You are on page 1of 210

www.kitapsevenler.

com Merhabalar Buraya Yklediim e-kitaplar Aada Ad Geen Kanuna stinaden Grme zrller in Hazrlanmtr Ekran Okuyucu, Braille 'n Speak Sayesinde Bu Kitaplar Dinliyoruz Amacm Yayn Evlerine Zarar Vermek Deildir Bu e-kitaplar Normal Kitaplarn Yerini Tutmayacandan Kitaplar Beyenipte Engelli Olmayan Arkadalar Sadece Kitap Hakknda Fikir Sahibi Olduunda Aada Ad Geen Yayn Evi, Sahaflar, Ktphane, ve Kitaplardan Temin Edebilirler Bu Kitaplarda Hi Bir Maddi karm Yoktur Byle Bir eyide Dnmem Bu e-kitaplar Kanunen Hi Bir ekilde Ticari Amal Kullanlamaz Bilgi Paylatka oalr Yaar Mutlu Not: 5846 Sayl Kanunun "altnc Blm-eitli Hkmler " blmnde yeralan "EK MADDE 11. - Ders kitaplar dahil, alenilemi veya yaymlanm yazl ilim ve edebiyat eserlerinin engelliler iin retilmi bir nshas yoksa hibir ticar ama gdlmeksizin bir engellinin kullanm iin kendisi veya nc bir kii tek nsha olarak ya da engellilere ynelik hizmet veren eitim kurumu, vakf veya dernek gibi kurulular tarafndan ihtiya kadar kaset, CD, braill alfabesi ve benzeri 87matlarda oaltlmas veya dn verilmesi bu Kanunda ngrlen izinler alnmadan gerekletirilebilir."Bu nshalar hibir ekilde satlamaz, ticarete konu edilemez ve amac dnda kullanlamaz ve kullandrlamaz. Ayrca bu nshalar zerinde hak sahipleri ile ilgili bilgilerin bulundurulmas ve oaltm amacnn belirtilmesi zorunludur." maddesine istinaden web sitesinde deneme yaynna geilmitir. T.C.Kltr ve Turizm Bakanl Bilgi lem ve Otomasyon Dairesi Bakanl Ankara Bu kitaplar hazrlanrken verilen emeye harcanan zamana sayd duyarak Ltfen Yukardaki ve Aadaki Aklamalar Silmeyin Tarayan Yaar Mutlu web sitesi www.yasarmutlu.com www.kitapsevenler.com e-posta yasarmutlu@kitapsevenler.com yasarmutlu@yasarmutlu.com mutlukitap@hotmail.com kitapsevenler@gmail.com Buket Uzuner _ Kumral Ada Mavi Tuna BUKET UZUNER Kumral Aba Mavi Tuna REMZ KTABEV BUKET UZUNER (1955 Ankara) Hikye, gezi ve roman yazardr. ktann kuzeyinde renci ve aratrmac olarak yaam, uzun tren yolculuklar yapmtr. Yerleememek, uzak uzun yollara dmek ve yazmak en bilinen zaaflardr. Hl uzun - uzak tren ve uak yolculuklar, ksa-yakn vapur ve otobs gezilerinde "br ben"inin ulalmaz albenisi peine taklarak yazmaktadr. Buket Uzuner, Balk izlerinin Sesi adl romanyla 1993 Yunus Nadi Roman dlleri'nden birini almtr. Kumral Ada ~ Mavi Tuna (1998 istanbul niversitesi iletiim Fak. Roman dl), yazarn dokuzuncu kitabdr. Buket Uzuner'in yaymlanm kitaplar: ,? Hikye: Benim Adm Mays, Ayn En plak Gn, Gne Yiyen ingene, Karayel Hzn, airler ehri; Gezi: Bir Siyah Sal Kadnn Gezi Notlan, ehir Romantii'nin Gnl, New York Seyir Defteri; Roman: iki Yeil Susamuru, Anneleri, Babalan, Sevgilileri ve Dierleri; Balk izlerinin Sesi (1993 Yunus Nadi Roman dl), Kumral Ada ~ Mavi Tuna (l.. iletiim Fakltesi Roman dl).

Bu romandaki karakterler geree ne denli yakn grnseler de kurmacadrlar. Roman kahramanlarnn yazarla ve/ya yaayan kiilerle benzerlikleri bir tesadf olabilir. Bu kitabn yazl srasnda baz makale, kitap ve yaayan kiilerin deneyimlerinden yararlandm. Bunlar: Robert El-bish'in "Peering Into the Nanofuture" (Sky, Mart '97), Cengiz Bekta'n "Kuzguncuk" (istanbul, Haziran "92), Douglas Waller'm "Onward Cyber Soldiers" (Time, Austos '95), "As-kerlerdosya" (Foks, Ocak '96), enay Kalkan'm "Aleviler" (Radikal, Aralk '96) makaleleri ile Hans Magnus Enzensber-ger'in i Sava Manzaralar (ev: Ersel Kayaolu), Sun Tzu'nun Sava Sanat (ev: Sibel zbudun, Zeynep Ataman), Yves Michaud'nun iddet (ev: Cem Muhtarolu), John Kee-gan'n Sava Sanat Tarihi (ev: Fsun Doruker), Robert F. Burges'in Ships Beneath The Sea, Thomas Hobbes'un Leviathan ve Thucydides'in History of the Peloponnesian War adl kitaplardr. Kitabn yazm srasnda bana yardm eden herkese, zellikle Juliette Binoche, Can Dndar ve anneme teekkr ediyoBUKET UZUNER KUMRAL ADA MAV TUNA 29, stanbul niversitesi iletiim Fakltesi 1998 Roman dl Remzi Kitabevi KUMRAL ADA - MAV TUNA / Buket UzUHCr Kapak ilstrasyonu: Ali Murat Erkorkmaz Arka kapak fotoraf: Karen Thirman Kapak dzeni: mer Erduran KUMRAL ADA ~ MAV TUNA Attahan'a... ISBN 975-14-0390-1 BRNC BASIM: Haziran, 1997 YRM DOKUZUNCU BASIM: AUStOS, 2000 Remzi Kitabevi A.., Selvili Mescit Sok. 3, Caalolu 34440, istanbul. Tel (212) 513 9424-25,5i3 9474-75, Faks (212) 522 9055 WEB: http://www.remzi.com.tr E-POSTA: post@remzi.com.tr Remzi Kitabevi A.. tesislerinde baslmtr. "Akl, ak ve can! ..,,,. Bu gendir. Her derde are, her yaraya merhemdir." Mevln Celleddin Rum (II. Divan Kebir) SALI SABAHI . 'I! Bir sal sabah uyandm. Btn gazeteler hayatta en ok sevdiim kadnn bir cinayet ilediini yazyordu. Bunu hi beklemiyordum. Beynimden vurulmua dndm, i dengelerim iddetle sarsld. Oysa gerei biliyordum ama bana kimse tek bir ey sormamt. Onu mahkm etmilerdi! Kap alnd. iki asker beni almaya gelmiti, sava km, seferberlik ilan edilmiti. Bunu bekliyordum. Hi armadm. Bunu uzun zamandr korku ve kukuyla hep bekliyordum. Hazrlandm ve o sal sabah evden ktm. ZGRLK "insanlar zgr olarak doar, ama her yerde zincire vurulmu olarak yasarlar." Jean Jacques Rousseau Herkesin bir mucizesi vardr, benimki de o! "Her sabah uyandnda ayn eyleri yapabilmek, zgrlktr!" dedim geni, aydnlk bir glmsemeyle gerinerek. "Kendi istediin, kendi setiin ayn eyleri ama!" diye dzeltti. "zgrlk, her sabah uyandnda istediin ayn eyleri yapabilmektir!" Hakl olduuna inandnda hep yapt gibi kendisine hayran, biraz mark bir bakla burnunu bkerek gld. O glnce iim enlenir. Nerede ara vermisem, oradan yaprm yaama.

"Dnsene Tuna, her gn istemedii ileri 'mecburen' yapan milyarlarca insan var ve gndelik yaam yalnzca bu nedenle bile korkun, berbat ve ok... ok skc!" dedi. "Yine de insana en az skc gelen kurallar, kendi koyduu kurallardr!" "Kuralsz olsak, zgr ve basz!.." dedim iimi ekerek. "Biz insanlar eliki dolu tuhaf yaratklarz. Baksana halimize, kendi ina ettiimiz hapishanelerde yayoruz - adna ev, aile, akrabalar, treler diyerek... Sonra bu duvarlarn arasnda boulup, ldryor, ama yklmasn diye de uruna hayatmz siper ediyoruz... Hah ha ha!.." O hep byledir. Dardan baknca kibirli, ok bilmi, dikbal, alayc ve korkusuz grnen, halbuki yakn olmasna izin verdik-lerince duyarl, krlgan ve lmne gururlu olduu iyi bilinen biridir. Ama uzaktan ve/ya yakndan bakan herkes iin resmin deimez temel zellii vardr: 1) alml, 2) kiilikli, 3) ok ok kumral bir kadn. "Hem Allahakna Tuna dnsene, senin gibi gne erkenden balamann bereketine tiryaki bir adamla, sabah uykusunu en deerli mcevheri gibi herkesten gizleyen benim gibi bir kadn ayn yatakta uyansayd, ne sabah keyfi kalrd, ne de zgrlk!" Yine burnunu bkt, yine ayn gl! Bazlarna biraz ukala, kendini beenmi, gereinden fazla zgvenli grnen, belki de bu nedenle bazan zor, bazan baa klamaz gelen bu kadn, ayn nedenlerle benim iin benzersiz, ok zel birisi. Yine de ayn yatakta birlikte uyanmz izdii tabloya gl bana pek komik gelmedi, aksine ackl renkler tayordu, iimde bir sevin teli koptu. Belli etmemeye zen gsterek konuyu deitirdim: "Halbuki air Day, zgrln, zorunluluklarn ayrdna varmak olduunu yllarca bize retmeye alt. Belki de ancak bunu renince zgr olacaz!" dedim byk altndan glerek. "Sakn alay ettiin kii air Day olmasn? Biliyorsun buna katlanamam." Alay ettiim kendimizdi ve o bunu bal gibi biliyordu. air Doan Gkay, ocukluumuzdan beri bizi ciddiye alm, dnsel eitimimizin ba mimar olduu yadsnamaz, ok sevdiim, yaantmn asl paralarndan biriydi. Btn tutkusal insanlar gibi o da, sevdii kiilerin kendisi iin kutsal olduunu vurgulamaktan zevk alyordu ve bu amatann asl nedeni buydu. stelik air Doan Gkay onun z daysyd, "kontenjandan" yeen olan bendim. "Doan Daym, o vakitler hap kadar ocuk olan bizlere, 'Kari Marx der ki;' diye balayan ayn tanm yapm olsayd, ya anlamaktan korkar, dinlemez, ya da marka dknleri gibi etikete taklr, kalrdk... Oysa o bizim dnmemizi istiyordu Tuna." Doru sylyordu. "Kendinizi tanmaya baladka zgrleirsiniz diye arada bir ortaya kartp, sonra hemen kaldrd cmlenin, aslnda Sart-re'n nl szlerinden biri olduunu ancak lise yllarnda fark etmitim," dedim, aniden yalanm gibi bam sallayarak. "Kendi durumunu kavramak noktasna erimek, zgr bir varlk olmaktr!" diye dzeltti tiyatral bir sesle. 1O Durdu, yzme dikkatle bakt, bir ey hatrlam gibi; "Eskiden koyu Hristiyan olan, ben tandmda ateistlii semi Kanadal bir adam vard, incil'in yeni ahitinde 'gerei bulduunda zgrleeceksin' dendiini anlatmt bana," dedi. Birden baklar dald, abucak derin bir uykuya dm gibi gevedi ve uzaklara gitti. Bu Kanadal'mn kim olduunu biraz da bozularak dnmeye balamtm ki, aklm araya girdi; "Annem koyu mslmandr ama anlamad hibir duaya 'amin' demez," dedim. "Efendim?" diyerek akn gzlerini yzme yaptrd. Bana geri dnmt ve ne kadar gzel kumral gzleri vard! "Annem diyorum, annem Kuran' Trke evirilerinden ok sk okur. Hele o olaydan sonra... biliyorsun ite... elinden Kuran dmez oldu kadncazn..." Der demez, "o olay"in atei dt ortamzda bir yere, ama atik davranp yeni bir yangna srklenmemizi engelledim;

" 'islam'a gre insanlar doutan hrdr,' der annem sk sk," diye ekledim aceleyle. Sustuk ve dndk. "Galiba hepsi benzer eyler sylyor... Yine de bizi bu ilere ilk bulatran o!" Doru. Biraz retmen, biraz baba, biraz aabey, ama en ok arkada... "Doan Daym'n en gl yan, kendine gveniindeki itenlik olmutur..." Gzgze geldik, ikimizin de ok sevdii birini, sevdiimiz gzlerde paylatk. Tutkuyla sevdii bir bakasnn da ben olduumu sanmamn marklyla btn sevgimi baklarma yklemeyi denedim. Ama gzlerim bu elektrik ykne dayanamad, doldu. Gzlerimi kardm. "Amerikallar," dedi, g durumlarda ilk yardma koan gnlller gibi abartl tavrlarla; "Amerikallar, 'zgrlk para gibidir, harcamadan nce kaza-nlmal' derler... Fakat bizim bu konuyla ilgimiz olmadndan atasz ve deyimler szlklerimizin harfi zgrlk zrldr. zgrlk zerine atasz retmenin lks olduu bir kltrmz var," dedi. Damarma basmakta stne yoktur. Hemen oltaya yakalan-dim. "Belki zgrlk zerine ataszmz yok ama, bu uurda derisini yzdren Nesm, sonra Dadalolu, eyh Bedrettin ve Nzm var," dedim. "Ah evet, tabii ya unutmuum . . ." dedi kt bir oyuncu sesiyle, " 'bu zgrlk hazin ey yldzlarn altnda' der dncelerinden tr zgrl elinden alnp, hapse atlan byk airimiz." Alayclmdaki keskin dileri aslnda en ok kendine batrdn ayrt edemeyenler, onu hi anlamam olanlardr ve o da bu gibileri gerekten nemsemez. Fakat ayn aymazlk sevdii birisinin dikkatsizliine denk derse, kalbi tuzla buz olur. Onun incinmesi, onun azck ac ekmesi bile benim kesinlikle en dayanksz olduum sahnedir, engel olmak iin her eyi yaparm! "Fikret'in 'fikri hr, irfan hr, vicdan hr bir air' tanmlamasn da unutmamal tabii. Belki de zgrl bizim szlkleri-mizde H harfi altnda aramak daha uygundur?" "Yapma Tunaaa ! . ." diye isyan etti, "Fikret'te de, Nzm'da da doal olarak, hl bireysel zgrlklerden sz eden ruha rastlayamayz. Sonuta iir dehas olsalar bile yazdklarnda kendi lkelerinin koullar etkilidir. Yani, farkl ideolojik nedenle de olsa o ikisi kolektif kurtulu ruhunun airleridir bence. Onlar ne Fransz Ihtilali'nin, ne de Amerikan Sava-'nn ocuklaryd . . . Baksana bize, grmyor musun? Biz de onlarn ocuklaryz ..." Daysndan kopyalanm mimik ve hareketlerle nutkunu att. Sylediklerini beendi. Bana bakt. Abartl sesinin ve yksek gerilimli ifadesinin bendeki yansmasn grd. Yzmde o ocukluumuzdan kalan, onun her ukalal ardndan yanaklarmz ii-rip, burundan gelen hrltl seslerle patlattmz gln provasn fark edince o da hazrland. Tpk kkn bahesinde ocukluumuz boyunca attmz o abartl kahkahalardan birini sevinle paylatk. Ama glmz abuk snd. Belki de zgrlkler konusunda akalaacak kuak henz biz olmadmzdan, bizden sonrakileri biraz da kskanarak sustuk. H "Kimbilir, belki de hakl olan sensindir Tuna. zgrlk, belki dfi her sabah kendi istediin eyleri tekrarlayabilmektir, h?" 12 "Belki," dedim hznl bir sesle. "Kim nce bulursa, brne haber versin, tamam?" ...s, "Peki," dedim. ocukken, dedemin "h" harflerini yiyip, yutan o ho aksan iinde en ok "rriyet" deyiine deliler gibi glmz geldi aklma birden. Nasl da alnr, kserdi dedem... Hafife glmsedim. O da glmsedi. Onun gl iimi enlendirir. Ayr eylere glmseyerek birbirimize baktk. DIARDA BiRiLERi LYOR! "Gerekte i sava oktan metropollere girdi; metastazlar byk kentlerde gnlk yaamn bir paras haline geldi." Hans Magnus Enzensberger

O sabah da erkenden uyand. Yannda yatan kadn uyandr-mamaya zen gstererek yataktan kalkt, gzln ald, sessizce odadan kt. Her sabah ok severek yapt ayn eyleri yeniden yapmaya koyuldu. Ne kadar ge yatsa ve yorgun olsa, sabahn krnde uyanr, "gn" henz halka almadan balayan son provay karmazd. Yaz-k, i-tatil demeden sabahlar erkenden uyanmaya imdiye dek ne akl, ne de bedeni zorluk karmt. ocukluunda bir aile alkanl, ilkgenliinde devlerden kazanlacak ciddi miktarda bir zaman geliri, imdiyse artk tamamen kendi zelliiydi bu. nce kapnn nndeki sepeti ieri ald. iki katl kk apartmann kapcs yoktu. Bakkaln ra kk bir bahile sabahn en erken servisini onlarn kapsna yapmay kabul etmiti. Hasr sepetteki ie st ve taze ekmei ald, mutfaa geti. Gazeteler henz gelmemiti. Pastrize stn krmz alminyum kapandaki retim ve son kulanma tarihlerini kontrol etti, sonra tr tr tazeliine dayanamayp ekmein dirseini kopartp, yedi. Eilip, zerinde "Kumral" yazan kseye st koyarken neeli mrltlarla bacaklarna dolanan koyu sarman bir kedi belirdi mutfakta. Gen adam, kk bir ocukla konuur gibi yumuak bir sesle halini hatrn sordu onun ama kedi oktan btn kafasyla st anana gmlmt bile. Oca yakp, ime suyu doldurduu aydanl atee, lek ay koyduu demlii de aydanln stne koydu. "ite Trk semaveri, Kumral!" diye kediye seslendi. ' Kedi ilgilenmedi. 14 Otomatik bir hareketle mutfaktaki kk radyolu teypte hazr " bekleyen kasetin al tuuna bast. Yumuak bir caz melodisi mutfaa, oradan da evin iine yayld. Telala mziin sesini kst. Mutfaa alan kk balkonun kapsn anca, yaz sabahnn lk nefesi arpt yzne. ieklerle martlm balkondaki kk ay masasna iki kiilik kahvalt hazrlad. ay demledi. Kapdaki tkrtdan, bakkaln rann gazeteleri getirdiini anlad, ama kapy atnda ufaklk oktan buharlam, gazeteler paspasn zerinde duruyordu. Her gn iki gazete alrd, ama bu sabah neredeyse piyasada satlan btn gazeteleri brakmt kk rak kapya. "Hoppala... Niye byle yapt bu yaramaz? Musa'dan azar iitecek imdi..." diye sylenerek gazete tomarn alp, ieri girdi. Gazeteleri alp balkona kt, tam yle bir gz atacakken gkyzn yrtarak bir helikopter geti ok stnden. Can sklarak ban kaldrd, ama helikopteri gremedi. Yeniden gazetelere uzandnda ierden gelen cam krlmas sesiyle irkildi. Kedi biraz daha st imek umuduyla ienin yanna trmannca, ie dm, parampara krlmt. "Amma sakarsn be Kumral!" diye can sklarak bard. Kedi korkup, kamt. Mutfak dolabndan sprge ve fara kartt, yeri temizlemeye koyuldu. O srada banyonun kaps kapand. "Grdn m yaptn Kumral?.. Kzcazn izin gnyd, bak uyutmadn ite!" Kedi sakland yerden homurdanarak yant verdi. Hi altta kalmazd. Ayn anda ak balkon kapsndan ieriye iddetli bir grltyle yaknlarda uan birden fazla uan grlts doldu. "Ne oluyoruz yahu! Hi rahat yz yok mu bana bu sabah?" diye sylendi gen adam. zerinde hl ort ve tirtten oluan pijamas ve ayaklarnda ortopedik ahap terlikleri vard. Mutfa temizledikten sonra ince belli ay bardana ak bir ay koydu, balkona kt. "Artk bir aksilik kmadan bir sabah ay iebilsem bari..." f diye geirdi iinden. Gazeteleri arka sayfadan balayarak okuma alkanl vard. Bunu bozmad. "Bursasporlu Egemen 125 bin mark ve yllk yksek tahsil karlnda Belika'ya transfer oldu." "Dnya Kupas'na ilk turda veda eden Kolombiya Milli Tak-m'nn defans oyuncusu Escobar ldrld. ABD'ye 2-1 yenildikleri mata kendi kalesine gol atan Escobar'm ldrlmesinde mterek bahisilerin ve uyuturucu mafyasnn parma olduu sanlyor."

"Ruanda'daki i sava btn vahetiyle sryor. 500 bin kiinin ld tahmin edilmekte." "Cezayir'deki i sava yabanclar da yok ediyor. Yedi italyan denizcisi boazlan kesilerek ldrld." "iddetli bir i savan yaand Yemen'de gneyliler Birleik Yemen'den ayrldklarn akladlar." "israil uaklar Dou Lbnan'daki Bekaa Vadisi'nde bulunan Hizbullah eitim kampn vurdu." "Talabani ve Barzani kuvvetleri arasndaki atmalar Halep-e'de devam ediyor, en az 600 kiinin ld bildirildi." "Azerbaycan, Rusya'nn ars zerine dn gece btn cephelerinde atekes ilan etti." "FBI, Rusya'nn bakenti Moskova'da bir bro at." "Almanya'nn Hannover kentinde bir cami saldrya urad. Hamburg'da bir Trk lokaline patlayc madde atld." "Angola'da resmi ordu ile silahl muhalefet hareketi UNITA arasnda on be yldr sren i sava iddetlendi." "Kunta Kinte'lerin lkesi Liberya'da i sava sryor. Siyasi iktidarla kabileler atyor." "Sri-Lanka'da on bir yldr sren i savata otuz binden fazla insan ld." "Kafkasya patlamaya hazr bir bomba! Grcistan, Abhazya, eenistan'dan her an yeni lm haberleri geliyor." "Gneydou'da yaplan operasyonlarda 3905 PKK'lnn ld akland. Blgede gvenlik nlemleri iin harcanan para 400 trilyon TL." "PKK militanlar kardklar alt retmeni ldrd." "Dnyann en byk temerkz kamp diye tanmlanan Saraybosna, kuatma altndaki 1000. gnne yaklayor. BM kaynaklarna gre bu sre iinde 1572'si ocuk, toplam 10068 kii 16 ld." "Allah kahretsin!" diye dilerinin arasndan tkrr gibi sylendi. "Darda hep birileri lyor!" Sonra yazlardan birinin altndaki kk fotorafa bakt. Kot pantolon giymi, lastik spor ayakkabl bir kadn yerde yzko,-yun yatyordu. lmeden nce zerine kapanarak korumaya alt ocuun kk ayakkablar kan gl olduu anlalan koyu bir sv iinde yzyordu. t; "Allah kahretsin! Allah hepinizi kahretsin be!" diye inledi. Gazetelerin i sayfalar byk harflerle doluydu. ' > IRA, ETA, FNLA, PKK, IBDA-C, TKKO, THKP-C, SPLA, UNITA... Savaan lkelerin listesiyse uzayp gidiyordu. Gazetelerdeki haberler midesini bulandryordu. Buz gibi olmu ayndan bir yudum ald. Alr almaz azndaki tadn da dayanlmaz derecede iren olduu dncesiyle doldu. Kusacak gibi oldu. Tkrd ay balkona. Kalkt, boalan yatak odasna dnp, giyindi. Uuk mavi tirt ve mavi kot pantolonunu giyi-! - nirken btn mahalle yine iddetli uak grltsyle sarsld. "N'oluyor Allahakna? Nedir bu iddet ya! imdi annem r-kecek..." diye sylendi alt kata bakarak. Yatak odasndan ktnda, bu kez banyo boalmt. "Hayret bu sabah du yapmam!" diye dnd. Acele tra olmaya balad. Tra olurken alan telefonu duydu, "Naslsa aar" diye istifini bozmad. Bu srada artan uak grltleri onu ok rahatsz ediyor, sinirleri iyice geriliyordu. "Tanrn darda ok birileri lyor!" diye iini ekerken yanan kesti. Kck kesikten fkran kana dehet iinde bakt, ii buland, ba dnd. Onu kan tutard! Hemen gzlerini kard ve havluyu yanana smsk bastrd. Uzun bir sre gzlerini aynadan kararak bekledikten sonra yanana el yordamyla bir yara band yaptrd. Tra losyonu srd, san tarad, gzlklerini temizledi. Artk temizlenmi ve giyimli olarak balkona ktnda kadn yoktu. Kahvaltya el srmemi, yalnzca aynn yarsn imiti. Masann zerine ak brakt gazeteler bir da gibi ylmt. Danklk cann skt. "Meri! Meri evde misin?" diye seslendi.

"Hi byle habersiz gitmezdi, ne oldu acaba?" diye kaygland. O srada notu grd. Sar isko kda acele bir el yazsyla yazlmt: "Tuna, ok acele kmam gerektiren bir telefon aldm. Kendine dikkat et ve umudunu yitirme. Gazetedeki haberi ciddiye alma, tiraj skntsmdandr. Tuna, senin iin yatak odasna antibiyotik, ar kesici ve yattrc haplar brakyorum. Kendine iyi bak. Hatrm iin! Meri." "Hoppala! Ne demek oluyor imdi bu byle?" diye balkon masasnn bana kt. "Ne biim not bu? Delirdi mi bu kz?" Gkyz yeniden uaklarn delirten grltsyle delinmeye balad. "Balayacam imdi hepsine be!" diye elini kaldrp, hesap sorarcasna sallad gklere. "Neden her ey stme geliyor bu sabah? Tanrm neden her ey aksi gidiyor? Boulacam imdi, kesin boulacam!.." Sonra hepsinin birinci sayfalar stste katlanarak braklm gazetelere kayd gzleri. Daha dorusu, gl bir mknats gzlerini gazetelerin ilk sayfalarnda tekrarlanan habere doru ekiver-di. nce birini okudu, hibir ey anlamad. ylece kakakald. Uyumu gibi ar ar brlerinin ilk sayfalarna da bakt. Allak bullak oldu, bedeninin sarsldn hissetti, nefesi tkand. Sandalyenin arkalna smsk yasland, derin derin soluk almaya balad. stste yutkunarak kendini yattrmaya alt. Kocaman renkli fotoraflar birinci sayfalarna dolduran gazetelere yeniden bakt. Hepsinde onun fotoraflar vard. Srmanet haberi bir daha okudu ve iinden bir yldz kayd. "YILLARCA GZLENEN NL CiNAYET!" "Cinayetin nls m?" derken, dondu kald. "Sinemamzn nl ifti Sreyya Mercan ile Pervin Gkay'n KAM 2 biricik kzlar, yllar nce kaza ss verilerek rtbas edilen cinayeti kendisinin ilediini itiraf etti. Kumral gzeli nl gen kadn bir katil kt!" Haberin yanndaki renkli fotorafta alml, ok kumral bir kadn kendinden emin, fakat hznl bir bakla glmsyordu. Bir elinde sigara vard. Fotoraf bir lokantada ekilmiti ve kadnn yannda gzlkl, kvrck siyah sal, byksz, sakalsz bir gen adam oturuyordu, onun elleri botu. "Ama bu benim!" diye bard. Sesi kbuslardaki gibi fslt olarak duyuldu. "Hakszln bylesi de olmaz ki ama!" diye yerinden frlad. "Ne irkin bir fotorafn basmlar onun, hi kendine benzemiyor ki... Hem nereden bulmular bu fotoraf?" O srada kedi balkona kt, bacaklarna srnerek mrldanmaya balad. Tuna bir kediye, bir masadaki gazetelere bakt. Sonra Meric'in notuna iliti gzleri yeniden. Kendini ok yorgun hissetti, ii ekiliyor, btn i dengelerinin bozulduunu hissediyordu. Sanki biraz sonra i organlarnn tm patlayacak ve o parampara olacakt... "Gryor musun Kumral, onu mahkm etmiler! Onu katil ilan etmiler... Onu ok incittiklerini hi dnmemiler bile! Ne hak, ne hukuk! Yazmlar ve basmlar, o kadar..." Kedi mrldanarak oturdu ve sabah temizliine balad. "Halbuki bana sormalar gerekirdi... Ben oradaydm ve..." Aniden, gkyz alaktan er er uan sava uaklaryla doldu. Grlt dayanlr gibi deildi. Kedi grlty iddetle, protesto eden miyavlamalarla ieriye kat. "Bak bunlar unutmutum!" diyerek fkeyle o da ieriye girdi. "Ama her eyden nce onu aramalym! ldrmtr imdi!" Telefonun bana gidip, parmak hafzasna iyice kaydolduu anlalan bir numaray tulad. "Onu bulmalym, onu mutlaka bulmalym! Tanrm, ne ok incinmitir imdi..." Karsna bir telesekreter kt ama o her zamanki yaban iekleri gibi zgrlk kokan sesiyle: "Gnaydn veya iyi geceler! Eer imdi sabahsa uyuyorum, -leyse evde yokum, geceyse alyorum demektir. Siz yine de ltfedip mesajnz brakn. Teekkrler!" "Hello, this is my message-box. If you leave a message, I'll call you back. Thank you!" demiyordu.

Fonda Kzlderili flt Carlos Nakai'nin mzii de duyulmuyordu. Hayr, bunun yerine kaygl bir sesle, acele konuuyordu: "Sevgili Mabel, Bu notu yalnzca senin iin brakyorum. Kt eyler oluyor. Gazeteleri grdm. Bunu fazla rahatsz edici buluyorum. imdilik buradan gidiyorum. Cehennemi daha ka kez yaayacaz? Tek para olarak kalmaya al. Mutlaka! Sen benim tek tanmsn! Ah Mabel, hep gl olmak zorunda kalmamz ne yorucu... Hoakal, hoakal!" Yeniden ayn numaray tulad, yine ayn telefon notu vard karsnda, ite kapnn zili o srada ald. "Odur, mutlaka odur, bana gelmitir!" diye sevinle kapya kotu, ama gelen o deildi. Kapda iki asker vard. Yakkl, tertemiz yzl stemen resmi bir glmsemeyle sordu; "Gnaydn! retmen Tuna Atacan' aryoruz." "Buyrun, benim." "Sizi almaya geldik." "Anlayamadm?" "Haberiniz olmad m yoksa?" askerler armt. "Ama o katil deil ki! Gazetelerin uydurmas! Medya iddeti bu!" diye isyan etti Tuna. Askerler iyice ararak birbirlerine baktlar. "Yanl anladnz hocam, biz sizi askere almak iin geldik." "Ama... ama ben askerliimi yaptm!" ki asker ilerini ekerek yeniden baktlar, balarn salladlar. "Haberiniz olmad herhalde. Gazetelerin bugnk basksna yetimedi ama btn resmi ve zel radyolar, televizyonlar sabah yaynlarn kestiler, hatta dnyada ve lkede yalnzca bu konuuluyor imdi..." "Nasl yani? Herkes neyi konuuyor imdi?" "Hocam seferberlik ilan edildi, yedekleri askere alyoruz." "Seferberlik mi? Ne zaman? Nerede?" ellerini aarak sordu Tuna. "Yani... kime kar savayoruz? Dman kim?" "Eee... ey... Bu bir i sava, hocam." ./ "i sava m? Aman Tanrm demek sonunda oldu..." , Askerler kukulu ve akn baktlar bu kez. "Hemen kalm hocam!" dedi stemen toparlanarak. "Kk bir anta alabilirsiniz yannza." "Bunu bekliyordum," dedi Tuna, dalgn dalgn bakarak, "Bunu bekliyordum... Yllardr kukuyla bekliyordum... nk d-arda birileri lrken, hibirimizin 'i'i temiz kalamazd!" Arkasn dnd. Ve iindeki btn lifler koptu. KUMRAL ADA: MABEL! "Ol kzlar iinde birperizd, Kays ile muhabbet etti bnyd." Fuzl (Leyl ve Mecnn) Onu ilk grdmde yaantmda ok nemli bir yer tutacan sezmitim. Bu tpk, bir filmin daha ilk karesinden btnn kavramak, sonunu tahmin etmek gibi bir duyguydu. Onu ilk grdmde bundan byle artk benim iin ok nemli olacan sezmi ve rkmtm. O andan balayarak yaantm deiecek, artk hibir ey eskisi gibi olmayacakt. Bunu nasl gl hissettiimi ve sarsldm iyi hatrlyorum. Fakat elimden gelen hibir ey yoktu. nk gl bir ekim alannn etkisine girmi, bylenmitim. Btnyle "tuhaf olarak tanmlanacak bir zevkle bu albeniye kaplmtm. Tamamen kendi isteimle ve tamamen "ben" oluumla ilgili olarak. Onu ilk grdmde kendi kendine konuuyordu. Biraz dikkat edince aslnda meldii yerde benim gremediim bir eyle konutuunu anlamtm. Ona

bakmaktan kendimi alamyor, merak etmeme karn bir trl yerdeki eye gzlerimi eviremi-yordum. Tam anlamyla bylenmitim. Hani anlatmak iin szcklerin yetersiz kald, ancak mecazla, metaforla ifade edilebilecek insanlardand o. Onu anlatmak iin, "gzel", "boylu poslu", "sarn/esmer", "ahane" gibi szckler kullanmak hakszlk olurdu. Onun iin, bu dnya dndan gelmi kadar deiik, bir kuyruklu yldz kadar etkileyici, iyi pimi kahve kadar tiryakilik yaratc, gezegene yalnz yolland iin esiz, bir ipek bcei kadar dikbal denildiinde bir eyler sylenmi saylrd ancak. Dingin ve ie sinmi bir gzellikti onunkisi. Asl nemlisi beni bir manyetik alana eker 22 gibi gl etkisi ve ok kumral olduuydu. Onu ilk grdmde bunlar byle bilinli ekilde dnemeyecek kadar gentim tabii, ama hissedebilecek kadar da bymtm. Yerde konutuu eyi gremeden, bana dikilmi, daha dorusu bylenmi olarak onu seyrediyordum. Birden dnd ve beni grd. Kocaman kahverengi gzleriyle ilk kez orada tantm ve gzlerin ne kadar nemli olduunu orada rendim. , Kumral kalarnn altnda am bal renginde akan bir rmakt gzleri. Kvaml kahverenginin yeille kart ela rengin iine dikkatle baknca, yeilin znde tad sar ve maviye de rastlamak olasyd. Bazan yeil, bazan mavisar dalgalarn kvrlarak srekli hareket ettii kumral gzlere kilitlenip kaldm. Yaantmda ne daha nce, ne de sonra bu kadar kumrala boyanarak domu baka bir kz grdm ben! Ve o andan sonra hibir kadnn gzleri onunkinden daha derin ve gzel olmad! Ayaa kalkt, beni szd. Biraz dnd. "Ada," dedi. Sesi yaban iekleri gibi zgrlk kokuyordu, zeytin ezmesi tadndayd. "Efendim?" diye sordum bn bn bakarak. "Ada!" dedi yeniden. Yznde yant bekleyen bir ifadeyle bana bakyordu. Elim ayama dolamt. Ne demem gerektiini bilmeden orada duruyordum ylece. "Ada" diyor, baka ey sylemiyordu. Yani ne diyordu? "Ada ha?" dedim vakit kazanmak iin. Hi aldrmad. O muhteem kumral klar zerime dikmi, sabrszca bekliyordu. Tuhaft. Bekleyiinde yle bir kafa tutma, yle tlsml bir albeni vard ki, deil kap, saklanmak, aksine artk yanndan hi ayrlmamak tutkusuna lgnca ar yapyordu. Bedeninin kaslar komaya hazr taylar gibi gergin, aznn bkl hznl bir glmsemeden yeni dnm yumuaklkta, kalar kahverengi soru iaretleriydi. Ada. "Ada"nn bendeki ilk armlarn dndm. Uzak, serin, esrarengiz, elips eklinde bir szckt bu. Ada. Denizle ilgiliydi. Vapurla "ada"ya giderdik, "ada"da faytona binerdik, sonra "ada" arklar da vard ama o iinde bulunduum durumda ve anda "ada"nn baka ne gibi anlamlar tayabileceini kartamyor, skntdan terliyordum. Ayrca beklediinin bir yant m, yoksa bir tepki mi olduunu da kavrayamamtm. Utancmdan dudaklarm kemiriyor, gzlerimi karyor ve tabii stste yutkunuyordum. "A-da!" diye heceledi biraz fkeyle. Tutulmu kalmtm. Artk orada yllarca dikilip kalacam, hi kmldayamayacam diye korkmaya balamtm. Bu an gnlerdir bekledikten sonra byle bir fiyaskoyla ansm yitirmemi nasl affedecektim? Benden umudunu kestiini belli eden bir dudak bkyle arkasn dnd, yerden ald o eyi avucunun iinde tutarak yrmeye balad. Gidiyordu yani. Bir ey yapmal onu mutlaka durdurmal ve aptal olmadm ona kamtlamalydm. abucak kendi szck hazinemi yokladm. Belleimdeki bilinmez, uzak, gizemli ve albenili btn sesleri taradm. "Mabel!" diye sevinle bardm aniden. Dorusu bu bir haykrtan ok bir lkt. Durdu ve yznde soru iaretleri asl olarak bana dnd.

"Mabel mi?" Oh ite! arma sras ondayd imdi. En azndan aptal durumuna dmemi, stelik gidiine engel olabilmitim. Benim de anlalmas g, gizemli bir szcm vard ite! Mabel o sralarda en sevdiim ikletin markasyd, ama benim iin zel olan ikletin ambalajndaki resimdi. Kahverengi bir dikdrtgenin zerinde, ak hardal sars bir aynada beliren esrarengiz, biraz rktc, gzel bir siyah kadn resmi vard. Bu resmin tam altnda, ince uzun bir dikdrtgen iinde iri krmz haflerle yle yazard: MABEL Balonlu iklet Bana, zerinde beyaz krk izgi desenli krmz bir fular korsanba balam stl ikolata renkli kadnn tek kulanda iri krmz bir halka kpe vard. Baygn, alml, ekik gzleriyle uzakta bir yere veya birine bakan Mabel'in ahane krmz dudaklarn-24 dan dalgn, bembeyaz bir gl akard. plak boynunda sra inci kolye vard, fakat matbaada bir renk ayrm hatas olarak bunlar ak kahverengi baslmt. Mabel, her aldm ikletin zerinde ne duruunu, ne de gln deitirirdi. Bana kzdn, ya da bir eye zldn hi grmemitim. Yaz, k, sabah, akam bana alnan btn Mabel ikletlerinin stnde o hep glmserdi. Neeli, salkl, gzel bir gen kadnd Mabel. Yine de dikkatle baknca gzlerinin derininde saklad hzn grrdm ve bu nedenle sk sk dikkatle bakmazdm gzlerine. Hznn iindeki keyfi o zamanlar bile tanr, stelik bundan holanrdm, ama dokunakl olduunu gizleyemezdim... Hafif vanilya kokusu kadar bol ekerli tad ve br ikletlerden daha byk oluu ama, ama en ok Mabel'in uzak, gizemli, biraz da beni rkten imgesi... Sanrm beni en ok bunlar balyordu Mabel ikletine. Daha okula balamadan bana okumay sktren szck onun adyd: MABEL! Bir de rengi... O yaa dek hi siyah insan grmemitim. Benim bydm kltrde kara derili insanlar bir duda yerde, br gkte cinler olarak ya masallarda, ya da yamurla birlikte camdan bakan simsiyah "arap kzlar" olarak tekerlemelerde anlrlard. Gururla yineledim: "Mabel!" "Senin adn Mabel mi?" diye hayretle sordu. "Hi de bile deil! Benim adm Tuna!" diye bardm. "Mabel demitin de..." dedi dudak bkerek. Baklarnda yine o batan karc kafa tutu canland. Avucu-nun iindeki o eyi okamaya balad. O zaman elindekinin beyaz, yedi-sekiz santim apnda, daireden bozma elips eklinde, ince bordo damarlar olan bir ta olduunu grdm. Zor yumurt-lanm kk bir yumurtaya benziyordu. Demek bu kz bir tala konuuyordu!.. "Ama sen de Ada demitin..." derken ge de olsa kavramtm. "Senin adn Ada m yani?" O zaman glmsedi. Kendinden honut, kendinin farknda ve gururlu, beri yandan ok beendii besbelli adnn yaratt cokudan baygnms glmseyerek ban "evet" anlamna sallad. "Ada ha! Ne tuhaf adn var, hi kimsede duymadm bunu!" Ada yeniden o muhteem gln sundu bana. Bakp bakp duyamayacam bir gzellik, bir zarar gelmemesi iin dokunmaya kyamayacam bir ahaserdi o gl... Ve btn parlaklna karn, sanki iinde gizli bir hzn saklyordu. Bu hznn nasl ve hangi lde o glmseyiin iine eklendii bir bilmeceydi. Acaba bir gl brlerinden ayrp, esiz klan nedir? Belki de yalnzca gln kendisidir! ylece baktk bir sre. O glmsyor, ben hayran hayran ona bakyordum. "Ben sana Mabel diyeceim bundan sonra," dedi. "Mabel ad sana ok yakyor." Gzlerimi elindeki taa sakladm. Ta sol elinde tuttuunu ve solak olduunu henz farknda deildim. rendikten sonra btn solaklara hep imrendim. Kkn bahesinde tantmz o gnden sonra Ada beni daima Mabel diye nledi. Bunu ikimizden bakas bilmez. Ada, bana sadece ikimiz yalnzken Mabel diye seslenir. Mektuplar Mabel diye balar.

Ah Sevgili gzel Ada! Ah canmn ii, kumral kz! Ada. Ada. A-da. A. Da. Ada: Ma belle! 25 KORKUYORUZ, KUKUDAYIZ! "Eet dnya Hakknda azck bir ey anlamak istiyorsak, htn-tanve nefretten anntmmtz gereMf," , ' Jean Genet "Her isteneni bir koyun uysallyla yerine getirmenin dayanlmaz bir ekimi olmal ki..." diye dnd Tuna. Kapdaki askerlerin ondan istediini yapmak iin yatak odasna gitti. Hafta sonlan orman yry yaptklarnda iine termos, kitap, ikolata koyduu kk srt antasn dolaptan kartt. ort, amar, orap koydu iine. ok hzl ve otomatik olarak hareket ediyordu. ifoniyerin zerinde duran ila kutularn o srada grd. zerlerinde "doktor numunesidir", "satlmaz" damgalar olan birka kutu antibiyotik, ar kesici, ok ynl vitamin ve son zamanlarda sk sk kulland psikosomatik dzenleyici haplar stste konmu, onu bekliyordu. Onlar da att srt antasna. Baucundaki etejerin ekmecesini at, oradan air Doan Gkay'n "Kumral Ada" adl iir kitabn kartt, kitabn kapan okad bir sre. zenle yerletirdi antasna. Sonra yeniden "bala" dmesine baslm robot gibi kald yerden srdrd hazrln. Ayn etejer ekmecesindeki bir paket fstkl ikolatay antasna koydu. Czdann kartt, iindekileri kontrol etti: biraz para, kimlik, banka tele-kart, ehliyet ve telefon kart. "Uzun bir yolculua yetecek her eyim var!" diye dnd. Dnd anda Meric'in tuvalet aynasnda kendi yzn grd. Aynada ortaboylu, gsterisiz, zayf bir beden zerinde duran gzlkl, kvrck siyah sal, mavi gzl gen adamn gzlerine sinmi kukular ona birka yl nce dehet iinde okuduu bir haberi anmsatt. Haftalk bir haber dergisinin bir istanbul ehir hatlar vapurunda sahneye koyduu garip, actc oyundu bu. Siyah gzlkl ve pardesl iki adam (yakalar kalkk, eller ceplerde) aniden yolcu gemisinin gvertesinde belirmi ve yolculara "abuk yere yat!" diye sert bir sesle emretmilerdi. istisnasz btn yolcular hibir tepki vermeden bu emre uymutu. Deney amacna ulam, bilinen gerek, bir kez de canl la-boratuvarda kantlanmt: / < "Trkler soru sormaya korkarlar!" "Trkler haklarn aramay bilmezler!" "Trkiye'de ya emir alnr ya da verilir!" "Trkler, yukarlarda bir yerde imdiki ve gelecek zamanda ceza vermek iin bekleyen bir varlk ve/ya baz insanlarn korkusuyla titreyerek, ezik ve boynu bkk yaadlar." "Peki Trkler hep byle mi kalacaklar?" "Yalan m?" diye haykrmt Tuna, "Ayn deneyin Osmanl Imparatorluu'nun monarik ortamnda bu sonucu vermesi ok abes kamayabilirdi ama yzyl sonra demokrasiyle ynetilen Trkiyeli yolculardan bir tanesi bile pardesl iki adamn kim olduunu sormadan yine yere kapannca... Kanma dokunuyor ya!.. Kahroluyorum dndke be!.." zntsn kontrol etmek iin dudaklarm kemirerek arkasn dnm, ama daha byk bir fkeyle akmt szckler rselenmi dudaklarndan; "Bal gibi Pavlov'un kpeklerde denedii artl refleks deneyi bu ve bunlar bizim insanlarmz... Biz de onlardan biriyiz aslnda !.." Sinirden tir tir titriyordu. "Ah Mabel!.." demiti Ada, nihayet azn ap, "Daha yz yl bile olmad ki... reniyoruz ite... Canmz yana yana, iimiz dmz kanaya kanaya zgrl reneceiz... Tpk sen ve ben gibi..."

Onu duymazdan gelmiti Tuna. "Sormak... sormak cesaret ister! Sorabilmek bamsz olmay gerekli klar ve ite bizde eksik olan bu cesaret! Gsn jiletle-meyi, lme koarak gitmeyi ben cesaret saymyorum, o ancak bir cinnet olmal!" "Ben de onu diyorum ya, a benim iki gzm, Mabelciim. Yalnz... nasl demeli bilmem ki? Bence seni asl rahatsz eden nokta, orada olsaydk bizim de ayn br insanlar gibi yere yataca-28 mz olasln dnmen..." " Nasl da gcne gitmiti Tuna'nn. Hayr, Ada'nn tepkisine alknd. O, teorik aklamalar, tarihsel almlar ve duygusal balantlar insan atlatacak bir serinkanllkla kurar ve kendi kendine hayran bir tavrla evresindekilere sunard!!! O, tpk days air Doan Gkay'a benziyordu ve onlar seven birisi ijn ikisi de bamllk yaratacak denli derinlikli, iten ve az bulunur en-telektllerdi. Fakat Tuna'nn gcne giden vapurdaki "yere yat" emrine katksz uyulu psikolojisiydi ve asl nemlisi, Ada hakl olabilirdi... Bu olay gnlerce kafasnda tam, ac ekmiti. "Ama sorabilmeliyiz! Artk bizler sorabilmeliyiz!" dedi yksek sesle imdi yatak odasnda. Aynadaki sureti canlanm, aslyla arasndaki yabanclk duygusu kaybolmutu. Kararl bir hareketle srt antasn ald, sokak kapsna yneldi. Kapy atnda deminki iki asker hl oradayd. (Gereklerdi demek ki...) "Bir dakika!" dedi Tuna biraz sert ama kararl bir sesle. "Sizin gerekten siz olduunuza nasl inanaym ben?" Askerler akn bakakaldlar. "Yani belge, kant, kimlik istiyorum ben! Asker klna girmi herhangi birileri, hatta terrist olabilirsiniz pekl!" lk toparlanan yine stemen oldu. "Haklsnz hocam," dedi glmseyerek, "Hepimizin kukuda olduumuz bu gnlerde siz sormadan biz evraklar gstermeliydik, ite sefer grev emriniz, buyrun!" Eline uzatlan bilgisayar yazcsndan km kd ald Tuna. "Aslnda devlet radyo ve televizyonunda sabaha kar sfr drt elliden beri zel seferberlik yayn yaplyor... zel radyo ve televizyonlar da tamamen konuyla ilgili bilgi veriyorlar... tabii yaynlarn srdrebilenler..." "Yaynn srdrebilenler mi?.." "Evet. ite bu da benim kimliim. Ben stemen Birol Onay, bu da er Demir!" Kimlik kartnda ciddi bakl bir vesikalk fotoraf, souk damga, Trkiye Cumhuriyeti Silahl Kuvvetleri ve Kara Kuvvetlerini simgeleyen ksaltmalar ve logo ile bir de doum tarihi vard. l "Benden be ya kksnz!" dedi Tuna biraz ararak. , ' Glmsedi stemen Birol. ' ' "Artk gidebilir miyiz hocam?" "Kedi!" dedi Tuna aniden hatrlyarak, "Kediye yedek yemek hazrlamalym, akam bete ackr da..." Acele mutfaa kotu. Erzak dolabndan bir konserve kutusu kedi mamas kartt. Cier kokan jleli mama kokusunu duyan kedi oktan mutfaa komutu. Sevinle mrldanarak gnn srpriz nne saldrd. "Sahiden gidiyorum galiba Kumral..." diye fsldad Tuna. Kedi oral olmad. Tuna kedinin yanna meldi, salarn okad. "Trkede kedilerin sa olmaz!" diye kzacak hibir dil uzmanna aldrmadan kedisinin kumral salarn okad. Yemek yerken ellenmeyi hi sevmeyen kedilerin bu huyunu da bile bile okad Kumral'. "Demek sahiden gelip gtryorlar insan i savaa ha? Peki sence bu biraz tuhaf deil mi yani?" Kedi birden durdu, yalanarak Tuna'ya bakt. Gzlerini krptrd ve onu dinler gibi bekledi. "Gryorsun ite kzm, yllardr korkuyla beklediim bu i savala artk yzlemem gerekiyor! Anlyorsun deil mi?" Kedi yemeini brakp, oturdu. "Belki de Kumral... Gerekli bir savatan kalamyor kimbilir? Ne dersin, hmmm?.. Ve benim de artk bunu renme vaktim geldi galiba..."

Kedi her eyi anlam gibi gzlerini krpt, huzursuzca miyav-lad. Kediler evdeki gerilimi hissederler. Son bir kez KumraPn su kabn da kontrol ettikten sonra mutfan kapsnda durdu Tuna. Kedi sarms baklarn Tuna'nn gzlerinin tam iine dikmiti. "Hoakal Kumral!" Aniden bir ey hatrlad. Salona kotu, caml dolab ap, iinden kk, beyaz, elipse benzer bir ta antasna att. Kapnn nnde hl kendisini bekleyen askerlerin yanna gitti; "Hazrm beyler!" dedi. Kapy ekti. Dar merdivenleri stemen Birol nde, er Demir arkada inerlerken, onlarn ortasnda kalan Tuna kendini tutuklanm gibi hissetti. Fakat iftiraya uram bir masum mu, yoksa gerekten 3J0 sulu mu olduu kendisi iin de karmakark bir denklemdi, t " savalarda kimlerin masum, kimlerin sulu olduuna dair yeni bir i tartmaya balamt ki, stemen Birol konutu: "Hakknzda pek fazla bir ey bilmiyoruz ama nl Gkay soyadyla bir akrabalnz olduunu..." "Hakkmda aratrma m yaptrdnz yani?" diye sordu Tuna huylanarak. "Herkesinki kadar... Sizin lise retmeni, einizin doktor olduunu, ksa dnem askerlik yaptnz..." "Hay Allah!.." diyerek znkk diye durdu Tuna. O durunca askerler de durdu. "Meri! Tabii ya... Nasl da unuttum. Ona haber brakmalydm ... Annem de merak edecek imdi... Hay Allah!" "Biz doktor hanma haber verdik, hocam," dedi dosta bir sesle stemen Birol. "Ne zaman haber verdiniz Meric'e?" "Bu sabah. Siz banyodaymsnz o srada." "Ama bana hibir ey sylemedi..." diye sayklar gibi geveledi Tuna. "Erkekler savaa giderken, eler ve anneler ok duygusal olurlar," dedi stemen Birol bir sr verir gibi fsldayarak. Yeniden merdivenlerden inmeye baladlar. Zaten iki katl, o kck binann merdivenleri o sal sabah bir gkdeleninki kadar bitmez tkenmez geliyordu Tuna'ya. "Meric'i bu sabah hi grmedim. Kaar gibi km evden... sonra o tuhaf not... sanki..." "Kadnlar bize benzemezler hocam!" dedi stemen Birol. Serte ve bilinli olarak durdu bu kez Tuna. Askerler de durdular. Dik dik stemenin yzne bakt. Dikkatle arad ama ne alayc, ne aalayc, ne de dlayc bir iz vard bu yakkl gen yzde. "Onlar biz erkekler gibi standart tepkiler vermezler," diye aklama ihtiyac duydu stemen Birol. "Her birinin ayr tepkisi vardr, tektip davranan biz erkekler bununla baa kamaynca onlar anlalmaz ve tahmin edilemez olmakla sularz hemen!" "Kadn, dalgal denize benzer komutanm!" diyerek srtt er Demir. Sonra bu yaptnn haddini atn dnerek darack basamakta kna skna hazrola geti. "Komutanm!" diye bard. . ...;-. Sesi apartmann aydnlk boluunda yankland. . , / Kafas iyice karan Tuna kukuyla stemen Birol'a bakt. Kaygan ve youn dnce yumaklar byk bir hzla kafasnn iinden akp gidiyordu: "Meslekten asker bir erkein byle modern, byle evrensel dnmesi olas m? Dahas dncelerini byle aka anlatmas kurallara uygun mu? Eer askerlik, kurallara tamamen uymaksa, bu stemen ne yapyor imdi? Bu durumda iki seenek var: birincisi bu stemen henz arka tamamen girmemi bir asker veya... veya bu yaadklarm gerek deil!" Daha merdivenler bitip, sahanla gelmeden, bu ikinci olasla sevinle sarlmt bile: "Tabii ya, bu sabah olanlarn hibiri gerek deil! Geree de benzemiyor zaten... Bunlarn hepsi bir rya! D gryorum ben... Evet, evet hepsi bir karabasan bunlarn ... Birazdan uyanacam ve bu karabasan bitecek!.. Beynimin kt bir oyunu bu bana... Kendi beynimin bana oyunu..." Ani bir kla gzleri kamat, ama o kendini zorlayarak gzlerini at. KUZGUNCUK, ISTANBUL

"Beykoz'da oturmal Beykoz'da alan adam <>f; Fakat Kuzguncuk irin yerdir ' Ve gayet nefis yapar gl reelini pansiyoncu Madam ve kz Rael..." Nzm Hikmet Ben Kuzguncuk'ta dodum. Bana sorarsanz hl bir Boazii kydr Kuzguncuk. 1776'da da Boaziinde bir kym. Kauffer haritasnda taban deniz kys olan gen biimli bir yerleme olarak gsteriliyor. Bilenler, engelky'n Ermeni, Kuzguncuk'un Yahudi arlkl kyler olduunu anlatrlar. Mslmanlar aznlkm ilk zamanlar. Zengin muhiti deilmi, imdi de yledir. Kibarca "orta halli", "dar gelirli" de denebilir. "Kuzguncuk'un hrdavat, Beylerbeyi'nin terifat, engelky'n zerzevat mehurdur" deyiinin altnda da bu yatar. Dorudur, hrdavats, zanaatkar, esnaf oktur bizim Kuzguncuk'un ve ben de onlardan birinin ocuu olarak dodum burada. Drt ayr kltrn istanbul gibi ahane bir Akdeniz kentinde istanbul'un zgn sihri ve bereketiyle yorulmas sonunda bilinen lezzet, keyif ve gzellikler drde katlanm elbette. Tpk yabanc diyarlar gezip, grgs, bilgisi artan gezginler misali, Kuz-guncuklular da ayaklarna gelmi drt kltrn ayr tadn birletirmiler... imdi iyice kaybolan bu ok renklilii ucundan kenarndan yakalayan son kuak Kuzguncuklular'damm ben. iskorpit bal yemeyi Ermenilerden, gelincik baln da Yahudilerden renmitir Kuzguncuklu. Rumlar gm baln iyi yaparlar, lakerdalar mehurdur ve zeytinyal sebze yemekleri mthi lezzetli, ok ssldr. Ermenilerin midye dolmasn dedem anlata anlata bitiremezdi. Yahudilerin incir reeli, elma ve ayva tatllar mehurmu. Annem ilk ikolata makinesini komusu Madam Ester'de grm, ev ikolatasn orada tatmt. istanbul mslman mutfayla yetien babaannemin zeytinyal enginar, tereyal kuzu kebab, i pilav, zerdesi, dereotlu nohutu, kymal brekleri, etli sarmalan, mehur imambayld ve hnkrbeendisi Osmanl mutfann inanlmaz incelikli zenginliini tard soframza. Alarla, dadlarla bymesine ve eitimine erkek ocuu kadar deer veren akll bir babas olmasna karn, babaannem bu yemekleri kendi elceiziyle piirirdi bize saatlerce uraarak. Babaannemin asl ilgi alam tatllard ve biz ocuklar onun tat-llaryla mararak bydk. Misk ve amberle piirilmi elma ve armut tatllar, yazn buz gibi iimizi serinleten eit eit erbetleri, glla, tavuk gs ve yalnzca dini bayramlarda komu kadnlarn da yardmyla yaplp, misafirlere datlan dillere destan bademli baklavas, fstkl kadayf aklma ilk gelenler. Dedem yemek konusunda terzilik kadar usta m deildi, yoksa babaannemle rekabet etmek mi istemezdi, hl pek bilemem. Babaannem hayattayken dedem bazan babamn yalvarmalarna dayanamaz, Bulgar kurufaslye yahnisi yapard. Babaannemin vefatndan sonra mutfak kltrnn hi de kt olmadn kantlad bizlere. Meyveli turtasn hl azm sulanarak zlerim. Babam yemek yaparken hi grmedim. Babam hibir konuda heyecanl veya tutkulu olduunu bizlere gstermemitir. Annem-se Dou'dan getirdii lezzetleri armaan etti mutfamza. Onun erkez tavuu, eit eit bazlamalar, gerdan kuba ve bulgurla yapt kekei ve auresi mehurdur. Ben ocukken eker ve kurban bayramlarnda, mslman olmayan komularmza da eker ve et datr, onlar da paskalya ve yortularda bize boyal yumurta, tatl ve rek getirirlerdi. Kimse varlkl deildi ama ne kavga, ne aalama, ne de abartma, kibirlenme vard aramzda. Evlerden canl mzik seslerinin Kuzguncuk'a akt yllar gren ansllardanm ben. Akordeon, piyano, keman almak yaamKAM3 .13: larnn bir paras olan insanlar elbette yaamdan tat almasn da bilirler. Mehur Arapzde yangnnda, her evden bir piyano kt-J4 n sylerdi dedem.

"***"" Babannem ve dedem ikisi de tambur alarlard. Baz akamlar komumuz Yahya Amca kanun taksimi yapar, kemanc Yorgo ve dedem hep beraber Rum, Bulgar, Trk arklar syler, pilaki, balk yer, rak ierlerdi. Biz ocuklar mzie baylrdk. nk mzik elendirir, nk mzik yapp dinleyen bykler kavga etmezler. Daha sonra Ada'nn babas o ahane sesiyle katld fasl konserleri iin mzisyenleri davet eder oldu kke. Ama bunlar daha ok "aile ii" elencelerdi. Yallarn bugnk yksek duvarlar ve koruma polisleriyle kendi hapishanelerini kurmu olduklarna bakmayn siz. Onlar zaten Kuzguncuklu deildirler, adresleri Boazii'dir. Kuzguncuk hissedilmeden yaanlacak yer deildir! Yallar iin, "Kuzguncuk'a srtlarn dnm" deniyor artk buralarda. Asl Kuzgun-cuklularsa, Kuzguncuk ar Caddesi'nin ierisinde yayorlar. Kuzguncuk'ta yaam hl cadiye Caddesi'nin dengeledii bir eksende srmektedir. Oysa ben ocukken yallar da Kuzguncuklu'ydu. Zenginliin gsterilmesi, parann konuulmas aypt, grgszlk belirtisiydi, insanlk ve komuluk tedavldeydi hl, ama kimse kimsenin iine ve zgrlne burnunu sokup, kendi inan ve detlerini de dayatmazd. Bakasn rahatsz etmedii srece kimsenin inanc veya inanszl brnnkinden daha nemli ve/ya kutsal deildi. Belki de en ok bu yzden, 6-7 Eyll olaylarnda dardan gelip kargaa kartmak isteyenlerin en baarsz olduu semt Kuzguncuk olmutur. O zamanlar, yal sahipleri imdikinin aksine zellikle kaplarn komularna aarlard. Biz ocuklar yaldan bir arkadamz olduunda, onlara kar en ufak bir eksiklik hissetmez, tersine denize gireceimiz yeni bir yer daha bulduumuza sevinirdik. Aslnda yallar mtemilatlar deniz tarafnda, yzleri Kuzguncuk'a dnk yaplmlardr. "Padiah geerken srtlarn dnmeleri ayp olacandan cepheleri yola bakar, srtlarn denize verirlermi kzanm..." derdi dedem. Eski haritalarda sahil yolu olmadn syleyenlere kzar; "Bre Osmanl'dan nce, Bizans yllarmdandr o izgiler!" diye homur-danrd. Denize girecek bir dolu ayazma, srtnda koacak bitmez tkenmez ayrlk, stne trmanacak fazlasyla aa vard. Mocan korusunda (imdi eski adyla Fethi Paa diye anlyor yeniden) doyasya koar, oynardk. Yukarda dere akar, etrafnda fstk amlar ve ceviz aalarnn evresinde aileler piknik yapard. Kimse brn ne mzii, grlts, ne p, yemei ne de a-gz veya kemgzyle rahatsz, taciz ederdi! (Tanrm... ve btn bunlar imdi yalnzca ilk otuzlarnda olan bir insann gemii!) Ben Kuzguncuk'ta dodum. Baka bir deyile, benim Kuzguncuklu oluum Ada'nnki gibi sonradan deildir. Evet onlarn Kuzguncuk'a tanmas, o vakte kadar bizim gsterisiz ama ok sesli Boazii kymzn farknda bile olmayan baz sanatlarn ilgisini buraya ekmiti. Ardndan kimi gazeteler de Kuzguncuk'u konu etmi, belki biraz bu nedenle artk yklmaya terk edilmi o ahane evlerin bazlar onarlmt. Ayrca Ada'nn nl annesi, babas ve daysnn Kuzguncuk'a kaliteli bir hret, hatta saygnlk katt da rahatlkla sylenebilir. Ama onlarn Kuzguncuk'a tanmasndan en ok etkilenen aslnda Kuzguncuklu bir ailedir. Ada ve ailesinin Kuzguncuk'a yerlemesi bural bir ailenin btn kaderini ve geleceini geri dnsz olarak, tamamen deitirmitir. O aile, benim ailemdir! Kuzguncuklular dillere dolanan bu iki ailenin hikyesini hi unutamazlar. Ada'nn ailesi Kuzguncuk'a yerlemeseydi, benim ve ailemin yaants tamamen bambaka olacakt... Elbette onlarnki de... Nasl olacakt, nece yaanacakt? Bunu hi kimse, hibir zaman bilemeyecek! Bildiklerimiz yalnzca yaanm olanlardr. Bykdedem terzi Osman, 1913 Balkan Sava'ndan sonra Anadolu'ya gen Bulgar mslmanlarndanm. Kuzguncuk, hibir zaman Trakya mslmanlarnn rabet ettii bir semt olmam. Onunki biraz da tesadf sonucu rotas deien kaptan hikyelerine benzer. Akrabalar daha ok Silivri evresine yerletikleri srada bykdedem kars ve oluyla skdar'daki bir yaknnn yannda kalyormu. Dedem o sralar henz alt yala-nndaym ve Bulgaristan'da kalan arkadalarn zler dururmu. Kuzguncuklu Ermeni terzi Ohannes Usta'yla tannca byk-

dedem gen karsn ve olu Muharrem'i alp Kuzguncuk'a gelmi ve geli o geli! Burada kk bir terzi dkkn am. Daha ok el ii kravatlaryla nl Ohannes Usta'nn bitiiinde, byk-dedem Osman da gmlek zerine alr, tannr olmu. Sava yllarnda ok sknt ekmi, anakkale savandan mucize eseri geri dndnde de yar a yaamlar ama Cumhuriyet'ten sonra zellikle olu Muharrem'in adn duyan "istanbullu kibar beyler" kravat ve gmlek iin zel olarak Kuzguncuk'a gelmeye balaynca ileri dzelmi. O zamanlar Yahudi, Ermeni ve Rumlar Kuzgu/cuk'un yerlileri saylrm. Mslman ve Trk aileler aznlkta da olsa bir arada ka-g olmadan yaar, birbirleriyle evlenebilirlermi. Bir msl-manla evlenen gayri-mslim genellikle din deitirir ama Kuzguncuk'a ait saylan ortak kltr bozmadan srdrebilirmi. Daha varlkl ve okumu olanlar Ortaky'e rabet ederken, bizim Kuzguncuk o yllarda da yine orta hallilerin semtiymi. Nfusunun eitlilii ve corafyas asndan, hogr ve iyi komuluun bylesine ak yaanabildii ok az istanbul semti vardr. Ve btn Kuzguncuktular gibi ben de buna yrekten inanr, gurur duyarm. Bykdedemin yannda terzilii renen dedem ilkgenlik yllarnda Kuzguncuk'un gzel Yahudi kzlarndan Rozita'ya tutulmu. Rozita'yla dedemin ak o yllardan sa kalanlarn hl anmsadklar bir by, bir tlsm tamaktadr. Henz on altsndaki kvrck kzl sal Kuzguncuklu Rozita'yla, on dokuz yanda mavi gzl Plevneli terzi Muharrem'in ak yle dallanp budaklanm ki, ksa zamanda dillere destan olmu. Dedemin yazd iirler, Rozita'nn hlyal baklar, zel ulaklarla yollanan ak mektuplar... Rozita'yla dedemin Paskalya'da zerine hallar serilerek kapatlan cadiye Caddesi'ndeki panayr 'akamlar... Laterna dinlenerek kutlanan panayr o yl gn gece dans edileriyle belleklere kazylar... Dillerde dolanan aklar karsnda onlar evlendirmekten baka bir ey yapmay dnemeyecek kadar Kuzguncuklu olan aileleri ertesi yl orta halli bir dn dernek kurmular. Rozita ms-lman olmu, Glkz adn almsa da herkes onu daima Rozita diye nlemi, kimse adna dokunmam. Benim babaannem Rozita deildir. Babaannem Mride Hanm ok sonralar gelin gelmi Kuzguncuk'a. Rozita'nn ertesi yl tberklozdan lmesiyle yllarca srecek yasa giren dedem dnyadan elini eteini ekip, kendini tamamen iine vermi. lmne bir trl inanamad gencecik karsnn Yahudi mezarlna gmlmesine izin verecek kadar yce gnll bir adam olan dedem, gerekten de ok hassas, incelikli biriydi. Avrupa Yahudilerinin vaat edilen topraklara varmadan nceki son durak olarak kabul ettikleri Kuzguncuk'un baka bir zellii daha vardr. Kuds'e varamadan len Yahudiler'in Kuzguncuk'ta gmlmeyi vasiyet ettikleri de sylenir, te zellikle bu nedenle dedemin o gencecik ve yasl dneminde verdii kararn saygya deer buluyorum. Plevneli terzi Muharrem'in ruhundaki incelik, diktii elbiselere de yansr, elinden kan giysiler sanat eseri gibi hemen dikkat ekerdi. Onu sk sk anar ve onu hl ok zlerim. Dedem dnceleriyle babamdan daha gen ve daha yakn olmutur hep bana. Babam, ie dnk, sessiz, sabrl, alkan bir adamd. Dedem onu Mride Hanm'a benzetirdi daima. "nce hastalktan" len kk karsnn ardndan dnyaya ksen, kendini yalnzca iine adayan dedemin alt dkknda artk kendi ad yazldr: Plevneli Terzi Muharrem Atacan. imdi ili'den, Mecidiyeky'den varlkl mterileri vardr, artk eli para tutmakta, anne ve babasna o bakmaktadr. Bir sre sonra babasnn Bulgaristan'dan gelirken getirdii -be kuru ve annesinin aknlaryla aldklar evin yanndaki Rum evini satn alr. Rum evleri de Ermenilerinki gibi kagirdir ama st katlar ahap atk zerine ahap kaplamal, zevkli konutlardr. Ama Hristiyan evlerinde banyo yoktur (onlar hamama giderlermi). Tabii dedem br mslmanlar gibi, evi alr almaz hemen bir banyo yaptrr. Dedemin varlkl mterilerden birinin modern grl, eitimli, zarif bir dul kz vardr ve bu kz bir gn beybabasyla Kuzguncuk'a dedemin dkknna gelir. Mride Hanm, kendinden yedi ya kk, kendisi gibi dul, Plevneli terzi Muharrem'i grr grmez ona tutulur. Sonra yava yava engin sabr, kltr ve sevgisiyle dedemin-acyla kilitlenen yreini zmeyi baarr. Evlenirler,

ertesi yl babam doar. Babannem, o yllarda ok erken dourmak zorunda olan kadnlara kyasla ge saylacak bir yata anne olmutur ve bundan hep utanr. Ah sevgili Mride Hanm, sevgili babaannem, sizden iki kuak sonra Trk kadnlar arasnda mesleklerini, eitim ve zben-lerini, anne olmaktan daha ok nemseme frsat bulan ve bundan utanmayanlar kt. Msterih olun, rahat uyuyun! Rozita'nn Ortaky'de yaayan kuzeninin torunu Nesim, akrabalarn ziyarete Kuzguncuk'a her geliinde bizim evde zel olarak arlanrd. Benden birka ya byk olan Nesim'i ok severdik. Dedem onu bizden ayrmaz, sanyorum z torunu gibi grrd. Oysa "Ortakyller horoz tyle, Kurguncuklular eek anrmasyla uyanr!" diyen Nesim'in anneannesini hi sevmezdi dedem. Anlalan Rozita'nn kuzeni Kuzguncuk'ta yaayan akrabalarn kmserdi. Nesim'le ben kkr kkr glerdik bu szlere, dedem feci homurdanrd. Belki dedemin de etkisiyle Nesim'i hl yakn bir arkadala, yakn bir akraba arasnda gzel bir yerde severim, ikimizin de hi tanmad, (dedemden bana yadigr)eski-psk, siyah beyaz bir fotorafta hlyal gzlerle bakan kk kz konuuruz ara sra... ikimize de scak, dmanl olmayan, ortak bir gemi duygusu veren, sevgi, dostluk ve ak renkleri tayan o kz... Onun anneannesinin kuzeni, benim dedemin ilk kars Rozita'y! Ve her telefon konumas ya da karlamada birlikte onun mezarm ziyarete sz verir, fakat bunu bir trl baaramayz. Belki mezarla gitme fikrinin cazip gelmeyii, belki gerekten Orta-ky'le Kuzguncuk'un birbirine gnmzde daha uzak duruundan ... Soyad kanunu ktnda Bulgar gmeni akrabalarmz "Terzi", "Terziolu" gibi meslekten soyadlarn tercih ederken byk-dedem, Atatrk'e hayranlndan Atacan' semi. Dedem bu seimle hep gurur duyard. Belki de bu gururun etkisiyle babaanneme hep "Mride Atacan" diye hitap ederdi. "Bre ok zerafetli olmusunuz Mride Atacan!" "O sizin iyi grnz Muharrem Bey!" Dedemin elinden kma k tayyrleriyle hayal meyal anmsarm babaannemi. Bana anlatlanlarla, elimdeki fotoraf imgelerini birletirince onun, modern, bakml, ekingen ve mesafeli bir kadn olduunu syleyebilirim. Babaa kaldklarnda da iindeki heyecan koyuvermediini bir kez azndan karan dedemle ilikilerinin, dedemin Rozita'yla olan ilikisine pek benzemediini dnrm. "O vakitler iyi tahsil yapm kzlar byleydi bre kzanm... j Mride Atacan kendini yle bir brakamazd Tuna gzlm!" derdi dedem. Kuzguncuk aka doymayan bir Boazii kydr. Babam on yalarna geldiinde bu kez, gen bir doktorun, kendinden byk bir evli kadna olan mitsiz akyla alkalanmaktadr. Frenk tepesinde gen doktorun yazd iirler okunur, gen kzlar i ekerek onlara imrenir ve bu akn yks nl bir ark olup Fehmi Ege'nin ili sesinden istanbul'a yaylr: "Temmuzun on sekizi Alatt ikimizi Boazn sularna Dsn mehtabn izi... Ey ilahi sevgili Doymam akn tadna Sar kelebek derim Sevdamzn adna..." Dedeme Rozita'y hatrlatan bu ak arks Mride Hanm' ok yaralam olmal ki, annem daha sonra bu arky renip, sylediinde babaannem kaplar vurup, odadan kaarm. Babaannem ben kkken ld. lmyle ilgili gzya ve lktan ok, derin bir sessizlik, arbal bir keder kald aklmda. Karakterine yakr biimde lm de sakin ve olgun karland. Dedem onun tamburunu babama, ou Osmanlca kitaplarn bizlere, elii ilemelerini de anneme vermiti. Ruhuna okunan krk mevl-tnden sonra Mride Atacan'n sevdii arklardan oluan bir saz eserleri konseri verilmi, mahalledeki ocuklara tatl datlmt. Zaten geride kalmay ve uzaktan sevmeyi tercih eden babaannemin yokluu, evin iinde aka hissedilmedi... Sanki o, st kattaki odasnda kahve iiyor ve kitap okuyordu da biraz sonra hayal meyal anmsadm melek sesiyle: "Mavi Tuna torunum, zencefilli kurabiye arzu eder misin acaba?" diye soracakt bana. Babaannemin varl evin iinde kalmt ve hi gitmedi...

ikinci karsnn lm ardndan, ilki gibi yas tutmayan deMASAL DELD ONLAR! "i sava dinarlardan gelen, bir yerlerden bulaan bir virs deil, isel bir sretir. Her zaman bir aznlk tarafndan balatlr; her yz kiiden birinin onu istememesi, uygarca birlikte yaamay olanakszlatrmak iin yeterli olabilir." Hans Magnus Enzensberger Onlar ocukken Kuzguncuk'ta yaz gneinin doumuyla deniz saatleri balard. O zaman deniz temizdi, onlar ocuktu... Nesim, Musa, Sefer, Aret, Kosta, Ara, Ada ve Tuna... Aslnda Ada'yla Tuna arada bir br ocuklara katlrlard. Onlar daha ok kkn bahesindeki incir aalarnn glgesinde dler kurar, resim yapar, oyun oynarlard yaz tatillerinde. "O zaman"n zerinden yalnzca yirmi yl gemiti ama her ey yzyl kadar ok deimiti. Kolunu gzlnn zerinden siper ederek, Kuzguncuk gneiyle kamaan gzlerini atnda bir askeri kamyonla burun buruna geldi Tuna. ryanizde sokakta, evinin kapsnda bekleyen bu kocaman askeri kamyon bir gz yanlsamas olabilir miydi? Bam kaldrp, gneten kamaan gzlerini zorlayarak baktnda sokaktaki evlerin pencere ve balkonlarndan sarkan insanlar grd. Bunlarn tm de kadn ve ocuklard. Kendi sokanda bu kadar ok kadn ve ocuun yaadn hi bilmiyordu. Ama bu olas myd? Bu kadar kadn ve ocuk bu evlere sabilir miydi? Belki de seferberlik ilanyla birlikte akrabalar bir araya toplanm, i savaa giden erkeklerin ardndan yalnz kadn ve ocuklardan oluan savasz bir dnya kurmaya balamlard bile... Ama byle bir ey gerek olabilir miydi? Hep sylendii gibi androjen hormonu ve erkekler miydi bu insanlk tarihiyle yat kymn, bu kahreden iddetin kayna? Erkekler tek balarna bunca kann ve lmn gnahn yklenebilir miydi? Yo hayr, hayr yle ey olamazd... ocuklarn ve kadnlarn da kendi i savalar vard ve sava, insan denen canlnn buluuydu. Yalnzca insana zgyd, kadn, ocuk fark etmezdi. "'Sineklerin Tanrs' romannda Golding yalnzca yetikin erkek insann deil ocuklarn da ktlk retebileceini anlatmad m?" diye fsldad yanndakine. Ve ardndan yeni bir soru patlad beyninde: "Peki ya o ssz adadaki ocuklar kz olsayd?" Yanndakine dnp baktnda zgn gzlerle kendisini izleyen yakkl stemen Birol'la karlat. (Demek rya devam ediyor!) "Hadi hocam binin araca, daha gidecek ok yolumuz var!" dedi stemen hafife Tuna'nn srtn svazlayarak. Askeri kamyona binerken son bir kez grmek iin ban kaldrp baktnda, pencere ve balkonlardan sarkan kadn ve ocuk yzlerinde, birazdan izleyecekleri esasl bir korku filmine hazrlanan yar sinirli, yar kukulu ifadeleri fark etti Tuna. "Ya henz inanamyor veya gerek olmadn onlar da biliyorlar!" diye fsldad yeniden. Gkyzne ylece aslm gibi hareketsiz duran onlarca, elli-lerce, yzlerce yz, sanki Fellini filmlerinden dondurulmu bir kareye sktrlmt. Ve tpk yzlerindeki oyunsallk, zellikle yaratlm gerek-dlk gibi i sava da yalnzca filmlerde, romanlarda ve televizyon haberlerinde ancak baka lkelerden nakledilen ama gerekte insann kendi bana ve/ya lkesine gelmeyecek dsel bir hastalkt sanki... (Ama ya rya deilse ?..) Hki renkli branda beziyle kapatlm askeri kamyona binmek iin gl bir zplayla srarken son anda pencerelerin birinde bana beyaz bir tlbent barty ylesine kondurmu, dudaklar kmldayan nur yzl yal bir kadn takld gzne. Yeniden bakmak iin kamyondan ban uzattnda kadn yoktu. "Tanrm, bu Mride Hanm deil mi?" diye heyecanla mrldand. Sonra hemen vazgeti. "Ama babaannem ban hi rtmezdi ki..." Mride Hanm be vakit namaz klar, sk sk Kuran ve Yasin MASAL DELD ONLAR! "i sava dinarlardan gelen, bir yerlerden bulaan bir virs deil, isel bir sretir. Her zaman bir aznlk tarafndan balatlr; her yz kiiden birinin

onu istememesi, uygarca birlikte yasamay olanakszlatrmak iin yeterli olabilir." Hans Magnus Enzensberger Onlar ocukken Kuzguncuk'ta yaz gneinin doumuyla deniz saatleri balard. O zaman deniz temizdi, onlar ocuktu... Nesim, Musa, Sefer, Aret, Kosta, Ara, Ada ve Tuna... Aslnda Ada'yla Tuna arada bir br ocuklara katlrlard. Onlar daha ok kkn bahesindeki incir aalarnn glgesinde dler kurar, resim yapar, oyun oynarlard yaz tatillerinde. "O zaman"n zerinden yalnzca yirmi yl gemiti ama her ey yzyl kadar ok deimiti. Kolunu gzlnn zerinden siper ederek, Kuzguncuk gneiyle kamaan gzlerini atnda bir askeri kamyonla burun buruna geldi Tuna. ryanizde sokakta, evinin kapsnda bekleyen bu kocaman askeri kamyon bir gz yanlsamas olabilir miydi? Ban kaldrp, gneten kamaan gzlerini zorlayarak baktnda sokaktaki evlerin pencere ve balkonlarndan sarkan insanlar grd. Bunlarn tm de kadn ve ocuklard. Kendi sokanda bu kadar ok kadn ve ocuun yaadn hi bilmiyordu. Ama bu olas myd? Bu kadar kadn ve ocuk bu evlere sabilir miydi? Belki de seferberlik ilanyla birlikte akrabalar bir araya toplanm, i savaa giden erkeklerin ardndan yalnz kadn ve ocuklardan oluan savasz bir dnya kurmaya balamlard bile... Ama byle bir ey gerek olabilir miydi? Hep sylendii gibi androjen hormonu ve erkekler miydi bu insanlk tarihiyle yat kymn, bu kahreden iddetin kayna? Erkekler tek balarna bunca kann ve lmn gnahm yklenebilir miydi? Yo hayr, hayr yle ey olamazd... ocuklarn ve kadnlarn da kendi i savalar vard ve sava, insan denen canlnn buluuydu. Yalnzca insana zgyd, kadn, ocuk fark etmezdi. " 'Sineklerin Tanrs' romannda Golding yalnzca yetikin erkek insann deil ocuklarn da ktlk retebileceini anlatmad m?" diye fsldad yanndakine. Ve ardndan yeni bir soru patlad beyninde: "Peki ya o ssz adadaki ocuklar kz olsayd?" Yanndakine dnp baktnda zgn gzlerle kendisini izleyen yakkl stemen Birol'la karlat. (Demek rya devam ediyor!) "Hadi hocam binin araca, daha gidecek ok yolumuz var!" dedi stemen hafife Tuna'nn srtn svazlayarak. Askeri kamyona binerken son bir kez grmek iin ban kaldrp baktnda, pencere ve balkonlardan sarkan kadn ve ocuk yzlerinde, birazdan izleyecekleri esasl bir korku filmine hazrlanan yar sinirli, yan kukulu ifadeleri fark etti Tuna. "Ya henz inanamyor veya gerek olmadn onlar da biliyorlar!" diye fsldad yeniden. Gkyzne ylece aslm gibi hareketsiz duran onlarca, elli-lerce, yzlerce yz, sanki Fellini filmlerinden dondurulmu bir kareye sktrlmt. Ve tpk yzlerindeki oyunsallk, zellikle yaratlm gerek-dlk gibi i sava da yalnzca filmlerde, romanlarda ve televizyon haberlerinde ancak baka lkelerden nakledilen ama gerekte insann kendi bana ve/ya lkesine gelmeyecek dsel bir hastalkt sanki... (Ama ya rya deilse ?..) Hki renkli branda beziyle kapatlm askeri kamyona binmek iin gl bir zplayla srarken son anda pencerelerin birinde bana beyaz bir tlbent barty ylesine kondurmu, dudaklar kmldayan nur yzl yal bir kadn takld gzne. Yeniden bakmak iin kamyondan ban uzattnda kadn yoktu. "Tanrm, bu Mride Hanm deil mi?" diye heyecanla mrldand. Sonra hemen vazgeti. "Ama babaannem ban hi rtmezdi ki..." Mride Hanm be vakit namaz klar, sk sk Kuran ve Yasin okurdu. Ama gsterii ve abarty hi sevmezdi. Bu yzden bylesine dindar olan bu Mslman kadn Tuna bartsyle hi grme-44 misti. Nur beyaz salarn kk bir topuzla ensesine toplar, uzun, ' dar etekli elbiseler giyerdi. Kendine zg ok sade bir kl vard. Kamyonun lo ortamna alana kadar bir sre yar krleti Tuna. Tahta oturmal eliyle yoklayp, ucuna iliti. O srada eli yannda oturan birinin

bacana deince, hzla geri ekip, zr diledi ve yalnz olmadm anlad. Yanndaki hi ses vermedi. Gzlerini smsk yumdu Tuna, derin derin soluk alp vermeye alt. Dardan stemen Birol'un sesini duyuyordu. Ne sylediini anlamasa bile, sesinin ritminden bir emir aldm ve "ba-stne komutanm!" tonunda, kararl bir sesle bardn seziyordu. "Demek ki, kamyonun nnde Birol'dan daha yksek rtbeli bir asker daha var," diye dnd. Ara yola kmadan nce, son anda evik tek bir srayla kamyona binip, yanna oturan askerin stemen Birol olduunu anlaynca sevindi. (Neden seviniyor ki?) Er Demir de kar uca oturmutu. stemen Birol'un rahat oturmas iin biraz saa kaymak isteyince Tuna yeniden biraz nce dokunduu kiiye arpt. "Pardon sizi rahatsz ediyorum..." diye geveledi hi bakmadan. Yanndakinden yine ses kmad. " savalarda evler, dkknlar yamalanr, talanr, sokaklar-lar koan, cann kurtarmak iin kaan insan lklar ve babozuk silah sesleriyle yanklanr, yerlerde l ve yarallar yatar... Yangnlar kar... ocuklar bile ldrebilen caniler, kadnlarn rzna geen sapklar ve frsat fanatikler ortaya dklr sanrdm ... Ortalk yank, ezilmi umut ve korku kokusundan geilmez. Yani filmlerde, romanlarda i savalar byle anlatlr ya hani... Bosna'dan televizyonlara tanan manzaralar gibi... deil mi Birol Bey?" "Kentin baz kesimleri ne yazk ki biraz o anlattnz durumda hocam. Buralar sokaa kma yasana uyulan, imdilik kontrol altndaki blgeler. Bir de... hocam..." diye fsldad stemen Birol, "Bana Birol Bey yerine 'stemenim' demeniz gerekiyor. Benim tercihim bu olmasa da kurallar byle, anlarsnz ite..." "Ah tabii tabii..." diye toparland Tuna biraz utanarak. "Yalnzca stemen bile deil, stemenim dememi istiyor, istiyor nk bu ie dahil olduumu bana kantlamak iin urayor! Birol'un suu yok tabii, bunlar planlayan tamamen kendi beynim!.." diye dnd arabucak. " savalarda kimin kime kar olduunu saptamak daha gtr ve her koula her an hazrlkl, ok dikkatli olmak gerekir hocam..." "Her an ok dikkatli olmak!.." diye iini ekti Tuna. "Demek sonunda oldu ha! Korktuum, yllardr endieyle beklediim ey bama geldi!.." "Stratejik olarak dmann net ve belirgin olduu savalar nispeten homojenlik ve alma kolayl gsterir, oysa Hobbes'un dedii gibi 'herkesin herkese kar sava' olan i savalar en g olandr hocam..." "Kurban ve katil karyor yani!" diye mrldand Tuna. Kendini aniden ok bitkin hissetti. Yllardr sren yorgunluun, tedirginliin ve srekli uykusuzluk ekmenin arln du-yumsad bedeninde. Bir yandan da uykuya yeni dalan birinin kbus grdn yava yava ayrmsamasna benzer bir huzursuzluk yaylyordu beynine. Evet kbus byyerek, katmerleerek geliyordu, ne yapp etmeli, bir yolunu bulup uyanmal ve yaklaan byk ikenceden kurtulmalyd imdi. Hemen imdi! Oysa ne yapacan, bu kbustan nasl kurtulacan hi bilmeden ylece oturuyordu askeri kamyonun iinde. "Beynim beni korur!" diye dnd sevinle, "insan beyni gldr ve kendi bedenini korumak gdsne sahiptir!" diye mrldand. Ama sevinci yarm kald. Dnceleri inanlmaz bir hz ve younlukla aniden saldrmaya balad. Bunlar birer dnce olmaktan ok ateli silahlardan frlam ldrc paracklard sanki... Her ynden saldrp, cann yakyor, arlklarn fiziksel olarak hissettirip, onu bedensel olarak da yorgun dryorlard. Aslnda yaad bu youn taarruz yeni deildi. Uzun zamandr dnceleri iten ie onu kemiriyor, ypratp, yiyip bitiriyordu. Kendi dncelerinden kap kurtulamyor, dncelerinin yaratt korku, endie ve tehdit duygularn skp atamyordu. Dncelerinin ve endielerinin esiri olduunu hissediyordu. Ko45 nuabildii tek kii Ada'yd ama onu da bktrmaktan ekiniyordu. Her ey endie vericiydi. Evde, okulda, kendi iinde, sokakta, 46 kentte, lkede ve dnyada olanlar kimi kez baa kamayaca ka-*"""" dar karmak, ilkel, barbar,

irkin ve yakksz, kimi kez hibir mantk, doa ya da fizik yasasyla aklanamayacak kadar anlamsz ve dehet vericiydi. Yeni fikir ve projeler reterek zmler gelitirmeye alyor, hatt bazan umutlanyor, rencilerine ve ailesine umut veriyor, ama o srada yeniden patlak veren bir iddet, bir smr ya da vurdumduymazlkla tekrar iflas ediyordu. Kendisine retenlerin itenlikle bal kalarak ona aktard btn deerler artk km, kymetsiz, bo, sama kavramlar olarak pe atlmt. Dostluk, ak, sevgi, insanlk, eitlik, vefa, saduyu, affetmek, hogr, zgrlk, gvenmek, inanmak, adil olmak, akln yollar... hepsi, hepsi kullanmdan kalkm veya tamamen ierik deitirmi, stelik ciddiye alnmas toplumsal yasalarla yasaklanm kavramlard artk. Ve Tuna bu yzden uzunca bir sredir iindeki savan kanlmaz olduunu biliyor, kapsn almasn bekliyordu. Tuna bekliyordu. Birok insan gibi bekledi o da. Beklemek bu an yazglarndand naslsa. Hayr korkuyla deil. Kukuyla bekledi daha ok "Ne zaman, hangi klkta kapm alacak?" kukusuyla ... Daha sonra "Ne olacaksa artk olsun!" sabrszlyla... "Yz-leelim artk ve bu i bitsin!.." ite sonunda olan olmu bu sal sabah kaps alnm, "Seferberlik ilan edildi" diyerek onu askere almlard. Aslnda korkularyla yzleip, bedellerini deyecei ve sonunda onu uzun zamandr zlemini ektii i huzura kavuturabilecek bir i yolculuunun baladn bal gibi biliyordu. Yani bu askerlik ve seferberlik hikyeleri ancak kendi beyninin yaratt bir senaryo olabilirdi. Gerek deildi ve gerek olamazd! "iyi misiniz hocam?" diye soran stemen Birol'un elini omu-zunda duydu o an. "iyiyim, saolun stemenim... Gereklik duygum arzaland sanmtm da..." Kahverengi gzlerini yzne dikmi akn akn bakan stemene glmsedi. "Seferberlik ha!" diye mrldand sonra. "Arapa bir szck. Savaa hazrlk demek. Szcn kk 'sefer', yalnz bana yolculuk olarak kullanlr. Bir de bizim frnc, benim ocukluk arkadam Sefer var tabii..." dedi glmseyerek. Konutuka rahatlayacan sananlara hep kzard oysa. Dedesi geldi aklna. Mahallede oyun oynarken frncnn olu, arkada kk Sefer'i de arp, onlara seferberlik anlar anlat... Kuzguncuk'un i donduran kuru ayaz-yaman klarnda ailenin dehas byk torunu Aras' bir yanna, elbebek-glbebek kk torunu "Mavi Tuna"sm da br yanna alp, sobann karsna oturular... Annesinin dr'dan gelen pestilleri sobada hafife stp, ilerine dizdii kavrulmu kays ekirdekleriyle durum yaparak ocuklara dat... "Masal deildi onlar!.." diye mrldand kendi kendine. stemen Birol dnp endieyle bakt ona. Tuna retmen'in kk bir ok yaadn dnerek hi ilimedi. "Dedemin anlatt seferberlik anlar masal deildi, ama o zamanlar masal gibi gelirdi bize..." diye aklad Tuna. Birinci Balkan Sava srasnda Osmanllar'n yenilmesiyle istanbul'a gen bykdedesinin ayann tozuyla anakkale savana katlmas ve yiten yz doksan bin kiiye karn bir mucize olarak geriye tek para ve canl olarak dn... Elli be bin ehit, on bin kayp, yz bin yaral ve yirmi be bin hasta insan... Aklnda kalanlar arasnda yoksulluk hikyeleri, alk ve ktlk aclar var. Bykdedesigillerin akrabalarnn yannda nce Silivri'de sonra skdar'da kallar ve Kuzguncuk'a yerlemeleri ... Bir de iine her defasnda derinden ileyen "anakkale iinde vurdular beni/lmeden mezara koydular beni/Vah genliim eyvah!" trksn alayarak syleyen Muharrem dedesi... Sk sk dedeleri ve bykdedelerinin katld savalar ve yllar birbirine karsa da, o srada iki kardein ilgilerini en fazla dedelerinin seferberlikte gsterdii kahramanlk hikyeleri ekerdi. Bu hikyeler, mitolojik kahramanlarn mucizevi servenlerine benzer, olaand tatlar, gerekst boyutlar tard. Babasnn Balkan Sava anlarn dinlediinde kendisi de bir ocuk olan dedesi Muharrem belki bunun etkisi, kimbilir belki de bilerek ve isteyerek her eyi abartyla anlatrd. O sralar ilkokul andaki Tuna va Ara, iri csseli Trk askerlerini gl masal

kahramanlarna benzetir, her eyden soyutlanan cesaretlerinin sonsuzluunda onlarla zdelemeye baylrlard. Ama ne olursa 48 Ada onlara katldnda olur, iki kardein "yaasn!", "na na no-om!" gibi zafer lklar atarak dinledii seferberlik anlarn "bi dakka Muharrem Amca" diyerek kesmesiyle by bozulurdu. "O zamanlar tank yoktu ki! Hem metre boyunda insan olmaz, ayrca kanatsz canllar uamaz bence!.." s "Bre kzanm, arp srasnda er ey farkl gzkr adama!" der < di yalvaran bir sesle zavall dedesi. "Biz de biliyoruz herhalde, ama bylesini seviyoruz!" diye serte araya girer, dedesini korurdu Ara. Glmserdi Tuna. Dedesinin serven dolu masallarndaki sihirden, Ada'nn dikbal ve atak cazibesine gnll olarak geive-rirdi. Ada'nn bir kt niyet gsterisi deil, bir dzeltme yapmak iyiliinde bulunduunu dnrd hep. Dedesine olan sevgi ve ball, bu kez Ada'ya hayranlk ve tutku olarak akmaya balard. "Kz milleti arp ikyesi sevmez!" diye fsldard dedesi Ada'nn > arkasndan. Onu bu nedenle baladn anlar, susarlard. "Sava ykleri sevmeyen biri erkek olamaz m dede?" diye korkarak sorard Tuna. "Sen daha kksn bre Mavi Tunam!" diye onu gsne bastrr, koklard dedesi sevgiyle. Tuna, farkllklar hep hogrlecek kk torunu olarak kald Plevneli Terzi Muharrem'in. "Tek yumruk olduk bre kzanlar!" diye srdrrd dedesi yumruunu skarak. "Trkn vatann dman izmesine ezdirmedik, bata yce Rabbimin sonra byk Atatrk'n sayesinde tek yumruk olup, vurduk yzne gvurun!" , Dedesinin ballandrarak anlatt seferberlik hikyelerinin daha somut ve gereki blmleri bizzat kendisinin de katld Ulusal Kurtulu Sava'yd. "Bre igal kuvvetleri ii yle azdrmt ki kzanlarm, irket-i ayriye vapurlarnda elindeki krbac Trk zabitinin yznde ak-, latmaktan ekinmezlerdi. Ah evlatklarm, Allah kimseyi vatansz, i kimseyi yurtsuz komasn! Byk Allahm bu memleketi bi daha dman izmesi altnda ezdirmesin! Allah sizleri korusun!.. Yce Rabbim i kimseyi vatanndan mahrum, srgn etmesin!.." Dedesinin titreyen sesi ve dolan gzleri Tuna'y hznlendirir, ona g vereceini sanarak koluna yaslanr, bir eliyle dedesinin kolunu okard. "Nasl ate ettin dede? ok dman ldrdn m? iyuv i-yuv iyuv! Ahhh!.." diye heyecanla sorup, sonra hem len, hem ldreni oynar, yere yatarak lrd Ara. "Gz gz grmez bre kzanlar! Allah Allah! diye inler muharebe alan... Kalbin gsnden kopar, senin nnde koar... lrsen ehit, kalrsan gazi! bi ey gznde yoktur... Allah ve vatan ak... Anan ve yavuklunu dnrsn... Evladn varsa o gelir gzne... Bir de Atatrk, onu dnrdk... Ama en sonunda lme giderken kr olursun, sar ve dilsiz... Allah Allah! diye bararak seller gibi akan sen deilsindir artk!.." "Atnn ad neydi dede?" diye sorard Tuna. "Ne at sayklarsn bre kzanm! Fakirlik, fukaralk vardr, abe soba borularn top gibi yanyana dizer, dman kandrmaya abalar, sng takar yayan taban koardk..." Atsz savalar, masaln tm sihrini alp gtrr, ocuk dnyasnn gizemini bozard. Kkr kkr glmeye balard iki karde. "Ne glersiniz bre kzanlarm? Sakn unutmayn, vatan elden giderse, ibir eyin manas kalmaz artk! rriyet can kadar tatldr!" H harflerini atlayarak konuan dedelerinin Hrriyet'i ocuklara iyice komik gelir, artk katla katla glerlerdi, ite buna ok kzard muhacir terzi Muharrem, torunlarnn henz birer ocuk olduunu unutup, fkeyle barp, grlerdi. Yaad yllarda babaanneleri, daha sonra da anneleri koar, arabuluculuk yapmak iin didinirlerdi. Ama "kei inatl" olmakla vnen dede, karsna veya gelinine naz yapar, olay byrd. "Muharrem Bey, onlar ocuktur, her eye glmeleri bu sebeple tabiidir. Biz de ocukken olurdu bu eit kazalar..."

"Sen onlara ne bakyosun beybaba? Onlar bi avu bebe daha!" Dede uzun uzun homurdandktan sonra sobada ya da mangalda pimesi kouluyla az ekerli bir Trk kahvesi rvetiyle torunlarnn laubaliliini affetmi grnr, annesi her seferinde; "Sanki tiyatro yapmasa kahve piirmezmiim gibi, tvbe tvbe beybabam da byle ocukla ocuk olmaz m ama! Yallk ite..." diye sylenirdi. O kahvenin kokusu nedendir bilinmez ok daha gzel, daha KAM 4 katmerli gelirdi Tuna'ya. Kk olduu iin henz kahve imesine izin verilmez, ama o byynce annesinin kendisine de ayn :f kahveden yapmas iin yalvarrd. """'"" "Sen by, aslanlar gibi ol, sana ne kahveler yaparm Mavi Tuna'm, gkgz olum," derdi annesi onun kvrck siyah salarn okayarak. Bu kbustan kurtulur kurtulmaz annesinin elinden o mthi kahveyi imek iin kendine sz verdi Tuna. "Sava neden kar dede?" "rriyetin elinden gider, vatann igal edilirse, esir olursun bre evlatm," der, o yllar dnerek ince ince alard dedesi. Dedesi esaretten sz edip alaynca Ara bozulur, savalar kazanm koskoca gazi dedesine bunu yaktramaz ve odadan kaard. Oysa Tuna asl byle zamanlarda dedesine daha byk yaknlk duyar, onun zgrlk ve bamsz vatan derken ne kadar nemli eyler sylediini kavramasa da hissederdi. Koskoca dedesinin bir ocuk gibi alamas onda bir eit akranlk duygusu yaratrd. "Peki imdi dman kim dede? Kim nereyi igal etti ve hangi zgrlk iin lmeye gidiyoruz?" "tyi misiniz Hocam?" "H?" stemen Birol artk gizlemeye almad bir endieyle yzne bakyordu Tuna'mn. Karsnda oturan er Demir'in kucanda dik olarak tad makineli tfei o srada ayrmsad Tuna. "Dolu mu?" diye sordu iaret ederek. "Ne dolu mu?" Dalga geip gemediini anlamak iin sert bir bak frlatt er Demir ona. "Siz iyi deilsiniz hocam!" diye iini ekti stemen Birol. Kucanda kk srt antas, iki bklm oturmu, tedirgin gzlerini kardaki tfee dikmi ylece kald Tuna. Sk sk burnunun stne den ince tel ereveli gzln itiyor, olup bitenin asl sorumlusunun kendisi olduunu dnerek huzursuz, kesik soluklarla ii daralyordu. "Hi tasalanmayn hocam," diye fsldad stemen Birol. "Bu , oku sizden daha youn yaayanlara tank oldum ben, her ey gerekle yzyze gelince dzelecektir." "Hangi gerekle?" diye sordu Tuna. "Tabii ki klaya varmak ve fiziksel koullan yaamak gereiyle," diye biraz da ararak yantlad onu stemen Birol. "Ah bu benim beynimden ektiim nedir Tanrm!.." diye inledi Tuna. "Allann dedii olur Tuna retmen!" dedi yannda oturup, imdiye kadar hi ses etmeyen kii. Adnn nlenmesinden byk bir sevin duydu Tuna. Dnp, yannda oturan adama dikkatle bakt. Grd uzun, neredeyse gbeine uzanan kapkara sakall, salar bann stnde azalm, biraz gbekli, orta yal bir adamd. "Ne o beni tanmadn m 'Mavi Tuna'?" dedi adam bozularak. "O kadar m yabanc olduk artk?" "Musa sen misin? u sakaldan olacak, valla hi kartamadm nce..." sevinle konutu Tuna. ocukluk arkada, daha dorusu aabeyi Aras'n yatyd Musa. Baba mesleini srdryor, Kuzguncuk'taki bakkal imdi o iletiyordu. Son yllarda fazla kilolanm, salar dklm, kendini tamamen dine vermiti. Camiye gitmeyenlere fkeleniyor, eski arkadalarna bu konuda bask yapyor, o da olmazsa selam sabah kesiyordu. "Okullar tatil oldu, yzn grrz artk diyorduk, ama sen brak camiyi, dkkna da hi uramaz oldun be retmen!" Musa'nn sesinde sitemden daha ac bir alnmlk vard.

"Halbuki severiz seni de aileni de... Ne olacak unun urasnda hep beraber bydk, Elhamdlillah Mslmanz!" "Pek vakit olmuyor be Musa! Okul, snav ktlar, devler, yazn da zel ders vermeye balaynca ite..." "Sen de ok iine kapandn be Tuna, insan iine kmaz oldun ha! Ne camiye gelirsin, ne bakkala urarsn... Olmaz ki ama." Musa'nn sesi biraz yumuam, gen ve henz mit kesilmedik birine sunulan bir hogryle lnmt. "Bu olanlara inanmak ok g Musa," diye iini dkmeye balad Tuna. "Sen hep byle saftn be Tuna!" diye acyarak konutu Musa. "A gzn be muhterem kardeim. Bunlarn hepsi oyundur, kfir oyunu! Hristiyan ve siyonist emperyalizmi her zaman Osmanl'ya kar oyun kurar. Ayrca kendi iimizde de hainler var... Maneviyat sfr, Allah korkusu kalmad!" j Sonra eilip, daha yumuak bir sesle fsldad: "Gafil uykusu derler seninkine Tuna, uyan artk, uyan yoksa gnaha girersin vallahi de billahi de!" "Ben de uyanmak ve geree dnmek istiyorum Musa. Bak sana ne diyeceim, yakla biraz..." diyerek Tuna da Musa'nn kulana fsldad: "Btn bu olup bitenin aslnda benim kendi kbusum olduunu biliyorum ben. iddetten nefret eden bir beynin, endie ve panik duygular iinde yazd bir senaryo... Anlyor musun Musa?" Yzn buruturarak ona bakt Musa. Kulaklarn kad bir sre. Sonra, "Sen iyi misin be Tuna kardeim?" diyerek elini Tu-na'nn alnna koydu kukuyla. "Vay be, sen yanyorsun zavall kardeim! Ateten sayklyorsun demek ki..." "Btn su bende... Hepsini benim korkularm, benim savatan, iddetten nefretim yaratt... Sizler aslnda yoksunuz... Btn bunlar benim kbusum ve u anda buradaki halinizle bulunan sizler aslnda gerek deilsiniz!" diye ok zlerek itiraf etti Tuna. Kamyondaki br adamlar gldler. (Demek kalabalktlar!) "Ne diyo bu yaaa!" .,.; "Kafay imdiden yemi gariban!" "Susun muhterem kardelerim! Grmyor musunuz retmen kardeimiz hasta, ateler iinde sayklyo... Allah akna gitmeyin stne..." diye korudu onu Musa. "Sen tabii sabahki gazeteleri okuyunca hastalandn di mi? u sinemaclarn kzyla ilgili o haber kafann tasn artrmtr... Ben sana bi ey syleyim mi muhterem kardeim, Allah affetsin, zaten o kz hi gzm tutmamtr benim..." diye fsldad Tu-na'nn kulana sonra. "Yine de... bak iftira atmak ok gnahtr haa! Bo ver Tuna kardeim, bu medya eytanla ibirliki oldu zaten. Daha ok satmak iin zbabasn da katil ilan eder bunlar... Ne din kalm, ne iman... Tvbe estafurullah!" "Ada!" diye birden anmsad Tuna. Sesinde, vurulduunu yere derken yeni ayrmsayan bir aknlk vard. "Tabii ya, nasl olur da ben hl buradaym? Onu hemen bulmalym!" Ayaa frlad ve ofr duysun diye yrtnrcasna haykrd: "Durdur u kamyonu, hemen inmem gerek, hemen imdi!" "Hocam sakin olun, ltfen oturun!" diyerek onu tutmaya alan stemen Birol'un sesini hi duymad Tuna. "Aday bulmalym, onu mutlaka bulmalym! Bana ihtiyac vardr!" diye bar bar baryordu. "Sk tutun atlayacak!" ."Delirmi bu adam!" Kollarna ve bacaklarna smsk sarlan bakkal Musa ve stemen Birol'un arasndan syrlp kamyondan atladnda hl baryordu Tuna: "Ada'yi bulmalym!" YILDIZLAR NEREYE YAAR? =f "Yldz kmelerini ilk kefedip, onlara ad verenler ykclerdi." JohnBerger Yanl anlamtk! Kk bir yanl anlamann, nasl byk sonular yaratacann ulusal uygulamasn yapmaktaydk. Hepimizin bir an nce modernlemek istediimiz yllard.

Birok ey hzla deiiyordu. Eskiden kalan her eyi atarsak, ada ve yepyeni baka birisi olacamz sanyorduk. Btn eksikler ve yanllar zaten eskimi gemile birlikte atlacak, geriye kalan sfr zerine en ksa zamanda mkemmel bir lke ve yepyeni bir kltr oluacakt. Daha dorusu, modern olmak iin kendimize ait birok zellikten vazgememiz gerektii yanl anlamasnn en hzla srd talihsiz yllard. Hibir yanmz beenmiyorduk! Kadky ve skdar'n yzyllarla oluan gzellikleri de bu ve buna bal para hrsyla zalimce yok ediliyordu. Pembeavu zmleriyle nl Erenky, itlenbik aalaryla ssl k Moda, fstk amlar ve kokulu incirleriyle badndren Salacak, leylak, smbl, erguvanlaryla dillere destan Fenerbahe lgn bir hzla betonlayordu. Yalnzca bizim yaka deil, istanbul'un iki yakas da tmden yeilini ve tarihini silmeye urayordu. ilekleriyle nl Kuzguncuk'ta da balar azald, o gzelim iki katl evleri onartmak yerine irkin beton apartmanlar yaplyordu. Acelecilik ve agzllk, zevksizlik, kalnlk ve kaba-sabaln en kallavisini douruyordu. Dedim ya, yanl anlamtk... Annem, vaktiyle bykdedemin Kuzguncuklu bir Ermeni'den satn ald katl kagir evin yerine apartman yaplmasn istiyordu. dr'da doup bym annem iin "beton" modernlik, apartmansa kolaylkt. Dedem babasnn evinin ve bitiiinde daha sonra kendisinin satn ald, imdilerde terzi dkkn olan Rum evinin yklmasna iddetle kar kyor, hep sevdiini syledii gelinine ilk kez kar koyuyordu. Babam, kars ve babas arasnda skp kalm, her zamanki sessiz, etliye stlye karmaz tavryla insiyatifi almaktan ok, ii ya Allah'a, ya da oluruna brakm grnyordu. Sonunda ksmen annem kazand ve evimiz katl bir gri apartmana dnt. Dedem sonuna dek bitiikteki kk Rum evini cansiperane korudu ve her gece bir misafrmi gibi bizden kp, cumbal terzi dkknnn st katndaki iki odal "kendi evi"ne gitti. Bizler harl harl modernlemeye alrken, karmzda yzyl nce bir Osmanl valisinin yaptrd sylenen, ama yllardr sahiplerinin uramad, terk edilmi harabe kk bozuntusunda bir hareketlenme balad. "Nihayet akllar balarna geldi, o baheyle birlikte iki apartman dikilir oraya," dedi annem. "O caanm incir aalarn kesenin ne bu dnyada, ne hirette iki yakas gelir bir araya Zbeyde gelin!" diye homurdand dedem. Sustu babam. Btn k ve ilkbahar boyunca, hepimizi artacak kadar ok ii, hi durmadan alt. Beklenenin aksine kimse hibir ey ykmam, o zavall kk harabesi onarlm, boyanm, ortaya gz kamatran bir eser kmt. Bahesindeki kk havuz ve balkl fskiyesi bile alyordu. Bahe dzenlemesi neredeyse kkn restorasyonu kadar uzun srm, sonunda rengrenk iekleri, hal gibi imenleri, asma yaprakl arda ve bahe salncayla rya gibi bir bahe oluturulmutu. "Bu masrafa Nianta'nda apartman alnrd beybabacm..." diye ard annem. "istanbul'da Kuzguncuk'tan gzel yurt yoktur bre kzanlar!" dedi dedem. Sustu babam. "Mirasyedi falan olmasn bunlar?" "Kaak olduklar syleniyor, bunca paray nereden bulur insan ayol?" 55 "Amerikallar alm kk, diyorlar..." > , i "Canm Amerikallar ne yapsn Kuzguncuk'ta ?.." 56 Oymalarnn incelii ve ilemelerinin zerfeti ortaya ktka, pembe-beyaz renkleriyle gz kamatran kk, o ilkbaharda Kuzguncuk'ta en ok konuulan konu oluvermiti. Kkn sahipleri hakkndaki aibeler srerken, iki kamyon dolusu eya dayand kapsna, birka aylk eker mi eker bir Sivas kangal yavru getirildi baheye, sonra da ortayal tombul bir kar-koca yerleti iine. Bunlarn bahevanla a olduu fsltlar ortala yayldnda, yannda daima esmer, telal ve gleryzl bir kadnla dolaan o kz belirdi

Kuzguncuk'ta. Kzn yanndaki kadnn adnn "dad" olduunu renmitik ki, asl bomba patlad: "Sreyya Mercan'la Pervin Gkay almlar kk!" "Ah inanmam vallahi! Ay kalbim duracak heyecandan imdi!.." "Amaan, yani onlar Nianta, ili, Bebek dururken buraya gelirler mi karde?" Kkn sahiplerinin nemli ve sevilen birileri olduunu anlamtm ama ne i yaptklarn kartamamtm. Heyecan ve sevin dalgas en ok bizim evde esiyordu, annem bamza talih kuu konmu gibi bayram yapyor, diki makinesinin banda sessiz karncalar gibi titizlenerek alan babam bilgilendiriyordu: "Ryamda grsem inanmazdm Nairn, imdi biz Sreyya Mercan ve Pervin Gkay'la komu olacaz, dn hele bir! iki hizmeti, bir bahevan ve alar var diyorlar! Bir de kzn dads..." "Anne, o kzn annesi yok mu? Neden hep dadyla geziyor?" Annem beni duymuyordu bile... "Mahallemize yldzlar yad! Keke rahmetli hanmannem de grseydi bu gnleri..." "Mride Hanm bu beton evde yaayamaz, kahrndan lrd bre!" diye homurdanrd dedem. Susard babam. Perdelerin arkasna saklanarak Sreyya Mercan ve Pervin G-kay' evlerine girerken grebilmeye alan annem, bunu bir trl baaramyor, biraz da dkrklyla; "Yldzlarn yaants ok dzensiz olmal..." diye iini ekiyordu. "O kzn annesi yok mu anne?" "O kzn hem annesi, hem de babas yldz olum!" ;.,'? ; Demek o yldzlarn kzyd! Bir yldz kz! : <: "Yldzlar ok megul olurlar, seyahat ederler, filim evirirler... sonra davetlere felan giderler... ne bileyim ite... yani bize benzemez, bizim gibi yaamaz onlar!" Vay canna, o hem yldzlarn kzyd, hem de bize hibir bakmdan benzemiyordu demek! "Hani geen yl yazlk sinemada oynayan Balk Osman filmi vard ya, ite Sreyya Mercan oydu!" "Yani o kzn babas balk m? Hani yldzd anne?" "Hayr Mavi Tuna'm, ah benim saf olum, Sreyya Mercan o filimde balk gibi rol yapan o yakkl adamd. Her filimde baka baka biri olur o!" Tanrm ne biim bir kzd bu byle ki, bende bilinmezlerle dolu heyecanl bir sevin yaratyordu? Gidip onu yakndan grmek, onunla konumak iin can atyor, ama ekiniyordum. "Kardei yok mu o kzn anne?" "Tek ocuk o, Tunacm." Onlardan sz ederken annemin sesine yaylan hayranlkla kark hlyal ton benim ekingenliimi iyice artryordu. Aabeyim Ara hep olduu gibi lp, bimi, kararn verip, konuyu balamt. Onun kararlarndan tr piman olduunu da hi grmedim. Aklc, atik, zeki ve gl Ara! Her zaman beenilen, baarl ve zgvenli aabeyim. "O kz kendini beenmiin teki!" diyerek, kesip atmt. Aras'n bu tavr annemi gldrm, birka yl nce yitirdii babasna ok benzettii byk olunun kararllyla gururlan-mt. Yine de yldzlarna toz kondurmaya kyamam; "E tabii olum, dadlarla byyen kzlar kibirli olur," demiti. "Bre neden yle dersin Zbeyde gelin, Mride Atacan mark myd, de ele bakalm ?.." "Hanmannem bi taneydi beybaba, nur iinde yatsn!" Umurumda deildi. Ben bu kz ok merak ediyor, onunla tanmak iin deliriyordum. Halbuki onun benden haberi bile yoktu ve ben ona kendimi gstermek konusunda ekingendim.

Yldzlarn kz mahallemize yadndan beri Aras'a olan hayranlm ve ilgim azalm, aabeyim bunun nedeninin "o kz" olduunu bildii iin huzursuzlanmaya balamt. Aklm fikrim kkteki kza emanet, uykuda gezer gibi onu sayklar olmu, yemekten, imekten kesilmitim. 58 Aras'n arkada sknts ektii grlm deildi. Cesurdu Ara. Gzpek ve atak. Adildi ve akllyd. Tan bir liderdi. Mahallede onunla oynamak, onun tarafndan kabul grmek bir onurdu. Bazan onu tahtndan indirmek isteyen ocuklar peydahlanr, ama btn oyun ve yarlarda kimse Aras'n bileini bkemezdi. Yetenekliydi Ara. Saatlerce sabrla uraarak kartondan oyuncaklar yapard. Gnlerce alarak tamamlad maket uak ve gemileri, ince ayrntlaryla grenleri hayran brakrd. Denizalt ve gemilere an dknd, ok iyi yzer, aalarn en st dallarna trmanabilir, kocaman talan kaldrabilirdi. Beni korur, aktrmadan gzetir ama kayrmazd aabeyim. Onunla gurur duyar, ona ok gvenirdim. Bu duygularm hl taptazedir. Ama ben ona hi benzemezdim. Ben aalara trmanp, kovboyculuk oynamak yerine, hayaller kurup, filmler izlemeye, masallar dinlemeye baylrdm. Oynayan ocuklardan biri olmak yerine, onlar seyredip, haklarnda hikyeler uydurmay severdim. Kke yeni tanan yldzlarn kzyla ilgili yzlerce farkl yk uydurmutum bile. O kz bir gn prenses, br gn bir bulut, sonra iek, baka bir gn de iyilik perisi olarak dlyor, hayalimde onunla konuuyordum. Benim bu melankolik halime Ara bozuluyor, annem kkr kkr glyor, dedemse; "Bre, erken byr artk kzanlar!" diye iini ekiyordu. Babam beni sk sk dkknna gtrp, yardm etmemi istiye-rek hem dikkatimi datmak hem de ilerde iini benim devralmam hazrlamak istiyordu. Kapsnda artk: ADA TERZi NAlM ATACAN yazan terzi dkknmz, hazr giyim sanayiinin bymeye balamasyla eski bereketini yitirmekte, mtevaz yaantmzn ekonomik kayna eski gcn kaybetmekteydi. Yazn ortalaryd. Bir sabah babamn dkknndan kararl admlarla ktm ve kke doru yrdm. ekingenliimle savaan "bu ii baaramazsam bittim" tutkum beni uyuturmutu sanki. Kkn bahe kaps hep olduu gibi akt, bahevan akir Amca ark syleyerek alyordu. Beni grnce sevindi, hasr apkasn kartp selam verdi. "ite ilk misafir sonunda geldiii!" dedi. O srada evi korumas iin orada yaadn hl fark etmemi yavru kangal belirdi bacaklarmn dibinde. Benimle oynamak iin hoplayp, zplyor, sevinle kuyruk sallyordu. "Sivri! Dur olum, rahat brak misafirimizi, gel kuu kuu, gel Sivri!" Korkudan nasl olup da altma yapmadm, bilmiyorum. Sahte bir ciddiyetle Sivri'nin beni koklamasn beklerden dudaklarm kemiriyordum. Artk dn yoktu. Yldz kz bulacaktm! O srada elinde bir vazoyla baheye kan bahevann kars Yaar Kalfa imdadma yetiti. nce ard, dikkatle beni szd, sonra glmseyerek bam okad, eliyle arka baheyi iaret etti. O gn kkn bahesinde rastladm herkes benim varlm onaylam, sanki beni zaten bekliyor gibi davranarak cesaretlendirmiti. Ve nihayet arka bahede buldum onu. Hemen birka metre temde, ardan altnda yalnzd. Onu ilk grdmde yaantmda ok nemli bir yer tutacan sezmitim. Bu tpk, bir filmin daha ilk karesinden btnn kavramak, sonunu tahmin etmek gibi bir duyguydu. Onu ilk grdmde kendi kendine konuuyordu. Biraz dikkat edince aslnda meldii yerde benim gremediim bir eyle konutuunu anladm. Ona bakmaktan kendimi alamyor, merak etmeme karn bir trl yerdeki eye gzlerimi eviremiyordum. Hani anlatmak iin szcklerin yetersiz kald, mecazla, metafor-la ifade edilebilecek insanlardand o. Biraz sonra konutuu eyin aslnda beyaz, yedi-sekiz santim apnda daireden bozma, ince bordo damarl bir ta olduunu renmitim. O ise oktan bana "Mabel" adn takmt bile.

