You are on page 1of 149

ISLAMA GORE DIGER DINLER

ILHAN ARSEL

SERIAT'IN, ISLAM'DAN GAYRI DIN VE INAN'LARA BAKIS AISI


"Tanri katinda din, kuskusuz, yalnizca Islm'dir. Kendilerine 'Kitab' verilmis olanlar (Yahudi'ler. Hiristiyan'lar,vs...), kendilerine 'bilgi' geldikten sonra ayriliga dstler. Aralarindaki azginlik ieren tutku yznden... (Kur'n: 3, Imrn 19) "...Islm'dan baska dinlere ragbet edenler tam bir sapiklik ve ziyn iindedirler... (Kur'n: 3 Imrn, 85) "Ey Muhammed! Hakka ynelerek kendini Allah'in insanlara yaratilista verdigi dne ver. Zir Allah'in yaratisinda degisme yoktur, iste dosdogru dn budur (Islm'dir), fakat insanlarin ogu bilmezler" (Kur'n, 30, Rm, 30) "Her dogan ocuk muhakkak Islm fitrati zerine dogar; sonra anasiyle babasi onu yehd yhud nsran, yhud mecs yaparlar... Allah'in yarattigi bu Islm ve tevhid seciyyesini sirk ile tebdil etmek muvfik degildir. Bu Islm ve tevhid dni, en dogru bir dindir..." (Muhammed) "Btn dn'lerden stn kilmak zere peygamberini Kur'n ve Hk dn (Islm dini) ile gnderen O'dur..." (Kur'n: 48 Fetih, 28) "O (Allah), msrikler hoslanmasalar da (kendi) dinini btn dinlere stn kilmak iin Resln hidayet ve Hak Din (Islm) ile gnderendir" (Kur'n: 9 Tevbe, 33) "Allah... onlar iin begenip setigi dini (Islm'i) onlarin iyiligine yerlestirip koruyacagini... onlara gven saglayacagini vdetti..." (K. 24 Nr 55) "...Ibrahim ne Yahudi idi, ne de Hiristiyan. Dosdogru Mslmandi..." (Kur'n: 3 Al-i Imrn 67) "(Onlar)-Yahudi, yhut Hiristiyan olun ki dogru yolu bulasiniz-' dediler. (Ey Muhammed) de ki: -'Hayir, kfrden, sirk'ten uzak ve temiz olan Ibrhm'i dinindeyiz (Islm dnindeyiz)'..." (Kur'n: 2 Bakara 135) "...Ibrhm'e, Ismil'e, Ishak'a, Ya'kub'a ve torunlarina... ve Mus' ve Is'ya verilene (Islm dnine)... inandik... deyin... Yoksa Ibrhm, Ismil, Ishk, Ya'kb ve torunlarinin yahudi vey hiristiyan olduklarini mi sylyorsunuz? Peki, siz mi yoksa Allah mi daha iyi bilir? de..." (Kur'n: 2, Bakara,136, 140)

"Ey Mslmanlar, Yahudileri ve Hiristiyanlari dost olarak benimsemeyin; onlar birbirlerinin dostudur. Sizden kim onlara dost olursa, o da onlardandir..." (Kur'n: 5, Mide 51) "Bunlar (Yahudiler), Allah'in lnetledigi kimselerdir. uzaklastirdigi (lnetli) kimseye gerek bir yardimci bulamazsin" (Kur'n: 4, Nis 51-52). Allah'in rahmetinden

"Yahudiler: -Uzeyr Allah'in ogludur- dediler. Hiristiyanlar da: -Mesih (Isa) Allah'in ogludur- dediler. Bu onlarin agizlariyle geveledikleri sozlerdir... Allah onlari (Yahudileri ve Hiristiyanlari) kahretsin! Nsil da (hak'tan btila) dndrlyorlar ..." (Kur'n: 9, Tevbe 30) "...Onlarin (Yahudilerin alinlarina) zillet ve meskenet (alaklik ve dsknlk) damgasi basildi. Allah'in gazabina da ugradilar. nk Allah'in yet'lerine kfrederler, peygamberleri haksiz olarak ldrrlerdi..." (K. Bakara 61) "Onlar (Yahudiler) nerede bulunurlarsa bulunsunlar, Allah'in ahdine ve (mu'minlerin) himayesine siginmadika kendilerine zillet (damgasi) vurulmustur; Allah'in hismina ugramislar ve miskinlige mahkum edilmislerdir. nk onlar Allah'in yet'lerini inkr ediyorlar ve haksiz yere peygamberlerini ldryorlardi. Bu da onlarin isyan etmis ve haddi asmis bulunmalarindandir" (K. Imrn 112) "Allah yehd ve nasrayi (yahudileri ve hiristiyanlari) rahmetinden uzak kilsin" (Muhammed) " Onlar (Yahudiler, Hiristiyanlar) Nerede bulunurlarsa bulunsunlar, alinlarina vurulan zillet damgasindan kurtulacaklari yoktur. Meger ki, Allah'in dinine ve mslmanlarin yoluna girmis olsunlar... (Kur'n, 3 Mide 112) "...Iste Allah, inkrlari yznden onlara (Yahudilere) lnet etmistir..." (Kur'n, 4 Nis 46) "...Sebte (Cumartesi'ye) hrmet etmeyen Yahudileri tel'in ettigimiz gibi..." (Kur'n, 4 Nis 47) "Tevrat'la ykml tutulup da onunla amel etmeyenlerin durumu, ciltlerce kitap tasiyan merkebin durumu gibidir..." (Kur'n: 62, el-Cum'a, 5) "Ehl-i Kitap (Yahudiler, Hiristiyanlar, vs...) ve msriklerden olan inkrcilar, iinde ebed olarak kalacaklari cehennem atesindedirler. Iste halkin en serlileri onlardir". (Kur'n. 98 Beyyine 6) "Kitap verilenlerden (Yahudi'lerden, Hiristiyan'lardan, vs...) (Islm'i) din edinmeyenlerle, boyunlarini bkp kendi elleriyle cizye (Kafa parasi) verene kadar savasin..." (Kur'n, 9 Tevbe 29)

" Kitapli'larin (Yahudi'lerin ve Hiristiyan'larin) cizye (kafa parasi) zorlanmalari... mslmanliktan imtinlarinin (kainmalarinin) cezsidir..." (Sahih-i Buhar... Cilt VIII, sh. 451)

vermege

"Ey maymun evldi (Yahudiler) Tanri sizi zell edip size azbini indirmedi mi?" (Muhammed) "...Yalniz Allah'in dini (Islmiyet) kalana kadar onlarla savasin..." (Kur'n: 2 Bakara 193) "Tanri'nin peygamber'i Muhammed ve onunla birlikte olanlar (mslmanlar), kfirlere karsi ok kati-sert (esidd), birbirlerine karsi ise acimali-merhametlidirler (ruhamma) ..." (K. Fetih, 29 "... bedevlere de ki: -'Siz son derece satvetli, cengver bir kavim ile (Romalilarla, Farslarla), (savasmaya) agirilacaksiniz. Onlar Islm oluncaya kadar vurusacaksiniz..." (Kur'n, 48 Fetih 16) "Msrikler istemeseler de dinini (Islm'i) btn dinlerden stn kilmak iin peygamberini hidayet ve hak (gerek dinle) gnderen O'dur" (Kur'n, 61 Saff 9)

GIRIS
1997 yili Ramazani'nin ilk gn'nn, Isa'nin dogum gn olan 31 Aralik gecesine denk dsmesi vesilesiyle, Istanbul cami'lerinden birinin imami, Ortaky Rum Ortodoks Klisesi papazi ile birlikte gazetecilere poz verip su beyanda bulunmaktaydi: "... Ramazan ayina girdik. Gzelliklerle doludur Ramazan ayi... Hepimizin birbirimize saygili ve sevgili olmamiz lazim... Allah bize: -nerede sevgi ve saygi varsa oradayim- diyor. Biz de bunun iin ugrasiyoruz. Bu Ermeni'dir, bu Musevi'dir, Bu Mslman'dir. Hepsi Allah'in ocuklaridir..." 1. Kuskusuz ki bu gzel szler, "hosgr" zlemi ierisinde bulunan her insan'in yregine, meltem yeli gibi tatli bir duygu sizdirtmaga yeterli idi. Ancak ne var ki yukardaki tatli szleri syleyen bu ayni hoca efendi, cami'deki gnlk hutbe'lerinde bambaska bir agiz kullanmakta, ve kendisini dinleyen mslman kisileri, Islm'dan gayri bir din ve inanta olanlara karsi dsman duygularla yogurmaktaydi. Bunu yaparken, kendi kafasindan uydurdugu seyleri degil fakat serit kaynaklarinda (zellikle Diynet Isleri Baskanligi gibi Trkiye Cumhuriyeti'nin Anayasal bir organi'nin, ya da Trkiye Diynet Vakfi gibi kuruluslarin yayinlarinda) yer alan dinsel verileri onlara belletmekteydi, ki bunlar arasinda Islm disinda "gerek" bir din olmadigini, baska bir din ve inanca ynelenlerin "sapik", "cehennemlik" sayildiklarini, "msrik"lerin ldrlmeleri gerektigini, Yahudi'lere ve Hiristiyan'lara karsi, Islm'i kabul etmelerine ya da klerek kendi elleriyle "cizye" (kafa parasi) vermelerine kadar, savasmanin mslmanlik grevi oldugunu, Yahudilerin ve Hiristiyan'larin alinlarina zillet damgasi vurulup lnet'lendiklerini, ve onlarla asla dost olunmamasi gerektigini, ve daha nice benzer asagilamalari ieren hkmler vardir. Bunlari ilerdeki sayfalarda aiklayacagiz. Fakat "Giris" olarak syle kisaca bir fikir edinmek zere bunlardan bazilarina kisaca gz atalim:
1 31 Aral>k 1997, tarihli "Hrriyet" gazetesi

Serit egitimi olarak insanlarimiza, Islm'dan gayri "gerek" din olmadigina, yni Tanri katinda Yahudi dini, ya da Hiristiyan dini, ya da baskaca her hangi bir din diye bir sey bulunmadigina, ve baska dinlere ynelenlerin "sapik" ve "Cehennemlik" sayildiklarina dir belletilen Kur'n yet'lerinden ikisi aynen syle: "Tanri katinda din, kuskusuz, yalnizca Islm'dir..." (Al-i Imrn sresi, yet: 19). "...Islm'dan baska dinlere ragbet edenler tam bir sapiklik ve ziyn iindedirler... " (Al-i Imrn sresi, yet, 85). Bu dogrultuda olmak zere Fetih sresi'nde, Islm'in, btn din'lerden stn nitelikte oldugu belirtiliyor: "Btn dinlerden stn kilmak zere peygamberini Kur'n ve Hk dn (Islm dini) ile gnderen O'dur..." (K. 48 Fetih, 28). Yine serit egitimiyle halkimiza gretilmektedir ki Tanri, Islm dini'ni "gerek" ve "en stn din" olmak zere gndermekle kalmamis ve fakat kul'larini, daha yarattigi an "mslman" olarak yaratmistir; yni dny'ya gelen her ocuk, Islm dininden olmak zere gelir, fakat geldikten sonra anasi ve babasi onun dinini degistirip Yahudi, Hiristiyan ya da baska bir inanta yaparlar. Bunun byle oldugunu anlatmak zere din adamlari Muhammed'in su szlerine sarilirlar: "Her dogan ocuk muhakkak Islm fitrati zerine dogar; sonra anasiyle babasi onu yehd yhud nsran, yhud mecs yaparlar... Allah'in yarattigi bu Islm ve tevhid seciyyesini sirk ile tebdil etmek muvfik degildir. Bu Islm ve tevhid dni, en dogru bir dindir..." (Buhar'nin Eb Hreyre'den rivyeti iin bkz: Diynet Isleri Baskanligi Yayinlari Sahih-i Buhar Muhtasari Tecrid-i Sarih Tecemesi, Cilt IV, sh. 529, Hads no. 664) Daha baska bir deyimle Islm dini, Tanri'nin insanlara yaratilista verdigi bir din'dir ve bundan dolayidir ki insanlarin Hak'ka ynelerek kendilerini bu din'e vermeleri gerekir. Bu husus Kur'n'da su sekilde belirtiliyor: "Ey Muhammed! Hakka ynelerek kendini Allah'in insanlara yaratilista verdigi dne ver. Zir Allah'in yaratisinda degisme yoktur, iste dosdogru dn budur (Islm'dir), fakat insanlarin ogu bilmezler" (Kur'n, 30, Rm, 30) Sylemeye gerek yoktur ki insanlari "Islm fitrati" zere yaratan Tanri, btn peygambelerini de yle yaratmistir. Nitekim Tanri'nin Islm'dan gayri bir dinde "peygamber" gndermedigine, ve gelmis gemis btn peygamberlerin mslmanlikla emrolunduklarina dir Kur'n'da yer alan yet'lerden biri syle:"...Ibrhm'e, Ismil'e, Ishak'a, Ya'kub'a ve torunlarina... ve Mus' ve Is'ya verilene (Islm dnine)... inandik... deyin... Yoksa Ibrhm, Ismil, Ishk, Ya'kb ve torunlarinin yahudi vey hiristiyan olduklarini mi sylyorsunuz? Peki, siz mi yoksa Allah mi daha iyi bilir? de..." (Bakara sresi, yet:136, 140). Daha baska bir deyimle "Yahudi peygamber" ya da "Hiristiyan peygamber" diye bir sey yoktur; peygamberlerin hepsi de mslmanlikla emrolunmuslardir, ve ilk mslman peygamber Adem'dir. Bununla beraber her ne hikmetse Tanri, Ibrahim'i ilk mslman peygamber imis gibi gsterip Muhammed'i Ibrahim'in dinine yneltmekten geri kalmamistir. Zir Kur'n'da Ibrahim'in yahudilikle ve hiristiyanlikla ilgisi bulunmayip "dosdogru bir mslman" olduguna, dir su var:"...Ibrahim ne Yahudi idi, ne de Hiristiyan. Dosdogru Mslmandi..." (Al-i Imrn sresi, yet 67). Ve yine her ne hikmetse Tanri, ilk mslman olarak yarattigi Adem yerine, ondan ok sonra yarattigi Ibrahim'i gerek bir mslman bilip Muhammed'i Ibrahim'in dinine yneltmek istemistir. Bu konuda verdigi emir syle: "Simdi ey Muhammed sana: ... 'Ibrahim'in dinine uy' diye vahyettik" (K. Nahl sresi, yet 123). Tanri bununla da kalmamis, bir de istemistir ki bu verdigi emri Muhammed insanlara kendi agziyle tekrarlasin: "(Ey Muhammed!) De ki: -Sphesiz Rabbim beni dogru yola, dosdogru dine, Allah'i birleyen Ibrahim'in dinine iletti-..." (K. En'm sresi, yet 161). te yandan, yine serit egitimi olarak insanlarimiza belletilen o'dur ki Kur'n, Tanri'nin insanlara gnderdigi "kutsal" kitaplarin en sonuncusu ve en dogru olanidir. Ve her ne kadar daha nce Musa araciligiyle Yahudi'lere gnderilen Tevrat'i (K. Saffat 116), ve Isa araciligiyle Hiristiyan'lara gnderilen Incil'i (K. Ankebut 27-34; onaylar olmakla beraber (Bkz. K. Bakara 41, 130-140), bu kitap'lardan stn'dr, nk Tevrat ve Incil "tahrif" edilmis, degistirilmis, aslindan farkli kilinmistir. Tahrif edilmeyen ve degisiklige ugramayan tek kitap Kur'n'dir, bu itibarla Yahudiler ve Hiristiyanlar Kur'n'a uymak

zorunlugundadirlar. Bunu belirtmek zere belletilen yet'lerden biri syle: "Ey ehl-i kitap!... size gelenleri dogrulamak zere indirdigimiz (Kur'n'a) iman edin. Allah'in emri mutlaka yerine gelecektir" (K. Nisa, 47). Daha baska bir deyimle Yahudi'ler ve Hiristiyan'lar, Kur'n'a uymakla, daha nce kendilerine verilmis olan Tevrat'i ve Incil'i en dogru bir sekilde benimsemis olacaklardir (Bkz. K. Al-i Imrn 84; Mide 67-69; A'raf 157). Fakat hemen ekleyelim ki, din adamlari, serit egitimi yolu ile insanlarimiza, sadece Islm'dan gayri "gerek" bir din olmadigini, ya da sadece Kur'n'dan gayri uygulanabilecek "Kutsal" kitap bulunmadigini belletmekle kalmazlar, bir de Islm'dan gayri din ve inanta olanlara karsi kin ve dsmanlik duygularini asilarlar. Sebeb olarak da "msrik"lerin (yni "putatapan'larin") Tanri'ya es kostuklarini, Ehl-i Kitab'in (yni Yahudi'lerle Hiristiyan'larin) ise, kendi peygamberlerine ktlk yaptiklarini ve kendilerine verilen Kitap'lar konusunda ayriliga dstklerini, ve bunlari tahrif ettiklerini (rnegin K. Bakara 131-132; Al-i Imrn 1920, 65), Tanri'nin indirdigi din birligini bozup cehennemlik olduklarini (rnegin, K. Enbiy 92-93; En'am 159; M'minun 53) sylerler, ve bununla ilgili serit verilerini belletirler. Sunu eklerler ki, Tanri Muhammed'i, ayni zamanda Yahudi'lere ve Hiristiyan'lara "mjdeci" ve "uyarici" olmak zere gndermistir, ve istemistir ki Muhammed onlara, kendi kitaplarinda gizler olduklari seyleri yzlerine vursun (K. Mide, 15, 19). Ve yine Tanri Yahudi'leri ve Hiristiyan'lari Kur'n'a inandirabilmek iin cehennem'deki "muhafiz melekler" sayisinin "19" olarak saptamistir (K. Mddessir 30-31). Ve ayrica sunu bildirmistir ki eger Yahudi'ler ve Hiristiyan'lar Muhammed'i "peygamber" olarak kabul edip Kur'n'a uyacak olurlarsa kurtulusa eriseceklerdir (K. Mide 67-69; A'raf 157), ve Tanri kendilerine rahmetinden iki kat verecektir (K. Hadid, 28-29). Ancak ne var ki, Yahudi'ler ve Hiristiyan'lar, kendilerine "delil" olarak Muhammed ve Kur'n gelince kfr'den uzaklasmamislar, Islm olmaktan kainmislar ve bu nedenle cehennem atesini tercih etmislerdir (K. Beyyine 1-8). Ve bundan dolayidir ki Tanri, Mslmanlari bu "kfir"lere karsi savas'a agirmis, ve bu savasi onlarin Islm olmalarina kadar, ya da klerek kendi elleriyle "cizye" (Kafa parasi) vermelerine kadar srdrmelerini emretmistir. Kur'n'daki yet aynen syle: "Kendilerine Kitap verilenlerden (Yahudi'lerden, Hiristiyn'lardan, vs...) Allah'a ve ahiret gnne inanmayan, Allaha ve reslnun haram kildigini haram saymayan, hak dni (Islm'i) kendine din edinmeyen kimselerle, klerek elleriyle cizye (kafa parasi) verinceye kadar savasin" (Kur'n, Tevbe sresi, yet 29). Diynet Isleri Baskanligi'nin ve din adamlarinin, bu yetle ilgili olarak halkimiza bellettikleri sudur ki Yahudi'ler ve Hiristiyan'lar Islm olmak zorunlugundadirlar, ve eger olmiyacak olurlarsa bunun cezasi, klerek gelip kendi elleriyle "cizye" (kafa parasi) vermektir. Bunu da yapmayacak olurlarsa ldrlmeleri gerekir. Daha baska bir deyimle seritilar, "cizye" denen seyi, Yahudi'ler ve Hiristiyan'lar iin, mslmanligi kabul etmemelerinin cezsi olarak grrler. Nitekim Diynet Isleri Baskanligi'nin yukardaki yet'le (Tevbe sresi'nin, 29cu yeti'yle) ilgili yorumu aynen syle:"Cizye (kafa parasi), Fukaha rfnde Ehl-i Kitaptan (Yahudi'erden ve Hiristiyan'lardan) mslman olmiyanlarin bir muhede ile nfus basina vermeyi deruhte ettikleri vergidir ki, bu vergi ... br bakimdan da (onlarin) mslmanliktan imtinlarinin cezsidir. Ayet'in son fikrasinda: bu vergiyi derhte eden muhidlerin vergilerinin biztihi kendileri getirip zellne bir vez' ile vermelerinin sart kilinmis olmasi da bunu tey'id etmektedir ki, muhidlere her vergi verdike Mslmanliktan imtinlarinin femligi ihtr edilmis olacaktir". (Diynet Isleri Baskanligi'nin, Tevbe sresi'nin 29cu yetiyle ilgili aiklamasi iin bkz. Sahih-i Buhar Muhtasari... Cilt VIII; sh. 451). Ve iste din adamlari ve seritilar, btn bu hkmleri ve gerekeleri kendilerine dayanak edinerek mslman kisileri baska din ve inanta olanlara karsi hakret ve kfrlerle dolu bir egitim ierisinde yogururlar. Sayisiz denecek kadar ok bu hkmlerden bazilarina gz atacak olursak, bunlardan biri mslman'larin, mslmanlardan gayri kisilerle iliskide bulunmamalarini, zellikle Yahudi'lerle ve Hiristiyan'larla dostluk kurmalarini nleyen su yet'tir: "Ey Mslmanlar, Yahudileri ve Hiristiyanlari dost olarak benimsemeyin; onlar birbirlerinin dostudur. Sizden kim onlara dost olursa, o da

onlardandir..." (Mide sresi, yet 51). te yandan Tanri'nin Yahudi'lerle Hiristiyan'lara "Kahrolsunlar" diye lnet'ler yagdirdigi, ve nk onlarin, Uzeyr'i ya da Isa'yi, "Allah'in ogullari" olarak saydiklarini syliyerek su hkmleri belletirler:"Yahudiler: -Uzeyr Allah'in ogludur- dediler. Hiristiyanlar da: -Mesih (Isa) Allah'in ogludur- dediler. Bu onlarin agizlariyle geveledikleri szlerdir... Allah onlari (Yahudileri ve Hiristiyanlari) kahretsin! Nasil da (hak'tan btila) dndrlyorlar ..." (Tevbe sresi, yet: 30). Yine bunun gibi Yahudi'lerin ve Hiristiyan'larin, Islm'a girmemeleri nedeniyle Tanri'nin onlari rahmetinden uzaklastirdigini ve onlarin alinlarina zillet damgasini vurdugunu, ve mslman olmalarina kadar bu damgayi vurmakta devam edecegini su hkmlerle anlatirlar: "Onlar (Yahudiler, Hiristiyanlar) Nerede bulunurlarsa bulunsunlar, alinlarina vurulan zillet damgasindan kurtulacaklari yoktur. Meger ki, Allah'in dinine ve mslmanlarin yoluna girmis olsunlar..." (K. 3 Mide 112). Ayrica Yahudi'lerin, Hiristiyan'larin ve msrik'lerin cehennem atesinde yakilacaklarina dair su hkmleri gsterirler: "Ehl-i Kitap (Yahudiler, Hiristiyanlar, vs...) ve msriklerden olan inkrcilar, iinde ebed olarak kalacaklari cehennem atesindedirler. Iste halkin en serlileri onlardir" (Kur'n. 98 Beyyine 6). Bu dogrultuda olmak zere Muhammed'in onlar hakkinda syle dedigini hatirlatirlar: "Allah yehd ve nasrayi (yahudileri ve hiristiyanlari) rahmetinden uzak kilsin" Btn bunlardan gayri, serit kaynaklarinda, bir de Yahudi'leri, Hiristiyan'lardan daha da kt niteliklerle taniplayip zel olarak ele alan ve Tanri'nin Yahudi'lere karsi sonsuz gazab besledigine, ve onlara en agir bir sekilde lnet'ler savurduguna dair hkmler vardir ki, bunlar bir iki rnek syle: "...Onlarin (Yahudilerin alinlarina) zillet ve meskenet (alaklik ve dsknlk) damgasi basildi. Allah'in gazabina da ugradilar. nk Allah'in yet'lerine kfrederler, peygamberleri haksiz olarak ldrrlerdi..." (Bakara, 61). "Onlar (Yahudiler) nerede bulunurlarsa bulunsunlar, Allah'in ahdine ve (mu'minlerin) himayesine siginmadika kendilerine zillet (damgasi) vurulmustur; Allah'in hismina ugramislar ve miskinlige mahkum edilmislerdir. nk onlar Allah'in yet'lerini inkr ediyorlar ve haksiz yere peygamberlerini ldryorlardi. Bu da onlarin isyan etmis ve haddi asmis bulunmalarindandir" (Imrn, 112). Yine bunun gibi, Yahudi'lere yardimci olmamak gerektigi hususunda su hkm rnek verilir: "Bunlar (Yahudiler), Allah'in lnetledigi kimselerdir. Allah'in rahmetinden uzaklastirdigi (lnetli) kimseye gerek bir yardimci bulamazsin" (Nis sresi, yet: 51-52). Tanri'nin Yahudi'leri lnetledigi hakkinda su var:"Bunlar (Yahudiler), Allah'in lnetledigi kimselerdir. Allah'in rahmetinden uzaklastirdigi (lnetli) kimseye gerek bir yardimci bulamazsin" (Kur'n: 4, Nis 51-52). Sylemege gerek yoktur ki, bu ve benzer hkmler, insanlarimizi, insanligin byk bir blmne, (daha dogrusu yeryz nufusu'nun Islm'dan gayri din ve inanta olan yzde seksenine) karsi dsmanlik duygulariyle yoguran hkmlerdir. Ne esef vericidir ki bu hkmler, Diynet Isleri Baskanligi yayinlari'nin nemli bir kismini olusturmaktadir. O Diynet ki Trkiye Cmhuriyeti Devleti'nin Anayasal bir organidir, ve drt Bakanli'gin btesine denk btesiyle, yz binlerce din adamini seferber edip halkimizin beynini insanin insana sevgisini yok ettirici serit verileriyle yikamaktadir! Ilerdeki sayfalarda, ve ayrica bu kitabin ikinci blm olan "Kitapli'lar" kisminda btn bu hususlari inceleyecegiz.

Islm Seriti'nin, Islm'dan Gayri Din ve Inantakilere Karsi Hosgrl Ve Saygili Oldugu Iddi'lari!

Pek yanlis olarak Islm seriti'nin, Islm'dan gayri din ve inan'lari tanidigi, bunlara saygili olacak kadar "hosgrl" bulundugu sanilir. Basta Yahudi'lik ve Hiristiyan'lik olmak zere, baska dinlerin Kitab'larini (rnegin Tevrat'i ve Incil'i) kutsal saydigi, Peygamber'lerini (rnegin Ibrahim'i, Ishak'i, Mus'yi, Davud'u, Sleyman'i, vb., ve Is'yi) ululastirdigi anlatilir; diger dinlerin saliklerine dinsel zgrlk ve ibdet gvencesi sagladigi ve onlari kendi inanlarinda serbest biraktigi aiklanir. Hatt Muhammed'in Kur'n'a: "Din'de zorlama olmaz" seklinde yet'ler koydugu, ya da "Dinimizde msamaha ve cmerdlik oldugunu Yahudi ve Hiristiyanlarin bilmelerini isterdim! " diye konustugu ne srlri. Ya da Kur'n'in: "(Syle deyin) Biz Allah'a ve bize indirilene; Ibrahim, Ismail, Ishak, Ya'kub ve esbta indirilene, Musa ve Isa'ya verilenlerle Rableri tarafindan diger peygamberlere verilenlere, onlardan hibiri arasinda fark gzetmeksizin inandik ve biz sadece Allah'a teslim olduk" (K. Bakara 136) seklindeki yet'leri rnek gsterilir. Islm seriti'nin temel ilkelerinden ve z'nden habersiz bulunan mslmanlarin byk bir ogunlugu, btn bu sylenenlere inanirlar. Fakat her seye ragmen yine de baska din ve inanta olanlari (rnegin Yahudi'leri ve Hiristiyan'lari) "gavur" ya da "kfir" gzyle grmekten, onlara karsi iten ie yabancilik, ve hatt dsmanlik beslemekten geri kalmazlar. Daha iyi geim ve yasam kosullarina kavusmak maksadiyle gittikleri (ve gerekten de kavustuklari) Bati lkelerinde, o lkkelerin her seyine karsi yabanci kalmaktan kendilerini kurtaramazlar. nk dogup bydkleri, havasini teneffs ettikleri ortam onlari, bilin alti yollarla, Islm'in en son, en mkemmel, ve tek gerek din oldugu, baska din ve inanta olanlarin ise "cehennemlik" sayildiklari dogrultusundaki duygularla yogurmustur. Bu ortam'i olusturanlar, basta din hoca'lari ve molla'lar olmak zere, seriti'lardir: bir yandan Islm'in hosgr dini oldugunu sylerlerken, diger yandan serit'in bagnazliklarla dolu buyruklarini kurnaz usullerle sergilemekten, ve cahil halk yiginlarina belletmekten geri kalmazlar. Basta Kur'n ve hads kaynagi olmak zere serit hkmlerine dayali olarak, Islm'dan gayri bir dine ynelenlerin "sapik" olduklarindan tutunuz da, "msrik"lerin ldrlmeleri gerektigine, "kfir'lerin" Cehennem tesinde pisirileceklerine, Yahudi'lerle ve Hiristiyan'larla dost olmanin yasaklandigina, Islm olmalarina ya da cizye (kafa parasi) vermelerine kadar onlara karsi cihad amak gerektigine, yakin akraba, ya da hatt ana ve baba iin, eger farkli din ve inanta iseler, magfiret dilenmemesine varincaya kadar, "hosgrsz'lk" yaratan ne varsa her seyi kisinin beynine sokustururlar. Bylesine bir beyin yapisina sahip toplumlarin, birakiniz "gavur" lkelerini, ve fakat kendi ilerinde yasayan farkli din ve inantaki "yurttas'lara" karsi dahi husmet beslemeleri, onlari kmsemeleri ve hor grmeleri kadar dogal ne vardir ki? Geen yzyil Osmanli dneminde, byk devletlerin baskisi sonucu olarak "gayr-i mslim tebea'ya", bazi esit haklar taniyan, rnegin onlara mal ve can gvenligini saglayan, mezhep ve egitim zgrlklerini memuriyet ve askerlik hizmetlerine alinmalarini, vergice esitliklerini ngren Islahat fermanlarina karsi seritilarin "Mslman olmayanlara, mslmanlarla esit haklar taninamaz, din elden gidiyor" seklindeki yaygaralarla ayaklanmalari, ve Padisah'i (Abdlmecid'i) ldrmege kalkismalari, verilecek nice rneklerden sadece biridir2. Eger gnmzde bu tr olumsuzluklara pek rastlanamiyor ise bu, Islm seriti'nin uygulanmasindan degil fakat aksine uygulanmamasindan, ve daha dogrusu mslman olmayan yurttaslara karsi basvurulacak olumsuzluga karsi, gl ve
2 Osmanli devleti'nin bagimsizligini ve tamamiyetini saglamak amaciyle Ingiltere, Fransa, Avusturya, Rusya vs... gibi devletlerin katildigi 30 Mart 1856 tarihli Paris Kongre'sinde, Osmanli devleti ile hiristiyan tebea'nin iliskilerini dzenlemege ynelik bir hkm konmasi ihtimalini nlemek maksadiyle Abdlmecid, Glhane hatt-i humayununu tamamlar ve onaylar nitelikte olmak zere yeni bir Islahat fermani yayinlamis, ve Imparatorluk sinirlari dahilinde yasayan gayr-i mslim tebea'nin esitlik haklarini iln etrmis idi. Ve iste yukardaki olaylar bu ferman, ve fermanin bu hkmleri nedeniyle ortaya ikmistir.

uygar lkelerden byk ve tehlikeli tepkiler gelebilecegindendir. * Dogu bilimcileri (Mstesrik'ler) arasinda da Islm'in hosgr'ye ynelik oldugunu ne srenler olmustur. Bunlar arasinda, mslmanlari tedirgin etmek endisesiyle gerek dsncelerini saklayanlar yaninda, serit'in ieriginden habersiz olanlar da vardir ki ii, zellikle Kur'n'in "Din'de zorlama yoktur" (K. 2 Bakara 256), ya da "Sizin dininiz size, benim dinim bana'dir" (K.109 Kfirn 6), ya da "(Mslmanlar), yahudi olanlar, hiristiyanlar ve sbi'lerden Allah'a...inanip yararli is yapanlarin ecirleri Rablerinin katindadir" (K. 2 Bakara 62) seklindeki yetlerine bakarak byle bir yanilgiya kapilmislardir. Bu yet'lerin, ya da buna benzer hkmlerin, farkli dn ve inanta olanlara karsi hosgr beslemekle ilgisi bulunmadigini, ya da esitli nedenlerle geersiz oldugunu bilmezler. Ya da Muhammed'in Islm'dan gayri bir dn, ya da baska dinden peygamber tanimadigini, ve yeryz Islm olana kadar farkli din ve inantakilere karsi savasmayi (cihd'i) sart kildigini dsnmezler. Ilerdeki blmlerde bu hususlari Islm kaynaklarina dayali olarak aiklayacagiz. Fakat simdilik suna isret etmekle yetinelim ki, Islm'in baska din ve inanlara karsi hosgrl oldugu konusunda dogu bilimcilerinin yanilgiya kapilmalarinin asil nedeni, bu tr hkmlerin Mslman "uzmanlar!" tarafindan abartmali olarak ve ogu kez bilimsellige ters dsecek sekilde yorumlanmasindandir. rnegin taninmis bir dogubilimcisi (mstesrik) olan Bernard Lewis, Islm lkelerindeki yahudi dsmanliginin, Islm'a zg olmayip hiristiyanlik etkisiyle ve asil Bati araciligiyle olustugunu syler. Ona gre, gy Muhammed Yahudi'lere karsi fazla bir husumet beslemedigi halde, daha sonraki dnemlerde ve zellikle modern ag'da esitli evreler ve kisiler, Islm dinini Yahudi'lere ve Hiristiyan'lara karsi tam bir "dsmanlik dini" haline dnstrmslerdir. Gy Muhammed zamaninda Yahudiler "ufak rahatsizliklar yaratan" bir toplum sayilir iken, daha sonraki dnemlerin edebiyat ve egitiminde "insanligin en byk belsi" seklinde tanimlanmislardiriii! Gy Muhammed, Medne'de Yahudileri hezimete ugratip lme ve srgne mahkum ettigi zamanlar dahi, onlarin haysiyet ve cesaretine saygi gstermis oldugu haldeiv, daha sonraki dnemlerde, yni Muhammed'in lmnden sonra, bu saygi yok olmustur! Gy Bati'da Hiristiyan lkelerde yasayan "Yahudi'ler" ve "Zindiklar", Hiristiyan olmaga zorlanmak yaninda bir de kendilerine ayrilmis ayri blgelerde yasamaga mahkum kilinmis iken, Islm lkelerinde "cizye" (yni "kafa parasi") vermek gibi bazi kisitlamalarla, kendi dinlerinde birakilmislar ve zgrlk ierisinde yasamislardirv! Gy Muhammed zamaninda yahudi aleyhtarligi basli basina bir egilim degil iken, Islm dnysi bu egilime daha sonra Hiristiyan'larin etkisiyle ynelmis ve gy zellikle Orta ag dneminde mslmanligi kabul eden Hiristiyan'larin bunda rol olmustur! Yine Bernard Lewis'in sylemesine gre, gy daha sonra Osmanli'larin Istanbul'u fethedip Avrupa'ya yayilmalari sonucu Islm'a giren Hiristiyanlar, Mslman halka Yahudi dsmanligi duygularini asilamislardir! Gy 19.yzyil esnasinda Hiristiyan Araplarin, Bati dnyasi ile iliski kurmalari sonucu olarak bu gelisme Modern ag'in zelligini olusturmus, Avrupali misyonerler de bu gelismeyi pekistirmislerdir! Gy bu gelisme Hiristiyan azinligin da isine gelmistir, nk bu suretle ticret alaninda Yahudilerin rekbetini baltalamak mmkn olmusturvi! Ve yine gy Fransa'da Dreyfus olayi ile ilgili dav sirasinda girisilen tartismalar ve Dreyfus aleyhtari grsler Islm lkelerine yansimis ve bu da yahudi dsmanliginin biraz daha kkl sekilde yerlesmesine vesile olmusturvii! Hemen belirtelim ki btn bu iddilar ve bu yorumlar, yanilgiya ve genellikle abartmaya dayalidir, nk bir kere Muhammed'in yerlestirdigi hkmlere gre hosgr szcgnn, hi bir aidan Islm seriti'nda yeri yoktur; su bakimdan ki Muhammed, "gerek din" olarak, Islm'dan gayri bir din tanimaz (Yni Yahudiligi ve Hiristiyanligi gerek din saymaz)viii; Islm'dan gayri bir din'den gnderilmis peygamber diye bir sey tanimaz; Islm'dan gayri bir dine zg Kutsal Kitb diye bir sey tanimaz. Tanir oldugu tek

"gerek" dn Islmiyet'tir, nk gy Tanri: "Kesin olarak Tanri katinda din, sadece Islm'dir" (K. Al-i Imran 19), ya da "Kim Islmiyetten baska bir dine ynelirse, onunki kabul edilmeyecektir" (K. Imran 85) seklindeki (ve daha nice benzer) szleriyle, bunun byle oldugunu aikca bildirmistir. Yine Muhammed'in sylemesine gre, btn insanliga uygulanmak gereken tek "Kutsal" Kitap "Kur'n"dir. Ve her ne kadar daha nce Yahudiler'e Tevrat, ve Hiristiyan'lara da Incil verilmis olmakla beraber, bu kitaplar onlar tarafindan tahrif edilmis (degistirilmis) oldugu iin Yahudi'lerin ve Hiristiyan'larin Kur'n'a gre amel etmeleri gerekir. te yandan yine Muhammed'in sylemesine gre Ibrahm, Ishak, Yakub, Musa, Davud, Sleyman, Is vs... gibi gelmis gemis btn "Peygamberler", Yahudi ya da Hiristiyan olarak degil, fakat hepsi de "mslmanlikla emrolunmus" olarak gnderilmislerdir. rnegin Ibrahim, ne Yahudi ve ne de Hiristiyan'dir; o mslmanlikla emrolumus bir "peygamber'dir". Bundan dolayidir ki, Muhammed, gemisteki btn peygamberleri (ve onlardan bir kisminin analarini ve babalarini), sirf mslmandirlar diye yceltmis kendisini dahi Ibrahim'in dinine ynelikmis gibi gstermistir. Bunu yaparken, kendisini peygamber'lerin en sonuncusu ve en stn olani imis gibi gstermekten geri kalmamistir. Butn bu hususlari ilerdeki sayfalarda, yeri geldikce grecegiz; fakat simdilik animsatalim ki Muhammed, Medne'ye hicret etmeden nce, yni henz Mekke'de iken, diger dinler hakkinda henz fazlaca bilgisi olmadigi ve gl durumda bulunmadigi iin, Yahudilik ve Hiristiyanlik konusunda pek bir sey sylememistir. Fakat Medne'ye geipte, orada Yahudileri, ve onlarin dinsel geleneklerini yakindan tanimaya ve bu arada glenmege baslayinca, Yahudi kavimlerini (ayrica da Hiristiyan'lari) Islm'a agirmis, Islm'i kabul etmedikleri iin zerlerine saldirmis, yasaminin son gnne kadar, msriklere, Yahudilere ve Hiristiyan'lara karsi savasmis, ganmetler, esirler almis, aldigi esirleri kilitan geirmis (rnegin Ben Kureyza esirlerinin kafalarini kestirttigi gibi) ya da yurtlarindan srms, ve yeryzn "Dar-l Islm" ve "Dar-l Harb" diye ikiye ayirip, Islm'dan gayri dn kalmayana kadar "Dar-l Harb'e" karsi savasi (Cihad'i) farz kilmistirix. Daha baska bir deyimle Islm seriti'nin temellerini hosgrszlk ve bagnazlik zerine oturtmustur. Islm seriti'nin, Yahudi dsmanligini Hiristiyanlardan takliden uygulamaya basladigi iddi'larina gelince, bunun da gerekle ilgisi yoktur. Her ne kadar Hiristiyanlik, Is'nin ldrlmesi olayini Yahudilere atfedip onlari ktlkle damgalamis ve Hiristiyanlari Yahudi irkina karsi dsman yapmis ise de, bu olay Islm'in Yahudi dsmanligina saplanmasinda rol oynamamistir. Su bakimdan ki, Islm'da "Yahudi dsmanligi"nin ilk tohumlarini atan Muhammed, Yahudilerin Isa'yi ldrms olduklari karinesi'nden hareket etmemistir; aksine Isa'nin Yahudiler tarafindan ldrlmedigine dir Kur'n'a yet'ler bile koymustur; rnegin Nis Sresinde syle yazilidir. "(Yahudiler) -'Allah'in oglu Is Mesh'i ldrdk-' dediler. Oysa onu ldrmediler ve asmadilar, fakat onlara yle grnd..." (K. 4 Nis 156-158). stelik Muhammed'in peygamberlik iddisiyle ortaya iktigi ve Islm'i yaydigi tarihe gelinceye kadar Araplar, Yahudiler, ve Hiristiyanlar (zellikle Mekke ve Medne 'de) i ie, ve yan yana ve ogu zaman dostane bir sekilde yasamaktaydilar. Araplar arasinda Hiristiyan ve Yahudi olanlar dahi vardi. Her ne kadar Muhammed dneminde Yahudiler ve Hiristiyanlar arasinda dinsel bazi ekismeler grlmekle beraberx bu ekismeler kin, nefret, savas ya da vurusmali saldirganlik sekline dnsms degildi. Kin ve nefreti yaratan ve Yahudileri ve Hiristiyanlari asagilatan, onlarla dost olmayi yasaklayan, ve nihyet onlara karsi (tipki msrik Araplara karsi yaptigi gibi) savas yolunu aan bizzat Muhammed'tir3 . Yine bunun gibi Yahudileri "hin ve kt bir irk" seklinde tanimlayan grs, her ne
3 Hiristiyan'lik dnyasi'nin Yahudi'leri asagiladigini belirten Benard Lewis, rnek olarak T. S. Eliot'tan su misralari nakleder: "The rat is underneath the files,

kadar Hiristiyan dnysinda geerli olmus olmakla beraber, bu grsn hiristiyan etkisiyle Islm'a girdigini iddi etmek yanlistir; nk Yahudileri bu olumsuzluklar ierisinde tanimlayan dogrudan dogruya Muhammed olmustur. O kadar ki, ilerdeki blmlerde ayrica belirtecegimiz gibi, onlarin Tanri tarafindan "maymun", "domuz, ya da "fare" sekline dnstrldgn, alinlarina "zillet ve meskenet" (alaklik ve dsknlk) damgasinin vuruldugunu, ve bu nedenle onlarin, nerede bulunurlarsa bulunsunlar, zillet damgasindan kurtulamayacaklarini sylemis, ve bu sylediklerini Kur'n'a esitli yet'ler seklinde yerlestirmistir (rnegin bkz. Bakara 65; Mide 60 ve d.; A'raf 166 ve d.)4 Muhammed'ten sonra bu dsmanlik, Islm tarihi boyunca mslman yneticiler tarafindan israrla srdrlen bir siyset olmustur. Bu siyset bazi hosgrl halifeler zamaninda yumusatilmis olmakla beraber, ogu hosgrsz halifeler tarafindan siddetlendirilmistir. Fakat genel olarak denilebilir ki Muhammed'in Yahudiler ve Hiristiyanlar aleyhinde getirdigi sonderece hasin hkmler, insan tabiatina ters dstg iindir ki hibir zaman tam bir uygulamaya tbi tutulamamistir. O kadar ki Fatih Sultan Mehmet gibi bir Padisah, Kur'n'daki yahudi aleyhtari hkmlere aldiris etmiyerek (muhtemelen Trk'n eskiden kalma hosgr gelenegine yer vererek) Ispanya'dan srlen Yahudilere, lkesinin kapilarini amistir. Fakat bu bir ka rnege bakarak Islm seriti'nin baska dinlere karsi hosgrye yer verdigi iddi'larina sarilmak yanlis olur. Yahudi'lerin ve Hiristiyan'larin Islm lkelerinde ok kt denebilecek yasamlara ma'ruz birakilmamalari, Islm'in z'ne bagliliktan degil ve fakat aksine, bazi halifelerin ve hkmdarlarin bu z zaman zaman bilmezlikten gelmis olmalarindandir. Bununla beraber yine de "gvur" dsmanligi denen sey, her bir mslman kisinin beynini ve ruhunu besleyen bir gida isin grmekten geri kalmamistir. Nasil ki Bati lkelerinde Yahudiler, kendilerine ayrilmis mahalle ve yerlerde (Getto'larda) ayri bir sekilde yasamis idiyseler, mslman lkelerde de kendilerine ayrilmis mahallelerde yasamislardir. Nasil ki Bati'da Yahudiler hor ve asagi grlms idiyseler, Islm lkelerinde de ayni sekilde (belki Hiristiyanlardan biraz daha az farkli olarak) hor grlmslerdir; hl da grlmektedirler. Ancak ne var ki ticret ve sanat ve ilim vs... alanlarinda becerikli olduklari iin, kendilerine ynelik husumet havasi ierisinde yasam olanagina sahip olmuslardir. Ingiltere ve Fransa gibi lkelerde, devlet'in en nemli mevkilerine yahudi'lerin getirildikleri olmustur (rnegin 19cu yzyil'da Ingiltere'de Disraeli, 20ci yzyil'da Fransa'da Mendes France ve Leon Blum gibi yahudi dininden kisiler basbakanlik yapmislardir). te yandan Bati'da, her dnemde (hatt dinsel bagnazligin sinirsiz bulundugu Orta ag dneminde dahi) aydinlar ve dsnrler arasinda hosgr taraftari olanlar, ya da Yahudi aleyhtarligina ("anti-semitizm'e") karsi savasanlar ikabildigi hlde5 Islm lkelerinde bunu yapan pek grlmemistir .
The Jew is underneath the lot" Neklederken de Muhammed zamaninda Yahudi'lerin ve Hiristiyan'larin, her seye ragmen haysiyet duygusuna sahip kilindiklarini ekler, ki tamamen yanlistir. nk ilerdeki sayfalarda grecegimiz gibi Muhammed onlari, zellikle Yahudi'leri, "maymun", "fre" gibi hayvanlara es degerde tutmak yaninda, Tanri'nin onlarin alinlarina "zillet ve meskenet" (alaklik ve dsknlk) damgasini vurdugunu, ve bu nedenle onlarin, nerede bulunurlarsa bulunsunlar, zillet damgasindan kurtulamayacaklarini bildirmis, ve kklerinin kazinmasi iin syle demistir: "Yahudi'lere karsi savasmadika, ve bu savaslari, bir kaya parasinin gerisinde saklanan bir yahudi: -Ey mslmanlar benim arkamda yahudi var, ldrn onu- deyinceye kadar srdrmedike, hkm gn gelmis olmiyacaktir". Bu hads iin bkz. Buhar, Sahih, (Kitab-I Cihad), [Houdas eviris, Tome II, sh. 322] 4 Kur'n yorumcularinin grsleri iin bkz. Turan Dursun, Kur'n Ansiklopedisi, (Kaynak yayinlari, Cilt VIII, sh. 66) 5 Nice yz yillar nce Spinoza gibi dsnrler, Trk'lere karsi hosgor beslenmesi gerektigini savunurlardi. Geen yzyilin sonlarina dogru Fransa'da, Dreyfus davsi sirasinda, Emil Zola gibi aydin'lar, Yahudi asilli Dreyfus'n savunmasi vesilesiyle Fransa'ya ayaga kaldirmislardir. Emil Zola'nin, bu konuda yazdigi "J'accuse" adli kitabi bugn dahi ibretle okunur.

* Ilerdeki blmlerde ayrica ele alacak olmakla beraber, burada kisaca deginelim ki Muhammed'in, genel olarak hosgr'ye yer verirmis gibi grnen eylemleri olmamis degildir; fakat bunlar dahi hosgr maksadiyle ve inan zgrlg adina yapilmis seyler degildir; bunlar sadece izledigi dinsel siysetin esnekligini saglamak, ve kisileri kendisine bas egdirmek maksadiyle ngrlms seylerdir. Nitekim hosgr niteligindeki hkmlerden bir kismi, kisileri, zorluga katlanmadan Islm kurallari uygulamaga alistirma amacina yneliktir. rnegin, "Din'de zorlama olmaz " hkm, kisilere inan zgrlg tanimak iin degil, ve fakat din uygulamasini (zellikle ibdet isini) kolaylastirmak zere ngrlmstr. Yolculuga ikan bir mslmanin oru tutma zorunlugundan uzak kilinmasi, ya da namaz kilarken yeleginin iine tkrebilmesi, ya da hayizli kadinla cins mnasebet'te bulunmadan sevisebilmesi, ya da buna benzer kolayliklardan yararlanmasi, "Din'de zorlama olmaz" seklindeki hkmler sayesinde mmkn kilinmistir. Daha baska bir deyimle bu tr hkmlerin, dinsel zgrlkle (rnegin kisilere, Islm'dan ikip diledikleri dine girmek, ya da diledikleri gibi din'de serbestce is grmek olasiligini saglamakla) ilgisi yoktur; nk bu ayni Kur'n, Islm'dan gayri bir dine ynelenlerin sapik olduklarini iln etmek bir yana, ve fakat "Msriklerin" ya da "dinden ikanlarin" ldrlmelerini" emretmekten tutunuz da "(Yeryznde yalniz Islm) kalana kadar (kfirlerle) savasin" (Bakara 193; Tevbe 29) diyerek farkli inantakilere karsi cihad'i sart kilmaga varincaya kadar, din ve inan zgrlgn sifira mncer kilacak ne varsa her seyi ngrmstr. te yandan farkli din ve inantakilere karsi hsgr niteliginde grnen bir kisim hkmler Muhammed'in henz gl olmadigi, ve bu nedenle hosgrl imis gibi davranmaktan baska aresi bulunmadigi dnemde (genellikle birinci Mekke dneminde) koymus oldugu seylerdir, ki daha sonraki Medne dneminde yerlestirdigi "siddet" ve "zorlama" niteligindeki emirleriyle elismeli, ve dolayisiyle geersiz kalacaktir. Nice rneklerden birini vermek gerekirse, Kur'n'da Kfirn Sre'sinde :"Sizin dininiz size, benim dinim bana'dir"(109 Kfirn 6) diye yazilidir. Buna bakarak sanilir ki Islm, sanki Islm'dan baska dinleri, ve baska inanlari "geerli" saymis, ve sanki farkli din ve inanta olanlara zgrlk birakmistir. Oysa ki bu szleri Muhammed, daha henz gsz bulundugu Mekke dneminde ve kendisini sadece Arap'lara gnderilmis Peygamber olarak tanimlarken sylemistir. "Tek Tanri" fikrine bagli olmiyan ve puta tapan Araplara (ki bunlari "msrik", diye agirirdi) kendisini peygamber olarak kabul ettirmek istemis ve fakat basari saglayamayinca, ve stelik onlari zorlamak zere elinde de baskaca bir sey olmayinca :"Sizin dininiz, (yani putperestliginiz) size, benim dinim, (yani Islm ) bana'dir" diye konusmustur. Fakat Medne'ye hicret'ten sonra yavas yavas glenipte kendisini sadece Araplarin degil fakat Arap olmiyanlarin da (rnegin Yahudi'lerin, Hiristiyan'larin, ve digerlerin) peygamberi olarak gsterme hevesine kapilinca, Islm'dan baska "gerek" bir din olmadigi grsne sarilip vurusmali savas yolu ile Islm'i zorla kabul ettirme siysetine basvurmustur. Ilerdeki sayfalarda aiklayacagimiz gibi, hicret'in ikinci yilinda, Ben Kaynuka Yahudilerini Medne'nin pazar yerlerinden birinde toplayip Islm'a agirmasi, Islm olmadiklari takdirde baslarina felket gelecegini anlatmasi ve Islm'i kabul etmedikleri iin zerlerine saldirmasi, bu siysetin ilk rneklerindendir. Ve iste kendisini onlara "peygamber" olarak kabul ettiremeyecegini anladigi andan itibarendir ki, Tanri katinda Islm'dan gayri gerek bir dn olmadigini, Tanri'nin insanlara daha yaratilista verdigi dnin sadece Islm dini oldugunu, ve Islm'dan gayri bir dne ynelmenin "sapiklik" sayildigini bildirmis, Kur'n'a bu dogrultuda hayet'ler koymustur (rnegin Bkz. Rm sresi, yet 30; Imrn sresi, 19, 83, 85; Mide sresi 51, vs...). Daha baska bir deyimle Tanri, gy Yahudilere ve Hiristiyanlara, "Haniflik" (tek Tanri'ya inanmak) bilincini vermis (K. Rm 30) ve onlara namaz kilmak, zekt vermek gibi ykmler yklemis ve "Hak" dine (Islm'a) uymalarini emretmistir (K. 98 Beyyine, 5). Ve sunu

bildirmistir ki her dogan ocuk "Islm fikrati" zerine dogar, ve sonra anasi ve babasi onu, Yahudi, Hiristiyan ya da Mecs yapar6. Yine Muhammed'in sylemesine gre, Tevrat ve Incil, dogrudan dogruya mslmanligin esaslarini ierir sekilde inmis kitap'lardir. Bundan dolayidir ki Kur'n, Tevrat'i ve Incil'i "tasdik" etmek zere gnderilmistir. Fakat ne var ki Yahudi'ler ve Hiristiyan'lar, kendilerine verilen kitaplari tahrif etmislerdir (K. Bakara 75-79; Maide 13-41). Bu itibarla Tevrat'a ve Incil'e gsterilmek gereken saygi, Kur'n'daki esaslara uygunluk bakimindan deger tasir. Tevrat ve Incil tahrif edilmis oldugu iindir ki Yahudi'ler ve Hiristiyan'lar Kur'n ile "amel etme" zorundadirlar; bylece emrolunmuslardir (Bkz. K. Nis sresi, yet: 47; Beyyine sresi, yet: 2-4) te yandan "peygamber"lerin durumu da bu dogrutudadir; Muhammed'in sylemesine gre, dny'nin yaratilisindan bu yana, Islm'dan gayri bir din'den Peygamber gnderilmemistir. Yani "Yahudi peygamber", ya da "Hiristiyan peygamber" diye bir sey yoktur. Gnderilen peygamberlerin hepsi de mslmanlikla emrolunmuslardir. rnegin Ibrhm mslmandir, Ishak mslman'dir, Ya'kb mslmandir, bunlarin ogullari'nin hepsi (yni Israilogullari) mslmandir, Ms mslman'dir, Dvud mslman'dir, Is mslman'dir, vs... Bu itibarla Yahudilere ve Hiristiyanlara gnderilmis olan peygamberlere saygi gstermek demek, aslinda mslman peygamberlere saygi gstermek demektir. Daha baska bir deyimle Muhammed'in getirdigi islm anlayisa gre Yahudilik ve Hiristiyanlik gerek din niteliginde seyler degildir. Bu itibarla, Yahudi'lerden ve Hiristiyan'lardan Muhammed'i Peygamber saymayanlar, ve Kur'n'a inanmayanlar, "kfir", "sapik" ve "Cehennem Ehl'i" olup, onlarla dostluk iliskisi kurmak yasaktir (rnegin bkz. Mide sresi, yet 51). Hatt Yahudi'lere ve Hiristiyan'lara karsi "cihd" amak, Islm'i kabul etmelerine, ya da klerek "cizye" (Kafa parasi) vermelerine kadar savasmak, ve yeryz Islm olana kadar tm "kfir"lere karsi savasi srdrmek sarttir (rnegin: Bakara 193; Tevbe 5, 29). Tekrar edelim ki Mekke dnemi'nin nispeten yumusak ve hosgrl imis gibi grnen yet'leri, daha sonraki Medine dneminin Islm'dan gayri din ve inanlara karsi hosgrsz, ve son derece sert nitelikteki yet'leri ile eliskilidir. Birbirlerine ters dsen, birbirleriyle eliskili bulunan hkmlerin ayni zamanda uygulanmalari mmkn olamayacagina gre, bu yet'lerden Mekke dnemine it olanlarin, Medne dneminde indigi kabul edilen yet'lerle geersiz kilindigini kabul etmekten baska bir yol yoktur. nk Medne dnemine it yet'ler, Mekke dnemi yet'lerinden daha sonra konmus seylerdir. Bilindigi gibi bir hkm, kendisinden sonra gelen hkm degil fakat daha nce gelen bir hkm ortadan kaldirabilir. Byle olunca Medne dneminin siddet ifde eden hkmlerinin, daha nceki Mekke dneminin yumusak nitelikteki hkmlerini geersiz kilmasi dogaldir.

6 Sahih-i Buhar Muhtasari... (Cilt IV, sh. 529, Hads no. 664)

iImam Gazal, Ihyu 'ulmi'd-dn (Bedir Yayinevi, Istanbul 1975, cilt IV, 280 iirnegin Bernard Lewis, bir ok vesilelerle ve zellikle "Semites & Anti-Semites" (New York 1986, sh. 122) adli kitabinda Kur'n yetleri arasinda Yahudiler aleyhine hkmler olmakla beraber, ayni zamanda onlardan saygi ile sz eden hkmlerin de bulundugunu belirtir. Fakat bu hkmlerin, sirf Yahudileri ve Hiristiyanlari kendisine ekmek maksadiyle Muhammed' tarafindan tavizci siyaset geregince kondugunu ve daha sonra geerlikten kaldirildigini belirtmez. te yandan yine bu ayni kitabinda Islm'in Yahudilere pek hasin davranmadigini ve Muhammed'in dahi Yahudilere karsi dsmanlikta fazla ileri gitmedigini syler.(Lewis, a.g.e, sh.196) Ancak ne var ki bu szleri, Kur'n'in Yahudilere ve Hiristiyanlara lm ve dehset saan hkmleriyle, ve hele zellikle Muhammed'in son on yillik yasami boyunca Yahudilere karsi giristigi imha siyasetiyle pek bagdasmaz.
iii Bernard Lewis, age, s.196 iv Syle diyor Bernard Lewis: "A striking example of this process is the transformation in literature and education of the prophet's adversaries from a minor nuisance to a major enemy, an embodiment of the eternal principle of evil. In some traditional Muslim account the Jews of Medina, even in their defeat and death, are allowed a certain dignity and courage". Lewis, age (1986), sh. 196 v Lewis, age sh.131 vi Lewis, age sh132 ve d. vii Lewis, age sh. 134 ve d.

viiiLewis Islm'in Yahudi ve Hiristiyan dinlerini tanidigini ve kisilerin bu dinlere girip ikmasini nlemedigini syler. Bkz. Lewis, age (1986), sh.131. Oysa ki Muhammed bu dinleri gerek din saymamistir. ixMuhammed'in lm dseginde yaptigi vasiyet "Arap ceziresinde iki din bir arada bulunmayacaktir" seklinde olmustur. Buna dayanaraktir ki mer, halifeligi zamaninda btn yahudileri srmstr. Fakat Bernard Lewis gibi yazarlar, Islm'i Hiristiyanliga nazaran daha hosgrl bir din imis gibi gsterme gayretkesligiyle, bu emri dahi yumusak gstermege alisirlar ve emrin sadece Arap Ceziresiyle sinirli oldugunu, ve Muhammed zamaninda bile Gney Arabistan'da Yahudi ve Hiristiyan kabilelerinin bulundugunu aiklarlar. Bkz. Lewis, Semites & Anti-Semites (New York 1986 sh. 130-131). Oysa ki Muhammed'in emri, sadece Arab Ceziresini degil ve fakat yeryznn tamamini kapsar niteliktedir, nk Islm'dan gayri gerek din tanimamis ve Islm'dan baska din kalmayana kadar savasmayi ngrmstr. Eger kendi zamaninda Arabistan yarim adasinda Yahudiler ve Hiristiyanlar yasayor idiyse bunun nedeni, onlari henz temizlemege vakit bulamamis olmasidir. mr ve gc yetmis olsa idi, bu isi bizzat kendisi yapacakti.
Yahudiler Is'yi peygamber olarak kabul etmezler, ve getirdigi emirleri benimsemezler. Muhammed bunu Kur'n'da syle belirtir: "Yahudiler -'Hiritiyanligin bir temeli yoktur-' dediler. Hiristiyanlar da: -'Yahudiligin bir temeli yoktur-' dediler... Allah kiymet gn anlasmazliga dstkleri seylerde onlarin arasinda hkm verecektir" (K. Bakara 113)

/// 11 Hiristiyanlik dnyasinin Yahudileri asagilatmis oldugunu belirten Lewis, T. S. Eliot'tan su misralari nakleder: "The rat is underneath the files, The Jew is enderneath the lot" (Bkz. Semites & Anti-Semites..., sh. 93). Naklederken de Muhammed zamaninda yahudilerin ve hiristiyanlarin, her seye ragmen haysiyet duygusuna sahip kilindiklarini ekler ki tamamen yanlistir. nk Muhammed, onlari her bakimdan asagilatmak bir yana fakat bir de kklerini kazimak iin syle demistir: "Yahudilere karsi savasmadikca, ve bu savaslari, bir kaya parasi gerisine saklanan bir yahudi -'Ey mslmanlar benim arkamda yahudi var, ldrn onu-' deyinceye kadar srdrmedikce hkm gn gelmis olmiyacaktir". Bu hads iin bkz. Buhar, Sahih (Kitab-i Cihd) [Houdas evirisi, Tome 2, sh.322] 12 Nice yzyillar nce Spinoza gibi dsnrler Trk'lere karsi hosgr beslenmesini ngrrlerdi. Geen yzyilin sonlarina dogru Dreyfs davsi sirasinda Fransa'da, aydin sinif haksizliga karsi sesini ykseltmis ve Emil Zola gibi nice nl yazarlar (rnegin "J'accuse" adli kitabi ile) Yahudi asilli Dreyfs'n savunmasini yapmislardir. 13 Celaleyn ve Buhar'deki yorumlar iin bk. Turan Dursun, "Tevrat, Incil, Kur'n", (2000 Ikibine Dogru" dergisi, Sayi....????? 14 Bkz. Sahih-i Buhar Muhtasari..,( Cilt XII, sh. 25) 15 Saffat Sre'sinde syle yazilidir: "Dogrusu (Nh) bizim inanmis kullarimizdandi...Ibrahim de sphesiz O'nun yolunda olanlardandi..." (K. 37 Saffat 81,83) 16 Bilindigi gibi "Islmiyet" szcg "Teslim olmak" anlamina gelir. 17 Tevrat'in Tekvin Kitabi (Bap 32:28.) 18 Ne akil almaz bir seydir ki Tanri, en son ve en sevgili peygamberi Muhammed'e okuma-yazma gretmemisken, Sleyman'a, kuslarla ve karincalarla konusabilsin iin, bu dilleri gretmistir te yandan onun mslmanligini ylesine saglam kilmistir ki, bu sayede Sleyman, Sebe melikesi Belkis'i bile mslman olmaga srkleyebilmistir.(27 Neml 1544) 19 Muhammed'te bu emir geregince hareket etmis ve :"...Sphesiz Rabbim beni, dogruya ynelen...Ibrahim'in dinine iletmistir" (K. 6 En'm 161) demistir. 20 Ms'ya Tanri gy syle demis: "Ey Ms, verdiklerimle ve szmle seni insanlar arasindan setim..." (K. 7 A'raf 144) 21 Ayrica bk. Sahih-i... (Cilt XI, sh.103, Hads no. 1702.) 22 Sahih-i...(IX,sh.179 ve d.) 23 Yahudiligin ve Hiristiyanligin asil kaynagi olup her ne kadar gk cisimlere tapim esasina dayali olmakla beraber tek Tanri inancina dayalidir. (Bu konuda bk.Eren Kutsuz, "Gnes Klt", Saak dergisi, Subat 1988, sh.4-62) 24 Bu konuda bk. Sahih-i...( XII, sh.25 ) 25 Her ne kadar bu yet'i "Sizin putlariniz size, benim TekTanri inancim bana" seklinde yorumlayanlar var ise de Muhammed'in putatapanlara "Sizin dininiz size" seklinde hitap etmesi ilgintir. (Bk. Turan Dursun, "Kur'n'daki eliski'lerden'...", Ikibine Dogru Dergisi, 17 Aralik 1989, sh.49 26 Islm kaynaklarina gre, gy Bahira, Kureys kervani yaklasirken btn agalarin ve taslarin Muhammed'e secde ettigini, ve bir bulut'un da onu glgeledigini, ve btn bunlarin peygamberlik alameti oldugunu syleyerek: "Iste bu ocuk lemler Rabbi'nin elisidir. Tanri bu ocugu lemlere rahmet olmak zere gnderecektir" demistir. Ayni kaynaklara gre Muhammed, gy obanlik ettigi yillarda tanri'nin kendisini ktlklerden korudugunu, ve rnegin gece eglencelerinde bulunmak zere gittigi evlerde kendisine uyku musallat ettigini, ve bu yzden hi bir kt ise tesebbs etmedigini sylemistir.(Bk. Taber, Milletler ve Hkmdarlar Tarihi (Ankara, M. E. Bakanligi

yayinlari, 1966, II, sh.. 62-68) Yine bunun gibi, Muhammed'in iki krek kemigi arasinda peygamberlik mhr bulundugu ve gy buna bakarak onun peygamber olacaginin bir ok Arap bilginleri tarafindan aiklandigi grlr. Mucize kabilinden olmak zere Muhammed'in hurma agalarinin salkimlarini yrterek yanina getirdigi iddialari da bunlara eklenir. (Bk. Taber, a.g.e , II, sh.89-90) 27 Her hususta oldugu gibi bu konuda da Islm kaynaklari kesin bir sey syleyemezler. Bir rivayete gre Muhammed 40 yasinda iken, ve diger bir rivayete gre ise 43 yasinda iken Peygamberligini iln etmistir. Bk. Taber, age, II,sh.83-85 28 Hatt kendisine peygamber olacagi haberini verdigi sylenir. Bu konuda Ayse'nin rivyetine dayali Hads'ler iin bk. Sahih-i..., I, sh.12. 29 Nice rneklerden biri olarak Ahd-i Atiyk'ta Tanri'nin Yahudi peygamberlerine ve Israilogullarina, fethettikleri yerlerin halkina nasil davranacaklari konusunda verdigi su emrini belirtelim: "...ve Allah'in Rab, (o sehri) senin eline verdigi zaman, onun her erkegini kiliyan geireceksin, ancak kadinlari ve ocuklari ve hayvanlari ve sehirde olan her seyi, btn malini kendin iin apul edeceksin...ve dsmanlarinin malini yiyeceksin..." (Bkz. Tesniye 20:13-15) 30 Arap kaynaklarin bildirmesine gre: "Tanri onu... peygamberlikle sereflendirmeyi irde ettigi vakit, Muhammed insanlardan uzaklasir ve evlerin grnmeyecegi yerlere, dag arkalarina ve ovalarin ilerine dalar, yanlarindan getigi her aga ve tas - 'Ey Tanri elisi, sana esenlikler dileriz-' diye onu selamlar, o, sag ve soluna ve arkasina bakar, kimseyi grmezdi". Bk. Taber, a.g.e, II, sh.87. 31 Bu konuda bk. Sahih-i..., I, sh.1-9
31 a. Her ne kadar Beyzev gibi bazi yorumcular bu yeti: "Kendi kavmimim ilk mslmani olarak emrolundum" seklinde anlarlarsa da yanlistir. nk Muhammed, kendisini Adem'den nce "peygamber" olarak emrolunmus gibi gstermistir

32 Kendisinin peygamberligini kanitalamak zere Tanri'yi su sekilde konusmus gibi gsterir:"...Sahid olarak Allah yeter" (K. 48 Fetih 28) 33 Syle demistir: "Kureys beni yalanlayinca Hicir'de ayakta durdum. Mteakiben Allah bana Beyt-i Makdis ile gzmn arasindaki mesafeyi kaldirdi da Mescid-i Aksa'ya bakarak onun nisanelerinden Kureys'e haber vermege basladi? 'Mescid-i Aksa'nin ka kapisi var? diye sormuslardi. Halbuki ben Kuds mescidinin kapilarini saymamistim. Fakat karsimda mescid tecelli edince...kapilari birer birer saymaga basladim" Burada geen Hicir szcg, K'be'nin Kureys tarafindan tamiri sirasinda yapi malzemesinin birakildigi Beyt'in disindaki yere atiftir. Cbir Ibn-i Abdillah'in rivyeti iin bk. Sahih-i..., X, sh. 59 ve d. Hads no. 1550 34 Bu konuda bk. Arsel, Arap Milliyetciligi ve Trkler (Istanbul 1987 sh. 217 ve d.) 35 rnegin Chiliyet dnemi diye bilinen dnemde Araplar arasinda "Hilf" (ki yemin ile tesis olunan dostluktur, ve aralarinda veraset cari olur) gelenegini kaldirmis onun yerine ayni mealde dinsel kardeslik koymustur. Bunu yapmasini nedeni Mekke'den hicret eden Muhacirlerin bakimini Medine'deki Ensar'in sirtina yklemek iindir. Yine bunun gibi eski Araplarda ogulluklarin karilariyle evlenme yasagi gelenegi var iken, kendisi Zeyd'in, yani kendi ogullugunun karirisi Zeyneb'e asik olupta onunla evlenmek isteyince bu gelenegi degistirmistir. Buna karsilik Ihram vesilesiyle eskiden uygulanan gelenkelerin ogunu sgrdrmstr. 36 rnegin Kur'n'in Bakara 89,90-91; Mide 3-4; Ahkf 12; vs... 37 Ilk alti yedi ay ierisinde 7 ete (Seriyye) gnderdigi anlasilmaktadir. 38 Enes'in rivyetine gre Muhammed bazan demir zirhini Yahudi tccarlara rehin ederek ilesini "infk" (geindirmek) iin arpa ya da para alirdi. O tarihlerde dokuz karisi oldugu ayni hads'ten anlasilmaktadir. Bu konuda bkz. Sahih-i...,VI, sh. 367 39 Eb Hureyre'nin rivyeti vesilesiyle bkz. Sahih-i... ,X, sh.118, 120 ve d. 40 Muhacirler, Beni Amr Ibn Evs, Beni Haris, Beni Naccar, Beni Amr Ibn Auf. vs, her biri kendilerine ait kisasi ve fidye bedellerini kendileri karsilayacaklardir. Bu konuda bkz. Sahih-i..., X, sh. 119

41 Sahih-i..., X, 119 42 Bu konuda bk. Sahih-i..., VI, sh. 367-8; Ayrica bk. Mahmud (Mirkhond), a.g.e, II, sh.726. 43 Sahih-i..., VI, sh.367, H. no.966 44 Sahih-i...,VI, sh. 368 45 Eb Hreyre'nin bir rivyeti iin bkz. Sahih-i..., Cilt X, sh. 119 vd . 46 Kur'n'daki Firavun hikayesi iin ayrica bkz. Maide 23, Kasas 2 ve d. 47 Ibn Ishak'in aiklamasina gre Tanri gy Muhammed'e syle hitb etmistir: "BEN, o eski peygamberlere emir verdim ki sana inansinlar ve yardim etsinler diye. Onlar da ikrr ve kabl ettiler" (3 Mide 81) . Ayet'in bu sekli iin bkz. Ibn Ishak, age (1980) sh. 104. 48 Tevrat'dan yaptigi aktarmalarla Muhammed, nerede ise Kur'n'i, Yahudi tarihi haline getirmistir. Tevrat'da geen olaylarin pek ogunu Kur'n'dan aynen ve bazan da degistirerek almistir. Yukardaki olaylarla ilgili ilgin bir rnek olarak Bakar Sre'sinin 244 ve 248ci yet'lerini ( ki bu yetlerde Tanri gy Yahudilere Sandik indirerek hkmdarligi diledigine verdigini bildirir), Ahd-i Atiyk'in "Hezekiel" Kitabinin 37ci Bap'i ile karsilastirmak, ve ayni seyi yine Bakara Sresi'nin 243c yet'ini (ki Tanri'nin lleri dirilttigi yazilidir) , Ahd-i Atiyk'in "I Samuel" kitabinin IV,V ve VIci Bap'larini karsilastirmak yeterlidir. 49 Bkz. Sahih-i..., X. sh.118- 120; 50 Islm yazarlari her zamanki yalan usulne basvurarak Muhammed'in daha Mekke'de iken bu oru detinden haberdar oldugunu ve sahsen izledigini, fakat Medne'ye gelinceye kadar taraftarlarina aiklamak istemedigini iddi ederler. Bkz. al-Halabi, age. II, 176 51 Mekke dneminde koydugu kabl edilen Meryem Sre'sinin 26ci yet'inde Meryem'e :"-'Ben Rahmn'a oru adadim, bugn hi bir insanla konusmayacagim-' de" diye seslenildigi yazilidir. Anlasilan o'dur ki Muhammed, muhtemelen kendi yakinlari arasinda bulunan hiristiyanlardan (rnegin karisi Hadice'nin yegeninden), bu tr hiristiyan gelenegine asindir. Hatirlatalim ki Trke'de "oru" diye bilenen szcgn asli arapca "savm", "siym" szcgnn karsiligidir ki "Hareketsiz olmak", "Konusmamak" gibi anlamlara gelir. 52 "Asr" szcg, Ibranice "Asur" kknden gelme olup Tevrat'da "byk kefret gn" olarak kullanilmistir. Tanri gy yahudilere, gnahlarinin afvedilmesi iin yilin belli bir gnnde hi bir is yapmamalarini ve canlarini "alaltmalarini" emretmistir. Tevrat'in Levililer kitabinin 16ci Bap'inda syle yazar:"...yedinci ay'da, ayin onuncu gnnde canlarinizi alaltacaksiniz...hi bir is yapmayacaksiniz, nk o gnde, sizi tathir etmek zere sizin iin kefaret edilecektir; Rabbin nnde btn sularinizdan tahir olacaksiniz..." 53 Bu konuda bkz. Tabar, Cami-al beyan fi Tafsr al-Kur'n (Misir 1321) , II,767 54 Ibn-i mer'in rivyetine dayali hads iin bk. Sahih-i..., XII, sh. 110, hads no. 1955 55 Ayse'nin rivyeti iin bk. Sahih-i...,IX, sh. 273-5, Hads no.1455 56 Sahih-i..., XII, sh. 110-112, Hads no. 1955 ve 1956; Ayrica bk. Sahih-i...,IX, sh. 273, hads no. 1455 57 Sahih-i..., XII, sh.11-13, Hads no. 1874 58 eviri Diynet'indir. Gayr-i mslim kadinlarla evlenme iznini veren yet'in (yani Maide 5) Bakara Sre'sindeki yet'le kaldirilmis oldugu konusundaki yorum iin bk. Sahihi..., XI, sh. 281-283 59 Bu hususta Taber'nin "Tefsir"'ine (V,83), ve ayrica Ibn Sa'd'in Tabakat adli nl yapitina ve Ibn Hisam , ve Celleddin as-Suyut ve Yahya gibi kaynaklara bakiniz. 60 Bu yet'lerle ilgili olarak Beyzav'nin yorumlarina bakiniz. 61 Bu hususta bk. Ibn-i Ishak, age, sh.239,255 62 Sahih-i...,IX, sh. 81 63 Ibn-i Ishak, age, sh. 266 64 Ibn-i Ishak, age. sh. 267

65 Sahih-i...,IX, sh.79-80 66 Sahih-i...,IX, sh.77-81, Hads no. 1368 67 Sahih-i..., IX, sh. 81 68 Ibn-i Ishak, age, sh.257 69 Ibn-i Ishak, age.sh. 258 70 Ibn-i Ishak, age, 270 ve d. 71 Ibn-i Ishak, age, sh. 271-3 72 Ibn-i Ishak, age, sh. 272 73 zellikle Imran Sre'sindeki "Elif, Lm, Mim" seklinde baslayan ve sanki Tanri'nin gizli isretleri varmis kanisini yaratmaga alisan yet'ler ( 3 Al-i Imran 1-3) buna rnek verilir. Bk. Ibn-i Ishak, age, sh. 276 74 rnegin: "Eger Allah dileseydi sizi tek bir mmet yapardi..." (5 Maide 48 ) 75 rnegin: "Dogrusu Biz yol gsterici ve nurlandirici olarak Tevrat'i indirdik. Kendisini Allah'a teslim etmis Peygamberler, yahudi olanlara onunla... hkmederlerdi" (K. Maide 44); "Incil sahipleri, Allah'in onda indirdikleri ile hkmetsinler" (K. Maide 47) 76 Bu maksatla Muhammed'in Kur'n'a koydugu yet syledir: "Allah peygamberlerden ahid almisti:-'Nd olsun ki size Kitab, hikmet verdim; sizde olani tasdik eden bir peygamber gelecek, ona mutlaka inanacaksiniz ve ona mutlaka yardim edeceksiniz, ikrar edip bu ahdi kabul ettiniz mi?-' demisti. -'Ikrar ettik-' demislerdi de -'Sahid olun, Ben de sizinle berber shidlerdenim-' demisti..."(3 Al-i Imran 81) 77 "Mide Sre'sinde syle yazilidir: "Onlar (Hristiyanlar,vs) kendilerine belletilenin bir kimsini unuttular, bu yzden aralarina...dsmanlik, kin saldik"(5 Mide 14) ; "Ey Kitab ehli, Kitab'da gizleyip durdugunuzun ogunu size...anlatan ve ogundan da geiveren peygamberiniz gelmistir. Dogrusu size Allah'tan bir nSr ve apaik bir kitab gelmistir" (5 Mide 15) 78 Bk. Kur'n 3: 48-49; 21: 108; 7 : 156-7; 11:17 vs. 79 Cbir b. Abdu'llah'in rivyetine gre Muhammed syle demismis: "Benden evvel her Nebi, hassaten kendi kavmine ba's olunurken, ben Umum-i Nsa ba's oldum" , (Sahih-i..., II, 245-6, Hads no. 223) 80 "Ehl-i Kitab size:-'Yehdi, yhut Hiristiyan olunuz ki hidyete eresiniz-' dediler. Sen de onlara de ki:-'Hayir biz dogru yola ynelen Ibrhm milleti cmiasindan oluruz ki, hi bir zaman msriklerden olmamistir-'" ( K. Bakara 136) 81 En'am Sre'sinde syle yazilidir: " Sphesiz Rabbim beni...GEREK din'e...IBRAHIM'in DINI'ne iletmistir..." (6 En'am 161) 82 Nitekim Bakara 62 ve Maide 16 yetlerinde, Yahudilerden ve Hiristiyanlardan "Tanri'ya inananlarin Tanri'nin ecrine kavusacaklarini" bildirirken "Muhammed'i peygamber kabul edenler" seklinde bir sey sylemez. Oysa ki daha sonra, yani kendisini onlara Peygamber olarak kabul ettirme hevesine kapilinca: "Ey inananlar, Allah'a ve Peygamberine...inanin" (4 Nisa 136) seklinde konusacaktir. Iyice glendikten sonra kendisini peygamber kabul etmeyen Araplari ve Yahudileri ve Hiristiyanlari lme mahkum kilacaktir. (rnegin Tevbe Sre'sinin 5ci ve 29 cu yetleri). 83 Cbir b.Abdu'llah'in rivayetine dayali bu hads syledir: "Benden evvel her Neb, hassaten kendi kavmine ba's olunurken, ben Umum-i nsa ba's olundum". Bkz. Sahihi...,II, sh. 245 Hads no.223 84 Ibn-i Ishak'in bu konuda yazdiklari iin bk. age. sh. 268 85 "Ey Muhammed de ki -'Allah dogru syledi...Ibrahim'in dinine uyun" (3 Imran 95) 86 Ibn-i Ishak, age., sh. 264-7 87 Islm kaynaklari Ab Amr'in, Mekke'nin fethi zerine Taif'e katigini, oranin fethi zerine de Suriye'ye g edip orada ldgn syleyerek, gy Muhammed'in hakli oldugunu kanitlamaga alisirlar. Oysa ki bu olay Muhammed'in hakli oldugunu gstermez, nk o, Ab Amr' in dedigi gibi, yahudileri ve digerlerini kandirmak iin Tevrat'tan hkmler aktarirken, Kur'n'i Arap geleneklerine yer veren yet'lerle doldurmustur. 88 "Bilmeyenler - 'Allah bizimle konusmali veya bize bir yet gelmeli degil mi?-

dediler. Onlardan ncekiler de onlarin sylediklerinin tikisini sylemislerdi. Kalbleri birbirine benzedi..."(2 Bakara 118). "Ey Muhammed! Kitab ehli, senin kendilerine gkten bir kitab indirmeni isterler. Musa'dan bundan daha bygn istemislerdi ve -Bize Allah'i apaik gster- demislerdi. Zulmlerinden tr onlari yildirim arpti..." (K. 4 Nisa 153-154). 89 Tevrat'in ikis kitabinda yazili bir olaya gre Musa, gy Israil'in ihtiyarlarindan yetmis kisi ile birlikte daga ikar ve Tanri'yi grr. (Bkz. ikis kitabinin Bap: XXIV:9-1189 ve ayrica Bap XXV:1 ve d.) 90 Bu konuda bk. Ibn-i Ishak, age, 257 ve d 91 M'min Sresinde Tanri gy gelmis gemis btn peygamberlere syle hitab eder: "Ey Peygamberler...sphesiz bu mslmanlik, bir tek din olarak sizin dininizdir " ( 23 M'minun 51-52) 92 Ra'd Sresi'nde syle yazilidir: "... Ana Kitb (Ummu'l Kitb), O'nun katindadir" (13 ra'd 39) 93 rnegin Saffat Sresi'nde: "And olsun ki MSs ve Harun'a da iyilikte bulunmustuk...Her ikisine de apaik anlasilan bir Kitb vermistik"( 37 Safft 116) diye yazilidir. 94 Muhammed'in sylemesine gre Tanri, Tevrat'dan sonra Zebur'u gndermistir. Enbiy Sresi'ne koydugu su yet'le bunu aiklamistir: "And olsun ki Tevrat'tan sonra Zebur'da da, yeryzne ancak iyi kullarimin mirasci oldugunu yazmistik" (21 Enbiya 105). Bu yet'i Muhammed, Ahd-i Atiyk'in "Mezmurlar" Kitabinin 37ci Bap'inda yazili bir hkm takliden Kur'n'a koymustur. (Bkz. Mezmurlar, Bap 37:29) 95 Bununla ilgili Kur'n'in Ankebt (29: 27-34) ve Safft (37:114-122) Srelerine bakiniz. 96 Kur'n'in esitli Sre'lerinde bu husus belirtilmistir. rnegin Ra'd (13:37), Zuhrf (43:2-3), Ysuf (12:2), Fussilet (41:44), Duhan (44-58-59), Sura (26:193-195) gibi Sre'lerde Kur'n'in, "anlasilsin", "akledilsin" iin Arapa olarak gnderildigi yazilidir. 97 "Nuh'a...Ibrahim'e, Ismail'e, Ishak'a, Ya'kub'a torunlarina, Isa'ya, Eyyub'a, Yunus'a, Harun'a ve Sleyman'a vahyettigimiz gibi ey Muhammed, sphesiz sana da vahyettik. Davud'a da Zebr verdik"(4 Nisa 163). 98 Diger benzerleri iin bk. Bakara 41,91,107; Imran 3; Nisa Ahkaf 1247; Maide 48; En'am 92; 99 "Allah'in hkmnn bulundugu Tevrat yanlarinda iken, ne yzle seni hakem tayin ediyorlar da sonra bundan yz eviriyorlar? Dogrusu biz yol gzterici, ve nurlandirici olarak Tevrat'i indirdik...Yahudi olanlar onunla hkmederlerdi..." (5 Maide 43-45) 100 Bu yet'i Muhammed, Israilogullariyla ilgili olarak anlattigi olaylar vesilesiyle koymustur. 101 Buna benzer bir yet Nis Sresi'nde syledir: "Ey inananlar! Allah'a, Peygamberine, peygamberine indirdigi Kitb'a ve daha nce indirdigi Kitb'a inanin...Kim Allah'i...kitblarini, peygamberlerini...inkr ederse...sapikliga sapmistir"(K. 4 Nis 136) 102 Ayni sekilde Nis Sresinde "Ey Kitab verilenler... elinizdeki kitab'i tasdik ederek indirdigimiz Kur'an'a inanin" (K. 4 Nisa 47) diye yazilidir: 103 Burada "kendilerine kitap verdiklerimiz ona (Kur'n'a) iman ediyorlar" sozleri, Abdullah b. Selm ve bey b. K'b adindaki Yahudilere (ve benzerlerine) atiftir. Diynet Vakfi evirisinde Ankebt sre'sinin 47.ci yeti'nin yorumuna bakiniz. 104 "Allah katinda din, sphesiz Islmiyettir. Ancak Kitab verilenler, kendilerine ilim geldikten sonra aralarinda ihtiras yznden ayriliga dstler. Allah'in yetlerini kim inkar ederse bilsin ki Allah hesabi abuk grr" (3 Imran 19) 105 "Kendilerine Kitab verilenlere ve verilmeyenlere -'Siz de Islm oldunuz mu?-' de. Sayet Islm olurlarsa dogru yola girmislerdir, sayet yz evirirlerse, sana yalniz teblig etmek dser...Allah'in yetlerini inkar edenlere...elem verici azabi mjdele..." (Imran 20-21) 106 Sahih-i..., IX, sh. 179-180 107 Muhtemelen Incil'deki su szlere imrenmis olmalidir: "nk ben, adamla babasinin, ve kizla anasinin ve gelinle kaynanasinin arasina ayrilik koymaya geldim; ve

adamin dsmanlari kendi ev halki olacaktir. babayi ve anayi benden ziyade seven bana layik degildir..." (Matta, Bap 10:34-39) 108 "Ey Yahudi toplulugu! Kureys'in basina gelen azaptan Yce Tanri'ya siginarak ve Ondan sakinarak Mslman olunuz..." seklindeki tehditleri iin bk.Taberi, age, II, sh. 34
108 a Hintli din bilgini Rahmetullah gibi bazi yorumcularin bu konudaki grsleri iin bkz. Turan Dursun, Kur'n Ansiklopedisi (Kaynak yayinlari, Istanbul 1994, Cilt I, sh. 260 ve d.)

