You are on page 1of 322

1

JEAN PAUL SARTRE TKEN


NOBEL EDEBYAT Armaann kazanan yazar (La Mortdans L'me) Diliniize evirenler : - Halk Dedehayir ALTIN KTAPLAIl YAYINEV BABIL CAD. 39 Bu kitab hazrlyan : Dr. Turhan Bozkurt Dilimize evirenler : Nazan - Halk Dedehayr

Kapak resmi: Oral Orhun Dizgi: Garanti Matbaas Bask: Bahar Matbaas 1965

J. P. SARTRE VE ESERLER 1964 Nobel Edebiyat dl'n kazanan Jean - Paul Sartre memleketimizde Existentialism varoluuluun nden saylr. Gerekten Sartre'n felsefesi, Alman filozoflar Martin Heidegger ile Edmund Husserl'in varoluu felsefelerinin bir devamdr. J. P. Sartre 1905 ylnda Paariste dodu. Yksek retmen Okulu'nu bitirdikten sonra bir sre niversitede ders verdi. 1938 ylnda ilk roman La Nausee- Bulant neredildi. Bylece J.P. Sartre' yazarlk yolunda gryoruz. Bu ilk romann, Le Mur . Duvar izledi. Ama yazarn en kuvvetli roman ls zgrlk Yollan - Le Chemins de la liberte dar. Bu romanlar Uyan - Bekleyi ve Tkeni yaynevimiz tarafndan neredilmitir. J. P. Sartre'n nemli bir yn de piyes yazarldr. Sinekler, Gizli Oturum, Mezarsz ller, Saygl Yosma, Kirli Eller, Siyaset ark, eytan ile Tanr, Altona Mahpuslar isimli oyunlar dilimize evrilmi ve geni bir ilgi ile karlanmtr. Felsefesinde, insan ruhunun ve davranlarnn, anarinin hudutlarnda durmasn bilen, bir zgrle ihtiyac olduu tezini savunan yazar, bilhassa genlik arasnda byk bir taraftar kitlesi bulmutur. sve Akademisi 1964 Nobel Edebiyat dl'nn J.P. Sartre'a verili sebebini aynen u ekilde aklamtr : Saysz dncelerin kaynat zgr zihniyeti ve gerep aratrmas balonundan amz zerine byk bir etkide bulunan eserlerinden dolay bu dl J.P. Sartre'a lyk grihnij tr. J. P. Sartre'in son kitab Kelimeler kendi hatralarn anlatt bir kitaptr. Denilebilir ki: Bugnn genlii aradn Sartre'da bulmu, onu bir nder saym, onun hr fikirleriyle bunalmn gidermitir. Tek cmle ile anlatmak gerekirse Sartre, genliin okuduu ve izledii bir yazardr. lk basks tam yirmi gnde tkenen UYANI'n ikinci bas k tam ve noksansz olarak karlmtr. Okuyucularmz eser ve eviri hakkndaki btn tenkitlerine severek cevap verileceini de bilhassa belirtmek isteriz. Yaynevimiz yazarn en gzel romanndan sonuncusunu okuyucularna sunarken, yakn ilgilerine bir kere daha teekkl eder.

Newyork,15 Haziran 19 40 Cumartesisabah saat 9 Ahtapot muydu bu? Ban kapt, gzlerini at, bir rya idi sanki. Hayr, gerekti... Scak hemen orada bir ahtapot gibi vantuzlaryla onu emiyordu. Terliyordu. Saat bire doru uyuya kalmt; saat ikide scaktan uyanm, kendini ter iinde soluk su dolu banyoya atvermiti, sonra kurulanmadan tekrar uzanmt; uzanr uzanmaz da demirhane frnlar yeniden derisinin altnda gldr gldr ilemeye balamt. Kan ter iindeydi. Gn aarrken, yine uykuya dalmt, bir yangn grmt dnde; gne de ykselmi olmalyd, teri.'yordu hl; krk (sekiz saatten beri aralksz terliyordu Gomez. Terli elini slak gsnde dolatrp bir f ekti. Scaktan da fazlayd bu; hava hastalanmt, atei vard, hava terliyordu, bu terin iinde terliyordu insanlar da. Doruldu : Tuh! Baka gmleim de yok. Sonuncusunu; mavi gmleini de suya bastrmt, gnde iki kere deimek zorundayd nk. Artk, kurtulu yoktu : amarlar amarcdan gelinceye kadar bu slak kokulu bez parasn srtnda tayacakt, ihtiyatla doruldu; olmamt, su inter baplar Gomez'i etkilemiyorsa, Gomez, dier insanlar gibi de kalmt yine, ter damlacklar bacaklarndan aa bit suA11 demektL * * teri gibi kayveriyorlard, gdklanyordu Buruuk kr h Bana bak, dedi Ritchie, kalarn atmt, alk olman gmlek koltuun stnde duruyordu. Gomez dokundu gmkfrekir: ^P^^3" da bazan hava bu kadar Scak 0lur ne : Bu kanck diyarda hi bir cisim kurumak bilmiyordu. K; Gomez, Madrid'in dertli, kuru sabahlarn, Alcala'nn stnb arpyordu, bir gn nce kafay ekmi gibi kurumutu az)leki, o zamanlar umut veren, o soylu dnd; ban kalPantalonunu ayana geirdi, pencereye gidip perdeyi at Ayn scaklk deil bu. sokakta bir felket gibi bembeyaz k; daha on saattir Ritchie bir bakma bbrlenerek : ekti bu k. Gomez fkeyle, bunalarak bakt yola. Ayn felk Daha az nemli, deil mi, ha! dedi. ta uzakta, kara, yal toprakta; tozun, dumann altndan a: Evet. Hem daha da insancl. lar ve kan; burada ise, krmz tuladan evcikler arasnda, l Ritchie'nin elinde bir gazete vard; Gomez gazeteyi almak yalnzca k ve ter... Glerek geen iki zenci, kedeki eczanecin elini uzatt, cesareti krld yar yolda. Eli yana dt, giren bir kadn. f be! dedi. Gomez f be!. Bangr bangr baran renklerden alamyordu gzlerini : aklm baunda olsa Bitcbie, neeyle, Bugn byk bir gn: Delaware bayram, di, vaktim de olsayd, bylesine bir k altnda resim bile yapBUyr musun. Delaware'liyim ben.

mazdm! f be! dedi Gomez, f be! ' Ritchie gazetenin on nc sayfasn at; Gomez m gozune bir resim iliti:La Guardia , iman bir adamn elini skyar-Kap alnd. Gidip at. Ritchie idi. |u, ikisi de huzurla glmsyorlard. adam ldrmekten farksz dedi. I dn, World Hall'da kabul etti kendisini. Grlecek eydi. \ Gomez gazeteyi elinden kapp birinci sayfaya bakmak istig^cudur bu adam, Delaware Valisi

.. " oldryor. Sonra azarlarcasna, naa rdu Sonra: Vz gelir hepsi, diye dnd, banyoya gitti, giyinmedin m? diye ekledi. Ramon bizi onda bekliyor. ^ve souk suyla doldurdu, cabucak tra oldu. Banyoya giderken Ritchie seslendi : Para durumun nasl? Sfr tkettik. Tek bir gmleim kalmad, cebimde de Jon sekiz dolarm var. stelik, Manuel de Pazartesi dnyor, lk gnler, byle olur, dedi Ritchie yumuamt. AlsPvinden kmam gerek. Gomez'in akl gazetedeydi: Ritchie ierde gazeteyi oku t Omuz silkti Gomez : Ge yattm. Ritchie glmseyerek yzne bakt, Gomez atld : Hava ok scak uyuyamyorum. sn. Dikkatle bakt Gomez'e. Tuz haplarndan alyor musun Elbette, ama etkili olmuvor jomezm aKi gazeucuc^ui. xw^ ^o yordu; Gazetenin sayfalarm evirdiini . . ___< __. nn,,;/lnnini dnrrln fnmfiZ ze-

duydu.

S leini rpererek geirdi srtna, yatak odasna geti. Devlerin ma. Gomez anlamadan bakt Ritchie'nin yzne. Dnk beyzbol. Devler kazandlar. Ha! Evet, beyzbol... Ayakkablarnn balarn balamak iin eildi G^rne Alttan, birinci sayfann balklarn okumaya alyordu. D; yanamayp sordu: Paris'den ne haber? Radyoyu dinlemedin mi? Radyom yok. Ritchie gnl rahatlyla, Korkma, bununla vnecek deilim, ispanyada savam imann, burada neye mal olduunu biliyorum; al aydr i1 im. f Gocunmutu Ritchie, souka aklad: Amerikallar sava sevmez. Gomez ceketini koluna alp : Haydi, gidelim dedi. Ritchie, ar ar katlad gazetesini, yrdler. Merdivensordu : Karnla olun Paris'teler deil mi? Gomez, szn kesmeye alrcasma :

Umarm ki hayr, dedi. Sarah Montpellier'ye Olan oldu, bu i de bitti, dedi. Dngece Parise adar kurnazlk gstermitir herhalde. kaacak diler Gomez pencereye yneldi, alnn scaktan yanan cam dayad; sokaa, yararsz gnee, yararsz gndze bakt. Art btn gndzler yararsz olacakt. Arkasn dnd, yataa h rakt kendini. Ekledi Haziran bandan bu yana onlardan haber alamadm. __ e girersen, onlar getirtebilirsin. Evet. Evet, yle. Bakalm. cium. pencereler, tulalar kararm, baSokak, prl prl yanan

abuk ol, dedi Ritchie. Rafton beklemekten holanmazsk, uzun binalarn stnde gne. Her kapnn nnde beyaz ta Gomez ayaa kalkt, gmlei yine srsklam olmutu. Knbasamaklar; East River dolaylarnda scaktan ykselen buhar; vatn balamak iin, aynann nne gitti: uyuuk bir hali vard ehrin: Tek bir glge yok. Dnyann hi Kabul etti mi? korkun bir ekilde yalnz ve plak olbir sokanda bylesine

Anlatk saylr. Haftada altm dolar alacak, resim sefluunu duyamaz insan. Korlam ineler batyordu gzlerine, ^ ^_,._5,r----------, .... \orunmak iin kolunu kaldrnca gmlei derisine yapt. Urgilerini eletireceksin. Yalnz seni grmek istiyor. Grecek, dedi Gomez. Grecek. fcerdi: Birden dnd :

Avans almam gerek, raz olacak m dersin? Omuzlarn kaldrd, Ritchie. Bir gn sonra : spanyadan geldiini syledim ona, Franko aleyhtar o mandan korkuyor; becerdiin...ileri anlatmadm. Kendisint. General olduunu syleme sakm. Ne dndn bilmiyoruz. General Gomez, ypranm pantalonuna, terden, gmleini! stnde belirmeye balayan koyu lekelere bakt. Ac ac sjj lendi: Adam ldrmekten fark yok! Dn, dedi Ritchie, zavall yal bir adam, nmde y-p kald: Gne arpmas; l grmekten de hi holanmam. Gomez, Avrupada olsaydn grrdn gnn diye dnGideceimiz yer epey uzak. Otobse bineceiz. Sar bir direin nnde durdular. Gen bir kadn da bekliyordu. Kadn, atk kalarnn altndan tecrbeli bir gzle bakt onlara, sonra, srtn dnd. 12 Ritchie bir renci deyiiyle gzel kz dedi. Gomez, ki dolu bir sesle mrldand. Orospuya benziyor. Gomez kadnn baklar altnda kendini kirli, terli hissel misti. Gen kadn terlemiyordu. Ritchie de terlemiyordu: gze beyaz gmleinin iinde diri, pembeydi, kalkk burnu belli be.ii siz parlyordu. Ya yakkl Gomez. Yakkl general Gome; General, titreen kirpiklerin glgeledii ince, kara, yeil, ma arzu dolu gzlere eiliyordu; orospunun grd .se, hazr e b: senin iinde tediyen, haftal elli dolar olan basit bir Akdenizli den bakas deildi. Gomez, kadnn gzel, uzun bacak1 arn bakmaktan kendini alamad, ter boand yine. Sevimiyeli dr ay oluyor. Eskiden, cinsel istek, karnna bak gibi saplanrd Oysa artk, yakkl Gomez, kaamak, utan veren, sapk ar zular duyuyordu. Ritchie, Bir sigara? stemem. Boazm yanyor. Bir ey isem daha iyi. Vaktimiz yok, Ritchie, sklgan bir hareketle, hafife Gomez'in omuzun vurdu:

Glmsemeye al. Ne? Glmsemeye al. Ramon'nun karsnda da yzni byle asarsan korkutursun adam. Gomez'in yapt hareketi grnce atld: dalkavukluk e demiyorum. eri girerken dudaklarnn ucuna bir tebe~sr kondur, sonra unut onu orada, o sre iinde cann neyi isters onu dn. Glmseyeceim, dedi Gomez. Ritchie efkatle bakyordu: Olunu mu merak ediyorsun? Hayr. Ritchie bulabilmek iin ar bir abayla fikirlerini zorlad Paris'in yznden, mi? 13 Gomez hrslanmt. Paris vz gelir bana!. Paris'i savamadan almalar ok daha iyi deil mi? Gomez, ne taraftan olduunu belli etmeyen bir sesle : Franszlar Paris'i savunabilirlerdi, dedi. Haydi canm! Dmdz bir araziye yaylm bir kent. Paris'i savunabilirlerdi. ki buuk yl dayand Madrid... Ritchie belirsiz bir hareket yaparak tekrarlad: Madrid... Devam etti: Paris'i neden savunsu^ar? ylesine aptallk olur ki. Louvre'u, Opera'y, Notre Dame'i ykarlard. Yknt ne kadar az olursa o kadar iyi. Artk, eevine-rek sylyordu: sava daha abuk biter. Gomez, ac bir alayla ; Nasl! ler byle giderse ay sonra nazi bar gelir. Bar ne demokratizm'dir ne de nazizm: bar bartr. Hitlerden yana olanlar

sevmediimi ok iyi bilirsin. Ama onlar da insan. Bir kere elde edince Avrupa'y, onlar da glklerle karlaacaklar, o zaman, hzlarn kesecekler. Eer akllar varsa her devleti, bir Avrupa federasyonu iinde kendi kendini idare etmesini kabul ederler. Birleik Devletler federasyonu gibi bir federasyon. Ar ar kendini vererek konuuyordu: Bylelikle de, her yirmi ylda bir savama sebebleri ortadan kalkm olur. Gomez, Ritchie'ye bakt, kzmt: Ritehie'nin gri gzlerinde sonsuz bir iyi niyet okunuyordu. Neeliydi, insanl, ocuklar, klar, soyut sanat seviyordu; iki paralk aklla btn uyumazlklarn giderileceini dnyordu. Ltin rktan gelen gmenlere kar fazla sevgisi yoktu; Almanlarla daha iyi anlayordu. Paris'in almnn onun iin ne mnas olabilirdi ? Gomez ban evirip gazete satcsnn renk renk sergi_ 14 _ sine bakt: O anda Ritchie, gzne acmak nedir bilmeyen bi olarak grnmt. i? Siz Avrupallar, dedi Ritchie, hep simgelere balanyorsu nuz. Fransa'nn yenildiini sekiz gndr biliyoruz. Anladk: ora da yaadn, oradan anlarn var, bunun seni dertlendirmesini an iliyorum. Ama Paris'in alm? ehire dokunmadklarna gre sana ne bundan? Sava bitince gideriz yine. Gomez, fkeyle kark, gl bir sevinle dolup tatm duydu. Sesi titriyordu. Bana ne mi bundan? diye sordu. Houma gidiyor! Franko Barselone'ya girdii zaman, balarn sallyor: yazk oldu, diyorlard, ilerinden biri olsun kln kprdatmad.. Evet, imdi de sra onlarn, buyursunlar bakalm! Kaldrma yanap duran otobsn grlts iinde bard, Gomez : Houma gidiyor, holanyorum! Kadnn arkasndan otobse bindiler. Gomez, binerken kadnn diz kapaklarnn yukarsn grebilmek iin ayarlad kendini ; sahanlkta ayakta kalmlard. Altn ereveli gzlkleri olan iman bir adam hemen yanlarndan uzaklat, Gomez; Kt kokuyor olmalym diye dnd. Son srada oturan bir adam gazetesini amt. Gomez, adamn omuzunun stnden okumaya alt: Toscanini, elli drt yldan beri ilk olarak konser verdii Rio'da alkland. Daha aada: New York'da ilk olarak ; Ray Milland ile Lorette Young, Doktor evleniyor filminde. Orada burada gazeteler kanatlarn germilerdi:La Guar-dia , tebrikleri kabul ediyor, Lorette Young, llinois'da yangn; Ray Milland; Kocam beni Pitts koku gidericisini kullandm gn sevdi; balay laksatifi, Chrisargyl alnz; p: jamal bir adam gen karsna

10

glmsyordu:La Guardia Delaware Valisine glmsyordu; Buddy Smith maden iileri pasta ye-mesinler diyordu. Okuyorlard, akl karal, geni sayfalar onlara, kendilerini, kendi dertlerini, zevklerini anlatyordu; Buddy Smith'in kim olduunu biliyorlard, Gomez ise bilmiyordu; Birinci sayfann iri harflerini ofrn srtna doru tutuyorlard: cParis'in alm ya da Montmartre alevler iinde okuyorlard. Gazeteler feryat ediyordu ellerinde, ama kimsenin kulak ast yoktu. Gomez kendini yal, yorgun buluyordu. Uzakt Paris; Paris iin endielenen bir o vard, yz elli milyon incanm arasnda. Boazn yakan susuzluktan biraz daha nemli, kck, kiisel bir abayd bu. Ritchie'ye bana gazeteyi ver dedi. Almanlar Paris'i aldlar. Gneye ykleniyorlar... Havre'i aldlar... Maginot hattna saldr. Harfler haykryor, oysa Gomez'in arkasnda ene alan zenci durmadan glmeye devam ediyorlar. Fransz ordusu kayp vermedi, spanya Tanca'y ald. Altn ereveli gzl olan adam dzenli bir ekilde antasn kartrd, bulup kard Yale anahtara zevkle bakt. Utand Gomez; en gizli srlarndan aka sz ediliyormu gibi gazeteyi kapamak isteini duydu. Ellerini titreten bu toplu haykrlar, bu yardm arlan, bu hrltlar, vcudunun keskin kokusu, Hitler'in szleri, phe uyandryor; Bakan Roosevelt inanmyor... Birleik Devletler mttefikler iin ellerinden gedeni yapacaklar. ngiliz hkmeti, ekler iin elinden geleni yapacaktr; sarg bezleri, illar, st kutular, yoksulluk! Cebeltank'n stanyollara geri verilmesi iin Madrid'de renci gsterisi. Gomez Madrid szcn grnce ilerisini okuyamad. Oh olsun, hrtlar! Hrt herifler! Paris'in drt bir yann atee versinler; yanp kl olsun Paris. Tours (zel muhabirimiz Archamband bildiriyor): Sava devam ediyor, Franszlar dman basksnn azaldn ileri sryorlar; ar Nazi kayplar. Elbette azalyor bask, son gne, son Fransz gazetesine dein azalacak bask; ar kayplar, zavall szckler, artd kimseleri aldatmayan son umut szckleri; Tarragone dolayld rnda faist kayplar; azalyor bask; Barselona dayanacak* Ve ertesi gn, lgnca bir ka. Berlin (zel muhabirimiz Brook Peters bildiriyor): Fran, sa tm sanayiini kaybetti, Mantme'dy ele geti; Maginot hatt saldryla el geti, dman dzensiz bir ekilde karyoi

11

Zafer trks, demirden trk, elikten trk, gne; iinifor malarn giymi, Berlin'de, Madrid'de zafer trkleri sylyorJ lar; Barselona, Madrid, Valansia, Varova, Paris; yarn da Lon| dra, Tours'da siyah, ceketli beyler otel koridorlarnda kousu yorlar. Oh olsun! iyi oldu, ne var ne yok alsnlar, Fransa'y n giltere'yi... New York'a da kartma yapsnlar, oh olsun!. Altn ereveli gzl olan adam Gomez'e bakyordu; barncasna utand Gomez. Glmsyordu zenciler, gen kadn glmsyordu, bileti glmsyordu, not to grin is a sin (*) Ritchie, glmseyerek, iniyoruz dedi. Amerika, afilerde, dergilerin kapaklarnda glmsyordu. Gomez'in aklna Ramon geldi, o da glmsyordu herhalde. Saat on, dedi Ritchie, be dakika gecikeceiz. Saat on; Fransa'da ise . Bu smrge sabahnn koynun da, umutsuz, sapsar birle sonras gizleniyordu. (*) Srtmak, gnah de, Fransa'da saat . imdi hap yuttuk dedi ofr. Oturduu yerde gerilip kalmt; Sarah, ensesinden aa 3er boandn gryor; bir sr korna sesi duyuyordu. Bir dirhem benzin kalmad! Kapy at, yola atlayp arabasnn nne dikildi. Arabaya sevgiyle bakyordu, dilerinin arasndan: Anasn sattmn! dedi. Hay kr eytan hay! Eliyle otomobilin ate gibi kzgn burnunu okuyordu. Sarah onu camdan gryordu, ldayan gkyznn n-e dikilmi, bir trl kesilmeyen grltnn ortasnda duruyor-u; Sabahtan beri izledikleri arabalar, bir toz bulutu kaldrarak uzaklayorlard. Arkalarnda korna sesleri, ddkler, cankurtaran ddkleri; demir kularn cvlts, kin trks.

12

Pablo sordu: Neden kzyorlar? Yollarn tkyoruz da ondan. Sarah kendini arabadan dar atmak istiyor, umutsuzum onu koltua yaptryordu. ofr ban kaldrd; sinirli . , , ,

yorum 19 kapladlar yolu... Sarah, yolun yanndaki ,.__-___: Kalabalk onu korkutuyordu. Ar ar, yryorlard. Ac, tmn, tek bir ailenin insanlarna ^ti: kim girse aralarna onlara benzeyecekti. stemi-.. Onlar gibi olmak istemiyorum. Sarah'ya bakmyorlard; , otomobilin yanndan geiyorlard: Gzleri yoktu ki. bir apka geirmi olan dev gibi biri, iki elinde ndiler. Herif Sarah'ya seslendi: Arkaya ge, iyice yklen. Ben de itmek istiyorum, dedi Pablo. Sarah, arabann stne abanp itti btn gcyle, gzleriyle dnd sallantl yryne devam etti. Sapkyd ni kapamt; kt bir dn iindeydi sanki. Ter gm'eini antalarnn birinin stnde renkli etiketler vard: Sevlla, Ka-latyordu: Kapal gz kapaklarnn stnden gne gzlsrinhire> SareJova' stresaoyuyordu. Sarah gzlerini at, ofr nndeydi, sol elini kap A , ., . ,. , - , Oo . -m- * ^ ,,

nn kenarna dayam itiyor; sa eliyle, direksiyonu ayarlyor Yorgunluktan bitmi, diye bard Sarah. Decek. du; Pablo, arka tampona atlp, yrtc lklar atarak orayl Dmyordu. Sarah gzleriyle, apka denizinin stnde jeyifli keyifli yalpalanan yeil, krmz kurdell hasr apkay, .zliyordu. antanz alp yola dn bakalm, ben kalyorum. rperdi Sarah, cevap vermedi: korku ve tiksintiyle bakyordu kalabala.

13

Sana sylyorum, duymadn m? Sarah adama dnd: Bir otomobilin gemesini beklesek bir bidon benzin isteyeyapmt. Taklma sakn dedi Sarah. Araba, yolun yanndaki alak dzle doru ar ar iler] ledi. Duur! Durun! oldu, oldu canm! Korna sesleri kesildi; araba seli yeniden akmaya balad! dier otomobiller bozulan arabay syrr gibi geiyorlard, cam) lara uzanyordu yzler; Sarah, bu baklarm karsnda kzardfcnez miyiz? Yayalardan sonra yine arabalar skn edecektir. m duydu, arabann arkasna gizlendi. Bir Chevrolet kullanan| uzun, sska biri, onlara doru uzanp: Pis sersemler! diye bard. Kamyonlar, kamyonetler, patron otomobilleri, kara bayrak l taksiler, st ak arabalar. Yanlarndan her otomobil gei sinde Sarah cesaretini biraz daha yitiriyor, Gien biraz dahi uzaklayordu. Sra sra yk arabalar skn etti. Gcrtlar Gien'i daha da uzaklatryordu sanki; sonunda kirli, kara bi! Adam kt kt gld. stersen bir dene. Neden olmasn, neden denemiyecek misim? ofr kmseyerek yere tkrd, bir sre cevap vermedi, Sonra, Nasldlar grmedin mi? dedi. Birbirlerinin klarna yapm gidiyorlar: dururlar m hi! Ya benzin bulursam? Bulamazsn dedim ya sana. Senin gnln olsun diye sralarm kaybetmek isterler mi sanyorsun?

14

20 Alayla szd Sarah'y: Gen, gzel olsaydn, yan da mi olsayd, o zaman diyecek szm olmazd. Sarah duymazlktan geldi. steledi: Yine de benzin bulursam? natla bam sallad: Elden bicrey gelmez. Daha ileri gitmem. Yirmi litre bulsan, hatt yz litre de bulsan gitmem. Artk kafama d etti. Kollarn kavuturdu. Serte, Bildiin gibi deil, dedi. Her yirmi metrede bir dur, mar bas, debriyaj yapmamaya bak. Saatte yz kere vites deitir] Bunlar arabann canna okur! Arabann camnda karams lekeler vard. kard mendilini lekeleri zenle sildi. Szze kaplp yola kmamalydm. Yeteri kadar benzin alsaydm, kalmazdk yollarda. Cevap vermeden, iki yana sallad ban; Sarah'nn iinde adamn yzn trmalamak geldi. Tuttu kendini, sesi durgun du: Eee n'olacak? Ne yapacaksn? Burada kalp bekliyeceim. Ne bekliyeceksin. ofr cevap vermedi. Sarah adamn bileinden yakalad, b tn gcyle skt: Burada kalrsan n'olur biliyorsun. Almanlar, tm ie ya rayan adamlar toplayp gtrecekler. Elbette! Canlar isterse olunun ellerini keser, se ni de benzetirler. Hepsi yalan bunlarn be. Sylenenin drtte kadar bile kt olmadklarna eminim. Sarah'nn boaz kurumutu, dudaklar titriyordu. nce, bir sesle sordu: Peki. Nerdeyiz? 21 Gien'den yirmi drt kilometre uzakta.

15

Yirmi drt kilometre! Bu kaba herifin nnde de ahya-cak deilim ya. Arabaya girip, antasn alp kt, Pablo'yu elinden yakalad. Gel, Pablo! Nereye gidiyoruz? Gien'e. Uzak m Gien? Uzak; yorulunca kucama alrm seni. Sarah meydan okurcasna ekledi, hem sonra bize yardm edecek kiiler de buluruz elbet. ofr nlerine dikilip yollarn kesti. Kalarn atm, kafasn kayordu, tedirgindi. Sarah, duygusuz bir sesle sordu: Ne istiyorsun? O da bilmiyordu ne istediini. Bir Sarah'ya, bir Pablo'ya, bakyordu, bir sebep bulmaya abalyordu. Ya? dedi gvensizlikle. Byle ekip gidiyorsunuz demek? Bir saol demek de yok mu? Saol, dedi Sarah, abucak, saol. Adam aradn bulmutu: fke. fkeleniverdi, yz kzarmt. Nerede bizim iki yz frank? Nerde paralar? Sana borcum yok. ki yz frank vereceim demedin mi? Busabah sylemedin mi? Melun'da benim garajda, hani? Syledim, Gien'e kadar gtrrsen, dedim: oysa sen, beni ocukla yolun ortasnda brakyorsun. Sizi brakan ben deilim, bu dknt. Ban iki yana sallyordu, akaklar kabarm. Gzleri par 22

16

lyardu, memnundu. Sarah; ondan korkmuyordu: sterim iki yz frangm. Saran antasn kartrd: Al sana yz frank. Aslnda borcum yok, benden de zen gin olmalsn. Basm derde girmesin diye veriyorum. ofr ald paray, cebine koydu; sonra yeniden uzatt elini, Kpkrmzyd, gzleri dnceli, az akt. Daha yz frank borcun var bana. Bir kuru daha alamazsn. ekil nmden. Kmldamyordu, dnyordu. Aslnda istemiyordu u yz frang. Ne istediini bilmiyordu: belki de kk ocuun gitmeden nce kendisini pmesini istiyordu. Sarah'ya doru ilerledi, Sarah, antay alacan anlad. Dokunma bana. Ya yz frangm verirsin ya da alrm antay. Gzgze bakyorlard. Hi de antay almak istemiyordu, aka belli oluyordu bu; Sarah ise ylesine bitkindi ki antay can gnlden verebilirdi ona. Oysa, imdi bu oyunu sonuna dein srdrmek gerekti. Rollerini unutmu gibi durakladlar; sonunda Sarah: Hele bir almaya kalk! Dene bir! dedi. Adam antay sapndan tuttu, balad ekmeye. Bir ekite antay Sarah'm elinden alabilirdi, oysa bam te yana evirerek, ekmekle yetiniyordu; Sarah da kendine doru ekiyordu; Pablo alamaya balad. Yayalar srs yanlarndan uzak amt; otomobillerin geiti yeniden balad. Sarah kendini gln buldu. antann sapn hzla ekti; adam da dier yandan daha kuvvetli ekti. Sarah'nn elinden ald antay. Sarah'ya ve antaya bakt, aknd; belki de antay almay hi istememiti, ne var ki olmutu artk: anta elindeydi. Sarah: Ver u antay, dedi. 23 Adam cevap vermedi; aptalca inat ediyordu, fkelenen Sarah, otomobillere doru atld; Hrsz var!

17

Yanlarndan siyah, uzun bir Buick geiyordu. Haydi, dedi ofr, bama i ama! Omuzundan yakand, elinden kurtuldu Sarah; Sarph'mn gerek szleri, gerekse hareketleri kesindi. Buick'in basamana atlad, kapnn tokmana yapt. Hrsz var! Hrsz var! Otomobilden bir kol kt, itti Sarah'y. nin. Kafanz krmak m istiyorsunuz! lgna dnmt Sarah: bundan holanyordu da. Durun, diye haykrd. Hrsz var! Yardm edin bana! nsene surdan! Nasl dururum: arabama bindirirler. Sarah'nn fkesi birden kesildi. Yere atlad, sendeledi. ofr havada yakalad kendisini, ayaklarnn vsfne bastrd. Pablo baryor, alyordu. Oyunun sonu gelmiti; Sar?h lmek istiyordu. Kk el antasn kartrp iinden yz frank kard. Al! Biraz sonra yaptndan utanacaksn. Herif, ba nnde paray ald, antay brakt. Artk ekilin nmzden. Adam ekildi; Pablo hl alyordu. Sarah, yumuamadan, alama, dedi. Haydi, haydi, bitti ite; gidiyoruz. Uzaklatlar. Herif arkalarndan hl homurdanyordu. Benzin param sen vermiyecektin de kim verecekti? Btn yol boyunca uzun, karams karncalar; Sarah bir sre aralarnda yrmeye alt, oysa korna brtleri onu yolun kenarna kanverdiler. Arkamdan gel. Sarah'm aya burkulunca durmak zorunda kaldlar.

18

Otur. Esrarl, ar, iri bcekler srnerek geiyorlard nlerin, den; adam onlara srtn dnmt, faydasz yz frangn elm de tutmaktayd; arabalar, stakozlar gibi takr takr gidiyor lar, austos bcekleri gibi tyorlard. nsanlar bcek olmu, iard. Sarah korkuyordu. Kt adam, dedi Pablo. Kt ite, n'olacak! Sarah hrsla : Kimse kt deildir, dedi. yleyse neden ki ald antay? Neden ki, denmez. antay neden ald denir. antay neden ald? Korkuyordu da ondan. Ne bekliyoruz? Yolda yryebilmek iin arabalarn gemesini bekliyo ruz. Yirmi drt kilometre. Yavrucak en ok sekiz kilometre gidebilirdi. Sonra birden yolun yanma frlayp elini sallamaya balad. Arabalar geiyordu nnden, Sarah saklanan gzlerin, ga rip sinek gzlerinin kendisini grdn hissediyordu. N'apyorsun, anne? Hi, dedi Sarah, ac ac. Aptallk ediyorum. Yeniden yolun kenarndaki hendee indi, Pablo'yu elinden tuttu, seslerini karmadan baktlar yola. Yolun stnde srnen kabuklu bceklere. Gien, yirmi drt kilometre. Gien'den te, Nevers ,Limoges, Bordeaux, Henday, konsolosluklar, ya placak iler, odalarn nnde kk drc bekleyiler. Lizbon'a giden bir tren bulmak byk ans oluyordu. Lizbon'da Newyork'a giden bir gemi bulmas ise mucizeydi. Ya Newyork? On paras yoktu Gomez'in, belki de bir kadn bulmutur; sonuna dein utan, mutsuzluk. Gomez, telgraf aacak, hay anasn! diyecekti. Sigara ien, etli dudakl, iman sarna dnp karm geliyor, hap yuttuk! diyecekti. Rhtmda Gomez, dierleri mendillerini sallyorlar; Gomez mendilini sallamyor, kt kt bakyor iskeleye. Sarah Haydi! Haydi! diye dnd, yalnz olsaydm adm bile duymazdn; ama ne var ki; senden

19

olan ocuu yetitirmek iin yaamam gerek. Arabalar gzden kaybolmutu. Yol bo duruyordu. Yolun br yannda sar tarlalar, tepeler vard. Bisikletli bir adam geti; yz solgundu, terliyordu; pedallara btn gcyle abanyordu. Sarah'n yzne hayret dolu gzlerle bakt; durmadan bard: Paris alevler iinde. Yangn bombalar attlar. Nas? Adam arabann yanna varmt bile, Sarah admm bir Renault arabann arkasna yaptn grd. Paris alevler iinde. Neden yaamal? u krpe hayat neden korumal? Acele, korkak, lkeden lkeye dolasn diye mi; elli yldr rknn stne ken uursuzluu geveleyip dursun diye mi? Mitralyzle taranm bir yol stnde barsaklann elleriyle tutmaya alarak, yirmi yanda lsn diye mi? Babah gibi kt, cinsel duygulara dkn, gururlu olacaksn. Benim de yahudiliimi alacaksn. Pablo'yu elinden tuttu. Haydi! Gel! Vaktimiz yok. Kalabalk, yolu ve tarlalar kaplad. Youn, yapkan, nne geilmez bir sel gibiydi. Tabanlarn topraa srtnmesiyle kan hrtdan baka ses duyulmuyordu. Bir an bunald Sarah, krlara doru kap gitmek istedi. Ama kendini tuttu, kalad Pabloyu, kendini akntya brakt. Koku. nsanlarn kuu, scak, yavan, salksz insan kokusu. Saran apka altnj snm iki krmz ense arasndan, son arabalarn, son umutl lar gibi uzakta gzden kayboluuna bakt. Pablo glmeye ba| lad, irkildi Sarah. ist, dedi, utanmt sanki. Sessiz sessiz glyordu Pablo. Neden glyorsun? Cenaze gibi. Sarah, sanda, solunda yzlerin, endieli gzlerin varlii| n duyuyordu. Ama bunlara bakacak cesareti yoktu. Bu :nsan-Oar yryorlard. Sarah nasl yaamakta direniyorsa onlar da yrmekte direniyorlard; toz duvarlar ykselip yklyor, du stlerine; yine de yryorlard. Sarah dimdik, ba yukarda, enselerin arasndan ta uzaklara bakarak bunlarn duru muna dmeyeceim! diye tekrarlyordu. Fakat ksa bir sr sonra, bu toplu yry onun da iine girdi, kalalarndan karnna doru ykseldi; zorlanan dertli bir kalp gibi iinde arpmaya balad. Toplumun kalbiydi bu. Pablo, birden sordu:

20

Naziler bizi ellerine geirirlerse ldrrler mi? ist! dedi Sarah. Bilmiyorum. nlerine kan herkesi ldrecekler mi? Sus diyorum sana; bilmiyorum, dedim ya. Koalm anne. Kaalm. Sarah, ocuun elini daha sk tuttu. Koma. Dur. Korkma bizi ldrmezler. Solunda, hr hr bir nefes. Be dakikadr farkna varmadan bunu dinliyordu. Nefes, iine szlverdi, cierleri ya| yerleti, M z Sarah'n nefesi oldu. Sarah bam evirdi, ak dm perycu^ terden abma yapm yal bir kadnd bu. Nefes nefese kalmt. Solgun yanaklar ve gzlerinin altndaki torba-klar, onun ehirli bir ihtiyar olduunun belirtileriydi. Tam alt-nu yl Montrouge'da bir avluda ya da Clichy'de bir dkknn arkasndaki kck odada yaam olmalyd; imdiyse, yollara drmlerdi kadncaz; uzunca bir torbay kalasna yaslam smsk tutuyordu; her adm, bir dt; her admda bir ayandan dier ayana dyordu. Ayn anda ba da dyordu sanki. Kim ona bu yata yollara dmesini sylemiti? nsanlar balarna gelenler yetmiyormu gibi, bir de yeni mutsuzluklarn peine kendi arzularyla m taklyorlard? yilik, ana st gibi kabarp gslerine doluverdi: ona yardm edeceim, torbasn, yorgunluunu, mutsuzluunu alacam. Yavaa sordu: Yalnz msnz? Yal kadn ban bile evirmedi. Sarah yksek sesle tekrarlad: Yalnz msnz madam? Yal kadn ters ters bakt. Sarah, Torbanz tayabilirim dedi. Bir an bekledi, torbaya samimiyetle bakyordu. Israr eden l

21

bir sesle: Verin bana, rica ederim; ocuk yryebildii kadar tarm torbanz. Vermem, dedi yal-kadn. Ama bitkinsiniz; sonuna kadar dayanamazsnz. Yal kadn, nefretle bakarak, bir adm yana kat: Torbam kimseye vermem. ini ekip sustu Sarah. Kullanamad iyilii bir balon gibi, iine dolup iiriyordu onu. nsanlar sevilmek istemiyorlar. Birka kii dnp onlara baktlar. Sarah kzard. nsanlar sevilmek istemiyorlar, alk deiller buna. Daha uzak m, anne? Sarah'n can sklmt. Bu bir ey deil, daha ok yolumuz var, dedi. Anne beni kucana al. Sarah omuz silkti. Numara yapyor, yal kadnn torbaj sini tamak istedim diye kskand. Biraz daha yrmeye gayret et!. Yryemiyorum, anne. Kucana al beni. Sarah fkeyle elini ekti; btn gcm tketecek, kimsd ye yardm edemiyeceim. Yal kadnm torbasn tad git| tayacak olunu, onlara benzemi olacakt bylece. Kucana al beni, kucana al. Pablo tepmiyordu. Sarah kalarn atarak dilerinin ara| sndan, Daha yorulmadn, dedi, arabadan yeni indik. ocukcaz yeniden yrmeye koyuldu; Sarah da ba dimdik, Pablo'yu dnmemeye alarak yryordu. Bir sr sonra, yan gzle bakt, ocuun aladn grd. Sessizce, ken di kendine alyordu; zaman zaman yanandan akan yalai silmek iin kk yumruklarn kaldryordu. Sarah utan duy du. ok sert konutum, diye dnd. Herkese kar iyiyim Ama benim olduu iin Pablo'ya sert davranyorum. Herkesi yardmna kouyordu, kendini kaybediyor, yahudi olduum unutuyordu. Kocaman elini ocuun bana dayam dn yordu: Anann kann, babanm kafasn aldn diye kabahat se nin deil ki!. antay sol eline alp meldi.

22

Sarl boynuma, dedi, sevinle. Hop! te oldu. Pablo ard. Az kulaklarna varyor, gne gzyalar! kurutuyordu; Sarah dierlerine benzemiti, srden bir h^ van; her solukta cierleri ate gibi yanyordu; bir ar kr bak gibi yapmt omuzuna; istenmiyen, a gzl bir yol runluk gsnde gm gm tyordu. Bir annenin, bir yahudi ladininin yorgunluuydu Sarah'm yorgunluu; Onun kaderiy- bu. Umudu uup gidivermiti. Gien'e asla varamyacakt. jje Sarah ne de bir dieri. Kimsenin umudu kalmanv.t, ne yal kadnn, ne melon apkal iki ensenin, ne de lstikleri patlam iki kiilik bisikleti srkleyen iftin. Ama kalabala tutulmuuz bir kere, kalabalk yryor biz de yryoruz; bu sonu gelmeyen bcein ayaklaryz ancak. Umut da kaybolunca yrmek niye? Yaamak niye? Bir grlt duyuldu, yolun stndeki insanlar il yavrusu gibi dadverdiler. Onlar hendeklerin iine boylu boyunca uzanrlarken, Sarah olduu yerde durdu. antasn yere brakt, yolun ortasnda yapayalnz kalmlard. Yalnz ama dimdik ve azametli; gkyznn homurtusunu duyuyordu, ayaklarna bakyordu, glgesi uzamt. Pablo'yu gsne bastryordu, bir atrd duydu; o anda, lp gittiini zannetti. Sonra grlt azald. Gkyz denizinde kayp giden kurbaa yavrularn grd, insanlar hendeklerden ktlar; yeniden yaamaya balamak iin, yeniden yola koyulmak gerekti. Szn ksasa, dedi Ritchie, o kadar kt davranmad Hem yemek smarlad, hem de sana yz dolar avans verdi. Gerekten yle! Modern San'at Mzesi'nin zemin katnda, resim blmn devdiler. Gomez srtn tablolara evirmiti. Alnn cama daya m beton yola ve baheciin cansz yeilliine bakyordu Geriye dnmeden konutu: Artk, i meselesinden baka konulan da dnebilirim.! Ritchie, temiz kalplilikle Mutlu olmalsn artk, dedi. Gomez, omuzunun stnden bulank gzlerle bakt: Mutl olmak m? diye haykrmak geliyordu iinden. Mutlu olan sen san, benim ykmden kurtuldun nk Gomez kendini ylesine nankr buluyordu k. Mutlu mu? dedi. Dur bakalm. 31

23

Ritchie'nin yz belli belirsiz asld. Mutlu deil misin ? Gomez, alayla Dur bakalm hele! diye tekrarlad. Alnn yine cama dayad, dalgn gzlerle yeilliklere bakyordu .Bu sabaha kadar renklerden uzak kalmt. Paris sokaklarnda, kafas hayallerle dolu, geleceinden lgn bir gurur duyarak, gnde yz kere; ben ressamm diye tekrarlayarak dolat gnlerin anlarn bile gmmt Gomez. Fakat bugn birey olmutu. Ramon para vermi, Gomez Chili White imi, yldan beri ilk olarak Picasso'nun szn etmiti. Ramon Picasso'dan sonra bir ressam ne yapabilir bilmem, demi ve, glmsemiti Gomez: ben biliyorum demiti, iinde bir ate tutumutu. Lokantadan karken sanki Gomez'in gzndeki perdeyi ameliyatla alvermilerdi, tm renkler bir anda aydnlanm, kendisini sevinle karlyorlard. 29 daki gibi;La Redaute enliiydi, Karnaval, Fantasiaydi bu; insanlarla c:sim'er kaynap canlanmlard. B'r kadn elbisesinin mor rengi daha da morlayor, bir eczanenin krmz kaps kzl oluyordu. Renkler, cisimlerin iinde, ok hzl atan nabzla1* gibi gm gm atyorlard. Gomez omuzlarn kaldrmt: geleceine inancn yitirdii anda renkleri kendisine geri veriyorlard; ne yapmak gerektiini ok iyi biliyorum, ama bunu bir bakas yapacak. Ritchie'nin koluna girmiti; admlarn sklatrmt, gzleri bir yere taklp kalmt. Renkler her yandan saldryorlard; gzlerinin iinde d keseleri gibi patlyorlard. Ritchie, onu mzeye srklemiti. imdi mzedeydi, camn te yannda da yeiller vard; bu tabiattan kopmam, doal yeil; bal gibi, taze st gibi, organik bir sals: gibi koparlmaya hazr bir yeil; onu koparp alacak ve dopdolu bir yeil yapacam... Fakat nasl yapabilirim. nk resim yapmyorum artk! Gomez iini ekti. San'at dergisinde eletirme yapacakt, ona paray yabani yeillerle urasn diye vermiyorlard. Onun ii

bakalarnn dncelerini dnmekti. Gomez'in arkasn^ bakalarnn renkleri tuallerin stne yaylyordu: ekstreler, ler, dnceler. Bu renkler, bir sonuca varmlard; izilip i rlm kendi smrlarmn en u noktasna dein itilmilerdi. derlerini tamamlamt bu renkler, artk onlar mzelerde sal lamaktan baka yaplacak ey kalmyordu. Bakalarnn reni teri; artk, Gomez'e den i buydu. Haydi, dedi, yz dolar haketmen gerek. Dnp bakt: Bir kliniinki kadar beyaz duvarlarda Maud rian'm elli tuali vard. Havas temizlenmi bir salonda mikrop muhakkak ardan arnm resimler; phelenmeye lzum yok; ihtiraslai dan ve

24

mikroplardan uzak kalm bir yer. Tablolardan birim yaklap bakt uzun uzun. Ritchie, Gomezin yzn seyreder ken glmsyordu. Gomez, Bu resim bana hibir ey anlatmyor! diye mrldand. Ritchie artk glmsemiyordu, fakat ok anlaylyd. N zaketle: Elbette, dedi. Birden olmaz, ie yeniden balaman gere] Yeniden "balamak m? Gomez fkelenmiti. Tabloy iaret ederek: Bununla deil ama. Ritchie ban tabloya doru evirdi. Gri bir fon stnd M yatay izginin kestii dimdik iki kara stun. stteki yata; izginin sol ucunda mavi bir daire vard. Maudrian' sevdiini sanyordum. Ben de yle sanrdm, dedi Gomez. Baka bir tablonun nnde durdular; Gomez resme bak yor kendi kendini hatrlamaya alyordu. Ritchie endieyle sordu. Maudrian konusunda yazmas mecbur musun ? __Mecbur mu, yok canm. Yalnz Ramon ilk yazm ona yrmam istiyor. Bunun daha tutarl olacan sanyor. htiyatl ol, dedi Ritchie. ok sert balama. Tyleri diken diken olan Gomez, __Neden? diye sordu. Ritchie, tatl bir alayla glmseyerek, Amerikallar tanmadn belli. Amerikan toplumu sertlikten holanmaz. nce kendine isim kazandrman lzm: sadece saduyuya hitap eden eyler yaz, ama tadn karmadan. Eer birine saldrmak istiyorsan Maudrian' seme; Maudrian Tannmzdr bizim. iyi ama, sizin tanrnz ortaya hibir yeni soru karmyor. Ritchie, ban sallayp, doru bulmadn gstermek iin dilini aklatt. Bir sr soru karyor.

25

Belki karyor, ama artc ve bilinmiyen sorular deil bunlar. Ha!. Cinsiyet stne, yaamann anlam ya da srekli yoksulluk stne sorular demek istiyorsun yani? Tabi, Alman-, ya'da tahsil yaptn unutmutum. Gomez'in omuzuna vurarak: Grundlichkeit (*) ha? dedi. Fakat bunlar biraz modas gemi, bulmuyor musun? Gomez cevap vermedi. Ritchie glmsiyerek devam etti: Bana sorarsan, sanat, can skc sorular sormak iin kmamtr ortaya. Birinin gelip bana, anneme cinsel ilgi duyup duymadm sorduunu dn: eer bilimsel bir anket deilse (*) Borada; cidd ve manal eyler anlamma kollanlm: Almanca, anlam ciddiyet. Tkeni: F - 3 34 herifi kap dar ederim. Bir ressamn, beni komplekslerini nusunda aka sorguya ekmeye hakl olduunu sanmyo-Ben de herke3 gibiyim, benim de kendime gre dertlerim, runlarm var. Yalnz, bu sorun beni rahat brakmad gn zeye komam; sadece bir ruh doktoruna telefon ederim, iin adam bakadr: O bana soru sorabilir, nk ona gv vardr. Ressamlar da sadece kendi san'at ile ilgilenmelidir, ra onlardan beni kendimle yzletirmelerini istemeye hev deilim. Gomez, merakla sordu. Peki ne istersin? Tabloyu, isteksiz bir dikkatle inceliyordu. Berrak bir bu diye dnyordu. Masumluk isterim. Bu resim... Evet? Meleklere zg, dedi, cokunlukla. Biz Amerikalla mutlu olmaya alan kiilere hitap eden san'at arzuluyoruz.

26

Ben mutlu deilim ki, tm arkadalarm hapiste ya i kuruna dizilmiken mutlu olmaya kalkrsam yitiklerden (' biri olurum. Ritchie tekrar dilini aklatt. Dostum, insan olarak duyduun endieleri anlyorum. Fi izm, mttefiklerin bozgunu, ispanya, karn, olun: elbettf Ama zaman zaman btn bunlarn stne kmak gerek. Gomez itiraz etti: (*) Yitik : Burada yitik kitabn aslndaki Salaud iin ko lanld. Sartre, sonuncu szce Franszcadaki anlamnda farkl bir anlam veriyor. Salaud.nun tam rnei, Uyan" ta ad geen Jacques'dir. Dnyasndan memnun bur ju Onun iin bir dzen vardr, gerek deerler vardr, ! run yoktur. Btn sorunlar izilmitir. Artk yeniden erlendirmeler mmkn deildir. Yitik kii bulanty mez, bunalm bilmez. (evirenin nol _ Bir an bile kamam! Bir an bile unutamam. Ritchie hafife kzard. Krgn bir sesle: Sen neyin resmini yapardn? Grevlerin mi? Birbirlerinin grtlaklarna yapanlarn m? Silindir apkal kapitalistlerin mi? Halka ate eden askerlerin mi? Gomez glmsedi. ihtillci bir sanata inanmadm zaten bilirsin. Hele artk hi inanmyorum. iyi ya, yleyse? Anlayoruz demektir. Belki de anlayoruz; ama u anda btn san'ata olan inancm yitirmi olmaktan korkuyorum. Ya ihtillin kendisine? Gomez cevap vermedi. Ritchie glmsemeye balad: Siz Avrupal aydnlar, ok tuhafsnz. Ne zaman ie sarl-mak lzm gelse, aalk duygusuna kaplrsnz.

27

Gomez birden dnp Ritchie'yi kolundan yakalad: Gel! Yeteri kadar baktk. Zaten ezbere bilirim Maudrian', ne zaman olsa bir yaz iirebilirim. Yukar kalm artk. Hangi yukarya? Birinci kata, dierlerini grmek istiyorum. Hangi dierlerini? sergi salonunu da getiler. Gomez hibir eye bakmadan Ritchie'yi nnde itiyordu. Ritchie can sklarak Hangi dierlerini? diye tekrarlad. Btn dierleri. Klee, Renault, Picasso: ortaya artc sorular karanlar. Merdivene gelmilerdi. Gomez durdu. Ritchie'ye bakt; ne yapacan bilemiyordu; can sklarak: Bunlar, dedi, 36'dan bu yana grdm ilk tablolar. 1936 dan bu yana m! Ritchie armt. O yl ispanya'ya gittim. O sralarda bakr stne vrler yapyordum. Bir tanesi yarda kald. Onu bitirecek man bulamadm, masamn stnde braktm. 1936 dan bu yana ha!.. Peki Madrid'de ne yaptn? Ya| Prado'nun tablolar? Paketlenmi, bir yerlere saklanmt. Ritchie ban sallad: ok ac ekmi olmalsn. Kabaca gld Gomez: Hayr. Ritchie'nin aknl gemiti, kmseyerek: Ben, dedi, elime fra alm deilim, yalnz tm sergileri gitmeden duramam; kendimi mecbur sanrm. Halbuki sen Bir ressam, drt yl boyunca resim grmeden nasl yaayabi lir? Dur, dedi Gomez, dur biraz! Bir dakika sonra, hl mi sam mym deil miyim

28

anlayacam. Merdiveni ktlar, salonlardan birine girdiler. Sol duvard! Ronault'un bir tablosu vard, krmz ve mavi. Gomez gidip res men nne dikildi. Byc dedi Ritchie. Gomez cevap vermedi.1 Ben Ronault'un zevkine varamadm. Senin houna gij diyordur elbette. Ne olur, sus biraz!... Gomez bir sre daha bakt, sonra bam nne edi: Gidelim. Ronault'u seviyorsan, ileride baka bir tablosu var bence o daha gzel. Demez. Ben kr olmuum artk! Ritchie Gomez'e bakt, azn at ama konumad. Gomez omuz silkti. insanlar ldrmemi olmak gerekti. Merdiveni indiler, Ritchie dimdikti, stne bir soukluk gelmiti. Gomez benden pheleniyor diye dnd. Hlbuki Ritchie, bir melekti; ak renk gzlerinde meleklere has inatl okumak mmknd: byk babalarnn babalan, onlar da birer melekti; Boston meydanlarnda bycleri yakmlard. Ben terliyorum, meteliksizim. Kafamda karanlk dnceler, Avrupa'ya zg fikirleri var; Amerikann yakkl melekleri sonunda yakacaklar beni de. Orada lm kamplar, burada ate ynlar; geriye bunlardan birini seme skmts kalyor. ' Kapnn yanndaki pavyonun nne gelmilerdi. Gomez, resim albmlerinden birini alarak, repredksiyonlar seyretmeye balad. San'at iyimserdi. Gzel fotoraflar basmay baardk, dedi Ritchie. u renklere bak: hakiki tablodan farksz!. lm bir asker, haykran bir kadn: rahat bir kalbdeki akisler. Sanat iyimserdir; madem straplardan gzellik yaratlyor, demek boa gitmemi ekilenler. Fakat ben rahat deilim, ahit olduum aclarn boa gitmediini gstermek istemiyorum. Paris. Birden Ritchie'ye dnd: Eer resim herey deilse, sadece elencedir. Anlamadm?

29

Gomez serte kapad albm; Ktln resmi yaplamaz. Gvensizlik Ritchie'nin baklarm dondurmutu; Gomez'e, bn bn bakyordu. Sonra birden glmee balad, parmayla Gomez'in gsne dokundu. Anlyorum, dostum! Drt yllk sava; yeni batan resme balamam gerek!. Demez, dedi Gomez. Tam eletirmeci olabileceim man. Bir sesizlik oldu; sonra Ritchie, abucak: Aada bir de sinema var biliyor musun ? Hayr. Daha nce buraya hi gelmemitim. Klsiklerle, dokmanter filmler gsteriyorlar. Gitmek mi istiyorsun? Buralarda kalmam gerekli. Saat bete imza iim var ye, dinci blokta. Cill tahtadan yaplm panoya yaklap program okudu. lar. Ritchie : Bat kervan, kere grdm, tekrar grsem de olur a ma... Transvaal'de elmas madenleri! daha ilgintir herhalde. Sen de geliyor musun? Bunu yarm azla sormutu. Ben elmaslar sevmem, dedi Gomez. Ritchie'nin stnden bir yk kalkmt sanki. Az kulaklarna varrcasma glmseyerek omuzuna vurdu. See you again (*) , dedi, zgrlne ve ana diline o an da kavumutu deta. Gomez, Ona teekkr etmenin tam zaman diye d -d. Oysa azndan tek szck kmad. Hi konumadan skt elini. Darda, ahtapot, binlerce vantuzu ile Gomez'in vcuduna yapverdi. Derisinin

30

gzeneklerinden ter damlacklar f-kryordu ,gmlei bir anda su iinde kald, sanki gzlerinin nnden kordan bir bak geiliyorlard. Ne nemi var! Hi nemli deil! Sevincine diyecek yoktu, mzeden kurtulmutu ya. Is bir strap ama gerekti. Gkdelenlerin, btn Avrupa gkdelenlerinden daha da yukarlara ittii kpkzl gkyz (*) Yine grelim! gerekti.. Gomez tuladan yaplm gerek binalar arasnda yryordu. Hi kimsenin resmini yapmay dnmeyecei kadar irkin evler, ya Claude Lorsain'in gemileri, ama onlar gerek deillerdi. Tablolar ryadr!... Gomez, sabahtan akama kadar dutkleri Sierra Madre kasabasn hatrlad. Yolun zerinde gerek krmzlar vard. Ac bir zevkle, artk resim yapmyaca-m diye karar verdi kendi kendine. Yedinci caddeye sapt; kalabalk kabaran bir deniz gibi ykleniverdi stne. Kaldrm titriyordu, an scak renkler bulayordu kaldrma. Kalabalk, gnee serilmi slak bir araf gibi buhar karyordu. Glmsemeler, gzler, not te grin is a sin (*), kararsz ya da kararl gzler, tell ya da ar, ama tm li gzler. Oyunu srdrmeyi dnd. Fakat birden hevesi geti, sevinci snp g't-ti; bu insanlarn gzleri de resimlerdeki gzler gibiydi. Bu ihsanlar Paris'in dtn biliyorlar myd? Bu akllarna geliyor muydu? Tm de ayn tel iinde gidiyordu, 'baklarnn ak kp, yanndan geerlerken Gomez'e srtnyordu. Nerede gerek olanlar? Dier bir yerde, ama burada deil. Kimse gerekten burada deil; dierleri gibi ben de burada deilim. Gomez'in benzeri otobse bindi, gazeteyi okudu, Ramon'a glmsedi, Picasso'dan sz etti, Maudrian'n tablolarna bakt. O sada ben Paris sokaklarn arnlyordum. Rue Royale'de kimsecikler yoktu, Concorde meydan bombo. Meclisin stnde bir Ajlnan bayra dalgalanyor. Zafer Antnn altndan bir S.S. birlii geiyor. Uaklar gkyzn delik deik ediyor. Tula duvarlar ktler, kalabalk topran derinliklerine girdi. Gomez Paris'de tek bana dolayordu. Paris'de, gerein iinde, tek gerein; kan, kin, yenilgi ve lmn iinde dolayordu. Yumruklarn skp Yitik Franszlar diye mrldand. Kar koyamadlar, tavanlar gibi tydler; biliyordum, daha batan kap yutmu olduklarn biliyordum. Saa sapt, 56. sokaa (*) Glmek gnah deil. girdi, bir Fransz lokantasnn nnde durdu: A la petite Co, quette. Krmzl yeilli vitrine bakt, biran duraklad, sonra it( kapy: Franszlarn yzlerini grmek istiyordu. ersi serin ve lotu; perdeleri ekmi, klar yakmla^ di. Sun' a kavutuu iin honuttu Gomez. Dipteki, sessi karanlk salon lokanta blmyd. Salarn fra gibi kestir mi iri yar biri barda oturuyordu, baklar burnuna oturttu monoklnn arkasnda aklp kalmt. Ara sra ba nne dii

31

yor, o zaman byk bir vekarla tekrar kaldryordu bam Gomez bardaki taburelerden birine oturdu. Barmeni tanyordu. Franszca ,Bir duble sko, dedi: Bugnk gazeteler m: val Barmen tezghn altndan bir Newyork Times karp Ga mez'e uzatt. Dikkatli, ili grnl, sarn bir delikanlyd Burgonyal lehesiyle konumasa Lil'li olduu zanne'irdi. Gc. mez, Times' okur gibi yapt, sonra birden bam kaldrd. Bar men yorgun yorgun kendisine bakyordu. Gomez; Haberler hi de ho deil, ne dersin? diye sordu. Barmen ban sallad sadece... Paris dm!. dedi bu defa Gomez. . Barmen duygulu bir ses kard, bir kk bardaa viski dolduordu, sonra kk bardaktaki viskiyi daha byk bir bar daa boaltt; bu ilemi bir kere daha tekrarlayp barda Goj Bana yle geliyor ki Fransa'nn sonu geldi. Barmen cevap vermeden iini ekti. Gomez sinsi bir sevinle barmeni11 konuamyacak kadar mutsuz olduunu dnd, gonra dosta steledi : Siz byle dnmyor musunuz? Barmen, Gomez'in bardana soda dolduruyordu. Gomez, barmenin alamakl, yuvarlak yznden gzlerini ayrmyordu. Ona, spanya iin ne yaptnz? te imdi de sizin cannz yanacak; demenin tam zamanyd. Barmen gzleriyle birlikte iaret parman da yukar kaldrd; durgun, ar ve kabayd sesi. Hafife genizden, bariz bir Burgonyal lehesiyle konuuyordu: Herey srayla.. Ne ekersen onu biersin!

32

Gomez alaya ald: yledir, dedi. Ne ekersen onu biersin! Barmen parmam havada Gomez'in bann stnde dolatrd: dnyann sonunu haber veren bir kuyruklu yldz. Barmen pek mutlu grnmyordu: Fransa, gerek dostlarn brakmann neye malolduunu recek I ard, Gomez

Bu da nesi? diye dnd. Yzne vermei tasarlad o kin dolu, kstah zafer ifadesini imdi barmenin gzlerinde okuyordu. Barmeni denemek iin ihtiyatla : Ne zamanki ekoslovakya... Barmen omuz silkip szn! kesti, kmseyerek Cekosmez'in nne itti. Gzlkl Amerikal, cam gibi gzlerini bir arjl onlara evirdi, sonra ba, kendilerine selm veriyormu nne dt. Soda ister misiniz? Evet!. Gomez cesaretini kaybetmemiti. lovakya! dedi. Ne olmu yani? Dmesine bal gibi gz yumdunuz! Barmen glmsyordu: Beyim, dedi, daha XV. Louis devrinde eni hatal hare- yapmt zaten Fransa... Aaa! Kanadalsnz galiba? Montreal'liyim. Daha nce sylesenize!. Gomez, gazeteyi barn stne brakt. Bir an sonra:

33

Sizin buraya Franszlar gelmez mi? diye sordu. Barmen, parmayla Gomez'in arkasnda bir yeri Dnd Gomez: beyaz rtl bir masaya oturmu, yal adam, gazetesini nne am, sayfalarn arasnda dalp git ti. Krm, izgilerle dolu iman yz; sert bakl, parlak g, leri, krlam byklaryla gerek bir Fransz. Kalbinde ger bir umutsuzluk dolu gerek bir Fransz, Vay canna! Hi farketmedim. Roanne'dandr. Mterimdir. Gomez ikisini bir dikite iti, tabureden indi. Ne yap spanya iin? Yal adam armadan Gomez'in yaklamas bakyordu. Gomez masann nne dikildi, bu yal yze a I llkle bakyordu. Fransz msnz? Evet. Size bir iki ikram edebilir miyim? rm Mersi. Bugn pek sras deil ya. Gomez'in kalbi ac verme arzusuyla rpmyordu. Pa m gazetenin balna basarak Bu yzden mi? diye sordu! Bu yzden. I

Zaten ben de bu yzden size iki smarlyorum, Gomez. Fransa'da on yl kaldm, karmla olum hl orada Viski mi ielim? Sodasz olsun, hi deilse!.. Bir sodasz sko, bir de sodal. sustular. Monokl takm Amerikal, taburesinde yan d m, sesini karmadan onlara bakyordu. Yal anszn sordu : talyan deilsiniz, deil mi? 43 Glmsedi Gomez :

34

Yok, dedi. Yok, italyan deilim. Tm talyanlar yitiktir, dedi yal Fransz. Ya Franszlar? Gomez sesini tatllatrarak sordu: Fransa'da kimseniz var m? Paris'de yok. Moulins'de yeenim var. Gomez'e dikkatle bakt: Buraya yeni geldiniz herhalde!. Ya siz? 97 de yerletim. Az deil. Ekledi : Ama bu insanlar sevmiyorum. Neden kalyorsunuz yleyse?. Omuz silkti yal adam : Tonla para kazanyorum!... Tccar msnz? Berberim. Dkknm iki blok tede. ylldr, tatilimi Fransa'da geirirdim. Bu yl da gidecektim ama, bunlar oldu. Olanlar oldu, artk!. Sabahtan beri, belki krk kii geldi dkknma. Baz gnler byle olur. stemedikleri de kalmad: sa, sakal, ampuan, elektrik masaj. Belki de bana memleketimden sz ettiklerini sanrsnz? Aptal herifler! Azlarn amadan gazetelerini okuyorlard, ben de hem tra ediyor, hem balklar seyrediyordum. lerinde yirmi yllk mterilerim vard, onlar bile tek kelime sylemediler. Bir yerlerini kesmedimse, anslarna kretsinler: ellerim titriyordu. Sonunda ii brakp buraya attm kapa. tf Onlara vz geliyor, dedi Gomez. Vz geldiinden deil, hoa gidecek lf bulamyorlar da Ol>dan. Paris, onlar ilgisiz brakmayan bir isim. Bu yzden

35

44 zn, etmiyorlar; nk bu onlara dokunuyor. Byledir bu in. sanlar. Gomez, yedinci caddedeki kalabal hatrlamt. Sokaktaki tm bu insanlarn, dedi, Paris'i dndklerini t mi sanyorsunuz? | Bir bakma, evet. Yalnz, biliyor musunuz, onlar bizin gibi dnmezler. Bir Amerikal iin, cann skan bir konuyu dnmek demek, bu konuyu dnmemek iin elinden geleni yapmak demektir. Barmen bardaklar getirdi. Yal adam kendi bardan alp kaldrd. Eh, dedi, salnza. Sizin de salnza. Yal adam dertli dertli glmsedi. nsan ne dileyeceini bilemiyor, deil mi? Ksa bir duraklamadan sonra kendini toplad: Evet: Fransa iin iiyorum. Yine de Fransa iin. Gomez Fransa iin imek istemiyordu. Birleik Devletlerin savaa girmesinin erefine. Kesik kesik gld yal adam. Bunun iin, daha ok iersiniz yleyse! Gomez bardamdaki ikiyi bitirip, barmene dnd. Bir daha getir.

36

imek geliyordu iinden, buna mecbur hissediyordu ke& dini. Bir sre nce, Fransa iin yalnz kendisinin yandn sanyordu; sanki Paris'in d sadece onu ilgilendiriyordu. &| panya iin mutsuzluk, Franszlar iin de hakl bir cezayd. | anda ise bu olay, barn evresinde drt dnyordu, biraz siz, soyut bir sz alt milyonun iinde dolanp duruyordu. Do' rusu dayanlr gibi deildi. Paris'le btn kiisel balar kop* nlmt. u anda yeni gelmi, her hangi bir gmenden i fark' szd. Bilmem, beni anlayacak msnz? diye konumaa ba 45 yal adam. Krk yldanberi burada yayorum; ilk defa bu sabah kendimi tam bir yabanc gibi hissettim. Bu insanlar, tandm sanrdm. Herhalde ilerinden biri kar, beni teselli edecek bir iki sz olsum syler diyordum. Dudaklar titremeye balad; tekrarlad: Yirmi yllk mterilerim bile!. Gomez: Bu bir Fransz, diye dnd. Bize: Frente Cra-pular! diyenlerden biri. Gomez, yine de bu duygunun tadn karamyordu: ok yal diye hkm verdi. Adam bolua bakyordu, sylediklerine kendi de inanmadan konuuyordu. Bazen de kendimi teselli ediyorum; belki de susmak daha iyi olur diye dnmlerdir. Ya!.. Olabilir. Pekl olabilir. Onlardan her ey beklenir. Ve devam etti: Fransa'da bir evim vard. Hayatmn son gnlerini bu evde geirmei dnyordum. Ama galiba burada geberip gideceim. Elbette, diye dnd Gomez, elbette, burada geberip gideceksin. evirdi ban, ekip gitmek istiyordu. Fakat kendini tuttu, birden kpkrmz oldu, gzlerini adamn strap dolu gzlerine dikti, slk gibi bir sesle sordu: spanya tehlikedeyken yardm dndnz m? Ne yardm? Adam armt, ilgiyle Gomez'e bakt: ispanyol musunuz?

37

Evet. Az ekmediniz, sizler de... Gomez krgn bir sesle, Franszlar bize yardm etmediler, dedi. Etmediler yaa!. Bakn: Amerikallar da bize yardm etmiyorlar, insanlarla, memleketler ayn: herkes kendini iin a-hyor. __46__ Gomez tekrarlad: Evet!. Herkes kendisi iin alyor. Barselona'y kurtarmak iin kln kprdatmamt Fran, sa; ve Barselona dmt. imdi de Paris dt. kimiz de srgndeyiz, ikimiz de ayn. Garson ikileri masann stne koydu; gzlerini birbirlerinden ayrmadan ayn anda bardaklarn aldlar. Adam bardan kaldrd: tspanya iin iiyorum.. Gomez bir an duraklad, sonra dilerinin arasndan mrldand : Fransa'nn kurtuluu iin., Sustular. Ne acnacak durumlar vard! Bir barn izbe kesinde krk, eski kuklacklar. Fransa'nn, spanya'nn erefine iiyordu. Lanet olsun! Yal adam, gazetesini zenerek katlad, kalkt: Dkkna dnmem gerek. Son ikiler benden. Hayr. Olmaz, hayr. Barmen, btn ikiler benden. Peki yleyse, mersi. Adamcaz kapnn yanna varmt, Gomez topalladn grd. Zavall ihtiyarck diye dnd. Barmene seslendi. Bir tane daha.. Amerikal taburesinden inip sallanarak Gomez'e doru yneldi: Sarhoum ben..