Onu ilk grdmde yaantmda ok nemli bir yer tutacan ben anlamtm, ama henz o, bunu bilmiyordu. Anlamasn diye elindeki taa sakladm gzlerimi. Bunu hissetmi olmal ki, o ta bana armaan etti ve aslnda gzlerimi bana geri verdi. Ada'yla tantmda ben be yandaydm, o benden iki ya bykt ve ok kumrald. Ada hep yle kald. TUTKUNUN RENG KIRMIZIDIR "Zamann geriye doru akmas huzursuzlua neden olur. " Friedrich Nietzsche Eline bulaan kann parlakl gzlerini kamatrd Tuna'nn. Krmznn byle gzel ltlarla insan bedeni iinde dolamas dncesi ne hotu. Belki de insanolu ve insankznn krmz renge olan tutkusu, lme kafa tutuun bir simgesi olarak ortaya kmt? Kann rengi sar ya da yeil olsayd, tutkunun rengi de krmz olmayacakt belki ?.. "Tutkunun rengi krmzdr!" diye fsldad. Hareket halindeki askeri aratan atlayp, feci halde srklendiini ancak hayal meyal hatrlasa da eline bulaan parlak krmz kann rengine duyduu hayranl ok net anmsyordu. Oysa onu kan tutard. Tuna'y kan tutard ve eline bulaan parlak krmz svnn kan, kendi kan olduunu farkna vard ilk anda, pat diye bayld. Gzlerini atnda beyaz duvarl, plak bir odada yatyordu. Ba, korkun bir ar emberiyle sklyor, sol kolu ve sa baca beyaz sarglar iinde, kmldamaya cesaret edemeden upuzun yatyordu. Her ey beyaz, bembeyaz ve bulutluydu. Gzleri ne denli urasa da baka hibir renk gremi-yordu. "Sonsuzluun rengi de beyaz olmal..." diye mrldand. "Fazla srmez!" dedi donuk bir ses. O zaman zerine eilerek, bir eliyle gz kapan kaldrm iine bakan, bembeyaz bir yz, balkgz kameradan izler gibi seti Tuna. Adamn beyaz gmlei gr asn beyaza boyayarak kapatyordu. "Biraz cannz yanacak ama..." Ayn anda can yanan Tuna dilerini skp, yzn buruturdu. Acnn dinmesini bekledi. Alnnn sa tarafna yzlerce ine batm gibi felaket bir acyd bu. ok can yand. Can ok yand. "Tamam bu gnlk de bu kadar hocam!" dedi beyaz gmlekli adam. Ka gndr buradayd da, "bugnlk DE bu kadar" oluyordu acaba? "imdi ok daha iyisiniz hocam, ucuz kurtulmusunuz inann. Hayatta kalmanz tam bir mucize! Eer ofr son anda frene bas-masa ve yannzdaki arkadanzla, stemenim sizi tutmasaym, paranz kalmazd dikmek iin..." "Kediler," diye dnd Tuna. "iyilik yapp, beslediin her kedi, seni mutlaka bir gn bir kazadan, bir beladan korur!" derdi annesi. "Kediler korudu beni," diye fsldad glmsemeye alarak. Ama aznn kenarlarndaki kaslar ona glk kartt, cann yaktlar. "Efendim?" diye ard beyaz gmlekli adam. Yz net deildi. "Size ar kesici verdim, artk kendinizi daha iyi hissedeceksi-niz"dedi hemen toparlanarak. "Bugn artk orba ve jle yemeye balayacaksnz." "Ka gn oldu ben buraya geleli?" diye sordu Tuna kmldamaya cesaret ederek. "Amman hocam, acele etmeyin, biraz daha sabrl olun!" diyerek yanna kotu doktor. "Daha gn oldu siz revire geleli, yarn kanzdaki dikiler alnacak, daha sonra yava yava kolunuz ve bacanz da iyileecek..." " gn ha!" diye bard Tuna. Sesi uzun sre hapsedilmi n aniden zgr kalmasyla fkr gibi kontrolsz, atak ve sert dklmt dudaklarndan. Doktor telala onu yattrmaya abalad. "Hi merak etmeyin hocam, hzla iyileiyorsunuz, yaknda taburcu olursunuz." Yzn acyla buruturarak doktora bakt Tuna, ama yine net deildi yz. "Buras da askeri bir hastane mi?" 6l

"Evet hocam," dedi doktor biraz rahatlam olarak. "Ben doktor binba Kutlu een, buras da tugay reviri." ' 62 "Byle syleyeceinizi biliyordum," diye fsldad Ttafc ' ' Elindeki deftere bir eyler yazarken konutu doktor Kutlu ' "Einiz de doktormu diye duydum hocam?" "Evet," dedi Tuna neresinin ardn tam kartamacfcnacyla yzn buruturarak. "Arlar zamanla tamamen geecek. Bran nedir?" ' "Kimin bran?" ' "Einizin tabii..." Bran neydi einin? Meri hangi konuda uzmanlamak istemi de sonra hi ilgisiz bir dalda ihtisas yapmt? "Patoloji," derken duydu kendi sesini Tuna. "O-ohh! Allah kolaylk versin, kadnlar iin zordur!" ite o zaman artk doktor Kutlu'nun yzn iyice grmek ve tanmak istedi Tuna. Kadnlar ve erkekler zerine genel fikir ve kesin yargya sahip insanlarn yzleri, zellikle gzlerine dikkatle bakp, nerede incinip, nasl bu hale geldiklerini grmeye alrd Tuna. Grd genten, ince, orta boylu bir adamd, ama hl net deildi. Netlemek iin gzlerini ksnca cam yand. "Gzlm? Gzlm yok benim! Nerede gzlm?" diye panik iinde sordu. "Ah!" dedi doktor Kutlu hatrlayarak. "Gzlnzn camlar krlm, ona birka gn iinde bir are bulacaz." "Doktor!" diye fsldad Tuna. " sava kt doru mu? Gerekten seferberlik ilan edildi mi?" Yzn net gremedii iin ifadesini bir trl kestiremedii doktorun donuk sesinden de ipular yakalamakta zorlanyordu. "Evet," dedi doktor Kutlu. Bekledi Tuna. Bir eyler duyabilmek iin bekledi, fakat t yoktu. Evet ha! Hepsi bu mu? Sorulan soruya net ve kesin bir yant: Evet! Daha ne desindi ki? "Evet"in iinde ne ararsan vardr, ama "evet"in iinde en ok netlik bulunur. ; O srada elinde tepsiyle bir hastabakc girdi odaya. Tepsiyi yatan kenarnda duran portatif masaya brakt. Tuna'nn yatann ba ksmn bir mekanizmayla ykseltti, portatif masay da nne evirdi. "Afiyet ossun hocam!" dedi srtarak. Nefesi sarmsak kokuyordu. Tepsideki yemeklere bakt Tuna. Beyaz bir orba ve pembe bir jle grd. "A deilim," diyerek gzlerini tepsiden kard. "Yemeniz art!" dedi doktor Kutlu odadan karken, "Yemeklerimiz lezzetlidir." Doktor kar kmaz Tuna'nn yanna yaklaan hastabakc; "Doru diyo dohtor bey. Yimezsen iyilemen, bak zti kak kadar kalm yzn hocam. flesem uan valla... Yi hadi!" dedi. "Sava kt doru mu? sava yani?" diye sordu Tuna yemekle hi ilgilenmeden. Yuvarlak yzl, esmer ve tombulca olduu dnda baka zelliklerini seemedii hastabakc ksa bir sre bakakald, sonra yaklat; "Sen hl aka neym sanyon galiba? Hakkat iyisin be hocam! Zti senin iin biraz eyy dediylerdi ya niyse..." "Ne dediler benim iin?" diye sinirlenerek yerinden frlamaya kalkt Tuna, ama bu ani hareket bedenini ve yzn mthi bir acyla cezalandrd. Portatif masaya arpt dirsek kemii, insann iine ileyen o hi baka kemiinkine benzemeyen zgn, i bayc acsyla soluunu kesti. "Brak dellenmeyi, azn yidiim hocam. Ahln bana al, yi yimeini hadi!" Acsyla birlikte fkesinin de terk etmesi iin bekleyen Tuna isteksizce sordu: "Ne orbas bu?" "Yayla orbasylan, ilekli le verdiler. Sarsaklarna iyi gelecek bah bunlar... N'ricen hocam birka gn bunlarla idare et-cen, sonra azna layk yimek buluruz sana." isteksizce balad orbay, acktn hatrlayan midesi sevinle kabul edince sonuna kadar imeyi baard. Jlenin hafif ve yumuak tad houna bile gitmiti. "Ha sole... Afferin saa hocam! Can boazdan gelir, boazdan gider mazallah. Yiyecenki iyilecen!" dedi hastabakc srtarak yemek tepsisini alrken.

"Sormas ayp olmassa, sen ni retmeni oluyon hocam? Fen, metematik neym felan m?" 64 "Ben edebiyat retmeniyim," dedi Tuna gizli bir gururla. "Yaaaa..." diye dkrkl dolu bir ses kt hastabakcdan. Onu duymazdan geldi Tuna. Edebiyat ve sanatn giderek kl-trszletirilen, tketim merkezli bir toplumda nemsiz bulunmasna bir trl alamasa da, bunun kendini yaralamasna engel olmaya alyordu. Tabii olamyordu. "Bah benim adm hastabakc Hasan. avu.Hasan. B i ihtiyacn neym olursa o zile bas, hemen gelirim hocam." "Hasan," dedi Tuna kendini biraz daha iyi hissederek, "Hasan sence neredeyiz biz?" "Amaniin... Bilmiyon mu hocam, askeri hastanedeyiz ya!" "Canm onu anladk! Sen asl nerede olduumuzu farknda msn diye merak ediyorum ben!" diye fkelendi Tuna. "Vay bama gelenler ki vay vayy!.. Senin gznn n dnm hoca ifendi. N'ricez imdi? Dur u dohtorun verdii yattrc ilacn i de biraz sakinle bari..." "Uyumak istemiyorum!" diye barmak istedi Tuna, ama sesi inlemeye dnerek kt azndan. "Aksine uyanmak istiyorum Hasan. lkede i sava var, seferberlik halindeyiz diyor ve beni uyutuyor, net grm nlemek iin gzlm alyorsunuz. Hayr! Ben aksine uyanmak, bu kbustan ve buradan kurtulmak istiyorum!" B ardka sesi alyor, arlar oalyor, can daha ok sklyor, fkesi artyordu. Zaten iddia edilenin aksine, Tuna iin barmak rahatlatc olmamt hibir zaman. Sesini duyarak odasna koan binba doktor Kutlu een ve bir baka doktor telala hastabakc Hasan'a sorular sorup, ona ktlar. Doktor Kutlu acele bir yattrc ine yapt Tuna'ya. "Btn bunlar gerek deil! Anlamyor musunuz? Her ey aslnda bir kbus! Buradan kp, Ada'y bulmalym! Onun bana ihtiyac var, anlamyor musunuz?" diye baryordu Tuna hl. "stelik bu benim kbusum ve sizler onun iinde oyuncular-.siniz. Endielerim ve korkularmla sizleri beynimde ben yarattm. Hepiniz birer d rn, birer hayalsiniz!" "Tamam hocam. Biraz dinlenin her ey dzelecek, inann dzelecek... Sakin olun, yormayn kendinizi byle," diyen doktor Kutlu'nun donuk sesini duyduunda ekiller ve sesler solmaya, ritimler dmeye balamt. "Yaknda uyanacam! Daha ne kadar uyutacaksnz ki beni? Bir zaman sonra mutlaka uyanacam! ite o zaman bu karabasan da, iindekiler de kalmayacak... Korkun telanz da bu yzden ya zaten! Karabasan bitmesin, uzasn istiyor, beni her yolu deneyerek daha uzun uyutmak istiyorsunuz. Kbus uzarsa, kbustan yararlanananlar daha uzun yaarlar! Yok ama... yama yok artk! Eskisi kadar uzun uyutamazsnz bizleri! Ha... yr. s... te... mi-yorum... Uyu... ma... ya... ca... m... uyumak yok... ar... tk!.." Az ve gzleri kapanmaya baladnda kendi sesini ok uzaklardan hayal meyal iitiyordu. "Kbus... kara... basan... d bu... uyan... mak... is... ti... yo... rum... Oyun... Bun... larn... tm... bir... oyun..." Ba dt. Dald gitti. KAM5 KERTENKELE KUYRUU "Bykler hibir eyi kendiliklerinden anlamyorlar. Onlara hep bir eyleri aklamak zorunda olmak, ocuklar iin ne skc bir durum." Kk Prens ve/ya Antoine de Saint-Exupery "Benimle oynamak istiyorsan, kertenkele kuyruu suyu i-melisin!" aka yapyor sandm, ama hi glmyordu. "Kertenkele kuyruu suyu mu?" dedim ararak. "Evet, aynen yle!" Daha sonralar "senin iin i tavuk bile yerim" deyimini - j rendim ama "kertenkele kuyruu suyu imek" hl Trke'de hi j bilinmez. "Nasl yani? la gibi bi ey mi bu?" diye yzm buruturdum.

"ok basit. kertenkele yakalarsn, kuyruklarn koparr ve J suya atarsn. Bu, kertenkele kuyruu suyu olur. ite sen onu ieceksin!" "h..." diyerek midemi tuttum. "Korkma, kertenkeleler lmez, onlarn yeniden kuyruklar kar." "Hayr hayr, ya kuyruklar azma kaarsa?" dedim korkarak. "Canm kuyruklar yutmak zorunda deilsin sen de!" Sesinden byk incelik gsteriyor olmann havas ve bilgili oluundan tr kendine duyduu hayranlk apak okunuyordu. Daha nce hi prenses grmemitim ama bence bir prenses ite tam byle biriydi. O da bunu biliyor olmalyd. nk, halk- j tan birine kendisiyle oyun oynamasna izin verebileceini duyurmu ve artk i rahatlyla sarayna dnyordu. (Prensesler zalim olmak zorunda mdr?) nce alayacak kadar kt hissettim kendimi, sonra sarkan dudaklarm smsk gererek, burnumu ektim, dilerimi skarak bu korkun snavn korkusuna kapldm. Barp, armak: "sen kendini ne sanyorsun!" diye haykrmak gemedi deil iimden... Fakat sustum. Sonuta, kaps ak durmasna karn kkn bahesine girmeye ilk cesaret eden ocuk ben olmu, onun bana "Mabel" demesine izin vermitim. O halde sonuna dek gitmeli, onu gerekten hak etmeliydim! ok sonralar farkna varacam nemli bir retinin ortasna bu kadar gen yata dtmn ayrdnda deildim tabii. Ne o srada tam be yllk tm yaantm boyunca, ne de daha sonralar sevgisini ve ilgisini kazanmak iin bu denli urap, didindiim, uruna ac ektiim bir bakas olmayacakt hayatmda. Bir tek o. Bir tek Ada. Ada! Kumral Ada. imdi artk biliyorum ki, btn yaantmz iinde ancak bir/ ka kiiye byle bir hak tanrz. Onu martr, yz verir, alttan alr ve hatta ona teslim bile oluruz. O da bunu, zaten taa en bandan bilmektedir. Eer ok ansl deilseniz, karnzdaki marr, ipin ucunu karr. Bin piman olur, incinir, dkrklaryla yaralanr ve ac ekersiniz sonunda. Bazan, ok ender de olsa anslsnzdr ve bir mucize yaarsnz. nk, karnza dilinize akraba biri kmtr. (Tanrm mucizeleri ne ok seviyoruz byle!) O srada ka yanda olduunuzun kesinlikle hi nemi yoktur. (Hayr yoktur!) Ve ben anslydm! "Tamam Ada!" diye bardm arkasndan, ya akmamas iin smsk kstm gzlerim yanarken. "Tamam, kertenkele kuyruu suyu!" "Peki Mabel, grrz!" dedi, arkasna hi bakmadan kke girerken. Emin admlarla ktm kkn bahesinden, ite bu kadard. Yine yenilmemitim karsnda. Hi de bile! stne stlk o benden tam iki ya bykt, aabeyim Ara kadar, kocaman bir ocuktu ve yldzlarn kzyd! O gece ar neeli olduumu ok net anmsyorum. Anneme kertenkele kuyruu ve "Mabel" dnda her eyi anlatmtm ama 68 galiba "asl her ey" bu ikisinde gizliydi. Onun "MabeF'i olmak btn yaantmda derin bir iz brakacakt. Kertenkele kuyruu suyu iemezsem de onun arkada olamayacaktm. Annem zevkten drt ke olarak beni dinledi. "Kk, nazl mavi Tuna"snn koskoca yldzlarn biricik prenses kzyla arkadalk ediyor olmas ban dndryordu. (Ah bir de u kertenkele kuyruu suyunu bilse, bakalm sevinir miydi?) Klasik Anadolu kadnnn kara kal, kara gzl, dayankl, sabrl zellikleriyle, Kafkas atalarnn ince uzun izgilerini bedeninde ve kiiliinde birletirmiti annem, ilkokuldan sonra babasnn desteiyle Kars'taki akrabalarnn yanna gnderilmi, orada ortaokulu bitirmiti. Annesinin vefat nedeniyle liseye devam edeme-' yip, dr'a dnmek zorunda kalna hl zlrd. Babamn yannda terzilik yapsa da o resmen bir ev kadnyd. Uzun, siyah, gr salar, "Dou'nun Gl" dr'la ve bizlerle gurur duyard. O sralar Trk sinemasnn en Avrupai, en modern yldzlarndan biri saylan, sar salar, incecik bedeni ve gzel sanatlar dalnda niversite diplomasyla dillere destan olan Pervin Gkay, annem iin ok ulalmaz, ok farklyd. Pervin Gkay, sanki gerekliin dnda, bizim ve komularmzn varolduu dnyann zerinde kurmaca bir gezegenden gelmi bir konuktu lkemize. Yar

mistik, ok gizemli ve ahane bir varlk! Hem gzel, hem kltrl, hem baarl bir kadnd. Hem sanatyd, hem bir ailesi vard, hem de hl istedii ite alabiliyordu. Anne ve e olduktan sonra yaants bitmemi, o hl yayordu! Avrupa ayarnda bir Trkiye rn. Tam Atatrk'n arzu ettii Trk kadn! Mkemmel bir imgeydi! Baklarndan tutku ve ak fkrarak kadnlarn gzlerinin tam iine bakmay baaran Sreyya Mercan ise dudann zerindeki incecik Gable byyla zaten ancak "yldz"lara layk bir kocayd. Btn kocalarn itaat ettikleri yazsz kanuna inat, evlendikten sonra bile romantik ve karsna k olmaktan utanmayacak kadar cesurdu. ("nk karsnn gzleri parlyor ve ancak mutlu kadnlarn gzbebekleri parlar!" diyordu annem. Ve ben bunu hi unutmadm, mutluluunu merak ettiim kadnlarn gzlerinde o lty daima ararm. nk annem hakldr.) stelik Sreyya Mercan simsiyah salar ve yandan arkl apkn glyle tam Akdeniz renklerinde mthi yakkl bir erkekti. te imdi bu iki tanrsal varln bir tanecik kzlar, annemin kk oluyla arkadalk ediyordu. Zaten tutkusal bir insan olan Zbeyde, huu iinde bana bakarken, artk stme bulatna inand yldz tozlarn gryor olmalyd. (Ah u kertenkele kuyruklarn bir duysa!..) Ertesi gn ve sonraki gn hibir yerde kertenkele bulamadm. Yaz scann aniden bastrd gnlerdi ve duvar diplerini kontrol ederek saatlerce kertenkele aramtm. Sonraki iki gn de baarsz ve keyifsiz geti. Beni artk unuttuunu veya alaya aldn dnerek kahrolurken kkn bahe kapsndan bana seslendiini duydum. Yreim hop azmdayd. "Tunaaa! Acele etme, ben beklerim!" Demek beni gzetlemi ve unutmamt. "Naslsa bulacam, merak etme!" dedim haval olmaya alarak. Ama sesim ok gsz ve alamakl kmt. Aslnda kertenkele bulsam bile yakalayamayacam bal gibi biliyordum. Yrtc, vurukan, atak ve lider karakterli erkek ocuklardan deildim. Hi olmadm. Ben ikili ilikilerde iyiydim ve sakin, gvenli ortamlarda daha baarlydm. Ara ve br olanlar aalara trmanp, sapanla ku avlarken, ben babamn biten iplik makaralarn boyar, iplere dizerek oyuncaklar yapardm. Ara ve arkadalar futbol oynayp, grltyle bouurken, ben eski dergilerden resimler kesip, defterlere yaptrr, elii ktlarndan elbise modelleri yapardm. Tanrya kr, Ara bir erkek ocuktan beklenen tm zelliklere fazlasyla sahipti de, ben evin en kklerine hep gsterilen o lavanta kokulu hogryle bir sorun olarak grlmekten kurtuluyordum. "Kertenkele ailesi yeleri drt bacakl, beer parmakldr ve kapanabilir gz kapaklan vardr." Evdeki tek ansiklopediden defalarca okuduu satrlar sabrla yineleyen babam, bendeki kertenkele tutkusunu ilerde seeceim meslekle ilgili sanyordu. "Zbeyde, bu kk olan byynce baytar olacak galiba..." "Hayvan doktoru mu? Aman istemem ben yle eyler!" "Nesi varm baytarln? Bre meslein iyisi, kts yoktur! Memleketin er meslekten insana ihtiyac vardr Zbeyde gelin!.." diye homurdand dedem. "Gzbebekleri yuvarlak, dilleri uzun ve atal ulu olan kertenkelelerin srtlarnda yanyana dizilmi sert pullar vardr." "Veteriner dede, baytar deil, veteriner!" diye dzeltti Ara. "Bu caanm Trkeyi de a bire deitirirsiniz bre kzanlar! Ecnebi lisan gibi lgat ister anlamak iin vallahi!" "Elli eit srngenin ortak ad olarak kullanlan kertenkelelerin ba koni biiminde olup, kuyruklar ok iyi gelimitir." Demek kuyruklar ok iyi gelimiti! Ve ben bu ok iyi gelimi kuyruk suyundan iecektim. Tanrm, neden ben de br ocuklar gibi kendiliinden kurulan arkadalklarla yetinemiyor da, oyun oynamak iin bile n art olan bir kza atyordum sanki? insan be-alt yalarndan yetikinliine fazla resim tayam-yor belleinde. Benim en net hatrladm fotoraflar arasnda dedemin yz var. Oysa artk iyice unuttuum bu nurlu, sevecen, sonuna dek umutlu, mavi gzlerle glmseyen

yz ancak kertenkele bunalm srasndaki izgileriyle korumuum belleimde. Ktlara usanmadan yzlerce kertenkele iziime bakp bakp, i ekerken yznde beliren aknlk ifadesiyle dedem! Dedemin yzn baka hibir durumda byle net hatrlyamyorum... "Bre bizim zamanmzda att, eekti kzanlarn merak. imdi olmu kertenkele... Ne itir bu iler, i anlamadm, bilesiniz!" Annemi o yllarda evileri, yemek ve babamn teel, dme ilerine yardma koturmaktan yorgun halinden ok, bana bir dergiden kestii kertenkele resmini uzatrken anmsyorum. Yznde komik bir glmseme var. Mahcup, sakin, alkan babam geceler boyu diki dikmekten kanana olmu gzleriyle deil de, evdeki tek ansiklopedinin K harfli cildiyle dolap, bana kertenkele maddesini okurken bugnm gibi net seebiliyorum. ocukluumla ilgili anlarmn tazeliine aranlar, hatrladklarmn tmnn Ada'yla ilgili olduunu bilmiyorlar. Bilemezler de. Mucizeyle tanmamlar! "Alamay brak da sen ondan ne istiyeceksin onu dn!" Kagir kmal eski Ermeni evimizin yerine yaplan katl apartmana yerletikten sonra dedemle ayn odada uyumak keyfim de bitmiti. O, bitiikteki terzi dkknnn st katna tanmt. Gndzleri vaktinin ounu bizimle geirirken, geceleri gerek Kuzguncuklu kagir evine dnerek, iindeki yabanclama telan yattryordu. Ben artk Aras'la ayn oday paylayordum. "Kimden ne isteyecekmiim?" diyerek burnumu ektim. "Tabii ki o kzdan!" Karlkl yataklarda iki karde birbirimize baktk. "Biliyorsun ite..." dedi can skkn bir ifadeyle. "Yani kertenkele bulduktan sonra sen ondan ne isteyeceksin?" "Ama o benimle oynayacak!" "Yetmez!" diye bard Ara. "Sen de o mark kzdan bir eyler istemelisin!" Bir srayta yanma geldi, yatama oturdu, bir kolunu omu-zuma att. Artk gvencedeydim. Bilenler, aabey desteinin tadn tanrlar. Hele benimkisi gibi gl, cesur ve akll bir aabeyi olanlar... (Aabey kavramnn erkek zellii!) "Ben kertenkele yakalayana kadar, sen de o kzdan ne isteyeceini dn tamam m?" "Peki Ada'nn benden kertenkele istediini nereden biliyorsun?" dedim artk rahatlam olarak burnumu ekerken. "Ben bilirim!" dedi kaslarak. Sokak lambasnn yla aydnlanan yzndeki zgveni, gururu ve gzellii grnce aabeyime bininci kez yine hayran olmutum. Ertesi gn iki kertenkele yakalanm, kuyruklar kutuya konmutu bile. Aras'n btn kar kmalarna karn bir kuyruu ikiye kesip, toplam taneymi gibi gstermek konusunda inat ettim. Kkn bahe kaps hep olduu gibi akt, ieri girdim ve onu grdm. Bu kez dadsyla birlikteydi. Beni elimde bir kutuyla grnce yz aydnland. O srada sevinle stme atlayan Sivri, eski dostuna kavumucasna zplayp hoplayarak havlyordu. Ada'ya mahcup olmamak iin kpeklerden korktuumu syleyemiyor, dm patlayarak Sivri'ye katlanmak zorunda kalyordum. (Kertenkele kuyruu imek yannda, kpek korkusunun sz m olur! Yahu nedir benim bu kzdan ektiim be? Ah-ha! Ama her ey daha yeni balyormu da benim haberim yokmu!..) Arka baheye getik, incir aacnn altna oturduk. nce bam okayarak bana glmseyen dads "Hadi siz oynayn ocuklar," diyerek, n taraftaki bahevan akir Amca'yla sohbete dald. , ..-,-;. 72 "Buldun mu tane?" '' '*< Bam "evet" anlamna salladm. Kutuyu at, bakt. '" "Aferin Mabel!" diye fsldad. (Tanrm ne mthi bir and o!) "imdi su getirelim." "Acaba imesem olmaz m?" "Olmaz!" diye kestirip att. (Btn prensesler ille de zalim olacaklar ya!) "Cihan Teyzece! Bir bardak su getirsene, Tuna susam da..."

Bizi yan gzle izleyen dads koarak kke gidince, btn cesaretimi toplayp sordum. "Peki karlnda sen ne yapacaksn?" ok ard Ada. yle ya, talep eden hep kendisi olmuken... "Seninle oynayacam ya!" "Olmaz!" dedim, Aras'tan dn alnm bir kararllkla. O zaman hi beklemediim bir ey oldu. "Peki ne istersin bakalm Mabel?" "Sen de oynamak iin bizim eve geleceksin!" dedim. "Peki. Cihan Teyze'yle birlikte geliriz," dedi Ada derin bir nefes ekip, rahatlayarak. Biraz sonra bir bardak su gelmi, kertenkele kuyruklar iine atlm, nmde duruyordu. Ada bir eliyle elimi tutmu, bana g-lmsyordu. (Tanrm ne gzel bir el, ne ho bir tutu ve ne lk bir duygu dalyd o!) "Iiyormu gibi yapsam olmaz m Ada?" "Tabii ki olmaz Mabelciim!" Barda iki kez azma yaklatrdm ama yapamadm. O kuyruklar orada burnumun ucunda grnce donup kalyordum. Bir yandan Ada'y kaybetmek, te yandan o kuyruklu suyu iip lmek korkusu... zerimde yzlerce kilo basn varm gibi eziliyor, cierlerim patlayacak gibi soluksuz kalyordum. Alamak ve kamak zereyken Ada'nn zerime ballar gibi akan kumral gzlerini gryor ve aresiz, ufack oturuyordum kkn arka bahesindeki incir aacnn altnda. Kusmak istiyordum ama utanyordum. ite tam o srada arkamda kurtarcmn sesini duydum: "Brak onu, o kk! ok istersen ben ierim!" Kkn bahesini eviren, zeri sarmaklarla yemyeile boyanm bir metrelik alak duvarn stne oturan Ara, kafa tutan baklarla Ada'ya bakyordu. Onu gren Ada nce dondu kald. Aabeyimin gzellii o denli arpc, o denli n plandayd ki, hi tanmadmz insanlar yolda ona bakp, sk sk "Maallah! Allah nazardan korusun!" derlerdi. ok yakkl btn erkeklerin, ocukken duymaya alkn olduu szler olmalyd bunlar. "Baheye kapdan girildiini bilmiyorsun herhalde!" diye Aras' azarlad Ada. "Bahenize girmek isteyen kim? Ben kardeimi senden korumak iin geldim!" Dik dik baktlar. Tanrm ne kadar benziyorlard! Aslnda toparlanmak iin zaman kazanyordu Ada. Fena arplmt. Onu bir kez daha arplm olarak grdm; yllar sonra! Ada, Aras' grnce arplmt ve ne yazk ki bunu onlardan nce ben anlam ve ben grmtm, iimde kocaman bir angrt koptu, ocukluumun camlar tuzla buz oldu. Kimse i krklk seslerimi duymasn diye haykrdm: "Durun durun! Ben ierim bunu, tamam m?" Ayaa kalkp, o gururlu dikiliiyle artk toparlanan Ada hemen kar ataa geti. "Ben zaten onun imesine izin vermeyecektim ki, yalnzca szn tutup tutmayacan snyordum!" dedi. "Hah! Zorda kalnca hep byle korkak konuursunuz!" dedi Ara bir izgi roman kahramanndan alnm bir tiradla. "Kim? Ben mi? Yok camm! Sen de kim oluyorsun bakalm!" Artk beni unutmulard. Olan olmu, iki gl karakter, filmin asl olanyla, asl kz sonunda karlamlar ve hep bir ara oyuncu olarak kalacak beni (figran demeye dilim varmyor!) unutmulard. Onlarn artk birbirlerinden hi kopamayacaklar-n anlamak iin ok akll olmak gerekmiyordu. Ama duyarl olmak artt. Bardaktaki o iren suyu bir defada diktim kafama ve bardm: "Kavga etmeyin! itim ite!" (Beni unutmayn ne olur!!!) Sonra dp baylmm. 73 BIRAK, SU DENiZE VARSIN! ' > ' "Elbet ac duyar tomurcuklar aarken Act duyar byrken her ey zorlanr." 1

Karin Boye Uyannca kbusun hl bitmediini grmek, en kt kbustur. Tuna uyannca hl ayn revir odasnda yattn grd ve mthi can skld. Drt bir yan renksizce dolduran beyaz renk ve olmasa bile duyulan lizol kokusu... Tepesine dikilmi onu inceleyen bir beyaz gmlekliyle gzgze geldi: "Size iyi haberlerim var hocam!" dedi doktor binba Kutlu, donuk sesiyle. "Bugn taburcu oluyorsunuz!" "yiletim mi yani?" "Hemen hemen... evkinizi birka gn iinde yaparlar." "Cepheye mi?" diye haykrd Tuna. "Sefer grev yerine!" diye dzeltti doktor binba Kutlu ayn donuk ve kesinlikle katlmz sesiyle. "Bir de zel bir haberim var; gzlklerinize cam taktrdm. Yalnz..." "Yalnz ne?" "Eksi be derecelik cam kalmam ellerinde, derecelik mi-yopi cam taktlar. Malum seferberlik zaman, daha sonra onu da hallederiz!" diyerek gzl uzatt. "Teekkr ederim," dedi glerek Tuna. "Ucuz da olsa iyi bir numara!" "Efendim?" diyerek ard doktor binba Kutlu. "iyi bir kbus numaras bu!" dedi, Tuna doktorun akn baklar altnda gzln takarken. "Eksik numaral gzlkle her eyi biraz grebilirim ama asla net gremem. Anlyorsunuz deil mi?" Hi anlamam bo bir ifadeyle bakt doktor. "Korku filmlerinde kullanlan bir teknik!" 75 "Yani kukularm ve endielerim nedeniyle iine dtm bu karabasan var ya... te onun yar bulank manzaralarla daha da dehet verici olmas isteniyor!.." Derin derin iini ekti doktor binba Kutlu. "Sizce kim istiyor bunu?" "Tabii ki beynim!" dedi Tuna ac ac glerek. "Bakn doktor, ocukluumdan beri ok zeki iki kiiye hayran olarak bydm ben. ikisini de ok sevdim ve hl da..." Durdu, gzlerini kard. Kendi bildii bir zamana ksa bir yolculuk yapt. Sonra toparland ve devam etti: "Onlara hayranlm ve sevgim o denli bykt ki, zek ve yeteneklerini kskanmak aklmn ucundan bile gemedi. Anlyor musunuz bunu? iddetli sevginin insana sunabilecei en youn hogr dzeyinde yaamann ne olduunu hi dndnz m? Eer dnmediyseniz, bir dnn... iddetli sevmek nasl bir eydir? ldrmadan dnn ama!" Doktor binba Kutlu een, Tuna'nn yatana yaklam, dikkatle dinliyordu onu. "Onlarla; o ikisiyle yle yakndm ki, kendimle ve zekmla ilgili ne bir dncem, ne de ikyetim oldu. Hi! Asla! Asln sorarsanz doktor, ben Ara ve Ada'yla bymedim. Ben o iki mucize insan sadece sevmekle de kalmadm. Ben onlar yaadm, ben onlar oldum, ben onlarn bedenlerinde de varoldum yllar boyu! Ve bir gn..." Sustu yine. "Evet, bir gn?" diye sordu doktor donuk sesiyle. "Bir gn onlar artk yanmda olmadnda... o gn, evet byle olmu olmal... tabii ya! Demek ki o sralarda kendi zekm, kendi beynimi kcmsediimi farkna varm olmalym... Evet, bakn bu anlattklarm son derece mantkl deil mi sizce?" Gzln kartp, bakt. "imdi de beynim benden intilkamn alyor! Kendi z zekm byle aalamamn, bakalarna ;ar hayranlmn cezas! Hah 76 ha hah! Ne ho deil mi doktor!" Gzln takt yeniden. "Bakn her eyi gryorum arma tam olarak netleyemiyorum. Vallahi iyi plan!" "Plan m?" diye kukuyla sordu doktor Kutlu.

"Kendi beynimin, kendi bilinialtmla birlikte bana kurduu plan! En byk darbeyi en yakn oolan vurur!" "Hocam artk siz dinlenin biraz. Dnmeyi de brakn, rahatlayn azck. imdi gzlnz kartn da alnmzdaki u dikii alalm. Merak etmeyin, cannz hic acmayacak." Sesi donuk ve mesafeliydi. Uysalca syleneni yapt Tuna, sessizce dikilerinin alnn bekledi. "Eweet... te bu kadar! Belkii kk bir iz kalacak ama estetik bir sorun yaratmayacaktr. Ba; dnmesi var m?" "Hayr, iyiyim doktor. Saolun," dedi Tuna zoraki bir glmsemeyle. "Size ar kesici ve yattrc ilki ila vereceim, ikisi de hafiftir, rahatlkla kullanabilirsiniz. Sekinizden nce bir kez daha greceim sizi." Doktor susunca derin bir sessizlik doldurdu boluu, insann kolayca iinden kp gidemeyecei, youn bir sessizlik! iki gen adam ne yapacaklarn bilemeden ksa bir sre sknt iinde kaldlar. Uzanp baucundaki komidinin stnden gzln alan Tuna, eksik numaral camlarn arkasndan dikkatle doktor binba Kutlu een'e bakt. Nasl b:iri olduunu ele vermemek iin ok aba gsterdiini dnerek onu szd. Ciddi grnl, irkin saylmayacak, ama yakkl da denemeyecek bir adamd grd. Salar alnnn iki yanmda dklmeye balamt, orta boyluydu. "Lisede en sevdiim derslerde:h biriydi edebiyat," dedi doktor pastel renkli bir glmsemeyle Tuna'y artarak. "Bunun nedeni ok iyi bir ed.ebiyat retmenimiz olmasyd. Kitaplar sevmeyi, kitaplarn iinde izler srmeyi ve onlarn arasna saklanmay o retti bana diyebilirim." Demek saklanmay sevdiini ittiraf ediyordu... "Edebiyat, zellikle roman ve hikye, biz erkek rencilerin pek ciddiye almad, daha ok kzlarla zdeletirdiimiz, fazla duygusal, lf salatas, uydurulmu tli ilerdendi. Halbuki Vasfi Hoca bize iyi edebiyatn zek ve yetenek rn olduunu retti. Edebiyatn sz ve anlam bilimi olduunu anlatt, yi iletiim olmadan ne dnce, ne uygarlk olurdu. Edebiyata sayg duyup, ondan zevk alma servetini onun sayesinde kazandk!" "Edebiyat retmeni olduum iin beni kazanmaya alyor, pofpofluyor aklnca..." diye dnd Tuna. "Akllca szler sylyor ama yalamak iin..." Sonra sordu kendine: "Ama neden yapsn bunu?" "Herki yllarda hem zel yaammda, hem de psikiyatri eitimimde edebiyatn ok yardmn grdm. Demem o ki, iyi retmenin nemini bilirim..." "Psikiyatri mi?" diye ard Tuna. O srada yznden eksilmeyen geni glmsemesi, dnya yklsa umurunda olmayacak tavrlaryla hastabakc Hasan girdi ieriye. "Emrinizle hocam almaya geldim binbam!" Tuna'mn tm kar kmasna ramen onu tekerlekli sandalyeye oturttular. "Demin de sylediim gibi siz bize lazmsnz hocam! yi retmen sadece retmez, sevdirir, bilgiyi kullanmay kolaylatrr. Ve ite bunun iin kendinize iyi bakacaksnz!" dedi doktor binba Kutlu donuk sesiyle. Hastabakc Hasan, Tuna'mn tekerlekli sandalyesini srerek odadan kartyordu ki, "Siz cerrah deil miydiniz doktor?" diye sordu Tuna kukuyla. "Hepimiz biraz yle deil miyiz?" diyen doktorun sesini glkle duydu koridora karken. "Ne diye acele ediyorsun Hasan, doktorun cevabn duyamadm senin yznden!" diye kt Tuna. Sonra da kendi sesindeki fkenin fazlalndan kendisi rahatsz oldu. Neden byle ok kzmt sanki Hasan'a? "Kusura kalma amma hocam, sen de durduun yirde celalleni-veriyon valla! Acele ediyom nkm yarallar geliyomu... Zti ok l var diyolar!" 77, "ok l m varm?.." diye rperdi Tuna. "Tanrm, darda hep birileri lyor!.." Sesi aresizlikten boulmutu.

"Dur, dellenme gene hocam, rahat dur oturduun yirde, tansiyon neym yapar imdi, n'ricen o vakit he?" Dar, beyaz koridor hi bitmeyecek kadar uzun geldi Tuna'ya. "Halbuki, oturarak geilen yol, yrnenden daha ksa duygusu vermeliydi..." dedi. "Azn yidiim hocam, ni diye ahln bunlara yorarsn? Bah mesela ben Anadolu insanym, le kafamn yatmad ilere he girmem. Bilmediim iylere he bulamam. Amma sonunda Allah'n dedii olur. Bah u alnna ne yazlmsa, o kar bahtna. Gel sen u Hasan'a kulak vir, o gozel canm he skma. Aslan gibi gensin Maallah, eh biraz kuru kalmsn amma olsun, ziyan yok, toparlarsn..." "Keke senin gibi dnebilseydim, keke kadere inanabilsey-dim Hasan! zenmediim olmuyor mu sanyorsun? Doru sylyorsun; yaln ve kk gzeldir. Ama olan olmu bir kez, akl ve bilin iin iine girdi mi geri dn yoktur!" "Valla hocam, senin azn iyi laf ider, gozel, ho konuursun amma kusura kalma, biraz bo sylersin gibime gelir. Cann bouna skarsn! He zorlama kendini, brak akan su denize varsn! Ni demi atalarmz, akacak kan damarda durmaz. Korkunun ecele faidesi yohtur! Annyon mu?" "Nasl oluruna brakrm Hasan? Bir sava yayoruz diyorsunuz ama hi kimse bunu konumuyor! Sanki byle bir ey yokmu gibi davranyor, sanki lmler baka lkedeymi gibi uzakta kalyorlar! Ne zaman bu savatan sz asam, evremdekiler konuyu deitiriyor, bana deli muamelesi ekiyorlar! Sava yok, btn bunlar benim endielerimin yaratt bir karabasan diyorum, bu kez de kimse inanmyor! Sorun bende deil, sorun bizlerde! Asl sen anlyor musun?" "Vah hocam vah sana! ok yoruyon kendini, zti ku kadar cann kalm oncaz!.." Bir servis asansrne binip zeminin iki kat altna indiler, yeniden bir koridor geip, labirentin sonunda bir baka asansrle kat ktlar ve nihayet koua geldiler. Kou lotu ve bo grnyordu. Onu ranzal yataklardan birinin alt katna brakan hastabakc Hasan bir ila iirtti, bir saat sonra imesi iin de bir baka hap brakt. "Benim acilen gitmem gerek hocam. Bah seni sevdim. Mert adamsn amma ahlna mukayyet olacaksn! imdi he bi ey dnme, uzan, dinlen. Yaknda ok ihtiyacn olacak, g, kuvvet toplamana bah sen!" "Saol Hasan, teekkr ederim," dedi Tuna glmseyerek. "Ha bah sakn unutma amma..." diye ekledi hastabakc Hasan karken, "u Anadolu ermilerinin vardr bi bildii hocam... Sen brak suyu aksn, su denize varsn!" Glmsedi Tuna. "Su hepimizi srklyor Hasan..." diye mrldand. Hasan oktan kmt. "Su hepimizi srklyor..." diye esnedi. Yine uykuya yenik dt. LK GECE ZORDUR "...Korku ve kan daha her eyin sonu deildir. Bir ey, tek bir ey tm ykma kar ayakta kalr; insann insanla karlamas.. . gn oldu, bir yabancnn baklaryla, bize gz kr-pyla uurumun kenarndan dndk." Cesare Pavese (L'unita gazetesi, insana Dn) O ok zlenen ve sevilen, aniden insann karsna dikildiinde sevinten nutku tutulabilir. yle de oldu. "Ara sen misin?" diye seslendi Tuna ama sesi kmad. "Ara?" Sesi dudaklarnda kilitlenmiti. Sonra hl ayn kbusun iinde, kouta olduunu ayrmsad. "Allah kahretsin! Ne zaman bitecek bu karabasan!" diye tkrr gibi sylendi. Sesi kmt bu kez. "Salak! Hl Aras' aryorsun!.." diye kzd kendine. "Hit!" diye fsldad yatann nnde duran glge, "Uyuyan var, yava konu!" Yatanda dorulan Tuna, kouun kk pencerelerinden ieriye szan sar kta glgeyi semeye alt ama gzlksz baaramad.

zerinde yalnzca bir atlet, bir de kilot olduunu fark ettiinde, kendisi gibi amarla dolaan glge de yatann ucuna oturmutu bile. "Beni kim soydu? Ne zaman gece oldu? Daha ne samalklar olacak bu Allahn cezas karabasanda?" diye bard. "Sakin ol. ilk gece hep zordur, ama alrsn," dedi glge. "Sen ml ml uyuyordun, hastabakc geldi, sana ila verdi. Bu scakta eofmanla pimemen iin seni soydu." "Beni srekli uyutuyorlar!" diye fkeyle fsldad Tuna. "Beni uyutarak benden kurtulmaya alyorlar! nk ben farkndaym!" "Sen zaten hep byle hayaller kurardn!" dedi glge. "Ben mi? Sen de kimsin?" "Akolsun Tuna, beni hl tanmadn m be?" "Ses yabanc deil ama..." "Uy ocukluk arkadan Sefer'i nasil tanimazsun daa? Frnc Sefer'i de mi unuttun yoksam uaum?" "Sefer sahi sen misin?" diye sevinle bard Tuna. "Ta kendisudur daa! Uyy bi trl Trabizonsporlu yapamadi-muz Tuna retmen, haen nasilsun Kuzguncuklu hemerum?" Tuna altn bulmu hazine avcs cokusuyla Sefer'le kucaklat. Sefer ilkokuldan sonra okulu brakm, babasnn frnnda almaya balamt. Bylece ayakst sohbet edilen, bir fkralk kahkaha paylalan, uzaktan yksek sesle selamlanan, yokluu ancak uzun sre sonra fark edilecek ikinci ligde bir ocukluk arkada hanesine yazlmt yeri. Halbuki imdi Tuna bir can dost, ok yakn arkada scaklyla kucaklyordu Sefer'i. Sefer, gerekle arasnda kurulacak bir bad ve o, karabasandan kurtulmak iin gerein krntlarna bile gereksiniyordu. Tuna'nn srtn serte patpatlayan Sefer hi beklemedii bu ilgiden honuttu. "Naslsn Tuna yav? Seni grmek iin ille askere mi geleceiz yani? Hl takm tutmuyo musun sen?" "Tutmuyorum be Sefer. Ben futbolla ok ilgilenmezdim, bilirsin. Bunlar Aras'n konular..." "Aslanm sen kkn bahesinden kmazdn ki... Varsa yoksa sinemaclarn kz, o kz mahalleye geldikten sonra bizi unuttun sen! Neyse, bover imdi bunu... Haen ocuk var midur ufukta, sen onu deyver Sefer kardeine daa?" "Ne ocuu?" diye ard Tuna. "Haen bildiimiz uak derim, ocuk, bebek, evlt falan ite daa..." "Haa... Yok canm, daha erken..." "Erken olur mu uaum, benim uaklar ortaokula balayacak seneye, ellerinden perler maallah!" "O kadar oldular m sahi Sefer?" KAM 6 8l "Sen ne diyosun retmen? Otuz drt yamza geldik be, bunun sonu krktr, artk iin boktur! Hah ha ha! Uy benim saf ua-ft* um!" " "Vay canna, senin o kadar byk ocuun var ha!" "Tabii ya, biri on bir, br on yanda aslanlarm, Allah balarsa ... Yaknda senin rencin olurlarsa ama! Ha bak onlar, ikisini de okutacam... Beni babam okutmad, ben onlar okutacam..." Sustular. Askeri yatakhanede, yanyana oturmu iki ocukluk arkada sustular. "Sahi sen dn dernekle de evlenmedin be Tuna! Bi duyduk, aaa bizim Mavi Tuna, mahalle arkadamz sessiz sedasz evlenmi, hem de yldrm nikahyla... Uyy atk kaldk. Hem de doktor hanmla! Uyy buna da atk tabii... Neyse... Haen olur mu uaum daa? yle gbekli, dansl, algl, danszl bir dn kuracaktn ki, Sefer kardein skacaktu kurunu, kutlayacaktu arka-dainun mutluluunu daa!.. Haen rakilari tokuturacaktk ismet Baba'nn meyhanesinde daa!.." Gld Tuna. "Yine yaparz be Sefer!" Tekrar sustular. "Sefer?" diye fsldad Tuna,

"Sefer, i sava kt doru mu? Sence u anda ikimiz seferberlik ilan edildii iin bir kouta i amarlaryla yanyana oturmu konuuyor muyuz gerekten?" ok sevdii Laz aksanyla arkadalarna gsteri yapmaya baylan Sefer, btn neesini bir kenara brakp dikkatle Tuna'nn yzn inceledi. Kalarn att: "Dalga m geiyosun sen ya? Yoksa..." Susup, kalarn att bir sre, "Yoksa, senin hakknda syledikleri doru mu? Olum sen kafay m yedin be? Bu dediklerinde ciddiysen sen ya manyaksn, ya da korkak!" "Demek gerek!" diyerek bir kez daha kt Tuna. "Birisi de kp, btn bu grntlerin aslnda bir d, bir karabasan olduunu onaylasa... Bir kii... Tek bir kii!.. Tanrm bir tek insan yetecek bana!.." "Bana baksana sen Tuna! Yav sen keileri mi kardn, rol m yapyosun? Ne biim erkeksin sen arkada? Korkuyo musun yoksaf "Evet korkuyorum Sefer. Hem de ok korkuyorum! Eer gerekten bir i sava yayorsak, neden konumuyoruz, niin grmezden geliyoruz diye korkuyorum... Yaamyorsak... yaamyorsak, o zaman bu kbusu bama aan beynimin intikamndan korkuyorum." "Vah aslanm be! Yazk olmu sana koum be!" diye can sklarak dudaklarn bzd Sefer. "Kz yznden mi oldu bu i? Ne bileyim, seninki kara sevda gibi bi eydi o kza kar... yle derlerdi..." "Samalama Sefer. Ben ne anlatyorum sana, senin akln nerede? Hakkmda ne dedikleri umurumda bile deil! Ben gerei aryorum, o kadar! Yalnzca gerei!.." Ykselen fkesinin yatmas iin bekledi, stste yutkundu. "Bak Sefer, sen akll adamsn, beni dinlersen, asl delirenin ben olmadm anlayacaksn. Dinleyecek misin?" "Mecburen" dercesine ellerini iki yana at Sefer. "Bak Sefer, evrene yle bir bak, iddet, terr ve baskdan can yanmam, canna tak etmemi veya bezmemi kimse kald m? Ha? Sylesene? Sivil, asker, kadn, ocuk, bebek... Hergn insanlar lyor mu? Evet. Ve bizler de bunu seyredip, susuyor muyuz? Evet. Bak susuyorsun, bak bak, sen de susuyorsun! Grdn m ite!.. Hepimiz susuyoruz zaten... Ben de sustum ama sustuka... sonunda bama bu i geldi!.." "Vah sana ki, vah vah be aslanm!" dedi Sefer zlerek. "Artk yaknda bir i sava kar diye endie iinde aylarca, yllarca bekledim Sefer. Korkumun ve endiemin boyutlarn anlatamam sana." Sustu. Konutuka aldn, rahatladn ararak fark ediyordu. Aylardr, hatta yllardr bu konudaki endielerini kimseyle paylamaynn yaratt yk hafifliyor muydu? "Ve bir sabah uyandm. Gnlerden salyd. (Bu benim en skc bulduum gndr zaten!) Kap alnd, iki asker kapda bekliyordu. Beni askere aldlar. Seferberlik ilan edilmiti. ok korkarak beklediim ey tpk ama tpk dndm biimde bama geldi! Anlyor musun Sefer?" Sefer hi ses etmedi. "Sence bu gerek olabilir mi? Srf ben dledim diye, benim ', dlediim biimde sava kabilir mi Sefer?" 84 Endieyle dudaklarm srarak onu dinleyen Sefer hl susu~^" yordu. "Ben Trkiye'de deil, baka bir corafyada da yayor olabilirdim. Mesela Bosna'da, Sri-Lanka'da, Makedonya, ya da ne bileyim Ruanda'da... Hi fark etmeyecekti Sefer, inan bana hi fark etmeyecekti! Bu endie ve korkularla orada da bama ayn ey gelecek, kaygl dlerim aynen gerekleecekti!" "Sen doktora falan gittin mi Tuna?" "Hah ha! Bakyorum sen de ldrdm dnenler arasna katldn Sefer!" diye sinirli bir kahkaha att Tuna. "Bak Tuna seni severim bilirsin. Seni mahallede sevmeyen yoktur. Deden Muharrem Amca, Kuzguncuk'un en saylan insan-larndand, Allah rahmet eylesin! Keza ailen, namuslu, helal st emmi, milliyeti, dini btn insanlardr hepsi. Ve tabii Ara!.. Ara bir efsane addr orada..."

ikisi de susup, Aras' dndler. Yar aydnlk gecenin iinde sessizce geriye dndler bir sre. "Tamam, anlyorum, bandan ok talihsiz bir olay gemitir ama aslan gibi gen adamsn. O kadar okudun, tahsil grdn, toparlan be kardeim! Brak bu kbus masallarn, a gzn, gereki ol yav!" "Benim gzm ald Sefer. Darda; evimizin ve bedenimizin dnda srekli birileri ldrlyorken, ldrlen her insan iin bizim de biraz ldmz anlamak ne ok zaman alyormu meer!" ini ekti Tuna. Sefer de aynsn yapt. "Her lmle bu kbusu yeniden yaamaya baladm. iddet ve lgnlk artyor, vurdumduymazlk oalyordu. Bir i sava kaca endiesi iimi kemiriyor, bu endie giderek btn sevin ve umutlarm glgeliyordu... Kimseye bu korkularm aam-yordum... Ya kayor, ya da abarttm syleyip, kafalarm kuma sokmaya devam ediyorlard. Tek kii vard konuacam, o da..." Derin ve uzun bir nefes ald Sefer, enesini kayarak yere bakmay srdrd. "O kiiyle konutun mu peki?" diye sordu ban kaldrmadan. "Onu skmaktan korktum. Onun ok g gnleri oldu... Biliyorsun..." "O kz m? u sinemaclarn kz?" 85 "Evet o, Ada!" dedi sesi prl prl yarak Tuna. "Ve bak ne oluyor? Ayn sabah, o sal sabah, tam bu kbusun balad gn, ayn anda en fazla korktuum bir baka ey daha bama geliyor. Gazeteler Ada'yi katil ilan ediyorlar! Ha bak, ne bir aratrma, ne bir sorgu... Pat diye, ylece... Satlar artsn diye... Tamamen keyf... Ve Ada ortadan kayboluyor! Tanrm, hayatta en ok korktuum eylerden biri onu yitirmektir! Bunu dnya lem bilir!.." "Bak ite bu doru! Sen o kza ocukluundan kafay takmtn olum!" ' "Bak grdn m Sefer? En ok korktuum, ya bama gelirse diye endieden boulduum iki olay, ayn sabah, ayn anda ve birlikte gerekleiyor! Yani ?.." "Yaniii?" "Yani bu olanlar gerek deil Sefer! Tamamen planlanm, tamamen beynimin kurgulad bir bilinalt oyunu! dengelerim yle bozulmu, yle ypranmt ki, beynim bana bir ders vermeyi dnd herhalde... Yani dostum, burada olanlar ve u an yaadklarmz gerek deil. Ada kaybolmad ve seferberlik ilan edilmedi! Sen aslnda imdi burada deilsin, Kuzguncuk'tasn. Bunlar bir yanlsama, bir karabasan, bir d! Btn hepsi benim beynimin bir rn!" "Bak Tuna retmen," diye sinirli sinirli konutu Sefer, "Bak, eer hastaneden yeni dnmemi olsaydn, Allah yaratm demez, burnunun stne bir yumruk kordum ki... Valla, kendine gelir, elimi perdin ama zaten yaran beren kurumam daha... Biraz sert ol be koum, erkek adama yakr m bu zayflklar? Tvbe tvbe, deli edeceksin beni de be!.." "Rahat brak adam be kardeim," diyen davudi bir ses duyuldu. "Belki de gerek tayamayaca kadar ar geliyor ona? Hangimize gelmez ki zaman zaman ?.." Tuna'nn arkasndaki yatakta yar dorulmu bir glge, biraz uykulu bir sesle onlara sesleniyordu. "Gitme stne retmenin, baksana nasl bunalm adam, grmyor musun?" "iyi de birader, bu bizim mahalle arkadamz, brakalm da tmarhaneyi mi boylasn? Sevmek kollamaktr bizim oralarda!" 86 "Doru dersin de, kollamak baskya dnnce, ters tepiyor grmez misin? Bana sorarsan, sevmek bask yapmadan kollayabil-mektir." "Gzel sylediniz!" diye araya girdi Tuna arka yataktaki adama dnerek. Sanki hakknda konuulan kii kendisi deilmi gibi rahatt. "Sefer'in hi suu yok. O iyi bir insandr. Onu byle konuturan benim beynim. Bilirsiniz, bilin beynin ilevine baldr. Yani bu bence byle... Bilincin bastrd veya dlad korkular da bilinaltna atlyor, ite benim ve dolaysyla sizlerin de u anda yaadklarmz tamamen bunlardan ibaret!" "Valla retmene hak vermemek imkansz! Bu yaadklarmzn son derece pis bir oyun olduuna ben de inanyorum. Bizleri piyon olarak kullandklar aalk, irkin bir kurgu bu!" "Taamam! Papaz bulduk!" diye oflad Sefer. "Kendimi tantaym," dedi br, ac bir gln bulat alayc bir sesle.

"Adm Mutlu. Fakat pek mutlu saylmam arkadalar. Ankara'da avukatlk yapyorum. Krt aydn dedikleri ve hi kimsenin sevmedii adamlardanm. Hani Trkler'in ve Krtler'in toptan gck kapt karakter! Beni de geen sal sabah getirdiler buraya." "Avukat, sen bu retmeni iyiletireceine, yangna krkle gidiyorsun... yle ayrlk laflar mahvetti bizi bak hl dersini almamsn sen koum! Krt mrt yok birader, sadece Trk vardr, istiklal savan yanyana kazandk aslanm, bundan sonra da aynen yle olacak!.." diye kesip, att Sefer. "Bakn bakn!" diye sevinle haykrd Tuna. "Bakn ite yeni bir kant daha belirdi, i sava senaryosuna uygun olsun diye karma hep zellikle seilmi insanlar kartyor bilinaltn. Laz Sefer, Krt Mutlu, Anadolu kyls Hasan, Kafkas Kutlu, islamc Musa, aydn Kemalist Trk askeri Birol! Grdnz m nasl ince ince planlar yapyor o benim hep kmsediini beynim? Ha? Artk bana inanrsnz belki? Bu bir rya!" "E zaten Trkiye corafyas da bu halklardan olumaz m retmen? Ama neden olmasn, belki de bunlar yalnzca bir kt ryadr?" "Hop hoop! Durun bakalm yle! Tamam muhabbettir, arka87 da hatrdr dedik ama, yle kutsal eylere dil uzattrmazlar ada-ma. Blclk yapmak yok! Kafamn tasn attrmayn, valla gzm dnverir aniden!" "Tamam tamam Sefer karde. Ben zaten skldm artk bu oyunlardan... Beni daha ok bu retmenin bandaki sevda hikyesi ilgilendiriyor. Zaten aslolan yaam ve aktr be kardeler! Demin siz konuurken, istemeden kulak misafiri oldum; kaybolan Ada adl bir kadndan bahsettiniz. Eh gelenektendir, nereli, kimlerden olduuna bakmakszn a efkat gsterilir bu memlekette. Her ey lse de bu gelenek lmedi daha! Yoksa sen hi sevdalanmadn m Sefer biraderim?" "O baka i!" dedi Sefer, sesindeki ani yumuamay saklamaya alarak. "Erkek adam sevdalanmaz olur mu hi. Elbet biz de ektik sevda ateini avukat, ama bu retmen evlidir be!" "Ne olmu yani evliyse? Evlenince yrek zincire mi vurulmal yani? Hem belki karsna ktr? Olamaz m sanki?" "Olabilir tabii... Ama, Ada benim karm deil," diyerek ayaa kalkt Tuna. Lo kta avukat Mutlu'yu biraz olsun seebilmek iin baucu-na braklm gzlklerini takt, ona doru ilerledi. "Ada... o benim yaammda ok ok zel birisi... zerine titrediim, ok sevdiim, ok zlediim bir insan... Beni mutsuz etmesi pahasna bile olsa, mutluluunu kendiminkinden daha ok nemsediim kii... Hayran olduum, incinmesine, zlmesine kyamadm ahane bir kadn!.." Ada'yla ilgili dncelerini ilk kez bakalarna ak edebiliyor olmasndan akn, ama mthi ferahlam kalakald kouun ortasnda. "Olaanst bir ey bu!" diye hayranlkla fsldad avukat Mutlu. "Ak! Hevin! Love!" Ksa bir sessizlik oldu. Keyifsiz bir sessizlik deildi bu. de kendi ak kavramlarnn aydnlatt alanda k yamuruna yakalandlar. l "Evet belki..." diye mrldand Tuna, "Belki ona duyduum bu mucizevi duyguya ak denebilir ama sz konusu Ada olunca, bence ak yetersiz bir szck kalyor." "Valla bu dediklerin benim oullarma duyduum sevgiye ok benzer Tuna. Kolarm yle severim, onlarla yle gurur duyarm ki, uyy dnyay deimem uaklarma valla!.." "Benimkisi evlat sevgisinden de te Sefer." "Sen nereden bileceksin be Tuna? Babalk duygusunu tatmamsn bile..." "Ben bilirim ama..." dedi avukat Mutlu, "iki tane dnya tatls kzm var. Bal damlas, can szmesi yavrular... Ama bizimkisi olsa olsa retmenin dediklerinin iinde yalnzca bir para... Onunkisi daha ball, daha canl bir ak!" "Ha bak ite!" diye atld Sefer, "Bir olun olsa anlarsn akn ballsn sen avukat! Erkek evlat iin rengini deitirir!" "Evladn kz erkei olur mu Sefer?" diye kt Tuna. "Olmaz olur mu, benim iki olum bir kzm vardr, erkekler soyumu srdrecek, kz eloluna hizmet edecek!" "Sefer usta, seni douran anan erkek miydi de kadnlar sevmez oldun? Yoksa anan seni erkeksin diye kzndan az m sevdi acaba?

"Hop hoop! Anama sz syletmem!" diye dikeldi Sefer. "Durun yahu, durun! Ne yapyorsunuz siz Allah akna? Yllardr ilk kez konuabildiim bir konuyu berbat ediyorsunuz!-Hem ak tartlp, llebilir mi de siz hangisinin ar olduunu tartyorsunuz orada?" "Oras yle..." dedi Sefer alttan alarak. "Ada..." diye fsldad Tuna. "Ada bir anlamda benim ocuum olabilir, belki de ben onun evladym... Ablam, kz kardeim, annem, arkadam, imknsz akm ve belki de Ada aslnda 'ben'im... Bizimkisi farkl bir tutku olmal..." Kendi sylediklerine at sonra. Bunlar kendisi mi sylyordu? Bunlar biliyor muydu nceden ?.. "Her ak bakadr, birbirine asla benzemez!" dedi glerek Mutlu. O srada gl bir projektr dardan yatakhaneyi hzla tarayp geti. Gzleri kamaan Tuna, o ksack aydnlanma srasnda avukat Mutlu'nun davudi sesinin aksine zayf, kara kuru bir gen adam olduunu grd. Ve kou botu! "tekiler nerede? Biz neden kiiyiz koskoca kouta?" diye panik iinde bard. "Dn," dedi Mutlu, bir sigara yakarak, "Dn sevkiyat vard, hepsi gittiler." "Yani her gn yzlerce askerin dzenli olarak cepheye gittiini mi sylyorsun sen imdi bana?" Sesindeki endieli ton geri dnmt. "Cephe demek doru kamaz sanyorum," dedi sigarasn ihtirasla emerek Mutlu. "Sefer grev yeri diyorlar adna ki, iinde bulunduumuz koullar itibaryla daha uygun dyor kanmca." "Tabii senin bir hukuku olduunu unutmutum," diye mrldand Tuna. "Ama yzlerce kii ad ne olursa olsun o yere gidip, lyorlar, deil mi?" t kmad. "Sama bu! Dman kim? Snr, cephe neresi? Kime kar savayoruz? Kendi i organlarn kemiren bir virs bu! Sonunda kimse kazanamayacak, hi kimse! Anlyor musunuz? nk ken- -dimizle savayoruz!" diye, yksek sesle fkelenmeyi srdrd Tuna. t kmad. "Susun, susun siz daha! Kaytsz kaln bakalm. Ama bilin ki, samalk btn bunlar!" "Btn savalar samadr," dedi Mutlu serinkanl bir sesle. "Ama i savalar daha da samadr!" "Allah kahretsin bu benim beynimi ve bilinaltm!" diyerek yatana dnd, bir uval gibi att bedenini yataa Tuna. t kmad. "Sizce de bir gariplik yok mu bu olanlarda ha?" diye yeniden sordu Tuna. Sesi daha sakindi imdi. "Byk mantk ve gereklik hatalar var bu senaryoda. Dnn hele bir; seferberlikte en nce, en son terhis edilenler geri arlmazlar m? Ha?" t kmad. "Peki nasl oluyor da, alt yl nce terhis edilen ve drt aylk ksa dnem askeri olan bendeniz, benden yllar nce terhis olan Sefer'le ayn zamanda sefer grev emri alyorum? Ha ?.." 89r t kmad. . r "ilkokul mezunuyla, niversite mezunu askeri ne zamandr 90 ayn koua koyuyorlar ha?" t kmad. "Grdnz m, her ey ok tuhaf. nk gerek deil! Beynim, gemiimle ilikimi korumam, tamamen ldrmamam iin ocukluk arkadalarm karma kartyor, ama maddi hatalar yaptn gremeyecek kadar da kendi zaferiyle sarho! Hah ha! Beni kandramyorsun bay beyin!.." "Olanlar garip deil retmen," dedi Mutlu. "Olanlar vahim. Durumun vehmeti ve ciliyeti itibaryla, mevcut birlikleri yzde yz seviyede korumak, yedekleri de yksek kapasitede tutmak iin geriye doru alt yedi yllk tarama yapmlar."

"Doru sylyor avukat," dedi Sefer, "Durum yle cildi ki, oumuza sefer grev emri bile gelmedi. Radyodan, televizyondan ne duyduysak... Gazetelere bile ancak aramba gn yansd." "Velhasl, umum bir kararla meyyideleri artrmak durumu hsl olurken, mufaharetten mfahemeye imkn kalmamtr hakim bey!" dedi Mutlu abartl bir sesle. "Abi tam avukat gibi konutun ha!" dedi Sefer. "Daha hukuk dilimizi adalatramadk biz!" diye homurdand Tuna. "Bu bile tek bana bir i sava nedeni olabilir." "Senin kafan iyice karm be retmen, yak bir sigara,"dedi Mutlu. "Saol, imiyorum," dedi Tuna. "Braktn m?" "Hayr, hi balamadm. Sigaraya hi heves etmedim ki... Ama o ikisi, onlar sigara ierlerdi..." "Yaa brak artk onlar! Her kimseler, brak, hem onlar rahat etsin, hem de sen bi soluk al be kardeim! savan ortasnda, ya da senin dediin gibi bu karabasann gbeinde senin gibi i hatlar fena karm olmak duble felaket yahu!.. Yak bi sigara imdi!" "Saol, istemem." "Ne retmenisin sen arkadam?" "Edebiyat." "Beynim beni snyor!" diye dnd tuzaa dmekten son anda kurtulan birinin gerginliiyle Tuna. "Beynim beni snamak iin her eyi deniyor." "iki de imez misin sen?" "Ara sra arap ierim, bir iki kadeh." "Peki kardeim sen gevemek, biraz rahatlamak iin ne yaparsn?" "Biraz uyusun, hi bieycii kalmaz avukat abi!" diye fkeyle sze kart Sefer. "iir okurum," dedi Tuna ona aldrmadan, glmseyerek. "Eh sylesene be birader!" dedi Mutlu yatanda dorularak. Sonra elimsiz bedenine sanki yanllkla hapsolmu davudi sesi duyuldu: "Akamst oturdum yol kysna Dndm Ne kalacak bizden geriye Balkan yaylasndan ve bozkrdan Kafdana giden u bulut Sonsuz mevsimlerle esmerleen u toprak ve derin nar aac Biz yokken de vard" Sustu. t yoktu. "ocuklarn u glen son feneri Ay Krmz biberlerle zgn yallar Ayn mandalda kurutan gne ayrda glgeler brakacak Dalgn yeryznden ekilirken" "Helal olsun avukat abi sana be! Azna salk valla ne gzel okudun hislenerek le. Ben de bir cigara yakmaz mym imdi ..." diyerek sigara yakt Sefer. "Aradahi blmleri unutmiam ama sonu aklmdadir aalar," dedi avukat Mutlu youn bir Krt aksan taknarak. Sonra yine yreinin sesiyle okuduu duyumsanan iirine dnd: "Kiraz ve kamtan kavalmzn < Sesleri , ' , ' 92 Dalyor havada Bir kuyu azndan geiyor gibi , , Rzgr mor fistanl zamann ,v ;{., Bu gzel ark da unutulacak *; < , Kymlar aclar kanlar iinde Savrulurken yaadmz gnler ><$'/! Bu soruyu mutlaka soracaksn .: ^; Ne kald ne kald bizden geriye?" "Sen mi yazdn bu iiri avukat abi?" diye sordu Sefer. "Ah nerde bizde o iir kan Sefer karde. Bizim oralarda bym bir airin iiridir bu..." "Onat Kutlar," dedi Tuna kendi kendine konuur gibi. "Ee hadi sra sende retmen!" Ksa bir sessizlik oldu. Ardndan szckler usul usul dkld Tuna'nn dudaklarndan: "Bilmez kimse sylemem

Pek mahremdir aslnda Kam her kendimden Bir dntr , buzlu aydnlma. Kpekler ulur, itler pusuda Sisli sokaklarda kalle lklar Hem yalnzm, hem korkuyorum, lkin erkeklik var serde susuyorum Susuyorum Ada Sen orada Bildiini biliyorum Ada." Sustu, iinde biriken zlem ve fkenin giderek bydn, byyerek btn i organlarna saldrdn, dev bir kasrga gibi zerine geldiini hissetti. Birazdan bu gl basn nedeniyle bedeni iten atlayacak, nce kaburgalar krlacak, ardndan i organlar darya frlayacak ve kendisi de bu son an seyredecekti... Midesi buland. Gzlerini yumdu. "Bu iir, Doan Gkay'n mehur 'Kumral Ada'sndan deil mi?" diye sordu Mutlu. "Hah!" dedi Sefer yatandan dorularak, "ite o adam, adn unutmutum. Bunlar air Day derlerdi, ite o air, o adam bunlarn kafalarn byle hayali dncelerle doldurdu. Kimle konusa etkisi altna alr o adam. Televizyondaki konumalarn dinlemeyi kzma yasak ettim!" "Sen, Doan Gkay' tanr msn retmen? Mthi bir adamdr o yahu! Yoksa gerekten dayn m olur? Ne ans be! Eee anlat-sana biraz..." diye heyecanland Mutlu. "Bel tohumlarn tar elma Kendi ekirdeinde Bundan nce ve bundan byle Ne yapsa, ne etse insann En byk dman Sessizce Kendi derisinin iinde Susuyorum Ada Sen orada soruyorsun ve nerede nerede nerede?" "Hah bak, grdn m iirin iinde ihanet ve inanszlk var. Ben dedim sana avukat abi, bu air Doan Gkay iyilik etmedi Tuna'ya diye... Futbol takm tutmasn bile engelledi bu ocuun!.." "Yeter artk Sefer!" diye bard Tuna. "Yeter sus artk! O bana akln n gsteren ilk kiidir, ona laf etmeni istemem!" "Akln m? Ik falan yok olum, a gzn artk, bir erkek gibi davranmay ren, yoksa..." "Yoksa ne olacakm!" diyerek hi beklenmedik ani bir atakla Sefer'in zerine yryen Tuna, fkeden titreyerek ona saldrd. "ekil yolumdan Sefer! Sen yoksun burada diyorum sana! Bunlar benim beynimin oyunu, anlamyor musun? Bktm senden de senin bu kbustaki hamasi rolnden de!.." "Dur sakin ol uaum! Deliriverme Kuzguncuklu arkadam benim!" diyerek Tuna'nn ellerini tutmaya alt Sefer. "Bak fena m oldu, biraz damarna basnca, kendine geldin be koum!" 9| "ek ellerini stmden!" diye bard Tuna. "Hibirinizi istemiyorum, hibirinizi! Mantk hatalaryla dolu bu karabasandan uyanmak, hepinizden kurtulmak istiyorum. Lanet olsun banim beynime! Allah kahretsin!.." fke, sknt ve panik iinde savurduu kollar sert bir eylere arpnca ac iinde kvranmaya balad. "Durun beyler, n'apyorsunuz orada siz yahu?" diyerek yanlarna koan Mutlu, onlar ayrmaya alt ama Tuna kendine mi, onlara m savurduu pek anlalmaz biimde etrafna saldryordu. iddetle iddetli iddet saarak... "O bir casus! Evet Sefer bir casus! Bu kbusun casusu! Beni kontrol etmek iin beynimin casus rol verdii birisi! Ondan kurtulmalym!" BTN KIZLAR CADI, ERKEKLER DOMUZ! "Kelebeklerle tanmak istiyorsam, bir iki trtla katlanmay renmek zorundaym (. . .) Kelebekler de, yani trtllar da olmasa kiminle dostluk edeceim ki?. ." t Antoine de St. -Exupery (Kk Prens) "Artk kzlarla oynama yan bitti!" dedi Ara kararl bir sesle.

"Yani kzlarla hi oynayamayacak mym artk?" diye dudaklarm bktm. zntmden lebilirdim. "Artk erkeklerle oynayacaksn!" Sesinde beni korumak istediinde taknd bym de klm tnlar vard. O gne dek Aras'n arkadalk konusunda zellikle cinsiyeti davrandn pek grmemitim, ama onunla oynamak isteyen ocuklar hep olanlard. Kzlar daha ok pp ve seksek oynamay, ip atlamay seviyorlard ve Ara bunlar bir kez bile denememiti. Ada ortaya kp, mahallede ilgi uyandrmaya baladktan sonra, kendi n glgelenen Aras'n rahat kamt. Henz yeni yeni ayrmna vard cinsiyetine toplumun ykledii abartl ayrcalklara snacak kadar Ada'dan ekindiini daha sonralar anlayacaktm. Benim umurumda deildi ve hi de olmad. Cinsiyetler aras farkn, sa, gz renkleri gibi ve kadar nemsiz olduunu dnmmdr hep. Kendi cinsiyetimden veya kar cinsiyetten birisiyle drstlk, zek ve doallk nemlidir benim iin. Kadn ya da erkek olmaktan daha fazla nemsediim deerler vardr benim dnyamda. Ada'yla oyun oynamak ok zevkliydi ve cinsiyetler aras g savalar umurumda deildi. Halbuki o ikisi birbirlerine benziyordu ve onlarn adamakll umurundayd. "Sen kendini ne sanyorsun bakalm! Daha okuma yazmay skmemisin, say saymay bilmiyorsun! Trkiye'nin komularn 96 tanmyorsun bile... Sen daha ocuksun!" '"'' Ada'nn bunlar sylerken yznde beliren zafer duygusu Aras' derinden etkilemi, kendisiyle yat, henz ilkokula balamam bir kzn ona byle kafa tutuuyla fena yaralanmt, lk birka saniye kafasna ta dm gibi afallayp, bo bo bakt. Ama toparland ve en byk kozunu oynad: "Ben bunlar naslsa reneceim, ama sen hibir zaman erkek olamayacaksn ite!" "Erkek olmay isteyen kim akllm? Enayi miyim ben? Hem sonra snnet falan olacaksnz... Biliyorsun nereni kesiyorlar snnette..." Yutkunarak korkusunu gizleyen Ara, hi takmyormu gibi davrandysa da bkemedii bir bilekle kar karya kaldn ikimiz de anlamtk. Byk yar balamt! Kertenkele kuyruu serveni srasnda fazla heyecan ve tiksinti duygusuyla fenalap, bayldktan sonra iki gn yataktan kmam, anneme naz yapmtm. Bana ne olduu konusunda aresiz kalan mahalle doktorumuz Etyen Amca, bama gne getii ya da bayat bir yiyecekten zehirlendiimi dnerek yasz diyet ve dinlenme tavsiye etmiti. Ne ben, ne aabeyim, ne de ertesi gn ziyarete gelen Ada, kertenkele meselesini aklamtk byklere. O mzn ilk srryd! nce Ada'nn dads Cihan Teyze anneme haber yollayp, zi-; yarete gelmek istediklerini bildirmi, ardndan btn mahallenin hayranlk dolu fsltlar eliinde bize "gemi olsun"a gelmilerdi. Unutulacak bir gn deildi! Ada'nn kumral salar minik bir topuzla ensesine toplanm, zerinde krmz bir entari ve ayaklarnda krmz pabularla kesinlikle gzden karlamaz bir gzellik oluturmutu. Ona ait btn ayrntlar bayatlamadan bekler hafza dosyalarmda... "Ne zarif bir ocuk! ok terbiyeli yetitirmiler maallah!" "Zenginlik ve hret hi bozmam kz, bravo yani!" "Pek canlar yakacak byynce bu kz, canm!.." Bu szden sonra glerek bana bakmlar, ben de utanmtm ... "O eyi imesem bize gelmezdin deil mi?" diye fsldamtm szde yatak yorgan yattm sedire yaklaan Ada'ya. Glmsemiti tatl tatl, ama "hayr" dememiti. Bir prensesin evimize ziyarete geleceini rendikten sonra eyiz sandnda lavanta kokular arasnda zel gnler iin saklad dantelli araflan, yastk klflar ve rtleriyle salondaki sedire gsterili bir hasta yata hazrlayan annemin heyecan hepimizi artacak kadar glyd. Sanyorum Ada ve ailesinin bizlere yaatt heyecan, her birimiz iin zel ambalajlanm ve her yaa zel dozda hazrlanm mutluluk haplarna benziyordu; karkonulamaz ekicilikte, gizemli, dsel...

"Ah inan Zbeyde Hanm, vallahi hep yanlarndaydm. Zaten Hanmefendi uzaktan bile olsa mutlaka bir gzm stnde tutmam ister Ada'nn... Senin olun, maallah pek eker, pek sessiz evladm, baheye gelince yanlarnda durmayaym da rahat etsinler diye yle bir uzaklatm, ama ekmek kuran arpsn ki, hep gzlyorum onlar. Su istediler benden. Getirdim. Sonra bir ara kayboldular azck, ama bahe gvenli naslsa... Aslnda bu mahalle, buradaki insanlar ok gvenilir, ok iyi insanlar, sizden iyi olmasnlar!.." Cihan Teyze annemin gzne girmek iin elinden geleni esirgemiyordu ama zaten aba harcamasna da gerek yoktu. Zaten ne annem, ne de mahalledeki br kadnlar Adalar'm evinde alan insanlara hizmetkr olarak bakmamlard. Onlar Ada'nn ailesinin paralar olarak kabul grdler. "Derken bir lk, bir bart duydum, bir kotum ki ne greyim olun yerde yatyor, Ada'yla yannda bir baka ocuk bunu kaldrmaya alyorlar. Aklm bamdan utu o anda! Hangisine koaym bilemedim vallahi... br ocuk daha byk bunlardan, nasl girdi baheye, o mu senin olana bi ktlk yapt derken, meer o da senin byk olun deil miymi!.. Maallah ne yakkl evladm, ad Ara olan... byk olun deil mi? Hay Allah!.. ok kr nemli bi ey yokmu ocukta, sevindim, yre-ciime su serpildi valla..." Cihan Teyze antasndan kk, bordo bir kadife kutu kartt, iinde mavi kurdelal bir altn vard. "Hanmefendiyle beyefendi ke 'gemi olsun'a gelemediler diye bunu yolladlar. Vallahi ok zldler... Hanmefendi KAM 7 dedi ki, 'Zbeyde Hanm bu kk armaan kabul ederse ailelerimiz arasnda ilk kpry kurmu oluruz,' - gibi bi ey syledi -lk frsatta kendileri de tanmak istiyorlar inallah! Ama onlarn alma hayat ok dzensiz... Uzaktan ho gelir adama lkin ben ilerini biliyorum... Vallahi film ekerken aile hayat falan kalmaz ... Gece gndz alrlar. Zor i... Fakat sizden iyi olmasnlar, dnyann en iyi kalpli, kibirsiz insanlardrlar. Hep sylerim, altn kalpli ikisi de..." Bu bir mucizeydi ve annem tamamen erimiti artk! zerinde Arap harfleriyle "Maallah" yazan o kk altn annem iin dnyann en deerli armaanyd. nk onu yldzlar yollamt, hem de bizzat kendisine!.. Onlar konuurken sessizce yanma yaklaan Ada, "Ben de sana bunu getirdim, altn ne yapacaksn sanki?" diye fsldayarak elime kocaman yass bir kutu verdi. O gne dek grdm en byk suluboya takmyd bu. Bylenmi gibi kutuya akld gzlerim. Tam krk sekiz rengin g-zalc biimde dizildii kutunun kapanda piknik yapan bir tavan ailesinin resmi vard. Anne tavan mavi bir entari giymi, drt yavru, krmz tulumlar iinde havu yiyorlard. Bir elinde piposu tten baba tavann kstekli saati vard ve krmz yelek giymiti. Krlarda, yemyeil ayrlara oturmu, yere serdikleri krmz beyaz kareli rtnn stnde duran piknik sepetinin banda glmsyorlard. Gk masmavi, uuan birka beyaz bulut pamuk ekeri kadar lezzetli grnyordu. "Byynce biz de byle piknik yapalm m?" diye sordum Ada'ya. "Olur ama biz tavan deiliz ki Mabel..." diye fsldad kulama. Yznde o Adaca hnzr gl, gzlerinde gizlice tad hznle bana bakarak... Yatak fasl bitip, yeniden sokaa kma izni aldktan sonra artk her gn kkn bahesinde Ada'yla oynuyordum. Arada srada Ada da dadsyla bizim eve oynamaya geliyordu. Btn bunlar olurken annem genleip, gzelleiyor, sann modelini deitiriyor, babam sessizce izliyor, dedemse byk bir evkle Ada'nn "normallemesi"ne alyordu. "Bu kzan erkek gibi yetitirmiler bre!.. ok konuur, soru sorar, gzn budaktan esirgemez kerata! Hah hah ha! Aslnda severim yaramaz, ok gvenir kendine... Topra bol olsun, Ro-zita'y atrlatr bana cevvallii... fakat kz dediin anm anmck olmal az birazck kzanlar!" Aras'a gelince... Aabeyim kkn bahesindeki o ilk karlamadan sonra aniden sanki Ada diye biri yokmu ve hi olmam gibi davranmaya balad. Baa kamad bir gerei toptan inkr ediyordu. Ada'nn bize ilk ziyarete geldii gn birlikte paylatmz odadan dar kmad. Ama zaman geip de bizim Ada'ya kar artan ilgimiz evin her yanna bulamaya baladnda zavall Ara

iin kaacak delik kalmamt. Nereye elini atsa Ada'nn izi vard, hangi ta kaldrsa karsna Ada kyor, daha nceleri tamamen kendine ait olan hayranlk ve ilgi bahesindeki mlkiyet alan daralyordu. Onun iin hibir zaman rakip olmayan benimle bir sorunu yoktu, ama Ada gerek bir rakipti ve Aras' hrnlatryordu. Ben ok mutluydum. Ada'yla oynamak byk keyifti. Cmertti, dildi ve hayal gc geniti. ok oyun biliyordu, genel kltr yann fazlaca stndeydi, ok oyunca vard ve ok gzeldi. Bal renginde, bal gibi bir kzd! Tanrm nasl da akyordu o bal gzleri iime tatl tatl... abucak yeni oyunlar kuruyor, hi bilmediim lkelerin, kltrlerin iinde hayaller dnyasnda dolayorduk birlikte. zgveni, zeks ve etkileyici kiiliiyle bana Aras' hatrlatyor, "aabeyim kz olsayd tpk Ada'ya benzerdi" duygusu veriyordu. Birlikte oynarken bana bir arkadatan ok, onun kk bebe-iymiim gibi davranyor, oyunlarda annem oluyordu. Bundan sklp, mztmaya balarsam gnlm almak iin onun anne olduu oyunlarda benim de baba olmama izin veriyordu ama yine de bana bebekmiim gibi davranmaktan vazgemiyordu. Olsun, ben onunla olmaktan ylesine mutluydum ki, aslnda gerisi umurumda deildi ve hi de olmad! Kkte oyun oynadmz zamanlar onunla birlikte yemek yiyorduk. Yemekten nce alt kattaki banyoda ellerimizi sabunlayp, havaya kpk balonlar uuruyor, kahkahalarla glerken birbirimizin ellerini sabunluyorduk. Ada bize geldiinde, o da bizimle akam ay iiyor ve annemin nefis reklerinden yiyordu. Yani ben artk Ada'ya hayran olarak Ada'yla yayordum ve Ara yalnz kalmt. Sonbahar yaklatnda bende alarm zilleri almaya balamt. Onlar ilkokula balayacakt, benimse daha iki ylm vard... An-neme beni de okula kayt ettirmesi iin yalvarmaya balaynca, onlar bunu "okuma akma" ve "byk adam olacama" yordular, Tabii "byk adam" olmak herkes iin deiik anlama geliyordu: Annem iin bu, subay, dedem iin *n Balkanlar'a tam bir terzi, Ara iin denizalt kaptan, Ada iinse; yalnzca ve yalnzca air days Doan Gkay olmakt! Babam ne dnrd, bilemiyorum. Olsa olsa tahminlerim var... Halbuki benim tek derdim Ada'dan ayr kalmamakt ve grne gre bunu fark eden yoktu. Okullar almadan ksa bir sre nceydi, Ada ve Cihan Teyze bize gelmilerdi. Ada hep yapt gibi oyuncak sepetini de getirmiti. Ara da hep yapt gibi odamza saklanm, dar kmyordu. O gn yle olmad. Ara, az sonra kaplar arparak sokaa frlamadan az nce Ada onun yanna gitti. Pat diye odaya girdi. "Ara sana bir ey getirdim, eer sevmezsen geri verebilirsin!" Her ey yle abuk olmutu ki, Ara gibi ben de armtm. Ayrca odann kapsnda dikilmi bal renkli, bal gibi bir kz elinde ssl bir paketle beklerken hangi ocuk buna kar koyabilirdi? Tabii ki, Ara! "Hadi asana!" diyerek yanna yaklat Ada. Onda da abuk vazgeecek gz yoktu. Kapnn yannda dikilmi "yaantmdaki iki muhteem" arasndaki ma izliyordum nefesimi tutarak. Ara nce hi bakmad. Sonra isteksizce ban kaldrd. Bir pakete, bir Ada'ya bakt. Kalarn att, iini ekti, tavam seyretti. Gururlu ve gl de olsa Ara da bir ocuktu. "istemez! Gerek yok!" dedi isteksizce. Ada hi tereddt etmeden elindeki paketi at. Yrtlan ambalajn iinden rengrenk bir gemi maketi kutusu kt. Sevinten dudaklar uuklayan Ara yerinden frlad; "Vay bee! Nereden buldun bunu?" "Babam Amerikan Pazar'ndan ald. Tabii senin iin BEN smarladm bunu." ite bu kadard! "ahane bu yav! Nasl yaplyormu bakalm..." diye kutuya atlad Ara. "Beendiine sevindim," dedi Ada yaramaz bir sesle, "Bende bunlardan daha ok var. ite biz Tuna'yla hep bu oyunlardan oynuyoruz yaa!.." Afallayp kald Ara. Bugne dek byle maketlerle oynamay m reddetmiti yani? Yok canm... Ama hi sesimi kartmadm.

Ada son kozunu daha oynamamt henz, ama hazrd: Ara daha toparlanmadan gidip ona sarld ve yanandan pt. Sonra beni elimden srkleyerek odadan kartt, birlikte oturma odasna, annemle, Cihan Teyze'nin yanna dndk. Ara elinde gemi maketi, aklnda kard oyunlarn pimanl, yananda bal tadnda bir pckle kalakalmt odann ortasnda. Daha yedi yandayd ve ikinci Ada okunu yayordu. Sonrakilerde ok daha gl olacakt. Aras' bir daha hi yle afallam grmedim! 101 MD OKULLU OLDUK! "Sevgimizin tam bu saatinde duta tkard kirpiler leylak dt mevsim Kuzguncuun salarna." Erdal Alova (Sevgi Dnm) "Yldzlar nazl olur!" demiti annem. brlerini bilmem ama benim tandm o ikisi hi yle deildi. Ada'nn annesi ve babas Kuzguncuk'a tandklar srada ve sonraki on yl boyunca Trkiye'nin en nl ilk on sinema oyuncusu arasndaydlar. (Bana sorarsanz bugn bile en sevilmi "ilk on"a girerler), Bu baar ve ilgiye karn her ikisi de mtevaz ve scak insanlard. Mahallede ok sk grlmezlerdi. Grldklerinde ellerini skmak, yanaklarndan pmek isteyenlere itenlikle yaklar, asla sahte ve/ya mark davranmazlard. Onlar iirilmi, gnbirlik imgelerle nlenmemilerdi, ikisi de gerek yldzlard! (Annem onlara ille de "yldz" demeye baylrd.) Sreyya Mercan, Kuzguncuk'a tandklarndan birka ay sonra imdiki maralt kahvesine girip, tpk "Balk Osman" filmlerindeki gibi: "Selamn Aleykm Abilerim, Ablalarm!" diyerek mehur selmn akm, herkese Trk Kahvesi smarlamt. (Biz ocukken henz Amerikan filtre kahvesi, scak suda abuk eriyen neskafe falan yoktu tabii... kahve deyince zaten bol kpkl kallvi Trk kahvesi anlalrd.) O gnden sonra Sreyya Mercan haftada bir kahveye urayp, mahallenin erkekleriyle bezik oynayarak, kahve imeyi alkanlk haline getirmiti. Bu davranyla Kuzguncuklu olmak istediinin dilekesini vermi, itenliindeki katkszlk nedeniyle dilei kabul edilmiti. Daha sonralar mahallemize baka nl ve/ya varsl kiiler de geldi ama asla "bural" olamadlar. ou ekip gitti, ka-lanlarnsa "darlkl" olduklar unutulmutur. Gerekle sahte arasndaki fark en abuk anlayan halktr, ama en ge tepki veren de yine odur! Ve tepkisi en gl olandr halk! Gzellii kadar kibarl ve yalnllyla da gerek bir yldz olan Pervin Gkay, kocas kadar giriken deildi. O biraz ekingen, biraz utanga grnyordu ki, "mahremiyet"e nem verilen bir aileden geldiini sonradan renecektim. Tam bir "halk ocuu" olan Sreyya Mercan'n takn cokusu yannda Pervin G-kay'n incelikli sessizlii ilk anda "soukmu" izlenimi uyandryordu. Onun gerek scakl kandil ve din bayramlarda ortaya kma ansna kavutu. Byle gnlerde komulara helva, kandil simidi ve/ya aure dattrr, yallar bizzat ziyaret eder, ocuklara eker ve defter-kalem armaan ederdi. Kuzguncuk yoksul bir semttir ama gururludur. Pervin Gkay'n itenlii kabul grmese, kaplar yzne kapatlrd. Onlarn mahallemize tanmasyla rendiim eylerden biri, halk tarafndan gerekten sevilmek iin halka gerekten yakn olmak gerektiiydi. Onlar daha nce kkte bir kez grmtm. Hem de yle zel bir durumda grmtm ki, yaantm boyunca aklmdan silinmez o gzel resim. Ama onlarla resmen tanmamz kertenkele kuyruu suyu imemden biraz sonrayd. Scak bir lesonras kkn giri katndaki serin salonda Ada'yla birlikte tahta kplerden bir ehir kurmaya alyorduk. nce Cihan Teyze yerinden frlad, sonra hizmetkr Hatice Teyze ve kocas bahevan Hasan Amca kouturmaya balad. Evdeki heyecan dalgasnn etkisiyle oyunu braktm. "Ne oldu Ada?" "Yok bi ey Mabelcim, ya annem, ya da babam geliyordur..." dedi, oyun oynamay srdrerek. Onu geliiyle heyecanlandran kii days Doan Gkay olurdu. air day kke geldiinde Ada sevinten ldrr, gz baka kimseyi grmezdi. (Yani beni bile

grmezdi demek istiyorum tabii...) Oysa Ada annesiyle babasna pek dknd ve zellikle i babas onu ok martrd. Fakat o herkesin ar ilgi gsterdii hi kimseye kendi ilgisini belli etmiyordu. Aras'a yapt gibi. 104 air Doan Gkay da nlyd, ama entelektel bir alanda nl olmak dnyann her yerinde kitlelerle ilikisi snrl olmak demektir. Bu anlamda arkc ve sinemaclar kadar nl olan air ve yazar ok ok azdr. Zaten onlarn ou bunu bilerek bu ie girerler. Pervin Gkay sar salarn o sralar moda olan kocaman bir topuzla toplam, mavi bir elbise giymiti. Kolsuz, yakasz, diz boyunda. Sonradan onun tekstil ve tasarmla ilikisini renecek, bu yaln ama her daim klnn asl kaynan kefedecektim. O yllarda Chanel izgileri tadn imdilerde fark ediyorum. "Adacm, annoa hogeldin pc yok mu?" "Hogeldin anne, oyun oynuyorduk da..." Anne kzn sarlp, koklamalar tpk filmlerdeki gibiydi. Bana tiyatral gelmi, biraz da burnumun direi szlamt. Biz annemle hi byle cilvelemezdik. Annesi Ada'nn bal rengi salarn okad, pt, koklad. Yanaklarn kk yuvarlak okaylarla mrl mrl sevdi. Ada sevgiden marm bir kedi yavrusu gibi gevemiti. Bir sre glmseyerek gzgze, dizdize oturdular, sonra beni hatrlayp, bana dndler. "Kk adam, sen benim kzmn mehur Tuna's olmalsn!" dedi Pervin Gkay. Utananarak ama sevinle bam salladm. "Canmm, pek minikmisin sen daha... Ne de mavi gzlerin var senin yle..." "Dedesi 'Mavi Tuna" diyor ona," diyerek araya girdi Ada. "Hmmm... Bu durumda Kumral Ada'yla Mavi Tuna oluyorsunuz siz demek ki..." Sonra uzanp, benim de bam okamt Pervin Gkay. Yanaklarma deen elleri yumuack, bembeyaz, trnaklar krmz ojeliydi. ok gzel kokuyordu. Annemin esmer ve yemek kokan ellerine benzemiyordu. Bu yzden kadn ve anne eli farklym gibi bir ocukluk izlenimi hl sakl durur iimde bir yerlerde. Sreyya Mercan ok grltl ve neeliydi. Onunla ilk tanmamda beni kucana alp, bebek gibi havalara hoplatmt. Utanmtm ama houma gitmiti. "Seni apkn seni... Buldun benim fstk kzm, kmyorsun bizim evden di mi? Hah hah hah!.." Hep gler, iri kahkalar arasna saklanrd. "Afferin sana delikanl, bak ben de annesini aynen byle kafes-lemitim, anlarsn ya hah hah ha!.. Hadi gel seninle erkek erkee bir tavla oynayalm." "Babaaa! O daha kk, tavla bilmez, hem Tuna benim arkadam, senin deil!" "Vay vay vay... Bakn benim prensesime, kskand yavuklusunu imdiden... Afferin delikanl, iini iyi biliyorsun... Hah hah ha!.. Ama gel imdi, ben sana tavla reteyim, erkek adam tavla bilmeli!.." Hl tavla bilmem ve oynamaya da hi heves etmedim. Sreyya Mercan daha sonra Aras'la tavla, bezik, poker ve bri oynad ve ounlukla da yenildi. "Bana bak Ara dehs! Ayan denk al! Sreyya Mercan' yenip yenip durma be! Baban yanda adamz unun urasnda... Gariban Balk Osman halk ocuudur, oynama gururuyla icabnda ..." diye acndrrd kendini. Ara ocukken bile, o ciddi yzyle hi duymam gibi oyunu srdrrd. Sonbahar gelip, okullar aldnda Ada'nn da mahalle ilkokuluna yazdrld haberi sevinle yayld kulaktan kulaa. O da btn Kuzguncuklu ocuklar gibi mahallenin mtevaz okuluna gidecekti. yle de oldu; Ada bizlerle ayn okulun rencisi oldu ama o hibir zaman bizlerden biri olmad! Onun suu deildi. Yaratl, karakteriyle birlikte tadklar ve yetime tarz farklyd. Duruu, yry, gl, hatta ellerinin hareketleri bile bana bir prensesi artryordu. (Bu izlenimim hi deimedi!) Uzaktan baknca aramza yanllkla karm soylu bir kk hanmefendi olduu hemen gze arpyordu. Evet, giysileri bizim ancak zel gnler iin giydiimiz trden, hep yeni, tl ve ok kt ama yalnzca giysiler deildi... Ada'nn zgveni, kendine hayran ve farknda baklar, dikkafal dikili-indeki tahrik edici gurur, bal rengi gzelliiyle birleince ortaya yle bir bileim kyordu ki, ister istemez etkileyiciydi.

Hayr sanmayn ki, ona olan zel hayranlmdan byle anlatyorum. Evet, ona ilk grdm gnden balayarak zel bir ilgi duyduumu gizlemiyorum, ama yalnzca ben deil, okuldaki ocuklar da Ada'dan etkilenirler, onunla arkadalk etmeye ekinirlerdi. Yldzlarn kz olmasnn avantajn asla kullanmamasna karn Ada'nn imgesi ulalmazd, oysa dostluu scak ve ok O renkliydi. *" Ada ve Ara, Nezihe retmen'in snfna dtler ve ilkokulu bitirene dek ayn sray paylatlar, lk zamanlar Ada'y kaybettim sanp, iin iin alar, yemekten kesilirken, bunun doru olmadn anladm. Ada ile Ara kavga etmeyi kesip, arkada olduktan sonra Ara da benimle birlikte kke gidiyordu. Onlar ders alrken ben oyuncaklarla oynuyor (yan gzle onlar hep izleyerek tabii), dersleri bitince hep birlikte oynuyor, ya da Cihan Tey-ze'nin hazrlad akam kahvaltsn ediyorduk. Ada'y yitirmemitim, ama Ada'y bir bakasyla paylayordum. Tek tesellim Ada'y paylatm kiinin hayattaki ilk kahramanm, aabeyim olmasyd. Ayrca benim iin asl nemli olan Ada'yla birlikte olmak ve onun beni sevdiini bilmekti. Daha fazlasn hi istemedim. Sanrm herkesin bir sevme tarz vardr ve benimki de buydu... ilkokuldaki ilk iki yl snf bakan olarak tek aday vard ve kaytsz artsz hep o seiliyordu: Ara Atacan! Mahallenin en gz-pek, atlgan, akll ve gl ocuu; benim aabeyim! Ama nc snfa getiklerinde (ki, ben de o yl okula balamtm) bir aday daha belirdi: Ada Mercan! Mahallenin bal prensesi, akll, zarif, grgl kz, stelik snf birincisi. O yl Ada snf bakan seildi. Aras'n buna belli etmeden ierlediini biliyordum. Bildiim baka bir ey de aabeyimin asla pes etmeyeceiydi. O ikisi "adrenalin tipi" denen insanlardand. Yarmak, meydan okumak, srekli kendilerini yeniden snamak ve amak heyecanyla yaamay seviyorlard. Ada ve Ara bu heyecanla besleniyorlard, dz ve gvenli bir hayat onlar alktan ldrrd! ite bu yzden drdnc snfa getiklerinde aralarnda kran krana bir snf bakanl yar balamt. Kk apta bir seim kampanyas kadar ciddileen yarta Ada ok cretkr ve yeniliki, Ara tutucu ve gelenekseldi. "Beni seerseniz," diyordu Ada, "Beni seerseniz ayda bir kez herkese bir masal kitab armaan ederim, doum gnlerinizde ailenizle fotoraf ektirir, gofret ve kola ikram ederim." Sonra Ara kyordu bahedeki Atatrk bstnn nne, "Beni seerseniz, hepinize srayla gemi maketi yaparm ve kamadnz aa dallarndan meyve toplarm. Sonra matematik devlerinize yardm ederim..." br snflarda yaanmayan bu snf bakanl seim rekabeti btn okula, sonra mahalleye yaylarak gnlerce konuuldu. "Sinemaclarn kz, Terzi Naim'in oluyla yaryormu! Kz bir bilmi, bir fettan ki, olan nasl baa kacak onunla?" Sonunda btn renciler Ada ve Aras'n snfna toplanp, yle grlt yaptlar ki, okulun en sevecen retmeni Nezihe retmen zvanadan kt. Ne Ada'ya duyduu sempati, ne de Aras'a olan sevgisi ie yarad, avaz avaz bararak olaya el koydu. Ama o ikisi bu kez de el altndan propagandalarn srdrdler. O yl Ara yeniden snf bakan seilmeyi baard ama btn yl boyunca snftakilerin devlerini yapmaktan da cam kt. Onlara sz verdii maketleri yapmaksa onun iin iten bile deildi ve bundan ok holanyordu. Ama karton, boya ve yaptrc masraf ok fazla tutuyordu. Harl yetmeyince bu ii yarda brakmak zorunda kald ki, bu yzden gururunun incindii anlalyordu. Ara az konuan, ie dnk insanlarn pek ou gibi fazla hassas ve gururluydu. Szn tutamamak aabeyimi ok zmt. Son snfta Ada'nn seim vaadleri arasnda dans ve ark retmek de vard. Yllardr evde zel piyano dersi alan Ada, mzie zellikle yetenekli deildi ama daha ok annesini honut etmek iin bu derslere devam ettiini bana fsldamt. On iki yalarnn son ocukluk haritasnda dolaan snf arkadalar dans ve mziin albenisi kadar Ada'nn ekimine de kaplarak yeniden onu snf bakan setiler.

Benim iin hava hotu. Hangisi seilirse seilsin ben mutluydum, okuldaki havam bozulmuyordu. ilkokulu "hepsi pekiyi" karneler ve retmenlerinin vgleriy-le bitirdiklerinde ikisinde de ergenlik ann nbelirtileri hissediliyordu. Aras'n sesi atlamaya, yznde sivilceler kmaya balamt. "Anne abim hasta m oldu, sesi kslm gibi?" Annem glmser, gururlu bir sesle; "Ara erkek oluyor!" derdi. Babam iinden ya da gazetesinden ban kaldrmadan glmserdi. Dedem grl grl akar; 107 "Bre cihan paras ertaym, yaz bir at olmaktadr kzanlar, ewelallah!" diye sevinirdi. lo8 "Ama biz iki yl nce zaten erkek olmam mydk anne?" *" Ben sekiz, Ara on yandayken snnet olduumuzda herkes bize artk erkek olduumuzu sylemiti. "Ah benim kk Tunam, kalbi kocaman, tertemiz olum!.." Snnet dnmzn ba konuu kukusuz Ada'yd. Cihan Teyze'yle gelmi, ssl psl yatakta yatan Aras'la bana zntyle, acyarak bakmt. Armaan olarak birer kol saati getirmi, babam bu armaanlar pahal bularak bundan rahatsz olmutu. Ama asl rahatszlnn nedeni oullarna snnet armaan olarak kendisinin de birer kol saati alm olmasyd. Ada'nn getirdii son model saysal ve su geirmez saatlerin yannda, babamn kendi genliinin klk anlayndan kalma model saatler bize pek ekici gelmemi, fazla yz vermemitik. Zavall babam sevinleri gibi sknt ve d krklklarn da ifade edemediinden o gn yaad burukluu hibirimiz alglayamamtk. Klasik kol saatlerini iade edip, yerine byk bir duvar saati alan babam, belki de o saate her bakta oullarnn snnetinde yaad bozgunu yeniden anmsyordu. Keke babamn armaan saatleri alp, sak-lasaymz diye dnrm imdi. Ama ocuklarn anne ve babalarn anlamaya otuz yalarnda ancak balayabildiim yeni yeni reniyorum... Baucumuzun bo kald ksack bir anda snnet yatamza yaklaan Ada, merakla snnet entarimi kaldrp sarg beziyle f-yonklanm "pipi"me baktnda nasl utanmsam ayn hareketin kendisine yaplmasn nlemek uruna kartal gibi Ada'nn eline atlp, koparrcasna sran Aras'n fkesini de unutamam. Ac iinde lk atan Ada'nn gzlerinden ip gibi yalar akyor, ama Aras'n nnde kk dmemek iin dilerini skarak gk demi-yordu. (Oysa Ada, benim bal prensesim benden byle saknmad hibir zaman. O benim yanmda kendisini salverecek, salya smk alayabilecek kadar rahat olmutur hep!) Annemle babam Aras' azarlayp, buz kpleri ve oksijenli suyla Ada'nn kanayan elini tedavi ediyorlard. mz de bu garip davrann ve kazann neden olduu konusunda azmz amyor, vahvahlanp duran annem ve Cihan Teyze'yi deliye eviriyorduk. "Bre gitmeyin stlerine... Vardr kzann kudurmasnn iyi bi sebepcaz..." diyordu dedem durumu anlam gibi srtarak. "Tuna'nnkini tamamen kesmemiler, ama seninkinin hepsini kesip atm olmallar! Biliyorum ite!.. Gstermekten korktuuna gre..." Elinin ok acd yzndeki skntl ifadeden besbelli Ada iin nasl zlyorsam, acsn belli etmemek iin direniine de yle aryordum. Tanrm, o ikisi nasl da birbirlerine benziyor-lard! Zavall Ara, iki arada bir derede kalm, suratn asp btn gn snnet yatanda somurtmu, ne Karagz-Hacivatya, ne de dondurmacya yz verebilmiti. Akl fikri Ada'dayd. Ya sahiden "pipi"siz kaldna inanyorsa? O gece ben aabeyimin "pipi"siz kaldna inanp gizlice alamtm. Bir hafta sonra kkn bahesinde Ara ksa pantalonunu indirip yerinde bir eyler kaldn Ada'ya gsterdi. Elindeki yara hl kapanmam olan Ada ok ciddi ve ikna olmu bir sesle; "Tamam, imdi iim rahatlad!"demiti. Bunun ne demek olduunu tam olarak anlamadan mz de glmsemitik. Artk mzn de ii rahatt! GENERAL TURHAN ZSOY

"Askerler dier erkeklere benzemezler, (...) Sava snfn kltr, uygarln kltryle ayn olamayacandan aradaki mesafe hibir zaman kapanmaz. Bu insanlarn yaam da dierlerinin gnlk yaamna paraleldir, ama kesinlikle ballk gstermez." John Keegan : (Sava Sanat Tarihi) "zellikle aydnlar, askerleri kaba ya da aptal olarak karikat-rize etmek eilimindedir," dedi general. nce sa ve sakal tra yaplan Tuna, kendisine verilen astemen niformasn giymi, bir askeri ciple apar topar garnizonun en gsterili binasna getirilmiti. Eline tututurulan gzln zayf camlar nedeniyle net grme ansnn elinden zellikle alndna inanyordu. Buna ramen tra edilirken aynada grd yzn yara bere iinde olduunu seebilmiti. Sol gz morarm, sa kann zerinde bir yara izi vard. Burun kemii imi, dokununca feci acyor, ensesinde bir ilik srekli kendini hatrlatyordu. Aynadaki numara tral ban ve berelenmi yzn tek tamdk yan mavi gzleriydi. Generalin makamna alnmadan nce emir astsubaynn buram buram Arap sabunu kokan odasnda bekliyordu. Aynada grd yz srarla gznden silmeye alyor fakat bunu bir trl baaramyordu. O srada umut rengi gzleri ve beyaz gl-yle stemen Birol ieri girdi. nce hazrola geip, jilet gibi bir selam akt: "Astemenim!" dedi. Ne yapacan bilemeden ylece kalan Tuna, ayaa kalkma karar vermekte pek hzl saylmazd. nce alt rtbeli askerin selam vermek zorunda olduunu hatrlyordu ama btn bu sahnelerin gerek d olduuna inandndan, kendini uyumu olarak izliyordu. Ayakta durdu, apkasn inceledi, nn bulup, giydi ve sonunda yalap ulup bir selam verdi. Hibir ey olmam gibi sol elini uzatp, hararetle Tuna'nn elini skt stemen Birol. Sanki yazlkta karlam iki yakn dosttular. O zaman fark etti Tuna. "Siz de mi solaksnz?" diye sevinle sordu Tuna. "O da yledir de... "Umarm solaklarla ilgili batl inanlarnz yoktur hocam," dedi stemen Birol. "Onlarn ok zeki olduklarn dnrm ki, bu da bir kr inan saylr. Ama o... o, solaklnn uursuzluk getirdiine inanyor ..." "Tugeneral Turhan zsoy'un sizi grmek istemesi byk bir ans hocam. Onu tanynca ne demek istediimi anlayacaksnz; mthi bir insandr!" diyerek konuyu deitirdi stemen Birol. Onu dikkatle inceledi Tuna. Salkl, doal, iyi niyetli ve drstt. Belirgin biimde ne kan olumlu bir yan vard ki, bu kbusta ne zaman aresiz kaldn dnse karsnda onu buluyor ve kara bulutlar bir sre dalyordu. Sanki stemen Birol bu kbusa uygun bir karakter deildi veya kendi bilinalt onu yanllkla yaratmt. "Oturun hocam, ayakta kaldnz." "Bu kadar nazik ve gleryzl olmas gerek olabilir mi?" diye dnd Tuna skntyla otururken. "Tugeneralim aydn, ileri grl ve akll biridir. D kurmann yapc yanlarn reddetmeyen buna ramen gereki bir askerdir. Byle insanlardan daha fazla yetitirebilseydik, bugnk duruma dmezdik." "Bugnk durumla i sava m kastediyor, yoksa kbusu mu?" diye dnd Tuna. "Aslna bakarsanz hocam," diyordu stemen Birol prl prl kahverengi gzlerini Tuna'ya dikmi, "Psikolojik sorunlarnz olduunu dnerek sizi daha fazla zmelerine raz olamadm. Ben onlarn aksine sizin son derece akll, aydn sorumluluu tayan j ve belki biraz fazla hassas birisi olduunuza inanyorum. Ayrca... ayrca zel bir sempati nedeniyle belki size azck iltimas ge-112 iyor da olabilirim..." '"" ' "zel bir sempati mi? O neden kuzum?" diye ikillendi Tuna. "Bunu geni bir zamanda konuuruz," dedi stemen Birol biraz utanarak gzlerini karrken.

"Tugeneralim beni olu gibi sever, sizden sz edince saol-sun, grmek istedi. Greceksiniz beni z olu kadar sever..." Belki de gerekti? Belki de kendi gerei olan kbus deil de i ,,... sava asl gerekti. Yanlan bakalar deil, asl kendisiydi... "En korkuncu bu olur," diye mrldand Tuna. "En actc ya; ra, asl yanlamn insann kendisi olduunu anlamasdr. izi hi si. linmeyen tek yara, kendine ihanet eden bilin tarafndan kanatl, mistir! En g affedilen hata, insann kendisine ait olanlardr aslnda..." Zaman duygusunu yitirmiti ve bu da gereklik duygusunun ;, en nemli etmeniydi. Belki de bu nedenle gereklik kavramnn snrlar atlam, imdiki zaman paralanmt. Fakat ya gemi / . zaman da?.. "Buna asla katlanamam!" dedi. Ya kbustakiler gerek, gerektekiler yanlsamaysa? Yani bu kbustan bir trl uyanamayp, kk gzel balkonunda kahvalt edemeyii, kedisi Kumral' sevemiyor, rencilerine iirler, kitap-it lar okuyamyor, annesiyle kahve iemiyor, Meric'in sakin, serin varln hissedemiyor, air Doan Gkay'n doyumsuz dostluunu yaayamyor ve... Ve Ada'y gremiyor, onun yaam iinden , akn zevkten ldrarak izleyemiyor oluu... Ya sand, hatta :, inand gibi bu bir karabasan deilse? Bunca zamandr (ne kadar ; zamandr?) uzak ve habersiz kald sevdiklerinden ayrlmasnn asl nedeni ya gerekten bir savasa? Peki ya iindeki o ok gl "Bekle! Bekle bitecek!" duygusuna ne demeli? Beri yandan, uzun zamandr zaten korkuyla geliini bekledii i savan bir kbus olduunu dnp, imdi de bitmesini beklemek de neyin nesiydi? Bilmiyordu. Artk hibir ey bilmiyordu. Bildii btn nceki ve imdiki zamanlarnda youn bir bekleyi durumunun hkim olduuydu. "Aman hocam," diyordu stemen Birol alttan alan bir sesle, "Ltfen ieride tmgeneralimin yannda sinirlerinize hkim olun!" Doru, nce askeri aratan atlam, sonra revirde ve ardndan kouta olay kartm, herkesin inand i sava o iddetle reddetmiti. stelik karsna kan herkese sahte olduklarn sylemi, onlara hayaletlermi gibi davranmt. "Rahat davranmamanz iin bir neden yok, ama biraz kontroll olmanz rica ediyorum sizden, anlyorsunuz deil mi hocam?" Bu gen adam kibarca "psikolojik sorunlar" olarak sz ediyordu ama adnn "deli"ye ktn hastabakc Hasan'dan kendi kulaklaryla duymutu. Belki de stemen Birol'un szleri "deli"nin resmi sylemiydi? Arap sabunu kokan, emir astsubay odasnda bir haberci er belirdi ve iki selam arasnda generalin, astemen Tuna Atacan' kabul edeceini sert ve kesin bir cmleyle haykrd. Bu srada Tuna, stemen Birol'la birlikte ayaa kalkp, hazrola getiini ve haberci erin selamn aldn aknlkla aynmsad. Beyninden sonra bedeni de mi kontrolnden kyordu? Biraz kaygl bir glmsemeyle ona "iyi anslar" dileyen stemen Birol geldii gibi abucak kayboldu. nce korkarak balamasn, imdi de sabrszca bitmesini bekledii bu karabasanda en fazla yaknlk duyduu kiinin gen bir asker olmasna artk armadn o srada anlad Tuna. nden giderek yol gsteren, sonra o gsterili kocaman kapy vurup ieri giren haberci er elikten yaplm gibi dimdik bir selam akarak byk bir akla haykrd: "Astemen Tuna Atacan emirlerinize hazrdr komutanm!.." ieri girdiinde onu ilk arpan ey mekann genilii ve ykseklii oldu. Aydnlk ve ferahlk ok etkileyiciydi. Ama yalnzca boyutlar deil, eyalar da heybetliydi. Solda on iki kiilik maun bir toplant masas, zerinde iri bir kristal kesmeli srahi ve bardaklar vard. Srahinin su dolu oluu dikkatini ekti Tuna'nn. Birazdan bir toplant m yaplacakt bu salonda? Yerler duvardan duvara uuk nefti, ksa tyl hal kaplyd ve generalin alma masasnn tam nnde ahane bir Trk hals seriliydi. "El dokumas olmal..." diye iinden geirdi Tuna. Generalin kocaman alma masasnn arkasnda sada tek ylKAM8

dzl tugay flamas ve bir Trk bayra vard. Caml dolapta srmal bir sancak grlmekteydi. Masada kocaman bir pirin plakaya "Tugeneral Turhan zsoy" yazlmt. Yldzl bir Trkiye Cum-huriyeti forsu, altn kaplamal ikiz dolma kalemlik ve bordo bir sumen de masann zerindeydi. Arka duvarda oday dnceli gzlerle seyreden kocaman siyah-beyaz bir Atatrk portresi aslyd. Her eyin byle heybetli olduu bu geni odada kendini kck hissetti Tuna. "Sakn bu oyuna dme!" diye uyaran i sesinin pek yarar olmad. Hazrola geti ve ok atafatl bir selam akt. "Generalim!" diye haykrd. Sesi ocukken ulusal mar syledii o cokum, inanl tonla fkrd cierlerinden. "Nedir bu?" diye dnd. "Oyunu kurallarna gre oynamak oyunu mu yoksa? Ne yapyorum ben?" General okuduu yazdan ban hi kaldrmadan kalarn ve gzlerini ykselterek onu dikkatle szd. Gzgze geldiler. O zaman general yazy brakt, ban da kaldrd. "Rahat astemen, rahat! Gel otur yle," dedi bir eliyle nndeki koltuu gstererek. iaret edilen siyah deri koltua otururken yeniden kukulanmaya balamt Tuna. Koltuk da heybetliydi, Tuna'y iine ekti, yalad, yuttu. General, salar bann stnde ve yanlarda azalm, yuvarlak yzl, kilolu bir adamd. Tombul ellerinin uzun parmaklarndan tr onun uzun boylu olduunu dnd Tuna. Uzun ve gr kalar simsiyah iki keskin yay gibi yzne en nemli iki izgiyi kondurmutu. Oysa salarnn akaklarndaki ularna kr dmt, iri yuvarlak yzne gre kk kalan yuvarlak gzleri ; simsiyaht. "Aydnlar, askerleri kaba ya da aptal olarak karikatrize etmek eilimindedirler," diye balad sze general. "Gsleri madalyal, yzleri sert ve bo ifadeli diktatrler izer dururlar!" "Eyvaah!" diye inledi Tuna. "Aydnlara olan hrsn benden alacak imdi!" yle olmad. Generalin sesi ne fkeli ne de bilgiti. Kt ve/ya f cahil halk doru yola evirmeye kararl papaz ya da imamlarn J ikna edici tonu da yoktu. Yalnzca yanl bulduu bir genellemeyi iaret ediyordu ve biraz alnmt sanki... "Bu tiplemeye uyan askerler yok deil tabii... ama binlerce adsz, kahraman ve erefli asker de bu genellemeyle cezalandrlmakta, tabir yerindeyse kurunun yannda ya da yanmaktadr." "Neden bana bunlar anlatyor?" diye kuku iinde bekliyordu Tuna. "Trk ordusunda aydn, ilerici, hmanist ve sanata hayranlk besleyen subaylar daima olmutur ve olacaktr da..." "Elbette efendim!" derken duydu kendi sesini Tuna. "Sizin edebiyat retmeni olduunuzu biliyoruz," dedi general dnceli bir bakla bir elini enesine dayayarak. "Ayrca ok okuyan, kltrl ve hassas ruhlu bir insan olduunuz yolunda bilgilendirildim." "Birol'un ii bu!" diye endielendi Tuna. "imdi yandk ite! Artk uzun uzun erkek adamn hassas olmamas gerektiini, sert erkek olmakla askerlik arasndaki ilikiyi burnuma sokacak... Ah Birol ah, bi bu eksikti yani..." "Askerlerin sizin gibi insanlara u srada daha ok ihtiyac var astemen," dedi general. "Beni snyor!.. Evet beni snyor! Yaadklarm gerekse general, bir karabasansa beynim beni snyor!" diye daha da huzur-suzland Tuna. "Bu i savan, biliyorsunuz seferberlikteyiz, fazla demokrasi sebebiyle ktn savunan meslektalarma katlmyorum." "Efendim?" Aniden generalin dedikleriyle ilgilenmeye balamt Tuna. Yine de "biliyorsunuz seferberlikteyiz" szlerine taklmadan edemedi. "Biliyorsunuz" diyerek altn iziyordu general, yani; artk kabul etmelisiniz, ortal birbirine katmaktan, bir deli ya da bir ocuk gibi davranmaktan vazgemelisiniz, anlamna uyaryor olmalyd. "Bence demokrasinin az, ou olmaz astemen. Demokrasi ya vardr, ya da yoktur! Eitliin yaygnlatrlmay, adaletin resmi-letirilmemesi olabilir ama demokrasinin eksii, fazlas olamaz! Demokrasinin de kurallar ve disiplini

vardr. Demokrasi sonsuzluk ve sorumsuzluk deil, sorumluluk ve saduyu rejimidir. Eit uyguland lkelerde i sava kmaz!" "Yok bu kadar da fazla! Artk ok fazla..." diye ii ekildi Tu-na'nn. "Bir askerden demokrasi dersi almak da ok fazla!" "insanlar, tarih boyunca korku ve umut adl iki duygular s-mrlerek ynetildiler," diyordu general. H6 "Belki de kendini anlayacak gen bir entelektel bulduunu dnmenin heyecanna kaptrm, gerek dncelerini aktar-yordur ?.. O vakit bu yaadklarmn bir kbus olma ans kalmyor ve bitmesini beklemem de tamamen anlamszlayor..." Rengi soldu, gnlerdir, belki haftalardr yaad skntlarn ve yaralarnn etkisiyle bitkin den bedeni titredi, midesi armaya ve ba dnmeye balad. Kulaklarnda tiz ddkler tyordu. "yi misin astemen?" dedi general masasnn altndaki zile ivediyla basarak. "Bana tuzlu bir ayran getir, abuk!" diye grledi kapda beliren emir erine. "Emredersiniz komutanm!" Emir eri, haberci erin klonlanm bir ei kadar ona benziyordu. Selamlar, hazrollar ve rahatlar arasnda abucak bir bardak souk tuzlu ayran bulunmu, imesi emredilmiti. Biraz sonra renkler ve ekiller yava yava yerine gelmeye balad, derin derin soluk ald Tuna. "iyi misin evladm?" Evladm m? O anonim ses tonu gitmi, ilgili ve kiisel bir anlam gelmiti yerine. "Bak astemen," dedi general hemen eski mesafeli tutumuna geri dnerek. "Btn bunlar gereinden fazla kmsemek nasl yanlsa, fazla bytmek de doru deil. Ne gzel sylemi atalarmz; salam kafa, salam vcutta bulunur diyerek!" "Evet efendim!" "Hangi toplumdaki byk deiimler atmasz gereklemitir, h? Bizim toplumumuz da byk bir deiim geiriyor, hepsi bu. Deiim zorunludur, nk deiim kanlmazdr! Baka trl daha iyiye ykselmek ihtimali kalmaz!" "Beni tutan ne?" diye sordu kendi kendine Tuna. "Bu adam sevmekten beni alakoyan ne?" "Deiiklikler dalgalar gibi dinamiktir. Dalgalar birbirine arptka gl ters akntlar oluur. Amerikallar bunu anlayabilmek iin Toffler denen adamn kitap yazmasn beklediler." "Popler mopler de olsa kitap okuyan bir general..." diye srdrd Tuna i konumasn. "Gerekte bugn yaanan atma sanld gibi dou-bat, ku-zey-gney dengesizlii ya da daha klie deyimle dini ve etnik sebeplerle domamtr astemen." Sznn burasnda ayaa kalkt general. Hayr, Tuna'nn sand kadar uzun boylu bir adam deildi. Orta boy bir gbei vard, ama boyu 180 sdhtimi bulmazd. Fakat kendine gveni ve imanl ona da makam odas gibi heybetli bir grnt veriyordu. Olduundan iri ve uzun gsteren ansl insanlardand. Tamamen etkileyiciydi. "Derinde asl mesele, byk bir ekonomik ve stratejik deiim yaamakta oluumuzla ilgilidir. Sorunu yaratan sebep ok basittir; bu deiimi destekleyenlerle, yzyldr ellerinde tuttuklar ayrcalk ve karlar kaybetmemek iin deiimi engelleyenler arasnda iddetli bir atma vardr." Baka bir ortamda, rnein Kuzguncuk'ta kkte ya da smet Baba'nn meyhanesinde sivil elbiseleri iinde (bir golf apkas, keten bir pantolon ve polo gmlekle dnd generali) karlat bir "aile dostu" olsayd, rnein filanca niversitede "uygarlk tarihi" profesr Turhan zsoy... ilikisi farkl olacakt... Bunu anlad Tuna. "Koullar, ilikilerimizi nasl da kkten etkiliyor," dedi hayflanan bir sesle. "ok doru astemen!" dedi general, "Ama unutmamal ki, koullar bir lde kontrol altna almay baaran tek canl da insandr." Heybetli odasnn iinde heybetli bedeniyle bir aa bir yukar dolaarak, kendi anlattklarnn albenisine kapld rahatlkla anlalan general, sanki harp akademisinde ders veriyordu.