109 Nisa Sre'sinde syle yazili: "Fakat onlardan... sana indirilen Kitab'a ve senden nce indirilen Kitab'a inanan m'minlere...elbette byk ecir verecegiz" (4 Nisa 162) 110 Sahih-i..., VI, sh.367-8 111 Enes'in rivayeti iin bk. Sahih-i...,VI, 367-8 112 Bunu belirtmek zere Muhammed Kur'n'a yet'ler koymustur. rnegin Nis Sre'sinde: "Kendilerine Kitab'dan bir pay vcerilenlerin...sizin yolu sapitmanizi istediklerini grmyor musun?" (Nis 44); "Kendilerine Kitab verilenler...inkr edenlere -'Bunlar, inananlardan daha dogru yoldadir-' dediklerini grmedin mi?" (Nis 51) 113 Sahih-i...,(Cilt X, sh.118 ve d. Hads no. 1560) 114 Onalti ya da onyedi ay boyunca Mescid-i Aksa (Kuds) ynne dnk olarak namaz kildirttiktan sonra, Bakara sure'sine koydugu su yet'le K'be ynne dnk olarak kilinmasini emreder: "Yzn...hosnud olacagin Kible'ye...Mescid-i Haram semtine evir..." (2 Bakara 144,145-149). Bu hususta bk. Sahih-i..., II, sh.340 ve d.) 115 Bu hususlarda bk. Taber, age,II, 183 ve d.; Ibn-i Ishak, age sh.269 116 Ibn-i Ishak, age, sh. 269 ve d. 117 Yahdudileri ve Hiristiyanlari kazanmak iin Tevrat'a ve Incil'e inandigini ve Ibrahim'in dinine yneldigini syledikce onlardan direnme grrd. rnegin yahudiler kendisine syle derlerdi: "Madem ki Ibahim'in dinini izliyorsun ve bizim elimizdeki Tevrat'a inandigini syleyorsun, o halde bizden daha baska ne bekliyorsun?". Onlarin bu slerine karsi Muhammed'in verdigi kurnazca cevap suydu: "Evet ama siz Tanri ile olan andlasmanizi bozdunuz". Buna karsilik yahudiler kendisine: "Tevrat'i asil tahrif eden sensin. Biz elimizde bulunan kitab'a inaniyoruz, senin yolundan gitmek istemiyoruz" derlerdi. (Bk. Ibn-i Ishak, age. sh. 268). Onlari susturmak iin Muhammed: Tevrat ve Incil'deki esaslari kapsar oldugunu syledigi Kur'n'a uymalari gerektigine dair yet'ler siralardi. 118 Ayse'nin rivyeti iin bk. Sahih-i...,IX, sh. 273-5, Hads no.1455 119 Sahih-i..., XII, sh. 110-112, Hads no. 1955 ve 1956; Ayrica bk. Sahih-i...,IX, sh. 273, hads no. 1455 120 rnegin Yuns Sresi'ne sunu koymustu: "Sana indirdigimizden sphede isen,senden nce indirdigimiz Kitb'lari okuyanlara sor. And olsun ki sana Rabbinden gerek gelmistir..." (10 YunSs 94) 121 rnegin: "Allah'in hkmnn bulundugu Tevrat yanlarinda iken ne yzle seni hakem tayin ediyorlar..." (5 Maide 43) 122 Sahih-i...,I, sh.3-13, Hadis no.3 123 Beyzev'nin bu yet'le ilgili yorumlarindan anlasilan budur. 124 Buhar, Sahih..., (Kitb-i Cihd), (Houdas evirisi, Vol.I, sh.322). Sahih-i..., (Cilt VIII< sh. 342, hads no. 1232) 125 Tevrat'in "Sayilar" ve "Tesniye" adli kitab'larinda, yahudi geleneklerine gre, adam ldren bir kimsenin gnahlardan kurtulmak zere, kirmizi gen bir sigiri kurban etmesi, ya da lye dokunmus kimselerin byle bir sigiri yakip kllerini muhafaza etmesi gerekir. (Bkz. Sayilar Bap 19; ve Tesniye Bap 21:1-9) .Eblfid'nin anlatmasina gre Kur'n'a alinan hikye sudur: Bir adam lrken ogluna gen bir sigir birakir. ocugun anasi bu sigiri altina satmasini tavsiye eder. ocuk pazara gittiginde gkten adam kiliginda bir melek iner ve alti altin karsiliginda sigiri almak ister. ocuk nce satmak istemez ve anasina danismak zere eve dner.. Anasi adamin melek oldugunu anlar ve ocuguna geri dnp ne yapmak gerektigini sormasini ister. Melek ocuga Israilogullarinin bu sigiri kendisinden byk paralar karsiliginda almak isteyeceklerini syler. Fakat bu sirada bir yahudi ldrlr. ldrlenin yakinlari Musa'ya gelip sikayette bulunurlar. Fakat

ldreni bulmak mmkn olmadigi iin Tanri sigir kurban etmelerini emreder. Yahudiler byk para karsiliginda ocugun elindeki sigiri alip keserler. Sigirin bir parasi ile lye vurduklarinda l dirilir ve kendisini kimin ldrms oldugunu bildirir ev sonra tekrar dsp lr. Hikye Tevrat'dakinin asagi yukari aynidir. Bu konuda bkz. Sale, age, sh.11, not3 126 "Ey inananlar! Peygamber'e, 'Bizi de dinle'- (Rin), demeyin, -'-'Bizi gzet-' deyin, ve dinleyin, inkr edenlere elem verici azb vardir" (2 Bakara 104) Bu hususta Celleddin'in yapitlarina bakiniz. Ayrica bkz. Sale, age, sh.17 Not.1 127 Muhammed'in sylemesine gre Is'yi ldren yahudiler degildir; nk Tanri onu yahudilerin elinden kurtarip kendisine ykseltmistir. (Bkz. Nis 156-8; ve Al-i Imran 556). Oysa ki Incil'de Is'nin, Yahudilerin sulamasi zerine armiha gerildigi yazilidir. 128 Hiristiyanlarin Isa'yi Tanri'nin oglu saymalari, ya da hatt "Teslis" inanisina ynelip onu Tanri yerine koymalari, Muhammed'in sylemesine gre Incil'i tahrif etmek olmustur. Gya bu nedenle kfir olmuslardir. (Bkz.5 Mide 17, 72-75) 129 Sahih-i..,VI, sh.368 130 Sahih-i...,VI, sh. 367-368 131 Bu konuda Eb Hreyre'nin rivyetine dayali bu hads iin bkz. Sahih-i...IX, sh. 68 ve d. Hads no. 1364 132 Sahih-i..,IX, sh. 68-9 133 Eb Hreyre'nin rivyetine gre Muhammed'in syle der: "Ben Isril'den bir kavim (mesh olunup= hayvana evrilip) beser tarihinden silindi, yok oldu. Bilinmez ki, o kavm ne (fenlik) islemistir. Ben zannetmem ki, o mmet frde'den baska bir seye mesh ve tahvl edilmis olsun. nk fre (isin) diye (bir yere) deve st konulursa, onu imez de koyun st konulursa onu ier..." (Bkz. Sahih-i...,IX, sh. 68, H.ads no. 1364) 134 Bu konuda bkz. Ilhan Arsel, Serit'tan Kissa'lar, ( Kaynak yayinlari, Istanbul 1996, sh. 279). Ayrica bkz. G. Sale, The Koran..., (sh. 11, Not.2) 135 Bu hads iin bkz. Sahih-i...,IX, sh.81 Hads no. 1369 136 Eb Hreyre'nin rivyet ettigi bu hads iin bkz. Sahih-i...,IX, 81, Hads no. 1369 137 Bu konudaki hads'ler iin bkz. A.R. Demircan, Islam'a Gre Cinsel hayat, (Eymen yayinlari, Istanbul 1986), cilt I, sh. 227 ve d. 138 "Tanriniz bir tek Tanri'dir...(Ondan) baska Tanri yoktur..." (2 Bakara 163); "...Allah ancak bir tek Tanri'dir, ocugu olmaktan mnezzehtir..." (4 Nis 171); "...ocuk edinmeyen ...Allah ycelerin ycesidir" (25 Furkan 2) 139 "Ey Kitab ehli! Dininizde taskinlik etmeyin...''tr demeyin...Allah ancak bir tek Tanri'dir..." (Nisa 171); "...'Allah ancak Meryem oglu Mesih'tir' diyenlere kfir oldular...And olsun ki -'Allah ten biridir-' diyenler kfir olmustur... " (K. 5 Mide 72-73); 140 Ibn-i Ishak, age, sh. 363-4 141 "Sizden evvel gelip geen mem ve akvm , kabirlerin mescid ittihaz etmek tiyadinda idiler: Siz bunlardan mtenebbih olup da kabirlerinizi mescid ittihaz etmeyiniz. Sizi bu fen itiyddan men'ederim". Sahh-i Mslim'de ve diger hads kitab'larinda yer alan bu hads iin bkz.: Sahih-i..., (Cilt IV, sh. 194) 142 Hads syledir: "Allah, Yehd ve Nasr'ya gadab etsin. Bunlar peygamberlerinin kabirlerini mescid ittihaz etmislerdir." Bkz. Sahih-i..., IV, sh. 190, ve sh. 478-484 , hads no. 655. Bu konuda ayrica Ibn-i Teymiyye'nin "Kitb'l-Mensik" adli yapitina bakiniz. 143 Ibn-i Esr'in "Nihye" adli yapitinda "Kubbe" 'nin tanimi syle yapilmistir: "adirdan ma'mul, kk ve yuvarlak bir odackiktan ibrettir. Arablar arasinda isti'mli syi olan evlerden ma'duttur". Bu konuda Bkz. Sahih-i..., IV, sh. 482 144 Sahih-i..., IV, sh. 479 145 Ibn-i Teymiyye'nin "Mensik" 'inde belirttigi bu hads iin bkz. Sahih-i...,IV, sh. 190 146 Ibn Mce'nin "Snen" adli yapitinda yer alan bu hads iin bkz. Sahih-i...,IV sh. 197. Bu hadsle ilgili olarak Gazal, kabir ziyretinin yasak oldugunu iddi edenleri azarlar.

147 Islm kaynaklarindan grendigimiz sudur ki kabir zerine kubbe kurma gelenegi, eski bir Arap gelenegi olarak, her seye ragmen devam etmistir. rnegin Ali'nin torunu Hasen Ibn-i Hasen ldg zaman esi, kocasinin kabri zerine bir yil kadar kubbe kurmustur. mer dahi, Muhammed'in karilarindan Zeyneb Bint-i Cahs'in kabrine kubbe kurmustur. Ayse'nin de kendi kardesinin kabrine kubbe kurdugu sylenir. Bkz. Sahihi...,IV, sh. 480 148 Enes Ibn-i Mlik'in rivyetine dayali hads iin Bkz. Sahih-i... IX, sh.308 ve d. H.no. 1477 149 Ibn Ishak, age (1980), 197 150 Ibn-i Ishak, age. (1980), sh. 363 151 Ibn-i Ishak, age, sh. 267 ve d 152 Bu hads'ler iin bk. Gazal, age (1975), II, sh. 505 153 Gazal, age, II, sh.506 154 Gazal, age ,II, 418-9 155 Gazal, age, II, 507. Buna benzer bir diger hads syledir: "Yahudi ve hristiyanlara nce selam vermeyin; yollarda onlara rastladiginiz zaman, ukura dsmemek ve duvara arpmamak sartiyle, onlari aralayarak geiniz". (Gazal, age, II, sh.507) 156 Bunlar Osmanli dneminde "Raiyye" diye agirilirlardi. 157 Bkz. Gazali, age (1975) ,II, sh.508 158 Taberan'den naklen Bk. Gazal, age, III,sh.416 159 Her ne kadar yukadaki yet'de "Putlari inkr edip Allah'a inanan kimse" deyimi geerse de Muhammed, Yahudilerin Kur'n'i kabul etmemeleri nedeniyle bu yet'i onlara yukardaks sekilde uygulardi. Bu konuda bk. Sahih-i..., X, sh.28 160 Sahih-i..., XI, sh. 383, Hads no.1851 161 Bazi Islmci evreler yukardaki hads'in anlami zerinde farkli grs belirtirler ve bunun yemek yemekten ziyde "ihtiras" ve "feragat" gibi hususlari ngrdgn sylerler. Gy bu hads "M'minin ihtirasattan feragati, kafirin ve munafikin ise doymak bilmeyen hirsini" anlatan bir rnektir. (Bk. Sahih-i...,XI, sh. 384) Oysa ki bu hads'i Ibn-i mer, yemege dvet ettigi fakir bir adamin ok fazla yemek yemesi vesilesiyle zikretmistir. 162 Abu'l-Abbs Ahmed B. Ali B. Abd Al-Kdir al-Husayni Taki al-Dn al-Makrizi (M. 1364-1442), 14.c yzyil'in nl arap yazarlarindandir. Ftim'ler tarihine, Emev ve Abbas tarihine, Misir'a hicret etmis Arap kabilelerine, Hadramut cografyasina, habesistan'daki mslman hkmdarlara dir yapitlarin yazaridir. Yukardaki alinti "Sulk" adli yapitindandir (Cilt I, sh.909-913). Bu alinti iin bkz. Bernard Lewis, Islam From the Prophet Muhammad to the Capture of Constantinople (Edited and Translated by B. Lewis, Vol II, Harper-Row 1974), II, 232 163 Lewis, Semites & Anti-Semites (New York 1986), sh.91 164 Ibn Ishak, age (1980), sh. 519 164 a Muhyi'l-Din Ab Zakariya Yahya al Nevev (M. 1233- 1277) den bu alinti iin bkz. Lewis, Islam... (cilt II, sh. 228-9) 165 Ibn-i Abbas'in rivyetine dayali hads iin bk. Sahih-i...,VIII, sh.246. Eb Hanife, Malik ve Safi gibi Islm'in en nemli mezheplerinin kurucularinin szleri de ayni merkezdedir. 166 Buhar'nin Ibn-i Abbas'tan rivayet ettigi bu hads, ve yukardaki olay iin bk. Sahih-i...,VIII, sh.241-2, Hads no: 1175 167 Sahih-i...,VIII, sh.246-7 168 Bunlar Abdurrahman Ibn-i Sehl (ki ldrlen Abdullah'in kardesidir) ve Huveyyisa'dir . Bk. Sahih-i...,VIII, sh.468-9, Hads no. 1311 169 Bunun byle oldugunu Ensar'dan Sehl Ibn-i Eb Hasme'nin rivyetine dayali olarak Buhar'nin naklettigi hads'ten grenmek mmkndr. Bk. Sahih-i..., VIII, sh.468471 (zellikle 470-471 sayfalara bakiniz), Hads no. 1311 170 Gazali, age,(1975), II, sh. 505 171 rnegin Bakara Sre'sinin 62ci yet'inde syle yazilidir: "Sphesiz , inananlar,

yahudi olanlar, hristiyanlar ve sbi'lerden Allah'a ve hiret gnne inanip yararli is yapanlarin ecirleri Rablerinin katindadir. Onlar iin artik korku yoktur; onlar zlmeyeceklerdir."(2 Bakara 62). Ayrica bk. 5 Maide 69. 172 Gazal, age (1975) IV, 846 173 Gazal, age, IV, sh. 962 174 Bu hads ve yorumu iin bk. Sahih-i..., XII, shg. 212, Hads no. 2053 175 Mslim'in rivyeti iin bk. Gazal, age (1975),IV,sh.962 176 Muhammed'in dedigine gre Cehennem'de kfirler, mslmanlara: "Sizin mslmanliginiz size bir kr saglamadi, siz de bizimle beraber Cehennemdesini" diyerek onlarla alay ederler. Buna karsilik mslmanlar syle derler: "Biz isledigimiz gnahlar sebebiyle Cehennemdeyiz". Bu konusmalari dinleyen Tanri, kfirleri biraz daha azaba sokmak iin syle emreder: "Mslmanlarin hepsini Cehennemden ikarin". Bu hads iin bk. Gazal, age (1975), IV, sh.990 177 Taberan'nin rivayetine dayali bu hads iin bk. Gazal, Ihyu 'ulmi'd-dn (Bedir yayinlari, Istanbul 1975, cilt IV, sh.989) 178 Gazal, age, IV, sh. 994-5 179 Bk. Sahih-i...,XI, sh.282. Diyanet Baskanligi bu yet'in Kitab Ehl-i ile iyi iliskiler kurma amacini tasidigini kabul etmekle beraber Mekke'nin fethinden sonra kondugunu iddia eder ki yanlistir. nk Muhammed, sz konusu iyi iliskilere, sirf Yahudilere taziz vermis olmak iin, Hicret'en sonra baslamis ve iki yillik sre boyunca sonu alamayinca onlara karsi dsmanlik siyasetine girismistir. Bu itibarla yet'in Mekke fethinden sonra konmus olmasi dsnlemez. 180 Islm kaynaklar bu yet'de yer alan "Msrik" szcgnn, ayni zamanda Kitab ehl-i olanlari , yani yahudi ve hiristiyanlari da kapsadigini belirtirler. Bk. Sahih-i..., XI, sh. 281-2 181 Sahih-i...,XI, sh.281-3 182 Mslman bir erkegin, mslmanligi kabul etmeyen kadinla evlenemeyecegi hususu ile ilgili hads'ler iin bk. Sahih-i...,XI, sh.281 183 Bu hkm, Hicret'in 6ci yilinda Hudaybiye andlasmasini bozdugu zaman koymustur. Bu andlasmaya gre, Kureyslilerden kendisine siginmak zere hicret edecek kimseleri ide etmek zere sz vermis bulundugu halde , mm- Glsm adindaki evli bir kadinin kendisine siginip mslman olmasi zerine bu kurnazliga basvurmustur. Bu yet'le ilgili olarak Beyzev'nin yorumlarina bakiniz. 184 Ibn Abbas'tan Buhar'nin rivayetine dayali hads iin bk. Sahih-i..., IX, sh.273, Hads no. 1455 185 Bk. Sahih-i..., IX, sh. 192 . Salari siyaha boyama yasagi sadece erkekler iindir; kadinlarin siyaha boyamalarinda sakinca grmemistir, nk kadini nemli grmemistir. 186 Muhammed'in salarini ve sakalini boyayip boyamadigi konusunda esitli rivyetler vardir. Ibn Malik, "Muvetta" adli yapitinda boyamadigini, fakat buna karsilik Ibn Sa'd, ki ok daha saglam bir kaynak sayilir, "Tabakat" adli kitabinda boyadigini belirtir ve bununla ilgili hads'leri gsterir. 187 Ibn Sa'd, Tabakat, sh.520-1 188 Tirmiz'nin rivyeti iib Bkz. Gazali, age (1975) II, sh.508 189 Sahih-i..., I, sh. 107 190 Kur'n yorumcularindan bazilari, yukardaki yet'lerin Mekke'nin fethinden nce mi, yoksa sonra mi kondugu hususunda anlasamazlar. Sylemege gerek yoktur ki ister nce, ister sonra konmus olsun, hosgr yoksunlugunu yansitmak bakimindan sonu degismez. 191 Sahih-i...,IV, sh. 364 192 Bu konuda bk. Ibn-i Hacar, Isaba, II, 477 193 Sahih-i...,V, sh.8 194 Ulema arasinda ihtilaf yaratan husus, kfirlerin, dnyev isler ve iliskilere dair

serit esaslarina tbi olup olmiyacakalaridir. Irak'taki Hanef fikihcilar tbi olacaklari grsndedirler. "Mevera-i Nehir" 'deki Hanef'ler ise kafirlerin Serit cezalarina muhatap kilinamayacagi grsndedirler. Diynet Isleri Baskanligi Irak Hanef'lerinin grslerine egilimlidir. Bkz. Sahih-i..., V, sh.9 195 Bu kafa parasi, her toplumun zenginligine ya da fakirligine gre ayarlanir ve alinirdi. rnegin Sam hiristiyanlarindan nfus basina drt dinar, buna karsilik Yemen'in mslman olmiyan halkindan bir dinar alinirdi. Bkz. Sahih-i...,VIII, sh.451-2 196 Sahih-i...,VIII, sh. 451 197 Bu konuda bk. Arsel, Teokratik Devlet Anlayisindan Demokratik Devlet Anlayisina (Ankara 1975, sh. 698 ve d.) 198 Sahih-i...,VIII, sh.342. Hatirlatalim ki Muhammed, Trklere karsi savas verilmedikce kiymet gnnn gelmeyecegine dair de hads'ler birakmistir. Bk. Arsel, Arap Millyetciligi ve Trkler, (Istanbul 1987, sh.30 ve d.) 199 Abdullah Ibn-i mer'in rivayetine dayali bu hads iin bk. Sahih-i..., VIII, sh. 341-2, Hads no.1233 200 Bu husus iin bk. Ibn-i Sa'd, age., II, 2, 44; Ibn-i Ishak, age (1955), sh.689 ve d. 201 Taber, age. II, sh. 342 ve d. Ayrica bk.Sahih-i...,VI, 396-7 202 Taber, age. II, sh.342 ve d. 203 Glpinarli'nin evirisinde 59.cu yet olarak yer alan hkm syle: "Bir toplulugun hinlikte bulunacagindan korkasrsan aradaki muahedeyi boz ve bunu, yni iki tarafinda da bri szle bagli olmadigini onlara bildir. Sphe yok ki Allah, hinleri sevmez" . 204 Islm kaynaklari, Ben Kaynuka yahudilerinin Bedir savasindan sonra rekbet hissiyle Andlasmayi bozduklarini yazarlar. (Bk. Sahih-i..., IV, sh. 342 ve d). Oysaki, yukarda belirttigimiz gibi, bu iddi yalandam ibarettir. 205 Bu hususlar iin bk. Taber, age, II, sh. 344 ve d. 206 Abdullah Ibn-i beyy Ibn Sell, Islm kaynaklarinin bildirdigine gre, mslmanligi kabul ettikten sonra Muhammed'in hosuna gitmeyen seyler yapacak, samimiyet'ten uzak kalip munafiklardan olacaktir. Bk. Sahih-i...,IV, sh. 342. ldg zaman Muhammed onun namazini kilmaktan kainmistir; ayrica da Tanri'dan vahy geldi diyerek Kur'n'a, munafiklarin nazaminin kilinmamasi ve mezarlarinin basinda durulmamasi iin yet (9 Tevbe 84) koymustur. 207 Bu konuda Bkz. Taber, age, II, sh. 344 ve d.; Ayrica bk. Sahih-i...,IV, 342; Sahih-i...,VI, 396 ve d. 208 Bk. Taber, age, II, sh. 344-5. 209 Sahih-i...,VII, sh. 155; Sahih-i...,X, sh. 67-8; Sahih-i..., XI, 374-5 210 Bazi Islm kaynaklari, Ben Nadir'in Muhammed'e karsi savas atigini syleyecek kadar ileri giderler (Bk. Sahih-i... X, sh. 164) . Bazilari da Ben Nadir yahudilerinin Muhammed'i ldrtmek iin "Su-i kasd" tertip ettiklerini, fakat Tanri'nin haber vermesi zerine Muhammed'in bundan kurtuldugunu sylerler. (Bu konuda Bk.: Sahihi...,VII, 155; Sahih-i...,X, sh. 167; Sahih-i...,XI, sh. 374). Oysa ki yukarda belirttigimiz gibi bu sylenenlerin hepsi de yalandir. 211 Diynet Vakfi evirisinde Hasr sresi'nin 5.ci yet'inin yorumuna bakiniz., Ayrica bkz. Sahih-i...,VII, sh. 155 ve d. 212 Sahih-i...,X, sh.168 213 Her ne kadar Ibn Sa'd, bu yahudilerin 600 deve yk esya ile srgne gittiklerini sylerse de, bu syledigi abartmadan ibarettir. Bu sayida deve sz konusu olsa bile yzlerce ilenin gnlk esyasinin fazla bir servet teskil etmeyecegi asikardir. te yandan eger ok degerli seyleri olmus olsaydi Muhammed'in bunlara el koyacagi muhakkakti. Nitekim onlara it 50 zirh'i, 50 migfer'i ve 340 kadar kilici askerleriyle paylasmaktan geri kalmamistir. (Bk. Sahih-i...,X, sh. 168) 214 Bu maksatla Kur'n'a koydugu yet syledir: "Ey Inananlar, onlarin mallarindan Allah'in Peygamberine verdigi seyler iin siz ne at ve ne de deve srdnz; fakat Allah peygamberlerine ve diledigi kimselere karsi stnlk verir..." (59 Hasr 6). Ganimet mal-

larindan Muhammed'e kalacak miktarlar iin ayrica Bk.: 59 Hasr 7-8. 215 Sahih-i..., XI, sh. 374 216 Sahih-i...,VIII; sh.235, Hads no. 1173 217 Buhar'nin Ibn-i mer'den rivyeti iin bk. Sahih-i...,X, sh. 164 ve d. Hads no. 1575 217 a. Btn bu hususlar iin Ibn-i Isak'in ve Ibn-i Hism'in Siyer'ine, Taber'nin Hkmdarlar Ve Milletler Tarihi (M. E. Bakanligi , Ankara 1966) adli yapitina bakiniz. 218 Sahih-i..., VIII, sh.142 219 Gazal, age, (1975), IV sh.845-6 220 Ibn-i Ishak, age, sh.XIV; Ayrica bk. Sahih-i..., VIII,sh. 140-2, 415. 221 Taber, age,II, sh. 620 ve d. 222 Arsel, Teokratik Devlet....,sh. 717 ve d. 223 Bu kaynaklar iin Bkz. B. Lewis, The Jews of Islam, (Princeton 1984, sh.4749) 224 Kaynaklar iin Bkz. Lewis, age (1984) sh.151 225 Kaynaklar iin Bkz. Lewis, age (1984) sh. 49-50 226 Bkz. Lewis, age,(1984) sh.49-50 227 Bkz. Lewis, age (1984) sh. 137-8

Islm'dan Gayri Din ve Inanca Ynelenlerin "Kfir'ler" ve "Munafik"lar Olarak "Dsman" Bilinmeleri
Kur'n'i okumaya basladiginiz daha ilk satirlardan i'tibaren karsiniza, "M'min", "Kfir" ve "Munafik" deyimleri ikar. Bu deyim'ler, "Tanri'dan gelen hidyet zere olanlar" (yni "Mslman'lar"), ile "Gazab'a ugramislarin ve sapmislarin" yolunda bulunanlar (yni "Mslman olmayan'lar") arasindaki ayirimin ifdesi olmak zere Kur'n boyunca tekrarlanip gider. Ayirim, "Mslman"lari, "Mslman olmayan"lara, (ya da Islm'a inanmadiklari halde inaniyormus grmnde bulunanlara, "mnafik"lara) karsi dsman kilacak nitelikte olup insan'in, insan'a sevgisini kknden kurutacak yeterliktedir. Gerekten de Kur'n insanlari, "Mslman'lar" ve "Kfir'ler" diye genelde iki blme ayirmistir. "Mslman'lar", "Tanri"dan baska "tanri" edinmeyen, Kur'n'i Tanri szleri, ve Muhammed'i Tanri elisi olarak benimseyen, ahiret gnne inanan, namaz kilan (Bkz. K. Bakara sresi, yet 2-5), ve Tanri'ya: "(Rabbimiz) Ancak sana kulluk ederiz... Bize, kendilerine ltuf ve ikramda bulundugun kimselerin yolunu gster" (K. elFtiha sresi, yet 6-7) diyerek yalvaran kimselerdir. Bununla beraber Islm'a inanmadiklari halde "Allah'a ve ahiret gnne inandik" diyerek inanmis grnenler (K. Bakara 8-20), ya da kalpleri zayif ve hastalikli, kararsiz ve mtereddid olanlar, ya da Muhammed'e zorak olarak ve isteksiz katilanlar da vardir ki "Munafik" diye adlandirilmislardir. Muhammed'in sylemesine gre bunlar Allah'i ve m'minleri aldattiklarini sanirlar ama, aslinda kendilerini aldatirlar (K. Bakara 9). Tanri onlarin hastaligini ogaltir (K. Bakara 10); hatt ogaltmakla kalmaz, fakat ayni zamanda onlarla alay eder ve azginliklarinda onlara firsat verir (K. Bakara 15). nk Tanri munafik'lara, tipki kfirlere yaptigi gibi, azap edecektir (K. Ahzb 73; Fetih, 6; Hadid, 13). Yine Muhammed'in sylemesine gre bunlar, kendi akillarinca gy Allah'i ve m'minleri aldatirlar (K. Bakara 9), kendilerine fesad ikarmayin denince: "Biz ancak islah edicileriz" derler (K. Bakara 11), bozgunculuk ederler (K. Bakara 12), m'minlerle karsilastiklari vakit: "(Biz de) iman ettik" derler ve seytanlarla basbasa kaldiklari zaman ise: "Biz sizinle beraberiz, biz (m'minlerle) sadece alay ediyoruz" derler (K. Bakara 14). Ve iste bu yzden Allah onlarla "istihza" eder, yni seref ve haysiyetlerini kirarak onlari maskara eder, budalaligi im edip sezdirmeden onlari tahkir eder. Ve stelik onlara, bir de "azginliklarinda firsat verir" ve bu yzden onlar bir sre basibos dolasirlar (K. Bakara 16); tipki kfirler gibi, sagir, dilsiz ve kr'drler, bu nedenle geri dnemezler(K. Bakara 18); fakat yildirimlardan gelecek lm korkusu ierisindedirler (K. Bakara 19-20). Ve Allah bu munafiklari epeevre kusatmistir (K. Bakara 19). "Kfir"lere gelince, bunlar genel olarak Islm'a inanmayanlardir. Daha dogrusu Tanri buyruklarini benimsemeyenler, Tanri'nin verdigi nimetlere karsi nankrlk edenler, ya da Muhammed'i "peygamber" olarak kabul etmeyenler, ona indirilen Kur'n'i inkr edenlerdir; daha nce kendilerine gnderilmis peygamber'lere (ki, gy hepsi de "mslmanlikla" emrolunmuslardir) ktlk edenlerdir. Ve iste bu "kfir"ler, "Ehl-i Sirk" ve "Ehl-i Kitab" olmak zere iki ayri gurup olarak tanimlanirlar: Birinciler, yni "Ehl-i Sirk" (msrik'ler), esitli putlara ("Ilh'lara") tapanlar, yni Tanri'ya es kosanlardir. Bunlar, genellikle Kur'n'a (ve daha nce gelen kitap'lara) inanmayan, Muhammed'i (ve daha nceki "peygamberleri") "peygamber" olarak tanimayan, ve kurbanlari zerine "Allah" adini anmayanlardir. Hemen ekleyelim ki "kfir" deyimini Muhammed, ilk nceleri Mekke'li "msrikler" iin kullanirdi. rnegin Kfirn sresi'ne koydugu yet'ler syle: "(Reslm!) De ki: - Ey kfirler! Ben sizin tapmakta olduklariniza tapmam. Siz de benim taptigima tapmiyorsunuz.... Sizin dininiz size, benim dinim banadir" (K. 109 el-Kfirn 1-6). Fakat daha sonralari bu deyimi, genel olarak

Tanri'ya es kosanlarla beraber munafiklari dahi kapsar sekilde kullanir olmustur (rnegin bkz. K. Sebe, 31-34; En'm 81, 89; Kfirn 1-6, Furkan, 3-6; Neml, 64-69; Zmer, 3; Imrn, 149 vs...). Ikinciler, yni "Ehl-i Kitab" ise, Tanri'nin kendilerine "Kitap" verdigi kimseler olup Yahudi'leri, Hiristiyan'lari ve Sabi'leri kapsar. Ilerdeki sayfalarda ayrica belirtecegimiz gibi, gy bunlar, Tanri tarafindan kendilerine verilen ve Islm esaslari ieren kitap'lari (Tevrat'i, Incil'i) tahrif, ve kendilerine gnderilen "peygamber"leri inkr etmislerdir (K. Mide, 64, 77-78; Tevbe, 30-31;, vs...). "Ehl-i Kitab"dan olupta Islm dini'ni kendileri iin "dn" olarak kabul etmeyen ve Islm'in haram etigini haram bilmeyenler ile, "Ehl-i Sirk"ten olanlar (yni putperestler), Muhammed'in dsman olarak kabul ettigi toplumlardir. Ve iste Mslmanlar, yeryznde Islm'dan gayri din kalmayincaya kadar bu baska din ve inanta olanlarla savasmalidirlar, nk, gy Tanri: "Ey Peygamber! Kfirlerle ve munafiklarla savas, ve onlara sert davran. yerleri cehennemdir onlarin" (K. Tevbe 73; Tahrm 9, vs...) , ya da: "... (ortada) Yalnizca Allah'in dini (Islmiyet) kalana kadar onlarla savasin..." (K. Bakara 193) seklinde yet'ler indirmistir! Muhammed'in degerlemesine gre "Ehl-i Kitb"in (Kitap'lilarin), "Ehl-i Sirk"e (putperestlere) nazaran biraz daha farkli durumlari vardir ki o da sudur: putperestlere karsi savas, kayitsiz ve sartsizdir: onlar nerede grlrlerse derhal ldrlmelidirler (K. Tevbe 5), meger ki Islm'i kabl etmis olsunlar (K. Bakara 193). Daha baska bir deyimle "msrikler" iin "y Islm", "ya da lm" gibi iki durum sz konusudur; bunun ikisinin ortasi, ya da disi, baskaca bir sey yoktur. Buna karsilik "Ehl-i Kitap" olanlar, yani Yahudi'ler ve Hiristiyan'lar iin, ya Islm'i kabul etmek, ya da etmeyip "cizye" (yani kafa parasi) vermek, ve bu suretle lmden kurtulmak gibi bir durum vardir. Islm esaslara ve emirlere aykiri hareket etmedikleri ve "cizye" verdikleri sre boyunca gvenlikleri saglanmistir; onlara eziyet edilmez. Bununla beraber mslmanlara nazaran ikinci sinif insan durumundadirlar, ve o sekilde muamele grrler. Fakat eger Islm'i kabul etmeyecek ve "cizye" (kafa parasi) da vermeyecek olurlarsa, bu taktirde ldrlmeleri gerekir (K. 9, Tevbe 29). Ancak hemen ekleyelim ki, Tanri'nin, farkli din ve inantadirlar diye kendilerine karsi savas ailmasini emrettigi kfir'ler ile munafik'lar, ilerdeki blmlerde ayrica grecegimiz gibi, yine bu ayni Tanri tarafindan kalpleri ve kulaklari mhrlenmis, gzleri perdelenmis, ve karanliklara terkedilmis kimselerdir (rnegin bzk. K. Bakara 7, 17; En'm 125, vs...)! Daha baska bir deyimle Tanri onlari hem "kfir' ya da "munafik" yapmistir, ve hem de byle olduklari iin cezalandirma yolunu tutmustur!
Bunlar gy, mminlerle karsilastiklari vakit "Allah'a ve ahiret gnne inandik" (K. Bakara, 8, 14) derler, seytanlarla basbasa kaldiklarinda ise: "Biz sizinle beraberiz, biz mminlerle sadece alay etmekteyiz" (K. Bakara 14) diyenlerdir. Elmalili Hamdi Yazir'in , Kur'n'in 15-16 yetlerinin yorumundan.

Bkz. Sahih-i Buhar Muhtasari... (Cilt, XII, sh. 25)

Muhammed'in sylemesine gre Tanri sadece toplulugu (Yahudi'leri, Hiristiyan'lari, Sbi'leri) "Ehl-i Kitb" diye tanimlamis, geri kalanlari ise "Ehl-i sirk" saymistir. Su durumda Budizm, Brahmanism vs... gibi dinlerin saliklerinin dahi "Kfir", ya da "msrik") olarak kabul edilmeleri gerekir. Mekke ve evresi disindaki dny hakkinda pek fazla bir bilgiye sahip bulunmayan Muhammed, yer yznde Yahudilik'ten, Hiristiyanlik'tan ve Sbi'lik' ten baska inanlar oldugunu, ya da baska dinlere mensup insanlar bulundugunu bilmiyor olmalidir ki, Tevrat, Zebur, Incil ve Kur'n'dan baska bir Kitb'dan sz etmemistir [Tevrat'i Musa'ya, Zebur'u da Davud'a vahyedilmis kitaplar olarak tanimlamistir (K. Nis 163)]. Sbi'likten sz ederken dahi bunun ne oldugunu bildirmemistir. Bundan dolayidir ki, Sbi'ligin ne oldugu hususu, Kur'n yorumculari arasinda 1400 yil boyunca esitli sekillerde tanimlanmis, ve Sbiler, Eb Hanife gibi Imam'lar tarafindan "Ehl-i Kitap" sayilmislardir. Bununla beraber, Muhammed'in sylemesine gre Tanri, gy sadece Yahudilere, ve Hiristiyanlara ve Arap'lara hitben onlarin dil'leriyle konusmustur, ve sadece onlara kendi ilerinden peygamberler semis ve kendi anlayacaklari dil'lerde Kitb'lar gndermistir. rnegin Arap'lara syle demistir: "Bu indirdigimiz (Kur'n) kutsal Kitb'dir, ona uyun. -'Bizden nce iki topluluga kitb indirildi, bizim onlarinkinden haberimiz yok-', veya -'Bize kitb indirilseydi onlardan daha dogru yolda olurduk-' demekten sakinin ki merhamet olunasiniz..." (K. 6 En'm 155-157). Her ne kadar "Ehl-i Sirk" deyimiyle Muhammed, Kitabli'lar disinda kalanlari kastetmis olmakla beraber, esas itibariyle putataparlari anlatmak istemistir. Ancak ne var ki onlar iin kullandigi "msrk" deyimi, dny'nin baska blgelerinde yasayipta Tanri fikrine ynelmemis olan toplumlari, rnegin Budizm'e ya da Brahmanism'e mensup olanlari da kapsar olmak gerekir. Eger bu din'lerin varligindan haberi olmus olsaydi, kuskusuz ki onlari da zikreder, ve onlara karsi da, "msrik"ler, ya da "Tanrisiz"lar hakkinda koydugu hkmlerin uygulanmasini emrederdi. nk Budizm, Tanri diye bir sey bilmez; ya da "ruh" diye bir seyden sz etmez; daha dogrusu "Kinata hkmeden, ve insanlara emirler veren bir Tanri"'ya yer vermez. Buna karsilik kendi salk'lerinin inanir olduklari ilhlari (yni "tanricalari") benimser. Bunlari, dny'yi yaratanlar olarak degil, fakat insanlardan daha gl varliklar olarak benimser. Kisilerin dahi bu duruma geebileceklerini kabul eder. O kadar ki, Budizm'e gre bir insan, iyi davranislariyle kendi kendisini "tanri" olarak yeniden yaratmis olabilecek ve mutluluga erisebilecektir. Fakat eristigi zaman dahi bu hal, devamli bir hal olmayip, daima yenilegelen bir hal teskil edecektir. te yandan Budizm, "Tanri var midir, yoksa yok mudur?" ya da "lmden sonra hiret ("hayat" karsiligi olarak) var midir, yok mudur?" ya da "dnya ebed ve ezel midir, yoksa degil midir?", seklindeki sorulara yanit bulunulacagini kabul etmez. Bunlari bilmenin mmkn ve gerekli olmadigini, ve nk insan aklinin bunlari kesfetme olanagina sahip bulunmadigini syler. Daha baska bir deyisle Budizm, Kur'n'da yazilanlarin tam tersine olmak zere, "uhrev ve niha geregin" ve daha dogrusu Tanri'nin, hiret'in, Cennet ve Cehennem'in, Kiymet gn'nn ve buna benzer seylerin tanimlanamayacagina ve bunlarla mesgul olmanin vakit kaybi sayilacagina inanmistir. Brahmanizm'e gelince, bu dini inanista her ne kadar Tanri fikri var ise de bu "Tanri", Kur'n'dakine benzer bir Tanri olmayip, "nefs" denen seyden ibarettir; ve hareket eden ve etmeyen her seyde ebed ve ezel olmak zere yasayan bir fikir, bir dsncedir. Btn bu ynleriyle Budizm ve Brahmanizm, Islm'in tahamml alani disinda kalan, Kur'n emirlerine terslik yaratan, Tanri ve Peygamber anlayisini yadsiyan ve bu nedenle Kur'n'a gre "gerek olmayan" dinlerdir. Bu dinlere mensup olanlar Kur'n'i Tanri emirleri olarak, ve Muhammed'i de Peygamber olarak kabul etmediklerine gre, ldrlmek gereken kimselerdir: tipki Tevbe sresi'nde zikredilen "msrik'ler" gibi!

Muhammed'e gre Islm'dan gayri "gerek" bir din yoktur; baska din'den peygamber gnderilmemistir; gelmis gemis peygamberlerin hepsi de mslmanlikla emrolunmuslardir; Kur'n disinda baskaca "kutsal" ve uyulmak gereken kitap yoktur!
Mslman bir kisiye: "Semav dinler hangi dinlerdir? Bu dinler arasinda fark var midir?" diye sorunuz. Eger "semav" szcgnden ne anlasilmak gerektigini biliyorsa, size verecegi cevap muhtemelen su olacaktir: "Semav dn'ler, Yahudilik, Hiristiyanlik ve Mslmanlik'tir, ve bunlar birbirlerinden ayri dinlerdir!" . Yine ayni sekilde bu kisiye:"Ibrahim peygamber kimdir? Ishak, Ya'kub, Israil, Elyesa, Harun, Sleyman, Davud ve bunlar gibi Isarilogullari soyundan gelme peygamberler kimlerin ve hangi dinin peygamberidirler?" diye sorunuz. Alacaginiz cevap, pek muhtemelen su olacaktir: "Bunlarin hepsi de Yahudi dininden olan ve Yahudi'lere gnderilen peygamberlerdir". Yine ayni kisiye : "Peki, Ms Peygamber kimdir? Hangi dinin peygamberidir? Tevrat, hangi dinin kitabidir?" diye sorunuz, bu sefer karsinizdaki size ters ters bakacak, ve yine muhtemelen iinden: "Bu adam deli mi ki her kesin bildigi seyleri soruyor" diyecek ve: "Ms elbette ki Yahudilikle emrolunmus ve Yahudi dininden bir Peygamberidir; Kendisine Tanri'dan indirilen Tevrat ise elbetteki Yahudi dini'nin esaslarini ieren bir kitab'dir" seklinde bir yanit verecektir. Karsinizdakini biraz daha yoklamak zere: "Peki! Is kimlerin ve hangi dinin peygamberidir? Incil hangi dinin kutsal Kitabi sayilir?" diye sordugunuzda, sizi dinleyen kisi, eger sabri tkenmemis ise: "Is elbetteki Hiristiyanlikla emrolunmustur. Hiristiyanlarin Peygamberidir; Incil ise Hiristiyan dininin esaslarini ieren bir Kitab'dir" seklinde bir seyler mirildanacaktir. Ancak ne var ki bu tr cevaplariyle mslman kisi, hem Islm inanlara ters dstgnn, ve hem de dolayisiyle Tanri'yi ve Muhammed'i inkr ettiginin farkinda degildir. nk Muhammed'in bildirmesine gre Tanri'nin gnderdigi tek gerek bir din vardir ki o da Islmiyet'tir. Islmiyet'ten gayri "Hak dni", "Tanri dini" diye bir sey yoktur. Daha nce gnderilmis olan din'ler "Yahudilik" ya da "Hiristiyanlik" degil fakat sadece "Mslmanlik"tir. Bu itibarla Yahudilik, ya da Hiristiyanlik gerek din sayilmaz. Bunun byle oldugunu anlatmak zere Muhammed, her seyden nce Kur'n'a: "Allah katinda din sphesiz Islmiyettir" (3 Imran 19), ya da "(Islm dini) Allah'in yaratilista verdigi din'dir" ( 30 Rum 30) seklinde yetler koymustur. Her ne kadar bazan: "Btn dn'lerden stn kilmak zere peygamberini ve Kur'n ve Hk dn ile gnderen O'dur" (48 Fetih 28) seklinde yet'ler koymakla, yni "Btn din'ler" deyimini kullanmakla, sanki Islm'dan baska dnler varmis gibi grnrse de, anlatmak istedigi sey Islm'dan gayri dnlerin gerek dn olmayip, Islm'in bunlara stn bulundugudur. Yine Muhammed'in sylemesine gre Tanri, Islm'dan gayri bir dn indirmedikten gayri, Islm'dan baska bir dn'de peygamber de gndermemistir. Gnderdigi btn peygamberleri "mslmanlikla" emrolunmus olarak gndermis, ve onlardan her birine aik bir dille: "Ey Peygamberler!...Sphesiz bu mslmanlik, bir tek din olarak sizin dninizdir; Ben de Rabbinizim..." (K. 23 M'minn 51-52) demistir. Bu itibarla "Yahudi peygamber", ya da "Hiristiyan Peygamber" diye bir sey yoktur. Gelmis gemis btn peygamberler "Mslman" peygamberlerdir. rnegin Kur'n'da Nh'un: "...Mslimlerden olmak zere emrolundum!" diye konustugu yazili (Bkz. K. 10, Yunus sresi, yet: 72). Hd Sresi'inde Tanri'nin gy: "Nuh'u kavmine gndermistik (O da demisti ki... Ben size sunu ihtara geldim ki) ancak Allah'a kulluk edin... " (K.11 Hd 2526) dedigi, ve sonra: "Nh'a vahyolundu ki Kavminin iinde sana iman edenlerden baska hi kimse iman etmeyecek" (K. 11 Hd 36) diye ekledigi, Safft Sresi'nde de: "And olsun ki, Nh Bize seslenmisti de dusina ne gzel icbet etmistik" (37 Saffat 76); dedigi ve

"Dogrusu o (Nh) bizim inanmis kullarimizdandi" (37 Safft 81) diye ekledigi anlatilmistir. Yine Muhammed'in sylemesine gre, Nh'tan ok sonra gelen Ibrahim de mslmandir, nk Kur'n'da Tanri'nin: "Ibrahim de sphesiz, O'nun (Nh'un) yolunda olanlardandi" (K. 37 Safft 83) dedigi ve ayrica Ibrahim'e "Mslman ol" diye emrettigi yazili. Bakara sresi'nde su var: "nk Rabbi ona (Ibrahim'e) : -'Mslman ol-'demis, o da: -'Alemlerin Rabbine boyun egdim-' demisti" (K. 2 Bakara 131). Ayrica da Ibrahim'in ne Yahudi ve ne de Hiristiyan olmayip mslman oldugunu anlatmak zere syle konusmustur: "Ibrahim, ne yahudi, ne de hiristiyan idi; fakat o, Allah'i bir taniyan dosdogru bir mslman idi; msriklerden de degildi" (K. Al-i Imrn 67). Ancak burada glk arz eden bir sey var ki o da Ibrahim'in, "kitapsiz" olarak nasil ve ne sekilde mslman oldugudur! nk Kur'n'da: "Ey ehl-i kitap! Ibrahim hakkinda niin ekisirsiniz? Halbuki Tevrat ve Incil, kesinlikle ondan sonra indirildi..." (K. Al-i Imran, 65) diye yazilidir. Kendisine kitap verilmedigi halde Ibrahim, hangi kurallari ve emirlere uymak zere mslman olmustur? Pek karisik! Fakat her ne olursa olsun, Muhammed'in sylemesine gre Ibrahim, mslmanligi kendi ogullarina da vasiyet etmis, onlar da kendi ogullarina ayni seyi sylemislerdir (K. Bakara 131-132; Imrn 65-66, vs...). Bu nedenle Ibrahim'in ogullari Ismail ve Izhak her ikisi de mslmandir. Izhak'in oglu Ya'kub (ki Tanri gya daha sonra ona Israil adini vermistir) kendi ogullarina: "... Ogullarim! Allah sizin iin bu dini (Islm'i) seti. O halde sadece mslmanlar olarak lnz" (K. Bakara 132) demis, ogullari da kendisine: "... Senin ve atalarin Ibrahim, Ismail ve Ishak'in ilhi olan tek Allah'a kulluk edecegiz; biz ancak O'na teslim olmusuzdur" (K. Bakara 133) diye cevap vermislerdir. Bu nedenle Ya'kub'un soyundan gelme insanlar (yani Israilogullari) ve peygamberler (rnegin Musa, Harun, Elyesa, Davud, Sleyman,Idris, vs...) hep mslmandirlar. Nitekim Kur'n'da yukardaki hususlari kanitlayan pek ok yet vardir. Grlyor ki yukardaki yet'lere gre Nh, Muhammed'ten ok nce mslman peygamber olarak is grmse benzer. Su durumda "ilk mslman" peygamberlerden biri olmak gerekir. Ancak ne var ki Muhammed, kendinden ok nce gnderildigini syledigi Ibrahim peygamberi "ilk mslman peygamber" saymis ve Nh'tan ziyde zellikle Ibrahim'i kendisine rnek ve rehber edinmek istemistir. Her ne kadar Ibrahim'i, Nh'un yolunda imis gibi gstermekle beraber, kendisini Ibrahim'in dinine ynelikmis gibi gstermistir. Gsterirken de Ibrahim'in Yahudi ya da Hiristiyan ya da "putatapan" olmayip "hanif bir mslim", ve hem de ilk "hanif mslim" oldugunu bildirmistir. rnegin Imran Sre'sine koydugu yet'ler syle: "...Ey Kitab ehli, Ibrahim hakkinda niin tartisiyorsunuz...Ibrahim yahudi de, hiristiyan da degildi, ama hanif bir mslimdi..." (K. 3 Imran 65, 67); "... Ibrahim'in dinine uyun. Hanif olarak... Ibrahim putataparladan degildi" (K. Imrn 95) Burada geen "hanif" deyiminin gerek anlaminin ne oldugu pek bilinmez; bu deyim zerinde Islm dinbilirleri, yzyillar boyunca tartisma halindedirler. Fakat genel olarak bu deyimin "dosdogru" ya da "Tanri'nin tek olduguna inanan, Tanri'ya kul olan, namaz kilan, zekt veren, vs..." demek oldugu kabul edilir, ki aslinda "mslim kisi" anlamina gelir. Gy Tanri, Muhammed'i Kur'n ile birlikte gndermeden nce Yahudilere ve Hiristiyanlara "hanif" olma yolunda buyruklar gndermis, Kitap'lar (Tevrat, Incil) vermis ve rnegin syle demistir: "Kendilerine Kitap verilenler... birer hanf olarak, dini yalnizca Tanri'ya zg kilanlarin tutumuyla Tanri'ya kulluk etmek, namaz kilmak, zekt vermek yolunda buyruk almislardi. Dosdogru din (dzen) de budur iste" (K. 98 Beyyine 5). Daha baska bir deyimle Ibrahim, Yahudi ya da Hirisitiyan ya da putperest filan degildir; o ilk mslmandir. Ve Tanri Ibrahim'i kendisine dost edinmis ve onun dinine uyulmasini emretmis, syle demistir: "Iyilik yaparak kendini Tanri'ya veren ve hanf olarak Ibrahim'in dinine uyan kimseden daha gzel dinli kim olabilir? Tanri Ibrahim'i dost edinmisti" (K. Nis 125). Bununla da kalmamis, bir de Ibrahim'in dininde yz evirmenin "kfir"lik oldugunu bildirmistir (K. Bakara 130). Yine Muhammed'in sylemesine gre Ibrahim'den sonra gelen btn

"peygamberler", "hanf" olarak Ibrahim'in milletine uyan kimseler olmuslardir. Byle olunmasini Tanri emretmis ve bu ayni Tanri, ayni emri Muhammed'e ve onun kavmine de vermistir. rnegin syle demistir: "Sonra (Ey Muhammed) '-Ibrahim'in milletine (dinine) hanf olarak uy! Ibrahim putataparlardan degildi-' diye sana vahyettik" (K. Nahl 123); "De ki: -'Kuskusuz, beni dogru yola iletti Tanri'm. Dosdogru olan dine, Ibrahim'in dinine. Hanf olarak... " (K. En'm 161); "(Ey Muhammed!) yleyse yzn (kendini) dine hanf olarak ynelt. Bir yaratilis dzeni ki, Tanri insanlari onun zerinde yaratmistir... Iste dosdogru olan din (dzen) budur. Ne var ki insanlarin ogu bilmez" (K. 30 Rm 30). Ayrica da kendisine ortak kosulmamasini ve "Allah'in hanfleri olunmasini" emretmistir (K. 22 Hac 3031). Grlyor ki Muhammed, ilk mslman olarak Ibrahim'in gnderildigini, kendisinin de, tipki diger "peygamberler" gibi, Ibrahim'in dinine ynelmekle emrolundugunu bildirmekte. Yine Muhammed'in bildirmesine gre Ibrahim, K'be'nin temellerini ykseltmistir; ve bu isi oglu Ismail ile birlikte yapmistir (K. 2, Bakara 127). Yaparken de :"Rabbimiz! Ikimizi sana teslim olanlar kil, soyumuzdan da Sana teslim olanlardan bir mmet yetistir" (K. 2 Bakara 128-129) diye yalvarmis ve bunun zerine Tanri ona "Teslim ol" diye buyurmus ve o da: "Alemlerin Rabbina teslim oldum" demis ve mslman olmustur (K. 2 Bakara 129131). "Islmiyet" szcgnn "Tanri'ya teslim olma" anlamina gelmesi bundandir. Ve iste Tanri, bu gayretlerinin karsiligi olarak Ibrahim'e vahiy'ler gndermis ve kullarini o'nun dinine yneltmistir (K. 2 Bakara 131). Mslmanlikla emrolunduktan sonra Ibrahim, biraz nce dedigimiz gibi, bunu gy ogullarina vasiyet etmis (K. Bakara 132-133), ve Tanri da bu vasiyet'i perinlemek zere "Kendini bilmezden baskasi Ibrahim'in dininden yz evirmez. And olsun ki dny'da onu setik..." (K. Bakara 130) demistir. Ibrahim'in ogullari olan Ismail ve Ishak, bu vasiyeti yerine getirmisler, ve her ikisi de namaz kilan, zekt veren mslman kisiler olmuslardir. Kur'n'da, Meryem Sre'sinde Ismail hakkinda syle yazili: "...(Ismail) sznde dogru bir kimseydi. evresinde bulunanlara namaz kilmalarini, zekat vermelerini emrederdi..." (K. 19 Meryem 54). Saffat Sre'sinde de Ibrahim'in diger oglu Ishak hakkinda syle yazili: "Dogrusu (Ibrahim) inanmis kullarimizdandi. Ona iyilerden olan Ishak'i peygamber olarak mjdeledik. Kendisine Ishak'i mubarek kildik"( 37 Saffat 111-113) Izhak'in oglu Ya'kub, daha sonra Israil adini almis ve Israilogullari'nin babasi olmustur; olduktan sonra Israil ogullarina: "Ogullarim Allah dini size seti, siz de ancak O'na teslim olmus olarak can verin" (K. Bakara 132-133) demis ve onlar da mslman olmuslardir. Ve iste Muhammed, bu sekilde konusarak evresindeki Yahudi'lere ve Hiristiyan'lara, esas itibariyle mslman olduklarini yzlerine vururdu. Onlar "Hayir biz mslman degiliz, Yahudiyiz, ya da Hiristiyaniz" dediklerinde de yalan sylediklerini syler ve Tanri'dan daha iyi bilmelerinin mmkn olmadigini anlatmak zere Tanri'yi syle konusuyormus gibi gsterirdi: "(Ey Muhammed onlara)...-'Yoksa Ibrahim, Ismail, Ishak, Ya'kub ve torunlarinin Yahudi veya Hiristiyan olduklarini mi sylyorsunuz. Siz mi yoksa Allah mi daha iyi bilir-' de..."(2 Bakara 140). Bununla da yetinmemis ve fakat, Kur'n'in orasina burasina serpistirdigi yet'lerle, gelmis gemis diger peygamberlerin de mslman olduklarini savunmustur. rnegin Yusuf Sre'sinde Yusuf peygamber'in: "...Atalarim Ibrahim, Ishak ve Ya'kub'un dinine uydum" (K. 12 Yusuf 37) diyerek mslman oldugunu ortaya vurdugu grlr. Meryem Sre'sinde Idris'in "Dosdogru bir peygamber" oldugu anlatilmistir: "Ey Muhammed! Kitab'da Idris'e dair sylediklerimizi de an, nk o dosdogru bir peygamberdi" (19 Meryem 56; Ayrica bk. 21 Enbiya 85) Elyesa'nin da mslman dininden olduguna ve mslman oldugu iin Muhammed'in onu (tipki Idris iin oldugu gibi) anmasi gerektigine dair yet'ler vardir: "Ey Muhammed... Elyesa'yi da an. Hepsi de iyilerdendir"(K. 38 Sad 48)

Bakara ve Yunus Sre'lerinde Musa'nin mslmanlikla emrolundugu ve kendisine "Hakki btil'dan ayiran Kitab " verildigi yazilidir. Ayni seyin kardesi Hrun iin yapildigi aiklanmistir (K. Bakara 53; Yunus 75). Neml Sre'sinde Davud'a mslmanlik verildigi ve Tanri'nin onu, "M'min kullarinin ogundan stn kildigi" anlatilmistir (K. 27 Neml 15) Yine ayni Sre'de Sleyman "peygamber"in de, tipki Davud gibi, mslmanlikla emrolundugu, kendisine verilen "ilim" (din) nedeniyle: "...Bizi, mmin kilan Allah'a hamd olsun" diye du ettigi yazilidir (K. 27 Neml 15; Enbiya 79), stelik Sleyman, kus dili'ni ve ayrica karincalarin konustuklari dili bilen bir mslman peygamberdir (K. Neml 16-22). Ve Kur'n'da anlatilanlara gre Sleyman "peygamber", Sebe Melikesi Belkis denen ve inkarci bir kavmin hkmdari olan bir kadini, mslman yapmistir: hem de zor kullanarak degil, fakat Tanri'nin kendisine bilgi verdigini ve bu nedenle mslman oldugunu syliyerek ve ihtisamini gstererek (K. 27, Neml 15-44, 43-44). Bu vesile ile sunu hatirlatmadan geemeyecegiz ki, Sleyman, yukardaki sekilde ve hi kili kullanmadan insanlari (hi degilse Sebe Melikesi'ni) mslman yapabilirken, Muhammed, pek kk bir azinlik hari, insanlari ikn uslleriyle mslman yapmis degildir; sadece korkutma usl'leriyle, genellikle vurusmali savaslar, ya da savaslardan elde edilen ganimet'lerin dagitimi ya da cennet va'dleri yolu ile Islm'a sokmustur. En yakinlarini, rnegin kendisini bir baba gibi yetistiren amucasi Eb Talib'i bile mslman olmaga ikn edememistir. Muhammed'in sylemesine gre Meryem oglu Isa da mslman "peygamber" olarak, ve mslmanligi yaymak zere gnderilmistir. Anasi Meryem, esasen mslmanlikla emrolunmuslardandir. Nitekim Al-i Imrn sresi'nde, Tanri'nin Meryem'i seip dnyalarin kadinlarinin stnde kildigi, kendisine boyun egip secde etmesini emrettigi bildiriliyor (K. Al-i Imrn 42-46). Meryem sresi'nde Tanri'nin Muhammed'e: "Ey Muhammed! Kitab'da, Meryem'i de an.." (K. Meryem 16) dedigi yazili. Kur'n'in bir ok yerinde, Meryem'e Tanri'nin ruhundan frdg, ve Meryem'in de Tanri'ya boyun egdigi, O'nun szlerini ve kitaplarini tasdik ettigi belirtiliyor. rnegin Nis Sre'sinde: "...Meryem oglu Isa Mesih, Allah'in peygamberi, Meryem'e ulastirdigi kelimesi ve kendinden bir ruh'tur" (K. 4 Nisa 171) diye yazilidir. Ayni dogrultuda olmak zere Enbiy sresi'nde Tanri'nin: "Mahrem yerini koruyan Meryem'e rhumuzdan flemis, onu ve oglunu, lemler iin bir mcize kilmistik. Dogrusu mslumanlik, bir tek din olarak sizin dininizdir, ve Ben de Rabbinizim, artik Bana kulluk edin" (K. 21 Enbiy 91-92) seklinde konustugu yazilidir.. Yine Muhammed'in sylemesine gre Tanri Isa'ya belgeler vermis, onu "RuhlKuds"le pekistirmistir (K. Bakara 87, 253) ve Isa, daha besikte iken: "Ben. Sphesiz Allah'in kuluyum. Bana kitap verdi ve beni Peygamber yapti. Nerede olursa olayim beni mubarek kildi. Yasadigim mddete namaz kilmami ve zekt vermemi ve anneme iyi davranmami emretti..." (K Meryem 29-33) diye konusmustur. te yandan Is'nin yardimcilari, yni "Havari'ler" dahi mslmandirlar, nk Kur'n'da Isa'nin: "...Tanri'ya ynelik olarak benim yardimcilarim kimlerdir?" seklindeki sorusuna Havari'lerin: "Biz Tanri'ya inandik. Tanik ol ki, Biz mslmanlariz" (Al-i Imrn, 52) diye yanit verdikleri yazilidir. Yine Kur'n'da Tanri'nin, Havari'lere hitaben: "... -'Bana ve peygamberime (Is'ya) inanin!-' diye bildirmistim" dedigi, ve onlarin da: "Inandik, bizim Mslman oldugumuza sahid ol!" diye karsilik verdikleri yazilidir (K. M^gaide sresi, yet: 111-113). Bu listeyi genisletmek mmkn. Fakat sylemek istedigimiz sudur ki Muhammed, kendisinden nceki btn peygamberlerin mslmanlikla emrolunup Islmi esaslari ieren kitaplar'la gnderildiklerini, Yahudilere ve Hiristiyanlara mslman dininin verilmis oldugunu bildirmistir; ve Kur'n'i bunun byle oldugunu kanitlayan yetlerle doldurmustur. Bu itibarla Yahudilerin ve Hiristiyanlarin, mslman olmayip Yahudi dininden, ya da Hiristiyan dininden olduklarini sylemek Kur'n'i inkr etmek, Tanri'ya meydan okumak olur. Nitekim Muhammed, biraz nce belirttigimiz gibi, Ishak'in, Ya'kub'un (Israil'in) ve torunlarinin (yni Israilogullari'nin) mslman olmadiklarini syleyenleri yalanlar ve: "Siz mi, yoksa Allah mi daha iyi bilir?" diye azaralrdi (K. 2 Bakara 140).

Yine Kur'n'da yazilanlara gre Tanri, Muhammed'i, Ibrahim'in dinine yneltmis ve: "Ey Muhammed! Sana...-'Ibrahim'in dinine uy-' diye vahyettik " (K. 16 Nahl 123) demistir (K. 19 ); derken de istemistir ki o, kendi mmeti olan Arap'lari, Ibrahim'in dinine yneltsin: "Ey Muhammed! De ki -'Allah dogru syledi, dogruya meyleden Ibrahim'in dinine uyun-'..." (K. 3 Imran 95). Bu emir zerine de Muhammed: "... Sphesiz Rabbim beni, dogruya ynelen ... Ibrahim'in dnine iletmistir" (K. En'm 161) diye konusmustur. Dikkat edilecek olursa Muhammed, bu szleriyle kendisini Tanri tarafindan Ibrahim'in dinine yneltilmis gibi gstermis, kendisi gibi diger "peygamber"leri de ayni kkte birlestirmistir. Bunu yaparken Yahudi'lere ve Hiristiyan'lara gnderildigini syledigi peygamber'lere sayginlik ierisinde bulunmustur. Birazdan belirtecegimiz gibi bunun nedeni, Islm'dan baska din olmadigini anlatmak ve Yahudileri ve Hiristiyanlari "mslmanlik" kisvesi altinda kendisine baglamaktir. I) Muhammed'in Tevrat'a ve Incil'e, ve daha nce gnderilmis "Peygamber"lere karsi saygili imis gibi grnme siyseti: Yukarda degindigimiz ve birazdan yine deginecegimiz gibi, Kur'n ve Hads hkmleri arasinda Islm'i, Yahudi ve Hiristiyan dinlerine ve bu dinlerin peygamberlerine ve Kitab'larina karsi hosgrl ve saygili imis gibi gsterenleri vardir. Ancak ne var ki bu hkmler, Muhammed'in, baska dinlere ve farkli inantakilere karsi hosgrl olmasindan degil ve fakat Yahudi'leri ve Hiristiyan'lari kazanmak ve kendisini onlara Peygamber olarak kabul ettirmek maksadiyle uyguladigi taviz siyasetinin sonucu olmak zere konmustur; bu siyasetin basarisiz kalmasi nedeniyle, daha sonra, yine onun tarafindan geersiz kilinmistir. Ve iste Islm'i, sanki baska dinlere karsi hosgrl imis gibi gstermege alisanlar, bu yukarda degindigimiz hkmlere sarilirlar. Fakat sarilirken bu hkmlerin neden dolayi konmus oldugunu, gerek anlaminin ne oldugunu ve ne sekilde geersiz sayilmak gerektigini bilmezler; bilseler de bilmez grnrler. Bu hkmler arasinda Yahudi'lerin ve Hiristiyan'larin, Tanri'ya ve ahiret gnne inanmak sartiyle, tipki Mslmanlar gibi, Tanri katinda mkafatlandirilacaklarina dair olanlari vardir ki bunlardan biri syle: "Inananlar, Yahudi olanlar, Hiristiyanlar ve Sbi'lerden Allah'a ve hiret gnne inanip yararli is yapanlarin ecirleri Rablerinin katindadir. Onlar iin artik korku yoktur. Onlar zlmeyeceklerdir..." (K. Bakara 62; ve Mide 69) Yine bunun gibi Tanri'nin, Yahudilere ve Hiristiyanlara itibar ettigine, ve onlara kendi ilerinden peygamberler seip, kendi dillerinde Kitab'lar gnderdigine dair hkmler vardir. rnegin A'raf sresi'nde Tanri'nin Musa'yi, "peygamber" olarak setigine dir su var: "Ey Ms, verdiklerimle ve szmle seni insanlar arasindan setim..." (K. A'raf 144). Ayrica da Yahudilerle ilgili olarak Tanri'nin gy su sekilde konustugu yazili: "Ey Israilogullari! Size verdigim nimet ve ve sizi dnyalardan stn tuttugumu hatirlayin" (K. 2 Bakara 122) "Biz Israilogullarina Kitab, hkm ve peygamberlik verdik...Onlari dnyalara stn kildik..." (K. Bakara Sresi, yet: 47; ve ayrica bk. Casiye Sresi, yet: 16) "...Israilogullarindan sz aldik, onlara peygamberler gnderdik..."(K. 5 Mide 70) Hiristiyanlarla ilgili olarak'da suna benzer yet'ler bulunur: "...'Biz Hiristiyaniz' diyenlerden de sz almistik" (K. Mide 14) Yine bunun gibi Tanri'nin, Muhammed'ten nce Yahudilere ve Hiristiyanlara gnderdigi peygamberlere de vahy'edip, onlar araciligiyle Kitab'lar verdigine dir yet'ler vardir. rnegin Ibrahim'in, kendi kavmini uyarmak zere gnderildigine dair olan bir yet'de syle yazili: "...Ibrahim'i de gnderdik. Milletine -'Allah'a kulluk edin, O'ndan sakinin...' dedi" (K. 29 Ankebut 16). Hadid sresi'nde su var: "...Ibrahim'i Biz gnderdik...Soyundan gelenlere Peygamberlik ve Kitab verdik..." (K. 57 Hadid 26). te yandan Tevrat'in ve Incil'in "Yol gsterici" ve "Nrlandirici" nitelikte "Kutsal

Kitab"lar olduguna dir hkmler var. rnegin Bakara sresi'nde syle yazili: "... Musa'ya, hakki btil'dan ayiran Kitab'i vermistik" (K. Bakara 53) (20 ). Mide Sre'sinde syle yazilidir: "Dogrusu Biz yol gsterici ve nrlandirici olarak Tevrat'i indirdik... (Peygamberleri) Yahudi olanlara onunla... hkmederlerdi" (K. 5:44). En'm sresi'nde de Tevrat'in, insanlara bir "nr ve hidyet" olmak zere Musa'ya indirildigi yazilidir (K. En'm 91). Incil'in de "hidayet (dogru yol gsterici), isik (verici) ve kendinden nce gelmis olan Tevrat'i onaylayici" kitap oldugu (K. Mide 46) belirtilmistir. Nis sresi'nde "Zebr"un Davud'a verildigi anlatiliyor: "Nh'a...Ibrahim'e, Ismail'e, Ishak'a, Ya'kub'a, torunlarina, Isa'ya, Eyyub'a, Yunus'a, Harun'a ve Sleyman'a vahyettigimiz gibi, ey Muhammed sana da vahyettik. Davud'a da zebr verdik" (K. 4 Nis 163) Hiristiyanlarla ilgili rnekler arasinda, Tanri'nin gy Isa hakkinda : "(Isa'yi) insanlar iin bir mucize ve katimizdan da bir rahmet kilacagiz" (K. 19 Meryem 21) seklinde konustugunu ve onu, daha anasinin (Meryem'in) karninda iken serefli kildigini belirten yet'ler var. Ayrica da Meryem'i yceltir grnen hkmler bulunmakta. rnegin Nis Sresi'nde: "...Meryemoglu Isa Mesih, Allah'in Peygamberi, Meryem'e ulastirdigi kelimesi ve kendinden bir ruh'tur" (K. 4 Nis 171) diye yazili. Yine Kur'n'da, Muhammed'in, diger peygamberlerle kardes olduguna ve bu nedenle onlari ycelterek anmasi gerektigine dair hkmler yer almistir, ki bunlardan Ibrahim'le ilgili bir rnek syle:"Ey Muhammed!, Kitab'da Ibrahim'e dair anlattiklarimizi da an; o sphesiz dosdogru bir peygamberdi" (K. 19 Meryem 41). Bunun gibi ayrica "Ey Muhammed! Musa'yi da an", ya da: "Ey Muhammed Ismail'i de an", ya da: "Ey Muhammed Ishak'i da an", ya da: "Ey Muhammed Isa'yi da an" seklinde yet'ler var. Bu dogrultuda olmak zere, ayrica da Muhammed'in, kur'n olmayarak syledikleri (yni hads'ler) var. Eb Hreyre'nin rivayetine dayali bir hads'e gre Muhammed, kendisi de dahil olmak zere gelmis gemis btn paygamberlerin "Analari ayri, babalari bir evlad'lar" olup ayni dine (yni Islm'a) mensup bulunduklarini bildirmis ve bu vesile ile Isa'ya ok yakin oldugunu belirtmistir. rnegin bir hads'inde: "Ben Meryem oglu Isa'ya, dnya ve hirette nas'in en yakiniyim. Esasen peygamberler baba bir kardestirler, analari ayridir..." demis, bir baska vesile ile de Ibrahim'i, kendi babasi olarak tanimlamistir. Bu rnekleri ogaltmak mmkn. Fakat sylemek istedigimiz sudur ki Islm'in diger dindekilere karsi kardeslik duygulariyle dolu oldugunu, ve diger dinlerin peygamberlerini "ulu" saydigini, ve bu itibarla hosgr dini oldugunu iddia edenler bu yukardaki hkmleri ve benzerlerini rnek olarak verirler. Oysa ki aslinda bu hkmler bu maksatla konmus degildir. Sadece Muhammed'in, kendisini Yahudilere ve Hiristiyanlara peygamber olarak kabul ettirebilmek maksadiyle koymus oldugu seylerdir. Yahudilerin ve Hiristiyanlarin peygamberlerini yceltir grnrken, onlari farkli dinlerin peygamberleri olarak degil ve fakat "Mslman Peygamberler" olarak gstermistir. Kendisini de bu peygamberlerin en sonuncusu, ve en stn olarak tanitmistir; bu yoldan kendisini Yahudilee ve Hiristiyanlara "Peygamber" olarak kabul ettirebilecegini hesaplamistir. Yine ayni sekilde Tevrat'i ve Incil'i, "nurlandirici" ya da "yol gsterici" Kitab'lar seklinde "Kutsal" sayip yceltirken, bunlari farkli dinlerin kitaplari olarak degil ve fakat Kur'n'in daha nce gnderilmis sekli olarak gstermistir. Bylece Yahudileri ve Hiristiyanlari Kur'n'a inandiracagini sanmistir. II) Kur'n'in, Islm'dan gayri din ve inanlarla ilgili hkmleri arasindaki eliskiler ! Islm'dan gayri dinlerle ve bu din'lerin kitaplariyle ilgili olmak zere Kur'n'da yer almis olan yet'ler, hem birbirleriyle elisir sekilde siralanmistir ve hem de anlasilmazliklarla doludur. rnegin Yahudileri ve Hiristiyanlari (ve Sabi'leri), kendi inanlari nedeniyle ven, fakat ayrica da yeren yetler vardir. Yine bunun gibi Tevrat'i ve Incil'i "nurlandirici" ve "yol gsterici" gibi gsteren ve Yahudilerin ve Hiristiyanlarin, kendilerine

verilen bu kitaplara gre davranmalarini ngren hkmler yaninda, bu kitaplarin onlar tarafindan tahrif edildigini, ve bu nedenle Kur'n'a uymalarini emreden hkmler vardir. Syleki: Bakara Sre'sinde, Yahudi'lerden ve Hiristiyanlardan "Tanri'ya ve hiret gnne inanan, ve yararli is yapanlarin", Tanri katinda mkafatlandirilacaklari yazilidir; syle der: "Sphesiz, Inananlar, Yahudi olanlar, Hiristiyanlar ve Sbi'lerden Allah'a ve hiret gnne inanip yararli is yapanlarin ecirleri Rablerinin katindadir. Onlar iin artik korku yoktur. Onlar zlmeyeceklerdir" (K. Bakara 62; Mide 5) Dikkat edilecegi gibi burada hem "inananlar"dan, hem de "Yahudi" ve "Hiristiyan" olanlardan ve Sbi'lerden sz edilmekte, ve hani sanki hangi din'den olursa olsun her insan'in, "Allah'a ve hiret gnne inanmak sartiyle", Tanri mkfatlarina erisecekleri bildirilmektedir. Ancak ne var ki Imrn Sre'sinde, Yahudiligin ve Hiristiyanligin gerek din olmadigini, ve Yahudilerin ve Hiristiyanlarin "Cehennem"lik sayildiklarini aiklayan bir hkm var ki syle: "...Kim Islmiyetten baska bir dine ynelirse, onunki kabul edilmeyecektir; o hirette ziyana ugrayanlardandir" (K. 3 Imrn 85); "Kim Islmiyetten baska bir dine ynelirse sapiklardandir" (K. Imran 83,85) te yandan Yahudi'ler ve Hiristiyan'lar sadece sapiklikla ve sadece gelecek dnyalarin cehennem atesleriyle tehdit olunmazlar, fakat ayni zamanda bu yeryz cezalarina da layik sayilirlar. Zira Tanri onlara karsi savas ailmasini, ve eger mslmanligi kabul etmezlerse kafa parasi vermege zorlanmalarini, ve vermeyecek olurlarsa bogazlanmalarini emretmistir (K. 9 Tevbe 29). Grlyor ki ortada bir celiski var! Bu eliskiyi gidermek icin bir takim dolambali yollara basvurulur. rnegin denir ki Yahudilerin ve Hiristiyanlarin Tanri mkfatlarina mazhar olacaklarina dair olan hkmler (rnegin Bakara 62), kendilerine ters dsen diger hkmlerle (rnegin, Imran 83, 85) ortadan kaldirilmistir. Bir baska zm de sudur: denir ki Yahudi'lerin ve Hiristiyanlarin Cennet'e gidebileceklerini ngren yet'ler kaldirilmamistir; fakat bunlardan anlasilmak gereken sey, Cennet'e girebilmenin mslman olma sartina bagli bulundugudur. Yni ister Yahudi, ister Hiristiyan ve isterse Sabi olsun, her insan, kendi "sapik" dinini terkedip mslman olmakla Cennet'e girme hakkini kazanabilecektir. Konumuzla ilgili olarak Kur'n'daki diger bir eliski, Yahudileri ve Hiristiyanlari hem ycelten ve hem de klten yetlerle kendisini belli eder. rnegin Bakara Sre'sinde: "Ey Israilogullari! Size verdigim nmeti ve sizi dnyalardan stn tuttugumu hatirlayin" (2: 122) diye yazilidir. Mide Sre'sinde de: "Israilogullarindan sz aldik, onlara peygamberler gnderdik" (K. Mide 70). Hiristiyanlar hakkinda da syle yazilidir: "Biz hiristiyaniz diyenlerden de sz almistik" (K. Mide 14) Fakat buna karsilik Tanri'nin Yahudilere ve Hiristiyanlara lnet savuran szleri de vardir: "Ey inananlar! Allah'in gazabina ugramis milleti dost edinmeyin " (K. 60 Mmtahine 13) "Ey inananlar, Yahudilerle Nasran'leri dost edinmeyin "(K. 5 Maide 51) Bir baska eliski, Tevrat ve Incil konusundadir. Her mmete kendi dilinde Kitab verdigini syleyen ve rnegin: "Kendilerine apaik anlatabilsin diye , her peygamberi kendi milletinin diliyle gnderdik" (K. 14 Ibrahim 4) diyen Tanri, Yahudilere Tevrat'a uymalarini, Hiristiyanlara da Incil'e gre hareket etmelerini emreder. rnegin Maide Sre'sinde syle yazilidir: "Iinde Allah'in hkm bulunan Tevrat yanlarinda oldugu halde nasil seni hakem kiliyorlar da sonra, bunun arkasindan yz eviriyorlar... Dogrusu Biz yol gsterici olarak Tevrat'i indirdik... Peygamberler, Yahudi olanlara onunla hkmedelerdi... Kim Allah'in indirdigi ile hkmetmezse iste onlar kfirlerin ta kendileridir " (K. 5 Maide 43-44). "Incil sahipleri, Allah'in onda indirdikleri ile hkmetsinler" (K. Mide 47). Daha baska bir deyimle Tanri gy, Tevrat'i ve Incil'i, Islm esaslari kapsar sekilde gndermistir, ve bu nedenle Yahudilere ve Hiristiyanlara, kendilerine gnderilen bu kitaplar geregince is grmelerini emretmektedir. Ancak ne var ki bu ayni Tanri, hani sanki bu sylediklerini geersiz bilircesine, Yahudilere ve Hiristiyanlara, sadece Kur'an'a uymalarini emreder; rnegin syle der: "Ey

Israilogullari...elinizde bulunan Tevrat'i tey'id ederek indirdigim Kur'n'a inanin (uyun)... " (K. 2 Bakara 40, 41, 91; Ayrica bk. 11 Hd 17 vs) Yani, Muhammed'in sylemesine gre Tanri, hem bir yandan: "... Biz yol gsterici olarak Tevrat'i indirdik... Kim Allah'in indirdigi ile hkmetmezse iste onlar kfirlerin ta kendileridir" seklinde konusmakta, ve hem de bu konustugunu geersiz kilarcasina: "Tevrat'i tey'id ederek indirdigim Kur'n'a uyun... " (K. Bakara 40, Hd 17) diye eklemektedir. Hem bir yandan: "Incil sahipleri, Allah'in onda indirdikleri ile hkmetsinler" (K. Mide 47) diye bildirmekte ve hem de Incil sahiplerine Kur'n'a uymalarini sylemekte! nk gy Yahudi'ler ve Hiristiyan'lar, kendilerine verilen kitaplari degistirmisler "tahrif" etmislerdir (K. Bakara 75-79, 85-86; Mide 13-41. vs...). Pek gzel ama eger Yahudi'ler ve Hiristiyan'lar, kendilerine verilmis olan kitaplari tahrif ettiler ise, onlara: "Size verdigim kitaplarla, Tevrat ve Incil ile, amel edin" demenin anlami olur mu? III) Yukardaki elismelerin nedeni: Yukardaki aiklamadan anlasilacagi zere Muhammed, Yahudiligin, Hiristiyanligin ve Sbi'ligin, hatt "putperestligin" dahi ayri birer din oldugunu gsterir yet'ler koyarken, rnegin "Sizin dininiz size, benim dinim bana" (K. Kfirn Sresi, yet 6), seklinde konusurken, bunlara ters dser nitelikte yet'ler koymaktan da geri kalmamis, rnegin Islm'dan baska gerek din diye bir sey olmadigini sylemistir. (rnegin: Imrn Sresi , yet: 19, 83, 85). Yine bunun gibi, bir yandan "Tevrat'in ve "Incil"in, Yahudilere ve Hiristiyanlara "hidyet" (yol gsterici) ve "isik" olmak zere gnderildigini ve kendi kitaplarina gre hareket etmelerini sylerken, diger yandan de bu kitaplarin onlar tarafindan tahrif edildigini ve bu nedenle Kur'n'a uymalari gerektigini bildirmistir. Kuskusuz ki btn bunlar birbirleriyle elisen seylerdir. Bu eliskilerin nedenlerini kisaca zetleyelim: Daha nce belirttigimiz gibi Muhammed, kendisini Peygamber olarak iln ettigi zamanlar, Islm'dan gayri inanta olanlari "Ehl-i Kitb" ve "Ehl-i Sirk" diye iki grupta toplamistir. "Ehl-i Kitab", kendilerine daha nce Tanri tarafindan Kitab (rnegin Tevrat, Incil) verilmis olanlardir ki Yahudileri, Hiristiyanlari ve Sabii'leri kapsar. "Ehl-i Sirk" ise puta (Ilah'lara) tapanlar yani Tanri'ya es kosanlardir, ki Kur'n'da "Msrikler" diye geer ve genellikle Islm'a girmeyen Arap'lara atiftir. Daha henz glenmedigi ve kendisini sadece Arap kavmine gnderilmis bir Peygamber olarak grdg dnemde Muhammed, Ehl-i Kitab'in kendilerine zg din'e sahibi olduklarini benimser grnms, rnegin syle demistir: "Sphesiz, inananlar, Yahudiler, Hiristiyanlar ve Sabilerden Allah'a ve hiret gnne inanip yararli is yapanlarin ecirleri Rablerinin katindadir. Onlar iin artik korku yoktur" (K. 2 Bakara 62) Biraz yukarda dedigimiz gibi, sadece "Ehl-i Kitab'in" degil ve fakat "msrikler"'in (puta tapanlarin) dahi, kendilerine zg dinleri ve inanlari oldugunu kabul edercesine: "Sizin dininiz size, benim dinim bana" (K. Kfirn 6) diye konusmustur Ancak ne var ki glenmege baslayinca ve kendisini Arap'lardan gayri kavimlere, zellikle Yahudilere ve Hiristiyanlara peygamber olarak kabul ettirme hevesine kapilinca is degismistir. Bu andan itibaren Islm'dan baska gerek din olmadigi fikrini islemege girismis ve rnegin Kur'n'a: "Tanri katinda tek gerek din Islmiyet'tir" (3 Imrn 19) , "...Kim Islmiyetten baska bir dine ynelirse, onunki kabul edilmeyecektir ..." (3 Imrn 85), "Allah'in dininden baska din mi arzu ediyorlar? Oysa gkte ve yerde kim varsa, ister istemez O'na dnecektir" ( K. Imrn 83) seklinde yetler yerlestirmistir. Bunu yaparken, Yahudilere ve Hiristiyanlara daha nce gnderilmis olan peygamberlerin hep mslman olduklarini, onlar araciligiyle indirilen kitaplarin (Tevrat ve Incil), hep mslmanligin temel esaslarini kapsadigini sylemistir. Daha baska bir deyimle Yahudiligin ve Hiristiyanligin "gerek" din olmadigini, ve Tanri dini olarak islm'dan baska

din bulunmadigini bildirmis, bu itibarla kendisinin onlar tarafindan peygamber olarak, ve Kur'n'in da temel kitab olarak taninmasini istemistir. Ancak ne var ki onlari ikna edememis, edemeyince de dsmanlik ve saldiri siysetine ynelmistir. Bu maksatla Kur'n'a soktugu yetler arasinda: "Ey Mslmanlar, Yahudileri ve Hiristiyanlari dost olarak benimsemeyin; onlar birbirlerinin dostudur. Sizden kim onlara dost olursa, o da onlardandir..." (K. Mide 51)"...Allah onlari (Yahudilerle Hiristiyanlari) yok etsin..." (K.Tevbe 30), "Kitap verilenlerden (Yahudiler-Hiristiyanlar)...(Islm'i) din edinmeyenlerle, boyunlarini bkp kendi elleriyle cizye (Kafa parasi) verene kadar savasin..." (K. 9 tevbe 29), "...Yalniz Allah'in dini (Islmiyet) kalana kadar onlarla savasin..." (K. 2 Bakara 193) seklinde olanlari vardir. Yasaminin Medne'deki son sekiz-on yillik dnemi boyunca, bir yandan Islm'dan baska gerek din bulunmadigini ve baska dine ynelenlerin sapik sayilacaklarini sylerken, diger yandan onlara (ve zellikle Yahudilere) karsi savaslara girismis, onlarin kklerini kazimak istemistir. zetlemek gerekirse denilebilir ki baska dinlere karsi tutumu itibariyle Muhammed'in peygamberlik yksnn farkli safhasi vardir: 1) Ilk baslarda kendisini sadece Arap'lara gnderilmis peygamber olarak iln eder. Ederken de diger mmed'lere kendi ilerinden peygamberler, kendi dillerinden Kutsal Kitaplar (Tevrat, Incil gibi) verildigini syler. Henz gsz oldugu iin gerek msriklere (Puta tapan Arap'lara) ve gerek (Yahudilere ve Hiristiyanlara) karsi, nispeten yumusak bir siyaset izler; 2) Ikinci safha'da kendisini sadece Arap'larin degil fakat ayni zamanda diger mmet'lerin (zellikle Yahudilerin ve Hiristiyanlarin) peygamberi olarak gstermege alisir. Islm'dan baska gerek bir din olmadigini (Bkz. 21 Enbiy 92), btn insanlara bu dinin verildigini ve fakat buna ragmen insanlarin blklere ayrildiklarini (K. 21 Enbiy 93), Kur'n'in, Tevrat ve Incil'i "tasdik" eden son kitab oldugunu ve Yahudilerin, Hiristiyan'larin Kur'n'a uymalari ve mslman olmalari gerektigini anlatir. Bu arada Tanri'ya es kosanlara (yni putperestlere ki "msrik" diye tanimlanmislardir) karsi yok etme siysetine girisir; onlari "mslmanlik" ile "lm" siklarindan birini seme zorunlugu karsisinda birakir 3) Ve nihyet nc safhada, Islm'dan gayri dine ve inanca ynelik olanlari "sapik" sayip onlara karsi lm ve dehset siyasetine ynelir. Asagidaki blmlerde bu hususlar ele alinmistir.

rnegin Saffat sresi'nde syle yazili: "Dogrusu (Nh) bizim inanmis kullarimizdandi... Ibrahim de sphesiz O'nun yolunda olanlardandi..." (K. 37, Saffat, 81, 83) Bu konuda Tevrat'in Tekvin (Bap 32: 28) adli kitabina bakiniz . Bu konudaki hads'ler iin bkz. Sahih-i Buhar Muhtasari... (Cilt XI, sh. 103, Hads no. 1702). Hads'ler iin bkz. Sahih-i Buhar Muhtasari... (Cilt IX, sh. 179 ve d.) Bu konuda bkz. Sahih-i Buhar Muhtasari... (Cilt XII, sh. 25) Bu yet'i: "Sizin putlariniz size, benim Tek Tanri inancim bana" seklinde yorumlayanlar vardir. Fakat esas itibariyle Muhammed'in syledigi sey: "Sizin olsun dininiz; sizin yaptiklarinizin btn mesuliyeti, hesabi, cezasi, vebli sirf size aittir; ben ondan tamamen beriyim..." seklindedir. Bu aiklama iin Elmalili Hamdi Yazir'in Kur'n evirisine bakiniz (Kfirn sresi, 1-6)

ISLAM SERIATI'NIN DIGER DINLERE KARSI HOSGRL IMIS GIBI GRNMESININ NEDENLERI
Islm'i, baska din ve inantakilere karsi hosgrl ve saygili imis gibi gsteren hkmlerin konus nedenlerini ve geersizligini anlayabilmek iin Muhammed'in henz gl bulunmadigi dneme kisaca gz atmamiz gerekir. I) Ilk baslarda Muhammed kendisini, sadece Arap'lara gnderilen ve "Mslmanlikla ilk emrolunan" Peygamber olarak tanimlar. Islm kaynaklarinin bildirdigine gre Muhammed, yirmi bes yasina gelipte varlikli bir kadin olan Hatice ile evlenene kadar parasiz pulsuz, mrn obanlikla geiren, hi kimsenin nem ve deger vermedigi bir kimseydi. Kirk yasina gelinceye kadar bu nemsizlik ierisinde kalmis ve sonra "peygamberligini" iln etmistir. Her ne kadar Islm kaynaklari onun, daha henz 9 yasinda iken, amucasi Eb Talib ile birlikte is seyahatlerine iktigini, alis veris iin Kureys ticaret kervaniyla Sam'a gittigini, ve bir defasinda Sam topraginda Busra denen bir yerdeki manastirda yasayan Bahira adindaki bir hiristiyan rahip tarafindan peygamber olacaginin haber verildigini sylerlerse de, btn bunlari abartma seyler olarak kabul etmek gerekir. nk bu hikye, 9 yasinda iken peygamber olacagi Tanri tarafindan bildirilen Muhammed'in peygamberliginin neden dolayi kirk ya da kirk yasina varincaya kadar geciktirildigini, ve btn bu sre boyunca neden dolayi put'lara tapar oldugunu, ya da Arap mmeti'nin putperestlik ierisinde birakildigini aiklamaga yetmez. te yandan Hatice ile evlendigi tarihe gelinceye kadar Muhammed'in, ne Yahudilik ve Hiristiyanlik, ve ne de bu dinlerin peygamberleri hakkinda pek bilgisi olmadigi anlasilmaktadir. Btn bildigi sey onlarin, Arap'lardan farkli sekilde ibdet ettikleri ve farkli geleneklere sahip bulunduklari idi. Hatirlatalim ki o dnemlerde Mekke'de bir miktar Yahudi ve Hiristiyan yasamakta idi. Hiristiyanlik ve Yahudilik hakkindaki ilk bilgilere Muhammed, Hatice'nin hizmetine girdikten ve onun kervanlarini Suriye'ye gtrmege basladiktan sonra ulasmistir. Esasen Hatice'nin ilesi ve yakinlari ierisinde Hiristiyan dinine mensup olan kimseler vardi. Bunlardan biri Hatice'nin "Ammizadesi" (Amuca oglu) diye bilinen Veraka bin Nevfel adinda biri idi. Incil'i ve Tevrat'i ok iyi bilirdi. Ve iste Muhammed ondan, Tanri'nin Israilogullari'na kendi ilerinden peygamberler setigini, kendi dillerinden Tevrat'i verdigini ve ayni sekilde Hiristiyanlara Isa'yi ve Incil'i gnderdigini ya da buna benzer bilgiler edinmistir. Btn bunlari grenmekle Muhammed, Yahudi'lere ve Hiristiyan'lara peygamberler ve Kitab'lar gnderilmis iken bu "inyetin" Arap'lara taninmadigini grerek, kendisini Arap'lara gnderilmis "peygamber" olarak iln etmeyi dsnms olmalidir. Sylemege gerek yoktur ki, Hatice'nin kervanlarini gtrp getirmektense, ok daha "nl" ve ok daha bereketli bir meslege, rnegin "peygamberlik" isine girismekten daha isabetli bir sey olamazdi. Hele Tevrat'dan, Musa'nin Tanri'dan geldigini syleyerek Isaril'e naklettigi seyleri grenmekle, bu kararliligi biraz daha glenmis olmalidir. Ve iste bundan dolayidir ki kervan isini bir kenara birakir ve nasil olsa simdilik Hatice'nin bol geliriyle geinip gidecegini hesaplayarak "uhreviyet"le ugrasmaga baslar. Bunun byle oldugunu o, kendi agzi ile ortaya vurmus, rnegin syle demistir: "... Yoksul oldugum zamanlar Hatice benimle kendi varligini paylasti" . Nitekim yanlizlik arayarak civardaki dag arkalarina gitmesi, oradaki bir magaraya siginip gnlerini geirmesi, agalarin ve taslarin kendisine selm verdigini bildirmesi, Cibril'in Tanri'dan vahy getirdigini sylemesi, nihyet bir gn evine dnp: "Beni sarip rtnz" diyerek kendinden gemesi, soguk terler dkmesi ve bylece kendisini peygamberlikle grevlendirilmis olarak gstermesi, kirk (ya da kirk ) yasindaki yasam hikyesinin kisa zetidir.

