasndaki ince ba ve balant, yle bir hadde varmtr ki baz insanlarn iki lemin birliine hkmetmesine vesile olmutur. Dier bir grup da uhd leminden baka bir lemin olmadna kani olmular ve u

grnen cisimlerin dnda herhangi bir varln mevcut olmadna hkmetmilerdir. Fakat iki lemi idrak ve ayrlklarn mahede eden, aralarnda balant olduuna inanan bir kimse, bu balanty yle tasvir etmitir: Hem arap, hem de kadeh inceldi; Birbirine benzedi de mesele zorlat. , Sanki bade var da kadeh yok, j Ve sanki kadeh var da bade yok! Biz bu incelikleri brakarak esas maksada dnelim. nk melekt lemi, muamele ilminin dnda kalan bir lemdir. u kadar ki iki lem arasnda ittisal ve irtibat mevcuttur. te bu sebeple mkefe ilmi'nin muamele ilmi'ne trmandn her zaman grebilirsin. Bu durum, iddetli ve cidd bir alma neticesinde vuzuha kavuuncaya kadar byle devam eder. te imann taat ile fazlalamasnn gerei -bu mnya gre- bundan ibarettir. Hz. Ali 'man nce beyaz bir nokta olarak grnr. Kul, salih amel iledii zaman, bu nokta geliir, byr ve btn kalbi istil eder. Bylece kalp bembeyaz kesilir. Nifak da nce siyah bir nokta halinde bulunur. Allah'n yasaklar inendike bu siyahlk geliir, byr ve sonunda btn kalbi kaplar. Bu ekilde kalp simsiyah kesilir ve zerine adeta mhr vurulur. te manev mhrleme budur' diyerek u ayeti okumutur: Hayr (zannettikleri gibi deil), dorusu onlarn kazand gnahlar kalplerini kaplamtr. (Mutaffifn/14) 2. mandan, kalbin tasdiki ile birlikte azalarn amelini murad etmektir. Nitekim, Hz. Peygamber yle buyurmutur: man yetmi ksur babdr.49 Zni, m'min olduu halde zina etmez. Salih amel, iman kavramnn muktezsma dahil olduu zaman, artmas ve eksilmesi, artk gizlenemez bir hakikat olarak grnr. Fakat 'Salih amel, mcerred tasdikten ibaret olan imann artmasna tesir eder mi etmez mi?' meselesi tedkike deer. Biz daha nce 'tesir ettiine' iaret etmitik. 3. man kavramndan keif, delil ve basiret nuruyla mahede edilen yakn tasdik kastolunmaktadr. Bu ksmn, ziyadelemeyi kabul etmek hususunda imknsz grneni ite budur. Fakat bana gre, phe gtrmeyen yakn emirde de nefsin itminan deiir. yle ki her ikisinde de ek ve phe olmamasna ramen, nefsin ikinin birden fazla olduuna dair mutmain olmas, lemin sonradan yaratldna dair olan itminan gibi deildir. nk yakn meseleler vuzuh derecelerine gre deimektedir. Nefsin onlara kar olan itminan da zorunlu olarak deiir. Biz bu keyfiyeti Ahiret limlerinin Almetleri blm ile Kitab'ul-lm'in Yakn blmnde izah etmitik. Burada ikinci defa tafsilata lzum grmyoruz.

man bu mndan hangisi iin kullanlrsa kullanlsn, limlerin 'man, ziyade ve noksanl kabul eder' hkm haktr. Bu hkmn hak olmas phe gtrmez; nk hadsi erifte 'Kalbinde zerre miktar iman olan kii ateten kar' beyan vrid olmutur. Baka bir hadste de 'zerretn min imanin' yerine 'zerretn min dinarin' tbiri kullanlmtr. Eer kalpteki tasdikler arasnda fark yoksa, bu miktarlarn deimesine ne mn vermek lzmdr? 49) Buhri ve Mslim, (Ebu Hreyre'den) 360 III. Mesele Selefin 'Allah dilerse ben m'minim' sznn mns nedir? nk istisna pheyi; imanda phe ise kfr gerektirir. Btn selef limleri 'Kesinlikle imanm vardr' eklindeki cevab menetmi ve bu ifadeden saknmlardr. Sfyan es-Sevr "Ben Allah'n nezdinde m'minim diyen, yalanclardan; 'hakikat nokta-i nazarnda ben m'minim' diyen de bid'atlardandr" buyurmutur. Bununla birlikte kii nefsinde m'min olduunu bildii halde byle derse nasl yalanc olabilir? nk nefsinde m'min olan bir kimse, Allah nezdinde de m'mindir. Nasl ki bir kii esasnda uzun boylu ve cmert ise ve bunlar da biliyorsa, bu keyfiyet Allah nezdinde de ayndr. Ayn ekilde mesrur veya mahzun, iiten veya gren de byledir. Eer bir insan 'Sen hayat sahibi misin?' sualine 'Eer Allah dilerse hayat sahibiyim' eklinde mukabele etse, bu doru bir cevap olmaz. Sfyan es-Sevr, yukarda geen hkm verdii zaman kendisine 'O halde biz ne demeliyiz?' denildi. O da 'Allah'a iman ettik ve indirdii hkme inandk deyiniz!' diye cevap verdi. Acaba 'Biz Allah'a ve indirdii hkme iman ettik' ile 'Ben m'minim' arasnda ne fark vardr? Hasan Basr'ye 'Sen m'min misin?' diye sorulur, o da 'naallah' der. 'Niin iman'da istisna yaptn?' diye sorulduunda da yle cevap verir: "Peki ya bunun zerine Allah bana 'Yalan syledin ya Hasan!' derse? ite azaba mstehak olmaktan korktuum iin byle syledim". Hasan Basr bir keresinde de yle demitir: "Allah'n bende bulunan ve malumatm dahilinde olmayan birtakm ktlklere muttali olmas ve bundan dolay bana buzederek 'Ey kulum! Git, senin hibir amelini kabul etmedim' demeyeceinden ve yaptklarm boa karmayacandan emin deilim". brahim b. Edhem de "Sana 'Sen m'min misin?' denildii zaman, T ilahe illallah' ile cevap ver" der ve bazen de "Ben imanmdan phe etmiyorum. Fakat bana 'Sen m'min misin?' diye sual sorman bid'attr" buyururdu. Kfe fakihi Alkame b. Kays'a 'Sen m'min misin?' diye sorulduunda 'Eer Allah dilerse, yle mit ediyorum' cevabn vermitir. Sfyan es-Sevr yle demitir: 'Bizler Allah'a, meleklerine, kitaplarna ve rasllerine iman eden kimseleriz. Allah nezdinde ne olduumuzu bilmiyoruz'.

Btn bunlardan sonra, u zevatn szlerinde grlen istisnalarn mnsnn ne olduunu soracak olursan, bilmi ol ki bu kabil istisna dorudur. Bu istisnann drt mns vardr: 361 Bunlardan ikisi, imann aslndaki deil, sonu ve kemli hakkndaki phelere istinad eder. Dier ikisi ise, phe ile hibir bakmdan alkas olmayan mnlardr. imdi bu drt mnnn tafsilatna geelim! Birinci Anlam Nefsi tezkiye etmemek iin 'Ben kesinlikle m'minim' demekten I kanarak 'inaallah' istisnasn muhakkak kullanmaktr. Nefislerinizi temize karmayn. O, kendisinden korkann kim olduunu ok iyi bilendir. (Necm/32) u kendilerini temize karanlara bakmaz msn? (Hayr i) yle deildir. Ancak Allah dilediini temize karr. Onlara kl kadar zulmedilmez. (Nis/49) Bak, Allah'a kar nasl yalan uyduruyorlar. Bu yanl inanlar onlara ak bir gnah olarak yeter. (Nis/50) Bir hakme 'Kt doruluk nedir?' diye sorulduunda, 'Kiinin nefsini vmesidir' diye cevap vermitir. iman vlmenin en stndr. 'Kesinlikle benim imanm vardr' demek mutlak surette nefsi tezkiye etmektir. 'stisna sgas' (inaallah) insan tezkiyeden uzaklatrr. Nitekim bir insan 'Sen doktor musun? Fakih veya mfessir misin?' denildii zaman; doktorluundan, fakih veya mfes-sirliinden phe ettiinden deil, belki bir eit alkanlkla 'Evet, Allah dilerse...' der. Bu istisna ile kendisini nefsinin tezkiyesi tehlikesinden kurtarr. Binaenaleyh istisna, nefisle ilgili haberleri zayf drme ve tereddt uyandrma sgasdr (nefisle ilgili haberlerin lzumlu neticelerinden birisi olan nefsin tezkiyesini zayf drmek iindir). mann esasnda phe edildii zaman bu sga kullanlmaz. Bu te'vile gre, kt bir sfatn mevcut olup olmad sorulduunda istisna etmeksizin cevap vermelidir. ikinci Anlam Allah', her halkrda zikretmeye almak ve her emri Allah'n dileine ve meiyetine havale etmektir. Allah Tel bu edebi Hz. Peygamber'e yle retmektedir: Hibir ey hakknda 'Bunu yarn yaparm' deme! Ancak 'Allah dilerse (yaparm)' de! Unuttuun zaman da Allah' an ve 'Olur ki rab-bim beni, bundan daha yakn bir zamanda dosdoru bir muvaffakiyete ulatrr' de! (Kehf/23-24) Hz. Peygamber, Allah'tan bu edep dersini aldktan sonra, yapabileceine seksiz phesiz emin olduu hususlarda bile bu istisnay kulhya-i Ulm'id-Din Onlar, Allah katnda derece derecedirler. Allah (emin veya hain btn insanlarn) yaptklarn hakkyla grmektedir. (lu mran/163) Hz. Peygamber de yle buyurmutur: man plaktr; elbisesi ise takvadr.

man yetmi ksur bab'dr. Bu yetmi ksur babn derece bakmndan en aas, yoldan sprntleri uzaklatrmaktr. te imandak bll bildiren ayet ve hads ld en aas, yoldan sprnt i kemlin amellere balln bildiren ayet ve hadsler r. n nifak ve gizli irkten beri olmaya bal olmasna gelince, bu bktadr: bunlardr. mann nifak ve gizli irk hakikati u hadsler beyan buyurmaktadr: Drt haslet vardr ki bunlar kimde bulunursa, o kimse namaz da klsa, oru da tutsa, 'Ben m'minim' de dese, yine de gerek mnafktr. Bu hasletler unlardr: a) Konutuu zaman yalan sylemek, b) Szne muhalefet edip va'dinden dnmek, c) Emanete hyanet etmek, d) Herhangi bir kimse ile muhsame ettiinde (davalatnda) yalan deliller uydurmak.51 Bu son k, baz rivayetlerde 'Bakasyla muahede ettii halde hileye kamak' eklinde vrid olmutur. Kalpler drt eittir: a) Her eit karanlktan tecerrd etmi olan ve iinde prl prl parlayan bir lamba bulunan kalptir. Bu, m'minin 365 kalbidir, b) rtl kalptir. Bu kalpte iman ve nifak birlikte bulunmaktadr. Kalpteki iman baklaya benzer; ona ancak tatl su yardm eder ve gelimesini salar. Kalpteki nifaksa bana benzer. bann gelimesi irin ve sar suyun yardmyladr. Bu nedenle kalpte bu iki maddeden (tatl su ile irinden) hangisi fazlaysa, hkm, mezkr maddeler vastasyla gelien sfata gredir.52 Ayn hadsin baka bir rivayetinde 'Bu iki maddeden hangisi galip gelirse kalbi o kaplar ve elde eder' buyurulmutur.53 Bu mmetin mnafklarnn ou Kur'an okuyuculardr.54 mmetimdeki irk, karncann talar zerinde yryp brakt izden daha gizlidir.55 Huzeyfe b. Yeman (r.a) yle demitir: Raslullah zamannda, kii bir kelime konuur ve lnceye kadar da o kelime yznden mnafk kalrd. Fakat ben, bugn herhangi birinizden ayn kelimeyi gnde on defa iitiyorum.56 Bir ksm limler 'Kendisini nifaktan uzak gren kimse, nifaka herkesten daha yakndr' buyurmulardr. Huzeyfe b. Yeman (r.a) yle der: 'Bugn mnafklar, Raslullah'm zamanndan daha fazladr. O devirde mnafklar gizlenirdi. Bugnk mnafklar ise, gizlenmeye ihtiya grmemekte ve etrafta aka kol gezmektedirler' ,57 Gizli bir haslet olan nifak, imann doruluuna ve kemline zttr. Kimde olduu bilinmez. Fakat u kadar var ki insanlarn, nifaktan en 52) mam Ahmed, (Ebu Said'den)

53) Metinde kalplerin nc ve drdnc tasmlan zikredilmemitir. Oysa baka bir hadste u taksim vardr, a) Kabuklu kulp (kfirin kalbi), b) rtl kalp (mnafn kalbi), c) Her ktlkten soyunmu kalp (mminin kalbi), d) inde hem iman, hem de nifak olan kalp. 54) mam Ahmed ve Tabern, (Ukbe b. Amir'den) 55) Ebu Ya'l, bn Adiy ve bn Hibban (Ebubekir'den); mam Ahmed ve Tabern, (Ebu Musa'dan) 56) mam Ahmed, (rvisi mehul bir senedle) 57) mam Buhar, bu hadsi 'ekser' kelimesi yerine 'er' kelimesiyle nakletmitir. 51) Buhr ve Mslim, (Abdullah b. Amr'dan) 366 uza ondan en fazla korkanlar; ona en yakn ise, nefsini ondan uzak bilenleridir. Hasan Basr'ye 'Bugn nifakn mevcut olmadn sylyorlar. Ne dersiniz?' diye sorulduunda yle demitir: 'Ey kardeim! Eer mnafklar helak olsayd, inann yollardan nefret ederdiniz'. Hasan Basr (veya baka bir lim) 'Eer mnafklarn kuyruu bitseydi, topraa ayaklarmzla basmaya muktedir olamazdk' buyurmutur. bn mer (r.a) Haccc- Zlim'in aleyhine atp tutan bir kimseye rastladnda, 'Eer Haccc burada olup da senin bu konumalarn dinle-seydi, yine byle konuabilir miydin?' diye sordu. Adam 'Hayr, konuamazdm', deyince de 'te biz byle bir hareketi Raslullah'n devr-i saadetinde nifak sayardk' buyurdu.58 Hz. Peygamber de yle buyurmutur: Allah Tel bu dnyada iki dil kullanan kimseyi, kyamette iki dilli yapar.59 nsanlarn en erlisi, iki yzl olanlardr. Bunlar ona baka, buna ise daha baka bir yzle gelir.60 (Mnafklk yapar, sz getirip gtrr ve kovuculuk suu iler). Hasan Basr'ye 'Falan kimseler nifaktan korkmadklarn sylyorlar' denildii zaman 'Allah'a yemin ederim ki nifaktan beri olduumu bilmem, bana dnya dolusu sar altndan daha sevimli gelirdi' demi ve devamla da 'Dil ile kalbin, gizli ile an, giri ile kn ayn olmamas nifaktandr' buyurmutur. Adamn biri, Huzeyfe b. Yeman'a 'Ey Huzeyfe! Ben mnafk olmaktan korkuyorum' der. Bunun zerine Hz. Huzeyfe 'Eer mnafk olsaydn nifaktan korkmazdn; nk mnafk, nifak hususunda herkesten daha emindir' buyurur. bn Eb Mleyke de 'Yzotuz -baka bir rivayette yzelli- sahabye yetitim. Hepsi de nifaktan korkuyorlard' demitir. 58) mam Ahmed veTabern, (bn mer'den) 59) Bu hads, Raslullah'n mstakil bir hadsi olmayp, bn mer'in bundan nce geen konumasnn devamdr. Ancak dalgnlk sonucu mellif tarafndan yanllkla hads olarak gsterilmitir. (Zebd, thaf-us-Saacle, 11/271) 60) Buhr ve Mslim, (Ebu Hreyre'den)

367 Raslullah (s.a) bir grup ashab ile oturuyordu. Sahabler bir kiiden oka bahsederek onu vdler. O esnada bahsini ettikleri kii nalnlar elinde olduu halde kageldi. Yznden abdest suyu damlyordu. Alnnda ise ok secde etmekten hsl olmu bir siyahlk bulunuyordu. Ashb, Hz. Peygambere 'Ey Allah'n Rasl! ite bahsettiimiz zat budur' dediler. Raslullah da 'Ben onun yznde eytandan gelen siyah bir ben gryorum' buyurdu. Adam gelip selm verdi ve ashabn arasna oturdu. Hz. Peygamber ona dnerek "Allah akna syle! Burada oturanlar grdn zaman, kafandan 'Onlarn iinde benden daha hayrls yoktur' eklinde bir dnce geirdin mi?" dedi. Bunun zerine adam yle cevap verdi: 'Rabbim beni affetsin! Evet geirdim'.61 Raslullah da yle dua etti: 'Ey Allahm! Bildiim ve bilmediim eylerden dolay senden affedilmemi talep ediyorum'. Bunun zerine sahabler 'Ey Allah'n Rasl! Sen de mi korkuyorsun? diye sordular. Raslullah da 'Kalpler, Rahman olan Allah'n (kudret) parmaklarndan ikisi arasndadr. Onu diledii ekilde evirip evirir. O halde beni Allah'n azabndan emin klan ne olabilir?' buyurdu ve devamla u ayeti okudu: Eer yeryznde bulunanlarn hepsi bir misli ile beraber o kfirlerin olsa kyamet gn azabn ktlnden kurtulmak iin onu mutlaka feda ederlerdi. nk (o gn) Allah tarafndan (dnyada) hesaba katmadklar ey kendilerine grnr. (Zmer/47)62 61) mam Ahmed , Bezzar ve Drekuln, (Enes'ten) 62) Mslim, (Hz. ie'den) 368 hya-i Ulm'id-Din Bu ayetin tefsirinde 'Onlar dnyada, iyilik zannyla birtakm almalar yaptlar; fakat bu almalar, Allah'n huzurunda ktlkler kefesine konuldu' denilmitir. Srr es-Sakat yle demitir: "Eer bir kii, dnyann btn aalarn bir yerde toplasa ve sonra da dallarnda dnyann btn kularnn cvldat bu baheye girse ve oradaki her mahlk kendi diliyle o insana 'Ey Allah'n velisi! Selm sana!' deseler ve bunun zerine nefsi velilik hevesine kaplsa, o kii nefsinin elinde esirdir". Sz edilen hadsler ile selef-i slihnden nakledilen rivayetlerin tamam, sana durumun ne kadar tehlikeli olduunu ve bu tehlikenin, nifakn inceliinden ve irkin gizliliinden meydana geldiini ve hi( kimsenin, hibir zaman nefis, nifak ve gizli irkten emin olamayacan: anlatmaktadr. Hatta ikinci halife Hz. mer dahi mnafklarn almetlerini ok iyi bilen Huzeyfe b. Yeman'a kendi durumunu sorar ve 'Acaba ben de mnafklar arasnda mym?' diye dnrd. Ebu Sleyman ed-Drn 'Baz yneticilerden, eriata uygun olmayan birtakm szler iittim ve bunlar inkr etmek istedim. Fakat o zlim yneticilerin beni ldrtebileceklerinden korkarak bu iten vazgetim. Ancak korkum ldrlmekten deil, can ekiirken halk

tarafndan bir kahraman olarak grlmekten dolay gurura kaplmaktand' buyurmutur. Bu tr nifak imann hakkatna, doruluuna, keml ve saflna zt den mnafklktr. man'n aslna tesir etmez. Nifak'n Ksmlar , Nifak iki ksma ayrlr: 1. nsan dinden karr ve kfre sokar. Bylece insan ebediyyen cehennemde kalacak olanlarn zmresine dahil olur. 2. Sahibini bir mddet iin atee gtrr veya onun illiyyn'deki derecesini eksiltir ya da onu sddklar mertebesinden drr. te m'minlerde bulunmasnda phe edilen nifak bu ikinci ksma dahildir. M'minde byle bir nifakn bulunmas ihtimal dahilinde olduu iin, imanda istisna yapmak, yani 'inaallah' demek en uygunudur. Bu ikinci ksm nifakn esas, insanolunun gizlisiyle a arasndaki ayrlktr. Allah'n azabndan emin olmak ve nefsinin yaptklarna gvenmekten ve bunlara benzer birtakm zararl hususlardan ancak sdklar korunabilir. Drdnc Anlam manda, yaplan istisnann ekke dayandn sylemitik. Bu ekildeki bir istisna, neticeden korkulmasndan ne'et etmektedir. nk m'min kii imannn lm annda, kesinlikle salam kalp kalmayacan bilmemektedir. (Allah korusun) eer sonu kfr ile neticelenirse daha Kitabu Kavid'il-Akid/rV. Blm 369 nce yaplan btn ameller yanp kl olur; nk amellerin geerli olmas sonucun selmetine baldr. Eer orulu birisine kuluk zaman, orucunun salam ve doru olup olmad sorulsa 'Ben kesinlikle oruluyum' dedii halde sonradan gndzn ortasnda orucunu bozarsa yalan sylemi olur. nk orucun doru olmas, gndzn sonuna, yani gnein batna kadar devam etmesine baldr. Gndzn, orucun tamam olmasnn ve doruluunun vakti oluu gibi, insan mr de imann doruluunun vaktidir. Vakti tamamlanmadan nce iman shhat ve dorulukla tavsif etmek, ancak balangta bulunmasnn sonuca kadar devam etmesine baldr. Byle bir devam ise phelidir. M'minlerin ounun korkarak alamas, ite bu neticenin belli olmamasndan ve bunun ezel bir hkmn ve ezel bir meietin semeresi olmasndan ileri gelmektedir. Bu ezel hkm de ancak baa geldii zaman bilinebilmektedir. Beerden hibir kimse bu hkme muttali olamamtr. Bu nedenle neticenin korkusu, balangcn korkusu gibidir. ou zaman, iinde bulunulan anda, gemi kelimenin ztt belirir. O halde Allah tarafndan kendilerine cennet takdir edilen kimselerden olduunu kim iddia edebilir? Bir de lm sarholuu (can ekime) gerek olarak (bi'1-hakk) gelmitir. 'te (ey insanolu!) Bu senin kap durduun eydir' (denilir). (Kaf/19) Bi'l-hakk kelimesi ezel hkm anlamnda tefsir edilmitir; yani 'ezel hkmle takdir edilen lm sarholuunu aa vurdum...' demektir.

Seleften bazlar 'almalarn gerek neticeleri ancak kyamette belli olur' buyurmulardr. Ebu Derda (r.a) 'mannn selb olunmayacandan emin olan kiinin iman mutlaka selb olunur' diye yemin ederdi. 'Birtakm gnahlar vardr ki onlarn cezas kt netice ve imanszlktr' denilmitir ki byle gnahlardan Allah'a snrz. Yine yle denilmitir: 'manszlk ve su-i hatime'ye vesile olan gnahlar, yalan yere keramet ve velilik taslamak iddiasdr'. Baz arifler yle demilerdir: 'Eer evimin cmle kapsnn yannda bana ehadet mertebesi ve odann kapsnda da tevhid zere lm arze-dilse, tevhid zere odann kapsnda lmeyi, cmle kapsna giderek ehid olmaya tercih ederim. nk odann kapsndan cmle kapsna varncaya kadar kalbimde beni tevhidden ayracak ne gibi hallerin meydana geleceini bilmiyorum'. Baz limler de yle demilerdir: 'Eer bir kiiyi elli sene muvahhid olarak tanm olsam; sonra aramza bir direk girip de o direin tesinde vefat etse, onun kesin olarak tevhid zere ldn syleyemem'. Bir hadsinde de Hz. Peygamber yle buyurmutur: 370 Kim 'Ben m'minim, deyip (Allah'n azabndan emin olursa) o kfirdir ve kim de 'Ben limim derse, o da cahildir'.63 Rabbinin emir ve yasaklar doruluk ve adalet ynnden tamamland. O'nun kelimelerini deitirebilecek hi kimse yoktur. Allah onlarn dediklerini hakkyla iitici, gizlediklerini de kemliyle bilicidir. (En'm/115) "Bu ayetteki doruluk mnsna gelen sdkan kelimesi, iman zere lenler iindir. Adalet mnsna gelen adlen kelimesi de irk zere lenler iindir" denilmitir. Allah Tel Hac suresinin 41. ayetinin son cmlesinde 'Btn ilerin sonucu Allah'ndr' buyurmutur. Mademki m'min bir kii iin ek ve phe ve sonutan emin olmamak bu raddeye kadar ykselmitir, o halde imanda istisna; yani 'inaallah' demek vcibdir. Oru, insann mkellef olduu bir vazifeyi yerine getirmesinden ibaret bulunduu gibi, iman da cenneti icab ettiren durumdan ibarettir. Gne batmadan nce bozulan oru, insann zimmetini orusuzluk mesuliyetinden kurtaramad gibi, son nefesinden nce bozulan iman da -bidayette vard diye- insan kurtaramaz. Hatta tutulmu ve eda edilmi bir orutan sonra bile 'Dn oru tuttun mu?' sorusuna ancak 'evet, eer Allah dilerse' eklinde cevap verilmesi gerekir; zira hakik oru Allah tarafndan kabul edilen orutur. Allah tarafndan kabul edilen oru ise, O'ndan baka kimse tarafndan bilinmemektedir. te neticenin karanlk oluundan tr btn gerek amel ve ibadetlerde istisna, ancak ibadetlerin kabul olup olmamasnn mehul oluundan doar. Zira ibadetin shhatna, zahiren art koulan btn artlarn tahakkuku ile beraber bazen Allah'tan baka hi kimse tarafndan bilinmeyen gizli sebepler mni olmaktadr. Bu bakmdan edebe uygun den davran, istisnay getirmek' (inaallah demek) ve her ibadetin

makbul olup olmamasna pheyle bakmaktr. te 'sen m'min misin?' sualinin cevabnda 'eer Allah dilerse ben m'minim' demeyi gzel klan mnlar bunlardan ibarettir. Bylece akaid kaidelerinin bahsini burada kapatyoruz. Allah'n izniyle Kitabu Kavid'il-Akid sona erdi. Allah Tel, efendimiz Hz. Muhammed'e ve tm sekin kullarna hayrlar ihsan eylesin! Amin! t 1. 2. 3. nc Kitab KTABU ESRAR'T-TAHRE (Temizliin Srlar) Pisliklerin Temizlenmesi Hadesten (Hkm Necasetlerden) Temizlik Bedenden kan Ter ve Dier Temiz frazatlar 63)Tabern, Evsat, (bn mer'den); Tabern, Asgar; senedinde zaaf vardr. IH. Kitabu Esrar'it-Tahre (Temizliin Srlar) Giri Kullarna ltfederek onlar nezfete mecbur eden Allah'a hamd u senalar olsun. Temizlenmeleri iin kalplerine nr ltuflarn aktan, rikkat ve letafet zelliine sahip bulunan su ile bedenlerini temizlemeye imkn veren Allah'a krler olsun. Kinatn tmn hidayet nuruyla dolduran Allah'n Rasl Hz. Muhammed Mustafa'ya, Onun gzel ve temiz line, kyamet gnnde, bereketiyle, korkudan bizi kurtaran, bizimle her trl fetin arasna bir siper gibi giren o zta salt ve selm olsun! .i Ji 'Jji\ -J. ------"" Din nezfet zerine bina edilmitir.1 Namazn anahtar temizliktir.2 Allah Tel yle buyurmaktadr: Orada gnahlardan ve pisliklerden temizlenmeyi seven kimseler vardr. Allah da byle ok temizlenenleri sever. (Tevbe/108) Hz. Peygamber ise yle buyurmutur: Temizlik imann yarsdr.3 Yine Kur'an'da yle buyurulmaktadr: Allah size bir glk dilemez. Fakat sizi tertemiz yapmak ve zerinizdeki nimetini tamamlamak ister ki kredesiniz. (Mide/6) 1) Hadse bu ekliyle muttali olamadm .syleyen Irk, bn Hibban'n Hz. Aie'den naklettii Temizlenin; zira slm temizliktir' eklindeki hadsi gstermektedir. Krs. Tabern, Evsat, (bn Mes'ud'dan zayf bir senedle) 2) Ebu Dvud ve Tirmiz, (Hz. Ali'den); Tirmiz, Taharet babnda en sahih ve en hasen hads budur' demektedir. 3) Tirmiz, (Ben Selim kabilesine mensup bir kiiden) Kitabu Esrar'it-Tahre/Giri 375 374 hya-i Ulm'id-Din Basiret sahipleri bu ayet ve hadslerin zahirlerine bakarak slm'da kalp temizliinin hereyin banda geldiine hkmetmilerdir. nk Hz. Peygamber'in 'Temizlik imann

yarsdr' hadsinden, sadece su ile temizlenip atlan kirler kastolunmantr; zira sularla zahir kirler temizlense dahi kalp, harabe ve kirlerle dolu oldu mu byle bir zahir temizlik nasl olur da imann yars olabilir? Olamaz ve olmas da uzak bir ihtimaldir. Taharetin drt mertebesi vardr: Birinci mertebe: Zahir necaset ve pisliklerden temizlenmektir. kinci mertebe: Azalar gnahlardan temizlemektir. nc mertebe: Kalbi irkin ve rezil sfatlardan temizlemektir. Drdnc Mertebe: Srr msivadan temizlemektir. Bu tr temizlik, temizliin en yksek derecesidir ve sadece peygamberler ile sddklara mahsustur. Bu drt mertebenin her birindeki temizlik, o sahadaki almann yarsdr. nk srrn almasndaki en byk gaye, alana Allah'n cell ve azametinin grnmesidir. Allah'tan gayr eyler, srdan g edip kmadka, hakik olarak Allah'n marifeti o srda konaklamaz. Nitekim Allah Tel "De ki: 'Allah o kitab indirdi'. Sonra onlar brak, btl dedikodularnda oynayadursunlar" (En'm/91) buyurmaktadr. nk Allah'n marifeti ile Allah'tan gayr eylerin bir kalpte toplanmas ve bir araya gelmesi mmkn deildir. Allah Tel bir kiinin gsnde iki kalp yaratm deildir ki mri-fetullah birinde, Allah'tan gayr eyler de dierinde olsun! Kalp amelinin en byk hedefi; kalbi gzel ahlk, sahih ve meru inanlarla sslemektir. Kalp, bu iyi ahlk ve meru inanlarn zdlarndan temizlenmedike onlarla muttasf olamaz. Fsklk ve rezil inanlar atlmadka brleri kalpte yerleemez. Bu bakmdan kalbin temizlenmesi, kalp amelinin yars ve ikinci yarsnn da tamamlanmasnda art koulan birinci parasdr. te temizlik, bundan dolay ve bu mn ile imann yars, veya paras olmaktadr. Azalarn yasaklardan temizlenmesi de bylece za amelinin yarsdr ve ikinci yarsnn olumasnda da arttr. Bu bakmdan za amellerinin yars temizlenmelerinden ibarettir. Bu temizlik ayn zamanda zanm tamirinde byk rol oynayan ibadetlerin doru olmasnn da artdr. te imann makamlar bunlardan ibarettir ve her makamn bir derecesi vardr. Kul, o derecelerin stne ancak o derecelerden gemek suretiyle varabilir. irkin sfatlardan syrlmadan srrn temizliine, kalbi irkin ahlktan temizlemeden de iyi ahlkla tamirine varlamaz. Azalar huylardan temizleyip bu dereceyi gemeden, ibadetlerin mnevi znetlerine eriilmez. Matlub ne kadar aziz ve erefli ise, ona varmak iin o nisbette zorluklar olduu gibi, ona giden yol da uzun ve engebeli olur. Sakn bu emre, temennilerle ve kolayca L__--------------------------------varlacan sanma! Evet, basiret gz kr olup bu derecelerin farklln idrak etmeyen bir kimse, taharetin mertebelerinden ancak istenilen ze nisbetle kabul mesabesinde bulunan en son derecesini anlayabilir ve tesine kamaz. Bu bakmdan, basireti kr olan bir kimse, ancak taharetin en basit mertebesine dalar ve onun mecralarn teker teker arar, btn vaktini istinca yapmak, elbise ykamak, zahirin temizliini yapmak ve bolca akan sular

aramakla geirip zayi eder. Vesvese ve hayalin hkmyle Allah tarafndan istenilen erefli taharetin sadece bu olduu zannma kaplr. Selef-i salihnin sretini bilmedii gibi, onlarn btn vakitlerini kalbin temizlenmesine ve tefekkre sarfettiini de bilmez ve onlarn, ilerinin temizlii yannda beden temizlie pek nem vermediklerinden de gafildir. Ayrca II. Halife Hz. mer (r.a) o kadar byklne ramen, hristiyan bir kadnn testisindeki sudan abdest aldndan ve ashab- kiramn yal yemeklerden sonra ellerini su ile ykamak suretiyle deil, ancak ayaklarnn altna srmekle iktifa ettiklerinden, sabun yerine esnan denilen kpkl bitki ile ykanmay yeni km bid'atlardan saydklarndan gafildir. Ashb- kiram (r.a) camilerde toprak zerinde namaz klar, yollarda yaln ayak gezerlerdi. Toprak zerine tevazularndan dolay oturanlar ashabn en byklerinden saylrd. stincada sadece ta ile temizlenmekle iktifa ederlerdi. Ebu Hreyre ve dier Suffe ashab yle anlatmaktadrlar: .'ji^'i ^/i ^y p ^*^\ j>, k^x#\ j^-j sSCaJi fu \'yh\ jru r Biz kzartlm eti yer, namaz iin kamet getirildii zaman, parmaklarmz mesciddeki kumlarn arasna sokar ve toprakla siler, derhal namaza itirak ederek tekbir alrdk.4 Hz. mer yle anlatr: Biz Raslullah'n zamannda kpkl esnan ile ykanmann ne olduunu-bilmezdik. Bizim mendillerimiz ayaklarmzn altyd. Yal birey yediimiz zaman ellerimizi ayaklarmzn altna srmek suretiyle temizlerdik.5 Raslullah'tan sonra ilk bagsteren bid'atlarm drt tane olduu sylenir: 1- Elekler ve kalburlar, 2- Kpkl esnan, 3- Sofralar, 4- Doya doya yemek. bn Mce, (Abdullah b. Hris'ten) Irk, Hz. mer'den byle bir rivayete rastlamadm sylerken, bn Mce buna benzer ve ha ksa bir hadsi Hz. Cbir'den rivayet etmektedir. 4) 5) daha ki: 376 hya-i Ulm'id-Din Bu bakmdan ashabn btn gayesi; btnlarm temizlemek ve bu sayede Raslullah'a lyk bir mmet olmakt. Hatta onlardan bazlar 'Nalnlarla namaz klmak, onlar karp namaz klmaktan daha efdaldir' buyurmutur. nk Hz. Peygamber, Cebrail kendisine 'Senin nalnlarnda necaset vardr' dedii zaman onlar karm ve ylece namaza durmutur. Raslullah'n nalnlarn kardn gren ashab da kendi nalnlarn karmtr. Bunun zerine Hz. Peygamber (s.a) 'Nalnlarnz neden kardnz?'6 diye sormutur. mam Neh namazda nalnlarn karanlar hakknda 'Temiz nalnn karp ylece namaza balayanlarn nalnlarnn muhta bir kimse tarafndan alp gtrlmesini temenni ediyorum' buyurmutur.

te selef-i salihn, zahir emirlerde bu denli kolaylk taraftar idiler. ar ve sokaklardaki amurlarda yaln ayak gezer ve o amurlarn zerinde, icabnda saknmadan otururlard. Mescidlerde hibir ey sermeden yerde namaz klar, hayvanlar ile srlen ve hayvanlarn kirlettii buday ve arpa unundan ekinmeden yerler, o necasetler ierisinde yuvarlanan deve ve atlarn terinden saknmazlard. Selef-i salihnden hi kimsenin zahir necasetlerin ince teferruatna dalp sorular sorduu nak-ledilmemitir. te selefin zahir necasetler hakkndaki kolaylk anlay bu raddeye varmt. Zamanmzda, cehaletin ifrat derecesini nezafet ve temizlik sayan bir grup, cehaletin ifratndan gelen zahiri temizlikleri dinin temel ve esas olarak kabul etmektedirler. Vakitlerinin ounu gelinleri ssleyen, tel ve duvak takan kadnlar gibi zahir sslere hasretmektedirler. Btnlar ise harab olduu gibi kibir, ucub, cehalet, riya ve nifak pislikleriyle de doludur. Bu kt fiillerini kt grmedikleri gibi tasvip de etmektedirler. Bu zamanda bir m'min sadece ta ile istinca etmekle iktifa ederse, yaln ayak gezerse, seccadeyi kaldrp toprak zerinde namaz klarsa veya seccade yerine mescidin hasrlar zerinde namazlarn eda ederse veya ayana deriden yaplm terlik giymeksizin hallar zerinde gezerse veya ihtiyar bir kadnn testisinden veya dindar olmayan bir kimsenin tasarrufunda bulunan bir sudan abdest alrsa, byle bir kimsenin bana kyamet kopar ve yaptklarn iddetle itham ederek kendisini pis insan olarak kabul ederler. Hatta cemaatlerinden uzaklatrr, onunla arkadalk yapmay, hele onunla yemek yemeyi ok kt birey kabul ederler. Bu bakmdan zamanmzdaki cahiller, imandan olan yamal ve perian grn pislik ve ahmaklk; szde temizlii ise nezafet kabul ederler. Bu bakmdan mrufun mnker (iyinin kt) ve mnkerin de mruf sayldn, dinin hakikatinin silinip, ekilciliin din hakikatin ve din ilimlerin yerini aldn, u zamanmzda kolayca mahede edebiliriz. 377 'Sen sferin sonradan ihdas ettikleri ekl ve zahir temizliklerini de mi haram ve mnkerttan sayyorsun? diye soracak olursan, iyi bil ki tafsilt vermeksizin mutlak bir ekilde sflerin yaptklarna 'haram' ve 'mnker' demekten Allah'a snrm. Ancak diyebilirim ki tasavvuf ehlinin hallerinde grnen nezafet ve bu nezafet iin ekilen zorluklar ve hazrlanan kap ve letler, kullanlan terlikler ve yz toz ve pisliklerden korumak iin baa geirilen peeler ve dier sebepler, sadece zatlarna baklrsa mubahtrlar. Bazen onlar iyiliklerden saydracak niyet ve durumlarla bir arada bulunduu gibi, bazen de haram ve mnkerta srkleyecek niyetlerle beraber bulunurlar. Haddizatnda mubah olmalarna gelince, bu gizli olmayan bir hakikattir. nk maln sahibi bu eyleri yapmak suretiyle malnda, beden ve elbisesinde tasarruf etmektedir. Zayi edip, israfa kamadka bunlarda tasarruf yapabilir. Haram ve mahzurlu olmalarna gelince, onlar dinin esas olarak grmek ve Hz. Peygamberin 'Din, nezafet temeli zerine bina

edilmitir' hads-i erifini onlarla tefsir etmek sebebiyle olur ki ekilcilii dinin esas ve bu hads-i erifin tefsiri olarak telakki eden kimseler, selef-i salihnin gidiatn takip edip ekilcilie dalmayanlar gnahkr ve si kabul ederler. Byle bir telkki ise, felketin katmerlisidir. Bu yaptklaryla d grnlerini halka ssl gstermek ve halkn dikkatini zerlerine ekmek istiyorlar. te byle bir davran eriatn irkin grd riyakrln ta kendisidir. Bu bakmdan sflerin giyini ve kuanlar bu iki sebebe dayanrsa mahzurlu ve haramdr. Eer bu giyim ve kuamdan gaye zahir ss deil de ancak iyi bir niyetse, o takdirde bu giyini ve kuan mnker deildir. Fakat bununla beraber, bu ekilde giyinmeyen ve kuanmayanlara da hcum etmemek gerekir. Byle giyim ve kuamla megul olmak suretiyle namaz, vaktin evvelinden tehir etmemek ve daha efdal olan bir ameli onun iin brakmamak, ilim ve benzeri iyi amellerin gecikmesine sebep olmamak artyla mubah ve hell olabilir. Eer menfi bir tesir yapmayp iyi bir niyetle yaplrsa Allah'a yaklatrc bir amel olarak kabul edilmesi de mmkndr. Fakat byle bir giyim ve kuam, ciddiyetle alanlara kolay kolay myesser olamaz. Ancak tembellere nasib olur ki o tembeller de eer vakitlerini bu zahir sslere sarfetmeseler, mutlaka ya uyku ile veya bo konumalar ve dedikodu yapmak suretiyle geireceklerdir. Bu bakmdan tembellerin zahiri giyini ve kuanla ilgilenmeleri daha evldr. nk zahiri taharet ve temizliklerle megul olmak, hi olmazsa zaman zaman Allah'n zikrini gerektirir ve ibadetleri hatrlatr. Bu bakmdan byle bir gidiat eriata mnker olmayan veya israf saylmayan bir duruma insan sevketmedike zararsz bir hareket olarak kabul edilebilir. 6) Ebu Dvud ve Hkim, (Ebu Said el-Hudr'den sahih olarak) hya-i Ulm'id-Din Kitabu Esrar'it-Tahre/Giri 379 378 lim v amel ehline gelince, onlarn ancak zarur ihtiya miktar vakitlerini zahir temizliklere sarfetmeleri caiz olabilir. Zarur ihtiyatan fazla byle eylere vakit sarfetmek ilim ve amel ehline uygun bir davran deildir ve mcevheratn en kymetlisi olan mr fuzul yere sarfedip, eldeki frsat deerlendirmemek gibi bir felkettir. 'Nasl olur da ilim ve amel ehlini istisna ederek, dier kimselere caiz olan bireyi onlar iin caiz sayamazsn' denilemez ve bu ayrma amak da gerekmez. nk ebrarm iyilikleri ebrar'dan daha stn olan mukarribler iin ktlk saylmaktadr. Yani avam iin ruhsatl olan; ilenmesinde hibir mahzur bulunmayan hareketler havass iin mahzurludur. Tembeller nezafeti terkedip ve nezafete ihtimam veren ehl-i tasavvufa hcum etmemeli ve 'Ben zahir nezafeti terketmek suretiyle kendimi sahbe-i kirama benzetiyorum' iddiasnda da bulunmamaldr. nk ashaba -zahir temizlie pek nem vermemek suretiyle- benzemeye almak, ancak zahir temizlikten daha

nemli olan i temizliiyle megul olunduu takdirde mmkn olabilir. Nitekim Dvud-i T'ye 'Neden sakaln taramyorsun?' denildii zaman u cevab vermitir: 'Sakalm taramaya vakit bulsam, i temizlikten kurtulmuum demektir'. te bu sr ve hikmete binaen reten lim, renmek isteyen talebe ve ilmiyle amel etmek isteyen limin elbiselerini kendi eliyle ykamak suretiyle vaktini harcamasn uygun bulmuyorum. 'amarclar belki ykadklar eylerde kusur eder, temiz sularla ykamazlar diye bizzat kalbimin mutmain olmas iin bu vazifeyi kendim yapyorum' demek suretiyle kiinin kendisini mazur gstermesi de doru birey deildir. nk selef, tabaklanm derileri giyerek namazlarn klar, debbam kimliini ve tabaklanm elbisenin temiz veya necis bireyle mi bu hale getirildiini sormazlard. Ancak necaseti gzleriyle grdkleri zaman sakmrlard. nce ihtimallari kaale alp detaylara inmezlerdi. Onlar sadece riyann ve zulmn inceliklerine dalp, derin derin dnmeyi i edinirlerdi. Bir ara Sfyan es-Sevr (r.a) beraberinde yryen ve o esnada ban kaldrp ma'mur ve yksek bir kapya bakan arkadana 'Sakn ona ve onun gibi kaplara bakma. nk senin gibiler o kaplara bakmam olsayd, onlarn sahipleri de bu israfa girmezlerdi' buyurmutur. Bu bakmdan atafatl bir kapya bakan bir kimse, kapy o ekilde yapp israfa girenin yardmcs olur. te selef-i salihn, zihinlerini bu incelikleri elde etmek iin kullanrlard. Zahir necasetin ihtimalleri zerinde zihin yormazlard. limin, elbisesini amarcya ykatmas ve kendisinin de ilimle megul olmas kendisi iin daha efdaldir. nk alim, elbisesini amarcya ykatmak suretiyle ona cret verip kolaylk gsterdii iin iyilik yapmtr. amarc ise, nefs-i emmresini, hell bir amelle megul etmekle bastrm ve meguliyeti mddetince gnahlardan kurtulmak suretiyle iyilik yapm olur. nk nefis bireyle itigal etmedii takdirde sahibini megul eder. ayet amarc, limin elbisesini ykamakla bir lime iyilik yapmak niyetini tayorsa, bu niyetiyle bu hareket, onun iin en faziletli hareketlerden birisi olur. Bu bakmdan limin, vaktini elbise ykamak gibi basit eylere sarfetmesi uygun bir hareket olmad iin elbisesini ykayan birisinin bulunmas ve o sayede vaktini ilim tahsiliyle deerlendirmesi, lim iin en iyi harekettir. amarc da byle bir hareketle megul olup nefs-i emmrenin desiselerinden kurtulursa, kendisi iin hayrl olur. O halde her iki taraftan, yani limin tarafndan da, amarcnn tarafndan da hayrlar oluk eklinde akar. Bu misl ile buna benzer almalarn neticeleri dnlp idrak edilebilir; almalarn faziletleri ve bir ksmnn dierinden nce gelmesinin gereklilii de bylece anlalabilir. Bu bakmdan mrn sayl dakikalarn en nemli ilere sarfetmek, btn dnya ilerini incelemek ve saymaktan daha nemlidir. Bu mukaddimeyi hakkyla idrak ettiin zaman, taharetin drt mertebeli oluu sana gneten daha bariz bir ekilde grnr. Bundan sonra bilmen gerekiyor ki biz bu blmde taharetin drdnc

mertebesi olan zahir nezafetten baka bireyden bahsetmeyeceiz. nk bu blmn birinci kknda sadece zahir ve beden taharetten bahsedilir. Bu hakikatlerden sonra deriz ki zahirin temizlenmesi ksma ayrlr: A) Pisliklerden B) Hadesten C) Bedenin ifrazatlarndan Bedenin ifrazatlarndan temizlenmek, ancak trnaklarn kesilmesi, kasklarn kaznmas veya ilala kllarnn giderilmesi, snnet ameliyesi ve benzerleriyledir. BRNC BLM Pisliklerin Temizlenmesi Bu ksmn tedkiki eye dayanr: 1. Temizlenen 2. Temizleyen 3. Temizlik 1. Temizlenen Temizlenen ey pisliktir. Gzle grlen eyler ksma ayrlr: A) Canszlar B) Canllar C) Canllarn paralar Canszlar arap ve btn sekir verici maddeler hari, dier canszlar temizdir. Canllar Kpek, domuz, ikisinin birlemesinden doan melez yavru veya biriyle baka bir hayvann birlemesinden doan yavrular hari, btn canllar temizdir. Fakat hayvanlar kesilmeden lrlerse, be snf hari hepsi necis olur: 1) nsan 2) Balk 3) ekirge 4) Elmann iindeki kurt; (yiyeceklerin iindeki kurtlarn hkm de bu ekildedir.) 5) Akc kana sahip olmayan karasinek, pislik bcei ve benzeri hayvanlar Bu bakmdan (afi mezhebine gre) bu be canlnn herhangi birisinin ls suya derse suyu necis etmez. Canllarn Paralar Bunlar iki ksma ayrlr: a) Canldan koparlan paralar. Bunlarn hkm; o canlnn lsnn hkm gibidir. Canllarn tyleri ise, ne zaman krplrsa krplsn necis olmaz. (afi mezhebine gre) kemikler ise o canlnn lmesiyle necis olur. b) Canllarn iinden kan sv ifrazatlar. Canllardan bozulmadan ve hibir merkezi bulunmayan gzyalar, ter, tkrk ve smk 383 gibi ifrazat temizdir. Kan, sidik ve ters gibi canlnn bedeninde merkezi bulunan ve bozulduktan sonra kan ifrazatlar ise

necistir. Hayvann bir maddesi olan meni ve yumurta necis deildir. rin, kan, ter ve sidik ise, hangi hayvann olursa olsun (afi mezhebinde) necistir. Bu necasetlerden az da, ou da bedene veya elbiseye veya seccadeye bularsa necis eder ve affolunmaz. Ancak affolunan be ksm, bu hkmn dndadr: 1. k noktasn gememek suretiyle talarla temizlenen insan pisliinin eseri ve kalntlar affolunur. 2. ar ve sokaklarn amuru ve yoldaki kurumu terslerin tozu. Bu amur ve toz kesinlikle necis olduu bilindii halde saknlmas mmkn olmayan miktarnn bulamas affolunur. Elbisesine bu pisliklerden bulaan kimse ifrat veya tefrite kamadka bulaan amur ve tozun, saknlmas mmkn olmayan miktar affolunur. 3. ou zaman yollar necasetten hli olmad iin, mestlerin altna bulaan necaset de ovulmak suretiyle temizlendikten sonra affolunur. 4. ster az, ister ok olsun pirelerin pislikleri affolunmutur. Ancak normalden fazla olursa o zaman necistir. Normalden fazla olan pire necaseti ister senin, isterse emanet olarak bakasndan alp giydiin elbisede olsun, necistir. 5. Sivilcelerin kan ve onlardan akan sar su ve irin affolunur. nk Abdullah b. mer (r.a) yzndeki bir sivilceyi skp, kan kan ykamadan kalkp namazn eda etmitir. (Bu hkm afi mezhebine gredir. Hanefilere gre ise, kanm akmasyla abdest bozulur ve yeniden abdest almak lzmdr). ok zaman devam eden ve mzminlemi yaralardan kan irinler de sivilceden kan kan gibidir; yani o da affolunur. Kan aldrma eseri de byledir. Ancak bedende pek az kan ban ve benzerlerinin kan bu hkmn dndadr ve istihaze kam gibi necistir. Pek az grnen bu kan, yzde altm orannda insanda grlen sivilce kannn mn ve hkmnde olmaz. eriatn bu be necaset hakknda gstermi olduu msamaha, muhakkak taharet emrinin kolaylk zerine bina edildiini ifade eder. Bu bakmdan taharette haddi aan bid'at ve ar incelikler aslsz vesveseden baka birey deildir. 2. Temizleyen Temizleyen ya cansz veya sv bir maddedir. Cansz olan, istinca tadr. Bu madde hafif bir temizlik letidir. Fakat cansz maddenin temizlik leti olmas iin yumuak olmamas, temiz olmas, ya ve hrmete lyk bir madde de olmamas arttr. Sv temizleyicilere gelince; (afi mezhebine gre) svlardan ancak su ile necaset giderilebilir. Suyun her nev ile de bu vazife yaplamaz. Ancak haddi ztnda temiz olup herhangi bir karmla fahi bir ekilde bozulmamas ve su denebilecek vasftan kmamas artyla temizleyici olabilir. Eer tadn, renk veya kokusunu bozacak bir necasetle karrsa, temizlik vasfn kaybettii iin temizleyici olmaktan kar. Eer suyun tad, rengi veya kokusu bozulmam ve ayn zamanda su 250 men (Badat batmanyla 500 batman eder) civarnda bulunursa, o zaman necis olmaz. nk Hz. Peygamber (s.a) yle buyurmutur:

Su iki kulleye eritii zaman (rengi, tad ve kokusu bozulmadka) necis olmaz.7 Eer iki kulleden az ise, afi'ye (Hanefilere ve mam Ahmed'in bir grne) gre necis olur. (Fakat mam Ahmed'in dier grne ve mam Mlike gre bzulmadka necis olmaz, ne kadar az olursa olsun). Bu hkm akmayan ve durgun sular hakkndadr. Akan suya gelince, necasetle bozulduu zaman, ancak pislikle bozulan kvrm necis, onun st ve alt ise temizdir. nk suyun kvrmlar suya bitiik deil, ayr ayrdr. Akan necaset, su yolundan getii zaman, kart kvrm, onun sanda ve solundaki su eer iki kulleden azsa, necis olur. Eer suyun akm necasetin akmndan daha kuvvetliyse necasetin stndeki su thir, altndaki su -ne kadar uzak ve bol olursa olsun- necistir. Ancak bu su kulleteyn (iki klle) kadar bir havuzda toplanrsa o zaman temiz olur; yani necis sudan bir kulleteyn meydana gelirse o su temizlenir. Ancak kulleteynden alnd zaman necaset hkm geri gelmez. te mam afi'nin mezhebi budur. Fakat mam afi'nin sular hususundaki mezhebinin, hocas mam Mlikin mezhebi gibi olmasn isterdim. mam Mlike gre, su ne kadar az olursa olsun, necasetin iine dmesiyle rengi, tad ve kokusundan birisi bozulmadka necis olmaz. nk insanlarn suya ihtiyalar ok fazladr. Vesvesenin dou noktas da suyun iki klle olmasnn art koulmasdr. Bunun iindir ki insanlara bu tesbiti yapmak ok zor gelmektedir. Hayatmla yemin ederim, tecrbesini yapan bir kimse zorluun bu noktadan geldiini mahede edebilir. Bu noktann tesbiti zorlamaya vesile olmaktadr. phe etmediim hakikatlerden birisi de udur ki eer iki klle olmas, necasetle kark su iin art koulsayd taharet ynnden en zahmetli memleket Mekke ve Medine olacakt. nk bu iki beldede akarsu ok olmad gibi, akmayan ve durgun sular da azdr. Raslullah'm asr- saadetinin balangcndan sahbe-i kiramn devr-i saadetlerinin sonuna kadar taharet hakknda vki olan belli bal bir mesele bu iki beldede grlmemitir. 'Su nasl necasetlerden korunur?' 7) S 'iinen-i Sitte, bn Hibban ve Hkim, (lin mer'de den) 384 hya-i Ulm'id-Din Kitabu Esrar'it-Tahre/I. Blm 385 eklinde herhangi bir sual sorulmamtr. Bu devrin su kaplar ocuklarn ve necasetten korunmas mmkn olmayan cariye ve klelerin su alabilecei bir vaziyette braklmaktayd. Hz. mer (r.a) hristiyan bir kadnn testisindeki sudan abdest alyordu. Hz. mer'in bu hareketi aka gsteriyor ki ancak suyun vasflarndan birisi necasetle bozulursa temizlikte kullanlmaya elverili olmaz, aksi takdirde temizlikte kullanlabilir. Hz. mer'in hareketinden bu hkm kastolunmasayd, ok yakn bir zan ile hristiyan kadnn kap ve kaann necis olduu

bilinmektedir. Madem ki durum budur, afi mezhebine gre hareket etmek zorlar ve asr- saadette byle bir sualin vki olmamas da afi mezhebinin zorluuna ye Mlik mezhebinin daha uygun olmasna birinci delili tekil eder. Hz. mer'in hristiyan kadnn testisinden abdest alma hdisesi de ikinci delili tekil etmektedir. nc delil ise, Raslullah'n su kabn susam kediye uzatp su imesine imkan vermesi ve kedilerin fare yediklerini grd halde su kaplarn onlardan korumamasdr. Halbuki sah-be-i kiramn memleketlerinde kedilerin su iebilecei havuzlar olmad gibi, onlar kuyulara inip su da iemezlerdi ki bu iile azlar temizlenmi olsun. Drdnc delil de mam afi'nin ilk fetvas olan -ki kavl-i kadm diye anlr'Necasetin ykanmasnda kullanlan suyun rengi, tad ve kokusu bozulmakszn elbiseden ayrlrsa temizdir, fakat vasflarndan biri bozulduu takdirde necistir' eklindeki hkmdr. O halde suyu necasetin zerine dkmekle necasetin suya dmesi arasnda ne fark vardr? Suyun necaset zerine dklmesiyle madem ki karmalar muhakkaktr, o halde 'Suyun necaset zerine dklmesindeki kuvvet necaseti yok eder' eklindeki tefsire ne mn verelim? Eer 'Suyun necaset zerine dklmesi bir ihtiyatr, onun iin bozulmadan ayrlrsa temiz kalr' eklinde bir hile-i er'yye ileri srlrse, iine necaset den suya da ihtiya var demektir. Bu bakmdan iinde pis bir elbise bulunan bir kaba dklen su ile ayn kapta bulunan suyun iine pis bir elbiseyi sokmak arasnda ne fark olabilir? Btn bu hareketler elbiselerin ve kapkacagn ykanmasnda mtad olan hareketlerdir; yani bazen, necis elbisenin zerine su dklr, bazen de suyun ierisine necis elbise atlr. Neden necis elbise suya atldnda su necis olur da, su necis elbisenin zerine dkld takdirde vasflarndan birisi bozulmadka necis olmaz? Beinci delil, selef-i salihn az ve akc sularn kenarnda istinca ederlerdi. afi mezhebinde sidik, akc bir suya karrsa ve suyun vasfndan birisini bozmazsa, o su ne kadar az olursa olsun, onunla abdest almak ihtilafsz caizdir. Acaba akc su ile durgun su arasnda ne fark vardr? Keke bileydim; suyun necis olmamasn, vasfndan birisinin bozul-mamasma havale etmek mi veya suyun akmas sebebiyle kuvvetli olduuna havale etmek mi daha evldr? O kurnalardan akan su ile ibrikten ve dier kaplardan beden zerine dklen su arasnda ne fark vardr? kincisi de birincisi gibi akcdr. Btn bunlardan sonra unu da bilmeliyiz ki sidik, akc suya, kat ve sabit necasetten daha fazla karr. Halbuki sabit ve kat necasetin zerinden akan su, vasfndan birisi bozulmasa bile necis olur. 'Ancak ileride iki klle kadar bir havuzda toplanrsa tekrar temiz olur' hkm verilirse -ki o hkm de verilmitir- kat necaset ile sv necasetin kartklar su bir olduu ve buradaki komuluk nisbeti daha yaklatrc olduu halde aralarndaki fark nedir? Altnc delil, kulleteyne (iki klle suya) bir batman sidik derse, sonra o iki klle su iki paraya ayrlrsa, o paralarn

hangisinden doldurulan testideki su temizdir? Halbuki herkesin malmudur ki sidik suda dalmtr! Su ise bu durumda iki kulleden azdr. (inde az da olsa sidik bulunan su, testi ile iki klle sudan alnd takdirde necis deildir. Fakat bir testinin iinde bir damla dahi sidik bulunsa, onun zerine su dolduruldu mu necis olur.) Keke bileydim, bu testi meselesinde suyun temizlenme iini, vasflarndan birisinin bozulmamasma balamak m daha iyidir, yoksa suyun okluundan gelen kuvvete balamak m? Halbuki suyun okluu ortadan kalkt halde, suya karan necasetin paralar hl mevcuttur. Yedinci delil'e gelince, hamamlarn eskidenberi kirli insanlarn abdest ald ve ykand yerler olduu, kirli ellerini ve kaplarn suyu az ve kck havuzlara soktuklar inkr edilmez bir eydir. Bununla beraber selef bilirlerdi ki bu havuzcuklara temiz eller gibi birok pis eller de sokulmaktadr. Btn bu vak'alar, insanolunun suya kar olan iddetli ihtiyacna eklenirse, nefiste, selefin ancak su vasflarndan birisinin bozulmasn suyun necis olmasnda nazar- itibara aldklar kanaati kuvvetlenmektedir. Selef, bu yaptklarn Hz. Peygamber'in 'Su temiz olarak yaratlmtr. Onu hibirey pisletemez. Ancak tadn, (rengini) veya kokusunu bozan birey onu pisletebilir' hadsine dayandrm ve bunu delil ittihaz etmilerdir. Hz. Peygamber'in bu hadsini zikrettikten sonra svlar hususunda yaplan bir tedkiki zikredelim. Her svnn tabiat ve yaradl kendisine karan hereyi sfatyla sfatlandrmak ve malup etmektir. Mesel, tuzlaya den bir kpein, tuz kesildiinden tr temiz olduuna hkmedilir. Onun tuzlam iskeleti tuz olarak kullanlabilir. Ondan kpeklik sfat kaybolduu gibi suyun iine den sirke veya st de byledir. Eer suya katan bu maddeler azsa, onlarn sfatlar iptal olur, temizlenme suyun vasfn alr ve suyun 386 hya-i Ulm'id-Din Kitabu Esrar'it-Tahre/I. Blm 387 tabiatna dnr. Ancak ok olup suya galebe alarsa, o zaman su onlarn tabiatna dnr. Bu maddelerin suya galebe almalar; tat, renk veya kokularnn galebe almasyla gerekleir. eriat, necaseti gidermek iin dklen kuvvetli su hususunda bu lye iaret etmitir ve bu lye gvenmek en mnasip bir harekettir. Nitekim bu lye gvenmekle btn zorluklar ortadan kalkmaktadr. Bu l ile suyun temiz olarak yaratlm olmasnn hakikati meydana kar. Zira su, rengini, tadn veya kokusunu bozmayan bireye galip gelir, onu temizler. Nitekim iki kulleyi geen su da byledir. Necasetin giderilmesinde kullanlan sularla akarsular ve kedinin imesini kolaylatrmak iin azna uzatlan sularn hkm de byledir; (tad rengi ve kokusundan birisi bozulmadka necis olmaz.)

Sakn iki kulleden fazla olan, necasetin temizlenmesinde kullanlp vasflarndan hibirini kaybetmeyen, akarsu veya kedinin art olan sularn esasnda necis olduunu, fakat mmete zorluk olmasn diye affedildiklerini zannetme! nk eer bunlar haddi ztnda temiz deil de ancak zorluktan tr affolunmu ksm olsayd, o zaman istinca talarndan sonra kalan necaset eseri ve pirelerin kan gibi olurdu ve kendileriyle baka bir su birletii andan itibaren derhal necis olmas icab ederdi. Halbuki gerek necasetin izalesinde kullanlan ve gerekse kedinin art bulunan su olsun, bunlardan herhangi biri kendisinden az olan suya katlrsa onu necis edemez. Hz. Peygamber'in (s.a) 'Kulleteyn habaseti yklenmez' (necasetin dmesiyle pislenmez) hads-i erifine gelince, bu hads esasnda anlalmas g bir hadstir; zira iki klle su, necasetin d ile vasfndan birisini kaybederse necaseti kabul edip, necis olur. "Hz. Peygamber bu hads-i erifyle 'ki klle su, sfatndan biri bozulmadka necaseti yklenmez' mnsn irade etmitir" denildii takdirde, "Hz. Peygamber (s.a) 'ki klle su, ok zaman mutad necasetlerin d ile bozulmaz ve necis olmaz' mnsn irade etmitir" demek de mmkn olur. Bu te'villerden sonra (deriz ki); ki klle olmayan sular hakkndaki byle bir te'vil, mefhuma yapmaktr. Halbuki mefhumu, zikrettiimiz yedi delilden daha az delille terketmek de mmkndr. Hz. Peygamber'in 'ki klle su necaseti yklenemez' sznn zahir mns; 'yklenmeyi' nefyetmek ve kaldrmaktr. Yani iki klle su necasetleri zel sfatna evirir ve temizler. 'Tuzla, iine den kpei ve baka necaseti yklenmez, yani onlar sfatna evirir' denildii gibi... ki klle suyun, iine den necasetleri sfatna evirip, temiz yapmas u hikmetten ileri gelmektedir: nsanlar bazen az su ve kk glcklerle de istinca ederler, o sulara necis kaplar sokarlar. Byle olunca bu hareketlerin temizliine tesir edecek bir ekilde suyu bozup bozmad hususunda tereddd ederler. Bu bakmdan hads-i eriften anlald ki su, iki klle olursa bu gibi mutad necasetlerin dyle hemen bozulup necis olmaz. "Hz. Peygamber'in (s.a) 'ki klle su necaseti yklenemez' buyurduunu kaydediyorsunuz, halbuki iki klle su, den necaset fazla olursa onu yklenmi demektir; (yani necis olur)" diye itiraz edecek olursan, bu itiraz senin aleyhinedir. nk necasetler ne kadar ok olursa olsun iki klle su onlar zahirde yklendii gibi, hkmen de yklenir. Bu bakmdan hem Mlik, hem de afi mezhebine gre (hads-i erifteki) necasetleri mutad necasetlerle tahsis ve tefsir etmek gereklidir. Ksaca benim kalbimin meylettii gr udur; mutad necasetler hakknda daima kolay tarafn tercih etmek ve selef-i salihnin sretinden anladma gre kolay olana gitmek icabeder ki vesvese sebepleri ortadan kalkm olsun. te imamlar arasnda medar-

ihtilf olan bu meselelerde ileri srdm bu illetten tr daima temizdir diye fetva verdim.8 3. Temizlik Eer necaset 'hkm' ise; yani gzle grlen, elle tutulan bir madde deilse, o zaman necasetin bulat her yerin zerine su dkmek suretiyle ykamak kfi gelir. Eer necaset ayn ise o zaman onun giderilmesi gerekir. Tadnn mevcudiyeti necasetin kalmasna dellet ettii gibi, renkte de byledir. Ancak yapkanlarda (hayz kam gibi) oduktan sonra geri kalan renk affolunmutur. Koku kalmsa, necasetin mevcudiyetine ve giderilmemi olmasna dellet eder. Giderilmesi ok mkil olan fazla kokulu olanlar hari, dier necasetlerin kokusu kaldka affolunamaz. Bu bakmdan kokunun giderilmesi iin arka arkaya birka defa ovmak ve skmak, rengin giderilmesi iin yaplan ise ovmak ve kazmak yerine gemektedir. Vesveseyi kaldrmak iin, eyann temiz olarak yaratlm olduunu yakinen bilmek gerekir. Bu bakmdan zerinde necaset grmediin ve necis olduunu da yaknen bilmediin eylerle namaz klabilirsin. Necasetlerin takdirinde itihada bavurmak uygun bir hareket deildir. (Sadece eriat sahibinin haber verdikleriyle iktifa edip onun dnda kalanlar aratrmaya almamak gerekir.) ) mam Gazalinin Mezhebde Mctehid vasf btn afi ulemasnca teslim edilmi birha-kattir. Bu fikrinden ilham alarak afi mezhebinden, Mliki mezhebine dndn zannedenler yanlmaktadrlar. (Bkz. ithaf usKNC BLM Hadesten (Hkm Necasetlerden) Temizlik Hadesten temizlik abdest, gusl, ve teyemmm etmek demektir. Bunlarn evvelinde istinca gelir. Biz tertip zere, bunlarn keyfiyetlerinden, dab ve snnetleriyle beraber abdestin sebeplerinden ve def-i hacet'in dabndan balayacaz. Def-i Hacet'in dab 1. Sahrada def-i hacet etmek isteyen bir kimsenin insanlarn gznden uzaklamas, 2. Eer varsa bir siperin arkasna gizlenmesi, 3. Oturacak yere varmadan evvel avret mahallini amamas, 4. Gnee, Ay'a ve 5. Kbleye yzn ve arkasn evirmemesi en uygun harekettir. Ancak evlerin iindeki tuvaletlerde bu artlar gerekli deildir. Bununla beraber ev iindeki tuvaletlerde de kbleden, gne ve aydan nn ve arkasn evirmek daha iyidir. Eer sahrada, bineini kendisine siper yaparak taharete durursa caizdir. Hatta uzun etekle de siper yaplabilir. 6. nsanlarn toplanp konutuklar belirli yerlerde kk ve byk taharet yapmamak gerekir. 7. Durgun suya, 8. Meyveli aacn altna, 9. Haerelerin yuvalarna kk su dklmemesi daha uygundur. 10. Sert bir yere, 11. Rzgrn estii tarafa -zerine sramamas iin- kk abdest yaplmamaldr.

12. Otururken sol tarafa meyletmeli, 13. Tuvalete giriliyorsa evvela sol aya, karken de sa aya atmaldr. 14. Ayakta kk su dklmemelidir. ie validemiz 'Size Raslullah'm ayakta kk su dktn syleyen kimselere inanmayn!9 buyurmaktadr. Hz. mer (r.a) yle anlatr: "Raslullah (s.a) beni ayakta su dkerken grdnde 'Ey mer! Sakn ayakta su dkme' buyurdu". 9) Tirmiz, bn Mce, Nes; Tirmiz 'Bu babda daha sahih bir hads yoktur' demitir. 390 hya-i Ulm'id-Din Kitabu Esrarit-Tahre/II. Blm 391 Hz. mer 'Bu tavsiyeden sonra ayakta su dkmedim' diyor.10 Fakat ayakta su dkmek hususunda ruhsat vardr. nk Hz. Huzeyfe b. Yeman (r.a) 'Hz. Peygamber (s.a) ayakta su dkt. Ben de ona temiz su getirdim, abdestini ald ve mestlerinin zerine mesnetti'11 buyurmaktadr. 15. Banyoda ykanrken kk su dkmemek gerekir. Hz. Peygamber yle buyurmutur: Vesveselerin ou, banyoda yaplan bevlden ileri gelmektedir.12 bn Mbarek 'Eer zerinden su akyorsa banyoda bevl yapmakta beis yoktur' demitir, ibn Mbarek'ten bu hkm mam Tirmizi rivayet etmektedir. Hz. Peygamber yle buyurmaktadr: Sakn hibiriniz ykand yerde bevledip, sonra ayn yerde abdest almasn. nk vesveselerin ou byle bir hareketten ne'et eder. bn Mbarek de 'Eer yaplan bevlin zerinden su akarsa beis yoktur' demektedir. 16. Helaya giden, zerinde Allah'n ve Raslullah'n ismi yazl bireyi tamamaldr. 17. Helaya ba ak girmemek lzmdr. 18. Helaya girerken u duay okumaldr: Pis, necis, habis, habislenen ve Allah'n rahmetinden kovulmu olan eytann errinden Allah'a snrm! 19. Heladan karken de u duay okumaldr: Bana eziyet veren ksm benden karan ve bana faydal olan bedenimde brakan Allah'a hamdolsun! Bu duay okurken helann dnda bulunmaldr; yani dar kmak zereyken duay okumaya balamaldr. 20. Taharete oturmadan evvel istinca letini hazrlamaldr. 21. Taharet edilen yerde su ile ykanmamal, pisliin bulunduu yerden uzaklatktan sonra ykanmaldr. 22. Tenasl uzvunu defa ovalamak, ksrmek ve gezmek suretiyle istibra etmelidir. Sol el tenasl uzvunun alt ksmnda dolatrlarak son damlann akmas temin edilmelidir. stibra hakknda vesveseye decek ekilde dnmemelidir. nk istibra dncesinden dolay vesveseye kaplan bir kiiye istibra etmek ve abdest almak ok gleir. Donda grlen slakla

gelince, onun, temizlik suyunun eseri olduu kabul edilmelidir. Eer slakln grlmesi kiiye eziyet veriyorsa -nefsinde 'grlen slaklk ykanmakta kullanlan suyun eseridir' kanaati yerlesin diye- donuna ve n ksmna eliyle su serpmek suretiyle vesveseden kurtulmaldr. Hadslerde Hz. Peygamber'in is-tincadan sonra donuna su serptii vrid olmutur.13 Ashb- kiramdan istibra hususunda en rahat davrananlar en fazla fkh bilenleri idi. Bu bakmdan istibra hususunda vesvese, kiinin az fkh bildiine dellet eder. Hz. Selman yle anlatr: Raslullah (s.a) bizlere hereyi retti. Hatta nasl abdest bozacamz bile... Bize kemikle, hayvan tersiyle istinca etmemizi emretti. Byk ve kk taharetleri yaparken kbleye doru durmaktan bizi nehyetti.14 Bir adam, bedevi arkadalarndan (bu ksm Zebid'nin tashihine gre tercme edilmitir. ev.) biriyle arasnda az kavgas olduundan dolay 'Senin gzel taharet edeceini dahi sanmyorum' der. Bedevi 'Babann hayatyla yemin ederim ki ben taharet almay iyi bilirim ve bu hususta ok mhirimdir' diye karlk verince, adam 'O halde bize nasl taharet edileceini izah et' der. Bedevi yle izah eder: 'Halktan uzaklarm. Taharete oturmadan evvel istinca etmek iin talar hazrlarm. Bir tmsein arkasna snrm. Arkam esen rzgra veririm. Geyiin oturuu gibi oturur, Neme denilen hayvann kuyruu gibi mak'adm kaldrp ylece ihtiyacm grrm'. nsanolunun, perde arkasnda, arkadana yakn bir yerde bevletmesi dinen caizdir. nk Hz. Peygamber, en fazla hayaya sahip olduu halde 10) bn Mce, (zayf'bir senedle); bn Hibban, (bn mer'den) 11) Buhar ve Mslim 12) Snen sahiplen, (Abdullah b. Mugaffel'den); Tirmiz hadsingarib olduunu belirtmitir. 13) Ebu Dvud ve Nes, (Sfyan b. HakenVden) 14) Mslim 392 insanlara bu gibi bir hareketin caiz olduunu bildirmek iin byle yapmtr.15 stinca Nasl Yaplr? Def-i hacetten sonra nnden balayarak mak'ad ta ile temizlenir. Eer ta ile temizlenirse onunla yetinilebilir. Eer ta kfi gelmezse drdnc ta kullanlr. Bununla temizlendii takdirde talar tekletirmek iin beinci ta da kullanlmaldr. nk temizlemek vacib, tekletirmek ise mstehabdr. Hz. Peygamber (s.a) yle buyurmutur.: Ta ile temizlenen bir kii talan tek olarak kullansn!16 Kii ta sol eline alr, mak'adnn nne koyar, arkaya doru ekerek syrr. kinci ta yine sol eliyle alr, bu sefer mak'adn arkasndan ne doru syrr. nc ta alr, nce k noktasnn etrafnda evirir ve atar. Eer k noktasnn etrafnda tan dolatrlmas kolay deilse nc tala mak'adn nnden arkasna doru syrp temizlemesi kfi gelir. Bunu yaptktan sonra sa eline byk bir ta alr. leti de sol elinde

olduu halde ta letine srter. Fakat bunu yaparken sol elini depretmek suretiyle tan u ksmna leti srter veya tala ya da bir duvarn ayr yerine srtmek suretiyle bu temizlii tamamlar. Mesh yerinde slaklk grlnceye kadar letini meshetmeye devam etmelidir. Eer iki defa srtmek suretiyle grlmeye balarsa, nc srtmeyi de yapmaldr. Eer sadece ta ile yetinip su kullanmamak niyetinde ise, taa nc defa srtmek vacib olur. Eer drdnc srtnme ile letinin temizlenmesi sona ererse, beinci srtnme mstehabtr ki srtnmeler teklesin. Talarla istinca eden kii, o yerden baka bir yere gemeli, sa eliyle suyu pislik yerine dkmeli ve pislik "Kalmayncaya kadar sol eliyle ovala-maldr. Pisliin eserinin kalmadn dokunmakla el hissedebilir. k noktasnn kvrmlaryla urap onlar temizlemeyi pek ihtimama lyk grmemelidir. nk bu yer vesvesenin kaynadr. Ancak zahirdeki yerleri gzelce ykamak kfidir. Suyun varmad her yerin i taraf olduunu bilmelidir. Necasetin hkm ise, i ksmdaki kalntlar dar kmadka bunlar kapsamaz. Darda bulunup ve kendisine necaset hkm sabit olanlarn zahir saylmalar iin suyun onlara yetimesi ve su vastasyla silinmeleri lzumlu olmaldr. Bu bakmdan bu hususta vesveselerin hibir mn ve faydas yoktur. stincay bitirdiinde u duay okumaldr: 15) Buhart ve Mslim, (Huzeyfe'den) 16) Buhur ve Mslim, (Ebu Hreyre'den) Ey Allahm! Kalbimi nifaktan temizle, tenasl uzvumu fuhiyattan muhafaza eyle! stincadan sonra eer koku kalmsa elini yere veya bir duvara srmelidir. stincada su ve ta bir arada, beraberce kullanmak mstehabdr. Rivayet edildiine gre, 'Orada gnahlardan ve pisliklerden temizlenmeyi seven adamlar vardr. Allah da byle ok temizlenenleri sever' (Tevbe/108) ayeti nazil olduu zaman Hz. Peygamber Kub Mescidinin yaknlarnda oturan kimselere 'Allah'n sizler iin vd bu taharetiniz nedir?' buyurmu, onlar da 'Biz istincada su ile ta bir arada kullanyoruz' demilerdir.17 Abdestin Keyfiyeti Kii istincadan kurtulduu zaman abdestle megul olur. Raslullah'n taharetten sonra abdest almad vki deildi. Abdest almak isteyen nce misvak kullanmaldr. nk Hz. Peygamber (s.a) yle buyurmutur: Azlarnz Kur'an'n yollardr. Bu bakmdan onlar misvak kullanmak suretiyle temizleyin\m Misvak kullanrken Kur'an okunmal ve Allah'n ad namazda zikredilecei iin azn temizliine niyet etmelidir. Hz. Peygamber (s.a) yle buyurmutur: Misvak kullanlarak klman bir namaz, misvaksz klnan yetmi namazdan daha stndr.19 Eer mmetime zor geleceinden korkmasaydm, onlara her namazda misvak kullanmay emrederdim.20 17) Bezzar, (bn Abbas'tan zayf bir senedle); bn Mce ve Hkim, (Ebu Eyyb, Cbir ve

Enes'ten) 18) Ebu Nuaym, Hlye, (Hz. Ali'den); bn Mce, (Hz. Ali'den mefkuf olarak) 19) Ebu Nuaym, (bn mer'den zayf bir senedle). Ebu Dvud ve Hakm, (Hkim hadsin sahih olduunu sylemitir); Beyhak, (Hz. Aie'den); hadsin zayf olduunu sylemitir. 20) Buhar" ve Mslim, (Ebu Hreyre'den) 394 hya-i Ulm'id-Din Misvakla dilerinizi temizlemeden, sar dili olarak huzuruma neden geliyorsunuz? Misvak kullann.21 Hz. Peygamber her gece birka defa misvak kullanrlard.22 bn Abbas 'Raslullah daima bize misvak kullanmay emrederdi. Raslullah'n misvak kullanma hususundaki emri yle bir raddeye geldi ki neredeyse misvak hakknda Allah tarafndan bir hkm geleceini zannettik'23 buyurmutur. Raslullah (s.a) yle buyurmutur: ^A i^'J-j ^(Ji i'j&> u iJijjjl fek. Misvak kullannz. nk o, az temizler ve Allah'n rzasna vesile olur.24 Hz. Ali (r.a) 'Misvak kullanmak insann zeksn gelitirir ve balgamn sker' buyurmutur. Yine bir rivayete gre, Hz. Peygamber'in ashab sabahlar evlerinden karken misvaklarn kulaklarnn arkasna yerletirirlerdi.25 Misvak Kullanmann Keyfiyeti Misvak, erak veya baka aalarn sert ve kiri giderici dallarndan yaplr. Dilerin enine boyuna srlr. Sadece enine veya boyuna kullanmak istenirse, enine kullanmak daha evldr. Namaz vakitlerinde abdest alnrken misvak kullanmak mstehabdr. Abdest, namaz klmak iin alnmasa dahi... Uyku, uzun zaman skt etmek veya kt kokulu bireyi yemekten tr azn kokusu bozulduu zamanlar da misvak kullanmak mstehabdr. Misvak kullanldktan sonra yz kbleye evirerek abdest almaya balamaldr. 'Bismillhirrahmnirrahm' diyerek abdeste balanr. Hz. Peygamber (s.a) yle buyurmutur: Besmele ekmeyen bir kimsenin abdesti mkemmel ve tam saylmaz! Besmeleden sonra u duay okuyup, eller su kabna sokulmadan nce defa ykanmaldr: 21) Bezzar ve Beyhaki, (bn Abbas'tan) 22) Mslim, (bn Abbas'tan) 23) mam Ahmed 24) Buhar, (Hz. Aie'den); Nes ve bn Huzeyme 25) Hatb, (Mlik'ten); Ebu Dvud ve Tirmiz Kitabu Esrar'it-Tahre/II. Blm 395 Ey Allahm! eytanlarn vesveselerinden sana snrm ve eytanlarn gelip burada hazr bulunmalarndan da yine sana snrm! .