38

Ya!.. Farketmediniz mi? Gryorsunuz ya, farketmemiim ite!.. Neden sarhoum biliyor musunuz? Bana ne bundan? Amerikal grltyle geirdi, yal adamn kalkt iskemleye der gibi oturdu. nk Almanlar Paris'i aldlar. Surat aslmt, 1927 den bu yana en kt haber bu. Ne olmutu 1927 de? Parman dudana gtrp, ist, dedi. Kiiseldir. Ban masaya koydu, uyumaa balad. Barmen tezghn kp Gomez'in yanma geldi: Ne olur iki dakikack bakverin una. Vakti geldi, gidip bir taksi araym. Kim bu herif? Wall Street'de alr. Paris dt diye, kafay ektii doru mu? yle dediyse yledir. Ama, geen hafta da Arjantinde-ki olaylar yznden imiti. Ondan nceki hafta Saint Lake City faciasndan tryd. Her cumartesi eker kafay, hep de bir nedeni vardr. Gomez glmsedi. ok duygulu bir adam yleyse!. Barmen sokaa frlad. Gomez bam ellerinin arasna alp duvara bakt; masann

39

stnde olu Pabloya brakt gravrn aka gryordu. Gravr, masa, byk pencere, Pablo yeniden canland gzlerinin nnde, Gomez alamaya balad. 16 Haziran Pazar tte! te! tam aalarn stnde. Mathieu uyuyordu ve sava kaybedilmiti. O derin uyku-sundayken kaybedilmiti sava. Grltden srayarak uyand: kollar iki yannda, gzleri kapal, srtst yatyordu ve Mathieu de sava kaybetmiti. Nerede olduunu pek iyi hatrlamyordu ama sava kaybettiini biliyordu. Chariot baryordu: Sada! Tam aalarn stnde, sada diyorum sana! Gzlerin kr m oldu yoksa? Mathieu, Nippert'in telsz sesini duydu. Ha! Ha! Oradaym! yle mi! Neredeyiz? Otlarn iinde. Tarlalarda niforma giymi sejjiz sivil adam, beyliklere (*) ikier ikier sarnm, bir sebze bahesinin orta yerinde, bir adr bezinin stnde yatyorlar, gava' kaybettik; sava bize emanet ettiler, biz onu kaybettik. Sava, parmaklarmn arasndan kaym, kuzeyde bir yerlerde grltyle kaybolup gitmiti. Ha! Orada m! yle mi! Mathieu gzlerini at, gkyzn grd; inci griliinde, bulutsuz, sonsuz bir yokluk. Sabah, gkte ar ar oluuyordu; yeryzne dp onu altn rengine boacak olan k damlacklar. Almanlar Paris'deler ve; biz sava kaybettik. Bir balang. Bir sabah. Dnyann ilk sabah, btn sabahlar gibi: her ey yeniden balyacak, tm gelecek gkteydi. Mathieu bir elini rtnn altndan karp kulan kad: bakalarnn gelecei bu. Paris'de Almanlar balarn bu ge kaldryorlar, orada zaferlerini, Mathieu'nn geleceini okuyorlard. Benim geleceim yok artk. Sabahn ipek gibi havas yzn okuyordu; sa bacanda Nippert'in scaklm; sol bacanda Charlot'nun scakln duyuyordu, nnde yaanmas gereken yllar vard: ldrlecek yllar. Geliini mjdeleyen u zafer gn, kavaklarn tepesinde sabahn sarn rzgr, budaylarn stne den le gnei, gece duyulan snm toprak kokusu. Bu gn btn ayrntlaryla, dakika dakika ldrmek gerekecekti; gece inince Almanlar bizi esir alacaklar. Motor grlts byd,

40

Mathieu, doan gnein iinde ua grd. Makarnaclarn bu, dedi Chariot.. Uykulu sesle ge kfrler savurdular. Alman uaklarnn salma salna geiine, sinik, geveze, zararsz bir savaa almlard: bu kendi savalaryd, italyanlar ise bu oyuna katlmyorlard: bomba atyorlard onlar!. Makarnaclarn ua m? Ya! Ne de anlarmsn uak(*) Askeri battaniyeler. Tkeni: F - i tan, dedi Luberon. Duymuyor musun motor ne dzenli iliyor? Bir Messersehmidt bu, evet. 37 modeli. Beyliklerin altnda bir rahatlama oldu; ge dnen yzler Alman uana glmsediler. Mathieu, bouk birka patlama duydu, gkte drt kk, yuvarlak duman belirdi. inekler! dedi Chariot. imdi de Almanlara ate ediyorlar. fkelenen Longin, Topumuzu ldrecekler, dedi. Schwartz kmseyerek takld. Beyimiz yeni anladlar... ki patlama oldu, kavaklarn stnde. Pamuk gibi iki bulut belirdi. nekler! diye tekrarlad Chariot. nekler! Pinette dirseine yaslanarak dorulmutu. O gzel, Parislilere has yz pembe ve dinti. Arkadalarna kmseyerek bakyordu; souka: Grevlerini yapyorlar, dedi.

41

Schwartz omuz silkti: Artk, ne ie yarar? Uaksavarlar susmutu; pamuk bulutlan oralarndan buralarndan kopuyorlard; yalnz derinden, dzenli, muzaffer bir motor grlts duyuluyordu. Artk ua gremiyorum dedi Nippert. ite, ite: urada, parmamn ucunda. Beyaz bir bitki topraktan fkrp uaa doru uzand: Chariot, beyliin altnda rplak yatyordu. avu Pierne, endieli bir sesle, rahat dur dedi; yerimizi belli edeceksin. Amma da yaptn! Bu saatte, bizi lahana sanrlar. Yine de uak bann stnden geerken kolunu ieri soktu. Hepsi, bu kk, prl prl k parasna glmsiyerek gzle-riyle izlediler: bu, bir sabah elencesi, gnn ilk olay idi. tah alsn diye sabah gezintisi yapyor, dedi Luberon. 51 Sava kaybetmi sekiz kiiydiler, havularla, prasalarn (jrta, yerine, yanyana uzanm, be yazc, iki gzc, bir de hava binincisi, insann, vaktini kaybetmesi gibi kaybetmilerdi sava. Farkna bile varmamlard. Sekiz kiiydiler: Lehimci Schwartz, banka memuru Nippert, tahsildar Longin, bir irkette alan Luberon, emsiyeci Chariot Wroclow, T. C. R. P.'de kontrolr Pinette ve iki de retmen: Mathieu ile Pierne. Dokuz ay boyunca, kh amlarn arasnda, kh balarda bekleip durmulard; gnn birinde, Bordeaux'dan bir ses, kendilerine, yenilgilerini bildirmiti. O zaman bu harbin sorumlusu olduklarn anlamlard. Beceriksiz bir el, Mathieu'nn yanana hafife dokundu. Mathieu dnp Charlot'ya bakt. Ne istiyorsun, kk? Chariot yan yatmt, Mathieu, onun dolgun, krmz yanaklarn, geni azn gryordu. Chariot, alak bir sesle:

42

Bir anlyabilsek, dedi. Bugn yola kar myz acaba? Sevimli yznde, nerede duracan bilemiyen bir bunalm belirtisi dolanp duruyordu. Bugn m? Bilmem ki! Ayn 12 sinde ayrlmlard Morsbrann'dan; dzensiz bir yana kalkmlar, sonra, birden durmulard. Ne halt etmiye bekliyoruz burada sanki? Syler misin bana? Piyadeleri bekliyor muuz. Piyadeler paalann kurtaramyorlar diye onlarla birlikte biz de buraya kazk kakacak deiliz ya. Sonra alak gnlllkle ekledi: Yahudiyim ben, anlyor musun? Adm da Polonyal ad. Mathieu, dertli dertli: Biliyorum, dedi. Susun, dedi Schwartz. Duyuyor musunuz? 52 Srekli, bouk top sesleri. Dn, daha nceki gn, afakla beraber balayp karanlk basncaya din srmt. Kimin ate ettiini, neye ate edildiini kimse bilmiyordu. Pinette: Saat altya geliyor herhalde, dedi. Dn. bei be gee balamlard. Mathieu, bileini gzlerinin nne kadar kaldrp saatine bakmak iin kendine evirdi. Alty be geiyor. Schwartz : Alty be geiyor, diye tekrarlad. Bugn yola kaca-nuz pek aklm kesmiyor.

43

Esnedi. f be! Bu kovukta bir gn daha geireceiz. avu Pierne de esnedi: Eh, haydi bakalm kalkmak gerek. yle, dedi Schwartz. Evet, evet.. Kalkmal artk!. Kimse kmldamad. Bir kedi, son hzla, zikzaklar izerek geti yanlarndan. Sonra birden bzlp kald, atlmaya hazr gibiydi; sonra vazgeti, salma salna oradan uzaklat. Mathieu, dirseinin stnde dorulmu, gzleriyle kediyi izliyordu. Birden haki tozluklu, yana alm iki bacak arpt gzne, ban kaldrd: Temen Ulmann, balarna dikilmiti. Kollarn kavuturmu, kalarn kaldrarak kendilerini szyordu. Mathieu, temenin trasz olduunu farketti. N'apyorsunuz burada? Syleyin bakaym, ha, n'apyor-sunuz burada? Mathieu bir sre bekledi, kimse cevap vermeyince, yerinden kalkmadan kendisi cevap verdi; Ak havada uyumay tercih ettik temenim. Bakn hele! Tepenizdeki dman uaklar ne olacak Tercihiniz ok pahalya mal olabilirdi; sizin yznzden bt" blk bombalanabilir. 53 Mathieu, kzmadan, Daima gndzleri yer deitirdiimize gre Almanlar burada olduumuzu pekl biliyorlar, dedi. Temen duymamazlktan geldi. Size burada yatmay yasak etmitim. Samanlktan kmak yasak, demitim. Hem bir| st'n nnde yatmak da ne demek oluyor bakaym! Topran stnde kaygsz bir kmldama oldu, gzlerinden uyku akan sekiz adam rtlerin stne oturdular. plak Chariot, cinsel organnn stne bir mendil rtt. Hava S3rin-lemiti. Mathieu rperdi, sana soluna baknp ceketini buldu, omuzuna ald. Sen de aralanndasn Pierne. Bir avu olarak utanmyor musunuz? rnek obuan gerekir halbuki. Pieme cevap vermeden dudam srd.

44

Olur ey deil! Neden ktnz samanlktan, haydi anlatn bakalm. inanla konumuyordu. Sesi sinirli ve yorgundu. Gzlerinin alt imi, teninin canll kaybolmutu. ok scakt, temenim. Uyuyamyorduk. ok scakm. Ne olsun isterdi beylerimiz? Souk hava tertibat olan bir oda m? Bu gece sizi yatmaya okula gndereyim de grn. Savata olduumuzu bilmiyor musunuz? Longin bir el hareketi yapt. Yznde anlalmaz bir glmseyi belirdi. Sava bitti, temenim. Sava bitmedi daha. Otuz kilometre tede bizi kurtarmak iin lme atlanlar varken 'sava bitti' demeye utanr adam. Zavallcklar, dedi Longin. Byklerimiz bir yandan ate kes iin imza atyorlar, bir yandan da zavalhckaara lme atlmalarn emrediyorlar. 54 Kpkrmz kesildi temen. Ne olursa olsun, henz askersiniz. Evlerinize gnderilme-dike askersiniz, stlerinizi dinliyeceksiniz. Schwartz sordu: Esir kamplarnda bile, deil mi? Temen cevap vermedi: askerlere kk gren nazarlarla bakyordu; onlar da temenin bakma sklmadan, sabrszlanmadan kar koyuyorlard: rkttklerini hissetmenin verdii yeni zevkin tadm karyorlard sanki. Bir sre sonra temen omuz silkti, arkasn dnp, omuzunun stnden: Hemen kalkm ltfen. dedi. Dimdik, dans eder gibi yanlarndan uzaklat. Mathieu: Son dans bu, diye dnd; birka saat sonra, Alman domuz-lan topumuzu, rtbe fark gzetmeden, nlerine katp douya kovahyacaklar. Schwartz esneyince, gzleri suland. Longin

45

bir sigara yakt; Chariot, evresindeki otlar avu avu yoluyordu. Sanki hepsi de yerlerinden kalkmaya korkuyorlard. Ne haber? dedi. Lberon. Temen; sizi okulda yatracam, dedi. Demek ki yola kmyoruz. Yok canm, o da birey bilmiyor, lf olsun diye syledi. avu Pierne birden patlad: Peki kim biliyor. Kim biliyor bu ii? Kimse cevap vermedi. Bir sre sonra Pinette ayaa kalkt. Ykanmya gelen var m? Chariot esniyerek, ben geliyorum dedi. Kalkt. Mathieu ile avu Pierne de kalktlar. Longin, Charlot'ya bakarak, ocuk sabunu reklmlarndaki bebeklere benziyorsun diye bard. Gerekten Chariot, plak, pembe, tysz vcudu ve sabahn san klannn okad kk gbei, salkl yanaklanyla, Fransa'nn en gzel bebeine benziyordu. Schwartz, her sabahki gibi usulca arkasna sokuldu. Charlot'yu gdklayarak, d, dedi d. Tylerin diken diken oluyor, bebek. Chariot, her zamanki gibi, glmeye balad. Ama fazla ne'eli deildi glmesi. Pinette, srarla sigarasn tttren Lon-gin'e dnerek, Sen gelmiyor musun? Ne yapacaz? Ykanrsn! Yapanm bu iin iine dedi Longin. Ykanmak ha! Kimin iin? Alman domuzlan iin mi? Naslsam yle deyim ellerine. <.! Ellerine dp dmeyecein belli deil ki.

46

Haydi, haydi! dedi. Longin. Bo versene! Yakamz kurtarrz belki, hay anasm sattmn be! dedi Pinette. Sen Noel babaya inanr msn? Ellerine geeceksin diye kirden kokacak msn yani? Onlar iin ykanmak istemiyorum. Bok gibi lf ediyorsun, dedi Pinette. Boktan boktan lflar. Longin cevap vermeden alayl alayl gld; rtlerin stne kvnlm, kmsiyerek onlara bakyordu. Luberon da yerinden kmldamamt; uyur gibi yatyordu. Mathieu antasn alp emeye yaklat. Su, iki demir borudan ta yalaa akyordu; bir ten gibi plak ve souktu; Mathieu, btn gece boyunca, suyun umut dolu, ocuksu trksn dinlemiti. Ban suyun altna soktu; o ocuksu trk, imdi kulaklannda ve burun deliklerinde, nemli bir gl demeti, ruhunda su iekleri olmutu sanki: Loire sahillerinde yzd gnler, sazlar, yemyeil adacklar, ocukluu.. Dorulduu zaman Pinette, hatr hatr boynunu sabunluyordu. Glmsedi Pinette'e: Pinette'i severdi.

D u Longin, hyarn biri, dedi Pinette. Almanlar gelseler bile teiniz olmal insan. Parman kulana sokup, hzl hzl kartrd. Longin oturduu yerden bard; Temizlikten bu kadar holanyorsan ayaklarn da ykayver. Pinette, Longin'e acyarak bakt. Ayaklarm grmiyecekler ki! Mathieu tra olmaya balad. Usturas krlenmiti, derisini yakyordu: Esir dnce sakal brakacam. Gne ykseli, yordu. Yatk gelen nlar otlan parlak bir orak gibi biiyordu; aalarn altndaki otlar yumuackt. nsan deta koynunda uyumaa aran taptaze bir yumuaklk. Btn gk ve yer, umut belirtileriyle dolu. Bir sr ku, grnmeyen bir iarete uyarak, kavak aalarnn yapraklar arasnda cvl cvl

47

tmeye balad. Ama hafif bir rzgrla beraber kular anlalmaz bir ekilde susuverdiler. Bunalm, Charlot'nun yzndeki gibi, yeilliklerin ve sebzelerin ortasnda dolanp duruyor; bir yerlere samyordu. Mathieu, usturay zenle kurulayp, antasna yerletirdi. Ruhunun derinliklerinde, doan gnele, i damlalanyla ve glgelerle bir su orta yapyordu. Ruhu bir bayram heyecanyla dolup tayordu. Bayramlarda olduu gibi erkenden kalkp tra olmutu. Bir kr enlii, ilk takdis ya da bir dn. Aalar arasnda dnp duran renkli elbiseler, imenler, imenlerin stne kurulmu bir sofra, ekerden sarho olmu bal anlarnn vzltlan. Luberon ayaa kalkt, gidip itin kenanna iedi; Longin, rtleri koltuunun altna alp ambara girdi; sonra kt, salma salma emeye yaklat, akac, kararsz bir tavrla parman suya soktu. Mathieu, Longin'in solgun yzne bakt, bundan sonra enlik filn olmyacakt; ne bugn ne de baka gnler... Yal ifti evinden kmt. Piposu aznda, onlara bakyordu. Merhaba, baba, dedi Chariot. ifti ban sallad: Merhaba. Merhaba! Birka adm atp nlerine dikildi: N'oldu ? Gitmediniz mi hl ?... Pinette, souk souk bakt: Grmyor musun? Yal adam pis pis srtarak: Ben size sylemitim. Gidemeyeceksiniz. Olabilir. Adam, ayaklarnn arasna tkrp byn sildi. Peki, ya Alman domuzlan? Bugn m geliyorlar? Gltler, Luberon: Belki gelirler, belki de gelmezler. Biz de senin gibi bekliyoruz :onlan karlamak iin aklanp paklanmaya alyoruz. Adam onlara bir tuhaf bakyordu. Sizler bir bakasnz. Ama siz de alacaksnz paynz. Piposundan bir nefes ekti: Ben, Alsaslym.

48

Biliyoruz, babalk, dedi Schwartz, pl deitir artk. htiyar bam sallad. Bu garip bir sava!. imdi siviller lyor, askerler kurtuluyor. Haydi, haydi! Kimseyi ldrmiyeceklerini pekl biliyorsunuz. Ben Alsaslym diyorum sana. Schwartz'm can sklmt: Ne olacak yani, ben de Alsaslym.. Olabilir; yalnz, ben Alsas'dan ktm zaman Alsas onlarnd. . raf. Size ktlk etmezler. Onlar da bizim gibi insan alt ta Bizim gibi mi?. Birden kzmt ihtiyar. S...! Sen ck bir ocuun ellerini kesebilir misin? Schwartz bir kahkaha atarken Mathieu'ye gz krpt: Geen savan masallarn anlatyor bize. Havlusunu ald, kaln, adeleli kollarn kurulad, ihtiyara dnd: Deli deil, bu herifler. Sizlere sigara da verecekler, uku. lata da. Buna propaganda diyorlar, siz de verdiklerini aln, bir ey kaybetmezsiniz. Glyordu : Benden sylemesi baba, bugnk gnde Parisli olmaktan, sa Strasbourg'lu olmak evldr. Bu yatan sonra Alman olmak istemem. Anasn satarm bu iin! Beni kuruna dizsinler daha iyi. Schwartz kalasna vurdu : Duyuyor musun ne diyor? Adamn taklidini yaparak, 'Anasn satarm bu iin' dedi. Halbuki ben yaayan bir Alman olmay, l bir Fransz olmaya ye tutardm dorusu.

49

Mathieu birden bam kaldrp ona bakt Pinette ve Chariot da Schwartz'a bakyorlard. Glmeyi kesti Schwartz, kzard, omuzlarn oynatt. Mathieu ban evirdi; yarglk oynamak istemiyordu can; stelik de bu iri yar sakin, gzpek adam seviyordu ; utanann stne gitmek istemezdi. Hi kimse bir ey sylemedi. Yal ifti bam sallad, kin dolu baklarla etrafna bakyordu. Ah! dedi, bu sava kaybetmemek gerekti. Kaybetmemeliydik. Sustular; Pinette ksrd, yalaa yaklap aptal aptal emeye dokunmaya balad. Yal adam piposunu yere boaltt, kl sndrmek iin, topuuyla zerine bast, sonra srtn evirip, hibir ey sylemeden sakin admlarla evine girdi. Uzun bir sessizlik oldu; Schwartz, kollarn am, kaskat duruyordu. Bir sre sonra, kendine gelir gibi oldu. Zorla glmsedi. Espri olsun diye syledim. Kimse cevap vermedi: herkes ona bakyordu. Sonra, birden, grnte bir deiildik olmadan bir ey koptu; bir geveme, kprtsz bi rdalma oldu, Schwartz'rn evresindeki kk, fke li topluluk kverdi; Longin bayla dilerini kartrmya balad, Luberon boazn temizledi. Chariot da ocuksu sesiyle bir trk tutturdu. zin ya da yemek meselesi dnda fkeleri uzun srmezdi zaten. Mathieu'nun burnuna belli belirsiz bir pelin ve nane kokusu geldi: kulardan sonra otlar ve iekler de uyanyorlard; kularn sesleri gibi otlar da kokular ile gk yzn sslyorlard. Mathieu yle ya, diye dnd, kokular da var. Yeil ve ne'e dolu ama henz keskin ve olgunlamam kokular: Gk maviletike, Alman zrhl aralar yaklatka, gitgide daha tatl, daha dolgun, daha dii olacaklard. Schwartz derin bir nefes alp bir gn nce evin duvarnn nne getirdikleri sraya bakt. Gzel, dedi, bu iyi ite. Gidip sraya oturdu. Elleri dizlerinin arasnda sarkyor, omuzlarn kamburlatryordu. Yalnz ban dik tutuyor, sert bir tavrla nne bakyordu. Mathieu bir an duraklad ve gidip Schwartz'm yanna oturdu. Biraz sonra, Chariot da dierlerinden ayrlp onlarn nne dikildi. Schwartz bam kaldrp Char-lot'ya ciddi ciddi bakt. amarlarm ykamalym. Bir sessizlik oldu. Schwartz gzn krpmadan Charlot'ya bakyordu. Aniden:

50

Sava kaybeden ben deilim ya... dedi Chariot rahatsz olmu gibiydi; glmeye Schwartz konumaya devam ediyordu: balad. Ama ;<Herkes benim gibi yapsayd, belki de kazanrdk sava. Kendimi hi de sulu bulmuyorum.> arm gibi yanan kad: Amma da tuhaf i! dedi. Mathieu de 'tuhaf i' diye dnd. Evet tuhaf bir iti bu, Baklar bolukta, dnyordu : Ben Franszm ve hayatnda ilk defa bunu garip bulu, yordu. Tuhaft! Fransa; onu hi grmemitik; halbuki iindey. dik. Havann basnc, yer ekimi, insanlara cezayd. Grnen eyler, dnyann insan iin yaplm olduu konusundaki inan, ti: Fransz olmak ylesine olaan bir eydi ki, kendini evrensel hissetmenin en kolay, en ucuz yoluydu bu. Anlalmayacak biri ey yoktu: hangi kt talihin, hangi hatnn sonucu tam bir iq.| san olmadklarn anlamya almak, Almanlara, ngilizlere,' Belikallara, dyordu. imdi ise Fransa srt st uzanm, sanki onu ilk defa gryoruz, bozuk kocaman bir makinay sey. reder gibi gryor ve dnyoruz: Buymu demek. Buydu, bit toprak kazas, tarih bir kaza, Kaderin esiri olduumuzu anlamak iin bir kaza yetti. Schwartz da kaderin esiri olduunu dnyor, artk kendini anlyamyor, kendinden sklyor; Neden Fransz olmuum? diye zlyor. Biraz talihim olsayd Alman doardm, diyor kendi kendine. Bunun iin de sert grnmeye alyor, yedek vatannn kendisine doru geliini duymak iin bekliyordu; ona bayram ettirecek olan prl prl ordular bekliyordu, bizim yenUgimizi onlarn zaferiyle deitirecei, muzaffer ve Alman olmann kendisine olaan grnecei an bekliyordu. Schwartz esniyerek ayaa kalkt: Haydi, ben amarlarm ykamaya gidiyorum. Chariot dnp Pinette ile konuan Longin'in yanna Mathieu, oturduklar srann stnde yalnz bana kalmt Luberon da sesli bir ekilde esnedi: Burada insann can sklyor be!.. Chariot ite Longin de esnediler. Luberon onlarn esnemesini seyretti, sonra tekrar esnedi.

51

Bir de kar olsayd yanmzda, dedi. Chariot hayretle sordu: Sabahn altsnda da seviir miydin yoksa? Ben mi? Saate kim bakar. . Ben yle deilim ite. u anda sevimek bana kma tekme yemek gibi geliyor. Luberon byk altndan gld: Evli olsaydn, o ii istek duymadan yapmay renirdin, ta arabas! Bir karyla sevimenin en iyi yan, insann o an hi bir ey dnmemesidir. Sustular. Kavak aalan hrdyor, gn grm ihtiyar, gne yapraklan arasnda kmldyordu. Uzaktan uzaa top seslerinin, gnlk, allm, gven verici, tok gmbrts duyulmaktayd. Birden bir sessizlik oldu ve bir yaban ans yumuak bir lstik gibi iniverdi aralarna. Dinleyin! dedi Luberon. Ne oldu be?.. evrelerinde bir cins boluk, garip bir durgunluk vard. Kular cvldayor, kmeste bir horoz tyordu; uzakta, biri, bir demir parasna dzenli olarak vuruyordu; yine de bir sessizlik olmutu. nk top sesleri durmutu. Hoppala! dedi Chariot. Hoppala! N'oluyor yahu! N'oluyor var m! Gzlerini birbirlerinden ayrmadan kulak kabartyorlard. Pierne, ilgisiz bir sesle byle balyacak ite dedi Bir an j gelecek, btn cephe susacak!.. Hangi cephe? Cephe yok ki!. Her taraf canm. Schwartz, ekinerek onlara doru bir adm att.

52

I Haber vermek iin herhalde borular alnr. Hay kafana senin! dedi Nippert. Bununla ne ilgisi var> onlar imzay basal yirmi drt saati geti, biz hl burada be^. teyip duruyoruz. Chariot umutla glmsedi: Belki de gece yars bitmitir sava. Ate kes emr hep gece yars verilir. Ya da le st. Yok be, olum, gece yars onikide, yani saat sfrda, an. ladin m? Susun be! dedi Pierne dinliydim. Sustular. Yznde sinirlilik belirtileri dolaan Pierne kulak kabartyordu; Charlot'nun az ak dinliyordu; bu sesli sktun iinden, bar duymak iin dinliyorlard. an olmayan, an seslerinin duyulmad, borusuz, trampetsiz, lme benzeyen bir ban.. Allah kahretsin! dedi Luberon. Grltler yeniden balamt: daha bouk, daha yaka, daha tehdit edici. Longin uzun ellerini birbirine geirip parmaklarn atrdatt. Tatsz bir sesle: Hay Allahm, daha ne istiyorlar, malp olmadk m? Yoksa yeteri kadar adam lmedi mi henz? Fransa'nn tm canna okunmas m gerek, bu kasapla son vermek iin?. Hem sinirli, hem keyifsizdiler. aresizlikten doan bir fkeyle doluydular. Yzleri, hazmszlk ekenler gibi, kuruni bir renk almt. Byk sava dalgasnn stlerine ullanmas iin ufukta bir grlt duymalar yetiyordu. Pinette, birden Lon-gin'e doru dnd. Gzleri alev alevdi, eliyle yalan kenarn skyordu. Hangi kasaplk! Ha? Hangi kasaplk? Nerede ller, ya' rallar? Bir l, bir yaral

53

grdnse aferin! Ben, yollarda korkumetreleri sfrlam, drtnala kaan senin gibi tabanszlardan bakasn grmedim. Longin, kalle bir ilgiyle: Neyin var, kk? diye sordu. Kendini iyi hissetmiyor musun yoksa? Dierlerine, onlar da tutumuna ortak etmek istercesine, bakarak : iyi oland bizim Pinette, dedi, o da bizim gibi kn kn geri kaanlardan diye severdik kendisini. Bir gnll istenince, hemen ortaya atlan saflardan deildi. Fakat birden kabaday oluverdi nedense. Yazk ki sava bitti. Pinette'in gzleri ate sayordu. Kabaday deilim ben, inek! yle, yle! Askercilik oynamak istiyorsun son anda. Senin gibi donuna doldurmaktan iyidir ya. Duydunuz mu; Fransz ordusu bozguna urad dedim diye donuma ediyormuum. Pinette, fkeden kekeliyerek: Fransz ordusunun bozguna uradn, bir sen biliyorsun demek. Yoksa Weygand (*) srlarn sana m sylyor? Longin'in yznde kstah, yorgun bir glmseyi belirdi: Weygand'm srlarn bilmek gerekli deil: eldeki birliklerin yans darmadank geri ekiliyor, dier yans da sarlm durumda; yetmez mi? Pinette, kolunu havada kesin bir hareketle savurdu: Loire rma zerinde toplanacaz, Saumur'de Kuzeydeki ordularla birleeceiz. Sen buna inanyor musun, koca sersem?

54

Yzba yle syledi. nanmazsan Fontainat'ya sor. Kuzey ordulannn davranmalar gerek, Almanlar klarnn dibinde, anladn m? Bize gelince; randevuya yetiirsek (*) Weygaat: Fransz ordular bakomutan. aarm. Pinette ban nne emi, soluyor ve ayan yere vura. rak Longin'e bakyordu. Sanki stne en kalabalkta^ syrlmak istercesine serte omuzlarn silkti. Kapana kslm gibi, fkeyle: Marsilya'ya kadar kasak, btn Fransa'y boydan boya alsalar, Kuzey Afrika'da yine savarz dedi. Longin, kollarn kavuturup kmseyerek gld: Miquelon ya da Saint - Pierre adalarnda da debiliri^ deil mi? Pinette stne yryerek: Sen kendini akll m sanyorsun? Bana bak, kendini bir ey mi sanyorsun yani? Chariot aralarna atld: Haydi! Haydi! Kavga m edeceksiniz yoksa? Savan hi bir eyi dzeltmediini, artk dvmemek gerektiini her kes biliyor. Ateli bir inanla konuuyordu. Allah kahretsin be hem de hi dvmemek gerek! Chariot, kendilerine, ayplar gibi bakyor, hrsla titriyordu. Bar hrsyd bu: Her eyi bartrmak. Pinette ile Longin'i, Almanlarla Franszlan. Hem, dedi, sesi deta yalvarr gibiydi, onlarla da anlaabiliriz herhalde bizi yemei de dnmyorlar ya. Pinette'in fkesi Charlot'ya evrilmiti. Sava kaybettiysek bunun sorumlusu senin gibiler olacaklardr.

55

Longin byk altndan gld : te cahilin biri daha. Bir sessizlik oldu; sonra, btn balar, ar ar Mathieu'-ye evirdi. Mathieu bunu bekliyordu: tahsil grm olduu iin her tartmann sonunda onun hakemliini isterlerdi. Pinette, Sen ne dnyorsun? diye sordu. , Ban nne edi Mathieu, cevap vermedi. Sar msn? Sana ne dndn soruluyor. Bir ey dnmyorum. Longin iti geip nne dikildi: mkn yok bunun. Bir retmen her zaman bir eyler dnr. N'apalm, gryorsun ite: her zaman dnmyor-mu. Haydi canm, anlamazlktan gelme; savaa devam etmenin imknsz olduunu sen de ok iyi biliyorsun. Nerden bileceim? Pinette de yaklat. Mathieu'nn iyilik ve ktlk melekleri gibi iki yannda duruyorlard. Sen korkak deilsindir, dedi Pinette. Kanlarn son damlasna kadar aktmadan Franszlarn silh elden brakmalarn istemezsin! Omuz silkti Mathieu: Dven ben olsaydm, bir fikrim olurdu. lme gidenler bakalar, Loire boyunca dvyorlar: onlarn yerine karar veremem. Longin, Pinette'i alayla szerek: Grdn m? Bakalarnn sava hakknda karar veril-mezmi. Mathieu, endieyle bakyordu: Ben byle bir ey sylemedim. Nasl sylemedin? Daha imdi syledin.

56

Bir ihtimal, kck bir ihtimal olsayd... N'olurdu? Mathieu ban sallad: Bilinmez ki! Tkeni: F - 5 0, O da ne demek, diye sordu Pinette. Chariot aklad: Yani beklemek lzm demek istiyor. Sinirlenmeden beklemekten baka kar yol yok!. Hayr, diye bard Mathieu. Hayr! Birden kalkt yerinden, yumruklarn skmt. ocukluumdan beri bekliyorum zaten! Anlamadan bakyorlard, Mathieu sinirini yenebildi: Karar vermi, ya da vermemiiz ne nemi var bunun? Fikrimizi soran var m? Bizler kim oluyoruz. Durumunuzun far. knda msnz? Korkmulard, gerilediler: Tamam dedi Pinette, tamam. Haklsn, dedi Longin de, bir erin fikrinden ne olacak Souk, irkin glmseyii Mathieu'yu tiksindiriyordu. Bir esirin fikriyse, elbet daha nemsiz diye kesip att. Hr ey fikrimizi soruyor bize. Her ey. Byk bir soru ia reti sarm evremizi: di, gln bir oyun bu. nsanlara sorduklar gibi bizlere de soruyorlar. Bizi hl insan olduumuza inandrmak istiyorlar. Yoo, hayr. Hayr. Hayr. Bir sava glgesinin, insan benzerlerinin nne kard hayal bir soru. Karar verecek sen olmadktan sonra bir fikrinin olmaa] ne iine yarar ki?.. Mathieu sustu. Birden aklna geldi; yaamak gerekiyor du, yaamak; tkeniin kfl meyvelerini gn gnne kopar mak. Ulu Tanrm! Ne bu sava, ne de bu yenilgiyi ben isteme dim. imdi beni nasl oyuna getirip bunlar yklenmiye zorlya bilirler! Mathieu, kapana kslm bir hayvanm fkesinin be ligini sardn duydu. Bam kaldrnca, onlarn gzlerinde' ayn fkenin parladm grd. Hep beraber

57

gkyzne dorl haykrmak istiyorlard. Bu oyunlarla bir ilgimiz yok bizim! Susuzuz biz! indeki cokunluk snverdi. Susuzluk, saba! gneinde parlyordu, otlarn stnde duruyordu sanki. Ellinizi zatsanz, ona dokunabilirdiniz. Ama yaland bu susuzluk: gerek olan, bu elle tutulamayan, ortak sutu, bizim suumuz. Sava hayaldi.. Yenilgi de sululuk da hayal!.. Mlerini ap, srayla Pinette'e, Longin'e bakt: onlara yardm m etsin, onlardan yardm m dilensin bilemiyordu. Onlar da Mathieu'ye baktlar, sonra balarn evirip uzaklatlar. Ayaklarna bakyordu Pinette; Longin, gergin, skntl bir glmseyile kendi kendine glyordu; Schwartz, Nippert'le birlikte bir kenarda duruyorlard ; Alsas lisanyla konuuyorlard. Daha imdiden su ortakln kabullenmi gibiydiler. Pierne sa elini durmadan ap kapyordu. Mathieu: ite bundan sonra biz buyuz. diye dnd-. Marsilya, saat 1' Evet, zntye kesin olarak karyd, ama insan znt ye kaplnca, kurtulmas kolay olmuyordu. Suratsz bir adamm ben. diye dnd. Halbuki mutlu olmas iin yle ok sebep vard ki: bilhassa peritonit'ten kurtulup iyiletii iin sevinmeliydi. Benliimi yitirdiim halde hl yayorum diye dnyor ve zlyordu. zntde mutluluk sebepleri bile znt veriyor, insanlar deta zlerek mutlu oluyor. Zaten ben lym artk. diye dnd, lym ben.. Aslnda 1940 maysnda Sedan'da lmt o. G olan yaanmas gereken nndeki yllard. Yeniden iini ekti, tava da yryen iri, yeil sinei gzleriyle izledi, vermiti kararm basit ve sradan bir insanm ben. Bu dnceden hi ho1anma2 di Boris. Bugne kadar kendi hakknda hkm vermekten daima, kanmt ve bu yzden de ok rahatt. Nasl olsa lm hakknda hkmn veren kendisi olmadna gre, sradan bir insan olmas hi te nemli deildi. Tersine, insan sradan biri olduunu bilirse lm daha rahat ka-bullenebilirdi. Fakat imdi herey deimiti; Yaamak onun alnna yazlmt. Ancak o zaman, yaamak iin ne kabiliyeti, ne de paras olmadm kabul etmek zorunda kalmt. Szn ksas, sal bir yana, yaam iin gerekli zelliklerin hibiri yoktu kendinde. 'Ne kadar sklacam' diye dnd. Beklediini elde edememi olmann verdii duyguya kapld. Sinek vzldayarak utu, Boris, elini gmleinin altna soktu, karnn boydan boya kateden yara izini okad; bu etten hendei parmaklarnn altnda hissetmekten holanyordu. Tavana bakyor, yarasnn izini okuyordu, iinde bir arlk vard. Flrancillon odaya girdi, bo yataklarn arasndan, telsz admlarla, Boris'e doru yrd, sonra arm gibi yaparak, birden durdu: Seni bahede sanyordum.

58

Boris cevap vermedi. Francillon fkelenerek kollarn kavuturdu: leden sonra saat iki, sen hl kestiriyorsun!. Gebermek daha iyi, dedi Boris. Sancn m var? Sancm filn yok, skntdan patlyorum. Bover, dedi Francillon. Geer nasl olsa. Boris'in ba ucuna oturup, bir sigara sarmaya balad. Francillon'un patlak gzleri, kartal gagasna benzeyen bir burnu vard; grn korkuntu. Ama Boris, bu yz seviyordu, yine de: bazan, onun yzn grnce glmemek iin kendini zor tutard. Az kald! dedi Francillon. Az dediin ne kadar? Tam drt gn. Boris parmak hesab yapt. 18 i oluyor yani!... Francillon, evet anlamna homurdand, kd yalayp, $, garasn tamamlad. Ve sr verir gibi Boris'e doru eildi. Burada baka kimse, yok, deil mi? Tm yataklar botu: hastalar avluya inmiler ya da ehre gitmilerdi. Grmyor musun dedi Boris. Yataklarn altnda casuslar varsa bilmem. Francillon biraz daha sokularak fsldad. 18 gecesi Blin nbeti olacak. Araba yolda, harekete hazr bulunacak. Gece yars saat ikide havalanacaz, yedide Lor^ pra'dayz. Ne dersin?

59

Boris'in bir diyecei yoktu. Hafife yarasna dokunuyor ve dnyordu: Bunlar ilerini ayarlamlar. Boris kendini biraz daha anssz hissediyordu. imdi neye karar verdiimi soracak. Ne dersin? Ha? Ne dnyorsun? isinizi ayarlam olduunuzu dnyorum. Nasl ayarlamz? Haydi sen de gel bizimle. Ssni armadmz syleyemez sonra. Yoo, dedi Boris. Byle bir iddiam yok! ' Peki yleyse, neye karar verdin ? Boris huzursuzlanmt. Hibir eye. Herhalde Fransa'da kalacak deilsin? Bilmiyorum. , Francillon srar etti:

Sava bitmedi henz. Sava bitti diyenler yalanc ve dlekler. Savaanlarn arasnda olmalsn; Fransa'da kalmaya hakkn yok. Boris, ac ac, Bunu bilmediimi mi sanyorsun? dedi. yleyse? yleyse hi. Sevgilimin gelmesini bekliyorum, dedim sa--na. Onunla grtkten sonra karar vereceim. Bu ie kadn girmemeli, erkek ii bu. Ee n'apalm, durum yle. Francillon gcenmiti, sustu. Ya korktuumu sanrlarsa? Boris merakla Francillon'un gzlerinin iine bakt; Francillon; gvenle glmsyordu kendisine, Boris'in ii rahat etti.

60

Demek yedide orada olacaksnz? Yedide. Gn aarrken ngiltere kylan kimbilir ne gzel olur. Kylar bembeyaz kayalklarla doludur. Gerekten ok gzel olur. Boris : Ben hi uaa binmedim, dedi. Elini gmleinin altndan kard. Senin yarann yeri de kanyor mu? Hayr. Ben hi durmadan kanyorum; rahatsz ediyor beni. Benimkinin yeri malm, herkesin iinde kayamazsn ki!... Bir sessizlik oldu, sonra Francillon sze devam etti: Sevgilin ne zaman gelecek? Bilmiyorum. T Paris'ten gelecek. Kolay deil! Elini abuk tutmas gerek. nk fazla bekleyemeyiz. Boris, iini ekerek yz koyun dnd. Francillon kaytsz bir tavrla devam etti : Ben, sevgilime hi birey sylemedim. Halbuki hergn gW ryoruz. Yola kacamz akam, bir not brakacam ken. diine : not eline getiinde biz Londra'ya varm olacaz. Boris cevap vermeden ban sallad. Beni artyorsun! dedi Francillon. Serguine, anlamyo. rmn seni!.. Boris gld :

61

Anlayamazsn. Francillon sustu, elini uzatp masadan bir kitap ald. Giin aarrken Dover kayalklarnn stnden geecekler. Bunu dii-nmemesi gerekti : Boris hayale kaplmazd, Lola'nn hayr diyeceini biliyordu. Francillon masann stndeki kitaba bakHarp ve Sulh. Nedir bu? Sava konusunda bir kitap. 14 sava hakknda m? Hayr. Baka bir sava. Hepsi bir deil mi? yle, dedi Francillon glerek, hepsi bir. Kitabn rasgele bir yerini am, kalarn atarak dikkatli dikkatli okuyordu. Boris kendini tekrar yataa brakt. Dnyordu : Ona bunu yapamam, fikrini sormadan, bir kere daha bam alp gidemem. Ve imdi onun iin kalrsam, bu aknm ispat olur. Haydi, haydi! Kendini kandrma... Acaba bir kadn vmna burada kalmaya hakkm var m ki? Francillon ile Gabel Yoktur diyecekler phesiz. Ama onlar ok gen, henz akn ne olduunu bilmiyorlar. Benim renmek istediim, akn ne olduu deil: bunu renmek bana pahalya oturdu. Ak, neye ml olursa deeri odur. Bir kadnn mutluluu uruna burada kalmaya hakkm var mdr? Bu ekilde sorulursa, elbette, yoktur denebilir. Fakat, eer bu gidi bir kadm mutsuz ediyorsa o zaman insann ekip gitmeye hakk var mdr? Boris Mat__ma __ bir szn hatrlad. Gerektii zaman bir in- ac ektirmekten korkacak kadar alak deilim. Evet y^ elbette : Ama Mathieu, her zaman, sylediinin tersini yapard, hi bir zaman, insanlara ac ektirecek cesareti bulamamt. Bir duraklad Boris, dehet iindeydi : Ya bu birdenbire verilen bir kararsa? Ya gitmek iin duyduum istek bencillikten tr ise; ya normal hayattan korktuum iinse? Belki ben bir maceraperestim. Belki de insann kendini ldrtmesi, yaamaktan daha kolay. Ya, kendi rahatm iin veya elimin altnda bir kadn bulunsun diye burada kalyorsam? Boris dnp bakt: Francillon, yazarn hatalarn bulmaya niyet etmiesine, dikkatle kitabm stne eilmiti. Ona: Ben de geliyorum, diyebilsem. Szck azmdan bir ksa, ite lyorum. Boazn temizledi, dudaklarn aralad, bekledi. Ama szck kmad azndan, Lola'ya bunu yapamam. Boris, Lola'ya danmadan

62

gidemiyeceini biliyordu. Fakat o mutlaka hayr diyecek ve mesele kapanm olacakt. Ya zamannda gelmezse? diye dnd, birden korkuya kaplmt. Ayn 18 inden nce burada olmazsa ? Tek basma karar vermesi gerekecekti. Kaldm dnelim, Lola 20 sinde gelip; gitmene izin verirdim, dese. Ne bozulurum ama. Baka bir ihtimal; 18 inde ben gidiyorum, 19 unda Lola geliyor... f be. Kafas karmakark oldu, gzlerini yumup kendini uykuya brakt. Berger, kapdan, Hey Serguine, diye seslendi. Avluda bir kz seni bekliyor. Boris yerinden srad, Francillon bam kitaptan kaldrd. Sevgilin olacak. Boris bacaklarn yataktan sarktt, kafasn kayarak esnedi; Ne iyi olurdu dedi. Ama o deil; kzkardeimin ziyaret n bugn. Ha! dedi Francillon, aptal aptal; kz kardeinin ziyaret ii m? Geen sefer yannda grdm kz m?

74 Evet. Fena da deil. Franclon bunu heyecansz sylemiti. Boris postalarn giyip, ceketini srtna geirdi; elinin ifcj parmayla Francillon'u selmlayp, salonu geti, slk alarak indi merdivenleri. Basamaklarn ortasnda durup glmeye ba. ladi; Ne tuhaf! Canm hibir ey istemiyor, tvich'i bile grmek istemiyordu. nsan keyifsiz grnce teselli edeceine, bsbtn dalga geer. vich, hastanenin avlusunda onu bekliyordu: Bir aa bir yukar dolasan askerler, yanlarndan geen vich'i merakla s. zyorlard, vich'in ise onlara aldrd yoktu. Boris'e uzaktan glmsedi : Merhaba! Boris'in geldiini gren askerler glp bartlar; severlerdi Boris'i. Boris onlar eliyle selmlad. Kimsenin kendisi ne ksmetli ocuk ya da yeme de yannda yat diye seslenmediini grnce, bsbtn can skld. Gerekten de, ocuunu drdkten sonra vich, km ve irkinlemiti. Tabi, Boris yine de onunla iftihar ediyordu, ama artk baka bir eitti bu.

63

Parmaklarnn ucuyla vich'in boynuna hafife dokunarak Ho geldin, eytan kz dedi. vich'in evresinden keskin bir kolonya kokusu yaylyordu. Boris, vich'i dikkatle szd : Seni hi iyi grmyorum. Farkndaym. Dklyorum. Dudaklarna ruj bile srmyorsun! Hayr, dedi vich, serte. 75 Sustular. Kan rengi, dik yakal, tam Rus biimi, kendisini daha da solgun gsteren bir bluz gitmiti. Hi deilse, boynunu ve omuzlarn asayd: ok gzel, yuvarlak omuzlar vard vich' ju. Modaya uygun ksa ve ak elbiseleri bir trl benimsiyemiyordu. Sanki vcudundan utanyordu. Burada m konuuyoruz? kabiliriz; izin kdm var. Araba bizi bekliyor. Boris korkuyla: Burda deil, deil mi? Kim? Kaynpeder. Aman aklma getirme! Avluyu geip byk kapdan ktlar, Boris, Sturel'in kocaman, yeil Buick arabasn grnce bozuldu. Bir daha sefere arabay sokan kesinde beklet dedi. Otomobile bindiler; gln derecede geniti, insan iinde kayboluyordu. Boris dilerinin arasndan mrldand. inde saklanba oynanabilir.

64

ofr de dnp Boris'e glmsedi: Kr bykl, sinsi tavrl, tknaz bir adamd. Nereye gidiyoruz, efendim? Ne dersin? diye sordu Boris, vich dnd: Biraz insan yz ga-mek istiyorum. Canebiere'e gidelim yleyse? Canebiere mi, oh! Hayr... Peki! Peki, madem istiyor- gidelim. Canebier'e burnuna, rhtma, dedi Boris. Bastne, bay Serguine. 76 Sahtekr seni! diye dnd Boris. Araba hareket etti, Boris pencereden bakmaya koyuldu: Can konumak istemiyor. du, ofr kendilerini duyabilirdi. Lola'dan ne haber? Boris, tvich'e dnd: vich rahat ve sakin grnyordu, Boris, parman dudana gtrd, oysa vich, sanki ofr orada deilmi gibi tok ve yksek sesle tekrarlad: Lola'dan canm. Haber alyor musun? Boris cevap vermedi, omuz silkti. Sana soruyorum! Hi haber yok!. Boris Tours'da tedavideyken Lola da gelip orada kalmt. Haziran banda, Boris'i Marsilya'ya gndermilerdi, Lola da Boris'in yanma gelebilmek iin en kt ihtimali bile gze alarak, bankadaki paralarn ekebilmek iin Paris'e gemiti. Scnra birdenbire araya olaylar girmiti, Boris baka bir haber alamamt. Bir sarsnt onu tvich'e doru savurdu, arabann arka koltuunda o kadar az yer tutuyorlard ki, Boris, Paris'e geldikleri gn hatrlad. O zaman kendilerini koca ehirde kaybolmu iki ksz gibi farzederek elenmiler, Coupole'in ya da Dome parknn sralar stnde tpk byle, birbirlerine sarlmlard. Boris bunu tvich'e anlatmak iin ban kaldrd,

65

ama onun ask yzn grnce, sadece : Paris'i almlar, duydun mu? dedi. vich, ilgisizlikle : Evet, okudum. Kocandan ne haber? Ondan da haber yok. vich, Boris'e doru eildi, alak sesle, abucak: Geberip gitsin istiyorum dedi. Boris ofre bir gz att, dikiz aynasndan kendilerine b' 77 fiyordu. vich'in dirseini drtt, sustu ivich: Yine de dudaklarnda cidd, kt niyetli bir glmseyi kalmt. Araba Chane-biere'in kesinde durdu, tvich kaldrma atlad, ofre emreder- saat bete gelip Riche kahvesinden aim beni dedi. ofr, yumuak bir sesle : Allahasmarladk bay Serguine, Boris sinirlenerek, Eyvallah, dedi. Tramvayla dnerim diye dnyordu. vich'in koluna girdi, Canebiere'i kmaya baladlar. Yanlarndan subaylar geti; Boris selm bile vermedi, subaylar da aldr etmemilerdi. Yanlarndan geerken kadnlarn dnp bakmas Boris'in kanma dokunuyordu. vich sordu : Subaylara selm vermiyor musun? Neden vereyim? Kadnlar da sana bakyor. Boris cevap vermedi; esmer bir kadn kendisine glmsedi, vich birden dnp, esmer kadnn arkasndan : Evet, evet!... Gzel ite, ne yapacaksn!. Boris yalvard : vich! Ne olursun yapma. Herkes bize bakyor.

66

Bu da ayr bir dertti. Gnn birinde biri Boris'e yakkl olduunu sylemiti, o gnden beri de herkes bunu tekrarlayp duruyordu, Francillon ile Gabel, Boris'e ehvet ocuu diye taklyorlard. Geri Boris ilemiyordu ama yine de can sklyordu, gzellik, erkeke bir zellik deildi nk. Bu etei dkler kendi hallerine baksalar, herifler de yanlarndan geerken tvich'e yle biraz lf atsalar ok daha iyi olurdu. du Riche kahvesinin nndeki masalarn hemen hepsi doluy-esmer gzeli srtklerin, ssl psl subaylarn, t gibi I 78 askerlerin, buruuk elli yal adamlarn arasna oturdular, bun. lar temiz kalpli, zararsz ve ldrlmeye hazr insanlard, vich, yzne den salarn ekitirmeye balamt. Boris sordu: Houna gitmedi mi? vich omuz silkti. Boris bacaklarn uzatt ve cannn s-kldn farketti. Ne iersin? Kahveleri iyi mi acaba? yle byledir. yi bir kahve burnumda ttyor. Bizim orda hi iyi kahve yapamyorlar. Boris, garson'a : ki kahve dedi. tvich'e dnd; Kaym pederle aran nasl? vich'in yzndeki zlem snp gitti. yi, dedi. Onlara benzemeye baladm. Belli belirsiz glmsedi: Kaynanam kendisine benzediimi sylyor.

67

Btn gn ne yapyorsun? Ne yapacam, dn, onda kalktm, ne kadar ar yapa-bilirsem, o kadar ar ykanp temizlendim, bylece saat onbir buuu ettim, gazeteleri okudum... Boris, serte : Sen gazete okumay bilmezsin ki, dedi. Hayr, bilmem. Kahvalt srasnda savatan sz edildi, Sturel hanm, olunu hatrlayarak gzya dkt; bu kadn alarken dudaklar yle geriliyor ki, hep gleceini sanyorum. Sonra, yn rdk, baz kadnca srlarm anlatt bana: Georges kkken pek elimsizmi, sekiz yama bast sralarda barsak iltihabna tutulmu. Kocasiyle olundan birini tercih etmesi gerekirse, kocasnn lmesini istermi; zira o bir e olmaktan zi, bir anaym. Daha sonra da kendi hastalklarn anlatt; hastal, barsaMar, idrar kesesi, yle anlalyor ki, vaziyeti hi, de iyi deil. Enfes bir yergi, Boris'in dilinin ucuna kadar geldi: yle anszn dnmt ki: Bir yerde okumutu herhalde. Hayr okumamt. Kadnlar kendi aralarnda ya evlerinin iinden, ya da vcutlarnn iinden sz ederler. Bu ekliyle ukalca oluyordu Rochefoucauld'un vecizelerine benzemiti. Bir kadn, ya vcudunun iinden, ya evinin iinden sz etmeden duramaz. Ya da: Bir kadm evinin iinden bahsetmiyorsa, vcudunun inden bahsediyor demektir. Evet, bu ekil daha iyi. vich'e sylesem mi, diye dnd. Fakat vich, gittike akadan anlamaz olmutu. Sadece : Yazk! dedi, Peki sonra? Sonra, odama kp akam yemeini bekledim. Ne yaptn odanda. Hi. Yemekten sonra radyoda haberleri dinledik, sonra yorumladk bu haberleri. Henz her ey kaybedilmi saylmaz-ms, soukkanl davranmalymz. Fransa bundan ok daha kt durumlarla karlamm. Sonra, tekrar odama ktm, elektrik ocanda kendime ay yaptm. Oca gizli kullanyorum; nk sk sk sigortay attryor. aym iip bir koltua oturdum, herkesin uyumasn bekledim. Daha sonra? Onlar uyuyunca da derin bir nefes aldm.

68

Bir kitabevine abone olsan. Okurken harfler gzmn nnde oynap duruyor. Hep Georges'u dnyorum, lm haberini verecekler diye umutlanmaktan kendimi alamyorum. Boris enitesini sevmiyordu; 38 Eyllnde bu fasulye sr 8U nn koynuna girmek iin vich'i evden kamaya iten sebebin ne olduunu da anlyamamt. Geri, Georgesun, insana ifte-yi basan hayvanlardan olmadn biliyordu, hatt vich'in kar. nnn itiini renince, ok makl davranm ve evlenmek iin direten o olmutu. Yalnz, i iten gemiti bir kere: Kendi, sini gebe brakt iin tvich ondan nefret ediyordu. Kendinden de irendiini sylyordu, bir kye kapanm, kardeini bile grmek istememiti, lmekten o kadar korkmasayd mutlaka l-dururdu kendini. Ne pis ey! Boris ard. Pis olan ne? Bu! Kahveyi gsteriyordu. O da kahveden bir yudum ald, yavaa: Gerekten iyi olmam! dedi. Bir an dnd: Gittike daha da ktleecek galiba. Malplarn lkesi, dedi Ivich. Boris ekinerek etrafna baknd. Kimsenin kendilerine aldrd yoktu: Byk bir ciddiyet ve pimanlkla savan szn ediyorlard. Bir cenazeden dnm gibiydiler. Garson, elinde bo bir tepsiyle geti. vich, fkeden kararan gzlerini garsona evirdi : Berbat bir kahve dedi. Garson, hayretle ona bakt: Adamcazn byklar krlamt, vich kz yerindeydi. Bu kahve, dedi tvich. ren; alabilirsiniz.

69

Garson, kendilerini merakla szyordu. vich, onu korku-tamyacak kadar genti. Adamcaz karsnda nasl bir insan bulunduunu anlaynca, birden glmsedi: 81 Yemen kahvesi mi isterdiniz? Savada olduunuzu bilmiyorsunuz herhalde?.. vich atld: Ben bilmiyebilirim. Fakat yaralanan kardeim herhalde sizden ok daha iyi biliyor. Utancndan kzaran Boris gzlerini baka yana evirdi. Ivich eskisi gibi deildi, cevap vermekten geri kalmyordu. imdi Boris onun, salarn yzne dkp, anlalmaz ekilde kendi kendine homurdand gnleri aryordu: O sessiz fke balarna i amyordu, nk. Garson fkeyle, ben olsam, Almanlarn Paris'e girdii gn kahveden yaknmaya kalkmam diye sylendi. Sonra da ekip gitti: vich ayan yere vurdu. Azlarndan savatan baka lf kmyor, yenilmekten bkmyorlar, neredeyse bununla iftihar ettiklerini dnecek insan. u sava iyice kaybetseler de rahat etsek! Boris esnemesini tuttu: Artk kardeinin klar kendisini elendirmiyordu. vich, gen kzken, salarn ekitirip tepinmesini, gzn alatrmasn seyretmek bir zevkti, o gn iin insann neesini arttrrd. u anda gzleri almt, sanki o eski halini unutmaya alyordu; byle anlarda, annelerine benziyordu. Boris, korkuyla: Evli bir kadn, diye dnd. Kayn pederi, kaynanas, cephede kocas, bir de ailecek kullanlan bir arabas olan evli bir kadn. vich'e yadrgayarak bakt. reneceini sezdii iin de baka yana evirdi gzlerini. Gideceim! Birden doruldu, kararn vermiti. Gideceim, onlarla gideceim, artk Fransa'da kalmak istemiyorum. vich bir ey-fer anlatyordu. Tkeni: F - 6 /4Boris :

70

Ne dedin? diye sordu. Annemle babam. N'olmu? Rusya'da kalmalydlar, diyorum; beni dinlemiyorsun galiba? Rusya'da kalsaydlar, hapiste olurlard imdi. N'olursa olsun, uyruumuzu deitirtmemeliydiler. Memleketimize dnme imknmz olurdu. Memleketimiz Fransa, dedi Boris. Hayr, Rusya'dr. Uyruumuzu deitirdiklerine gre Fransa'dr. Srf bu yzden, dedi vich, yapmamalydlar bunu. yle, ama yapmlar bir kere!. Benim iin hepsi bir. Madem yapmamalar gerekiyordu, hibir ey yapmam saylrlar. Rusyada kalsaydn, orada da sklrdn. Belki, fakat, Rusya byk bir lkedir, hi olmazsa bununla gurur duyardm. Burada her an utan iindeyim. vich bir an sustu, duraksar gibiydi. Boris ona hogrrlkle bakyordu, can hi de tartmak istemiyordu. yimserlikle nasl olsa susacak, diye dnd. Daha ne konuabilir ki. Oysa vich'in hayali ok geniti, Bir elini havaya kaldrd, suya atlarcasma eliyle tuhaf, ksa bir dal hareketi yapt. Franszlardan nefret ediyorum, dedi. Yanlarnda, gazete okumakta olan biri bam kaldrd, dalgn dalgn bakt onlara. Boris, baklarm adamn gzlerine dikti. Fakat, adam tam o srada yerinden kalkt: Gen bir kadn kendisine doru geliyordu; adam saygyla eildi, kadn glmseyerek, oturdu ve el-ele tututular. Boris rahatlayarak vich'e dnd. Frtna imdi diner diye dnyordu.

71

88 vich, dilerinin arasndan mrldand. Hepsinden nefret ediyorum, nefret ediyorum. > Nefret ediyorsun, nk iyi bir kahve bile piiremiyor-iar! Hereylerinden nefret ediyorum.* Boris frtnann kendiliinden dineceini umut etmiti; oysa, imdi, yanldm; cesaretle gs germek gerektiini anlyordu. Ben Franszlan seviyorum, dedi. Sava kaybettiler diye herkes onlara srt evirecek tabi; ben gllelerin karsnda grdm Franszlan, ellerinden geleni yaptlar, inan bana. Naslm! dedi vich, bak grdn m ite!. Neyi grdn m? Acaba neden onlar ellerinden geleni yaptlar, diyorsun? Kendini Fransz saysaydm: biz derdin. Boris, alak gnlllnden biz dememiti. Ban sallad, kalar almt: Kendimi ne Fransz, ne de Rus sayyorum. Cephede askerlerle beraberken holandm onlardan. Tabanszlar, dedi vich. Boris anlamam grnd: Ne tabansz, yabana atma onlar. Haydi, haydi: Arkalarna bakmadan kaan cinsinden bunlar. te yle! vich sa elinin parmaklarn masann stnde tkrdatarak koturdu. Sen de dier kadnlar gibisin. Sadece asker kahramanl deerli buluyorsun. Bunu demek istemedim. Ama madem ki savamak istekler, sonuna kadar dvmeliydiler. I

72

84 Boris skldn belirten bir hareketle kaldrd elini: Madem ki sava istediler, sonuna kadar dvmeliydiler. Do. ruydu bu, dn Gabel ve Francillon'la ayn eyi tekrarlayp dur. mulard onlar da. Sizin fikrinizde olmayan birini ikna etme]? g bile osa mmkndr. Fakat sizinle ayn fikirde olup da yanl dyorsa, ite o zaman aresiz kalrsnz. Brakalm bu bahsi, dedi Boris. Korkaklar! diye tekrarlad vich, hrsla glmsyordu. Benimle beraber dvenler korkak deildi. lerinde gerek kabaday olanlar da vard. lmekten korktuklarn syleyen sendin. Ya sen? Sen lmekten korkmuyor musun? Ben kadnm. Evet, onlar da lmekten korkuyorlard, ama erkektiler. Cesaret diye de buna derler. Kendilerini nasl bir tehlikenin beklediini biliyorlard nk. tvich, pheyle bakt: Yoksa kendinin de korktuunu mu syleyeceksin? Ben lmden korkmuyordum, nk oraya lme gitti imi biliyordum. Boris trnaklarnn ucuna bakp kaytsz bir tavrla: in tuhaf, yine de korkuya kapldm oldu. vich, irkilivermiti: Peki, neden korktun? Bilmem, Grltden belki de. Gerekte, bu korku, on dakikadan fazla srmemiti. Olsa olsa yirmi dakika, tam saldrnn banda olmutu: Boris, kardei kendisini tabansz sand iin kzmamt. Bu kendisi iin iy bir ders olmutu, tvich, hayretle Boris'e bakyordu; bir Sergui-ne, bir Rus, kendi z kardei olsun da korksun, olur ey deildi. Nihayet Boris bu

73

baklardan utand ve bir solukta: Fakat, bu korku abucak geti. Ovich rahatlamt, glmsedi, Boris dertli, dertli: Artk bir konuda anlaamyoruz diye dnd. Bir sessizlik oldu: kahvesinden bir yudum ald, az daha tkrecekti: Sanki btn dertlerini azna boaltvermilerdi. Birazdan gideceklerini dnerek rahatlad. imdi ne yapacaksn? diye sordu vich. Beni terhis ederler sanyorum. Aslnda hepimiz iyiletik, fakat bizleri ne yapacaklarn bilmedikleri iin burada tutuyorlar. Ya daha sonra? Bir... retmenlik istiyeceim. Mezuniyet snavn vermedin ki! yle. Fakat zel okullarda ders alabilirim. Ders vermek houna gidecek mi acaba? Yoo.. dedi Boris abucak. Sonra kzard, boynunu bkerek: Bu i bana gre deil dedi. Hangi i sana gre yleyse? Bilmem. vich'in gzleri parlad. Ben sana syliyeyim mi? En iyi i, zenginlik. Boris rpermiti. Yok canm!. Bir an kzkardeine bakt, sonra fincann skarak tekrarlad: Yok canm!

74

Ne peki yleyse? tim. Ama lm aldlar elimden! Artk hibir ey bilmiyorum, hi, hibir iten zevk almyorum. Sustu. Kendinden bahsettii iin utan duyarak iini ekti. lmek galiba. Ben hazrm, btn cesaretimi toplam-Orta halli bir hayata raz olamyorum, btn mesele bu. Ashnda bu vich'in biraz nce syledii eydi . vich bir eyler kuruyordu; Leye sre 86 Lola'nn parasm istemem! Neden? Savatan nce sana para veriyordu. Olsun!. Bundan sonra vermiyecek. tvich heyecanla : yleyse, ikimiz de ldrmeliyiz kendimizi. Boris iini ekti. Skntyla, tekrar balyor, diye dnd. Ama artk yana yakmyordu, tvich glmseyerek kendisine bakyordu: Vieux Port'da bir oda kiralayp havagazm aalm. Boris sa elinin iaret parman sallyarak itiraz etti. tvich de srar etmedi, ban nne eip salarn ekitirm koyuldu: Boris onun bir ey isteyeceini anlyordu. Bir s sonra tvich, Boris'in yzne bakmadan: Sandm ki... Eeee?s Beni yanma alacan ve mzn de Lola'nn parasyla yaayacamz sandm. Boris glkle yutkunabildi. Ya! dedi, demek yle sandn, tvich, fkeyle; Boris, ben artk bu insanlarla yayamam.

75

Sana kt m davranyorlar? Tersine, zerime titriyorlar: dn, oullarnn karym. Oysa, ben onlardan nefret ediyorum... Lola'dan da nefret ediyorsun. Lola onlara benzemez. . Benzemez diyorsun, nk Lola uzakta, iki yldr da grmedin onu. Lola ark sylyor, iki de iiyor, gzel de... Boris! Onlar irkin! Beni onlara brakrsan kendimi ldrrm; h&' ldrmem, daha ktsn yaparm. Onlara benzerim. Ba-j kt buluyorum bilsen! kendimi nasl yal,

Boris, kuru grlt, diye dnd. Tkrn boazndan geirebilmek iin bir yudum ald, kahveden; dnyordu: iki insann birden aznn tadn karmamak. tvich artk salarn ekitirmiyordu. Solgun, geni yz renklenmiti, Boris'e endieli, sert bakyordu. O eski vich'e benziyordu biraz. Yeniden genleir mi ki? Belki gzelleir yeniden. Yemeklerimizi sen piirirsen olur, kk eytan. Boris'in elini tutup btn gcyle skt: Sahi ister misin? Oh! Boris! tster misin? Gueret'ye retmen olurum. Hayr. Gueret'ye deil: Bir lisedir oras. Castelnaudary'ye. Evlenirim Lola'yla: Bir kolej retmeni metres tutmamaldr; yarndan tezi yok derslerimi hazrlamaya balyacam. Elini salarnn arasnda dolatrd, salamln denemek istercesine khkllerinden birini ekti: Kel olacam, dedi; artk kesin bu: lmeden dklecek salarm. Boris, aaran gnn iinde ilerliyen bir uak gryor, iinden tekrarlyordu; kydaki kayalklar, gzel bembeyaz kylar, Dover kylarndaki kayalklar. 1 Padoux'da saat

76

Mathieu otlarn iine oturmutu; duvarn stnden ykselen kara duman halkalarna bakyordu. Zaman zaman, dumann iinde bir alev dilimi beliriyor, duman kana bouyor, paralami yordu: o zaman kvlcmlar pireler gibi dayorlard havaya. Chariot, Ortal atee verecekler, dedi. Kurum taneleri, kelebekler gibi salna salma evrelerine dyorlard. Pinette bir tanesini yakalad, dnceli bir halde, parmaklarnn arasnda ezdi. Siyaha boyanan ba parman gstererek, On binde jjir lekli haritadan arta kalan ey dedi. Longin, zgaray andran bahe kpsm itti, bheye girri: Gzleri yanyor yasanyjordu. Chariot Longin alyor! dedi. Longin gzlerini sildi, tnekler! Az daha geberteceklerdi beni. Otlarn stne yld; elinde, kapa yrtk bir kitap vard. Onlar ktlarn iine atarken ben de atei krkledim. Yzm olduu gibi dumann iinde kalyordu. Bitti mi artk? Ne bitmesi be. Gizli belgeleri yakacaklar iin bizi sepetlediler. Ne de gizli ya: kendi elimle daktilo ettiim emirler. Kt kokuyor, dedi Chariot. Yank kokuyor. Yok be, eer arivlerini yakyorlarsa ok kt kokuyor demek istiyorum. tyi ya ite: kt kokuyor, yamk kokuyor. Ben de bunu demek istiyorum. Gltler. Mathieu kitab gsterip sordu: Nerede buldun bunu? Longin batan savma, Orada, dedi. Oras neresi? Okulda m? Evet.

77

Longin gvensiz bir davranla gsne bastrd kitab. Mathieu: Daha baka kitap var m? Daha bir sr vard, levazmdaki herifler aldlar. Senin elindeki kitap ne? Tarih kitab. .r t ft u Hangi tarih? Adn bilmiyorum. Kitabn kabna bir gz att, yarm azla: ki restorasyon (*) devrinin tarihi. Chariot sordu: Kimin ki bu? Longin okumaya alt. Vau-la-belle. Vaulabelle de kim? Nerden bileyim ben! Mathieu sordu; Bana okumak iin verir misin? Okuyup bitirince veririm. Chariot otlarn stnden uzanp kitab Longin'in elinden ald: Hadi be! nc cildi bu. ^

78

Longin kitab kapt: Ne kar be! Baka ey dnmemek iin okuyacan. Kitaba iyice sahip kmak iin gelii gzel ap okur gibi yapt. Bu yapmack davran yerine getirdikten sonra bara kaldrp, Yzba da karsnn mektuplarn yakt dedi. Kalarn kaldrm, zentisiz bir tavrla bakyordu, evresinde yaratmak istedii aknlk nce kendi gzlerinde, dudak(*) Restorasyon; devri: 1814 ylnda Bourbon'larm tahta kndan, tahttan indirildikleri 1830 ylna (18. Louis ile X Charles devri) kadar srer. Birinci Restorasyon 1814 Nisanndan 1815 Martna; ikincisi 1815 Temmuzundan IB*1 Temmuzuna dein srer. larnda belirmiti. Pinette somurtarak hayallerinden syrld, ilgiyle Longin'e dnd: Yok be? yle yle. Resimlerini de yakt, alevlerin arasndan grdm. yle kyak kar ki!. Deme yahu. Demesi var m, yle ite. Yzba bir ey syledi mi? Sylemedi. Resimlerin yanna bakp duruyordu. Ya tekiler? Onlar da azlarn amadlar. Ulrich de czdanndan mektuplar karp atee att. Mathieu, Ne tuhaf dnce, diye mrldand. Pinette ona dnd: Sen olsan resimlerini yakmyacak msn? Karm yok benim!.

79

Ha! Ondan demek. Sen karnn (resimlerini yaktn m? Alman domuzlarnn grnmesini bekliyorum. Sustular; Longin tekrar okumaya dalmt. Mathieu Longin'e kskanarak bak, doruldu yerinden. Chariot elini Pi-nette'in omuzuna koydu: Rvana var msn? Nasl istersen. Ne oynuyorsunuz? diye sordu Mathieu. Bit oyunu. U kiiyle de oynanr m? Hayr. Pinette ile Chariot, srann stne ata biner gibi oturdular; izlerinin zerindeki ktta bireyler yazmakta olan Pierne avu onlara yer amak iin kenara doru ekildi. Anlarn m yazyorsun? Hayr, fizik alyorum. Oyun balamt. Nippert srtst yatm, elleri bann a\. tnda uyuyordu; hava, bir yalak borusunun gurultusuyla, ait azndan ieri boalyordu. Schwartz da bir kenarda daap g misti. Kimse konumuyordu, Fransa lmt. Mathieu esn< gizli belgelerin havada duman olup gidiine bakt, kafas bir an. da boalmt: Mathieu lmt; ve bu bembeyaz ^en sonras onun mezaryd. Luberon bahe kapsmdan ieri girdi. Bireyler tkmyordu, patlak, ipil gzlerini krptryor, enesiyle birlikte kulaklarn da oynatyordu. Chariot sordu: Ne yiyorsun? Bir para ekmek. Nereden buldun ekmei ? ----

80

Luberon cevap vermeden eliyle dary gsterdi, lokmasn inemeye devam etti. Chariot anszn sustu. Luberon'a bir cins korkuyla bakt: Pierne avu, kalemi havada, ban arkaya atm, o da bakyordu Luberon'a. Luberon lokmasn ar ar iniyordu: Mathieu de onun bbrlenerek duruunu farketmi, bir haber getirdiini anlamt; o da dierleri gibi korkuya kapld, bir adm geri ekildi. Luberon zevkle lokmasn yuttu, ellerini pantalonuna sildi. Mathieu, ekmek meselesi deil bu diye dnd. Schwartz yanat, susarak beklediler. Eh ite, oldu! dedi Luberon. Pierne birden atld-. Ne? N'oldu? Olan ne? Oldu. ey mi? Evet. Bir imek akt, sonra sessizlik; gnn mor, gevek eti, bir satr darbesi gibi sonsuzluu, tam boynundan yemiti. t kmyor, yaprak kmldamyordu. Zaman adeta donup kalmt. Sava ekilmi, kaybolmutu. Biraz nce, savan iindeydiler, ona snmlard. lmsz Fransaya, Amerikan yardmna, Rusya'nn savaa katlacana inanmlar, bunu bekemi-jerdi. Artk sava arkalarnda kalmt; tamamlanm, kaybedilmi bir sava. Mathieu'nn son umutlar, artk sadece umut anlan olarak kalacakt. Kendini ilk toparlyan Longin oldu. Habere ehvetle dokunmak istercesine uzun parmaklarn ileri uzatt. Yani... imzalamlar m ? Bu sabah... Pierne, dokuz ay bar dilemiti. Ne pahasna olursa olsun bar. u an, sapsar, ter iinde orackta kala kalmt, anszn duyduu fke deli etmiti kendisini. Nerden biliyorsun? diye bard. Biraz nce syledi Guiccioli. O nerden duymu? Radyodan duymu. Biraz nce dinlemiler. Bir spiker gibi sabrl ve tarafsz bir sesle konuuyor, kaytsz gibi grnerek

81

keyifleniyordu. Ya top sesleri? Gece yars ate kesilecek. Chariot da kzarmt, gzleri akmak akmakt: Yok, yahu! Pierne yerinden kalkt. artlar da biliyor musun? Hayr, dedi Luberon. Chariot boazn temizledi: Biz n'oluyoruz? I, Ne demek biz n'oluyoruz? Eve ne zaman dneceiz? artlan bilmiyoruz dedik ya. Susuyorlard. Pinette, akl talarndan birine bir tekme oturttu, ta havularn ortasna yuvarland. Mtareke, dedi hrsla. Mtareke ha! Herne bam sallyordu; sol gz kapa, toz toprak iinde-ki yznde, rzgra tutulmu bir kepenk gibi alp kapanyor-du. Ac bir alayla artlar ar olacak dedi. Tm birden alaya baladlar. Ne diyorsun! dedi Longin. Ne diyorsun! Schwartz da glmee balamt.; Chatrlot dnp hayretle Schwartz'a bakt. Schwartz glmeyi kesti, kpkrmz oldu. Chariot, gzlerini kendisinden ayrmyordu: Sanki onu ilk olarak gryordu. Hafife, Daha imdiden bamza Alman kesildin dedi.