II) Ilk nceleri kendisini btn Araplari degil fakat sadece Mekkeli'leri (Kureysli'leri) ve evresindekileri, uyarmak zere gnderilmis "Peygamber" olarak gsterir. Az sonra btn Arap'larin "Peygamberi" olarak grnr: Her seyden nce sunu belirtelim ki Peygamberligini iln ederken Muhammed'in aklindan "Btn insanlara gnderilmis Peygamber" olma fikri gememistir. Sadece Arap'larin peygamberi olmayi dsnmstr. Hatt btn Arap'larin dahi degil, sadece Ummu'l-Kura , ("Kylerin anasi") diye bilinen Mekke'ye ve evresine gnderilmis "peygamber" olarak tanitmistir. Tanitirken de, En'm Sresi'ne koydugu bir yet'le, Tanri'nin kendisini "Ilk mslman Peygamber" olarak gnderdigini anlatmistir. Ayet syle: "(Ey Muhammed) -'Dogrusu ben ilk mslman olmakla emrolundum-' de..." (K. 6 En'm 14). Bunu yaparken, ilk mslman peygamber olarak Kureys'lilere, ve sirf onlarin ihtiyalarini karsilamak maksadiyle, gnderildigini anlatmak zere Kur'n'a "Kureys" Sresi'ni koyar. Bu Sre'ye gre Tanri gy, Kureys kabilesinin yaz ve kis yolculuklarinda uzlasmasi ve anlasmasi iin gerekli tedbirler aldigini, K'be halkini korkudan azade kildigini ve yoksul ve a olanlarini doyurdugunu bildirmektedir. Bu iyilikler karsiliginda da Tanri, onlardan kendisine "kul"luk olmalarini istemektedir. Sre aynen syle: "Kureys kabilesinin yaz ve kis yolculuklarinda uzlasmasi ve anlasmasi saglanmistir. yleyse kendilerini aken doyuran ve korku iindeyken gven veren bu Kbe'nin Rabbine kulluk etsinler" (Bk. 106 Kureys 1-4). Bundan baska Tanri, yine Muhammed'in sylemesine gre, Mekke ve evresindekileri Arapa yazili bir Kur'n ile uyarmak istemis, ve bu kitabi Muhammed'e vahyetmistir. Vahy'ederken de syle demistir:"Bu indirdigimiz... Mekkelileri ve evresindekileri uyaran mubarek Kitab'dir..." (K. 6 En'm 92) Gnderdigi bu kitabin Arapa olarak hazirlandigini anlatmak zere de syle demistir: "Ey Muhammed!... Mekke'de ve evresinde bulunanlari...uyarman iin, sana Arapa okunan bir kitab vahyettik..." (K. 42 Sra 7). Muhammed'in anlatmasina gre Tanri, "Arapa okunan bir kitap" gndermistir, nk baska bir dilden gndermis olsa Araplar: "Bize anlamadigimiz bir dilde kitap nasil verilir?" diye hakli olarak syleneceklerdir. Bunun byle oldugunu anlatmak iin Tanri'nin syle konustugunu syler:"Eger biz onu, yabanci dilden bir Kur'n kilsaydik, diyeceklerdi ki: -Ayet'leri tafsilatli sekilde aiklanmali degil miydi? Arab'a yabanci dilden (kitap) olur mu?..." (K. 41 Fussiley 44) Grlyor ki Tanri, Muhammed'in sylemesine gre, sirf Mekke'de ve civarinda yasayan Arap'lari uyarsin diye, onlarin kendi ilerinden birini semis, ve onlarin anlayabilecekleri bir dilde, yani yani Arapa olarak, kitap indirmistir. Kur'n'a gre Tanri, kavimleri ayri ayri dil'lerde yarattigina (K. 30 Rm 22), ve her kavme, sirf anlayabilsinler diye, kendi dilinden Kitaplar ve kendi ilerinden peygamberler gnderdigine nazaran (K. 10 Ibrahim 4), Muhammed'in Arapa Kur'n ile sadece Araplara gnderildigini kabul etmek dogal olur. Eger Arapca Kur'n'i Yahudilere ve Hiristiyanlara da gndermis olsaydi, onlar da: "Bize anlamadigimiz bir dilde kitap nasil verilir?" diye konusacaklardi. Demek oluyor ki Tanri, Kur'n'i Yahudi'lere ve Hiristiyan'lara degil fakat, ilk nce sadece Mekke'deki Arap'lara gndermistir. Yine Muhammed'in sylemesine gre Tanri, Islm'a giren Mekkeli Arap'lari, Islm'i kabul etmeyen Arap'lara stn kilmak ve korumak istemis, ve rnegin syle demistir: "Sizi onlardan stn kildiktan sonra, Mekke blgesinde, onlarin ellerini sizden, ve sizin ellerinizi onlardan geri tutan, savasi nleyen O'dur. Onlar inkr edenlerdir..." (K. 48 Fetih 24-25) Tekrarlayalim ki, btn bunlarin olustugu tarihlerde Mekke'de, Arap'lardan gayri Yahudiler ve Hiristiyanlar da yasamaktaydi; bunlarin kendilerine zg dil'leri ve Kitap'lari vardi. Ve fakat buna ragmen Muhammed kendisini, sadece Arap'lara inandirmak, sadece onlari "dogru yola" sokmak, ve onlarin ihtiyalariyle mesgul olmak zere grevlendirilmis

gibi gstermistir. Onlara Arapa yazili Kur'n ile hitap ederken: "Bu Kur'n bana, kendisiyle sizi ve ulastigi herkesi uyarmam iin vahayolundu..." (K. En'm 19) diye konusmustur. Yahudiler ve Hiristiyanlar Arapca konusmadiklarina gre Arapa yazili Kur'n, sadece Arap'lara gnderilmis olmaktaydi. Hemen ekleyelim ki bu dnemde Muhammed, Yahudilerin ve Hiristiyanlarin, Islm'dan gayri bir dine bagli olmak bakimindan sapik olduklarina, ya da Kur'n'in onlarca kabul edilmesi gerektigine dir bir sey sylememistir. Kendisini onlara Peygamber olarak kabul ettirme dsncesine ynelmemistir. Kureysliler kendisine: "Senin peygamber olduguna sahit yok" dedikleri zaman onlara: "Tanri benim sahidimdir" (K. Fetih, 28) diyerek ve Cennet va'dleri ya da Cehennem azabi korkutmalari yaninda kendisine kr krne bagli kisileri (rnegin Eb Bekir'i) destek edinerek is grmstr Bununla beraber Kureys'lilerin sorduklari sorular karsisinda g durumlarda kaldigi ve bu durumlardan kurtulabilmek iin Kissa'lar anlattigi ok olmustur. rnegin bir def'asinda Kuds'e sefer ettigini ve gk yzne ikip indigini syledigi zaman, Kureysliler onu yalanlayip: "Mescid-i Aksa'nin ka kapisi var?" diye sorduklarinda, verecek cevap bulamamistir. Bununla beraber Tanri'nin kendisine yardimci olup kapilari sayabildigini bildirmis, Eb Bekir'i de buna tanik gstermistir. Fakat her ne olursa olsun su muhakkak ki ilk baslarda kendisini, ne btn Arap'lara, ve ne de Yahudi'lere ve Hiristiyan'lara gnerilmis "peygamber" olarak gstermemistir; sadece Kureys ile Mekke civarinda bulunan Arap'lara gnderildigini bildirmistir. Zamanla Medne'lilerden ve diger Arap kabile'lerinden kendisine katilanlar olunca "evre" szcgn biraz daha genisletmis ve tm Arap'lari kapsar sekle sokmustur. Bundan dolayidir ki bir yandan Tanri'nin kendisini Arap mmeti iinden setigine ve Arap'larin anlayabilecekleri Arapa dilinde yazilmis Kur'n ile gnderdigine dair yet'ler yerlestirmis, ve diger yandan da Arap mmetinin sorumlulugunu yklenmistir. Bu vesile ile koydugu yet'ler arasinda: "Bu... Arapa bilen bir milleti uyarman iin yetleri...Arapa aiklanmis olarak Allah katindan indirilmis Kitab'dir" (K. 41 Fussilet 2-5) Dikkat edilecegi gibi burada Muhammed, kendisini sadece Mekke ve evresindeki Araplara degil fakat "Arapa bilen bir milleti", yni tm Araplari uyarmak iin gnderilmis gibi tanimlamakta, ve tanimlarken de Tanri'nin kendisine "Arapa olarak aiklanmis" bir kitap indirdigini anlatmaktadir. Bu sylediklerini pekistirmek maksadiyle esitli Sre'lere yet'ler siralamaktan geri kalmamistir. rnegin Yusuf sresinde su var: "BIZ (Kur'n'i) anlayasiniz diye Arapa okunmak zere gnderdik" (K. 12 Yusuf 2). Benzer bir yet Sura Sresi'nde syle: "Ey Muhammed, Apaik Arap diliyle uyaranlardan olman iin, onu Cebrail senin kalbine indirmistir" (K. 26 Suara 193-195) Yine hatirlatalim ki bu ve buna benzer yet'ler, Mekke'de iken yerlestirdigi yetler arasindadir. Hitap ettigi kimseler, Arap'lardir. Bir yandan bunu yaparken, diger yandan da Tanri'nin insanlari ayri ayri mmetler halinde ayirdigina, ve her mmete bir peygamber yolladigina dair su yet'leri koyar: "Allah dileseydi sizi tek bir mmet yapardi..." (K. 16 Nahl 93) "Her mmetin bir peygamberi vardir, onlara peygamberler geldiginde aralarinda adletle hkm verilmis olur" (K. 10 Yunus 47) te yandan Tanri'nin, kiymet gnnde, her mmetten bir kisiyi, o mmet iin "sahid" olarak agiracagini, ve kendisini de kendi mmetine sahid getirecegine dair su yet'i yerlestirir: "Her mmetten bir kisiyi o gn aleyhlerine sahid tutariz. mmetine sahid agirtiriz. Seni de ey peygamber! mmetine sahid getiririz...."(K.16, Nahl 89) Kendisini Arap'larin peygamberi olarak tanimlarken, amacinin Arap geleneklerini aynen ya da degistirerek srdrmek oldugunu ortaya vurur. Islm kurallar diye yerlestirdigi seylerin pek ogu eski Arap geleneklerinin devamindan, ya da bunlarin degisik

sekle sokulmalarindan ibarettir. rnegin "ihrm" konusunda, eskiden, yni "Cahiliyyet" dneminde Arap'lar arasinda uygulanan geleneklerin ogunu aynen benimsemistir. Yine bunun gibi, "Cahiliyet" diye bilinen dnemde Arap'lar arasinda "Hilf" diye bir gelenek vardi ki, yemin ile tesis olunan dostluk anlamina gelirdi. Bu kimseler arasinda veraset kurallari uygulanirdi. Ve iste Muhammed, bu gelenegi mslmanlar arasi kardeslik sekline sokmustur. Bunu yapmasinin nedeni, Mekke'den Medne'ye hicret eden muhacirlerin bakimini Medne'deki mslmanlara (Ensr'a) yklemek iindir. Ilerdeki sayfalarda grecegiz ki, Medne'ye getikten sonra, oradaki Yahudi'lerin geleneklerinden pek ogunu Arap'larin yasamina yatkin seklilde degistirecektir. Btn bunlari yaparken Tanri'nin Yahudilere ve Hiristiyanlara daha nce kendi anlayacaklari dil'de ve kendi peygamberleri araciligiyle Kitab'lar gnderdigini, ve bu kitaplara gre amel etmelerini istedigini bildirmistir (K. 5 Maide 43, 47-48). Yani Yahudileri ve Hiristiyanlari, kendi dinlerinde ve kendi Kitab'lariyle basbasa birakmistir. Ancak ne var ki bu siyseti'ni, bir sre sonra terkedecektir. Biraz glenipte kendisini Yahudilere ve Hiristiyanlara da peygamber olarak kabul ettirme taktigine ynelince, Tevrat'in ve ve Incil'in, onlar tarafindan tahrif edildigini syleyecek, bunlar yerine Kur'n ile amel etmelerini isteyecektir. Bylece Kur'n'in bu kitaplari onayladigina (tasdik ettigine) dir syledikleriyle elismeye dsecektir. Bu arada, onlara gnderilmis olan peygamberlerin ne Yahudi ve ne de Hiristiyan olmayip mslman olduklarini bildirecek, ve Tanri'nin kendisini btn mmetler, btn insanlar aleyhine sahid kilacagina dair yet'ler yerlestirecektir. III) nceleri "Arap peygamber'i" niteliginde grnrken, glenince, btn mmetlere gnderilmis "Evrensel Peygamber" oldugunu syler. Bylece Yahudi'leri ve Hiristiyan'lari kendisine bas egdirmege alisir; Biraz yukarda belirttigimiz gibi Muhammed, ilk baslarda kendisini, sadece Mekke ve civarindaki Arap'lara ve az sonra da tm Arap milletine gnderilmis bir peygamber olarak tanimlarken, zamanla, ve daha dogrusu Medne'ye geipte taraftarlarinin sayica artmasi ve glenmege baslamasi zerine, Arap'tan gayri mmet'lere gnderilmis gibi tanimlama yolunu tutmustur. Bu maksatla Kur'n'a koydugu yet'lerden biri syle: "(Tanri Peygamberi) mminlerden henz kendilerine katilmamis bulunan diger insanlara da gndermistir" (K. 62 el-Cma 3). Bylece "Arap Peygamberligi"nden, "Evrensel Peygamberlige" geis taktigine girismistir ki, bunun kisaca hikyesi syle; Kendisini, mslmanlikla emrolunan "Arap peygamberi" olarak tanimladiktan sonraki 10 ya da 13 yil boyunca Muhammed, Kureyslilerden sadece yz kadar insani mslman yapabilmistir. Medine'ye hicret ettikten hemen sonra, ete saldirilarina baslamis, ilk alti ay ierisinde yedi ete (seriyye) gndermis ve Kureys kervanlarini ele geirmek suretiyle ganimet edinme yolunu bulmustur . Kureys'liler onun bu saldirilarina siddetli saldirilarla karsilik vermislerdir. Bedir ve Uhud savaslari bunun ilk rnekleridir. Her ne kadar Bedir savasini kazanmis olmakla beraber, daha henz glenmedigi iin, Mekke'lilere karsi pek fazla bir sey yapamayacagini dsnerek Medine'deki Yahudilerle ahid'lesmeyi gerekli bulmustur. Onlardan sagladigi para ve silh yardimlari sayesindedir ki, hem Mekke'lilere ve hem de diger Arap kavimlerine karsi yeni saldirilar tertipleyebilmistir. Bu saldirilarla elde ettigi ganimetleri paylastirma siyseti sayesinde kendisine katilanlar yavas yavas ogalmaya baslamistir. Ancak ne var ki zengin Kureys kervanlarini ele geirmek zor ve tehlikeli bir is'dir. Diger Arap kabileleri ise pek varlikli degillerdi. Bu itibarla onlara karsi girisilecek saldirilardan zengin ganimet edinmek olasiligi pek yoktu. Buna karsilik Medine'deki Yahudi kabileleri varlikliydi. Ticret ve san'at onlarin elinde idi; ziraatla ugrasanlar onlardi. Muhammed kendisi bile, gnlk yasamlari bakimindan, onlardan yardim isterdi. Enes'in rivyetine gre bazi zamanlar demir zirhini Yahudi tccarlarina rehin ederek, ilesini geindirmek iin arpa, ya da para alirdi. Sylendigine gre dokuz kadinla doldurdugu

evinin ihtiyalarini bu yoldan saglardi. Ve iste, eger kendisini, Yahudilere ve Hiristiyanlara da "Peygamber" olarak kabul ettirebilirse, madd ve manev bakimdan glenmis olacakti. Ettiremeyecek olursa, bu taktirde onlara saldirmak iin iyi bir vesile dogmus olacakti ki, bu daha da kazanli olabilirdi. Zira bu sretle onlara savas amak, mallarina ve arazilerine konmak mmkn olabilecekti. Bu plani gereklestirebilmek iin kendisini, sadece Arap'lara degil ve fakat ayni zamanda Yahudilere, Hiristiyanlara ve tm insanlara gnderilmis peygamber olarak gstermek, Islmiyeti Tanri'nin yarattigi tek gerek din olarak iln etmek ve Islm'dan gayri dinlere ynelenlerin "Yanlis yolda" ve "sapik" olduklarini bildirmek gerekirdi. Yine bunun gibi, daha nce Yahudilere ve Hiristiyanlara gnderilmis peygamberleri "mslman" olarak tanitmak, kendisini bu peygamberler zincirinin son halkasi ve fakat onlarin tmnn stnde saydirmak, ve onlara verilen Kitab'larin (Tevrat'in ve Incil'in) Islm esaslari kapsadigini anlatmak, ve bu kitaplarin tahrif edilmis oldugunu syleyerek sadece Kur'n ile amel etmelerini aiklamak gerekirdi. Bundan dolayidir ki onlarla syle konusmaga baslar: "Ey yehd cemati, siz pek iyi bilirsiniz ki ben Allah tarafindan gnderilmis bir peygamberim. Hak dinle geldim, mslman olunuz" . IV) Medne'deki Yahudi'lerle iyi iliskiler kurma siyseti: Medine'deki Yahudilerle yapmis oldugu szlesmelerle Muhammed, onlari kendi din inanlarinda ve gvenlik ierisinde kalmalarini kabul eder grnms, ve dis tehlikelere karsi ortak savunma planlari tertiplemistir. Ibn-i Hisam'in sylemesine gre hicret tarihi ile Bedir savasi tarihi arasinda imzaladigi savunma szlesmesine gre Mslmanlar, ve onlarla beraber yasayan Arap'lar ve Yahudiler, distan gelebilecek saldirilara karsi hep birlikte koyacaklardi . Aralarinda anlasmazlik ikacak olursa bu is Tanri'ya, dolayisiyle "Tanri elisi" olarak Muhammed'e havale olunacakti. Yahudiler kendilerine dsen savas masraflarina katlanacaklardi. Mslmanlarin savas halinde bulunmalari sirasinda Yahudiler onlarin savas masraflarinin bir kismini karsilayacaklardi. Yahudiler kendi baslarina savasa ya da baris andlasmasina basvuramayacaklardi. Taraflardan hi biri Muhammed'in rizasi olmadan kendi basina savasa ikmayacakti Hemen belirtelim ki Muhammed, "dsman" diye kabul ettigi Kureys'e (Mekke'lilere) karsi savunma siysetine ynelme bahanesiyle Yahudilerden her trl madd yardimi grmstr. Onlardan sagladigi paralar sayesindedir ki Kureys kervanlarina ve Arap kavimlerine karsi ete'ler gnderip ganimetler edinmis ve bylece giderek glenmistir. Bunun byle oldugunu, lm dseginde iken syledigi su szlerden anlamak mmkndr: "Ben falanca Yahudi'den vaktiyle su kadar para almistim. Bu paralarla sme'yi sefere gndermistim" Sadece bu maksatla degil, fakat biraz nce degindigimiz gibi, geimini ve ailev ihtiyalarini saglamak iin dahi, ilk baslarda onlardan yardim ister, ve rehin karsiliginda bor alirdi. Bor almak maksadiyle rehin biraktigi seyleri (rnegin demir zirh, ya da diger silahlari) bile Yahudilerin yardimi ile saglardi. "Neden dolayi kendi Ashab'i arasindaki zenginlerden para yardimi, ya da bor almazdi da Yahudilerden alirdi?" seklindeki sorulari karsilamak zere Islm kaynaklari, pek de tatminkar olmiyan yanitlara basvururlar; derler ki "Muhammed gururlu bir insan oldugu iin hi kimsenin minneti altinda kalmak istemedi". Oysa ki eger bor almak bir gurur sorunu idiyse Yahudilerden de almamasi gerekirdi; zir ister rehin karsiligi olsun, ister olmasin, kendi taraftarlarindan para yardimi ya da bor almak ile Yahudilerden almak arasinda fark yoktu. Kaldi ki Medne'nin ticaret hayatina ve zenginligine Yahudiler hkim olduklari iin, Muhammed'in onlardan baska basvurabilecegi kaynagi da pek yoktu. Zira kendi Ashab'i dahi, ilk baslarda pek varlikli sayilmazdi; varliga kavusmalari Muhammed'in giristigi ganimet edinme siyaseti sayesinde olmustur. Muhammed kendisi dahi bu yoldan mal ve para sahibi olmustur. Ve olduktan sonradir ki Yahudilere muhta olma durumundan kurtulmus ve onlari, daha sonraki yillarda izledigi dsmanlik siyaseti sonucu: "faiz ve haram ok yiyen kimseler" olarak tanimlamistir.

Kur'n'a koydugu su yet bunun kanitidir: "Onlar (Yahudiler) yalana kulak verirler, haram yerler... " (K. 5 Mide 42). Sylemege gerek yoktur ki, eger faiz yemek haram idiyse, faiz yedirmek de haram sayilmak gerekirdi.
Islm kaynaklarinin bildirmesine gre gy Bahira, Kureys kervani yaklasirken, btn agalarin ve taslarin Muhammed'e secde ettiklerini ve gkteki bir bulut'un da onu glgeledigini, ve btn bunlarin peygamberlik almeti oldugunu syliyerek: "Iste bu ocuk lemler Rabbi'nin elisidir. Tanri bu ocugu lemlere rahmet olmak zere gnderecektir" demistir. Taber ve Ibn Ishak gibi kaynaklara gre Muhammed, obanlik yaptigi yillarda Tanri'nin kendisini ktulklerden korudugunu, ve rnegin gece eglencelerinde bulunmak maksadiyle gittigi evlerde kendisine uyku musallat ettigini, ve bu yzden hi bir kt ise tesebbs etmedigini sylemistir (Bkz. Taber, Milletler ve Hkmdar Tarihi, M. Egitim Bakanligi Yayinlari, Ankara 1966, Cilt II. sh. 62-68). Yine bunun gibi Islm kaynaklari, Muhammed'in iki krek kemigi arasinda "peygamberlik" mhr bulundugunu ne srerler. Muhammed'in, hurma agalarinin salkimlarina emir vererek onlari yrterek yanina getirttigini eklerler (Bkz. Taber, age, II , 89-90).. Islm kaynaklari, Muhammed'in hangi yasta "peygamber"ligini iln ettigini kesin olarak ortaya vuramazlar. Kimi rivyete gre 40 yasinda, kimi rivyete gre 43 yasinda iln etmistir (Bkz. Taber, age, II, 83-85) Ayse'nin rivyetine gre Muhammed, peygamber olacagi haberini Veraka'dan grenmistir. Bkz. Sahih-i Buhar Muhtasari (Cilt I, sh. 12) Bu konuda Tevrat'ta, "Musa'nin besinci kitabi" olarak yer alan Tesniye adli kitab'a bakiniz ( zellikle Bap 20: 13-15) Kaynaklar iin benim "?erit ve Kadin" adli kitabima bakiniz (Kaynak Yayinlari,, 15ci baski, Istanbul, 1997, sh. 344) Arap kaynaklarinin bildirmesine gre: "Tanri onu... peygamberlikle sereflendirmeyi irde ettigi vakit, Muhammed insanlardan uzaklasir, ve evlerin grnmeyecegi yerelere, dag arkalarina ve ovalarin ilerine dalar; yanlarindan getigi her aga ve tas: -Ey Tanri elisi, sana esenlikler dileriz- diye onu selamlar, o, sag ve soluna ve arkasina bakar, kimseyi grmezdi... ". Bu alinti iin bkz. Taber, age (1966), II, 87. Bu konudaki hads'ler iin bkz. Sahih-i Buhar Muhtasari... (Cilt I, sh. 1-9) ?yle demistir: "Kureys beni yalanlayinca Hicir'de ayakta durdum. Mteakiben Allah bana Beyt-i Makdis ile gzmn arasindaki mesafeyi kaldirdi da Mescid-i Aksa'ya bakarak onun nisnelerinden Kureys'e haber vermege basladim. (Bana): -Mescid-i Aksa'nin ka kapisi var?- diye sormuslardi. Halbuki ben Kuds mescidinin kapilarini saymamistim. Fakat karsimda mescid tecelli edince ... kapilari birer birer saymaga basladim" (Bkz. Buhar'nin, Cbir Ibn-i Abdullah'tan rivyeti: Sahih-i Buhar Muhtasari..., Cilt X. sh. 59, Hadis no. 1550). Bu konuda benim Arap Milliyetiligi ve Trkler, adli kitabima bakiniz. rnegin bkz. Bakara 89, 90-91; Mide, 3-4; Ahkf 12; vs... Sahih-i Buhar Muhtasari... (Cilt VI, 367; hads no. 966) Buhar'nin Eb Hreyre'den rivhayeti iin bkz. Sahih-i Buhar Muhtasari... (Cilt X. sh. 118, 120 ve d.

Bu szlesmelere gre Muhacir'ler, ve Beni Amr Ibn Evs, Beni Haris, Beni Naccar, Beni Amr Ibn Auf, gibi etkili kisiler, kendilerine ait kisasi ve fidye bedellerini kendileri karsilayacaklardi. Bkz. Sahih-i Buhar Muhtasari (Cilt X, 119) Ibid. Sahih-i Buhar Muhtasari ... ( VI, 367-8. Ayrica bkz. Mahmud (Mirkhond), age, II, 726. Sahih-i Buhar Muhtasari ... (Cilt VI, 368)

ISLAM SERIATI'NIN DIGER DINLERE KARSI HOSGRL IMIS GIBI GRNMESININ NEDENLERI
Islm'i, baska din ve inantakilere karsi hosgrl ve saygili imis gibi gsteren hkmlerin konus nedenlerini ve geersizligini anlayabilmek iin Muhammed'in henz gl bulunmadigi dneme kisaca gz atmamiz gerekir. I) Ilk baslarda Muhammed kendisini, sadece Arap'lara gnderilen ve "Mslmanlikla ilk emrolunan" Peygamber olarak tanimlar. Islm kaynaklarinin bildirdigine gre Muhammed, yirmi bes yasina gelipte varlikli bir kadin olan Hatice ile evlenene kadar parasiz pulsuz, mrn obanlikla geiren, hi kimsenin nem ve deger vermedigi bir kimseydi. Kirk yasina gelinceye kadar bu nemsizlik ierisinde kalmis ve sonra "peygamberligini" iln etmistir. Her ne kadar Islm kaynaklari onun, daha henz 9 yasinda iken, amucasi Eb Talib ile birlikte is seyahatlerine iktigini, alis veris iin Kureys ticaret kervaniyla Sam'a gittigini, ve bir defasinda Sam topraginda Busra denen bir yerdeki manastirda yasayan Bahira adindaki bir hiristiyan rahip tarafindan peygamber olacaginin haber verildigini sylerlerse de, btn bunlari abartma seyler olarak kabul etmek gerekir. nk bu hikye, 9 yasinda iken peygamber olacagi Tanri tarafindan bildirilen Muhammed'in peygamberliginin neden dolayi kirk ya da kirk yasina varincaya kadar geciktirildigini, ve btn bu sre boyunca neden dolayi put'lara tapar oldugunu, ya da Arap mmeti'nin putperestlik ierisinde birakildigini aiklamaga yetmez. te yandan Hatice ile evlendigi tarihe gelinceye kadar Muhammed'in, ne Yahudilik ve Hiristiyanlik, ve ne de bu dinlerin peygamberleri hakkinda pek bilgisi olmadigi anlasilmaktadir. Btn bildigi sey onlarin, Arap'lardan farkli sekilde ibdet ettikleri ve farkli geleneklere sahip bulunduklari idi. Hatirlatalim ki o dnemlerde Mekke'de bir miktar Yahudi ve Hiristiyan yasamakta idi. Hiristiyanlik ve Yahudilik hakkindaki ilk bilgilere Muhammed, Hatice'nin hizmetine girdikten ve onun kervanlarini Suriye'ye gtrmege basladiktan sonra ulasmistir. Esasen Hatice'nin ilesi ve yakinlari ierisinde Hiristiyan dinine mensup olan kimseler vardi. Bunlardan biri Hatice'nin "Ammizadesi" (Amuca oglu) diye bilinen Veraka bin Nevfel adinda biri idi. Incil'i ve Tevrat'i ok iyi bilirdi. Ve iste Muhammed ondan, Tanri'nin Israilogullari'na kendi ilerinden peygamberler setigini, kendi dillerinden Tevrat'i verdigini ve ayni sekilde Hiristiyanlara Isa'yi ve Incil'i gnderdigini ya da buna benzer bilgiler edinmistir. Btn bunlari grenmekle Muhammed, Yahudi'lere ve Hiristiyan'lara peygamberler ve Kitab'lar gnderilmis iken bu "inyetin" Arap'lara taninmadigini grerek, kendisini Arap'lara gnderilmis "peygamber" olarak iln etmeyi dsnms olmalidir. Sylemege gerek yoktur ki, Hatice'nin kervanlarini gtrp getirmektense, ok daha "nl" ve ok daha bereketli bir meslege, rnegin "peygamberlik" isine girismekten daha isabetli bir sey olamazdi. Hele Tevrat'dan, Musa'nin Tanri'dan geldigini syleyerek Isaril'e naklettigi seyleri grenmekle, bu kararliligi biraz daha glenmis olmalidir. Ve iste bundan dolayidir ki kervan isini bir kenara birakir ve nasil olsa simdilik Hatice'nin bol geliriyle geinip gidecegini hesaplayarak "uhreviyet"le ugrasmaga baslar. Bunun byle oldugunu o, kendi agzi ile ortaya vurmus, rnegin syle demistir: "... Yoksul oldugum zamanlar Hatice benimle kendi varligini paylasti" . Nitekim yanlizlik arayarak civardaki dag arkalarina gitmesi, oradaki bir magaraya siginip gnlerini geirmesi, agalarin ve taslarin kendisine selm verdigini bildirmesi, Cibril'in Tanri'dan vahy getirdigini sylemesi, nihyet bir gn evine dnp: "Beni sarip rtnz" diyerek kendinden gemesi, soguk terler dkmesi ve bylece kendisini peygamberlikle grevlendirilmis olarak gstermesi, kirk (ya da kirk ) yasindaki yasam hikyesinin kisa zetidir.

II) Ilk nceleri kendisini btn Araplari degil fakat sadece Mekkeli'leri (Kureysli'leri) ve evresindekileri, uyarmak zere gnderilmis "Peygamber" olarak gsterir. Az sonra btn Arap'larin "Peygamberi" olarak grnr: Her seyden nce sunu belirtelim ki Peygamberligini iln ederken Muhammed'in aklindan "Btn insanlara gnderilmis Peygamber" olma fikri gememistir. Sadece Arap'larin peygamberi olmayi dsnmstr. Hatt btn Arap'larin dahi degil, sadece Ummu'l-Kura , ("Kylerin anasi") diye bilinen Mekke'ye ve evresine gnderilmis "peygamber" olarak tanitmistir. Tanitirken de, En'm Sresi'ne koydugu bir yet'le, Tanri'nin kendisini "Ilk mslman Peygamber" olarak gnderdigini anlatmistir. Ayet syle: "(Ey Muhammed) -'Dogrusu ben ilk mslman olmakla emrolundum-' de..." (K. 6 En'm 14). Bunu yaparken, ilk mslman peygamber olarak Kureys'lilere, ve sirf onlarin ihtiyalarini karsilamak maksadiyle, gnderildigini anlatmak zere Kur'n'a "Kureys" Sresi'ni koyar. Bu Sre'ye gre Tanri gy, Kureys kabilesinin yaz ve kis yolculuklarinda uzlasmasi ve anlasmasi iin gerekli tedbirler aldigini, K'be halkini korkudan azade kildigini ve yoksul ve a olanlarini doyurdugunu bildirmektedir. Bu iyilikler karsiliginda da Tanri, onlardan kendisine "kul"luk olmalarini istemektedir. Sre aynen syle: "Kureys kabilesinin yaz ve kis yolculuklarinda uzlasmasi ve anlasmasi saglanmistir. yleyse kendilerini aken doyuran ve korku iindeyken gven veren bu Kbe'nin Rabbine kulluk etsinler" (Bk. 106 Kureys 1-4). Bundan baska Tanri, yine Muhammed'in sylemesine gre, Mekke ve evresindekileri Arapa yazili bir Kur'n ile uyarmak istemis, ve bu kitabi Muhammed'e vahyetmistir. Vahy'ederken de syle demistir:"Bu indirdigimiz... Mekkelileri ve evresindekileri uyaran mubarek Kitab'dir..." (K. 6 En'm 92) Gnderdigi bu kitabin Arapa olarak hazirlandigini anlatmak zere de syle demistir: "Ey Muhammed!... Mekke'de ve evresinde bulunanlari...uyarman iin, sana Arapa okunan bir kitab vahyettik..." (K. 42 Sra 7). Muhammed'in anlatmasina gre Tanri, "Arapa okunan bir kitap" gndermistir, nk baska bir dilden gndermis olsa Araplar: "Bize anlamadigimiz bir dilde kitap nasil verilir?" diye hakli olarak syleneceklerdir. Bunun byle oldugunu anlatmak iin Tanri'nin syle konustugunu syler:"Eger biz onu, yabanci dilden bir Kur'n kilsaydik, diyeceklerdi ki: -Ayet'leri tafsilatli sekilde aiklanmali degil miydi? Arab'a yabanci dilden (kitap) olur mu?..." (K. 41 Fussiley 44) Grlyor ki Tanri, Muhammed'in sylemesine gre, sirf Mekke'de ve civarinda yasayan Arap'lari uyarsin diye, onlarin kendi ilerinden birini semis, ve onlarin anlayabilecekleri bir dilde, yani yani Arapa olarak, kitap indirmistir. Kur'n'a gre Tanri, kavimleri ayri ayri dil'lerde yarattigina (K. 30 Rm 22), ve her kavme, sirf anlayabilsinler diye, kendi dilinden Kitaplar ve kendi ilerinden peygamberler gnderdigine nazaran (K. 10 Ibrahim 4), Muhammed'in Arapa Kur'n ile sadece Araplara gnderildigini kabul etmek dogal olur. Eger Arapca Kur'n'i Yahudilere ve Hiristiyanlara da gndermis olsaydi, onlar da: "Bize anlamadigimiz bir dilde kitap nasil verilir?" diye konusacaklardi. Demek oluyor ki Tanri, Kur'n'i Yahudi'lere ve Hiristiyan'lara degil fakat, ilk nce sadece Mekke'deki Arap'lara gndermistir. Yine Muhammed'in sylemesine gre Tanri, Islm'a giren Mekkeli Arap'lari, Islm'i kabul etmeyen Arap'lara stn kilmak ve korumak istemis, ve rnegin syle demistir: "Sizi onlardan stn kildiktan sonra, Mekke blgesinde, onlarin ellerini sizden, ve sizin ellerinizi onlardan geri tutan, savasi nleyen O'dur. Onlar inkr edenlerdir..." (K. 48 Fetih 24-25) Tekrarlayalim ki, btn bunlarin olustugu tarihlerde Mekke'de, Arap'lardan gayri Yahudiler ve Hiristiyanlar da yasamaktaydi; bunlarin kendilerine zg dil'leri ve Kitap'lari vardi. Ve fakat buna ragmen Muhammed kendisini, sadece Arap'lara inandirmak, sadece

onlari "dogru yola" sokmak, ve onlarin ihtiyalariyle mesgul olmak zere grevlendirilmis gibi gstermistir. Onlara Arapa yazili Kur'n ile hitap ederken: "Bu Kur'n bana, kendisiyle sizi ve ulastigi herkesi uyarmam iin vahayolundu..." (K. En'm 19) diye konusmustur. Yahudiler ve Hiristiyanlar Arapca konusmadiklarina gre Arapa yazili Kur'n, sadece Arap'lara gnderilmis olmaktaydi. Hemen ekleyelim ki bu dnemde Muhammed, Yahudilerin ve Hiristiyanlarin, Islm'dan gayri bir dine bagli olmak bakimindan sapik olduklarina, ya da Kur'n'in onlarca kabul edilmesi gerektigine dir bir sey sylememistir. Kendisini onlara Peygamber olarak kabul ettirme dsncesine ynelmemistir. Kureysliler kendisine: "Senin peygamber olduguna sahit yok" dedikleri zaman onlara: "Tanri benim sahidimdir" (K. Fetih, 28) diyerek ve Cennet va'dleri ya da Cehennem azabi korkutmalari yaninda kendisine kr krne bagli kisileri (rnegin Eb Bekir'i) destek edinerek is grmstr Bununla beraber Kureys'lilerin sorduklari sorular karsisinda g durumlarda kaldigi ve bu durumlardan kurtulabilmek iin Kissa'lar anlattigi ok olmustur. rnegin bir def'asinda Kuds'e sefer ettigini ve gk yzne ikip indigini syledigi zaman, Kureysliler onu yalanlayip: "Mescid-i Aksa'nin ka kapisi var?" diye sorduklarinda, verecek cevap bulamamistir. Bununla beraber Tanri'nin kendisine yardimci olup kapilari sayabildigini bildirmis, Eb Bekir'i de buna tanik gstermistir. Fakat her ne olursa olsun su muhakkak ki ilk baslarda kendisini, ne btn Arap'lara, ve ne de Yahudi'lere ve Hiristiyan'lara gnerilmis "peygamber" olarak gstermemistir; sadece Kureys ile Mekke civarinda bulunan Arap'lara gnderildigini bildirmistir. Zamanla Medne'lilerden ve diger Arap kabile'lerinden kendisine katilanlar olunca "evre" szcgn biraz daha genisletmis ve tm Arap'lari kapsar sekle sokmustur. Bundan dolayidir ki bir yandan Tanri'nin kendisini Arap mmeti iinden setigine ve Arap'larin anlayabilecekleri Arapa dilinde yazilmis Kur'n ile gnderdigine dair yet'ler yerlestirmis, ve diger yandan da Arap mmetinin sorumlulugunu yklenmistir. Bu vesile ile koydugu yet'ler arasinda: "Bu... Arapa bilen bir milleti uyarman iin yetleri...Arapa aiklanmis olarak Allah katindan indirilmis Kitab'dir" (K. 41 Fussilet 2-5) Dikkat edilecegi gibi burada Muhammed, kendisini sadece Mekke ve evresindeki Araplara degil fakat "Arapa bilen bir milleti", yni tm Araplari uyarmak iin gnderilmis gibi tanimlamakta, ve tanimlarken de Tanri'nin kendisine "Arapa olarak aiklanmis" bir kitap indirdigini anlatmaktadir. Bu sylediklerini pekistirmek maksadiyle esitli Sre'lere yet'ler siralamaktan geri kalmamistir. rnegin Yusuf sresinde su var: "BIZ (Kur'n'i) anlayasiniz diye Arapa okunmak zere gnderdik" (K. 12 Yusuf 2). Benzer bir yet Sura Sresi'nde syle: "Ey Muhammed, Apaik Arap diliyle uyaranlardan olman iin, onu Cebrail senin kalbine indirmistir" (K. 26 Suara 193-195) Yine hatirlatalim ki bu ve buna benzer yet'ler, Mekke'de iken yerlestirdigi yetler arasindadir. Hitap ettigi kimseler, Arap'lardir. Bir yandan bunu yaparken, diger yandan da Tanri'nin insanlari ayri ayri mmetler halinde ayirdigina, ve her mmete bir peygamber yolladigina dair su yet'leri koyar: "Allah dileseydi sizi tek bir mmet yapardi..." (K. 16 Nahl 93) "Her mmetin bir peygamberi vardir, onlara peygamberler geldiginde aralarinda adletle hkm verilmis olur" (K. 10 Yunus 47) te yandan Tanri'nin, kiymet gnnde, her mmetten bir kisiyi, o mmet iin "sahid" olarak agiracagini, ve kendisini de kendi mmetine sahid getirecegine dair su yet'i yerlestirir: "Her mmetten bir kisiyi o gn aleyhlerine sahid tutariz. mmetine sahid agirtiriz. Seni de ey peygamber! mmetine sahid getiririz...."(K.16, Nahl 89) Kendisini Arap'larin peygamberi olarak tanimlarken, amacinin Arap geleneklerini aynen ya da degistirerek srdrmek oldugunu ortaya vurur. Islm kurallar diye

yerlestirdigi seylerin pek ogu eski Arap geleneklerinin devamindan, ya da bunlarin degisik sekle sokulmalarindan ibarettir. rnegin "ihrm" konusunda, eskiden, yni "Cahiliyyet" dneminde Arap'lar arasinda uygulanan geleneklerin ogunu aynen benimsemistir. Yine bunun gibi, "Cahiliyet" diye bilinen dnemde Arap'lar arasinda "Hilf" diye bir gelenek vardi ki, yemin ile tesis olunan dostluk anlamina gelirdi. Bu kimseler arasinda veraset kurallari uygulanirdi. Ve iste Muhammed, bu gelenegi mslmanlar arasi kardeslik sekline sokmustur. Bunu yapmasinin nedeni, Mekke'den Medne'ye hicret eden muhacirlerin bakimini Medne'deki mslmanlara (Ensr'a) yklemek iindir. Ilerdeki sayfalarda grecegiz ki, Medne'ye getikten sonra, oradaki Yahudi'lerin geleneklerinden pek ogunu Arap'larin yasamina yatkin seklilde degistirecektir. Btn bunlari yaparken Tanri'nin Yahudilere ve Hiristiyanlara daha nce kendi anlayacaklari dil'de ve kendi peygamberleri araciligiyle Kitab'lar gnderdigini, ve bu kitaplara gre amel etmelerini istedigini bildirmistir (K. 5 Maide 43, 47-48). Yani Yahudileri ve Hiristiyanlari, kendi dinlerinde ve kendi Kitab'lariyle basbasa birakmistir. Ancak ne var ki bu siyseti'ni, bir sre sonra terkedecektir. Biraz glenipte kendisini Yahudilere ve Hiristiyanlara da peygamber olarak kabul ettirme taktigine ynelince, Tevrat'in ve ve Incil'in, onlar tarafindan tahrif edildigini syleyecek, bunlar yerine Kur'n ile amel etmelerini isteyecektir. Bylece Kur'n'in bu kitaplari onayladigina (tasdik ettigine) dir syledikleriyle elismeye dsecektir. Bu arada, onlara gnderilmis olan peygamberlerin ne Yahudi ve ne de Hiristiyan olmayip mslman olduklarini bildirecek, ve Tanri'nin kendisini btn mmetler, btn insanlar aleyhine sahid kilacagina dair yet'ler yerlestirecektir. III) nceleri "Arap peygamber'i" niteliginde grnrken, glenince, btn mmetlere gnderilmis "Evrensel Peygamber" oldugunu syler. Bylece Yahudi'leri ve Hiristiyan'lari kendisine bas egdirmege alisir; Biraz yukarda belirttigimiz gibi Muhammed, ilk baslarda kendisini, sadece Mekke ve civarindaki Arap'lara ve az sonra da tm Arap milletine gnderilmis bir peygamber olarak tanimlarken, zamanla, ve daha dogrusu Medne'ye geipte taraftarlarinin sayica artmasi ve glenmege baslamasi zerine, Arap'tan gayri mmet'lere gnderilmis gibi tanimlama yolunu tutmustur. Bu maksatla Kur'n'a koydugu yet'lerden biri syle: "(Tanri Peygamberi) mminlerden henz kendilerine katilmamis bulunan diger insanlara da gndermistir" (K. 62 el-Cma 3). Bylece "Arap Peygamberligi"nden, "Evrensel Peygamberlige" geis taktigine girismistir ki, bunun kisaca hikyesi syle; Kendisini, mslmanlikla emrolunan "Arap peygamberi" olarak tanimladiktan sonraki 10 ya da 13 yil boyunca Muhammed, Kureyslilerden sadece yz kadar insani mslman yapabilmistir. Medine'ye hicret ettikten hemen sonra, ete saldirilarina baslamis, ilk alti ay ierisinde yedi ete (seriyye) gndermis ve Kureys kervanlarini ele geirmek suretiyle ganimet edinme yolunu bulmustur . Kureys'liler onun bu saldirilarina siddetli saldirilarla karsilik vermislerdir. Bedir ve Uhud savaslari bunun ilk rnekleridir. Her ne kadar Bedir savasini kazanmis olmakla beraber, daha henz glenmedigi iin, Mekke'lilere karsi pek fazla bir sey yapamayacagini dsnerek Medine'deki Yahudilerle ahid'lesmeyi gerekli bulmustur. Onlardan sagladigi para ve silh yardimlari sayesindedir ki, hem Mekke'lilere ve hem de diger Arap kavimlerine karsi yeni saldirilar tertipleyebilmistir. Bu saldirilarla elde ettigi ganimetleri paylastirma siyseti sayesinde kendisine katilanlar yavas yavas ogalmaya baslamistir. Ancak ne var ki zengin Kureys kervanlarini ele geirmek zor ve tehlikeli bir is'dir. Diger Arap kabileleri ise pek varlikli degillerdi. Bu itibarla onlara karsi girisilecek saldirilardan zengin ganimet edinmek olasiligi pek yoktu. Buna karsilik Medine'deki Yahudi kabileleri varlikliydi. Ticret ve san'at onlarin elinde idi; ziraatla ugrasanlar onlardi. Muhammed kendisi bile, gnlk yasamlari bakimindan, onlardan yardim isterdi. Enes'in rivyetine gre bazi zamanlar demir zirhini Yahudi tccarlarina rehin ederek, ilesini

geindirmek iin arpa, ya da para alirdi. Sylendigine gre dokuz kadinla doldurdugu evinin ihtiyalarini bu yoldan saglardi. Ve iste, eger kendisini, Yahudilere ve Hiristiyanlara da "Peygamber" olarak kabul ettirebilirse, madd ve manev bakimdan glenmis olacakti. Ettiremeyecek olursa, bu taktirde onlara saldirmak iin iyi bir vesile dogmus olacakti ki, bu daha da kazanli olabilirdi. Zira bu sretle onlara savas amak, mallarina ve arazilerine konmak mmkn olabilecekti. Bu plani gereklestirebilmek iin kendisini, sadece Arap'lara degil ve fakat ayni zamanda Yahudilere, Hiristiyanlara ve tm insanlara gnderilmis peygamber olarak gstermek, Islmiyeti Tanri'nin yarattigi tek gerek din olarak iln etmek ve Islm'dan gayri dinlere ynelenlerin "Yanlis yolda" ve "sapik" olduklarini bildirmek gerekirdi. Yine bunun gibi, daha nce Yahudilere ve Hiristiyanlara gnderilmis peygamberleri "mslman" olarak tanitmak, kendisini bu peygamberler zincirinin son halkasi ve fakat onlarin tmnn stnde saydirmak, ve onlara verilen Kitab'larin (Tevrat'in ve Incil'in) Islm esaslari kapsadigini anlatmak, ve bu kitaplarin tahrif edilmis oldugunu syleyerek sadece Kur'n ile amel etmelerini aiklamak gerekirdi. Bundan dolayidir ki onlarla syle konusmaga baslar: "Ey yehd cemati, siz pek iyi bilirsiniz ki ben Allah tarafindan gnderilmis bir peygamberim. Hak dinle geldim, mslman olunuz" . IV) Medne'deki Yahudi'lerle iyi iliskiler kurma siyseti: Medine'deki Yahudilerle yapmis oldugu szlesmelerle Muhammed, onlari kendi din inanlarinda ve gvenlik ierisinde kalmalarini kabul eder grnms, ve dis tehlikelere karsi ortak savunma planlari tertiplemistir. Ibn-i Hisam'in sylemesine gre hicret tarihi ile Bedir savasi tarihi arasinda imzaladigi savunma szlesmesine gre Mslmanlar, ve onlarla beraber yasayan Arap'lar ve Yahudiler, distan gelebilecek saldirilara karsi hep birlikte koyacaklardi . Aralarinda anlasmazlik ikacak olursa bu is Tanri'ya, dolayisiyle "Tanri elisi" olarak Muhammed'e havale olunacakti. Yahudiler kendilerine dsen savas masraflarina katlanacaklardi. Mslmanlarin savas halinde bulunmalari sirasinda Yahudiler onlarin savas masraflarinin bir kismini karsilayacaklardi. Yahudiler kendi baslarina savasa ya da baris andlasmasina basvuramayacaklardi. Taraflardan hi biri Muhammed'in rizasi olmadan kendi basina savasa ikmayacakti Hemen belirtelim ki Muhammed, "dsman" diye kabul ettigi Kureys'e (Mekke'lilere) karsi savunma siysetine ynelme bahanesiyle Yahudilerden her trl madd yardimi grmstr. Onlardan sagladigi paralar sayesindedir ki Kureys kervanlarina ve Arap kavimlerine karsi ete'ler gnderip ganimetler edinmis ve bylece giderek glenmistir. Bunun byle oldugunu, lm dseginde iken syledigi su szlerden anlamak mmkndr: "Ben falanca Yahudi'den vaktiyle su kadar para almistim. Bu paralarla sme'yi sefere gndermistim" Sadece bu maksatla degil, fakat biraz nce degindigimiz gibi, geimini ve ailev ihtiyalarini saglamak iin dahi, ilk baslarda onlardan yardim ister, ve rehin karsiliginda bor alirdi. Bor almak maksadiyle rehin biraktigi seyleri (rnegin demir zirh, ya da diger silahlari) bile Yahudilerin yardimi ile saglardi. "Neden dolayi kendi Ashab'i arasindaki zenginlerden para yardimi, ya da bor almazdi da Yahudilerden alirdi?" seklindeki sorulari karsilamak zere Islm kaynaklari, pek de tatminkar olmiyan yanitlara basvururlar; derler ki "Muhammed gururlu bir insan oldugu iin hi kimsenin minneti altinda kalmak istemedi". Oysa ki eger bor almak bir gurur sorunu idiyse Yahudilerden de almamasi gerekirdi; zir ister rehin karsiligi olsun, ister olmasin, kendi taraftarlarindan para yardimi ya da bor almak ile Yahudilerden almak arasinda fark yoktu. Kaldi ki Medne'nin ticaret hayatina ve zenginligine Yahudiler hkim olduklari iin, Muhammed'in onlardan baska basvurabilecegi kaynagi da pek yoktu. Zira kendi Ashab'i dahi, ilk baslarda pek varlikli sayilmazdi; varliga kavusmalari Muhammed'in giristigi ganimet edinme siyaseti sayesinde olmustur. Muhammed kendisi dahi bu yoldan mal ve para sahibi olmustur. Ve olduktan sonradir ki Yahudilere muhta olma durumundan kurtulmus ve onlari, daha sonraki yillarda izledigi

dsmanlik siyaseti sonucu: "faiz ve haram ok yiyen kimseler" olarak tanimlamistir. Kur'n'a koydugu su yet bunun kanitidir: "Onlar (Yahudiler) yalana kulak verirler, haram yerler... " (K. 5 Mide 42). Sylemege gerek yoktur ki, eger faiz yemek haram idiyse, faiz yedirmek de haram sayilmak gerekirdi.

Islm kaynaklarinin bildirmesine gre gy Bahira, Kureys kervani yaklasirken, btn agalarin ve taslarin Muhammed'e secde ettiklerini ve gkteki bir bulut'un da onu glgeledigini, ve btn bunlarin peygamberlik almeti oldugunu syliyerek: "Iste bu ocuk lemler Rabbi'nin elisidir. Tanri bu ocugu lemlere rahmet olmak zere gnderecektir" demistir. Taber ve Ibn Ishak gibi kaynaklara gre Muhammed, obanlik yaptigi yillarda Tanri'nin kendisini ktulklerden korudugunu, ve rnegin gece eglencelerinde bulunmak maksadiyle gittigi evlerde kendisine uyku musallat ettigini, ve bu yzden hi bir kt ise tesebbs etmedigini sylemistir (Bkz. Taber, Milletler ve Hkmdar Tarihi, M. Egitim Bakanligi Yayinlari, Ankara 1966, Cilt II. sh. 62-68). Yine bunun gibi Islm kaynaklari, Muhammed'in iki krek kemigi arasinda "peygamberlik" mhr bulundugunu ne srerler. Muhammed'in, hurma agalarinin salkimlarina emir vererek onlari yrterek yanina getirttigini eklerler (Bkz. Taber, age, II , 89-90).. Islm kaynaklari, Muhammed'in hangi yasta "peygamber"ligini iln ettigini kesin olarak ortaya vuramazlar. Kimi rivyete gre 40 yasinda, kimi rivyete gre 43 yasinda iln etmistir (Bkz. Taber, age, II, 83-85) Ayse'nin rivyetine gre Muhammed, peygamber olacagi haberini Veraka'dan grenmistir. Bkz. Sahih-i Buhar Muhtasari (Cilt I, sh. 12) Bu konuda Tevrat'ta, "Musa'nin besinci kitabi" olarak yer alan Tesniye adli kitab'a bakiniz ( zellikle Bap 20: 13-15) Kaynaklar iin benim "erit ve Kadin" adli kitabima bakiniz (Kaynak Yayinlari,, 15ci baski, Istanbul, 1997, sh. 344) Arap kaynaklarinin bildirmesine gre: "Tanri onu... peygamberlikle sereflendirmeyi irde ettigi vakit, Muhammed insanlardan uzaklasir, ve evlerin grnmeyecegi yerelere, dag arkalarina ve ovalarin ilerine dalar; yanlarindan getigi her aga ve tas: -Ey Tanri elisi, sana esenlikler dileriz- diye onu selamlar, o, sag ve soluna ve arkasina bakar, kimseyi grmezdi... ". Bu alinti iin bkz. Taber, age (1966), II, 87. Bu konudaki hads'ler iin bkz. Sahih-i Buhar Muhtasari... (Cilt I, sh. 1-9) ?yle demistir: "Kureys beni yalanlayinca Hicir'de ayakta durdum. Mteakiben Allah bana Beyt-i Makdis ile gzmn arasindaki mesafeyi kaldirdi da Mescid-i Aksa'ya bakarak onun nisnelerinden Kureys'e haber vermege basladim. (Bana): -Mescid-i Aksa'nin ka kapisi var?- diye sormuslardi. Halbuki ben Kuds mescidinin kapilarini saymamistim. Fakat karsimda mescid tecelli edince ... kapilari birer birer saymaga basladim" (Bkz. Buhar'nin, Cbir Ibn-i Abdullah'tan rivyeti: Sahih-i Buhar Muhtasari..., Cilt X. sh. 59, Hadis no. 1550). Bu konuda benim Arap Milliyetiligi ve Trkler, adli kitabima bakiniz.

Sahih-i Buhar Muhtasari... (Cilt VI, 367; hads no. 966) Buhar'nin Eb Hreyre'den rivhayeti iin bkz. Sahih-i Buhar Muhtasari... (Cilt X. sh. 118, 120 ve d. Bu szlesmelere gre Muhacir'ler, ve Beni Amr Ibn Evs, Beni Haris, Beni Naccar, Beni Amr Ibn Auf, gibi etkili kisiler, kendilerine ait kisasi ve fidye bedellerini kendileri karsilayacaklardi. Bkz. Sahih-i Buhar Muhtasari (Cilt X, 119) Ibid. Sahih-i Buhar Muhtasari ... ( VI, 367-8. Ayrica bkz. Mahmud (Mirkhond), age, II, 726. Sahih-i Buhar Muhtasari ... (Cilt VI, 368)

Isa'nin "Ben Seriti yikmaga degil tamam etmege geldim" seklindeki szlerine dayali olarak Islm'i, ezel'den beri tek gerek din seklinde gsterip Yahudi'leri ve Hiristiyan'lari Mslman yapma taktigi
Sik sik belirtigimiz gibi Muhammed, ilk baslarda kendisini sadece Mekke ve civarindaki Arap'lara gnderilmis peygamber olarak tanimlamistir. Tanimlarken de Kur'n'a: "Eger Allah dileseydi sizi tek bir mmet yapardi... " (K. Mide 48) seklinde koydugu yet'lerle Tanri'nin insanlari tek bir mmet yapmayip esitli mmetler halinde ayirdigini, ve her mmete kendi iinden peygamberler, kendi dilinden Kitab'lar verdigini, Allah'i taniyan ve ahirete inanan Yahudi'lerin ve Hiristiyan'larin, kendilerine verilen Kitab'lara (Tevrat, Incil, vs...) uymalari gerektigini ve iyi isler yapmak kaydiyle Tanri'nin mkafatina kavusacaklarini bildirmistir. Nasil ki Yahudi'lere Tevrat, ve Hiristiyan'lara da Incil verildi ise, Arap'lara da kendi dillerinden Kitab olmak zere Kur'n'in verdigini sylemistir . Fakat kendisini, Arap'lardan gayri bir de Yahudi'lere, Hiristiyan'lara ve diger insanlara peygamber olarak kabul ettirme zlemine kapilinca, farkli bir tema islemege baslamistir; daha dogrusu o zamana kadar Tevrat'in "yol gsterici ve nurlandirici" olarak Yahudi olanlara indirildigini, ve yine bunun gibi Hiristiyan'larin Incil'e uymalari gerektigini bildirirken (Bkz. K. Mide 44, ve 47), daha sonralari, bu sylediklerini gzardi edercesine, Yahudi'lerin ve Hiristiyan'larin, esas itibariyle mslman olduklarini, kendilerine daha nce verilmis olan kitaplari tahrif ettiklerini, ve bu nedenle artik Kur'n'a gre davranmalarinin emrolundugunu syler olmustur. Daha nceleri: "Eger Allah dileseydi sizi tek bir mmet yapardi... " (K. Mide 48) seklinde konusurken, simdi Tanri'nin btn insanlara, daha ilk yarattigi andan itibaren, tek bir din olmak zere Islm'i verdigini sylemistir. Bu konuda isledigi tema, zetle sudur: Btn insanlara, tek ve gerek din olmak zere verilen dn, sadece Islm'dir. Yahudilerin ve Hiristiyanlarin sahip olduklari din, aslinda Islm dinidir; onlara gnderilmis olan peygamberler, hep mslmanlikla emrolunmuslardir, ve kendi mmetlerine Islmiyeti gretmekle grevlendirilmislerdir. Onlar marifetiyle indirilen Kitab'lar (yani Tevrat ve Incil) aslinda mslmanligin esaslarini kapsiyan kitablardir ki asli, "Ana Kitb" (mmlkitap/ Levh-i mahfuz) olarak gkte, Tanri'nin katindadir (Bkz. K. 13 Ra'd sresi,m yet: 39-40). Tanri peygamberlerin her biri ile ayri ayri ahid yapmis ve onlara verdigi Kitb'lari ve hikmeti tasdik eden bir peygamberin gelecegini ve ona inanmak ve yardimci olmak gerektigini bildirmistir, ki o da gy Muhammed'tir (K. Al-i Imrn, 81). Fakat Yahudiler ve Hiristiyanlar, kendilerine belletilenlerin bir kismini unutmuslar ya da "tahrif" etmisler, bu yzden anlasmazliga dsmslerdir (K. Imran 187; Mide 14-15) Ve iste simdi Tanri, Muhammed'i, en son peygamber olarak btn insanlara Kur'n ile birlikte yollamistir (K. Al-i Imrn, 48-49; Enbiy 108, 156-7; Hd 17, vs...). Diger peygamberlerden her birini kendi kavimlerine gnderdigi halde, Muhammed'i btn kavimlere gndermistir. Bundan dolayidir Yahudi'ler ve Hiristiyan'lar, Muhammed'i "peygamber" olarak kabul etmeli, Kur'n'i da kendi Kitab'lari olarak benimsemelidirler. Bunu yapmakla iman degistirmis olmiyacaklar, aksine gerek imana ulasmis olacaklardir! Iste bu yukardaki tema'yi pekistirmek maksadiyle Muhammed, bir de "Var olani yikmak iin degil ve fakat tamamlamak, ve bozulani aslina uydurmak iin" Tanri tarafindan grevlendirildigi kanisini yaratmak istemistir. Hemen hatirlatalim ki bu taktige ynelirken yine Incil'den yararlanmis ve Isa'nin vaktiyle Yahudileri kendisine inandirmak zere syledigi su szleri izlemistir: "Sanmayin ki ben Seriat'i yikmaga geldim; ben yikmaga degil fakat tamam etmege geldim" (Bk. Matta'ya gre Incil: Bap 5:17). Ancak ne var ki Muhammed, yukardaki sekilde konusurken, birazdan grecegimiz gibi, hosgrszlge ynelmekten baska bir sey yapmayacaktir. I) Muhammed'in sylemesine gre Tanri'nin insanlara verdigi tek "gerek" din Islmiyet'tir, ve insanlar iin kurtulusa ikmak ancak bu dine girmekle mmkndr. Muhammed kendisini Yahudilere ve Hiristiyanlara peygamber olarak kabul ettirmek ve onlari Islm'a sokmak isterken, onlar da mslmanlari kendi dinlerine agirirlar, ancak

bu yoldan kurtulusa ikacaklarini hatirlatirlardi. rnegin Yahudi'ler, Mslman'lara gelip: "Yehdi olunuz ki hidyete eresiniz" derlerdi; Hiristiyan'lar da ayni seyi yaparlar ve mslmanlara: "Hiristiyan olunuz ki hidyete eresiniz " derlerdi (K. 2 Bakara 136). Dogru yola ancak bu sekilde girebileceklerini sylerlerdi. Onlarin bu tr konusmalarina karsi Muhammed, dogru yolun Ibrahim'in yolu oldugunu, ve bu yolun Islm oldugunu, nk Ibrahim'in ilk mslman peygamber olarak gnderildigini sylerdi; sylerken de kendisini, Tanri tarafindan Ibrahim'in yolunu semekle emrolundugunu bildirirdi. Kendisine "vahyedilen" seylerin, daha nce aynen Ibrahim'e ve onun soyundan gelenlere (Ismail, Ya'kub, Musa, vs, ve Isa) indirilmis oldugunu ekler ve eger Yahudiler ve Hiristiyanlar, Mslmanlarin man ettikleri seylere man edecek olurlarsa "muhakkak dogru yolu bulmus olacaklardir" derdi (K. 2 Bakara 136) Yine Muhammed'in sylemesine gre Tanri gy daha ilk insani yarattigi andan itibaren Islm dinini yerlestirmis ve bu din'i "Insanlara, yaratilista verdigi dn olarak" (K. 30 Rm 30) kabul etmistir. Ederken de: "Allah katinda din, sphesiz Islmiyettir" (K. 3 Imran 19) demis ve: "Dosdogru olan din de (Islmdir)" (K. 98 Beyyine 5) diye eklemis ve bu din'in "Gerek" ve "Dosdogru" ve "En stn" tek din oldugunu, her mmete ve her peygambere, her vesile ile tekrar ederek bildirmistir. Gy Ibrahim'i peygamber olarak setiginde ona mslmanligi "gerek din" olarak vermis ve mmetini bu dinle uyarmasini emretmistir (K. Al-i Imrn: 65, 67; En'm: 161; Nahl: 122-123, vs....). Yine gy Tanri Ishak'i, Musa'yi, Davud'u vs... hep Ibrahim'in dininde kilmis, ve onlara kendi mmetlerini Ibrahim'in dinine agirmakla grevlendirmistir (K. Imran 95) Yine Muhammed'in sylemesine gre Tanri, Yahudiler'in Islm'dan baska bir din aramamalari iin sunu hatirlatmistir ki, Islm dni Tanri'nin kendi z dni olup insanlari yaratirken verdigi din'dir; bu i'tibarla Islm'dan baska bir din istemek sutur ve isteyenler kaybedeceklerdir: "...Allah'in dninden baska bir din mi istiyorlar? Kim Islmiyetten baska bir dine ynelirse onunki kabul edilmeyecektir" (K. 3 Imran 83-85). te yandan Tanri, Meryem oglu Isa'yi da "Ruhundan flemis olarak" yarattigini ve onlari lemler iin mcize kildigini bildirmis, ve mslmanligin tek din oldugunu anlatmak zere syle demistir: "Dogrusu mslmanlik, bir tek din olarak sizin dininizdir ve Ben Rabbinizim, artik bana kulluk edin" (K. 21 Enbiy 92) Ve nihyet Tanri, en son peygamberi olarak Muhammed'i semis ve ona, Islmiyetin tek gerek din oldugunu, ve Ibrahim'in ilk mslman "peygamber" olarak emredildigini sik sik bildirmis ve bildirirken de Ibrahim'in dinine uymasini emretmis syle demistir: "Ey Muhammed! Hakka ynelerek kendini Allah'in insanlara yaratilista verdigi dne ver...Iste dosdogru dn budur..." (K. 30 Rm 30); "Btn dinlerden stn kilmak zere peygamberini... Kur'n ve hak dn ile gnderen O'dur..." (K. 48 Fetih 28 ve ayrica bkz. 61 Saff 9); "Simdi ey Muhammed sana...'Ibrahim'in dinine uy' diye vahyettik" (K. 16 Nahl 123). Ve szler zerine Muhammed: "Sphesiz Rabbim beni... gerek dine... Ibrahim'in dinine iletmistir..." (K. En'm 161) diye konusmustur. Daha baska bir deyimle Muhammed, Kur'n'a koydugu bu tr hkmlerle, yer yznde gerek olarak bir tek din bulundugunu ve bu dinin mslmanlik olup, Ibrahim'den Musa'ya ve Isa'ya varincaya kadar gemisteki "peygamberler" araciligiyle nce Yahudi'lere ve Hiristiyan'lara, ve en son olarakta kendisi araciligiyle btn insanlara verildigini, ve Islmiyet disinda "gerek" bir din indirilmedigini anlatmak istemistir. II) Muhammed'in sylemesine gre, Islm'dan gayri bir din'den "peygamber" gnderilmemistir; Tanri Adem'i, Ilk mlman olmak zere yaratmistir. Tekrarlamak yararli olacaktir ki, Muhammed, ilk nceleri kendisini sadece Arap'lara, hatt sadece Mekkelilere (Kreyslilere) gnderilmis peygamber olarak tanitmistir; tanitirken de: "...-'Dogrusu ben ilk mslman olmakla emrolundum'-" (K. 6 En'm 14) diye konusmustur. Tanri tarafindan, Kresli'leri uyarmak zere gnderildigini sylemis ve Tanri'nin syle dedigini eklemistir: "Ey Muhammed! Bylece sehirlerin anasi olan Mekke'de ve evresinde bulunanlari uyarman...iin sana Arapa okunan bir kitab

vahyettik..." (K. 42 Sr 7); ya da "Bu indirdigimiz... Mekkelileri ve etrafindakileri uyaran mubarek Kur'n'dir..." (K. 6 En'm 92) Yani nasil ki diger mmet'lere, rnegin Yahudi'lere ve Hiristiyan'lara, daha nce kendi ilerinden peygamberler gnderildi ise, kendisinin de Arap'lara, Arap kavmi iinden seilmis bir olarak gnderildigini bildirmistir. Daha baska bir deyimle ilk baslangita Muhammed'in aklindan, btn insanlara gnderilmis "peygamber" oldugu fikri gememistir. Mekke'de kaldigi uzun yillar boyunca kendisinin "Ilk mslman peygamber" oldugunu tekrarlamaktan bikmamistir. Fakat Yahudi'leri ve Hiristiyan'lari kazanmak ve mslman yapmak hevesine kapildigi an agiz degistirmis, kendisini artik sadece Arap'lara degil fakat ayni zamanda Yahudilere ve Hiristiyanlara (ve daha dogrusu btn insanlara) gnderilmis peygamber seklinde tanimlar olmustur. Adem'den bu yana gelmis gemis btn peygamberleri hep Mslman peygamberler olarak tanimlamistir. Bununla beraber "peygamber"ler serisinde Ibrahim'e zel bir yer ayirmis, kendisini de Ibrahim'in dinine ynelmis olarak mslman peygamberler zincirinin son halkasi ve onlarin en stn saymistir. Kur'n'i bu dogrultudaki yet'lerle doldurmustur. rnegin A'raf Sre'sine koydugu bir yet'le, kendisini, Tevrat ve Incil'de yazili olan seyleri bildirmekle grevli olarak Yahudi'lere ve Hiristiyan'lara gnderilmis peygamber seklinde gstermistir: "...Bunu... yetlerimize inanip, yanlarindaki Incil'de ve Tevrat'da yazili bulduklari... okuyup yazmasi olmiyan Peygamber Muhammed'e uyanlara yazacagiz. O peygamber onlara uygun olani emreder ve fenaliktan men'eder... Bu peygambere inanan... uyanlar, iste onlar saadete ererler..." (K. 7 A'raf, 156-7) Grlyor ki kendisini "Okuyup-yazmasi olmiyan" bir peygamber gibi tanimlamaktadir. Gy Yahudilerin ve Hiristiyanlarin kitaplarini okumamis, sadece kendisine Tanri tarafindan vahy'olan yet'lere mazhar olmustur. Bu nedenle Tevrat'a ve Incil'e inananlar, onu peygamber olarak kabul etmelidirler. te yandan kendisini, Arap'lardan gayri, Yahudi'lere ve Hiristiyan'lara ve diger insanlara da peygamber olarak kabul ettirmek zere syle konusmustur: "Benden evvel her peygamber, kendi kavmine gnderilirken, ben btn insanlara peygamber gnderildim ". Bu syledigini pekistirmek zere Kur'n'a su yet'i koymustur: "Ey Muhammed! Biz seni ancak lemlere rahmet olarak gnderdik..." (K. 21 Enbiya 107) Kendisini lemlerin peygamberi rolnde, Islmiyeti de "tek gerek" din olarak tanimlayinca, artik btn Arap'lara ve Yahudi'lere ve Hiristiyan'lara ve digerlerine bu dinde toplanmalari ihtarinda bulunmak zamani gelmistir. Daha nceleri : "... dinini (Islm'i) btn dinlere stn kilmak iin Peygamberini hidayet ve hak ile gnderen O'dur (Tanri'dir" (K. 61 Saf 9), derken, simdi bir adim daha atarak: "Dogrusu mslmanlik, bir tek din olarak sizin dininizdir..." (K. 21 Enbiya 91) demege baslamistir. Bunu sylerken "De ki!...-Artik mslman olacak misiniz?" (K. 21 Enbiya 108) diye tehditler savurmaktan geri kalmamistir. Hemen ekleyelim ki giderek glendike, bu tehditleri kili yolu ile saldiri eylemleri sekline dnstrecektir. III) Muhammed'in sylemesine gre Ibrahim, ne Yahudi ve ne de Hiristiyan'dir: o, mslmanlikla emrolunmus bir peygamberdir. Ondan sonra gelen peygamberler (rnegin , Ismail, Ishak, Musa, Davud, Sleyman, vs... ve Isa) hepsi de "Islm"dirlar. Yahudiler ve Hiristiyanlar Muhammed'e daha nceki peygamberler hakkinda ne dsndgn sorarlar, o da onlara, Tanri'dan vahy geldi diyerek Adem'den Nuh'a ve Ibrahim'e, Musa'ya ve Isa'ya varincaya kadar ogu peygamberlerin adlarini siralar ve: "Bunlar arasinda fark bulmayiz ve biz onlara itaatkariz" (K. 4 Nis 163) seklinde konusurdu. Konusurken de Adem'i, Nuh'u, Ibrahim'i, Musa'yi, Isa'yi ve daha dogrusu btn "peygamberleri" "Mslman" peygamberler olarak tanimlamakla beraber, asil Ibrahim zerinde durur ve onun, ne Yahudi ve ne de Hiristiyan olmayip "ilk mslman" oldugunu sylerdi. Byle yapmasinin nedeni suydu: Yahudi'ler ve Hiristiyan'lar, Ibrahim'i

kendi dinlerinin babasi gibi benimsemis olduklari iin, Ibrahim'in dinine ynelmis gibi grnmek sretiyle onlari kendisine baglayabilecegini hesaplamistir. Imran Sre'sine koydugu yet syledir: "...Ibrahim Yahudi de, Hristiyan da degildi, ama dogruya ynelen bir mslim'di..." (K. 3 Imrn 65,67). Bunu sylerken Ibrahim'in "tek gerek" din olan Islm ile emrolundugunu (K. En'm 161) belirtmis, kendisini de Ibrahim'in dinine yneltilmis gibi gstermistir: "Sphesiz Rabbim beni... gerek dine...Ibrahim'in dinine iletmistir" (K. 6 En'm 161). Bu syledigini biraz daha pekistirmek zere de: "Simdi Ey Muhammed sana...'Ibrahim'in dinine uy' diye vahyettik" (K. 16 Nahl 123) seklinde yetler eklemistir. Oysa Tevrat'da Nh'un, Ibrahim'den nce yasamis oldugu yazilidir. Kur'n'da da bunun byle oldugu anlatilmistir (Bkz. K. Yunus 72, Saffat 81). Bu byle olduguna gre, syle bir soru hatira gelmektedir: Nh'u, Ibrahim'den nce gnderilmis "mslman" bir peygamber olarak gsterdigi hlde Muhammed, neden Kur'n'a "Nh'un dinine uy" diye yet koymamistir da "Ibrahim'in dinine uy" seklinde yet koymustur? (rnegin K. Nahl 123). Bunun nedeni, biraz yukarda belirttigimiz gibi, Ibrahim sayesinde Yahudilerle iliski kurup onlari kendisine baglamanin daha kolay olacagini dsnms olmasindandir. nk Tevrat'a gre Ibrahim'in Ismail ve Ishak adinda iki oglu oldugu ve Ishak'tan Ya'kub ve ondan da Israilogullari neslinin geldigi kabul edilir. Muhammed ise Ismail'i, Araplarin ecdadi yapmis ve Ibrahim'i de Arap'larin z babasi saymistir. Ibrahim'i mslman imis gibi gsterip onun dinine ynelmeyi ngrrken, Yahudi'leri ve Arap'lari ayni noktada birlestirecegini hesap etmistir. Gerekten de bir yandan kendisini Ibrahim'in dinine ynelmis gibi gsterirken, diger yandan da Yahudilere: "... Allah dogru syledi,... Ibrahim'in dinine uyun" diye konusur (K. Imran 95), ve "...Ibrahim'in dininden, kendini bilmezlerden baska kim yz evirir?..." (K. Bakara: 130) seklindeki yet'lerle onlari Islm'a sarilmaga agirirdi. Yahudileri, Ibrahim'in dinine yneltebildigi takdirde, Islm'a yneltmis olacagini dsnrd. Btn bunlari yaparken K'be'yi de Ibrahim'in makami imis gibi gstermeyi ihml etmezdi (K. 3 Imran 97). Yine bunun gibi, kendisini Ibrahim'in dinine ynelmis gsterirken, Yahudileri (ve bu arada "Hanif" diye bilinenleri) de kendisine ekmis olacagini hesap ederdi. Tekrar hatirlatalim ki "Hanif" szcg "Dogru yolda olan" ve dolayisiyle "Mslman olan" anlamina gelir. Bylece Yahudiler Muhammed'i "Peygamber" olarak kabul etmekle, Ibrahim'in dinine uymaktan baska bir sey yapmamis olacaklardi. Fakat sadece Ibrahim'i "Mslman" peygamber imis gibi gstermekle kalmamistir; Ibrahim'den sonra gelen btn peygamber'leri de "mslmanlikla emrolunmus" gibi tanimlamak zere Kur'n'in esitli Sre'lerine yet'ler siralamistir. Bu yet'lere gre Ibrahim'in ogullari olan Ismail, Ishak, Ya'kub ve o'un ogullari olan Israilogullari ve torunlari ve bunlara gnderilen btn peygamberler (rnegin Musa, Harun, Davud, Sleyman, Yusuf, Idris, Elyesa, vs...) hep mslmandirlar. rnegin Saffat Sre'sinde Ibrahim'in oglu olan Ishak'in, iyi bir mslman peygamber olarak gnderildigi mjdelenmistir: Ankebut Sresi'nde Lut'un, kendi milletini dogru yola sokmak iin gnderildigi belirtilmis ve Ibrahim'in dnine, yni mslmanliga inandigi eklenmistir (K. 29 Ankebut 26,28-34). Ayni Sre'de Suayb 'in Medyen halkina gnderildigi, ve halkini Tanri'ya kulluk edip hiret gnnden umut beslemege agirdigi bildirilmistir (K. 29 Ankebut 36). Meryem Sre'sinde Ibrahim'in diger oglu Ismail'in (ki Muhammed'e gre Arap'larin ecdadidir) namaz kilip zekat verenlerden oldugu, ve evresindekilere de byle yapmalarini emrettigi yazilidir (K.19 Meryem 54-55. Yine Meryem Sre'sinde Adem'in, Nuh'un, Idris'in, Ibrahim'in, Israil'in ve bunlarin soylarindan gelenlerin hep mslman olduklari anlatilmistir (Bkz. Meryem sresi, yet: 55-58). Bakara Sre'sinde Ibrahm'in, Ishak'in, Ismil'in, Ya'kub'un ve torunlarinin, ve Musa'nin ve Isa'nin mslman olduklari bir kez daha vurgulanmistir (K. 2 Bakara 136-140). Gy Tanri, bu kisilerin mslman olmadiklarini iddi edenlere atmak zere Muhammed'e su sekilde konusmasini emretmistir: "(Ey Muhammed! onlara) -'Yoksa Ibrahim, Ismil, Ishak, Ya'kub ve torunlarinin Yahudi vey Hiristiyan olduklarini mi sylyorsunuz? Peki, Siz mi yoksa Allah mi daha iyi bilir? '-de..."