Ellerini ykarken de u duay okumaldr: Allahm! Ben senden iyilik ve bereket istiyorum. Uursuzluktan ve helak olmaktan sana snrm.26 Sonra abdestsizliin giderilmesi ve namaz iin niyet etmelidir. Yz ykayncaya kadar kalpte bu niyet devam ettirilmelidir. Eer kii yzn ykarken niyet etmeyi unutmusa abdesti kfi gelmez. (Bu hkmler afi mezhebine gredir). Niyetten sonra sa eliyle azna vermek zere suyu avular, defa azn gargara yapmak suretiyle alkalar ve dker. Ancak orulu olan bir kimse suyu midesine karmamak iin gargara yapmaktan saknmaldr. Azna su verirken u duay okumaldr: j X3 m ^ Ey Allahm! Seni oka anmak ve Kitabm okumak zere bana yardm et! Azdan sonra buruna vermek zere bir avu su alnr ve defa buruna su verilir. Sonra nefes almak suretiyle suyu genze kadar ekmeli ve smkrmek suretiyle dar atmaldr. Buruna su ekerken u dua okunmaldr: .J^j J ^'3 ^i )'j J- -^i1 r^1 -j. Ey Allahm! Benden raz olduun halde cennet kokusunu bana nasilj eyle! f Smkrrken de u duay okumaldr: s ./aJI ,^ '^i p ^),j I, L iji J\ ^! Ey Allahm! hirette snan ktsnden ve atein pis kokularndan sana snrm! Abdest alan kii smkrdkten sonra suyu avular, yzn, alnndan balayarak ene altna kadar uzunluuna, kulak memesinden br kulak memesine kadar derinliine ykar. Alnn iki tarafnda birleen beyaz hatlar yzn deil, ban hududuna dahildir. Su, kadnlarn det edinerek cmbz ve saire ile tylerini aldklar akak ksmlarna kadar ulatrlmaldr. Bu, ipin iki ucundan biri kulak kepesinin st ksmna, br ucu da aln zaviyesine konduu takdirde yzn hududunda kalan 26) Tirmiz, bn Mce 396 hya-i Ulm'id-Din yerler yzden sayldklar iin ykanmaldr. Yz ykanrken kalarn, byklarn, zlflerin ve kirpiklerin kkleri de ykanmaldr. nk bu kllar, insanlarn ounda hafiftir. Bu bakmdan bunlarn kklerinin ykanmas icab eder. Zlfler sakaln st balangcndan yukar ve kulaklara kadar gelen kllardr. Hafif sakaln kklerini ykamak vacibdir. Gr sakala gelince, onun altn ykamak vacib deildir. ene ukurunun hkm ise, gr ve seyrek olmasyla sakaln hkmne tbidir. Sonra btn bu fiilleri lemeli veya sakaln sarktlm ksmnn zerine su dklmelidir. Parmak ular gz pnarlarna ve apak yerlerine ve srmenin topland yerlere usulca konup oralar temizlenmelidir. Hz. Peygamber'in (s.a) bunlar yapt rivayet edilir.27 Bunlar

yaparken maddi kirlerle beraber manev kirlerin de gzlerinden kmasn mit ederek yapmak gerekir. Bylece her azay ykarken manev kirlerin temizlenmesine niyet etmelidir. Yz ykanrken u dua okunmaldr: yr f j Ey Allahm! Dostlarnn yz aard gnde nurunla benim yzm aart. Dmanlarnn yz simsiyah kesildii gnde yzm karartma! Gr sakal, yz ykanrken hilllemek (parmakla kartrmak) mstehabdr. Sonra ellerini dirseklerle beraber defa ykamal ve parmandaki yz oynatmaldr. Ellerini ve yzn hududundan fazla ykamal, suyu, pazusunun en yukarsna kadar gtrmelidir. nk Hz. Peygamber (s.a), mslmanlarm abdest mahalleri prl prl parlad halde kyamet gnnde harolunacan mjdeleyerek bir hads-i eriflerinde yle buyurmulardr: . ji / JJ? j ^lO y Abdest azalarn imkn nisbetinde fazla ykamaya gc yeten bir kimse gayret gstersin!28 jy y Kyamet gnnde Allah'n m'min kullarna giydirdii hilye, abdest suyunun ulat yere kadar ular.29 Sa elden balamal ve sa el ykanrken u dua okunmaldr: 27) mam Ahmed, (Ebu Umame'den); Drekutn, (Ebu Hreyre'den zayf bir senedle) 28) Buhar ve Mslim, (Ebu Hreyro'den) 29) Buhari ve Mslim, (Ebu Hreyre'den) Kitabu Esrar'it-Tahre/II. Blm 397 Ey Allahm! Kitabm sama ver ve hesabm kolaylatr! Sol kol ykanrken de u dua okunmaldr: Ey Allahm! Kitabm sol elime veya arkama vermenden sana snrm! Kii kollarn ykadktan sonra iki elini slatarak, sa elin parmak ularn sol elin parmak ularna bititirmeli, bann n ksmna koyarak ensesine doru ekmelidir. Oradan da tekrar alnna doru ekmek suretiyle btn ban meshetmelidir. Bunu defa30 yapmaldr. Ban mesh ederken de u duay okumaldr: .Udi? Ey Allahm! Beni rahmetinle rt. Bereketlerinden bana indir. Arnn glgesinden baka glge bulunmad bir gnde arnn glgesinde beni glgelendir. Ban meshettikten sonra yeni bir su ile ehadet parman kulann kepesine, ba parman kulaklarnn arkasna koymak suretiyle kulaklarnn iini ve dn meshetmelidir. Meshten sonra ellerini, silinmemi yer kalmasn diye kulaklarnn zerine koyarak bu ekilde meshi kere tekrar etmelidir. (Hanef mezhebinde mesh bir defadr). Kulaklarn meshederken u duay okumaldr:

Ey Allahm! Beni, sz dinleyip en gzeline tbi olanlardan eyle. Allahm! Ebrar kullarnla beraber bana cennet mndisinin sesini duyur. Kulaklarn meshettikten sonra yeni bir su ile boynunu meshetmelidir. Hz. Peygamber (s.a) yle buyurmutur: Meshin defa yaplmas afi mezhebine gredir. 398 hya-i Ulm'id-Din Boynu meshetmek, kyamet gnnde bukalarn boyuna geirilmesinden insan emin klar.31 Boynunu meshederken de u duay okumaldr: Ey yce Allahm! Benim boynumu ateten zad eyle. Kyamette silerin boynuna geirilen bukalar ve ellerine taklan zincirlerden sana snrm! Boynunu meshettikten sonra sa ayan defa ykar ve sol elin parmaklaryla sa ayan parmaklarn alttan hilllemeli, sa ayan sere parmandan balayarak, sol ayan sere parmanda bu vazifeyi bitirmelidir. Sa ayan ykarken u duay okumaldr: > P J. Ey Allahm! Ayaklarn atee kayd gnde benim ayam dosdoru kpr zerinde sabit kl! Sol ayan ykarken u duay okumaldr: Ey Allahm! Mnafklarn ayann kayd bir gnde ayamn kprden kaymasndan sana snrm! Ayaklar ykarken bacaklarnn yarsna kadar ykamak mstehabdr. Abdesti bitirdikten sonra ban kaldrp gklere bakarak yle demelidir: Allah'tan baka ilah olmadna, Allah'n tek ve bir olduuna, Onun orta ve erki olmadna ahidlik ederim. Muhammed'in de Allah'n kulu ve rasl olduuna ahidlik ederim. Ey Allahm! Sen ortaktan mnezzehsin. Senin ortan olamaz. Senin hamdinle senden baka ilh olmadn bilir ve ikrar ederim. Rabbim! Ben ktlk yaptm, nefsime zulmettim. Senin affn diler ve senin kapna dnerim. Beni affet ve tevbemi kabul eyle. Zira Kitabu Esrar'it-Tahre/II. Blm 399 dkn kullarna rahmet eden ve tevbe edenlerin tevbesini kabul eden ancak sensin. Ey Allahm! Beni tevbe eden kullarndan eyle. Beni maddeten ve manen temizlenen kullarndan kl. Beni salih kullarnn zmresine ilhak eyle. ok sabreden ve ok kreden bir kul eyle. Seni oka zikreden, sabah akam seni tebih eden bir kul eyle beni! Denilir ki; abdestten sonra bu duay okuyan bir kimsenin abdestine mnevi mhr vurulur ve o abdest arn altna gider, orada kyamete kadar Allah' tesbh ve takdis eder ve abdest sahibine de o kadar sevap yazlr. Abdestin Mekruhlar 1. defadan fazla ykamak veya meshetmek mekruhtur ve bunu yapan ar gitmi olur.

2. Suyu israf etmek mekruhtur. Raslullahn (s.a) abdest azalarn defa ykayp meshettii ve bunu yaptktan sonra yle dedii rivayet olunmutur: Dala fazlasn yapan hem zulm, hem de ktlk eder!32 .jj^aJlj elcili J> jjlJJ Ml ola. ja ^y dj~S< Bu mmetten bir kavim olacak; dualarnda ve abdestlerinde ifrata kaacaklardr.33 Deniliyor ki: 'Abdestte fazla su sarfetmek kiinin bilgisinin zayflna dellet eder'.34 brahim b. Edhem 'nsanoluna vesvesenin ilki abdestten gelir' buyurmutur. Hasan Basr de 'Abdest hususunda insanlarn zerine glen Velhan adl bir eytan vardr' demitir. 3. Abdestten sonra elini silkip abdest suyunu saa sola sratmak, 4. Abdest esnasnda konumak, 5. Abdest alrken yzne su arpmak mekruhtur. 6. Bir grup kurutmay mekruh grerek yle demilerdir: 'Abdest suyu hasenat kefesinde tartlr. Bu bakmdan silinmemelidir'. (afi mezhebine gre hkm byledir). i Nes, bn Mce, (Amr b. uayb'dan) 31) Deylem, Msned'ul-Firdevs, (Hz. mer'den). \\~a]i zayf olduunu sylemitir. 32) Ebu Dvud ve Nes, ibn Mace, (mm. ;uaju.., 33) Ebu Dvud, bn Mce, bn Hibban ve Hkim, (Abdullah b. Mugaffel'den) 34) Bu sz, selef-i slihne ait bir szdr, hads deildir. Bu bakmdan Irak'nin 'aslsz bir hadstir' eklindeki hkm yanltr. (Zebd) 400 Said b. Mseyyeb ile Zhr de bu grtedirler. Fakat Muaz b. Cebel'den, Raslullah'n abdest aldktan sonra yzn, elbisesinin kenaryla sildii rivayet edilmektedir.35 ie validemiz de (r.a) 'Raslullah'n bir mendili vard, onunla silinirdi' buyurmutur.36 Fakat Hz. Aie'den gelen bu rivayet tenkid konusu yaplarak 'Bu hususta Raslullah'tan yan- itimad bir rivayet gelmemitir' denilmektedir. 7. Bakr kaplardan abdest almak mekruhtur. 8. Gnein hararetiyle snm su ile abdest almak mekruhtur. Bu kerahet, tbb bakmdandr. u'be'ye bakr kaptan abdest almas iin su getirildiinde, bu sudan abdest almam ve bu su ile abdest almann mekruh olduuna dair bn mer ve Ebu Hreyre'den bir hads rivayet etmitir. Kalbin temizlenmesinin tevbeye, irkin huylardan uzaklama ve gzel ahlkla ahlklanmaya bal olduu kesinlikle bilinmelidir. nk zahir temizlikle iktifa eden kimse, deta bir hkmdar pisliklerle dolu olan eve davet eden kimseye benzer. Evinin d ksmn badana etmi, i ksmn sprmeden, silmeden brakm bir kimse gibi olur! Hkmdara kar bu kstahl yapan kii, Allah'ul-A'lem byk bir cezaya arptrlmay hak etmi demektir. Abdestin Fazileti >.

Hz. Peygamber yle buyurmutur: jS1 f g_ Kim gzelce abdest alp iki rek'at namaz klarsa ve o iki rek'at namazda kalbinden dnyann herhangi bireyini geirmezse, annesinden doduu gn gibi gnahndan olur.37 Ayn hadsin baka bir rivayetinde; 'O iki rek'atta unutkanla dmezse gemi gnahlar affolunur' denilmektedir. ij jJi; sSCj 'jk^ J\ Allah tarafndan gnahlara keffaret olan ve derecelerin ykselmesine vesile bulunan eyi size haber vereyim mi? Skntl zamanlarda 35) Tirmz, (hadisin garib olduunu ve isnadnda zaaf bulunduunu sylemitir)36) Tirmiz 37) bn Mbarek, Zhd ve Rekik; Buhar ve Mslim, (Hz. Osman'dan) Kitabu Esrar'it-Tahre/II. Blm 401 tam mansyla abdest alr, camiye yrr ve kld namazdan sonra ikinci bir namaz bekler! Hz. Peygamber bu szn ardndan defa 'te ribat budur' demitir.38 Hz. Peygamber (s.a) abdest azalarn birer defa ykayarak 'Bu yle bir abdesttir ki Allah, namaz ancak bu abdestle kabul eder' buyurmutur. Abdest azalarn ikier defa ykayarak abdest alp yle buyurmutur: 'Kim, ikier defa azalarn ykamak suretiyle abdest alrsa, Allah ona iki defa ecir verir'. Hz. Peygamber bir defasnda da abdest azalarn er defa ykamak suretiyle abdest alarak yle buyurmutur: 'Benim abdestim ve benden nceki peygamberlerin abdesti ve Allah'n dostu Hz. brahim'in abdesti ite byledir'.39 u Si\ L. iLi j.'} ilsr J iLi 'f* Abdest alrken Allah' anan bir kimsenin btn bedenini Allah Tel temiz klar. Kim abdest alrken Allah' zikretmezse, onun ancak suyun dedii azalar temizlenir. Gerisi ise mnevi kirle kalr.40 Alnlestl olduu haldi' y-ntlfi abdfst alan bir kimse iin Allah Tel on sevap yazar.'" Abdest zerine abdest, nr zerine nurdur.42 Btn bunlar abdestin yenilenmesine tevk ve tergb sadedinde zikredilmitir. 38) Buhar ve Mslim 39) bn Mce, (bn mer'den zayf bir senedle) 40) Drekutn, (Ebu Hreyre'den zayf bir senedle)

41) Ebu Dvud, Tirmiz ve bn Mce, (bn mer'den zayf bir senedle) 42) Rezin, Msned; (bn Hcer, bu hadsin zayf olduunu sylemitir.) 402 hya-i Ulm'id-Din O lif j .11 Mslman, abdest ald zaman, azna verdii su ile azndaki gnahlar kar. Burnuna ald suyu darya atarken onunla beraber burnundaki gnahlar atlr. Yzn ykarken gnahlar yzden, hatta gz kirpiklerinin altndan teker teker kverirler. Ellerini ykarken trnaklarnn altndan kacak derecede ellerinden gnahlar kar. Ban meshederken gnahlar bandan karlar, hatta kulaklarnn dibinden bile kar. Ayaklarn ykarken gnahlar ayak trnaklarnn altndan dklr. Sonra kiinin bu abdestle mescide gitmesi ve namaz klmas da kii iin nafile saylr.43 Rivayet edildiine gre Hz. Peygamber 'Abdestli olan, oru tutan gibidir' buyurmutur.44 iLi Nl yj. Si o'\ Is-i : J UJJI j\ '^j j ljb bu JLy ^\y\ cJ~? '^'j) "& \ Abdestini gzel alp, bitirdikten sonra kii gzlerini semya kaldrp Ehedu enl ilahe illllahu vahdehu l erike lehu ve ehedu enne Muhammeden abduhu ve raslhu derse cennetin sekiz kaps birden kendisine alr ve istedii kapdan cennete girebilir.45 Hz. mer (r.a): 'Sahih ve kmil bir abdest, eytan senden uzaklatrr' demitir. mam Mchid de yle der: 'Kimin gc, temiz olarak, Allah' anarak ve Allah'tan af dileyerek gecelemeye \;" tiyorsa mutlaka byle yapsn; zira ruhlar hangi durum zere bedenlerden karlarsa mahere de ayn durumda girerler'. Gusln Keyfiyeti Kii su kabn sa tarafna koyduktan sonra besmeleyi eker. Ellerini er defa ykar. Daha nce de dediimiz ekilde istinca eder. Eer bedeninde necaset varsa onu su ile giderir. Btn bunlar yaptktan sonra namazda olduu gibi abdest alr. Ancak u kadar var ki ayaklarnn ykanmasn gusln sonuna tehir etmelidir. nk ykandktan sonra ayaklar tekrar yere basmas, suyu zayi etmekten baka bireye yaramaz. 43) Ebu Dvud, bn Mce, (Senabici'den sahih olarak) 44) Deylem, (Ebu Hreyre'den) 45) Nes, (Ukbe b. Amir'den) Kitabu Esrar'it-Tahre/II. Blm 403 Abdest aldktan sonra defa bana, defa sa omuzuna ve defa da sol omuzuna su dker. Sonra n ve arkasn gzelce ovalar. Ban ve sakaln kartrr. (sterse hafif, isterse gr olsun sakaln kklerine suyun yetimesi lzmdr). Kadnlar iin rglerin almas vacib deildir. Ancak suyun, rgler almadka sa kklerine ulamad bilinirse amak mecburiyetindedirler. Bedenindeki deri kvrmlar ve ukur yerleri

yoklamahdr. Gusln arasnda avucunun iini tenasl uzvuna dedirmemeye dikkat etmelidir. Eer gusl esnasnda el tenasl uzvuna deerse ikinci defa abdest yenilenmelidir. Eer guslden evvel abdest alnmsa guslden sonra yeniden abdest almaya lzum yoktur. te abdestin ve gusln snnetleri bunlardr. hiret yolcusuna bu konuda lzm gelen ilim ve ameli zikrettik. Zikrettiimiz meselelerin dnda kalan hususlar ise -duruma ve zamana gre gerekli olanlar- fkh kitaplarndan renilmelidir. Guslde zikrettiimiz meselelerden ikisi farzdr: a. Gusle niyet etmek b. Btn bedeni su ile ykamak Abdestin farz ise altdr: a. Niyet ! b. Yzn ykanmas c. Dirseklere kadar ellerin ykanmas ., d. Mesh denilecek kadar ban meshedilmesi e. Ayaklarn topuklara kadar ykanmas , f Tertip Ara vermeden arka arkaya abdest azalarn ykamak ise vacib deildir.46 Gusl drt eyle vacib olur: a) Meninin k b) Erkek ve kadnn snnet yerlerinin birlemesi c) Hayz d) Nifas (lohusalk) kan Bu drt eyle vacib olann dnda kalan gusller ise snnettir. ki bayramn, cumann, Arafat vakfesine kmann, ihrama girmenin, Mzdelife'ye varmann ve Mekke ehrine girmenin guslleri gibi... 46) Bu hkmler afi mezhebine g 1. Mazmaza 2. stinak 3. Btn bedeni ykamak. Abdestin farzlar da drttr: 1. Yz ykamak 2. Dirseklere kadar elleri ykamak 3. Ban drtte birini meshetmek ve 4. Ayaklan topuklarla beraber ykamak redir. Hanelilerde ise gusln farz tr: 404 hya-i Ulm'id-Din Terikin gnnde yaplan gusl ve veda ziyareti iin yaplan gu-sl de -bir kavle gre- snnet olan gusllerdendir. Bir kfirin, mslman olduunda cnp deilse gusletmesi snnettir. Delinin aklland, shhat bulduu zaman, gassalin ise ly ykadktan sonra gusletmesi snnettir. Bu bakmdan btn bu gusller mstehabdr. (afi mezhebinde snnet, mendub ve mstehab tbirlerinin mns birdir). Teyemmm'n Keyfiyeti Arad halde suyun bulunmad veya suyun bulunduu yerde yrtc hayvan, dmann mevcut olduu veyahut yanndaki suya kendisinin

veya arkadann ihtiyac bulunduu veya bu suyun bakasnn mlk olduu, sahibinin de gnn rayicinden fazla paraya suyu satmak istedii veya azalarnda yara bulunduu, yahut da hasta olduu, suyu kulland takdirde azasnn zarara uramasnn mmkn olduu veya hastalnn iddetleneceini zannettii hallerde, kii bu engellerle beraber farz namazn vakti girinceye kadar sabretmelidir. Sonra zerinde toprak olan temiz yere -ki orada bulunan toprak da temiz, hlis ve yumuak olmaldr -gider. Parmaklarn bititirerek ellerini o topraa vurup bir defasyla yzn mesheder. Yzn meshederken namaz klmaya niyet etmelidir. Kii ister sakal hafif, isterse gr olsun, topra, su gibi kllarn kkne ulatrmakla mkellef deildir. Ancak yznn derisini tamamen toz ile meshetmeye gayret gstermelidir. Bu ise bir tek dokunu ile hsl olur. nk yzn eni iki elin eninden fazla deildir. Btn yzn meshedilmesinde zann- galip kfidir. Kii yzn meshettikten sonra yzn karr, ikinci bir defa ellerini topraa vurur, parmaklarnn arasn aar. Sonra sa elin parmaklarnn arkasn sol elin parmaklarnn i ksmna koyar. (Parmak ularnn iki elinin ehadet parmaklarndan amamas arttr). Sonra sol elini koyduu yerden yava yava bilek istikametinde sa elin dirseine kadar gtrr. Dirsekte sol elin ayasyla sa kolun i ksmn tutar ve bylece elin bileine kadar getirir. (Sol elin ba parmann i ksmn, sa elin ba parmann arkasna srtmeli ve sonra ayn eyi sa el ile sol kola yapmaldr). Sonra ellerini mesheder, parmaklarnn arasn hilller. Bundan gaye bir dokunu ile iki kolu dirseklere kadar tamamen toprakla meshetmektir. Eer bunu yapmak zor gelirse iki veya daha fazla dokunula kollarn meshedilmesinde beis yoktur. Kii teyemmm ile bir farz kldktan sonra istedii kadar nafile namaz klabilir. Eer iki farz cern-i takdim (birinci namazn vaktinde klmak) veya cem-i tehir (ikinci namazn vaktinde klmak zere birinci namaz tehir) ederek bir arada klarsa, ikinci farz iin ikinci bir defa teyemmm etmesi lzmdr. te bylece her farz olan namaz iin ayr teyemmm yapmak lzmdr. (Hanefilere gre hkm daha farkldr). Allah en dorusunu bilir! NC BLM Bedenden kan Ter ve Dier Teiniz frazatlar Temiz maddeler iki ksma ayrlr: a. Hariten gelenler b. Bedenin paralar I. KISIM Birinci ksm, kir ve kirlere iltihak eden beden nemlerdir. Bunlar da kendi aralarnda sekiz ksma ayrlr: 1. Ban salarnda toplanan kir ve bittir. Salar yalamak, taramak ve ykamak suretiyle kirden ve bitten temizlenmek mstehabdr. Bir de ykanmak, taranmak ve yalanmakla dank salar intizama sokulur. Nitekim Hz. Peygamber: San yalar, arada srada da tarard. Ashb- Kirm'a da 'Arada srada salarnz yalayn (Ve tarayn)' derdi.47 Kimin sa varsa sann bakmn yapsn!

Bir ara sa darmadank, sakal tozdan ve bakmszlktan keelemi birisi Hz. Peygamberin huzuruna girdi. Bu vaziyet karsnda Hz. Peygamber .Siki Tr ;s'^.\ ji; :ji J :^i , 'S^._ 'j>'> 'J+1 ir 'Bu adamn, salarn yumuatacak kadar ya yok mu?' dedikten sonra yle devam etti: 'eytan gibi yanma giriyor'.48 2. Kulan kvrmlarnda toplanan kirdir. Kulan meshedilmesi, kulan grnr ksmlarnda ve kulak kepesinin derinliklerindeki kirlerin silinmesi demektir. Bu bakmdan hamamdan karken, kulak zarn incitmeyecek ekilde, kulan kvrmlar temizlenmelidir. Zira kulakta kirin birikmesi, ou zaman duyma hassasn dumura uratr. 47) bn Salh, byle bir hadse rastlamadm, mam Nevev de mruf olmadm sylemektedir. Kr. Ebu Dvud, Tirmiz ve Nes, (Abdullah b. Mugaffel'den) 48) Ebu Dvud, Tirmiz, Nes ve bn Hibban, (Cbir'den hasen bir isnadla). Allah Rasl, kiinin klk kyafetinin perianln eytana benzetmitir. Zira Araplarn perianlkta ifrat derecesine kaan bir eyi eytana benzetmek deti vard. Yoksa Hz. Peygamber, mna ve hakkat bakmndan hibir mmini eytana benzetmez. 406 hya-i Ulm'id-Din 3. Burunun iinde, sama soluna yaparak katlaan kirlerdir. Bunlar smkrmek ve abdest alrken buruna su almak suretiyle gidermek lzmdr. 4. Dilerde ve dilin ucunda toplanan kir ve sarlklar. Bunlar da daha nce zikrettiimiz gibi misvak kullanmak ve abdest alrken aza su vermek suretiyle temizlenir. 5. Sakalda, taranmad ve yalanmad takdirde biriken kirler ve bitlerdir. Bunlar ykanmak ve taranmakla giderilir. Mehur bir rivayette yle denilmektedir: /** j> or Hz. Peygamber taran ve aynasn -ne seferde, ne de hazerdeyanndan ayrmazd.49 Hz. Peygamber, gnde iki defa sakaln tarard.50 Raslullahn sakal gr ve skt.51 Hz. Ebu Bekir'in sakal da yleydi. Hz. Osman'n sakal ince ve uzun, Hz. Ali'ninki de kuca dolduracak derecede enliydi. Yukarda geen hadsten daha garib olan bir hads-i erifte ie validemiz yle buyuruyor: 'Bir cemaat Raslullah'n kapsnda topland. Raslullah'n onlarn yanna karken su kabna eildiini, ban ve sakaln dzelttiini grnce dedim ki: 'Ey Allah'n Rasl! Sen de mi byle yapyorsun?' Bu szme karlk olarak Allah'n Rasl u cevab verdi: Evet, Allah Tel, kulunun, arkadalarn st ba intizaml olduu halde karlamasn sever.52 Cahil kii, ok zaman Raslullah'n ban ve san dzeltip de ziyaretileri karlamasn belki de zahirini insanlara ssl

olarak gstermek istediine hamleder. nk cahilin nazarnda Raslullah'n ahlk bakalarnn ahlkna kyas edilir. Zira cahil, melekleri demircilere benzetir. Halbuki iki snfn arasnda ok uzun mesafeler vardr. Hz. Peygamber, halk dine davet etmekle vazifeliydi. Durumunu davet edenlerin kalbinde yceltmek onun vazifeleri arasndayd. Bylece davet edilenlerin nefisleri, kendisini zahir perianlk ve kirden dolay hor karlamasn, kk grp nefretlerini mucip olmasn diye Hz. Peygamber suretini, sreti gibi onlarn gzlerine gzel gsterirdi. Zira byle yapmasayd, mnafklar, slm'a davet edilenlerin nefretini bu cepheden tahrik ederlerdi. Raslullah'n bu hareketinin taklidini yapmak 49) bn Thir, (Ebu Said'den); Tabern, (Hz. Aie'den zayf hiv senedle). 50) Hads bu lfzla varid olmamtr. Ancak Th'miz'nin emil'de zikrettii bir hadste u cmle gemektedir: 'Hz. Peygamber sakaln oka tarard'. 51)Tirmiz, email, (Hind b. Eb Hle'den); Ebu Nuaym, Delil'unNbvve, (Hz. Ali'den) 52) bn Adiyy; (hadsin mnker olduunu sylemitir). Kitabu Esrar'it-Tahre/III. Blm 407 halk slm'a davet eden bir lime vcibdir; yani dveti, halkn nefretini mucib olan d grnn mmkn olduu kadar zapt u rapt altna alarak dzeltmelidir. Byle eylerde niyete baklr. Bunu yapann niyet ve maksadna gre hkm deiir. (Eer niyeti ss ve bbrlenmek ise bu bir felkettir. Eer niyeti kendisini kk drmemek ve dvasn kabul ettirmek ise o zaman beis yoktur). Bu bakmdan bu gaye ile sslenmek gzeldir. Hatta nefsine ve dnyaya kymet vermiyor mnsna gelsin diye san sakaln kartrp taramayan da byk bir tehlikeye girmi demektir. Fakat sa ve sakal taramaktan daha nemli vazifelerle megul olduu iin onlara bakmaya vakit bulamyorsa, o zaman hareketi gzeldir. Bunlar Allah ile kul arasndaki btn hallerdir. Bunlar murakabe eden Allah (c.c) basrdir. En ince noktasna kadar hepsini bilir ve grr. Onu aldatmaya ve artmaya kalkan, kendisini aldatmaktan baka bir neticeye varamaz! Halkn dikkatini ekmek iin bu ileri det edinen nice cahiller vardr. Hem kendilerini hem de bakalarn kandrmaya kalkrlar. Gayelerinin 'hayr yapmak' olduunu iddia ederler. limlerden kymetli elbise giyen bir grubu grrsn ki 'Gayemiz bid'atlarn ve mcadelecilerin burnunu krmak ve bylece Allah'a yaklamaktr' derler. Bu iddialarn doru olup olmad, btn gizlilerin su yzne kt ve mezardaki toprak zerrelerine dnen varlklarn diriltilip hare gnderildii, kalplerdeki niyetlerin aka kulun yzne vurulduu gnde belli olacaktr. te o zaman, saf altn sahtesinden ayrt edilecektir. Byk duruma gnnde mahcubiyetten Allah'a snrz! 6. Parmak kvrmlarnda toplanan kirlerdir. Asr- saadetten evvel Araplar, yemekten sonra el ykamay det edinmedikleri iin, parmak kvrmlarn ykamyorlard ve bylece o kvrmlarda bol

kir toplanmaktayd. Ne zaman ki Hz. Peygamber, Allah'n eriatyla gnderildi, onlara parmaklarnn kvrmlarn ykamay emir buyurdu.53 7. Parmak ular ile trnaklarn altndaki kirlerdir. Hz. Peygamber, mslmanlara, parmak ular ile trnaklarnn altndaki kiri temizlemeyi emretti.54 nk Araplar her zaman ellerine makas geip de onunla trnaklarn kesmeye frsat bulamazlard. Bu bakmdan trnaklar uzar, altlar kirle dolard. Bunun zerine Hz. Peygamber belirli vakitlerde trnaklarn kesilmesini emretti. Bylece koltuklarn ve kasklarn temizlenmesini de krk gn olarak tesbit etti.55 Fakat trnaklarn altnda kirin krk gn kalmasna Hz. Peygamber msamaha etmedi. O mddet zarfnda trnaklarn altnda biriken kirin herhangi bir vasta ile kartlmasn emretti.56 53) Hkim-i Tirmiz, Nevadr, (Abdullah b. Bir'den) 54) mam Ahmed, (bn Abbas'tan) 55) Mslim, (Enes'ten) 56) Tabern, (Vabise b. Said'den) 408 409 Bir ara Hz. Peygambere vahiy ge gelmiti. Cebrail (a.s) vahyi getirdii zaman (Hz. Peygamber, Cebrail'e yle sordu): 'Neden ge geldin?' Cebrail 'Siz parmaklarnzn kvrmlarn ykamyor, parmaklarnzn ucunu temizlemiyor ve dilerinizin kirini de misvak kullanmak suretiyle gidermiyorsunuz. O halde biz melekler sizin zerinize nasl inebiliriz? mmetine bunlar yapmay emret' dedi.57 f kelimesi trnak altndaki kir, Tf kelimesi de kulak kiri demek olduuna gre Allah Tel'nn 'Sakn onlara f bile deme' (sra/23) ayetinin mns, 'Onlar, trnaklarnn altndaki kiri temizlemek suretiyle taciz etme' demektir. Baz kimseler de ayete u mny vermilerdir: 'Trnaklarnn altndaki kirden ciz olduun gibi anne-babann yknden ciz olma'. 8. Terden ve yerden kalkan tozlardan beden zerinde biriken kirlerdir. Bu kirleri ancak hamam giderir. Bu kiri gidermek iin hamama gitmekte herhangi bir beis yoktur. Hz. Peygamberin yce sahableri am ehrinin hamamlarna girmitir. Hatta onlardan bazlar 'Evlerin en iyisi hamamdr. Bedenin kirini temizler ve insana cehennemi hatrlatr' demilerdir. Bu rivayet, Ebu Derda ve Ebu Eyyb el-Ensr'den (r.a) nakledilmektedir. Bazlar da 'Evlerin en kts hamamdr. Avretini gsterir, hayay da siler' buyurmutur. Bu zikrettiimiz szler, hamamn fetini belirtmek iindir. Daha evvelki sz ise, hamamn fazileti hakkndadr. Bu bakmdan hamamn afetinden korunmak artyla ondan istifade etmeye almakta beis yoktur. Fakat u kadar var ki hamama giren bir kimsenin snnet ve vcib olmak zere kendi avreti hakknda iki, bakasmnki hakknda da iki olmak zere drt vazifesi vardr. Kendi avreti hakknda vcib olan vazifeleri unlardr: a) Avret mahallini bakasnn gzlerinden korumak. b) Avret mahalline bakasnn dokunmasna izin vermemek.

Bu bakmdan kii avret mahallini ykamasn ve kirlerinin giderilmesini kendi eliyle yapmaldr. Baldrlarn, gbeinden kasklarna kadar olan ksmn keseletmemelidir. n ve arka deliklerinin hricinde kalan dier yerlerin temizlenmesi iin keseletmekte iki ihtimal mevcuttur. (Bir ihtimale gre hell, dierine gre haramdr) Fakat kyasa en uygun fetvaya gre 'haram'dr. nk n ve arka deliklere dokunulmas haramlk hususunda bakmaya kyas edilir. Oralara bakmak nasl haramsa, dokunmak da haramdr. Bu bakmdan avret mahallinin dier ksmlarnn da byle olmas gerekir; yani baldrlar da bu hkme dahil olmaldr. Bakasnn avreti hakkndaki vacib olan iki vazife de unlardr: a) Avret yerine bakmaktan saknmak. b) Avret sahibine avretini amamasn emretmek. nk eriata muhalif ve mnker bir eyi gren mslman, onu yasaklamak mecburiyetindedir. Bu bakmdan bunu sylemek de hamama giren bir insana farz olur. Ama kar tarafn onun szn kabul etmemesi halinde kendisinden mesuliyet kalkar. Dvlmekten, hakarete uramaktan veya kt bir hdiseden korkarsa susmay tercih edebilir. Bu bakmdan haram ileyen bir kiiyi, ikinci bir haram ilemeye srkleyici bir harekette bulunmak hibir mslmana yakan bir fiil deildir. Kiinin 'Ben ne syleyeceini bilmiyorum. Biliyorum ki szm fayda vermez ve o insan benim szmle amel etmez' sz meru bir mazeret deildir. Aksine daha nce sylediimiz mahzurlar szkonusu deilse avret mahallini aan bir kimseyi mutlaka ikaz etmek gerekir. Zira insanolunun kalbi, ho grlmeyen hareketinden tr, bazen mteessir olup ibret alr. Gnahkarlndan tr aypland zaman, o gnh brakmak uuruna sahip olmas da ihtimal dahilindedir. Yaplan itiraz, gnah onun gznde irkin gsterir ve nefsini o gnahtan nefret ettirir. Bu bakmdan nasihatin terkedilmesi caiz deildir. te bu srra binaen bu zamanda hamama girmemek daha ihtiyatl bir hareket saylmtr ve daha dorudur. Zira u zamanda avret yerlerinin almad bir hamam tasavvur edilemez gibidir. Bilhassa gbek ile kask st arasndaki yer daha fazla alr. Zira halk, bu yerleri avretten saymamaktadr. Halbuki eriat, bu aray da avret mahalli olarak kabul ve avretin hududu iine dahil etmitir. te bunun iin hamam tamamen terketmek veya sadece cret mukabilinde boalttktan sonra hamama gitmek mstehab olmutur. Bir el-Haf 'Bir dirhemi olup da bununla hamam boaltmayan kii ne de kat kalpli bir kimsedir' demitir. bn mer'in hamamda oturduunu, yzn duvara evirdiini ve gzlerini bir bezle baladn grenler olmutur. Baz limler 'Hamama gitmekte beis yoktur. Fakat iki petemal kullanmak artyla... Biri avret yeri iin, ikincisi de baa rtmek, gzleri haram baktan korumak iin!' demilerdir. Hamama Girmenin Snnetleri

1. Niyyet sahih olmaldr. Sadece dnyann geici kirlerini temizlemek iin olmad gibi, nefsin hevasna tbi olarak da hamama girmemelidir. 57) mam Ahmed, (bn Abbas'tan) 410 hya-i Ulm'id-Din Kitabu Esrar'it-Tahre/III. Blm 411 Sadece, namaz sslemek iin ve dinen sevimli olan nezafeti yerine getirmek kastyla hamama girmelidir. 2. Hamama girmeden nce hamamcnn cretini vermelidir. nk hamamda ne kadar su harcanaca mehul olduu gibi, hamam sahibinin bekledii cret de mehuldr. Bu bakmdan bata creti vermek iki cretten birisinin mehuliyetini ortadan kaldrmak demektir. Bylece hamam sahibinin de kalbi mutmain olur.58 3. Hamama sol ayayla girmelidir. 4. 'Bismillhirrahmnirrahim, ezubillahi min'er-rics'in-necesi el-ha-bis'il-muhabbes e-eytan'ir-racim' (Rahman ve rahm olan Allah'n adna snarak hamama giriyorum. Allah'n rahmetinden kovulmu, habis ve habasetin girdabna daldrlm necis eytann errinden Allah'a snrm) demelidir. 5. Tenha bir zamanda girmeli veya kii hamam cretini tamamen zerine alp hamam ahsna tahsis ettirmelidiir. nk eer hamamda dindarlardan baka hi kimse yoksa ve orada bulunan dindarlar, avret yerlerini gstermedikleri gibi bakasnn avret mahallerine de bakmasalar bile avret yerinin dnda kalan plak bedene bakmakta hayaszlk kokusu olduu iin insana avret yerlerine bakmay hatrlatmaktadr. Bir de insan, hareket esnasnda avret yerlerinin almamasndan emin olamaz. Aya petemaln bir tarafna taklr, petemal syrlr, istemedii halde bakasnn avret yerine bakmak durumunda kalabilir. te bu srra binaen bn mer (r.a) hamama girdii zaman, gzlerini bir bezle smsk balard. 6. Hamama girerken omuzlar ykanmaldr. 7. Hamama girer girmez en scak terletme yerine -darda terlemeyince- girmemelidir. 8. htiyatan fazla su sarfetmemelidir. nk rf ve det karinesiyle hamama giren kii ancak ihtiyac kadar su sarfetmek durumundadr. Eer ihtiyatan fazla suyu sarfedeceine hamam sahibi vakf olursa, mutlaka bu houna gitmez. Hele scak su... Zira scak suda hem klfet vardr ve hem de suyu o hale getirmek iin fazlaca para sarfedilmitir. 9. Hamamn hararetiyle cehennem hararetini hatrlamaldr. Kii kendisini bir saat scak kabinede hapsedilmi farzetmeli ve onu cehenneme kyas edip ibret almaldr. nk hamamn terletme kabinesi cehenneme en fazla benzeyen yerdir. Altnda ate, stnde karanlk. Allah Tel'dan bu biimde olan cehennemden bizi korumasn dileriz. Akll bir kimse, yalnz hamamda deil, belki her yerde, her an iin hireti hatrlamaktan gafil olmamaldr. nk onun son varaca yer ahirettir. Bu bakmdan hamama giren bir kii, hamamda grd scak su, ate ve

baka eylerden ibret alp istifade etmelidir. Her kii himmeti ve anlay nisbetinde bakp grdklerini deerlendirir. Szgelimi bir bezzaz (kuma satcs), bir marangoz, bir duvar ustas ve bir dokumac dayal-deli bir eve girerler. Onlarn ne yaptklarna baktnda grrsn ki bezzaz sergilere (hallaraperdelere) bakp, ka para edeceklerini hesap eder. Dokumac nasl dokuduklarn, marangoz ise, tavanlara bakarak terkiplerinin keyfiyetini, usta ise duvarlara bakp kuvvetli ve mstakim olduklarn dnr. te bunlar gibi hiret yolcusu da her grd eyi hirette fayda verici, hatrlatc ve nasihat edici bir ekilde kabul ederek tedkik eder. Belki hiret yolcusu herhangi bireye bakt zaman, Allah Tel ona ibret almak yolunu aar. Siyaha bakt zaman kabrin karanln hatrlar. Ylana bakt zaman cehennem ylanlarn dnr. irkin bir surete bakt zaman cehennem zebanilerini, kabirdeki Nekir ve Mnker'i tefekkr eder. Dehetli bir ses iittii zaman srafil'in Srunu hatrlar. Gzel birey grdnde cennetin nimetlerini dnr. Red veya kabul anlamna gelen bir kelimeyi arda veya bir evde iittii zaman, hesaptan sonra red veya kabul olunacann sonucu kendisine grnmeye balar. Bu durumlarn akll bir kimsenin kalbine galip gelmesi en mnasip harekettir. Zira akll bir kimseyi hiretten, ancak dnyann nemli meseleleri evirebilir. Bu bakmdan kii dnyada kalaca zaman hiretteki sreye nisbet ettiinde dnyay hakir grmeye balar. Tabidir ki kalbi gaflete dalmayan ve basireti kr olmayanlar iin durum byledir. 10. Hamama girerken hi kimseye selm vermemelidir. Kendisine de hamamda selm verildii takdirde kii 'selm' lfzn sylemek suretiyle cevap vermemelidir. Eer bakas, verilen selm cevaplandrrsa skt etmelidir. (nk selm, Allah'n yce isimlerinden biridir. O yce ismi byle yerlerde zikretmek azametine uygun dmez). sterse selm verene 'Allah senin gnahlarn ve hastalklarn gidersin' demek suretiyle cevap verebilir. Hamama giren bir insann hamamda bulunan bir kimse tarafndan elinin sklmasnda, 'Allah sana afiyet versin' demek suretiyle dua etmesinde bir beis yoktur.59 Hamamn dabndan biri de hamamda ok konumamak ve aktan Kur'an okumamaktr. Terleme kabinesine girmek zereyken aka 'Ezubillahi min'e-eytan'ir-racim' demekte beis yoktur. Akam ve yats arasnda ve gne batmak zereyken hamama girmek mekruhtur. nk o vakitler eytanlarn dalp vazife yapacaklar nlardr. Bedeni bakasna keseletmekte beis yoktur. Yusuf b. Esbat'n byle yaptrd naklolunmaktadr. Deniliyor ki bu zat, lmnden nce arkadalarndan olmayan bir kimsenin kendisini ykamasn vasiyet ederek, 58) Bu, mellifin dnemine ilikin bir keyfiyettir. 59) Bu dua yaplrken Allah lafz gizli sylenmelidir. 412 hya-i Ulm'id-Din

'O, beni bir defa hamamda kese yapmt. Bu bakmdan ben onu sevindirecek bir mkfat ile taltif etmek istiyordum. Benim cenazemi ykamakla sevineceini kesinlikle biliyorum' dedi. Hamamda bakasna kese yaptrmann caiz olduuna, u rivayet de dellet etmektedir: Hz. Peygamber seferlerinden birinde bir yerde konaklad. Konaklad o yerde yzst yatarak mbarek srtn siyah bir kleye ovdurdu. Rvi diyor ki, ben 'Ey Allah'n Rasl! Bu da nedir?' diye sorunca Raslullah (s.a) 'Deve beni sarst da ondan ovduruyorum' diye cevap verdi.60 Kii ykandktan sonra bu nimete kar Allah Tel'ya kretmelidir. 'K mevsiminde scak su gzel nimetlerdendir' denilmitir. bn mer de 'Hamam, sonradan icat edilen nimetlerdendir' demitir. (Kask kllarn drmek iin kullanlan ve) Nevre denilen maddeyi srdkten sonra hamama girmenin, insan czzam hastalndan koruduu sylenilmitir. Yine 'Ayda bir defa nevre 'yi kullanmak, harareti sndrr, rengi parlatr ve cima kuvvetini gelitirir' denilmitir. 'K mevsiminde, hamamda ayakta bevletmek, bir il imekten daha faydaldr' denilmitir.61 Deniliyor ki: 'Yaz mevsiminde hamamdan sonra uyumak, il imekle eittir. Hamamdan knca ayaklar souk su ile ykamak, insan Nekres denilen hastalktan korur'. Hamamdan karken baa souk su dkmek veya souk su imek mekruhtur. (Zira iddetli ba arsna sebep olduunu tesbit etmilerdir). Buraya kadar sylediklerimiz erkekler iindir. Kadnlara gelince, Hz. Peygamber (s.a) yle buyurmutur: Evinde banyosu olduu halde eine hamama gitmek iin izin vermek mslman bir erkee hell deildir.62 Halk arasnda mehur olan bir hads-i erifte yle buyurulur: 60) Tabern, Evsat, (Hz. mer'den zayf bir senedle) 61) Ayakta bevletmek, oturarak bevletmekten daha hayrldr. Fakat ayakta bevleden kimsenin, avret mahallini halka gstermemesi, mecbur kalmadka bevletmemesi, terkedilmi bir yer aramas ve zerine sratmamas gerekir. (Zebd, thaf s-Saade, III/406) 62) Nes ve Hkim Kitabu Esrar'it-Tahre/III. Blm 413 Erkeklere petemalsiz hamama girmek haramdr. Lohusa ve hasta kadnlar hari, kadnlara da hamama gitmek haramdr.63 ie validemiz hastalndan tr bir defa hamama gitmitir. Eer kadn zaruret sebebiyle hamama girmise mutlaka bandan ayak topuklarna kadar inen bir petemala brnmelidir. Erkein, hanmna hamam creti vermesi mekruhtur. Zira eine hamam creti vermek suretiyle onu mekruha sevketmek hususunda kendisine yardmc olmu olur. Bu bakmdan keraheti irtikb eden kimse manen sorumlu saylr. II. KISIM ikinci ksm da bedende kan sekiz eydir. Bunlar srasyla yledir.

1. Salar Temizlik iin sa tra etmekte beis yoktur. San temizliine -yalamak ve taramak suretiyle- riayet edebilecek bir kimse iin sa brakmakta da beis yoktur. Ancak kt itiyadl kimselerin detleri gibi sann bir ksmn kesip bir ksmn brakrsa o zaman mesele deiir veya Ehl-i Beyt gibi, sam rgler halinde brakrsa o zaman da mahzurludur. nk bu ekilde sa brakmak halk arasnda Ehl-i Beycin iar olmutur. Bu bakmdan Ehl-i Beyt'ten olmayan bir kimsenin bu ekilde san brakmas karkla meydan verir. 2. Byklar Hz. Peygamber (s.a) yle buyurmutur: Byklarnz ksaltnz. Sakallarnz uzatnz.64 Hadsin dier bir rivayetinde cezz tbiri, baka bir rivayetinde de huffu'-evarbe va'fu'l-lha eklindedir; yani byklarnzn nlerinden almak suretiyle dudaklarn kenarlarna kaydrnz, sakallarnz ise salnz. Nitekim Hu/f unun mns "bireyin etrafn sarmak' demektir. Bu kelimenin bu mnya geldiini u ayet desteklemektedir: 63) Nes ve Hkim, (Cbir'den) 64) Buhari ve Mslim, (Ibn mer den) 412 hya-i Ulm'id-Din 'O, beni bir defa hamamda kese yapmt. Bu bakmdan ben onu sevindirecek bir mkfat ile taltif etmek istiyordum. Benim cenazemi ykamakla sevineceini kesinlikle biliyorum' dedi. Hamamda bakasna kese yaptrmann caiz olduuna, u rivayet de dellet etmektedir: 5 Hz. Peygamber seferlerinden birinde bir yerde konaklad. * Konaklad o yerde yzst yatarak mbarek srtn siyah bir kleye ovdurdu. Rvi diyor ki, ben 'Ey Allah'n Rasl! Bu da nedir?' diye sorunca Raslullah (s.a) 'Deve beni sarst da ondan ovduruyorum' diye cevap verdi.60 Kii ykandktan sonra bu nimete kar Allah Tel'ya kretmelidir. 'K mevsiminde scak su gzel nimetlerdendir' denilmitir. Ibn mer de 'Hamam, sonradan icat edilen nimetlerdendir' demitir. (Kask kllarn drmek iin kullanlan ve) Nevre denilen maddeyi srdkten sonra hamama girmenin, insan czzam hastalndan koruduu sylenilmitir. Yine 'Ayda bir defa nevreyi kullanmak, harareti sndrr, rengi parlatr ve cima kuvvetini gelitirir' denilmitir. 'K mevsiminde, hamamda ayakta bevletmek, bir il imekten daha faydaldr' denilmitir.61 Deniliyor ki: "Yaz mevsiminde hamamdan sonra uyumak, il imekle eittir. Hamamdan knca ayaklar souk su ile ykamak, insan Nekres denilen hastalktan korur'.

Hamamdan karken baa souk su dkmek veya souk su imek mekruhtur. (Zira iddetli ba arsna sebep olduunu tesbit etmilerdir). Buraya kadar sylediklerimiz erkekler iindir. Kadnlara gelince, Hz. Peygamber (s.a) yle buyurmutur: r Evinde banyosu olduu halde eine hamama gitmek iin izin vermek mslman bir erkee hell deildir.62 Halk arasnda mehur olan bir hads-i erifte yle buyurulur: 60) Tabern, Bvsat, (Hz. mer'den Kitabu Esrar'it-Tahre/III. Blm 413 -i j'p JiJi- }\'j ' a y t'_-^AJ Erkeklere petemalsiz hamama girmek haramdr. Lohusa ve hasta kadnlar hari, kadnlara da hamama gitmek haramdr.63 ie validemiz hastalndan tr bir defa hamama gitmitir. Eer kadn zaruret sebebiyle hamama girmise mutlaka bandan ayak topuklarna kadar inen bir petemala brnmelidir. Erkein, hanmna hamam creti vermesi mekruhtur. Zira eine hamam creti vermek suretiyle onu mekruha sevketmek hususunda kendisine yardmc olmu olur. Bu bakmdan keraheti irtikb eden kimse manen sorumlu saylr. II. KISIM ikinci ksm da bedende kan sekiz eydir. Bunlar srasyla yledir. 1. Salar Temizlik iin sa tra etmekte beis yoktur. San temizliine -yalamak ve taramak suretiyle- riayet edebilecek bir kimse iin sa brakmakta da beis yoktur. Ancak kt itiyadl kimselerin detleri gibi sann bir ksmn kesip bir ksmn brakrsa o zaman mesele deiir veya Ehl-i Beyt gibi, san rgler halinde brakrsa o zaman da mahzurludur. nk bu ekilde sa brakmak halk arasnda Ehl-i Beycin iar olmutur. Bu bakmdan Ehl-i Beyt'ten olmayan bir kimsenin bu ekilde san brakmas karkla meydan verir. 2. Byklar Hz. Peygamber (s.a) yle buyurmutur: \il\ L)'yt^\ \yJ- :'/-\ -kii J>) tC>j\'^\ \ '\ JJ Jij t^J^1 *J^" Byklarnz ksaltnz. Sakallarnz uzatnz.64 Hadsin dier bir rivayetinde cezzu tbiri, baka bir rivayetinde de hffu'-evarbe va'fu'l-lha eklindedir; yani byklarnzn nlerinden almak suretiyle dudaklarn kenarlarna kaydrnz, sakallarnz ise salnz. Nitekim Huffurmn mns Tsireyin etrafn sarmak' demektir. Bu kelimenin bu mnya geldiini u ayet desteklemektedir: 63) Nes ve Hkim, (Cbir'den) 64) Buhari ve Mslim, (Ibn Omerden) 414

Bir de melekleri grrsn ki rablerinin hamdiyle tebih ederek arn etrafn kuatmlardr.(Zmer/75) Hadsin dier bir rivayetinde byklarn tamamn makaslamak suretiyle ksaltmak mnsn ifade eden ve Huffu tbirinden daha mbalal olan Ahfu tabiri de vrid olmutur. Ihfa kknden gelen bu fiilin, tamamn ksaltmak mnsn ifade ettiine delil olarak u ayet gsterilebilir: Eer sizden mallarnzn hepsini ister de sizi plak brakacak olursa cimrilik edip vermezsiniz. (Muhammed/37) Byklarn dipten tra edilmesine gelince, hadste byle bir husus vrid olmamtr. (mam Mlik, by dipten tra edenlerin tedib edilmesini emreder ve ayn zamanda byklar makasla stten ksaltmay da kerih grrd.) Dipten tra etmeye yakn olan stten makaslamak ise, Hz. Peygamber'in sahablerinden nakledilmitir. Tbin-i Kiramdan bir zat, byklarn makasla ksaltan birini grdnde 'Bana Allah Rasl'nn ashabn hatrlattn' demitir. Mugre b. 'be (r.a)65 yle buyurmutur: Byklarn ularn uzatmakta beis yoktur. Hz. mer ve baka sahab-ler byklarnn ularn uzatmlardr. nk byklarn ular ne insann azn kapatr ve ne de yemein kalntlar kllarn iinde kalr. Zira yemek, byk ularna yetiempz. Raslullah'n - "... , '.. 'Sakallarnz affedin' demesi uzatn anlamndadr, -ls**^ S*; Bir hadste yle buyurulmaktadr: Yahudiler byklarn uzatyor sakallarn ksaltyorlar. Sizler ise, yahudilere muhalefet edin!67 65) Sakif kabilesine mensuptur. Hudeybiye'de bulunmutur. Kfe valilii yapmtr. H. 50 ylnda vefat etmitir. 66) Ebu Dvud, Nes ve Tirmizf 415 Baz limler byk ularnn tra edilmesine mekruh demiler ve bunu bid'at saymlardr. 3. Koltuk Kllar Koltuk kllarn en fazla krk gnde bir defa yolmak mstehabdr. Balangta koltuk kllarn yolmaya alanlar iin krk gnde bir defa yolmak kolay gelir. Koltuk altlarn tra etmeyi det edinenler iin tra etmek kfidir. nk yolmakta zahmet ve actma vardr. Gaye de temizliktir ve bu temizlik tra ile de elde edilir. 4. Kask Kllar Kask kllarn tra etmek veya Nevre denilen maddeyi kullanmak suretiyle kaztmak mustahabtr. En fazla krk gn gememek en uygun harekettir. 5. Trnaklar

Trnaklar kesmek mstehabtr. nk trnaklar uzad takdirde irkin grnrler ve altlarnda kirler toplanmaya balar. Hz. Peygamber (s.a) yle buyurmutur: Ey Ebu Hreyre! Trnaklarn kes! Zira uzayan trnaklarn zerinde eytan oturuyor.68 Uzayan trnan altnda kir varsa, o kir abdestin sahih olmasna mni olmaz. nk bu, suyun szmasna mni deildir. Bir de insanolunun almaya olan ihtiyacndan tr kir hakknda kolaylk gsterilmitir. Hele erkeklerin trnaklar altnda bulunan kirler... Hatta kyllerin ve bedevilerin el ve ayak stlerinde ve kvrmlarnda toplanan kirler... Hz. Peygamber kirli grd trnaklar kesmelerini emrederek kirlerin trnak altnda toplanmasna kzar ve fakat hi kimseye "Namazn iade et!' diye emir vermezdi. Namazn iade edilmesini sylese bile, bu szn mns 'Namazn olmad iin yeniden kl!' demek deildir. Aksine bu szn altnda baka bir maksat yatmaktadr ki o da szkonusu kimseleri kirli olmaktan alkoymak ve kurtarmaktr. Hibir kitapta trnak kesiminin tertibi hakknda rivayet edilmi bir hadse tesadf etmedim. Ancak iittiime gre, Hz. Peygamber (s.a) sa elinin ehadet parmandan balar, o elinin ba parmanda trnak kesmeyi sona erdirirmi; sol elinin ise sere parmandan balar, ba parmanda bitirirmi... Bu rivayeti tedkik ederek dndm zaman Mehur kavle gre, sakallan ksaltmak, byklan uzatmak ehli kitab'n deil, mecuslerin detidir. Nitekim bn Hibban sahih bir hadste bn mer'den yle rivayet etmitir: 'Mecusler byklarm uzatrlar, sakallarn da tra ederler. Sizler de onlara muhalefet ediniz'. 68) Hatib, el Cn, (Cbir'den zayf bir senedle): Trnaklarnz kesin. nk eytan et ile trnak arasnda oynap durur'. 416 kalbime u mn geldi: Bu rivayet sahihtir. nk byle bir mn, nbvvet nuru olmasa insanoluna kefonulamaz. Basiret sahibi lim kiiye gelince, onun gayesi Raslullah'tan kendisine naklolunan fiili akl delille takviye etmektir. Bu bakmdan bu hususta bana grnen hakikat udur: El ve ayak trnaklarnn kesilmesi mutlaka gereklidir. El, ayaktan daha erefli olduu iin elden balamaldr. Sa, soldan daha erefli olduu iin sa elden balamaldr. Sa elde be parmak vardr. Onlarn en ereflisi ehadet parmadr. nk ehadet kelimesi sylendiinde parmaklar arasndan ancak onunla Allah'n birliine iaret edilir. ehadet parmandan sonra o parman sana den ortanca parmaktan devam etmek suretiyle trnak kesimini srdrmelidir. nk eriat temizlik ve benzeri ileri sadan balatmay mstehab grmektedir. Eer elin dn yere koyarsak o vakit ba parmak ehadet parmann sanda olmaktadr. Eer elin ayasn yere koyarsak ehadet parmann sandaki parmak ortanca parmaktr. Sonra elin ayas dier elin ayasnn zerine konulduu zaman parmaklar bir daire halini almaktadr. Bu bakmdan daire tertibi ehadet parmann sandan gidip ehadet

parmana tekrar gelmeyi gerektirir. O halde sol elin sere parmandan balayp ba parmanda sonulandrmak ve sa elinin kalm olan ba parmanda bitirmek gerekmektedir. Biz bu durumu, iki elin ayasn kar karya getirmek suretiyle takdir ettik ki trnak kesmekteki sra daha iyi anlalsn. Bylece takdir etmek, ellerden birinin iini dierinin dna veya birinin dn dierinin dna koymaktan daha evldr. nk tabii duru bu iki ekli de gerektirir. Ayak parmaklarna gelince, eer bu hususta nakledilmi bir hads yoksa, kanaatime gre en uygun ekil yledir: Sa ayan sere parmandan balamal, sol ayan sere parmanda sonulandrmaldr. Nitekim ayak parmaklarnn hilllenmesi de byledir. nk el parmaklar hakknda zikrettiimiz mnlar ayaklarda tatbik edilmemektedir. Zira ayaklarda ehadet parma yoktur. Ayan parmaklar ise, yerde dizilmi bir saf gibidir. Bu bakmdan onlarn sandan balanmaldr. Taban taban zerine koymak suretiyle bir yuvarlak halka takdir etmekse tabiata muhalif der. Fakat ellerde mesele deiiktir. Tertip konusundaki bu incelikler, nbvvet nuruyla bir anda insanoluna inkiaf eder. Ancak bu incelikler bizim iin ok zordur. Bizden parmaklarn tertibi hakknda sual sorulsayd, biraz nce beyan ettiimiz ekilde kalbimize ou zaman bu tertib gelmezdi. Fakat Hz. Peygamber'in basiret gzyle grd hkmn ahidliiyle sabit olan ve mnya dikkati eken ve izledii tertibi hatrlamamz sayesinde bu mny elde etmek gayet kolay bir eydir. 417 Sakn Raslullah'm hareket ve fiillerini l, kanun ve tertip d sanp kt bir zanna kaplma! Belki bizim zikrettiimiz ihtiyar ilerin tamamnda insan iki veya daha fazla ksmlar arasnda tereddt edebilir. Belki onu yaptrmaya veya bakasn brakp o ksm semeye zorlayan bir hikmet vardr. Zira mnsz ve tesadf eseri olarak kr krne hareket etmek hayvanlara mahsus bir ahlktr. Hareketleri, mnlarn l ve hikmetlerini zapt u rapt altna almak ise, Allah dostlarnn deti ve seciyesidir. nsanolunun hareket ve iradesi ne kadar intizaml ve baboluktan uzaksa, o nisbette peygamber ve vellerin mertebesine yakndr. Allah'a olan yaknl da daha ak bir ekilde grnr. nk peygambere yakn olan, Allah'a yakndr. Allah'a yakn olann yaknl ise kesindir. O halde yakma yakn olan bakasna nisbetle Allah'a daha yakndr. lerimizin dizgininin heva ve arzular vastasyla eytann elinde olmasndan Allah'a snrz. Hz. Peygamber'in Srme Kullanmas Hareketlerini zapt u rapt altna almak hususunda Hz. Peygamber'in srme kullanmasndan ibret al. Zira Hz. Peygamber'in deti yleydi: O (s.a) sa gzne , sol gzne de iki defa srme eker, sa gz daha erefli olduu iin sadan balard.69

ki gze eit ekilde srme ekmemesi, srmelenmenin tek olmasn istemesinden kaynaklanyordu. nk tek iftten daha faziletlidir. Allah tektir, teki sever. Bu bakmdan kulun hibir fiili Allah'n vasflarndan birine uygun dmekten uzak olmamaldr. stinca talarnn tek olmasnn mstehab olmas da bu hikmetten dolaydr. Srme ekmekte defa ile yetinmedi. Oysa de tektir. Fakat o zaman sol gze bir defa isabet ederdi, bir defa srmek de srmeyi kirpiklerin kklerine kadar tam mansyla ulatrmazd. Sa gze defa srme ekmesine gelince, fazilet tekte olduuna gre, daha stn ve efdl olan saa daha fazla itibar etmek istedi. nk bu hareket adalete daha uygun der. ayet Hz. Peygamber'in sol gzne iki defa srme ekmekle yetindiini syleyecek olursan, derim ki sol gze iki defa srme ekmek zaruri olmutur. Zira her iki gze de tek srd takdirde toplam ift olur. Zira tek adet, teke eklenirse ift olur. Kiinin bir hasletin hkmnde olan fiilin tamamnda tek sayy gzetmesi, tek gze srme ekerek teklemeyi gzetmesinden daha evldr. Fakat herbir gze defa srmenin de bir hikmeti olabilir; zira bu sefer de gzleri abdest azalarna kyas etmi olur. Sahih bir hadste 'Abdest azalarnn her biri defa ykansn!' hkm vrid olmutur. Belki de bunu gzetmek daha evl olur. 69) Tabern, (bn mer'den 2ayf bir senodle) 418 419 Raslullah'n (s.a) hareketlerinde gzettii incelikleri saymaya kalkrsak, konu uzadka uzayacaktr. Bu bakmdan sylemediklerimizi sylediklerimize kyas et. lim kii eriatn btn mnlarna muttali olmad takdirde Raslullah'n vrisi olamaz. limin, Raslullah'a hakik vris olabilmesi iin nbvvet derecesi hari, dier derecelerde Raslullah'a yaklamas gerekir. Raslullah'n kavrad gibi eriat btnyle kavramaldr. Zira miras kazanp elde eden ve elde etmek iin de aba sarfeden mursdir. Vris ise, aba sarfetmeksizin ancak intikal yoluyla mal edinen kimsedir. Bu mnlar, derin srlara nisbeten ok daha kolay olduu halde yine de balangta ancak peygamberler mstakil olarak idrak ederler. Peygamberlerin ikaz olmadan bu mnlar elde etmek mstakil olarak baka kimselere nasip olmaz. Ancak peygamberlerin vrisleri bulunan limler mstesna! 6-7. Gbek Fazlas ve Snnet Srasnda Kesilen Para Gbee gelince, doumun ilk nnda kesilir. Doumun yedinci gnnde snnet ameliyesiyle temizlik yapmak yahudilerin deti olduu iin ocuun geliip biraz kuvvetlenmesine kadar tehir edilmesi, yahudilere muhalefet olmas bakmndan daha iyi bir hareket ve ocuk iin de tehlikesiz ve daha emin bir yoldur. Hz. Peygamber yle buyurmutur.: Snnet ameliyesi erkekler iin snnet-i seniyyedir. Kadnlar iin de bir gzelliktir.70

Kadnlarn snnet ameliyesinde, pek derinden kesmemek daha uygundur. Hz. Peygamber, kadnlar snnet ederken fazla derine giden Umm Atiyye'ye yle demitir: Ey mm Atiyye! Snnet edilen paray stten krp; kkne dek dalma. nk stten krpmak, yze daha fazla su ve kan (gzellik) verir ve koca iin de daha lezzetli olur.71 Hz. Peygamberin kinayesindeki tbirin gzelliine dikkat ediyor musunuz? Nbvvet'in en nemli hedefi olan hiret hayatnn faydalarndan dnya hayatnn fayda ve kolaylklarna kadar uzanan parlak nurlara bir baknz! Bu gne gibi parlak ve gizlileri aka gsteren klar sayesinde mektep-medrese grmeyen Peygamber (s.a) insanlk lemine ynelen bu hdisenin hassasiyetini grerek onun en hassas noktasna iaret bu70) mam Ahmed ve Beyhki, (Ebu Mleyha b. Usame'den zayf bir senedle). Kadnlarn snneti scak blgelerde vakdir. 71) Hkim ve Beyhak, (Dahhak b. Kays'dan); Ebu Dvud, (mm Atiyye'den). Her iki rivayetin senedinde de zaaf vardr. yurmutur. Bu incelikten gaflet eden kimsenin fazlasyla zarar etmesinden korkulur. Nbvvet nuruyla hkmeden bu peygamber-i zin, lemlere rahmet olarak gnderen Allah'n sn ok yce ve byktr. Allah Tel onu din ve dnya ilerini bir arada himmet ve bereketiyle yrtmek iin gndermitir! 8. Sakal Biz bu bahsi en sona braktk ki bu mnasebetle sakal hakknda vrid olan snnetler ve bid'atlerden de bahsedelim. Zira sakalla ilgili snnet ve bid'atlerden bahsetmenin en uygun yeri burasdr. Ulema, sakaln uzunluu meselesinde eitli grler ileri srmtr. Bazlar Tbir tutamdan fazlasnn kesilmesinde beis yoktur' demilerdir. Hz. mer ve tabinden de bir cemaat bu grtedir. Nitekim a'b ve Ibn irin de byle hareket etmeyi gzel grmlerdir. Hasan Basr ve Katade bir tutamdan fazlasn kesmeyi kerih grerek yle demilerdir: "Sakaln bir tutamdan fazlasn krpmamak ve salvermek daha iyidir. nk Hz. Peygamber . Ijj \^\ 'Sakalnz uzatnz'buyurmutur". Eer sakahn her taraftan kesilmek suretiyle krplmas ve yuvarlak bir ekle sokulmas szkonusu ise, bu takdirde Hasan Basr ve Katade'nin gr doru deildir. nk sakal haddinden fazla uzatmak bazen hilkati (sureti) irkinletirip gybetilerin tn etmesine vesile olur. Bu bakmdan bu niyetle byle bir tann nn kesmek iin sakal ksaltmakta hibir beis yoktur. Neh yle buyurmutur: "Akll kiinin uzun sakal brakmasna hayret ediyorum. Neden sakalndan krparak normal hle gelmez. Oysa hereyde ortalama bir yol daha gzeldir. 'Sakal uzadka akl ksalr' sz de herhalde bu hikmete binaen sylenmitir". Fasl Sakal hususunda mekruh olan on ey vardr. Bir ksm dierinden daha fazla mekruhtur. 1. Sakal siyaha boyamak veya kkrt denilen madde ile beyazlatmak. 2. Sakal yolmak. 3. indeki beyaz tyleri temizlemek.

4. Sakal eksiltmek. 5. Sakal, eklemek suretiyle fazlalatrmak. 6. Riya iin sakal taramak. 7. Zahidlik gstermek iin sakal kirli brakmak. 8. Genlikle gururlanmak iin sakaln siyahlna itina gstermek. 9. Yallkla iftihar etmek gayesiyle sakaln beyazlna itina gstermek. 420 10. Bir maksat olmakszn salih kimselere benzemek iin sakal krmzya veya sarya boyamak. A. Sakal Siyaha Boyamak ' Sakal siyaha boyamak Hz. Peygamber'in u hads-i erfiyle yasakf lanmtr: Genlerinizin en hayrls, kendisini ihtiyarlarnza, ihtiyarlarnzn en erlisi de kendisini genlerinize benzetendir.72 Hads metnindeki 'ihtiyarlara benzemek' tbirinden kastedilen mn,; sakaln kllarn beyaza boyamak suretiyle deil, olgunluk ve vekar cihet| tiyledir. *t Sakal siyaha boyamak, cehennem ehlinin knasdr. Sakal siyaha boyamak, kfirlerin boyamasdr.73 Hz. mer'in hilfeti dneminde sa ve sakaln siyaha boyamay det edinen biri evlendi. Boya silindikten sonra beyaz kllar meydana kt. Bunun zerine kadnn yaknlar Hz. mer'e mracaat ederek kandrldklarndan ikayette bulundular. Hz. mer (r.a) nikh feshettii gibi, adam kyasya dvd ve kendisine 'Bu aile halkn, kendini gen gstermek iin beyaz kllarn boyayarak kandrdn' dedi. Allah'n lanetine urayan Firavun'un sa ve sakaln siyaha boyatan ilk kimse olduu rivayet edilmektedir. bn Abbas (r.a) Hz. Peygamber'in yle buyurduunu rivayet etmektedir.: Ahir zamanda siyaha boyanp, kendilerini gvercin yuvasna benzeten bir kavim gelecektir. Bunlar cennetin kokusunu alamayacaklardr.74 B. Sakal Sar ve Krmzya Boyamak Sa ve sakal sar ve krmz ile boyamaya gelince, savalarda kfirlere gen grnmek iin sakal bu ekilde boyamak caizdir. Bu niyetle deil de 72) Tabern, (Vsle'den zayf biv senedle). 73) bn Sa'd, Tabkat, (Amr b. el-As'dan nnkat olarak); Mslim, (Cbir'den): 'Bu grnen beyaz kllar boyatn. Fakat siyah boya vurmaktan saknn'. Hz. Peygamber bu sz Mekke fethinde Ebu Kuhafe'nin beyaz sa ve sakaln grnce sylemitir. 74) Ebu Dvud ve Nes, (bn Abbas'dan kasen olarak) 421 kendini din ehline benzetmek kastyla byle boyanmak ise irkindir. Hz. Peygamber (s.a) yle buyurmutur: *\ "-^

Sar, mslmanlarn, krmz da m'minlerin knasdr.75 Mslmanlar krmz renk iin knay, sar renk iin de kitetn ve halk maddelerini kullanrlard. Alimlerin bazs muharebede siyah boyay da kullanmtr. Eer niyetleri sade dmana gen grnmek ve onlar kor-kutmaksa, siyah boyay kullanmakta da beis yoktur. Nefsin heva ve hevesine uyularak sakal siyah boya ile boyanrsa, byle yapmak dinen zararldr. C. Sakal Beyazlatmak Sakal, yal grnmek kastyla kkrtle beyazlatmaya gelince, kii bu ii bakalarnn hrmetini celbetsin, ahidlii kabul edilsin, ulemadan yapt rivayetlere inanlsn, genlerden daha byk grnsn ve birok meselelerde lim olduu zannedilsin diye yaparsa mekruhtur. Byle bir kimse fazla yaamann insana fazilet verecei zannma kaplyor. Halbuki aldanmaktadr. nk cahiller iin, fazla yaamak cehaleti artrmaktan baka bir eye yaramaz. lim ise, yaa deil baa bakar ve akln semere-sidir. Akl, insanolunun bnyesinde yaratlm bir cevherdir. htiyarlk bu cevhere, gelitirmek bakmndan herhangi bir tesir yapamaz. Cevherinde hamakat bulunan bir kimsenin uzun yaamas sadece kendi hamakatn artrr. Selef-i slihnin yallar, gen limleri takdir eder ve faziletlerini her yerde sylerlerdi. Hz. mer (r.a) gen olan bn Abbas' yal sahablerden stn tutar, meclislerinde, meseleleri onlara deil, bn Abbas'a sorard. bn Abbas (r.a) 'Cenb- Hak bir kuluna ilmi genken ihsan eder. Hayrn tamam genliktedir1 dedikten sonra u ayetleri okumutur: (Kfirler) dediler: 'ittik ki bir gen bunlar ktlyormu ve ad da brahim imi'. (Enbiya/60) Biz sana onlarn haberlerini doru olarak anlatalm. Gerekten bunlar rablerine iman eden birka genti. Biz de onlarn hidayetlerini artrmtk. (Kehf/13) Daha ocukken ona hikmet verdik! (Meryem/12) 75) Tabern ve Hkim, (tbn mer'den). bn Eb Hatim hadsin mnker olduunu sylemitir. 422 423 Enes b. Mlik 'Allah'n Rasl (s.a) vefat ettiinde, sanda da, sakalnda da yirmi ak kl yoktu' buyurduu zaman, dinleyenlerden biri kendisine sorar: 'Ey Ebu Hamza! Nasl olur da Hz. Peygamber'in banda ve sakalnda yirmi ak kl dahi olmaz? Halbuki o yalanmt?' Enes 'Allah Tel onu ak kllarla irkinletirmemitir' der. Soru soran kii 'Ak kllar irkin midir ki?' diye sorunca, Enes 'Sizler ak kllar irkin bulmuyor musunuz?" diye karlk verir. Rivayet olunduuna gre, Yahya b. Eksam yirmibir yanda iken kadlk vazifesiyle grevlendirilir. Kendisini kk yandan tr mahcup etmek isteyen biri, bir mecliste yle bir soru sorar: 'Allah, kad hazretlerinin yardmcs olsun! Kadnn ya katr?' Bu sorunun altndaki mny sezen Yahya, aynen u cevab verir: 'Raslullah, Attab b. Useyd'i (r.a) Mekke'nin emir ve kadlna tayin ettii zaman ya ka idiyse benim yam da o kadar'. Bylece yann kklne itiraz eden kimseyi susturur.76

mam Mlik (r.a) yle demitir: Bir kitapta yle yazldn grdm: 'Sakallar sizi aldatmasn. nk tekenin de sakal vardr'. Ebu Amir b. l yle der: 'Kiiyi uzun boylu, kk kafal ve geni sakall grdn zaman onun ahmak olduunu anla. meyye b. Abdiems olsa dahi!'77 Eyyub es-Sahtiyan78 'Seksen yanda bir ihtiyar grdm. lim renmek iin bir gencin peinden komaktayd' demitir. Ali b. Hseyin79 'Senden nce ilim kime akarsa -o yaa senden kk olsa dahi- ilimde senin imamndr' buyurmutur. 76) Yahya, ayn cevabnda szlerine unu da eklemektedir: 'Ben Hz. Peygamber tarafndan Yemen'e kad olarak gnderilen Muaz b. Cebelden de yalym'. Yahya'nn Attab b. Useyd hakkndaki fikri dorudur. nk o, yirmi yanda iken Mekke kadlna tayin edilmiti. Hz. Muaz hakkndaki sz ise ancak Yahya b. Eb Said el-Ensar ve Mlik b. Eb Htim'in fikrine gre doru olabilir. nk bu zatlara gre Muaz b. Cebel 28 yanda vefat etmitir. Fakat daha kuvvetli bir rivayete gre H. 18 ylnda vebadan 33 yanda iken vefat etmitir. 77) Abdems, Abdimenafn oludur. erefli ve akll olduundan tr Velev ki o olsa bile' denilmitir. Bu sz syleyen Ebu mir, Basra'da kurralarn imam idi. Knyesi Zban (veya Zeban) b. l b. Ammar b. Ayy b. Him b. Hars b. Celheme b. Hacer b. Muaz b. Mlik b. Amr b. Teym'dir. H. 164 senesinde vefat etmitir. 78) smi Kisan, knyesi Ebubekirdir. Basra imamlarndandr. H. 131 senesinde 63 yanda iken vefat etmitir. 79) Knyesi Zeynelbidin Ali b. Hseyin b. Ali b. Ebt Tlib'dir. Ebu Abdullah Muhammed Bkr'n babasdr. Oniki imamdan biridir. Ebu mir b. l'ya 'htiyarlar iin kklerden ilim renmek doru olur mu?' diye soruldua zaman yle buyurmutur: 'Eer cehalet, ihtiyarlar iin kt bir eyse, kendileri iin ilim renmek, kimden olursa iyidir'. Yahya b. Main, Ahmed b. Hanbel'in mam afi'nin katr arkasnda gittiini grnce kendisine 'Ey Ebu Abdullah Tal olan Sfyan'n hadsini terkedip bu gencin arkasnda giderek ondan hads dinlemek nasl oluyor? deyince, mam Hanbel aynen u cevab verir: 'Eer gerei buseydin, sen de katrn br tarafnda yrrdn; zira Sfyan'n ilmi yksekte, elimden kaarsa onu aalarda tutarm. Fakat bu gencin fikirlerini kardm takdirde ne yksekte ve ne de aalarda onu yakalamaya imkn bulamam'. D. Sakaldaki Beyaz Kllar Yolmak htiyar grnmekten kanarak sa ve sakaldaki beyaz kllar yolmak hususuna gelince, Hz. Peygamber (s.a) beyaz kllarn yolunmasn yasaklayarak yle buyurmutur: Onlar mu'minm nurudur.80 htiyar grnmemek iin beyaz kllar yolmak, siyahla boyamak ve knalamak mnsna gelmektedir. Oradaki kerahiyyet illeti burada da geerlidir. Ak kllar Allah'n nurudur. Durup duruken onlardan kanmak, Allah'n nurundan kamak demektir. E. Sakaln Hepsini veya Bir Ksmn Yolmak

Heva ve hevese uyularak aarm kllarn tamamn veya bir ksmn yolmak gibi bir hareket hem mekruh, hem de yaradl bozmak demektir. Alt dudan alt ksmndaki kenarlarn kllarn yolmak bid'attr. Bu ksmlar yolan bir kimse, dil halife mer b. Abdlaziz'in huzurunda ehadette bulunmu, fakat bu bid'at irtikb ettiinden tr ahidlii reddedilmitir. mer b. Hattab ve Medine kads bn Eb Leyla da sakaln yolan bir kimsenin ahidliini kabul etmemitir. Tyszlere benzemek iin, sakallarn ilk klarnda yolunmas byk mnkerttandr. (Ustura veya illarla sakaln giderilmesi de byledir. -Zebd-) nk sakal, erkeklerin ssdr. nk Allah'n birtakm melekleri vardr, onlar yle yemin ederler: 'Ademoullarn sakal ile ssleyen Allah'a yemin ederiz'. Sakal, yaradln tamamlaycsdr. Sakalla erkekler, kadnlardan tefrik olunur. 80) Ebu Dvud, Tirmiz ve Nes, (Amr b. uayb'dan); Nes ve bn Mce hadsin hasen olduunu sylemilerdir. 424 Garb'ut-Te'vil adl eserde 'Allah yaratt eylerde diledii kadar ziyade eder. Muhakkak ki Allah hereye kadirdir" (Fatr/1) ayetinde geen ziyade kelimesiyle sakaln kastedildii sylenmitir. Ahmed b. Kays'n arkadalar, 'Yirmibin dirheme olsa dahi (Kse olan) Ahmed'e bir sakal almay arzulardk' demilerdir. , Kad ureyh81 'Onbin dirheme olsa dahi kendime bir sakal satn almay isterdim' demitir. Sakal hi de irkin deildir ve sakalda u faydalar vardr: Sakaln yz suyu hrmetine kiiye byklk, ilim ve vekar gz ile baklr, meclislerde en bata oturtulur ve btn gzler kendisine evrilir. Cemaatin ncs olur. Sakal sayesinde namusu korunur. nk sakal olan bir insana kfredildii zaman umumiyetle sakalna kfredilir. Denilmitir ki: 'Cennet ehlinin hepsi -Hz. Musa'nn kardei Harun (a.s) hari- sakalszdr. O ztn, faziletine binaen, gbeine kadar sarkan bir sakal vard'. F. Sakaln Kademeli Olarak Dzeltilmesi Gsteri yapmak ve kadnlara gzel grnmek maksadyla sakal kademeli ekilde ksaltmak hususuna gelince, Ka'b'ul-Ahbar 'hir zamanda sakallarn gvercin kuyruu gibi ksaltan, ayakkablarnn burun ksmlarn orak biiminde kvran bir kavim gelecektir. te bu kavmin dinden hibir nasibi yoktur' demitir. G. Zlflerle Sakal oaltmak Muttaki kimselerin grnne muhalif dtnden ene kemiini geen, yanan yarsna kadar sarktlan zlfleri uzatp sakal bytmek ok irkindir. H. Gsteri in Sakal Taramak Gsteri iin sakal taramak veya sakal kark brakmak hususunda Bir el-Hf yle buyurmutur: 'Sakalda iki gizli irk vardr; a)

Gsteri iin taramak, b) Zahid grnmek iin sakal kark brakmak!' I-. Sakalla Kibirlenip, vnmek Sakaln siyahna veya beyazna bakarak kibirlenmek ve vnmek ok irkindir. Bu durum bedenin btn uzuvlarnda, hatta ilerideki bahislerde gelecei gibi btn ahlk ve fiillerde ktdr. Ss ve temizliin eitleri hususunda belirtmek istediklerimiz bu kadardr. Sahih senedlerle (Hz. ie, bn Abbas ve Ebu Hreyre'den) rivayet edilen hads-i eriften bedenle alkal oniki snnet belli olmutur. Bei batadr: 1- Sa iki rg yapmak, 81) Knyesi Ebu meyye el-Kind'dir. Hz. mer (r.a) onu Kfe kadlna tyin etmiti. Bir dnem de Basra kadlnda bulunmutur. H. 78 senesinde vefat etmitir. Kitabu Esrar it2- Abdest ve guslde aza su vermek (mazmaza), 3- Abdest ve guslde buruna su vermek, (istinak) 4- Byklarn n ksmlarndan kesmek, 5- Misvak kullanmak. Szkonusu snnetlerin de el ve ayaklardadr: 1- Trnaklar kesmek, 2- Parmaklarn st kvrmlarn ykamak, , 3- Parmak ular ile trnaklarn altlarn temizlemek. Drd de bedendedir: 1- Koltuk altlarn temizlemek, 2- Kasklardaki kllar tra etmek, 3- Snnet olmak, 4- Su ile istinca etmek. Btn bu snnetler hakknda eitli hadsler vrid olmutur.82 Bu kitabmzn hedefi, sadece d temizlikten szetmek olduu iin, btn temizlikleri szkonusu etmeyip bu kadar izahatla yetiniyoruz. Fakat muhakkak bilinmesi gereken hususlardan birisi de temizlenmesi vcib olan btn kirlerin hesapsz derecede ok olduunu bilmektir. Bu konunun tafsilt; temizlenmesinin yollar ve kalbin onlardan pk tutulmasnn uslleri Mhlikat blmnde -Allah Tel'nn izniyle- gelecektir. Kitabu Esrar'it-Tahre (Taharet'in Srlan) adl blm, Allah'n yardmyla burada sona ermi bulunmaktadr. Eer Allah dilerse bu blmn hemen ardndan Namazn Srlar adl blm gelecektir. Her sfatnda "bir' olan Allah'a hamd eder ve Allah'n rahmetinin efendimiz Hz. Muhammed'in (s.a) ve seilmi kullarnn zerine olmasn dileriz! 82) Bkz. Buhar, (bn Abbas'dan). 'On ey ftrattandr: Byklarn stn kesmek, sakal salvermek, misvak kullanmak, buruna su vermek, trnaklan kesmek, parmak kvrmlarn temizlemek, koltuk altlarn temizlemek, kaklan tra etmek ve su ile istinca etmek'. (Hadisin rvisi Mus'ab onuncusunu unuttuunu ve fakat aza su almak olabileceini sylemitir). Nes'ye gre zayftr. Ebu Dvud ile bn Mce, Ammar b. Ysir'den benzerim rivayet ederek;

aza su almak, snnet olmak ve pheden korunmak maksadyla istincadan sonra i amara su serpmek hususlanm zikretmilerdir. Drdnc Kitab KTABU ESRAR'S-SALT ve MHMMTHA (Namazn Srlar ve nemli Meseleleri) 1. Ezan, Namaz, Secde, Cemaat ve Dierlerinin Faziletleri 2. Namaza Tekbir ile Balamann ve Tekbirden nce Yaplmas Gereken Zahir Amellerin Keyfiyeti 3. Kalbin Amelinden Olan Btn artlar 4. mamlk, ktid (mama Uyma), Namazn Rknleri, mamn Selm'dan Sonraki ve mamn Namazdan nceki Vazifeleri ve Kraat 5. Cum'a Namaznn Fazileti, dab, Snnetleri ve artlar 6. Herkesin Bilmesi Gereken Meseleler 7. Nafile Namazlar IV. Kitabu Esrar'is-Salt ve Mhimmtiha (Namazn Srlar ve nemli Meseleleri) Giri Hamd, kullarn ltuflaryla kapsayan, onlarn kalplerini dinin nuru 've vazifeleriyle imar eden, ltufiarnn birini rahmet derecelerinden ve cell arndan en yakn semaya indiren, dier padiahlardan cell ve azame-]tin sadece kendisine mahsus olmasyla ayrlan, halk kendisinden iemeye tevik eden ve 'steyen var m isteini yerine getireyim', 'Af talep |eden var m affedeyim' diyen Allah'a mahsustur! Hamd, rahmet kapsn ardna kadar amak, kendisiyle kullar | arasnda gerilen perdeleri kaldrmak suretiyle dier sultanlardan ayrlan; I ister tenhalarda, ister kalabalk yerlerde, hangi hallerde olursa olsun, naI mazlarla mnacaat ruhsatn kullarna baheden Allah'a mahsustur! O Allah ki yalnzca mnacaat ruhsatn vermekle yetinmeyerek ayn zaI manda onlara tevik ve tergible de ltufta bulunmutur. O padiahlar padiahnn dndaki zayf krallar ancak kendilerine rvet verildii ve hediyeler geldii takdirde ziyaretilerle babaa kalmak msamahasn gsterirler. O'nun sn ne byktr; saltanat ne kuvvetlidir! O'nun ltf tastamamdr ve ihsan umum ve kapsaycdr. Onun rahmeti; seilmi peygamberi ve velisi Muhammed'e ve hidayetin anahtarlar ve zulmetin ralar olan line ve ashabna olsun! Ey rabbimiz! Kulun ve peygamberin Hz. Muhammedi, onun lini ve ashabn her eit eksiklikten koru! Bu giriten sonra deriz ki; namaz dinin direi; yaknin ipidir. badetlerin ba ve taatlarn en lsdr. Biz Bast'l-Mezheb, Vast'l-Mezheb ve Vecz'l-Mezheb adl eserlerimizin fkh blmnde namazn usl ve frunu uzun uzadya tesbit etmi bulunmaktayz. Hatta mezkr eserlerde namazn bindebir vaki olacak fer' meselelerine ve azz hdiselerine bile ihtimam gstermiizdir. Bu ihtimam gsterdik ki o kitaplar fetva verenlere birer hazine olsun. Mft, skt zaman onlardan yardm istesin ve ihtiya annda da onlara bavursun. imdi biz

burada ibadet edenler iin namazn zahir amellerinden ve btn srlarndan ok mhim olanlarna ksaca iaret edeceiz. Fkh ilminde zikredilmesi det edinilmeyen niyet, ihls ve huun mnlarndaki gizli incelikleri belirtmeye alacaz. Bu kitab yedi blme ayrdk: 1. Namazn faziletleri 2. Namazn zahir amellerinin faziletleri 3. Namazn btn amellerinin faziletleri 4. mamet ve iktida (imama uyma) 430 hya-i Ulm'id-Din 5. Cuma namaz ve dab 6. Her mslmanm bilmeye muhta olduu ve bilinmesi ok mhim olan eitli meseleler 7. Nafile ve benzeri ibadetler BRNC BLM Ezan, Namaz, Secde, Cemaat ve Dierlerinin Faziletleri Ezann Fazileti Hadsler Kyamet gnnde simsiyah miskten yaplm bir tepenin zerinde grup insan beklemektedir. Onlarn bu bekleyileri dier insanlarn hesab bitinceye kadar devam eder. Bu kiiler ne hesaptan korkmaktadrlar ve ne de manzarann fecaati kendilerini rktmektedir. Bunlar; a) Allah rzas iin Kur'an okuyan ve kendisinden raz olan bir cemaata imamlk yapan kii, b) Allah rzas iin bir mescidde ezan okuyan ve halk Allah'a ibadet etmeye davet eden kii, c) Dnyada rzk darlna mptela olduu halde ahiret amellerini terketmeyen kiidir.1 Mezzinin sesini iiten cinler, insanlar ve herey kyamet gnnde onun hakknda ahidlik yaparlar.2 Allah Tel'nn kudret eli, ezann bitirinceye kadar mezzinin bandadr.3 i. 1) Tirmiz, (bn mer'den hasen bir senedle) 2) Buhar, (Ebu Sad'den) 3) Tabern el-Evsat, Hasan b. Said, Msned, (Enes'ten zayf bir senedle) hya-i Ulm'id-Din 'Ben gerek mslmanlardanm deyip salih amel ileyerek Allah'a aran kimseden daha gzel szl kim vardr?" (Fussilet/33) ayetinin mezzinlerin fazileti hakknda nazil olduu rivayet edilmektedir. Ezan iittiiniz zaman, mezzinin szlerini tekrarlaynz.4 'Mezzinin dedii gibi' demek mstehabdr. Ancak 'Hayya al'sslah' ve 'Hayya al'l-felh' kelimelerini iiten kimse ayn kelimelerle deil 'L havle vel kuvvete ill billah' kelimesiyle mukabele etmelidir. Mezzinin kamet srasnda 'Namaza baland' mnsna gelen 'Kad kamet'is-salh' kelimelerinde ise 'Allah namaz yer ve gklerin devam mddetince daim ve kaim klsn' mnsna gelen 'Ekamehullahu ve edameh mdmet'is-semvtu ve'lard' ile mukabele etmek mstehabdr.