82

Schwartz, sert, belirsiz bir hareket yapt, iddetle dnp baheden kt; Mathieu stne bir yorgunluk ktn hissetti. Srann stne brakt kendini. Amma da scak dedi. Bize bakyorlar. Gittike daha younlaan kalabalk, bu tarih hap yutularn seyrediyor ve 40 ylnn yenikleri, bozgun ordusu, sizlerin yznden zincire vurulduk diye nefretle fsldayarak geri geri ekiliyordu. Onlarsa, oradayd. Bu suluyan baklarn altnda eziliyorlard, yarglanyor, sulanyor ve hkm giyiyor. Ebediyen hapsedilmi, top ve sinek vzltlarna, snan otlarn kokusuna, havularn stnde titreip duran h3-vaya gmlm bir halde oullarnn, torunlarnn, torun ocuklarnn gzlnde, ebediyen sulu, hep o 40 ylnn yenikleri olarak orada kalacaklard. Esnedi Mathieu, milyo^arca insan onun esnediini grd: Esniyor, bir bu eksikti, 40 ylnn yeniklerinden biri esnemek cesaretini gsteriyor! Mathieu, bu affe^-(jilrnez esneyii yarda brakt. Yalnz deiliz, diye dnd. Arkadalarna bakt, lml bak onlarn zerinde kalakald. Kaybedilmi bir savan talam askerleri idiler. Tanrm, okudum, esnedim, tereddtler iinde sallandm, durdum, bir trl seemiyordum, ama aslnda semitim; bu sava, bu yenilgiyi semitim. Zaten bu gn bekliyordum. Hereye yeniden balamak gerek, ama artk yaplacak hi bir ey yok: bu iki dnce arptlar, birlikte yokluun iinde kayboldular; geriye yokluun hareketsiz yzeyi kald. Chariot omuzlarn oynatp, ban sallyordu; nihayet glmeye balad ve zaman da akmaya. Glyordu Chariot, tarihe kar glyordu, talamaya kar kendini glerek savunuyordu, tuhaf tuhaf bakyordu onlara: Hesabmza baktlar arkada. Hesabmz tamam. Hepsi birden Charlot'ya doru dndler, yasak bir duyguya kaplmlard, Luberon glmeye karar verdi. Glkle burnunu krtryor, gl zorla burun deliklerinden kyordu: Doru sylyorsun! Nasl da iflahmz kestiler! Chariot bir bakma kendisinden geerek, tyi bir ders oldu bu, kmzdan donumuzu aldlar. Ne dayak yedik. Longin de glyordu. 40 ylnn kahramanlar, ya da yz metre ampiyonlar!

83

Yollar fatihi, 40 olimpiyatlarnn tyme ampiyonlar. Merak etmeyin, dedi Luberon, dnte merasimle karlanacaz. Drt bir yandan tebrikler yaacak! Longin, mutlu bir hrltyla: \

Bizi karlamaya gara gelirler. Folklor ekipleri, davul zurnayla karlayacaklar bizi. Chariot, gzleri yaarmcaya kadar glerek: Ya Yahudi olan ben n'olacam dersiniz. Bizim mahalle, deki yahudi dmanlarm dnn bir kere! Mathieu de kendini strap dolu bir gle kaptnverdi. nce dayanamyacan sand. Sanki, ateten yanarken birden buz gibi araflarn iine sokuvermilerdi; sonra heykelsi sonsuzluu krld, kahkahadan tuzla buz oldu. Glyorlard, serserilik adna, bykln insanlara ykledii sorumluluklar reddediyorlard. Shhatlar, keyifleri yerindeyken, hereye bo vermeliydiler. Dnyann yarsnn azna, dier yarsnn da stne edeyim. Bykln, aydn olmann tesellilerini reddediyorlard, kendilerine ac ekme hakkn bile tanmyorlard; Facia bile deil, tarih: o bile deil, arlatanz biz, bir damla gz yana demeyiz; alnmza byle yazlm: o bile deil, dnya tesadfler dnyas. Glyorlard. Kader'in etraflarna rd duvarlarn arama skm, rpnyorlard, kendilerini cezalandrmak iin, temize karmak iin, kendilerinden intikam almak iin glyorlard: nsanca deil, ya da fazla insanca, umudun dnda, ya da umudun kucanda; ksacas insandlar. Dudaklar bir sre daha kara bir yara gibi pimanlkla ge doru aldlar. Nippert, az ak horlayp duruyordu, bu ak aiz da bir pimanlkt. Sonra gller aurlat, srklendi ve bir ka sarsntdan sonra durdu: Tren bitmi, bar benimsenmiti: Artk tarihin nnde bartan sonra idiler. Zaman ar ar akyordu, gnein stt ifa veren iksir; yeniden yaamaya koyulmak gerekti. te byle! dedi Chariot. yle, dedi Mathieu. 97 Luberon, belli etmeden elini cebinden kard, avucunu du-(j inemeye balad, tavan gzlerinin altnda bastrp

84

az oynayp duruyordu. yle ya! dedi. yle ite. Pierne, dedii km bir insann sevinciyle, Sen size sylemedim mi ? diye sordu. Ne sylemitin? nsan aptal yerine koymayn. Finlandiya rezaletinden sonra ne dediimi hatrlyor musun Delarue? Ya Narvik'den sonra, hatrlyor musun ? Bana om azl dedin, azn benden iyi lf yapt iin de aklm kartrdn. Yz kzarmt. Gzleri gzlklerinin ardnda kin ve zaferle parlyordu. Bu savaa girmeyecektik, hep syledim, girmemek gerek diye, bu hallere dmezdik. Daha beter olurdu, dedi Pinette. Daha beter olmazd: Savatan beteri olamaz. Ellerini outurup duruyor, yz saflktan parlyordu: Bilerini outuruyor; ellerindeki sava temizliyordu, bu savaa katlmamt, bu sava yaamamt ama, on ay, grmeyi, konumay, duymay reddetmi, manyak bir abayla, yerine getirmek zorunda kald emirlere, btn varlyla isyan ederek, dalgn, sinirli ve ruhsuz somurtup durmutu. imdi bu ektiklerinin karln vermilerdi ona. Susuzdu elleri, kehanetleri gereklemiti: Yenikler teki arkadalar idi, Pinette'ler, Luberon'iar, Delarue'ler, tekiler. O deil.. Pinette'in dudaklar titremeye balamt. Krgn bir sesle: Ne demek istiyorsun yani? dedi. Memnun mu oldun? Memnun mu? Yenilgine kavutun ite! Tkeni: F . 7 98 Yenilgim mi? Neden sadece benim yenilgim. Hepinzj*

85

yenilgisi, senin de yenilgin. Fakat sen biliyordun, bekliyordun. Senindir. Bizler W istemiyorduk. te beklediin oldu. Pierne anlamazlktan gelerek glmsedi, sabrla sordu: Beklediini de kim syledi sana? Sen kendin syledin, hem de biraz nce. Ben sadece neticeyi bildiimi syledim. Bilmek baka, beklemek baka!. Pinette, cevap vermeden bakyordu, yz allak bul-lakt, dudaklar ileri doru uzamt. Kocaman gzel gzlerini oynatp duruyordu. Pierne bu sessizlikten isffadeyi bildi. Neden yenilgiyi umut etmi olaym a*"i<"- isi Belki de beinci koldanm? Pinette g duyulan bir sesle: Sen barsn, dedi. N'olur banysam? kisi de ayni ey demektir. Pierne, aresizlikle ellerini aarak omuz silkti. Chariot, Pi-nette'in yanma koup, kolunu omuzuna dolad. Tatllkla: Kesin u kavgay be, dedi. Kavga etmek, neye yarar? Kaybettik, fakat kimsenin kabahati yok bunda, kimseye yklene-] cek su yok ortada. ansszla uradk, hepsi bu. Longin alayc bir glmseyile: ansszla m sadece? i uzlatrc idi; Dpedz y Syler misin bana'! Parman kaldrd, nemli bir ey syleyecekmi gibi hazrland.

86

Gerek u ki, en son sava yapan bizleriz. Kazanalm veya, kaybedelim, ikisi de bir. 1940 ylnn ocuklar babalarnn yapamadn baardlar. Byk uluslar diye bir ey kalmad. Hibir sava olmayacak artk. Bugn biz dize geldik, yarn jngilizler ayn duruma gelecek. Almanlar her eyi elde edecek, jjer yeri dzene sokacaklar. Avrupada bir Alman Birleik Devleti kuracaklar. Kmn kenan Birleik Devletleri, dedi Pinette. Hangi devlet be!... Hitler'in ua olacaz. Longin kabararak, Hitler'in mi? Hitler de kim oluyormu? Byle bir deli kmasayd, bu kadar ulus nasl anlarlard? Uluslar da insanlara benzerler, her biri kendi tarafna yontar. Yz yl sonra kemikleri bile kalmaz senin Hitler'in geberip gider, peinden dePinette hiddetle bard. Bok soyu bok!. Yz yl sonra yayacak bizler miyiz? Longin telland; Byle dnme yavrum: nsan yalnz burnunun ucunu deil, ilerisini de grmeli; yarnn Avrupasn dnmek gerek. Yarnn Avrupas benim karnm doyurmaz. Longin kutsal elini uzlatrc bir hareketle gnee doru kaldrp sallad: Bo ver! dedi. Bouna konuma!. Kutsal el indi, Oharlot'nun kvrck salarn okad: Sen byle dnmyor musun? Ben, dedi Chariot, bir trl iin iinden kamyorum: TT a+ <W1 Chariot SeS UZlatiriCl ltu, i^ujj^"- *-*/., ^ ^u gm vmuci ^.ayurum. -, ~ v^-

hk H^m de byk bir ansszlk. Elden ne gelir ki!... Ben ^ Jma madem ki mtareke imzalanacak, en iyisi, derhal imza-_ Gelecek seferi yok bunun, dedi Longm. ^sn, daha fazla len olmasn. Almanlar da fkeye kaplacak bulamazlar.

87

Mathieu, hayretle, Charlot'ya bakyordu. Hepsi! Hepsi rayla gznn nne geliyorlard: Schwartz taraf deifrmi Nippert uykuya, Pinette fkeyle, Pierne de susuzlua mt. Luberon, o ann derinliklerine snm, tkmyor, deliklerine yiyecek tkyordu Longin, baka bir yzylda yordu. Her biri, abucak kendilerine yayabilme imkn cek durumu semilerdi. Mathieu, anszn doruldu, yksek bij sesle: Sizlerden ireniyorum dedi. armadan, zavall glmseyileriyle szdler kendisini; Mathieu onlardan daha ok armt, cmle kulaklarnda m. lamaktayd, bu cmleyi nasl oldu da syliyebildim diye krn<$ kendine soruyordu. Utan ile fke arasnda b;r sre bocalad, sonra fkede karar kld: Onlara arkasn dnp bahe kaps-m itti, yryp yola kt. Yol prl prl ve botu; bileklerini yakan dikenlerin arasndan atlad, koruya giden patikadan dere ye kadar yrd: Yksek sesle Allah kahretsin dedi. D~rry bakp nedenini bilmeden tekrarlad: Kahretsin, Allah kahret sin! Yz metre ilerde, belden yukars plak, srt gneten yanm bir asker, amarn ykyordu, ite oradayd, sl'k alyor, nndeki slak hamuru youruyordu, o da sava kaybetmiti, ama bilmiyordu. Mathieu oturdu; utanyordu; bu >ad?i sert olma hakkn kim verdi bana? Biraz nce hap yuttuklara rendiler, ePerinden geldii kadar ykamamaya cahsrwlarj nk alk deiller buna. Bense alm, ama benim de dur' mum onlardan farkl deil. Hem hepsi bir yana, ben de bu to a sndm. Kaa ve fkeye. Hafif bir trd duydu, Tvam t gelip yanma oturdu, uzun bir sre konumadan durdular. u herife bak, dedi Pinette. Hibir eyden haberi yok.> Suya eilmi olan asker bir yitik inadiyle amarlarn 5* kyordu; Nuhnebiden kalma bir uak tepelerinde homurdatf! duruyordu. Asker ban kaldrp, Mathieu ile Pinette'i gldren jjjj- korkuyla yapraklarn arasndan gkyzne bakt. Syliyelim mi? Yok canm, dedi Mathieu, brak adam kendi haline. Sustular. Mathieu elini suya sokup parmaklarn oynatt. gk mavisi bir tacn evreledii gm rengi eli, solgundu. Hava kabarcklar su yzne ykseldiler. Orackta beliriveren bir girdaba kaplan bir saman p dne dne gelip bileine yapt, ayrld, sonra gelip yine yapt. Mathieu, elini ekti. Hava scak, dedi.

88

Evet. nsann uykusunu getiriyor. Cann uyumak m istiyor? Yoo, fakat bir deneyeceim. Srt st uzanp, ellerini ensesinin altnda kenetledi, kap-d gzlerini, Mathieu, kuru bir dal suya daldrp sallad. Bir sre sonra Pinette gzlerini at. f be! Doruldu, iki eliyle salarn kartrmaya balad. Uyuyamadm. Neden? fkeden leceim. Ne var bunda, dedi Mathieu. Shhidir. fkelenince boulacak gibi oluyorum. Mathieu'ye merakla bakt: Sen fkelenmiyor musun? Hem de ok. Pinette ayakkablarnn stne eildi, balarn zmeye balad; can sklarak, Bir tek kurun atmadm, dedi. oraplarn kard, ocuksu, yumuack ve kckt ayaklan. st yer yer tozlanmt. I Ayaklarm ykyaym. Sa ayan suya batrd, eliyle tutup balad omaya. Kir. ier yiv yiv olup dyordu. Birden aadan doru Mathieu'yg bakt: Bizi toplarlar, deil mi, ha?

89

Mathieu, evet, anlamna bam sallad. Kendi memleketlerine gtrrler mi bizi? Herhalde. Pinette, sert sert odu ayan. u bar imzalamasalard, beni zor ele geirirlerdi. N'apardm? Dvrdm. Arslan be!. Glmsediler, birden Pinette'in yz asld, baklarna bir gvensizlik geldi : Ama sen bizden irendiini syledin. Senin iin sylemedim. Hepimiz iin syledin. Mathieu glmsyordu. Benimle mi dvmek istiyorsun? Pinette bam nne edi, cevap vermedi. Vur, dedi Mathieu. Ben de vururum. Belki sakinleiriz bylece. Pinette can sklarak : Sana ktlk edemem, dedi. Peki, yle olsun... Pinette'in sol aya sudan ve gneten prl prld. kisi de sol ayana bakyorlard, Pinette ' parmaklarn oynatt. ok tuhaf ayaklarn var. Kck deil mi? Bir kibrit kutusunu alp aabilirin. Ayak parmaklarnla m? Evet. Glmsyordu; fakat birden sinirleniverdi, ayak bileine

90

yapt hiddetle, Bir Alman bile vuramadm! Gelecekler ve kabak gibi alg gtrecekler beni. yle, dedi Mathieu. Ama olmaz ki. Olmaz m, olur mu grrsn. Bu i byle olmaz; bakalarnn hesabn, orap ordusundakilerin, Gamelin'in hesabm biz dyoruz. Biz de orap ordusunda olsaydk onlardan farkl bir ey yapamazdk. Sen kendi adna konu, biz deme, ben de. Kollarn at, derin bir nefes ald, gsn iererek yumruklarn skt, Mathieu'ye fkeyle bakt: Dman nnden kaacak surat var m bende? Mathieu glmsedi: Hayr. Pinette, sar tyl kollarnn, kaim pazularuu iirdi, bir an, kendi kendine, genliinin, gcnn, cesaretinin tadn kard. Glmsyordu, ama gzleri akmak akmak, kalar atkt. Sava meydannda lrdm bari. Sylemesi kolay. Pinette glmsedi ve o an ld: Kalbine bir kurun saplanmt sanki, l ve muzaffer, Mathieu'ye dnd. Vatan i n can vermi olan Pinette'in heykeli tekrarlad: Sava meydannda lrdm bari. fke ve hayat bu ta kesilen vcudu yeniden canlandrdlar. Ben sulu deilim; Ben sadece emredilen eyleri yaptm. iyi kullanamadlarsa bu benim hatam deil. Mathieu ona bir eit efkatle bakyordu, Pinette, gnete am grnyordu, damarlarnn mavi aacnda hayat yleai- hzl dolanyordu ki, imdi kendini ne kadar salam ve hafif

91

hissediyordu kimbilir. Sibirya'da bir patates tarlasnda, ya <j. upuzun Pomerya yollarnda, gen vcudunu iki bklm edk yorgunluk ve hznle dolduracak olan, bu yepyeni ve hi < madii hastala inanmas kabil miydi?... Ama malbiyeti reniyor ve ona katlanyordu insanlar. Kimseden bir istediim yoktu, dedi Pinette. Sakince ya. yordum hayatm: Almanlara kar deildim: Bir tekini bil, tanmyordum; Nazizm, Faizm; bunlarn ne olduunu da yordum, Ya Danzig; msaadenizle, haritada ilk olarak Danzig1, grdm zaman, askere oktan alnmtm. Neyse: Ondan son. ra Daladier sava iln etti, Gamelin de kaybetti. Benim ne i var bu ile? Nenle benim suum? Gelip bana danan oldu M?... Mathieu, omuz silkti; Onbe yldr bu sava bekliyorduk. Sava kazanmak ya da nlemek iin zamannda tedbir almak gerekti. Ben mecliste deilim ki!. Fakat, onlara oy vermitin. akn bir halde, Doru, dedi Pinette. Kime oy verdiini biliyor muydun? Pinette sesini karmad. Grdn m? Pinette, kendini kurtarmak istercesine: ilk seimde askerdeydim. Sonra da hastalandm: Anc bir kere oy verebildim. Son seimde oy verdin mi? Pinette cevap vermedi. Mathieu glmsedi: Merak etme, ben de hi vermedim dedi. Asker, amarlarn skyordu. Sonra bunlar krmz havluya sard, slk alarak yola koyuldu. ald arky biliyor musun? Hayr.

92

- Biz amarlarmz Siegfied hattnda kurtaracaz diyor bu arkda. Gltler. Pinette'in sinirleri yatm gibiydi. Ar iler yaptm. Karnm her acktnda da yemek bulamadm. Sonra T.C.R.P.'deki o ii buldum, karmla evlendim: Ona bakmak gerekti. Biliyorsun, iyi bir ailedendir. nceleri iler hafifti- Sonra arttka artt. Biliyorsun ya insan hereyle ilgilenemiyor. lgilenemiyor! dedi Mathieu. Baka ne yapabilirdim. Hi. Siyasetle uraacak vaktim olmad. Akamlar eve yorgun argn, dnyordum, sonra da drltlar balyordu. stelik neden evlenir insan, her gece karyla yatmak iin deil mi? Herhalde. yleyse? yleyse hi. Bir sava da byle kaybedilir ite. Pinette yeniden fkeyle sarsld. Benimle dalga m geiyorsun? Her ii brakp siyasette urasaydm, bunlar deitirebilir miydim acaba? Elinden geleni yapm olurdun. Sen yaptn m? Hayr. Yapm olaydn, sava kaybedenin sen olmadn sy-Uyebilir miydin? Hayr. yleyse? Cevap vermedi Mathieu, bir sinein titrek vzltsn duyup, elini alnnn nnde sallad. Vzlt kesildi. Balangta, bu sa-Va bir hastalk sanmtm. Ne aptallk! Sava kendi iimizdey-t. Bendim, Pinette idi, Longin'di, her birimiz iin, sava kendi_

93

zdik aslnda, herkes hak ettii savaa erer. Pinette, gzlerini Mathieu'den ayrmadan uzun uzun burnundan soludu. Mathieu onu aptal buluyordu, bir fke dalgas gzlerine, doldu: Yeter! Yeter! Btn sorunlar aka grmekten k tim artk! Sinek alnnn evresinde dolanp duruyordu, gln,, bir zafer tac gibi. Dvseydim, tetie dokunsaydm, j^ yerde, bir adam ylrd yere... Birden elini kaldrp, aka^ okkal bir tokat indirdi, parmaklarna bakt, iaret parman^ kandan, ufack, bir dantel paras vard. akl talar zerin^ kan akarak can veren biri, akaa vurulan bir tokat, tetie basan iaret parma, kalcidoskopun renk renk camlar bir anda duracak ve kan, patikadaki otlara dantel dantel yaylacak, bk-tim, bktm artk! Bir ormana dalar gibi, ne idii belirsiz ilere gmlmek. Bir i. nsan tm kapsayan, insann hi bir zaman tamamyla anlayamad bir i... Mathieu, ihtirasla, Yapabilecek bir eyler olsa... dedi. Pinette kendisine ilgiyle bakt: Ne gibi? Mathieu omuz silkti. Hi bir i yok. imdilik hi bir iimiz yok. Pinette oraplarn giyiyordu, renksiz kalarnn atkl alnnn stne doru yaylyordu. Soruverdi: Karmn (resmini gstermi miydim? Hayr. Pinette doruldu, ceketinin cebini kartrd, czdannda! bir resim kard. Hain tavrl, olduka gzel bir kadnd, du-daklanmn kelerinde glge halinde tyler vard. Resmin st' ne yanlamasna: Denise'den bebeine, 12 Ocak 1939 yazl' mt, Pinette kzard: Bana bu ad takt. Bir trl vazgeiremedim. Nasl olsa sana bir ad'la seslenecek. Pinette vekrla : 107 Benden be ya byk de ondan, dedi. Mathieu, resmi geri verdi. Gzel kadn.

94

Yatakta korkuntur. Akln durur. Pinette daha da kzarmt. Kararszlk iinde ekledi; yi bir ailedendir. Sylemitin. yle mi, dedi Pinette, armt, Syledim mi? Babasnn resim retmeni olduunu da syledim mi? Evet Pinette, resmi zenerek czdanna yerletirdi. Canm sklyor. Cann skan ne? Byle dnmem ok dokunacak ona. Ellerini dizlerinin stnde kavuturmutu. Bo ver! dedi Mathieu. Babas 14 kahramanlarndandr. askeri bildiride ad gemi, bir de nian alm. Hep bunu anlatr durur. Eee, ne kar? Dedik ya, ite, byle dnmem karma ok dokunacak. Zavall bebek. Korkma, o kadar abuk dnmezsin. Pinette'in fkesi yatmt. Dertli, dertli bam sallad. Daha iyi olur, dedi. Dnmek istemiyorum zaten. Zavall kk, diye tekrarlad Mathieu. Beni sever, ama kiilii fazladr ve bunu kendi de bilir. Fakat bir anas var, her ii bozan o. Kadn dediin, erkeine sayg duymal, deil mi? Yoksa ev cehenneme dner. Birden yerinden kalkt: Skldm buradan. Geliyor musun? Nereye? Ne bileyim ben. Bizimkilerin yanna. Mathieu kararsz bir sesle:

95

Nasl istersen, dedi. O da kalkt, yrmee baladlar. 108 \

Bak, dedi Pinette, Guiccioli. Guiccioli, bacaklarn am, bir elini kalarnn stne si. per etmi, aay ederek onlar seyrediyordu. Ha...ha... Maallah!. O da nesi? Nas;l yutturdum. Motor gibi ilediniz be.. Nasl iledik? Kkr kkr glen Guiccioli, Mtareke canm, dedi. Pinette anlad. Yalan myd? Eh biraz. Leguier gelip bamza ekidi: ille de haber almak istiyordu, biz de syledik. Pinette atld, Mtareke yaplmam m? Ne mtarekesi be, hikye hepsi. Mathieu gz ucuyla Pinette'e bak: Ne farkeder? ok farkeder, dedi Pinette, grrsn! Neyin farkettii-bi grrsn. Saat 4 Saint Germain bulvar bombo: Danton Soka bo. Ama kepenkler indirilmemi, vitrinler parlyor: Gder ay?k sadece kaplar kitlemiler. Gnlerden pazard. gndr pazard; Paris'de, btn hafta boyunca artk tek bir gn vard. Pazar gn;

96

herhangi bir pazar, her zamanki pazar gnlerinden biraz daha, gergin biraz daha kimyasal, son derece sessiz, 'm-diden rmeye balam bir pazar. Daniel, byk bir maazaya yaklat, ynller, kumalar; piramid biimi ykselen renk renk toplar, solmak zere, kf kokuyorlar; dkknda, ocuk amarlar, gmlekler soluyor; un gibi bir toz inmiti raflara. Uzun, beyaz lekeler vard camlarda. Daniel, camlar bile alyor diye dnd. Camlarn ardnda bile bayram vard: Milyonlarca sinek vzldayp duruyordu. Bir pazar, Parisliler geri dndkleri zaman l ehirlerinin stne reklenmi, rm bir pazar gn bulacaklard. Geri dnebilirlerse tabi.. 110 Daniel, sabahtan beri sokaklarda srkleyip durduu o da-yanlmaz glme arzusunu koyverdi, geri dnebileceklerse tabi Kck Saint-Andre meydan, gnein altnda yatyordu Gne parlyordu ama, her taraf karanlkt. Sanki gne, geceyi gizleyen bir havai fiekti. Daniel, alnn Alsas Birahanesinin byk vitrinine dayad, burada Mathieu ile le yemei yemitim; ubatta izinli gelmiti, o zaman burada, kahraman koruyucu meleklerimizden geilmiyordu. Daniel, yar karanlkta, titrek lekeler farketti, mahzende yetien mantarlar andran kt masa rtleriydi bunlar. Nerede kahramanlar? Koruyucu melek-lek nerede? Dkknn nnde demir iskemleler braklmt; Da niel, iskemlelerden birini arkalndan yakalayp, kaldrmn kenarna gtrd, ocukluk anlarnn kaynat bu bembeyaz gnein iine, buram buram sava kokan gkyznn altna, varlkl bir insan almyla oturdu. Srtnda, sessizliin manyetik kokusunu duyarak, ssz kprye, rhtmda zincirlere bal dubalara, yelkovan kopmu byk saate bakyordu. Bunlar paralasaydlar, diye dnd. Bunu yapmalar iin birka bomba yeterdi. Seine'in kar kysnda belediye binas boyunca bir glge kaldrmla beraber srkleniyormucasuia kayp geti. Dorusunu sylemek gerekirse Paris boalm deildi. Arada srada yerden bitiverir gibi ortaya kan, sonra birden sonsuz aydnln iinde kayboluveren, bir anlk kalarla doluydu. Daniel, Paris delik deik diye dnd. Gkle yer arasnda Louis Philippe biimi denmi, binlerce salon, empir modas yemek odalar, huzur keleri terkedilmi, kendi hallerine braklmt. Bu duruma glmemek elde deildi. Birden arkasna dnd, biri vitrine vurmutu. Daniel, dnerek byk cama bakt, camda kendi hayalinden baka bir ey grmedi. Kalkt, tuhaf bir bunalm yapmt boazna, pek de kt saylmazd. Gn ortasnda, gecenin korkularna kapamann bile elenceli bir yan vard. Saint Michel emesine yak' lap, oksitlenmi canavara bak. stediimi yapabilirim, diye dnd. Bu simsiyah pencerelerin cam gibi baklar nnde pantalonunu indirebilir, bir kaldrm tan skp birahanenin camna savurabilirdi, Yaasn Almanya diye barabilirdi ve hi bir ey de olmazd. Olsa olsa, bir yapnn altnc

97

katnda korkulu bir yz cama yaprd, bundan da bir ey kmazd, artk kimsenin fkelenecek takati bile yoktu: Yukardan bakan adam karsna dnp yorgun bir sesle: Meydanda biri donunu indirdi diyecek, kars da odann br kesinden, pencerede durma, belli olmaz, belya gireriz diye cevap verecekti. Daniel esnedi. Cam krsa? Yok canm! Yama balaynca ok daha iyisini grecekti. Ortal kana bulayp atee vereceklerinden eminim diye dnd. Bir daha esnedi; usuz bucaksz, bo bir zgrlk duygusu vard iinde. Oradan uzaklarken, Huchette sokandan bir kafilenin ktn grd. Artk, kafile halinde gidiyorlar. Sabahtan beri grd onuncu kafileydi. Daniel dokuz kii sayd: Sepet tayan iki yal kadn, iki kk kz ocuu, hain yap', byk' adam; arkalarndan iki gen kadn geliyordu, biri solgun ve gzeldi, tekinin karn burnundayd, dudaklarnda tebessme benzer bir ifade vard, konumuyorlard. Daniel ksrd, hep birlikte ona doru dndler, gzlerinde ne sevgi, ne de ayplama vard. Sanki grdklerine inanmyor]arm gibi bir aknlk iinde kalmlard. Kk kzlardan biri gzlerini Daniel'den ayrmadan, dier kza eildi, birka szck mrldand, ikisinin de keyfine diyecek yoktu: Daniel, kendisini, insan yz grmemi, vahi baklarn daclara dikmi bir da keisi gibi hissediyordu. Dokuz kiilik kafile, tpk masallardaki hazine kervanlar gibi sessizce geip gitti. Daniel, yolu geip SaintMichel kprsnn ta korkuluuna dayand, Seine nehri prl pnld, ofc uzakta, kuzey batda, evlerin stnde bir duman ykseliyordu Birden dnp bulvardan yukar kmaya balad. Kafile gzden kaybolmutu. Gz grebildiince sessizli^ ve boluk; yatay bir uurum. Daniel yorgundu: Yollarn sonu yoktu; insanlar olmaynca yollarn hepsi birbirine benziyordu Saint Michel bulvar dn gneye akan bir altn nehirken, imdi can vermi, karn havaya dnk bir balinayd. Daniel, ii bo balon gibi ikin olan bu karnn zerinde admlarn vura vura y. rd, zevklenmeye urat, yksek sesle: Eskiden Par.s'den nefret ediyordum, dedi: Bouna: Yeillikten baka, kestane aalarnn byk yeil dallarndan baka canl yok; Daniel, bir ormanda, aa diplerinde treyen yeillikler arasnda yrmenin verdii yavan bir duygu ile doluydu. Skntnn iren kanad, onu da altna almak zereydi. Ama tesadf tam zamannda yetiti imdadna. Kar duvara yaptrlm krmz beyaz bir afi iliti gzne. Yaklap okudu: En gl biz olduumuz iin yeneceiz, kollarn iki yana ap, ar bir yk altndan km gibi, zevkle glmsedi. Kouyorlar, kouyorlar, komaktan vazgemediler. Ban kaldrm, gkyzne glmsyordu, derin derin soluyordu: Yirmi yldr srp giden bir dva, yatann altmadek sokulmu casuslar; yoldan her geen, ya sulayan bir bir tank ya da yarg, veya ikisi, btn syledikleri aleyhine oluyordu. Sonra, birden zlverdiler. Tanklar, yarglar, doru yoldan ayrlmayan insanlar kouyorlar, gnein altnda kouyorlar, gkyz tepelerinde uak yumurtluyor, Paris'in surlar onlarn gururlarnn, vnlecek taraflarnn delili;

98

en gl, en erdemli biziz, bizleriz, demokrasi hallar. Polonya-nn, insanlk erefinin, ehvet dknlerinin savunucular. amarlarmz Siegfrid hattnda kurutacaz. Paris'in duvarlarndaki afiler, buz gibi bir zaferin ksa trksn tantanayla ttrecekler. Ama onlar; onlar, kouyorlard, korkuda^ Reliye dnmlerdi, hendeklere yz koyun uzanyorlard, zr biliyorlard. Elbette erefli bir zr dilemeydi bu, nk ereflerinden baka hereyi kaybetmilerdi. Hereyi erefinizle yapn, te km, erefinizle tekmeleyin, hereyi erefinizle yapn. Kouyorlar, srnyorlar. Ve sulu olan beni onlarn lkelerinde egemenliimi sryorum. Daniel (*) ban nne emi, sevin iinde yryordu, yan bandan, yoldan vastalarn geiini duyuyor ve dnyordu. Marcelle, Dax'ta Piinin altn temizliyordur, Mathieu esir dmtr herhalde, Brunet vurulmutur, tm tanklarm ld veya beni sulayacak durumda deiller; benliime kavutum bylece... diye dnyordu. Birden kendi kendine: Ya vastalar? diye sordu, hemen kaldrd ban, kalbinin vurular akaklarnda zonkluyordu, onlar grd. Almanlar. Ar ar Se-ine'e doru ilerleyen zrhl arabalara onbeer, yirmier binmilerdi; hepsi dimdik, ayakta duruyorlard, Mnas belM. olmayan baklar Daniel'e yle bir dokunup geiyor, arkalarndan bakalar geliyordu. Hepsi de Daniel'e ayni gzlerle bakan melekler. Daniel uzaktan uzaa bir bando sesi duydu, gkyz bayraklarla donanmt sanki. Bir kestane aacna dayanmak zorunda kald. Bu uzayp giden caddede tek bana, tek Fransz, tek sivil, btn dman ordusu bakyordu kendisine. Daniel korkmuyordu, u binlerce gze kendisini gvenle brakm dnyordu, te bizi yenenler!, zevkten bitiyordu. O da onlarn ba(*) Daniel: Son derece yakld bir erkektir. Srf intikam almak iin arkada Mathieu'nn metresi Marcelle ile evlenmitir. Marcelle'in bir ocuu vardr. Fakat Daniel cins sapk olduu iin evlilikte mutluluu bulamam ve Marcelle'i terketmitir. Tkeni: F - 8 klarna mukabele etti; buz gibi gzleri evreleyen yank lere, ince bellere, inanlmayacak kadar uzun ve adeleli bacaklara, doya doya bakt. Ne kadar gzeller! diye mrldand. Daniel'in ayaklan yerden kesilmiti: Onu kucaklayp havaya ka!d?. mlard, gslerine, dmdz karnlarna bastryorlard, Gk-ten bireyler yuvarland; Orman kanunu, yarglar toplumu yi. klm, hkm silinmiti. Ardna bakmadan kaan haki elbiseli-ler, insan ve vatanda haklarnn ampiyonlar, Daniel, Ne sonsuz zgrlk! diye dnd, gzleri doldu. u anda sanki hayatta bir o kalmt. Bu fke ve kin meleklerinin bak^rma hedef olan tek insan, ite yeni yarglar, ite yeni kanun! Koskocaman, kamufle edilmi bir tank geti, zorlukla

99

homurda-nyordu. stnde krpecik bir delikanl, ceketini omuzlarna atm, kollarn dirseklerinin yukarsna kadar svam, biimli kollarn kavuturmu duruyordu. Daniel, glmsedi delikanlya; delikanl Daniel'e uzun uzun bakt, gzleri ate sayordu sanki. Sonra birden, tank uzaklarken glmsedi. Hzla elini cebine sokup, kk bisrey frlatt, Daniel havada yakalad bunu. Bir paket ngiliz sigarasyd. Daniel, paketi ylesine skyordu ki, parmaklarnn arasnda sigaralarn ezild ini duyuyordu. Delikanl hl glmsyordu. Dayanlmas g, ama ho bir heyecan Daniel'in kasklarndan akaklarna doru ykseldi; akl iyice karmt, soluyarak tekrarlayp duruyordu: Te-reyadan kl eker gibi Paris'e kayverdiler. Buulanan baklarnn nnden baka yzler de getiler, bakalar, daha bakalar, hepsi de yakkl; bize ktlk edecekler, ktnn egemenlii balyor, ne zevk! unlara iek atabilmek iin kadn olmak isterdi. Grlts kulaklar sar eden bir uu, Allah kahretsin, abuk cannz kurtarmaya bakn, yol boald, bir grlt azna kadar doldurdu yollan, bir elik parlts gkyzn allak bullak et, evlerin arasndan geiyorlard. Ambarn karanlnda Mathieu'ye iyice sokulmu olan Chariot bard: Topra syrarak uuyorlar. A gzl, kaygsz martlar, yemlerini arayarak, ksa bir sre kasabann stnde dndler, sonra grltlerini de beraber srklyerek uzaklatlar. Ba'ar ihtiyatla uzand ambardan, Askerler evlerden dar kt, bazlar da pencerelerden atladlar. Ortalk ana ba.ba gnne dnd, sanki panayr zamanyd. Sessizlik. Hepsi oradaydlar ama, susuyorlard. Yz kiiden fazlaydlar, istihkmclar, telsizciler, sondaj grubu, telefoncular, yazclar, rasatlar. Dnden beri direksiyon banda bekleyen ofrlerden baka hepsi oradaydlar. Hep-s toplanmt, fakat neyi seyredeceklerdi? Yolun ortasna oturdular, nk yol krelmiti artk. Arabalar gidemezdi. Kal lift J

dirim kenarna, pencerelerin iine oturdular, bir ksm ayakta kalm, evlerin duvarlarna yaslanmlard. Mathieu bakkal dk-knnn nndeki kk sraya oturmutu; Chariot ile Pierne'de geldiler yanma. Kimse azm amyordu. Sanki, birb-rlerine bakmak iin buradaydlar, birbirlerini olduklar gibi gryorlard: Byk panayr, kalabalk, yzlerce karanlk yz; yol g. nesin altnda kaynyordu, yarlan gn altnda kvranyor; askerlerin tabanlarn, klarn yakyordu, ama bunu farkstmi-yorlard bile. General doktorun evinde kalyordu: Birinci kat.n nc penceresinden onlar seyrediyordu. Fakat onlarn aldrd bile yoktu. Sadece birbirlerine bakyor, birbirlerinden korkuyorlard. Yola kmalar geri kalmt, bunun zntsn kiyorlard, geri kimse szn etmiyordu, fakat sknt gslerde arpyordu, kollarnda, bacaklarnda, bir ar gibiydi, yreklerini oyuyordu, ilerinden biri, rya gren kpk gibi iini ekti; dalgn dalgn: Levazmda et konserveleri var, dedi. Mathieu, yle ama kapya nbeti dikmiler diye dnd, Guiccioli cevap verdi: Var ama, kapya da nbeti koymular, evldm. Bir bakas da

10

uykulu, ince bir sesle: Frnda ekmek dolu, dedi, gzlerimle grdm taynlar, ama barikat kurmu dkknnn nne. Mathieu hi ses karmadan hayal kurdu. Gznn nnde bir sr filetosu vard. Az suland; Grimaud, yerinden dorulup sra sra pancurlar kapal pencereleri gsterip: Sanki neden ieri ekildiler byle? Dn bizimle ene alyorlard, imdi de saklanyorlar, dedi. Bir gn nce evlerin peneleri istiridye kabuklan gibi akt, imdiyse kapanmlard, erkeklerle kadnlar ieri kapanm lm sessizliine brnmlerdi, karanlkta ter dkerken onlardan nefret ediyorlard; Nip-pert: Yenildiimiz iin bizden vebadan kaar gibi kayorlar,* dedi. Charlot'nun midesi guruldad, Mathieu miden gurulda-d dedi. Chariot guruldasa iyi, kkryor dedi. Lstik bir top dt aralarna, Latex havada yakalad, be alt yalarnda kk bir kz kverdi ortaya, ekinerek Latex'e bakyordu. Senin topun mu? Gel al. Hepsi kk kza bakyorlard, Mathieu onu 117 dizlerinin stne oturtmak istiyordu; Latex, kaba sesini yumuatmaya alarak: Haydi, gel! gel; gel de dizime otur dedi. prt bir taraftan fsltlar ykseldi: Gel! gel! gel! Kzcaz kmldamyordu; gel, tontonum, gel, gel, ekerim, gel! Latex, Hay Allah, dedi, ocuklar bile bizden korkuyor artk. evresindekiler gltler: Suratnn haline bak, senden korkmasn da kimden korksun! Mathieu de glyordu, Latex ahenkli bir sesle tekrarlad: Gel, yavrucuum! Sonra birden fke'enerek bard: Gelmezsen ben de vermem topunu. Topu gstermek iin bann stne kadar kaldrd, sonra cebine koyar gibi yapt, kk kz yaygaray bast, hepsi yerlerinden frlamlard, tm birden syleniyorlard: Versene ocuun topunu mnasebetsiz herif, ocuu alatyorsun; verme verme, koy cebine, dama at dama. Mathieu ayaa frlam kollarn sallyordu, Guiccioli, gzleri fkeden ate saarak Mathieu'y kenara itip Latex'in nne dikildi: Ver ulan topu, Allahn ays, dadan inmedik biz! fkeden gz dnen Mathieu de, ayan yere vuruyordu; nce Latex sindi, ban nne eerek, Kzmayn be, dedi. Vereceiz. Topu, beceriksizce savurdu, top bir duvara arpp srad, kzcaz topu yakalayp, kamaa balad. Ortalk sessizleiverdi. Herkes yerine oturmutu. Ama, Mathieu otururken bile zgnd, kendi kendine vebal deiliz biz, dyordu. Vebal deillerdi. Latex dertli bir tavrla ellerine bakyordu: Alt ocuum var, en by yedi yanda, hibirine bir fiske vurmadm mrmde. Herkes olduu yerde oturuyordu. Drt bir yanndan kin szan, gzleri kr olmu evlerin karsnda bitkin, a ve vebal insanlar oturuyordu. Ama hepsi susmutu; bu gzel Haziran gnn kirleten, iren bcekler susmaktan baka ne yapab lirlerdi ki. Sabr! lm meleinin gelmesine az kalmt, yollara lm serperek btn bu bcekleri yok edeceklerdi. Longin pancurla-rt gstererek Almanlarn gelip bizi balarndan almasn bekli-

10

118

yarlar, dedi. Nippert srtt. Almanlara daha fazla yaknla gstereceklerine bahse girerim. Guiccioli de dkt iini: gal altnda olduktan sonra ga. liplerin igali altnda olmal insan, ylesi daha iyi, hem ticaret de iyi olur, o zaman. Bizler ise sadece uursuzluk getiriyoruz. Alt ocuum var, diye syleniyordu Latex, en by yedisinde. Hi korkutmadm onlar. Grimaud ise isyan edercesine, Bizden nefret ediyorlar dedi. Bir ayak sesi duyuldu; btn balar kalkt, kalkmasyla beraber de indi. Binba Prat, eik balar arasndan yolun kar tarafna geti. Kimse kendisini selmlamad, binba Prat, doktorun evinin nnde durunca, herkes ban kaldrd. Ve binba tokma kaldrp kapya kere vuruncaya kadar gzler srmal omuzlarndan ayrlmad. Kap araland, binba ieri szlver-di; saat be krkbeten, be elli altya kadar, btn kurmay subaylar teker teker, sessizce onlar seyreden askerlerin nnden, adeta sklarak geip, ayni eve girdiler. Onlar geerken, btn balar eiliyor, sonra hemen doruluyordu. Payen General'in evinde elence var, dedi. Chariot, Mathieu'ye dnd. N'ap-yorlar dersin? Mathieu cevab yaptrd: Ananmki... Chariot, sessizce, Mathieu'ye bakyordu. Subaylar getiinden beri hepsi daha yorgun, daha karamsar olmulard. Pierne de hayret ve korku dolu gzlerle Matheu'y seyrediyordu. Benim yzmde, kendi yznn solgun rengini gryor. Bir ark duyuldu, Mathieu yaklayordu. irkildi, ark sesleri gittike Oturaa bok dolmusa n'olacak, Btn oda misler gibi kokacak. Birden sokan kesinden otuz kadar asker kverdi. Kafay iyice ttslemilerdi. apkalarn ve ceketlerini de giyme-jnilerdi. Geni admlarla yryorlar, bara bara ark sylyorlard. Ne'eli grndkleri kadar sinirliydiler de; ikiden ve gneten yzleri kzarmt. Yolun zerine oturmu, solgun yzl bcekleri grnce sesleri kesiliverdi, tri yar, sakall bir gen, ileri doru iki adm daha att; yar beline kadar p'ak vcudu gneten yanmt. Boynunda altn bir zincir gze arpyordu. Ne o be! ldnz m? Kimse cevap vermedi; sakall gen ban evirip tkrd; ayakta zor duruyordu.

10

Chariot gzlerini ksarak, miyop gibi bakyordu onlara. Bizim birlikten deil misiniz? diye sordu. Sakall gen bacaklarnn arama vurarak, Ya bu, ite bu sizin birlikten.. Tabu sizin birlikten deiliz, o gz var m bizde?. Nerden geliyorsunuz? Belirsiz bir iaret yapt: Yukariardan. Sava oldu mu oralarda? Bok oldu! Sava mava olmad, yalnz iin ktye gittiini grnce bizim yzba czlam ekti, biz de onun gibi yaptk, fakat onunla karlamamak iin onun gittii tarafa tymedik! Sakallnn arkasndakiler gltler, iki iri kym er meydan okurcasna bir trk tutturdular: Aman tokman salla da gel Arkadam bacan kavra da gel Gidiyoruz avlanmaa Erkekliine gvenirsen sen de gel.. Birdenbire btn balar generalin Chariot korkuyla elini kaldrd : penceresine evrildi; Susun, ldrdnz m? arkclar sustular; sallanarak, azlan bir kar ak kala kaldlar; birden kmlerdi sanki. Chariot evi iaret ederek: Bizim subaylarn hepsi ierde, dedi. Sakall yksek bir sesle. Subaylarnza balarm imdi, dedi. Altn zinciri gne, te parlyordu; yolda oturanlara bakarak devam etti, Eer cannz skyorlarsa bizimle gelin, bu sefer de onlar sklsnlar. Sakallnn arkasndakiler de tempo tutturarak banyor-lard, Haydi gelin! Bizimle gelin, gelin bizimle! Bir sessizlik oldu. Sakallnn baklar Mathieu'ye taklmt. Mathieu ban baka tarafa evirdi.

10

Eee? Gelen var m? Bir, iki, . Kimse kmldamad. Sakall kmseyerek kesip att: Erkek deil bunlar, kar gibi herifler. Gidelim arkadalar, yoksa bunlarn arasnda ahlkmz bozulacak. Yrmeye baladlar; onlar geerlerken dierleri yana ekiliyorlard, Mathieu ayaklarn srann altna toplad. Aman tokman salla da gel. Askerler generalin penceresine baktlar: camn arkasndan baz yzler grnyordu, ama subaylar yoktu meydanda. Gidiyoruz avlanmaa, arkc gurup gzden kayboldu; kimse azn ap bir szck olsun sylemedi; trk de duyulmaz olmutu. Mathieu ancak o zaman rahat bir nefes ald. Nippert arkadalarna bakmadan konutu: Henz yola kp kmyacamz anlalmad. Anlald, dedi Longin. Anlalan ne? Yola kmayacaz. Neden? Benzin yok da ondan. Subaylarn benzini var, dedi Guiccio, depolan dolu. Benzinsiz kalan bizim kamyonlar. Guiccioli zoraki bir glle: Elbette yle olacak. Longin ince sesini kalnlatrmaya alarak: Bize ihanet etter! diye bard. hanete uradk. Almanlara teslim edildik, sattlar bizi!' Menard, can skntsyla :

10

Bizi rahat brak, dedi. Mathieu tekrarlad; Rahat brak bizi, rahat! Telefonculardan biri, Kesin ulan bu lflar. Durmadan yola kma lf ediyorsunuz. Sava bu, ne olacan kimse bilmez. Mathieu ark syliyerek gidenleri dnd: belki de iek tophyarak gidiyorlard. Utanyordu Mathieu, oysa bu byk utan mterekti. Kald ki bu duyguyu, o kadar tatsz da bulmuyordu. Kan klkl herifler ha!, dedi Latex. Bize kar klkl dedi herifiolu... Biz, aile babalanna syledi bunu. Boynundaki zinciri grdn m? Cins sapk o herif.. Dinleyin! dedi Chariot. Dinleyin bakn! Bir uak homurtusu duyuldu, birisi bard: Gizlenin ocuklar. Yine geliyorlar. Sabahtan beri onuncu bu, dedi Nippert... Saydn ha? Bana daha ok gibi geldi. Acele etmeden kalktlar, kap diplerine snp, koridorlara girdiler. Bir uak damlan yalayarak geti, grlts gittike uzaklat, tekrar dan kp yerlerine oturdular. Mathieu, Avcyd, herhalde dedi. Amma da attn! dedi Luberon. Uzaktan bir mitralyzn kuru takrds duyuldu. Uaksavarlar? Bok uaksavarlar! Uaktan ate ediyorlar! Baktlar. Grimaud, Bugnlerde ortalkta dolamak doru deil dedi. Cevap vea-medi'er, ama gzleri garip garip parlyordu, dudaklarda zoraki glmsemeiler belirmiti. Bir sre sonra Lon-gin ksaca: arkclar pek uzaa gidemediler galiba. dedi.

10

Guiccioli kalkt, ellerini cebine soktu, uyuukluunu gidermek iin kere dizlerini bkt; aznn kenarnda ac bir kvrmla, yitik yzn gkyzne evirdi. Nereye gidiyorsun? yle bir dolaacam. Nerede dolaacaksn? Oraya gideceim. N'oldu zavalllara, grmek istiyorum. Makarnaclara dikkat et. Korkma sen. Sallana sallana uzaklat yanlarndan. Hepsi birden onunla gitmek istiyordu ama, Mathieu kendinde yernden kalkacak cesareti bulamad, uzun bir sessizlik oldu; yzlere yeniden renk gelmiti, canlanmlard, strap dolu gzlerle baktlar. Bar zamanndaki gibi insan yollarda gezinebilse ne iyi olurdu. Harbi ne sanyorlar? Ellerini kollarn sallayarak gideceklerdi sanki... Ne dncesiz insanlar var u dnyada.. Yaplacak ey olsayd, gitmek iin onlar beklemezdik herhalde. Sinirli ve gergin, sustular; bekliyorlard; bakkal dkknnn kepengine dayanm duran uzun boylu, zayf adamn elleri titriyordu. Bir sre sonra Guiccioli gittii gibi sallana sallana geri geldi. Mathieu seslendi: Ne haber? Guiccioli omuz silkti; askerler ellerinin stnde dorul-mulard, prl prl parlyordu gzleri. Temizlemiler. Hepsini mi? Nerden bileyim? Saymadm ya. Yz sapsaryd, zor tuttuu rtler azn iiriyordu. Neredeydiler? Yol stnde

10

miydiler? Hadi be! O kadar meraklysanz gidip kendiniz bakn. Oturdu; boynundaki altn zincir parlyordu: elini zincire gtrp, zinciri parmaklan arasnda evirmeye balad, sonra birden brakt: Tezkerecilere (*) haber verdim dedi. Zavallcklar! Zincir parlyor, gz alyordu. lerinden biri kp da zavallcklar diyecek miydi? Bu sz hepsinin dilinin uundayd; ilerinden biri zavallcklar diyecek kadar iki yz-Ki olabilecek miydi? Bu, bir iki yzllk saylabilir miydi ki? Altn zincir yank boynunda parlyordu; zulm, korku, acma, kin ortalkta kouup duruyorlar, bir kafadan br kafaya geiyorlar: bcek uyanacak birazdan. Delarue, Allahm cezas! Sar msn? Delarue m? Evet! Delarue benim. Birden dnd. Pinette uzaktan glmsyerek sesleniyordu. Ne var! Buraya gel! rperdi, anszn yalnz ve plak hissetti kendini. Ben. Pi-nette'i savmak iin bir el hareketi yapt. Pinette tekrar seslendi : Gelsene canm. Delarue kalkt. Sarslmak nedir bilmeyen Mathieu Delarue, retmen Delarue, ar admlarla Pinette'in yanna gitti. Ardnda bataklk, ok ayakl bir bcek. Ardnda, iki yz gz: korkudan srt rperiyordu. Sonra yeniden balad bunalm. Tatl bir okay gibi balad, sonra dosta kann boluuna yerle-iverdi, dosta.. Aslnda bir ey deildi bu. Sadece bir boluk., iinde(*) Salk ekibinde sedye tayanlara verilen isim. ki ve evresindeki boluk. Yorgunluu pek az bir gazn, iin. de dolamas gibiydi. Aslan asker Delarue apkasn geriye i .ti, Aslan asker Delarue eliyle dzeltti salarn ve dudaklarnda bitkin bir glmseyile Pinette'e dnd aslan asker

10

Delate: Yine ne var, kk? diye sordu. Onlarn yannda eleniyor musun? Hayr. Neden kalyorsun yanlarnda? Hepimiz aynyz. . Kimmi ayn olan? Onlarla biz. Ee n'olmu yani? Eeesi var m, birlikte oturmak daha iyi. Pinette'in gzleri parlad ban arkaya atarak: Ben onlarla bir deilim! dedi. Mathieu sustu. Haydi gel, dedi Pinette. Nereye? Postaneye. Postaneye mi? Postane kald m? Var ya! Kasabann aa kesiminde bir postane var. Peki, postanede ne yapacaksn? Sana ne canm. Mutlaka kapaldr. Ben atrrm, dedi Pinette. Mathieu'nn koluna girip ekti: Bir yavru tavladm. Gzleri ateli bir sevinle parlyordu, nee iinde glms-yordu: Seni onunla tantrmak istiyorum.

10

Neden? Pinette sert sert bakt: Arkadam deil misin? Arkadanm elbet. Senin yavru postanede mi alyor Evet, postaclar gzeli. Kadn meselesinden holanmadn sanyordum? Pinette, zoraki bir glle: Dvmediimize gre, vakit geirecek bir ey lzm. Mathieu Pinette'e dnd, zentisini aptalca buluyordu. Eskisi gibi deilsin sen, kk.. Ak m bu hale getirdi seni: Ah, ah! dedi Pinette, ah! Daha da kt. Bir memeleri var ki, grme, bomba gibi. stelik tahsilli kz; corafya ile matematikte seninle boy lebilir. Ya karn ? Pinette'in yz ekiyordu; kabaca, Km yesin, dedi. Tek katl kk bir evin nne gelmilerdi, kepenkler kapalyd, kaplar kilitlenmiti. Pinette eliyle kere vurdu: vurdu: Ben geldim diye seslendi. Glerek Mathieu'ye dnd: Biri ona tecavz edecek diye korkuyor. Mathieu anahtar sesini duydu, bir kadn sesi: abuk girin dedi. Mrekkep, zamk ve kt kokan bir odada buldular kendilerini. Demir parmaklkl uzun bir sra oday ikiye ayryordu, Mathieu odanm dibinde ak bir kap farketti. Kadn bu kapya kadar geri geri yrd; sonra kapy kapayp gzden kayboldu. Bir sre bu darack bekleme salonunda beklediler, sonra postac kz, gienin arkasnda

10

belirdi, imdi emniyetteydi. Pinette eilip alnn parmaklklara dayad. Bizi burada hapsettiniz. Yakr m? Sakn ha, dedi kz, uslu durun ltfen. Sesi gzeldi; scak ve duyguluydu. Mathieu, kara gzlerinin parladm farketti. Yoksa, bizden korkuyor musun? Kz gld : Korkmasna korkmuyorum, ama gvenim de yok, Arkadamn yznden mi? Oysa o da senin gibi, memur: meslekta saylrsnz, iiniz rahat etsin. Zarif bir glmsemeyle, tatl tatl konuuyordu. Hi deilse bir parmanz uzatn parmaklktan. Bir par. inanz ne olur? Kz, ince uzun parman uzatt, Pinette, trnann ucuna bir pck kondurdu. Uslu durun, yoksa ekerim parmam. Yakmaz size. Arkadam da elinizi sksn. Mathieu'ye dnd. Msaade edersen, sana adn syletmeyen bayan' tantaym. Cesur bir Fransz kz .O da dierleri gibi kaabilirdi. Fakat ona ihtiyalar olduunu bildii iin grevinden ayrlamam. Omuzlarn oynatyor, glmsyordu; glmesini tutamyordu. Sesi kvrak bir ark gibiydi, belli belirsiz bir ngiliz aksan ile konuuyordu. Mathieu, gnaydn, dedi. Kz, sadece parman uzatt, Mathieu skt bu parma. Siz de memur musunuz, diye sordu. retmenim. Ben de posta memuru. Evet.

11

Mathieu terliyor, sklyordu; geride brakt mzdarip ve cansz yzleri dnyordu. Pinette, Kasabadaki btn ak mektuplar onun elinden geer, dedi. Kz, alak gnllkle, Oh, burada ak mektubu ne gezer... Pinette glmsedi: Ben, bu kasabada olsaydm, sizin ellerinizden gesin diy* burann btn kzlarna ak mektuplar gnderirdim. Ak gvercini olurdunuz. ekingen bir tavrla tekrarlad: Ak gvercini! Ak gvercini! Ne de iyi olurdu ya. im iki kat artard. Uzun bir sessizlik oldu. Geri Pinette hafife glmsyordu ama, sinirli bir hali vard, gzleriyle etrafna baknp duruyordu. Bir yaz kalemi iple parmakla aslmt; Pinette ka'e-mi alp mrekkebe batrd, havale ktlarndan birine birka kelime karalad. Kd kza uzatarak: te, dedi. Kz kd almadan sordu: O da ne? Alsanza canm! Posta memuru deil misiniz: grevinizi yapn. Kz kd ap okudu: Adsz gzele bin pck... Glmekle, fke arasnda bocalayarak: Ah! dedi, havale kdm ziyan ettiniz. Mathieu artk iyice sklmt. Eh, dedi, ben gideyim artk. Pinette hayretle, yalvarr gibi. Biraz daha kalamaz msn ? Dnmem gerek. Pinette abucak:

11

Seni geireyim, dedi. Evet! Evet! Geireyim. Kza dnd: ki dakikaya kadar dnerim: Acaba kalmam ister misiniz? Oh! ne kadar kararszsnz. Ya gidin, ya da kaln. Bir karar versenize canm! Peki, peki! Kalyorum. Unutmayn ama: kalmam siz istediniz. Ben hibir ey istemedim. stediniz. Hayr! Mathieu dilerinin arasndan mrldand: Off, be! Sonra kza dnd: Allahasmarladk bayan.. Kz souk bir tavrla: Gle gle, dedi. Mathieu dar kp yrmeye balad, kafasnn ii bombotu. Akam olmak zereydi, askerler brakt yerde otum-yorlard. Aralarndan geerken sesleniyorlard: Ne haber? Haber maber yok, dedi Mathieu. Gelip, kalkt sraya, Chariot ile Pierne'nin arasna oturdu. Subaylar hl Generalin yannda m! Ordalar.. Esnedi, glgede kalan askerlere dertli dertli bakarak Biz diye mrldand.. Ama devam etmedi nk o yalnzd. Ban arkaya atp gkyzn ssleyen ilk yldza bakt. Gkyz bir kadn gibi yumuakt; yerin btn sevgisi sanki gkyzne ykselmiti. Mathieu gzlerini krptrd: Yldz kayd, ocuklar. Bir dilekte bulunun. Luberon yellendi: ite benim dileim.

11

Mathieu tekrar esnedi. Peki, peki, ben soyunup yatacam. Geliyor musun, Chariot? Bilmem ki: ya bu gece yola karsak, ne olur ne olmaz hazr bulunalm. Mathieu kaba kaba gld: Aptallk etme. Peki peki, dedi Chariot. Geliyorum. Mathieu ambara girip kendisini ylece otlarn stne att. yle bir uyku bastrmt ki: mutsuz olunca, daima uykusu gelirdi. Krmz bir kre balad dnmeye, balkondan kadn yzle-ji sarkt, onlar da dnmeye baladlar. Mathieu ryasnda kendini gkyznde gryordu; balkondan sarkarak yeryzne bakyordu. Yeryz yemyeildi, bir pire gibi srayp duruyordu, j^athieu, 'aman beni grmesin' diye dnd. Oysa yeryz, o dev pire, be parman kaldrp Mathieu'y omuzundan yakalad, abuk! Kalk! Saat ka? Yznde scak bir nefes duyuyordu. Guiccioli'nin sesi: Onu yirmi geiyor. Sesini karma, kapya git, kendini gstermeden dar bak. Mathieu dorulup esnedi. Ne var? Subaylarn arabalar hazr yz metre ilerde, bekliyorlar. Ee, n'obnu? Sen dediimi yap, balonca anlarsn. Guiccioli gzden kayboldu. Mathieu gzlerini outurdu. Alak sesle seslendi: Chariot! Chariot! Longin! Longin! Cevap veren yoktu. Kalkt, uyku sersemliiyle sallanarak kapya gitti. Kap ardna kadar akt. Diri karanlkta gizlenmiti. Kimsin sen? Benim, dedi Pinette.

11

Ben de kzla sevieceksin sanmtm. Cilve yapyor be! yarma kald. Hey Allah, diye i ekti, glmek iin zorlanmaktan enelerim acd. Pierne nerede? Pinette yolun kar tarafndaki karanlk bir kapy gstererek, Tkeni: F - 9 hi Surda. Longin ile Charlot'da oradalar. N'oluyor? Bilmem. Sessizce beklediler. Gece mehtapl ama souktu. ^

binann karsnda gizlenmi glgeler, belli belirsiz kmldyor du. Mathieu ban evirip doktorun evine doru bakt. Genera, lin klar kapalyd, yalnz kapnn altmdan solgun bir ^ simsiyah geceye szlyordu. Birden zaman kverdi., titredi ve clz bir an vard sadece. Artk ne bar, ne de sava vardj Ne Fransa ne de Almanya; sadece biraz sonra alacak olan kapmm altmdan geceye szlen solgun k vard. Acaba kap alacak myd? u anda bu sorudan baka, hibir eyin nemj yoktu. Acaba kap alacak myd? Canlln yitirmi olan kal. bi sonsuz bir sevinle aydnland. Kap alacak myd? nemliy. di bu: Mathieu'ye yle geliyordu ki, kap alnca hayat bo yunca kendine sorduu tm sorularn cevabn bulabilecekti, Srtndan doru, bir sevin rpertisinin ykseldiini hi~s~tti utand kendi kendine... inanla: sava kaybettik, dedi. Zaman] birden bire tekrar meydana kt. Etrafn sarverdi. Gemi ve gelecek tekrar onu iine alverdiler. Sevinci bir anda snd, kapnn altmdan szan k snd. Kap gcrdad, ar ar aralaa di, ald karanla. Bir sre sonra, kapda glgeler belirdi, subaylar, pepee, basamaklar indiler; ilk inenler, dierlerini beklemek iin yolun ortasnda durdular. Generalin evindeki gece elencesi son bulmutu ; Temen Sautin ile Cadine, ikisi de yakkl, kolkolayd-lar; binba Prat elini, yzba Mauson'un omuzuna koymutu, eilip, glmsyor, ayn bir fl gibi aydnl altnda, son w kere daha poz veriyorlard; hepinizi alyorum, tamam. Bin Prat, topuklarnn stnde dnd, gkyzne bakt, btn sabay takdis edermicesine iki parman havaya kaldrd neral de dar kt, bir albay

11

arkasndan kapy yavaa di. Birliin kurmay tamamd. Yirmi tane subay, gece na kadar dans edip elenmilerdi. Garnizonun en gzel ans? ya. Kk topluluk sessiz admlarla yrmeye balad. Birinci fcatta bir pencere ald. Beyaz bir glge dar sarkarak, arka-jarndan bakt. Pinette, Olur ey deil be!. diye mrldand. Yumuak bir resmiyet havas iinde, sessizce, yryorlard; ay ile ykanan heykellemi yzlerinde ylesine bir yalnzlk, ylesine bir skt vard ki; insan kutsal bir eyi gzetler gibi gnah iliyordu sanki. Mathieu kendini hem sulu, hem de gnahlarndan temizlenmi hissetti. Vay canna be!. Gidiyorlar!.. Yzba Mauson duraklad. Duymu muydu yoksa? Hafif canbur, iri vcudu salland, ambara doru bakt, Mathieu gzlerinin parladn gryordu. Pinette homurdand, dar atlmaya davrand. Mathieu bileinden yakalayp smsk tuttu. Yzba bir sre daha karanla bakt, sonra dnp ilgisizlikle esnedi. General de geti. Mathieu onu bu kadar yakndan grmemiti. Yz, yer yer atlam kaya paralar gibiydi; iri ve heybetli vcudu, albayn kollarna yklenerek yryordu. Arkalarndan emir subaylar geliyordu, en arkada da glp fsl-daan birka temen. Pinette hemen hemen yksek bir sesle subaylar! dedi. Mathieu, Hayr, tanrlar, diye dnd. Yeryznde ksa bir sre kaldktan sonra Ompos'a dnen tanrlar. Olimpos'lu topluluk gecenin iine gmld," bir elektrik lmbasnn yuvarlak aydnl yolda oynap snd. Pinette, Mathieu'ye dnd, ay , gzel, umutsuz yzn aydnlatyordu. Subaylar! Evet, yle. Pinette'in dudaklar titremeye balad; Mathieu, hkrarak alamasndan korkuyordu. Haydi! Haydi! olum, kendine gel. Gzleriyle grmese inanmaz insan. Dnyann sonu geldi! Mathieu'nn eline yapp son midi buypu gibi skt.

11

il Belki de ofrler yola kmak istemezler? Mathieu omuz silkti: arabalar almaya balamt bile I Mutsuz bir gecenin derinliklerinden gelen ho bir austos b&J cei trksyd sanki. Bir sre sonra, arabalar hareket etti motor sesleri duyulmaz oldu. Pinette kollarn kavuturdu: Subaylar! Fransann neden hap yuttuunu imdi dim. Mathieu dnd: glgeler salkm salkm duvarlardan iniyor askerler, ara sokaklardan, ambarlardan sessizce ortala dk. lyorlard. Gerek askerler, ikinci snflar; bir anda soka dolduruverdiler. Yzleri ylesine dertli ve ylesine umutsuzdu, iar ki, Mathieu'nn ii burkuldu. Pinette'e; Gel! dedi. Nereye gidiyoruz? Arkadalarn yanna. Yok be! ben gidip yatacam: konuacak halim yok. Mathieu duraksad: onun da uykusu vard, kafas zonklu-yordu; uyumak, artk hi bir ey dnmemek istiyordu. Far kat tekiler de dertliydiler, Mathieu, ay nda bir koyun s-? rsn hatrlatan srtlarn gryor, kendini onlardan biri gibi hissediyordu. Benim canm konumak istiyor. yi geceler. Yolu geti, kalabaln arasna kart. Ayn tebeirimsi talam yzleri aydnlatyordu, kimse konumuyordu. Birden motor seslerini tekrar duydular. Geri dnyorlar; diye bard Chariot. Geri dnyorlar! Hadi be ordan, ta arabas! Ana yola ktlar. Yine de, belirsiz bir umutla kulak kabarttlar. Araba homurtular uzaklap tamamen kayboldu. Latex iini ekti: Olan oldu.

11

Nihayet bizbize kaldk, dedi Gtrimaud. Kimse glmedi. Biri, endieli, alak bir sesle sordu: Peki imdi ne yapacaz?. Hibir cevap kmad, kimsenin ne olacan dnd yoktu; dertleri bakayd, kendilerine bile aklayamadklar derin bir strap. Luberon esnedi, bir sre sustuktan sonra, Uykusuz kalmann faydas yok. Uykuya, ocuklar, haydi uykuya! Chariot ,hereyin bittiini gsteren bir hareket yapt: Doru! Gidip yatacam; ama rezalet derler buna! Birbirlerine endieyle bakyorlard: birbirlerinden ayrlmak istemiyorlard, fakat burada kalmalar iin de bir sebep yoktu. Aniden bir ses ykseldi, ac bir ses: Zaten bizi hi sevmemilerdi. Bu ses hepsinin adna konuuyordu, tm birden konumaya baladlar; Hayr! Yok, yok! Doru sze diyecek yok, haklsn dostum, haklsn, bizi hibir zaman sevmemilerdi, hi, hi ama! Onlarn dman Almanlar deildi, bizdik, btn sava boyunca birlikte dvtk, sonunda bizi yz st brakp gittiler. Artk, Mathieu de dierleriyle birlikte tekrarlyordu: Bizleri hi sevmediler! hi! Gidilerini grnce, dedi Chariot, ylesine hayal krklna uradm ki oraca ylverecektim. Sesi ,endieli bir hrltyla ksld: ite bunu sylememe-liydi. Artk, yaray iyice temizlemek gerekti, bundan sonra durmak imknszd. Kimse bizi sevmiyor, demek gerekti.Kimse bizi sevmiyor: siviller onlar savunamadmz iin suluyorlar bizi, karlarmz bizimle vnemiyorlar, subaylarmz bizleri yzst brakt, kyller bizden nefret ediyorlar ve Almanlar gece karanlnda ilerliyorlar. Ama itiraf etmek gerekf: lnetliyiz bizler, yenikler, korkaklar, bcekler, yeryznn en di yaratklar, sava kaybettik, irkiniz, suhrnz. hi kimse, hi kimse, yeryznde hi kimse sevmiyor bizi. Mathieu konumaya cesaret edemedi, fakat Latex, arkasndan, tarafsa bir sesle,

11

Paryalara dndk, dedi. Her kafadan bir ses kmaya balad; sert ve insafsz tekrarlyorlard: Paryalar! Sesler kesildi. Mathieu, bo bo, srf yzyze olduklar iin Longin'e bakyordu, Longin de ona. Chariot ile Latex de birbirlerine bakyorlard; herkes birbirine bakyordu, sanki sylenecek hibir ey kalmam gibi, herkes bekliyordu. Evet sylenecek hibir ey kalmamt, ama birden, Longin, Mathieu'ye glmsedi, Mathieu de glmseyerek karlk verdi; Chariot glmsedi, Latex glmsedi, ay , tm dudaklarda solgun, renkli iekler atrd o anda. Gel ,dedi Pinette. Haydi gel! Hayr. Haydi, haydi! Gel canm. Mathieu'ye yalvaran, kandrc gzlerle bakyordu. nsann cann skma, dedi Mathieu. Meydann ortasnda, aalarn altnda oturuyorlard, kilise kar1 arndayd, sada da belediye. Chariot, belediyenin nnde, en alt basamaa oturmu, rya gryordu. Dizinin stnde bir kitap vard. Askerler, tek balarna ya da toplu, ar admlarla dolayorlar: zgrlklerini nasl kullanacaklarn bilemiyorlard. Mathieu sarho gibiydi, ba ardan atlyordu. PiI fi 136 nette, Huysuzluun stnde, dedi. Evet, stmde. insan kemiren o dostluk sarholuuna kaplmlard. Askerler ay nda alev alevdiler, hayatlar yaamya deiyordu. Sonra bu ate snm; yapacak baka ileri kalmad iin gidip yatmlard nk henz birbirlerini sevmiye almamlard.