(K. Bakara 140). Yusuf Sre'sinde Yusuf'un: "Atalarim Ibrahim, Ishak ve Ya'kub'un dinine uydum" (K. 12 Yusuf 37) diyerek kendi mslmanligini kanitladigi yazilidir. Yine ayni sekilde Musa'nin ve kardesi Harun'un mslman olduklarina, ve Israilogullari'ni mslmanlikla uyarmak zere grevlendirildiklerine dair yet'ler vardir (K. Bakara 53; Yunus 75 vs...) Muhammed, sadece Yahudilere gnderilen peygamberleri Mslman imis gibi gstermekle kalmamistir: Hristiyanlarin peygamberi diye bilinen Isa'yi, Isa'nin anasi Meryem'i, ve Havarileri dahi mslman olarak tanitmistir. rnegin M'minn Sre'sinde btn peygamberlerin mslmanlikla emrolunduklarini bildirirken, Enbiy Sre'sinde de Meryem ile oglu Is'nin mslmanligini syle aiga vurur: "...Meryem'e ruhumuzdan flemis, onu ve oglunu, lemler iin bir mcize kilmistik. Dogrusu mslmanlik, bir tek din olarak sizin dininizdir ve Ben Rabbinizim..." (21Enbiy 91-92). Isa'nin Havrileri'nin mslman olduklarina dair Imran Sre'sine sunu koymustur: "Havriler syle dediler: -'Biz Allah'in yardimcilariyiz, Allah'a inandik, Islm oldugumuza shid ol... " (K. Imran 52). Hatirlatalim ki kendinden nceki peygamberleri hep "mslman" olarak tanitirken Muhammed, kendisini de peygamberlerin en sonuncusu olmak zere "btn insanlara" gnderilmis peygamber olarak tanitmistir; hem de gy peygamberlerin arasi kesilmis kanisina kapilmalarini nlemek istercesine: "Ey Kitab ehli! Peygamberlerin arasi kesildiginde-'Bize ... uyarici gelmedi-' dersiniz diye size aikca anlatacak Peygamberimiz geldi. Sphesiz o, size mjdeci ve uyarici olarak gelmistir..." (K. 5 Maide 19) diye yet'ler koyar (86). Kur'n'i da Tevrat'i ve Incil'i aiklayan Kitab olarak tanimlamak zere Yahudilere ve Hiristiyanlara hitaben syle der: "Ey Kitab Ehli, Kitab'da gizleyip durdugunuzun ogunu size aika anlatan ve ogundan da geiveren Peygamberimiz gelmistir. Dogrusu size Allah'tan bir nr ve apaik bir kitab gelmistir" (K. Mide 15,19). Bunu yaparken ayni zamanda da onlari, kendilerine daha nce verilen kitab'lari (Tevrat'i ve Incil'i) tahrif etmekle, ve belletilenleri unutmakla sular: "...Onlar szleri yerlerinden degistirirler. Kendilerine belletilenlerin bir kismini unuttular..."; "-'Biz Hiristiyaniz-' diyenlerden sz almistik; onlar kendilerine belletilenin bir kismini unuttular, bu yzden aralarina kiymete kadar dsmanlik ve kin saldik..."; (Bk. Maide 13,14. Ayrica bkz. Imran 19,105-156) Ancak ne var ki Muhammed, bu yukardaki taktige basvurmakla, karsisindakileri inandirici bir sonu alamamistir. nk bir kere Yahudileri ve Hiristiyanlari hosnud etmek zere onlarin bazi geleneklerini kabul etmekle beraber (rnegin Kible'yi Kuds'e evirmek, ya da onlara helal olanlari benimsemek, vs...), esas itibariyle Arap geleneklerine yer vermekteydi. Byle yaptigi iindir ki ki Yahudiler, Hiristiyanlar ve "Hanif" diye agirilanlar mslman olmaktan kainmislardir. Ab Amr olayi bunun tipik rneklerinden biri olarak syle: Medne'de Evs'lerin liderlerinden biri olan Ab Amr b.Seyfi b. al-Numan, Muhammed'in btn israrlarina ragmen Islmiyeti kabul etmez. O kadar ki sirf Islm'a karsi oldugunu anlatmak iin kendi toplumunu terkedip Mekke'ye g eder. Fakat az zaman sonra Medine'ye dner ve Muhammed'in yanina giderek sorar: "Nedir senin getirdigin din?". Bu soruya Muhammed: "Benim getirdigim din Haniffiya'dir, yani Ibrahim'in dini'dir" diye cevap verir. Bunun zerine Ab Amr syle der:"Eger getirdigin din Ibrahim'in dini ise, benim de izledigim zaten o'dur". Fakat Muhammed ona :"Hayir senin izledigin din, Ibrahim'in dini degildir" deyince Ab Amr kizar ve syle karsilik verir: "Evet o'dur, fakat sen, Ey Muhammed, Haniffiya dinine ait olmiyan seyleri (Ibrahim'in dinine) ekledin". Bu cevaba karsi Muhammed: "Hayir ben onu en saf sekliyle getirdim" deyince Ab Amr dayanamaz ve Muhammed'i yalancilikla sulayarak syle der: "Tanri yalanciyi evsiz barksiz ve yapa yalniz biraksin ve gurbette ldrsn" . Daha baska bir deyimle Ab Amr sunu anlatmak ister ki Muhammed, her ne kadar Yahudileri hosnud edip mslman yapmak zere Tevrat'tan aktarmalar yapmakla bertaber, Kur'n'i Arap geleneklerine yer veren hkmlerle doldurmaktadir. te yandan Yahudi'ler ve Hiristiyan'lar, Muhammed'e inanmadiklarini sylerlerken,

ondan, "peygamber" olduguna dair saglam delil getirmesini isterlerdi: "Madem ki peygamber oldugunu sylyorsun, o halde Tanri'yi bizimle konustur da O'nun sesini duyalim" seklinde konusurlardi (K. Bakara 118; Nisa 153-4). Bunu derlerken, vaktiyle Musa'nin, Israil ihtiyarlarindan yetmis kisi ile birlikte daga iktigina, ve Tanri ile konustuguna dair Tevrat'da yer alan hkmleri ne srerlerdi Onlarin bu tr dileklerini yerine getiremeyecegini bildigi iin Muhammed, fkelenir ve Tanri'nin kimse'ye grnmedigini, bu sekilde istekte bulunanlari yildirim ile arptigini sylerdi. Bu maksatla Tevrat'daki olayi, kendi durumuna uydurmak zere farkli sekle sokarak onlara, Tanri'nin syle konustugun sylerdi:: "Ey Muhammed! Kitab ehli, senin kendilerine gkten bir kitab indirmeni isterler. Musa'dan bundan daha bygn istemislerdi ve -Bize Allah'i apaik gster-demislerdi. Zulmlerinden tr onlari yildirim arpmisti...." (K. Nisa 153-4). Byle derken, baska bir vesileyle: "... Ve Allah Musa ile gerekten konustu" (K. Nisa 164) seklinde koydugu yet'leri gzardi ederdi; ya da bu szlerini: "konustu ama grnmedi" anlamina getirirdi. Fakat btn bunlar bir yana, bir de bu tr sorular sordular diye Tanri'nin Yahudi'leri azarladigina dir Kur'n'a yet'ler koyardi ki, bunlardan biri syle: "Yoksa, daha nce Musa'nin sorguya ekildigi gibi, siz de peygamberinizi sorguya mi ekmek istiyorsunuz?..." (K. Bakara 108) Sylemege gerek yoktur ki birbirine ters dsen szleriyle onlari kendisine inandirmasi pek g idi. Hele Ibrahim'i, kendisinden nce "mslman peygamber" olarak gnderilmis gstermesi ve "Benim dinin Ibrahim'in dini'dir" seklinde laf etmesi, Yahudilerin pek garibine giderdi. Biraz nce degindigimiz gibi Ibrahim'i "Hanif" olarak kabul eden kimseler dahi: "Sen haniffiya dinine, ona aykiri olan seyleri soktun" diye konusurlardi. * Bu vesile ile eklemek gerekir ki Muhammed'in bu yukardaki taktigi, olumlu bir sonu vermek syle dursun, ve fakat Tanri fikrini zedeler nitelikte olmustur. nk ona gre Tanri, daha nceki Peygamberleri mslmanlikla emrolunmus gibi gsterdigi halde, Islmiyetin tmn indirmek hususunda Muhammed'in dogusunu beklemis gibidir; nk Maide Sre'sinde syle yazilidir: "Bugn size dininizi btnledim, zerinize olan nimetimi tamamladim, din olarak size Islmiyeti begendim..." (K. 5 Maide 3). Ibrahim'den Isa'ya kadar btn peygamberlerini mslman olarak gnderdigini bildiren ve onlara: "Ey peygamberler... sphesiz bu mslmanlik, bir tek din olarak sizin dininizdir" (K. 23, M'minn 51-52) diyen bir Tanri'nin, mslmanligin esaslarini onlara blk prk belletip, Muhammed'in gelmesini beklemesi, ve onun gelisiyle Islm'i tamamlayaci hkmler indirmesi, pek anlasilir gibi grnmemekte! te yandan Tanri, yine Muhammed'in sylemesine gre, Yahudi'leri ve Hiristiyan'lari yzlerce yil nce mslman yapip dogru yola sokmak istemis, onlara mslman peygamberler gndermis, fakat her ne himetse Arap'lari (diger milletleri) ihml etmis olmaktadir! Nedendir? bilinmez! Haydi diyelim ki Arap'lari ve diger milletleri ihml etti ve onlari mslman yapmakta gecikti; pek iyi ama Arap'lari mslman yapacak idiyse, neden acaba Muhammed'in anasini ya da babasini Mslman kilmamis, ve sylendigine gre Amine'yi Yahudi, ve Abdullah'i putperest olarak birakmis, canlarini o sekilde almistir? Bununla da kalmamis, stelik bir de Muhammed'e, onlar iin magfiret dileme iznini vermemistir. Olacak sey midir bunlar? Buna benzer daha nice sorunlari akilci yoldan cevaplandirmak mmkn mdr? Fakat her ne olursa olsun, Tanri fikrini zedeleyici btn bu hususlar, kuskusuz ki Muhammed'in gnlk siysetinin sonulari olarak ortadadir.

rnegin Mide sresi'nde: "Dogrusu Biz yol gsterici ve nuirlandirici olarak Tevrat'i indirdik. Kendisini Allah teslim etmis Peygamberler, yahudi olanlara onunla... hkmederlerdir..." (K. Mide 44). "Incil sahipleri, Allah'in onda indirdikleriyle hkmetsinler..." (K. Mide 47) Bu maksatla Muhammed'in Kur'n'a koydugu yet aynen syle: "Allah peygamberlerden ahid almisti: -And olsun ki size Kitap, hikmet verdim; sizde olani tasdik eden bir peygamber gelecek; ona mutlaka inanacaksiniz ve ona mutlaka yardim edeceksiniz, ikrar edip bu ahdi kabul ettiniz mi?- demisti. (Onlar) -Ikrar ettik- demislerdi de: -?ahid olun, Ben de sizinle beraber shidlerdenim- demisti... " (K, Al-i Imrn, 81). Buhar'nin Cbir b. Abdullah'tan rivyetine gre Muhammed'in sylemesi syle: "Benden evvel her Nebi hassaten kendi kavmine ba's olunurken, ben Umum-i Nsa ba's olundum" (Bkz. Sahih-i..., Cilt II, sh. 2456, hads no. 223) "Ehl-i Kitab size: -Yahdi, yhut Hiristiyan olunuz ki hidyete eresiniz- dediler. Sen de onlara deki: -Hayir biz dogru yola ynelen Ibrahim milleti cmisindan oluruz ki, hi bir zaman msriklerden olmamistir-..." (K. Bakara 136). Ilgili hads'ler iin bkz. Sahih-i Buhar Muhtasari.. (Cilt II, sh. 245, hads no. 223) Islm kaynaklari, Mekke'nin Muhammed tarafindan fethi zerine Ab Amr'in Taif'e katigini, oranin fethi zerine de Suriye'ye g ettigini kaydetmekte. Bu konuda Muhammed Kur'n'a su yet'leri koyar: "Bilmeyenler: -Allah bizimle konusmali veya bize bir hayet gelmeli degil mi?- dediler. Onlardan ncekiler de onlarin dediklerini sylemislerdi. Kalbleri birbirine benzedi" (K. Bakara, 118). "Ey Muhammed! Kitab ehli, senin kendilerine gkten bir kitap indirmeni isterler. Musa'dan, bundan daha bygn istemislerdi ve: -Bize Allah'i apaik gster- demislerdi. Zlmlerinden teri onlari yildirim arpti..." (K. Nisha, 153-154) Tevrat'in ikis kitabinda anlatilan hikye'ye gre Musa, gy Israil ihtiyarlarindan yetmis kisi ile birlikte dgga ikmis ve orada Tanri'yi grmstr. Bkz. Tevrat/.ikis, Bap XXIV: 9-18, ve ayrica Bap XXV: 1 ve d.) Bu konuda bkz. Ibn Ishak, age (1980), 257 ve d.

Islm seriti'na gre Tevrat, ve Incil , "islm" esaslari kapsayan Kitap'lardir ve Kur'n bu Kitap'lari onaylamak zere gnderilmistir. Fakat Yahudi'ler ve Hiristiyan'lar, kendilerine verilen Kitap'lari tahrif ettikleri iin, Kur'n'a uymak ve Kur'n ile amel etmek zorunlugunda kilinmislardir.
Yukardaki kesimlerde degindigimiz gibi Muhammed, ilk baslarda Kur'n'in Arapa olarak Arap'lara gnderildigini, Yahudi'lere Tevrat'in ve Hiristiyan'lara da Incil'in verildigini sylemis, ve onlarin, kendilerine indirilen Kitab'lara gre "amel" etmelerini bildirmistir. Medne'ye hicret ettikten sonra, gnlk siysetinin gereksinimleri icbi, bir sre onlarla (zellikle Yahudi'lerle) iyi geim saglamaga alismis, ve yavas yavas glenir olduktan sonra, kendisini onlara peygamber olarak kabl ettirmek istemistir. Tevrat'in ve Incil'in, onlar tarafindan tahrif edildigini bu nedenle Kur'n'a uymalarini, Kur'n'daki emirlere gre yasamalarini bildirmistir. Tekrar niteliginde de olsa, bu gelismenin kisa hikyesi syle: I) Tevrat'in ve Incil'in tahrif edildigi, buna karsilik Kur'n'in hibir tahrif'e ugramayip Tanri katindaki "Ana Kitb"a (mmlkitap/ Levh-i mahfuz) uygun bulundugu, bu nedenle tek geerli kitab'in Kur'n oldugu ve bu?un insnlarin ona gre davranmalari gerektigi! Muhammed'in sylemesine gre Tanri katinda bulunan bir "Ana Kitb" (mmlkitap/ Levh-i mahfuz) vardir ki, Tevrat'in, Incil'in ve Kur'n'in iktiklari kaynaktir. Ra'd sresi'nde syle yazili: " ... Ana Kitb (Ummu'l Kitb), O'nun katindadir" (K. 13 Ra'd 39). Ve bu "Ana Kitb", mslmanligin tm esaslarini ieren bir Kitb'dir; ve Tanri bu Ana Kitb'a uygun olarak, daha nce Yahudi'lere ve Hiristiyan'lara kendi anlayacaklari dillerde Kitb'lar gndermistir. Yahudilere Tevrat'i verdigini syle bildirmistir: "And olsun ki Msa ve Harun'a da iyilikte bulunmustuk... her ikisine de apaik anlasilan bir Kitb vermistik" (K. 37, Saffat 116). Tevrat'tan sonra Zebur'u vermistir: "And olsun ki Tevrat'tan sonra Zebr'da da, yer yzne ancak iyi kullarimin mirasci oldugunu yazmistik" (K. Enbiy, 105). Hiristiyan'lara da Incil'i vermistir (Bkz. K. Ankebt, 27-34; Safft 114- 122). Ve nihyet Tanri, Arap'lar ierisinden setigi Muhammed'e de, Arap'larin anlayabilecekleri dilde, yni Arapa olarak, Kur'n'i indirmistir (Bkz. Ra'd, 37; Zuhrf 2-3; Ysuf 2; Fussilet 44; Duhan 58-59; Sura 193-195...). Yni, Muhammed'in sylemesine gre, Yahudi'lere ve Hiristiyan'lara verilen kitaplar Islm esaslari kapsayan kitaplardir; bu kitap'larla Tanri, daha nce Yahudi'lere ve Hiristiyan'lara Islm dinini yollamistir. Bu itibarla Kur'n'daki hkmler, daha nce gnderilmis Kitb'larda da vardir: "Dogrusu (Kur'n'daki) bu hkmler, ilk sahifelerde, Ibrahim ve Ms'nin sahifelerinde de vardir" (K. 87 A'l, 18-19) Yine Muhammed'in sylemesine gre Kur'n, hem Tevrat'i ve hem de Incil'i "dogrulayan" ve "onaylayan" bir Kitab'dir, nk kendisine vahy olunanlar, daha nceki Peygamberlere de vahy'olunmustur: "Nuh'a..., Ibrahim'e, Ismail'e, Ishak'a, Ya'kub'a ve torunalrina, Isa'ya, Eyyub'a, Yunus'a, Harn'a ve Sleyman'a vahyettigimiz gibi Ey Muhammed, sphesiz sana da vahyettik. Davud'a da Zebr verdik" (K. Nis 163). Bu dogrultuda olmak ve Kur'n'in daha nceki Kitb'lari onayladigini belirtmek zere Mide Sresi'ne koydugu yet'lerden biri syle: "Ey Muhammed! Kur'n'i, nce gelen kitab'i tasdiken ve ona sahid olarak gerekle sana indirdik. Allah'in indirdigi ile aralarinda hkmet..." (K. Maide 48; ayrica bkz. Bakara 41,91, 107; Al-i Imrn, 3; En'm 92).). A'raf Sresi'ne de su var: "...bunu (Kur'n'i), yanlarindaki Incil'de ve Tevrat'da yazili bulduklari...okumasi yazmasi olmiyan peygamber Muhammed'e uyanlara yazacagiz..." (K. 7 A'raf 156-157) Kendisini "mm" (yni okuyup-yazmasi olmiyan peygamber) seklinde gstermesinin nedeni, Tevrat'dan ve Incil'den bir sey aktarmamis gibi grnmek arzusundandir. Sanki okumasi olmiyan kimse Tevrat ve Incil'de yazilanlari baskalari araciligiyle grenemezmis

gibi! Fakat her ne olursa olsun demek istedigimiz sudur ki Yahudi'leri ve Hiristiyan'lari hosnud etmek maksadiyle Muhammed, nceleri onlari, kendi kitaplarina gre hareket etmege agirmistir. rnegin Tevrat'i "Allah'in hkmnn bulundugu" ve "Yol gsterici" ve "Nurlandirici" bir Kitab seklinde belirtmis, Kur'n'in Tevrat'i onayladigini bildirmis ve Tanri'nin syle dedigini sylemistir: "Dogrusu Biz yol gsterici ve nurlandirici olarak Tevrat'i indirdik. Kendisini Allah'a teslim etmis olan Peygamberler, Yahudilere onunla... hkmederlerdi... Insanlardan korkmayin, benden korkun, yetlerimi hi bir degerle degistirmeyin..." (K. Maide 44). Yahudi'lerin, kendi aralarinda ikacak olan sorunlari kendilerine verilen kitaplara gre zmlemelerini istemistir. Bu sorunlarla ilgili olarak kendisine basvuran Yahudi'lere, Tevrat'a gre is grmeleri gerektigini anlatmak zere Kur'n'a su tr yet'ler koymustur: "Allah'in hkmnn bulundugu Tevrat yanlarinda iken, ne yzle seni hakem tayin ediyorlar da sonra bundan yz eviriyorlar? Dogrusu biz yol gsterici, ve nurlandirici olarak Tevrat'i indirdik... Yahudi olanlar onunla hkmederlerdi... " (K. Mide 43-45). Yine bunun gibi, Yahudilerin Tevrat'a uymakla ykml bulunduklarini ve uymadiklari takdirde merkeb durumuna dsms olacaklarini anlatmak maksadiyle Kur'n'a su yet'i koymustur:"Tevrat'la ykml tutulup da onunla amel etmeyenlerin durumu, ciltlerce kitap tasiyan merkebin durumu gibidir. Allah'in yet'lerini yalanlamis olan kavmin durumu ne ktdr..." (K. 62 Cum'a 5). Incil'e gelince, bunu da Tevrat'i dogrulamak zere gnderilmis bir Kitab olarak tanimlamis, ve Incil ile amel etmeleri iin Hiristiyan'lara su emrin verildigini bildirmistir: "...Meryem oglu Isa'yi, ondan nce gelmis bulunan Tevrat'i dogrulayarak gnderdik .... Tevrat'i dogrulayan Incil'i, sakinanlara gt ve yol gsterici olarak indirdik. Incil shipleri, Allah'in onda indirdikleri ile hkmetsinler...(Onunla hkmetmeyenler), iste onlar fsik olanlardir" (K. Mide 46-47). Buna benzer diger yetler yaninda her iki mmet'e kendi kitaplarina gre hareket etmeleri hususunu bildirmek zere: "..- 'Ey Kitab ehli! Tevrat'i, Incil'i ve Rabbinizden size indirilenleri geregince uygulamadika bir temeliniz olamaz-' ... " (K. Mide 68) seklinde yet'ler koymustur. te yandan, Tevrat'da ve Incil'de yazilanlarin dogrulugunu anlatmak maksadiyle Muhammed, daha nce de degindigimiz gibi, Tevrat'i ya da Incil'i okumus olanlara danismakla grevli kilindigini bildirmistir. Yunus Sresi'ne koydugu yet syle: "(Reslm!) Eger sana indirdigimizden (bu anlattigimiz olaylardan) kuskuda isen, senden nce Kitab'i (Tevrat'i) okuyanlara sor. Andolsun ki Rabbinden sana hak gelmistir. Sakin sphecilerden olma" (K. 10 Yunus 94). Hemen ekleyelim ki bu yet'i Muhammed, Isarilogullari ile ilgili olarak anlattigi hikyeler vesilesiyle koymustur. Yukardaki taktigini biraz daha etkili kilabilmek iin, kendi taraftarlarina Tevrat'a ve Incil'e iman eder grnmelerini emretmis ve Kur'n'a su tr yet'ler koymustur. "... (Yahudi'lerle ve Hiristiyan'larla) en gzel yoldan mcadele edin ve deyin ki: -'Bize indirilene de, size indirilene de iman ettik; bizim Tanrimiz da, sizin Tanriniz da birdir, biz O'na teslim olmusuzdur-'..."(K. 29 Ankebt 46; ayrica bkz. Nis 136). Ancak ne var ki Muhammed'in bu taktiginin sonucu olarak Yahudiler, Ibranice yazili olan Tevrat'i, Arap diliyle Mslmanlara aiklayip yorumlamaga kalkismislardir. Ve iste bunu kendi taraftarlari bakimindan sakincali buldugu iindir ki Muhammed, her ne kadar Tevrat'in ve Incil'in, Kur'n tarafindan onaylandigini sylemege devam etmekle beraber, Arap'larin Kur'n'da yazilanlardan baskasina uymamalarini belirterek syle demistir: "Siz, Ehl-i Kitab'in szlerini ne tasdik edin, ne de tekzib ediniz. Ancak: -'Allah'a ve bize indirilen Kur'n'a iman ettik'- deyiniz" (Bkz. Sahih-i..., Cilt XI. sh. 51, hads no. 1679). Dikkat edilecek olursa Tevrat'a ve Incil'e inaniyormus ve saygili imis gibi grnrken ve kendi taraftarlarini da bu sekilde davranmaga tesvik ederken, bunu hosgr nedeniyle yapmis degildir. Yani bu kitaplari, Yahudi ya da Hiristiyan dinlerinin kitaplari olarak kutsal saymis degildir; farkli inantaki insanlarin "Kutsal" kitablari olarak kabul etmis de degildir. Sadece ve sadece bu kitablari, Islm hkmleri kapsayormus gibi gsterip Yahudi'leri ve Hiristiyan'lari kendisine ekmek iin yapmistir. Fakat byle yaptika Yahudiler kendisine syle derlerdi: "Madem ki Ibrahim'in dinini

izliyorsun, ve bizim elimizdeki Tevrat'a inandigini bildiriyorsun, o halde bizden daha baska ne bekliyorsun?" . Onlarin bu szlerine karsi Muhammed'in verdigi kurnaz cevap suydu: "Evet ama siz Tanri ile olan andlasmanizi bozdunuz". Buna karsilik Yahudiler kendisine: "Tevrat'i asil tahrif eden sensin. Biz elimizde bulunan Kitab'a inaniyoruz, senin yolundan gitmek istemiyoruz" diye karsilik verirlerdi. Onlari susturmak iin Muhammed, Kur'n'daki hkmlerin Tevrat ve Incil'de bulunmasi gereken hkmler oldugunu, bu itibarla Kur'n'a uymalarinin zorunlu bulundugunu sylerdi. Fakat, Yahudi'leri ve Hiristiyan'lari mslman yapma siysetinin sonu vermeyecegini, ve hatt bu siysetin kendi aleyhinde sonu yaratabilecegini farkettigi an, yavas yavas agiz degistirir: onlarin, kendilerine verilen Kitb'lar zerinde anlasmazliga dsp bu Kitb'larin hkmlerini degistirdiklerini, "...ve ucuz paraya satmak iin tahrif" ettiklerini sylemege baslar. Hatt onlarin sonradan gelen kusaklarinin, bu yzden, kuskuda kaldiklarini, ve bu kitap'lara gvenemez olduklarini aiklar. Bu maksatla Kur'n'a koydugu yet'lerden ikisi syle: "Kendilerine ilim geldikten sonra, ayriliga dsmeleri, ancak birbirlerini ekememekten oldu ... Arkalarindan Kitb'a vris kilinanlar da ondan sphe ve endise iindedirler" (K. 42 Sr 14). "Allah, kendilerine kitap verilenlerden: -'Onu mutlaka insanlara aiklayacaksiniz, onu gizlemeyeceksiniz" diyerek sz almisti. Onlar ise bunu kulak ardi ettiler, onu az bir dnyaliga degistirdiler. Yaptiklari alis veris ne kt " (K. Imrn 187). Ve iste btn bunlari ortaya vurduktan ve Tevrat'in ve Incil'in "tahrif" edildigini aikladiktan sonra, Yahudi'lere ve Hiristiyan'lara, sunu bildirir ki Kur'n hi degisiklige ugramamis ve "tahrif" edilmemis bir kitap'tir, ve Kur'n'dan baska uygulanak baskaca bir Tanri kitabi yoktur: "(Ey Israilogullari!)... Elinizde bulunan Tevrat'i te'yid ederek indirdigimiz Kur'n'a inanin... yetlerimizi... degistirmeyin..." (K. Bakara 41; ayrica bkz. Nis 47) Bunu sylerken, Kur'n'a uymanin, aslinda Tevrat'in ve Incil'in tahrif edilmemis sekline uymak demek oldugunu anlatmaga alisir; rnegin syle der: "Eger (Ehli Kitab), Tevrat'i , Incil'i ve ... Kur'n'i, geregince uygulasalardi, her ynden nmete ermis olurlardi..." (K. Maide 66). Daha baska bir deyimle Yahudi'ler ve Hiristiyan'lar bakimindan Kur'n'a uymanin, Tevrat'i ve Incil'i en iyi bir sekilde (yni "geregince") uygulamak demek oldugunu sylemek istemistir. Mide sresi'ne koydugu diger bir yet syle: "Ey Kitab ehli, Rabbinizden size indirilen Tevrat'i, Incil'i ve Rabbinizden size indirileni geregince uygulamadikca, bir temeliniz olmaz.." (K. 5 Maide 68). Yine bu dogrultuda olmak zere Hd sre'sine koydugu su yet'le Yahudilere, Tevrat';a uymanin Kur'n'a inanmakla mmkn oldugunu anlatir: "...nlerinde de Musa'nin Kitb'i nder ve rahmet olarak bulunanlardir ki iste onlar Kur'n'a inanirlar" (K. 11 Hd 17). Bu sylediklerini pekistirmek maksadiyle Yahudiler'den Kur'n'a iman eden kimseleri rnek olarak verir, ki bunlar arasinda Abdullah b., Selm ve bey b. Ka'b gibi taninmis kisiler vardir. Bu vesileyle Kur'n'a koydugu yet'lerden biri syle: "(Reslm!) Iste bylece sana (nceki kitaplari tasdik eden) bu Kitab'i (Kur'n'i) indirdik. Onun iin, kendilerine kitap verdiklerimiz ona iman ediyorlar...." (K. 29 Ankebt, 47) . Bu yet'de geen: "Kendilerine kitb verdiklerimiz Kur'na iman ediyorlar" seklindeki szler, Abdullah b., Selm ve bey b. Ka'b adindaki Yahudi'lere ve benzerlerine atiftir Bundan baska bir de Yahudi'lere ve Hiristiyan'lara sunu bildirir ki, eger kendisine bas egecek olurlarsa, Tevrat'in ya da Incil'in "tahrif" edilmis olan (ya da uygulanmasinda glk ekilen) hkmlerinden kurtulmus olacaklardir; bu hususta A'raf sresi'ne koydugu yet syle: "Yanlarinda Tevrat ve Incil'de yazili bulduklari o eliye, o mm Peygamber'e uyanlar (var ya) iste o Peygamber onlara iyiligi emreder... onlara temiz seyleri hell, pis seyleri haram kilar. Agirliklarini ve zerlerindeki zincirleri indirir. O Peygamber'e inanip ona saygi gsteren, ona yardim eden ve onunla birlikte gnderilen nr'a (Kur'n'a) uyanlar var ya, iste kurtulusa erenler onlardir" (K. 7 A'raf 157) [Burada geen "agirliklar" ile "zincirler" den maksadin, "gnah isleyen azalarin kesilmesi" ve "elbisenin pislik degen kisimlarinin

kesilip atilmasi" gibi uygulanmasinda glk ekilen hkmler oldugu sylenir. Daha baska bir deyimle Muhammed'in istedigi sey, Yahudi'lerin ve Hiristiyan'larin, kendi kitablarini (yani Tevrat'i ve Incil'i) Kur'n'a uygun sekilde uygulamalaridir, ve bunun da en kesin yolu, dogrudan dogruya Kur'an'a inanip onu uygulamaktir. nk, kendilerine kitab verildikten sonra aykiriliga dstkleri iin simdi artik Kur'n'a gre yasamalari gerekir. Kur'n'a uymakla dogru yola girip Tanri'ya itaat etmis olacaklardir. Btn bunlari yaptigi tarihlerde Muhammed, henz pek gl olmadigi, ve kili yolu ile onlari zorlayamayacagi iin, sadece teblig ediyormus gibi grnr ve eger Islm'a girmeyecek olurlarsa, ilerde azab grecekleri tehdidini eklerdi. Kur'n'a koydugu yet'lerden biri syle: "(Ey Muhammed!) Kendilerine Kitb verilenlere ve verilmeyenlere: -Siz de Islm oldunuz mu?- de. Syet Islm olurlarsa dogru yola girmislerdir; sayet yz evirirlerse, sana yalniz teblig etmek dser... Allah'in yet'lerini inkr edenlere... ele verici azabi mjdele... " (K. Al-i Imrn, 20-21). * Yine tekrar edelim ki Muhammed, nasil ki kendisinden nce gnderilen btn peygamberleri "Mslmanlikla emrolunmus" gibi gstermege alisti ise, bu peygamberlere indirilen Kitab'lari da, hep mslmanligin esaslarini belletmege matuf seylermis gibi tanimlamistir. Bunu kanitlamak zere kendisini Ibrahim'in "oglu" ve daha nceki peygamberlerin kardesi olarak tanitmis, kendisine indirilen Kur'n'in hem Tevrat'i ve hem de Incil'i "Onaylayan" kitab oldugunu sylemistir. Fakat Yahudiler ve Hiristiyanlar direnmisler ve Kur'n'i, kendilerinin okuyup anlayacaklari nitelikte bulmadiklarini, ve ellerindeki Kitap'lara (Tevrat'a ya da Incil'e) uygun sekilde hazirlanmis bir kitab saymadiklarini sylemislerdir. Bu direnise karsi Muhammed, nceleri yumusak bir dil ile konusmustur, nk daha henz gl degildir. Fakat Hicret'in 2ci yilindan itibaren artik kendisini yavas yavas glenir buldukca bu yumusak siyaseti terkedecek ve siddet siyasetine geecektir. Nitekim biraz ilerde grecegimiz gibi, Kureys'lileri Bedir savasinda yendikten sonra, artik glenmege basladigi iin, Beni Kaynuka Yahudilerini pazarda toplayip: "Ey Yahudi toplulugu! Kureys'in basina gelen azaptan Yce Tanri'ya siginarak ve O'ndan sakinarak mslman olunuz..." seklindeki tehditlerle Mslman olmaga agiracak, ve mslmanligi kabul etmedikleri iin az sonra zerlerine saldiracaktir. Bu saldiri siyasetini o tarihten sonra daha da siddetli bir sekilde srdrecek, srdrebilmek iin de Kur'n'a, gerekli grdg yet'leri yerlestirecektir (K. rnegin, Tevbe 29). II) "Peygamber" olarak gnderileceginin Tevrat'da ve Incil'de "Ahmed" diye bildirildigini syliyerek Yahudi'leri ve Hiristiyan'lari Islm yapmaga alisir: Muhammed'in sylemesine gre "Ahmed" adiyle bir peygamberin gelecegi haber verilmistir ve bu peygamber kendisidir! Kendisini Yahudi'lere ve Hiristiyan'lara "peygamber" olarak kabul ettirebilmek zere Muhammed, "peygamber" olarak gnderileceginin Tevrat ve Incil'de haber verildigini sylemistir. Bunun byle oldugunu anlatmak maksadiyle Kur'n'a koydugu yet'lerden biri syle: "Yanlarindaki Tevrat ve Incil'de yazili bulduklari o eliye, o mmi peygamber'e uyanlar (var ya) iste o peygamber, onlara iyiligi emreder..." (K. 7 A'raf 157). Bu yet'te "mmi peygamber" diye tanimladigi kimse kendisidir, nk kendisini, evresine okumasiyazmasi olmayan "peygamber" olarak tanitmistir. Yine Muhammed'in sylemesine gre gy Isa, Israilogullari'na hitaben konusarak, onlara Tanri tarafindan "Ahmed" adinda birinin peygamber olarak gnderilecegini mjdelemistir. Bu konuda Muhammed'in Kur'n'a koydugu yet syle: "Meryem oglu Isa : -'Ey Israilogullari! Dogrusu ben, benden nce gelmis olan Tevrat'i dogrulayan, benden sonra gelecek ve adi Ahmed olacak bir peygamberi mjdeleyen, Allah'in size gnderilmis peygamberiyim-' demisti". (K. 61 Saf 6). Daha baska bir deyimle Isa, gy kendisinden sonra "Ahmed" adinda bir peygamber'in gelecegini haber vermistir.

Hemen belirtelim ki Tevrat ve Incil'de, ne "Ahmed" adi, geer, ve ne de "mmi peygamber" deyimi! Bunlarin karsiligi olabilecek bir szck dahi yoktur bu Kitap'larda! Bu byle olduguna gre, acaba "Muhammed bunu nereden ikarmistir? diye sorulacaktir. Bunun yaniti sudur: Yuhanna'ya gre Incil'in Rum'ca aslinda "Paraclet" (Paracletos) diye bir szck yer almistir ki "Tesellici" anlamina gelir (rnegin, Incil'in Ingilizce evirisinde "Comforter" olarak geer), ve Arapa'ya "Faraklit" olarak evrilmistir. Incil'deki bu szck "tesellici" anlaminda olmak zere, Isa tarafindan su sekilde kullanilmistir: "Benim gitmem sizin iin hayirlidir, nk gitmezsem Tesellici (Paraclet) gelmez. Fakat gidersem onu size gnderirim" (Bkz. Yuhanna'ya gre Incil, Bap 16: 5 ve d.). "Paraclet" szcg ile Isa'nin anlatmak istedigi sey , "rh"tur, daha dogrusu Ruhulkds' tr. Nitekim ayni Bap'in 13c yet'inde: "Fatat o, hakikat ruhu, gelince..." (Bap: 16: 13) diye yazilidir. te yandan gelecek olan Tesellici'nin, kendi adiyle gnderilecegini belirtmek zere Isa, yine Yuhanna Incil'inde, su sekilde konusur: "Benim ismimle Baba'nin (Tanri'nin) gnderecegi tesellici (Paraclet), ki Ruhulkuds'tur, o size her seyi gretecek ve size syledigim her seyi hatiriniza getirecektir" (Bkz. Yuhanna'ya gre Incil, Bap 14: 26). Sunu da ekleyelim ki, Incil'i hazirlayanlar, Yahudi'lerin Ahd-i Atiyk'indan esinlenerek, ve fakat olmayan bir seyi varmis gibi gstererek, Isa'nin geleceginin Isaya adli kitapta, ok nceden haber verildigini belirtmeyi nemli bilmislerdir. Gerekten de Isaya adli Kitab'da, Isaya'nin Israilogullarina syle dedigi yazilidir: "...Rab kendisi size bir almet verecek; iste, kiz gebe kalacak, ve bir ogul doguracak ve onun adini Immanuel koyacak" (Bkz. Ahd-i Atiyk, Isaya, Bap 7: 14). Burada geen "Immanuel" adi "Allah bizim ile" anlamindadir. Ve iste Incil'in Kitap'larindan birini hazirlayan Matta, Isaya'daki bu szleri kendisine malzem yapmis, ve Isa'nin Meryem'den dogacagini belirten syle bir hkm Incil'e koymustur: "Rabbin melegi ryada 0na (Yusuf'a) grnp dedi: -'Sen, Davud oglu Yusuf, Meryemi kendine kari olarak almaktan korkma; nk kendisinde dogmus olan Ruhlkudstendir. Ve bir ogul doguracaktir; ve onun adini Isa koyacaksin, nk kavmini gnahlarindan kurtaracak odur'-. Imdi, peygamber vasitasiyle Rab tarafindan sylenen: - 'Iste , kiz gebe kalacak, ve bir ogul doguracak; Ve onun adini Immanuel koyacaklar'- sz yerine gelsin diye, hep bunlar vaki oldu- ..." (Matta'ya gre Incil, Bap 1: 18-23). Daha baska bir deyimle Isa, "Tesellici gelecektir" derken, bununla Muhammed'i kastetmis degildir, sadece "Ruhu'l Kuds" kastetmistir, ki o da Tanri ile birlikte kendisidir. Daha baska bir deyimle Isa, kendisinin "Ruhu'l-Kuds" olarak tekrar gelecegini anlatmak istemistir. Bu hususlari Incil'de bulmak mmkn. rnegin Incil'de: "Isa Mesih'in vahyi'dir" diye baslayan "Vahiy" kitabinda, Tanri'nin yeni bir gk'le yeni bir yer yaratip her seyi yeniden yapacagi ve orada btn insanlarla birlikte oturacagi, ve o andan itibaren btn gz yaslarinin silenecegi, lm, aglayis ve matem diye bir sey kalmayacagi yazili: "...Iste, Allah'in adiri insanlarla beraberdir, ve kendisi onlarla beraber oturacaktir, ve onlar kendi kavmlari olacaklar, ve Allah kendisi onlarla olacaktir, ve gzlerinden btn gzyaslarini silecek; ve artik lm olmiyacak; ve artik matem ve aglayis ve aci da olmiyacak; nk evvelki seyler getiler... Ve taht'ta oturan dedi: -Iste her seyi yeni yapiyorum..." (Incil/ Vahiy Kitabi, Bap 21: 3-5) Incil'in "Resullerin Isleri" adli kitabinda Isa, su szleri syledikten sonra gkyzne alinir: "... Ruh'l-Kuds zerinize gelince, kudret alacaksiniz; Yerusalimde, btn Yahudiyede, Samiriyede ve dnyanin en uzak yerine kadar sahitlerim olacaksiniz..." (Incil/ Resullerin Isleri, Bap 1: 7-8). Yine Ve yine Markos'a gre Incil'de "Ruhu'l Kds"n ne zaman geleceginin Tanri'dan baskasi tarafinda bilinmedigine dair su var: "... Fakat o gn yahut o saat hakkinda, ne gkteki melekler, ne de Ogul, Baba'dan baska kimse bir sey bilmez" (Markos'a gre Incil, Bap 13: 32) Ve iste Tevrat ve Incil hakkinda bilgisi olanlardan edindigi izlenimler sayesindedir ki Muhammed, Tanri'nin Isa'ya "Rhu'l-Kuds" ile destek olduguna, ona kendinden bir ruh ulastirdigina dir kur'n'a yet'ler koymustur. "Rhu'l-Kuds" de "Cebril" seklinde ya da

Allah'in Meryem'e ulastirdigi "kn" (yni "ol") szcgnn eseri seklinde tanimlamistir (Bkz. Bakara sresi, yet 87, 253; Nisa 171; Mide 110) Bu vesileyle sunu da belirtmekte yarar var ki, Incil'de yer aldigini syledigimiz yukardaki hkmler, Isa'nin lumnden ve Hiristiyanligin yerlesmesinden sonra, peygamberlik hevesine kapilan bir ok kisilerin isine yaramistir. rnegin Mild'in nc yzyilinda Iran'da, Mani adinda biri, Hiristiyanlari kendi pesinden srkleyebilmek iin, peygamber olarak gnderileceginin Incil'de bildirildigini ne srmstr. Anlasilan o ki Muhammed, bu tarihten yz yil sonra, ayni kaynaktan yaralanip kendisinin, "peygamber" olarak gnderileceginin Tanri tarafindan nce'den haber verildigi denemesine girismistir. Kusku edilemez ki bu yukardaki hukmleri ve rnekleri Muhammed'e iletenlerden biri Selman-i Faris 'dir. nk Selman-i Fris, Iran asilli bir Hiristiyan kle olarak Arap'larin eline gemis ve Muhammed tarafindan satin alinmistir. Ahd-i Atiyk'i (Tevrat'i) ve Ahd-i Cedid'i (Incil'i) ok iyi bildigi iin din konularinda Muhammed'e ok yardimci oldugu muhakkaktir. Bunu yaparken, pek muhtemeldir ki Rumca'da yerlesik olan "Priklitos" szcgn (ki yukarda dedigimiz gibi, Arapca'ya "Faraklit" olarak evrilmistir), Incil'in Rum'ca evirisindeki "Paracletos" yerine kullanmistir. "Priklitos" szcg ise "Tanri'ya ok skreden", "Tanri'yi ok ycelten", ya da "Herkesten fazla vlen" kimse anlamindadir. Ve iste Arapa'da, Tanri'ya skredici ve Tanri'nin ululugunu dile getirici sekilde tesekkr anlamina gelen "Hamd" szcg, "Ahmed" adi'nin kkeni oldugu iin Muhammed, Incil ile ilgili olarak kendisine bilgi verenlerin yneldikleri bu syleyis benzerliginden (yni "Paracletos" szcgnn "Priklitos" diye telaffuz edilmis olmasindan) yararlanmis, bylece kendi adinin Incil'de zikredildigini ve "peygamber" olarak Yahudi'lere ve Hiristiyan'lara gnderileceginin nceden bildirildigini ne srmstr. Oysa, yukarda aikladigimiz gibi, Incil'de byle bir sey yoktur. Ve ne ilgintir ki hi kimse kalipta Muhammed'e: "Mademki Tanri, seni peygamber olarak gnderecegini nceden bildirmek istedi, o halde neden acaba senin adini, herkesin kolaylikla kavrayabilecegi sekilde, aikca telaffuz etmedi? Neden her kesin anlayabilecegi sekilde: -Ben ilerde, Arap'lar arasindan Muhammed adinda birini, btn insanlara peygamber olarak gnderecegim- seklinde konusmadi?" diye bir sey sormamistir. Fakat her ne olursa olsun, sz konusu ettigimiz dnem i'tibariyle Yahudi'ler ve Hiristiyan'lar Muhammed'in yukadaki szlerine inanmamislar ve onu "peygamber" olarak kabule yanasmamislardir. Kuskusuz ki bu tutumlariyle Muhammed'in husumetini zerlerine ekmislerdir. III) Henz glenmedigi dnemde Muhammed, Yahudi'leri ve Hiristiyan'lari "Islm" yapmak iin, esitli usller yaninda, bir de Cennet va'd'lerinde bulunur: Kendisinden nceki peygamberlerin mslman olduklarini, ve kendisinin de bu peygamberler zincirinin son halkasi bulundugunu, Kur'n'in Tevrat ve Incil'i onaylar nitelikte oldugunu, bu nedenle eger kendisini Peygamber kabul edip Kur'n'a da inanacak olurlarsa Tanri'ya itaat etmis sayilacaklarini sylemek yaninda Muhammed, bir de onlara, yni Yahudi'lere ve Hiristiyan'lara, ktlklerinin af olunacagini ve Cennet'lere alinacaklarini mjdelerdi! Tanri'dan geldigini syledigi su yet bunun rneklerinden biri: "Sayet Kitab ehli inanip karsi gelmekten sakinsalardi, ktlklerini rterdik ve onlari nmet cennetlerine koyardik" (K. 5 Maide 65). Bu dogrultuda olmak zere onlardan mslmanligi kabul edenlere, Tanri'nin byk "mkfat" verecegini eklerdi: "Yahudilerin... ilerinden inkra sapanlara aci bir azap hazirladik... Fakat ilerinden ilimde derinlesmis olanlar ve mminler, sana indirilene (Kur'n'a) ve senden nce indirilene iman edenler, namaz kilanlar, zekti verenler, Allah'a ve ahiret gnne inananlar var ya; iste onlara pek yakinda byk mkfat verecegiz" (K. Nis 162). Fakat eger Islm olmazlarsa bu nmetlerden yoksun kalacaklarini ve Tanri'nin kendileri hakkinda gerekli islemleri yapacagini syler ve kendisinin sadece "Teblig etmekle" grevli bulundugunu eklerdi: "(Ey

Muhammed!...Kendilerine Kitab verilenlere ve kitabsizlara -'Siz de Islm oldunuz mu?-' de, sayet Islm olurlarsa dogru yola girmislerdir, yz evirirlerse sana yalniz teblig etmek dser. Allah kullarini grr..." (K. 3 Imran 20). Kendisini "Teblig etmekle grevli" gstermesi, biraz nce belirttigimiz gibi, daha henz pek gl olmayisindandir. Glenmege basladigi andan itibaren tehditlere girisecek, ve Kur'n'a: "...-'Tehdit olundugunuz seyin yakin mi, uzak mi oldugunu bilmem-'" (K. 21 Enbiya 107) seklinde yet'ler yerlestirecektir; iyice glendikten sonra da: "Kitab verilenlerden...(Islm'i) din edinmeyenlerle, boyunlarini bkp kendi elleriyle cizye verene kadar savasin" (K. 9 Tevbe 29) seklinde dehset saici yet'ler yolu ile silhli saldirilara geecektir.
Bu yet'i Muhammed, Ahd-i Atiyk'in "Mezmurlar" kitabinin 37ci Bap'inin 29cu hkmnden aktarmak sretiyle Kur'na koymustur. Bkz. Ibn-i Ishak, age (1980), 268 Diynet Vakfi evirisinde Ankebt sresi'nin 47.ci yeti'yle ilgili aiklamaya bakiniz. Diynet Vakfi evirisinde , A'raf 157. yet'inin yorumuna bakiniz) "Allah katinda din, sphesiz Islmiyet'tir. Ancak Kitb verilenler, kendilerine ilim geldikten sonra aralarinda ihtiras yznden ayriliga dstler" (K. Al-i Imrn 19). Bu konudaki hads'ler iin bkz. Sahih-i Buhar Muhtasari.. (Cilt IX, sh. 179-180) Bkz. Taber, age (1966), II, 342)

Islm'a Girmek Istemeyen Yahudi'leri Ve Hiristiyan'lari Asagilama Siyseti


Bir ok vesileyle degindigimiz gibi Muhammed, Medne'ye hicret edipte Yahudi'lerle iyi iliskiler kurduktan sonra, Kureys'lere ve diger Arap kavimlerine karsi ete saldirilarina geer. Bu saldirilari srdrebilmek iin adamlar tutmak, onlari silahla techiz etmek, yedirip iirmek gerektiginden paraya muhtatir. Bu nedenle Yahudi'lerden sik sik para ve mal yardimi ister; nk Medne'nin ticareti ve zenginlikleri Yahudi'lerin elinde oldugu iin, baskaca yapabilecegi bir sey yoktur. te yandan ilev ve kisisel ihtiyalarini gidermek iin dahi, ogu zaman Yahudi'lerden bor para aldigi olurdu. nk Hatice'nin lmnden hemen sonra Ayse ve Sevde ile evlenmis, Medne'ye hicret ettikten sonra da karilarinin sayisini bir dzineye ikarmisti. Kuskusuz ki bu kadar kalabalik bir aileyi geindirmek g idi. Her ne kadar ete saldirilari yolu ile ganimet edinmekle beraber, ikide bir parasiz kaldigi olur ve Yahudilerden para ve erzak isterdi; Isterken de bunu gurursuzluk saymaz ve onlari faiz almakla ve haram yemekle sulamazdi; nk onlara muhtati. Fakat ne zamanki muhta olmaktan kurtulacaktir, iste o zaman faiz'i haram kilacak ve Yahudileri faiz yemekle sulayacaktir. Ilk baslarda Yahudiler, onun mal yardim isteklerini karsilamaktan geri kalmamislardir. Erzak ve bor para vermek sretiyle hem bir yandan onu Mekkelilere karsi kendilerine destek edinmis olmaktaydilar, ve hem de rehin karsiliginda faiz almaktaydilar. Ancak ne var ki az zaman gemekle Muhammed'in kendileri iin byk bir tehlike olabilecegini anlamislardir. Su bakimdan ki, bir kere onun Mekke'lilere karsi galebe alabilmesi iin yardimda bulunmaga devam edecek olurlarsa, Mekkeli'leri kendileirne dsman kilmis olacaklardi. Muhammed'in Mekkeli'lere karsi basari saglayamamasi halinde Mekke'lilerin Medne'yi isgal ederek kendilerinden intikam alacaklarini hesaplamislardir. Nitekim Yahudi din adamlari, kendi topluluklarini uyarmak zere syle konusurlardi: "Muhammed'e yardim etmekte acele etmeyin, zira edecek olursaniz fakir dsersiniz, ve sonucu belli olmiyan bir ise katilmakla kendinizi tehlikeye atmis olursunuz". te yandan, bir de sunu da hisseder olmuslardir ki eger Muhammed, Mekke'lilere galebe alipta glenecek olursa, bu sefer kendileri iin byk bir tehlike teskil edebilecektir. Zira Muhammed'in, daha Mekke'de iken, gsz olmasina ragmen, Kureyslilere karsi ne kadar saldirgan davrandigini ve onlari inanlarinda ne kadar rahatsiz ettigini bilmekteydiler. Nitekim bu tahminlerinde ok hakli olduklari, kisa zamanda ortaya ikacaktir. Zira Muhammed, biraz ilerde grecegimiz gibi, glendigi andan itibaren onlari Islm'a girmege zorlamis, olmadiklari iin zerlerine saldirmis, mallarini mlklerini, kadinlarni esir almis, erkeklerini asmis, ve ogunu yurtlarindan ikarmistir. I) Yahudi'leri ve Hiristiyan'lari Islm yapamayinca onlari "sapik" "l'net'lenmis" ve "cehennemlik" iln ederek dsmanlik siyasetine ynelir: ve

Kendisini Yahudi'lere ve Hiristiyan'lara "peygamber" olarak kabul ettirebilmek iin tavizler verip onlari hosnud etmege alismasina (rnegin Kible'yi Kds ynne, evirmesine, onlarin yasam tarzina zenmesine vs...) ragmen Muhammed, basari saglayamamistir. Her defasinda onlardan: "Biz babalarimizin dininde kalacagiz" seklinde karsilik almistir. Bazilari da kendisine su sekilde konusmustur: "Madem ki sana indirilen seylerin, Tevrat'da ve Incil'de oldugunu sylyorsun, ve madem ki Kur'n'in bu kitaplari onayladigini bildiriyorsun, o halde bize Kur'n'i uygulaman gerekmez. Bizi kendi kitaplarimizla bas basa birak". Muhammed'in sylemesine gre Yahudiler, bir yandan yukardaki sekilde konusurlarken, diger yandan Araplari kiskirtmislar ve inkrciliga tesvik etmislerdir. Bunu sylerken Muhammed, genellikle K'b b. el-Esref gibi Yahudi liderlerini rnek verirdi. Gy K'b, Medne'den Mekke'ye giderek oradaki putperest Arap'lari, Yahudi'lerle birlik

olup Muhammed aleyhinde mcadeleye agirmistir. Gy putperest Arap'lar kendisine: "Bizim dinimiz mi, yoksa Muhammed'in dini mi hak'tir? hangimiz dogru yoldayiz?" diye sormuslar ve K'b' da onlara: "Siz dogru yoldasiniz" demistir. Bunun byle oldugunu anlatmak iin Muhammed Kur'n'a su yet'i koyar: "Kendilerine Kitap'tan nasip verilenleri grmedin mi? Putlara ve btila iman ediyorlar, saonrda kfirler iin: -Bunlar Allah'a iman edenlerden daha dogru yoldadir" diyorlar" (K. Nis 51). Btn bunlardan dolayidir ki Muhammed, Yahudilere karsi giderek artan bir dsmanlik beslemege ve saldiri bahaneleri aramaga baslar. Buldugu bahaneler ve basvurdugu usuller, Arap siyseti esnekliginin saheser rneklerindendir. Zira, bir yandan onlari mslman yapamamaktan dogma basarisizligini rtbas etmek zere Kur'n'a "Tanri diledigini mslman, diledigini kfir yapar" seklinde yet'ler koyarak sorumlulugu Tanri'ya yklerken, diger yandan da zerlerine saldirip ganimetler almak, aldigi ganimetleri taraftarlaryle paylasmak sretiyle taraftarlarinin sayisini arttirmistir. Daha baska bir deyimle her bakimdan g kazanmak maksadiyle, birbirini destekleyen iki farkli siyaset uygulamistir ki, her ikisi de "Kutsallik" anlayisiyle elisir niteliktedir. II) Islm'dan gayri "gerek" din olmadigini, Mslmanlarin "Kfir'lere" (Yahudi'lere, Hiristiyan'lara, ve msrik'lere) nazaran stn olduklarini, bu nedenle Kiymet gnnde fazilete basa geeceklerini syler. Yahudi'leri ve Hiristiyan'lari kazanamayacagini anlayinca Muhammed, Islm'dan gayri "gerek" din olmadigi tezi'ne agirlik verir, ve Islm'i "Tanri'nin dini" yni "Hak din", seklinde tanimlar. Tanri'nin "tek gerek din" olarak Islm'i seip diger btn dinlere stn kildigini, kendisini de son "peygamber" olarak gnderdigini ne srer. Kur'n'a su tr yet'ler ekler: "(Allah)...(kendi) dinini btn dinlere stn kilmak iin resln hidayet ve Hak Din ile gnderendir" (K. Tevbe 33; ayrica bkz. Saf sresi, yet 9). Bu sylediklerini vurgulamak zere, Tanri'nin vaktiyle Israilogullari'ni Firavun'un zulmnden kurtarip Musa vasitasiyle Kuds'e ynelttigini, orasini kendilerine vatan kildigini, onlara "Tevrat"i vererek: "Ben sizinle beraberim. eger namazi dosdogru kilar, zekti verir, peygamberlerime inanir, onlari desteklerseniz ve Allah'a gzel bor verirseniz, andolsun ki sizin gnahlarinizi rterim ve sizi, zemininden irmaklar akan cennetlere sokarim..." (K. Mide 12) dedigini, onlari stn kildigini, ve kilarken de: "Ey Israilogullari! Size verdigim nimetimi ve sizi mle leme stn kildigimi hatirlayin..." (K. Bakara 47) diye ekledigini, ve fakat Israilogullar'inin bu nimetlere karsilik nankrce davrandiklarini, rnegin Musa'ya kafa tuttuklarini ve ona: "Bir tek yemekle yetinmeyiz; bizim iin Rabbine dua et de yerin bitirdigi seylerden; sebzesinden, hiyarindan, sarimsagindan, mercimeginden, soganindan bize ikarsin" dediklerini, daha sonra azginliklarini arttirip haksiz olarak peygamberlerini ( rnegin Suayb, Zekeriya, Yahya gibi peygamberlerini) ldrdklerini, kendilerine verilen Kitab'i unuttuklarini, "cuma" gnu yerine "Cumartesi"yi setiklerini, ve bu nedenle Tanri'nin onlara asagilik ve yoksulluk damgasini vurdugunu syler (rnegin bkz. Bakara sresi, yet 61; ayrica bkz. Mide 13, vs...). Yine bunun gibi Tanri'nin Isa'yi ve onunla birlikte "Incil"i gndererek hiristiyanlardan da sz aldigini, onlari yahudilerin amansiz zulmnden kurtardigini, ve fakat hiristiyanlarin nankrce davranmalari, ve kendilerine verilen Kitab'in nemli bir blmn unutmalari, ya da "Cuma" gn yerine "Pazar" gnn semeleri nedeniyle "kiymete kadar aralarina dsmanlik ve kin saldigini " bildirir (K. Mide 14, vs...). Bildirirken de, kendilerine verilen Kitb'lara (Tevrat'a, Incil'e ) kulak asmadiklarini, bu kitaplari"az bir dnyaliga degistir (diklerini)" hatirlatir (Bkz. K. Imrn Sresi, yet 187). Ve iste bundan dolayidir ki Tanri'nin Yahudilere ve Hiristiyanlara simdi bir "nr" olmak zere Kur'n'i gnderdigini ve "Ey ehl-i Kitab! reslmuz size Kitap'tan gizlemekte oldugunuz birok seyi aiklamak zere geldi..." (K. Mide 15) dedigini, ve kendisini seip Islm mmeti'nin ("mmet-i Muhammediyye"nin) basina geirdigini, bu mmet'in:

"insanlar iin meydana ikarilan en hayirli mmet" oldugunu anlatmak zere: "Iste bylece btn insanlara taniklik etmeniz... iin sizi, o dogru yolun tam ortasinda giden bir mmet yapmisizdir" (K. 2 Bakara 143) dedigini syler. Bu tr verilere dayanarak "mmet-i Muhammediyye" nin Kiymet gnnde Yahudilere, Hiristiyanlara, ve kisaca tm "kfirlere" nazaran, faziletce basa geeceklerini bildirir. Gy kendi mmeti, "Enbiy mmetlerinin" (peygamber mmet'lerinin) dnyya en son gelmis olani, ve en sona birakilani olmakla beraber, Kiymet gnnde her mmet'ten evvel "hasr" olunacak (yni mahserde toplanacak), en evvel hesabi grlecek ve en evvel Cennet'e alinacak olanidir. Mslim'in Eb Hreyre'den rivyetine gre Muhammed syle diyor: "Bizler (Ehl-i Kitb'a nazaran) en sonra gelmisler(ken) Kiymet gnnde (Faziletce) en basa geecek olanlariz. Sundan dolayi ki, bizden evvel onlara, (daha sonra bizlere) kitb verildi de Allah'in onlara farz buyurdugu gn, bu (cum'a gn iken" onlar ihtilf ikar(ip) baska gnlere ta'zim et'tiler" (Bkz. Sahih-i... III, sh. 3, Hads no. 478). Grlyor ki Muhammed, Yahudileri ve Hiristiyanlari kazanamayacagini anladigi an onlari "sahtekarlik'la" sulayip kendi mmetini ("mmed-i Muhammediyye"yi) fazilete basa geirivermistir. Btn bunlardan anlasilan o ki, Tanri, Muhammed mmetini, diger mmet'lerden sonra ortaya ikarmis, onlara daha sonra Kitb vermistir ama, Kiymet gnnde onlari diger mmet'lerin basina geirecek, onlardan nce mahser yerinde toplayacak, hesap soracak ve Cennet'e alacaktir. "Neden Tanri diger mmet'lere daha nce kitb vermistirde, Muhammed mmetini sona birakmistir?" diye sorulacak olursa bunun yanitini bulmak g! Muhammed bunu Tanri'nin "ltf-u kerem-i" ile, anlatmaga alisir. Anlasilan o ki Tanri, o sinirsiz keyfiligi ile, Muhammed mmetini Kiymet gnnde basa geirmek istedigi iindir ki en sona birakmistir. III) Yahudi'lerin ve Hiristiyan'larin Islm'i kabul etmemelerinin nedenlerini belirtirken Muhammed, bir yandan onlarin kendi din adamlarinin bundan sorumlu olduklarini syler; diger yandan: "Mslman olmamalari iin Tanri onlarin kalplerini mhrledi" der. Bylece yeni bir elisme sorunu yaratmis olur. Tekrar etme bahasina da olsa hatirlatmakta yarar vardir ki Muhammed, Yahudi'leri ve Hiristiyan'lari mslman yapabilmek maksadiyle, nceleri Cennet va'd'leri ve Cehennem korkutmalariyle ise baslamistir. Tipki Araplara yaptigi gibi: "Kim ki mslman olur, btn gnahlari af olunur ve Cennet'e alinir; mslman olmayarak len Cehennem'e atilir" seklinde konusarak onlari etkilemege alismistir. Bu arada onlarin din adamlarini elde etmenin yollarini aramistir; nk dsnmstr ki hahamlari, ya da papazlari (rahibleri) kendisine inandiracak olursa, Yahudiler ve Hiristiyanlar, kendisine, kendiliklerinden bas egeceklerdir. Nitekim Eb Hreyre'nin rivyetine gre syle demistir: "Hicreti mtekib) Yehd (hahamlari)'ndan on kisi bana man etmis olsaydi, yehdun hepsi bana mn etmis olurlardi!" Bu arada Yahudi geleneklerini benimsemek, onlar gibi yiyip imek, giyinmek, Kuds' Kible yapmak, vs... gibi denemelere girisir. Fakat ne yaparsa yapsin, ne hahamlari, ne rahibleri, ne de onlar araciligi ile Yahudi'leri ve hiristiyan'lari kazanma olasiligini bulur. Basarili sonu alamayinca, bu sefer taktik degistirir. Her seyden nce onlarin din adamlarini ktleme ve kltme yoluna gider. Onlari, "kutsal" kitaplarin hkmlerini ve Tanri'nin emirlerini, dnya ikarlari (rsvet) karsiliginda degistirmekle sular. rnegin Tevbe sresine sunu koyar: "Ey iman edenler! (Biliniz ki), hahamlardan ve rhiplerden birogu insanlarin mallarini haksiz yollardan yerler ve (insanlari) Allah yolundan engellerler. .. " (K. Tevbe 34). Haham'lari ve Rahib'leri bu sekilde asagilarken, Yahudi'leri ve Hiristiyan'lari da ktleme yoluna gider, ve onlarin, tek bir Tanri'ya kulluk etmeleri emrolunmus iken byle yapmayip kendilerine baskaca Tanri'lar edinmekle sular. rnegin Yahudilerin Uzeyr'i,

hiristiyanlarin da Isa'yi, Allah'in "ogul'lari" olarak benimsediklerini syler ve bu vesileyle Tanri'nin onlar iin "kahrolun" dedigini bildirir. Kur'n'a koydugu yet syle: "Yahudiler: -Uzeyr Allah'in ogludur- dediler. Hiristiyanlar da, -Mesh (isa) Allah'in ogludur- dediler. Bu onlarin agizlariyle geveledikleri szlerdir. Szlerini, daha nce kfir olmus kimselerin szlerine benzetiyorlar. Allah onlari kahretsin! Nasil da (haktan btila) dndrlyorlar" (K. Tevbe 30). Yine bunun gibi, Yahudi'lerin ve Hiristiyan'larin, tek tanri fikrini terkedip, kendi din adamlarini (yni hahamlari ve rahibleri) "Tanri" yerine geirdiklerini syler. rnegin Tevbe sresine sunu koyar: "(Yahudiler) Allah'i birakip bilginlerini (hahamlarini), (hiristiyanlar) da rahiplerini ve Meryem oglu Isa'yi rabler edindiler. Halbuki onlara ancak tek ilha kulluk etmeleri emrolundu. Ondan baska tanri yoktur. O, bunlarin ortak kostuklari seylerden uzaktir" (K. Tevbe 31) Ayrica da Yahudi'lerin "Kutsal" kitaplarini tasiyan "sandigin" bir ok def'alar dsman eline getigini, Musa'ya verilen "levha"larin kayboldugunu, bunun sonucu olarak Yahudi din adamlarinin hafizalarinda kalan bazi yet'lerin para para yazildigini belirtir. Gy Babil esaretinde iyi bir yazici olan khin zeyr, ortada kalan yet'leri bir araya toplayip yahudi'lerin mukaddes kitabini ortaya ikarmistir. Ve bu hizmetinden dolayi Yahudiler onu, zamanla Allah'in "oglu" olarak tanimlamaga baslamislar, bu yzden Tanri tarafindan lnetlenmislerdir Ekleyelim ki Muhammed, bu yukarda syledikleriyle yetinmemis, bir de Yahudi'lerin ve Hiristiyan'larin kalblerinin Tanri tarafindan mhrlendigini ve bu yzden mslman olamadiklarini sylemistir. Bu maksatla Kur'n'a koydugu hayet syle: "Szlesmelerini bozmalari, Allah'in yetlerini inkr etmeleri, peygamberlerini haksiz yere ldrmeleri, -'Kalblerimiz perdelidir-' demelerinden tr Allah, evet, inkrlarina karsilik onlarin kalblerini mhrledi..." (K. 4 Nisa 155). Her ne kadar burada Tanri'nin, "...inkrlarina karsilik" olmak zere onlarin kalblerini mhrledigi yazili ise de, Muhammed'in sylemesine gre inkrcilari "inkrci" yapanin dahi Tanri oldugu unutulmamalidir. nk Muhammed, daha nce de belirttigimiz gibi, Tanri'yi, dilediginin kalbini aip mslman yapan, ve diledigininkini kapayip saptirtan; diledigini dogru yola sokan, diledigini de hirsiz, cani, saki vs... yapan, ve insanlarin kaderini daha ana karninda iken saptayan, ve kfir, ya da cani, hirsiz vs... yaptiklarini, cezalandiran, yni sinirsiz bir keyfilik ierisinde haksizlik yapabilen bir YARATAN olarak tanimlamistir. Grlyor ki Muhammed, haham'lari kazanabilmis olsa, onlar sayesinde btn Yahudileri mslman yapabileceginden sz ederken, bu sylediklerini unutmuscasina, Yahudi'lerin mslman olmamalarinin nedenlerini, onlarin kalplerinin Tanri tarafindan mhrlenmis olmasina baglamistir. Hatirlatalim ki bu taktigi, ok nceleri, daha Mekke dneminde iken, mslmanligi kabl etmeyen Araplara karsi da uygulamistir. rnegin yillar boyu mslman yapmaga alistigi amucasi Eb Tlib'e, lm dseginde son bir def'a "Mslman ol ki sana Cennet'e girebilmen iin sefaatci olayim" diye teklifte bulunmus, ve fakat Eb Tlib onun bu teklifini kabl etmeyince Kur'n'a: "Allah kimi dogru yola koymak isterse, onun kalbini Islmiyet'e aar (Mslman yapar), kimi de saptirmak isterse...kalbini dar ve sikintili kilar..." (K. 6 En'm 125) seklinde yet'ler koymustur. Muhammed'in sylemesine gre Tanri, ylesine keyfdir ki, eger istemis olsa Yahudi'leri, ve Hiristiyan'lari ve btn insanlari mslman yapabilir iken yapmamis ve syle demistir "...Allah dileseydi hepinizi dogru yola eristirirdi" (K. 6 En'm 149). "Neden Tanri btn insanlari dogru yola eristirmemis, kimini kfir yapmistir?" seklindeki bir soruyu karsilayabilmek iinde Tanri'nin Cehennemi insanlarla dolduracagina dir kendi kendi sz verdigini eklemekten geri kalmamistir (Bkz. K. Secde sresi, yet 13) Hemen belirtelim ki Muhammed, sadece mslman yapamadigi kisiler bakimindan degil, fakat mslman olmus iken inanlarinda pek sevkli grnmeyen kisilere karsi dahi (ki bunlar arasinda mslmanligi kabul etmis bazi Yahudiler de vardi) yukardaki taktigi izlemekten geri kalmamistir. Bu gibi kisileri: "Agizlariyle inandik deyipte cani gnlden

mslman olmiyan kimseler" olarak gsterirdi. Onlari samim birer mslman yapamadigi iin, sorumlulugu yine Tanri'nin sirtina yklerdi. Bu konuda Kur'n'a koydugu yet'lerden biri syle: "Ey Resl! Kalpleri iman etmedigi halde agizlariyle 'inandik' diyen kimselerden ve yahudlerden kfr iinde kosusanlar(in hali) seni zmesin... Allah bir kimseyi fitneye dsrmek isterse, sen Allah'a karsi , onun lehine hi bir sey yapamazsin. Onlar Allah'in kalplerini temizlemek istemedigi kimselerdir... (K. Maide, 41). Tekrar belirtelim ki bu tr hkmleri Kur'n'a yerlestirmek suretiyle Muhammed, Yahudi'leri ve Hiristiyan'lari ve putperest Araplari mslman yapamamaktan (ya da yaptiklarini samim birer mslman kilamamaktan) mtevellid her trl sorumlulugu sirtindan atmis oluyordu. Artik kimse kendisine: "Neden dolayi onlari mslman yapamadin? Neden onlar samimi birer mslman degil de birer munafik kaldilar?" diye soramayacakti. IV) Yahudi'leri ve Hiristiyan'lari mslman yapamayinca, evvelce onlari hosnud etmek iin koydugu hkmleri degistirir: Yahudi'leri ve Hiristiyan'lari kendisine bas egdiremeyecegini anlayipta onlara karsi dsmanlik siyasetine yneldikten sonra Muhammed, evvelce onlari hosnud etmek maksadiyle izledigi taviz siysetinden vazgeer. Bunun iin de Tanri'nin kendisini onlara ayak uydurmaktan yasakladigini syler. rnegin Medne'ye hicret ettigi zamanlar, sirf Yahudileri kazanabilmek dsncesiyle, Kible ynn Mekke'deki K'be'den Kuds'e evirmis iken, ve Tanri'dan bu hususta emir geldi diyerek kendi taraftarlarini bu yne dnk sekilde namaz kilmaga agirirken, hicret'in ikinci yili sonlarina dogru bu usule son verir, ve kible yonn yine Mekke'deki Mescid-i Haram'a (yni K'be'ye) evirir, nk artik Yahudilere dsman kesilmistir. Bunu yaparken, herkesin yneldigi bir kiblesi oldugunu, ve Tanri'nin mslmanlara Mescid-i Haram'a ynelik olarak namaz kilmalarini emrettigini, emrederken de elisini (Muhammed'i) hosnud kilmak istedigini syler ve Kur'n'a su yet'leri koyar: "(Ey Muhammed!) ... Iste simdi, senin memnun olacagin bir kible'ye dndryoruz. Artik yzn Mescid-i Haram tarafina evir. (Ey mslmanlar!) Siz de nerede olursaniz olun, (namazda) yzlerinizi o taraf evirin..." (K. Bakara 144). "Yemin olsun ki (habibim!), sen ehl-i Kitaba her trl yet'i (mucizeyi) getirsen yine de onlar senin kiblene dnmezler. Sen de onlarin kiblesine dnecek degilsin. Onlar da birbirlerinin kiblesine dnmezler. Sana ilim geldikten sonra eger onlarin arzularina uyacak olrusan, iste o zaman sen hakki igneyenlerden olursun" (K. Bakara 145; ayrica bkz. yet 148-150). Burada geen "ilimden sonra" deyimi, "Kur'n'in indirilmesinden sonra" anlaminadir. Bylece, on alti ya da on yedi ay boyunca Yahudi'leri hosnud etmek zere onlarin Kiblesi olan Mescid-i Aksa (Kuds) ynne dnk olarak namaz kilmis ve kildirtmis iken, simdi artik Yahudi'lere dsman kesildigi iin, Kible ynn K'be'ye evirtmis olur. Dikkat edilecegi gibi, bunu yaparken Tanri'yi, Kible ynnn ne olmasi gerektigi hususunda kararsiz ve fikir degistirmis gibi bir duruma dsrdgn bilmezlikten gelmistir. Hatirlatalim ki Kible'yi Kuds ynnden Mekke'deki K'be ynne evirirken, hem bir yandan Yahudi'lerden hin almis oluyor, ve hem de ayni zamanda Arap'lari hosnud kilmis bulunuyordu; bylece bir tasla iki kus vurmus sayilirdi. nk bir kere Arap'lar, Yahudilerin Kible'sine, yani Kuds'e ynelik sekilde namaz kilmaktan pek hoslanmamislardi. Buna sirf Muhammed'in zorlamasi nedeniyle katlanmislardi. Oysa ki eski Arap geleneginde Kible yn, Mekke'deki K'be idi. Bu itibarla kible'nin K'be'ye dnstrlmesine sevinmislerdir. Buna karsilik Yahudiler ve Hiristiyanlar, her ne kadar kible ynn Kuds'e evirdi diye Muhammed'e yanasmamislarsa da, Kuds yerine K'be'yi semis olmasini hazmedememislerdir. Neden dolayi byle yaptigini Muhammed'e sorduklari zaman Muhammed kendilerine, Tanri'dan geldigini syledigi su yet ile yanit vermistir: "(Ey Muhammed?) Insanlarin beyinsizleri: -'Yneldikleri Kible'den onlari eviren nedir?-'

diyecekler. De ki-'Dogu ve Bati Allah'indir. O (Tanri) diledigini dogru yola eristirir..." (K. Bakara 142). Bunun zerine Yahudiler kendisine: "Evvelce kabul ettigin Kible'mizi neden simdi terkettin?... Bu durumda bizim seni izlememizi nasil umud edebilirsin?..." demislerdir. Yine dikkat edilecek olursa Muhammed'in Kur'n'a koydugu bu yet'ler, Tanri'yi eliskiler ierisinde tutar niteliktedir. Zir yet'teki " ... O (Tanri) diledigini dogru yola eristirir..." szleri, hani sanki Tanri, Yahudi'leri ve Hiristiyan'lari mslman yapma olanagina sahip imis de yapmamis anlamini iermekte. Hani sanki onlari mslman yapabilmek iin Kible'yi Kuds ynne evirmek gibi bir takim taviz usullerine basvurmusturda yine de onlari mslman yapamamis gibidir. Ve yapamadigi iin, simdi onlara ksms ve kible'yi Kuds'ten tekrar Mekke'deki K'be ynne dnstrmstr. Dnstrrken de sanki aczini itiraf ediyormuscasina syle demistir: "(Ey Muhammed) Sen kitab verilenlere her trl delili getirsen, yine de Kible'ne uymazlar, sen onlarin kible'sine uyacak degilsin..." (K. Bakara 145) Kuskusuz ki konusan Muhammed'dir. Yahudi'ler gibi Hiristiyan'lar da Muhammed'i, bir takim sorularla rahatsiz ederler ve g durumda birakirlardi rnegin: "Madem ki -Isa'nin babasi Tanri degildir- diyorsun, o halde kimdir onun babasi?" diye sorarlardi. Bu tr sorulara Muhammed verecek yanit bulamaz, bulamayincada kizginligini gidermek iin, kendilerine indirilen Tevrat'i ve Incil'i tahrif ettiklerini ve Ibrahim'in dinini degistirdiklerini sylerdi. Kur'n'a da Tanri'nin Yahudileri ve Hiristiyanlari hem gnahkar kildigini ve hem de gnahkrdirlar diye cezalandirdigina dair yet'ler koyardi. Maide sresi'ndeki su yet bu konuda Tanri'nin keyfiligini gsteren nicelerden biri: "Yahudiler ve Hiristiyanlar -'Biz Allah'in ogullari ve sevgilileriyiz!'- dediler. -'yleyse gnahinizdan tr size niin azbediyor? Oysa siz O'nun yarattigi insanlarsiniz-' de. Allah diledigini bagislar, diledigine azb eder..." (K. Maide 18). Tanri'yi, diledigini bagislar, ve diledigine azb eder nitelikler ierisinde tanimlayan bu tr hkmlere karsi mslmanlardan hi kimse kalkipta: "Pek iyi ama, senin sylemene gre, onlari mslman yapmayan, kalplerini saptiran Tanri degil mi? Nasil olur da bu ayni Tanri, kendi saptirdigina azb eder?" seklinde bir seyler sormazdi; nk soracak olursa basinin derde girecegini bilirdi. Yahudi'lere ve Hiristiyan'lara dsman kesildikten sonra Muhammed'in degisiklige soktugu dinsel geleneklerden bir digeri oru'la ilgilidir. Biraz yukarda belirttigimiz gibi nceleri mslmanlara "Asr orucu"'nu farz kilmis iken, yni Yahudilerin yaptigi gibi "Tisrin"in 10cu gn bir geceden diger geceye (gnesin batmasindan ertesi aksam batisina kadar) olmak zere yiyecek ve iecek'ten uzak durmalarini emretmis iken, onlarla arasi ailinca, oru tutmayi ramazan ay'ina almis ve "Asr orucu" yerine "Ramazan orucu" nu koymustur. Koyarken de bir geceden diger gece yerine btn bir ramazan ayi boyununca ve sadece gndzleri (yni gnesin dogmasindan batisina kadar) olmak zere yiyip imeyi yasaklamistir. Yine bunun gibi Yahudileri hosnud edip kazanmak amaciyle onlarin giyim ve kusamina zenirken, hatt sainin peremini dahi, tipki onlar gibi, alnina salarken, onlara dsman kesilince bundan vazgemis ve salarini iki bukle halinde iki tarafa birakir olmustur. Bunu yaparken, bir de sakal boyama kurali koymus ve taraftarlarina: "Yahudiler ve Hiristiyanlar sakallarini boyamazlar, siz onlara muhalefet ediniz (kina ile boyayiniz) " diye emretmistrir. Oysa ki btn bunlari, putperest Araplarin gelenekleridir diye terketmisti; sirf Yahudilerin ve Hiristiyanlarin geleneklerine ynelip onlari hosnud kilmak iin!. Ve iste simdi Yahudilere ve Hiristiyanlara dis bilemege baslayinca, onlarin geleneklerini terkedip, evvelce muhalefet ettigi putperest Arap geleneklerine dnmekteydi. Bu dns yaparken gy putperestlik yikildigi iin Araplara benzemekte sakinca bulunmadigini syleyerek yeni bir taktik kullanmistir. Yine ayni sekilde daha nce Yahudileri ve Hiristiyanlari hosnud etmek iin, kendisine indirilen yet'ler konusunda, Tevrat'i ve Incil'i bilenlere danisabilirmis gibi grnrken, ya

da onlari kendi kitb'larina gre is grmege agirirken, dsman kesildikten sonra onlarin, farkli dine bagli bulunduklari iin sapik olduklarini ve kendilerine gnderilen Kitb'lari tahrif ettiklerini, bu nedenle Kur'n'a uyma zorunlugunda bulunduklarini syler olmustur. Bununla da yetinmemis, bir de Tanri'nin onlari vaktiyle maymun, domuz sekline dnstrdgn eklemistir (K. Mide 60). Bu da yetmemis onlarin ebed olarak Cehennem atesinde yanacaklarina dair Kur'n'a yet'ler koymustur (K. 98 Beyyine 6). Yahudi'leri ve Hiristiyan'lari hosnud etmek maksadiyle, onlarin geleneklerinden benimsedigi bir sey daha vardi ki o da cenze geerken ayaga kalkmak idi; taraftarlarina da byle yapmalarini emretmisti. Buhar'nin Eb Sad-i Makbur'nin rivyetine gre cenze omuzdan yere indirilmedike oturulmasini yasaklamisti. Cenze namazi kilipta cenze ile gitmek istemeyen kimselerin, cenze uzaklasincaya kadar ayakta kalmalarini, uzaklastiktan sonra oturmalarini, cenze ile gidecek olurlarsa cenze yere indirilmedike oturmamalarini emretmisti. Yahdi ya da Hiristiyan cenzesi geerken dahi byle yapar ve mslmanlari da byle yapmaga agirirdi. Eb Mse'l-Es'ar'nin rivyetine dayali bir hads hkmne gre Muhammed syle demistir: "Sizin yaninizdan cenze getiginde ister mslim, ister yehd, ister nasrn hiristiyan cenzesi olsun, kiym ediniz (ayaga kalkiniz). nk biz, cenzeye degil, belki onun yanindaki meleklere ve Melek'l-Mevt'e kiym ediyoruz" Ancak ne var ki Ehl-i Kitab'a (zellikle Yahudi'lere) karsi dsmanlik beslemege basladiktan sonra bu gelenegi de kaldirmis, ve cenze geerken ayaga kalkilmasini yasaklamistir. Buhar, Mslim, Ibn Hibbn, Ahmed Ibn-i Hanbel gibi kaynaklardan grenmekteyiz ki Muhammed, cenze geerken ayaga kalkma gelenegini, bizzat kendinden verdigi rneklerle sona erdirmistir. Ali'nin sylemesi syle: "Reslullh... bize cenzeye kiyam etmemizi emrederdi. Sonra kendileri kalkmadilar, oturdular. Bizim de oturmakligimizi emir buyurdular" . Yine Ali'nin sylemesine gre Muhammed, Yahudi'lerin ve Hiristiyan'larin, cenze geerken ayaga kalkma geleneklerini begendigi iin nceleri onlar gibi yapmis, ve fakat onlara karsi dsmanlik beslemeye baslayinca bundan vazgemistir; nk onlar gibi yapmanin, onlari benzemek olacagini anladigi iin bu gelenegi terketmistir; terketmesinin nedenini de Tanri'dan geldigini syledigi buyruklara dayatmistir. Ahmed Ibn-i Hanbal'in Msned'inde yer alan bazi hads'lere gre Ali, bir def'asinda halk'in, cenze geerken ayaga kalktigini grnce: "Bu fetvayi size kim verdi?" diye sormus, ve halktan kisilerin: "Eb Mse'l Es'ar verdi" seklinde konusmalari zerine onlara sunu bildirmistir: "Reslullh ... bunu ancak bir def'a isledi. Bu kiym keyfiyeti Ehl-i Kitab'a tesebbh (benzemeyi) mcib oluyordu. Bu cihetle taraf-i ilhden nehyolundu. Resl-i Ekrem de ba'de-m cenze geerken kiym etmekten ictinab buyurdu". Yukardaki hususularla ilgili olarak Ali'nin bir diger sylemesine gre Muhammed, Yahudi ve Hiristiyan geleneklerinden gzel bulduklarini uygulamak istedigi iin, bu geleneklerden biri olarak bir gn bir erkek yahd cenzesi geerken ayaga kalkmistir. Fakat Tanri daha sonra Muhammed'e, Ehl-i Kitab'a benzemekten vazgemesini emretmistir. Bu emir zerinedir ki, cenze geerken ayaga kalkma eylemine ve gelenegine son vermistir. Islm kaynaklarinin bildirmesine gre Muhammed, Yahudi'lerin ve Hiristiyan'larin bazi "gzel" geleneklerini (ve bu arada cenze geerken ayaga kalkma gelenegini) benimsemis ve fakat bunun, onlara benzemek oldugunun Tanri tarafindan kendisine bildirilmesi zerine vazgemistir. Oysa gerek bu degil; gerek su ki, sirf kendisini onlara "Peygamber" olarak kabul ettirebilmek iin, onlarin dinsel geleneklerini benimser gibi grnms ve fakat onlardan direnis gornce, bundan vazgecerek onlara karsi dsmanlik siyasetine ynelmistir. Ynelirken de onlardan aldigi gelenekleri terketmistir. V) Yahudi'leri, Hiristiyan'lardan daha byk dsman olarak gren Muhammed, onlarin hem Hiristiyan'lara ve hem de Mslman'lara "mezlim" yaptiklarini syler,

ve bu nedenle Yahudi'ler iin "elleri baglanasi ve l'net olasilar" der; "Allah'in lnetledikleri onlardir..." der;"Yahudilere karsi savasmadikca kiymet gn gelmis olmiyacaktir..." diye ekler! Yukardaki sayfalarda grdgmz ve asagida ayrica belirtecegimiz gibi Muhammed, kendisini "peygamber" olarak kabul etmeyenleri ve Kur'n'a uymayanlari genel olarak "Kfir" olarak tanimlamistir. Bu dogrultuda olmak zere kullandigi "Kfir" szcgn, "putatapar'lari" (msrikleri=Tanri'ya es kosanlari) ve Yahudi'leri ve Hiristiyan'lari (ve Sabi'leri) kapsar nitelikte kilmistir. Bununla beraber Hiristiyan'lar lehine olabilecek ufak bir fark gzetmistir; syleki: Her ne kadar Yahudi'leri ve Hiristiyan'lari "kfir" olarak tanimlayip haklarinda lnetler yagdirmakla, ve onlari cehennemlik saymakla, hatt onlara karsi sert davranmayi ve savasmayi gerekli bulmakla beraber (Bkz. K. Tevbe 73; Tahrm 9; Tevbe 29, vs...), Yahudi'lere karsi Hiristiyan'lardan daha fazla dsmanlik beslemistir. Bu dsmanligini esitli yollardan ortaya vururken, Yahudi'ler hakkinda: "Elleri baglanasi ve lnet olasilar" (K. Mide 64), ya da "Allah'in lnetledigi kisiler" (K. Nisa 52), ya da "savas ve fitne atesini yakan, ve yeryznde bozgunculuk yapan(lar)" (K. Mide 64), ya da "simsar ve seytan millet... " (Bkz. Sahih-i..., VII, 166) seklinde konusmus, ve Tanri'nin onlari domuz, maymun, sian ve kertenkele cinsi hayvanlara dnstrdgn anlatmistir (K. Mide 5960, vs...). Ayrica da Yahudi'lere karsi savasilmadika kiymet gnnn gelmeyecegini sylemistir. Nitekim ilerdeki sayfalarda grecegiz ki Medine'de iyicene glendikten sonra zerlerine saldirip hepsini yok edecek ya da srgne gnderecektir. Yahudi'lere karsi besledigi dsmanlik o kertede olmustur ki, bazi hallerde Mslman'lari Hiristiyan'larla ayni safta olmak zere Yahudilere stn durumda tutmustur. Beyzav gibi yorumcularin sylemesine gre Al-i Imran sresi'ne koydugu su yet bunun kanitidir: "Allah buyurmustu ki: -Ey Isa! Seni vefat ettirecegim..., seni nezdime ykseltecegim, seni inkr edenlerden arindiracagim ve sana uyanlari kiyamete kadar kfirlerden stn kilacagim. Sonra dnsnz bana olacak. Iste o zaman, ayriliga dstgnz seyler hakkinda aranizda ben hkmedecegim-" (K. 3 Al-i Imran 55). Grlyor ki burada: "Ey Isa... sana uyanlari kiyamete kadar kfirlerden stn kilacagim..." tmcesi gemekte! Yahudi'ler Isa'ya inananmadiklarina gre, yukardaki yet'den ikan anlam Hiristiyan'larin Tanri tarafindan Yahudilere stn kilindigidir. Ve iste bundan dolayidir ki Beyzav, kendi zamanina kadar Yahudi'lerin hibir zaman Hiristiyan'lara ve Mslman'lara stn gelemediklerini, ya da kendilerine zg bir Kirallik, bir devlet kuramadiklarini syler Yine Muhammed'in sylemesine gre Tanri, Kiymet gn btn kfirler ierisinde ilk olarak Yahudileri sorguya ekecek, gnhkarliklarini yzlerine vuracak ve onlari Cehennem atesine atacaktir. Bunun byle oldugunu Beyzav gibi Islm kaynaklari, Al-i Imran Sresi'nin 21-25.yetleri'nin yorumu vesilesiyle ortaya vururlar. Her ne kadar bu yet'lerde genel olarak "Kfirler"in hsrana ugrayacaklari sz konusu edilmis olmakla beraber yorumcular, esas itibariyle Yahudi'lerin hedef edinildigini sylerler. Su bakimdan ki bu yet'lerde "Allah'in yet'lerini inkr eden ve haksiz yere peygamberlerin canlarina kiyanlar" dan (K. Imrn 21), "Allah'in Kitab'ina agirilipta cayanlar" dan (K. Imrn 23), ve "Bize ates, sadece sayili gnlerde dokunacaktir" (K. Imrn 24) seklinde konusanlardan sz edilmektedir ki bunlar Yahudi'lerdir. Ve gy Tanri, Yahudileri kast ederek syle konusmustur: "Fakat, onlari gelmesinde sphe edilmeyen bir gn iin topladigimiz ve hibir haksizliga ugramaksizin herkese kazandigi seyler tastamam dendigi zaman halleri nice olur?" (K. Imrn 25). Ve iste Beyzav'nin sylemesine gre, bundan dolayidir ki Tanri ilk olarak Yahudiler'den hesap soracak ve onlari atese atacaktir. te yandan Yahudi'ler, yine Muhammed'in anlatmasina gre, Hiristiyan'lara nazaran Cehennem'in daha kt kesimine atilacaklardir. Su sekilde ki, Cehennem'in "yedi kapisi" vardir, ve her bir kapinin onlardan bir kesime dsen bir blm bulunmaktadir (K. Hi sresi, 43-44). Ve iste cehennem'deki bu yedi blmden birincisine "inanirlarin

gnahkrlari" alinacaktir. Ikinci blm hiristiyan'lara ayrilmistir. nc blme yahudi'ler ve diger blmlere de sirasiyle Sbii'ler, Mecs'ler, putataparlar ve munafiklar atilacaklardir. Dikkat edilecegi gibi cehenneme atilma hususunda bile Hiristiyan'lar, Yahudi'lere nazaran bir gmlek stn sayilmislardir. "Neden dolayi Muhammed, Yahudi'lere karsi, Hiristiyan'lardan daha fazla dsmanlik beslemistir?" diye sorulacak olursa cevabi sudur: Bir kere Medne'deki Hiristiyanlar, sayica ok az ve etkisiz idiler; buna karsilik Yahudiler hem sayica ve hem de asil ekonomik g olmak itibariyle stn ve etkili durumda idiler. Yahudi'lerden, umud ettigi ilgiyi ve yardimlari gremedigi oranda Muhammed, onlara karsi kin ve intikam besler olmustur. Bir diger neden Yahudi'lerin mslman'lari ayartmaga, yni dinden ikartmaga alismalari, ve bu arada putperest Arap'larla Muhammed aleyhine andlasma yapmalari idi ki bu, Muhammed'i ok huzursuz kilardi. Muhammed'in sylemesine gre Yahudiler, "munafik"larla birlik olup mslmanlarin yaninda isaretlerle gizli gizli konusup, mslmanlarin gnllerine sphe sokmaga alismaktaydilar (Bkz. K. Mcdele 8). Yine Muhammed'in sylemesine gre Yahudiler, Allah'in sevmedigi bir sekilde kendisini selamlamakta ve rnegin karsilastiklarinda: "Es-Sm aleyk" (yini "Sana lm olsun!") demekte idiler. Bu vesileyle hemen belirtelim ki Yahudi'lerin bu tutum ve davranislarina sebeb olan sey, Muhammed'in onlara karsi saldirgan bir davranis ierisinde bulunmus olmasidir. Daha nce degindiklerimizi tekraren belirtelim ki, Yahudi'lerin Muhammed'e karsi dsmanliklari, onun kendileri iin bir tehlike oldugunu anlamakla baslamistir. Gerekten de Yahudiler, kendilerini mslman yapmak isteyen Muhammed'in isteklerini geri eviripte onun dsmanligini kabartinca, korunma yollari aradilar. nk Muhammed'in giderek glenmekte oldugunu, ve gnn birinde kendileri iin byk bir tehlike olacagini bilmekteydiler. Bu nedenle bir yandan onun taraftarlarini, yni mslmanlari ayartmaya alisirken, diger yandan da Mekke'deki Kureyslilerle andlasmaktan baska are gremediler. Nice rneklerden biri su: Medine'deki Yahudilerin liderlerinden K'b b. elEsref, ki ayni zamanda ok nl bir sair olup siirleriyle Muhammed'i sik sik ignelerdi; bir kez Mekke'ye gelerek Kureys'lilerle (msrik'lerle) Muhammed aleyhine andlasma yapmak ister. Yaninda yahudi liderlerinden Huyey Ibn Ahtab da vardir. Beyzav gibi kaynaklarin bildirmesine gre Kureysli'ler, yni msrik'ler kendisine syle derler: "Eger bizim ilhlarimiza, tipki bizim yaptigimiz gibi, tapacak olursaniz sizinle anlasiriz". Her ne kadar teklif Yahudi'lerin inanlarina aykiri ise de, sirf onlarla andlasma yapabilmek iin teklifi kabul ederler. Bir baska rivyete gre Kureysliler syle konusurlar: "Bizim dinimiz mi, yoksa Muhammed'in dini mi haktir, hangimiz dogru yoldayiz?". Bu soruya karsi K'b b. el-Esref: "Siz dogru yoldasiniz" yanitini verir. Ve iste bu haberleri alinca Muhammed, kplere biner ve Yahudilere karsi olan dsmanligini ifde etmek zere Kur'n'a su yeti koyar: "Kendilerine Kitap'tan nasip verilenleri grmedin mi? Putlara ve btila (tanrilara) iman ediyorlar, sonra da kfirler iin: -'Bunlar, Allah'a iman edenlerden daha dogru yoldadir'- diyorlar. Bunlar, Allah'in lnetledigi kimselerdir. Allah'in rahmetinden uzaklastirdigi (lnetli) kimseye gerek bir yardimci bulamazsin" (K. Nis 51-52). Muhammed'in, Yahudi'lere nispetle Hiristiyan'lara karsi daha az dsmanlik beslemesinin diger bir nedeni, Hiristiyan'larin, savas vermeden kendisine boyun egmeleridir. Her ne kadar Mslman olmayi kabul etmemekle beraber Hiristiyan kavimleri, genellikle "cizye" (kafa parasi) vermek sretiyle Muhammed'in saldirilarindan kurtulabilmislerdir. Necrn hiristiyanlari, bu konuda verilebilecek ilgin rneklerden biridir. Ibn Sa'd ya da Buhar gibi kaynaklardan grenmekteyiz ki Muhammed, Yahudi mezlimine ugramislardir diye bu Hiristiyan'lara itibar eder grnrken, onlari Mslman yapmaga alismistir. Fakat onlar mslmanligi kabul etmeyip, onun yerine "cizye" (kafa parasi) demeye razi olmuslardir. Bunun hikyesi kisaca syle: Necrn denilen yer, Yemen ynnde Mekke'ye yedi konak uzaklikta, Hiristiyan ve