Sabah ezannda 'Namaz uykudan daha hayrldr' anlamna gelen 'Essaltu hayrun min'en-nevm' kelimelerine karlk olarak da 'Doru syledin, hayr sahibi oldun ve mslmanlara nasihat ettin' mnsna gelen 'Sadakte ve berirte ve nasahte' kelimeleriyle karlk vermelidir. Ezan bittikten sonra da gerek mezzin ve gerekse dinleyenler u duay okumaldr: ; Ey Allahm! Ey bu eksiksiz davetin (ezan ve kametin) ve klnan namazn sahibi! Kulun ve Rasln Muhammed'e (s.a) vesile ve fazilet ile daha yksek dereceyi ihsan eyle! Onu va'dettiin makm- mahmd'a. gnder. nk sen va'dine muhalefet etmezsin. Said b. Mseyyeb 'lde namaz klann sanda ve solunda birer melek namaz klar. Eer ayn zat namaza ezan okuyup kamet ederek durursa dalar misli melekler onun ardnda saf olurlar ve ona uyarak namaz klarlar' demitir. Farz Namazlarn Fazileti Allah Tel yle buyurmaktadr: Namaz m'minler zerine vakitleri belli bir farz olmutur. (Nis/103) Hadsler Kitabu Esrar'is-Salt ve Mhimmtiha/I. Blm 433 Be vakit namaz vardr ki Allah Tel onlar kullarna farz klmtr. Bu namazlarn hakkn hafife almayarak ve hi birini zayi etmeyerek eda eden kimsenin cennete girmesi hususunda Allah'n va'di vardr. Bu be vakit namaz eda etmeyen kimseye Allah nez-dinde herhangi bir va'd yoktur. Allah onu dilerse azaba duar eder; dilerse de cennete dahil eyler.5 Hz. Peygamber 'Be vakit namaz tpk herhangi birinizin kapsnn nnden akan gr ve tatl bir nehir gibidir. Bu kii gnde be vakit, ----" nnden akan bu nehre dalarak ykansa, acaba sizce be* '- -u 'Ua-nr ev Allah'n Rasl! j5 Ui Kii byk gnahlardan saknd takdirde, be vakit namaz, aralarda vaki olan kk gnahlarn kefareti olur.7 Biz mslmanlarla mnafklar arasndaki fark, yats ve sabah namazlarna devam etmektedir; nk mnafklara bu iki namazd cemaatla klmak) ar gelmektedir.8 j S\ 4) Buhari ve Mslim, (Ebu Said'den) hya-i Ulm'id-Din Namaz, dinin direidir. Kim namaz terkederse dini ykm olur.1 Hz. Peygamber 'Hayrl amellerin hangisi daha stndr?' sorusuna 'Vaktinde klnan namazdr' diye cevap vermitir.11 Be vakit namaz, abdestlerini ikml ederek ve vakitlerini gzeterek eda eden kimse iin kyamet gnnde delil ve nr olur. Onlar zayi ederek terkedenler ise, Firavun ve Hmn ile harolunur.12 Cennetin anahtar namazdr.13

Allah Tel, kullarna tevhid inancndan sonra namazdan daha sevimli bir vazifeyi farz klm deildir. Eer namazdan daha sevimli bir vazife olsayd, Allah Tel meleklerini o vazife ile grevlendirirdi. Halbuki meleklerin bir ksm rkda, bir ksm secdede, bir ksm kyamda ve bir ksm da kdededir.14 j Namaz kasten terkeden, (neredeyse) kfre girmitir.15 mann ipini zp direini yktndan dolay imandan kmaya ramak kalmtr. Nasl ki ehre yaklaan bir kimse iin 'ehre vard ve girdi' deniliyorsa, namaz terketmek suretiyle kfre yaklaan kii iin de 'kfir 10) Beyhak, uab'ul-man, (Hz. mer'den y/bir seaedle) 111 Buhar ve Mslim, (bn Mes'ud dan) 2) fmam Ahmed ve ibn Hibban, (Abdullah b. Amr'dan, 13) Tavlis, (Cbir'den) ... M) Tabern, (Cbirden); Hkim, (ibn Omerden) 15) Bezzar, (Ebu Derdadan) Kitabu Esrar'is-Salt ve Mhimmtiha/I. Blm 435 oldu' mnsna gelen fekad kefere hadste de yle buyurulmutur: tbiri kullanlmtr. Nitekim bir baka J AO Namaz kasten terkeden kimse, Muhammed'in zimmetinden km olur.16 Ebu Hreyre (r.a) 'Gzel bir abdest alarak namaz klmak gayesiyle evinden kan kiinin att her adm sanki namazdaym gibi kendisine ibadet saylr. Her admyla defterine bir sevap yazlr, dier admyla da defterinden bir gnah silinir. Mezzinin kametini iitip de icabet etmemek, uygun bir hareket olmaz. Ecir bakmndan en bynz, camiden en uzak yerde oturanmzdr" dedi. Bunun zerine dinleyenler 'Neden camiden en uzakta oturanmz, ecir bakmndan en hayrlmz olsun?' dediler. Bunun zerine Ebu Hreyre de 'ok adm attndan' diye cevap verdi. Kyamet gnnde kulun btn amellerinden evvel namazlarna baklr. Eer namaz tam grlrse hem namaz ve hem de (bu namazn yz suyu hrmetine) btn amelleri kabul olunur. Eer namaz eksik grlrse namaz reddolunduu gibi dier amelleri de reddolunur!17 Hz. Peygamber, Ebu Hreyre'ye yle demitir: Ey Ebu Hreyre! Aile efradna namaz klmay emret. nk bunu yaparsan, Allah Tel sana ummadn yerlerden rzk gnderir.18 Alimlerden biri 'Namaz klan kii, kr etmesi ancak meru sermayesine bal olan tccara benzer; farzlar eda etmedike, nafile namazlar kabul olunmaz' demitir. Hz. Ebu Bekir (r.a) namaz vakti geldiinde 'Kalkn! Yaktnz atei sndrn!' derdi. 16) mam Ahmed ve Beyhak, (mm Eymen'den) 17) Snen sahipleri, (Ebu Hreyre'den)

18) Irak, bu hadsin aslna rastlamadm kaydetmektedir. 436 hya-i Ulm'id-Din Tadil-i Erkn'n Fazileti Hadsler j Farz namaz, teraziye benzer. Kim onu doru tartarsa ayn muamele ile karlanr.19 Yezid er-Rakka yle demitir: Allah Rasl'nn namaz, dizili inci kolyesi gibi intizaml ve tartl idi.20 Hz. Peygamber (s.a) yle buyurmutur: J\ pU_^ J*\ j mmetimden iki kii namaz klmaya kalkarlar. Rk ve secdeleri ayn olduu halde namazlar arasndaki fark yer ile gk aras kadardr.21 Hz. Peygamber, bu mbarek sz ile namazda bulunmas gereken huya iaret etmektedir. Allah Tel rk ve secdelerinde belini dorultmayan bir kulun yzne kyamet gnnde efkatle bakmaz.22 J^-*^ '**} H*-} *M J>~ 01 ^CaJl ^ -f^J J_p4 ifi^ _Uxj Ul Namazda yzn saa sola eviren kii, yznn, Allah tarafndan merkeb yzne dntrlmesinden korkmaz m?23 19) bn Mbarek, Zhd, (bn Hasan'dan mrsel olarak); Beyhak, uab'ul-man, (tbn Abbas'tan) 20) bn Mbarek, Zhd . 21) bn Mihber, Kitab'ul-Akl, (Ebu Eyyb el-Ensr'den; uydurma olduunu da kaydetmitir) 22) Ahmed, (Ebu Hreyre'den sahih olarak) 23) bn Adiy, (Cbir'den) Kitabu Esrar'is-Salt 437 ^ jikil }!\ liJb UT cJ M ili. 4- OJIS" \il ^1^ UT Kim abdestine, secde ve huuna tam mansyla riayet ederek herhangi bir namaz vaktinde eda ederse, o namaz bembeyaz olarak Allah Tel'nn huzuruna ykselip giderken mn diliyle 'Benim hakkm koruyarak eda ettiin gibi Allah da seni korusun!' der. Vaktinin dnda ve abdestine, rk, secde ve huuna riayet etmeksizin eda eden bir kimsenin namaz ise, simsiyah olarak Allah Tel'nn diledii yere ykselinceye kadar mn diliyle 'Beni zayi ettiin gibi Allah da seni zayi etsin!' diye beddua eder. Sonra da ykseldii yerden paavra gibi drlerek sahibinin yzne arplr.24 Hrszlarn en kts namazndan alandr.25 bn Mes'ud ve Selman- Faris (r.a) yle demilerdir: 'Namaz lektir. Kim onu tam lerse hakkn da ylece lp alr. Kim onda hile yaparsa, o Allah Tel'nn l ve tartda hile yapanlar hakkndaki fermann bilmelidir'. Cemaatin Fazileti Hadsler Cemaatle klnan namaz tek derece daha stndr.

olarak eda edilen namazdan yirmiyedi rj <J\ _V_^s= Allah Rasl baz namazlarda cemaate katlmayan kimseleri farkedince 'Yerime namaz kldracak bir kiiyi tayin ederek, gidip cemaatten (zrsz olarak) geri kalan kimselerin evlerini yakmay dndm' buyurdu.27 24)Tabern, Evsat, (Enes'ten zayf bir senedle) 25) Ahmed ve Hkim, (Ebu Katade'den sahih bir isnadla) 26) Buhar ve Mslim, (bn mer'den) 27) Buhar ve Mslim hya-i Ulm'id-Din Allah'a bir defa secde eden mslman, bir derece ykselir ve bu secde sayesinde bir gnahtan da kurtulur.32 > ey. J Bir kii Hz. Peygambere 'Ey Allah'n Rasl! Allah'tan benim iin, cennette arkadalnz nasip etmesini ve efaatnza mazhar olabilmemi ister misiniz?' der. Bu istek karsnda Hz. Peygamber yle buyurur: 'O halde sen de ok secde etmek suretiyle bana yardmc ol!*3 : ai j' ji Kulun Allah'a en yakn hali secdede olduu haldir.34 Bu hads-i erif, Allah Tela nm 'Rabbine secde et ve (ibadetle) O'na yakla' (Alak/19) ve 'Yzlerinde secdelerin izinden nianlar vardr'. (Fetih/29) ayetlerinin aklamasdr. ikinci ayetteki 'secde izleri' tbirinden, secde ederken insann yz ve aln ksmna yapan toz topran murad edildii sylendii gibi, baz limler de 'Bu, namazdaki huu halinden doan nr'dur' demilerdir. En dorusu da budur; nk btna ait olan bu nr, zahirde de ortaya kar. Baz kimseler de 'Secde izleri kyamet gnnde m'minlerin alnnda grlen abdest izleridir' demitir. Hz. Peygamber bir hadslerinde yle buyurmutur: Ademolu, secdeyi emreden ayetlerden birini okuyup da secde ettiinde, eytan kendisinden uzaklar ve alayarak yle der: 'Yazklar olsun bana! u adam secde ile emrolundu ve bu emre uydu. Bylece cenneti kazand. Secde emrine isyan ettiim iin bana d ate vardr'.35 32) bn Mce, (Ubde b. Smit'ten sahih bir senedle) 33) Mslim, (Rebi b. Ka'b el-Eslemi'den). Bu suli soran Reb'in kendisidir. 34) Mslim, (Ebu Hreyre'den) 35) Mslim, (Ebu Hreyre'den) Kitabu Esrar'is-Salt ve Mhimmtiha/I. Blm 441 bak

Hz. Abbas'm torunu ve Abdullah'n olu Ali'nin hergn bin defa secde ettii rivayet edilmektedir. Bundan dolay kendisine 'ok secde edici' mnsna gelen Seccd denilmitir. mer b. Abdlaziz'in topraktan baka bir zemin zerinde secde etmedii rivayet edilmektedir. Yusuf b. Esbat genlere u ekilde hitab ederdi: "Ey genler! Hastalk gelmeden evvel shhatinizden istifade edin. Ben, secde ve rku tam mansyla yapan kiiden bakasna gpta etmem; zira benim de ayn ekilde hareket etmeme ihtiyarlk mni olmaktadr'. Said b. Cbeyr yle demitir: 'Secdeden baka dnya hayatnn, elimden kaan hibir metama zlmyorum'. Ukbe b. Mslim36 'Kulun Allah tarafndan en ok sevilen hasleti, O'na mlki olmay istemesidir. Allah'a en ok yaklat an da secde halinde olduu zamandr' buyurmutur. Ebu Hreyre de 'Kulun Allah'a en yakn hali secde ettii zamandr. Bu lakmdan, secde halindeyken ok dua edin!' demitir. Hu'nun (Kalb Huzurunun) Fazileti Allah Tel yle buyurmaktadr: O halde bana ibadet et ve beni anmak iin namaz kl. (Th/14) Sakn gafillerden olma! (A'raf/205) Ey iman edenler! Sarho olduunuzda, ne sylediinizi bilinceye kadar namaza yaklamayn! (Nis/43) Ayetteki sarholuk, baz limlere gre dnya hayatna gsterilen ihtimamdan, bazlarna gre de dnya sevgisinden gelen sarholuktur. Vehb b. Mnebbih37 'Ayetteki sarholuk tabirinden zahir mn murad edilmektedir' demitir. Bu zata gre ayet dnya sarholuuna dikkat ekmektedir. nk ayette 'namaza sarho olarak niin yaklalmayacann sebebi 'ne sylediinizi bilinceye kadar...' szleriyle beyan edilmitir. Nice namaz klanlar vardr ki iki kullanmadklar halde namazda ne okuduklarn bilmezler. Hz. Peygamber yle buyurmutur: 36) Abdullah b. Amr ve baka sahablerden rivayette bulunmutur. Becel'ye gre guvenilrr bir zattr. H. 243 senesinde vefat etmitir. 37) Knyesi Ebu Abdullah el-Enba*'dir. Tbin-i kiramn zhid ve yn- timad limlerindendi. H. 116 senesinde vefat etmitir. 442 hya-i Ulm'id-Din Hatrndan dnyayla ilgili herhangi bireyi geirmeksizin iki rek'at namaz klann gemi gnahlar affedilir.38 li $}\ JJ! Namaz, Allah'n huzurunda zelil olmak, tevazu gstermek, yalvarmak, yakarmak ve piman olmaktan ibarettir. (Namazda) iki

elini yere koyduktan sonra iki defa 'Ey Allahm! Ey Allahm!' de; nk bunu yapmayan kimsenin namaz eksiktir.39 nceki peygamberlere gnderilen kitaplarda Allah Tel'nn yle buyurduu rivayet edilmektedir: Ben, her namaz klann namazn kabul etmem. Ancak azametimin nnde tevazu gsteren, insanlara kar kibirlenmeyen ve hatrm iin a fakirleri doyuranlarn namazlarn kabul ederim! Hz. Peygamber yle buyurmutur: .J\jj iin Namazn farz klnmas, hac ve tavafn (Kabe'yi ziyaret etmek) emredilerek hacda yaplmas gereken vazifelerin bildirilmesi, ancak Allah'n zikredilmesi iindir.40 Bu bakmdan hedef ve maksad Allah Tel'nn azamet ve heybetinin zikri tekil etmelidir; nk bunlar yoksa zikrinin ne kymeti olabilir? Hz. Peygamber, bir zata u tavsiyede bulunmutur: J^y i"%~/> J'ai oIC 'il Namazlarn sanki son namazn klan bir kii gibi kl!41 Nitekim Allah Tel da yle buyurmaktadr: Ey insan! Gerekten sen rabbin(in sevgisin)e kavumak iin alp abalamaktasn. Nihayet O'na kavuursun. (nikak/6) 38) Buhar ve Mslim, (Hz. Osman'dan) 39) Tirmiz, Nes, (Facll b. Abbas'tan) ; 40) Ebu Dvud, Tirmiz, (Hz. Aie'den) Tirmiz'ye gre hads kasen'dir. 41) bn Mce, (Ebu Eyyb'dan); Hkim, (Sa'd b. Eb Vakkas'tan) Hkim'e gre senedi sahih'ive. Kitabu Esrar'is-Salt ve Mhimmtiha/I. Blm 443 Allah'tan korkun ki O size ilim retiyor. (Bakara/282) Allah'tan korkun ve muhakkak O'nun huzuruna varacanz bilin. (Bakara/223) Hz. Peygamber de yle buyurmutur.: .IJuij' H\ JJI 'yr 'zs'y. p j*S\} .IAjiSI jP ")U> <4i p ji Kiinin kendisini fuhiyat ve mnkerden alkoymayan namaz onu Allah'tan uzaklatrr.42 Namaz, Allah'a mnacaattr. Hi mnacaatla gaflet bir araya gelebilir mi? \f m Bekir b. Abdullah43 'Ey Ademolu! Allah'n huzuruna izinsiz ve terc-mansz olarak girebilirsin' demi; 'Bu nasl olur?' sualine de 'Abdesti tam olarak alp da mihraba girdiin zaman, izinsiz ve tercmansz olarak Allah'n huzuruna girmi olursun' cevabn vermitir. Hz. Aie yle demitir:

Raslullah bizimle, biz de onunla konuurduk; fakat namaz vakti geldiinde sanki ne o bizi ve ne de biz onu tanmaz olurduk.44 nk Raslullah (s.a) byle bir zamanda sadece Allah'n azametiyle megul olduu iin hereyi unuturdu. Hz. Peygamber yle buyurmutur: J Su .*;>: id U-i Ji^ rr^J Su j\ ii Allah Tel, kiinin kalp ile bedenini birlikte bulundurmad namazna iltifat etmez.45 Allah'n dostu Hz. brahim (a.s) namaza kalkt zaman kalp vurular iki mil mesafeden duyulurdu. Said et-Tenuh46 namazda bulunduu srece gzyalar devaml surette akard. 42)Tal 43) K 44) E: 45) Iraki 46) Knyesi Ebu M 446 hya-i Ulm'id-Din u-^M o j^ J^"j cfJ ^ Herhangi biriniz mescide girdiinde oturmadan evvel iki rek'at namaz klsn.52 . J^HI J> Sil o^Ll jUJ s^UA' Cami komusu iin, (kmil) namaz ancak camide klnan namazdr.53 U tlJ /jtl j^Jill CU^-jl ^Q\ Biriniz namaz kldnda, yerinden kalkmadka melekler ona yle dua ederler: 'Y rabb! Rahmetini bu kulun zerine indir! Y rabb! Bu kuluna rahmet eyle! Y rabb! Bu kulunu affeyle!' Kii konumadka veya mescidden kmadka meleklerin bu duas devam eder.54 i; J j /^ j Js>. dir: hir zamanda mmetimden bir taife gelecek ve bunlar camilere gelerek halka kurup oturacaklar. Bunlarn zikri dnya ve dnya sevgi-sidir. Bu bakmdan sakn bunlarla oturmaynz. Allah Tel'nn da bunlara (camilerde toplamalarna) hibir ihtiyac (ilgi ve iltifat) yoktur...55 Hz. Peygamber, Allah Tel'nn yle buyurduunu haber vermektep J> v'O j o\) ^ "^ J*- JYryznde benim evlerim camilerdir. Bu evlerde beni ziyaret edenler de onlar imar edenlerdir. Evinde temizlendikten (abdest aldktan) sonra beni evimde ziyaret edene ne mutlu! Ziyaret edilenin 52) Buhar ve Mslim, (Ebu Katade'den)

53) Drekutn, (Cbir ve Ebu Hreyre'den zayf olarak); Hkim, (Ebu Hreyre'den) 54) Buhar ve Mslim, (Ebu Hreyre'den) 55) bn Hibban, (bn Mes'ud'dan); Hkim, (Enes'ten sahih bir senedle) Kitabu Esrar'is-Salt ve Mhimmtiha/I. Blm 447 anna den ve maktr! Hz. Peygamber yle buyurmutur azametine yakan, ziyaretisine ikramda bulunMescide gitmeyi itiyad edinen kiiyi grdnz zaman onun m'min olduuna ahidlik edin!56 Said b. Mseyyeb (r.a) 'Camide oturan, rabbiyle (manen) oturmu I saylr. Bu bakmdan hayrdan baka birey sylemeye hakk yoktur' | demitir. Bir rivayette yle denilmektedir: .'j~j^\ ^ug jrl: ur oiiiAJ jrl; ^^s\ ^ i^' Hayvanlarn yemlerini yeyip bitirdikleri gibi, camideki dnya sohbeti ve kelm da hasenatlar yer bitirir.57 Neha 'Selef-i salihn, karanlk gecede camiye gitmenin cenneti icab ettirdii kanaatini tayordu' buyurmutur. Hz. Ali 'nsanolu ld zaman, yeryznde namaz kld yer ve gkte de amelinin ykseldii yer onun iin matem tutarak alar' demi ve sonra da u ayeti okumutur: Gkte de, yerde de onlar (kafirler) iin gk ile yer alamad. (Duhan/29) bn Abbas (r.a) 'len mslman iin yeryz krk sabah alar' demitir. At el-Horasan de yle demektedir. 'Herhangi bir yer, zerine secde eden bir kul hakknda kyamet gnnde ahidlik eder ve ld gn de onun iin alar ve matem tutar'. Enes b. Mlik (r.a) 'Allah Tel'nn namazla veya zikirle anld blge, etrafndaki blge ve kt'alara kar vnr. Yedi kat altna varncaya kadar o blge, Allah'n zikriyle mjdelenir. Namaza kalkan bir kul iin krre-i arz sslenir' demitir. 'Herhangi bir yer, zerinde konaklayanlar iin ya rahmet diler, ya da lanet eder' denilmitir. 56) Tirmiz, (hadsin hasen olduunu sylemitir); Hkim ve bn Mce, (Ebu Said'den sahih olarak) 57) Irak aslna rastlanmadn kaydetmitir. KNC BLM Namaza Tekbir ile Balamann ve Tekbirden nce Yaplmas Gereken Zahir Amellerin Keyfiyeti Namaz klmak isteyen kimsenin abdest aldktan, beden, mekn ve elbise temizlii yaptktan ve diz kapandan gbeine kadar olan avret mahallini rttkten sonra kbleye ynelip dimdik durmas ve ayaklarn aralkl tutup bititirmemesi uygundur. Bu vaziyette durmak kiinin fkh bilgisinin lsdr.

Hz. Peygamber namazda safn ve safd' yasaklamtr. Safd, iki aya bititirmek demektir; nitekim u ayeti kerimede bu anlamda kullanlmtr: O gn mcrimleri (eytanlaryla birlikte) ayaklar zincirlerle birbirine balanm olduu halde grrsn... (brahim/49) Safn ayaklardan birini kaldrmak demektir; nitekim u ayette bu mnda kullanlmtr: Sleyman'a ikindi zaman aya zerinde durup n ayaklarndan birini bkp trnan yere dayayan cins atlar arzedilmiti. (Sd/31) Namaz klan kimsenin kyamda iken ayaklar konusunda dikkat edecei keyfiyet budur. Dizlerini ve kemerin balant yerini (belini) dmdz tutmaya da dikkat etmelidir. Bana gelince; dilerse dik tutar, dilerse de nne doru birazck eer. Emesi hua daha yakndr ve bu gzn saa sola bakmasna da engel olur. Gzleri, namaz zerinde kld seccadeye bakmaldr. Eer seccadesi yoksa bir duvara yaklamal veya bak mesafesini ksaltmak iin hududu belirten bir izgi ekmelidir ki uzaklara bakp dncesi dalmasn! Seccadenin ve izginin hududunu gememeye dikkat etmelidir. Bu durum rka gidinceye kadar herhangi bir tarafa bakmadan devam etmelidir. te kyamn dab budur! Kyam, kbleye ynelii ve ba eii tamamland zaman, niyet etmeden evvel, eytann errinden Allah'a snmak iin, Ns sresini okuduktan sonra kamet getirmelidir. Eer kendisine uyacak birisinin bulunacan mid ediyorsa, daha evvel ezan okumaldr. Btn bunlardan sonra niyet etmelidir. Mesel le namaznda niyet etmek, kalpten 'lenin farzn Allah iin eda ediyorum' diye geirmektir. 450 hya-i Ulm'id-Din Ed tabiriyle vaktinde klman namaz, kazaya kalm namazdan; farz tabiriyle nafile namazdan; le tabiriyle de ikindi ve baka namazlardan ayrdeder. Bu kelimelerin mnlarn kalbinden geirmelidir. te niyet budur! Kelimeler bu niyetin hatrlanmasna birer sebep ve vesile olduundan, kii niyetin hazr bulundurulmas iin ayn mnlarn devamlln tekbirin sonuna kadar korumaya gayret sarfetmelidir. Namazda Ellerin Kaldrlmas Kii kalbinde bu niyeti hazr bulundurduu zaman salverilmi bulunan iki elini omuzlan hizasna kaldrmaldr. Avularnn srtn omuzlar hizasnda tutarak, ba parman kulaklarn yumua hizasnda tutup parmak ularn kulaklarn balar ile ayn hizada bulundurmaldr. Bu konuda gelen hadslerin tamamyla amel etmek iin byle yaplmas gerekir. Tekbir aldnda parmaklarn ap, ba parmak ile el ayasn kbleye yneltmelidir. Parmaklarn aras ne fazla almal ne de fazla kapatlmal; normal bir durumda tutulmaldr. nk rivayetlerin kimisinde parmaklarn arasnn almas, kimisinde de

kapatlmas vrid olmutur. Bu bakmdan ikisinin arasn bulmak iin ne fazla amak ne de fazla kapatmak gerekir. Tekbir Eller istikrar bulduklar zaman, niyetin de varlyla birlikte iftitah tekbirini alarak kii ellerini salverir. Ellerini, gsn altnda ve gbein stnde, sa eli solun zerine koymak suretiyle balar. Sa daha erefli olduu iin sola ykletilir. Sa elin ehadet ve ortanca parmaklan, solun bilei zerine uzatlr. Ba parmak ile sere ve yanndaki parmaklarla da sol bilek epeevre tutulur. Tekbirin, ellerin kaldrlp istikrar bulmasndan sonra salverilmesiyle alnd rivayet edilmektedir. Btn bunlan yapmakta herhangi bir beis yoktur. Ben tekbirin, elleri salverip sonra balamak suretiyle alnmasnn daha uygun olduunu savunmaktaym. nk tekbir, kalbi Allah'n azamet ve kibriyasna balamay ifade eden bir kelimedir. Ellerin birisini dierinin zerine koymak akid suretinde olur. Bu akdin balangc elleri salvermek, sonucu ise balamaktr. Tekbirin balangc elif sonu r harfidir. Bu bakmdan fiil (ellerin balanmas) ile akid (Allahu Ekber) arasnda tevakkuf bulunmas daha uygundur. Elin kaldrlmas, bu balangcn mukaddimesi gibidir. Tekbir alrken elleri ne ya da arkaya doru gtrerek kaldrmamaldr. Tekbiri bitirirken de elleri saa sola silkmemelidir. Ancak hafife yanlarna salverdikten sonra yeni bir hareketle sa eli sol elin zerine koymaldr. Kitabu Esraris-Salt ve Baz rivayetlerde yle bildirilmitir: 451 Hz. Peygamber tekbir ald zaman ellerini yanlarna salverirdi. Okumaya baladnda da sa elini sol elinin zerine koyard...58 Eer bu rivayetler sahih ise, bu bizim sylediimizden daha evl olur. Tekbir kelimesine gelince Allah lafznn sonundaki ha harfi tre ile, fakat mbalaa etmeksizin hafif bir ekilde okunmaldr. Allah lafznn has ile Ekber'in elifi arasna vav'a. benzer birey sokmamaldr. nk byle bir duruma ancak trede mbalaa yapmak suretiyle varlabilir. Ekber kelimesinin 6e'si ile ro's arama elif harfi koyarak sanki Ekbr denmi gibi yapmamaldr. Ekber in sonundaki re harfi harekesiz okunur; tre ile okunmaz. te tekbir ve tekbirle ilgili hkmler bunlardr. Kraat Tekbir'den sonra istiftah (al) duasna balanr. Allahu Ekber deyip tekbir aldktan sonra; J ^ l' 'Allah Tel hereyden daha byktr. Allah'a ok hamdeder ve O'nu her trl ortaktan tenzih ederiz' demek gzeldir.59 Bu duadan sonra da 'Vecceht vechiye' duasn 've ene min'el-msli-mn'e kadar okumaldr. Bu duadan sonra da u dua okunmaldr: 6 U $ ^ 2jb

Ey Allahm! Seni -hamdin ve yardmnla- ortaklardan tenzih ederim. Senin ismin mbarektir; senin nm ycedir. Senden baka kendisine kulluk edilecek ilh yoktur.60 Bu konuda vrid olan btn hadslerle amel etmi olmak iin bunlarn tmnn okunmas gerekir. Kii imama uyduunda, imamn mukdednin (kendisine uyann) Fatiha sresini okumasna frsat verecek derecede uzun bir mhlet vermek deti yoksa, bu dualardan birisini okumakla iktifa eder. Sonra ez besmele ekerek Fatiha sresini okumaya balar. Fatiha sresine besmele ile balar. Ftiha'nn btn eddelerine riayet eder, btn harflerini mahrecinden okur. Dat e z harflerinin mahreleri arasndaki farka mmkn olduu kadar itina gsterir. Ftiha'nn so58) Tabern, (Muaz'dan zayf bir senedle) 59) Mslim, (bn mer'den); Ebu Dvud ve Tirmiz (Cbeyr b. Mut'im'den) 60) Mslim, (Hz. Ali'den) 452 hya-i Ulm'id-Din nunda 'min' der. 'min' kelimesini, mim harfini hafif okumak suretiyle biraz uzatr. 'min' kelimesini 'veleddlln' kelimesiyle vasletmez (birletirmez). Sabah, akam ve yats namazlarnn kraatini sesli yapar. Ancak imama uymusa gizli okur. Fakat 'min' kelimesini aktan okur. (Hanef mezhebinde imamn okumas, cemaat iin de sayldndan, cemaat okumaz, sadece imam dinler). Ftiha'dan sonra bir sre veya en azndan ayet okur. Srenin sonunda 'sbhnallah' diyecek kadar susar, ondan sonra da tekbir getirerek rka varr. Sabah namaznda (Hucurt sresinden balayp Burc sresine kadar olan) mufassal srelerin uzunlarndan, akam namaznda (Beyyine sresinden balayp Kur'an'n sonuna kadar olan) ksa srelerden, le, ikindi ve yats namazlarnda ise Brc ve benzeri srelerden okur. Seferde iken sabah namaznda Kfrn ile hls srelerini okur. Sabah namaznn snnetinde, tavaf ve tehiyyat'ul-nescid namazlarnda da Kfirn ile hls srelerini okur. Bunlarn okunduu sre ierisinde kyamda olup, namazn balangcnda beyan ettiimiz ekilde eller bal bulunmaldr. Rk ve lgili Hususlar Kraat tamamlandktan sonra rka varlp burada da birtakm hususlar gzetilmelidir: 1. Rka varmak iin tekbir getirmek, a 2. Tekbir ile birlikte elleri omuzlarn hizasna kadar kaldrmak, 3. Tekbiri, rka varncaya kadar uzatmak, 4. Rkda ellerin ayalarn, parmaklar ak ve kbleye ynelik .olduu halde diz kapaklarna koymak, 5. Parmaklar baldrlarn zerine sarktmak, 6. Dizleri dimdik tutmak, 7. Beli dzeltmek,

8. Boyun ile ba, srtla ayn seviyede tutup ba srttan ne yksekte ve ne de aada tutmak, 9. Dirsekleri yanlardan uzak tutmak (kadn ise, kollar yanlara yaptrmak). 10. Rkda defa 'Sbhne rabbiy'el-azim' demektir. Eer imam deilse, bu duay yedi veya on defa okumas daha gzeldir. Kii sonra rkdan kyama kalkar; ellerini omuzlarnn hizasna kadar kaldrarak 'Semiallahu limen hamideh' (Allah Tel, kendisine hamdeden kulunun duasn kabul eder) der. tidalda tam olarak istikrar bulduktan sonra 'Rabbena leke'l-hamdu mil'essenvti ve mil'el-arz ve 453 m'e m i'te min ey'in ba'du' (Ey rabbimiz! Sana gkler, yer ve onlardan baka istediin ey dolusu hamdolsun!) der. Sabah, gne tutulmas (ksuf) ve tebih namazlar hari hibir namazda rkdan sonraki kyam (itidal) uzatlmaz. Sabah namaznn ikinci rek'atnda secdeye gitmeden nce hads-i erifte vrid olan kelimelerle ku-nut duas okunmaldr.61 Secde Kyam'dan sonra tekbir getirerek secdeye gider. Yere nce dizlerini koyar. Sonra ak alnn, burnunu ve daha sonra da ellerinin ayasn kor. Secdeye giderken tekbir alr. Rkdan baka bir hareket iin ellerini kaldrmaz. Secdeye giderken nce dizleri, sonra elleri, sonra da aln yere gelmelidir. Alnn ve burnunu yere koyar. Kollarn yanlarndan biraz uzak tutar. Kadn ise -rkda olduu gibi- bunun aksini yapar; kollarn yanlarna yaptrr. Erkek, secdede ayaklarn aralkl tutar; kadn ise bititirir. Erkek, secdede karnn uyluklarna yaptrmamal; dizlerinin arasn ak brakmaldr. Kadn ise bunun aksini yapmaldr. Ellerini omuzlarnn hizasnda yere koymaldr. Ellerin parmaklarn ap bitiik olarak uzatmaldr. Ba parma da dier parmaklarla birletirmelidir; fakat birletirmese de bir beis yoktur. Kpein, kollarn yere yayd gibi kollarn yere yaymamaldr. nk bu ekilde kollar yaymak yasak edilmitir. Secdeye vardnda defa Sbhne rabbiye'l-a'l demelidir. Bu duay imam olmayan bir kimsenin daha fazla sylemesi iyidir. Sonra secdeden kalkar, oturduu yerde belini dorultur ve itminana kavuur. Ban tekbir getirerek kaldrr, sa ayan diker, sol ayann zerine oturur. Parmaklar yayl olduu halde ellerini uyluklarnn zerine koyar; parmaklarn ne fazla bititirir ve ne de fazla aar. stikrar bulduktan sonra 'Rabbifirl ve'rhamn ve'rzukn ve'hdin ve'cburn ve fin va'fu ann' (Ey rabbim! Beni affeyle! Bana rahmet et! Beni rzklandr ve hidayet eyle! Kusurumu ve noksanm tamamla, bana afiyet ihsan eyle ve benden affn esirgeme!) duasn okur. Tebih namaznn secdesi hari, bu oturu hibir namazda uzatlmaz. kinci secde de byle yaplr. Arkasnda teehhd olmayan her rek'atta ikinci secdeyi mteakip istirahat iin hafif bir oturu

yaptktan sonra elini yere koyarak kalkar. (Haneflerde bu istirahat yoktur). Kalkarken, ayaklarndan birini ne atp ona dayanarak kalkmamaldr. Tekbiri oturma ile ayaa kalkma arasn dolduracak kadar uzatmaldr. yle ki: Tam oturmada istikrar bulduu zaman Allah lafznn 'h'sini, ellerine dayanp kalkarken Ekber'in 'k'sini ve kyama kalkmann 61)BeyhaM, (b n Abbas'tan); Ebu Dvud, Tirmiz ve Nes, (sahih olarak, 454 hya-i Ulm'id-Din Kitabu Esraris-Salt ve Mhimmtiha/II. Blm 455 ortasnda da 'r'sini sylemelidir. Kalknn tam ortasnda tekbire balamal ki tekbir, intikalin ortasnda olsun ve iki taraf, ba ile sonu tekbirden hli bulunsun. Bu durum, ta'mime (ta'zime) daha yakndr. kinci rek'at da birinci rek'at gibi klnr. Balangta olduu gibi ez tekrarlanr. Teehhd lk teehhd ikinci rek'atn sonunda yapar. Teehhd'den sonra Hz. Peygambere ve line (bir rivayete gre) salavt- erife getirir. Sa elini sa uyluunun zerine koyar, ehadet parma hari dier parmaklarn kapatr. Ba parman salvermesinde bir beis yoktur. llallah dediinde sadece sa elin ehadet parmayla iaret eder. L ilhe'yi syledii zaman ehadet parman kaldrmaz, ancak illallah dedii zaman kaldrr. ki secdenin arasnda olduu gibi birinci teehhdde de sol ayann zerine oturur. Son teehhdde Raslullah'a (s.a) getirilen salavt- erifeden sonra, vrid olan duay okur. kinci teehhdn snnetleri birincininki gibidir. Ancak ikinci teehhdde sol kalasnn zerine oturur; nk kyam olmad iin emaneten oturmu deildir. Aksine istikrarl bir ekilde oturmutur. Son oturuta sa ayan dik tutar, sol ayam onun altndan karr. Eer zorluk ekmezse sol ayann da ba parmann ucunu yere koyarak kbleye yneltir. Bu vazifeleri yaptktan sonra ban, sa yana arkadan grlecek derecede evirerek sana ve ayn hareketi yaparak soluna selm verir. Selm vermekle namazdan kmaya niyet eder. Birinci selmla sandaki meleklere ve m'minlere selm vermeye, ikinci selmla da dier tarafndakilere vermeye niyet eder. Snnet, selmn uzatmadan, harekesiz okunmasdr. (rnein esselm kelimesini uzatmakszm aleykm ile birletirip geitirmelidir. Baz limlere gre selmn cezmi imamn onu acele okumas demektir ki imama uyanlar, ondan nce selm vermesinler).62 Buraya kadar anlattklarmz, tek bana klman namazla ilgiliydi. Tekbirleri iitecek derecede sesli getirmelidir. mam ise, fazilete nail olmak iin imamla niyet etmelidir. mam, imamla niyet etmese bile cemaatin namazlar imama uymaya niyet ettikleri takdirde sahih olduu gibi, cemaat sevabna da nail olurlar.

Namaz tek bana eda eden gibi imam da istiftah duasyla ez'yii gizlice okur. mam ve cemaat sesli okunan namazda 'Amin' kelimesini aikre syler. mam ile cemaatin minleri beraber olmaldr. Cemaat min kelimesini imamdan sonra sylememelidir. mam Fatihay bitirdikten sonra nefes almak iin az bir zaman susmaldr. mama uyan da cehri namazlarda -bu zaman zarfnda- Fatihasn okumaldr ki imamn zamm sresini dinleme imknna sahip olabilsin. Cehr namazlarda imama uyan, imamn sesini iitmedii takdirde zamm sreyi okur. (Eer iitirse dinlemelidir). mam, ban rkdan kaldrrken 'Semiallhu limen hamideh' der. mama uyan da ayn kelimeleri tekrarlar. mam, rk ve secdede defadan fazla tebih okumamaldr. Birinci teehhdde 'Allahmme salli al Muhammedin ve al l-i Muhammedin' ibaresinden daha fazla birey ilave etmeye yetkili deildir. nc ve drdnc rek'atlarda da Fatihadan baka birey okuyamaz. Namaz ok uzatmamaldr. Son teehhdde salavt- erife miktarndan fazla olacak bir dua okumamaldr. Selm verirken cemaat ile melekler zerine selm vermeye, cemaat de, selmlaryla imama cevap vermeye niyet etmelidir. Cemaat selmn tamamlayncaya kadar imam kpardamamaldr. Selm vermelerinden sonra imam yzn cemaate evirmelidir. Eer arkasnda kadnlar da varsa onlar gidinceye kadar yzn evirmemesi daha evldr. mam kalkmadka cemaatten hi kimse kalkmamaldr. mam istedii tarafa; sana veya soluna dnebilir. Ancak sabah namaznn kunut duasn sadece kendisine tahsis etmeyip, 'Ey Allahm! Bize hidayet et!' deyip ve umum bir ekilde ve aktan yapmal; cemaat da min demelidir. Kunut duasnda ellerini gs hizasna kaldrr. Duann sonunda elleriyle yzn mesheder; nk bu konuda hadsler nakledilmitir.63 Eer bu hususta hads olmasayd, teehhdn sonunda olduu gibi kyas elleri kaldrmamay gerektirirdi. Namazda Yasak Olan Hususlar Hz. Peygamber unlar yasaklamtr: 1. Safa 2. Safd (Bu iki terimin mns daha nce zikredilmiti) 3. ka64 4. Sedl65 5-Keff36 6. htisar67 7. Salb68 62) Ebu Dvud ve Tirmiz, (Ebu Hreyre'den sahih olarak) 63) mam Gazl dnda bu hususu belirten bir kimseye rastlanlmamtr. 64) Tirmiz ve bn Mce, (Hz. Ali'den) 65) Ebu Dvud, Tirmiz ve Hkim, (Ebu Hreyre'den); Hkim senedin sahih olduunu sylemitir. 66) bn Abbas'tan 67) Ebu Dvud ve Hkim, (Ebu Hreyre'den); Hkim'e gre senedi sahihtir.

68) Ebu Dvud ve Nes, (bn mer'den sahih bir senedle) 456 hya-i Ulm'id-Din 8. Muvsele69 9. Hki'nin namaz70 10. Hkib'in namaz71 ;. 11. Hzik'in namaz72 ' 12. Ackm kiinin namaz 13. fkelinin namaz 14. Yzn rtenin namaz.73 ka: Dilcilere gre, kalalar zerine oturup dizleri dikerek kpek oturuu gibi elleri yere koymak; hadsilere gre, baldrlar zerine oturup sadece ayaklarn parmaklar ile dizleri yere dedirmek demektir. Sedl: Ehl-i hadsin sedl hakkndaki tefsirine gre bu, elbiseye brnp elleri yenlere sokarak rk ve secdeye varmaktr. Yahudiler namazlarnda byle yaptklar iin, mslmanlara onlara benzemek yasak edilmitir. gmlek de ayn mnda olduundan elleri gmlekte olduu halde rk ve secdeye varmak da uygun deildir. Baz limler sedl'in 'zarn ortasn ban tepesine koyup kollar omuzlara koymakszn sa ve sol taraflara sarktmak demek olduunu sylemilerse de birinci mn hakkate daha yakndr. Keff: Secdeye giderken nden ve arkadan etekleri toplamak ve yukar kaldrp bedene yaptrmak demektir. Keff (kaldrmak, bir araya getirip balamak) bazen salarda da olur. Bu bakmdan hi kimse salarn rg yapp balayarak namaz klmamaldr. Bu yasak, sadece erkekleredir. Hz. Peygamberin yle dedii rivayet olunmutur: Yedi za zerinde secde edip, sa ve elbiseyi (secdeye giderken) toplayp kaldrmamakla emrolundum!74 Ahmed b. Hanbel (r.a) namazda, kamis (batan topuklara kadar sarktlan kaftan) zerine kemerimsi bireyin balanmasn mekruh grm ve bunu yasak edilen keff ten saymtr. ihtisar: Elleri bre koymak demektir. Salb: Kyamda elleri brlere koyup pazular yanlardan uzak tutmak demektir. 69) Rezin, Tirmiz'ye nisbet etmitir. 70) bn Mce ve Drekutn, (Ebu Umme'den) 71) Hz. ie'den 72) Rezin, Tirmiz'ye nisbet etmitir. 73) Ebu Dvud, bn Mce, (Ebu Hreyre'den hasen bir senedle) 74) bn Abbas'tan Kitabu Esrar'is-Salt ve Mhimmtiha/II. Blm 457 Muvsele: Bu be ksmdr ki ikisi imamda aranr. 1. Kraati tahrm tekbirine bititirmek.

2. Rku kraata bititirmek. (En dorusu tekbirden az sonra okumaya balamal ve okumay bitirdikten az sonra da rka gitmelidir). kisi de cemaatta aranr: 1. Tahrm tekbirini imamn tekbiriyle birletirmek. 2. Selm imamn selmyla beraber vermek. Beincisi ise hem imamda, hem de cematte aranr ki bu, farz olan birinci selm ikinci selm ile bititirmektir. Gerek imam, gerekse cemaat iki selm az bir farkla vermelidirler. Hkin: Bevlden (kk taharetten) skan demektir. Hkib: Byk abdestten skan demektir. Hzik: Dar mest giyen kii demektir. Btn bu durumlarda klman namazlar mekruhtur; zira bu durumlar namazda aranan hua mnidirler. Ackm ve zntl olan kimselerin namazlar da ayn durumdadr. Ackmn namaznn mekruh olmas, Hz. Peygamber'in u hads-i erifinden anlalmaktadr: Akam yemei hazr olduunda namaz vakti de girmise, nce yemei yeyiniz.75 Ancak vakit daralm veya kiinin yemee kar pek itah yoksa o zaman namazn nce klnmasnda herhangi bir kerahet yoktur. Hz. Peygamber'in yle buyurduu rivayet olunmutur: Sizden biriniz, yz ask olduu halde namaza durmasn. fkeli olduu halde namaz klmasn.76 Hasan Basr de 'Huzur-u kalple klnmayan namaz, sahibini cezaya daha tez gtrr' demitir. Yine bir hadste yle buyurulmutur: 75) bn mer ve Hz. ie'den 76) mam Irak bu hadse rastlamadm sylemitir. Bkz. Kut'ulKulb 458 hya-i Ulm'id-Din Namazda meydana gelen u yedi ey eytandandr: 1) Burundan gelen kan, 2) Uyuklamak, 3) Vesveseye saplanmak, 4) Esnemek, 5) Kanmak, 6) Saa sola bakmak, 7) Herhangi bir eyle oynamak...77 Baz ulem bu klara unutkanlk ile phecilii de eklemitir. Seleften bir lim yle demitir: Namazda u drt eyi yapmak katln almetidir: 1. Saa sola bakmak. 2. Yzn silmek. 3. Secdeyi rahat yapmak iin talar dzeltmek. 4. Namaz, nnden insanlarn gemesi muhtemel yerlerde klmak. Hz. Peygamber, namazda parmaklarn birbirine geirilmesini, tlatlmasn, yzn kapatlmasn ve rkda ellerin stste konulup bacaklarn arasna sokulmasn nehyetmitir.78 Bir sahab 'Biz byle (yukarda zikredildii gibi) yapardk; fakat Hz. Peygamber bizi byle yapmaktan menetti'79 demitir. Secdeye giderken secde yerinin temizlenmesi iin yere flemek ve talar elle dzeltmek de mekruhtur. nk bu gibi fiiller lzumsuzdur. Ayaklardan birini kaldrp uyluun stne koymamal ve kyamda iken herhangi bir yere dayanmamaldr. Eer kiinin

yasland yer, yerinden oynatld takdirde decek ekilde ise en ak fetvaya gre namaz btl olur. Allah en dorusunu bilir. Farzlarn ve Snnetlerin Aklamas hiret yolcusunun gzetmekle vazifeli olduu farz, snnet, dab ve heyetleri kapsamaktadr; zikredeceklerimizin onikisi farzdr: 1) Niyet. 2) Tahrim tekbiri. 3) Kyam (ayakta durmak). 4) Fatiha okumak. 5) Rkda istikrara kavuacak ve ellerin ayas dizlere deecek kadar eilmek. 6) Rkdan, srt kemikleri dzelecek derecede kalkmak. 7) Secdeye, istikrar bulacak derecede varmak (secdede iki elin yere koyulmas farz deildir). 8) Birinci secdeden, beli dorultacak derecede kalkmak. 77) Tirmiz, (Adiy b. Sabit'den garib olarak) 78) mam Ahmed, bn Hibban, Hkim, Ebu Dvud, Tirmiz ve bn Mce, (Ka'b b. Acere ile Ebu Hreyre'den) 79) Buhar vo Mslim, (Sa'd b. Eb Vakkas'dan) 459 9) Son teehhdde oturmak. 10) Son teehhd. 11) Son teehhdde Rslullah'a salavt- erife getirmek. 12) Birinci selm vermek. (Namazn k niyeti farz deildir). Bu saydklarmzn dndakiler farz deil -snnet ve farzlardasnnetler ve heybetlerdir. Snnetlere gelince; amel snnet drt tanedir: 1) Tahrim tekbirini alrken elleri kaldrmak. 2) Rka varmak iin elleri kaldrmak. 3) Rkdan kalkarken elleri kaldrmak. 4) Birinci teehhd iin oturmak. Bizim teehhd iin otururken parmaklarn nasl yaylacana ve ne zaman kaldrlacana dair aklamamza gelince, bunlar teehhd iin yaplan oturu snnetinin he/etleridir. Kalalar zerine oturmak, (ikinci teehhde otururken) sol aya san altndan karmak ve (birinci oturuta) sol ayan zerine oturmak ise celseye (oturua) tbi birer heyettirler. Ba emek ve saa-sola bakmay terketmek ise, kyama tbi heybetlerden olup (zahirde) suretini gzel gstermek iindir. Teehhd bulunmayan her rek'atn ikinci secdesinden sonra istirahat iin azck oturmay amel snnetin esaslarndan saymadk. nk bu oturu, secdeden kyama kalkma he/etini gzelletiren birey olup haddizatnda yaplmas gerekenlerden deildir. Aksine secdeden kyama kalka yardmc olsun diye yaplr. Ayr zikredilmemesi de bu srra binaendir. Zikirlerden olan snnetler ise unlardr. 1) stiftah (al) duasn okumak. 2) Ez ekmek. 3) min demek, (Bu mekked snnetlerdendir).

4) Fatihadan sonra bir sure okumak. 5) ntikal (mesel kyamdan rka, rkdan itidala ve oradan da secdeye gitmek) iin getirilen tekbirler. 6) Rkda, 7) Secdede, 8) Rk ve secdeden kalkarken ve 9) Birinci teehhdde yaplan zikirler. 10) Birinci teehhdde getirilen salavt- erifeler. 11) Son teehhdn sonunda okunan dua. 12) kinci selm. 462 hya-i Ulm'id-Din Ksaca namaz senin elinde, Allah'n rahmetine bir yaklama vesilesi ve kymetli bir hediyedir. Onunla padiahlar padiahna manen yaklalr. Sultanlara yaklamak isteyenin elinde bulunan ve ona hediye edilecek bir criye (tebihte hata olmasn) gibidir. Bu hediyeyi bugn Allah Tel'ya arzedersin. Yarn en byk arz gnnde O bunu sana iade edecektir. Bu bakmdan onun gzellik veya irkinliinde seim senin elinde olup, takdir sana aiddir. yi de yaparsan kendine, kt de yaparsan kendine! Sakn snneti farzdan ayrdetmek iin fikhla kurduun ilikiden nasibin 'mademki snnet terki caiz olan bir ibadettir. O halde terkedeyim' olmasn; zira byle bir hareket, tpk bir doktorun 'Gzn kartlmas insan vcudunu yok etmez. Gz kr edilen kle, sadece hediye olarak sultana arzedildii zaman kabul olunmayaca korkusuyla kar karyadr' szne benzer. te snnet, hey'et ve dabn mertebelerini bylece bilip takdir etmek gerekir. Rk ve secdesi tamamen eda edilmeyen namaz, kyamette sahibinin grtlana sarlan ilk hasmdr. Sahibine 'Beni zayi ettiin gibi Allah da seni zayi etsin!' diye bedduada bulunur. Namazn rknlerinin kemli hakknda verdiimiz bilgileri dikkat ve itina ile mtalaa et ki, tesirlerini hakik bir ekilde grebilesin! Not: Mellif tarafndan verilen fkh malumat (kendisinin bal olduu) afi mezhebine gredir. Okuyucularmz bu hususu dikkate almaldrlar. NC BLM Kalbin Amelinden Olan Btn artlar Bu blmde, namazn huu ve kalp huzuruyla olan balantsn aklayp, sonra btn mnlarn ve bu mnlarn hududlarn, sebep ve illarn zikredeceiz. hiret az olmaya elverili bir hale gelmesi iin namazn her rknnde hazr bulundurulmas gereken mnlarn tafsilatn vereceiz. Namazda Huzur ve Huu arttr i Bunun birok delilleri vardr. u ayet bu delillerden biridir: Beni anmak iin namaz kl! (Th/14)

Bu emrin zahirinden Allah' anmann vacib olduu anlalr. Gaflete dalmak ise, anmaya zt dmez mi? (O halde huzur arttr.) Namaz boyunca gaflet ierisinde bulunan kimse, nasl olur da Allah' anmak iin namaz klanlardan saylabilir? Sarhoken, ne sylediinizi bilinceye kadar namaza yaklamaynz. (Nis/43) Bu hkm, sarhoun namazdan niin menedildiinin illet ve hikmetinin beyandr. Dnya dncelerine dalp vaktini vesveselerle geiren her gafil hakknda bu hkm cri ve mer'dir. Hz. Peygamber yle buyurmutur: f^yi Cr*~~~ 5*-^ Uj^ Namaz ancak (Allah'a kar izhar edilen) meskenet (zillet) ve tevazudan ibarettir. Bu hkm 'es-salt' kelimesindeki harf-i tarif ve 'innem' kelimesi ile de tekid ve takviye edildi. Buna bir nazire olarak deriz ki; fakihler 'uf a hakk sadece taksim kabul etmeyen eylerde vardr' hadsinden hasr, is-bat ve nefyi anlamlardr. (ufa taksim kabul etmeyenlerden baka bireyde olamaz, sadece bunlar iin geerlidir. Bu bakmdan namaz hakkndaki hadsin mns da yle olur: 'Namaz sadece Allah'a kar gsterilen zillet ve tevazu ile khmrsa namaz olur. Bunlarsz klnan namaz, namaz saylmaz'). Delillerden biri de udur: 464 hya-i Ulm'id-Din Kimin namaz, kendisini fihiyat ve mnkerden alkoymazsa, o kii gittike Allah'tan uzaklar. Gafilin namaz ise, sahibini fihiyat ve mnkerden menetmez. Bu bakmdan byle bir namaz kiiyi gittike Allah'tan uzaklatrr. Hz. Peygamber yle buyurmutur: Kitabu Nice kim (namaz klan) vardr ki namazndan nasibi sadece y^ gnlktr.80 f. Hz. Peygamber bu hadsinde gafilden bakasn kasdetmemitir. 4 [\ \ j ^ Kii namazndan ancak anlad kadarn klm saylr.81 Bunun tahkiki yledir: Baka bir hadste vrid olduu gibi, namaz klan rabbine mnacaat etmi olur,82 gafletle yaplan mnacaat ise hibir zaman mnacaat olamaz. nsanolu, zekt verdiinde gafil olsa bile, zektn verilmesi temelde ehvete muhalif ve nefse zor geldii iin -ki oru da byledir bedenin kuvvetini krar; Allah'n dman eytann leti olan hev-i nefsi paralar-byle bir zektn -ve tutulan orucunkabul olunmas uzak bir ihtimal deildir. Hac da byledir; fiillerinde meakkat ve iddet vardr. Kalp huzuru olsun-olmasn hac farizasnn ifas esnasnda elem ve eziyete sebebiyet veren bir zellik vardr. Namaza gelince, namazda ancak zikir, kraat (okuma), rk, secde, kyam (ayakta durmak) ve kuud (oturu) vardr.

Bunlarn tahlili ise yledir: Nasl ki oruta yeme, ime ve cins mnasebetten kesilmekle mide; haccm zorluuyla beden, zektn ve sevilen maln verilmesiyle de kalp denendii gibi, zikir de ancak Allah ile mnacaat ve muhaveredir. Bu bakmdan zikirden ya hitap ve muhavere kastedilir veya dilin almasn denemek iin harf ve sesler kastedilir. phe yok ki bu (ikinci) ksm (kastedildii takdirde, namaz) btldr; zira dili hezeyanla kprdatmak, gafil bir kimseye ok hafif gelen bir eydir. Bu bakmdan dil almas olduundan imtihan ve zorluk deil, aksine harflerin telaffuzundan konuma kastolunur. Konuma ise, kalpteki mnlar aksettirmedike konuma saylmaz. Kalpteki mnlarn tercman ancak kalp huzuru bulunursa olabilir. 80) Nes, bn Mce, (Ebu Hreyre'den; kasen bir senedle) 81) Irak, nerf olarak grmediini sylemektedir. 82) Buhar ve Mslim, (Enes'ten) Eer kalp gafil ise '(Y rabb!) Bizi dosdoru yola hidayet et!' demenin ne faydas vardr? Dua ve tazarru kastedilmedike dilin gafletle kprdamasnn zorluuna katlanmann ne mns olabilir? Hele bu kabil kprdanmay det edindikten sonra hi de faydas olamaz. te zikirlerin hkm budur. Bu hakikatlerden daha teye giderek derim ki: Eer bir kimse 'Falan adama teekkr edeceim, kendisini vmek suretiyle ondan ihtiyacm gidermesini isteyeceim' diyerek yemin etse, sonra da bu mnlar ifade eden kelimeleri uykuda iken (tesadfen) sylese yeminini yerine getirmi saylmaz. Hatta isteini karanlkta tekrarlad zaman o adam orada bulunsa, fakat kendisi onun orada olduundan haberi olmasa ve onu grmese yine yeminini yerine getirmi saylmaz. nk kasdettii adam kalbinde hazr olmadka konumas ona hitap etmek saylmaz. Eer kasdettii kimsenin de bulunduu bir anda gpegndz herhangi bir fikirle megul olup konuurken gayesi o adam olmad halde bu kelimeler azndan ksa yine de yeminin mesuliyetinden kurtulmu saylmaz. Kraat ve zikirlerden gaye, hamd, sena, tazarru ve dua olduunda zerre kadar ek ve phe yoktur. Burada muhatap, Allah Tel'dr. Bu bakmdan bu gafil adamn kalbi, gaflet perdesi ile rtl olduundan (manen) O'nu grp mahede edemez. Muhatab bulunan Allah Tel'dan gafildir. Fakat det yerini bulsun diye lisan hareket eder. Bu gaflet hali; imann yerlemesi, Allah Tel'nn zikrinin yenilenmesi ve kalbin dnya paslarndan temizlenmesi iin farz klnan namazn gayesinden ok uzaktr. Kraat ve zikrin hkm ite budur. Ksaca bu zelliin konumada bulunmas ve fiilden ayr bir varlk olmas inkr kabul etmez bir hakikattir. Rk ve secdeye gelince, phe yok ki bunlardan gaye Allah' tazimdir. Bu bakmdan eer O'ndan gafil olduu halde Allah' fiille tazim etmek caiz olsayd, nne konan putu da tabii fiilleriyle bilmeyerek tazim de -h- mmkn olurdu veya

kendisinden gafil bulunduu ve tazimin aklndan bile geirmedii, nndeki duvar tazim etmesi de szkonusu olurdu. Gafletle yaplan rk ve secdeden tazim ruhu ktktan sonra, beli ve ba hareket ettirmekten baka bir mn kalmaz. Byle bir harekette imtihana deer bir meakkat (eer tazim ruhu bulunmuyorsa) yoktur ki bu hareket dinin direi, kfr ile slm'n arasn ayrt eden almet olup, mertebece hac vesair ibadetlerden nce gelsin; onu tembellikle terkedenin (had iin) katli vacib olsun. Namaza verilen bu byklk ve nemin, sadece zahir amellerinden dolay olup bunda kendisinden kastedilen mnacaatn rol bulunmad kanaatinde deilim. 468 469 siklii ruhun helak olmas demektir. Huzur, namazn paralarnda ne derece ise ruh da o nisbette geliir. lye yakn nice hareketsiz diri vardr. Btn namaz boyunca gafil olup sadece tekbir alnrken huzura kavuann namaz, hareketsiz diriye benzer. Allah'tan yardmn talep ederiz. Namazn Tamamlaycs Olan Btn Mnlar Bu mnlarn tafsilatl beyan, uzun ibarelere muhtatr. Fakat hlasas alt cmle ile u ekilde ifade edilebilir: 1. Kalp huzuru 2. Tefehhm (anlay) 3. Tazim 4. Heybet 5. Reca 6. Haya nce bunlarn tafsilatn, sonra sebeplerini, daha sonra da nasl elde edileceklerini beyan edelim. Kalp Huzuru Kalp huzurundan gayemiz; kiinin kalbinin, yapt ibadet ve okuduu Kur'an'dan baka hereyden tahliye edilmesiyle birlikte yapt hareket ve okuduu Kur'an'm bilgisiyle dolmasdr. Beden bunlar yaparken fikir de baka eylerle megul olmamaldr. Fikir baka eylerle megul olduu halde kalp yaptklarn hatrdan karmazsa kii tamamen gafil saylmad gibi kalp huzuru da hasl olmu saylr. Kelmn mnsn anlamak, kalp huzurunun da tesinde bireydir. Tefehhm Kalp huzuru, genellikle lfzn mansyla deil, mcerred lfzla beraber olur. Bu bakmdan ancak kalbin mny kapsamasna 'tefehhm' denir ki biz de tefehhmden bu mny kasdediyoruz. Bu makamda, insanlar eitli derecelere sahiptir. nk okunan tebihlerin ve Kur'an'm mnlarn anlamakta btn insanlar ayn seviyede deillerdir. Nice mnlar vardr ki namaz klan kii, onlar ancak namaz esnasnda anlayp kavrar. Namaz dnda ise bu mnlardan haberdar deildir; hatta kalbine bile gelmez. te bu cihetten namaz insan fuhiyat ve mnkerttan alkor; zira kesinlikle fuhiyat meneden birtakm durumlar vardr. Tazim Anlay ve kalp huzurunun da tesinde bulunan bir durumdur. nk

kii bazen klesine kalben hazr olduu ve mnsn da anlad birtakm . szler syler. Bunu yaparken de kalbinde klesini bytc bir durum da il bulunmamaktadr. Bu bakmdan bir kimseyi tazim, kalp huzuru ile beraber anlayn da tesinde bulunan bir mn belirtmek demektir. Heybet Heybet, tzim'in tesinde bulunan bir durumdur. Heybet, menei tazim olan korku demektir; nk korkmayan bir kimseye heybet edici denilemez. Bununla birlikte akrepten veya klenin kt ahlk ve benzeri hasis sebeplerden korkmaya da heybet ad verilemez. Aksine azametli sultandan korkmaya 'heybet' denilir. Heybet, menei icll (byklk) olan korku demektir. Reca Recann, sylenen btn mnlarn tesinde bulunan bir durum olduu phe gtrmez bir hakikattir. nk nice kimseler vardr ki padiahlardan birisine tazimde bulunur, onun saltanat ve savletinden korkar; fakat buna ramen, ondan herhangi birey ummaz. Oysa bir kula en yakr hareket, namazyla Allah Tel'nn sevabn ummaktr; tpk kusurlarndan dolay Allah Tel'nn ikabmdan korktuu gibi. Haya Zikrolunan btn bu mnlardan tede bulunan bir mndr. Zira haya'nn dayand temel, kusurlu oluun sezilii ve gnahkrln anlalmasdr. Kusurluluk anlalmad takdirde hayann, haya olmakszn da reca, korku ve tazimin bulunmas tasavvur edilebilir mi? Bu Alt Mnnn Sebepleri Kalp Huzuru'nun Sebebi Kalp huzurunun sebebi 'himmettir. nk kalbin, himmetine tbidir. Kalp, neye kar ihtimam duyarsan ve seni en fazla ne alkadar ederse ancak onunla hazr olabilir. Herhangi bir i seni sk bir ekilde ilgilen-dirirse, ister istemez kalbin orada da hazr bulunur; kalp bu ekilde yaratlm, tasvir edilmi ve msahhar klnmtr. Kalp namazda hazr deilse, faaliyetten dm saylmaz. Aksine o zaman da himmetinin sar-folunduu dnyev durumlar hakknda ceveln etmektedir. Kalbin izhar iin gerekli are, himmeti namaza sarfetmektir. stenilen hedefin namaza bal olduunu idrak etmedike himmetini namaza sarfetmeye muvaffak olamazsn. Dolaysyla ahiretin daha hayrl ve devaml olduuna inanmal, buna gtren yolun da namaz olduunu kabul etmelisin! Bu hakikat, dnyann ahirete nisbetle hakir ve dnya hayatnn da geici olduu bilgisine baland zaman, btn bunlardan fari olup namazda kalp huzuru hsl olur. Sana ne zarar ve ne de kr getirmeyecek olan baz byklerin huzurunda bile bu gibi bir dnce ile kalp huzurunu temin edebilirsin. Bu bakmdan padiahlarn padiahna -ki dnya ve ahiretin, menfaat ve kr Onun kudret elindedir- onunla nnacat ederken bu eit dnce ile dahi kalp huzurunu kazanamazsan sakn bunu iman zaafiyetinden baka bir illete balama, derhal imannn takviyesine al!

mann takviyesinin yolu kitabmzn baka blmlerinde belirtilmitir. Tefehhm'n Sebebi Bunun sebebi, kalp huzuru temin edildikten sonra dnce ve zihni, devaml olarak mny idrak etmeye sarfetmektir. Bu halin temini ve tedavisi, kalbin ihzarnda kullanlan tedavi formlyle beraber dnceye ynelmek, ve vesveseleri bertaraf etmeye gayret sarfetmektir. nsanolunu hakkatten ayran vesveselerin bertaraf edilmesi ve bu hastaln tedavisi, onun sebeplerini kknden kesmekle mmkn olabilir. (Vesveselere srkleyen sebeplerden el ekmekle mmkn olur). nk insan kalbinden bu sebeplerin kk kesilmedike sonulan onlara kar olan vesveselerden kurtulmaya imkn bulunmaz. Bireyi fazla seven insan, onu daima hatrlar. Mahbubun hatrlanmas da ister istemez kalbe hcum eder. te bu srra binaendir ki Allah'tan bakasn sevenin ibadeti, vesveselerden bir trl kurtulamaz. i Tazim'in Sebebi Tazim, kalb bir haldir ve iki marifetten domaktadr. A) Allah'n cell ve azametinin marifeti. Bu marifet imann esaslarndandr; nk azametine inanlmayan bir varln bykl nefse kabul ettirilemez. B) Nefsin hakir, hasis, msahhar ve bytlm bir kle olduunun marifeti. Bylece, bu iki marifetten Allah'a kar meskenet, zillet ve Allah'tan korkmak duygusu domu olur. te bu tr bir duyguya 'tazim' denir. Nefsin hakirlii marifeti ile Allah'n cellinin marifeti mezcedilmedike tazim ve huu hali meydana gelmez. nk bakasna muhta olmayan ve nefsinden emin olan bir kimsenin, muhta olmad bir zatn byklne dellet eden sfatlarn bildii halde, ona kar huu ve tazim beslememesi mmkndr. nk tazim ve huu duymas iin kendi nefsinin hakir ve muhta bir durumda olduunu bilmesi lzmdr. Heybet'in Sebebi Bu, nefiste beliren bir haldir. Bu hal, Allah Telnn kudret, satvet ve kinattaki meiyetinin, kinata deer vermeksizin tenfiz edilmesinden doar. Ayn ekilde bu hal 'Allah Tel, gemi ve geleceklerin tamamn helak etse mlknden bir zerre dahi eksilmez' hakkatiyle beraber peygamberlerin ve vellerin bana gelen musibet ve eitli bellarn dnlmesinden ne'et etmektedir. Halbuki bu musibet ve bellar rahatlkla defetmeye muktedir olduu ve bu konuda -dnya padiahlarnn tam aksineyetkili bulunduu da inkr edilemez bir hakikattir. nk Kitabu dnya padiahlarnn hazineleri, vermekle tkenir ve gelen bellar defetmeye de her zaman iin muktedir olamazlar. Ksacas Allah' bilme sfat arttka korku ve heybet de o nisbette artar. Mnciyt blmnn 'Korku ve Heybet' ksmnda bunun sebepleri genie izah edilecektir. Reca'nn Sebebi Allah'n ltfunu, keremini, nimetlerinin umumliini, sanatnn inceliklerini bilmek, namaza karlk cennet va'dinin doruluuna inanmaktr. Allah'n bu va'dine inanlr ve ltf bilinirse o

zaman bu ikisinin biraraya gelmesinden kanlmaz olarak mit (reca) doup meydana gelir. Haya'nn Sebebi badet konusundaki kusuru anlamak Allah Telnn byk olan hakknn edasndan aciz olunduunu bilmek demektir. Bu sebep, nefsin ayplarn, fetlerini, itilsnn azln, ktln, btn fiillerinde geici eylere daha meyilli olduunu bilmekle daha da geliip takviye olunmaktadr. Bununla beraber Allah Telnn cellinin gerektirdii bykln bilip, Allah'n ne kadar ince ve gizli olurlarsa olsunlar kalbin vesveselerine ve her gizliye muttali olduunu bilmek de bu sebebi kuvvetlendirmektedir. Bu bilgiler yaknen var olduktan sonra haya diye adlandrlan hal zarur olarak doar insanda! te bu sfatlarn sebepleri bunlardr ve elde edilmesi istenilen her sfatn tedavisi ancak sebebinin ihzar edilmesiyle mmkndr. Bu bakmdan sebebin bilinmesi, tedavinin de bilinmesi demektir. Btn bu sebepleri balayc vasf, nce iman, sonra yakndir. Yakn'sn gayem; beyan ettiim btn bu bilgilerin tamamdr. Bunlara yakn demenin mns, phenin ortadan kalkmas, lim kitabnn Yakn bahsinde getii gibi bu bilgilerin kalbi istil etmesi demektir. Kalp ancak yakn nisbetinde korkar. te bu srra binaen Hz. ie 'Allah Rasl bizimle, biz de onunla konuurduk. Namaz vakti geldiinde ise sanki ne o bizi, ne de biz onu tanmaz olurduk' buyurmutur. Rivayet edildiine gre Allah Tel, kulu Musa'ya (a.s) yle vahyetmitir: Ey Musa! Beni, azalarn tirtir titredii halde ydet. Beni ydettiinde kalbin mutmain olup korku ile dolsun. Beni zikrettiin zaman dilini kalbinin tesinde kl. Huzurumda zelil kleler gibi kaim ol. Kork ve benimle sdk diliyle konu! Yine rivayet edildiine gre Allah Tel, kulu Musa'ya (a.s) yle vahyetmitir: mmetinin silerine syle ki beni zikretmesinler. nk ben nefsime (ztma); beni ydedeni ydetme vazifesini ykledim. Bu 472 hya-i Ulm'id-Din bakmdan mmetinin sileri beni isyan annda ydettikleri zaman, ben de kendilerini lanet ile ydederim. Allah Tel'nn bu hkm, zikrinden gafil olmayan siler hakknda vrid olmutur. Peki isyan ve gaflet bir araya gelirse durum nasl olur? Kalpler hakknda zikrettiimiz mnlara gre insanlar u ksmlara ayrlr: 1. Namazn tam klan ve namazda bir an bile kalp huzuruna ermeyen gafil. 2. Namaz tam klan ve kalbi bir an bile gib olmayan, aksine namaz boyunca ihtimam ile dolu bulunan, hatta namazla megul olduu iin etrafnda cereyan eden hdiselerle hi ilgilenmeyen kimse.