11

imdi elencenin ertesi gnyd; insan lmek istiyordu. Pinette sordu: Saat ka? Bei on geiyor. Tuh be! Ge kaldm. yi ya, acele etsene! Yalnz gitmek istemiyorum. Kzn seni yemesinden mi korkuyorsun? Ondan deil, dedi Pinette. Ondan deil... Nippert kendi lemine dalm, kara kara dnerek yanlarndan geti. Mathieu eliyle onu gsterdi. Nippert'le git. Nippert mi? Deli misin sen? Nippert'in arkasndan baktlar. Onun bu dalgn yryn ve dnceli halini merak etmilerdi. Pinette : Kiliseye gittiine bahse girerim dedi. Bir sre bekleyip sonra elini vurdu: Giriyor, kiliseye girdi!. Kazandm. Nippert gzden kaybolmutu; Pinette, Mathieu'ye dnp. endieyle bakt: Sabahtan beri, elli kii girdi ieriye. Arasra ilerinden biri iini etmek iin dar kp sonra hemen ieri giriyor e1"' de ne yapyorlar dersin? Mathieu cevap vermedi. Pinette ban kad: ieri bir gz atalm m? Seninki bekliyor, ge kaldn zaten. Benimkinin iine, dedi Pinette. Umursamaz bir tavrla uzaklat; Mathieu bir kestane aacna yasland. Yol ortasna braklm ie yaramaz bir sr artk : ite birliin subaylarndan geriye kalanlar, btn kasabalar bunlarla doluydu. Almanlar geerken bu artklar toplyacaklar-d.

11

Ne bekliyorlar Allahm? Ellerini abuk tutsalar ya! Yenilgi gnn bir parasyd sanki; gneti, aalard, o gnn havasyd, sinsi bir lmek arzusuydu. Muhabere avuu, yannda iki askerle ona doru geliyordu; Mathieu onlara bakt: gece, ay nda o dudaklar, kendisine glmlerdi. Onlar da tpk kendi gibi elenceden sonraki gn yayorlard. Mathieu aksn karp kestane aacnn kabuunu soymaya balad. Kendi adn, yer yznde bir yerlere yazmak istiyordu. Adm m yazyorsun? Evet. Hah! Hah! Glp getiler. Hemen arkalarndan baka askerler de geliyorlard: Mathieu'nn hi grmedii adamlar. Sakallar uzam., gzleri garip garip parlyordu; bir tuhaft halleri; ilerinden biri topallyordu. Meydan geip, kapal frnn nndeki kaldrma oturdular. Mathieu'nn yine tanmad bakalar, sonra daha bakalar geldiler, ne tfekleri vard ne de ceketleri, yzleri toz toprak iindeydi, postallarna kurumu amurlar yapmt, ite bunlar sevebilirdi insan. Mathieu'nn yanna dnen Pinette, kt kt yzlerine bakt. Neymi? diye sordu Mathieu. Kilise azna kadar dolu. Hayal krklna uram gibi ark sylyorlar, dedi. 13 Mathieu aksn kapad; Pinette sordu: Adn m yazdn? Mathieu aksn cebine koydu: Yazmak istedim ama ok vakit alyor. tri kym biri yanbalarnda durdu: yz yorgundu, tkenmiti. Sert bir sesle: Merhaba ocuklar, dedi. Pinette szd adam. Mathieu, Merhaba, dedi. ,

Subay var m iinizde? Pinette glmeye balad. Mathieu'ye,

12

Duydun mu? dedi. Sonra adama dnd: Yok, arkada, m, yok. Subay mubay yok: demokrasi var. Anlald, dedi adam. Hangi birliktensin? Krkikinci alaydan. . Krkikinci mi? Hi duymadm. Neredesiniz? Epinal'da. Ee, burda ne aryorsun? Asker omuz silkti, Pinette, birden dalga geerek sordu: Sizin birlik de buraya m gelecek? Btn subaylar da geliyor elbet. Asker gld, kaldrmda oturan drt kiiyi gsterdi. ' te, bizim alay! Pinette'in gzleri buuland: Epinal'de durum boktan ha ?. Boktand. imdi pek durgun oldu. Arkasn dnp arkadalarmm yanna gitti. Pinette arkasndan bakyordu. Krk iki, akln ald m senin! Hi duydun mu, krk ikiyi? Ben bugne kadar hi duymadm. Adam matraa alman iin bir sebep deil bu, dedi. Mathieu: Pinette omuz silkti. Kmseyerek: 139 Her an nereden kt belli olmayan bir sr adam kt ortaya. nsan rahat rahat konuamyor. Mathieu cevap vermedi: kestane aacnn stndeki entiklerdeydi gz. Haydi! dedi Pinette. Gel istersen! mz birlikte krlara kalm, kimseyi grmeyiz, rahat ederiz.

12

kznla senin aranda ne halt etmemi istiyorsun? Yapacanz o i iin bana ihtiyacn yok herhalde!. Pinette ackl ackl: O ii hemen yapmayz, dedi. nce konumak lzm. Birden konuyu deitirdi: una bak! una bak yahu: bir yabanc daha. Ksa boylu, tknaz, ta gibi bir asker kendilerine doru geliyordu. Kanl bir sarg sa gzn rtyordu. Pinette umutsuzluktan titreyen bir sesle, belki de byk bir sava balad. Belki de birden kan gvdeyi gtrecek! dedi. Mathieu cevap vermedi. Pinette, gz sargl askere seslendi: Heyy, baksana!. Asker durdu tek gzyle Pinette'e bakt Sizin orada sava m var? Adam cevap vermeden kendisine bakyordu. Pinette, Mathieu'ye dnd. Bunlarn azndan da laf kmaz. Adam yrmeye balamt. Birka metre sonra durdu, srtn bir kestane aacna dayad, yere oturuncaya kadar kayd. Dizleri enesinin altnda ylece kalakald. Durumu kt, dedi Pinette. Hadi, yardm edelim.. Yaklatlar. Pinette, Halin yok mu arkada? diye sordu. Asker cevap vermedi. Hey! yi deilsin galiba? 140 it Mathieu,

12

Sana yardm edelim, dedi: neren aryor? Pinette, koltuklarndan tutup kaldrmak iin eildi, eilme-siyle dorulmas bir oldu. Lzum yok! Adam, az ak, gz bir noktaya dikilip kalm, oturuyordu. Rahat ve mutlu bir hali vard. Lzum yok mu? yle ya! Baksana una. Mathieu eildi, bam askerin gsne dayad. Haklsn. diye mrldand. Gzlerini kapamak lzm. Pinette boynunu ksm, alt duda ileri uzamt, sonsuz bir itinayla parmaklarnn ucuyla adamn gzlerini kapad. Mathieu ona bakyordu, lye bakmyordu: lnn artk nemi yoktu. Sanki btn mrnce bu ii yapmsn, dedi. Evet, ok l grdm. Ama savaa girdikten sonra grdm ilk l bu. l, kapal gzleriyle, bu konuulanlara glmsyordu. lmek kolay bireydi galiba. Kolay, hatt neeli. Eer byleyse, yaamak niye? Mathieu birden rperdi. Bir el dokunmutu omu-zuna. O iri kym, gzleri buulu adam; slak gzleriyle lye bakyordu. Gitti mi? ld. smi Gerin idi. Arkasna dnp, seslendi: Hey, ocuklar! abuk gelin! Drt asker kalkp komaya baladlar. Adam, Gerin lm, diye dard. Tuh Allah kahretsin! lnn evresini almlar, kuku ile bakyorlard. Dmemesi ne tuhaf.

12

141 ok olur byle. Ayakta dik duranlar bile olur. ldne emin misin? . Bunlar yle sylyorlar. Tm birden lnn stne eildiler. Biri nabzn tutuyor, cieri kalbini dinliyordu, ncs bir cep aynas kard cebinden, polis romanlanndaki gibi lnn azna dayad. Doruldular, anlamlard, iri kym asker ban sallyarak, Ne adamd be! dedi. Drd birden ban sallayp tekrarladlar: Ne herifti ya! Ksa boylu iman olan Mathieu'ye dnd: Yirmi kilometre yrd. Orada kalsayd, imdi hayatta olurdu. Mathieu, lnn adna konuur gibi; Almanlarn eline gemek istemiyordu belki de, dedi. Gese n'olurdu? Almanlarn ambulanslar var. Yolda, , kendisiyle konutum. Oluk gibi kanyordu, fakat lf anlatamazsn ki. Herif aklna eseni yapard. Evine dnmek istediini syleyip duruyordu. Evi de neredeymi? dedi Pinette. Cahors'da. Orada kasaplk yapard. Pinette omuz silkti. yi ama, yolu buras deil ki. Deil. Sustular, ly skntyla szdler. Ne yapacaz bunu? Gmecek miyiz? Yapacak baka bir ey yok. Koltuklarnn, dizlerinin altndan yakaladlar. Hep onlara glmser gibiydi. Fakat vakit

12

getike, biraz daha lye benziyordu. Size yardm edelim, dedi Mathieu. Yorulmayn siz. Pinette atld, I1! 142 Olsun! Olsun! Yapacamz bir eyi yok, i km olur.. ri asker Pinette'e inatla bakt: Hayr, dedi. Bizim aramzda bitmeli bu i. O bizdendi, big gmmeliyiz. Nereye gmeceksiniz? Ksa boylu iman, bayla kuzeyi gsterdi: Oraya. Cesedi yklenip yrmeye baladlar: Drd de tadklar l kadar l grnyorlard. Pinette seslendi. Papaz bulabilir miyiz acaba? Belki bu arkada dinine balyd? aknlkla Pinette'e baktlar. Pinette, kiliseyi gsterdi: iersi papaz dolu. ri kym asker kesin ve asl bir hareketle elini kaldrd: Hayr. Hayr, hayr. Bu i aramzda kalmal. O da dnd, arkadalarnn peinden yrd. Meydan geerek gzden kayboldular. Chariot seslendi: Niye gtrdler herifi? Mathieu dnd: Chariot ban kaldrm, kitabn yanma basaman stne koymutu. Niye olacak, ld. Vay anasna, hi aklma gelmedi; tarlarken farkettim. Neyse bizden deil, deil mi? Deil. Ya! yi. Yaklatlar. Belediyenin pencerelerinden, trkler, bai" rlar duyuluyordu.

12

erde n'oluyor? diye sordu Mathieu. Chariot glmsedi, sadece: Cmb var, dedi. Sen de oturmu kitap okuyorsun? Chariot, alakgnlllkle, Pek de okuyor saylmam, dedi. Ne kitab bu? Vaulabelle!. Bunu Longin'in okuduunu sanyordum. Chariot alayla, Longin mi? dedi. Bana yle geliyor ki, kitap okuyacak halde deil, Longin. Ba parmayla, omuzunun stnden binay gsterdi: unun iinde, domuz gibi de imi. Longin n ? O sudan baka bir ey imez. yleyse, git de gr, imi mi imemi mi! Pinette sordu: Saat ka? Bei otuzbe geiyor. Mathieu'ye dnd: Gelmiyor musun?. Gelmiyorum. yleyse cehenneme kadar yolun var! Pinette, gzel, miyop gzlerini Charlot'ya evirdi: Amma da canm skyor be. Cann skan ne, arkadam ? dedi Chariot. ite o kar!.. Kar cann skyorsa bize devret. Yapamam. Kz bana kesik!. yleyse, alnnn ak ile k iin iinden.

12

Pinette 'belnz bulun' der gibi ellerini sallayarak onlara srtn evirdi, yryp gitti. Chariot glmseyerek arkasndan bakt: Kadnlarn houna gidliyor. yle dedi. Mathieu. Onu kskanmyorum. Oysa u anda tek dncem bir kadnla sevimek... Merakla Mathieu'ye bakt: Korku insann hislerini kamlanm derler. Eee?. J.4* H

Kendim iin sylemiyorum: Benimki buruup kalmjs . Korkuyor musun? Korkmak m, yoo. Yalnz midemde bir arlk var. Chariot birden Mathieu'nn koluna yapt; sesini alaltt^ Otur, sana syliyeceklerim var. Mathieu oturdu, Chariot alak sesle, Balarndan byk yalanlar sylyorlar, dedi. Ne yalan? Chariot, sklarak, Bir sr boktan yalan! Anlatsana. Onba Cabel. Almanlarn bizi hadm edeceklerini sylyor. Gzlerini Mathieu'den ayrmadan gld. Yok canm, dedi Mathieu. Yalan bunlar. Chariot glyordu: Ben de inanmadm zaten. Bu i ok zaman alr... Sustular. Mathieu Vaulabelle'i eline alm sayfalarn kartryordu. Chariot, kaytszca: Almanyadaki yahudileri hadm ediyorlar m dersin? Yok canm.

12

Chariot ayn kaytszlkla, Bana yle anlattlar, dedi. Birden Mathieu'y omuzlarndan yakalad. Mathieu, korkunun karmakark ettii bu yzn grnne dayanamad, gzlerini yere indirdi. Bana ne yaparlar? Bakalarna ne yaparlarsa onu. Bir sessizlik oldu, Mathieu ekledi: Nfus kdn, askerlik czdann yrtp at. oktan yaptm o ii. Neden korkuyorsun yleyse?. Yzme bak, dedi Chariot. Mathieu bir trl ban kaldrmak istemiyordu. Sana yzme bak dedim! 145 Bakyorum. Ne var? Yaludiye benziyor muyum? Hayr, benzemiyorsun. Chariot iini ekti; bir asker sallana sallana belediye bina- | sndan kt, basamak indi, drdncy tutturamad, Mathieu ile Charlot'nun arasndan uup yuvarlanarak yolun ortasna yld. Kafay bulmu bu! dedi Mathieu. Asker dirseklerinin zerinde doruldu, kustu, sonra ba dt, bir daha da kmldamad. Levazmdan arap araklamlar. Buradan geilerini bir grecektin, nereden bulmular, bilmem, ellferinde marapalar, bir karavana dolusu da arap. Ne iren herifler be! Alt katn pencerelerinin birinde Longin'in yz belirdi, ge-irdi. Gzleri kpkrmz, bir

12

yana da kapkarayd. Chariot sertlikle, u haline bak! diye bard. Longin gzlerini krptrarak onlara bakt; tanynca ackl bir ekilde kolunu havaya kaldrd: Delarue! Ne var? Kendimden tiksiniyorum. kp gitsene oradan. Tek bama gidemem. Geliyorum, dedi Mathieu. Vaulabelle'i smsk vcuduna bastrarak kalkt. Sen de lzumundan fazla iyi kalplisin dedi Chariot. Vakit gesin diye. ki basamak kt, Chariot arkasndan bard: Hey! kitabm geri ver. fkelenen Mathieu, Tkeni: F -10 ---1*0-- Peki, peki, barma yle, dedi. Kitab Charlot'ya frlatp, kapdan ieri dald, beyaz duvarl bir koridora girmiti, bir bunalmn etkisiyle durdu: Crlak uykulu bir ses topu marn sylyordu. Bu ona, 24 ylnda kederinden ldran dul teyzesini grmeye gittii Rouen tmarhanesini hatrlatt; deliler pencerelerin arkasnda ark sylyorlard. Soldaki duvara bir afi aslmt, yaklap okudu: Genel seferberlik, Halbuki ben sivildim diye dnd. Ben de sivildim bir zamanlar, Afiin stndeki apraz iki kk bayraa bakyor, kendini, srtnda alpago bir ceket, kolal gmle-iyle gryordu. Geri bunlarn ikisini de hi giymemiti; yalnz sivilleri hayalinde bylece canlandryordu. Sivillie intibak etmek bana ok g gelecek diye dnd. Zaten bir gn bu zavall sivillerin de sonu gelecek. Birden Longin'in Mathieu!. diye seslendiini duydu, solunda ak bir kap grerek ieri girdi. Gne batmak zereydi; tozlu, uzun gn nlar oday,

12

aydnlatmadan ikiye blyordu. Ar bir arap kokusu boazn yakt, Mathieu gzlerini krptrd, nce beyaz duvarda bir leke gibi duran duvar haritasndan baka bir ey1 gremedi, sonra kk bir dolabn stne oturmu, batan gnein kzllnda postallarn sallayp duran Menard' grd. Mar syleyen oydu; nee saan gzfleri ak aznn stnde fldr fldr dnyordu, ierde hibir eya yoktu, btn eyalar alnmt. Oday ho-geldin sesleri doldurdu: Delarue! Merhaba Delarue Mathieu etrafna bakt, yerlere serilmi bir takn insanlar grd. Biri kusarken ylp kalmt, bir dieri boyu boyunca uzanm horluyordu, ncs duvara dayanmt; Menard gi-u bi onun da az akt, yalnz ark sylemiyordu, kl rengi sakallar bir kulandan dierine uzanyordu, gzlklerinin altndaki gzleri kapalyd. 147 Merhaba, Delarue! Delarue, merhaba! Sanda, daha az sarho bakalar vard. Guiccioli yerde oturuyordu, bacaklarnn arasnda dolu bir arap marapas vard, Latex ile Grimaud bada kurmulard Grimaud marapasn kulpundan tutmu yere vurarak Menard'm arksna tempo tutuyordu; Latex, elini bileine kadar pantalonunun nnden ieri sokmutu. Guiccioli birka szck syledi ama Me-nard'n arksndan duyulmad. Mathieu, elini kulann nne tutarak, Ne diyorsun? dedi. Guiccioli, Menard'a fkeyle bakt: Bir dakika sus be adam! Kulamzn zar patlad. Menard arky kesti. Peltek bir syleyile, Kendimi tutamyorum, dedi. Ve hemen ardndan, yine o ayn sesiyle Camaret'nin kzlar arksna balad. Guiccioli, te imdi hap yuttuk! dedi. Pek de kzm deildi; Mathieu'ye adeta gururla bakt; Ne en, dedi. Burada, hepimiz eniz; serseri, deli fiekleriz; ortal birbirine katanlar etesi bu! Grimaud bayla tasdik ederek gld. Bir yabanc dil konuur gibi zenle:

13

Elenmiyenleri ieri almyoruz, dedi. Belli, dedi Mathieu. Guiccioli sordu: Bir bardak da sen ier misin ? Levazmn krmz arabyla dolu bir karavana odann ortasnda duruyordu. inde bir sr cisim yzyordu. Reel karavanas bu, dedi Mathieu, Nereden aldnz? Bover, dedi Guiccioli. eceksen i, imiyeceksen cann cehenneme? Mathieu glkle konuuyor, gzlerini bile aamyor, fakat kendini tutuyordu. 148 miyeceim, Longin'i gtrmeye geldim. Nereye gtreceksin? Hava almaya. Guiccioii, marapay iki eliyle yakalayp iti: Al gtr, sana engel olacak deilim. Zaten boyuna kardeinin lfn edip, kafa tlyor. Mathieu, Longin'in kolundan tuttu. Haydi, gel! Longin, sinirli bir hareketle kolunu ekip kurtard: Bir dakka! Brak da kendime geleyim. stediin kadar bekleriz. Ona arkasn dnp dolaba bir gz atmaya gitti. Raflarda, stleri rmcek ayla rtl kaim ciltler grd. Okunacak bir ey arad. Ne olsa okuyacakt: Meden Kanunu bile. Dolap kilitliydi; bouna amaya urat, Guiccioli. Cam kr, dedi. Mathieu'nn can sklmt:

13

Olur mu canm?. Neden olmasm? Biraz bekle de gr, Alman domuzlan bir tekini brakacaklar m? Dierlerine dnd : O domuzlar drt bir yan atee verecekler. Delarue ise cam krmaktan korkuyor. Askerler alaya baladlar. Grimaud kmseyerek, Pis Burjuva! dedi. Latex, Mathieu'y ceketinden ekiyordu. Hey! Delarue, gel bak. Mathieu dnd. Neye bakaym? Latex, pantalonunun dmelerini ap, nne vurarak, Bak una! dedi, bak da selm dur, bununla alt tane yaptm. Alt tane ne yaptm ? Alt ocuk. Hem de gzelinden, ne haber, her seferinde 149 en az on kilo geliyorlard, artk karnlarm kim doyuracak bilmem. Sonra hafife ne doru eilerek; bize baka ocuklar da 1 yapacaksn, dedi. Dzneyle ocuk yapacaksn daha, kk apkn! Mathieu, ban evirdi, Latex fkeyle bard: apkam kar da, selm dur aylak. apkam yok. Latex evresinde gz gezdirip, Sekiz ylda alt tane. Var m daha ounu yaptm diyen? Mathieu Longin'in yanna geldi: Eee? Geliyor musun? Longin dargn dargn bakt.

13

Zorlanmaktan hi holanmam... Seni zorladm yok, beni kendin ardn. Longin parman Mathieu'nn burnunun dibine kadar soktu: Seni hi sevmiyorum, Delarue. Seni hi bir zaman sevmedim. Ben de. Longin, memnunlukla: Peki yleyse, dedi, hem belki daha iyi anlarz bundan sonra. Mathieu'ye pheyle bakyordu, neden imiyecek misim? miyeceim de ne olacak yani?. ince alyorsun, dedi Guiccioli: mesem daha kt olurum belki!. Menard arksna balad: lrsem icerben leyim, arap fsna gmleyim. Mathieu, Longin'e bakt. stediin kadar iebilirsin. Hayal krklna urayan Longin, Ha ? diye homurdand. stediin kadar iebilirsin diyorum; bana vz gelir. 1OU Mathieu, gitmekten baka are yok, diye dnyor, yal. nz bir trl karar veremiyordu. stlerine eiliyor, sarholukla-rmn, mutsuzluklarnn bol bol ykselen ekerli kokularn al. yor, dnyordu: Nereye gideceim? Adeta ba dnyordu. Yenilgiyi tortusuna kadar ien bu yenikler onu irendirmiyordu. rendii biri varsa, o da kendisiydi. Longin, marapasn almak iin eilince, dizlerinin stne kapakland. Tuh. be. Karavanaya kadar srnerek gitti, elini dirseine kadar arabn iine daldrd, marapay kard, imek iin karavanaya eildi. arap titreyen dudaklarnn iki ucundan karavanann iine dklyordu.

13

ok fenaym. Kus, diye sadk verdi Guiccioli. Nasl kusaym? Yz sapsaryd, glkle nefes alyordu. Guiccioli, iki parman azn a soktu, yana eildi, biraz rd, salyams bir sv kard. Elinin tersiyle azn silip: te byle yap, dedi. Dizst yerde oturan Longin, marapay sol eline ald, sa elini grtlana kadar soktu. Latex, Hey! diye bard, arabn, iine kusacaksn. Delarue, diye seslendi, Guiccioli, it unu! abuk kenara it! Mathieu itti, Longin parmaklarn azndan karmadan k st oturuverdi. Hepsi iaret vermek istercesine ona bakyorlard. Longin, parmaklarn ekip rd, Guiccioli, Eni ekme, dedi. imdi kusarsn. Longin ksrd, kpkrmz kesildi. Tkanr gibi itiraz etti, kusamyorum ite. Guiccioli fkelendi: 151 Bok herif sen de. Kusmay bilmeyen imez. Longin cebini kartrd, dizlerinin stnde doruldu, sonra leenin yanma meldi, Grimaud, Heyyt! Ne yapyorsun? diye seslendi. Longin, arap damlayan mendilini kazandan karrken, unu slatp alnma koyacam dedi. Sonra mendili alnna koydu, ocuksu bir sesle,

13

Delarue, n'olur, unu bamn arkasndan balayverse-ne!. Mathieu, mendilin iki ucunu tutup Longin'in bann arkasna dmledi. Oh! yi geldi. Mendil sol gzn rtyordu; krmz arap damlalar yed, yol yanaklarndan, boynundan akyordu. Guiccioli glerek, isa'ya benziyorsun, dedi. Bunda haklsn. sa gibi bir insanm ben de!. Marapay tekrar doldurmas iin Mathieu'ye uzatt. Yoo! Yeter derecede itin. Sana ne diyorsam onu yap. Allahm cezas, sana ne diyorsam onu yap! Yakman bir sesle ekledi. Derdim var! Allahm bels, dedi Guiccioli, verin una isin, yoksa imdi bize erkek kardeini anlatmaya balar. Longin kaba bir tavrla: Canm isterse elbette bahsederim? Sen mi mni olacaksn bana? Yeter be! Rahat brak bizi, dedi Guiccioli. Longin Mathieu'ye dnd : Kardeim, Hossegos'da. Demek asker deil? Yok canm, iini bilir o. re ayrld. imdi karsyla amlarn altnda seviirken, Zavall Paul, anssz ocuk diye te dnyorlardr. Gsteririm ben onlara, zavall Paul'. Bir sre dndkten sonra kararn bildirir gibi: Kardeimi sevmiyorum. Grimaud gzlerinden ya gelircesine glyordu. killenen Longin, Glecek ne var be? diye sordu. Guiccioli fkeyle, glmeyi de yasak m edeceksin? Gri-maud'ya babacan bir tavrla, Sen glmene bak, arkadam dedi, iyice ge dalgan, istediin gibi elen,

13

buraya elenmeye geldik. Karm hatrladm da ona glyorum dedi Grimaud. Bana ne senin karndan. Sen kardeini anlattn ya!. Ben de karm anlatrm. Karnn nesi var? Grimaud, parman dudaklarna gtrd: ist! dedi. Guiccioli'ye doru eilip gizlice: le bakamazsn, km gibi! Guiccioli, konumak istedi. i Suratna biGrimaud, emreden bir tavrla, Bouna konuma, dedi, km gibi dedik ya, prsk ite. Dur, dedi, biraz kalkt, arka cebine ulamak iin sol elini arka cebine doru gtrd. Resmir ni gstereyim istersen, grnce kusarsn. Dorulmak istedi ama, tekrar oturdu yerine. nan bana, kn gibi porsumu, bana inanrsn deil mi? Durup dururken sana yalan syliyecek deim herhalde!. Longin ilgilendi: Gerekten irkin mi? Km gibi dedik ya. Neresi irkin? Her yan. Gsleri dizlerinde, k da topuklarnda. Hele bacaklarn grsen, canl cenaze! Parantez arasndan iiyor sanki! Longin glerek, yleyse, dedi, bana devret, tam bana gre bir kadngen hep irkin, karlardan geinirim, gzelleri, kardeim kullanrd. Grimaud, hnzrca gz krpt. Yo, sana devredemem, arkadam. Sana dewetsem, ben de yakkl olmadma gre, yenisini bulacan ne malm. ini ekerek: Hayat ite, diye balad. Elindekiyle mutlu olabilmeli insan.

13

Menard arkya balad, Papazlarn hayat ite Yaanacak hayattr hayat, Hayat, dedi Longin. Hayat! Hayatlarn hatrlayan llere benzedik. Anasn sattmn, hayatlarmz gzel de deildi. Guiccioli, marapasn yzne frlatt. Marapa Longin'in yzn syrp karavanann iine dt. Guiccioli az kpre-rek, Deitir u pl, dedi. Benim de dertlerim var, ama kimsenin kafasn iirmiyorum. Buraya elenmek iin toplandk anladn m? Longin, umutsuz gzlerle Mathieu'ye bakt. Yalvarr gibi, Beni buradan gtr, dedi, gtr beni! Mathieu, koltuklarnn altndan tutabilmek iin eildi; Longin bir kara ylan gibi kvrlp elinden kurtuldu. Mathieu'nn sabr tkenmiti. Yeter artk be! Geliyor musun, gelmiyor musun? Longin srt st yatm, alayl alayl bakyordu. Gelmemi istersin deil mi? stersin. Bana ne. Ama kat' kararn syle. yle ya dneyim. Ben dnrken sen de bir tane attr. Mathieu cevap vermedi. Grimaud marapay uzatt. Al! Mathieu eliyle itti. Teekkr ederim, Neden imiyorsun? Hepimize yetecek kadar var; skl-ma.

13

Susamadm ki!. Guiccioli balad glmeye. Susamam!. Bizim susamadan ienler etesinden oldu-umuzu bilmiyor musun, mutsuz adam? Canm imek istemiyor. Guiccioli kalarn kaldrd. Neden herkesin can istiyor da, seninki istemiyor? Ha, neden? Mathieu'ye sert sert bakt: Ben de seni olgun biri sanrdm Delarue, beni hayal krklna urattn! Longin bir dirsei zerinde doruldu: Bizi kk grdn anlyor musunuz? Bir susku. Guiccioli, Mathieu'ye soran gzlerle bakt, sonra birden, oturduu yere yad, gz kapaklar kapand. Dudaklarnda ac bir tebessmle gzlerini amadan: Bizi kk grenler defolup gitsinler buradan. Kimseyi zorla tutmuyoruz, biz bize yeteriz. Kimseyi kk grmyorum? Mathieu duraklad: Onlar sarho, bense imed'm. Bu durum ona istese de, istemese de, kendisini utandran bir stnlk duygusu veriyordu. Bundan adeta utanyordu. Daha fazla tahammlleri kalmad iin iiyorlar. Ve kendi de on1 a1" kadar sarho olamad iin straplarn paylaamyordu. Keke, buraya gelmeseydim diye dnd. Longin, fkeyle, bizi kmsyor, diye tekrarlad. Burada sinema seyreder gibi, ilerini dken sarholar seyretmek onu elendiriyor. Sen kendi hesabna konu, dedi Latex. Ben kimseye iimi dkmyorum. Guiccioli bkkn bir tavrla, f be!, kes artk, dedi. Grimaud, dnceli dnceli Mathieu'ye bakyordu. Eer bizi kmsyorsa, kafasna ierim onun. Guiccioli glmeye balad:

13

Kafana iiyecek senin. Kafana iiyeeek. Menard arky kesmiti; dolabn stnden aa indi, korku dolu gzlerle evresine baknd, sonra rahatlam gibi derin bir nefes ald ve olduu yere ylverdi. Kimse ban evirip bakmad; hepsi dosdoru nlerine bakyorlar, bazan kzgn baklarn Mathieu'ye eviriyorlard. Mathieu, ne yapacan bilemiyordu. Hibir ktlk dnmeden, srf Longin'e yardm etmek iin gelmiti. Oysa utan ve pimanln da kendisiyle birlikte ieri gireceini nceden bilmesi gerekirdi. Onun yznden bu adamlar u andaki hallerinin farkna varmlard, nk Mathieu, onlarn diliyle konumuyordu ve istemeden, onlarn hem yargc, hem tan durumuna gemiti. arap ve toz toprak dolu karavanadan ireniyor, fakat irendii iin de kendinden utanyordu. Ben kim oluyorum da arkadalarm sarhoken imek istemiyorum? Latex, ar ar karnnn altn okuyordu. Birden Mathieu'ye dnd, gzlerinde meydan okuyan bir prlt, marapasn bacaklarnn arasna ekti, Gcn arttrr diye ke banyo yaptryorum. Guiccioli gld. Mathieu ban evirince Grimaud'nun alayl bakyla karlat: Kimlerin arasna dtm, diyorsun, deil mi? Sen bizi bilmezsin olum, bilmezsin, bizlerden hersey beklenir. ne eilip ondan yana olduunu gsterir ekilde gz krparak bard: Hey! Latex o arab iemezsen yuh sana. Latex de ona gz krpt. emez miyim sandn? Marapay kaldrp gzlerini Mathieu'den ayrmadan apr apr iti. Longin dalga geiyor; hepsi glmsyorlard. Be-nim yzmden ykleniyorlar ocua. Latex, marapasn brakp dilini aplatt: Tad artm bunun be!. Ee, dedi Guiccioli, Grdn m? Az matrak deiliz ha? Daha bir ey grmedin, dedi Grimaud. Henz bir ey grmedin. Titreyen elleriyle pantalonunun nn amaya al-yordu, Mathieu, Guiccioli'ye doru eildi,

13

yavaa: Marapan ver, dedi. Ben de sizinle eleneceim. Guiccioli terslendi; Leenin iine dt. Al iinden. Mathieu, elini leenin iine sokup parmaklarn arabn iinde oynatt, leenin dibine dokundu, marapay dolu olarak kard. Grimaud'nun elleri hareketsiz kald; Grimaud, nce ellerine bakt, sonra cebine sokup, Mathieu'ye bakt. Latex yumuamt, Naslm, dedi. Kendini tutamyaca-n biliyordum. Mathieu iti. arabn iinde, pht pht, yumuak, renksiz cisimler vard. Mathieu azna gelenleri tkrerek, marapay tekrar doldurdu. Grimaud memnun memnun glyordu. Bizi gren dayanamaz: meden duramaz. Kskanr bizi. Guiccioli dalga geerek, Acyacaklarna, kskansnlar daha iyi. Mathieu, arabn iinde rpnan sinei kardktan sonra iti. Latex aptalca bakyordu: Bu kafa ekmek deil. ntihar etmek!. Maraba boalmt. Mathieu, ok zor sarho olurum, dedi. nc defa marapay doldurdu. arap ekerli, tuhaf tadyla ard. killendi Mathieu, ine iediniz mi yoksa? Guiccioli kzd, Deli misin sen? arab ziyan eder miyiz be? Neyse! Aldrmam byle eylere zaten. Bir dikite bitirip, bir de 'oh' ekti. Guiccioli ilgiyle Ne haber? dedi. Kendini daha iyi hissediyor musun? Mathieu bam sallad : Henz deil. Marapay ald; dilerini skm, karavanaya doru eilirken, arkasndan Longin'in alayl sesini duydu : kiye bizden k dayandn gstermek istiyor. Mathieu dnd :

14

Hayr! Kafam yerine gelsin diye iiyorum. Longin dimdik yerde oturuyordu. Mendili burnundan aa kaymt. Mathieu, mendilin stnden, yal tavuklara bemiyen yuvarlak, sabit gzlerini gryordu. Seni sevmiyorum, Delarue! Sylemitin. Arkadalar da seni sevmiyorlar. Tahsilli olduun iin onlar rktyorsun, sakn seni sevdiklerini sanma. Mathieu dilerinin arasndan, Neden sevmiyorlar beni? diye sordu. Dierleri gibi davranmyorsun. Sarho olurken bile bizim gibi olmuyorsun. Mathieu, Longin'e ne yapacan bilemeden bakt sonra dnp marapay dolabn camna frlatt. Yksek sesle, Sarho olamyorum, dedi. Olamyorum. Gryorsunuz ite, olamyorum. Kimse sesini karmad; Guiccioli, dizlerinin stne den, byk cam parasn yere koydu. Mathieu, Longin'e yaklat, kollarndan smsk tutup ayaa kaldrd. Hadi yr. Bu da ne? Bana karamazsn, Sen kendi km kurtarmaa bak Aristo klkl. Seni gtrmeye geldim, beraber gideceiz. Longin deli gibi rpmyordu. Beni rahat brak diyorum, brak. Braksana, anasn sattmn herifi, elimden bir kaza kacak.Mathieu onu odadan karmaya alt. Longin elini kaldrp parmaklarn Mathieu'nn gzne sokmak istedi. Salak dedi Mathieu. Longin'i brakt, enesinin altna pek de gl olmayan iki yumruk oturttu; Longin salland, olduu yerde dnd; Mathieu onu havada yakalayp, bir uval gibi srtna

14

ald. Grdnz m, dedi. Ben de, kafama koyunca, nasl eleniyorum grn ite. Onlardan nefret ediyordu. Dar kp, srtndaki ykle basamaklar indi. Yanndan geerlerken Chariot kahkahay bast. Arkadan nesi var? Mathieu yolu geip Longin'i kestane aacnn dibine brakt. Longin bir gzn at, konumak istedi, kustu. Mathieu Aldn m biraz? diye sordu. Longin yeniden kustu. ki hkrk arasnda, Rahatlyorum, dedi. Ben gidiyorum. Kusman bitince iyi bir uyku ekmeye bak. Postaneye vard zaman Mathieu scluk solua idi. Kapya vurdu. Pinette at, Mathieu'ye sevgi dolu gzlerle bakt. Sonunda karar verdin demek. du. Evet verdim. Postac kz, Pinette'in arkasnda, yar karanlkta duruyorKk hanm artk bizden korkmuyor. Krlarda kk bir gezinti yapacaz. Kzcaz Pinette'e fkeyle bakt. Mathieu ona glmsedi. Benden pek holanmad, diye dnyordu, ama umurunda bile deildi. Pinette, arap kokuyorsun, dedi. Mathieu cevap vermeden gld. Postac kz, siyah eldivenlerini giydi, kapy iki kere kilitledi, yola ktlar. Kz Pinette'in koluna, Pinette de Mathieu'nn koluna girmiti. Askerler, yanlarndan geerken kendilerini selmladlar. Pinette seslendi, Pazar gezmesine ktk. Ohoo, dediler, subaylar olmaynca, bize faergn pazar.

14

Gnein bembeyaz ve ay' sessiz baklar; gelecek trlere insan rknn nasl olduunu anlatacaklar. Boydan boya 'dzanan harabeler, yal ve siyah gzyalarn oluk gibi aktyorlar. Kuzeybatda bir zafer ant, kuzeyde bir Roma tapma ; gneyde bir kprden dier bir tapmaa geiliyor; bir havuzda kokmu su, tatan yaplm bir bak sivri ucuyla ge doru dikiliyor. Tatan yaplm! Tarihin ekeriyle yorulmu talar; Roma, Msr, ta devri : ite nl bir diyardan arta kalanlar. Tekrarlad : Arta kalanlar oysa bunlarn verdii haz artk azalmt. Hi bir ey, bir harabeden daha bktrc deildir; almaya balamt bile. Yorgun ama yine de mutlu olarak, aznda, yakc bir yaz lezzetiyle parmakla srtn dayad : btn gn dolamt; ayakta duracak hali yoktu, yine de yrmek gerekti. l bir ehirde yrmek gerekir. Danil rendi kendine kk bir mkfata hak kazandm dedi. Ne olursa olsun, kck bir mkfat; bir ke banda iek gibi biti-verecek bir sevin vesilesi. Her yan l : ufack saray panlt XOX---ja ortala sramakta, siyahl beyazl gvercinler, ta devrinden kalma, ta kesilmi kular. Bu ta gibi grnmde tek se-yjn belirtisi, Crillon otelinde dalgalanan Nazi bayra idi. Ey! Kutup ieklerinin ve denizin ipei stndeki kaln et-^en bayrak. Kanl kuma parasnn ortasnda bir yuvarlak leke; Tpk ocukluumda araflarmn stne vuran Japon fenerlerinin yuvarlak akislerini andryor; Yuvarlan iinde, kara ylanlarn dm, ktlk iareti, benim iaretim. Bayran kvrmlarnda her an krmz bir damla oluuyor, kurtuluyor, kaldrm talarnn stne (*) damlyordu: Erdem kanyordu. Erdem lyor! diye mrldand. Fakat bu onu artk bugn ncesi kadar elendirmiyordu. gndr kimseyle konumam, sevinci katlamt; bir an yorgunluktan gzleri karard, eve dnsem mi diye dnd. Hayr. Eve dnemezdi: Varlm her yerde aranyor. Yrmek!. Gkyznn grltyle yrtln huzurla karlad. Uak gnete parlyordu, nbet deimi miydi ? Bu l ehrin baka bir tan vard, l ehir ban kaldrm baka gklere doru bakyordu. Daniel glmsyordu: Uak mezarlarn arasnda kendisini aryordu. Yalnz benim iin buraya geldi. Meydann ortasna atlp mendilini sallamak istiyordu. Uak, geip gitti, Daniel'in evresinde yeniden bilinmeyen bir gezegenin sessizlii olutu. Yrmek! Bu soumu gezegenin yzeyinde durup dinlenmek bilmeden yrmek. (*) Kitabn aslnda Mae Adam'm stne damlyordu yazldr. John-London Mac

14

Adam, Macadam ad Verilen ta rme sistemini bulduu sylenen sko mhendisi (evirenin notu). Tkeni; F - 11 162 Ayaklarn sryerek yrmeye devam etti; ayakkablar tozdan bembeyaz olmutu. Bir anda irkiliverdi, belki de u an. bunalmla yklr gibi oldu, ocuk o minicik ve ok uzak uuru-01un dibinden kendisine sesleniyordu; gzellik kendisini aryordu. Gzellik benim aln yazm. Herey yeniden balyacak. _____ ____ ., utan, lgnlklar. Sonra birden bi il k" TL Jerey: Umut, ansszlk,

da ii gc olmayan, galip generallerden bin, ellen arKasinc^? ^ Fransanm hap yutmu olduunu hatriadi: Yasak yok artk! Bir scaklk kasklarndan parmaklarnn ucuna dek yayl-,d, yorgunluu uup gitti, akaklar zonklad: nsan neslinin ayatta kalan mutsuz temsilcileri, mahvolmu bir ulustan arta falanlar; konuup anlamamz lzm; bundan tabi ne olabilir? jfuzice adn verdii gence doru birka adm yaklat, kendini gen, kudretli ve ona gtrd heyecan verici zevklerle ykl hissediyordu. Birden duruverdi: Mucize'nin btn vcuduyla titrediini farketmiti; ritmik hareketlerle, Vcudunu geri atyor, sonra boynunu suya doru eerek karnn parmakla yaslyordu. Daniel adeta hrsla: Kk budala! diye dnd. ocuk bu olaanst ann byklne lyk deildi, bulumaya btn varlyla katlamyordu. Kk budala! Mucize, birden sa ayan tuhaf, zoraki bir hareketle, korkulu abm cama dayam, Paris'in ykntlar arasnda dolaan yabanc adama bakyordu. Tm pencereler Alman gzleri gibiy. di adeta; Daniel dikleti, aka olsun diye biraz da kalalarn oynatarak, yaylana yaylana yrmeye balad: Ban bir saa, bir sola evirdi, uzun bir aa tnelinden baka bir ey grmedi. Solferino kprsne yaklat srada kalbi heyecanla arparak durdu: Mkfat nndeydi. Dizlerinin arkasndan ense. sine kadar rperdiini hissetti, elleri ayaklar buz gibi olmu, nefesi kesilmiti. Sanki o anda hayat ve btn gc sadece ba-klannda toplanmt. Saf bir ekilde kendis ne arkasn dnp, suya eilmi olan incecik bir delikanly gzleriyle yiyiycrdu. Ne mutlu bir tesadf! Bu ocuun oraya kendisi iin brakl-d o kadar belliydi ki, hayal dolu u akam rzgn kendisini armak iin seslense, ya da bulutlar masmavi gkyzne ismini yazsalar, Daniel bu kadar heyecahlanamazd: O bana verildi, benim mkfatmda* bu. nce, uzun ve

14

yakklyd, dalgal san salar vard. Yuvarlak omuzlar, kadmms- kalalan, kck enfes kulaklar; on dokuz, yirmi yalannda gzkyordu. Daniel! bu kulaklara bakp: Ne mutlu tesadf diye dnd, adeta korkuyordu. Btn vcudu tehlike sezen bir bcek gibi ,ylece kala kald; benim iin tehlikelerin en by, gzelliktir. Elleri gittike souyor, demir gibi parmaklar ensesine gmlyordu. Gzellik, tuzaklarn en sinsisi, aran, kolaylk gsteren bir glmseyile ona kendini peke ekiyor, iareti ediyor, Daniel'i bekler grnyordu. Ne byk bir yalan: Sunulan bu gzellik aslnda hi bir eyi ve hi kimseyi i gun usan ;un I tnden athyacakm gibi kaldrd. Daniel atlmaya hazrlanr-1 ken, ocuk, aya havada, endieyle dnd. O Daniel'i, Daniel de onun kire gibi yznde frtnal gzlerini grd; ocuk bir duraklad, aya ta syrarak yere indi, sonra elini korkuluu..* kenarnda sryerek kaytsz admlarla yrmeye baad. Sen kendini ldrmek istiyorsun! Daniel'in heyecan bir anda dondu kald. Demek buydu.. Aptallklarnn sonularna tahamml olmayan, akn, pis bir ocuk. Bir ehvet dalgas kasklarn rpertti; bir avcnn soukkanl sevinciyle ocuun arkasndan yrmeye balad. Souk bir taknlk duyuyor, kendini kurtulmu, tertemiz, alaxiuiaii uu gLuccun. ">"" "*v "" sv-J'i Y~ *"* "" ">nvnr ken- bildiine kt hissediyordu. Aslnda, bundan holanyordu, fa-yordu: Daniel, sadece kendi ceketinin yakasna surunuyo , ^ ^^ ^ beslemek> onu keyiflendirmiti; demek kendini di kendini okuyor, gri flanel kuman iindeki .bauOirar, ldrmek istiyorsun, kk aptal? Bunu kolay m sandn! Sentfen ok daha kurnaz olanlar bile baaramadlar. ocuk arkakendilerine, kendi scaklklariyle zevkleniyorlard. Bir palmiye gibi yapa yalnzd. Nehre dalgn gzlerle bakarak dnyordu ; bana verdiler onu, ama o bunu bile bilmiyor. Daniel am W sndan birinin geldiini hissetmiti; bir tay gibi uzun ve murt~. tazam admlarla yrmeye balamt. Kprnn ortasna varnca, korkuluu syrarak srklenen sa elinin varln fark etti: Eli, kolunun ucunda, kaderin hkmn bildirircesine, hava. 7 ya kalkt. Fakat sonra elini glkle indirip cebine soktu, boy. nunu ksarak yrye devam etti. Daniel, pheli bir durumu var, diye dnd, onlar bu haliyle daha ok seviyorum. Deli. kanl admlarn sklatrd; Daniel de ondan geri kalmad. in. den hain bir kahkaha kabaryordu: Ac ekiyor, bir an nce bitirmek istiyor, fakat

14

arkasnda ben varm, diye yapamyor. Ka, ka; arkandan ayrlmyacam. Kprnn sonunda, ocuk duraklad, sonra Quai d'Orsay'e sapt; rhtma inen merdiven, lerden birinin yanma gelince sabrszlkla Daniel'e dnp bekledi. Daniel, byleyici gzellikte sapsar yz kk burnu, hokka gibi yumuak az, yksekten bakan gzleri, bir imek h-ziyle farketti. Yapmack bir tavrla gzlerini yere indirdi, ar ar yaklat, bakmadan yanndan geti, birka adm sonra omuzunun stnden arkaya bir gz att: ocuk gzden kaybolmutu. Daniel acele etmeden korkuluun stnden eildi, gencin rhtmda durduunu grd, ban nne emi, kapkara dnceler iinde dalp gitmiti; grnmeden abucak yanma inmeliydi, yirmi metre ilerde kntl bir duvarn gizledii bir baka merdiven vard; dar, ak demir bir merdiven. Dan'el yava yava ve grltszce indi: lgnlar gibi eleniyordu. Merdivenin altnda, duvara yasland: ocuk, rhtmn br ucunda hl suya bakyordu. Seine, yeilimsi yakomozlarla akyor, beraberinde esmer renkli yumuak ve acaip cisimler srklyor-du; bu hasta rmaa dalmak pek de cazip olmasa gerekti. ocuk eildi, yerden bir akl ta ald, suya frlatt, sonra yine kara kara dnmeye balad; haydi, haydi, bugn o'mayacak; [ be dakikaya kalmaz vazgeer. Ona bu frsat vermeli mi? Bur-da saklanarak, alaklnn batana iyice gmlmes'ni beklemeli ve uzaklarken de okkal bir kahkaha savurmrJ. Bylesi y1 olmazd; hayat boyunca benden nefret etmesine sebep olabil' rin. Halbuki u anda, boulmasna engel olmak ister gibi, hemen stne atlasam, durumu kurtarmak iin tepinse bile onu byle bir delilii yapacak kadar gl sandm iin kurtardm dan dolay memnun olacaktr. Daniel diliyle dudaklarn slatt, derin bir nefes alp sakland yerden frlad. Delikanl korkuyla dnd; Daniel kolundan tutmasayd decekti, Ben, sizi... dedi. Fakat DaniePi tand ve sakinledi; gzlerindeki korkunun yerini derin bir fke ald. Bir bakasndan korkuyordu belki de. Ban gururla kaldrd: Bu da ne demek? Daniel hemen cevap vermedi: tahas adeta nefesini kesiyordu. Glkle, Gen Nergiz (*) dedi. Nergiz!. Bir sre sonra tekrar konutu. Nergiz ok eildi ve suya dp, ld.

14

Ben Nergiz deilim, dengemi iyi bilirim, yardmnza ihtiyacm yok!. , Daniel, bir renci diye dnd. Damdan der gibi sorKendini ldrmek mi istiyordun? Deli misiniz siz? Daniel glmeye balaynca ocuk kzard, dargn bir sesle; Rahat brakn beni, dedi. . Daniel ocuu daha sk tutarak, Canm ne zaman isterse o zaman. ocuk, gzel gzlerini yere indirdi, Daniel onun tekmesin(*) Burada, Franszcada g'irel erke"^ oc^^" ppV-.nmip da gelen Narcisse (Nergiz) szc kullanlyor. Yu-nan mitolojisinde Narc.'pse, Ceph^e rmrmm c-udur. Narcisse suya bakarken kendi grntsne ak olmutu. Sonra bu suda boulmu, kendi adn tayan nergiz iei haline gelmitir. (ev. notu). du den kurtulmak iin kendini geriye ancak atabildi. Daniel dengesini bulmaya alrken 'tekme ha!' diye dnd. Yzme bile bakmadan, rastgele tekme atmak ha! Uuyordu sevmemden, kisi de seslerini karmadan soluyorlard: Delikanl ban kal. drmyor, Daniel, salarnn artc inceliini zevkle seyrediyordu. Ya! Kar gibi kallee tekmelemek var demek? ocuk ban kaldrmaya urayormu gibi saa sola sallyordu. Bir sre sonra sahte bir kabalkla: Defolun gidin buradan dedi. Sesinde gvenden ok inat vard, fakat ban da kaldrm, ti, kendini bile rkten bir pervaszlkla Daniel' j yzne bakyordu. Sonunda gzleri baka bir yana kayd, Daniel, bu somurtkan, kendine sunulmu gibi duran gzel yz istedii gibi seyretti. Gurur ve iradesizlik diye dnd. Bir de kt niyet. Soyut bir aknln altst ettii kk bir burjuva yz; byleyen, ama cmert olmayan bir yz, Ayn anda bacama bir tekme yedi, acdan yz burutu: Seni kk aptal seni! Kna bir ka tokat patlatmak iin ne bekliyorum bilmem!

14

ocuun gzleri parlad: Hele bir dene! N'olur denersem? Aklma esip seni ayamn altma al-versem, bana engel olabileceini mi sanyorsun? ocuk, kpkrmz kesildi, glmeye .balad: Beni korkutamazsn. Hey Allahm! Ensesinden yakalayp ocuu ne doru emeye zorlad. ocuk umutsuz bir sesle, Yapma! Yapma diye bardYapma, yapma! Bir daha bana tekme atacak msn bakaym? 167 Hayr, brakn beni. Daniel braknca doruldu. Sesini karmyordu; kapana k- i bir hali vard. Biri daha nceden vermi aznn payn, benim iimi kolaylatracak biri km; Bir baba? Bir amca? gir sevgili ? Hayr, sevgili deil: Bunun tadn daha sonra karacaz, imdilik ikimiz de bakireler gabiyiz; hi dokunulmam. Daniel elini ekmeden, Demek kendini ldrmek istiyordun, neden? diye sordu. ocuk, inatla susuyordu. stediin kadar surat as. Bana ne? stediini yapamadn ite... ocuk, kendi kendine glmsedi. Daniel sabrszca; bouna vakit kaybediyoruz, diye dnd; bu kmazdan kurtulmak gerek. ocuu sarsmaya balad; Neden glmsyorsun? Syler misin bana? Delikanl gzlerinin iine bakt: Siz nce ellerinizi eksenizs stmden. ok doru. ekiyorum ite. ocuu brakp ellerini cebine soktu; imdi n'olacak?

14

ocuk kmldamad; glmsemeye devam ediyordu. Be nimle alay ediyor. Bana bak, ben ok iyi bir yzcymdr, iki kii kurtardm, biri de frtnal denizdeydi. ocuk gld, sinsi, alayc bir kz gibi: Manyaklk! Belki... Belki de manyaklktr. Daniel kollarn aarak, atla, dedi. Cann istiyorsa atla. yice su yutuncaya kadar bsk-ter'm ,'bunun ne ho olduunu bir grel anlarsn. Sonra, yava yava soyunur, suya atlar, tokat yzne yaptrrm ve by 168 lece seni yan baygn bir halde sudan karrn. Glmeye balad. nsan bir kere deneyip de kendini ldrmedi mi, bir daha aklnn kysndan geirmez. ocuk, Daniel'e vuracakm gibi bir adm att. Benimle bu ekilde konuma hakkn size kim verdi? Kim verdi size bu hakk? Daniel glmeye devam ediyordu. Ha! Ha! Bu hakk kim mi verdi? Dn bakalm, iyice dn! Daniel birden ocuun bileine yapt: Ben burada olduka, atlasan da patlasan da kendini l. dremezsin. Senin yaamana da, lmne de ben karar vereceim. ocuk, garip bir tavrla, Hep burada kalacak deilsiniz ya, dedi. te bunda yanlyorsun. Hep burada olacam. Zevkten rperdi. ocuun kestane rengi, gzel gzlerinde bir merak kvlcm yakalamt.

14

Kendimi ldrmek istediim doru olsa bile size ne bundan ? Beni tanmyorsunuz ki!... Daniel, sevinli. Sen syledin ya, dedi, bir hastalk bu, manyaklk. Ben de insanlarn istediklerini yapmalarna engel olma hastal var. ocuun yzne temiz kalplilikle bakt. Bu kadar nemli mi senin iin? ocuk cevap yermedi. Alamamak iin tm abasn harcyordu. Daniel'in heyecandan gzleri doldu. Neyse, ocuk buflu gremiyecek kadar kendi lemindeydi. Daniel ocuun salarn okamak arzusunu ancak bir ka saniye tutabildi, sonra sa eli kendiliinden cebinden kt, bir krn beceriksiz hareketleriyle san salara dokundu. Elini bir aleve demi gibi geri ekti. * erken! Korkar sonra.. ocuk hzla ban sallayp rhtmda bir jia adm ilerledi. Daniel nefesini tutarak bekledi: ok erken davrandn, aptal, pek erken davrandn. Kendini cezalandrmak iin fkeyle karar verdi. Giderse, engel olmak iin hi bir hareket yapmyacam. Oysa ocuun ilk hkmklarn duyar duymaz kotu, onu kollarnn arasna ald. ocuk gsne yas-lanverdi. Sarslmt Daniel, Zavall ocuk! dedi. Zavallck! Onu teselli etmek, ya da onunla birlikte alayabilmek iin sa elini vermee hazrd. Bir sre sonra ocuk ban kaldrd. Artk alamyordu, gzel yanaklarnda iki damla gzya vard. Daniel, bu gz yalarna diliyle dokunmak ve, bu acnn tuzlu tadn boaznda duymak iin onlar imek istedi. Delikanl kendisine gvensizlikle bakyordu: Nasl oldu da grdnz beni ? Geiyordum. Demek asker deilsiniz? Daniel bu saniye cam sklarak dinledi. Sava beni ilgilendirmiyor. Sonra hemen ekledi: Sana bir teklifte bulunacam. Hl kendini ldrmeye kararl msn ? " ocuk cevap vermedi, stne krgn ve souk bir hal gelmiti. Peki, dedi Daniel. Aslnda seni korkutarak elenmek istedim, inceden inceye dnlerek karar verilmi intiharlara kar deilim. Aynca seni tanmadm iin

15

lmn bana vz gelir. Eer makul sebebleri varsa neden intihar etmene engel olaym. Delikanlnn yanaklarnn solduunu sevinerek grd. in-

den paay kurtardn sanyordun, deil mi? diye geirdi. Parmandaki yzn iri tan gstererek, bak, dedi, bunun iinde ldrc bir zehir var. Bu yz hep takanm, ge eleri de karmam, gururumun kaldramyaca bir duruma dersem bir gn... Szn kesip, yzn tan kaldrd. ocuk, kahverengi haplara tiksintiyle bakt. Bana durumunu anlatacaksn, iddian doru bulursam bu haplardan biri senin, bu, hi phesiz, souk sudan ok daha iyidir. Sonra birden fikrini deitirmi gibi sordu. Hemen bir tanesini al istersen, soru sormadan... ocuk, cevap vermeden, dudaklarn diliyle slatt. ster misin? Sana veriyorum, gzmn nnde yutarsn, yanndan ayrlmam. ocuun elini tuttu: Elini hi brakmam, sonra da gzlerini kendi ellerimle kaparm. ocuk ban sallad, glkle: Bunun zehir olduu ne malm? Daniel hafif bir kahkaha att: Mshil hab olmasndan m korkuyorsun? Yut da, grrsn. ocuk cevap vecrmedi. Yanaklar solmu, gz bebekleri bymt, yine de Daniel'e gz ucuyla bakarken cilveyle glmsedi. Almak istemiyor musun, yoksa? Hemen deil. Daniel yznn tan kapad, yapmack Ibir tavrla: Nasl istersen, dedi. Adn ne senin? Adm sylemem art m? Adn, evet.

15

Eh! Madem ki art.. Philippe. Daniel, delikanlnn koluna girdi, Peki, Philippe, madem nce iini dkmek istiyorsun, evime gidelim. _ m_ ocuu merdivene doru itti, basamaklar kartt; sonra kol kola rhtm boyunca yr'meye baladlar. Philippe, inatla, ban nne eiyordu, titremeye balamt, Daniel'e yaslanyor, jjer admda kalasn ona srtyordu. Bu yl yeni giyildii belli, hi eskimemi ayakkablar, iyi biilmi flanel bir elbise, mavi ipek gmlekle, beyaz kravat. 1938 Montparnasse modas bu; salar zenle datlm, btn bunlarda kendini beendirme duygusunun pay az deil. Neden askere alnmam? ok kk olduu belli ama, grndnden daha yal olmas da mmkn, dengesiz genlerde ocukluk devresi uzayabilir. Bir derdi var besbelli; onu intihara iten sebep, yoksulluk deil. Drdnc Henri kprsn geerlerken birden sordu: Almanlarn yznden mi kendini ldrmek istiyordun? Hhilippe aarm gibi, ban sallad. Bir melek kadar gzel- di. Daniel, ihtirasla, Sana yardm edeceim, diye dnd, sa-( na yardm edeceim. Philippe'i kurtarmak onu erkekletirmek istiyordu, Neyim varsa sana vereceim, ne biliyorsam reteceim sana. Artk halden korkmuyordu. nk ehir ehresini deitirmiti. Bir saat nce, dnyann sonu gelmi, Daniel kendini tarih hissetmiti. imdi, sokaklar, ar ar kendilerine geliyorlard. Daniel, sava ncesi bir pazar gnnn akamnda, gnein batt ve haftann can verdii ve yepyeni bir pazartesinin ufukta belirdii ba dndrc saatte dolar gibiydi. Yeni bir ey .balyacakt; yeni bir hafta, yepyeni bir ak yks. Ban kaldrp glmsedi. Gnn son klaryla tutumu bir cam, batmakta olan gnein gzelliini haykryordu, bu bir iaretti, gzel, baygn bir ilek kokusu, birden genzine doluverdi! Bu dier bir iaretti, uzakta, bir glge, koarak Montmartre sokam geti, bu da baka bir belirti. Kader ne zaman, youna bir ocuk . Tanrnn aydnlk gzelliini karsa, yeryzyle, gkyz 172 apknca gz krparlard kendisine. Daniel zevkten bitiyordu, her admda nefesi kesiliyordu; fakat bu temiz kalpli krpelerin yannda sesini karmadan yrmeye ylesine almt ki, .onun-da ocuk-Tanrara tutkun erkeklere has bekleyie de almt. Seni gzlyorum, bakn seni avucunun iine alm plaksn, uzaktan sahip oluyorum sana, kendimden birey vermeden, kokuyla, gzle; srtnn ukurluklarn bile biliyorum, ak dolu ellerimle okuyorum onlar, iine dalyorum,

15

duymuyorum bile. Bu zarif ensenin gzel kokusunu iine ekmek iin eildi, burnuna keskin bir naftalin kokusu arpt. Hemen doruldu, heyecan gemiti, sevinmiti adeta, tedirgin olmak ona ayr bir zevk veriyordu. Ne'eyle, Bakalm iyi bir hafiye miyim, diye dnd. te, Almanlarn Paris'e girdii gn kendini suya atmak isteyen gen bir air, neden? Tek ama, nemli bir ipucu, elbisesi naftalin kokuyor, demek ki bu elbiseyi uzun bir sredir giymiyor. Kendini ldrecei gn neden elbise deisin? Bir gn nce giydiini artk giyemez de ondan. nk dn giydii elbise ele gemesine sebep olacak bir niformadr mutlaka. Bir asker bu!. Peki burada ne anyor? Hotel Continental, ya da Hava Bakanl kararghna alnm olsa, dierleriyle birlikte oktan Fo-urs'a tym olurdu. yleyse? yleysesi yok, apak meydanda. Evin kapsn gstererek durdu: ite buras. Philippe birden, stemiyorum, dedi. Neyi? 1 Yukar kmak istemiyorum. Almanlarn eline gemek daha m iyi? Philippe ayaklarna bakarak, stemiyorum diye tekrarlad. Size anlatacak bir eyim yok, sizi tanmyorum. Ya! Demek ondan! Bu yzden demek! 173 th :i .i-id Philippe'in yzn iki eliyle tutup zorla kaldrd: Sen beni tanmyorsun ama, ben seni tanyorum. Bandan geenleri sana anlatabilirim. Gzlerini Philippe'in gzlerine dikerek devam etti: Kuzey ordusundaydm, hatlarda panik oldu, sen de bulunduun yerden katn. Sonra da birliini bulamadn herhalde. Evine dndn, ailen de kamt, sen de sivillerini giydin, dosdoru kendini Seine'e atmaya gittin. Ama vatansever olduundan deil bu; korkak olduun dncesine tahamml edemedin de ondan! Yanlyor muyum? ocuk kmldamyordu, yalnz gzleri daha da bymt; Daniel'in az kurumutu, bunalmn ykselen bir su gibi iine dolduunu hissetti; gvenli olmaktan ok, hrn

15

bir sesle tekrarlad: Yanlyor muyum yoksa? Philippe hafife inledi, vcudu gevedi; bunalm geri ekildi, sevin Daniel'in nefesini kesti, kalbi cotu, gsnde gm gm atmaya balad. Gel yukar. Bunun ilcn" biliyorum. Neyin ilcn? Btn bunlarn. Sana ok ey retebilirim. Philippe rahatlam ve yorgun grnyordu; Daniel onu doru itti. Montmartre ya da Montparnasse da avlad gzel ocuklarn hibirini evine gtrmeye cesaret edememiti. Ama bugn kapc ile kiraclarn ou Montargis ile Gien arasndaki yollarda tozu dumana katmaktaydlar; bayramd bugn. Konumadan yukar ktlar. Daniel, Philippe'in kolundan kmadan anahtar kilide soktu. Kapy ap kenara ekildi: Gir. , -174-

Philippe uykulu admlarla girdi ieri. Kardaki kap: Salon orada. Arkasn dnd, kapy kilitleyip anahtar cebine koydu. Yanna geldii zaman Philippe, etejerin nnde durmu ilgiyle biblolara bakyordu. ok gzel eyler. Fena deildir, dedi Daniel. Fena eyler deildirler. Gerek Hint mal. Hintlilerden kendim satn aldm. Ya bu? Bu, l bir ocuun resmidir. Meksikada, biri lnce ller ressamn artrlar. O da oturur, canlym gibi lnn resmini yapar. te bu resim onlardan. Philippe belli belirsiz bir saygyla,

15

Meksikaya gittiniz mi? diye sordu. Meksikada iki yl kaldm. Philippe, lmn kucandan, dnyann btn srlarna varm gibi kendine bakan bu mahzun, solgun ve gzel ocuun resmini cokunlukla seyrediyordu. Daniel, tpk bir birlerine ben ziyorlar, diye dnd. kisi de sarn, ikisi de solgun ve mahzun. Biri lmn koynunda, teki lm arzulam iki ocuk birbirlerine bakyorlard. Philippe, ok gzel eyler, diye tekrarlad. O an dev bir yorgunluk kt. Daniel'in stne. ini ekerek kendini bir koltua brakt, Malvina dizlerine srad. Vay! vay! dedi, okuyordu. Uslu dur, Malvina (*). Philippe'e dnd, zayf bir sesle: ki dolabnda viski var, dedi. Hayr, sada in ii kk dolapta, urada. Orada bardak da olacak. Hizmet et bize; evin gang kz ol. Philippe iki bardak doldurdu, birini Daniel'e uzatt, nnde ayakta duruyordu. Daniel bardaudaki ikiyi bir dikite bitirdi, dinletiini hissetti. (*) Malvina: Daniel'in kedilerinden biri, (Uyan.) Birden Philippe'e. air olsaydnz, karlamamzn olaanst yann grrdnz. ocuk, i gcklayc tuhaf bir glle, air olmadm kim syledi size? Daniel'in yzne bakyordu: Odaya girdiinden beri hali tavr deimiti. Daniel, onu korkutan aile babalar olmal, diye dnd, onlardan biri olmadm bildiine gre benden korkmaz artk. Tereddt eder gibi yapt, Acaba senden holanacak mym dersin ? Bunu biraz nce dnseydiniz daha iyi edersiniz. Daniel glmsedi:

15

Henz vakit var. Canm skarsan, kap dar ederim seni. Zahmet etmeyin. Kapya yneldi. Gitme, dedi Daniel. Bana ihtiyacn olduunu biliyorsun. Philippe sakin bir glmsemeyle gelip bir iskemleye oturdu. Popee (*) geiyordu yanndan, yakalayp kar koymasna imkn vermeden dizlerinin stne oturttu. Adeta ehvetle okamaya balad. Daniel hayretle Senin iin iyi bir not, dedi. ilk olarak kendini sevdiriyor. Philippe dudak bkerek, tatsz bir ekilde glmsedi. Gzlerini kaldrmadan sordu: ka kediniz var? . Bu da sizin iin iyi bir not. Mrldanmaya balayan Poppee'nin kafasn kayordu. Da-*iel, bu kk sahtekr benden daha rahat, hoa gittiini nasl anlad, diye dnd. Philippe'i artmak iin birden sordu. Anlat bakalm? Neler oldu?. <*) Daniel'in en fazla sevdii kedisi. ok kavgac ve hrndr. (Uyan.) Philippe dizlerini aarak Poppe'yi brakt, kedi yere atia-yp kat. Demin anlattnz gibi oldu. Eklenecek bir ey yok. Neredeydin? Kuzeyde, Parny denen bir kasabadaydm. Ne oldu? Hi. ki gn dayandk, sonra tanklarla uaklar geldi. kisi beraber mi?

15

Evet. Korktun mu? Korkmadm galiba! Ya da korku dndmz gibi bir ey deil. Yz sertlemi, yalanmt. Bolua bakar gibiydi yorgun bir sesle: Hepsi kouyorlard, ben de onlarla birlikte kotum. Sonra? Yrdm, bir kamyon buldum, sonra yeniden yrdm^ ki gn nce buraya geldim. Yrrken ne dnyordun? Dnmyordum. Kendini ldrmek iin neden bu gne kadar bekledin? Annemi grmek istiyordum. Evde deil miydi? Hayf, gitmiti. Bam kaldrp ate saan gzleriyle Daniel'e bakt. Kesin ve net bir sesle, Beni korkak sanmakla hakszlk ettiniz... yle mi? Peki neden katn? Katm, nk dierleri de kayorlard. Ama yine de kendini ldrmek istedin. Evet yle. Daha dorusu sadece dndm. Neden?

15

Anlatmas ok srer. Acelen mi var? Haydi, kendine bir viski daha koy. Philippe bardan doldurdu. Yanaklar kzarmt. Hafife glerek: Bir ben olsaydm, korkak mm, deil misim farketmezdi. Barseverim. Bence kahramanlk sadece bir hayal ksrl. Oradaki cesur insanlar da hep kaba saba, kafasz adamlard. ansszla bakn ki, ben de bir kahramanlar ailesinden geliyorum... Anladm. Baban kahraman bir askermi.. Yedek subayd. Savata hastalanp 1927 de ld. Mtarekeden bir ay nce zehirli gaza tutulmutu. Bu erefli lm anneme asker koca zevkini tattrd. 1933 de bir general ile evlendi... Hayal krklna urayacak yleyse!... nk generaller yataklarnda lrler. Philippe kin dolu bir sesle: Bunun lecei yok!, tsmi General Bayard. Kadnlarla yatar, ldrr, dua eder ve dnmez. imdi cephede mi? Ya nerde olsun istiyorsunuz? Ya eliyle bir makinal tfek kullanyordur, ya da birliklerinin nnde dmana doru ilerliyordur. Adamlarn bir kii kalmaymcaya kadar ldrteceinden emin olabilirsiniz. Esmer ve bykl bir adam geliyor gzmn nne. Tastamam. Teke gibi koktuu iin kadnlar kendisine baylrlar. Bakp gltler. Kendisini pek sevmiyorsun galiba. Ondan nefret ediyorum. Kzard, gzlerini Daniel'den ayrmyordu. Bende Eudipus kompleksi var. Daniel inanmamt,

15

Annene mi aksn ? Tkeni: F . 12 Philippe cevap vermedi: Yiznde kaderine boyun emi gibi mahzun bir ifade vard. Daniel ne doru eildi. Tatllkla; Bu kompleks, vey babana kar olmasn ? Philippe irkildi, kpkrmz kesildi, sonra Daniel'in gzlerinin iine bakarak kahkahay bast: Amma garip eyler dnyorsunuz!... Daniel de gld, Ve yine onun yznden kendini ldrmek istiyordun. Philippe glmeye devam ediyordu. Hi de deil! Onunla bir ilgisi yok!. Peki niin lmek istiyordun. Kahramanlk edemedin diye Seine'e komadn herhalde, zira kahramanlktan ilefret ettiini iddia etmitin. Seni kk grmelerinden korkuyorsun. Annemin kk grmesinden korkuyorum. Annenin mi ? Sana kar ok hogrr olduuna eminim. Philippe cevap vermeden dudaklarn srd. Elimi omuzuna koyduum zaman dn koptu, dedi Daniel. Beni o sandn, deil mi? Philippe kalkt, gzleri ate sayordu. O...O vurdu bana. Ne zaman ? ki yl kadar oluyor. O gnden beri onu hep arkamda hissediyorum. Hi kendini onun kollar arasnda plak hayal ettin mi? Philippe iten bir fkeyle; Deli misin sen, diye bard.