Yahudi kavimlerinin bir arada bulunduklari byk bir sehirdir. Yemen hkmdarlarindan Eb Nuvs (Znuvas) adinda bir Yahudi, vaktiyle Necrn'daki Hiristiyanlari Yahudi dinine sokmak ister, fakat basari saglayamaz. Saglamayinca bu Hiristiyan'lara zlm yapmaga kalkar: Kent'in civarina uzun hendekler kazdirir, ve kendi dinine girmekten kainan Hiristiyanlari bu kuyularda atese atar. Attiktan sonra da kendi halki ile birlikte bu kuyularin etrafinda oturup ateste yananlari seyreder. Bunu anlatmak maksadiyle Muhammed, Kur'n'a koydugu yet'lerle Yahudileri "Ashb-i uhdud" (yni "Uzun hendek shibleri") olarak, Hiristiyanlari da "mminler" seklinde tanimlar. Bu konuda Buru sresi'ne koydugu yet'ler syle: "ira ile tutusmus ates hendekleri yapanlar kahrolsunlar. Hani onlar atesin basinda oturup mminlere yaptiklarini seyrederlerdi. Onlarin m'minlerden almalarinin sebebi, ancak m'minlerin, yegne glip olan, vlmege deger, gklerle yerin saltanati kendisine ait olan, Allah'a inanmalarindan ileri gelmisti..." (K. 85 Burc 4-9). Grlyor ki Muhammed burada, Yahudiler tarafindan mezalime sokulan insanlar iin "m'minler" szcgnu kullanmistir. Kullanirken de bununla "Tanri'ya inanan" Hiristiyan'lari anlatmak istemistir; nk onlari Mslman olarak gstermek ve kendisine ekmek arzusundadir. Nitekim Ibn-i Sa'd' in sylemesine [ve ayrica Buhar'nin Huzeyfe (Ibn-i Yemn)'dan rivyetine] gre bir gn adam gnderip Necrn hiristiyan'larina haber iletir ve Medine'ye gelmelerini ister. Bu Hiristiyan'lar, kendi aralarindan on drt kisilik bir temsilci hey'eti seerek Muhammed'e gnderirler. Hey'etin iinde nl bilginler de yer almistir. Bunlar ipekli ve mkellef elbiseler giymis olarak Medine'ye gelirler, ve ilk is olarak Mescid-i Sadet'e girip namaz kilarlar. Fakat Muhammed onlara iltifat edip grsmez, nk ipekli kumastan yapilmis giysilerle gelmis olmalarindan hoslanmamistir. Bunun zerine damadi Osman b. Avfan onlara, neden dolayi Muhammed'in iltifatta bulunmadigini, neden dolayi kendileriyle konusmadigini anlatir: "Huzra ipekli elbiselerle ve mkellef giyimli bir hey'ette geldiginiz iin Reslullh size iltifat buyurmadi!" der. Bunu duyan Necrn hey'eti, kalkip giderler, ve ertesi gn elbiselerini degistirmis ve "ruhban hey'eti" sekline girmis olarak tekrar gelirler. Muhammed kendilerinden, Islm dinine girmelerini ister. Fakat Necrn Hiristiyan'lari Mslman olmayacaklarini bildirerek teklifi red ederler: : "Hiristiyan kalacagiz. Fakat, bizden istedigin vergiyi (cizye'yi) verecegiz!..." derler. "Cizye" olarak senede iki bin kat "hil'at" (ok degerli kaftan cinsi giysiler), ve her "hil'at' ile birlikte kirk dirhem "nakid" vermegi, ayrica da Yemen'de bir kargasalik iktigi takdirde 30 zirh, 30 kargi, 30 deve ve 30 at vermeyi kabul ederler. Ve sonra Muhammed'den, kendilerine gvenilir bir kimse vermesini ve bu kisiye "cizye"'yi teslim edeceklerini sylerler. Kuskusuz ki mslman olmadilar diye bu insanlari yok etmektense, onlarin verecekleri "cizye"yi (kafa parasini) kabul etmek ok daha krli bir istir. Bu nedenle Muhammed Eb Ubeyde Ibn-i Cerrh adinda bir adamini onlara gstererek: "Iste bu grdgnz (kisi) Islm mmetinin emnidir" der, ve "cizye"yi ona teslim etmelerini ekler. Bu andlasma'dan sonra Necrn hey'eti lkelerine dnerler. Onlarin akabinden Eb Ubeyde, Necrn'a giderek "cizye"yi alip Medne'ye getirir, Muhammed'e teslim eder (Diynet yayinlari, Sahih-i Bnuhar Muhtasari..., Cilt X, sh. 379-380) . Ancak ne var ki Muhammed, lm dseginde son nefesini verirken, Mslman olmayanlarin Arap ceziresi'nden srlp ikarilmarini emretmistir. mer b. Hattb, halife olur olmaz, bu emri yerine getirmek zere, Necran Hiristiyanlarini yerlerinden ikarip atmistir. Grlyor ki Muhammed'in, Hiristiyan'lari Yahudi'lere tercih etmis olmasinin, Hiristiyan'lara yarayan bir yani pek olmamistir. Hiristiyan'lara, Yahudi'ler kadar husmet beslememesinin bir diger nedeni, kendi akraba ve yakinlari arasinda Hiristiyan'larin bulunmasi ve Tevrat ile Incil hakkinda onlardan bilgi toplamasiydi. rnegin ilk karisi Hatice'nin amucazadesi Varaka'dan, daha ilk anlardan itibaren, bir hayli yardim grmst. Sylendigine gre Varaka, daha Muhammed peygamberligini iln etmeden nce onun basina gelecek olanlari nceden

haber vermis ve kendisine yardimci olacagini bildirmistir Bu ve buna benzer diger nedenlerle Yahudi'leri, Hiristiyan'lara nazaran daha byk dsman olarak bildigi anlasilmaktadir. Nitekim Kur'n'a koydugu yet'lerle Yahudil'eri, tipki "putperest Araplar" gibi, Islm'in en azgin ve en siddetli dsmani olarak tanimlarken Hiristiyan'lari ikinci derece dsman saymistir. Mide Sresi'ne koydugu bir yet syle: "Ey Muhammed! Inananlara en siddetli dsman olarak, insanlardan Yahudileri ve Allah'a es kosanlari bulursun. Onlardan, inananlara sevgice en yakin -'Biz Hiristiyaniz-' diyenleri bulursun. Bu onlarin iinde bilginler ve rhibler bulunmasindan ve byklk taslamamalarindandir.." (K. 5 Maide 82). Dikkat edilecek olursa Muhammed'in sylemesine gre Hiristiyan'larin, Mslman'lara biraz daha yakin olmalarinin nedeni, aralarinda "bilginler ve rahipler" bulunmasi, ve bir de "alak gnll" olmalaridir. Gy alak gnlllk onlari, dinsel gereklere daha kolaylikla ynelten bir niteliktir. Oysa ki ayni Sre'nin baslarinda Hiristiyanlarin, tipki Yahudiler gibi "Biz Allah'in ogullari ve sevgilileriyiz " (K. Mide 18) diye bbrlendiklerini syleyerek, onlari asagilamaktaydi. Hemen ekleyelim ki Hiristiyan'lari kazanamayacagini iyice anladiktan sonra, tipki Yahudi'lere yaptigi gibi, onlari da Tanri emirlerini ihmal ya da ihll etmekle sulamis (K. Mide 14-15) ve Tanri'nin lnetine ugradiklarini anlatmak zere Kur'n'a su tr yet'ler koymustur: "... -'Biz Hiristiyanlariz'- diyenlerden de kesin szlerini almistik, ama onlar de kendilerine zikredilen (verilen ...Kitab'in) nemli bir blmn unuttular. Bu sebeble kiyamete kadar aralarina dsmanlik ve kim saldik. Yakinda Allah onlara yaptiklarini haber verecektir" (K. 5 Maide 14). Bunu yaparken Yahudi'lerle Hiristiyan'lar arasindaki dsmanliklari da vurgulamaktan geri kalmaz ve Tanri'nin syle konustugunu sylerdi: "...Yahudiler -'Hiristiyanligin bir temeli yoktur-' dediler. Hiristiyanlar da -'Yahudiligin bir temeli yoktur-' dediler...Allah Kiyamet gn ... onlarin arasinda hkm verecektir..." (K. 2 Bakara 113) Fakat yine tekrar edelim ki Muhammed'e gre asil byk dsman Yahudi'lerdir. O kadar ki, Yahudi'lere karsi sonuna kadar savasilmadikca kiymet gnnn gelmeyecegini bildirmistir. Bir hads'inde syle demistir: "Yahudilere karsi savasmadikca ve bu savaslari, bir kaya parasi gerisine saklanan bir Yahudinin -'Ey mslman benim arkamda yahudi var, ldr onu-'demesine kadar srdrmedikce, hkm gn gelmis olmiyacaktir" Bu vesileyle su hususu tekrar belirtelim ki Muhammed, Yahudilere karsi dsmanligini ortaya vurabilmek iin her firsati degerlendirmekten geri kalmamistir; onlari faiz yemekle, tefecilikle sulamasi bunun rneklerinden biridir. Bu konuda Tanri'nin onlar hakkinda syle konustugunu syler: "Yahudilerin haksizliklarindan, oklarini Allah yolundan men'etmelerinden, yasak edilmisken fiz almalari ve insanlarin mallarini haksizlikla yemelerinden tr, kendilerine hell kilinan temiz seyleri onlara haram kildik. Onlardan inkr edenlere elem verici azb hazirladik..." (K. 4 Nis 160-161) Oysa ki, daha nce belirttigimiz gibi, Yahudilere karsi dsman kesilinceye kadar onlarin faiz yemelerine ses ikarmamistir. Yine bunun gibi Yahudilerin Tanri iin "cimri" dediklerini ve bu yzden Tanri'nin onlari lnetledigini ve aralarina "kiymete kadar srecek dsmanlik ve kin" soktugunu sylemistir. Kur'n'a koydugu su yet bunun rnegi: "Yahudiler: -Tanri'nin eli baglidir (sikidir, Tanri cimridir) dediler. Hay dedikleri yznden elleri baglanasi ve lnet olasilar! Bilakis Allah'in elleri aiktir, diledigi gibi verir. Andolsun ki sana Rabbinden indirilen, onlardan ogunun azginligini ve kfrn arttirir. Aralarina, kiyamete kadar (srecek) dsmanlik ve kin soktuk. Ne zaman savas iin bir ates yakmislarsa (fitneyi uyandirmislarsa) Allah onu sndrmstr. Onlar yeryznde bozgunculuga kosarlar. Allah ise bozgunculari sevmez" (K. Mide 64). Her ne kadar bu yet'de Tanri'nin Yahudilere hitaben konustugu ve onlari lnetledigi

yazili ise de, Kur'n yorumcularindan bir kismi bu yeti, Hiristiyan'lari da kapsayacak sekilde aiklamaga alisirlar. rnegin Diynet Vakfi evirisinde bu yet'le ilgili olarak su var: "Kfirlerin savas ve fitne atesini yakmalari hi eksik olmamistir. Asirlar boyu hem kendi aralarinda savasmislar, hem de birleserek mslmanlara saldirmislardir. Ayrica mslmanlari birbirlerine dsrmek iin yzlerce, binlerce planlar yapmis, tertip ve dzenler hazirlamislardir. Btn bunlara ragmen Allah'in nrunu sndrmege gleri yetmemistir..." (K. Diynet Vakfi evirisinde Mide sresi'nin 64.c yetiyle ilgili aiklamadan!). Bu tr bir yoruma ynelenler Islm ordularinin Orta Asya'lara uzanarak oradaki halklari (zellikle Trk'leri) kilitan geirip zorla mslman yaptiklarini, ya da Ispanya'ya kadar olan yerleri savasla ele geirdiklerini, Osmanli dneminde Avrupa'nin gbegine kadar yayildiklarini "kfir"lere karsi giristikleri saldirilari gzardi etmis olamalidirlar. Yine bunun gibi Muhammed, Yahudileri: "Allah'in kitabina agirildiklari halde cayip geri dnmekle" ve "Bize ates, sadece sayili gnlerde dokunacaktir" demekle, ve "Allah'in yetlerini inkr etmekle" sular. Bu konuda Imrn sresi'ne koydugu yet'lerden bazilari syle: "(Reslm) Kendilerine Kitap'tan bir par verilenleri (Yahudileri) grmez misin ki aralarinda hkmetmesi iin Allah'in kitabina agiriliyorlar da, sonra ilerinden bir gurup cayarak geri dnyor. Onlarin bu tutumlari: -Bize ates, sadece sayili gnlerde dokunacaktir- demelerinin bir sonucudur. Onlarin vaktiyle uydurduklari seyler de dinleri hakkinda kendilerini yaniltmistir" (K. 3 Imrn 23-24). Bu yet'leri Muhammed, Yahudilere fkelendigi bir olay vesilesiyle Kur'n'a koymustur. Celleddin es-Stut gibi Islm kaynaklarinin anlatmasina gre olay syle: Yahudilerden bir kadinla bir erkek zina ederler. Byle bir sua nasil bir ceza verilmek gerektigi hususunda Yahudiler, Muhammed'e soru sorarlar. Muhammed' de bu suun cezasinin "recim" (yni tasla ldrmek) oldugunu ve nk Tevrat'da yle yazili bulundugunu syler. Fakat Yahudiler Tevrat'da zina suu iin "recim" cezasi diye bir sey bulunmadigini bildirirler. Bunun zerine Muhammed Tevrat'i getirtir ve oradaki ilgili yet'i onlara gsterir ve sulularin recmedilmesini ister. Yahudilerin direnmesi zerine Kur'n'a yukarda yet'i koyar: ""(Reslm) Kendilerine Kitap'tan bir pay verilenleri (Yahudileri) grmez misin ki, aralarinda hkmetmesi iin Allah'in kitabina agiriliyorlar da, sonra ilerinden bir gurup cayarak geri dnyor..." (K. Imrn 23). Oysa bu olayda hakli olan Yahudiler'dir; haksiz olan da Muhammed'tir; nk Tevrat'da, zina suunun karsiligi olarak "recim" cezasi (yni "taslamak sretiyle ldrme") seklinde bir sey yoktur: sadece "ldrlr" diye bir deyim vardir; yni ldrmenin tas ile mi yosa baska bir seyle mi olacagi tasrih edilmemistir. Gerekten de Tevrat'in Levililer kitabinda aynen su yazili: "...baska birinin karisi ile zina eden, komsusunun karisi ile zina eden adam, hem o, hem kadin mutlaka ldrlr" (Bkz. Tevrat/Levililer, Bap 20, yet 10). Yine bunun gibi Tevrat'in Tesniye adli kitabinda su yazili: "Eger bir adam, baska bir adamin karisi olan bir kadinla yatmakta olarak bulunursa, o zaman o kadinla yatan adam ve kadin, onlarin ikisi de leceklerdir..." (Bkz. Tevrat/ Tesniye, Bap 22: yet 22). Grlyor ki Tevrat'da, zina suunu isleyenlerin "tasla ldrlmeleri" degil, fakat sadece "ldrlmeleri" ngrlmstr. Byle oldugu halde Muhammed, Yahudilerin yalan sylediklerini ve kendi kitaplarindaki hkm gizlemeye alistiklarini sylemistir. Sylerken de, biraz nce belirttigimiz gibi, hataya dsmstr: yani Tevrat'da "recim" cezasi diye bir sey olmadigi halde varmis gibi gstermistir. Onu bu yanilgiya srkleyen sey Yuhanna'nin Incil'indeki bir hkm (Bap 8 yet 5) kendisine dayanak edinmesidir. Gerekten de Yuhanna'ya gre Incil'de, Isa'nin Zeytinlik dagina gittigi bir sirada yanina zina suu islemis bir kadin getirildigi, ve kendisine syle soruldugu yazili: "(Ey Isa) bu kadin zina islemekte iken tutuldu. Bu gibilerin taslanmasini Musa seritte bize emretmistir; sen ise ne dersin?" (Yuhanna, Bap 8, yet 5). Bu soruya Isa: "Kadinin zerine sizden gnahsiz olan nce tas atsin" (Yuhanna Bap 8, yet 7) diye yanit vermis, bunun zerine orada bulunanlar teker teker oradan ayrilmislar, ve Isa kadin'la yalniz kalinca kendisine:

"Git, bundan sonra artik gnah isleme" (K. Yuhanna, Bap 8: yet 11) demistir. Her ne kadar Incil yorumcularindan bir kismi, bu yukardaki yet'lerin varligindan sphe ederlerse de, anlasilan o ki bu yet'ler Incil'de vardir, ve fakat Isa, Tevrat'a atifta bulunarak konusmus degildir. stelik Isa'nin szleri, kadinin taslanmasi ile degil, fakat "gnahsiz" kul olmadigi geregi ile ilgilidir. Fakat her ne olursa olsun, gerek su ki Tevrat'da "recim" cezasi yer almamistir. Muhammed, Incil hakkinda bilgisi olanlardan Yuhanna Incil'inin yukardaki yet'lerini grenmis ve buna dayanaraktir ki Tevrat'da "recim" cezasi oldugunu sanarak konusmustur. Bu verdigimiz bir ka rnek, Muhammed'in, Yahudileri lnetlemek iin her seyi denemis oldugunun kanitlarindandir. Bununla beraber sunu eklememiz gerekir ki onun lnetlemeleri, genellikle Yahudi'lere ynelik olmakla, beraber Hiristiyan'lari da kapsar niteliktedir. VII) Muhammed'in sylemesine gre Yahudi'ler ve Hiristiyan'lar, Allah'in yet'lerini inkr etmisler kendilerine indirilen Tevrat'i, Incil'i ve Kur'n'i yalanlamislar, Tanri'nin emirlerine karsi ikmislardir. Bu nedenle onlarin durumu "koca koca kitaplar tasiyan merkebin durumu gibidir" (K. Cum'a 5-7; Maide 14, 6568, 72-75; Bakara 79, 85-86; Nisa 155, 157-8; En'm 90). Yukarda da belirttigimiz gibi Muhammed, Yahudi'lere ve Hiristiyan'lara indirilen Kitab'larin Tevrat, Incil ve Kur'n oldugunu belirterek onlarin bu Kitab'lari dogru drst uygulamayip yalanladiklarini sylemistir. Maide sresi'ne koydugu bir yet syle: "Eger onlar Tevrat'i, Incil'i ve Rablerinden onlara indirileni (Kur'n'i) dogru drst uygulasalardi, sphesiz hem stlerinden, hem de ayaklarinin altindan yerlerdi (yeralti ve yerst servetlerinden yararlanarak refah iinde yasarlardi). Onlardan asiriliga kamayan bir zmre vardir; fakat ogunun yaptiklari ne ktdr" (K. Maide 66) . Yine Muhammed'in sylemesine gre eger Yahudiler ve Hiristiyanlar iman etmis olsalardi, Tanri onlari btn gnahlarindan uzak kilar, cennet'lere koyardi. Mide sresi'ne koydugu yet syle:"Eger ehl-i kitab iman edip (ktlklerden) sakinsalardi, her halde (gemis) ktlklerini rter ve onlari nimeti bol cennetlere sokardik" (K. Maide 65). Her ne kadar Hiristiyan'larin dahi kendilerine gnderilen Kitb'lara "yeterince" uymadiklarini sylemekle beraber (K. Mide 66-68), ogu zaman sulamalarini Yahudi'lere yneltmistir. Kur'n'a koydugu su yet bunun kanitlarindan biridir: "Tevrat'la ykml tutulup da onunla amel etmeyenlerin durumu, ciltlerce kitap tasiyan merkebin durumu gibidir. Allah'in yet'lerini yalanlamis kavmin durumu ne ktdr!..." (K. 62 Cum'a 5). Yahudi'leri ve Hiristiyan'lari sulu durumda birakmak zere basvurdugu diger bir taktik, Tanri'nin buyruklari zerinde degisiklik yaptiklarini, ve kafa'dan uydurma hkmler koyduklarini ileri srmek olmustur. rnegin Yahudi'lerin kendisine "Rin" diye hitap etmelerinin, Tanri buyrugunu saptirmak oldugunu, ve bu sz syleyen kfir'lerin azab'a sokulacaklarini anlatmak iin Kur'n'a su yet'i koymustur: "Ey iman edenler! 'Rin' demeyin, 'unzurn' deyin. (Sylenenleri) dinleyin. Kfirler iin elem verici bir azab vardir" (K. Bakara 104). Bunun hikyesi kisaca syle: "Rin" szcg Ibranice olup, "Dinle a sz dinlenmez herif", ya da "Dinle a dinlenmeyesi" anlamlarinda olmak zere, Yahudiler tarafindan hakret kastiyle kullanilan bir szck idi. Fakat bu szcgn, Arap'lar tarafindan farkli bir kullanilis sekli vardi ki "acele etme", "bizi gzet", "Yavas'tan al", "anlayabilmemiz iin bize olanak tani" vs... anlamlarina gelmekteydi. Arap'lar, Muhammed'in konusmalarini dinlerlerken, iyice anlayabilmek iin ona byle derlerdi. Ve iste Yahudiler, Muhammed'e hitap ederlerken, Arapca'daki benzerine atfen, "Rni" szcgn kullanirlar, ve bylece belli etmeden ona hakret yagdirmis olurlardi. Muhammed onlara, bu tr bir hitab'in "peygamber'lere" yneltilmesinin Tanri tarafindan emredilmedigini, ve bunun kendi uydurmalari oldugunu sylemistir. stelikte tahrif ettikleri kitabi az bir degere sattiklarini bildirip Kur'n'a sunu koymustur: "Vay, Kitb'i elleriyle yazip sonra da onu az bir degere satmak iin-'Bu Allah

katindandir-' diyenlere.! Vay ellerinin yazdiklarina" (K. 2 Bakara 79). Fakat isi biraz daha saglama baglamak iin, kendisine "Rin" diye hitap edilmesini kesin olarak yasak etmis, bunun yerine "Unzurn" denilmesi istemistir. Bunu saglamak maksadiyle Kur'n'a, Bakara sresi'nin yukardaki 104.c yet'ini koymustur. "Unzurn" szcg Arapa'da "Bize bak", "Bizi gzet" anlamlarina geldigi iin, bunun kullanilmasini kendisi bakimindan en saglam bir zm yolu saymistir . Yine bunun gibi Muhammed, Yahudi'lerin ve Hiristiyan'larin, kendilerine verilen kitap'lar (Tevrat ve Incil) zerinde anlasmazliga dstklerini ve birbirlerini "dogru yolda olmamakla" suladiklarini ve bu nedenle onlar hakkinda kiyamet gn hkm verilecegini anlatmak zere Kur'n'a sunu koymustur: "Hepsi de kitabi (Tevrat ve Incil'i) okumakta olduklari halde Yahudiler: -'Hiristiyanlar dogru yolda degillerdir'- dediler Hiristiyanlar da: -'Yahudiler dogru yolda degillerdir'- dediler. Kitabi bilmiyenler de de birbirleri hakkinda tipki onlarin sylediklerini sylediler. Allah, ihtilafa dstkleri hususlarda kiymet gn onlar hakkinda hkmn verecektir" (K. Bakara 113). Grlyor ki bu yet'i koymakla Muhammed, Yahudi'leri ve Hiristiyan'lari, kendilerine verilen kitaplar zerinde anlasmazliga dsmslerde birbirlerine dsman kesilmisler gibi gstermege alismistir. Anlatmak istemistir ki, eger kendisine ve Kur'n'a bas egecek olurlarsa "ihtilaf"a dsmekten kurtulmus olacaklardir. Ancak bunda basarili olamayip onlara dsman kesilince, onlari birbirlerinin dostu ve mslmanlarin dsmani imis gibi gstermek zere Kur'n'a sunu eklemistir: "Ey iman edenler! Yahudileri ve Hiristiyanlari dost edinmeyin. Zira onlar birbirinin dostudurlar. Iinizde onlari dost tutanlar, onlardandir. Sphesiz Allah, zalimler topluluguna yol gstermez" (K. Mide 51). te yandan Yahudi'leri ve Hiristiyan'lari, Tanri kitaplarini degistirdiklerini (tahrif ettiklerini) syliyerek, sularken, bazi hallerde bir tek kisinin tutum ve davranisini, onun mensup bulundugu topluma mal etmekten geri kalmazdi. rnegin bir def'a'sinda Yahudi bilginlerinden sismanligi ile taninan Mlik b. Sayf ile konusurken, Tanri'nin sisman olan bilginlere bugzettigini ve bunun Tevrat'da yazili bulundugunu syler, ve syle der: "(Ey Mlik b. Sayf!) Tevrat'i Musa'ya indiren Allah hakki iin syle, Kitabinizda: -'Allah sisman olan limlere bugzeder-' diye bir ibare grmedin mi?" . Sismanligin, ogu kez bir dogus sorunu oldugunu ve sadece limlerde degil fakat herkeste olabilecegini dsnen Mlik b. Sayf, pek muhtemelen Muhammed'in sorusunu yersiz buldugu iin: "Allah hibir besere kitap indirmedi" diye yanit verir. Kuskusuz ki bununla anlatmak istedigi sey, Tanri'dan geldigi sylenen kitap'lari inkr etmek degil fakat "Allah sisman olan limlere bugzeder" seklindeki bir ibrenin mantiga ters dstgn ve binaenaleyh Tanri'dan sadir olamayacagini ima etmekti. stelik bu szleri btn Yahudiler adina degil fakat kendi adina sylemistir. Sylerken de aklindan Musa'ya verildigi kabul edilen Tevrat'i "Tanri kitab'i" olarak kabul etmemek diye bir sey gemis degildir. Esasen Yahudi'ler arasinda Tevrat'i inkr eden pek yoktu. Fakat Muhammed, Mlik b. Sayf'in bu szlerini "Tanri Kitab'larini inkr" sekline sokup Yahudilerin tmne atfetmis, ve onlar aleyhine olmak zere Kur'n'a asagidaki yet'i koymustur: "(Yahudiler) Allah'i geregi gibi tanimadilar. nk -'Allah hibir besere bir sey indirmedi-' dediler. De ki: -' yle ise Musa'nin insanlara bir nr ve hidyet olarak getirdigi Kitab'i kim indirdi?' Siz onu kagitlara yazip (istediginizi) aikliyor, ogunu da gizliyorsunuz. Sizin de atalarinizin de bilemediginiz seyler (Kur'n'da) size gretilmistir. (Reslm) sen -"Allah-' de, sonra onlari birak, daldiklari bataklikta oynayadursunlar!" (K. En'm 91) Btn bunlardan gayri Muhamed, bir de Yahudi'leri, Tanri'nin kendilerine gndermis oldugu peygamberler'e nankrlk etmekle, hatt peygamberlerini ldrmekle sulamis (K. Nis 155), bu yzden kafir olmduklarini aiklamistir Yine Muhammed'in sylemesine gre Tanri Yahudileri dogru yola sokmak ve daha dogrusu mslman yapmak iin Is'yi gndermistir. Gnderirken de ona, Tevrat'i tasdik eden Incil'i vermistir; evvelce Yahudi'lere yasak ettigi bir takim seyleri de hell etmistir. Fakat Yahudi'ler hile yapmislar ve Isa'yi inkr edip (K. Imran 50-51), ldrmege

kalkmislardir. Tanri da Is'yi onlarin elinden kurtarip kendisine ykseltmistir (K. Imrn 5556; Nis: 156-158) Btn bunlardan gayri Muhammed, bir de Yahudileri, Tanri'nin "dostlugunu" ne srp "lm temenni etmemek" le sulayip asagilamaga alisir. lm istemez olmanin Tanri buyruguna karsi gelmek, "zalimlik" etmek oldugunu anlatmak zere Kur'n'a sunu koyar: "Ama onlar (Yahudiler) nceden yaptiklarindan dolayi lm asla temenni etmezler. Allah zalimleri ok iyi bilir. Sizin kendisinden katiginiz lm, muhakkak sizi bulacaktir). " (K. 62 Cum'a 7). Bu dogrultuda olmak zere Kur'n'a koydugu yet'lerden bir digeri de syle: "(Ey Muhammed) De ki: -Ey yahudiler! Btn insanlar degil de, yalniz kendinizin Allah'in dostlari oldugunuzu iddi ediyorsaniz, bunda da (samimi iseniz, haydi lm temenni edin)" (K. 62 Cum'a 6). Grlyor ki Muhammed, Yahudileri "lm" temenni etmemekle, ve kendilerini Tanri'nin "tek dostlari" olarak gstermekle sulamistir. Yine bunun gibi Imrn sresi'ne koydugu su yet'le Yahudileri, Allah'in yet'lerini inkr etmis durumda kilmistir: "Onlar (Yahudiler) nerede bulunurlarsa bulunsunlar, Allah'in ahdine ve (mu'minlerin) himayesine siginmadika kendilerine zillet (damgasi) vurulmustur; Allah'in hismina ugramislar ve miskinlige mahkum edilmislerdir. nk onlar Allah'in yet'lerini inkr ediyorlar ve haksiz yere peygamberlerini ldryorlardi. Bu da onlarin isyan etmis ve haddi asmis bulunmalarindandir" (Diynet Vakfi evirisi, K. Imrn 112) Yni Muhammed'in sylemesine gre Yahudiler, Allah'in yet'lerini inkr ettikleri iin Allah'in hismina ugramislar, "zillet" damgasini yemislerdir, ve Kur'n'a ynelmedikce bu sekilde kalacaklardir. Muhammed'in sylemesine gre Hiristiyan'lar da, Tanri ile yapmis olduklari andlasmayi bozmuslar, kendilerine belletilenleri unutmuslar, ya da Incil'i degisiklige sokmuslardir. Is'yi Tanri'nin "oglu" saymalari, ya da "teslis" inanisina ynelip onu Tanri yerine koymalari, Incil'i tahrif etmekten baska bir sey olmamistir. Bu yzden "kfir" sayilmislardir; bu nedenle Tanri, onlarin arasina kiymete kadar dsmanlik ve kin salmistir (K. Mide 14, 72-75). Ve yine Muhammed'in sylemesine gre Tanri, tipki Yahudi'lere yaptigi gibi, Hiristiyan'lara da "peygamber" olarak Muhammed'i gndermis ve syle demistir: "Ey Kitb ehli, peygamberlerin arasi kesildiginde- 'Bize mjdeci ve uyarici gelmedi-' dersiniz diye size aikca anlatacak peygamber geldi " (K. Mide 19) . Daha baska bir deyimle Tanri, Yahudi'lerin ve Hiristiyan'larin Muhammed'i peygamber olarak kabul etmelerini, ve ona indirilen Kur'n'a inanip uymalarini emretmis olmaktadir (K. Nis 47; Maide 68 , vs...). Fakat buna ragmen onlar, Kur'n'i inkr etmektedirler (K. 2 Bakara 91). Bu itibarla, eger kfirlikten kurtulmak istiyorlarsa, Tevrat'i ve Incil'i, ilk indirildikleri "asillari"na gre uygulamalari sarttir (K. Mide 66, 68). Tevrat'i ve Incil'i "asillarina" gre uygulamalari ise, ancak Kur'n'a uymakla mmkndr (K. Imran 84, 85) VIII) Yahudi'leri "frk'lk"-"byc'lk" yapmakla, fiz almakla, ve haram yemekle sulama siyseti. (K. Felak: 1-5; Nisa 161; En'm 146; Maide 42; Imrn 130): Muhammed'in Yahudi'lere ynelttigi sulamalar arasinda "frkl by" yapmak, "faiz almak" ve "haram yemek" gibi olanlari vardi. Bu sulamalara, genellikle Yahudi'lerden kendisine gelebilecek ktlkler vesilesiyle basvurdugu anlasilmaktadir. rnegin Kur'n'a (el-Felak sresine) koydugu yet'teki: "(Ey Muhammed! ) De ki: ... dgmlere frp by yapan frklerin serrinden... Rabbine siginirim!" (K. 113, el-Felak 1-5) seklindeki szler, bunun rneklerinden biridir. Bu yet'leri Muhammed, kendisine Yahudiler tarafindan by yapildigini ne srerek Kur'n'a koymustur, ki Islm kaynaklarindaki anlatisa gre hikyesi syle: A'sam oglu Lebd adindaki bir Yahudi, Muhammed'e by yapmak zere bir ipe frerek on iki dgm baglar ve kuyuya salar. Bunun zerine Muhammed hastalanir. frknn serrinden kurtulabilmesi iin Tanri Muhammed'e yukardaki sre'yi indirir. Muhammed derhal Ali'yi ve onunla birlikte Ammr ve Zbeyr adindaki ashabini yollayip o kuyunun suyunu bosalttirarak ipi buldurur. Sonra yukardaki

yeti okur. Ayet'in okunmasiyle birlikte ipin dgmleri zlr ve Muhammed hastaliktan kurtulup iyilesir. Buhar'nin Ayse'den rivyetine gre de hikye syle: Gnlerden bir gn Muhammed hastalanir. Hastaliginin sihirlenmekten dogdugunu dsnms olmali ki esi Ayse'ye sunlari syler: "Ey Aise! bilir misin? Allah bana kendisinden sifam olan seyi bildirdi ki: bana iki kisi geldi (Cibrl ve Mkil). Bunlardan biri bas ucumda, brs de ayak ucumda oturdu. Ve biri brsne: -Bu ztin hastaligi nedir?- diye sordu. O da: - sihirlenmistir- diye cevap verdi. Kim sihir yapmistir?, diye suline de bir Melek: - Lebd Ibn-i A'sam!- diye cevap verdi. Sonra -bu sihir ne ile yapilmistir?- diye sordu. O da: -Bir tarak, sa ve sakal tarantisi, erkek hurmanin kurumus iek kapigi ile- diye cevap verdi. -Nerede yapilmistir?- suline de: -Zervan kuyusunda- diye cevap verdi." Bunlari syledikten sonra evden ikar ve bzi taraftarlarindan (Ashb'dan) bazilari ile berber kuyunun bulundugu yere gider. Sonra dnp gelir ve Ayse'ye syle der: " Ey Aise! Kuyunun etrfindaki hurma agacinin ulari seytan baslari gibidir!". Ayse de ona sorar: "Y Resla'llh! Siz o sihri ikar(ip z)dnz m?". Muhammed cevap verir: "Hayir ikarmadim. nk Allah bana sif verdi. Bir de o sihri ikarip zmekle halk arasinda sihir serrinin suyundan endse ettim. Sonra kuyunun kapatilmasini emrettim" . Hemen belirtelim ki Muhammed, hastaligin Tanri'dan gelme oldugunu ve Tanri'nin izni olmadan insanlara hastalik diye bir sey riz olamayacagini her vesileyle syler dururdu. Ayrica da "peygamber"lerin, "by" ve "sihir" gibi seylerden etkilenmeyeceklerine inanmis grnrd. Oysa yukardaki rnekte Yahudi'lerin kendisine "by" yaptiklarini, bu yzden hastalandigini ve fakat Tanri'ya siginmak sretiyle hastaliktan kurtuldugunu kabul etmise benzer. Muhtemeldir ki bu taktigi, sirf Yahudileri sulu duruma dsrebilmek iin uygulamistir. Btn bunlar bir yana fakat gerek su ki Muhammed, kendisi dahi frklge inanmis idi; frklkle ugrasir, hastaliklari "tkrkl" ya da "tkrksz" frk yolu ile gidemege alisirdi. Daha baska bir deyimle Yahgudi'leri frklkle sularken kendisi frklgn esitli uygulamalarina bas urmaktan geri kalmazdi! "Faiz" konusuna gelince: Daha nce de belirttigimiz gibi Muhammed, Mekke'de bulundugu dnem boyunca geimini, varlikli bir kadin olan esi Hatice sayesinde saglamistir. nceleri onun kervanlarini isletirken daha sonra bu isi muhtemelen sikici bulmus ve hele aklina "peygamber" olma fikri gelince kervanciligi terketmis ve dogrudan dogruya Hatice'nin gelirinden yemege baslamistir. Hatice'nin lmnden sonra onun servetini ne sekilde kullanip tkettigi pek bilinmiyor. Medne'ye getikten sonra Kureys kervanlari zerine ete'ler gndermeye baslayipta ganimet edinme siyaseti sayesinde varlik edininceye kadar mal bakimdan parlak durumda bulunmadigini, Ayse'nin rivyetinden anlamak mmkn. Arka arkaya evlendigi, ya da cariye olarak edindigi kadinlarin sayisi nerede ise bir dzineyi bulunca, ev halkini geindirmek ve onlarin ihtiyalarina para yetistirmek elbetteki kolay degildi. Nitekim bu yzden bor para ya da erzak alma zorunlugunda kalmistir. Ne ilgintir ki, Ashab'i arasinda varlikli olan kimseler bulunmakla beraber, onlardan borc almazdi; rehin karsiligi olarak sadece Yahudi'lerden bor alirdi. Her ne kadar islm kaynaklari, Ashab'indan bor almamasini: "Muhammed hi kimsenin minneti altina girmek istemezdi" seklindeki bir mazarete baglamak isterlerse de yalandir. Zira, minnet altina girmemek iin Ashab'indan bor isteyemeyecek kadar gururlu bir insanin, Yahudilerden bor istemekle gururlu duruma girmesi sz konusu olamaz. Hele bir yandan "faiz"in kt bir sey oldugunu sylerken, diger yandan rehin karsiliginda borc almasi (yni faiz sistemine uymasi) hite gururlu insanlardan beklenecek bir sey degildir. stelik Yahudiler kendisini "peygamber" olarak ciddiye almadiktan gayri, bir de esitli sekillerde onunla alay ederlerdi. Buna ragmen onlardan bor istemesi, "gurur" sorununu ise karistirmadigini gsterir. Onlardan aldigi bor paralar ve yardimlarla hem ailesinin geimini saglar ve hem de eteler gndererek Mekke kervanlarina karsi saldirilar tertiplerdi. Bu yoldan ganimetler ele geirmis, yavas yavas varlik edinmege baslamistir. Bu vesile ile isret etmekte yarar vardir ki Muhammed, "peygamberligini" iln ettikten sonra Mekke'de bulundugu 10 ya da 13 yil boyunca faiz'in kt bir sey olduguna dir pek

bir sey sylememistir. Oysa ki Arap'lar arasinda, ve zellikle bir ticret sehri olan Mekke'de "rib" niteliginde faiz uygulamasi vardi. Animsatalim ki "rib" szcg "faiz" anlamina gelmekle beraber, ondan daha genis bir uygulama alanini ifde eder. Yni sadece "dn olarak verilen bir paranin kira karsiligi" degil, fakat para'dan gayri seylerin de faiz niteligini ierir. rnegin kilic gibi seyleri rehin verme karsiliginda denen seyler, ya da giyecek, yiyecek gibi seylerin faiz'leri de "rib" deyiminin kapsamindadir. Byle oldugu halde Muhammed, "peygamberligini" iln ettikten sonra, yni birinci Mekke dneminde, bunu nleyecek bir hkm koymamistir. Her ne kadar Rm sresi'ne "Insanlarin mallarinda artis olsun diye verdiginiz herhangi bir faiz Allah katinda artmaz..." (K. 30 Rm 39) seklinde koymus olmakla beraber, bu hkmn "rib" yi yasaklamaya matuf bir yn yoktur. Yorumcular bu yet'in, mslmanlari ileride kesin olarak hkme baglanacak olan "rib" yasagina hazirlamak zere kondugunu sylerler. Evet ama mademki "rib" ve "faiz", ya da "tefecilik" denen seyler ktdr, o halde neden Tanri bunu kesin olarak daha Mekke dneminde yasaklamasin da, yillar sonra yasaklasin? te yandan Rm sresi'nin bu yetinin Mekke dneminde bile kondugu belli degildir, nk 60 yet'ten olusan bu sre'nin 17si Medine dneminde konmustur. te yandan Muhammed, Medne'ye getikten sonra Yahudilerle iyi geinme yollarini aradigi zamanlarda, "faiz aliyorlar" diye Yahudileri kmsemek ve yermek yoluna gitmemistir. nk byle bir sey yapacak olursa onlari gcendirecegini, ve yardimsiz kalacagini hesap etmistir. Biraz nce de belirttigimiz gibi bu dnemde rehin karsiliginda, ve faiz vererek onlardan bor para ya da mal (erzak vs...) almaga devam etmistir. Fakat ne zaman ki ganimet siyaseti sayesinde varlik edinip, artik onlara pek muhtac olmayacak duruma girmistir, ve ne zaman ki onlari Islm'a sokamayacagini ve onlardan artik mal yardim gremeyecegini anlamistir, iste o andan itibaren "Yehd kavminin haramla geinen kimseler" oldugunu sylemege baslamis ve onlari "fiz ve haram ok yiyen kimseler" olarak tanimlamistir. Bunu yaparken, genel olarak riba'yi ve faiz'i yasaklayan hkmler koymustur. rnegin Al-i Imrn sresi'ne sunu koymustur: "Ey iman edenler! Kat kat arttirilmis olarak faiz yemeyin, Allah'tan sakinin ki kurtulusa eresiniz" (K. 3 Imran 130). Hemen ekleyelim ki bu yet Medine dnemine it'dir. Buna dayanaraktir ki Mide Sresi'ne koydugu bir yet'le Yahudileri haram yemekle sulamistir. Ayet syle: "Hep yalana kulak verir, durmadan haram yerler..." (K. 5 Maide 42). Bu yet'de Medine dnemine it'dir. Nis Sresi'ne yerlestirdigi diger bir yet'le de, Yahudilerin fiz alma yasagina uymadiklarini ve haksizlik yaptiklarini ve onun bunun mallarina haksiz olarak konduklarini aiklamistir: "Yahudilerin... yasak edilmisken fiz almalari, ve insanlarin mallarini haksizlikla yemelerinden tr kendilerine hell kilinan tertemiz seyleri onlara haram kildik..." (K. Nis 160-161). Burada geen: "...kendilerine hell kilinan tertemiz seyleri onlara haram kildik..." szlerinden ne kast edildigini anlamak iin En'm sresi'nin 146.yetine gz atmak gerekir. Orada su yazili: "Yahudilere btn tirnakli hayvanlari haram kildik. Sirtlarinda yahut bagirsaklarinda tasidiklari ya da kemige karisan yaglar hari olmak zere sigir ve koyunun i yaglarini da onlara haram kildik. Bu, zulmleri yznden onlara verdigimiz cezdir. Biz elbette dogru syleyeniz" (K. En'm 146). Yorumcularin bildirmesine gre burada zikredilen seylerin hepsi aslinda haram olmadigi halde Tanri, tefecilik etmeleri ve baskaca gnahlar islemeleri nedeniyle Yahudilere bu seyleri haram kilmis olmaktadir. Bu yet'ler de Medine dmeninde Kur'n'a girmis olan yet'lerdendir. Btn bunlardan ikarilacak sonu sudur ki Muhammed, yillar boyu faiz yasagi koymayi aklindan geirmemis iken, Medne'ye getikten sonra Yahudileri Islm'a sokamayacagini anlayipta onlara dsman kesilince fikir degistirmis, ve faiz sorununu yasak hkmlere baglamistir. Baglarken de faiz almanin haksizlik etmek (K. Bakara 279) ve Tanri'ya karsi gelmek oldugunu (K. Imrn 130-132), faiz yiyenlerin mahserde seytanin arptigi kimelere benzedigini (K. Bakara 275) ve bu nedenle Cehenneme gideceklerini (K. Bakara 275) ve Yahudilerin bu tr haksizliklari ve faiz almalari nedeniyle azab'a sokulacaklarini (K. Nisa 161; En'm 146) bildirmistir.

Oysa ki faiz alarak "haksizlik" yapanlar, sadece Yahudi'ler degildi; Hiristiyan'lar dahi ayni seyi yaparlardi. Birakiniz Hiristiyan'lari ya da baskalarini, fakat Muhammed bizzat kendisi, kle kullanmak, ve onlari kendi tarlalarinda yok bahasina alistirmak sretiyle, bir bakima "rib" cinsi "faiz" yemekteydi; nk Kur'n'da geen "faiz" denen sey, biraz nce dedigimiz gibi, sadece dn olarak verilen paranin kira karsiligi seklinde degil, fakat "riba" karsiligi olarak yiyecek, giyecek ya da baskaca seylerin de "faizi" seklinde anlasilmak gerekir. Bu itibarla, kleyi bogaz tokluguna alistirmak demek, ondan fazlasiyle yararlanmak demektir. Oysa, dedigimiz gibi Muhammed, gerek Arap kabilelerine ve gerek Arap olmiyan kabilelere karsi giristigi ete saldirilari ya da savaslar vesilesiyle ele geirdigi mallari ve esirleri paylasir, aldigi esirleri kendi hizmetinde "kle" olarak alistirir, ya da satar, ya da ona buna hediye olarak dagitirdi. Kusku edilemez ki onun bu davranislari, fiz almaktan daha hafif bir haksizlik sayilamazdi! IX) Muhammed'in sylemesine gre "Hilekrlik", "Gaddarlik", "Hak ve hkikati saklamak" gibi "fazhalar" (alakliklar), Yahudi'lerin, munafik'larin ve msrik'lerin ahlkinda yer alan crmlerdendir" (K. 3 Al-i Imrn 188). Ibn-i Abbs'in rivyetine gre Muhammed bir gn Yahudileri agirip onlara Tevrat'a it bzi sorular sorar. Yahudiler de kendisine, sorunun gerek yanitini gizleyerek yanlis bir seyler sylerler. Bylece Muhammed'i kandirdiklarini sanarak sevinirler. Oysa ki Muhammed, bilen kisilerden bunu aslini grendigi iin, geregi sakladiklarini onlarin yzne vurur ve Tanri'dan geldi diyerek su hkm koyar: "Habbim! Hani o yaptiklari hilekrliklara sevinen ve yapmadiklari fazletlerle medholunmayi seven kimseler yok mu? Sen onlari azbdan selmette sanma! Sakin byle sanma; nk onlar iin ok acitici bir azb mukarrerdir" (K. Al-i Imran 188; ayrica bkz. Bkz. Sahih-i..., Cilt XI, sh. 73) Bazi yorumcular, bu hkmle Yahudi'ler'in kastedildigini sylerler; bazilari da "bunlar munafik'lardir" derler. Bundan dolayidir ki, genel olarak Islm kaynaklari bu yet'in hem "Yahudi'leri" ve hem de "munafik'lari" kapsadigini belirtirler ve "Hilekrlik", "Gaddarlik", "Hak ve hkikati saklamak" gibi "fazhalar" (alakliklar) hem Yahudilerin ve hem de msriklerin ahlkinda yer alan "msterek crmlerdendir" derler. Btin bunlari, halk yiginlarina "Serit verileri" olarak belletirler (Bkz. Sahih-i Buhar Muhtasari, Cilt XI, sh. 7375). X) Muhammed'in sylemesine gre Tanri, cezalandirmak maksadiyle, Yahudi'lerden ve Hiristiyan'lardan bazi kavimleri fre, domuz, maymun ve kertenkele vs... sekline donstrmstr (K. Bakara : 65-66; Nis 60; Maide 59-60; A'raf 166 vs...). Yahudi'leri ve Hiristiyan'lari asagilamak maksadiyle Muhammed'in ortaya vurdugu buluslardan biri de, Tanri'nin onlari "fre", "maymun", "domuz" ya da "kertenkele" gibi hayvanlara ve bceklere dnstrdgn, ya da seytana tapanlardan yaptigini sylemek olmustur. Bunun byle oldugunu anlatmak iin Kur'n'a yet'ler yerlestirdigi gibi Kur'n olmiyarak, yni hads seklinde, hkmler de birakmistir. rnegin Kur'n'in Maide sresi'ne koydugu bir yet'le Yahudi'leri ve Hiristiyan'lari, "fasik" (gnahkar) olmakla, ve mslman'lara karsi olumsuz davranmakla sular; Tanri'nin syle dedigini aiklar:"Ey Muhammed! De ki: -Ey Kitb ehli! Allah'a, bize indirilene ve daha nce indirilene inanmamizdan ve ogunuzun fasik olmasindan tr m bizden hoslanmiyorsunuz? Allah katinda bundan daha kt bir karsiligin bulundugunu size haber vereyim mi?- de; Allah kime lnet ve gazabederse, kimlerden maymunlar, domuzlar ve seytana kullar kilarsa, iste

onlar yeri en kt ve dogru yoldan en ok sapmis olanlardir" (K. Maide 59-60). Bu dogrultuda olmak zere Tanri'nin Yahudi'lere lnetler yagdirdigini anlatmak iin Arap'lara syle der:"Ey Arab! Israilogullarindan bir topluluga Tanri lanet etti, ya da fkelendi (gazab etti) de, onlari yeryznde gezen hayvanlara dnstrd" . Muhammed'in sylemesine gre Tanri, Beni Israil'den bir kavim olan Yahudi'leri, isledikleri gnahlardan dolayi fre/sian sekline dnstrmstr. Gy bu kavim, Tanri'nin haram kilmasi nedeniyle, asla deve st imez oldugu iin o tarihten sonra fre'ler de deve st imez olmuslardir. Bylece Ben Isril ile fre'ler arasinda zel bir "mstereklik" saglamistir ki o da deve stn imezliktir. Kusku edilemez ki Yahudi'lerden bazilarinin Tanri tarafindan fre sekline dnstrldgn hayal etmek, Muhammed iin mutluluk doguran bir sey olmustur, nk fre'ye karsi zel bir hin beslerdi. Beslemesinin nedeni de bir gn uykuda iken fre yznden uyandirilmasi ve evinin nerede ise fre tarafindan atese verilecegine tanik olmasidir. Tahv'nin Ahkm'l-Kur'n adli kitabinda Eb Sid-i Hudr'den, ve Eb Dvud'n Ibn-i Abbs'tan rivyetlerine gre olay syle anlatilir: Gy bir gn Muhammed uykudan uyaninca, kk bir fre'nin oradaki bir kandilin yanmakta bulunan fitilini alip evi atese vermek zere oldugunu grr; bu arada seccdesinin el kadar bir tarafinin yanmis oldugunu da farkeder. Bunun zerine hemen fre'yi ldrr. Dsndg o'dur ki seytn fre'yi yangin ikarmaga tesvik etmistir. Bunun zerine fre'lerin ldrlmesi iin su fermani ikarir: "Siz uyumak istediginizde kandilinizi sndrnz. nk seytan bunun gibi hayvanlari yangin cinyetine sevk eder" . Anlasilan o ki Muhammed, "fre" gibi zararli bir hayvani Yahudi'lerle ayniyet ierisinde gstermek sretiyle hem kendi kendisini ve hem de ve taraftarlarini hosnud etmek istemistir.. Yine Muhammed'in sylemesine gre Tanri, "azginlik" yapan Yahudileri fre sekline soktugu gibi, bir diger kismini da, emirlerine aykiri davrandilar ve rnegin Cumartesi yasagina uymadilar diye cezlandirmak (ve ayni zamanda baskalarina rnek yaratmak) iin, "asagilik birer maymun" haline getirmistir. Bunun byle oldugunu anlatmak zere Kur'n'a koydugu yet'lerden birinde, Tanri'nin Yahudilere hitaben syle konustugunu syler: "Iinizden cumartesi gn azginlik edip de, bu yzden kendilerine: -Asagilik maymunlar olun- dediklerimizi elbette biliyorsunuz. Biz bunu (maymunlasmis insanlari) hadiseyi bizzat grenlere ve sonradan gelenlere bir ibret dersi, mttakler (haramdan sakinanlar) iin de bir gt vesilesi kildik" (K. Bakara 65-66). Buna benzer bir baska yet'te Tanri'nin Yahudi'lere "Asagilik maymun olun" dedigini syledigini ekler; yet aynen syle: "Kibirlenip de kendilerine yasak edilen seylerden vazgemeyince onlara: -Asagilik maymunlar olun- dedik" (K. A'raf 166). Eblfid gibi kaynaklarin bildirmesine gre bu yet'lerle ilgili hikye syle: Davd'un peygamberligi dneminde bir kisim Yahudilerin yasamakta bulunduklari Kizil deniz civarinda bir yere, her cumartesi gn balik srleri gelir ve btn gn orada kaldiktan sonra, ertesi aksam aik denize dnermis: ve baliklar bunu, sirf orada oturanlari ayartmis olmak iin yaparlarmis. nk Tanri'nin emri geregince cumartesi gn balik tutmak yasakmis. Fakat o civarda oturan Yahudi'lerden bir kismi, Tanri emrine aykiri olarak cumartesi gnleri balik tutmaga baslamis. Ve iste Tanri onlari bu yzden maymun haline getirivermis ve gn bu sekilde tuttuktan sonra siddetli bir rzgar estirerek hepsini de denize dktrms. Bylece hem onlari cezalandirmis ve hem de baskalarina, Tanri emrini dinlememenin ne demek oldugunu anlatmis imis! Yine Muhammed'in sylemesine gre Tanri, bir ok nedenlerle Yahudilere fkelendiginde Yahudileri, sadece maymun ya da domuz cinsi hayvanlara dnstrmekle kalmamis, bir de kertenkele'lere dnstrmstr. Hikyesi kisaca syle: Mslim'in Eb Said'den rivyetine gre bir gn bir adam Muhammed'in yanina gelerek: "Ey Tanri elisi! Biz, kertenkelesi ok olan bir toprakta yasiyoruz. Bizim iin ne buyurursun, ne fetva verirsin (Bunlari yiyelim mi)?" der. Muhammed onlara syle yanit verir: "Bana,

Israilogullarindan bir toplulugun hayvanlara dnstrldg anlatildi. (Bu kertenkeleler de onlardan olabilir)". Bununla beraber kertenkele'lerin yenmesi ya da yenmemesi iin bir sey sylemez. XI) Muhammed'in sylemesine gre Tanri: "Eger Ben Isril olmasaydi et kokmazdi..." (K. 2 Bakara 57) demis ve Yahudi'leri cezalandirmak iin "tirnakli hayvanlari" onlara haram kilmistIr (K. En'm 146). Yahudileri asagilamak iin Muhammed'in Kur'n'a koydugu yet'lerden biri de syle: "...kudret helvasi ve bildircin indirdik. -'Verdigimiz riziklarin iyi ve gzel olanlarindan yiyin-' dedik. Onlar bize degil fakat kendilerine yazik ediyorlardi" (K. 2 Bakara 57) . Eb Hreyre'nin rivyetine gre Muhammed, bu yet'i esas itibariyle Yahudileri ktlemek iin, ve daha dogrusu et'in kokar olmasinin onlar yznden oldugunu ortaya vurmak iin koymus ve syle demistir: "Eger Ben Isril olmasaydi et kokmazdi...". Islm kaynaklarinin aiklamasina gre sz konusu et, bildircin'a benzeyen bir kusun etidir, ve Yahudiler Tanri'nin emirlerine aykiri davrandiklari iindir ki et'in kokmasina sebeb olmuslardir. nk gy Tanri Tyh sahrasinda oturmakta olan Ben Isril'i iki tr yiyecekle bol olarak riziklandirmistir. Bu yiyeceklerden biri, "Yelve" denen ve bildircina benzeyen bir cins kusun eti'dir. Digeri de "kudret helvasi" diye bilinen ve bal kivaminda olan beyaz ve tatli bir "rutbettir" ki bazi iklimlerde havadan, taslar ve agalar zerine, kar gibi yagar. Ve iste Tyh sahrasinda yasamakta olan Ben Isrl'e Tanri, bu iki yiyecekten her gn ihtiyalari kadar alip tze tze yemelerini emretmis ve bundan fazla almalarini ya da saklamalarini yasak etmistir. Sadece Cum'a gn iin bir istisna yapmis ve o gn Cumartesi'nin nasbini de birlikte almalarina izin vermistir. Ve iste kirk yil boyunca Yahudiler, gkten inen bu iki yiyecegi, Tanri'nin emrine uyarak bu sekilde yemislerdir. Fakat ne var ki agzllkleri agir basmis ve Tanri yasagina aldiris etmeyerek ihtiyalarindan fazla miktarda bildircin eti alip saklamaga baslamislardir. Bundan dolayi da eti kokutmuslardir Ve iste bu hikye'ye dayanarak Muhammed, hem Kur'n'a yukardaki yet'i (K. Bakara 57) koymus ve hem de: "Eger Ben Isril olmasaydi et kokmazdi " seklindeki hadsi yerlestirmistir. Fakat bundan baska bir de Tanri'nin onlari, "zulmleri" yuznden bir takim yiyeceklerden mahrum edecek sekilde cezalara arptigini sylemis, rnegin tirnakli hayvanlari, ve sigir ve koyunun i yaglarini haram kildigini bildirmistir. Bu konuda Kur'n'a koydugu yet'lerden biri syle; "Yahudilere btn tirmakli hayvanlari haram kildik. Sirtlarinda yahut bagirsaklarinda tasidiklari ya da kemige karisan yaglar hari olmak zere sigir ve koyunun i yaglarini da onlara haram kildik. Bu, zulmleri yznden onlara verdigimiz cezdir. Biz elbette dogru syleyeniz" (K. En'm 146). Yorumcularin sylemesine gre burada geen "zulm" deyiminden, Yahudilerin, kendilerine gnderilen peygamberleri ldrms olmalari, tefecilik etmeleri, ya da haram kilinan seyleri yemeleri gibi hususlari anlamak gerekir. Yani gy Tanri, bu gnahlardan ve sulardan dolayi Yahudileri, yukardaki cezlara arptirmis, yani onlara tirnakli hayvanlari ve sigir ile koyunun yagini haram etmistir. Hemen belirtelim ki bu yet'i koyarken Muhammed, her zaman yaptigi gibi, yine Tevrat'dan esinlenerek is grmstr. Ancak ne var ki Tevrat'da kz, sigir, ve koyun gibi hayvanlarin yagini yeme yasagi, cez olsun diye ngrlmemistir; bu yasak sadece "gnh takdimesi" ya da "selmet takdimesi" gibi hususlar bakimindan ngrlmstr. Gerekten de Tevrat'da bu yaglarin, atesle yapilan takdimelerde yakilmak zere kullanilacagi belirtilmistir. Su bakimdan ki Tevrat'in "Levililer" adli kitabinda, Tanri'nin Musa'ya syle syledigi yazilidir: "Israil ogullarina syliyip de: Hi bir yag, kz, yahut koyun , yahut kei yagi yemiyiceksiniz. Ve kendilikliginden len yahut paralanmis olan hayvanin yagi, baska her is iin kullanilabilir; fakat onu hi yemiyeceksiniz. nk atesle yapilan takdime olarak Rabbe arzedilmekte olan hayvanlardan birinin yagini kim yerse,

ondan yiyen can, kavminden atilacaktir" (Tevrat/ Levililer, Bap 7: 23-25). Grldgu gibi sz konusu hayvanlarin yaginin haram kilinmasi emrinin Yahudileri cezlandirmakla ilgisi yoktur. te yandan, Bakara sresi'nin 57.yet'inde, Yahudilere tirnakli hayvanlarin haram kilindigi belirtilirken bunun, zulmlerinden dolayi, onlara cez olsun diye kondugu yazilidir. Yorumculara gre Tirnakli hayvanlardan maksat deve, ya da devekusu, rdek ve kaz gibi ayaklari ayri olmiyan hayvan ve kuslardir. Bu hayvanlarin haram kilinmasinin Yahudiler bakimindan neden cez olacagini anlamak kuskusuz ki gtr. Yorumculara gre gy Yahudiler, Musa'ya karsi isyanlarindan dolayi lde yillarca dolasmislardir, ve onlarin bu seyahatlerinde en ok yararlandiklari sey deve olmustur. Su durumda deve etinin haram kilinmasinin Yahudileri cezalandirmak bakimindan ne anlam tasidigini sormak gerekir! XII) Muhammed'in sylemesine gre Yahudi'ler, iplak olarak birbirlerine baka baka yikanmak, ya da kadinlara "arka organlarindan yanasarak cins mnasebette bulunmak", ya da "escinsellik" (Homoseksel'lik) gibi sapik iliskilerde bulunmak gibi ahlaka aykiri ve kt geleneklere sahiptirler; bu nedenle Tanri Mslmanlara byle yapmamalari iin buyrukta bulunmustur (K. Ahzb 69; Bakara 223; A'raf 80-81; Neml 54-55). Muhammed'in sylemesine gre Yahudi'ler, gy Musa zamaninda iplak olarak birbirlerine baka baka yikanirlarmis ve bu da onlarin ahlaksiz oluslarindanmis! Onlarin bu davranisini Musa uygun bulmazmis. Bulmadigi iin, onlardan ayri bir yerde ve yalniz kalarak yikanirmis. Onun byle yikandigini gren halk, sanirmis ki Musa'nin bir ayibi, bir sakatligi vardir, ve bundan dolayi byle yapmaktadir. Ve aralarinda konusurlarken: "Vallahi Musa'yi bizimle beraber yikanmaktan men'eden sey (mutlaka) debbe, yni kasigi ikik olmasidir" derler ve ona ez ederlermis. Ve iste bir gn Musa, yine bu sekilde yikanmak iin elbisesini bir tasin stne koymus. Fakat tas, elbisesini aldigi gibi kamis. Musa da pesinden kosmaga baslamis, ve kosarken de: "Aman tas, rubami! Aman tas, rubami!" diye avazi iktigi kadar bagirirmis. Yahudiler onu bu sekilde grnce: "Vallhi, Musa'da bir kusur yokmus" diyerek ardindan giderler. Ve nihyet Musa tas'i ele geirip elbisesini ondan alir ve sonra tasi dgmeye baslar. Sylendigine gre o tasta dayaktan bir iz kalmistir ki hi silinmemistir. Ve iste Yahudi'leri bu sekilde kltrken Muhammed, kendisine de Kissa'dan hisse ikarmak zere Kur'n'a su yet'i koyar: "Ey iman edenler! Siz de Musa'ya eziyet edenler gibi olmayin. Nihayet Allah onu, dedikleri seyden temize cikardi. O, Allah yaninda serefli idi" (K. 33 Ahzb 69). Yni demek ister ki: "Musa'ya eziyet ettikleri gibi siz de bana eziyet etmege kalkismayasiniz!". Nitekim Yahudileri asagilatmak iin byle bir yet'i Kur'n'a koymasinin sebebi, bir ganimet taksimi esnasinda bazi kimselerin itirazina ugramasi ve bunu kendisine yapilan bir eziyet saymasidir. Itirazda bulunanlari, vaktiyle Musa'ya ez eden Yahudilere benzetmek iin yukardaki hikaye'yi uygun bulmustur. Hemen ekleyelim ki yukardaki hikye'yi Muhammed, Tevrat'tan mlhem olarak almis, fakat Yahudileri ktlemek maksadiyle degisik bir sekle sokmustur. nk Tevrat'in Sayilar kitabinda (Bkz. Bap 12) Ms hakkinda kt sey syleyenler Yahudi'ler degil fakat Ms'nin kendi kardesleri olan Miryam ile Harun'dur. Tevrat'a gre Miryam ile Harun, Habesli bir kadin aldi diye Ms aleyhinde konusmaga baslarlar. Bu arada "Rab yalniz Ms vasitasi ile mi syledi? Bizim vasitamizla da sylemedi mi?" diye konusurlar. Yni Tanri'nin, sadece Musa'ya degil fakat ayni zamanda kendilerine de vahy indirdigini anlatmak isterler. Tanri onlarin sylediklerini duyar ve kizar. Derhal n huzurunda toplar ve fkesini aiklar. Ms hakkinda kt konustu diye Miryam'i czzam hastaligina ugratir. Kadincagiz kar gibi czzamli olur. Harun onu bu feci hlde grnce dehsete dser ve Msa'ya yalvar yakar olur, afv diler. Msa Tanri'dan yalvarida bulunur ve Tanri Miryam'i yedi gn bu hastalikta tuttuktan sonra afv eder. (Bkz. Tevrat, Sayilar , Bap 12: 1-16) Hikye'nin Tevrat'a gre asli byle iken Muhammed bunu, biraz yukarda belirttigimiz

sekle sokarak Yahudi'leri Ms hakkinda kt konusmuslar gibi gstermistir. Yahudi'leri asagilatmak iin Muhammed'in ne srdg diger bir husus, onlarin cinsel yasamlariyla ilgilidir. Muhammed'in sylemesine gre Yahudi erkekleri, karilarina n organdan degil fakat arka organdan (anus'dan) yanasip, o sekilde cins mnasebette bulunurlarmis. Fakat Tanri, bunun sapiklik oldugunu bildirmis ve yasaklamak zere su yet'i gndermis: "...Allah'in size emrettigi yerden onlara (kadinlariniza) yaklasin. kadinlariniz sizin iin bir tarladir. Tarlaniza nasil dilerseniz yle varin..." (K. Bakara 222223). Bu yet'le ilgili olarak Muhammed: "Karisina arka organindan temas eden kisi mel'undur; Allah'in rahmetine ermekten uzaktir" seklinde hkmler koymustur. Koyarken de kadinlara arka organ'dan yanasmanin "Lt'ligin kk sekli " ("el-Lutiyyetu's-Sugr") oldugunu bildirmis ve bunun Yahudi'lere zg kt bir gelenek oldugunu ve zellikle Lut toplumunda grldgn sylemistir. Kisaca hatirlatalim ki Lut, Kur'n'da adi geen "peygamber"lerden biri olup Ibrahim'in kardesinin oglu olarak bilinir. Gy Ibrahim ve Lut, ayni bir topluma "peygamber" olarak gnderilmislerdir. Fakat Tanri, kendi buyruklarina aykiri davranan bu toplumu yok etmege karar vermis, ve kararini bildirmek ve yerine getirmek zere meleklerini gndermistir. Gnderdigi bu melekler "gzel yzl, yakisikli gen erkek" kiliginda kimselerdir. Melekler nce Ibrahim'in yanina gidip karari bildirirler. Ibrahim onlari bundan vazgeirtmege alisir. Fakat onlar Tanri buyrugunu yerine getireceklerini sylerler ve sonra Lut'un yanina giderler. Ancak ne var ki Lut'un toplumunun erkekleri, gzel yzl ve yakisikli bu gen erkek kiliginda gelen melekleri grnce, onlarla cins mnasebette bulunmak isterler. nk Lut'un toplumunda cins sapiklik pek yaygindir. Her ne hikmetse Lut onlarin bu sapikligina karsi daha nce pek ses ikarmamis iken, simdi, yni bu gelen konuklar vesilesiyle engel olmak ister ve syle der: "...Dnylarda sizden nce hi kimsenin yapmadigi bir hayasizligi mi yapiyorsunuz? Siz kadinlari birakip sehvetle erkeklere yaklasiyorsunuz. Dogrusu siz asiri giden bir milletsiniz" (K. A'raf 80-81). Onlari cahillikle damgalayarak syle ekler: "... Gz gre gre bir hayasizlik mi yapiyorsunuz? Kadinlari birakip sehvetle erkeklere mi yaklasiyorsunuz? Evet siz cahil bir milletsiniz" (K. Neml 5455). Fakat bu sekilde azarlamakla onlari sapikliktan vazgeiremeyecegini dsndg iin, kendi z kizlarini onlara sunar. Sunarken de syle der: "...Ey milletim! Iste bunlar benim kizlarim. Onlar sizin iin daha temizdir! Allah'tan sakinin; konuklarimin nnde beni rezil etmeyin. Iinizde akli basnda kimse yok mudur?..." (K. Hud 78). Aslinda Lut'un sadece iki kizi vardir. Kuskusuz ki btn bir kavmin erkeklerine bu iki kiz yetismeyecekti. Bundan dolayidir ki bazi yorumcular Lut'un "Benim kizlarim" derken, sadece kendi kizlarini degil fakat onlarla birlikte kendi kavminin kadinlarini kastettigini sylerler (Diynet Vakfi evirisinde Hud sresi'nin 78ci yet'inin aiklanmasina bakiniz). Fakat kavminin erkekleri Lut'un bu teklifini kabul etmezler, nk istedikleri sey kiz ya da kadin degil fakat erkeklerdir; bu nedenle syle derler: "(Ey Lut!) Andolsun ki, senin kizlarinla bir isimiz olmadigini biliyorsun; dogrusu ne istedigimizin farkindasin..." (K. Hd 79). Lut onlarin bu israri zerine mitsiz olarak kendi kendine syle der: "Keske size yetecek bir kuvvetim olsa veya saglam bir yere siginsam.." (K. Hd 80). Bunu duyan melekler kendilerini Lut'a tanitirlar ve endise etmemesini, karisi hari lesi efradini alip bir yere kamasini, onun kavmini yok edeceklerini bildirirler; syle derler: "...Ey Lut! Biz Rabb'in elileriyiz! Onlar sana ilisemeyecekler. Geceleyin bir ara, ilenle beraber yola ik, karinin disinda kimse geri kalmasin. Dogrusu onlarin basina gelen onun da basina gelecektir. Vdeleri, gn dogana kadardir. Gn dogmasi yakin degil mi?.." (K. hd 81). Lut, karisi hari ilesi efradini alip bir yerlere kaar ve sonra melekler onun kavminin bulundugu yeri, altini stne getirecek sekle sokarlar, halkin stne baliktan pisirilmis sert taslar yagdirirlar (K. Hd 82-83). Bylece Lut'un kavmi, escinsellik gibi bir sapikliga ynelik

bulundugu iin mahvolup gitmis olur. Fakat Muhammed bu hikye'yi sadece erkegin erkekle iliskisini nlemek iin degil, bir de erkegin kadinla olan "normallik disi" iliskilerini (rnegin kadina arka organindan yaklasmasini ) nlemek iin de kullanmis olmalidir ki, kadinlara sadece dl yatagi sayilan n organdan yaklasilmasi iin Kur'n'a su yet'i koymustur: "... Allah'in size emrettigi yerden onlara (kadinlariniza) yaklasin. Kadinlariniz sizin iin bir tarladir. Tarlaniza nasil dilerseniz yle varin..." (K. Bakara 222-223). Bu yet'in anlatmak istedigi o'dur ki erkek, diledigi gibi kadinin nnden ya da arkasina gemis olarak cins mnasebette bulunur, yeterki arka organindan duhul etmesin. Bundan dolayidir ki yorumcular, erkegin kadinla cins mnasebetinin, kadinin dl yatagi sayilan n organindan olmasi gerektigini belirtirlerken arka organdan yapilmasi halinde bunun, biraz nce degindigimiz gibi, "Lt'ligin kk sekli " yni sapiklik oldugunu sylerler. Fakat her ne olursa olsun, btn bunlar, Yahudi'leri asagilamak iin dsnlmus seylerdir. XIII) Muhammed'in sylemesine gre Yahudi'ler, Tanri'nin emrine aykiri olarak Beyt-i Makdis'e "kilari zerine imekliyerek" girmisler, kendilerine sylenenleri baska szlerle degistirmislerdir. Bu yzden Tanri onlara, gkten aci bir azab indirmistir (K. Bakara 58-59). Ve Yahudi'lerin bu tr tutum ve davranislari, onlarin, tarih boyunca, "hirs ve hiynetle taninmis bir millet" olmalarinin nedeni imis! Muhammed'in sylemesine gre Yahudi'ler Tanri emirlerine her vesile ile aykiri ve saygisizca hareket etmeyi gelenek edinmis bir millettir. Bu saygisizligi sadece Tanri'ya karsi degil fakat O'nun peygamberlerine karsi da gstermisler, zellikle Ms "peygamber"e ok "ez" etmislerdir. Fakat sadece bununla yetinmemislerdir; bir de gy Beyt-i Makdis'in kapisindan girerlerken Tanri'nin emirlerine karsi en byk terslikleri yapmaktan geri kalmamislardir. Bilindigi gibi Beyt-i Makdis denen yer, Kuds'te kutsal bir yer olarak kabul edilir. Muhammed'in sylemesine gre Tanri, bu kent'in kutsal'ligi konusunda Yahudi'leri bir ok defa'lar uyarmis, ve fakat Yahudi'ler bu uyarilara aldirmislar, Tanri'nin emrine karsi durmuslar ve bundan dolayi cezalandirilmislardir. Bunu anlatmak maksadiyle Muhammed, Tanri'nin syle konustugunu syler: "Hani Biz su sehre girin, orada bulunanlardan dilediginiz sekilde bol bol yeyin, kapisindan egilerek girin (girerken) -'Hitta!'- (Y Rabbi bizi affet) deyin ki, sizin hatalarinizi bagislayalim; zira biz, iyi davrananlara (karsiligini) fazlasiyle verecegiz, demistik. Fakat zalimler, kendilerine sylenilenleri baska szlerle degistirdiler. Bunun zerine Biz, yapmakta olduklari ktlkler sebebiyle zalimlerin zerine gkten aci bir azab indirdik" (K. 2 Bakara 58-59). Yorumcularin sylemesine gre, burada geen "su sehre" deyimi "Kuds", ya da "Sittim" ya da "Eriha" adindaki sehirlerden biridir. Ve iste Tanri, uzun yillar "Th sahrsi"nda gnahkrliklar ierisinde serseri bir yasam srmekte olan Yahudi'leri uygarca yasamlara erdirmek iin Kuds'e sokmak istemis, ve onlara, bu sehrin kapisindan girerlerken "dindrne" bir sekilde, alak gnllkle hareket etmelerini ve kapi nnde "Hitta" (yni "Y Rabbi bizi affet") diyerek tevbe etmelerini emretmistir. Ancak ne var ki Yahudi'ler, bu emre ters dsercesine ve "kstaha" karsilik vermisler, ve kapidan "kilari zerine imekliyerek" girmisler, ve emrolunduklari szcg (yni "Hitta" szcgn) degistirip bunun yerine Tanri ile alay etmek zere anlamsiz bir deyim olarak "Hintatn habbetn f s'aretin" demislerdir. Ve bunun zerine Tanri Yahudilere veba gibi bir takim kt hastaliklar vermis. Kusku edilemez ki Muhammed, Yahudilere karsi besledigi dsmanlik duygulari iinde bu tr hikyeler anlatmayi, hem kendisi ve hem de taraftarlari iin huzur yaratici bulmustur!

Nitekim bu yukardaki hikye vesilesiyle mslman yazarlar, Yahudi'lerin "hak" ile "btili" birbirine karistiran ve tarihin her dneminde "hirs ve hiynet" iinde bulunmus olan bir millet olduklarini sylemekten geri kalmamislardir. rnegin T. C. Devleti'nin resm bir kurulusu olan Diynet Isleri Baskanligi'nin, yukardaki yet'lerle ilgili olarak insanlarimiza bellettigi sudur: "Tarihin her devrinde hirs ile, hiynetle taninmis bir millet olan Yahdiler vaktiyle Ms peygamberin nbvveti zamninda da (onun) teblig ettigi her emri tersine telkki ederek bu sevketli peygambere de trl msklt gstermisler ve her zaman hakla btili karistirmislardir" . XIV) Muhammed'in sylemesine gre Yahudi'ler, Tanri'nin kendilerine nmet olarak verdigi kudret helvasini ve bildircinlari tze tze yiyecek yerde bunlari saklayip biriktirmekle Tanri buyruklarina karsi gelmislerdir (K. Bakara 57): Muhamed'in sylemesine gre Tanri, her dim Yahudi'lere iyilik yapmak, onlari nmetlerinden yararlandirmak istemis ve fakat her def'asinda Yahudi'ler O'na karsi nankrlklerini belli etmislerdir. rnegin Tanri Yahudi'lere "kudret helvasi" ve "bildircinlar" vermis, ve fakat onlar bu iyiligi nankrlkle karsilamislardir. Bunun byle oldugunu anlatmak zere Muhammed, Tanri'nin su yet'i indirdigini bildirmistir: "Ey Ben Isril, zerinize o (beyaz) bulutlari glge yaptik. Ve zerinize kudret helvasi ve bildircin indirdik. Onlara: -'Haydi size rizik verdigimiz bu temiz ni'metlerden yiyiniz-' (dedik). Fakat (nankrlk ettiler); bu sretle bize zulmettiler. Ve lkin kendilerine zulmettiler" (K. 2 Bakara 57). Islm kaynaklarinin bildirdigine gre "Kudret helvasi" denen sey "Th sahrsi"nda Yahudilere Tanri tarafindan "ihsan edilen" bir "rizik'tir". Rengi beyaza dnk kirmizimsi olup iy ve pismis olarak yenir. Gy bu gida geceleri agalar zerine yagar. Yahudiler bunlari toplayip yerlermis. Yukardaki yet'e gre Tanri, Yahudi'lere, ayrica rizik olarak, bildircinlar vermis: kebab yapip yesinler diye! Fakat Tanri bu riziklari verirken istemis ki Ben Isril bunlari tze tze yesin. Bundan gayri Tanri, bir de "Gamm" denen bir beyaz bulut ile Ben Isril'i gnesin harretinden korurmus. Muhtemelen vermis oldugu bildircinalrin tazeligi kaybolmasin diye! Ancak ne var ki Ben Isril, Tanri'nin btn bu iyiliklerini tepercesine hareket etmismis; rnegin Kudret helvasini ve bildircinlari tze tze yiyecek yerde, bunlari saklamaga, biriktirmege baslamismis. Kendilerine: "Byle yapmayiniz, tze tze yiyiniz" denildigi hlde dinlemeyip yine toplayip biriktirmeye baslamislarmis. Bunun zerine Tanri fkelenip onlari bu ni'metlerden yoksun etmis ve fakirlige sokmusmus . Neden Tanri Yahudileri, tze tze yemediler diye cezalandirir? Neden onlarin yemek yeme zgrlklerine karisir? bilinmez. Verilen yemegi taze taze yemeyip, bayatlatiyor iseler, nasil olsa bir gn gelip bunun zararini farkederek kt aliskanliklarini degistirecek degiller midir? Fakat anlasilan o ki Muhammed, kendisine bas egmediler diye Yhudi'lere karsi besledigi dsmanlik duygularini pekistirmek maksadiyle yukardaki hikye'yi belletmekte sakinca grmemistir. XV) Hiristiyan'lari "kfir" olarak tanimlamak zere Muhammed, Is'yi "Tanri'nin oglu" seklinde kabul etmenin ve "Teslis"' e inanmanin Tanri'ya kfr demek oldugunu ve bu nedenle Tanri'nin Hiristiyan'lar iin "Allah onlari yok etsin.." diye beddua ettigini syler (K. Bakara 163; Nisa 171; Furkan 2; Isra 111, Zmer 4; Zuhruf 81; Tevbe 30; Nis 171; Maide 114, 116-117; En'm 101). Incil'e dayali olarak Hiristiyan'ligin temel inanisi o'dur ki Meryem oglu Is, hem Tanri'in oglu ve hem de Tanri ile "ayniyet" ierisinde bulunan "kutsal" bir varlik'tir; nk Isa kendisini byle tanitmistir. rnegin Incil'de : "Ben Allah'in ogluyum" diye konustugu yazilidir (Bkz. Yuhanna'ya gre Incil, Bap 10: 36). Tanri'dan sz ederken "Babam" der, ve rnegin: "...Babam hepsinden stndr " diye syler (Bkz. Yuhanna, Bap 10: 29). Fakat ayni zamanda kendisini Tanri ile ayniyet halinde de gsterdigi olur ve rnegin: "Ben ve

Baba biriz" der (Yuhanna'ya gre Incil 10:30) . Bu sylediklerini biraz daha pekistirmek zere syle ekler: "Beni grms olan Baba'yi grms olur" (Yuhanna, Bap 14:19). Buna ragmen kendisinden Tanri'yi gstermesi istenince, isteyenlerden her birine ikisir ve syle der: "Sen nasil -'Babayi bize gster-'diyorsun? Iman etmiyor musun ki ben Baba'dayim, Baba da bendedir. Ben size syledigim seyleri kendiligimden sylemem; fakat bende duran baba kendi islerini yapar. Bana iman edin, ben Baba'dayim, Baba da bendedir..." (Bkz. Yuhanna, Bap 14:10-12). Bu arada sinirsiz bir gce sahip bulundugunu anlatmak zere de: "Gkte ve yer yznde btn hkimiyet bana verildi..." diye belirtir (Bkz. Matta'ya gre Incil, Bap 28:18) Fakat btn bunlardan gayri Is, bir de "Ruhulkuds"' ise katar ve bylece ortaya " l Tanri" anlayisini yani "Teslis" adi verilen inanisi ikarir. rnegin sakirtlerine syle emreder: "Imdi siz gidip btn milletleri sakirt edin, onlari Baba ve Ogul ve Ruhlkuds ismiyle vaftiz eyleyin..." . Bu tr bir inanisa dayali bulundugu iindir ki Hiristiyan'lik, Is'yi Tanri'nin oglu saymayanlari ve "Teslis"'e inanmayanlari "Kfir" bilmistir. Hiristiyan tarihi boyunca nice nl kisiler, bu yzden "dine karsi hakret ve kfr" suuyla ateslerde yakilmislardir: Servetus, Gentile, Bruno, Ariamsun gibi isimler unutulmayan rneklerden sadece bir kaidir. Ve iste Muhammed, Hiristiyan'ligin "kutsal" saydigi bu "teslis" inanisini red etmis, kfirlik bilmistir. Kur'n'a yerlestirdigi yet'lerle Is'nin, Tanri'nin oglu olmadigini (K. Bakara 163; Nisa 171; Furkan 2; Isra 111, Zmer 4; Zuhruf 81), ve zten "Tanri'nin ogluyum" diye ortaya ikmadigini (K. Maide 116-116) belirterek, Tanri'yi "ten biri" olarak kabul etmenin kfirlik sayilacagini (K. Nisa 171; Maide 72-73) bildirmistir. Bu tr seylere inandiklari iin Tanri'nin Hiristiyan'lar hakkinda "Yok olsunlar" diye konustugunu belirtmistir; rnegin Tevbe sre'sine koydugu bir yet syle: "... Hiristiyanlar: -'Mesih (isa) Allah'in ogludur!-' dediler. Bu, daha nce inkr edenlerin szlerine benzeterek agizlarinda geveledikleri szdr. Allah onlari yok etsin! Nasil da uyduruyorlar" (Tevbe, 30) Ve hatt Tanri'nin, bu yzden Isa'ya attigini ve ona: "Ey Meryem Oglu Isa! Sen mi insanlara: -'beni ve annemi Allah'tan baska iki Tanri olarak benimseyin!-' dedin? ..." diye sordugunu ve buna karsi Isa'nin da Tanri'ya: "...Hs, hak olmayan sz sylemek bana yarasmaz. Eger sylemissem sen onu bilirsin; Sen benim iimde olani bilirsin, ben senin iinde olani bilmem. Dogrusu, grlmeyeni bilen ansak sensin. Ben onlara sadece: <-'Rabb'im ve Rabb'iniz olan Allah'a kulluk edin!-'> diye bana emrettigini syledim. Aralarinda bulundugum mddete onlar hakkinda sahiddim. Beni ldrdgnde onlari sen gzlyordun. Sen her seye sahidsin!" (K. Mide 116-117) dedigini bildirir. Hemen belirtmek gerekir ki "teslis" inanisini red etmesi, Isa'nin daha kutsal ve daha imtiyazli bir "peygamber" olarak grnmesini nlemege matuf bir davranistir. Sylemeye gerek yoktur ki eger Isa, Tanri'nin oglu olarak bilinecek olursa, bu takdirde Muhammed, kendisini peygamberlerin en ycesi, en imtiyazlisi ve en kutsal'i olarak gsterme olasiligini bulamayacakti. Bundan dolayidir ki Kur'n'a: "Allah ogul edinmeyi isteseydi, yarattiklarindan diledigini seerdi. O'nun sani ycedir, mnezzehtir, yegne Allah O'dur..." (K.39 Zmer 4) seklinde yet'ler koyarken, bir de: "(Eger) Tanri'nin oglu olmus olsaydi, ona kulluk edecek olanlarin ilki ben olurdum" (K. 43 Zuhruf 81) diye hkmler koymustur. Daha baska bir deyimle sunu demek istemistir ki, eger Tanri'nin oglu olmus olsaydi, buna en ziyde layik olacak olan kimse kendisi olurdu, ve bundan dolayidir ki Isa, Tanri'nin oglu sayilamaz! Yine Muhammed'in sylemeine gre Tanri'nin oglu olmamistir ve olamaz, nk Tanri bekardir, evlenmemistir; karisi yoktur. Kur'n'a koydugu yet'le Tanri'nin syle konustugunu syler: "(Tanri) gkleri ve yeri yoktan yaratandir. Zevcesi olmadan nasil ocugu olabilir? Oysa her seyi o yaratmistir..." (K. 6 En'm 101) Dikkat edilecek olursa Muhammed, Tanri'dan gelmistir diye bu yet'leri koyarken, ve Tanri'yi yukardaki sekilde konusur gsterirken yine eliskiye saplanmistir. nk, bir

yandan Tanri'yi, her seyi yoktan var edebilen bir "Yaratan" seklinde tanimlarken, diger yandan zevcesi olmadigi iin ocugu olamayacagini bildirmektedir. Her seyi yoktan yaratabilen bir Tanri'nin, zevcesi olmadan ocuk edinmesi, ya da Hiristiyan'larin inandiklari gibi, Meryem'i hamile birakmasi mmkn degil midir? Fakat her ne olursa olsun Muhammed, Hiristiyan'lari asagi kilacagim diye, Hiristiyan'ligin kutsal bildigi bir inanci (yni Isa'yi Tanri'nin oglu olarak kabul etmeyi), "kfir'lik" sekline dnstrmstr. Daha baska bir deyimle Hiristiyan'larin kutsal bildigi bir seyi, mslmanlarin gznde "kfr" niteligine brmstr. Sylemeye gerek yoktur ki bu tr grsler ortaya vurmakla, bir yandan Hiristiyan'lari asagilatirken, diger yandan mslman'lari, onlara karsi dsman kilmis olmaktaydi. Ekleyelim ki gnmze dek uzanan bu dsmanlik, sadece halk yiginlarinda degil fakat "kltrl" sayilan kimselerde dahi kendisini belli eder. rnegin niversite gretim yesi kertesine gelmis kimseler dahi, Kur'n'in yukardaki yet'lerine (rnegin Nis 171) dayanarak Hiristiyan'larin "gerek Allah inancina" sahip bulunmadiklarini sylerler ve syle derler: "Hiristiyanlar bir trl Allah'in birligi (tevhid) inancina gelememis, Allah ile peygamberini birbirinden ayiramamislardir... Hiristiyanlar : -<Allah, baba, ogul ve rhu'l-kuds'ten ibaret olmak zere tr>- yahut -<Allah unsurdan meydana gelmistir, bunlarin de birbirinin aynidir, her biri tam ilhtir ve birden bir tek tanridir>- diyerek eliskiye dserler. (Kur'n'in) Yukardaki yetler(i) onlari, gerek Allah inanci zerinde aydinlatmak zere gelmistir..." (Diynet Vakfi evirisinde, Nisa 171 yetinin yorumundan alinti). Oysa bunu syleyen bu "stadlar", Tanri'nin melekleriyle birlikte Muhammed'e salavet getirdigine dair Kur'n'da yer alan ve Muhammed'i, adeta Tanri'nin dahi stne ikaran hkmleri (rnegin Ahzab Sresi'nin, 56ci yeti'ni) gz ardi etmekten geri kalmazlar. XVI) Muhammed'in sylemesine gre, Yahudi Haham'lar: "Cebrail bizim dsmanimizdir!" dedikleri iin kfir" olmuslardir, ve onlara inananlar dahi "kfir'dirler (K. Bakara 97-98)! Kendisini "peygamber" olarak kabul etmediler ve Islm olmadilar diye Yahudi'lere karsi dsmanlik duygularini pekistirmek iin Muhammed hi bir firsati kairmazdi. Nitekim Yahudi hahamlarindan birinin "Cebrail" hakkindaki olumsuz konusmasi, ona bu firsatlardan birini vermistir. Kur'n yorumcularinin bildirmelerine gre olay su: Bir gn Fedek haham'larindan Abdullah b. Suriye adinda biri, Muhammed'le tartismaya girisir, ve vahiy'lerin kendisine kimin tarafindan getirildigini sorar. Muhammed'de ona: "Cebrail getirdi" diye yanit verir. Bunun zerine haham: "Cebrail bizim dsmanimizdir. Baskasi getirseydi iman ederdik" der. Yahudi haham'in bu yanitini Muhammed, Tanri'ya karsi islenmis bir bir su, bir hakret sayar, nk Cebrail'i o, Tanri'nin bu dnya'da ve ahiret'de is grmek zere zel olarak grevlendirdigi meleklerin en ileri gelen drt byk melek'ten biri, daha dogrusu birincisi olarak kabul etmis, ve onu, Tanri'nin vahiy'lerini indiren bir araci olarak tanimlamistir. Bu tanima gre Cebrail, Tanri'nin vahiy'lerini Muhammed'in kalbine "bir hidayet rehberi" olmak zere yerlestirendir. Muhammed'in sylemesine gre, drt byk melek'ten ikincisinin adi Mikail olup, grevi "rizik" ve "besin" sorunlariyla ilgilidir; nc melek, Kiyamet gn boru'yu (Sur'u) frecek olan Israfil'dir; drdnc melek ise lm, ecel isleriyle grasmakla grevli olan Azrail'dir. Bu drt "En byk melek", gk halki olan meleklerin (ki bunlar sayisiz denecek kadar oktur) en yksek dereceli bir kurulunun (ki "el Mele'l-A'l" diye bilinir) ileri gelen yeleridirler. Bununla beraber Cebrail'in stn bir ozelligi vardir ki o da Tanri'nin buyruklarini (vahiy'leri) Muhammed'e bildirmektir. Bu itibarla Cebrail'i inkr etmek demek, Tanri'yi inkr etmek demektir. Bunu anlatmak zere Muhammed, Kur'n'a su yet'leri yerlestirmistir: "(Ey Muhammed) De ki: Cebrail'e kim dsman ise sunu bilsin ki Allah'in izniyle Kur'n'i senin kalbine ... o indirmistir. Kim, Allah'a, meleklerine, peygaberlerine, Cebrail'e ve Mikil'e dsman olursa, bilsin ki Allah da inkrci

kfirlere dsmandir" (K. Bakara 97-98).