"Toprak tarmndan sanayilemeye geildii uygarln ilk yllarndan beri insanolu tabiat artlarn ve kendi yetersizliklerini kontrol altnda tutmaya alt. Bir lde de baard. Baknz, kyller ehirlere tandka yeni cesur fikirler ortaya kt ve yayld, ilerleme dediimiz teknoloji ve demokrasi ancak; aydnlanma, laiklik ve yneticilerin halk tarafndan seilmesi gibi fikirlerin kabul edilmesiyle olabilmitir. Siz bask ve korkunun olduu hangi lkede bilim ve teknolojide bir bulu, bir icat grdnz?" "Bu kesinlikle gerek olamaz!" diye dnd ii yeniden skarak Tuna. "Fakat unutmaynz, btn bu cesur ve yeni fikirler ilk bata Avrupa'da da iddetli ve kanl kar koymayla karland. Ba-t'daki i savalar sanayi ve ticaret erbabyla, byk toprak aalar ve kilise arasnda kmtr. nk her yeni ve ileri ey ilknce 'eytan icad'dr!" Durdu ve bir eyler arar gibi sa elinin iaret parman havada evirdi. Yava yava o heybetli alma masasna doru ilerledi general. Rahat grnl, davetkr deri koltuuna oturdu, Tuna artk onu ilgiyle dinlediini biliyordu. Anlattklar yeni deildi, ama anlatan kii konuyu ilgin klyordu. "Biz Bat'nn iddia ettii gibi apa ile montaj sanayii arasnda deiliz astemen. Evet bilgi am yakalayamadk henz ama lkemiz retim dnemine gemitir pekl..." dedi gururla. "ok alkan ve reten bir ulus olmamz kurtuluumuzun asl formldr! Bir de bizi ok korkutan eyin ne olduunu bulmamz gerekiyor. O vakit korku silinip atlacak, c klndakilerin asl yzlerini grp, elimizin tersiyle iterek yolumuzda ilerleyebileceiz. nk bu i savan asl sebebi yenileme ve modernlemeye elme takan ekonomik karn son lklardr!" Derin bir soluk alarak masasna dnd general. Azametle oturdu ve koltuuna yasland. Sorunu zebilen insanlarn marur ifadesiyle hatta glmsedi bile. Etkilendiini kabul etti Tuna. stemen Birol haklyd, akll bir adamd general Turhan zsoy. "Sen zaten bunlar biliyorsun delikanl. Diyeceksin ki, tugeneralim bana bunlar neden anlatt imdi? Ben sana neden anlattm syleyeyim astemen: anlattm nk sen bir askerin de bunlar bildiini veya dndn bilmiyorsun!.." Artk zaferi tamamen kazanm olmann keyfiyle bakyordu general, Tuna'ya. Glmsedi Tuna. Kara subay olan byk days Mustafa ile hava astsubay olan kk days Kemal geldi aklna. Kz kardeleri Zbeyde ve yeenlerini ziyaret iin Kuzguncuk'a geldiklerinde onlarn niformalarna hayran hayran bakan annesinin mutluluktan parlayan yz kt anlarndan. Annesinin Trk askerine duyduu katksz inan ve gururu Tuna'ya aktarndaki mutluluk... "Biz asker milletiz olum," derdi annesi, "Gemiimizde iki kara illetten; dman ve cehaletten hep asker sayesinde kurtulduk." O srada salonda tam televizyonun zerinde asl duran yakkl Atatrk fotorafna derin bir akla bakard annesi. Fotoraftaki Atatrk de asker niformalyd. dr'da doup, byyen ve ortaokul mezunu olan annesi, halkn nabzn tutmakta yksek lisansl bir stanbullu'dan ok daha ustayd. Fazla sze ne hacet, annesi tek cmleyle uzun ve karmak tartmalarn bir trl varamad yere nokta koyard. "Bu memlekete aydnlk hep askerle geldii iindir ki, bu millet askeri sever!" Oysa air Doan Gkay farkl bir bakla ele alrd ayn konuyu, "Sava sanat tarihini inceleyen herkes Trklerin askeri dehasn kabul etmitir. Beensek de, beenmesek de Trkler daima iyi sava ve asker olmulardr." air Doan Gkay kendi dorusunu gstermeyi sevmezdi. O, gerekleri ve bilgiyi kaynaklaryla birlikte doru yerde ve zamanda ortaya atar, sonra geri ekilirdi. Reete aramak iin ona gelenler, kendi dnce ve birikimleri olmadan havalarn alr, avularn yalarlard. Tuna gepi dndnde, "iki olum, bir kzm var," diyordu general Turhan zsoy, "Oullarmdan biri benim gibi baba mesleini seti, asker oldu. ikincisi turizmcilik yapyor. Aralarndaki fark inanlmaz derecede byktr. Kara subay olan olum disiplinli, ciddi ve sorumlu bir gen adamdr, kk olum haylazn teki oldu kt. Ne memleket meseleleriyle ilgilenir, ne dnyayla... Varsa yoksa para ve kzlar... Her eye glen, sulu, idealsiz adamn biri... Sadece bugn iin yaamak hayvanlara mahsustur!"

"Bizim mahalle doktoru Etyen Amca'nn - topra bol olsun! - torunu, ocukluk arkadam Aret ok bilinli, tutarl ve sorumluluk sahibi bir turizmcidir oysa. alma disiplini ve zsayg insann iinde olmaldr, niformasnda deil," demek iin azn at Tuna ama, "Anlyorum efendim," dedi. "Elbette her meslekte alkan ve sorumluluk sahibi insan vardr ama baz meslekler daha disiplinli ve daha sorumludur demek istiyorum..." Ksa bir sessizlik oldu. Sonra general yumuak, kiisel bir sesle asl szne balad: 119 "Bak evladm, biliyorum kabul etmesi hepimiz iin g lkin, bir i sava yayoruz ve akl selime her vakitten ok ihtiyacmz var." Ksa bir sessizlik daha... "Bunun asl sebebinin bir deiim, bir geliim mcadelesi olduunu, yzeyde grlen veya gsterilen resimlerin bir oyun olduunu - ki, btn i savalarda bu byledir - unutmazsak, aklmza mukayyet olma gcmz artacaktr." Bir oyun mu? Oyun ile karabasan arasnda gizli bir iliki olabilir mi? Bir ifre gizli olmasn bu szlerde ?.. General ayaa kalkt. Duruunda bu bulumann sona erdiini anlatan bir ifade aslyd. Tuna hemen yerinden frlad, hazrola geti ve bekledi. "Seni sevdim astemen Tuna Atacan!" dedi general gzlerini ksarak. "Yurtsever ve aydn bir delikanl, aklnn kendini terk etmesine izin vermeyecektir diye inanyoruz!" Hemen hemen hi konumam, arada bir de fenalk geirerek "asker" ve "erkek" imgesine yakmayacak zayflk sergilemiti, ama general yine de onun beenmiti. Olacak ey miydi bu? Ya nceden planlanm bir oyunun iine itiliyordu, ya da... evet ya da btn bunlar zaten gerek deildi. (Oh be!) Elbette ya, annesinden balayarak btn yakn, uzak ve en uzak evresi, dedesi, retmenleri, komular, yaynlar ve masallar onun askerlere bunca sempati duymasn hazrlamken, imdi grd karabasann iinde karlat btn askerler hep aydn, hogrl, sevecen ve ok olumlu tipler olacakt elbette, ite stemen Birol, ite tugeneral Turhan zsoy! Yardmsever, anlayl, aydnlk karakterler... "Hepimizin ailesinde, akrabalar arasnda mutlaka bir asker vardr. Ordu, tpk okul ve cami gibi Trkiye'nin bir paras olmutur artk!" derdi annesi. "Oysa... oysa her meslekte kt, pis insanlar olduunu bilen beynim, bilinaltma yeniliyor ve bu bitmez tkenmez kbusta bir tane kt asker tipi yaratamyor!" diye dnd. General Pinochet'den takntsal olarak iddetle nefret eden air Doan Gkay' dnd Tuna. "Acaba bir ilili aydnn byle bir sorunu olmu mudur? Ya da skynetim srasnda ikence grseydim, byle dnebilecek miydim?" O bilinaltn kontrol etme abalarn srdrrken siren sesleri dalga dalga yaylmaya balamt. Kap dvlr gibi vurulduktan sonra, "gir" emri beklenmeden kan ter iinde bir emir eri belirdi. Selam durdu; "Yangn komutanm! Cephanelie yakn bir sabotaj komutanm!" diye haykrd. General soukkanllm hi yitirmeden apkasn ald, "Anlald asker, derhal grevinin bana dn!" diye emretti. "Bastne komutanm!" Sonra Tuna'ya dnd, "imdi birliine dn ve aklm korumaya yetecek kadar serinkanl ol astemen!" dedi. Tuna beceriksiz bir selam akt, "Bastne komutanm!" m yoksa "Emredersiniz komutanm!" m demesi gerektiine karar veremeden beklerken siren sesleri i burkan younlukta tm garnizonu kaplamt. Tam dar karken generalin sesini duyduunu sand. "stemen Birol'u ok severim. Olum kadar severim. zellikle byk olum Gneydou'da ehit olduundan beri..." Olduu yerde durdu. akld kald. zntyle gzlerini yumdu. Sonra dnd bakt. General yoktu. Kendini koridorda kouturan askerlerin arasnda bulduunda buraya nasl geldiini anlamaya alt. Bu karabasan senaryosunu zebilmek iin btn ayrntlar bilmeliydi. Tpk iyi bir dedektif gibi kendisine ihanet eden beyninin su izlerini toplamas gerekiyordu. Ancak o zaman bu kbus bitecekti!

Generalin makam odasna girmeden nce getirilip bekletildii emir astsubay odasna dnmediine gre generalin odasnn iki k olmalyd ki, bu dnce pek de tutarsz gelmedi ona. Fakat imdi de acil durum nedeniyle saa sola koturan askerlerin ortasnda srklendii bu koridorda nereye gidiyordu? Zayf olan yn duygusu bu karabasann etkisiyle iyice yalnz brakmt onu. ocukken Ada'yla birlikte zdkleri labirent bulmacalarn iine dm gibi duyumsad kendini. "Biraz da Kafka'mn atosu gibi," diye dnrken glmsedi-inin farknda deildi. "Her ey uzaktan grlebilir netlikte ve gerekmi duygusu yaratmaya yetecek verilerde... Ama yaklatka bulanyor, dselleiyor ve sonra artk dna klamaz bir labirent iinde labirente TO2. dnyor. Btn yolllar kr, btn klar yalanc... Bu kara*basan iinden kmak istedike daha ok sarp sarmalyor, yalayp yutuyor insan..." Koridorun iki ayr ka alan kaplar nnde durdu, dnd. Omuzlarn silkti; "Zaten karabasann kendisi byle bir ey deil mi?" diye mrldand. Kaplardan rasgele birini at ve astemen Tuna Atacan, o yne doru admn att. AR TUTULMASI "Yazar, insan denen hayvanlarn en yalnzdr." Lawrence Durrell "Adm daymn ok sevilen bir iirinden almlar." Daha nce bir iirden esinlenilmi hibir ocuk ad duymamtm. Tandm ocuklara ounlukla dede ve bykannelerinin adlar verilir, ya da tarihi/dini bir kiinin, en fazla da sevilen bir nlnn ad konurdu. (Mahalledeki Bar'a ad anlam yznden deil de, arkc Bar Mano yznden verilmiti.) Ama roman kahramanlarnn veya iir balklarnn ocuk adlarna kaynak olmas son derece soyut ve yeniydi. Adeta bylenmitim. Fakat bunun altnda kalamazdm. Hemen kendi admla ilgili bir mit yaratmalydm: "Benim adm da dedem koymu!" dedim gururla. "Dedemin eskiden yaad uzak bir yerde ok gzel bir nehir varm. O kadar gzelmi ki, grenler baydrm. Nehrin iinde deniz kzlar yzer, dibinde de deniz kzlarnn babas olan kral yaarm... ite dedem de demi ki, gzleri bu nehir gibi mavi bir torunum olursa ad Tuna olsun demi... Yaaa!.." "Mabelciim, bi kere deniz kzlar denizde olur, ama aslnda onlar denizde de yokturlar. nk btn bunlar ocuklar kandrmak isteyen ve kendilerini ok akll sanan bykler uyduruyorlar ... Sonracma, nehirler mavi olmaz, yeildir!" Aslnda doan ilk ocuk erkek olursa annemin, kz olursa babamn ocukluk corafyasn sulayan nehirlerin adlarn kararlatrmlar. Ara ve Tuna! Ama iki ocuklar da erkek olunca harl harl bana isim aramaya koyulmular ki, dedem o srada kar km. "Bre Tuna'nn eri, diisi mi olur da byle tela edersiniz? Tuna bu kzanlar! Bereketin, gzelliin avrad, erkei olmaz, koyacaks-nz adn Tuna kk torunumun, vasiyetimdir bilesiniz..." Babaannem Mride Hanm da araya girince annemin akl yatm... "Dur, hemen zlme Mabelciim!.. Bak istersen Tuna nehrinde yaayan yeil nehir kzlarnn mavi gzl, ok eker, minik bir erkek kardeleri varm diye bir masal kuralm, h ne dersin?" Dudam sarkm, alamakl olmutum. Onun ad bir iirden esinlenilmiti, benimkisi rengi mavi bile olmayan bir nehirden... "Bu minik nehir prensi bir gn ryasnda Kuzguncuk'ta oturan Kumral Ada'y grm ve nehirden kp, kuyruunu kaybetmi. Artk insan olmu. O gn bugndr Kuzguncuk'taki kkte ok mutlu oyunlar oynarlarm..." Ah Ada, ah yaramaz kz! Gereklerle abucak krlan yreimi dlerinle sevince bomay nasl da bildin ve hep basardn sen! "Yani senle ben bir prensle bir prenses miyiz?" diye sevinle sordum. , / "Tabii ya!.." dedi bunu daha yeni anlamama aarak. c "Bir de Ara var ama..."

?fi "Ara da bir kral m?" diye sordum, hem yantn "evet" olduunu bilerek, hem de duymaktan rkerek. "Siz ikiniz de birer nehirsiniz!" dedi Ada bambaka bir sesle. Sanki o masal dnyasna hi girmemiiz gibiydi. "Bense hem daymn iirindeki hem de denizin ortasndaki tek | bana duran adaym..." Sesinde o gizemli prltlar, anlamn bilmediim bir gurur ve malum Adaca tonlar... Asln sonradan reneceim "Kumral Ada" adl iir, yazld i yllarda dillerde dolaan ve Doan Gkay'm adyla zdeleen ok | nlenmi bir iirmi. "Bilmez kimse sylemem/Pek mahremdir aslnda" diye balayan, gen bir adamn isel zayflklarnn byk bir cesaret ve us- J talkla dile getirildii bu muhteem iir, sk sk nerede ve kim olduu asla anlalmayan Ada adndaki kadna arlar yaparak yllarca kadnlar hayran brakp, erkekleri yreklendirmiti. Bizden nceki kuan romantik ve sosyalist aydnlar tarafndan ok l sevilen "Kumral Ada" iirini bizim kuak da eskitmedi. Tuna Nehri'ne gelince onun ne yeil, ne de mavi olmayp, kirli kahverengi, gri renkli bir nehir olduunu nedense zlerek renecektim. Halbuki tpk dedem gibi, oul Strauss da ona mavi rengi yaktrmt. "Babamla annem ayn filmde oynarken tanmlar. Babam 'Kumral Ada' iirini okuyormu, annem ona 'isterseniz bu kitab sizin iin abime imzalataym,'" demi. "Peki imzalatm m?" "Evet. Ondan sonra bu iiri birlikte okurlarken babam anneme k olmu. Vee bu iir de onlarn iiri olmu... Bir daha da hi ayrlmamlar..." "Ne ho!" diye dnrdm. Baz ocuklarn anne ve babalarnn iirleri ve ak ykleri var, ama benimkiler arasnda tank olduum en romantik ey "ilahi hanm!" ya da "seni yaramaz Nairn seni..." gibi ba ve sonu bizden saklanan bir eylerin devamnda gelen bakmalard... Oysa her ilikinin bir hikyesi vard ama kuaktan kuaa akp, keyifle bereketleneceine, ounlukla ocuklardan saklanr, ayp ve gnahm gibi gizlenirdi. "k olmak ne demek Ada?" "Biliyorsun ite..." der kkr kkr glerken, gzlerini alat-rp, dudaklarn neredeyse burnuna dek uzatarak pck sesleri kartrd. Ama bu sesler ve o komik suratla birleince itahla biberon emen bir bebek, ya da su ien bir ata benzerdi ki, pastrize edilmi ie stne hl direnerek ak st satan stnn yal beygirini aklma drrd. Artk ikimiz de katla katla gler, gzlerimizden yalar akarken yerlerde yuvarlanarak hl ak sesleri olduunu dndmz su ien at seslerini tekrarlayarak glmekten baygnlk geirirdik. O srada hemen bamzda beliren Cihan Teyze nce kukuyla bize bakar, sonra glerek ban iki yana sallar ve iini ekerdi. "Ah ocukluk ahh! Vara yoa gln bakalm! En iyi gnleriniz bunlar, gln bakalm gln!.." (Hayatta ne zaman mutlu olsam, bunun en iyi gnlerim olduunu hatrlatacak bir mutsuzluk habercisi daima karma kmtr. Ya bizim kltrmz bunlardan ok fazla yetitiriyor ve ihra edilemez olduklarndan bamza kalyorlar, ya da dnk mutsuzluklarn imdiki zamanda yenmeye uramayanlar, bakalarnn mutluluklarn da snrlayarak teselli buluyorlar!..) 125 Byle bir glme krizinin ardndan Ada bir gn bana anne ve babasnn siyah-beyaz fotoraflaryla dolu ahane bir albm gs-126 terdi. Fotoraflarn ounda Sreyya Mercan elinde sigara ve iki kadehi, gzlerinde apkn bir bakla karsna bakyordu. Pervin Gkay dekolte tuvaletler iinde incecik gzelliiyle biraz utanga ama mutluluktan baygn baklarla kocasna sokulmu glms-yordu. Kimi fotoraflarda elele, kolkola ve gzgze grlyorlard ki, bu romantik pozlara bakarken Ada ar gibi vzlyor, ben de ona katlarak vzzzz'lar arasnda kkr kkr glyorduk. (Neden ocuklar cinsellii kefederken ahit olduklar her pme sahnesi onlar biraz utandrarak byle gldrr? Byklerin bahesine ilk adm atmann heyecan m yoksa mthi bir gzellii kefe ktklarnn ilk ipular m onlar mutlandrmaktadr?)

Bir fotorafta Ada'nn anne ve babas pyorlard. Belki bir filmden alnm bir sahneydi, belki gerekti, bilmiyorum. Ama ikisi de gzlerini yummu, mutluluktan umutu. "ite ak budur!" dedi bilmi bilmi Ada. "Hadi gel biz de yapalm!" dedim heyecanla. Elele tututuk, yanaklarmz birbirine yaptrdk, glmseyip gzlerimizi yumduk. O yedi, ben be yandaydm ve bence k olmutuk! Bir alk sesiyle gzlerimizi atmzda hrszlk yaparken yakalanm gibi feci utanmtm. "Harika, pek hosunuz ocuklar!" diyerek el rpan, siyah iri | dalgal salar banda haylaz bir danklkta oynaan, uzunca boylu, gzlkl, yakkl gen bir adamd. Tvit ceket ve set ayakkab giymiti. (Bu giyim tarz hl deimedii iin anmsadklarmdan kuku duymuyorum.) "Day! Doan daycm!" diye sevinle yerinden frlayan Ada, bizi glmseyerek alklayan adamn kollarna bir maymun gibi zplayarak trmand, boynuna sarld. (Beni k pozisyonunda yalnz brakmakta hibir saknca grmeksizin!) O ikisi burunlarm birbirlerine srterek akalarken benim kskanlktan yreim burkuluyordu tabii. "Gel bakalm gen adam! Sen u mehur Tuna olmalsn. Bir de aabeyin Ara var, doru mu?" Her eyi biliyordu Ada'nn days. Elini uzatt ve benimle b-ykmm gibi el skt. "Ne gzel adlar vermi aileniz sizlere, pek beendim dorusu!" Ada'nn ok sevdii Doan days adm beendii iin sevinmitim. "Hadi jonglr numaras yapsana day!.. Hadi, hadi..." O gn hayranlkla izlediim elmalk jonglrlnn ardndan bir misketi kaybedip, kulamn arkasndan bulma ve kendi cebine koyduu kalemi, perdenin arkasndan kartma numaralarndan sonra artk airlerin ne i yaptklarn iyice anlamtm: Hokus pokus!.. Yllar sonra bugn de iyi airlerin birer szck ilzyonisti olduklarna dair fikrim deimedi. Yazar ve airlerin aslnda ne denli yalnz insanlar olduklarn ve bu hokus pokus iini en ok kendilerini elendirerek, yalnzlklarnn acsn azaltmak iin dzenlediklerini anlamamsa daha yllar alacakt. Ertesi gn anneme, byynce sirklerde alan bir air olmak istediimi sylediimde zavall kadn alamakl olmutu. KORKTUKLARI HER EY YAKARLAR! "Kim syleyebilir, belki nice zamanlardr lmediimizi..." Ingeborg Bachmann Her ey ok abuk oldu. Yangnn cephanelie yakn bir yerde kmas ve sabotaj olasl panik yaratm, ortalk aniden karmt. Garnizonu kasp kavuran siren sesleri arasnda aceleyle ciplere binen ve koyu bir dumann ykseldii douya doru giden askerlerin arasnda bu-luverdi kendini Tuna. Etraftaki btn karmaa ve panie ramen, askerlerin hzl bir emir-komuta zinciri iinde hl dzenle hareket edebiliyor olularn hayranlk uyandrc buldu. "Tpk Vietnam filmlerindeki sahneler gibi..." diye dnmeden edemedi. Onun yanda birinin ikinci Dnya ya da Kore sava filmlerini anmsamas da beklenemezdi. Kbrs Sava srasnda on yala-rndayd ve Kbrs' ok uzakta bir "ada" sanyordu. Sava romanlar ve filmlerini sevmezdi ama onun ilkgenlik yllarnda salgn olan Vietnam filmlerine insan istese de istemese de yakalanmak durumundayd, O yllarda dnyann hemen her yannda Amerikahlar'a "iyi i" yaptran Vietnam filmleri zorunlu bir moda olmu ve tabii Trkiye de bundan kaamamt. Herkese gre ayr bir senaryo vard. Glmek, alamak, iddet grmek ya da sava kart olmak, birka tane Vietnam filmi grmek iin ayr ayr iyi birer nedendi. Para verip bilet almayanlar bile, evine sakat dnen Vietnam gazileriyle, geride braktklar karlar veya dostlar arasnda geen iburkucu filmlere ya televizyonda, rek-

lamlarda veya dergilerde mutlaka yakalanyordu. Ya Jane Fonda, Jn Voight, ya da Robert de Niro ve Meryl Streep, o da olmad Robin Williams ile hemen dnyann hemen her yerinde bir para Vietnam yaanmt. "Haydi atla temen!" Birisi kolundan yakalad gibi, hareket etmekte olan cipe doru ekti Tuna'y. Buna hi hazrlkl olmad iin gvdesini cipin iine ekmekte gecikince ayak bilekleri aracn amurluuna sr-tnerek feci berelendi. Cipe yerleince acyla dilerini skt Tuna. Eilip baktnda sa paasnn yrtldn, yrtlan yerden kanayan bileini grd. Onu kan tutuyor ya, hemen baklarn kard. "Canm bu kadar yandna gre yoksa bu bir rya deil mi?" diye sylendi acyla dilerini skarak. Kimsenin onu duyacak hali yoktu. Neresinin yaralanp, kana-d kimsenin umurunda deildi. Cipin iindeki askerler patlamaya hazr bomba gibi rktc grnyorlard. Hepsinin makineli tfei vard ve hibiri konumuyordu. Artk dnyadan kopmu, baka bir boyuta tanm gibiydiler. zerlerinde komando arazi niformalar vard ve gzleri tek bir noktaya kilitlenmiti: doudaki yangna! evresine baknca uzun bir konvoyun ortasnda olduklarn anlad Tuna. Arkalarndan ileri asker dolu cipler gelmekteydi. Bazan bir hoparlrden anons yaplyor ama tpk havaalanlar ve otobs terminallerindeki gibi sylenen asla anlalmyordu. Yine de anonsu yapan erkek sesinin tonundan ivedi ve sert tnlar yaylyordu havaya. Kara dumanlarn ykseldii douya yaklatka yaz scana rahmet okutacak iddetli bir scak dalgasyla birlikte yank kokusu da duyulmaya balad. O zaman itfaiyeye yardm eden askerlerin oluturduu insan zincirini grd Tuna. Her ne kadar kendini yangn grntlemeye gelmi bir gazeteci ya da sinema salonunda film izleyen biri kadar olayn dnda hissetse de olaydan etkilenmedii sylenemezdi. Dumanlara doru yaklatka artan bir baka ey de seslerdi. Bazan bir patlama, ou zaman da yangn sndrmeye alan insan sesleri... "Yangn, cephanelie ulamadan sndremezsek, hepimiz geKAM9 beririz!" diye baryordu yz gz kapkara olmu bir asker panik iinde koarak. "Allah belasn versin o kanck soysuzlarn! Allah iki dnyada da soylarn kurutsun o hainlerin! Orospu ocuklar!.." "Sabotaj olduu anlald m?" diye sordu Tuna. Sesi havada eridi, dkld, kayboldu. "Orospu ocuklar ha!'.." dedi, cipin iinde tek bana kaldn farknda olmadan. "Hi deimemi demek ki... Katil, daima garson, kt de orospu ocuudur zaten!.." Cip durmu, iindeki askerler oktan inmiti. Hemen ilerde alevler, yanan binalarn iskelete dnen siluetleri arasndan ykseliyor, krmz, bordo ve siyah dev kllar gibi enkaz kesip biiyor, bazan da Fakir'in fltyle dans eden ylan gibi cilveyle salnarak ve buharlar salarak ykseliyorlard. Sanki br alevleri yalamak iin ehvetle yaklaan arzu dolu krmz bir ate damlas, aniden kapkara bir canavara dnyor, krmznn yaamsal ekiciliinden, krmznn lmcl dehetine doru dengeleri bozu-veriyordu. Alevlerin dans Tuna'y ylesine bylemiti ki, hipnotize olmu gibi atee aklm, nerede olduunu unutmutu. Kald ki, nerede olduu konusunda bir karan olduu da sylenemezdi. Alevlerin dans ok gzeldi, inanlmaz bir uyum ve estetik tayordu ama mutluluk vermiyordu. stelik actyordu... "Bir gzellik ne zaman mutluluk vermekten vazgeer?" diye dnd. Bu ate bir minede olsayd ?.. Hayr, minedeki alevler bile artk actyordu onu. nk, onun szlndeki ate ve alev kavramlar "yakmak" anlamyla yklenmiti. Zorbalar, baa kamadklar, korktuklar her eyi tarih boyunca daima yakmlard. Zorbalar, insanlar, kitaplar ve binalar hep yaktlar... Zorbalar korktuklar herkesi "cad" ya da "eytan" diyerek cayr cayr hep yaktlar! "Dnceler ve dler yanmaz maddeden yaplyor oysa..." diye mrldand ter iinde.

Atein kendisi bu kadar kt deildi de zorbalar atei ok seviyordu ... Yakarak yok etmek, tarih boyunca br ikence ve ldr- 1 me yntemlerinden daima daha cazip gelmiti zorba katillere... "Ate, onlarn en ok korktuu baka bir eyi artrdndan m acaba? Katillerin hep cinayet yerine geri dndkleri gibi, l zorbalar ve gericiler de 'ate'le 'aydnlanma'nn ilikisinden bilinalt bir korku duyarak belki ?.." Ter iinde olduunu pek farknda deildi de susadn hissediyor, ama yerinden kmldyamyordu. ii yanyor, bedeni snyor, ama alevlerin bysnden kopamyor, belki de kopmak istemiyordu. Herkesin ayaklarnn yere akld bir zaman olur; Tuna'nnki o zamand. "Tuna! HeyTunaa!.." Ne? Yoksa birisi adn m nlyordu? "Tunaa!.." Eer duyduu doruysa, uzun zamandr ilk kez birisi ona adyla sesleniyordu. Ne "hocam", ne "retmen", ne de "astemen" ... Hayr hayr, birisi ona Tuna diyordu ite... Ah ne gzel bir eydir insann kendi adyla arlmas ve insann kendi adna katt btn o zel baharatlarn birden ortala salnmas... "Tamam, grdm kbus bitiyor, birisi beni uyandrmak iin admla sesleniyor bana... Elbette ya... Biliyordum, bandan beri bunun bir karabasan olduunu biliyordum ben..." "Tuna! Yav Tuna baksana ?.." "Annemdir uyandran... Belki de Meri... ya da o... O'dur tabii... geri dnmtr, onu ne kadar merak ettiimi dnp, beni daha fazla zmemek iin... Kyamaz o bana... Ama o olsayd... 'Mabel' derdi... 'Haydi Mabel, kbus bitti, uyan artk!..' falan. eyy... bu bir erkek sesi... Ara? Ara yoksa ?.. Ara neredesin?.." "Tuna dikkat etsene be birader!" diyerek birisi kolundan tuttu ve srklemeye balad. "Neredeyse yangnn iine girmisin... sanki yanmay bekliyorsun!" Dnp baknca, asker niformal, krmz ksa sal bir adamla karlat. Tpk btn br askerlere benzeyen bir asker! "Al unu, cebimde kk bir limon kolonyas kardm, kokla iyi gelir!" Asker, bir avu limon kolonyasn Tuna'nm yzne srverdi. Kolonya ate gibi scakt ama sertti. Tokat yemi gibi sarsld Tuna. Derin derin soluk ald. O zaman ter iinde olduunu ayrmsa-d ve kendini reflekssel olarak geri ekti. Yabanclam gzlerle evresini szd. Grd ey yine aynyd. ok yaknnda yanan 13*, binalar sndrmek iin canla bala koturan itfaiyeci ve asker niformas iinde onlarca, ellilerce erkek baryor, su tayor, emrediyor, yaamlarn tehlikeye atyordu. "Demek yine uyanamadm..." diye mrldand kederle. "iyi misin Tuna?" Btn gcn kullanarak kendisini hl adyla armaya devam eden, stelik lmden de kurtaran askere dikkatle bakt. "Btn gc" bile son zamanlarda dikkatini toplamaya yetmez olmutu ya, neyse... Krmz sal askerin gzlerini buldu, dikkatle uzun uzun bakt gzlerine. Dnyann her yerinde btn askerlerin gzleri farkldr! "Nesim?" diye sevinle haykran kendi sesini duydu hemen sonra. Glmsedi br. "Az daha beni hi tanmayacaksn sanarak, korkmaya balamtn," dedi. Cokuyla kucaklat iki asker. "$alom be Nesim!.. Seni tanmaz olur muyum hi? Dedemin byk ak, biricik Rozitas'nn yadigrsn bana... Rahmetli babaannem duymasn ama!" "Dur bakaym, ne olmu senin bileklerine? Vah vah be!.. Dur biraz da oraya kolonya srelim... Sen cephe gerisinde gazi olmusun birader!.." Acyla dilerini skt Tuna ama "kan grrm" korkusuyla hi bakmad ayak bileklerine.

"Yangn kontrole alnd! Yangn kontrolde!.." sevinli lklar ykselmeye balad. "Cephanelii patlatamad orospu ocuklar!" diye sevinerek bard Tuna, kendi acsn unutup. Onun insanlarn anneleri ve karlarna kfr etmediini iyi bilen Nesim ararak bakt. "Yangn anneleri fahie olanlarn karttklar saptanm da..." diye zorlama bir glle aka yapmay denedi. Hem yangnn kontrole alnmas, hem de Nesim'e rastlamas onu rahatlatp, gevetmiti besbelli. "Gel biraz yle kenara!" diyerek Tuna'y ekitiren Nesim, kaygl gzlerle etraf szyordu. "Beni askere aldlar, ama bizlere silah vermiyorlar," dedi. "Yah udisin diye mi? Ama o uygulama kalkt demilerdi..." "Bover imdi bunu. Dinle, beni askere aldklar sal sabah gazetelerde Ada'yla ilgili bir haber okudum. Grmediysen bile duyar, fena olursun diye sylyorum. Yok yllar nce cinayet ile-mimi de... zart zurt!.. Sakn takma kafana, tamam m dostum? Ben Ada'y ocukluundan beri tanrm, bilirsin. Bence o katil olamaz!.. Beni dinliyor musun Tuna?" "Onu mutlaka bulmalym Nesim!" diye inledi Tuna. "Bu kbus artk bitmeli, uyanmal ve onu bulmalym, anlyor musun beni?" "Nasl anlamam be dostum, nasl anlamam! Ama uyanmak o kadar kolay m sanyorsun?" Elinin tersiyle yzn silen Tuna, umutla Nesim'e bakt. "Bak Tuna, aslnda ekilen skntlarn nedeni, szn ettiin byk uyann bedelidir! Ve greceksin, greceiz hep birlikte inallah, bu millet de artk yle her karartmada gece oldu sanp, ml ml uyutulamayacak bu i savatan sonra..." " sava m?" diye ii ezilerek sordu Tuna. "Ben bunun hl bir kbus, fazla uzam bir karabasan olduuna inanyorum..." Anlatmaktan yorgun dt eyleri bir kez de Nesim iin yineledi sonra ve ekledi: "Ah Nesim! Bu olanlarn kt bir rya olduuna birisi daha inansa ve biteceini sylese, yle rahatlayacam ki..." Nesim Tuna'ya bakt, biraz dnd, sonra bir kolunu onun omuzuna att, srtn svazlad. "Bitecek Tuna. Bekle! Bitecek bu karabasan bir gn naslsa. Fakat beklerken akln koru ve yerinde sayarak, rmesine gz yumma." "Demek sen de bunun bir kbus olabileceini sylyorsun!" diye sevindi Tuna. "Valla..." dedi Nesim ders anlatr gibi, "Hepimiz i savalar farkl biimde alglyoruz. Kimimize gre asl kartlarn ortaya dkld gerek oyun bu! Kimimize gre silah tccarlarnn gelir sknts var, silah ve uyuturucu kaaklnn kanl byk kazancn paylaanlar devlet kendi iinde besliyor... Kimimize gre, btn sorun, insan denen canlnn etobur olmasndan kaynaklanyor !.. Kimileri de gemiiyle ilgili meseleleri hl zememenin bedeli olarak yayor i savan... Bazlar bilgi an hazmedemeyen karanlk evrelerden sz ediyor... Sen de bunu bir kbus olarak alglyorsan, kim ne karr birader?" 134 "Bak inanmyorsun ama... 'Bekle!' diyorsun, karabasan oldu-" una inanmama kar kmyorsun ama sen kendin inanmyorsun!" diye bozuldu Tuna. "Seferberlik ilan edildiinde," dedi Nesim ellerini beline dayayarak, "Ben tam o srada, XX. yzyln bir 'korku a' olduunu syleyen Camus ile ayn yzyln bir 'bekleyi a' olduunu savunan Beckett zerine bir makale hazrlyordum. Balk uydu: 'Korkulu bekleyi yzyl biterken' Altbalk olarak soruyordum: 'Batl edebiyat felsefesi XX. yzyl doru deerlendirebildi mi?' Arayp fikir danacaklarm arasnda birka yazar arkadala senin adn da vard aklmda... Ama ite o sal sabah... Ksmet burada karlamakm..." Konutuu kiinin Nesim olduunu unutup unutup, yeniden hatrlayan Tuna, bu kez de nerede olduklarn unutarak sordu, "Nesim senin doktora tezinle ilgili bir sorunun vard. En son grtmzde tezinle, ya da jriyle ilgili bir eyler anlatmtn da..."

"O i oktan halloldu canm! Geen yl doktoral bir felsefeci olarak Boazii niversitesi'ne intikal ettik efendim... imdi Ph. D'li biri olarak lebilirim artk, hah hah hah!.." Bir glten ok la benzeyen bir kahkaha att Nesim. Bu ses Tuna'y actt. "Gerekten seferberlik srasnda karlaan iki ocukluk arkada asker arasnda bu konuma m geer?" diye dnd abucak. "Olacak i mi yani!.." dedi. "Yangn kontrol altnda! Aralara bin!" diye baran bir ses duyuldu. Sevinli bir hareketlenme, daha nceki rahatsz kouturmann yerini ald. Askerlerin ter ve is iindeki yzlerinde rahatlam bir sessiz heyecan grlyordu. ok kalabalk ve kark grnen ortalk aniden dzene girdi. Tuna gidip, Nesim'in bindii cipe atlad, yanna oturdu. Birden kimsenin kendisine emir vermedii, emir de almadn ayrmsad. O sanki effaf ya da dokunulmazd da, kimse ona karmyordu. "Yaadklarmn gerek olmadna dair iyi bir kant bu!" diye mrldanarak, glmsedi. Nesim aniden durgunlam, elinde biraz nce yarsn Tu-na'nn kendine gelmesi iin boaltt kk plastik kolonya iesini skntyla evirip duruyordu. Birden "ya ona kt bir ey olursa... ya Nesim lrse..." diye bir dnce hzla akp geti Tuna'nn aklndan. Beyni ve kltr byle gelimi, incelmi insanlarn ne kadar az ve zor yetitiini dnnce daha da fena oldu. Onu elinde kitaplar, heyecanla anlatrken, yazarken ve tartrken bir daha gremeyecei olasl aklna dnce... ocukken Kuzguncuk'ta birlikte incir aalarna trmanlar ve dedesinin Rozita'y anlatrken apknlaan sesini duyunca gzgze gelip, ocuk kahkahalarn yanaklarna doldurarak saklaylar birer birer film eridi gibi nnden geince... Soluk alamaz oldu birden. Her insan deerlidir, yle olmal ama neden saklamal, hi tanmam olsak, uzaktan bile olsa, sevdiklerimiz daha deerlidir! Hele tanyp da buna ramen sevebildiklerimiz!.. "Sen neden gitmedin Nesim?" diye haykrd aniden. Onu yitirmek korkusu kontrolsz bir fkeye dnvermiti. "Nereye gitmedim ki?" diye ararak sordu Nesim. Sevdiklerimizi yitireceimizi hissettiimizde yzmze gzmze bulaan korku, daha nce sessiz kalmamzn ya da beceriksiz davranm olmamzn intikamn daima alr bizden. "Akrabalarnn yanna, Jerusalem'e tabii ki..." "Neden gidecek misim?" dedi Nesim, artk bu sorunun kendisine yneltilmesinden bkm bir sesle. Sonra aniden o da barmaya balad. fke en kolay bulaan duygudur! "Ne dedin sen imdi bana? Ha? Farknda msn ne dediini bana? Gya beni korumak iin bunu syledin, deil mi? Ha? yle deil mi? Ha?" Tuna akn bakyordu. "Allah kahretsin! Peki sen neden gitmedin? Ya da yle soraym kabul buyurursan eer? Paa gnln isterse sen nereye gideceksin? H ?.. Sylesene? Hadi kartlarmz ak oynayalm birader... Sen bile beni kendinden farkl gryorsun, deil mi? Sen bile yalnzca dinlerimiz farkl diye Kuds'e kamam neriyor-sun... Ha? Yanl m? Hadi syle ?..." Byle bir k hep sakin bildii Nesim'den hi beklemeyen Tuna arp kald. aknlk, altmz davran biimlerimizi altst eder. "Gitmedim, nk tpk senin gibi ben de buralym, burada dodum ve burada yaamak istiyorum! Allah kahretsin! Gitmedim, nk ben de bu lke iin vergi veriyor, alyor ve buray seviyorum! Duyuyor musun? Trke baryorum sana! fkemi, akm ve acm Ibranice deil, Trke baryorum nk, geri kafal adam!" Sustu, derin bir nefes ald. Sakinlemek iin kendini zorlad belli oluyordu. Ban yere emi olarak, gzleri smsk kapal kaskat oturan Tuna'ya bakt, daha yava ama sinirli sinirli sy-lenmeyi srdrd. "Bak popler dille sylersem, o kaln kafan ancak alr diye yeniden anlataym istersen! Gitmedim, nk; Boaz'da balkla rak, Ada'da dolunay, Ege'de zeytinyallar, Akdeniz'de Toroslar, Safranbolu'da, Asos'ta, Ka'ta evler, bu anadilim, bu ataszleri, diiliklerini yitirmeden akll olmak sava veren bural kadnlar ve Anadolu Akdenizi'nin zgn duygular... Gitmedim nk btn

bunlar yalnzca buradayken gzel... Yalnzca kendi kltrnde yaarsan varolan deerler... Klie de! Duygusal bul, alay et! Arabesk, vck vck diye yargla! Umurumda deil! Hepimizin hamuru ayn, hepimizde bu duygular var!" Yine sustu. Sakinleti. Acyla yzn buruturup, ta gibi oturan Tuna'ya doru eildi: "Ne zaman ki 'Trkiyeli olmak' kavramn hepimiz sahiden anlayacaz ve kabul edeceiz, ite o zaman kurtulacaz!" dedi, fsldayarak. O srada cipe askerler bindi ve hareket ettiler, iki arkada yan-yana hi konumadan bir sre oturdu. Sessizlik keskin bir bak gibi Tuna'nn etini kesiyor, cann yakyordu. "Leviathan' okudun mu Tuna?" diye sordu Nesim. Kendini toparlam, yatmt artk. Yumuak ve alttan alan bir sesle konuuyordu. "Paul Auster'n btn kitaplarn severek okudum," dedi Tuna, Nesim'in yzne bakamadan. "Canm o dnk ocuk, ben u yal Hobbes'un Leviathan' demek istemitim." f "Thomas Hobbes adn duydum ama hi okumadm desem, yalan olmaz." " yz yl nce bar ve g ilikisini analiz ettii iin lkesinin krallarn rahatsz eden ingiliz filozof! Hobbes cann kurtarmak iin Fransa'ya kat ve Leviathan' oradayken yaynlad." "Desene okumak art bu kitab..." diye gnln almaya alt Tuna. "art diyemem, ama Hobbes'un Leviathan' i savala ilgili ilk ciddi analiz saylabilir. Atinallar ve Ispartallar arasndaki Pelepo-nez savan yazan Tusidides'i de unutmazsak..." Birden snfta ders anlatmadn fark ederek Tuna'ya kaamak bir bak att: "Cambridge'de lisansst alrken Prof. Macpherson adnda bir hocamz vard. O bize her derste sorard: 'Neden XX. yzyln ikinci yansnda hl Hobbes okuyoruz gen bayanlar ve beyler?' diye. Biz, dnyann drt bir yanndan Cambridge'de toplanm her rktan ve cinsiyetten renciler artk bu soruya almtk. renci psikolojisi ite... kkrdar, glerdik. Mister Macpherson bize aldrmaz ve zgn bir ifadeyle; Thomas Hobbes bir erk ana-listiydi. Ve maalesef dnyamz g sahibi olmak tutkusu ve bunun yaratt problemlerle hl kan gl olmaktan kurtulamamtr!' der, her defasnda yant kendisi verirdi." "Anlyorum," dedi Tuna yumuak bir sesle. "Ne diyosunuz karde siz orda yle? Hobbes, Mobbes falan... Kim oluyormu bu herifler yani? Bir de u profesr var arada... Hangi tarafn adam bu? Adn hi tutmadm valla..." diye glmeye balad yanlarnda oturan asker. "Abicim, herkes kafay baka trl yiyor ite... Hogreceksin artk!" dedi bir bakas srtarak. Sonra bir elini havada evirerek "deli" iareti yapt ve isterik bir kahkaha att. Yz gz isten kapkarayd, besbelli yangn sndrmek iin ok yorulmutu. "Sen haklydn Nesim," dedi Tuna, askerleri grmezden gelerek. "Seni kendimden farkl grdm biraz ncesine kadar ben de bilmiyordum. Bunu kendimden bile gizliyor olmalymm. Sen beni balarsn da, ben kendimi nasl ?.." Utanga mavi gzlerini nereye saklayacan bilemeden, beceriksiz hareketlerle gzlyle oynad, zorda kaldnda hep yapt gibi stste yutkundu. "Bu kbusu bunlar renmek iin yayoruz ya Kuzguncuklu hemerim!" dedi Nesini glmsemeye alarak. "Trkiyeli hemerim!" dedi Tuna, ban evirmeye cesaret edemeden, Nesim'in eline dokunarak. Fakat dokunduu el canl bir insan elinden ok, buz kesilmi bir metal paras gibiydi. "O da korkuyor!.." diye ii ezildi Tuna'nn. "Bu ikisi iyice kafay yemi ki ne yemi valla..." dedi yanlarndaki asker, glerek. brleri "Oooooo!" diye bir azdan barp, slk almaya baladlar. Askeri kamyonun ii biraz nce yaad gerilimi iri kahkahalarla boaltan askerlerin sesleriyle dolmutu. "Rahat brakn byk klar, hah hah hah!.." "Saol Tuna!" diye fsldad Nesim.

O srada garnizonun kaplarndan birine gelmilerdi. Kapya yaklaan btn aralar duruyor, kontroller yaplyor, emirler veriliyor, alnyor, byk bir hareketlilik yaanyordu. Havaya akamn suyu dmt. Aniden cipten indirildiler, bir dalgalanma oldu. Tuna'y brlerinden ayrp, byk bir askeri kamyona aldlar, eline byk bir srt antas ve bir makineli tfek verdiler. Dnp panik iinde Nesim'i arad. Ama Nesim yoktu. Sanki hi olmam gibi hibir iz brakmadan kaybolmutu. Veda bile edemeden byle abucak ve ok aniden... "Nesiim!" diye seslendi. Sesi kalabalkta eridi gitti. Sesi btn karabasanlarda olduu gibi hi duyulmad. Sesi azyla kula arasnda younlap, klmt. Etrafndaki askerlerin salarna bakt, krmz sal biri var m diye? Askerler komando niformas giymi, kep takmlard, sa rengi yoktu. "Mutlaka akl galip gelecektir sonunda!" dedi birisi. "Nesim?" diye arand. Bu Nesim'in sesiydi, ama Nesim yoktu. Her ey ok fazla hzl ve ok fazla "fazla" oluyordu! Bir olaydan brne, bir duygudan ve/ya dnceden tamamen farkl bir bakasna geite durup, soluk alacak frsat bulamyor, bylece daha da ok yoruluyor, bunalyor ve daha da ok paralanyordu. ok paralanyordu! Eline verilen makineli tfee bakt. Madeni, ar gvdeyi szd. "Hep ldryor ve ne ok lyoruz!" diye inledi. Artk dayanacak gc kalmadm seziyordu. "Acemisin sen!" dedi yannda asker azarlar gibi. "Usta deilim!" dedi Tuna hi bakmadan. "Krk yllk komularn mezhebi farkl diye aileni ldrrse yle bir usta olursun ki!" Sesteki fkeye bulaan nefret Tuna'nn stne akt. O zaman dnp yannda oturan iman askere dikkatle bakt Tuna. Fakat o gzlerini bir tek kendinin grd bir noktaya dikmi, ene kaslar gerilmi vaziyette ta gibi oturuyordu. Bu kez de sakallan kesildii iin onu tanmakta glk ekti Tuna. "Musa? Sen misin?" "Musa yok artk!" diye nefretle yantlad br, hi bakmadan. Askeri kamyondan atladnda paralanp lmediyse bunu biraz da Musa'ya borluydu. Hem o, hem de stemen Birol kollarndan tutmasaydlar ok daha hzla decekti ve... Bir kbusun iinde bile olsa, insann kendini lmden kurtaran birine rastlamas minnet duygusu yaratyordu ite... "Dn haber aldm, karm ve ocuklarm ldrm kfirin soylar... Olum daha bebekti be Allahszlar! Bunu onlarn yanna koyarsam namussuzum, namerdim!.. "Nasl yani?" diye ard Tuna. "Dn bizim Kuzguncuk'ta m olmu bu katliam?" "eytann uaklar, ayn acy ben de onlara yaatmaz mym sanyorlar!" diye nefretle inledi Musa. "Olamaz!" diye dnd Tuna. "Bu kt rya artk dozunu kard!.. Bu kadar ktlk bir arada olabilir mi?" Musa onu duymadan, dilerinin arasndan fkeye dnen acsn kusuyordu. "Otuz yl savalar!" diye buluuyla heyecanland Tuna, "On yedinci yzylda, nfusunun te ikisini otuz yl sren mezhep savalarnda yitirdi Almanya," dedi Musa'y rahatlatacan dnerek, "intikam duygusu, iddeti en ok krkleyen duygudur Musa. insan caydrclktan en fazla uzaklatran duygu, intikamdr." "Kes sesini be ukala! Adam ac ekiyor, grmyor musun?" diye bard bir baka asker Tuna'ya. "Ama bu yalnzca bir kbus!" dedi Tuna onlar sevindirecei-ne inanarak. "Birazdan uyanacam ve her ey bitecek! Anlamyor musunuz bunlarn tm benim bilinaltmn kt bir oyunu? Hepsi bir oyun!" "lmle oyun olmaz retmen!" dedi Musa dilerini gcrdatarak. Ve askeri kamyon hareket etti. Akamn karanl iinde son kez dnp arkasna baktnda Nesim'i grd Tuna. Onu garnizonda brakmlard. Son anda Nesim elini kaldrp havada bir L harfi izdi. Sahi Leviathan ne demekti? "Nereye gidiyoruz?" diye sordu, okul gezisine kar gibi hafif bir sesle. "Anann nikhna!" diye bard fkeli bir ses.

"Cehenneme..." dedi Musa, "Cehennemin taa dibine!" iYi K DODUN ADA! "Yol kenarndaki yamur mazgallarn Kumbara sanp, harlm atardm Bu yzden en ok Denizden alacaklym." Sunay Akn "Ben senden bym ya!" Aslnda yalnzca bir gn arayla domulard. "Hatta bana 'abla' demelisin!" Ayn yln 12 Mart'nda Ada, bir gn sonra da Ara dnyaya gelmiti. Fakat onlar birbirleriyle didimeye, birbirlerini yorgun drmeye baylyorlard. Bu nasl bir kiilik yapsdr ki, ben onlar izlemekten bile bitap derken, o ikisi hi bkmadan yar srdrebiliyorlard? Birbirlerini yenmekten aldklar zevk kadar, yenilmi olmann yaratt bir sonraki didimeye hazrlk safhasndan da ayr bir haz duyduklarn hissediyordum. Tam birbirlerinin diine gre yaratlmlard! "Sama! Aramzda yalnzca yirmi drt saat var!" Byle sylese de bu yirmi drt saatlik gecikme iin aabeyimin iten ie anneme bozulduunu seziyordum. "Bir saat bile olsa, ben senden bym ama Ara!" Sonra o mthi zgvenli, doutan kendisine k glmse-mesiyle Aras'a bakar, partiyi kazananlara zg bir alakgnllk-le ona bir bata bulunurdu: "Sana sz veriyorum bunu mzden bakas bilmeyecek. Bydmzde naslsa senin boyun benimkini geecek ve bak burada ant ierim ki, bu srrmz kimseye sylemeyeceim!" Bydklerinde de beraber olacaklarna dair ald bu gizli mesajn sevinciyle ii daha fazla uzatmazd Ara. "Tamam anlatk ama, bir daha sakn sana 'abla' dememi isteme, oldu mu?" 142 Sessizce glmserdi Ada. mz de bilirdik bu gln an-*~~~ lamn. Zafer kazanm olmak, Ada iin her eyden daha nemliydi! Bu, onun hep en zayf yanlarndan biri olarak kald. Onlar btn "ocuk sevgililer" gibi, sonsuza kadar birlikte yaayacaklar yaamn provasn yapyor, gerein de imdiki gibi bir oyun olacan sanyorlard. Kimbilir, aslnda belki de yleydi? Daha imdiden aralarndaki g dengelerini kurmaya alyor, ou zaman da birbirlerinin hayranlk duyduklar gl yanlarna arpp, kk kafalarn kanatyor, canlarn yakyorlard. Neyse ki, ocuklar abuk unuturlar! Bydmzde Ada'nn Aras'la evleneceini dnnce feci bozuluyor, en deerli oyuncam krldnda duyduum acya benzer ekilde sanclanyordum. Sonra, yine de onu tmden yitirmeyeceim diye teselli buluyordum. Hi deilse onu kaptrdm kii rakibim olmasn aklma bile getiremeyeceim, "doutan galip" aabeyimdi ve buna isteksizce seviniyordum. Fakat sevmediim bir yemek ya da istemediim bir durumla karlatmda bu konuyu kullanmaktan da geri durmuyordum. "Anne ben spanak yemek istemiyorum! itahm yok annece! Hem madem byynce Ada, Aras'la evlenecekmi, ben niye spanak yiyeyim anne? Neden gl olaym h? Zaten bu spanan iinde bir tane bile demir gremiyorum ben!.." Glmemek iin dudaklarn kemiren annem, spanak konusunda aniden yumuayverirdi. Sonuta iki olu arasnda payla-lamayan kz ocuu, onun hayran olduu yldzlarn biricik evlad deil miydi? "Yaa anne yaa, ben bugn okula gitmek istemiyorum. Okulda her gn ayn eyleri yaptryorlar insana anne yaaa!" "Hadi Tuna, hadi nazl olum, giy u nln de okula git! Daha imdiden okuldan bklr m be ocuum?" "E bklr tabii ki... Ada'yla ayn snfta olsaydm, yan yana otursaydm ben de giderdim okula heralde..." "Gel benim Ferhat gibi hisli olum, gel hele bi seveyim seni..." diye glerdi annem. Annesinin zayf noktasn bulan btn ocuklar gibi iyice cv-; tirdim hemen. Btn ocuklar diyorum ama aabeyimi bu konuda istisna tutmalym. Aras'n bir ocuktan ok, ocuk bedenine hapsedilmi bir yetikine benzediini daha nce mutlaka sylemiimdir. "Zaten onlar evlenince ben yapayalnz kalacam. Hi arkadam olmayacak... Tek bama ve kimsesiz..." diye szlanrdm.

Annem acndrma tuzaklarna annelerin ou gibi gnll olarak derdi. Glnde dler uuarak beni sever, okar ve iki adm tedeki okula o gn elimden tutarak beni kendisi gtrrd. Annemin dlerle uuan glnde, beyaz gelinlikler iindeki alml Ada ile daha imdiden yakkllyla dikkatleri eken Ara belirir, son model, st ak bir arabada mutlu bir sonsuzlua doru uarlard. Bundan adm gibi eminim, nk o yllarda kadnlara hayran olmalar iin sunulan paket rya buydu. Kadnlar da bu paketi pek sorgulamadan alyorlard. Annem bu kadnlarn en tipik olanyd ve bunu yaparken yle iten, yle saft ki, onu ancak ok sevebilir, daha ok korumak gereksinimi duyardm. Btn filmler ama en ok Sreyya Mercan ve Pervin Gkay'm filmleri sonsuz akn ve yzde yz mutluluun resimleriydi. Benim ocukluumdaki filmlerin ou evlilikle biterdi ve buna "mutlu son" denirdi. Annemin byk olu ite bu dlere lykt. Ara gl, zeki ve kararlyd. Bir erkekte aranacak en nemli zellikler onda vard ("kimin arad zellikler?" diye sormayn, yantndan hep korkarm bu sorunun...) stelik ok yakklyd, ne istediini biliyor ve mutlaka kazanyordu. Tpk daylarna ekmiti. (Yani kendi slalesine...) Evet... belki olu Ara zengin bir aileden gelmiyordu ama yoksul da saylmazlard... Hem Aras'n ok baarl biri olaca daha imdiden belliydi ve o yllarda ilerinde baarl inalarn ayn zamanda zengin olacaklarna da inanlrd. Oysa annemin kk olu farklyd. Anneme gre, ben babamn slalesine ekmitim. Tatl, yumuak, hrslar olmayan, hassas ve biraz nazl. Nazl m? Nazl falan deildim ama evin kk ocuklarna ou kez biilen giysi budur. Evin en kk ocuklar ne kadar byse ve kendilerini kantlasalar da annelerinin gznde hep bebek kalrlar! (Ne yazk ki...) Aabeyimle benim doum gnlerimiz aile iinde hi de tantanal olmayan bir ev tatls ve limonatayla mtevaz biimde kutla143 nrd. Babam artan kumalardan yeni bir pantolon/gmlek diker, annem zml kurabiye ve tatl yapar, kuru pasta alr, babaan144 nem hayattayken tpk bayramlarda yapt gibi elii mendil iin'"''' r":~'~ de harlk verirdi bize. (ocuklar iin ok skc olan o mendiller, ninenin aniden lmyle nasl da kymetlenir, ah nasl zlenir!..) Doum gnlerimizde dedem bizi vapurla gezmeye gtrr, bize istanbul'un byk tarihi camilerini tantrd. Aabeyimle ben caminin avlusunda kt helva yerken o iki rekat kr namaz klard. Camiden karken dedemin yz nur gibi ldar, dudaklarndan fsltlarla dklen dualar arasnda ikimize bakp, bizimle nasl gurur duyduunu ve Tanrya krettiini hissederdik. Bir ocuk iin asla satn alnamayacak ok gerekli gdadr bu gven duygusu. Sonra cami avlusundaki gvercinlere yem atardk. Elenirdik, ok elenirdik... Ada'yla arasnda bir gnlk ya fark ortaya knca Ara kendi doum gnn iptal etti. On Mart'ta ortadan kaybolan aabeyim, ortaya ktnda huysuz ve aksi bir ocuk oluyordu. Sekiz 1 yanda balayan bu durum ergenlik ana dek srd. Ne yazk ki onun bu gariplii, on iki Eyll'de pastrma yaznn lk renklerine denk gelen benim doum gnlerimi de etkiledi. Aras'n erken erkeklik gururu yznden dedemle yaptmz cami gezilerinin eski tadn bir daha yakalayamadk asla... Oysa Ada'nn doum gnleri farklyd. Onlar Kuzguncuk'a tandktan sonra bir yl hari her on iki Mart btn mahalle ocuklar iin bayram gnyd. Mahalledeki ocuklar iin hazrlanan masada zeri mumlarla ssl kremal pasta, kuru pasta ve kekler, eit eit gazoz, meyve sular ve kolalar bolluuyla gz kamatrrd. Btn ocuklar tkabasa doyar, datlan balon ve oyuncaklardan edinir, kuklac ve palyao ile elenir, dans ederdi. Askeri darbenin olduu yl dndaki "on iki Mart"larn mahalle ocuklarnn belleklerinde bir kutlama gn olarak kalmas ne ironiktir. Yllar sonra Ada; "ikimizin de doum gnlerinde birer askeri darbe yaplmas | sence yalnzca bir tesadf olabilir mi?" diye sorduunda aka yapmadm biliyordum... Ada'nn

doum gn kutlamalarna ma- ;| halle dndan baka ocuklar da katlrd. Bunlarn bazlar akraba, bazlar da arkada ocuklaryd. ou bize benzemeyen, mark, kibirli ocuklard. Bize yz vermez, kendi aralarnda oynarlard. Bazan ilerinden birkann aramza katld olurdu ama genellikle iki grup olarak gn tamamlardk. Ada onlar ok nemsemezdi ama getirdikleri armaanlar beendiini sezerdim. Ne yalan sylemeli, o byk kutulardaki pahal ve daha nce grlmemi kocaman bebekler, pilli trenler, rengarenk kpler, lego-lar ve yurtdndan getirilmi oyuncaklar hepimizi bylerdi. Ertesi gn onlarla oynamak ayrcalna kavuacam bilerek sevinirdim, iim iime smazd. Ben Ada'ya zerinde MABEL yazan ikletlerden bir kutu alrdm doum gnlerinde. Bu, aramzdaki en byk srd ve beni zengin ocuklarla zaten kaybedeceim bir armaan yarna girmekten korurdu. Ah gzelim Ada, ah balkz, ah kumral gzellik, nasl da incitmeden korurdu beni herkesten... Her yl o ikletleri alndaki sevin yalanc olamayacak kadar scak ve zeldi. MABEL ikletlerinin fabrikatrym gibi sevinir, derin bir "off'la rahatlardm. Artk piyasada bulunmayan MABEL sakzlarn imdi zel koleksiyon paras gibi yalnzca Kadky'deki ve Nianta'ndaki iki dkkndan temin edebiliyorum; tabii onun iin... Ada'nn Kuzguncuk dndan gelen arkadalar ve akrabalar arasnda en ok ilgilendii ocuk, byk daysnn kzyd. air day bekr ve ocuksuzdu, fakat Kuzguncuk'ta bir kez dahi grmediimiz mimar byk daysnn kz sk sk Ada'lara gelir, hafta sonlarnda onlarda kalrd. ekingen, krlgan ve pek sessiz bir kz olan kuzeni, Ada'ya hi benzemezdi. Ada'nn inanlmaz kumrall, zgveni, meydan okuyan zeksna karlk kuzeni yeni kzaran bir eftali pembeliinde, sapsarsn, utanga ve iednk bir kzd. Herkes bu kz kuzenin ne kadar gzel olduundan, sar ipek salarnn ltsndan konuur, ona vgler yadrrd ama benim gzm Ada'dan bakasn grmedii iin bu konuda tarafsz kalrdm. Tek ocuklarda sk sk grlen gizli karde zlemiyle kuzenini ekitiren Ada; "O benim kz kardeim!" diye bir oyuncak gibi sahiplenirdi onu. br de hi ses kartmadan Ada'nn oyunca olmay kabullenirdi. Kz kuzeni grenler onun gzelliinden hemen etkilenir ve KAM 10 ona vgler yadrrd. Bu srada eli ayana dolaan ve nereye koyacan bir trl bilemedii gzelliiyle aresiz kalan zavall 146 kz kuzeni yalnz brakan Ada beni yakalar, kendinden emin o a-hane sesinde kk rpertilerle fsldard: "Sen de onu ok gzel buluyor musun Mabelciim?" Byle bir eyi nasl olup da dnebildiine aknlktan azm ak kalr, herkesin duyaca biimde barrdm: "Bence sen dnyadan bile gzelsin Ada!" (Ertesi yl evreni renecek ve "evrenden bile gzel" olduunu syleyecektim.) Glmseyerek bize dnen balar sevinli bir bakla geitiren Ada kald yerden kuzenini ekitirmeyi srdrrd. ite tam o srada "asl olan" belirir, kimseyi grmemi gibi salona girer, feci utangal ve kalabalktan nefret ediini ask suratnn arkasna saklar, somurtarak bir koltua otururdu. Misafirlerin papyonlu k erkek ocuklar ve dantelli etekleri, ponpon oraplaryla ssl kz ocuklar kadar olmasa bile biz Kuzguncuk-lu ocuklar da o gn nedeniyle temiz, zenli giyinmi olurduk. Ama Ara annemin tm diretmelerine aldrmadan zellikle en eski, prtl giysisini giymi olarak Ada'nn doum gn partisine gelmeyi i edinmiti. O zaman Ada st kattaki odasna kar o prenses giysilerini kartr, melek topuzunu zer, gnlk giysilerinden biriyle aaya inerdi. Salarn hep yapt gibi iki yandan kuyruk yaparak lastikle balard. Ada ve Aras'n gnlk giysileri bizimkilerin yannda srtacana, aksine aniden biz fazla ssl ve kullansz, kazulet gibi kala-kalrdk ortada. effaf bir gerilim yaanr, ssl ocuklar rahatsz olurlard. Ara kimsenin yzne bakmaz, yalnz kendisinin bildii ok nemli ve tehlikeli eyi saklyormu gibi bir ifadeyle tek bana otururdu. Ondan byk ve gsterili baz misafir ocuklar aabeyime ok ierler, fakat bir ekilde ekinirlerdi. effaf gerilim kararmaya

balarken Ada her zamanki gibi abucak durumu grr, insiyatifi ele alr, Aras' baheye kartrd. Orada Ara, Ada iin gnlerce ellerini kanatarak hazrlad bir gemi veya uak maketini ona verirdi. Bu srada yanlarna gitmez, onlar pencereden izlerdim, ama orada olmay ok canm ekerdi. Kendimi dlanm, itilmi hissetsem de birisinin kardei, brnn "Mabel"i oluumu dnerek teselli bulmaya alrdm. (Baka arem yoktu ki...) te kendimi byle ksz hissettiim sralarda yanma mis gibi kokan o sarn kz kuzen sokulur, utangaa glmser, onunla ilgilenmemi beklerdi. Yalnz olduum bir anda benden daha zayf birisinin bana ynelmesi ok houma gider, gururumu okard. stelik bu kz herkesin gzelliini ve "hanm hanmck" oluunu ok vd birisiydi. Evet, bence de ok gzeldi ama Ada kadar gzel deildi yine de... Ayrca o "hanm hanmck olmak" ne demekse hi houma gitmiyordu. Bir ekilde bu zelliin Ada'da bulunmadn seziyor, belki onu korumak kaygsyla, kuzenine sert davramyordum. Ada ve Ara bahedeyken, Ada'nn gzel kokan kuzeni bana yiyecekler tar, beni honut etmek iin rpnrd. Bu iyi niyetli davran srasnda bir dilsiz gibi yalnzca glmseyerek yzme bakar, ama baklarnn derin dibinde yatan scaklk bir ekilde tenime ular, neredeyse beni yakard. Ondan sklmazdm ama sessizliini hi sevmezdim. Yine bu doum gn partilerinin birinde, artk Aras'n boy fark atmaya, Ada'y gemeye balad ilk yllard. Galiba onlar on bir yana giriyorlard, ben dokuz olmalym, kz kuzen de on. Ada bilmi bir sesle: "Demek ki annemle babam tam on bir yl, dokuz ay, on gn nce beni yapmlar," dedi. Yatlarma gre cinsel konularda daha ilgisiz bir ocuktum. Yine de bu ilgimi ekmiti. ararak sordum: "Seni nasl yapmlar Ada?" "Bunu ocuklara anlatamayz deil mi Ara?" Ne Ada'nn yava yava kabaran gslerinin, ne de Aras'n yznde yava yava patlamaya balayan sivilcelerinin farknday-dm. Beni byle dlamalarndan ok rahatsz oldum. "Ben de bilmek istiyorum Ada, annenler seni nasl yaptlar? Hadi syle yaaa, hadisene Ada!.." "Uff sen daha ok kksn ama Tuna!.." Ara can sklm bir ifadeyle odadan km, kz kuzen de utancndan bir keye saklanp, kendini her zamanki gibi fark edilmez klmt. Ben hl diretiyor, Ada'nn da bu ii bilmediinden knp skndn bir trl anlamyordum. Hibirimiz bilmiyorduk! Ama o ikisi birbirlerine ve bize biliyor MU GiBi davranyordu. Halbuki Ada bilseydi, hi ekinmeden "ocuk nasl yaplr?" konulu ak ve net bir konferans(l) ekmeye can atard kukusuz. "Canm, ite anne ve baba soyunur ve prler... falan..." "Hiiii!.. Yani senin annenle baban rplak olarak m ptler Ada?" "Samalama Tuna, senin annenle baban da byle yaptlar!" "Hi de bile, benim annemle babam hi dudaktan pmez ve asla soyunmazlar akllm... Benim annemle babam ok terbiyelidir bi kere..." "Aman Tuna, ocuk olma, bu i giyinikken olmaz!" "Hangi i?" "i ha?.." Bu "i" konusunu srf dlanm olmamak iin yle ok detim ve yle ba artan bir srarla stne gittim ki, sonunda Ada dayanamad ve bu "i"i tamamen halletmeye karar verdi. (Bir kez karar verdi mi, kimse durduramaz artk onu!) Birka hafta sonra kkn banyosuna gtrd beni. Trk hamamna benzeyen kurnal ev banyomuzdan sonra kkn kvet-li, pisvarl, pembe tllerle dekore edilmi, yerleri hal deli, mis kokulu banyosu bana ok gerekst grnrd hep. Daha nceleri alafranga tuvaleti de ilk kez orada grdm kkn alt kat-tndaki misafir tuvaletini kullanrdk. Hayranlktan ok aknlk iinde banyoyu seyrederken kapy ierden kitleyen Ada yznde biraz abla efkati ve sorumluluk duygusuyla soyunmaya balamt. nce ne yapacam bilemeden bakakalmtm ki, artk renmem gereken bir konu iin beni de soyunmaya ikna ediverdi. plak olarak kvetin iine oturduk. Kvet buz gibiydi, m, heyecan ve utantan tylerim diken diken olmutu. Baston yutmu gibi dimdik kalmtm. Hani kmldarsanz evrenizdeki her ey krlp parampara olacak tedirginlii vardr ya, ite yle "dona" kalmtm.

Tanrm, ona minnettar olmaktan baka hangi seenei braktn btn yaamm boyunca bana? aknlk ve utantan perperian vaziyette kvette oturuyordum ve o beni eitmek, beni aptal duruma dmekten korumak iin hi kimseye yapmayaca bir eyi yapyor, yeni kabaran memelerini ve henz tylenmemi cinsel organn gstermekten ekinmiyordu! Bu arada beni kendisine iyice balyor, beni sahipleniyormu falan... Bylesi sulamalar ilerde ok duyacaktm ama ne gam! Seme ansm olsayd bile, onunla yaadklarmn en ldrc olanlar dahil, bir tanesinden bile vazgemezdim. Onu eletirenlere hep acdm. nk onlar Ada gibi biriyle tanmak bir yana, yeryznde byle zengin, byle lezzetli bir ruhla yaayan bir kadn olabileceini bile dlemekten yoksun kiilerdir. (Onunla ilgili sulamalar sz konusu oluca nasl bu kadar fkelendiimi asla anlamyorum!) "ite anne ve babalar byle soyunup, byle birbirlerini okar ve... byle dudaktan prler Mabelciim." Bunlar anlatrken uygulamal aklamalar iimi gdklam, glmeye balamtm. Ama aniden aklma gelen bir dnceyle yzm asld. "Bunlar bakasna da retiyor musun Ada?" "Samalama Tuna! Sen benim tek Mabel'imsin!" Geveyip, glmsemitim ama... "Peki ya Ara?" "Onunla naslsa evleneceiz, o zaman bu ii yaparz ite!" "O zaman da soyunacak msnz ?.. Siz ikiniz yani..." "Mabel! imdi sana her eyi retmedim mi sanki?" Doru! O elinden geleni yapm, bildii her eyi retmiti, ne diye soruyordum ki? "Peki Ada imdi anne babalar gibi yaptysak, bizim ocuumuz mu olacak yani?" "Ah benim saf, kk, tatl Mabelim! Olur mu hi! Biz evli deiliz ki!.." "Haaa!" Ertesi yl Aras'la Ada'y prlerken ilk defa grdm. Onlar beni grmemilerdi. nce aladm, sonra gnlerce somurttum. Ama Ada'nn bana kar ilgisi ve sevgisi deimemiti, bununla teselli buldum. Sonra onlar sk sk prken grmeye altm. Hayr alamadm fakat bu resmi hi yaanmam gibi aklmdan silmeye baladm. Bir sre sonra buna inandm ve btn korkaklar gibi yzleemeden yaamay srdrdm. "Peki siz evlenince ben ne olacam?" "Sen de bizimle oturursun Mabelciim. Ben sensiz ne yaparm?" "Madem istiyorsun... peki, sizinle otururum ben de..." Gelecee dair planlar yaptmzda Ada'ya yalnz olurduk daima. Ara byle konularn konuulmasndan utanr, sklr ve ora-||O dan kaard hemen. Ada, kendinden emin btn insanlar gibi as-"""" la zerine gitmezdi bu konunun. ilkokul yllarnn sonuna doru, gzel kokan kz kuzen artk neredeyse kke yerlemiti. Yaz tatillerinde Ada'lar bir ay o sralar henz pek bilinmeyen Kyceiz'deki evlerine gittiklerinde ya da annem izin verdiinde bizi de alp haftasonlannda Here-ke'deki yazlklarna gtrdklerinde mutlaka kz kuzen de onlarla oluyordu. Bir sre sonra ona yle altk ki, Kuzguncuktular gibi biz de onu evin kz sanmaya baladk. Drdmz beraber oyun oynadmzda ben nasl Ada'yla elemek iin rpmyorsam, gzel kokan kz kuzen de benim peimden yle kouyordu. Aramzdaki tek fark vard: ben sesimi duyurmak iin baryor, rpmyordum, o kz daima sessiz bir glmsemeyle bana gelenlere katlanyordu. Sonu deimiyordu. Ara ortada olduu vakitler Ada daima onu tercih ediyor, oyun ei seiyor, ben de mecburen kz kuzene kalyordum. Ada ve Aras'n ilkokulu bitirdikleri yl hepimiz iin nemliydi. Ara devlet ortaokuluna yazdrld, Ada air daynn btn kar kmalarna karn Amerikan kolejine kayt ettirildi. skdar Amerikan Koleji'ne bizim mahalleden giden hibir ocuk yoktu, aniden Ada'y yitirmiiz gibi dertlenmeye baladk. Hznl bir dnemdi. Btn dzenimiz bozulmu, huzurumuz kamt. Kz kuzenin annesi hastaland iin Ada'larda yaayaca sylenmiti bize ama mahallede "zavall kk kzn annesiyle babas boand iin ortada kald ve iyi kalpli halas ve enitesinin onu evlat edindikleri" dedikodular fsldanyordu. "Grdn m Nairn, parayla saadet olmuyor, bak yuvalar yklnca o Grace Kelly kadar gzel yavrucak sokaklarda kald. Allah kimsenin yuvasn ykmasn... Annesi alkolik, babas kumarbaz-m diyorlar..." "Bize ne Zbeyde, dinleme sen dedikoducular..."

"yle deme Nairn... eytan kulana kurun!.." Annem kulan ekip, dudaklaryla kpek arr gibi gcrtl bir slk alp tahtalara vurmaya baylrd. eytanlar kap, uursuzluk bizi terk ederdi bu sesi duyunca. Gzel kokulu kuzene ok acmtm. Demek annesi ve babas onu sokaa atmt ha! yi ki benim ve Ada'nm aileleri bunu yapmyordu. Ben de kulam ekip, dudaklarm bzerek, kpek arma sl gibi gcrtl bir ses karttm ve iaret parmam pencerenin camna vurarak, tklattm. "Tahtaya vurmazsan eytan kovamazsn!" diye uyard annem. Bugn hl vurduum maddenin ahap olmasna gizlice zen gsteririm. Ada'nm zengin ocuklaryla beraber kolejde okuyor olmas en ok Aras' zyordu. Her zamanki gibi bunu belli etmemeye u-rasa da hepimiz ondaki fazla sakinliin ortaokullu bir ergenlik aday olmas kadar, Ada'nm kolejde bir hazrlk rencisi olmasyla ilgili olduunu biliyor, acsna sayg gsteriyorduk. ii o kadar bytmtk ki, zaman zaman Aras'a sava gazisi, zrl ya da arabesk arklarn onulmaz kadersiz gibi abartl davranr olmutuk evde. Halbuki bydke Ada'nn Aras'a olan tutkusu artyor, nne kan olanaklar arttka o Aras'a daha ok yaklayordu. "Bu yapraklar senin iin okulun bahesinden topladm Ara." Romantik sahnelerin topluluk iinde yaanmasndan hi haz etmeyen Ara, homurtuya benzer bir teekkrle yapraklar avular, bazlarnn krlp, dklmelerine neden olurdu. "Bizim snfn kzlar 'ne o, yoksa yapraklar sevgiline mi top-ladn?' diye glmeye kalktlar. Tek bir darbeyle azlarnn payn aldlar tabii: tak tak!" Ada'nm sevgisinden duyduu gururu yllardr aktrmadn sanarak tayan aabeyim o zaman hayranlkla Ada'ya bakar, ikisi birbirlerine gzlerinden aklp kalrlard. Dokuz yandaydm artk ve hl telala atlrdm: "Bana yaprak toplamadn m Ada?" "yle ey olur mu Tuna? ite senin iin de bu minik yapraklar topladm okulun bahesinden." Kk yapraklar hep benim payma kalrd... Byynce evlenip evlenmeyeceklerini son kez sorduumda onlar on , ben on bir yandaydm. "Evet Mabelciim. Sanrm byynce Aras'la ben evlenecegiz;; "Peki eviniz kk olursa ben nerede kalacam o zaman?" "Mabelciim, byynce sen de evleneceksin!" "Neee? Delirdin mi sen? Ben senden asla ayrlamam!" "Tatl Mabelciim benim. Ben de senden ayrlmaya dayana-152 mam. Ne yaparm senin mavi Tuna gzlerini grmez, 'hani bana, hani bana?' diyen sesini duymazsam ben sonra? Ama seninle evlenmeyi ok isteyen baka bir kz var!" armtm. Demek beni de ok seven biri vard yeryznde. "Kimmi o?" "Hl bilmiyor musun Mabelciim? Kim olacak, tabii ki kuzenim!" Evet, bu doru olabilirdi. Yine de biraz arm, holanmtm byle ok seviliyor olduumu duymaktan. Fakat sevinmemitim. Ada'nn kuzeni gzeldi ve ahane kokuyordu ama Ada'ya hi benzemiyordu. "O ok tatl bir kzdr Mabel ve ilk grd gnden beri sana baylyor!" Bakmtk Ada'yla. "Ama o sana hi benzemiyor Ada!" "Sen de Aras'a benzemiyorsun benim tatl Mabelim, ama ben seni ok seviyorum!" Doru sylyordu. Ada doru sylyordu. iimdeki btn uurtmalarn ipleri koptu ve hepsi havaya savruldu. Ada'nn kuzeninin ad Meri'tir. ZYIKIM "i sava hakknda her tartma bir i sava denemesidir." Hans Magnus Enzensberger Cehenneme doru giden askeri aralar konvoyu yola kal otuz iki saat olmutu. Birka kez ihtiya molas verilmi, kuru tayn datlmt. Durduklar yerlerdeki corafyadan nce kuzeye, sonra gneye, imdi de douya gittiklerini dnen Tuna, zerinde takvimi, pusulas, hesap makinesi, atal,

ba olan saysal saatlerden almaya neden hep kar olduuna imdi kahroluyordu. (Yoksa isvire ordu aksyla m kartryordu?) Hani akrep ve yelkovanl klasik saatlere dkn olmakla ovunurdu ya, oh olsun ite! ("Canm saat de saat olduunu bilmeli ama kardeim!" nutuklar... Teknolojiden bu kadar korkmann lemi var myd? O kahverengi kz teknoloji konusunda onu evcilletirmek iin yllarca canla bala almad m sanki... Ne oldu imdi, ha ?..) imdi hem yn, hem tarih duygusunu yitirmiti ama ne gam, kolunda akrep ve yelkovan olan klasik bir saati vard ve zamann bir yerine aslm olarak aptal aptal dnp duruyorlard ite! Kendini, kendi eletirilerinden korumak ve biraz rahatlamak iin, zaten zayf olan ynelim duyusunun imdi intikam aldn dnmeyi tercih etti. Arata kimse konumuyor, askerlerin ou ya uyukluyor, ya dnceli gzlerini ksm oturuyor, arada kimileri de yank yank trk mrldanyordu. Yola ktklarnda btn askerlere, iine battaniye, konserve yiyeceklerden oluan kumanya paketi, diki seti, bir ift temiz amar, komando ba, boma ipi, kibrit, di fras ve macunu, kaln orap konmu birer srt antas datlmt. br askerler yola ktklarnda zaten komando niformas giymilerdi, ilk molada Tuna'ya da ayn niformadan verildi, o da tamamen brle-154 ri gibi giyindi ve biraz sonra onlar gibi davranmaya balad. Artk onun da boynunda elikten yaplm, zerinde bir numara yazl knye vard. lrse, dilerinin arasna konulacakt, br llerle karmasn diye... Komando niformas giydikten sonra baka bir araca bindirilmi, Musa'y da kaybetmiti artk. Btn veriler uzun ve g bir yola ktklarn doruluyor, Tuna bunu kendi alglama diline evirdiinde, bu kbusun yle pek yaknda bitmeyeceini anlyordu. Oysa her an bitecei beklenen bir kbusun, aksine uzayacana dair ipular toplamaktan bitap dmenin de bir snr olmalyd. Tpk gerek yaamdaki gibi... Kendini tamamen brakp, kapkaramsar olmamas iin tek bir nedeni kalmt; hep olduu gibi kck bir umut! Kendisine verilen askeri srt antasnn iine evden karken hazrlad zel eyalar da konmutu. Belki btn br askerlere de zel eyalar verilmiti, kimbilir ?.. Ya da skldnda hep yardmna koan "hzr eli" yine kk bir mucize yaratvermiti. (Btn romantikler gibi buna inanmay tercih etti.) Her ne ekilde olmusa olmutu ite ve bu karanlk yolculua karken imdi yannda bir iir kitab vard, hem de air Doan Gkay'n zel olarak imzalad "Kumral Ada" kitab! Bunun nasl bir mucize olduunu savaa gittiinin bilincindeki askerler anlar ancak... insann eli kitaba her dokunuta, kitaptaki sevgi ve derin zlem szckleri sya dnerek, tene fiziksel olarak deer, buram buram yaylr... Savaa giden askerin duyular ve duygulan gnlk yaamn iindeki askerden ok farkllamtr artk. Bunun yalnzca lme gitmek psikolojisi olduunu sanmak ii hafifletmekten baka bir ey deildir. Halbuki sava psikolojisi ok daha karmaktr ve rnein idama gitmek psikolojisine de hi benzemez. Tuna'nn kiisel eyalar arasndaki zerinde "doktor numune-sidir, satlmaz" yazan Meric'in ilalar, huyunu suyunu bildii amarlar, tadn ok sevdii karbonatl di macunu ve amfstkl bir paket ikolata vard. Daha ne olsun? Kendini ve gemiini dorulayan her kanta minnettarken, imdi btn bunlar bir muci- J zeydi! Gerekle arasna kpr kurabilecek tek p parasna bile gereksiniyordu. Direnecekti!.. Direnecek ve bu kbusun bitiine kadar aklna sahip olacakt. Var myd yle abucak teslim olmak! "Var m kfte be kurua?" derdi Balk Kosta'nn kz Ma-rika Kuzguncuk'ta oynarlarken... Marika ne gzel kzd ve Aras'a nasl da hayrand... Nesim de Marika'ya aslrd ama Rumlar ve Yahudiler birbirleriyle evlenme geleneine mi sahip deildi, neydi? Yoksa Ermenilerle Yahudiler mi evlenmezlerdi? Mslmanlar ne yapard? Neydi sahi? Neydi ayn mahallenin ocuklarnn arkadaln serbest ama akn imknsz klan gelenekler byle? Marika imdi nerde? Icadiye yokuunda ocuklar koup, oynuyorlar m yine? insann kendi ocukluuyla bitmeli mi gzel bilinen her ey? Ya Nesim... "Mektubun dt arkada!"

Karsnda oturan bir askerin sesiyle irkildi Tuna. nce yanl anladn sand ama br asker eilip yerden bir kt ald ve hareket halindeki askeri aracn iinde dmemeye alarak Tuna'ya uzatt. "Bu benden mi dt?" diye geveledi Tuna. Yarm yamalak teekkr etti. br bunun saklanm bir yavuklu mektubu olduunu dnerek, bilmi bilmi glmsedi. Merakla kd anca inci gibi bir el yazsyla karlat Tuna. Karanla kafa tutan notlar: " 'Gzlerimiz iin k ne anlama geliyorsa, insan akl iin de zgrlk (dnce ve yayn zgrl) o anlama gelir,' der Wieland. "Oysa biz yle mi yapyoruz, ah hayr! Biz XVIII. yy. ispanyas gibiyiz henz. Evde ve zel yaamda Newton'a gre aratryor, soruyoruz ama resmi yerlerde bamza bir i gelmesin diye hl Aristo'ya gre aklyoruz bulduklarmz, ikiyzl ve korkaz! Aile iinde, arkada arasnda konutuklarmz toplumda syleyemiyoruz ama yine de bizden kahraman yok yeryznde!" "Nesim mi?" diye dnd Tuna durup. Nesim mi yazmt bunlar? Peki ne zaman ve nasl girmiti bu kt antasna. Neden onun antasna? Nesim'in el yazs bu kadar gzel miydi? Bir trl adam edemedii kendi el yazsn dnmekten acele kanarak, birden Nesim'in el yazsn hi bilmediini fark etti. Bunu normal karlayacana, iini hzn kaplad. Nesim'in el yazsn bile tanmyordu ve yakn arkada sayyordu ha! "Pilati adndaki filozof diyordu ki, fanatikler karanl, krl ve bilgisizlii korumak istiyor, n ykselmesinden nefret ediyorlard. Neden acaba? Halbuki Montesquieu adndaki baka 156 bir adam a vg yadrmaktan ekinmiyor, sabahlar gr-""""' menin sevinciyle uyanyordu. "Baka aresi yok baykular ve kstebekler! Bizim de aydnlanma vaktimiz geldi. Doma vakti gelen bir bebei nasl durdura-mazsanz, bu topraklarda yzyllardr bekleyerek yaayan bu insanlarn da aydnlanmasn yle nleyemeyeceksiniz! Nasl m bu kadar eminim? Hem de savan ortasnda ve silahsz olarak askere alnmken..." "Bu Nesim, kesinlikle Nesim!" diye haykrd Tuna. Ban kaldrnca askeri arataki btn askerlerin canlar sklm olarak kendisine baktn grd. Beceriksizce glmseyerek elindeki kd sular gibi iaret etti. "Nasl bilmem apallar, gn gelen bebein doacan bilmek iin ille de doktor mu olmak gerek? Annemin ad gibi biliyorum aydnla koan toplumlarn hikyelerini ben!" "Ah Nesim, ah keke hakl olsan!" diye geirdi iinden Tuna. Bu kez temkinli davranm, yalnzca dudaklarn kprdatmakla yetinmiti. Yine de onu garip bulduunu gizlemeyen baz askerlerin gz hapsine girdiinin farkndayd. Kimsenin dikkatini ekmemeye alarak elindeki kda saklad ban. "Sevinme hemen! "ite ilk kar vaka: Almanlar! "Felsefesi, sanat ve bilimi aydnlanm bir gelenein ortasndaki Almanya'da Naziler'in setikleri insanlar gz gre gre yakmalarna nasl olanak salanmtr? "Adorno'nun negatif diyalektiine gre soru: 'Bu kltrn m, yoksa aydnlanmann m baarszldr?'" Bu sorular sanki sakncal sorular olarak saklard Tuna. Elbette btn Almanlar Nazilikle sulamak byk aknlk, hatta canilik olurdu ama yakn insanlk tarihinin en barbar askeri ideolojisi de Almanya'da domutu ite. Hem de sanat felsefesi ve bilimiyle son derece gelimi bir uygarlk yaratm olan Almanya'da... Neden Naziler, "az gelimi", "doutan barbar" diye damgalanan kltrlerde deil de... Asl yanl, asl sorun nerede yatyordu da... Gnn birinde bir Almanla karlap da Nazileri o kltrn yarattn azndan karaca kaygsyla ortada hi Alman falan yokken gnlerce sknt ektii zamanlan anmsyordu. Sa dklm arkadann yannda durup dururken "kel fkralar" anlattna gre... stelik hi fkra anlatma alkanl ve becerisi de yokken... "Srada br var! "ikinci kar vaka: Sovyetler Birlii! "Sovyetler Birlii'nde devrimler aydnlanma vaat ederken, devrim sonras terr ve bask neden bizzat aydnlanmaclar tarafndan artrlmtr?

"Asl soru: iddet, uygarlamann bir paras mdr? Bu mutlaka yantlanmak! ok ynl bir alma yapmal!" "Ah Nesim, ah sevgili dostum!" diye ii yanarak szland Tuna. O srada yeni bir mola verildi, tutulmu ihtiyalar uzun uzun giderildi, kaslan bedenler, aryan bacaklar ald, kuru kumanyalar yendi, su iildi, sigaralar yakld, ama yine de kimse konu-' kan deildi. Araca bilmem kanc kez yeniden yeniden bindiklerinde kapanan gz kapaklarna hi direnmedi Tuna. Bir ryann iinde bile uykuya dalmay bilmek gerekiyordu. Uyku, ksa/uzun, delikli/ deliksiz, slak/kuru ya da siyah-beyaz/renkli hi fark etmiyordu. Uyku ardnda artk direnmiyor, hemen uykuya kouyor, bu kbustan canl kabilmesi iin gl kalmas gerektiini biliyordu. Bu bir hayat memat meselesiydi artk. Uzun ve rahatsz bir uyku oldu. Yanndaki asker drterek onu uyandrdnda yine kbusun iinde uyandn grd, ama kendini hrpalamad bu kez. Artk bir ad bile koyduu bilmem kanc uyan, tpk ortasndan aldka iinden daha kk yeni bebekler kan Rus bebek Matruka'ya benziyordu. Yeniden, yeniden ve tekrar yeniden... Onunkilerse iice kleceine byyordu ve ad: "kbusa uyanmak"t. Dalk bir arazide durmulard. Kuru, verimsiz bir blgede olmalydlar; toprak salksz bir insann yzne benzer renkte kavrulmutu. Buna ramen yer yer yabani iekler kafa tutarak fkrmt ayn topraktan. Smblleri tand Tuna, brleri bilmedii ieklerdi. tede beride ince gvdeli birka aa yalnz ve mutsuz dikiliyordu. Akam olmak zereydi, yaz olmasna karn serindi, olduka yksekteydiler yleyse ?.. 157 Hepsi aralardan indirildiler. Emirler verildi, emirler alnd. Verilen btn emirlere dzenli olarak uyuyor oluuna ayordu Tuna. nk bu hzl disiplin sistemi iinde kendini son derece hazrlksz ve yava buluyordu. Yine de gen bedeni ve refleksleri onu utandrmyor, bir ekilde baaryordu ite... rnein imdi o da iki sra dizilmi askerlerin arasnda "hazrol"da bekliyordu. "Orta Anadolu'da myz arkada?" diye sordu kendisiyle eleen askere. Asker ta gibi sessiz, elik gibi gergin, baka dnyadaym kadar uzak grnyordu. ok fazla genti. "Bu askerlerin hepsi benim ryamda rol alan figranlar aslnda!" diye i geirdi Tuna. "Hibiri lmeyecek! Tanrya kr, hibiri lmeyecek! Ben uyandmda bu korkulu sahneler bitecek naslsa!" "Buras Dou Anadolu'ya daha ok benziyor hocam!" diye fsldad yannda ta gibi duran asker hi kmldamadan. Eilip yakndan bakt gen askere Tuna. Tanyor muydu bu gen adam yoksa? Hayr. Dikkatle baknca o kocaman komando giysisi iinde aslnda gen irisi kck bir ocuk olduunu grd. Mavi berenin altnda daha bebek nefesi kokuyordu. "Tarkan? Aman Allahm olamaz! Sen deilsin deil mi? Ltfen sen olmadn syle!" diye inledi birden. "Benim hocam!" diye sevinle glmsedi Tarkan. "Ama sen daha on sekiz yanda bile deilsin ki..." "Ben gnllym astemenim!" diye gururla haykrd Tarkan. Dudaklarn srarak sustu Tuna. Uzun bir at kuyruuyla ensesinden balad simsiyah salar, tek kulanda kpe, elinde iir kitaplaryla Ortaky'de dolaan Tarkan'a rastlad yaz akamlarn anmsad. Yannda srtlar plak, uzun etekli elbiseler iinde zarif, incecik kzlar salnrd iir gibi... Tuna'y grnce biraz gururlu, biraz haval bir selam verir, duyulacak bir sesle edebiyat retmenlerinin getiini ilan ederdi Ortaky'e. "Kafa hocadr ha!" derdi glerek. Kzlarn yannda bir retmenine "kyak ekmi" olarak yryp giderdi sonra. Okullar aldnda salarn kestirmemek iin patrt kopartm, ancak "kafa hoca" Tuna araya girince i tatlya balanm, salar gelecek yaza kadar kesilmiti. Bu yl lise sona balayacakt Tarkan. "Sava kart bir gsteriye katld iin polisle ba derde giren sen deil miydin olum?" diye kafas karm olarak sordu Tuna rencisine. 159

"O baka, bu baka hocam! Vatan elden giderken sava kart-ym diye evde oturamazdm herhalde! Benim byk dedem Kurtulu Sava'nda ald mermileri lene dek bedeninde tam, yaa!.. nce vatan hocam!" "Hey Allahm, sen aklm koru! Olum bu bir i sava, i savalarda dman kimdir hi dndn m bir saniye durup da, ha?.." "Ht! Kes sesini sersem herif!" diye sinirli sinirli bard nden birisi. "Bak Tarkan bu bandan kalkmadn bilgisayarlardaki oyunlara benzemez olum!" diye srdrd fsltsn Tuna kimseye aldrmadan. "PC ya da dizst bilgisayarla nternet'te srf yapp, geri dnmek yok burada. Sanal gereklik deil bu olum!" "Yanlyorsunuz hocam, bu kez siz bilmiyorsunuz!" retmeninin yanln bulmann keyfiyle sevinen btn b-ymemi insanlar gibi srtt gen asker. Byyenlerse, retmenlerinin yanllarn bulmaya baladklarnda mthi kederlenirler! O srada gelen bir emirle "Rahat! "ladlar. Bir dalgalanma oldu. Askerler arasnda fsltlar, kopuk szckler uutu. Bir bekleme durumuna geildi. "Astemenim!" diyen bir ses gelip Tuna'nn kulana dayand. Havada hzla uan sesin btn astemenler iinde kendisini aradn sezdi Tuna. Gerekten de bu Birol stemen'di. "Birol stemen, sizi grdme nasl sevindiimi bilemezsiniz!" "Yzba oldum!" dedi Birol gururla glmseyerek. "Ben bu kbusa balayal o kadar oldu mu?" diye skntyla geveledi Tuna. "Tabii bu iler Austos'ta olur normal artlar altnda deil mi?" Onu duymazdan gelen Yzba Birol, bir elini Tuna'nn omuzuna atarak kendine doru ekti, br askerlerden ayrd. Birlikte, ilerdeki tek tuk aalarn altna doru yrmeye koyuldular. "Tmgeneralim sizi ok beenmi. Aslnda zor beenen biridir ama tahmin ettiim gibi sizi anlam. Umarm siz de onu sevmi-sinizdir." "Beni beenmi mi?" diye ard Tuna. Ayrca bu "sizi anlam"n altnda ne yatt da kafasn kartrmt. "Sava bittiinde... Sasalim dnersek inallah, evinde byk bir kutlama yemei verecek generalim. Birlikte davetliyiz bu yemee!" Yzba BiroPun szleri bu kbusun daha ne kadar uzayacana dair bilinaltnn bir uyars myd, yoksa beyninin bir tehdidi mi? "Ama asl sylemek istediim baka bir ey var... Sizden bir ey rica edeceim..." diye biraz ekinerek konuyu deitirdi Yzba Birol. "Nianln," dedi sa elindeki alyans sevgiyle okayarak. Birol'un solak olduunu hatrlyordu ama daha nce bu alyansa hi dikkat etmemiti Tuna. insanlarn evli, bekr ya da ni-anl olup olmadklar onu hi ilgilendirmiyordu ve bakalarna da kendi zel yaamm aklamak zorunluluu hissetmiyordu. Onun iin alyansn anlam buydu. Oysa Meri ilk gnden beri alyans takar ve bunu ok nemserdi. Fakat kendisine bu konuda ne bir imada bulunmu, ne de duygusal bir bask yapmt. "Meri, hep sessizdir, tpk babam gibi..." diye dnd. "Size zel bir sempatim olduunu sylemitim, hatrlarsnz hocam. Nianlm Nee, air Doan Gkay'n koyu bir hayrandr. Sizin, airin yeeniyle evli olduunuzu dnerek... acaba diyecektim..." "Meric'i kastediyor..." diye dnd Tuna. "ehit olmaz da dnersek, airin imzal bir kitabn Nee'ye ar-maan edebilmeyi ok isterdim... zellikle u ok mehur kitab vardr ya, hani..." "Kumral Ada!" dedi derin bir nefesle huzur bularak Tuna. "Evet, ben de onu diyecektim... Bu iyilii yaparsnz deil mi? Unutmazsnz herhalde..." Ban "olur" anlamna sallad Tuna. Konumaya kalksa Ada'y anlatacan biliyor, bunu yapmamak iin dudaklarn ke-mirerek kilitlemeye alyordu. Halbuki hi deilse onu anlatabilmeyi ne ok zlemiti... Onun yzndeki kark duygular baka ynde deerlendiren Yzba Birol'un gzlerinde ltl dler belirdi. "Belki... Boaz'da... sizin Kuzguncuk'ta bir akam balk yer, rak ieriz elerimizle birlikte..."

Sesi, nianlsna imdiden ei deyivermesinin yaratt cinsel heyecanla dalgalanmt, utanarak baklarn kard. "Kuzguncuk'ta ismet Baba'nn Boaz'da yzen meyhanesinde..." diye mrldand Tuna. "Sevdiimiz kadnlarla..." O da gzlerini kard Birol'dan. Ksa bir katan sonra gzleri birbirini buldu. Komando niformas iinde iki gen erkek, sevdikleri kadnlar, Kuzguncuk'taki ismet Baba'nn meyhanesini, Boaz', bol limonlu, rokal mis gibi kzarm balklar ve buulu uzun bardaklarndaki buz gibi raklar fena halde zlediler. ok fena halde zlediler. Biri konusa br de srdrecekti ama konumann ok zor olduu o anlardand. Kaacak ne bir fkra, saklanacak ne bir bahane vard... O zaman, kollarn ap, hellalleir gibi kucaklatlar. Gibi mi ?.. "Tpk filmlerdeki gibi..." diye dnmeden edemedi Tuna. Filmlerde de lmeye doru uzanan yola kacak askerler, o son anda, artk lmn nefesini duyduklar o ok son anda sevdikleri kadnlar dnrler... Aklna Vanessa Redgrave, Catherine De-neuve, Trkan oray ve Liz Taylor'dan daha eski bir ad gelmedi. Ve tabii aklndan hi kmayan o ad... Onu bir daha grememek dncesi bile ldrmas iin yeterliydi. lm en insafsz klan ey, insan o ok sevdiklerinden kopartmasdr! "Neyse ki, bu yalnzca bir kbus!" diye derin bir nefes ald sonra. "Hakkn helal et Tuna kardeim!" dedi Yzba Birol. "Kendini iyi koru!" Ayrldlar. Gzleriyle Tarkan' arad Tuna. Oradayd. ylece dikilmi bekliyordu br askerlerle birlikte. Yanna gidip, o da katld onlara. "Rahat!" diye gmbrdeyen bir ses duyuldu. Yzlerce asker otomatik olarak "rahat"lad. "Hazrol!" KAMU Oldular. '''" ; : .....' . ' '' < " " -' -.' "Arkadalar! u anda kutsal vatan topraklarmzn zerinde-162 yiz. Nerede olduumuzu sormayn. Bulunduumuz nazik koul-lar nedeniyle bunu aklamamamzn daha yararl olaca grndeyiz." Yzba Birol'un sesi miydi bu? "Arkadalar, Biz Trk ordusuyuz. Cesaretimiz ve gcmzle dnyann saygsn kazanm erefli ve ok kkl bir milletin ocuklaryz. Biz Trk ordusuyuz ve sava bitirmek iin buradayz! Caydrc olacaz arkadalar! intikamc deil! Trk askerine intikam yakmaz! Sava krklemek iimize gelmez! insanlk ve sava kurallarna uymak erefli bir ordunun askerlerine yakan yce bir davrantr. Ancak terristler bu kurallara uymazlar! Onlar, kaos, anari ve iddeti severler! "Arkadalar! Kin ve fkeyle hareket etmeyiniz. "Allah hepimizin yardmcs olsun! "Hakkm anamn ak st gibi sizlere helal ediyorum! Siz de hakknz helal edin arkadalar!" Ksack fakat ok derin bir sessizlik oldu ve arkasndan yer gk "Helal olsun!" diye patlayan bir imekle sarsld, insan bedenlerinden fkran elektrikle dolmu olarak topraa den bu iki szck, ayn zamanda insan allak bullak edecek huu dolu bir ilahi mziin notalarn da tamt. Yzlerce erkek sesi hi provasz olarak olaanst bir koro oluturmu, ayn notalardan haykrmt. Da ta bu iki kelimenin iine yrekten konmu duygularn gcne kar duramam, inlemiti. Bu seste ancak ilahilerde ya da gerek bir akla bestelenmi byk eserlerde bulunabilecek inanlmaz bir duygu yk vard ki, yanllkla bir yere arpsa nnde ykmadk hibir ey brakmadan gnlerce akacak gl bir sel felaketine yol aabilirdi. Ya da tam tersine, ta yrekliliin erdemleri zerine kurulmu bir senaryonun kahramann serseme evirerek, dizlerinin ban zp, insafa getirebilirdi. Bu sesin iinde lm ve umut, yaam ve korku yanyanayd. Bu sesin iinde insan vard; rlplak ve yapayalnz. Bu sesin iinde tpk doduu ve ld gibi eitti herkes! "Helal olsun!" diye baran seslerden birinin de kendisine ait olduunun henz farkna varmadan yaanmakta olan toplu hipnoz olaynn okuyla sarsld Tuna. Kendini toplamakta glk

ekiyordu, kendinden gemi, sanki vecdolmutu... Futbol malarndaki toplu histeriye hi katlmamt ama onun imdi yaadna hi benzemediini seziyordu. Neden byle boaz yanarak, eli aya uyuarak etkilendiini anlamaya alyordu. Hakkn daha nce hi tanmad yzlerce gen adama helal ediyor, yani onlarla kar hibir kt duygu, kin, nefret beslemediine ant iiyor, beslemi olduklarm da toplu olarak affettiini aklyordu. Ama en nemlisi lme gitmeden nce, son i olarak bunu yapyordu ve iin srr burada olmalyd. Kendisinin de aralarnda olduunu henz farkna varmad bu insanlar, kendi istekleriyle bir ideal iin gzlerini krpmadan lmeye gidiyorlard! (Ya rya deilse?) "Bunu lme gittiimi dnerek yapmam, sinir sistemini alarm tempoda altryor olmal," diye dnd aniden kendisinin de dahil olduunu kefederek. (Yok canm, kesinlikle bir rya bu!) Artk yaam kadar hafif7 lm kadar ar iki szce dnen "helal olsun!" ayn anda bu kadar ok bedenden fikrnca kendi gcn yaratyor, yaratt gcn etkisiyle bedenlerin sahiplerini de adeta sarho ediyordu. "Biraz meditasyon gibi..." diye mrldand derin bir soluk alrken. Peki ya o szcklerin aniden brnd ilahi mzik? Uyduruyor muydu yoksa? Ama biraz nce yeri g inleten "helal olsun!" l babaannesinin Yunus Emre ilahilerini dinlerken ocuk tylerini diken diken eden o serin holuk gibi doldurmam myd iini? Hani neden olduunu anlamadan alamaya balard da, babaannesi ban okayp, "Sevgiden yavrum, iimizi ykayan ilahi sevgiden," derdi anlayl bir glmsemeyle nur saarak. Peki ayn anda kulana neden Wagner'in Tannhauser'i gelip taklmt imdi? Tannhauser'in uvertrnde ykselen nefesli sazlar dalga dalga izleyen yayllarn yayd benzer serinlik duygusu da bir eit huu muydu? Yine bir huu duygusu muydu byle ok duyarl bir anda iinde smsk skp kald ember? Tannhauser'i dinlerken ald o derin hazzn iinde, insan idealizmi, tutkusu ve gzellie vgnn yannda ayn zamanda insana dair zayflk ve vahetin sergileniindeki drstle duyulan hayranlk yok muydu? iimizden birileri kp, bize ait olan gzellikler kadar pislik ve ktlkleri de byle incelmi bir estetik ve tutkusal iradeyle anlatyordu... Ve biz anlatlan ve anlatandan ok kendimize duyduumuz sevgi ve acmayla vecdoluyorduk... ("Doru 164 mu?" diye soraca ne air Day ne Kumral Ada var yannda... Onlarn yerine ban sallyor mecburen...) "Wagner'in, insan ruhunun delilii ve hayvansal ikiliini Tannhauser opera mziinde ok iyi iledii sylenir," demiti air Day. Nazilerin Wagner'e sahip ktm rendikten sonra Wagner dinlemekten pat diye vazgeii geldi aklna birden. "Ben size unutun demiyorum ocuum," demiti air Doan Gkay, o sesini ykseltmesine hi gerek brakmayan zgveninin salam gvdesine yaslanarak. "Unutmak, yanllar tekrarlatmas bakmndan sakncaldr. Aptallar unuturlar. Unutmak cahillie yol aar. Kinciler, unutmaz ve bilgilerini kendilerini de yok edecek ynde harcarlar. Aklllar, unutmayan ama bilgilerini kendileri ve idealleri iin olumlu enerjiye evirebilenlerdir." O konutuu zamanlar hep olduu gibi nefes almaktan bile rkerek tek szcn karmadan dinlemeye, renmeye alan Tuna, kendisini daysnn akran sanan Ada'nn araya girip, ukalalk etmelerine bazan feci bozulurdu. Evet, evet, Ada'ya bozulurdu. Ama Ada'ya engel olmay denemezdi. nk bu genin iinde Ada'nn rol buydu ve ona ok yakyordu. "Ben size hatrlayn diyorum ocuum. Fakat belli bir estetik zevk dzeyine erimek bir olgunluk ve kltr meselesidir. Hatrladklarnzn, hayattan zevk almanz engellemesine izin vermeden hatrlayn! Zevkten sarho olmak iin bilinci yitirecek kadar imeye hi gerek yoktur! Hatta hi imeden de sarho olunabilir pekl..." "Hocam siz de hakknz helal edin, ok kahrmz ektiniz okulda..." Tarkan imdi zerine bol gelen hamasi szleri bir kenara brakm, yana dnmt. Gzlerinde hzn ve zlem vard. Gzleri ocuk ocuk bakyordu. Ortam uygun olsa, koup Tuna'nn boynuna sarlaca besbelli, bekliyordu retmeninin ona g vermesini.

Tuna birden kendini ok yalanm hissetti. Oysa Tarkan'n babas olacak yata deildi. Ta atlasa on be-on alt ya farklar vard ama sonuta retmenlik kurumunun insan baa koyduu yerde bazan yaa da bymek durumunda kalyordu insan. "Helal olsun olum!" dedi kendini bile artan babacan bir sesle. Yoksa air Day'dan rol m alyordu ?.. Sonra dayanamad, yalnzca, ama yalnzca onu sevindirmek iin fsldayarak srrn at: "Aslnda btn bunlar gerek deil Tarkan. Btn bu yaadklarmz benim ryamn iinde geliiyor. ok kr ki, sadece bir karabasan bu..." Durdu ve "Demek ki insann bir karabasan grdne sevinecei zamanlar da oluyormu hayatta..." diye ekledi. Sonra onu garip garip szen Tarkan'a dnp, fsltsn srdrd. "Tabii, gnl isterdi ki, gl korkularm yerine, mutlu hayallerim daha fazla olsayd, o zaman mutluluk resimlerim dlere dnrd... ve belki... belki de biz de imdi sava yerine deniz kenarnda tatil yapyor olurduk o zaman..." Tarkan'n yzne gen, pembe bir glmseme yayld hemen. Biraz nceki gerginlii gemiti. Belki de deniz kenarnda tatil yaparken yannda olacak sevgilisini dnyordu. Ortaky'de yannda gezen iir gibi kzlardan biri belki... On yedi yan sevgilisi ne gzeldir! (Deil mi Ada?) "Uyandm zaman bu karabasan da bitecek ve sen evine dneceksin ... Sakn, sakn korkma olur mu?" "Korkan kim hocam!" diye bard Tarkan. "Tamam tamam, sus barma. Korkan benim, Allah kahretsin, korkan bir tek benim herhalde ki bu kbus benim bama bela oldu." Halden anlar bir glmsemeyle Tuna'ya doru hafife eilen Tarkan, "Yine de teekkr ederim hocam. u karabasan hikyeniz houma gitti. Gzel bir kurgu... Darda kalnca bunu dnp, rahatlar insan... Eh insann edebiyat retmeni baka oluyor tabii." "O da inanmad..." diye iini ekti Tuna. "Hi kimse inanmyor bana... Tanrm, dnyadaki en byk yalnzlk buymu meer!" "Her neyse, bu karabasan bitince okulda greceiz naslsa..." diye geveledi sonra durumunu kurtarmak iin. "lmez, sa kalrsak hocam!" dedi Tarkan boazna dmlenen kederi bu kez saklamadan. Sonras hzla geliti. Emirler verildi, alnd. O mistik heyecann yerini sakin bir baemilik, sessiz bir kabullenmilik duygusu almt. Tuna'nn da dahil olduu asayi bl havann karar-masyla birlikte harekete geti. Srtlarnda antalar, ellerinde makineli tfekleri karanlkta bulunduklar tepeden aaya inmeye baladlar. Dzenli spor yapan birisi deildi ama hareketli oluunun yararn gryor, bedeninin inisiyatifinde nndeki askeri takip ediyordu. Be dakika gemiti ki, aalardan byk bir patlama sesi duydular. Ardndan bir k grld, sesler duyuldu. (Hayr, ltfen lk olmasn bu sesler!) Daha da hzlanarak tepeden aaya inmeyi srdrdler. Tuna yreinin atlarn gl bir hoparlre balanm gibi gmbr gmbr iitiyordu. Uzun sren bir "biraz sonra" bir kasabaya girdiler. Sokak lambalar yanmyordu, sokaklar botu. Yank kokusunu takip ederek ve duvar diplerini siper ederek aydnla doru ilerlediler. Atatrk antnn olduu meydana geldiklerinde yerlerde hl yanan eyalar evreyi aydnlatyordu. Grd manzara karsnda akl bandan giden Tuna aniden kusmaya balad. Yerlerde kollar, bacaklar paralanm cesetler vard. Tek kalm ayakkablar, ocuk giysileri, yemeniler ve iri talar, sopalar... Etraf yank et kokuyordu. Akl gzlerine isyan ediyor, kan grmeye dayanamayan sinir sistemi grdklerini inkr etmek iin yollar aryordu. Bir duvara yaslanp, midesinin iyice boalmasn bekledi. stste yutkunarak rahatlamaya alt. Rahatlamak m? Hah! Rahatlamak nasl bir eydi, artk bilmiyordu bile... Gzlerini yumsa ve atnda bu kbustan uyansa, ah bir uyansa!.. "Bu vaheti neden yeniden ve yeniden yayoruz Tanrm?" diye inledi ve yeniden kusmaya balad. Midesinde artk bir ey kalmaynca stste rmeye balamt ki, bir duvar dibinde yorgunluktan iki kat olup, yere me-lip kalm olduunu farkna vard. "Ya rya deilse?" diyen o i sesi abucak bodu. Bu bir karabasand!