15

Ne olursa olsun, seni eline geirmi olduu belli. Seni dize getirmi bir kere, istedii gibi stne biniyor, seni bir ksrak gibi drt dndryor. Bir trl benliini bulamyorsun, ya onun gibi, ya da ona kar dnyorsun. Barseverlik; Allah bilir ya, buna da aldrdn yoktur, vey baban asker olmasayd, aklnn kesinden gemezdi. Yerinden kalkp Philippe'i omuzlarndan tuttu. Seni kurtarmam ister misin? 179 Philippe onun ellerinden syrld, pheyle sordu. Nasl yapabilirsiniz bunu? Syledim ya, sana retecek ok eyim var. Ruh doktoru musunuz? Ona benzer bir ey. Philippe ban sallad: Diyelim ki sylediiniz doru, neden benimle ilgileniyorsunuz ? Daniel glmseyerek. Ben bir amatr ruhiyatym, dedi. Heyecanla ekledi: Senin ruhun, kt tortularn temizlenmesi gereken nefis bir ruh bence... Philippe cevap vermedi, ama holand belliydi; Daniel ellerini outurarak bir ka adm ilerledi, sevin ve cokunlukla: Tm deerleri silmekle ie balamal. renci misiniz? renci idim.. Hukukta m? Edebiyatta. ok iyi. Ne demek istediimi anlyorsun deil mi; phe metodu ha? Rimbaund'nun sistemli kural bozuculuu. Her eyi sileceiz. Ama szcklerle deil, fiiliyatla. Dardan aldn herey uup gidecek. Geriye kalacak olan, sensin. Anlatk m? Philippe merakla bakyordu.

16

u anda bulunduun noktada, neyini tehlikeye sokmu olabilirsin? Philippe omuz silkti. Hibir eyimi. Oldu, farzet ki seni evlt ediniyorum. Derhal ie koyuluyoruz. Dikkatle Philippe'in yzne bakyordu, fakat br artla ayn duygular bana kar beslemeye kalkmyacaksn. 180 Philippe gzlerini karmadan, * O kadar da deil, dedi. Daniel, baklarn onun yznden ayrmadan, Beni bir elbise eskisi gibi zerinden karp bir kenara atnca iyilemi olacaksn. Korkmayn, dedi Philippe. Daniel glerek, Bir elbise eskisi gibi! Bir elbise eskisi gibi, diye tekrarlad Philippe. kisi de glyorlard, Daniel, Philippe'in bardan doldurdu. Kz, birden, uraya oturalm, dedi. Neden oraya? Oras daha yumuak da ondan. Grdnz m, dedi Pinette, bu postac gzelleri, yumuak olan eyleri severler. Ceketini karp yere serdi. Haydi, deerli poponu koy unun stne. Buday tarlasnn kenarndaki otlarn stne oturmulard. Pinette sol yumruunu skt, bir yandan da gz ucuyla kza bakyordu, ba parman azna sokup fler gibi yapt: pompayla, iirilmi gibi pazsn kabartt, kzcaz gld, hafife. stersen dokun bakalm. Kzcaz parman ekinerek Pinette'in koluna dokundurdu. Paz bir anda *

16

snverdi, Pinette snen bir balonun sesini taklit etti. 182 Postac kz Oh! dedi. Pinette Mathieu'ye dnd.

Akln alyor mu senin? Mauron, beni byle, ceketsiz yolun kenarnda keyif atarken grseydi kimbilior neler sylerdi! Mauron, arkasna bakmadan kayor imdi. Benim ona ettiim kfrlerden daha hzl da gitmiyor ya! Postac kza doru eilip anlatt: Mauron, bizim yzbadr. Dalara, tepelere trmanyor imdi. Dalara, tepelere mi? Bunun salna ok iyi geldiine inanmyor. Glerek: Kumandanmz kendimiz olduk; emir verecek kimse kalmad, ne istersek yapabiliriz: Aklma eserse okula gider, yzbann yatanda kestirebilirim; kasaba bize kald. Ama uzun srmeyecek bu... Yararlanmak iin ne bekliyoruz yleyse... Postac kz, Ben burada yatmay tercih ederim, dedi. Neden? Orada kimse sana birey syleyemez ki. Kasabada kalanlar ne olacak? Pinette kz yukardan aa bir szd: Doru, dedi, sen memursun. Memurluun yznden durumu idare etmen gerek. Mathieu'ye bir su orta gibi bakaraK gld; bizim hesap soracak kimsemiz yok, ba vuracak kimsemiz yok. Ba bozuklarz. Bizler, gelip geiyoruz: Sizler kalyorsunuz. Bizler geip gidiyoruz, gmen kularz biz, gmeniz. Deil mi? Kurtlarz, yrtc hayvanlarz, byk hain kurtlarz ! Yerden bir ot koparm, kzcazn enesini gdklyordu; bir yandan glmsyor, bir yandan gzlerinin iine bakarak ark sylyordu: Hain kurttan kim korkar? Kzcaz, kzard, glmsedi, arkya katld:

16

Biz korkmayz!. Pinette neelendi, Yaa, dedi. Yaa bebek! Dalgn dalgn, yaa bebecik, diye devam etti, bebekcik, yavru bebek! Birden sustu, gk kzarmt; yeryz serin, maviydi. Mat-hieu, ellerinin ve knn altnda, otlarn, bceklerin, topran i ie dnyasn duyuyordu; Sert, slak, ii bit dolu, bir sa yn; avularna yapan gerek korku. Tuzak! Skk kalmlar!. Rhin ile Vosges (*),lann arasna kslp kalm .milyonlarca insan. Ellerinin altndaki otlar bir intihar arzusu kadar ekiciydi; ellerinin altnda ezdii otlar ve gece, bu gecenin iinde karnlarm yerde srye srye kouan sulu dnceler, bir de ayakkablarnn dibinde sallanp duran tarla rmcei; rmcek birden uzun bacaklarn karp gzden kayboldu. Kz iini ekti. Pinette, Ne var, yavrum? diye sordu. Kz cevap vermedi. Derli toplu, canl, minicik bir yz vard, uzundu burnu, st duda hafife ileri kk, ince bir az. Ne var? Ha, ne var? Neyin var, syle bana. Kz susuyordu. Yz. metre kadar ilerden, tarlalarla gnein arasndaki altn bulutlar iinden drt asker geiyordu. -lerinden biri durdu, douya dnd, glgesi batan gnein kzllnda siyahtan ok efltuna alyordu, askerin ba akt. Arkadan gelen ona arpt, itti, bedenleri budaylarn stnden gemiler gibi szlp getiler; kollar havada olan bir dieri de arkalarndan kayp gitti, ge kalan bir bakas elindeki sopayla baaklarn arasndan kendisine yol ayordu. Hl geliyorlar! dedi Pinette. (*) Fransa'nn'dousundaki dalar. Kzn enesinden tutmu, yzne bakyordu: Kzn gzleri dolmutu. Bana bak, hi de neeli deilsin sen. Onunla askerce, sert konumaya abalyordu, ama kendisine gveni tam olmadndan, szckler ocuksu azndan karken daha da yumuuyordu. N'apaym, elimde deil. Pinette kz kendine doru ekti. Alama, bakaym. Glerek ekledi, Bak, biz alyor muyuz? Kz bam Pinette'in

16

omuzuna dayad, Pinette kzn salarn okad, kendinden memnun hali vard. Hepinizi gtrecekler, dedi kz. Yok canm! Kz alyarak tekrarlad, Evet gtrecekler. Pinette'in yz asld: Bana acmandan holanmyorum. Sizi gtrmelerini istemiyorum. Bizi gtreceklerini kim syledi sana? Franszlarn nasl dvtklerini greceksin, hem de en iyi yerden seyredeceksin. Kz gzlerini iri iri aarak Pinette'e bakt, ylesine korku iindeydi ki, alayamyordu. Dvmeyin artk. Vay, vay, vay. Dvmeyin, sava bitti. Pinette, alayc bir tavrla kza bakt: Ya! Ya! Ya! Mathieu dnd, can sklmt, gitmek istiyordu. Kz, daha dn tantk, yarn gideceksiniz dedi Alt duda titriyor, uzun yzn ne eiyordu, soylu, huzursuz ve dertli bir hah' vard. Yarn, dedi kz. 185 Yarma kadar ok vakit var... u an ile yarn arasnda sadece bir gece var. Pinette gz krparak, yi ya, bir gece ite. Tam elenebilecek kadar bir zaman. Ben elenmek istemiyorum. Elenmek istemiyor musun? Gerekten elenmek istemiyor musun? Kz cevap vermeden Pinette'e bakyordu. Derdin mi var?

16

Kz az yar ak, hl yzne bakmaya devam ediyordu. Benim yzmden mi? Pinette ekingen bir sevgiyle kzn stne eildi, fakat birdenbire dudaklarn bzerek doruldu, cam sklmt; Haydi, dedi, haydi! zlme, yavrum, bakalar gelir. Birini kaybetsen, on tane yenisi gelir. Dierleri beni ilgilendirmez. Onlar grnce byle konumazsn, tuhaf ocuklardr, biliyor musun! Srm gibidirler! Bu kadar omuzlar, u kadar kalalar! Kimden bahsediyorsunuz byle? Almanlardan canm! Almanlar insan deildir. Nedir yleyse ? Hepsi hayvanlardr.. Pinette tarafsz bir glmseyile, Hakszsn, dedi. Yakkl ocuklardr, iyi askerdirler. Franszlarla boy lemezler ama, yine de iyi askerdirler. Bence hepsi hayvan onlarn. Bunu tekrarlayp durma, fikrini deitirince, byle konutuun iin mahcup olursun. Galip onlar, anlyor musun? Sava kazanan bir dev'e kar koyamazsn, ister istemez raz olacaksn, hem de oynya oynya. Bak, git de Parisli kadnlara JLSH sor. u sra, iyi eleniyor, Parisli karlar. Ya! Bacaklar havada elenceler dzenliyorlar. Kz birden syrld. Sizden ireniyorum. N'oluyorsun yavrum?

16

Ben bir Fransz kzyma. Parisli karlar da yle, ama bu bir ey deitirmez ki! Brakn beni. Gitmek istiyorum. Pinette sapsar oldu, glmeye balad. Kzmayn, dedi Mathieu. aka olsun diye syledi. aka ediyor ama, beni ne sand acaba? Mathieu tatllkla, Yenilmi olmak kolay deil, Almak iin zaman ister. Aslnda ne kadar uysaldr bilmezsiniz, kuzu gibidir. Ya! dedi Pinette. Ya! Ya! Sizi kskanyor, dedi Mathieu de. Yumuayan kz sordu: Beni mi? Elbette. O ta krarken, sizi kandrmaya alacak olanlar dnyor. Pinette glmseyerek; Veya topran altnda son uykumu uyurken, Kzcaz, Kendinizi ldrtmenize gz yumamam, diye bard. Pinette hl glyordu: Bir kadn gibi konuuyorsun. Sonra kadna yaklap gdklad, Kk bir kz gibi, kck bir kz gibi diye cilve yapt. Kz zevkten krlyor, tatl tatl glyordu. Yaramaz! Seni gidi yaramaz! diyordu. Can sklan Mathieu, Savaacaz diye zlmeyin dedi, ok kolay olacak, zira bile yok. ikisi birden ayn anda ona dnp sevimelerine enge ol-muasna kin dolu, baygn baklarn yzne diktiler. Mathieu, pinette'e sert sert bakt, ksa bir sre sonra Pinette ban nne edi, yzn asarak, dizlerinin arasndan bir tutam ot yoldu. Yoldan askerler geiyordu. Biri elindeki tfekle oynuyor, tfei alay olsun diye, mum. gibi tutuyordu. arpk bacakl, tknaz, ufak tefek olan, Na! dedi.

16

Asker, tfei iki eliyle namlusundan tutup bir sre golf sopas gibi sallad, sonra dipikle bir akl tana vurdu, ta yirmi adm kadar gitti. Pinette, kalarn atm ne yaptklarna bakyordu: Hemen serserilie baladlar, dedi. Mathieu cevap vermedi. Kz, Pinette'in elini dizine koymu, parmaklarnla oynuyordu. Nikh yznz var. Pinette elini hafife ekerek: Grmemi miydin? Grmtm. Evli misiniz? Yzm var ya. yle, dedi kz, dertli, dertli. Bak yzm ne yapacam. buYzn buruturarak parmandan yz karp davlarn arama frlatt. Kz hayretle atld. Oh! hi olur mu? Mathieu, anlarna gidiverdi birden. Masann stnden ba ald, vich'in eli kanyordu, ba 11' . avueunun iine hzla saplad, (*) bir takm iten gelen hareketler, ufak tefek sular, neye yarar, bunu zgrlk sanmtm; esnedi. Kz sordu; Altn myd? Evet. Kz doruldu, Pihette'i hafife pt dudaklarndan. Matbj-eu dorulup oturdu: Ben kayorum! dedi. Pinette endieyle bakt. Biraz daha kal.

16

Bana ihtiyacnz yok!. Otursana canm! Mathieu glmseyerek kz gsterdi: Ama o kalmam istemiyor. O mu? Elbette istiyor, senden holanyor. Kzn stne eilip srarla: En yakm arkadam. Ondan holanyorsun deil mi? Evet, dedi kz. Mathieu, benden nefret ediyor, diye dnd, yine de kald. Zaman bir trl gemiyordu: Kzl renkli ovaya yaylm, titriyordu. ok sert bir hareket, Mathieu, onu eski bir romatizma sancs gibi yeniden kemiklerinde duyacakt. Srt st uzand, Gk, gkyz, pembe bir boluk. Gkyznn iinde yuvarlana-bilse! Elden ne gelir, gkyznn altnda ezilmeye mahkm zavall yaratklarz biz. Budaylar boyunca kayp giden drt asker, yola kmak iin tarlann evresini dnmlerdi; Arka arkaya dzle kt(*) Bu olay Uyan romannda gemiti. Bu egzistansi-alist olaya bir rnektir. lar. Istihkmcydlar, Mathieu onlar tanmyordu; nde yryen onba, Pinette'e benziyordu, onun gibi kollarn svamt, gmleinin yakasn am, kll gs gzkyordu, arkasndan gelen yank, esmer tenli gen, ceketini srtna atmt, sol elinde bir baak vard, sa eliyle baan tanelerini koparyor-du; elini evirip azna gtrd, dilini karp kk altn rengi tanecikleri azna alverdi. Daha yal, daha yaph olan ncs, sar salarn parmaklaryla dzeltiyordu. Hayallere dalmlard, sivillerin rahatlyla ar ar yryorlard, sarn gen, elini salarndan indirip kendini hapseden niformasndan syrlarak nihayet gnee kavuan erkek vcudunun tadn karmak istercesine omuzlarnda, boynunda dolatrd. Arka arkaya ayn anda durarak Mathieu'ye baktlar. Baka bir eski aa ait bu baklarn altnda Mathieu ezildiini, otlatn duydu, hayvanlarn bakt bir otlak olmutu. Esmer olan, Kemerimi kaybettim, dedi. Bu ses, bir sz deil, sessizlie tamamen uyan bir hrtyd. Sarnn dudaklarndan da buna benzer bir hrt dkld: zme kendini, Almanlar gelip bulur.

16

Drdncs sessizce geliyordu; durdu, ban kaldrd, yznde gkyznn boluu yansd, Vay! dedi. meldi, bir gelincik kopard, azna ald. Kalkarken, kz sktran Pinette'i grp glmeye balad.. Zor bir gre ha? Olduka, dedi Pinette. Havay bozduk galiba!. Zarar yok... Drdnn de ba Franszlara has bir anlayla salland; geriye sonsuz bir huzur kald, balar sallanmaya devam ettiler. Mathieu, hayatlarnda ilk olarak dinleniyorlar, diye dnd. Zoraki yrylerin, geit trenlerinin, eitimin, izinlerin, bekleyilerinin, umutlarnn, yorgunluunu karyorlard. Savan geride kalm yorgunluklarn, barn huzuruyla gideriyor-lard. Budaylarn ortasnda, koruluun kenarnda, kasabann knda baka kk topluluklar da vard, onlar da dinleniyorlard: iyileme abasndaki insan kafileleri krlardan geip gidiyorlard. Onba, Hey Pirard! diye bard. Mathieu dnd. Yzba Mauron'un emir eri Pirard, yol kenarnda durmu iini ediyordu. Bretanyal, kaba ve sinsi bir kylyd. Mathieu, hayretle ona bakyordu: Batan gne, toprak rengi yzn kzartyordu, gzleri bymt, kafa tutan, kurnaz halini kaybetmiti; belki de, ilk olarak, gkyzne yazlm belirtilere, gnein anlalmaz kitabesine bakyordu. Panta-lonunun nndeki ellerinin arasndan, unutulup kalm rltl bir su akyordu. Hey Pirard! Pirard srad. Onba, Ne yapyorsun? diye sordu. Hava alyorum.

16

iyorsun, eek herif! Ks var burda. Pirard ellerine bakt, arr gibi oldu, abucak dmelerini ilikledi. Aklmdan kt bir ey gemedi, dedi. Gocunmadm, dedi kz. Pinette'in gsne bzlp onbaya glmsedi. Etekleri almt, indirmeyi dnmyordu: inde ktlk yoktu. Askerler, efendice, ama dertli bir hayranlkla bu baldrlara bakyorlard: Melek kadar susuzdular, dalgnd baklar. Peki, dedi esmer olan. Haydi, eyvallah. Gezintimize devam edelim. ri yar sarn glerek: 191 Yemekten nce gezinmek itah aar... Afiyet olsun, dedi Mathieu. Gltler: Kasabada hi yiyecek kalmadn herkes biliyordu, Levazmn tm stoklan sabahn erken saatlerinde yama edilmiti. tahmz eksik deil zaten. Kmldamyorlard; glmeyi kestiler, onbann gnlerinde gizli bir korku belirdi: Sanki gitmekten korkuyorlard. Mathieu neredeyse oturmalar iin srar edecekti. Onba ok isteksiz bir sesle, Gidelim! dedi. Yola doru yrmeye baladlar, gidileri akam serinliinde bir anlk bir atlak yaratt, bu atlaktan biraz zaman akt, Almanlar ileri bir hamle daha yaptlar, demir gibi be parmak Mathieu'nn yreine yapt. Sonra strap dindi, zaman yeniden phtlat, geriye iinde meleklerin dolat sonsuz bir bahe kald. Mathieu, nasl da bombo! diye dnd. Dev gibi sonsuzluk, tabiat ikinci snf askerlere emanet ederek birden uuverdi. Eskimi gnein altmda bir ses yanklanyor: Pan (*) ldnde de ayn yokluu duydular. Bu sefer kim lmt? Fransa m? Hristiyanlk m? Umut mu? Toprakla tarlalar ar ar ilk yararszlklarna dnyorlar, ne koruyabildikleri, ne de ekebildikleri tarlalarn ortasnda bu insanlar birer hi

17

kalmlard. Herey yeni grriyordu, oysa akam, nlerindeki gecenin karanlk ularyla evrilmek zereydi, bu gecenin ortasnda bir kuyruklu yldz arpacak dnyaya, Bombalayacaklar m? Bu, dnyann ilk mi, yoksa son gn m? Gz alabildiine koyulaan gelincikler, budaylar, ayn anda hem douyor, hem de lyorlard sanki. Mathieu, bu durgun sonsuzlua boydan boya bakt, mutsuzluk cenneti bu diye dnd. (*) Srler tanrs, ayaklar kei aya idi, boynuzlar da vard. Hermis'in oludur. Pinette, dudaklarn buz gibi, dedi. Kzn stne eilmi pyordu. yor musun? Hayr. Seni pmemden holanyor musun? Hem de ok.. Eee? Neden souk dudaklarn? Kadnlara tecavz ettikleri doru mu? Delisin sen. Kz ihtirasla, p beni, dedi. Artk hi birey dnmek istemiyorum. Pinette'in ban ellerinin arasna alp, srt st yatarken , Pinette'i. i Yavrum, diyordu. Bebeim. I .' kendine doru ekti

Kzn stne uzand. Mathieu, otlara karan salardan bann o

; ka bir ey grmyordu. Fakat Pinette bir anda doruldu, yz-/ hrn ve kk gren maskesi dmt; gzler, yumuak bir plaklkla, grmeden, Mathieu'ye bakyorlard; Bu gz-' yalnzlk okunuyordu. Kz, Sevgilim, gelsene diye inliyordu. v' Oysa ba eilmiyordu, kaskat, beyaz ve kr. Mathieu, bu

lerde mutsuz bir

karanlk gzlere bakarak, erkekliin gereini yerine getiriyor, diye dnd. Pinette kz altna yatrm, topraa bastryor, onu topraa ve otlarn iine yeniden

17

gmyordu; sanki ovay karnnn altnda gizliyor, ova onu aryor, karnndan ona kk salyordu. Tabiat srtst yatm, nefes nefese, btn yenilge-lerine ramen, onu davet ediyor, gel sevgilim, gel, bana diye mrldanyordu. Fakat o erkekliini sonuna kadar gstermek istiyordu, avulariyle topraa dayanyor, kaslan kollar bir kanadn ularna benziyordu. Ban bu cokun ihtirasn stnde dimdik tutarak, toprak ana tarafndan hayran hayran seyredilmek, zevklenmek ve arzulanmak istiyordu. Kz kollarn boynuna dolad, ensesine asld. Ba zafer ve aka gmld, ova siliniverdi. Mathieu sessizce kalkp uzaklat; ufak yeillii geti, henz aydnlk olan yolda, leke leke kavak aalarnn arasnda dolaan meleklerden biri oldu. Sevgililer, otlarn arasnda kaybolmutu, ellerinde iek demetleriyle askerler getiler. lerinden biri yrrken, iek demetini yzne gtrp burnunu ieklerin arasna daldrd, bombo rahatln, straplarn, bir de hak edilmemi hiliini iine ekti: Gece, yapraklar ve yzleri kemiri-yordu: Herkes birbirine benziyordu. Mathieu, Onlara benziyorum diye dnd. Biraz daha yrd, bir yldzn parladju grd, slk alarak gezen, bir glgeye srtnp geti. Adam dnd, Mathieu gzlerini grd, birbirlerine glmsediler, dn geceden kalma bir glmseme, dosta. Adam, Hava serinledi, dedi. Evet, dedi Mathieu, serinledi. Birbirlerine syliyecek baka szleri yoktu, adam uzaklat. Mathieu arkasndan bakt; insanlarn gzlerini azimle dolu grebilmek iin insanlarn hereylerini, umutlarn bile kaybetmeleri mi gerekiyordu? Pinette seviiyordu. Belediyede Guiccioli ile Latex ikiden geberip yere yuvarlanmlard; yalnz melekler bunalmlarn yollarda dolatryorlard. Kimsenin ona ihtiyac yok. Yolun kenarna topran stne oturuverdi, nk artk nereye gideceini bilemiyordu. Gece, azndan, gzlerinden, burun deliklerinden, kulaklarndan iine doluyordu; Kimse kalmad, hibirey kalmad; geceden ve mutsuzluktan baka. Birden aklna Chariot! geldi, ayaa frlad: Korkusuyla ba-baa kalan Charlot'yu dnd, utand, ben u domuz sarholarla bam derde sokarken, o yalnzd, kendi kendine korkuyordu ve ben ona yardm edebilirdim. Chariot hl brakt yerde oturuyordu; kitabnn stne eilmiti. Mathieu yanma yaklap eliyle salarn okad. Gzlerini bozacaksn. Tkeni : F - S Okumuyorum, dedi Chariot. Dnyorum.

17

Ban kaldrmt, kaln dudaklarnda bir glmseme belirmiti. Ne dnyorsun? Maazam. Acaba yama ettiler mi? Pek sanmam. Mathieu, eliyle belediyenin karanlk pencerelerini gsterdi. Seninkiler ne yapyor? Bilmem, dedi Chariot. Bir sredir hi ses duymuyorum. Mathieu bir basamaa oturdu. yok deil mi? Chariot, dertli, glmsedi. Benim iin mi geri geldin? Kahroluyorum. Belki dertleecek birini bulurum, diye dndm. Chariot cevap vermeden ban sallad. Mathieu, stersen gideyim. Hayr, beni skmyorsun ki. Ama bana yardm edemezsin. Ne syliyebilirsin: Almanlarn yrtc olmad'klarn m? Cesur olmak gerektiini mi? Ben de biliyorum bunlar. ini ekerek kitab zenle yanma brakt: Sen de Yahudi olacaktn ki, anhyablesin, dedi. Baka trl anlamana imkn yok! Elini Mathieu'nn dizine koyup sucunu itiraf eder gibi: Korkan ben deilim, geldiim rk byle. Buna kar elden bir ey gelmez. Math'eu sustu; yanyana, sessiz, birinin kolu kanad krk, d'eri tamamen faydasz, karanln kendilerini sarmasn arzulayarak bekletiler. Cisimlerin biimlerinden tap, akamn yumuack buharnda eridii saatti, pencereler yar karanln iinde, uzayan bir canllkla kayyorlard, oda bir byk mavna gibi akntya kaplm gidiyordu, viski iesi, bir Astek tannsyd, Philippe, huzur verici ince uzun, gri bir bitkiydi, akt, aktan da fazla bir eydi belki, dostluk, ama tam dostluk da deil. Daniel, saklanm, dostluktan sz ediyor, Daniel, durgun, scak bir sesten baka bir ey deil. Philippe bunu frsat bilerek, bir an nefes ald, Amma da karanlk oldu! dedi. I yakamaz myz acaba?

17

Daniel, souk bir sesle, Elektrik kesik deilse. stemiyerek kalkt: In nne kmak, zaman gelmiti Pencereyi ap bolua eildi, sessizliin meneke kokusunu iine ekti: Ka kere, yine buradan kamak istedim, ayak sesIt il lerinin yaklatm duyuyordum, dncelerimin stnde yr-yorlard. Gece yumuak ve korkutucuydu. Gecenin ka kere yaralanm etindeki yara kendi kendine iyilemiti. El denmemi, dopdolu bir gece insanszken daha da gzelleen gzel gece, leziz ekirdeksiz bir kan portakal. stemiyerek pancurlar indirdi, dmeyi evirdi, oda karanln dma srad, cisirrfer esk' biimlerine giriverdiler. Philippe'in yz Daniel'in gzlerine doru byd. Daniel, bu kocaman, belirli, yeni kesilip biilmi, ger ye eilmi ban, kendisini ilk olarak gryormu gibi zerinde bylenip kalan akn baklarn iinde eridiini duyuyordu. Sk durmak gerek, diye dnd. Can sklmt, btn bu karagz oyununa bir son vermek iin elini kaldrd, ceketinin yakasn iki parmann arasnda sktrd, glmsedi. Btn plaklyla kefedilmekten korkuyordu. Neden bana bakyorsun ? Beni gzel mi buluyorsun ? Philippe tarafsz bir sesle, Hem de ok gzel, dedi. Dnd, Daniel, aynaya, gzel, esmer yzne honutsuzluk duymadan bakt. Philippe gzlerini yere indirmiti, eliyle g zle-meye alarak gld. Okul talebesi bir kz gibi glyorsun. Philippe glmeyi kesti. Daniel srarla sordu; Neden glyorsun? Glyorum ite. araptan, kararszlktan, yorgunluktan yar sarhotu. Daniel, 'kvamna geldi' diye dnd. Yalnz her ey glerek olmalyd, bir renci akas gibi, ocuk divann zerine uzatlmaya, okanmaya, kulann arkasndan plmeye boyun eecekti: Ancak cilve yaparak savunacakt kendini. Daniel, ona birden arkasn dnd, odada bir ka adm ilerledi, ok erken, pek ok erken, aptallk etmemeli! Yarn ya gidip kendini ldrr, ya da beni ldrmeye kalkar. Philippe'e doru yrmeden nce nn ilikleyip, tedirginliinin belirtisini gizlemek iin ceketini bacaklarna doru ekitirdi.

17

te byle! yle, dedi Philippe. Yzme bak. Gzlerini gzlerine dikti, memnuniyetle ban sallad; ar ar, Sen korkak deilsin, bundan emindim, dedi. aret parman uzatp gsne vurdu: Korkuya kaplp kaacak cinsten deilsin sen. Haydi canm! Senin yapacan i deil bu. Sadece, ayrldn oradan, bu ii sen olmadan halletsinler dedin. Fransa iin neden ldrtecek-sin kendini? Ha? Neden? Fransay taktn yok, deil mi? Aldrdn bile yok, numarac seni! Philippe, bayla bunlarn doru olduunu iaret etti. Daniel odada dolamaya balad. Sevin dolu bir canllkla, Artk bunlarn hepsi bitti dedi. Bitti, hesab grld. Bitti Benim senin yandayken elde edemediim bir ans geti eline, sonra birden elini sallayp, hayr, hayr, dedi, hayr, karlamamzn szn etmek istemiyorum. Senin ansn, bu tarih fe~adfteydi. Burjuva ahlknn kurallarn ykmak m istiyordun? Almanlar bu konuda yardm edebilirler sana. Ya! bu kasrgay gzlerinle greceksin, aile babalarnn srndklerini greceksin, izmeleri yalaylarn, koca klarn tekmelere uzatlarn da greceksin, vey baban yzkoyun yere kapaklanm greceksin, bu savan en byk yenii o olacak ve sen onu ylesine kmsiyeceksin ki! Hem de nasl bir kasrga! diye tekrarlarken, Daniel gzlerinden yalar gelerek glyordu, sonra birden Philippe'e dnd. Onlar sevmek gerek. Philippe korkmutu adeta; Kimleri? Almanlar. Onlar bizim dostumuz. Almanlar sevmek mi? Ama ben... Ben onlar tanmyorum ki. Tanyacaz, korkma: Feld mareallerinin, evinde yemek yiyeceiz, Parisliler sokaklarda dolarken, bizleri kocaman, kara Mercedes'lerinde dolatracaklar.

17

Philippe esnedi, Daniel onu omuzlarndan yakalayp sarst, sert bir sesle, Almanlar sevmek gerek. Bu senin ilk moral denemen olaPhippe'in fazla heyecanlanm bir hali yoktu; Daniel onu brakp kollarn iki yana at, eytanca bir tebessmle: te kaatiller a geliyor, dedi. Philippe ikinci defa esnedi. Daniel, sivri dilini grd. Philippe zr dilercesine, uykum var, dedi. iki gecedir glm krpmadm. Daniel, kzmak istedi, ama, o da, her yeni karlamadan sonra olduu gibi yorgunluktan bitmiti. Philippe! ylesine ar-zulamt ki, kasna bir sanc saplanmt. Anszn, yalnz kalmak istedi. Peki, seni yalnz brakaym. Yatan bandaki dolabn gznde pijama bulursun. Philippe gevek bir sesle: Olmaz, eve dnmem gerek. Daniel, glmseyerek bakt: Ne istersen onu yap, ama devriye gezen bir birlikle karlaabilirsin, Allah bilir sana ne yaparlar; bir kz kadar gzelsin, Almanlarn da tm olana dkndr. Sonra, diyelim ki, evine vardn, orada da kamak istediinle karlaacaksn. Du-varsa vey babann resimleri var, deil mi? Annenin srnd kokular da her tarafa sinmitir, yle deil mi? Philippe, onu duymuyor gibiydi. Kalkmaya alt, sonra divann stne kt, uykulu bir sesle: f, dedi. Daniel'e bakt, rkek rkek glmsedi: Burada kalsam daha iyi olacak galiba.. yleyse, iyi geceler. Philippe esnedi, sonra,

17

yi geceler, dedi. Daniel, ilerledi, minenin yanndan geerken, duvardaki stunlardan birine dokundu, kitabln raflarndan biri kendi zerinde dnd, sar ciltli bir dizi kitap kt ortaya. Bu, cehennemdir. lerde bunlar okursun, senden bahsediyorlar. Philippe anlamad, Benden mi? Senin durumundan. Kapya doru yrd, anahtar karp Philippe'e frlatt. Kapy arkasndan ekti, karanlkta odasnn sonuna kadar gitti, gece lmbasn yakp yatana oturdu. Nihayet yalnz kalmt! Alt saat yry, drt saat sresince de bu skc ktlk perisi rol. Bitfm. Yalnzlnn zevkini karmak i'n d rin bir nefes aidi; Kasklarm ylesine aryor ki. Kendisni kimsenin grmeyiinin tadn kararak, yzn alar gibi buruturdu. Sonra glmsedi, bir banyonun iine uzanrcasma kendini arka st brakt: Bu uzun ve sonsuz zevklere, tatmin olunmam arzulara alkt; uzanr yatarsa daha az ac ekeceini de tecrbelerinle renmiti. Lmba, tavanda yuvarlak bir k lekesi brakyordu, yastklar serindi. Daniel, ' gibi, kprdamadan glmsiyerek dinleniyordu. Sakin ol, sa'rin: Sokak kapsn kilitledim, bir yere gidemez, anahtar cebimde; yorgunluktan ylp kalacaktr, leye kadar uyur. Barsever: O da ne demekmi sorarm ona. Fakat bu da pek fazla ie yaramad. Belki ekilecek baka birka ip vard, ama bun'ar bulmadm henz. Nathanael (*) ler, Rimbaud'lar, Daniel bunlar bilirdi; fakat gen kuak kendisini artyordu; Ne tuhaf bir karm: Bir yanda kendini sevme duygusu, bir yanda top'um-sal fikirler, bir birine zt iki kutup. Yine de, tmvle, pek kt olmamt: ocuk ierde, kilit altndayd. tehlikeye da(*) Andre Gide'in Dnya Nimetleri kitabndaki kii. I serse, dzenli bir ekilde yoldan karma oyununa ba vurabilirdi ve netice alan bir usuld. Seni elde edeceim. Toplumsal fikirlerinin canna okuyacam. Toplumsal fikirlermi! Ne hale gelecekler greceksin! Bu scaklm kaybetmi heyecan midesini artyordu, bunu yok edebiimek iin gerek bir huzura h-tiyac vard. Onu uzun bir sre yanmda tutarsam, iyi olur: Si-nirierimi dinlendirmek, ihtiyacn duyuyorum evde biri gerekli bana. Kermesler, Graff ile Toto, d'Honffleur Marius, Yasak Ak:

17

Bitti bunlar. Gar de leest'teki bekleyiler, ayaklar kokan, izne km erlerin iren, sarkntlklar bitti, bir dzene gireceim. (Byk korku bitti!) Yatakta dorulup soyunmaa balad: Bu ciddi bir ba olacakt. Uykusu vard, sakindi; Pijamalarn almak iin kalkt, sakin olduunu farketti, huzur iinde olmasn tuhaf buluyordu. O an arkasnda biri varm gibi geldi, dnd, kimse yoktu, strap benliini ikiye bld. Bir kere daha! Bir kere daha! Herey yeniden balyordu, hepsini biliyordu, hepsini nceden grebiliyordu, gelecek mutsuzluk yllarn, skc, umutsuz, upuzun yllar dakikas dakikasna anlatabilirdi ve sonra da iren ve strapla dolu bir son gelecekti; bunlarn hepsini grr gibiydi. Kapal duran kapya bakt, ac ekiyordu: Bu sefer de bu yzden gebereceim, aznda gelecekteki straplarnn buruk tadn duydu. Yallardan biri, Aiev alev yanyor! dedi. Herkes, askerler, yallar, kadnlar yollara dmlerdi. retmen bastonunu ufka doru uzatmt, bastonun ucunda yalanc bir gne, iinde solgun afaklar gizleyen ateten bir kre gibi dnp duruyordu: Roberville yanyordu. Alev alev yanyor! yle! Evet! Yallar, ellerini arkalarna balam sallana sallana gidiyor, derin, telsz sesleriyle: yle! evet! diyorlard. Chariot, Mathieu'nn kolundan kt: Yazk! Yallardan biri kendisine cevap verdi: 2G2 Kylnn kaderi budur. Eer sava olmazsa dolu yaar don olur: Bu dnyada, kylye rahat yoktur. Askerlerin elleri, alaca karanlkta kzlar yokluyor, kkr ki, kr gller ykseliyordu; Mathieu, arkasnda, kasabann terkedilmi sokaklarnda oynaan ocuklann seslerini duyuyordu. Bir kadn yaklat, kucanda ocuu vard. Yangn karan Franszlar m? Deli misin anacm, dedi Liberon. Almanlar yakyor, Al-man domuzlar. Yal bir adam akn akn ban sallyordu;

17

Alman domuzlan m? Elbette onlar; Alman domuzlar ya!. Adamm akl pek yatmamt: Almanlar geen savatan sonra da geldilerdi. Ama hi de ktlk etmediler. Kt insanlar deillerdi. fkelendi Luberon, Biz neden yakalm? Vahi deiliz ya!. Ya onlar niye yaksnlar? Sonra nerede oturacaklar? Sakall bir asker sz ister gibi elini kaldrd: Bizimkiler igzarlk etmilerdir: Ate amlardr. Almanlardan bir iki kii de lnce, atee vermilerdir kasabay. Kadn korkuyla ona dnd: Ya siz? diye sordu. N'olmu bize? Siz igzarlk etmiyeceksiniz, deil mi? Askerler gltler, ilerinden biri, inandrc bir deyile: Yok canm! Kardeiniz gibi gvenebilirsiniz bizlere. Canmz sokakta bulmadk bizler de. Birbirlerine bakyor, su ortaklan gibi glyorlard: ok grdk, bu ileri biliriz. Tam ban olacakken gidip Almanlara atacamz m sanyorsunuz? Kadn, yavrusunun ban okuyordu, phe doh bir sesle: Bar olacak m? 2U3 retmen gvenle, Evet, ban gelecek. Bar olacak. Bunu kafamza koymalyz. Kalabalk rperdi; Mathieu, arkasnda sevinli szlerle dolu, belirsiz bir rzgnn estiini duydu. Ban, bar. Robertville'in yandn gryorlar, yine de: Sava bitti, bar yaknda gelir, diye

17

tekrarlayp duruyorlard; Mathieu, ydla bakyordu: Yol iki yz metre kadar tede geceden kurtuluyor, belli belirsiz bir beyazlk halinde ayakarmm dibine kadar akyor, sonra arkasna geip pancurlar kapal evlerin arasna yaylyordu. lm getiren, macera getiren gzel yol, tek yn olan gzel yol. Bu, yol da eski alardaki nehirlerin vahiliini almt. Yarn, katil ykl gemileri kasabalara kadar tayacakt. Chariot iini ekti, Mathieu, hibir ey sylemeden kolunu skt. Bir ses: te geliyorlar! dedi. N'oldu? Almanlar, ite, ite geliyorlar! Karanlkta glgeler kmldad, askerler, tfekleri ellerinde, teker teker gecenin simsiyah suyundan syrhverdiler. Ar ar, dikkatli ve atee hazr ilerliyorlard. te geliyorlar! te! Mathieu'ye arptlar, ittiler: Yaygn, belirsiz bir sallant evresindeki kalabal sarsyordu. Luberon, Tyelim ocuklar, diye bard. Deli misin sen? Grdler bizi, beklemekten baka are yok. Bekleyelim mi? Bizi temizlesinler diye mi? Kalabaln hepsi derin derin gs geirdi, retmenin tiz sesi geceyi yard: Kadmlar geri ekilsin. Erkekler, silhlan varsa yere atsnlar. Ellerinizi havaya kaldrn. Mathieu fkeyle bard, Pis dlekler. Grmyor musunuz, Fransz bunlar. Fransz m... Bir an herey durdu, herkes olduu yerde kalakald, nihayet ilerinden biri adeta zlerek; Franszlar m? Onlar da nerden ktlar? Gerekten Franszlard; balarnda bir

18

temen bulunan onbe kii. Siyah ve sertti yzleri. Kasaballar yolun yanlarna dizilip yaknlk gstermeden, gelilerine baktlar. Fransz olmasna Franszdlar, ama yabanc ve tehlikeli bir baka diyardan geliyorlard. Silhlyd bunlar. Karanln ve savan iinden karak bar imdiden bulmu bu kasabaya sava getiren Franszlar. Franszlard. Belki de Parisli ya da Bordeaux'lu Kimsenin yzne bakmadan, iki yanlarna sralanm yumuak dman yzlerin arasndan getiler; marur grnyorlard. Temen bir komut verdi, durdular. Temen sordu: Burada kanc tmen var? Bunu, zel olarak birine sormamt. Bir sessizlik oldu, sorusunu tekrarlad. Biri isteksizce, altm birinci, dedi. Kumandanlarnz nerede? Katlar... Nasl? Kumandan falan kalmad. Er, bunu ak bir memnunlukla tekrarlamt. Temen dudak bkt, stelemedi; Hkmet binas nerede? Dosta yardma hazr olan Chariot, ilerledi : Yolun sonunda, solda, yz metre kadar ilerde: Subay, birden dnp Oharlot'yu batan aa szd. Bir stle ne biim konuma. Bir esas vaziyete geemez misin? Bana da 'temenim' desen dilin mi kopar? Birka saniyelik sessizlik. Temen, Charlot'nun gzlerinin iine bakyordu, Mathuie'nn evresindekiler temene bakyorlard. Chariot, esas vaziyeti ald. ' 205 Emret, temenim. Hah yle. Temen, oradakilere kmseyerek bakt, iaret verince, askerleri yrmeye baladlar. Orada toplanm olanlar, azlarn amadan temenin karanlkta gzden kayboluuna baktlar.

18

Lubern isteksizce, Bu subaylardan da kurtulamadk gitti. dedi. Bir kadm, birden bard: Hi deilse burada savamasalar, ha? Kalabaln iinde glenler oldu, Chariot yumuak bir sesle, Onu da nereden kardnz, deli deiller ya. Her taraf yeniden sustu : Btn balar tekrar kuzeye evrilmiti. Roberville imdiden bir mazi olmu, terkedilmi, yapayalnz, snrlarn tesinde, kt kaderiyle birlikte yanyordu. Dv, sava ve ate Robervilie'in kaderiydi; bunlar sanki on-) larm bana gelemezdi. nsanlar ar ar ve kaytsz bu kalabalktan zldler, kasabaya doru yneldiler. Evlerine dnyorlard, uyuyacaklard. Sabah erkenden gelecek olan Almanlar, din ve taze yzlerle karlamak iin uyumalar gerekiyordu. Mathieu, Ne hayvanlk bu! diye dnd. Chariot, Eh, dedi, ben gidiyorum. Kafay vurmaya m gidiyorsun? Baksana imrendiriyorlar insan. Seninle gelmemi ister misin? Chariot esneyerek : Sen iine bak! dedi. Uzaklat yalnz kald Mathieu. Bizler esiriz burada, diye dnd, evet esiriz. Fakat bunun iin arkadalanna kzd yoktu, kabahat onlarn deildi. On ay bakalarnn esiri o'nws-lard; imdi, yetki el deitiriyor, Alman subay1 arna geiyordu. Feldwebel ile Oberleutmant'a selm vereceklerdi ; p^k de farketmezdi, subay snflar milletleraras idi. Mathieu kendi 206 ni suluyordu. Kendini sulad iin de kzyordu, nk bylelikle kendisini dierlerinden stn grm oluyordu. Herkese kar yumuak ol, ama kendine kar sert, ite gururun bir baka oyunu. Hem sulu, hem susuz, ok sert ok da yumuak, hem bir i beceremez hem sorumlu, hem gerei eksiksiz gryor hem de tm aldanyor, bir yandan esir, bir yandan egemen, demek ben de herkes gibiyim.

18

Biri koluna asld. Bakt, postac kz. Kzn gzleri alev alevdi. Arkadanza engel olun. Ha? arpmak istiyor, engel olun. Pinette, kzn arkasnda belirdi, yz sapsar, gzleri l gibiydi, dudaklarnda biimsiz bir gl. Mathieu, Ne yapmak istiyorsun? diye sordu. Size arpmak istiyor dedim ya, duydum sylediini, gidip yzbay buldu, onlarla birlikte dvmek istediini syledi. Hangi yzbay? Biraz nce adamlaryla buradan geen canm. Pinette, elleri arkasnda, byk altndan glyordu. O yzba deil temendi. Mathieu Pinette'e dnd ; Gerekten arpmak istiyor musun? Hepiniz canm skyorsunuz. Grdnz m! Grdnz m ite! arpmak istediini sylyor. Duydum zaten. Onlarn arpmaya gittiklerini nereden biliyorsunuz? Grmediniz mi onlan? Hepsinin yz kaat gibi. Parman Pinette'e doru uzatp, ya u, una bakn korkutuyor beni, sanki bambaka bir insan oluverdi. Mathieu, omuz silkti. Ne yapmam istiyorsunuz? Arkada deil misiniz? Onun iin soruyorum ya. Eer arkadaysanz syleyin una, kendisini ldrtmeye hakk yok artk.

18

Mathieu'nn omuzlarna yapt. Hakk yok artk! Neden yok? Neden olduunu biliyorsunuz. Pinette insafszca, rahat rahat gld : Askerim ben, arpmcjn gerek, bunun iin asker olur insan. yleyse neden benimle yattn?.. Pinette'in kolunu yakalad, titrek bir sesle : Benimsin artk! Pinette elinden kurtuldu : Kimsenin deilim. Evet evet! Benimsin! Mathieu'ye dnd, ateli bir ekilde srar etti : Ne olur syleyin una! Artk kend's:ni ldrtmeye hakk olmadn syleyin. Bunu sylemek sizin devniz. Mathieu susuyordu ; kz stne yrd, alev alevdi yz; Mathieu ilk olarak kza kar bir arzu duydu. Hem arkadanz olduunu sylyorsunuz hem de bana gelecek felketlere aldrmyorsunuz, yle mi? Hayr canm, aldrmaz olur muyum? Bir ocuk gibi koca bir orduya kar durup bir ka el ate etmesini doru mu buluyorsunuz? Bir ie yanyacak olsa yreim yanmaz! Ama artk kimse dvmyor. Biliyorum. yleyse? Bunu kendisine sylemek iin ne bekliyorsunuz? Bana fikrimi sormasn. Henri! Yalvarrm, una fikrini sor, o senden daha byk, daha iyi bilir. Pinette, bu istei reddetmek iin elini kaldrd, sonra aklna baka bir ey geldi, gzlerini, Mathieu'nn alk olmad, sinsi bir tavrla krptrarak kolunu indirdi. Bunu onunla tartmam m istiyorsun? Szm dinleyecek kadar beni sevmediine gre, evet.

18

Peki. Anlatk. Fakat sen git. Neden? Senin yannda tartamayz da ondan. Ama neden? yle ite? Bir kadn ilgilendirmez bu iler. Beni ilgilendirir, seninle ilgili nk. yice fkelendi Pinette, Eee be! Kafa tledin ama. Sonra Mathieu'nn gsne dirseiyle vurdu. Mathieu atld : Uzaklamanz art deil. Yolda bir aa b-r yukar gider geliriz ; siz de 'bizi burada beklersiniz. Yia, sonra gelmezsiniz. Deli misin sen, dedi Pinette. Nereye gidebiliriz ki. Yirmi metre tede olacaz, greceksin bizi. Ya arkadan sana gitmemem sylerse, onu dinleyecek misin? Elbette. Ben her zaman, o ne derse yaparm. Pmette'in boynuna sarld: Geri dneceine yemin eder misin ? Dvmeye karar versen bile, ha? Arkadan sana dvmeni tlese We ha? Seni bir daha grmemektense hereye razym. Yemin ediyorsun, deil mi? Evet, evet, evet. Yemin ettiini syle! Yemin ederim, de. Yemin ederim, dedi Pinette. Kz, Mathieu'ye dnd : Siz de, onu bana geri getireceinize yemin eder misiniz? Elbette.

18

ok kalmayn, ok da uzaklamaym. ^ Roberville'e doru, birka adm yrdler, karanln iinde aalar, allar gze arpyordu. Bir sre sonra, Mathieu dnp bakt: Kzcaz, dimdik, gergin, gecenin iinde belli belirsiz kalm, karanlkta kendilerini semeye alyordu. Bir adm daha atnca hi grnmez oldu. Ayn anda sesini duydular : Fazla uzaklamayn, sizi gremiyorum! Pinette glmeye balad ; iki elini aznn kenarna koyup bard : Hey! Heeey! Yrylerine devam ettiler. Pinette durmadan glyordu : Kendinin bakire olduunu iddia edince, bozuldum!.> Ya! Kendisi yle. syledi. Ama ben hi hissetmedim. Vardr byle kzlar; yalan sylyor sanrsn, oysa hi bir erkekle yatmamlardr. Pinette, byk altndan glerek : Olur mu canm? Olur baz. Amma lf ediyorsun! Diyelim ki yle. Ama bunun benim bama gelmesi tuhaf bir tesadf dorusu. Mathieu cevap vermeden glmsedi ; Pinette, bolua bir kafa att: Hem sonra, bana bak! Ben bu ii zorla yapmadm ya. Ka istemeseydi, bu i olmazd zaten. Mesel karm rnek al; o ii yapmak iin ikimiz de can atyorduk, n'oldu, zifaf gecesinden nce bir trl olmad. Elinin kesin bir hareketiyle havay yard : Ben bo lfa gelemem : Bu kz kendi kand, ben de isteini yerine getirdim. Ya ocuk olursa? Pinette ard,

18

Benden mi? Ohoo! Sen beni tanmyorsun! Ben ayarl adammdr. ok fakir olduumuz iin. karm ocuk istemiyorTkeni : F - 14 du, ben de kendimi ayarlamay rendim. Hayr, hayr. Bundan o da zevk duydu, ben de duydum : demi saylrz. Eer gerekten ilk defa yapyorsa, zevk duyduunu pek sanmam. Pinette souka, Eh, n'apalm! O zaman kabahat kendisinde demektir. Sustular. Bir sre sonra Mathieu ban kaldrp, karanlkta Pinette'in gzlerini grmeye alt. arpacaklar doru mu? Doru. Kasabada m? Nerede dvsnler istiyorsun? Mathieu'nn gsne bir arlk kt. Sonra birden, aacn altnda kusan Longin, demeye ylp kalm olan Guiccio-ii, alev alev yanan Roberville'e bakarken 'bar ge di' diye haykran Luberon canland gznn nnde, fkeyle gld. Ne glyorsun? Arkadalara, glyorum. arp kalacaklar. Yok canm!... Temen seni istedi mi? Tfek bulursam olacak. Tfein varsa gel, dedi. yice karar verdin mi? Pinette birden Mathieu'ye dnd : ocuk deilim, de ihtiyacm yok... Peki. Dnelim yleyse.

18

- Hayr. Yrmene bak!. Birka adm daha attlar, Pinette birden : Hendee atla, dedi. N'apaym? Haydi! Atla!. Atladlar, br yana trmandlar, budaylarn iinde buldular kendilerini. Pinette, Solda, kasabaya giden bir patika var. dedi. Mathieu aya takhp dizinin stne dt. 211 Tuh be! Ne dertlere soktun bam yine? u kzn hayalini bile grmek istemiyorum artk. Yoldan gelen bir kadn sesi duydular : Henri! Henri!... Amma da yapkan ey be! Henri! Brakma beni!... Pinette, Mathieu'yu kolundan ekti, bugdaylarm iine uzandlar ; postac kzn yolda kotuu duyuluyordu ; bir al Mathieu'nn yanan syrd, bir bcek parmaklarnn arasndan kayp gitti. Henri! Beni brakma, ne istersen yap, ama beni yalnz brakma, dn ; Henri, azm amyacam, sana sz veriyorum, dn bana, byle brakp gitme beni! Henri-i-i-i-i. Bir kerecik olsun kucaklamadan brakma beni! Kzcaz, soluk solua yanlarndan geti. Pinette, yi ki mehtap yok. diye fsldad. Mathieu'nn burnuna keskin bir toprak kokusu geldi; elleri. nin altnda toprak yumuak, nemliydi, Pinette'in ksk soluklarn duyuyor, kasabada arpacaklar diye dnyordu. Kzcaz, korkudan bouklaan bir sesle, iki kere daha bard sonra birden, geri dnp ters ynde komaya balad. Mathieu,

18

Seni seviyor, dedi. Bok yesin! Doruldular. Mathieu, tam baaklarn stnde, kuzey dou ynnde, bir grnp bir kaybolan ate kresini grd. Sadece bir tek l bile verseler, Almanlar ne var ne yok yakarlard. Pinette meydan okurcasna. Eee? Gidip kz teselli etmiyecek misin? Canm skyor. Hem sonra, n'olursa olsun, kadn hikyesi bugn etkilemiyor beni. Onu atlatmakla hakszlhk ettin. Madem yzst brakacaktn yapmamalydn. Sktn be! Sen insan daima haksz karrsn zaten. Mathieu, tgte patikaya geldik, dedi I 1 di. Bir sre yrdler. Pinette endie dolu bir sesle fsldaEyvah!... Mehtap!... Mathieu bam kaldrd, ufukta bir baka aydnlk grd, bu kere gm rengiydi alevler. Pinette, Ne gzel hedef olacaz heriflere! Yarm sabahtan nce geleceklerini sanmam. Bir sre sonra, Mathieu Pinette'e bakmadan ekledi : Topunuz lme gidiyorsunuz. Pinette, bouk bir sesle, Sava bu. Hi de deil, hi de sava deil artk. Mtareke imzalanmad, ki!.

18

Mathieu, Pinette'in elini tutup parmaklarnn arasnda hafife skt, eli buz gibiydi. Gerekten geberip gitmek istediinden emin inisin? Geberip gitmeye hi niyetim yok. Sadece o domuzlardan birini temizlemek istiyorum. Ayn ey. Pinette cevap vermeden elini ekti. Mathieu konumak istedi, Bo yere lecek diye dnyor, bu dnce nefesini kesiyordu. Anszn rperdi, sustu: Hangi hakla ona engel olabilirim? Ona verebilecek neyim var? Pinette'e dnp bakt, hafife slk ald. Pinette duymamt ; duymas mmkn deildi, nk Pinette son gecesinin iinde gzleri kapal yryordu ; yryor ama ilerlemiyor ; oktan varm o varaca yere, doumuyla lm birlemilerdi. Pinette ay nda yrrken ertesi gnn gnei yaralarna vuruyordu. Mathieu derin bir nefes ald, sessizce koluna girdi, 18 Haziran 1940 da ldrlen asil, yumuak huylu, cesur, efkatfi, gen bir memurun koluna girmiti. Mathieu'ye bakarak glmsedi; Pinette gemiin derinliklerinden kendisine glmsemi-ti; Mathieu bu glmseyii grd ve kendini yapyalnz hissetti. Onu benden ayran bu kabuu krmak iin, onunkinden baka Z3 bir gelecek istememek, onun yarm son olarak grecei gneten baka bir gne arzulamamak gerek; ayn anda ayn dakikalar yaamak iin, ayn lmle lmeyi istemek gerek. Ar ar, Aslnda, senin yerine benim savaa gitmem gerek, dedi Mathieu. nk beni yaamaya iten nedenler pek de ok deil. ; Pinette, sevinle, kendisine bakt; hemen hemen yeniden ada olmulard. Sen ha? Bandan beri yamldm. Eh, sen de gel. Hereyi silip yeniden balarz. Mathieu glmsedi: Herey silinir silinmesine, ama balanmaz yeniden. Pinette kolunu boynuna dolad, ihtirasla: Delarue, dostum, gel benimle gel. ok memnun olurum, bilirsin, iki kii olursak daha iyi; dierlerini tanmyorum.

19

Mathieu tereddt etti; lmek, oktan lm olan bu hayatn sonsuzluuna girmek, iki kii lmek... Ban sallad. Hayr. Ne hayn? stemiyorum. Korkuyor musun? Hayr. Sama buluyorum. Bir bak darbesiyle elini yarmak, nikh yzn frlatp atmak, Almanlarn stne geliigzel ate etmek: Eee sonra? Krmak, ykmak; bir zm deil bu; Biraz alak gnll ola-bilsem. Pinette huysuzlanarak, Neden sama olsun? diye sordu. Bir Alman temizlemek istiyorum; neresi sama bunun? Yz tanesini de vursan, yine de sava kaybetmi olacaz. Pinette alayla gld. erefimi kurtarm olacam! Kimin gznde? Pinette ban nne emi cevap vermeden yryordu. 214 Diyelim ki, senin iin bir abide diktiler. Kllerini Zafer Abidesinin altna ss olarak koydular. Tm bi rkasabay yakp yktrmaya deer mi bu? Yanarsa yansn. Savatayz. Kadnlar, ocuklar var. Gidip tarlalarda gizlensinler, dedi Pinette inatla: Bu ii halletmek gerek artk! Mathieu, elini onun omuzuna koydu: Demek karn bu kadar seviyorsun? Karmn bununla ilgisi ne?

19

Onun iin lmek istemiyor musun? Skma insan. Sinek gibi vzldamandan bktm artk. Eer tahsil bunu salyorsa, okumadma memnunum dorusu.> Kasabann ilk evlerine varmlard, birden, Mathieu de sesini ykseltti: Bktm usandm! Yeter be! Bktm be! Pinette, ona bakarak duraklad. N'oluyorsun yahu? Mathieu cokun bir tavrla: Hi, dedi ldryorum galiba! Pinette omuz silkti. Okula urayacam. Tfekler smftaym. Aralk kapdan ieri girdiler. Avlunun talan zerinde askerler uyuyordu. Pinette cebinden fenerini kard; duvarda ktan bir daire belirdi. te burada. Tfekler stste ylmt. Pinette birini ald, fenerinin nda uzun bir sre inceledi, onu brakp bir dierini ald, onu da dikkatle gzden geirdi. Mathieu sesini ykseltip bard iin utanyordu: Beklemek, soukkanl olmak gerekti. yi bir frsat kollamalyd. Birden parlamak faydaszd. Glmsedi Pi-nette'e. Puro seer gibi bir halin var. Pinette, aradn bulmutu, tfei omuzuna as. Z1O Bunu alyorum. Haydi gidelim. Feneri bana ver. Feneri tfeklerin stnde dolatrd: Tfeklerin, yaz ma-kinalan gibi skc, memur klkl bir halleri vard. Bu aralarla insan ldrlebileceine inanmak zordu. Eilip rasgele birini ald. ard Pinette, Napyorsun? __Grmyor musun: Bir tfek alyorum.

19

Kadn, kapy Jacques'in yzne kaparken, Hayr, diye bard. Jacques eikte kala kald, ancak insanlara tesir edemedii zamanlar taknd o sklm pklm haliyle, kollar iki yannda sallanarak, mrldand; ihtiyar cad seni, kendi duyaca kadar yksek, kadnn duyamayaca kadar alak bir sesle, yok, zavall Jacques'im benim: Ne dersen de ama, ihtiyar cad seni deme. ndir imdi gzlerini, mavi gzlerini indir, ayaklarnn arama bak: Bak adalet, hani kazk kadar boyunla oynadn o gzel oyuncan, parampara duruyor orada. Hemen arabana dn, biliyorum Tanr ile hesaplaacaksmz, ama bunu Ahirette konuursun Tanryla. Yava yava arabaya doru yrd. htiyar cad seni olmaz; baka bir ey bulmalyd, Buruuk kar, yknt, sala kar diyebilirdi, ama hayr, hi bir ey sylemeyecekti. Sa kam kaldrarak yorgun bir tavrla arabaya yaklat-Odette, kendisine glmsedi, nk bunlara daima glmsemek gerek, kadncaz ona tabiatn huzurunu, tatlln ve mutlu bir kadnn gven veren iyimserliim sundu. Bu grnmn altnda Odette, gecenin iinde eriyor, Mathieu'y, kalbinin bir yerinde saklayan bu, usuz bucaksz dii gecenin iine yaylp karyordu. Jacques (*) glmsemedi; sadece burnunu kad, kardeinden almt bu hareketi, Odette irkildi: Neler dnyorum, ayakta uyuyorum, ben bu yal ve iki yzl bir kadn deilim, rya grdm. Hayalleri gecenin karanlna gmlp gitti, hepsi unutuldu; yzeyde, allm, yapmack hareketlerden baka bir ey kalmad. Odette, neeli bir sesle sordu: N'oldu? Bana msn demiyorlar. Samanlklar olmadn sylyorlar, oysa gzmle grdm, samanlklarn. Avlunun br ucunda. Herhalde beni soyguncu filn sandlar. yle bir hal var m zerimde? Ondrt saatlik yoldan sonra grnmzn pek ho olduu da sylenemez. Jacques, Odette'e daha dikkatli bakt, Odette bu bakn altnda burnunun bir ldak gibi yandn hissetti, imdi burnumun parladm syleyecek bana. Gzlerinin alt halka halka, zavall karcm: Yorgunluktan bittin sen de. Odette, tella antasndan pudriyerini kard, aynada dikkatle bakt yzne, ok irkinim: Ay nda baknca yznde siyah lekeler grnyordu; irkinlie aldrdm yok, ama pislikten nefret ederim. Jacques, akn bir haldeydi, imdi ne yapacaz? diye sordu. Odette pudriyerin ponponunu karm, hafif hafif elmack kemiklerinin stnde, gzlerinin altnda dolatryordu.

19

Ne istersen onu. (*) Jacques: Mathieu'nn kardeidir. (Avukattr ve Odette ile evlidir. Odette'in ise Mathieu'ye zaaf vardr. Senin fikrini soruyorum. Kadnn ponponu tutan elini havada yakalam, glmseyen bir otoriteyle tutuyordu. Sana fikrini soruyorum, ne zaman sorsam; ama Odette duymuyor, dnmyordu: Zavall kocacm, sylediklerimi yapmayacan sen de biliyorsun ya. Ne var ki, Jacques kendi dncesinin doruluuna varabilmek iin bakalarnn dncelerini eletirme ihtiyacm duyuyordu. Odette ilk aklna geleni syledi: Yolumuza devam edelim, belki daha iyi insanlarla karlarz. Eksik olma! Bu deneme bana yeter. Sonra inanla: kyllerden nefret ediyorum, dedi. Btn geceyi yolda geirelim istersen?.. Jacques gzlerini falta gibi at: Btn geceyi mi? Yarn sabah Grenoble'da oluruz, Blerot'larda dinlenebiliriz, leden sonra yine yola kar, geceyi Castellane'da geiririz: Ertesi gn de Juan'a varrz. Sylediklerine sen de inanmyorsun ya! Jacques ciddileti: ok yoruldum. Direksiyonun banda uyuyuveririm, kendimizi uurumda buluruz. Ara sra ben kullanaym. Sevgilim, unu kafana iyice yerletir, sana gece araba kullandrmam. Miyop gzlerinle bamza i aarsn. Yollar, otomobil, kamyon, at arabas dolu: mrleri boyunca direksiyona el srmemi olan adamlar, korkudan deliler gibi gidiyorlar. Olmaz, hayr: Bu i iin bir erkek refleksi gerek. Darda pancurlar ald, pencerede bir ba belirdi, sert b!r ses: Rahat uyuyamyacak myz yahu? Gidip baka yerde ko-nusanza be! Jacques, hrstan titreyen bir sesle cevap verdi: ok teekkr ederiz beyefendi, ok nazik ve ok konukseversiniz.

19

Arabaya atlayp kapy arpt, sert bir tavrla arabay hareket ettirdi. Odette, gznn ucuyla ona bakyordu : Eh iyisi susmakt; en azndan seksenle gidiyorlard, uaklardan korktuklan iin btn farlar sndrmlerdi, neyse ki mehtap pnl pnld, Odette hzla kapya doru savruldu: N'apyorsun ? Hemen, hi yavalamadan, arabay ara yollardan birine saptnvermiti. Bir sre daha yol aldlar, sonra birden fren yapt, arabay yolun sonuna bir aa kmesinin altna yanatrd. Burada uyuyacaz. Burada m? Kapy ap cevap vermeden dar kt. Odette de arkasn-etan indi; hava olduka serindi. Akta m uyumak istiyorsun? Hayr. Odette, yumuak, simsiyah otlara endieyle bakt, eilip suya dokunur gibi dokundu otlara. Oh Jacques! Darda ok rahat ederdik ; rtlerle yast da karrz. Hayr. Sonra kesin bir sesle : Arabada uyuyacaz, u sralarda yollarda kimilerin dolat bilinmez. Odette, Jacques'in, elleri cebinde, din admlarla, dans eder gibi bir aa bir yukar, yryne bakyordu ; aalar slk alyor, Jacques bu byl sesin ahengine uyarak srayp dan-sediyordu. Odette'e evirdii yznde, endie ve korku doluydu, bir sknts vard muhakkak ; sanki utanyordu ; arabaya doru yaklat, byl mziin dinlii ve canll eriyip stne dklm, ayaklarna kadar inmi, onu ty gibi kaldryordu. Jacques, arabada uyumaktan nefret ederdi. Kimi cezalandryor? Beni mi, kendisini mi? Odette, nedenini bilmeden kendini aulu hissediyordu. Jacques, Neden yzn astn yle ? diye sordu. te gece vakti yol-lara dtk, maceraya atldk, honut olman gerek.

19

Odette, gzlerini nne indirdi, yola kmak istemiyordum Jacques, Almanlardan bana ne, ben evimde kalmak istiyordum sava devam ederse Mathiue ile balantmz kesilecek, .p lmediini bile bilmiyeceiz. Mathiue ileRaoul'u (*) dnyorum. Jacques ac ac glmsedi, u anda Raoul, Carcassonne'da, yatandadr. Mathiue deil ama... Can skld Jacques'in, unu iyice aklna koy, kardeim yardmc greve alnd, yani o da tehlikede deil demektir. Olsa olsa esir der, o kadar. Btn askerlerin kahraman olduunu sanyorsun. yle dsil, Odette'ciim. Mathieu de nemsiz bir kurmay heyetinin yazcs olmutur; cephe gerisindekiler kadar rahattr; belki de u anda bizden de rahattr. Onlarn argosuyla buna ense yapmak derler. Dorusu onun hesabna da memnun oluyorum. Odette ban kaldrmadan, Esir olmak da ho bir ey deil ki. Jacques, ciddi bir ekilde Odette'i sfd : Ben byle bir ey sylemedim! Mathiue'nn durumu beni elbette endielendiriyor. Fakat Mathiue gldr, bilir iini. Evet, evet beceriksiz, dalgn grnne ramen, senin tahmininden daha iyi bilir iini o ; Mathiue'y senden daha iyi tanrm, sonu gelmeyen duraksamalar pozdur, aslnda kiilii kuvvetlidir. Onu esir alp gtrseler bile durumunu ayarlamay bilecektir, bir Alman subaynn yazcs olarak altn grr gibiyim, belki de a olur... Bu tam onun yapaca i! Jacques keyifle glerek tekrarlad : A, evet, a ; tam ona gre! Sonra bir srrn anlatr gibi; ne dndm biliyor musun, (*) Raoul, Odette'in erkek kardleidir. t>u onun akimi basma getirecek ve savatan bambaka bir adam olarak dnecektir. Boaz daralan Odette Ne kadar srer bu esirlik ?... Nereden bileyim ben! Jacques ban sallayp, Sana u kadarn syliyebilirim, savan pek uzun sreceini sanmyorum. Alman

19

ordusunun bundan sonraki hedefi, ngiltere... Channel' (*) de olduka dardr... ngilizler kendilerini savunacaklardr. Elbette, elbette. Yorulmucasma kollarn iki yana at. Kendilerini savunmalarn dilemeli miyiz bilmem. Ne dilemeliyim? Neye yalvarmalym? Balangta, herey basit grnyordu. Odette, 14'de olduu gibi zaferi istemek gerektiini sanmt. Oysa kimse bunu arzular grnmyordu. Tpk Nivelle baskn srasnda annesinin sevinci gibi Od3tte de sevinle glmsemi, btn gcyle tekrarlamt : Elbette, yeneceiz! Baka trl olamyacam bilmeliyiz. Ama imdi kendinden ireniyordu, nk Odette, sonu zafer bile oisa artk savatan nefret ediyordu. nk o sevinle glerken, tekiler glmemiler, sadece balarn sallamlard. O da susmutu. Sonra onlar Almanya'nn, ngiltere ile Rusya'nn szn ederlerken dinlemi, fakat neyi dilediklerini bir trl anlayamamt ; Mathiue burada olsa, bunlar bana aklard. diye dnd. Oysa burada deildi, mektup bile yazmyordu, dokuz ay iinde Jacques'a sadece iki mektup yollamt. Ama o hereyi biliyor ve anlyordu mutlaka! Ya kimse anlamyorsa? Birden kaldrd ban : Ya o da anlamyorsa? imdi bile, zaman zaman kendini sakinletiren bu gven duygusunu Jacques'da da grmek istiyordu ; hereyin yolunda gittiini, insanlarn gelecekten umutlu olmalar gerektii inancn onun gzlerinde okumak istiyordu. Hangi umut? Mt(*) Kitabn aslnda tngizcesidir. Boaz, anlamna gelir. tefiklerin kazanaca bu zaferin ancak Rusya'nn iine yarayaca doru muydu? ok iyi bildii bu yze soruyordu, birden bu yz ona yepyeni grnd ; endieden kararm gzler gr-yordu ; dudaklarn ularnda alayc bir bakn, belirsiz izleri vard ; ama bu, sust yakalanan bir ocuun suratn asp, kafa tutmasna benziyordu. Jacques'in bir sknts var ; rahat deil. Paris'ten ayrldklarndan beri, bir tuhaft, bzan ok sert, bzan da pek yumuak, insanlarn kendi kendilerini sulu hissetmeleri korkun bir eydi. Sigara gzmde ttyor, dedi Jacques. Sigaran yok mu? Hayr. Al. Bende drt tane var.