Bu konuda bkz. Sahih-i Buhar Muhtasari ... (Cilt VI, 367 ve d. ) Bu hususlarla ilgili olarak Buhar'nin Enes'ten rivyeti iin bkz. Sahih-i Buhar Muhtasari ... (VI, 367-8) Diynet Vakfi evirisinde Nisa sresi'nin 51.ci yet'inin aiklanmasina bkz. Diynet yayinlarindan, Sahih-i Buhar Muhtasari..., (cilt III. sh. 7). Sahih-i Buhar Muhtasari..., (Cilt X, sh. 118, Hads no. 1560) Beyzav ve Zemakser gibi yorumcularin grsleri bu ynde. Ayrica Tevben sresi'nin 31. yet'inin Diynet Vakfi tarafindan yorumuna bakiniz. Bu konudaki hads'ler iin bkz. Sahih-i Buhar Muhtasari... (Cilt II, sh. 340 ve d.) Bu hususlar iin bkz. Taber, age (1966) , II, 183 ve d.; Ibn-i Ishak, age (1980), 269. Ibn-i Ishak, age (1980), 269 ve d. Ayse'nin rivyetine dayali hadhis'ler iin bkz. . Sahih-i Buhar Muhtasari... (Cilt IX, sh. 273-5, hads no. 1455) Bu konudaki hads'ler icin bkz. Sahih-i Buhar Muhtasari... (Cilt XII, sh 110-112, h. no. 1955 ve 1956; ayrica bkz. Cilt IX, sh. 273, H. no. 1455 . Bu konuda Kur'n'a su yet'e koymustu: "(Ey Muhammed!( Sana indirdigimziden sphede esen, senden nce indirdigimiz Kitb'lari okuyanlara sor. And olsun ki sana Rabbinden gerek gelmistir" (K. Yuns sresi, yet 94). rnegin su yet'i okurdu: "Allah'in hkmnn bulundugu Tevrat yanlarinda iken, ne yhzle seni hakem tayin ediyorlar..." (K. Mide 43). Sahih-i Buhar Muhtasari (Cilt IV, sh, 438, Hads no. 650) Tahv'nin Eb Hreyreden rivyeti iin bkz. Sahih-i Buhar Muhtasari... (Cilt IV, sh. 4340) Bkz. Sahih-i Buhar Muhtasari (Cilt IV, sh. 446) Cenze geerken ayaga kalkmanin yasaklandigina dir hadis'ler iin bkz. Sahih-i Buhar Muhtasari... (Cilt IV, sh. 442 ve d.) Sahih-i Buhar Muhtasari... (Cilt IV, sh. 442) Ahmed Ibn-i Hanbel'in Msned'inde yer alan bu Hads iin bkz. Sahih-i Buhar Muhtsari (Cilt IV, sh. 443). Yukardaki hads'in Trke aiklamasi syle: "Reslullh... ayaga kalkma eylemini ancak bir def'a isledi. Bu eylem, Yahudi'lere ve Hiristiyan'lara benzeme grnmn yaratiyordu. Bu cihetle Tanri'tarafindan yasaklandi. Bu yasaklamadan sonra Muhammed de cenze geerken ayaga kalkma gelenegini terketti" Hads rivyetilerinden Leys Ibn-i Sa'd'in, Mchid'den ve onun da Abdullh Ibn-i Sahber'den rivyetine gre Ali'ni sylemesi syle: "Resl... bir def'a bir erkek yahd cenzesi geerken kalkmaktan baska asl kiym buyurmadi. Bunlar Ehl-i Kitb idiler. Resl... (vhy bulunmiyan umru mstahsenede ) Ehl-i Kitb'a tesebbh eylerdi. Hak Celle ve Al tesebbhten nehy buyurunca, Resl... da cenze geerken kiymdan ictinab eyledi. Ve bundan sonra bir daha kiym etmege avdet buyurmadi" (Bkz. Sahih-i Buhar Muhtasari... Cilt IV. sh. 443-444). Burada geen "umru mstahsene" deyimi "gzel, uygun isler" anlamindadir; "tesebbh" deyimi "benzemeye alismak", "nehy" deyimi de "ortadan kaldirmak" demektir. Bkz. G. Sale, The Koran, s. 52, not 3 Bu konuda bkz. Turan Dursun, Kur'n Ansiklopedisi (Kaynak Yayinlari, 1994, Cilt IV, sh. 53. Bununla beraber

bazi yorumculara gre Yahudiler. Cehennem'in "Sakar" denilen bolmne, Hiristiyanlar ise "Sa'r" denilen unc blmne gireceklerdir. Bu konuda bkz. Sahih-i Buhar Muhtasari..., Cilt X, sh. 379-380

Mide sresi'nin 82.yeti'nin Beyzav gibi kaynaklar tarafinda yorumlarina bakiniz. Buhar'nin Kitb'i Cihd'indan. Bkz. Sahih-i Buhar Muhtasari... (Cilt VIII, sh. 342, Hads no. 1232). Buhar'nin Houdas tarafindan evirisi iin bkz. Vol. I. sgh.322 Bkz. G.Sale, age, sh. 45, Not. 2 Bu szcgn "sryanice" oldugu da sylenir. Bu konuda ayrica bkz. G. Sale, The Koran, sh. 17 Not 1. Oysa Incil'de Ias'nin Yahudilerin sulamsi uzedrine armiha gerildigi ayzilidir. Lebd Ibn-i A'sam Hikye'nin bu sekli iin Glpinarli'nin Kur'n evirisinde Felk sresi'nin aiklanmasina bakiniz. Yukardaki satirlar Diynet yayinlarindan aynen alinmistir. Bkz. Sahih-i Buhar Muhtasari... (Cilt IX, sh. 52-54, Hads no. 1352. Ayrica bkz. Cilt VIII, sh. 471, Hads no. 1312). Bu konuda ayrica bkz. Turan Dursun, Tabu Can ekisiyor: Din Bu I, (Kaynak Yayinlari, Istanbul 1990, I. Kitap, sh. 117-118). Bu konuda benim: " ?erit'tan Kissa'lar 2" adli kitabima bakiniz (sh. 195. Bkz. Sahih-i Buhar Muhtasari,... (Cilt VI, sh. 368) Bkz. Dursun, Kur'n Ansiklopedisi, (Kaynak Yayinlari, istanbul 1994, Cilt, V. sh. 102) Diynet Isleri Baskanligi'nin degerlemesi byle. Bkz. Sahih-i Buhar Muhtasari, (Cilt XI, sh. 73-75). Bu hads iin bkz. Turan Dursun, Kur'n Ansiklopedisi, (Kaynak yayinlari, Istanbul 1994, Cilt VIII, sh. 216) Bu konuda Buhar'nin Eb Hreyre'den rivyeti iin bkz. Sahih-i..., (Cilt IX, sh. 68, Hads no. 1364) ibid. sh. 68-69 Buhar'nin Eb Hreyre'den rivyetine gre Muhammed syle der: "Ben Israil'den bir kavim (mesh olunup= hayvana dnstrlp) beser tarihinden silindi, yok oldu. Bilinmez ki, o kavm ne (fenlik) isemistir. Ben zannetmem ki, o mmet fre'den baska bir seye mesh ve tahvl edilmis olsun. nk fre (isin) diye (bir yere) deve st konulursa, onu imez de koyun st konulursa onu ier..." (Diynet yayinlari, Sahih-i..., Cilty IX, sh 68. Hads no 1364). Bu konuda benim Serit'tan Kissa'lar (Kaynak Yayinlari, Istanbul 1996, sh. 279) adli kitabima bakiniz. Ayrica bkz. G. Sale, The Koran, (sh. 11. Not 2) Turan Dursun'un Mslim'in "Sayd"indan aktarmasi iin bkz. Kur'n Ansiklopedisi, Kaynak yayinlari, Istanbul 1994, Cilt VIII, sh. 215-6). Bkz. Sahih-i... (Cilt IX, sh. 81, Hads no. 1369) Buhar'nin Eb hreyre'den rivyeti olan bu hads iin bkz. Sahih-i... (Cilt IX. sh. 81, Hads no. 1369).

Din adamlarimiz bu konudaki hads'leri "ahlk bilgiler" olarak insanlarimiza belletirler. Bu hads'ler iin bkz. A. R. Demircan, Islm'a Gre Cinsel Hayat (Eymen Yayinalri, Istanbul 1986, Cilt I. sh. 227 ve d) [ Bu konuda Ibn Hanbel'in Msned'inde yer alan hadisler iin Turan Dursun'un Kur'n Ansiklopedisi'ne bakiniz (Cilt VIII. sh.30-35) Sahih-i..., (Cilt XI, sh. 41-2, Hads no. 1675) Diynet Isleri Baskanligi'nin yayinaldigi Sahih-i Buhar Muhtasari'nda byle deniyor. (Bkz. Cilt XI. sh. 42)

Buhr'nin Sad Ibn-i Zeyd' ten rivyetine gre Muhammed syle der: "Kizilimtrak beyaz mantar, Kudret helvasi (gibi Allah'in klfetsiz ni'metleri) nev'inden bir riziktir. Suyu da gz agrisina sifdir" Bkz. Sahih-i..., (Cilt XI, sh. 40, hads no. 1674)
rnegin Bakarta sresi'ne koydugu yet syle: "Tanriniz bir tek Tanri'dir... (Ondan) baska Tanri yoktur..." (K. Bakara 163; Nisa sresi'ne sunu koymustur: "... Allah ancak bir tek Tanri'dir, ocugu olmaktan mnezzehtir..." (K. Nis 171; Furkan sresi'nde su var: "... ocuk edinmeyen .. Allah ycelerin ycesidir..." (K. Furkan 2) " Ey kitap ehli: Dininizde taskinlik etmeyin... ''tr demeyin... Allah ancak bir tek Tanri'dir..." (Nis 171); "... -'Allah ancak Meryem oglu Mesih'tir'- diyenler kfir oldular... And olsun ki: -Allah ten biridir- diyenler kfir olmustur..." (K. Mide 72-73 Bu konuda Rz'nin e't-Tefsiru'l-Kebir, adli yapitinda , ya da Taber'nin Tefsir'inde yer alan hususlar iin bkz. Turan Dursun, Kur'n Ansiklopedisi, , Cilt VIII, sh. 118-119 Diynet Vakfi'nin Kur'n, evirisinde Bakara sresi'nin 97ci yetiyle ilgili aiklamaya bakiniz.

Mslmanlari, Baska Din ve Inanta Olanlara (zellikle Yahudi'lere ve Hiristiyan'lara) karsi Dsman ve Saldirgan Kilma Siyseti (Devam)
Muhammed'in, Islm'dan baska din ve inanta olanlarla mslman'lar arasindaki iliskiler bakimindan izledigi siyset, esas itibariyle dsmanlik ve savas siysetidir. Bu siyseti o, hem baska dindekileri kendi aralarinda dsman yapip muhtemelen zayiflatmak, ve hem de asil mslmanlari, mslman olmayan dnya'ya karsi dsmanlik ve saldirganlik duygulariyle yogurmak sretiyle gereklestirmege alismistir. Daha nce grdgmz gibi "putperestlere" (msrik'lere) karsi uyguladigi siyset kesinlikle "lm" siyasetidir; "putperestler" nerede grlr ve bulunurlarsa ldrleceklerdir (K. Tevbe 5); meger ki Islm'a girmis olsunlar. Kendilerine "Kitab" verilmis olanlara (rnegin Yahudi'ler ve Hiristiyan'lara) gelince, onlari, her ne kadar Islm'a girmek ya da "kafa parasi" ("cizye") vermek sartiyle lm disi birakmis ise de, yine de mslmanlarin "dsmani" olarak asagilik durumlarda tutmustur. Bunu saglamak zere basvurdugu bir takim yollar vardir ki bunlardan biri onlari birbirlerinin dostu ve fakat mslmanlarin dsmani imis gibi gstermek, mslmanlari da onlarla dost olmaktan, iliski kurmaktan, onlarin geleneklerine uymaktan nlemektir. Bir diger yol onlari Mslmanlarin gznde kltmek, hakir grlecek kerteye indirmek, ikinci sinif insan durumuna itmektir. Ve nihyet son bir yol da onlari, "Klerek kafa parasi demege"

("Cizye" vermege) zorlamak, demedikleri takdirde onlara karsi cihad amaktir. I) Munafik'lari ve Islm'i kabul eden Kitap'lilari (Yahudi'leri ve Hiristiyan'lari), kendi yakinlarina, ya da kendi mmet'lerine karsi dsman kilma usl (Mide 57; Imrn 28, 118, 119). Muhammed'in Medne'ye hicret etmesinden sonra Kitapli'lardan (yni Yahudi'lerle, Hiristiyan'lardan) bazilari, su veya bu nedenle, ve genellikle ikar saglama nedeniyle mslmanligi kabul etmislerdir. Fakat kendi evreleriyle ve yakinlariyle olan eski baglarini koparmak istememislerdir. nk bu baglar onlara hem gvenlik ve hem de bir takim ekonomik ve sosyal ikarlar saglamaktaydi. Ayni sey mslmanligi kabul eden Arap'lar bakimindan da sz konusu idi; onlar da msrik'likte kalan Arap'larla, ve bu arada kendi yakinlari ile iliski halindeydiler. Ancak ne var ki Muhammed buna taraftar degildi, nk bu iliskiler yznden taraftarlarini kaybetmesi ihtimali vardi. Bu nedenle mslmanligi kabul edenlerle, etmeyenleri birbirlerine yabanci kilmak, hatt onlarin arasina dsmanlik tohumlarini atmak gerekirdi. Bunu saglamak maksadiyle, munafik'lardan ya da Kitapli'lardan bazilarini Islmiyeti alaya almakla sulamaya baslar. Kur'n'a koydugu su yet, bu hususta bir fikir vermege yeterlidir: "Ey Inananlar! kendilerine sizden nce kitab verilenlerden, dninizi alaya ve eglenceye alanlari ve inkrcilari dost olarak benimsemeyin..." (K. 5 Maide 57). Kur'n yorumcularindan bazilarina gre bu yet, Rif'a Ibn-i Zeyd ile Suveyd Ibn-i al-Haris adindaki iki munafik'in, mslmanligi kabul ettikleri halde her vesileyle mslmanligi alaya almalari nedeniyle inmistir! Ibn-i Ishak'in sylemesine gre ise Muhammed bu yet'i, adi sonradan "munafik"a ikan Ibn-i Sell'n Yahudileri lmden kurtarmak istemesi zerine koymustur. Olay Muhammed'in, Beni Kaynuka Yahudilerine karsi giristigi savas sonucu el geirdigi yzlerce Yahudi'yi kesmege kalkmasiyle ilgilidir. Ibn-i Sell, vaktiyle bu Yahudi'lerin Muhammed'e ve mslmanlara iyilik ve yardimda bulunduklarini bildigi iin, Muhammed'i karsisina almis ve ona bu iyilikleri hatirlatmis, ve hatt onu bu isten vazgeirtmek iin tehditler savurmustur. Ve iste Ibn-i Sell'n bu zorlamAlari zerinedirki Muhammed, alinan esirleri ldrtmekten vazgemistir. Yine bunun gibi Yahudi'lerden bazilari Islm'in kt bir din oldugunu syliyerek mslmanlara syle derlerdi: "Sizden ve dininizden daha kt bir toplum ve din bilmiyoruz". Bu sekilde konusan Yahudi'leri susturmak iin Muhammed, Tanri'nin onlari lnetledigini, onlarin arasindan maymunlar, domuzlar, seytan'a tapan'lar ikardigini sylerdi. Bu dogrultuda olmak zere Kur'n'a koydugu yet'lerden biri syle: "De ki: Allah katinda yeri bundan daha kt olani size haber vereyim mi? Allah'in lnetledigi ve gazab ettigi, aralarindan maymunlar, domuzlar ve tguta tapanlar ikardigi kimseler. Iste bunlar, durumu daha kt olan ve dogru yoldan daha ziyde sapmis bulunanlardir" (K. Mide, 60). Yahudi'lerden ve Hiristiyan'lardan bir ogu da mslmanlari namaza agirmak iin okunan ezan'la alay ederlerdi. Ezan sirasinda mezzin'in "Bilirim, bildiririm ki Muhammed Tanri'nin peygamberi'dir" seklindeki szlerini isittikleri zaman, herkesin duyacagi yksek sesle: "Allah yalancilari ateste yaksin" diye bagirirlardi. Muhammed de onlara, Tanri'dan geldigini syledigi buyrugu okurdu: "(Ey Muhammed! Onlara) syle de: Ey Kitap ehli! Yalnizca Allah'a, bize indirilene ve daha nce indirilene inandigimiz iin mi bizden hoslanmiyorsunuz? Oysa ogunuz yoldan ikmis kimselersiniz" (K. Mide 59). Fakat hemen ekleyelim ki Muhammed, sadece Islm'i alaya alanlarla dostluk kurulmasini yasak etmis degildir. Bu yasagin alanini ok daha genisletmis, btn "kfir"leri kapsar sekle sokmustur; daha baska bir deyimle, genel olarak, tm "kfir"lerle dostluk, yakinlik, akrabalik iliskisi, is grmesin istemistir. Bu dogrultuda olmak zere Kur'n'a koydugu yet'ler arasinda sunlar var: "M'minler, m'minleri birakip da kfirleri dost edinmesin. Kim bunu yaparsa, artik onun Allah'tan baska hibir degeri yoktur... (K. Imran 28).

"Ey iman edenler! Kendi disinizdakileri (baska din ve inanta olanlari) sirdas edinmeyin. nk onlar size fenalik etmekten asla geri durmazlar; hep sikintiya dsmenizi isterler. Gerekten, kin ve dsmanliklari agizlarindan (dklen szlerinden) belli olmaktadir. Kalplerinde sakladiklari (dsmanliklari) ise daha byktr..." (K. 3 Imran 118) Burada geen "Kendi disinizdakileri sirdas edinmeyin.... " szleriyle anlatilmak istenen sey, mslmanlarin, gerek kfirleri (rnegin Yahudi'leri ve Hiristiyan'lari) ve gerek munafiklari, "i yzlerine vakif olacak zel islerde ve muamelelerde kullanmaktan" yasak kilindiklaridir. Fakat Muhammed, bunlarla yetinmemistir; bir de istemistir ki mslman'ligi kabul eden Yahudi'ler ve Hiristiyan'lar, mslman olmayan kendi z analarina, babalarina, kardeslerine ve yakinlarina ve kendi toplumlarina karsi, yabancilassinlar, dsman olsunlar; tipki mslmanligi kabul eden Arap'lari, putperest kalan kendi yakinlarina ve akrabalarina ve dostlarina karsi dsman kildigi gibi! Bu maksatla Kur'n'a koymus oldugu yet'lerden biri syle: "Ey inananlar! Babalarinizi, kardeslerinizi -kfr imana tercih ediyorlarsa- dost edinmeyin. Sizden onlari kim dost edinirse, dogrusu kendilerine yazik etmis olurlar... " (K. Tevbe 23, 24). Ayet'in geri kalan kismindan anlasilmaktadir ki bu yasak, sadece mslman olmayan baba'lari ya da kardes'leri degil, fakat ogul'lari, es'leri, yakin'lari da kapsamaktadir; hem de onlara karsi savasilmasini ngrerek. Nitekin yet'in tamami syle: "Ey inananlar! Babalarinizi, ve kardeslerinizi -eger kfr imana tercih ediyorlarsadost edinmeyin. Sizden onlari kim dost edinirse, dogrusu kendilerine yazik etmis olurlar. De ki: -Babalariniz, ogullariniz, kardesleriniz, esleriniz, akrabaniz....., sizce, Allah'tan, peygamberi'nden ve Allah yolunda savasmaktanb daha sevgiliyse, Allah'in buyrugu gelene kadar bekleyin. Allah, fasik kimseleri dogru yola eristirmez-" (K. Tevbe 23, 24) Fakat bu konuda zellikle Yahudi'leri ve Hiristiyan'lari hedef alan, ve mslman'larin onlarla dostluk kurmalarini yasaklayan hkmler koymaktan da geri kalmamistir. Bunlardan biri syle: "Ey iman edenler! Yahudileri ve Hiristiyanlari dost edinmeyin. Zira onlar birbirinin dostudurlar (birbirlerinin tarafini tutarlar). Iinizden onlari dost tutanlar, onlardandir. Sphesiz Allah, zalimler topluluguna yol gstermez" (K. Mide 51). Mslmanlari "kfir"lere karsi dsman ve kindar kilabilmek iin Muhammed, bir de "kfir"lerin iki yzl davranislarindan sz eder, ve onlari, mslmanlarin yzne glp arkalarindan kfr eder sekilde tanimlardi. Su yet bunlardan biri: "(Ey iman edenler!) Iste siz yle kimselersiniz ki, onlar sizi sevmedikleri halde siz onlari seversiniz. Siz btn kitaplara inanirsiniz; onlar ise, sizinle karsilastiklarinda: -Inandik- derler; kendi baslarina kaldiklarinda da, size olan kinlerinden dolayi parmaklarinin ularini isirirlar. De ki: -Kininizden (kahrolup) ln! Sphesiz Allah, kalplerinin iindekini hakkiyle bilmektedir" (K. Al-i Imrn 119). Dikkat edilecegi gibi burada, kfir'lerin (ve munafiklarin), mslmanlara karsi kin ve dsmanlik besledikleri, ve mslmanlar aleyhinde konustuklari belirtilmekte! Evet ama bu dsmanligi yaratan sey, Muhammed'in onlara karsi tutum ve davranislari degil midir? Onlari mslman yapmaga alismasi ve olmadiklari iin onlara karsi dsmanca davranislara ynelmesi degil midir? Daha nce ki dnemlerde, din ve inan farki yznden, ne Mekke de ve ne de Medne'de dsmanlik diye bir sey yok iken, din ve inan farkliligini, dsmanlik vesilesi yapan Muhammed degil midir? Tarih gerek sudur ki Muhammed'in, kendi kendisini "peygamber" iln edipte Islm'i yerlestirmege kalkistigi zamana gelinceye kadar, gerek Mekke'de ve gerek Medne'de herkes, hangi din ve inanta olursa olsun, hibir korkuya ve engele rastlamadan ibdetini yapabilmekteydi. K'be denen yerde esitli din ve inanlara ait "ilh"lar bulunabilmekteydi. Bu hosgrlu ortam, Muhammed'in, Arap'lari ve Kitapli'lari (Yahudi'leri ve Hiristiyan'lari) Islm'i sokmak istemesiyle sona ermistir. Gerek msrik Arap'lara ve gerek Yahudi'lere ve Hiristiyan'lara karsi, onlarin Islm'a girmemeleri nedeniyle dsmanlik beslemis ve kendi taraftarlarini onlara karsi dsman kilabilmek iin, kin ve dsmanligin onlardan geldigi havasini yaratmistir. Mslmanlari, kendi ana ve baba'larina, ya da kardes'lerine vs... yakinlik gstermekten yasaklamak yaninda, bir de onlara dsman yapmistir.

II) Mslman'lar, her ne kadar "kfir"lerle "dostluk" iliskilerinden yasakli olmakla beraber, eger "ikar'lari" gerektiriyor ise, iki yzl davranip onlarla dost imis gibi grnlebilirler. (K. Al-i Imrn 28). Biraz yukarda belirttigimiz gibi Muhammed, "Kfir"lerin zellikle Yahudi'lerin ve Hiristiyan'larin, iki yzl olduklarini, ve rnegin mslmanlarla yan yana bulunduklari zaman "Biz mslmaniz" dediklerini, ve fakat kendi baslarina kaldiklari zaman mslman'lara kin satiklarini syler, ve bu yoldan mslman'lari onlara karsi dsmanca duygulara srkler, ve bu arada "kfir"lere: "Kininizden (kahrolup) ln" diye beddu ederdi. Al-i Imrn sresi'ne koydugu su szler bunun kaniti: "... (Ey mmin'ler) Siz btn kitaplara inanirsiniz; onlar (kfir'ler) ise, sizinle karsilastiklarinda: -Inandik- derler; kendi baslarina kaldiklarinda da, size olan kinlerinden dolayi parmaklarinin ularini isirirlar. De ki: -Kininizden (kahrolup) ln!... " (K. Al-i Imrn 119). Mide sresi'ne de sunu koymustur: "Yaniniza inkrla girip, yine inkrla iktiklari halde size geldiklerinde : -'inandik'- derler. Allah gizlediklerini daha iyi bilir" (K. Mide 61). Ancak ne var ki "kfir"leri iki yzllkle sulayip onlara "Kininizden (kahrolup) ln" seklinde lnetler yagdirirken, kendi taraftarlarini, yni mslman'lari, "kfir"lere karsi ayni sekilde, yni iki yzl davranista bulunmaga tesvikten geri kalmazdi. Al-i Imrn sresi'ne koydugu su yet bunun en gzel bir rnegi: ""M'minler, m'minleri birakip da kfirleri dost edinmesin. Kim bunu yaparsa, artik onun Allah'tan baska hibir degeri yoktur. Ancak kfirlerden gelebilecek bir tehlikeden sakinmaniz baskadir... " (K. Al-i Imrn 28). Grlyor ki bu yet'le mslman'lar, "kfir"lerle dostluk iliskisinde bulunmaktan yasaklanmaktalar; fakat eger onlardan gelebilecek her hangi bir zarardan korunmak gerektigini dsnyorlarsa, bu takdirde "kfir"lerle dost imis gibi grnebilirler. Sylemeye gerek yoktur ki yet, mslmanlara iki yzl bir davranista bulunmayi ngrmekte. Her ne kadar yorumcular, burada iki yzllk diye bir sey olmadigini anlatmak iin, yasaklanan seyin, "kfirlere karsi gnlden baglanma", ya da "mminleri birakip onlara ilgi ve sevgi gsterme" seklindeki bir dostluk oldugunu belirtirlerse de, sylemeye gerek yoktur ki "kfir" kisilerin, mslman'lardan gelebilecek bir tehlikeyi nlemek maksadiyle kendilerini "inanan"lardan gstermeleri ile, mslman'larin, "kfir"lerden gelebilecek bir tehlike nedeniyle onlarla dost grnmeleri arasinda pek byk bir fark yoktur. Yine yorumcularin bildirmesine gre, bu yet geregince bir mslman devlet, "kfir"lerle baris andlasmasi imzalayabilir, yeter ki bu andlasma baska mslmanlarin aleyhine olmasin. te yandan, mslman bir devlet, mslman olmayan bir devlete karsi "kfir"lerle isbirligi yapabilir. Yine sylemeye gerek yoktur ki, bu tr bir davranisi "adalet duygusu" ile, ya "insancil duygularla" bagdastirmak mmkn degildir; nk "kfir"lerle yapilan dosluk andlasmasi, ya da "isbirligi" sadece "Islmcilik" kistasina dayatilmistir. Sanki mslman olmayanlara karsi haksiz bir siyset izleyen, ya da haksiz saldirilar dzenleyen "kfir"lerle dostluk kurmak, ve isbirliginde bulunmak "iftihar" edilecek bir seymis gibi!

III) Mslman'lari, Yahudi ve Hiristiyan geleneklerine yneltme, ya da yabanci kilma siyseti: Kabir ziyreti konusunda izlenen Yahudi geleneginin terkedilip, daha sonra yeniden benimsenmesi. Daha nce de belirttigimiz gibi Muhammed, Yahudi'leri ve Hiristiyan'lari kazanabilmek iin onlarin geleneklerinden bir ogunu benimsemis, ve fakat onlari kazanamayacagini anlayinca dsman kesilmis ve benimsedigi bu gelenekleri terketmistir. Fakat anlasilan o ki bu isi, gnlk siysetinin gereksinimlerine gre yapmistir. rnegin "Kbir ziyreti" sorunu

bunun ilgin rneklerinden biridir. Su bakimdan ki hem eski bir Arap gelenegi ve hem de Hiristiyan'larin gelenegi niteligindeki kabir ziyretini yasaklamis iken, daha sonra bu gelenegi benimsemistir. Syleki: Yahudi'lerin ve Hiristiyan'larin tedenberi uyguladiklari geleneklerden biri de, peygamber kabirlerini mescid ittihaz edip ziyret etmek idi. Onlarla iyi geim siysetini izledigi sre boyunca Muhammed, bu gelenek konusunda bir sey sylememis iken, srtsmeye basladiktan sonra bunun kt bir sey oldugunu bildirmis ve mslmanlara sunu emretmistir: "Sizden evvel gelip geen (toplumlar ve milletler), kabirlerini mescid (haline getirmislerdi). Siz bunlardan (ders alip aklinizi basiniza toplayiniz ve) kabirlerinizi mescid (yapmayiniz). Sizi bu fen (gelenekten yasaklarim)". Bu emri verirken Yahudi'leri ve Hiristiyan'lari ktlemek ve asagilatmak iin ayrica syle demistir: "Tanri Yahudileri ve hiristiyanlari (rahmetinden uzaklastirsin). Bunlar peygamberlerinin kabirlerini mescid haline getirmislerdir" . Bu yasagi koyarken, kendi taraftarlarini, sadece Yahudi'lerin ve Hiristiyan'larin geleneklerinden degil fakat ayni zamanda putperest Arap'larin geleneklerinden de uzaklastiracagini hesaplamistir. nk Arap'lar arasinda da len kisinin kabri zerine "Kubbe" kurmak gibi bir gelenek vardi. "Kubbe" denilen sey adir'dan ma'mul, ya da kk ve yuvarlak bir odacik gibi bir sey olabilirdi. Bu Arap geleneginin, Hiristiyan ve Yahudi gelenekleri dogrultusunda olmak zere mslmanlar tarafindan benimsenmesi mmknd. Nitekim bunun byle olabilecegini Muhammed, mm-i Seleme ile Umm-i Habbe 'nin Habes lkesinde dnslerinde, orada grdklerini anlatmalari zerine anlamistir. Islm kaynaklarinin bildirmesisne gre bu iki kadin, vaktiyle kocalariyle birlikte Habes'e gitmislerdir. Medne'ye hicret olayindan sonra Habes'ten dnen bu kadinlari Muhammed, kendisine es olarak almistir. Bir hastaligi sirasinda bu kadinlar kendisine, Habes'te grdkleri "Mriye" Klise'sinin gzelligini, iindeki resimleri ve kabirleri ballandira ballandira anlatirlarken Muhammed hemen basini kaldirmis ve syle demistir: "Habesliler yle kimselerdir ki, bunlardan azz bir kisi lnce hemen onun kabri zerine bir mescid yaparlar. Ve o azzin bir resmini o mescide korlar. Bunlar Allah indinde halkin en serridirler (en hayirsiz, en fesadi olanlaridir)" Bunu dedikten sonra, kendi kabrinin tapinak haline getirlmesini nlemek ister grnerek : "Ya Rab, benim kabrimi tapilan put haline koyma" diye du etmege baslamis ve taraftarlarini da su sekilde uyarmistir: "Ashbim, Sakin kabrimi bayram yeri, evlerinizi de kabir hline koymayiniz. Nerede bulunur iseniz orada bana salavt getiriniz. O bana erisebilir". Ancak ne var ki yukardaki amalarla, yni hem putperest Arap'larin, ve Yahudiler'in ve Hiristiyanlarin geleneklerinden uzaklasmak ve hem de ayni zamanda alak gnll imis gibi grnmek maksadiyle, kabir ziyretini yasakladigi halde, daha sonralari, giderek glenince, yasak ettigi bazi seyleri, yasak olmaktan ikarmistir; nk artik putperestleri ve kfirleri (Yahudi'leri ve Hiristiyan'lari) sindirmis, alt etmistir. Giderek glenmekle sinirsiz bir vnme dnemine girdigi iin, lmnden sonra kendi kabrini ziyret edebilsinler diye kabir ziyreti yasagini kaldirmayi uygun bulmustur. Nitekim Ibn-i Mes'd'un rivyetine gre syle demistir: "Ashbim! Sizi evvelce ben, kabirleri ziyretten nehyetmistim (yasaklamistim). Artik simdi ziyret ediniz" . Bu hads hkmne dayali olaraktir ki Imm Gazal, kbir ziyretinin yasak oldugunu ne srenleri ktmsemistir. Muhammed, bu yeni tutumu ile, sadece kendi kabrinin ziyret edilmesini istemekle yetinmeyip bir de kendisine "salavt" getirilmesini de emretmistir; hem'de sadece kisileri degil fakat Tanri'yi ve melekleri dahi kendisine salavt getirir durumda kilmak sretiyle! Nitekim Kur'n'a koydugu su yet bunun kanitidir: "Sphe yok ki Allah ve melekleri, salevat getirir Peygambere; ey inananlar, siz de ona salevat getirin, tam teslim olarak da selm verin" (33 Ahzb 56) Hatirlatalim ki kabrinin ziyret edilmesini, ve edilirken de kendisine salevat getirilmesini emrederek, bir bakima Yahudi'lerin ve Hiristiyan'larin uyguladiklari gelenege ynelmekle beraber, onlari asagilatmak maksadiyle sarfettigi yukardaki szleri

degistirmemistir. te yandan, Islm kaynaklarindan grenmekteyiz ki, msrik Arap'larin, kabir zerine "Kubbe" kurma gelenegi de mslmanlar arasinda srdrle gelmistir. rnegin Ali'nin torunu olan Hasen Ibn-i Hasen ldg zaman, esi, bir yil boyunca kocasinin kabri zerine "kubbe" kurmustur. Yine bunun gibi, Muhammed'in eslerinden olan Zeyneb Bint-i Cahs ldg zaman, mer bin Hattab, onun kabrine "kubbe" kurmustur. Muhammed'in es'lerinden olan Ayse'nin de, kendi kardesinin kabrine "kubbe" kurdugu sylenir. IV) Yahudi'lerle Hiristiyn'lari birbirlerinin dostu ve mslman'larin dsmani olarak gsterme siyseti: "Allah Yehd ve Nasra'yi rahmetinden uzak kilsin" (K. Imrn 28, 72-73; Mide 51, 54, 57; Nisa 144; Tevbe 29) Yahudi'ler ve Hiristiyan'lar arasinda, Muhammed'e inanmis olarak Islm'a girenlerden bazilari, az zaman gemekle hat ettiklerini, ve nk Muhammed'in gerek anlamda bir peygamber olmadigini, getirdigi din'in Yahudiligi taklitten baska bir anlam tasimadigini syliyerek Islm'dan ikmislardir. iktiktan sonra baskalarini da, kendileri gibi harekete tesvik etmislerdir; daha dogrusu onlara, mslmanligi kabul etmis gibi grnp, gizlice dinden ikmalarini, bylece diger mslmanlarin da Islm'i terketmelerine vesile olacaklarini sylemislerdir. Islm kaynaklarinin bildirmesine gre bunlar, ayrica da Islm dini'ni ve Muhammed'i alaya almislardir. Beyzav'nin sylemesine gre bazi Hiristiyan'lar, biraz yukarda degindigimiz gibi, ezn okunurken, mezzin'in: "... Sphesiz bilirim, bildiririm Tanri'nin Peygamberidir Muhammed..." seklindeki szlerini aynen tekrarlayarak arkasindan "Tanri yalancilari ateste yaksin" diye yksek sesle eklerlermis. Yine yukarda degindigimiz gibi, bazi munafik'lar (rnegin Rifaa Ibn Zeyd ve Sveyd Ibn el-Haris adindaki kimseler) , her vesile ve firsatta mslmanligi alaya alirlarmis. Bunun byle oldugunu Muhammed, Kur'n'a koydugu su yet'le anlatmaga alisir: "Namaza agirdiginiz zaman onu alay ve eglence konusu yaparlar..." (K. Mide 58). Islm kaynaklarina gre, gy aradan bir ka gn gemeden, yukardaki szleri sarfeden Hiristiyan kisinin evinde yangin ikmis ve adamcagiz yangin sirasinda telef olmustur. Her ne kadar Islm kaynaklari, rnegin nl yorumcu Beyzev, yanginin tesadfen iktigini sylerlerse de, pek muhtemeldir ki ikartanlar, inkrcilara karsi dsmanlik besleyenlerdir. Fakat her ne olursa olsun, bu gibi kimseleri kendisi bakimindan byk bir tehlike olarak grdg iindir ki Muhammed, her seyden nce onlari "hin" kisiler gibi tanitmaya alisarak Kur'n'a sunu koymustur: "Ehl-i Kitb'dan bir kisim kimseler (dindaslarina) dedi ki: -M'minlere (indirilen Kur'n'a) siz de mn et(mis grn)nz; gndzn evvelinde imn ediniz, hirinde ise kfr ve inkr ediniz! Olur ki o mn edenler de dinlerinden dnerler- ..." (K. 3 Imrn 72-73). Biraz yukarda degindigimiz gibi, Mslmanlarin bu gibi kisilerle iliski kurmalarini engellemek zere, her seyden nce Mide sresi'ne, su yeti koyar: "Ey iman edenler! Sizden nce kendilerine Kitap verilenlerden dininizi alay ve oyun konusu edinenleri ve kfirleri dost edinmeyin. Allah'tan korku, eger m'minlerden iseniz" (K. Mide 57). Gy Tanri bu szleriyle, Yahudi'lerden ve Hiristiyan'lardan bazilarinin hiynet halinde bulunduklarini, yni mslman grnp, sonra dinden iktiklarini ve bylece mslmanlari da dinden ikmaga tesvik bakimindan rnek yarattiklarini anlatmaktadir . Ancak ne var ki Muhammed, bunu yeterli grmez; yni sadece Islm'a karsi tutum takinmis olan ve Islm'i alaya alan kfirlerle dost olunmamasini emretmekle yetinmez. Isi biraz daha saglama baglayabilmek iin ister ki mslmanlar, Yahudi ve Hiristiyan hi bir sekilde dost olmasinlar. Bu maksatla Yahudi'lerle Hiristiyan'lari, fitnecilikte ortak ve birbirlerinin dostu dost olarak mslmanlarin dsmani imis gibi gsterme yolunu seer. Byle olunca Mslmanlari onlarla dost olmaktan yasaklamak artik kolaydir. Bu maksatla Mide Sresi'ne su yet'i koyar: "Ey (Mslmanlar)! Yahudileri ve Hiristiyanlari dost edinmeyin. Zira onlar birbirinin dostudurlar. Iinizden onlari dost tutanlar, onlardandir..." (K. 5 Mide 51).

Grlyor ki bu koydugu yet ile mslman'lari, Yahudi'lerle ve Hiristiyan'larla temas ettirmemek olasiligini bulmustur. Bylece baska dinden olanlarin mslmanlar arasina sizmalarina, mslmanlari etkilemelerine engel olabilecegini dsnmstr. Bundan gayri bir de Yahudi'lerin ve Hiristiyan'larin, tipki putperest Arap'lar gibi, Mslman'lara Tanri'dan hi bir iyilik gelmesini istemediklerini syler ve Kur'n'a su tr yet'ler koyar: "Kitab ehlinden ve Allah'a es kosanlardan inkr edenler, Rabbinizden size bir iyilik gelmesini istemezler..." (K. 2 Bakara 105). Yine yukarda degindigimiz gibi, Mslman'lari, Yahudi'lere ve Hiristiyan'lara karsi dsmanca duygulara srkleyebilmek iin: "Ey m'minler! M'minleri birakip kfirleri dost edinmesinler; kim byle yaparsa Allah katinda bir degeri yoktur..." (K.Imran 28, ve Nis 144) diye ekler. Bu vesile ile belirtmek gerekir ki Yahudi'leri ve Hiristiyan'lari birbirlerinin dostu imis gibi gstermek zere yukardaki yet'leri koyarken gerek disi bir kani yaratmaga alismistir; stelik de kendi kendisiyle elismeye saplanmistir. nk bir kere Yahudi'lerin Hiristiyan'larla dost olduklari iddisinin gerekle ilgisi yoktur. Su bakimdan ki Hiristiyan'lar, ellerinde bulundurduklari Incil geregince, Yahudi'leri dima dsman diye bilmislerdir. Dsman bilmelerinin bir nedeni, Yahudilerin Is'yi Tanri'nin oglu (ya da peygamber) olarak kabul etmemis olmalaridir. Diger bir neden de Is'nin Yahudi'ler tarafindan ldrlms olduguna inanmis bulunmalaridir. Bunun byle oldugunu Muhammed, Incil hakkinda bilgisi olanlardan grenmistir. Nitekim bir yandan Hiristiyan'lari ve Yahud'ileri birbirleriyle dost imis gibi gsterirken (K. Mide 51), diger yandan, Kur'n'in bir ok yerlerinde koydugu yet'lerle onlari birbirlerinin ezel dsmani olarak tanimlamistir. rnegin Bakara Sresi'ne koydugu bir yet'le onlari, birbirlerinin dinlerini inkr eder sekilde tanitmistir. "Yhudiler-'Hiristiyanligin bir temeli yoktur'- dediler, Hiristiyanlar de -'Yahudiligin bir temeli yoktur' dediler... Bilgisizler de tipki onlarin sylediklerini sylemistir... Allah, kiymet gn, anlasmazliga dstkleri seylerde onlarin arasinda hkm verecektir... " (K. 2 Bakara 113). te yandan Yahudi'lerle Hiristiyan'lar arasinda anlasmazlik ve dsmanlik bulundugunu sylerken, bu dsmanligi yaratan nedenlerden birinin, Tanri'nin kendilerine gnderdigi Kitab zerindeki anlasmazliktan dogdugunu eklemistir. Daha baska bir deyimle Muhammed, gnlk siysetinin itisine gre, Yahudi'leri ve Hiristiyan'lari bazan birbirlerinin dostu, bazan da dsmani seklinde gstermistir. Btn bunlari yaparken mslman'lari da onlara karsi dsman kilici ve saldirtici tahriklerden geri kalmamistir. Tevbe sresine koydugu bir yet'le Mslmanlari, Yahudi'lere ve Hiristiyan'lara karsi savasmaya ve bu savasi, onlarin Islmi kabul etmelerine ya da kendi elleriyle klerek "cizye" vermelerine kadar srdrmelerini emretmistir (Bkz. Tevbe 29) V) Mslman'larin, Yahudi'lerle, Hirisitiyan'larla ve Msrik Arap'larla dostluk iliskisinde bulunmalarini nleme siysetinin gerek nedenleri: (Imran:118-120; Maide: 51, 54, 57; Nisa 144, 145; Mmtahine:13) Medne'de yasayan Arap'lar (ki genellikle Evs ve Hazrec kabilelerinden olusmustu), eskiden beri oradaki esitli Yahudi kabileleriyle anlasmalar yapmis olarak i ie, ve olduka dostane bir sekilde yasarlardi. Muhammed'in Medne'ye hicretinden sonra dahi bu Arap'lardan bir kismi, mslmanligi kabul etmekle beraber, yine de Yahudi'lerle dost olarak kalmakta devam etmislerdir. nk evvelce yapmis olduklari esitli andlasmalar geregince dostluk iliskilerini srdrmekle, hem manev ve hem de madd bir takim ikarlar saglamaktaydilar. Nitekim, ilerdeki blmlerde ayrica belirtecegimiz gibi, Hazrec'lerin reisi olan Abdullah b. Ubeyy ("Ibn-i Sell" diye de bilinir), nemli bir yahudi kabilesi olan Ben Kaynuka ahalisini, Muhammed'in gazabindan kurtarmistir. Kisaca ekleyelim ki Abdullah b. Ubeyy, mslmanlar arasinda etkili bir duruma sahip bulundugundan Muhammed, ilk zamanlar ondan ekinirdi. Onu dariltacak olursa, kendi taraftarlarindan ogunu kaybedecegini dsndg iindir ki, onun istegine uyarak Ben Kaynuka esirleri'ni

ldrtmekten vazgemistir. Fakat bu olay Muhammed'i iyice su inanca srklemistir ki, eger mslman'lar "kfir"lerle ya da "munafik"larla dostluk iliskilerinde bulunacak olurlarsa, bu kendisi bakimindan ok tehlikeli olacaktir! Daha dogrusu bu tr iliskileri kendi otoritesini mutlak kilabilmek bakimindan sakincali grmstr. Bu arada Ubeyde b. al-Samit adinda biri, Ben Kaynuka Yahudileriyle dost bulunmasina ragmen, Muhammed'in yanina gelip, Yahudilerle olan dostlugunu bozdugunu ve kendisine Tanri ve peygamberinden ve mslmanlardan gayri hi kimseyi dost tanimadigini sylemistir. Bunu firsat bilen Muhammed, Mslman'lari Yahudi'lerle, Hiristiyan'larla ve munafik'larla dost olmaktan uzaklastirmak hususunda biraz daha kati bir siyset izleme geregini duymustur. Kur'n'a koydugu yet'lerle, her seyden nce, onlarla mslmanlarin aralarini sogutmaga alisir. rnegin Imrn Sresi'ne koydugu bir yet'le Tanri'nin syle konustugunu syler: "Ey (mslmanlar)! Sizden olmiyani sirdas edinmeyin, onlar sizi sasirtmaktan geri durmazlar, sikintiya dsmenizi isterler. Onlarin fkesi agizlarindan tasmaktadir, kalblerinin gizledigi ise daha byktr....Iste siz, onlar sizi sevmezken onlari seven ve Kitab'larinin btnne inanan kimselersiniz. Size rastladiklari zaman :-Inandik-' derler, yalniz kaldiklarinda da size fkelerinden parmaklarini isirirlar. De ki -fkenizden atlayin...-'...Size bir iyilik gelse onlarin fenasina gider; basiniza ktlk gelse buna sevinirler. Sabreder ve sakinirsaniz, onlari hilesi size hi bir zarar vermez..." (K. 3 Imrn 118-120) Yahudi'lerle ve Hiristiyan'larla ya da putperest Arap'larla, ve munafik'larla dost olma yasagini, ana, baba, kardes ve yakinlar arasindaki iliskileri dahi nleyecek noktalara gtrmstr. Bu maksatla koydugu yet'lerden biri syle: "(Mslmanlari) Allah'a ve peygamberine muhalefet edenlerle dostluk eder ve mevedded kurar bulamazsin, ister babalari, ister ogullari olsun" (K. 56 Mcadele 22) Fakat yine tekrar edelim ki Muhammed'i bu yola srkleyen asil sebeb, mslmanligi kabul etmis bulunan Yahudi'lerin ve Hiristiyan'larin, Islm'i kabul etmeyenlerle dostluk iliskilerini devam ettirmelerinden dogabilecek tehlikedir; nk Islm'i kabul etmis olanlarin, bu iliskiler sonucu olarak Islm'dan ikmalari kolaydi. Ayni ihtimal, sphesiz mslmanligi kabul etmis olan Arap'larla, msrik Arap'lar arasindaki iliskiler bakimindan da sz konusu idi. Yahudileri ve Hiristiyanlari, kendisine dsman saydigi iin, hepsini de "kfirler" ve "facirler" (ktlk yapanlar) arasina katmis ve tipki msrik (putperest) Araplar iin yaptigi gibi, onlarla da dostluk kurulmasini yasaklamistir. Bu maksatla Kur'n'a, biraz nce degindigimiz gibi, su tr yet'leri koymustur: "Ey inananlar! M'minleri birakip kfirleri dost edinmeyin" (K. 3 Imran 28) "Ey iman edenler! Benim de dsmanim, sizin de dsmaniniz (olanlari) dost edinmeyin". (K. 60 Mmtahine 1); Bu emirlere uymayacak olanlari korkutmak maksadiyle, Tanri'nin, Yahudi'lerle ve Hiristiyan'larla dost olanlari kiymet gnnde temize ikarmayacagini, yzlerine bakmayacagini, onlarla konusmayacagini sylemistir (K. Imran 77). Yahudi ve Hiristiyan olanlar hakkinda, "Kafir" ve "Facir" deyimlerinden gayri bir de: " Allah'in gazabina ugramis millet" deyimini kullanmis ve onlarla hibir iliski kurulmamasi geregini vurgulamis, Kur'n'a sunlari koymustur: "Ey inananlar! Allah'in gazabina ugramis milleti dost edinmeyin" (K. 60 mmtahine 13); "Ey iman edenler! Yahudi ve Hiristiyanlari dost olarak benimsemeyin; onlar birbirlerinin dostudurlar. Sizden kim onlara dost olursa, o da onlardandir..." (K. 5 Maide 51) Yine tekrarlayalim ki Yahudi'leri ve Hiristiyan'lari birbirlerinin dostu imis gibi gsterirken, kendi taraftarlarini yaniltmakta idi, nk, biraz yukarda aikladigimiz gibi, onlar birbirlerinin dostu degil dsmani idiler. Su bakimdan ki Hiristiyan'lar, Isa'nin Yahudiler tarafindan ldrldgne inanmis olarak onlara karsi daha ilk baslangitan itibaren dsman kesilmisler ve bu dsmanligi gnmze dek getirmislerdir. * Biraz nce belirttiklerimizi zetleyecek olursak, yukardaki yasaklari Muhammed,

kendi taraftarlarinin Yahudi'ler ve Hiristiyan'lar ya da msrik Arap'lar tarafindan kandirilmasini ve kendisinden uzaklastirilmasini nlemek dsncesiyle koymustur. Sylemege gerek yoktur ki bu dsncenin altinda yatan sey, Islm'i ikn yolu ile ayakta tutmanin mmkn olamayacagini bilmesidir.. Taraftarlarini kili yolu ile Islm'da tutabilecek kadar gleninceye kadar, kendisini bu gvensizlik ierisinde buldugu muhakkaktir. Bu dsncesini gizlemek zere buldugu are, Yahudi'lerle Hiristiyan'larin Islm'i alaya aldiklari bahanesine sarilmak olmustur. VI) Yahudi'lere ve Hiristiyan'larla selmlasmak, el sikismak, onlara iyi davranmak ve yardimda ve sevgi gsterisinde bulunmak yasak; fakat Mslman'in "zlim" olanina bile yardim sart (K. En'm, 54; Maide 54; Nisa 86; 56 Mcadele 22; Fetih 29; Nr 2, vb...). Serit, Mslman'larin Yahudi'lerle ve Hiristiyan'larla dostluk kurmalarini nlemekle yetinmemis, bir de mslmanlari onlarla el sikismak'tan, selamlasmak'tan, onlara iyi davranmaktan ve yardimda bulunmaktan ve buna benzer "insancil" davranislardan yasaklamistir. Buna karsi Mslmanlar arasi yakinlasmayi ve yardimlasmayi ngrmstr. rnegin Buhr'nin Ber' (Ibn-i Azib)' den rivyetine gre Muhammed, mslman kisilere, birbirlerinin selmini karsilamak, hasta ziyret etmek, cenze arkasindan gitmek, dvete ib eylemek, mazlma yardim etmek, aksirana du'da bulunmak, yemn kabul etmek gibi seyleri emretmis, ve btn bunlari "mslman kardesler arasi davranislar" olarak ngrmstr. rnegin Mcadele sresi'ne koydugu su yet'le mslmanlarin, mslman olmayanlara, ve hatt Mslman olupta Tanri'ya ve "peygamberi'ne" muhalefet edenlere sevgi ve dostluk gsterisinde bulunmamalarini anlatmak istemistir: "(Mslmanlari), Allah'a ve (Peygamberine) muhalefet edenlerle dostluk eder ve mevedded eder (sevgi gsterir) bulamazsin; ister babalari, ister ogullari olsun" (K. 56 Mcadele 22). Degil sadece dostluk ve sevgi gsterisinde bulunmayi nlemek ve fakat el sikismayi, ya da selamlasmayi dahi yasaklamistir; hi degilse onlara rastlandiginda nce selam verilmemesini emretmistir. nk selamlasmayi "Sevgi gsterisi" saymis, ve bu tr bir "sevgi" gsterisini sadece mslmanlar arasi iliskiler bakimindan emretmis, bu sevginin mslman olmayanlara karsi gsterilmemesini istemistir. Kur'n'a: "Size bir selam verildigi zaman, ondan daha iyisiyle selam verin veya ayniyle mukabele edin" (K. 4 Nisa 86) seklinde koydugu yet bu dogrultuda bir anlam tasir. Su bakimdan ki bir kere Kur'n olarak, ya da Kur'n olmiyarak, yerlestirdigi hkmlerle gre "selm" denen sey Tanri'nin, sadece mslman kullarina zg kildigi, ve onlara yarasir grdg bir deyimdir. Bunu anlatmak zere En'm sresi'ne koydugu bir yet syle: "Ayetlerimize inananlar sana geldiginde onlara de ki: Selm size!..." (K. En'm 54). Dikkat edilecegi gibi burada, selm verilmeye layik olan insan, sadece Kur'n'daki yet'lere inanan insan'dir. Daha baska bir deyimle Tanri, Muhammed'in sylemesine gre, yet'lere inanamayan kimselere "Selm size!" deyimini uygun bulmamistir. Yine bunun gibi Neml sresi'ne sunu koymustur: "(Ey Muhammed!) De ki: Hamd olsun Allah'a, selm olsun sekin kildigi kullarina..." (K. Neml, 59). Grldg gibi, burada geen "selm olsun" deyimi, Allah'in "sekin" kildigi kul'larina, yani gelmis-gelecek btn mslman'lara hitaben kullanilmistir. Yine bunun gibi Muhammed, mslmanlarin "kfir"lerle her trl iliskiyi kesmeleri hususunu hkme baglarken "selm" szcgn, alayli bir okuma sekliyle, syle kullanmistir: "Onlar, bos sz isittikleri zaman ondan yz evirirler, ve : -'Bizim islerimiz bize, sizin isleriniz size, Size selam olsun. Biz kendini bilmezleri (arkadas edinmek) istemeyiz-' derler" (K. Kasas sresi, yet, 55). Her ne kadar Yahudi ve Hiristiyan kavimlerinden bazilarina gndermis oldugu mektuplarda "selam" (va 'l-salm) szcgn kullandigi grlmekle beraber bu uygulamayi siyset icabi yaptiginda kusku yoktur.

Ve yine her ne kadar Tabar, ve Fahr al-Din al-Rzi gibi yorumcular, Yahudi'leri ve Hiristiyan'lari "salm" ile selmlamanin esirgenmedigi grsne egiliminli iseler de, biraz asagida belirtecegimiz gibi Muhammed, mslman'larin nce selm vermemelerini ve hibir sekilde onlarla el sikismamalarini emretmistir. te yandan Sevgi' denen seyin, gler yzle selamlasarak kurulabilecegini belirtmis ve yukardaki hkm, sadece mslmanlar arasinda uygulanmak zere yerlestirmistir. Yerlestirirken de, bir mslman'nin diger bir mslmana selam vermesini, el sikismasini tesvik etmek iin, uhrev mkafatlar va'd etmistir: "Iki m'min karsilasip musafaha ettikleri (el sikistiklari) zaman, aralarinda yetmis gnahlari iin magfiret bulunur. Bunun altmis dokuzu gleryzl olanin, biri de digerinindir" seklinde konusmus, ve bu sylediklerini biraz daha pekistirmek zere de syle demistir: "Bir mslman, diger bir mslmana selam verdigi, o da selami ide ettigi zaman, melek, yetmis kere ona selam eder"; "Bir mslman ile karsilastigi halde selam vermeden geen mslmana, melekler bile sasar". Bunu yaparken ayrica: "M'min olmadikca cennet'e giremezsiniz; birbirinizi sevmedikce m'min olamazsiniz. Ister misiniz size bir ameli bildireyim ki, onu yaptiginiz zaman birbirinizi sevmis olursunuz? Aranizda selami yayiniz " seklinde konusmustur. Mslmanlarin birbirleriyle selmlasirken Yahudi'lere ve Hiristiyan'lara benzememelerini bildirmis ve syle demistir: "Sakin Yahdi ve hiristiyanlara benzemeyin; zir Yahdilerin selmi, parmak isreti, Hiristiyanlarin selmi ise avu isreti iledir" . Mslmanlarin birbirleriyle el sikisarak selmlasmalarini gnahlardan kurtulmanin bir yolu oldugunu, bir de su szleriyle belli etmistir: "Mslmanlar karsilastiklarinda musfaha ederlerse (el sikisirlarsa) gnahlari dklr" . Yine bunun gibi, birbirleriyle el sikisan mslmanlara Tanri'nin "magfiret"te bulunacagini anlatmak zere syle demistir: "Iki mslman karsilasip musfaha ettikleri (el sikistiklari) zamn Allahu Tel onlari magfiret buyurur" Yine bunun gibi, mslmanlarin "Es selm aleykm" diyerek birbirlerini selmlamlari iin syle demistir: "(Ey mslmanlar) Sizden biriniz kardesine mlki oldugu zamn: -Esselm aleykm ve Rahmet'llh ve Berekth- desin". Bundan baska, mslman hak'larindan olmak zere, her mslman kisi iin "din kardesi"nin mal, can, namus ve irzini korumanin, onun yoklugunda onu savunmanin ve her ne olursa olsun ona yardim etmenin dinsel bir bor oldugunu bildirmistir. Bu sekilde davranan muslman kisilerin Cehennem atesinden kurtulacaklariniz sylemistir. rnegin Tirmiz'nin rivyteine gre syle demistir: "Din kardesini mdfaa eden kimseye, o mdfaasi Cehennem atesine karsi perde olur" . Bir baska vesile ile de syle demistir: "Hangi bir mslman ki, din kardesini mdfaa ederse, Allahu Tel'nin onu kiymet gnnde Cehennem atesinden korumasini hak eder" . te yandan mslmanlarin birbirlerini sevmeleri iin: "M'min, kendisi iin sevdigini, din kardesi iin de sever", ya da: "M'minin gzn sevindiren kimsenin, Allahu Tel kiymet gn gzlerini sevindirir" Dikkat edilecegi gibi Muhammed, selamlasmayi, el sikismayi, yardimlasmayi, ve bunlara benzer sevgi davranislarini insanlar arasi iliskiler bakimindan degil, fakat sadece mslmanlar arasi iliskiler aisindan ele almis ve degerlendirmistir. Yine bunun gibi hasta ziyretini, hasta'nin hl ve hatirini sormayi ve ona mmkn olan yardimda bulunmayi sadece mslmanlar arasi bir grev seklinde ngrmstr. Bu grevin yerine getirilebilmesi iin ziyret eden mslman kisiye Cennet bahelerini va'd etmistir. Mslm'in Sevbn' dan rivyetine gre Muhammed syle demistir: "Bir mslman, mslman kardesini hasta iken ziyret ettiginde hasta basindan ayrilana kadar o ziyreti Cennet bostninda yasar" Her ne kadar hasta ziyreti isi'nin sadece mslmanlara hasredilmeyip, mslman olmayanlari da kapsadigi ve Muhammed'in bir Yahdi gencini hasta iken ziyret ettigi rnek verilirse de yanlistir. nk bir kere yukardaki hads hkmnde aika belirtildigi gibi Muhammed: "Bir mslman, mslman kardesini hasta iken ziyret ettiginde..." diye

konusmustur. te yandan Muhammed'in Yahdi bir gencini ziyret etmesi, onun hl ve hatirini sormak iin degil, fakat onu Islm'a agirmak iindir. Kaldi ki bu gen kendisine hizmet eden bir kimseydi, ve sz konusu ziyret vesilesiyle mslman olmustur. Nitekim Buhr'nin Enes Ibn-i Mlik'ten rivyeti syle: "Bir Yahd genci, Neb...'e hizmet ederdi. Bir ara hastalandi.. Resl-i Ekrem bunu hastaliginda ziyret etti. Basucunda oturdu. Ve bu gence mslman olmasini teklf etti. O da babasina bakti. Babasi -'Oglum! Eb'l- Ksim'e itat et-' demekle mslman oldu. Resl-i Ekrem hastanin yanindan ikinca: -'Su genci Cehennem azbindan kurtaran Cenb-i Hakk'a hamd senlar olsun-' dedi". Grlyor ki Muhammed, kendisine hizmet etmekte olan bu yahdi gencini ziyret ederken, bunu, esas itibariyle hatir sormak iin degil, fakat onun bu sikintili halini firsat bilip Islm olmasini istemek iin yapmistir. Eger sadece hl ve hatir sormak iin bu isi yapmis olsaydi Islm'a agirmayi sz konusu etmez, ya da byle bir teklifi, hi degilse nezketen, bir baska zamana birakirdi. Btn bunlar gstermekte ki Muhammed, "selamlasmak" ya da "gler yz gstermek" gibi davranislari, ya da hasta ziyretlerini, hep mslmanlar arasi iliskiler aisindan ngrmstr. Buna karsilik mslman olmiyanlara ve zellikle Yahudi'lere ve Hiristiyan'lara selam vermeyi, onlarla el sikismayi, onlara gler yz gstermeyi, iltifat etmeyi uygun grmemistir. Her ne kadar Kitab Ehli'ne eziyet etmenin ve kt muamelede bulunmanin ciz olmadigini syledigi ileri srlrse de, gerek sudur ki onlarla alis veriste bulunmanin, birlikte yeyip imenin ve hele samimiyet kurmanin, dsp kalkmanin "Son derece mekrh" davranislar oldugunu sylemekten geri kalmamistir. Biraz yukarda zikrettigimiz yet'i, bunlardan biri olarak tekrarlayalim: "(Mslmanlari), Allah'a ve (Peygamberine) muhalefet edenlerle dostluk eder ve mevedded eder (sevgi gsterir) bulamazsin; ister babalari, ister ogullari olsun" (K. 56 Mcadele 22). Eb Hreyre'nin rivyetine gre Muhammed, Yahudi'lere ve Hiristiyan'lara karsi her vesile ile husumet gsterilmesini istemistir. rnegin onlarla el sikismamak, nce'den onlara selm vermemek, ya da yolda giderken onlari kenara ekilmeye zorlamak gibi hususlarda mslmanlara su tr emirler vermistir: "Zimnilerle (Yahudi'lerle, Hiristiyan'larla) msafaha etmeyin (el sikismayin), ve nce siz selam vermeyin; yolda karsilastiginiz zaman, onlari kenara ekilmege mecbur ederek gein" "Yahudi ve hiristiyanlara nce (siz) selam vermeyin; yollarda onlara rastladiginiz zaman, ukura dsmemek ve duvara arpmamak sartiyle, onlari aralayarak geiniz". Hatirlatalim ki burada geen "Zimni" szcg, Islm devleti sinirlari ierisinde yasayan ve Islm devleti uyrugu bulunan Yahudi'lerle, Hiristiyan'lari kapsar. Kur'n'in Tevbe Sre'sinin 29 cu yetine gre bunlar, Islm devletine "cizye" (yni "kafa parasi" / hara) vermek sartiyle yasama hakkina sahip kilinan "Ehl-i Kitab" tir. Onlara selm vermek syle dursun fakat "lnet" etmek gerektigini syler ve rnegin "...Allah onlari (Yahudi'leri ve Hiristiyan'lari) yok etsin (kahretsin).... " (K. Tevbe 30), ya da: "Bunlar (Yahudi'ler) Allah'in lnetledigi kimselerdir. Allah'in rahmetinden uzaklastirdigi (lnetli) kimseye gerek bir yardimci bulamazsin..." (K. Nis 51-52), seklindeki yet'leri tekrarlayarak kendinden rnekler verirdi. te yandan mslmanlarin kendi aralarinda birbirlerine karsi "Alak gnll" olmalarini ve fakat kfirlere karsi yukardan bakmalarini emretmis, syle demistir: "(Benim ve Tanri'nin dostlari) M'minlere karsi alak gnll, kfirlere karsi (ise) onurlu ve zorlu (olanlardir)". Bunu sylerken hi kuskusuz Kur'n'a koydugu diger yet'leri de gz nnde tutmustur ki bunlardan biri Maide Sre'sindeki su yet'dir: "...Allah...inananlara karsi alak gnll ve inkarcilara karsi gl...bir millet getirir" (K. Maide 54). Ayni Sre'ye yerlestirdigi diger yet'lerle Tanri'yi ve peygamberi'ni ve namaz kilip ruku eden kimseleri, mslmanlarin dostu olarak tanimlamistir (K. Maide 55). Yine bunun gibi "Yumusaklik bereket, sertlik ise ugursuzluktur" derken, bu forml sadece mslmanlar arasi iliskiler bakimindan ngrmstr. Buna karsilik mslmanlarin

kafirlere karsi sert davranmalari gerektigini belirtmis ve Kur'n'a sunu koymustur: "(Mslmanlar) kfirlere karsi sert, birbirlerine merhametlidirler" (K. 48 Fetih 29) Bu sekilde davrananlari Tanri'nin ve Peygamberinin dostlari olarak tanimlamistir: "(Benim ve Tanri'nin dostlari) M'minlere karsi alak gnll, kafirlere karsi onurlu ve zorlu (olanlardir)..." Hemen ekleyelim ki kfirlere karsi "onurlu" ve "sert" ve "zorlu" olmayi emrederken, ayni zamanda onlara kfretmeyi, ya da onlari her vesile ile kltmeyi gerekli grmstr. rnegin Kur'n'a soktugu: "...Allah'a inanan kimse, kopmak bilmeyen saglam bir kulpa yapismistir" (K. Bakara 256) seklindeki yet'i aiklarken syle derdi: "Kim ki azginlara kfredip Allah'a iman ederse, hi sphesiz o en saglam kulpa yapismistir". Buradaki "azginlar" szcg ile Yahudi'leri ve Hiristiyan'lari kasttetigini belirtirdi . Yine bunun gibi kafirleri kk dsrmek maksadiyle, onlarin "obur", ve midelerine dskn, olduklarini sylerdi. Bir hads'inde syle demistir: "M'min bir midesine koymak iin, kfir midesini sisirmek iin (yemek) yer" . Sanki oburluk kfirlere zg bir seymisde mslman kisi az yemek yermis gibi. te yandan Tanri'nin ve "Peygamberi"nin, yalnizca mslmanlara karsi "acimali", "merhametli" ve "sefkatli, ve fakat "kfir"lere karsi acimasiz ve sert oldugunu anlatmak zere Kur'n'a yte'ler koymustur. Bunlardan biri Tevbe sresi'nin 128ci yet'i olarak syle: "Ey inananlar! Andolsun size kendinizden yle bir Peygamber gelmistir ki, sizin sikintiya ugramaniz ona ok agir gelir. O, size ok dskn, mminlere karsi ok sefkatlidir, merhametlidir" (K. Tevbe, 128). Bu dogrultuda olmak uzere Fetih sresi'nde su var: "Tanri'nin peygamber'i Muhammed ve onunla birlikte olanlar (mslmanlar), kfirlere karsi ok kati-sert (esidd), birbirlerine karsi ise acimali-merhametlidirler (ruhamma) ..." (K. Fetih, 29) "Kfir"lere karsi "acimasiz", "kati yrekli", "sert" olmak yaninda bir de onlarla savasmak gerektigini belirtmek zere Kur'n'a: "Ey Peygamber! Kfirlerle ve mnfiklarla savas! Ve onlara katilik gster. Varacakalri yer cehennemdir. Ne kt bir varis yeridir orasi" (K. Tevbe 73; Tahrm 9) seklindde yet'ler koymustur. Her ne kadar burada "Ey Peygamber!" hitabi geiyor ise de, Kur'n yorumcularina gre bu emir tm mslmanlara verilmis bir emirdir. Nitekim Tevbe sresi'nde Tanri'nin, mslmanlara hitaben, konusarak onlari kfirlere karsi savasmaya agirdigi, ve savas boyunca onlara yardim edecegini aikladigi grlyor: "Ey inananlar! Yakininizda bulunan inkrcilarla savasin! Sizi kendilerine karsi sert bulsunlar. Bilin ki, Allah kendisine karsi gelmekten sakinanlarla beraberdir" (K. Tevbe, 123). Buna karsilik mslmanlar arasi iliskiler, mslman kisinin "iyi", "drst", "faziletli" (vs...) ya da "kt", "zlim" (vs...) olmasina bakilarak degil, fakat sadece "mslmanlik" kistasina gre ayarlanmisti. Nitekim Muhammed, mslmanlara syle emretmistir: "Ister zlim olsun, ister mazlum olsun, mm'min kardesine yardim et". Yni mslman kisi "zlim" de olsa, diger mslmanlarin ona yakinlik gstermeleri, yardim etmeleri gerekir. Her ne kadar bu yardimin, onu "zulmnden" nlemek seklinde oldugu sylenirse de, "zulm" eden mslman kisi'nin cennet'lik olmasini saglayabilecek durumlar pek boldur. Su bakimdan ki mslmanlara, gnahlardan kurtulmak iin sinirsiz denebilecek olasiliklar saglanmistir. O kadar ki Muhammed: "Islm, kendisinden evvel vki olmus crmlerin hkmn ibtl eder" seklinde yerlestirdigi kural'larla, mslman'lardan "katil" suunu islemis olanlarin dahi, cennetlik olabileceklerini bildirmistir. Bundan dolayidir ki Mekke'nin fethi gnnde mslmanligi kabul eden Eb Sirvea, daha nceki bir tarih itibariyle Hubeyb b. Adiyy adindaki mslman bir kisi'yi ldrms oldugu halde cennetlik sayilmistir. Yine bunun gibi Muhammed: "Allah yolunda nefsini fed eden her mslman muhakkak ki Cennet'e girer" dedigi iindir ki, mslman bir kisiyi ldren "kfir" kisi, eger bundan sonra Islm'a girer ve sehid olacak olursa dogruca Cennet'e ulasir. te yandan Muhamed, mslmanlara yasak ettigi, ya da mslmanlar bakimindan kt olarak grdg seyleri, kfirlere yakistirirdi. rnegin mslmanlara altin ve gms kullanmayi yasaklarken bunlarin, bu yeryznde, kfirlere lyik seyler oldugunu syler ve

syle derdi: "... Ve altin, gms kaptan imeyiniz, gms (ve altin) tabaklardan yemek de yemeyiniz. Gms (altin) dnyda kfirlerin, Ahiret'te de biz mslmanlarindir" . Yine bunun gibi fazla yemek yiyip karin sisirme'nin kt bir sey oldugunu ve bu gibi ktlklerin "kfir"lere zg bulundugunu anlatmak maksadiyla syle derdi: "M'min bir mi'desine koymak iin yer. Kfir ise karnindaki yedi bagirsagini doldurmak (karnini sisirmek) iin yer" Grlyor ki Muhammed'in getirdigi serit, Yahudi'leri ve Hiristiyan'lari ktlemek, ve onlari mslmanlarin gznde asagilatmak iin pek esitli ve pek olumsuz yollara basvurmustur. VII) Yahudi'leri ve Hiristiyan'lari asagilatmaga matuf uygulamalar arasinda, zel isretler tasima zorunlugu yer alir. Yahudi'lerI ya da Hiristiyan'lari asagilar nitelikteki hkmlerin, tam bir etkenlikle uygulanabilmesi iin, daha mer b. Hattb'in halifeligi zamaninda, yni daha 7.ci yzyilda, haysiyet kirici bir takim yeni hkmler konmustur. Bunlar arasinda, Yahudi'lerin ve Hiristiyan'larin zel isretli giysilerle dolasmalarini zorunlu kilanlar vardi; ayrica da, devlet hizmetinde alistirilmamalari, yeni klise ya da havra insa edememeleri, mevcut olanlari tamir ettirememeleri gibi hususularla ilgili olanlari bulunmaktaydi. rnegin Yahudi'lerin elbiselerinin bir yerine sari renkte, Hiristiyan'larin elbiselerinin bir yerine de mavi renkte kurdela cinsi bir seyler takmalari emredilmistir. Ibn Eb Rendeka al-Tartus'nin Sirc almulk adli yapitindan grenmekteyiz ki Hiristiyan cemaat reisleri, tarafindan mer b. Hattab'a gnderilen bir bildiri'de: hiristiyan'larin klise insa etmeyecekleri ve mevcut kliselerini tamirine girismeyecekleri; dinleriyle ilgili her hangi bir seyi teshir etmeyecekleri; ocuklarina Kur'n okutmayacaklari; baskalarini kendi dinlerine evirtmeyecekleri; kendi ilerinden mslman olmak isteyenlere engel ikartmayacaklari; ne giyim ve ne de yasam cihetiyle mslmanlara benzemege alismayacaklari; semerli hayvana binmeyecekleri ve silah tasimayacaklari; sokakda ha tasimayacaklari; mslmanlara karsi daima saygili olacaklari, ve oturmakta olduklari yerleri mslmanlarin istegi zerine terkedecekleri; mslman evlerinin ykseginde bir yere ev yapmayacaklari, vs... gibi hususlar belirtilmistir. mer b. Hattab bu bildiriyi okuyunca, hosnud olmakla beraber, iki sart daha eklemistir ki o da mslman'lar tarafindan esir alinan kimselerin hiristiyan'lar tarafindan satin alinamamalari, ve mslman bir kisiye tecavzde bulunan hiristiyan'larin her trl korunmadan yoksun birakilacaklari hususu ile ilgilidir. Dokuzuncu yzyilda Halife al-Mutavekkil (M. 822-861) tarafindan yayinlanan bir emirnamede: Hiristiyanlarin sokakta dolasirken bal sarisi renkte kukulete ve kusak takmalari, tahta semer zerinde hayvana binmeleri, mslmanlardan farkli renkte baslik takmalari, Hiristiyan kadinlarin sokakta sari renkte omuz atkisiyle dolasmalari zorunlu kilinmis ve yeni olarak yaptirdiklari kliselerin yikilmasi emredilmistir. Ayrica da hiristiyanlara id evlerin, mslman evlerinden tefrik edilebilmesi iin, onlarin evlerinin kapisina tahta'dan yapilmis seytan isretinin konmasi gerekli kilinmistir. Yine bu ayni halife, Ku'n'a ve Muhammed'in szlerine dayali olarak Yahudi'lerin ve Hiristiyan'larin devlet hizmetinde kullanilmalarini yasakladiktan gayri, onlarin Islm'dan sonra insa etmis olduklari kliselerin ve havralarin yiktirilmasini emretmistir. al-Mtevekkil, tipki Muhammed'in yaptigi gibi, Kur'n zerinde her trl tartismayi "dinsizlik" saymis, ve Mutezile sinifi gibi akilci dsnceye ynelenlere karsi dsmanca bir siyset uygulamistir. Her ne kadar kendisine zel hekim olarak Huneyn Ibn Ishak'a (M. 809-873), eski Yunan yapitlarinin Arapa'ya evrilmesi olanagini tanimis ise de, bunu "hosgr' nedeniyle degil, fakat tip alaninda edinilecek yeni bilgilerin, kendi sagligina yararli olabilecegi dsncesiyle yapmistir . al-Makrz'nin (M. 1364-1442), al-Sulk li-ma'rifat duval al-mulk adli yapitindan grenmek mmkndr ki, on dordnc yzyilda Kahire'de, Yahudiler sari kurdela, Hiristiyanlar ise mavi kurdela takmis olarak sokaga ikma zorunlugunda birakilmislardir.