Yerinden dorulmaya alrken korkun bir grlt koptu. Hemen yanbandan gelen mthi bir patlamann etkisiyle yere dt. nce bir scaklk yalad yzn. Hemen geri ekti kendini. Bir kolu o hi farkna varmadan yzne siper olmutu bile. Kolunun zerinden baktnda havada uuan kollar, bacaklar grd. Her ey krmz, kpkrmzyd... Kan fkryordu! Sonra lklar duydu: "Yandm anam!" "Ahh anam ahh!" "Allah, Muhammet akna yardm edin, lmek istemiyorum bennn!" lk tepkisi hemen kap kurtulmak istei oldu. Madem uyanp kurtulamyordu, o halde kap kurtulacakt bu cehennemden. Al-lahn belas bu kbus, canndan bezdirmiti onu artk! Ba armaya balamt, kulaklar yanyordu. Birden etrafndaki lklar artk hi duymadn fark etti. Ne yardm isteyenleri, ne de can havliyle inleyenleri... t bile duymuyordu Tuna. Hatlar kesilmiti! "Sar oldum herhalde!" diye dnd, kendi serinkanllna aarak. Sonra eliyle gzlerini yoklad. Yerindeydiler. Btn organlarn acele kontrol etti, korkarak avucuna bakt. Hayr eline henz kan bulamamt. Yerinden kalkt. Aptal aptal evresindeki sessiz korku filmini izledi. Sanki gerein tamamen dna dmt (Hangi gerein?) Alacakaranlkta ate, kan ve insan acs dolu bir yerde donmu kalm, ylece dikiliyordu. Hibir ey yapamadan ve duymadan hatta kaamadan kalakald Tuna. O srada Musa'y grd. Bakt. Evet, bu Musa'yd. Kuzguncuk-lu Musa biraz ilerde, yerde yatyor, kanlar iinde bacan gstererek baryordu. Bir film izler gibi bakt. Onun sesini duymuyordu ama bardn anlyordu. Birden dudann iddetle acmasyla kendine geldi. Dilerini dudana geirmi olmalyd. O zaman zld Tuna. Aniden sesleri duymaya ve hareket edebilmeye balad. Koup Musa'nn yanna gitti. Yere meldi, salam bacandan yrtt pantolon kumayla yaral baca balad, belki kan kaybn nlerdi, ite o vakit artk kan grmeye dayanabildiin! fark etti. Onu artk kan tutmuyordu! "Ben Musa. Kuzguncuklu Musa. lmek istemiyorum! Ya Allah, ya Bismillah! Ben Musa. Allahuekber!" diye sayklyordu Musa. Musa'y srtna alp, koarak sakin bir yere, yardm alabilecei bir yere gtrmek istedi Tuna. Ama Musa iri yar, ar, kendisi 168 ince, zayf ve ok yorgundu. "Balayacam imdi filmlere..." diye sylendi. "Hepsi mi gl, iri yar bu askerlerin o filmlerde be!" Srkleyerek ekmeye balad Musa'y. nce Atatrk Meyda-n'ndan ktlar, dar, karanlk sokaklarda inleyerek dolatlar. Musa yar baygnd, Tuna'nn kendinde olduu da sylenebilir miydi? Bazan duruyor, yere oturuyor, Musa'nn ban dizine koyup, alnn siliyordu. Kanamas durmu ama atei kmt Musa'nn. Her molada matarasndan su aktyordu Musa'nn azna. "lmeyeceksin Musa, sakn korkma arkadam. Bu bir kbus, yalnzca bir kbus! Uyanacam ve bitecek! Her ey dzelecek, inan bana... Bak sz veriyorum artk bakkalna da urayacam. Senin bana bask yapmandan ekinmeden urayacam. Birbirimizi kabul etmeyi renene kadar sana geleceim. Sakn lme Musa, sakn... Ah Meri, neredesin!.." Bir doktora gereksindii iin mi Meric'i sayklyordu? Yeniden kalkp, Musa'y ekitirerek kasabann sokaklarnda dolap durdu sonra. Nereye gittiini, kimden yardm isteyeceini bilmiyordu. Labirente benzeyen, kesme tal sokaklarda kaybolduunun bile farknda deildi. Gzel eyler dnp, rahatlamak istiyor, aklna Kuzguncuk, ocukluu, Ara, Ada, dedesi ve annesinden baka kimse gelmiyordu. Kkn bahesinde oynuyorlard. air Day onlara bir eyler anlatyordu; mutluydu. ok mutluydu! O zamanlar mutluydular!.. Sonunda artk kmldayamayacak kadar bitkin dt. Bir duvarn dibine oturdu. Musa'y da duvara yaslayarak yatrd. Bir sre yle kaldlar. t yoktu, karanlkt. Hava serindi. Tuna birdenbire ne olduunu anlamadan avaz kt kadar barmaya baladn fark etti. Delirmi gibi baryordu: "insan klndaki btn caniler, btn katiller! Size sesleni-; .yorum ocuk kasaplar! Kan emiciler, soysuzlar, vampirler! Ulan siz insan deilsiniz be! Hangi din, hangi millet cinayet ileyerek ycelmitir ha! Kudurmusunuz siz be! Allah belanz versin! len bebeklerin kannda boulun nefret tccarlar!

Arkadam ldryorsunuz be! Nefret ediyorum, ite ben de nefret ediyorum sizden! Oldu mu ha? Baardnz m ha?" t yoktu. Yalnzca kendi sesinin fkeli yanks geldi geriye. t yoktu. "Konusanza be! Hadi konusanza bebek kasaplar! Nasl kesiyorsunuz bebekleri ktr ktr ha? Bombalarla, yangnlarla nasl kyyorsunuz insanlara ha? Nasl rendiniz ldrmeyi inancnz uruna ha? Byle inancnzn Allah belasn versin be!" -; t yoktu. Sanki bu topraklarda hi insan yaamamt ve Tu*-na sonsuza dek burada yapayalnz kalacakt. ; ; "Kalleler! Korkaklar! insan olamamlar!.." diye bard. ' Sesi atallamaya balamt. t yoktu. ite o zaman dalmaya balad Tuna. Paralara ayrldn hissediyordu. Ter iindeki bedeni gznn nnde hcrelerine ayryordu. Katla katla alamaya balad. Her hkrkla bir parasn daha yitirerek, umutsuz bir gzya bombardmanna tutuldu. "Ht asker! Asker beri baksana asker!" diyen bir ses duyduunu sand bir ara. "Ne var be!" diye emkirdi. "Ht asker be, sana derim be olum, az beri baksana!" Ban kaldrp, baknca tam karsndaki bir kapnn yar aralk olduunu glkle seebildi. nce hayal grdn sand ama aralk kapdan alvarl bir kadn silueti kendini gsterdi. Bir eliyle "gel" iareti yapt. Fiek gibi yerinden frlad Tuna. Musa'nn iyice arlaan bedenini kendi bitkin bedenine yaslayarak srkledi. Yar ak kapdan ieri girdiler. Daha ieri girer girmez kap arkasndan serte kapatld ve stne kilitlendi. 169 AiR EVLENMES "Mara'lan Mu'lar hep geze geze istanbul'dan hi kmadm. Nice senler saysam yol boyunca sevdiim Tepeden trnaa ayemaye" Metin Elolu "Doan Daym Paris'ten dnd, yldrm nikahyla evleniyor-mu!" "Yldrm nikh m? Gerekten mi? Vah vah vah!.." Evlenenleri duymutum, hatt Kemal Daym'n orduevindeki nikhna da gitmitik, ama bu evlilikte ad geen "yldrm" szc beni rktmt. Yllar sonra benim de yldrm nikahyla evleneceimi nasl tahmin edebilirdim ki ?.. "Yldrm nikh kt bir ey saylr, deil mi Ada?" "Ah benim melekler kadar saf Mabelciim, kt olur mu hi! Birbirlerini ok, ama ok sevenler yldrm nikahyla evlenirler. Mesela annemle babam yle evlenmiler. Sanrm ben de Aras'la yldrm nikahyla evlenirim... Heralde yani..." "Yaa..." diyerek dudaklarm sarktmtm. Aslnda ikimiz de bozulmutuk air Day'nn evlenmesine. ocuklar ya da yetikinler, hi fark etmez; sevdiiniz birisinin (hele hi tanmadnz birisiyle) evlenmesi zcdr. Byk olaslkla sevdiiniz kiiyi ayn kentte ve gznzn nnde kaybet-misinizdir artk. Kaybetmemeye uraanlar ounlukla semedikleri yeni birisiyle arkadalk etmeyi renmek zorunda kalrlar. Bu, bir terzinin eski bir elbiseyi bozup, yeniden kullanlr bir baka elbise haline sokmaya almasna benzer. Tahmin edilecei zere, bu aba yeni bir kumatan, yeni bir elbise dikmeye almaktan daha zordur ve sonu her zaman i ac olmaz. (Babam, ada terzi Nairn yle derdi.) Ada'lar Kuzguncuk'a tandklarndan bu yana, air Doan Gkay hemen her hafta sonu kke gelir, daima ayn sabrl, bilge gleryzl ifadesiyle bizlere zaman ayrrd. Onun br yetikinlerden ok farkl olduunu biz ocuklar daha ilk grte anlamtk. En nemli fark, bizlere eit davranyor oluuydu ki, ocuklar buna baylrlar. Bunu yaparken yetikinlerin ou kez dt yanl yineleyerek, kendisi ocuklamyor, sesini yapay ekerle tatlandrp, kediyle konuur gibi inceltip, uzatp, ekitirmiyordu. air Doan Gkay'n ocuklarla ve genlerle ok iyi iletiim kurabilmesinin asl srr, onlarn yaratc yanlarn aa kartmalarn tevik edici bir zgr ortam yaratabilmesinde

yatyordu. Kendi deyiiyle, ocuklar ve genlerle "su ortakl" yapabiliyordu. Hl genler tarafndan okunuyor ve seviliyor oluunun tlsm buradadr. Merak ettiimiz, sevdiimiz ya da bozulduumuz her eyi ve herkesi rahatlkla sorup, yamza gre tatmin edici yantlar aldmz, her sorumuzla ufkumuzu geniletecek baka bir soruya bizi gnderen air Day evleniyordu demek! Yani artk onu baka biriyle paylamak zorunda kalacak, hatta belki de yitirecektik... Belki artk kke gelmeyecek ve onu bir daha hi gremeyecektik! Zaten Ada'nn byynce aabeyimle evleneceini dndke hzn dolan ocuk kalbim, bu ikinci evlilik haberiyle iyice krlmt. ("Evlilik kurumuna kar mesafeli oluumun altnda bu ilk deneyimlerin izleri mi yatmaktadr?" diye dnrm bazan...) air Doan Gkay, daha ilkgenlik yllarnda o sralar yazar ve sanatlarn kbesi saylan Paris'e gitmi, birka yl orada yaamt. Onun ilkgenlik yllarnda, iirleri ve dnceleri nedeniyle hapiste yatmakta olan air Nzm Hikmet'i kurtarmak iin Paris'te uluslararas bir kampanya balatlm, gen Doan Gkay bu kampanyann nemli adlarndan biri olmutu. Trkiye'ye dndnde kendi ad da kara listeye alnan air day, yalnzca air Nzm Hikmet'in zgrln istedii iin, iirleri bahane edilerek hapse atlmt. Bize yaantsnn bu ksmndan pek sz etmezdi. Ne kadar ve nerede hapis yattn konumay sevmez, sras geldiinde de ac ac glerek, "Bask, en ok genler zerinde geri tepen yntemdir. Caydnc olmann yolu hibir zaman bask olmamtr! Ama bizimkiler bunu renmemeye kararl grnyorlar. O yzden de silahlar 172 hep geriye tepiyor..." derdi. '....... Buna karlk onun Fransa'daki yaantsyla ilgili pek ok ey biliyorduk. Dnyann farkl kelerinden gelmi yazar ve airlerle yaad ilgin anlarn neeli ve enerjik slubuyla marine ederek anlatrd. Paris kafeleri, sokaklar, sinemalar ve mzelerini azmzn suyu akarak dinlerdik. Sonunda bizim de kendimize gre birer Paris'imiz olmutu tabii... Dolaysyla, yllar sonra Paris'e giden Ada byk dkrkl yaamt. "Doan Daym'n Paris'i belki de gerekte hi var olmad. O bize kendi Paris'ini yazd ve anlatt galiba Mabel..." demiti dnnde. Zaten bizim kuak iin Paris hibir zaman tutkularn, sanatn ve zgrln batan karc davetiyesiyle bekleyen bir sembol olmad ki... Bizim ilkgenliimizde artk ileri teknoloji, para ve g heyecan vermekteydi ve bizim kuan gz Amerika'ya evrilmiti. Ada ve ben belki kiiliklerimiz uygun olduu iin ama daha ok air Day'ya byk hayranlmzn etkisiyle olmal, hl Paris'in sembolize ettii gzelliklerden heyecanlanan istisnalardk. Benim iin hi nemli deildi. Aslolan air Doan Gkay'n bizleri ocuk olarak ciddiye alp, kk bir dnya turuna kartmas, bize bizimkinden farkl uluslarn, rklarn ve dnya grlerinin de olduu bilincini vermesiydi. stelik bu srada ok eleniyor oluumuzu nasl unutabilirim? Hangi yetikinlerin keyifli bir ocukluk geirmi olduklar, dikkatli bir bakta anlalmaz m zaten? Parasz kaldnda barmenlik yaptn, gazete datcs olarak altn anlatrd bize kahkahalar arasnda. Bazan da Paris sokaklarnda sonradan nlenecek bir ispanyol air arkadayla jong-lrlk gsterisi yapar, kitap ve kahve paras toplarlarm... (airlikle jonglrlk arasnda bir iliki olduuna dair inancm iyice pekiiyordu tabii.) Souk ve karanlk Paris sabahlarnda uyanp almann, sisli Paris bulvarlarnda romantik aklar yaamak kadar neeli ve elenceli olmadn hayal meyal anlayacak yataydm ama onun yaanm bitmi bir eye bakalarnn nnde asla alamayan, yaad srada da gereki davranan birisi olduunun mesajlarn al-rnak iin biraz fazla gentim. Doan Gkay, ben farkna vardmda ho, ekici bir erkekti ve hl genti. Ne klasik anlamda yakkl, gl kuvvetli, ne de sa, sakal ve/ya baklaryla gnl elen biriydi. Doan Gkay, boyu ortann biraz stnde ince, zarif, byksz ve sakalsz bir adamdr. Daha ilk bakta ellerinden cildine, duruundan bakna kadar kentli ve entelektel olduu anlalr. ok sofistike birisi oluu kadar, neeli ve enerjik kiilii de onun albenileri arasndadr.

Hi kibirlenmeyen ama kiiliinin gl ve cmert yanlaryla daha batan byk sayg ve sevgi toplayan o zel insanlardan biridir o. Sanrm, insana servenler vaat eden renkli kiilii ve hep gencecik kalan baklar onu yakkl erkeklerden daha fazla ekici klyordu. Kadnlar ondan daima holandlar. Onun ilkgenlik yllarnda imdikinin aksine ortalarda fazlaca grnen, pek ok ilikiye ad karm bir gen adam olduunu sonradan renecektim. Ada'nn annesi, air Doan Gkay'n Paris'te "apkn Trk air" diye anldn fsldamt kzna. (O da bana elbette...) istanbul'da kltr ynetmenliini yapt gazetenin sahibiyle, aralarnda nedenini yllar sonra reneceimiz ciddi bir sorun kmt. Biz duyduumuzda gazeteden istifa etmi ve yeniden Paris'e gitmiti air day. Yaz tatiliydi, onun yokluunu nce pek fark etmedim. Aradan bir ay getiinde Ada ve ben sk sk onu anar, zler olmutuk. Ama aradan sekiz ay getiinde artk ona kzyor, bizi terk ettii dncesiyle feci bozuluyorduk. "Trkiye'ye dnerken yolda tanmlar. Bilirsin o hl vapurla yolculuk eder. italya'dan ayn vapurla istanbul'a dnmler. Yldrm ak olmal!.." "Yldrm ak m?" Daha nikhnn etkisini zerimden atamadan bir de ak kmt bama... Bu "yldrm" konusu hem byleyici hem de rktc bir ihtiamla kmt zerime. "Annem bunun ilk bakta ak olduunu syledi. Tpk stne yldrm der gibi pattadanak, bir bakyormusun ki, ksn..." diye gzlerini szerek krptrd, abartl biimde titreyerek beni gldrd Ada. Onun abartl tiyatral kk komedilerine baylr; o oynamaya, ben izlemeye duyamazdm. Ama aramza bir nc kii geldiinde Ada'nn tarz deiir, daha az komik, daha kontroll bir 174 slupta srdrrd oynamay. O srada yanmza Ara gelmiti. """ Birden ciddileen Ada; "Birini ilk grdnde elektrik arpm gibi kendini kaybeder, feci etkilenirsen, bunun ad: yldrm akdr!" dedi. Sonra dnp Aras'a bakt. O bakn unutmam ne mmkn! Keskin bir ba yalam ve az kan iinde kalm gibi bir bakt... Ara nce aklp kald, soluk almakta zorlanr gibi grnyordu. Sonra utand zaman hep yapt gibi ok nemli bir baka ey dnyormu gibi dudaklarn bzp, kalarm att ve ban yukarlarda bir yere evirip, sakland. Aras'n ilikiye girecei baka kzlarla kesinlikle sorun yaratacak bu davrannn asl anlamn daha kckken okumay sken Ada, bilirdi. Ada, Aras'n szsel ifadesinin gelimediini ama zeksnn ve duygusallnn nerelerde yeerdiini oktan kavramt. Ara o yl liseye balayacakt. Ada ingilizce hazrlk snfnda okuduu iin Aras'n bir yl arkasna dmt. Kuzeniyle birlikte skdar Amerikan Lisesi'ne giden Meri, orta ikideydi ve artk tamamen Adalar'a yerlemi, halasyla enitesinin kanatlar altna girmiti. Zamanla sanki onun hi kendi ailesi olmam da, gerekten Ada'nn kz kardeiymi gibi alglamaya balamtm durumunu. Meric'in annesini yalnzca bir kez grmtm, babasny-sa fotoraflarndan tanyordum. O benden sadece bir ya bykt ama ben onun yannda iki boy kk kalyordum. Sk sk onun annesi gibi uzun boylu olacan konuan yetikinlere kulak misafiri olurdum. Yandan daha iri gsteren, yoldan geenleri dnp baktracak kadar gzel bir gen kz olup kan Meri, annesinin Makedonya kkenli pembe-beyaz renklerini tar ve ak kahverengi-ela renkli kuzeni kumral Ada'ya zerre kadar benzemezdi. Bana sorarsanz Meric'in en nemli zellii bunlar deildi. Ben en ok Meric'in kokusunu beenirdim. Hl onun kadar gzel kokan baka birine rastlamadm. zel bir parfm falan deil, bu koku Meric'in kendi kokusudur; tazedir, iekedir. Meyveli parfmlere baylan Ada'nn aksine, Meri hi parfm kullanmaz. Gzelliinin ve ho kokusunun tadn kartamazd Meri. Utanga, sklgan bir ocuktan, sessiz ve silik bir gen kza dnyordu. Onu kzlar Ada'dan ayrmamaya zen gsterek evlerine alan hala ve enitesinin yannda evlatlk gibi ireti yayordu. Meri, benim bile ou kez 'evin olu' gibi davrandm o gzelim kkte hep bir misafrmi gibi yaad ve okul masraflarn deyen babasn bir trl affedemedi. Hl yledir. Bence Meric'in varoluuyla ilgili sorunlar vard ve sanki kendi varlnn yk altnda eziliyordu. Ona kar acmaya benzer bir ilgi duyuyor, onu kendisinden

korumak, daha fazla ac ekmesini nlemek istiyordum. Benden holandn bilmek gururumu okuyordu, nk Meric'i gren olanlarn gzleri yuvasndan frlyordu. Benim gzmse zeks ve cesaretiyle btn yaam boyunca beni byleyen balrenkli bir kzn zerine aklmt. Bu kz aabeyime kt ve ahane kumrallna ok yakan gizemli hznn bazan hoyratla varan bir akaclkla rtmeye urap durdu btn yaam boyunca. On be yandayken, birden, o talihsiz olaya denk den ylda Meric'in boyu durdu, o ya iin uzun saylacak 165 santimde dondu kald. Sonra ben onu yakaladm ve getim. Yllar sonra iddetli zntnn byme hormonlarn etkilediini bana anlatrken, onun aslnda hepimizin zld o korkun olaydan ok, bunun sonucunda beni kaybedecei korkusuna kaplarak sarsldn dehet iinde kavrayacaktm. Bazan yanbamzda yaanan felaket ve/ya mucizelere nasl kr kalabildiimiz sorusu, kahrolas bir bilmece olarak asl duruyor kafamn stnde... Gzlerimin miyop olduu o yl ortaya kt ve on iki yamda birdenbire "drtgz" oluverdim. Yava yava yzm sarmaya balayan ergenlik sivilcelerim ve yama gre ufak tefek, elimsiz bedenim derken, bir de gzlk kmt bama. Yetikin bir erkek olduumda da varlmla fark edilecek, kzlarn dnp apkn apkn bakaca bir erkek olamadm hibir zaman. (Annem hi holanmasa da, benim kuamn kyl, kentli ve/ya gecekondulu her inantan kzlar, beendikleri erkeklere artk baygn baygn deil, apkn apkn bakyorlar.) Yakkllk konusu Aras'n tekelindeydi; herhangi bir yere adm atar atmaz yakkll ve erkeksi varl hemen fark edilir, adeta ortamn atmosferi deiirdi, istisnasz btn kzlar mutlaka aabeyime dnp dnp bakarlard. O ise btn ekici insanlar gibi artk buna almt. stne stlk, kibirsiz ve sakin davranlaryla kzlar iyice batan karrd. Asla apkn bir delikanl 176 olmad Ara. O, taa en bandan beri Ada'ya sevdalanmt. *Ada'nn ei g bulunur renkli kiilii ve gl karakterine vurgundu aabeyim. Kimsenin grmediini sand kaamak anlarda Ada'nn ela gzlerine baklarn nasl unutabilirim? Onun Ada'ya verdii deer, bir erkein bir kadna ne kadar ok k olabileceinin u rneklerinden birisi olmutur benim gzmde. Tabii benimkinden sonra... "O da air miymi peki?" "Kim, kars m?" Evlendikten sonra ilk kez karsyla birlikte kke gelecek olan air Day'y neredeyse bir yldr grmemitik. "Hayr, kars moda ressamym." "Moda ressam m?" Hoppala, bula bula ne tuhaf bir meslek kadm bulmutu air Day byle... "Aslnda stilist, tasarmc falan diyorlar ama ben bu meslek iin moda ressam diye bir ad uydurdum. Hem daha Trke, hem de acaip haval!.." diyerek omuzlarm silkti Ada. Konuan hep olduu gibi ikimizdik. Meri inanlmaz titizliiyle sanki bilgisayar yazcsndan km kadar dzgn ev-devleri hazrlyordu. Ara da o sralar Ada'nn yeni abone olduu Amerikan corafya dergisi National Geographic'in ahane fotoraflarna gz atyordu, ikisinin de kula bizdeydi. "Nefis bir sarnm, annemler tanmlar!" Benim anlamadm, bizi "nefis bir sarn" uruna terk eden air Doan Gkay'a kzaca ve o kadn kskanaca yerde olup l ' bitenden adeta heyecanlanan Ada'nn tutumuydu. "Artk buraya eskisi kadar sk gelemez!" dedi, gizlemeye hi gerek duymad bir sevinle Ara. "Eyvah!" diye dndm. "imdi frtna kopacak!" "Gelir!" dedi Ada nihayet ondan beklediim sert tepkiyi vere- i rek. "Daym kke yine sk sk gelecek, karsyla tabii!" Sesinde bunun aksine asla katlanamayacan belli eden sinirli titreimler vard. Ara, onun air daysyla arasnda kimsenin giremeyecei o zel alana burnunu soktuunu anlayp, hemen geri ekildi; firtna kopmad. air Doan Gkay ve Ada Mercan, ben bildim bileli inanlmaz gzellikte bir dayyeen ilikisi yaadlar ve mucizevi biimde bunu hl korurlar. Yllar geip, biri yalanmaya br olgunlamaya baladnda ilerleme hzlarn bozmayan iki

ayr araba gibi hl yanyana yola devam etme ansn srdrdler. Bu tesadfen yakalanm bir ans deildir. O ikisi, alglamalar, entelektel kapasiteleri, kvrak zeklar, yaama baklarndaki incelikleri ve kendilerine bile aktrmadan arkasna sakladklar mizah anlaylar bakmndan birbirine ok benzeyen, bilinleri srekli teyakkuzda yaayan insanlardr. Bana sorarsanz Ada ne annesine, ne de babasna benzer. Onun kiilii tamamen daysnn genlerinden kodlanmtr. "Kz halaya, olan dayya eker" diye sananlarn tam tersine, Ada tpatp daysnn kzyd. Dedii gibi de oldu. air Day yine eskisi gibi sk sk kke geldi, bize dnd! Hi deimemiti. (Demek evlilik sandm kadar c deildi - acaba?) Yznde her an bir hnzrla hazr bekleyen bilge glmsemesi, camlar biraz daha kalnlam gzlnden taan zeki baklar, ince fitilli kadife pantolonu, tvit ceketiyle yine ayn air Day'yd. Kars gerekten gzeldi, genti ve aire srlsklam hayrand. Bunu her yatan hepimiz grebiliyorduk. Korktuumuz gibi air Day'y tekeline almam, aksine kke, geerken tek bana uram gibi bamsz ve rahat davranan, fakat bizlerle dost olmak iin de kln kprdatmayan biriydi o. Deiik bir kadnd. evresindeki hemen her eye kar kaytszla varan bir ilgisizlii vard. Beni en ok rahatsz eden adyd. Daha nce ve sonra hi duymadm, bende huzursuz armlar uyandran bir ad vard. nyarglarmdan kurtulmak iin verdiim sava, br insanlama abalarm kadar etin gemitedir ama air Doan Gkay'n karsnn adyla ilgili nyarg sorunumu bir trl zememiimdir. Tanrm, insan adlar ne kadar nemli! "Beendin mi karsn?" diye fsldad kulama Ada. "Bilmem... Gzel galiba..." "Amaan Mabel, onu sormadm. Tabii ki ok gzel! Ben senin fikrini merak ediyorum." "Adn sevmedim! ok irkin ad var!" "Olur mu hi akllm? Bi kere onun ad yanarda anlamna geKAM12 gibi artk buna almt. stne stlk, kibirsiz ve sakin davranlaryla kzlar iyice batan karrd. Asla apkn bir delikanl 176 olmad Ara. O, taa en bandan beri Ada'ya sevdalanmt. ^ Ada'nn ei g bulunur renkli kiilii ve gl karakterine vurgundu aabeyim. Kimsenin grmediini sand kaamak anlarda Ada'nn ela gzlerine baklarn nasl unutabilirim? Onun Ada'ya verdii deer, bir erkein bir kadna ne kadar ok k olabileceinin u rneklerinden birisi olmutur benim gzmde. Tabii benimkinden sonra... "O da air miymi peki?" "Kim, kars m?" Evlendikten sonra ilk kez karsyla birlikte kke gelecek olan air Day'y neredeyse bir yldr grmemitik. "Hayr, kars moda ressamym." "Moda ressam m?" Hoppala, bula bula ne tuhaf bir meslek kadn bulmutu air Day byle... "Aslnda stilist, tasarmc falan diyorlar ama ben bu meslek iin moda ressam diye bir ad uydurdum. Hem daha Trke, hem de acaip haval!.." diyerek omuzlarn silkti Ada. Konuan hep olduu gibi ikimizdik. Meri inanlmaz titizliiyle sanki bilgisayar yazcsndan km kadar dzgn ev-'':':'; devleri hazrlyordu. Ara da o sralar Ada'nn yeni abone olduu Amerikan corafya dergisi National Geographic'in ahane fotoraflarna gz atyordu, ikisinin de kula bizdeydi. "Nefis bir sarnm, annemler tanmlar!" Benim anlamadm, bizi "nefis bir sarn" uruna terk eden ":. ~ air Doan Gkay'a kzaca ve o kadn kskanaca yerde olup bitenden adeta heyecanlanan Ada'nn tutumuydu. "Artk buraya eskisi kadar sk gelemez!" dedi, gizlemeye hi gerek duymad bir sevinle Ara. "Eyvah!" diye dndm. "imdi frtna kopacak!" "Gelir!" dedi Ada nihayet ondan beklediim sert tepkiyi vererek. "Daym kke yine sk sk gelecek, karsyla tabii!"

Sesinde bunun aksine asla katlanamayacan belli eden sinirli titreimler vard. Ara, onun air daysyla arasnda kimsenin giremeyecei o zel alana burnunu soktuunu anlayp, hemen geri ekildi; frtna kopmad. air Doan Gkay ve Ada Mercan, ben bildim bileli inanlmaz gzellikte bir dayyeen ilikisi yaadlar ve mucizevi biimde bunu hl korurlar. Yllar geip, biri yalanmaya br olgunlamaya baladnda ilerleme hzlarn bozmayan iki ayr araba gibi hl yanyana yola devam etme ansn srdrdler. Bu tesadfen yakalanm bir ans deildir. O ikisi, alglamalar, entelektel kapasiteleri, kvrak zeklar, yaama baklarndaki incelikleri ve kendilerine bile aktrmadan arkasna sakladklar mizah anlaylar bakmndan birbirine ok benzeyen, bilinleri srekli teyakkuzda yaayan insanlardr. Bana sorarsanz Ada ne annesine, ne de babasna benzer. Onun kiilii tamamen daysnn genlerinden kodlanmtr. "Kz halaya, olan dayya eker" diye sananlarn tam tersine, Ada tpatp daysnn kzyd. Dedii gibi de oldu. air Day yine eskisi gibi sk sk kke geldi, bize dnd! Hi deimemiti. (Demek evlilik sandm kadar c deildi - acaba?) Yznde her an bir hnzrla hazr bekleyen bilge glmsemesi, camlan biraz daha kalnlam gzlnden taan zeki baklar, ince fitilli kadife pantolonu, tvit ceketiyle yine ayn air Day'yd. Kars gerekten gzeldi, genti ve aire srlsklam hayrand. Bunu her yatan hepimiz grebiliyorduk. Korktuumuz gibi air Day'y tekeline almam, aksine kke, geerken tek bana uram gibi bamsz ve rahat davranan, fakat bizlerle dost olmak iin de kln kprdatmayan biriydi o. Deiik bir kadnd. evresindeki hemen her eye kar kaytszla varan bir ilgisizlii vard. Beni en ok rahatsz eden adyd. Daha nce ve sonra hi duymadm, bende huzursuz armlar uyandran bir ad vard. nyarglarmdan kurtulmak iin verdiim sava, br insanlama abalarm kadar etin gemitedir ama air Doan Gkay'n karsnn adyla ilgili nyarg sorunumu bir trl zememiimdir. Tanrm, insan adlar ne kadar nemli! "Beendin mi karsn?" diye fsldad kulama Ada. "Bilmem... Gzel galiba..." "Amaan Mabel, onu sormadm. Tabii ki ok gzel! Ben senin fikrini merak ediyorum." "Adn sevmedim! ok irkin ad var!" "Olur mu hi akllm? Bi kere onun ad yanarda anlamna geKAM12 liyor, hem sonra koskoca dnyada tek bi tane var o addan... Dnsene tek bi tane... O da daymn kars!" 178 Ad Burkan'di. "Hepiniz ne kadar da bymsnz byle!.." demiti air Day sevinle nleyerek. "Bir yl ocuklar iin ne kadar uzun, yetikinler iin ne ksa bir sredir!" Mutluydu. Gzlerinde her zamankinden farkl klar akyordu. "Paris ok deimi! O devrimci, o dikbal hava solunmuyor sokaklarnda Paris'in artk," demiti zldn belli etmeyen ama nemli bir gerei aydnlatan sorumluluk sahibi bir sesle. "Ben gemi mhendisi olmaya karar verdim!" dedi pattadanak Ara. Artk bydn, hi uzatmadan, dosdoru anlatmak istemiti anlalan. Sesinde kafa tutan ve asla air Day'nn kanatlarna gereksinmediini ilan eden gen bir adamn kararl fakat hl toy lklar... "Ne diyorsun!" diye sevinle ona dnd air Day. s Belki aralarnda bir iliki kurulur midinde olmalyd. "Pek yerinde bir karar. Gemi inaat mhendislii gelecei parlak bir meslek ve sana da pek uygun Ara." Ara yant vermedi. Aralarndaki iletiim bu kadard ve Ara iin birka haftalna yeterdi. "Eeee, br meslekler belli oldu mu bakalm?" diyerek bize dnd air Day. "Valla ben sosyal konularla ilgiliyim Doan day," dedi bilmi bir sesle Ada. "Bilmez miyim!" diye gld days. "O nedenle toplum bilimci veya insan psikologu falan olurum sanyorum..." Glmemeye abalayarak ban sallad air Doan Gkay. "Ben," dedim atlarak, "Ben byynce air olabilirim!"

"Hah ha! Sen bir harikasn Tuna! Ama biliyor musun ki, air olmann okulu yoktur." "Daha iyi ya! Okula gitmeyi kim sever?" dedim srtarak. "Ben ok seviyorum," dedi zor duyulan bir sesle Meri. "Okulda kendimi ok mutlu hissediyorum." Derin bir sessizlik oldu. Henz hepimiz ocuktuk ama Meric'in ne demek istediini anlayacak kadar da bymtk. "Baban da okullarna hep severek devam etmitir Meri. Oysa Pervin halan ve ben pek okulluk tipler deildik," dedi Doan Gkay durumu kurtarmak iin yaramaz bir ses yakalayarak. Ertesi yl halasn ikna eden Meri, skdar Amerikan Lise-si'ne yatl olarak kaydoldu. Onu ancak hafta sonlar grebiliyorduk. Yokluunu ok hissettik mi ?.. Bilemiyorum... "Eee, syle bakalm ciddi hanm, sen ne olacaksn byynce?" "Ben doktor olmay dnyorum ama annemle babamla konumam gerekir tabii..." dedi Meri ekingen bir sesle. Yalan sylediini hepimiz biliyorduk. Annesi yine tedavi iin hastanede yatyordu, babas aylardr uramyordu. "Elbette prensesim, en dorusunu sen yapyorsun. Ben bu yata bile senin kadar akll olamyorum. Sen bizim slalenin haylaz yanna ekmemisin ok kr!" dedi. Gerekten de Meri ok baarl, inanlmaz disiplinli bir rencilik yaam srdrd, girdii okullardan daima derecelerle mezun oldu. Onun kadar baarl olan Aras'n nder kiiliinin aksine, Meri hep sessiz ve derinden gitti. O gn hepimiz salondan ktktan sonra Ada'nn bir punduna getirip, daysna slalenin en zel ocuu olduunu dorulattna adm gibi eminim. Ada, sevdii kiilerin "en nemlisi" olmazsa yaayamayan insanlardandr. Bu birka sevdii kii dndaki-lerse ona vz gelir, trs gider. "Durun dalmayn hemen, size bir srprizim var bugn," dedi air Doan Gkay. Sanrm Kuzguncuk'u ince ince kemiren kuru ayazlarn youn olduu bir k gnyd. Drdmz yine hafta sonunda kkte toplanmtk. "Srpriz mi?" diye sevinle haykrd Ada. "Srprizlere baylrm..." "Bugn buraya bir dostum gelecek ve bize ok zel bir gsteri sunacak." "Jonglr m gelecek air Day?" diye atladm. "Hayr ocuklar, jonglr deil, bu akam buraya gelecek arkadam bir hayli." "Bir hayli mi ?.." "' ' ' O akam kke Hayli ismail adnda ince uzun, hzne alan 180 ciddiyetiyle bize hibir ipucu vermeyen ortayal (tabii o vakit bi-ze gre "yal") bir adam geldi. air Day'nm kars onunla Karagz ve Hacivat kostmlerinin modernletirilerek nasl gelitirileceini konutu uzun uzun. Brkan'n giysileri, bildiimiz kadn giysilerinden hep ok farklyd, beni biraz rktr, onun uzayl olduunu dndrtrd. "Aman Mabelciim, sen ok hayalperestsin yani... Bu uzayl hayallerin de hi de orijinal deil. Bak bu Burkan var ya, ite o haute couture giyiniyor, uzayllarsa plak gezer akllm!" Ada'nn yorumlan ve bilgiliinden bir tek ben holanyordum galiba... "Ot kotr m giyiniyor o? Aman Tanrm, ne korkun!" ocukluk yllarmz Karagz ve Hacivat elencelerine denk dmemiti. Biz daha ok televizyon ve sinema kuaydk. imdiki gibi Trkiye'nin onlarca yerli renkli kanal ve uydu araclyla onlarca yabanc kanal yoktu ama ilk televizyon kua bizdik. Bizim ocukluumuzda glge oyunu Karagz ve Hacivat oyunu iin gereken atmosfer oktan bozulmutu. Mrekkep yalamak, kitap kurdu olmak, kltrl aileden gelmek kavramlarnn yerini, test zmek, bo vakitlerde kitap okumak ve zengin olmak almt bile. Glgeler oktan gizemini yitirmiti 1970'lerde... Annemlerin kua iin ahane ocuk elencesi olan Karagzle Hacivat bizler iin artk skcyd, yavat, bayatt. Esprileri ve hz bizim dnyamza uymuyordu. Yalnzca folklorik bir e olarak kalmt arkamzda. Ama o gece bakayd. gece hepimiz Karagz gsterisinden zevk aldk, hatta kahkahalarla gldk, elendik. O gece kkte air Doan Gkay ve dostlar iin zel olarak kurulan sahnede gerek deve derisinden yaplm Karagz takmyla

Hayli ismail mrboyu unutamayacam kadar gzel bir gsteri sundu. Esprileri gncel, dili yaln ve kvrakt. Kkte baz hafta sonu akamlan air Doan Gkay' ziyarete gelen konuklar olurdu. Bunlarn tannm yazar, air, mzisyen ve ressamlar olduklarn fsldard Ada gururla bana. Aralarnda filmlerden tandm baz aktrler ve aktrislere rastladmda heyecanla anneme koar, onlar anlatrdm. Annem zellikle kadn yldzlar defalarca anlattrrd bana. Aras'a bu konuda soru sorulmazd, nk o yldzlarla ilgilenmezdi. Bu konuklar bizim Kuzguncuklular'a hi mi hi benzemezlerdi. Erkeklerin bazlar, askl pantolonlar, papyon kravatlarla dolaan kei sakall veya tuhaf sa modelli adamlard. Kadnlar daha da tuhaft. Bir kere kadnlarn ounun sa erkeklerden bile ksayd. Giysileriyse, ya kn bile kollan, omuzlar ak elbiseli olanlar ya da pantolondan baka bir ey giymeyenler olmak zere iki eitti, ilerinden salar patlcan renkli ve en ksa olan hep pipo ierdi. Onu hi sevmezdim, nk piposunun ttn stme siner, ykandktan sonra bile kmazd. Byle kalabalk konuklu gecelerde zellikle Sreyya Mercan mahalleliyi rahatsz etmemeye ok zen gsterirdi. Kuzguncuklu-lar arasnda bu avant-garde sanat topluluunun ziyaretlerinden haz etmeyenler olduunu ama mahallede Sreyya Mercan'a duyulan sevgi nedeniyle bu konuda hogr gsterildiini yllar sonra annemden renecektim. Birka yl nce, belki daha geen yld, resmi tarihin satr aralarnda hokkabazlk yaparak asl tarihimizi renmeye abalamann gln anlatan Ada'ya dnp; "Bak ocuum, bazan sembollerden faydalanmay hatrlamalyz. Karagz, Osmanl'y bize en iyi anlatan semboller tar. Bunun 1850'lere uzanan yazl metinlerle de desteklendii grlr," demiti air Doan Gkay. "Anadolulu, Laz, Kastamonulu, Kayserili, Karamanl, Einli, Harputlu, Krt, Baba Himmet tiplemelerinin arkasnda gerek yatmaktadr ocuklar. Bunlar okumay renirseniz, ifreleri daha kolay zersiniz." Deve derisinden yaplm her biri sanat eseri kuklalaryla, biz ocuklara bu tipleri tantan Hayli smail mthi heyecanlyd. "elebi, Tiryaki, Beberuhi... bunlar istanbullu tiplerdir. Gayr- mslimlere gelinceee: Ermeni, Yahudi, Rum diye anlr onlar Karagzde. Agop, Nesimi, Kirkor da diyenler olur." "Bir de Anadolu dndan tipler vardr ocuklar, iine burnumu sokuyorum, kusura bakma Hayli..." "Estafurullah hocam! Sizin engin bilginizden yararlanrz ancak!" l "Acem, Arap, Arnavut..." diye sayd air Day. Hayli ismail'in ona neden "hocam" dediini anlayamamtm. Jonglrlk dnda airlerin Karagz retmenlii yapmak gibi bir ileri de mi vard da ben bilmiyordum ?.. "Kabaday tiplemelerini unutmayn ha! Ayp olur delikanllara sonra icabnda deil mi ama?" dedi Balk Osman filmlerindeki sesiyle Sreyya Mercan. Scakkanl, alak gnll, keyif ehli, dnya tatls bir insand Sreyya Mercan. Onun da iir yazdn ve bunlar kaynbiraderi Doan Gkay'a okuduunu Ada bana fsldamt. Daha sonra Sreyya Mercan'n baz iirleri gen Trk Sanat Mzii bestecilerine ilham verdi. ok nlenen birka arkda Ada'nn babasnn iirleri okunmaktadr hl. "Babam keyif iin iiyor, Meric'in annesi gibi alkolik deil!" demiti Ada, sinirli bir sesle. Ama hep ierdi Sreyya Mercan. Lkr lkr deil ama elinde bir rak barda, iinde buzlar krdayan anason kokulu beyaz svyla dolard kkte olduu zamanlar. Salonun her yannda Cihan Teyze'nin sk sk doldurduu sar leblebi, tuzlu fstk ve badem dolu tahta anaklar olurdu. "Tuzsuz Deli Bekir, Klhanbeyi, Efe, Zeybek, Matiz... sonra imam, Tablah, Byc, Cazuhan, Cin ve Canavar..." diye gururla ekledi Hayli ismail, bu karakterleri tek tek kuklalarla tantarak.

"Kek, engi, hokkabaz, kantocu da farkl etnik gruplarn temsilcisidir aslnda." "ite Osmanl'nn dehas azizim!" diye ayaa frlad Sreyya Mercan raknn iyice coturduu feci heyecanl bir sesle. "Tpk bir mozaik bulmaca gibi farkl paralar ustalkla yan-yana koyup, resmi tamamlyorlard!" "Puzzle yani," diyerek sze kart Ada. Nihayet ona da sz hakk doduu iin sevinmiti. "u pazl kelimesine artk Trke bir karlk bulun, ayp oluyor elin kelimelerini hrszlamak ama!.." diye gld days. "Yahu, Birlemi Milletler gibiymi bizim Karagz oyunu da l canm! Hay gzn sevdiimin memleketi be! imdi bir krdili hicazkr dinlenmez mi be raknn yannda beyaz peynirle!" "Hayatm imesen artk..." diye o zarif sesiyle uyard kocasn Pervin Gkay. "Son, bak inan olsun bu son sevgilim, gzel karm benim..." diyerek kolunu onun beline dolad Sreyya Mercan. "Artistlerin evli kalamayacan sylerler ama - aman nazar demesin! - bak Pervin Gkay'la Sreyya Mercan, Maallah hl yeni klar gibi... Aman Allah bozmasn muhabbetlerini..." diyerek hlyal gzlerini babamn stne dikerdi zaman zaman annem. Eli ayana dolaan babam, byle durumlarda iyice ekingen-leir, sanki orada yokmu gibi davranrd. Zavall annem monologunu i ekiler arasnda srdrmeye almt. "Baksana Sreyya Mercan' kt durumda gren falan yok. Eh Pervin Gkay da zaten asil kadn... Ah ahh!.. Grg baka ey tabii... Aile grgs alm insanlar baka oluyor..." Hangisine acyacam arrdm. Annemin tutkulu hayalleri ve dkrkl dolu inlemeleri arasndan kap, terzi dkknna snan babama m, yoksa ondan kapasitesi dnda eyler bekleyen anneme mi? iimizde en akll olan Aras't. O hemen odamza ekilir, ya maket yapar, ya bilim teknik dergileri okur ya da uak ve gemi resimleri izerdi, eer ders almyorsa tabii... Ara, asla annemle babam arasndaki bir konuya karmaz, kendini darda tutmasn bilirdi. Ben hep yufka yrekli ve kendi bana orap ren biri oldum. Hep ama hep! Kendimden nefret etsem de gider, sorunu bulur ve bir gzel bularm iine... Baka deyile, belay hemen ekerim stme. "Fakat dikkatinizi bir noktaya ekmek isterim beyler!" diye sze kart pipolu kadn ressam. "Her ey yle sandnz gibi gnlk gnelik deildi o resimde. Glgeler, hatta ok koyu renkler vard. Karagz oyununun iinde akayla karsa da zaman zaman aznlklarla alay edildiini, aalandn hepimiz biliriz." "Bu ok doal," diye sze kart aktr Sreyya Mercan, "iin doasnda bu kartlk var, benim air kaynbiraderimin deyimiyle diyalektik bi durum yani... Anlatabiliyor muyum acaba..." "Hayatm hani imeyecektin ama..." "Sanyorum nemli bir noktay atlyorsunuz burada," diyerek herkesi dinlemeye tevik eden sesiyle konutu air Doan Gkay. "Trkler'in askerlikte ve savamaktaki dehas, Osmanl'da 184 devlet kurma ve bunu koskoca bir imparatorluk olarak ok uzun bir zaman devam ettirebilme baars kmsenmemeli ve zamann konjonktr iinde takdir edilmelidir." "Afferin benim aslan kaynbiraderime! Son kadehimi onun iin kaldryorum. Sevgilim, bak valla son, billa son bi tanem, zm gzl nazl karm..." "ikinci husus, Anadolu Mslmanl dediimiz, bugn memleketin geneline hkim ve geleneklerimize uygun olan din kltrn bize Osmanllar'n kazandrm olmasdr. Mslmanln ada uygulann da Mustafa Kemal Paa'nn Trkiyesi eninde sonuda mutlaka kazanacaktr." Gstermelik kalkt, Hacivat bir semai okuyarak perdeye indi: "Hayy hayi haak!" diye seslendi, "Yar bana bir elence gerek! Amaaan bana bir elence gerek!" Ve Karagz perdeye indi:

"Vaaay Karagzm, demek okula baladnz iki gzm. Mrekkep yaladnz, kt paraladnz m a canm? Yaz karabilir misiniz?" "Mrekkep de yaladm, kt da paraladm. Yaz karmas bir ey mi? Gel haddin varsa k kar. Evde ne odun, ne kmr var. Kesede para hak getire!" u Eve dnerken kulamda en ok kalan tekerleme; "n "Ey Hay- Hak! Yktm perdeyi, eyledim viran, Varaym sahibine haber vereyim hem'an. Efendim her nice dilimiz srtyse affola!" olmutu. AKIN KA EDI VAR? "Baklarn kaldr Ama bakma bana..." Ingeborg Bachmann "Ac verir! "dedi. "Akn her eidi ac verir!" Sustu. Bekledim. Bekledik karlkl. Sabrm lyor olmalyd. Uzun bir sre sonra dudaklar kprdad: "Diyor, Doan daym." Gzlerinin kumrallnda ince kum taneleri gibi beliren ela renkler iimi ldatmaya yetiyordu. Bu baklardan fkran yaama sevincinin altnda sakl hzn benden baka gren var myd, bilmiyorum... Ama air Doan Gkay'dan fena halde kukulanyordum! "Ona sorarsan..." Ada yle diyorsa, sormamam ne mmkn... "Ona sorarsan, ocukluklarndan beri tanan, fakat bir trl iyi geinemeyen, srekli birbirlerini ineleyerek yaam iki erkek arasndaki iliki de bir eit akm!" Biraz kafam karmt, ama hem air days, hem de Kumral Ada bunu yapmaya baylmaz myd zaten? "Yllarca birbirlerini ekemeyen bu iki arkada sonunda yalanp, emekli olmu iki aksi ihtiyara dnrler. Ve doal olarak ilerinden biri daha nce lr. ite o zaman geride kalan, sataacak birinin yokluunu ekmeye balar. Yokluunu ektii kii yle biridir ki; ocukluklarndan beri tanmakta, birbirlerini iyi ve kt ynleriyle ok iyi tanmakta, ayn zamanda btn domuzluk, itlik ve keiliklerinin ardnda aslnda gizli gizli birbirlerini kollamaktadrlar. Bunlar kadar nemli olan bir baka nokta da btn bu ocuksu iti kaka ramen 'br'nn hep 'orada' olduunu bilmek gvencesidir. nk akn doas ocuksudur ve ite bu yzden geride kalan, gideni fena halde zlemektedir..." Sustu ve sanki geride kalan kendisiymi gibi zleyerek bana bakt. (Belki de ben yle olduunu sandm?) "Biliyor musun Mabel, hi kimsenin bymek istememesinin asl nedeni de bu!" diye fsldad. Sesi Kuzguncuk'taki yakamozlar gibi parlyordu. Bu kz beni ldrecek! Her ne kadar daysnn szcklerini araklasa da hem o ve hem de days ahane birer hikye anlatcs olarak domular ve bana da onlar hayran hayran dinlemek rol biilmiti! (Acaba bu benim kendi yeteneklerimi engelleyen bir ansszlk m aslnda? diye gizlice dnmedim deil. nk ortalama yeteneklerle doan birisi iin kendinden ok daha yetenekli insanlarla yaamann ou kez kendi geliimini engelleyici bir etken olduunu gzledim. Ama hayr, kader-ksmet oynamay setiimden deil, bundan zevk aldmn bilincinde olarak, bu kumral yolda yrmeyi tercih ediyorum ben.) "ite Doan daym diyor ki, bu iki yal adam arasnda, dndan keskin sirke kokan iliki aslnda onlarn damaklarna gre bal tadmdadr ve kesinlikle bir eit aktr!" Hem de "kesinlikle" stelik! Doan Gkay'n iirindeki dirilik bu kafa tututaki tahrikten kaynaklanmyor mu zaten? Ve Ada'ya daysndan geen dikkafal gzellik ayn iklimin rzgrlaryla esmiyor mu? Bu tanmlama houma gitmemiti.

"Ne yani birbiriyle srekli kavga eden ama bir trl ayrlama-yan btn evliler de bu 'bir eit ak' kapsamna m girecek imdi? Srf air Day byle diyor diye..." Meric'in anne ve babasndan sz ettiimi bal gibi biliyordu. J Dudaklarn bzd, "su bende deil" der gibi ellerini iki yana at, gzlerini yumdu. O gzlerini yumunca yeryzndeki btn yeiller, san ve kahverengi klar kayboldu. Yeildeki mavi yznden olmal, maviler de silikleti. "Ona sorarsan evet!" dedi o ahane kumral gzlerini aarak, btn kayp renkleri tekrar yeryzne kazandrrken. "Ona gre akn yzlerce eidi var. Bamllk, alkanlk gibi ok heyecan vermeyen duygulardan tut da 'onsuz olamamak' gibi tutkusal olan da bir eit ak..." Bazan kendi dncelerini yaldzl szcklere sarp, bana air Doan Gkay'a aitmi gibi yutturduunun artk ayrmndaydm. Kimi zaman da ortama uygun deceini dnd fantezilerini sanki birisinin bandan gemi gibi anlatyordu. Kkken lopur lopur yuttuum bu ahane hayallerin (yalan demeye dilim varmaz!) artk farknda olduumu bilecek kadar zekiydi ama bu ikimiz arasndaki dzinelerce oyundan yalnzca biriydi. stelik benden bakasyla oynamadn bildiim bu oyunlarn sakl bir tad vard benim iin. "Bilirsin Mabelciim, Doan daym hep kozmik bakmamz ister dnyaya. Yukardan, kubak baknca her eyin birbiriyle ilikisi daha net seiliyor tabii..." Mays ortasndaydk, okullarn kapanmasna az kalm, yaz burnunu gstermeye balamt. Baylan Pastanesi'nin arka bahesi almt, bundan daha iyi bir yaz mjdecisi olamazd. Bahe sarmaklarla yar yarya rlm asma tavanyla neredeyse lotu ama bu loluk yaz scaklarnda doal klima gibi ie yarard. Baylan Pastanesi'nin yalnzca yazlar alan bu arkaya saklanm bahesini bize Ada retmiti, istanbul'un Asya yakasna denizden asl giri noktas olan Kadky iskele meydan ve Bahariye alveri merkezi bana hep kasvetli, zensiz ve irkin gelmitir. Zevksizce betonlam, kalabalk, grltl Kadky'n bir gn yeili, parklar ve pastaneleri bol gzel bir meydana kavuacan hayal ederim hl... Ben, Kadky meydann bizim skdar kadar gzel bulmadm hibir zaman. Havalar sndndan beri cuma ikindileri Ada ile Ara okul - . klarnda Kadky'de buluuyorlar, onlar yanmda olduu iin annem bazan benim de Kadky'e inmeme izin veriyordu. Artk ortaokula gidiyordum ama evin kk ocuu olduum iin Aras'a ayn yata tannan haklar bana tannmyordu. Ada'ya sorulacak olursa, annem haklyd, ben daha kktm ve tabii onlar bymt! 187 Annem ve Cihan Teyze, bizi ancak Kuzguncuk'tan tandk bir taksi ofrne emanet ederek Kadky'e yolluyorlard. ki yl sonra modern Trkiye Cumhuriyeti'nin elli yedi yllk tarihindeki nc askeri darbe yaanacakt, ortalk mthi huzursuzdu. Btn anne babalar gibi bizimkiler de ok endieliydi. Trkiye yine istikrarsz ve huzursuzdu. Bize oyun gibi gelen politik alkalanmalarn yaratt rahatszl en ok air Doan Gkay ve asker olan Mustafa ve Kemal daylarmn stndeki gerginlikten anlyordum. Byklerin; "ne olacak halimiz? -k k ck-"l ve "ordu gelsin, hadlerini bildirsin!, valla-"l konumalar aklm kartryordu. Gazete manetleri ve televizyon haberleri neesiz, mutsuz szcklerle doluydu. Bunlar imdi anladm anlamda anlatmamn hakszlk olacan dnyorum. Ben o srada daha ocuktum ve o yllar anmsarken tpk o vakitler yaadm haliyle geri armaya alyorum. Ara, annemle babamn btn uyarlarna karn, biraz da efelik taslayarak ortalk karardktan sonra eve dnyor, gittii her yeri eve haber vermiyor, yani bizimkilerin yreini azlarna getiriyordu. O gn, Baylan Pastanesi'ndeki bulumaya da ge kalmt. Ben frsattan yararlanp Ada'yla bir pastanede babaa kalmann tadna varyordum. Sanyordum ki, Ada'yla babaa pastaneye gidince herkes benim onun sevgilisi olduumu dnecek, ben de ksack da olsa bu mutluluu yaayacaktm. Sanmak ile olmak arasndaki uurumdan hep nefret ettim! Sanmak, iinde umutlar, dler ve heyecanlar vaat eden ok boyutlu bir kavramken, olmak gerein sert, kaln, keli ve kat boyutunu tar yalnzca... Ne mutludur o, olularnn iine sanlarn da katmay baaran

insanlara... Bu konuda aire ve byk yeenine nece hayran olduumu yeniden anlatmama gerek kalmayacak kadar beni tandnz dnyorum artk. Ada, annesinin yurtdndan getirdii srt antasna sakl bir gz dikmesi iin Cihan Teyze'yi kandrm ve oraya byk srrn saklamay balamt. Srt antasnn sakl gznden bi paket Maltepe sigaras ve bir de gm akmak kartt. Daha on alt yana yeni girmiti ve pfr pfr sigara iiyordu. Hem ona, hem aabeyime ok bozuluyordum. Hangisi brn zehirlemi-ti bilmiyorum, ama ikisi de son aylarda birdenbire yzyllk tiryaki gibi sigara ier olmulard. Dedem sigara ierdi ama koyu tiryaki saylmazd. Dedem; "yannda kahve ve manzara olmazsa bu meretin tad kalmaz!" derdi. imdi bile, Ada ne zaman sigara ise iimi bir znt kaplar, zehirleniyor, kanser olacak diye iim titrer. Ama susarm, syleyemem. Ara gecikince garson bamza dikilip, ne smarlayacamz konusunda srarl ve hain davranmaya balad. Garsonun hmndan ekinip, Aras' beklemeden Baylan'n mehur Kp Gri-ye'sinden smarladk. Garson sipariimizi ald halde tepemizde dikilmeye ve bize ters ters bakmaya devam ediyordu. Garsonlar ocuklar ve genleri sevmezler mi? Aradan yllar geti ama ben hl garsonlarn sevdii cebi ikin, bol bahi brakan yetikinlerden olamadm bir trl. O zaman garsonun aslnda "bacak kadar" kzn pfr pfr sigara imesine bozulduunu anladk. Bana gre olmasa da Ada, o srada bize ok yal grnen otuz yalarndaki garsona gre "bacak kadar" olmalyd. Sert sert bakp; fkeli bir "k k k!" ekti. "Zamane genleri" bir ncekiler iin ounlukla can skcdrlar. Altta kalmamak iin Ada hemen bana dnp garsonun duyaca sesle beni azarlad: "Sen daha ok kksn Tuna! Sigaraya balamak iin benim kadar bymeyi beklemelisin!" Garson sylenerek gitti. Meri de ben de sigaraya hi balamadk. Hi balamayanlar, sigaradan, zellikle de ttn kokusundan hi holanmazlar. Kp griyelerimizi itahla kaklamaya baladmzda Ara hl ortada yoktu ve Ada yksek sesle dnmeye devam ediyordu. "Bence Doan Daym'n Brkan'a olan ak, bildiimiz kadn-erkek akndan ok farkl... Yine de maalesef akn yzlerce eidinden biri olmal onlarnki de..." Tanrm, sadece on alt yandayd ve hl ocuk olan bana "bildiimiz kadnerkek ak" nutuklar atyordu! Pek bir ey bilmeden ve anlamadan onu dinliyordum. Ah benim sevgili ukala serserim! "Burkan gzel bir kadn ama Doan Daym' anlayamaz o!" dedi dudaklarna bulaan dondurmay peeteyle silmek yerine diliyle yalamaya abalyarak. 189 A-ha! Bir eyler olmu ve Ada Brkan' kskanmaya balamt. "Bence daym, o dilinden drmedii o Fransz air kadnla 190 evlenmeliydi, ad Brigitte olanla... Ama o kadn da lezbiyenmi, ne yapsn daym ?.." "Lezbiyen mi? Nasl yani..." "Canm ite anlarsn ya, kadn kadna yani..." "Kadnlar birbiriyle mi evleniyormu orada?" diye aknlk iinde bardm ve tabii bata bizim garson olmak zere br masalarda oturan herkes ecinsellik zerine konuan biz iki ocua bozularak baktlar. Tam o srada kolunun altna sktrd antasyla ok yakkl bir gen girdi Baylan Pastanesi'nin arka bahesine. Prl prl bir "Merhaba!" ekti. Btn bahe ldad. br masalarda oturan kzlar ya bylenmi gibi bakyorlar, ya da drterek kkrda-yorlard. Ben buna alkndm. Aabeyim nereye gitse ilk anda hemen btn kadnlarn ilgisini ve erkeklerin kskanln zerine toplard. "Baladnz m?" diye sorarak oturdu. Ge kald iin komu, yanaklar kzarmt. Onu bandan beri "yerli James Dean" diyerek hayranlkla seyreden Pervin G-kay haklyd. Ara, James Dean'in daha koyu renklerle baslm bir fotoraf kadar yakklyd. Ama yakkll ve yandan byk gsteren iri ve haval duruu kadar etkileyici bir baka zelii daha vard aabeyimin. Onun yznde elde edilmesi g olduuna dair

batan kartc ciddi bir ifade vard ve bu ifade bir eit meydan okuyu duygusu yaratyordu. Aras' iyice ekici klan da buydu! Kzlar onun yakkll kadar ciddi tavrlarndan da tahrik oluyorlard bence. Kolay elde edilecek duygusu yayarak dolaan ve yle pek de yakkl saylmayan benimse, kzlar zerinde bu eit bir etkim olmadn aklamama gerek yok sanyorum. Ada kendi kupundan bir kak alarak Aras'n azna uzatt. .? Ara dondurmay Ada'nn elinden yemek yerine, kendisine uzatlan ka alp, dondurmay kendisi yedi. yle anlar vardr ki, ancak iki kii ve kala gz arasnda yaanr. yle bir and. (Ve ben onlar arasnda yaanan o "yle anlar"m pek ounun tan olarak yaamaya mahkmdum!) Ada, evredeki kzlara Aras'n "kz" olduunu gstermek istemi, Ara bunu yar yarya dorulamt. Sahiplenmek duygusundan korkanlarn ou gibi Ada da iten ie Aras' sahipleniyor, ama bunu ak etmeyi kendine yedi-remiyordu. Sahiplenilmekten hi holanmayanlarn tm gibi Ara da ar alngan davranyor ama Ada'y yitirmekten feci korktuu iin dengeyi korumaya alyordu. Fakat asl nemlisi Ara ar utanga, Ada fazlaca, cretkrd. Bir sigara da Ara yakt, karlkl dumanalt oldular. ok pis kokuyorlard. "Nasld?" diye sordu Ada. "On!" diye kestirip att aabeyim. "Eh!" dedi Ada sevinle, "Cebir on, kimya on, geometri on, demek ki fizik de on oldu imdi..." Sonra yznde apkn bir glckle uzanp Aras'n yanan okad. Hl Aras'a gzlerini dikmi br masa kzlarna bir ihtar olmalyd bu. Bu dokunutan keyiflendiini anladm Ara, yine de utangaln yenememi, yere den bir eyi aryormu gibi saklanmt. Dardan bakanlar ciddi ve yakkl bir delikanlnn yanndaki bal damlas kumral kzn okayna ilgisiz kald resminin yanl yorumunu alglyorlard ama Ada onun ruhunu okumay oktan sokmutu. "Fiziki, gelecek yl da bu not ortalamasn tutturursan belki Amerika'dan bir burs bulabiliriz sana," dedi. Ada heyecanla atlad, "Ay ne iyi olur! Ben de gelirim Amerika'ya, birlikte okuruz niversiteyi orada." "Ben ne olacam peki?" diye korkuyla inledim. Sesimde kalabalk bir tren istasyonunda anne ve babasn kaybetmi o kk bir ocuun feryad vard. "zlme Tuna, okul bitince dneceiz!" dedi Ada biraz da paylayarak. "Ama ben gitmek istemiyorum ki..." diye yarm kalan szn tamamlad Ara. Sessizlik dt ortamza. "Yani Amerika'da niversite bursun olsa bile gitmeyecek mi- / sin?" diye az ak kalakald Ada. Ban eip, gzlerini saklad Ara. "Ben" dedi usulca, "Ben, teknik niversitede gemi inaat mhendislii okuyacam. "Amerika'da gemi inaat mhendisliinin ls var akllm!" diye fkeyle atld Ada. iimizde en abuk fkelenen, duygularn en kolay belli eden ve en abuk affeden hep oydu. "Ben deniz subay olarak okumak istiyorum," dedi Ara en yumuak sesiyle ve Ada'nn gzlerinin iine bakarak. "niforma m giyeceksin yani?" diye yeniden hayretler iinde kald Ada. Ban "evet" anlamna sallad Ara. Hl Ada'nn gzlerinin iine bakyordu. Ara ocukluundan beri byleydi ite. Sorunlarm kendi iinde zmeye alr, kararlarn tek bana verir ve uygulard. Ona akl vermeye almak, en bandan fiyaskoyu kabullenmek demekti. Dedem, kssadan hisse yoluyla, annem de batan vgyle girip, aktrmadan tavsiyelerini sralamak yntemiyle ona ulaabiliyorlard. Bu ikisi dnda bir tek Ada vard Aras'a di geirebi-len. Ada'nn kimse iin zel yntemi yoktur. O olduu gibi yaa-yabilen ok ender cretkr ve ansllardandr. Yalnzca bu kadar farkl oluu bile Ara iin etkileyiciydi ama en nemlisi Ara, Ada'ya hayrand, Ara, ona kt. Bu kez de aynen yle olmutu. Ara geleceiyle ilgili plann yapm, kararm vermiti. O, gemi inaat mhendisi bir deniz su-bay olup, Ada'yla evlenecekti, iindeki serven heyecan m, yoksa ailede subaylara duyulan sevgi mi,

bilemiyorum. Ama en ok, babamn terzi geliriyle geinmemizin giderek gletiini ayrm-sayan "evin byk olu sorumluluu" bu kararn msebbibiydi sanyorum. Ara kararn vermiti vermesine de Ada'nn tepkisinden ekiniyordu. nk gelecekteki dlerini ssleyen kz tpk onun kadar zgrlne dkn, bamsz, dikkafal ve gl kiilii olan biriydi. Aabeyimin tek bana karar verme dnemi bitmiti. Biz aile iinde Aras'n arkasndan, artk dikkafasn toslayaca bir baka dikkafaya attna taklrken... o hi aklmza gelmeyen, o Allann belas kara felaket hepimizi yanltacakt... "O zaman Amerika'ya ben yalnz giderim," dedi Ada krgn ama kafa tutan bir sesle. Ara smarlad kp griyeye yeni balamt ki, kan brakt. "Ama sen bizi zlersin oralarda," dedi ciddi bir ifadeyle. Sanki bu "biz"in iine kendisi dahil deilmi gibi mesafeliydi, "ille de birinizin uzaklara m gitmesi gerekiyor!" diye mzmz-landm. "Genlik, yeni hayatlara ve yeni dnyalara umak iin kanat sahibi olmaktr, diyor Doan Daym. Bir bakma yaamn diyalektii bunu zorunlu klarm!" Darda kaldnda sk sk yapt gibi air Doan Gkay'a snmt Ada. Bazan tpk aabeyim gibi ben de air Day'ya kzyordum yani... "ocukken ne gzel, hibirimiz bir yerlere umazdk!" diye mzmzlandm yeniden. "Sen hl ocuksun Tunacm," dedi Ada bana dnerek. O zaman beni grd. Beni grnce yzne yumuack bir glmseme yayld. Ben ona mutluluk hormonu etkisi yapyordum. Ara ise onun heyecan ve diilik hormonu seviyesini artryor olmalyd. Elbette kendisi byle sylemez; "sen benim serotoninim, Ara adrenalin ve strojenim" derdi. Bu nn etkisini bir kadnda yaratacak tek bir erkek olmadna gre erkeklerden biri daima darda kalmak, kadnlar da yaknmak durumunu srdrecekler anlalan! Belki bir gn bir hormonbilimci bu ie el atacak, ya da ahlak anlaymz tmden deiecek... "Sen hi byme emi Tuna!" dedi sonra srekli yannda tad hznn artk gizlemeden krgn sesine deyerek... Eilip kulama fsldad; "Canm Mabel'im benim!" On alt yanda bir gen kzd ve benim bymemi istemiyordu. Oysa o, hzla bymek ve gelimek iin adeta kouyordu. Onu yandan byk gsteren yalnzca air Day'nn geliimini hzlandrd doutan kvrak zeks deildi. Ada'nn aabeyimle ilikisinin cinsel boyutlar o sralar sandmdan daha ileriydi. Kadnlarn aka ve duygulara dair kararllklar ve cesaretleri biz erkeklerden ok daha gldr. Biz erkekler bunu grmezden geliriz ama aslnda bilir ve bundan iten ie korkarz. "Okullar bitince beraber gezmeye gideriz Amerika'ya," dedi Ara kpn yemeye balayarak. Bu, "ben dndm ve kararm verdim" demekti Arasca dilinde. Ama aabeyim hl Adaca anlamak konusunda deneyimsizdi ... KAM 13 193 Ada bir sre sustu. Gzlerinin kumrallnda oynaan hznl ela klar iimi burkuyordu. Ada'y zd vakitler aabeyime 194 feci bozuluyordum. Onu zdn anlayan ama nasl gnln alaca konusunda inanlmaz beceriksiz olan Ara, aresizliinin hrsn dondurmasndan alyordu. Hayatmda bundan daha hzl yenmi bir dondurma grmedim. Oysa ben bilirdim. Ada'y yattrmay, gnln almay ok iyi bilirdim. Yalnzca Ada deil, bata annem olmak zere sevdiim ve beni seven kadnlarn gnllerini almay hep baarmmdr. zr dilemekten gocunan biri olarak domamm ben. zr dilemenin birbirinden gzel yzlerce yolu vardr. (Bu biraz air Day'nn akn yzlerce eitlemesinden arma gibi oldu ama, eer doruysa, akla aralarndaki yakn iliki dnldnde zrn de ayn sayda tr olmas doal deil mi?) Halbuki okulunun karate ve satran takmlarnda birinci olan, fizikte dhi olduu sk sk sylenen, kendi bana bir yabanc dili Ada'yla yaracak kadar sken, herkesin gzbebei yakkl aabeyim, o ok sevdii Ada'nn gnln almay bilmiyordu. Becere-miyordu!

O kadar baarl ve gl olan Ara, benim iin ocuk oyunca olan eyi beceremiyordu. Bunu o zamanlar hi anlayamazdm. ocuklar ve hi bymeyenler mkemmele inanrlar! "Sen istersen Amerika'ya gidersin tabii..." dedi Ara koca dondurmay bir solukta midesine indirmenin sancsyla dudaklarn kemirerek. Krgn baklarn ona eviren Ada; "stersem evet!" dedi. Ah aptal Ara, grsene kz sana "bunu istememe engel ol!" di-, yor apak! Kim inanyor o kadnlar anlamann zor olduu yalanna! "istersen tabii..." diye beceriksizce geveledi aabeyim. Bir film izler gibi izliyordum iki kahramanm. Neredeyse Cyrano kesilip, Aras'n konuma metnini yazp, eline verecektim ama hl kahramanmn kendi bana zorluklarn stesinden geleceine inanyordum. Birbirlerine baktlar. O ilk akn daha hi krlmam dleriyle baktlar birbirlerine. ok gzel baktlar birbirlerine, itiraf etmeliyim ki, kskanmann tesine uacak kadar sevdim o bakmalarn ... "Gitme!" dedi Ara, dnyann en zor iini yapar gibi zorlanarak. Sonra gnah ilemi bir dindar gibi pimanlkla ban ne edi, yerin dibine geti. Ada yant vermedi ama imdilik konunun kapand anlalyordu. Biraz nceki scak fkeyi izleyen serin hznn yerini lk bir sevgi almt yznde. Demek ki lise bitince ngar kacakt. Ama lise bitince ngar falan kmad. Hibirimizin aklnn ucuna bile gelmemi bir bel kp geldi ve hepimizin yaamn, hatta geleceini deitirdi. Hepimizin!.. Durumu kurtarmak iin artk sahneye kma vaktim gelmiti. "Doan Day ne demi biliyo musun abi?" Neden bazlarna hep "durumu kurtarmak rol" kalr daima?, diye sormuyorum artk... "Gck oluyor dayma!" dedi Ada krgnlna uygun bir klf bulduuna sevinerek. "Ne mnasebet, senin akrabalarnn tm kibar insanlar," diyerek ii iyice zora soktu Ara. "Anlamyorum ki, Doan Daym ne yapt sana? Halbuki senin hep zeki ve gururlu bir gen olduunu syler her yerde..." "Doan Gkay ok bilmiin teki, stelik kendini beenmiin biri!" diye azndan kard Ara. "Tpk senin gibi!" diye glmeye balad Ada. Bu mucize glten yararlanp, yeni bir hamle yaptm; "ite Doan Day demi ki, sen ona kzsan bile aranzdaki iliki bir eit akm!" "Neee?" diye bard Ara, "Ben Doan Gkay'a m k m-m?" Ada srtt. "yle deil akllm... Tunacm demek istiyor ki, iinde nefret bile olsa alkanlk, ya da bamllk yaratan her iliki biraz aktr!" "Sama! Btn bunlar sama! Ve siz de bunlara inanyorsunuz.. . Siz ikiniz bazan ok tuhafsnz!" Ada'yla baktk. Bazan bile olsa "biz ikimiz" oluumuzun tadna vararak iime doldurdum kumral gzlerini. "Meri de inanmyor!" dedi Ada onun damarna basarak. "ok iyi ediyor!" dedi Ara bir sigara daha yakarak. Yan masadaki kzlar, bizim tarttmz grp, Aras'a iyice 196 yeil k yakmlar, ak ak srtmaya balamlard. Ara, yan masalar ve baka kzlar konusunda oyun oynamay hi sevmezdi. Bunu Ada'dan ekindii, ya da onu yitirmekten korktuu iin yaptm hi sanmyorum. Ara "aklar ve karalar" felsefesinde, bazlarna gre tutucu ve skc saylabilecek derecede istikrarl, disiplinli ve dz bir insandr. O bir kz seviyorsa, br kzlar ilgi alan dndadr artk. "Bizim okulda," dedi can skkn bir sesle, "air Doan G-kay' pek tutmuyorlar. Onun 'komnist ua' olduunu sylyorlar. Bakalaryla konuurken ikiniz de dikkatli olun, etrafta her eit adam dolayor!"

"Uak m?" diye hiddetlendi Ada, "Doan Daym Trkiye'nin en milliyeti ve gereki airlerinden bi kereiTrke'nin ve cumhuriyetin en ateli savunucularndan o!" "Benim bilmem bir eyi deitirmez, yalnzca dikkatli olun dedim. Siz ikiniz dler dnyasndan gerek dnyaya gemekte biraz zorlanrsnz nk..." "Artk gidelim!" dedi Ada fkeyle ayaa frlayarak. Yan masadaki kzlar artk iyice Aras'a yazlmlard. Ada'nn umurunda deildi. Ara onu en zayf noktasndan vurmu, bu raundu nakautla kazanmt. Masadaki sigara ve akma antasna tktrrken antas yere dt ve iinden bir kitap frlad. Ara atlp kitab yerden ald. "Aragon mu okuyorsun?" diye yumuack sordu. Naslsa ekimeyi kazanmt. "Evet efendim!" diye emkirdi Ada. "Aragon'un Else'ye mektuplarm okumutum," dedi Ara. An milliyeti, fanatik nasyonel etkilerin hkim olduu bir erkek lisesiydi Aras'n okulu. Fen derslerine duyduu ilgi doutan geliyordu. Edebiyata olan ilgisiyse tamamen Ada nedeniyle balamt. Ne zaman ki, Doan Gkay felsefe ile matematik arasnda ciddi bir iliki olduunu bize anlatt, aabeyimin edebiyata ilgisinin gstermelik olmadn dnmeye baladm. Evdeki asl edebiyat tutkunu bendim. A kurtlar gibi okurdum. nce annem ve dedem, sonra air Day beni tevik etmilerdi. air Day neleri okumam gerektii konusunda aktrmadan nerilerde bulunurdu. Benim kitap merakm pahal bir merakt ama Ada btn kitaplarn benimle paylar, bazlarn bana armaan ederdi. Gizlice iir yazdm da bir tek o biliyordu. Ara zaman zaman benim roman ve iir kitaplarma gz atar, onlar dn alrd. Fakat o kadar ksa srede kitaplarm iade ederdi ki, onlar okumu olma olasl bile uzak gelirdi bana. Ben sindirerek, beendiim satr altlarn izerek, sayfa kenarlarna notlar yazarak okurum kitaplar. Sonra, yeri geldiinde, laf arasnda, Ara birden bir alnt yapar ve beni feci artrd. Onun kadar hzl okuyup, okuduklarn anlayan insanlara hayran olmuumdur daima. "Aritmetii ve sesi ho iirler!" dedi Ada'nn Aragon kitabn uzatrken. Tamam! Ada tavlanmt ite. Sandalyesine oturdu. fkesi gemiti bile. "Senin iin bir ey yapmtm," diyerek cebinden kirli bir kutu, kartt Ara. *" -""' zenle at kck kutunun iinden ince bir telden yaplm bir kpek biblosu kt. ok gzeldi. Dikkatle baknca Ada'larn Si-vas-kangal kpei Sivri'ye benzedii anlalyordu. Ada, Aras'a bakt. Ara, Ada'ya bakt. Gzleri birbirine kilitlendi. Ben utanp bam evirdim. O zaman yan masadaki kzlarn kskan baklarna arptm. Gzlerimi Baylan'n arka bahesini saran sarmaklara sakladm. Akam ezan okunmaya balad. "Artk gidelim, sizinkiler merak eder," dedi Ara, sanki bizimkiler etmezmi gibi. Kasaya kp griye demek iin paralarmz birletirecekken, Ara biraz da hava atarak, "Ben derim!" dedi Ara lise birden bir ocua fizik dersi veriyordu. On alt yandayd ve para kazanyordu. Ses kartmadk. Tam Baylan'dan kyorduk, "yleyse," dedim, "yleyse benim Ada'yla olan ilikim de bir eit ak olmal!" ikisi de gldler. Birinin kk erkek kardei, brnn Ma-bel'iydim ve asla ciddiye alnmyordum. Aras'la elele yryen Ada bota kalan elini bana uzatt, ben de elini tuttum. "Ama ak ac verir, diyor o adam," diye kkrdad Ada, henz o acy hi tatmam birinin rahatlyla. I -.s "Ah o ok bilmi adam!" diye takld Ara. "Belki de doru sylyordur?" dedim, yine gldler bana. 198 mz elele ktk Baylan'dan. ----i Eve dner dnmez, ktphanemdeki tek Aragon kitabna kokm ve o gece dev falan yapamadm. < (

; "D grrsn kocaman alm gzlerinle ' Bilmem ne geer acaba : Hayalinden senin nnden > Krallndr senin o kaps yok ; O bana gei izni olmayan lke." ' HATIRLIYORUM J__ T "Elliyorum, biliyorum, biliyorum Elli yanda bir adamn Elleri temizdir hep Ve ben gnde kezykartm ellerimi Ama yalnz ellerimi kirli grnce Hatrlyorum ocuk olduum gnleri." Federico Fellini (Amarcord: Hatrlyorum) "lm, hayat enerjisinin bitmesi demektir. Radyonun fiini ekerseniz, mzik biter, te lm tpk byledir. Bir gn, bir yerde f ekilir ve doduunuzda balanan enerji cereyan kesilir. Hayat bitmitir!" "Hepsi bu olmamal ama!" dedim, fkeyle isyan ederek. Gzlerim alamaktan kan anana dnm, yzm imiti. "Gzel ocuum, maalesef hepsi budur. Geliriz ve gideriz," dedi glmseyerek air Doan Gkay. Sanki kendisi lmszm gibi rahat konuuyordu. Her zaman hayran olduum o bilge glmsemesi ilk kez sinirime dokunuyordu. Birisini sevmekle gelen o inanlmaz hogrnn gc azaldnda, ayrntlar bile batar insana... Daha fazlasn grmemek iin yerimden kalkp, pencerenin nne gittim, srtm onlara dnp, yzm camn br ucundaki baheye sakladm. "Tpk tiyatro gibi," dedi Ada. Sesi hipnoza girmi birinin bedeninden yaylr gibi yava ve uzaktan geliyordu. "Hepimizin bir rol var, ama kk, ama byk, ama ksa, ama uzun... Hatta barollerden birini de oynuyor olabiliriz... 200 Fakat eninde sonunda oyun bitiyor ve perde kapanyor..." Sustu. "Ve hepimizin rol mutlaka bir gn bitiyor." Onlar grmyordum ama anlatklar zaman hep yaptklar gibi balarn salladklarn biliyordum. Dedemin ani lm en ok beni etkilemi, gnlerdir kendime gelememitim. Son yllarda nefes darl ekiyor olmasna karn elden ayaktan dmeden aktif kal, onun yaknda lebilecei dncesini aklma bile getirmemiti. Ani bir enfarkts ve pat diye gitti. Artk yaantmda ocukluumdaki kadar etkin bir yer tutmasa da dedem benim iin nemliydi. zel bir yeri vard yreimde. Her koulda ve her zaman onun gznde hakl olduumu bilmenin ocuksu markln doya doya yaadm ilk kiiydi o. Yerine gre anneme kar bile beni savunduu olurdu. Kurguyla gerei ustalkla kartrarak anlatt anlaryla beni dler dnyasna yollayan yetenekli bir ykcyd o. Bana baktnda ona hatrtlattm oktan lm akrabalarnn zlemi ve hibir zaman umutsuz olmad dnyann geleceiyle cotuu kk torunuydum ben onun. Kuzguncuk'u ve istanbul'u ne kadar sevse de ocukluu baka diyarlarda gemi gmenlerin ou gibi yalandnda doduu topraklar zleyen, zlerken "Mavi Tuna"s olarak bende konaklayan Plevneli romantik terziydi o. Yaamdan tat almasn bilen, gemii, imdiki zamana yk etmeden koruyabilen bir insand o. Hem ben neden bunlar anlatyorum ki? Bunca sze ne gerek var? O koca yrekli yal adam benim dedemdi ve artk gitmiti. "Kitap gibi konuuyorsunuz!" diye bardm. "Ama ben bir kitap sayfas deilim, anlamyor musunuz!" "nk ocuum, ate dt yeri yakar!" dedi Doan G-kay, yumuak bir sesle. Sonra kkn salonunda oturmaya alk olduu berjer koltuktan kalkt ve bana doru yaklat. "Yaknna sklmadka, kokusu duyulmayan mcerret bir koku gibidir lm. Tabii imdi mcerret nedir diye soracaksnz... Ah dilimizi fakirletirmeden

modernletirebilseydik eer... Her neyse, mcerret: soyut, abstre anlamna gelir... Ne zaman ki vakti gelir, yaknlarda birine denk der ve ite o zaman kokusu duyulur lmn. Uzun sre havasz kalm bir odann ii gibi koyu, tozlu ve ardr bu koku ve siner adamn stne... Taa ki..." "Taa ki ne?" diye dndm. Kendimi bile artacak kadar saldrgand sesim. Kibarln ve istifini hi bozmadan srdrd air Day; "Ta ki, insan beyni ortaya kp, hadiseye el koyuncaya kadar. Artk hayata geri dnmenin, acy hzne evirmenin vakti gelmitir, insan beyni acy unutturacak kimyasallar salglar ve hatta mutlu olup, kahkahalar bile attrr adama. ldrmamanm tek yolu budur. 'lenle lnmez' atasz bunu anlatt iin gzeldir ocuum." "Hakszlk bu ama!" diye yine isyan ettim. "Dedemi unutmam nasl bekleyebilirsiniz? Unutmak ne kelime, ben hep hatrlyorum. Hatta yllardr aklma gelmeyen dedemle ilgili ayrntlar, anlar, btn unuttuklarm, her eyi yeniden, yeniden hatrlyorum!" Soluk solua kalmtm. Sustum. "Ben hep hatrlyorum!" diye inledim sonra. Hakszlk eden asl bendim. Ada ve ailesi, len kendi dedeleriy-mi gibi bize yaknlk gstermi, yardmc olmulard. Cenaze namazna ve naan defnine bizzat Sreyya Mercan da katlmt. Btn komulara helva dattrm, Kuran okutturmulard. Hem Pervin Gkay, hem de Sreyya Mercan evimize gelip annemle babama basal dilemi, kahve imilerdi. "Unutmak baz durumlarda bir ltuftur, ocuum! Fakat ne yazk ki bundan nasibini alamam bazlarmz... O bazlarmz ... biz hep hatrlarz!" Sustu ve gzlklerinin arkasndaki kahverengi gzleri dald gitti. Kimi anmsyor diye merak etmemeye altm. "Deden Plevneli terzi Muharrem, muhterem bir adamd. Hogrl, akll, elebi insand," dedi sonra, anmsadklarm abucak saklayarak. Dedemle ancak iki kez karlamt. Bir keresinde dedemin artk tek tuk kalan yatlaryla kurduu ilingir sofrasndan yaylan sohbet ve mzik keyf kke yaylmt. Tambur sesine, alaturka mzie ve de ilingir sofrasna tamamen dayanksz olan Sreyya Mercan, kaynbiraderini de srkleyerek bizim eve gelmi, yallar grubuna abucak dahil olmutu. air Doan Gkay sevecen bir glmsemeyle ortama "hafif yabanc" kalsa da ben uyuduktan sonra dedemin gnln fethetmeyi baarmt. Ertesi sabah de-dem; "Abe, u sizin fettan kzn artiz babas civan adamdr. Allah iin tam alk adamdr! Ammaa, o kzn days pek mnevver bir bey imi de ben i bilmemiim meersem... Bre bizim Plevne'nin neredeyse sokaklarn bilir be! i gitmemitir oralara kzanm! Tarih anlatr ama sanki bizzat oralarda bulunmu gibi bir ikye eder, azndan am bal damlar mbarein! Bir de alakgnll ki, mahcup oldum inan olsun! Milliyeti adamdr, Gazi Paa'ya ayrandr, i dedikleri gibi deilmi, elal olsun aire!" Sonraki gnlerde dedem air Doan Gkay'n iirlerini okumam istedi benden. Kurtulu Sava ve halk destanlaryla ilgili olanlar ok sevdi. "Deden giderken bizlere kendinden ho izler brakmay ihmal etmemitir naslsa..." diyerek, bana glmsedi air Day. Ada da yanma gelmiti. mz kkn salonunda, pencerenin nne toplanmtk. Yaz tatilindeydik, scaklar bastrm, Ada'lar yaknda yazlk evlerine gidecekler, o yaz Ara niversite snavlarna girecekti. "Babam," diyerek kahkahay bast air Doan Gkay aniden, "Babam Milli Eitim mfettii olarak gittii Mara'n mehur kaymana dayanamam, bir oturuta bir gzel yarm kiloyu mideye indirivermi. Yarm kilo kaymak, yannda baklava, brek derken, tabii orackta oluvermi! Hah hah ha!.." Bu kadar da fazlayd ama... Kendi babasnn lmyle eleniyor muydu bu adam? "Ne kadar duygusuzsunuz air Day!" diye barrken duydum kendi sesimi. Duygusuz mu? Aman Tanrm, ne dedim ben? iirleriyle binlerce insan duygulandran, incelikleri, duygu ykl metaforlar arklarla dillere dolanan air Doan Gkay m duygusuzdu? Birden ok utandm. Feci utandm. Kendimi zayf ve aresiz hissettim. Byle hissettike kederim artyor, daha ok bocalyor ve

uvallyordum. Her ey stme stme geliyordu. Daha fazla dayanamadm ve alamaya baladm. Yanmda sanki acil bir durum iin hazr bekleyen Ada hemen kucaklad beni. Ben de ilk grdmden beri hep iimden geldii gibi smsk sarldm ona ve alamaktan biraz da zevk alarak slattm boynunu ve yanaklarn. Ona sarlmak iimdeki frtnalar durdurmak yerine coturuyordu. Ona sarlmak yattrmyor, onu kucaklamak gevetmiyordu. Zafer sarholuuyla ona koan bir kral yeni zaferler iin hemen yeniden yollara drecek bir kralie olurdu o. Tahrik eden, batan kartan, bir trl ele geirileme-yen, albenisi biraz da bu gizeminde sakl insanlardand. Onu ele geirmek yalnzca g deildi, ayn zamanda insafszlkt, nk ele geirilince eriyip, kaybolaca besbelliydi. Kumral Ada bir kadnda yattrc, yumuak, sakin rzgrlar arayan erkeklere gre olmad hi. Bense ne aradmdan henz emin olamayacak kadar gentim. Bam kaldrdmda Ada'nn hznl kumral gzleriyle karlatm. Sevgiyle bakan iri ela gzler... O bana acyarak, koruyarak bakmad hi. Onun baklarnda hep, "yannda olacam, seni anlayacam, ama sana ait olmayacam" altyazlar okudum ben. "Canm Mabelim benim!" dedi, "Hepsi geecek, hep birlikte atlatacaz, birlikte, inan..." Birlikte: sen, ben, Ara ve air Doan Gkay demekti. Belki byle demek deildi de, ben yanl anlyordum bandan beri... Bana Mabel demesinden salonda yalnz olduumuzu anladm. air Day bizi yalnz brakp, kmt. Belki de incinmi, ya da kzm olarak... "Onu bulmalym, samaladm! Ne yaptm ben?" dedim Ada'nn uzatt kt mendille yzm kurularken. "Dert etme, byle eyleri ciddiye almaz o. Senin ok zgn olduunu biliyor." "Sanki dalga geiyordu... sanki hi zlmemiti..." "Bykbabama en dkn olan ocuu Doan Daym'm oysa. Aylarca toparlanamam babasnn lmnden sonra, yle kaymak, baklava yiyerek de lmemi bykbabam. Mide kanseri olmal diyor annem. Mara'ta teftiteyken hastalanm, istanbul'a dnm, iki ay kadar hastanede yatm ve orada lm. Sustu, dudaklarn kemirdi bir sre; "Korkularn ve zntlerini ciddiye almamaya alyor ite, anlaana Mabel! Sonuta o da bir insan bizim gibi... Kitaplara 20| saklyor korkularn ve aclarn... Yazp, kaldryor raflara. Annem onun iin 'peygamber gibi adam' diyor ama... acaba Br-204 kan da yle dnyor mu, bilmiyorum valla? iimizde onu en '""'''''''""'" yakndan tanyan Burkan olmal..." Bu son cmleyi kskanarak m sylemiti, anlayamadm, istedii zaman Ada da kendini ok gzel saklar. "Benim dedem hasta olduunu biliyordu ve bile bile tedavi olmay reddediyordu," dedim sayklar gibi. "inat Plevneli dede, n'olacak!" dedi Ada glmseyerek. Yeniden alamama engel olamaya alyordu. Ellerini tpk dedem gibi rahmetli dedem demeye dilim varmyor ama... beline dayad, onun sesini taklit ederek konutu: "Bak zerafetli kzm, sen da-a bilmezsin ya, su bozuldu mu, er-ey bozulur gayri... Burda su bozuldu, deniz bozuldu, yamur bozuldu. Ze-irledik sularmz be kzm... iede su satlr m a be kzanm? Bakasn ne allere dtk evlatcm! Tuna bile bozuldu derler ama u yrek elvermez inanmaya bre! Hey gidi koca Tuna Nehri be! Breh, breh breh!.." Komikti. Hl komiktir Ada. istedii zaman istedii insan hl gldrebilir. Gldm. Glmseyerek baktk birbirimize. Salonda yalnzdk. Birden yllar sonra ayn salonda yetikin iki insan olarak birbirimize bakarken grdm ikimizi. Ada bym gen bir kadn olmutu, ben gen bir erkek. zgndk. Nedenini bilemiyordum ama yllar sonra ikimizi zgn gryordum. O yine beni gldrmeye alyordu fakat hznleniyorduk. Yz pek deimemiti, gzleri aynyd. Birden rperdim. Gelecekten alnm bir resmi bu kadar net grmekten ok, o resimde beni rkten ar duygu ykyle huzursuzlandm. Daha fazlasn grmemek iin gzlerimi yumdum.

"Hey uraya baksana!" diyen Ada'nn sesiyle atm gzlerimi. Hl o yaz basndaydk. O on yedi, ben on be yandaydm. nmde aniden beliren gelecee dair o fotorafa daha ok zaman vard. Derin bir "off ektim, rahatlamtm. Baktmda bahevan Hasan Amca'yla bol kahkahal bir sohbeti koyulatran Doan Gkay' grdm nce. Sonra kke bahe kapsndan girmemeye yeminli aabeyimi bahe duvarnn '' , zerinden, elinde maket bir uakla atlarken yakaladm. Olacak i mi? demeye kalmad Ara, air Day'nn burnunu dibine yumuak bir ini yapverdi. Onlar duyamyordum ama Aras'n bu durumdan nasl rahatsz olduunu anlyordum. Bunu benim kadar iyi anlayan baka birisi daha vard: "Hadi ko, Aras' kurtaralm!" diyerek baheye frlad Ada. Aras' kurtarmak m? Daha kts olamaz! Sevgilisi Ara olan birinin onun yanma komak iin uyduraca en berbat bahane bu olmalyd! (Ada da bir insan sonunda...) Ara dedemin lm srasnda bile zntsn ak etmemi ya da Ada'nn dedii gibi "vahi hayvanlar gibi yalnz bana ac ekmiti". imdi camn arkasnda tek bama kalmtm, ite oradaydlar! Zeki, yakkl, gl aabeyim Ara, gelecei fethetmeye hazr... Hl ekici, zgvenli, entelektel nl air ve gazeteci Doan Gkay, kadnlarn sevgilisi, edebiyat evrelerinde kskanlk yaratmakta birebir... Ve tabii o... Onu anlatmak iin, "gzel", "haval", "badndrc", "ahane" gibi szckler kullanmak hakszlk olur. Onun iin, bu dnya dndan gelmi kadar deiik, bir kuyruklu yldz kadar etkileyici, iyi pimi kahve kadar tiryakilik yaratc, gezegene yalnz yolland iin esiz, bir ipek bcei kadar dikbal denildiinde bir eyler sylenmi saylr ancak. Demlenmi ve ie sinmi bir gzellik onunkisi. Ama asl nemlisi beni gl bir manyetik alan gibi eken etkisi ve ok kumral olduu... Ada orada, days ve sevgilisinin ortasnda, sevildiinin sonuna kadar ayrmnda, albenisinden emin, mutluluktan yaplm fosforlu i amarlar giymi... prl prl... Hemen birka metre temde duruyorlard. ok yaknmda. Ara bahe duvarndan atlarken yakalanmaktan rahatsz, Doan Gkay "delikanl"y esir almann keyfinde, Ada ok sevdii iki erkein arasn yapmaya almakta. ok yaknmda duruyorlard, aramzda yalnzca camdan bir duvar, incecik, camdan bir duvar ... Yine de onlar orada cam duvarn br yannda, beni oktan unutmu, ben cam duvarn bu yannda tek bama... stelik artk dedem de yok... Kendimi tamamen yalnz hissedip, bundan tr ac ektiim ilk net anm o gne denk der, ilk kez o n benden bu kadar uzak, kendimi bu kadar yalnz yakalamtm ve ilk tepkim ok olaand: Kap, onlar terk etmek istei! Artk neden orada kalmal? Kap, saklanmal ve dedemin acsyla birleerek katmerle-en yalnz braklmay tek bama yaamalydm. Serte dndm ve komaya hazrlandm. Ama koamadm. Serte dndmde serte bir eye arptm ve o ey yere dt. "Meri zr dilerim... Burada olduunu bilmiyordum... yi misin?" Dt yerde kanayan burnunu tutarak bana glmsyordu. O ok yalnz olduumu dndm srada, tam arkamda Meri duruyormu... Elinden tutup kaldrdm, banyoya gidip, yzn ykadk, kanamas dinene dek burnunu sktk, bekledik. Bunlar yaparken kvetin kenarna ilimitik. Meri birden ban gsme yaslayp, gzlerini yumdu. Ben de doal olarak diye dnerek, onu kucakladm, (Neden doal olarak? Her gsnze yaslanan kucaklar msnz da?..) Sonra durup dururken alamaya balad. Burnu kanarken, can yanarken deil de ben ona sarlnca alamaya balaynca arp kaldm. Okuldaki kz arkadalarm arasnda sulu gzl olanlar vard ama Meri gibi sessiz sakin bir kzn byle ilenerek alamasna hi alk deildim. Onu teselli etmek iin salarn okamaya baladm. Salar sar ve ipek gibi yumuackt. Bu ok houma gitti ve okamay srdrdm. Ayrca hep okanan, yattrlan biri olmak yerine ilk kez ben birisini okuyor ve yattryordum. Bu da houma gitmiti. O srada hi beklemediim baka bir ey daha oldu ve o utanga sessiz Meri aniden boynuma sarlp beni dudaklarmdan pt. Yumuak, lezzetli dudaklar vard ve ok gzel kokuyordu. Yzm alev alev;! yanmaya balad, sonra bu ate btn bedenime yayld. Okulda"' bana cilve yapan bir kz vard ama benim aklm fikrim kumral bir kzda olduu iin elim ondan bakasna dememiti, in kts o kz

aabeyimin sevgilisi olduu iin elim elinden baka bir yere de deemiyordu. Yani Meri benim ptm ilk kzd. (Beni | pen demeli...) ' Daha nce hi alc gzyle bakmadm iin bedenime serte batan gsleri beni artyor ama heyecanlandryordu da...* Aabeyime kyasla ge kalm bir cinsel uyanla Meric'in p- ne karlk verdim. O, sanki ktlktan km gibi beni yiyerek ;j pyor, arada da alyordu. Heyecanl, telal, ateliydi. ; Cinsel heyecanlar kefediim kadar, Meric'in o sessiz, solgunj 1 grnne hi uymayan ateli yannn cokusuyla kkn banyosunda pyorduk. Sonra aniden durdu Meri. Birden utand, ban eip, gzlerini saklad. "Onlar bize gre deil!" diye fsldad. Sesinde yllardr saklad srr sonunda aklamann rahatlay sevinci vard. Cinselliimin ilk kez bacaklarmn arasnda sertlemi bir organ ve ate basm bir beden olarak farkna varma o sessiz sedasz Meric'in yol atna inanamyordum. Bu, Ada'ya kar yaamay belki de bilinaltmda engellediim bir olayd! Bilmiyorum... "Neredesiniz yahu?" diyerek bir hmla banyoya giren Ada, adeta birbirine yapm olarak biraz da sulu bir ifadeyle kvetin kenarnda otururken bizi bulunca fena halde irkildi. Irkildi! Sanki tokat yemi gibi sendeledi. "Ne yapyorsunuz burada siz ikiniz?" diye azarlad bizi. Ada beni daha nce hi azarlamamt. Meric'i ekitirerek banyodan kartrken azarlyordu hl; "O daha ocuk, sakn elini srme ona!" Banyoda ne yapacam bilemeden yle kalakaldmda ierden Meric'in hkrklarn duyuyordum. Meri alyor, Ada fkeleniyordu. Dedemin lmn hep byle hatrlarm. Hatrlarm. DLERMDE BLE KENDMM! "Bilin, gerekten varolduumuzun tek gerek kantdr." Rene Descartes "Bu asker lm!" dedi yal kadn. "Hayr! Hayr Musa lmedi!" diye haykrd Tuna. "lemez o! lemez, nk btn bu Allann belas eyler gerek deil! Anlamyor musunuz? Gerek deil! Hepsi, ama hepsi yalnzca bir karabasan, bir rya!.." Sesindeki vahet ve fke insann kann donduracak kadar korkun, geri dnsz ve artk nlenemezdi. Daha fenas o artk kendi sesini iitmemeye balamt. Yz sapsar, gzleri patlam gibi alm, bedeni iddetli gergindi. En ufak bir tkrtda ya yerinden metrelerce zplayacak, ya da karsndakini ldrecek kadar gergindi. Gzlkleri toz iinde, niformas kirliydi. "Ben anlatmaktan yoruldum, ama siz anlamamaktan bkmadnz be! Daha ka kere syleyeceim bilmem ki? Bakn, korkacak bir ey yok, tamam m? Tamam m diyorum size? Ha?" diye haykrd. Yal kadn rkerek bir adm geri ekildi. "Sakn korkmayn, bu Allahn belas sava, bu iddet ve nefret tamamen benim lanet olas bilinaltmn bir intikam! Tamam m? Anlyorsunuz deil mi? Bekleyin, biraz daha sabredin... Naslsa bu lkede doanlar hep bekler ve sabrederler zaten... Yz-, yllardr... Allah kerim! Anlarsnz ya! Tevekkl art! Siz parma nz kprdatmayn, susun ve bekleyin! Allah kerim! Devle Baba, Toprak Ana! Ohhh! Bekleyin, bekleyin, daha ok beklers niz! Anlyorsunuz deil mi? Bekleyin siz de... Bu kez de benul uyanmam bekleyiverin... N'olacak naslsa asrlardr bekliyor hep birlikte!" Soluk solua kalmt. Durdu, sonra kendi kendine konuuyormu gibi fsldad: "Bir uyanabilsem, ah bir uyanabilsem u Allahn cezas uykudan ... Hemen imdi uyanabilsem... Hepimiz kurtulacaz bu karabasandan. Hepimiz... Siz, ben ve bu kbusun iindeki btn karakterler..." Sonra yal kadna dnd: "Anlyorsunuz deil mi?" diye azarlad. Hibir ey anlamam ama acyarak bakan gzlerle karlat. "Anlyorsanz neden yle

bakyorsunuz bana? Haa?" fkeyle kadnn stne doru eildi ama kadn pek de korkmu grnmyordu. "Vah evladm vaahh! Olanlar olmu sana ocuum!" diyerek dizlerini dvmeye, dudaklarn hzl hzl kmldatp, duyulmayan bir sesle dualar okuyup, flemeye balad. O srada hemen arkasndan gelen ocuk sesini duyan Tuna, srtna dayal sert bir cismin varln ayrmsad. "Ana, bu asker kafay yemi be!" Dnp baknca, siyah dik sal, bakmsz, on yalarnda cin gibi esmer bir olan ocuu grd Tuna. "Eller yukar! Yakarm ha!.." diye panik iinde bard ocuk. ocuun elinde bir tabanca vard ve oyuncak deildi. "Tamam tamam, sakin ol! izgi filmi izlemiyoruz burada tamam m? Robokop'luk falan taslama sakn! Brak o silah, imdi yaralanrsn falan da... Bir de bama sen kma Allah akna yahu! Ryada bile olsa silahlar sevmiyorum ben... Hadi brak o tabancay kk!" "Kes sesini asker! Ben kk deilim tamam m! Bu tabanca rya deildir, ii doludur. Yr bakalm imdi!" Can sklarak yzn buruturdu Tuna. "Yeniden balyoruz desene..." "ok konuma, brak tfeini yere ve ieriye yr... Sallanma, hi acmam, yakarm ha!" Tfeinin omuzuna asl olduunu da o zaman ayrmsad Tuna. kartp, yere brakt ve neredeyse karanlk avludan geerek eve girdi. "ok film izliyor olmalsn. Ve tabii iddet filmleri... Televizyon Anadolu'ya baka eyler de getirdi mi acaba?" KAM u 209 "ok konuma asker, yr!" "Tamam, biliyorum. Hi acmaz, yakarsn ha!" Kk bir antrede postallarn kartt ve kilimle kapl bir oda-ya girdi. ocuk arkasnda, ii dolu gerek bir tabancay zerine evirmi onu izliyordu. "Ge u sedire otur bakalm!" "Dur olum, dur can Ali'm. Brak o zavall askeri. Grmyon mu akl umu, baka ellere gitmi garibin..." diyerek arkalarndan yetiti yal kadn. "Gel asker, gel uzan bakiim u sedire. Allah hepimizi tezelden kurtaracak inallah! Sen Allah'n birliine inancn sakn kaybetme olum, gel hele, sole uzan evladm..." Tuna kadnn sesindeki efkati avu avu srnd yaralarnn stne. Uysalca sz dinledi. iekli basmadan frfrl bir entari giymi olan sedire uzand ve hemen kendinden geti. Uyandnda kendini hl ayn evde, ayn sedirde yatarken buldu. stelik ortalk hl lotu. "Allah kahretsin!" diye bard. "Anaa, deli asker uyand, beddua ediyo!.." Yer sofras kurulmu, sofrann ortasndaki krmz teflon bir tencereden mis gibi kokan buharlar yaylyordu. "Hl yer sofrasnda yemek yiyorlar. Anadolu kyls hl masaya ykselemedi desene!.." diye homurdand yatt yerden dorulup. O zaman l bir k yayan, zeri el ilemesi bir rtyle kapatlm gaz lambasn grd. "Hl elektrik gelmemi ky kald m Trkiye'de? Neredeyim ben?" diye bard can sklarak. "Anaa deli asker nerede olduunu da bilmiyo!" Elinde alminyum kak ve zerinde buharlar tten gzleme ekmeiyle yal kadn girdi odaya. "Meraklanma olum, iyi insanlarn arasndasn. Bizden ktlk gelmez sana," diyerek yer sofrasnn bana bada kurup, oturdu. "Ama neredeyim ben? Ad ne bu kasabann, hangi corafyasna der dnyann? Gzlm nerde benim?" "Gel asker olum, gel bi lokma gesin boazndan. Bak bi deri, bi kemik kalmsn. Biraz yiyesin ki, glenesin hele. Glenince bulursun yerini, yurdunu, ynn, corafyan... an'lar saol-sun nce... Al gzln

burada, uyurken rahatsz etmesin diye aldm, camlarn da temizledim, iyi gresin diye..." "yi grmek mi?" diye alayc kk bir kahkaha att Tuna. "Dalga m geiyorsunuz? yi grmeyeyim diye eksik mercek, yani cam taktrtt gzlme..." "Kimdir o densiz yle?" diye kzd kadn. "Kim olacak, bilinaltn tabii... Bilinaltn, yani bu kbusu dzenleyen ey... Benim beynimin bir paras..." diyerek gzln takt. Kadn ok zlerek oturduu yerde iki yana salland, dizlerini dvd. "Vah can evladm vah! Bu sava neler etmitir hepimize bole... Vah ocuum vah!.." "Uzadka uzuyor aclar, korkular, daha da byyor fke ve nefret... Tabii sonuta iddet iyice ahlanyor..." diye homurdand Tuna. "Hemi de okumu yazm bir insanmsn besbelli... Bu dediklerinin bazsn anlamam, etmem amma azn iyi laf yapar... Vah evladm vah!.. Gel otur uraya, biraz orba i. Gel olum... Sen sakn inancn kaybetme ocuum, bitecek bu kt gnler, bitecek yce yaradann izniyle yaknda..." Ayaa kalknca ba dnd Tuna'nn, sendeledi nce. Sonra yer sofrasnn bana kverdi. Fakat rahat etmedi. Yer sofrasnda oturmann bir yolu olmalyd. Bakt. Kadn bada kurmutu. O da denedi ama kuaklar boyu masada yemek yemee alm bacaklar bu ii baarmakta pek usta deildi. "Annemin slalesi de yerde mi yemek yiyordu acaba?" "Buyur?" diye sordu kadn. "Yok bi ey... Kendi kendime konuurum ben..." "Geecek can evladm, inallah ifa bulacaksn..." Ali de gelip oturdu. Gzleme ekmeinden kopartp yemee balad. Ekmein scak kokusu abucak yayld odaya. Bada kurmu bir bedenin ortasnda skm olan midesini doldurmakta fiziksel sknt ekse de alk galip geldi ve ortadaki ayn tenceden alakak yenen ev yapmas tarhana orbasna neredeyse saldrd. "Kusura kalma, evde fazla erzak kalmad, artk Allah ne verdiyse..." "Elinize salk, ok lezzetli olmu. Uzun zamandr sulu ev yemei yememitim." "Afiyet olsun! ifa niyetine can evladm!" dedi kadn sevecen bir sesle. "Anaa..." diye bard ocuk ierden. Dondu kald Tuna. nk ocuk yannda orba iiyordu. "Ana, bu asker inliyo be! Galiba kendine geliyo, ko kz ana!.." "Musa m?" diye heyecanla yerinden frlad Tuna. Onu oktan unutmutu oysa. Yandaki odaya geince nce kk Ali'ye ikiz karde kadar benzeyen bir baka olan ocuyla karlat. Onun da elinde tabanca vard ve siyah perdeyle smsk rtlm pencerenin nnde nbet tutuyordu. Bu ocuk Ali'den iki beden kkt, yedi-sekiz yalarnda olmalyd. Belki daha bykt ama gzl net grmesine yetmedii iin bu kadarn kartabiliyordu. Sonra Musa'y grd. Geni bir karyolada yar plak yatyordu Musa ve bir bacann yars yoktu! zerinde kan lekeleri olan beyaz bir arafla balanmt eksik bacann dizi. Yar baygn, inliyordu. "Ne yaptnz Musa'ya?" diye bard Tuna. "Nerede Musa'nn baca? Katiller, kasaplar, canavarlar! Nasl kestiniz adamn bacan?" Sonra kendi elini iddetle srarak alamaya balad. "Tanrm bu ikence niye? Neden bu kbusun devam etmesine izin veriyorsun? Neden insanlar birbirlerine kar bu kadar zalim olabiliyorlar?" Yal kadn kolundan tutup, yattrmak istedi Tuna'y. Ama bu hareketi hi beklenmedik sert bir tepkiye yol at. Bu kez de iddetli bir fke krizine kapld Tuna, kadnn stne yryp, ldrm gibi barmaya balad. "Hangi hakla, hangi yetkiyle? Kimsiniz siz? Operatr doktor mu, yarg m, Tanr m? Ne sanyorsunuz kendinizi ha! Kendi ocuunuza yapar mydnz bu cellatl ha? Yant istiyorum!.. Btn sorularma yant istiyorum! Adalet istiyorum! Allann cezalar, bktm hepinizden, anladnz m? Bktm!.." Tabancasn Tuna'ya doru kaldrm Ali'nin iki beden kk

kardei annesini korumak iin rpnyordu. Oysa kadn pek etkilenmi grnmyordu. "Dur olum dellenme gene... Aliii, ko olum su getir asker abine, kouver Alim!" Kadn son derece sakin ve olaya hkim grnyor, Tuna'y yattracana kesinlikle inanyordu. Ufak tefek cssesinden hi beklenmedik bir kuvvetle Tuna'y kolundan ekip, zorla oturttu sedire, Ali'nin getirdii sert ve lezzetsiz suyu adeta aktt boazna. Gzln ekip ald yznden ve hl sinirden titreyen gen askeri iri kyl ellerine avu avu doldurduu kolonyayla ykad, ovalad. Doum kontrol tanmam rahminin can katt kimbi-lir ka ocuu bytm, yllarca topra okam, toprakla savam ellerinden yaylan ifa duygusu kendini annesiz bir ocuk kadar aresiz hisseden Tuna'y artarak yattrd. Kolonyann keskin alkol gzlerini yaknca kendine geldi Tuna. Kolonyadan yaylan limon kokusu ona birini anmsatt. "Nesim!" diye inledi. "Ah Nesim! Neredesin Nesim? Hani dnyay gzelletireceine inandmz felsefeler, hani yeni, cesur, uygar dnya? Seni susturdular, beni de ben olmaktan kartyorlar Nesim! Ben yok oluyorum Nesim!.. Nesim... Uyuturuyorlar beni... Duyarsz, alm, tepkisiz biri olana dek bu kbusu srdrecekler... Nesim!" "zlme can olum!" dedi yal kadn. "Her gecenin bir sabah vardr. Kul skmadka hzr yetimez!" Sonra, Tuna'nn yanma oturup, srtn svazlayarak bir ilahi okumaya balad. Yunus Emre miydi? Sesi ne kadar yank, ne yattrcyd ... Sonra sustu ve sessizce dua okumaya balad. Aslnda dudaklarn hzl hzl kprdarak bir eyler fsldyordu. Szckleri duymak olanakszd. Fakat yzndeki huzur dolu ifadeden ve bedeninin st ksmnda ancak dikkatle baknca hissedilecek mistik bir dans ritminden onun dua okuduunu dnyordu Tuna. Babaannesi Mride Hanm'n, dedesi Muharrem Usta'nn onu btn tehlikelerden koruyacana inanarak okuduklar dualar anmsad. Gvenceli ve mutlu ocukluk gnleri... Zorda kalnca hep snlan hep o liman deil midir? Tabii eer yle bir ocukluk ansnz olduysa... Ona uzun gelen bir sre byle kaldlar. Tuna yatmt. Kendini biraz nceki kadar aresiz hissetmediini ayrmsad. Dnp, alc gzyle kadna bakt ilk kez. Kadn, hi de sand kadar yal deildi. Bakmsz, yorgun ve her yan kat kat giysilerle rtl olduu iin insanda yal bir kadn imgesi yaratyordu. Es-. mer tenli, ela gzl, tombuldu. Kaln kalar biraz inceltilse, bana yle lafn gelii ilitirdii iek baskl tlbent rtden frlam dank, beyaz salar taranp, boyansa, biraz kilo verip, bir kadn kyafeti giyse, en fazla krk be yalarnda grneceine karar verdi Tuna. "Hadi bilemedin krk sekiz!" Yalnzca "ana" kimliinin iine skm, aslnda gl, kuvvetli, soukkanl, akll bir kadn olmalyd. Evde iki olundan baka kimse olmadna gre, Musa'nn bacan o kesmiti. "Dedemin 'Osmanl Kadn', babaannemin 'Trk Kadn' dedii 'Anadolu Kadn' tiplemesi bu olmal," diye dnd. Birden ne dndnn bilincine vard. "Sen mi kestin Musa'nn bacan?" diye hayretle yerinden frlad. "Benim herif askerdeyken baladm kesmeye..." dedi kadn kaderini kabullenmi bir sesle. "Tavuk, horoz derken koyun bile keser oldum. Baktm aslan gibi asker, oo senin arkadan gitti gidiyo... o bacaktan hayr kalmam ona... daladm bizim koyun ban, ya Allah, ya Bismillah, ya Ali, La ilahe lllalah, ite kesiverdim. Zati rm, parampara dalmt bacak..." Az bir kar ak, bir bilim kurgu hikyesi dinler gibi hayretle ona bakan Tuna'y sevindirmek iin ekledi, "Meraklanma ha!.. Bacan baheye gmdm, usulne uygundur..." "Bu kadar gerekten ok fazla..." diye fsldad Tuna. "inanlmaz bir hayal gc... Bilinaltn benim kendi hayal gcm ayor, baa kamyorum artk..." diye hayretle ekledi.

"Ammaaa, alev alev yanar garibim... Atei dmezse, dayanamaz bu can Mehmetik... Ben kulun elinden geleni yaptm, gerisi Allann emridir!" Sustu. Yine dudaklarn hzl hzl kprdatarak dualar okudu, fledi. "Kimbilir anas nerededir, ne dualar eder evlad iin... Ah, aahh, gz ksn bu savan da onu kartanlarn da... ila felan kald m ki de iirelim garip askere... Arsa dinsin, atei dsn diye..." "antam nerde? antam bulun bana!" diye heyecanla atld Tuna. "antam verin bana! ila var antamda!" Sesi sevinten titriyordu. "Aliii, getir bakiim asker abinin antasn... bi kou hadi aslan Ali'm!" Ali neredeyse boyuna eit srt antasn glkle srkleyerek getirip, Tuna'nn nne brakt. Sonra tabancasn kaldrp, "Bi oyun edersen, hi acmam ha!" dedi. "Biliyorum Ali, hi acmaz, yakarsn!" antasndan Meric'in brakt antibiyotik ve ar kesicileri kartt. "Belki kurtarabiliriz onu! Belki lmez Musa!" diye sevinle ortaya konutu. "Bunun bir kbus olduunu kantlamas iin onun yaamas art!" Alev alev yanan Musa'y kadnn yardmyla dorultup, bir ekstra gl antibiyotik, iki tane de ar kesici yutturmaya alt. Kendinde olmayan birine bir ey yutturmann ne kadar g olabileceini hi dnmemiti daha nce. Bir sre Musa'yla boumas gerekti. Yutmann bir refleks olduunu sanp durmutu yllarca, oysa yutkunma va yutma ayr ilemlerdi... Sonunda ilalar suda ezip, eriten kadn onlar kak kak yutturmay baard Musa'ya. Musa'nn azndan akan sularla hem yatak, hem de stleri srlsklam olmutu. "Allah senden raz olsun can evladm! Bir can kurtarmak ne sevaptr bilirsin? Allah; 'ldrmeyin!' diye buyurmutur. Yani, 'yaatn!' demitir. Bak bu dnya senin gibi an'larn yzsuyuna hl batmamtr! Evvel Allah sizlerin sayesinde kurtulup, huzura kavuacaktr memleketimiz inallah!.." Sonra yine gzlerini yumup, dudaklarn hzl hzl kmldatarak dualar okumaya, bedenini huu iinde saa sola sallamaya balad. Tuna onlara belli etmeden antasndan beyaz, elips eklindeki kk bir ta kartt, okayarak cebine koydu. Sonra br odaya dnp, orbann kalan ksmn imeye heves etmiti ki, Ali'nin kk kardeinin oktan orbay silip sprdn grd. ocukla gzgze geldiklerinde onun biraz utandn hissetti. Rahat-216 latmak iin kocaman glmsedi ocua. Uzun zamandr glm-semeyen insanlarn ene kaslar, unuttuklar bu hareket srasnda gerilirler. Tuna'nn ene kaslar gerildi, ard. "Adn ne senin?" diye sordu sevecen bir sesle. "Ltf!" dedi ocuk azndaki son lokmay inerken. Ltf'nn ne kadar kk olduunu dnd Tuna. Kendini onun yalarndayken, Kuzguncuk'ta hatrlamaya alt sonra. Ne mutlu, ne gzel bir ocukluktu onunkisi... Ada, Ara, air Day, dedesi, annesi, Cihan Teyze... ocukluk yaamnn ilk karakterleri, kiiliinin oluumundaki asl izgiler... Oysa bu ocuklarn sevgiyle anacaklar, bunaldklarnda snacaklar bir ocukluklar bile olmayacakt... Ltf yer sofrasnn rtsne azn sildi. "Yarabbi kr," diyerek kalkt ve simsiyah perdelerle kapatlm pencere kenarnda nbet tutan Ali'nin yanna gitti, iki karde, hi konumadan nbet devredip, devraldlar. Ali sedire yatp, abucak derin bir ocuk uykusuna dald. Tabancasn yastk olarak kulland minderin altna saklamt. Onun ryasnda neler grebileceini az ok tahmin edebileceini dnd Tuna. Ban kaldrnca tam sedirin stnde asl resmi ve saz grd. Resim Hazreti Ali'nindi, yanndaki saz ssl elii bir bala duvardaki iviye aslmt. O srada kadn sofray topluyordu ki, st katta bir grlt koptu. Sanki iri bir cisim yere dmt. Sonra ayak sesleri duyuldu. Daha sedire yeni oturmu Tuna yerinden frlad: "Tfeimi verin, abuk tfeimi getirin bana!.." diye bard. Sonra durdu, ksa bir sre dondu kald. "Tanrm bu ben miyim?" diye zntyle sordu. "Kendimi korumak iin silaha m gereksiniyorum ben de?" "Onu sakladk!" dedi, "oh olsun ite!" der gibi srtt kk Ltf.