19

De Rezske sigaras; dudak bkerek, isteksizce bir tane aidi, paketi cebine sokarken : Saman gibi! dedi. Jacques ilk nefesi eker ekmez Odette ttnn kokusunu duydu, sigara imek arzusu boazm kuruttu. Jacques'i sevmediini anlad gndenberi, o iki ierken sonsuz bir susuzluk duyuyor, o yemek yerken acktn hissediyor, ve o yannda uyurken, uyku btn arl ile stne yk-leniveriyordu. Bunu hatrhyarak hafife gld : Bana da hi deilse bir tane ver. Jacques anlamadan bakyordu, kalarn kaldrd. Oh! zr dilerim sevgilim ; farknda bile deilim. Paketi cebinden kard. Odette, Paket sende kalsn, dedi, sadece bir tane ver. Konumadan sigaralarn itiler. Odette, kendinden korku-yprdu, bir gen kzken iini altst eden dayanlmaz, arzularn hatrlyordu. Belki imdi yine duyacakt bu arzular ; Jacques, birka kere ksrd : Benimle konumak istiyor. Her zamanki gibi, acele etmiyor. Odette sabrla iiyordu sigarasn; yengeler gibi, konusuna yandan yandan girecekti. Dorulmutu Jacques ; yzne gerekli dzeni verdi, Odette'e dik dik bakt. ite byle Odette'iim! Odette, belli belirsiz bir ekilde glmsedi ; Jacques elini onun omuzuna koydu. Bizimki de lgnlk artk. Evet yle, lgnlk. Jacques hl Odette'e bakyordu. Sigarasn arabann basamanda sndrp ayayla ezdi ; yanna yaklap, inandrmak istercesine, kesin bir sesle : Ama fazla tehlikede saylmayz. dedi. Odette cevap vermedi ; Jacques yumuak ama srarl bir sesle :

19

Almanlarn iyi davranacandan eminim ; kt davranmalar iin bir sebep yok ki! Odette de hep bunu dnmt. Fakat Jacques'in gz'erin-de kendisinden cevap beklediini okudu. Belli olmaz ki! dedi. Ya Paris'i atee verir, kana bularsa! Jacques omuz silkti : Nasl olur canm? Kadnca dnceler bunlar! stne doru eilip sabrla anlatmaya alt : Dinle Odette, anlamaya al : Berlin, mtarekeden hemen sonra Fransa'y Mihver devletleri arasnda gstermeye a'ja-caktr phesiz ; belki de Almanlar, Amerika'y sava dnda tutabilmek iin bizim itibarmza gveniyorlard. Beni v ice dinliyor musun? Bir kelimeyle, yenilsek bile kozlarmz var. Kesik kesik gld, Eer siyaset adamlarmz kendilerinde bu gc bulurlarsa oynayacak gzel bir oyunumuz da var. Eh, bu artlar altnda, Almanlarn, bouna zor kullanarak, Fransz kamu oyunu kendilerine kar karma tehlikesine atlmalarm dnmek bile sama!... Odette skntyla : Ben de byle dnyorum, dedi. Ya? 1 ili Dudaklarn srarak kadna bakyordu; ylesine arm bir hali vard ki, Odette tella : Yine de nasl emin olabilir insan ? Pencerelerden Almanla-ra ate ettiklerini dn... Jacques'in gzleri kvlcmland. Bunu kimse, yapmaz, merak etme. En kk bir tehlike olsayd yola kmazdm. Bundan tamamen emin olduum iin yola kmaya raz oldum. Odette, onun, sakin grnmeye alarak, akn haliyle salona giriini tekrar grr gibiydi ; titreyen elleriyle sigarasn yakarken, en yapmack sesiyle, Odette, bavullarn hazrla, otomobil aada, yarm saate kadar yola kyoruz. deyiini duyuyordu. Acaba imdi sz nereye getirmek istiyordu. Jacques rahatsz bir

19

glle, bir sonuca balamak istercesine, Eh, grevini brakann hali budur ite. Senin grevin yoktu ki. Bir grup evden ben sorumluydum. Ortaya atlmas mmkn bir itiraz elinin iiyle itti: Ayp bu biliyorum; zaten Champencis'in sraryla kabul ettim. Ama orada mutlaka faydal olabilirdim. Ayrca rnek olmamz gerekiyordu. Odette kendisine dosta bakmyordu, elbette ya, yle ya, yle ite, Paris'te kalmalydn, aksini sylememi bekleme sakn. Jacques iini ekti : Neyse! Olan oldu. nsanlarn yalnz birbirleriyle badaan grevleri olsa, yaamak ne kolay olurdu. Cann skyorum senin, sevgilim. Erkeklere zg kuruntular bunlar. Bu kuruntular anlayabileceimi sanyorum. Elbette, yavrucum, elbette. Yapayalnz, erkeke glmsedi, sonra Odette'in bileini tuttu, gven veren bir sesle : Dnelim, orada kalsaydm, bama ne gelebilirdi? En kts, ie yarar erkekleri Almanya'ya gtrrler, baka? Mathiue de orada zaten. Geri, onun kalbi benim gibi hasta deil... O aptal binbann beni nasl re kardn hatrlyor musun? Evet fkeden deliye dnmtm, o an hereyi yapabilirdim, jatrlyor musun? Nasl fkelendiimi hatrlyor musun? Evet. Arabann basamana oturup ban ellerinin arasna ald; dosdoru nne bakyordu. Charvoz orada kald. Ne? Kald o. Bu sabah garajda karlatm, gideceimizi sy-jediim zaman ard : Odette arabuk Onun durumu farkl, dedi Jacques ac ac,

20

Gerekten de yle. Bekr o. Odette solunda, ayakta duruyordu, Jacques'in salarnn arasndan yer yer parlayan kafasna bakyor, Demek strab buymu. diye dnyordu. Gzleri dalgnd. Dilerinin arasndan : Seni brakacak gvenilir bir kimsem yoktu. Odette'in vcudu gerildi : Anlamadm? Seni kimseye brakamazdm diyorum. Seni tek basma halana brakmay gze alamadm. . Odette, titreyen bir sesle, Yni benim yzmden yola ktn m sylemek istiyorsun? Bu bir vicdan borcuydu. Karsna sevgiyle bakyordu : Son gnlerde o kadar sinirliydin ki ; korkutuyordun beti. Odette aknlktan azn aamyordu : Neden mecbur Neden kendini zorluyor? Jacques, sinirli bir neeyle *latmaya devam etti. Pancurlan hi amyordun, btn gn karanlkta oturu- evi konserveyle doldurmutun, Lucienne'e de kzyorTkeni : F - 15 dun, Lucienne evden ayrlnca baka bir insan oluyordun ; km gibiydi o, ok da saf ; kesilen eller, kadnlara zorla tecavij] hikyelerine nasl da inanmt. stemiyorum. Bana syletmek istedii eyi sylemek miyorum. u dnyada kendi benliimi de kaybedersem ne kab elimde?. Odette bir adm geri ekildi. Jacques'.n bak keskindi baklar : Syle unu. Syle unu aitk! der di. Bu kartal baklar, bu hkmeden erkek baklar nn^ Odette bir kere daha sulu hissetti kendisini, Belki de gerek ten gitmek istediimi sand, belki de korkuyor grndm ona, belki farkna varmadan korkuyordum. Hangisi doru acaba1 imdiye kadar, Jacques ne derse doru oydu ; artk ona da inan] myorsam, neye inanabilirim.

20

Ban nne eerek : Paris'te kalmak istemezdim, dedi. Jacques, iyilikle, Korkuyor muydun, diye sordu. Evet. Korkuyordum. Odette ban kaldrnca onun kendisine glerek baktn grd. Jacques. Haydi, haydi, dedi. O kadar da nemli deil ; gerr g-cey\ akta geirecek yata deiliz ama yine de bunun gzelliini recek kadar genciz. Hafife, Odette'in enzesini ok-a'i: 36 da, Hyeres'deydik hatrlyor musun? adrda uyumutuk, gzel htralarmdan biridir bu. Odette cevap vermedi ; kapnn sapn tutmu, btn cyle skyordu. Jacques, esnemesini tutmaya alarak : Amma ge oldu. Yatalm m? Odette ban sallad. Karanlkta bir ku bard, Jacquei glmeye balad. Tabiat'm iindeyiz! Sonra ciddi bir tavrla, sen arvavs| ge, dedi. Ayaklarn biraz olsun uzatabilirsin ; ben direksiy0" nun bamda uyuyacam. 227 Arabaya girdiler ; Jacques sa kapy kilitleyip sol kapnn jnandaln bastrd. Rahat msm? ok rahatm. Tabancasn karp alayc bir tavrla bakt : Eski bir korsan olan byk babama gre bir durum. Neelendi : Ailede hepimiz biraz korsanzdr. Odette azn amyordu. Jacques, oturduu yerde dnp Odette'in enesini tuttu. p beni, sevgilim. Odette, Jacques'in scak, aralk aznn, kendi dudak'anna yaslandn duydu ;

20

eskiden olduu- gibi hafife dudaklarn yalyordu, rperdi Odette ; ayn anda elinin koltuunun altna doru kayp gsn okadn farketti. Jacques, sevgiyle, Odette'ciim, dedi. Sevgilim, yavrum benim. Odette kendisini geriye att : Uykusuzluktan lyorum. > yi geceler sevgilim. Dnd, direksiyonun stnde kollarn kavuturup ban ellerinin stne koydu. Odette, dncelerinin basks altnda dimdik kala kalmt ; dikkat kesilmiti. ki derin nefes ald, hayr henz uyumad, Odette onun uyumasn bekliyordu. nk Jacques kafasnda kendi yaratt bir baka Odette'in hayali ile uyank kald srece Odette hi bir ey dnemiyordu; 0 yanmda bulunduu srece hi bir ey dnemedim. te tamam ; uyudu. Artk uyuyordu, sava da uyuyordu, erkeklerin dnyas bu a beraber uyuyordu. Odette uyuyamyordu; bembeyaz bir ay glnn ortasnda yapayalnzd sanki, birden aklna ok eski bir hayl gelmiti; pembe bir yolda kouyordum, n iki yandaydm, kalbim endieli bir sevinle arparak durdum, yksek sesle, lzumluyum ben, dedim. Odette tekrarlad: Her insan gibi ben de lzumluI 228 yum. Ama ne iin lzumlu olduunu hl anlyamamt ; 3-va dnmeyi denedi, gerei savata bulacan sannat, Zaferin yalnz Rusya'nn iine yarayaca doru mu? Hemej vazgeti, sevinci bir hayl krklna dnd. Hi bir eyi y ri kadar bilmiyjorum. Can sigara imek istedi. Gerek bir istek deil de asabi bj, tik. stei kabard, kabard, gslerine doldu. Dedii dedik, ig. tedigini elde eden u erkek, paketi ceketinin cebine koymuta Neden sadece Jacques iecekti? Neden ben deil de o?... J ques'in stne eildi ; horlayp duruyordu, elini cebine soktu sigaralar alp, kapy at yavaa dar szld. Yapraklarn arasndaki ay, yoldaki ay birikintileri, u serin rzgr, hep. si benim bunlarn. Bir sigara yakt; sava uyuyor, BerLn uyu. yor, Moskova, Churchill, Politburo, siyaset adamlarmz uyuyor lar, Jacques glmsedi,

20

herey uyuyor, kimse benim gecemi grmyor, lzumluyum ben ; konserve kutular savaa gidenlerin geride brakt yav rular iindi. Birden ttnn tadn sevmediini farketti, iki ne fes daha ekip att sigaray, neden sigara imek istediini anla Temen karanlk merdiveni koarak kyordu ; onlarda myordu. Yapraklar hafife kprdyor, btn tabiat, eski b!r ah ap yap gibi trdyordu. Yldzlar birer hayvandlar adeta. Odette korktu ; Jacques uyuyunca, Odette ocukluunun karanlk dnyasn bulmutu. Fakat cevapsz sorular umman, yldzlarn adn, yerin aydan tam uzakln, bu blgeds oturanlarn saysn, gemilerini, ilerini sadece Jacques biliyordu ; u)'uyoT, onu kmsyorum, ama kendim hi bir ey bilmiyorum ; Odette, hibir ie yaramyor, sadece grlen ve dokunulan bu dnyada ne yapacan bilemiyordu. Arabaya kotu, onu hemen uyandrmak, Bilimi, Endstriyi, Ahlk uyandrmak istiyordu, Elini kapnn koluna att, ieri doru e'di, ierde, ak, kcca-man bir az grd. Neye yarar? Otomobilin kenarna oturup, her akam yapt gibi, Mathiue'y dnmeye balad. arkasndan kouyorlard. Temen zifiri karanlkta durdu, bayla bir kapa kaldrd, gm rengi bir k gzlerini kamar trd. Arkamdan gelin. Hafif grltler ve anlarla dolu, berrak ve serin gecenin. iinde buldular kendilerini. Biri .Bu da kim? Benim, dedi temen. Hazr ol! Rahat. an kulesinin tepesinde drt ke bir sahanlktaydlar. Drt keye dikilmi drt stun kk aty tutuyordu. Stunlarn arasnda bir metre kadar ykseklikte bir ta duvar vard. evreleri hep gkyz. Ay stunlardan birinin glgesini yan-ta zemine drmt. Temen, Tamam m? dedi. tyi mi buras?

20

yi temenim. Karsnda kii vard, de tfeklerini smsk tutmu. lard. Mathieu ile Pinette, temenin arkasnda duruyorlard, ra, hatszlkla. avc erinden biri, Biz burada m kalyoruz, temenim; diye sordu. Evet. Closson ile drt kiiyi de hkmet binasna yerle, tirdim dierleri benimle birlikte okulda kalacak. Dreyer, ba. lanty salayacak. Baka emirleriniz, temenim? Ate serbest. Cephaneyi tketebilirsiniz. Bu da ne? Aadan tepinmeler, bouk feryatlar geliyordu. Glm sedi temen. Bunlar, hkmet binasnn mahzenine tktrdm sarholar. Geri biraz skacaklar ama, bir gece iin, yann sabah, Almanlar bizi temizledikten sonra onlar esir alrlar. Mathiue avc erlere bakt : Kendi arkadalarndan utanmt, erlerin yznde hibir deime olmad. Temen ; Saat onbirde, kasaba halk meydanda toplanacak ; onlara ate etmeyin sakn. Onlar, geceyi krlarda geirmeleri iin yolluyorum. Onlar gittikten sonra yoldan kim geerse ate edin, Sebebi ne olursa olsun aa da inmeyin, yoksa biz size ate ederiz. Kapaa doru yrd. Avc erleri, seslerini karmadan, Mathiue ile Pinette'e bakyorlard. Mathiue, Temenim. dedi. Temen dnd : Unuttum sizleri. Dierlerine dnd, bunlar da dvmek istiyor. Tfekleri var, kendilerine mermilik de verdirdim. Bakn bakalm bir iinize yarayacaklar m! Doru drst ate edeme2' lerse mermilikleri geri alrsnz. Avc erlere dosta bakt.

20

Eyvallah ocuklar. Eyvallah. Terbiyeli bir sesle : Saol, temenim. dediler. Temen bir an, ban sallyarak duraklad, sonra geri geri giderek merdivenin ilk basamaklarn indi, kapa stne kapad. er, Mathiue ile Pinette'e ne sevgi ne de merak duyarak bakyorlard. Mathiue, iki adm geri ekildi, bir stuna yasland, tfeinden sklyordu. Bzan smsk sarlyor, bzan da neresinden tutacan bilemiyordu. Nihayet tfei zenle demenin stne yatrd. Pinette yanna geldi, ikisi de srtlarn ay'a evirmilerdi. Onlarn tersine avc eri de ay nn iindeydiler. Kire gibi yzlerini ayn beyaz leke kirlet yordu ; de gece kularnn korkun baklaryla bakyorlard. Pinette, Sanki misafirlie geldik. dedi. Glmsedi Mathiue, ama erlerin hibiri glmsemedi. Pinette, Mathiue'ye sokulup fsldad : Bizden pek holanmadlar.. Bo ver! 1 Sklarak sustular. Mathiue eilip bakt, tam altnda kestane aalar vard. Pinette, unlarla konuacam, dedi. Dur... Gitme!. Pinette, avc enerinin yanma gitmiti bile... Benim adm Pinette, bu da Delarue. Durup bekledi. En uzun boylusu ban sallad, ama adlarn sylemediler. Pinette hafife ksrd ; Dvmeye geldik. Cevap vermiyorlard. Uzun boylu sarn suratn ekitip ban evirdi. Pinette armt, duraklad.

20

Biz ne yapacaz? Uzun boylu sarn arka st uzanmt, esnedi. Mathiue nun onba olduunu grd. Pinette tekrarlad : N'apacaz biz? Hi. 1 Nasl, hi? imdilik hi bir ey. Ya sonra? O zaman syleriz. Mathiue, onlara glmsedi : Cannz skyoruz galiba? Yalnz olmay isterdiniz, nzmr nanmamt Pinette, Onbe gnden beri mi? Nasl olur bu? Sizin istirahatinizi salyorduk, dedi Dandieu kmse-Uzun boylu sarn, dnceli bir ekilde Mathiue'ye baklj yerek. to^^+4.^-. jj.. . edi ban. Mathiue enelerinin kapinette kzard, nne

sldn hissetti. Clapot daha uzlatnc bir syleyile aklad: Dman oyalama grevi. Bir sz sylemeden baktlar. Mathiue kendini rahatsz sonra Pinette'e dnd Necisin sen?

20

Metroda memurum. Onba, ac bir alayla glmsedi. Ama gzleri du : glmyorKendini imdiden evinde hissediyorsun deil mi? Daha vakit var buna. Ha! Askerde mi neciyim diye soruyorsun? Evet. Gzc. Ya o? Yazc. Geri hizmet mi? Evet. Onba, kendisini zorlayarak Mathiue'ye bakyordu, sanki dikkatini onun zerinde toplamakta glk ekiyordu! Neden yle? Salam yaplsn... Kalbim sakat. Hi insana ate ettiniz mi? Hi, dedi Mathiue. Onba arkadalarna dnd. de balarn salladlar. Pinette, bouk bir sesle, Elimizden geleni yapacaz. dedi. Uzunca bir sessizlik oldu. Onba kafasn kayarak onlara bakyordu. Sonra, iini ekti, kararn vermi gibiydi. Yerinden kalkp tok bir sesle. Benim adm Clapot. Benim emrimi dinleyeceksiniz. Bunlar Chasseriau ile Dandieu, onbe gnden beri dvtmz, olduumuz iin onlan dinlersiniz. Ne derlerse yapacaksir

20

hissediyordu, hi bir zaman onlardan saylmyacaz. Onlar arka arkaya onbe gn savatlar biz ise, yollarda, arkamza bakmadan kayorduk. Son kurunu atarlarken gelip onlara katlmakla i bitse, ok kolay olurdu. Asla onlardan saylmyacaz. Bizimkiler aada, mahzende, utantan, mutsuzluktan -ryorlar, bizim yerimiz onlarn yan, biz ise onlan srf kendi gururumuzdan son dakikada yzst braktk. Eilip bakt, kara kara evlerin arasnda yol parlyordu. Kendi kendine : Yerim aada onlann yannda, aada diye tekrarlyor, bir daha aa inemiyeceini de ta iinden hissediyordu. Kendine gven vermek istercesine Pinette, ata biner gibi korkuluun stne oturdu. Clapot, tn oradan, dedi. Yerimizi belli edeceksin. Almanlar ok uzakta. Nerden biliyorsun ? Sana aa in diyorum. Pinette, cam sklarak atlad. Mathiue ; Bizi hi kendilerinden saymyacaklar diye dnyordu. Pinette de cann s-oyordu ; durmadan kmldyordu, kendilerini unutturmak, nefeslerini ksp oturmalar gerekirken o boyuna konuup duruyordu. Srad Mathiue : Youn, ar, byk bir ses kulann dibinde patlamt. Arkasndan ikincisi, ncs ; madeni bir ses, deme ayaklarnn altnda titriyordu. Pinette sinirli li gld.: Korkacak bir ey yok ; byk saat alyor. Mathiue, avc erlerine bir gz att, onlarn da yerlerindj sram olduklarn grnce memnun oldu. Pinette, Saat onbir. dedi. Mathiue rperdi, yordu, bu houna da gitmiyor deil<^ Gkyzne doru yksekteydi, damlarn stnde, insanlarn s. tnde, yordu, her taraf karanlkt. Hayr, tekrar inmiyece. im. Ne olursa olsun yeryzne tekrar inmiyeceim. te siviller gidiyor. Hepsi korkuluun stnden eildiler. Yapraklann altnda kmldayan kara hayvanlar grdler, denizin dibi gibiydi. Aa-gda kaplar sessizce alyor, erkekler, kadnlar, ocuklar da-n szlyorlard. ounun ellerinde denkler, anta'ar v?rd, Yolda yer yer topluluklar belirmiti. Bekler gibiydiler. Kk topluluklar bir byk kmede eridi, gneye doru ar ilerlemeye baladlar. Pinette,

20

Oenaze gidiyor sanki, dedi. Zavall insanlar! dedi Mathieu. Dandieu souka, Onlar iin kendini zme! Yaknda dnerler kovuklarna. Almanlarn yakp yktklar ok az ey var. Mathieu, Roberwille'i gsterdi. Ya bu? O baka, kyller de bizimle birlikte ate ediyorlard. Pinette glmeye balad: Eee, demek buradakiler gibi deillermi! Bunlar yalnz' kazma sallamasn bilir. Dandieu ona bakt : Siz de dvmyordunuz. Dvmeye sivilcikler balaya* cak deillerdi ya. Pinette fkelendi : Kabahat kimin? Dvmediysek kimin kabahat? Ne bileyim ben. Subaylarn! Sava kaybeden subaylar. Subaylara dil uzatma, dedi Clapot. Onlara dil uzatmaya hakkn yok. Yok canm. Clapot kesinlikle : Bizim nmzde dil uzatamazsm, dedi. Anlataym da gr. Temenden baka bizim tm subaylar orada braktk. lnceye kadar arpacaklar. Pinette, bireyler sylemek istedi, kollarn Clapot'ya doru uzatt, sonra indirdi, yorgun bir sesle : Anlaamayz. dedi. Chasseriau, merakla Pinette'e bakyordu : Peki buraya ne halt etmeye geldiniz? Dvmeye geldik dedik ya sana. Neden? Mecbur deildiniz ki.

21

Pinette haylaz bir renci gibi byk altndan glerek : Lf olsun diye. Vakit geirmek iin. Clapot yumuamadan, Eh, iyi vakit geirirsiniz! Sylemesi benden. Dandieu acyarak gld : Duyuyor musun unlar, bizi ziyarete gelmiler, vakit geirmek iin, sava neymi grmee gelmiler. Gvercin avnda-M korkuluklar gibi hedef olacaklar. Hem de mecbur olmadklar halde!. Ya sen, koca aptal? diye sordu Pinette, seni dvmeye mecbur eden kim? Bizimki baka, fedaiyiz biz. N'apalm yni? Dandieu bam sallad ; Herhalde zevk iin insanlara ate edecek deilim. Chasseriau, aknlk, tiksinti aras bir duyguyla Pinette'e ka-kyordu. Kendinizi lme attnzn farknda msnz? Pinette cevap vermeden omuz silkti: Eer farkndaysan grndnden de aptalsn demekti^ Mecbur olmadan insann canm tehlikeye atmas akln ey deil!... Mathiue birden : Mecbur olduk, dedi. Mecbur olduk. Bkmtk hayatta ne yapacamz bilemiyorduk. Aadaki okulu gsterdi : Ya an kulesine kacaktk ya mahzene tklacaktk. Dandieu etkilenmiti yz hatlar biraz gevedi. Mathiue fij. sat karmad : Siz bizim yerimizde olsanz ne yapardnz? Cevap vermiyorlard. Diretti: Ne yapardnz?

21

Dandieu ban sallad : Belki de mahzeni seerdim. Greceksin, pek de ho ve e. lenceli deil buras. Elbette, ama dierleri dvrken, mahzene tklp kal-| mak da elenceli deil. Elenceli demedik, dedi Chasseriau. Dandieu de : yle, dedi. nsan ierde pek de gurur duymaz. Artk daha az dman gibiydiler. Clapot, Pinette'i bir cins aknlkla szd sonra dnp korkulua yaklat. Bakndaki ateli sertlik kayboldu, yumuak, anlalmaz bir hali vard, dalgn dalgn, saf ve efsanev geceye bakyordu. Mathiue, gecenin durgunluu mu bu yze vuruyor, yoksa bu yzdeki yalnzlk] geceye mi aksediyor diye dnd. Dandiue, Hey! Clapot. dedi. Doruldu Clapot, o keskin bilgi tavrn taknd. Ne var ? Aadaki oday bir aratracam ; gzme ler ilimiti. baz ----AA t Git bak. Dandieu kapa kaldrrken bir kadn sesi onlara kadar geldi Henri! Henri! Mathieu sokaa eildi. Ge kalm olanlar, saa sola kouup duruyorlard, tell karncalar; yolda, postanenin yannda ufak bir glge grd: Henri!

21

Pinette'in yz asld, azm amyordu. Kadnlar, postac Kz kollarndan yakalamlar, gtrmeye alyorlard. Kz rpnp baryordu. Henri! Henri! Ellerinden kurtuldu, kendini postaneye atp kapy stne kapad. Pinette dilerinin arasndan, Sersem! dedi. Trnaklaryla, korkuluun talarn kazyordu: O da dierleriyle gitmeliydi. Elbette, dedi Mathieu. Bana birey gelecek.. Kabahat kimin? Pinette cevap vermedi. Kapak kalkt: Bana yardm edin. Kapa arkaya devirdiler: Dandiue karanln iinde grnd; srtnda iki ot ilte vard. Bunlar buldum. Clapot, ilk olarak glmsedi: ok keyiflenmiti. ansmz var, dedi. Mathieu sordu: N'apacaksmz bunu ? Clapot hayretle yzne bakt. Bir ot ilte ne ie yarar sanyorsun? ine girip yumurtla-yacak deiliz ya. Uyuyacak msnz? nce karnmz doyuracaz, dedi Chasseriau. Mathieu, ot iltelerin evresinde dolanp durularna, aat^, larndan konservelerini karlarna bakyordu: leceklerini by. iniyorlar m acaba? Chasseriau bir kutu aaca bulmutu; g^, buk, kesin hareketlerle kutu at, sonra oturup ceplerinden aklarn kardlar. Clapot, omuzunun stnden Mathieu'ye bakt: Sizin de karnnz a m?

21

Mathieu iki gndr azna bir lokma koymamt, az su. lanmt. Ben mi ? Hayr. Ya arkadann ? Pinette cevap vermedi. Korkuluun stnden eilmi postaneye bakyordu. Clapot: Haydi, haydi, dedi. Yiyin: yemeimiz var. Dvenin, dedi Chasseriau, karnn doyurmaa hakk vardr. Dandieu antalardan birini kartrd, iki kutu sr eti konservesi karp Mathieu'ye uzatt. Mathieu kutular alp Pinette'-in omuzuna vurdu. Srad Pinette: Ne var? Al bu senin: ye! Mathieu, Dandieu'nn kendisine uzatt kutu aacan ald ; teneke kutunun kenarna dayayp btn gcyle stne aband. Aacan ucu kutuya girmeden kenar atlad, sol baparmana arpt. Pinette, Amma da beceriksizsin, dedi. Cann acd m? Hayr. Ver unu bana. Pinette kutularn ikisini de at, konumadan stunlarn birinin dibinde yediler: oturmaya cesaret edememilerdi. Baklaryla kutunun dibini kazyorlar, et paralarn baklarnn ucuyla alyorlard. Mathieu tadn kara kara iniyordu, yalnz boaz tkanmt sanki: etin tadm alamyor, yutmakta g.'k ekiyordu. Ot iltelerin stne oturmu olan fedai erler yemekleri 239 . flin stne eilmilerdi; baldan ay nda parlyordu. Chas-j^eriau, rya grr gibi, Bir kilisenin an kulesinde karnmz doyuruyoruz, dedi.

21

Mathieu nne bakt. Ayaklarmm altnda, umut, gven vard. Mathieu yordu; gkyzn gryor, g teneffs ediyor, gkle beraber dnyordu, bir buzulun stnde p'akt, ok uzakta, ok ykseklerde ocukluu vard. Clapot ban arkaya atm, gkyzne bakarak yemeini yiyordu, iitilen bir sesle, Aya bak, dedi. Ha ?. dedi Chasseriau. Ay. Her zamankinden daha byk deil mi? Yoo... Ya! Bana her zamankinden daha byk geldi. Birden baklarn indirdi: Siz de gelip bizimle yiyin: ayakta yemek yenmez. Mathieu ile Pinette bir an duraklad! ar. Clapot, . Haydi, haydi! dedi. Mathieu, Pinette'e: Gel! dedi. Oturdular; Mathieu bacanda Olapot'nun scakln duydu. Hi konumuyorlard: son yemekleriydi bu, kutsal yenek-leriy. Dandieu, Romumuz var, dedi. ok deil ama! Her birimize bir yudum. Bir teneke kutuyu elden ele dolatrdlar, her biri dudaklarn dierlerinin itii yere dayad. Pinette, Mathieu'ye eildi: Bize altlar.. Evet. Kt ocuklar deiller. Anlyorum hallerini. Ben de. Pinette bir gurur irkilii ile doruldu: gzleri parlyordu: Bize emir verilseydi biz de onlar gibi olurduk. Mathieu avc erinin yzne bakp ban sallad: Doru sylemiyor muyum ? diye sordu Pinette. Olabilir. I

21

Pinette, bir sredir Mathieu'nn ellerine bakyordu; sonun<d dirseine dokundu: Ne oldu ? Elin kanyor! Mathieu, ellerine bakt: sol baparman paralamt. Ha! Biraz nce kutuyu aarken olmutur. Sen de kanamasna aldrmadn deil mi? Ne aptalsn? Hissetmedim ki.. Ya! Pinette heyecanlanmt, azarlyordu: ben olmasam n'apacaksn bilmem!.. Mathieu, bir vcudu olduuna aarak ba parmana bak-yordu: artk hi bir ey duymuyordu, ne etin tadm, ne alkoln-kn, ne de acy. Kendimi buzdan sanyordum. Gld: Bir keresinde, bir dansingde, elimde bir kama... Sustu. Pinette, akn, bakyordu. Eee, sonra? Hi. Keskin aletlerle aram iyi deildir de. Clapot, Uzat elini, dedi. Asker torbasndan sarg beziyle mavi bir il iesi karm, ti. Yakc svy Mathieu'nn ba parmana dkp sarg beziyle sard. Mathieu parmann ucunda beliren beyaz bebee glmseyerek bakt: btn bu itina, kann erken akmasna engel olmak iindi. Clapot, Oldu, dedi. Mathieu tekrarlad: Oldu. Clapot saatine bakt, Uykuya, arkadalar: neredeyse gece yans olacak.

21

evresine toplandlar. Mathieu'y gstererek Dandieu! dedi. Onunla birlikte n&-bet tutacaksn. Peki. Chasseriau, Pinette, Clapot yanyana ot iltelerin stne uzandlar. Dandieu, asker torbasndan bir beyk karp nn stne rtt. Pinette zevkle bzld, Mathieu'ye muzipe gz krpp gzlerini yumdu. Dandieu, Ben bu yan gzliyeceim, dedi. Sen de o yan. Bir fslt m-slt duyarsan beni uyarmadan bir ey yapma. Mathieu bir keye ekilip krlar gzetlemeye koyuldu, leceini dnyor ve bu ona tuhaf geliyordu. Karanlk damlara, mavi aalar arasndaki yolun parltlarna, bu hem tantanal, hem de tahamml edilmez dnyaya bakyor; bir hi uruna lyorum, diye dnyordu. nce bir horultu duyup ir kildi: Askerler uyumulard bile; yz durulmu olan Clapot, gzleri kapal, zevkten drt ke glmsyordu; Pinette de glmsyordu. Mathieu stne eilip ona uzun uzun bakt; Yazk! diye dnd. Sahanln br yannda, Dandieu, avularn baldrlarna koyup bir kaleci gibi melmiti. Mathieu, alak sesle, Hey! dedi. Ne var?. Kalecilik yaptn m hi ? Dandieu dnd, armt: Nerden anladn? Halinden anlalyor. Devam etti: yi oynar miydin? ansm biraz yardm edeydi, birinci snf kaleci olacaktm. Birbirlerini elleriyle hafife selmladlar, Mathieu yerine geti. Boubouna leceim diye dnyor, kendine acyordu. Bir an, anlar, rzgrn sallad yapraklar gibi hrdadlar. Tm anlar: hayat severdim. Tedirgin bir soru boazna taklp kalmt: Arkadalar yzst brakmaya hakkm var myd? Hakkm var m bir hi uruna lmeye? Doruldu, iki eliyle korTkeni : F - 16 kulua dayand, fkeyle ban sallad. Bktm artk, bana ne aaidakilerden. Bana ne btn insanlardan. Toplum basklarna, zgrszlklere, snrlamalara paydos.

21

Kimse yargcm deil, kimse beni dnmyor, kimse hatrlamyacak beni, kimce benim iin hkm vermiyecek. Pimanlk duymadan, isteyerek, arzulayarak vermiti kararn. Ve karar verdii an o merhametli ve rkek kalbi daldan dala atlayp gitti; kalbi de yoktu artk: Her-eye paydos. lmn, hayatmn gizli ve gerek mnas olduuna sadece lmek iin yaadma karar verdim; yaamann imknszln ispat etmek iin lyorum; gzlerim, dnyann btn klarn bir anda sndrecek, hem de ebediyete kadar, Yer, srt st uzanm, yzn, can ekien bu insana evirmiti, devrilen gk tm yldzlanyla onun iine boalyordu. Oy-sa Mathieu, bu faydasz armaanlan toplamay bile dnmeden etraf gzetlemeye devam ediyordu. 18 Haziran sal, saat 5.45 Lola! Lola, her sabah olduu gibi tiksintiyle uyand, her sabahki gibi yal, rm vcuduna yeniden yerleti. Lola! Uyuyor musun ? Hayr, saat ka ? Bei krkbe geiyor. Bei krkbe mi geiyor? Nasl oldu da uyandn bu saatte? Deimisin demek!. Gel! Olmaz. Bana dokunmasn istemiyorum, diye geirdi iinden Boris... reniyorum vcudumdan, eer sen irenmiyorsan bu seni aldattm iin. Vcudum rd, bilmiyorsun sen, bilsen, sen de irenirsin. Boris, ok yorgunum... Boris, yakalamt omuzlarndan, stne abanyordu. Bir yaraya gireceksin artk. Eskiden bana dokunduun an eriyip gidiyordum. imdi, kuru topraktan farksz vcudum; parmaklarn dedike krlp, ufalanyorum, yaralyor beni. Karnnn der.'n-liklerine kadar yaralyordu onu, karnna bir bak gibi saplamyordu, yapayalnz ve hastayd ,bir bcekti, cama trmanp trmanp den bir sinek. Lola, sadece strap duyuyor, ama Boris nefes nefese kan ter iinde, zevkleniyor; benim kanmda, benim strabmda zevkleniyor. Alt aydr kadn yz grmemi; genel eve giden bir asker gibi seviiyor. inde bir eyler kmldad, kanat rpmas gibi, rkek, fakat hayr hayr deil, olmuyor ite bouna : yice yapt Lola'ya, Lola'nm yalnz gsleri

21

kmldyordu, sonra birden uzaklat, Lola'nn gsleri, zorla ayrlan bir vantuz sesi kardlar; iinden glmek geldi, Boris'in yzne baknca bu istei kayboldu; sinirli ve sertti. Boris, iki ien bir sarho gibi seviiyor, mutlaka unutmak istedii bir ey var. Yar gibi Lola'nm stne yld; Lola, bir otomat gibi ensesini, salarn okad; buz gibiydi Lola, sakin ve yapyalnz. Sadece karnndan gsne doru, savrula savrula alnan bir ann vuru-lan ykseliyordu: Boris'in kalbi Lola'nn iinde arpyordu adeta. ok ihtiyarladm, pek ok yalandm. Bu rpnlar btnyle gln geyordu Lola'ya, Boris'i hafife itti: stmden ekil. Ha? Bam kaldrm, akn, yzne bakyordu. Kalbim skyor da. Hzl arpyor, boacaksn beni. Boris glmsedi, yanna kayp, karn st, aln yastkta, gzleri kapal, aznn kesinde ac bir kvrmla hareketsiz kald. Lola, dirseinin stnde dorulup ona bakt: ylesine yakn, ylesine alknd ki Borise, onu inceleyemiyordu artk. Sank' kendi ellerinden biriydi, hibir ey hissetmemiti. Dn, avluda, bir kz gibi gzel haliyle karma kt an bile hi bir ey hissetmedim. Hi bir ey, ne azm kurudu, ne de kasklarmdaki sancy duyabildim : Lola pek iyi bildii bu baa bakyor, yalnzm diye dnyordu. Kk kafack, iinde sinsi srlarn dnp durduu kafack, onu, ka kere ellerinin arama alp smsk tutmutu; ihtiras dolu bir yaknlk duyar, sorular sorar, yalvarr, bir nar gibi ap, iindekilere diliyle dokunmak isterdi, sonunda sr kaybolur, gider, geriye biraz buruk ve ekerli bir su kalrd. Bo-ris'e, kin duyarak bakyordu, artk kendisini heyecanlandrama-d iin ona kzyordu, gzlerini aznn kenarndaki ac kvrmdan ayramyordu: yaama zevkini de kaybettiyse, geriye nesi kald? Boris gzlerini ap kendisine glmsedi: Yanmda olmana ylesine memnunum ki. Lola da ona glmsedi: Artk, srr olan benim, bana bunu syletmeye ura bakalm. Boris doruldu .stlerindeki rty atp dikkatle Lcla'nn vcuduna bakt; elini hafife gslerine dokundurdu; Lola sklyordu. Mermer gibi dedi.

21

Lola, etinin karanlnda durmadan byyen iren bcei dnd, kam yzne hcum etti. Boris, Senden gurur duyuyorum, dedi. Neden? Nedeni var m! Hastanedekilerin azlan ak kald seni grnce. Lola, ksack gld: Bu kadm eskisini de ne yapyorsun diye sormadlar m? Annen sanmadlar m beni? Boris danlm gibi, Lola! dedi. Eski bir any hatrlamcasma gld, yz bir anda genleti. Neden glyorsun ? Francillon aklma geldi. Sevgilisinin vcut yaps bir tuhaf, daha on sekizinde bile yok; bana ne dese beenirsin: istersen hemen deiiriz. Ne kadar kibarm. Bir dnce Boris'in yzne bir bulut gibi indi, gzleri ko-yulat. Lola, pek dosta bakmyordu: Elbette, senin de herkes gibi dertlerin var. Ya kendi derdimi, gerei sylesem ne yaparsn? Sana: rahmimde tmr var, ameliyat olmam gerek, benim yamda da tehlikeli olabilir desem n'aparsm? O kalle gzlerini iri iri aar, Doru deil bu! dersin. Ben doru olduunu sylerim, sen mmkn deil dersin, kuruntu ettiimi, illarla, elektrik tedavisiyle geeceini sylersin. Parise para i.n deil Dr. Goupil'li grmek iin gittim, kesin konutu diyeceim, o zaman da sen, Dr. Goupil'in ahman biri olduunu, asl ona inanmamak gerektiini syliyeceksin, inkr edecek, itiraz edeceksin, bam, bu dnceden kamak istercesine sallyacak, sonunda aresiz kalp susacaksn, nefret ve kin dolu, acyan gzlerle bakacaksn bana. Loia, plak kolunu kaldrp Boris'i salarndan yakalad. Haydi, numarac, baklay azndan kar bakalm. Anlat derdini. Boris yapmack bir sesle, Derdim yok. Yok canm! Sen kolay kolay sabahn beinde uyanmaz-sm.

22

Boris, gvensizce tekrarlad. Derdim yok... Anlyorum. Bana anlatacak bir derdin var, ancak azndan zorla alaym istiyorsun. Boris glmsedi, ban Lola'nn koltuunun altna soktu. Koklad, Ne gzel kokuyorsun. Lola omuz silkti: Eee? Konuacak msn konumayacak msn? Boris, korkuyla ban sallad. Lola sustu, o da srt st uzand: Sen bilirsin, konuma! Bana ne. Benimle konuuyor, benimle seviiyor, yine de yapayalnz leceim. Boris'in iini ektiini duydu, ban evirip bakt. Yz dertli ve sertti, onu hi byle grmemiti. Hi heyecanlanmadan, Peki! seninle ilgileneceim diye dnd. Soru sormak, gzlemek, yznn mimiklerini, onu kskand zamanlardaki gibi yorumlamak, anlatmaa can att eyi azndan alabilmek iin kahrolmak gerekecekti. Lola, dorulup oturdu: Peki! Sabahlmla, bir de sigara ver bana. N'apacaksn sabahln? Byle ok daha gzelsin.. Sabahlm ver. yorum. Boris kalkt, esmer, plakt, Lola gzlerini baka yana evirdi; yatan ayak ucundan sabahln ald, uzatt. Lola giyindi; Boris bir an duraklad, sonra pantalonunu ayana geirip bir iskemleye oturdu. Bir kz buldun da onunla evlenmek mi istiyorsun? Boris yle hayretle bakt ki, Lola kpkrmz kesildi. Peki, peki. Ksa bir sessizlik oldu, Lola:

22

Terhis olunca ne yapacaksm? Seninle evleneceim. Lola, bir sigara alp yakt. Neden? Herkesten sayg grmek isterim. Seni karm olmadan Castelnaudary'e gtremem. Castelnaudary'de ne halt edeceksin? Boris serte, Para kazanacam. Hayr, aka etmiyorum; Lisede retmenlik yapacam. Neden Castelnaudary'yi setin? Greceksin, bak greceksin Castelnaudary o^cak. Admn bayan Serguine olacan, ba retmenin karsn grmeye giderken bama bir apka konduracam m sylemek istiyorsun? Evet, yle yapacaksm. Ben de, yl sonunda, diplomalar datlrken nutuk atacam. Ya! vich de bilimle gelecek. O beni ekemez. Hayr, yle olacak. Kendisi mi istiyor? Evet. Kaynanas ile kayn pederinin yannda skntdan patlyor; deli olacak nerdeyse, grsen tanyamazsn. Bir sessizlik oldu, Lola gznn ucuyla Boris'e bakyordu. Her eyi dzenlemisiniz bakyorum? Evet. Ya ben bu iten holanmazsam? Oh! Lola, nasl olur!

22

Bal gibi olur. Seninle yaamak bahis konusu olunca hereye katlanacam dnyorsun. Boris'in gzlerinde bir k belirtisi grr gibi oldu. Doru deil mi yani? Doru olmasna doru. Ama sen numaracnn birisin, gzelliine de ok gveniyorsun. Ik snd; Boris dizlerine bakyor, Lola, enelerinin oynadn gryordu. Bu hayat senin houna gidecek mi ? Boris apknca, Seninle olduktan sonra houma gider elbet. retmenlikten nefret ettiini sylyordun. u anda baka ne yapaym istiyorsun1? Ne olduunu anlataym sana. Dvrken kendime soru sormuyordum. Oysa imdi ne ie yaradm soruyorum kendime: Yaz yazmay severdin oysa!. Bunu hibir zaman ciddi olarak dnmedim: Yazacak bir eyim yok. Oradan dnmiyeceimi sanyordum, anlyor musun, bunu beklemiyordum. Lola dikkatle bak. - Savan bittiine zlyor musun? Sava bitmedi. ngilizler dvyor, alt aya kalmaz Amerikallar da katlrlar. Ama senin iin bitti. Evet, benim iin yle. Lola, gzlerini ondan ayrmyordu. Senin iin de, tm Franszlar iin de yle. Boris atld: Tm iin deil, fngiltereye geenler var, sonuna kadar dvecekler. Anlyorum, diye ban hafif hafif sallad Lola.. Sigarasndan bir nefes alp izmariti yere frlatt. Tatllkla,

22

Oraya senin de gitmen pekl mmkn! Boris hayranlk ve minnetle: Oh! Lola. Evet, evet. istiyorlar zaten. Nas? Bir uak. Anlamad Lola. Uak m? Marignane yaknlarnda, iki tepe arasnda, bir zel hava alan var. Bir asker uak bozulup onbe gn nce oraya indi. imdi, bu uak onarlm durumda. Sen havac deilsin ki. Havac arkadalarm var. Kim bu arkadalarn ? Franclon var, seninle tantrdm, Gabell var, Terrase var. Sana beraber gitmeyi mi teklif ettiler? Evet. Sen ne yaptn? Boris arabuk: Reddettim. Doru mu sylyorsun? Yoksa iinden, bizimkini usul W3U kandrrm diye mi geiriyorsun? Hayr. Lola'ya sevgiyle bakyordu. Ona bylesine su gibi yumuak gzlerle bakt anlar, o kadar azd ki.. Eskiden olsa bu baka canm verirdim. Boris, i gemi lgnn birisin sen. Ama seni brakp gidemem. Elinden tutmak iin yannda olmasam ne samalklar yaparsn. Peki, dedi Lola. Ne zaman evleniyoruz? Boris kaytszca,

22

Ne zaman istersen. nemli olan, okullar ald zaman evli olmamz. Okullar Eyllde mi alyor? Hayr, ekimde. yi yleyse. Vaktimiz var. Lola kalkp odann iinde dolamaya balad. Yerde, ucu dudak boyal izmaritler vard: Boris eilmi, akn akn bunlar topluyordu. Arkadalarn ne zaman yola kyorlar? Boris, izmaritleri yatan baucundaki masann mermeri stne zenle diziyordu. Ban evirmeden, Yarn akam, dedi. Bu kadar abuk mu? Evet: abuk olmak gerek. Bu kadar abuk demek! Lola gidip pencereyi at: balk sandallarnn bir gen kz gibi krtp duran direklerine, mitleri gibi bombo r?htma, anlarn rten pembemsi gkyzne bakyor, yann akam diye dnyordu. Kesilecek bir tek ba kalmt aralarnda, tek b:r ba. Bu ba kopunca, ayrlp gidecekti, Lola. Nasl olsa bir gn olacakt bu, yarn akam olsun yleyse. Aaran gnn aydnl suyun yzeyinde afacan bir ocuk gibi oynayp duruyordu. Uzaktan bir vapurun dd alnd kulana. Kendini tam zgr hissettii an Boris'e dnd Lola. Gitmek istiyorsan sana engel olacak deilim. Son kelime azndan glkle kmt, imdi Lola, iinin boalm olduunu, rahatladn hissediyordu. Boris'e bakyor, nedenini anlamadan, kendi kendine, zavall yavrucak, zava1!! yavrucak, diyordu. Boris birden yerinden frlamt. Yanma gelip kolundan yakalad: Lola. Canm actyorsun. Boris kolunu brakt, pheyle yzne bakyordu.

22

zlmez misin? Lola, durumunu tartan bir sesle, zlrm, dedi. Ama bu zntm Castelnaudary'de retmen olmana, tercih ederim. Boris'e biraz olsun gven gelmiti: Elbette. Ben de sensiz yaayamam tabi. Boris omuzlarn ne bkyor, kollarn iki yannda sallandryordu; hayatnda ilk olarak vcudundan sklyordu. Lola, sevincini belli etmiyor diye Boris'e minnet duyuyordu. Boris: Lola! dedi. Elini uzatp Lola'nn omuzuna koydu; Lola bu eli omuzun-dan ekip atmak istedi, ama tuttu kendini. Boris ona glms-yordu, Lola, elinin arln duyuyordu, ne de abuk Lola'nn olmaktan kmt, ngtereye varmt bile, her biri bir tarafta oluvermiti. Boris, titrek bir sesle, Biliyor musun, reddetmitim, halbuki, reddetmitim, diyordu. Biliyorum. Orada seni aldatmyacam, kimseyle sevimiyeceim. Glmsedi Lola. Zavall yavrucak. Artk, Boris bile fazla geliyordu. Lola, ertesi gnn akam geliversin istiyordu. Boris, birden alnna vurdu. Tuh Allah kahretsin! Ne var? Gitmiyorum! Gidemem! Neden? Ya tvich! Bizimle yaamak istediini syledim sana. Lola fkelendi,

22

%* Boris! Benim iin kalmadktan sonra, Ivich iin de kalmana msaade etmem. Bu abucak ge^ veren ani fkelerden biriydi. Ben vich'le ilgilenirim. Yanma alr msn onu? Neden almyaym? Anlaamazsnz ama. Ne zarar var. Lola, kendini son derece yorgun hissediyordu. Ya giyin, ya da yat, hasta olacaksn, dedi. Boris bir havlu alp belinden yukarsn cuturmaya balad. akn bir hali vard. Lola; ne tuhaf, d'ye dnyordu: hayatnn ynn deitiren bir karar verdi. Lola, yatan stne oturdu; Boris hzla ounuycrdu, dertli grnyordu. Neyin var? Yook bir eyim. yle bir terlemiim ki! Lola glkle ayaa kalkt, Boris'i sandan tutup ban kaldrd. Yzme bak, bakaym. Neyin var? Boris gzlerini kararak mrldand : Tuhaf bir halin var senin.. Neden tuhaf olsun ? Gidiyorum diye hi de zlm grnmyorsun. Bu beni artyor. artyor mu?. artyormu!. Bast kahkahay Lola.. Sabahn alts Mathieu homurdand, oturup kafasn kamaya balad. Bir horoz tyordu, gne ykselmemiti ama yine de scJt ve prl prd.

22

Hava gzel. Kimse cevap vermedi: hepsi korkuluun arkasna mel-miler. Saatine bakt, saat alt: uzaklardan ok sayda motor sesleri geliyor. Emekliyerek yanlarna gitti. Ne bu ses? Bir uak m? Ne ua canm: geliyorlar. Bindirilmi piyadeler. Mathieu, omuzlarnn stnden uzand. Clapot, k, dedi. Yap yere: drbnleri var. Bataki evJerin iki yz metre tesinde yol, batya doru kvrlyor, otlarla kapl bir tepenin arkasnda kayboluyor, yer yer kendisini gizliyen un fabrikasnn yaplar arasndan geiyor, gney bat ynnden kasabaya giriyordu. Mathieu ok uzakta, kmldamyor gibi gzken vastalar grd, Almanlar bunlar! diye dnd, bir korku sard beynini. Bir tuhaf korku, din korkusu gibi kutsal bir korku. Binlerce yabanc gz kasabay yiyordu. stn insanlarn gzleri, bcek gzleri. Korkun, apak bir gerek Mathieu'nn iliklerine kadar iledi: Cesedimi grecekler. Bir dakikaya kalmaz burda olurlar, dedi, kendini tutamamt. Cevap vermediler. Bir sre sonra Dandieu, ar, hisli bir sesle: Uzun sre kar koyamayz, dedi. Clapot, Geriye, ocuklar dedi. Geriye ekildiler, ot iltelerden birine oturdular. Chasseriau ile Dandieu, u anda bir elmann yars gibi birbirlerine benzi-yorlard, Pinette de onlara benzemeye balamt: nn de yzleri yemyeildi. Gzleri bombo ve l. Mathieu benim gzlerim de korku dolu diye dnd. Clapot yere kmt, omu-zunun zerinden onlara, Kasabann giriinde bekleyecekler, keif iin motosiklet-lilefri gnderirler. Sakn ate etmeyin, dedi. Chasseriau esnedi; bir bulant gibi midesinden gelen ayn esneyi Mathieu'nn de

22

enelerini zorluyordu. Bunalma kar koymaya alt, fkenin kendisini kztracan sanyordu, kendi kendine, Fedaiyiz biz be! Kurbanlk koyun deiliz ya! diyordu. Ama bu gerek bir fke deildi. Bir daha esnedi. Chasseriau, kendisine sevgiyle bakyordu : Balamas zordur. Sonra, greceksin, daha kolay gelir. Clapot olduu yerde dnp karlarna meldi: Kafi emir aldk. Hkmet binasyla okulu savunacaz; buralara yaklamamalar gerek. Aadaki arkadalar iaret verecekler; onlar atee balar balamaz at serbest. Fakat unu da unutmayn: onlar dvebildii srece grevimiz sadece onlar korumakdr. Dikkatle, yumuak bal, kendisine bakyorlard, Pinette sordu: Peki sonra? , Clapot, omuz silkti: Sonra... hm... Uzun sre dayanacamz sanmam, dedi Dandieu. Belli olmaz. Herhalde, kk piyade toplar vardr: topu mevziye yerletirmemeleri iin elden geleni yapmak gerek. Yoksa anamzdan emdiimiz st burnumuzdan gelir, eer toplar varsa onlar da ok sknt ekecekler, yol ile meydan bir ke yapyor nk. Dizlerinin stne kp parmakla kadar gitti. Bir stunun arkasna saklanm, ovay gzetliyordu. Dandieu! Emredin. Buraya gel. Ban evirmeden anlatt: Dandieu, ikimiz onlarn nn tutacaz. Chas^eriau, sen saa, Delarue, sen de sola bakacaksn. Pinette ,belki bizi evirirler, sen de br yan koruyacaksn. Chasseriau, ot iltelerden birini bat ynne ekip parmakla dayad; Mathieu,

22

beylii alp stne diz kt. Pinette kpryordu: Ben bu hayvanlara srtm m dneceim. Haline kret, dedi Chasseriau. Benim de gne gzme girecek. nndeki stuna yaslanan Mathieu, hkmetin ka'-i"ina dyordu; hafife saa yatnca, yolu grebiliyordu. Meydan, zehirli glgelerle dolu bir ukur, bir tuzak; meydana bakmak ban dndryordu. Kestane aalarnda cvl cvl kular tyordu. kn. Mathieu nefesini tuttu: balan miferli iki kara motosikletli yola dalvermilerdi; bu dnyadan olmayan iki src. Bouna yzlerini grmeye alt: yoktu yzleri, ince iki beden, paralel drt uzun bacak, bir ift yuvarlak, girintisiz, kntsz ba; gzleri yok, azlar yok. Tpk eski alar saatlerin altndan ortaya kan bebekler gibi sert bir soylulukla, mekanik atllarla ilerliyorlard. Saatlerinin almas da yaknd. Ate etmeyin! Motosikletliler, patr patr ederek kalenin iini yle bir dolatlar. En ufak bir kmlt olmad, yalnz sereler uutular: bu tuzak dolu meydan, l numaras yapyordu. Bylenmiti Mathieu, Bunlar Alman diye dnyordu. Hkmetin nne gelince olduklar yerde dnp Mathieu'nn tam altndan getiler, eldivenli iri ellerinin gidonda titrediini bile grd, sonra ana yola saptlar. Bir an sonra, ivilenmi gibi, dimdik, tekrar glndler, geldikleri yola tam gaz daldlar. Clapct'nun atei yasaklanmasndan memnundu Mathieu: Alnanlar ona lmsz varlklar gibi, grnmlerdi. Kular bir sre daha uutular, sonra yapraklarn arasna daldlar. Clapot, Sra bizim, dedi. Bir fren gcrts, kaplar alp kapand, Mathieu sesler, ayak sesleri duydu: uykuya benzer bir i bulantsna kapld, gzlerini glkle ak tutabiliyordu. Yar ak gzleriyle yola bakyor, kendini uzlamaya hazr hissediyordu. Tfeklerimizi atp aa insek, evremizi alrlar, belki bize: Fransz kardeler, sava bitti derler. Ayak sesleri yaklayordu, bize bir ey yapmad onlar, bizi dnmyorlar, bile, bizim ktlmz de istemiyorlar. yice kapad gzlerini: kin, gkyzne kadar srayacakt. Cesedimi grecekler, tekmeleyecekler. lmekten korkmuyordu, kinden korkuyordu. Oldu ite. Bir patlama olmutu. Kulaklar nlyordu, a gzlerini; yol bo, sessiz; bir an rya grdne inanmak istedi. Hayr, hayr kimse ate etmedi, kimse... Clapot,

23

sersemler! diye mrldand. Mathieu srad: Ne sersemi? Hkmet binasndaki sersemler. ok erken ate ettiler. Her halde tela kapldlar, yoksa, yaklamalarn beklerlerdi. Mathieu'nn bak zorlukla yol boyunca dolat, sokan talarnda, talarn arasndaki ot kmeciklerinde gezinip, sokan kesini buldu. Kimse yok.. Sessizlik; austos aynda bir kasaba, erkekler tarlalara kmlar. Oysa u duvarlarn te yannda lmn hazrladklarn biliyordu: bize en ok nasl ktlk edebilirler, onu aratryorlar. Geveyiverdi, herkesi seviyordu; Franszlan, Almanlar, Hitler'i. inden kamad, yapkan bir rya iindeyken, barlar, arkasmdan iddetli bir patlama, krlan cam sesleri duydu, sonra bir atrtdr balad. Tfeini drmemek iin daha sk tuttu. Clapot dilerinin arasndan, ksa dt, el bombas, dedi. atrt durmuyordu; Almanlar atee balamlard; iki el bombas daha patlad. Bir dakika dursa da kendime gelsem. Oysa ate ediyorlar, atrdyor, ylesine patlyor ki; kafasnn iinde delik deik bir daire byk bir hzla dnyordu: her demlik bir el ateti. Hay Allah! Ya, bir de korkaksam! Dnp arkadalarna bakt, Clapot ile Dandieu, topuklarnn stne km, gzleri pnl prl, baklar sert sert gzetliyorlard. Pi-nette'in srt dnkt, ensesi kaslmt; omuzlan oynayp duruyordu: ya sar'a illetine tutulmutu ya da sinirden glyordu. Mathieu stnn arkasna gizlenip, ihtiyatla eildi. Gzlerini ak tutabiliyordu, yalnz ban hkmet binasna doru eviremedi bir trl, sakin olan, kimselerin grnmedii gne-, ye bakyordu. Gney; Marsilya, deniz. an kulesinin stnde ( grltl br patlama daha oldu. Kulenin siyah talan etrafna dt. Sonra bir patlama daha. Mathieu gzlerini at, fakat yol altnda byk bir hzla kayyordu, cisimler kayor, kayTukeni: F - 17 yor, birbirlerine karyor, birbirlerinden uzaklayor, bir rya, ukur derinleiyor, onu kendisine ekiyor, bu bir rya, ate ark dnyor, bir kumarhanenin ruletleri gibi dnyordu. Bir. den savaa katlmaya hazrlanan bir kurbaa grd. Mathieu, srne srne gelen bu yass hayvana ilgisizlikle bakt, kurbaa bir insan oldu. Mathieu, trab enses ndeki ifte kr, ye-il ceketini, palaskasn, siyah, yumuak izmelerini olaana-t bir aklkla grlyordu. Tarla arm arasndan gelmi dacak, imdi de el bombasn hkmet binasna atabilmek i n yerde srnyor. Alman, dirsikleriyle dzlerinin stnde trd-nyordu, havada tuttuu sa elinde

23

maden bir silindir vard. Fakat, dedi Mathieu, fakat, fakat...; yel kymam odu, ark dnmez oldu, frlad ayaa Mathieu, tfeini omuzlad, baklar sertlemiti: ayakta, youn, kat cisimler dnyamda, tfeinin namlusunu bir dmana dorultmu, serinkanllkla beline nian alyordu. Bir zafer duygusuna kaptrd k.ndni: nl Alman ordusu, stn insanlar ordusu, ekirgeler ordusu, bir ocuun gln abasyla srnp duran u zavall admd, ite. Mathieu acele etmiyordu, adamn gzlyordu, vakti vard: Alman ordusu da yaralanabirdi. Ate etti, adam kollarm ne savurarak, kann st yere uzand: sanki yzme ^ren yordu. Keyiflenen Mathieu bir daha ate etti, adamcaz b'rka kula att, brakt el bombas patlamadan yere yuvarl ndt Artk kmtsz, zararsz, gln ve can vermi olarak yolun stnde yatyordu. Mathieu, ksk bir sesle rahaf.atrdm dedi, onu rahata erdirdim. lye bakyor, onlar da dier insanlar gibi diye dnyordu. Kendini kudretli hissediyordu. Omuzuna bir el dokundu: Clapot, amatr ne yapt diye bakmaya gelmiti. Ban sayarak can vermi olan hayvana bakt, sonra dnd: Chasseriau! Chasseriau onlara kadar dizleri stnde srnerek geldi, Clapot: uray gzetle biraz, dedi. Mathieu'nn can skld: Chasseriau'ya ihtiyacm yok. Bunun acsn karacaklardr. Birka kii gelirlerse ba edemezsin. Bir mitralyz taramas. Clapot, kalarn kaldrd, yerine giderken, te, dedi. Oyun balyor.. Mathieu, Chasseriau'ya dnd heyecanla, Eh, dedi, balarna epeyi i aacaz, ha? Chasseriau cevap vermedi. Uyur gibi, ar ve kaba bir hali vard. Mathieu, sklarak, Nasl zaman harcyorlar grmyor musun? ki dakikada hesabmz grecekler sanmtm. Chasseriau hayretle yzne bakt, sonra da saatine.

23

Motosikletliler geceli dakikadan ok olmad. Mathieu'nn heyecan snverdi; glmeye balad. Chasseriau gzetliyor, Mathieu ldrd adama bakp glyordu. Yular boyunca, bou bouna bir ey yapmak iin savamt. Ama yaptklarn daima ar ar almlard ondan; yutulmas kolay bir lokma gibi gryorlard onu. Ama bu sefer, ondan hi bir ey alamamlard. Tetie basm, ilk olarak, gerek bir ey olmutu. Zevkle glerek geri dnmesi yok bunun diye dnyordu. Patlamalar,, barlar etraf allak bullak ediyordu, ama o bu sesleri zorlukla duyuyordu; zevkle, ldrd insana bakyordu sadece; Gerein ne olduunu grd, anasn sattmn! Anlad o, anlad! Kendi ls, kendi eseri, kendinin bu dnyada yaadnn ispat, tekilerini de ldrmek arzusuyla yand; elenceli ve kolayd; Almanya'y straba bomak istiyordu. uraya bak! Birisi elinde el bombas duvarn dibinde srnyordu. Mathieu, arad bu garip varla nian ald; kalbi gm gm atyordu. mm Allah kahretsin! Vuramant. Cisim kvrlp ald, anlamadan etrafna ba-knan akn bir adam haline geldi. Chasseriau ate etti. Herif bir yay gibi ald, doruldu, kolunu savurarak havaya ura-d, el bombasn frlatp srt st yolun orta yerine yuvarland. O an camlar havaya utu, Mathieu insann gzlerini kamatran bir aydnlkta, hkmet bniasnn zemin katnda kvranp duran glgeler grd, sonra her ey karard: gzlerinin nnde sar lekeler uuuyordu. Mathieu, Chasseriau'ya kzmt. Kprerek: Bok! dedi. Bok! Bok! zme cann. Yine de tutturamad, arkadalar birinci katta. Mathieu, gzlerini krptryor, gzlerini kamatran san lekelerden kurtulmak iin ban sallayp duruyordu. Allah kahretsin, dedi; grmyorum. Geer imdi. Sen vurduumuz herife bak, kmldyor mu? Mathieu eildi; biraz daha iyi gryordu. Srtst devrilmi olan Alman, gzleri falta gibi alm, rpmyordu. Mathieu, tfeini omuzlad. Dedi misin sen? Mermilerini bouna harcama.

23

Mathieu, can sklarak tfeini indirdi. Aklndan belki de kurtulur bu herif, diye geti. Hkmet binasnn kaps ardna kadar ald. Eikte bir adam grnd, belli bir asaletle ilerledi. Beline kadar plakh: sanki derisini soymulard. Rendelenmi gibi duran, krmz yanaklarndan et paralar sallanyordu. Birden barmaya balad, yirmi tfek birden patlad, sendeledi, yzkoyun merdivenlere yld. Chasseriau, Bu bizden deil, dedi. Mathieu, fkenin bouklatrd bir sesle, Hayr, dedi. Bizden, ad Latex. Elleri titriyordu, gzleri acyordu: titreyen sesiyle, Latex'ti bu. Al ocuu vard. Sonra birden eildi, byyen gzleriyle kendisine bakar gi-}jj duran yaraly nianlad. Bunu sen deyeceksin, namussuz. Deli misin be ? Mermilerini boa harcama dedik sana. Canm skma. Tetii ekmek iin acele etmiyordu: Bu namussuz herif beni gryorsa d kopuyordur. Ban nianlamt, ate etti, kafa paraland, fakat adam rpnmaya devam ediyordu. Namussuz! Namussuz! ek kafan ieri, AJlahm cezas! Kafan ieri ek, sol tarafndalar!. Be alt Alman grnmt. Chasseriau ile Mathieu ate etmeye baladlar, fakat Almanlar taktik deitirmilerdi. Ayakta, kelere saklanyor, bekliyorlard. Chasseriau seslendi: Clapot! Dandieu! gein. imiz i burda.

23

Gelemem, dedi Clapot. Mathieu bard: Pinette! Pinette cevap vermedi. Mathieu de dnp bakmaa cesaret edemedi. Yatn!.. Almanlar komaya balamlard. Mathieu ate etti, fakat onlar yolu gemilerdi bile. Capot olduu yerde bard: Vay canna. Aalarn altna kadar geliler. Kim brakt bunlar? Cevap veren olmad. Aalarn alt kaynyordu. Chasseriau kararlama ate etti. Onlar oradan karmak, olacak i deil. Okuldakiler atee balamlard; aalarn arkas-na saklanm olan Almanlar karlk veriyorlard. Artk hkmet binasndan ate edilmiyordu. Yol, topran stnde hafif bir buharla ykseliyordu. deil. Aalara ate etmeyin. Mermi kaybndan baka bir ey Ayn anda, hkmetin birinci katnn stnde bir el m bas patlad. Chasseriau, Aalara trmanyorlar. Mathieu, Aalara trmanrlarsa hesaplarn grrz. Yapraklarn arasndan grmeye alyordu; kalkan bir kol grp ate etti. ok ge, hkmet binas havaland, birinci ka-tn pencereleri koptu; o korkun sar k bir kere daha gzlerini kr etti. Krlemesine ate etti: olgun meyvalann daldan dtn duydu; herifler dyorlar m, kyorlar m belli deildi. Clapot, Hkmet binasndan artk ate etmiyorlar.

23

Nefeslerini tutarak kulak kabarttlar. Almanlar ate ediyor, hkmet binasndakiler karlk vermiyorlard. Mathieu rperdi. ldler.. Bo odalarda, delinmi demeler stnde kanayan et paralar. Chasseriau, Kabahat bizim deil, yle kalabalk ki herifler! Anszn birinci katn pencerelerinden duman bulutlan ykseldi; Mathieu, dumann arasnda kara, krmz alevler grd. Hkmet binasnda biri alamaya balad, ince, tiz bir ses, kadna benziyen bir ses. Mathieu o an leceini hissetti. Chasseriau ate etti. Mathieu, Deli misin sen! dedi. Bana mermilerimi ziyan ediyorum diye kzyorsun sonra da tutmu hkmet binasna ate ediyorsun. Chasseriau, binann pencerelerine nian alyordu; kere alevlere ate etti. O olan baryor. Duymaa tahamml edemiyorum. Baryor hl. Olduklar yerde kalakalm dinliyorlard. Ses zayflad. Gitti. Oysa, birden, barlar yeniden balad, insan sesi gibi deildi. Ykselip ykselip tizleen, korkun, lgn leler. Mathieu de pencereye ate etti, faydaszd. Chasseriau, lmeyecek mi bu! Anszn sesler kesildi. Hoh! dedi Mathieu. Bitti, dedi Chasseriau. Geberdi, kebab oldu. Hi bir hareket yoktu, ne aalarda, ne sokakta. Gne, yanan hkmet binasnn gen biimi atsn yaldzlyordu. Cbesseriau saatine bakt. Yedi dakika. Mathieu, alevlerin ortasnda kvranyordu, bir yanktan baka bir ey deildi, bouluyordu. Yaralanmam olduunu anlayabilmek iin ellerini gsne bastrp

23

ar ar karnna kadar indirmek zorunda kald. Clapot, birden, Damlara kmlar, dedi. Damlara m? Tam karmzda, okula ate ediyorlar, eksikti! Ne! Bir mitralyz yerletiriyorlar. Pinette! Geriye doru ekilerek seslendi: Buraya gel! Okuldakiler hap yutacaklar. Pinette emeklemeye balad: grmyormu gibi bakyordu. Yz kl rengiydi. Mathieu sordu. yi deil misin? Pinette ksaca, yiyim, dedi. Clapot'nun yanna kadar srnp diz kt. Clapot, Ate et Onlar oyalamak iin yola ate et Biz, mitralTuh be, bir ba yzle uraacaz. Pinette, azn amadan, ate etmeye balad. Doru drst ate etsene foe! Gz kapal ate edilir mi? Pinette titredi, ar bir aba gsterdi, yanaklarna biraz kan geldi; gzlerini aarak nian ald. Capot ile Dandieu, ya. nnda ,durmadan ate ediyorlard. Capot bir zafer l att. Tamam! Oldu! Sustu Allahm bels. Mathieu kulak kabartt; ses duyulmuyordu.

23

Evet. Ama bizimkiler de ate etmiyor artk. Okuldan ses kmyordu. Aalarn altna saklanm olan Alman yolu koarak geip okulun kapma yklendiler, kap ald. eri girdiler, bir an sonra tekrar glndler, birinci katn penceresinden eilmi, ellerini kollarn sallyarak baryorlard. Capot ate etti /kayboldular. Bir ka saniye sonra, Mathieu, sabahtan beri ilk olarak bir mermi sl duydu. Chasse-riau saatine bakt: On dakika. Evet, dedi Mathieu, sonun balangc bu. Hkmet binas yanyor, Almanlar okulu alyorlard: sanki Fransa bir kere daha yenilmiti. Ate etsenize ulan! Almanlar, ana yolun banda yava yava belirmilerdi: Chasseriau, Pinette, Capot ate ettiler. Almanlarn balan kayboldu. Bu sefer yerimiz belli oldu. Yeniden sessizlik. Uzun bir skt. Mathieu: Neye hazrlanyorlar? diye dnd. Bo yolda drt l; biraz daha ilerde, iki l daha: btn yaptmz bu. Artk iimizi bitirmeniz, kendimizi ldrtmemiz gerek. Capot, birden, Sra bizde, dedi Ufak, kambur bir canavar kiliseye doru gidiyordu; gne de parlyordu. Dandieu dilerinin arasndan, Schnellfeuerkanon (*) diye mrldand: Mathieu srnerek yanlarna geldi. Top ate ediyordu ama grnrlerde kimse yoktu: top deta kendi kendine ilerliyordu. Rahat rahat ate ediyorlard, nk yeteri kadar mermi vard1. Geriye! Birden, topun solunda iri yar, gmlekli bir adam belirdi. Korunmaya almyordu: kolunu kaldrarak rahata emirler veriyordu. Mathieu anszn doruldu: yakas ak bu herif kendisini kahrediyordu.