te bu srra binaendir ki Mslim b. Yesar, Basra camiinde namaz klarken yklan cami duvarndan habersiz olarak namazna devam etmi ve ancak insanlarn 'gemi olsun' dileklerinden sonra bundan haberdar olmutur. Selef-i salihnden Said b. Mseyyeb, uzun bir mddet (bu mddet, Ebu Talib el-Mekk'nin Kut'ul-Kulub adl eserinde 40 yl olarak belirtilmitir) cemaate devam ettii halde sanda ve solunda namaz klanlar hibir zaman tanmamtr. Hz. brahim'in namazda iken -korkudan- kalbinin sesi, iki mil mesafeden duyulurmu! Selef-i salihnin bazlar namaza durduklar zaman yzleri sarararak, tirtir titremeye balarlard. Btn bu hdiselerin gereklemesi ok tabiidir', *nk bu hdiselerin binlerce emsali, kendisini dnyaya kaptran, ciz, zayf ye atiyyeleri clz olan dnya hkmdarlarndan korkan kimselerde dahi mahede edilmektedir. Hatta bir padiahn veya bir vezirin huzuruna girip ona ihtiyacn arzettikten sonra kan birisine 'Sen padiahn veya vezirin huzuruna girerken sanda veya solunda kimler vard veya padiahn srtndaki elbise nasld?' diye sorulsa, himmetini elbiselere bakmaktan ve etrafndaki insanlar szmekten evirip, sadece ihtiyacyla megul ettii iin etrafndakileri ve elbiselerini tarif etmekten aciz kalr. Bu bakmdan her mukallidin amel dereceleri farkldr. Kiinin namazndan nasibi, korkusu, huu ve tazimi nisbetindedir; nk Allah Tel'nn nazargh kalplerdir. Allah zahir hareketlere bakmaz. te bu srra binaen bir sahab yle demitir: 'nsanlar kyamet gnnde namazlarnn hey'etleri olan itminan, itidal, zevk ve lezzet almak heyetlerinin benzeri ile harolunur'. Bu kanaati ibraz eden zat doru sylemitir. nk insanlar dnyada hangi heyet zerinde lmler ise ayn heyette, dnyada hangi durumda yaamlarsa ayn durumda harolunurlar. Bu hususta ahsn zahiri ile ilgili durumlar nazar- itibara alnmaz; aksine kalbinin hali dikkate Kitabu Esrar'is-Salt ve Mhimmtiha/III. Blm 473 alnr. Bu bakmdan ahiret evinde insanlarn sretleri, kalplerinin sfatlarna gre teekkl eder. Ancak Allah'n huzuruna salam bir kalp ile gelen kimse kurtulur. Allah'tan ltuf ve keremiyle gzel tevfkini mit ederiz. Kalp Huzuru'nu Temin Edecek areler M'minin Allah' tazim etmesi, Allah'tan korkmas, rahmetini ummas, kusurlu olduu iin O'ndan utanmas ve iman ettikten sonra bu vasflardan ayrlmamas gerekir. Bu sfatlarn m'mindeki kuvvet derecesi, yaknin kuvveti nisbetinde olmaldr. M'minin namazda bu sfatlardan ayrlmasnn sebebi, fikrinin dankl, kalbinin mnacaat-tan uzakl ve namazdan gafil oluu olabilir. M'mini namaz hususunda gaflete dren ancak oyalayc vesveselerdir. Bu bakmdan kalbin ihzar i iin faydal olan tedavi, ancak bu vesveselerin defedilmesidir; zira sebebi ortadan kaldrlmadka bireyin yokedilmesi mmkn deildir. O halde

ortadan kaldrlmas istenilen unsurun sebebini bilmelisin. Vesveselerin dou sebebi ya zahirdir ya da btm (gizli)dir. Haric sebep, kulan iittii veya gzn grd eylerdir. Zira bu eyler insann himmetini elinden karp kendisine tbi klar ve istedii ekilde tasarruf eder. Bu tasarruftan sonra insan fikri, kendisini megul eden unsurdan bir bakasna intikal etmek suretiyle daldan dala atlar. Grmek ise, dnmeye sebeptir. Dncelerin bir ksm dierinin domasna vesile olur. Niyeti kuvvetli ve himmeti yce olan kimseyi, duyularnn zerinde cereyan eden hdiseler megul edemez. Fakat zayf bir insan megul edecei kesitidir. Bunun tedavisi <se szkonusu sebepleri nlemeye baldr. . . yle ki, insan namaz klarken gzn kapatmal veya namaz karanlk bir yerde klmaldr. nnde hislerini megul edecek bireyi brakmad gibi namaz klarken bir duvara yaklap arada mesafede brakmamaldr. Umum yollarn kenarlarnda namaz klmaktan saknmal; bu vazifeyi nakl yerler ve boyal sergiler zerinde eda etmekten kanmaldr. Bu hikmete binaen bidler, ibadetlerini karanlk ve ancak secde edebilecekleri byklkteki yerlerde yaparlard. Bylece huzurlarnn dalmasn nlerlerdi. Daha kuvvetli olanlar ise, camilere gidip, gzlerini kapatr, yalnzca secde mahallerine bakarlard; namazn kemlini de kiinin sa ve solundaki insanlar tanmamasnda bulurlard. bn mer (r.a) namaz kld yerde asl bulunan mushaf veya kllar indirir ve yneldii duvarda yaz varsa silerdi. Btn Sebepler Bunlar kalbe, zahir sebeplerden daha fazla tesir ederler; zira himmeti dnya vadilerinde dalm olan kimsenin dncesi hibir zaman bir merkezde toplanmaz; daimi bir ekilde daldan dala atlar. Byle bir insan 475 474 hya-i Ulm'id-Din iin gzlerin yumulmas fayda vermez; nk namaza balamadan evvel kalbine giren vesveseler kendisini megul etmeye kfi gelir de artar bile! Byle bir insan iin kar yol, nefsini, namaz iinde okuduu Kur'an'in mnsn anlamaya zorlamas ve onunla megul etmesidir. Tekbir getirmezden evvel nefsine ahireti, Allah Tel'ya mnacaatta bulunmakta olduunu, Allah huzurundaki duruun tehlikesini ve kyametin korkun manzarasn hatrlatmak suretiyle namazda okunan Kur'an'n anlalmasna yardmc olabilir. Namaz iin tahrm tekbirini almadan nce, kalbe cazip grnp, makbul olan dnyev megaleleri oradan karmaya almaldr. Kalbinin meguliyetine sebep olacak hibir eyi orada brakmamaya dikkat etmelidir. Hz. Peygamber Osman b. Eb eybe'ye yle demitir: J> 01 J>

'Sana Kbe-i Muazzama 'mu iindeki ana rtmeni sylemeyi unuttum. (Onu muhakkak rtmelisin.) Zira insanlar ibadetlerinden alkoyacak bir eyin Kabe'nin ierisinde bulunmas uygun deildir'.85 Dank fikirlerin teskin yolu budur. Eer kiinin dank fikirleri bu msekkin il ile sknete kavuturulamazsa o zaman damarlarn derinliklerindeki hastaln kkn kesecek olan ishal edici devann kullanlmas arttr: yle ki, kii kalbin ihzarna engel olan ve kendisini megul eden sebeplere bakmal ve dnmelidir. O zaman grecektir ki megul edici hdiselerin tamam, insann dnyev isteklerine dnp kendisini ehvet bakmndan ilgilendiren mhim hdiselerdir. Bu bakmdan kendisine den ilk vazife, nefsini bu ehvetlerden kurtarmak ve onlarla balarn koparmak suretiyle nefsini cezalandrmaktr. O halde insan namazdaki kalp huzurundan megul eden bir hdise, dininin zdd ve blis'in (aleyhillne) askeri kabul edilmelidir. nsann bu askeri iinde tutmas ok zararldr. Onlardan ancak karp kovmak suretiyle kurtulabilir. Nitekim yle bir rivayet nakledilmitir: Hz. Peygamber kendisine Ebu Cehm86 tarafndan getirilen siyah ve nakl bir aba ile namaz kld. Namazdan sonra bunu zerinden kararak T3u abay Ebu Cehm'e geri gtrn; zira demin beni namazmdan megul etti. Bana Ebu Cehm'in naksz, enbicaniye adl abasn getirin de onu giyeyim' buyurmutur. Bir ara Hz. Peygamber ayakkablarnn (nalnlarnn) balarnn deitirilmesini emir buyurmutu. Fakat namazda yeni olan bu balar dikkatini datt. Namazdan hemen sonra bu yeni sicimlerin sklmesini ve yerlerine eskilerinin taklmasn emir buyurdular.87 Hz. Peygamber, yeni bir ayakkab giymiti. Onun gzellii ok houna gittiinden, derhal kr secdesine kapanarak akabinde yle buyurmutur: Rabbimin bana buzetmemesi iin tevazuen secde ettim. Sonra nalnlar karp ilk rastlad fakire sadaka olarak verdi. Daha sonra da Hz. Ali'ye kendisi iin, tabaklanm sr derisinden yaplm bir ift naln satn almasn emretmi ve onlar giymitir. Erkekler iin haram olmadan nce Hz. Peygamber'in parmanda bir altn yzk bulunuyordu. Bir gn minberde hutbe okurken bu yz kartp atarak yle buyurdu: Bu yzk beni megul etti; nk bir ona bakyorum, bir size...88 Ebu Talha89 birgn iinde kocaman bir aa bulunan bahesinde namaz kld. Bu arada aacn dallarnda uuup duran bir kucaz ok houna gitti. Namazn iinde bir mddet onu seyretti ve bu yzden de ka rek'at kldn hatrlayamad. Bilhare bu fitneyi Raslullah'a anlatarak yle dedi: 'Ey Allah'n Rasl! Bu bahe Allah rzas iin sadakadr. Onu istediin yere sarfedebirsin!'90 Baka bir zattan da yle rivayet edilmektedir: Bu zat, bahesinde, hurma aalarnn meyve gerdanlklarn takndklar bir zamanda namaz kld. Bu srada gzleri manzarann gzelliine

taklarak ka rek'at kldn unuttu. Daha sonra hdiseyi nc halife Hz. Osman'a anlata86) Ad Amir b. Huzeyfe'dir. Medinelidi1. Mekke'nin 1'etbi gnnde mslman olmutur. Muaviye'nin hilafetinin sonlarna doru vefat etmitir. Bu hadsi Buhar ve Mslim (Hz; ie'den) rivayet etmilerdir. ' i 87) bn Mbarek, Zhd, (Ebu Nadr'dan mrsel olarak) 88) Nes, (bn Abbas'tan sahih bir senedle) : , 89) Ad Zeyd b. Sehl b. Esed b. Haram olup Ensar'dandr. Raslullah ile beraber bt muharebelere itirak etmi ve Hz. Peygamberden 40 sene sonra vefat etmitir. 90) mam Mlik, Muvatta, (Abdullah b. Eb Bekir'den) 85) mam Ahmed, Ebu Dvud, (Osman b. Talha'dan) 476 477 rak 'O bahe sadakadr. Onu Allah yolunda sarfet' dedi. Hz. Osman da o baheyi ellibin dirheme satt. te selef, huzur karan fikrin kkn kesmek iin byle yapar, namazlarnn eksiklerine kefaret olsun diye bu ekilde hareket ederlerdi. Bu mzmin illetin kkn kurutan tedavi ancak budur. Bundan baka bir tedavi bulunamamtr. Bizim belirttiimiz yavaa kabaran fikirleri teskin ve zikrin anlalmasna dalmak suretiyle yaplan tedavi ise ancak zayf ehvetler ve kalbin etrafn megul eden himmetler iin fayda vericidir. Kuvvetli ve keskin ehvetlere gelince; teskin, bu ehvetler iin fayda verici deildir. Bu ehvet ile daimi bir muharebe halindesin. Sen onu, o seni eker durursun. Sonunda o galip gelir ve bylece btn namazn ehvet ile gre halinde cereyan eder. yle bir misl verebiliriz: Adamn biri bir aacn altnda oturmakta ve mefkuresini de her trl megalelerden tasfiye etmek istemektedir. Fakat dallarda ten kularn sesleri zihnini tevi eder. O da elindeki sopa ile kular kovalar ve tekrar dnceye dalar. Fakat kular, biraz sonra yeniden dnerek onu yine megul ederler. Onlar bir daha kovalar. Bunu grenler kendisine yle derler: T3u hareketin dolap beygirinin sonu gelmez dnne benzemektedir. Eer ciddi olarak kurtulmak istiyorsan aac kknden kes'. te ehvet aac da byledir. Dallanp budaklannca, zerinde tpk dallarda dolaan kular ya da pisliklerin etrafna toplanan sinekler gibi eitli fikirler uuur. Bunlar uzaklatrmak iin uramak da uzadka uzar; zira sinekler kovulduka geri dnmektedirler. te bunun iindir ki 'kovulmak' ve 'dnmek' mnsna gelen zbab adn almtr: Vesveseler de bunun gibidir... Bu ehvetler ok fazladr. Onlardan arnm insan ise ok az bulunur. Btn bu ehvetleri derleyen bir kk vardr ki bu dnya sevgisidir. Dnya sevgisi her yanlln ba, her eksikliin esas ve her fesadn da menbadr. Ahiret ilerinde yardmc olsun diye deil, aksine baka gayeler iin dnyaya meyleden ve i leminde dnya sevgisini biriktiren

bir insan, namaz iindeki mnacaatn kendisine lezzet vereceini umarsa yanlm olur. nk dnyaya sevinen, Allah'a sevinmez ve Onun mnacaat da byle bir kimsenin houna gitmez. Kiinin gz ne ile nrlanrsa himmeti de onunla beraberdir. Eer gz dnyadaysa phesiz btn gayretini de dnyaya tahsis edecektir; fakat bununla beraber mcadeleyi tamamen terketmek de uygun bir hareket olmaz. Kalbini bsbtn namaza vermeyi, huzur-u kalbi bozan sebepleri azaltmaya gayret gstermeyi ihmal etmek de doru deildir. nk hastaln kkn kazyacak ac ila ancak budur. Ac olduu iin de insanlarn houna gitmemi ve bu yzden illet mzminleerek kalm ve gitgide daha da berbat olmutur. mmetin bykleri bile nefislerinin dnyev ilerle megul olmad bir anda, iki rek'at namaz klmaya var kuvvetleriyle aba sarfetmiler; fakat buna bir trl muvaffak olamamlardr. O halde bizim gibilerin muvaffak olmas ok uzak bir ihtimaldir. Namazmzn yars veya te biri vesvesesiz geebilse, bu bize kfidir; nk byle bir namazla hi olmazsa salih ameli ktsne kartran gnahkr kullardan saylm oluruz. Ksacas, dnya ve ahiretin kalpteki himmetleri, sirke dolu bir fincana dklen suya benzer. Fincana ne kadar su dklrse, phesiz o nisbette sirke dar kar; zira ikisi bir arada cem olmaz. Namazn Rkn ve artlarnn cras Annda Kalpte Bulundurulmas Gereken eyler Eer sen, ahireti isteyenlerdensen, hereyden evvel namazn art ve rknlerinde bulunan ikazlardan gafil olmaman gerekir. Namaza girmezden nce gereken artlar unlardr: 1) Ezan 2) Taharet 3) Setr-i avret 4) stikbl-i kble 5) Kyam 6) Niyet Ezan Mezzinin sesini iittiin zaman kalbinde kyamet gnne mahsus ezann verecei korkuyu ihzar etmeli, zahir ve btnnla bir an nce icabet etmeye hazrlanmalsn. nk kyamet gnnde huzur-u rabbniye iltifatla ancak dnyada mezzinin davetine icabet edenler, davet olunurlar. Kalbini bu arya gre l! Eer srr ve muhabbetle dolu ve bu davete icabet etmek hususunda istekli olduunu mahede edersen, bil ki kaza ve ceza gnnde sana mjde ve zafer davetiyesi gelecektir. Hz. Peygamber 'Ey Bill! Bizi rahata kavutur!' buyurmakla bu hikmete iaret etmitir. (Yani bizi, namaz ve onun davetiyesi olan ezanla rahata kavutur). nk Raslullah'n gznn aydnl namazda idi; en byk zevkine onunla eriirdi. Taharet En uzak zarfn olan meknnda, en yakn kn'm bulunan elbisende, daha sonra en yakn kabuun olan bedeninde tahareti saladn gibi, zn olan zatnn -kalbinin- temizlenmesinden de gafil olma!

Onu, tevbe ve vak olan ifrattan nedamet duymakla temizlemeye al. Gelecekte ifrat terketmek azmiyle kalbini paklamaya gayret et. Tevbe ile btnn temizle; nk mabudunun nazargh i lemindir. Setr-i Avret Setr-i avretin mns, bedenin irkinliklerini halkn gznden gizlemektir. Halkn bak yerleri, bedenin grnr yanlardr. Peki sadece rabbinin muttali olduu gizli kabahatlerinin ve btn avretlerinin hali ni479 478 thya-i Ulm'id-Din cedir? O rezaletleri kalbinde ihzar edip gznnde tut. Nefsinden onlarn rtlmesini iste ve kesinlikle bil ki hibir rt, senin kabahatlerini Allah Tel'nn nazarndan gizleyemez. Bu kabahatlerin kefareti ancak pimanlk, haya ve Allah'tan korkmaktr. Bahsi geen kabahatleri kalbinde ihzar etmekteki istifaden, korku ve haya askerlerini mevzilerinden kararak, dmann olan nefis ve eytanla muharebe etmeye sevketmen-dir. Onlarla nefsini zelil ve malup edersin. Kalbin de mahcubiyet duygusu altnda sknete kavuur. Allah Tel'nn huzurunda efendisinden kaan gnahkr ve mcrim bir kle gibi dur. Bylece haya ve korkudan ban eik olarak efendinin huzuruna iltica etmi olursun. stikbl-i Kble Istikbl-i kble, yznn zahirini her cihetten evirip Beytullah'a dndrmen demektir. Mademki, yznden bu mkellefiyet istenmektedir; acaba kalbini her trl tesirden muhafaza ederek Allah'n emrine yneltmen de istenmiyor mu? Evet, byle bir istek bata gelir. Bu zahir ynelilerin tamam, btn harekete geirmek, azalar zabt u rapt altna alp, kalbe zulmetmesini nlemek iin bir cihette istikrara kavuturmak iin gsterilen gayretlerdir. Zira i lem ve azalar, hareketlerinde meru hududlarn tecavz edip, saa sola yalpa vurmaya baladnda kalp de onlara tbi olur. Kiiyi Allah Tel'nn derghndan uzaklatrr. Bu bakmdan kalbinin yz bedeninin yzyle beraber olsun. Bil ki kii yzn baka cephelerden evirmedike, Beytullah'a. ynelmi saylmayaca gibi, kalp de msivdan boalmadka Allah'a dnm saylmaz. Hz. Peygamber bu gerei yle dile getiriyor: Kii namaza durduunda, eer hevas, yz ve kalbi hep birlikte Allah'a ynelirse, namazdan, annesinden doduu ilk gnk gibi gnahsz olarak km olur.91 Kyam Kyam, namazda dimdik ayakta durmak, zt ve kalbiyle Allah'n huzurunda bulunmak demektir. Kyamda zalarnn en ycesi olan ban, Allah Tel'ya kar eik olmaldr. Bann eiklii kalbinin tevazuuna ve byklenmekten uzak oluuna iaret olsun. Kyamda, Allah Tel'nn huzurunda durmann ne derece tehlikeli ve sual nnda manzarann ne derece korkun olduu keyfiyeti

kalbinden kmamaldr. Bilmi ol ki u anda Allah'n huzurundasn. O senin btn hakikatine vakftr. Eer 91) Irak, bu ibare ile byle bir hadse rastlamadn sylyor ise de mam Mslim ayn anlamda bir hadsi Anr b. Anbese'den rivayet etmektedir. Allah'n cellinin hakikatini idrak etmekten cizsen hi olmazsa, zamanndaki hkmdarlardan birisinin huzurunda bulunduun gibi ol veya namaz boyunca yaknn olan salih bir kimse tarafndan dikkatli bir gzle murakabe edilmekte olduunu veya seni iyi tanmasn arzu ettiin herhangi bir insann kontrol altnda bulunduunu farzet. Byle bir dnce ile kldn namazda her tarafn sknete kavuur, azalarn korkar, o ciz murakb seni lubalilie nisbet etmesin diye her cz'n gever, uysallar. Miskin bir klenin murakabesi nnda kendisine bu kadar ekidzen veren nefsinin bu haline ahid olduun zaman, onu muaheze ederek kendisine yle hitap etmelisin: 'Ey nefsim! Sen, Allah' tandn ve sevdiini iddia etmektesin. Onun kullarndan birine bu denli tazim edip, O'na kar ise kstaha hareket etmekten utanmyor musun? Halktan korkuyor da Allah'tan korkmuyor musun? Oysa asl kahrndan korkulmas gereken Allah'tr'. Bu srra binaen Ebu Hreyre (r.a), Hz. Peygambere 'Ey Allah'n Rasl! Allah'tan nasl haya edilir?' diye sormu, Hz. Peygamber de yle buyurmutur: jy ^ ,-O J^ jJ>?^ U<" L. ^ili Allah'tan kavminin salih bir kiisinden utandn gibi utanmalsn.92 Baka bir rivayette 'kavminin' yerine 'ehlinin' tbiri kullanlmtr. Niyet Emrini, namaz klmak ve onu tamamlamak suretiyle yerine getirerek Allah'a 'evet' demeyi kasdetmek; namaz bozan ve ifsad eden eylerden uzak durmak ve btn bunlar Allah'tan sevap umarak, azabndan korkup O'na manen yaklamay isteyerek, ihls ile yapmak ve gnahlarnn okluuna ramen sana kendisi ile mnacaat etme izni verdii iin O'ndan minnet ykn kabullenmek demektir. Nefsinde O'nun mnacaatnn bykln takdir etmelisin. Kime, nasl ve ne ile mnacaat ettiini unutmamalsn. Bu derinlikleri idrak ettiin zaman, utangalktan alnnn terlemesi, korkudan zalarnn tirtir titremesi, heybetten yznn sararmas gerekir. Tekbir Dilin tekbir getirirken kalbinin onu tekzip etmemesi gerekir. Eer kalbinde Allah'tan daha byk kabul edilen birey varsa, o zaman -her ne kadar bu tekbir haddi ztnda doru ise de- Allah Tel senin 'tekbir' getirmekle yalan sylediine ehadet eder, tpk mnafklarn 'Muhammed Allah'n Rasl'dr' sznn yalan olduuna ehadet ettii gibi... Eer hev-i nefsin Allah'n emrinden daha kuvvetliyse, sen Allah'tan daha fazla ona muti olmu, onu kendine ilh edinmisin demektir. O zaman 92) Harait, Mekrim-i Ahlk; Beyhak, uab'ul man, (Said b. Zeyd'den mirsel olarak) 480 hya-i Ulm'id-Din

Kitabu Esrar'is-Salt ve Mhimmtiha/III. Blm 481 senin 'Allahu Ekber' demen, kalbin itiraki olmakszn, sadece dil ile sylenen bir sz olur ve tehlikenin bykl korkun bir hal alr. Eer tevbe ve istifar etmezsen, Allah'n kerem ve aff hususunda hsn- zannn olmazsa, tehlike ok daha byk olur. stiftah (Al) Duas Bu duann ilk kelimeleri unlardr: 'Vecceht vechiye lillez fetera's-semavti ve'l-ard'. Yz mnsna gelen 'vech'ten murad, zahir yz deildir; nk sen zahir yzn kbleye evirmi durumdasn; Allah Tel ise, cihetten mnezzehtir. Cihet kabul etmez ki sen, zahir yzn O'na evirmi olasn. Yer ve gklerin yaratcsna ancak kalp yzyle ynelinebilir. O halde ev ve arda bulunan ehvetlerine tbi olan kalbinin hedefinin onlara m yoksa gklerin yaratcs Allah Tel'ya m yneldiini tedkik et. Sakn mnacaatnm daha banda yaradanmn huzuruna yalanla kma. Kalbin, yzn msivadan kurtulmadka Allah Tel'ya tevecch etmeyeceini bil. yleyse derhal cz' bir zaman iin de olsa kalbinin Allah'a ynelmesini salamaya bak. Hi olmazsa bylece ilk anda sznn doruluunu isbatlam olursun. 'Hanfen mslimen' kelimelerini okuduun zaman kalbinde 'Mslman, btn mslmanlarn elinden ve dilinden selmette olduu kiidir' hakikati bulunsun. Eer sen byle deilsen, bu kelimeleri sylemekle yalanc olursun. Hi olmazsa, gelecek zamanda byle olmaya gayret et ve gemi perianlklarndan nadim ol. 'M ene min' el -mrikin' (Ben Allah'a ortak koanlardan deilim) dediin zaman kalbin, gizli irkin tehlikesini bilmelidir. Zira Allah Tel'nn 'Kim rabbine kavumay arzu ederse, salih amel ilesin ve yapt ibadette O'na hi kimseyi ortak komasn' (Kehf/110) ayeti, ibadetiyle hem Allah'n ltfunu, hem de insanlarn vglerini talep eden kimse hakknda nazil olmutur. Bu irkten saknmalsn. Byle bir irkten uzak olmadn takdirde nefsini 'Ben mriklerden deilim' eklinde vasflandrdn zaman, kendi kendine utanmalsn; zira byle bir zihniyetin ou gibi, az da 'irk'tir. 'Mehyye ve memt lillh' (lmm ve hayatm Allah'a aittir) dediinde bilmelisin ki bu hal, nefsini kaybetmi, efendisini elde etmi bir klenin halidir. Eer bu konuma, rzas, fkesi, kalk, oturuu, hayat isteyii ve lmden korkusu dnya iin olan bir kimseden sdr olmusa, bu hi de onun haliyle mnasip bir sz deildir. 'Ez billahi min'e-eytn'ir-racm' dediinde bilmelisin ki eytan senin dmanndr. Allah'a mnacaat ve secde ettiinden dolay seni kskanarak kalbini O'ndan evirmek ister. Halbuki kendisi bir tek secdeyi terkettiinden dolay lanete uram ve yine bundan dolay rahmetten uzaklatrlmtr. eytann errinden Allah'a snman, ancak onun sevdiini terketmen ve bunlarn yerine Allah'n sevdiini yapmanla gerekleir.

Srf bu sz sylemekle dva hallolmaz; zira insann, kendisini paralamak veya ldrmek iin zerine hcum eden yrtc hayvan veya dmana kar, yerinde durarak 'Ben senin errinden u almaz kaleye snrm' demesi fayda vermez; yerini mutlaka deitirmesi gerekir. te bunun gibi eytann sevdiklerinden ve Allah'n buzettiklerinden olan ehvetlerin arkasndan srklenip giden bir kimsenin 'Ez billahi min'e-eytn'ir-racm' demesi fayda verici deildir. Szn, eytann errinden Allah'n kalesine snmakla bir araya getirmelidir. Allah'n kalesi ise 'L ilahe illallah'tr. Nitekim Hz. Peygamber'in Allah'tan haber verdii bir hads-i kdsde yle buyurulmaktadr: L ilahe illallah benim kale mdir. Kale me snan kimse azabmdan emin olur. Bu kaleye snanlar, Allah'tan baka mabudu bulunmayan kimselerdir. Heva-i nefsini kendisine mbud edinen kimse ise, Allah'n kalesinde deil, eytann ordughnda bulunmaktadr. eytann desiselerinden birisi de ahireti ve hayrl ilerin tedvirini hatrlatmak suretiyle seni namazda megul etmesidir. Bunu, okuduklarnn mnsn dnmeyesin diye yapmaktadr. O halde bil ki seni namazda okunan Kur'an'm mnsn anlamaktan alkoyan herey vesvese saylr; zira Kur'an'dan sadece dilin hareketi deil, aksine okunann mns kastedilmektedir. Kraat Hususunda nsanlar Snfa Ayrlr 1. Dili alan fakat kalbi gafil olan kiiler. 2. Kalbi, alan diline tbi olan ve okuduunun mnsn anlayan, sanki bakasndan dinliyormu gibi olan kiiler ki bu, ashab'ul-yemn'in derecesidir. 3. Kalbi her eyden evvel mnlara nfuz eden, sonra da dili kalbinin hizmetisi ve tercman olan kiiler. Dilin, kalbin tercman olmas ile muallimi olmas arasnda fark vardr. Mukarrebn zmresinin dili kalplerinin tercmandr. Onlarn kalpleri dillerine tbi deildir. Namazda okunan ayetlerin mnlar ise yledir: 'Bismillhirrahmnirrahm' dediin zaman, Allah'n kelmna 'besmele' ile teberrken balamaya niyet eyle! Bil ki besmelenin mns udur: 'Btn iler ancak Allah'n yardmyla olur'. simden gaye m-semma ve zattr; yani 'Allah'n zatnn yardmyla balyorum' demektir. %$*$>%*:$&* 485 Dnyadaki gibi, kelimelerin zerine basa basa, incelte incelte oku!93 Namazda, okuma mddetince dimdik durmak, kalbin Allah'n huzurunda tam bir sknet ile kaim bulunmasna iarettir. Nitekim Hz. Peygamber yle buyurmutur: Namaz klan saga-sola bakmad srece Allah Telnn iltifatna ve nazarlarna mazhar olur. Ba ve gzn saa-sola bakmaktan korunmas vacib olduu gibi i lemini de namazdan baka herhangi bireye ynelmemesinin temini de va-cibdir. Namazda iken i lemin namazdan baka bireye ynelirse derhal ona Allah'n kendisini murakabe ettiini hatrlat! Mnacaatta bulunann gaflete dalmasnn, mnacaat

edilenin karsnda bir saygszlk olduunu hatrlatp, i lemini derhal mnacaat edilene yneltmelisin. Kalbi hudan ayrmamaya dikkat et; zira zahir ve btnda saa-sola bakmaktan kurtulmann aresi ancak huudur. Btn korktuu anda zahir de korkar; yani d lem, i lemin izindedir. Hz. Peygamber namaz iinde sakal ile oynayan birisini grd zaman yle buyurmutur: Eer bu adamn kalbi korksayd, azalar da korkard. nk koyunlar obana baldr. Bu srra binaen Raslullah bir duasnda yle der: ; Y rabb! oban ile gttklerini slah eyle!94 'oban'dan gaye kalp, 'gdlen'den gaye de azalardr. Ebubekir Sddk (r.a) namazda yere aklan kazk gibi, bn Zbeyr de (r.a) aa gibi dimdik dururdu. Selef-i salihnin bazlar, rka varrken, hareketsizlikten, bir cansz kayay andrrlard ve bu sebeple rkek kular bile gelip srtlarna konard. Btn bunlar, dnya evlatlarndan byk olan kimseler huzurunda icras tab'an istenilen ve mmkn olan eylerdir. Peki padiahlar padiah olan Allah'n huzurunda byle bir durumun olmas neden uzak saylsn? Bakasnn huzurunda, korktuu iin edebli durup da Allah'n huzurunda azalarn kprdatan kimsenin bu hareketi, Allah'n cellini tanmak hususundaki kusurundan ve kalbine muttali olmamasndan ileri gelmektedir. 93) Ebu Dvud, Tirmi/., Nes, (Abdullah b. mirden) Tirmiz hadsin hasen-nahih olduunu sylemitir. 94) Zebd, Irak'nin bu hadsi herhangi bir kaynakta bulamadm syler. krime95 'O (Allah) ki namaza kalktn zaman seni grd gibi secde edenler iinde dolaman da grr'. (uar/218-219) ayetinde 'kyam', 'rk', 'secde' ve 'teehhd' iin 'clus' (oturmak) tbirinin kullanldn sylemitir. Rk ve Secde Rk ve secdeleri yaparken Allah Telnn azamet ve kibriysm yeniden hatrlamalsn. Rk ve secdeye varmak iin (afi mezhebinde olduu gibi) ellerini kaldrdnda yeni bir niyetle Allah'n azabndan, affna snmay talep etmelisin. Byle yapmakla Raslullah'in snnetine de tab olduunu ispat edersin. Sonra rka vardnda Allah'n karsnda zillet ve tevazn bir kere daha gstermelisin. Kalbinin incelmesine, korkunun yenilenmesine gayret sarfetmelisin. Mevlnm galibiyetiyle beraber kendinin zilletini; kendi zayflnla beraber Onun yceliini aklndan karmamalsn! Dilin de bu hakikati kalbinde yerletirmene yardm edecektir. Kalben Allah'n byklne ahidlik edip, dilinle de ayn mny sylemelisin. O'nun her bykten daha byk olduunu tekrar ede ede kalbinde yerlemesine ve kklemesine almal ve ban rkdan sana rahmet etmi olmas midi ile kaldrmalsn. Bu midi kalbinde yerletirmek iin 'Semiallahu limen hamideh' (Allah,

kendisine hamdedenin hamdini kabul eder) ve bu krn arkasndan da 'Rabbena leke'1-hamd' (Ey rabbim! Hamd sana mahsustur) demelisin. Gkler ve yer dolusu mnsna gelen 'mil'es-semvti ve m'el*ard' szyle de hamdini artrmalsn. Azalarnn en ycesi ve kymetlisi olan yzn, eyann en zelili olan toprak ile birletirmeli; eer alnnla toprak arasnda herhangi bir perde koy-makszm dorudan topraa secde etmeye muktedirsen, bunu derhal yapmalsn; zira bu durum huu daha ziyade celbedici, zillete daha fazla dellet edicidir. Yzn yere koyduun zaman, nefsini hakik ve kendisine uygun olan yerine koymu olduunu ve kendini aslna dndrdn bil. nk sen topraktan yaratldn ve ona dneceksin. te bunu yaparken Allah'n azametini kalbinde yenile ve 'En yce olan rabbim her noksanlktan mnezzehtir' anlamna gelen 'Sbhne rabbiye'l-a'l' de! Bu mny nefsine yerletirmek iin de ayn kelimeyi ( defa) tekrar eyle. Zira bir tek vuru, az iz brakr. Byle yapp kalbinin rikkate geldiini hissettiinde Allah'n rahmetindeki midini gerekletir; zira O'nun rahmeti, kibre deil, zillet ve za'fa yaklar. Secdeden, tekbir alarak ve ihtiyacn isteyerek ban kaldr ve 'Yrab! Beni affeyle, bana rahmet eyle ve hatalarmdan vazge!' mnsna gelen 'Rabbifir verham ve tec-vez amma ta'lem' duasn veya istediin duay oku. Sonra birinci secde gibi, ikincisini de tekrarlamak suretiyle tevazuunu tekid ve takviye eyle. Teehhd 95) Knyesj Ebu Abdullah olup, bn Abbas'n azadlsdr. H. 105 senesinde vefat etmitir. 487 Teehhd iin otururken edebli olmaya dikkat et. Aka kldn btn namazlarn ve sahip olduun temiz ahlkn Allah Tel'ya mahsus olduunu ifade eyle; mlkn de O'na ait olduunu syle. te ettahiyyat'm mns budur. Kalbinde Raslullah'n (s.a) mbarek hayalini hazr bulundur ve 'Ey Peygamber! Allah'n selm rahmet ve bereketi senin zerine olsun' de! Bunu sylerken de niyetinde bu selmn Raslullah'a iletildiini ve ondan sana daha gzel bir selmn geldiini kesinlikle tasdik eyle. Sonra kendi nefsine ve Allah'n btn salih kullarna selm ver. Sonra da Allah Telnn, selmna, onlara vekleten salih kullar adedince karlk vereceini dn. Bundan sonra da Allah'n birliine, Hz. Muhammed'in peygamberliine ehadet getir. Allah ile senin aranda bulunan ahdi, ehadetin iki kelimesini sylemek suretiyle yenile. O kaleye yeniden snmaya al. Namaznn sonunda da tevazu, huu, yalvarma ve kabule kesinlikle inanarak Hz. Peygamber'den vrid olan duay oku. Ebeveynini ve dier m'minleri de bu duana ortak et. Birinci selm verirken melekler ve orada bulunanlar zerine selm vermeyi kasteyle ve selmla namaznn sona eriine niyet eyle! Bu taati sana, tevfki ile sona erdirten ve tamamlatan Allah'n krn kalbinden karma. Namaznda Allah'a veda eder gibi, bundan baka bir namaz klacak kadar yaamayacakmsm gibi hareket et. Nitekim Hz. Peygamber adamn birine u tavsiyede bulunmutur:

INamazlarm sanki (dnyaya) veda ediyormuun gibi kl! Namazda, kusur yaptm diye haya ve korku uuruyla hareket et. Namaznn kabul olunmamasndan kork. Zahir veya btn gnahndan tr Allah'n buzettii bir kimse olmaktan sakn. Byle bir felkete duar olduun zaman namaznn paavra gibi yzne arplacan bil. Btn bunlarla beraber Allah'n kerem ve ltfuyla namazn kabul edeceinden de midini kesme. Yahya b. Vessab96 namaz kld zaman Allah'n diledii kadar durur, yznde namazdan ayrlmann znts grnrd, ibrahim en-Neh de namazdan sonra bir saat kadar sanki hastaym gibi yerinden kalkmaz, beklerdi te Allah'tan korkanlar namaz byle klarlard. Onlar, namazlarnda huu sfatndan ayrlmaz, namaz vakitlerini dikkatle izler ve namazlarm ihmal etmeksizin eda ederlerdi. Onlar ki gleri nisbetinde kulluk yapar ve ellerinden geldii kadar Allah Tel'ya mnacaat ederlerdi. Her insanolu namazn byle klmaya almaldr. Byle bir namaz eda ettii nisbette sevinmeli, elinden kat nisbette de zlmelidir. Byle bir namaz klabilmek iin de var kuvvetiyle kalbinin tedavisine almaldr. KtaDu Es-cM o ^.____ Gafillerin namazna gelince, o batan baa tehlikelerle doludur. Ancak Allah Telnn rahmeti yetiirse -ki O'nun rahmeti genitir, keremi kullarnn zerine oluk gibi akar- o zaman mesele deiir. Allah Tel'dan bizi rahmetiyle kapsamasn, mafiretiyle rtmesini temenni ve niyaz ederiz. Zira bizim rahmet-i ilhsini istemekten, ibadetinin edasndan acizliimizi itiraftan baka bir vesilemiz yoktur. Namaz fetlerden kurtaran, onu sadece Allah rzasna hasrettiren, haya, tazim ve huu gibi btn artlaryla eda etmek mkaefe ilimlerinin anahtar olan nurlarn kalpte domasna vesile olur. Bu derecelere ancak *" gklerin, yerin ve rubbiyet srlarnn kefedicisi olan Allah'n vel kullar Erimilerdir. Bunu da zellikle secde hlinde elde etmilerdir. Zira kulun, abbine en yakn olduu an secde ndr. Hayr, sakn onu dinleme'. Secde etmeye devam et ve (ibadetle rabbinin rahmetine) yakla. (Alak/19) Her namaz klann kalbinde dnya bulanklklarndan uzak olduu nisbette mkaefe husule gelir. Bu durum kuvvet, zaaf, az, ok, ak ve gizlilik gibi dereceler arzeder. Hatta bazlarna eyann hakikati inkiaf eder, bazlarna ise eya, hakkatiyle deil, ancak misaliyle inkiaf eder. Nitekim bazlarna da dnya bir cfe; eytansa o cfeye dalm ve halk da ona dalmaya davet eden bir kpek suretinde inkiaf etmitir. Ayn zamanda, ahslara gre inkiafn merkezinde de deiiklik vardr. Bazlarna Allah'n sfat ve cellinden, bazlarna da Allah'n fiillerinden inkiaf vki olur. Dier bir gruba ise, muamele ilimlerinin incelikleri hakknda mkaefe vki olur. Btn bu mnlarn tayin ve tesbiti iin, saylamayacak kadar gizli sebep vardr. Bu sebeplerin en ls himmettir; nk himmet, muayyen bireye

sarfedildi mi onu dierlerinden daha nce kefolunacak bir vaziyete getirir. Bu iler ancak tam srl bir aynada grlebilir. Halbuki zamanmzn btn aynalar pasldr. te hidayet ve nimet veren hlkm -h- cimriliinden deil, aksine hidayet merkezinin zerinde birikmi paslarn habasetinden tr hidayet ve saydmz eylerin hibiri bu aynalarda grlememektedir. te diller, byle bir hakikatin inkr iin deta yar etmektedirler. nk hazr olmayan bir nesnenin inkr edilmesi, insann ftratnda bulunan bir tabiattr. Eer annesinin rahminde bulunan ceninin akl olsayd, darda, geni dnyada gezen insanlarn varlnn imknn dahi inkr ederdi. Eer kk ocuun azck tefrik kabiliyeti olsayd belki de akllarn idrak edebildii gk ve yerlerin hakikatlerini inkr ederdi. te bylece insanolu bulunduu mertebenin tesini inkr edegelmektedir. Velilii inkr edenin, nbvveti de inkr etmesi gerekir. Yaratklar eitli aamalardan geerek ekillenmilerdir. Bu bakmdan insanoluna, 96) Esed kabilesindendir. Kfe'de kuralarn imamyd n. H.103 senesinde vefat etmitir. 488 hya-i Ulm'id-Din bulunduu basaman tesini inkr etmesi uygun dmez. Evet, hakikati, kalplerini msivadan temizlemekte deil de cedel ve artc mnakaalarda arayanlar, onu kaybederek inkra derler ve dmlerdir de... Mkefe ehli olmayan kimse, gayba iman edinceye ve tecrbe ile mkefeye varncaya kadar tasdik etmese bile hi olmazsa inkra kalkmamaldr. nk hads-i erifte yle buyurulmutur: j* ^j 5.LLU1 Kul namaza kalkt zaman, Allah Tel kendisi ile onun arasndaki perdeyi kaldrr ve onunla yzyze gelir. Melekler de onun omuzlar hizasndan itibaren t ara kadar hava boluunu doldururlar. Onunla birlikte namaz klar ve onun yapt dualara 'min' derler. Gklerin tam ortasndan namaz klan kimsenin zerine rahmet yaar. Allah'n tellallerinden biri yle barr: 'Eer u mnacaat eden kul kime mnacaat ettiini bilseydi, gzleri saa-sola kaymazd. Gklerin kaps namaz klanlar iin alr'. Allah Tel namaz klan kulu ile meleklere kar iftihar eder.97 Gk kaplarnn almas ve Allah Telnn namaz klan kulu ile yzyze gelmesi, daha nce zikrettiimiz mkefe ilminden kinayedir. Tevrat'ta 'Ey Ademolu! Alayarak ibadet edip huzurumda kaim olmaktan acz gsterme. Kalbine yaklaan Allahm ben! Benim nurumu gayb leminde grmtn' yazldr. Ebu Tlib el-Mekk yle der: 'Namaz klann sezdii rahmet kaplarnn al ve hissettii alama ve rikkatin, Allah

Telnn onun kalbine manen yaklamasndan meydana geldiini kuvvetli bir ekilde tahmin etmekteyiz. Allah'n bu ekildeki yaklam mekn bir yaklama olmadna gre bunun mns sadece hidayet, rahmet ve perdelerin ara-lanmasyla olan yaklamadr'. Deniliyor ki; kul iki rek'at namaz kld zaman, onun bu hareketine her onbin melein bulunduu on saf melek zenmektedir. Bylece Allah Tel, o kuluyla yzbin melee kar iftihar etmektedir. Bunun sebebi; 97) Kut'ul-Kulb'&'i kk bir ibare deiikliiyle rivayet edildii gibi, Shreverd tarafndan el-Avrif adl eserinde de zikredilmitir, lrak ise. bu hadsin aslna rastlamadn kaydetmektedir. Kitabu Esrar'is-Salt ve Mhimmtiha/III. Blm 489 kulun, namaznda kyam (ayakta durmak), kuud (oturmak), rk ve secdeyi bir araya getirmesidir. Halbuki Allah Tel bu drt vazifeyi krkbin melee taksim etmitir. Kyamda olan melekler kyamete kadar bu ekilde kalp rka varmazlar. Secdede olan melekler ise, kyamete kadar balarn secdeden kaldrmazlar. Rk ve kuudda olan melekler de byledir. Allah Telnn meleklerine ihsan buyurduu yaknlk ve mertebe ayn seviyede devam eder; ne eksilir ve ne de artar. te bu srra binaen Allah Tel meleklerinin yle dediklerini haber vermektedir. Biz meleklerden her birimizin bilinen bir makam vardr. (Saffat/164) nsanolu, daha yksek bir dereceye ykselme imknna sahip olmak bakmndan meleklerden ayrlr. nk insanolu, ibadetleriyle durmadan Allah Tel'ya yaklar. O, bu frsattan habire istifade etmektedir. Melekler iinse makam art kaps kapaldr. Herbir melein muayyen bir mertebesi ve bir vazifesi vardr; ondan bakasna intikal etmesi mmkn deildir. Onda geveklik gstermesi de dnlemez. Gklerde ve yerde olan btn varlklar Allah'ndr. O'nun katndakiler (melekler) kendisine ibadet etmekten ne byklenirler, ne de usanrlar. Gece gndz hep Allah' tebih ederler, hi ara vermezler. (Enbiy/19-20) Derece artnn anahtar namazdr. Hakikat, m'minler zafer bulmutur. Onlar namazlarnda tevazu ve korku sahibidirler. (M'minn/1-2) Allah Tel, imandan sonra zafer elde edenleri tevazuyla klman namaz ile methetmitir. Sonra zafere ulaanlarn vasflarn 'namaz klmaktr' diye sona erdirerek yle buyurmutur: 'Onlar ki namazlarn gerei gibi ve devaml klarlar'. (M'minn/9) Daha sonra da bu sfatlara sahip olan m'minlerin u sonucu elde ettiklerini iln etmitir: te bu vasflara sahip olan kimseler vris olanlardr. Onlar Firdevs cennetine vris olacaklar ve orada ebed olarak kalacaklardr. (M'minn/10-11) 490 hya-i Ulm'id-Din Kitabu Esrar'is-Salt ve Mhimmtiha/III. Blm

491 Grlyor ki Allah Tel, bu sfatlara sahip olan m'minleri balangta felah (zafer) ile sonunda da Firdevs'in vrisi olmakla vasflandrmaktadr. Benim kanaatime gre insan bu dereceye ykselten, kalbin gafil olmasyla beraber yalnzca dilin hareketinden ibaret olan namaz deildir! Nitekim Allah Tel felaha kavuanlarn tam zdd olanlar hakknda da u ifadeyi kullanmaktadr: Mcrimlere 'Sizi cehenneme sokan nedir?' diye sorulduunda 'Biz namaz klanlardan deildik' derler. (Mddessir/41-43) Bu bakmdan Firdevs'in vrisleri ancak namaz klanlardr. Allah'n nurunu mahede edip O'na yakn olmaktan zevk alan ve kalben O'na yaklaanlar da yine namaz klanlardr. Allah Tel'dan bizi namaz klanlara dahil etmesini, szleri su ve fiilleri irkin olanlarn errinden korumasn dileriz. nk ihsan kadm olan, kerem ve minnet sahibi bulunan ancak O'dur. Allah, setii her kuluna rahmet deryalarn cotursun. min! Huu Duyanlarn Namazlar le lgili Hikyeler Korkunun, imann semeresi ve Allah'n cellinden hsl olan yaknin neticesi olduunu bilmek gerekir. Kime iman ile yakn ihsan edilmise, o gerek namazda, gerekse de namazn dnda daima; hatta tek bana hicran zaviyesinde ve def-i hacet iin tuvalette iken dahi korkar. nk Allah'n kuluna daima muttali olduunu bilmek, O'nun cellini anlamak ve kendi nefsinin kusurlarn idrak etmek korkuyu gerektirmektedir. te btn bu bilgilerden korku doar. Bu bilgiler, sadece namaza mahsus deildir. Nitekim rivayet edildiine gre selef-i salihnden bir zat Allah'tan utanp korktuu iin krk sene ban kaldrp gklere bakmamtr. Reb b. Hayseme ban ziyadesiyle nne edii ve gzlerim kapatt iin, baz kimseler onun kr olduunu zannederlerdi. Reb yirmi yl boyunca bn Mes'ud'un evine gidip gelmitir. bn Mes'ud'un cariyesi, Reb'yi grd zaman efendisine koar ve 'Kr dostun geldi' derdi. bn Mes'ud da cariyesinin bu szne glerdi. Cariye kapy alan Reb'yi daima ba eik ve gz kapal olarak grrd. bn Mes'ud, Reb'ye her baktnda 'Ey Raslm! taatkr ve mtevazi olanlar cennetle mjdele!' (Hac/34) ayetini okuyarak 'Allah'a yemin ederim ki eer Allah Rasl seni grseydi, sevinirdi' derdi. Baka bir rivayette 'seni severdi', dier bir rivayette 'glerdi' eklinde gelmitir. Reb, birgn bn Mes'ud'la birlikte demirciler arsndan geiyordu. Demirci krklerinin frd, kvlcmlar saan atei grnce iten gelen bir nra atarak dp bayld. bn Mes'ud (r.a) namaz zamanna kadar onun baucunda oturdu. Fakat Reb bir trl aymad. bn Mes'ud daha sonra onu srtlayarak evine gtrd, fakat o ertesi gn ayn saate kadar aylmad ve bu arada be vakit namaz da kard. Onun ba ucunda oturan bn Mes'ud (r.a) 'Allah'a yemin ederim ki ite korku diye buna denir' buyurmutur.

Reb yle demitir: "Hangi namaza durmusam, mutlaka kendi diyeceklerimi ve bana denilecek olanlar dnm ve bu sahada tefekkre dalmmdr". Bu tr kimselerden biri de Amr b. Abdullah'tr.98 Bu zat namaza durduu zaman, kz arasra def alar; kadnlar da ev dahilinde istedikleri gibi yksek sesle konuurlard. Fakat o bunlar ne duyar ve ne de konutuklarn anlard. Gnn birinde kendisine 'Namaz dahilinde nefsin sana birey sylyor mu?' diye soruldu. 'Evet; bana Allah'n huzurunda bulunduumu ve yarn iki evden (cennet ve cehennemden) birine gideceimi sylyor' cevabn verdi. Yine birgn kendisine yle sorulmutu: 'Bizim namaz iinde hissettiimiz dnya hdiselerini duyuyor musunuz?' Buna yle cevap verdi: 'Bedenime mzraklarn saplanmas, bana sizin namaz iinde hissettiiniz dnya hdiselerini duymaktan daha sevimli gelir'. Amr hazretleri yle der: 'Eer Allah ile kul arasndaki perde gzlerimin nnden kalksayd bile, yaknimde zerre kadar artma olmazd'. Mslim b. Yesar da bu kimselerdendi. Nitekim Basra camiinde namaz klarken, cami duvarnn yklmasndan haberi olmadn daha nce sylemitik. Byle kimselerden birinde, nlenmesi ancak hastala yakalanan parann kesilmesiyle mmkn olabilecek bir hastalk belirdi. Ancak o szko-nusu parann kesilmesine raz olmad. Kendisini tanyanlardan biri tedbir olarak yle dedi: 'Namaza durduu zaman bana gelenlerden haberi olmaz. Bu nedenle, onu namazda iken ameliyat edin'. Bunun zerine, kesilmesi gereken beden paras kendisi namazda iken yerinden alnd ve bylece tedavisi yapld. Seleften biri yle demitir: 'Namaz, ahiret hdiselerindendir. Bu bakmdan namaza girdiin zaman, dnyadan km olursun'. Seleften birine 'Namazda iken, dnya hdiselerinden birey dnr msn?' diye sorulduunda yle cevap vermitir: 'Ne namazda, ne de dnda byle birey dnmem'. Yine bir zta 'Namazda birey hatrlar msn?' diye sorulduunda, 'Bence namazdan daha sevimli birey yoktur ki onu hatrlayaym' buyurmutur. Ebu Derd (r.a) yle buyurur: 'Klmaya balamadan nce her trl ihtiyacn grp, namaza sade bir kalple balamay baarmak, kiinin fakih olmasna dellet eder'. 98) Zbeyr b. Avvara'n torunu ve Abdullah b. Zbeyr'in oludur. 492 493 Seleften bazlar, vesvese korkusundan namazlarn acele klarlard. Rivayet ediliyor ki Ammar b. Ysir (r.a) bir keresinde namazn acele olarak kld. Orada bulunanlardan biri 'Ey Ebu Yekzan! Namazn ok acele klmadn m?' diye sordu. O da cevaben yle buyurdu: 'Namazn hu-dudlarndan herhangi birine riayet etmediimi ve herhangi bir unsurunu eksik yaptm grdn m?'. Adam grmediini syleyince de yle dedi: 'eytann unutkanln

acele olarak geeyim diye namaz bu ekilde kldm'. nk Hz. Peygamber yle buyurmutu: Kul, namaz klar; fakat kendisi iin, bu namazn yars, te biri, drtte biri, bete biri, altda biri ve hatta onda biri dahi yazlmaz. Ammar b. Ysir szlerine yle devam etti: "Kii namazndan ne kadarn anlarsa, kendisi iin o kadar yazlr, buyurulmutur". Ashabdan Hz. Talha, Hz. Zbeyr ve bir grup, namazlarn herkesten daha acele ve hafif olarak eda ederlerdi. Bylece eytann vesvesesinden bir an evvel kurtulmay temin ettiklerini sylerlerdi. Hz. mer birgn minberde yle buyurmutur: 'Kii, sakal slmiyet'te bembeyaz kesildii halde, Allah Tel iin kmil ve tam bir namaz klmam olabilir'. Sahablerden biri 'Bu nasl olur?' diye sorunca da yle buyurmutur: 'Bununla namazda gereken huu, tevazu ve Allah Tel'nn huzuruna ynelmeyi tamamlamadn sylemek istiyorum'. Ebu Aliye'ye" 'Onlar ki namazlarndan gafildirler' (Mn/5) ayetinin kimin hakknda nazil olduu sorulunca, 'Namaznda ka rek'at kldn bilmeyen kimseler hakknda nazil olmutur' cevabn vermitir. Hasan Basr (r.a) bu ayetin, namaz vaktini unutmak suretiyle, vakitten karan kimse hakknda nazil olduunu sylemitir. Seleften biri yle demitir: 'Bu ayet-i celle, namazn vaktinde kld zaman sevinmeyen, vaktinde klmad zaman da zlmeyen; ta'cilinde hayr grmedii gibi, tehirinde de gnah telkki etmeyen kimse hakknda nazil olmutur'. Bilmelisin ki kiinin kld namazn bir ksm aleyhinde ve bir ksm da lehinde yazlmaktadr. Nitekim hadsler de bu keyfiyete dellet etmektedirler; her ne kadar fakihler 'Bir namaz ya doru olur veya olmaz; bir ksm doru, bir ksm da eri olmak suretiyle paralanma kabul etmez' deseler de... Fakat fakihlerin de -biraz nce sylediimiz gibi- hkm dorudur. (nk zahire gre verilen bir hkmdr). Birok hads, bizim 99) Ad Refi b. Mehram'dr. Riyh kabilesine mensup olup Gasrahdr. Reslullah'n vefatndan iki sene sonra mslman olmu ve H. 90 senesinde vefat etmitir. sylediimiz bu mnya da dellet etmektedir..-^-^ - >*** ^ ^ ^ 'Farzlarn eksiklii nafilelerle giderilir'uu diye bir hads- erif vrid olmutur. Bir hads-i erifte Hz. sa'nn Allah Tel1 dan 'Farz ibadetlerle kulum azabmdan kurtuldu. Nafile ibadetlerle de kulum bana yaklat' szlerini naklettii haber verilmektedir. Hz. Peygamber de Allah Tel'nn 'Kulum, benim azabmdan ancak kendisine farz kldm ibadetleri eda etmek suretiyle kurtulur'101 buyurduunu nakleder. "J\ jl Slt Hz. Peygamber, bir namazda okuduu srenin bir ayetini atlar. Namaz bitirdikten sonra arkasndaki cemaate 'Ben ne okudum?' diye sorunca, cemaat susar. Bunun zerine ayn suali bey b. Ka'b'a

sorar. bey 'Filn sreyi okuyup, falan ayetini terkettin. Bu ayetin neshedilip-edilmediini bilmiyoruz' deyince Hz. Peygamber 'Sen bu iin ehlisin ey bey?' buyurduktan sonra dierlerine dnerek yle der: "Namaza gelip de saflarn tamamlayarak duran ve peygamberleri aralarnda bulunan sizlere ne oluyor ki Allah'n Kitab'ndan size hangi srenin okunduunu bilmiyorsunuz? yi bilin ki srailoullar da sizin yaptnz gibi yapmt. Allah Tel peygamberlerine 'Kavmine syle! Bedenleriyle huzuruma geliyor ve dillerini bana veriyorlar; fakat kalpleriyle benden uzaklayorlar. Yaptklarnn btl olduunu bilsinler' diye vahyetmitir".102 1001 Snen sahipleri ve Hkim, (Ebu Hreyre'den); Hkim senedinin sahih olduunu sylemitir. 101) mam lvak, byle bir hadse rastlamadn kaydeder. Ebu Tlib el-Mekk ise Kut'l-Kulb adl eserinde bu hadsi deiik bir ibare ile rivayet etmektedir. 102) Muhammed b. Nasr, Kitab'us-Salt, (mrsel olarak); Deylem, (Ubey b. Ka'bdan); Nosa, (Abdurrahman b. Ebz'den sahih olarak) 494 Bu hads-i erif, Fatihadan sonra imamn okuduu zamm srenin dinlenip anlalmasnn, cemaat iin bu zamm srenin bedeli olduuna dellet eder. Seleften biri yle der: Kii kendisini Allah'a yaklatrd inancyla secdeye varr. Oysa secdede yapt gnahlar, bulunduu ehrin sakinlerine taksim edilmi olsayd hepsi helak olurdu'. Bu sz dinleyenlerden biri 'Bu i nasl oluyor?' diye sorunca, o zt yle karlk verir: 'Kendisi Allah huzurunda secdeye varmaktadr. Kalbi ise, nefsin hevasna kulak veriyor ve kendisini kaplam olan btl gryor'. te namazlarnda huu duyanlarn zellikleri bunlardr! Bu anlattklarmz, daha nce vermi olduumuz hkmlerle birletikleri zaman, namazda huu ve kalp huzurunun esas olduu aka ortaya kmaktadr. Yine gafletle klman namazn mcerred hareketlerinin ahirette pek az fayda verici olduu da sarahaten anlalmaktadr. En dorusunu Allah bilir. Allah'tan bizi muvaffak klmasn niyaz ederiz! DRDNC BLM mamlk, ktid (mama Uyma), Namazn Rknleri, mamn Selm'dan Sonraki ve Namazdan nceki Vazifeleri ve Kraat ; imamn namazdan nceki vazifeleri altdr: 1. Kendisini istemeyen bir cemaate imam olmamaldr. Eer kendisini istemek hususunda cemaat ikiye blnrse, ekseriyetin durumu dikkate alnr. Fakat aznlkta kalanlar, dierlerine nazaran daha hayrl ve dindar kimseler ise, onlarn grlerini dikkate alp ona gre amel etmek daha evladr. nk Hz. Peygamber yle buyurmaktadr: u grup insann namaz, balarndan -bir arpa boyu kadar olsunyukarya kmaz; a) Efendisinden kaan kle, b) Kocas kendisinden raz olmayan kadn, c) Kendisini istemeyen bir cemaate imamlk yapan kii.103

Cemaatin imam istemeyii halinde 'imamlk' mekruh olduu gibi, cemaat ierisinde fkh kendisinden daha iyi bilen birisinin bulunmas halinde yaplan imamlk da mekruh olur. Ancak fkh daha iyi bilen kii imam olmaktan kanrsa dierinin imam olmasnda mahzur yoktur. Bu gibi durumlar mevcut deilse, nefsinin imamlk artlarn haiz olduu kanaatindeki bir kimse, derhal ne geerek imamlk yapabilir. Cemaatin iinde imamla daha lyk birisi bulunduu zaman, bunlarn birbirleriyle dierinin imam olmasn istemek suretiyle itimeleri mekruhtur. nk "Namaz iin kamet getirildikten sonra imamlk hususunda itiip kakan bir kavmi Allah Tel batrmtr' denilmitir. Ashb- kiram arasnda imam olmamak iin vuku bulan itimeler hususundaki rivayete gelince, bunun sebebi imam olmas istenilen zatn dier kiiyi bu ie kendisinden daha ehil grmesi ve onu nefsine tercih etmesidir; ya da sahabler, namazda herhangi bireyi unuturum korkusuyla imamlktaki mesuliyet tehlikesinden katklar iin bu ekilde hareket ediyorlard. nk imamlar sorumluluk tamaktadrlar. mamlk vazifesine in olmayan bir kimsenin kalbi, ou zaman byle bir grevi yklendiinde megul olur. zellikle sesli klnan namazlarda cemaatten gelen mahcubiyet duygusu namazda gereken ihls tevi eder. Bu bakmdan imamlktan ekinen ashab- kiramn byle birok mazeretleri vard. 103) Tirmiz, (Ebu mme'den hasen vegarib olarak) 496 2. Ezan okumakla imamlk arasnda muhayyer kalnd zaman, imaml tercih etmek daha uygundur; nk her ikisinin de fazileti olmakla beraber ikisini birden almak mekruhtur. mamla mezzinin ayr ayr ahslar olmas daha mnasiptir. mamlkla mezzinlii birden almak mmkn olmad zaman, imamlk daha evldr. Bazlar da ezan hakknda naklettiimiz faziletten tr mezzinliin daha evl olduuna hkmetmilerdir, ikinci delilleri de Hz. Peygamberin u szdr: j^y OiJ-Jlj ^yS-^1 f^1' s, imam mesuldr; mezzin ise emindir.104 "'"' ! Bunlar 'mamlkta mesuliyet korkusu vardr' derler. mam emindir. O rka gittii zaman siz de rka gidin; secde ettiinde de siz de secde edin.10" .j^pN aIiii Ijoju j\) (I-jJj 4i ^1 Ol Eer imam namazn tamamlarsa bundan hem kendisi, hem de cemaat faydalanr. Eer namaznda noksanlk yaparsa zarar cemaate deil, sadece kendisine aittir.106 Btn bu hadsler, mezzinliin imamlktan daha stn olduuna dellet ettii gibi, u hads-i erif de buna dellet etmektedir: .^oijiu 'jAs] 'cJy\ .uji ^ii Ey Allahm! imamlar rd et! Mezzinleri de affeyle!107 Affn istenmesi daha evldr; nk ird, affolunmak iin istenilmektedir.

Bir camide yedi yl imamlk yapana sorgusuz-sualsiz cennet vacib olur. Krk yl ezan okuyan ise sorgusuz-sualsiz cennete girer.108 104) Ebu Dvud ve Tirmiz, (Ebu Hreyre'den); Ahmed b. Hanbol. (Ebu mme'den hasen olarak) 105) Buhari, (Ebu Hreyro'den). Ancak Buhari'dc 'mam emindir' ibaresi yoktur. 106) Ebu Dvud, bn Mce ve Hkim, (Ukbe b. mirden); Buhar, (Ebu Hreyre'den) 107) Bu hads, daha nce 'mam mesuldr' eklinde vrid olan hadsin bir parasdr. 108) Tirmiz, bn Mce, (bn Atbas'tan -hadsin ilk ksmm-); Tirmiz hadsin garib olduunu sylemitir. Kitabu Esra te bu sr ve hikmetten tr sahabler (r.a) imam olmamak hususunda yarrlard. Son Hkm En doru fetvaya gre, imamlk, mezzinlikten daha efdaldir. nk Hz. Peygamber hayat boyunca imamla devam ettii gibi, ondan sonra da Hz. Ebu Bekir, Hz. mer ve onlardan sonra gelen eimme-i kiram da imamla devam etmilerdir. Evet, imamlkta mesuliyet tehlikesi vardr; fakat unutulmamaldr ki tehlikesi nisbetinde de fazileti vardr. Nitekim tehlikelerle dolu olan amirlik ve halifelik mertebesi de her mertebeden daha stndr. Bunun delili Hz. Peygamberin u hadsi erifidir: Adil sultann tek bir gn, yetmi senelik ibadetten daha stndr.109 Buna ramen saltanatta byk tehlikeler vardr. te imamlkta da tehlike olduu iin en faziletli olann ve fkh en iyi bilenin, bilmeyenlere imam olmas vacib olmutur. Nitekim Hz. Peygamber yle buyurmutur: .'S'fy; \y.& (&SU \f'} \ >') OVi *l!t J\ j"jl5 :J^ )'\ (l'jlii (IS^J.1 mamlarnz efaatilerinizdir.'lu Szn Allah nezdindek temslci-lerinizdir. Namazlarnzn makbul olmasn istiyorsanz, kendinize fazilet bakmndan en stnnz imam seiniz. Seleften bazlar, 'enbiydan sonra limlerden daha stn, limlerden sonra da namaz kldran imamlardan daha stn kimseler yoktur. nk bu insanlar, Allah'n huzurunda kim olup onunla mahlkat arasnda araclk yaparlar. Peygamberler nbvvet vazifesiyle, lim ilimle, imam ise dinin direi olan namazla Allah ile mahlkat arasna girmektedir' demilerdir. Sahabler, Hz. Ebubekir Sddk'n halife seilmesini u delile davanarak ispatlamlardr: Dndk ve baktk ki namaz dinin direidir. Bu bakmdan dinimiz hususunda Raslullah tarafndan nder seilen bir insan dnyamza da lider intihab ettik. Bill-i Habe (r.a) Raslullah tarafndan mezzin tayin edildii halde, buna dayanarak onu halife semediler. (Bu bakmdan sahablerii bu

hareketi imamln mezzinlikten daha stn olduuna en bariz delildir). Mezzinliin daha stn olduuna dellet eden yle bir hads rivayet olunmaktadr: 109) Tabern, (bn Abbas'tan hasen bir senedle) 110) Drekutn ve Beyhak, (bn mer'den zayf b\r senedle 498 hya-i Ulm'id-Din Kitabu Esrar'is-Salt ve Mhimmtiha/IV. Blm 499 :Jl Ashabdan biri 'Ey Allah'n Rasl! Bana cennete girmeme vesile olacak bir amel ret!' deyince, Hz. Peygamber 'Mezzin ol!' buyurdu. Adam 'Mezzinlik yapmaya gcm yetmez' deyince de 'O halde imam ol!' dedi. Adamn 'mamlk yapmaya da kudretim kfi gelmez' demesi zerine 'yleyse imamn hizasnda namaz kl!' buyurdu. Bu hads yoruma muhtatr; nk Raslullah, mezzinlik daha stn olduu iin deil, cemaatin o adamn imamlna raz olmayaca kanaatiyle byle sylemitir. Zira ezan okumak vazifesi mezzine, imamlk vazifesi ise cemaate ve onun seimine bal bulunmaktadr. Daha sonraki zamanlarda o adamn imamete muktedir olduu sanlmtr.111 3. mam namaz vakitlerini gzetlemeli, Allah'n rzasna nail olabilmek iin namazlar vakitlerinin evvelinde kldrmaldr. Nitekim Hz. Peygamber'in yle dedii rivayet edilmitir: Vaktin evvelinde klnan namazn, sonunda klnan namaza nazaran stnl, ahiretin dnyadan stnl gibidir.112 Kii, namazn vaktin sonunda klar ve kazaya brakmaz. Ancak vaktin evvelinde eda etmedii iin kaybettii fazilet, dnyadan ve dnyadakilerden daha stn ve hayrldr.113 Cemaat oalsn diye namaz vaktin sonuna tehir etmek uygun bir hareket deildir. Aksine cemaatin vaktin evvelindeki faziletleri elde etmek iin acele etmesi gerekir. Namaz vaktin evvelinde klmak, cemaatin okluundan ve uzun srelerin okunmasndan daha stndr. Selef-i salihn iki kii olduklar zaman, derhal namaza dururlar, ncy beklemezlerdi. Drt kii cenazede hazr olduunda derhal vazifelerin yaplmasna geilir ve beinci ahs beklenmezdi. Bir yolculuk esnasnda cemaat, sabah namazna ge gelen Hz. Peygamber'i beklememi ve Abdurrahman b. Avf 1 imamla geirerek na111) Buhar, Tarih; Ukayl, Duaf; Tabern, Evsat, (bn Abbas'tan zayf bir senedle) 112) Deylem, Msned'l-Firdevs, (bn mer'den zayf bir senedle) 113) Drekutn, (Ebu Hreyre'den zayfbir senedle) mazlarn eda etmilerdi. Birinci rek'ata yetiemeyen Hz. Peygamber, imamn selmndan sonra kalkarak klamad bu rek'at kaza etti. Rvi "Biz bu durumdan korktuk. Fakat Hz. Peygamber selm verdikten sonra 'Byle devam ediniz' buyurup bizi teskin etti" diyor.114

Raslullah (s.a), birgn le namaznda gecikti. Ashab onun geliini beklemeden Ebu Bekir Sddk' imamla geirdiler. Ebu Bekir, namaz kldrrken Hz. Peygamber gelerek onun yannda durmak suretiyle cemaate uydu.115 mam, mezzini beklemek mecburiyetinde deildir. Aksine kamet getirmek iin mezzinin imam beklemesi gerekir. Bu bakmdan imam hazr olduu zaman, mezzini beklemeden namaza devam edebilir. 4. hlsl ve sadece Allah rzas iin imamlk yapmak gerekir. Taharette ve namazn btn artlarnda Allah'n emanetini -olduu gibi-eda etmelidir. mamlk ve Mezzinlik in cret Almak hls ile imamlk yapmak, bu vazifenin karlnda cret almamak demektir; nk Hz. Peygamber, Osman b. Ebi'l-As es-Sakaf'ye yle demitir: Okuduu ezan karlnda cret istemeyen bir kimseyi mezzin yap!116 Ezan, namazn yoludur. Mademki ezan mukabilinde cret alnmamas szkonusudur, o halde imamlk vazifesine karlk da cret alnmamas daha evldr. Vakfiyesinde 'imam creti' bulunan bir mescide imam olarak, oradan veya devletten, yahut da cemaatin herhangi birisinden imamlk creti alnrsa, bunun haram olduuna hkmedilemez. Fakat mekruh olduu da muhakkaktr. Farzlardaki kerahetse teravih namazlarmdaki kerahetten daha iddetlidir, imamn ald bu cret, camide be vakit hazr olmasnn karldr. Cemaatin ikmesi ve o mescidin murakabesi iindir. Yoksa sadece namaz kldrmak iin deildir. Emanete gelince, btn fsk u fcura, byk ve kk gnahlara devam etmekten temizlemektir. mamla seilen ztn, bu i habasetten var kuvvetiyle kanmas gerekir. nk imam, cemaatin efaatisi (temsilcisi) mesabesindedir. Bu bakmdan cemaatin 'en hayrls' olmas gerekir. Zahirde hadesten ve necasetten temizlenmesi de byledir; nk byle bir temizlie kendisinden bakas vkf olamaz. Eer namaz es114) Buhar ve Mslim, (Muire'den) 115) Buhar ve Mslim, (Sehl b. Sa'd'dan) 116) Snen-i Sitte ve Hkim, (Osman b. Ebi'l-As es-Sakaf'den) i Mhimmtiha/IV. Blm 501 500 hya-i Ulm'id-Din nasnda abdesti olmadn hatrlar veya kendisinden bir yel zuhur ederse, sakn utanp da namaz brakmamazhk etmesin! Byle bir duruma yaknnda bulunan birisinin elinden tutarak kendi yerine geirmelidir; nk Hz. Peygamberin, namaz esnasnda cnp olduunu hatrlad ve derhal yerine birisini vekil yaparak gusl abdesti almaya gittii, bilhare gelerek namaza dahil olduu sabittir.117 Sfyan es-Sevr yle der: 'Efendisinden kaan kle, bid'at ehli, ana-babaya isyan eden, fisk u fcuru alenen ileyen ve daima sarho gezenler hari, her doru ve yalancnn arkasnda, cemaat

olarak namaz kl'. (Byle bir namaz, Ebu Hanife ile afi'ye gre kerahetle birlikte sahihtir). 5. mamn saflar dzeltilmedike tekbir almamas gerekir, mam sana ve soluna bakmal ve saflarda bir erilik grrse dzeltilmesini emretmelidir. Selef-i salihn namaza dururken omuzlarn bir hizaya getirirler ve ayak topuklarn da birletirirlerdi. Mezzin, kameti bitirmeden imam tekbir almamaldr. Mezzin de ezandan sonra, cemaatin namaza hazrlanabilecei kadar bekledikten sonra kamet getirmelidir. J * u Ezan ile kametin aras kiinin yemek yiyebilecei veya sktnda abdest alabilecei kadar uzatlmaldr.118 Bunun hikmeti, Hz. Peygamber'in kk veya byk taharet sktrdnda namaz klmay yasaklamasdr.119 Ayrca Hz. Peygamber, kalbin vesveselerden kurtulmas iin, ackan bir kimsenin akam yemeini yats namazndan nce yemesini emretmitir.120 6. mam, namazdaki tm tekbirleri cemaate duyuracak ekilde yksek sesle almaldr. Cemaattekiler ise, seslerini ancak kendilerinin duyabilecekleri kadar ykseltebilirler. mam fazilete nail olmak iin, imamete niyet etmelidir. mam bu niyeti getirmese dahi hem kendisinin hem de uymaya niyet eden cemaatin namazlar sahihtir. Fakat cemaat sevabn ancak imama uymaya niyet eden kimseler alr. mam ise, imamete niyet etmedii iin, cemaatla namaz klma sevabndan mahrum olur. Cemaat is-tiftah tekbirlerini imamn tekbirinden sonra almaya dikkat etmelidir; 117) Ebu Dvud, (Ebu Bekre'den a A / birsenedle) 118) Tirraiz ve Hkim, (Cbir'den); Tirmiz'ye gre senedi mehuldr. 119) Mslim, Hz. ie'den u ibare ile nakletmektedir: 'ki pislikten biriyle skann namaz yoktur (namaz kmil olmaz)'. 120) Buhar ve Mslim (bn mer ve Hz. ie'den) yani imam tekbirini bitirdikten sonra sra cemaate gelmelidir. Allah en dorusunu bilir. Kraat Vazifeleri Bu vazifeler tr: A. mam, namaz tek bana eda eden kimse gibi istiftah (ama) duasn ve ezyii gizlice okur. Sabah namaznn btn rek'atlarnda, akam ve yatsnn da birinci ve ikinci rek'atlarnda Fatihay ve Fatihadan sonra okunan sreyi sesli okumaldr; nitekim namaz tek bana eda edenler de byle yaparlar. Namazn sonunda -eer sesli okunan nanazlardansa'min' kelimesini sesli getirmelidir. Cemaat de byle yapmal ve min'lerini imamn min'inden sonra deil, onunla birlikte getirmelidirler.121 mam, sesli namazlarda (afi'ye gre) besmeleyi de sesli okumaldr. Besmele'nin nasl okunaca hakknda birbirine zt birok haberler zikredilmitir. mam afi (r.a) besmele'nin ak okunmasn tercih etmitir.122

B. mam, kyamdayken defa nefes alp skt etmelidir. Bu keyfiyeti, Semure b. Cndb ile mrn b. Husayn Hz. Peygamber'den rivayet etmilerdir: a) mam tekbir ald zaman, arkasnda bulunup kendisine uyan cemaatin Fatihay okuyaca kadar susmas gereklidir. Bu, sktlarn en uzunudur. Bu sktu imam istiftah duasn okuduu zaman yapar; nk imam bu arada skt etmezse cemaatin zamm sreyi dinlemesine mni olur. Bu durumda sevaplarnn eksilmesinden mesul olur. Eer imam, skt ettii halde, cemaat bu mddet iinde Fatihay okumayp baka bireyle megul olursa gnah imama deil, cemaate ait olur. b) mam, Fatihay okuduktan sonra, birinci sktunda Fatihalarn tamamlayamayanlara tamamlama imkn vermek iin, birinci sktun yars kadar susmaldr. c) Ftiha'nn akabinde okunan sreyi bitirdikten sonra ve rka varmadan nce biraz skt etmelidir. Bu, sktlarn en ksasdr. mam o-kuyu ile rka var tekbirinin arasn ayracak kadar susmaldr; nk okuyuu tekbirle birletirmek yasaklanmtr. Cemaat, imamn arkasnda Fatihadan baka birey okumamaldr. Eer imam, tekbirinden sonra Fatihay okuyacak kadar frsat vermezse cemaat Ffi/a'larn onunla birlikte okumaldr ve bunun (mnevi) kusuru da imama ait olur. Cemaat, imamn okuduu zamm sreyi duyamadnda kendi kendine okumasnda bir mahzur yoktur. C. mam, sabah namaznda yz ayetten az olan srelerden iki tanesini okumaldr; nk sabah namaznn kraatini uzatmak ve namaz biraz 121) mam 'min' dediinde, cemaatn de 'min' di 122) Nes ve Mslim, (Enes'ten) .emesi gerektiini bildiren hads vardr. 502 hya-i Ulm'id-Din Kitabu Esrar'is-Salt ve Mhimmtiha/IV. Blm 503 erken balatmak snnettir. Sabah namazndan tan yeri aardktan sonra klmas bir zarar vermez. kinci rek'atnda herhangi bir srenin sonundan otuz veya yirmi ayet okuyup o sreyi bitirmekte hibir beis yoktur. nk byle sreler sk sk okunmadndan va'z u nasihat bakmndan daha tesirli ve insan daha fazla tefekkre sevkedecidir. Baz limler bir ksm srelerin ba taraflarndan birka ayet okuyarak kesmeyi mekruh saymlardr. Rivayet ediliyor ki Hz. Peygamber Ynus sresinin bir ksmn okumu, Hz. Musa ile Firavun bahsine gelince okumay kesip, rka varmtr.123 Hz. Peygamber sabah namaznda Bakara sresinden (136) "Ey m'minler! Yahudi ve hristiyanlarm sizi kendilerine davet etmelerine karlk yle deyiniz: Biz Allah'a ve bize indirilen Kur'an'a iman ettik" ayetini, ikinci rek'atte lu mrn sresinin (53) 'Ey rabbimiz! ndirdiin ncil'e iman ettik ve peygamberin sa'ya tbi olduk...' ayetini okumutur.124 ;

Hz. Peygamber, Bill'n daldan dala atlayarak uradan buradan ayet okuduuna ahid olunca ona neden byle yaptn sorar. Bill 'Gzel ko- ' kuyu gzel kokuya katyorum' cevabn verir. Bunun zerine Hz. Peygamber 'ok gzel yapyorsun' buyurur.125 le namaznda otuz ayet uzunluunda olan ve Tval-i Mufassal ' diye anlan srelerden okumaldr. kindi namaznda lede okuduu srelerin yars kadar; akam namaznda ise Mufassal srelerden sonra gelen ksa sreleri okumaldr.126 Hz. Peygamberin kld son namaz, akam namazdr.127 Hz. ; Peygamber bu namazda Mrselt sresini okumu ve bundan sonra da ruhunu teslim edinceye kadar baka namaz klmamtr. Ksacas namazda tahfif, ar klmaktan daha evldr; zellikle de cemaati bol olan camilerde... Hz. Peygamber bu ruhsat hakknda yle buyurmaktadr: Herhangi biriniz, halka namaz kldrdnda, hafif kldrsn; nk onlarn ierisinde ihtiya sahibi, yal ve zayf kimseler bulunabi- ; lir.128 i Ancak kii tek bana kld namazlarn istedii kadar uzatabilir. * 123) Mslim, (Abdullah b. Saib'den) . M'minn sresini okuduu da rivayet olunmaktadr. 124) Mslim, (bn Abbas'tan); Ebu Dvud, (Ebu Hreyre'den) 125) Ebu Dvud, (Ebu Hreyre'den sahih bir senedle) 126) Nevev'ye gre, Mufassal sreler, Hucurt sresiyle balar ve ems sresinde sona erer. 127) Buhar ve Mslim, (mm Fadl'dan) 128) Buhar ve Mslim, (Ebu Hreyre'den) Muaz b. Cebel (r.a) bir kavme imam olarak yats namazn kldrd. Zamm sre olarak Bakara'y okudu. Bu uzun sreye tahamml edemeyen birisi cemaati brakp namazn tek bana bitirdi. Onun bu halini gren cemaat 'Bu adam mnafk oldu' dediler. Bunun zerine o adamla Muaz, Raslullah'a mracaat ettiler. Raslullah (s.a) hdiseyi dinledikten sonra Muaz' azarlayarak yle buyurdu: Ey Muaz! Sen kkrtc msn? A'la, Trik ve ems srelerini okusana... 129 Erknla lgili Vazifeler tr l Erknla lgili Vazifeler tr 1. Rk ve secdeyi hafif yapmal ve bunlardaki tebihleri ten fazla okumamaldr. nk Hz. Enes'in yle dedii rivayet edilmektedir: Allah Rasl'nden -namaznn hereyi tamam olduu halde- daha hafif namaz klan kimse grmedim!130 Enes b. Mlik (r.a), Medine valisi mer b. Abdlaziz'in arkasnda namaz kld zaman yle demitir: 'Hz. Peygamberin namazna, u gencin namazndan daha ok benzeyen bir namaz grmedim. Biz Allah Rasl'nn arkasnda namaz klarken rk ve secdelerde onar defa tebih getirirdik'.131

Mcmelen rivayet edildiine gre ashab- kiram (r.a) yle demilerdir: Biz Allah Rasl'nn arkasnda namaza durduumuzda rk ve secde de onar defa tebih getirirdik.132 Bu ekildeki kraat gzeldir, fakat cemaat oald m tebihleri er defa yapmak ve ksa kesmek daha gzeldir. Eer kendisini sadece dine adayan kimselerden baka cemaat yoksa o vakit tebih saysn on'a karmakta bir beis yoktur. te bu konuda vrid olan eitli rivayetlerin bu ekilde telifi mmkndr. mamn, ban rkdan kaldrrken 'Semiallahu limen hamideh' demesi gerekir. 129) Buhar ve Mslim, (Cbir'den) Ancak bunlarn rivayetinde Trik sresinin zikri yoktur. Bu srenin zikri Beyhak'ye gre sabittir. 130) Buhar ve Mslim 131) Ebu Dvud ve Nesa, (hasen bir senedle); bn Kattan'a gre zayftr. 132) mam Irak bu ekilde mstakil bir hadse tesadf etmediini kaydettikten sonra bunun bir nceki hadsin paras olmas ihtimali zerinde durmutur. 504 hya-i Ulm'id-Din Kitabu Esrar'is-Salt ve Mhimmtiha/IV. Blm 505 mama Uymann Keyfiyeti 2. Cemaat rk ve secdeyi, kl klna imamla beraber deil, aksine ondan sonra yapmaldr. mama uyan, imamn aln secde yerine varmadan nce secde etmemelidir; nk sahbe-i kiram, Hz. Peygamber'e bu ekilde uymulardr. Cemaat, imam tam rka varmadan rka gitmemelidir. Denildiine gre, insanlar namazdan grup olarak karlar: ) Yirmibe namazla kanlar. (Namazlarn yirmibe namazn faziletine nail olarak bitirenler). Bunlar, imamdan sonra rka varan ve yine ondan sonra-tekbir alan kimselerdir. ) Bir tek namazla kanlar. Bunlar da kl klna imamla beraber tekbir alp rk ve secdeye varanlardr. m) Namazdan namazsz kanlar. Bunlar da imamdan nce tekbir alan ve ondan nce secde yapanlardr. mamn rkda iken yeni gelip cemaate itirak etmek isteyen bir kimsenin cemaat faziletine nail olmas ve o rek'ata yetimesi iin bekleyip beklememesi hakknda ulemnn ihtilf vardr. mit ederim ki ihlas ile yaplan byle bir bekleyite -cemaat arasnda herhangi bir tefrik szko-nusu olmamak artyla- beis yoktur. Zira imam, namaz uzatmamak hususundaki haklar gzetmelidir. Teehhd Duas ve Hududu 3. Namazn uzamamas iin teehhd duasn ancak teehhd kadar uzatmaldr. Duay yaparken sadece kendisini dua etmemeli, aksine btn cemaati kapsayan oul sigas kullanmaldr. Allahmmefirlen (Allahm! Bizi affeyle!) demeli; Allahmmefrl (Allahm! Beni affeyle!) dememelidir. mamn duada sadece kendisini zikretmesi mekruh grlmtr. Teehhd'de, Hz.