"Korkma kediler falandr," dedi sonra st kat iaret ederek. "He yaa, korkma can olum, kediler felandr!" diye geitirdi kadn da. Grltyle uyanan Ali, hibir ey olmam gibi br yana dnp, yeniden uyudu. "st katta bir ey saklyorlar. Bu evde biri, belki birileri saklanyor," diye dnd Tuna. "Madem yle, ben de oyunu kurallarna gre oynarm..." diye mrldand. Islak niformasn dzeltti, boazn temizledi, omuzlarn geri atp, kaym gzln burnunun stne doru iteledi. "Silahlanma dngs, isava dinamiinin bir parasdr!" dedi ders anlatt sesi bularak. Ana-oul ararak birbirlerine baktlar. "nce herkes silahlanr, satanlar da, alanlar da honuttur. Hatta resmi politikalarla tevik edilir bu alveri!" Ltf tabanca tutmayan elini havaya kaldrp, havada evirerek deli iareti yapt. Eli minicikti. Yznde afacan bir srtma vard. imdi tam yan gsteriyordu. "i sava zerine gzel kitaplar yazan Hans Enzensberger adl bir adam byle diyor," dedi sakin bir sesle Tuna. Bu karabasanda kendisine biilen roln "rya delisi" olduunu biliyordu artk. "Benim adm Tuna. retmenim, istanbulluyum. Boazii'nin bir ky olan Kuzguncuk'ta dodum ve bydm. Sizin adnz ne?" Kadn aniden "normal" bir insan gibi konuan Tuna'nn kendisine "siz" diye hitap etmesini farkna varm olacak, karlatklarndan beri ilk kez kendine gvenini yitirdi, eli ayana dolat. Yalnzca "ana" kimliine skm varl aniden anonimlikten km, kiisellemiti ve o bu konuda tamamen donanmsz, yapayalnzd. "Bizim admz Hatice'dir," dedi utanarak. "Memnun oldum Hatice Hanm. Kusura bakmayn, iinde bulunduumuz koullar nedeniyle kendimi ancak tantabildim... Acaba ok lks kamazsa, bir kahve, yle bol kpkl orta ekerli bir Trk kahvesi olsa diyecektim. Bilmem ok ey mi istemi olurum?" Bu kez de "hanm" olarak hitap edilmi olmann tedirginliiy-le kadn bartsn dzeltti, eteinin altndaki alvarna eki dzen verdi. "Lks falan olur mu, bamz ste yeri vardr misafirin can retmen Bey olum, ama u savan gz ksn kahve bulunmaz oldu..." 218 Birden kadnn gznde deli bir askerden, konuk bir ret-men snfna atladn aynmsad Tuna. "Dur hele!" dedi kadn gzleri parlayarak, "Nohut kahvesi ya-pvereyim sana..." "Nohut kahvesi mi?" diye yzn buruturdu Tuna. < , Kadn gld. Alt enesinde altn dileri vard. c, "Ruhun bile duymaz a retmen Bey!" "Bunlar sahte kahve tccar falan m?" diye dnd Tuna. st dantelli bir rtyle rtld iin televizyon olduunu ancak imdi fark ettii kocaman kutunun durduu komidinin ka pan at ve iinden bir kavanoz kartt. Kavanozun iinde sarn bir toz vard ki, Tuna'ya annesinin k gecelerinde havanda dvp, toz ekerle kartrd leblebi tozunu artverdi aniden. Hani Ada'nn dadsnn da onlara zenip, yapt ama toz eker yerine pudra ekeri kulland iin ayn trth lezzeti asla tuttu-ramad mistik tadl leblebi tozu... Hatice Hanm'n biraz sonra iinde kpkl kahve bulunan kilim desenli Smerbank fincanyla getirip sunduu ey son derece kahveye benziyordu. Ama en nemli albenisi doutan eksikti. O insan batan kartan, zevkten ldrtan ve katld ortam aniden keyif renklerine boyayan dnyann en gzel kokularndan birini: kahve kokusunu tamyordu. Beensin diye gznn iine bakarak bekleyen kadn incitmeye yrei elvermedi. "Eline salk Hatice Hanm. Ne niyetine iersen o oluyormu demek ki..." dedi. "He ya... N'apcan ite can..." diye iini ekti kadn. "Afiyet eker olsun, anann ak st gibi helal olsun iyi yrekli evladm, inallah bu sava bittiinde artk can yavuklunu da alr gelirsin de sahici kahvemi ier, elimi persin. Hatice Teyze'ni unutmazsn can asker olum." "Bu kbus bittiinde... Ada'yla buralar dolamak..." diye mrldand Tuna.

Birden yerinden frlad Tuna. antasmdaki ilalarn hepsini kartp sedirin stne brakt. Tela iindeydi. "Benim gitmem lazm Hatice Hanm! Bunlar alt saatte bir Musa'ya iirin. Etsuyu falan imesi gerek onun, ok kan kaybetmi olmal. Bak bu vitamin haplarnda demir vardr, aln bunlar da iirin ona... Ben hemen gitmek zorundaym!" "Dur olum, dur hele! Tam dzeldin felan sandmd... gene dellenme gzn seveyim can evladm!" "Bu kbusun bir k noktas, bilinaltrnn bir zayf taraf olmal! Mutlaka olmal! Bunu benden daha iyi kim bilebilir ha? Hi kimse! kmalym bu labirentin iinden, hemen... Gidip Ada'y bulmalym. Gazeteler onu katil ilan ettiler... Duymusunuzdur oktan! PaparaZziler peindedir Ada'nn oktan... Ah onu mutlaka bulmalym!.." "Dediklerini anlamam ama br asker iyilemeden seni bi yere komam asker, bilesin!" diye serte kt kadn. "Ama bu ok uzun srebilir ve benim beklemeye tahammlm kalmad artk! Kuzguncuk'a dnmem gerek, orada bana gereksinen insanlar var!" Ac ac gld kadn. Yine altn dileri ortaya kt. i "Burada da sana ihtiya vardr retmen." Ban yarm yamalak rtt siyah iek baskl yemeniyi dzeltmek iin at. Uzun sarg yapt atkuyruuyla birlikte krlam salar tamamen ortaya kt. Usul usul, hi acele etmeden yeniden balad ban. Artk Tuna'y haneden biri saydn anlatmak istemiti bylece. Yani evin erkei ve sorumluluklar olan yesi... "Artk sen de renmelisin retmen Bey olum! Beklemeyi, sabrla ve hi kara kuyulara dmeden beklemeyi renmelisin. Hepimiz gibi... Sen de..." "Kimseyi arayamadm..." diyerek kollar yanna dt Tu-na'nn. "Nerede ve ne zamandr uyuyorum kimbilir? Merak etmilerdir beni. Ada, Meri, air Day... Ve tabii annem... Annem bir acy daha kaldramaz artk!.." Derin bir i geirdi kadn. "Analar," dedi, rzgrdan, yamurdan, gneten ve topraktan sz edercesine doal, "Analar, Allahn yaratt en gl candr cihanda. Her mahlukun anas o mahluklarn en kuvvetlisidir! Yce Allah'n kanunu budur. Bouna cennet analarn ayann altnda durmaz ya!" 219 Aniden gzlerinden szlen yalar, bakmszlktan kurumu cildinin stne yamur gibi yamaya balamt. "En byk ac evlat acsdr, Allah dmanma bile vermesin! Amma ne yaparsn... Kalan tek evladn bile olsa yaar, kol kanat gerersin ona..." Ksk ksk hkrarak alad kadn bir sre, sonra burnunu ekerek konutu yeniden, "Bakalarnn evladn kendi ocuu gibi korumayandan Allah raz gelmez, bizim inancmzda olum... 'Huzuruma kul hakkyla gelmeyin' der, Tanr." Ne yapacan bilemeden dikilip kald Tuna. Alayan birisi karsnda kesinlikle yufka yrekli olmak dnda baka hibir seenei yoktu. "Ka tane olu ld kimbir?" diye ii titreyerek dnd. "Kal burda asker can olum. Kal, sana gerek vardr bu hanede. Arkadan iyileirse onu da alp gidersin, lrse, baheye, brlerinin yanna gmersin." "l gmmek mi? brlerinin yanna m? Aman Tanrm, nedir bu bama gelenler? Neden herkesinki gibi ryalar grmyorum ben de ?.." diye haykrarak sedire kt Tuna. Musa yerine hi tanmad bir baka yaral askeri bu eve getirmi olsayd da yine ayn sorumluluu duyacak myd? insan daha nce hi tanmad kiilere kar da yaam sorumluluu tar myd? Tamal myd? Tayorsa bu edinilmi, renilmi yani uygarlam insan davran myd? Yoksa bazlar bu sorumluluk duygusu genlerine kodlanm olarak m doarlard? "Allah kahretsin, ben adam olmam!" diye bard. "Kendi icat ettiim, tamamen kendi bilinaltmn senaryosu olan ryalarmda bile yine yufka yrekli, yine sorumluluk tayan ve bakalarn kendimden ok dnen, ayn hyarn tekiyim! Allah cezam versin benim! Verdi... verdi ite! Daha ne cezas kald ki..." "Sus can olum, Allahn gcne gider, kt sz etme kendine yle. Nedir senin derdin ocuum? Kara sevda m ekersin? Sevdiine mi kavuamadn? Niye byle yer

bitirirsin kendini? Neden huzur bulmaz altn kalbin evladm?" Tuna onu duymuyordu bile. "imdi ekip gitsem, belki bitecek bu kbus. Belki kurtulacam bu lanet olas karabasandan... Yalnz ben deil, sizler de benim kbusuma skp kalan sizler de kurtulacaksnz... Anlyor musun Hatice Hanm?" Ban "nafile" anlamna iki yana sallad kadn zntyle. "Ama ben ne yapyorum? Ha? Ben ne yapyorum? ekip gideceim yerde, burada kalp Musa'nn iyilemesini bekliyorum! Biliyor musun Hatice Hanm, Ara asla byle yapmazd! Asla! Ara ne yapp, edip bu kbustan oktan kurtulmutu imdiye dek. Hem kendini, hem de Ada'y kurtarm olurdu oktan. Ara ne zaman ekip gitmesi gerektiini ok iyi bilerek doan insanlardan oldu daima! Amacna giden yolda asla yufka yrekli olmazd o! nk onun ad Aras'tr ve insanlar onun gibilere hayran olurlar hep!" Eline byk gelen tabancasyla pencerenin dibinde nbet tutan Ltf, Tuna'ya bakarak "deli" iareti yapyor, Hatice Hanm zgn gzlerle bakarak, dualar okuyup, flyordu. "Grdnz, tanksnz ite! Dlerimde bile Ara gibi gl olamyorum ben! Dlerimde bile yufka yrekli, sorumlu ve romantiim! Dlerimde bile kendimim!" "Bu kadar kendini yeme can Mehmetik olum. Can dayanmaz bu senin kendine ettiin ikenceye be evladm!" "Anlyorsunuz imdi deil mi?" diye mrldand Tuna. "Sen de anlyor musun Ltf?" Kk Ltf hnzrca gld. "Dlerimde bile..." Dilerini skt Tuna. Derin nefes ald. ok yorulmutu. Usulca sedire uzand ve gzlerini yumdu. Uykuya kat Tuna. '223. ARA NEREYE? "Sevgili kardeim, ne zaman bir sal yapacaz kendimize ve yelken aacaz gkyznden aaya?" Ingeborg Bachmann Ben geldiimde o da brleri gibi bizim evde yayordu; tpk annem, babam ve tpk dedeni gibi. Ben geldiimde Ara da bizim evde yayordu. Aileye en son katlan bendim ve brlerinin varln doal bir miras gibi hi dnmeden kabul etmitim. Beni sevmelerini, beni koruyup, beslemelerini doal olarak beklediim gibi... ocuktum ve ocuklar sahip olduklar eylerin nasl kazanldn hi bilmezler. ocukluk byle yaand zaman gzeldir! Ara da onlardan biriydi. Vard ve hep olacakt. Onsuz yaamann nasl bir ey olduunu bilmiyordum, aklmn ucuna bile getirmemitim. Neden getirecektim ki? Benden nce gelmiti, oradayd. Salamd, gvenilirdi, akllyd. Beni sever, beni korurdu. Aabeyimdi, aabeyim olarak da kalacakt. Ama yle olmad. Ara bir gn gitti. ylece anszn, hi haber vermeden ve bizi yokluuna hi hazrlamadan ... Ara bir gn ekip gitti. Temelli gitti. Gidii de kendi efsanesine uygundu. Tam kahramanlara zg biimde ayrld Ara. Yakkl, gen ve cesur! Zeki, yetenekli ve baarl! Yine yapacam yapm, giderken de bir kahraman olmay baarmt aabeyim. Oysa gitmek isteyen Ada, kalmak isteyen Aras't. Ve aslnda temelli gidecek olann Ara olduuna dair hibir iaret yoktu. O yaz bir snav hengmesiyle geti Ara iin. Liseyi okul birincisi olarak bitirmiti. Karate ve yzmede liseler aras dereceler yapm, satranta blge ampiyonu olmutu. Deniz Kuvvetle-ri'nin askeri renci snavlarm kazanm, niversite snavlarna girmi, sonular bekliyordu. niversite snavlarnda ilk tercihi T gemi mhendisliiydi. Aras'n baka tercihi yoktu. SYM sonularn beklerken bo duracak deildi ya ?.. Amerika'da gemi inaat mhendisliiyle nl Michigan niversitesi'nin mhendislik renci dernei'ne yazyor, denizcilik, sava gemileri teknolojisi, navigasyon konusunda ne bulursa

smrrcesine okuyor, gzlerinden ve ellerinden taan zeksn nerelere ynlendire'ceini bazan aryordu. Ve tabii Ada... Ada'yla daha sk ve daha uzun ortadan kaybolmaya balamlard. Ada tamamen Aras'a hayran, Ara Ada'nn hayranln kaybetmemek iin her eyi yapmaya hazr grnyordu. Ak bu muydu, bilmiyordum? Ama ikisinin de aslnda birbirlerinden ok kendilerini sevdiklerini ocuksu bir igdyle en bandan beri seziyordum. Aras'n Ada'y, benim sevdiim gibi sevmi olduuna hibir zaman inanmadm. Ara, zor beenen ve zor elde edilen bir kzn ilgisini ve hayranln seviyordu. Ada ise kendisi gibi zeki ve ho bir kzn hayranln kazanabilmi yetenekli, gzpek ve feci yakkl bir delikanlnn ilgisiyle sarhotu. Onlar, egosu ok gelimi insanlarn hep bana geldii gibi z-aklarnn yansmasn ak sanyorlard. Daha sonra reneceim gibi, eitler arasndaki ak da buydu zaten. Oysa ben Ada'y, Ada olduu iin ve olduu gibi seviyordum. Birini sevmenin onun en berbat yanlarn, hatta bazen insan kahreden en boktan zelliklerini bile kabul edebilmek olduunu bilerek domu biriyim ben! Baka bir deyile egosu gelimemi, o salaklardan biri! Oyunu doutan kaybetmilerden biri! Her neyse... yle ya da byle, insan karakterini yaamaktan kaamaz ki... Bu yzden ben Ada'y hl byle severim. Annem ve babama gelince, onlar artk Aras'la eskisi gibi yksek sesli bir gurur duymuyorlard. Baar da alkanla dnebilir! Ara, elini att her eyde naslsa baarl oluyordu. Satran 22J: ampiyonasna giriyorsa, zaten derece alacak, yzme yarlarna katlyorsa naslsa bir madalyayla eve dnecekti. Hibir byk ba-224 sarya imza atamam olan benim btnlemeye kalmadan snf-""*""m gemem evde bayram havas yaratrken, aabeyimin bir haftada yapt gemi maketlerinin yksek fiyata alc buluyor olmas, artk solunan hava denli doal karlanyordu. "Ingitere'de yaplan iki Nordenfelt denizaltsm satn alan Osmanllar onlara ne ad vermiler, bil bakalm?" "Aman Ara, Osmanllar zamannda denizalt m vard da yani..." "Maallah Ada hanm, bu yata bu cehalet! Denizalt fikri Leonardo zamanndan beri biliniyor efendim! Ne eder bakalm? Drt , yz elli falanca yl yani... Sonra 1899'da Narval var ki, elbette iki t tekneyle donatlm ve ok nc bir denizaltyd..." "Tamam Ara tamam pes! Ay iim ekildi vallahi! Ben teknik ayrnt istemiyorum, neymi Osmanl'nn ilk denizaltsnn ad onu syle sen." "Daha nce unu hatrlatmalym ki, periskopun icadndan sonra denizalt asl kimliine kavumu ve Birinci Dnya Sava srasnda askeri amala kullanlmaya balanmtr." "Ara vallahi mahsus yapyorsun sen! Beni ldrtacaksn di mi? Ya sylesene u denizaltnn adn, atlatrsn insan sen!" "Paralar birletirilmek zere istanbul'a yollanan denizaltlar-; dan yalnzca bir tanesi tamamland. Bunun takma ad Balina idi ama asl adlar..." "Tamam Ara, artk sormuyorum ve seni bu ikence zevkinden mahrum brakyorum!" "Dur gitme, tamam sylyorum. Ada dursana be! Bak, ilk Osmanl denizaltlarnn adlar Abdlmecit ve Abdlhamit idi!" Tembelliiyle tannan bir lise rencisine bir smestir yksek cretle fizik dersi verdikten sonra, ocuk sekiz alarak btnleme snavn vermi, ailesi pahal armaanlar ve minnet dolu szcklerle gelip mahalleyi ayaa kaldrmt. Annemler yzlerinde m- tevaz bir glmseyi, mutlu olduklarn belirtmekle yetinmilerdi. Onun ad Aras't ve ad imdiden imza deerindeydi. Buna karlk on be yama girmeye iki ay kalmken - hem annemin, hem de Ada'nn henz on drt yanda olduum konusunda benimle iddialat srada, bana hl ocuk muamelesi yaplyor oluu zellikle Ada'nn yannda beni olduka utandryordu. Belki geleneksel anlamda annemleri gururlandracak bir "er- 225 kek ocuk" profili izmiyordum ama geleneksel erkek profili de byk kentlerden hareketle

deimeye balamt zaten. Bebek arabas sren kapc babalar ve k olmaktan utanmayan "top-lumcu-gereki sert erkek" prototipler bugnk kadar ok olmasa da benim ergenlik dnemimde belirmeye balamt istanbul'da. Evet edebiyata, kitaplara ve ayrntlara duyduum ar ilgi, geleneksel erkek ocuu iin ok sk rastlanan zellikler deildi. iir okumaya baylyor, gizlice iir yazyordum. Bir gn iirlerimi air Doan Gkay'a gsterebilme cesaretine kavuacam dlyordum. Bisiklete binmek dnda spora ilgim yoktu. Bisiklet de spor deil, bir oyundu benim gzmde. Annemin benden ikyeti olduunu hi hissetmedim. Salkl bir ocuktum, kzlara ilgi duyuyordum bu, aabeyimin sevdii kz bile olsa, erkekliim konusunda aileme ipucu verdii iin ho grlyordu. Ve bir de okumaya meraklydm. Bunlar anneme yetiyordu. Bana hi sylemese de, annemin ilk erkek ocuktan sonra zlemini ektii kz evladn yerine beni koyup, yle sevdiinden kukulandm itiraf etmeliyim. Belki de u dnyann en ileli ak, "evlat sevgisi" dedikleri eyi bilmediim iin, annelerin ocuklarn yeteneksiz, baarsz olduklar halde bile sevebilme yetisini alglamaktan acizim ve annemin gnahn alyorum. Bilmiyorum! Hl bilemiyorum. Sonuta ben "Bir Ara Projesi"nden ok farkl bir evlattm ailem iin. Belki de bu anlattklarmn tm benim kuruntularmdr, kimbilir... Belki, tpk Franz'n babas Hermann Kafka gibi benim babam (ve annem de) bende ok miktarda bulunmadna inandklar baz nemli zellikler nedeniyle benden byk beklentiler iinde olmamlardr. Kuruntulu oluumu kime ektiim konusuysa aydnlanmam yzlece genetik harita blgelerimden biri olarak durur kiisel DNA arivimde. Aras'n prl prl parlayan gelecei, neon klarla aydnlanm bir kuzey Amerika kentinin geni caddesi gibi grnyordu bana. KAM 15 Onun istediklerini baaraca konusunda hi kimsenin kukusu yoktu. Baar, istediklerini gerekletirme yolunda elde edildii 226 zaman nern kazanr. Aras'a bakp, istedii gibi baarl ("ak gi-* bi badem ekeri" diyordu annem) bir deniz subay mhendis olacan grebiliyorduk. Ada ile Aras'n gelecekleri konusunda kii dnda kayglanan yoktu. Bunlardan biri Ada'nn annesi, br kk daysy-d. Kzn ok iyi tanyan Pervin Gkay, onun subay kocasnn sk sk tayin olaca farkl sahil kasabalarnda sosyal faaliyetlere katlp, ocuk bytecek bir e olmak hayaliyle yetimediinin ayr-mndayd. Ada, kllarn altndan gelinliiyle geip, iinden gvercinler frlayacak alt katl dn pastasn dleyen bir kz ocuu olmamt hi. Byle dlerle byyen kzn Meri olduunu sonradan renecektim. Pervin Gkay, kznn Aras'a olan ilgisini daima sempatiyle karlam, Aras'n daha alt bir sosyal snftan geliyor olmasn kesinlikle nemsememiti. Bundan hepimiz emindik. nk kendi kocas da byleydi. Pervin Gkay snf derdinde olmayacak kadar kendine gvenen, kltrl ve gerek bir insandr. Onu rahatsz eden Aras'n planlad gelecein Ada iin ok dar ve boucu olabilecei endiesiydi. air Doan Gkay ise, Ada'nn zgr ve dikkafal karakterini kendi karakteri kadar iyi tandndan olacak, daha farkl endieler tayordu. Ona gre, Ara btn olumlu zelliklerine karn geleneksel anlamda tutucu bir erkek profili iziyor ve bu nedenle bamsz ruhlu, modern bir kadn uzun sre sevip, yaantsn onunla paylama yeteneini doutan eksikleniyordu. ; Belki beni hl ocuk saydklarndan, belki de o sralar anlamadm baka bir nedenle iki karde ben kkn salonundan bir eyler almak iin baheden ieriye girdiim srada konumalarn kesmeden tartmay srdryorlard. Bu konumalar Aras'n li-eyi bitirmesiyle balamt ve bir ocukluk aknn sevimli hikyelerine atlan yetikin kahkahalar yerini artk ciddi konumalarn endieli tonlarna brakmt. Ada ve Aras'n gelecei konusunda endielenen nc kir bendim. Benimkisi daha ok kiiseldi. O ikisi yaantmdan knca ben ne yapacaktm, falan trnden tipik Tuna kuruntular... Bu kii dnda herkes bir peri masalnn peine taklm gi-,1

diyordu. Koyu bir romantik olan Sreyya Mercan, "balkz" Kumral Ada'smn dnnde yapaca konumann metnini yazmaya balamt bile. Ondan hi aa kalmayan annem de en byk eseri olan byk olunun mrveti kadar, dnr ailenin Trk Sinemas'nn byk yldzlar olacann sevinciyle ba dnm, uuyordu. Meri sessizdi ama bu evliliin gereklemesini drt gzle beklediinden emindim. Meri sessizce bekliyordu. Babama gelince... Babam zntleri gibi sevinlerini de ifade etmeyi bilmiyor, renmek iin de hi aba sarfetmiyordu. Babam alyor, uyuyor, gazete okuyor, yemek yiyor ve televizyon izliyordu. Bunlarn dnda yapt baka bir ey varsa annem biliyor olmalyd ama annemin beden dilini okumaya alnca bundan da kukulanyordum. Babama m, yoksa anneme mi acyacama uzun yllar karar veremedim... O yaz, aslnda son ocukluk yazmzd. Artk niversiteli olacak Ara bundan byle aramza sk sk katlamayacakt. Gelecek yaz niversite sras Ada'ya, bir sonraki yl Meric'e ve sonunda da bana gelecek, ocukluk kaps arkamzda tmden kapanacakt. O yazn hayatmzda nemli bir yer tutacan tahmin ediyordum ama hepimizin hayatn tmden deitireceini hi beklemiyordum. Kimse beklemiyordu! O yllarda Sreyya Mercan'n "Balk Osman" filmlerinin artk diziye dnen yurtd blmleri ekiliyordu. Film ekimleri iin sk sk yurtdna giden aktre bazen kars ve kz da elik ediyordu. Kuzguncuk'a dnlerinde bize uzak, mistik, egzotik armlar yapan Msr, Fas gibi lkelerden armaanlar ve fotoraflar getiriyorlard. Trk Sinemas'nn can ekitii son yllard. Popler tiplemesi "Balk Osman"la sanat yaamnn ikinci baharn srdren Sreyya Mercan'n aksine Pervin Gkay ilk meslei tiyatroya dnmt. Bulvar tiyatrolarnn tekliflerini kabul etse, adnn dolduraca koltuklarla o da kendi kesesini doldurabilirdi. Ama o cep tiyatrolarnda ehov oynamay tercih ediyor, bir yandan da Brkan'la ortak olduu tekstil atlyesini iletiyordu. Scakt. O gn... Aras'n gittii gn scakt. Bahe scak olduu iin kkn serin salonundaydk. Sreyya Mercan Atina'dan film ekiminden yeni dnmt. Bize Yunanllar'la nasl anlatn anlatyordu. 227 "Yunan mutfann Trk mutfandan tek fark bizim yemek eitlerimizin yalnzca yirmide birine sahip olmalar! Onun dn-228 da her ey ayn azizim! ahane bir lezzet! Uzo'lan bizim raknn 7 ekerli kardei yahu!.. Hah hah ha!.." Doan Gkay berjer koltua oturmu bir film izler gibi enitesini izliyor, gerekli bulduu yerlerde onun szn keserek, daha biraz nce ve tesadfen renmi mtevazyla Osmanl-Yunan ilikilerine dair tarihi notlar dyordu. Brkan'la, Pervin Gkay salonun br ucundaki on iki kiilik yemek masasnn stne serdikleri paftalarda yeni giysi modellerini konuuyorlard. Meri bir kede su iler gibi gitar alyor, Ada telefon banda Aras'n aramasn bekliyor, ben de Ada'nn banda, onun endielenmesini engellemeye alyordum. Cihan Teyze sk sk salona gelip, ya taze, souk limonata, ya da evde yaplm dondurma servisi yapyordu. Bir ara Meri yanma gelip, kulama bir eyler fsldad. Anlamadm. "Bi dakka gelsene, ltfen..." diyerek elimden ekitirmeye balad. Ali Sami Yen'de oynanan Galatasaray mana giden Ara kta Ada'ya telefon edeceini sylemi ama hl aramamt. Ada huzursuzdu, onu brakp Meri'le ilgilenmek istemiyordum. "Mzmzlk edeceime ben de gitseydim," diye homurdanyor-du Ada. Birlikte futbol malarna gittikleri olmutu ama bu ok sk yaptklar kolektif bir faaliyet saylmazd. "Gelsene Tuna, bi ey syliyeceim sana." Ada'y brakmak istemediimden Meri'le gidemiyordum. O srada Cihan Teyze korkudan gzleri fal ta gibi alm olarak salona koarak girdi. "Gayrettepe taraflarnda anaristler bomba patlatmlar!.. Ha-mmefendiciim, Aras'n gittii ma oralarda mdr, Allah korusun!" Bir anda hepimiz donduk. En abuk toparlanan air Doan Gkay oldu.

"Haberleri mi dinledin Cihan Dad? Tam olarak ne zaman, nerede patlam bomba?" diyerek yerinden kalkt. Ada sapsar kesilmiti, hemen bir kolumla omuzunu tuttum. "Abime bi ey olmaz, korkma!" dedim korkarak. Sreyya Mercan anaristlere kfrederek televizyonu at, Pervin Gkay ana bir gdyle kzn yattrmaya kotu. Ben annemi dnyordum. Doan Gkay nce Milliyet Gazetesi'ne telefon edip, bilgi edinmeye alt. Sonra Cumhuriyet ve Hrriyet'i arad. "Geldi, bakn orada!" diye sevinle baran Meri hepimizi artt. Baknca bahe duvarnn zerinden atlayarak kke doru gelmekte olan Aras' grdk. Ara yayordu. Aabeyime bir ey olmamt. Derin bir "ohh!" ekildi. "Verilmi sadakas varm!" dedi Cihan Teyze gzleri dolu dolu. "Allah sevdiklerine balad aslan damadm!" diye en abartl tiyatral sesiyle cotu Sreyya Mercan. Grd ar ilgiden hi holanmayan Aras'n patlamadan haberi bile yoktu. Ada'ya telefon edebilmek iin arkadalarndan ayrlm, telefonlarn bandaki uzun kuyruklar grnce bir belediye otobsne atlayp doruca skdar'a gelmiti. skdar'dan Kuzguncuk'a koarak varmt, soluk soluayd. "Arkadalarn da evlerine salimen vard m acaba?" diye sordu Pervin Gkay. "Bakkal Musa'yla, frncnn olu Sefer... imdi gider bakarm gelmiler mi, diye." Ada, sanki biraz nce zntden sararan kendisi deilmi gibi sakin, man sonucunu soruyordu Aras'a. "Bi dakka gelsene Tuna, sana bi ey syliycem!" Bu defa Meric'i dinlemek iin vaktim vard. Naslsa artk Ada'nn bana gereksinimi kalmamt. Naslsa Ara yanndayd... "Annem tamamen iyileti Tuna. Hastaneden taburcu oluyor haftaya," diye sevinle fsldad Meri beni salondan kartrken. Meric'in annesi nce depresyon, sonra da alkolizm tedavisi grm, fakat bu tedaviler bitip bitip, yeniden balamt yllarca. Merih adnda eski bir THY hostesi olduundan baka bir ey bilmiyordum annesi hakknda. Bir kez de bana bir fotoraf gstermiti Meri. Fotorafta ok gzel bir kadnla, bana o zaman yal grnen dank sal bir adam yanyana oturmulard. Kadnn kucanda sapsarsn bir bebek vard. 229 . . "Annem, nihayet babamn ona dnmeyeceini kabul etti. iyi1| eiyor bu kez!" dedi. , Pek inanmamtm ama onu krmak istemedim. "ok sevindim," dedim kibarca. "Hastaneden knca benimle oturmak istiyor, ama ben Kuzguncuk'tan ayrlmak istemiyorum." "Ama annenin sana ihtiyac var, onunla yaamalsn bence." "Evet ama... Kuzguncuk'ta yaamazsam seni gremem ki..." dedi ban eip, parmaklarn kopartacak gibi hzla ekitirerek. "Zaten yatl okuyorsun Meri. Hafta sonlar gelirsin kke yine... Annene yardm etmelisin!" Bunlar Meri'ten kurtulmak iin mi, yoksa yufka yrekliliimden mi sylediimi bilmiyordum. "Heyy, gene ne dolaplar dnyor burda?" diyerek tepemize dikilen Ada, oktan her zamanki yaramaz, ok bilmi duygu durumuna dnmt. "Konuuyorduk," dedi Meri. "Hadi boverin konumay, kp biraz dolaalm sahilde. Yaz bitiyor, bu akamlar bulamayz bir daha... Bak gelip alamayn y sonra bana ha! Tamam m? O. K. Let's go folks!" "Ben yrmek istemiyorum, siz gidin," dedi Meri krgn bir sesle. "Aman Meri be, canlan biraz! Hadi nazlanma!" diyerek onu daha da kapatt Ada. Artk Meri birka gn bu oku yaard. "Gelmiyor musunuz, hl?" diyerek Ara da yanmzda belirdi. "Abi anneme haber verseydin, haberleri duyduysa merak eder seni imdi." ]

"Dert etme birader! Buraya gelmeden slk aldm bizim evin nnde." !; Aras'n kendine zg alt notluk bir sl vard. Bu slk artk btn mahallede tannr olmutu ve arkadalar arasnda zel mesajlar tard. Annem ocukluundan beri hep o sl dinleye-rek abimin nerede olduunu takip etmitir. jj "Haa Tuna, yolda bizim Rozita'nn Nesim'ine rastladm. Sana i ok selam var. Boazii niversitesi, sosyal bilimler ilk tercihiy- ''* mis... 'Bir gn bulualm, Muharrem dedeyi analm,' dedi. Unutmadan syliyeyim," dedi Ara. "Hadii Atacan brothers, yolda konuursunuz. Let's move biraderler! Annee biz sole bi tur atyoruz! ismet Baba'nn oralardayz. Yemee yetiiriz. Bizde yeriz di mi ocuklar? Tamam tamam, hadi frlayalm artk bu olgun insanlar evinden!.." Akam olmak zereydi. Daha hava kararmamt ama renkler usul usul solmaya, gne batma hazrlklarna balamt. Meri bir keye saklanm, bizimle gelmeyi yine stesinden gelemeyecei bir i olarak grm olmalyd. Ara ve Ada onun iin fazla zorluydu, bense onlarn yrngesinde dnyordum. mz yola ktk. Hava serinlemiti. Mahallede hemen herkes Ada ile Aras'a artk "szl" gzyle baktndan onlar hi ekinmeden elele geziyor, aklarn tehir etme dneminin tadn kartyorlard. Benim varlmsa onlarn birlikteliini resmiletirip, ahlki bir boyut katyordu. Sama sapan fkralar anlatp glyorduk. Neden sonra kendimizi Fethi Paa korusunda bulduk. Aalarn altna oturup, biraz daha konutuk. Ara geen yl okulda bir olann sra gznde bulduklar Playboy dergisinden sz ediyordu. Playboy'daki plak kadn resimlerine bakarken mdr muavini ieri girip hepsine temiz bir sopa ekmi ama giderken Playboy'u alp, zenle antasna saklamt. Aabeyim kahkalarla anlatyordu bu olay. Ada'ya gre de bu ok komik olmalyd ki, o da glyordu. Elele, dizdize oturmu kahkahalarn paylayorlard. Kalkp biraz yrmek geldi iimden. Ellerimi babamn diktii kadife pantolonumun ceplerine soktum, omuzlarm ekip, uzaklatm. Gittiimi fark etmediler bile. Geri dndmde orada deildiler. Seslendim, yant yoktu. Hava kararm ve serinlemiti. rktm birden. Beni brakp gitmezlerdi. Ho eve yakndk ama benimkisi kaybolmak rpertisi deildi zaten. Benimkisi, yalnzlk rpertisiydi! Koruya daldm ve artk yava yava dklmeye balayan yapraklar ezerek yrdm. Biraz sonra yumuak mrltlar duydum, iyice kulak kesilince tandm. Hemen oradaydlar ve seviiyorlard. Olduum yere ktm. Ne yapacam bilemeden kaldm. Koup kamak istiyordum ama yapamyordum. Birden Ada'nn plak bedeninin Aras'n plak bedenine dokunduunu, birbirlerinin kulaklarn ptklerini ve dillerini birbirlerinin aznda dolatrdklarn dndm. Belki de aabeyim Ada'nn gslerini elliyor, boynunu kokluyor, srtn okuyor, dizlerini pyor, ayaklarn sryordu ve belki de... Yok, yok o kadarn yapmazlar artk, diye kendimi rahatlatmaya altm. nk sonra Ada gebe kalrd ve... Aman Tanrm o zaman ben Ada'nn bebeinin amcas olurdum! tnsan ac ektii durumu ya dzeltmeli, ya da oradan ayrlmaldr. Ben ikisini de yapamadan ac ekiyordum. Tpk Meri gibiydim. Sevdiim kiinin de beni sevmesini iddetle arzu ediyor, ama kendimi ona lyk bulmuyordum. Ve sevdiim kiinin benden daha ok sevdii baka birisi vard! Bu yzden, aabeyimle kendi dsel sevgilim seviirken yan-balarnda ta kesilmi oturuyordum. Birden meye ve iddetli titremeye baladm. Hava o kadar souk deildi ama ben Artik Dairesi'nde plak kalm gibi titriyordum. Dilerim birbirine vuruyor, akla ziyan bir ekilde tamamen titriyordum. Beni duymazlar umuduyla dndmde karanlkta parlayan bir ift kedi gz grdm, inanlmaz bir sahneydi. O karanlkta Ada beni grmt, gzleri insan gznden ok vahi kedi gz gibi yanyordu. stn ban ekitirip, giyinmeye alarak yanma geldi, bana sarld. "iyi misin Mavi Tuna?" diye sordu. O srada homurdanarak Ara belirdi yanmzda. O da giyinmeye alyordu. "Bunun atei var galiba," dedi Ada endieyle bana bakarak. "Aman be Tuna, biraz dayankl ol be! Erkek adam olacaksn!" diye sitem etti Ara. Onun istedii gibi bir erkek karde olmadm biliyordum zaten. "Hadi eve dnelim, Tuna hastalanmasn," diye steledi Ada.

"Bak kk birader, ivi iviyi sker! Gel seninle u ilerden denize atlayp biraz yzelim, hi bi eyin kalmaz, ta gibi olursun!" "Eve dnelim!" dedim titreyerek. "Bu havada yzlr m a-bi?" "St kuzusu olma be olum, kzlar kuvvetli erkek severler, di mi Ada?" "Amaan Ara, brak imdi..." "Ben imdi surdan denize atlarsam houna gitmez mi?.. H?"| diye srtt Ara. Yrmeye baladk, ben hl titriyordum, Ada benim koluma girmiti. Paa Liman'na inmitik. "Ben buradan denize balklama atlar, yzer gelirim!" dedi Ara yeniden. Sesinde kafa tutan, meydan okuyan bir ton vard ki, meydan zaten tamamen onundu... Hi anlamyordum. Zaten o Allahn cezas titreme krizinden tr kendimde saylmazdm. "Sen yaparsn Arascm!" dedi gururla Ada. Aniden soyunmaya balad Ara. Tirtn bana verdi, lastik ayakkablarn, mehur "converse"leri iplerinden birbirine balayp, Ada'nn omuzuna ast. "Abi atlama!" diye bardm. Ara, Ada'nn yanandan bir makas ald. Ada cilveyle glmsedi ve abim denize doru kotu. Kr uuu balklama atlad. "TAK!" diye bir ses duyduk. O kadar! Baka hibir ey duymadk. TAK!.. Sert bir cismin baka bir sert cisme serte arpma sesi. Hepsi o kadar! Bir daha Ara olmad! Ara atlad ve bitti. "abucak gitmi!" dedi doktor Aret. "Ac ekmeden." Ardndan, Ada iin "oka girmi" dediler ve onu hastaneye kaldrdlar. On sekiz yanda hi ac ekmeden gitmiti Ara. Ada gnlerce hastanede kald. Elimde Aras'n tirtyle kalmtm. Annem hi alamad. nce tiz uzun lklar att, sonra kendini dvmeye balad. Ona engel olmak iin iri yar erkek yetersiz kalnca, doktor yattrc ine yapt. O zaman yavalayan annem, o gne dek hi duymadm bir dilde atlar yakmaya balad. Annemin Grc olan anneannemden Grcce rendiini hibirimiz bilmiyorduk. Annemin bana komu kadnlar dolutu. Ada'nn anne ve babas hastanede kzlarnn yannda gecelediler. Babam o gnden sonra hi konumad. Babam tamamen sustu ve o gece salar tamamen aard. Elimde Aras'n tirt ortada kalmtm. I Ada hastaneden ktktan sonra da aylarca kke kapatt kendini. Onu uzun, ok uzun sre gremedim. Biraz babamn yannda oturdum. O gzlerini halnn zerinde bir noktaya dikmi yle oturuyordu. Yatak odasnda komu kadnlar annemin banda nbet tutuyor, mutfakta helva piiriyor-lard. Kapmz akt, mahalledeki herkes eve girip, kyor, yemek getiriyor, fsldaarak konuuyorlard. Darda polis arabalar vard. Aratryor, soruturuyorlard: Aras'n intihar ya da cinayet sonucu mu... Ada ertesi yl okulu brakt. Her ey kt bir film gibiydi. Ya da bir karabasand. Ya film bitecek, klar yanacakt, ya da uyanacaktm. Ar ekim bir film karakteri gibi evremde hareket eden insanlar izliyordum. Sersemle-mitim. Uyumutum. Hareket eden benim bedenimdi de iinde ben yoktum aslnda. Ben bedenimden soyunmu, bir gzlemci olarak dolayordum ortalkta... Elimden Aras'n bana teslim ettii tirt brakmadan Aras'la paylatmz odamza gittim. alma masasnn zerindeki kitaplar elledim. "Submarine Boats" yazann ak brakmt. Ma-ket gemilerine dokundum. Defterlerini kartrdm. Bekledim. Bekledim ki, arkamdan gelecek ve omuzuma gl bir yumruk atp, "Hey birader, iir okumaktan vazgeip, mekanikle mi ilgileniyorsun?" desin diye... "Bakasnn acsn asla anlayamazsn!" demiti air Doan Gkay.

Omuzuma bir el dokunduunda sevinle dndm. Meri hkrarak boynuma sarld, gzel kokan ban omuzuma gmp, hkra hkra alamaya balad. Oh be! Nihayet birisi alyordu. Ben de ona sarldm ve alamaya baladm. iimdeki ac gzya olup aktka rahatladm, biraz kendime geldim. Ama Meri hl hngr hngr alyordu. Sanki Ara benim deil de aslnda onun abisiydi... Yzn sildim, limon kolonyasyla ellerine masaj yaptm. Burnunu silmesi iin bir rulo tuvalet kd getirdim. Biraz sonra ylece, giysilerimizle Aras'n yatana uzanp, birbirimize sarlarak uykuya katk. Buna uyku denmezdi. Ksa aralklarla kendimizden geiyorduk, o kadar. Sk sk Meric'in hkrklaryla uyanyordum. Sarlp, yanandan pyordum yatsn diye, daha da fazla alyordu o zaman. Meri ne iin alyordu? Ara gittikten sonra yalnz kalan Ada nedeniyle beni tmden kaybedeceine mi? Meri kendi geleceine mi alyordu, abimin gidiine mi? Islak burnunu gsme dayayp, mis gibi kokarak Meri, neden alyordu, hl bilemem. O gece Kuzguncuk uyumad. O gece Aras'la birlikte benim de bir param gitmi, tmden yok olmutu. O gece hepimiz bir eyler yitirmitik. Geleceimizden bir para, umutlarmz ve neemizden kocaman bir para. O geceden sonra hibir ey bir daha eskisi kadar gzel olmad. Hibir ey! Ah Ara, ah byle nereye ?.. Bir hafta sonra SYM sonular geldi. Ara birinci ve tek tercihini kazanmt. 235 GEC MUCZELER "Kendine bir hoa bak; lemin zsn sen; varlklarn gzbebei olan insansn sen." eyh Galip "Yaayacak kadar gl deil, lmek de istemiyor!" dedi Tuna zgn bir sesle. "Sabredeceksin can olum. Sabrsz adam ya kendi ban yer, ya da maskara olur!" "Daha ne sabr kald ki Hatice Hanm? Sabrede sabrede sabr tana dndm... Btn yaamm sabrla beklemekle geti... Baksana bu evde de tam gndr bekliyorum ite..." Gzleme ekmei yiyip, ekersiz ay iiyorlard. Ne gzlemenin iine koyup durum yapacak peynir, reel, bal, ne de ay iin eker kalmt. "Be gndr," diye dzeltti kadn. "Son iki gndr baygn dtn evladm. Nece yorgun dmsen le kana kana uyudun ... Ben de hii ses etmedim, canlar huzura kavusun diye..." "Be gn m?" diye dalga geti Tuna. "Yok artk devenin nal! 'Bunun naslsa akl kaym,' diyerek sen beni iletmeye baladn Hatice Hanm, di mi? Ah Tanrm sen benim aklm koru!" "Haa! Niye le eyler etcekmiim ki..: Ama bak, 'Allahm sen aklm koru,' dedin ya, imcik akll bir kelam ettin can retmen Bey! Senin akln, cssenden fazla bym, yiyip durur onu... Bir deri bir kemik uncaz adama o kadar akl ok geliyo tabii, didiip dururlar... Olan sana olur be evladm! Yeme kendini bole, biraz da oluruna brak ileri. Sonunda naslsa Allahn dedii olur!" "Bakyorum bu karabasann havasna girip, sen de brleri gibi konumaya baladn Hatice Hanm, ha ?.." "Tvbe estafurullah, tvbe tvbe!" "Yani ben bu eve geleli tam be gn be gece oldu ve krk sekiz saattir de burada byle uyudum, bunu mu sylyorsun sen imdi" "Hi le olur mu can evladm! A kor muyum seni ben? Azna orba, su felan akttk, sonacma, Ali'm koluna girdi, arada bir hacetini yaptrmaya gtrd. Hi hatrlamaz msn?" "Hatrlasam sormazdm di mi?" diye emkirdi Tuna. "le ok saykladn, yle boutun ki... ryalarnda bile hu-zursunsun sen olum. Seni okutmak m lazmdr, nedir? Byye, cinlere falan inanmak yoktur bizim inancmzda, amma nedir bu hallerin? Bilemem ki?" "Ryalarmda bile huzursuz olduum ok doru, nk u anda benim bir ryamn iindeyiz!"

"Tvbe tvbe... Yapma can evladm, seni sevenleri, sevdiklerini dn... Karn m, yavuklun mu neyse ne, u ad Ada mdr, Adalet midir, onun hatnna toparlan asker olum..." "Ada benim karm deil!" diye yeniden tersledi kadn Tuna. "Benim stme vazife deildir amma... sen o kza pek d-knsndr..." "Evet, yleyimdir!" diye yerinden kalkp, sinirli tikler yapmaya, volta atmaya alt Tuna. Ama ani kalkla birlikte ba dnd ve duvara yasland. Gzlerini ondan karan kadn dualar okuyup, fledi. Sonra kalkp ay bardaklarn toplad. Mutfaa giderek yalnz brakt onu. Neden sonra yan odadan seslendi, "Davran bakiim retmen olum, gel can arkadana yardm et hele!.." Kadnn krk sekiz saat olarak iddia ettii uykusundan uyanal beri birka kez bunu yapmlard. Tuna, Musa'y koltuk altlarnda tutup, dorultuyor, srtna yastk dayyor, kadn da bebek besler gibi ona kak kak orba iiriyordu. "Yaayacak kadar gl deil, lmek de istemiyor..." diye yineledi Tuna. oklukla olumlu yant veriyordu Musa. Atei dmt ama bir trl bilinci yerine gelmiyordu ve rengi sapsaryd. Bazan gzlerini ayor, Tuna'ya bakp yarm yamalak glmsyordu. Bu 238 glmsemenin kendisi iin olduundan kukuluydu Tuna. orba iirme ilemi srasnda Musa'nn aznn kenarndan akan damlalar yataa ve stndeki fanilaya dklyordu. Yaz scann da etkisiyle olacak ev ekimi orba, idrar ve hasta insan kokuyor, fakat Tuna dnda brleri bundan rahatsz olmu grnmyorlard. Sanki kadn ve ocuklar btn yaamlar boyunca bu koullar altnda yaamlar gibi durumu kabullenmi, hatta kanksamlard. Tuna'ya gre, onlarn yaamnn yalnzca ana elementi vard: korku iinde yaamak, ellerindekiyle yetinmek ve beklemek! Kendini belli etmek, farkllklarn gstermek ve daha fazlasn, daha iyisini istemek henz bu topraklarda yasak ve gnaht... Ve tabii en nemlisi: beklemek! Artk ne iin ve neyi beklediklerini unutarak bekliyorlard... Korkusuz, zgr ve bolluk iinde bir yaama kavusalar ne yapacaklarn aracak kadar uzun zamandr bekliyorlard... "Korkuyu ve sorgusuz beklemeyi gen kodlarndan silmemi insan topluluu geliemez Hatice Hanm!" dedi Tuna aniden. "Kendine gvenmeyi renmemi hangi insan retebilir? Ha?" "Brak gene sylenmeyi de imdi sen beni dinle hele," dedi kadn, Tuna'nn sylediklerine hi armam grnerek. "Bak bu Musa arkadan benim evladm saylr ama bana namahrem dt iin altn sen temizleyeceksin... yemek yemee balad ya artk..." Yatan Musa'nn belden aasna gelecek ksm bir muamba rtyle kaplanmt, i kalksa da, kussa da Musa'nn tuvalet temizlii Tuna'ya kalmt. Bu srada gzlerini baka yne evirip bekleyen kadnn daha sonra araflar ykamak gibi iin daha da zor ksmn stlendiini fark ettiinde, onun cesaretine ve zverisine bir kez daha hayran oldu Tuna. Evlerine geldii filanca gndr bu kadnn kocasna ve br ocuklarna ne olduunu merak ediyor ama sormaya da ekiniyordu. O srada bir mzik sesi duyduunu sand. Sanki birisi saz alp, yank sesle trk sylyordu. "Ne iyi olurdu... Mzik olsun da her eidine razym..." di-| ye dnd ve duyduunu sand sesi unutmaya alt. Fakat mzik sesini duymaya devam ediyordu. Musa'nn altr temiz araf ve muamba sermekte olan kadna dnd, heyecanla sordu; "Sen de duyuyor musun Hatice Hanm? Birisi trk sylyor yukarda, ha?" Kadn ilk defa fkelendi, ok fkelendi. Kalarn atp, barmaya balad; "Ne trks, ne mzii? Hii bi ey duymam ben! Yetti artk deliliklerin senin ama!" Kadndan byle sert bir tepki greceini hi beklemeyen Tuna ard. Mzik alenen devam ediyordu, ses ok netti ve bu bir kadn sesiydi. "Ama ben duyuyorum!" diye sevinle tekrarlad Tuna. Koarcasna teki odaya geti, "Bak, yok ite! Burada, tam burada, duvarda asl duran saz yok yerinde. Yukarda birisi saz alp ark, trk her neyse ite, bir eyler sylyor!"

Ali uyuyor, kk Ltf nbet tutuyordu. "Saz-maz yok! Kim alacak ki... Geldiler sana yine, uydurursun!!!" diye azarlad kadn onu. Ellerini beline dayam, kalarn atmt. Keye skm kedi fkesindeydi. "Ama yukarda biri var!" diyerek frlad Tuna. Ahap merdivenleri ikier-er zplayarak trmand, st kata kt. Kadn ldrm gibi bararak arkasndan geliyordu. "Dur diyom sana, dur rz dman... Yoktur kimse dur, dur bana ta desi!.. Bak evimizde ylan m besledik yoksa, dur tahtaya gelesice dur!" st kata knca karsndaki bulduu ilk kapy at ve korku iinde ta gibi donmu kalm bir gen kzla burun buruna geldi Tuna. Kz, en fazla on yedi yalarndayd. Uzun siyah salar omuzlarndan aa sarkmt. Doallk, tazelik ve safln bylesi gzel resmedildii bir resim az bulunurdu. "Rnesans resimlerindeki sarn melek resimleri Dou Akdeniz'de yaplm olsayd bu kz izeceklerdi" diye bir dnce imek gibi geti aklndan. Duyduu ve belki de tank olduu iddet hikyelerinin ayn anda yzlerce bask yapmas kzn gzlerinde uurum renkli bir korku yaratmt. Daha nce kendisinden korkmu hibir kadna rastlamayan Tuna feci zld. Tam kz rahatlatacak szckleri ararken, kz zld ve alayarak, titremeye balad. 240 O srada fkeli vahi bir hayvan gibi ieri giren kadn, gen kzn nne geip, gsn kza siper etti. Soluk solua kalmt, gzlerinden ate fkryordu. O anda artk her eyi gze ald besbelliydi. "Canm almadan kzma el sremezsin! Ceylanma el sr-\durtmem, bilmi ol canavar!" Tehdit ve korku duygularnn annenin bedeninden kza, kzdan anneye getiini elektrik dalgalar gibi net grebiliyordu Tuna. Tehdit kan krmzs, korku ac sar renkteydi. Her iletiimde bu iki duygu daha da byyerek yaylyor, odann iindeki btn br duygular ve renkleri ezerek yok ediyordu. Sonunda her yan tehdit ve korkuyla dolmaya, soluk alacak hava azalmaya balad. Kan krmzs ve ac sar renkler yayldka nce gzler, sonra sinir sistemleri rahatsz olmaya, saldrganlk domaya hazrlanyordu. O sakin, hogrl, kalender ve gl kadn gitmi, yerine her an Tuna'y tavuk, inek ve/ya Musa'nn baca gibi kesebilecek fkeli ve vahi bir bakas gelmiti. "inanlmaz bir ey bu... ok zgnm... gerekten ok..." diye geveledi Tuna kahrolarak. "Ben yalnzca mzik dinlemek istemitim..." Sonra arkasn dnp, dm omuzlar ve kederli admlary-' , la, sylenerek merdivenlerden inmeye balad.. "Tanrm!.." diye inledi, "Nasl ldrdk biz hep birlikte? Nerede yitirdik saduyumuzu? Neden srekli korkuyoruz... birbirimizden ve Tanrdan ?.." "Eller yukar asker!" Ali uyanm, Tuna'nn tfeini Tuna'ya evirerek karsna dikilmiti. Korku ve heyecandan tir tir titriyerek Tuna'nn ellerini ' kaldrmasn bekliyordu. Kk Ltf de korku ve merakla onlar izliyordu. Bu srada Tuna'y asl artan Ali'nin ocuk kollarnn yle ar bir makineli tfei tayabiliyor olmasyd. "Ablama dokunan ilerim! Tamam m asker? Nallar diker-, sin bak, hi karmam ha! G bende!.." Ellerini kaldrp, Ali'ye teslim oldu Tuna. zntden lebilir-di. "Ben yalnzca mzik dinlemek istemitim..." dedi. Azndan dklen btn harfler ac siyaht. Grlen manzaray szcklerle yeniden betimlemek, grme duyusunun tek bana baa kamayaca bir gle kaydettirir resimleri hafzaya. Ve Tuna bunu yine yapt... "iddet filmleriyle byyen ekstra X kuandansn sen. Ve zaten senin kuann kzlderilileri sevip, kovboylara bozulan eski kuaklarla hibir ilikisi yok... Oysa imdi sen okulda bilgisayarlarla eitim alyor ya da arkadalarnla oynuyor olmalydn..." "Ne diyon sen ya?.. Manyak msn nesin, tbe tbe..." Aabeyinin szleriyle enlenen kk Ltf bir elini havada evirerek deli iareti yapyor ve "deli deli kulaklar kpeli" diyerek tekerleme sylyordu. "Demem o ki Ali," diye sze balad Tuna.

Sonra vazgeti. "Bover, zaten btn bunlar bir karabasan..." O srada elinde uzun bir urganla aaya inen Hatice Hanm, Tuna'y bir sandalyeye oturtup, balamaya balad. Tuna hi kar koymadan kendini elleri ve ayaklarndan saldal-yaye balayan kadn ve karsnda tfekle dikilip bekleyen ocuu izliyordu. "ldrmsnz siz!" dedi sakin bir sesle. "Bana deli diyen siz, asl siz ldrmsnz... rencim yanda kk bir kza saldracam sanyor, beni byle balyorsunuz. Bu kadar korku, deliliktir!" "Anaa, bu askerin retmen olduu doru mu, yoksa onu da m kafadan atar?" "Ne bilcem Ali'm. Bakarsn bi akll uslu konuur, efendi biridir, bi bakarsn zrvalar, kendini yerlere vurur, her eyi inkr eder, sayklar durur..." Ban kaldrp seslendi sonra, "Kz geel! Artk ikisi de zararsz bunlarn!" Tekrar Ali'ye dnd, "ite bole bi saati, bi saatine denk dmeyenlere hi gvenmem ben!" dedi. "Ne retmenisin sen abi?" diye sordu Ali elindeki makineli tfei Tuna'ya dorultmu pozisyonunu bozmadan. "Edebiyat," dedi Tuna elleri ve kollarndan sandalyeye bal oturarak. "Ne demek oluyo yani?" KAM i6 "Hikye, roman, iir, tiyatro hatta masal... Szcklerin bilimi de denebilir..." 42 "Yani masal m retiyosun sen okulda?" diye ararak gld ^~ Ali. ilk kez glmt, yanaklarnda iki gamze belirdi. "Hee belli oluyo zaten!" dedi kadn artk sakinlemi olarak. Merdivenlerden ekinerek inen gen kz, imdi korkunun yerine yerleen merak dolu baklarla Tuna'y inceliyordu. "Bu ok elimsizmi..." diye fsldad annesine, "br gibi iri yar deil..." "Musa'y grm, onu tanyor," diye dnd Tuna. Kza bakarak, dosta bir sesle konutu: "Sana herhangi bir anlamda ktlk etmek aklmdan bile gemedi. Uzun zamandr, ok uzun zamandr hi mzik sesi duymadm ... yle zlemiim ki... Mzik bana insan olduumu anmsatt ... ok heyecanlandm. Bir mucizeydi sanki..." Sustu, bileklerini actmaya balayan kaln urgan emberinde kmldamaya alt. "Tpk yaam gibi..." dedi, "Yaam, kime ne zaman ve nerede gveneceimizi fsldayan saduyumuzun geici bir mucizesidir." Sustu. Boazn temizledi. "Yine de seni korkuttuum iin zr dilerim." Kz armt. "Dediydim sana, gariptir diye... Kt deil belki - bak bilmem ama ha!.. ama gariptir... Birden cellallenir, abuk subuk konuur, sonra sakinler, efendi biri olur kar. Gvenilmez byle-lerine can kzm..." Kadnn "efendice" bulaca bir eyler sylemeyi srdrrse bileklerini kesmeye balayan urgandan ve bu komik durumdan kurtulabileceini hisseden Tuna kendini zorlayarak konumaya balad. "Benim karm da ark syler, gitar alar," dedi. Fakat aklna Meric'in syledii arklardan hibiri gelmiyordu. "Senin adn ne?" diye vakit kazanmak iin sordu. "Sular," dedi kz utanarak. "Meric'in, karmn yani, sesi gzeldir. Biraz utanga bir tip olduundan ancak yalnzken ya da bir iki akraba yannda syletebilirim onu..." l "Hay Allah! Meri hangi arklar sylerdi?" diye kendine kzarak dnyordu ayn zamanda. "Beatles, Suzanne Vega ve Tracy Chapman arklar," diyecekti ki, sustu. Trke arklar bulmalyd. Sahi hi Trke ark sylemez ve dinlemezler miydi? "Yok canm..." diye mrldand, "Yeni Trk, Timur Seluk, Livaneli, Sezen Aksu arklar alar, syler mesela..." "Ben Pir Sultan sylerim... Biz trk severiz ama, senin dediklerini de bilirim," dedi gen kz utanga glmseyerek. Gnesizlikten sararm teni pastel renklerde aydnland bu kaamak glyle. "Annemin," diye hemen yakalad sz Tuna, "Annemin pek hznlenerek dinledii bir ark vardr. Hani 'hem annemi, hem babam ben kym zlerim" falan diye

bir ey... Bildiniz mi? Kuzguncuk'a gelin geldiinde ailesini ok zlermi, Meri de anneme gitarla alar bunu." "Anan istanbullu deil midir?" diye ilgilendi kadn. "Annem Idrl'dr. Ara nehri corafyasndan. Babam Kars'ta askerlik yaparken vurulmu anneme. Bana sorarsan, annem hl gzel kadndr. Biraz Grc kan da var, kara kal, kara gzl, uzun boyludur." "Anadolu kadn desene," dedi kadn kvanl bir sesle. "Ad nedir anann?" "Zbeyde." "Ad gzelmi," derken "tantmza memnun oldum" dermi gibi krtt kadn. "Bir gn tanrsan, olunu evinde besledin diye sana teekkr edecektir," dedi Tuna frsat yakalamken. "Yok canm, kim olsa yapar," dedi kadn ve sonra utanarak ban edi urganla smsk balad Zbeyde Hanm'n olunu grmemek iin. Kadnn yumuamas bitmeden atld Tuna, "Ya Hatice Hanm ya, ne zaman zeceksin u ellerimi be? Bak kollarm, ayaklarm uyutu ya! Srtm da aryor. Hem ben sana ne ktlk ettim ki, baladn beni byle?" "Hadi anaa, z bu askeri! Kt birine benzemiyo baksana..." "Sus kz! Sen ne anlarsn erkek milletinden? Hepsi birdir bunlarn! Akllar fikirleri hep et derdindedir!" "Et mi?" diyerek yzn buruturdu Tuna, ii kalkmt. Kendini kasap vitrinine aslm i etleri seyreder gibi hissetti. 244 "Anann bana yemin edersen..." dedi kadn kararsz bir ses-""""'*le, "Anann bana yemin edersen kzma dokunmayacam di-ye..." "Anaa kosana kz! Bu yaral askere bi eyler oluyo kzz!" diye yandaki odadan canhra haykran kk Ltf'nn sesiyle irkil-diler. Tuna dnda hepsi koarak Musa'nn yatt odaya kotular. "Kz su getir!" diye bard kadn telala. "Dur evladm, dur can olum..." diyordu sk sk. "Kosana abla! Ver o ieyi bana. Tut ucunu, sk tut, ek imdi" "Ne oluyor orada? Nesi var Musa'nn?" diye bard Tuna. Kimse onu duymad. "Konuanza be!.. Gelin zn beni! zn beni diyorum!" diye bard. "Sakn brakma, ok sk tut!" diye bard kadn. . "Ne yapyorsunuz arkadama? Neresini kesiyorsunuz adamn imdi? abuk zn beni barbarlar!" diye brd Tuna. Sesi vahi bir hayvan l gibiydi. Kendi sesini duysa ok arrd. Duymad. Birden sesler kesildi, derin bir sessizlik kaplad evi. "imdi ne oldu? ld m Musa? Konuanza be!" t yoktu. "zn beni, bu kbustan kurtulmam lazm! Bu evden, bu kasabadan ve sizden bktm! Hepinizden kurtulmam gerek, anladnz m beni Allahn cezalar!" Sandalyeyle birlikte kendini yere att sonra. Sa kolunun zerine serte dt. Kolu rezalet acd ama o, fkeyle yerde srn-meyi srdrd. Daha dorusu kendini ve sandalyeyi srklemeye alt. Birazdan Musa'nn yatt odaya varacan dnyordu ki, kafasn sert bir eye arpt. Her ey karard. ,;' t yoktu. YENi HAYAT ' "Yeni hayat balyor. Eyvahlar olsun, bundan byle sk sk ' derde girecek basm!" Alighieri DANTE ' (Yeni Hayat) "Kahvene eker ister misin?" Ban "hayr" anlamna iki yana sallad. Trkiye'de szsz "hayr" demek iin bamz kaldrr, geriye doru bir kez sallarz. Bu srada genellikle kalarmz kaldrr ve "k" gibi bir ses kartrz. Onun ayn anlam iin ban saa sola sallayarak yapt bu iaret Batl'yd, bizde "vah vah!" anlamna gelirdi. O bunu yeni edinmiti. "Peki st ister misin?" O gzel ba yine iki yana salland: hayr! "Midene dikkat etmelisin Ada. Gnde bilmem ka yz fincan siyah, sert kahve iiyorsun... Sonra sigaray da artrmsn..." Yorgun glmsedi. O zaman hzn sald her yana. stme bulat. Elledim. Kumral renkteydi.

"ok kr sen Meric'in yerine tp okumuyorsun da..." dedi yorgun bir sesle. "Senin ukalalk alann benim canm yakmaz." Kahve fincan yeniden kafaya dikildi, kana kana iildi. "Meri naslsa ukalalk etmeyecek kadar sakin ve problemsizdir!" "Saol be!" diye homurdandm. Bir hznl glmseme daha. Ama bu kez biraz daha keyifli; beni gck etti ya!.. "Bydmzde seni air, Meric'i de senfoni orkestrasnda cellist olacak sanrdm, ben ocukken..." Dald gitti. "Ama... her ey yle deiti ki..." Oysa Meri gitar dnda baka enstrman almam ve tp doktoru olmay da kkten kafasna koymutu. Bense "sakl air" denen insanlardanm. Zaten bu topraklarda doan herkesin biraz air olduunu syler dururuz yzyllardr. O sonbahar edebiyat fakltesine kaydolacaktm. yle derin dalmt ki, elindeki kahve fincan kaym, yerdeki ahane Kayseri halsna kahve damlamaya balamt. Kalkp yanna gittim. Fincan usulca elinden alp, sehpaya koydum. Yanna oturdum, bir kolumla sarlp, salarn okadm. Ban uysalca omuzuma yaslad. ylece kaldk uzun bir sre. "Unutmak ok zor be Mabel!" diye inledi. "Unutmayacaz Ada. Unutmadan yaamay reneceiz... Baka ansmz yok. Kald ki biz..." Sessizlik... "Biz hep hatrlarz!" dedi burnunu ekerek. Duygusal btesi artk alamay kaldrmyordu. Sonra birden bana dnd, dikkatle yzme bakt. Sanki biraz nce ksack grd bir eyi yeniden bulmak istiyordu. "Ne var? Neden yle bakyorsun?" dedim. "Sen bymsn Tuna," dedi glmseyerek. Birden utandm. Aras'n gidiiyle en byk hasar gren iki kiiden biri Ada olmutu. O korkun kazann ardndan gnlerce hastanede kald, kke dndkten sonra btn k dar admn atmad, kendine hapis cezas vermiti. Annesi, babas, air days ve benim dmda kimseyle grmedi. Ona grmek denirse... Okulu brakmt, ilgilendii her ey kaplama alan dnda kalm, gzyalaryla ykanan ilgi alan ekmi, klmt. O k, elimi tutup konumadan yanmda oturularn izlemek Aras'tan sonra onu da yitirdiim duygusuyla beni terrize etmiti. Ve onu da yitirmemek iin artk yapmayacam hibir ey yoktu. Hibir ey! ilkyaz banda annesi Ada'y alp, Kuzey Amerika'ya g etmi ikinci dereceden kuzeninin yanna gtrd. Bir yl sonra Kuz-guncuk'a dndnde Ada, insan iine kmaya balamt ama melankolikti, uzakt. Benim yaramaz, hnzr, kumral klar saarak yrd yolu aydnlatan balkzm yoktu. Galiba o Aras'la birlikte gitmiti. Kuzey Amerika'dan gelen Ada'ysa neredeyse bir yabancyd. Kabul etmem gerekir ki, Ara gittikten sonra hibir ey eski lezzetine kavuamad bir daha. Hibirimiz doya doya glemedik ve yaamlarmzn gnei hep tutulmu kald. Yllarca parmaklaryla tarayarak geriye doru dank bir zgrlkte omuz bana kadar uzatt bal rengi salarm, kulak hizasnda kestirmiti. Yandan ayrlm ksa salarnn, alnna kumral glgelerle dklen gevek kahklleri onu yandan byk ve daha gizemli gsteriyordu. Kalarn inceltmi, kpe takmaya balamt. Daha ok siyah renkler giyer olmutu. Annesinin klasik Dior zevkine hi benzemeyen dar pantolonlar, izmeler, yarm kollu, dik yakal kazaklar giyiyordu. Birka yl, bir niforma gibi, yaz k, pamuklu ya da ynl, siyah, nefti, ya da bordo, hep bu modelle yaad. Boynu kapal, kollar akt... air Day bir bakta "ok avangart!" diyerek kesip att. Ne olduu umurumda deildi, Ada'y ikinci ilk grmde de bylenmitim. Ada kendini tmden deitirmeye abalam ve bunu d grnnde gerekletirmiti. Ona hi yakmayan durgun ve ciddi tavrlarna alamasam da hi deilse insan iine kyor ve glmsyor diye umutlanmtm.

nceleri yeni tanm iki gen gibiydik. Havadan sudan ve Kuzey Amerika'dan sz ediyor, Aras'n adn anmamaya, hatta A harfinden bile uzak durmaya abalyorduk. Onu biraz olsun neelendiren, hatta azck coturan tek konu fotoraflkt. Kuzey Amerika'da zel bir fotoraflk kursuna yazlm, kendini tamamen bu konuya vermiti. Sonunda hibirimizin bilmedii bir yeteneini kefetmi, aslnda fotoraf Ada'nn hayatn kurtarmt. nce zel kurs bitmi, sonra fotoraflk dergileriyle iletiim balamt. Getirdii rneklerin okluundan, yemeden imeden lgn gibi fotoraf ektii anlalyordu. Yl sonunda fotoraf yaymlanmaya deer bulunarak Kuzey Amerika ktasnn tannm bir fotoraflk dergisi tarafndan kabul edilmi, "amatrler" sayfasnda iki ayr sayda yaymlanmt. "Dnsene ektiim fotoraflardan para kazandm Mabel!" derken o kazadan beri ilk kez gzlerinde ksack sevin klar $48 yanmt. """" Pervin Gkay, kznn bir niversitede fotoraflk eitimi almasn istiyor, Ada'y bu ynde etkilemek iin ana bir abayla didiniyordu. Ama nce "u lise" bitmeliydi. Oysa air Doan Gkay, "Sanatn okulu, diplomas olmaz. Sanatnn yetenei ve alma disiplini yoksa gerisi sadece kendini aldatmaktr. Brakn, gerekten istiyorsa ve yetenei varsa o kendi eitimini tamamlar!" diyordu. Sreyya Mercan'h tek istei "bir tanecik Kumral Ada"snn yannda ve mutlu olmasyd. Kzna sarlp abartl duygusal ses tonuyla zlem iirleri okuyor, gzleri ve iki barda srekli doluyordu. Ada'nn yetenei vard. Gnlk yaamn kenarna kesine skm, her gn nnden geilir ve/ya sk sk yaanrken dikkat ekmeyen yaamn asl gzellik ve irkinliklerini grp, yakalamaya pogramlanm bilgisayar ipli gzlerle domutu sanki. Cipin ad yetenekti ve kimbilir aile aacnn hangi dallarnda programlanmt... "unlara bir daha bakabilir miyim?" diye sordum. Kanepede yanyana oturup, salarn okamak gzeldi ama zerimizi smsk rten youn yas ve keder tabakas feci boucuydu. Konuyu deitirip, onun ilgi alanna ekmek iin fotoraflk dergilerinde yaymlanan fotoraflarna yeniden bakmak istemitim. Hi direnmedi. Ar ar kalkp, sehpann zerindeki onlarca dergi arasndan aradklarn seti. (Tanrm, onun "ar ar kalkyor" olmasn izlemek ne ikence! Ada yerinden kalkmazd. O yerinden frlar ve uarak bir yerlere ulard. Arkasnda hep bir gk-' . ' , kua ve hayranlk/kskanlk duygular brakarak...) Birinci fotoraf: The Hole in Love (siyah-beyaz) Akam karanlnn kt ve kl reklamlarn parlad bir byk kent caddesi. Metro istasyonuna inen merdivenlerde tutkuyla pen gen bir ift. Kzn salar sfr numara tral, erke-inki omuzlarndan srtna sarkyor. kisi de grunge giyinmiler. Delik kot pantolonlar, yamal, dank, bakmsz kazaklar, topuklu ayakkab iine soket orap ve asker botlar. Delikanl kzn ban iri eliyle kavram, elinin stnde kanatlan alm bir kartal dvmesi var. Kz bir bacan dizinden bkerek arkaya doru kaldrm, ayakkabsnn tabannda kk bir delik. Derginin kenarna kurun kalemle Trke not dm: "Akn Boluu" mu yoksa "Delik Deik Ak" m? Yannda f:2. 8 1/15 min. yazyor. ikinci fotoraf: The Guitar Box f renkli) Fonda dev gkdelenlerin ykseldii gnlk gnelik ilek bir cadde, balarnda apkalar, rengarenk panolar omuzlarnda salnan simsiyah uzun sal Gney Amerikal mzisyenler konser veriyorlar. Etraflarna insanlar toplanm, yzlerinde mutlu ifadelerle dinliyorlar. Ortada kapa ak bir gitar kutusu, iinde birka kt ve bozuk para... Kutunun nnde on yalarnda bir olan ocuu elindeki bozuk paray kutuya atarken Ada'nn kamerasn fark etmi ve o anda dnp objektife akn bir ifadeyle yamuk yumuk glmsemi. ocuk bu "farknda"lkla evresindeki seslerden ve insanlardan tamamen soyutlanm, sanki baka bir boyuta gemi. Gitar kutusuna doru yola kan bozuk para kameraya havada yakalanm ve bulank bir UFO resmine benzemi. Fotorafn bulunduu sayfann altna "ah ocuk!" diye Trke bir not yazm. Yannda 100 ISO.

Bu fotoraf hepimizi altst etmi, dilerimizi acyla skp, yutkunarak fotorafa aklp kalmamza yol amt. Fotoraftaki ocuk inanlmaz derecede onun ocukluuna benziyordu! ocuk tpk Aras't! nc fotoraf: Harbourfront Series (siyah-beyaz) Liman serisi adn verdii fotoraflar taneydi ve ayn derginin son saysnda, bitiik iki sayfada yaymlanmt. Seyyar sosisli sandvi arabasnn banda, beyaz nln beline dolam orta yal bir kadnn ayn gnn farkl saatlerinde ekilmi fotoraflaryd bunlar. lk bakta birbirine olduka benzeyen fotoraflarn altnda gn ve saat kaytlar var. Pazartesi, sabah 11:23 Sosisi kadn nnde ksa bir kuyruk oluturmu drt mte249 riye sandvi hazrlyor. Sosis arabasnn yannda kt bir el yazsyla yazlm HOT DOG $1.99 tabelas asl. Bizim kokore arabalarna benzeyen sosis arabasnn n, aile boyu plastik ketap ve hardal ieleri, eitli turu ve soan kutularyla tklm tklm dolu. Pazartesi, le sonras 2:45 Sosisi kadn elleri nlnn ceplerinde limanda bekleyen bir elence gemisine bakyor. Yandan grdmz kadnn omuzlar sarkm, kamburu km, boynu hafife sola kaym, profilinde keyifsiz bir yarm surat var. Bezgin! Sosis arabasnn nne km, sosisler biraz arkasnda kalm, ayaklarnda sabolar... Hi mteri yok. en akrak bayrak ve flamalarla bezenmi elence gemisinin gsnde ssl harflerle servene ar davetleri yazl. Limanda boyunlarndaki fotoraf ve video kameralarndan turist olduklar anlalan insanlar geziniyor. Pazartesi akam 5:50 Sosis arabas yine ayn limanda, yine ayn yerde duruyor. Fotorafn bir kenarnda kay-kay yapan iki gen kz, tekerlekli sandalyeyle dolaan gen bir adamn iki yanndan geiyorlar. Limandaki elence gemisi ve sosisi kadn fotorafta yok. Son fotorafn altna yine kurun kalemle Trke bir not dm; "Gitmi!" (Ilford 200 ISO) Elimde fotoraflarnn yaymland dergilerle ylece kaldm uzun sre. Karma oturmu sabrla beni bekliyordu. (Tanrm onun sabrla bekleyebileceini ryamda grsem inanmazdm.) "Gerekten beendin mi Mabel?" diye sordu sonunda. "Evet," dedim gzlerimi dergideki fotoraflardan ayrmadan. ektii fotoraflar gzeldi, anlatt hikyeler kadar yaln dili de beni etkiliyordu, ama hepsinin stne lavanta kokusuyla serilmi incecik hzn tabakas iimi burkuyordu. "Daha iyilerini ekeceim Mabel! Daha iyi fotoraflar ekmek zorundaym, anlyor musun beni?" "Biliyorum Ada." Ada sonraki drt yl yine Kuzey Amerika'da geirdi. Bir lise, bir de sanat koleji diplomas ald, ama en nemlisi Ada bir fotoraf sanats olarak kendini Amerika'nn kuzeyinde kabul ettirmeye balad. Sar, turuncu ve krmz sonbahar ve beyaz k fotoraflarn kartpostal olarak bastrp yerel kitabevlerinde sattrmay baard. Son iki yl artk ailesinden yardm almadan yaamn kazandn gururla yazd bana. Mektuplar haber arlklyd. zel ve duygusal bir eyler yazmamaya zen gsterdiini anlamak hi de g deildi. Yrei smsk kapalyd ve yaknna bile yaklamak yasakt. O drt yl iinde kimlerle ne yaad, hangi ilikilerde avunmay denedi bilmiyorum. Hi anlatmad, hi dokunmad. Hi soramadm. zerine bulam bir iz grmediim iin yaadn dndm ilikileri geici, gereksinilen ksa eyler olarak dndm, rahatladm, izleri temizlemek iin ok zen gsterdiini aklma bile getirmemeye abaladm. Yine de her yl yannda yakkl ve salkl bir Mr. Orient-sever ile kp gelecek diye ne arpntlar geirdim... Her yaz tatilinde ay iin dnd Kuzguncuk'ta vaktinin ounu birlikte geirdik. Yaknd, dosttu, scakt ama Ada o eski Ada deildi. Hznyle yaran neesini, canlln ve yaramazln koparp paketlemi, yalnzca kendisinin bildii bir aacn dibine gmmt. Aacn corafyasn kestirmek g deildi de insann kendi bedeninden koparp att bir parasn ancak kendisinin bulup, geri getirmek istemesi gerektiini artk renecek kadar "bym"tm.

Sz vermemiti ama midimi kesmediimi biliyordu. Ada'nn benim mitsizlie kaplmamam iim uratn, daha da fazlasn deneyeceine iddetle inanyordum. Hatta kendini toplamak iin kendisiyle didierek ayakta durmaya almasnn asl nedeninin ben olduumu bile dnyordum. Ben onun iin nemli olduumu hep hissettim, herkesten nemli... nk ben onun Ma-bel'iydim ve hep yle kalacaktm. "Teekkrler Mabel!" diyordu, "Anlayna ve beni terk etmeyiine teekkrler..." Kuzguncuk'a dnd her yaz tatilinde Ada'ya benzeyen o alml kzn gzlerinde hep bunlar okudum ben. Yaantmn en karanlk saydm o drt ylnda yalnzca Ara ve Ada'y yitirmekle kalmamtm. Zeki baklarn zerime dikerek doyulmaz sohbet ve yaam deneyimleriyle beni zenginletiren air Doan Gkay da glgeler arasna kaymt. Onu ancak yaz ta25. tillerinde Ada Kuzguncuk'a dnnce grebiliyor ama ok zl-yordum. 2tfS O yllarn tek kahraman, imdiye dek kendisine pek de rol - ans verilmemi birisiydi. Sorun rol datmnda deil, br adaylarn varolularnda gizliydi. Ama artk meydan tamamen ona kalm ve o da hi tereddt etmeden kp barol almt. Geriye kalan tek kii Meri'ti. Her hafta sonu okul knda kke eyalarn braktktan sonra bize geliyor, bizimle yiyip, bizimle iiyordu. Sessizce sokuluveren scak varl, aniden lm kokusuyla sessizleen evimizin oda ileri ve perde kvrmlarna sarn susaml taze simit kokusuyla yaylyor ve biz bunu hi yadrgamyorduk. Galiba biz Meric'e biraz da minnettar oluyorduk... O hep aynyd. Sessiz, uysal ve yapcyd. Varl gzle grlmez, dikkati ekmezdi. Bu saydm zelliklerin olduka gzel bir gen kzda toplanyor olmas ne denli elikili gelse de, bir kadna canllk, zgven ve esprili oluun katt albeniye tutkun olan bencileyin erkekler szlerimi anlayacaktr, Meric'in bizim eve "neredeyse" yerlemesinden en ok annem honuttu. Hafta sonlar yaklatka onun sevdii yemekleri piirir, yollarn gzler olmutu. Geceleri yatmak iin kke, ya da yatl okuduu okuluna dnerken Meri iin hznlenir, arkasndan bakakalrd. Yllarca bir kz ocuu hasreti eken annem iin Meri, artk hi kavuamayaca kznn ve aniden ekip giden byk olunun yerini tutuyor olmalyd. Meri de onu d krklna uratmad. Mutfak ilerine, ev ilerine yardm etti, aynn, breklerinin lezzetini ve ve bitiremedi. Bana kalrsa Meri bizim evde hibir zaman sahip olmad aile yaants ve anne sevgisinin gecikmi hazzn aryor ve buluyordu. Bazan hi konuma-: dan annemle mutfakta dakikalarca yanyana altklarna ahit oluyordum, iime afakanlar basyordu. Evdeki deiikliklerden bir bakas da aabeyimin gidiinden sonra ldracak sandm annemin, bunun yerine kendini aniden be vakit namaz klmaya, srekli tebih ekip, yasinler okumaya adamasyd. Oysa o vakte kadar, yalnzca Ramazan'da oru tutan, kandillerde mevlt dinleyen biriydi. Ara'in acsna katlanma ve yaama direncini Tanr'ya snmakta bulan annem yllarca ban seccadeden kaldrmad, fakat asla giyim ve yaam tarzn deitirmedi. Meri bana olan ilgisini hibir zaman gizlememiti. Yalnz kaldmzda yanma sokulur, ban omuzuma yaslar, bazan da yanamdan perdi. Biraz karlk versem ateli bambaka bir Meric'in arzulu kvrmlarnda heyecanl bir yolculua kacamdan kukum yoktu; ilk pmemizi unutmamtm. Ama karlk vermem iin gereken kvlcm bir trl akmyordu! Meric'in klasik anlamda Ada'dan daha gzel ve daha kolay olduunu kabul etmeye yanasam bile aklm bamdan alp, iimde frtnalar kopartmayan bu pastel gzellik ve ba emilik duygusu bende acmayla, koruma duygusu arasnda bir eyler yaratyordu daima. Oysa gzlerinden zeki prltlar, dudaklarndan yaramaz glckler saarak ve aka meydan okuyarak yrek hoplatan Ada son derece seksiydi. Kvlcm da sz m, Ada etkiledii erkei tehlikeli imeklerle, gkkua arasnda srekli teyakkuzda tutabilen tutkusal diilerdendi! Meri ve Ada hl beyledirler ve ben hl aynen byle dnrm!

Aras'n gidiinden en fazla etkilenen br kii babamd. Zaten dnyayla ilikileri zayf olan babam o kazadan sonra bir daha toparlanamad. Dnyaya kst ve sustu. Sanki diline fel gelmi, sanki o gece dilsiz kalmt. Bir daha hi konumad. Gazete okumad, televizyon izlemedi. Annemin yzne bakmad, beni tanmad. Hakszla tahamml edemeyen yrei, her bakmdan istedii gibi yzn gldren, ilk gz ars olunun boktan bir kazada ekip gitmesini en byk ve en son hakszlk olarak alglad, ileri aksad, alamaz oldu. Yaam tamamen bir yk olmutu ona. iki yl sonra ben liseyi bitirirken sa yanna fel indi. Bir yl sonra da sessizce ld. Mahalledeki hemen herkes "olunun acsndan len" babam iin: "kurtuldu!" diye avundu. Cenazeden dnerken koluma yaslanan annem; "Nairn, sonunda oluna ve babasna kavutu!.." diyerek iini ekti. Bu i ekite biraz ferahlama olsun istedim... ok istedim. "Haklsn anne," dedim. Elimi belli belirsiz skt annem. (Ya da ben yle sanmak istedim.) Felaketler ve mutsuzluklar srasnda dedikodu retimini artran insanlarn bir ksm (ok kr ki, Kuzguncuk'ta saylar azdr!) ailemizden drt ylda erkek cenazesi kmasnn bir uursuzluk iareti olduunu fsldamaya balamlard bile. Mslmanlkta sinemann ve resmin gnah olmas nedeniyle sinemaclarn eytan kznn bamza uursuzluk getirdii safsatasn zevkten titreyerek dillerine doladlar. Bu acmasz sylentileri her duyuumuz, yeni bir lm kadar actt annemle beni. Bizi gerekten dnselerdi, asla bu kadar zalim olamayacaklarn bildiimizi fark etmediler bile... iri ve gl elleri sanki son yllarda abucak klm, zayflam olan annem elimi biraz nce dlediim gibi sknca ok sevindim. Herkes gidiyordu ama ite annem burada, yanmdayd ve yaamla ilikisini kopartmamak iin direniyordu. Eve girerken dnp baktm: Sreyya Mercan ve Pervin Gkay da hep olduu gibi yanmzdayd. Ama Ada yoktu. Ada, sanki Aras'la gitmiti... "Ara artk yalnz deil," dedim annemi sevindirmek iin. "Sen de deilsin evladm," dedi annem ok yorgun, zoraki bir glmsemeyle. Ban ar ar br tarafa evirdi. Annemin br kolunda alamaktan gzleri imi, sarn ok gzel gen bir kz vard. Annemle Meri sarlp, birbirlerini teselli ettiler. Yanlarnda durup, onlar izledim. Her ey benim dmda ve benden bamsz geliiyordu. Annemle Meric'e baktm. Onlar izledim. YAMUR KIZ, ROMANTiK AS ve DURU SU "Yarn usulca ilerler Krdr daha gzleri." John Berger ' f "Sizin bu yaptnza S. Y. denir, Doan day!" "Haydi bakalm imdi..." diye gld air Doan Gkay Kzmaya kyamayacak kadar sevdii ve/ya takdir ettii birisi ters bir laf ettiinde mutlaka byle syler, ardndan sevgisi ve/ya takdirinin derecesine gre glmserdi. "Bat'da P. C. dedikleri eyin tersi yani!" "Buyrun bakalm!" diye bir kahkaha att bu kez air Day. Kahkahas, ocukken tel halkalar iinden havaya flemeye bayldmz sabun kp balonlar gibi yayld salona, uuarak dald kyya keye. Dt herkesin zerinde ldayarak patlayan sabun balonlar am kokulu bir serinlik yayd ortala. am fstklarnn koktuu bir koruda yrmeyi ekti canm. "Bilim adam deil, bilim insan demelisin day! 'Siyasi Yanllk', insan haklar ve zgrlkler konusunda hassas kiilerin zayf yan olmamal!" Ada Trkiye'ye kesin dn yapmt, kkte toplanm, bir akam yemeiyle bunu kutluyorduk. Annem dahil "geride kalan" hepimiz oradaydk ve Ada eski hnzrlklarna balad iin seviniyorduk. "EskF'ye dair duyulan sevin, hep olduu zere zlediklerimizle ilgiliydi.

"Bu memlekete mhendis, doktor, iktisat, teknisyen kadar sanat, dnr ve bilim adam lazm geldii ulusa anlaldnda zaten ikinci byk adm atm olacaz, insanolu, ruhu ve beden maddesi ile bir btndr, bu sebeple ruh da materyalizmin alaka sahasna dahildir," demiti biraz nce air Doan G-256 kay. "Ayrca," diye srdrd Ada, tamamen braktn syledii sigaradan bir tane aranrken, "u 'insanolu' devrini kapatma vakti de geldi geiyor, nsankzlar her alanda insan olduklarn oullarna onlarn anlayaca dilde kantlamay sratle srdrrken 'siyasi doruluk' asndan 'insanlk' szcnde btnle-: meyi renmemiz gerekir!" Onun sigara aradn benden baka hisseden olduunu san-;! ' myorum. iradesiyle kendine meydan okumak hastalna yakaland dnemlerde, aslnda kendi canna okuduunu iyi bildiimden huzursuzlandm. "Bunlar flanca-ist ve/ya-izm sylem olarak deil, politik adan deerlendirirsek kimsenin de damarna baslmam olur." "Vay vay vay! Bakn u yaramaza... Bym de koskoca da '< ysna ders veriyor be... Hah hah ha!.. Deli kz, Kumral Ada, -, Balkz! Gel bir peyim o ukala ban!" Sreyya Mercan daha iki kadehle sarho olmutu, asl sevinci kzna kavumasyd. Masadan kalkt, biraz sallanarak Ada'ya yaklat. Gsterili biimde kzm kucaklayp, pt. "Haklsn ocuum!" dedi, air Doan Gkay keyifli bir sesle, 1 "Dil, canl bir organmz kadar yaayan bir ortamdr ve biz uygar -latka, biz rendike dil de geliir!" Yeni bir durumu kendi szgecinden geirip, kendi szckleriyle yerli yerine oturtmadan rahatlamazd. Kontrol onda olma-; hyd! , "Dilimizin ve uygarlmzn yeni kazanm erefine ielim!" diye rak kadehini kaldrd Sreyya Mercan. Biz de bardaklarmzda ne iiyorsak onu diktik kafamza. Su iiyordu. air Doan Gkay yl nce zaten fazla tketmedii alkol ve ttn tamamen brakm, su iiyordu. Bildiim kadaryla bir hastal veya ciddi bir salk sorunu yoktu. Ama aynen Ada gibi z-irade yoluyla kendine duygusal ikence yapma yetenei nede-niyle(!); "elli yama kadar yaarsam, alkol ve ttne elimi srmeyeceim!" diye bir sz vermiti kendine. Elini srmek ne kelime, bu szckler bile silindi yaamndan... Onun elli yanda olduuna inanmak gt. Bana gre en fazla krklarnn ortasnda, hl yakkl, hl albenili bir adamd. Yalnzca bana gre deil... Kadn okurlar ve hayranlar arasnda 257 lise rencileri bile vard ve kskan bir kadn olmamasna karn Brkan'n kocasna ynelik bu ilgiden bunaldm sezmek g deildi. air Doan Gkay, bir yl nce yaymlanan onuncu iir kitab "Yamur Kz" kadar, birka ay nce kitap raflarnda sahneye kan son roman "Birden Saatler Durdu" ile kltr dnyamzda hummal bir tartmaya yol amt. Ve tabii keyfine diyecek yoktu. Halbuki Sreyya Mercan hl ve artan miktarda iiyordu. "Yahu Doancm dile kolay be, bu merete on yedi yamda baladm diyelim - tabii kesin kayt falan yok bu ya iin ama... varsayalm yani ha ?.. Bak, gnde bir litre itiimi efendi bir birim olarak kabul etsek, otuz be ylda ne eder diye merak etmez misin ha? Hah hah hah!" '"'.' : Ne zaman bu alkol matematii gndeme gelse enitesini krmamak iin zoraki bir tebessmle donup kalan Doan Gkay yine yle yapt, burnunun stne den gzlklerini iaret parmayla iterek isteksizce dinlemeyi srdrd. "Ylda ortalama yz litre itim desek, toplam on iki bin litre ediyor stat! Tam on iki bin litre yahu, hah hah hah! imdi bunlar ielesek, bu sefer de on alt bin ie ediyor. Bu ieleri yanyana dizsek ka kilometre eder, onu biliyor musun azizim7." "Genlerin nnde vndn eye bak Sreyya! Sana hi yakyor mu yani? Hem zaten doktorlar artk ikiyi kesinkes brakman istiyorlar."

"Bover doktorlar be sevgilim! Ben genler imeye balamasn diye anlatyorum bunlar yavrum, gzel karm, zarif prensesim 'v benim! Hem bak benim fstk yeenim de doktor olmak zere... Artk baka doktora falan gitmek yok! Tamam m Mericim?" Artk olmayan Trk Sinemas bu iki yetenekli sanat gibi biroklarn da ortada brakm, Trkiye'nin en popler aktrlerinden Sreyya Mercan'n ikiye ilgisinin artmasnda bu bunalm da rol oynamt. Pervin Gkay daha mantklyd. Sinemann ekonomik ve yaratclk skntlaryla boulduunu grnce nce tiyatroya ynelmi, ondan da umudu kesince televizyon dizi ve filmle-KAM 17 . ^^JJtl rinde rol almaya balamt. Fakat zamannn daha byk blmn Brkan'la ortak kurduklar kk tekstil irketinin tasarm 258 ve planlama blmlerinde deerlendiriyordu. Bildiim kadaryla irket iki ortan ne zengin ediyor, ne de a brakyordu. Pervin Gkay, annemden sekiz-dokuz ya kadar bykt ama annem onun ablas gibi duruyordu. Pervin Gkay'n kadn oluuna bak anneminkinden ok farklyd. Kaderci deildi, akln ve zihnini kullanmaya bedeni kadar nem veriyordu ve koullar daha iyiydi. Ayrca hem bakmlyd, spor yapyordu, hem de gen gsteren bir aile aacndan geliyordu. Ve o evlat acs yaamamt. (Asla da yaamamalyd!) Burkan hl ok ho ve seksiydi. Korktuumuz gibi air dayy bizden kopartmaya hi abalamam, aksine kendisi bizden uzak durmutu. Bunun bir tercih mi, yoksa mecburi durum mu oldu-; unu bugn bile bilemem. Burkan konumay sevmezdi. air Doan Gkay'la ortak yanlarnn cinsellik olduunun sk sk dnmmdr. Aslnda iyi dost olduklarn gecikerek anlayacaktm. "Romantik asi: Mavi Tuna'mz edebiyat tarihisi, Yamur Kz: Kumral Ada'mz fotoraf sanats, Duru Su: Sar Meric'imiz de tp doktoru! ite lkemizin medar- iftihar genlerimiz. Kadehimi imdi de bu genler iin kaldryorum! ocuklarmza!.." Sreyya Mercan imek iin yeni ve mthi bir bahane bulmann keyfiyle bir kadeh daha devirdi. Yanl hatrlamyorsam, ou kez olduu gibi yine rak iiyordu. Burkan, Ada, annesi ve ben rose arap, annemle Meri meyve suyu iiyorlard. Artk alk yapan Ada'nn dads Cihan Teyze, bahevan akir Amca ve kars kkn emektar Yaar Kalfa da o akam bizimle yiyorlard. Doan Gkay, ilk iir kitab "Kumral Ada"y yazarken dnd ve sevdii kadn her kimse, onun adn pattadanak yeenine tayan kzkardei ve enitesine sitem etmemiti. Fakat kendine zg yumuak ve kibar bir "ad devrimiyle"(!) Ada'nn lakabn yllarca "Yamur Kz"a dntrmeye alt. Baarsz olduu sylenemez ama Ada daha ok "Kumral Ada" olarak kald ve "Yamur Kz" bir gbek ad kadar yaknda yine de sakl durdu. "Duru Su" da air daynn br yeeni Meri iin bulduu bir lakapt ve dierleri gibi son derece uygundu. Takmn eksik ele-manysa "Kaptan Dean" olarak adlandrlmt. Oysa Ara byle oyunlardan sklr, aslnda utanrd. O gece o masada "Kaptan Dean" da olabilseydi, denizci niformas iinde prl prl ldayacan dndm. Taze bir gemi mhendisi, gen bir subay ve byk olaslkla Ada'nn kocas olacakt ... Bu dnce feci halde gzlerimin yanmasna, boazmn kurumasna yol at. O yakkl gemi mhendisini kovmaya altm beynimde akl durduu resimden... Ama onun gidiinden beri bunu yapmay asla baaramyordum. "Edebiyat tarihisi, ya da akademisyen olmak g," dedim, her zamanki yumuak sesimle, "Koullar elverisiz!" "Buyrun bakalm imdi!" diye gevrek bir kahkaha att air Day"Aman Tuna, yazarlkta baaramamlarn ou her yerde edebiyat aratrmacs kesiliyor da sen drt yl edebiyat eitimi aldktan sonra neden koullar elvermiyormu bakalm?" diye att Ada. "Hem de yksek notlarla mezun oldu!" diyen Meric'in gururlu sesini hayal meyal duyduk. "Ben retmenlik yapacam," dedim. Yeni mezun olmutum, yapmak istediim baz eyler vard ama babamn lmnden beri iine girdiimiz parasal skntya zm bulmam nmdeki en ivedi sorundu. Mesleki hovardalk ansm yoktu. Anneme kar sorumluluk duyuyordum. Babam alamaz olduunda annemin yarm kalan ileri tamamlamasyla ite kaka bir sre

idare etmitik. Babamn tamamen gidiinden sonra dedemin yaad, giri kat terzi dkknmz olan katl ahap binay satm, faiziyle birka yl kt kanaat geinmitik. Bu srada Pervin Gkay incelik gsterip hafta sonlan tasarm atlyesinde almama izin vermi, bylelikle niversite yllarnda eve biraz katkm olmutu. Aslnda giysi tasarm konusunda o kadar da fena saylmazdm, ama dedem kadar iyi olmadm da biliyordum. Ayrca hibir zaman hrsl biri olmadm ben. Dlerimde ne nl bir modac, ne de dillerden iirleri dmeyen bir air olmak vard. Dlerimin tek kahraman vard... iirlerim orta halli, giysi tasarmlarm olduka iyiydi, ama bir dhi deildim! Yetenek, ancak baarma hrsyla birleecek kadar inandrc olduunda engebeli yollar katedilebilir. Ada ve Ara byleydiler, artk siz de biliyorsunuz. "Ciddi misin?" diye ard Ada. "Evet baz okullara bavurdu bile," dedi Meri, bana herkesten daha fazla yakn olduunu vurgulamak istercesine. 260 air Day sevgiyle glmsedi: ' "ok gzel bir tercih, seni kutlarm Tuna. retmenlik gtr ama ok nemli bir itir. rencilerinin ok ansl olacaklarndan eminim olum." Bana ilk kez "olum" demiti. imdiye dek bizlere "ocuum" derdi. "Bence de!" diyerek sevinle atld Ada'nn babas, "Biz ortaokuldayken tabiat bilgisi dersimiz vard, siz imdi onun adn kim-bilir nasl deitirmisinizdir... Her neyse, tabiat hocamz Lmia Hanm, yayorsa Allah uzun mr versin, ldyse Allah rahmet eylesin, mini minnack, yal bal bir teyzecikti. Sanki torununa masal anlatrken, ya da ne bileyim bulak ykarken mutfaktan km da yanllkla bizim snfa dvermiti. Biz de ne biz ama ha!.. Ha hah hah... Erkek lisesinin krk tane azl erkek bozuntusu !.. Yahu Lmia Hoca'ya dokunsan elinde kalacak. Mikro bi kadn Doancm! Ne azgnln tad kalr, ne de essek akasnn tabii..." Sreyya Mercan o doutan aktr insanlara zg doalama yeteneiyle neyi anlatsa o ey ve/ya kii can bulur, aynen nmze derdi. Aka gelip bir ta parasn anlatsa, bedeni taa, dili ta sesine dnr, inandrc olduu denli de mutlanrd. imdi de ayaa kalkm, Lmia Hanm' canlandryor, biz tabiat bilgisi retmenini grm kadar canl hayal edebiliyorduk. " 156 Sreyya Mercan, bugn yine almadn tabii..." "Hocam saatimiz bozuldu, annem hastaland, babamn teyzesi ld, kardeim kzamk kartt, ben de alamadm yani..." , "Otur, sfr!" "Hi insafn yok mu hocam, bak Allah ne verdiyse beni bulmu be! Kendimi iyi hissetmiyorum be hocam..." (Tabii snf kahkahadan krlyor, ben hl direniyorum.) "Sen derslerde kendini hi iyi hissetmedin ki haylaz! Buras tiyatro deil, okul!" (Tabii akyoruz azizim! Hah hah hah!..) Gzmn nnde on be yalarnda yz ergenlik sivilceleriyle dolu, yaramaz bir Sreyya Mercan canlanyor. Tam bir frlama! "aka aka aldk tasdiknameyi elimize sonunda. Ancak yllar sonra dardan imtihanlarla bitirdik orta ve liseyi yani... Haaa, kssadan hisse: retmeninizi seviniz, akmadan snflarnz geiniz! Hah hah hah!.." "Ama retmeniniz 'buras tiyatro deil' derken haklym Sreyya Enite. Siz konservatuvarda okusaymsmz baarl olacak -msnz..." Zavall Meri darda kalan herkesin yardmna komak zorunda olduunu sanr. Bu kez de enitesini kurtarmaya alyordu. Oysa Sreyya Mercan yoksul bir ailenin drdnc ve en yaramaz ocuu olarak balad yaamn imdi bulunduu yere getirebilmekle mthi gururlanr, bu memlekette herkese ans olduunu defalarca anlatr, dururdu. "Baz meslekler iin belli bir eitim almak arttr. Mesela doktor olmak iin tp fakltesine gitmek gibi... ama bu her meslek iin geerli olmad gibi, bazen mektep bitirmek tek bana ie yaramaz. Aslolan hayatn iinde baarl olabilmektir!" diye kestirip att air Doan Gkay. "O bir euphemist!" diye fsldad kulama Ada. Merakla bize bakan Meri'le gzgze geldim. Glmsedim. "Peki Ada, oralarda biraz da olsa kendini kabul ettirdin de buralarda ne yapacaksn? Kimsin, kimlerdensin, senin fotoraflarnda kimler olacak?" diye sordu air Doan Gkay.

Sustu Ada, glmsedi belli belirsiz - hl sigara aranmakta olduunu seziyordum. "Bizim memlekette neden bir dii Ara Gler yok? diye sordum durdum kendime gnlerce." "Canm bizim de kadn fotoraflarmz var, haklarn yeme imdi..." diye kar kt annesi Ada'ya. "Ara Gler'den beri ka tane uluslararas fotoraf karttk ve ka kadn? Ezbere sayabilir misiniz?" isimler sayld, soyadlar anmsanmaya alld. Snava ekilmi olmaktan ok ylbalarnda tombala oynayan ocuklara ben-ziyorduk. Hep birlikte keyifle katlacamz bir oyunu oynamaya nasl da hasret kalmtk... "Saydklarnz moda, reklam fotoraflar, yani stdyonun cici kzlar... Doa ya da arazi fotorafl denen ie soyunan var m? Yani klk olsun diye deil, 'Abi ben bunu baaracam!' diye giren birileri?" 261 "Tamam, anlald... Bizim yamur kz biraz gazeteci, biraz sinemac olacak, srtnda kameralarla yollara decek!" "Eh, benim kzm fotoraf eker, karmla ben film ekeriz - bi zamanlar tabii... artk unuttuk o heyecanlar... Neyse yani kssadan hisse; ben bu fotoraf ve film makinesinin mucidi zatlara bilhassa mteekkir olmalym ablalarm, aabeylerim! Graham Bell miydi gvurun ad?" "Aaa olur mu?" diye itiraz ettik. "Canm niye olmasn, insanlk yararna btn bulular gvur diye beenmediklerimiz yapm, biz gvur olmayanlar sadece b-lee bakmszdr tembel tembel esneyerek..." "Canm o ksm doru da kfirin ad yanl, sen fazla itin yine hayatm..." "Haa bak gzel karcm, sizler kadar ssl diplomalarmz olmasa da bir halk ocuu olaraktan, annadn m, Thomas Edison ve Lumiere biraderleri icabnda ahsen tanm kadar iyi biliriz, sultanm benim! Ben sizi denemek istemitim, o kadar, hah hah hah!" "Aman Sreyya bir eletirmen falan duyar da, cehaletini anla-yverir sonra. Espri, mizah, fantezi yok, birebir gerekler var bu memlekette..." "Beni Ara Gler kadar Amerikal Dorothae Lange'in fotoraflar da etkiliyor. Sanrm doa ve insan kartl, insan manzaralar ve doay evcilletirme savann fotorafs olabilmek fikri batan kartc geliyor bana." "iinde hikye olan fotoraflar yani..." dedi air Doan G-kay. "Kesinlikle," diye atld Ada, heyecanlanmt. "Dorothae Lange'in pek ok fotorafn inceledim. O kadnn karelerinde beni mthi eken ve ilgilendiren bir eyler var. Onun yaad yllar ve corafyalar Steinbeck'inkiyle akyor. Ama asl dnyaya baklarndaki benzerlikten tr, Dorothae Lange'in fotoraflarna, Steinbeck romanlarnn bir eit grsel evirisi denebilir!" "Bravo yahu! Bir fotoraf iin bu kadar laf edebilmesi, bu kzn benden ok senin kzn olduunu gsteriyor Doancm! Ne yapalm bu kadar kusur artk kad kznda bile bulunur yani hah hah hah!.." "u grsel eviri de 'tercme-i fotoraf olsa gerek Zbeyde Hanm, ne dersiniz?" diyerek sessizce masada oturmu, sk sk ya-nbandaki Meric'e sevgiyle bakan anneme laf att air Day. "Herhalde yledir, ben bu ilerden pek anlamam ki... Ama genlerin heyecann grmek iimi coturur benim." "Benim iimi de sizin kol brekleriniz coturdu Zbeyde Hanm. Nefis olmu, ellerinize salk!" diye araya girdi Pervin G-kay. "Afiyet eker olsun ama Cihan Hanm'n yemekleri yannda benimkinin sz m olur..." dedi utanarak annem. "Vallahi bu Cihan Dad'nn dolmalar kesin sihirli ocuklar! Yedike yediriyor insana. O lezzet, o srdka insann azna dolan ekili yaprakla, yourtlu i'in nefaseti Allahn bir hikmeti olmal. Verin surdan bir tabak daha bana ya!.." "Sreyyacm, artk yemesen diyorum, fazla kaacak, gece yine uyutmayacaksn beni..." "Bak bak Doan, karmn sitemine bak! Dolma ve seks balants yapyor, anlyorsun ya, hah hah ha!"

"Onu bilmem ama ben Yaar Kalfa'nn ekili bamyas kadar lezzetlisini hibir yerde tatmadm. Mthi bir yetenek, ellerine salk!" "Afiyet olsun, gene yaparm, n'olcek ki Day Bey." "Ezogelin orbasn kim yapt bilmiyorum ama ben de onu vmeden geemeyeceim. Nefisti," dedi Meri. "Yarasn gzel doktor kzma," diyerek glmsedi Cihan Tey263 ze. Ada onlar iitmiyordu bile, "Dorothae Lange 1940'larda Gug-genheim'dan Amerikan iftlik yaamn fbtoraflamak iin bir burs istemi. Bavuru formuna yazdklarn okuduumda o kadnn fotoraflarnda beni asl etkileyen eyi buldum." "Neymi o?" "Demi ki Lange; 'insann-toprakla ve insann-insanla ilikisini belgelemek gelecekteki endstriyel toplumumuzun aratrmalarna anahtar belge olacaktr.'" yle heyecanlanmt ki, gzel gzlerinden btn Kuzgun-cuk'u aydnlatmaya yetecek yksek voltajl kumral bir enerji yaylyordu. O zaman, fotorafn onun iin nasl nemli olduunu anladm. Tanrm ne kadar da zlemiim! iimde uykuya yatm bir ocuk silkelendi, gzlerini amaya cesaret etmese de glmsedi. O ocuu iyice grebilmek iin ben de gzlerimi yumdum. a-2164 hane bir bulumayd. Gzlerimi atmda Meric'in baklarna ""* arptm. Korkuyla beni aryordu yzmde. Ah neden hepimiz bir eyleri korkuyla bekleyerek geiriyoruz yaamlarmz ?.. "Onun fotoraflarnda toplumsal smr, ideolojik propo-ganda ve kiisel kayglar ne kmadan gmenlerin umutsuzluu, iftilerin kukular, 'byk bunalm' yllarndaki alk ve mutsuzluk ifadeleri ve durular inanlmaz bir netlik ve estetikle anlatlmtr." "Yoksulluk ticareti yapmam kadn desene... Bizim ky romanlar ve devrimci fotoraflarn kalite yoksulluunu siz pek bilmezsiniz, bebektiniz o sralar..." "Ayn yllarda Ara Gler ve Fikret Otyam'n fotoraflarnda insan ve estetik unsuru vardr ama abi..." diye isyan etti Pervin Gkay. "ite ben de onu sylyorum ya! Steinbeck fotoraf olsayd Dorothae Lange, Sait Faik ve/ya Sabahattin Ali fotoraf olsayd Ara Gler olacaklard..." "Erkek toplumun fotorafs erkek olur tabii, aktnz m abi-lerim, ablalarm ha hah hah!" diye gld Sreyya Mercan. Birden yerinden kalkan Ada heyecanla kt salondan. "Ne oldu imdi buna byle? Bir gaf falan m yaptm acaba?" "Yok Sreyyacm, aklna bir ey geldi, onu hemen imdi bize gsterecek. Yoksa atlar!" diye glmsedi Doan Gkay. "Day Bey doru sylyor, ocukken de byleydi ela ceylanm," diye sevgiyle glmsedi Cihan Teyze. "Hep aceleci, kpr kprdr bizim kk hanm," diyerek sze kart Yaar Kalfa. "Maallah, maallah!.." diye iini ekti akir Amca. Kendi sesimi iittim o srada. "Ada, ne zaman nereye uacan bir tek kendi bilen zgr kumral bir ku. Asla kanatlar krlmamal, asla yn sorulmama-h. Bylesi ne ok yakr ona!.." diyordum. Sesim aptallk derecesinde hayranlk yklyd, adeta yap yapt. Kimbilir yzm nasld o srada? apal bir n budala ifadesi belki de... Derin bir sessizlik oldu. Sinek usa duyulacakt. Sinek umad. Annem ve Meri'le gzgze gelmemeye alarak sessizlik bitene kadar yerdeki Kayseri halsnn krmzsna sakladm gzlerimi. "Ben kahveleri yapsam artk, kimler sade iecek acaba?" 265 "Hay aklnla bin yaa Cihan Dad. Ben en sadesini istiyorum. Atatrk'nki gibi ha!.." "Atatrk orta ekerli Trk kahvesi imez miydi Sreyya Abi?" Burkan ilk kez konumutu.

Kahveler yola ktnda Ada frtna gibi salona dnd. Elinde byk boy bir albm-kitap vard. evresine hi bakmadan kald yerden konumaya devam etti Ah o kendine gveninin albeni"Bakn u fotorafa! Yl 1936, yer Kaliforniya. Bir gmen kadn, delik deik bir adrn nnde bebeini emziriyor. nnde ii bo bir metal anak, krk dkk bir gaz lambas. Bebein el rgs patikleri kirli ve delik. Kadnn giysileri eskimekten bkm. Bezelye tarlasnda o yln mahsul donmu ve aile a kalm, nanr msnz bilmem ama kadn yalnzca otuz iki yanda!" Albm-kitap masa banda elden ele dolat. Fotoraftaki kadnn izgilerle dolu yz tamamen endieyle kaplyd. Yznde baka hibir duyguya yer kalmamt. Endie ve kederin iirsel bir anlatm ustalkla o fotoraf karesine yerletirilmiti. Kar sayfada ayn gmen kadn, endieli baklarn objektiften karm, uzak bir noktaya tamt. Omuzuna ban yaslayarak, kendini saklayan sekiz yalarnda bir erkek ocuu duruuyla skntsn fotorafa yanstmt. Bir kolunu dizine yaslayp, elini enesine dayayan kadnn kucanda meme emdikten sonra uykuya dalan bebei vard. Kadn iki ocuunun ortasnda uzaklara dalm, bekliyordu. "Bu haliyle bile gzel kadnm..." diye zntyle iini ekti Sreyya Mercan. "apknl brak da kznn neden bu fotoraflardan etkilendiini dn Sreyyacm." "u mehur Fransz fotoraf vardr, hani pen iftlerin siyah beyaz fotoraflaryla girmitir evlere. Doisneau deil midir o?" "Evet day, doru." "Onun fotoraflarnn kurmaca olduu dedikodusu kmt bir ara. Bu durum biroklarn hayal krklna uratt tabii." "ite Dorothae Lange iin asla bu sylenemez. Bakn bu fotoraftaki kadna, o bir Steinbeck kahramandr bence ve beni en ok ilgilendiren fotorafnn kulland dildir. Bakn bu fotoraf bizde acma ve/ya tiksinme duygusu uyandrmyor. Acy, endieyi ve yalnzl anlatan ok iyi bir airin yaratt estetik bir iirsellikte kederleniyor, etkileniyoruz. Ve bu acmak duygusundan daha kalc ve etkili!" "Ben bu fotoraflar bir yerde grdm galiba..." dedi Meri. "Mutlaka doktor, bunlar ok nl fotoraflardr!" diye yantlad Ada. "Yamur kz sen bu ii anlamsn!" diye sevindi air Doan Gkay. "Artk neyin fotorafn ekeceini biliyoruz." Asl ustasnn takdirini kazanan Ada zevkten drt ke oldu ve o iimi aydnlatan ngr mngr glmsemesini bizlere bahetti. Biraz mark, biraz cilveli, biraz da utanga prl prl bir k yayld iime. Olaanst gzel ve ok kumrald. Dnyann en mutlu insan oluverdim o ksack zaman biriminde. O kadar! "Bana msaade ederseniz, artk eve dneyim ben," diyerek kalkt annem. Eve dnp yats namazn kaza edecek, tebih ekip, dualar okuyacakt. Gzel bir gece geirmiti, daha gzelleri yaansn diye, iinde benim ve Meric'in adlar geen dualar edecekti. "Kahvenizi iseydiniz komu!" dedi Yaar Kalfa. "Geceleri kahve iemiyorum, kafein mi bilmem ama bi ey uyutmuyor sonra." "Sizi geireyim Zbeyde Hanm. Geliiniz bizi ereflendirdi. Artk daha sk bekleriz, tamam m? Biz eski dost, eski komu neredeyse akraba saylrz artk! iki gnlk lml dnyada daha sk grp, elenmeliyiz... Bak biz de yalanyoruz artk..." "Aman Sreyyacm, imdi bu firakl konumalarn sras m? Ne gerek var byle eyler sylemeye yani? Siz ona aldrmayn Zbeyde Hanm. Zaten hassas bir bnyesi var, biraz iince de byle bebekleiyor ite. Bilirsiniz altn gibi kalbi vardr. Her zaman bekleriz. Gle gle." Annemi eve braktktan sonra geri dndmde masa toplanm, Brkan'la Pervin Gkay bir kede i konuuyor, Meri, bahevan akir Amca'yla tavla oynuyor, Sreyya Mercan, Doan Gkay ve Ada hl Dorothae Lange'n albmne bakp, konuuyorlard. Onlara pasif olarak katldm. Onlar dinledim ve Ada'yi seyrettim.