Gsterisli sekilde yasamasinlar diye at'a ve katir'a binmeleri, beyaz trban takmalari vs... yasaklanmistir; sadece tahta semer takilmis esek stnde dolasmalarina izin verilmistir. Klise ya da Havra insa etmeleri yasaklanmis, yeni yapilmis kliseler ya da havra'lar yiktirilmistir. Ne ilgintir ki bu uygulama, Muhammed'ten alti-yz yil sonra, 1215 yilinda Papa Innocent III tarafindan yayinlanan bir kararname ile Hiristiyan dnyasinca da aynen taklid edilecektir. Ancak ne var ki Bati dnysini akil agina eristiren aydinlar ve dsnrler, diger bir ok nedenler yaninda bir de bu uygulama yznden Hiristiyan'liga karsi cephe alacaklar ve Hiristiyan'ligin insan sahsiyetinin haysiyetini inciten bu tr ynleriyle savasacaklardir. Oysa Islm dnysinda serit'in insan varligini asagilatan emirlerine ses ikaran olmamistir; aksine aydin geinen siniflar dahi bu tr hkmleri yceltmekten geri kalmamislardir. Hosgr temsilcisi ya da insanlik sevgisi rnegi gibi gsterilen dsnrler dahi, rnegin Mevlna, din adina "kfir'ler" cihad'i kutsal bilmis, ya da farkli inantadir diye kendi z babasinin kellesini kesen mer b. Hattab gibi kimseleri yceltmis, ya da kadini asagilatan Kur'n yet'lerini Tanri'dan gelmedir diye benimsemislerdir. VIII) Mslman'lar iin, Yahudi'lerin ya da Hiristiyan'larin hizmetinde bulunmak, onlarin emri altinda alismak yasak: Biraz yukarda, Mslmanlarin, Yahudi'lerle ve Hiristiyan'larla dostluk iliskisi kurmalarini yasaklayan hkmlerden rnekler verdik. Hemen ekleyelim ki bu hkmler, mslmanlarin, onlarin hizmetinde bulunmalarini, ya da onlari su veya bu sekilde ise almalarini dahi kapsar anlamlar tasimistir. Nitekim Hayber seferi sirasinda geen al-Esved olayi, bunun ilk rneklerinden biridir. Ibn Ishak'in anlatmasina gre Hayber kusatmasi sirasinda al-Esved adinda bir oban, gtmekte oldugu koyun srs ile birlikte Muhammed'in yanina gelir. Gttg koyun srs bir Yahudi'ye it'dir, ve kendisi de bu Yahudi'nin hizmetindedir. Muhammed'in yanina gelince ondan, Islm'in ne oldugunu kendisine anlatmasini ister, ve Muhammed'de anlatir. Onu dinleyince al-Esved, mslmanligi kabl ettigini syler. Ayrica da kendisinin bir Yahudi tarafindan oban olarak hizmete alindigini, ve gtmekte oldugu koyunlarin bu Yahudiye it olup kendisine emnet edildigini aiklar, ve simdi Mslmanligi kabul ettigine gre, ne yapmak gerektigini sorar. Muhammed ona sr'y salacak olursa koyunlarin geriye dnp sahiblerine gideceklerini syler. Yani demek ister ki bir mslman olarak artik Yahudi'nin hizmetinde is gremeyecektir. Muhammed'in bu szleri zerine al-Esved, yerden bir avu tas alir ve koyunlara savurur. Savururken de koyunlara syle seslenir: "Gidin artik sahibiniz olan adamin yanina. Ben artik (onun hizmetinde degilim) size bakmayacagim". Bunlari syledikten sonra Muhammed'in emrinde ve mslman askerlerin safinda olmak zere kendi kavmine karsi savasmaya baslar. Ancak ne var ki daha henz Islm dininde du etmege vakit bile bulamadan, karsi taraftan atilan bir tas darbesiyle yaralanir ve lr. Onun l vcudunu Muhammed'in nne getirirler. Muhammed lye syle bir gz atar ve sonra arkasina dnerek oradan uzaklasir. Neden dolayi byle yaptigi soruldukta: "al-Esved'in simdi yaninda kara gzl iki hur karisi bulunmaktadir " diye yanit verir. Yani sunu anlatmak ister ki el-Esved'i, gzel karilariyle bas basa birakmak iin yanindan ayrilmistir. nk daha nceki aiklamalariyla sunu anlatmistir ki, mslman kisi sehid oldugu an derhal Cennet'e gider, ve orada kara gzl iki kadin yanina gelir ve yzndeki toz topragi temizlerler; temizlerken de "Senin yzn toz'layanin ve seni ldrenin yzn Tanri toz'lasin ve canini Tanri alsin ... " diye konusurlar. Daha baska bir deyimle, "kfir"lerin hizmetinde alismaktan kainan mslman kisi, savas sirasinda du etme firsatini bulamadan lms olsa dahi cennet'e gidecektir. Muhammed'in Yahudi'ler ve Hiristiyan'lar aleyhinde Kur'n'a koydugu yet'lerin ve bu yet'lerle ilgili uygulamalarinin sonucu olaraktir ki, daha sonraki halifeler dneminde, Yahudi'lerin ya da Hiristiyan'larin memuriyetlere alinip mslmanlari onlarin hkm altinda

birakmak uygun grlmemistir. Nice rneklerden biri olarak, XIIIc yzyil yazarlarindan Nevev'nin belirttigi bir olaya deginelim: Mslmanlarin para islerinde kontrol memurluguna seilen bir Yahudi'nin, byle bir mevkie getirilmesi sikyet konusu olur. Sikyeti karara baglayan makamin, Kur'n'a dayali olarak verdigi fetva syle: "Bir Yahudi'yi byle bir mevkie atamak, ya da bu mevkide tutmak, ve onun hkmne boyun egmek ciz degildir. Bu gibi kimseleri isten atip, yerlerine mslman kisileri getirecek olan Yneticiler mkfatlandirilacaklardir. nk Tanri: -Ey inananlar! (Yahudileri ve Hiristiyanlari) kendinize dost edinmeyin nk onlar sizi saptirmak iin hibir firsati kairmazlar; onlarin istedikleri tek sey sizlerin azab ekmenizdir; onlarin nefretleri agizlarinda belirir, fakat kalplerinde gizledikleri daha da ktdr..- seklinde konusmustur, Bunun anlami sudur ki sizden hibiriniz, onlarin sizin islerinize burunlarini sokmasina izin vermemelidir..." IX) Yahudi'ler ve Hiristiyan'lar (ve genellikle Kfirler) mslman kisiler hakkinda "taniklik" edemezler. Onlarin yeminlerine i'tibar etmek ciz degildir (K. Maide 106-7) Muhammed'in Kur'n'a koydugu yet'lerden ve bu yet'lerle ilgili olarak biraktigi hads'lerden anlamaktayiz ki Yahudi'lerin ve Hiristiyan'larin yeminlerine itibar edilemez; onlarin mslmanlar hakkinda taniklik (sahadet) etmeleri de ciz degildir. rnegin Maide Sre'sinde syle yazili: "(Ey mslmanlar) lm birinize geldigi zaman vasiyet ederken iinizden (akrabanizdan) iki adil kimseyi; sayet yolculukta olup basiniza da lm msibet gelmisse, namazdan sonra alikoyacaginiz... iki kisiyi sahid tutun. Eger bu sahidlerin gnah islemis olduklari ortaya ikarsa, ncekilerin aleyhlerinde hak iddia ettikleri iki kisi bunlarin yerine geer ve 'Bizim sahidligimiz ikisininkinden de daha dogrudur, biz asiri gitmedik, yoksa sphesiz zulmedenlerden (kfirlerden) oluruz-' diye Allah'a yemin ederler..." (K. Maide 106-107). Grlyor ki Muhammed'in sylemesine gre Tanri, vasiyet konusunda mslmanlara, kfirlerden degil, fakat kendi ilerinden tanik (sahid) getirmelerini emretmistir. Yukardaki hkmn, Yahudi'lerle, Hiristiyan'lari, her ne sretle olursa olsun Mslmanlar hakkinda sahidlik etme olasiligindan yoksun kildigini anlayabilmek iin, Buhar'nin Ibn-i Abbas'tan rivyet ettigi bir hads'i, ve bu hads'le ilgili su olayi bilmek gerekir: Benu Sehm kabilesinden Budeyl adinda bir mslman kisi, Habes kirali Necasi'yi ziyaret maksadiyle, bir gemi iinde deniz yolculuguna ikar. Fakat yolda hastalanir ve lr. Ancak rahatsizligi sirasinda lecegini anladigi iin, vasiyetnamesini hazirlar, ve esyalari arasina koyarak bunlari, varislerine verilmek zere, gemi yolcularindan Temim ile Adiy adindaki iki tanidigina birakir. Tarihi Vakid'nin sylemesine gre Temim ve Adiy iki kardestirler ve her ikisi de hiristiyandirlar. Kendilerine teslim olunan esya arasindaki kiymetli bazi paralari kendileri iin alikorlar ve gerisini Budeyl'in varislerine gtrp verirler. Kendilerine ayirdiklari esyayi da ona buna satarlar. Budeyl'in varisleri, vasiyetnameyi inceledikten ve aldiklari esyayi da gzden geirdikten sonra, "terike" arasinda bazi kiymetli paralarin eksik bulundugunu anlarlar. Sorduklarinda Temim ve Adiy: "Bizim haberimiz yok" diye yemin ederler. Fakat bir sre sonra bu esyadan altin kakmali gms bir bardak, Mekke'de ele geirilir. Bardagin bu iki hiristiyan kardes tarafindan satildigi meydana ikar. Bunun zerine varisler, Temim ve Adiy aleyhinde dava amak zere Muhammed'e basvururlar. Sehm ogullari'ndan tanik olarak getirdikleri kimse de, kendileriyle birlikte, bardagin Budeyl'e it olduguna dair yemin eder. Ederken de kendi szlerinin ve yeminlerinin, baska bir dine mensup kisilerin (yni Temim ile Adiy'in) yemininden daha gvenilir oldugunu sylerler. Bu arada Temim, gy dayanamayarak crmn i'tiraf eder. Bunun zerine Muhammed kendisine syle der: "Ey Temim! Mslman ol! Ta ki Allah senin haal-i sirk'te isledigin kusurlari avfeder". Bu szler zerine Temim mslman olur; fakat kardesi Adiy olmaz, Hiristiyan dininde kalir ve Hiristiyan olarak lr. Ve iste Muhammed, pek muhtemelen kafasinda

canlandirdigi bu olayi bahane edinerek Kur'n'a, mslman olmiyanlarin sahadet ve yeminlerinin, mslmanlar hakkinda geersiz olduguna dair yukardaki yetleri (yni Maide sresi'nin, 106-107ci yet'lerini) koyar Bu konuda Buhar'nin naklettigi baska bir hads ve bu hads''le ilgili baska bir olay daha vardir ki o da syle: Cbir'in babasi Abdullah, Uhud savasi sirasinda sehid dser. Yarim dzineyi askin ocuklarini yetim birakir; bir hayli de borcu vardir. Borlu bulundugu kisilerin ogu Yahudi'dir. Fakat onlardan bor alirken akid yapmamis ve yazili bir sey birakmamistir. Alacakli olan Yahudiler, Cbir'i sikistirmaga baslarlar. Cbir ne yapacagini sasirir. Babasindan kendisine sadece hurmalik bir arazi kaldigi iin, bu hurmaligin rnlerini alacaklilara vererek, babasinin borlarini karsilamak ister. Fakat alacaklilar buna razi olmazlar. Cbir hemen Muhammed'e danisir ve babasinin Uhud seferi sirasinda sehid dstgn hatirlatarak durumu anlatir. Muhammed kendisine syle der: "Haydi sen hurmalari topla. Her cins hurmayi ayri ayri... harman et, sonra gelip bana haber ver". Cbir de yle yapar. Bunun zerine Muhammed, alacakli olan Yahudileri agirir. Yahudiler hurma harmanlarini grnce gy taleplerini arttirirlar; alacaklari olandan fazlasini isterler. Fakat Muhammed, hurma harmanlarindan en byk olaninin yanina giderek, bunlari alacaklilara dagitir ve bylece Cbir'in babasinin borlarini tamamen der. Geriye de bir hayli hurma kalmistir. Cabir : "Vallahi bor densin de kardeslerime bir hurma ile dnp gitmege rzi idim. Halbuki ben bakiyordum, Resulullah bu bir harman'dan btn alacaklilara verdigi halde hi bir hurma eksilmedigini grmstm" diye anlatir Islm kaynaklari, pek muhtemelen hayal rn bu olay vesilesiyle, Muhammed'in mucize yarattigini anlatmaga alisirlar. Oysa ki bu bir mucize degil ve fakat Muhammed'in bir bulusudur. Yahudilerin szne ve yeminlerine ve sahadetine itibar etmeyip mslman kisi'nin hesabina gre hareket etmis ve hurma rnlerinin sadece bir kismini dagitarak borlari demistir. Diger bir ihtimal'e gre de, Cabir'in babasinin Uhud'da sehid dstgn gz nnde tutarak, onun ogluna cemile'de bulunmak istemis ve dsmanlik besledigi Yahudilere hi bir sey vermemistir. Hurma harmaninda eksilme olmayisinin nedeni, pek muhtemelen, budur. Muhammed'in getirdigi sistemde kfirlerin tanikligi geerli olmadigi gibi, yemin'leri de geerli degildir. Onlarin yeminlerine itibar edilemeyecegini Abdullah Ibn-i Sehl'e'nin ldrlmesiyle ilgili olarak Sehl Ibn-i Eb Hasme'nin rivyetine dayali bir hads'den grenmek mmkndr; hads'le ilgili olay syle: Hayber Yahudi'lerini kendisine ekebilmek maksadiyle Muhammed, bir aralik onlara karsi taviz ve baris siyseti uygulamaga baslar. O tarihlerde Abdullah ile Muhayyisa adindaki iki mslman kisi, hurma toplamak zere Hayber'e giderler. Islerini grmek zere bir aralik birbirlerinden ayrilirlar. Bir mddet sonra Muhayyisa dnp geldiginde Abdullah'i kana bulanmis sekilde ldrlms olarak bulur. Onu oracikda defnettikten sonra, yakin akrabasindan iki kisiyi, yanina alarak beraberce Muhammed'in huzuruna ikar ve olayi anlatir. Muhammed, kendisine cinyet'in Hayber'deki Yahudiler tarafindan islendigine dir yemin etmesini syler. Fakat Muhayyisa, olay sirasinda orada bulunmadigini ve ldrme olayini grmedigini belirterek: "Yaninda bulunmadigim ve grmedigim bir cinyet hakkinda nasil yemin ederim?" diyerek yeminde kainir. Bunun zerine Muhammed: "Su halde Yehd elli yemn ile isnd ettiginiz cinyetten beret eder" der. Bunu duyan Muhayyisa ile yanindakiler itiraz ederler ve: "Y Resla'llh! Kfirler grhunun yeminlerine nasil i'tibar ederiz?" diyerek razi olmiyacaklarini bildirirler. Onlarin bu itirazini uygun gren Muhammed, Yahudilere yemin teklifinde bulunmaktan vazgeer. Vazgeince davanin uzamasi ve Yahudilerin "kiss" edilmeleri sz konusu olur. Oysa ki o siralarda Muhammed, biraz nce dedigimiz gibi, Yahudileri Islm'a sokmak iin "taviz" siyasetini srdrmektedir. Iste bundan dolayidir ki ldrlenin diyetini (kan pahasini) hazineden deterek davayi bir an nce sona erdirmis olur Dikkat edilecek olursa Yahudilere yemin teklifi egiliminde grnmesi, adaleti saglama ve hak durumunu ortaya ikarma amacina dayali degildir. nk byle olmus olsaydi, sanik durumunda bulunan Yahudilere, taraftarlarinin itirazina ragmen, yemin verirdi. Oysa

ki taraftarlarinin "Kfirler grhunun yeminlerine nasil i'tibar edebiliriz?" seklindeki szlerini geerli saymis, ve bylece Yahudilerin yeminlerine bagli olarak is grlmeyecegini hkme baglamis olmaktadir. X) Muhammed'in sylemesine gre Yahudi'ler ve Hiristiyan'lar kabirlerinde azb iinde kivranirlar; Mslman'lar ise kabir azbindan Tanri'ya siginirlar Muhammed'in es'lerinden Ayse'nin yanina bir gn, dilenmek iin bir "yahudi karisi" gelir ve: "Allah seni kabir azbindan korusun" diyerek du eder. Baska bir rivyete gre Yahudi kadinlarindan biri Ayse'ye, "kabir azbi" konusunda Muhammed'in bir sey syleyip sylemedigini sorar. Ayse, kabir azbi'nin ne oldugundan haberli bulunmadigi iin: "Hayir (byle bir seyden haberim yok), azb-i kabir de ne imis?" der, ve gidip Muhammed'e: "Insanlar kabirlerinde azba giriftr edilirler mi?" diye sorar. Bu soruya Muhammed: "Ondan (yni kabir azbindan) Allah'a siginirim" der, ve sonra kabir azbindan siginmayi Ashbina "fermn buyurur" . Daha baska bir deyimle insanlar lpte gmldklerinde, kabir'lerinde azba tutulurlar; fakat Mslmanlar Tanri'ya sigindiklari iin bu azb'tan kurtulurlar. nk Muhammed onlara Tanri azbindan Tanri'ya siginmalari iin yukardaki sekilde "ferman buyurmustur" Buna karsilik Hiristiyan'lar ve Yahudi'ler byle bir fermandan yoksun birakildiklari iin, kabirlerinde azba ugrayacaklardir; hem de "drt ayakli hayvan"larin ektikleri sekilde azb'a ugrayacaklardir. nk Muhammed, Yahudi "karisinin Ayse'ye sordugu soruyu yanitlarken, bir de sunu eklemistir: "Onlar kabirlerinde yle bir azb grrler ki, o azb-i behaim isidir". Burada geen "onlar" szcg "Yahudi'ler", "behaim" szcg de "drt ayakli hayvanlar" karsiligi olarak anlasilmak gerekir. Hemen ekleyelim ki Muhammed, Yahudi'lerden ve Hiristiyan'lardan gayri, "mnafik"larin da kbir azbinda kivranacaklarini bildirmekten geri kalmamistir. Hatt "mnafik"likta asiri gitmis olanlara, Tanri'nin "iki kez" azb edecegine dar Kur'n'a su yet'i koymustur: "evrenizdeki bedev Arap'lardan ve Medine halkindan mnafiklar vardir ki, mnafiklikta maharet kazanmislardir. (Ey Muhammed!) Sen onlari bilemezsin, biz biliriz onlari. Onlara iki kez azap edecegiz, sonra da onlar byk bir azaba itileceklerdir" (K. Tevbe 101). Katde ve Reb' Ibn-i Enes gibi Kur'n yorumcularinin sylemelerine gre burada geen "iki kez azb" deyiminden anlasilmak gereken sey, biri dny'da, digeri de kabir'de olacak olan azab'tir. Grlyor ki "mnafiklikta maharet kazanmis olanlar", iki kez azb'a ugrayacaklar, ve sonra, daha byk bir azb'a sokulacaklardir, ki bu, muhtemelen cehennem azbi olacaktir. XI) Muhammed'in sylemesine gre "Kfir"lerin (Yahudi'lerin ve Hiristiyan'larin) yeri Cehennem'dir; su islemis Mslmanlar, Cehennem'den ikarilip yerlerine "kfir'ler" konacaktir (K. Beyyine 6; Meryem 71-72)."(Cehennem'de, her bir Yahudi'nin ya da Hiristiyan'in ya da Sabi'nin ruhu) Merkeb'in cani gibi agzindan ve burun deliklerinden ikacaktir " Kur'n'a koydugu esitli yet'lerle Muhammed, Ehl-i Kitab'in, yni Yahudi'lerin ve Hiristiyan'larin tipki puta tapan Araplar (msrikler) gibi cehennemde yanacaklarini bildirmistir. Bu yet'lerden biri syle: "Ehl-i Kitab ve msriklerden olan inkrcilar, iinde ebed olarak kalacaklari cehennem atesindedirler. Iste halkin en serlileri onlardir" (K. 98 Beyyine 6). te yandan Muhammed'in sylemesine gre Tanri, ylesine keyf ve ylesine kaprisli'dir ki, Cehennem'i insanlarla (ve Cin'lerle) dolduracagina dair kendi kendine sz vermis ve gy syle demistir: "Biz, dilesek herkese hidayet verirdik, fakat (Cehennemi)

cin ve insanlarla dolduracagima dair Benden sz ikmistir" (K. 32 Secde 13). Anlasilan o'dur ki Tanri, eger dilemis olsa her kulunu Cennet'lik yapabilecek iken yapmamis, ve insan mantigin kolaylikla kavrayamayacagi bir mantikla, btn insanlari, nce cehennem'e tikmak hususunda yeminler etmistir. Neden etmistir? Bilinmez. Fakat yemin ettigi iindir ki her bir kuluna su hatirlatmada bulunur: "Sizden (Cehennem'e) ugramayacak yoktur. Bu, Rabbinin yapmayi zerine aldigi kesinlesmis bir hkmdr!" (K. 19 Meryem 71). Daha baska bir deyimle her insan, ister mslman ister kfir, ya da ister iyi, ister kt olsun, nce cehennem'e sokulacaktir. Bununla beraber Tanri, mslmanlari cehennem atesinde yakmayip, kuraracaktir. Bir baska rivyete gre m'minler, daha nce Cehennem'e ugramakla beraber, orada yrdkleri yerlerin atesi snecek, bylece yanmaktan kurtulacaklardir. Daha dogrusu Tanri mslmanlari cehennem'den kurtaracak, fakat kfirleri orada birakacaktir. Bununla ilgili yet syle: "Sonra BIZ, Allah'a karsi gelmekten sakinmis olanlari kurtarir, zalimleri (Kfirleri) de orada diz st kms olarak birakiriz" (K. 19 Meryem 72). Dikkat edilecek olursa Tanri burada "...Allah'a karsi gelmekten sakinmis olanlari kurtarir(iz)..." diyor! Hani sanki kendisine karsi gelmekten sakinmis olanlarin kim olduklarini bilmeden onlari cehenneme atmis da, attiktan sonra farkina varip hatasini dzeltmek istercesine cehennem'den ikarmis gibi bir durum var ortada! Daha baska bir deyimle mslmanlar, tipki mslman olmiyanlar gibi, nce cehennem'e atiliyorlar, fakat Allah'a karsi gelmekten sakinmis olanlar, Tanri tarafindan oradan ikartilip cennet'lere aliniyor. Kafirler ise Cehennem'de birakiliyor. Pek gzel ama Tanri, kendisine karsi gelmekten sakinmis olanlarin kim olduklarini bilmiyor miydi ki, onlari ceheneme atiyor? Eger bu insanlar nasil olsa cennet'e gidecek idiyseler, hi korku ve endiseye kapilmadan dogruca cennet'e sokulsalar olmaz miydi? Hi kendinizi bu tr sorularla yormayiniz; yalniz sunu biliniz ki mslmanlarin cehennemde birakilmalari, ya da kfir'lerin Cennete alinmalari hibir sekilde sz konusu degildir. Eb Hreyre'nin rivyetine gre Muhammed, bu hususu biraz daha aikliga kavusturmak zere syle demistir: "M'min olmadika Cennet'e giremezsiniz" Her ne kadar Muhammed Kur'n'a, Yahudi ve Hiristiyan'lardan "Allah'a ve ahiret gnne inanip yararli is grenlerin" mkafatlandirlacaklarina dair bazi yet'ler (rnegin: Bakara 62; Maide 69) koymus olmakla beraber bunlari, sirf Yahudi'leri ve Hiristiyan'lari kendisine bas egdirtmek, mslman etmek ve bu nedenle onlarla iyi geinmek maksadiyle davrandigi zamanlar koymustur. Esasen burada yer alan "Allah'a ve ahiret gnne inanip yararli is grenler" deyimi, mslmanliga ynelmis olan Yahudi'lerle Hiristiyan'lari kapsamaktadir. Bu dogrultuda olmayanlari cehennemlik saymis, ve onlarin kesin olarak Cehennem'de yakilacaklarina dair hkmler koymustur. Ayrica da lm dseginde son nefesini verirken mslman kisinin cani'nin "ter" ile, "kfir" (yahudi, hiristiya) kisinin cani'nin ise merkebin cani gibi agiz ve burun deliklerinden ikacagini bildirmis, aynen syle demistir: "M'minin ruhu ter ile, kfir'in ruhu ise merkebin cani gibi agiz ve burun deliklerinden ikar" Tirmiz'nin Eb Said'ten rivayetine dayali bir hads'e gre de Muhammed, kfirlerin, daha kiymet gn, ayaklar altinda ezileceklerini bildirmis ve syle demistir: "Kiymet gn kfir, dilini siccine dogru ekerken, insanlar onu ayaklarinin altinda ignerler". Yine Muhammed'in sylemesine gre Tanri, "Kfir"lerin (Yahudi'lerin, Hiristiyan'larin vs...) Cehennem'de azab ekerek yanip kavrulmalari iin, bir takim "incelikler" daha dsnmstr. Bir kere onlarin ense ve omuz araliklarinin ok genis olmasina dikkat etmis ve syle demistir: "(Kiymet gnnde) kfirin iki omuzu arasi sr'tli bir svri yrys ile gnlk mesafededir". nk anlatmak istemistir ki kfir'in bedeninin genis ve omuz araliginin byk olmasi, fazla lde azb olunmasini saglamak iindir Yine Muhammed'in aiklamasina gre Tanri, Yahudi'lerin ve Hirisitiyan'larin, yni genellikle "kfir"lerin, dillerini ve derilerini, fazla azb eksinler iin, zel bir sekle sokmustur. Bunun byle oldugunu anlatmak zere syle demistir: "Cehennem'de kfirin dili, Uhud dagi gibi byk, derisinin kalinligi ise gnlk yoldur..." .

Her ne kadar dny yasamlari sirasinda gnah isleyen mslmanlar Cehennem'e atilacak iseler de bunlar, biraz nce degindigimiz gibi, Cehennem'de fazla tutulmayacaklardir. Tanri onlari, sirf "kfir"lere (zellikle Yahudi'lere ve Hiristiyan'lara) nispet olsun iin, Cehennem'den ikaracaktir. Bunun byle oldugunu Muhammed, Kur'n'in el-Hicr sresi'ndeki su yet'le kanitlamaga alisir: "Inkr edenler zaman zaman, keske biz de mslman olsaydik, diye arzu ederler" (K. 15, el-Hicr sresi, yet 2). Bu yet'le ilgili olarak Muhammed'in yapmis oldugu aiklamalardan anlamaktayiz ki "kfir"ler, sadece bu yer yz yasami sirasinda degil, fakat asil ahiret yasamlari sirasinda bu sekilde konusmaktan geri kalmazlar. al-Nes'nin, Cbir'den rivyetine gre Muhammed'in sylemesi syle: Tanri'nin dilegiyle cehennem'e giren mslmanlara, orada bulunmakta olan "kfir"ler: "Siz mslman degil miydiniz?" diye sorup alay ederler. Bu soruya mslmanlar: "Evet, mslman idik!" diye karsilik verince, "kfir"ler syle derler: "Baksaniza, sizin mslmanliginiz size bir kr saglamadi, siz de bizimle beraber Cehennemde'siniz" . Buna karsi mslmanlar syle yanit verirler: "Biz, isledigimiz gnhlar sebebiyle Cehennem'deyiz". Btn bu konusmalari dinlemekte olan Tanri dayanamaz, ve Cehhennem'de bulunan btn mslmanlarin, derhal Cehennem'den ikarilmalarini emreder. Bu emir zerine mslmanlar Cehhennem'den ikarilirlar. Bunu gren "kfir"ler syle derler: "Ah, keske biz de mslman olsaydik, simdi mslmanlarin ikarildigi gibi, biz de ikardik" . Ve iste bunu bu sekilde aikladiktan sonra Muhammed, kedisini dinleyenlere, Tanri'dan geldigini syledigi yukardaki yet'i okur:"Inkr edenler zaman zaman, keske biz de mslman olsaydik, diye arzu ederler" (K. 15, el-Hicr sresi, yet 2). Fakat muhtemelen bu syledigini pekistirmek, ve mslmanlari birbirlerine bagli kilabilmek iin su yet'i de rnek vermis olmalidir: "...(Ey mslmanlar)... siz bir ates ukurunun tam kenarinda iken oradan da sizi O (Tanri) kurtarmisti..." (K. Al-i Imrn, 103). Grlyor ki Muhammed, Cehennem'i dolduran "kfir"lerin (Yahudi'lerin ve Hiristiyan'larin) mslmanlara karsi: "Sizin mslmanliginiz size bir kr saglamadi, siz de bizimle beraber Cehennemdesiniz" seklindeki konusmalarini bosa ikarmak iin, Tanri'nin, su ve gnhlarindan dolayi Cehenneme atmis oldugu mslmanlari oradan ikarip Cennet'e alacagini bildirmektedir. Bylece Yahudi'lerin ve Hiristiyan'larin, yukardaki sekilde konusmakla hibir yarar saglayamayip biraz daha azb ierisinde kalacaklarini anlatmak istemistir. Ancak ne var ki bunu yaparken Tanri'yi, suluya teczb gsterir durumda tanitmis olmaktadir. Yine Muhammed'in sylemesine gre Tanri, mslmanlardan her birinin Cehennem'deki yerini, bir yahudi ya da bir hiristiyan ile dolduracagina dir sz vermistir. Tabern'nin Eb Musa'dan ve Enes'den rivyetine gre Muhammed syle demistir: "Kiymet gn, aziz ve cell olan Rabbimiz, glerek (yni glmenin lzimi olan rahmetiyle) bize tecelli eder ve: -'Ey mslmanlar toplulugu, size mjdeler olsun. Sizin herbirinizin Cehennem'deki yerine ya bir Yahudi, ya da bir Hiristiyan yerlestirdim'- buyurur" . Bu dogrultuda olmak zere Mslim'in, Eb Mus'dan rivyetine gre Muhammed, Kiyamet gnnde her mslman kisi'nin yerine baska din ve inanta olan birisi Cehennem'e atilacaktir; syle diyor Muhammed: "Kiymet gn oldugu vakit, her m'mine, diger milletlerden biri def'edilir; yni o m'minin yerine teki Cehennem'e girer ve: -'Iste bu, Cehennem'den sana feddir- denir" . Yine Mslim'in, Eb Brde'den rivyetine gre Muhammed, yeminler ederek syle demistir: "Mslman bir adam ldg vakit, Allahu tel onun yerine Yahudi ve Hiristiyan'lardan birini Cehennem'e koyar" . Mslim'in rivyetine gre gre Muhammed, bu sylediklerinin dogru oldugunu anlatmak zere kez yemin etmistir. Muhammed'in verdigi bu rneklerden anlasilan o ki Tanri, su islemis mslmanlari Cehennem'de birakmaga taraftar degildir; nk Tanri'nin nemli buldugu sey "su"un kendisi degil, fakat "mslmanlik" gesi'dir; kisi'nin mslmanligini her seyin stunde sayip, su islemis olsa da onu cehennem'den ikarir ve cennet'e alir! Fakat hemen ekleyelim ki Muhammed, yukardaki rneklerle yetinmez; ok daha etkili grdklerini ne srer ki, bunlardan bir ikisi syle:

Muhammed'in sylemesine gre Tanri, meleklerine: "Kalbinde bir dinar agirliginda imani olan (mslmani) Cehennemden ikarin" diye emreder; bu emir zerine melekler onlari ikarirlar. Fakat Tanri dsnr tasinir, ve bu kez : "Yarim dinar imani olanlari da ikarin" diye emreder. Melekler onlari da ikarirlar, ve gelip Tanri'ya derler: "Emrettiklerinden kimseyi Cehennem'de birakmadik!". Bu kez Tanri, yine fikir degistirir ve: "Zerre kadar imani olanlari da Cehennem'den ikarin" diye ekler. Melekler onlari da Cehennem'den ikarirlar ve gelip Tanri'ya: "Bu def'a emrettigin kisilerden kimseyi Cehennem'de birakmadik, hepsini ikardik" derler. Bylece Cehennem'de, mslman imanindan olan hi kimse kalmamis olur. Kendisini dinleyenleri, bu sylediklerine inandirabilmek iin Muhammed, Tanri'dan geldigini syledigi su yet'i okur: "Sphesiz Allah zerre kadar haksizlik etmez. (Zerre kadar) bir iyilik olursa onu kat kat arttirir. Kendi cnibinden pek byk bir mkfat verir" (K. Nis. sresi, yet 40). Fakat yine Muhammed'in sylemesinden grenmekteyiz ki Tanri, her ne kadar "Ben zerre kadar haksizlik etmem!" seklinde konusmakla beraber, mslmanlardan su islemis olanlari dahi Cennet'e gndermekle, bu sylediklerine ters bir davranis ierisinde bulundugunu ortaya vurmustur. Bunun byle oldugunu, yine Muhammed'in szlerinden anlamaktayiz. Su bakimdan ki, Muhammed'in sylemesine gre Tanri, sirk kosma'dan (yni Tanri'ya es kosmadan) len mslman kisileri, "zina" ya da "hirsizlik" etmis olsalar, ya da iki iseler dahi Cennet'e sokacaktir. Bunun byle oldugunu Muhammed'in agzindan dinleyelim: "Harre tarafinda Cebril ile karsilastim. Bana dedi ki: <mmetini mjdele, kim Allah'a sirk kosmadan lrse Cennet'e girer>. Ben: <Zina eder, hirsizlik ederse de Cennet'e girer mi?> dedim ve bu soruyu def'a tekrarladim. Cebril her def'asinda: < Evet, zina etse, hirsizlik etse de Cennet'e girece> dedi. Sonunda: <Iki de ise girecek> dedi" . Eb'd-Derd'nin rivyetine gre Muhammed, bu szleri syledikten sonra Kur'n'in Rahman sresi'nin: "Rabbi'nin makamindan korkan iin iki Cennet vardir" seklindeki yet'lerini okur. Bunun zerine Eb'd-Derd sorar: "Hirsizlik eder, zin ederse de yine Cennet'e girer mi?" . Ve bu soruyu kez tekrar eder. Her tekrar ediste Muhammed ayni yet'i okur ve sonunda: "Eb'd-Derd'nin burnu srtlse de durum budur" der Bir baska rivyete gre syle demistir: "Ey Muz! Halka mjdele ki: Her kim -'L ilhe illa'llh-' derse Cennet'e dahil olur". Bilindigi gibi "L ilhe illa'llh" seklindeki szler "Bir tek Tanri'dan baska Tanri yoktur" anlamina gelir. Bu vesileyle belirtelim ki Muhammed, Tanri'nin tek oldugunu taniklayan her mslman kisinin Cennet'e girecegini gvenceye baglarken "L ilhe illa'llh-" seklindeki szlerin Cennet'in "mifth"i (yni anahtarlari) oldugunu sylemistir. Ve sunu eklemistir ki Cennet'in kapisi nne "disli anahtarla" gitmek gerekir; aksi takdirde kapi ailmayacaktir. "Disli anahtar"dan maksak mslman kisi'nin ibdetinde kusur etmemesidir. Anlasilan o ki, mslman kisi, ibdet ederken, ya da lecegi an "L ilhe illa'llh" demek sretiyle, kk byk gnahlarindan kurtulup dogruca Cennet'teki nimetlere ve gzel hrlere kavusacaktir. Muhammed'in sylemesine gre Islm'in bu verilerini yalanlamak, ya da sphe ile karsilamak, mslmanliga yakismaz, "horluk" olur Daha baska bir deyimle yer yz yasamlari boyunca su isleyen (rnegin, hirsizlik eden, zin eden, iki ien, ya da benzer agir gnahlari isleyen) ve bu yzden Cehennem'e gnderilen her mslman kisi, eger kalbinde bir zerre iman tasiyor ise, mutlaka Cehennem ateslerinden kurtulmus olacaktir. Buna karsilik Yahudi'ler ve Hiristiyan'lar, hi kimseye ktlk yapmamis ve su islememis olsalar dahi, Cehennem'e atilip azb ekeceklerdir: nk onlar, Muhammed'i peygamber olarak kabul edip Islm'a girmemislerdir, ve nk bu davranis basli basina bir sutur. Sylemeye gerek yoktur ki bu tr bir din verileriyle, ve ahlk anlayisiyle yetistirilen ve bu rneklerle beslenen mslman kisiler iin dnya yasamlari boyunca su islemekten, ve farkli inantakilere karsi dsmanlik beslemekten daha dogal hi bir sey olamaz.

XII) Baska din ve inanta olanlarla (Putataparlar'la ya da Yahudilerle, Hiristiyanlarla, vs...) evlenme yasaklari: "Inkarci kadinlari nikhinizda tutmayin" (K. Mmtahine 10); "...Msrik (ve gayr-i mslim) kadinlari da iman etmedikce nikah etmeyin...(Gayr-i mslim) erkeklere de, onlar iman etmedikce (hi bir kiz veya kadin) nikahlamayin" (K. Bakara 221) Pek yanlis olarak sanilir ki Islm Serit'i, mslman'larin, mslman olmiyan'larla (rnegin Yahudi'lerle ve Hiristiyan'larla) evlenebilmelerine olanak tanir. Hatt Kur'n yorumcularindan bazilari: "Dinini degistirmemis de olsa ehl-i kitap kadinlar ile mslman erkeklerin evlenmeleri caizdir" diye ahkm yrtrler Oysa ki bu sylenenler dogru degildir. Mslman kisilerin, "msrik"lerle ("putatapan"larla) evlenmeleri yasak oldugu gibi Yahudi ya da Hiristiyan'larla nikahli kalmalari da yasaktir. Her ne kadar Muhammed bir aralik "Ehli Kitab"dan olan kadinlarin mslman erkeklere hell oldugunu sylemis ise de (K. Mide 5), sonradan bu izni, yasak sekline dnstrmstr. Bkiniz nasil: Medne'ye hicret ettikten sonra Muhammed, Yahudi'leri ve Hiristiyan'lari hosnud ederek kendisine ekmek maksadiyle dn ("taviz") siyseti uygulamistir: rnegin yemek, giyinmek ve ile kurmak gibi hususlarda onlarla iyi iliskiler kurma yolunu semistir. Mide sresi'ne koydugu bir yet'le Yahudi'lerin ve Hiristiyan'larin yiyeceklerini Mslman'lara, ve Mslman'larin yiyeceklerini de onlara hell saydigi gibi, Yahudi ve Hiristiyan kadinlari da Mslman erkeklerine hell kilmistir: Ayet aynen syle: "Bugn size temiz ve iyi seyler hell kilinmistir. Kendilerine kitap verilenlerin (Yahudi'lerin, Hiristiyan'larin) yiyecegi size helldir, sizin yiyeceginiz de onlara helldir. Mmin kadinlardan iffetli olanlar ile daha nce kendilerine kitap verilenlerden iffetli kadinlar da, mehirlerini vermeniz sartiyle, namuslu olmak, zina etmemek ve gizli dost tutmamak zere size helldir. Kim (Islm hkmlere) inanmayi kabul etmezse onun ameli bosa gitmistir. O, ahirette de ziyana ugrayanlardandir" (K. Mie 5) Grlyor ki bu yet, mslman erkeklere, Yahudi ve Hiristiyan kadinlarla evlenme olanagini saglamis gibidir. Ayet'de geen "Bugn size hll kilindi..." szleri, Muhammed'in, Medne'ye hicret ettikten hemen sonra "Kitab Ehli" ile siyasal ve sosyal iliskiler kurmaga alistigi dneme isrettir. Dikkat edilecek olursa yet'de "... Kim (Islm hkmlere) inanmayi kabul etmezse onun ameli bosa gitmistir. O, ahirette de ziyana ugrayanlardandir" diye bir kayit var. Bu kayit, kapali sekilde de olsa su anlami tasimaktadir ki "Islm'a inanmayanlarla evlenilemez". Fakat Muhammed bu hususu, daha sonra, yni Yahudileri mslman yapamayipta onlara dsman kesildigi an, kesinlige kavusturmustur; su bakimdan ki, mslmanlari "putatapan"larla ("msrik"lerle) ya da "gayr-i mslim" olanlarla evlenmekten yasaklamistir. Nitekim Bakara Sre'sine sunu koymustur: "Ey m'minler! msrik (ve gayr-i mslim) kadinlari da iman etmedikce nikah etmeyiniz. Gayr-i mslim (hr) bir kadin (iyi haliyle) sizi hayrette biraksa bile iman etmis bir cariye her halde ondan daha hayirlidir. (Ey m'minler) msrik (ve gayr-i mslim) erkeklere de, onlar iman etmedikce (sizden hi bir kiz vey kadin) nikahlamayiniz. Gayr-i mslim bir erkek (her haliyle) sizi hayrette biraksa bile mn etmis bir kle o kfirden muhakkak hayirlidir. nk o mnsizlar sizi Cehennem'e d'vet ederler, Allah ise izniyle (emriyle) Cennet'e ve magfirete d'vet ediyor ve yetlerini nsa (Halk'a) buyuruyor. Umulur ki, onlar bu yetleri hatirda tutarlar .." (K. Bakara 221). Yine dikkat edilecek olursa burada, hem "msrik" ve hem de "Gayr-i mslim" (yni "mslman olmayan") deyimleri yer almistir; Islm kaynaklari, genel olarak bunun byle olmasi gerektigini belirtirler. rnegin yukardaki yet Diynet Isleri Baskanligi yayinlarindan alinmistir, ve yet'in bu tr evirisiyle ilgili olarak Baskanligin aiklamasi sudur: "Bu yet'i kermedeki msrik kelimelerini hep gayr-i mslim diye tefsr ederek kavis iinde isret ettik. nk msrik kelimeleri m'min mukbilinde zikrolunmus bulundugundan btn ehl-i kitab da msrik tbirinde dhil bulunuyorlar" (Bkz. Sahih-i

Buhar Muhtasari..., Cilt XI, sh. 281-2). Gerekten de, ister "msrik"lerden (putatapan'lardan) olsun, ya da isterse Kitab ehli'nden olsun, eger bir kimse Muhammed'i ve Kur'n'i inkr ediyor ise, Islm'a inanmiyor demektir; yni "inkrci" demektir. Inkarcilarla evlenmek ise haramdir, nk Kur'n'da "Inkarci kadinlari nikhinizda tutmayiniz" (K. 60 Mmtahine 10) diye yazilidir ve ayrica da, biraz yukarda degindigimiz gibi "...Kim (Islm hkmlere) inanmayi kabul etmezse onun ameli bosa gitmistir. O, ahirette de ziyana ugrayanlardandir" denmistir. Bu vesileyle hatirlatalim ki Muhammed, "Kadin" denilen "yaratigin" "karakter ve tiynetce" zayif oldugunu ve kolaylikla erkegin etkisi altinda kalacagini sylemekten usanmazdi. Ve bu dsncesini, en kesin bir anlatisla syle belirtirdi: "Kadinlar aklen ve dne dn yaratiklardir" . Bundan dolayidir ki mslman bir kadinin, mslman olmiyan bir erkekle evlenip onun velyeti altina girmesini kesin olarak yasaklamistir. Mslman erkeklerin, mslman olmiyan kadinlarla evlenmelerine gelince: Her ne kadar yukardaki yet'de "msrik kadinlar" deyimi yer almis ve bu nedenle sanki "putperest" olan kadinlarla evlenmeyi yasakliyor gibi grnyor ise de, Yahudi ve Hiristiyan kadinlari da iine alir kapsamdadir. Zira biraz nce dedigimiz gibi, Muhammed'i "peygamber" olarak kabul etmeyen, ve Kur'n'a gre "amel" etmeyen Yahudi'ler ve Hiristiyan'lar "inkarci" sayilmislardir. Bu itibarla, mslman bir erkekle evlenen Yahudi ya da Hiristiyan bir kadin, ya Muhammed'i "peygamber" olarak kabul edecek ve Kur'n hkmlerine uyacaktir, ya da, aksi taktirde, "inkarci" durumunda kalacaktir ki, bu taktirde, kocasi tarafindan, yukardaki yet geregince kapi disari atilmak durumundadir. Daha baska bir deyimle Muhammed'i "peygamber" olarak kabul etmeyen, Kur'n'i da uyulmak gereken bir Kitap saymayan Yahudi, ya da Hiristiyan bir kadinla mslman bir erkegin evlenmesi ya da evli kalmasi mmkn degildir. te yandan Muhammed, Yahudi ve Hiristiyan olanlarla dostluk iliskisi kurmayi, sir paylasmayi yasaklamis ve bu yasaga, ana, baba, kari, koca herkesi tabi kilmistir. Sadece bu yasak hkm bile mslman bir erkegin Yahudi ya da Hiristiyan kadinlarla evlenmelerini engellemege yeterlidir. Ve nihayet unutmamak gerekir ki mslman olmayanlarin Cennet'e girmeleri sz konusu degildir. Kadin, her an iin kocasinin bosama tehdidiyle karsi karsiya bulundugundan, ve onu rzi etmeden Cennete giremeyeceginden, ister istemez mslman olma zorunlugundadir. Sylemeye gerek yoktur ki Muhammed'in getirdigi sistemde mslman kisilerin mslman olmiyanlarla evlenmelerini yasaklayan hkmler, kisi hak ve zgrlkleriyle bagdasmaz. Fakat bu hkmler sadece hosgrszlk (bagnazlik) aisindan degil, ayni zamanda mspet hukuk ve mspet ahlk anlayisiyle de atisir olmak bakimindan sakincali nitelikte seylerdir. Syle ki: Mslman bir erkegin, diger mslman bir erkekle evli bulunan bir kadini nikahina almasi yasaklanmis olmakla beraber, mslman olmiyan bir erkekle evli bulunan bir kadini nikh etmesi cizdir (kadin kocasindan bosanmamis olsa bile). rnegin mslman bir erkek, Yahudi ya da Hiristiyan bir erkekle evli durumda bulunan ve bosanmamis olan bir kadini nikhina alabilir, yeter ki bu kadin Islm olmus olsun! Tek kosul kadinin mslmanligi kabul etmis olmasidir. nk Kur'n syle diyor: "Ey inananlar, inanmis kadinlar hicret ederek size gelirlerse... (onlari) inkarcilara geri evirmeyin. Bu kadinlar o inkarcilara lyik degildir. Onlar da bunlara hell olmazlar... onlarla evlenmenizde bir engel yoktur..."(K. 60 Mmtahine 10). Fakat eger kadin Islm olmaz ise, mslman bir erkek onunla evlenemez ve mslman olmiyan bir kadini nikahinda tutamaz. nk yukardaki yet'de ayrica su vardir: "Inkarci kadinlari nikhinizda tutmayiniz" (K. 60 Mmtahine 10) Hatirlatalim ki bu hkmleri Muhammed, Mekke'den Medne'ye hicret ettikten sonra koymustur. nk Mekkeli'lerle evli bulunan kadinlardan mslmanligi kabul edecek olanlarin kendisine katilmalarini kolaylastirmak istemistir. Nitekim, biraz nce degindigimiz gibi, Mekkeli'lerden kendisine siginan kadinlari kocalarina ide etmemistir. Tekrar belirtelim ki Muhammed, Mmtahine

sresi'nin bu onuncu hkmn, Hicret'in altinci yilinda Hudaybiye andlasmasini bozdugu zaman koymustur. Bu andlasmaya gre, Kureysli'lerden kendisine siginmak zere Medne'ye g edecek olan kimseleri Mekke'ye ide etmek zere sz vermis bulundugu halde, mm- Glsm adindaki evli bir kadinin kendisine siginip mslman olmasi zerine Kur'n'a yukardaki sekilde yet'ler koymustur.

XIV) Muhammed'in sylemesine gre Yahudi'lere ve Hiristiyan'lara karsi her hususta "muhalefet" etmek, Mslmanligin "sanindan'dir". Tekrarlamakta yarar vardir ki Muhammed, Medine''ye ilk hicret ettigi tarihlerde, oradaki Yahudilerin gelenekleriden bir ogun ve yasam tarzlarini taklid ederek onlara hos grnmek hevesinde iken, onlari kazanamayacagini anladigi zaman dsman kesilmis, ve Mslmanlari her hususta onlarin yaptiklarinin aksini yapmaga kiskirtmistir: rnegin, Medne'ye hicret ettikten sonra kendisi salarini, sirf Yahudilere benziyor olmak iin ve tipki onlarin yaptiklari gibi, alninin stne birakirken, daha sonra, yani onlara dsman kesilir kesilmez bu detini terketmis ve eski Arap gelenegine dnerek salarini iki bukle halinde iki tarafa birakmaga baslamistir. Sa ve sakal boyama hususunda da ayni taktigi izlemistir. Medne'deki Yahudiler, aklasmaga baslayan salarini ya hi boyamazlar, ya da siyaha boyarlardi. Ve iste onlara inat olsun iin Muhammed, mslmanlara salarini boyamalarini ve fakat boyarken siyaha boynamamalarini emretmis, syle demistr: "Yahudiler ve hiristiyanlar (ak salarini ve sakallarini) boyamazlar. Siz onlara muhalefet ediniz" . Ibn Sa'd'in naklettigi bir hads'inde de syle demistir: "(Ey mslmanlar)... ak salarinizi boyayin, fakat yahudilere ve hristiyanlara benzemeyin... Onlar salarini boyamazlar. Siz boyayin ki onlardan farkli davranmis olasiniz". Kendisi dahi, ak sali grnmemek iin salarini boyamak istemis, fakat Yahudilerden farkli davranmis olmak maksadiyle "Kina" ya da "Hennah" denen bir boya ile kizila boyamaya baslamistir. Kendisi gibi mslman erkeklerin de bu sekilde hareket etmelerini emretmis, bunu Islm kural haline getirmistir. rnegin Ensar'dan aksali olanlari, salarini kizila boyamalari iin zorlamistir. Salarin siyahtan baska bir renge boyanmasini istemesinin tek nedeni, biraz nce dedigimiz gibi, Yahudi'lere ve Hiristiyan'lara muhalefet etmis olmaktir. Yahudi'lerden ve Hiristiyan'lardan farkli olmak iin bir de selm usul bakimindan Mslman'lari uyarmis ve syle emretmistir: "(Selm vermek hususunda) Sakin Yahudi ve Hiristiyanlara benzemeyin; zir Yahudilerin selmi, parmak isretidir; Hiristiyanlarin selmi ise avu isreti iledir". Hemen ekleyelim ki, yukardaki hususlarda Yahudi'lere ve Hiristiyan'lara muhalefet ederken, onlari asagilatma yollarini da ihmal etmemistir: "Kisas" hkmn, sadece mslmanlar arasi iliskilere hasredip, taraflardan birinin "gayr-i mslim" olmasi halinde uygulamamasi, bu konuda verilecek rneklerden biridir. Bilindigi gibi kisas'ta nemli olan sey, "Can'a can" ilkesidir. Yni birisini, yahut onun yakinlari'ni ldren kisi, ldrlenin ilesi tarafindan ldrlmek gerekir. Bylece "denk degerlerin" birbirini "yok etmesi" (ifnasi) yolu ile kisas saglanmis olur. Iste Muhammed bu usul: "Mslman, mslmana bedeldir" kuralina baglamak suretiyle Yahudi'leri ve Hiristiyan'lari, mslman kisilere denk degerde olmaktan ikarmak istemistir. Bunu anlatmak zere: "Kisas hkm, tarafeyn mslim olduguna gre cri'dir" seklinde konusmus, ve hi bir mslmanin, kfire bedel olmak zere ldrlemeyecegini bildirmistir. rnegin Buhar'nin Eb Hreyre'den rivyetine gre Muhammed syle demistir: "...her kim(in bir kimsesi) katlonursa iki seyden hangiis (hakkinda) hayirli ise onu isteyebilir (yni iki seyden birini semekte serbesttir): ya (kendisine) diyet verilir, ya maktln (ldrlenin) ehli kisas ettirir..." . Buhar'nin Eb Cuhayfe'den rivayet ettigine gre, her hangi bir "kfir"e bedel hi bir muslman kisi ldrlemez. Daha baska bir deyimle Muhammed, eger Mslman kisi, bir Yahudi'yi, ya

da bir Hiristiyan'i ldrms ise, onlarin ilesine, o mslman kisiyi (ya da onun ilesinden birini) ldrme hakkini vermemistir. XIV) Kur'n'da yer alan: "Dsmanlik besleyenler arasinda sevgi!" kurali'nin (K. 60 Mmtehine 7- 9) Yahudi'leri ya da Hiristiyan'lari kapsayan bir yn yoktur. Kur'n'in Mmtahine Sre'sinde syle yazili: "Olur ki Allah sizinle dsman olduklariniz arasinda bir dostluk meydana getirir..." (K. 60 Mmtahine 7). Kur'n yorumcularinin ifadelerine gre burada geen "sizinle" szcg, genellikle "Mekke'li Arap"lari kapsar. Tanri gy Mslman'lara hitap ederek byle konusmustur! Bunu hemen izleyen yet'te de su vardir: "Allah, sizinle din ugrunda savasmayan ve sizi yurtlarinizdan ikarmayanlara iyilik yapmanizi ve onlara dil davranmanizi yasaklamaz..." (K. 60 Mmtahine 8) Iste bu tr hkmlere bakarak, Islm'in, farkli din ve inantakilere karsi hosgrye yer verdigi, baska dinden olanlara, ve hatt dsmanlara karsi "sevgi" ve "iyilik" emrettigi sanilir; oysa ki byle degildir. nk bu yet'lerin Yahudi'lere, Hiristiyan'lara ya da baska din ve inanta onlara "sevgi beslemekle", ya da iyi davranmakla hi bir ilgisi yoktur. Su bakimdan ki bu yet'leri Muhammed, Mekke'yi kolaylikla ele geirme dsncesiyle yerlestirmistir; amaci, esas itibariyle Mekke'li Arap'lari, ve bu arada kendisine dsman bildigi Eb Sufyan gibi nemli kisileri kazanmaktir. Bakiniz nasil: Kendi taraftarlariyle birlikte Mekke'den Medne'ye hicret edipte artik iyice glendikten ve Mekke'yi ele geirme dsncesine yneldikten sonra Muhammed, Mekke'lileri kazanma yollarini arar. Bu yollardan biri, kendisine katilan mslman Arap'larla, Mekke'deki "putperest" Arap'lar arasindaki dsmanlik duygularini gidermektir. Bu Arap'lardan pek ogu birbirleriyle hisim ve akraba olduklari iin, eger onlar arasinda dostluk saglayabilirse, Mekke'yi fetih kolayliklarinin dogacagini bilmektedir. Yukardaki "Olur ki Allah sizinle dsman olduklariniz arasinda bir dostluk meydana getirir..." (K. 60 Mmtahine 7) seklindeki yet'le kendi taraftarlarina, ve onlarin dsmani durumunda bulunan Mekkeli'lere anlatmak istedigi sudur: "Sizler simdi birbirinize dsmansiniz ama, Tanri sizlerin arasina dostluk duygulari sokacaktir; Mekke fethedelip'de bir araya geldiginiz zaman birbirinizle iyi iliskiler kuracaksinizdir". Bununla bilhassa Mekkeli'lere sunu ihsas etmis oluyordu ki, eger Mslman'lara karsi direnmeyecek ve savasmayacak olurlarsa bu davranis, kendileri bakimindan ok daha "hayirli" sonular yaratacaktir. Nitekim Kur'n'a koydugu: "Allah, sizinle din ugrunda savasmayan ve sizi yurtlarinizdan ikarmayanlara iyilik yapmanizi ve onlara dil davranmanizi yasaklamaz..." (K. 60 Mmtahine 8) seklindeki yet hkmnde: "Sizinle savasmayan, sizi yurdunuzdan ikarmayan kimseler..." sz konusu edilmistir ki, bunlar, Muhammed'in tanimina gre, Mekke dneminde kendisine ve Mslman Arap'lara ktlk etmeyen, ve onlarin Mekke'den ikmalarina sebeb olmiyan Arap'lardir. Bunlar arasinda Muhammed'le anlasma yapan ve ona sadakat gsteren Huza kabilesi de vardir. Onlardan gayri Mekke'de, Medine'ye hicret edenlerin "iman" disi kalan esleri, yakinlari ve ocuklari da vardir. Bu kadinlar arasinda bir de Kuteyle bulunmaktadirf ki Muhammed'in esi Ayse ile ablasi Esma'nin analaridir. Ve iste Kuteyle ilgili bir olay, yukarda belirttigimiz yet'in Kur'n'a girmesine sebeb olmustur. Olay kisaca syle: Mekke dneminde iken Eb Bekir, mslmanligi kabul etmeyip "putperest" (msrik) olarak kalan esi Kuteyle'yi bosar. Ondan olan kizi Esma (ki, sylendigine gre ilk mslman olanlarin 18cisidir), daha sonra Muhammed'le birlikte Medne'ye hicret eder. Aradan az zaman geince Kuteyle kizini zler, ve gnlerden bir gn, bir takim hediyelerle Mekke'dem Medne'ye gelerek Esma'yi ziyret etmek ister. Fakat Esma onu, "msriktir" diye, kabul etmez; hediyelerini de geri evirir. Bununla beraber isi, bir kere de Muhammed'e danismak ister. Muhammed kendisine anasini kabul ve ona "iltifat" etmesini syler. Ve iste bunu sylerken Kur'n'a: "Allah, din ugrunda sizinle savasmayan, sizi yurdunuzdan ikarmayan kimselere iyilik yapmanizi, ve onlara karsi dil davranmanizi yasak kilmaz..." (K. 60 Mmtahine 8) seklindeko yet'i koyuverir

Dikkat edilecek olursa yet, sadece mslman'larla "savasmayan", ve onlari Mekke'den hicrete "zorlamayan" kimseleri konu edinmektedir; Muhammed'in, o an iin, "iyilikle" ve "adletle" davranilmasini ister grndg kimseler iste sadece bunlardir. Yni Muhammed'in sylemesine gre Tanri, "msrik" olduklari (yni Islm'i kabul etmedikleri) iin "dsman" sayilan Mekke'lilerden, mslman'lara ktlg dokunmamis olanlara karsi "dalet'le" davranilmasini emretmis, ve onlarla Mslman'lar arasind sevgi yaratabilecegini bildirmistir. Daha baska bir deyimle Muhammed, farkli din ve inanta olanlara karsi hosgor beslenilsin diye hkm koymus degildir; sadece Mslman'lara zarari dokunmamis olan Mekke'lileri etkilemek, ve bu sayede Mekke'yi kolaylikla ele geirme amaciyle koymustur. Yni "iyilikle" ve "adletle" davranilmasini istedigi kimseler, Mekke dneminde iken kendisine ve mslmanlara "glk ikarmamis", "ktlk" yapmamis olan insanlardir. Kendisine glk ikarmis ve dsmanlik beslemis olanlara "iyilik" yapmak, "dil" davranmak, ya da onlarla dost olmak diye bir sey sz konusu degildir. Nitekim Kur'n'a koydugu su yet'le bunun byle oldugunu anlatmistir: "Allah, yalniz sizinle din ugrunda savasanlari, sizi yurtlarinizdan ikaranlari ve ikarilmaniz iin onlara yardim edenleri dost edinmenizi yasaklar. Kim onlarla dost olursa iste zalimler onlardir" (K. 60 Mmtehine 9) te yandan yukardaki yet'lerin, sirf "kfir" olduklari iin "dsman" sayilan Yahudi'lerle ve Hiristiyan'larla da ilgisi yoktur; yni "Allah sizinle dsman olduklariniz arasinda bir dostluk meydana getirir" derken mslmanlarla, onlar arasinda bir dostlugu ngrms degildir; aksine, yukardaki blmlerde belirttigimiz gibi, Kur'n'a mslmanlarla "onlar" arasinda dsmanlik saici yet'ler yigmistir. Sylemege gerek yoktur ki "hosgr" rnegi olarak gsterilen yukardaki yet'lerin, bir kere bu bakimdan hosgr ile ilgisi yoktur. Sunu da ekleyelim ki Beyzev gibi Kur'n yorumcularina gre Muhammed, yukardaki yet'leri koyarken, bir de Kureys'in en nl reislerinden biri olan Eb Sufyan'i kazanmayi hedef edinmistir. Onu elde etmek suretiyle Mekke'yi ele geirme kolayligina, bu sretle biraz daha fazla kavusacagini hesap etmistir. Su bakimdan ki, Eb Sufyan'in kizi Remle, daha Mekke dneminde iken Muhammed'sin Sahabe'lerinden biri olan Abdullah Ibn-i Cahs ile evlenmis, onunla birlikte Habes'e hicret etmis, fakat kocasinin vefati zerine dul kalmistir. Haberi duyan Muhammed, kadincagiz daha Habes'te iken "bi'l-vekle" (yani birilerinin araciligini saglayarak) onunla nikhini kiydirtmistir. Kiydirtirken de onu mm- Habibe adiyle haremine katmistir. Hemen belirtelim ki Eb Sufyan, Muhammed'in "peygamberlik" iddilarina daha ilk anlardan itibaren karsi ikanlardan biridir. Bundan dolayi Muhammed onu, kendisine dsman edinmistir. Fakat daha sonraki yillarda, onu (ve onun gibi etkili kisileri) elde etmenin kendisi iin yararli olacagini dsnms, ve bunu saglamanin yollarini aramistir ki, yukardaki taktik, bu yollardan biridir. Nitekim Eb Sufyan, gittike glenen Muhammed'e karsi gelemeyecegini anlayinca, Mekke'nin fethinden nceki aylarda Muhammed ile anlasmaya yanasmistir. Mekke'nin fethi zerine derhal Islmiyeti kabul etmis ve Muhammed'in hizmetine girmistir. Bu tarihten sonra Muhammed'le birlikte savaslara katilmis, rnegin Havazin kabilelerine karsi girisilen seferde ve Hunayn savasinda Muhammed'e ok yararli olmustur. ok iyi bir kumandan olan Eb Sufyan'dan daha da yararlanmak ve onu kendisine daha da baglayabilmek maksadiyle Muhammed, her vesile ile onu hosnud etmege alismistir. O kadar ki, Hunayn savasinda alinan ganimetten ona ok bol miktarda pay vermis ve Ibn-i Hacer'in sylemesine gre, onu Nacran'a vali tayin etmistir. Btn bunlardan anlasilmak gereken sey sudur ki Kur'n'da sz geen: "Allah'in, sizinle dsmanlik gsterdiginiz kimseler arasinda bir sevgi yaratmasi mmkndr" (K. Mmtahine 7); ya da: "Allah, din ugrunda sizinle savasmaya, sizi yurdunuzdan ikarmayan kimselere...karsi dil davranmanizi yasak kilmaz" (K.60: 8) seklindeki hkmlerin Yahudi'leri, Hiristiyan'lari, ve "msrik"lerden Mslmanlara kt

davranmis olanlari, ya da baska din ve inanta olanlari kapsayan bir yn yoktur. Onlara karsi Muhammed, yukardaki blmlerde belirttigimiz gibi, dsmanlik, saldirganlik, lm ve dehset saan hkmler getirmistir. XV) "Kfir'ler", kendi din ve inanlarina gre ibdette bulunurlarken dahi, Serit esaslariyla (zellikle "Ukubat'i seriye" ile) baglidirlar. Islm kaynaklarinin bildirdigine gre Muhammed: "Ey ns! Ben, sizin hepinize, Allah'in ahkmini teblig etmek iin gnderdigi bir peygamberim" demis ve bununla anlatmak istemistir ki Islm hkmleri, zellikle "Ukubat-i Seriye", yni Islm ceza'lar, ibdetle ilgili hususlar bakimindan, sadece mslmanlara degil fakat "kfir'lere" dahi uygulanmak gerekir. Bunun byle oldugunu ortaya vuran rneklerden biri, Muhammed'in Muz'i, vali olarak Yemen'e gnderirken, oradaki "kafir'lerin", mn ile "mkellef ve muhatab" olduklarina dir syledigi szlerle ortadadir Gerekten de Yemen halki, o tarihlerde, genel olarak Yahudi'lerden ve Hiristiyan'lardan olusurdu. Hiristiyanlar, Isa'yi Tanri'nin oglu olarak bilmek yaninda "Teslis" inancina (yani "Tanri-Isa-Ruhulkds" seklindeki l Tanri anlayisina) sahip bulunduklarindan, Muhammed, yukardaki szleriyle onlari kastetmistir. nk Kur'n'a koydugu yet'lere gre Isa'nin, Tanri'nin oglu olmadigini, (Bkz. Nis 171; Tevbe 30, Mide 116-117, ), "teslis" inancinin da Tanri'nin tekligi ile bagdasmaz bulundugunu bildirmistir (Bkz. Mide sresi, yet:72-76) Bazi ulema, bu szleri gz nnde tutarak "kfir"lerin dahi, namaz ve oru gibi ibdet grevleriyle zorunlu bulunduklarini ileri srmslerdir. "Ulema" arasinda anlasmazlik yaratan husus bu degil, fakat "kfir"lerin, dnyev isler ve iliskilere dir serit esaslarina tbi olup olmayacaklaridir. rnegin Irak'daki Hanef fikihilar "tbi olacaklardir" seklinde konusurlar. "Mevera-i Nehir"deki Hanef'ler ise, "kfir"lerin serit cezlarina muhatap kilinmayacaklari grsndedirler.
Ibn Ishak, age (sh. 363-4) Diynet Vakfi'nin , Mide sresi'nin 59-60ci yet'leriyle ilgili yorumuna bakiniz. Kur'n yorumcularinin (rnegin Diynet Vakfi'nin) aiklamalarina gre " Tgut" szcg "Hakki tanimayip azan ve sapan her kisi ve gce verilen addir. ?eytana da bu yzden tgut denmistir...". Elmalili Hamdi Yazin'in, Imrn sresi'nin 118ci yeti ile ilgili aiklamasina bakiniz. Diynet Vakfi'nin, Al-i Imrn sresi'nin 28ci yeti ile ilgili aiklamasina bakiniz. ibid. Sahih-i Mslim ve diger hads kitaplarinda yer alan bu hads iin bkz. Sahih-i Buhar Muhtasari... (Cilt IV, sh. 194) Muhammed'in sylemesi syle: "Allah, Yehd ve Nasr'ya gadab etsin. Bunlar peygamberlerinin kabirlerini mescid ittihaz etmislerdir". Sahih-i Buhar Muhtasari... (Cilt IV, sh. 190, ve sh. 478-484, Hads no. 655. Ayrica Ibn-i Teymiyye'nin "Kitb'l-Mensik" adli yapitina bakiniz. Ibn-i Esir'in "Nihye" adli kitabindaki "Kubbe" tanimi iin bkz. Sahih-i... (Cilt IV, sh. 482) Sahih-i Buhar Muhtasari... (Cilt IV, sh. 479) Ibn-i Teymiyye'nin "Mensik"inde belirttigi bu hads iin bkz. Sahih-i... (Cilt IV. sh. 190) Ibn-i Mce'nbin "Snen"inde yer alan bu hads iin bkz. Sahih-i Buhar Muhtasari... (Cilt IV, sh. 197). Bu Sahih-i Buhar Muhtasari... (Cilt IV, sh. 480).

Ibn Ishak, age (1980), 267 ve d. Buhar'nin Enes Ibn-i Mlik'ten rivyeti iin bkz. Sahih-i... (Cilt IX, sh. 308 ve d. Hads no. 1477) Ibn Ishak, age (1980), 197 Ibn Ishak, age (1980) 363 Bkz. Imam Gazal, Ihyu 'ulmi'd-dn, (Bedir Yayinlari, Istanbul, 1975, Cilt II, sh. 505 ibid. Tirmizi'nin rivyeti iin bkz. Imam Gazal, age (Cilt II, sh. 508). Imam Gazal, age (Cilt II, sh. 510) Eb Dvud, Tirmiz ve Ibn Mce gibi kaynaklarda yer alan bu hads iin bkz. Imam Gazal, age (Cilt II, sh. 513) Eb Dvud, Tirmiz ve Nesei gibi kaynaklardan naklen bkz. Imam Gazal, age (Cilt II, sh. 513) Imam Gazal, age (Cilt II, sh, 514) Ibid. Ibn Mubarek'in "Zhd" nde yer alan bu tr rivyetler iin bkz. Imam Gazal, age (Cilt II, sh. 533) Sahih-i..., (Cilt IV, sh. 277) . Sahih-i... ,(Cilt II, sh. 277) Bu hads'ler iin bkz. Imam Gazal, age (Cilt II, 418-9) Imam Gazal, age, (Cilt II, sh. 507) Bunlar Osmanli ?evleti dneminde "Raiyye" diye agirilirlardi. Tabern'den naklen bkz. Gazal, age (Cilt III, sh. 416) Her ne kadar yukardaki yet'de "Putlari inkr edip Allah'a inanan kimse" deyimi gemekte ise de Muhammed, Yahudi'lerin Kur'n'i inkr etmeleri nedeniyle bu yet'i onlara da uygulardi. Bu konuda bkz. Sahih-i Buhar Muhtasari... (Cilt X. sh. 28) Buhar'nin Ibn-i mer'den rivyeti iin bkz. Sahih-i... (Cilt XI, sh. 383, hads no. 1851). Bazi yorumcular yukardaki hads'in anlami uzerinde farkli grs belirtirler ve bunun yemek yemekten ziyde "ihtirs" ve "feragat" gibi hususlari ngrdgn sylerler. Gy bu hads: "M'minin ihtirasattan feragati, kafirin ve munafikin ise doymak bilmeyen hirsini" anlatan bir rnektir (Bkz. Sahih-i..., Cilt XI, sh. 384). Oysa ki Ibn-i mer bu hads'in, yemege davet ettigi fakir bir adamin ok fazla yemek yemesi vesilesiyle zikretmistir. Fakat bir an iin bu ikinci anlamda oldugunu kabul etsek bile yine ortada degisen bir sey yoktur, nk bu szler Yahudi'leri, Hiristiyan'lari ve munafik'lari" asagilatmak iin sylenmistir Bkz. Turan Dursun, Kur'n Ansiklopedisi, (Cilt I, sh. 35) Bkz. Sahih-i Buhar Muhtasari... (Cilt IV. sh. 281) Buhar ve Muslim'in Enes'den rivyetlerine gre Muhammed'in bu szleri zerine orada bulunanlar: "Zlime yardim nasil olur?" demisler ve Muhammed onlara: "Onu zulmnden men'etmekle, ona yardim edersin"

yanitini vermistir. Bkz. Imam Gazal, Ihyu.... (Cilt II, sh. 523) Diger adi Eb Sera Ukbe b. Hris'dir. Bkz. Sahih-i Buhar Muhtasari... (Cilt II, sh. 923, Not 7 Bu konuda Buhar'nin Eb Hreyre'den rivyeti iin bkz. Sahih-i Buhar Muhtasari... (Cilt VIII, sh. 283, Hds no. 1192) Bu hads iin bkz. Sahih-i Buhar Muhtasari... (Cilt XI, sh. 388, Hads no. 1859) Sahih-i Buhar Muhtasari... (Cilt XI, sh. 383, Hads no. 1851)

Bu konuda al-Tabar'nin (M. 839-923), Kitb al-ahbr al-rusul va'l-mulk adli nl yapitinda genis bilgiler bulunmakta.
Abu'l Abbs Ahmed b. Ali b. Abd al-kdir al-Husayn Taki al-Dn al-Makriz (1364-1442), XIV.yzyil'in nl Arap yazarlaridandir. Ftim'lerin, Emev'lerin ve Abbas'lerin tarihine, Misir'a hicret etmis bulunan Arap kabilelerine, Hadramut cografyasina, Habesistan'daki mslman hkmdarlara dir yapitlar vermistir. al-Makriz'nin Sulk adli yapitinda (Cilt I, sh. 909-913) yer alan bu bilgilerin degerlendirilmesi hususunda bkz. Bernard Lewis, Islam From Prophet Muhammad to the Capture of Constantinople (Edited and Translated by Bernard Lewis, Harper-Row 1974, Vol. II, 232 Bkz. Nernard Lewis, Semites & Anti-Semites (New York 1986, sh. 91) Bu konuda benim "Aydin ve 'Aydin!'..." adli kitabima bakiniz. Ibn Ishak, age (1980) sh. 519 Muhyi'l-Din Ab Zakariya Yahya al-Nevev (M. 1233-1277) Bu alinti iin bkz. Bernard Lewis, Islam From Prophet... (Vol. II, sh. 228-229) Buhar'nin Ibn-i Abbas'tan rivyetine dayali hads iin bkz. Sahih-i Buhar Muhtasari... (Cilt VIII, sh. 246). Eb Hanife, Mlik ve Saf gibi Islm'in en nemli mezheplerinin kurucularinin szleri de bu dogrultudadir. Buhar'nin Ibn-i Abbas'tan rivyeti iin bkz. Sahih-i Buhar Muhtasari... (Cilt VIII, sh. 241-2, Hads no: 1175) Sahih-i... (Cilt VIII, sh. 246-247) Bu iki kisi Abdurrahman Ibn-i Sehl (ki ldrlen Abdullah'in kardesidir) ve Huveyyisa'dir. Ensar'dan Sehl Ibn-i Eb Hasme'nin rivyetine dayali olarak Buhar'nin naklettigi hads iin bkz. Sahih-i Buhar Muhtasari.... (Cilt VIII, sh. 468-471. Hads no. 1311. zellikle 470-471 sayfalara bakiniz) Buhar'nin Ayse'den rivyeti iin bkz. Sahih-i Buhar Muhtasari.... (Cilt III, sh. 335, Hads no. 550) Bir rivyete gre Ayse'nin odasina iki yahudi "karisi" gelerek: "Ehl-i kubr (ller), kabirlerinde azb grrler" demis, fakat Ayse onlara inanmayarak: "Yalan sylyorsunuz" karsiligini vermistir. Fakat tam o sirada odaya Muhammed girince, Ayse konusulanlari kendisine anlatmis, bunun zerine Muhammed: "Evet, onlar kabirlerinde yle bir azb grrler ki, o azb behim isidir" demistir. Bkz. Sahih-i... (Cilt III, sh. 337). Sahih-i... (Cilt III, sh. 337) Sahih-i... (Cilt III, sh. 338)

Meryem sresi'nin 71.ci yeti'nin Diynet Vakfi tarafindan ailanmasina bakiniz. Imam Gazal, Ihyu... (Cilt II, sh. 505) rnegin Bakara sresi'nin 62.ci yet'inde su yazili: "?phesiz, inananlar, yahudi olanlar(dan), hiristiyan (lardan) ve sbi'lerden Allah'a ve hiret gnne inanip yararli is yapanlarin ecirleri Rablerinin katindadir. Onlar iin artik korku yoktur; onlar zlmeyeceklerdir" (K. Bakara 62); ayrica bkz. Mide sresi yet 69. lm dseginde son nefesini verirken Muhammed'in yaninda bulunan Ayse'nin anlattiklari hususlar iin bkz. Imam Gazal, Ihyau... (Cilt IV, sh. 845-6) Bu rivyet iin bkz. Imam Gazal, Ihyau... (Cilt IV, sh. 962) Bu hads ve yorumu iin bkz. Sahih-i Buhar Muhtasari... (Cilt XII, sh. 212, Hads no. 2053) Mslim'in rivyeti iin bkz. Imam Gazal, Ihya... (Cilt IV, sh. 962) Nesi'nin "Kbr" da Cbir'den rivyet ettigi bu hads iin bkz. Imam Gazal, Ihyu... (Cilt IV. sh. 990). Bu hads iin bkz. Gazal, Ihya... (Cilt IV, sh. 989) Bkz. Gazal, Ihyu... (Cilt IV. sh. 997) ibid. Eb Sad'in rivyeti iin bkz. Gazal, Ihyu... (Cilt IV. sh. 993-995) ibid. Buhar ile Mslim'in rivyetleri iin bkz. Imam Gazal, Ihya... (Cilt IV. sh. 997). Mslim'in Eb Ms'dan rivyeti iin bkz. Imam Gazal, Ihya... (Cilt IV. sh. 997). Ayrica bkz. Diynet Isleri Baskanligi yayinlarindan . Sahih-i buhar Muhtasari... (Cilt IV, 265, 268) Msedded'in Msned'inden naklen, Sahih-i..., Cilt IV. sh. 265. Bu dogrultuda olmak zere Eb Ya'l Msil'nin Msned'inde Eb Harb'den rivyet iin ayni yere bakiniz . Diynet yayinlari: Sahih-i Buhar Muhtasari... (Cilt IV. sh. 265). . Buhar'nin "Kitab-i Libs"inda yer alan bu hususlar iin bkz. Diynet'in yayinlari: Sahih-i Buhar Muhtasari... (Cilt IV. sh. 268-9). Diynet Vakfi tarafindan Maide sresi'nin 5.ci yet'inin yorumu vesilesiyle yapilan aiklamaya bakiniz. Kimi yorumcular, rnegin Diynet Isleri Baskanligi, bu yet'in "Kitab ehl-i" ile iyi iliskiler kurma amacini tasidigini kabul etmekle beraber Mekke'nin fethinden sonra kondugunu iddi eder ki yanlistir. nk Muhammed, sz konusu iliskilere, sirf Yahudi'lere dn vermis olmak iin, Hicret'ten sonra baslamis ve iki yillik sre boyunca sonu alamayinca, bu kez onlara karsi dsmanlik siysetine girismis, kimisini kilitan geirmis, kimini de yurtlarindan srmstr. Mekke'nin fethi tarihinde, artik onlara dn verme ihtiyacinda olmadigi iinb, yukardaki yet'in Mekke fethinden sonra kondugunu ne srmek dogru olmaz.. Ayet'te gecen "msrik" szcg'nn ayni zamanda "Kitab ehl-i" olanlari (Yahudi'leri ve Hiristiyan'lari da) kapsadigi hususu, Diynet tarafindan da ne srlr. Sahih-i Buhar Muhtasari... ( Cilt XI. sh. 281-2) Muhammed'in kadin hakkindaki asagilamalari konusunda benim "Serit ve Kadin" adli kitabima bakiniz. Diynet yayinlari, Sahih-i Buhar Muhtasari... (Cilt XI. sh. 281-3)

Mslman bir erkegin, muslmanligi kabul etmeyen bir kadinla evlenemeyecegi konusundaki hads'ler iin bkz. Sahih-i... (Cilt XI. sh. 281 ) Beyzav'nin yorumlari bu dogrultudadir. Buhar'nin Ibn-i Abbs'tan rivyeti iin bkz. Sahih-i... (Cilt IX. sh. 273, Haeds no. 1455) Sahih-i... (Cilt IX. sh. 192). Salari siyaha boyama yasagini sadece erkekler iin ngrmstr; kadinlarin siyaha boyamalarinda sakinca bulmamistir, nk nemli olan erkeklerdir. Ibn-i Sa'd, Tabakat, sh. 520-1 Her ne kadar Ibn-i Mlik, "Muvetta" adli kitabinda, Muhammed'in sa ve sakalini boyamadigini sylemekle beraber, basta Ibn-i Sa'd gibi ok daha saglam kaynaklar, boyadigini kabul ederler ve bununla ilgili hads'lerden rnekler verirler. Tirmiz'nin rivyeti iin bkz. Imam Gazal, Ihya... (Cilt II, sh. 508) Sahih-i,,, (Cilt I, sh. 106-107) Buhar'nin Eb Hreyre'den rivyeti iin bkz. Sahih-i... (Cilt I. sh. 105 ve d. Hads no. 93; ayrica bkz.sh. 107) Ilgili hads'ler iin bkz. Sahih-i Buhar Muhtsari... (Cilt VIII, sh. 47, hads no. 1141). Kur'n yorumcularindan bazilari, yukardaki yet'lerin Mekke'nin fethinden nce mi, yoksa sonra mi kondugu hususunda anlasamazlar. Sylemeye gerek yoktur ki ister nce, ister sonra konmus olsun, hosgr yoksunlugunu yansitmak bakimindan sonu degismez. Sahih-i Buhar Muhtasari... (Cilt IV, sh. 364) Bu konua bkz. Ibn-i Hacar, Isaba, II, 477 Sems'l-eimme'den naklen bkz, Sahih-i Buhar Muhtasari... (Cilt V, sh. 9) ibid.

Baska Din ve Inanta Olanlara Karsi "Cihad" (Vurusmali Saldiri) Siyseti!


[Muhammed'in "gt verici ve Teblig edici Peygamber" niteligini terkedip baska din ve inanta olanlara karsi "Cihd amakla grevli Peygamber" durumuna gemesi]
Daha nce de belirttigimiz gibi Muhammed, baska din ve inanta olanlari, zellikle Yahudi'leri ve Hiristiyan'lari Islm'a sokamayinca, onlara karsi dsmanlik siyseti uygulamak ve onlari asagilamak zere Kur'n'a: "Allah'in gazabina ugramis milleti (Yahudileri, Hiristiyanlari) dost edinmeyin" (K. 60 Mmtahine 13), ya da: "...Ehl-i Kitab ile (Yahudilerle, Hiristiyanlarla, vs)"... (Islmi kabul edene ya da) Boyunlarini bkp kendi elleriyle cizye verene kadar savasin " (K. 9 Tevbe 29) seklinde ya da bunlara benzer hkmler koymustur. Bununla beraber bu tr hkmleri sz'de birakmayip eyleme sokmaktan ve vurusmali saldirilara, yni "cihd" siysetine basvurmaktan geri kalmamistir. Gerekten de, Muhammed'in sylemesine gre Tanri: "Kfirler ve munafiklarla savas, onlara karsi sert davran" (K. 66 Tahrm 9) diye emretmis, ya da:"... Onlarla savasmaya agirilacaksiniz. Onlar Islm oluncaya kadar vurusacaksiniz" (K. 48 Fetih 16), ya da:"...boyunlarini bkp kendi elleriyle Cizye verene kadar onlarla savasin" (9 Tevbe 29) demis ya da bu dogrultuda emirler vermistir. Yine hatirlatalim ki "Cizye" denen sey, Kitab ehli sayilan Yahudi'lerden ve Hiristiyan'lardan, nufus basina alinan bir tr vergidir ki, "Kafa parasi" diye de bilinir. Eskiden bu "kafa parasi", onlardan her toplumun zenginligine, ya da fakirligine gre ayarlanir ve alinirdi. rnegin Sam Hiristiyan'larindan nfus basina drt dinar, buna karsilik Yemen'in mslman olmayan ahalisinden bir dinar olmak zere alinirdi. Her ne kadar bu verginin, mslman olmiyan kimselerin Islm diyarinda oturmalari ve hayat ve zgrlk haklarinin korunmasi karsiliginda alindigi kabul edilirse de aslinda islm'a girmemis olmalarinin cezsidir. Ve kafa parasini onlara, kendi elleriyle ve "zellne" (asagilanmis) bir sekilde dettirmekten maksat, mslmanligi kabul etmemis olmanin ktlgn anlatmaktir. Nitekim Diynet Isleri Baskanligi, Kur'n'in Tevbe sresi'nin

29cu yeti'nin aiklamasinda aynen syle diyor: "Cizye: Fukaha rfnde Ehl-i Kitaptan (yni Yahudi'lerden ve Hiristiyan'lardan) mslman olmiyanlarin bir muhede ile nfus basina vermegi deruhte ettikleri vergidir ki, bu vergi bir bakimdan Ehl-i Kitab'in Islm diyrinda ikmetleri ve hayat, hrriyet haklarinin muhfazasi mukbilinde zimmetlerine terettb eden bir vazfedir. Ve bu cihetle kendilerine Zimm itlk olunmustur. br bakimdan da Mslmanliktan imtinlarinin cezsidir. Ayet'in son fikrasinda: -'... bu vergiyi derhde eden muhidlerin (yni Yahudi'lerin, Hiristiyan'larin) vergilerini biztih kendileri getirip zellne bir vez' ile vermelerinin sart kilinmis olmasi da bunu tey'id etmektedir ki, muhidlere, her bergi verdike, mslmanliktan imtinlarinin fenligi ihtr edilmis olacaktir-" Hemen ekleyelim ki Kur'n, "kfir'lere" karsi vurusmali saldirilari (yni "cihad"i) ngren hkmleri kapsar. Islm tarihi, bu hkmlerin uygulanmasi tarihinden baska bir sey degildir. Islm devletlerinin baslica grevi, Kur'n'in bu hkmleri geregince is grmek, yni "savas" siysetine ynelmek olmustur. Eger Islm devletleri, bu grevi gnmzde yerine getiremiyor iseler, bu onlarin gsz ve ciz durumda bulunmalarindandir. Bati dny'sina galebe alabilecek silahlara ve olasiliga sahip bulunmus olsalar, "cihad" siyasetini gereklestirmekten ve yeryzn "Dar-l Islm" sekline getirmekten bir an iin geri kalmayacaklardir. * Daha nceki sayfalarda grdk ki Muhammed, ilk baslarda, yani daha henz gsz durumda iken kendisini, "uyarici", "gt verici" seklinde, yani sanki sadece teblig'de bulunmakla grevli kilinmis gibi gstermistir (rnegin: Imran sresi, yet 20, vs...). Yahudi'leri ve Hiristiyan'lari kazanmak amaciyle, onlarin dinsel geleneklerini benimser grnms (rnegin Kuds' "Kible" yapmis, giyecek, yiyecek ve ilevi iliskiler, vs... konularinda onlari hosnud edici hkmler koymus), ve fakat glenipte onlarin hakkindan gelecegini anlayinca "teblig edici" ya da "ta'viz" verici siysetten vazgemistir. Vazgetikten sonra, daha nce onlari hosnud etmek maksadiyle koydugu seyleri degistirmis (rnegin Kible'yi Kuds'ten Mekke'deki K'be ynne dndrms, onlarin yasam tarzina uymaktan vazgemis, vs...) ve saldirgan, ve tehdit saan bir siyset izlemistir. Basvurdugu tehdit'ler arasinda "Artik mslman olacak misiniz?" (K. 21 Enbiy 108) seklinde sabirsizligini belirtirten, ya da: "Size ...aikladim, tehdit oldugunuz seyin yakin mi, uzak mi oldugunu bilmem" (K. 21 Enbiya 109) diyerek niyetlerinin ne oldugunu hissettiren hkmler vardir. Islm'i yaymak hususunda onlari birer engel saydigi iindir ki, kendi taraftarlarini onlara karsi husumet ortami ierisinde tutmak zorunlugunu hissetmekteydi. Nitekim giderek glendikce, "tehdid" ve "dsmanlik"larinin dozunu da arttirmis, rnegin onlari iki yzllkle, fesatcilikla damgalayarak lmle tehdit eder olmustur (K. 33 Ahzab 61-62). Ve nihyet "cihad" siyasetine gemis ve "Kfirlerle" savasmadikca kiyamet gnnn gelmeyecegini" aiklamistir. rnegin Yahudi'lere karsi vurusmali saldiri siysetini, su szleriyle vurgulamistir: "Mslmanlar Yehd ile harb edecek (ve onlari tammiyle kirip mahvedecek) Hatt onlardan bir Yehd tas arkasina saklansa (da sag kaldigi farz edilse) tas parasi da (dile gelerek) -Ey Allah'in kulu, su arkamdaki Yehd'dir, onu da ldr- diyecektir". Medne'ye hicret edisinden iki yil kadar sonra giristigi bu saldiri siyasetini, lnceye kadar srdrecektir. Bu siyseti, sadece ierdeki "kfir"lere karsi degil fakat disardaki "kfir"lere karsi da ayni siddetle uygulamaga girisecektir. rnegin Hdeybiye olayindan sonra mslmanlara verdigi emir sudur: "Onlarla savasmaya agirilacaksiniz. Onlar Islm oluncaya kadar vurusacaksiniz" (K. 48 Fetih 16). Burada geen "Onlar" szcg, Hiristiyan'ligin temsilcisi olan "Rumlar"dir (Romalilar'dir). Her ne kadar bazi yorumcular "onlar" szcgn "Romalilar" ya da "Farslilar" seklinde anlarlarsa da, farketmez, nk her iki sekilde de "hosgrszlk" sz konusudur. Belirtmekte yarar vardir ki Muhammed, Orta Asya'da yasamakta olan Trkler'e karsi savas verilmedike "kiymet" gnunun gelmeyecegini sylemekten geri kalmamistir.