23

Geriye, yzkoyun yatn! Topun az ar ar ykseliyordu. Mathieu kmldamam-t: diz st durmu Feldweibel'e (**) nian alyordu. Capot bard. Duymuyor musun? Beni rahat brakn, dedi Mathieu. lk o ate etti, tfeinin dipii omuzunu tepti; korkun bir patlama oldu, tfeinin sesinin arttrlm yanks sanki, krnu-a bir ey grd, sonra uzun, yumuak bir yrtl. Tutturamadlar, dedi Capot. Yukar nian aldlar. Feldwebell, ayaklar havada rpnp duruyordu. Math'eu glmseyerek ona bakyordu. Adamn iini bitirecei srada iki er frlayp avuu gtrdler. Mathieu geri geri srnerek gelip Dandieu'nn yanma uzand. Capot, kapa kaldrmt: abuk, inelim! (*) Almanca bir kelime; otomatik top. (") Almanca bir kelimedir. Burada baavu anlamnadr. Dandieu ban sallad. Aada ate etmek iin pencere yok ki!. Baktlar. Chasseriau, Mermilerimizi ziyan edemeyiz. ok mermin var m? ki arjr. Ya senin, Dandieu? Bir. Clapot kapa kapad. Mermilerimizi ziyan etmemeliyiz, hakkin var. Mathieu, arkasnda bouk bir nefes duydu; dnp bakt: Pinette'in dudaklar solmutu, glkle nefes alyordu. Yarak msn? Pinette, korku dolu vahi gzlerle bakt. Hayr. Clapot, dikkatle Pinette'e bakt:

23

ocuum, inmek istiyorsan, kalmaya mecbur deilsin. Kimseye kar borlu deiliz artk. Biz, mermilerimiz iin kalyoruz, anlyor musun? Mermilerimizi ziyan edemeyiz. Allah kahretsin! Melarue inmedikten sonra ben niye ine-cekmiim? Korkulua kadar srnp gelii gzel ate etmeye balad. Mathieu, Pinette, diye bard. Pinette cevap vermedi. Kurunlar stlerinden vaaldyarak geiyordu. Clapot, Brak unu, dedi. Kendi bildiini yapsn. Top arka arkaya, iki kere patlad; balarnn stnde bouk bir ses duydular, tavandan tepelerine al paralan yad. Chasseriau saatini kard. On iki daMka. Mathieu ile Chasseriau korkulua kadar srndler. Mat- Pinette'in yanna meldi; Chasseriau, sanda, ne eilmi bir vaziyette ayakta duruyordu. Hi de kt saylmaz, on iki dakika, diyordu. Hi de kt saylmaz. Hava slk ald, haykrd, Mathieu'nn suratnn ortasna arpt: Kaynar su gibi scak, ar bir hava, Mathieu yere yuvarland. Kandan gremiyordu, bileine kadar kan iindeydi elleri gzlerini outuruyor, eliyle yzndeki kan temizliyordu. Kendi kan deildi bu. Chasseriau gneydeki korkulua oturmutu, ba yoktu; boynundan fokur fokur kan ve hava kabarcklar kyordu. Pinette, stemiyorum, dedi, grmek istemiyorum! Birden frlad, tfeinin dipiiyle Chasseriau'nun gsnn ortasna vurdu. Chasseriau salland, korkuluun stnden aa yuvarland. Mathieu, heyecan duymadan bakyordu; ba sanki kendi lmnn balangcyd. Clapot: Ate serbest, diye bard. Meydan bir anda askerlerle dolmutu. Mathieu yerine geip atee balad, Dandieu

24

de yannda ate ediyordu. Dandieu glerek, Kran krana dedi. Birden brakt tfeini, tfek aa dt, Dandieu Mathieu'nn zerine yld: Arkadam! Kardeim! Mathieu, omuzuyla itti onu, Dandieu arkaya yuvarland, . Mathieu atee devam ediyordu Kafasna bir kiri dt, tfeini brakp devrildi, fkeden kprerek on be dakika diye dnd, ombe dakika dayanmak iin her eyi fedaya hazrd! Paralanm kara talarla, tahta paralar arasndan bir dipik grnyordu; dipii kendine doru ekti: tfek kana bulan- ama doluydu. Pinette! diye bard. Kimse cevap vermedi. Kulenin tepesi knce sahanla kuzeyi tamamen kapanmt; moloz ve kiriler kapad da rtmt, delinen tavandan bir demir sarkyordu; yalnzd Mat-hieu. Yksek sesle, Allah kahretsin! dedi, onbe dakika bile dayanamadlar, dedir tmiyeceim. Korkulua yaklap ayakta atee balad. Byk bir inti-kamd bu; tetii her ekite eski bir utancnn intikamm ah-yordu. Parasna el sremediim Lola iin bir kurun, bir tane de yzst brakmamam gereken Marcelle (*) iin, ssv-mek istemediim Odette (* *) iin de bir tane. Bu, yazmaya cesaret edemediim kitaplar iin, bu, yapmaktan vazgetiim yolculuklar iin, bu da, toptan nefret etmek istediim halde, hl anlamaya altm tm insanlar iin. Mathieu ate ediyordu, kanunlar havada uuuyordu, yaknlarn da kendin gibi seveceksin, gm, bu kendi bok suratna, kimseyi ldrmeyeceksin, gm, bu da kardaki pi!ere. insanlara, fazilete, dnyaya ate ediyordu: zgrlk, korkudur; hkmet binas yanyor, kafasnn ii yanyor; etrafnda kurunlar vnlyordu, hava kadar zgrd, u anda, dnya havaya uacak, benimle birlikte, tetii ekti. Mathieu, saatine bakt: ondrt dakika otuz saniye; yarm dakikalk bir sreden, kiliseye doru koan u gururlu, yakkl subay temizlemesine yetecek zamandan baka bir ey istemiyordu; yak 269 gkl subaya, Dnyann tm gzelliine, yola, ieklere, bahelere, tm sevdiklerine ate etti. Gzellik arsz bir s'ramay'a utu, Mathieu bir daha ate etti. Ate etti: Tertemizdi. Tanr kadar glyd, zgrd. Onbe dakika.

24

( *) Mathieu'nn hamile brakp evlenmedii metresi. (*) Odette: Mathieu'nn yengesidir. Aabeyi Jacques'i kansL Gece, yldzlar; kuzeyde krmz 4>ir alev, yanan bir ky bu. Douda, batda, bir grnp bir kaybolan, ince, uzun alev dilleri: Alman toplar. Her yerde onlar, yarn da beni yakahyacak-lar. Brunet, el ayak ekilmi olan kasabaya girdi; meydan geti, nne gelen evlerden birine yaklat, kapy vurdu, cevap veren olmad, kapya yklendi, ald kap. Girdi ieri, kapad kapy; karanlk. Bir kibrit akt, Holdeydi, yar karanlkta belli belirsiz grnen bir aynada kendini grd: iyi bir traa ihtiyac vard. Kibrit snd. Solunda, aa inen merdivenleri farkede-bilmiti. El yordamyla yaklat: merdiven dne dne iniyordu, Brunet inmeye balad, hafif bir aydnlk grd, dnd biraz daha: mahzen. arap ve mantar kokusu. Flar ve bir saman yn. Pantalonun stne geceliini geirmi iman bir adam samanlarn stnde, kucanda bir ocuk tutan yar plak sansn, bir kadnn yannda oturuyordu. Brunet'ye bakyorlard. nn de az ak ve korkuyorlar. Brunet merdivenlerin basamaklarn iniyor, adam gzlerini ayrmyor ondan, iniyor Brunet, adam birden: Karm hasta diyor. N'apahm? diye cevap veriyor Brunet. Geceyi ormanda geirmesini istemedim. Bana m sylyorsun bunlar. Bana ne? Brunet mahzene inmitir. Adam gvensizlikle bakyor ona: yleyse ne istiyorsunuz? Burada uyumak istiyorum. Adam yzn buluturuyor; gzlerini Brunet'den ayrmyor. avu musunuz? Brunet cevap vermiyor. Adam pheyle soruyor: Adamlarnz nerede? ldler. Brunet saman ynna yaklayor, adam: Ya Almanlar? Neredeler? Her yerde diyor Brunet. Sizi burada bulmalarn istemem diyor adam. Brunet ceketini karp katlyor ve flardan birinin stne koyuyor. Duymadnz galiba? diye baryor adam, Duydum. Karm, br de ocuum var benim: sizin samalklarnzn cezasn ekmek istemem. zme tatl cann. Brunet oturdu, kadm kinle bakyordu yzne: Franszlar yukarda dvmeye hazrlanyorlar, siz de onlann yannda olmalsmz. Brunet kadna bakyor, kadn geceliini kaldrp gslerini gizliyor; Defolun! Defolun burdan! Sava kaybettiiniz yetmiyormu gibi stelik bir de bizi lme srklyorsunuz. Brunet: zlmeyin. Almanlar gelince beni uyandrn yeter. diyor. Peki, ne yapacaksnz? Teslim olacam. Aalk adam! diyor kadn, sizler iin kendilerim lme atanlar dnyor da insan.. Esniyor Brunet, gerinip, glmsyor. Sekiz gndr uyumam, azna hemen hemen bir ey koymam, sadece savam ve telki yirmi kere lmden kurtulmutur. Savamak yok artk, kaybettik sava, imdi yaplacak baka iler var. Bir sr i var. Saman ynnn stne uzanyor, esniyor ve uykuya dalyor. Haydi kalk. diyor adam, ite geldiler. Brunet gzlerini ayor; adamn, krmz yzn gryor, dardan patlamalar, atrdlar duyuluyor. Geldiler mi? Evet. Dvyorlar. Sizi burada, evimde tutamam. Kadm yerinden kprdamyor. Uyuyan ocuuna skca sarlm, kt kt Brunet'ye bakyor, Peki, gidiyorum, diyor Brunet. Kalkyor ve

24

mahzenin pencerelerinden birine yryor, torbasn kantnp, iinden ufack bir ayna, bir de tra makinas karyor. Adam, fkeden aptallan b;r halde seyrediyor: Trag m olacaksn yoksa? Neden olmiya-ym? Adam fkesinden kpkrmz kesiliyor: Sizi burada bulurlarsa beni kuruna dizerler, anlyor musunuz? Merak etme, abuk biter. Adam onu mahzenden karabilmek iin kolundan ekmeye balyor: Olmaz byle ey, karm, ocuum var benim, bilseydim sizi ieri almazdm. Brunet silkelenip adamn elinden kurtuluyor, sadece yaamak iin direnen, bu ii gemi ikoya irenerek bakyor. Herif stne ullanyor. Brunet itiverince, duvara yapyor. Rahat brak beni, yoksa daya yersin. Olduu yerde kalyor adam, iki bklm olmu, hzl hzl soluyor, ayyalara has kpkrmz gzlerini saa sola eviriyor, le gibi gbre kokuyor. Brunet tra olmaya balyor, ne suyu, ne de sabunu var, alev alev yanyor yz; kadn korkudan, duyduu kinden titriyor, Brunet elini abuk tutuycr: tra uzun srerse, kadn akln oynatabilir belki. Tra makinasmi torbasna yerletiriyor: jileti iki kere daha kullanabilece'ni dnyor. Grdn m, ite bitirdim. Bu kadar bytmeye deer miydi? Adam cevap vermiyor, kadn haykryor: Defel, pis herif, pis korkak, kuruna dizdireceksin bizi! Brunet ceketini giyiyor, kendini temizlenmi, dinlemi, dipdiri hissediyor. Defol! Defol! Parmaklarnn ucuyla selm veriyor, Yine de teekkrler. Yar karanlk merdiveni kp, hol geiyor; sokak kaps ardna kadar ak; darda gnn bembeyaz alayan aydnl, mitralyzlerin delice patrds, ev ise lo ve, serin. Brunet kapya yaklat: Bu kpk kpk aydnln iine dalmak gerek. Kck bir meydan, bir kilise, ehitler ant, kaplarn nnde gbre ynlar. Yanan iki evin arasndan geen, sabahn pembeliine brnm ana yol. te Almanlar; oradan oraya kouan otuz kadar Alman, i zaman harl harl alan iiler sanki, bir schellfeuerkanon'la kiliseye ate ediyorlar, an kulesinden de onlara ate ediyorlar, bir antiye meydann ortas. Bu ate dellosu altnda, gmleklerinin kollan sval, gzleri uykusuzluktan kzarm Fransz askerleri, gzellik yarrnasma km gibi ayaklannm ucuna basa basa, kck adm arla yryorlar. Soluk ellerini balarnn stne kaldrmlar, gne nlan parmaklarnn arasndan szlyor. Brunet onlara bakyor, an kulesine bakyor, sanda, kocaman bir yap, alevler iinde, alevin scakln yananda duyuyor: Allah kahretsin, diyor. Kapnn nndeki 'basama iniyor. te: teslim oluyor. Ellerini ceplerinden karmyor, elleri kurun gibi ar. Eller yukar! Bir Alman, tfeiyle kendisine nian alyor. Brunet kzaryor, elleri yava yava yukar kalkyor, ite elleri kafasnn stnde; bunu bana kanlaryla deyecekler. teki Franszlarn yanma gidiyor, onlarla birlikte dansa balyor, sanki bir film, hi bir ey gerek gibi deil, vm'ayan bu mermiler ldrc olamaz,, top kuru sk atyor. B'r Fransz reverans yapar gibi dyor, Brunet stnden atlyor. Acele etmeden, koyu renk boyal evin kesini dnyor, an kulesinin ykld an, ana yola sapyor. Almanlar yok artk, kurunlar da yok, bitti film, gerek sava imdi (balyor, ellerini yine ceplerine sokuyor. Hep Fransz, biz

24

bizeyiz. Hki elbiseli, kirli, tra-sz, yzleri isten kapkara, glen, akalaan, fsldaan ufak tefek Franszlar kalabal, plak balar, bere giymi bir sr ba, fakat bir tek mifer yok ortalkta: tandklarla karlalyor, selm veriliyor: Aralk aynda, Saverne'de grdmd seni. Hey! Girard, merhaba, u yenilgi olmasayd geremiyeesk-tik, Lisa nasl? Bir Alman askeri, yorgun haliyle, tfei omu-zunda, bu .kk yenikler srsn bekliyor, geni, ar admlarla onlarn ksa, hzl admlarna uymaya alyor. Brunet de dierleriyle birlikte ksa, hzl admlarla yryor, fakat o da A-man kadar boylu, onun gibi tral. Pemlbe yol otlarn arasndan akp gidiyor, yaprak kprdamyor, bir yenilgi scakl. Kt kokuyorlar, gevezelik ediyorlar, kular tyor. Brunet yann-dakine dnd, azndan nefes alan, yumuak grnl, iman bir adam: Nereden geliyorsunuz? Bizler Saverne'den geliTkeni : F - 18 yorduk, geceyi iftliklerde geirdik. Ban, tek basma geldim, dedi Brunet. Ne tuhaf, kasabada kimsecikler yok sanyordum. ki sra nnde, sarn, gneten yanm, yan beline kadar plak bir gen yryor, srtnn ortasnda kabuk tutmu, kanl, kocaman bir yara var. Brunet'n arkasnda, byk bir grlt balamt, glmeler, barlar, ayaklarn toprakta kard sesler, 'btn bunlar rzgrn aalarn arasnda kard sese benziyordu. Dnp bakt: arkasnda binlerce insan vadi, tarlalardan, kylerden, iftliklerden drt bir yandan toplayp getirmilerdi. Brunet'nin ba ve omuzlar bu dalga dalga yaylan ovann stnde tek bana beliriyordu. iman adam: Adm Moulu, dedi. Bar-le-Duc'lym. Sonra bbrlenerek ekledi: Buralarn iyi bilirim. Yolun kenarnda bir iftlik yanyordu, gnete alevler kapkara gzkyor, bir kpek uluyordu. Moulu, yanndakine: Kpei duyuyor musun? dedi, herhalde kapal kalm. Arkada kuzeyli olmalyd, sansn, boyluca, st gibi beyazd, onlan bekleyen Almana benziyordu. Kalarn atp, iri mavi gzlerini Moua'ye evirdi, Ha? Kpek. erde kalm dedim. Eee, n'apalm yani? dedi kuzeyli kpek bu. Uuu! Uuu! Uuf! Uuuff! Bu sefer uluyan kpek deildi: Si-ti plak delikanlyd. Biri onu kenara ekip, eliyle azn kapad, Brunet kpkrmz gzlerini, solgun, akn, kocaman yzn bir ara gerebildi. Moulu kuzeyli'ye: Charpir'nln hali pek parlak deil dedi. Kuzeyli Moulu'ye bakt: Ha? Arkadan Char-pin'nin hali pek parlak deil diyorum. Gld kuzeyli, dii 21i bembeyazd: O her zaman farkldr. Yol dikleti, snm ta, yanm odun kokusu burunlarn yakyor, kpek arkalarnda uluyordu. Tepeye vardlar; yol dik yamalar halinde iniyord:/. Moulu parmayla sonu gelmeyen kalabal gstererek: Hoppala! Nereden de kt bu kadar insan? Brunet'ye dnd: Ka kiiyiz acaba? Bilmiyorum. Belki on bin, belki daha ok. Moulu pek inanmad: Bir bakta nasl kestirdin bunu? Brunet 14 Temmuzlar, 1 Mayslar dnd; Richard - Denoir bulvarlarna adamlar koyup, geidin sresiBe gre, ka kii olduk 275

24

larn karrlard. Onlar, sessiz, scak kalabalklard; aralarnda j olunca insann kan kaynard. Bu ise grltlyd ama souk, canszd. Glmsedi Brunet. Alknm da, dedi. Nereye gidiyoruz? diye sordu kuzeyli. Bilmiyorum. Almanlar nerede? Kim kumanda ediyor?. Yol boyunca dalm bir dzine kadar Alman vard o kadar. Byk sr, kendi arlyla yu-varlanyormu gibi, yamatan aa kayyordu. Ne tuhaf dedi Moulu. Evet, tuhaf dedi Brunet. Tuhaft. Almanlarn stne ullanabilir, onlar boabilir, tarlalarn arasndan kaabilirlerdi: Neye yarar ki? Dosdoru, yol nereye giderse oraya gidiyorlard. te yamacn sonuna, bir ukura vardlar. imdi ise, trmanyorlar, scaktan bunahyorlar. Molu cebinden lstikle tutturuhnu bir mektup tomar karp, beceriksiz, kaim parmaklarnn arasnda bir sre evirip evirdi. Teri kdn stne damlyor, mor mrekkebin rengini katryordu. Molu lstii kard, bir daha okumadan mektuplar birer birer yrtmaya balad, kk paracklar haline getirip ar ar, tohum atar gibi serpmeye balad. Brunet ktlarn gsz uuuna bakt: ou, konfeti gibi askerlerin omuzuna, oradan da ayaklarnn dibine dyorlard; bir tanesi, bir saniye kadar havada uup sonra bir tutam otun stne kondu. Otlar hafife eildiler ve kt parasn bir kubbe gibi kaldrdlar. Yol boyunca daha bir sr kt var, yrtlm, buruturulmu, top haline getirilmi, ukurlarn iinde, krk tfeklerin ezik miferlerin arasnda. Yaz byk ve aralkl olduundan Brunet geerken bir iki kelime skebiliyordu: Yemeine dikkat et, st ak yatma Helene ocuklarla geldi, senin kollarnn arasnda sevgilim. Yol, boydan boya, amurlara bulanm uzun bir ak mektubu sanki. Yumuak, kck canavarlar yerde srnyor, bebeksiz gzleriyle bu yenikler srsne bakyorlar; gaz maskesi bunlar; Mou'u Brunet'yi dirseiyle drtyor, bir maske gsteriyor: Yine ansmz varm da unlar kullanmadk. Brunet cevap verme-<S; cevap alamaynca Molu bakalarna seslendi: Hey! Lambert! Brunet'nin nnde giden biri dnd, Molu bir yorum ili1 276 yapmadan ona maskeyi gsterdi: Glmeye baladlar, evrele-nndekiler de gldler: Bu asalak bcek yavrularndan nefret ediyorlard, korkuyorlard, yine de bu bcek yavrulana bakmak, onlar beslemek gerekti. Geri imdi geberip gitmi, can verip ayaklarnn altna serilmilerdi. Bunlar gryorlard, bu onlara savan bittiini hatrlatyordu. Her gnk gibi tarlalarda almaya gelen kyller, te.lerinin sapna dayanp onlarn geiini seyrediyorlard; Lambert, keyiflenip kyllere bard: Merhaba, baba! Terhis olduk, bitti On ses, yz ses, meydan okurcasna tekrarlad: Terhis olduk, bitti! Bitti sava. Evimize dnyoruz. Kyller hi cevap vermediler, duymamlard sanki. Kvrck sal, sarn, Paris'liyi andran biri Lamber.'e sordu: Ne zaman dnebileceiz, biliyor musun? Yaknda, dedi Lambert, yaknda Blondinet. yle mi? Emin misin? Grmyor musun? Hani bizi bekleyen

24

adamlar? Gerekten esir olsaydk sen o zaman grrdn nasl sararlard evremizi. Mou-lu sordu: yleyse niin yakaladlar bizi? Yakalamak m? Bizi yakalamadlar ki: ilerledikleri srece ayaklarna ba olm-yalm diye bir kenara koydular bizi. Blondinet iini ekerek, yle de olsa, dedi, uzun srebilir bu. Deli misin? Kaan kadar hzl kovalayamazlar ki. Neesi yerindeydi, aptal aptal glerek: Almanlarn bir eye aldrd yok, onlar geziniyorlar: Paris'de bir yavru, Dijon'da bir bardak arap, Marsilya'da balk orbas. Zaten bu i orda biter. Marsilya'da durmalar gerek : nleri deniz nk. O zaman bizi brakacaklardr. Austos sonuna doru evlerimizde oluruz. Blondinet ban sallad: ki ay srer bu. ok uzun. ok acele ediyorsun: Unutma ki ar aralarn geebilmesi iin yollar onarmalar gerek. Ar aralar onlarn olsun, Sonra seni nasl g trece iler? Mou'u, mesele yalnz bu ise, ben yryerek de dnerim evime. Benden paso! Zaten on be gndr yryorum, kasklarm atlad, dinlenmek ' istiyorum. Karnla oynamak istemiyor musun? Bana baksana sen! Karmla nasl oynaacam? Yrye yr-ye hal mi kald. liklerim boald be, Uyumak istiyorum, tek ba 277 gma uyumak istiyorum. Rrunet onlan dinliyor, enselerine bakyordu, yaplacak ok i var, diye dnyordu. Kavaklar, kavaklar, rman stnde bir kpr, yine kavaklar. Susadk, dedi Molu. Susuzluk deil pek, dedi kuzeyli, alk bu: Dand n beri azma bir lokma koymadm. Molu kck admlarla yryor, terliyordu; nefes nefeeydi, ceketini kard, kolunun altna ald, gmleinin dmelerini at, gld: Ceketimizi karabiliriz artk, serbestiz. Ani bir duru; Brunet'nin gs Lambert'in srtna arpt. Lambert dnd; Top sakallyd; kaln, kara kalarnn altnda canl, kk gzleri vard: nne bakamaz msn Ibe? Gzn kr m? Brunet'nin niformasna kstaha bakp: stlk - astlk kalmad artk. Emir fi n yok. Hepimiz insanz. Brunet kzmadan bakt, Lambert sustu. Bru-net acaba sivil hayatnda ne i yapyor, diye dnd. Kk bir tccar m? Memur mu? Orta snftan olduu muhakkak... Yzlercesi, binlercesi var byle: Bunlarda ne mes'uliyet duygusu, ne de ahsiyet vardr: Bunlara amansz bir disiplin gerek. Molu sordu: Neden durduk? Brunet cevap vermedi. Bu da Burjuvann biri, tpk teki gibi, stelik daha da aptal: Bunlarla uramak hi de kolay deildir. Molu derin bir nefes al'p; eliyle yelpazelendi: Yere kebiliriz herhalde. Torbasn yola koyup stne oturdu, Alman askeri yanlarna geldi, uzun, anlamsz, gzel yzn onlara evirdi, mavi gzlerinde belirsiz bir sevgi buusu belirdi. Tane tane: Zavall Franszlar, sava bitti, dedi. Evlerinize dnmek. Evlerinize dnmek. Ne diyor, re diyor, evlerinize mi dnn diyor, elbette dneceiz evlerimize, hey, Julien, duyuyor musun, evlerimize dnyoruz, sonsana una ne zaman, hey, ne zaman dneceiz desene. Hey! Alman yavrusu, ne zaman dneceiz? Onunla senli benli konuuyorlard krk yllk dostlanym gibi. Sanki zaferi kazanan ordu, karlarndaki bu bir tek erdi. Asker, baklar bombo, tekrarlyordu: Evlerinize dnmek, evlerinize dnmek. Peki ama, ne zaman, ha? Zavall Franszlar. Evlerinize dnmek. Yeniden yola

24

koyuluyorlar, yine kavaklar, kavaklar. Molu szlanyor, 278 terliyor, susuyor, yoruluyor, durmak istiyor, oysa kimsenin emretmedii bu inat yry kimse durduramaz. Biri: Bam aryor diye inliyor, yryorlar, gevezelikler azalyor, araya uzun sessizlikler giriyor; kendi kendilerine: Berlin'e kadar m yryeceiz byle diyorlar. Yryorlar; nlerindeki izliyorlar, arkalanndaker itiyorlar. Bir kasabaya geliyorlar. Byk meydanda bir yn mifer, gaz maskesi ve tfek. Molu: Poud-roux buras, nceki gn getim diyor. Blondinet: Ben de dn akam kamyonla; hem kaplarnn nnde insanlar vard, bizlere pek de dost gzlerle bakmyorlard. Yine oradaydlar, kaplarnn nnde, kollarn kavuturmu, sessizce duruyorlar. Kara sal, kara gzl, kara elbiseli kadnlar, yallar. Bakyorlar. Esirler bu tanklarn huzurunda dikiliyorlar, yzler uzuyor, utanmazlayor, eller harekete geiyor, glnyor, barlyor: Merhaba anacm! Merhaba baba! Terirs olduk, sava sona erdi, merhaba. Geiyorlar, selm veriyorlar, gz kapyorlar, batan karc glmsemeler, tanklar, sadece susuyor ve bakyorlar. Yalnz iman, iyi kalbli bakkal, kadn mrldanyor: Zavall ocuklar. Kuzeyli baygn baygn glmsyor, Lambert'e: yi ki kuzeyde deiliz diyor. Neden? Evlerinde ne var, ne yok kafamza frlatrlard. Bir eme, on kii, yz kii sradan ayrlp su imeye gidiyor. Molu kouyor, beceriksizlikle, oburca eiliyor; yorgunluklarn karyorlar, omuzlan titriyor; su enelerinden szlyor. Nbeti onlar grmyor bile: sterlerse kasabada kalabilirler, oradakilerin, yzlerine bakacak cesaretleri varsa eer. Ne gezer, birer birer dnyorlar, yerlerini kaybetmekten korkuyorlarm gibi acele ediyorlar; Molu, diz kapaklarn bkerek bir kadn gibi kouyor, sapk erkekler gibi utandrc, batan karc cilvelerle itiiyor, glyor, baryorlar; dayak yemi kpek bakl gzlerinin altnda azlar gln bir yara gibi alyor. ' Molu dudaklarn kuruluyor, oh! ok iyi geldi diyor. Brunet'ye hayretle bakyor: medin mi, sen? Susamadn m? Brunet, cevap vermeden omuz silkiyor; ne yazk ki, bu srnn evresinde, sng takm, ge kalanlarn klarn drtkleyen, gevezeleri dipkleyen be yz asker yok: O zaman grrdm suratlarnz. Sama, soluna bakyor, arkasna dnyor, bu ba bo hastalkl bir sevincin ne'esiyle sarho, akna dnm yzler; fcendisininkine benzer bir yz aryor. Arkadalar neredeler? Bir solcu ilk bakta belli olur. Bir yz. Sert, sakin, tek bir yz, bir insan yz. Ne gezer!. Bir kadn gibi kvrak ve kk, tim aalk, ne kayklm yryorlar, hz kesilmi admlar vcutlarn adeta srklyor, tm Fransz zeks kirli yz erinde; azlarnn kenarlarn grnmez iplerle gererek burun deliklerini aarak ya da kapayarak, alnlarn krtrp,, gzlerini alevlendirerek oynuyor, yzlerinde, deerlendiriyorlar, ayryorlar, tartyorlar, yarglyorlar, eletiriyorlar, kendilerinden yana olanla, kar olan tartyorlar, bir ara, bir itiraz dinliyor, aksini ispatlayp bir sonuca balyorlar, her kafada bir nermesi beliren sonsuz bir kyas. Kar koymadan yryorlar,

24

yrrk:n dnyorlar, tm de sakin: Sava bitti; dv olmad; Almanlara da pek kt denemez. Skind-ler, nk bir bakta yeni efendilerini deerlendirdiklerini sanyorlard; yz'erinden zek akmaya basyor, nk zek bilhassa Franszlara has lks bir madde olup zaman geldiinde kk karlar karlnda Almanlara satlabilirdi. Kavaklar, kavaklar, gne insann basma vuruyor, le zaman: te Almanlar! Zek uup gidiyor, btn sr garip bir zevkle inliyor, bu bir haykr de^il, bir i ekme de deil: Bir eit Tkeni bu, yamur damlalarnn altnda eilen yapraklarn o hafif hrts. te Almanlar! nden arkaya doru yaylyor, yi bir haber gibi birinden dierine ulayor, ite! te Almanlar! uralar skyor, yol kenarna ekiliyorlar, uzun, turt titriyor: Almanlar geiyor yoldan, motosikletlerle, zincirli aralar, kamyonlar, tralr, din, yank tenli yank, bakml, yamalar gibi gzel, sakin ve dalgn yzler. Kimseye bakmyorlar .baklar Gneye dikili, Fransa'nn iine dalyorlar, sessiz sessiz durmu, l^edava seyahat ediyorlar. Hepsi motorize, savamak dediin byle olur ite. u mitralyzr lere bak bir, f be, ya hafif toplar, vay canna! Ne muhteem eyler, sava kaybetmemize, ama. Almanlarn bylesne gl olmas adeta holarna gidiyordu. Kendilerini daha az sulu hissediyorlar; Yenilmez bunlar, gbeinizi de atlatsanz yenilmez onlar. Brunet, Almanlar seyreden kalabala bakp dnyor: Bizim mallar da bu ite. Belki deersiz, ama ne yapalm, elimizde baka eidi yok. Ama yine de uramak gerek, elbette bu halkm iinden de'ie yaryacak bir i:a kii kar. Almanlar gemilerdi. Kalabalk yolun 'kenarlarnda akp gidiyorlar. Siyah noktalar gibi doldurduklar bir basketbol sahasndalar imdi, oturuyorlar, uzanyorlar, gneten korunmak iin Maystan kalma gazeteleriyle kendilerine kocaman apkalar yapyorlar; Sanki bir hipodrom, ya da Vincennes ormannda bir pazar gn Nasl oldu da durduk? Bilmem dedi Brurjet. f keyle bakt bu devrilmi kalabala, can oturmak istemiyordu, geri aptalca bir ey bu, onlar kmsememek gerek, grevini yanl yapmann en iyi yoludur bu, hem nereye gidildii bdlin-miycr ki, gcn harcamamas gerek, Brunet de oturdu. Arkasndan bir Alman geti; sonra bir dieri daha: Kendisine dosta glerek bakyorlar, babacan bir alayla soruyorlar; Nerede ngilizler? Brunet kara, yumuak izmelerine bakyor, esvap vermiyor, onlar da uzaklayorlar; uzun boylu bir avu arkada kalyor, hem azarlar gibi hem de acyarak tekrarlyor: Nerede ngilizler? Zavall Franszlar, nerede ngilizler? Hi kimse cevap vermiyor; bir ka kere ban sallyor. Almanlar uzaklanca Lambert dilerinin arasndan cevap veriyor: Nerede olacaklar, kma girdi ngilizler, sana da girecekler, korkma. Ar ol! dedi Molu. Ha? Molu: ngilizler, Almanlara dmdz gidiyorlar ama, imdi sra onlara geldi, boku yemeleri yakndr. Haydi canm! yle tabi. Sersem! Belli bir ey bu. Adada olduklar iin kaslp duruyorlar, ama dur biraz. Almanlar hele bir Man' gesin, grrsn o zaman! Fransz askerleri bunlara kar koyamadktan sonra, ngilizler hi kazanamazlar sava. Neredeydi arkadalar? Brunet kendini yalnz

24

hissediyor. Belki on senedir kendini bylesine yalnz hissetmemiti. Karn at, susamt, alndan, susuzluundan utanyordu: Molu ona doru dnd: Bize yiyecek vereceklermi. Sahi mi? avu yle sylemi: Ekmek, konserve datacak-larm. Brunet glmsedi: Hi bir ey vermiyeceklerini biliyordu. Sadece azlarnn suyunu aktmak iin sylemiti. Ama ne kadar azlarnn suyu aksa azdr bunlara. Birden ayaa kalkanlar oldu, onlar dierleri izledi, sonra herkes ayaa kalkt, tekrar yola kyordu; Molu kzd, kuduruyordu: Gideceimizi kim sylyor? Hi kimse cevap vermiyor. Molu baryordu: Gitmeyin arkadalar, bize yiyecek verecekler. Sr, kr ve sar, yola kmt bile. Yryorlar. Bir orman; soluk, krmz klar yapraklarn arasndan szlyor, terkedilmi 75 lik top Dou'yu seyrediyor; yol glgelik olduu i'n memnunlar; bir Alman piyade alay geiyor. Blondinet, dudaklarnda hafif bir glmsemeyle onlarn geiine bakyor, kslm gzlerinin arasndan kendisini yenenleri seyrederek eleniyor, onlarla, kedinin fareyle oynad gibi oynuyor, kendi stnlnn tadn karyor; Molu Brunet'nin kolunu, yakalayp, sarst: te! te! u bacay gryor musun? Eee, n'olmu? Baccarot buras. Ayaklarnn ucuna kalkyor, ellerini aznn kenarnda huni gibi yaparak, baryor: Baccarot! ocuklar n-dekilere syleyin! Baccarot'ya geliyoruz! Adamcazlar yorgunluktan bitmi, gne gzlerinin iini kavururken, uysal bir sesle tekrarlyorlar: Baccarot, Baccarot! Fakat Baccarot'ya aldrdklar yok. Blandinet, Brunet'ye soruyor: Baccarot'nun danteli mi mehurdur? Hayr, cam eyas, Ya, dedi Blondinet saygl bir sesle. Ya! Ya! Mavi gkyznn altnda kasaba kapkara, yzler aslyor, biri dertli dertli: Bir kasaba bile grsek tuhaf oluyoruz. diyor. Kimselerin bulunmad bir sokalc-tan geiyorlar; Yolu ve kaldrmlar cam paralan kaplam. Blondinet, alayl alayl glmsyor, eliyle cam paralarn gsteriyor: te Baccarot'nn cam eyalar. Brunet ban kaldryor: Evlere bir ey olmam, fakat tm camlar krlm, arkasnda bir ses tekrarlyor: nsan bir kasaba grnce ne tuhaf oluyor. Bir kpr, duruyorlar, milyonlarca gz rmaa evriliyor: Be Alman, rlplak, suda oynayorlar, bararak birbirlerine su atyorlar, niformalarnn iinde kiri, bitkin Hrmi bin Fransz, on aydan beri toplarn, tanklarn arkasna giz'en-mi, yirmi bin kstah, kendi acnacak hallerinin yerine, rahat ve huzur iinde, alp salm, bu karnlara, kalalara bakv"~<r-lar. Bunlar ite buydu, ite onlar yenen; Bu beyaz, bu lml et ynlar idi. Derin, iten bir inilti kalabal paralad. Ga ip ge en b r ordunun zafer arabalarnda geiini fkelenmeden seyretmilerdi; fakat suda, rlplak, birdirbir oynayan bu Almanlar, ite bu bir kfrd. Lambert, parmakln kenarndan sarkt, suya bakp: Su pek gzeldir herhalde Bu bir isek deildi: Bir l iin yaknma, ite o kadar. B"r savan kefenledii, cansz kalabalk, ldrc bir kurakln iinde, s ca'ta, dne dne ykselen toz bulutlarnn arasnda, tekrar y meye balad ; yolun sonunda byk bir kap gcrdyarak alyor, ykssk duvarlar yaklayor; Brunet geni avlunun ortasn'aki pancur-lar kapal klay grd; ilerliyor, arkasndan itiyorlar: tme-oenize, hepimiz gireceiz.

24

Kapdan giriyor, Molu key fli keyif i glyor; Bugnlk bitti Sivillerin, galiplerin dnyas sona rr-di, bitti, gnele titreen kavaklar, nehirler; kirli savalarn bu duvarlarn arasna gmecekler, kendi balarna kalacakar, h-bir ey tanklar olmyacak. Bruret ilerliyor, itiyorl-r, avlunun cartasna kadar ilerliyor, uzun kirli bir duvarn kenarmda duruyor. Molu difrseiyle drtyor: Motorlu muhafzlarn klas. Yz kapal pancuru var binann; basamakla asma kilitli kapya klyor. Solda, klann iki metre tesinde, bir metre yksekliinde uzun bir duvar var, Brunet duvara yaklap, yasland. Avlu doluyor, devaml bir ak nden gelenleri birbiri stne yyor, klann duvarna yaptryor; yenileri geliyor, arkas kesilmiyor, birden kapnn ar kanatlan olduklar yerde dnp kapanyor. Tamam, diyor Molu, evimizdeyiz artk. Lambert kapya bakp, sinsi bir tavrla, Bir ksm giremediler ieriye, darda yatmalar gerekecek diyor. Brunet omuz silkti: Ha avluda yatmsn, ha sokakta. Ayn ey deil dedi Lambert. Blondinet de bayla onaylad. Elbette ayni ey deil. Lambert daha da ileriye giderek: Damsz bir evdeyiz. Brunet dnd, srtm klaya verip evresini inceledi ^nnde, avlu hafif bir meyille klay eviren duvara kadar iniyordu. Birbirlerinden yz metre uzakta, duvarn tepesinde iki gzetleme kulesi vard, jtkisi de bombotu. Yeni dikilmi olduu belli ve aralarna tel gerilmi bir sra kazk avluyu eit olmayan iki ksma blyor. Duvarla tellerin arasnda kalan kk ksmda henz kimse yoktu. Dier ksm yani, klayla tellerin aras, tklm tklmd. Hepsinin huzuru kamt, misafirlie girmi gibiydiler, hi kimse oturmaya cesaret edemiyordu; torbalarn, eyalarn ellerinde tutuyorlar; ter yanaklarndan akyordu, yzler.ndeki o Fransz zeks silinmiti. Burada, geici rahatsz, kk bir lme snarak gemiten, yakn gelecekten kamak iin kvranyorlar. Brunet susadn itiraf etmek istemiyordu, torbasn yere brakp ellerini cebine soktu, slk almaya balad. Bir avu kendisini askerce selmlad, Brunet selmna karlk vermeden glmsedi. avu yanna yaklat: Ne bekliyoruz? Bilmem! Uzun boylu, zayf, salam yaplyd; kendini beenmenin verdii simsiyah, derin baklar vard, uzun byklar kemikli yzn ikiye blyordu; sonradan edindii belli olan canl, sert bir davran vard. Kim kumanda ediyor? diye scrdu. Kim olsun istiyorsunuz? Almanlar tabi. Bizim kendi kumandanmz yok mu? Sorumlular nerede? Brunet avuun gznn iine bakp gld. Ara bakalm. avuun baklarnda kmseyen bir ifade belirdi: Emretmek, ikinci olarak da olsa emretmek istiyordu, boyun emek zevkini emretmek zevkiyle birletirmek istiyordu; oysa Brunet'nin can hi de emretmek istemiyordu: Adamlarndan sonuncusu ld zaman emretme gcn yitirmiti. imdi, kafasnda baka eyler vard. avu sabrszland: Bu zavalllar neden ayakta tutuyorlar! Brunet cevap vermedi; avu kendisine fkeyle bakp en byk st olarak emir vermeye hazrland. Kasld, ellerini aznm iki yanma gtrp, bard; Herkes otursun! Emri iletin. Balar oi.a evrildi, endieliydiler, vcudlar kprdamad. Herkes otursun! d.ye tekrarlad avu. Herkes otursun! Bazlar

25

uyuuk bir tavrla oturdu; bir yank gibi tekrarlyorlard: Herkes otursun; kalabalk dalgalanyor, yere uzanyordu. Ses balarnn stnde dolanyor; herkes otursun, avlunun br ucuna doru uzanyor, duvara arpyor, sihirli bir ekilde deierek dnp geri geliyor: Herkes ayaa kalksn, ayakta durun, emirleri bekleyin. avu Brunet'ye endieyle bakt; bir hasm var, orada, kapma yannda. Srayp ayaa kalkyorlar, kapana kslm hayvanlar gibi, saa sola bakyor, bir yandan da torba"arm tcplayp gslerine bastryorlar. Fakat ou oturuyordu, yava yav^ ayaa kalkanlar da tekrar oturmaya balamlard. avu memnun bir glmseyile onlara bakyordu. Bir emretmiti, tamam. Brunet ona bakp: avu, sen de otursana dedi. -vu gzlerini krptryordu, Brunet tekrarlad: Otur n: Emir byle. avu b:r an tereddt etti, sonra Lambet le Mo-lu'nn arasna yere kverdi: Kollaryla dizlerini a:d, az aralk, aadan Brunet'ye bakyordu. Brunet aklad: Ben ayakta duruyorum nk baavuum. Oturmak is:emiy:rdu: Bileklerinden baldrlarna kadar kramp'ar saplanyor, ama o oturmak istemiyordu. Binlerce srt, krek kemii .kprdayan ense, kalkp inen omuzlar gryordu; bu kalabaln tikleri vr-d. Onlarn gneten pitiini, rpndm gryordu, re fzn-t, ne de sevin duyarak: Elimizdeki malzeme bu ite, diye dnd. Kaskat kesilmi bekliyorlar, a olduklar da anlalmyor artk: Scak midelerini altst etmi elmal. Korkuyor ve bekliyorlar. Ne bekliyorlar? Bir emir, bir tkeni mi, yoksa geceyi mi; Onlar kendilerinden kurtaracak herhangi bir ey bekliyorlar. iman bir asker solgun yzn kaldrp, gzetleme yerlerinden birisini gstererek sordu: Nbetiler niye yerlerinde yok? Ne halt ediyorlar? Bir sre durdu, yuvalarndan frlam gzlerine gne doluyordu, omuzunu silkip, hayal krklna uram, sert bir sesle: Onlar da bizim gibi, intizam filn yok! dedi. Tek basma ayakta kalan Brunst, nndeki kafalara bakyor, dnyor: Arkadalarm bu ka abaln iindeler ; bir avu tesb-h tanesi gibi kalabaln i nde dalp gitmiler, onlar bir araya getirmek iin zaman gerek. Gkyzne, gkyzndeki kara uaa bakt, sonra indirdi gzlerini, bam evirdi, sanda, kendisi gibi, oturmam ayakta duran iri yar adam grd. Onbayd; sigara iiyordu. Uak byk bir grlt kararak geti, ka^balk bir madalyon gibi donuverdi; siyahlar bembeyaz oluverdi, ieklendi; binlerce sert, siyah kafa gidip yerlerine binlerce parlak kamelya ald: Gzlkler parlad, ieklerin arasnda cam paracklar. Onba yerind2n kprdanmamt: Gne omuzlarn ne eiyor, ayaklarnrn arasndaki topraa bakyordu. Brunet onun da tral olduunu grnce sevindi. Onba da dnp Brunet'ye bakt: ri gzlerin altnda mor halkalar vard, yass, koskocaman bir burnu olmasa yakkl saylabilirdi Brunet: Ben bu yz bir yerde grdm diye dnd. Fakat nerede? Hatrlamyordu: yle ok yz grmt ki! Bo verdi; hatrlasa da olurdu, hatrlamasa da, nemli deil, zaten adamn da kendisini tanr bir hali yoktu. Brunet birden bard: Hey! Adam bam kaldrp bakt: Ne var? Brunet bardna piman oldu: Can hi ds bu adama seslenmek istemiyordu. Fakat adam traglyd, olduka temiz pakt, ayakta duruyordu... Bruret pek de istem'yerek: Bu-aya gel, dedi, ayakta durmak istiyorsan duvara yaslanabilir;in Adam eildi, eyalarn

25

toplad, oturanlarn stnden atliyp Brunet'nin yanma geldi. ri yaryd, yalnz biraz ya balamt: Merhaba arkadam. Merhaba dedi Brunet. Ben uraca yerleeyim. Yalnz msn? diye sordu Brunet. tekiler ldler. Benimkiler de. Adn ne senin? Ha? Adm seruyo-rum? Ha! Evet: Adm Schneider. Ya seninki? Bruret. Sustular: Nereden seslendim bu adama, rahatm karacak. Brunet saatine bakt: Saat be; gne klann arkasna girmiti, ama hava boucuydu. Ne bir tek bulut, ne de en ufak bir t* 4 esinti: lii bir deniz gibi, Kimse konumuyor; Brunet'nin evresindekiler balarn kollarna dayam uyumaya alyorlar; Fakat, endie onlar uyank tutuyor; doruluyor, ilerini ekiyor, ya da kanmaya balyorlar: Hey! dedi Molu. Hey! Hey! Brunet dnd; arkasndan duvarn hemen dibinden, balarnda bir Alman nbeti olduu halde on kadar Fransz subay geiyordu. Blondinet, dilerinin arasndan: Hl subay var m? diye sordu. Hepsi tymediler demek! Subaylar kimseye bakmadan sessizce uzaklatlar; askerler kmseyerek gltler, subaylara balarn evirdiler: Birbirlerine bakmaktan korkuyorlard sanki. Brunet, Sohneider'e bakt, onlar da glmsediler birbirlerine. Yerden barlar ykseldi, Blondinet ile avu tartmaya girimilerdi. Hepsi, dedi Blondinet, otomobillere, motosikletlere atlayp tydler, bizi bombok bir durumda braktlar. avu kollarn kavuturdu; Bunu duymak ok ac. Yazk, ok yazk size. te meydanda Almanlar bile sylediler. Bizi yakaladklar zaman sylediler: Fransz ordusu basz bir ordu dediler. Ya br sava, onu subaylar kazanmad m yani? O zamanki subaylar baka imdikiler baka. Bal gibi ayn ama o zaman ellerinde baka askerler vard. Ne demek istiyorsun yani? Biz mi sava kaybettik? Biz ikinci snf erler mi? Sen de oradaydn, haydi konusana. Konuuyorum ite: Dmann nnden katnz, Fransa'y onlara teslim ettiniz. Sesini karmadan onlar dinleyen Lambert kzard, avua doru eildi: Sylesene bakalm arkadan, sen tymediine gre, nasl oluyor da buradasn? Yoksa er meydannda ldn de imdi Cennetteyiz mi sanyorsun? Bana pek hzl kaamadn iin enselendin gibi geliyor. Bir kere, ben senin arkadan deilim: avuum, stelik baban yandaym, sonra ben kamadm, kurunum kalmaynca yakaladlar beni. Etraftan Srnerek yaklaanlar oldu. Blondinet glerek onlarn ahitliini ister gibi: Duyuyorsunuz deil mi? Gltler. Blondinet avua dnd: yle olsun babalk, yle olsun, yirmi parat ldrdm, tek basma bir tank durdurdum. Bende aklma geleni syleyebilirim: spat yok ki! avu ceketinin stnde ak renk yer gsterdi, gzleri ate sayordu: Askeri madalya, lejyon Donr nian, sava madalyas: Bunlar 14 savanda kazandm, o zaman sen daha domamtan. te benim diLlle-rim. Peki ama senin u teneke paralarn biz de grelim? Almanlar gelince sktm kopardm onlar. evrelerinde herkes baryordu; karn st

25

yatmlar .ayaklarndan ensdsr.ne kadar yay gibi kvrlmlar, fok balklarna benziyorlar; uluyorlar, ihtiras yzlerini kzartyor; avu, dimdik oturmu, tek baia tmne tepe Jen bakyordu. Bj-i: Hey! sy.e bakalm ulan, diye bard, Petain amcann radyosu, Fransa mareke istedi diye kulaklarmzn zarn patlatrken, insann can savamak ister mi? Bir dieri; Generaller, tarih bir gacoda Almanlarla kolkola gezerlerken bizler lme mi atlsaydk? avu atld; Neden olmasn? Adam ldrmek iin saval r yle deil mi ? Bir an sustu, kzgnlktan aptallam'ard: avu devam etmek iin bunu frsat frldi: oktandr grycrdum halinizi, 940 harbinin erkekleri, enesi dkler, analarnn kuzular, lf ebeleri. Sizlerle konuulmuyor ki; yzbann size 'f edebilmesi iin apkasn karp eline almas gerek: Afeiers'n, zr di)erim, patates soymak sizi ok rahatsz eder mi acaba? Kendi kendime: Dikkat!, diyordum. Yakn bir zamanda sava patlak verecek, o zaman benim kuyruksuz arslanlarm, ne yapacaklar? Bunun stne bir de tuz biber ektiler: zinlere geldi sra, izinlerin baladn grnce, tamam c"e3im, bu i ya'ar. zin mi! Yerinizde duramadnz grnce ateiniz snsn diye karlarnzn koununa salyorlard, 14 de iz ne mi ktk biz? Elbette izin yaptnz, izne ktnz. Nerden biliyorsun olum? Orada miydin? Ben orada deildim ama bizim moruk oradayd, o anlatt bana. Senin moruk herhalde Marsilya'da savayordu. nk biz iki yl izin bekledik, stelik de, hi yoktan izin'eri kal-dn-verdilerdi. Elli iki aylk sava sresinde ka gn izin yaptm bilmiyor musun? Tam 22 gn. Evet 22 gnck, ne haber evldm? stelik benden beter olanlar da vard. yi, dedi Lambert, yeter, hayatn anlatmaya kalkma bize. Hayatm anlatmyorum, savamz niin kazandmz, sizin de savanz niye kaybettiinizi anlatyorum. Blondinet'nin gzleri fkeyle parlad: Madem bu kadar akllsn, bar neden kaybettiimizi de anlat bakalm. avu armt: Bar m? Bartlar: Evet. Bar! Bar! Bar kaybettiniz Blondinet: Sizler, dedi, sizler eski savalar, oullarnz korumak iin ne yaptnz? Almanya'ya sularn dettiniz mi? Silhlarn elinden aldnz m? Ya Ren blgesi? Ya Ruhr havzas? Ya spanya i sava? Ya Habeistan? Uzun boylu, kafas yass biri: Versay andlamasn ben mi imzaladm dedi. Sen imzaladn ya! Tabi sen imzaladn! Oy vermiyor muydun, ha? Ben oy vermiyordum, yirmi iki yandaym, daha hi oy vermedim. Ne kar bundan? Ne mi kar, senin eek gibi oy verdiin, bizi de boka batrdn kar. Bu sava hazrlamak ya da nlemek iin nnde yirmi yln vard, sen ne yaptn ? Sana bir ey syliyeyim mi arkadam, benim de senden aa kalr bir yanm yok; bamda iyi kumandanlar, elimde silh olsayd, ben de senin kadar iyi savardm. Ama, sylesene bakalm, neyle savaabilirdim? Kurunum bile yoktu. avu: Sulu kim? diye sordu. Sta-lin'e oy veren kimdi? Aklna esince srf patronlarn cann skmak iin greve kalkan kim? Zam, zam diye tutturan kim? Fazla mesai yapmak istemiyen kim? Sonra da otomobiller, bisikletler, gel keyfim gel!, yle deil mi? Kollarnzda pililer, cretli izinler, pazar gn gezmeleri, genlik lokalleri; sinemalar! Elinize iyi bir frsat gemiti. Ben kr olas hayatm boyunda pazarlar bile altm... Blondinet kpkrmz kesildi; Emek-liyerek avua yaklap burnunun

25

dibinde barmaya balad: Haydi syle de greyim, benim almadm syle de greyim! Babasz bydm. Srf dul anama bakabilmek iin onbir yamda okulu braktm. Dorusu sava kaybetmek ona vz geliyordu, ama almamakla sulandrlmasn! bir trl kabul edemiyordu. Brunet: belki bu bir ie yarar, diye dnd. a-tu da dizleriyle ellerinin stnde duruyordu, burun buruna vesriki horoz gibi karlkl baryorlard. Schneider aralarna girecekmi gibi eildi; Brunet koluna dokundu: Bo ver: Vakit geiriyorlar. Schneider stelemedi, fakat dorulurken, Brunet'ye tuhaf tuhaf bakt. Haydi! dedi Molu, haydi, kavga karmayn! avu zorak bir glmseyile yerine oturdu: Hakkn var! dedi, dvmek iin biraz ge kald, can kavga istiyorsa, Almanlara saldrsayd. Blondinet, omuz silkti, yerine oturdu. Amma da kafa tledin be.. Uzun bir sessizlik: Yan yana oturuyorlard; Blondinet otlar koparyor, onlar rerek eleniyordu; dierleri bir sre bekliyor, scnra emekliyerek yerlerine dnyorlar. Molu geriniyor, glmsyor; uzlatrc bir sesle: aka bunlar! Hep aka! diyor. Brunet a kad iarn dnyor, emeki kardelerini; Gk demeden savalar kaybediyor, yenile yenile kendi zaferlerine yryorlard. Molu'ye bakt: Bu cinsi tanmyorum. Can konumak istiyordu: Schneider vard yannda, onunla konumaya balad: Grdn m, ara1 arna girmeye demezdi. Schneider cevap vermedi. Brunet alayl , alayl gld, Molu'y taklit etti: akayd. Schneider yine cevap vermedi; Cidd, gzel yznden ne dnd anlalmyordu. Brunet skld, srtn evirdi: Pasif kar koymalardan nefret ederdi. Lambert: Karnm ackt, dedi. Molu klay eviren duvarlarla tellerin arasndaki yeri parmayla gsterdi; ar ar, kendini vererek, iir okur gibi: Oradan gelecek yemek, kap alacak, ieri kamyonlar girecek, tellerin zerinden bizlere atacaklar ekmekleri. Brunet yan gzle Schneider'e bakyor, alayl alayl glyordu: Gryorsun ya, duygulanmamak. Yenilgi, sava, hepsi saika; nemli o?an tknmak. Schne-ider'in gzlerinde bir an alayl bir glge bel'rdi. Acyarak: Sa Ba ne yaptlar arkadam, pek holanmyor gibisin? Bana bir ey yapmadlar yapmasna, ama kulaklarm da tkayana" m ya! Schneider, yar kapal tuttuu sa eline, trnaklarna bakyordu, kaim sesiyle pek de umursamadan: nsanlar sevmiTkeni: F - 19 yen onlara yardm edemez dedi. Brunet, kalarn att: ou zaman Huma'da (*) resmim kard, herhalde grm olacak-yzm de kolay aklda kalr. Onlara yardm etmek istemediimi kim syledi sana? Schneider'in baklar yumuad, rahat bir sesle: Hepimiz birbirimize yardm etmeliyiz dedi. yle elbet-te. Kendi kendine kzyordu: Hereyden nce fkelenmemeliy. di. Fakat fkesini kendisiyle paylamay reddeden bu ap. tala, fkesini belli ettii iin kzyordu. Glmsedi, skinle. mee alt, fkem onlara deil dedi. Ya kime yleyse! Brunet, Schneider'e dikkatle bakt. Onlarn safln kendi menfaatleri iin kullananlara dedi. Schneider kt kt gld, Brunet'nin szn dzeltti: Bizi kendi menfaatleri iin kullananlara.

25

Hepimiz ayn okkann altndayz. Brunet kzmaya balad, boulur gibi oldu, tatl bir sesle: yle olsun. Fakat, biliyor musun, ben zaten hibir zaman hayale kaplmamtm. Ben de!. Ama ne farkeder! Aldatlm olsak da olmasak da buradayz ya. Hem sonra, ha burada olmuuz, ha baka yerde, ne deiir? Brunet iyice skinlemiti artk; nsanlar nerede olur-sa yerim onlarn arasnda, iim onlarla, diye dnyordu. Schneider gzlerini kapya doru evirdi; konumuyordu.. Brunet ona kar yaknlk duyduunu hissetti: Ne biim bir adamd? Bir aydm myd? Bir anarist miydi? Sivil hayatta ne yapyordu acaba? Olduka ya balam; neme lzmcla iaret bu, fakat tmyle durumu iyi, belki ie yarard. Akam kl rengi, biraz da pembe klaryla duvarlarn ve gremedikleri kasabann stne kyor. Gzleri tek bir noktaya dikilmi; duvarn iinden kasabaya bakyorlar; hi bir ey dnmyor, lar, kmldamyorlar artk, akamla birlikte askerliin verdii o sonsuz sabr kt stlerine: bekliyorlar. Postay, izinleri, Alman saldrsn da byle beklemilerdi, bu onlarca savan sonunu beklemek demekti. Sava bitmiti, onlar hl bekliyorlard. Ekmek dolu kamyonlar, Alman nbetilerini, bar bekliyor() Huma, solcu bir gazetenin ismidir. (L'Humanite). lard, srf nlerinde ufack bir gelecek paras olsun diye, srf biraz daha yaayabilsinler diye bekliyorlard. Akanrn iinde ta uzaklarda, gemiin derinliklerinde bir an ald. Malu glmsedi: Hey! Lambert. Belki de mtareke imzalamtr. Lambert Molu'ya gz krpt. kisi de glmeye baladlar. Lambert dierlerine anlatyordu: Sava bitince patlayncaya kadar, atlayncaya kadar yiyecek iecektik. Molu, Bar gn yaparz dedi. Blondinet bu fikre ok gld: Bar olduu gn ben onbe gn hi ayrlmadan kafay ekeceim! Ne on be gn! Ne bir ay! diye bartlar, anasn sataym, geberinceye kadar be! Sabrla, birer birer, iinde bulunduklar durumu btn plaklyla, kendilerine gstermeli, onlar hereyden, herkesten, ilk olarak da kendilerinden rendirmeli, yok etmeli, umudlarn, bozmal. Ancak o zaman... Bu sefer Schneder kafasndan geenleri okuyormu gibi kendisine bakt. Baklar sertti, Brunet de ona ayn ekilde bakyordu. Schneider: Zor olacak bu dedi. Brunet, kalarn kaldrm bskl yor. Schneider tekrarlyor: Zor olacak Zor olacak olan ne? Bize uur ^ vermek. Bir snf deiliz, sadece bir sryz. i ok az aramzda, ekseriyet kyller ve kk burjuvalar. almyoruz bile: Varlmz dahi belli deil. Bo ver, dedi Brunet, gnn birinde alrz nasl olsa.. Elbet alrz. Ama o zaman esir gibi, bu insan boyunduruktan kurtaran bir alma olamz, hibir zaman bir iin zmne yaramayz. Bizden nasl ortak bir alma istiyebilirsin ? Bir grev, grev yapanlar, gle in n uuruna vardrr. Oysa, tm Fransz esirleri kollar n kavuturup otursalar, Alman ekonomisine bir eycikler olmaz. Sojuk souk baktlar; Brunet: Demek beni tand, diye dnd: ^ senin bilecein i, ben de seni gzden karmam. Schneidcr'in /yz duyduu kinle bir an aydnland, sonra duruldu. Brunet bu kinin kime kar olduunu anlyamamt. Birisi hem aknlk, hem hayranlk dolu bir sesle bard: Aiman1ar! Nerede? Nerede? Herkes

25

ban kaldrmt. Soldaki nbeti kuls;nde miferli, elinde mitralyz, belinde el bombas, bir esker gzkI t; dier bir asker, elinde tfek, peinden geliyordu. Eh, biri, neyse bizimle ilgilenmeye baladlar. Herkes rahatlanu gibiydi; insanlarn dnyas, yasalaryla, emirleriyle, yasakla-ryla geri gelmiti ite; ite insanlarn dzeni. Balar br nbet kulesine evrildi. Henz botu kule, ama onlar postane gies nin almasn ya da mavi trenin (*) geiini bekler gibi gvenip bekliyorlard. Duvarn zerinde ilk nce bir, sonra ikinci bir mifer belirdi: Miferli iki canavar, birlikte tadklar mitral yz aya zerine yerletirip esirlere doru evirdiler. Kura-senin korktuu yoktu; oturduklar yere daha rahat yerlemeye alyorlard: Nbet kulelerinin ikisi de dolmutu, duvarn s-tnde ayakta duran bu nbetiler, rahat bir gecen'n habercisi gibiydiler, hi bir emir esirleri uykularndan uyandrp yollara drmeyecekti; kendilerini emniyette hissediyorlard. Maden ereveli gzlkleri olan uzun boylu bir gen cebinden dua ki-tabn karp mrldanarak okumaya balad. Brunet: Gnahlarn dyor diye dnd.^fkesi iini sarmadan uup gitti. Dinleniyordu. On be yldr ilk olarak, hi bir ey yapmadan biri gn ar ar lyor, gzel bir akam vakti son buluyordu. kiyip gitmi bir babo kalma arzusu, ocukluundan kopup geldi, gkyz orada, duvarm stnde, pespembe, elle tutulacak kadar yakm ve faydasz. Brunet gkyzne ekingenlikle bak. yor sonra gzlerini ayaklarnn dibinde kmldayp duran, fslda-an torbalarn ap kapyan insanlara eviriyor: Bir geminin g. vertesinde toplanm gmenler, onlarn hibir suu yok diye dnyor. inden onlar kucaklamak geliyor. Ayaklarnn acdn hatrlyor; Schneider'in yanna oturup ayakkablanrnl ban zyor. Esniyor, vcudunu gkyz gibi faydamz bulu yor, Hava serinledi, diyor. Ertesi gn, ie balamaya ka-| rar veriyor. Her yan griye bulanyor, hafif bir atrd duyu-yor, aralksz, dzensiz bir ses, kulak kabartyor, anlamaya alyor, belki morstur diye dnerek eleniyor, birden di(*) Paris ile Cote d'Azur arasnda ileyen trten. leri birbirine arpan biri bu! diye dnyor. Doruluyor; nnde, rlplak, kabuk kabuk bir srt gryor, yolda baran adam. Brunet srnerek yanma gitti: Adamn tyleri diken diken. Hey! dedi Brunet. Cevap vermiyor adam, Brunet torbasndan bir kazak kard. Hey! plak omuza dokunuyor, adam haykrmaya balyor; ban evirip Brunet'ye soluyarak bakyor, smkler burun deliklerinden azna doru iniyor. Brunet ilk olarak yzn gryor: Gencecik, yakkl bir deli-' kanl, yanaklar morarm, derin ama kirpiksiz gzleri var. Heyecanlanma yavrum, al u kaza Delikanl kaza korkarak alyor, usulca srtna geiriyor, kollar-ayrk, ylece hareketsiz duruyor. Kazan kollar ok uzun, trnaklarnn ucuna kadar geliyor. Brunet glyor: Kollarn svasana. Del kanl cevap vermiyor, dileri birbirine arpyor; Brunet kazan kol arn kvryor. Yaral: Bu akam m? diyor.

25

N'olacak bu akam? Topumuzu temizleyecekler. yi, dedi Brunet. yi, iyi Delikanlnn cebini kartrp kirli, kan lekesi iinde bir mendil karyor, o mendili atp kendi temiz mendilini uzatyor: Sen nce burnunu sil, Delikanl burnunu silip, mendili cebine koydu, agzmda bir eyler gevelemeye balad. Brunet bir hayvan sever gibi, usul usul kafasn okad, Haklsn dedi. Delikanl sakinlemiti, artk dileri birbirine vurmuyordu. Bxuret yanndakilere dnd: Bunu tanyan var m ? Hareketli, ufak tefek esmer bir adam dirseklerinin stnde dorularak: Ad Charp:n'dir dedi. Gz kulak ol da bir samalk yapmasn. Dikkat ederim. Senin adn ne? Vernier. Ne i yapardn? Lyonda bir mat baada mrettip'dim. Mrettip; yi bir ans, onunla yarn konuurum, yi geceler dedi Brunet. yi geceler. Yer'ne dnd. Oturdu, bilanoyu yapt. Molu: tccard muhakkak. ine yaramazd. avutan da hayr gelmezdi: Kafasndaki inanlar skp atmak imknsz; Sofu trnden. Ya Lamb:rt; hereye itiraz eden bir akn, u haliyle tamamsn zlm bir sinik elde edilebilir. Kuzeyli: Kylnn biri, elmasa da olur. Brunet kylleri sevmezdi. Blondinet: Lambert ile o ayni hamurdan; yalnz Blondinet daiha akll, stelik de' emee saygs var, tam hazr durumda. Mrettip, gen emeki arkadalarndan biri ol. malyd. Brunet gzlerini am, kmldamadan sigara ien Schneider'e bir gz att. Bunun rengini de yaknda anlarz. Papaz dua kitabn brakm, konuuyordu; yanna uzanm gen, uhrev bir yaknlkla onu dinliyorlard. imdiden tane bulmutu. Papaz beni geride brakacak, hi olmazsa balangta. Bu herifler talihli diye dnd. Ak ak alabiliyorlar; pazar gn de vaiz verirler. Molu iini ekti: Artk bu akam gelmezler. Lambert: Kimler? diye sordu. Kamyonlar, iyice karanlk oldu. Topran stne uzanp ban torbasna dayad. Dur, dedi Lambert, bir adr bezi var bende. Ka kiiyiz? Yedi kii. Yedi kiiysek hepimizi alr. stnde yatarz. adr bezini basamaklarn nne serdi. Kimde rt var? Molu kendisininkini karyor, avu ile Kuzeyli de kendi rtlerini ayorlar; Blondinet ile Brunet'nin rtleri yoktu. Zarar yok, dedi Lambert, idare ederiz. Yar karanlkta, ekingen, glmser bir yz belirdi: Beni de adr bezinin stne yatrrsanz, rtm sizinle paylarm. Lambert ile Blondinet bu davetsiz gelen konua souk souk baktlar: Blondinet Sana yer yok dedi. Molu daha nazik: Biz hepimiz arkadaz da ondan, dedi. Glmseyi karanlkta kayboldu gitti. te: Bu kalabaln ortasnda bir grup oluuvermiti, aralarnda bir dostluk, gerek bir dayanma olmadan, tesadfen bir araya gelivermiler, dierlerine kapanmlard bile; Brunet de aralarndayd. Gel, dedi Schneider, ikimiz benim rtmn altnda yatarz. Brunet du-raksad: Birazdan gelirim, imdi canm uyumak istemiyor.> Benim de dedi Schneider. Dierleri rtlerine sarnrken onlar omuz omuza oturdular. Schneider nbetiler grmesin diye sigarasn avucunun iinde gizliyerek iiyordu. Bir paket Gau-loise karp Brunet'ye uzatt. er misin bir tane? Yakmak istersen kk duvarn arkasna git, nbetiler grmesinler... Brunet'nin can sigara imek istiyordu ama kaJbul etmedi: Teekkr ederim, imdi istemem. renciler gibi davranmrya-

25

295 akt, on alt yanda deildi: Kck eylerde Almanlara isyan etmek, onlarn otoritesini hemen kabullenmek demekti. lk / yldzlar parlamaya balamt; Duvarn tesinden, ok uzak-I lardan, tatsz bir mzik sesi geliyor, galipler trks bu. TIcenni yirmi bin kiinin stne uyku kyor, her vcud bir dalga oluyor. Bu dalgalarn meydana getirdii simsiyah deniz, strap dolu seslerle inliyor. Brunet hi bir ey yapmamaktan sklmaya balyor; gzel bir gkyz, sadece bir an iin teselli eder insan. En iyisi uyumak. Esniyerek, Schneider'e dnd, birden baklar sertleti, doruldu: Schneider kendini hayallere brakvermiti, sigaras snm, ylece alt dudanda sallanyor, dertli dertli gkyzne bakyor, kafasndan geenleri renmenin tam zaman. Paris'li misin? Hayr. Brunet ondan yz bulmam gibi davranp kendisini anlatyor: Ben Paris'de oturuyorum, aslnda Combloux'luyum, Saint-Etienne'nin yakmn-da... Sessizlik. Bir sre sonra, Schneider istemiye istemiye: Bordeaux'luyum diyor. Ya! yle mi? Bordeaux'yu iyi bili-, rim. Gzel, fakat olduka skc bir ehir, yle deil mi ? Orada m alyordun? Evet. Ne i yapyordun? Ne i mi yapyordum? Evet. Memur... Bir avukatn yannda alyordum. Ya! dedi Brunet. Esnedi; ne yapp yapp Schneider'in askerlik karnesini grmeliydi. Ya sen? diye sordu Schneider. Brunet srad: Ben mi? Evet. Komisyoncu. Ne komisyoncusu? Ne olursa. Anlyorum. Brunet duvardan kayp kt, dizlerini burnuna kadar ekip, ilgisiz bir sesle sanki geen gnn bilanosunu yaparcasna iini ekiyor: te byle, ite byle, dedi Schneider de ayni ekilde. te byle. Canmza okudular dedi Brunet. Byle olaca belliydi. Naslsa k yenilecektik, neyse ki talihimiz varm da abuk bitti; Kayb-/ ouz daha az oldu. Schneider alayla gld: Ksa bir sre i'n-I de acsn karrlar bunun: Canmz yakmadan brakmazlar., Brunet yan gzle ona bakt: Bozguncu gibi konuuyorsun Bozguncu deilim: Fakat sonumuz byle olmamalyd. Hangi son ? Henz iin sonu gelmedi daha... Schneider'in itiraz ede 296 ceini sanyordu, fakat yle olmad. Schneider akn akn meye balad, gergin yz gevedi, gzlerinin pnltiBi kayboldu: Evet, doru, senin bir suun yok. Sustular; Brunet'nin aklayaklanna bakyordu: Sigarasnn izmariti hl dudann ke- j na bir fikir geldi> Schneider'in yanma sokuldu, alak sesle sornarndan sarkyordu. Brunet artk durmamalyd; fikrini geli, tirmesi gerekti; yalnz deminki ekilde yapmyacakt bunu, Eer bu sersem yalnz sormakla yetinmi olsayd, Brunet fikrinj ona bir zpkn gibi frlatrd; imdiyse can konumak istemi.