Peygamberden vrid olan u be kelime ile Allah'a snmakta hibir beis yoktur.133 '^- iXi\ yu Cehennem ve kabir azabndan sana snrz. Y rabbi Hayat ve lmn ve mesih-decclm fitnesinden sana snrz. Y rabb! Herhangi bir kavmin bana fitneyi koparmak istediin zaman, bizleri buna bulatrmakszm huzur-u ilhne al! Deccl'a, btn yeryzn gezecei iin 'mesih' denilmitir. Baz kimseler de ona, gzleri kr olduu iin 'mesih' denildiini sylemilerdir. Tahalll (Namazdan k) ile lgili Vazifeler Bunlar da tr: 1. Her iki selmla da orada bulunan cemaate ve meleklere selm vermeye niyet etmelidir. 2. Selmdan sonra yerinden kprdamamaldr. nk Hz. Peygamber ve halifeleri olan Hz. Ebubekir ile Hz. mer byle yapmlardr.134 Nafile namaz, farz namazn klnd yerden baka bir yerde klmaldr. Eer kendisine uyan cemaatin iinde kadnlar varsa, onlar dalp gitmedike, yerinden kprdamamaldr. Mehur bir hadste Hz. Peygamber'in yle diyecek kadar oturduu rivayet edilmektedir: fi U c Ul,', f%!l cj :*J> Ey Allahm! Selm sensin ve selm sendedir. Ey cell ve ikram sahibi Allahm! Sen her trl eksiklikten ycesin! 3. mamn yerinden kalkarken yzn cemaate evirmesi daha uygundur. Cemaatin imamdan nce kalkmas mekruhtur. Rivayet ediliyor ki, Hz. Peygamber'in gzde sahabilerinden Zbeyr ve Talh (r.a) bir imamn arkasnda namaz kldlar. Selmdan sonra imama yle dediler: 'Bir husus mstesna, namaz kldrn ok gzel ve tamamd. yle ki, selm verdikten sonra yzn cemaate evirmiyorsun'. Sonra da cemaate dnerek 'mamnz yerinden ayrlmadan nce kalkp gitmeniz olmasayd, namaznz ok gzel olacakt' dediler. mam selm verip yzn cemaate evirdikten sonra, ister sa tarafa, isterse de sol tarafa ayrlp gidebilir. Fakat sa tarafa ayrlp gitmesi daha uygundur. te namazlardaki vazifeler bunlardr. Yalnz sabah namaznda kunut duasnn okunmas szkonusudur. mam (ikinci rek'atn rkundan sonra ayakta durup ve ellerini kaldrarak) 'Ey Allahm! Bizlere hidayet eyle!' demeli, yalnz kendisini zikrederek 'Ey Allahm! Beni hidayete erdir!' dememelidir. mamn duasn dinleyen cemaat de 'min' demelidir. Ancak imam 'Sen hkmedersin, sana hkmedilmez' mealindeki nneke takd vel yukd aleyk cmlesine geldiinde cemaat 'min' demeyi kesmelidir. nk buras dua deil, Allah' sena etme makamdr. Cemaat de imamla beraber bu medh senay tekrarlamak veya 'Evet ben de bu hususta ehadet edenlerdenim' mnsna gelen Bel ve ene al zlike min'e-hidn ya da 'Doru

syledin ve sevap iledin' mnsna gelen sadakte ve berirte veya buna benzer eyler sylemelidir. 133) Bu hads daha nce gemiti. 134) Buhari, (mm Seleme'den) hya-i Ulm'id-Din Kunutta ellerin kaldrlmasna dair bir hads-i erif rivayet edilmitir.135 Geri bu keyfiyet, teehhdn sonunda okunan dualarn hilafna olsa da -eer bu husustaki hads sahih ise- elleri kaldrp kunut duasn okumak mstahabdr. nk teehhdn sonunda okunan dualar iin el kaldrlmaz. Fakat kunutta Raslullah'm snnetine uyulmutur. Esasen bu dua ile teehhd sonunda okunanlar arasnda bir fark da vardr. nk teehhdde eller zel bir ekilde baldrlar zerine konur; dolaysyla ellerin bir vazifesi vardr. Kunutta ise ellerin vazifesi yoktur. Bu sebeple 'Kunutta ellerin kaldrlmas kendilerinin vazifesidir' denilirse garipsenmemelidir. nk ellerin kaldrlmas, duaya daha uygun dmektedir. Allah en dorusunu bilir! te imamlk ve cemaat dabnn z bunlardan ibarettir! nsanolunu iyilik yapmaya muvaffak klan sadece Allah Tel'dr! 135) Beyhak, (hasen bir senedle) BENC BLM Cum'a Namaznn Fazileti, dab, Snnetleri ve artla r I. Cum'a Namaznn Fazileti Cum'a gn, byk bir gndr. Allah Tel slm dinini bugnle bytm ve tezyin etmitir. Ayn zamanda bugn btn mmetler arasnda sadece mslmanlara ihsan buyurmutur. Allah Tel Kur'an'da yle buyurmaktadr: Ey iman edenler! Cum'a gn namaz iin arldnz zaman hemen Allah'n zikrine koun ve al-verii brakn. Eer bilirseniz bu sizin iin daha hayrldr. (Cum'a/9) Allah Tel byle buyurmak suretiyle o saatte insanolunu cum'aya gitmekten alkoyan dnyev megalelerin tamamn haram klmtr. Hz. Peygamber de yle buyurmaktadr: Allah Tel, benim u ma mazn farz klmtr136 kammda ve u gnmde size cum'a na136 ey . Ji ji- % e jJ r oi S Allah Tel zrsz olarak cum'a namazn terkedenin kalbini ' kilitler.137 J Mi A& ^JJ f^-V1 XJ Mi zrsz olarak cum'a namazn terkeden kimse, slm dinini arkasna atm ve ona nem vermemi demektir.138 Adamn biri bn Abbas'a gelerek, hayatnda cum'aya ve cemaat namazlarna itirak etmeyerek len kimsenin durumunu sordu. bn Abbas 'O ate ehlidir' cevabn verdi. Adam bir ay mtemadiyen gelip giderek ayn suali sordu ve hepsinde de ayn cevab ald. Bu hads-i erifte yle vrid olmutur:

\i\ Jt ^jJ \&-\ lj<j)s>S\ JI ^ 136) bn Mce, (Cbir'den zayf bir senedle) 137) Beyhak, uab'ul-ma, (bn Abbas'tan) i ''i imam Ahmed ve Snen sahipleri, (Ebu Ca'd ed-Damr'd 'den) 138) mam Ahme 508 hya-i Ulm'id-Din .- ^ Jrf^1 J-J li *; ^r-l J}\ ^i ^4 l* iij N 0JL4J Cum'a gn, iki kitabn (Tevrat ve ncil'in) ehline verildi. Fakat onun hakknda ihtilfa dtkleri iin Allah Tel onlar o gnden mahrum etti. Bizleri ise, o gne hidayet eyledi. O gn bu mmet iin saklad ve onu, bu mmete bayram kld. Bu bakmdan bu mmet o gn herkesten daha nce elde etti. Hristiyan ve yahudiler ise (o gn takip eden gnleri bayram edindikleri iin bu hususta) mslmanlara tbi olmulardr.139 Enes'in, Hz. Peygamberden rivayet ettii bir hadste de yle buyurul-maktadr: ;j v^j 12 U :J /!.& ^41 3 ;u'l ;U 3I JlU J Sy klAlI '(y. OIS" bl U ij l: 33 i, J3 ^ i y. Cebrail, elinde bembeyaz bir ayna olduu halde bana gelerek 'u grdn ayna, rabbin tarafndan, senin ve seriden sonra gelecek mmetin iin bayram olsun diye farz klnan cum'a gndr' dedi. Bunun zerine 'Bu gnde bizim iin ne gibi faziletler var?' diye sordum. yle dedi: "Bu gnde yle bir saat vardr ki kim bu saatte, kendisine taksim edilen bir hayr isterse Allah Tel ona istediini ihsan eder. Eer kendisi iin taksim edilmi bir hayr yoksa duasnn yz suyu hrmetine istediinden daha byk bir hayr kyamette azk olarak verir. Eer bu saatte kendisi iin yazlan bir eyden Allah'a snrsa, Allah Tel onu o yazlandan daha byk bir fel- ' ketten korur. O gn, bizim nezdimizde gnlerin efendisidir. Biz, o gne kyamet gnnde 'artrma gn' mnsna gelen 'yevm'l-me-zd' demekteyiz". 'Neden ey Cebrail?' diye sorduumda da unlar syledi: 'Senin rabbin cennette miskten daha kokulu ve bembeyaz bir vadi yaratmtr. Kyamet gnnde illiyyn denilen makamdan krssne (kemiyeti 139) Buhar vo Mslim, (Ebu Hiireyre'dun) 509 ve keyfiyeti bilinmeyen bir ekilde) iner. Sonra, ehl-i cennete cemlini o ekilde gsterir ki onlar Onun keremli vechini temaa ederler.140 zerine gnein doduu en hayrl gn cum'adr. Adem (a.s) o gnde yaratld ve cennete o gnde gnderildi. Cennetten o gn indirildi ve tevbesi o gnde kabul olundu. O gnde de vefat etti.

Kyamet de o gnde kopacaktr. O gn Allah'n nezdinde mezd (artrma) gndr. Gklerdeki melekler de ona bu ismi vermektedirler. Ayn zamanda o gn, cennette Allah Telnn cemlinin temaa gndr.141 Her cum'a gnnde Allah Telnn ateten azad ettii altyzbin azadls vardr.142 Hz. Enes bir hadste Hz. Peygamberin yle buyurduunu rivayet etmektedir: .'^H\ ^* i*-11 ~h* V:\ Cum'a gn selmetle getii takdirde, haftann dier gnleri de seltl 143 g lmetle geer.143 J i Hergn leden nce, gne gn tam ortasndayken, cehennem kzdrlr. Bunun iin cum'a gn hari dier gnlerde, bu saatte namaz klmaynz. Cum'a gnnde ise, her vakit namaz klmabilir; nk o gnde (onun hrmetine) cehennem kzdrlmaz.144 140) afi, Msned; Tabern, Evsaf, bn Merduveyt, Tefsir, (zay^senedlerle) 141) Mslim, (Ebu Hreyre'den) 142) bn Adiy, el-Kmil; bn Hibban, Duaf Beyhak, uab'l-Iman, (Enes'ten) 143) bn Hibban, Duaf; Ebu Nuaym, Hilye; Beyhak, uab'ul-man, (Hz. ie'den) 144) Ebu Dvud, (Ebu Kutade'den) 510 hya-i Ulm'id-Din Ka'b'ul- Ahbar yle diyor: 'Allah Tel ehirlerden Mekke'yi, aylardan Ramazan, gnlerden Cum'a'y ve gecelerden de Kadir gecesini faziletli klmtr'. Denildiine gre, ku vesir haarat, cum'a gn karlatklarnda birbirlerine 'Selm, bugn salih bir gndr' derlermi. Hz. Peygamber yle buyurmutur: t Cum'a gnnde veya gecesinde len kimseye 'ehid' ecri yazlr ve o kii kabir fitnesinden korunur.145 II. Cum'ann artlar Cum'a dier namazlarn artlarnda ortak olduu gibi onlardan hibirinde bulunmayan u alt artla da ayrlmaktadr: 1- Vakit: mamn selm, ikindi namaz vaktine tesadf ederse cum'a namaz gemi saylr. Bu namaz, drt rek'at ve le namaz olarak kaza etmelidir. Cum'a namazna sonradan gelip de imama uyan kimsenin son rek'at vaktin haricine karsa, onun cum'asnn sahih olup-olmad hakknda ihtilf vardr. 2. Mekn: Cum'a namaznn sahralarda, llerde ve adrlar arasnda klnmas sahih deildir. Aksine cum'a namaznn sahih olmas iin, tanmaz binalarn bulunduu bir yer lzmdr. Ayn zamanda bu yerde kendilerine cum'a namaz farz olan krk kiinin bulunmas arttr. (Bu hkm afi'ye gredir.)

Ky, cum'a hususunda ehir gibidir. Kylerde cum'a klmak iin sultann bulunmas veya izin vermesi art deildir; fakat en iyisi izin almaktr. 3. Aded: (afi'ye gre) cum'a krk erkekten az olan bir cemaatle sahih olmaz. Cum'aya itirak eden bu insanlar, mkellef, k ve yaz g etmeyen ve o mahallin daim yerlisi olmaldr. Eer hutbe okunurken veya namaz klnrken, mevcut krk kiiden bir kii bile kp gitse cum'a namaz sahih olmaz. Bu adedin, hutbenin balangcndan imamn selm vermesine kadar orada bulunmas arttr. 4. Cemaat: Eer bir kyde veya ehirde krk kii ayr ayr yerlerde cum'a namazn tek balarna (veya kk gruplar halinde) klsalar, namazlar sahih deildir. Fakat sonradan gelip de namazn ikinci rek'atnda imama uyan bir kimsenin, imamn selmndan sonra, kendi namaznn ikinci rek'atn tek bana eda etmesi caizdir. Eer imamn ikinci rek'atnn rkuna yetiemezse, yine imama uyar; fakat o namaz le namaz niyetiyle klar. mam selm verdiinde kalkarak drt rek'at le namazn eda eder. 145) Ebu Nuaym, Hilye, (Cbir'den) i Mhimmtiha/V. Blm 511 5. Orada Daha nce Cum'a Klnm Olmamaldr: Eer bir mahallenin btn ahalisinin bir camiye toplanmas mmkn deilse, iki, veya drt camiye (ihtiya kadar) dalp cum'a klmalar caizdir. Eer ihtiya olmakszn birka yerde cum'a khnrsa, hangi cum'ann imam is-tiftah tekbirini daha nce alrsa, ancak o cum'a sahihtir. (Dierleri ise fasiddir). Ayr ayr yerlerde cum'a klmak mecburiyeti olduu zaman imamlardan hangisi daha faziletli ise, onun arkasnda namaz klmak daha faziletli olur. Eer zahirde iki imam fazilet bakmndan eit iseler, hangi cami daha nce ina edilmise o camide klnan cum'a daha stndr. Eer bu hususta da eit iseler, cum'ann, evine daha yakn olanda klnmas daha efdaldir. Cemaatin okluk fazileti de gzetilebilir. 6. ki Hutbe: Bu iki hutbenin okunmas farzdr. Hutbenin okunmas esnasnda ayakta durmak ve hutbeler arasnda oturmak da hatib iin farzdr. Birinci hutbede drt farz vardr: a) Hamd: En az 'Elhamdlillah' demektir. b) Allah Rasl'ne salavt- erife getirmek. c) Allah'n kullarna takvay tavsiye etmek. d) Kur'an'dan en az bir ayet okumak. kinci hutbenin de drt farz vardr. Ancak bu ikinci hutbede ayet okumak yerine, mslmanlara dua edilmesi ve ayn zamanda hutbeyi krk kiinin dinlemesi vacibdir. (Eer krk kiinin hepsi veya bir ksm sar ise, onlara, hi olmazsa, hutbenin rknlerini dinletmek lzmdr. Aksi takdirde byle bir cemaatin cum'asnn sahih olup olmayaca hususunda ihtilf vardr). Hutbe'nin Snnetleri Gne tam gn ortasndan batya doru yneldii, mezzin ezan okuduu ve imamn da minbere karak oturduu zaman -tahiyyet'l-

mescid namaz hari- namaz klma fasl sona ermitir. Konuma fasl ise hutbenin alyla sona erer. Hatib minbere kp yzn cemaate evirdii zaman, selm vererek oturur; cemaat de onun selmna karlk verir. Mezzin ezan okuyup bitirince, hatib saa sola bakmakszn, klcnn kabzasyla veya bastonuyla ya da minberin trabzanlaryla oyna-makszn ellerini, namazda olduu gibi birini dierinin zerine balayarak yzn cemaate evirir ve iki hutbe okur. Bu iki hutbe arasnda hafif bir oturu yapar. Hutbe okurken cemaatin anlayamayaca pek bilinmeyen kelimeler kullanmamaya dikkat etmelidir. Hutbeleri fahi bir ekilde uzatmamak ve teganni yapmamaldr. Hutbe, derleyici, beli ve ksa olmaldr. kinci hutbede bir ayetin okunmas da mstehabdr. Camiye hutbe okunurken giren bir kimse cemaate selm vermemelidir. ayet byle bir selm verirse, cevap vermek art deildir. Ancak iaretle cevap vermek gzeldir. Hutbeyi dinleyen bir kimse, aksranlara -dua 512 hya-i Ulm'id-Din Kitabu Esrar'is-Salt ve Mhimmtiha/V. Blm 513 etmek suretiyle- cevap vermemelidir. te btn bunlar hutbenin sahih olmasnn artlardr. Cum'ann Vcbu Cum'anm vacib olmas iin gereken artlar unlardr: 1- Erkek olmak. 2- Bali olmak. 3- Akll olmak. ! m" 4- Mslman olmak. 5- Hr olmak. 6- Bu vasflara sahip krk erkein bulunduu bir mahalde bulunmak. 7- Sakin bir zamanda; gr sesli bir mezzinin ehirde okuduu ezann duyulabilecei bir mahallin sakinlerinden olmak. nk Allah Tel yle buyurmutur: 'Cum'a gn namaza arldnzda hereyi brakp Allah'n zikrine koun ve al-verii brakn!' (Cum'a/9) Yukarda zikrolunan vasflara sahip kimseler iin, u zrlerden dolay cum'a namaznn terkinde ruhsat vardr: 1- Yamur. 2- amur. 3- Korku. 4- Hastalk. 5- Hastaya bakmak.146 Bu zrlere sahip olup da cum'a namazna gidemeyenlerin, le namazn halkn cum'a namazndan kabilecei bir zamana kadar tehir etmesi mstehabdr. Cum'a namazn klan hasta, misafir, kle veya kadnlarn, namazlar sahihtir ve bu, le namazlarnn yerine saylr ve geerlidir. Allah en dorusunu bilir. Srasyla Cum'ann dab Bunlar on maddede toplanmtr:

1. Perembe gnnden itibaren kii cum'aya hazrlanmaldr. Kalbiyle onu klmaya hazr olup faziletini karlamaldr. Bunun iin de perembe gn ikindi namazndan sonra tebih, istifar ve dua ile megul olmaldr; nk bu saat fazilet bakmndan cum'a gnnde mehul braklan saate denktir. Seleften bazlar 'Kullarn mtad rzkndan baka, Allah Telnn bir fazilet ve ikram vardr ki bunu yalnzca perembe gn leden balamak zere cum'a gnleri kendisine yalvaran kullarna verir' demilerdir. Kii cum'a gnnde giyecei elbiseleri perembe gnnden ykamal ve tertemiz yapmaldr. Eer yannda yoksa cum'a gn srnmek zere gzel koku hazrlamaldr. Sabahn erken saatlerinden itibaren cum'aya mni meguliyetleri kalbinden karmal, perembeyi cum'aya balayan akam, ertesi gn iin oruca niyet etmelidir; nk bugnn orucu ok faziletlidir. Ancak bu orucunu ya perembe veya cumartesi orucuyla birletirmelidir; nk sadece cum'a gn oru tutmak mekruhtur. Cum'a akamn, namaz klmak ve hatim indirmek suretiyle ihya etmelidir; nk bu akamn fazileti oktur. Cum'a gnnn fazileti bu gecenin zerine bina edilmitir. Bu gecede veya cum'a gnnde hanmyla birleebilir. Hatta Hz. Peygamberin 'Kim cum'a namazna sabahn erken saati gidip ncl alr ve stn ban gzelce temizleyerek bedenini ykarsa, Allah ondan raz olur!'147 szn, hanmyla birlemek mnsna hamleden bir grup, kiinin, cum'a gecesi veya cum'a gn namazdan nce hanm ile birlemesini mstehab saymlardr. Bu bakmdan hadsin son cmlesini 'Kendisi ykand gibi hanmn da ykanmaya mecbur ederse' eklinde tefsir etmilerdir. Bir ksm limler de 'Hadsin sonundaki assele tabiriyle elbiselerini ykarsa mns kastolunmutur' demilerdir. Baz rivayetlerde de bu kelime gasele eklinde tahfifle okunmu ve iteselenin sonuna da li-cesedih tbiri eklenmitir. te cum'ay karlama dab bunlardan ibarettir. Cum'ay karlamann bu dabna riayet eden kimseler sabahladklar zaman 'Bu hangi gndr?' diye gafletlerini izhar eden gafiller zmresinden km olurlar. Seleften bazlar "Cum'a gn nasibi en fazla olan kimse cum'a saatini bekleyen ve onu bir gn ncesinden gzetendir. Nasibi en az olan kimse ise, sabahlad zaman 'Bugn gnlerden nedir?' diye sorandr" demilerdir. Seleften bazlar cum'a namazm karlamak iin, cum'a gecelerini camide geirirlerdi. 2. Cum'a gn sabahleyin kalktnda fecirden sonra gusletmelidir. Eer cum'aya sabahn erken saatlerinde gitmiyorsa yeni temizlenmi olmak iin gidecei zamana yakn gusletmesi daha iyidir. Cum'a gn yaplan gusl, kuvvetli bir ekilde mstehabdr. Hatta baz limler vacib olduuna bile kail olmulardr. Nitekim Hz. Peygamber yle buyurmutur: Ji. Cum 'a guslu, her khy Kimseye vacinlr!148 147) Snen sahipleri, bn Hibbun, Hkim, (Evs b. Evs'den); Tirmiz hadisin hasen olduunu

sylemitir. 148) Buhari ve Mslim, (Ebu Said'don) 146) Bu zrlerin miktar, fikh kitaplarnda tafsilatyla beyan edilmitir. 514 515 Nfi'nin bn mer'den rivayet ettii en mehur hadsin hkm udur: 'Cum'aya itirak etmek isteyen herkes ykansn'.149 Hz. Peygamber yle buyurmutur: Erkeklerden veya kadnlardan cum'a namazna gidecek olanlar muhakkak ykansnlar!150 Medinelilerden birbirleriyle tartan iki kiiden biri dierine 'Sen cum'a gnnde gusletmeyen kimseden daha erlisin' derdi.151 Hz. mer, camiye hutbe esnasnda geldiini grd Hz. Osman'a T3u saatte mi geliyorsun? diyerek cum'a namazna erken gelmemesini knar. Hz. Osman da yle cevap verir: 'Ezan iittikten sonra da abdest aldm ve ancak kp gelebilecek kadar geri kaldm'. Bunun zerine Hz. mer 'Abdest almak m? O da ayr bir su... Biliyorsun ki Hz. Peygamber bize cum'a gnlerinde gusl etmemizi emrediyordu' buyurur.152 Hz. Osman'n abdest almasyla, cum'a gnnde gusletmeyi terketmenin caiz olduu anlalmaktadr. Cum'a gnnde gusln vacib olmad, Hz. Peygamber'den rivayet edilen u hadsle de sabittir: Cum'a gnnde abdest alan snnete uymu ve gzel birey yapmtr. Fakat gusletmek daha efdaldir.153 Cum'a gnnde cnplk gusl alan kimse, ikinci bir defa da vcuduna cum'a gusl niyetiyle su dkmelidir. Fazileti elde etmek iin bir gusl de kfidir; yalnz hem cnpln kalkmasna, hem de cum'a snnetinin yerine getirilmesine niyet etmek artyla! Bu durumda cum'a iin alnan gusl, cnplk iin alnana dahil olur. Sahablerden biri, gusleden ocuunun yanna girdiinde 'Bu gusl cum'a iin mi aldn?' diye sorar. Onun 'Hayr cnplkten temizlenmek iin aldm' demesi zerine de 'O halde ikinci bir gusl daha al!' diyerek, delil olarak da cum'a guslnn her bali mslmana vacib olduunu bildiren hadsi rivayet eder. Bu sahab, oluna, cnplk iin guslederken cum'a gusl iin de niyet etmediinden ikinci bir gusl yapmasn emretmitir. 'Guslden gaye, temizliktir. Cnplkten kurtulmak iin gusledilirken bu gayenin hasl olmas muhakkak olduundan, ikinciye ihtiya yoktur' denilirse, bu fikir de yabana atlacak birey deildir. Ancak bu fikir er'an 149) bn Hibban 150) bn Hibban ve Beyhak, (bn mer'den) 151) Ebu Tab el-Mekk, Kuful-Kulb 152) Buhar ve Mslim, (Ebu Hreyre'den) 153) Ebu Dvud, Tirmiz ve Nes, (Samure'den); Tirmiz hadisin kasen olduunu sylemitir. ibadet saylan ve fazileti aranan abdest hususunda da ileri srlebilir. (Byle bir ihtimal de bu fikrin rkln aa karr).

Cum'a gn guslettikten sonra abdesti bozulan kimse, sadece abdestini yeniler, gusl iptal olunmu olmaz. Fakat en iyisi guslden sonra ab-destini bozmamaya dikkat etmesidir. 3. Sslenmelidir. Cum'a gnnde sslenmek mstehabdr ve bu da eyle olur: a) Gzel elbise > b) Temizlik c) Gzel koku srnmek Temizlik . Misvak kullanmak . Sa tra etmek m. Trnaklar kesmek iv. Byklar ksaltmak Taharet blmnde sz edilen dier temizlikleri de yapmak gerekir. bn Mes'ud yle demitir: 'Allah Tel cum'a gn trnaklarn kesen kimseden hastal kaldrr ve ona ifa ihsan eder'. Gzel Koku Eer kii perembe veya aramba gn hamama gitmise, cum'a iin istenilen temizlik hasl olmu demektir. O halde cum'a gn, kt kokular ortadan kaldrmak iin, yannda bulunan en gzel kokular srnme-lidir. Bu gzel kokuyu yannda bulunanlara da koklatmaya almaldr. Erkekler iin en uygun koku, keskin, fakat renksiz olan kokudur. Kadnlar iin ise, renkli fakat keskin olmayan koku en uygunudur. Bu keyfiyet bu ekilde rivayet edilmitir.154 mam afi yle buyurmutur: 'Elbisesini temizleyenin znts azalr; gzel koku srnenin de akl fazlalar'. Gzel Elbise Elbiselerin en sevimlisi, beyaz olandr; nk Allah nezdinde en sevimli elbise, beyaz elbisedir.155 hrete vesile olacak hibir elbise giyilmemelidir. Siyah elbise giymek snnet olmad gibi, giyilmesinde de herhangi bir fazilet yoktur. Hatta limlerden bir cemaat, siyah elbiseye bakmay bile kerih grmlerdir; nk siyah elbise giymek, Hz. Peygamber'den sonra ihdas edilmi bir bid'attr. Cum'a gn sark sarmak mstehabdr. Nitekim Vasile b. Eska'nn rivayet ettiine gre Hz. Peygamber yle buyurmutur: 154) Ebu Dvud ve Tirmiz; Nes, (Ebu Hreyre'den) ' 155) mam Ahmed, Nes ve Hkim, (Semureb. Cndb'den) '' ' 516 hya-i Ulm'id-Din Allah Tel ve melekleri cum'a gn sark saran kimselere salavt erife getirirler.156 Hararet bast takdirde namazdan nce veya sonra sarn karlmasnda hibir beis yoktur. Fakat evinden camiye giderken sar yolda karmamaldr. Namaz vakti gelip attnda, imam minbere karken ve hutbe okurken sar karmamaya dikkat etmelidir. 4. Camiye sabahn erken saatlerinde gitmelidir. Camiye iki veya fersah yoldan ve erken saatlerde gitmek mstehabdr. Bu vakit, fecrin dousuyla balar. Cum'a niyetiyle camiye erken gelmenin

fazileti byktr. Cum'aya gelirken Allah'tan korkmak, mtevazi olmak, namaz vaktine kadar camide itikfa ve bu geliiyle Allah'n davet ettii cum'aya en ksa zamanda icabet etmeye ve O'nun affna ve rzasna komaya niyet etmek en uygun harekettir. nk Hz. Peygamber yle buyurmaktadr: Cum'a namazna gnn ilk. saatinde giden, bir deveyi kurban etmi gibi olur. kinci saatinde giden, bir sr, nc saatinde giden sanki boynuzlu bir kou kurban kesmitir. Drdnc saatte gidense bir tavuk, beinci saatte giden ise bir yumurta hediye etmi gibi olur. mam hutbeye knca defterler drlr, kalemler kaldrlr ve melekler hutbeyi dinlemek zere minberin banda toplanrlar. Bu saatten sonra gelenler ancak namazn hakkn vermek iin gelmi olurlar. Bu gibiler iin bunun dnda herhangi bir fazilet yoktur.157 Hads-i erifteki birinci saat denilen vakit, fecirden gnein douuna, ikinci saat ise, gnein douundan kulua kadar olan zamandr. nc saat, ayaklarn yerde topran hararetiyle yanmasna; drdnc ve beinci saatlerse byk kuluktan zevale kadar geen zamandr. Drdnc ve beinci saatlerin faziletleri azdr. Zeval vakti ise, namazn vakti ve hakkdr. Camiye bu vakitte gelenin herhangi bir fazileti yoktur; yalnzca farzn eda etmi olur. 156) Tabern ve bn Adiy, (Ebu Derd'dan) bn Adiy hadisin mnker olduunu sylemitir. 157) Buhar ve Mslim, (Ebu Hiiruyre'den) 517 ey vardr ki insanlar bunlardaki fazileti bilselerdi, tpk develerin kousu gibi, onlarn arkalarna derek birbirleriyle yarrlard. a) Ezan, b) Namazn ilk saf, c) Sabahn erken saatinde cum'a namazna gitmek.158 Ahmed b. Hanbel (r.a), 'Bu eyin en faziletlisi, sabahn erken saatinde cum'a namazna gitmektir' demitir. Bir rivayette yle denilmektedir: Cum'a gn oldu mu, melekler, ellerinde gm defterler ve altn kalemler olduu halde camilerin kaplarnda otururlar ve en nce gelenleri, derecelerine gre yazarlar.159 U 'il OlT 0^3 *j cfyi OlS" 01 Cf01. *> * * j\

Kii cum'a gn her zamanki vaktinde gelmediinde melekler onu aramaya balarlar. Birbirlerine 'Filn adama ne oldu? Gecikmesinin sebebi nedir?' diye sorarlar ve 'Ey Allahm! Bu kiiyi cum'a namazna erken gelmekten fakirlik alkoymusa onu zengin kl! Onu hastalk geciktirmise kendisine ifa ihsan eyle! Eer herhangi bir meguliyet sebebiyle gecikmise onun kalbini, ibadetin iin boalt! Eer kendisini fuzul bir i geciktirmise onun kalbini taat ve ibadetine ynelt!' derler.160 Birinci asrda, seher vaktinde ve fecirdon sonra yollarn, mum nda camilere doru yryenlerle dolu olduu grlmekteydi. Bayram gnlerinde olduu gibi dier gnlerde de yollar camiye giden insanlardan geilmez bir izdiham iindeydi. 158) Ebu eyh, Sevb'ul-A'ml, (Ebu Hreyre'den farkl bir ekilde) 159) bn Merduveyh, Tefsir, (Hz. Ali'den farkl bir ekilde) 160) Beyhak, (Amr b. uayb'dan hasen bir senedle) Denildiine gre, slm dininde ilk icad edilen bid'at, sabahn erken saatlerinde camiye gitmenin terkedilmesidir. Acaba mslmanlar, cumartesi ve pazar gnleri sabahn erken saatlerinde kilise ve havralarna akn eden yahudi ve hristiyanlardan utanmyorlar m? Dnyaya tapanlarn sabahn erken saatlerinde para kazanmak, al-veri yapmak iin arlar nasl doldurduklarn ve ahiret taliplilerinin onlardan geri kaldklarn mahede etmiyorlar m? nsanlar, Allah Telnn ceml-i ilhsini mahede etmek istiyorlarsa, Allah Tel'ya cum'aya erken gittikleri nisbette manen yaklatklarn bilmelidirler. bn Mes'ud, birgn sabahn erken saatinde camiye girerken kiinin kendisinden nce gelmi olduunu grd. Bunun zerine ok zlerek kendi kendine yle dedi: 'Drt kiinin drdncssn yle mi? Geri drt kiinin drdncs de ge gelmi saylmaz'. 5. Camiye giri keyfiyetidir: Camiye girerken cemaatin omuzlarndan atlamamal ve nlerinden gememelidir. te camiye erken saatlerde gitmek bu keyfiyeti kolaylatrr. Cemaatin omuzlarndan atlayan kimse hakknda iddetli bir tehdit vrid olmutur: Camiye ge gelip de cemaatin omuzlarndan atiaya atlaya ne geen kimse, kyamet gnnde kpr olacak ve halk da zerinden geecektir.161 tir.161 ibn Creyc mrsel olarak u hadsi rivayet eder: :J JU lll Ji. 01 Jli Hz. Peygamber cum'a gn hutbeyi okurken halkn omuzlarndan atlayarak ne geen birini grd. Namazdan sonra o kiiyi buldu ve 'Bugn cum'a namazn niin bizimle klmadn?' diye sordu. Kii 'Ey Allah'n Rasl! Ben bugn cum'a namazn sizinle kldm' demesi zerine 'Cemaatin boynuna basa basa ne getiini grmedik

mi?' demek suretiyle bu hareketinden tr amelinin manen yanl olduuna iaret buyurdu. Msned bir hadste Hz. Peygamberin yle buyurduu vrid olmutur: 161)EbuDvu d, Nes, bn Hibban ve Hkim, (Abdullah b. Binden) Ki tabu Esrar'is-Salt ve 519 Hz. Peygamber birine 'Bugn seni bizimle birlikte namaz klmaktan meneden neydi?' deyince, adamcaz 'Ey Allah'n Rasl! Beni grmediniz mi?' dedi. Hz. Peygamber de 'Seni grdm. Gecikmitin ve cemaate eziyet ediyordun' buyurdu. Birinci safta bo braklm bir yer varsa, sonradan gelen, doldurmayanlara ceza olsun diye omuzlardan atlaya atlaya o bo yere gidebilir; nk onlar haklarn zayi etmi ve fazilet yolunu terketmilerdir. Hasan Basr yle buyurmutur: Cum'a gnlerinde camilerin kaplarnda oturup n saflara katlmayanlarn boyunlarna basa basa n saflara geiniz; nk bu ihmalkr insanlara hrmet gerekmez'. Camide namaz klanlardan baka kimse yoksa, camiye girenin selm vermesi uygun olmaz; zira bu selmyla namaz klan kimselere veremeyecekleri bir cevab yklemi olmaktadr. 6. Halkn nnden gememeye dikkat etmelidir. Halkn, nnden gemesini nlemek iin bir diree veya herhangi bir duvara yakn bir yerde oturmaldr. 'Halkn nnden gememesi' tbirinden gayemiz, namaz klanlarn nnden gememektir. Namaz klann nnden geilmesi, namazn btl olmasna sebep olmaz. Ancak tevie yol at iin Hz. Peygamber byle bir geii nehyetmitir: Kiinin krk sene durup beklemesi, namaz klann nnden gemesinden daha hayrldr.162 Yemin ederim ki kiinin rzgrlarn savurduu bir toprak olmas, namaz klann nnden gemesinden daha hayrldr.163 Namaz klann nnden geen, yol kenarnda namaz klan ve namaz klarken nnden geilmesini nleyecek tedbirleri almakta kusur edenler hakknda vrid olan bir hadste yle buyurulmutur: I olarak) 520 hya-i Ulm'id-Din Namaz klann nnden geenler (veya bu geiin nlenmesi hususunda ihmalkrlk gsteren musall), eer bu yzden duar olacaklar azab bilselerdi, krk sene orada akl kalmalarnn, gemelerinden daha hayrl olduunu anlarlard.164 Direk, duvar ve yaylm seccade, namaz klann hudududur. Bu bakmdan, namaz klan kii -imkn varsa- bu hududlar dahilinde nnden gemek isteyeni itebilir. Nitekim Hz. Peygamber yle buyurmutur: Namaz klan k nnden gemek isteyeni eliyle itsin. Dinlemez de gemekte srar ederse, tekrar itsin. Yine srarda bulunursa onunla dvsn; nk o eytandr.165

Ebu Said el-Hudr (r.a) nnden gemek isteyen kimseyi drecek derecede iterdi. Bir keresinde itilen adam Ebu Said'in yakasn brakmad ve onu Medine valisi Mervan b. Hakeme ikayet etti. (Bu ikayet zerine Mervan, Ebu Said'i ararak 'Sana ne oluyor? Neden filan yeenini ittin?' diye azarlad. Ebu Said de Hz. Peygamber'in kendisine bu ekilde emretmi olduunu syledi.) Namaz klan kii, nnde durabilecei herhangi bir direk bulamad takdirde hududunu, nne bir zira' boyunda olan birey dikmek suretiyle belirtmelidir. 7. Birinci saf aramaldr; nk birinci safn fazileti ok fazladr. Bu hususta vrid olan bir hadsi daha nce rivayet etmitik. Baka bir hndste de yle buyurulmnktadr: 'j J^'i *M Kim elbisesini ykar, gusleder sonra da cum'a namaz iin sabahn erken saatinde camiye gider ve imama yaklap hutbesini dinlerse, yapt bu hareketler, onun iki cum'a arasnda vki olan gnahlarnn keffareti olduu gibi, fazladan da gnnn keffareti ohr.16fi ,f Allah, byle yapan bir kimsenin gemi cum'adan bu cum'aya kadar olan gnahlarn affeder.167 164) Muhammed b. Yahya, Msned, (Zeyd b. Halid'den sahih bir senedle) 165) Buhar ve Mslim 166) Hkim, (Evs b. Evs'den) 167) Ebu Dvud, bn Hibban ve Hkim, (Ebu Said ile Ebu Hreyre'den) Kitabu Esrar'is-Salt ve Mhimmtiha/V. Blm 521 Hadsin baz rivayetlerinde de bu faziletin elde edilebilmesi iin insanlarn omuzlarndan atlamamak art koulmutur. Birinci safta klmaya alrken de eyden gafil olunmamaldr: a) Hatibin yaknnda ipekli ve benzeri -giyilmesi erkekler iin haram olan- bir elbise giyen birisini grmesi ihtimali olur ya da kalbini megul edecek ok ar veya altn ilemeli silahlaryla beraber namaz klan birisi bulunur da eer bu mnkerleri kaldrmaya gc yetmezse n safta deil, gerilerde namaz klmas daha selmetli ve kalp huzuru iin daha hayrldr. Kalp selmetinin temini iin bir grup lim byle yapmtr. Nitekim Bir el-Haf'ye 'Camiye sabahn erken saatlerinde geldiin halde neden en son saflarda namaz klyorsun?' diye sorulduunda 'Kalplerin yaknl murad olunur, bedenlerinki deil' demitir. Bu szyle, son saflarda namaz klmann, kalp selmeti bakmndan daha iyi olduuna iaret buyurmaktadr. Sfyan es-Sevr (r.a), uayb b. Harb'in Ebu Cafer el-Mansur'un hutbesini iyi dinleyebilmek iin minberin yannda oturduunu grd. Namazdan sonra uayb'a yle dedi: 'Bu kiiye (Mansur'a) yakn oturman kalbimi megul etti. Bu adamdan reddedilmesi gereken

bir sz iittiin takdirde, onu reddetmeye kudretin yetecek mi ve bunu yapacandan emin misin ki gidip bu adamn yanna oturdun?' Hz. Sfyan, bu szlerinden sonra Abbas halifelerinin cum'a gnlerinde giydikleri siyah elbiselerin bid'at olduundan bahsetti. Bunun zerine uayb da "Ey Ebu Abdullah! 'Hatibe yakla ve hutbesini dinle!'168 diye bir hads yok mudur?" diye sordu. Sfyan da 'Allah sana rahmet etsin. Bu emir, rid halifeler iin vrid olmutur. Halbuki bu adamlardan uzak bulunduun ve yzlerine bakmadn nisbette Allah'a yaklarsn' buyurdu. Said b. Amr yle diyor: "Bir keresinde sahablerden Ebu Derd'nn (r.a) yannda namaz kldm. Namaz baladnda son safa kadar ekildik. Namazdan sonra kendisine 'Saflarn en hayrls birinci saftr denilmiyor mu?' denildi. 'Evet! Doru; ancak bu mmet, Allah'n rahmetine mazhar olmu ve dier mmetler arasnda O'nun nazargh olan bir mmettir. Bu bakmdan Allah namazda bulunan bir kuluna nazar kld zaman onu ve arkasndaki btn insanlar affeder. te bunun iindir ki Allah Tel'nn beni buradaki kiilerin yz suyu hrmetine affetmesi iin hepsinin arkasnda bulunmay tercih ettim' buyurdu". Hads rvilerinden bazlar Hz. Peygamber'den, Ebu Derd'nn dedii gibi iittiklerini rivayet etmektedir.169 168) Ebu Dvud, (Semure'den fakl bir ekilde) 169) bn Askir, Tarih-i Drnek 522 hya-i Ulm'id-Din Bu bakmdan en son saf bu niyette tercih eden ve bylece mmet-i Muhammed hakknda hsn- zan izhar eden bir kimse iin, son safta hibir kayp yoktur. (Aksine niyetine gre muamele grr). te bu hikmete binaen 'Ameller niyetlere baldr" denilmitir. b) Eer hatibin yannda padiahlar iin caminin bir ksm kesilip hnkr mahfili yaplmamsa onun yanna yaklamak ve birinci safta bulunmak gzel bireydir. Eer byle bir bid'at varsa, n safta bulunmamay tercih etmelidir; nk baz limler, hnkr mahfiline girmeyi kerih grmlerdir. Hasan Basr ve Bekir b. Abdullah el-Mzen (Allah ikisinden de raz olsun) hnkr mahfillerinde namaz klmazlard. Onlarn grne gre; bu mahfil, sadece sultanlara mahsus olarak, sonradan ihdas edilen bir bid'attr. nk bu, Hz. Peygamber'den sonra icd edilmitir. Halbuki camiler btn mslmanlarm hakkdr. Camilerde, hnkr mahfilleri gibi, bir ksmn hususiletirilmesi ise bu hkme muhaliftir. Ashabdan Enes b. Mlik ve mran b. Husayn (r.a) ise hnkr mahfilinde namaz klmlar ve burada, imama yaklamak iin durmakta herhangi bir kerahetin mevcut olmadn sylemilerdir. O halde kerahiyet, mahfillerin sadece sultanlara tahsis edilmesi ve bakasnn orada namaz klmaktan menedilmesi halinde szkonusudur. Orada namaz klmak her- ! kese serbest olduu takdirde mahfilde kerahiyet yoktur. c) Minber, saflarn bir ksmn ayrr. Bunun iin birinci saf, minberin nnde, kesintisiz ve batan baa uzanan saftr. Minberin

sanda solunda bulunan saflar ise, minberle kesilmi olduu iin birinci saf saylamaz. Sfyan es-Sevr (r.a) 'Birinci saf, minberin nnde olan ve kesintisiz devam edendir' buyurmutur. Bu sz ok dorudur; zira bu saf gerekten kesintisizdir ve ancak bu safta bulunanlar, hatibin yzne normal olarak bakp szn (gzelce) dinleyebilir. Fakat kbleye daha yakn olan safn birinci saf olduunu ve minber tarafndan blnmesinde bir beis olmadn sylemek de hakikatten uzak bir hkm deildir. arlarda ve camilerin d avlularnda namaz klmak mekruhtur. Ashabdan bazlar camilerin d avlusunda namaz klanlar dver, oradan kovarlard. (Tabii camide yer bulunmas halinde durum byledir.) 8. mam hutbeye knca nafile namaz ve konumay kesmelidir. Yalnzca mezzini ve hutbeyi dinlemekle megul olmaldr. Mezzinler ayaa kalktklarnda baz cahiller secde ediyorlar. Byle bir secdenin asl astar yoktur. nk ne bir haberde ve ne de bir eserde byle birey rivayet edilmi deildir. Fakat buna ramen bu secde, tilvet secdesine tesadf ederse, orada dua edilmesinde bir beis yoktur; nk bu vakit, fazilet vaktidir. Byle bir secdenin haram olmasna hkmedilemez. nk haram olmas iin herhangi bir sebep mevcut deildir. 523 Hz. Ali ile Hz. Osman'n 'Skt edip, hutbeyi dinleyene iki; hutbeyi dinlemeyip sadece susana ise bir ecir vardr. Hutbeyi duyduu halde skt etmeyene iki, duymakszn konuana da bir gnah vardr' dedikleri rivayet edilmektedir. Hz. Peygamber de yle buyurmaktadr: j\ c . mam hutbeyi okurken yanndaki arkadana 'skt et" veya 'sus' diyen bir kimse 'lv' yapm (susmam) olur. mam hutbe okurken lv yapann cum'as yok demektir.170 Hz. Peygamberin bu hadsi, konuan bir insan, szle deil, elle iaret etmek veya ta atmak suretiyle susturmak gerektiine dellet eder. Ebu Zer'in rivayet ettii bir hadste ise yle buyurulmaktadr: 4^ J\. t A. '.- Hz. Peygamber hutbe okurken, Ebu Zer, Ubey b. KaTb'a 'Bu sre ne zaman nazil oldu?' diye sordu. Ubey de ona skt etmesini iaret etti. Raslullah hutbeden indikten sonra Ubey 'Git, senin cum'an btldr' dedi. Bu sz zerine Ebu Zer, Ubey'i Hz. Peygamber'e ikayet etti. Hz. Peygamber de 'Ubey doru sylemi' buyurdu.171 mamdan uzak bir yerde otursa dahi ne ilim ve ne de baka bir konu hakknda konumamal; bilakis skt etmelidir. nk byle bir fslt hutbeyi dinleyenlerin kulana gider ve onlarn huzurlarn bozar. Ayn zamanda konuan kimsenin yannda da oturmamaldr. Uzak olduundan imamn hutbesini dinlemek imknna sahip olmayan kimsenin skt etmesi mstehabdr. Mademki imam

hutbe okurken namaz klmak mekruhtur, o halde konumak haydi haydi mekruh olmaldr. Hz. Ali yle buyurmutur: 'u drt vakitte namaz klmak mekruhtur: a) Sabah namazndan gnein bir mzrak boyu ykselmesine kadar, b) kindiden sonra, c) Gnn tam ortasnda, d) mam hutbe okuduu anda...' 9. Dier namazlar iin zikrettiimiz hususlara cum'a namaznda da riayet etmelidir. mamn okuyuunu iittii takdirde Fatihadan sonra birey okumamal ve imam dinlemelidir. Cum'a namazndan sonra 170) Tirmiz ve Nes, (Ebu Hreyre'den) 171) Beyhak, Ebu Dvud ve bn Mce, (Ubey b. Ka'b'dan sahih bir senedle) 524 Fatiha, Ihls ve Muavvizeteyn'i yedier defa okumaldr. Zira seleften bazlar, bunlar okuyan kimsenin, o cum'adan gelecek cum'aya kadar korunacan ve bu okuyuun onun iin, eytana kar bir siper olacan rivayet etmektedirler.172 Cum'a namazndan sonra 'Ey Allahm! Y Gan! Y Hamd! Y Mbd! Y Mud! Y Rahn! Y Vedd! Beni hellinden vermek suretiyle haramndan, fazlnla da msivadan koru!' demek mste-habdr. Denildiine gre, bu duaya devam eden kimseyi Allah Tel btn mahlkattan mstani klarak ona ummad yerlerden rzk gnderir. Cum'a namazndan sonra alt rek'at namaz klmaldr. Zira bn mer'den, .-,Tz. Peygamberin cum'adan sonra iki rek'at namaz kld,173 Ebu Hreyre'den, drt rek'at kld,174 Hz. Ali ve bn Abbas'tan ise, alt rek'at kld rivayet edilmektedir.175 Btn bu rivayetler sahihtir ve deiik vakitlerde vki olmulardr. En efdali alt rek'at klmaktr. 10. (Eer i-g sahibi deilse) ikindi namazn klncaya kadar camiden ayrlmamas gerekir. (Aksi takdirde 'Namaz klnca yeryzne dahnz!' emrine imtisal etmelidir.) Denildiine gre, cum'a namazndan sonra ikindi namazn da camide klan kimseye, bir hac sevab; ayn gnn akam namazn da klarsa bir hac ve umre sevab yazlr. Eer riyadan emin deilse, halkn 'te falan adam itikfa girmitir' demesinden korkuyorsa, o vakit en faziletlisi Allah' anarak evine dnmesidir. Allah'n nimetlerini dnmeli, kendisini ibadet etmeye muvaffak kld iin O'na kretmeli ve kusurlarndan korkmaldr. Cum'a gnndeki eref saatini karmamak iin, gne batncaya kadar dil ve kalbine hkim olmaldr. Gerek cum'a namaz klnan camide ve gerekse de dier camilerde dnya kelm konumak uygun deildir. Zira Hz. Peygamber (s.a) yle buyurmaktadr: 525 Halk zerine yle bir zaman gelecektir ki mescidlerde yaplan konumalar dnyalklarnn tedbiri iin yaplan mzakerelerden ibaret olacaktr. Halbuki Allah Tel'nn bylelerine hibir ihtiyac yoktur. Onlarn Allah ile rabtalar kesilmitir; bu bakmdan onlarla oturmayn!176 Cum'ann Dier Snnet ve Edepleri

Bu snnet ve edebler, sadece cum'a namaz ve hutbe ile deil, btn cum'a gnyle ilgilidir. Bunlar yedi tanedir. 1. Cum'a sabahnda veya ikindi namazndan sonra ilim meclislerine gitmelidir. Kssaclarm meclislerindense uzak durmaldr; nk onlarn konumalarnda hayr yoktur. Allah' arayan bir kimsenin, cum'a gnlerinde hayrl ilerden ve dualardan uzak kalmas uygun deildir. Cum'a gnndeki erefli saat geldii zaman, kendisinin hayrl bir ite olmas gerekir. Namazdan nce zikir halkalarna gitmesi uygun deildir; nk Abdullah b. mer'den nyP vivnvet edilmektedir: Hz. Peygamber, cum'a gn, namazdan nce halka evirip zikretmeyi yasaklamtr.177 Ancak halkay idare eden, Allah' bilen bir lim olup cemaati, yaptklaryla irad etmeye alyorsa byle bir toplantya katlmak caizdir. Camide leden nce konuup da dini reten kimsenin yannda oturmak hem sabahn erken saatlerinde camiye gitmek ve hem de va'z u nasihat dinlemek gibi iki vazifeyi bir arada yapmaya vesile olur. hirete yararl ilmin dinlenilmesi, nafile namazlarla megul olmaktan daha efdaldir. Ebu Zer'den rivayet edildiine gre: 'lim meclisinde bulunmak, bin rek'at namazdan daha efdaldir'. Enes b. Mlik "Namaz (cum'ay) klnca yeryzne daln ve Allah'n fazlndan rzk arayn! (Cum'a/10) ayetindeki 'aranmas enrolunan fazl' dnyalk deil, hastalar ziyaret ve cenazelerin kaldrlmasna itirak ve ilim renmek ve Allah yolundaki bir kardeini ziyaret etmektir" demitir. Nitekim Allah Tel Kur'an'm birok yerinde ilmi 'fazl' olarak ifade etmektedir: O sana bilmediklerini retti. Allah'n senin zerindeki fazl ok byktr. (Nis/113) 172) Ebu Talib el-Mekk, Kut'ul Kulb ve Gazali, Bidyet'l-Hiddye 173) Buhari ve Mslim 174) Mslim 175) Beyhak, (Hz. Ali'den merf olarak); Ebu Dvud, (bn mer'den) 176) lc.yhak, uab'ul-mun. (Hasan Basr'den mrsel senedlo); bn llibban, (bn Mes'ud'dnr) 177) Ebu Dvud. Nes ve bn Mfu-u, (Arar b. uayh'dan! mrsel olarak); Hkim, (Enes'ten sahih bir 526 Andolsun ki biz Davud'a tarafmzdan bir fazl verdik. (Sebe/10) Bu ayetlerde geen fazl kelimesi ilim anlamndadr ve Allah'a yaklatrra hareketlerin en stndr. Kssaclarn meclisinde oturmaktansa, namaz klmak daha efdaldir; nk selef-i salihn, vaizlerin kssa anlatmalarn bid'at grrlerdi. Hatta bylelerini camiden kovarlard. Nitekim bn mer birgn sabahn erken saatlerinde camideki yerini almak zere gitmiti. Bir de ne grsn, bir kssac, yerine oturmu hikye nakletmektedir. Ona "Yerimden kalk!' dediyse de kssac 'Hayr kalkmayacam; nk senden nce gelip oturdum'

karln verdi. Bunun zerine ibn mer zaptiye mirine haber vererek onu yerinden kaldrtt. Eer kssa anlatmak snnetten saylsayd, o kiiyi yerinden kaldrmak caiz olmazd; nk Hz. Peygamber yle buyurmutur: Sakn, herhangi biriniz mslman kardeini yerinden kaldrp kendisi oraya oturmasn. Ancak birbirinize yer amak zere sknz.178 ibn mer, bir meclise geldiinde kendisine hrmeten ayaa kalkan ve yerini vermek isteyen kimsenin yerine oturmad gibi, o ayaa kalkan adam yerine oturmadka da oturmazd. Bir kssac ie validemizin hcre-i saadetinin d avlusunda otururdu. ie validemiz, bn mer'e haber gndererek 'Bu adam rivayet ettii hikyelerle beni taciz edip tebih ve nafile ibadetlerime mni oluyor' dedi. Bunun zerine ibn mer (r.a), kaburgasn krncaya kadar sasyla o adamn srtna vurdu ve onu oradan kovdu. 2. Cum'a gnndeki eref saatini gzelce gzetlemelidir; mehur bir hadste yle buyurulmaktadr: nk Cum'a gnnde bir saat vardr ki mslman kul o saatte neyi isterse, Allah Tel ona istedii eyi ihsan eder.179 Namazn o saate tesadf etmesi, klann isteklerinin verilmesine vesile olur.180 Bu eref saatinin tayininde ihtilf edilmitir. Kimisi gnein douu srasnda, kimisi zevalde iken, kimisi ezan okunduu zaman, kimisi imamn minbere kp hutbe okumaya balad zaman, kimisi halkn na178) Buhart ve Mslim, (bn mer'den) 179) Tirmizt, bn Mce, (Amr b. Avf el-Mzen'den) 180) Buhart ve Mslim, (Ebu Hreyre'den ) 527 maza balad an, kimisi de ikindi namaznn en uygun vaktinin sonu, kimisi ise gnein bat andr demitir. Raslullah'n kz Ftma (r.a), cum'a gnndeki eref saatini gnein bat annda arar; bunun iin de cariyesine 'Gne batmak zereyken bana haber ver!' derdi. Criye gelip haber verdiinde de gne tamamen batncaya kadar dua ve istifarda bulunurdu. Hz. Ftma, babasndan cum'ann eref saatinin bu vakitte olduunu rivayet etmitir. Allah'n sa-lt ve selm hem babasnn ve hem de onun zerine olsun!181 Baz limler, kadir gecesinin btn Ramazan'da gizli olmas gibi, eref saatinin de btn cum'a gnnde gizli olduunu ve bu gizliliin de itiyakla aranmas ve cum'a gnnn ihya edilmesi hikmetine dayandn sylemektedir. Baz limler de 'Kadir gecesinin Ramazan'da gezdii gibi, cum'a gnnn erefli saati de cum'a gnnn saatleri iinde gezmektedir' demilerdir. En uygunu da bu son hkmdr; nk bunun bir srr vardr. Ancak bu srr muamele ilminde zikretmek uygun deildir. Fakat Hz. Peygamberin u szlerini tasdik etmek gerekir:

Yaadnz gnlerde rabbinizin nefhalar (tecellileri) vardr. Dikkatli olunuz ve bu nefhalardan istifade etmeye baknz.182 Cum'a gn de bu gnler arasndadr. O halde kii cum'a gn boyunca huzur-u kalbi salamak, zikre devam etmek ve dnya vesveselerinden uzaklamak suretiyle bu rahmeti beklemelidir. Bylelikle belki bu tecellilerden birisine erebilir. KaTaul-Ahbar yle diyor: 'Cum'a gnnn eref saati o gnn en son saatidir. Bu saat tam gnein batna tesadf etmektedir'. Ebu Hreyre, Ka'b'a "Ey Ka'b! Eref saati nasl olur da cum'ann son saati olabilir? Halbuki ben Hz. Peygamber'in 'O saatte namaz klan kul isteini elde eder' buyurduunu duydum. Gnn son saati ise, namaz vakti deildir" dedi. Ka'b da "Hz. Peygamber 'Oturup namaz bekleyen, namazda saylr' demedi mi?" karln verdi. Ebu Hreyre 'evet' deyince, Ka'b 'te o bekleyi namazdr' dedi. Bunun zerine Ebu Hreyre (r.a) skt etti.183 181) Drekutn, el-lel; Beyhak, uab'ul-man 182) Hakim Tirmiz, Nevadr; Tabern, Evsat, (Muhammed b. Mesleme'den); bn Abdilberr, Temhid, (Enes'ten) 183) Ebu Dvud, Tirmiz ve bn Hibban, (Ebu Hreyre'den); bn Mce, (Abdullah b. Selm'dan) Irak bu mnazarann Ebu Hreyre ile Ka'b arasnda deil, Abdullah b. Selm ile Ebu Hreyre arasnda cereyan ettiini kaydetmektedir. 528 Ka'b (r.a), bu saatin cum'a gnn hakkyla deerlendirenlere rahmet olduunu ve bu rahmetin de ancak amelin tamamlanmasndan sonra gnderildiine kaildir. Ksacas, ikindi namazndan gnein batna kadar olan vakit, imamn minbere kp hutbe ird ettii vakitle birlikte erefli saatlerdir. Bu saatlerde bolca dua etmek gerekir. 3. Cum'a gnnde Raslullah'a oka salt ve selm getirmek mstehabdr: nk Hz. PeycnmV>v yle buyurmutur: 'Allah Tel cum'a gnnde bana seksen deta salt ve selm getiren kimsenin seksen senelik gnahn balar'. Bunun zerine kendisine 'Ey Allah'n Rasl! Sana nasl salt getirilir?' diye soruldu. Raslullah buna yle cevap verdi: 'Y rabb! Kulun, peygamberin, rasln, mekteb ve medrese grmeyen nebiy-yi znm Hz. Muhammed'in zerine rahmet deryalarn akt!' dediin takdirde bir defa salavt- erife getirmi olursun. Dilersen "Ey Allahm! Muhammed'e ve line yle bir salt gnder ki senin iin rza, Hz. Muhammed'in hakk iin eda olsun. Muhammed'e 'vesile' adl dereceyi ihsan eyle! Onu kendisine va'dettiin makm- nahnd'a. gnder. Hakketmi olduu mkfat bizden taraf ona ihsan eyle. Bize vekleten ona herhangi bir peygambere mmetinin yerine verdiin mkfatn daha stnn ver! Ey merhametlilerin en merhametlisi! Ona, onun kardeleri olan btn peygamberlere ve salih kullarna rahmet deryalarn cotur!" de ve bunu da yedi defa tekrar et! Bu salavt- erifeyi her birinde yedi defa olmak zere yedi cum'a okuyana, Hz. Peygamber'in efaat edeceine kesin gzyle baklmaktadr.

Daha fazla salavt getirmek isteyen, rivayet edilen u salavt- erifeyi okusun: 529 Ey Allahm! Salvtmn faziletim, artan bereketlerini, zektlarnn ereflilerini, efkatini, rahmetini ve tahiyyeni, Rasllerin efendisi, hayra gtrc kumandan, iyiliin kapsn aan kahraman, rahmet peygamberi ve mmetin efendisi Hz. Muhammed'e tahsis et! Ey Allahm! Muhammedi makam- mahmd'a. gnder. Bu makamla onun zt- ulhiyyetine yaklamasn sala ve onun gzn nr-landr, gemi ve geleceklerin gpta edebilecei bir ekilde nrlandr! Ey Allahm! Muhammed'e fazl, fazilet, eref, vesile ve yce dereceler, yksek ve erefli mertebeler ihsan eyle. Ey Allahm! Muhammed'e istediini ver. Onu umduuna erdir ve kendisini ilk efaat eden ve efaati herkesten daha ok kabul olunan eyle! Ey Allahm! Bizi onun cemaatiyle har ve efaatna mazhar eyle. Onun milleti zerine ldr ve snneti zerine dirilt! Bizi onun kevser havzma ilet ve bu havzm suyundan, mahcup etmeksizin iir. Bizleri piman olanlardan, ikayet edenlerden, dinini deitirenlerden, fitne karanlardan ve fitneye denlerden eyleme! Ey lemlerin rabbi! Bu duamz kabul eyle!184 Ksacas kii bu konuda vrid olan hangi rivayeti (velev ki teehhdde okunan mehur rivayet de olsa) okusa, salavt- erife getirmi saylr. Salavt- erife ile beraber istifar etmesi de uygundur. nk bu mbarek gnde istifar etmek de mstehaptr. 4. Kur'an okumaldr: M'minin cum'a gnnde Kur'an' ok okumas gerekir. zellikle Kelf sresini okumaldr. nk bn Abbas ve Ebu Hreyre'den (r.a) yle rivayet edilmektedir: 184) bn Eb s, (bn Mes'ud'dan zayf bir senedle ve fakat mevkuf olarak) 530 Cum'a gecesinde veya gnnde Kehf sresini okuyan kimseye, bulunduu yerden Mekke ehrine kadar olan mesafeyi aydnlatabilecek bir nr ihsan edilir. O cum'adan gelecek cum'aya kadar olan (kk) gnahlar ve ayrca da fazladan gnlk gnahlar affolunur. Sabahlaymcaya kadar da yetmibin melek kendisine rahmet ve af talebinde bulunur. Hastalktan, urdan, zatlcenbden, alaca hastalndan, czzamdan ve decclin fitnesinden emin olur. Mmknse kiinin cum'a gn ve gecesinde Kur'an' bir defa hatmetmesi mstehabdr. Eer geceleyin Kur'an okumusa kalann sabah namaznn iki rek'atnda veya akam namaznn birinci ve ikinci rek'tlarmda ya da cum'a iin verilen ezan ve kamet arasnda tamamlamaldr. Byle yapmann byk bir fazileti vardr. Abidler cum'a gnnde hls- erifi bin defa okumay mstehab grrlerdi. Denildiine gre, on veya yirmi rek'atta bin lhls- erif okumak, bir hatimden daha stndr. Abidler cum'a gnnde bin salavt- erife getirirlerdi.

(Kitab'n ilerdeki blmlerinde de gelecei gibi) kii mehur alt tebih duasn, cum'a gnnde ve gecesinde okursa gzel bir zikir yapm olur. Cum'a gn ve gecesi hari, Hz. Peygamber'in hibir gn ve gecede muayyen sreleri okuduu rivayet edilmemektedir. Hz. Peygamber cum'a gecesinin akam namaznda Kfrn ve hlas srelerini; ayn gecenin yats namaznda ise Cum'a ve Mnfkn srelerini okurdu.185 Hz. Peygamber Cum'a ve Mnfkn srelerini cum'a namaznda da okurdu. Cum'a gnnn sabah namaznda ise, Lokman ile nsan, srelerini okurdu. 5. Namaz klmaldr. Cum'a gnnde, cum'a namazn klmak maksadyla da camiye giren kimse, drt rek'at namaz klmadan oturmamaldr. Kld bu drt rek'at namazn her rek'atnda ellier tane olmak zere ikiyz hls okumaldr; zira Hz. Peygamber'den yle nakledilmektedir: 'Bu drt rek'at namaz klan kimse, cennetteki makamn grmedike lmez'.186 'Kendisine cennetteki yeri gsterilmedike lmez' eklinde de rivayet edilmitir. Mescide giren kimse, imam hutbede olsa bile iki rek'at mescid namazn mutlaka klmaldr. Ancak hutbe okunurken kld takdirde hafif geitirmelidir; nk Hz. Peygamber byle emir buyurmutur.187 185) bn Hibban ye Beyhak, (Semure'den) 186) Hatib, (bn mer'den) 187) Mslim, (Cbir'den) ve Buhar 531 Garib bir hadste Hz. Peygamber'in mescide girip de iki rek'at tahiy-yet'l-mescid klan bir kimse namazn bitirinceye kadar hutbeye ara verdii rivayet edilmektedir.188 Kfeliler 'Camiye sonradan gelen kimse imam kendisi iin hutbesini keserse, tahiyyet'ul-mescid tbir edilen iki rek'at namaz klmal; aksi takdirde klmamaldr' demilerdir. Cum'a gnnde veya gecesinde drt rek'at namaz klp bu namazda En'am, Kehf, Th ve Yasin srelerini okumak mstehabdr. Bu sreleri bilmeyenlerinse Yasin, Lokman, Duhan ve Mlk srelerini okumalar gzef olur. Cum'a gecesinde bu drt srenin okunmas ihmal edilmemelidir; nk bunlarn bu gecede okunmasnda ok byk fazilet olduu rivayet edilmektedir. Kur'an okumay iyi bilmeyen kimse hangi sreleri biliyorsa onlar okur ve bu da kendisi iin hatim yerine geer. hls- erifi bol bol okumaldr. Cum'a gn tebih namaz klmak mstehabdr. Tebih namaznn keyfiyeti nafile namazlar bahsinde gelecektir. Hz. Peygamber, amcas Hz. Abbas'a 'Her cum'a tebih namaz kl!'189 diye tavsiyede bulunmutur. bn Abbas (r.a) her cum'a zevalden sonra tebih namaz klar ve bunun ok faziletli olduunu sylerdi. En iyisi cum'a gnn zevale kadar namaza, cum'a namazndan ikindi namazna kadar ilim dinlemeye ve ikindiden akam namazna kadar da tebih ve istifara tahsis etmelidir.