Ada bize dnmt, evet yllardan beri ilk kez eski neesi, canll ve tutkusallyla buradayd ama bunun ne kadar gerekti ve ne kadarn ben dlyordum ?.. Biraz sonra Ada'nn ayr bir stdyo-ev kiraladn, artk Be-yolu'nda yaayacan renmitim. Kzlarnn yeniden yaama dnmesi iin her trl zveriye hazr olan anne ve babas bu fikri pek beenmeseler de kar kmamlard. Donup kaldm anmsyorum. Ada yeni bir yaama balamak iin hazrd ve yola kmt bile. Yerinde sayan, kararsz ve akn bekleyen bendim. Ben hep bekliyordum. Kendimi beceriksiz ve ie yaramaz hissettim, iyi ama ne bekliyordum ki? Aptaln birisi olduuma bininci kez karar verdim. Herkesle vedalatm ve hemen kardaki evimize gidip saklanmak iin ayrldm. Bizim evin ikinci katnda, annemin odasndan solgun, sar bir k yaylyordu. Annem seccadesine oturmu, yasin okuyor olmalyd. Annem. Geride kalan tek ailem. Annem. Hl direnen ve yaam savunan kadn. Annem. Elinde kalan tek umuduna canla bala sarlan gl kadn. Tek umudu ve yaam kayna kk olu, Mavi Tuna's hl kararsz ve beceriksiz... Ara, ah Ara, neden atladn o karanlk denize? Neden gittin Ara? Neden hep yanmda olacakm gibi glydn, ve neden abucak ekip gittin? Neden kandrdn beni? Anneme koup, kk ocukken yaptm gibi sarlmak, bam omuzuna dayayp, onu yattrc okaylaryla sakinlemek istedim. Ne kadar huzursuzdum, ne kadar gergin! Ara gitmeseydi ne olacakt sanki? Ne mi olacakt? Ada'y hep yanmda bulacaktm, mutlu grecektim, ondan ayrlmama gerek kalmayacakt... Belki! imdi yine kaybediyordum onu. Benden, kkten, mahalleden, Kuzguncuk'tan, ailesinden, ona Aras' anmsatan her eyden kayordu. Belki de en ok benden... Gzlerim karncalanyor, burnum akmaya balyordu ama ben alamak iin hazr olan bedenime kar koymaya alyordum Belki de Ada'y kibirli, souk ve bencil bulanlar haklyd. Bu yamur kz, bu kumral hzn, bu halkz aslnda bencilin tekiydi ve benim sevgimi hak etmiyordu bile! Evet evet, markt, kibirliydi ve daha kckken talarla konuurdu. Kk, beyaz mermer tala konuurdu, ona o gn rastlamtm. Ne gzeldi ve ne ok kumrald! Bir eine rastlanmayacak kadar bir taneydi! "Tuna!" Heyecanla dndm. "Annem evlenmek istiyor," dedi Meri. . Karanlkta yzn seemiyordum ama kahve kokan nefesinden burnumun dibine sokulduunu anlyordum. "Bana ne!" diye baracama sustum ve: "Aman ne iyi!" diye geveledim. "Aslnda uzun zamandr beraberlermi, ama imdi adam karsndan boanm ve evlenmek istiyormu annemle. Evlendiklerinde annem onlarla yaamam istiyor." Meric'in anlattklar o anda bana uzayda kefedilen iki yaratn evlilik hikyesi kadar uzak ve ilgisiz geliyordu. Kkn bahesinde beni beklemi olmalyd. Belki de ben kendi kendime konuarak Ada'nn beyaz mermer tan zlerken o da yanmdayd ve her eyi iitmiti... "Annene destek olmalsn Meri," dedim hi dnmeden. "Ben onlarla yaamak istemiyorum ki... Ben Kuzguncuk'tan ayrlamam. Anlaana Tuna! Hem zaten okulun bitmesine bir yl kald unun urasnda!.." Neredeyse alayacakt, sesindeki yalvar anlamamak iin essek olmak lazmd. "Yurda karsn!" dedim essek sesiyle. ' O zaman Meri alayarak kke doru komaya balad. Ben ne dedim imdi? Meri, incitmeyi en son isteyebileceim insanlardand ve ben zaten incitmeyi sevmezdim. Yoksa herkesin incitebilecei birileri olduu doru muydu? ylece kalakaldm orada bir sre. Meric'in ne demek istediini bal gibi anlyordum ama anlamamak iime geliyordu. Tanrm, neden her ey byle kark ve ters olurdu hep? Ardndan gidip gnln alabilir, ortada kalmadn, isterse okul bitene kadar bizde kalabileceini sylerdim. Kald ki son yllarda yatmak dnda tamamen

bizim evde annemle yaad da sylenebilirdi. Ayrca halas ve enitesi onu sokaa atmyordu ya... Donmutum. Ayaklarm topraa yapp kalmt. Kapkaranlk bir yaz gecesi kkn bahesine aklp kalmtm. Kle gibiydim ve yaamn diretmesinden bkmtm artk. 269 Neden sonra arkam kke dndm ve annemin odasndan -----yaylan a doru srklenen admlarla yrdm. Yrdm. .,...:;:;.. lMDl'NlN GEMi OLDUU ZAMAN "Sevgili nedir, cennet >MS buny bilselerdi hi kimse bugn yarna vermezdi." , , eyh Galip "Hi kimseyle hemfikir deilim, artk kendimle bile," dedi Tuna. "Sayklyo gene bu senin retmen, can Musa olum. Uyandr uncaz da biraz huzura kavusun can." "insan uykuda bole dzgn konuur mu anacm. Grmez misin bu meftun retmen yar baygn yayo." "Kendimi yllardr tehdit altnda hissediyorum, nsan olarak, erkek olarak, k olarak, politik olarak hep tehdit altnda yaadm..." "Bak demedim mi sana anacm," diye yineledi Musa, "Uykuya yattnda bile tamamen uyuyamyo biare. Zebaniler, eytanlar kyo karsna. Zehirli sularla yunup ykanyo dlerinde..." "Cin mi arpm retmeni ana?" diye zlerek sordu kk Ltf. "Cin diye bi ey yok ki salak!" dedi srtarak Ali. "inanszlk kahrediyo onu anacm. Biraz fazla okumu, yazm buncaz insanlarn inanlar zayf olunca, ite bole saptve-rirler, evlerden rak, selamn kavlen..." Kulan ekip, iaret parmann eklem kemiiyle sedirin tahtasn kez tklatt Musa. "Dnyay kurtarmaya kalkar ama sonunda ya ukala dmbelei olup, yapayalnz kalrlar, ya da bunun gibi dalr, kendilerini bile kurtaramazlar! Bak biz esnaf adamz, evvel Allah hemencik anlarz insann hamn, pimiini. Allah selamet versin, Tuna iyi ocuktur, pek de inanl bir aileden gelir, lkin..." "Ben de sevdim bu drtgz kara olan amma ne yapicez ki? Kalk kz, kolonya neym kaldysa getir. Naneli su kaynat... biraz okuyaym, sevaptr adama... O da anasnn kuzusudur, ne de olsa..." Her uyannda kendini ayn kasaba evinde, ayn aile ile birlikte yoklukta bir yere skm olarak bulmak Tuna'mn dkrklk snrlarn oktan amt. Bilinmeyen bir corafyada, kaybolmu bir zamanda ve belirsiz bir bekleme noktasnda asl kalmt. Gerek dnyayla tek balants Musa'yd ve ona canyla diiyle tu-tunuyordu. Uyansa, ah bir uyansa bu karabasandan tamamen kurtulacan biliyordu ama Allah kahretsin, bir trl uyanam-yordu ite. Uyanmak bu kadar zor muydu gerekten? Uyanmak hep zor ve acl m yaanr sahi? Elleri kollan saldalyeye bal yere atlayp, srnrken kafasn arptnda sevinmiti. Bu kez uyandnda mutlak kacakt bu kbustan. "Bir eyi ok istersen olur," derdi ya dedesi, ite o yzden ... Ama yine yle olmad. Uyandnda i odada Musa'nn yatann karsnda yatyordu ve elleri, kollar zlmt. Musa tra olmu, yzne hayat renkleri konmu, stne biraz kk gelen sivil giysiler iinde yanbanda oturuyordu. Bir baca yoktu ama yznde yle umutlu bir sevin ldyordu ki, eksik bacak akla bile gelmeyecek kadar glgeli, uzak bir gemite ka-lvermiti. insann yzne byle bir mutluluk ancak iki durumda yaylr: kken ve k olduu kiiden karlk bulmuken! Musa'y ocukluundan beri byle canl, gler yzl grmemiti Tuna. Grdklerine inanamad iin gzlerini yoklad. Evet gzl yoktu. "Gzlm nerde?" diye panie kapld. "Al can olum, krlmasn diye sakladydm." "Saol muhterem kardeim, Allah senden raz olsun. Hatice Ana'm, senin sayende kurtulduumu syler. Hakknda kt dncelere kaplmlm olmutur. Allah affetsin. Sen de bala, hakkn kalmasn stmde retmen!"

Son yllarda o, ksk gzlerinde tek bir umut parlamayan ve camiye gitmeyen herkese dman kesilen bakkal Musa gitmi, yerine ocukluk arkada, sevecen Musa gelmiti. Hogryle ykanan yznde dmanlk izi kalmamt sanki. 272 "Rica ederim Musa, ben ne yaptm ki..." Kendisine teekkr edilmesinden feci utanan insanlarn tm gibi rahatsz olup, kasld kald Tuna. "antandaki ilalar olmasa kurtulamazmm, der Hatice Ana'm. Allah tutuunu altn etsin Tuna kardeim." "Hatice Hanm olmasayd ikimiz de yoktuk. Bir kbus bile olsa iinde salam kalmak gerekir, yoksa uyanma ansn kalmaz..." "Buyur?" "Asl onlara teekkr etmek lazm," diyordum. "Onlar Allah kartt karmza. Hepsi ama hepsi Allahn sevgili kullar..." "Ni demek can evladm, kim olsa yapard. Dinimiz insan sev-gisidir can oullar. Allah, 'seni seveni severim' buyurmu." "Su ister misin Musa Abi?" O zaman kz yeniden grd Tuna. Saz alan melek yzl kz sanki o uyuduu srada bym, serpilmi, gen kz ocuksulu/ undan gen kadn gzelliine atlamt. Uzun simsiyah salarn at kuyruu yapm, kendince sslenmi, sesinde apkn prltlarla ortada salnyordu. "Su gibi aziz ol, ellerin dert grmesin Sular," dedi Musa, nereden bulduysa utanga bir delikanl sesiyle. "Afiyet olsun!" diye kikirdedi Sular. "Tamam, bir bu eksikti imdi!" diye iini ekti Tuna. Dorulup, oturdu sedire. Gzlklerinin yetersiz mercekli camlarn artk le gibi olmu komando niformasna sildi. Dikkatle Musa'y ve kz szmeye balad. O ikisinin gzleri oktan birbirlerinden bakasna kr olmutu. -4 "Ne zaman oldu bu? ok mu uyudum ben Musa?" : Sesi olup biteni henz kavramam insanlarn akn sakinliindeydi. "Uyumak denmez seninkine muhterem kardeim. Kendinden l geip durdun gnlerdir," dedi Musa gzleri mahcup bir sevgiyle , Sular'ya kilitlenmi olarak. "Anlald. Yine ayn terane... Bu kez iine biraz romans kat-1 larak eitlendirilmi bir senaryo. Sandm kadar zeki bir sena-1 rist deilsin sevgili bilinaltn!" "Buyur kardeim?" "Gene dellenmeye balad bu ocuk bak can olum!" ; Aniden yerinden frlayan Tuna, sevinle bard. "Tamam, buldum! imdi faka bastrdm onu!" "Kimi? Ne diyorsun kardeim?" '"' "imdi bir k yolu buldum Musa! Madem iyiletin artk kp gidebiliriz bu kasabadan. Sonra geldiimiz yollar da aynen takip ederek ilk kbusa dner ve bu beladan kurtuluruz! Anlyor musun ha?" "Selamn kavlen... Bela deme kardeim. Dur bi yol, sakin ol yahu!.." "Bak, sen iyilemeden gitmeme onlar izin vermediler, ben de kamak istemedim, ama imdi, imdi gidebiliriz... Hem benim bu karabasandan uyanmam hepinizin kurtuluu olacak, yemin ederim Musa!" Bo bulunan Musa isyan etti, "Ama ben daha iyilemedim ki!" "Musa Abi gidecek kadar iyilemedi ki..." diye atlad Sular. "Hem o giderse bizi kim koruyacak?" "Sen sus kz!" diye azarlad annesi Sular'y. "Harika, ite bu harika!" diye dilerini gcrdatt Tuna, kollar yanna derken. Sinirlenmeye baladn hissediyordu. Daha bir zaman nce - ne kadar zaman bilmiyordu artk - ayn askeri kamyonla bu kasabaya doru gelirlerken mezhep farkll nedeniyle ailesinin ldrldn anlatan ve intikam and ien Musa, imdi ayn farkllk nedeniyle lme kar direnen br mezhepteki insanlar korumaktan sz ediyordu. "Peki onlar kime kar koruyacaksn Musa? Ha?" Gzgze geldiler. Musa gzlerini kard, baklarn saklad Tuna'dan. "Sen bizi dmana kar korursun, di mi Musa Abi?" dedi hayranlk dolu bir sesle Sular.

"Hangi dmana acaba?" diye sinirli sinirli iini ekti Tuna. "Hangimiz dman, hangimiz dost? Kim kimi kime kar koruyacak? Nasl ayracaz birbirimizi bizden?" Birden yirmi yl yalanm hissetti Tuna kendini. aresiz ve yorgun, ama ayn zamanda fkeli. Yanaklarndaki kaslar seyriyor, dileri aresizlik ve fkeyle birbirine kilitleniyordu. Yeniden sediKAM18 re oturdu. Daha dorusu kt. Yalanmann en belirgin etkisi yorgunluktur. 74 Aniden pencereleri smsk rten simsiyah perdelerden i av-"***' luya bakan birinin alm olduunu ayrmsad. Hava kararyor-du. Akamstlerinin hznl yalnzl doldu iine, iyice yabanc ve yalnz duydu kendini. Hatice Hanm elinde ksk fitili yaklm bir gaz lambasyla odaya girdi. Kk Ltf uyuyor, Ali yan odada nbet tutuyor olmalyd. Her ey hep aynyd. Daima geici ve tehlikeli koullar altnda hep bekliyorlard. Korku ve kukuyla, tevekkl ve alkanlkla... "Hadi kz dediimi yapver!" diye fsldad kadn plastik bir tepside ay servisi yaparken. aylar zenle demlenmi, yannda eker ve peynirli durum ekmei vard. "Bu da nereden kt, hani eker, un, peynir bitmiti?" diye ard Tuna. Taze demlenmi ayn ve yeni pimi durum pidesinin kokusu yle itah acyd ki, bir zamanlar yaam sevincinin ne olduunu bildiine dair bir eyler hatrladn duyumsatt Tuna'ya. "Hii ite... le, sevinli, kutlanacak bi durum falan iin ayrvermiidim, afiyet eker olsun can olum!" "zel kutlanacak ne oldu ki? Sava dediiniz karabasanm bit-tiyse ne demeye buradayz? Deilse neyi kutluyorsunuz?" Anne kz anlaml anlaml bakp, glmsediler. Hatice Ha-, nm'n glmseyebiliyor oluu artt Tuna'yi. "Hadisene kz, hemencik balasana una!.." Onlar aylarn iip, drmlerini yerken, Sular nazh bir glmsemeyle sazna uzand ve gencecik soprano sesiyle oday hasret rengine boyad. "Yksek yksek ovalara ev kurmasnlar, Ar ar memlekete kz vermesinler, Annesinin bir tanesini hor grmesinler, Uan da kulara malum oldu, ben annemi zledim, Hem annemi, hem babam ben kym zledim. "Babamn bir at olsa, binse de gelse Annemin yelkeni olsa, asa da gelse Kardelerim yollarm bilse de gelse Uan da kulara malum oldu, ben annemi zledim, ;'.$ Hem annemi hem babam ben kym zledim." / Aniden bastran mzik Tuna'yi sakinletirdi ama trknn anmsattklar ve Sular'nn incecik sesi de feci kederlendirdi. zlem yakasna yapp silkelemeye, cann actacak denli itip kakmaya balad. Durumu ve ay brakt. stste yutkunarak zlemi gzlerine hapsetti. Ama zlemin yamurdan sonra amuru nlemek iin yere serpilen tala kokusuna benzeyen incecik dumanl kokusu genzine doldu. Bundan kaamayacan anlaynca zlemin kokusunu doya doya ekti iine. Actacandan korkularak ertelenmi duygularn ou gibi bu da sand kadar ok actmad, hatta ferahlatt onu ksa bir sre. Konuursa kendini baka bir duygu durumuna tayp, zlemi maskeleyeceini dnerek Musa'ya sordu. "Musa, biz ocukken sen, Sefer ve ben Kuzguncuk'ta bir ark syler sonra da kahkahalarla glerdik, hatrladn m onu?" "Hatrla sevgilim, o mesut geceyi!" diye gld Musa. "Hani o tombul bi kadn vard, abisi keman alar, o da bahede bu arky sylerdi. Biz, kadn taklit edip, glmekten atlar idik. Hah ha! Sen de amma mzmzlanrdn be Tuna... Kadn da, syle adn... u bizim Hovik'in evde kalm halas canm..." "Tabii ya," dedi Tuna glmseyerek, "Madam Terziyan... Kravat Agop'un kz. Sesi ok gzeldi. Bize kzar, annelerimize ikyet edeceini sylerdi." Gzgze geldiler. Tuna yine aniden ciddileti. "Haklsn Musa," dedi, incindiini hissederek, "O kadn Madam Terziyan, bizim, evet BiZiM Hovik'in halasyd..." Sustu, tekrar kederlenmiti. "Ve bizi asla annelerimize ikyet etmezdi."

Musa baklarn kard. Tuna inatla onu bekledi, ki erkek arasnda gzle grlr bir gerilim belirdi ve elektrik renginde odaya yayld. Erkekler arasndaki srtmeler konusunda igdleri gl olan btn kadnlar gibi Hatice Hanm hemen araya girip, aylar tazeledi, Sular da yeni bir komaya balad. "Blbl olsam varsam gelsem Hakkn divanna dursam .. . Ben bir yanl elma olsam \' . ',,> -;.. ?; ,i\fy^, i,j./":,. ;.;} -^if ^ ..-. ,..-. Dalnda bitsem ne dersini. .. . ) Mivw'i'n^ : .vi ?::.}?:'. ^/v* ,ufi. Sen bir yanl elma olsan ;<. .;;;?j.v:^ >5ih :-'. ^:.>. ^^i'^tv;^1" ..;.;/ Dalmda bitmeye gelsen ^KX;*:*/ !/* i',;;;:. Ben bir gm vmen olsam eksem indirsem ne dersin Sen bir gm vmen olsan ekip indirmeye gelsen Ben bir avu dar olsam Bir bir toplasam ne dersin Sen bir avu dar olsan Yere salmaya gelsen ben Ben bir yavru ahin olsam Kapsam kaldrsam ne dersin? Sular'nn genliiyle getirdii tazelik, henz masum oluuyla tad umut, sesinin gzelliiyle birleince odaya huzur renkleri yayld, sanki gaz lambasnn fitili aniden sonuna dek alm gibi aydnland mekn. "Eline, diline salk Sular. Pek gzel syledin!" "Teekkr ederim Musa Abi, sen beenirsen, hep sylerim," diye cilveli glmsedi kz. Glmsediler. "Ne iyi ki, gzellik ve iyilikler tek bir rkta, cinsiyette, hele hele tek bir din ve mezhepte toplanmyor..." diye sevinerek fsldad Tuna. "Biliyorsun artk Musa!" Musa ne diyeceini bilemedi. Tuna'nn ineli szleri cann skyordu ama Sular'nn hayran baklar altnda daha nce hi bilmedii biimde yumuayp, eriyordu. "Kusura kalmayn, ben bi abdesthaneye gitcem. Tuna retmen gel, sen bi yardm et bana hele." Tuna nasl yardm edecei konusunda akn, daha ok kesilen bacak nedeniyle huzursuz bakakald. "lk rendiimde, yarm adam olacama keke lseydim, diye dndm ama sonra... Allah tl yle istemi, kaderimizmi deyip, halimize krettik. ikyet etmek gnahtr, Allah'n gcne gider. Hem sonra, ey... u denei uzatver bana.. Kaln bir aa dalndan yaplm uyduruk koltuk deneini o zaman grd Tuna. Kaba saba, ekilsizdi ama i gryordu. "Hadi koluma gir retmen, hela bahede." Yldzl bir yaz gecesinde baheye ktklarnda Tuna ilknce ard kald. Geceleri dnyann tavanna yldzlar asldn unutmutu. Hemen sonra sevinten ldracak gibi hissetti kendini. "Musa biz hl yayoruz! Bak temiz hava, yldzlar, toprak, bahedeki aa! Musa buradan kap, ilk kbusa dnersek, ben uyanabilirim! Yemin ederim uyanabilirim!" "Dur kardeim, dur, brakma beni dcem valla! Daha alamadk tek bacakla yrmeye yav! Hem kessene u sesini sen! Yapma Allah akna! Yav aka deil, savatayz, bi duyan olursa..." Tuna'nn ani neesi, aniden kedere dnverdi. Sevincin krlm paralar sinsi kymklar gibi batt bedenine. "Bak muhterem kardeim, seni mahsustan baheye karttm. nk sana diyeceim vardr. Dinle Tuna, ben burada kalcam ve Allah nasip ederse, Allahn emri, peygamber efendimizin - sallah ve selam stne olsun - kavliyle, hem de onlarn geleneklerine gre Sular'yla evlenecem." "Nee? Musa sen delirdin mi be!" diye haykrd Tuna, "Yav sen evli barkl, ocuk babas kocaman adamsn... Hem Sular senin kzn yanda... ocuk o daha!" Ban ne edi Musa. Utanga bir sesle konutu; "Gen kadn daha hamdr, bilirsin ite..."

"Onlar etkilemek ok kolaydr, demek istiyorsun! Ahh Tanrm, bu kolayclk zihniyetini hi anlamammdr zaten." Ani fkesi, yine aniden hznle yer deitirdi, i yanarak, iir okur gibi ban gkyzne evirdi; "Halbuki ak... ak imknszn zaferi olduunda dorua ular!" Musa sesi titreyerek szn kesti Tuna'nn, "Ailemi kr bakla kesmiler, kalan kimsem yoktur Kuzguncuk'ta." "Musa Kuzguncuk'ta byle ey olmaz! Hl anlamyor musun, btn bunlar u benim lanet olas beynimin korkular ve bela rengi fantezileri... Btn bunlar bir kbusun paralar!" "Selamn kavlen... Bela anma kardeim..." dedi Musa ban kaldrmadan. Sesi yumuak, hatta efkatliydi. "Kzmyorum sana artk. Sen de bole kurtaryosun kendini... Az kahr ekmemisindir bilirim... Hem aslan gibi abin, hem baban... Kolay deil, haklsn. Beri yandan... Sevdiin kz da... insan sevince... Meer insan sevince baka olurmu halleri..." Sustular. Yldzlarn gkte fnk att ahane bir yaz gecesinde iki ocukluk arkada Anadolu'nun herhangi bir yerinde karartma altnda bir kasabada konumadan kaldlar. Bir tek crcr bcekleri konuuyordu. "Bu kz beni hayata ekiyo Tuna," dedi ekinerek Musa. "Daha nce cinsi latiften birine hi bole bi ey duymuluum yoktur. Benim hanm, Allah rahmet eylesin, grc usulyle hellim olmu, iyi ahlakl, dini btn bi hanmd... Amma bu kz... O iime bi ate drmtr ki... Hellim olmadan konumam doru deildir..." "Ak!" dedi Tuna yldzlara bakmay srdrerek, "Ak nasl da yakar insan... nce sevinten, sonra da acdan... Ne gzeldir ve ne ok actr!" "Bi tuhaf oldum ben Tuna... ocuk gibi bi hallere dtm, iim iime smaz, yerimde duramaz oldum." "Ak kimseye lks olmamal Musa." "Yzme nur yayor onu grnce..." "Ak, sevdiini her grdnde yeniden domak sevincidir." "Sanki bir peri, bir melek o! Cennette bir aa, zemzem Sular..." "Ak, onun her fiskesinde bir kez daha kanlar iinde uzun uzun can ekierek lmektir." "Beni istemez, beenmez diye ne azaplar ektim, utancmdan lecektim az daha." "Ak, teyakkuzda tutmad vakit tavsamtr." "Onu mutlu etmek, yzn gldrmek, hayat kadar aziz bi vazifedir bana artk." "Ak, azaplarn en esizi, sevinlerin en derinidir." "Ahhh Tuna, bir bilsen!.." diye iini ekti Musa. "Aka inanmayan biri olsaydm, acaba kbuslarmda bile akn bu denli yeri olacak myd?" diye sordu kendine Tuna. O srada uzaktan bir kpek uludu. '' '"" ''> ' "Peki aranzdaki farkllk ne olacak Musa? Hani uruna kan dklen, kini yzyllardr taze tutulan farkllk, h?" 279 "Onlar baka ama!" diye isyan etti Musa. "Rahmetli babas -bu savata ldrlm, Allah o yattka ocuklarna mr versin, Cem Dede'si imi. imam Zeynel Abidin soyundan gelirmi. Pek muhterem, yolu Allah'a dnk bir zat yani... Hem sonra hepimiz elhamdllillah Mslmanz, ayn dinin ocuklaryz." "Offf!" diye derin derin iini ekti Tuna. "Onlar farkl diyorsun Musa. Hepimiz farklyz, iyiyiz, gzeliz de neden hepimiz hepimizi ldryoruz Musa?" Sustu Musa. Bir sre hi konumadlar. "Hazr baheye kmken hacetimi grsem, zahmet olmazsa?" dedi Musa sonra. Tuna srtn Musa'ya dnp, ona yaslanarak destek oldu. Musa kendine kk gelen pantolonun fermuarn ap, bahenin ortasna iedi. "Kusura bakma ama Tuna," dedi iini bitirirken, "Senin asl skntn ne biliyo musun? Sen fazla dnyosun kardeim. Brak derin dnmeyi. Savataysan sava, bartaysan bar yaamaya bak. Sen hayaller lemindesin ve hep rya gryosun! Ayaklarn yere basmyo senin. Bak bozulma ama sen ocukken de byleydin, hi abine benzemezdin! Sana ne lazm biliyo musun?"

"Bana ne lazm Musa?" diye sordu bezgin bir sesle Tuna, Musa'nn yambanda, stelik byle gzel bir gecede ortalk yere iemesini bir hakaret gibi alglamt. "Sana inan ve ak lazm kardeim. Hemen iyileir, ifa bulursun inan olsun." Bir yandan koltuk deneine, srtndan da Tuna'ya yaslanm olarak glkle pantolonunun fermuarn kapatt, ii bitmiti. "Siz daha adn bilmezken tattm ben aklarn en gzelini," dedi Tuna buruk bir glmsemeyle, "Aklarn ve dostluklarn en gzelini." "Yine mi o kz?" "Evet Musa, benim ak adresim hep o kumral kzn corafyasna yazldr." "Peki ya karn?" ' "O da bir eit ak olmal Musa... Akn bin eidi var, derler ya..." 280 "Hani senin itibar ettiin dzen tek eli deil midir Tuna?" diye damarna bast Musa. "Evet yle. Bir insan ayn anda birok kiiyi sevebilir, ama bir kiiye ktr Musa," diye fsldad Tuna. Sesinde rengrenk balonlar hlyal hlyal uuuyordu. Musa, balonlar grnce ard, onlar havada dans ederken izlemeye koyuldu. Yznde akn bir glmseme belirmiti. "Ama bir erkek yaam boyunca aslnda bir tek kadn sever. nce ve sonrakiler birer aray, ka ve aldantr!" Sesinde uuan btn renkli balonlar grltyle patlayp, yere dtler yumuack. "Kendimi ve Ada'y mutlu edemedim Musa... Hi deilse beni seven birini mutlu edeyim diye Meri'le evlendim ve onunla yayorum. Hem insanlar honut etmekten zevk alan, doutan 'iyi' olmak zorunda birisiyim ben... Bilmezmi gibi gelme stme..." Sustu. "Enayinin, salan teki de diyebilirsin... Naslsa arkamdan syleniyor..." "Yapma kardeim... Harap etme kendini... Allah- tl, 'inancnz kaybetmeyiniz' diye buyurmutur, istersen sen bunu 'umudunu kaybetme' diye yorumla ama brakma kendini... Hem Ada..." "O ok farkl bir konu!" diye Musa'nn szn kesti Tuna, "Ada bir k, bir serap, bir mucize gibi soyut bir kavram... Ada, artk benim derimin altnda, canmn iinde, Musa!" "Zor be kardeim!" dedi Musa iini ekerek, "Sevda, Allah'n ; bize hayattan sonra sunduu en byk nimettir." Bu kez ard Tuna, "Konuan sen misin Musa? Sahi sen misin, ha?" diyerek eilip yannda duran Musa'nn yzne bakt Tuna. Musa ona aldrmadan srdrd konumasn, "Yce rabbim, 'kinden, nefretten arnnz!' buyurmutur. Bak bi i savatayz, kim le, kim kala... ehitlik mertebesine ykselmek de var... Bari kanlmaz sona varmadan yunup ykayalm iimizi dedik..." "Tabii ya!" diye ac ac glmsedi Tuna, "Ben de bunu yutacam sanki... Her ey byle abuk ve inanlmaz deisin, yllardr senden duymak istediklerimi imdi bir rpda duyaym ve bunlarn gerek olduuna da inanaym? Ha ?.. Yok yle yama! Btn bunlar bir kurgu, bir ryann blmleri... Her ey ok iyi dzenlenmi grnse de uygulamada asl belirleyici etken saptyor!" zlerek ona bakt Musa. "Zaman!" dedi Tuna, "Farknda msn, zaman kavram yok bu yaadklarmzda, ha?" "Fesuphanallah!" "Zaman, olaylarn birbirini izledii ortam, ya da imdinin gemi olmasn salayan kesintisiz hareket diye tanmlanr, deil mi? Tamam. Peki neden fizik ve felsefe 'zaman' ayr ayr tanmlarlar, hi dndn m?" "Hayr." "nk Musa, nk aslnda iki trl zaman vardr. Birisi olaylar art arda geli sras iinde iaretler, br ruhun yaradlndan sonra ortaya kmtr ve ruhun deimedii durumlarda zaman bilinmez olur, rnein uyurken!" "Gene kitap gibi konumaya baladn sen..." diye hayfland Musa.

"Doru, zaten bu sylediklerimi ben de filozoflardan rendim. Ve madem zaman, 'eylemsel olarak var olan kavramn ta kendisidir", yani her trl gerein onayland yerdir de neden imdi zaman denen ey yok burada? H?" Can sklarak iini ekti Musa. "nk Musa, imdi ben uyuyorum ve bu kbus balayal beri zaman kavram yok oldu!" "Peki Tuna, peki muhterem kardeim, yle olmutur, zme kendini artk..." diyerek bota kalan eliyle Tuna'nn omuzunu pat patlad Musa. "Ben gideceim Musa. Buradan kp, ilk kbusa dneceim ve oradan da gerek dnyaya geeceim. Sen burada kalmak ve bu ak yaamak zorundasn. Naslsa sonunda Kuzguncuk'ta greceiz!" "inallah Tuna kardeim. Allah o gnleri, bar, akl btnl ve huzur dolu gnleri grmemizi nasip eder inallah!" "ite bu dediklerin iin nce benim uyanmam gerek Musa!" "Allahm bu zavall kuluna akl ihsan et yarabbim!" 281 "Sen inanma bana Musa, olsun, altm ben buna." "Hakkn hell et Tuna kardeim. Kendine mukayyet ol. Allah 282 hepimizi korusun!" Sarldlar. "Tpk filmlerdeki gibi," diye dnd Tuna. "Hoakal Musa. Bir ryann iinde bile olsa ak ve farkl olana hogry tanman beni ok mutlu etti, bilmeni isterim." Gld Musa, "insan, Allah'n suretidir Tuna. Ben senin kadar ok okumadm, cahil saylrm ama hi kimsenin kendinden kaamayacan bilirim kardeim." Krk dkk glmsedi Tuna. Vedalamay hi sevmezdi. "Brak artk kamay Allah akna Tuna!" "Hatice Hanm'a, Ltf, Ali ve Sular'ya selam syle, acele gitmesi gerekti de Musa." "Meraklanma, onlar bunu zaten biliyorlar." Bahe kapsna doru ilerlerken cebindeki beyaz, elips eklindeki kk ta smsk tutuyordu. Tam kyordu dnp fsldad, "Syle Ali'ye, benim tfeim botu," dedi. "Ali'nin tabancas da," dedi Musa glerek, "Analar hepsini boaltm!" ARETLER NCE MASUMDUR ve neden yor ocuklar koca bir ehir yanmken?" Hseyin Yurtta (XX. Yzyl Adan) "Ellerini kaldr! Arkana dnme!" Yldzl gn altnda, dar, kesme tal yollarda kaybola kaybo-la yryor, aniden gelen eksik zgrln aknln yayordu. Bedeni gszd ama kendini uzun sredir hissetmedii kadar iyi hissediyordu. Kurtuluun uzakta olmad umudu bir kez insann kanna girmeye grsn, artk en uursuz iaretler bile anlalmaz sevin krntlar tar! Yaknda Kuzguncuk'a dnecekti. Balkonda yarm brakt o canm kahvalty bitirecekti nce. Hayr hayr, daha nce Ada'y bulup, gazetelerdeki o "yargsz infaz"n at yaralar saracakt. Baylan'a gidip, arka bahe kapanmadan birer kp griye yerlerdi. Ada ektii yeni fotoraflar gsterir, sergi haberleri verirdi. Sonra koluna girer, "seni zledim be Mabel!" derdi. O byle deyince ektii btn skntlar biter, yeniden doard. Biliyordu, bu hep byle olurdu ve lene kadar da byle... "Ellerini ensene koy!" Tam u i sava samaln ve kbusu bir kenara brakm... Tam Ada'ya ulamay dleyebilmi... Tam ellerini ceplerine sokmu, ne srt antas, ne tfek... Evet, iir kitab da antasyla birlikte o evde kalmt ama ne gam! Naslsa tm iirleri ezbere biliyordu. Hem belki Musa bu gidile air Doan Gkay'n iirlerini okumaya da balard ?.. stelik en nemlisi, o beyaz, elips eklindeki beyaz ta yannda, cebindeydi. "Bir numara yapaym deme asker, mhlarm!" Srtnn daha ok beline yakn blgesine dayanan kocaman sert cisim, etine batrld iin imdiden actmt. Silahn dayand noktadan arkasndakinin ksa boylu, sesin tonundan da gen biri olduunu dnd Tuna. "Yr bakalm!"

Elleri ensesinde birbirine kenetli, srtna dayal silah zoruyla yldzl bir yaz gecesinde yrmeye koyuldu. Birbirine benzeyen darack sokaklarda sanki ynn kaybettirmek amacyla yaptrlan bu uzun yry srasnda, kasabann tahmin ettiinden daha byk olduunu fark etti. Oysa yn duygusu zaten zayft ve nerede olduunu hi anlamamt... Giderek evlerin azald, kasabann dnda bir yere vardlar. evredeki tektk binalarn gecekondu olduunu dnd Tuna. Her yerleim biriminin evresinde mutlaka bir gecekondu eridi olmas gerekiyor muydu? "Aalanmln bir i sava nedeni olduunu Hegel mi sylemiti?" diye sordu Tuna. "Kes sesini!" diye emretti arkasndaki ksa boylu, gen erkek sesi. Kesti sesini Tuna. Terk edilmi bir yerde, derme atma bir kulbenin nnde durdular. Birka saat nce ordan burdan toplanan tahta ve talarla alelacele yaplm gibi grnen bir barakayd buras. Onu kapnn nne itekleyen silahl adam kapya drt kez vurdu. "Eyvahh, yeni bir i-kbus blm balyor!" diye inledi Tuna. Alan kapda, kafasndaki siyah kar maskesinden alev alev yanan gzleri fkran bir baka adam belirdi, elinde makineli tfek vard. Tuna'ya bakt, elini uzatp omuzundan bir bcek tutar gibi yakalad ve hmla ieriye ekti. Sonra yere itip, delirmi gibi dvmeye balad. nce gzlnn yere dtn ve birinin postallar altnda trdadn duydu Tuna. Ne olduunu anlamadan kafasna, srtna ve kasklarna inen tekmelerden korunmaya alrken, acdan katldn hissediyordu. Onu dvenin on -on be baca, aya ve kolu vard ve ayn anda onlarca azdan huu iinde kfr ediyordu. Btn azlardan annesine ve karsna hakaret yayor, slalesinin binlerce kez rzna geiliyordu. Bu insanlar bu kadar fke ve kine srkleyecek ne yaptn dne-ek durumda deildi, ii ekiliyor, acdan ldracak gibi hissediyordu. "Delirmisiniz siz!" diye bard, "insan deilsiniz siz!" Sert bir cisimle kollarna ve gsne vurduklarn hissettiinde artk ac duymadn sand. Azndan akan lk eyin kan olduunu dndnde, artk onu kan tutmadn anmsad. "Ryamda lyorum," diye dnd. Midesi bulanyordu, gzleri kararmt. "Bu kadar nefret ve iddet nasl sar insan bedenine?" diye bard. Sesi kmad. "Ama ya rya deilse..." derken kendini kaybetti. Gzlerini atnda ilk duyduu ey felaket pis bir koku, ilk grd ey niformasnn zerine sram ve artk kurumu kan lekeleriydi. Ne zamand ve ne kadar zaman gemiti, artk hi bilmiyordu. Genie bir odada, elleri arkadan bal olarak duvar dibinde oturur buldu kendini. Oda hemen hemen botu ve ok pis, ama feci pis kokuyordu. Midesi buland, birka kez rd. Gzlkleri olmad iin her ey bulankt. Biraz kmldamaya alnca bedeninin iddetle armaya baladn hissetti. nce kollarnn ok ardn, sonra boynunun daha fazla, ardndan srt ve gs ve sonunda bann en fazla ardn anlad. Her hissettii organ, nce kefettiinden daha fazla aryor, soluk alrken srtnda batma acs duyuyordu. "Kaburgalarm, kollarm ve kafatasm krdlar galiba!" diye korkuyla rperdi. Biraz ilerde stste ylm bir eyler vard ve kt koku oradan yaylyordu. Net grebilmek iin gzlerini kst, ama yine de grd eyleri kartamad. Gz kaslarn skmak iin urarken yz ok acd. Yznde de yaralar olduuna bu srada karar verdi. Kendini sonuna kadar zorlayarak o ilerde duran yn netle-meye alt ve birden grd eye inanamayarak haykrd; "Ama ceset bunlar!" O zaman kusmaya balad. Kustu, kustu, kustu. Midesinde hibir ey kalmaynca bu kez rmeye balad. "Bizi de ldrecekler!" dedi bir ses. Odada canl bir bakas daha vard. Canl birisi! Yaayan bir bakas! Yaamak umudu olan br! Tuna sesin geldii tarafa evirdi ban heyecanla. "Fena dvmler sizi hocam," dedi ses. 285

Ses tandkt ama odann ortasnda duran ceset yn nedeniyle tam olarak gremedii sesin sahibini kartamyordu. Ho, tam 286 olarak grse bile gzlksz yine seemeyecekti ya... "Ben sizi kurtuldu sanyordum hocam?" "Yzba Birol? Siz misiniz?" diye sevinle haykrd Tuna. "Evet, bunca ikenceden sonra kendime benzemesem de... Beni brakn imdi de siz nasl dtnz bunlarn eline?" "Bir evde saklanyordum," dedi Tuna, "Ama bu karabasandan kurtulmak iin oradan kp, ilk kbusa dnmem gerekiyordu. Biliyorsunuz, ben buralara ait deilim, bu yalnzca..." "Ah tabii..." diye iini ekti Yzba Birol, "Nasl unuturum, btn bunlar yalnzca sizin karabasannzn bir paras, gerek deil!" "Evet." "Ah hocam ah! Sizi Kuzguncuk'tan aldm o gnden beri ayn eyleri syleyip duruyorsunuz. Oysa neler yaadnz, neler ektiniz ama hl aynen diretiyorsunuz! Baksanza u halinize, kanlar iinde esir alnm vaziyettesiniz ve hl bir Kafka romannn iinde olduunuzu iddia ediyorsunuz. Birazdan ldrecekler bizi. "Daha iyi ya!" dedi Tuna ryen insan eti kokusundan baylacan dnerek, "ldrsnler beni, hemen ldrsnler de bu i bitsin! nk bu kbustan skldm artk!" "Yoksa bir eit reenkarnasyon inancnz m var sizin hocam?" "Ne mnasebet!" diye bozuldu Tuna, "Bu yaadklarmn benim bir karabasanm olduuna dair yle ok kantm var ki, asl bunun gerek olduuna inansaydm aklmdan pheye derdim!" "Hl m hocam?" "Elbette. Bakn Yzba Birol, siz kendinize bakn bir yol. Ne gryorsunuz? H? Gen, aydn, pozitif, yapc ve modern bir asker. Siz air Doan Gkay'n dledii ulusal sentezin parlak bir rnsnz. Avrupal standartlarnda bir gen Trk! Banaz, fanatik biri deilsiniz. Kendinize gveniyorsunuz, kltrl ve akllsnz. ada bir subay tipi! Ben Trk ordusunda hep byle askerler olsun isterdim ve bu nedenle bilinaltn sizi yaratt bu ryada... Bilmem anlatabiliyor muyum?" "lahi hocam!' diye ac ac glmsedi Yzba Birol. "Saolun, hakkmda byle vg dolu konumanz beni sevindirdi ama zaten ordudaki subaylarn byk blm hl benim gibi askerlerden olumaktadr. Gryorsunuz, gerek her zaman korkun olmak zorunda deildir hocam! Ve bir asker ne kadar yapc ve modern olursa olsun hedefi 'dman' olarak yetitirilmi bir sava taktik-isidir. Dman olmazsa asker olmaz, bunu anlayabiliyor musunuz?" "Bunu anlamak zor," dedi Tuna, "Dmansz bir dnya iin ocuk yetitirmek varken..." "Ah hocam, gerek dediimiz ey yalnzca insanlarn dnyasnda ve insanlarca yaratlm bir ey deil ki... Bizler aslnda doann esirleriyiz ve onun bir paras, bir rnyz. Siz daha iyi bilirsiniz, edebiyat ve insan sizin alannz aslnda..." "Yava yava, usul usul birikiyor ktlk..." diye fsldad Tuna, "Toplumun blnmesi, gammazln zendirilmesi, mafya, gizli rgtler, terristler, tarikat tccarlar her yerde, her lkede yerleik dzene geiyorlar. Gndzleri normal insan klnda dolaan komu erkekler, bir akam bir ma sonrasnda gz dnm katil holiganlara dnyorlar... Bir daha Nazi vaheti yaamayz diye inanrken, Bosna'da bebekleri kesiyor Avrupal faistler!.. Onvell'n romannda bunlar..." O srada dardan makineli tfek sesleri geldi. Konutuu zaman unuttuu ryen insan eti kokusu yeniden iini bulandrmaya balad Tuna'nn. Bulunduklar odann kap nnde erkek sesleri duyuldu. Hangi dilde konutuklar anlalmyordu ama arada Trke szckler de duyuluyordu. Hzl, kaba ve sert sesler... "Birazdan bizi ldrecekler!" dedi Yzba Birol, dilerinin arasndan tkrr gibi. "Astemen Tuna, vakur ol, metin ol! Sakn korktuunu belli etme ve asla celladndan merhamet dileme! Onlara bu zevki verme, onurunla l!"

"Bir lnn onuru neye yarar?" diye sordu Tuna. "Kelimeyi ahadet getir hocam!" Kap krlr gibi ald, ieriye simsiyah kar maskesi takm, makineli tfekli iki adam girdi. Ksa boylusunun kendini esir alan olduunu dnd Tuna. Yzba Birol'un nne gidip durdular. Siyah tirt ve siyah bol pantolon giymilerdi, ayaklarnda postallar vard. Kollan sim287 siyah bir hal gibi kllarla kapl olan daha uzun boylusu, Yzba Birol'a bir tekme att ve tkrd. Sonra aralarnda konutular. 288 Konutuklar dil birka dilin karm olmalyd ve konuanlarn bu dili hrpaladklar hemen anlalyordu. Arada Trke szckler de duyuluyordu. Kavga ediyorlard. Bu srada arka baheden , nce bir erkek l sonra bir silah sesi duyuldu. Maskeli ve si-lahl adamlar frlayp, ktlar. "Demek byle sakin ve aresiz ldrlmeyi beklemek yalnzca filmlerde olmuyormu," diye dnd Tuna. "Kim bunlar? Neden ldryorlar bizi?" diye sordu Tuna. Sesi ktphanede aratrma yaparken profesrne rastlam . bir akademisyeninkine benziyordu. "B. T. O. diyorlar kendilerine," dedi Yzba Birol, ac dolu bir sesle, "Birleik Terr Ordusu. Her inan ve siyasi grteki btn terrist ve anaristlerin birletii yeni ve byk bir grup. > Kurallar mutlak kuralszlk, hedefleri bu lkeyi ve sistemi yok et' mek. Yntemleri cinayet!" "iyi ama byle bir ittifakn sonu olamaz ki..." "Ah hocam ah! Bu artk tamamen bir zykm, toptan silme, bir kendini yok edi! Saldrganlk ve nefretleri yalnz kendilerinden olmayana kar deil! Artk kendi yaamlarna ynelik katli-. amlar yapyorlar. Baksana ekmek yedikleri fabrikalar, kendi ocuklarnn tedavi edildii hastaneleri ve ailelerinin renim grd okullar bombaladlar. Halar, ameliyat aletlerini, okul , sralarn krp, dktler, yaktlar. Dn de 'davaya ihanet'ten ken-' di arkadalarn ldrdler. Artk ne iin kurban vereceklerine dair llerini yitirmi bir gruh onlar!" "Kolektif lgnlk bu!" dedi Tuna, beyni kaynar suda halanm gibi acyla. "iaretler vard, derken bunu kastediyordum, iaretler nce kansz ve masumdur," dedi Yzba Birol. Sonra inlemeye balad aniden, "Allah kahretsin, artk dayanamyorum bu acya... Sol kolumu krdlar, iime oturuyor bu ac... Uuhhh!.. Gzmden akan ya zntden deil, acdan..." Kendi kollarn ve bacaklarn yoklad Tuna. Tamamen uyumutu. Hibir ey hissetmedi... Yok, hayr... Bir ac hissediyordu ama bu btn bedenine yaylm rm et acs ve kokuuydu. "Agzllk, alkolizm, tketim hrs, ksa yoldan ve her eye ramen zengin olmay destekleyen politikaclar, medya gruplar, rklk ve aile ii iddetin artmas..." son treni yakalamak zorunda olarak koan birinin son abasyla acele acele sayklyordu Yzba Birol, "Bunlar masum iaretlerdi..." "yi misin Birol?" br Tuna'yi duymad bile. "iddet ve saldrganlk bu nedenlerle beslenip, byd... Biliyorsun hocam! Sen bunlar o kadar iyi... Uuffff kolum... o kadar fazla biliyorsun ki... yllardr yaadn kbus bu yzden..." "Ne garip..." dedi Tuna, "'lmek zere' olan iki gen erkek son anlarnda bunlar konumaz sanrdm..." "iki asker!" diye dzeltti Yzba Birol. O zaman, Birol'un bilincinin yerinde olduunu anlad Tuna. "Hem ne fark eder ki..." "Fark eder!" dedi, abucak, "Eder, nk bu konuma byle bir ortamda gerek olamaz! Olsa olsa yldz bol bir yaz gecesinde Boaz'da rak-balk, ya da peynir-arap keyfi atan iki entelektel arasnda bu rahatlkla geebilir. Gryorsun Birol, her ey bu yaananlarn gerek olduu tezini hep rtyor ve ben hakl kyorum!" "Sen bunun bir rya olduunu sanarak leceksin galiba hocam!" diye iini ekti Yzba Birol. "Alglar, tpk bir gz aldanmas gibidir, bir anda tersine dnebilir demi adamn biri..." diye dalgn dalgn sylendi Tuna. Sesi uykuda konuur gibi derin, sakin ve uzakt.

"Eer... eer lmez sa kalrsak," dedi Yzba Birol, "Senden bir ey isteyeceim hocam... Yani beni ehit etseler bile..." sesi buuland, "air Doan Gkay'n imzal bir iir kitabn nianlm Nee'ye benim tarafmdan armaan edersen, ok sevindirirsin beni..." Sustular. Bedenlerini yakan aclar, ilerini kaldran kokular, akllarn oynatan iddet ve yreklerini dalayan zlemleri saldlar ortaya. Hi ses etmeden, ylece seyrettiler onlar. "Birde.." "Bir de?" "Bir de... bak lmez, sa kalrsan... u uruna lm gze aldn kadn sk tut, sk tut ki bilsin akn..." KAM 19 Korkun bir grlt bozdu szcklerin sesini. Kapy tekmeyle aanlar bu kez kiiydi ve br ikisine eklenen nc, mas-keli bir kadnd. Onlar grnce sakin bir sesle kelimeyi ahadet getirmeye balayan Yzba Birol'un ahadeti yarm kald, ieri girer girmez hi konumadan Yzba Birol'un karsna geen maskeliler, ellerindeki makineli otomatik tfeklerle koro halinde onu taradlar. Bedeninden kanlar fkrarak, delik deik zplad durdu gen asker. Katiller, kurbanlarnn ldn bile bile kendilerinden gemi, huu iinde hl ate ediyor, cinayetin sresini uzatyor, hl ate ediyorlard. Korku ve dehetten sersemlemi olan Tuna'nn kulaklar uul-duyor, midesi iddetle aryor, dizleri titriyordu. "Tanrm, iddetten zevk alyor bunlar!" diye hkrd, alyordu. Sonra ban nne edi ve srasn bekledi. Bu srada aklna hl "Katil Doanlar" yazarken ve "Ucuz Roman"! ekerken Tarantino'nun da byle zevk alp almad sorusunun gelebilmesine aryordu. Ama, lmeden az nce aklna gele gele bu geliyordu ite! Tek bir grlt duydu. Nefesini tuttu, bekledi. Srlsklam gzlerini anca odada canl olan tek kiinin kendisi olduunu anlad. Katiller kapy vurup, gitmilerdi. "Beni bir sonraki lene ayrdlar," diye inledi. Ban kaldrd. Gzlksz gzleri imdi sanki miyobu dzelmi gibi son derece net gryordu odann br ucunda kanlar iinde iki bklm kalm Yzba Birol'un cesedini. Kan, ter, gzyayla slanan bedeni sarslarak alamaya balad. "Tanrm, ah Tanrm biraz daha yaayacam diye sevindiim t iin ok utanyorum!" Altna iediinin henz farknda deildi. SEKS YALANLARI "insanlarn ou seksin zevkli olduu grsne katlacaklardr. Ama cinsel enerjinizi dntrmez ve onun darya szmasna izin verirseniz, canllnzn tkeneceinin bilincinde olmalsnz. Bu tkeni gittike yorgunluk ve bunalm gibi psikolojik, srt ve bbrek ars gibi fiziksel aclara neden olacaktr." Chia & Chia (Kadnlar iin Taocu Sevime Srlar) "insanlarn bir semtte yaamak iin hi deilse tek bir nedeni olmal!" dedim. "Bizim artk Kuzguncuk'ta yaamak iin hibir nedenimiz yok!" Annem elinde tebih, yznde kl bir glmseme, seccadede oturmu, dudaklarn usul usul kmldatarak tebih ekiyordu. Banda, sann stne effafm gibi kondurup, iki yandan omuzlarna sarktt ilemeli fildii renginde dikdrtgen bir tlbent vard. Iltl siyah rengi ve grlyle hep gurur duyduu salar artk iyice krlamt ve tpk babaanneminki gibi bir topuzla onlar ensesinde topluyordu. Ve yine tpk onunki gibi uzun, dar etekli elbiseler giymeye balamt. Annemin babaanneme bu kadar benzemek isteyii ve bunu baarmas beni mutlu ediyordu. Babaannemi severdim. "Sktk burada... Her yan anlarla dolu... Soluk alamyoruz..." dedim gzlerimi kararak, "Baka bir yere tanp, yeni bir yaam kuralm anne." Tebihini ekmeyi srdrd annem. Aramzdaki sessizlik huzur doluydu, ama ben huzursuz, skntdan atlayacak gibi imi hissediyordum kendimi. "Neden siz erkekler baz konularda byle dolambal ve korkak davranrsnz, evladm?" dedi yumuack bir sesle annem. "Ben ne yaptm ki anne?"

"Daha ne yapsaydn be gzel olum? Bu kz sana gelmi, ortada kaldm, uzat elini demi... Sen ekip gitmisin." "Anneee... Ne deseydim yani? Gel bizde kal m? H ?..." "Elbette," dedi annem son derece sakin bir sesle, kalkp seccadesini toplarken, "Bu kzn ocukluundan beri sana tutkun olduunu sar sultan bile duydu, sen habersizmi gibi davranyorsun be evladm. Ondan iyisini mi bulacaksn? Hem ok gzel, hem meslek sahibi, kltrl, hem de hanm hanmck. stelik hrn ve kibirli de deil!" "Anneee!!!" Aras'n ve babamn gidiinden sonra Meric'in anneme ok destek olduunun, bir bakma annemi kurtardnn elbette far-kndaydm. Bu nedenle ona minnettar olduumu da saklamyordum, ama bu daha ok bir borluluk duygusu saylmaz myd? te yandan hrn ve kibirli olan, ama meslek sahibi, hele hele hanm hanmck hi olmayan (gelecek iin de hi umut vermeyen) Ada'ya laf atyordu tabii. Annem, yalnzca askerlerin, terzi, retmen, doktor ve mhendislerin meslek sahibi sayld bir kuan ve ortamn kadnyd. Fotoraflk meslek deildi onun gznde... Halbuki Aras'la birlikte bir gelecek kuracaklarna kesin gzyle bakld yllarda Ada'dan daha akll, kaliteli ve soylu bir kz yoktu annemin dilinde. O "felaketten" sonra Ada m ok deimiti yoksa annem mi? Belki de Aras'n gl kiilii ve bin-bir yeteneiyle karsna konduunda ideal gelin olarak grlen ayn Ada, benim yanma uygun dmyordu annemin gznde... "Bak gzel evladm, ben size yk olmam. Siz kendi evinizi, yuvanz kurar, dilediiniz gibi dersiniz. Ben alt kattaki kk odaya tuvalet, banyo eklettirip, oraya tanrm. Hi rahatsz etmem sizi. Ne olacak, fni dnya... Hayat pamuk ipliine bal evladm..." Giri katna kirac istemedii iin, oradaki iki odal daire artk depoya dnm, tuvaleti iptal edilmiti. Demek, orada yaamaya bile razyd annem... Sesi titredi ama hemen toparland. Ben de duymazdan geldim, ikimiz de ac ekmekten ve alamaktan yorgunduk. "Anneee, ortada fol yok, yumurta yok, sen neler planlamsn meer!.. Yapma Allah akna!.. Hem daha erken..." "Ne iin erken?" Seccadesini ince, uzun bir rulo yapp, kapnn arkasna koydu. Yanma gelip, beni oturduum koltuktan kaldrd, koluma girdi, biraz da srkleyerek oturma odasna gtrd. "Seninle yle ana-oul karlkl kahve imeyeli epeyi oldu. Otur uraya bakiim, ben iki orta kahve getiriyorum. Rahmetli Mride Hanm - nur iinde yatsn! - usul piireceim." Sesinde neeli, hatta hnzr tnlar vard. Sevindim ve rktm. "Sakn kama, bekle beni!" Pencerenin nne gittim, tl perdeyi atm, ryanizde sokana baktm. K ortasyd, geceydi. Karda hep l l parlayan kk aradm. Kkte imdi tek bir k lgn lgn yanyordu. Bahevan akir Amca'nn kanserden lmesiyle bahenin canll da kaybolmu, sala, dank herhangi bir bahe kalmt geriye. Kk fskiyeli havuz, smkl ve bakmsz bir sokak ocuu gibi hzn vericiydi. Altnda nice ho sohbetin, ocukluk ve ilkgenlik kefinin gerekletii asma yaprakl ardak bildii ve ahit olduu btn gerekleri de beraberinde alarak, solup gitmiti. Sivri'nin kulbesine sonradan gelen hibir kpek tutunamam, o ortama uyum salayamamt. Bazan btn malzemeler ve ller doru da olsa yemek lezzetsiz olabilir! Sonunda kkn bahesi kpeksiz kalmt. Kkn bahesi mevsimlik bahevan ve iilere ramen hibir zaman akir Amca'nn zamanndaki grkemli gzelliine dnemedi bir daha. Sreyya Mercan ok hastayd. Cihangir'de kendine bir stdyo-ev kiralayan Ada sk sk kke gelip, Kuzguncuk'ta kalyordu. Ben de haftada iki kez uruyor, hem onu hem de air Doan G-kay' grebiliyordum. Meric'in annesi evlenmi, Meri renci yurduna tanmt. "Mride Hanm, Trk kahvesinin ekerini kahve kaynadktan sonra eklerdi, bakalm onu kadar iyi yapacak mym?" diye seslendi annem mutfaktan. Mutfaktan neeli bir sesle seslenen annemi nasl da zlemiim. Glmsedim. retmenliimin ilk smestiriydi ve rencilerden ok ben ders alyor, ok yoruluyordum. Yeterlilik snavn atlattktan sonra i iin bavurduum okullar

arasnda beni ciddiye alan ve beklediimden daha iyi cret telffuz eden ilk teklifi kabul etmi, apar topar almaya balamtm. zel Atacanl Lisesi'nde edebiyat, kompozisyon ve yedek felsefe retmenlii yapyor, niversiteye hazrlk kurslarnda szsel test dersine giriyordum. zerimde byk bir bask, ar bir yk vard. Panie kaplyor, belli etmemek iin geriliyor, gerildike kendime benzemeyen kaslm birine dnyordum. Karmda kimi parlak, kimi bkkn, kimi de alayc baklarla dikilmi genler vard ve deneyimsizliimi her an yzme rk bir yumurta gibi frlatmaya hazr bekliyorlard. Byk ounluu edebiyat ve sosyal dersleri "fasulyeden" sayyor, hayatta en hakiki rehberin yalnzca matematik ve fizik olduuna artlanm olarak, at gzlkleriyle uygun adm yryorlard. O sralar onlar olas bir tehlike gibi gryor ve yaknlk duymuyordum. Okulun adyla, soyadmn benzerlii nedeniyle okulun sahiplerinden olduuma dair yaylan dedikodu benim kulama dek gelmiti. Bu benzerliin bir tesadf olduunu anlatmak iin didinmem tam tersi bir tepki yaratyor, renciler; "tabii tabii hocam, benim de Sabanc'yla akraba olduum syleniyor" diyerek dalga geiyorlard. Birka ay sonra ben de iin ucunu braktm. "tee, o sizin uyduruk neskafelerinize lsem deimeyeceim caanm Trk kahvesi!.." Annem, zellikle benim rencilikten kp, i hayatna girmemden sonra ilk kez eskisine benzer renklerde glmsemeye, telefon sohbetleri, komu ziyaretleri yapmaya, gazete okumaya balamt. Her eye ramen yolunda giden bir tek ey vard ve annem iddetle o eye tutunuyordu. Annesi gl olan btn erkekleri bilemem ama, ben belki de bu yzden gl, yaama bal kadnlara hayran olurum daima. "Dur yle bir alc gzyle bakaym benim Mavi Tuna'ma hele!.." "Eyvaah!.." diye hayflandm. Byle bir giriin ardndan konumamzn hangi yrngede dolaacan kestirmek hi de g deildi. Annesi tarafndan bir trl yetikin saylmayan evin tek-nedibi kazazedelerindenim ya... Beri yandan "o felaketin" ardndan nce oulsuz, sonra kocasz kalan annem isteksizce de olsa beni "evin erkei" dedii, kendince yaamn en nemli yerine oturtmak zorunda kalmt. Yine de iine geldii yerlerde beni hemen "bc bc" sevdii minik oluna dntrveriyordu ite. Eskiden olsa btn bu tavrlara ve taktiklere feci bozulur, aksileirdim ama acy yaamak insan deitiriyor... Annem hl ayaktayd ve o ailemden kalan son kiiydi. Bir borluluktan ok, kendi varoluumun sallanan temellerini glendirmek igds belki... Ve tabii, bu dnyada "iyi rol" almak zere doanlardandm ve bakas elimden gelmiyordu. "Gzel olmu mu kahve?" "Eline salk, senin kahven hep gzeldir Zbeyde Hanm." "Afiyet olsun, yarasn oluma!" "Eyvaahh!.." diye rperdim yeniden. Vck vck bir anne-ocuk muhabbeti geliyordu besbelli. "Tuna, ben dndm de..." "Annece!.." "Ne var canm? Ne bakyorsun yle? Daha azm amadm bile..." "Ne syleyeceini biliyorum Zbeyde Hanm!" "Ne syleyecekmiim bakalm?" "Tabii ki Meri meselesi..." "Sandn gibi deil!" "Nasl sandm gibi deil?" "Cinsellik sandn kadar nemli deildir olum, insann cinsel arzular zamanla ve sevgiyle birlikte byyebilir." Efendim ?.. Azm ak kalakaldm. Yanl duymu olmalydm. Elimdeki fincandan kahve akt pantolonuma. Beceriksizce silmeye abaladm. Hayr, olacak eyler vardr, olmayacak baz eyler vardr... Annem, benim Dou Anadolu kkenli, ortaokul mezunu, ev kadn, mahcup ve hatta bazen tutucu annem, yirmi yandaki oluna seks tavsiyeleri ediyordu ve ben de buna inanacaktm, yle mi ?.. Annemle babam bir kez bile elele, dizdize grmemitim. Birbirlerine "hayatm", "sevgilim" dediklerini hi duymamtm. Sinema ve televizyondaki pme

sahnelerinde bile aniden baka eylerle ilgilenip, gzlerini karan utanga annem imdi bana seks dersi mi veriyordu? Ben mi ok geri kalmtm da, annemin "MS arkasna dmtm? Yoksa annem mi deimiti de ben farkna varamamtm? 296 Seks benim sandm kadar nemli deildi demek! yi ama benim seksi ne kadar nemsediimi nereden biliyordu annem? Seks benim nemsediim kadar nemli deilmi ha? Ph! Hah! Yok canm! Ne laf ama!.. "Neden yemek yemek, su imek, uyumak, dklamak ve iemek nemli de seks deilmi bakalm? Sekssiz yaanabilirmi de... Cart, curt, curt!.. Ha, gryoruz cinsel yoksulluk yaayanlarn ya da seks sorunlar olanlarn mutsuzluklarn, sapknlk ve iddetlerini..." diye barp, anneme bunlar anlatmak istedim ama yapmadm, sustum. Annemle seks konusunu tartmamn ne anlam olacakt ki ?.. "Cinsellik elbette nemlidir ama senin sandn kadar ok deil. Hem cinsellik karlkl sevgiyle byr olum. Tek tarafl sevgi insana huzur vermez evladm!" aknlm yzmden apak okunuyor olmalyd ve galiba annemle cinsellik konumaktan utanan bendim. "Bunlar konumamz gerekmiyor anne... Hem ben bu konularda sandn kadar beceriksiz saylmam," dedim. Sesim, oyunca elinden alnm bir ocuunkine benzetilebilirdi. Gld annem; "Hi kimse deildir Tuna." Baknca annemin gzlerinde parlayan tanmadm ltlar grdm. Annem haklyd ve belki de klie dnceleri olan bendim... "Dnya hzla deiiyor olum ve zaman denen insafsz ey insann yirmi be yandan sonra yle hzla geip gitmeye balyor ki, akllara selamet! Bir bakyorsun yalanvermisin... Skca tutmadn eyler akp gidiveriyor ellerinden... Hatta... bazan smsk tuttuklarn bile..." Sustu, ikimiz de birbirimize belli etmeden ellerimize baktk. "Kibirle ve kararszlkla geirilen genlik kimseye mutluluk getirmemitir." Yine sustu. Annem beni artmaya karar vermiti bir kez anlalan. "Sen Aras'a benzemezsin Tuna. O..." derin bir soluk ald. ilk kez Aras'la ilgili bu kadar soukkanl konuabiliyor ve adn telffuz edebiliyordu. "Ara ok kararl, bazan fazla gz kara bir ocuktur." Sessizce dudaklarn kmldatarak ksack bir dua okudu aabeyim iin. "Sen... sen ocukken bile uzun sre kararsz kalr, karar verdiinde de artk oktan ansn kaybettiin iin ok zlr, bu zntn gnlerce srdrr, burnumdan getirirdin. Biraz rahmetli babana ekmisin." Sustum. Kalbim krlmt ama annem haklyd ve bunlar sitem etmek iin anlatmyordu. Belki de benim asl skntm, kendimi olduum gibi kabul edemeyiimden kaynaklanyordu, insann kendisini hi beenmedii yanlaryla birlikte benimsemesi, ortalama olarak insan mrnn kanc ylna denk dyor acaba? "Kadn-erkek mnasebetleri filmlerdeki gibi olmuyor gerek hayatta olum." Hoppala... bu konuan kim gerekten? Cinsel eitimimin ilk sayfas, sinema, izgi romanlar, televizyon ve kitaplardan ok nce Ada'nn anne ve babas tarafndan yazlmt aslnda. Be yalarndaydm ve kke yeni yeni gider olduum gnlerdi. Bahede Ada ile oynarken kapda bir taksi durmu, iinden hi unutamayacam gzellikte, siyah zerine eflatun ve beyaz iri iekli emprime elbisesiyle ipil ipil bir prenses inmiti. Taksi ofr, bir zel ofr gibi koup, bu prensese kapy tutmak gereksinimi duymutu. Kkn kapsnda aniden beliren bahevan ve dad heyecanla prensesi karlam, kpek Sivri bile hayranln gizleyememiti. O srada kkten frlayan Sreyya Mercan ateli bir heyecanla koup, prensesin elini pm, koluna girmiti. Gzleri kimseyi grmeden birbirlerine kilitlenmiti. Prensesin pek ok bavulu vard ve pastaya benzer baz renkli kutular da getirmiti. Bahevan bunlar kke tayordu. "Annem film ekmek iin Roma'dayd da..." dedi Ada benim ilgimi geri almak isteiyle. Demek Ada'nn annesi bu prensesti!

Onlar tam kke girecekken prenses kzn anmsad. Yzne sululuk duygusu yaylm olarak kotu ve Ada'ya sarld. Ona antasndan kartt ssl ikolata paketleri verdi. Bavullarnda 297 bir dolu oyuncak olduunu mjdeledi. Belki daha fazla kalacak ve beni de fark edecekti ama Sreyya Mercan neredeyse kskan-298 lkla ekerek prensesi kke gtrd. Bylenmitim! "k kumrular!" demiti Ada ikolata paketlerini aarken, bilmi bilmi. air Day'nn takt bu ismi papaan gibi tekrarlayan Ada'nn yznde ocuklarn hogren bir annenin ifadesiyle, annesiyle babasnn birbirlerine olan akyla dlanm hisseden bir ocuun kskanl karmakark duruyordu. Ayn gn, imdi tam olarak kartamadm bir nedenle kke girmitim. Belki kaybolan bir oyuncak peindeydim, belki merak ... Bilmiyorum, anmsamyorum... O sralar, kkte biz ocuklarn giri katnda bulunan her yerde oynamamzn serbest ama yatak odalarnn olduu ikinci kata , kmamzn yasak olduu kuraln bilmiyordum henz. st kattan gelen yumuak, tatl kkrdamalarn ve fsltlarn bysne kaplp, merdivenleri trmanmaya balamtm. O insan geveten, yumuack fsltlara doru mknatsla ekilir gibi yaklarken olan ocuu yreim yerinden frlayacak gibi gmbrdyordu. Sonunda kaps aralk banyonun nnde aklp kalmtm. Bir kere banyo inanlmaz gzel gzkmt gzme. Duvarlar aynalarla, yerler beyaz pel hallarla kaplyd. Kvet ve lavabo sar renkteydi ve sonra... Sonra kpklerle dolu kvetin iinde onlar grmtm. Ada'nn annesi ve babas rlplakt ve bir-. birlerini okayp, glyorlard. Babas, annesinin memelerini sryor, bu srada annesi alayaca yerde glmsyordu. Birlikte kvetin iinde sarlm olarak yaylanyor, zevkle inliyorlard. Birbirlerini yalamalarna ise hi anlam veremiyordum; benim yalamay sevdiim tek ey sakzl dondurmayd. Be yanda bir ocuk bunlarn ne olduunu azbuuk hissedebilir ama adn koyamaz, anlayamaz ve bu yzden rahatsz olur. Benim ilk grdklerim zevkli ve keyifli bir sevimenin resimleriydi ve bende pozitif bir iz brakmt. Yine de yetikinlerin dnyasn ocuklarnkinden farkl ve biraz rktc bulmu olduumu itiraf etmeliyim. Neyse ki, benim annem ve babam bunlar yapmay bilmiyorlard, onlar farklyd. Daha sonra ocuk yapmak konusundaki cehaletime(i) acyarak ayn kvetin iinde bana plak bedenini gsteren ve nikh kylmadan ocuk sahibi olunamayacana dair inancn aklayan kk Ada'nn deneysel cinsel dersi var seks anlarmda. Bundan sonra kenar kelerde sk sk Aras'la Ada'nn ptklerine ahit olmutum. Ama ilk cinsel heyecan dedemin lmnden sonra yine kkn banyosunda kvetin ucuna oturup, Meric'in kanayan burnunu silerken onun beklenmedik bir ihtirasla bana sarlp, pmesiyle yaamtm. O p bende gerek bir cinsel uyana yol amt ve Meric'in ateli sokulular, benim de bir kz tarafndan arzulanabileceim! bana hissettirmiti. Meri'le yaadm ksa dokunular ve ateli pmeler bende tuhaf duygular yaratrd daima. Onun gibi sessiz ve utanga grnen bir kzn byle tutkusal ve arzulu bir baka diiye dnver-mesi beni heyecanlandrr ama biraz da rktrd. Daha sonralar rahat ve salkl grnen kadnlarn da yatakta nasl utanga ve/ ya sorunlu olabildiklerini renecektim. Meric'in beni ke bucaklarda sktrp btn bedeniyle titreyerek pmek arzusunu hi reddetmedim. Ama ksa birka okama dnda ii ileri gtrmekten hep kandm. Birincisi: "hayr" demeyi renemeyecek kadar aptal olmam, ikincisi: Meric'e acmakla kark duyduum sevgi, ncs: gzel bir kz tarafndan bylesine arzu edilmeye kar koyacak hibir erkek olamayacandan. Karmakark yani... Drdnc ve asl neden, kendimi birisine saklamak gibi zavall, salak ve ocuksu bir eydi. Sanki bir gn Ada benim de bir erkek olduumun ayrmna varacakt ve ben ona, onu kimseyle aldatmam olarak gidecektim!!! Bir mucize, bir sihir, bir gizem!.. Tanrm, mucizelere yalnzca aptallar m inanr, yoksa mucizeler yalnzca onlara inananlar iin mi gerekleir?

niversite yllarmda kzla seks hayatm oldu. Bir tanesi snf arkadamn ablasyd ve benden ya bykt. En yakn arkadayla kendisini aldatan kocasndan yeni boanmt, kalbi krk, feci yaralyd. Kardeiyle bulumak iin okula geldii bir gn beni de birlikte gidecekleri sinemaya davet etmiti. Kt; istanbul'un sis ve lodosla ksp, d bir gnd. Tam, insann iindeki btn kurtlarn ayakland bir hava. Sinema k bir kafede salep imitik. Gzlerimin iine bakp; "Kadnlar aldatmayacak bir erkek var mdr dnyada, bir tanecik bile ?.." diye sormutu. Sesinde srtndan baklanmlarn acs, masumiyeti ldrlmlerin kederi ve erken bym ocuklarn aknl vard. 300 Zeytin esmeri teni, siyah darmadaank gr salaryla alev alev yanyordu. Simsiyah gzlerinde dokunsan alayacak kederli buular uuuyor, huzursuzca hareket eden parmaklar birazdan kendi boazn skacakm gibi gergin grnyordu. Ah bir para sevgili dokunua ve huzura ne ok gereksiniyordu... "Ben, sevdiim kadn hibir zaman aldatmayacam!" dedim usulca. "O bunu hi sormayacak ama hep bilecek." O zaman alamaya balad. Elimi tutup hngr hngr alamaya balad. Baka bir zaman olsa, bir kafede elimi tutup alayan gen bir kadnla grnmekten utanrdm. O gn hi rahatsz olmadm. Birlikte kalktk ve onun evine gittik. Sis nedeniyle skdar vapurlar almyordu. Anneme telefon ettim ve onun evinde kaldm. O gece gerek anlamda ilk kez bir kadnla sevitim. Karmda ok ac ekmi, yaral, gen bir kadn vard ve bazan vahi bir dii aslan, bazan umutsuz kk bir kz ocuu olarak bedenimin her karsyla seviiyordu. nce onu mutlu etmek iin pp, okad-m sandm, ama az sonra dolgun memelerini pp, kk kk srmaktan, iri kalalarn avulayp, actarak skmaktan ve iine girip uzun uzun gezinmekten ok zevk aldm anladm. O da bunu fark ettiinde ksa uyku ve attrma aralklarn saymazsak sabaha kadar defalarca sevitik. Bir kadn seviirken mutlu edebilmenin erkee de zevk verdiini o zaman rendim. Ve bir kadnn aldatldnda ne ok yaralandn o zaman anladm. Onunla ilikimiz ateli lesonras sevimeleriyle alt ay kadar srd, iyileiyor, kendini "aptal yerine konmu alk kadn" hissetmekten ok zsaygsn korumu biri olarak duyumsamaya balyordu. Evlenince ayrld eski iine tekrar dnd. Yzndeki yeil ihanet acsnn yerini olgun ve seksi bir glmseme almaya balad. Sevitike gzelleiyor ve kendine gveni geliyordu. Ondan holanyordum. Beni btn kk ve kaamak seks deneyimlerinden kurtarp erkek yapan oydu ve bunu ona sylemeyi nemle istemitim. Bu ona iyi geliyordu. "Tuna sen benim en romantik mucizemsin!" diyerek gzlm kartr, bam elleri arasna alp uzun uzun perdi dudaklarmdan. "Ama senin mucizenin ben olmadn biliyorum canm!" derdi hi bozulmadan. Bozulmazd, nk bana k deildi. Birbirimizden holanmtk ve ikimizin de dokunmaya, pmeye ve pl-meye ok ihtiyac vard. Yine de beni tanyan herkes bilir ki, cinsel yan ar basan bir ilikide bile duygusal doyumlar olmadan bulunamam. Birbirimize hi benzemiyorduk, ortak yanlarmz yoktu. kimiz de "bir sre iin" beraber olmak dnda bir beklenti tamyorduk. Ben onun iin ok toydum, o benim iin... Yaz banda Ada, Trkiye'ye tatile gelmiti ve ben Kuzguncuk-lu Balkz'n ekim alan dna kamaz olmutum yine. Kadnlar, "br kadn" hissetmekte inanlmaz yeteneklidirler! Ama o, hi sitem etmedi. (Belki de Ada tam anlamyla bir rakip deildi!) Yaz sonunda bana baka biriyle tantn sylemek iin telefon etti. "Seni aldatmadm Tuna. Daha yeni baladk kmaya. Ondan ok holanyorum..." O k evlendi. Nikhna davetliydim, gittim. "Seni Tuna'yla tantraym," dedi kocasna, "Bundan sonra hi grmesem de iyiliklerini hep kranla anacam hakiki bir in-. san!" Bir daha hi grmedik. ikincisi Aliye 'ydi. Ada'nn yaz tatili dnlerinde yava yava Trkiye'deki fotoraf evreleriyle tanmaya balad, Kuzey Amerika'da ektii saydamlar kk ilgi gruplarna

gsterdii yllard. Beyolu'nda amatr bir fotoraf kulbnde alan bir kz "resmen" yakamza yapt, nereye gitsek karmza kmaya ve ille de bizimle arkada olmaya abalyordu. nceleri ona sempati duymutuk, istanbul'a adn bir sr gibi saklad "uzak bir dou ehri"nden g etmi, gece lisesini bitirmiti. Bir irkette alrken yabanc dil ve fotoraflk renmeye alyor, trnaklaryla hayata tutunmu, dmemek iin her eyi gze almt. Onun bu tek bana verdii mcadele Ada'y etkilemiti. "Bu kz evinden kap buralara gelmi olmasn sakn? Peinde eli tabancal namus temizleyici erkek kardeleri falan ?.." Ada onu arkadalaryla tantrp, evresini geniletmesine ve kendi fotoraflaryla ilgili iler uydurup, btesine katkda bulunjo maya yardm ediyordu. Aliye, Ada'ya hayrand, bana kar ilgisiz deildi. 302 "Bu kz yetenekli Tuna. Akln da kullanmay dnrse, iyi *"" bir sanat olabilir," diyordu Ada. Aliye'nin sorunlu olduunu anlyordum ama ilk balarda bu sorunun boyutlar hakknda hibir fikrim yoktu. O kendini doutan hakszla uram ve eksik hissediyor, bu eitsizliin fkesini nne kan herkese yerli yersiz kusuyordu. aka yapt sanlrken aniden ciddileiyor, duyguland bir anda tamamen kat bir alayclkla nce kendini sonra karsndakiler! altst edebiliyordu. Durup dururken, en olmadk yerde yksek sesle trk sylemeye balar, alanacak bir olayda kahkaha atard. Byk bir kentte, bolluk iinde yetimemi oluunun fkesi, zykc bir nefrete dnmt. Deiik bir fizii vard, ince ve uzundu. Elmack kemikleri dikkati ekecek denli kk, hafif ekik kahverengi gzleri yzne Uzak-Doulu izler tayarak onu olduka seksi denebilecek bir kza dntrmt. Girdii yerde dikkatleri ekerdi. Ama yaam boyunca yannda tamaya boyun emi grnd ve hatta bundan zevk ald iddetli huzursuzluu, gen, ho, zgr ve kendi-baarm bir kadn olarak yaamn tadna varmasna engel oluyordu. Her eyi, glkle kurduu eyleri bile banaz bir hrsla tamamen ykabiliyor, sonra elleri yeniden bo kalnca iyice hrslanyordu. nceleri kt kanaat edindii dar pantolonlar ve ucuz kazaklar, eli biraz dzeldiinde deri pantolonlar ve pahal sitre bluzlara dnt. Ama renkleri hep ayn kald. Aliye hl yalnzca siyah renkler giyer ve dudaklarn bordoya boyar. Mebbet yasa mahkm etmitir kendini! Onu ekici bulan erkekler, sivri ular arasnda sk sk ve iddetli yolculuklara ktm grnce rker kaarlard. Erkekler, kadnlarn duygusal patlamalarndan korktuklar kadar baka hibir eyden korkmazlar. Ada, Kuzey Amerika'daki fotoraf okuluna geri dndnde, Meri yurtta yaamann sorunlar ve ar ders programyla meguld. Eski sevgilim, yeni kocasyla halayna kmt, ite tam o sralarda Aliye sk sk beni telefonla aramaya, ders aralarnda gittiim Sultanahmet'teki ay bahesine gelmeye balad. Sanrm air Doan Gkay'n dedii gibi "tabiat boluklar sevmez ve hemen doldurur "du! Onu pattadanak karmda bulunca hep irkiliyordum. iinden nasl izin aldn ve nasl bir i yaptn bir trl anlayamyor-dum ama ilgisinden honutsuz da saylmazdm. Her yataki erkekler yanlarnda seksi bir kadnla grlmekten holanrlar. Kimisi bunu itiraf etmez, saklar, kimisi inkr eder, karalar... Ama sonu ayndr. nceleri sakin ve dengeliydi. En zayf yanmdan yakalam, usul usul ama emin admlarla ilerliyordu. "u Ada ne olaanst bir yaratk ya!.. Ben ble bi kadn grmedim daha!" "yledir!" "inanlmaz bir kadn valla! Mthi gzlemci bi kere... Seninle konuurken arka gzleri ve arka kulaklaryla evrede ne varsa tarar ve deklanre basar!" "Yeteneklidir." "Ayrntlar konusunda gsterdii incelii ve ve bitiremedi Semih Hoca. Tabii aslyor da Ada'ya... Eh, gzel kz, ok haval, acaip kltrl... Ada'nn en sade, en paspal halinde bile gzelden te, bole... ey... sanki prenses gibi bir havas var ya, ite o batan kartyor erkek milletini."

u Semih Hoca konusu canm skmt. Kimdi bu herif ve ne hakla Ada'ya aslabiliyordu? Ve tabii ne zaman bu yolda bir dnceyle iin iin fkelensem aklma gelen o berbat szler mideme talar diziyordu. "Sana ne? Senin derdin mi Ada'nn kimi seip, kiminle ne yaad? O zgr bir gen kadn ve sana verilmi hibir sz yok! Siz yalnzca iki ocukluk arkadasnz! Haddini bil Tuna! Eh, heralde Kuzey Amerika ktasnn kalabalk, ltl byk bir kentinde o souk klarda yapayalnz evde oturup, televizyon seyrederek marsh-mellow yediini, uslu uslu okuluna gidip geldiini dnmyorsun umarm? Hem zaten yle olmasna gnln raz olur muydu?" Bir sre sonra Aliye'yle birlikte senfoni konserlerine ve sinemaya gitmeye baladk. lgnlar gibi okuyor, renmek ve aklarn kapatmak iin didiniyordu. Onun bu azmini takdir ediyordum ama renmenin keyifli yan yaanmad zaman geriye bir zorunluluk silsilesi kalr ki, sevilmeyen dersler ve okul dertleri tamamen bunun eseridir. Aliye, bir eyleri renip zenginlemek ve yaamdan daha ok tat almak arzusunda deildi. O, bilgisiyle in-tikam almak iin donanyordu. renirken bile hrs fkeli, co-arken bile rengi siyaht. "Okizensiz bir toplum olduk, baksana herkes bakasnn havasn alyor!" Szck hazinesini ve diksiyonunu gelitirmek iin altn biliyordum ama u oksijen szcn bir trl doru sylemezdi. Sonradan bunu baardysa da sinirlendiinde hl "okizen" kar azndan. "Sen Ada'ya srlsklam ksn!" diye bard. Emek sinemasndaydk. Sinema Gnleri henz stanbul film festivali adn almamt ve bir ispanyol filmi izliyorduk. Adn anmsamyorum ama bir kraln mitsiz akn anlatan bir masaln kara mizahla yetikinlere hazrlanm bir versiyonuydu, galiba ispanyol filmiydi. "t! Yava..." Ne olduunu anlamamtm. "Ama o seni sevmiyor! Sen bir oyuncaksn onun iin!" sesinde zevkten inleyen birinin hazz vard. Canm skld. Btn sinema izleyicilerinin benim Ada'ya k olduumu bilmeleri deil de onun beni sevmedii yanl fikriyle etkilenmeleri incitmiti beni. "Samalama Aliye. Sus!" yle yapmad, iyice saldrgan ve krc davrand ve salondaki-ler bizi it'layarak salondan attlar. Kamak zorunda kaldk. "Bak, akn binbir eidi vardr," dedim istiklal caddesinde Tnel'e doru yrrken. "Ve her eidi de actr! Doan Gkay'n iiri di mi?" "Evet. Bir sr deil ki bu!" "Sen ve senin gibilere sinir oluyorum Tuna!" Aniden durup, caddenin ortasnda bana barmaya balad. "Sizler yasamzn her ann birinci elden yayorsunuz ve bu nn ok doal olduunu sanyorsunuz! mark ve kibirli piler, n'olacak! Ben daha air Doan Gkay'n adn bilmezken siz onunla sohbet ederek byyordunuz! Ben soluk alamazken, siz hep okizen bolluundan yakndnz! Allah cezanz verme5 ki!--" Yoldan geen insanlar durup, caddenin ortasnda yanndaki delikanlya baran simsiyah ve darack giysiler iindeki iri bordo dudakl bu gen kadna baktlar, ilk bakta histerik grnmyor ve bu ilgiden holand anlalmyordu. "Brak bu oyunlar Aliye. Ya yr gidelim, ya da ben yokum artk! Yaamak yerine ac ekerek, evrendekileri actarak zevk alyorsun! Bktm artk senin samalklarndan!" Saldrganlk kesinlikle bulacdr. Ben de caddenin ortasnda durup ona barmtm sonunda. Sonra arkam dnp sinirli sinirli yrmeye baladm. Kendime kzyordum. Aliye beni huzursuz ediyordu. Arkamdan koarak bana yetiti, koluma girdi; "Zevk almak m demitin? Gel benimle!.." O gnden balayarak onun Beikta'taki kk, bakmsz ve srekli yal komu yemekleri kokan iki oda, bir mutfak evinde sk sk sevitik. Aliye inanlmaz younlukta bir seks gds ve enerjisiyle doluydu. Doymak ve yorulmak bilmiyor, beni srekli

heyecanlandryordu. Gnlk yaamda olduu gibi yatakta da mazohist zevkleri vard. Kimi istekleri bana barbarca geldii iin yerine getiremiyordum. Sevitiim bir kadn kanatncaya kadar srmak, ya da ona vurmak benim duygusal dnyam parampara ediyordu, yapamyordum. O sralarda derslerimin zorluu nedeniyle zayfladm dnen annem beni daha ok beslemek iin kollan svamt. Aliye yirmi alt yandayd (yine benden byk bir kadnla...) ve sevime konusunda bana inanlmaz gelecek kadar ok bilgiliydi. Taocular'dan Iranllar'a, Japonlar'dan Amazon yerlilerine kadar gizli ve ak btn seks tekniklerini biliyor, bunlar benimle deniyordu. Ama asl etkileyici olan onun oral seks konusundaki yetenei ve deneyimiydi. Gerekten de kilo kaybediyordum. Aliye sakin ve keyifli bir sreci yaamaktan feci korktuundan, daima gerilim ve huzursuzluk peindeydi. Onunla yaanan her ey frtnal, tipili ve dolu saanaklyd. Ailesinin hi istenmeyen ve sevilmeyen drdnc kz olarak doduu gne srekli lanet ederdi ama baardklarnn sevinciyle bir kez bile sarho olmay denememiti. Aliye korkuyordu. Yalnzlktan, aalanmaktan, alay edilmekten, sevmekten, terk edilmekten, dzenli bir iliki ve/ ya yaam kurmaktan... Yaam yaam yapan btn gzelliklerden kayor ve kaarken de yoluna kan her eyi ykyordu. KAM 20 J05 Ona elimi uzatmak, azck yardm etmek istediimde saldrp, beni parampara paralyordu. Bir yla yakn sren ilikimizde $06 ona asla yakn olamadm, inanlmaz bir hareketlilik ve vahilik ' iinde geen sevimelerimiz ardndan o kt ya kokan odasnda yatarken onunla konumaya alrdm. Birka saniye bo bulunup, sevgiye a, krk yreini gsterse hemen piman olup, hakaretler yadrmaya balar, canm skana dek saldrrd. Aslnda her saldrda kendini yok etmek arzusu tadn artk renmitim. Odasn neelendirmek iin aldm poster, renkli araf takmlar ve desenli kahve fincanlarn pe atar, onun snfnda onun kurallarnn geeceini sylerdi. Oysa btn abas snf atlamakt ve bu elikileri onu ypratyor, yok ediyordu. "Biliyor musun ben biriyle beraber hi orgazm olmadm!" dedi bir gn yatakta uzanrken. Buna inanmam bekleyemezdi. yle aktif ve tutkulu seviiyordu ki, aniden yksekten dm gibi afalladm. "Bana o derece yakn olacak bir erkee rastlamadm daha! ':' Hepsi terk edecek naslsa..." Terk edilmek fobisi! Bu duyguya yabanc olduumu syleyemem. O yaz, Ada Kuzguncuk'a dndnde, Meric'i de alp drdmz bir Boaz gezisine ktk. O gezi srasnda, yannda sanki Ada dnda kimse yokmu gibi abartl bir ilgiyle yalnzca Ada'ya yapan Aliye iin Meri; "Ben bu kzdan rkyorum Tuna," dedi. "Sana yaknlk duyduu iin kendini bana kar sulu hissediyor galiba..." diye yorumlad Ada. Daha sonra onu unutup, o yaz da Ada'nn sihirli samanyolu-nun ucuna taklarak geirdim. Bu zellikle Aliye'ye kar yaptm bir ey deildi. Ada sz konusu olduunda, yaayan dier canllara ilgim azalyordu. Akas benim amdan zaten bir ilikiye d-nemeyen bu sancl gel-git olayn yava yava terk ediyordum, O sralarda, zaman zaman Beyolu'nda kalayorduk, yannda marjinal giyimli genlerle sokaktan geen btn insanlarn ilgisini ekmeye abalayarak kahkahalar atyordu. "Bu kz kendisini yok edecek. Bir gayret el vermeli," dedi Ada. Bunu bana m sylemiti yoksa kendine mi, anlayamadm, nk az sonra Kuzey Amerika'ya dnecekti. Dnd de. Aliye'yle birka kez daha bulutum. Her keresinde bana hakaretlerinin dozu artyor, beni iyice uzaklatryordu. Byle bir iti-kak arasna skan bir cinsellik mekanikleiyordu, yrmyordu. Ondan tamamen ayrlmaya, daha dorusu kurtulmaya karar verdim, iyice fkelendi. Artk onu bilerek aramamaya balamtm. O zaman peime dt. Telefonlarna kmadm, grnce yolumu deitirdim. Bir keresinde Kuzguncuk'a gelip olay

kartm. Annem o gn Kara-caahmet'e dua etmeye gittiinden evde yokmu. Bakkal Musa ve frnc Sefer onu bir taksiye bindirip, geri yollamlar. Beni ok yoruyor, sinirli ve hrn bir yanm ortaya kartyordu ve ben bu yanma hi alkn deildim. Snavlarn youn olduu dnemdi ve kafam kaldracak vaktim yoktu. O ise baka bir sevgilim olduunu sanyor ve buna iddetle inanyordu. Hatta Tp Fakltesi'ne gidip Meric'i bulmu, haftalardr grmediimizi renince Meric'i rahat brakmt. "Bu kzla senin nasl bir ilikin olabilir ki, beni sorguya ekmek iin okula gelsin?" diye alamakl sormutu Meri, "Sen yle bir kzn elini bile tutmazsn!" Bu gibi durumlarda btn erkeklerin syledii yalana snmtm. "Abartyor, kendi kendine gelin-gvey oluyor ite!" Sevdiini mkemmel sanan btn kadnlar gibi Meri de bana inand. Aliye'den nasl kurtulacam bilmiyor, akas ondan ekmiyordum. Dengesizliinin snr konusunda tamamen umutsuzdum. Ama hi beklemediim kadar abuk bitti her ey. Onunla son kez, "bittiini" anlatmak iin bulutum. Kibar ve arkadaa davranmakta kararlydm. Baz ilikilerin ypratc olduuna dair krc olmamaya abalayan nutuklar atyordum ki, szm kesti, "Tamam, tamam kendini zme. Ben terk edilmeye alknm. Yaam bana tokat vurmak iin frsat karmaz!" Kalkp, gitti. Hoakal bile demedi. (Demeli miydi sanki?) Daha sonra uzun sre grmedik, fakat aldm duyumlar feci zcyd. Uzun sredir aktif olarak uyuturucu balantlarna karm olduu syleniyordu. Bir irkette alt falan yaland. Gzaltna alnd, sonra kant yetersizliinden serbest brakld, intihardan son anda kurtarldn duydum. Ne yalan syleyeyim, hibirinde yanna gidip, elini tutmak istemedim. Ne iimden gel$07 di, ne de cesaret edebildim. Onun dengesizliinden rkyor, hatta korkuyordum. Aliye'nin, kendisini yok etmeden tedavi edilme-308 si gerekiyordu. Yllar sonra Ada onu bulup getirdiinde toparlanm ve sakin grnyordu... Bunun yalnzca bir grnt aldan olduunu o zaman anlamamtm. ncs, baz hafta sonlarnda altm Pervin Gkay'la ve Brkan'n moda tasarm atlyesinde tantm bir manken kzd. Sempatik ve almlyd. imdilik yalnzca kk defilelere kyor, ilerde nl bir model olmay dlyordu. Dledii rol iin fazla duygusal ve sempatik olduunu dnyordum. Ayakst sohbetlerde canl, sevin dolu haliyle beni kk mutluluklara boyuyor-du. Bir gn pat diye kahve imeye davet etti, ben de kabul ettim. nceleri yalnzca birlikte yiyor, eleniyorduk. Kk pmeler ve kucaklamalar. Bir gn ortak bir arkadamzn evinde sevimeye baladmzda; "Bekretimi bozmadan yapalm!" dedi. ? aknlktan azm ak kald. "Babam mankenlie izin verdi ama her istediinde bekret kontrolne gtrmek artyla..." zntden iim ezildi. Bu ifte standartl ahlak anlay, bu ikiyzl drstlk beni kahretmiti. Hemen giyinip, onu da giydirdim. Alyarak zr diliyor ve benden gerekten holandn yineliyordu. Birka kez daha buluup, konutuk. Sonra babasnn da onaylad varlkl bir i adamyla evlendi. Yaknlarda Pervin Gkay, hnzr bir glmsemeyle onun ikiz ocuk dourduunu fsldad kulama. "Ne diyorsun Tuna?" "Hm?" Annem yznde, yalnzca annelerin ocuklarna baktklarnda grebilecekleri gzellikleri bulmu olmann mutluluuyla bana bakp, glmsyordu. Ne kadar zamandr benim i-konumalarmn bitmesini bekliyordu, tahmin edemedim. "Su ister misin yavrum?" diye sabrl bir sesle yumuack sordu. "Yok, saol," derken toparlanmaya alyordum. "Bak olum, Ada artk kendi hayatm kurdu saylr. Senin de yle balandn baka biri yok, bildiim kadaryla. Meri, diyorum ... Meri, hi istemeden, artlar sebebiyle baka biriyle evlenmeden diyorum..." "Anne! N'olur gelme stme stme... Tamam hakl olabilirsin, ama evlilik yle bir ey ki... Ismarlama olmuyor ite... Hem..."

"Hem ne?" "Hem evlilik beni korkutuyor. Ballk sz vermek, mr boyu ayn kiiye bal kalmak... Kim tutabilmi bu sz? Hi alda-tlmadna ve aldatmadna inandn m Zbeyde Hanm?" Konuyu deitirerek annemden kurtulacam sanmtm, ama o kararlyd. Kzmad bile, bilmi bilmi glmseyerek yzme bakt. "Eer ok sevdiin birisi sz konusuysa onu incitmeye kyamazsn Tuna. zerine titrersin sevdiin insann. Bunu sen yllardr zaten yapyorsun olum." iimi ektim. "Fakat..." Sesi birden titredi, koyulat; "Bu dnyada yaamay en ok hak eden Aras'n gidiinden beri o 'mr boyunca verilen szler'den stkm syrld olum. Bir ie balarsn, yolunda gitmesi iin urarsn, farkl yollar denersin, drst olursun amma hl yrmyorsa zorlayamazsn ocuum. Asla zorlayamazsn!" Sesi titredi, iyice sendeledi, yere dp, parampara olacakken toparland. Acyla baa kabilecek kadar tanmt acy annem. "Sen Ada'y nasl seviyorsan, Meri de seni yle mitsiz seviyor Tuna. Ada kadar zalim olmak istiyorsan, devam et ama sen sevecen, uyumlu bir insansn. Bu kza ikence etme artk." "Anne!.. Hakszlk ediyorsun... Ada, srf Aras'n ansna byle davranmak durumunda kalyor!" Kalkt, bir eliyle salarm okad ksack, "Ben yatmaya gidiyorum, Allah rahatlk versin, huzur, bar versin. Allah hayrls ne ise onu versin evladm. Dualarm seninle Mavi Tuna'm." ekti gitti. Gerekten de beni oturma odasnda yzlerce soru emberine sktrp gitti annem. Kendimi grc usulyle evlendirilecek kurbanlk koyun gibi hissediyordum. Skntdan boulacak gibiydim. Annem bal gibi haklyd, hakl olmasna da... Kalkp odada dolatm, sonra pencerenin nne dikilip artk 309 karanlkta kalm kkte bir k grebilmek iin uratm. Yoktu. Skntyla yeniden dolanmaya baladm odada. Sonra aniden de-demden kalan ceviz caml komidinin nnde aklp kaldm. Vit-rinde bir ey beni orada tutuyordu. Kk, gm bir amdan etrafna sarlm yeil bir kurdeleyle en ne konmutu. Birisi bize gm bir amdan getirmiti ve hayrettir, annem bu haberi bana sylemeden edebilmiti. eytan drtt, kapa ap, amdan aldm. Ho, ince bir iti. amdan alnca, hemen arkasna dayanm kart da yere dt. Eilip kart aldm. "Sevgili Zbeyde Teyze, Henz ilk maam almadm ama ilk paramla size bir ey almak geldi iimden. Sizin gibi bir annem olmasn ne ok istediimi hep anladnz. Sonunda ne olursa olsun ben sizin kznz saylrm. Daima sevgi ve saygyla, Kznz: Meri" Dudaklarma sevecen bir glmseme, boazma bir trl yu-tamadm bir tkrk takld kald. Hi farknda olmadan gm amdan okamaya baladmda, "Ah Meri, ah!" diye inlediimi iittim. Komidinin caml kapan kapatp, yatmaya gidecekken gzme o ta takld. Yllar nce, onu ilk grdmde konutuu kk beyaz ta. Ada'nn bana ilk armaan olan o konuan ta. Gzlerimi tata brakp, kr olarak odama dndm. BENi SENDEN KORU! "Ellerimde bir gzta/gzlerim bo gidiyorum Ne bileyim/bir damlann byle deniz olduunu attm/mavi bir fal gibi alnca nmde" Can Ycel "Tpk eski gnlerdeki gibi Ada... Baylan'da kp griye yiyerek ... Arka bahe de almtr belki..." "Ah Mabelcim, ah bu senin iflah olmaz romantikliin, nostaljin... Ve ah bu benim..." "Senin ne?" Telefonun br ucunda incecik bir i eki ykseldi, biraz havada kald, ama fazla dayanamad yere dt. "Ah bu senin ne, Ada?" diye sinirli sordum.

"Benim sana kar iflah olmaz zayflm, elbette!" "Tamam o zaman, yarn saat onda Baylan'da bekliyorum. Kadife kabanl, miyop gzlkl, siyah kvrck salym. Ancak dikkat edilirse utanga mavi gzlerim olduu anlalacaktr. Umarm beni tanrsnz..." "Aaa deli misin Tuna, ben sabahn onunda nasl Kadky'de olurum ya! Taksim'den Asya'ya gemek en az bir buuk saat alr sabahn o vaktinde... insaf yani!" "O zaman sizin istediiniz bir renkte ceket giyeyim, belki bylelikle tanrsnz beni..." "leden sonra olsun Mabel, n'oolursun, hi?" "leden sonra iki saat dersim var ve bilmem hatrlar msnz ama hocalar ders asamazlar! Hem benim lesonras renkte kabanm yok ki..." "On birde, tamam m?" "Tamam." 312 "Grrz hocam. Sen yine kahverengi kadife kabann giy, mavi gzlerine pek yarar." "Elveda Kumral Ada." "Eyvallah Mavi Tuna." Deli miyim neyim? Bu kadn bana ne zaman "Mabelcim" dese ben sevinten eriyor, ikolata fabrikasnda kaybolmu ocuk gibi heyecan lklar atyorum. Adrenalinim artyor, o gnm gzelleiyor ve hi bymemi olduumun keyifli hznn yayorum. Onu greceim her seferinde sevgilisiyle ilk kez buluacak en erken delikanl heyecanlan pr pr pr... Onu ilk grdm-deki be ya olan ocuu bylenii: vay be!!!.. "Grdn m bak!" diyor yanaklarmdan perken, Banda siyah bir bere, stnde siyah angora bir pelerin, boynunda air daysyla ikizledii bordo bir atk vard. eftali kokulu bir parfmle iimi stt, burnu buz gibi yanama dedi. "Grdn m bak, daha arka bahesi almam Baylan'n. Ve ben bu tozlu, dar i salonu hi ama hi sevmiyorum." Sesinde ve yznde sabahlar erken uyanamayan insanlarn sinirli mahmurluu, kck bir alevle hrnla patlayacak uyku al vard. Byle durumlarda hi ilimemek gerektiini bilerek bu ahane kadn seyrettim. Pelerini kartp, bo bir sandalyeye koydu. stne de torbaya benzeyen antasn att. Yakas kahverengi gderi siyah spor bir ceket giymiti. Bu benim onun iin tasarladm modeldi, annesi diktirmiti. iinde fstk yeili balk yaka bir kazak vard ve ben onun yarm kollu olduundan emindim. Kuzey Amerika'daki bir dkknn bu model kazak stoklarn eriterek, yllarca rengrenk bir niforma olarak hep onlar giyecekti. Giysilerde tekdzelik bilinli seilen bir yolsa, bunun altnda kendini cezalandrma gds aramak gibi bir saplantm vardr. "Ayrca sabah sabah kp griye yenir mi yani Mabel?" diye homurdand. le olmasna bir saat kala glmseyerek ona bakyordum. Tanrm, bu kadn olmasayd dnya(m) ne kadar bo, eksik ve yapayalnz kalacakt? Onsuz bir Kuzguncuk, skdar, bir istanbul, onsuz bir Trkiye, dnya, bir evren dnebilir miydim ben? Dnm muydum hi! Olmu muydum yokluunda? Onun bana katt incelikler ve srprizlerle dolu sevin, yrek azda heyecan, umut edebilme enerjisi, yitirme korkusuyla uyarlma hali... Srekli bir ldr durumu... Daimi yksek kalma yorgunluu... Hi bitmeyecek olu sevinci... Aldatlmayacana inanmak masumiyeti ... Ortada kalmak tedirginlii... Ve yeniden ona dn gveni... Bunlar toplu halde bu kadar uzun sre hangi kadn bir erkee yaatabilmitir? Bir mucizenin bu kadar yakn ve srekli olabilmesi ayr bir destan konusu saylmaz m? "Byle srtarak beni seyredeceksen ekip giderim Mabel!" dedi fkeli bir ocuk sesiyle. Uykusunu almamt, yapard. "Tpk eskisi kadar mutluyum burada, u anda," diye fsldadm. "Romantik serseri seni..." dedi abucak yumuayarak. Glmseyince Baylan'n kasvetli i salonu d. Garsona iki ekspresso kahve smarlayp, bamzdan savdk. "Syle bakalm Mabel, bu acelen nedir? Tam ilerimin youn olduu kn ortasnda ve sabahn krnde lk la beni buraya neden ardn? Nedir u 'ok nemli mesele'?" "ok acil, ivedi ve acele bir konu!"

"Umarm yledir. Yoksa canna okurum, bilmi ol! Aka syleyeyim Mabel, benim aklm fikrim uykumun iinde yarm kalan dlerimde ha! Hem ajansn fotoraflarn yarn teslim etmem lazm. Sergiye de az kald... Uff ne ok i var yetiecek be!.. Ama bunlarn tam ortasnda Mavi Tuna telefon edip, 'imdat Ada!' deyince akan sular duruyor tabii.. Niye??? nk... nk bu byledir! Herkesin zaaflar vardr ya, hani..." "Beni senden koru Ada!" dedim pat diye. Bu tamamen onun tarzyd, benden hi beklemiyordu. ard kald. Toparlanmasn bekledim. Bir paket Camel sigara kartt. Trkiye'ye kesin dn yaptktan sonra Kuzey Amerika'da brakt ttne yeniden balamt. Bir sre sigara paketini seyredermi gibi sol elindeki deve resmine bakt. Sonra kukuyla yzme dnd. Szd beni. "Gzel bir vurutu Mabel!" dedi glmseyerek. "Bakar msnz, burada sigara iilebiliyor mu?" Elinde ekspresso fincanlaryla masaya yaklaan garson byle bir soruyu hayatnda ilk kez duymaktan akn bakt, "Elbette," dedi alay edilmi olduunu sanarak. 313 l ; ok abartl bir hareketle atlp, Ada'nm sigarasn yakt, apknca glmsedi. "Meri mi?" diye sordu Ada sigarasn ierken. "Biraz o, biraz annem ama asl ben..." .;;.,' Uzanp elimi tuttu. Elleri buz gibiydi. "Tuna," dedi kederli bir sesle, "Tuna biliyorsun..." Bildiim ey neyse, onu duymak iin bekledim. Bota kalan eliyle sigarasn ezercesine skt. Emer gibi iine ekti ttn dumann. "Sen benim iin sandndan ok daha nemli ve deerlisin! Bu hep byle oldu, hep de byle olacak!" dedi. Elini avularmn iine tutup stmaya alyordum. Yzne bakamyordum. Ar ar, szckleri baka cmlelerin iinden tek tek ayklayp, yanyana dizer gibi konutu sonra; "Sen hi kimsenin olamayaca kadar ok eyimsin benim... Yreimde sana ayrlan yer herkesinkinden byk. Yalnzca bir arkada, bir kan karde, bir srda, bir ok yakn dost deil, bir byk sevgisin sen... Yannda sonsuz marabileceim ve hl kaybetmekten korkmayacam tek kii... yani biraz annem, biraz babam, hatta hi grmediim dedem, belki hi domayacak olum ... Sonra daimi hayranm, ve tabii dokunulmam sevgilim ... Sen benim masumiyetimsin Tuna... Benim en yaknm-sn! Aslnda belki br yarmsn? Btn bunlar ne demek anlyor musun? H?.." Gzlerimi yumdum. Sylediklerini kana kana itim, ama hl susuzdum. nk, duymak istediim szck yoktu saydklar arasnda. Gzlerimi atmda aladn grdm. "Bunu sana hi sylemedim ama..." ekinerek bekledim. Kumral gzlerinden aceleyle dklen yalar kumral yanaklarnda yuvarlanyordu. "Sen... aramzda hep bir engel olduunu sandn Aras'n hi olmad ve olamayaca birok eyimsin benim... Sen olmazsan ... Bunu bilmelisin... Sen olmazsan ok eksilirim ve artk bu-1 T ja na dayanamam Tuna!" Elini ekti, Yzn sildi. Yorulmutu. Ban eip, mrldand sonra, "Btn dnya bana ihanet etse, dnyadaki herkes birbirine yalan sylese ve dahi galaksileraras kolektif bir depresyon yaansa... Herkes sarslsa, diz kse, yere dse bile ben ayakta kalabilirim. nk benim Mavi Tuna'm, benim Mabel'im var ve o farkldr!" iini ekti. zerinde deve resmi olan sigara paketiyle oynad, "Ve tabii dnyann tand en bencil kzm ben!" Sustu. Artk konumayacan anladm. Beklediimin aksine kendimi fena hissettim. Sabah sabah kz buraya arp zmtm. Yoksa bunu yapmay planlam mydm ben?

"Biriyle birlikte bir yaam kurmak iin yllarca bekleyip ve artk hibir engel olmadn dnrken, asl engelin insann kendisi olduunu anlamas feci actyor!" dedim ve aknlktan kk dilimi yuttum. Bu ok nceden zenle dnlm bir cmleydi ve sevdiim herkes zerine yemin ederim ki, biraz ncesine kadar bu dnceden haberim yoktu. "Akn her eidi actr, demiti ya o adam... Allah kahretsin, hep hakl olmak zorunda m bu Doan Gkay?" O srada bizim garson tepemize dikilmi, nefretle bana bakp, yanndaki kadn alatan zalim erkee gzleriyle kin kusuyordu. "Bir kahve daha ister miydiniz?" diye sordu Ada'ya efkatli bir mao sesle. nndeki kahveye daha dokunmam olduunu ayrmsayan Ada burnunu ekip, yzn kt peeteyle kurulad, "Yaa ok iyi olurdu... Scak, taze birer ekspresso getirir misin bize sahi?" Toplu yerde alamak, glmek konularnda hibir kompleksi olmayan Ada'nm bu rahatlndan kiisel yaknlk pay kartan garson srtt, "Hemen hamfendi." "Seni sk sk dndm Tuna. zellikle yurt dndayken... Seninle nereye kadar gider, nasl gideriz diye... Ama..." "Ama ne?" "Ama hep korktum!" "Delisin sen. Neden korktun, neden korkuyorsun?" "Seni yitirmekten Mabel! Elimi srdm eyi yitiriyorum. ,' Sevdiim eye yaknlarsam kaybediyorum onu..." "Kahveniz! Afiyet olsun. Sigaranz yakaym." Garson benim kahvemi tazelememi, stelik yzme pis pis bakmay da ihmal etmemiti, yi, tamam, herif bana gck olmutu, n'apaym yani? 315 "Hayr, hakkmda kartlan 'uursuz kz' sylentilerini alp giymedim stme ama ok kktm ve bunlardan fena etkilen-dim. yle zamanlarm oldu ki Mabel... Aras' ben ldrdm di-ye inanmaya ve kahrolmaya baladm. Gerekten inandm buna ben. Hatta u solaklmn uursuzluuna bile takacak kadar trt-tm oldu Tuna... Hl gelir, gider bu zamanlar..." "Yapma Ada, hadi brak bunlar," diye geveledim. "O gece... O son gece... bir busen Tuna..." yine alamaya balad. "Ada ben... Ada, ben seni, bildiinden, sandndan ve hatta dnebileceinden daha ok seviyorum... Ve artk alaman istemiyorum, tamam m!" dedim elini tutarak. "Baka bir ey ister miydiniz?" Kurtarc garsonumuz tepemize dikilmiti yine. "Hesap!" diye bardm. Parmayla, bir gerizeklya gsterir gibi masada duran hesap pusulasn gsterdi, "Burada hesap, kasada denir!" dedi. Doru, bunu unutmutum. "Bizim akmz imknsz bir ak Tuna," dedi Ada, garsonla aramda gemekte olan aptalca diyalogu hi duymam, hatta garsonun varlndan bile habersiz bir sesle. "Bu akn srmesi tek bir koula bal." Garson tepemizden ayrlmyordu ve ben adam bomak iin bir kak su bile istemiyordum. "Biz bir araya gelmemeliyiz Mabel!" "Bu ok sama Ada!" diye isyan ettim, artk ben de garsonun masamzn evresinde uyduruk iler yaratarak bizi dinlemesini umursamyordum. "Bu sylediin ey ancak filmlerde ve romanlarda olur, oysa biz canlyz. Bak ben kanl canl, gen bir erkeim ve sensizlikte soluksuz kalyorum!" "Hadi gel, imdi sevielim desem, baarabilir miyiz sanyorsun Tuna? H?" diye heyecanla bard Ada ve garson o zaman gitti. arp kaldm. Evet karmdaki kz iyi tanrdm ve o, bylej bir cmleyi syleyebilirdi ama byle imdi ve bana? "Ak gnlk yaama indirgersek yok ederiz. Her eyi bitirip riz... Herkes gibi oluruz. Birbirimize kzmaya, fkelenmeye, ha kts birbirimizi eskitmeye ve sradanlatrmaya balarz.. J Ara... O yaasayd... Belki oktan ayrlm, ya da boanmtk... Yada..."

"Ya da ne? ldrtma adam Ada!" "Bilmiyorum... Ondaki ar kararllk, gzkaralk beni hep batan kartrd ve belki de srf inadna ayrlmazdk..." "Ona hep ktn sen..." dedim krk ama anlayl bir sesle, (neden anlaylysa?) "Bir kadn her erkei farkl sever ve her kadn bir yaamda pek ok erkei birden sever. Biliyor musun kadnlarn baka ans yoktur Tuna. nk erkekler..." Yine bir sigara yakmaya davrand. Elinden aldm sigaray. Son syledikleri iinde dnerek uzun gezintiler yapacam engin bir deniz gibi uzanmt nme ama benim kaderim o son szckte kilitlenmiti. "nk erkekler ne?" diye sordum. "nk erkekler srprizsizdirler!" ardm. "Erkeklerin en ok ynls bile monotondur, bu yzden asl okelilie gereksinen kadnlardr! nk cinsel eitlilik ihtiyac insan ldrmez ama duygusal yetmezlik ldrr!" zldm. O "btn erkekler"e dahil edilmek ne pis bir yktr, bilenler bilir. Erkek milletinin yetikin olamayan kiilii, kaba g eilimi, kadn-aklna dmanl ve ukur dknl gibi evrensel sakatlklarndan nasibimi almamak iin ne kadar eitilmi olsam da ayn kategoriye her sokuluumda iim ezilir, kalbim krlr. "Ah canm! Benim bi tane Mabel'im sen elbette farklsn." "...Evet ok farklym ve sen o yzden benim imknsz sevgilim olmaya baylyorsun..." "Kalk gidiyoruz! Hemen imdi. Bana gidiyoruz!" "Dur delirme hemen Ada, benim dersim var iki saat sonra..." "Ben seni dersine yetitiririm. Ama bunu imdi, bugn yapmalyz! "Neyi Ada?" sesimde duyacam yantn bende yarataca heyecan ve biraz korkuyla titreyiler vard. "Gidip, sevieceiz Tuna!" Tanrm, bu ldrm gibi tepinen benim kalbim mi de bedenimden ayrlp, tek bana bir beden oldu, yoksa? 318 Kolumdan ekerek beni srklemesine, kasaya bir tomar para brakmasna ve garsonun kskan baklarna hi direnmeden peine takldm. Elden dme yerli arabasna nerede, nasl bindik, emniyet kemerini ne zaman taktk ve Cihangir'e nasl vardk bilmiyorum. Yolda bana neler anlatt ve kasetalarda Madon-na'nn "Bir bakire gibi!" diye bard arkya nasl katlandm da mehul. Eski bir apartmann bakmsz merdivenlerinden beinci kata karken ve buz gibi stdyoevine girerken baka bir Tuna'y bir buzlu cam arkasnda ar hzlanm bir filmde izler gibi orada olmadm hissediyordum. Evin iinde iyi programlanm ve iyi ileyen bir robot gibi telal dolaan Ada'y izlemeye baladmda sakinlemitim. nce elektrikli radyatrn dmesine bast. O anda krmz yanan effaf dmeye taktm gzlerimi. Sonra hazr bekleyen kahve makinesinin dmesine bast. Geni stdyoya acilen yaylan mis gibi kahve kokusuyla birlikte kahve makinesinin yanan krmz dmesine evirdim baklarm. Bu kez mzik setinin dmesine bast ve bir Mozart yayld iimize. Mzik setinin dmesi de krmz kla yand. O kl dmeye de kilitlendim. Onun baka bir yerde olduunu fark ettiimde peinden gittim. Banyodaki elektrikli ofbenini dmesine basm, o da krmz kla yanyordu imdi. "Ne ok krmz dme var," dedim. "inallah sular kesik deildir. Hidrofor bir hayal bu semtte," dedi. "Ada... Bunu yapmak zorunda deiliz," diye kolundan tutup, kendime ektim. O zaman Ada'nn ne kadar gergin olduunu ayrmsadm ve ok ardm. Elektrik arpm gibi bedenim titredi ondan bulaan gerilimle. "Hayr, bunu denemek zorundayz Tuna! Senin kendi yaamn kurmana daha fazla engel olmak istemiyorum!" hrn bir sesle, birine fkelenmi gibi konuuyordu. fkelendii ben olabilir miydim? Yoksa Ara hl buralarda bir yerde dolayor ve onu Ada'dan bakas gremiyor muydu? "Ama byle olmaz ki..." diye isyan ettim. "Baka trlsn baarabildik mi Tuna?" Beni yeni yeni snmaya balayan stdyoya ekti, kanepenin

kenarna oturttu. Ve soyunmaya balad. Tanrm, kendimi feci kt hissediyordum. Hayatmda hi geneleve gitmedim ve kiralk aklara tamah etmedim ve imdi sanki... , ' "Ada, gzelim... Dur Allah akna! Yapma zme bizi..." V'i Beyaz dantel bir sutyen ve kilotla kalmt. ok gzeldi. "Ada... zorlayarak olmayacak belki tek ey bu... Sen biliyorsun ... Ltfen yapma, actma kendini..." Sutyeninin kopasn amaya abalyor ama bir trl baaramyor, iyice fkeleniyordu. O sanki bir eyden intikam alr gibi (mi) ydi ?... Sonra vazgeti, aniden kollar yana dt, kendini brakt, ok sinirliydi. Yaklap, sarldm. Buz gibi olmutu. Kanepenin zerindeki isko battaniyeye sardm onu. Bzlp, kucama sd. Salarn koklayp, ptm. Kk bir ocuk gibi inledi. Tanrm, bu kadn ne ok seviyordum ben! Sen aklm koru Tanrm! Hi konumadan ylece oturduk, Mozart dinleyip, kahve kok-ladk. Birden eilip, ptm onu. Hi katlmadan yalnzca elik etti. Dudaklar sandmdan lezzetliydi. Yava yava omuzlarn okamaya, kulaklarn, ensesini pmeye baladm. Yine kendini vermeden elik etti. Ellerimi gslerine dokundurduumda heyecandan leceimi sandm. nk o da heyecanlanm, soluklan hzlanmt. Ama birden alamaya balad. Orgazm olurken ldrlen biri gibi, lmeden nce atladm. "Su iliyor gibiyim... Byk bir gnah, korkun bir insanlk suu bu! Yapamam, hayr yapamam!" diye haykrd. Birden ben de utandm. Ablasyla sevimeye alan toy bir olan ocuu gibi kaldm ortada. Ya da abisinin karsndan yararlanmaya alan zayf karakterli, ucuz bir apkn. Oysa biraz nce byle hissetmiyordum ve eer o isteseydi... Fakat yle gl lklar atp, titriyordu ki, korktum. ok korktum. "Tamam canm, tamam gzelim. Haklsn sen!" dedim onu yeniden kucakhyarak. Bu kez gerek bir karde scaklyla smsk sardm onu. Akln yitirecek, yine o hastaneye ya da okyanus tesine gidecek ve aylarca, yllarca geri gelmeyecek diye dm koptu. Daha yeni yeni toparlad duygusal iskeleti dalp, parampara olacak diye aklm kt. Korktum, korktum, korktum!.. Yetikin olmak, ncelikler arasnda akl yoluyla tercih yapabil319 mekse, o gn orada bir yetikin olmutum ben. Ada'y yitirmemek iin her eyi yapmaya yeminli domam mydm zaten? Hayr, madem bu onu ok zecekti, ben yine ve belki sonsuza dek onun cinsiyetsiz ak Mabel olarak kalmaya razydm! Biraz sonra onu yattrmay ve giydirmeyi baarm, kahve ierek camdan grnen uzak Boazii manzarasna bakyorduk. Aslnda benim gzmn manzara falan grd yoktu. Ben, ona bakp bakp hem zlyor, hem seviniyordum. Onu hem yitirmi, hem de bulmutum. Allah kahretsin btn bu ikilemlerden yorulmutum. "Seni okula yetitirmem iin hemen kmamz gerek," dedi yumuack. "Kabanm bulamyorum." "Arkadaki odaya bak Tuna." Arkadaki kk oda, onun yatak odasyd, girip kabanma baktm, yoktu. Tam karken yatan baucundaki komidinin stnde gm bir erevede duran bir fotoraf dikkatimi ekti. Renkli, eski bir fotorafta iki erkek ocuk beceriksizce dikilmi, objektife bakyordu. Ada'nn ektiini aniden anmsadm bu fotorafta ben on iki, Ara on drt yalarnda olmalydk. Ara, fotoraftan nefret eden insanlarn hep yapt gibi kaslm, ben imdi irin gelen ama o sralar nefret ettiim gzlklerimin arkasndan sivilceli suratmla srtyordum. Ara o ocuk halinde bile dikkati ekecek kadar yakkl, ben hep ok(!) sevimliydim... O zaman bir kez daha anladm ve yediim darbenin iddetiyle yataa oturmak zorunda kaldm. Tanrm, bu yetikin kadn, yatann baucunda iki ocuun fotorafyla yayordu hl! iki ocuk! Yaamn bu biri oktan lm, br beceriksizce ortalarda dolaan iki olan ocuu yznden yaayamyordu Ada! Aras'n hayaletiyle, benim kararszlm bu kzn bymesine izin vermiyor, stelik onu zgr de brakmyordu(k). Ada, kalbini Aras'n ld yaa kilitlemi, bir daha aamyordu. Tanrm, bu kz bizi bu kadar ok seviyordu ve bu sevgi yznden aslnda hibirimiz hayatmz yaayamyorduk! Neden bu kadar kilitlenmiti mzn yaam byle? Neden bir sevgi byle yk olmutu gencecik yaamlarmza?