Fakat her ne olursa olsun, mrnn son dnemini kapsayan on, ya da on , yillik sre boyunca, bir yandan "msrik" Arap'lara karsi savasirken, diger yandan da Yahudi kabilelerine saldirmis, esirler ve ganimetler almis, aldigi esirleri "kle" olarak kullandirmis, ya da yurtlarindan srms, ya da kilitan geirtmis (Ben Kureyza esirlerine yaptigi gibi), ve nihayet lm dsegine dspte son nefesini verirken: "Arap yarim adasinda (Cezret'lArab'da) iki din bir arada bulunmayacak" , ya da "Islm'dan baska din kalmayincaya kadar savasin", seklindeki vasiyetiyle , mslman'lari, mslman olmayan'lara karsi kin, dsmanlik ve savas duygulariyla yogurmustur. I) Baska dindekilere (zellikle Yahudi kavim'lerine) karsi vurusmali saldiri (Cihd) siyasetini pekistirme yollari: Islm'dan gayri din ve inantakileri "sapik" olarak tanimlayan Muhammed, onlara karsi saldiri siyasetini geerli kilabilmek iin bir takim gereke ve bahaneler ortaya vurmus, ve bunlari Tanri'dan geldigini syledigi vahiy'lere oturtmustur. rnegin Yahudi'lerin ve Hiristiyan'larin kendisini peygamber olarak kabul etmemelerini, ya da alaya alip yermelerini Tanri'ya karsi gelmek seklinde yorumlamistir. Vaktiyle kendilerine gnderilmis olan peygamber'leri ldrms olduklarini, kendilerine verilen Kitab'lari (Tevrat'i, Incil'i) tahrif edip ahidlerini ihll ettiklerini iddi ederek (rnegin Bkz. Nisa 155), ve nihyet Islm'a girmekten kaindiklarini syleyerek onlari, Tanri'nin gazabina muhatap kilmistir. Bu arada kendisini tenkid eden Yahudi sairlerini (rnegin Mervan kizi Esm'yi, ya da Ka'b Esref'i, vs...) ldrtmek sretiyle yildirma siysetine girismistir. te yandan mevcut andlasmalari ihll ettiklerini ileri srerek Medne ve civarinda yasayan Ben Kaynuka, Ben Nadir ve Ben Kureyza gibi en nl ve varlikli Yahudi kabilelerini yok etmis, mal ve arazilerine el koyup onlari yerlerinden srmstr. Her ne kadar seriti'lar, Yahudi'lere karsi Muhammed'in giristigi bu saldiri ve savaslari, onlardan gelen (ve gelebilecek olan) tehlikeleri nleme amacina dayali bulundugunu sylerlerse de yalandir. Su bakimdan ki bu saldiri ve savaslarin tek amaci, Islm'dan gayri unsurlari ortadan yok etmek idi. Nitekim lm dseginde iken syledigi: "Arap yarim adasinda (Cezret'l-Arab'da) iki din bir arada bulunmayacak" seklindeki szler bunun kanitidir. Kisaca fikir edinmek zere bir iki rnekle yetinecegiz. Fakat bu rnekleri zetlemeden nce sunu belirtmek gerekir ki, bir an iin bu saldiri ve savaslarin nedenlerinin, Yahudi'lerden ya da Hiristiyan'lardan gelme direnmeler, ya da ktlkler oldugunu kabul etsek bile, kendisini "Tanri elisi" olarak tanimlayan bir kimse'nin, kili yolu is grmesini, saldirilar tertipleyip ganimetler edinmesini, ele geirdigi esirleri kle olarak kullanmasini ya da kafalarini kestirterek ldrmesini, ve btn bunlari Tanri emriyle yaptigini sylemesini kabul etmek gtr. A) Islm'a girmek istemeyen "Ben Kaynuka" Yahudilerinin srgn edilmeleri: Medne'ye hicret ettikten sonra Muhammed, kendisini siirleriyle hicveden Ab Afak, ve Mervan kizi Esm ve Ka'ab b. Esref adindaki Yahudi sir'lerini ldrtmek sretiyle Yahudi kabileleri arasinda byk bir korku, telas ve huzursuzluk yaratmis olur. Yahudi'ler, kendileri bakimindan byk bir tehlikenin dogmakta oldugunu hissederek endiselenirler. Nitekim Hicret'in ikinci yili ierisinde Beni Kaynuka kabilesinin basina gelenler, bu endiselerin dogruklugunu ortaya vurmustur. Beni Kaynuka kabilesi, Medne Yahudilerinin altun ve ziynet ticaretiyle ugrasan bir blmdr ki cesretlilikleriyle taninmistir. Muhammed'in Medne'ye gelisinde, diger Yahudi kabileleri gibi, onlar da onunla yardim andlasmasi yapmistirlardir. Andlasma hkmlerine gre Muhammed'in aleyhinde hi kimseye yardim etmeyeceklerine, Medne'ye bir saldiri vki olacak olursa Muhammed'e katilarak karsi cephe yaratacaklarina

dair sz vermislerdir. Bylece her hangi bir dis tehlikeye karsi kendi gvenliklerini saglamis olacaklardi. Bazi Arap kaynaklarinin (rnegin Ibn Sell'n) sylemesine gre Beni Kaynuka yahudilerinin mslmanlara, bir ok vesilelerle, byk yardimlari dokunmustur. Bununla beraber bu Yahudi'ler, Muhammed'in btn israrlarina ragmen Islm'a girmemislerdir. Ancak ne var ki Bedir savasi'ndan sonra is degisir: bu savasi kazanan Muhammed, glenmis olmanin verdigi bir gvenle Yahudi'ler zerindeki baskilarini arttirir; onlari mslman olmaga agirir. Muhammed'in ok israrli baskilari karsisinda Yahudi'ler ne yapacaklarini sasirirlar. Muhammed, bir gn Ben Kaynuka Yahudi'lerini Medne'nin pazar yerlerinden birinde toplar, ve son def'a olmak zere mslman olup olmayacaklarini sorar; olmayacak olurlarsa, Bedir savasi vesilesiyle Kureys'lilerin basina gelen felketin, kendi baslarina da gelecegini hatirlatir. Fakat Ben Kaynuka Yahudi'leri direnirler ve Islm'a girmeyeceklerini, kendi atalarinin dininde kalacaklarini bildirirler. Bunun zerine Muhammed, onlarla olan andlasmayi bozmak iin bahaneler arar; bahane olarak da bir Arap kizinin yahudiler tarafindan alaya alinmasini vesile yapar. Islm kaynaklarinin bildirmesine gre olay kisaca syle: Gy Yahudi'ler bir gn bir Arap kizini alaya alirlar. Buna fkelenen bazi Arap'lar, Yahudilerden birinin stne saldirip ldrrler. Yahudi'ler de buna karsilik verirler. Mevcud antlasma hkmlerine gre byle bir durumda, iki tarafin birbirlerine kisas hkmlerini uygulamalari ve anlasmazligi bu sekilde zmlemeleri gerekirken Muhammed byle yapmaz. Bu olayi vesile edinerek, Ben Kaynuka ile olan antlasma'yi iptal eder. Ederken de, antlasmanin Yahudiler tarafindan bozulmasi ihtimalinin Tanri tarafindan kendisine nceden bildirilmis oldugunu ne srer ve Kur'n'a su yet'i koyar: "Eger bir toplulugun antlasmaya hiynet etmesinden korkarsan, sen de onlara karsi ayni sekilde davran. Dogrusu Allah hinleri sevmez" (K. 8 Enfal 59). Oysa ortada, antlasma'nin Yahudi'ler tarafindan bozulmasi ihtimaline yer veren bir sey yoktur; nk Yahudi'ler, Bedir savasini kazanmis olan Muhammed'e karsi bunu yapacak durumda degillerdir. Nitekim Muhammed'in onlara karsi: "Eger Islmiyeti kabul etmezseniz basiniza ayni sey gelir" seklinde tehdit'te bulunmasi, bunun byle oldugunun kanitidir. Grlyor ki ortada henz cidd bir tehlike yok iken, ve andlasmanin Yahudiler tarafindan bozulmasi ihtimali dahi sz konusu degilken Muhammed, Ben Kaynuka'ya karsi savas vesilesi yaratmistir. Antlasmayi bozduktan sonra, tasarladigi plan geregince Beni Kaynuka'ya karsi saldiriya geer; 15 gn onlarin evlerini ve kalelerini kusatir. Kusatma boyunca seslerini ikarmayan Yahudiler, onbesinci gece kalelerinden ikarak teslim olurlar. Islm kaynaklarindan aiklamlarina gre Muhammed, btn esirlerin elleri arkalarina ekilerek baglanmalarini ve sonra da kafalarinin kesilerek ldrlmelerini emreder. Fakat Sahabe'den Abdullah Ibn-i Ubeyy Ibn-i Sell bu karari "insafsiz" nitelikte bulur ve Muhammed'in yanina giderek mdahele eder: bu Yahudilerin evvelce kendisine ve Mslmanlara yardimci olduklarini hatirlatir ve bagislanmalarini ister. Fakat Muhammed onu dinlemez ve adamlarina verdigi "ldr" emrini yeniler. Bunun zerine Ibn-i Sell fkelenir, ve Muhammed'in yakasina sarilarak: "Onlar beni siyah ve kizila karsi korudular, sen ise onlari bir gnn sabahinda kesip bimek istiyorsum. (Onlari) serbest birakincaya kadar elimi yakandan ekmeyecegim" der. Hatt bununla da yetinmez, bir de ayrica Muhammed'i tehdit edercesine sunlari ekler: "(Eger kararindan dnmezsen) bozgunlara sebeb olacagindan korkmakta oldugumu tey'id ederim ". Belirtelim ki Ibn Sell, taninmis bir Arap kabilesi olan Hazrec'lerin reisi olup Muhammed'in Medne'ye gelmesinden sonra mslmanligi kabul edenlerdendir. O zamanlar Sahabe'nin nemli kisilerinden biri olarak bilinirdi. Ibn Sell'n bu sekildeki tehdidinden ekinen Muhammed: "(Beni Kaynuka ahalisine) ve onlarla birlikte (Ibn-i Sell'e) lnetler olsun" diyerek Yahudi esirleri ldrtmekten vazgeer. Fakat kadin ve erkekleriyle, oluk ve ocuklariyle onlari

yurtlarindan srer. Bu srlenlerin sayisinin yediyz'den fazla oldugu anlasilmaktadir. Bu Yahudiler, biraz nce dedigimiz gibi, kuyumculukla ugrasirlardi; topraga sahip degillerdi. Srgn emrinden sonra Muhammed onlarin btn varligina, esyalarina, kuyumculuk aletlerine el koyar, ve her seylerini ganimet olarak alir. Ele geirdigi ganimet mallarindan begendiklerini kendisi iin ayirir. Ganimet mallarini bese bler, ve beste birini de kendisi iin ayirdiktan sonra kalan kismi Sahabe'leri arasinda paylastirir. Bu vesile ile tarihi Taber syle diyor: "Islmiyette ilk nce ganimet mallarindan beste biri bu yil alindi... Bu kisim Tanri elisi tarafindan alinan ilk beste bir idi ". Sylemeye gerek yoktur ki kendisini peygamber olarak kabul ettirmek isteyen bir kimse iin bu, pek "imrenilecek" bir davranis degildir: Islm'i kabul etmediler diye baska bir dinden olanlara saldirmak maksadiyle bahane yaratmak; "Andlasmayi bozmalari ihtimali vardir" seklinde Tanri'dan yet geldi diyerek saldiriya geip, koca bir kavmi esir almak, ve sonra kadin erkek, oluk ocuk hepsinin kafalarini kestirmege kalkismak; ve sonra Sahabe'den birinin tehdit ve israri zerine bundan vazgeip btn mallarina el koyarak onlari srgne yollamak! Kuskusuz ki Tanri elisi olarak is gren bir kimsenin yapacagi seyler degildir bunlar! Yce oldugu kabul edilen bir Tanri'ya elilik eden kimselerden beklenen sey, kili yolu ile ve korku yaratarak degil fakat ikn yolu ile is grmektir. B) Ben Nadir Yahudilerinin (Nadirogullari'nin) Yurtlarindan ikarilip srgne yollanmalari; arazi ve tarlalarinin Muhammed'e ait sayilmasi (K. Hasr 2-6); Hayber yahdilerinden bir kabile olan Ben Nadir (Nadirogullari) kabilesi, Medne'de yasayan Ben Kurayza ve Ben Kaynuka Yahudileri gibi, zenginliklere sahipti: ticret, san'at ve ziraatle ugrasirlardi. Tipki diger Yahudi kabileleri gibi, onlar da nceleri, Muhammed'le savunma szlesmesi yapmislar ve ona yardimci olmuslardir. Fakat Muhammed'in giderek artan hosgrszlgne ve hele Ben Kaynuka'ya karsi giristigi saldirilara tanik olmakla, tam bir huzursuzluga kapilmislardir. Tehlikenin kendilerine yneldigini anladiklari iin korunma yollarini aramislardir. Bununla beraber Muhammed'i tahrik etmis olmamak iin, ona karsi kt bir davranisa ynelmekten kainmislardir. Her ne kadar Islm kaynaklari, Ben Nadir Yahudi'lerinin Islm'a karsi ayaklanmaga kalkistiklarini, Mslmanlari arkadan vurmaga alistiklarini, ve bu nedenle Muhammed'in onlara savas atigini sylerlerse de tarih gerek bundan ok farklidir. Su bakimdan ki, yukarda belirttigimiz Ben Kaynuka olaylarindan sonra, Mekke'deki Kureysli'lerden bir grup, daha nce Bedir'de ugradiklari yenilgiyi hazmedemeyerek, Ab Sufyan idaresinde Medne nlerine geldiklerinde, Ben Nadir Yahudileri ona yardimci olmaktan kainmislardir; hatt Ab Sufyan'in istegine ragmen, onu kabul edip konusmaga bile yanasmamislardir. Ancak ne var ki aralarindan biri Kureys lehine casusluk yapmis ve Ab Sufyan bu sayede bazi mslmanlarin evini atese vererek Mekke'ye dnmstr. Ve iste Muhammed bu olayi kendisine vesile edinmis, ve sanki Ben Nadir, Islm'i yok etmek iin antlasmaya ihnet etmis de kendisine karsi isyana kalkmis gibi bir hava yaratmistir. Bazi Islm kaynaklari, Ben Nadir'in Muhammed'e karsi savas atigini syliyecek kadar ileri giderler. Bazilari da Ben Nadir Yahudi'lerinin Muhammed'i ldrme girisiminde bulunduklarini, fakat Tanri'nin haber vermesi zerine Muhammed'in bu tehlikeden kurtuldugunu sylerler. Oysa ki, biraz nce degindigimiz gibi, bu sylenenlerin hepsi de yalandan ibrettir. Nitekim Muhammed, ne Ben Nadir'in, ve ne de diger yahudi kabilelerinin, kendisine ve mslmanlara karsi tehlike yaratabilecek bir davranisa gemeyeceklerini, ve nk onlarin hakkindan gelebilecek kadar glendigini ok iyi bilmekteydi. Ne var ki, az zaman nce Ben kaynuka Yahudi'lerinden ele geirdigi ganimetler, onun ve taraftarlarinin varlik edinme (yagma ve talan) hirslarini arttirmisti. Ben Kanuka'dan saglanan seylerin bir o kadarini, Ben Nadir'e saldirmak suretiyle saglanacagindan emindi. Saldirmak iin Tanri'dan yet indigini syleyerek gereke bulmak da kolay olduguna gre mesele yoktu.

Iste bu dsncelerle, hicret'in 37. ci ayinda, Medne'ye iki mil mesafede bulunan Nadirogullari'na karsi saldiriya gemek zere hazirliklarini tamamlar. Esas amaci, onlari yerlerinden srmek ve zengin arazilerine ve hurmaliklarini ele geirmek oldugu iin, isini kolaylikla basarabilmek maksadiyle, saldiriya gemeden nce onlara, tasinabilir mallariyle birlikte Medne'yi terkedip baska yerlere gitmelerini, aksi taktirde boyunlarinin vurulacagini bildirir. Yahudiler ona karsi koyamayacaklarini dsnerek teklifi kabul ederler ve yol hazirligina girisirler. Fakat gy munafik'larin kiskirtmasi zerine vazgeerler ve : "Biz yerimizden ikmayacagiz" derler. Bunun zerine Muhammed, onlarin kalelerini kusatir; pusu kurmasinlar diye de onlara it hurmaliklardan bir kisminin kesilmesi iin askerlerine emir verir. Ancak ne var ki onlar tarafindan: "Ya Muhammed! Hani sen yeryznde fesat ikarmamakla emrolunmustun?" seklindeki bir itirazla karsilasir. Bu itirazlari karsilamak zere Tanri'dan vahiy geldi diyerek Kur'n'a su yet'i koyar: "Hurma agalarindan, herhangi birini kesmeniz veya oldugu gibi birakmaniz hep Allah'in izniyledir ve O'nun yoldan ikanlari rezil etmesi iindir" (K. Hasr sresi, yet 5). Bununla anlatmak ister ki, kendileriyle savas yapilan "kfir"lerin kale'lerinin, ev'lerinin yikilmasinda, agalarinin kesilmesinde bir sakinca yoktur. Bu emir zerine askerler hurma agalarini kesmeye baslarlar. Bunu gren Ben Nadir ahalisi, kusatma'dan az sonra "eman" dileyerek yurtlarini terkedeceklerini bildirirler. Bylece Muhammed, savas vermeden Ben Nadir Yahudilerini esir almis olur. Ve ilk is olarak onlara evlerini ve arazilerini terkedip gitmelerini, giderlerken de develerini ykleyip gtrebilecekleri kadar mal almalarini ve fazlasini birakmalarini emreder. Sylemege gerek yoktur ki deve'lerin yklenebilecegi mal, pek fazla bir sey degildir. Nitekim Yahudiler, bu emir geregince bir miktar mallarini alip gtrmekle beraber, byk bir kismini birakmak zorunda kalmislardir. Bir kismi Sam'a, bir kismi da Filistin blgesine gidip oralarda yerlesmislerdir. Muhammed onlarin evlerine, arazilerine, mallarina ve zengin hurmaliklarina el koymus; bunlarin tamamini kendisine ait saymistir. Onlardan ele geirdigi elli adet zirh'i, elli migferi ve 340 kadar kilici askerleriyle paylasmistir. Daha baska bir deyimle arazi ve hurmalik'lardan askerlere pay vermemis, bunlarin hepsinin kendisine ait oldugunu, ve nk bu mallarin savassiz olarak ele geirildigini sylemistir. Vurusmali savas yolu ile (yani arpisarak) dsmandan alinan mallarin beste birinin Tanri'ya ve kendisine id olup geri kalanlarin "Gzi"ler arasinda paylastirdigi halde, savassiz elde edilen mallarin tamaminin (ki "Fey" tbir olunur) Tanri'ya ve kendisine kalmasi gerektigini bildirmis, bu dogrultuda olmak zere Kur'n'a su yet'i koymustur: "Ey inananlar! onlarin mallarindan Allah'in Peygamberine verdigi seyler iin siz ne at ve ne de deve srdnz; fakat Allah peygamberlerine de diledigi kimselere karsi stnlk verir" (K. 59, Hasr Sre'si, yet 6) Bylece Ben Nadir Yahudi'lerine it arazi ve hurmaliklarin tamamini ele geirmistir. Ayni seyi, savassiz olarak elde ettigi Fedek arazileri iin de yapmis ve bu arazileri kendisine it saymistir. Islm kaynaklarindan grenmekteyiz ki bu arazilerin gelirleriyle kendi kadinlarinin yillik nafakalarini saglar, kendi hizmetinde alistirdigi iscilerinin cretlerini karsilardi. Bu arazilerin ve hurmaliklarin geliri ylesine bol olmali ki, ilesinin yillik nafakasini ve isilerinin yillik cretlerini karsiladiktan gayri geriye kalanlari da Islm "mchidlerine" ve nemli buldugu diger mslman kisilere dagitirdi. Mslman olmadilar diye Yahudi'lerin zerine yryp onlari dize getirmis olmayi, ve srgne yollamayi Tanri'nin bir basarisi imis gibi gstermek zere de Kur'n'a su yet'i koymustur: "Kitab ehlinden inkarci olanlari ilk srgnde yurtlarindan ikaran O'dur. Oysa ey Inananlar! ikacaklarini sanmamistiniz, onlar da, kalelerinin kendilerini Allah'tan koruyacagini sanmislardi. Ama Allah'in gazabi onlara, beklemedikleri yerden geldi..." (K. 59 Hasr 2). Yni Muhammed'in sylemesine gre Tanri, "inkrci" olan Yahudileri yurtlarindan srgne ikarmis olmakla vnms ve Mslman kul'larina: "Grdnz m! Onlari kalelerinden ikaracagimi sanmamistiniz ama, iste ikardim ve srgne yolladim" seklinde konusmustur. Bununla da yetinmeyip: "Eger onlari srgne yollamasaydim baska trl de cezalandirirdim. Ahirette de onlar iin cehennem azabi vardir" diyerek fkesini

ikarmistir (K. Hasr sresi, yet 3) Yukarda anlattiklarimizda anlasilmaktadir ki Ben Nadr Yahudi'lerine karsi girisilen ve onlarin srgne yollanmalariyle sonulanan saldirilarin, dis grns itibariyle nedeni, onlarin mslman olmayi kabul etmeyip "inkarci" kalmalaridir. Fakat bu saldirganligin asil baska bir amaci daha vardi ki, o da onlarin zenginliklerini ele geirmekti. Iste bu amaci gereklestirmek iindir ki Muhammed, onlarin kendisine ihnet, ve szlesmeyi ihll ettikleri gerekesine sarilmistir. C) Ben Kureyza Yahudi'lerinin kilitan geirilmeleri (K. Ahzb 26-27): Hicret'in 5.yilinda Muhammed, Ben Kureyza adindaki Yahudi kabilesini yok eder. Ben Kureyza, tipki Ben Nadir ve Ben Kaynuka kabileleri gibi, eskiden beri Medne ve civarinda yasayan Yahudi kabilelerinden biridir. Tipki digerleri gibi, onlar da san'at ve ticaretle ugrasirlar, bol varliga sahib bulunurlardi. Ve yine onlar gibi, Muhammed'in btn agrilarina ragmen Islm olmaktan kainmislardi. Muhammed'in giristigi saldirilari hakli gstermek hususunda pek usta olan Islmcilar, Ben Kureyza Yahudi'lerinin, tipki diger Yahudi kabileleri gibi, Muhammed'le yapmis olduklari antlasma'yi bozup, mslmanlara karsi savas atiklarini ne srerler; gy "ihnet" niteligindeki bu davranislari yzndendir ki Muhammed, onlarin zerine yrms, ve "erkeklerini ldrtms, kadinlarini ve ocuklarini ve mallarini mslmanlar arasinda blstrmstr" Oysa ki Ben Kureyza Yahudi'lerinin mslmanlara karsi savas atiklari, ya da savasa vesile yarattiklari iddilarinda tarih bir gerek yoktur. nk savasi aan Ben Kureyza degil, fakat Muhammed'tir. Bunun byle oldugunun kaniti sudur ki, Ben Kureyza reisi Abu'l-Hukayk, kendisini Muhammed'e karsi ortak saldiriya agiran Gatafan'lara yardimci olmamis ve onlara : "(Hayir size katilamam nk) Ben Muhammed'le antlasmaliyim" diye cevap vermistir. Ancak ne var ki Muhammed, Beni Kaynuka'yi ve Ben Nadir'i yok ettikten sonra, onlar kadar varlikli olan Ben Kureyza kabilesini de temizleyecek olursa, hem yeni bir zenginlik kaynagina kavusacagini ve hem de artik Yahudi'lerden bs-btn kurtulmus olacagini hesaplamistir. Bu plani'ni gereklestirmek ve saldiriya gemek zere bahane olarak Beni Kureyza'nin msriklere yardimci oldugunu, ve ihnet ierisinde bulundugunu syler. Sylerken de Cebril'in gelip kendisini, Ben Kureyza'ya karsi saldiriya gemek hususunda zorladigini ekler. Gy Cebril ona, Hendek savasi'ndan sonra, syle demistir: "(Ey Muhammed) Sen (ve Ashabin) silhahlarinizi ikardi iseniz, melekler Hendek olayindan sonra silahlarini ikarmadilar... Tanri sana, Ben Kureyza zerine yrmeni emrediyor; ben Ben Kureyza yurduna gidiyorum (arkamdan gel)". Ve iste Tanri'dan geldigini syledigi bu emir geregince, askerlerini pesine takip Ben Kureyza zerine yrr, ve onlara: "Ey maymun evldi (Yahudiler) Tanri sizi zell edip size azbini indirmedi mi?" diye kfrler savurarak kalelerini kusatir. Yirmi bes gnlk bir kusatmadan sonra onlari, kalelerinden indirerek esir alir. Esir aldiklarinin sayisi, kadin, erkek, oluk ocuk olmak zere iki bin civarindadir. Ele geirdigi mallari, esir kadinlari ve ocuklari ganimet kurallarina gre paylastirir. Esir aldigi kadinlardan bir kismini, pazarda satisa ikartir ve at ve silah karsiliginda olmak zere sattirir. Erkek esirlerden dokuz yz kadarinin ellerini ve ayaklarini iple baglatarak bir kenara ayirtir. Bunlarin tmnn kafalarinin kesilmesine karar verir. Fakat kendi taraftarlarindan olan Evs'ler, onu bu kararindan vazgeirmek isterler, nk Ben Kureyza onlarin eski mttefikleridir, onlardan vaktiyle yardim grmslerdir. Onlari hosnud eder grnmek iin Muhammed, Ben Kureyza'nin kaderi hakkinda karar vermek zere birini semelerini emreder. Bu emir zerine Sa'd b. Mu'z adinda biri hakem seilir. Bir rivyete gre Mu'z'i Evs'ler, bir baska rivyete gre de Yahudi'ler semislerdir. Fakat her ne olursa olsun Evs'ler, hakem

olarak Mu'z'in seilmesine sevinirler, nk onun kendi ilerinden biri olarak tarafsiz karar verecegini sanirlar. Oysa Mu'z Muhammed'in en sadik ve itaatkr adamlarindan biridir, ve Ben Kureyza ile gemiste, zaman zaman kt iliskileri olmustur. O kadar ki besledigi intikam duygularinin itisiyle Tanri'ya syle du etmistir: "Ilh, Ben Kureyza'dan intikam ile dideleri rusen etmedike ruhumu kabzetme...". Arap kaynaklarin bildirmesine gre Mu'az bu du'yi, kendisine Ben Kureyza hakemliginin verildigi gnden bir evvelki gece yapmis, ve ertesi gn btn esirlerin ldrlmelerini hkme baglamistir! Mu'z'in verigi hkm'den son derece hosnud olan Muhammed, bu hkmn Tanri'nin hkmne uygun dstgn ve bunun byle olacaginin melekler tarafindan esasen kendisine nceden bildirildigini syler ve Mu'z'a syle der: "Kasem olsun ki sen, Allah'in yedi kat semvt zerindeki hkmne muvfik hkm verdin. Bunun byle olacagini seher vakti Melek gelip bana haber verdi idi" . Ibn-i Ishak ve Ibn-i Hism gibi en saglam kaynaklardan grenmekteyiz ki Muhammed, kafalarin kesilmesi hakkinda Mu'z'in vermis oldugu kararin derhal yerine getirilmesini, yni dokuz yz esirin kellelerinin kestirilmesini emreder. Ederken de, her seyden nce Medne pazari'nin ortasina byke bir kuyu kazdirtir, ve esirlerin kesilen kafalarinin bu kuyuya atilmasini ister. Ve sonra Ali ile Zbeyr'i yanina agirarak: "Kilicinizi ekin ve bunlarin kafalarini birer birer kesip, kuyuya atin" der. Ali ile Zbeyr kafalari kesmege baslarlar. Az gemeden Muhammed bu isi, yaninda bulunan Hazrec'lere havale eder. Ister ki Hazrec'ler, Ben Kureyza Yahudi'lerinden, hi degilse bu yoldan intikam alsinlar. nk Beni Kureyza Yahudi'leri, vaktiyle Hazrec'lerin rakibi olan Evs kabilesiyle andlasmali idiler. Bundan dolayidir ki Hazrec'ler, Ben Kureyza Yahudi'lerine karsi kin ve dsmanlik beslerlerdi. Ve iste simdi Muhammed onlara, yni Hazrec'lere, bu dsmanliklarinin intikamini alma firsatini vermekteydi. Nitekim Muhammed'in emrini sevinle karsilayip esirlerin kafalarini kesme isine byk bir sevkle baslarlar. Onlar bu isi yaparlarken, Evs'ler (Evs kabilesinden kisiler) bir kenara ekilmis znt iertisinde beklemektedirler. Vaktiyle ok iyilik grdkleri Ben Kureyza erkeklerinin kana bulanmis kesik kafalarini grmek onlari azaba sokmustur. Evs'lerin bu zntl halini farkeden Muhammed, kafa kesimi isini, Hazrec'lerden alip Evs'lere verir. Geride kalan on iki esirden her birinin ldrlmesi isine iki Evs'yi memur ederek onlara su emri verir: "Iinizden biri su esirin kafasina kilicini indirsin, digeri de kelleyi kilici ile gvdeden ayirsin" . Bylece Evs'leri, biraz daha zntye sokmus olur ki, vaktiyle Ben Kureyza ile andlasma yapmis olmaktan dolayi cezalanmis olsunlar diye. Btn bu olan bitenlerin Tanri emriyle oldugunu anlatmak zere Muhammed Kur'n'a su yet'i koymustur: "Allah, ehl-i kitaptan, (msrik ordularina) yardim edenleri kalelerinden indirdi ve kalplerine korku dsrd; bir kismini ldryor, bir kismini da esir aliyordunuz" (Bkz. Ahzb sresi, yet 26) Ben Kureyza Yahudi'lerinden alinan mal'larin, arsa ve arazilerin ve esirlerin mslmanlar arasinda paylastirilmasinin Tanri emriyle oldugunu anlatmak zere de su yet'i ekler:"Allah, onlarin yerlerine, yurtlarina, mallarina ve ayak basmadiginiz topraklara sizi mirasi yapti. Allah'in her seye gc yeter" (K. Ahzb 27) Ben Kureyza'dan edindigi paralarla bol miktarda silh satin alir, ve daha da glenmis olarak Yahudi'leri yok etme siysetine devam eder, ve Hayber ile Fedek'deki Yahudilerin hesabini grr. Btn bu hususlari ayri bir kitap halinde ele aldigimiz iin burada zet vermekle yetiniyoruz. D) Ben Kaynuka, Ben Nadir ve Beni Kureyza Yahudi'lerinden sonra sira, Hayber ve Fedek Yahudi'lerine gelir: Hicret'in yedinci yilinda Muhammed Medne'ye yz mil mesafede bulunan Hayber Yahudi'leri zerine yrr. Hayber arazisi verimli, sulak, ve hurmaliklarla dolu ok zengin bir yerdir. Hayber'i ele geirmekle hem bir yandan oradaki zenginliklere sahip olmak, hem

muhtemelen Yahudi'leri mslman yapmak, ve hem de bu blgeleri Islm topragi haline getirip kendi mmetini yabanci unsurlardan arimak olanagini saglayabilecektir. Islm kaynaklarinin bildirmesine gre: "Hicaz kit'asini gayr-i mslim anasirdan (mslman olmayan unsurlardan) temizlemek (Muhammed'in) en mhim umdelerinden birisi idi" . Nitekim taraftarlarini Hayber'e karsi saldiriya tesvik iin basvurdugu taktik'ten biri, Tanri adina hakli bir dava'ya katiliyorlarmis kanisini yaratmak olmustur. O kadar ki, Hayber'e saldiriya geildigi zaman mslmanlarin bayragini Ali'ye verdiginde, Ali kendisine: "Y Resla'llh! Hayber Yahudi'leriyle. onlar da bizim gibi (mslman) oluncaya kadar vurusuruz" demis, ve onun bu szlerine Muhammed syle karsilik vermistir: "Y Ali, agir ol! Hayber sahasinda alarga bir tarafa in. Sonra (Hayber yahudi'lerini) Islm'a dvet et! Ve zerlerine vcib olan Islm umdelerini bildir! Y Ali, senin bu irsadinla tek bir kisinin mslman olmasi, sana kizil deve'ler bahsedilmesinden ok daha hayirlidir". Dikkat edilecegi gibi Hayber'e karsi saldiriya gemek zere kendisine dayanak edindigi gereke, onlari Islm yapmak idi! Bununla beraber Hayber'i ele geirmekle, asil madd bakimdan byk ganimetler saglanacagini, ve bu ganimetleri paylasmak hevesiyle taraftarlarinin sefere katilmak hususunda istekli davranacaklarini bilmekteydi. Her ne kadar onlara: "Benimle yalniz cihad arzusiyle (sefere) ikiniz. Yoksa ganimeti zihninizden geirmeyiniz" demekle beraber, bunu daha nceki seferlere katilmaktan kainmis olupta simdi bu sefere katilip elde edilecek ganimet'ten yararlanma hevesinde olanlara karsi olan kirginliginin acisini ikarmak maksadiyle sylemistir. Yoksa aklindan, ganimet edinme be ganimet'leri paylasma dsncesini dislama diye bir fikir gemis degildir. Nitekim Hayber ahalisinden ele geirdigi ganimet mallarini, kendisine, eslerine ve kizlarina ve yakin akrabalarina it pay'lari ayirdiktan sonra, savasa katilan askerlere dagitmis, hatt Hayber seferine katilmayan (rnegin Habese'den gelen mslman) kisileri dahi bundan yararlandirmistir. Hayber Yahudi'lerinden edindigi bu zenginlik nedeniyle ylesine mutluluk duymus olmali ki: "Cafer'in ilerlemesi mi, yoksa Hayber'in fethi mi, bunlardan hangisinin bana daha ok zevk verdigini bilemiyorum" demistir. Grlyor ki Hayber seferine girismekle, Yahudi'lerden byk ganimet edinme olasiligina erismis olacakti. Hemen belirtelim ki Muhammed, Hayber'e karsi saldiriya geebilmek iin, onlarla daha nce yapmis oldugu andlasmayi geersiz kilmak zorundaydi. Bunu yapabilmek iin, andlasmanin onlar tarafindan ihll edildigini, ve onlarin mslman'lara karsi dsmanca davranislarda bulunduklarini ne srmek gerekirdi. Ve iste Abdullah Ibn-i Sehl adindaki adindaki bir mslman kisinin, hurma toplamak maksadiyle Hayber'e gittiginde, ldrlms olmasini firsat edinerek bu dsncesini gereklestirebilmistir. Her ne kadar Yahudi'ler, Abdullah'i ldrmediklerini iddi ederlerse de Muhammed, onlarin muslmanlari rahatsiz ettiklerini, ve aradaki andlasmayi bozduklarini syliyerek, bir sabah karanliginda saldiriya geer. Geerken de avaz avaza: "Allahu Ekber, Hayber (harab olsun). Biz (dsman) bir kavmin yurdunu (basip iine) girdik mi (korkudan ekilip giden o kfirlerin) hli yaman olur" diye bagirir ve askerlerini de bu sekilde bagirtirir. Bunu yapmakla, daha nceleri Kur'n'a koymus oldugu szleri tekrarlamis gibidir, ki o da syle: "... azap yurtlarina indiginde, uyarilanlarin (fakat yola gelmeyenlerin) sabahi ne kt olur..." (K. Saffat 176-177). On drt gn sren bir kusatma'dan sonra Kamus kalesini ele geirip Yahudi'leri esir alir. Onlardan edindigi bol miktar ganimet mallarini ve esirleri daha henz paylastirmaga girismeden nce Dihye (b. Halifet'l-Kelb) adinda bir asker gelip kendisinden: "Bana bir criye ver" seklinde dilekte bulunur. Ganimet mallari henz tasnif edilmedigi ve paylasilmaga hazir duruma getirilmedigi, yni herkesin payina ne dsecegi belli olmadigi halde Muhammed, muhtemelen onun pek yararli bir asker oldugunu dsnerek: "Git, esirler arasindan diledigin kadini kendine cariye olarak al" der. Bu izin zerine Dihye, esir kadinlar arasindan en gzelini seer. Bu aldigi kadin, Hayber'e siginmis olan Ben Nadr Yahudi'lerinin reislerinden Huyey b. Ahtab'in kizi Safiyye adinda, gen gzel bir kadin'dir. Henz 17 yasinda olup Yahudi'lerin ileri gelenlerinden biri olan Kinne b. Ebi'l-Hukayk ile yeni evlidir. Bylesine gzel ve aslet sahibi bir kadin'in kendisinden baskasina lyik

olamayacagini dsnen Muhammed, Dihye'ye baska bir cariye hediye ederek onun elindeki Safiyye'yi kendisine alir. Bu arada Safiyye'nin babasini ve kocasini, Yahudi kavmine it hazine'nin nerede oldugunu biuldirmediler diye, kafalarini kestirterek ldrtr. Bundan sonra eldeki ganimet mallarini askerleriyle paylasir. Tam bu sirada yanina Ben Sehm'den mslmanligi kabul eden kisiler gelerek ganimetten pay isterler. Ancak ne var ki Kamus kalesindeki Yahudi'lerden elde edilen ganimet paylasilmis bitmistir, ve bu kisilere verilecek bir sey kalmamistir. Bunun zerine Muhammed, ganimet saglamasi iin Tanri'ya su sekilde yalvarida bulunur: "Ey Rabbim! Sen (ganimet isteyen bu adamlarin) hlini biliyorsun; geinecek bir seyleri yoktur. Ey Rabbim! Yahudilerin yiyecek maddesi ve ervisler bakimindan zengin olan kalelerini fethetmek hususunda kullarini basarili kil" Muhammed'in bu sekilde du ettigini gren mslman askerler Hayber'e it diger kale'leri ele geirmek zere byk bir sevkle saldiriya geerler ve on gnlk bir kusatmadan sonra Hayber'in en zengin kalelerinden bir digeri olan Sa'b bin Mu'az kalesini teslim alirlar. Elde edilen mal'lar ve esir kadinlar paylasilir. Muhammed, Yahudi kadinlardan hamile olanlarla cins mnasebette bulunulmasini yasaklar; yasaklamasinin nedeni, "yahudi men'i'sinin (mslman men'i'si ile) karismasini nlemektir". Kusatilip da henz teslim alinamamis olan "el-Vatih" ve "Es-Sellim" adinda iki kale daha vardir ki, oraya siginmis olan Yahudi'ler, Muhammed'e haber gndererek canlarinin bagislanmasi karsiliginda teslim olacaklarini bildirirler, ve tekliflerinin kabul edilmesi zerine kale'lerinden inerler. Muhammed'in dsndg sey, btn bu Yahudi'leri yurtlarindan srmektir. Fakat Yahudi'ler syle bir teklifte bulunurlar: "Biz bahecilik, ekin ve bayindirlik islerini sizden iyi biliriz; eger isterseniz, mahslleri yari yariya paylasmak sretiyle, topraklari bize birakin". Hurmaliklarin onlar tarafindan timar edilmesi ve mahsln yarisinin kendisine verilmesi, kuskusuz ki Muhammed'in isine gelir ve bu nedenle teklifi kabul eder. Ederken de, bir rivyete gre: "Teklif ettiginiz kosullara gre dilediginiz mddete, sizi burada biraktik" der, bir baska rivyete gre de: "Sizleri yurdunuzdan ikarma hakkini hiz olacagiz" seklinde konusur. Fakat anlasilan o ki, Yahudi'lere, yukardaki kosullarla arazide alisma iznini verirken, bu iznin kesin ve devamli bir nitelik tasimadigini, yni belirsiz bir zamanla verilmis oldugunu, ve her zaman iin geersiz kilinabilecegini anlatmistir. Nitekim bir gn Hayber'li bu Yahudi'lerden birine, ilerideki bir tarih itibariyle Hayber'den ikarilabileceklerini im eder sekilde konusmustur. te yandan lm dseginde iken: "Arap ceziresinde iki din bir arada bulunmayacak" seklindeki vasiyetinden de anlasilmaktadir ki, Hayber Yahudi'lerine vermis oldugu oturma izninin devamli nitelik tasimasini istememistir. Nitekim lmnden az bir sre sonra halifelik mevkiine gelen mer bin Hattb, ilerdeki sayfalarda ayrica belirtecegimiz gibi, Muhammed'in yukardaki szlerine dayali olarak Hayber'deki bu Yahudi'leri buradan ikarip Teym ve Erha denen yerlere srmstr. Teyma diye bilinen yer, Medne'nin 350 kilometre Kuzey'inde, Sam ile Vdi'l-Kur arasinda bir kasaba'dir. Erha ise, Kuds'un 20 kilometre Dogu'sunda kk bir kasabadir. Hayber kusatmasini bu sekilde basari ile devam ederken Muhammed, o civarda bulunan Fedek Yahudi'lerine Muhaysa Ibn-i Mes'd adindaki bir adamini gndererek Fedek halkina Islm olmalari gerektigini, olmadiklari takdirde baslarina bel gelecegini bildirir. Yine grlyor ki Muhammed, saldiriya gemek zere Islm'i yayma gerekesine yer vermistir; Islm olmadiklari takdirde onlari yurtlarindan srecek ve mallarini ganimet olarak alacaktir. Fedekliler, kendilerine it btn topraklari Muhammed'e terkedeceklerini bildirirler, ve yaricilik yapmak kaydiyle kendilerinin yerlerinde birakilmalarini isterler. Teklif Muhammed'e uygun grnr, nk silah kullanmadan, yni vurusmasiz sekilde elde edilen bu topraklarin mlkiyeti, askerler arasinda paylasilmayip, dogrudan dogruya kendisine kalmis olacaktir. Nitekim, Kur'n'a koydugu su yet'le Tanri'nin byle karar verdigini anlatir: "Allah'in, (fethedilen) lkeler halkindan Peygamberi'ne verdigi ganimetler Allah, Peygamber, yakinlari, yetimler, yoksullar ve yolda kalmislar iindir..." (K. 59 Hasr 7). Her ne kadar seritilar, dsmandan silh kullanilmadan elde edilen bu tr ganimet'in, devlet

hizmetleri iin kullanildigini sylerlerse de yine yalandir. nk bu mallari Muhammed, kendi eslerinden her birinin birer yillik nafakasi olarak, ve ayrica da yakinlari (rnegin kizi Fatima) iin kullanmistir. Bir rivyet'e gre, gy Cebril gelip Muhammed'e: "(Ey Muhammed!) Tanri sana, yakinlarinin (Fedek'ten aldigin) bu ganimetler zerindeki haklarina riyet etmeni emrediyor" demis, ve Muhammed'in: "Kimdir benim yakinlarim? Ve onlarin (bu ganimet'ler zerindeki) haklarinin miktari nedir?" diye sorunca Cebril de ona: "(Kizin) Fatima ve onun dlnden gelenler senin yakinlarindir! Fedek'ten edindiklerini ona ver. Tanri'nin ve Peygamberi'nin paylarini da ona ver" diye emretmistir. Yine rivyete gre Fatima, Muhammed'in lumnden sonra, Fedek arazisi zerinde miras hakkina sahip oldugunu ne srms ve fakat halife Eb Bekir, onun bu istegini red etmistir; ederken de Muhammed'in: "Biz peygamberler miras birakmayiz, terkettiklerimiz sadakadir..." seklinde konustugunu ne srmstr. Bu konulari ayri bir kitap halinde ele aldigimiz iin burada fazla durmayacagiz. Fakat hemen ekleyelim ki Islm kaynaklarinin aiklamalarina gre Muhammed, Hayber ve Fedek Yahudi'lerini dize getirip, haklarindan geldikten sonra, Islm dini'nin gelismesine engel saydigi Yahudi sorununa son vermistir. E) Mslmanligi kabul etmeyen Hiristiyan kavim'ler de "cizye" vermege zorlanir: Muhammed'in saldirilari sadece Yahudi kavimlerine karsi degil, fakat Hiristiyan kavimlerine, ve daha dogrusu baska din ve inanta olanlarin tmne de ynelik idi. Kendisini artik iyice gl bulur oldugu zaman (zellikle Medne'ye hicretinin altinci yilindan sonra) hem bir yandan "msrik" Arap'lara karsi saldirirken, hem de, diger yandan, Hiristiyan kavimleri, ya da mecs'leri (zerdst dininden olanlari) Islm'a agirmaga baslamistir. agirida bulunurken: "Ey insanlar! Emin olunuz ben hepinize Allah'in gnderdigi Peygamberim" seklinde femanlar gnderirdi. rnegin Dogu Roma Imparatoru Hirakliys'a yaptigi agirida: "....Ey Rum milletinin ulusu! Seni Islm cmiasina ve Mslmanliga da'vet ediyorum. Mslman ol ki, selmette bulunasin, mslman ol ki Allah ecrini iki kat versin...." seklinde konusmustur. Iran hkmdari'na gnderdigi fermaninda: "... Ey Kisr! Seni Allah Dni Mslmanliga da'vet ediyorum. nk ben btn insanlara Peygamber gnderildim: hayatta olanlari inzr eylemek (sonunun kt oldugunu bildirmek) ve kfirler zerinde ihkk-i hak etmek iin. Ey Kisr! Mslmana ol ki, selmete eresin. Olmazsan Mecs kavminin gnhi boynuna olsun..." . Habesistan Melki Necs'ye gnderdigi mektubunda: "... Simdi ben size (Islm umdelerini) teblig ettim ve nashat eyledim; siz de nashatimi kabl ediniz! Dogru yola gidenlere selm olsun" diye yazmistir. O tarihlerde Dogu Roma Imparatorluguna bagli bulunan Misir Melki (Kibt kavmi'nin Melki) olan Mukavkis Creye Ibn-i Mn'ya gnderdigi mektubunda: "... Mslman ol ki selmete eresin... Eger bu da'vetimden yz evirirsen, Kibt kavminin gnhi boynuna olsun!..." seklinde konusmustur. Yemme ve Gassan ve Bahreyn gibi blgelerde yasayan halklarin hkmdarlarina da, bu dogrultuda agirida bulunmustur. Sylemeye gerek yoktur ki Roma, Iran ya da Habes gibi gl lkelere karsi yapabilecegi pek bir sey yoktu. Onlara yapmis oldugu agirilarda, sadece yari kapali tehditlere yer vermisti. Fakat kolaylikla dize getirebilecegini bildigi kavimlere karsi tehdit ve saldiri siysetini gereklestirmekte kusur etmemistir. rnegin Arabistan yarim adasinin gney dogusunda bulunan Umn blgesi hkmdalari Ceyfer ile Abd adindaki kardeslere (ki Clend ogullari olarak bilinirlerdi) gnderdigi agirisinda su tehdidi savurmaktaydi: "... Dogru yolda gidenlere selm olsun! Bu du'dan sonra ey iki birder, sizi Islm cmiasina da'vet ediyorum. Mslman olunuz ki selmete eresiniz. Ben beseriyetin umumuna gnderilmis, Allah'in peygamberiyim. Hayatta olanlari inzr etmek, kfirler zerine de Allah'in emirlerini yerine getirmek vazifemdir. Ey kardes

hkmdarlar! Islm dnini tasdk ve kbul ederseniz, sizi mlknzde hkim kilarim. Eger Islm'i kabul etmezseniz, gene biliniz ki, mlk ve saltanatiniz uhdenizden zil olmustur. Islm svrileri topraklarinizi igniyecektir. Mlknzde nbvvetim hkim olacaktir" . Grlyor ki Muhammed burada, Islm'i kili yolu ile kabul ettirme siysetini uygulama kararliligini bir kez daha ortaya vurmustur. Umn blgesinin bu iki hkmdarina, eger Islm'i kabul etmiyecek olurlarsa, lkelerinin Islm svarileri tarafindan ignenecegini ve kendilerinin saltanat mevkiinden silineceklerini bildirmistir. Hemen ekleyelim ki bu iki hkmdar, baslarina gelecek olan felket'ten kurtulabilmek iin, Islm dnine girmisler, kendi kavimlerini de byle yapmaga srklemislerdir. Fakat bazi kavimler Islm'a girmeyip "Hiristiyan" kalmayi, ve kalabilmek iin "cizye" (kafa parasi) vermeyi yeglemislerdir. Muhamed onlari harac'a baglamistir; bu yoldan ele geirdigi ganimet'lerin haddi hesabi yoktur. rnegin Bahreyn denen blge'de yasayipta Islm'i kabul etmeyen Hiristiyan'larla (ki bunlardan ogu Hiristiyan Arap'lardi) Yahudi'lerden elde ettigi varlik bunlardan biridir. Bu blgeye Vali olarak tayin ettigi Al b. el-Hadram zamaninda elde ettigi harac mal, sylendigine gre, kendisine gnderilen "en kesretli mal olmustu" . Buhar'nin Enes b. Mlik'ten rivyetine gre Muhammed, bu mal geldiginde, malin basina oturup her kimi grrse ondan bir miktar vermistir. Hatt bir aralik, amucalarindan Abbs b. Abd'l-Mttalib gelip, vaktiyle Bedir'de esir dstgnde hem kendisi ve hem de Ali'nin kardesi Akl iin fidye verdigini hatirlatmis ve pay istemistir. Onun bu istegi zerine Muhammed "Al!" deyine Abbs, tasiyabilecegi miktar mali sirtlayip gitmistir. D) Muhammed'in Yahudilere karsi uyguladigi "siddet" siysetiyle ilgili bir kiyaslama: Sik sik ne srlr ki Yahudiler, Hitler'in basvurdugu siddet ve soykirim siyseti disinda, en byk darbeyi, 15ci yzyilda Ispanya'dan srlmekle yemislerdir ve bu, tipki Hitlerin'ki gibi, benzeri olmayan ve esine rastlanmayan "insanlik disi" bir eylemdir. Yahudilerin 1492 yilinda Ispanya'dan kovulup srldkleri dogrudur; ancak ne var ki bu kovulma olayini, btn insanlik disi niteligine ragmen, Hitler'in Yahudi'lere yaptigi mezalimle es degerde tutmak yanlis olur. Zir Hitler'in uyguladigi soy kirimi olayi, alti milyona yakin Yahudi'nin gaz odalarinda ldrlmeleri boyutunda bir olaydir ki, bir benzerine rastlamak kolay degildir. Su bir gerektir ki, vaktiyle Ispanya'da yasayan Yahudi'lere lm cezsi uygulanmamistir; sadece srgn cezsi uygulanmistir. Bu itibarla Ispanya'daki Yahudi'lere uygulanan srgn cezsini, olsa olsa, Muhammed zamaninda Yahudi'lere yapilanlarla kiyaslayarak degerlendirmek mmkndr. Bakiniz nasil ve neden: Ispanya kirali Ferdinand ile Kiralie Isabella'nin, 31 Mart 1492 tarihinde imzaladiklari bir kararname (ferman) ile, Ispanya'da yasayan Yahudiler, kiraliyet sinirlari disina srgne mahkum kilindilar. Bylece, Ispanya'ya gelisleri tarihi olan Mild 3c. yzyildan bu yana, yni bin yillik bir sre boyunca yasadiklari bu topraklari terketmek zorunlugunda birakildilar. Birakilmalarinin gerek nedeni, Katolik klise'sinin bagnazligi idi. Su bakimdan ki Katolik klisesi'nin etkisiyle, 1480 tarihinden itibaren Ispanya'daki Yahudiler, bulunduklari Kent'lerde ve blgelerde tecrid edilmisler, kendilerine ayrilmis zel mahallelerde yasamaga mahkum edilmislerdir. Edilmelerinin sebebi de, gy Hiristiyan'lari, ya da Hiristiyan dinine girmis olan Yahudi'leri din'den ikarip, kendi dinlerine evirmege, yni Yahudi yapmaga alismalari, ve onlari snnet olmaga, oru tutmaga tesvik gibi tutum ve davranislara ynelmeleri ve bylece Hiristiyan ahaliyi tedirgin edip lkede huzursuzluk yaratmalari idi. Ve iste yine gy, tecrid edilmis olmalarina ragmen, bu tr "ktlklerden" vazgemedikleri iindir ki Kiral Ferdinand ve Kiralie Isabella'nin imzaladiklari 31 Mart 1492 tarihli Kiraliyet kararnamesi (fermani) ile, bir daha asla geri dnmemek zere Ispanya disina srlmeleri hkme baglanmistir. Ferman geregince kendilerine aylik bir

mhlet taninmakta, ve ay ierisinde, yni 1492 yilinin Temmuz ayi sonuna kadar, kadin, erkek, oluk ocuk tm olarak lkeyi terkemege agirilmaktaydilar. Ve eger bu tarihe kadar lkeden ikmayacak, ya da iktiktan sonra geri dnecek olurlarsa lm cezsina arptirilacaklari hatirlatilmaktaydi. Hemen belirtelim ki Yahudi'lerin bu sekilde kovulmalarinin gerek nedeni, onlarin Hiristiyan'lari huzursuz kilmalari, ya da kendi dinlerine sokmaga alismalari degildi; gerek neden, biraz nce degindigimiz gibi, Katolik kilisesinin bagnazligi idi. Zir Kilise, hiristiyanliktan baska bir inan ve dn'e, yasam olanagi tanimadiktan gayri, bir de Yahudi'leri katolik dinine sokma kararliligindaydi. Ferdinand ile Isabella'nin 31 Mart 1492 tarihli sz konusu kararname'yi imzalamalari, Kilise'nin etkisiyle olmustur. Fakat her ne olursa olsun durum su ki Yahudi'ler, lkeyi terketme zorulugunda birakilmis olmakla beraber, mal ve mlkleri zerinde serbestce tasarrufta bulunma hakkina sahip kilinmislardi. Nitekim kararname'de syle denmekteydi:" ... Yahudiler, Temmuz ayinin sonuna kadar, ellerinde bulunan varliklar zerinde diledikleri gibi tasarrufta bulunma hakkina sahiptirler ve biz kendilerine, bu mallarini satmak ya da serbestce mbadele (degis tokus) etmek hususunda Kiraliyet gvencesi veririz" Daha baska bir deyimle Kiraliyet fermani ile srgn cezsi'na mahkum kilinan Yahudi'ler, kilila kafalari dogranmak, ya da mallarindan mlklerinden olmak gibi bir durumla karsi karsiya birakilmamislardir; sadece mallarini alip baska diyarlara gitme zounlugunda birakilmislardir. Bu kararnamenin ilnindan sonra Yahudi'lerden bir kismi din degistirip katolik oldular. Fakat sayilari ikiyz bini bulan byk ogunluk, bin yildan fazla bir sredenberi yasamakta olduklari ve kendi lkeleri olarak bildikleri Ispanya'yi terketmislerdir. Bir kismi Portekiz'e, bir kismi Napoli'ye, Roma'ya, Marsilya'ya, Amsterdam'a ve bir kismi da Osmanli Imparatorluguna (Istanbul'a) sigindilar. Sylemeye gerek yoktur ki Yahudi'lerin, yoktan bir bahane ile tm olarak yerlerinden, yurtlarindan edilmeleri pek insafsiz bir davranistir. Bu itibarla Kiral Ferdinand ile Kiralie Isabella'nin imzaladiklari yukardaki kararname'yi (ferman'i), insanlik disi bir eylem seklinde tanimlamak dogaldir. Fakat her seye ragmen sunu kabul etmek gerekir ki, btn insafsiz niteligine ragmen sz konusu kararname, Yahudi'lere belli bir sre tanimis ve bu sre ierisinde mal ve mlklerine sahip olarak lkeyi terketmeleri zorunlugunu yklemistir. Oysa ki Muhammed'in Yahudi'lere uyguladigi siyset, yukardaki blmlerde kisaca zetledigimiz gibi, mallariyle, mlkleriyle ve herseyleriyle Yahudi'leri yok etme ya da srgne gnderme siyseti olmustur. Ben Kaynuka kabilesini Islm'a agirmis, Islm olmadiklari iin zerlerine yurms, dize getirmis varliklarini ele geirmistir. Ancak bununla kalmayip Ben Kaynuka ahalisinin tmn kilitan geirmek istemis, fakat Ibn Sell'n israr ve tehditleri zerine bundan vazgemistir. Bunun zerinedir ki, onlari srgne gndermekle yetinmistir. Ben Kureyza kabilesini yenilgiye ugrattiginda, erkek esirlerden dokuz yz kadarinin kellelerini kestirmis, geri kalan esirlerden bir kismini paylastirmis, bir kismini sattirmistir. Daha baska bir deyimle Yahudi'lerin mallarini ve mlklerini ganimet olarak almak bir yana, ve fakat pek ogunu kilitan geirmis ve geri kalanlari da Arap yarim adasindan srmstr. Kendisinden sonra devletin basina geecek olanlara da bylesine amansiz bir siysetin uygulanmasini vasiyet birakmistir. Nitekim Muhammed'in lmnden sonra halife mer b. Hattb bu insafsiz siysetin en kararli uygulayicilarindan biri olacaktir. Btn bunlari gz nnde tutarak bir kiyaslama yapacak olursak, Ispanya Kiral ile Kiraliesi'nin Yahudi'lere uyguladigi yildirma siysetinin, Muhammed'in kendi zamaninda Yahudi'lere uyguladigi siyset'ten daha kt olmadigi sonucuna variriz. Aradaki fark, Ferdinand ile Isabella'nin Klise tahrikiyle hareket eder olmalari, Muhammed'in ise Tanri elisi olarak is grdgn ve Tanri'nin emirlerini yerine getirdigini bildirmesidir.
Bvkz. Sahih-i Buhar Muhtasari... (Cilt VIII, sh. 451)

Bu konuda bkz. Sahih-i Buhar Muhtasari... (Cilt VIII, sh. 451-2) Sahih-i Buhar Nuhtasari... (Cilt VIII, sh. 451). Bu konuda benim "Serit Devleti'nden Laik Cumhuriyet'e" adli kitabima bakiniz. Bu konuda bkz. Sahih-i Buhar Muhtasari... (Cilt VIII, sh. 342) Buhar'nin Abdullah Ibn-i mer'den rivyeti iin bkz. Sahih-i Buhar Muhtasari...(Cilt VIII, sh. 341-2, Hads no. 1233) Bu konuda daha genis bilgi iin benim: "Arap Milliyetiligi ve Trkler" adli kitabima bakiniz. Ayrica bkz. Erdogan Aydin, Nasil Mslman Olduk? (Basak Yayinlari, Istanbul 1994) Muhammed'in: "Islm'dan baska din kalmayincaya kadar savasin" seklindeki szleri iin bkz. Ibn Sa'd, age, II, 2, 44; Ibn-i Ishak, age (1955), sh. 368 ve d.; Taber, Milletler ve Hkmdarlar Tarihi, (Mill Egitim Bakanligi Yayinlari, Istanbul 1966, Cilt II, sh. 342 ve d.). Ayrica bkz. Sahih-i Buhar Muhtasari... (Cilt VI. sh. 396-7) Taber, age (1966), (Cilt II, sh. 342 ve d.) Glpinarli'nin Kur'n evirisinde, yukardaki yet syle okunmakta: "Bir toplulugun hnlikte bulunacagindan korkarsan aradaki muahedeyi boz ve bunu, yni iki tarafin da bir szle bagli olmadigini, onlara bildir. ? phe yok ki Allah, hinleri sevmez" (K. al-Anfl, 59) Islm'cilar, Bedr savasindan sonra Ben Kaynuka Yahudi'lerinin, rekbet amaciyle Antlasma'yi bozduklarini iddi ederler (Bkz. Sahih-i Buhar Muhtasari... , Cilt VI, sh. 396). Oysa , yukarda belirttigimiz gibi, bu iddi'lar yalan'dan ibrettir. Bu hususlar iin bkz. Taber, age (1966), Cilt II, sh. 344 ve d. Islm kaynaklari'nin bildirdigine gre Ibn Sell, mslmanligi kabul ettikten sonra Muhammed'in hosuna gitmeyen seyler yapmis, samimiyet'ten uzak kalmis, ve bu nedenle "mnafik" olarak iln edilmistir (Bkz. Sahih-i Buhar Muhtasari... , cilt VI, sh. 396 ve d.). Muhammed, "mnafik"lari bir bakima "kfir" niteliginde saydigi iin, onlar iin namaz kilmanin, ya da onlarin mezarlarinin basinda durmanin Tanri tarafindan yasaklandigina dir Tevbe sresi'ne yet koymustur. (Bkz, Tevbe sresi, yet 84). Taber, age (1966), II, 344; Ayrica bkz. Sahih-i Buhar Muhtasari... (Cilt VI, sh. 396). Taber, age (1966), II, 344 ve d. Bu konuda bkz. Taber, age (1966), II, 445 ve d. ; Sahih-i Buhar Muhtasari... (Cilt VII, 155; Cilt X, 67-8; Cilt XI, 374-5 Bkz. Sahih-i Buhar Muhtasari... (Cilt X. 164). Bkz. Sahih-i. Buhar Muhtasari... (Cilt VII,155; Cilt X, 167; Cilt XI, 374). Diynet Vakfi'nin Kur'n evirisinde, Hasr sresi'nin 5.ci yeti'nin aiklanmasina bakiniz. Ayrica bkz. Sahih-i Buhar Muhtasari... (Cilt VII, 155 ve d.) Sahih-i Buhar Muhtasari... (Cilt X. 168) Her ne kadar Ibn-i Sa'd, bu Yahudi'lerin 600 deve yk esya ile srgne gittiklerini sylerse de, bu syledigi abartmadir. Bu sayida deve bulunsa bile, yzlerce ile'nin tm varliginin bu deve'lerle tasindigini dsnmek gctr. Kaldi ki Yahudi'lerin asil byk varliklarini olusturan arazi ve hurmaliklarin tm, Muhammed'in eline gemistir.

Bkz. Sahih-i Buhar Muhtasari... (Cilt X, 168). Bkz. Sahih-i Buhar Muhtasari... (Cilt VIII, sh. 235, Hads no. 1173) mer bin Hattb'in rivyeti syle: "Neb... (Kendiisine mahsus olan) Ben Nadr hurmaliginin mahsln satardi ve ilesinin bir senelik nafakasini muhfaza ederdi" (Bkz. Sahih-i Buhar Muhtasari.. Cilt XI. sh. 3743, Hads no. 1844). Buhar'nin Abdullh Ibn-i mer'den rivyeti iin bkz. Sahih-i, Buhar Muhtasari... (Cilt X, sh. 164, Hads no. 1575. Sahih-i Buhar Muhtasari..., (Cilt II, sh. 407-8) Ibid. Bir rivyete gre kafalari kesilen bu esirlerin sayisi sekiz yz kadardir. Bu konudaki bilgiler iin bkz. Taber, Tarih-i Taber Terecmesi (Can Kitap evi, Konya 1982, Cilt II, sh. 423). Ben Kureyza ile ilgili bu bilgiler iin bkz. Taber, age (1966), II, 492 ve d.; Ibn-i Ishak, age (1980), 461; alHalab, al-Sira al-Halabiya, II, 223;Vakid, al-Magaz, Ibn-i Hism, Siyer; al-Darim, Musnad al-Cami, 364 ; Ibn-i Sa'd, al-Tevbe al-Kebir (Leiden 1904-1928, Vol. III, 9, 17); Ibn-i Kuteyba, al-Muhtalib al-Hads; alMubarrad, al-Kmil (Leipzig 1864-1892; Vol. II, 778); Abu'l-Fara, Agan. Ayrica bkz. Sahih-i Buhar Muhtasari, ... (Cilt II, 406-408; Cilt III, 144 ve d. H. no. 512; Cilt VIII, 282, H. no. 1191; Cilt X, 227 ve d. Btn bu konularda Ibn-i Ishak, Ibn Hisam ve Taber kaynaklarinda genis bilgi vardir. Sahih-i Buhar Muhtasari... (Cilt VII, sh. 166). Buhar'nin Eb Mse'l-s'r'den rivyeti iin bkz. Sahih-i Buhar Muhtasari... (Cilt VIII, sh. 354, hads no. 1236; Cilt X, sh. 279, hads no. 1617). Buhar'nin Eb Mse'l-Es'r'den rivyeti icin bkz. Sahih-i. Buhar Muhtasari... (Cilt X,. sh. sh, 279, hads no. 1617). Mihron, Ravzat al-?afa... (Cilt II, sh. 553) Btn bu hususlarla ilgili hads'ler ve aiklamalar iin bkz. Sahih-i Buhar Muhtasari... (Cilt II, 299-304; Cilt VIII, Hads no. 1311; Cilt XII, 320 ve d.). Ayrica bkz. Ibn Ishak, age (1980), 510-519; Tarih-i Taber (Cilt II, 449 ve d.) ; Ibn Sa'd, Tabakat Vakid'nin Sret'inden naklen bkz. Sahih-i. Buhar Muhtasari... ( Cilt II, sh. 308) Bkz. Taber, age (1966), Cilt II, sh. 602; Ayrica bkz. Ibn Ishak , age (1980), sh. 511 ve d. Ibn Ishak, age (1980), 512 Taber, age (1966) II,. 618; Mihron, Ravzat al-?afa... (Cilt II, sh. 548 ve d.) Buhar'nin Ibn-i mer'den rivyeti iin bkz. Sahih-i Buhar Muhtasari... (Cilt VII, sh 164, Hads no. 1056). Taber, age (1966), II, 610; Mihron, age, 548 ve d. Kurtub'nin sylemesine gre ulem'dan bir ogu, sz konusu iznin siniri belli olmayan bir zaman i'tibariyle verilmis oldugu grsndedirler, Bkz. Sahih-i Buhar Muhtasari... (Cilt VI, sh. 167) Buhar'nin Ibn-i mer'den rivyeti iin bkz. Sahih-i Buhar Muhtasari... (Cilt VIII, sh. 139-142 , Hads no. 1163).

Bkz. Sahih-i Buhar Muhtasari... (Cilt VIII, sh. 142). Sahih-i Buhar Muhtasari... (Cilt VII, sh. 167) Sahih-i Buhar Muhtasari... (Cilt X, sh. 282) Sahih-i Buharf Muhtasari... (Cilt VIII, sh 431 ve d. hads no. 1288) Bu konularda bkz. Mirhon, Ravzat al-?afa... (Cilt II, sh. 553); Ibn Hisam, Sira (Wstenfeld baskisi, sh. 776 ve d.); Ykut, Mu'cam (Wstenfeld baskisi, Cilt II, sh. 823 ve d). Sahih-i Buhar Muhtasari... (Cilt X, sh. 283) Sahih-i Buhar Muhtasari... (Cilt XII, sh. 382-3) ibid. sh. 384-5 ibid. sh. 386-7 ibid. sh. 390-1 Ibn-i Hism'in Sret'inde anlatilan bu olay iin bkz. Sahih-i Buhar Muhtasari... (Cilt. XII, sh. 399) Bkz. Sahih-i Buhar Muhtasari... (Cilt II, sh. 357, Hadis no. 2ibid

lm Dseginde Iken Muhammed'in Mslmanlara Son Vasiyeti: "Arap Ceziresinde Iki Din Bir Arada Bulunmayacak". Ve "Kfir"lere son l'neti: "M'minin ruhu ter ile, kfirin ruhu ise merkebin cani gibi agiz ve burun deliklerinden ikar"
Muhammed'in sylemesine gre Tanri'nin diledigi tek bir sey vardir, ve o da, Islm'in yayilmasi, ve yer yznde Islm'dan gayri hi bir din ve inancin kalmamasidir: nk Islm "Hak dni", yni "Allah dni"dir. Bu nedenle her dogan ocuk "Islm fitrati" zerine dogmaktadir, ve her dogan ocugu Yahdi ya da Hiristiyan (Nasran) yapan anasi ve babasidir (K. Rm sresi, yet 30). Bundan dolayidir ki Tanri, yine Muhammed'in sylemesine gre, Islm'dan gayri bir din ve inanca bagli olanlarin "sapik" sayilacaklarini bildirmekle kalmamis, fakat bir de onlara karsi savasmayi, yeryznde Islm'dan baska bir din kalmayincaya kadar silahli vurusmayi sart kilmistir. Kur'ni da bunu ngren emirlerle doldurmustur ki, daha nce de belirttigimiz gibi bunlar arasinda: "Fitne kalmayip, yalniz Allah'in dini (Islm) ortada kalana kadar onlarla savasin..." (K. Bakara 193) seklindeki yetlerden tutunuz da: "Msrikleri nerede grrseniz ldrn" (K. Tevbe 5) ya da: "Onlarla savasin ki Allah sizin elinizle onlari azablandirsin, rezil etsin ve sizi stn getirsin de (mslmanlarin) gnllerini ferahlandirsin" (K. Tevbe14-15) ya da "Kitab verilenlerden... (Islm'i) din edinmeyenlerle, boyunlarini bkp kendi elleriyle cizye (kafa parasi) verene kadar savasin..." (K. Tevbe 29) seklinde lm ve dehset saar nitelikte olan emirler pek oktur. Insanlari diledigi gibi yaratabilen, dilediginin kalbini aip mslman yapabilen, "dogru" yola sokabilen ve bunu da yet'leriyle bildiren bir Tanri'nin (rnegin En'm sresi, yet 125), bylesine kolay ve vicdan bir islemde bulunmak varken, byle yapmayip, ille de insanlari birbirleriyle bogazlatacagim diyerek kan akitma yolunu semis olmasi elbetteki sasirticidir. Fakat btn bu yet'lerin Tanri'nin szleri olmaktan ziyde Muhammed'in szleri oldugunu dsnecek olursak ortada sasilacak bir sey kalmaz. Su bakimdan ki Kur'n'in, ne sair, ve ne de khin szleri olmayip "bir eli'nin" (Muhammed'in) szleri oldugu Hkka sresi'nde yazilidir. Ayet syle: "Hi sphesiz o (Kur'n), ok serefli bir elinin sozdr" . Fakat her ne olursa olsun, tarih gerek su ki Muhammed, "kfir"ler hakkinda yerlestirdirmis oldugu buyruklara dayali olarak bu kitapta bazi rneklerini sergiledigimiz vurusmali saldirilara ynelmis ve mrnn son on, ya da on- yilini, (yni Medne'ye geipte glendikten sonraki yasamini) savas stne savas yapmakla geirmistir. Medne'de bulundugu sre ierisinde 45 ete yollamis, ve 29 kadar savas yapmistir. Ancak bununla da yetinmemistir; Islm'dan gayri din ve inanta olanlara karsi besledigi ve lm dsegine kadar srdrdg bu dsmanligi, vasiyet seklinde mslmanlara birakip, ebediyen srdrmek istemistir. Arap kaynaklari'na gre bu vasiyet, onun, lm dseginde iken "Cezret'l-Arab'da (Arap yarim adasinda) iki din bir arada bulunmayacak" seklindeki szlerinden ibarettir. Yine Islm kaynaklarindan grenmekteyiz ki Muhammed, bu szleriyle sunu anlatmak istemistir ki, su ya da bu nedenle Ehl-i Kitab'tan olanlara (yni genellikle Yahudi ve Hiristiyan'lara), daha nce "Cezret'l- Arab"da oturmalari iin verilmis olan izin artik sona ermistir. nk sunu dsnmstr ki, Hicaz kit'asini (ve daha dogrusu Arap yarim adasini), mslman olmayanlardan, yabanci unsurlardan temizlemedike Islm dni'nin gelismesi, "mslmanlarin ykselmeleri" ve "yekpre" (bir btn) millet haline gelmeleri mmkn olamayacaktir. Bu konuda Diynet Isleri Baskanligi'nin aiklamasi syle: "Hicaz kit'asini gayr-i mslim ansirdan temizlemek ve burada yekpre bir millet, bir vatan vcde getirmek Resl-i Ekrem'in en mhim umdelerinden birisi idi. O, mmetini ecneb ansirdan tecrid ederek bir mefkre etrfinda toplamadika, Islm dni'nin inkisfi ve mslmanlarin i'tilsi myesser olamiyacagini biliyordu..." . Fakat anlasilan o ki Muhammed, lm dseginde iken syledigi: "Cezret'l-Arab'da

iki din bir arada bulunmayacak" seklindeki szleri dahi yeterli bulmayip, bir de "kfir"leri merkebe benzeterek l'net'lemek istemistir. Gerekten de, son nefesini verirken, yani basinda bulunan Ayse'ye, "Kfirlere" karsi besledigi kinini, Arab'lara zg bir dil ile ifde etmekten geri kalmamistir. Ayse'nin bildirdigine gre gy lm meleginin ve hemen arkasindan Cebrail'in ziyareti sirasinda Muhammed, terlemeye baslar; Ayse bu terlerin ne oldugunu sordugunda, Muhammed, dudaklarini glkle kipirdatir ve su szleri mirildanir: "M'minin ruhu ter ile, kfirin ruhu ise merkebin cani gibi agiz ve burun deliklerinden ikar" . Bu szleri mirildandiktan sonra gzlerini hayata kapar. Grlyor ki lecegi an bile, "msrik"lere, Yahudi'lere, ve Hiristiyan'lara karsi besledigi husmetini, l'net'lemelerle ortaya dkmek sretiyle mslmanlar iin, ebediyetler boyunca izlenmek gereken bir rnek yaratmistir. te yandan, her ne kadar bu vasiyetinin: "Arap ceziresinde iki din bir arada bulunmayacak" seklinde oldugu sylenirse de, gerek anlamda amacinin sadece Arap ceziresiyle sinirlanmadigi muhakkaktir. nk, daha nce de beleirttigimiz gibi, Islm'dan baska "gerek" din kabul etmeyip yer yzn "Dar-l Islm" ve "Dar-l Harb" diye iki dsman kampa blms olduguna ve bu siysetini"Fitne kalmayip, yalniz Allah'in dini (yni Islm) ortada kalana kadar onlarla savasin" seklindeki emirlerle destekledigine gre, temel amaci'nin "Arap ceziresi" degil ve fakat yeryznn tamami oldugu muhakkaktir. Onun bu emirlerine gre, yeryz'nn tm'nn Islm olmasina kadar Dar-l Harb'e (yani mslman olmiyan lkelere) karsi savas halinde bulunmak, Cihad'a devam olunmak gerekmektedir. Daha baska bir deyimle Muhammed, "cihad" denilen seyi sadece Arap yarim adasinda oturan "Kfirlere" karsi degil, fakat yeryzndeki mslman olmiyan her topluma, ve her kese karsi ngrmstr. Bundan dolayidir ki kendisini, Islm dinini btn dinlerden stn kilmak zere gnderilmis gibi gstermek zere: "Dnini btn dinlerden stn kilmak zere, Peygamberini... HAK dinle gnderen Allah'tir" (K. Tevbe 33) seklinde yetler koyarken, ayni zamanda Tanri'nin: "Ey Muhammed, Biz seni ancak lemlere rahmet olarak gnderdik... De ki -'Artik mslman olacak misiniz?-'... " (K. 21 Enbiya 107108) seklindeki tehdit'lerle konustugunu sylemistir. Bylece btn insanlari "cihad" yolu ile Islm'a zorlama siyasetini, Islm'in temeli haline getirmistir. Nitekim yukardaki sayfalarda kisaca belirttigimiz gibi, "kfir"lere karsi bu insafsiz siyaseti ilk olarak uygulamaya koyan, ve rnegin Islm'i kabul etmediler diye Yahudi'leri yok etmege ya da yurtlarindan srmege baslayan da kendisidir. Her ne kadar Hayber'i ele geirdikten sonra, oradaki Yahudi'leri srgne gndermeyip "yarici" olarak kalmalarina (yni hurmalari timar edip mahsln yarisini kendisine vermelerine, diger yarisini muhafaza etmelerine) olanak saglamis ve bylece onlardan yararlanma yolunu semis ise de, gnn birinde srgne gnderileceklerini onlara haber vermekten geri kalmamistir. Gerekten de, Hayber'i ele geirdikten sonra, oradaki Yahdi'leri yurtlarindan ikarip srgne yollamak istemis ve fakat onlarin: "Biz araziyi srp hurmalari timar edelim, aldigimiz mahsln yarisini sana verelim" seklindeki teklifleri zerine, kararini degistirip: "Dediginiz serite (kosullara) gre dilediginiz mddete sizi burada biraktik" demekle beraber, daha sonra bir baska vesileyle bu szlerini degistirmistir. mer b. Hattb'in rivyetinden anlamaktayiz ki Muhammed, bir gn Hayber'in ileri gelen Eb'l-Hukayk ogullari'ndan birine syle demistir: "Ileride Hayber'den ikarilip, uzun ve zahmetli yryse tahammll gl deven seni, hicret edecegin diyara srkledigi, zaman hlin nasil olur?" Sylemeye gerek yoktur ki, bu szleri sylemekle, Hayber'li Yahudi'lerin, daha sonraki yillarda srgne gnderilmeleri iin yeterli gerekeyi hazirlamis olmaktaydi. Nitekim Islm kaynaklari, Hayber Yahudi'lerinin gnn birinde srgne gnderileceklerine dir Muhammed'in bu szlerini "kehnet" bilirler ve ona zg mu'cize'lerden olarak kabul ederler. Gerekten de lmnden bir sre sonra hilfet mevkiine gelen mer b. Hattb, kendi oglu Abdulah'la ilgili bir olayi bahane ederek Hayber'deki Yahudi'leri, ve onlarla birlikte Hicaz'da bulunan diger btun Yahudileri yerlerinden srms, baska diyarlara g etmege zorlamistir. Zorlarken de, Muhammed'in biraz yukarda belirttigimiz szlerine dayanmistir. Bu olayi kisaca belirtmekte yarar var:

Buhr gibi bir kisin Islm kaynaklarina gre, Halife mer b. Hattb'in oglu olan Abdullah Ibn-i mer, zaman zaman Hayber'e gidip oradaki mal'larini gzden geirir, gelirlerini toplarmis. Ve iste bu maksatla Hayber'e gitmis oldugu bir def'asinda, gece vakti evinde uyurken, Yahudi'lerin saldirisina ugrar. Gy Yahudi'ler onu evin st katindan asagi atarlar. Bu yzden Abdullah'in iki eli ve iki ayagi kirilir, orasi burasi arpilir. Srih Hattb gibi kaynaklarin rivyetine gre ise, Yahudi'ler Abdullah'a Ibn-i mer'e sihir etmisler ve sihrin etkisiyle onun ellerinin ve ayaklarinin arpilmasina sebeb olmuslardir. Fakat rivyetin sekli ne olursa olsun bilinen su ki mer b. Hattb, sevgili oglunun basina gelenleri isitir isitmez gazaba gelmis, ve bu olayi bahane ederek, Yahudi'leri ve Hiristiyan'lari Hicaz Kit'asi disina srmstr; srerken de, Muhammed'in vasiyetini yerine getirmis oldugunu dsnmstr! Oglu Abdullah ile ilgili yukardaki olay, bu vasiyeti gereklestirmek bakimindan ona, bulunmaz bir firsat yaratmistir. Hemen ekleyelim ki, Hulafa-i Rasid'in denilen ilk drt halife dnemi de dahil olmak zere, Emev'lere, Abbas'lere, Memluk'lere ve Osmanli'lara varincaya kadar, gelmis gemis btn Islm devletleri, Muhammed'in vasiyeti dogrultusunda is grmsler, Islm'i yaymak ve ayni zamanda ganimet toplamak hirsiyle "kafirler'e" karsi savas stne savas amislar, ve devlet ve toplum yasamlarini sadece savas dsncesine oturtmuslardir. Gl bulundugu sre boyunca, her Mslman devlet'in amaci, "kfir"lere karsi savas amak, emperyalist bir siyset izlemek olmustur. Arap kumandanlari emrindeki ordu'larin, Orta Asya'lara yayilarak grlmemis bir gaddarlikla Trk'leri kili yolu ile mslman yapmalari, ya da Ispanya'lara kadar uzanarak Endels Imparatorlugunu kurmalari, bu "emperyalist" siysetin esitli olusumlarindan baska bir sey degildir. Osmanli devleti, bu dogrultudaki en son ve en tipik rneklerden biridir. Bes yz yila yakin bir tarih srecini iine alan Osmanli tarihi, din adina girisilen savaslarla doludur. Sadece 1606 dan nceki 240 yillik sre ierisinde 35 savas yapildigini, yani her 7 yila bir savas dstgn hesaplayacak olursak, bu konuda fikir edinmis sayiliriz. Eger sekizinci yzlyilda (mild 732) Arap ordu'lari Fransa'nin Poitier blgesinde Charles-Martel tarafindan yenilgiye ugratilmasaydi, ya da Avrupa'ya ynelik Osmanli saldirilari Viyena'dan geri evrilmeseydi, pek muhtemeldir ki Islm'in "Dar-l Islm" siyseti gereklestirilmis olacakti. Bu vesileyle sunu belurtmek abartma olmayacaktir ki, eger Islm lkeleri bugn, serit'in ngrdg cihad emirleri geregince saldirgan bir siyaset izliyemiyor iseler, bu onlarin "barisci" olmalarindan degil, fakat zayif ve ciz ve her bakimdan geri durumda bulunmalarindan, ve gl Bati lkelerine karsi basari saglamanin imkansiz oldugunu anlamalarindandir. Sayet gl durumda bulunmus olsalar, ve rnegin atom ya da hidrojen bombalarina sahip olarak kendilerini tek "Sper devlet" durumunda bulsalar, hi teredddsz serit'in "Kafirlere lm" parolasina sarilarak yer yzn Dar-l Islm haline getirmekten geri kalmayacaklardir.
Bu konudaki hads'ler iin bkz. Sahih-i Buhar Muhtasari... (Cilt IV, sh. 529, hads no. 664) Hkka sresi'nde Tanri'nin, yeminler ederek, Kur'n'in sair sz ya da khin sz olmayip "ok serefli bir eli'nin sz" oldugu syle belirtilmekte: "Grebildikleriniz ve gremedikleriniz zerine yemin ederim ki, hi sphesiz (Kur'n), ok serefli bir elinin szdr. Ve (Kur'n) bir sair sz degildir... Bir kahin sz de degildir..." (K. Hkka, 39-42) Ibn-i Ishak, age (1980), sh 689. Ayrica Bkz. Sahih-i Buhar Muhtasari... (Cilt VIII, sh. 140-142, 415)) Bekkr'nin aiklamasi iin bkz. Sahih-i Buhar Muhtasari... (Cilt VII, sh. 167). Diynet'in aiklamasi iin Bkz. Sahih-i Buhar Muhtasari... (Cilt VII, sh. 166) Ayse'nin bu rivyeti iin bkz. Imam Gazal, Ihyu... (1975), IV, sh. 845-6 Buhar'nin Ibn-i mer'den rivyeti iin bkz. Sahih-i Buhar Muhtasari... (Cilt VII, sh. 163, Hads no. 1056). Islm kaynaklarindaki sekliyle bu szler aynen syle: "Ileride Hayber'den ikarilip -mezlim-i seferiyyeye tahamml eden - kuvvetli deven seni (diyr-i hicretine) srkledigi zaman hlin nasil olur?" (Bkz. Sahih-i

Buhar Muhtasari... (Cilt VIII, sh. 139 ve d. Hads no. 1163) Bkz, Sahih-i Buhar Muhtasari... (Cilt VIII, sh. 142) Buhar'nin Ibn-i mer'den rivyeti iin bkz. Sahih-i Buhar Muhtasari... (Cilt VII, sh. 163 ve d. , hads no. 1056; ve Cilt VIII, sh. 139 ve d. Hads no. 1163). Ayrica bkz. Taber, age (1966), Cilt II, sh. 620 ve d. Bu konuda benim: "Serit Devleti'nden Laik Cumhuriyet'e..." adli kitabima bakiniz.

"Kfir"lere Karsi Hosgrsz'lk Siyseti Serit'in z'ne Sapli Kalindika Katilasmis, Bu z'den Uzaklasildika yumusamistir.
Muhammed'in lmn Hulefa-i Rasid'in dnemi izler ki, Eb Bekir, mer, Osman ve Ali'nin halifelik yillarini kapsar. Bu ilk drt halife dneminde, ve zellikle mer b. Hattb'in halifeligi zamaninda "kfirlere" (ve daha dogrusu Yahudi'lere ve Hiristiyan'lara) karsi dsmanlik siyseti, tipki Muhammed'in uyguladigi sertlik'te olmustur. Fakat daha sonraki dnemlerde, ynetici siniflarin Islm seriti'na bagliliklarina gre bu dsmanlik siysetinde degisiklikler, esneklikler grlmstr. rnegin olduka "liberal" grsl sayilan ve Kur'n emirlerine pek aldirmayan Abbas halifeleri zamaninda (ve zellikle Harun Resid'in iktidari dneminde), Yahudi ve Hiristiyan'lara karsi ilimli bir hosgr siyseti uygulanirken, daha sonralari iktidara gelen ve Islm'in z'n en byk bir kiskanlikla uygulamaga hevesli bulunan Emev'ler dneminde, "Gayr-i mslim"lere karsi, Muhammed'in yerlestirdigi buyruklar dogrultusunda olmak zere, husumet siyasetine agirlik verilmistir. rnegin 850 yilinda halife al-Mtevekkil'in (M. 847-861) yayinladigi bir emirnamede, Yahudi'lerle ve Hiristiyan'larla iliski kurulmamasi, bu gibi kimselerin devlet memuriyetine alinmamalari, sokakta taninabilmeleri iin sari renkte kukaleta ve kusak giymeleri, kadinlarinin dahi baslarina sari renkte basrts koymalari, evlerinin kapilarina tahtadan kesilmis seytan resimlerinin konmasi (sirf Mslman evlerinden ayirdedilebilmek iin), ocuklarinin mslman okullarina alinmamalari, mezarlarinin mslman mezarlarindan tefrik edilebilmesi iin yer seviyesinden yukari olmamasi, yeni insa edilmis olan Klise'lerin yikilmasi, ya da buna benzer hususlar yer almistir. Ayni olaylara Islm lkelerinin Mogol ya da Trk isgalleri altina girmeleri vesilesiyle tanik olmaktayiz. Henz Islm olmadiklari ya da Islm'a yeni girdikleri dnemlerde Mogol hkmdarlarinin farkli din ve inantakilere (rnegin Yadudi'lere ve Hiristiyan'lara) karsi hosgrl tutumlari olmustur; o kadar ki Kur'n'in onlar aleyhindeki emirlerini uygulamamislardir. Fakat ne zaman ki serit'a giderek saplanmislardir, iste o andan itibaren bagnazliklari artmistir Osmanli dnemine gelince, bazi padisahlarin hosgrl tutumu sayesinde, Yahudi'ler ve Hiristiyan'lar nispeten serbest denebilecek yasamlara sahip olmuslardir; fakat din adamlarinin kiskirtmasiyla bu tutum olumsuzlasmistir. rnegin, 15.yzyilin ortalarinda Ftih Sultan Mehmed, basta Kur'n olmak zere serit'in pek ok yasaklarina, ogu zaman, aldiris etmeden is grmstr. Bati kltrn ve hiristiyan dinini anlamaga alismak, ve kitapligi iin Bati kltryle ilgili kitaplar getirtmek yaninda, serit'in resim cinsi seyleri "haram" kilan hkmlerini ignercesine, Italya'dan ressam getirterek resmini yaptirmistir. Bu ressamlardan biri Gentile Bellini'dir ki, Fatih'in yeni sarayinin duvarlarini "rnesans usul fresklerle sslemistir". 1458 yilinda Atina'yi gezerken Akrapol'a ikmis ve Atina'lilara, bu yapitlari vc nitelikte szler sylemistir. Tarihi'lerin sylemesine gre Ftih devrinde Osmanli Kltr ile Bati kltr arasinda kpr kurulmus ve fakat daha sonraki dnemlerde seritiligin agir basmasiyle bu iliskiler ve gelismeler ksteklenmistir. te yandan Ftih, serit'in "kfir"leri (rnegin Yahudi'leri ve Hiristiyan'lari) asagilayan, onlara lnet'ler yagdiran, onlarla ahbablik ya da dostluk iliskisinde bulunmayi yasaklayan hkmlerine de sirt evirmekten geri kalmamistir. Taninmis tarihi'lerden grenmekteyiz ki Venedik'e karsi savas ilanindan sonra Floransali'larla "ok samimi mnasebetler" kurmus, 1463 yilinda Bosna seferinden dnsnde, Galata'da floransali'lara senlikler yaptirtmis, onlardan bazi kimselerin evine giderek birlikte yemek yemistir. Fakat btun bunlar bir yana, bir de Ispanya'dan srlen Yahudi'lerin Osmanli lkesine g etmelerini kabul etmis ve gerek onlara ve gerek Rum uyruklara (tebaa'ya) gvence saglamis ve hatt onlara Devlet idaresinde is vermistir. Buna karsilik oglu Beyazid II (M. 1481-1512), sirf din adamlarinin elinde yetistigi ve onlarin etkisi altinda is grdg ve serit'in z'ne yneldigi iin, Ftih'in olumlu butun davranislarini baltalamistir. rnegin, babasinin saray duvarlarina astirttigi resimleri skp attirmis, bazi havra'lari ve kliseleri kapattirmis, Yahudi'leri ve Hiristiyan'lari devlet memuriyetinden attirmistir.

Bununla beraber Osmanli dneminde "gayr-i mslim" teba'nin genellikle Devlet himayesine mazhar oldugu, ve fakat buna karsilik halkin husumeti ile karsilastigi anlasilmaktadir. Bunun baslica nedeni, muhtemelen Padisah'larin ve yneticilerin, bir takim ikar mlahazasiyle bu sekilde hareket etmelerine karsilik halk yiginlarinin, din softalarinin elinde kalmis olarak, bagnazliga srklenmis olmalaridir. Gerekten de ticaret ve san'at alaninda becerikli ve bilgili olan "gayr-i mslim" tebaa'nin huzur ve gvence iinde is grebilmesi, ynetici sinifin ikarlarina uygun dsmekteydi. Onlardan esitli alanlarda yararlanmak, ve zellikle "cizye" (kafa parasi) almak suretiyle bu ikarlarini saglama olanagina sahiptiler. "Gayr-i mslim"lerin saldiriya ve zarara ugramasi demek, kendi ikarlarinin tehlikeye maruz kalmasi demekti. Bu itibarla onlari serit'in sert emirlerine ve saldirganligina karsi korumakta yarar grmekte idiler. Bundan dolayidir ki Beyazid II bile, biraz nce belirtmis oldugumuz olumsuz tutumuna ragmen, Ispanya'dan ve Portekiz'den kovulan Yahudilerin Istanbul'a yerlesmesine engel olmaktan kainmistir. Bu vesilyle belirtmek gerekir ki, Trk halkinin, esas itibariyle gemisten gelme bir hosgrl yn ve gelenegi vardi. Ancak bu gelenek, din adamlarinin etkisiyle kolayca bagnazlasabilir ve sadece "gayr-i mslim"lere karsi degil, fakat kendi iindeki "zgr" dsnceli olanlara karsi dahi (yeteri kadar "mslman" grnmiyorlar diye) dsman kesilebilirdi. Nitekim Cumhuriyet dnemine kadar yle olmustur. Su bakimdan ki Atatrk'n getirdigi dnemde yepyeni bir zihniyet yerlesmis, laik'lik benimsendigi iin, serit'in "gvur" dsmanligina yer veren ynlerinin uygulamasina firsat birakilmamistir. Denilebilir ki bu dnemde gerek "gayr-i mslim" ahali (Yahudi'ler ve Hiristiyan'lar), ve gerek mslmanlarin laik kesimi, baska hi bir Islm lkesinde grlmedik bir zgrlge ve hosgr havasina kavusmuslardir. Yine bunun gibi, Osmanli dnemi boyunca sirf serit'in "Cihad" emirlerine uymus olmak iin "kfir"lere karsi savas stne savas ailmis iken, laik'ligin benimsendigi Cumhuriyet dneminde hi kimsenin aklina din adina saldiri ve savas fikri gelmemistir. Laik'lik sayesinde serit etkisinin yok edilmesiyle saglanan olumlu ortam, ne yazik ki Atatrk'n lmnden sonra giderek bozulmaga baslamistir. zellikle Demokrat parti'nin, din "faktr"n n planda tutup halk yiginlarindan oy koparma heveslerine kapilmasi ve 1945 seimlerini kazanmasiyle birlikte seritilik azginlasmis, 1997'lerde ise Refah Partisi gibi gerici kuruluslarin iktidara gelmeleriyle, tahamml edilemez boyutlara ulasmistir. Btn bu, ve buna benzer hususlari kanitlayan nice rneklere bakarak sylemek mmkndr ki serit'in z'ne sadik kalindikca "bagnazlik" hkim gelmis, serit'dan uzaklasildikca "hosgr" is grmstr.
Bu konuda bkz. Bernard Lewis, The Jews of Islam (Princeton, 1984, sh. 47-49, 137-8, 151) Ibid. 49-50 Bu hususlar iin Prof. Halil Inalcik'in, Islm Ansiklopedisi'nde yayinladigi "Mehmed II" baslikli yazisina bakiniz. Ibid. sh. 535

Ibid. sh. 535 Bernard Lewis, age , sh. 137-150 Ibid. sh. 137-8

You might also like