6. Sadaka vermelidir. Bu gnde sadaka vermek hassaten mstehabdr. nk bu gnde, (hutbe esnasnda, dilencilik yapanlara verilenler hari) fakirlere verilen sadaka kat kat fazlasyla kabul edilir. " mam hutbe okurken, istemek suretiyle dilenmek mekruh olduu gibi, byle bir kimseye sadaka vermek de doru deildir. Salih b. Ahmed (b. Hanbel)190 yle demitir: 'Bir cum'a gn imam hutbedeyken, cemaatten birisi babama, yannda oturan ve sadaka isteyen bir fakire vermesi iin para uzatt; fakat babam ondan bu paray almad'. bn Mes'ud (r.a) yle der: 'Camide dilenen kimseye sadaka vermemek gerekir. Bir de, Kur'an okuduunuz srada birisi gelip sizden bireyler dilenirse vermeyiniz'. limlerden bazlar, camilerde cemaatin omuzlarna basa basa sadaka toplamaya alanlara sadaka vermeyi mekruh grmlerdir. Ancak caminin bir yerinde ayakta durur veya oturur da hi kimseye eziyet vermeden sadaka isterse verilebilir. 188) Drekutn, (Enes'ten) . f1 189) Ebu Dvud, bn Mce ve bn Huzeyme ve Hkim, (bn Abbas'tan) Ali el-Kari ve baka muhaddisler, bu konuda sahih bir lads olmadm sylemilerdir. 190) Ahmed b. HanbeVin oludur. 532 Ka'b'ul-Ahbar yle demitir: "Kim cum'a namazndan dnerken iki ayr malndan sadaka verir ve sonra da dnp rkunu, secdesini ve huunu tamamlamak suretiyle iki rek'at namaz klar; daha sonra da 'Ey Allahm! Senden Rahman ve Rahim olan isminle ve kendisinden baka filah bulunmayan, Hayy ve Kayym olan, uykudan ve uyuklamadan mnezzeh bulunan isminle istiyor ve rahmetine snyorum' derse (Allah onun bu meru isteini kabul eder). nk bu dua ile neyi istersen Allah ihsan eder". Seleften bazlar yle demitir: Kii cum'a gn bir fakire bireyler yedirir, sonra erken saatlerde cum'a namazna gider, hi kimseye eziyet vermez ve imam selm verdikten sonra da u duay okursa, istei kabul olunur: Bismillahirrahmnirrahm! el-Hayy, el-Kayym! Y rabb! Senden bana merhamet etmeni; beni affeylemeni ve ateten zad etmeni istiyorum. Bundan sonra istedii duay edebilir. nk kabul olunmasna kesin gzyle baklr. 7. Haftann gnlerinden cum'ay ahiret ilerine tahsis edip, o gnde btn dnyev megalelerden uzak durmal, bol bol tebih, tehlil ve zikir yapmaldr. Cum'a gn sefere kmamaldr; nk Hz. Peygamber'in yle buyurduu rivayet edilmitir: Cum'a gecesi sefere kan kimseye k melei beddua ederler.191 Cum'a gn sabah olduktan sonra sefere kmak ise haramdr. Ancak kmad takdirde arkadalarndan geri kalacaksa hkm deiir. Baz limler, camilerde al-veri yaplm olmamas iin imek veya datmak amacyla sakalardan su satn almay kerih grmlerdir. nk camide al-veri yaplmas mekruhtur. Baz

limlere gre de, paray caminin dnda verir; fakat suyu camide ier veya datrsa bir beis yoktur. Ksacas, cum'a gn tebihlerini ve hayrl ilerini artrmaldr; nk Allah Tel bir kulunu sevdii takdirde onu faziletli vakitlerde faziletli ameller ilemeye muvaffak eder. Buzettii kulunu ise daha ac azaplara arptrmak, gazabna daha iddetle mruz brakmak ve vaktin bereketinden mahrum brakmak iin kt amellerle uratrr. nk bu kii, vaktin hrmetini ayaklar altna almaktadr. Cum'a gn, Dualar bahsinde zikredilecek dualarn okunmas da mstehabdr. Allah, kullar arasndan setii kuluna rahmet deryalarn cotursun! min! 191) Drekutn, el-frad, (bn mer'den garlb olarak) ALTINCI BLM Herkesin Bilmesi Gereken Meseleler ok ndir vuku bulan meselelerden birounu tedkik ederek fkha dair eserlerimizde bu hususlar zikretmi bulunuyoruz. I. Mesele Namaz bozmayan az hareket, ihtiya olmakszn yapld takdirde mekruhtur. Namaz klann, nnden geeni durdurmas, eziyet vermesinden korkulan akrebi bir veya iki vurula ldrmesi (eer vurular olursa hareketler oalr ve namaz da bozulur) ihtiyatan doan hareketlerdir. Bunun iin de namazda yaplmalar mekruh deildir. Bit ve pireden eziyet grd zaman, onlar uzaklatrabilir. Ayn ekilde huuna mni olan kantlar da kamak suretiyle giderebilir. Muaz (r.a) namazda iken bit ve pireleri tutup atard. bn mer de namazda bitleri elinde kan grlecek derecede ldrrd. Neh yle diyor: 'Kii, namazda bitleri tutup atabilir; ldrse de bir zarar yoktur'. bn Mseyyeb de yle buyuruyor: 'Kii biti tutup sersemletirerek atar'. Mcahid ise yle buyurmutur: 'Namazda, eziyet verip megul etmedike, bite dokunmamak en iyisidir. Aksi takdirde kendisine bir daha eziyet veremeyecek derecede ezip atar'. Saydmz bu gibi hareketler ruhsattr. Evls, namazda az da olsa hareketten kanmaktr. Bu nedenle baz limler, namazda iken zerlerine konan sinekleri kovnazlard. Kendilerinden bunun hikmeti sorulduunda da 'leride namazmn bu gibi eylerle bozulmamas iin nefsimi byle eylere altrmam. nk fsklar bile padiahn huzurunda birok eziyetlere mruz kaldklar halde tahamml ederler' derlerdi. Namaz iinde esnedii zaman, azn eliyle kapatmakta beis olmad gibi, evl olan da budur. Aksrd zaman, dilini kprdatmamak suretiyle iinden Allah'a hamd etmelidir. Mideyi doldurmaktan dolay geirmesi halinde ban yukarya kaldrmas uygun deildir. Sarnn bozulmas halinde dzeltmesi de byledir. Btn bunlar, zaruret olmakszn yaplrsa mekruhtur. II. Mesele

karlmas kolay bile olsa nalnlarla namaz klmak caizdir. nk mestler zerine mesh ruhsat, mestlerin kolay kmamasna bal 534 deildir, aksine bunlardaki necasetin affedilmi olmas sebebiyledir. Ayakkablar da nalnlar gibidir. Hz. Peygamber nalnlaryla namaz klar, sonra da onlar karr. Bunu gren ashab- kiram da nalnlarn karrlar. Bunun zerine Hz. Peygamber 'Nalnlarnz niin kardnz?' diye sorar. Sahablerin 'Sen kardn iin' demeleri zerine de yle der: 'Cebrail geldi ve bana nalnlarmda necaset olduunu haber verdi. Ben bunun iin kardm. Bu bakmdan herhangi biriniz mescide girmek istedii zaman nalnlarn karp altna baksn; eer bir necaset grrse yere srmek suretiyle silsin ve namazn onlarla; klsn!192 Baz limler "Nalnlarla namaz klmak daha efdaldir; nk Hz.s Peygamber, geen hads-i erifte 'Nalnlarnz niin kardnz?' buyurmaktadr" demilerdir. Fakat bu kadar da mbalaadr; nk Hz. Peygamber, nalnla namaz klmak daha stndr demedi ki! Aksine bu soruyu nalnlarn karmasnn sebebini izah etmek iin sormutur. nk onlarn, nalnlarn kendisine uymak iin kardklarn kesinlikle biliyordu. Abdullah b. Said vle rivayet etmektedir: Hz. Peygamber, namazda nalnlarn karrd.193 Hz. Peygamber, nalnla namaz kld gibi nalnsz da klmtr. Bu bakmdan 'Nalnla klmak nalnsz klmaktan daha efdaldir' denilemez. Nalnlarn karan bir kimse bunlar sana veya soluna koyup da saflarn kesilmesine ve dalmasna sebebiyet vermemelidir. Onlar nne koymaldr. Arkasna da koymamaldr ki kalbi onlarla megul olmasn. Umulur ki 'Nalnlarla namaz klmak daha efdaldir' diyenin gayesi de kalp huzurunun bozulmamasdr. Ebu Hreyre, Hz. Peygamber'in yle buyurduunu rivayet etmitir: 192) mam Ahmed, Ebu Dvud ve Hkim 193) Mslim , (Ebu Said el-Hudr'den) 535 Herhangi biriniz namaz klarken nalnlarn ayaklarnn arasna braksn!194 Ebu Hreyre, birisine 'Nalnlarn ayaklarnn arasna koy! Onlarla herhangi bir mslmana eziyet verme!' demitir. Hz. Peygamber, imamlk yaparken nalnlarn karp sol tarafna brakmtr.195 Bu bakmdan imamn byle yapmas gerekir; nk onun solunda kimse durmaz. mam, kalbini megul etmemesi iin nalnlarn ayaklar arasna brakmamaldr; bu daha evldr. Onlar ayaklarnn nne brakmaldr. Hadsin maksadnn 'Ayaklarnn nne braksn' eklinde olmas muhtemeldir. Cbeyr b. Mut'im yle demitir: 'Kiinin nalnlarn ayaklar arasna

koymas bid'attr'. III. Mesele Kii namazdayken tkrrse namaz bozulmaz; nk tkrmek (namaz bozmayan) fiil-i kalildir. Namazda sesin meydana gelmesine vesile olmayan fslt, konuma saylmaz. Konuma harflerinin ekli zerinde de deildir; ancak mekruhtur ve bunun iin de saknlmas gerekir. Hz. Peygamber'in izin verdii ekilde tkrmek ise mekruh deildir. Allah Rasl mescidin kble duvarnda balgam grr ve bundan dolay iddetle fkelenir. Sonra onu, elinde bulunan bir hurma dalyla kazr. Sonra da 'Bana anber getirin!' der ve getirilen anberle o balgamn yerini svar. Arkasndan cemaate dnp 'Acaba hanginiz yzne tkrlmesini ister?' der. 'Hibirimiz istemeyiz' eklinde cevap verilince de yle buyurur: 'Herhangi biriniz namaza durduu za- . man, Allah Tel onunla yneldii kble arasndadr". i Allah onunla (namaz klanla) yzleir. Bu bakmdan hibiriniz namazda iken nne veya sana tkrmesin. Ancak soluna veya sol ise, zayf olduu kanaatindedir, r, ..,., M) Mslim. (Abdullah b. Mhimmtiha/VII. Blm 545 A) Yamur, ay ve gne tutulmas nedeniyle klnan namazlar gibi sebeplerle ilgili nafileler. B) Vakitlerle ilgili nafileler. Vakitlerle ilgili nafileler de gn ve gecenin tekraryla tekrarlanan, haftann tekraryla tekrarlanan ve senenin tekraryla tekrarlanan olmak zere ksmdr. Dolaysyla bu ksmlar drde ulam olmaktadr. BRNC KISIM Gn ve Gecelerin Tekrarlanmasyla Tekrarlanan Nafileler Bunlar sekiz tanedir. Bunlarn bei, be vakit namazla birlikte klman rtb snnetlerdir. Dier ise, kuluk namaz, akam ile yats arasnda klnan namaz ve geceleyin eda edilen teheccd namazdr. 1. Sabah namaznn snneti Bu namaz, iki rek'attan ibarettir; nitekim Hz. Peygamber yle buyurmutur: Sabahn farzndan evvel klnan iki rek'at snnet, dnya ve iindeki hereyden daha hayrldr.203 Sabah snnetinin vakti (fecr-i kzible, yani uzunlamasna/dikine yaylan aydnlkla deil) fecr-i sdkn kyla balar. Fecr-i sdk, her tarafa (enine doru) yaylan aydnln douu demektir. Fecr-i sdk idrak etmek, ilk annda hemen hemen mmkn olmayacak kadar zordur. Ancak ayn menzillerini renmi veya fecrin, gzle grlen hangi yldzlarla doduunu bilen kimseler iin, fecri idrak etmek kolaydr. Byle bir kimse fecrin kn yldzlardan anlayabilir. Fecrin knn ay ile anlalmasna gelince; bu, her ayn iki gecesinde mmkndr. yle ki, ayn yirmialtmc gecesinde ay, fecirle birlikte domakta; onikinci gecesinin sabahnda ise fecrin

douu ile batmaktadr. Bu genellikle byledir. Ancak bazen de ayn burlarnda ufak tefek deiiklikler olabilir. Bunu izah etmekse uzun srer. Gecedeki vakitleri takdir etmek ve sabah anlamak isteyen kimse iin, ayn menzillerinin bilinmesi mhim meselelerdendir. Sabah snnetinin vakti, sabah farznn vaktinin gemesiyle geer; gne doduunda farzn vakti son bulduu gibi, snnetin vakti de son bulur. Sabah snnetinin vakti bu kadar geni olmasna ramen, onu farz namazdan evvel eda etmek de ayr bir snnettir. Eer kii namaz iin kamet getirildikten sonra camiye girerse, snnetle hi megul olmadan derhal farza durmaldr; nk Hz. Peygamber yle buyurmaktadr: 203) Mslim, (Hz. ieden) Namaz iin kamet getirildikten sonra farz dnda herhangi bir namaz klmmamaldr.204 Bu durumda bu iki rek'at snneti, farz namaznn edasndan sonra klmaldr. En doru fetvaya gre bu iki rek'at snnet, gne domazdan evvel klnd takdirde -velev ki farzdan sonra klnsn- kaza deil eda edilmi saylmaktadr; nk bu iki rek'at snnet, farzn vaktinde ona tbidir. Farz ile aralarndaki tertib ise (evvel snneti, sonra farz klmak hususu ise), cemaate tesadf etmedii zamanlarda snnettir. Eer cemaate tesadf ederse tertip tam aksine dner ve iki rek'at snnet, namazdan sonra yine eda olarak klnm olur. Mstehab olan, kiinin bu iki rek'at evinde ve biraz da abuk klmasdr. Evinde bunlar kldktan sonra, camiye gelip iki rek'at da ta-hiyyet-l-mescid klsn. Sonra otursun, farz namaz klnmcaya kadar, herhangi bir namaz klmasn. Farz klndktan gne douncaya kadar olan zamanda ise en iyisi zikretmek ve dnmektir. Bu zaman zarfnda sadece sabahn snneti ve farzyla iktifa etmek daha iyidir. 2. le namaznn snnetleri Alt rek'attr. kisi siinnet-i mekkede olarak namazdan sonra, drd de yine snnet olarak namazdan nce klnr. Fakat nce klman drt rek'atm derecesi sonra klnan iki rek'atm derecesine ulamaz. Ebu Hreyre (r.a) Hz. Peygamber'den yle rivayet etmektedir: Kim gnein zevalinden sonra drt rek'at namaz klar ve bunlarda okunan Kur'an' gzelce tilvet edip, rk ve secdeleri gzel yaparsa, o gnn gecesine kadar kendisine af dileyen yetmi bin melek de onunla birlikte namaz klar.205 Hz. Peygamber zevalden sonraki drt rek'at terketmezdi. Bunlar biraz uzatr ve yle derdi: 'Bu saatte, gklerin kaps alr. Ben bu 204) Mslim, (Ebu Hreyre'den) 205) Abdlmelik b. Habib, Cbn Mes'ud'dan) 546 saatte Allah'n huzuruna ykselen bir amelimin olmasn istiyor ve seviniyorum' .206 Bu hadsi Ebu Eyyb el-Ensar tek bana rivayet etmektedir. Ancak Hz. Peygamber'in zevcesi mm Habbe'den bu hadsi takviye eden yle bir hads rivayet edilmitir:

Kim her gn farz namazlarndan baka oniki rek'at namaz klarsa, onun iin cennette bir ev bina edilir. Bu oniki rek'atm ilk ikisi sabahtan, drd leden evvel, ikisi leden sonra, ikisi ikindiden evvel ve son ikisi de akamdan sonradr.207 bn mer (r.a) ise "Ben Allah Rasl'nn 'Kim her gn on rek'at namaz klarsa...' buyurduunu duydum" dedikten sonra, sabah namaznn iki rek'at hari, dierlerini mm Habibe'nin rivayetinde olduu gibi zikrederek yle demitir: 'Sabah saatlerinde hibirimiz Raslullah'm huzuruna kamazdk. Fakat ablam Hafsa'nn (r.a) bana sylediine gre, Hz. Peygamber evinden, sabahn iki rek'at snnetini klar yle karm'. bn mer yle devam etmitir: 'le namazndan evvel iki rek'at klnmaldr'. Bu bakmdan leden evvel klman iki rek'at, daha nce klnmasndan bahsedilen drt rek'atn en kuvvetlileri olmaktadr. (leden evvel klnan drt rek'atm ikisi daha kuvvetlidir. Drd de ayn derecede deildir). leden evvel klman snnetlerin vakti, zeval ile girmi olur. Zeval, ayakta olan ahslarn douya ynelen glgelerinin artmasyla bilinir. nk gne kt anda cisimler iin batya doru uzanan uzun bir glge meydana gelir. Gne ykseldike bu glge eksilmeye ve bat cephesinden ekilmeye balar. Bu durum gne tam tepeye kncaya kadar devam eder. Gne yksekliin zirvesinden batya doru kaydnda, duraklayan glge bu defa douya doru artmaya balar. Artmasnn gzle farkedildii zaman le vaktidir. Bununla birlikte kesinlikle bilinir ki Allah Telnn ilminde le vakti bundan biraz nce olmutur. Fakat insanolunun mkellefiyeti ancak hissedilir nesnelere baldr. Artmaya balayan glgenin geri kalan ksm, k mevsiminde uzar, yaz mevsiminde ise ksalr. Glgenin uzamas gnein olak burcunun evveline; ksalmas ise gnein yenge burcunun evveline varmasna kadar devam eder. Bu ise, ayaklar ve mizanlarla bilinmektedir. 206) mam Ahmed, (zayf bir senedle); Ebu Dvud ve bn Mce, (daha ksa olarak); Tirmiz, (Abdullah b. Said'den) 207) Nes ve Hkim 547 Gzelce gzetebilecek kimse iin, tahkik ve tesbite yakn yollardan biri de geceleyin kutb-u imaliyi gzetlemektir. Bu gzetlemeyi yapan kii, drtgen bir levhay dmdz ve kenarlarndan birisi tam kutbun hizasna gelecek ekilde koymaldr. Kutubdan bir tan yere dt ve sonra da bu tan d yerinden levhann kutup tarafnda bulunan kenarna bir izgi ekildii farzedilirse, bu izgi drtgenin kutub tarafna den kenarnn tam ortasna gelip drtgenin dou ve bat izgilerinin herhangi birisine daha yakn olmamaldr. Sonra o levhann zerine, 5 rakam yerine -ki oras da tam kutbun karsdr- bir direk dikmelidir. Bu direin glgesi gnn evvelinde A izgisi tarafndan batya doru kayar. Bu glge B izgisini kaplaymcaya kadar meyletmeye devam eder ye sonunda yle bir vaziyete gelir ki eer ba uzatlsa tam tan dt yere varr. O zaman levhann dou ve bat kenarlarna olan

uzakl eit olup hi birine daha yakn olmaz. Bu bakmdan bat tarafna olan meyli ortadan kalkt zaman anlalr ki, gne tam tepede bulunmaktadr. Glge levha zerindeki izgiden douya doru kaymaya baladnda gne zevale balam olur. Bu durum, Allah'n ilmindeki zevalin evveline yakn bir vakitte kesin olarak bilinir. Sonra glgenin douya doru kayd anda tam onun bann bulunduu yere bir almet konur. Ne zaman ki bu almetten itibaren glge direk kadar olursa o vakit ikindi vakti gelmitir. Zeval ilminde bu kadarck bilgi ile iktifa etmekte herhangi bir beis yoktur. Levhann ekli yledir: DZ ZG KUTUP 3. kindi namaznn snneti kindi namazndan evvel drt rek'at olarak klnr. Ebu Hreyre (r.a) Hz. Peygamber'in yle buyurduunu rivayet etmektedir: kindi namazndan evvel drt rek'at namaz klan kula Allah rahmet etsin!208 ;: 208) Ebu Dvud, Tirmiz ve bn Hibban, (bn mer'den) 548 Bu bakmdan Hz. Peygamber'in bu duasna mazhar olmak midiyle ikindiden evvel drt rek'at namaz klmak kuvvetli bir mstehabdr; nk Hz. Peygamber'in duas eksiz-phesiz kabul olunur. Hz. Peygamber ikindiden nce klnan drt rek'at snnete, leden evvel kld iki rek'at snnete devam ettii gibi devam etmemitir. 4. Akam namaznn snneti Bu snnet, akamn farzndan sonra ve iki rek'at olarak klnr. Bu konuda rivayet farkll yoktur. Akam namazndan nce, mezzinin ezan ve kameti arasnda acele olarak (afi'ye gre) klnan iki rek'at snnete gelince; bu Ubey b. Ka'b, Ubde b. Smit, Ebu Zer, Zeyd b. Sabit ve dier bir grup sahabden rivayet edilmitir. Ubde ve bir bakas yle demitir: Mezzin akam ezann okuduu zaman, Hz. Peygamber'in sahab-leri koar admlarla direklerin arkalarna giderler ve acelece iki rek'at namaz klarlard.209 Biz akam namazndan nce, cemaate gelenler tamam oluncaya kadar iki rek'at namaz klardk. Hatta dardan mescide gelenler, namazn klndn zannederek 'Akam namazn kldnz m?' diye sorarlard.210 Bu namazn snnet olduu, belki de Hz. Peygamber'in 'steyen, iki ezan arasnda namaz klabilir'211 eklinde vrid olan hadsinden karlmtr. Ahmed b. Hanbel (r.a) bu iki rek'at klard; daha sonra halkn ayplamas zerine ter ketti. Kendisinden bu husus sorulduu zaman 'Hi kimsenin kldn grmeyince ben de terkettim. Kii, halkn grmedii bir yerde, evinde bu iki rek'at klarsa iyi olur" buyurdu.

Akam namaznn vakti, dz arazilerde gnein gzlerden kaybolmasyla balar. Eer arazinin bat taraflar dalarla kapl ise, gne 209) Buhar ve Mslim, (Enes'ten); Abdullah b. Ahmed, Ziydt'ulMsned'ie Ubey b. Ka'b ile Abdurrahman b. Avf in gne battktan sonra iki rek'at namaz kldklarn rivayet etmektedir. 210) Mslim, (Enes'ten) 211) Buhar ve Mslim, (Abdullah b. Mugaffel'den) 549 battktan sonra doudan bir karanlk ykselinceye kadar beklemelidir; zira Hz. Peygamber yle buyurmutur: Gece uradan (dou istikametine iaretle) geldii ve gndz de uradan (batya iarettir) gt zaman, orulunun mddeti sona 212 erer.2 erer. En iyisi akam namazn vaktin evvelinde ertelemeksizin klmaktr. Ancak krmz afan kaybolmak zere olduu zamana kadar ertelenerek klnsa, mekruh olmakla birlikte yine eda edilmi saylr. Hz. mer bir gece akam namazn bir yldz kncaya kadar tehir ettiinden dolay, Ibn mer de iki yldz kncaya kadar tehir ettiinden dolay iki kle zad etmitir. 5. Yats namaznn snnetleri Farzdan sonra drt rek'at olarak klnr. ie validemiz yle buyurmutur: Hz. Peygamber, yats namazndan sonra drt rek'at namaz klar, yle yatard.213 Baz limler, btn bu haberlerin mecmuundan rtib snnetlerin adedinin, farz namazlarn adedi gibi onyedi olduunu karmlardr. yle ki; sabah namazndan evvel iki rek'at, leden evvel drt, leden sonra iki, ikindiden evvel drt, akamdan sonra iki ve yatsdan sonra da vitir namaz olarak rek'at. Bu hususta vrid olan hadsleri bildiimize gre herhangi bir takdir gereksiz olur. Hz. Peygamber yle buyurmutur: Namaz, vaz'edilen eylerin en hayrlsdr. steyen ok, isteyen de az klabilir.214 Bu bakmdan her hayr isteyen, bu namazlardan talip olduu hayr derecesinde klabilir. Daha nce zikrettiimiz hadslerden bunlarn bir ksmnn dierlerinden daha kuvvetli olduu anlalmt. Yine anlalmt ki kuvvetlinin terki, zayfn terkinden daha byk bir kayptr. Hele farz namazlarn noksannn nafilelerle tamamlanmas hususu var olduktan sonra! Bu bakmdan ok nafile namaz klmayann farz212) Buhar ve Mslim, (Hz. mer'den) 213)EbuDvud. 214) mam Ahmed, bn Hibban ve Hkim, (Ebu Zer'den) 550 lan tehlikededir; nk bu durumda onlar ikmal edecek nafile namazlar yoktur.

6. Vitir namaz Enes b. Mlik (r.a) yle rivayet ediyor: Hz. Peygamber yatsdan sonra tek olarak, rek'at namaz klar; birinci rek'atta A'l, ikincide Kfrn ve ncdeyse thls sresini okurdu.215 Hz. Peygamber, vitir namazndan sonra oturarak iki rek'at namaz klard. Baz rivayetlerde 'Bada kurarak klyordu' eklinde vrid olmutur.216 Raslullah (s.a) yatana girmeden evvel, onun zerinde iki rek'at namaz klp birinci rek'atta Zilzl ikinci rek'atta da Teksr srelerini okurdu.217 Baka bir rivayette de Teksr yerine Kfrn sresini okuduu bildirilmektedir. Namaz klan kii, vitir namazn bir selmla klabildii gibi, iki selmla da klabilir. Hz. Peygamber bir, ve be rek'at olarak eda etmitir. Bylece tek olarak, onbir rek'ata kadar eda edildii de vkidir.218 Bu hususta, hads rivayeti one kadar kmaktadr. azz bir hadste onyedi rek'at klnd da kaydedilmektedir. Vitir diye isimlendirdiimiz bu rek'atlar, Hz. Peygamber'in geceleyin klm olduu namazlardr ki buna ayn zamanda teheccd namaz da denir. Kitab'ul-Evrd'da. fazileti zikredilecei gibi, geceleyin teheccd namaz klmak da mekked bir snnettir. 215) bn Adiy; Tirmiz, Nes ve bn Mce, (bn Abbas'tan sahih bir senedle) 216) Mslim, (Hz. ie'den) 217) Beyhak, (Ebu Umme'den) 218) Buharf ve Mslim, (bn mer'den -bir rek'at kldn-); bn Adiy, Tirmiz, Nes ve bn Mce, (bn Abbas'tan - rek'at kldm-); Mslim, (Hz. ie'den -be rek'at kldmnakletmektedir. 551 Vitir namaznn hangi ekilde klnmasnn daha efdal olduu hususunda limler ihtilf etmilerdir. Baz limler 'ift rek'atlar bir selmla, sonundaki tek rek'at da ayr bir selmla klmak daha efdaldir. nk kesinlikle anlalmtr ki, Hz. Peygamber vitrin son rek'atn mstakil olarak klmaya devam etmitir' demilerdir. Bazlar da 'htilftan kurtulabilmek iin hepsini bir selmla klmak daha efdaldir. Bilhassa imam iin byledir; nk cemaat ierisinde, bir tek rek'atlk namaz olacan bilmeyen kimseler olabilir' demilerdir. Hepsini bir selmla klarsa, hepsi iin vitre niyet etmelidir. Eer yats namazndan sonraki iki rek'at snnetten veya yatsnn farzndan sonra sadece bir rek'at klmakla yetinip vitre niyet ederse de sahihtir. nk vitrin art esasta tek olmaktr ve bakasn, yani kendisinden evvel klman namazlar tekletirmektir. Bu durumda ise yats namaznn farzndan sonra klman bir rek'at vitir snneti, onu tekletirir. Yats namazndan evvel bir tek rek'at vitir niyetiyle klmas doru deildir. Vitir namaz krmz develerden daha hayrldr.

Yats namazndan nce klnan bir tek rek'atlk vitirle bu hadsle bildirilen fazilete nail olunamaz. Nitekim byle bir faziletten bahseden bir hads rivayet olunmutur. Yoksa (afi'ye gre) herhangi bir vakitte bir tek rek'at namaz klmak sahihtir. Yats namazndan evvel bir rek'at klmann sahih olmamas, halkn vitir namazn klmak hususundaki icmn ykmak iindir. Bir de bu rek'atn tek haline getirecei (yats) namazndan . evvel klnm olmasndandr. rek'at iki selmla klmak istedii zaman, ilk klnan iki rek'atn niyetinde zorluk kar; nk eer bu iki rek'atla teheccd namazna ve yatsnn snnetine niyet ederse, vitirden olmaz. Eer vitre niyet ederse esasnda vitir (tek) de deildir. Ancak bunlardan sonra klman rek'at vitir olur. Btn bunlara ramen rek'at bir selmla kld gibi, bu iki rek'atta da vitre niyet etmelidir. Ancak vitir kelimesinin iki mnas olduunu da kabul etmek gerekir: 1. Esasnda vitir (tek) olan namaz 2. Kendisinden sonra gelen namazla tek olmak iin klnan namaz Bu bakmdan rek'atn tamam vitir olur. nce klman iki rek'at ise, bu rek'atn bir parasdr. Bu iki rek'atn vitir olmas, ancak nc rek'atn klnmasna baldr. Kii bu iki rek'at nc bir rek'atla tekletirmek niyetindeyse, o zaman bunlarn niyetinde 'Vitir klyorum' diyebilir. nc rek'at, esasnda tektir ve bakalarn da tekletirir. lk iki rek'at ise bakasn tekletirmedii gibi esasnda tek de deildirler; ancak bakasnn eklenmesiyle tekleirler. 552 Vitrin, gecenin sonunda olmas daha uygundur; nk bu durumda teheccd namazndan da sonraya der.219 Teheccdn keyfiyeti ise inaallah Kitab'ul-Evrd'da anlatlacaktr. 7. Kuluk namaz (es-saltu'd-duha) Kuluk namazna devam etmek, gerek fazilettir. Rek'at adedine gelince, bu konuda rivayet edilen hadslerin ounda sekiz rek'at olarak kaydedilmektedir. Hz. Ali'nin kzkardei mm Hni yle demektedir: Hz. Peygamber kuluk namazn sekiz rek'at, olduka uzun ve tdili erknna riayet ederek gzel bir ekilde eda ederdi.220 mm Hni'den baka, bunu syleyen de yoktur. Hz. ie'ye gelince, o da yle demektedir: Hz. Peygamber kuluk namazn drt rek'at olarak klar ve bazen de Allah'n diledii kadar uzatrd.221 Fakat Aie validemiz drtten fazla olarak klnan rek'atlarn saysn belirtmemitir. Bu bakmdan Hz. ie'nin rivayetine gre, drt rek'at daim olarak klar, bunu azaltmazd; fakat bazen eitli fazlalklar da eklerdi. Mfred bir hadste, Hz. Peygamber'in kuluk namazn alt rek'at olarak kld rivayet edilmektedir.222 Kuluk namaznn vaktine gelince, Hz. Ali, Hz. Peygamber'in alt rek'athk kuluk namazn u iki vakitte kldn rivayet etmektedir:223

219) Bu ibareden teheccdn vitir'den ayr bir namaz olduu anlalmaktadr. Oysa daha nce vitrin, teheccd namaz olduu kaydedilmiti. Nitekim mam afiel-Umm ve el-Muhtasar adl eserlerinde vitir namazna teheccd demitir. Mellif ilk hkmnde bu itihad benimsemitir. afi ulemasndan er-Rfii, vitr'm tekeccd'den ayr bir namaz olduunu kaydetmektedir. nk teheccd uyuduktan sonra kalkp klnan namaz demektir. Vitir ise, yats namazndan sonra ve uykudan nce klnan bir namazdr. Teheccdn uykudan sonra klnan namaz olduu, bn Eb Hayseme'nin el-Arec'Ae Kesir b. Abbas'tan ve Haccac b. Amr'dan rivayet ettii u hadisle sabittir: "Bazlarnz geceleyin klm olduu namaza 'teheccd' demenin doru olduunu sanyor. Oysa teheccd, uykudan sonra klnan namazdr". Hads hasen bir senedle rivayet edilmitir. 220) Buhari ve Mslim 221) Mslim, (Mua'ze adl kadn sahabden); mam Ahmed, Nes, bn Mace ve Tirmiz, email 222) Hkim, (Cbir'den) 223) Tirmiz, Nes ve bn Mce, (Hz. Ali'den) 553 1. Gne doup biraz ykseldikten sonra kalkar ve iki rek'at namaz klard. (Bu, gndz zikirlerinden ikinci virdin balangcdr. Bu husus ileride gelecektir). 2. Gne gn drtte birine ykselip etrafa yayld zaman kalkp drt rek'at daha klard.224 Birincisinin vakti gnein mzrak boyu ykselmesiyle balar. kincisinin vakti de gnn drtte biri getii zamandr. Bu ise, ikindi namaznn karldr; nk ikindinin vakti de gnn drtte biri kald zamandr. lenin vakti ise, tam gnn ortasdr. kindi namaznn vakti zeval ile batn ortasndadr. te zamanlarn en faziletlisi bu sylediimiz zamandr. Umumiyetle gnein biraz ykselmesinden balayarak zevalin biraz ncesine kadar geen zamann tamam kuluk namaz vaktidir. 8. Akam ve yats namazlarnn arasn ihya etmek Bu vakitte klman bir namaz, snnet-i mekkede'dir. Hz. Peygamber'in akam ve yats arasnda alt rek'at namaz kld nakledilmektedir. Bu namazn fazileti byktr. Baz limlere gre u ayetle kastolunan namaz budur: Onlar geceleyin namaz klmak iin yataklarndan kalkarlar. (Secde/16) Hz. Peygamber yle buyurmutur: Kim akam ile yats arasnda namaz klarsa, bu namaz, evvabnin (Allah'a ynelenlerin) namazndandr.225 Kim akam ile yats arasnda, cemaatle namaz klman bir camide durup (itikfa girerek), namazdan veya Kur'an'dan baka bireyle konumazsa, Allah Tel onun iin cennette, uzunluu yz senelik mesafe olan iki kk ltfeder. Yine onun iin o iki kk arasnda yer224) bn Mendeh, es-Sahabe; Tabern, Evsat, (Ammr b. Ysir'den zayf bir senedle); Tirmiz, (Ebu Hreyre'den zayf bir senedle) 225) bn Mbarek, er-Rakik, (bn Mnzir'den mrsel olarak)

hya-i Ulm'id-Din yzndeki btn insanlar oraya akn etseler bile, onlar alabilecek genilikte bir bahe tanzim edilir.226 Bu husustaki dier faziletler ise, Allah'n izniyle Kitab'ulEvrd'dsi gelecektir KNC KISIM Haftalarn Tekrarlanmasyla Tekrarlanan Nafileler Bunlar, haftann gn ve gecelerine ait nafilelerdir; nk her gnn ve her gecenin ayr ayr namazlar vardr. Pazar Ebu Hreyre (r.a .a), Hz. Peygamber'den yle rivayet etmektedir: Pazar gnnde drt rek'at namaz klp her rek'atta Fatihadan sonra mene'r-Rasly bir kere okuyan kimseye Allah Tel, hristiyan erkek ve kadnlar adedince hasene yazar ve ona bir peygamber sevab ile bir hac ve bir de umre sevab ihsan eder. Kld herbir rek'attan dolay defterine bin namaz kaydedilir. Allah Tel bu namazda okuduu her harfe karlk ona cennette simsiyah miskten yaplm irin bir ehir ihsan eder.227 Ali b. Eb Tlib (r.a) Hz. Peygamber'den yle rivayet etmektedir: Pazar gnnde ok namaz klmak suretiyle Allah' birleyiniz. Allah Tel her trl eksiklikten mnezzeh, orta bulunmayan bir zattr. 226) Ebu Veld es-Saffar, (Abdullah b. mer'den) il') Ebu Musa, (Ebu Hreyre'den jtftar senedle) 555 Allah Tel pazar gn, le namaznn akabinde klnmas gereken snnetlerden sonra kalkp u syleyeceim ekilde drt rek'at namaz klan kimsenin btn ihtiyalarn giderir: Birinci rek'atta Fatiha ile Secde sresini, ikincisinde Fatiha ile Mlk sresini okumal ve sonra teehhde oturup selm vermelidir. Daha sonra kalkp her ikisinde de Fatiha ile Cum'a sresini okuyaca iki rek'at daha klmaldr. Bundan sonra da Allah Tel'dan istediklerini diler Bylece Allah Tel ihtiyalarn kendisine ihsan eder.228 Pazartesi Cbir, Hz. Peygamber'den yle rivayet etmektedir: Pazartesi gn, gne ykselince iki rek'at namaz klp her rek'atta Fatihay, Ayet'el-Krsl,Ihls ve Muavvizeteyn'i birer defa okuyan bir kimse, selm verdiinde de on defa istifar edip, on defa da Hz. Peygamber'e salavt- erife getirirse, Allah Tel onun btn gnahlarn affeder.229 Enes b. Mlik de Hz. Peygamber'den yle rivayet etmektedir: o.,. Pazartesi gn oniki rek'at namaz klp her rek'atta Fatiha ve yet'el-Krs'y bir defa okuyan ve namaz bitirdikten sonra da ";' hls- erifi oniki defa okuyup, oniki defa da istifar eden kimse ! kyamet gnnde yle arlr: 'Filn olu filn nerededir? Kalksn ve kendisine mahsus sevab alsn!' Kendisine verilen ilk mkfat, bin elbisedir. Bana bir ta konularak kendisine 'Haydi cennete gir!' denilir. Cennete girdiinde kendisini yzbin melek karlar. Bu meleklerin her birisinin yannda birer

228) Ebu Musa, (isnadsz olarak) 229) Ebu Musa, (Cbir'den, o da merf olarak Hz. mer'den). Irak hadsin mnker olduunu sylemektedir. 557 hediye vardr ve bu hediyelerle onu tey ve taltif ederler. Bu durum, nurdan yaplm ve prl prl parlayan bin kk gezinceye kadar byle devam eder.230 Sah Yezid er-Rakka, Enes b. Mlik'ten Hz. Peygamber'in yle buyurmu olduunu rivayet eder: Kim sal gn, gnn ortasnda, (baka bir hadste gne ykselince) on rek'at namaz klar ve her rek'atnda Fatiha ve yet'el-Krsi'yi birer defa, hls- erifi de er defa okursa, o gnden itibaren yetmi gne kadar defterine hibir hata yazlmaz. Eer bu yetmi gn iinde lrse ehid olarak ld gibi, yetmi senelik gnahlar da affolunur.231 aramba dris el-Havln, Muaz b. Cebel'den Hz. Peygamber'in yle buyurmu olduunu rivayet eder: aramba gn gne ykseldii zaman, oniki rek'at namaz klp, her rek'atta Fatiha ve Ayet'el-Krs'yi birer defa, Ihls ve Muavvizeteyni de er defa okuyan kiiye, arn yannda duran bir telll yle seslenir: 'Ey Allah'n kulu! O yaptn ameli tekrarla; nk gemi gnahlarn affolundu. Allah senden kabir azabn ve onun darlk ve zulmetini kaldrd gibi, kyametteki skntlar da kaldrd'. O gn defterine bir peygamber sevab yazlr. 230) Ebu Musa, (isnadsz olarak); Irak hadsin m 231) Ebu Musa (zayf bir senedle) nker olduunu sylemektedir. Perembe krime, bn Abbas'tan Hz. Peygamber'in yle buyurmu olduunu rivayet etmektedir: Kim perembe gn, le ile ikindi namaz arasnda iki rek'at klp, birinci rek'atta Fatiha ve Ay et'el Krsyi yz defa, ikinci rek'atta da Fatiha ile Ihls sresini yz defa okuyup namazdan sonra da yz defa salavt- erife getirirse, aban, Receb ve Ramazan aylarn orulu geirmi kadar sevap kazand gibi, kendisine Kabe'yi ziyaret etme sevab ve Allah'a iman ve tevekkl edenler adedince de ha-sene yazlr.232 Cum'a Hz. Ali Hz. Peygamber'in yle buyurmu olduunu rivayet ediyor: Cum'a gnnn tamam namazdr; (yani namaz vaktidir). manl bir kul, gnein bir mzrak veya daha fazla ykseldii bir zamanda gzelce abdest alp inanarak ve Allah'n sevabn umarak iki rek'at kuluk namaz klarsa, Allah Tel kendisine ikiyz sevap yazd gibi yz gnahn da siler. Kim drt rek'at namaz klarsa, Allah Tel cennette onu drtyz derece ykseltir ve btn

gnahlarn affeder. Kim oniki rek'at namaz klarsa, Allah Tel onun iin ikibin 232) Ebu Musa (zayf bir senedle) hya-i Ulm'id-Din ikiyz hasene yazar ve ikibin ikiyz gnahn da siler. Cennette onu ikibin ikiyz derece ykseltir.233 mer'den Hz. Peygamber'in yle buyurmu olduunu rivaNf, bn yet ediyor: Cum'a gnnde cum'a klman camiye girip (cum'a namazndan evvel) drt rek'at namaz klan ve her rek'atnda Fatiha ile birlikte elli hls- erif okuyan kimse, cennetteki makamn grmedike (veya cennetteki makam kendisine gsterilmedike) ruhunu teslim etmez (lmez).234 Cumartesi Ebu Hreyre, Raslullah'tan (s.a) u hadsi rivayet etmektedir: Cumartesi gn drt rek'at namaz klp her rek'atta bir Fatiha ve hls okuyan bir kimse, namazdan sonra da Ayet'el-Krs'yi okursa, Allah Tel okunan her harfe karlk kendisine hac ve umre sevab ile birlikte gndzleri oru, geceleri ibadetle geiren bir kimsenin ecrini ve yine her harfe karlk bir ehid sevab verir. Bu kii kyamette de peygamber ve ehidlerle birlikte Arullah'm glgesinde olur.235 Gece badetleri Pazar Gecesi Enes b. Mlik bu gece hakknda u hadsi rivayet etmektedir: 233) Drekutn, Garib-i Mlik 234) Hatib, er-Ruut, (Mlik'den ganb olarak) 235) Ebu Musa, (zayf bir senedle) 559 Kim pazar gecesi yirmi rek'at namaz klp her rek'atta Fatiha dan sonra hls sresini elli defa, Muavvizeteyni bir defa okur, yz defa tm mslmanlara, yz defa da kendisine, anne ve babasna af talebinde bulunur ve Hz. Peygamber'e yz defa salavt getirir ve sonra da kuvvet ve kudretinden teberri etmek suretiyle Allah'a snarak O'ndan baka mbud olmadna, Hz. dem'in Allah'n setii bir kul olduuna, Hz. brahim'in Allah 'r halli, Hz. Musa'nn Allah 'in kelimi, Hz. sa'nn Allah'tan gelen bir ruh ve Hz. Muhammed'in de Allah'n habbi olduuna hidlik ederse, defterine, Allah'a evlat nisbet edenler ile bu sapklktan kaanlar adedince sevap yazlr. Kyamet gnnde Allah Tel bu kulunu, azab- ilhsinden emin olan kullarla birlikte hasreder. Bu kulun byk peygamberlerle birlikte cennete girmesi (kendi ltfuyla) Allah zerine hak olur.236 Pazartesi Gecesi A'me Enes'ten, Hz. Peygamber'in yle buyurmu olduunu rivayet ediyor: Pazartesi gecesi drt rek'at namaz klp birinci rek'atta Fatiha ile onbir Ihls- erifi, ikinci rek'atta Fatiha ile yirmi hls- erifi, ncde Fatiha ile otuz hls- erifi, drdncde ise Fatiha ile krk hls- erifi okuyan ve selmdan sonra da

kendisine ve anne-babasma Allah'tan yetmibe defa af dileyerek ihtiyacn O'na 236) Irak, bu hadsin kayna pna rastlamadn sylemektedir. I arzeden kimsenin istediklerini kendisine vermek Allah Tel zerine (bir ltf-u ilh olarak) hak olur.237 Bu namaza hacet namaz da denir. s" Sal Gecesi Sal gecesi iki rek'at namaz klp her rek'atta Fatiha ile onbeer hls ve Muavvizeteyn okuyan ve selm verdikten sonra da yet'elKrs'yi onbe defa okuyup onbe defa da istifar eden kimse byk bir sevap ve ecre nail olur. Hz. mer, Hz. Peygamber'den u hadsi rivayet etmektedir: Kim sal gecesi iki rek'at namaz klp her rek'atta Fatihay birer ve Kadir sresini de yedier defa okursa, Allah onu ateten zad eder. Kyamet gnnde bu kiinin, kendisini cennete gtrecek bir nder ve delili olur.238 aramba Gecesi Hz. Ftma, Hz. Peygamber'den yle rivayet etmektedir: aramba gecesi iki rek'at namaz klp birincisinde Fatihadan sonra Felk sresini on defa, ikincisinde Fatihadan sonra Ns sresini okuyup, selmdan sonra da on defa istifar, on defa salavt- erife 237) Ebu Musa, (isnadsz olarak A'mu'den) mnker olduunu ve bn Cevz'nin uydurma olarak kaydettiini sylemektedir 238) Zebd bu tr hadslerin (Tafsilt iin bkz. / 561 getiren kimse iin, her gkten yetmi bin melek yere iner ve kyamete kadar onun sevabn yazar.239 (aramba gecesi) onalt rek'at namaz klp bu namazda Fatihadan sonra Allah'n diledii kadar okuyan ve son iki rek'atta otuz Ayet'el-Krs, birinci ve ikinci rek'atlarda da otuz hls- erif okuyan kimsenin, cehenneme mstehak olan on yakn iin ettii efaati kabul olunur. Hz. Ftma, Hz. Peygamber'den yle rivayet etmektedir: aramba gecesi alt rek'at namaz klp her rek'atta Fatiha dan sonra lu mran sresinin 26. ayetini okuyup namazdan sonra da 'Muhammed (s.a) hangi mkfata lyksa, Allah bizden yana ona o mkfat ihsan buyursun!' eklinde dua eden kimsenin yetmi senelik gnah affolunur ve kendisi iin ateten kurtulu beraat yazlr. Perembe Gecesi Ebu Hreyre (r.a), Hz. Peygamber'den u hadsi rivayet etmektedir: Perembe gecesi, akam ile yats arasnda iki rek'at namaz klp her rek'atnda Fatihay,yet'el-Krs'yi, hls- erfi ve Muavvizeteyn i beer defa okuyan bir kimse, namazdan sonra da

onbe defa istifar edip bu ibadetinin sevabn da anne-babasma hibe ederse, onlara isyan 239) Irak, bu hususta, drt rek'at namaz klnmas hakkndaki Cbir hadsinden baka bir hads grmediini kaydettikten sonra, Ebu Musa el-Medn'nin bu hadsi rivayet ettiim kaydeder. 562 etmi olsa dahi anne-babasnn kendisi zerindeki hakkn eda etmi olur. Ayrca Allah Tel ona sddklar ve ehidlere verdii eyleri de verir.240 Cum'a Gecesi Cbir, Hz. Peygamber'den yle rivayet etmektedir: Cum'a gecesi akam ile yats namazlar arasnda her rek'atnda bir defa Fatiha, onbir defa da Ihls okuyarak oniki rek'at namaz klan bir kimse, gndzlerini oru ve gecelerini namazla geirmek suretiyle Allah'a oniki sene ibadet etmi gibi olur241. Enes, Hz. Peygamber'den u hadsi rivayet etmektedir: Cum'a gecesi yats namazn cemaatle, iki rek'at snnetini de tek bana kldktan sonra, her rek'atnda Fatiha, hls ve Muavvizeteyni birer defa okumak suretiyle on rek'at namaz klp arkasndan rek'at da vitir eda eden ve bunlar yaptktan sonra da sa taraf zerine yatp yzn kbleye evirerek uykuya dalan kimse Kadir gecesini ihya etmi gibi olur.242 Hz. Peygamber yle buyurmutur: Berrak gece ile nurlu gn diye anlan cum'a gn ve gecesinde bana ok salavt- erife getiriniz.243 240) Deylem, Msned'l-Firdevs, (zayf bir senedle) 241) Irak'ye gre senedi yoktur. 242) Irak byle bir hadse rastlamadm sylemitir. 243) Tabern, Evsat, (Ebu Hreyre'den) 563 Cumartesi Gecesi Enes, Hz. Peygamber'den yle rivayet etmektedir: Cumartesi gecesi, akam ile yats arasnda oniki rek'at namaz klan kimse iin, cennette bir kk bina edilir. Ayn zamanda bu kii, yeryznde bulunan mslman erkek ve kadnlarn hepsine sadaka vermi, inan bakmndan btn yahudilerden uzaklam olur. Bu kimseyi affetmek de Allah'n zerine (bir lutf-u ilh olarak) hak olur.244 NC KISIM Sene inde Tekrarlanan Nafileler Bu nafileler aban, Receb, Teravih ve Bayram namazlar olmak zere drt ksma ayrlr: 1. Bayram Namaz Bayram namaz (afi'ye gre) ok kuvvetli bir snnettir ve dinin irlarmdandr. Bayram namaznda yedi hususa riayet etmek gerekmektedir: A) Sra ile ve u ekilde tekbir alnmaldr: Allah hereyden daha ycedir. ( defa) Bol, bol yaplan hamd yalnzca O'na mahsustur. Sabah akam O'nun her trl eksiklikten uzak olduunu ikrar ederiz. O'ndan baka mbud yoktur! O'nun

orta da yoktur. Kfirler istemeselerde biz O'na ihlasl olarak itaat ederiz. Ramazan bayram gecesi tekbirle almal ve bayram namaz klnncaya kadar da tekbirler getirilmelidir. Kurban bayramnda ise, arefe gnnn sabah namazndan onnc gnn akamna kadar tekbir getirilir. Bu konudaki fetvalarn en gzeli budur. Farz ve snnet namazlarnn akabinde tekbir getirilmelidir. Fakat farzdan sonra getirilenlerin daha efdal olduklar muhakkaktr. 244) Irak bu hadse rastlamadm sylemitir. Ayrca bkz. Zebd, IH/382 564 B) Bayram sabah gusledilmeli, en gzel elbiseler giyinilip koku s-rnmelidir. Erkeklerin tpk cum'a gnnde olduu gibi, abalarn srtlarna geirip sark sarmalar ok faziletlidir. Bayram gnlerinde ocuklara ipekli elbiseler giydirilmemeli, kadnlar da (bayramlamaya) ktklar takdirde sslenmemelidirler. C) Namazdan sonra eve, bayram namazna gidilen yoldan deil, baka bir yoldan dnmelidir; nk Hz. Peygamber byle yapard.245 Hz. Peygamber bayram namazlarna kzlarn ve kadnlarn da getirilmelerini emrederdi.246 D) Mekke ve Kuds- erif hari, bayram namazn sahralara karak klmak mstehabdr. Fakat yamurlu gnlerde sahraya kmayp camilerde klmakta bir beis yoktur. Bulutsuz gnlerde devlet bakannn (veya vekilinin) mescidde zayf kimselere bayram namazn kldrmas iin birisine emir verip kendisinin kuvvetlilerle birlikte tekbirler getirerek sahraya kp bayram namazn orada eda etmesi caizdir. E) Vakti gzetlemelidir. Bayram namaznn vakti gnein douu ile zeval arasdr. Kurbanlarn kesim zaman ise, gnein iki hutbe okunacak ve iki rek'at namaz klnacak kadar ykselmesiyle balar, onnc gnn akamna kadar devam eder. Kurban bayram namazn, kurban kesimi iin, acele ederek vaktin evvelinde klmak mstehabdr. Ramazan bayram namaznn ise, sadaka- ftrin namazdan evvel datlmas iin biraz ertelenmesi mstehabdr. Raslullah'm snneti byleydi.247 F) Halk, namazda tekbir getire getire gitmelidir. mam, musallaya varnca ne oturur ve ne de nafile namaz klmakla megul olur. Bu srada cemaat nafile namazlarn sona erdirerek hazrlanr; sonra mezzin veya baka birisi bir veya iki defa 'Es-saltu cmiatun' (Namaz toplaycdr) diye barr. Bundan sonra imam, cemaatin nne geerek iki rek'at namaz kldrr. Birinci rek'atta, tahrim tekbiri ile rka varmak iin getirilen tekbirden baka yedi tekbir getirir. Her iki tekbir arasnda 'bhnallahi velhamdlillhi vel ilahe illallahu vallahu ekber' der. Iftitah tekbirinden sonra, istiftah duas olan 'vecceht'y okur. Ftiha'y ez ile birlikte sekizinci tekbirden sonra okur; Fatihadan sonra birinci rek'atta Kf, ikinci rek'atta da Kamer sresini okur.

kinci rek'attaki zid (fazla) tekbirler be tanedir. Kyam ve rk tekbirleri bunlarn dndadr. kinci rek'atm tekbirleri arasnda da birinci rek'atm tekbirleri arasnda okuduu duay okumaldr. Namazdan sonra 245) Mslim, (Ebu Hreyre'den) 246) Buhar ve Mslim, (mm Atiyye'den) 247) mam afi, (Ebu'l-Hveylis'den mrsel olarak) 565 da iki hutbe ird etmelidir. Bayram namazn karan kimse, namazn kaza etmelidir. G) Bir ko kurban etmelidir. Hz. Peygamber, boynuzlu iki ko kurban etmitir. Bunlar bizzat mbarek elleriyle kesmi ve keserken de yle buyurmutur: 'Allah'n ismiyle kesiyorum. O hereyden ycedir. Bu kurban, benim ve kurban kesmeye gc yetmeyen mmetlerimin kurbandr'.248 Hz. Peygamber yle buyurmutur: Zilhicce hillini gren kimse, eer kurban kesmeye niyet etmise, artk o andan itibaren tylerinden ve trnaklarndan birey kesmesin.249 Ebu Eyyb el-Ensar (r.a) yle buyurmutur: Hz. Peygamber zamannda kii btn aile bireyleri hesabna bir koyun kurban eder; bundan hem kendileri yer, hem de yedirirlerdi. Kii kurban etinden gn ve daha fazla mddetle yiyebilir. slm'n balangcnda gnden fazla yenilmemesi yasa vrid olmusa da sonradan daha fazla bekletmeye ruhsat verilmitir.250 Sfyan es-Sevr 'Ramazan bayramndan sonra oniki rek'at, kurban bayramndan sonra da alt rek'at namaz klmak mstehabdr' buyurmu ve ayn zamanda bu namazn snnet olduunu da belirtmitir.251 2. Teravih Namaz Teravih namaz, yirmi rek'attr. Bu yirmi rek'atm nasl klnd herkese bilinmektedir. Teravih namaz -fazilet bakmndan iki bayram namazndan eksik olmakla birlikte- snnet-i mekkede'dir. Teravih namaznn cemaatle mi yoksa tek bana m eda edilmesinin daha efdal 248) Buhar ve Mslim (Enes'ten). Ancak ikisinde de 'Bu kurban benim ve kurban kesmeye gc yetmeyen mmetlerimin kurbandr' ilvesi yoktur. 249) Mslim, (mm Seleme'den) 250) Tirmiz ve bn Mce, (hasen-sahih bir senedle) 251) Irak bunun snnet olduu hususunun aslszlna iaret etmektedir; nk sahih bir hadste Hz. Peygamber'in ne bayram namazndan evvel ve ne de sonra snnet klmad kaydedilmektedir. 566 567 olduu hususunda ihtilf vardr. Hz. Peygamber iki veya gece kp, teravih namazn cemaatle kldrmsa da sonraki gecelerde kmamtr. kmamasnn sebebini de yle izah etmitir: Teravih namaznn size vacib olmasndan korktuum iin dar kmadm.252

Hz. mer, vahyin sona ermesiyle artk farz olmayacandan emin olduu iin, halk, teravih namazn cemaatle klmaya tevik etmitir. Bazlar 'Hz. mer cemaatle kldrd iin, teravih namaznn cemaatle klnmas tek bana klnmasndan daha efdaldir. Bir de cemaatte bereket vardr. Farz namazlardaki cemaatin fazileti dier namazlardaki cemaat iin de delil tekil eder. Dier taraftan insan tek bana namaz klarken ou zaman geveklik gsterir. Fakat cemaati grd zaman neelenir' demilerdir. Bazlar da 'Teravih namazn tek bana klmak, cemaatle klmaktan daha efdaldir; nk teravih snneti, bayram namazlar gibi slm'n iarlarndan deildir. Bu bakmdan teravih namazn Kuluk ve Tahiyyet'l-Mescid namazlarna benzetmek daha evldr. Halbuki bu namazlarn cemaatle klnmas szkonusu deildir. dete gre, bir cemaat camiye birlikte girdikleri halde Tahiyyet'ul-Mescid'i cemaatle klmazlar' demilerdir. Teravih namaznn tek bana klnmasnn daha efdal olduuna Raslullah'm u hadsi delil getirilmitir: Kiinin, evinde kld nafile namazn camide kld nafile namaza olan stnl, tpk camide cemaatle klman farz namazn evde tek bana klman farza olan stnl gibidir.2S:i Benim bu mescidimde klman bir namaz, baka mescidlerde klman yz namazdan daha efdaldir. (Mekke'deki) Mescid-i Haram'da klnan bir namaz da benim mescidimde klnan bin namazdan daha stndr. Btn bunlardan daha stn kiinin evinin bir kesinde yalnzca Allah Tel'nn bilecei ekilde kld iki rek'at namazdr.254 Bunun hikmeti udur: Cemaatle yaplan ibadete ou zaman riya karmas ihtimali vardr; fakat tenha yerlerde insan byle bir felketten emindir. te teravih namaznn cemaatle veya tek bana klnmas hususunda bunlar sylenmitir. En geerli fetvaya gre teravih namaznn cemaatle klnmas daha efdaldir; nitekim Hz. mer de byle yapmtr. Baz nafilelerin cemaatle eda edilmeleri meru klnmtr. Teravih namaz da aka eda edilmesi gereken din iarlardandr. Cemaatteki riyaya ve tek bana klnan namazdaki tembellie gelince, bu cemaat ruhunun faziletine bakmaktan uzaklamak demek olur. Bu delili ileri sren kimse, yle demi gibidir: 'Cemaatle klman namaz, tembellikle terkedilmesinden daha hayrldr. hlas ise, her zaman iin riyadan hayrldr'. Szgelimi bir zat vardr ki teravihi tek bana kld zaman tembellik gstermez; cemaate itirak ettii zaman da riyakrlk yapmaz. Acaba bu adam iin, bu iki hareketten hangisi daha efdaldir? Bu durumda cemaat bereketiyle artan ihls ile tenha yerlerde salanan kalp huzuru arasnda dnmek, birisinin dierinden stnln savunmak hususunda tered-dd etmek gerekir. Mstehab olan eylerden biri de Ramazan aynn ikinci yarsnda vitir namaznn son rek'atmda, rkdan sonra Kunut duasn okumaktr. 3. Receb Namaz

Hz. Peygamberden msned olarak yle rivayet edilmektedir: Bir kimse Receb aynn birinci perembesinde oru tutup ayn gn akam ile yats arasnda iki rek'atta bir selm verir ve her rek'atmda Fatiha sresini bir defa, Kadir sresini ve hls sresini de oniki defa okuyup namazdan sonra yetmi defa salavt- erife getirir ve daha sonra da 'Y rabb! mm peygamberin Muhammed'e ve onun line rahmet deryalarn cotur!' duasn okuyarak secdeye kapanr ve secde halinde de yetmi defa 'Sbbhun Kuddsn Rabb'ul-meliketi ve'r-Rh' dedikten sonra ban kaldrp yetmi defa da 'Ey rabbim! Affeyle, rahmet eyle ve bildiklerinden vazge; nk en keremli ve en galib olan sensin' derse ve arkasndan da ikinci bir secde daha yapp, birinci secdede okuduklarn bunda da okuduktan sonra dileini Allah'tan isterse, istedikleri kendisine verilir. Yine Hz. Peygamber yle buyurmutur: 252) Buhar ve Mslim, (Hz. itVden) 253) dem b. Eb yaz, (Zmre b. Habib'den mrsel olarak); bn Eb eybe, el-Musannef, (Zmre b. Habib'den mevkuf olarak) 254) Ebu eyh, Enes'ten yle rivayet eder. 'Mescidimde klnan bir namaz onbin namaza bedeldir; harem-i erifte klnan bir namaz yzbin namaza, hududlardaki namazsa ikimilyon namaza bedeldir. Btn bunlardan daha fazlas, kiinin gece yars evinde, Allah rzas iin kld iki rek'at namazdr'. Hadsin senedinde zaaf vardr. 568 Bu namaz klan kimsenin denizin kpkleri, kumlarn taneleri, dalarn arl, aalarn yapraklar kadar gnah olsa Allah Tel onu affedecek ve bu kii kyamet gnnde atee mstehak olan yaknlarndan yediyz kiiye efaat edecektir1.255 Bu namaz, mstehab namazlardandr. Bu mstehab namaz Nafileler blmnde zikretmitik. Bu namaz, mertebesi teravih ve bayram namazlarndan aa olmakla birlikte tpk onlar gibi, senelerin tekrar ile tekrarlanan bir namazdr. Bu namazn -hads ahad yoluyla nakledildii iin-mertebesi dierlerinden daha aadr; fakat ben Kudsllerin istisnasz bu namaza devam ettiklerini ve bu namazn terkedilmesine msamaha gstermediklerini grdm; bundan dolay buradada zikretmeyi uygun buldum. 4. aban Namaz abann onbeinci gecesinde yz rek'at namaz klnr. Bu namaz klan kii her iki rek'atta bir selm verir. Her rek'atta Ftiha'd&n sonra onbir hls- erif okur. Dilerse on rek'at da klabilir. O zaman her rek'atta Fatihadan sonra yz hls- erf okur. Bu namaz da mstehab namazlar grubuna dahildir. Selef, bu namaza hayr namaz adn verirlerdi. Selef bu namaz klmak iin bir araya gelir ve ou zaman da cemaatle eda ederlerdi. Hasan Basr'nin yle dedii rivayet edilir: Hz. Peygamberin sahable-rinden otuz tanesi bana yle demilerdir: Bu gecede bu namaz klan kimseye, Allah Tel yetmi defa nazar eder. Her nazar ile de onun yetmi ihtiyacm giderir ki bu ihtiyalarn en az affedilmektir.256 DRDNC KISIM

Vakitlerle lgisi Olmayp Arzi Sebeplerle Alkal Olan Nafile Namazlar Bunlar dokuz ksma ayrlr: 1. Husuf (gne tutulmas) namaz, 2- Ksuf (ay tutulmas) namaz, 255) Rezin, CBu hadsin uydurma olduu sylenmitir.) 256) bn Mce, (Hz. Ali'den zayf bir senedle); Irak'ye gre bu hadsin asl yoktur. 569 3- stiska (yamur isteme) namaz, 4- Tahiyyet'l-Mescid namaz, 5- Abdestten sonra klnan iki rek'at namaz, 6- Ezan ile kamet arasnda klman iki rek'at namaz, 7- Evden kmadan nce klman iki rek'at namaz, 8- Eve girildiinde klnan iki rek'at namaz ve 9- Benzerleri. Biz u anda aklmzda bulunanlar zikredelim. 1. Husuf ve Ksuf Namaz Hz. Peygamber yle buyuruyor: Gne ve ay, Allah'n (varlna dellet eden) ayetlerden iki ayettir ve hi kimsenin lm ya da hayat (doumu) iin tutulmazlar. Binanenaleyh gne ve ayn tutulduunu grdnzde, derhal Allah Tel'nn zikrine ve namaz klmaya koup, O'na iltica ediniz.257 Hz. Peygamberin olu brahim vefat ettii zaman gne tutulmutu. Hz. Peygamber yukardaki szleri halkn 'Gne, brahim'in lm iin tutuldu' eklindeki iddialarn yalanlamak iin sylemiti.258 Kln ekli ve Vakti Bu namazn klm ekli yledir: ster kerahet vaktinde, ister dnda olsun gne tutulduu zaman 'es-Saltu cmiatun' diye barlr. Bunun zerine halk camiye toplanp imamla birlikte iki rek'at namaz klar. Bu iki rek'atm her birinde iki rk vardr. Birinci rk ikincisinden daha uzundur. Gne tutulduu iin klndndan kraati (okuyuu) gizlidir. Birincisinde Fatiha ile Bakara sreleri, ikincisinde Fatiha ile lu Imrn sreleri, ncsnde Fatiha ile Nisa ve drdncsnde de Fatiha ile Mide sreleri okunur. Her kyamda sadece Fatiha okumak kfi olduu gibi ksa srelerin okunmasnda da beis yoktur. Namaz uzatmaktaki gaye; gne alncaya kadar devam etmesidir. Birinci rkda yz ayet kadar, ikincide seksen, ncde yetmi ve drdncde elli ayet kadar tebih okunmal, secdeler de her rek'atn rku kadar olmaldr. Namazdan sonra, aralarnda oturulan iki hutbe okunur. mam efendi, hutbelerinde cemaati sadaka vermeye kle zad etmeye ve tevbeye tevik 257) Buhar ve Mslim, (Muire b. u'be'den) 258) Buhari, el-Edeb, Mslim, (Muire b. u'be'den) 570 etmelidir. Ay tutulduu zaman da byle yapmaldr. Ancak ay tutulmas geceleyin vki olduu iin ksuf namaznn kraati seslidir.

Husuf namaznn vakti, gnein tutulmasndan almasna kadardr. Gne, tutulu olarak batarsa, bu namazn vakti de km olur. Ay tutul- mas namaznn vakti de gnein dousuyla sona erer; nk gne knca gecenin saltanat son bulur. Fakat ay, tutulu olarak batarsa namaznn vakti gemi saylmaz; nk gece ayn saltanat zamandr. Eer namaz esnasnda gne ve ay alrsa, namaz hafifleterek abucak tamamlamaldr. mama ikinci rkda yetien kimse o rek'ata yetimemi saylr; nk esas olan birinci rkdur. 2. Yamur Namaz Nehirler kuruyup yamurlar kesildiinde veya kuyulardaki sular ekildiinde, imama (devlet bakanna) den, nce herkese gn oru tutmay emretmesidir. Bununla birlikte halk gleri yettiince sadaka vermeli, zulmle alman mallar sahiplerine iade edip gnahlarna tevbe etmelidir. Bunlar yapldktan sonra drdnc gnde imam (devlet bakan) ve halk, yanlarnda ihtiyarlar, kadn ve ocuklar olduu halde -ssl ve en gzel elbiselerin giyildii bayram namaznn aksine- yrtk prtk elbiseler iinde, tevazuyla sahraya kmaldrlar. 'Hayvanlar da insanlar gibi yamura muhta olduklar iin, onlarn da insanlarla birlikte sahraya karlmas mstehabdr' denilmitir. Hz. Peygamber yle buyurmutur: Eer emzikli ocuklar, kamburlam ihtiyarlar ve yaylan hayvanlar olmasayd, zerinize oluk gibi azap dklrd.259 Eer zmmler (gayr-i mslim vatandalar) almet-i farikalarn taknarak toplantya itirak ederlerse menolunmazlar. insanlar sahrann geni musallasnda toplandklar zaman, birisi es-saltu cmiatun (Namaz, toplaycdr) diye barr. Bundan sonra imam, tpk bayram namaz gibi -ancak tekbirsiz olarak- iki rek'at namaz kldrr. Namazdan sonra iki hutbe ird edip hutbeler arasnda da hafif bir oturu yapar. Hutbelerin arlk noktasn af talebi tekil etmelidir. mam, ikinci hutbenin ortasnda, srtn cemaata evirip kbleye ynelmeli ve bu srada abasn -halin deitirilmesine tefulen- deitirmelidir. Nitekim Hz. Peygamber de byle yapmt. mam, abasnn yukarsn aaya, sa tarafn sola, sol tarafn da sa tarafna getirir; cemaat de onun gibi yapar. Btn bunlar yaplrken gizlice duaya devam etmelidirler. Daha sonra imam tekrar cemaate dnerek hutbesini ta259) Bcyhak, (Ebu Hreyre'den zayf biv senedle) 571 marnlar. Halk, ters giydikleri elbiselerini yatacaklar zamana kadar karmamaldr. mam yle dua eder: Ey Allahm! Sen bize dua etmemizi emretmi ve yaptmz duay da kabul etmeyi va'detmitin. te biz senin emrine uyarak dua ettik. Sen de va'dettiin gibi kabul eyle. Y rabb! lediimiz gnahlar af-feyle. Sulanmak ve rzkmzn genilemesi hususundaki dualarmz kabul eyle! Sahraya kmadan evvelki gnlk hazrlk devresinde klman namazlardan sonra dua etmekte de hibir beis yoktur. Yamur iin yaplan bu duann tevbe etmek, zulmle alnan nesneleri iade etmek

ve benzerleri gibi birtakm edepleri ve btn artlar vardr. Btn bunlar inaallah Kitab'd-Da'avt'ta anlatlacaktr. 3. Cenaze Namaz Cenaze namaznn keyfiyeti, mehur ve malmdur. Cenaze hususundaki en kapsayc dua, sahih bir hadste Avf b. Mlik'ten rivayet edilen duadr. Avf b. Malik yle demitir: Hz. Peygamber bir cenaze namaznda u duay yapmlardr: Ey Allahm! Ona mafiret ve rahmet eyle. Onu afiyete Kavuturup affeyle. Onun yerini gzel kl (onu iyi bir ekilde misafir et) ve genilet. Onu su, kar ve dolu ile yka. Beyaz elbisenin kirden temizlenmesi gibi, onu gnahlarndan temizle. Ona evinden daha hayrl bir ev, einden daha hayrl bir e ihsan eyle. Onu cennete dahil et; kabir ve ate azabndan koru.260 (Bu hararetli duadan tr) Avf b. Mlik 'O lnn yerinde olmay temenni ettim' demitir. Cenaze namaznn ikinci tekbirine yetien kii, kendi nefsinde namazn tertibini gzetmelidir. Byle bir kii, imamn tekbiriyle birlikte tekbir 260) Mslim 572 getirmelidir. mam selm verdiinde tpk namaza ge kalan kimsenin yapt gibi, yetiemedii tekbiri getirip yle selm vermelidir. Eer imam selm vermeden evvel, yetiemedii tekbirleri arabuk getirip tamamlarsa bu namazda imama uymann mns kalmaz. Bu bakmdan bu namazn tekbirleri zahir hkmler olup bunlarn dier namazlarn rek'atlar yerine kim ve kabul olunmas gerekir. te her ne kadar nezdimde aksi muhtemel ise de kuvvetlisi budur. Cenaze namaznn fazileti ve cenazeyi tey hususunda vrid olan hadsler mehur ve malum olduklar iin onlar zikrederek sz uzatmak istemiyoruz. Cenaze namaznn fazileti nasl byk olmaz? nk o farz- kifayelerdendir. Nafile olmas ise, ancak bakasnn eda etmesiyle, kendisine vazife olarak tevcih edilmeyen kimse iindir. Bakas tarafndan klnd iin kendisine farz olmad halde cenaze namazn klan kimse farz- kifayenin faziletini elde eder. nk namaza itirak edenler bu farz- kifayeyi eda edip dier mslmanlar bunun gnahndan kurtarmlardr. Bu bakmdan bu namaz, herhangi bir kimseden bir farz kaldrmayan bir nafile namaz gibi deildir. Dua ve himmetlerin okluuyla bereketlenmesi iin, cenaze namaznda cemaatin ok olmasn istemek mstehabdr. nk kalabalk bir cemaatte, duas Allah nezdinde kabul olunan kimselerin bulunmas ihtimali daha byktr. Kureyb yle anlatyor: Olu ldnde bn Abbas bana 'Ey Kureyb! k bak bakalm, cemaat toplanm m?' dedi. Bu emir zerine kp baktmda cemaatin toplanm olduunu grdm. Dnp kendisine cemaatin toplandn haber verdiim zaman bana 'Acaba krk kii kadar var m?' diye sordu. Ben de 'evet' dedim. Bunun zerine yaknlarna 'O halde cenazeyi karnz' diyerek szlerine yle devam etti: 'Ben Hz. Peygamber'in yle buyurduunu iittim:

len bir mslmann cenaze namazna Allah'a ortak komayan krk kii itirak ederse, Allah Tel onlarn o kii hakkndaki efaatlarn kabul eder.261 Cenazeyi tey eden kimse, kabristana vard zaman (veya kabristana ilk girdii zaman) yle demelidir: 573 Ey bu memleketin mslman ve m'min ahalisi! Allah'n selm sizin zerinize olsun. Allah, buraya daha nce gelenlerimizi ve sonradan gelecek olanlarmz rahmetine nail eylesin. Allah Tel dilediinde biz de size yetieceiz. Mezarlktan, l defnedilmezden nce ayrlnmamas evldr. l mezara konulduu zaman, biri kalkp yle demelidir: Ey Allahm! Senin kulun nihayet sana vard. Ona efkat ve rahmet eyle. Ey Allahm! Onun yerini genilet. Onun ruhuna gk kaplarn a ve kendisini nezdinde gzel bir ekilde kabul eyle. Ey Allahm! Eer o iyiyse, iyiliklerini artr; ktyse de kusurlarn affeyle! 4. Tahiyyet'l-Mescid Bu namaz, iki rek'at veya daha fazla klnabilir. Bu niyetle namaz klmak snnet-i mekkede'dir. Cum'a gn hutbe okurken imam dinlemek iddetle vacib olduu halde hutbe esnasnda (afi'ye gre) camiye girenin boynundan bu namaz sakt olmaz. Camiye giren kii farz namaza dursa veya gemi bir namaz kaza etse bununla cami hediyesini yerine getirmi ve bundan elde edilen sevab da kazanm olur. nk bu namazdan gaye, kulun mabede ilk girdii zaman, mabede mahsus bir ibdet yapmasdr. Yukarda sylediimiz namazlardan birini klmakla caminin hakkn da eda etmi olur. te bu srra binaendir ki camiye abdestsiz olarak girmek mekruhtur. Eer camiye bir kapsndan girip br kapsndan kmak veya oturmak iin abdestsiz giriyorsa yle demelidir: 'Sbhnallhi vel-hamdlillahi vel ilahe illallahu vallahu ekber'. Bu duay drt defa tekrar etmek lzmdr. Denildiine gre bu duay drt defa okumak, fazilet bakmndan iki rek'at namaza denktir. afi mezhebine gre kerahet vakitlerinde tahiyyet'l-mescid namaz klmak mekruh deildir. Kerahet vakitleri unlardr: kindi namazndan gne batncaya ve sabah namazndan gne bir mzrak boyu ykselinceye kadar geen zaman; zeval vakti; gnein dou ve bat n. Tahiyyet-l-Mescid'in kerahet vaktinde mekruh olmamas u rivayete dayanmaktadr: 261) Mslim 574 Hz. Peygamber bir ikindi namazndan sonra iki rek'at namaz kld. Bunun zerine kendisine 'Sen bizi bu vakitte namaz klmaktan menetmedin mi?' diye soruldu. Hz. Peygamber de 'Bu iki rek'at, le namazndan sonra klageldiim snnet idi. Gelen heyetle megul olduum iin klamamtm' karln verdi.262 Bu hads iki fayda salamtr: a) Kerahet vakitlerinde yalnzca sebebi olmayan namazlarn klnmas mekruhtur. Nafile namazlarn kaza edilmesi, sebeplerin

en zayfdr. (Buna ramen Hz. Peygamber kerahet vaktinde bu sebebe dayanarak iki rek'at namaz klmtr). Nafilelerin kaza edilip edilmemesi hususunda limler ihtilf etmitir. Gemi nafilenin benzeri klnd zaman, acaba bu, o nafilenin kazas olur mu diye tereddt edilmektedir. Madem ki kerahet vakitlerinden, en zayf sebeple dahi kerahiyet hkm ortadan kalkyor, o halde camiye girmekle de -ki bu kuvvetli bir sebeptirkerahet ortadan kalkar. Bu srra binaen eer cenaze hazrsa namaz kerahet vaktinde klnabilir. Kerahet vakitlerinde gne tutulmas ve yamur namaz da klnr; nk bu namazlarn birok sebepleri vardr. b) Nafile namazlarn da kaza edilebilmesidir; nk Hz. Peygamber gemi nafilesini kaza etmitir. Raslullah'n bu fiili, bizim iin en gzel bir rnektir. Hz. ie yle buyurmaktadr: Hz. Peygamber ok uykusu geldii veya hasta olduu iin, geceleyin kalkp teheccd namazn klamazsa, o gnn erken saatlerinde oniki rek'at namaz klard.263 Alimler yle demilerdir: Namazda olduu iin mezzinin sesini iittii halde gereken cevab veremeyen kimse, selm verdii zaman, verilmesi gereken cevaplar kaza etmelidir. (Ezan mezzinin okuduu gibi tekrarlamak; ancak Hayya ale'ssalh ve Hayya ale'l- felh'a karlk L havle vel kuvvete ill billah demelidir). Mezzin ezan bitirmi ve skt etmise bile byle yapmaldr. Bu bakmdan 'Sonradan klnan snnet terkedilen snnetin kazas deil, ancak onun benzeri bir namazdr. O halde snnet kaza edilemez' diye iddia eden kimsenin bu iddiasnn mnsz olduu anlalmaktadr. Zira eer onun iddia ettii gibi olsayd, Hz. Peygamber kerahet vaktinde snnet klmazd. (Bu vakitte klm olduu 575 namazn, gemi snnetin kazas olduu anlalmt. Bu fetva, afi mezhebine gredir). Evet bir kimsenin devam ettii bir virdi (ibadeti) varsa, herhangi bir zrden dolay yerine getirememesi onun bu virdi terketmesine sebep olmamaldr. Aksine bu virdini baka bir vakitte kaza etmelidir ki nefsi ikinci bir defa terketmeye meyledip kolayna kamasn! Nefisle mchede bir haktr. Hz. Peygamber yle buyurmutur: Allah nezdinde amellerin en sevimlisi az da olsa devaml olandr.264 Hz. Peygamber, bu szyle amelin devamllnda geveklik gstermemenin daha uygun olduunu kasdetmektedir. Hz. ie Hz. Peygamber'in yle buyurduunu rivayet etmektedir: Kim devaml yapmakta olduu bir ibadeti usanarak terkederse, Allah Tel ona buzeder.265 Bu bakmdan her mslman bu tehdide mruz kalmamaya dikkat etmelidir. Bu hadsin tahkiki yledir: Kii, ibadetini Allah Tel kendisine buzettii iin usanarak terketmektedir. Eer Allah'n buzu ve uzaklatrmas olmasayd, bu kiiye tembellik ve usan musallat olmazd.266 5. Abdest Namaz

Abdestten sonra klnan iki rek'atlk namaz mstehabdr. nk abdest almak Allah'a yaklatran bir ibadettir; hedefi ise namazdr. Abdestsizlik arzdr ve ou zaman abdest, daha namaz klnmadan nce bozulur. Bylece abdest iin sarfedilen aba -onunla bir namaz klnmad iin- boa gitmi olur. Bu bakmdan abdestten sonra ara vermeksizin iki rek'at namaz klmak abdestin boa gitmeyerek hedefine varmas demektir. Bu durum Hz. Bill'n hadsiyle sabittir. Hz. Peygamber yle buyurmutur: 262) Buhar ve Mslim, (mm Seleme'den). Mslim'in dier bir livayetine gre Raslullah bu iki rek'at ikindiden nce klyordu; fakat gelen elilerle megul olduu iin ikindiden sonra kaza etmitir. (Bu rivayet, mevzuya daha uygundur) 263) Mslim 264) Buhar ve Mslim, (Hz. ie'den) 265) bn Sinn, Riyaz'ul Mutaabbidln, (Hz. ie'den mevkuf olarak) 266) Bu, zlmesi g olan hkmlerdendir. Binaenaleyh burada Zebd'nin buyurduu gibi devir ve teselsle benzer bir durum vardr. 576 577 Cennete girdiimde Bill'in orada olduunu grdm. (Uyandmda) ona 'Ey Bill! Hangi amelin sayesinde benden evvel cennete gittin?' diye sordum. 'Bilmiyorum, ancak her aldm abdestten sonra iki rek'at namaz klyorum' dedi.267 6. Tahiyyet'l-Menzil Bu, kiinin evine girdii ve evinden kaca zaman kld iki rek'at namazdr. Ebu Hreyre, Hz. Peygamber'den yle rivayet ediyor: Evinden kmaya niyet ettiinde iki rek'at namaz kl. Bu seni kt ktan korur. Evine girdiin zaman da iki rek'at namaz kl. Bu da seni kt giriten korur.268 (Dinen) kymeti olup balatlan her manev i de bu namaz klmak bakmndan tpk evden k ve giri gibidir. te bu srra binaendir ki hadste 'hrama girerken, sefere balarken ve seferden dnerken ve bir de eve girmeden evvel camide iki rek'at namaz klnsn'269 buyurulmutur. Btn bunlar, Hz. Peygamber'in fiiliyle sabittir. Salihlerden bazlar, yemek yedikleri ve su itikleri zaman, kalkar iki rek'at namaz klarlard. Ayn ekilde her yaplan iten sonra da mutlaka namaz klarlard. Hereyin banda Allah'n zikriyle bereketlenmek en uygun harekettir. Bu da mertebeye ayrlr: a. Bu mertebelerin birincisi yeme-ime gibi gnde birka defa tekrar edilir. Bu bakmdan byle bir ie Allah'n ismiyle balanr. Hz. Peygamber bir hadsinde yle buyurmaktadr: nemli bir iin balangcnda Bismillalirrahmnirrahm denilmedii takdirde o i bereketsizdir.270 b. Pek fazla tekerrr etmeyen, ancak esasta ok mhim olan eyler; nikh kymak, nasihat etmek ve maverede bulunmak gibi... Bu ilere Allah'n hamdiyle balamak mstehabdr. Evlendiren 'Hamd

Allah'a, salt ve selm da Hz. Peygamber'e mahsustur. Kzm seninle 267) Buhari ve Mslim, (Ebu Hreyre'den) 268) Beyhak, uab'ul-man, (Bekir b. Amr'dan) 269) Harait, Buhar ve Mslim 270) Ebu Dvud, Nes, bn Mce, bn Hibbn, (Ebu Hreyre'den) evlendirdim'; nikh kabul eden de 'Hamd Allah'a, salt ve selm da Hz. Peygamber'e mahsustur. Onun nikhn kabul ettim' demelidir. Ashb, tebli yaparken nasihat ve istiare ederken nce Allah'a ham-deder ve sonra sze balard. c. Fazla tekerrr etmeyen, fakat vki olduu zaman da devam eden mhim hdiseler; sefere kmak, yeni bir ev satn almak, ihrama girmek gibi... Btn bunlardan evvel iki rek'at namaz klmak mstehabdr. Seferin en az evden kmak ve eve girmektir; nk bu da bir nevi yakn sefer saylr. 7. stihare Namaz Bir ii yapmak isteyip, akbetini bilmeyen, yaplmasnn m yoksa ter-kedilmesinin mi daha hayrl olduunu kestiremeyen kimseye Hz. Peygamber unlar emretmektedir: ki rek'at namaz klmal; birinci rek'atm Fo*i/o'sndan sonra Kfirn sresini, ikinci rek'atm Foti/a'sndan sonra da Ihls sresini okumaldr. Namaz bitirdikten sonra da yle dua etmelidir: 'Ey Allahm! Senden ilmindeki hayr istiyorum. Beni kudretinle muktedir yapman istiyorum. Senin byk fazlndan istiyorum; nk senin kudretin vardr, benimse yoktur. Sen bilirsin, bense bilmem. Giblerin en incelerine kadar bilen sensin! Ey Allahm! Eer u yapmak istediim ey dinim, dnyam, kibetim, dnya ve ahiret hayatm iin hayrl ise bana takdir eyle ve benim iin onda bereket ihsan eyle. Onu bana kolaylatr. Eer bu eyin benim iin, dinim, dnyam, kibetim, dnya ve ahiret hayatm iin hayrsz ise onu benden, beni de ondan uzaklatr. Bana hayr nerede ise onu takdir eyle. nk sen her eye kadirsin'.271 271) Buhar, (Cbir'den); mam Ahmed bu hadsin mnker olduunu sylemitir. Zebd ise, Mslim dnda btn snen sahiplerinin bu hadsi rivayet ettiklerim syler. 578 Bu hadsi, Cbir b. Abdullah rivayet etmi ve yle demitir: 'Hz. Peygamber, bize Kur"an srelerini rettii gibi her iimizde de istiharede bulunmay retti'. Hz. Peygamber yle buyurmutur: Biriniz herhangi birey yapmak istedii zaman, iki rek'at namaz klsn ve sonra da yapaca eyi dnerek zikrettiimiz duay okusun. (Bylece yaplp yaplmamasmdan hangisi hayrl ise ona tevik olunacaktr.) 8. Hacet Namaz Skan, din ve dnyasnn slah hususunda almas g bireyle karlaan, hacet namaz klsn; nk Vheyb b. el-Verd'den272 yle rivayet edilir: Byle bir kii oniki rek'at namaz klp, her

rek'atmda Fatiha, yet'el-Krs ve hls sresini okumal ve namazdan sonra da secdeye kapanarak yle demelidir: 0l>4- 4*1 'Sahip olduu izzetle hkmran olan, efkat yzn cmerte gsteren ve keremde bulunan, ilmiyle hereyi amaz bir ekilde sayan ve hepsinin adedini bilen, kendisinden baka tebihe lyk bir varlk bulunmayan, minnet ve fazilet sahibi; izzet ve keremin mliki olan, yegne ihsan sahibi Allah, her trl ortaklk ve eksiklikten mnezzehtir. Ey rabbim! Arndaki izzet dmlerinin ve kitabndaki rahmetin en son mertebelerinin hrmetine; en byk ismin, en yce sa'y'in, iyi ve ktlerin geme imknna sahip olamad tam ve mm kelimelerin hrmetine snarak senden Muhammed'in (s.a) ve linin zerine rahmet deryalarn coturman isterim'. Kim bu duadan sonra Allah'tan meru birey isterse, istei kabul olunur. ( 272) Knyesi meyye veya Ebu Osman olup. KureylkUr. Asl ismi Abdiilvehhab'dr. H. 153 senesinde vefat etmitir. 579 Vheyb yle buyurmutur: "Ashabdan gelen bir haberde 'Sakn bu duay sefihlere retmeyiniz; nk isyanla onu ktye kullanabilirler' denilmektedir".273 9. Tebih Namaz Bu namaz mstakil olarak rivayet edilmitir; vakti ve sebebi yoktur. Haftada bir veya ayda bir defa klmak mstehabdr. krime, bn Abbas'tan yle rivayet ediyor: Hz. Peygamber birgn amcas Abbas b. Abdlmuttalib'e unlar syledi: 'Ey amca! Sana birey vereyim mi? (reteyim mi?) Sana birey vereyim mi? Sana birey vereyim mi? Bunu yaptn takdirde Allah, bandan sonuna kadar; eski-yeni, kasden ve yanllkla yaptn, gizli-ak gnahlarn affeder. Drt rek'at namaz klacak ve her rek'atmda Fatiha ile bir sre okuyacaksn. Birinci rek'atn kraatini bitirdiin zaman rka varmadan onbe defa 'Sbhnallahi ve'l-hamd lillhi vel ilahe illallahu vallahu ekber' diyeceksin. Sonra bu tebihi rkda on defa, rkdan kalktnda on defa, birinci secdede on defa, iki secde arasnda on defa, ikinci secde de on defa ve ikinci secdeden kalkarken de on defa tekrarlayacak; her rek'atta yetmibe defa olmak zere drt rek'at da byle klacaksn. Eer gcn yetiyorsa bunu hergn kl! Buna gcn yetmiyorsa her cum'ada bir, buna da gcn yetmiyorsa ayda bir, eer buna da gcn yetmiyorsa senede bir defa kl'.274 273) Sahav, el-Kavl'l-Bedi'; Iruk, Deylem'nin bu hadsi Msned'l-Firdevs'les ok zayf iki senedle zikrettiini rivayet etmektedir. Bkz. Zebd, 111/470 274) Daha nce gemiti. * 580 Baka bir rivayette de yle denilmektedir: Kii namazn balangcnda Sbhneke duasn okuduktan sonra -Ftiha'y okumadan nce- (biraz evvel zikrettiimiz) tebihi onbe defa okumaldr. Fatihadan sonra on defa, geri kalan da