O zaman aklma Meri geldi. Bu resimde ismi akla bile gelmeyen drdnc zavall da oydu ve hepimiz bencilce onu dlyorduk. Oysa Meri en bandan beri hep bizimleydi, im kanyor gibi acd. Midem feci yand.'Midem mi kanyor?' diye ikillendim. Buulanan gzlklerimi karttm. Gm erevedeki fotoraf alp, yakndan baktm o iki ocua. Eer... eer ben yolundan ekilirsem, belki Ada da kendi yaamn zgrce yaamak gcn bulacakt? Eer ben Ada'nn yolundan ekilirsem, Meri mutlu olacakt. Annem sevinecekti. Galiba herkese iyilik etmi olacaktm eer... "O son gece..." diyerek omuzuma dokundu Ada, tam arkamda duruyordu. "O son gece... Sen bizi aalarn altnda yakaladnda Aras'la ben, ilk kez gerekten sevimitik. Yarm yamalak, kaamak eyleri saymazsan, ilk kez o son gece gerekten birbirimizin olmutuk..." Yutkundum. Bunu bilmiyordum. Yani aslnda ben onlarn gerekten sevitiklerini hi sanmamtm. "Belki de o sevincin sarholuuyla yle aptalca atlad lme?" Sesi titredi, ama toparland. "nk... nk Ara o gece ok mutluydu. Artk onunla evleneceime inanmt. Eer ona engel olabilseydim..." iini ekti. "Atlama deseydim, yolunu kesip, barp, arsaydm..." Dnp, azn kapattm. "Hi deilse," dedim, "Hi deilse bakir lmemi abim, hi deilse lmeden biraz nce dnyada en ok sevdii kzn erkei olmu ve Ada... Brak artk gemie zlmeyi, hi deilse abim ok mutlu bir gen erkek olmay baarm lmeden nce! Ha?.." Dalga m geiyorum diye yzme bakt Ada. Ben de kendi yzme bakmak isterdim. Ama sylediklerimde samimiydim. Elini tutup, yatak odasndan ve stdyo-evinden karttm onu. Kabanm arabasndaym. O gnk derste resm ders programn bir kenara braktm ve dnyann en gzel ak iirleri ve en unutulmaz ak yklerinden sz ettim rencilerime. Akn, doann bize en deerli armaan olduunu, aksz yaamann lm anlamna geldiini rettim rencilerime. nce cvtanlar, grgr geenler oldu. Biraz sonra akn binbir eidi ve biyokimyasna girmi, btn varlmla ak dillendirKAM21 mistim. Snfta t yoktu. Yaramaz, tembeli, zengin mar, uslusu, zekisi, alkan, kz, erkei btn genler byk bir ilgiyle beni dinliyorlard. Onlar ilk kez o gn sevmeye baladm. Aylardr baaramadm o gn baarm, rencilerimi etkilemeyi, gzlerine girmeyi becermitim. Zil aldnda kimse yerinden kmldamam, benim kendimden geerek adeta gzle grlr ahane bir canlya dntrdm ak'a azlarnn suyu akarak bakyorlard. Ksa srede okuldaki renciler arasnda nm yaylp, koridorlara tat. Bahede yrrken gen kzlarn hlyal, delikanllarn hayran baklarna sevinle cevap verir olmutum. Ertesi gn Meric'i aradm. Ona evlenme teklif ettim. Hayatmda hi kimseyi bu kadar mutlu ettiimi anmsamyorum. Onu mutlu etmek hotu. O yaz daha okulu bitmeden, yldrm nikahyla evlendik. Meri dnyann en mutlu geliniydi. Ne zaman alan bir aletin yanan krmz dmesini grsem, kucamda yar plak otururken ptm Ada'mn lezzetli dudaklarn anmsarm. KTLN OLAANLAMASI "syle kk prens/bir le dmek midir yokluk/ en yakn ky yine bin mil uzak m syle/ gelip minik gezegeninden/ bu belalar beii dnyamza/ bulacak msn yine onu o lde?" Hseyin Yurtta (XX. yy. Adan) "t, orada beni duyan varsa, bu demire uzansn! t! Ierdekiler, canl birileri var m orda ?.." tlayan sesi duyduunda nce bir yanlsama sand Tuna.

"t, t! Beni duyan varsa tutsun u demir ubuun ucundan... Hadi kolarm, hadi aslanlarm... Bi gayret edin hadi!.." Ban glkle sesin geldii yana eviren Tuna, derme atma barakann hemen yaknndaki duvarna alm bir delikten ieriye uzatlan uzun bir metal ubuk grd. Gzlerini ksp, grnty netlemeye alt ama duyduu ac iine oturdu, kasld kald. Elleri ve ayaklar balyd ve odann duvarna yaslanm olarak yerde yar uzanm biimde oturuyordu. Oda eskisinden daha youn olarak rm et kokuyordu. Bu kokunun rm yumurta, beklemi p ve kedi iinden daha berbat yan, ryerek yok olann ayn trn bir baka yesinden kaynaklandnn bilinciydi. st ba kan, ter ve idrar lekeleriyle berbat bir haldeydi. Sk sk geri dnen kusma refleksini stste rtler olarak atlatt. Tam kendine acmaya balayacakt ki, aklna geldi: Yzba Bi-rol'u ldrdkleri srada baylm olmalyd. Yzba Birol'u ldrdkleri srada m? Gerekten ldrmler miydi Birol'u? Evet, hem de gznn nnde... Evet, hem de tekdze ve allm bir slupla. Evet, gnlk olaan bir i yapar rahatlyla... Sakz iner, video oyun oynar, izgi roman okur gibi... Tarantino filmi 324 izler gibi... Onlar soukkanl, profesyonel katillerdi, daha da korkuncu (olur muydu?) ilerinden zevk aldklarn belli oluyordu. ldrmeyi olaan ve zevkli bulan insanlara ne denir ?.. O zaman abucak ve tamamen kendine geldi. Aniden, az sonra terristlerin ieri girip, kendisini de ldreceklerini anlad. Btn arlar ve aresizlik duygusu bitti, yerine hayatta kalma gds ve arzusu iddetle yayld bedenine. Bu bir karabasan bile olsa lmek istemiyordu, insan ryalarnda bile yaamak zorundadr! Kendist bir abayla yere yatt, metal ubuun uzatld delie doru srnmeye balad. O ksack mesafeyi aabilmek iin verdii sava inanlmaz gzkse de baka ans yoktu. Her kmldannda acdan katlyordu, ama hayatta kalmak gds sandndan ok daha glyd. Oraya vardnda ter iindeydi ve bitkindi. Son bir gayretle birbirine bal ellerini uzatp, ubuu yakalad ve ekti. "Ha gayret aslanm, asl bu demire, sakn brakma, sakn salma kendini!" diye fsldad dardaki ses. Tuna smsk tuttu metal ubuun ucunu. Bu ubuk onunla yaam arasndaki tek bad. O elleriyle smsk yakalad yaam tutarken, dardaki fslt, suntadan yaplm uyduruk duvarda ancak ince bir insan bedeninin glkle geebilecei darack delikten Tuna'y darya doru ekmeye balad, ikisi iin de zor, skntl ve uzun bir iti bu. Tu-na'ya gre saatlerce sren bu yaam sava bedeninin yaralarn kanatmaya, morarm etini yeniden rtmeye balam ve artk katlanlamaz bir boyuta gelmiti. Duyduu acdan yz gz ya iinde kalmt, ama ikisi de vazgemeye niyetli deillerdi. Sonunda birlikte yaral bedenini darya tamay baardlar. zgrlk alacakaranlk renkteydi. ilkin temiz havayla bayram etti Tuna. Topraa deen yaral yana aa da toprakla temas etmekten honut olduunu hissediyordu. Ban glkle kaldrp* gkyzne bakt, yldzlar belirmeye balamt bile. Sevindi. Yldzlar yerinde bulmak ne byk umuttur! "Senden baka canl yok mu ierde?" diye fsldad kurtarc. "Sanmam," dedi Tuna ama sesi kmad. "Tuna? Uy sen nisundur yoksa Kuzguncuklu uaum da?" "Sefer?" "Uyy kahbenin dlleri, neye benzetmiler benim kardeimi! Hay Allah belalarn versin kalle kanck soylar!!!" 'Sefer... sahi sen misin?" "Tabii benim, baka kim olacak? ierde senden baka canl olmadna emin misin Tuna?" "Yok, kalmad." "Hadi yleyse davran koum, abuk gidelim buradan. Gel seni zeyim hele. Vah be aslanm ne etmiler sana, u haline bak yav, vay kahbenin dlleri vay!!!" Sefer'in bedenine yaslanp, omuzuna tutunarak, tamamen can havliyle srnmeli bir kouya dnen uzun bir kurtulu yoluna ktklarnda Tuna sayklyordu: "Bak ite, sen misin Sefer?' diye sorduumda; 'tabii benim baka kim olacak ki?' diyor. Neden byle diyor? ok basit! Bu kbusu yazan ve yneten bilinaltn Sefer'in bu sahnedeki roln ok nceden zaten belirlemi de ondan! Bu da

gsteriyor ki... Bu neyi gsteriyor? Neyi mi? Tabii ki her eyin bir kurmaca olduunu! Yani? Yani... btn bunlar gerek deil. Hibiri gerek deil... Olsayd... Eer bu yaadklarm gerekten gerek olsayd... deli-rirdim ben! Evet, evet, dayanamazdm bu kaosa ve acya... Ktln byle ok olaanlamas beni ldrtrd... Kesinlikle..." "Dayan aslanm, dayan koum! Sk diini, hepsi geecek evvel Allah! Bitecek bu kara gnler, haddini bildireceiz o vatan haini kancklara, az kald aslanm, hadi, hadi diren, gzn sevdiim uam!" De kalka, dura koa, yata srne saatlerce katlar, katlar, katlar. lmden, yaama kotular. Zor bir yoldu. Dinlenmek iin durduklarnda Sefer matarasndan su iiriyordu Tuna'ya. O zaman Tuna gzlerini glkle ap, bombo baklarla onun yzne, sonra yamuk bir glmsemeyle yaz gecesine dizilmi yldzlara bakyordu. "Bak bilinaltn, ne yaparsan yap, yldzlarm ve gkyzm alamazsn benden! Tpk, tpk Ada'y alamayacan gibi... Tamam m?" "Tamam koum, tamam yiidim, sen sakn zme kendini, i ?u sudan biraz daha." "Gkler benim kalacak... Anlyor musun? Gkler btn in325 sanlarn lkesidir. Yldzlar... onlar hepimizin umudu... Sakn onlar alma benden, sakn, sakn ha!" "Tamam kardeim, tamam aslanm, hadi davran az yolumuz kald, kalk yle..." "Kt, ok kinci bir bilinaltsn sen! Ylan gibi beslemiim ben seni yllarca kafamda... Ada... Ada'y kimse alamad benden! Hi kimse, Ara bile! Sen kim oluyorsun be!" "Peki Tuna, tamam anladm. Aferin koum, yrmeye al, yaslan bana, tamam arkadam." Gece yarsna doru askeri birliin konuland tepeye vardlar. Birka kez parola ve gvenlik emberinden getikten sonra Tuna'y bir sedyeye yatrp, shhiye adrna tadlar. Can o kadar yanyordu ki, krlan parmaklar, atlak kaburgalar, ezilmi dokular ve pansuman yaplan yaralarnn acsn artk duymadn sanyordu. Doktor ve hastabakc askerlerin seslerini uzak bir gezegenden gelen anlalmaz sinyaller gibi alglyordu. Ar kesici ineler, serumlar, temizlik szckleri havada uuurken kendinden geti. Kendine geldiinde hl sabah olmamt, belki de oktan baka bir gndzn gecesine geilmiti bile. zerinde bir ort vard, kolundan serum hortumu sarkyordu ve her yan iddetle aryordu. Yakn bir yerlerden inleyen insan sesleri geliyordu, ii ekildi, ah, ii ok ekildi!.. "Ucuz atlatmsn hocam, valla virilmi sadakan varm!" ite gne domutu sonunda ve karanlk bitmiti. adrn perde kaps alm ieriye gne girmiti. "Saol," dedi hi ilgilenmeden Tuna, akl fikri gneteydi. "Hi yz virmezsin, tanmadn m yoksam hocam?" "Hasan? Sen olamazsn? Ne iin var burada?" "Sen niye burdaysan, bah ben de aynen o yzden buradaym hocam! Vatan hizmeti!" "Onca hasta bakc arasndan ka ka senin karma kman da ne inandrc bir tesadf ama Hasan!" "Eee, n'ricen hocam, hayat bole ite... Bah, kim derdi o katliamdan bi tek senin sa kacan? Da gibi askerler lm gitmi, kuru, dayanksz sandmz sen direnivermisin derler... Sonunda gazi oldun azn yidiim hocam." "Gazi mi? Ben mi?" "He ya gozel hocam!" "Sakat m kalacam yani?" "Yoh canm, iyileicekmisin. le der doktor binbam." "Sinek ldrr gibi insan ldryorlar Hasan! Gzmn nnde ldrdler Yzba Birol'u... Tam nmde... Tam gzmn nnde onu..." Aniden gzlerinden fkran yalar ve boaznda patlayan hkrklar sesini kesti. "yi misin sen hocam? Amman ok yorma kendini istersen..." "insan deil onlar! Hayvan da deiller! Onlar yaratk, belki bilmediimiz bir tr... Varolmak iin ldren canllar!"

"Para vardr ardnda hocam. Para hir eyi yaptrr insana... Malum i st emmiiz hepimiz!" "Ne paras yahu Hasan! Terrist bunlar; kin, nefret ve aa-lanmlkla ykanmlar! Artk ne kendilerinin, ne de bakalarnn yaam bir anlam tamyor onlar iin..." "Sen de pek safsn be hocam! Btn bu tirristlerin arkasnda para, tonla kara para dner de sen hl he bi eycik annamazsn ha!" "Senin obsesyonun para Hasan!" diye azarlad Tuna. "Valla o didiin siyi bilmem amma, bu dnya kurulduundan beri para evirir onu, ben bunu bilir, bunu dirim!" "Hasan! Nerede bu avu yine? eneyi brak da ko gel baki-imP "Bastne binbam!" "Hadi gimi ossun hocam, yine greciiz nasl ossa!" Derin bir ohh ekip, rahatlad Tuna. Ak perdeli kapdan grnen gneli yaz sabah parasna bakt. Ku sesleri duydu. Gevedi. Glmsedi. Glmseyince yz acd, ama o hi aldrmad. "Uyy Kuzguncuk'lu mavi uaum iyilemitur da, yznde glckler amitur daa!" "Sefer! Sefer, sana nasl teekkr etsem diye..." "Haen ne teekkr dersun daa, seni kurtarmasak ne yapar Kuzguncuklu karlar daa!" "Saol Sefer! Saol!" "Kim olsa yapard... Sen olsan beni kurtarmaz miydin Tuna! Hadi bover bunu da, iyi misin sen onu syle?" Sefer dosta glmseyerek adra girdi ve Tuna'ya yaklat. "Sefer, ben sana casus demi, vurmutum... Sense benim hayatm kurtardn! Affet beni desem bir ie yarar m?" "Bover ya... Vatan saolsun be Tuna! Erkek adamlar arasn-da olur byle eyler. Sen helal st emmi, milliyeti ocuksundur. Ne dinsizliini, ne komnistliini grmzdr. Benim iin nemli olan budur aslanm. Arada olur byle eyler koum. Eee, ak erkek adam bile zayf kor bazan ite..." Sustu Tuna. "Neydi o kbuslar falan, sayklayp duruyordun. Tutup Rus komnist ajan yaptn beni bir de hah hah ha!" "Rus deil, Nazi," dedi Tuna. "Gene balama ama bak!" "Tamam tamam, meraklanma. Artk senin cann skmayacam bu konuda." "Hah ite yle koum!" "Ne oluyor Sefer, ne durumdayz, anlatsana?" "Ne olsun koum, sessizliimizi yaknda, ok yaknda bozup, hi beklemedikleri bir anda tepelerine keceiz. Btn kanck yuvalarn bir gecede yok edeceiz. Piman olacak doduuna o orospu ocuklar!" "Die di yani... "Aynen yle abisi! Bak seni tannmaz hale getirmiler, ka vatan evladn kahpece yok ettiler. Teekkr m edecektik yani?" "Ah Sefer be, iddet daima iddeti douruyor, hl grmyor musun?" , "Allah seni slah etsin Tuna, ne diyeyim?" Can sklan Sefer, ban sallad. "Benim gitmem lazm... Gidip bu ii bitirmek gerektir! Hadi hakkn helal et kardeim. Gitmek var dnmek yok bu yolda, kimbilir? Bak ehit olur da dnmezsem eer..." Sustu. Duygulanmt. "Dnmezsem eer, oullarma anlat beni Tuna. Cesurdu de, korkusuzdu, vatan iin ld de. Okusun, tahsillerini tamamlasnlar. Vatanlarn canlar gibi sevsinler! Erkek adam olsunlar!" "Kzna bir szn yok mu Sefer?" Tam karken irkilerek durdu Sefer. Bekledi. "Namuslu, itaatkr olsun kzm." "Cesaret ve akldan payn almasn m kzn?" "Ulan Tuna, ne manyak herifsin sen be!" diye homurdanarak geri dnd Sefer. Gelip, dikildi Tuna'nn karsna. Dik dik bakt gzlerinin iine. Sonra dudaklarn srd. "Kza da ayn eyleri syle, o da birdir kalbimde, bak Allah arpsn yalan diyosam... Kes u sulugzll sen de aslanm. Kar gibi alama karmda byle yaa!.. Erkekliin yz karas Kuz-guncuklu uaum daa!" Sargsz ve hortumsuz kalan sol omuzuna dokundu, hafife skt ve kp gitti. "Hakkm helal olsun Sefer," diye fsldad Tuna arkasndan. Darda yazsonuna inat atr atr atlam bir gne ve ona elik eden ku cvltlarna ramen ince ince alad yatt seyyar yatakta. Bu alayta kederin ar, baygn glsuyu kokusundan ok hznn yumuak, taze ak nergis kokusu vard. Bu ahane kokuyu iyice iine ekmek iin derin bir soluk almaya alrken, bandan balayarak btn organlarnn feci ardm iyice duyum-sad. Daha nce bu ar vard da farknda m deildi, yoksa imdi aniden mi artmt?

Biri gelip, bir ar kesici verir diye umut etmeyi denedi, ama kimse gelmiyordu. Gzlerini yumdu, dilerini skt, armayan birka santimetre karelik bir yerini arad, ama yoktu. Hl ku seslerini duyabiliyor olmasna sevinsin mi, karar veremedi. "Binbam bu asker baygn m hl?" "Hayr, uyuyor olmal. Serumu deitir, ar kesici yap, sonra sarsmadan ambulansa ykleyin br ikisiyle. Ar yarallarla ayn ambulansa koymayn bunlar." "Bastne binbam." "Bu askerin dosyasn en ste koyun. Raporu gzden kamasn, SASARUT hastas o." "Ar m durumu binbam?" "Bedenen stesinden gelecek de... Ruhsal bakmdan ar..." "Vah be aslan gibi gencecik adam daha be!" "Gerekle yzleecek kadar glenebilirse kurtulur. Bunun gibi hassas ve ar duyarl tiplerde byle u reaksiyonlar grlr." "Bi de ak meselesi varm derler banda. Karasevda falan diye duydum." "Olabilir. Ama savan gereklik kazanmas bile bazan savan 329 etkisi kadar gldr avu. Evet, sarsmadan tayn sedyeyi, ben br hastalarn yanna gidiyorum." "Gerekmi!" diye fsldad Tuna kendi kendine. "Hangi gerek? Bunlarn tm gerek olsayd, neden gelip tepemde bu konumay yapacaktnz ki sanki? Gerek olsayd, neden casus diye dvmeye kalktm Sefer gelip bakasn deil de beni kurtaracakt sanki? Bunlar da yetmezmi gibi, neden herkes lyor da ben bir trl lmyorum?" Arlar biraz hafiflemiti. "nk beynim lmemi istemiyor. lrsem bu karabasan bitecek ve uyanacam. Hah, ben de bunlar yutacaktm di mi?" "Binbam, bu hasta glmsyor!" diye bard avu, Tuna'y sedyeyle ambulansa tarken. "Daha deil," diye mrldand Tuna. * Ambulans hareket etti. CEHENNEM CENNETE DAHL "Yamurlar unuttuk, bir kurak iklime tutsaz, t atlad iimizin topraklar, ta bile yand ite." Hseyin Yurtta '' (Kirli Tarih) nce pencereden ieriye bakan sonbahar grd. "Yapraklar ne zaman sararmaya balad?" diye sordu. Kimse yantlamad. Hafife doruldu, evresindeki her ey bembeyazd. O zaman tamd; "Yine bir hastane odas!" diye inleyerek yataa brakt kendini. yle yan gzle bedenine bakt ekinerek. Kollan, bacaklar yerindeydi. Kolundan bir serum hortumu sarkyordu, ayak parmaklar, sol eli ve sa baca alya alnmt. Duyduu tek ey bkknlk ve ok youn bezginlikti. Artk bu kbustan kurtulma ans kaldna inanmakta glk ekiyordu, isteksiz, hevessiz ve umutsuz olmak hli feci yorucudur! "Gnaydnn hocam! Uykulara doyamadn gittin amma bah, sonunda kendine giliverdin ite." "Hasan? Yine mi sen!" "He yozunu gzn buruturma hocam! Ben n'iittim ki, sevmezsin beni yav? Bah iyileiyon, daha ni istersin?" "Dalga m geiyorsun Hasan? Ben sana her rastladmda gereklikten daha fazla uzaa dm olduumu anlyorum, iyilemeye gelince..." "Tamam tamam hocam, sen imci gene uzun, tumturakl laflar ideceksin amma he yorma kendini..." Bir figrana, gereinden fazla rol vererek, br oyunculardan rol alan ynetmene fena halde bozulan sinema seyircisi gibiydi Tuna. "Sen ok fazla grnyorsun Hasan." "N'ricen hocam, bu benim vazifemiz!" ' ; :', "Bu kadar da olmaz ki!" ; "Yoh camm, sen ni diyosun hocam, daha niler var bilsen, haline krederdin vallahi de billahi de!"

Fldr fldr dnen gzleri ve fazla merakl baklaryla Tuna'y huzursuz eden hastabakc Hasan eli abuk biriydi. O arada abucak tansiyonunu lm, serum iesini deitirmiti. "brlerini bilsen, senin hikyen st kokan bebe kalrd yannda hocam! Ah ne dertler vardr br askerlerin banda, ah ki ahh!.." "Benim bir derdim falan yok! Tek istediim bu kahrolas karabasandan kurtulup, geree dnmek, anlyor musun? Anlamyorsun! nk hepiniz beni deli sanyorsunuz! nk ancak size -retilmi eylere inanyorsunuz. Hibiriniz daha kendi dorularnz yaratmaya cesaret edemiyorsunuz!" "Tamam hocam, tamam delleniverme yine. Bah tansiyonun felan dzelmi, bozma saln neym... Dohtorlar karar virecek evine gitme vaktine, sen deil hocam." "Ryalarn da bir kaderi mi var yoksa Hasan?" diye aniden sakinlemi bir sesle sordu Tuna. "Ben he karmam bu ilere valla. Bah seni SASARUT'a aldlar ya zati..." "Beni neye aldlar, neye?" "SASARUT nitesi derler ya, ona canm!" "Hah bir bu eksikti! Hay benim alkan beynim, imdi de bunu mu uydurdu yani?" "Ne uydurmas hocam, he le siy olur mu?" "Eeveeet, astemenimiz nasl bugn?" "Doktor Kutlu! Sizi grdme ok sevindim. Yani ne iiniz var burada sizin?" "Benim iim burada olmak da, inallah siz abucak kendi iinizin bana dnersiniz hocam," dedi doktor Kutlu donuk bir sesle. "Yani istanbul'a dndm m ben?" diye sevinle sordu Tuna. "Evet, geen hafta sefer grev yerinden dnen grubun iindeydiniz. Salam bnyeniz varm, sizi kurtardk..." "Kurtaramadklarnz oldu yani..." "Eee savatayz astemenim... lmle yaam ancak bir sava srasnda bu kadar yanyana gelirler." 333 Sustular. "Sonbahar gelmi," dedi Tuna, "ok severim yazsonun ka kavuma renklerini... Bir an nce buradan kurtulup, sonyaz sokaklarna atmalym kendimi..." "O da olacak, lk getirildiiniz gnden bu gne kadar izdiiniz tablo olduka umutlu." Hangi ilk geldii gn kastediyordu doktor, bilemedi Tuna. Sormaya da cesaret edemedi. "Bu SASARUT konusu nedir doktor?" diyerek konuyu deitirmeye alt aceleyle. "Sava Sonras Asker Ruh Tedavi nitesi, Trk ordusu iin olduka yeni bir proje. Aslnda nceleri asayi, i gvenlik, terrle mcadele birlikleri iin tasarlanmt ama u anki gereksinmeler nedeniyle btn asker birimlerine hizmet vermekte"Sava sonras asker ruh tedavi nitesi ha! Vay canna!" diye alayc bir gl konuk etti yznde Tuna. Onu duymazdan gelen doktor Kutlu een, yatan yanna dikilerek donuk sesiyle devam etti; "Genellikle konsantre olma gl, karanlktan korkmak, yksek sese kesinlikle tahmmlszlk - rnein araba alarmlar, sert kap kapanlar, ani bir kahkaha, ocuk lklar, su borusu sesi ve elbette depresyon, ani yorgunluklar, hibir nedeni olmayan iddetli fke nbetleri..." "yi ama doktor, bu saydklarnzdan sonra bu insanlar nasl bir daha glebilir, kime gvenir ve... nasl seviebilirler? Yani... Kim korkuyu, kukuyu, ihanete uraml ve umutsuzluu hastanede tedavi edebileceini iddia edebilir ki ?.." Doktor Kutlu'nun akn baklarna arpnca akl bana geldi ve kendisinin burada bir ziyaret nedeniyle bulunmadn hatrlad, kisi de ne yapacaklarn bilemeden sklarak kaldlar bir sre. nce doktor Kutlu toparland ve boazn temizleyerek hibir ey olmam gibi konutu: "Zor tabii... Sava kimseyi galip kartmaz retmen. Canl kalanlarn tm yenilmitir aslnda." "Benzeri tedavi almalar Vietnam ve Krfez Sava'ndan dnen Amerikal askerler zerinde yaplmt sanrm?" 34 "Evet," dedi Doktor Kutlu, Tuna'nn yatak ucuna asl hasta """"^ takip tablosunu incelerken.

"Ben bunlar dergilerden, gazetelerden okumutum," diye dalgn dalgn sylendi Tuna. "isteyerek gitmedikleri Vietnam'dan geri dnen gencecik askerlerin toplum yaamna ve bar ortamna uyum salayamadklarn ok zlerek hatrlarm. O insanlarn yaamlarnn kalan ksm artk cehennemdir. Cennetteki cehennem!" "Biz de zaten Amerikal meslektalarmzdan danmanlk yardm aldk. Tabii asl kurucu kadroyu kendi doktorlarmz oluturuyor." "Mthi dramatik bulmutum btn bunlar ve feci etkilenmitim." "Dorusu size katlmamak mmkn deil astemen." "Tabii tabii," dedi Tuna aniden iine dt tuzan ayrmna varm bir vahi hayvan fkesiyle barmaya balayarak; "Tabii doktor siz de gelip btn bunlar olanca ayrntsyla bir hastanza anlatmakta hibir saknca grmyorsunuz, deil mi? Ha? Hatta tarihe ve kaynaklar blmn de aktaryorsunuz ki, eksik bir ey kalmasn aklmda, yle mi? Konusanza doktor ha? Tabii ben de o kadar deli ve divaneyim ki btn bunlar yutuyorum!!! Bu kadar ok fazla doktor! Yok artk bence devenin nal!.." Aniden iddetli bir fke krizine giren Tuna'nn tepkisinden rken doktor Kutlu, elindeki hasta takip tablosunu nereye koyacan bilemeden kalakald. . "Her ey ne kadar planl, ne kadar dzgn hazrlanm, yle deil mi doktor? Ha? Ve siz de benim uslu uslu bu masallar dinlememi bekliyorsunuz, yanlyor muyum binba doktor Kutlu een, haa???" "Bakn Tuna retmen, bu ani ve nedeni bulank fke nbeti biraz nceki konumamzda iaret ettiimiz davran bozukluunun bir rneidir. Sizinle ak ak konumama gelince..." Elindeki hasta takip tablosunu yine Tuna'nn ayak ucundaki plastik effaf zarfa yerletirdi, sakin grnmeye zen gstererek Tuna'ya doru yaklat. "Birincisi siz, tedaviye en pozitif cevap veren SASARUT hastassnz, ikincisi son derece bilinli ve kltrl bir insansnz. Bu nedenle sizinle ak ak konumakta bir saknca grmedim. ncs..." "Saknca grmemi-mi! Gleyim bari, hah hah hah!!!" dedi Tuna sinirli sinirli glerek. "Baksanza doktor, neden itiraf etmiyorsunuz artk? Bal gibi biliyorsunuz ki, btn bunlar aslnda benim beynimin tasarlar, dleri, bunlar benim korkularm, kbuslarm... Hi deilse yreklilik gsterin ve buna kolektif kbus adn takn, ama karma geip gerekilik nutuklar atmayn Allah akna!" zlerek iini ekti doktor Kutlu. Ban eip, sessizce dnd bir sre. Sonra kederli bir sesle usul usul konutu; "Bence siz, henz ne olduunu anlayamadm, ama kesinlikle ilemediinizi dndm bir su yznden kendinizi cezalandryorsunuz Tuna retmen." Onun gerekten zgn olup olmad konusunda kukuya den Tuna, sakinleti. "Korkularnz, gerekle yzlememek iin kullandnz koruyucu bir bariyer oluturmu. Oysa korkularnz iddetlendike patolojik boyut kazanyor. Size travmatik sava nevrozu tehisi koyduk," diyerek yeniden iini ekti doktor Kutlu. "Bu prototip, heyecana bal bir psikonevroz, psiko-fizyolojik paroksizm modeli oluturur." "Vay canna!" diyerek glmeye balad Tuna. O ani fke krizinden byle gnlsz bir glme psikolojisine gemesine pek de armam grnen doktor Kutlu sabrla onu izliyordu. "Doktor, hah hah hah! Doktor buna inanamyorum vallahi!.. Kusura bakmayn n'olur... Hah hah hah, u benim tuhaf beynime glyorum inann ki... Yani ne cevherler varm orada da ben kmsemiim hazreti, hah hah hah! Baksanza isterse nasl tbbi ve ciddi cmleler hazrlayabiliyor ve ben de neredeyse durumun gerekliine kanvereceim!" "Bakn Tuna retmen," dedi doktor Kutlu arbal ve mesafeli tutumunu hi bozmadan, "Doal olarak hepimizin korkular vardr ve bunlar ocukluk yllarmza dayanrlar. Ancak baz zel durumlarda, terrn artmas, kiisel sorunlarn amaza girmesi ve asla zlemeyecei umutsuzluu bizi panik ve dehet durum335

larna srkler. Ya da yapay bir maniplasyon sonucunda hiperbolik olarak adlandrdmz ayn sonular oluur." "Pes dorusu!" diye onun szn kesti Tuna, "inann korku ve psikoloji zerine okuduklarm byle iyi hazmetmi olmama hayret ediyorum doktor. Son yllarda bu konuya merak sardm ve bol bol okudum, ama ounu unuttuumu sanyordum. Gelin grn ki, imdi yle olmadn aknlkla fark ediyorum, insan kendi beynini asla hafife almamal!" "Bu ekilde daha ne kadar kaabileceinizi sanyorsunuz Tuna retmen?" Bekledi. "Bu yntemle buradan kurtulamazsnz. Ne zaman ki, bu i savan ve yaadklarnzn gerek olduunu kabul edeceksiniz ite zgrlnz o zaman geri kazanacaksnz!" Sustu, iki gen adam sessizce birbirlerine baktlar. Biri yatan iinde yar oturarak, br ayakta, gzgze kaldlar. En anlaml konumalarn sessizce gzgze gelindii anlarda yapldn ikisi de biliyordu. "Tabii, yaadklarmzn bir karabasana benzemediini kim iddia edebilir ki?" diye mrldand doktor Kutlu, gzlerini pencereden grnen sonbahara saklayarak. Glmsedi Tuna. "Anlyorum doktor," dedi. Sessizlik yeniden dolat aralarnda. "Gzlnz," diyerek elini nlnn cebine att doktor Kutlu, "Sizin derece miyop olduunuz kalm aklmda. Umarm yanlmyorumdur? Ordu pazarndaki optikiden eski erevenize benzer bir tane seip, cam taktrdm. Kabul ederseniz, ereve benim size armaanm olsun." Deri taklidi plastik siyah bir klf iinde, ince metal ereveli bir gzlk kartt ve Tuna'ya uzatt. "Ne incelik doktor!" diye sevinerek gzl kapt Tuna. "Saolun, bunu hi beklemiyordum." Gzl takt. evresindeki dnya bir lde netlemiti. Elini uzatp, doktora teekkr iin tokalamak istediinde sol elinin al nedeniyle, sa elinin de kolundaki serumdan tr kullanl olmadn fark etti. Doktor Kutlu anlayla yaklap, Tuna'nn sa elini skt. "Siz iyi bir insansnz doktor. Bu ryann, ah pardon savan demeliyim tabii, olumlu karakterlerinden birisiniz, iini iyi bilen, prensip sahibi, gvenilir insan tipi." "Teekkrler." "Kendinizi ak etmemeye yeminli, gcn bu sessizlikten alan yaygn erkek tipi..." "Bakn hele," diyerek onun szn kesti doktor, "Bu gidile siz bizim iimizi elimizden alacaksnz retmen." Sustu. "Yanldnz bir tek nokta var Tuna retmen: ben bir zamanlar kendini rahvan bir tay sanan, yrmek nedir bilmeyen, dere tepe koan bir erke tayydm." "Tpk 'Dalara Yazldr'daki gibi..." diye glmsedi Tuna. "Okudunuz mu o roman?" diye heyecanland doktor Kutlu. Ban "evet" anlamna sallad Tuna. "Binboa dalar, tra yarm, yz sabunlu Trkmen beyine benzerdi. Nevruzlar, idemler, kar iekleri aard. Kuzukulakla-r, iriler, madmaklar gerirdi. Ve ninem 'otur yerine, kineyip durma evin iinde' derdi." Glmseyerek baktlar. Dostluun insann iine dtn hissetmek iin bir saniye bile uzundur bazan. "Akama yeniden urarm Tuna retmen. Size kitap, dergi getireceim. Ayrca bir walkman ve klasik mzik kasetleri de bulmaya alacam." "Doktor Kutlu," diye seslendi tam karken Tuna, "Bildiinizi biliyorum. Hepsini, gzlerimin deil, be numara miyop olduundan balayarak her eyi bildiinizi ve bunlarn tmnn de... yalnz..." Sustu. "Yalnz ne?" diye durdu doktor Kutlu. "Yalnz, kendini bir erke tay sanan o ocuk var ya... ite bir tek o gerek..." Geri dnp, yataa yaklat doktor Kutlu, "Bu ryadan uyandnzda sizi zleyeceim Tuna retmen," dedi ve kt. 337 KAM 22 ECNSEL, KARITCNSEL ve/ya iKClNSEL

"Her erkekte veya kadnda kar cinsin cinsel organlarnn izleri bulunur." Sigmund Freud (Cinsel Sapmalar) ' "insan otuz yana girmeye utanr be!" aka m yapyor?, diye baktm. Hayr, ciddiydi. Otuz yana girmek onu ok incitiyor olmalyd. Kkte toplanmtk ve bunun toplu halde kkte yiyeceimiz son yemek olduunu hibirimiz bilmiyorduk. "Daha otuz olmana bir yl var kzm. Bugn yirmi dokuz yan bitiriyorsun, acelen ne Adacm?" Bir on iki Mart gnyd ve yaasayd ertesi gn de Aras'n doum gn kutlanacakt. "Ak prova anne sultan! Ha bu yl, ha gelecek yl, ne fark eder? u irkin ve rkn otuz saysn telaffuz etmeye almalym. Hepsi bu!" "Duyan da seni elli yandan sz ediyor sanacak, ya biz ne yapalm Adacm?" "Sen hep gen kalmaya mahkmsun anne sultan!" Son yldr bakasnn karacieriyle yaayan Sreyya Mer-can'n salk sorunlaryla hem fiziksel, hem de duygusal olarak ok ypranan Pervin Gkay, her eye ramen bakml, zarif ve incelikli olmak mucizesini srdryordu. Ada yalanmaktan korktuunu gizleyenler snfna katlmak-tansa, erkenden stne giderek bu ii kolaylatracan sanyordu. Oysa yllar onu fazla deitirmemiti. Hzn artm olsa d~' yaramaz, gemiten kap, saklanmaktan bkmasa da o hep ayn yamur kzd! "Ey ev halk ve dardan gelen dostlar, duyduk duymadk demeyin, karnzda duran bu kumral, ufak tefek kadn artk otuzla-mtr! Peynir ekmek yemeyin!" "Yaa moruk!" "ok yaa Ada!.." "Nice yllara Kumral Ada!" sesleriyle birlikte alklar ykseldi kkn salonunda. Ksa sren sessizlik air Doan Gkay'n etkileyici, umut dolu sesiyle terk etti salonu. "Ne kadar gensin ocuum!" u anda , yalnzca yl nce, otuz yandayken imdikinden ne kadar toy ve gen olduumu dndme gre... air Day'yine haklyd. "Genliin erefine!" Artk oturmaya bile gc zor yeten Sreyya Mercan, bir deri, bir kemik kalm bedenini dik tutmaya alarak, elindeki su dolu kadehi kznn erefine glkle havaya kaldrd. O zaman eli titredi ve su stne dkld. "Camm, sularmz hep ziyan ediyorsun, belediye bakan kzacak bize!" diyerek kocasnn yardmna koan Pervin Gkay, onun ald her nefesi kranla karlyordu. Bazan biz bile varlnn, kocasnn yaamasna bal olduuna inanyorduk. Sreyya Mercan, kznn otuzuncu doum gnnden birka hafta sonra yine arlaarak hastaneye kaldrld, ksa bir sre sonra da ld. lrken bile, hastaneden knca evirecei filmlerin dlerini kuran Sreyya Mercan devlet treniyle gmld. Cumhurbakannn da katld grkemli cenaze treni iin Trkiye'nin en u kelerinden bile insanlar istanbul'a akt. Kuzguncuk'ta tavla oynamaya gittii kahvenin sokana ad verildi. Adna sinema dl kondu. Televizyon kanallar, gazeteler hakknda belgeseller hazrlad, eski filmleri toplu gsterime girdi. Bu kadar sevildiini kendisi bile bilmiyordu herhalde... Onun beklenen lm en ok Pervin Gkay' sarst. Otuz iki yldr yaamn smsk paylap, gznden saknd sevgilisi gidince sanki Kuzguncuk'a kst ve ani bir kararla kk satt. Ada'ya ve air Doan Gkay'a yakn olsun diye babasndan kalan 339 Valide eme'de bir apartman katna yerleti. Elindeki paray Sreyya Mercan vakf iin kullanmak zere kollarn svad. 34Kkn yeni sahipleri onu ykp, aalar kestiler, yerine ace-"'". leyle kiiliksiz ve irkin iki apartman yaptlar. Tam burnumuzun ucuna, kkn mezarn diktiler. "Bu kadar yalandna gre biz genlere hangi tavsiyelerde bulunur Ada Mercan acaba?"

Bu sesi tanyordum, hem de ok iyi tanyordum. Salonda Ada'nn arkada olarak bulanan sekiz-on kiilik gruba alc gzyle baktm, ama bildik birini kartamadm. Ses benim arkamdan geliyordu, dnnce gzgze geldik. Aklma ilk den szck: "olamaz!" idi. Yrtc, saldrgan ve yaralar akta kanayan bu sesi nasl unutabilirdim? "Hemen tlerimi sralyorum efendim," dedi Ada, "Bol bol yaayn. Eer ksanz soutmadan, ekitmeden ve bayatlatmadan yiyin yemeinizi gen'ler! Otuz yandaki teyzeniz size byle buyuruyor!" Gltk. Aliye'ydi. Yllar sonra burnumun dibinde yeniden ortaya km, karma dikilmiti. Eski sevgilisine rastlaynca insann iine incecik bir heyecan, hafif bir hzn ve dosta bir scaklk yayl-mal diye dnyor benim gibiler. Oysa Aliye'ye rastlamak, ok uzun ve iti-kak bir evlilikten sonra mahkeme ve medyada btn zel yaamn zevkten titreyerek ilan eden intikamc bir eski ele karlamak gibi rahatsz etmiti beni. Aliye bulunduu yerde olay kartmadan, kendini kepaze edene kadar belli etmeden ra-\ hat edemezdi. Meri kulama eilip; "Bu, yllar nce faklteye gelip, beni sorgulayan kadn deil mi?" diye sordu. Evet oydu. Vaktinden nce km yzne alkolle anm yorgun bir kadn tanmt. Hl seksi bir yan vard ama son sahneyi oynuyordu. "Ada hl bu kadnla gryor mu?" "Galiba yle," dedim Meric'e, sakin grnmeye alan bir glmsemeyle. Drt yldr evliydik ve yeni evli bir iftten ok, iyi iki arkadaa benziyorduk. Meric'in mutlu olduunu sanyordum. Benimle sevimekten heyecanlanyor, sessiz ve sakin glmsyordu. O zaten hep sessiz ve sakindi; asla iini amaz, kendini anlatmazd. Anlatt bir kii olsa rahatlayacaktm, ama bundan da kukuluydum... Meric'i diri tutan beni kazanmak iin srekli savamak durumunda olmasyd belki de... Bilmiyorum... Meri, biz evlendikten bir yl sonra okulu bitirmi ve nceleri pratisyen kalmakta srar etmiti. Bunun asl nedeninin lise retmeni kocasnn erkek gururunu korumak amal bir zveri olduunu anladmda kesinlikle kar ktm ona. Gidebildii, ykselebildii yere kadar onu desteklemeye kararlydm. "insan karsnn i baarlarn kskanyorsa erkek deildir, nk daha insan olamamtr!" diye yumurtladm birden. Sakin sakin bakt, aka m yapyorum diye yzm arad ve sordu: "Sahi mi?" Sahi miydi? Bilmem? Heralde yleydi, yani yle olmalyd. Bildiim, iddiaszlm yznden mutlu edebildiim tek kiinin Meri olduuydu. Ben birini mutlu ederek mutlu olabilen egosu gelimemi salaklardanm. (Bunu daha nce ka kez syledim size?) "Sen ok farklsn!" derdi Meri, boynuma sarlarak. (Ne ie yaryorsa bu?) "Psikiyatriyi semek istesem, rahatsz olur musun?" "Hoppala! Yahu Meri, uzmanlk almasn sen yapacaksn, brannn konusuna ben nasl karabilirim ki?" Her admn kocasna sorarak atan bir kadnla yaamay seven bir erkek var mdr, bilmiyorum ama ben, kendi kararlarnn alp, uygulayan kadn(lar)a hayranm. Oysa Meri al veri iin bile bana danr! "Bilmem ki? Psikiyatrisi bir kars olmasn isteyen erkek var mdr?" "Mericiim, bize ne br erkeklerden? Sen istiyorsan psikiyatrisi de olursun, ne bileyim patolog da... Kim karr senin kariyer tercihine senden baka?" Bu davranm ilgisizlik olarak alglad iin iten ie krlyordu. Ama ne kadar uraam da ona baz eyleri anlatamayacam biliyordum. Meri aklsz, duyarsz ya da tembel deildi. HaP! yr, o son derece azimli, alkan ve akllyd. Ama Meri, Ada'ya hi benzemezdi. Gitti patolojiye girdi. Bana da kadrosuzluktan tr bu seimi yaptn syledi. Hi sormadm fakat hep kuku duydum. Annem planlad gibi giri katndaki iki odaya yerleti. Oraya mutfak ve banyo yaptrdk ve o, sanki bir saraya tanm gibi sevinle yerleti yeni meknna. Ksa srede ocukluumdan beri sradan bir giri olarak bildiim bizim evin giriini cennete evirdi. iekler nce merdivenler ve antreden balayp, pencere nlerine, oradan da sokaklara tat. Dedem ve babaannem hayattayken

alkn olduum ama zellikle Aras'n gidiiyle kaybolan menekelerin geri dn hi beklemediim kadar iyi geldi bana. Bunu aklamak sanrm zor olacak. Evin iine ve dna cmerte serpitirilmi bakml ieklerin, yalnzca renk ve kokularyla sevin satklarn anlatmak, aslnda hibir ey anlatamamaktr. nk bu manzaray arkadan asl destekleyen duygu; devamllk, yaama ballk ve gelecee dair umuttur. Bu iekler, sorumluluk alacak kadar iyi hissetmeyi, ilgiyi, yaama "evet" demeyi, direnmeyi ve ayakta kalmay simgeler. Tek tek ilgilenilmesi gereken yirmilerce, otuzlarca saks iek en azndan, baka canllarn sorunlarna zaman ayracak kadar kendi sorunlarn zebileceine inanm olmay gerektirir. Evinin iini ve dn kendi bakaca ieklerle demek, insann yerleebilecek kadar huzurlu, cesur ve kararl olduu anlamlarn da tar. iek salktr! Annem ve sakslar dolusu iekleri, yaammda yeni bir dnem aldn btn baka iaretlerden daha iyi anlatmt bana. Kk iki st daireyi de Meric'in halasnn evlilik armaan saylacak yardmlaryla yeniden dzenleyip, daha keyifli bir mekna dntrmeyi baarmtk. Modern ve iddiasz bir dublekse dnen evin (evimizin, demem gerekir!) kk saylacak balkonunu anneme zenerek ieklerle marttm. "Oooo, Tuna Atacan! Sizi grmek ne byk eref byle!!!" "Aliye, naslsn?" diye isteksiz bir sesle, zoraki sordum. "Ben daima iyiyim, asl seni sormal Mavi Tuna?" Sesinde tehlike anlar, zehirli oklar savurarak tam zamanl alyordu. Son derece saldrgan bakyordu. Hi bulamak istemedim, ama o oktan kararn vermi, belki de srf bulamak iin buraya gelmiti. -> "Beni karnla tantrmayacak msn yoksa Tuna?" Yine simsiyahlara boyanmt. Siyah postallar giymi, ince siyah orapl hl gzel bacaklarn sper mini deri bir etekle sonuna dek amt, istanbul'un acmasz Mart souuna kafa tutan incecik, askl siyah dekolte bluzunun altnda kk gsleri plakt. "Tabii, sizi tantraym," dedim, elimle Meric'in srtn pat-patlayarak, "Bu Meri ve bu da Aliye." El sktlar. Aliye'nin elini skarken isteyerek Meric'in cann actm olduunu dnerek, canm skld. "Sizinle daha nce tanmtk kk hanm!" dedi Aliye alayc bir sesle. "Evet, hatrlyorum. Sahi, beni ziyarete gelmeniz ne incelikti !.." Meric'e baktm. O her zamanki gibi yumuack, sakin ve gzel grnyordu. Yant houma gitmiti. "Eh, ne de olsa Gkay kan tayor," diye dnrken yakaladm kendimi. "Sen hep drt ayak stne mi dersin Tuna Atacan?" diye bozulmu bir sesle sordu bana. Demek o sessiz, iddiasz Meri tek vuruta Aliye gibi profesyonel bir dvy sendeletebilmiti. Sessiz atlarn tekmesi pek mi olurdu sahiden? Fakat Aliye'yi iyi tanyordum ve onun byle kk tokatlarla asla yere dmeyeceini, aksine daha da fkeli saldracan biliyordum. "Eee, evcilik oyunu dnda neler yapyorsunuz bakalm? Yav sizin ocuunuz mu olmuyor, yoksa baka planlar m var ufukta? Drt yldr teyze yapmay becerememisiniz Ada'y?" Terbiyesizliin ne kadar ucuz olduunu anlamak iin sk sk yaamak gerekmiyor herhalde. Soukkanl bir yant bulmak iin dnrken Meri soukkanl bir sesle konutu (yani her zamanki sesiyle): "Balaymz dikkat ekecek kadar uzun srm olmal. Yani... Kusura bakmayn, yanl m anladm sorunuzu acaba? Yok eer tbbi adan merak ettiyseniz, bir gn bizim hastanenin fertilizas-yon kliniine urayn, size bilgi vermelerini rica ederim." Kulaklarma inanamyordum! Benim sessiz, sakin, uyumlu, her dem yumuak bildiim Meric'in pabu kadar dili vard ve ben bunu ilk kez fark ediyordum. Yuh bana ki, ne yuh! Gzlerime inanmamam sz konusu deildi, nk Meri her 343

zamanki gibi sakin ve iddiasz duruyordu Aliye ile aramda. Peki o zaman, eer bu hazr cevapl ve sivri dili "tek bir kez"lik bir vahiy deilse, neden bu yann yllar boyunca hem benim, hem de Ada'nn ailesinden gizlemiti? Belki de bu, istediini elde etmek iin planlanm bir stratejik taktiin parasyd? Belki Ada'ya rakip olmaktan ekinmi, ya da yalnzca sevgisinden tr saklanmt. Bilemedim. Hl da anlam saylmam. nk yeri geldiinde bakalarna alan Meric'in az, bana ve Ada'ya kar hep kapal kalmaya devam etmitir. Eer bu yalnzca bir taktikse, Meri beni rktecek denli kontroll bir insand ve bunu bir tehdit olarak grmekten kendimi alamadm. Aslnda ocuk istemeyen bendim. ocuklar sevmediimden deil, ama... galiba baba olmak fikri beni korkutuyordu. Baz kadnlara balanmaktan korkulur, bazlarna balanmak iinse can atlr! Meri, yumuak geilere inand iin hi stme gelmiyor, ocuk yapma planmzn kendi uzmanlk snavlar nedeniyle ertelendiini uygun bir dille gereken insanlara anlatyordu. Bir yl nce krtaj olduunda, kendimi bir cani gibi hissetmeme engel olmak iin beni teselli eden oydu. Acaba bizi sevenleri zmenin gizli bir albenisi mi var? "Heyyy, neler oluyor orada? Benim ocuklarma iyi davran Aliye!" diyerek Ada yaklat yanmza. Yemek yenmi, birazdan Ada'nn doum gn pastas kesilecek, sonra hl gen saylan bizler hep birlikte Ada'nn al zellikle o gne denk drlen yeni fotoraf sergisine gidecektik. Sreyya Mercan ilk kez kznn bir sergi alna katlamayacakt. Pervin Gkay, kocasn yalnz brakmazd. air Day allardan nefret ederdi. Annem, zaten kalabalklar sevmezdi, stelik o srada bizi ziyarete istanbul'a gelen Kemal daymlarla meguld. Sanrm Burkan, bir tek o gelecekti bizlerle. Dudaklarn bzdn grnce Aliye'nin okkal bir saldrya getiini anladm ve derin bir nefes alarak bu darbeyi karlamaya hazrlandm. "ocuklarna benim sevgilim olduunu anlattn m bari bayan Kumral Ada?" "Neee ?.." diye haykrd Meri. \. Yok, aldm soluk bu darbeyi karlamama yetmemiti, burnumdan kanlar boanarak ringe dtm, nakavt olduumu anlamtm. Aliye asl darbeyi sona saklayabilmi byk boksrlerin zafer sevinciyle titriyordu. Ada'yla gzgze geldik. Ksack, ok ksack baktk. O zaman, nedense dilimi feci srdm. Canm ok yand. "Ah Ada, neden?" diye sordum, "Ama sen de ayn kadnla..." diye yantlyordu baklarm. Kendini ilk toplayan Ada oldu. Sanki en akrak bir sesle konutu; "Birden aklma bizim ocukluk yllarmzda oynayan u nl Bob Fosse filmi geldi." arma sras Aliye'deydi. "Ne olmu yani?" der gibi bakt Ada'nn yzne. "Kabare canm, hatrlarsnz!" "Lisa Minelli'yle, Michael York'un oynad film mi?" diye sordu Meri toparlanmay deneyerek. "Tastamam o!" dedi Ada. "O filmde bir faist subay vardr. ok yakn iki arkada ayr ayr aldatarak, ikisiyle de cinsel ilikiye girer. Bu oyunun ok ge kalarak farkna varan kadn ve dostu ecinsel erkein aalanmlk duygusu, bize faizmin asl anlamn anlatr bence." Baktm. Ada oktan toparlanmt. "nk faizm, kendi ilikilerimizde balar ve daha fazla incitmek, daha fazla yaralamak, ezmek ve aalamaktan zevk almaktr aslnda!" Eh, fena saylmazd. Yenilmiti Ada, ama k ve soylu bir ekilde ekiliyordu ringden. "Her ikisi de istekliydi ama o faistle yatmaya! Satlk olmayan ne var ki!" diye bard Aliye tkrr gibi. O zamana kadar bir kede dikkat ekmeden hararetle bir eyler tartyor grnyorduk, ama Aliye son szlerini zellikle bararak syleyince, salonda bulunan herkesin bize aknlkla bakmasna neden oldu. (Nasl da baylr bu ilgiye!..) "Senin hemen ve sonsuza kadar buray terk etmeni istiyorum!" dedi Ada zgn ama kararl bir sesle fsldayarak.

"Sana verilen hibir ans deerlendirmedin Aliye! insan dostlarn ve aklarn hak etmek zorundadr. Sen bizleri hak etmiyorsun!" 345 <-' "Ben Aliye'ye yolu gstereyim," diyerek atldm ortaya. ' "Byle pat diye bitiriyor musun yani?" diye son bir atak yapt Aliye. "oktan bitmiti," dedi Ada iimi burkarak. "Piman olacaksn, ok piman olacaksn Ada!" dedi Aliye ve postallaryla yeri dve dve ekip gitti. Salonda derin bir sessizlik ve merak vard ama kimse soru sormaya cesaret edemiyordu. Byle bir gnde tatszlk kmas talihsizlikti ama tatszlklar da hep byle gnlerde fkrrlar! "ocuklar, haydi gelin, daha pastay kesmedik!" Pervin Gkay zntsn saklamay pek de becerememi bir sesle seslendi. Ada'yla gzgze gelmemeye zen gstererek Pervin Gkay'n yanna gittim. "Gece mavisi bolero size ok yakm efendim. Son zamanlarda sizin iin hi ceket izmediimi hatrlatacak kadar meydan okuyucu bir model bu," dedim. Dilim feci acyordu. "Tunacm, retmenlik benim gzmde yle kutsal bir meslek ki, seni oradan alp, tasarm dnyasna ekmek iin hazrladm btn hileleri engelliyor. Ama sen de biliyorsun ki, eer moda tasarm yapsan ksa srede hem byk servet, hem de hret kazanman iten bile deil..." "Meri, ne biim kadnsn sen yahu! Bak, dikkat et bak, bu senin halan, kocan almaktan sz ediyor ak ak kzm!" Yamuk bir glmsemeyle enitesine bakan Meric'in akl hl Ada ile Aliye'nin ilikisinde olmalyd. Yz allak bullakt. Ada, tutup bir Nirvana kaseti koydu mzik setine. Mzik zellikle arkadalarna iyi geldi, biz aile takmyla ilgilenmeyi kesip, kendi aralarnda elenmeye daldlar. "Amaan Sreyyacm, brak taklmay bize camm. Biz izgilerden giysilere geen tasarmclarz ama Tuna, o hakiki ve ok iyi bir terzilik geleneinden geliyor, anlaana... Ama ille retmenlik diyor ite... Oysa senden renecek ok eyimiz var." "Estafurullah efendim. Bir prenses halktan ne renebilir ki?" dedim konunun aniden modaya evrilebilmi olmasna sevinerek ama hl feci gergin olarak. "Halktan renilecek ok ey vardr," dedi air Doan Gkay, o souk Mart ba akamna aldrmadan baheye karken. ; Kalkp, ben de peinden gittim. Sanki, canm fena halde bir belya bulamay ekiyordu. "Siz de biliyordunuz deil mi?" diye sordum, ellerimi cebime sokup, daha imdiden meye balayarak. "Byle eyler bilinmez ocuum, ancak sezilir!" Bakmsz da olsa bize eski neeli gnleri artran ardan altnda, ellerimiz pantolon ceplerinde bir sre yanyana durduk. Canm o kadar sklmt ki, sataacak birini aramak konusunda hibir tercihim ve zel nedenim yoktu. "Ne kadar zamandr?" diye fkeyle sordum. "Bilemiyorum," dedi dalgn bir sesle, "Uzun srdn sanmam. Ada, klasik bir biseksel deil. Ne diyorsunuz siz ona, iki-cinsel mi, iftcinsel mi? Bana sorarsan, Ada srarla kendini cezalandrma prosedrne devam ediyor. Bu kzla yaad iliki de bunun son rpnlar..." "Hl m?" diye inledim. "Yllardr sren bu cinayet psikolojisinden kurtulmas gerekiyor. Artk ruhunu hr brakmas ve huzura kavumas art. Yoksa kendi hayatn yaayamayacak o ocuk!" "Cinayet deildi o! Ben oradaydm ve her eyi grdm!" diye bardm. "Senin durumun sanki farkl m ocuum? Ruhlarnz esir olmu sizin, hrriyeti bir lyle gmmsnz Kuzguncuk'a. Artk ikinizin de bu lden kurtulmanz art!" Birden kendimi barrken duydum; "Aras'n ansn skp atamayacaksnz!" diyordum. Sonra yaantmda ilk kez birine yumruk attm. Tanrm, yumruk attm kii Trkiye'nin yaayan en byk airlerinden biriydi ve benden otuz ya bykt!!!

Ben tam yumruumu savururken air Day'nn bana uzak bir yerden gelmiim gibi yabanclam baklarn grdm ve o baklar mrm boyunca unutamayacam anladm. air Doan Gkay sendeledi, yere dt. elimsiz, t krldm biri deildi ama bir boksr tipi de yoktu. Tam bir salon entelekteliydi, istese kendini koruyabilirdi ama o kadar beklemezken saldrmtm ki ona... Yumruk attm sa elimin acsndan ne kadar kuvvetle vurduumu anlamaya baladmda, utantan donup kalmtm. 347 ocukken oynadmz bahede benim attm yumrukla yere yuvarlanan byk bir airi gzln arar ve toparlanmaya 348 alrken grdmde beynim halanm yumurta gibi snm-ti. "Tanrm, ne yaptm ben?" diyerek onun kalkmasna yardm etmek istedim. Uzanan elimi reddetti, yava ama kendi bana kalkt. Bir eliyle enesini tutuyor, bryle krlp krlmadn merakla inceledii gzln tutuyordu. O zaman dudann kenarndan szan incecik kan grdm. Ne diyeceimi bilemeden, utan iinde kendimden tiksinerek karsnda dikilemedim bile. Beni kan tutar (artk biliyorsunuz ya...), bam baka yana evirerek, stste yutkunmaya baladm. Aniden karayel iddetiyle baheye esen Ada nme dikildi. Yzme kt kt bakt. Kt m dedim? Yanl. Ada bana ok kt, feci kt bakt. Tamam, artk bitmitim ben! "Day ne oldu size Allah akna?" air Doan Gkay toparlanm, cebinden kartt kt mendille dudann kysndan szan kan siliyordu. "Bu gen adam bana iltifat ederek, beni gen bulduunu dolayl bir yoldan anlatmaya kalkt. Ama imdi kendisi de anlad ki, ben artk gen deilim!" dedi alayl bir sesle. ' "Sen... sen yoksa ona vurdun mu?" diye inanamaz, akn kumral gzlerini getirip, yzme yaptrd Ada. "Samaladm ite..." "inanmyorum! Gerekten inanmyorum..." dedi Ada, derin bir dkrkln yzme fledikten sonra. "Sen erkek milletinin yz akydn gya... Ama sen bile... sen de iddeti seviyorsun ve darda kalnca vuruyorsun ha? Hem de kime? Kime vurduunu dnmek bile..." Szn bitiremeden alayarak kke kotu. Onu hi bu kadar zmemitim imdiye dek. Ben onu hibir zaman zmemitim ki, "bu kadar fazla"s olsundu... stelik doum gnnde, stelik ok korktuu otuz yayla tant srada, stelik Aliye'nin densizlii stne... stelik ben salan biriyim!!! "Hayr, biz senle bu meseleyi halledebiliriz de, sen Ada'yla nasl baa kacaksn, ite onu pek kestiremiyorum," dedi air Doan Gkay, tamamen toparlanm olarak. I "Sizden zr dilemem bir ey deitirir mi bilemiyorum air Day?" dedim utanarak. "Deitirmez mi hi ocuum!" dedi yine eski dost, muzip, hep gen baklarm yzme tutarak. "zr dilerim, ok mahcubum. Bu nedenle kendimi asla affetmeyeceim!" diyerek elimi uzattm. Elimi tutup, skca skt. "insan nce kendisinden balamal affetmeyi renmeye. Bunlar beer eyler ocuum." El sktk ve kkn bahesinde kolkola ksa bir yry yaptk. "Ara yaasayd da evlilikleri uzun srmezdi bunlarn," dedi. "Ada bamsz, deli fiek bir kz. Ara, fazla yakkl ve ok klasik bir delikanl. Bu zellikler ilk bata mthi cezbetti onlar tabii. Ama dzenli ve yerleik iliki aslnda bir disiplin iidir." Sustum. Ben de hemen herkes gibi, Ara yaasayd, "onlar ermi muradna, biz kalm kerevetine" masallarna ou kez inanm mydm acaba? Yoksa iten ie

beklediim bir baka son olmu muydu? Bilemiyorum. En itenlikli halimde bile kendimle tamamen yzleemiyorum. Yzleebilen var m? "Ama..." diye srdrd air Doan Gkay konumasn, daha ok bir roman, ya da film hikyesi anlatr gibi heyecanla, "Ama Ara erkenden lnce, Ada onun imajna sapland kald. Yurt dnda ve burada yaad baarsz ilikilerine bakarak kendisini daha iyi tanmaya alarak, kendi formln bulaca yerde... o hl Aras'n ne kadar mkemmel olduu imajna saplanp kalm bir kz ocuu duygusallyla perperian yayor. Ve elbette bu sebeple, yanllarn tekrarlyor ki, onun kadar zeki bir kadn iin bu ok tehlikelidir ocuum." Demek yurt d ve iinde baarsz da olsa erkek arkadalar, sevgilileri olmutu ve Ada bir su iler gibi bunlar saklyordu benden... "Buradan hareketle Ada'nn ksa bir sre bir tecrbe geirmesi onun artk ecinsel olduunu gstermez, nsan ya ecinsel eilimlerle doar, ki imdi modern tekniklerle bu tezi gen almalaryla da destekliyorlar, ya da ecinsel domaz. Sonradan seerek, uurlu olarak cinsel tercihlerle belki oynanabilir. Yani, bir vakitler feministler arasnda moda olduu zere erkeklere reaksiyon olarak lezbiyen yaamak gibi... Ama o kadar. Tabiat sonunda galip gelir ve herkes kendi doal cinsel ekim cinsiyetine ynelir." 350 Karanlk km, hava iyice soumutu. yordum ve kendimi ok yorgun hissediyordum. Sanki yumruk yiyen bendim, onlarca, yirmilerce yumruk... "Ada'nn tipik bir heteroseksel olduunu dnyorum. Ne diyorsunuz ona siz imdi, kartcinsel mi? Her neyse... Kald ki, Ada lezbiyen olsayd bunu asla saklamayacakt." Sevinmitim. Hayali de olsa rakiplerimle savarken erkekleri tercih ederdim. (Ne kayp vakaym ben ama!!!) "dn sen ocuum, ieri girelim istersen?" "Sizden nasl zr dilesem ki..." "O konu kapand. Ama asl kapanmas gereken konu Aras'tr." Bir yumruk daha yer mi, diye enesini tutarak, muzip bir bakla bakt bana. "Siz ikiniz Aras'n neredeyse tabiatst yaptnz ansn rahat brakmalsnz. Ara olmadan da mutlu olmay renmeniz art ocuum!" "Amca, Tuna! Ne yapyorsunuz bu soukta darda siz? Hasta olacaksnz vallahi." Hep olduu gibi sahne bitip, perde kapanrken Meri grnd. "Peki doktor hanm, peki geliyoruz." Baktm. Bahe klar yanmt. Meri yine her eyden habersiz, masum varlyla belirmiti kkn merdivenlerinde. zerinde iddiaszlnn bir sembolne dnen sradan bir kot pantolonla, sradan bir kazak vard. Uzun sar salarn at kuyruu:] yapmt. "O da ayr bir vak'a tabii..." diye fsldad air Day. Sonra gevrek bir kahkaha att; "Hepimiz genken birilerini mkemmel sanmadk m yahu? Hah hah hah!" Glnce dudann kenarndaki taze yara gerilmi olmal, eliyle enesini tuttu. "Siz asl o kza, Aliye'ye dikkat edin. O ocuk rahatsz. Tehlikeli olabilir!" "Siz ikiniz neye glyorsunuz orada amca? Bana da anlatsanza? Aaaa! Sizin dudanz kanyor. Hemen pansuman yapaym. E, akolsun Tuna, amcamn duda kanyor, sen oral bile deilsin. Aslnda Tuna'y kan tutar..." "Telalanma ocuum. nemsiz bir syrk. Ama Tuna'ya hi gcenme. Dorusu o elinden geleni yapt. Hem yle bir yapt ki, kendimi gen bir adam gibi hissettirdi bana." Utanarak bam edim. Kke girdik. TANIKLAR KONUUYOR "Toplu aa kesimleri srasnda yerinde alkonulan ve kesilmesi yasaklanan aaca tank aa denir." B. Larousse Szl ADA MERCAN Fotoraf. Bekr. Trk sinemasnn nl ifti Sreyya Mercan ve Pervin Gkay'n kz. air Doan Gkay'n yeeni. Hi katlmyorum. Not at ali! Hakkmda sylenenlere katlmyorum.

Bunu rahatlkla syleyebilirim size. Tuna beni gznde bytyor. Yalnz o mu? ocukluumdan beri evremdeki insanlarn byk bir blm bunu bana hep yapyorlar. Belki de sorun bendedir? Ben, belki de insanlara "mkemmel bir imge" vermek yanlyla domuumdur. insanlar beni ok gl, ok akll, zeki ve baarl bulur daima. Byle damgalanm birinin yanl yapmak ve/ya zayf olmak hakkn da elinden aldklarn asla dnmezler ama... En sevdiklerim bile bir hata yaptmda arr, zayflklarmla tannca bunalr, telaa kaplrlar. Tm bildiklerim arasnda benimle baa kabilen yalnzca iki kii olmutur. Albenili ve ho bir kz olduum sylenir durur hep. Hl neremin albenili olduunu da anlam deilim. Ne annemin badn-drc zerafeti, ne Meric'in kalemle izilmi gzellii, ne Br-kan'n seksi kadnl... Bende hibiri yok. Erkeklerin beni ekici bulmalarnn nedeni bir bilinmezlik benim iin. imdi tutup da d grnm beenmediimi sylesem kimse inanmaz bana. Sylemiyorum. air Doan Gkay. Olaanstlk! A miracle! Bir bilge, bir zerafet rnei, imknsz ensesi akm. Guru'm benim. Tuna, Mabel! Bir gndz ds, km. The rebellious romantic! KAM 23 O ikisi... Yalnzca o ikisi... Tm bildiklerim arasnda yalnzca ikisi... 354 Bir de Ara vard. *~ Ara, sevgilim. O bir fenomendi. A multi-talented beauty! Aras'la benzediimiz yalnzca iki konu vard: ar gururumuz] ve alklanma ihtiyacmz. Ben bunlar ak ak yaamaktan zevk;] alrken, Ara ortaya dklmeden, sessiz ve derinden yaanmasnaj nem verirdi. rnein Ara, kk erkek kardeinin ve sevgilisi nin kahraman olmay ok nemserdi, ama bunun yzne vurul| masndan utanr, hatta can sklrd. Oysa bunu korumak ve sa lamak iin cann bile verirdi. Verdi de! imdi u korkun ve iren otuz rakamyla tantm yamda' aslnda benim bile Aras'a hakszlk etmi olduumu anlyorum. imdiki deneyimlerimle ben Aras' deerlendirebilirken, Aras'nj artk byle bir ans yok! nk, o on yedi yanda kald! Ama aslnda kim kime hakszlk ediyor? Son yllarda sk sk grdm bir d var ve sanki benim hikyemi tam zetliyor. Bu d daha ok sabaha kar gryorum. Uyandmda sabah ezam okunuyor ve bir daha uyuyamyorum. Dmde Aras' camdan yaplm bir kutu iinde gryorum. Srt st yatm, uyuyor. yle yakkl ve gen ki... Ah onu tanmlayamam ... Bunu ancak Aras' tanm, o gzellikte yanan dikkafah erkeksi atei grm olanlar anlayabilirler. Annemin;; onu esmer bir James Dean olarak tanmlamas, tam bir klie! rktmemeye alarak iinde yatt camdan kutunun evre sinde dolanyorum. Gzel burnunu, etli dudaklarn, uzun bacak larn ve uzun parmakl ellerini szyorum. O ok beendii seksi kalalarn gremiyorum, ama biliyorum. Ne kadar albenili] olduunu dnerek heyecanlanyorum. Bir kadnn erkeksi gzellikten yaylan o inanlmaz ekimle sarslnn on kat heyecan lanyorum. Hayr yirmi, yok yz kat!.. Sonra ho bir erkein e-l kim alanna giren kadnlarn ilk istekleri canlanyor iimde v onun da beni fark etmesini istiyorum. Onun da beni beenip, he yecanlanmasn arzu ediyorum. Bunu her eyden ok arzuluyo^i rum. Sanki o beni tand ve bundan sonra tanyaca butu: br kadnlardan daha fazla beenmezse dnya duracak, ya d btn yanardalar ayn anda lavlarn fkrtacaklar. Yanaca ya da kller arasnda boulacam! Yani, o beni beenmezse le ceim! Yani, o bana hayran olmazsa ben yok olacam! Yani, kadnlar k olduklarnda btn ilevlerini byle yitirirler ya hani... Aynen yle oluyorum. O srada yaydm titreimlerden olacak, Ara uyanyor. Bana bakyor. Ara bana bakyor. Gzlerinde bana baktnda bir tek benden gizleyemedii hayranlk! Tanrm, Ara bana hayran, o bana hl hayran!!! Gzgze geliyoruz. Bana glmsyor. Bembeyaz dileri, marur baklar, sakl krlganlyla bana glmsyor. Tam elimi uzatp, onu dar kartmak iin

camdan kutuyu aacakken Aras'n kafas bymeye balyor. Sonra ayaklan ve elleri byyor. O, korkun bir deformasyon geirirken, ben lklar atp, Tuna'y yardma aryorum, "Tunaaa, ko, Allah akna ko, abine bir eyler oluyor, ko Tuna, Mabel!" Ama sesim kmyor. Dehetle boazm tutup, panik iinde soluksuz kaldm fark ediyorum. O zaman Aras'n artk o cam kutuya smadn, skmaya ve ezilmeye baladn gryorum. Gzmn nnde can ekiiyor, kutuyu krmak iin tepini-yor, tekmeler, sessiz lklar atyor. Onun bu deforme halinden rkyorum. Uzaklayorum kutudan. Gl ve dayankl bildiklerimiz aciz duruma dnce nasl utanr, nasl zlrsek, yle hissediyorum. Gzgze geliyoruz. Tanrm, gzgze geliyoruz. Yalvaryor baklaryla, "kart beni buradan Ada!" diyor gzleri. Ben o baklar artk hi unutamyorum! "zgr brak beni artk Ada! Artk brak beni", Release me! Ta kesilmi kalakalyorum. Onu, o ilkgenlik akm camdan bir tabuta on yedi yanda hapsetmi, ylece seyrediyorum, kederden delirerek. Ter iinde uyanyorum yzlerce kere. Sabah ezan okunuyor, ben yatakta alyorum: Ah Ara, ah, nereye? Onun gidiinden on yl sonra hl ikimizi de zgr braka-mayma alyorum. Otuz yanda bir kadnn on yedi yanda bir delikanlya k olmas ne derece gereki olabilir? Bir olan ocuu, gen bir kadna nereye kadar, ne verebilir ki? Yanl. Bu yanl uzatmaktan yrana yprana ayn karabasan sk sk grmeyi srdryorum... Sabah ezanndan hemen nce... Sonra uyuyamyorum... Dayma anlatyorum. 355 "Ryalar, onlar grenden bakasn balamaz ocuum," diyor glmseyerek, "Rya sahiplerinin kirac olmaktan kp, mal 356 mlk derdine dmeleriyse hi salkl deildir. Aman baka r-yalara tan, yamur kz!" Peki ya Tuna? Benim ve Aras'n kk, sevimli, duygulu, kepe kulakl Maviimiz. Kk Tuna. Mabel!.. Beni gznde fazlaca byten, tanralatran Tuna. Artk iki sosyal etiketli: evli -barkl erkek ve retmen Tuna. Sonsuz sevincim, en nemli tanm benim. Tek tesellim onu zgr braktma inanmam. Onun Meri'le evlenip kendi yaamn kurabilmesi, bu yangnn klleri arasnda kurtulan tek deerli ey belki de bu... Kimbilir? Meri. Pastellik. White waters! Btn fotoraflarn en gzel ama en silik karakterli objesi. Glgeleri stne ekmekte usta kuzenim. Annemin aklamas nereye kadar rtyor Meric'in seilmi pasifliini? Anne sevgisinden, baba gveninden uzak bymeseydi ne kadar daha farkl olacakt Meri? Peki ama bu sabrl sessizliinin altnda yatan o "ateli dii" inatlk deil mi sanki, sonunda ocukluundan beri istedii her eyi elde etmesinin srr? O hep Tuna'y isterdi, ilk grd gnden beri aklna Tuna'y koydu. Ve sonunda Tuna'y ald. Doktor olmak istiyordu, oldu. Kuzguncuk'ta yaamak istiyordu, yayor. Zbeyde Hanm'n bana olan hayranln hep kskanrd, sonunda onu da ald elimden... Drdmz arasnda en elimsiz ve iddiasz grnen Meri, bir tek o, istediklerini toplad bir bir... Biz mz parampara kanarken, o zerinden hi kartmadan uslu, masum, iffetli, madur kz kyafetiyle ar ar yrd. Hep ikincil kalmaya zen gstererek hedeflerine doru gitti. Gzyalarn ve skntlarn ustalkla farkl adreslere gnderdi. Aras'n ldne deil, bu durumda Tu-na'nn bana koacana alad. Sanrm orta ikide veya teydim, skdar Amerikan Koleji'nin emektar kantincisi Mustafa Amca bunlarn amatas yznden kalp krizi geirip, lmt. Btn kzlar alyordu. Bir tek Meri, orada yle duruyordu. Hibir1 ey olmam gibi sakin ve sessiz! Yok bunlara olanlar laf atmlar da, bunlar da gidip Mustafa Amca'ya ikyet etmiler falan... Zavall kantinci Mustafa Amca da heyecanla o ufaklklarn peinden koarken ... Meri'ti ikyet eden, adm gibi biliyorum. O gn igzarlk ederek, hep bayld o ahlakl, cici kz kostmn giyip, laf I atan olanlar ikyet eden mutlaka oydu. Ka kez sorduysam, ta gibi kald ve sonra hibir ey olmam gibi sakin geitirdi olay. Ayn yl bizim snfta kan

kanserinden len arkadam iin aladmda, yine ta gibiydi ve bana bo bo bakyordu... Meric'in babam ve annemi yalnzca parasal destek olarak deerlendirdiini sanyorum. Daymn bana zel ilgisini hep kskand. nk Meric'in "sevmek" yerine "sahip olmak" duygusuyla ynlendiini dnyorum. Bu yzden Tuna'y sevdiine de inanmyorum. Meri, Tuna'ya sahip olmak istedi yalnzca. Fakat bu olanakszdr! iyi biliyoruz ki, Mavi Tuna ile Kumral Ada arasna imdiye dek ne Ara girebilmiti, ne de Meri girebilecektir. Biz, onlarn anlayamayaca bir bala balyz birbirimize. Taa bizim kkn bahesine girdii ilk gnden beri. nk... nk aslnda benim bir yanm Tuna, Tuna'nn bir yan da ben! Ah zavall, gzel, sinsicik kuzen! Dalgasz, heyecansz kk tatl su! Yzeylerde dolamak, derinlerdeki gzellikleri asla gremeden lmek gibi bir ar ceza tar daima! Meric'e kar bir dknlm hi olmad. Belki bizim kke tand ilk yllarda acyordum ona? Gzellii, alkanl ve disipliniyle gelen baarlarn doya doya yaayamadna zlyordum. Yakn olmaya, iki kz karde olmamza gerekten uratm da oldu. Ama o tatan yaplm bir duvar gibiydi. Yine de itiraf etmeliyim ki, ondan hibir zaman nefret de etmedim. Bende nefret bile uyandramad Meri. Diime gre deildi, kk lokmayd ve hep de yle kald. Bu nedenle olmal, Meric'i hi kskanmadm rahatlkla syleyebilirim. Bende kskanlk uyandran tek kadn Brkan'dr. Daymdan bamsz olmadm hi. Benimkisi gnll bir bamllktr. Sigaray brakmak iin nce istemek gerekir. Btn bamllklar byledir. Sk bir alkanlktan kendi istei olmadan, ancak zorla kopartlabilir insan! Daymn bazan benimle ilgili dkrklklar yaadn sezerim ve o anda on tane sevgili yitirmiesine kedere batar, yerlerde srnrm. Daymn gznden dmemek iin yapmayacam ok az ey vardr herhalde. Ona benzediimi sylerler, insann hayran olduu birine benzetilmesi ocukken gzeldir ama yetikin birinin kendisi olabilmesini geciktirirse tad kaar. Bana yle olmad. Bydke day357 ma zaten ok benzediimi ayrmsadm ben. Bydke onu daha iyi anlamaya ve deerlendirmeye baladm galiba... Bilinen anlamda sahip olma arzusuna yakn olmadm dnrm. Yani, sevdiim, tutkuyla balandm insanlar ille de yanmda yaasnlar, ya da benim bir eylerim olsunlar istemedim] hi. Belki Ara hari, demeliyim? Evet, galiba yleydi... Ara yleydi! Fakat Aras'tan sonra, yanmda olmas gerekmez sevdiklerimin ... Yrekte ve aklda olmak tutkusu daha gl bir sahiplenme duygusudur belki de... Bu nedenle daymn aslnda en ok bana ait olduunu dnmmdr hep. Bir kez, o da Burkan ortaya ktnda korktum. Ama Burkan, benim zaten hi iine giremeyeceim bir alann kraliesi oldu. Aslnda yeeni olmasaydm ve belki yam da uygun olsayd daymn sevgilisi olmay arzu ederdim... Onunla yaanacak bir akn ne zor, ne actc ama ne ahane ve ba dndrc olacan dlemek bile uuruyor beni! Sanki ensest bir gizemi var bu dn kendi iinde (mi acaba?) Ne zaman daymla yaanmas imknsz olan akm dnsem, bunun btn zamanlarn ba klasii olacandan hi kuku duymam, imknszln albenisidir bu! The incredable seduction of unimaginable! Bunu kimse bilmez! Ara gittiinde perperian olduum doru. Ama bazlarnn iddia ettii gibi hl yaamm dzene sokamadm konusu bana sama geliyor. Kim yaamn tamamen dzene sokabilmi ki? Dzene girecek bir ey midir yaam? Her an her eyin olas olduu, sahiplenilmi hibir akn soluk alamad, sreklilik denen eyin delik deik edildii bir zaman tnelinde, yaam dzene sokmak ne demektir Allah akna? Kim uydurur bu kavramlar ve salar toplumun stne? Ara gittiinde feci ykldm. ok gentim ve gidenlerin yalnzca uzaktaki yallar ve kurgu karakterleri olduunu sanyordum ... lk yanlglar, ilk ihanetler, ilk d krklklar... Ama lmedim! Fakat daym ve/ya Tuna giderse dayanamam. lr ve onlarla giderim sanki... O ikisi o kadar nemli... Yani... Neyse, bu konuyu dnmek bile bana ac veriyor. ok! Annem ve babam bana klasik anlamda sevgi ve gven veren ebeveyn oldular. Delirmeyiim veya intihar etmeyiim tamamen salam ve sevecen bir anne-baba

ilikisi iinde bymem yzn- j dendir diye dnrken yakalarm kendimi zaman zaman... Babam ok romantik bir ocuktu. Bir baba olarak harikayd. Annem iyi arkadatr. Mthi bir srda. Bir azizedir benim gzmde. Keke onun kadar sabrl olabilseydim. Aliye. eytan! Lucifer! Ona yardm iin uzanan btn elleri kopartp atm, kanla beslenen bir eytan. Hayatmda ondan daha ok tahrik ettiim bir ktye henz rastlamadm! Evet, hibir ey yapmasam da insanlar tahrik eden bir, duruum, bir tavrm var. Belki de baz erkek tiplerinin beni albenili bulular gibi, daha azm amadan bana gck kapanlarn gizemi de buradadr, bilemiyorum. Ben psikolog deilim! Onu bir fotoraf galerisinde bulduumda orann yneticisi olmak isteyen bir offce-girl idi. Yetenekli ve hrslyd. ok hrslyd! nce yalnzca yardm etmek duygumu tatmin iin ilgilendim. Ayn alanda yetenekli olan birisine yardm etmek, ncelikle rtn ispat etmi bir zgven ve o kiinin ilerki bir tarihte rakip olmayacana dair bir n-onay gerektirir. Kimin mi? Kiinin kendi saduyusunun tabii! Kimi bilerek, kimi bilmeden, ama bu herkes iin byledir. Tersine inanmyorum. Kompozisyonu, kadraj, k alglamas ve hrs fotoraf olmak iin idealdi. Grgs, bilgisi ve paras yoktu. Hayrsever bir ruha ve sabrl i kadrolara sahip olmadm hi! Acmasz, kat biri deilimdir ama ocukken bile Kemalettin Tu-cu'nun romanlar alayarak okumaktan zevk alan Meric'e elik ettiimi anmsamyorum dorusu... Aliye, yaz aylarnda istanbul'a dnlerimde hep ilerleme kaydetti. Hrn ve kaprisli olduunu elbette anlyordum ama ok g getiini zaman zaman anlatt ocukluunun sanclarndan abucak kurtulamayacan hissediyordum. Gemii souk ve acmasz anlarla doluydu, ya da o yle anlatyordu. Belki bu bile benim iin bir cazibeydi. Tandm en kt ocukluk Meri'inkiydi ve onunkinde bile Aliye'nin anlatt dayak, ikence, cinsel taciz, alk ve intihar denemeleri yoktu. Yaam standart ykselirse iindeki nefret azalr, ya da bunu ok yetenekli olduu fotoraf sanatna yneltebilir diye umuyordum. Kimbilir, birini yetitirip, "ben yaptm!" diye bbrlenme kompleksiydi benimkisi belki de... Deiti. Taral baklarn ve yryn att. Okudu, okuduka baklarndaki boluklar doldu, dndke yzne anlarr) 359 geldi. Giyimini dzeltti. Ama nefreti ve ykcl artt. Uyuturucuya baladn rendiimde armadm. Ama denedii hibir ey iindeki fke ve iddeti skp atamamt. Aliye kendisiyle baa kmak iin yanl yollara gidip, yeniden yaralanmaktan sanki vahi bir zevk alyordu. Bana kar belirgin bir sarkastiklik, kafa tutar bir tavr ald yaz, Tuna ile ksa saylmayacak bir iliki yaadn kaba saba szlerle satr aralarna sktrmaya balad. Tuna'nn cinsel performasyonu ve bedeniyle ilgili abuk subuk dokundurmalar, hi zekice saylmayacak szde espriler yapyordu. Kalabalk bir ortamda Tuna'nn oral sekse bayldm ve bunun iin Aliye'nin klesi olacan el iaretleriyle anlatrken, yzme oturan zntl resme bakp, zevkten titrediini unutmuyorum. Tuna'y elimden aldn sanmasnn zevki olmalyd bu. Oysa... Zavall Aliye... Daha sonra, aralar iyi olan iftlerle arkadalk kurup, onlarn aralarn bozmak seri oyununa girdiini duydum. Erkeklerin en dayanksz olduu cinsel zayflklarn kullanarak birka nianl ve evli iftin ayrlmalarna neden oluu onun iin bir ykclk zaferi olmalyd. Hi sormadm Tuna'ya. O da bana yurtdnda yaadklarm sormad. Ksa ve sancl aklardan, kimi gerekten uzun ilikiye tanabilecek kadar deerli ve ho erkek arkadalarmdan hi sz etmedim ona. incineceini biliyordum. Geen yazd. Aliye'nin hemen btn evrelerden aforoz edildii zamanlarn ba. Bir gece arkadalarla sinemadan ktmzda onu istiklal Caddesi'nde yapayalnz yrrken grdm. Yanma yaklat ve sigara istedi. Darmadaankt. Acdm m? Bilmiyorum, iyi olduumdan m? Ben iyi biri miyim? Ben Tuna kadar iyi deilim ki!.. Kimse Tuna kadar iyi olamaz. "Sen de gel, ocuklarla bana gidiyoruz," deyiverdim.

Geldi. Bir eyler yenildi, iildi. Konuuldu. Eski fotoraflara bakld. Derken herkes gitti ama Aliye kald. Eski fotoraflar, iki, gece derken, birden eskiyi ok zledim... Kk, Kuzguncuk'u, babam, daym, annemi, Tuna'y, Cihan dadm ve Aras'... Ah . Aras'... ok sarhotum ve ok zlyordum. Birden bir ly zlemenin ne olduunu anlatmaya baladm anmsyorum. Onu ldrenin aslnda ben olduumu haykrarak aladm m? Bilmiyorum? Yapm olabilirim... O son noktaya gelince genelde byle yaparm... Aniden Aliye beni pmeye balad. ok ateliydi ve aceleyle beni soyuyordu. Ne olduunu anlamadm ama o scaklk, o ateli dokunular houma gitti. O srada dokunmaya, okanmaya ok ihtiyacm vard. Ve Aliye'nin benimle sevimesine kar koymadm. Ayrntlar ok silik... Feci bam aryor ve bir daha imemeye yemin ediyordum. Ertesi sabah Aliye'nin bedenimi nasl trmalayp, nasl kanattn dehet iinde grdmde, bir gece nce gerekten bilincimin yerinde olmadn anladm. Hayr, kendimi masum kartmak iin sylemiyorum bunlar, ilk bata onun pleri hotu ve bundan holandm yadsmyorum, ister inann, ister inanmayn ama o srada bir erkek tarafndan plp, okanmaktan farkl bir haz yaamadm ben. Ama... ama benim iin nemli bir eyin eksik olduunu hissedecek kadar da ayktm. Tpk bir doa fotoraf gibi. iyi bir doa fotoraf ekmek iin k arttr ve k iyi kullanlmak ister. Benim iin de iyi bir sevimenin bir erkekle olmas art olduunu o gece anladm. nk, bir erkek bedeninin, iimde benimle bulumas olmadan cinselliin bana eksik ve yavan geldiini renmi oldum. Tartlmayacak tek konunu zevkler olmas ho dorusu! Ertesi sabah uyandmda Aliye yoktu. Onu ancak yarm yl sonra grdm. Doum gnmde kt, geldi. Hayr, Tuna'nn sand gibi onu ben davet etmedim. Geleceinden haberim yoktu. Sonra da ortal birbirine katt, gitti. Olay kartmay planlayarak kke geldiine adm gibi eminim. Hakkmda tpk o dehet gecesi Aras' benim denize itip ldrdme dair olduu gibi, imdi de ecinsel, lezbiyen olduum dedikodular km. ksn! Ne yapaym? Lezbiyen olsaydm bunu saklamazdm, bilirler beni. Aras'a gelince... Bir anlamda onu ben ldrdm. Bu duygu daima vizrmde. Sululuk duygusu derinizin altna girdi mi, artk, ektiiniz btn fotoraflara hkim olur! Hepimiz biraz sulu deil miyiz engel olamadmz lmlerden ve mutsuzluklardan sanki? Yangnlar, cinnetleri, yoksulluklar, sava ve hrszlklar seyrederken, hepimiz biraz katil, biraz hrsz ve biraz da fesat deil miyiz yani? Haydi canm, don't be shy! Hepimiz yleyiz! Bunu en iyi Tuna anlar. Tuna anlar! 361 ZBEYDE ATACAN T Ev kadm. Dul. iki erkek ocuk annesi. ocuklarndan biri l. Konumama hakkn kulland. MERi ATACAN Tp doktoru. Patolog. Evli. air Doan Gkay ve aktris Per-vin Gkay'n yeeni. Yanlyorlar. Size syleyebileceim tek ey budur. Hakkmda yanlyorlar. Yani beni kmsyorlar. Bunu en ok Ada ve Tuna yapyor, ama byle ite... Nasl desem, yani... hibiri, ama hibiri gerekten denemedi. Hayatm boyunca kimse beni gerekten tanmaya almad. Belki Pervin Halam ve biraz da Doan Amcam. Onlar da abuk vazgetiler. Biri aktris; oynad sahneleri gerek sanr, yaamnysa sinema. br air; imge dnyasnda yaar, kendi dlerine ktr, ikisi de egolar fazla gelimi, bu yzden bakalarna ayracak vakitleri az insanlar. Bana kar sabrsz davrandlar. Yani, ite yle oldu... Tabii Ada iin durum bakayd. Onun durumu hep zeldir. Herkesin onun iin vakti vardr. Bana gelince, yani benim z annem bile kendi ocuu iin sabrszd ve benim iin vakti yoktu. Ksacas hibir akrabam, hibir arkadam, hatta kocam dahil, beni ne yreklerine, ne de asl dnyalarna kabul ettiler. Yani... btn bu duraklarda hep bir konuk, hep bir arka plan resmi oldum ben. Doan Amcam'n dedii gibi hayat gerekten de bir tiyatro olsayd, o zaman ben btn gl

kiiliklerin oktan sahne aldklar, btn byk rollerin datld bir anda kimsenin dikkatini ekmeden kulise giren ve kimsenin beenmedii son figran rolne raz olan sonuncu snf bir aktris olurdum. Nasl desem bilmem ki, onlar, ayn sahneyi paylatklarm yle gl kiiliklerdi ki, daha bandan benim ansm kalmamt yani. Bence, yani kanmca, tanklarn kimlii nemlidir, insanlarn genetik haritalarndan, kriminal ipular kartlabilir, endokri-364 nolojik servetlerinden davran analizleri yaplabilir. Benimkisi "ok tipik ve basittir. ok gen, gzel ama zayf karakterli hostes kz Merih, varlkl, yakkl, ortayal ama karaktersiz apkn erkek Demir Gkay'la evlenir. Tabii hemen ocuk yaparlar ve adam vakit kaybetmeden yeni sevgililere doru gider. Yani, ne derler, hani, tam bir klie! Asl yle: bence annem de babam da hayatta kaybeden insanlardan. Bencilce srekli yeni ve daha gen kadn bedenleri arasnda koan bir erkek, heralde kendi zsaygsn bile hak etmediini bilecek kadar zavallnn biridir. Kanmca, benim babam byle biri. Bir yerlerde iki- tane vey kardeim, terk etmek ve kamaktan baka bir ey baaramayan babamn arkasndan beddualar eden filanca sayda vey annem, imdi de bir adet vey babam var. imdi, hibir zaman ocuk sahibi olmak istemeyen, yani, ne derler hani, bu sorumluluu fazla bularak, kararn en bata veren Doan Amcam' ite bu nedenle takdir ediyorum. Ayn nedenle de babamdan, ne yazk ki, tiksiniyorum. Anneme kar duyduum en belirgin duygu, olsa olsa, yani acmaktr sanyorum... ocukluumda sk sk yaamak zorunda kaldm cehennemi imdi karabasanlar olarak btn adreslerime tayor olmamn, yani sanrn, ciddi bir nedeni vardr. Kck bir kzken annem kendini banyoya kitler, saatlerce kmazd. Hafta sonlarnda yalnz ve a olarak evde bekler, ok korkardm. Yani, gerekten ok korkardm. Ev lm sessizliinde olurdu. Babam eve hi uramazd. Sokakta aileleriyle gezmeye giden, arabalaryla piknie kan komu ocuklar grrdm, burnum szlard. O kocaman, pahal mobilyalarla mze gibi denmi salonda tek bama birilerinin gelmesini ve beni kurtarmasn beklerdim. Annem banyodan kar, babam eve dner, yani... ne bileyim, ey... ite, yani beni de dnen birileri olur sanrdm... Ama telefon aldnda arayan hep Pervin Halam olurdu. v "Mericiim, ben Pervin Hala. Annen evde mi bi tanecim?" i "Anne yok. Anne banyoya gitti. Gelmedi. Anne kapy kilitledi. Hi gelmedi." "Sen yoksa orada yalnz msn yine km?" "Bebeklerim var ama. Onlarn salarn taradm. Anne yok. Gittiii. Anne banyoya gitti!" "Yemek yedin mi Mericim, a msn bi tanem?" "Yemek yok. Anne gittiii. Baba gelmedi. Bebekler ok a." "Hay Allah!.. Bak imdi..." "Sen gel hala, sen gelsene bize halacm! Buras ok siyah." "Bak Mericim, sen imdi klar yak, mzii a ve annene syle, Pervin Halam rica ediyormu, telefona gelsin diyormu, der misin?" Annem kmazd, inler, alayan kpek yavrular gibi sesler kartr, sonra sonsuzca susard. Yani yle sanrdm. "Anne ld halacm. Hi kmyor. Anne gittiii, cennete gittiii." "Alama bakiim. Sen imdi cici bir kz ol ve oturup beni bekle. Hemen geliyorum. Sakn kapy benden bakasna ama, emi Mericiim." Saatler kadar ok sonra, sanrm bana yle gelirdi, apartmann nnde bir taksi durur, daima k, prenses zerafetindeki Pervin Halam koarak ieri girerdi. Yani nasl sylesem, ok gzel bulurdum onu... Ona kapy aardm, bana sevgiyle sarlr, belli etmemeye alarak alard. Yani, nasl derler, bana acrd halam. Herkes bana acrd. Bana hl acrlar! Sonra Pervin Halam yzm ykard mutfakta. Sanrm... sonra bombo buzdolabmz aar ve zntyle incelerdi. Giyinmemi isterdi. Ardndan, yani ben giyinirken, anneme yalvarmaya balar, dakikalarca sonra artk hayalete benzeyen yar baygn, yar plak annemi banyodan kartmay baarrd. Neyse, sonra onu bebekle konuur gibi konuarak giydirirdi. Bizi bir taksiye bindirir, annemi teyzemin evine brakr, beni kendi evlerine gtrrd. Onlarn evini ok

severdim. Oras neeli ve gvenliydi. Orada herkes bana iyi davranrd. Yani, Ada bile bana iyi davranrd. Ve Ada... Tartmasz tek ilgi oda, karkonulmaz kralie, marur tanra! Evet, sanrm... Yani sanrm Ada'nn, yani onun saltanatn ne bir karde, ne bir kuzen, ne de bir bakas ykabilirdi. yle kendinden emin, yle kendinden honuttu ki, yanna yaklaan herkes ondan yaylan zbenlik sevgisinin alevlerini hisseder, ona 365 daha fazla yaklaamayacan anlamak zorunda kalrd. O yanllarn bile severdi. Benden bir ya bykt ama benim gzmde her eyi bilen, ok akll ve zgvenli kocaman bir kzd Ada. Ara-mzda bilinen anlamda bir rekabet olmay, yani klasik ve gzle | grlen bir rekabet demek istiyorum, belki de bu yzdendir. Benim gireceim her yarn o nceden galibiydi zaten, yani sanrm... Onlar Kuzguncuk'taki kke tandktan sonra oraya gitmeyi daha da sever oldum. Nasl sylesem, yani, galiba kk bana saray, bahesi de cennet gibi gelirdi. Orada snt gibi hissetmedim kendimi. Ama oraya da ait deildim sanki... Yani, btn asl ro!7 j ler ben gelene kadar datlm, ben yine ge kalmtm. O sralar ' annem alkol tedavisi iin hastaneye yatt, babam yeniden evlendi. Bana onlarn uzun bir yolculua ktn sylediler, ama sanrm j ben anlamtm... Bama gelen felaketlerin kt bir rya olduuna inanmak isterdim. Yatmadan nce Allah'a dualar eder, beni seviyorsa korumasn isterdim. Uyannca annem ve babam yine ayn evde olacaklar ve hi kavga etmeden birlikte yaayacaktk. O zaman ben de bizim evin Ada's olacaktm. Dualarm kabul olmadka, ben daha ok dua edip, alardm. Yani, galiba ben o dua edilerim srasnda kurduum hayllerle mutlu olurdum, yani yle sanyorum ... Kke hafta sonlar getirilip, brakldm sralarda ona rastladm. Ona ilk rastladm gn sanki hayatm deiti. Abartm gibi olmasn ama, yani, gerekten yle... Onu ilk grdmde, bir gn benim olacan sanki hissetmitim. Benim, yalnz benim olacakt o. Sanrm o, o bunu, yani o ilk gn hatrlamaz bile. Orada kum havuzunda kumdan kuleler yapyordu. Henz gzlk takmyordu. Askl, ksa krmz bir pantolonu vard ve Ada'nn gzne girmek iin dili darda alyordu. (Herkes bunu yapar!) Kvrck siyah salar uzundu ve daha mavi gzlerini grmemitim. Bylenmi gibi ona baktm. Kocaman kulaklar ok sevimliydi. Yanna gittim. Yani, eyy... Nasl sylemeli? Kendimi belli etmek iin dikildim yannda, olmad. Yardm etmeyi denedim, olmad. Ben de kumdan kulesinin stne yerde duran kk, beyaz oval bir ta koydum. O zaman beni fark etti. Ama galiba kzmt ... "O taa sakn dokunma!" diyerek ekip ald ve cebine att. Ada yanma gelip, bana kzd. Ada ilk kez beni azarlad. Sonraki azarlamalar da hep ben Tuna'ya yaklatm zamanlar geldi. Sanrm, galiba o ocuk Ada iin ok nemliydi. Ama Ada'nn zaten her eyi vard. Herkes onunla arkadalk ederdi. Ada istedii her eyi hep almtr. Bense yalnzca onu istedim. Ad Tuna'yd! Aslnda, Ada'nn Tuna'ya "Mabel" dediini biliyorum. Bu szcn "Ma bella" yani "gzelim" anlamna geldiini anlamadm m sanki? Herhalde ortak bir arkdan esinlendiler. Yani arknn ad falan olmal... Aralarndaki bu ifreyi ook eskiden beri biliyorum ben. Sanrm, onlar bildiimi bilmiyorlar. Hi nemli deil. Ben korku ve yalnzlklarm sessizliimle, (suskunluumla m demeliydim acaba?) rtmeyi ocukken renmitim naslsa... Bildiim baka eylerden de habersiz onlar. rnein, ben, Tu-na'nn Aliye'yle ciddi bir ilikisi olduundan da haberdarm. nk ben... nasl sylemeli, yani insana tuhaf gelebilir ama, ben Tuna'y takip ederdim... Yani zellikle Kuzguncuk'tan ayrlp, yurtta yaamaya baladktan sonra onu hi gremez olduumda ... ok zlerdim ve bilirdim ki, o beni pek zlemezdi... Bazan gizlice gidip, okul kantininde onu seyrederdim. Sultanahmet'te ay iip, ders alt o ay bahesine de gittim birka kez. Elinde iir kitaplar, ou kez yalnz bana, bazan arkadalaryla oturup, ay ierken Tuna'y uzaktan severdim. Ben onu hep uzaktan sevdim... Yani imdi bile aslnda... nasl denir, yani, sanrm ben kocama yakn saylmam... O da bana... Yani ben hl, galiba Tuna'y uzaktan seviyorum. Fakat bundan ok

ikyeti deilim. Benim iin nemli olan, yani asl konu, Tuna'nn benimle olmas ... Aslnda, benim olmas! Sonra o ay bahesinde Aliye'yi Tuna'yla grnce... Tanmtm onu. Tannmayacak gibi deildir. Yani ok seksidir. Tamamen seksi... Onu orada, Tuna'yla samimi biimde grnce... yani eilip kulan pyordu Tuna'nn... iimde bir eyler krlmt. Yani... yani Tuna'y Ada'ya bile kaptrmamken, tutup yle birine... O zaman Aliye'yi izlemeye baladm. Sandmdan daha kolayd. Durumu ok zavallyd. Bulutuu, konutuu kiiler onu itip kakyorlard. Uyuturucu kullandn anlamam g olmad. Tuna'yla sevitiinin farkna vardmda, yani, tabii 367 insan biraz da igdlerini falan kullanyor... yazbanda imzasz mektuplar yollamaya baladm Aliye'ye. Uyuturucu kullanmas Jtf8 yznden bana dert alacana dair biraz sert mektuplar... Sa-"'"";'"' nrm, o zaman heralde kukulanmaya balamt. Beni sorguya ekmek iin bizim okula gelmi, sonra da benim kimseye ktlk yapamayacak kadar temiz olduumu dnerek ekip gitmiti.; Fazla temiz, masum, fazla sessiz ve aptal derecesinde saf!.. Be-1 nim iin herkesin dnd budur! Baz insanlar akln tekelle-! rinde olduunu, herkesin fazlaca saf olduunu sanrlar ya, ite Aliye onlarn diklsdr! Ada yle deildir. Ada'nn umurunda deildir. Ada kendince nemli olmayanlarla ilgilenmez bile. Ayrlmalarnda mektuplarn etkisi yle olmutur sanyorum. Yani... Aliye daha da sinirli ve saldrgan olmu ve Tuna da buna katlanamamtr falan gibi... Bilmiyorum. Bence zaten Tuna onunla uzun bir iliki kuramazd ama belki Aliye bir plan yaparak Tuna'yla evlenirdi falan... Yani, ben bundan ok korktum... Ama olmad. Tuna'y bir kez daha kazanmay baardm. Tuna, benim yazgmd, bunu biliyordum ben. Bir dnem, yalnz bir dnem, Ara ldnde ok korkmutum. O srada yaadm derin kederi herkes ama herkes Ara iin 1 sand. Oysa ben Ada'nn imdi Tuna'y elimden alacan dnerek ldryordum. Yani... btn hayallerim hi beklenmedik bir lmle altst olacakt. Ada hi phelenmedi. nk o srada iki hafta hastanede yatrmlard onu. Kimseyle konumuyor, yaamak istemiyordu. Eer darda olsayd ve Aras'n lmne herkesten ok benim zldm grseydi anlard. Ada hemen anlar. Tuna anlamad bile. Aras'a dknlm yoktu ama o benim iin bir garantiydi! Onun beni adam yerine koyduunu sanmyorum. Yani, eyyy, Ara bence ok kibirliydi ve Ada'ya olan tutkunluu mahallenin en zengin ve nemli ailesinin kzn elde etmekle ilgiliydi... Btn kzlar onun peindeydi ve Ara bunu bal gibi biliyordu tabii, ama... Ada baka... Yani, kanmca Ara aslnda Ada'y sevmiyordu. Fakat Tuna... O Ada'ya hep hayrand. Hl da yledir... Ben Ada'y grmcem gibi grmek oyunu oynarm. Yani, Tuna dominant karakterli ablasnn delice etkisinde kalan bir kocadr benim iin... Gzel olduum sylendi bana daima. Annem kadar olmasa da ! gzel olduum doru galiba... ama bence aynaya baknca kendini beenen kadn gzeldir. Yani, kanmca Ada bu yzden benden gzeldir. nk, kanmca Ada aynaya bakarken zevkten titriyor-dur. Hayatm boyunca yani, hatrlayabildiim en kklk gnlerimden beri yannda gerekten gvende olduum tek kii Tuna oldu. Onu ilk grdm gnden beri, gven ve huzur verdi varl bana. Onu kaybetmemek iin her eyi yaptm. Saf ve masum olduumu dnd iin bu imgeyi bozmadm. Onun benim olarak kalmas iin yine her eyi yaparm. Yaknlarda artk ocuunu da douracam. Bir ocuum olacak ve ben ocukken yaamak istediim her eyi onunla yaayacam. Her eyi... Tuna yufka yreklidir. ocuumuz olduktan sonra asla beni terk edemez, biliyorum... Ama acelesi yok. Onu rktmeden ve sessizce... Sessiz ve derinden gitmenin bir zararn grmedim ki... Son olarak, sessizliin gc ile kazandm zaferle alay edenlere sessizce gldm sylemek isterim. Sessizliin gcn kmseyen ya da inkr edenler, kanmca nemli bir silahn farknda deiller. Oysa, sessizlik yava yava yaylr ve karnzdaki zerinde byk bir denetleme gcne dnr. Yani sessizlik, sabr ve istikrarla dnyann en nemli gc haline gelir... ite bu

nedenle ben Meri Atacan oldum ama o hl Ada Mercan! Sanyorum, yani kanmca hep yle kalacak... Benim amacm asla onun hayatn almak olmad. Ben ona bir fenalk etmeyi neden isteyeyim ki? Ben yalnzca, yani ben yalnzca Ada olmak istedim, hepsi bu. 369 KAM 24 ARA ATACAN Lise rencisi. l. DOAN GKAY air, yazar, gazeteci. Evli. ocuklar biraz abartyorlar. Hem zaten genlik, ryalarn gndz ssleri olarak gzbebek-lerine taklp kalmas deil midir hani? Evet, onlara ahsi meseleleri aktarmadm dorudur. Beni ta-biatst bir roman kahraman gibi grmek yolundaki eilimleri belki bir para bununla balantl olabilir. Genken hep olduu gibi... Ben de ocukken Nzm' ve Marx'i bir para idealize ederdim dorusu. O ilk genlik saatlerimde... Toplumcu gereki yolu setikten sonra zaten birilerini efsaneletirmek gibi bir ocukluk durumu sz konusu deildir. "Hrriyet, zaruretlerin idrakidir," der Marx. Sorumluluklarn idraki on alt, on yedi yama denk der. O zamandan itibaren uurlu olarak ahsi hayatmdaki sorumluluklar kstl tutarak zel hrriyetimi geniletmiimdir. ncelikle "sahip olmak" denen mefhumu silmiimdir hayatmdan. imdi, ellili yalarmn sonlarn yaarken ne kendime ait bir gayr-1 menkulm, ne de emval-i menkulem vardr. Hl kirada otururum, ne arabam vardr, ne de evim. Bankada bir miktar paray acil salk durumu iin korurum, o kadar. Karmn alan ve bamsz bir kadn olmas benim iin bir tercih sebebi olmutur. Onun kendine ait yerli bir arabas ve bankada paras vardr. Ne miktarm bilirim, ne sorarm. Bunu takdir edecek bir kzdr Burkan. Kadnlar ou zaman, kendi diiliklerine duyduklar hayranlk sebebiyle, sahip olduklar akl kapasitesinin hakkm yerler. Bunun farknda bir erkekle karlatklarnda da kendilerine iltifat edildiini sanrlar. Geri imdiki kzlar her ikisine de sahip olduklarn fark ettiler ama bu ok uzun zaman ald. Bana sorarsanz, kadn denen dii insann, hayat ve akl kapasitesi tabiatn en byk mu372 cizelerindendir. Ve bu yzden de hayat denilen hikyenin asl ka^~ dnlann eflatun renkli haritalarnda dolamaktan ibarettir. Kimi erkek bunu zevkle, kimi fke ve iddetle yaar. Oysa kadnlar her eyin oktan farknda olarak domulardr ve erkekler atlasa da, patlasa da hayat haritas yalnz kadnlarn elindedir. Bunu fark ettikten sonra onlar aresiz ok seversiniz. Evin kiras ve masraflar daima benim sorumluluumda olmutur. Hayatm daima yazarak kazanmmdr. Rahmetli annemin Alanya'daki mlklerinden payma den gelir, zaman zaman Pervin ve Demir'le aramzda bltrlerek hesabma yollanr. Para ilerinden hi anlamam, bunlar Brkan'n sahasna girer. isteseydim, bana sk sk gelen siyasi hayat tekliflerini deerlendirerek aaal bir baka hayatn adam olabilirdim. Tanyanlar yakndan bilirler. Elimin tersiyle itmiimdir bu teklifleri. Ben hibir partinin veya grubun mensubu deilim. Olduum takdirde eletiri ansm biter, elim kolum balanr. Gryoruz maskaralaBu sebeple benden ekindikleri dorudur. Btn hayatm boyunca hibir anlamda ne rvet aldm, ne de verdim. Ne kimseye boyun edim, ne de edirttim. Haa, bak fikren diz ktrttm pek ok rakibim olmutur, o baka! Hah hah ha! Bu konuda hi kimsenin gznn yana bakmadm. Akas kimseye borcum, minnetim yoktur ve bu byk bir hrriyet, tabii byk bir yalnzlktr! Homoseksel, Osmanl eliti, liberal sosyalist gibi yaktrmalarla beni ypratmaya altklar oldu. Fakat ne edebiyat izgimi, ne siyasi grm, ne de ahsi hayatm glgeleyebildiler. Cinsellie gelince, imdi ona ksnllk, seks gibi adlar taktlar, ama asl uygunu cinselliktir ve kesinlikle insann ok ahsi lezzet alandr. Cinsellik, paylalan kiilerden bakasnn bu alana

girmesini lzumsuz klar. Kimsenin kimseye hesap vermesi mecburiyeti olmamaldr! Merak ettikleri her eyi, ama her eyi Burkan bilir. Mesleki yanm apak ortadadr. Kitaplarm defalarca yeni bask yapar, genlerle iyi mnasebetim vardr. Halkla ilikim geni tabanldr. Dincisi, dinsizi, sosyalisti, milliyetisi, lezbiyeni, homosekseli, kadn, erkei hep arar, gelir, bulur beni. nk ben izgimi korumuumdur. Kendime saygm vardr ve asl nemlisi genlerle kk su ortaklklar yaparm. Hah hah ha! Bu ok basit ve hayati bir meseledir. Yasak ve gnahlarla bunalan 373 genlerle yaplacak kk bir su ortakl onlar iin ihtiya olan ----hava deliini aar ve nefes almalarn salar. Hepsi budur! ocuklar bilirler ki, samimiyimdir, istikrarlymdr. Hayattayken yaad an dna dmek bir yazar iin en nemli talihsizliklerden biridir. Bizim aydnlarmzn ou Tanzimat'tan beri konformist, hedonist ve oportnist davranmtr. Snf atlama hrsn, bir trl entelektel hrslarnn arkasna atmay baaramamtr. Hem halktan, hem de andan kopmak gibi bir yanl tekrarlar durur. Fazla okumaz, kulaktan dolma bir tek yanl hayranlkla, sadece yeteneine dayanarak bu ii mr boyu devam ettireceine inanr. Ve tabii aldanr! Trk aydn Trkiye'nin deil de, mesela Fransa'nn, mesela Sovyetler'in (vakti zamannda), imdi de Birleik Amerika Devleti'nin aydn olduunu sanr. Yok efendim, olur mu yle ey? Hem tembellik edeceksin, hem kendine benzemeyeni ve kendi kltrn hor greceksin, hem de topluma mal olmu bir yazar olmay hayal edeceksin!.. Olmaz yle ey! Olmuyor da... Kendi ahbaplar ve yardaklar dnda kimsenin okumad kitaplar yazmak ite bu sebeple "maks bir kader"e dnveriyor. Oysa bir yazarn yetenei kadar mhim bir mesele, taze kalmak ve halka balantsn korumak olmaldr. Tazelenmek nemlidir. Genler bunu bilirler. Asl bilinen ya, genliktedir. Yalannca, sadece hatrlanr. Yallk bilmediini ve yanlglarn anlamaktr. Bu sebeple genleri severim, bilirler. Yine bu sebeple genler, ii bo, kof, yutturmac ve dayatmac yallar hemen kefeder, hemen grrler. Ve genler acmaszdr! O drdnn ocukluklar ve ilkgenlikleri elimde geti diyebilirim. Artk otuz yalarnn ortalarna gelseler de bu mnda benim iin hl biraz ocukturlar. Bunlarn, Ada, Meri, Ara ve Tuna'nn hayatlar yazlsa ortaya hayli enteresan bir roman kacaktr. Youn ve karmak yollardan getiler. Halen gemekteler. Hayatn ne getireceini kim bilebilir ki? Ada'y biraz kendime benzetirim. Fakat bydke babasna daha ok ekmeye baladn grmekteyim. Rahmetli Sreyya ok ocuklu, fakir bir ailenin evladyd ve ar duygusald. Aklna eseni, estii gibi yaad ve yle ld. Sreyya'nn sorumsuzca imesine, yerli yersiz apknlklarna, kaprislerine, ocuksu denge-374 sizliklerine hep tahamml eden kz kardeimin kocasna olan sev..........:": gisini hibir zaman anlayamadm. Pervin'in sonuna kadar sadk ve k bir e kalmasn, bamlln ihtirasa dnm ekilde tezahr eden bir eit ak olduunu dnmmdr. Tabii, akn binlerce eidi vardr ve ak ac ektirir, ite Ada byle adanm bir akn meyvesidir. O, tandm teki ocuklara benzemezdi. Hassas, fazla gururlu, zeki ve gl bir ocuktu. Daha kkten, kendisiyle bark bir karakteri vard. Ne yazk ki hayat, tpk tabiat gibi eitliki deildir ve anlamszdr. Buna bir mn katmaya alan tamamen biz insanlar olmuuzdur. Ada'nn ansszl, ok erkenden ok uzun bir yolun planlarn yapmas oldu ki, burada babasna eken an duygusall ve imdilerde iyice su yzne kan bymek istemeyi sanclarnn ipular yatmaktayd. Bu iki mesele beni biraz endielendirmektedir ama nihai kararda onun bann aresine bakacak kadar akll olduuna inanmaktaym. Meri yle deildir. Btn sakin, akll uslu, istikrarl ve baarl hayat izgisine ramen, o ocuun kendi iinde fevkalde huzursuz olduunu ve korktuunu sanyorum. O tabii, egoist bir babayla, zavall bir annenin kurban olmutur. Demir aabeyim ocukken de son derece sorumsuz ve markt. Onun sorumluluklarn da stlendiim iin herkes beni ondan byk sanrd. Demir'in dncesizliklerinden daha vahim olan, o zavall hostes kzcaz Merih'in anne

olmak arzusu biiminde grnr gzme. ocuk sahibi olarak bir erkei elinde tutacana inanan kadnlara hep acmmdr. nk glerini tanmayan, yanl silahlarla savaan askerlere benzetirim onlar. Meri annesine benzemez umarm. Merih'in tek gvendii ey gzellii ve genliiydi. Gerekten de ok gzeldi. THY'nin en. gzel hosteslerindendi. Ve bu durumdaki kzlarn ou gibi elindeki hazineyi yitirmekten doan korkusu, br yeteneklerini ileme enerjisini yok ediyordu. Eer o ocuu dourmasayd, Merih o evlilikten daha az hasarla kurtulup, kendisini yeniden yaratabilirdi. Hem kendini, hem de o ocuu perian etti. Meri, annesi ve babas hayatta olduu halde ksz ve yetimdi. Allahtan, Pervin ve Sreyya insafl kt ve kz onlar byttler. Ben yapamazdm1. Hayr, yapamazdm, lkgen-liimde verdiim bir kararla, ancak ahsi sorumluluklarm kstl tutarak, yapmak istediklerime doru yol alabileceim hususunu netletirmitim/Bu sebeple ocuk sahibi olmayacaktm. ocuklar, anne ve babalar iin balayc, zorlayc, dayatmac canllardr. Ebeveynin gznn yana bakmazlar, hep hakldrlar ve hep talep ederler. Sonsuz zamannz olsa hepsini alr ve dahasn da isterler. Ben, kontrol elimden km bir hayatn iine atamazdm kendimi. Brkan'la evlenmemin en nemli sebeplerinden birisi budur. O en bandan bu arzumu kabul etmi ve imdiye kadar da aksini talep etmemitir. Brkan'n en mhim zellii, ne istediini bilmesidir. Zaman zaman iinden anne olmak arzusu geer mi bilemem, ama yleyse, bu evliliin zorla devam etmeyeceini ikimiz de biliyoruz, istese hl anne olabilecek yatadr. Ama dorusu beni bu nedenle terk etmesi en son arzu edeceim bir durumdur. Tuna'ya gelince. Bu ocuk her ne kadar Aras'n glgesinde kalm gibi gzkse de, bence bulu ana kadar Aras'tan daha salkl, cokulu bir ocuktu. Tek talihsizlii aabeyinin sevdii kza k olmasyd ve bu durum, ak genlerinde hep olduu gibi, iin de trajik bir durum yaratmtr. Ara fazla iine kapal ve sinirli bir ocuktu. Baarszla ve ikincilie tahamml edemeyecek kadar hrsl, kaybettiinde hrn, sahip olduunda tutkusal, karar verdiinde banazd. Yetenekli ve zekiydi, ama asl nemlisi Ara ok yakkl ve erkeksi bir delikanlyd. Hani u eytan tyyle doan keratalardan. Biraz serseri baklar, biraz kibirli yok saymalar, biraz da ar bir kendine gvenin yakkl bir fizikle paketlenmi haliydi. Buna dayanacak kadn pek yoktur! Yaasayd, kadnlar Aras' asla rahat brakmayacaklard ve Ada da bir erkein peinden koacak mizata olmadndan ayrlacaklard. Fakat daha nce, ayrlmalar iin ok baka sebepler tezahr edecek ve kskanlk blmlerine sra gelmeden bitecekti o iliki. nk Ada'nn renkli, canl, avangard bir kadn olaca belliydi. Halbuki Ara, temkinli, dz, monoton ve geleneksel bir adam olacak ve bu iki miza yanyana nefessiz kalacakt. Eer Ara yaasayd, ilikileri tabii biimde biteceinden hibir sululuk duygusu olmayacak ve Ada asl mutlu olaca erkein, Tuna'nn farkna varacakt. Ama maalesef yle olmad!.. 375 Tuna esrarengiz deildir. Dardan baknca kzlar srkleyecek macera dolu arka sokaklar vaat etmez. Oysa incelikleri ve ok' derin bir i dnyas vardr. Utangatr ve aabeyinin dominant karakterinin altnda fena halde ezilmitir. Fakat hayat bir romana hi benzemez ve bazlarmz olacaklar ok nceden sezebilsek de tarihin akn deitirenleyiz. Buna ancak romanlarda ve filmlerde yeter gcmz ve bu yzden lgnlar gibi tutkunuzdur sinema ve edebiyata. Ada babas gibi ihtirasldr. Ara onun bir ihtirasyd. Onu kaybedince Tuna'dan uzak durmaya gereksiz bir aba gsterdi. Halbuki asl o ikisi birbirlerine uygunlard... Kadnlar ve erkekler gnn birinde eit haklara sahip olacaklardr, fakat birbirlerini anlamalar asla mmkn olmayacaktr. Cinselliin fiziki bnyesi bakmndan tabiatn kadna verdii ma-zohist hazlar, erkekte sadizm istikametinde gelitii iin bu hep byledir. Kadnlar iyi tanrm. Esmerler, beyazlar, siyahlar ve bir de Dou'nun sar tenlisini tandm. Ne kadnlar girdi hayatma... Evrensel olan, hangi snf ve rktan olursa olsun kadnlarn erkeklerle her konuda giritikleri hakl yar bir tek yatakta kaybetmekten zevk almalar ve buna gnll olmalardr. Ada'nn cinsel tercihi olan Ara,

birok okumu kzn dt hatal ilikide olduu gibi duygusal ihtiyalarn karlamayacakt ama Ara bir bakma hakszlk edip, onun bunu anlamasna frsat tanmadan ld. Bunlar bildiimi hissettii iin Ara benden hi holanmazd. O yata adn koyamasa da onun Ada'ya yetmeyeceini sezdiimi anlyordu. Yazk oldu! ne de yazk oldu hakikaten. ilerinde en krls Meri'tir. Denilebilir ki, Meri sonunda kendi limann buldu, gvenlikte olduu bir ev kurdu. Fakat ben bu limann uygun bir yere inaa edildiinden kukuluyum. Limandaki denizcinin iinde kopan frtnalar dindirmeye Meric'in yeteceini sanmyorum. Bu bakmdan ocuklar olmayn sevinle karlyorum. Meri kendini kurtarr. Meslei var. Dayankldr. Ada da yle. Beni asl endielendiren Tuna'nn durumu. Son zamanlardaki hallerini hi beenmiyorum. Fazlaca iine kapand, insan hayat bir roman olsayd, Tuna'y o ailenin tek olu olarak yazar ve pek ok talihsizlikten kurtulmasn salayabilirdim. imdilerde gzle-j rindeki mavi klar snd, kitap okumaktan, yaamaya vakit bulamayan fksiyon karakterlere benzedi. O ocuk hasta olacak diye fazlasyla rahatszm. Belki nc ve yeni bir kadnla, uzak bir memlekete gitmeli... Sanki yaknda onun kendi iinde lmcl bir i savan patlak vereceini hissediyorum. Tehlikeli ve ciddi! Onun sa kalmas gerek. O delikanlya bir ey olursa kz kardeim, iki yeenim ve kendi annesi dahil drt kadn bir daha iyileemeyecek kadar batarlar. Birinin bu ocua yardm etmesi lazm, ama kimin? Biz yazarlar ve airler, insanlar iyiletirmeyiz. Biz uyarr, silkeleriz ve bu da bazan daha fenalatrc bir etki yaratabilir. Dayankl ve gl olanlar daha sonra kendi kitaplarn yazarlar. Dayankszlar psikologlara giderler. Belki de Tuna kendi kitabn yazarak kurtulacaktr. Kimbilir? "Nihai olarak" hangimiz hayatmzn bir dneminde bir savan neferi olmadk ki? 377 ALYE YILDIZ Sekreter. Bekr. Sabkas var. Hepsi yalanc! Bu manyaklarn hepsi korkak ve yalanc. Hakkmda sylenenlerin hibirine katlmyorum. Zaten konu ben oldum mu, hep yalan sylenir. Beni daima yok edeceklerini, tarihten sileceklerini j dnrler. Ama yemezler! Beni kimse yok edemedi, edemezij de!.. Beni yok edebilecek tek kii vardr, o da benim! Evet, sabkalym. N'oolmu yani? Kimin yok ki? Kimse bana masum, temiz aile ocuu numaras yapmasn imdi! Herkes kendi sabkalarn iyi bilir. Bok gibi bilir ite! O iki burjuva pii beni evden kovdu. Herkesin nnde kovdu- ] lar beni! Evden, yaamlarndan ve geleceklerinden kartp attlar. ylece, pattadanak! ite onlar iin her ey byle kolaydr. Gerek- \ sindikleri her ey nlerine hazr konmu bu insanlar, bi bardak ay, bi sigara teki iin mcadele etmek, azck sevilmek, kabul gr- ; mek iin rpnmak nedir bilmeyen zppelerdir! Onlar iin insan | kovmak kolaydr. Kovdular beni. Zaten kimse katlanamaz bana ve sonunda kovulurum her yerden... Bir tek o, o biraz taakl : kmt... O sanki cesurdu, sanki sevdi mi, sonuna kadar seve- i ek bi herifti... Tuna! Evet Tuna... Onun dayanabileceini san- ] mistim. Hah! Aptallk tabii... O da korktu, o da kat. Kaarken J kovdu beni... Ama beni kovanlar iyi piman ederim... Anala-1 rndan doduklarna alatrm sonunda. Bilirler! Bilmeyenler de ] renecekler! Beni sinir eden insan oktur. Aslnda herkese gck olabilirim. Burjuva ahlak kurallarna, "cici kzlklara" ve "baka erkeklere benzememler"e feci takarm. Herkes ayndr bence ve farkl taklmalar feci kl eder beni. Btn karlar ve erkekler dzmek iin frsat arar, bekler ve bulunca stne atlar. Bunun aksine karnm tok benim! Ama neymi, hepsi ayr bir etiket takarm, yok ak-m, yok tutkuymu, sanatsalm, dinmi, ahlakm, toplumsal-m, m, m da m babam, ohh oh!.. Yok ya! Yahu kr msnz be, bu dnyada geerli tek bok orman kanunudur, hl ne edebiyat yapyorsunuz bana be? Her ey g zerine kurulmu, salak msnz siz

be? Gl olan kazanr, brleri ezilir. Seks ve para dnyann tek hkimidir abicim. Yok baka bi ey! Kimse kimseyi kesmesin artk! O ikisi, Ada ve Tuna, onlar kadar beni sinir eden olmad mr hayatmda billahi! Ne o sapk babama, ne de o manyak anneme onlar kadar gck oldum ya!.. Tamam babam pisliin tekiydi. Yedinci ocuu da kz doduu iin bizi hi sevmedi. Yani kzlar olarak sevmedi, ama baka trl iyi severdi. Sktrp, kelerde her yerimizi avular, per, ocukluumuzu alard bizden. Ne oldu ama? "Ormanda avlanrken yanllkla vurulmu"mu gya. Hah gleyim bari!.. Neden bacak arasndan yemi o kurunlar peki? Neden kalbinden vurulmam hani yanllkla bakalm? Kalbi yoktu ki, drznn! Kim vurdu onu peki? Niin ky ahalisi hi stelemedi, abucak gmp, kurtuldu o pislikten acaba? Yoksa, ha ?.. Hah hah ha! Ben biliyorum onu kimin temizlediini. ok iyi biliyorum. Annem olacak manyak, babamn bizi her bakmdan taciz ettiini, Meryem ablamn dk yapt bebein babamn dl olduunu bile bile hl o herifin altna yatar ve erkek dourmaya alrd. Soysuz kar! Ne oldu ama? Hem de olanm son dourmaya alt... bre bre ld krk yanda... "Kanamadan lm"m! Hah gleyim bari! Neden kanama olmu-mu acaba? Bi yerde, bi ekilde kanamaya neden olan bi durum mu olumutu acaba, bilmem ki ?.. Rahat ve mutlu ocukluk geiren btn marklar ayndr! O ikisi bunu kantlad bana. Onlarn farkl olduunu dndm iin hem kendimden, hem de onlardan tiksiniyorum! Bu yzden onlardan acaip nefret ediyorum. Onlar sevdiim iin kendimden nefret ediyorum! Zaten sevmek, bana gre deil abiciim! Ve tabii acaip gecikerek akyorum ki, Ada ve Tuna birbirleriyle dzememenin acsn benden kartp, beni kovuyorlar ya379 samlarndan. Tuna, kendisiyle bi trl yatamayan Ada'nn benim: sevgilim olduunu dnnce ldrd. Ulan bu ne aktr o adamn, u suratnda bulutlu kk kz resmiyle gezen frijit karya duyduu be! Ne ansl karym o Ada denen narsist yaratk be! Evet, Tuna kskanlktan ldrd, gerekten ldrd. Ya da kendine geldi. Belki bi elektrooka girdi. Ben iyi bilirim elektrooku.) Orada insana dilini srmamas iin enelerinin arasna kauuk bi yastk koyarlar. Tuna bunu bilmedii iin dilini feci srd o gnj Dilini aznn iinde dolatrp yzn ekitmesinden bilirim.' Elektrook ncesi bize barbitrat verirler, zavall Mavi Tunack bundan da yoksundu. Ben gitikten sonra fkesini masum, zavall-kz rol oynayan ylan karsndan m kartt, artk bilemiyorum! Meri onlara benzemez, tanrm o tipleri. Ada ve Tuna kendilerini akll sanacak kadar saftr, ama Meri iyi bir oyuncu. Kk ve nemsiz rolyle balayp, imdi barol kapm grnyor, iyi rol kesiyor masum bakire. Sarhotu. Ada o gece ok sarhotu. Herkes gittikten sonra fotoraflar yerden toplarken u mehur l kahraman Aras'n bir fotoraf kt ortaya. Onu grnce birden alamaya balad. Delirmi gibi alyordu. O gsterili ocukluunu, dadlar, alarla geen ocukluunu ok sradanm gibi tiksindirici bir mtevaz-lkla anlatyordu yeniden. Kpei Sivri'yi bile zlyordu. Aman ne soylu zlemler, ne kusturucu nostaljiler! Hi tanmam olsam da o acaip yakkl Aras'n ne stn, ne yle, bole bi yaratk olduunu bininci kere dinliyordum. O srada beni Tuna'dan ayrann Meri deil de Ada olduunu anladm. Ve btn hayatm boyunca aslnda hep Ada'nn yerinde olmak istediimi ok net olarak grverdim. Kim onun yerinde' olmak istemez ki? imi kk, kck bir intikam arzusu kap-J lad. Baylrm o parlak, gururlu ylann szlerek iime akmas-; na. yle ekici, yle tahrik edici biimde ban uzatr ki, ona kar-1 s koyacak insann henz anasndan doduuna katiyyen? inanmam! intikam, davet edildiinde gelmeyen, ancak ok ama| ok arzulanarak yerinden kmldayan ltl, nazl bir ylandr ve i geldiinde bana verdii hazzm yannda seks bile sfr kalr. Oki-' zen gibi dolar cierlerime. O gece o ylan geldi ve ahane dilini kartp, pmeme izin j i. Orada, o gece Ada'dan intikamm almaya karar verdim, j Benim hi tatmadm gven ve sevgi glnde adeta boulmakta olan yetenekli, baarl, nl, akll ve ekici Ada Mercan' soyup, onunla sevitim, itiraz edecek hali yoktu, ama zevk aldn da anladm. Her yann kanata, ata sahip

oldum bedenine! O hep alyor, inliyor ve "Ara" diye mrldanyordu. Kedi gibi kvrlp, kaldnda, "onu ben ldrdm" dediini duydum. "Kimi sen ldrdn?" "Aras' ben ldrdm. Onun lmne ben neden oldum!" dedi inleyerek, sonra szd. Alkol, seks ve pimanlk. Hibir ikence yntemi insan bu kadar konuturamaz. Blbl gibi tmt Tuna'nn sonsuz ak. O zaman ortada bulduum birka fotoraf alp, antama attm. Bunlar daha ok Ada ve Tuna'nn grup halinde lokantalarda, sergi allarnda ekilmi olan pozlaryd. Bir gn lazm olacan biliyordum. ok iyi biliyordum! Beni kovdular. Beni yalnzca evlerinden deil, yaamlarndan ve geleceklerinden de kovdular. Piman edeceim onlar. yle bi intikam alacam ki, bundan byle iki yakalar yanyana gelemeyecek artk! Onlar en ok yaral olduklar yerden vuracam. Hem de tek bir darbeyle. "nl sinema sanatlarmz ve airimizin gzbebei, yurtdnda bizi feci onurlandran fotoraf sanats Ada Mercan'n iledii cinayet..." Hah hah ha!.. Bitecek ileri. Savcla bile gider anlatrm da... Yalan m sanki? Bana itiraf etmedi mi cinayeti, hem de ak yatamzda? Hell valla, birinci snf, k bir skandal olacak bu. Gazetelerin ba kesine, en ciddi haber programlarnn, en entel eski solcu sunucularnn baucuna yerlemez miyim ben imdi ha? Haydi bakalm, grsnler kim kimi nereden kovarm, kolay gelsin! Bana kazk atan, beni dlayan, itip kakan, sevgi krntlarn bile esirgeyen herkese ders olacak bu! Tabii o iki domuzu cezalandrarak, insanlk yararna bi i yaptm da biliyorum. Su, cezasz kalmamal! Babam ve annemin sular gibi... imdi sra Kumral Ada ve Mavi Tuna'da... Gzel. ok gzel. Belki de yaantmda yapacam en gzel i bu olacak! 38l PERVN GKAY Sinema oyuncusu. Tekstilci. Evli. Bir ocuk annesi. Merhum aktr Sreyya Mercan'tn ei, air Doan Gkay'm kz kardei. Sanld gibi deildi. ncelikle bilmenizi isterim ki, yanlyorlar. Onlar beni grmez, bilmez ve duymaz sanyorlar. Sreyya'nn apknlklarn hep sezerdim. Sonradan bilmeye de baladm. Topluma mal olmu bir kii olduunuzda, toplumsal bir ka-raktersinizdir artk. O andan itibaren zel hayatnz daima gzlenir. Mahremiyetiniz biter. yle ki, sizi izlemek ve ilikilerinizi ypratarak skandal yaratmak zere maal grev yapan kiiler bile beliriverir etrafnzda, inann. Hele benim gibi dzenli bir aile hayat kurup, bunu srdrmeyi dlemiseniz, bu sk sk sevgili deitiren ve/ya boanan kadn sanatlardan daha byk bir konu, hatta bir sorun olarak konur karnza. Magazinciler peinizi brakmaz, bazan ok inandnz arkadalarnz bile bundan rahatsz olduklarn gizlemezler. Belki de rnek olmanzdan korkulur? "ki sanatnn evlilii uzun srmez, sizin mutluluk formlnz nedir?" diyerek tepenize ekirler. Hayr, ben bir de nazara falan inanan birisiyim de stelik. Yemin ederim, elim ayam boa- j lverir bu soru her sorulduunda. Ya nazar deerse? Hem canm, J mutluluun reetesi olur mu? Laf ite! Her akn bir bedeli vardr. Uzun ilikilerde bir taraf mutlaka fedakrlk etmek durumundadr. Bir bakma ezilen ve ezen vardr btn aklarda. Sreyya ile | benimkisi mthi bir akt ve elbette bedelleri de ard. Belki en ideali, bu bedelin denii olarak "ezilen tarafn, ya da "fedakrlk eden"in diyerek yumuatabiliriz bunu, belli dnemlerde saha deitirmesidir ki, bu da programl bir grev datm dzenlemesiyle olmaz tabii... Bazan olaylar yle uurum saatlerde, yle beklemeden geliir ki, yksekten atan taraf byk bir hata yapar ve bunun bedeli olarak nbet deiebilir. Ondan sonra fedakrlklar o stlenir. Bizde durum byle olmutur. Bu bakmdan, "Ah Pervin Gkay ok ansldr! Hem gzel ve mehur bir kadn, hem de yakkl, ideal bir kocas ve ailesi var!" diyerek i ekenlere kzarm. Bir kere nazar deecek diye fena halde korkarm. Ayy, Allah korusun, insann kendine bile nazar deiyor yerine gre!