(daha nce sylediimiz gibi) onar defa okumaldr. Fakat birinci rek'atm tahiyyatna otururken okumamaldr. Bu ekil daha iyidir; bn Mbarek de bunu tercih etmitir. ki rivayetin toplamndan yz tebih meydana gelir. Bu namaz gndz kldnda bir, geceleyin kldndaysa iki selmla tamamlamas daha iyidir. nk bir hadste yle buyurulmaktadr: Gece namazlar ikier rek'at klnr.275 Eer tebihten sonra 'L havle vel kuvvete ill billahi'1aliyyi'l-azm' derse daha gzel olur; nk hadsin baz rivayetlerinde byle denilmesi yolunda emirler vardr. Hz. Peygamber'den rivayet edilen namazlar ite bunlardr. Bu namazlarn kerahet vakitlerinde klnmas mstehab deildir. Ancak tahiyyet'l-mescid namaz, (daha nce de sylediimiz gibi) bu vakitlerde de klmabilir. Tahiyyet'l-mescid'den sonra zikrettiimiz abdest, sefer, evden kma ve istihare namazlarnn kerahet vaktinde klnmalar ise mstehab deildir; nk bu vakitlerde namaz klnmas kuvvetli bir ekilde yasaklanmtr. Bu namazlar, sebepleri zayf olduu iin ksuf, yamur ve tahiyyet'l-mescid namazlar derecesine yetiemezler. Baz mutasavvflar grdm ki kerahet vakitlerinde iki rek'at abdest snneti klyorlard. Onlarn bu hareketi, hakikatten ok uzaktr; nk abdest hibir zaman namazn sebebi olamaz. Aksine namaz abdestin sebebidir. Bu bakmdan namaz klnmas iin abdest almak uygun olduu halde abdest alnd iin namaz klmak uygun deildir. Her abdesti bozulan kerahet vaktinde namaz klmak isterse, abdest alp namaz klmasndan baka kar yol olamaz. Bu durumda da kerahetin herhangi bir mns kalmam olur. Tahiyyet'ul-Mescid'in iki rek'at snnetine niyet edildii gibi abdestin iki rek'at snnetine niyet etmek uygun deildir. Aksine abdest ald zaman bu namaz tatavvu olarak klmaldr ki abdesti namazsz kalmasn. Nitekim Hz. Bill de byle yapard. Bu bakmdan abdestten sonra klnan iki rek'at, mcerred tatavvu namazdr. Ancak abdestten sonra klnr. Hz. Bill'in hadsi, abdestin de gne tutulmas ve tahiyyet'l-mescid gibi, namazn sebebi olduuna dellet etmez ki 'Abdestin iki rek'at' diye niyet edilsin. Bu bakmdan abdeste namazla niyet etmek muhal olur; namaza abdestle niyet etmek daha uygundur. Kiinin abdesti iin 'Namazm iin abdest alyorum' ve namaz 275) Buhar ve Mslim, (bn mer'den) 581 iin de 'Abdest aldm iin namaz klyorum' demesi asla intizaml bir sz olamaz. Abdestini kerahet vaktinde dahi namazsz brakmamak isteyen kimse, zimmetinde herhangi bir sebepten dolay shhatinde tereddt ettii bir namaz kazaya niyet etmek suretiyle, kerahet vaktinde de abdest namazn klabilir. nk farz namazlarn kazalarn kerahet vaktinde klmak mekruh deildir. Ama bu vakitlerde sebepsiz snnetlere niyet etmenin hibir mns yoktur: Kerahet vakitlerinde sebepsiz namazlarn yasak olmasnda mhim sr vardr: 1. Gnee tapanlara benzemekten kanmak,

2. eytanlarn yaylmasndan saknmak; zira Hz. Peygamber yle buyurmutur: Gne, beraberinde eytann boynuzu da olduu halde kar. Doduunde boynuz beraberindedir. Ykseldii zaman ondan ayrlr. Tam gn ortasna geldii zaman tekrar birleir. Batya doru kaydnda ayrlr; bat dolaysyla azalmaya baladnda yine birleir. Batnca tekrar ayrlr.276 Hz. Peygamber byle buyurmak suretiyle bu vakitlerde namaz klmay yasaklam ve ayn zamanda yasaklamann illetine de dikkat ekmitir. 3. hiret yolunun yolcular btn vakitlerde namazlara kesintisiz devam etmek isterler. Halbuki ayn ibadete kesintisiz olarak devam etmek usan verir. Fakat insan bu ibadetten bir zaman iin menedilirse yeniden canlanr ve o ibadete kar itiyak artar. Bir de insanolunun menedildii eye kar hrsl olduu da bir gerektir. Bu bakmdan namazn bu vakitlerde yasaklanmas, ahiret yolcularn ziyadesiyle tevik etmekte, vaktin bitmesini ve namaza yeniden balamay drt gzle beklemelerini salamaktadr. O halde bu vakitler, devaml namaz klmaktan usanlmamas iin tebih ve istifar ile ihya edilmeye tahsis edilmitir. Bylece insan ibadetin bir nev'inden dierine intikal etmek suretiyle feraha kavuur; nk her yenilikte bir lezzet ve zevk vardr. Srekli olarak ayn eye devam etmek bir arlk ve usan getirmektedir. te bu srra binaendir ki kulluk sadece secdeden, rk veya kyamdan ibaret klnmam; aksine muhtelif ibadetlerle eitli amellerden ve ayr ayr zikirlerden teekkl etmitir. Kalp onlara intikal ettiinde her birinden ayr bir lezzet alr. Eer kii srekli olarak ayn eye devam ederse sonunda mutlaka usanr. 276) Nes, (Abdullah es-Senabih'den mrsel ve mteabih olarak) 582 Kerahet vakitlerinde snnetlerin klmmamasnn sr ve hikmetleri bu mhim sebeple birlikte birok sebeplerden olumaktadr ki beer takati iin btn bu hikmetlere muttali olmak mmkn deildir. Allah ve Rasl bu hikmetleri herkesten daha iyi bilir. Bu mhim hikmetler, ancak eriata mhim olan kaza, yamur, gne tutulmas ve tahiyyet'l-mescid namazlar gibi sebeplerden dolay terkedilebilir. Sebeplerin zayflar ise, bu vakitlerdeki yasan hikmetiyle arpr. Onu kaldrmamas daha uygundur. Bizce en iyisi budur. Allah en dorusunu bilir. Kitabu Esrar'is-Salt ve Mhimmtiha (Namaz'n Srlar ve nemli Meseleleri) adl blm burada sona erdi. Bunun ardndan -Allah'n izniyle-Kitabu Esrar''iz-Zekt (Zekt'n Srlar) adl blm gelecektir. Hamd, her trl eksiklikten mnezzeh olan Allah'a mahsustur. Mahluktn en sekini Hz. Muhammed'e, line ve ashabna salt ve selm olsun! Beinci Kitab KTABU ESRARIZ ZEKT (Zekt'n Srlar) 1. Zektn eitleri ve Vacib Olmasnn Sebepleri 2. Zektn Verilmesi, Zahir ve Btn artlar 3. Zekta Mstehak Olmann artlar ve Zekt Almann dab

4. Nafile Sadakann Beyan ve Fazileti V. Kitabu Esrar'iz-Zekt (Zekt'm Srlar) Giri Hamd, said ve k yapan, ldrp dirilten, gldrp alatan, var ve yok, fakir ve zengin klan, zarar verebilen ve zarardan kurtaran, hayat sahibini bir damla meniden yaratan Allah'a mahsustur! Zenginlik vasfyla, yarattklarndan ayrlp kullarndan bazlarn gzelliklerle donatan, onlarn zerine, dilediini zengin klacak nimetlerini oluk gibi aktan, rzkn temin iin bin trl meakkate katlanan kulunu kendisine muhta eden ve btn bunlar da imtihan ve deneme iin yapan Allah'a! O, zekt dinin temeli klm; kullarndan zektn verip temizlenenin bunu ancak kendisinin fazlyla yaptn ve yine malnn zektn vermek suretiyle temizlenenin ilhamn, kendisinin ltuf ve zenginliinden aldn beyan buyurmutur. Salt ve selm, hidayet gnei, beeriyetin efendisi ve seilmi kul Hz. Muhammed'e, onun line, ilim ve takva ile donatlm ashabna mahsustur! Allah Tel, zekt slm'n temellerinden birisi klm, onu din'in yce almetlerinden olan namazdan hemen sonra zikrederek yle buyurmutur: Namaz gerei gibi kln, zekt verin! (Bakara/110) Hz. Peygamber de yle buyurmutur: slm dini be esas zerine bina edilmitir: 1) Allah'tan baka ma'bud olmadna ve Muhammed'in de O'nun kulu ve rasl olduuna ehadet etmek, 2) Namaz klmak, 3) Zekt vermek, 4) Oru tutmak, 5) Hacca gitmek.1 Zektta kusur edenler hakknda Allah Tel, iddetli tehdidlerde bulunur: Altn ve gm biriktirip de onlar Allah yolunda harcamayan kimseler, ite bunlar ackl bir azap ile mjdele! (Tevbe/34) Maln Allah yolunda infak edilmesi, kiinin zektn vermesi demektir. I 1) Buhari ve Mslim, (bn mer'den) 586 hya-i Ulm'id-Din Ahnef b. Kays yle anlatyor: Kureylilerden birka kii ile oturuyordum. O srada Ebu Zer el-Gfr (r.a) yanmzdan geti ve yle dedi: 'stifileri (mal yanlar), arkalarndan, yanlarndan ve enselerinden vurulup alnlarndan kacak kzgn demirlerle mjdele!' Baz rivayetlerde ibare yledir: 'Zekt tam vermeyen kimselerin tam memeleri zerine, ucu krek kemikleri arasndan kacak, kreklerinin arasna da ucu tam memelerinin bandan kacak kzgn demirler vurulur ve bylece btn mafsallar sarslr (delik deik olur)'. Ebu Zer el-Gfr yle anlatr: Kabe'nin glgesinde oturmakta olduu bir srada Hz. Peygamber'in' yanma vardm. Hz. Peygamber beni grd zaman 'Kabe'nin rab-"' bine yemin ederim ki onlar zarar edenlerin t kendileridir'

buyurdu. 'Onlar dediiniz kimlerdir y Raslullah? dedim. yle cevap verdi: 'Malca zengin olanlardr; ancak nnden, arkasndan, sandan ve solundan yle yle verenler hari. Byleleri ise ok azdr. Zektlar verilmeyen deve, sr, koyun gibi hayvanlar kyamet gnnde ok diri, csseli ve semiz olarak gelir ve sahiplerini boynuzlayp toslaya-rak ayaklar altnda ezerler. Hayvanlar, bu hareketlerini insanlar arasnda verilecek olan hkm sona erinceye kadar tekrarlarlar'.2 Bu iddetli ihtar, Buhar ve Mslim tarafndan rivayet edilmitir. Bu bakmdan zektn srlarn kefetmek, gizli ve ak artlarn, zahir ve btn mnlarn ve veren ile alana ait bilinmesi gereken malmatlar bilmek, dinin mhim meselelerindendir. Bu hakikatler, drt blmde beyan edilecektir: 1. Zektn eitleri ve vacib olmasnn sebepleri 2. Zektn dab, zahir ve btn artlar 3. Zekt alabilmenin artlar ve zekt almann dab *s 4. Nafile sadakann beyan ve fazileti ' ** < JSDiUVi Uui2) Buhar ve Mslim BRNC BLM Zektn eitleri ve Vacib Olmasnn Sebepleri Zekt, taalluk ettii hususlar itibaryla alt ksmdr: I. Hayvanlarn zekt II. r zekt III. Altn ve gmn (parann) zekt IV. Ticar mallarn zekt V. Definelerin ve madenlerin (yeralt zenginliklerinin) zekt VI. Ftr zekt (sadakas) I. Hayvanlarn Zekt Gerek bu ve gerekse de dier zektlar hr ve mslman olan kimselere vacibdir. (mam afi'ye gre) zektn vacib olmas iin, verenin bali olmas art deildir. Aksine ocuun ve delinin servetine de zekt vacib olur. Zekt verende aranlan artlar hr ve mslman olmasdr. Kendisinden zekt verilen malda aranlan artlar ise betir: A) Eti yenilen evcil hayvanlar B) Kendileri otlayan hayvanlar C) Btn bir sene sahibinin evinde bulunan hayvanlar D) Kmil nisaba mlik olanlar E) Tam mansyla sahibinin elinde bulunan hayvanlar Birincisi, eti yenilen evcil hayvan olmasdr. Bu bakmdan zekt ancak deve, sr ve koyunlarda vardr. At, katr, eek ve koyun ile geyikten doan hayvanda zekt yoktur. kincisi, mecbur olarak (senenin en az alt aynda mtemadiyen) beslenen hayvann zekt yoktur. Bir zaman kendisi otlayan ve senenin bir ksmnda da evde beslenen bir hayvann da -nafaka zorluu olduu iin-zekt yoktur. ncs, btn bir sene sahibinin elinde bulunmas arttr. Zira Hz. Peygamber yle buyurmutur: zerinden tam sene gemeyen maln zekt yoktur.3

3) Ebu Dvud ve bn Mce 588 hya-i Ulm'id-Din Bu hkmden senenin ortasnda doan yavrular istisna edilir; nk bunlar zekt hususunda annelerinin hkmne tabidirler. Annelerinin senesinin dolmasyla onlarn zekt da vacib olur. Eer kii, mallar senenin ortasnda satar veya bakasna hibe ederse, sene kesintiye uram olur. (Bu mal eline tekrar getiinde yeniden bir sene bekletmesi gerekir). Drdncs, tam mansyla sahibinin elinde bulunmas ve tasarrufuna mde olmas arttr. Bu bakmdan bakasnn yannda rehin olan koyunlarn da zekt gerekir; nk bu koyunlarda tasarrufta bulunmamay bizzat sahipleri kendi nefislerine lzumlu klmtr. Kaybolan ve gasbedilen mallarnsa, btn fazlalklaryla sahibinin eline gemedike zektlar yoktur. Bulunduunda ise gemiin zekt da verilmelidir. Borcu btn malndan fazla veya malna eit olan kii zengin saylmaz; nk zenginlik ihtiyatan fazla mala sahip olmak demektir. (afi mezhebine gre byle bir kimsenin zekt verip vermemesi hususunda ihtilf vardr. Kimisi, 'Zektn verir ve borlarn eda etmek iin de zekt alr' demitir). Beincisi ise kmil nisaba mlik olmaktr. Develerin Nisab Develerde saylar be olmadka zekt yoktur. Be devede, zekt olarak bir senesini doldurup ikinci seneye giren koyun veya iki senesini doldurup nc seneye ayak basan bir kei verilir. On devede bir, onbete , yirmide de drt koyun zekt verilir. Yirmibe devede, bir senesini bitirip, ikinci senesine balayan bir dii deve verilir. Eer bu artlar hiz dii deve yoksa, iki senesini doldurup nc senesine ayak basan bir erkek deve verilir. Zekat veren kii byle bir dii deve satn almaya gc yetse bile buna zorlanmaz. Otuzalt devede, iki senesini doldurup nc seneye balayan bir dii deve verilir. Saylar krkaltya vard zaman senesini doldurup drdnc senesine balayan bir deve verilir. Altmbir deve oldu mu, drt senesini doldurup beinci senesine ayak basan bir dii deve; saylar yetmialtya vard zaman da iki senesini doldurup nc seneye balayan iki dii deve verilir. Doksanbir deve oldu mu, senesini doldurup drdnc seneye balayan iki dii deve; yzyirmibir deve oldu mu da iki senesini doldurup nc seneye balayan dii deve verilir. Deve says yzotuza vardnda hesap istikrar bulur. Bundan sonraki her elli deve iin senesini doldurup, drdnc seneye balayan veya her krk deve iin iki senesini doldurup, nc senesine balayan bir dii deve verilir. Srlarn Nisab Srlarn, saylar otuza varmadka zektlar yoktur. Otuz srda, birinci senesini bitirip ikinci seneye ayak basan bir dana verilir. Krk srda, iki senesini doldurup nc seneye balayan bir dve; altmta ise iki yanda iki dana verilir. Altmtan sonra hesap istikrar bulur ve Kitabu Esrar'iz-Zekt/1. Blm

589 her krk srda yanda bir dve, her otuz srda da iki yanda bir dana vermek suretiyle devam eder. Koyunlarn Nisab Koyunlar, saylar krka varmadka zekta tbi deillerdir. Krk koyunda iki yanda bir koyun veya yanda bir kei verilir. Krktan sonra yzyirmibire varncaya kadar zektlarnda bir deiiklik yoktur. Yzyirmibirde iki koyun verilir. Bundan sonra ikiyzbire kadar durum deimez. kiyzbirden drtyze kadar koyun; drtyzde de drt koyun zekt verilir. Drtyz koyunda hesap istikrar bulur. (Bundan sonra her yz koyunda bir koyun zekt verilir). Ortaklarn zekt, nisab hususunda bir kiinin zekt gibidir. Yani iki kiinin arasnda krk koyunu varsa, zekt olarak bir koyun verilir. kiinin yzyirmi koyunu varsa, bir koyun zekt der. Hayvanlar bir arada bulunan komularn u artlara sahip olan mallar da ortak mal gibidir: 1- Geceleri kaldklar yerin bir olmas, 2- Sularnn bir olmas, 3-Salma yerlerinin bir olmas, 4- Meraya sevkedilmek iin toplandklar yerin bir olmas, 5- Mal sahiplerinin zekt veren kimselerden olmas. Ancak maln zmmlerden birinin veya mkteb4 bir klenin malna katan kimsenin malnda ortaklk hkm yoktur. Deve zektnda bir veya iki ya kne inmek caizdir. Ancak iki yatan daha aaya inmek caiz deildir. Ya eksik deve veren kimse, eer bir ya eksiini vermise ste iki koyun veya yirmi dirhem para verir. Eer iki ya kn vermise ste drt koyun veya krk dirhem para verir. Ya kk olan daha yals yerine verebilecei gibi, ya byk olan da daha genci yerine verebilir. Fakat be yandan byk deve veremez. (Yani drt yanda bir deve gerekiyorsa, onun yerine alt yanda bir deveyi veremez). Daha yal deveyi gen devenin yerine verdii zaman, zekt memuru aradaki fark, zekat veren kiiye beytl-malden verir. Zekt verilen maln bir tane dahi olsa salam varsa, hasta olan mallar zekt olarak kabul edilmez. Zekt olarak, iyi mallardan, iyisi, kt mallardan da kts alnr. Zekt memurlar maln en besilisini, zel yetitirilmi ve dl iin ayrlm olann ve en iyisini zekt olarak alamazlar. II. r Zekt Yerden biten her gda maddesinin -arl sekizyz men'e5 ulat takdirde- onda birini zekt vermek vcibdir. Sekizyz men'den az olan4) Mkteb kle; kendisiyle 'u kadar paray u kadar ayda verdiin takdirde zgrsn' denilmek suretiyle antlama yaplan kle demektir. Byle bir klenin mal sahibi olma hakk vardr. 5) Men: ki batman demektir. Buradaki batman, dokuzyz ksur sene evvelki Badad batman olup 130 dirhem arlndadr. rden gaye, meyvelere*<"v kuru zm ve kuru hurma; 590 hya-i Ulm'id-Din

larn, meyvelerin ve pamuun zekt yoktur. Zekt yalnzca gda maddesi olan danelerde, kuru hurma ve kuru zmde vardr. Hurma ve zmden, ancak kuru olarak sekizyz mene ulatklarnda zekat alnr. Hurma ve zmn zekt, kuruduktan sonra verilir. Ortak maln nisab birbirleriyle tamamlanmak suretiyle ikml edilir. Birka orta olan bir baheden, sekizyz men kuru zm elde edildiinde, bundan her ortan hissesi oranmca toplam seksen men kuru zm zekt verilmesi gerekir. Komular arasndaki ortakla itibar edilmez. Budayn nisab arpa ile ikml olunmaz. Fakat arpann nisab avdarla ikml olunabilir; nk avdar da bir arpa eididir. Eer bu mahsuller akarsu veya kanallarla sulanrsa, zektlar bu kadardr. Serpmek suretiyle veya dolapla sulandnda ise, (1/10 yerine) 1/20 zekt verilir. Arazi gelge su serpmek suretiyle veya dolap sular ile ortaklaa suland takdirde mahsuln zekat bu sulardan hangisi daha fazlaysa ona gre verilir. Bu mahsullerde zekt ancak ayklandktan sonra vacib olur. Ya zm ve ya hurma, zekt olarak alnamaz. Ancak aalarna herhangi bir hastalk isabet eder ve olgunlamadan toplanmalar gerekirse, o zaman toplanan ya hurmann dokuz lei sahibine, onuncu lei ise fakirlere verilir. Taksim, al-veritir' eklindeki szmz, byle bir taksime mni deildir. Bu taksime ruhsat verilmitir; nk zaruret vardr. Zektn v-cib olma zaman meyvelerde, yiyecek derecede olgunlama zaman, danelerde ise katlama zamandr. Zektn verilme zaman ise, kurumalarndan sonradr. III. Altn ve Gm'n (Parann) Zekt Mekke lleriyle 200 dirhem saf gm zerinden bir sene geerse, zekat olarak 1/10'nin 1/4'i olan 5 dirhem gm verilmelidir. 200 dirhemden 1 dirhem dahi fazla olsa, hesap edilir ve zekt buna gre verilir. Altnn nisab (zekt dmesi iin gereken miktar), Mekke tartsyla tam (hi eksiksiz) olarak 20 miskaldir. 20 miskal altnn, 1/10'nin 1/4'i zekt olarak verilir. Fazlas -ne kadar az olursa olsun- hesap edilir ve zekt verilir. Eer altn veya gm nisabdan bir gram kadar azsa o vakit zekt dmez. Sahip olunan kark paralar ierisindeki altn veya gm, tasfiye edildii takdirde nisaba varacak kadarsa zekt vacib olur. Tasfiye edilmemi altn ve gm madeninde, altn ve gm kaplar da ve erkeklerin altn eyer gibi mahzurlu ss eyalarnda da zekt vcibdir. Hell olan ss eyasnda ise zekt yoktur.6 danelerden ise buday, arpa, pirini;, mercimek ve ihtiyar olarak kuvt olunanlardr. Tafsilat iin bkz. mam Nevev, Minhc 6) Hanelilere gre ss eyalarnda da zekt vcibdir. ster erkein olsun, ister kadnn; ister kle olsun, isterse de yemek kab, bunun zektnda kymete deil tartya itibar olunur, (elFkhu ale'l-Mezhib'H-Erbaa) Kitabu Esrar'iz-Zekt/I. Blm 591 Alacan Zekt

Zengin ve borcunu vermeye muktedir bir kimsenin yannda bulunan alacakta zekt vacib olur. Bu alacak tahsil edildii zaman zekt karlr. Eer alacak vadeli ise, vadesi gelmezden evvel kendisine zekt vacib olmaz. W. Ticaret Zekt Bu zekt, altn ve gm zekt gibidir. Ancak ticret zektnn sene-i devriyesi ticaret eyasna yatrlan parann mlk edinilmesiyle balar. Ticaret malna yatrlan para nisaba bali ise hkm byledir. Eer kiinin yatrldnda eksikse veya ticaret niyetiyle herhangi bir mal satn alrsa, senesi, satn ald vakitten balar. Zekt, lkenin rayite olan parasndan verilir ve ticaret mallar bu para ile kymetlendirilir. Eer kiinin ticaret malna yatrd para tam nisaba bali olmusa, o ticaret maln onunla kymetlendirmek, lkenin rayiteki parasyla kymetlendirmekten daha evldr. Kii kendi ev malyla ticaret yapmaya niyet ederse, onunla ticar eya satn almadka, yani sadece niyetle sene-i devriyesi balamaz. Ticareti daha sene tamamlanmadan ticareti brakrsa, zekt da sakt olur. Fakat (dinen) en iyisi; o senenin ticaret zektn vermektir. Senenin sonunda, eyalar zerine yklenen krn zekt da sermayenin zektyla birlikte verilir. Kr iin yeni bir seneyi beklemek gerekmez; nitekim zekt hayvanlarnn yavrularnda da hkm byledir. Sarraflarn mallarnn senesi de tpk dier ticaretler gibi aralarndaki normal mbadele ile sona erip yeniden balamaz. Ortaklaa altrlan maln krna ait zekt, kr aralarnda paylamadan nce dahi olsa, ana parann sahibine deil, altrana der. Byle fetva kyasa daha uygundur. V. Definelerin ve Madenlerin (Yeralt Zenginliklerinin) Zekt Rikz, cahiliyye devrinde gmlm ve slm'dan sonra zerinden mlkiyet gememi bir arazide bulunmu mal demektir. Byle bir mal bulan kimsenin -eer altn ve gmse- maln 1/5'ni zekt olarak vermesi gerekir. Bunda sene devri muteber deildir. (Bulunur bulunmaz 1/5'i devlet hazinesine devredilmelidir). Nisab miktarna ulamasna da, sene devri gibi itibar olunmamas daha evldr; nk 1/5'nin vacib olmas, bu maln ganimete benzediini tekid etmektedir. Bu bakmdan nisabn gerekli olmas da uzak bir ihtimal deildir; nk bunun sarfedilecei yer, zektn sarfedilecei yerin kendisidir. te bu nedenle yalnzca altn ve gm definelerin 1/5'nin verilmesi gerektii sylenmitir. Madenlere gelince, altn ve gm madeni hari, madenlerde zekt yoktur. Altn ve gm madeninin zekt ise iki grn en sahihine gre tasfiye edildikten sonra 1/10'nin 1/4'dir. Bu fetvaya binaen madenlerde 592 hya-i Ulm'id-Din Kitabu Esrar'iz-Zekt/I. Blm 593

nisab muteberdir. zerinden tam bir senenin gemesi hakknda iki fetva vardr. Baka bir fetvaya gre de define gibi, /5'i vacib olur. Bu fetvaya gre sene devri muteber deildir. Nisab hakknda burada da -Allah en dorusunu bilir- iki gr vardr. Vcib olan miktarda bunu ticaret zektna benzetmek veya katmak daha uygun olur; nk bu da bir eit kazantr. Senenin devri bakmndan 1/10'i zekt olarak verilen mahsullere ilhak edilmesi doru olmaz; nk bu ar derecede merhamete kamak olur. 1/10'i zekt olarak verilen mahsullere ancak nisab hususunda ilhak olunur. Bu ihtilaflardan ve phelerden kurtulmak iin en ihtiyatl hareket, bu madenlerin azndan da oundan da 1/5'ni karmak olur; nk bu ihtilflar birbirlerini cerhedebilecek zanlardr. Birbirlerini cerhettiinden tr de birisini kesin fetva kabul etmekte tehlike vardr. VI. Fitre Zekt (Sadakas) Hz. Peygamber'in diliyle ftr sadakas, bayram gn ve gecesi ahs nafakasndan ve bakmakla ykml olduu kimselerin nafakasndan daha fazla mal olan her mslmana farzdr. Kii buday ekmei yiyorsa budaydan, arpa ekmei yiyorsa da arpadan olmak zere Raslullahn sa'iyle adam ba bir sa' ftr sadakas vermelidir.7 Bir sa' 2. 1/3 mendir. Yedii tahln cinsinden veya daha stn bir eidinden bu miktar bakmakla ykml olduu kii saysnca karmaldr. Ancak buday yiyorsa, arpadan vermesi caiz deildir. Eer eitli tahllardan yiyorsa, ftr sadakasn en iyisinden vermelidir. Fakat yediklerinin herhangi birisinden vermesi caiz ve yeterlidir. Ftr sadakas' zekt mal gibi taksim olunur. Bu bakmdan ftr sadakasndan sekiz snfn (eer varsa) hepsine gerei kadar verilmesi vcibdir. Ftr sadakas olarak un (kavut) ve bitlenmi buday vermek caiz deildir. Mslman erkee, hanmnn, klelerinin ve ocuklarnn fitresi vcibdir. Bakmakla ykml olduu yaknlarnn fitresini de vermek mecburiyetindedir. Yani nafakas kendisine vacib olan babalarnn (baba, dede...) anne ve evlatlarnn fitrelerini de vermek mecburiyetindedir. Hz. Peygamber syle buyurmaktadr: Hz. Peygamber ocuunun nafakasn einin nafakasna, einin nafakasn da hizmetisininkine takdim etmitir.9 Bunlar, fkha it hkmlerdir. Zengin bir kimsenin bunlar mutlaka bilmesi lzmdr. Fakat bazen ok garip hdiseler vk olmaktadr ki bunlar, bu bilgilerin dndadr. te bu gibi hdiselerin bilinmesi gerekirse, fetva sormaya gvenip bir miktar bilgi ile yetinebilir. ^ Bakmakla ykml olduklarnzn sadaka-i ftrini verin! 8 Ortak klenin fitresi, sahiplerine eit bir ekilde vacib olur. Kfir klenin fitresi yoktur. Eer kadn, kendi fitresini verirse, kifayet eder. Koca, karsnn iznini almadan onun fitresini verebilir. Bakmakla ykml olduklarndan ancak bazlarnn fitresini verebilecek durumdaysa, nafakas kendisine daha kuvvetlice vacib olann fitresini vermesi daha evl olur. 7) Buhari ve Mslim, (bn mer'den)

8) Drekutn ve Beyhak, (bn mer'den) 9) Ebu Dvud, (Ebu Hreyre'den sahih bir senedle); bn Hibban ve Hkim, Nes ve mam Ahmed KNC BLM Zektn Verilmesi, Zahir ve Btn artlar Zekt veren kimsenin u gelecek be art gzetmesi farzdr: 1. Niyet Farz olan zekt verdiine kalben niyet etmelidir. Hangi maln zektn veriyorsa, onu tayin etmesi gerekmez. Eer kaybolmu bir mal varsa 'Bu -eer salana- kaybolmu malmn zektdr. ayet salam deilse, sadaka olsun' denilmesi caizdir. Byle demese de mutlak ekilde 'Zekt olarak karyorum' dese bile hkm yine byledir. (Mal salana zekt, deilse sadaka olur). Velnin niyeti, mecnn ve ocuun niyeti yerine kim olur. Malnn zektn vermeyenlerden zorla zekt alnd takdirde devlet bakannn niyeti, mal sahibinin niyeti yerine geer. Bu niyet ancak dnya ahkmnda geerlidir; yani sultan ikinci bir zekt alamaz. Ahirette ise, bu niyet mal sahibine fayda vermez. Hatta ikinci bir defa, kendi arzusuyla zektn vermedike de manev sorumluluktan kurtulamaz. (Ancak tevbe ile kurtulur). Zektn verilmesi hususunda vekil tuttuu zaman niyet eder veya vekili, ikinci bir vekil tuttuu zaman niyet ederse, kfidir. nk niyette vekil edinmek, niyet demektir. 2. Sene Sonunda Zekt Hemen Vermek Ftr zekt, Ramazan bayram gnnden sonraya braklmamaldr. Fitre zekt, Ramazan aynn son gnnde gnein batmasyla vacib olur. Fitre zektnn acele verilmesinin vakti, btn Ramazan aydr. Verecek kudrette olduu halde zektn erteleyen kimse gnahkr olur. Eer bu frsattan sonra mal (semav veya arz bir felketle) yok olsa, zekt farizas sakt olmaz. Kendilerine zekat verilebilecek kimseler bulunduu takdirde, zektn eda edilmesi imkn domu demektir. Eer verilecek kimse olmad iin, zekt ertelenir ve bu arada mal da zayi olursa, zekt sorumluluundan kurtulmu olunur. Zekt vaktinden nce vermek ancak u artlarla caizdir: A) Kmil nisabdan sonra, B) Senenin balamasndan sonra. Acele ederek iki senenin zekt vaktinden nce verilebilir. Ancak bu zekt alan fakir, sene tamam olmadan nce lr veya (maazallah) dinden kar veya ald bu zektn dnda baka bir servet ile zengin olursa veya zekt verenin ana mal telef olursa veyahut zekt sahibi lrse, verilen zekt saylmaz. Geri alnmas da mmkn deildir. Ancak 596 597 verirken 'ayet zektlktan karan herhangi bir sebep zuhur ederse, bu mal geri almay art kouyorum' dedii takdirde geri alabilir. Bu bakmdan zektn vaktinden nce veren bir insan, hdiselerin sonunu ve selmetle neticelenmesini gzetmelidir. 3. Zekt Bedelen Deil, Aynen demek

Zekat olarak verilmesi gereken maln kymet itibaryla bedelini deil, aksine ak nassla hangi malm zektnn verilmesi emredilmise o maln aynsndan zekt vermek gerekir. Bu bakmdan altn yerine gm, gm yerine de altn verilmez. mam afi'nin bu husustaki gayesini iyi kavrayamayanlardan, bu hususta kolaylk gstererek, 'Zekttan gaye ihtiya kapsn kapatmaktr' diyerek bedelin verilmesine taraftar olanlar da kabilir; fakat byle kimseler, fkh meselelerin srlarn idrak etmekten ok uzaktrlar. htiyac ortadan kaldrmak srinin maksududur; fakat btn maksud da bundan ibaret deildir. er' vcibler ksma ayrlr: Bir/Taabbd Emirler Sadece taabbddir. Bu ksmda nefsin zevklerine ve gayelerine yer yoktur. Bu tpk cemrelere (eytanlar iin) atlan talar gibidir; zira cemreler kendilerine atlan talardan hibir ekilde faydalanmakta deildirler. Bu bakmdan eriatn buradaki gayesi, bu hareket ile kulu, mnsn idrak edemedii bir fiili srf Allah'n emrini yerine getirmek iin isteyerek yapp kulluunu izhr etme hususunda denemektir. nk insan tabiat, mn ve faydas grlen bireyin yaplmasnda yardmc" olduu gibi, kiiyi onu yapmaya da sevkeder. Byle bir eyi yapmak tam mansyla ihlsl bir kulluu gstermez. Hakk kulluk, hareketin ancak mabudun emri olduu iin yaplp herhangi bir mlhazadan ileri gelmemesiyle tahakkuk eder. Hac ibadetinin birok amelleri -cemrelere atlan talar gibi- sadece taabbddir. (Tavaftaki remel gibi). te bu srra binaen Hz. Peygamber hac iin ihrama girerken yle buyurmutur: Ey rabbim! Hak olan hacc yapmak suretiyle senin emrine kouyorum. Bu hacc herhangi bir eyden dolay deil, sadece kulluk .ve klelik cihetinden fa ediyorum.10 Hz. Peygamber'in bu ifadesiyle de iaret buyurduu gibi haccm amelleri sadece Allah'n emrine itaat etmek ve bylece de kulluu izhr etmek iin yaplr. Yoksa bu hareketlerde herhangi bir fayda sezilmi, akl bunlara meyletmi veya insan bunlar yapmaya tevik etmi deildir. ki/Ta'lil Emirler Mkul bir mn tayan ve zevk veren ksmdr. Bununla kulluk kastedilmektedir. Bu, insanlarn borcunu eda etmek, gasbedilen mal sahibine geri vermek gibidir ve hi kukusuz, burada fiil ve niyet art deildir. Hak, sahibine geri verildiinde, bunu ister sahibi, isterse de ona vekleten bir bakas gelip alsn, vacib yerini bulmu ve eriatn hitab da bylece borludan dm olur; yani sorumlu olan ahs kurtulur. te bu ksmlar (birinci ye ikinci ksm), terkipsiz ksmlardr. (Yani birincisi sadece taabbd, ikincisi de akldir). Bu iki ksm herkes idrak etmektedir. /Taabbd ve Ta'lil Emirler Taabbd ve akl emirlerden meydana gelen ksmdr. Yani bu ksmda hem ibadet yapan iin bir zevk ve nasip vardr, hem de kii kulluk bakmndan denenmektedir. Bu bakmdan bu ksmda, cemreye atlan talar gibi, mcerred taabbd sahiplerine verilen

haklarla sadece nefsin nasibi olan mcerred akl bir araya gelmitir. Bu nc ksm, esasnda mkul (akledilebilir) bir ksmdr. Eer eriat bu ksmn yaplmasn emrediyorsa, muhakkak bu iki mnnn bir arada bulunmas gerektii iindir. Mnlarn en incesi olan mcerred taabbd, en a olan mn sebebiyle unutmamak gerekir. Belki de en ince mn daha mhimdir. te zekt da bu kabildendir. Bu incelii mam afi hazretlerinden bakas sezememitir. Bu bakmdan zekt ibadetinin hedefi elbette ki fakirin ihtiyacn gidermektir. Bu mn ise zekt ibadetinin ak ve zihinlere kolaylkla yerleen mnsdr. Bir de (bu ibadette, mezkur) tafsilta tbi olan kulluk hakk vardr ki eriatn maksudu ve hedefi de budur. Bu itibarladr ki zekt da slm'n esslarndan olup namaz ve hacla eit saylmtr. Hi kukusuz mallarnn cinslerini ayrp her malm zektn aynsndan, eidine, cinsine ve sfatna uygun olarak vermek mkellef iin bir zorluktur. Bunlar bu ekilde ayrdktan sonra zekt, kendilerine zekat verilecek sekiz snfa datmak da ayr bir zorluk tekil etmektedir. Bu konuda kolaylk cihetine giderek esas yerine bedeli kabul etmek, fakirin nasibine hibir zarar vermez; fakat kullua zarar verir. Kulluun, eriatn hedef ve maksudu olduuna dair birok deliller ve eriata hedef olarak mcerred kulluu tayin ettiren birok emirler vardr ki bunlar, fkh grlerimizi yazdmz kitaplarda zikretmi bulunuyoruz. Bu emirlerin en aklarndan biri de udur: eriat, be devede bir koyunu zekt olarak vacib klm ve devenin zekt olarak deve deil, koyun vermeyi emretmitir; deve yerine altn ve gm veya devenin fiyat ne ise onu veriniz' dememitir. Eer 'O zamanlar Araplarn elinde para az olduu iin byle olmutur' denilecek olursa, bu iddia deve zektmdaki cebran meselesiyle rtlr. 10) Bezzar, Drekutn, el-llel, (Enes'ten) wm 598 hya-i Ulm'id-Din eriat 'Kii drt yanda bir deve yerine yanda bir deve verirse, stne iki koyun ve yirmi dirhem nakid para versin' diyor. Burada para vermeyi emreden eriat 'be devenin zekt olarak da para verilsin' diyebilirdi. (Demek ki para demeyii, o zamanlar parann az oluuyla alkal deildir. Bunda baka bir hikmet aranmaldr). Acaba r bu cebirler meselesinde neden 'Eksiklik kadar kymeti verilsin' demedi? Neden iki koyun ile yirmi dirhem takdir etti? Oysa elbiseler ve dier btn mallar da para ve koyun mnsmdadr. te buna benzer tahsisler dellet eder ki zekt da tpk hac gibi, taabbd mnlardan hli deildir; fakat zektta, hacdan ayrlan yle bir taraf vardr: Zektta hem taabbd, hem de taakkul mnlar bir araya gelmitir. Zayf zihinler bu iki mndan oluan ibdetlerin (zekt gibi) idrakndan zorlanrlar. te bu konudaki hatalar buradan gelmektedir. 4. Zekt, Bulunduu Belde Dna karmamak Zekt baka blgelere karlmamaldr; nk her memleketin fakirleri o memlekette bulunan mallarn zektn beklemektedirler.

Zekt, bulunduu yerden nakletmek, orada bulunan fakirleri mahrum etmek demektir. Ancak bir fetvaya gre zekt nakledilip, ve baka memleketlerdeki fakirlere verilirse zekat farizas yerine getirilmi our. Btn bunlara ramen ihtilflardan ve pheden saknmak en iyisidir. (Zekt, maln bulunduu memleketin fakirlerine vermek daha evldr). Bu bakmdan her maln zekt bulunduu memlekette verilmelidir. Bununla beraber zektn, o memlekette bulunup da oral olmayan, fakirlere verilmesinde bir beis yoktur. 5. Zekt, Kur'an'n Belirledii Sekiz Snfa Taksim Etmek Zekt, maln bulunduu memleketteki, kendilerine zekt verilecek snflarn adedine gre taksim edilmelidir; nk mevcut snflarn tamamna vermek vcibdir. u yet-i celilenin zahiri de byle bir vcbu gerektirmektedir: Sadakalar (zektlar), Allah tarafndan bir farz olarak ancak u snflar iindir: Fakirler, miskinler... (Tevbe/60) Zekt, lm deinde bulunan bir kimsenin 'Malmn 1/3'i fakir ve miskinlere olsun' demesine benzer. Bu sz, o memlekette bulunan fakir ve miskinlerin hepsinin bu malda ortak olmalarn gerektirir; zira ibadetlerin zahirlerine hcum etmekten korunmak gerekir. Kendilerine zekt verilecek sekiz snftan u ikisi hemen hemen btn slm memleketlerinden kalkmtr: a) Mellefet'l-Kulb > b) Amiller (zekt toplayan memurlar) .,, u drt smfsa btn memleketlerde mevcuttur: Kitabu Esrar'iz-Zekt/II. Blm 599 a) Fakirler b) Miskinler c) Borlular d) Yolcular Dier iki snf olan gaziler ve kendileriyle akd-i kitabet yaplan kleler ise, slm'n yalnzca baz beldelerinde bulunmaktadrlar. Bu bakmdan o memlekette bu sekiz snftan mesel be snf mevcutsa, kii malnn zektn be eit ksma veya az farkla be ksma taksim edecek ve bylece her snf iin bir ksmn ayracaktr. Sonra da her ksm, veya daha fazla paylara taksim edip o snf iindeki fertlere eit veya farkl bir ekilde datacaktr. Ayn snf iindeki fertlere eit bir ekilde datma mecburiyeti yoktur; nk ayn snf iin ayrm olduu ksm, ona veya yirmiye de taksim ederek verebilir. Paylar fazlalatka da zekt alanlarn nasibi azalr. Snflar ise, fazlalk veya eksiklii kabul etmezler. Eer varsa her snftan en az kiiye vermek daha uygundur. Btn bunlardan sonra, eer kiinin elinde sadece bir sa' ftr zekt varsa ve memleketinde de zekt alan be snf mevcutsa, bu bir sa' her snftan er kiiye vermek suretiyle onbe kiiye taksim etmelidir. Eer onbe kiiye verme imkn olduu halde ondrdne verir de birine

vermezse, ona borlu olur. Eer verecei zekt az olduu iin, onbe kiiye datma imkn zorlarsa kendisi gibi zekt veren birka kii bulup hepsinin zektn bir araya getirerek birbirlerine kartrmak ve sonra da zekt alan kimseleri davet ederek onlara toplu olarak zekt teslim etmelidir ki onlara zekt maln taksim etme imkn vermi olsun. Zira zekt taksim etmek suretiyle teslim etmek gereklidir. Zektn Btn dabnn ncelikleri Ahiret yolunun yolcusuna zekt verme hususunda birok vazifeler dt malmdur. Birinci Vazife: Zektn farziyetini anlamak, mnsn bilmek, Allah'n bizi onunla imtihan etmesinin gerekelerini idrak etmek, beden ibadetlerden olmayp sadece bir mal tasarruf olmakla beraber neden slm'n temellerinden birisi olduunu sezmektir. Burada mn vardr: A) ehdet kelimesini telffuz etmek, Allah'n birliini ikrar ederek O'nun tek mbud olduuna ahidlik yapmak demektir. Bu ahdin tamamlanmas, muvahhidin yannda, bir olan nahbubdan baka hibir mahbu-bun bulunmamasna (ve bulundurulmamasna) baldr; nk muhabbet ve sevgi, ortaklk kabul etmez. Sadece dil ile ikrar edilen tevhidin faydas da pek azdr. Akn derecesi, an, sevdii dier eylerden uzaklamasyla llr. Mallar insanlar nezdinde mahbubdur; nk insanlarn dnyalarndan zevk almasna let ve vesiledirler. nsanlar, bu dnya ile ancak mallar vastasyla nsiyet kazanrlar ve mallar iin lmden kaarlar. Oysa lmde hakik mahbub ile buluma hakikati vardr. 600 hya-i Ulm'id-Din Kitabu Esrar'iz-Zekt/II. Blm 601 Bu bakmdan ehadet kelimesiyle mahbub-u hakik davalarnn doruluu, zekt ile denenmi olmaktadr. Zekt vermek suretiyle, hedef ve mauklar olan maldan yz evirip muk-u hakikye yneldikleri ortaya kar. Allah, (kendi yolunda savaarak ldrp ldrlen) m'minlerin canlarn ve mallarn cennet karlnda satn almtr. (Tevbe/111) Allah ile yaplan bu al-veri, ancak cihadla olur. Burada kii, Allah Tel ile mlki olmak akyla cann bile seve seve feda eder; maln feda edilmesi ise daha kolaydr. Mallarn Allah yolunda verilmesindeki mn anlaldktan sonra (bilinmelidir ki) insanlar ksma ayrlr: 1. Allah'n birliini tasdik ettikten sonra ahde vefa gstererek btn maln Allah yolunda harcayp kendilerine bir dinar veya bir dirhem dahi ayrmayanlardr. Bunlar zektn zerlerine farz olmasna imkn vermemek iin varlarn ve yoklarn Allah yoluna sarfetmilerdir. Hatta bunlardan bazlar, kendilerine 'kiyz dirhemde ka dirhem zekt vardr?' diye sorulduunda yle cevap vermilerdir: 'eriatn hkmne gre avam tabakasna ikiyz dirhemde be dirhem zekt der. Bizlere gelince, bizim btn malmz vermemiz farzdr'.

Bu srra binaendir ki Ebubekir Sddk (r.a) malnn tamamn, mer'l-Faruk da yarsn Allah yolunda sadaka vermilerdir.11 Hz. Peygamber malnn yarsn getiren, Hz. mer'e yle sorar: - oluk ocuuna ne braktn? - Getirdiim maln bir mislini de onlara braktm. Hz. Peygamber ayn suali Hz. Ebu Bekir'e sorduunda o yle cevap verir: - oluk ocuuma Allah ve Rasl'n braktm. Bunun zerine Hz. Peygamber yle buyurur: - kiniz arasndaki fark, szleriniz arasndaki fark kadardr. Sddk- Ekber (r.a) sadkatin tamamn yerine getirdi ve yannda, mahbub-u hakiksi olan Allah ve Rasl'nden baka hibir ey brakmad. 2. kinci ksmn derecesi birinci ksmnkinden dktr. Bu ikinci ksm, ihtiya zamanlarn ve hayr mevsimlerini gzeterek ellerinde mal bulunduranlardr. Bunlarn gayesi; ellerinde bulunan bu malla zevk ve safa srmek deil, onu ihtiya nisbetinde Allah yolunda ve ahs ihtiyalarndan fazla olan ksm da gerekli hayr yerlerine sarfetmektir. Bunlar, mallarnn farz zektn vermekle iktifa etmezler. 11) Ebu Dvud, Tirmiz, Hkim, (bn mer'den) Tbin-i kiram'dan bir cemaat 'Zenginin malnda zekttan baka birok haklar vardr' demilerdir. (Neh, a'b, At ve Mchid byle diyenlerdendir). a'b (r.a) 'Zenginin malnda, zektn dnda herhangi bir hak var mdr?' diye soran bir kiiye u cevab vermitir: 'Evet vardr. Sen Allah Telnn u ayetini iitmedin mi? (Asl) birr ona kar duyduu sevgiye, ramen mal(n) akrabaya, yetimlere, yoksullara, yolda kalmlara, dilenenlere, kle ve esirlere harcayann birr'idir. (Bakara/177) 'Malda zekttan baka da haklar vardr' diyen grup, u ayetleri de delil gstermilerdir: Kendilerine verdiimiz rzklardan hak yolunda harcarlar... (Enfl/3) Size rzk olarak verdiimiz eylerden harcayn! (Mnfikn/10) Bu grup, zikrettiimiz ayetlerin, zekt ayeti ile neshedilmi (hkm kaldrlm) olduunu kabul etmemektedir. Bu gruba gre, bunlar, msl-mann dier mslman zerinde bulunan ve zekt haricinde olan haklardr. Bunlar ayeti yle yorumlamaktadrlar: 'Zengin bir mslmann, nerede bir muhta grrse -zektn dnda servetinden- onun ihtiyacn giderecek miktar sarfetmesi gerekir". Bu hususta itibar edilecek fkh gr udur: Sknt ierisinde bulunan bir mslmann ihtiyacn gidermek farz- kifyedir; zira bir msl-man mahvolmaya terketmek caiz deildir. Bu konuda yle demek de mmkndr: 'Zengin, fakirin ihtiyacn, ileride kendisine demek artyla (bor vermek suretiyle) giderebilir. Fakat malnn zektn verdikten sonra byle bir yardm zengine farz deildir'. (Kitabn baka bir nshasnda 'Zenginin, zekttan fazla olan maln vermesi gerekmez; ancak ileride almak artyla bor vermek mecburiyetindedir' denilmitir).

yle bir ihtimal de mmkndr: Fakire, ihtiyacn giderecek kadar maln derhal verilmesi gerekir. leride demek artyla vermek (fakiri bor altna girmeye mecbur etmek) caiz deildir. Bu ihtilafl bir meseledir. Bor olarak vermek, halk tabakasna ait en son dereceye initir ki bu derece, sadece vacib olan zekt vermekle iktifa eden nc grubun derecesidir. 3. nc grup, farz olandan ne eksik ve ne de fazla vermeyenlerdir. Bu da dinen en kk rtbeyi gsterir. Halk tabakas, cimri ve mala meyilli ve ahiret sevgilerinin zayf olmasndan dolay bu derecede istikrar bulurlar; yani farz olandan bakasn vermezler. I 602 hya-i Ulm'id-Din Eer (Allah) sizden mallarn hepsini isteyip de sizi (buna) zorlasayd cimrilik edip vermezdiniz. (Bylece Allah) kinlerinizi de meydana karrd. (Muhammed/37) Maln ve nefsini Allah'a verip karlnda cennet alan bir kul ile, cimriliinden dolay maln Allah'a vermekten ekinen kul arasnda nice dereceler vardr. Allah Tel'nn, kullarna, mallarn kendi yolunda harcamalarn emretmesinin mnlarndan biri de budur. B) ikinci mn ise, onlar cimrilik sfatndan temizlemektir; zira cimrilik, insan helak edici sebeplerden birisidir. Hz. Peygamber yle buyuruyor: u ey, helake gtrcdr: a) taat edilen cimrilik, b) Tbi olunan hev-i nefis, c) Kiinin nefsini beenmesi.12 Allah Tel da yle buyurur: : Kim nefsinin cimriliinden korunursa, ite onlar (azaptan) kurtulanlarn ta kendileridir. (Tebn/16) Mhlikt bahsinde, cimriliin nasl helak edici olduuna ve ondan kurtulmann keyfiyetine dair tafsilt gelecektir. Cimrilik vasf, ancak nefsin, serveti Allah yolunda sarfetmeye altrlmasyla giderilir. Bireyin sevilmesi, ancak nefsi ondan ayrlmaya zorlamak suretiyle sona erer. Nefis yle zorlanmaldr ki onu terketmek nefis iin det hlini almaldr. Bu ruh ile verilen zekt, sahibini, helak ' edici cimriliin pisliinden temizleyici ve kurtarc bir sfattr. Ne kadar verilirse, o nisbette temizler ve sahibi ise o nisbette ferahlanp durur. C) nc mn, nimetin krdr. Allah Tel'nn kulu zerinde -hem nefsinde hem de malnda- birok nimetleri vardr. Bu bakmdan beden ibadetler, beden nimetlerin; mal ibadetler de mal nimetlerin krdr. Skk ve kendisine muhta bir fakiri grp de nefsi, Allah Tel'nn kendisini dilenmekten kurtard ve bakasn kendisine muhta kld nimetin krn eda etmek kabilinden dahi olsa malnn 1/10'nin 1/4'ni veya dorudan 1/10'ni vermesine raz olmayan insan, ne nankr bir insandr!

kinci vazife: Zekt verdii vakittedir. Borlu olan kimsenin, borcunu, deme vakti zaman gelmeden nce borcuna sdk olduunu gstermesi iin vermesi, kendisine mahsus edeplerdendir. nk vakti gelmeden nce vermek fakirlerin kalplerine srr ve nee yerletirir. Bylece kendisini hayrlardan meneden zamann mnilerini de nlemi olur. Tehirde birok fetin bulunduunu ve bunun isyana sebep olduunu da anlam olur. 12) Kayna daha nce gemiti. Kitabu Esrar'iz-Zekt/II. Blm 603 Kii, iinde hayr ilemeye sevkedici bir duygu belirdii zaman, derhal frsat ganimet bilerek hayr ilemelidir. nk byle bir duygu, melekten gelen bir telkindir. Mslmanm kalbi Rahman olan Allah'n kudret parmaklarndan ikisinin arasndadr. Kalp ok ksa bir zamanda baka bir yne dnebilir. eytan daima insan fakirlikle korkutur ve ona fuhiyat ve mnkeri emreder. Melein telkininden sonra, hemen eytann telkini gelir. Bu bakmdan mslman, frsatlar deerlendirmelidir. Mslman, btn zektn bir kalemde veriyorsa, bunun iin senede bir ay tayin etmeli ve bu ayn da senenin en faziletli aylarndan olmasna dikkat etmelidir ki bu vakit sebebiyle ibadeti fazlasyla kabul edilsin ve defterine birka misli olarak gesin! Mesel Muharrem ay gibi; nk Muharrem, senenin balangc olduu gibi, haram aylardan da birisidir. Veya Ramazan ayn tayin etmelidir. Hz. Peygamber insanlarn en c-merti idi. Ramazan aynda bendini aan bir sel gibiydi; onun nnde hibir ey duramazd13. Ramazan aynda Kadir gecesinin fazileti de vardr. Hem Kur'an da Ramazan aynda nazil olmutur. Mcahid (r.a) yle diyor 'Sakn Ramazan demeyiniz; nk Ramazan, Allah'n isimlerinden birisidir. Ancak Ramazan ay diyebilirsiniz'. Haram aylardan olan Zilhicce ay da Ramazan ve Muharrem gibi fazileti bol olan aylardandr. Hacc- ekber bu aydadr. Bu ayn ilk on gn, Kur'an'n diliyle 'el-eyym'ul-ma'lma' (belli bal gnler) diye iln edilmitir. Bir de yine bu ayda 'el-eyym'ulma'dda' diye tbir edilen terik gnleri vardr. Ramazan aynn en faziletli gnleri son on gn; Zilhicce'nin en faziletli gnleri ise, ilk on gndr. nc vazife: Zekt gizlice vermektir; zira gizlice vermek riya ve gsteriten daha uzaktr. Nitekim Hz. Peygamber yle buyurmutur: Sadakann en faziletlisi, bir fakirin, gc nisbetinde baka bir fakire verdii gizli sadakadr.14 Alimlerin bazlar da yle buyurmulardr: ey hayrn hazinelerindendir. Gizli sadaka vermek de bunlardan biridir.10 Miisned olarak rivayet edildiine gre, Hz. Peygamber yle buyurmutur: 13) Buhar ve Mslim, (bn Abbas'tan) 14) mam Ahmed, bn Hibban ve Hkim, (Ebu Zer'den) 15) Ebu Nuaym, (bn Abbas'tan zayf h\v senedlo)

604 Kul, gizli bir amel yaptnda Allah Tel onu gizli olarak yazar. Eer onu aa vurursa Allah nezdindeki defteri de gizlilikten kar ve ak yazlanlar arasna girer. Eer ondan bahsederek 'Ben yle yaptm' derse, gizlilik ve aklktan geilerek riya olarak yazlr.16 Mehur bir hadste de yle denilmektedir: fji Yedi snf insan vardr. Allah Tel, onlar kendi glgesinden baka bir glgenin bulunmad gnde (manev veya arnn) glgesinde glgelendirir: 1) Sol eli sa elinin verdiinden haberdar olmayacak ekilde sadaka veren kii... (Dier snflar kitabn metninde saylmamtr) .17 Gizli sadaka Rabbin gazabn sndrr.18 Allah Tel da yle buyurur: Eer sadakalar gizler de fakirlere ylece verirseniz bu sizin iin daha hayrldr. (Bakara/271) Sadakay gizlemenin faydas riya ve gsteri fetlerinden kurtulutur. Hz. Peygamber yle buyurmutur: .ot. Si 3 S) 3 5\ Allah Tel, dinleten (verdii sadakay urada burada syleyen), gsteri yapan ve baa kakanlarn sadakalarn kabul etmez.19 Sadakasn urada burada syleyen kimse, bunu herkese duyurmak istiyor demektir. Cemaat iinde veren kimse ise gsteri peindedir. Bunlardan kurtulmann yolu da gizlemek ve susmaktr. Sadakay gizlemenin fazileti hakknda bir cemaat ok ileri giderek, sadaka verdikleri 16) Hatib, Tarih, (Benzerini zayf b\r senedle Enes'ten) 17) Buhar ve Mslim, (Ebu Hreyre'den) 18) Tabern, (Ebu Umme'den) 19) Irak, byle bir hadse rastlamadm sylemektedir. Kitabu Esrar'iz-Zekt/Il. Blm 65 kiinin kendilerini tanmamasna almlardr. Bunlardan bazlar sadakasn iki gz de m olanlara verirdi. Bazlar da verecekleri sadakay uyumakta olan bir fakirin elbisesinin kenarna balard. Bazlar ise sadakasn, baka biriyle gnderirdi. Birisi vastasyla gnderen, ona kendi ismini ifa etmemesini sk sk tenbih ederdi. Btn bunlar Allah Tel'nn gazabn sndrmeye, riya ve gsteriten korunmaya vesile olsun diye yapyorlard. Alan ahsn sadaka vereni tanmas kanlmaz olduu zaman, fakire dorudan deil de bir arac vastasyla vermek ve kendisini tantmamak daha evldr. nk fakirin kendisini tanmada, gsteri ve minnet; araclk yapan tanmakta ise sadece riya vardr.

hret iin sadaka verenin ameli heba olur gider; nk zekt, nefisteki cimrilii silmek ve nefsin mala kar olan sevgisini zayflatmak iindir. hret sevgisi ise, nefsi mal sevgisinden daha fazla istil eder. Bunlarn ikisi de hirette insan helak edici eylerdendir. Cimrilik sfat, kabirde src bir akrep; gsteri sfat ise zehirli bir ylan olur. Kii bu iki eyi zayf drmek veya ldrp ortadan kaldrmakla emrolunmutur ki kabirdeki eziyetlerini tamamen veya ksmen kaldrm olsun. Kii riya ve gsteri yaptnda akrebin baz organlaryla ylan takviye etmi gibi olur. Bylece akrepte ne kadar zayflk meydana gelirse, ylann kuvvetinde de o kadar art olur. Hdiseyi olduu gibi braksa, kurtuluu daha kolay olur. Bu sfatlarn kuvvetlenmesi, muktezalarna gre amel etmekle salanr. Bu sfatlar zayf drmek de mchede edip, onlara muhalefet etmekle ve onlarn isteklerinin hilfna amel etmek suretiyle temin edilir. Cimrilii isteyenlerden yz evirip riyay isteyenlere kucak amakta hibir fayda yoktur! Sadece zayf daha zayflatr ve kuvvetliyi de daha kuvvetlendirir. Bu mnlarn srlar Mhlikat blmnde gelecektir. Drdnc vazife: Kii zektn aka verdiinde halkn da kendisine bakarak zektlarn verecei kanaatinde ise, tevik ve tergb mahiyetinde aka vermelidir. Fakat aka verdii takdirde kendisini, riya ve riyann tedavisi bahsinde zikredeceimiz forml ile riya ihtimalinden korumaya dikkat etmelidir. Allah Tel yle buyurmaktadr: Eer sadakalar aka verirseniz, ne l... (Bakara/271) Eer durum aka vermeyi iktiza ederse, o zaman, aka verilmesi ok gzel olur. Durumun bu ekilde vermeyi icab ettirmesi u sebeplere baldr: a) Bakasnn tevik edilmesi, b) Zekt isteyen ztn bunu halkn gz nnde istemesi. Byle bir kimseye, riya korkusuyla verme-mezlik etmemeli; aksine o kiiye aka zekt vermeli ve bunu yaparken de kalbi mmkn olduu kadar riyadan korumaldr. nk zekt aktan vermekte, baa kakmak ve riyaya kamaktan baka ikinci bir mahzur daha vardr. Bu da fakirin perdesini yrtmaktr; nk fakir bir kimse, ou zaman fakir olarak gsterilmekten eziyet duyar. Bu, tpk 606 hya-i Ulm'id-Din Kitabu Esrar'iz-Zekt/II. Blm 607 gizli fskm fkn aa vurmak gibi mahzurlu olur. Gizli fsk tecesss etmek, orada burada ondan bahsetmek er'an yasak bir davrantr. Aktan fsk ileyen kimseyi tehir etmekse, fkndan tr kendisine verilen bir ceza mahiyetini tar. Buna da kendisi sebep olmutur. Bu mnnn benzerini Hz. Peygamber yle ifade etmektedir: .J Jb\ J* Haya perdesini zerinden atan kimsenin gybeti yoktur. (Onun gybeti helldir).20

Allah Tel insanlar, zektlarn aka vermeye tevik etmektedir: Allah'n Kitab'm okuyanlar, namaz dosdoru klanlar, kendilerine rzk olarak verdiimiz eylerden gizli ve aikr harcayanlar hi tkenmeyecek bir ticaret umabilirler. (Ftr/29) Zekt aktan vermekte tevik vardr. Bu bakmdan kul, bu fayday ayn hareketteki mahzurlu taraf ile karlatrp tartma hususunda ince dnceli olmaldr; nk bu, zaman ve ahslara gre deiir. Baz durumlarda baz ahslar iin zekt aikr vermek, gizli vermekten daha ef-daldir. Fayda ve felketleri bilip ehvet gzyle bakmayan kimse, kendisi iin her halkrda en evl ve en uygun olan tayin eder. Beinci vazife: Sadakay, eziyet etmek ve baa kakmak suretiyle if-sad etmemektir. Ey iman edenler! Sadakalarnz, maln insanlara gsteri iin harcayan, Allah ve ahiret gnne inanmayan kimse gibi, baa kakmak ve eziyet etmek suretiyle boa karmayn! (Bakara/264) Baa kakmak ve eziyet etmek diye, tefsir ettiimiz el-menn ve'lez ibaresinin hakikatinde limler ihtilf etmilerdir. Bazlarnn dediine gre menn, verdii sadakay orada burada sylemektir, eza ise onu ifa etmektir. Sfyan es-Sevr 'Minnet edenin sadakas fsiddir' buyurmu; kendisine minnet etmenin ne olduu sorulduunda da yle cevap vermitir: 'Sadakay orada burada zikretmek ve sylemektir'. Bazlarna gre minnet, vermi olduu sadakadan tr fakirden hizmet beklemek; eziyet ise, onu fakirliinden tr ktlemektir. Bazlarna gre de minnet, kendisine sadaka verdii iin fakire kar kibirli davranmak; eziyet ise, dilendii iin fakiri terslemek ve kovmaktr. Hz. Peygamber de yle buyurmutur: Allah, oka minnet edenin (baa kakann) sadakasn kabul etmez.21 Benim kanaatime gre, minnetin bir tohumu ve bir de ekildii yer vardr. Minnet, kalbin ahvl ve sfatlarndandr. Dil ve dier azalarda grlen birok haller onun zerine kurulur. Minnet'in esas, fakire ihsan edenin ve nimet verenin kendisi olduunu kabul etmektir. Oysa temizlenmesine ve ateten kurtulmasna vesile olduu ve Allah'n hakkn (zekt ve sadakay) kendisinden kabul ettii iin fakirin kendisine ihsan da bulunmu olduunu kabul etmelidir. Eer fakir, kendisinden kabul etmemi olsayd Allah'n hakk daima boynunda kalacakt. Bu bakmdan asl zekt sahibinin fakire kar minnet duymas gerekir; nk fakirin eli, Allah'n hakkn alma hususunda O'nun vekilidir. Nitekim Hz. Peygamber yle buyurmutur: 01 Jj Jsr-j y*j *Jwa31 01 Sadaka fakirin eline gelmeden nce Allah Tel'nn (kudret) eline gelir.22 Bu bakmdan zekt ve sadaka veren kimse, byle yapmakla Allah Tel'nn hakkn kendisine teslim ettiini bilmelidir. Fakir ise, bu hakkn Allah'a tesliminden sonra Allah'tan rzkn almtr. Birisinden alaca olan bir kii bunu almas iin borluya, klesini veya nafakasn vermek mecburiyetinde bulunduu

hizmetisini gnderse ve borcunu veren de alann minnet altna girmesi gerektiini dnse, bu ahmaklk ve cehalet olur. nk esasnda arac olan kle veya hizmeti paray verenin deil, hak sahibinin minneti altndadr. Paray veren ise, demesi gereken bir borcu, sevdii birey karlnda vermi olur. Bu bakmdan paray veren, kendi nefsinin hakkn demi olur ve bu yzden de onunla bakasna minnet etmeye hakk yoktur. Kii, zekt farizasnn anlalmasndaki bu mny veya herhangi birisini bildikten sonra nefsinin bakasna deil, ancak kendi kendisine iyilik ettiini grr. yilik de mal Allah sevgisini izhr etmek, nefsi cimrilik rezaletinden temizlemek veya maln artmasn istemek ve mal nimetinin karlnda kretmek iin vermekle olur. Bu gayelerden hangisi kastolunursa olunsun, zekt veren ile alan arasndaki hibir muamelede verenin, kendisini, alan kiiye iyilik yapm olarak telkki etmeye hakk yoktur. Kii kendini alana iyilik yapm olarak grmek cehaletine dt takdirde, minnet mnsnda zikrettiimiz mahzurlar meydana kar. Bu mahzurlar, orada burada sadaka verdiini sylemek, gsI 20) bn Adiy ve bn Hibban, (Enis'ten ay/bir senedle) 21) hak, bu hadsin aslna rastlamadn kaydetmektedir. 22) Drekutn, frad, (bn Abbas'tan) 608 hya-i Ulm'id-Din Kitabu Esrar'iz-Zekt/II. Blm 609 teri iin bunu ifa etmek, sadakay alan fakirden, karlk olarak teekkr, dua, hizmet, sayg beklemek; ondan emirlerine itaat etmesini, meclislerde kendisine yer vermesini ve her emirde kendisine tbi olmasn istemektir. Btn bunlar minnet'in meyveleridir. Minnet'in btm mns ise, daha nce beyan ettiimiz gibidir. Eziyet 'e gelince, bunun zahir mns kendisine zekt verdii fakiri azarlamak, ayplamak, onunla sert konumak, ona kar yzn buruturmak, ekitmek, onu tehir ve eitli ekillerde istihfaf etmektir. Eziyet'in btm mns ise (ki bu da eziyetin menbadr) iki husustan ibarettir: A) Kiinin mal elden karmak istememesi ve vermenin kendisine ar gelmesi. Hi kukusuz byle bir durum insann ahlkn bozar. B) Kendisini fakirden daha stn grmesi ve kendisine muhta olduu iin fakirin daha dk bir mertebeye sahip olduu kanaatini tamasdr. Bu iki grn menei cehalettir. Mal elden karmay istememek ahmaklktr. nk bin dirhemlik birey karlnda bir dirhemi vermeyen kimse son derece ahmaktr. Maln Allah'n rzasn kazanmak ve hirette sevap elde etmek iin verildii malmdur. Mal, nimetin artmasn salamak veya nefsi cimrilik rezaletinden kurtarmak iin vermek yerine sadece Allah rzas iin ve hirette sevap kazanmak amacyla vermek daha ereflidir. Hlsa zekt, bu saydmz niyetlerden hangisiyle verilirse verilsin, vermemenin bunlara karlk hibir fayda temin etmedii meydandadr. kinci

dnce de birincisi gibi cehalet eseridir; nk kendisini fakirden stn tutan kimse, eer fakirliin zenginlikten faziletli olduunu ve zenginlerin ne gibi tehlikelerle kar karya bulunduklarn bilseydi, fakiri asla hakir grmez; aksine fakirle yaknlk kurduu iin kendisini mutlu sayar ve onun Allah nezdindeki derecesini temenni ederdi; nk zenginlerin slihleri bile mslman fakirlerden beyz sene sonra cennete gireceklerdir. Nitekim Hz. Peygamber yle buyurmutur: 'Kabe'nin rabbine yemin ederim ki zarar edenler ancak onlardr". Ebu Zer'in 'Onlar kimlerdir?' diye sormas zerine de 'ok mala sahip olanlardr' cevabn vermitir. Kii Allah Tel'nn kendisi iin bir ticaret pazar kld fakiri, nasl olur da hakir grebilir? Oysa servetini fakirin didinmesiyle elde edip oaltmaktadr. O mal kendi nefsiyle ve hizmetkryla ihtiyac kadar da korur. eriat kendisine, fakire ihtiyac kadar yardm etmesini gerekli klm; ihtiyac olan ve kendisine zarar verecek miktar vermesini de me-netmitir. Bu bakmdan zengin, deta fakirin rzkn tahsil etmek iin alan bir kimsedir. Zenginin, fakire nazaran u tehlikelerle kar karya olduunu da unutmamak lzmdr: (Eer gereken haklar servetinden karp vermedii takdirde) zulmen yklendii haklar tar. Zorluklara katlanr. lmnden sonra dmanlarnn yiyecei mallarn koruyuculuunu yapar. O halde ne zaman Allah'n tevfkiyle, vacib olan haklarn edas ve fakire teslim edilmesi hususunda 'istemezliin' yerini arzu ve sevin alr ve fakirin hakkm kabul etmek suretiyle kendisini sorumluluktan kurtarrsa, fakire eziyet etmek, onu terslemek ve ona kar yzn buruturmak gibi haller kendiliinden ortadan kalkar ve yerini, fakirlerle sevinmek, kendisini bu sorumluluktan kurtard iin onlarla vnp fakirlere minnet etmek gibi iyi hasletlere brakr. te yukarda zikrettiimiz kaynaktan, minnet etmek ve eziyette bulunmak gibi eyler doar. Eer "Zekt verenin, kendisini fakire iyilik yapm derecesinde grp grmemesi karanlk bir i olduu iin, 'kendisini byle grmediine' dellet edecek bir tecrbe var mdr?" diye soracak olursan, unu bil ki bunun ince ve ince olduu kadar da ak bir almeti vardr. yle ki; kii zekt verdii fakiri, kendisine kar bir cinayet ilemi veya dmann desteklemi farzedecektir. Zekt vermeden evvel o fakire kar duyaca nefret bu durumda daha da artmsa, kalbinde minnet kokusu var demektir; nk zekt verdiinden dolay fakirden, zekt vermeden nce ummad bireyi beklemektedir! Eer 'Bunu bilmek de esasnda ok zor bir itir. Hi kimsenin kalbi byle bir duygudan hli deildir. Bu bakmdan bunun tedavisi ve aresi ne olabilir?' diye sorarsan, yine bilmi ol ki bunun zahir ve btm olmak zere iki eit tedavi ekli vardr: Btm tedavisi; zektn farz oluunun anlalmas mevzuunda zikrettiimiz hakikatleri bilmektir. Bu tedavinin baka bir ekli zektn kabul ettii ve kendisinin sorumluluktan kurtulmasna

vesile olduu iin, esasnda fakirin kendisine iyilik ettiini dnp ona minnet duymasdr. Zahir tedaviye gelince, bu minnet duyann alkanlk haline getirdii hareketlerde bulunmasdr. nk ahlktan gelen fiiller -incelikleri mevzuun son blmnde belirtilecei zere- kalbi ahlk boyasyla boyar, ite bunun iin seleften bazlar zektn gtrp fakirin nne brakr ve -kendisini bir dilenci gibi grerek- ayakta el balamak suretiyle, ondan zektn kabul etmesini rica ederdi. Ayn zamanda eer fakir, isteini reddederek zektn kabul etmezse, bu hareketin kendisine ar geleceini de bilirdi. Bazlar da fakirin elini uzatarak avucundaki zekt almas ve bylece onun elinin kendi elinin stnde olmas iin elini aarak dururdu. Hz. ie ve mm Seleme (r.a) sadakalarn bir fakire gnderdikleri zaman, sadakay gtren eliye, o fakirin dualarn ezberlemesini tenbih ederlerdi. Eli dnd zaman, fakirden iittii duay kendilerine iletir, onlar da ayn dua ile o fakire dua ederlerdi. Bunun hikmeti udur: Fakirin duasna aynsyla karlk vermek ve bu suretle sadakalarn karlktan kurtarmaktr. Selef-i salihn fakirden, sadakann karl gibi olan duay beklemezler ve duaya, dua ile karlk verirlerdi. Hz. mer ve olu Abdullah da byle yapmlardr. te basret sahipleri, kalplerini I I 610 byle tedavi ederlerdi. Zahirde bu hastalktan kurtulmann aresi ancak tezelll, tevazu ve fakire minnet duymaya dellet eden bu gibi fiillerdir. Btnda ise, daha nce zikrettiimiz bilgilerdir. Birisi amel bakmndan, dieri ise ilim bakmndan tedavidir. Zaten kalbin tedavisi ancak ilim ve amelin terkibinden meydana gelen macun ile mmkndr. Bu artlar, namazdaki huu yerine kaimdir. Nitekim Hz. Peygamber yle buyurmutur: .l J- U Sil <'->U ^ e^ 'J Kiinin namazndan aklettii kadar sahih olur. Bu hads, Hz. Peygamberin 'Allah Tel fazla minnet edenin (baa kakann) sadakasn kabul etmez' eklindeki dier bir hadsine ve Allah Tel'nn 'Sakn sadakalarnz baa kakmak ve eziyet etmek suretiyle iptal etmeyiniz' (Bakara/264) ayetine benzer. Fakihin, bu ileri srdmz arta bakmakszn 'Kii zektn verdii takdirde kabul olunur ve sorumluluktan kurtulur' eklindeki fetvasna gelince, bunun ne demek olduunu Namaz bahsinde ksaca beyan etmitik. Altnc vazife: Zekt veren, verdiini daima az grmelidir; nk verdiini byk grd takdirde, kendini beenmilik hastalna mptela olur. Bu hastalk ise, hem helak ve hem de amelleri yakp kl eden eylerdendir. Allah Tel dikkatleri bu hastaln tehlikesine ekerek yle buyurmutur: phe yok ki Allah size birok (sava) yer(lerin)de zafer vermi ve Huneyn gnnde de size yardm etmiti. O vakit Huneyn'de

okluunuz size gven vermiti de (bunun) bir faydas olmamt. (Tevbe/25) Denilmitir ki: Kii kendi ibadetini ne kadar kmserse, Allah nezdinde o nisbette' ycelir. Gnahn ise ne kadar byk grrse, Allah nezdinde o kadar kmsenir'. yle de denilmitir: Hayrl ibadet ancak eyle tamamlanr: a) Yaplann kmsenmesiyle, b) Yaplmasnda acele edilmesiyle, c) Gizlenmesiyle Kiinin verdii zekt ok grmesi, ayette yasaklanan menn ve ezann kapsamna dahil deildir. nk kii maln bir mescidin tamirine veya medresenin ihysna sarfederse, burada da sarfettii mal ok grme hastal mmkn olduu halde men ve eza yoktur. Ucb ve ok grme hastal sadece sadakalarda deil, btn ibadetlerde grnen bir hastalktr. Bu hastaln devas, ilim ve ameldir. Kii bilmelidir ki maln onda biri veya onda birinin drtte biri btnne nazaran ok azdr ve yine bilmelidir ki kendi nefsi iin bezl'in (vermenin) en dk derecesiyle kanaat etmitir. Nitekim biz bunu zekt farziyyetinin anlalmas blmnde de zikretmitik. Bu bakmdan byle Kitabu Esrar'iz-Zekt/II. Blm 611 bir harekette bulunan bir kimse, bu hareketinden utanmas gerekirken nasl olur da bunu ok grebilir? Eer bezlin en yksek derecesine kp btn maln veya malnn byk bir ksmn verirse, o vakit de bu maln nereden geldiini ve nereye sarfettiini dnmelidir. Mal Allah'ndr. Esasnda bu mal kendisine verdii ve kendi yolunda sarfetmeye muvaffak kld iin minnet etmek ancak Allah'a mahsustur. O halde Allah Tel'nn hakk- ilhisi olan mal, O'nun yolunda harcad zaman, kii nasl olur da bu amelini grebilir? Amel tedavi de udur: Maln btn Allah'ndr. Bir ksmn vermemek cimrilii gsterdii iin, utanan bir kimsenin rolne brnerek vermelidir. O zaman, veren tpk emanetin bir ksmn sahibine iade eden, dier bir ksmn da vermeyen bir kimsenin hli gibi ezik ve utanma ile kark bir durum arzeder. nk maln tamam Allah Tel'ya aittir. Hepsini vermek, Allah nezdinde daha sevimlidir. nsanolu cimri olduu iin, btn maln vermek kendisine zor geldiinden, Allah Tel, kuluna malnn tamamn vermeyi emretmemitir. Eer sizden mallarn hepsini ister de sizi plak brakacak olursa, cimrilik edip vermezsiniz. (Muhammed/37) Yedinci vazife: Kii malnn en iyisini, yannda en sevimli, en kymetli ve en gzel olann seerek onu Allah yolunda vermelidir. nk Allah mutlak mnda iyidir, ancak iyiyi kabul eder. Kiinin Allah yolunda verdii malda phe varsa, verdii mal eriata gre mlk deilse, o zaman o mal yerini bulmu olamaz. Eban'n (b. Eb Ayya b. Abd) Enes b. Mlik'ten rivayet ettii bir hadste aynen svle denilmektedir:

^j* UH Jli ljju\ Ali) Hellden kazand bir maldan Allah yolunda infak eden kula, cennet vardr!23 Kiinin zekt iin ayrd mal iyisinden deilse, byle yapmas edep d bir davrantr. nk bu takdirde maln iyisini kendisine veya klesine veyahut da oluk ocuuna brakm ve bylece bunlar Allah Tel'dan daha fazla tercih etmi olur. Eer bu hareketini, misafirine kar yapp evindeki basit yemekleri ona getirse, mutlaka misafiri darlr. Ayrd sadakasnda eer Allah Tel'y gzetiyorsa, durum budur. Nefsini ve ahiretteki sevabn gzetiyorsa byle yapt takdirde yine akll saylmaz. nk bakasn kendisine tercih etmi olmaktadr. Zira kiinin malndan verdii sadaka, Allah nezdinde gizledii veya yeyip bitirdii veya ihtiyacna sarfettii kadar kendisinindir. 23) bn Adiy ve Bezzar 612 hya-i Ulm'id-Din Geici hayatn gzetip ebed hayatn terketmek, akll insanlarn ii deildir. Ey iman edenler! Kazandklarnzn ve sizin iin yerden kardmz rnlerin hell olanlarndan ve iyisinden Allah yolunda harcayn. Kendinizin ancak gz yumarak alabileceiniz dk eyleri sadaka vermeye kalkmayn. Biliniz ki Allah vereceiniz sadakalardan mstanidir. O her durumda hamde lyktr. (Bakara/267) Yani eer size verildii takdirde, ancak istemeyerek ve verenden utanarak alabileceiniz baya eyleri bakalarna vermeye kalkmayn ve bylece rabbinizi basit faydalara deitirmeyin. Bir dirhem, yzbin dirhemi geer!24 Bunun hakikati yledir: Kii, malnn hellinden ve en iyisinden bir dirhemi Allah yolunda verir. Bu dirhem, gnl rzasyla ve Allah nezdin-deki karlna sevinerek ve inanarak verilmektedir. Kii bazen de istemedii ve sevmedii malndan yzbin dirhem verir. Onun sevmedii bir maldan Allah yolunda vermesi sevdii maln Allah'a tercih ettiine dellet eder. Bundan dolay kendileri iin kt telkki ettikleri bir eyi Allah'a atfettiklerinden Allah bir kavmi zemmederek yle buyurmutur: Hem kendilerinin holanmadklar kzlar Allah'a isnad ediyorlar,hem de en gzel akibet onlarnm diye dilleri kendilerine yalan sylyor. Hayr! phe yok ki ate onlarndr. (Nahl/62) Baz Kur'an okuyucular (kurralar) ayetteki L cerem kelimesinin bandaki nefy (olumsuz) edat La zerinde vakfederek hayr mnsna alm ve onlar bylece iddialarnda tekzib etmitir. Sonra ceremden balayarak ayeti u mnya gelecek ekilde okumaya devam etmilerdir: Kendi nefislerine istemedikleri eyi Allah'a atfetmeleri kendilerine atei kazandrmtr.25

Sekizinci vazife: Kii, sadakasnn -Allah nezdinde- artna vesile olacak bir kimseyi arayarak sadakasn byle bir kimseye vermelidir. Sekiz snfn rastgele fertleriyle yetinmemelidir. nk bu sekiz snfn iinde husus sfatlara sahip olan kimseler vardr: Bu bakmdan o husus sfatlar gzetilmelidir. Bu sfatlar alt tanedir: 1. Dnyadan yz evirmi, ahiret ticaretine kendisini adam muttak-lere zekt vermelidir. nk Hz. Peygamber (s.a) yle buyurmutur: 24) Nes ve bn Hibban, (Ebu Hreyre'den); bn Hibban'a gre hads sahihtir. 25) Bu yoruma gre Cerem kelimesi kazanmak mnsna gelmi olur. Kitabu Esrar'iz-Zekt/II. Blm 613 jr'u Sij U f. Sen ancak muttaki bir kimsenin yemeini ye ve yemeini de yine bir muttaki yesin!2^ Bunun hikmeti udur: Muttak bir kimse, o sadaka ile takva yoluna devam etmeye gayret gsterir. Bu bakmdan sen, verdiin sadaka ile ona bu imkn bahettiinden kendisine ortak olmaktasn. Yemeinizi muttaklere yedirin, mal iyiliklerinizi m'minlere yapn!27 Allah yolunda sevdiin bir kimseyi misafir et ve yemeini yedir.28 Baz limler, sflerin fakirlerini baka fakirlere tercih ederlerdi. 'Btn fakirlere versen daha faziletli olur' denildii zaman, yle cevap verirlerdi: 'Hayr! Bunlar, gayeleri sadece Allah olan bir topluluktur. Fakr u zarurete dtkleri takdirde azimlerine rehavet gelecektir. Eer onlardan birisinin bile azmini Allah'a evirsem, bu benim iin gayesi dnya olan bir kiiye vermekten daha sevimli olur'. Adamn bu sz Cneyd-i Badad'ye nakledildii zaman, ok houna gitmi ve yle demitir: 'Bu zat, Allah'n vellerinden biridir. Uzun bir zamandan beri bundan daha gzel bir sz duymamtm'. Anlatldna gre, bu adam iflas ettii iin dkknn kapatmak ister. Cneyd-i Badad, kendisine sermaye gnderir ve 'Bu sermayeyi kullan ve dkknn terketme. nk ticaret, senin gibi insanlara zarar vermez' der. Bu kii bakkald. Fakirler kendisinden ne isterlerse verir, onlardan para almazd. 2. Husus olarak ilim ehlini aramal ve sadakay onlara vermelidir. nk byle insanlara sadaka vermek, ilme yardmdr. lim ise, sahih bir niyetle tahsil edildii takdirde ibadetlerin en ereflisidir. bn Mbarek, sadakalarn zellikle ilim erbabna tahsis etmekteydi. Kendisine 'Neden byle yaparak btn fakirlere vermiyorsun?' denildii zaman, u cevab verdi: 'Peygamberlik makamndan sonra, limlerin makamndan daha stn bir mertebe olduunu bilmiyorum. Bu bakmdan limlerden birisinin kalbi, dnyev ihtiya sebebiyle megul olduu takdirde ilim tahsilini tam mansyla yapamaz. O halde onlara ilim tahsili imknn vermek en faziletli davran olur'. 26) Ebu Dvud, Tirmiz, (Ebu Said'den)

27) bn Mbarek, (Ebu Said'den) 28) bn Mbarek, (Cveybir'den, Dahhk'dan mrsel olarak) 614 hya-i Ulm'id-Din Kitabu Esrar'iz-Zekt/II. Blm 615 3. Zekt alan, takvasnda ve tevhd ilminde doru bir kimse olmaldr. Tevhd ilminde doru olmasnn mns udur: Zekt ve sadakay ald zaman buna karlk verene deil, Allah'a hamdeder, kreder ve bu nimetin Allah'tan geldiini grr, aradaki vastaya nem vermez. te byle bir kimse, herkesten daha fazla Allah'a kreden bir kul olur. Bu insan, btn nimetlerin Allah'tan geldiini grr. Lokman Hekim, oluna yapm olduu vasiyette yle demektedir: 'Sakn kendinle Allah arasnda nimet veren bir kimsenin varln hatrna getirme. Allah'tan bakasnn nimetini kendin iin bir arlk say! Nimet mukabilinde Allah'a deil de bakasna teekkr etmek, hakik nimet vereni tanmamak demektir. Bu kimse, vastann zorlandn ve Allah'a msahhar olarak ister istemez o nimeti getirip kendisine verdiini de kesinlikle bilmez. Bilmez ki Allah Tel, bu fiilin icras iin kulu zorlayan btn faktrleri seferber etmi ve btn sebepleri kolaylatrmtr. Bundan dolay kul, vermek hususunda mecburiyet halindedir; vermemezlik yapmak istese de buna kudreti yoktur! nk Allah, kulun kalbine 'Din ve dnyann salh byle yapmana baldr' fikrini ilk etmitir. tici mn kuvvetli oldu mu failin iradesi ve bu ii yapmaya kudreti kesin bir hl alr. Bylece kul, kudretli iticiye muhalefet edemez. Btn itici kuvvetlerin yaratcs ve muharriki Allah Tel'dr. Zayfl ve tereddd ortadan kaldran da O'dur. ticilerin istedii gibi, kudretin ilemesini kuluna msahhar klan da O'dur. Bu imana, sahip olan bir kimse, zahir sebeplere deil, sebepleri yaratana bakar. Byle bir iman, verici iin, alcnn sena ve krnden daha faydaldr. nk sena ve kr, faydas pek az olan birer dil hareketidir. Byle muvahhid bir kula yardm etmek elbette zayi olamaz. Fakat verene, verdiinden tr hayrl dualar yapan ve medh senada bulunan bir fakir ise, gnn birinde bu hediye kesildii takdirde verene ayn eitlikte kfredebilir ve verenden azck bir eziyet grse beddua edebilir. nk bylesine yac bir kimsenin durumu deiiktir. :J\ Si S Ji4- 'kLj jC \jS Hz. Peygamber baz fakirlere sadakasn gnderdi. Gtren eliye 'Sadakay alrken ne diyorsa onu ezberle' diye emir verdi. Fakir sadakay aldnda yle dedi: 'Hamd kendisini anan kullarn unut;i mayan ve kendisine kreden kullarn zayi etmeyen Allah'a mahsustur' . Sonra yle devam etti: 'Ey Allahm! Sen filn kulunu

(beni) unutmadn. Bu bakmdan filn kulunun da seni unutmamasn myesser kl!' Eli, bu szleri Raslullah'a naklettii zaman, Raslullah sevinerek yle buyurmutur: 'Onun byle syleyeceini biliyordum'.29 Dikkat et ve gr ki bu kii sadece Allah Tel'ya nazarn teksif etmitir. Kendisine sadaka gnderen Hz. Peygamber'e dahi bu hususta temas etmemitir. Hz. Peygamber (s.a) bir kiiye 'Tevbe et' buyurmu ve bunun zerine o da yle demitir: 'Sadece Allah'a tevbe ederek, O'na yneliyorum. Muhammed'e deil'. Bunun zerine Hz. Peygamber (s.a) yle buyurmutur: Kii, hakkn sahibini tand ve onu ehline verdi.30 Hz. ie'nin kendisine yaplan iftira ile ilgili meselede beraati nazil olduu zaman, babas Hz. Ebubekir (r.a) ona yle dedi: 'Kalk! Allah'n Raslu nn ban p'. Bunun zerine Hz. ie yle demitir: Allah'a yemin ederim ki bunu yapmayacam. Bu hususta sadece Allah'a hamdederim. Bu sz karsnda Hz. Peygamber de yle buyurmutur: Ey Ebubekir! ie'nin yakasn brak! Hadsin baka bir rivayetinde ie validemizin Hz. Ebubekir'e yle dedii kaydedilmektedir: Ben bu iftiradan Allah'n hamdyla kurtuldum; ne senin, ne de arkadammkiyle deil! Orada hazr bulunan Hz. Peygamber (s.a) Hz. ie'nin bu szlerine kar menfi bir tepki gstermemitir. Oysa vahy, Hz. Peygamber'in diliyle 29) Irak, bu hadsin esasna rastlamadm kaydetmi ve bn Mende'nin zayf Ht senedle bn mer'den rivayet ettiine iaret etmitir. 30) mam Ahmed ve Tabern, (Esved b. Ser'den zayf bir senedle) l! mamA NC BLM II Zekta Mstehak Olmann artlar ve Zekt Almann dab Kiiyi Zekta Mstahak Klan Sebepler Ben Haim ve Ben Muttalib soyundan olmamak artyla hr bir mslman zekta mstahaktr. Ancak zekta mstahak olan bu mslmanda Allah Tel'nn kitabnda zikredilen sekiz snfn zelliklerinden birisi mevcut olmaldr. Bu bakmdan zekt kfire, kleye, Ben Haim ve Ben Muttalib's mensup bir kimseye verilmez. ocuk ve deliye gelince, velleri, kendi yerlerine kabul ettii takdirde onlara zekt verilir. Bu bakmdan biz sekiz snfn vasflarn beyan edelim: I. Fakirler Fakir, mal olmayan ve almaya gc yetmeyen kimse demektir. Eer kiinin yannda gnlk nafakas ve hline mnasip elbisesi bulunursa, fakir saylmaz, fakat miskindir. Eer gnn yarsna

yetecek derecede nafakas varsa, fakirlikten kmaz. Beraberinde kamis -i gmlek-bulunur, mendili, mesti ve donu bulunmazsa, srtndaki karnisin kymeti de, satld takdirde fakirlerin hline uygun kamis, mendil, mest ve don almaya yetmezse, yine fakirdir. nk u anda muhta bulunduu eyler yannda yoktur ve onlar elde etmekten de ciz bulunmaktadr. Bu bakmdan bir insann fakir saylabilmesi iin setr-i avretinden baka bir eyinin bulunmamasn art komak doru bir gr deildir. nk byle bir fakir, dnyada bulunmaz. Kiinin dilencilii kendisine det edinmesi, onu fakirlikten karmaz. Bu bakmdan dilencilik kazan saylmaz. almaya kudreti olduu takdirde, byle bir iktidar kendisini fakirlikten kurtarr. Eer ancak bir letle alma gcne sahipse (yannda o leti satn alabilecek para da yoksa) fakir saylr. Fakat kendisine o letin zekt malyla satn alnmas caizdir. Eer nma yakmayan bir almaya gc yetse bile yine fakir saylr. er' ilimlerle megul olan bir fakirse, alt takdirde ilim tahsilinden mahrum kalyorsa, bu gc dikkate alnmaz ve kendisi fakir saylr. Eer kendisini almaktan alkoyan ibadet vazifeleriyle megul olan bir bid ise, vakitlerin virdleri' almasna engel oluyorsa, byle bir durumda almaldr. nk almak, nafile ibadetlerden daha evldr. te Hz. Peygamber yle buyurmaktadr: I 620 hya-i Ulm'id-Din Hell mal elde etmek iin aba sarfetmek farzdan sonra farzdr.31 Hz. Peygamber (s.a) 'Farzdan sonra farz' tabirinden kazan yolunda gsterilen gayreti kasdetmektedir. Hz. mer 'phe iinde bulunan kazan dahi dilencilikten hayrldr' buyurmutur. Eer fakir, babasndan gelen nafaka veya nafakasn vermek mecburiyetinde olan kimseden gelen nafaka ile yetinirse, byle bir yoldan nafakay temin etmek almaktan daha kolaydr. Bu bakmdan byle bir kimse, fakirlikten kurtulmu demektir. II. Miskinler Miskin, geliri giderini karlamayan bir kimse demektir. Bazen insann elinde bin dirhem para olsa da miskin saylr. Bazen de kii balta ve ipten baka bir eye sahip olmad halde zengin saylr. Kendi hline uygun bulunan oturma evleri ve elbiseleri, kiiyi miskinlikten karmaz. Ev eyas da bu kabildendir; kendi hline uygun ev eyas bulunsa da bu kendisini miskinlik vasfndan karmaz. Fkh kitaplarnn olmas da insan miskinlik sfatndan karmaz. nk kiinin mal sadece kitaplarndan ibaretse, kendisine sadaka-i ftr lzm gelmez. Kitabn hkm elbisenin ve ev eyalarnn hkm gibidir. nk kii, bunlara muhta olduu gibi, kitaba da muhtatr. Fakat kitaptan ihtiyacn gidermek hususunda ihtiyatl davranmas gerekir; zira kitap gaye iin gereklidir: a) renmek b) stifade etmek c) Mtalaa etmek suretiyle nee almak

Nee almak ihtiyac mkul bir ihtiya saylmaz. iir ve tarih kitaplar, hirette faydas olmayan ve dnyada da ancak gezme yerini tutan kitaplarn benzerlerinin edinilmesi gibi... Byle bir kitap sahibine den kefaretin denmesi ve fitrenin verilmesi iin satld gibi, miskinlik vasfn da kaldrr. renmek ihtiyacna gelince, eitmen, retmen ve mderrislik gibi cretle yaplan hizmetler iinse, bu kitap onun alma leti saylr. Byle bir kitap, fitreyi demek iin satlmaz. Tpk terzi ve dier sanatkrlarn letlerinin satlmamas gibi... Eer renci, farz- kifaye olan bir ilmi elde etmek iin o kitab okuyorsa, yine satlmaz ve kendisini miskinlik vasfndan karmaz. nk bu nemli bir ihtiyatr. 31) Tabern, Beyhak, (Bn Mes'ud'dan zayf bir senedle) Kitabu Esrar'iz-Zekt/III. Blm 621 stifade ihtiyacna ve kitaptan renmeye gelince, gelecekte kendisini tedavi etmek iin tp kitaplarn, mtalaa edip ibret almak iin de vaaz kitaplarn saklamak gibi... Eer byle bir kimse, doktoru ve vaizi olan bir memlekette yayorsa bu kitaplar saklamamak ve satarak ihtiyalarn temin etmelidir. Eer bulunduu memlekette tabib ve vaiz yoksa, bu kitaplara muhta olduu inkr edilemez bir gerektir. Btn bu sylediklerimizden sonra unu da ilve edelim ki kii birok zaman ancak uzun bir mddetten sonra kitab mtalaa etmeye muhta olur. Bu bakmdan bu ihtiya mddetini de bir zapt u rapt altna almak gerekir. Hakikate en yakn sz udur: Kiinin senede ancak bir defa mtalaasna muhta olduu kitap, zarur ihtiyatan saylmaz. Zira gnlk yiyeceinden fazla mal bulunan bir kimsenin fitre vermesi gerekir. Madem yiyecei gnlk olarak takdir edildi, ev eyalar, bedene ait giyecekler de senelik olarak takdir edilmelidir. Bu bakmdan yazlk elbiseler k mevsiminde sattrlmaz. Kitaplar ise, elbise ve ev eyalarna ok benzeyen mallardr. Bazen kiinin ayn kitaptan iki nshas olabilir ki bu takdirde ikisinden birine ihtiyac yok demektir. Eer derse ki; *Birisi daha doru, dieri ise daha gzeldir, bunun iin ben ikisine de muhtacm', biz de cevaben kendisine deriz ki; 'En doruyu kendine sakla ve en gzeli de sat, mreffeh yaamay brak. Kiinin ayn ilim dalyla ilgili iki nsha kitab varsa, biri uzun, dieri ksa ise, durumuna baklr. Eer gayesi istifade etmekse, uzununu kendisine brakr ve dierini satar. Eer gayesi tedris ise, bunlarn ikisine de ihtiyac var demektir. nk birisinde olan fayda dierinde yoktur1, Bu meselelerin bu ekilde tasviri sonsuza doru uzayabilir. Fkh ilminde bu meselelerin tahliline giriilnemitir. Bizim bunlar burada zikretmemizin sebebi, bunlarn umum bir bel olularndan ileri geldii gibi byle bir dncenin, aksinden daha iyi ve gzel olduuna dikkatleri ekmek iindir. Zira bu suretlerin saylmas mmkn deildir. nk kitaplar hakknda dnlenin benzeri ev eyasnn miktar, adedi, nevH hakknda da, elbisenin, evin genilii ve darl hakknda da dnlebilir. Bu hdiselerin belirtilmi hududlar yoktur. Ancak fakih, bu

hdiseler hakknda kendi reyiyle ictihad eder, itihadnda grdklerine dayanarak baz snrlamalar koyar ve bu hususta phenin tehlikelerine dalar. Muttaki bir kimse ise bu hususlarda kendisi iin en ihtiyatls hangisi ise, ona yapr, pheliyi brakr, phesize gider. Karlkl taraflar arasnda bulunan mkil orta dereceler saylmayacak kadar oktur. nsanolunu bunlardan ancak ve ancak ihtiyatl davranmak kurtarabilir. Allah en dorusunu bilir. III. miller (Zekt Toplayan Grevliler) Bunlar -halife ve kad hari- zekt toplayan btn devlet memurlardr. Eksper, ktip, alan, koruyan, nakledip getirenler de bu snfa dahildir. Bunlarn hi birisine normal cretinden fazla olarak zekt 622 hya-i Ulm'id-Din Kitabu Esrar'iz-ZekVIII. Blm 623 malndan maa verilemez. Bunlar iin ayrlm zekt sermayesi artacak olursa, onlara deil, dier snflara verilmelidir. Topladklar zekt, cretlerini karlayamazsa noksanlar devlet hazinesinden karlanr. IV. Mellefet'l-Kulb (Kalpleri slm'a Kazandrlmak stenen Kimseler) Bunlar mslmanl kabul edej kabile reisleri olup, kabileler arasnda szleri geerlidir. Kendilerine zekt vermek, onlar slmiyet'e balamak ve onlarn benzerlerini ve tebaalarn da slm'a girmeye tevik etmek demektir. V.Mkteb Kleler Klenin payna den zekt, kendisini mal mukabilinde zad etmeyi art koan efendisine teslim edilir. Ancak dorudan doruya kleye teslim edilmesi de caizdir. Efendi, kendi zektn akd-i kitabet yapt klesine veremez; nk o kle henz kendisinin saylmaktadr. VI. Borlular Borlu, ibadet veya hell bir mesele iin borlanan fakir kimsedir. Eer borland paray msiyete sarfetmise, bu borcu, ancak tevbe ettii takdirde zektla denir. Eer zenginse, borcundan tr kendisine zekt verilmez. Ancak zengin, umum menfaat veya bir fitne ateini sndrmek iin borlanmsa, o zaman bu borcunu kapatmas iin kendisine zekt verilebilir. VII. Grimn Bunlar devlet btesinden maa almayan gazilerdir. Zengin olsalar bile savamalarna' yardmc olmas iin zektn bir ksm kendilerine verilir. VIII. Yolcular Zekt alabilecek yolcu, memleketinden, msiyet iin deil mubah bir i iin km kimse veya zekt verenin memleketinde bulunan bir gariptir. Byle bir kimse fakirse, kendisine zekttan verilir. Bu kimsenin baka bir memlekette mal varsa, kendisini o memlekete ulatrabilecek kadar, zekt verilir.

ayet bu vasflarn nasl bilineceini soracak olursan, yle deriz: Kiinin fakir veya miskin olmas, kendi ifadesiyle bilinir. 'Ben fakirim veya miskinim' diyen kimseden fakir veya miskin olduuna dair delil istenmez ve yemin ettirilmez. Kesinlikle yalanc olduu bilinmedike szne itimad edilir. Gaza ve sefere gelince, bunlar gelecek zamana ait hdiselerdir. Bu bakmdan kii 'Ben gaziyim' dedii zaman, kendisine zekt verilir; gazaya gitmedii takdirde de geri alnr. Zekt alan dier snflara gelince, onlarn bu saydmz snflardan olduklarna dair delil lzmdr. te zekt alabilmenin artlar bunlardr. Bu snflardan kime ne kadar zekt verilecei meselesine gelince, onu ileride beyan edeceiz. Zekt Alan Kimsenin Vazifeleri Zekt alan kimsenin vazifeleri betir: 1. Byle bir kimse bilmelidir ki kendisine zekt verilmesini Allah Tel vacib klmtr. Bunun bu ekilde bilinmesi, himmetin birlemesine ve krn bir hedefe ynelmesine vesile olur; nk Allah Tel, insanlar hedeflerinin bir olmasna zorlamakta ve bununla mkellef klmaktadr. Bu hedef Tevhid ve Ahiret'tir. Allah Tel bize bu hedefi aka gstermektedir: Ben insanlar ve cinleri ancak bana ibadet etsinler diye yarattm. (Zriyat/56) Fakat hikmet-i ilhsi kula, ehvet ve ihtiyalarnn musallat edilmesini dilemitir. zerine musallat edilen bu ehvet ve ihtiyalar da kulun himmetini datmaktadr. Buna karlk kerem-i ilhsiyle nimetini, kulun ihtiyalarna kifayet edecek derecede artrmay dilemitir. Bu srra binaen ok mal yaratm ve bunlar da ihtiyalar giderici vastalar olsun ve ibadetler iin vesile klnsn diye kullarna vermitir. O, baz kullarna imtihan ve bela kabilinden ok mal vermi ve bylece onlar tehlikeye srklemitir. Bazlarn da sevmi ve onlar da dnyada tpk efkatli bir kimsenin hastasn korumas gibi korumu, dnyann fazlalklarn onlara vermitir. htiyacn kolayca elde etmesi ve bu ihtiyacn derlenip korunmasnda zahmet ekmesi iin onun ihtiyacn zenginler eliyle gndermitir. Bylece mallar, zorluk ekmek suretiyle elde eden ve koruyanlar zenginler, faydasn grenlerse fakirler olur. Fakirler bu ekilde Allah'n ibadetine koyulup lmden sonraki leme hazrlanrlar. Onlar bu hazrlktan ne dnya fazlalklar evirir ve ne de fakirlikleri dolaysyla aba sarfetmeleri megul eder. Bu ise, nimetin zirvesidir. Fakir mslman kesinlikle iman etmelidir ki Allah Telnn kendisinden esirgedii dnyal vermemesi, vermesinden daha stndr. Bu son derece kritik ve mkil meselenin tahkik ve izah Allah'n izniyle Fakirlik blmnde gelecektir. Fakir bu ekilde aldklarn, rzk olarak ve ibadetine yardmc kabul ederek Allah'tan aldn bilmeli ve 'Bunlarla Allah'n taatine daha kuvvetli bir ekilde girieceim' diye almaldr. Kii ald zektla Allah Tel'ya taat ve ibadet imknndan mahrumsa, onu Allah'n kendisine mubah kld yere sarfetmelidir; (baka muhtalara vermelidir). Eer ald zektla Allah'a isyan

etmeye kalkrsa, Allah'n nimetini inkr etmi, O'ndan uzaklamaya mstehak olmu ve Allah'n gazabn haketmi olur. 2. Kii verene teekkr ve dua etmeli ve onu vmeli; ancak bunu yaparken de vereni, bir vasta olmaktan daha ste karmamaldr. Veren, t 7 624 hya-i Ulm'id-Din Kitabu Esrar'iz-Zekt/III. Blm 625 Allah'n nimetinin alcsna vasl olmas iin bir yoldur. Yolun da vasta olmak hesabyla bir hakk vardr. Verene teekkr etmek, nimeti Allah'tan bilmeye zt dmez; nk Hz. Peygamber yle buyurmutur: nsanlara teekkr etmeyen kimse Allah'a da kretmez.32 Allah Tel Kur'an'm birok ayetinde -kendilerinin yaradan olduu ve onlara alma gc verdii halde- bu almalarndan dolay insanlar vmektedir, tpk u ayette olduu gibi: O (Eyyb) ne gzel bir kuldu. Gerekten o, tamamen Allah'a ynelmiti. (Sd/44) Buna benzer daha nice ayetler vardr. Bu bakmdan zekt alan kimse, verene yle dua etmelidir: 'Ey servet sahibi! Allah Tel senin kalbini pk klp ebrarlarn (iyilerin) kalplerinden saysn. Amelini arndrp hayrl insanlarn amelinden klsn. Ruhun zerine rahmetini indirip onu ehid ruhlarndan eylesin!' Hz. Peygamber yle buyurmutur: Size iyilik yapan bir kimseye, iyilik yapmak suretiyle karlk veriniz. Eer buna gcnz yetmiyorsa, kendisine, kalbinizde iyiliinin karln verdiiniz kanaati hasl oluncaya kadar dua ediniz.33 Verilen maln ayplarn -eer varsa- rtmek, onu az grmemek ve k-tlememek, krn tamamlanmasndandr. Vermeyen kimseyi, vermediinden tr tahkir etmemelidir. yilik yapan gerek nefsinin, gerekse de halkn yannda bytmelidir; nk verenin vazifesi, verdiim kmsemek olduu gibi, alann vazifesi de verenin himmetini (kendiliinden) kabullenmek ve iyiliini byk grmektir. Her kul, kendi vazifesini yerine getirmeli ve byle yapld takdirde herhangi bir tenakuzun szkonusu olmayacan bilmelidir; nk kkl ve bykl icab ettiren sebepler arasnda muraza vardr. Veren iin en faydal husus, kklk sebeplerini dnmektir; bunun aksini tefekkr kendisine zarar verir. Alan ise, verenin tam aksine hareket etmelidir. Gerek alan, gerekse de verenin bu hareketleri, nimetin esasnda Allah'tan geldiine olan imanlarna zt dmez; nk vastay vasta olarak grmeyenler cahildir. (Vastay vasta olarak gren ise, normal dnmektedir). Ancak vastay esas grmek, hakikatin inkr demek olup tehlikeli bir grtr. 32) Tirmiz, (Ebu Said'den); Ebu Dvud ve bn Hibban, (benzerim Ebu Hreyre'den) 33) Ebu Dvud, Nes, (bn mer'den sahih bir senedle)

3. Kii ald maln asln aratrmaldr. Eer hell deilse, ondan saknmaldr. Kim Allah'tan korkarsa, Allah ona (darlktan genilie) bir k yolu ihsan eder ve ona ummad yerden rzk verir. (Talk/2-3) Haramdan saknan muttaki kimse, hellden mahrum olmaz. Bu bakmdan zlimlerin, balerin, sultanlarn emrinde alan memurlarn ve malnn ou haramdan gelen kimselerin zekt ve sadakalarn kabul etmemelidir. Ancak kii ok aresiz kalr ve kendisine verilen malm kimin olduunu da bilmezse ondan ihtiyac kadar alabilir. Byle bir meselede eriatn fetvas budur; nk onu, malnn ou haramdan olan bir kimse sadaka olarak vermi olabilir; bu durumda da hell mal elde etmekten ciz kald zaman ancak ihtiyac kadarn alabilir. Haram mal kabullendii zaman, onu zekt olarak alm saylmaz; zira mal haram olduu iin verenin zekt yerine gemez. 4. Kii alaca miktarn pheli ksmndan saknmal ve ancak kendisine hell olan almaldr. Zekt ancak ihtiyac olduu takdirde alabilir. Eer zekt kendisiyle kitabet akdi yapld veya hell bir yere sarfetmek amacyla borland miktar demek iin alyorsa, borcunun miktarndan fazlasn almamaldr. Zekt toplayan memurlardan olduu iin almasnn karln alyorsa, cretinden fazlasn almamaldr. Kendisine normal cretinden fazlas verildiinde de almamaldr; zira zekt veren, malm esas sahibi deildir ki onunla teberruda bulunabilsin! Misafir ise, azndan ve kendisini hedefine ulatracak kadarndan fazlasn almamaldr. Zekt alan gziyse sadece harp iin kendisine lzm olan at, silah gibi eyleri satn alacak ve nafakasna yetecek kadarn almaldr. Btn bunlarn takdir ve tahdidi kiinin itihadna baldr; belirlenmi bir hududu yoktur. Seferin az da byledir. Fakat takva, pheli olan brakarak phesiz olan almaktr. Kii zekt miskinlik sfatyla alyorsa, ev eyalarna, elbiselerine, kitaplarna dikkatle bakmaldr. Eer onlarn iinde normal fiyatyla veya nefsetiyle kendisini zengin edecek birey varsa ve o eyin deitirilmesi de mmknse ve deitirildii takdirde kymetinin bir ksm, kendisi gibi bir eya alndktan sonra artyorsa, zekt almaktansa byle bir yola bavurmaldr. Ancak btn bunlar yine kiinin itihadna bal olan hususlardr. Kiinin zekta mstahak olduu, grnen yn ile sabit olur. Bunun tam zdd olan dier bir yn daha vardr ki onunla da zekta mstahak olmad anlalmaktadr. Bu ikisi arasnda, pheli birok durumlar mevcuttur. Korunun etrafnda dolaan bir hayvann koruya girme ihtimali byktr. Bu hususta zekt kabul edenin szne itimad edilmelidir. I 626 hya-i Ulm'id-Din Muhta bir kimsenin ihtiyalarn takdir ve tesbit etmek hususunda, darlkta ve genilikte birok deiik haller vardr. Bu

haller saymakla bitmez. Muttaki kimse, genilikten ok darla meyleder. Bu konuda msamahakr olan kimse de daima genilie meyyaldir. Hatta nefsini eitli geniliklere muhta grr. Oysa byle bir durum, eriat nazarnda ho deildir. Zekta ihtiyac olduu zaman, ondan fazla almayp, ald andan itibaren kendisine bir sene yetecek kadar almaldr; zira ruhsat verilen en yksek miktar budur. nk sene tekrarland zaman, gelir sebepleri de tekrarlanr. Hz. Peygamber oluk ocuunun ancak bir senelik nafakasn saklamtr.34 Fakir ve miskinin zekt alma hususundaki hududunu belirtmeye en yakn fetva budur. Kiinin, zekttan sadece bir aylk veya bir gnlk nafakasn almakla yetinmesi takvaya daha yakndr. (Ancak bu hkm, her gn iin zekt bulunan memleketler iin geerlidir). Zekt'tan Alnacak Miktar Hakkndaki Grler Alnacak zekt ve sadakann miktar hakknda ulemann fetvalar muhteliftir. Kimileri 'Ancak bir gn ve bir gecesine yetecek kadarn alabilir' demek suretiyle az alma hususunda mbalaa etmilerdir. Bunlarn delili Sehl b. Hanzeliyye'nin rivayet ettii u hadstir: JUs Hz. Peygamber zenginlerin dilenmesini yasaklad zaman, kendisine dilenmesi yasaklanan zenginliin ne olduu soruldu. Buna, u cevab verdi: 'Sabah ve akam yiyeceine sahip olan kimse zengindir'. Baka bir grup da 'Zekttan zengin olacak kadar alabilir" demilerdir. (Burada) zengin olmann haddi bunlara gre zekt nisabna sahip olacak derecede almak demektir; nk Allah Tel zekt ancak zenginlere va-cib klmtr. Bunlar ise, zengin deiller ki almasnlar. Bir grup lim de 'Kii kendisi ve aile efradndan herhangi birisi iin ni-sab miktar kadar zekt alabilir' demitir. Bazlar da 'Zenginliin haddi elli dirhem veya onun kymetinde altndr" demitir. bn Mes'ud'dan (r.a) yle rivayet edilmitir: fy. Kitabu Esrar'iz-Zekt/III. Blm 627 Kendisine yetecek kadar mal olduu halde dilenen kimse, kyamet 1 gn maher yerine yz (utanmaktan) erha erha olarak gelir. bn Mes'ud'a 'Zenginliin snr nedir?' diye sorulduunda, 'Elli dirhem veya onun kymetinde altndr' demitir. Fakat bunu rivayet edenin mevsuk bir kimse olmad sylenmektedir. Baka bir grup da 'Zenginliin haddi krk dirhemdir' demiler ve delil olarak da At b. Yesar tarafndan Hz. Peygamber'den nakledilen u mun-kat hadsi gstermilerdir: Kim krk dirhem paras olduu halde dilenirse, dilencilikte ifrata kam demektir.35 Dier bir grup lim de zekt alma hususunda daha geni bir imkn taraftardr. yle ki: Kii, hayat boyunca kendisim zengin edecek bir akar veya kendisine ticaret imkn salayacak ve

bylece mr boyunca zekt almaktan kurtaracak bir mal, zekt olarak alabilir; nk zenginlik budur. Hz. mer 'Verdiiniz zaman karnzdaki insan zengin edercesine veriniz' buyurmutur. Hatta seleften bazlar 'Zengin bir kimse fakir dtnde zekttan -onbin dirhem dahi olsa- eski hlini geri getirecek kadar alabilir' demilerdir. Ancak byle bir durumda da normal snr gememeye dikkat etmelidir. Ebu Talha (r.a) bahesinde almaktan dolay namazn kard zaman, Hz. Peygamber'e gelerek 'Namaz karmama sebep olan bahem Allah iin sadaka olsun' demi; Hz. Peygamber de kendisine yle buyurmutur: I O baheyi fakir akrabalarna vermen senin iin daha hayrl olur.36 Hz. Peygamber'in bu szleri zerine Ebu Talha, bahesini fakir yaknlarndan Hasan ile Ebu Katde'ye vermitir. Oysa bir hurma bahesi, iki kii iin hem ok ve hem de zengin edicidir. (Eer zengin edecek kadar sadaka veya zekt almak caiz deilse neden Raslullah buna tevikte bulunmutur?) Hz. mer bir bedeviye, yavrusuyla birlikte bir deve vermitir. te zekt ve sadaka alma hususunda hikye edilen hkmler bunlardr. 34) Buhar ve Mslim, (Hz. mer'den); Beyhak, (Enes'ten). Zeheb bu hadsin mnker olduunu sylemitir. 35) Ebu Dvud, bn Hibban 36) Bu hads Namazn Srlar blmnde de zikredilmiti. 628 hya-i Ulm'id-Din Alman sadaka miktarn bir gnlk nafakaya veya krk dirheme kadar azaltmak meselesine gelince; bu husus, dilenciliin ve kap kap dolamann iyi olmay hakknda vrid olmutur. Zaten dilenmek ve kap kap dolamak iyi birey deildir. Dilenmenin zekt ve sadaka almaktan ayr bir hkm vardr. Zekttan, alman zekt malyla herhangi birey alp onunla zengin olacak kadar alnmasna ruhsat vermek, ihtimale en yakn bir fetva olduu gibi israfa da dnktr. Normale en yakn olan fetva, bir senelik ihtiyac kadar almaktr. Bunun tesi tehlikeli, az ise skntldr. Bu fetvalar hakknda kesin bir snr olmadndan mctehid vki olan hkm gznnde bulundurarak kendi grne gre fetva verir. Mctehidin fetvasna ramen muttaki kimse 'Sana fetva verseler de sen yine kalbinden fetva iste'37 szn unutmamaldr. Nitekim Hz. Peygamber de byle sylemitir; nk gnah, kalplerin srlmas ve bir trl doru grmemesidir. Bu bakmdan zekt alan kimse ald miktar hakknda nefsinde herhangi bir tereddde ve pheye derse, Allah'tan korkup 'Zahirde limlerin fetvas var' diye kendisini hakl karmamaya dikkat etsin; nk limlerin fetvalar, zaruretten kurtarc kaytlara baldr. Ayrca bu fetvalarda tahmin ve phelere dme tehlikeleri de vardr. phelerden kamak ise, dindar kimselerin ahlk ve ahiret yolcularnn detidir.

5. Zekt alan kimse, mal sahibine zektnn miktarn sormal ve kendisine verilen miktar, o ahsn tm zektnn sekizde birinden fazlaysa, * bu fazlal almamaldr. nk zekt alacak olan dier ortaklaryla birlikte mtalaa edildii zaman, ancak onun sekizde birini haketmi olur. Bu bakmdan sekizde birini dahi iki snfa paylatrd takdirde kendisine ne kadar dyorsa o kadarn almaldr. Zekt alanlardan ounun verenden bu keyfiyeti sormalar gerekir; nk zekt alanlarn ou ya cehaletlerinden veya msamahakrlklarndan bu taksimi gzetmezler. Bu suali ancak ald miktarn kendisine haram olmak ihtimali bulunmad kanaatinde ise terkedebilir. Hell ve Haram blmnde -Allah'n izniyle- bu durumun nerede sorulmas gerektii ve ihtimal derecesinin ne olduu tafsiltl bir ekilde izah edilecektir. 37) lim blmnde gemiti, DRDNC BLM Nafile Sadakann Beyan ve Fazileti US 4 Hadsler Bir hurma ile de olsa sadaka veriniz. nk sadaka olarak verilen o hurma, an ihtiyacn giderir. Suyun atei sndrmesi gibi gnah da sndrr.38 . ili Bir hurmann yarsyla olsa bile sadaka vererek ateten korunun. Eer yannzda sadaka verecek birey yoksa dilenciyi gzel bir szle savuturun.39 JJ\ o .Xj>-\ Ji "a'j Mslman bir kul, hell olarak kazand maldan sadaka verirse -ki Allah da ancak hellden verileni kabul eder- Allah Tel o sadakay sa eliyle kabul eder ve herhangi birinizin deve yavrusunu bytt gibi onu bytr. yle ki sadaka olarak verdiiniz bir hurma, Uhud da kadar olur.40 Hz. Peygamber Ebu Derd'ya hitaben yle buyurmutur: orbay piirdiin zaman bol sulu yap. Sonra komularndan bir aileyi se. O orbadan sadaka olarak bir miktarn o aileye ver!41 38) bn Mbarek, (krime'den miirsel olarak) 39) Buhar ve Mslim, (Adiy b. Htim'den) 40) Buhar ve Mslim, Tirmiz, Nes, (Ebu Hreyre'den) 41) Mslim, (Ebu Zerden) 630 hya-i Ulm'id-Din Kitabu Esrar'iz-Zekt/IV. Blm 631 Allah Tel sadakasn en iyi ekilde veren kulun, geride brakt malna en iyi ekilde bereket ihsan eder.42 0 Her insan (kyamet gnnde) hemcinsleri arasnda hkm verilinceye kadar sadakasnn glgesinde durur.43 Sadaka errin yetmi kapsn kapatr.44

'', - '* * s,. , - ', > .', ' i - ,. *.'., -J~*~j j^ Vj" S** '15*'*' JT"*1' **-*"^ Gizlice verilen sadaka, Allah Tel'nn gazabn sndrr. Zenginlikten sadaka veren bir kimsenin sevab, ihtiyatan sadaka kabul edenin sevabndan daha stn deildir.45 Buradaki 'ihtiyatan sadaka kabul eden kimse' dini iin almak gayesiyle sadaka ile ihtiyacn gidermeye uraan kimsedir. Bu bakmdan byle bir kimse dininin imar iin sadaka veren kimse ile sevapta eittir. Nj SJ\ Hz. Peygamber'e 'Sadakann hangi ksm daha stndr?' diye sorulduunda, yle cevap vermitir: 'Salam olduun, servete kar cimri bulunduun, yaama midinde olup fakirlikten korktuun halde sadaka vermen, sadakann en stn eklidir. Sakn can boaza dayand zamana kadar sadaka vermemezlik yapma ki o zaman filn ve falan adama unu verin diyerek falan adamn maln bakalarna taksim etmeyesin!'46 [ -.J\ j ^*;^ t r*"' 42) bn Mbarek, (bn ihab'dan mrsel olarak sahih bir senedle) 43) bn Hibban ve Hkim, (Ukbe b. mirden) 44) bn Mbarek, (Enes'ten zayf bir senedle) 45) bn Hibban, Dufa; Tabern, el-Evsat, (Enes'ten) 46) Buha- ve Mslim, (Ebu Hreyre'den) Hz. Peygamber (s.a), gnn birinde ashabna yle hitab eder: - Sadaka veriniz! Cemaatta bulunanlardan biri yle der: - Benim yanmda bir dinar var. - Onu kendi nefsine infk et! - Baka bir dinarm daha var. - Onu da hanmn iin harca! - Baka bir dinarm daha var. - Onu da ocuuna harca! - Baka da var. - Onu da hizmetine harca! - Baka da var. - Sen onu verecein yeri daha iyi bilirsin.47 Sadaka (zekt), Muhammed ailesine hell deildir. nk sadaka, halkn (mallarnn) kirleridir.48 I Dilenciyi mahrum ettiinizden tr mstehak olacanz zemmi bertaraf etmek iin yemeinizden bir ku ba kadar olsa dahi veri49 : niz.4 Eer dilenci doru sylyorsa, ona birey vermeyip mahrum eviren asla felah bulamaz.50 Hz. s (a.s) yle buyurmutur: 'Kapsndan bir dilenciyi mahrum olarak evirenin evine yedi gn kadar melekler girmez'.

Efendimiz (s.a) u iki iini bakasna brakmazd: a) Geceleyin abdestte kullanaca suyu kendisi hazrlar ve zerini rterdi, b) Sadakasn kendi eliyle miskine verirdi.51 Juit oS I :'fti. \ 47) Ebu Dvud, Nesa, bn Hibban ve Hkim, (Ebu Hreyre'den) 48) Mslim, (Muttalib b. Rabia'dan) 49) Ukayl, Duaf, (Hz. ie'den) 50) Ukayl, Duaf; bn Abdilberr, (Hz. ie'den) 51) Drekutn, (bn Abbs'tan zayf bir senedle). bn Mbarek, {mrsel) bir senedle \ 634 hya-i Ulm'id-Din Sadakay Gizli Vermenin Be Anlam 1. Sadakay gizli vermek sadaka alann gizli kalmasna daha fazla yardm eder. Zira onun aka sadakay almas, mrvvetinin perdesini yrtmaktr. htiyacn belirterek afiflik durumundan kmaktr. Mahbub olan korunma hududunu da amaktr ki bu korunma hududu sayesinde, cahil kimseler o hududa dikkat eden fakirleri zengin sanrlar. 2. Sadakay gizli vermek, insanlarn kalp ve dilleri iin, daha selmet-lidir. Zira insanlar ou zaman kskanr veya 'neden sadaka ald?' diye adamn aleyhinde atp tutarlar. Zengin olduu halde sadaka aldn sanrlar veya 'ihtiyacndan fazla ald' derler. Hased, suizan ve gybet ise, byk gnahlardandr. nsanlar bu gnahlardan korumak daha iyidir. Ebu Eyyub es-Sehtiyn yle demitir: 'Komularmda bana kar bir hased belirmesin diye, yeni elbise giymeyi terkettim'. Zhidlerden biri yle demektedir: 'Sadece arkadalarmn gnl iin bazen mubah olan bir eyi kullanmay da terkediyorum. nk onu kullandm takdirde 'Bu sana nereden geldi?' diye sorup zihinlerinde baz soru iaretleri olumaktadr'. brahim et-Teym'nin srtnda arkadalarndan bazlar yeni bir gmlek grrler ve kendisine sorarlar: 'Bunu nereden aldn?' brahim 'Kardeim Hayseme bana verdi. Eer ailesinin bunu bana vereceini bildiklerini bilseydim, kabul etmezdim' diye cevap verir. 3. Sadaka ve zektn verene bu verdiklerinin gizlenmesi hususunda yardm etmelidir. nk gizli yaplan bir yardm, aka verilenden daha faziletlidir. Faziletli bir iin tamamlanmasna yardm etmek de fazilettir. Hdiseyi kapatmak, ancak iki taraf iin mmkndr. nk bir taraf hdiseyi aa vurursa, verenin hareketi de aa km olur. Bir adam, bir lime aktan birey verir. lim, verileni kabul etmeyerek sahibine iade eder. Ayn kii, ayn lime baka bir zaman gizlice birey verir ve bu sefer o lim, bu verileni kabul eder. Bu ekilde davranmasnn sebebi kendisine sorulduu zaman da yle der: 'Bu kii, bu sefer iyiliini gizlemek suretiyle edeple hareket etti. Ben de bu ekilde edeple hareket edenin iyiliini

kabullendim. br defasnda ak vermek suretiyle su-i edebde bulundu. Ben de onun iyiliini geriye iade ettim'. Adamn biri, bir sfye cemaatin iinde birey uzatr. Sf kabul etmeyerek sadakay geri evirir. Adam 'Allah Tela nn sana verdiini neden geri eviriyorsun?' deyince sfnin cevab u olur: 'Sen, sadece Allah'n olan bir malda bakasn Allah'a ortak klp sadece Allah'n bilmesiyle kanaat etmedin de ondan. Bu bakmdan ben Allah'n bana gnderdii iyilii deil de senin konutuun mny geri evirdim'. Ariflerden biri, akta kendisine verilen ve kabul etmedii bireyi gizliden verdikleri takdirde kabul eder. Bunun zerine kendisine neden byle yapt sorulduunda yle der: 'Sen akta verirken Allah'a isyan ettin. Kitabu Esrar'iz-Zekt/IV. Blm 635 Ben de msiyet hususunda sana yardmc olmak istemedim. Gizlemekle Allah'a itaat ettin. Allah'n taatinde sana yardmc olmak istedim'. Sfyan es-Sevr 'Eer bilseydim ki bana verecei sadakay gidip bakasna sylemeyecek, urada burada konumayacak biri var, sadakasn hemen kabul ederdim' demitir. 4. Sadakay ak vermekte, alan iin zillet ve aalk duygusu vardr. Oysa mslman hibir zaman, nefsini zelil etmez. (Allah'a kar olan hl mstesna!) limlerden bazlar, gizli verilen sadakay kabul, ak verilenleri de reddederek derlerdi ki: 'Onu akta bana uzatmak, ilmin vekrna zillet getirir ve ilim ehlini de kk drr. Ben ise, ilmi, ayaklar altna almak, ehlini zelil drmek suretiyle dnyann herhangi bireyini ykselticilerden deilim'. 5. Ortaklk phesinden kanmak iin sadakann gizli verilmesi daha yerindedir. nk Hz. Peygamber (s.a) bir hads-i erifinde yle buyurmaktadr: - >'>- i .*: .;.,., t< . .' ., Yannda baka kimseler bulunduu halde kiiye bir hediye verilirse, yanndakiler de o hediyede onun ortaklardr. Sadakann gm veya altndan olmas, onu hediye olmaktan karmaz. nk Hz. Peygamber'in bu hkmn dorulayc dier bir hadsi daha vardr: Kiinin kardeine hediye ettii en faziletli ey gmtr veya ona ekmek yedirmektir.57 Hz. Peygamber, bu hadse gre gm paray, tek bana hediye olarak kabul etmitir. Bu bakmdan cemaat ierisinde cemaatin rzas olmakszn bir kiiye verilen hediyeyi almakta kerahet vardr ve pheden uzak deildir. Tek basma olarak hediyeyi kabul ederse, byle bir pheden kurtulmu olur. Sadakay Aktan Vermenin Drt Anlam 1. Sadakay aktan vermek daha makbuldr. nk kiinin ihls ve doruluuna delil olur ve onu riyadan korur. 56) Ukayl, Dfa; bn Hibban, Dufa, Tabern ve Beyhak, (bn Abbas'tan) '

57) bn Adiy, (bn mer'den zayf bir senedle). Hadsin devam iin bkz. thafus-Saade, IV/178 . 636 hya-i Ulm'id-Din 2. Sadakay ak vermekte mertebenin dmesi, kulluk ve meskenetin iln edilmesi, kibirden syrlma ve zenginlik davasn gtmekten kanmak vardr. Ayn zamanda (alann) nefsi, halkn gznde der. Ariflerden biri, talebesine yle demitir: 'Eer sadakay alanlardan-san, her halkrda akta al! Zira sen, u iki snftan birisiyle mutlaka karlaacaksn: a) Sadakay aldn zaman, gznden decein kiilerle karlarsn ki zaten senin de gayen, insanlarn gznden dmektir. nk byle bir d dinin iin daha selmetli, nefsin iin de daha az tehlike getiricidir; b) Sadakay alenen aldndan dolay muhabbetinin kalbinde daha gelitii kiilerle karlarsn ki zaten bu kii, din kardein olmak hasebiyle byle birey istemekteydi. nk sevgin onun yannda arttka ve o seni byk saydka, onun ecri fazlalar. Bu bakmdan byle bir eye vesile olduun iin senin de sevabn artar'. 3. Arif kiinin Allah'tan baka hedefi olmad iin, sadakay gizli veya ak kabul etmesi, kendisi iin birdir. Bu bakmdan Tevhid hususunda hallerin ayrl irkin ta kendisidir; (gizlisi ayr, a ayr ise de irk tehlikesi vardr). Baz limler 'Gizlice sadakay kabul edip, aka verildii takdirde reddedenin duasna nem vermeyiz' demilerdir, insanlara iltifat -ister hzr bulunsunlar, ister bulunmasnlar- hlin noksanlna dellet eder. Bu bakmdan her halkrda kiinin dikkati, bir olan vahid-i mutlak'a evril-melidir. Anlatldna gre eyhlerden biri mridlerinden birine fazlasyla mey-lederdi. eyhin bu durumu da dier mridlere zor gelirdi. Mridlerin bu hlini sezen eyh, meylettii ahsn faziletini onlara gstermek ister. Bunun iin her birisine bir tavuk teslim ederek der ki: 'Hepiniz ayr ayr yerlere gidin ve hi kimsenin sizi grmedii bir yerde elinizdeki tavuu kesip getirin'. Herkes tenha yerlere ekilerek elindeki tavuu kesip getirir. Ancak eyhin sevgisini kazanm olan mrid, tavuu diri olarak getirir. Bunun zerine eyh, mridlerine sorar: 'Neden tavuklar kestiniz?' Onlar 'eyhimizin emrini yerine getirmek iin!' derler. Tavuu diri olarak getiren mridine sorar: 'Neden arkadalarn gibi, sen de tavuu kesmedin?' Mrid de yle cevap verir: 'Hi kimsenin beni gremeyecei bir yer bulamadm. nk Allah Tel, beni her yerde grr'. Bunun zerine eyh mridlerine dner ve yle der: 'te bu nedenle ona size nazaran daha fazla ihtimam gsteriyorum. nk o, Allah'tan bakasna iltifat etmiyor'. 4. Sadakay ak ekilde vermek ve almak kr snnetinin ikame edilmesine vesiledir. Rabbinin nimetini anlat! (Dha/11) Sadakay gizli vermek, kfran- nimettir. Nitekim Allah Tel (c.c) kendisinin verdiini inkr edeni zemmederek onlar cimrilerle beraber zikretmitir:

, Kitabu Esrar'iz-Zekt/IV. Blm 637 Onlar ki hem kskanr, cimrilik ederler, hem herkese cimrilik tavsiye ederler ve hem de Allah'n kendilerine fazlndan verdii eyleri saklarlar. Biz de byle nimetleri gizleyen nankrlere hor ve rsvay edici bir azap hazrladk. (Nis/47) Hz. Peygamber (s.a) yle buyurmutur: IJol \i\ Allah Tel bir kuluna herhangi bir nimeti ihsan buyurduu zaman, o nimetin, o kulunun zerinde grnmesi houna gider.58 Bir adamcaz, birey getirip salihlerden bir zta gizlice verir. O salih zt da eline aldn kaldrp cemaate gstererek yle der: 'u bana verilen ey, dnyalktr. Dnyalkta ise, aklk daha efdaldir. Gizlilik ancak hiret ile ilgili emirlerde daha faziletlidir'. Bu srra binaen bazlar da yle demilerdir: 'Sana topluluk ierisinde sadaka verildii zaman, riyakrlk olmasn diye kabul et. Sonra sadakaya talip deilsen, gizlice sahibine iade et!' Sadaka meselesinde kretmek tevik edilmitir. Nitekim Hz. Peygamber (s.a) yle buyurmutur: nsanlara teekkr etmeyen, Allah Tel'ya da teekkr etmez.59 Teekkr etmek, karlk vermek yerine geer. Nitekim Hz. Peygamber (s-.a) yle buyurmutur: Size bir iyilik yapana karln verin. Eer karln vermeye gcnz yetmiyorsa, o iyiliinden tr kendisine hayrl dualarda bulunun. Onun karln vereceinizi kesinlikle tahmin edinceye kadar dua etmeye devam edin.60 Muhacirler Ensr- Kirm'a teekkr hususunda Hz. Peygamber'e (s.a) gelip 'Ey Allah'n Rasl! Biz kendilerine geldiimiz zaman mallarn bizimle paylaan, hatta btn ecri elde edecekleri korkusuna bile bizi sev-keden bir topluluktan (Ensr'dan) daha hayrlsn grmedik. (Acaba bu duruma ne ile karlk verebiliriz?)' diye sordular. Hz. Peygamber de cevaben yle buyurdu: Onlara her teekkrnz, onlar her medh u senanz, onlarn sizlere ikram ettiklerinin karldr. : 58) mara Ahmed, (bn Huseyn'den sahih bir senedle); Tirmiz, (Amr b. Said'den) 59) Daha nce gemiti. 60) Daha nce gemiti. 1 638 hya-i Ulm'id-Din Kitabu Esrar'iz-Zekt/IV. Blm 639 Sonu Bu mnlar bildikten sonra, sadakann gizli veya ak verilmesi hususunda naklolunan ihtilaf, meselenin aslnda olan bir ihtilaf

deildir, sadece insanlarn halindeki bir ihtilaftr. Bu konunun zerindeki perde u ekilde kaldrlabilir. Biz kesin olarak sadakay gizli vermenin her halkrda daha stn olduunu syleyemeyiz veya sadakay aka vermenin de her zaman iin daha stn olduu iddiasnda bulunamayz. Bu durumlar, niyetlerin deimesiyle deiir. Niyetler de haller ve ahslara gre farkllk arzeder. Bu bakmdan ihlash bir kimse, daima nefsini kontrol altnda bulundurmaldr ki gururun ipiyle nefsini tehlike kuyusuna sarktmasn. Tabiatn teviki ve eytann hilesiyle aldanmasn. Sadakay gizli vermenin mnlarnda hile ve aldanma daha fazla olmakla beraber her ikisinin de mdahalesi vardr. Fakat gizlilikteki hile mdahalesi, tabiatn meylinden doar. nk aka sadakay almak; kiinin derecesinin alalmasna, insanlarn gznden dmesine, halkn kendisini kk grmesine, sadaka verene de verici ve ihsan edici gzyle bakmasna da vesile olur. te en gizli ve tehlikeli hastalk budur. Bu hastalk nefiste gizlidir. eytan bu hastalk vastasyla daha nce gizli verilen sadaka hakknda sylediimiz be mny ileri srerek, daima insan sadakay gizli kabul etmeye zorlamaktadr. Bunun ls ve miyar, sadakay almasnn belli olmasndan, tpk emsallerinden herhangi birisinin ald sadakann belli olmasndan mteessir olduu gibi mteessir olmasdr. Eer kii, halk gybet yapmak, hased etmek ve su-i zanda bulunmaktan veya bakasnn namus perdesini yrtmaktan korumak istiyorsa veya sadakay verene gizli versin diye yardm da bulunuyorsa veya sadakay ilmin kymetini drmesin diye aka almaktan ekiniyorsa, btn bu mnlar din kardeinin sadaka aldnn belli olmas ile de meydana gelebilir. Byle bir durumda sadakay gizli almak iin ileri srd sebepler hususunda doru sylemi olur. Eer kendisinin ald sadaka aa vurulduu takdirde, baka mslmanin ald sadakann aa vurulmas gibi deil de daha ar geliyorsa nefsine, o vakit sadakay gizli almak iin ileri srlen sebeplerden kanmal ve korunmaldr. nk o sebepler, birer yanllk ve eytann btl hilelerinden ibaret kalr. Esasnda o mnlarn hibiri yoktur. Varolan nefsin desisesi ve eytann hilesidir. nk ilim, ilim olduu iin zelil edilirse mahzurludur. Fakat Zeyd'in veya Amr'n ilmi olmak sebebiyle zilleti, herhangi bir mahzur tekil etmez. Gybet, korunmas gereken haysiyete tecavz olmas hasebiyle mahzurludur. Fakat zel olarak Zeyd'in haysiyetine saldrmak bakmndan mahzurlu deildir. Kim byle bir dnceyi gzelce ayarlayp hareket ederse, eytan, o insan kandrmaktan ou zaman ciz kalr. Eer bu dnce gzelce ayarlanmazsa, ok amelin az fayda vermesinden kurtulu gayet gleir. Sadakay aka kabul etmek cihetine gelince, verenin kalbini ho tutmak iin insann tabiat bu yana meyleder. Bylece de sadaka vereni baka zamanlarda da sadaka vermeye tevik eder. Bir de sadaka alan, sadaka veren haricindeki kimselere de kendisinin iyilik yapanlara ok teekkr eden biri olduunu gstermeye gayret eder ki bakalar da kendisine ikramda bulunsun ve kendisini

taltif etmek iin, arayp bulsun! Bu hareket de insann iinde gizli bulunan bir hastalktr. eytan, dindar bir insana ancak snnet-i seniyye eklinde gstermek suretiyle bu kt hasletleri tervc ederek galip gelir. Ona der ki: 'Alan kimsenin, verene teekkr etmesi snnet-i seniyyedir. Alnan sadakay gizlemek ise, riyadr'. Ayn zamanda sadakay aka almak hususunda ileri srdmz gerekeleri de teker teker zikreder. Btn bunlardan gayesi; insan aka sadaka kabul etmeye mecbur edip, o sylediimiz gizli mnlar meydana karmaktr. Sadakay ak almann bu felketi gerektirip, gerektirmeyecei sualinin mizan ve ls udur: Kii nefsine bakmaldr. Acaba sadaka veren, szn gidip ulaamyaca bir yerde veya kendisinden herhangi bir sadaka beklemedii bir kimsenin yannda, yahut da sadakay ak vermeyi kerih grp, daima sadaka verene teekkr etmeyen bir kimseye sadaka vermek itiyadnda olan bir cemaatin huzurunda kendisine sadaka verene teekkr etmeye meyleder mi etmez mi? Eer bu sylediklerimiz nefsinde belirirse, muhakkak bilmelidir ki nefsin bu artlar karsnda kendisine sadaka verene teekkr etmesi, snnet-i seniyye'yi tatbik etmekten ileri gelmekte ve Allah'n nimetini sylemek ve itiraf etmekten ne'et etmektedir. Eer bu artlar yoksa, aktan ald sadakadan dolay verene teekkr etmek, marur bir kimsenin ve aldanm bir insann krdr. Kii bakar sadaka verene kar yapt teekkr, nefsin herhangi bir desisesi olmayp snnet-i seniyyeyi tatbik etmekten ileri geliyor, o zaman sadaka verenin hakkn yerine getirmekten gaflet etmez. Bakar eer sadaka veren teekkr etmeyi seviyor ve sadaka verdiinin duyulmasn istiyor, o zaman alan kiiye den vazife; sadakay gizleyip aka kendisine teekkr etmemektir. nk onun hakkmnn yerine getirilmesi, zulmde ona yardm etmemek demektir. Sadakasndan dolay bakasnn teekkrn beklemek ise, zulmn ta kendisidir. Ne zaman onun teekkr sevmediini ve sadaka vermesinden dolay byle birey istemediini bilirse, o zaman ona teekkr etmeli ve verdii sadakay aa vurmaldr. te bu srra binaen Hz. Peygamber (s.a) huzur-u saadetinde vlen bir kiinin hakknda yle buyurmutur: I I 640 hya-i Ulm'id-Din Siz, onun boynunu vurdunuz. Eer sizin bu meth-u senanz iitirse, hibir zaman felah bulamaz.61 Bununla beraber bilinmektedir ki Hz. Peygamber (s.a) birok kimseyi yzne kar vmtr. nk onlarn yaknine gvenir ve bilirdi ki bu vg kendilerine zarar vermez, aksine hayra rabetlerini artrr. Nitekim ashabndan birine yle buyurmutur: O, ehl-i veber'm (lde adrlarda yaayanlarn) efendisidir!62 Bir bakas hakknda da yle demitir: Ne zaman size bir kavmin by gelirse, kendisine ikramda bulu63 nun.

63 Bir defasnda ashabdan birini dinlemi ve konumasnn houna gitmesi zerine yle buyurmutur: Muhakkak konumann bir ksm sihirdir (dinleyicinin kalbini etkiler).64 2ui-, yJii \'Jj>\i\ Sizden herhangi biriniz mslman kardeinizin iyi bir hareketini duyduu zaman onu kendisine sylesin. nk byle hareket etmesi, mslman kardeini daha fazla hayra tevik edici olur.65 manl bir kimse, methedildii zaman kalbindeki iman geliir.66 Sfyan es-Sevr yle der: 'Kendini bilen bilen bir kiiye, insanlarn meth u senas zarar vermez'. Yine Sfyan es-Sevr, Ysuf b. Esbat'a yle demitir: 'Sana bir iyilik yaptm zaman, senden fazla bu yaptm iyilikle sevinirim. nk o iyilii Allah'n bana bir nimeti olarak grrm. Bu bakmdan sen iyilie kar teekkr et, byle yapmadn takdirde sana da teekkr edilmez'. 61) Buhar ve Mslim, (Ebu Bekre'den) 62) Anber, Tabern ve bn Hibban (Kays b. sm'dan) 63) bn Mce, (bn mer'den); Ebu Dvud, (a'b'den mrsel olarak, sahih bir senedle) 64) Buhar, (bn mer'den) 65) Drekutn, el-lel, (bn Mseyyeb'den, o da Ebu Hreyre'den) 66) Tabern, (Usme b. Zeyd'den zayf bir senedle) Kitabu Esrar'iz-Zekt/IV. Blm 641 Bu mnlarn inceliklerinin kalbine hkim olduu kimsenin dnmesi gereklidir. Zira bu incelikleri ihmal etmekle beraber azalar altrmak, eytana maskara olmaktan baka bir mn ifade etmez. ok yorgunluk ve az fayda temin ettii iin, eytan sevindirmekten baka bir netice vermez. Byle bir ilim hakknda 'Bir meseleyi renmek, bir sene ibadetten daha efdaldir' denilmitir. nk bu ilimle hayatn ibadeti dirilir, cehalet ise, btn hayat ibadetini ldrp, dumura uratr. Ksaca halk iinde sadakay almak, tenha yerlerde ise bunu reddetmek, yollarn en tehlikesizi ve en salam olandr. Bu bakmdan kiinin nezdinde gizli ile ak eit bir vaziyete gelecek derecede marifeti kemle ermemise, kyl u kal ile kendisini aldatmamaldr. Byle bir durum ise, krmz kibrit gibi, dil ile ifade edilir, fakat grlmez bir durumdur. Kerim olan Allah'tan yardmn ve tevfikini dileriz. Sadakay m, Zekt m Almak Efdaldir? brahim el-Havvas, Cneyd-i Badad ve bir grup lim, sadaka almann, zekt almaktan daha stn olduunu sylemilerdir. nk zekt almak, miskinleri skntya sokar. Bir de ok zaman kiide Kur'an'da beyan edilen ve insan zekta mstehak klan sfatlar tam anlamyla grlmez. Sadaka ise, zekttan daha genitir.

'Zektn alnmas, sadakadan daha stndr' diyen limler ise, u delili ileri srmektedirler: Zekt almak, bir mslmann zerinden farz kaldrmaya yardm .etmektir. Eer yeryzndeki btn fakirler zekt almay boykot ederlerse hepsi gnahkr olur. Bir de zektta herhangi bir minnet yoktur. O, Allah Telnn rzas iin vacib olan bir haktr. Allah onu muhta kullarna rzk olarak vermitir. Hem de zekt ihtiya sebebiyle alnr. nsanolu kesinlikle nefsinin muhta olup olmadn bilir. Sadaka ise, dindarlktan tr alnr. nk ou zaman, sadaka veren bir insan, hayrl ve salih zannettii kimseyi bulur, sadakasn ona verir. Hem de miskinlerle arkadalk etmek, Allah'a kar kuldan istenilen zillet ve meskenete daha yaklatrc ve kibirden de daha uzaklatrcdr. nk insanolu, bazen sadakay hediye gibi alr. Bu bakmdan sadaka ile hediye arasnda pek fark kalmaz. Fakat zekt almak ise, alann zilletine daha fazla dellet eder ve sadakaya ihtiyac olduunu kesinlikle ortaya karr. Bu meselede en doru hkm udur: Bu durum, ahsn durumuna gre deiir, niyetine gre deerlendirilir. Eer zekta mstahak olup olmadnda phesi varsa zekt almas uygun olmaz. Eer zekta ihtiyac olduunu kesinlikle biliyorsa, mesel hayra sarfettii bir borcun altna girmise, onu zekt almaktan baka hibir ekilde demeye imkn yoksa, o zaman kesinlikle zekta mstehaktr. Bu bakmdan zekt almakla sadaka almak arasnda byle bir kimse muhayyer braklrsa, una dikkat 642 hya-i Ulm'id-Din etmelidir: Sadaka sahibi, kendisi almad takdirde o sadakay bakasna vermeyecekse, o vakit zekt deil, sadakay almaldr. nk zekt naslsa vacib olduu iin, sahibi onu mstahak olanlara vermek mecburiyetindedir. Byle bir durumda zekt deil, sadakay almak hayr oaltp fakirler iin genilik ve kolaylk yapmak demektir. Eer mal, mutlaka sadaka olarak verilecekse, zekt alnd takdirde de fakirlere herhangi bir sknt yklemek szkonusu deilse, o zaman kii muhayyerdir. Hangisinden dilerse, ondan alr. Demek ki sadaka ve zekt alnmasnda durumlar, ahslara ve zamanlara gre deiiklik gsterir. Fakat ok zaman, zekt almaktan nefsin gururu daha iddetli krlr ve zelil edilmi olur. Allah en dorusunu bilir. Zekt'n srlarn bildiren bu blm (Kitabu Esrar'iz-Zekt), Allah'n izni, yardm ve gzel tevfkiyle burada sona ermi bulunuyor. Eer Allah dilerse, bu blmn ardndan orucun srlarn bildiren blm (Kitabu Esrar'is-Savm) gelecektir. Hamd, lemlerin rabbi olan Allah'a mahsustur! Allah, efendimiz Hz. Muhammed'e, btn enbiy ve rasllere, meleklere, yer ve gk ehlinin rahmetine yakm olanlarna, peygamberimizin line ve ashabna rahmet etsin! Onlar her eit noksanlktan -Kyamet'e kadar- korusun! Bir ve tek olan Allah'a hamdolsun! O bize kfidir ve O ne gzel vekildir! 643 NDEKLER Yayncdan ........ 5

25 Yl Sonra! ...... 7 nsz ...... 9 Gazl Kimdir? ...... 9 Doumu ve Yetimesi ....... 10 lme Balamas ....... 11 Varm Olduu Derece ........ 12 Gazl Hakknda Neler Sylendi? ....... 15 Vefat ....... 15 Gazl'nin Baz Mektuplar ........ 16 Fetvalarndan Bazlar ....... 23 'Gazl" Kelimesinin Tahlili ........ 25 Gazl'nin Hocalar ......... 25 Gazl'nin Seme Szleri ...... 26 Gazl'ye Yaplan tirazlar ve Cevaplar ...... 32 hya'ya Hizmet Edenler ....... 41 Gazl'nin Eserleri ........ 42 Mukaddime ....... 49 I. Kitab'ul-lim Birinci Blm lmin, lim retme'nin ve lim renmenin Fazileti ve Bunlara Dair Akl ve Nakl Deliller ....... 57 644 lmin Fazileti ...... 57 lim renmenin Fazileti ....... 68 lim retmenin Fazileti ...... 71 ikinci Blm vlen (Mahmd) ve Yerilen (Mezmum) limler ile Bu limlerin Ksmlar ve Hkmleri, Farz- Ayn ve Farz- Kifye Olan limler, er'i limlerden Fkh ile Kelmn Hududlan ve Beyan, Ahiret limlerinin Dier Btn limlerden Daha stn Olduunun sbat ........ 85 Farz- Ayn Olan limler ..... 85 Farz- Kifye Olan limler ........ 90 mam afi ...... 109 mam Mlik ...... 116 mam Ebu Hanife ....... 118 Ahmed b. Hanbel ve Sfyan es-Sevr ....... 120 nc Blm Halkn Makbul limler Arasnda Kabul Ettii, Fakat Gerekte Makbul Olmayan limler, Bir Ksm limlerin Mezmm Saylmasna Neden Olan Faktrler, Fkh, lim, Tevhid, Tezkir ve Hikmet Gibi Terimlerin Anlam ve Bugn Asl Mnlarna Uygun Bir ekilde Kullanlmadklarnn Beyan, er' limlerin Makbul ve Mezmm Olanlar; Ne Kadarnn Makbul ve Ne Kadarnn Mezmm Olduu 123 Mezmm limlerin Yerilmesinin Nedenleri ..... 123 Deitirilen Baz Terimler ...... 129 Mahmud (Gzel) limlerin Memduh Olan Miktar.......................... 148 Drdnc Blm Halkn lm-i Hilafa Ynelmesinin Nedenleri, Cedel ve Mnazarann fetleri ve Mubah Olmasnn artlar ...... 157

Bu Tartmalar, Sahabe-i Kirm'n Mevereti ve Selefin Mzakeresi ile Kartrmak ..... 159 Mnazarann ve Mnazaradan Doan Kt Ahlkn Yol At Sonular ..... 165 645 Beinci Blm Hoca ve Talebenin Riayet Edecei db .... 175 Muallim ve Mridin Vazifeleri ........ 190 Altnc Blm lmin Afetleri, yi ve Kt limlerin Almetleri ....... 201 Yedinci Blm Akl, Akln erefi, Hakikati ve Ksmlar ....... 263 Akln erefi ....... 263 Akln Hakkati ve Ksmlar ....... 268 Akln Birinci Anlam ...... 269 Akln kinci Anlam ...... 269 Akln nc Anlam ...... 270 Akln Drdnc Anlam ..... 270 Akl Hakkndaki Gr Ayrlklar ..... 274 Vahy'in Dereceleri ve eitleri ...... 276 II. Kitabu Kavid'il-Akid Birinci Blm Ehl-i Snnet'in slm'n artlarndan Olan Kelime-i ehdet Hakkndaki nanc ....... 281 Tenzih ....... 281 Hayat ve Kudret ....... 282 lim ........ 283 rade ........ 283 Sem' ve Basar (Duyma ve Grme) ....... 283 Kelm ....... 284 Fiiller ....... 284 ehdetin kinci Kelimesinin Anlam ...... 285 646 Nekir ve Mnker'in Sualleri ....... 285 Kabir Azab ...... 286 Mizan .......... 286 Srat ......... 286 Kevser Havuzu ...... 286 Hesap ....... 286 Tevhid Ehli'nin Cehennemden kmas ...... 287 efaat ....... 287 Sahabe-i Kiram Hakknda Hsn- Zan Gerekir.............................. 287 kinci Blm radn Kademeli Olarak Yaplmas ve tikad Derecelerinin Tertibi 289 nc Blm Kuds ehrinde Yazm Olduumuz "Kavid'l-Akid' Adl Risale 315 Vcd ....... 317 Kdem ........ 320

Beka ........ 320 Cevher Deildir ...... 321 Cisim Deildir ....... 321 A'raz Deildir ...... 321 Cihet ve Mekndan Mnezzehtir ....... 322 stiva ...... 323 R'yet ...... 324 Vahdaniyyet ........ 325 Kudret ........ 326 lim ....... 326 Hayat ...... 326 rade ...... 326 SemveBasr ...... 327 Kelm ........ 328 Sfatlarn Kdemi ....... 329 lim Sfatnn Kdemi ...... 329 647 rade Sfatnn Kdemi ...... 329 lim ve radesinin Kdemi ....... 330 Kullarn Fiilleri Allah'n Yaratmasyladr ...... 330 Kulun Kesbi ...;... 331 Kulun Fiilini Allah'n Takdir Etmesi ..... 331 Yaratma Allah'n Fazldr ..... 333 Allah Kula Tayamayaca Yk Yklemez ..... 334 Allah Dilediine Azap Eder ........ 334 Aslah (En Yararl) Olan Yapmak Allah'a Vacib Deildir................ 335 Mrifetullah ........ 336 Nbvvetin Gereklilii ........ 337 Hatem'ul-Enbiya'nn Nbvveti ....... 338 Har ve Ner ....... 339 Nekir ve Mnker ...... 339 Kabir Azab ........ 340 Mizan ........ 340 Srat ............ 340 Cennet ve Cehennem ........ 341 Hak mam ........ 341 Sahabenin Fazileti ...... 342 Hilafet'in artlar ....... 342 Fitne Korkusu Olduunda mam'n Tayini ..... 342 Drdnc Blm man, slm ve Bu ki Terim Arasndaki Birleme ve Ayrlma, man le lgili Artma ve Eksilme, Selefin 'manda stisna Yaplr m Yaplmaz m? eklindeki htilafl Meseleleri ........ 345 Nifak'n Ksmlar ...... 368 648 649 III. Kitabu Esrar'it-Tahre (Temizliin Srlar) Giri ....... 373 Birinci Blm Pisliklerin Temizlenmesi ....... 381

Temizlenen ...... 381 Temizleyen ...... 382 Temizlik ...... 387 kinci Blm Hadesten (Hkm Necasetlerden) Temizlik ........ 389 Def-i Hacet'in dab ...... 389 stinca Nasl Yaplr? ...... 392 Abdestin Keyfiyeti ....... 393 Misvak Kullanmann Keyfiyeti ....... 394 Abdestin Mekruhlar ....... 399 Abdestin Fazileti ....... 400 Gusln Keyfiyeti ....... 402 Teyemmm'n Keyfiyeti ..... 404 nc Blm Bedenden kan Ter ve Dier Temiz frazatlar ..... 405 Hamama Girmenin Snnetleri ...... 409 Salar ....... 413 Byklar ....... 413 Koltuk Kllar ....... 415 Kask Kllar ...... 415 Trnaklar ....... 415 Hz. Peygamber'in Srme Kullanmas ..... 417 Gbek Fazlas ve Snnet Srasnda Kesilen Para........................... 418 Sakal ........ 419 Sakal Siyaha Boyamak ....... 420 Sakal Sar ve Krmzya Boyamak ....... 420 Sakal Beyazlatmak ....... 421 Sakaldaki Beyaz Kllar Yolmak ....... 423 Sakaln Hepsini veya Bir Ksmn Yolmak ...... 423 Sakaln Kademeli Olarak Dzeltilmesi ...... 424 Zlflerle Sakal oaltmak ...... 424 Gsteri in Sakal Taramak ....... 424 Sakalla Kibirlenip, vnmek ........ 424 IV. Kitabu Esrar'is-Salt ve Mhimmtiha (Namazn Srlar ve nemli Meseleleri) Giri ........ 429 Birinci Blm Ezan, Namaz, Secde, Cemaat ve Dierlerinin Faziletleri................ 431 Ezann Fazileti ........ 431 Farz Namazlarn Fazileti ........ 432 Tadil-i Erkn'n Fazileti ....... 436 Cemaatin Fazileti ....... 437 Secdenin Fazileti ..... 439 Hu'un (Kalp Huzurunun) Fazileti ..... 441 Mescidin ve Namaz Klnan Yerin Fazileti ..... 445 kinci Blm Namaza Tekbir ile Balamann ve Tekbirden nce Yaplmas Gereken Zahir Amellerin Keyfiyeti ........ 449 Namazda Ellerin Kaldrlmas ...... 450

Tekbir ........ 450 Kraat ........ 451 650 Rk ve lgili Hususlar ...... 452 Secde ....... 453 Teehhd ....... 454 Namazda Yasak Olan Hususlar ....... 455 Farzlarn ve Snnetlerin Aklamas ....... 458 nc Blm Kalbin Amelinden Olan Btn artlar ...... 463 Namazda Huzur ve Huu arttr ....... 463 Namazn Tamamlaycs Olan Btn Mnlar................................ 468 Kalp Huzuru ....... 468 Tefehhm ....... 468 Tazim ......... 468 Heybet ........ 469 Reca ........ 469 Haya .......... 469 Kalp Huzurunun Sebebi ........ 469" Tefehhmn Sebebi ....... 470 Tzim'in Sebebi ....... 470 Heybetin Sebebi ....... 470 Reca'nn Sebebi ...... 471 Haya'nn Sebebi ....... 471 Kalp Huzurunu Temin Edecek areler .... 473 Btn Sebepler ....... 473 Namazn Rkn ve artlarnn cras Annda Kalpte Bulundurulmas Gereken eyler.................477 Ezan ........ 477 Taharet ......... 477 Setr-i Avret ......... 477 stikbl-i Kble ......... 478 Kyam ........... 478 Niyet ......... 479 651 Tekbir .......... 479 stiftah (Al) Duas ....... 480 Kraat Hususunda nsanlar Snfa Ayrlr ...... 481 Rk ve Secde ....... 485 Teehhd ...... 486 Huu Duyanlarn Namazlar ile lgili Hikyeler ...... 490 Drdnc Blm mamlk, ktid (mama Uyma), Namazn Rknleri, mamn Selm'dan Sonraki ve Namazdan nceki Vazifeleri ve Kraat....... 495 mamlk ve Mezzinlik in cret Almak ..... 499 Kraat Vazifeleri ......... 501 Erknla lgili Vazifeler tr ...... '......... 503 mama Uymann Keyfiyeti ........ 504 Teehhd Duas ve Hududu ....... 504

Tahalll (Namazdan k) ile lgili Vazifeler ....... 505 Beinci Blm Cum'a Namaznn Fazileti, dab, Snnetleri ve artlar................ 507 Cum'a Namaznn Fazileti ........ 507 Cum'ann artlar ....... 510 Hutbenin Snnetleri ........ 511 Cum'ann Vcbu ....... 512 Srasyla Cum'ann dab ........ 512 Cum'ann Dier Snnet ve Edepleri ........ 525 Altnc Blm Herkesin Bilmesi Gereken Meseleler ....... 533 Yedinci Blm Nafile Namazlar ....... 543 Gn ve Gecelerin Tekrarlanmasyla Tekrarlanan Nafileler........... 544 Haftalarn Tekrarlanmasyla Tekrarlanan Nafileler....................... 554 Gece badetleri ....... 558 652 Sene inde Tekrarlanan Nafileler .......... 563 Bayram Namaz ........ 563 Teravih Namaz ....... 565 Recep Namaz ....... 567 aban Namaz ....... 568 Vakitlerle lgisi Olmayp riz Sebeplerle Alkal Olan Nafile Namazlar................568 Husuf ve Ksuf Namaz ........ 569 Kln ekli ve Vakti ......... 569 Yamur Namaz ........ 570 Cenaze Namaz ........ 571 Tahiyyet'l-Mescid ........ 573 Abdest Namaz ......., 575 Tahiyyetul-Menzil ........ 576 stihare Namaz ....... 577 Hacet Namaz ...... 578 Tebih Namaz ;...... 579 * V. Kitabu Esrar'iz-Zekt (Zekt'n Srlar) Giri ....... 585 Birinci Blm Zektn eitleri ve Vcib Olmasnn Sebepleri ..... 587 Hayvanlarn Zekt ......... 587 Develerin Nisab ........ 588 Srlarn Nisab ....... 588 Koyunlarn Nisab ....... 589 r Zekt ........ 589 Altn ve Gm'n (Parann) Zekt ......... 590 653 Alacan Zekt .......... 591 Ticaret Zekt ........ 591

Definelerin ve Madenlerin (Yeralt Zenginliklerinin) Zekt............ 591 Fitre Zekt (Sadakas) ........ 592 kinci Blm Zektn Verilmesi, Zahir ve Btn artlar ........ 595 Zektn Btn dabnn ncelikleri ......... 599 nc Blm Zekta Mstahak Olmann artlar ve Zekt Almann dab.......... 619 Kiiyi Zekta Mstahak Klan Sebepler ........ 619 Zekt Alan Kimsenin Vazifeleri ...... 623 Zekttan Alnacak Miktar Hakkndaki Grler ....... 626 Drdnc Blm Nafile Sadakann Beyan ve Fazileti ........ 629 Sadakann Gizli veya Ak Verilmesi ........ 633 Sadakay Gizli Vermenin Be Anlam ........ 634 Sadakay Aktan Vermenin Drt Anlam ......... 635 Sonu ............ 638 Sadakay m, Zekt m Almak Efdldir? ....... 641

You might also like