ikincisi iimden glerim. Pervin Gkay, bakml, mehur olabilmek ve kalabilmek iin ok almtr. Herkesin bayld o yakkl ve beyefendi kocas apkn, ocuk ruhlu, dengesiz bir adamdr ve o ok ansl Pervin Gkay bu aileyi korumak iin neleri sineye ekmitir, bilmezler. Davulun sesi uzaktan ho geliyor tabii! Uzun bir ilikiyi srdrmenin olaanst gl stne eklenen bir de hep "gzaltnda" yaamann basksn kanz bilirsiniz? Size bir rol biilmitir artk ve bunun esiri olmak durumun-dasnzdr. Yani imajnzn kurban! Benimkisi soylu, k, zarif ve gen kadn rolyd ki, artk yalnz filmlerinizde deil, zel hayatnzda da byle olmanz beklenir. Hele bizim genlik yllarmzda Trk Sinemas'mn o tantanal, televizyonsuz, tek radyolu ve az sayda gazeteli gnlerinde, biz bir avu sinema oyuncusu hep gzler nndeydik. Sonralar yerinize zplamaya can atan genler belirir piyasada ve bu defa da yerinizi korumak, ykselme dneminiz kadar yorucu bir aba halini alverir. Bir de bakarsnz otuzlu yalar kapda beklemekte, sanki kendileri yalanmyormu gibi herkes hep daha ve daha gen kadnlar beenmektedir. Benim en byk ansm Doan Aabeyim olmutur. Onun beni eittiini, ynlendirdiini her zaman kranla tekrarlarm. Kltr, yaamn hem monotonluuna hem de aclarna kar daha dayankl klyor insan. Gerek onun katklar, gerek okuyup, renmekten aldm zevk ki, bunlar rahmetli babacmdan miras hazinelerdir bize, beni pek ok yol ayrmnda akll ve sakin olmaya sevk etmitir. Babam son derece mnevver, Atatrk hay383 ram bir eitimciydi ve mz de ayrmadan okutmutur. Ama maalesef Demir Aabeyim sadece igdleriyle yaamay seerek, 3J84 hem kendini, hem de etrafndakilerin hayatn rezil etti. Annem, "* "nazara geldi bu Demir" derdi rahmetli. Her aileden bir fire verildiine inanmak m lazm, ne? Bizim zamanmzda "iyi aile kzlar"mn sinema oyuncusu, arkc gibi meslekleri semesi hi makbul deildi. Rahmetli babam yaasayd, o mnevverliine ramen asla izin vermezdi bana. Onlarn kuann kadnlarna ve kzlarna tand zgrln iinde "namus" denen snrlar belirsiz mefhumun mns, zgrln kendisinden daha bykt. yleydi. Ben Gzel Sanatlar'a kaydolduum yllarda babam rahmetli olmutu. Doan Aabeyim yurtdndan yeni dnmt ve beni arkadalaryla yemee, imeye gtrrd, ite o zamanlarda sine: ma arkadalar ille benimle film ekmek istediler. Uzun hik? ye... Sonunda erif Bey beni ikna etti. erif Bey, saolsun genli inde bile imdiki gibi iri yar, kocaman ve ho bir adamd v< dedii dedik, kestii kestikti. Halbuki o sralarda benden anc; sekiz ya bykm... "Bu kzn tipi Avrupai. Sinemamzn byle zarif ve kltrl kz ihtiyac fevkaladedir! air sen ne yap et, kz kardeini aya yarn sete gelsin!" Hep kendinden emindir erif Bey ya, tabii annemin alamalai n, benim ekingenliklerim bir ie yaramad ve ben "Hicranl Yol? lar" filmiyle oyunculua baladm. Allaha bin kr ki, anneci im rahmetli olmadan bir mslman lkesinde haysiyetli, sayg ve baarl kadn oyuncularn da varolabileceim grd, beniml gurur duydu. imdiki kzlar bunu bilmezler. ilk filmimde fena halde donuk ve baarszdm. Settekilerde utanyordum. Ne olduysa ikinci filmimde oldu ve o filmle haya-l tim deiti. yle ki, "Son Tren" filmi Trk Sinemas tarihi iindi hl nemli filmler arasndadr. O filmin ekimleri srasnda Sreyya ile tantm. O, oktan mehur olmu, zellikle kadnlar] kalplerinde taht kurmu bir gen aktrd. Esmer Akdeniz yak kls, serseri bakl, ok ho bir adam. Doan Aabeyim: "eytan ty var bu keratada!" derdi. imdi anlatrken bile heyecanla nyorum, inann. Bakn tylerim diken diken oldu vallahi. Alla! rahmet etsin, belki bu pozitif enerjim imdi onun ruhunu yatts ryordur, kimbilir! Amaan, yine alamaya baladm bakn. Sulu-gzl diye ona kzarken, imdi ben de ona benzedim. Annem yle derdi ya; "bir yastkta kocayanlar, sonunda huylarn birbirleriyle deitirirler!" Pardon, bir mendil bulaym, izninizle... "Son Tren"in Sirkeci garnda ekilen o mehur ayrlk sahnesi bizim birbirimize k olduumuz nn canl kayddr aslnda ve ok zahmetli ekilmitir. Ama o kadar gerektir ki, sinemamzn Kazablanka's olmutur diyebilirim. Setteki iilerin bile aladn hatrlarm.

"Farzedin ki, birbirimize deliler gibi z Pervin Hanm. Far-zedin ki, sizsiz bir saniye geiremeyecek kadar tapyorum size. Narin boynunuz zerindeki o muhteem yz, hayatmn gnei ve buulu gzlerinizdeki hzn alnmn yazs!" Utanp, bam emitim. Saatlerdir bir trl beceremediim bir ayrlk sahnesi yznden herkes bozuk ve yorgundu. Souk bir k sabah, ayakta durmaktan buz kesmitik, kesin sistit olurum diye endieleniyordum. Artk benden vazgeerler diye panikleniyordum ki, "Ve yine farzedin ki, siz de bana tutkunsunuz. Tek bir dokunuumla titreyerek kollarmda eriyor, bensiz geecek bir hayat yerine lm hayal edebiliyorsunuz," diyerek eliyle enemden tutup, bam yavaa kaldrm, o gzel ela gzleriyle taa kalbime bakmt. Sesi yumuak ama merak uyandracak srlarla doluydu. "Bizi ayryorlar. etelerin kanunu ve aramzdaki sosyal fark sebebiyle bu son grmemiz. Bir daha hi ama hi gremeye-ceiz! ilelebet elveda!" diye fsldad salarm okayarak. yle etkilenmitim ki, dudaklarm titremeye ve zntden kahrolmaya balamtm. Daha bir hafta ncesine kadar sadece filmlerinden tandm bir adam bir daha gremeyeceim iin dayanlmaz bir ac ekiyordum. Hi anlayamadm ama aniden Sreyya'nn boynuna sarlp, alamaya baladm. "Motor!" diye bard erif Bey. "abuk abuk! Bu defa olacak, nihayet baard kz! ok iyi! Fevkalade ocuklar! Daha sk sarln, bu son temasnz!" O ne sarlt! O ne kenetlenmeydi Allahm! Ve ne pt! Hepimiz arplmtk. Saatler sonra elele ve babaa oturur ve hi konumazken, ben hl burnumu ekiyor, o da beni kuruluyor, pplyordu. Yani KAM 25 385 biri anlatsa alay ederim, ama insann bana gelince... Sanrm fazlaca tesir altnda kalmtm ve neyin gerek olduunu ayrt edemiyordum artk. O vakte kadar biraz da aknlkla beni seyre-den Sreyya sonunda heyecanla bararak herkese ilan etti. "Peki kz, o zaman hi ayrlmayz biz de!" yle yaptk! Sonraki filmlerimde oyunculuk asndan onun ok yardmn; ve desteini grdm. Sreyya doutan aktrd. Doald, rahatt, i Gerek hayatta da oynar, kendini snamaktan fena halde zevk] alrd. Sreyya'nn beni ne Ingrid Bergman'a, ne de Grace Kelly'e] benzettii dorudur. O beni daima, Tiffani'de Kahvalt filminde- i ki Audrey Hepburn'a benzetti. Evlenmeye karar verdiimizde Sreyya dardan lise diplomas l almak iin deliler gibi almaya balad. Hoca tuttu, ders ald, l gururunu incitmemeye alarak, ben yardm ettim. Malum, er- j kekler, kadnlardan bir eyler renirken ok zlrler. Ada do- j duunda Sreyya'nn artk lise diplomas vard ve "kltrl zum-J reden" dedii ailemize layk olmaya alan bir i gveysi roln severek stlenmiti. zellikle Doan Aabeyim'in ok tesiri altnda kalr, onun azndan kan her kitap adnn peinde koar, okurdu. Yine de Sreyya bir yanyla hep kenar mahallenin bkn delikanls kald ki, bu da galiba benim iin allmam, cazip bir J noktayd. Bu serseri yan ilk yllar hotu ama sonralar, ikici, grltc,] plansz, programsz ve dank bir adam da beraberinde getirdi eve. O byle bir ailede bym, byle grmt. Fakat ben onu j seviyordum. Ben onu hep sevdim ve sevildiimi de biliyordum. Onda birok erkekte eksik olan bir ey vard ki, beni yllarca balad kendine. Sreyya efkatli ve itendi. Yalan sylerken bile saj mimi olduuna ve beni zmemek iin byle yaptna inandm. Baka bir kadn olsayd, Sreyya'y defalarca terk ederdi. Bir bebek gibiydi, aniden coar, aniden derin kederlere batar, ne zaman nerede nasl davranacan kendisi bile bilmezdi. Fakat asl nemlisi, beni birok defa aldatmasdr! ilkinde, Ada daha bebekken son derece baya bir kadnla ilikisi olduunu rendiimde tiksinmitim ondan. O zaman onu terk etmeye kararlydm. Bizimle yaamay hak etmiyordu! "Bu son!" demiti. "Bir daha olmayacak Pervin! Ailemi, kzm, dostlarm ve seni alma elimden! Bunlar elde etmek iin ok uratm. Tek bir ans ver bana meleim!"

Ufak tefek kaamaklar ve bol dedikodularla geti yllar, ama o felakete kadar bir daha aramzda bu meselenin ad bile anlmad. Daha dorusu, kendini maskara etmeden, bana ve kzmza kar sevgi ve ilgi dolu bir hayat srd. Ama... ama evladm, o aslanlar gibi ocuk, can paras Aras'n bana gelen kazadan sonra, (kesinlikle nazara geldi o ocuk!) ben Ada'y kuzey Amerika'ya gtrp, orada kaldm srada, mehur bir piyanist hanmla ilikisi olmu. Adn vermeyeyim hanmn imdi. Ben rendiimde Sreyya artk hastayd, o hanm da ok zengin bir i adamyla evlenmiti. Sreyya'ya bu ilikiyi bildiimi hi sylemedim. Ama tuhaftr, lmeden nce insanlarda bir itiraf tutkusu mu nedir, bir eyler oluyor galiba? "Pervin, gzel prensesim, hznl gzlerin sahiden de kaderim oldu, grdn m kz? Sana layk olmaya ok altm... ama bilirsin, ite seni zdm de ok oldu... Sana hi sormadm, sormam da, yani aklmn ucuna bile gelmez ama ben, siz yurt dndayken bir halt..." Elele alamtk hastane odasnda. Tpk "Son Tren"in ayrlk sahnesinde olduu gibi. Bir farkla, bu defa sahiden ayrlacamz biliyorduk ve spotlar, kameralar yoktu ortada. Tabii ona erif Bey"den hi sz etmedim. Doan Aabeyim bile bilmez... Kuzguncuk'a tanmamz da Sreyya'nn arzusuydu. Kuzguncuk ona ocukluunun getii mahalleyi hatrlatyordu. Kk ve Kuzguncuk'u sevdim. ok gzel gnlerimiz oldu orada. Doan Aabeyim, Burkan, Meri hep orada, bizimle paylatlar o Boazii kyn... Sonra Atacanlar. Ah o aile! Ne talihsiz, ne kadersiz insanlarm... Hepimize nazar dedi, biliyorum! Aslnda Arasc-m ve mavi boncuk Tunacm bir mnda bizim de ocuklar-mzd. O meum kaza olmasayd Ara benim damadm olacakt... insann ldras geliyor dndke yani... Sen o kadar zeki, baarl, yakkl, prl prl delikanl, karanlkta tut atla denize ve bir daha kma. Ah nasl kahrolduk, nasl yand iimiz... Ada'ya bir ey olacak diye gerekten endielendiimi biliyorum. O cvl 387 cvl kzm, dondu kald. Yemedi, imedi, konumad gnlerce. Aklm alnd bamdan... ok seviyordu Aras', ok tutkundu ona... Ya o zavall Zbeyde Hanm? O kendi kendini yetitirmi, kendi halindeki kadncaz ne ekti? Olu, arkasndan kocas gitti... Allah kimseye vermesin bu acy, dmanma bile... O olaydan sonra biz ve Atacan ailesi sanki tek bir aile olduk. Kaderlerimiz ayn kulvara tand... Evlatlarmz yle yanyana bydler ki, sanki kardelerdi ve biz bunu o uursuz kaza srasnda anladk! Ada, Doan Aabeyim'e ok benzer. Adildir, kendine gvenir ve gani gnlldr, ikisinin kk hesaplarda gz yoktur, burunlar dse eilip almazlar. Belki de bu yzden Aras'tan sonra, bana sorarsanz en bandan beri asl sevdii Tuna'ya dnemedi bir trl. Bir tr gurur meselesi yapt bunu. Tuna evladm, ince ruhlu, romantik ve kzma delice tutkun, eriyip, soldu gzel huylu ocuum... Ada'yla konumay ok denedim. O her konuda arkadam olan, hatta yer yer bana ablalk taslayan kzm, konu Tuna oldu mu, ta gibi sessiz kalr, konumaz benimle. "Tuna'yla birbirimize dkn olduumuz doru anne, ama ben onu evlenmek istemeyecek kadar ok seviyorum." Doan Aabeyim de yllarca annemi benzer szlerle zp durmutu. Brkan' gremeden vefat etti anneciim. Ayn ifade, ayn gurur... Beni rahatsz eden asl husus, Ada'nn kendini uursuz kabul edip, Aras'tan sonra Tuna'ya da bir zarar vereceini dnmesi ihtimali... Solakln bile uursuzluk sayd yllarca ocuum. Halbuki rahmetli babam da solakt ve ansl bir insand yani... nsan anne olunca hayatta kalmak ilk igds olmaktan kyor ve yerini evladn hayatta tutmak, korumak gds alyor. Elbette benim ncelikli arzum, Ada'nn hayat ve mutluluu ile ilgilidir, ama Tuna'y da evladm kadar severim. Meri'le izdivacna sevindim elbette ama kr deilim ki, onun gzmn nnde eriyip, daldn grmeyeyim. Tuna'nn durumunu hi beenmiyorum, iine kapand, dalgn ve dnceli bir adam oldu kt son zamanlarda. Arada bir atlyeye urayp zevkli tasarmlar hazrlar, gen bir izgi getirirdi bize.

Artk onu da yapmyor. Hastalanacak diye korkuyorum. Ona da bir ey olursa ne annesi, ne Atla kaldramaz bu yk artk. Tuna'nn bana kt bir ey gelirse, bu iki ailenin de sonu olur! Ka defa gyabnda kurun dktrdm onun iin ama... Meri, sakindir. Kt bir ocukluk geirdi evladm, yi kzdr. Tuna'dan bir ya byktr ama onu babas yerine koyarak sevdiini dnmmdr daima. Tuna'nn yandan byk efkat dolu yrei vardr. Bence yazk oluyor bu ocua... Bu sessizliini hi hayra yormuyorum vallahi... Onun yardma, belki profesyonel bir yardma ihtiyac var! Ne yapmal, bilmiyorum? Doan Aabeyim, "Atlatacaktr!" diyor. Bazan hayat sahnesindeki bir oyuncunun oyunu terk etmesi btn eseri nasl da altst edebiliyor. "Her lm, erkendir," diyen air haklyd. 389 BURKAN GKAY i kadn. air ve yazar Doan Gkay'n kars. Her insan ilikisinde bir kral/kralie ve kle(ler) vardr. Do-an'la beraber olmak onun kralln kutsamakt. Hl da yledir. Dedii dediktir, inatdr. Hrndr. ocuk istemez ve hep hakldr. Yani gerekten de sonunda o hep hakl kar. Belki hep hakl kt iin bu byledir... Zariftir. ktr. Her eyi bilir. zellikle de bir kadna nasl davranlaca konusunda inanlmaz yeteneklidir. Kibar ve olgundur. Asla yzlemez insan. Doan ok incelikli bir erkektir. Yani... hepimizin zaaflar vardr. Bilmiyorum. Doan zordur. Daha ne kadar onun gnll klesi olarak kalrm? Onu da bilmiyorum... Piman deilim. ok renkli, inanlmaz deneyimlerle zenginlemi akla hayale smayacak bir hayatm oldu onunla. Baka da syleyecek bir eyim yok! SREYYA MERCAN Trk sinemasnn nl oyuncusu. Evli. Bir kz babas. Gerek ad: Abidin ler. l. .. CHAN UMAR Hizmetifc ocuk bakcs. Emekli. Befc^r. ok iyiliklerini grmmdr. Neden yalan diyeyim ki yani size imdi? Hem hanmefendi, hem de beyefendi ok iyi insanlardr. Allah raz olsun. Beyefendiye Allah rahmet eylesin. Hi bi gn yan gz, kem sz olmad evlerinde. Ben onlarn yanna girdiimde gentim, yirmi yoktum. Ada, melekler melei, ceylan gzl kzm daha bir aylk bebe idi. Ah ne gzel bebekti, ah ne tombul ve irindi Allahm! Kara talihliymi evlatcm. Aras'n bana gelenlerden sonra toparlanamad bi trl. Allahn gcne gitmesin ama ben o Aras'a hi smamamtm. Hep yavaa ve aniden kkn bahe duvarndan atlar, yreimi hoplatrd. Hi konumazd bizimle. mark deildi, kibirli belki... Evet pek yakklyd... Aman ne olmu sanki, nnde sonunda Bulgar gmeni terzinin olu. Benim babam da saram, ben gremeden rahmetli olmu da annemle ben istanbul'a gelip, el kaplarna ie girmiiz. Yok ben insann iini kmsemem de... o Ara... tvbe tvbe... Ama bak o boncuk gzl kardei Tuna, o bambakadr. Onu herkes sever. Ah ne bahtsz ocuktur o... Tuna, ocukken de pek tatlyd. Konukandr, iyi kalplidir, elim kolum doluysa dayanamaz, koar yardm eder... taaa be yandan beri byledir... Benim prensesimin peinden ayrlmazd, ona kara sevdal byd o ocuk. Kader ite! Sonunda o Ara klkl Meri yakalad Tuna'y, balayp, avucuna koydu. Hem benim mahsun prensesim, hem de mavi olum iin iim yanar vallahi. Ne demiler, iyiler hep kaybeder. Hanmefendinin Valide eme'deki evinde refakati olarak kalyorum. Yemek, ev ii falan ama aslnda can yolda gibiyiz birbirimize. Saolsun, sigortam da yaptrdlar. Hem emekli maam alrm, hem aylm. Allah raz olsun! Dnya gzyle u talihsiz kzmn bir mrvvetini grsem, gam yemem, inallah helal st emmi bir adamla yuvasn kurar da... Ne de olsa onu ben byttm, yar annesi saylrm yani... Ne diyeyim, Allah selamet versin. En kt gnmz byle olsun. Baka diyeceim yoktur. 393 AYNADAK BEN

=r ' "Dmzde d gdffjpjinz grmeye balaynca, uyanma zaman yakndr." < :':''. ; ;, (Friedrich Leopold) '': -" '-.":. NOVALIS Uyandmda geceydi. nce plak bir ayna grdm. Dikdrtgen ve erevesiz. rlplak bir duvara, iri, kaba saba bir iviyle aslmt. Eri ve zensizdi. Elliye, otuz santim olmal. Aynann kenarlar sanki krarak, paralanarak kopartlm, eri br kesilmiti. nsann eli yanllkla dese, parman tamamen kesip, kopartacak denli keskin ve ok tehlikeli kenarlar vard. Aynann karsna geip, yzme tra kremi sryordum. Ama krem yzme yaylmyor, aksine yapp kalyordu. Birka kez deniyordum, denedike yzmde beyaz bir maske oluuyordu. Beyaz, souk ve kat. te o srada beliriyordu. Tam o anda. Boyu benden bir ba daha uzun. Tam arkamda duruyordu. Bedenini gre-miyordum, aynada grnen yalnzca ba. Ksa, kumral, iri dalgal ksa sal bir ba. Kk, biimli bir burun, buday ten. Bir Apollon bana benziyordu. Evet, evet, aynen yle. Yine de ne kadn, ne erkek. Yani ilk bakta bir erkek ama gzel yznde hem masklin, hem de feminen izgiler var. Arkamda durmu, aynada dmdz bana bakyor. Baklar dmanca deil. Dnceli belki de. rktc deil, hatta ok uuk bir glmsemeden bile sz edilebilir. Beni irkilten bunlar deil. Aniden aynada, hemen arkamda belirivermesi. Geldiini ne duyuyorum, ne de hissediyorum. Arkam dnp baknca kayboluyor. Tekrar aynaya dnp, hl o kt tra kremini srmeye alrken, yeniden beliriyor aynada. Dnp baknca yok, ama aynada var! Bu oyun birka kez yinelenince canm sklyor. Eee, ne oluyoruz yani ?.. Karar veriyorum, bu davetsiz misafirin oyununu bozacam, skt artk! Onunla aynada yeniden gzgze geldiimizde, rktp, karmamaya zenerek, elimi usul usul kaldryor ve arkaya doru yavaa uzatyorum. Yerimden hi kmldamadan, aynadan izleyerek ona doru uzattm elimden kamyor. Yerekimsiz bir mekndaymz kadar yava ve sabrla uzanyorum. Kalbimin atlar hzlanyor, ani bir scaklk yaylyor bedenime. Birden korkuyorum. Elimin dokunaca yzn temas ann dnerek rperiyorum. Derin bir bolua dme korkusu duyuyorum. im hop ediyor. Ama artk geri dnemeyeceimin de farkndaym. Ve elim, arkamda beliren o tuhaf yabancnn yzne deiyor. nce scak bir ten dokunuyor parmaklarma, sonra hissettiklerimin dehetiyle donup kalyorum. br elimdeki tra kremi yere dyor, kk dilimi yutuyorum, kalbim dehet iinde saatli bir bombaya dnyor. Hi kmldayamyorum. Bacaklarma fel inmi olmal. Bedenim bana bakaldrm, beynimden gelen kap, kurtulma sinyallerini "trene bakar gibi" izliyor, boulacak gibi oluyorum. "Bittim ben!" diyorum. Ayn anda aynadaki Apollon ba glmsyor. Serin bir glmseme. Daha da tedirgin oluyorum. Tanrm... 395 , nk, nk... nk dokunduum o yabanc yz aslnda benim kendi yzm! Aynada grdm o yabanc aslnda "ben"im! Aslnda "ben" o ban iindeyim ama bunu bilmiyorum. "Ben" aslnda o yabancym! "Ben" o'yum. O, "ben"im. Peki yllardr aynada bakp da "ben" sandm br kim? Ben hangisiyim? "Ben" hi oldum mu? Hayrrr! Ben varm! Ben hep vardm! Ben olacam!!! Kendi lmla uyanyorum. Ter iindeyim. Bunun bir kbus olduuna sevineceim yerde hl dehet iinde aynadaki "ben"i gryorum karanlkta. Gzlerim ak veya kapal o ba hep gzmn nnde. Biri beni gzetliyor! Soluma dnnce, yanmda yatan Meri'le burun buruna geliyorum. Baucu lambasn yakyorum. "iyi misin?" diye soruyor endieyle. "Tabii iyiyim," diyorum kendimi kt hissederek.

Meri yzme bakyor. Meri baknca hangi "ben"i gryor? "Hadi uyu artk. Yarn gnlerden sal, senin uurlu gnn," diyor ok ie yararm gibi. "Yarn sal. Balkonda iyi bir kahvalt hazrlarm," diye dnerek kendimi iyiletirmeyi deniyorum. Olmuyor. O yabanc baa dokunuumda, kendimle temas ediim srasnda duyduum dehet iime oturmu, kmyor. "Kalkp yzm ykayaym," diyorum. Aynadaki "ben"e rast- l lamaktan rkyorum. Bu korkuyu yenmek iin kalkp, banyoya gidiyorum, Meri oktan uyumu. ACININ SESiNi DUYDUK "Auschwitz'de Yahudiler'in topluca imha edilmesi kltrn baarszlm tartmasz biimde ispat etmitir." Theodor W. Adorno (Negatif Diyalektik) "K gelmi!" dedi Tuna hayretle. "Bah sen hl camdan le darlar m siyredersin yav hocam? Yat, dinlen biraz, azn yidiim hocam!" "Ne abuk oldu bunlar? Ne zaman soyundu aalar, kst gk, neden acele etti sonyaz ekip gitmek iin bu yl Hasan?" "Eee hir eyin bi vakti zaman vardr hocam. Zamansz olmaktansa, blesi daha iyidir." "K geldi ve ben hl buradaym... Bu nasl bir karabasan ki, ben hl uyanamyorum ha? Sen bilirsin be Hasan. Sen saduyusu, pragmatizmi ve inancyla bu ryann en gereki karakterisin. Hadi syle bana..." "Amaniin, seni gine efkr bast hocam. K boledir amma, n'recen ite, her kn sonunda da bi bahar vardr, iin kerameti, k salimen kartabilmektedir gozel hocam. Annyon di mi?" "Nasl anlamam Hasan. Daha net ve doru konuan var m evremde sanki?" "Yoh canm, o kadar da deil yani hocam. Sen okumu, yazm adamsn, sana akl vermek ne haddimize... ben sadece seni sevdiim iin, le konuurum ite..." "Bahara varabilmek iin k salimen kartmak!" diye iini ekti Tuna. "Asl g olan da bu ya..." "Bah ni diycem gozel hocam. Sen haline he kretmiyon yav! Senin asl derdin bu! Ne tipler var bu SASARUT servisinde sen bi bilsen, kendi haline bakp, sevinten iftetelli oynarsn amma... 398 insanolu di mi, i st emmi bi kerre. Bah, yeni bi hasta, yani bi yedek subay var, iki hafta nce getirdiler. Onun hali iler acs valla. Avukatm garibim, incecik, kara kuru, tahta gibi bi adam. Kendi kendine konuur sabah akam. Yemez, imez neym... He bize bahmaz, tanmaz, etmez. Ad gibi kaderi olmam zavallnn. Anas Mutlu komu adn amma..." "Ad Mutlu olan bir avukat m? Aaa, avukat Mutlu burada m?" diye ararak sordu Tuna. "le derler adna amma, kendi ok mutsuz garibin... Kahrolas tirristler de bir kulan kesmi zavallnn." "Acaba o mu? Beni ona gtrsene Hasan, belki benim bildiim Mutlu'dur o?" "Valla bilmem hangi Mutlu olduunu hocam... Amma gtremem yani." "Hadi Hasan, yapver bir iyilik ite. Eer benim sandm kiiyse, ona yeniden rastlamak ok houma gider." "Bah sona dohtor binbam duyar neym de, ok kzar bana..." "Duymaz duymaz. Hem o benim tandm Mutlu deilse za-; ten hi konumayacam. Ne yle bakyorsun canm? Sz veriyo-! rum bak!" Koridorun sol tarafndaki son odaya girince, hki renk eofmanl, zayf, esmer bir gen adam grdler. Srtn duvara yaslam, gzlerini ellerine dikmi, dikkatle inceliyordu. "Bah ite dediim adam budur hocam." Tuna dikkatle bakt. Yetersiz gzlklerinin arkasnda gzlerini ksarak netlemeye alt. "Mutlu? Mutlu sen misin?" diye kararsz sordu yavaa yaklarken yanna. Adam hi oral deildi. Sanki kendi iinde dald derin bir hesaplamann en hareketli yerindeydi ve btn kaplarn darya kapatmt. "Sen o'sun! Sen iir seven avukat Mutlu'sun! Krt Aydn olduu iin kimseye yaranamayan Mutlu!" diye sevinle bard Tuna.

"Sus, delleniverme Allah akna hocam! Duyarlar neym, ba-; ma dert aarsn valla..." "Aarsam aaym be Hasan. Bu adam kendini byle tanmlyorsa, bakalar ne yapabilir artk?" >, "Bah, sz vermiidin, unutma!" "Tamam, tamam Hasan!" Mutlu ban kaldrp, ilgisiz baklarla Tuna'ya bakt. Gzlerindeki btn klar snmt. "Benim, ben! Hani birlikte iir okuduumuz, ak konutuumuz o yaz gecesi... Ben retmen Tuna Atacan." "Ellerim yaland," dedi Mutlu, ellerini uzatarak. f "Bak nasl yalanyor insann elleri." Tuna kendine uzatlan, esmer, ufak bir ift ele bakt. Titriyorlard. "Sigaran var m senin?" "Yok, ben sigara imem. Ama Hasan belki bulur sana bir tane, ha Hasan?" "Olmaz hocam, cigara neym bulamam ben," dedi Hasan aksi-leerek, sonra Tuna'ya fsldad; "Valla, konutu bu seninle hocam!" "Hadi bir sigara bul be Hasan, bak o feci tiryakidir, belki sevap ilersin. Ha?" "Cigaraylan sevap olur mu a benim saf hocam? Amma dur bi banalm. Konuturdun sen bu zavally ya... Yalnz, ben gelene kadar ne sen delilencen, ne de bu nikotinci avukat ha!" "Tamam tamam, aslansn sen Hasan be!" "ok uzundu. Upuzundu," diye fsldad Mutlu, byk bir dikkatle ellerini incelemeyi srdrerek. "Uzun bir i savat. Savamak iin son derece hakl nedenleri olan her kesimden ok l verdik. Hepsi kendi llerimiz, lenlerin hepsi biz! Kan grdk, rm et kokladk, acnn sesini duyduk. Savalarn en katmerlisi, en evlat acls, en derindeki bir i savat bu... ve ok ama ok uzun srmt." "Mutlu, beni tanmadn sen. Hani o gece sen Onat Kutlar, ben Doan Gkay iirleri okumutuk da..." "Sevinenler vard tabii. Silah tccarlar, uyuturucu kaaklar ve din, millet tacirleri. Bunlarn bazlarna i adam, hatta i kadn... bazlarna da politikac denebiliyor, biliyor musun? Ironik deil mi?" Ellerine bakarak, ban sallad. "Ayrca lkenin nfusu azald ve isizlik sorunu kalmad 399 iin yrekleri kabaran vatanseverler de vard. Ama iin garibi, biz hep lyorduk." "Mutlu, Mutlu bak yzme! Bu yaadklarmzn insanlk d olduunu ben de biliyorum. Ve yemin ederim senin nasl bunaldn anlyorum. Belki de bu yzden, evet bu yzden seninle ben bu kbusun tam bu noktasnda ayn koridorda karlatrlyoruz ... Anlyor musun, h?" Mutlu bu kez, kendini zorlad anlalr biimde uraarak Tuna'nn yzn bakt, kukuyla inceledi. Tanmak iin aba gstermesi Tuna'y umutlandrmt. "Mutlu, bak bunlarn tm bir karabasan. Ben ve belki de sen uyandnda her ey dzelecek, inan bana, inan ki, yeniden iir okuyabilesin... Dnsene bir, bu kadar aptalca biimde birbirimizi doramamz gerek olabilir mi sence? Haa? Susuyorsun bak, olamaz deil mi? Hani Nazi dehetinden ders almtk? Hani uygarlam, aya bile gitmitik de teknoloji ve iletiimde btn insanlk tarihinin en ileri dnemine gururla girmitik? Ha? Bir terslik var bu ite deil mi? Var tabii..." Dudaklarn srarak onu izleyen Mutlu, birden dii aryor-mu gibi yzn buruturarak, yanan tuttu. "Sana inanmas g gelebilir ama ben kimseyi ldrmedim," dedi, inleyerek. "Elime silah almay reddettiim iin srgne yollandm. Gz hapsi yedim. Hakkmda alan drt ayr dava hl sryor, nsan ldrmemeye teebbs etmek, bar propagandas yapmak, askerleri silahtan soutmak ve sava kart Finli, ispanyol ve Trk a-* irlerini okumak..." iini ekerek, onun yatann ucuna kt Tuna.

"Sonra brleri kard beni. Halk mahkemesi dedikleri bil engizisyonda ov yaptlar aslnda. Dnek dediler bana. Asln i kr edeni para para keseceklerini anlattlar ve bak kulam ke-fl sip attlar." Ban yana evirince grnen korkun manzara karsnd^I Tuna gzlerini kapatmak zorunda kald, ii ezildi. "Aylarca dalarda gezdim. Dnecek ve delirecek ok vaktir oldu. O kadar umutsuzdum ki, tek beklentim 'lm'n bizzat ken|j diiydi. Her tan altnda, her sonraki admn uundayd lr Ama evremdeki herkese deip geen lm bir trl bana uram-l yordu. Bak sana ne syleyeceim, gen ve salkl bir insann lm kurtulu sanmasndan daha kt hibir ey, ama hibir ey yoktur dnyada. Bunu sakn ama sakn unutma! Tamam m?" "Tamam Mutlu, bunu unutmam," dedi Tuna i geirerek. "nk, lm kurtulu olarak gsteren koullardan daha zalim, daha berbat bir dzen olamaz!" "Valla senin hatrna cigara kaaks bile oldum hocam, al ba-hahm unu, hem de Amerikan cigaras bah!" diyerek hastabakc Hasan girdi odaya. Sigaray grnce Mutlu'nun yznde soluk bir k yand. Hemen uzanp ald. Hasan cebinden kartt bir kibritle Mutlu'nun sigarasn yakt, sonra gidip, kapnn nne dikilerek koridoru gzetlemeye koyuldu. Kulaklar iki gen adam arasndaki konumaya mthi bir merakla kenetlenmiti. "Cehennemi grdm. Kendi gzlerimle cehennemi grdm ben," dedi Mutlu, ehvetle sigarasn ierken. "Biliyor musun tr tr krdlar beni? Artk ne olursam olaym, asla eski 'ben' olamayacam. Grd ktlklerden sonra, eskisi gibi bakamayacak kadar deiti gzlerim. Tenimin dokusu deiti. Ve asl tuhaf, ellerim yaland bak!" Sigarasn dudaklarnn arasna sktrp, yeniden ellerini uzatt. Ellerinde grd her neyse, fena halde rahatsz ediyor olmalyd onu. "Yeryznn en zalim ve intikamc yaratnn insan olduuna bizzat ahit olanlar artk yalnzdr arkadam. Onlar artk hibir insanolu ve insankzyla akraba, arkada, yakn olmak istemezler, ite ben bu nedenle ben kimsesiz kaldm! Artk tamamen yalnzm!" "Mutlu... Seni gerekten de ok zmler. Ama yemin ederim yalnz deilsin!" dedi Tuna, gzlerine dolan yalar glkle oraya hapsederken. "Beni kullanmalarna izin vermediimi sanarak bbrlenirken, aslnda beni tank olarak oktan kullandklarn anladm. Fakat artk ok geti," diye mrldand Mutlu. "Seni tanmam bu avukat be gozel hocam. Konuuyo amma le havaya, suya bahsana!" "Tuhaf deil mi, duygularn kkrdaktan yapldn sanrdm ben. Oysa kemiklerimi krdlar!" dedi Mutlu, Tuna'ya bakarak. KAM 26 401 "Saat bee gelir hocam, biz gidelim artk. Dohtor binbam he- J ran gelebilir valla. Hadi!" 40a Tuna gnlszce kalkt yerinden. '-'"Hoakal Mutlu. Artk yalnz kendim iin deil, senin iin de uyanmak istiyorum. Bu kbustan uyanmay ok istiyorum!" "Hepimiz ok ldk," dedi Mutlu yere bakarak. "Haklsn Mutlu. Haklsn." Tam koridora kyorlard ki, Tuna durdu, yzyllardr unut- s| tuu bir eyi aniden anmsar gibi akn bir ifadeyle uyumu olarak konutu; "Orada, gzlerimin nnde elleri kollar bal yzba Birol'u makineliyle dakikalarca tarayan o manyaklar ldrebilirdim '| Mutlu," dedi. "Karnca ezmemeye alarak yryen ben, elimde silah olsayd, o katillerin tmn gzm krpmadan ldrr ve bundan da asla piman olmazdm!" dedi. Sesinde arm bir ton vard. Ne sylediini iittikten ve kavradktan sonra iini ekti. "ite byle Mutlu. Salcakla kal." Sonra ayaklarn sryerek odasna doru yrmeye balad! O srada Mutlu'nun davudi sesi koridorda yankland; "Peki sen o kz, 'Kumral Ada'y bulamadn m hl?"

DRTYOL "Alglar tpk bir gz aldanmas gibi bir anda tersine dnebilir." Hans Magnus Enzensberger "Mjde, mjdee! Hadi gzn aydn hocam!" Elinde zarflarla Tuna'nn odasna giren hastabakc Hasan, stma grmemi sesiyle barp, bakmsz dileri tamamen ortada srtyordu. "Valla bu haberimden sona, sen artk beni sevecen gibime gelir sanki..." Yatana uzanm, kitap okuyan Tuna hi ilgilenmedi. Elindeki kitap Thomas Hobbes'un Leviathan'yd ve bir hafta nce adna yolland sylenmiti. Zarfn zerinde ne yollayann ad, ne de adresi vard. Pul yrtlmt. Kitap Penguin Yaynlar tarafndan baslmt. "Sana mektup var azn yidiim hocam. Hemi de drt dane, hemi de kadn mektubu!" "Mektup mu?" diye ard Tuna. "Bana m?" "Evet de le kuru kuru teekkrle olmaz hocam, artk bi iyilik neym de sen yap bize yani..." "Bana mektup gelmi!" diye sayklad Tuna. "Oohooo! Artk sen beni dinlemezsin ki..." Eline tututurulan zarflara aknlkla bakt Tuna. Sanki btn yaam boyunca hi mektup grmemi, grmekten de midini kesmiti. Dardan bakldnda, tanmlanamam uzay cisimleri inceliyor duygusu uyandryordu. Zarflar uzun uzun elleyip, kdn dokusunu tenine sindirdikten sonra heyecanlanmaya balad. Ve o zaman yrei yabani bir ku olup, gs kafesini paralayarak, uup gitmek istedi. "Valla ok lem adamsn hocam yani... le hayallere dalacana, ap, okusana unnar yav..." 404 Zarflarn ikisi ince uzun, ikisi kk dikdrtgendi. Biri mavi, -*biri sar, biri beyaz, biri de yeniden kullanlm, dnml kadn uuk kahve kumrallndayd. Hepsinin zerinde farkl el yazsyla Tuna Atacan yazyordu ama adreslerin zeri siyah kalemle karalanarak okunmaz hale getirilmiti. "Eee, bu zarflarn hepsi alm ama! Ne demek oluyor bu imdi?" diye bard aniden Tuna. "Senin iyiliin iin hocam. imcik sen azck... yani hassas neymsin ya... ite seni zecek bi ey varsa diye... Yani..." "Kontrol ediyorlar! zel mektuplarm bile okuyorlar, beni burada zorla tutuyorlar! Allah kahretsin, artk uyanmak istiyorum!" "Dur dur, bah sevineceine delleniverdin gine be gozel hocam yav! Sen asana u mektuplar hele... Bah bakalm kadnlar ne yazvirmiler sana hele!" Sesinde fazla yaramaz, sorunlu bir ocuu, suyuna giderek ya-i ttrmay planlayan beceriksiz bir yetikinin fazla ekerli tad var-| di. Tuna, yap yap olmu gibi sildi ellerini birbirine. "Beni yalnz brak Hasan!" diye azarlad onu, "Naslsa bunla-j rn her satrn okumusundur sen..." Hi ses kartmadan svt Hasan. karken odann kapsnj yarm ekti. Yalnz kalnca elindeki zarflara yeniden bakt Tuna ve ilk kez ol zaman yznde bir glmseme belirdi. Bunlar mektuptu, yazll belgelerdi, kesin kantlard. Demek? Olabilir miydi yani? Vej eer... Drt mektubu da yanyana dizdi. Okad onlar ve hi tereddtsz kumral zarf ald nce. "7 ubat, aramba, istanbul. Sevgili Mabel, ok zledim. Seni ok gresim geldi. ' Sensiz kalmak, sensiz kalmann nasl bir ey olduunu dnmekten ok farklym. rendim bunu Mabel. Dayanlr gibi deil. Eer yaadn bilmesem, heralde ldrrdm. O korkun sal sabahndan beri, Tanrm ne ok zaman geti... O saldan beri her ey bozuldu! Sen gittin, ben gittim. Biz gittik Mabel!

Gazeteler nasl da saldrdlar bana yle? Sorup, soruturmadan ... insann kendi bana gelince fenaym, gerekten fenaym Tuna. Ne Aras'm ans, ne ailesi, ne de ben... Hibirimiz hi kimsenin umurunda deildik! Kimsenin kimseyi umursamad saat ve corafyalarda asl sevginin deerini anlyor insan. Ge bile olsa anlyor. Anladm Tuna. Burnuma iddetli bir yumruk yemi gibi ykldm, ilk tepkim kamak oldu. Uzaklara, ok uzaklara... Kimsenin beni bulamayaca bir yere. Katm, katm, katm... Az gittim, uz gittim, bir de dnp baknca, ne greyim? Aslnda sndm yer Kuzguncuk'tu. Orada kendime bir ev kiraladm. Uzun sre Kuzguncuk'ta kaldm. ocukluumuzun ayak izlerini srdm. Bu bana iyi geldi. nk gemiin ayak numaras, imdiki zamannkine uymuyor, ok dar kalyormu be Mabel!.. Aliye. Zavall kk akrep! Bu hikyenin ihanetisi de oymu meer. Yalnzca gazetelere deil, savcla da gidip, su duyurusunda bulunmu. Hakkmda soruturma ald. Mahkemeye gidilerimi grseydin, zlrdn Mabelcim. Baz gazete ve televizyonlarn bu konuya gsterdii abartl ilgi inanlmazd. Sanki bir i sava yaayan biz deildik de sansasyonlarla ilgilenecek halimiz kalmt. Bizim ocukluumuzdan hayatta kalan btn tanklar birer birer yarg nne kp, anlattlar. Sanrm o acl olay bir daha yaamak hepimizi zd. zellikle anneni. Velhasl km, yedi slle acaip mehur olduk! We are all celebrities now! Mahkemenin sonland gn, benim iin ok nemliydi. Fena halde gecikerek anladm ki, Ara lmt, ama ben yayordum. Bu kadar basit bir gerei sahiden anlamak, bazan ne kadar uzun zaman alyormu meer! stelik, suum her ne ise, cezam ekmitim. Galiba artk gemiimden zgrdm. Biliyor musun dn ne yaptm? Hani giderken Aras'm iplerinden birbirine balayarak omuzuma ast 'converse'leri vard ya, onlar artk dolaptan karttm ve kapcya verdim. Kapc bakt bakt; 'abla bunlar krk numara, kimsede yoktur byle dev ayaklar!' dedi. Dev ayakkablar pe attm o zaman. Tuna, bunu baardm ben! Ah canmn ii Mavi Tuna, ocuum, aabeyim, Mabelim, bir tanem, sevdiim, en yaknm, seni nasl zledim, ah nasl!.. 405 Seni ziyaret iin ka kez yollara dtm. Ama ieri girmeme izin vermediler bir trl. Olsun. Bizi ayramazlar romantik si! 406 u slfalar sana evden haberler ulaacan biliyorum, o yzden ------ben haber yazmyorum. Naslsa birileri bunu yapar. Ben sana baka bir ey sylemek istiyorum. Beni dikkatle dinle duygu yumam; Sakn ama sakn kendini brakma Tuna. Sana ne dedikleri, ne anlattklar hi nemli deil. Sen kendini nerede ve ne yapyor olarak biliyorsan, dorusu odur! Kimse, tek bir kii bile sana inanmasa dahi, ben sana inanyorum ve daima kefilim Mabel! Sakn teslim olma kk sevgili. Aslolan tek para olarak buraya geri dnmen, gerisi, anlatlanlar ve anlatlacaklar bo laf. Sakn kendinden kukuya dme. Oras neye benziyorsa yledir ve bence sen mutlaka haklsndr Mavi Mabel. Seninle ve daima sevgiyle. ADA. P. S. Bakkal Musa'y anmsarsn deil mi? Senin ilkokuldan arkadan, hani dinci olup, bizi dman gibi gren, selam sabah kesen Musa'y... Feci bir trafik kazasnda btn ailesini kaybetti. Bir baca kesilmi, sakat kald. Fakat, ameliyat srasnda tant bir Alevi hemireyle evlenip, Sivas'a damat gitti sonunda, inanabiliyor musun Tuna? Belki de yaamn albenisi bu gizeminde sakl umuttur? Ne dersin?" Mektup burada bitiyordu. Kdn zerindeki el yazsn okad Tuna. Yznde prl prl bir glmsemeyle bakt zarfa. Uzaktaki sevilen, yosunlu deniz kokar. Rengi turkuvazdr. Derin derin iine ekti Tuna. Gidip, ekmecede saklad beyaz ta kartt, okad bir sre. Sonra sar zarf ald eline. Annesinin o kendi kuana zg, evcil ve dolgun el yazsyla yazd mektubu okumaya koyuldu. "27 Ocak, Cumartesi. Kuzguncuk. Canm Olum, Biricik Evladm Tuna, Allahma bin kr salk haberlerini alyoruz ve bir an nce

, evimize dnmen iin dua ediyoruz. Hayattaki yegne arzum, senin , salkl ve mutlu olmandr evladm. Tabii memleketimizin ve dn. yann sulh iinde olmasn ve kendi dinimizden olsun, olmasn, btn insanlarn evlat acs yaamamalar iin de duacym, Allah j kabul etsin. Sen salkl ol, gerisinin aresi bulunur ocuum. Tatl cann skma. Diren, inancn kaybetme evladm. Ben ve Meri, ok kr iyiyiz. Meri, altn paras evladm, bana sahici evlatlk eder, Allah raz olsun ondan da senden de... Per-vin Hanm haftada bir gn mutlaka Cihan dadyla birlikte bize geliyor, ok hanmefendi insan. Senin 'Kumral Ada'n bile urar oldu bize. Eskisi kadar souk ve kibirli deil artk. Seni sahiden sevdiine bir anne olarak imdi kanaat getirdim. Bir zaman onun iin kt dndm iin Allah beni affetsin, inallah o da kendine uygun bir helal st emmi delikanl bulur da mutlu olur, bu durumda baka ne diyeyim olum? Meric'in sevinli bir haberi var, onu kendisine brakyorum, artk kar-koca arasnda bir ey. Kedin Kumral iyi, hi merak etme. nceleri seni pek zledi kerata, itah kesildi ama imdi iyi. Eh malum, kediler sahiplerine deil evlerine baldrlar! Artk geceleri apknla bile kyor. Mart yaklayor tabii. Seni, mavi gzlerini pek gresim geldi olum. Evlat kokunu zledim yavrum, inallah yaknda kavuacaz, bu hasret bitecek. Seni metanetle bekliyorum Tuna'm. O ok sevdiin Mride Babaanne kahvesini hazrladm, bekliyorum. Hasretle pen annen, Zbeyde Alacan. Not: Yavrum, bilmem nemli mi, ama yine de yazaym dedim. Geen akam, senin ocukluk arkadan frnc Sefer urad, elimi pt, seni sordu, ne zaman taburcu, yani... terhis olacan merak etmi. Sen hatrlamazsn belki, iki olu, bir kz vardr onun. Kz, Allah evlerden uzak etsin, beyninde ur kt iin, pat diye oluverdi yavrucak... On yanda ya var, ya yoktu ocuk. Ellerime sarld Sefer, 'Teyzecim, ben kzm oullarmdan ayrrdm. Olanlar daha ok severdim, Allah bana cezam verdi!' diye alayp, yreimi dalad. Ben onu pek ast astk, kestii kestik bilirdim. Biraz insafsz derlerdi hakknda. Kk Trk olmayan komularmz rahatsz ederdi delikanllnda. Ama Allah hibir kulunu lmle terbiye etmesin, ok deimi. Tvbekar olmu ocuk, "una'ya syle anacm, artk cinsiyet ayrm yok, Sefer tvbekar olmu de!' diye alad. Neden bunu sana sylememi istedi, ben anlamadm ama belki sen anlarsn diye yazdm. Salcakla kal evladm." 407 "Ah anneciim!" diyerek elindeki mektubu koklad Tuna. Sonra mektubun omuzuna yaslanp, salarn okatt. Yznde, btn yalarda ancak "anne" yannda ortaya kan insann ilk baklar ve en plak glmsemesi vard. "Anne zlemi" frndan yeni km ev kurabiyesi kokar. Rengi yeildir. Derin derin iine ekti anne zlemi kokusunu Tuna. "Artk seninle, u dr'a mutlaka gideceiz, Zbeyde Hanm!" diye fsldad mektubun kulana. nc olarak mavi zarf eline ald. Ve zarfa konutu: "Kediler evlerine baldr!" Zarfn zerindeki yaz, doktor reeteleri gibi okunmas g, ifreli bir karakterdeydi. u; "12 ubat, Pazartesi. ' Sevgili Tuna, Bilirsin ben mektup yazmay hi beceremem. Fakat iinde bulunduumuz koullar nedeniyle, yani imdi yazmam gerekiyor. Fakat ne yazacam da pek bilmiyorum, insann kocas edebiyat retmeni olunca, elim ayama dolayor ite... Kusura bakma artk... Ben iyiyim. Annen iyi. Kedi de iyi. Pervin Halam, Doan Am' cam da iyiler. Ada sk sk uruyor. Bence en iyisi o. k m oldu acaba? nk ok

gzelleti... Yani Ada sanki iyileti gibi geliyor bana. Kime diye sorma, bilmiyorum. 'i Sava Manzaralar' konulu iki fotoraf sergisi at. ikisi de ok beenildi. Yabanc haber ajanslar fotoraflarn satn aldlar. O abes mahkemeler nedeniyle adnn sk sk basnda olmas, fotoraflarna ilgiyi artrd bence. Malum, insanlar byle eylere baylrlar ya hani... Neyse, herhalde o sana yazyordur zaten, yle deil mi? Hastanede hl ift vardiya alyoruz. Malum, ite o nedenle yaral, l says ok artt. Yeni bir bahekim atanacakm bizim hastaneye. Adn tam kartamyorum ama Dr. Kutlu olabilir... 'Einiz onu iyi tanr,' dediler, ama bildiim kadaryla, yani sen faz- :>i la doktor tanmazsn ki... Her neyse belki bakasyla kartryor-lardr. Ben, u sra zel bir nedenle izinliyim. Tuna, nasl syleyeyim, bilmem ki ama ben hamileyim. Yani sen baba olacaksn. Ultrasonda bir kzmz olaca belli oldu. Tabii yzde yz deil ama byk olaslkla bir kz bu. Ada bizim kza 'Irmak' adn nerdi. 'Siz ikiniz de birer nehirsiniz, ocuunuz rmak olsun. Gbek ad da Gkay,' dedi. Irmak Gkay Atacan. Ne dersin? Sen dndnde kucamda Irmak' grrsen hi ama, douma iki ay kald. ite byle. Sana iyi anslar diliyorum. Sevgiler. Karn: Dr. Meri Atacan Not: Senin Boazii niversitesi'nde felsefe doktoru olan Musevi arkadan, Muharrem Dede'nin ilk karsnn akrabas olan hani, ad Besim mi, Nesim miydi, imdi kartamyacam... hatrladn m? ite o urad Kuzguncuk'a geen ay. Uzun bir yolculua kyormu. Sana veda etmeye gelmi. ok durgun ve yorgun grnyordu. Aynen yle dedi ve sana iletmemi istedi; 'br "ben"i aramak iin klan btn uzun yolculuklarda ayn kafa, ayn beden zerinde bizimle beraber seyahat etmektedir.' Felsefeci ite! Tam Doan Amcam'lk bir cmle. Haa, sana sz verdii kitab yollayacakm, her ne ise o? Hepsi bu kadar. MA." "Baba m oluyorum imdi ben?" diye akn kald Tuna. Sevindi mi, rahatsz m oldu belli deildi. Endieyle, sevincin birbiriyle ke kapmaca oynad saatler vardr. O vakti geldi. Sonunda glmsedi. "Bir bebek hanm ha?" Bunun nasl bir ey olduunu dlemekte glk ektii anlalyordu, nsan deneyim sahibi olmad konularda hl gentir! "Bir kzm olacakm, duydun mu Hasan?" diye sevinle bard. "Yeni bir hayat, yeni bir insan... Tanrm ne mucize!" Yznde gller atran dlere dald bir sre. Sonra kalarn att; "Ne diye Hasan'a sesleniyorum ki? Bu bir i savasa, o zaten btn zel mektuplarm okuduu iin bu haberi biliyordur. Yok ama bu bir karabasansa, baba maba olacam da yoktur!" Sonra dehetle fark etti. 409 "Yedi ay gemi demek ki ?.." Sinirlendi ve elindeki beyaz zarfl son mektubu serte at. Bu jfif> bir erkek el yazsyla yazlmt ve air Doan Gkay'dan geliyor'" '"'''" du. "Sevgili ocuum, Duyduuma gre iyiymisin ve daha da iyi olacandan hi phem yok. Ben hep bildiin gibiyim. u yaadmz kark ve karanlk gnlerin iinde kim iir duyar, kim roman okur diye dnmeden yazyorum. Yazmak, bir eylemdir ve siyasidir! Biliyorsun son yllarda pek roman almadm ama senin gidiinden sonra oturup bir romana baladm. Roman yazarken ncelikle karakterlere altm sylemitim sana. Roman karakterleri ete kemie brndkten sonra aty atmak artk ocuk iidir.

Bu defa karakterlerim zaten fena halde canlydlar. Sk dur, nk ben sizlerin, sizin Kuzguncuk'ta geen ocukluunuzdan balayarak, kiisel dram ve mutluluk araylarnza yansyan yanyla memleketin ve dnyann hikyesini yazmaktaym. Toplumsal gereki bak asyla sizlerin; Ara, Meri, Ada ve senin son derece uygun karakter parametreleri olduunuz aikr. Eilimleriniz, meslekleriniz ve hayatlarnz 1990'lar Dou Akdeniz'inin iyi resimlerinden biridir. Bakmasn bilene... Roman bitmek zere, adn 'Kumral Ada ~ Mavi Tuna' koymay dnmekteyim, houna gider diye ilk sana sylyorum. Br-kan'n bile henz haberi yok. Sonunu ancak sen geri dndnde reneceksin, nk henz yazmadm. Olum, orada neler yaadn tahmin edebiliyorum. Hem etin bir askerlik yaptm, hem de dncelerimden tr bana uygulanan insanlk suu sebebiyle bir sre psikolojik tedavi grmek zorunda kaldm. Kbuslara gelince... Onlar hi eksik olmad ki... Bu sebeplerle ocuum, bana gelen duruma hangi ad veriliyorsa ve/ya sen hangisini yaadna inanyorsan, bu bana yabanc saylmaz. Zordur, ama direneceksin. Yklmayacaksn. Geri dndnde de dimdik ayakta kalp, hayata dman btn cellatlara, yobazlara ve zorbalara inat hayattan zevk alp, zevk alacak genler yetitireceksin. En azndan onlarn yolunu aacaksn. Bunu yapabilecek kadar gl ve donanml olduuna inanyorum olum. Cahiller korkak olur. Iktan ve kltrden geen yolda her gn daha uygar ve insani bir dnya kurmak iin ancak bir avu da olsak, bizler mcadele edeceiz. Baka aremiz yok! Seni zlyor ve bekliyorum romantik si! Gzlerinden perim ocuum. 411 air Dayn. 18 ubat Pazar. Valideeme. istanbul. Hami: Geen hafta bir arkadan ricasn kramadm iin Kadky'de yeni alan Leviathan kitabevinde bir imza gnne katldm. (Bunlar Livyatan'n brokratik diktatrlk anlamna da geldiini bilmiyorlar, Tevrat'taki deniz canavar sanyorlar galiba.) Gen, zarif, yamur damlas gibi bir kz gelip, beni buldu. Solgun, yaral bir ku misali. Ad Nee. ehit Yzba Birol'un nianls. Bende ona verilmek zere adna imzaladm bir iir kitab var imi, onu almaya gelmi. Dokunsam cam paralarna ayracak, elleri gz yapraklar... Byle bir kitaptan haberim yok ama gel gr ki, ocua baknca oktandr onu beklediimi anlayverdim. 'Sizi oktandr bekliyordum ve salarnzn bu renk olduunu tahmin etmitim," dedim. Kzl salarndan hznl bir 'nee' akt yanaklarna. Nianlsnn ona brakt kitab almak iin kitabevi-nin tuvaletine gidip, cebimde sakladm Kumral Ada'nn yeni basksn adna imzaladm. Kitab sevinle okad. Bana yle geldi ki, o aslnda l nianlsna dokunmaktayd. Gen llere cellatlk eden btn sebepleri lanetledim bir defa daha!.. Tam karken, elimi skt ve 'Tuna Bey'e de selamlarm iletin ltfen,' dedi. Hoppala! Ben bundan bir mn kartamadm ama belki sen kartrsn diye yazdm. Tekrar perim ocuum." Tuna son mektubu okuduktan sonra iini ekti, gzleri dald gitti. "Baba zlemi" ttn kokar. Bu zlem, deve ty rengindedir. Ttn kokusunu zlemle iine ekti Tuna. Tuhaf... Oysa ne air Day, ne de kendisi ttn kullanrd. Babas Terzi Nairn? kartamad birden. Babas hep geride, hep uzak bir hayal olarak kalmay semiti sanki. imdi onun alkanlklar bile silinmiti belleinden. Ne kendini, ne de aabeyini bir kez bile baba kucanda martlrken hatrlyordu... Halbuki Sreyya Mercan kzn nasl da efkatle martrd... Ne zaman sonra geri dndnde Tuna'nn yznde ciddi ve kararl bir ifade vard. Yataktan kalkt, kapya gidip, son derece 412 kararl bir sesle seslendi; ""*"Hasan! Hasan, beni bahekime gtr. Onunla konumam gerekiyor!" MAV TUNA VALSI "Ancak lm cezasndan kurtulmu birisi zaman bir armaan gibi dnebilir." John Berger "Heyecanlanyorum, gerekten de ok uzun zamandr ilk kez heyecanlanyorum," diye glmsedi Tuna.

"Bir eyler olacan hissediyorum, insan ancak hazr olduunda bunu hissedebilir. Sanrm ben... ben artk hazrm." "le oturup kendi kendine fslayp, srtacana, kak giyin hocam. Eofmanla neym gitmeycen Tugenaralimin evine herhal. Bak niforman dolapta cilet gibi tl bekler. Kalk hele bi sinek kayd tra ol, yzn gzn alsn. u sakal sana he yakmad valla..." abucak frlad yataktan Tuna. Bahekimle grmek isteini ciddiye almayan Hasan'dan umudunu kesmesi gnlerce srm, sonunda bu dileini doktor binba Kutlu een'e amt. Ksa zamanda bahekim yerine Tugeneral Turhan zsoy'dan davet ald. "Yav azn yidiim hocam, sen Tugeneralimi neym tanrm-sn da bizim he haberimiz yokmu dimek ki... Vay canna... Sen ne yere bakan, yrek yakanmsn meerse... Yani, bilseydik biz de ona gre... yani icabnda... hani bizim de bi iimiz neym derde..." Gzln takp, yetersiz camla da olsa Hasan'a alc gzyle bakt Tuna. ilk kez kzmadan, onun tombul, yusyuvarlak yzndeki iyi ve kty grd. Glmsedi. "Dur sana bi haller oldu hocam, irinlik muskas neym mi tak-drttn yoksam? Valla o aksiliklerin neym azalverdi ok kr!" Tra iin berbere gitmesi gerekirken bu kez berber odasna geldi ve sa-sakal tran yapt. 414 "Sen artk torpillisin yav hocam... Ah ah, bilseydik bunu ba-" tan, ble mi olurdu imcik!" niformasn giydikten sonra odasndaki lavabonun stne asl aynada kendine bakt Tuna. imdi grd yzde morluklar ve ilikler yoktu. Sa kandaki diki izi dnda yz artk kendisine benziyordu. Olduka zayflamt, solgundu ama bunlardan daha baka bir ey, kck ama daha dikkat ekici bir deiiklik vard yznde. Baklar derinlemiti. Gzlerinin mavisi koyulamt sanki. Karanlk bastnda hastanenin nnde onu bir jip bekliyor-^ du. Jipin ofr er koarak yanna geldi, selam verdi ve kapy aarak Tuna'nn binmesini hazrol'da bekledi. Bu er, generalir emir erine ok benziyordu. Fakat yznde Tuna'y daha nceden! tandna dair hibir iz yoktu. Tanmam bir ifadesi de yoktu. < ofrn yznde hibir ifade yoktu. Tugeneral Turhan zsoy'un evi, subay lojmanlarnn bittii yerde, k ortasnda bile iekli bir bahe iinde iki katl bir villayd. Bahenin girii bir otoparka dntrlm, bazs kordiplomatik plakal arabalarla imdiden dolmutu. Gvenlik nlemlerinin ve etrafta dolaan askerlerin okluu Tuna'nn dikkatini ekti. Generalin lojmannn kaps kk Trk bayraklar, krmz, beyaz balonlarla sslenmi, renkli fenerlerle aydnlatlmt. Bez bir pankartta "yurtta bar, dnyada bar" yazs, ingilizce evirisiyle birlikte gze arpyordu. "Bar ve ordu" diye glmsedi Tuna jipten inerken. Akam iyice kmt. Yldzlar imdiden ptr ptr amt gkte. Hava V souk ve tertemizdi. Temiz havay sevinle iine ekti Tuna. ieri girerken bir baka er Tuna'nn adn davetli listesinden kontrol etti. ierisi beklediinden daha kalabalkt, ellerinde kadehlerle k giysili kadnlar ve kimi frakl sivil, ou niformal yksek dereceli subay erkekler konuuyor, kahkaha atyorlard. Konumalar arasnda yabanc dilden szckler uuuyor, parfm kokular havay dii renklere boyuyordu. Salonun btn kaplar alm, bir keye byk ve ok zengin bir ak bfe masas yerletirilmiti. Vals tempolu incecik bir mzik duyuluyordu. "Bu bir yemek davetinden ok bir kutlama olmal," diye dnd Tuna. "Bu akam burada bir ey kutlanyor!" Yaad uzun, ok uzun sessizlik dnemi ve sivil yaam yoksulluundan sonra insan sesleri, parfme karan alkol ve yemek kokular arasndan duyulan mzik sesi birden fazla geldi Tuna'ya. Ba dnd, gzleri karard. Dmemek iin duvara yaslanp, bu ksa baygnln gemesini bekledi. Evet bunlar vard. Mzik, gzel yemekler, kadnlar, erkekler, elenmek, konumak, sevmek... Bunlar hl vard ve yaam sryordu. Bu kadar uzun sre dnda kaldktan sonra yaamn iine doru ilk adm atmak ne zordur!

"Bu karabasan bitiyor mu yoksa?" "Astemen Tuna Atacan, hogeldin!" Dnnce karsnda zgvenli, babacan ve kocaman bedeniyle general Turhan zsoy'u buldu. Gzleri prl prl yanarak, sanki Tuna'y kucaklamak istercesine kollarn amt. Belki de Tuna yle olmasn istiyordu. "Generalim!" diyerek hazrola geip, zpkn gibi bir selam akt Tuna. Oysa koup boynuna sarlmak, hadi o olmasa tombul, iri elini tutup, skmak istiyordu. "Brak canm resmiyeti, hogeldin retmen, seni ok iyi grdm," diyerek kolunu Tuna'nn omuzuna atp, patpatiad general. O zaman hepsini birden zledi. Dedesini, babasn, Aras', Sreyya Mercan', Nesim'i, Birol'u, Sefer'i, Tarkan', hatta Musa'y ama en ok air Doan Gkay'... Ona dost olan btn erkekleri, generalin scak ilgisi ve ksack temasnda feci zledi. Burnunun direi szlad. zlemini ak etmekten ekindi. "Kadnlar bunu nasl da rahatlkla yaparlar oysa" diye dnerek gpta etti. "Bak ite sonuna geldik evlat!" dedi general, "Zor oldu ama baardk. Sana sylemitim ben!" "Sava bitiyor mu?" diye sevinle sordu Tuna. "Eli kulanda retmen!" dedi general onu kolundan ekitirerek. "Karabasan bitiyor!" diye evirisini yapt Tuna. "Ne dedin, duyamadm retmen? Gel gel, seni bir dostumla tantrmak istiyorum." 415 O zaman bir akordeon, keman, kontrabas ve bateriden oluan dt mzisyeni grd. 416 "Mzik canlym!" diye sevindi. " ' 5; "Gel bak seni tantraym." ; "Mavi Tuna valsi bu!" diye fsldad Tuna, Ada'yla konutuunu sanarak. "Muzafferdim, ite sana szn ettiim gen retmen bu! Tuna Atacan. Bak retmen, bu adama iyi bak, gelecek bilim konusunda dnyann sayl adlarmdandr. Muzaffer Bey'in kafas imdiki zaman oktan bitirdii iin, artk gelecek projelerine ynelmitir. Gururumuz!" "Aman Turancm, beni delikanlnn yannda mahcup ediyorsun. Merhaba retmen, Turan senden ok sz etti bana!" Gelecek bilimci Muzaffer Bey, inanlmaz derecede ince ve uzundu. Boyu bir doksan olmalyd, sska denecek zayflktayd. J Salar dklm ba ve uzun burnuyla ok sevimli bir kelaynak kuuna benziyordu. Bu ok allmadk boyutlar arasnda kck yeil gzleri artc bir parlaklkla yanyor, sanki evresini l nlyordu. Kocaman aznn evresinde incecik bir ip gibi dola- an dudaklar birileriyle gizlice dalga geen muzip bir glmsemeye taklm, kalmt. O da general gibi ellilerin banda geziniyor olmalyd. Tuna'mn elini skmak iin elini uzatrken bile enerjik biri olduu hemen anlalyordu. "Aramza ho geldin!" "Saolun," dedi Tuna, kabul edilmi olduu iin mecburen. "Bak, bu da genetik mhendisimiz Feza!" dedi Tugeneral j Turhan zsoy. Otuz yalarnda, balk etinde, yeil k bir dpiyes giymi, gamzeli bir kadnd Feza ve inanlmaz derecede Turhan zsoy'a benziyordu. "Bu kz, dnyay ve gelecei altst edecek bir bilimin ajanlarndan, taze bilgileriyle bizi genletiriyor, dikkat et ona retmen!" "Aman baba, sen beni hl kklmdeki gibi tantryorsun dostlarna, mahcup oluyorum vallahi. Siz ona bakmayn, bizimkisi tipik bir baba-kz ak ite! Naslsnz Tuna Bey?" : Genetik mhendisi Feza'nn ahane gln ift yldzlayan l gamzeleri neelendirdi Tuna'yi"Dorusu, sizi kskanmamak olas deil," derken duydu kendi sesini, Feza'nn elini skarken. "Sizi de olu gibi seviyor, oktan anlamsnzdr!" diye fsldad Feza gz krparak. "Bu ocuk atr, bir eyler yesin, sonra konuuruz," dedi Tugeneral Turhan zsoy, Tuna'y ak bfeye doru iteleyerek. "Karnn doyunca st kattaki alma odama gel. Parola sibernetik, unutma stemen!"

Glmsedi Tuna. "Anlald m asker?" diye serte sordu Tugeneral. Tuna ard ve bunun bir aka olup olmadn, tpk kbus ve gerekten kukuland gibi kartrd. "Bastne komutanm!" diyerek selam verdi. Bunu yksek sesle yapt iin salonda ksa bir sessizlik oldu, herkes onlara bakt. Tugeneral hibir ey olmam gibi selam ald ve, "Rahat astemen!" diyerek ortadan kayboldu. Mavi Tuna valsi bitmi, Dede Efendi'nin "Glnihal" valsi balamt. "Biz hl yayoruz ve mutlaka bu dans etmeliyiz Ada!" diye fsldad glmseyerek. Sonra bir sre beyaz porselen tabaklarn, rak bardaklar ve kristal kadehlerin nnde kalakald Tuna. Gerek bardak ve tabak grmek bile heyecanlandryordu artk onu. "Bunlar iaretler!" diye fsldad, yeniden heyecanlanabiliyor olmann heyecanyla. Bir tabak ald ve masann etrafnda ehvet dolu bir yolculua kt, lk grd en fazla zledikleriydi. Zeytinyal dolmalar, zerleri cilalanm gibi prl prl yanyana dizilmilerdi. Limonlar birer gl gibi kesip, biber ve yaprak dolmalarnn ortasna oturtmulard. Sonra batan kartan albenisiyle bekleyen sarmsakl haydari, domates soslu patlcan salatas, mcver, kadn budu kfte, erke tavuu, i kfte, fasulye pilakisi, sigara brei, paan-ga, su brei, mantarl pilav, imambayld, zeytinyal enginar, Arnavut cieri, mercimek kftesi, humus, bademli tarator, Rus salatas ve acl ezmeyi seyretti huu iinde. iri ahap bir peynir tepsisinde domates ve maydanozlarla sslenmi beyaz peynir, eski kaar, tulum, dil, cevizli Kars ve otlu Erzincan peyniri aznn suyunu aktarak yanyana bekliyorlard. KAM 27 417 Tam peynirlerin ortasnda zeytinyal kekikli sos iinde sefahat lemi yapan siyah Gemlik zeytinleriyle, krmz biberli yeil zey-418 tinleri grd. Hemen yan banda limonlu, dereotlu sos ile sunu-lan iroz balklar, limon kabuklarndan yelkenli teknelere binmi gibi yola hazr dekore edilmilerdi. Sk sk scaklar getirilerek takviye edilen minik lahmacun ve Karadeniz pideleri abucak tkeniyordu. Ama asl akln bandan alan turular oldu. Minyatr salatalklardan, lahana, sivri biber, acur, havu, kavun, patlcan, kabak, gambe, karpuza kadar uzayan turu eitleri bir natr-mort tablo gibi boyanmt kk servis tabaklarna. Salata eitleriyse artk ii aztm, en azl etoburu bile tahrik edecek itah aclkta sunulmutu. Ekmek ve pide eitleri bereket kokusu saarak, kendilerinden emin ba keye kurulmulard. Scak yemeklerin bulunduu k kazanlarn bana geldiinde tabanda birka zeytinyal dolma, cevizli Kars peyniri, salata, lahana turusu ve haydari vard. Bir garson da eline orta Anadolu zmlerinden yaplm bir kadeh muskat arab tututurmutu. "Pastrmal kuru fasulye, hnkrbeendi, terbiyeli sulu kfte, etli paz sarma, sarmsakl mant, hamsili pilav ve dner kebabmz var efendim," dedi gleryzl gen bir a bembeyaz giysisi iinde. "Olaanst, inanlmaz!" dedi Tuna az kulaklarnda. "Saolun. Yerimiz dar olduu iin kebap ve balk eitlerine hi giriemedik efendim." "Bu yemek eitlilii bana Karagz ve Hacivat oyunundaki karakter zenginliini anmsatyor." "Efendim?" diye ard a. "nemli deil. Ben biraz sonra geleceim." Tatllarn sunulduu masa daha kkt ve salonun br ucuna konmutu. nce baklava eitlerini grd Tuna. Cevizli ve fstl baklavalar bas bas bararak insan davet ediyorlard.

biyet, kaymakl ekmek tatls, blbl yuvas, hanm gbei, vezir parma, revani, yass kadayf insan ldrtacak bir cazibeyle bekliyorlard. Frn stla, kazan dibi, bademli kekl, tavuk gs, aure, lor peyniri tatls ve glla baka bir grup iinde bulumutu. Kaymakl kuru kays, kaymakl ayva, kabak, cevizli incir, cezerye, vineli ekmek tatls sonbahar yapraklarnn sandan turuncuya kzaran canm renkleriyle cilveli cilveli bekliyorlard. Bir de meyve tabaklar vard ki... Ne yiyeceini bilemedi Tuna. Birka dolma ve bir para peynirle tkanmt. Aslnda gz doymu, heyecandan itah tkanmt. "Hocam, byle bo tabakla gezilir mi bu gece hi?" "Birden tkandm ite" dedi Tuna ve der demez de sesin geldii yne dnd. ki servisi yapan ok gen bir garsondu bu. Bir gz siyah deri bir korsan gzl bantla kapatlmt. "Bizim tek gz, sizlere mr hocam! N'apahm kalanlar saol-sun, di mi?" dedi delikanl kara bir glmsemeyle. "Tarkan?" "Bildiniz hocam, size 10 veriyorum!" Gzlerini yumdu ve yedii tokat iine sindirmeye alt Tuna. "Yok ya hocam, o kadar da feci deil yani. Baksanza siz de fena kmsnz yani, ok zayflamsnz... Tabii bir bedeli olacak barn, hani yle retmiyor muydunuz bize? Aydnlanyoruz ocuklar falan..." Dilerini skarak Tarkan'a bakt Tuna. "Yapma hocam ya... Hepsi geer. Hi deilse biz SASARUT denen yere dmedik. Oraya kafay yiyenleri alyorlarm. Hi deilse bizim kafalar yerinde. Hem bu korsan bant, kzlara daha haval gelebilir!" diye srtt. Sesinden ocuksu bir gururla saklamaya alt ac sar bir sknt akyordu. "Sava bitti mi Tarkan?" "Siz burada bile beni snyorsunuz di mi? Bence bitti. Yani silahl ksm bitti... Bundan sonra sivillerin sava balyor hocam! Artk okulda grrz." "Astemenim?" Bir er hazrolda durarak Tuna'y selamlad. "Tugeneralim sizi alma odasnda bekliyor, astemenim!" Tarkan'a veda etmek iin dndnde, o oktan gzden kaybolmutu. Emirerini izleyerek st kattaki alma odasna kan Tuna ieri girmeden kapy ald, ierden generalin kaln sesi duyuldu. 419 "Parola?" '-<"' '-'" ' '' "">">..... ';' - '>*<*-';?-''-^> r,;"Efendim?" diye ard kald Tuna. 420 "aka olmal bu," diye dnd ama general bu kez daha sert ------bir sesle sordu ierden; "Parola?" , "Sibernetik," dedi Tuna. GELECEiN GELECE ve SBERNETK SAVA "Dvte usta olanlar fkelenmez, kazanmakta usta olanlarsa korkmazlar. Dolaysyla aklllar dvmeden nce kazanr, cahiller kazanmak iin dvrler." "i Zhuge Liang (Sava Sanat) Generalin alma odas, sar-trkuvaz dikey izgili perdesi ile dikkat eken bir pencere dnda kitaptan duvarlarla rlm geni bir meknd. Son derece zevkli, modern ve yalnd. Yerler duvardan duvara gri bir hal giyinmiti. Geni alma masas yekpare camdand ve biri sar, br siyah metalden iki tane Z bacak zerinde duruyordu. Sol tarafta arkalksz, parlak turkuvaz renkli bir Art Deco kanepe vard. Kanepenin iki yanana ilitirilmi pskll rulo sar minderler bn bn ambalajlar kadar ekici ve ocuksuydu. Yanbandaki sehpaya, alma masasnn hk diyerek burnundan dm yavrusu denebilirdi. Ayakucunda bir Osmanl pufla son derece konforlu grnen sar-mavi izgili berjer koltuk, tpk air Doan Gkay'n kkteki koltuuna benziyordu. alma masasnda

klandrlm kocaman bir yerkre vard ve zerinde baz kentlere arp iareti konmutu. "Bir generalin bu kadar modern zevklere sahip olmas gerek olabilir mi?" diye dnd Tuna. General Turhan zsoy ve gelecek bilimci Muzaffer Bey masann zerine eilmi dikkatle bir haritay inceliyorlard. Bir sre ayakta dikilip bekledikten sonra varln anmsatmak gereini duydu ve ksrd. "Haa, gel retmen gel, bak una!" dedi general ban kaldrmadan. Masada simsiyah zemin zerine izilmi bir uzay haritas vard. Gne sistemi gezegenleri, yldzlar ve uzay oluumlar olaanst albenili bir geometrik bir sanat eseri olarak serilmiti nlerine. Bu harita ayn zamanda ok uzun, serin, tehlikeli srprizleriyle tahrik eden, gizemli bir yolculuun arlaryla insan rpertiyordu. Ve bu harita, insanda sonsuzluk kavramnn derinliine dair dipsiz bir bolua dme duygusu yaratyor ve kaybolmutuk kokuyordu. "iinde birbirine rlativ yn ve pozisyonu olan nesnelerin ve olaylarn varolduu, boyutlu, snrsz bir boluk!" dedi Muzaffer Bey haritay gururla gstererek. "Nasl?" diye sordu general, kendi eseriyle gururlanrm benzeri bir sevinle. Haritann geometrik estetiinden mest olan Tuna, uzayn iinde neredeyse kaybolmu yerkreye bakp skntyla iini ekti. "Bu i sava senaryosu iinde imdi bir de uzay savalarna m bulaacak bu benim bilinaltn yoksa?" diye dnd abucak. "Brak gen adam heyecanlandrma imdi Turan, lk bakta ok komplike grnr bu haritalar." "Cann o bir de Feza'nn genetik haritalarn grsn de komplikasyonu anlasn bakalm, hah hah hah!" "Babaa... Taklmadan duramazsn bana di mi?" O zaman alma odasnn kapsna yakn bir yerde ktphaneye yaslanm, elinde konyak kadehiyle dikilen genetik mhendisi Feza'y grd Tuna. Tombulluunu hi dert etmedii anlalan gen kadn zgvenli glmsemesini gamzeleriyle yldzlyordu yine. "Eh bu kadar da hava atalm kzmzla deil mi yani?" "inliler'in manyetik mknats icat etmesiyle kifler, yabanc yldzlarla kapl gkler altnda kr kalmaktan kurtuldular. Bylece keiflerin ve dolaysyla insanln kaderi deiti." "ok da iyi oldu hani! Marco Polo'dan sonra geen yedi yz yl iinde, bak gne sistemini bitirmek zereyiz stat! Bu da dpedz insanln baarsdr." "Aslnda daha bu iin bandayz Turancm! Bak yle syleyeyim, eer btn evrenin tarihini bir yllk bir zaman dilimine sktracak olsaydk aa yukar yle bir takvim kard nmze: imdi birinci ay Ocak, kozmozun balangc olsun. Yani Big Bang Ocak"ta oldu diyelim, tamam m?" "Tamam tamam, eee?" diye heyecanla ban sallad general. "ubat'ta ilk yldzlar, galaksiler, gkadalar olusa, ancak Ey-ll'de gne ldamaya, meteorlar bebek saylacak dnyamza ve Ay'a yamaya balarlar. Efendime syleyeyim... Ekim'de ilk atmosfer oluup, algler belirmeye balar desek, Kasm'da da Ay, yerkreden uzaklar ve ancak ve ancak Aralk'ta..." "Arahk'ta ne?" "Aralk'ta erken memeliler belirmeye balarlar!" "Vay canna! Yahu bu ne rezalet bir takvim Muzafferciim. Yani zaten uzayda nokta gibi bir gezegendeyiz. O gezegende belirmemiz de zaman mefhumu iinde on ikide birlik bir dilim, desene... Neler kefedip, neler icat ediyoruz diye tam da bbrlenirken..." "Dahas," diye gld gelecek bilimci Muzaffer Bey, "Dahas, btnn bir yllk bir zamana kondens ettiimiz evren tarihi iinde maara insanndan, gnmze kadar tespit edilmi uygarlk tarihi sadece ve sadece 31 Aralk'n krk saniyesine sacakt!'" "Nee? E bu kadar da olmaz ki ama!" diye bozuldu general. "Bunlara karn, zamana ve yaama anlam katan tek canl insandr ama!" diye pat diye ortaya atld Tuna, bunu hi planlama-mken. "Doru! Henz evrimimizin ok banda olmamza karn bilin, bizi u ana kadar bildiimiz btn canllardan farkl klyor ve kurtaryor," dedi genetiki Feza.

"Kurtaryor mu, batryor mu, oras biraz kark?" diyerek iini ekti Tuna. "Gelecekte, biyolojinin tek bana baaramadn, biyotekno-loji baaracak ve insan beyninin kapasitesini artracak." Bunlar sylerken Feza'nn sesi frtmasz, yz bulutsuzdu. Onun tutkusal bir insan olmadn dnd Tuna aniden. "Bilmem nano-makineler konusuna ne kadar yaknsnz Tuna?" "Nano-makineler mi?" "Evet, gelecein geleceini grmekte nano-makineler bize ok yardmc oluyorlar. Onlar sayesinde 2100 ylna kadar senaryolar kurabiliyoruz," dedi gelecek bilimci Muzaffer Bey. "Nanometrenin, metrenin milyarda biri olduu dnda baka bir ey bilmiyorum," diye, merakla araya girdi Tuna. "iri bir atom byklndeki nano-makineler, bir eit mikro robottur ve ok yakn gelecekte canllar onarmaktan balayarak > pek ok yaamsal ilevde ciddi rol oynayacaklardr," dedi, genetiki Feza gamzeli gamzeli glmseyerek. "Yani insan bedenine bu kk robotlarn sokulup, hasta yerlerin onartlacam m sylyorsunuz siz imdi bana?" "Evet ama, bu imdi sizi dehete drd kadar mekanik bir olay deil. Bu molekler robotlar, hcrelerin tpksn yaparak onaracaklar insan bedenini. Dolaysyla yaam sresi imdi dlenenden ok ok daha fazla uzayacak gelecekte." "Bu ksa haliyle bile onu istediimiz gibi doldurup, doya doya yaamay beceremezken..." diye homurdand Tuna. "Hem bu syledikleriniz bizim rencilerin tekno-topya dedikleri ey deil mi?" diye ekledi sonra. "Pek deil," diye glmsedi Feza gamzelerini rlplak sunarken. "Artk topya saylmaz. Genetik mhendisleri oktan bakteri DNA'sm doal nanomakinelerle programlayarak, insln yapmay baardlar bile..." "te yandan," diyerek sze kart Muzaffer Bey, "insann renme kapasitesinin, bezelye byklnde bir nano-bilgisayar ba iine yerletirerek inanlmaz lde artrlaca gnler kapda." "Tabii btn bunlarn bize nasl sosyal ve etik sorunlar getire- | ceini dnmek bile istemiyorum vallahi, hah hah hah!" diye gld general. "Yani siz imdi, gelecekte dnyay robotlara teslim edeceimi- | zi mi sylyorsunuz?" diye can sklarak sordu Tuna. "Bir bakma yle," dedi Feza. "Ama sakn unutmayn Tuna, o robotlar da yine bizim aklmzn ocuklar olacaklar." "itici ve kark!" diye iini ekti Tuna, can sklarak. "Hibir ey sanld kadar karmak deil de, asl Turan u as- | keri haritalarn gelecekte nasl basitletirecek, biraz ondan sz etsin bize imdi." "Neee ?.. Gelecekte de askerlik olacam m sylemeye alyorsunuz imdi de?" diye hayretle haykrd Tuna. br birbirlerine baktlar ve ksa bir sre sustular. "Bu konuda ittifak halinde deiliz retmen!" dedi general, en general sesiyle. "Gelecein savalar, silah yerine bilgisayar, nkleer bomba yerine, mantk bombalan olacan sylemek artk kehnet saylmaz..." Sustular yine. "Avrupa'da ordularn kltlp, 2000 ylnda profesyonel askerlie geilmesi projesi var. Sonra bizzat kendisi askerlik kart olmaya ve orduda ecinsellerin haklarn savunabilmeye cret etmi Bili Clinton'n Birleik Devletler bakan seilebilmesi olay var. Bu iki olayn tam yirminci yzyln sonlarna denk dmesi birer tesadf deildir," diye ekledi general Turhan zsoy. "Ama siz gelecekte askerlik olacanda hemfikirsiniz aslnda!" diye isyan etti Tuna. "Bildiimiz mnda deil! Kitlelerin lm, sivillerin bombalanmas kalmayacak. Teknoloji ve retim savalar, bir eit bilgisayar oyunu gibi masa balarnda hallolacak. Tabii gelecek yzyln ilk eyreinin bir terrizm dnemi olacan ngrmek iin gelecek bilimci olmaya da hi gerek yok!"

"Bize de kanyak versene Feza. Yannda birer kahve de fena olmaz." Kahve istemek iin alma odasna garson arld srada, alan kapdan ieriye insan sesleri ve mzik doldu. Kk orkestra imdi bir Azer vals alyordu. "Yalnz deiliz!" diye dnd Tuna. Konutuklar konular onu imdiki zaman ve dnyadan yle soyutlamt ki... "Darda insanlar var," diye sevindi. "imdiki zaman ve dnya m? Bunlar hissediyor muyum ben artk... yani?" Sevinten ba dnd. Duvara yasland belli etmeden. "ileri teknoloji kullanan lkelerde," diye kald yerden srdrd general, "Oralarda, uaklardakine benzer bir kumanda ekran askerlikte akll mifer olarak kullanlmaya baland bile. Hafif plastikten zrhl olarak imal edilen akll mifer, biyoelektrik alclar ile sinir gazlarn ve biyolojik sava etkilerini saptyor, kzl tesi gzlkler gece gr salyor. Ayrca plastik holografik yanstc ile askerlerin grntsne gre taktik bilgisi yanstyor. Akll miferin zerinde bulunan radyo balantsyla srekli olarak askere bulunduu yeri bildiriyor ve komutandan gelen taktik bilgisini aktaryor. Miferde bir kamera, mikrofon, kulaklk, seyir sistemi ve bilek terminali de bulunmakta." "Bilek terminalini daha nce anlatmamtn Turancm?" dedi, Muzaffer Bey konyan yudumlarken. "Mifer bilgisayarndan gelen yaz ve grafiklerin okunmas iin kol saatine yklenen bir terminal bu sadece," derken, "ileri teknoloji inanlmaz bir olay, stat!" diye hayranlkla bam sallad general. Midesinde hissettii youn arnn a karnna konyak imesi yznden olduunu sand Tuna. O srada garson mis gibi kokan kahveleri getirip, brakt. "u mantk bombas dediiniz neydi generalim?" diye sordu Tuna, bir eliyle midesini tutarak. "Bak gryor musunuz, en ok ilgilendii ey, en nemli silah oldu! Ben onun ok zeki bir gen olduunu size sylememi miydim?" diyerek glmsedi general. "Mantk bombas, bir eit bilgisayar virsdr denilebilir. rnein bir diktatrlk sistemini birbirine bal drt-be kademeli ilemle ama tek darbede kertmek iin, o lkenin iletiim ve ulam an fel edecek bir virsn hikyesidir. Elbette sz edilen lkenin tamamen bilgisayar sistemleriyle ynetilmesi gerekmektedir ve bu da ok uzak bir gelecekte deildir." "Kar propaganda ve psikolojik ypratma konusunda da bilgisayar virsleri ve mantk bombalarndan yararlanlabilecek tabii.. ." diye keyifle ekledi general. "Yani savaa girmeden, sava kazanmak!" O zaman midesindeki arnn asl nedeninin dkrkl olduunu anlad Tuna. Usulca ayaa kalkt ve bu kez hi fkelenmeden ve barmadan konumaya balad. "Dorusu nz de beni d krklna urattnz bu akam ve zntden midem aryor imdi. Gelecekle ilgili dler ya da senaryolar kurmak iin nzn de hayranlk uyandracak birikim ve donanmnz olmasna karn, konutuklarnz ve rettiiniz senaryolar belki teknolojik olarak etkileyici ama ok byk bir eksii var. yle nemli bir eyi atlyorsunuz ki, umutsuzluktan midem armaya balad." "Bak sen delikanlya! Nedenmi o bakalm?" diye sordu general. Tuna sevinle, artk fke krizlerine girmeden kar kabiliyor, korkmadan konuabiliyor oluunu izliyordu i gzyle. "Sence neyi atlyoruz Tuna retmen?" diye ilgilendi, gelecek bilimci Muzaffer Bey. "Duygusal alglamay elbette!" dedi Tuna. Ne barmt, ne de ter ter tepiniyordu ama buna ramen etkili olabiliyordu. Olabiliyordu ite! Olabiliyordu yani. Ara gibi, Ada gibi, Doan Gkay gibi... Ne feci yakkl ve yetenekli, ne olaanst zel, ne de byk bir airdi ama "olabiliyor"du artk! "Yzyllardr yaptmz yanl yineleniyor burada bu akam. Duygularmz ve dncelerimiz birbirinden ayrym gibi, gelecei ve gelecekteki savalar konuuyorsunuz." Konuyla direkt ilgisi olmayan dnceler ortaya ilk dkldnde hep olduu gibi szckler buz gibi dondu havada nce ve atr atr dkld yere sonra. Ama bu

kez hi ezilip bzlmedi Tuna. Glmsedi. O glmseyince, br bir eylerin ilikisini kuramayann kendileri olabilecei kukusuna dtler. "Yzyllarca dnceyi talandrp, erkek balara uygun grrken, iin iin yanp tututuumuz, iimizde cinsel kimliimizin arkasna gmdmz duygulan, ou kez zayflk sembol olarak kadnlara frlatp attk. Ama bu yzyln sonunda ilerinde erkek bilimcilerin de olduu insanlar ortaya kp, btn alglamalarmzn nce duygusal olduunu ayrmsayp, itiraf ettiler. Asl nemlisi, iin znde 'duygusal zek' olduunu kabul ederek biz erkekleri azck zgrletirdiler!" "Duygusal imleme genetikiler iin ilgintir," dedi Feza dikkatle Tuna'y dinlerken. "imdi sen diyorsun ki gen adam, btn mantksal karmlar, btn dnsel varlar nce duygusal olarak alglanr ve sonra baka taraflara transfer edilir. Bu duygusal zek konusunda ben de baz makaleler okudum, ama dorusu fazla ciddiye almadm." "Matematik, fizik ve sibernetik bile byledir. nk mantk nce duygusal olarak alglamak ve bunu inkr etmemektir! Her trl zihinsel faaliyet nce mutlaka duygusal bir kavraytan gemektedir ve bu da utanlacak bir ey deildir." Midesindeki arnn azaldn hissetti. Ya da yle sand, "nsan duygusal alglamasndan soyutlamaya alarak vardmz noktada, onu mutlu edemedik. Gelin sonraki yzyllarda bunu yapmayalm. Genetik mhendisliine, gelecek bilime insan sinir sisteminden soyutlayarak girmeyelim." Art deco kanepeye oturup, kahvesini yudumlad. Kendini iyi hissediyordu. "Ve bu nedenle gelecein sava niformas zerine yazdnz ssl senaryolar, kimse krlmasn ama bence gelecei daha iyi deil, yalnzca daha gsterili yapacaktr, o kadar!" "Bu ocuk bir idealist!" dedi babacan bir sesle general Turhan zsoy. "Romantik!" dedi genetik mhendisi Feza. "Ve si!" diye ekledi gelecek bilimci Muzaffer Bey. Burnunun stne den gzln itip, dzeltti Tuna. Midesi j armyordu artk. Burada olsayd; "yaa be Mabel!" derdi Ada, diye dnerek glmsedi. "Ben hep bir tp doktoru olmay istemiimdir!" diye iini ekti general aniden. "Bunu hi sylememitin baba?" diyerek aknlk iinde ba-kakald Feza. "Ben de profesyonel bir balk adam olmay istemitim genken, hah hah ha!!!" "Sen mi Muzaffer? Hah hah ha... yapma yahu? Hah hah!" "Vallahi yle... hah hah hah!" "Peki ya sen Feza?" "Ben halimden memnunum ama..." "Ama ne?" "Ama dorusu bir arkc olmaya ok heves ederdim ocukken. yle siyah dantel bir elbiseyle, piyano banda ark sylerken beni dnsene baba." "Bundan hi haberim yoktu?" diyerek ard babas. "Fakat... doru, senin sesin ok gzeldir. Bktrrdn lojmandaki komular ocukken... Tabii ya..." Odaya bir sessizlik yayld. Herkes kendi dlerinde bir yolcuj lua kmt ki, Tuna konutu; "Ben en ok uyanmak, yani eve dnmek istiyorum," dedi. "H? Ah tabii!.." diye iini ekti general. "Hay Allah! Bu gece seni buraya, yarn eve dnecek olmanl kutlamak iin davet etmitim, ama hl sylememiim baksana!" "E, akolsun baba! Bilmiyor muydu yani?" "Ona ilk syleyen ben olaym istedim, biliyorsun Birol'un emaneti o bana..." "Yarn eve mi dnyorum?" diye bard, Tuna kk dilini yutarak, "Ben yarn eve dnyorum. Karabasan bitiyor!" Yrei nce zplamaya balad. Sonra ii aztt, bedenini dvmeye, soluunu kesmeye alt. Gzleri karard. Ama bu kez baylmad. Uyann karmak istemiyordu. Gzlerini yumdu, ban arkaya att ve sonsuz glmsedi. 429 I YENiDEN SALI SABAHI '

"Sen olmasan... Seni bir lhza grmesem yhud, Bilir misin ne olur? Sen olmasan... Seni bulmak hayali olsa muhal, Yasar mym dersin?" Tevfik Fikret O sabah uyandm. , : Gnlerden salyd. , O sal sabah artk uyandm. Karabasan bitmiti. Eve dnebilirdim. Ayrlrken beni evden bir cemse almt. imdi eve Tugeneral Turhan zsoy'un makam arabasyla dnyordum. zerimde evden ayrlrken giydiim uuk mavi tirt ve mavi kot pantolon vard. Bir de generalin savata len byk olunun bordo kaban. Elim kabann cebindeydi. Cebimdeki elimde kk, oval, beyaz bir ta vard. Smsk tutuyordum o ta. K sonuydu, hava ok souktu ama gk masmaviydi ve yaknda ilkyaz gelecekti. Tugeneralin ofr bizim evin yolunu biliyordu ve Turhan zsoy'un daha nce iki kez bizim evi ziyaret ettiini anlatyordu. Annem evden bir ambulansla ayrldma inanyordu. Ve belki generalin aslnda bahekim olduunu anlatacakt bana. Belki gelecek bilimci Muzaffer Bey, aslnda dnyaca nl bir sualt aratrmacsyd ve genetik mhendisi Feza da tannm bir caz arkcsyd. Belki Meric'in gz, kzmz Irmak'tan bakasn grmyordu artk ve onun bandan beri asl tutkusu, yitirdii ocukluunu Irmak'la yeniden yaamakt kimbilir? air Doan Gkay yazmakta olduu "Kumral Ada ~ Mavi Tuna" romannn zemedii son blmn artk tamamlamt belki de... Ve hatta Ada... O da beni sevdiini biliyordu artk!.. Makam arabasnn camndan hzla akan istanbul resimlerine glmseyerek baktm. . , i- -i^, Gnlerden sal. ;<,:', Otuz drt yandaym. '"''" * Gzlkl, siyah kvrck sal, orta boylu, byksz, sakalsz Wr adamm. retmenim. Sradan bir insanm ve tabii btn sradan insanlar gibi sjrad-ym. Sigara imem, arada bir iki imeyi severim. Babam terziydi, annem ev kadn. Aabeyim renci. Bir i savatan dnyorum. Uzun ve ok zor bir kbustan uyanyorum. Leviathan'n anlamn artk rendim. Yorgunum. ok yorgunum ama kendimi iyi hissedebiliyorum, iyi olmaya hazrm artk. Ben bunu hak ediyorum imdi. Birazdan sokaklarnda oynadm, glp elendiim, ak, d krkln, ac ve yalnzl tattm mahallemde olacam. Arabann iinden baknca camn dndaki eski ayak izlerim yabanc grnecek bana. Ama birka dakika sonra araba duracak ve ben camn br tarafna geeceim. Gerek ve yeni ayak izleri oluturmam iin toprak hazr, ben hazrm. Dnyorum. Eve. . Kendime. ',.". Uyanmak gzel, diye glmsyorum. Durum ne olursa olsun, uyanmak gzel! : . Camdaki suretim de bana glmsyor. Hem artk beni kan tutmuyor. 1994-1997 (Izmir, Cambridge, Duisburg, Berlin, Toronto, Montreal, Iowa City, ,:, , New York, Istanbul.) 431 "Kukusuz Buket Uzuner, 'i sava' konusunu ileyerek toplumumuzun yaad bir konuya tam zamannda parmak basyor." Orhan Duru / Yeni Yzyl "Kimilerince bir sava roman olarak alglanan bu kitap, son gnlerin en fazla eletirilen kitab." Gazete Pazar

"Buket Uzuner, 'Kumral Ada ~ Mavi Tuna' ile pek ok toplumsal yaramz irdeliyor." Cumhuriyet "Buket Uzuner, 'Kumral Ada - Mavi Tuna' ile bizleri akn tutkusunu ve kendimizi yeniden yaamaya davet ediyor." Kadnca " 'Kumral Ada - Mavi Tuna'nn ana motifi bir trl telaffuz edemediimiz sava. Alt metindeyse ak var." Radikal xxx 3ir sal sabah uyandm. tn gazeteler hayatla en ok sevdii ' kadnn bir cinayet ilediini ya/yordu. Sunu hi beklemiyordum. leynimden vurulmua dndm. dengelerim iddetle sarsld. Oysa gerei biliyordum ama bana kimse tek bir ey sormamt. n mahkm etmilerdi! K.ap alnd. ki asker beni almaya gelmiti. sava km, seferberlik ilan edilmiti. Bunu bekliyordum. Hi armadm. Bunu uzun zamandr korku ve kukuyla hep bekliyordum. Hazrlandm ve o sal sabah evden ktm.' "Trk edebiyatnda bir kadn yazarn elinden kan ilk sava roman olma zellii tayan'Kumral Ada'Mavi Tuna", edebiyat ve politika evrelerinde epey ses getirecee benzer." 'Buket Uzner,'Kumral AdaMavi Tuna" romannda, bireysel ve toplumsal i sava metaforlanyla bizi i bara; 'iimizle barmaya1 aryor." "Buket Uzuner'in 'Kumral Ada-Mavi Tuna'sm okuyunca sarslacaksnz." 'Buket Uzuner'den bir edebiyat leni!" ---------ISBN 975-14-0390-1 9"789751"403902" Buket Uzuner _ Kumral Ada Mavi Tuna www.kitapsevenler.com Merhabalar Buraya Yklediim e-kitaplar Aada Ad Geen Kanuna stinaden Grme zrller in Hazrlanmtr Ekran Okuyucu, Braille 'n Speak Sayesinde Bu Kitaplar Dinliyoruz Amacm Yayn Evlerine Zarar Vermek Deildir Bu e-kitaplar Normal Kitaplarn Yerini Tutmayacandan Kitaplar Beyenipte Engelli Olmayan Arkadalar Sadece Kitap Hakknda Fikir Sahibi Olduunda Aada Ad Geen Yayn Evi, Sahaflar, Ktphane, ve Kitaplardan Temin Edebilirler Bu Kitaplarda Hi Bir Maddi karm Yoktur Byle Bir eyide Dnmem Bu e-kitaplar Kanunen Hi Bir ekilde Ticari Amal Kullanlamaz Bilgi Paylatka oalr Yaar Mutlu Not: 5846 Sayl Kanunun "altnc Blm-eitli Hkmler " blmnde yeralan "EK MADDE 11. - Ders kitaplar dahil, alenilemi veya yaymlanm yazl ilim ve edebiyat eserlerinin engelliler iin retilmi bir nshas yoksa hibir ticar ama gdlmeksizin bir engellinin kullanm iin kendisi veya nc bir kii tek nsha olarak ya da engellilere ynelik hizmet veren eitim kurumu, vakf veya dernek gibi kurulular tarafndan ihtiya kadar kaset, CD, braill alfabesi ve benzeri 87matlarda oaltlmas veya dn verilmesi bu Kanunda ngrlen izinler alnmadan gerekletirilebilir."Bu nshalar hibir ekilde satlamaz, ticarete konu edilemez ve amac dnda kullanlamaz ve kullandrlamaz. Ayrca bu nshalar zerinde hak sahipleri ile ilgili bilgilerin bulundurulmas ve oaltm amacnn belirtilmesi zorunludur." maddesine istinaden web sitesinde deneme yaynna geilmitir. T.C.Kltr ve Turizm Bakanl Bilgi lem ve Otomasyon Dairesi Bakanl Ankara Bu kitaplar hazrlanrken verilen emeye harcanan zamana sayd duyarak

Ltfen Yukardaki ve Aadaki Aklamalar Silmeyin Tarayan Yaar Mutlu web sitesi www.yasarmutlu.com www.kitapsevenler.com e-posta yasarmutlu@kitapsevenler.com yasarmutlu@yasarmutlu.com mutlukitap@hotmail.com kitapsevenler@gmail.com

You might also like