25

yordu: Szckler bu ilgisiz yn etkilemeden stnden kayp gideceklerdi. Franszlar ar milliyetiliklerinden sava kaybettiklerine inanyorlar. Dnyada daima yalnz balarna kaldk-larn sanyorlar, yenilmez ordular bir darbe yiyince de herey mahvoldu bitti diyorlar. Schneider burnundan doru bir ses > karp ban sallad. Brunet bu cevapla yetinerek szne devam etti: Sava daha yeni balyor, arkadam. Alt ay sonra mit Burnundan Behring Boazna kadar sava olacak. Schneider byk altndan gld. Biz mi savaacaz. Biz, Franszlar, baka topraklarda savaa devam edeceiz. Almanlar sanayiimizi askerletirmek istiyecekler, Proleterya(') onlar nliyebilir nlemelidir de... Schneider hi bir tepki gstermedi; biimli vcudunda en ufak bir hareket olmad. Brunet'nin houna gitmemiti bu; artc uzun sessizlikler kendi manevralaryd; ama imdi silahyla yeniyorlard onu; niyeti Schneider'i konuturmakt, oysa sonunda konuan kendisi olmutu... Sustu, Schneider hl susuyordu: Bu skt uzayp gidebilirdi. Sabrszlanmaya balad: Bu kafa ya ok bo, ya da ok dolu. Az telerinde adamn biri havlar gibi sesler karyordu. Sessizlii Schneider bozdu. lgiyle: Adam iitiyor musun? Ryasnda kendini kpek gryor. Brunet omuz silkti: Rya gren biri iin uygulanmann zaman m, kaybedecek vaktim yok benim. Schneider ihtirasl fcir sesle: Zavalllar! dedi. Zavalllar! Bru-7 net susuyordu. Hi bir zaman evlerine dnemiyecekler. Hi bir zaman. Dnp Brunet'ye kinle bakt. Brunet glerek: Hey! dedi, yle bakma bana: Benim ne suum var. Schneider gl' (*) Proleter : Gnlk kazanc ile yayan emeki... du: Eer byle dnyorsan, neden kamay denemiyorsun? Bo versene! dedi Schneider. Evli misin? iki de ocuum var. Karnla aran iyi deil mi? Benim mi? Birbirimizi seviyoruz. yleyse? Bo, ver! Ya sen? Sen kaacak msn? Bilmiyorum, ilerde dnrz. Schneider'in yzn grmeye alt, avluya gecenin hzn dolu karanl kmt, nbeti kulelerinin kara glgelerinden baka bir ey gzkmyordu. Brunet esniyerek: Uyuyacam galiba dedi. yi, ben de uyuyacam. adr bezinin stne uzandlar, torbalarn duvara doru ittiler; Schneider beylii at, stlerine rttler. yi geceler dedi. yi geceler. Brunet srt st yatp bam torbasna dayad, gzleri akt, Schneider'in scakln duyuyor, onun da gzlerinin ak olduunu hissediyordu, iyi halt ettim de bu adam bama sardm. Acaba kim kimi oyuna getirdi? Zaman zaman, yldz kmelerinin arasnda kl bir kgi gkyznden, insan kaderlerine uzanveriyor; Schneider battaniyenin altnda kprdand: Uyuyor musun, Brunet? diye fsldad. Brunet cevap vermedi, bekledi. Bir sre sonra genizden gelen hafif bir horlama iitti: Schneider de uyuyor, yalnz Brunet uyank, bu yirmi bin gecenin ortasnda tek k. Glmsedi, gzlerini kapad, brakt kendini, koruda iki arp glyorlar: Abdlkerim nerede? Yal kadn cevap veriyor: Elbise maazasndaysa hi amam. Tamam, orada, biki masasnn nne oturmu, haykryor: Katiller! Katiller! Ceketinin dmelerini koparyor; her bir dme, frlarken, kuru bir patlama duyuluyor. Duvarn arkasnda bir karklk var diyor Schneider. Brunet doruldu, kafasn kad, garip fsltlarla

25

dolu bir gece: Ne var? Karklk! Karklk var! Brunet rty atp, Schne-ider'le kk duvarn arkasna sindi. Biri inledi: Katiller! Biri Almanca bard, mitralyzlerin takrds duyuldu. Brunet duvarn yukarsna bakt, mermilerin nda, eri br, bklm bklm dallarn gkyzne doru uzaktan elimsiz aalar grd, gzleri acyordu, kafas bombotu: Ac eken insanlk. Schneider Brunet'yi geri ekti: Ac eken insanla bover imdi; ldryorlar bizi. Biri hkryor: Kpekler gibi! Kpekler gibi! Kpekler gibi! Mitralyzn sesi kesilmiti. Brunet elini alnna gtrd, uykusu yoktu artk. N'oluyor? Schneider: Bilmiyorum, dedi, iki defa ate atlar: Birincisi belki havaya idi, fakat ikincisi dpedz bizeydi. evrelerindeki vahi ormandan sesler geliyor: Ne var? N'oldu? Hemen orackta ortaya kan kumandanlar cevap veriyor: Susun, kmldamayn, ayaa kalkmayn; aaran gkyznn nnde nbeti kuleleri; kapkara kulelerde parma mitralyzlerin tetiinde bekleyen adamlar var. Duvarn arkasna dizst km olan Brunet ile Schneider ilerde bir elektrik fenerinin yuvarlak aydnln grdler. Grnmeyen bir elin dolatrd elektrik fenerinin aydnl yaklayor, gri, yass bcek yavrularn yalyor. ki kii alak sesle Almanca konuuyor; k Brunet'nin gznn iine giriyor; Brunet kamaan gzlerini yumuyor, bozuk bir ive: Kim bard? Bilmiyorum. avu ayaa kalkyor, keyfine diyecek yok, elektrik nn altnda, dimdik, souk, fakat askerce duruyor: Askerlerden biri akln oynatt, barmaya balad, arkadalar korkularndan ayaa frladlar, nbeti de ate etti. Almanlar anlamadlar; Schneider onlarla Almanca konuuyor, Almanlar homurdanp syleniyorlar; Schneider avua dnd: Yaral var m, baksnlar diyor Almanlar. avu doruluyor, kesin, canl bir hareketle ellerini aznn kenarna koyup, baryor: Yarallar bildirin! Drt bir yandan elimsiz sesler cevap veriyor; birden iki byk fener yanyor, bir masal aydnl yere kapanm kalabal yalyor; Almanlar ellerinde sedyeler avludan geiyorlar, Fransz hastabakclar onlara yardma gidiyorlar; Alman subay: Deli nerede? diye soruyor. Kimse cevap vermiyor, deli ise orada, ayakta, bembeyaz olmu, dudaklar titriyor, yanaklarndan aa yalar szlyor, askerler etrafn saryor, gtryorlar onu, hi bir tepki gster 299 iniyor, akn bir halde Brunet'nin mendiliyle azn, burnunu siliyor. Yar dorulmu adamlar, mterek aclarn sonuna kadar eken bu adama bakyorlar, yenilgi, lm kokusu, Almanlar ortalktan kaybolmulard, Brunet esnedi: Ik gzlerini yakyor du; Molu sordu: Ona ne yapacaklar? Brunet omuz silkti, Schneider ksaca: Naziler delileri sevmezler dedi. Ellerinde sedyeler, adamlar gidip geliyorlar, Brunet: Tekrar yatabiliriz artk dedi. Yattlar. Brunet glyordu: Tam uzanm olduu ksmda, adr bezinin stnde bir delik vard. Kenarlar yank bir kurun delii. Gsterdi delii, Molu sapsar oldu, elleri titriyordu: Vay, dedi, vay canna. Brunet glmseyerek Schne-ider'e: Hayatm kurtardn dedi. Schneider glmedi, cidd, akn ona

26

bakyordu, ar ar: Evet, hayatm kurtardm dedi. Teekkr ederim. Brunet rtye sarnd. Ben, dedi Molu, duvarn arkasnda uyuyacam. Iklar birden snd, orman atrdad, hrtlar, fsltlar... Brunet gzne giren gne klaryla uyanyor. Fakat hl, gznden uyku akyor, saatine ' bakt: Saat yedi; adamlar adr bezlerini katlyor, beylikleri saryorlar. Brunet kendini terli, pis buluyordu: Geceleyin terlem, gmlei tenine yapmt. Allah kahretsin, dedi Blondinet, alktan geberiyorum. Molu, dertli baklarn byk kapya evirmi, ne zaman alacak der gibi bakyordu: Yemek yok. Bu gn de oruluyuz galiba! Lambert gzlerini at, fkeyle; om azllk etme. Brunet ayaa kalkt, avluya bir gz gezdirdi. Birka kiinin, bir su hortumunun evresine toplanm olduklarn grd, yanlarna gitti: rlplak iko bir adam suyu stne tutturuyor, kadn gibi lklar atarak ykanyordu. Bru-net de soyundu, sraya geti, buz gibi suyu karnna, srtna ff krttlar; kurulanmadan giyindi, gidip hortumu tuttu, srada bekleyen kiinin de ykanmasn salad. Ykanmann pek merakls yoktu, herifler geceki terlerinden ayrlmak istemiyorlard. Sra kimde? diye sordu Brunet. Cevap veren olmad, hortumu fkeyle yere frlatt, Kendilerini brakveriyorlar, diye dnd. evresine baknd: te. te, elimizdeki insanlar. 300 Zor olacakt. Rtbesini saklamak iin ceketini koltuunun altna ald, alak sesle konuan bir gruba yaklat, niyeti nabz yok. lamakt. Yzde doksan yemek sz ediyor olacaklard. Brunet buna razyd: Yemek, ok iyi bir balangt, basitti, somuttu, gerekti: A insan tam yorulacak bir hamurdur. Yoo, yemek deildi konular: Gzleri kanlanm, uzun boylu, sska biri Bru-net'yi tand: Sen delinin yanmdaydn, deil mi? Evet. Deli ne yapt? Bard. O kadar m? Yuh yahu. u sonuca bakn: Drt l, yirmi yaral. Nereden biliyorsun? Gartiser syledi bize. Gartiser, bodur, yanaklar prsk bir adamd; kocaman kederli gzleri vard. Brunet: Hastabakc msn? diye sordu. Gartiser bayla iaret etti: Evet, hastabakcyd, Almanlar yarallara bakmas iin kendisini klann arkasndaki ahrlara gtrmler. Bir tanesi de elimde ld. Sama be, dedi biri. Serbest braklmaya sekiz gn kala burada gebermek ok boktan bir ey. Sekiz gn m? diye sordu Brunet. Sekiz, bilemedin, onbe gn olsun. Bizi duyuramadklarna gre, sonunda salvermeleri gerekecek. Brunet: Ya deli? diye sordu, Gartiser ayaklarnn ortasna tkrd: Ondan sz etme. Niin? Susturmak istediler, biri eliyle azm kapad, o da srd herifin elini. Ah! Anam! Bir grseydin Almanlar! Bangr bangr barmaya baladlar m sana, anlaamaz olduk, deliyi ahrn bir kesine ittiler, yumruk, dipik, baladlar vurmaya, sonunda bitr de glmeleri tuttu, eleniyorlard, bizden bazlar da onlar kkrtyordu, herey bu orospu ocuunun yznden oldu diyorlard. Sonunda ocukcazn hali iler ayd, yzn orbaya

26

evirmilerdi, bir gz dar frlamt, sedyeye koyup gtrdler bir yerlere, onu bir sre daha brakmayp elendiler sanyorum, sabahn ne kadar feryatlarn duydum. Cebinden gazete parasna sarl kk bir cisim kard: una bakn. Kd at Bir di. Sabahleyin zavallnn dt yerde buldum. Kd zenle kapayp, cebine koydu. Hatra olarak saklyorum. Brunet arkasn dnp merdivene doru yrd. Molu uzaktan seslendi: Bilanoyu biliyor musun? Ne biln 301 Bu geceninki canm: Yirmi l, otuz yaral. Hadi be, saylmaz, dedi Molu. Glmsedi. lk gece iin fena saylmaz. Lambert: Ne diye kurunlarn harcyorlar sanki? Bi-2 ldrmek istiyorlarsa, daha kolay bir yol var: A brakrlar olur biter, zaten brakyorlar ya! Molu: Bizi alktan ldr-jniyecekler, dedi. Nereden biliyorsun? Molu glmsedi: Sen de benim gibi yap: Byk kapya bak, elenirsin, stelik kamyonlar oradan gelecekler. Bir motor sesi Molu'nun sesini bastrd, Kuzeyli Uaa bak diye bard. Bir keif uayd, elli metreden uuyordu, karayd, bazen parlyordu, uak avlunun stnden geti, sol kanad stnde bir, iki, kere dnd; yirmi bin ba onu izliyor, btn avlu onunla birlikte dnyordu. Frise, bir cins kaytszlkla Yoksa bizi bombalayacaklar mt? -Bombalamak m? dedi Molu. Niye? Bizi besliyemezler de ondan. Schneider gzlerini krptrarak uaa bakt; gneten yzn buruturuyordu: Resmimizi ekiyorlar sanrm... Ne. den? dedi Molu. Schneider, ksaca: Sava muhabirleri... ^ dedi. Molu'nun tombul yanaklar kzard, korkusu fkeye dnd, birden doruldu, kollarn gkyzne uzatp barmaya balad: Dilinizi karn arkadalar, unlara karn dilinizi, baksanza resmimizi ekiyorlarm. Brunet eleniyordu: Bir fke rpertisi dolat aralarnda, bir asker yumruunu uzatt, bir dieri omuzlarn ieri ekip, karnn kartarak, kk parmam pantalonunun nne sokup ba parman cinsel organ gibi uaa doru kard; Kuzeyli ellerini yere koydu: Ba eik, k havada: Kmn resmini eksinler diye bard. Schneider Brunet'ye bakt: Gryorsun ya! dedi. Daha ok i var bizde. . Bovesene, dedi Brunet, bu bir ey ifade etmez! Uak gne-'in olduu yana doru uzaklat. Molu, Demek, benim yz-i Frankfurter gazetesinde grecekler ha? dedi. Lambert ortalktan kaybolmutu, dnp geldiinde hayli heyecanl gzkyordu: Beleten eya edineceiz. Ne? Klann arkasnda eyalar var, dekler, ibrikler, su kovalar, hepsi elimizin altnda, yalnz acele etmeli, kapann elinde kalyor. Arkadalar 302 na bakt, gzleri prl prldi; Geliyor musunuz arkadalar? Frise ayaa frlayarak geliyorum dedi. Molu kprdamad: Gelsene dedi Lambert. Hayr. Kendimi yoramam. Karnn* doymadka yerimden kmldamyacam. avu: yleyse

26

eyalara gz kulak ol, dedi. Ayaa kalkt, koarak dierlerine yetiti. Klann kesine geldikleri zaman Molu yayvan yayvan bard: Hey, gcnz kaybediyorsunuz, enayiler! Sonra iini ekip Schneider ile Brunet'ye dik dik bakarak fsldar gibi: Barmak bile hata. Schneider, Gidelim mi? diye sordu. Su kovasn ne yapacaksn? dedi Brunet. Hi!. Yrrsek, bacaklarmzn uyuukluu gider. Klann arkasnda ikinci bir avlu, uzun, tek katl, drt kapl bir bina vard: Ahrlar. Bir kede, karmakark, st ste, eski yataklar, somyalar, demir karyolalar, dokununca sallanan dolaplar, ayaklar krk masalar ylmt. Askerler bu dkntlerin bamda itiip kakyorlard; biri, srtnda bir ilte avludan geiyordu, bir dieri ii saman dolu bir manken tayordu. Brunet ile Schneider ahrlar dolatlar, otlarn briid bir tepecik buldular. Schneider Trmanalm m! dedi. Trmanalm. Brunet'nin iinde bir huzursuzluk vard : Ne istiyordu bu ocuk? Arkadalk m? Benden geti artk. Tepeciin stnde tane yeni doldurulmu ukur vard. Gryorsun ya, dedi Schneider, yalnz kiiyi ldrmler. Brunet otlarn stne, mezarlarn yanma oturdu. akn ver. Schneider uzatt. Brunet aky ap eritlerini skmeye balad. Hat ediyorsun, dedi Schneider. Ast subaylara i grdrmezler. Brunet cevap vermeden omuz silkti, eritlerini cebine koyup ayaa kalkt. Birinci avluya dndler : Askerler eyalar tayorlard; olduka yakkl, kstah suratl bir delikanl salncak iskemlede sallanyordu; iki kii kurduklar adrn nne bir masayla iki iskemle koymu, dnyaya meydan okurcasna kt oynuyorlard. Gartiser yank lekeleriyle dolu bir acem halsnn stne kurulmutu. Brunet : Buras bit pazarn hatrlatyor bana. dedi. Arap arsna benziyor dedi Schneider. Brunet Lambert'm yanna yaklat : Ne getirdiniz? Lambert gururla ban kaldrd: Bir sr tabak! dedi, st ste konmu dipleri kararm tabaklar gsterdi. N'apa-caksnz bunlar? Yiyecek misiniz? Brak canm, dedi Molu. nce Tabak geldi, belki imdi de yemek gelir. Sabah srkleniyor; askerler ne yapacaklarn bilemiyor, kimi uyumaya alyor, kimi de yz gkyzne evrili, gzleri ak, srt st dinleniyorlard; at karnlar. Frise akl talarnn arasndan bir ot koparp iniyor: Kuzeyli aksn karm bir tahta parasn yontuyordu. Bir ka kii paslanm bir tencerenin altnda ate yakyordu, Lambert ayaa kalkt, gidip tencereye bakt, hayal krklna uram olarak dnd, Frise ile Moulu'nun arama kerken; Isrgan otu orbas, diye aklad. Doyurmaz ki. Almanlarn nbet deiimi. avu, ilgisizce Yemek yiyecekler dedi. Brunet gidip mrettibin yanna oturdu. yi uyudun mu? Fena deil Brunet ona memnunlukla bakt: Gzlerinde neeli bir prlt vard. Brunet yzde yetmi anslyd. Sana bir ey sormak istiyordum : Paris'de mi alyordun? Hayr, Lyon'da Nerede? Levraut matbaasnda Ya, Levraut ha, orasn ok iyi hatrlyorum, 36 da esasl, cesur, iyi dzenlenmi bir grev yapmtnz Mrettip iinden gelerek, gururla gld. Brunet : yleyse Pernu'yu tanrsn diye sordu. Sendika temsilcisi Pernu mu? Evet Tabii!. Brunet ayaa

26

kalkt : Gel yle bir dolaalm, seninle konuacaklarm var. br avluya geldikleri zaman Brunet yzne bakt : Partiden misin? Mrettip duraklad, Ben l'H u m a'dan Brunet'yim Tamam, ben de kendi kendime... Arkadalarn var m burada? ki ta-,ne Salam adamlar m? Hem de demir gibi, fakat dn sraya girerken onlar kaybettim Bulmaya al. Sonra da onlarla birlikte gel beni gr: bir araya toplanmalyz Brunet onu brakp Schneider'in yanma dnerek oturdu; kaamak bir gz att, Schneider'in yz sakin ve ifadesizdi. Saat ka? ki deft Brunet. Frise : Kpee bakm dedi. Kocaman, kara, dili darda bir kpek avludan geti; adamlar kpee tuhaf tuhaf baktlar. avu Bu kpek nereden kt? diye sordu. Bilmiyorum dedi Brunet. Belki de ahrdan gelmiti. Lambert bir dirseinin zerinde doruldu, akn akm kpei izledi. Son. ra kendi kendine konuurcasma : Kpek eti sylendi kadar kt deildir. Yedin mi hi? Lambert cevap vermedi; skntl bir hareket yapt, sonra kaderine boyun eercesine srt st brakt kendini: adrn nnde kt oynayan iki kii ktlar masann stne brakp salna salma ayaa kalktlar; birinin koltuunun altnda bir adr bezi vard, Ge kaldlar dedi Lambert. Kpek klann arkasnda kayboldu; iki adam acele etmeden kpei izlediler, birlikte gzden kayboldular. Kuzeyli Yakalayacaklar m? Yakalayacaklar m? diye sordu. Bir sre sonra geri geldiler : kocaman bir cismi adr bezine sarmlard, her biri bir ucundan tutmu bir hamak gibi tayorlard. Brunet'nin nnden geerlerken kpkrmz bir damla kan talarn stne damlad. avu Kt mal, dedi. Bezin su geirmemesi gerekti. Ban sallad, kendi kendine sylendi : Hep ayn hikye. Nasl kazanrdk biz bu sava? Askerler ellerindekini adrn iine attlar. Biri emekliyerek adra girdi, dieri ate yakmak iin odun toplamaya gitti. Frise iini ekti: Hi olmazsa iki kii cann kurtard. Brunet uyukluyordu, Moulu'nn bir lyla srayarak uyand: te! te! Yiyecek geliyor. Kap ar ar ald. Yz kii ayaa frlad: banyorlar Bir kamyon. Kamyon ieri girdi, kaputun st ieklerle, yapraklarla rtlyd; bir ilkbahar, bin kii ayaa kalkt, kamyon klann duvarlaryla telli itin arasmda ilerlemeye balad. Brunet ayaa kakt, itile kakla tel ite kadar srklendi. Kamyon botu. Arka ksmnda yan beline kadar plak bir Alman kaytszca ', onlann kamyona doru gelilerine bakyordu. Gneten yanmt, saryd salar, uzun, yay gibi kalar, zengin delikanllara; u aint-Moritz'de yan plak kayak yapan delikanllara benziyordu. Bin ift gz ona evrilmiti, bu onu elendiriyordu: kendisini daha iyi grmek iin, kafeslerinin parmaklklanna kouan bu a gece kulanna glmseyerek bakyordu. Bir sre sonra, arkaya eilip nbetilere seslendi, kendisine glerek cevap verdiler. Kalabalk bekliyor, gzleri kamam sanki, efendisinin hareketlerini gzlyor, sabrszlktan, zevkten inliyor. Delikanl eildi, kamyonun dibinden bir ekmek ald, cebinden bir ak kard, at aky, izmesinin tabannda biledi, ekmekten bir dilim kesti. Brunet'nin arkasndakilerden biri solumaya balamt. Delikanl dilini burnuna gtrd, gzlerini yar ka-kayp zevkten bitiyormu gibi koklad, hayvanlar homurdand, Brunet'nin,

26

fkeden boaz kurudu. Delikanl bir daha bakt onlara, glmsedi, dilini ba parmayla iaret parmann arama yatay olarak, bir palet gibi yerletirdi. yi hesaplyamamt belki de inadna yapmt ekmek dilimi kazklarla kamyonun arasna dt. Askerler tel rglerin altndan geebilmek iin eilmilerdi bile: kuledeki nbeti bararak sert bir emir verdi, mitralyzn stlerine evirdi. Esirlerin azlar ak, gzleri lgn gibi ite yaslanp kaldlar. Brunet'nin yanma skm olan Molu fsldad: Bunun sonu kt olacak, buradan bir kabilsem.. Fakat kalabaln basksyla Brunet'ye yapmt, kurtulmak iin bouna rpnd: Geriye ekilin, geriye be, aptal herifler: grmyor musunuz dn gecekine benzlyecek!. Kamyondaki delikanl ikinci bir dilim kesip frlatt, ekmek dilimi havada uup, kalkk balarn arasna dt; Brunet korkun bir karkln iinde buldu kendini, itiliyor, oradan oraya atlyordu, orasna burasna vuruyorlard; Molu akntya kaplp srklendi, Brunet, boulur gibi ellerini havaya kaldrdn grd: Sersemler! Sersemler!! inden evresini saran adamlara yumrukla, tekmeyle vurmak geliyordu. kinci bir dilim dt, sonra bir ncs, dyorlard; iri yar biri kurtuluyor, bir dilim ekmei elinde sk sk tutuyordu, yetitiler, etrafn evirdiler, asker tm dilimi azna atp avucuyla bastrd; bunun zerine onu braktlar, asker endieyle saa sola Tkeni: F - 20 L bakarak ar ar uzaklat. Kamyondaki delikanl eleniyor, oraya turaya ekmek dilimleri frlatyor, ya da onlar hayal krklna uratmak iin atar gibi yapp vazgeiyordu. Brunet'nin ayaklarnn dibine bir ekmek paras dt, bir onba bunu grd, Erunet'ye arparak ekmein stne atlad; Brunet onbay omuzlarndan yakalayp kendine ekti. lgna dnen askerler tozlarn iindeki ekmein stne ullandlar. Brunet ayan dilimin stne koyup topuuyla bastrd. On el birden bacana yapp ekti, toprakl ekmek krklarn tepkiyorlard. Onba hrsla rpmyordu: O an ayaklarnn dibine bir dilim daha dt. Brakacak msn beni, orospu ocuu, brakacak msn? Brunet smsk tutuyordu, onba vurmaya alt, Brunet dir-seiyle nledi, tm gcyle skt adam: memnundu. Onba ksk bir sesle: Bouyorsun beni dedi. Brunet skmaya devam etti, beyaz dilimlerin bann stnden getiini gryor, onbay smsk tutuyordu, memnundu, adam rpnmaktan vazgeip kendini Brunet'nin kollarna brakt. Biri Bitti dedi. Brunet ban arkaya evirdi: kamyondaki Alman aksn kapyordu. Brunet kollarn at: onba sendeledi, dengesini bulmak iin, yana doru iki adm att, ksrd, kin dolu bir aknlkla Brunet'ye bakt. Brunet glmsedi; adam Brunet'nin omuzlarna bakt, duraksad, sonra fsldad Bok herif, arkasn dnd. Kalabalk, sklm pklm, yava yava geriye akmaya balad, hayalleri krlmt. Birka ansl gevi getirmeye devam ediyordu, elleriyle azlarn kapam iniyorlar, gzleri ocuksu nazarlarla etrafta dolayor. Onba bir kazn nne dikilmi duruyordu; kmrl tozlarn

26

iinde, kamyonla itin arasnda bir dilim ekmek duruyordu; onba gzlerini dilimden ayrmyordu. Alman kamyondan atlad, duvar boyunca ilerledi, bir klbenin kapsn at. Onbann gzleri parlyor, etraf kolluyor du. Nbetiler baka yana bakyorlard; onba yere att kendini, emekliyerek tel rgnn altna girdi, elini uzatt; bir bar; nbetiden korkup yatyor onba, gerilmek istiyor, dier nbeti kmldamamasn iaret ediyor. Onba, k hava 307 da, eli uzanm olarak, sapsar, bekliyor. Kamyondaki Alman dnp geliyor, acele etmeden yaklayor, bir eliyle onbay tutup kaldryor, br eliyle amar basyor. Glmekten Brunet'nin gzlerinden ya gelmiti. Arkasnda bir ses, usulca: Bizleri fazla sevmiyorsun. Brunet irkilip, dnd. Schneider. B.r sessizlik oldu. Brunet, Almann tekmeleye tekmeleye klbeye doru gtrd onbaya bakyordu, biraz sonra Schneider tarafsz bir sesle: Karnmz a dedi. Brunet omuz silkti: Niin 'biz' diyorsun? Sen, yerden ekmek topladm m? Evet.. Ben de herkes gibi yaptm Hayr, dedi Brunet, grdm ben seni.. Schneider ban sallad: Ha toplamm, ha toplamamm hepsi bir. Brunet ban nne emi, ekmek krntlarn toza gmmek iin topuuyla topra eeliyordu; tunaf bir duyguya kaplarak tella ban kaldrd; ayn anda Schneider'in gzlerinde bir ey snd, geriye yzne arlk veren gsz bir fke kald. Schneider: Evet, biz a gzlyz! Evet, biz alak ve erefsiziz. Ama bu bizim suumuz mu? Hereyimizi aldlar: imizi, ailemizi, sorumluluklarmz. Cesur olmak iin insann bir gayesinin olmas gerek; yoksa ryada yaar kii. Artk yapacak hi bir iimiz yx>k, ekmeimizi kazanma sorunu da yok, biz hesaba katlmyoruz artk. Rya gryoruz sadece; alaksak bile ryada bu. ver bize, bak o zaman nasl uyanrz grrsn. Alman klbeden kmt, sigara iiycrdu; arkasndan da onba kt, topallyordu: elinde bir krek, bir de kazma vard. Brunet: Benim size verecek iim yok. Fakat, insan almasa bile cesur davranmal. Schneider'in st duda bir tikle kalkp indi; sonra glmsedi. Ben seni daha gereki sanrdm. Elbette sen cesur davranabilirsin ama bu neyi deitirir: kimseye yardm edemezsin, bu ancak senin kendini tatmin etmene yarar. Kmsiyerek: Yoksa, diye ekledi, rnek olmann faydasna m inanyorsun. Brunet souk souk bakt: Beni tan 308 din, deil mi? Evet. L'Huma (*) dan Brunet'sin. Pek ok grdm resmini. L'Huma'y okur muydun? Ara sra. Bizden misin? Hayr, ne sizdenim, ne de size karym. Brunet yzn buruturdu. Esirlerin stnden atlyarak ar ar merdivenin nne doru yrdler: Arzularnn, hayal krklklarnn verdii acdan yorgun den esirler tekrar yere uzanmlard; yzlerinde l morluu var, gzleri ise prl prl. Kt oynayan iki kii adrlarnn yannda yeni bir oyuna balamlard; masann altnda bir sr kemikle kl vard. Brunet gznn ucuyla Schneider'e bakt;

26

bu yzde dn dikkatini eken, o birbirlerine yakn olduklarn gsteren havay bulmaya alt. Hayr hep ayni burun, hep ayni yanaklar: bir gn nceki izlenimi kaybolup gitti. Dilerinin arasndan: Bir solcunun nazilerin eline dmesinin ne demek olduunu bilir misin? Schneider cevap vermeden glmsedi. Brunet Bo boaslk edenler bama i aacaklar dedi. Schneider glmsemeye devam ediyordu: Ben boboaz deilim. Brunet durdu, Schneider de durdu, Brunet: Bizimle almak ister misin? Ne yapacam? Syliyece-im. Sen ilk nce soruma cevap ver. Neden almyaym? Brunet, bu przsz, biraz da gevek yzdeki anlam zmeye alyor, gzlerini Schneider'den ayrmyordu: O kadar kolay olmyacak ama Nasl olsa kaybedecek bir eyim kalmad. Oyalanrm bari. Oturdular. Schneider uzand, gzlerini kapayp, ellerini ensesinin altnda kavuturdu: N'olursa olsun. Sen bizi sevmiyorsun, bu da beni endielendiriyor. Brunet de uzand. Ne biim bir adamd? Sadece, solculua ilgi duyan biri mi? Hm! Sen istedin diye dnd. midi peini brakmam ' artk. Brunet dalp gitti, uyudu, uyand, akam, tekrar uyudu, gece sonra tekrar gne dodu; doruldu; evres:'ne baknd, . kendi kendine 'ben neredeyim' diye sordu, hatrlad, bombo hissetti kendini. Blondinet oturuyordu, aptalca, ;km'; kollar, iki ya(*) Fransa'da yaynlanan ar solcu bir gazete, L,Huma ksaltlm ekli, tam ad L'Humanite. 309 pa uzatt bacaklarnn arasndan sarkyor. Brunet: tyi deil ' misin? dedi. yi deilim, bombokum. Bu sabah bize yiyecek verecekler mi dersin? Bilmiyorum. Bizi alktan m ldrecekler acaba? Sanmam. Blondinet iini ekerek Sklyorum! dedi. Bo durmaya alk deilim. yleyse gel ykanalm. Blondinet su hortumuna isteksizce bakt: Souktur. Hadi gel. Ayaa kalktlar, Schneider uyuyor, Molu uyuyor, avu srt st yatm, gzleri ak, byn kemiriyordu. Yerde binlerce gz var, binlerce ak, binlercesi gneten, scaktan ar ar alan gzler; Blondinet sendeliyor: Hay Allah, ayakta duramyorum, yklacam. Brunet su hortumunu zd, muslua yerletirip, musluu at. stnde bir arlk vard. Blondinet soyunmutu, salam yapl, kllyd, yumruk yumruk, gergin adeleleri vard. Suyun altnda etleri kzarp gerildi, yz hl kl rengiydi. .ra bende dedi Brunet. Blondinet hortumu ald: Ne arm bu! Elinden brakt, sonra yakalad tekrar. Hortumu Brunet'nin stne tuttu, sendeledi, brakverdi: Yoruldum dedi. Giyindiler. Blondinet uzun bir sre yerde oturdu kald, bir elinde tozluu, akl talarnn arasndan ok gibi akan suya bakt, gzleriyle suyun at amurlu, darack yollan izledi: Gcmz kaybediyoruz. Brunet musluu kapad, Frise-nin ayaa kalkmasna yardm etti, merdivenin nne gtrd. Lambert uyanmt, glerek onlara bakt: Saklanyorsunuz; tknmaktan gbeklerinizi tayamyorsunuz Frise adr bezinin stne brakverdi kendini, homurdand: Ykanmak bitirdi beni, bir daha zor ykanrm. Titreyen, iri, kll ellerine bakt:

26

Bunlarla i mi grlrrn. Gel dolaalm dedi Brunet. . iki de bir ayaa m kalkacaz! deyip rtlerine sarnarak gzlerini yumdu. Brunet arka avluya gitti; kimsecikler yoktu; koar admlarla otuz tur yapacakt. Onuncuda ba dnd, ondokuzuncuda bir duvara dayanmak zorunda kald; brakmad, vcudunu yenmek istiyordu, otuz turu tamamlad, nefesi tkenip durdu. Kalbi sanki kafasnn iinde atyordu; ama mutluy du: vcut dediin, boyun emeliydi; bunu her gn yapacam, 310 elliye kacam. Alk duymuyordu, alk duymad iin mutluydu: Be gndr oruluyum, yine de iyiyim. n avluya dnd. Schneider az ak uyuyordu; hepsi sesini karmadan kmldamadan yatyordu, cesetlere benziyorlard. Brunet'n:n cam mrettiple konumak istiyordu, ama o henz uyuyordu. Brunet yerine dnp oturdu; kalbi hl gmbr gmbr arpyordu; Kuzeyli glmeye balad. Brunet arkasna dnd: Kuzeyli oymakta olduu tahta parasna bakyor, glyordu; tahtann stne tarih kazmt; imdi de bann ucuyla iek resmi kazyordu: Ne srtp duruyorsun? diye sordu Lambert. Gln m buluyorsun bunu? Kuzeyli glmeye devam etti; Gzlerini kaldrmadan: Glyorum nk gndr s......madm. Tabi, dedi Lambert. Ne S......aksn? S......lar var, dedi Molu. Grdm. Onlar aalk keratalar dedi Lambert. Et konservelerini yanlarnda getirenler.. avu doruldu, byklarn burarak Molu'ye takti; Hani? Nerede senin kamyonlar? Yoidalar, dedi Molu, geliyorlar. Ama sesi eskisi kadar inandrc deildi. Ellerini abuk tutmalar gerek, dedi avu. Tutmazlarsa burada kimseyi bulamyacaklar. Molu hep kapya bakyordu; ahenkli su sesi gibi bir gurultu duyuldu, Molu zr diledi: Midem! dedi. Schneider uyand. Gzlerini outurdu, glmsedi, sonra seslendi: Stl kahve biir. Yannda rek de olsun diye bard Frise. yi bir orbay tercih ederim, dedi Kuzeyli, biraz da krmz arapla beraber. avu sordu: Sigaras olan var m? Scheider paketini uzatt, Brunet engel oldu, can sklmt: Kiisel cmertliklerden holanmazd. sterseniz sigaralar paylaalm. Nasl istersen, dedi Schneider. Bir buuk paketim var. Benim de bir paketim dedi Brunet. Paketi cebinden karp adr bezinin stne koydu. Molu torbasndan beyaz maden bir kutu karp at: On yedi tane sigaram kalm. Brunet: Hepsi bu kadar m Lambert, sende yok mu? Yok. Doru sylemiyorsun, dedi Molu, dn akam paketin doluydu. Bu gece hepsini itim Atma! Horul ho-jrul uyuyordun, duydum. Eee be! dedi Lambert. avuun si 511 garas yoksa bir tane veririm ona, paylamaya gelince bu benim bileceim i. Lambert, dedi Brunet, adr bezini toplayp gitmekte serbestsin yalnz, eer bizle kalmak istiyorsan, birlikte yaamay renmen ve hereyi paylamaya alman

26

gerek. Ver sigaralarn. Lambert omuz silkti, Schneider'in rtsnn zerine paketi fkeyle frlatt. Molu sigaralar sayd: Seksen tane. Adam basma onbir tane dyor, geriye tane kalr, onlar iin de kurra ekeriz. Dataym m? Hayr, dedi Brunet. Eer imdi datrsan hepsini akama kadar iip bitirenler olur. Ben saklyacaun. gn, gnde er tane verece'm; drdnc gn iki tane. Anlatk m? Adamlar Brunet'ye bakyorlard. Kendilerine bir ef semekte olduklar dncesi belli belirsiz uyanyor kafalarmda. Brunet tekrarlad: Anlatk m? Taktklar yoktu: Karnlarn doyurmak istiyorlard, onlar ilgilendiren buydu. Molu omuz silkti: Anlatk dedi. Dierleri, balaryla kabul ettiklerini belirttiler, Brunet her birine sigara verdi, geri kalan torbasna koydu. avu bir tane yakf, drt nefes ekti, sndrp kulann arkasna koydu. Kuzeyli sigaralarn iinden bir tane ald, kdn at, ttn azna koydu. Al unutturur dedi, balad inemeye. Schneider hi bir ey sylemiyordu: Bu ite en zararl o kt. Gene de sesini karmad. Brunet: stikbali var bu ocuun diye dnd. Bir sre akl Schneider'e taklp kald, sonra baka eyler dnd; Birden ne dndn merak etti, hatrlayamad. Bir sre durdu, elinde bir avu akl ta, gzleri bir noktaca taklp kalmt, sonra ar ar ayaa kalkt: Mrettip uyanmt. Ne haber solcu arkadalardan? diye sordu Brunet. Nerede olduklarn bilmiyorum, dedi mrettip. Avluyu kere dolatm, bir trl bulamadm. Aramaya devam et, cesaretini kaybetme. Brunet tekrar oturdu, saatine bakt. Olamaz, dedi. Saatiniz ka, ocuklar? Drd otuz be geiyor dedi Molu. Demek doru. Drd otuz be geiyor ve ben hl hi bir ey yapmadm, halbuki henz sabahn onu sanyordum. Sanki ondan zamann almlard. Ya arkadalarn bulmayan mrettip... Burada her ey yava oluyor. Yava, kararsz ve kark; bir eyler yapncaya kadar aylar geecek. Gkyz i bir mavi, gne hain ve kzgn. Gnein kzgnl ar ar hafifliyor, gk pembeleiyor, Brunet gkyzne bakyor, martlar geliyor aklna, uykusu var, kafas ugulduyor, artk aln duymuyor, dnyor: Btn gn ackmadm; uyuyor, ryasnda acktn gryor, uyanyor, a deil, hafif bir bulant, kafasn saran ateten, bir ember. Mavi, i ayor, gkyz, hava serince; ok uzakta, krlarda bir horozun kuru sesi gcrdyor, gne grnyor, fakat nlar altn bir sis gibi duvarn tepesinden fkryor; kocaman mor glgeler yaylyor avluya. Horoz susuyor, Brunet dnyor. Ne byk sessizlik, bir an dnyada bir o varm gibi geliyor. Zorlukla dorulup, oturuyor, buradalar ,drt bir yannda, uzanm, kmltsz binlerce insan. Bir sava alan sanki. Brunet evresinde perian salarn arasnda, ge dnk yzler gryor, gzlerinde sonsuz bir bekleyi dolu... Brunet, Sehneider'e dnd, onun da gzleri bi ryere taklyd. Usulca: Schneider! Hey Schneider! dedi. Schneider cevap vermedi. Brunet uzakta azndan salyalar akan, uzun, yumuak bir ylan grd: Su hortumu. Ykanmayalm diye dnd. Kafasnda bir arlk vard, kafasnn arl onu sanki arkaya doru ekiyordu, tekrar yatt, kendini suda srklenir gibi hissetti. Ykanmalym. Tekrar kalkmak istedi, vcuduna sz geiremedi; bacaklar, kollar takatsiz, artk hissetmiyor onlar, bir cisim gibi yannda duruyorlar. Gne duvarn

26

stnde gzkt: Ykanmalym; gzleri ak kalm bu llerin arasnda bir l olmaktan holanmyordu. Kasld, toplad organlarn, ileri frlad, ite ayaa kalkmt, bacaklar titriyor, terliyordu, bir ka ad matt, dmekten korkuyordu. Mrettip'e yaklat: Merhaba! dedi. Mrettip dorulup tuhaf tuhaf yzne bakt. Merhaba! diye tekrarlad Brunet. Merhaba. Oturmaz msn? Adeta inliyordu adam. Pek iyi grnmyorsun, neyin var? yiyim. Hem da ok iyiyim. Ayakta durmay tercih ediycrum. Oturursa kalkabileceinden ernin deil halbuki. M 313 rettip dorulup oturdu, canl ve din grnyor, kz gibi gzel yznde kestane rengi gzleri parlyor. Sevinle: Bir tanesini buldum, diyor. Ad Perrin. Orleans'da demiryolu iisi. O da arkadalarn kaybetmi, aryor, onlar bulursa birden le st buraya gelecekler. Brunet saatine bakt: Saat on, koluyla alnnn terini sildi. ok iyi dedi. Baka bir ey daha sylemek istiyor ama bunun ne olduunu bilmiyordu. Bir sre m-rettibin tepesinde sallanp durdu. ok iyi diye tekrarlad, sonra zorlukla yrmeye balad, ba ate gibi; adr bezinin stne brakverdi kendini: Ykanmadm. Schneider dirseinin zerinde dorulup endieyle Brunet'ye bakt: yi deil misin? Sinirlenerek yiyim, iyiyim, iyi. Cebinden bir mendil kartp, gneten korunmak iin yzne kapad. Uykusu yoktu: Hem var, hem yok. Kafas bombo, sanki asansrle aaya iniyor. Tepesinde biri ksrd. Mendilini ekti: Mrettiple dier solcu arkada; ararak bakt, peltek bir sesle: le oldu mu ki? Sonra dorulmaya alt: Byle yakaland im utanyordu; trasz olduunu, dierleri kadar pis olduunu dnd; korkun bir aba gsterip ayaa kalkt. Merhaba dedi. Yeni gelenler kendisine merakla baktlar; bu adamlar ok severdi: Salam, temiz ve mert bakl. e yararlard. Brunet'ye bakyorlard, Brunet: Burada benden baka kimseleri yok diye dnd, kendini daha iyi hissetti. Biraz yryelim mi? dedi. Onu izlediler. Klann kesini dnd, avlunun sonuna kadar gitti, birden dnd, arkasndakilere glmsedi, Koyu esmer, kafas tral olan: Ben seni tanyorum dedi. Sen de bana hi yabanc geliniyorsun, bir yerde grm olacam. 37 de seni grmej'e gelmitim, adm Stephan; Milletleraras Alaydanm. Dierleri de adlarn sylediler: Perrin, Orleans'l; Dewrouckere Leus'de maden iisi. Brunet ahrn duvarna dayand. Onlara bakt, ok genler diye dnd, ii burkuldu. Aca-caba a mydlar. Eee, dedi Stephan. Ne yapmamz gerek? Brunet gzlerini onlardan ayrmyordu, ne syliyeceini unutmutu; susuyordu, karsndakilerin gzlerinde uyanan aknr l grd, enesi ald: Hi. imdilik yapacak hi bir ey yok. Sadece ka kii olduumuzu bilmek, temas kaybetmemek gerek. Perrin: Bizimle gelmek ister misin? Bir adrmz var. Hayr. Yerlerimizde kalalm, imkn olduu kadar ok insanla konuun, arkadalar bulun, bakalarnn kafasiindakini renmek iin

27

elinizden geleni yapn. Sakn propaganda yapmayn. Henz ok erken. Dewrouckere yzn buruturdu: Kafalarnn iindekileri biliyorum, dedi. Kafalar bombo, iinde hi bir ey yok. Sadece midelerini dnyorlar... Brunet'ye ba byyorcnu gibi geldi gzlerini hafife kapad: Durum deiebilir. Sizin blmde papaz var m? Evet, dedi Perrin. , Hem de ok iyi i yapyorlar. Brakn yapsnlar, dedi Brunet. Siz kendinizi ele vermemeye bakn. Size yanamak isteyen olursa sakn terslemeyin onlar. Anlald m? Balaryla anladklarn iaret ettiler. Brunet: Yarn leyin buluuruz dedi. Genler kendisine bakyorlard, bir an tereddt ettiler, Bru-net'nin can sikildi; Haydi! Gidin! Ben burada kalyorum. Uzaklatlar. Brunet arkalarndan bakt, admn atmak iin keyi dnmelerini bekledi: Dp dmeyeceinden emin deildi. Koarak otuz tur, Sendeleyerek iki adm att, fkeden kan beynine kt, sanki kafasna ekile gm gm vuruvorlard: Otuz tur hem de derhal! Zorlukla kendini duvardan ekti, metre kadar gitti, karn st uzand. Kalkt, tekrar dt, ellerini paralad. Her gn otuz tur. Duvara gml bir demir halkaya asld, ayaa kalkt, gcn toparlad. On tur, y'rmi tur, bacaklar titriyor, her adm bir d gibi, fakat dursa yklacan biliyor. Yirmi dokuz tur otuzuncudan sonra koarak klann kesini dnyor, ancak n avluya gidince yavalyor. Yerde yatanlarn stnden atlayp merdivenin nne geliyor. Kimse kmldamam, yerinden: Suyun yzne vurmu, karnlan darda bir l balk srs. Glmsedi. Bir tek oydu ayakta olan. imdi de tra olmalym. Torbasn ald, pencerelerden birine yaklat, tra makinasm kard, aynay aprazlamasna pencerenin kenarna koydu, kuru kuruya tra oldu; acdan gzlerini ksyordu. Tra makinas yere dt, almak iin eildi, elinden kayan ayna ayaklarnn dibinde paraland, Brunet diz st kt. Bu sefer ayaa kalkamyacan biliyordu. Emekli-yerek yerine gitti, srtst brakt kendini; kalbi hzl hzl arpyor, gsnde gm g'm atyordu. Kalbinin her vuruunda kzdrlm bir demirle kafasn oyuyorlard. Schneider, hi bir ey sylemeden bir rty drde katlayp Brunet'nin bann altna yerletirdi. Bulutlar geiyor; biri bir rahibeyi dieri bir gondol andran bulutlar. Kolundan ekiyorlar: Haydi kalk! Baka yere gidiyoruz. Anlamadan kalkt, merdivenin nne doru itiyorlar, kap ak, esirlerin aralksz aknts, klann iine doluyor. Brunet bir ara merdivenlerden ktn hissetti, durmak istedi, arkadan ittiler, bir ses: Daha yukar, dedi. Aya kayd, ellerinin stne kapakland. Schneider ile n-rettip koluna girip Brunet'yi srklyorlar. Kollarndan kurtulmak istiyor, yetmiyor gc. Ne oluyor bana, diyor. Schneider glmsyor: Alktan. Ya sizler?. Mrettip, Sen daha boylu, daha irisin, diyor. Sana daha ok yemek lzm. Brunei artk konuamyordu; onu atya kadar kardlar. Upuzun, karanlk bir koridor klann bir ucundan br ucuna uzanyor. Her iki yannda birbirlerinden parmaklkl blmelerle ayrlm kck hcreler vard. Bunlardan birine girdiler, bo sandktan baka bir ey yoktu. Penceresizdi. ki blmede bir tavan penceresi vard, komu blmenin penceresinden onlarn hcresine yanlamasna bir k giriyor, tahta parmaklklarn uzun glgesi yerde aprazlamasna uzanyordu. Schneider rtsn yere serer

27

sermez Brunet kendisini yere brakverdi. Bir an, mrettibin ona doru eilen yzn grd; Durma burada, dedi, sen baka blme yerle, yarn leyin grrz. Yz kayboldu, rya balad. Parmaklklarn glgesi yava yava demenin stnden kayyor, srtst uzanm vcudlarn zerinden dnyor, sandklar ayor, dnyor, dnyor, kayboluyor, gece duvar boyunca ykseliyor; parmaklklarn arkasnda, pencere bir yara gibi duruyor; soluk bir yara, kara bir yara, sonra birdenbire, ak renk, aydnlk bir gz oluyor.parmaklklar tekrar dnmeye balyorlar, dnyorlar, glge bir deniz feneri gibi dnyor, hayvan kafestedir, adamlar bir an rpmyor, son-ra kayboluyorlar, kafeslerinde alktan lm tm forsalaryla gemi akntya kaplm srkleniyor. Bir kibrit alevi; sandkla-rn birinin stnde krmz harflerle, yanlamasna yazlm bir szck beliriyor: KIRILACAK EYA, bitiik kafeste merakl balarn parmaklklara dayayan, uzun kollarn parmaklklarn arasndan uzatan maymunlar var, gzleri dertli ve strapl, insandan sonra gzleri en dertli hayvan maymundur. Bir eyler oldu, ne acaba; bir felket. Nasl bir felket bu? Dnya tersine mi dnyor yoksa? Kafeslerden bir ses ykseldi; Bir gn gelecek sizlere tatl eyler syliyeceim. Bir felket ki, herkesin banda. Nasl bir felket bu? Parti ne yapacak? Taze ananas'n enfes tad, krpe bir tad, ananas' iniyor, tatl, yumuak lif-lerini dilerinin arasnda eziyor; en son ne zaman ananas yedim? Ananas' severdim, sertliini yitirmi, soyulmu bir tahta gibiydi; iniyordu. Yumuak tahtann taze, sarms tad, gnein douu gibi boaznn iinden ar ar ykseldi, dlinin stne yayld, bu gne erbeti bir eyler sylemek istiyor, ne sylemek istiyor acaba? Ananas' severdim. Ohh! Bu ok eskidendi, kayak yapmay, dalar, boksu, kk yelkenlileri, kadnlar sevdii eski gnlerdeydi. Krlacak eya. Ne krlacak eyas? Hepimiz krlabiliriz. Tad dilinde dnyor, gnein anaforu bu, eski bir tad, unutulmu ve uzak; ben kendimi unutmuum, kestane aalarnn yapraklarnda gnein kmltlar, .alnna yamur gibi yaan gne, hamaa uzanm okuyordum, arkamda beyaz boyal ev. Gnei, ve evi seviyordum, dnyay, mutluluu seviyordum; ah!. ok eskidendi bunlar. Brunet kmldad, rpnd : Yapacak bir iim vard, hemen ;mdi yapacam bir i. Acele bir randevusu vard ama, kiminle ? Krupskaia'yla. Yen'-den dt srt st : krlacak eya. Aklarm ne y*p+m b~n; bana: bizi yeteri kadar sevmiyorsun demilerdi. Beni dize get'r-diler, ii yap yap zsu dolu filizimi kopardlar, buradan knca bir ananas yiyeceim. Hafife doruldu, acele bir randevu, skn dolu ocukluk gnlerine yuvarland, bir parkta otlar aralayn, bir gne bulacaksnz; ne yaptn arzularm? Arzularm yok, ben bir aa kabuuyum, z suyum kurudu; parmaklklara asl maymunlar ateli gzleriyle kendisine bakvor-lar, bir ey oldu. Hatrlyor, dorulup, baryor : Mrett'p Soruyor : Mrettip geldi mi? Kimse cevap vermiyor, yapkan z-suyun iine tekrar dyor, olaylar kiisel duygu ve dncelerine gre deerlendiriyor. Kaybettik sava, burada geberip gideceim, Mathieu zerine eilerek, fsldyor :

27

bizi yeteri kadar sevmiyordun; maymunlar dizlerine vurarak glyorlar : Sen hi bir eyi sevmezdin, evet sevmezdin! hi kimseyi sevmezdin. (*) Parmak1 klarn glgesi yava yava yznn stnde dnyor; bir glge, bir gne, bir glge, bylece eleniyor. Ben Partidenim, sadece arkadalarm severim, dierlerine gelince, kaybedecek vaktim yok onlarla, nk randevum var. Bir akam vakti, size tatl eyler syliyeceim, bir gn gedecek hepinizi seveceim. Dorulup oturmutu, soluyordu, dierlerine bakt, M-fru ry^n^a glyordu, yz tavana evrili, serin bir glge okuyor yzn, yana boyunca kayyor, gne dilerini aydnlatyor: Hey! Molu. Molu glmeye devam ediyor, yerinden kmldamadan: Duyuyor musun? dedi. Neyi duyuyor muyum? diye srdu Brunet. Kamyonlar. Brunet hi bir ey duymuyor; birden, yaama arzusu, sevmek arzusu, bembeyaz yuvarlak memeleri okama arzusu; Schneider sanda yatyor, onu yardmna aryor: Hey! Schneider. Schne:der g duyulur bir sesle: ler kt. Brunet; Torbamdaki sigaralar alrsn. Gnde tane. Belini yava yava demenin stnde kaydryor, kendini tekrar uzanm buluyor, elbette seviyorum, fakat ie' yarama(*) Brunet kbus grmektedir. Mathieu ile Uyan romannda geen bir muhavereyi hatrlamaktadr. Aslnda Mathieu baka cephededir. r lart gerek, bu arzu da nereden kt? Beden lml, beden sonsuz arzular orman, her dalda bir ku, tahta tabaklarda Vest-falye jambonu veriyorlar, bak eti kesiyor, ba ekince slak tahtann hafif yapkanl hissediliyor, beni yendiler, bir arzudan baka bir ey deilim, hepimiz hap yuttuk, burada ge-berip gideceiz.. Ne arzusu ? Kaldryorlar kendisini, oturtuyorlar, Schneider ona orba iiriyor: Ne bu? Arpa orbas. Brunet glmeye balad: Demek buydu, sadece bu. Bu byk sulu arzu, alktan baka bir ey deildi. Uyudu, uyandrdlar, ikinci orbasn iti. Midesinde yanmalar duydu; parmaklklar dnyor; ses sustu; Biri ark sylyordu dedi. Evet dedi Molu. Artk sylemiyor. ld o, dedi Molu. Dn gtrdler. Bir orba daha, hem ekmek de var. Brunet. Daha iyiyim dedi: Kendi kendine oturabildi, glmsedi: ocukluk a, aklar olaylar, kiisel duygu ve dnce (*) lerine gre deerlendirii. Hayr, hayr: Aln yaratt bir kbus bu!. Ne'e dolu bir sesle Mol'ye seslendi: Demek kamyonlar en sonunda geldiler? Evet yle! Geldiler ya! Molu aksyla bir ekmek parasn oyuyor, iini karp ekillendiriyor. Ekmei yontuyor adeta. Ban kaldrmadan, Bu para kflenmi, diyor. Kfl ksmn yersen, boyna altna yaparsn. Brunet'ye bir dilim ekmek uzatt, bir dierini de koca azna tkt, gsn kabartarak: Alt gndr azmza bir ey koymadk. Aklm oynatacaktm nerdeyse. Brunet gld, znellii (**) hatrlad: Ben de dedi. Yeniden uyudu. Gne onu uyandrd, kendini henz halsiz hissediyordu, fakat ayaa kalkabildi. Mret-tip beni grmeye geldi mi? Vallahi bugnlerde gelen gidene

27

(*) Kitabn aslnda 'sbjektivite' olarak gemektedir. Yani znellik (**) znel: Felsef bir szck. Nesnelerin gereine deil, kiinin duygu ve dnlerine dayanr. Bir insann olaylar kiisel duygu ve dncelerine gre deerlendirmesi. pek dikkat edemedik. Schneider nerede? Bilmiyorum. Brunet koridora kt; Schneider mrettiple konuuyordu; glyorlard. Onlara fkeyle bakt. Mrettip kendisine doru yrd: Schneider'le ikimiz ie koyulduk. Brunet Schneider'e bakt: Bu adam her yere sokuluyordu. Schneider glmsedi: Evvelki gnden beri her yan dolatk, yeni arkadalar bulduk. Brunet sadece: Ya! dedi souk bir tavrla. Onlar ben de grmeliyim... Merdivenleri indi, Schneider ile mrettip de arkasndan indiler. Avluda durdu, kamaan gzlerini krptrd: Gzel bir gn. nsanlar merdivenin basamaklarna oturmu, sakin sakin sigaralarn ttryorlar, evlerindeymi gibi haftann yorgunluunu karyorlar; arada srada ilerinden biri ban sallyor, bir eyler sylyor; dierleri de balarn sallamaya balyorlar. Brunet bu insanlara fkeyle bakt: Hah. te, imdi tamam!Yerlemeye baladlar. Avlu, nbet kuleleri, bu yksek duvarlar onlarn artk. Evlerinin kapsnn eiine oturmular, kasabadaki tm olaylar birer kyl bilgilii yle yorumluyorlar: Bu adamlar ne ie yarar ki? Onlarda sahip olma ihtiras var; herifleri delie tk, gn gemeden mahkm mu, yoksa hapishanenin sahibi midirler kestiremezsin. Kimi de ikier er dolayorlar, canl admlarla yryorlar, konuuyorlar, glyorlar, bir aa bir yukar volta vuruyorlar: Geit resmi yapan burjuvalar, zel bir okulun rencileri, bayramlk niformalar iinde, kimseye bakmadan geiyorlar. Brunet kibar konumalarn duyuyor: Hayr, dostum, zr dilerim, ama ifls etmediler; iflslar sz konusu olmutu, fakat Banque de France yardmlarna kotu. evrelerinde bir sr insan toplanm olan gzlkl iki adam dizlerinin stnde satran oynuyorlard; kel kafal, ufak tefek biri kalarn atm okuyordu; zaman zaman kitabn brakyor, kaln bir cildi hzl hzl kartryordu. Brunet arkasna geti: Kaln cilt bir szlkt. Ne yapyorsun? diye sordu. Almanca reniyorum. Su hortumunun yannda, rlplak soyunmu, baranlar, birbirleriyle glerek itienler var; Alsasl Gartiser bir diree dayanm, sylediklerini bayla onaylyan, nbetilerden biriyle Almanca konuuyordu. Bir lokma ekmek yetti!. Bir lokma ekmekle yenik ordunun can ekitii bu korkun avlu bir anda deiiverdi; plaj oldu, panayr oldu, bir gnelenme yeri oldu. ki plak adam, bir rtnn stne uzanm, gnete yanyorlar; Brunet'nir iinden yank kalalarn tekmelemek geliyor: Kentlerini, kylerini atee verin, srgne gtrn onlar; nerede olurlarsa olsunlar inat, yoksullara zg mutluluklarn yeniden kusmaya alrlar; gelin de bunlar adam etmeye aln. Brunet onlara srtn dnd, br avluya gitti; birden olduu yerde aklp kald: Srtlar, binlerce srt bir ngrak sesi, binlerce ba eiliyor. Aman Al-lahm! diyor. Schneider ile mrettip glmeye baladlar: Yaa! byle ite! bugn pazar. Sana ufak bir srpriz yapmak istedik. Demek yle! dedi Brunet.

27

Pazar bugn. Onlara akn akn bakt: Nasl bir inatt bu! Kendilerine sun' bir pazar gn hazrladlar, takvimin birinde gnn pazar olduunu grnce, kentlerde, kylerde geirilen pazarlar gibi bir pazar hazrladlar. Dier avludaki kasabada geen bir pazar gnyd; tarada bir pazar gn, ana cadde; buradaki ise kilisede geirilen bir pazar; bir sinemalar eksikti. Brunet mrettip'e dnd: Sinema yok mu bu akam? Mrettip glmsedi: Jociste (*) ler 'ate' yakacaklarm. Brunet yumruklarn skt. Din adamlarn dnd, ben hastayken epeyce i becermiler. Hi bir zaman has-talanmamal. Mrettip ekinerek: Ne gzel bir gn dedi. Brunet dilerinin arasndan: yle, dedi. yle tabi. Gzel bir gn. Btn Fransa'da gzel bir gn: Sklp bklm raylar gnete parlyor, gne, kknden sklm aalarn sararm yapraklarn altn rengine boyuyor, bombalarn at krater azlarnn dibinde, gnete parlayan su birikintileri, ller 1 (*) Jomesse Ouvriere Catholique. Katolik genlerin rgtnn Franszca adnn Jba harflerinden yaplm bir ksaltma. Adndan da anlald gib dincidir, materyalizme kardr. budaylarn arasnda ve bulutsuz gkyznn altnda yemyeil olmu, ikin karnlar gurulduyor. Hl ne gzel deil mi? Unuttunuz mu bunlar? Kauuk bebekler gibi insanlar. Balar talkt, papaz konuuyor. Brunet ne sylediini duymuyordu, lormz yzn, ak dm salarn, maden ereveli gzlklerini, geni omuzlarn gryordu; tand onu: Buraya geldikleri ilk akam elinde dua kitabyla gzne arpan rahipti. Yaklat. ki adm nnde, bykl avu, mtevazi bir tavrla, gzleri parl prl, tutkuyla dinliyordu: ......inizden ou Tanrya inanyor, fakat bazlarnzn da meraktan ya da vakit ldrmek iin beni dinlediinizi biliyorum. Hepiniz kardeimsiniz, ok sevgili kardelerimsiniz, silh kardelerim, din kardelerimsiniz, gizlere, katolikler, protestanlar, Tanrya inanmyanlar, size sesleniyorum nk, Tanr sz herkes iindir. Bu yas gnnde, bu kutsal gnde, size getirdiim Tanr dilei yalnz iki szck: Umudunuzu kesmeyin! nk umutsuzluk sadece Tanrnn yceliine kar ilenmi bir gnah deildir: Dinsizler bile kabul ederler ki, bu, insann kendine kastetmesi, insann manev intihardr. phesiz aranzda sinsi bir retimle kandrlm, tarihimizin hayran olunacak mucizev olaylar dizisini birbiriyle balants olmayan mnsz ve tesadfi olaylar olarak izah edenler, yeteri kadar tankmz olmad iin yenildiimizi syliyenler var. Tanr bunlar iin; kulaklar var ama duymuyor, gzleri var ama grmyorlar, diyor. Geri Sodom ile Gomoro Tanrnn fkesine arplnca birok gnahkn kl yn haline getiren ate yamurunun bir atmosfer olay ya da bir gk ta olduunu iddia etmilerdi. Kardelerim, bunlar syliyenler kendilerine kar gnaha girmemiler miydi? Eer Sodom'un stne ate yamaca bir tesadf ise bu insan ii demek deildir, kr glerin durup dururken bir anda silip sprlebilecei insan sabrnn sa-

27

Tkeni: F - 21 nayinin sonucu deildir, yleyse neden binalar yapmal? Niin ekmeli? Neden aile kurmal? te bizler, yenilmi, esir dm, ulusal gururumuz zedelenmi, ruhumuz ac iinde, sevdiimiz insanlardan uzak kalmz. Neden bu? Btn bunlarn bir nedeni yok mu? Bunlarn kayna fizik kuvvetlerden daha stn bir ey deil mi? Bu gerek olsayd, kendimizi umutsuzlua kaptrmamz gerekti, nk bou bouna ac skmek kadar ins m umutsuzlua dren, bunun kadar haksz bir ey olamaz. Fakat, kardelerim, bu keskin zekllara sorarm: Niin yeteri kadar tankmz yoktu? Niin yeteri kadar topumuz yoktu? phesiz: Yeteri kadar yapmyoruz da onun iin diyeceklerdir. te o anda birden, eyrek yzyldan beri grevlerini ve Tanrsn unutmu olan gnahkr Fransa'nn gerek yz kyor karmza. Gerekten neden yeteri kadar yapamyoruz? nk almyoruz. Syleyin kardelerim, ekirgelerin Msr'daki tarlalara mesi gibi stmze ksn bu temtelik nereden geliyor? nk i kavgalarmz bizi ayryordu: S ns tahrikiler tarafndan smrlen iiler, sonunda patrona mdan nefret eder olmulard; gzlerini bencillik brm patronlar ise en geerli haklar dahi yerine getirmekten kamyor1 ard; tccarlar memurlar kskanyor, memurlar, mee abacna yr pimi kse otu gibi yayorlard; Meclise setiklerimiz sk'n s'n millet karalarm tartacaklarna birbirleriyle atyor, birbir terine svyor, zaman zaman sille tokat giriiyorlard. N in bu ayrlklar sevgii kardelerim? Neden bu menfaat kavgalar, neden bu geleneklerden zlme? nk iren bir maddecilik salgn bir hastalk gibi memlekete yayld. Maddecilik; Tanrsndan uzaklaan insann durumundan baka nedir: Topraktan geldiini, topraa gideceini sanyor, yeryzndeki karlarndan bakasn dnmyor. phelerinize yle cevap vereceim: Haklsnz kardelerim: Sava kaybettik, nk elimizde yeteri kadar malzeme yoktu. Fakat belli bir oranda haklsnz, nk cevabnzda maddecidir, maddeci olduunuz iin de yenildi niz. Tarihe pepee parlak zaferler kaydeden kilisenin sevgili evld Fransa'dr. 1940 da yenilgiye urayan ise Tanrya inan-nuyan Fransa'dr. Rahip bir sre durdu, adamlar, azlar ak seslerini karmadan dinliyorlard, avu ban sallyarak dorulad. Brunet papaza bakt; baars ban dndrmt: Prl prl baklar dinleyici ktlesinin bir ucundan br ucuna gidip geliyordu, yanaklar al al olmutu. Elini kaldrp, bir bakma sevinli bir atlmla yeniden sze balyor. Bylece, kardelerim, yenilginizin bir tesadf sonucu olduu dncesini artk bir yana brakalm: Bu giinahmzdr, ektiimiz cezadr. Bu bir tesadf deil kardelerim; bir ceza; ite bugn size bu iyi haberi veriyorum. Bir sre daha sustu, yapt etkiyi lmek iin kendisine doru uzanan yzleri inceledi. Sonra eildi, daha inandrc bir sesle devam etti: Kesin, tatsz bir haber, bunu kabul ediyorum, fakat yine de iyi bir haber. Kendini bir ykmn susuz kurban sanan, anlamadan ellerini outurup duran bir insana kendi cezasn ektiini sylemek ona iyi bir haber vermek b- deil midir?

27

Bunun iin sizlere sylyorum; zlmeyin, kardelerim! Derin aclarnz biraz sevindirsin sizi nk, bir su varsa bu suu affettirmek de var. Diyorum ki: Sevininiz, Tanr evinde sevininiz, nk sevinmeniz iin bir dier sebeb daha var. Tm insanlar iin ac ekmi olan Peygamberimiz kabahatlar-mz yklenmi, bu kabahatlar demek iin ac ekmi olan, ekmekte olan Peygamberimiz kullar arasnda sizleri seti. Evet, sizleri ne bir masum kadar lekesiz ne de dnyadaki btn insanlardan daha sulu olmyan sizleri, siz kylleri, ii ve burjuva olan sizleri seti. Onun ektii aclarn eini siz de ekecek, Tanrnn hl sevdii, istemiye istemiye cezalandrd tm Fransa'nn gnahlarn affettireceksiniz. Kardelerim, burada yolunuzu semelisiniz; Ya inliyerek, sanz banz yolarak bu felket neden beni buldu diyeceksiniz. Ya da neden kt bir zengin olan komumun, memleketimi uuruma srkleyen politikaclarn bana gelmedi diyeceksiniz. Bylece hi bir eyin anlam kalmyacak, kin, nefret iinde leceksiniz. Ya da: Biz birer hitik ama ite ac ekmek iin seildik, Tanrnn sevgili kullar, kurbanlar olduk diyeceksiniz. Tanrsal insan'ar, Tanrnvn. ocuklar, yklp gitmesine ramak kald anda Fransa iin lenler... Brunet ayaklarnn ucuna basa basa uzaklat. Klann duvarna yaslanm bekleyen Schneider ile mrettibin yanma gitti. ini iyi biliyor dedi: Evet, yle dedi mrettip, benim hcremin biraz ilerisinde yatyor, btn gece onu dinliyoruz; ocuklar avucunun iine almaya alyor. ki kii geti yanlarndan, biri uzun boylu, sska, sivri kafal, gzlkl, dieri, ksa boylu, iman, az kmseyen bir kvrlla arplm. Uzun boylusu yumuak, bir sesle: Papaz ok iyi konutu, diyor. Ksa ve zl. Sylediklerinin hepsi yerindeydi. Brunet glmeye balad: Hay Allah! Bir ka adm attlar. Mrettip Brunet'ye gvenle bakt; imdi n'olacak? diye sordu. Brunet: Ne mi olacak? dedi. Bu konuma hakknda ne dnyorsun? yi yan da var, kt yan da. Bir bakma bize alyor: Esir olmann bir elence olmadm onlara anlatt; bunun stnde dsha da duracaktr: Bu onun da bizim de karmza. Herifler ay sonunda sevgililerine kavuacaklarn sandklan srece hi bir ey yapamayz. Ha? Mrettibin gzel gzleri falta gibi ald, yanaklar soldu. Brunet sze devam etti: Bu ynden iler iyi, ondan yararlanabilirsiniz de. Arkadalarnz kala gz pra-snda yakalayp onlara: Grdn m u papaz? Anamzdan emdiimiz St burnumuzdan gelecekmi diyor diyeceksiniz. Mrettip kendini zorlayarak sordu; Sen bu iin gerekten uzun sreceine inanyor musun? Brunet sert bir ekilde bakt: Sen Noel Babaya inanr msn? Mrettip sustu, tkrn yuttu; Brunet Schneider'e dnp devam etti: Yalnz, bu kadar abuk davranacaklarn dnmemitim, biraz beklerler, diyordum. jConumas gerek bir siyasal program: Kilisenin byk evld Fransa, Franszlarn ba da Petain. Olur mu be! Birden m-rettibe bakt: evrendekiler onun hakknda ne dnyorlar? Seviyorlar onu. Ya? Sevilmemesi iin bir sebep yok. Neyi varsa paylayor; bunu da sana hissettiriyor. Her zaman, bunu 0ana Tanr sevgisinden veriyorum, der gibi bir hali var. Onun sigarasn imektense hi imem

27

daha iyi; yalnz byle dnen bir tek benim. Onun hakknda bildiklerin bu kadar m? Mrettip zr diler gibi: Yalnz geceleri bizimle yatyor. Btn gn ne halt ediyor? Revirde. Bir de revir mi var? Evet. br binada. Hastalara m bakyor? Hayr canm, binbann arkada, iki yaral subayla birlikte bri oynuyorlar. Ya! Ya! ocuklar ne diyor bu ie? Hi bir ey sylemiyorlar: pheleniyorlar ama gerei renmek istemiyorlar. Ben, hastabakc Gartiser'den rendim. Peki, sen de ta gediine koyarsn, niin papaz efendi hep subaylarn dizi dibindedir, diye sorarsn onlara. Olur. Bir sreden beri Schneider onlara tuhaf tuhaf bakarak glmsyordu: br bina Almanlarn. Ya! dedi Brunet. Schneider mrettibe dnd; glmsemeye devam ediyordu: Onlara ne syliyeceini biliyorsun deil mi: Papazn Almanlara ya yapmak iin arkadalarn yzst braktn. Mrettip yumuayarak, Almanlarla pek dostluk ettiini sanmyorum dedi. Schneider yapmackl bir sabrszlkla omuzunu silkti: Brunet'ye dalga geiyormu gibi geldi. Schneider devam etti: Sen istersen Almanlarn binasnda dolaabilirmisin? Mrettip de cevap vermeden omuz silkti. Schneider baarmt; Gryorsun ya! Ben onun niyetlerini sallamam: Belki Fransa'y kurtarmak istiyor. Fakat yan tutmadan baklnca, gnlerini dmanla birlikte geiren bir Fransz esiridir. Arkadalar da bunu bilmelidirler. Mrettip armt, Brunet'ye dnd. Brunet, Schneider'in konumasndan hi holanmamt, fakat ters bir ey de sylemek istemedi. Birden ullanma. imdilik onu ykmaya alma. Kald ki burada elliden fazla papaz var, baa kamazsn. Lf arasnda sokuturuver: Papaz kolay kolay kurtulamyacamz, subaylarla ahbaplk ettii, Almanlarla konutuu iin renmi olmal. Bir papa^n kendileriyle ayn durumda olmadn yava yava anlamalar gerek. Anlald m? Evet. Papazn yannda bizden biri var m? Var. Gz ak mdr? Olduka. Uyutsun papaz, kanm grrsn, bir haberciye ihtiyacmz var. Duvara dayand, bir an dnd, sonra mrettibe: Git iki arkadan getir bana. Bize yeni katlanlardan olsun dedi. Yalnz kalnca, Schneider'e: Bence biraz beklemek daha iyi olurdu; bir iki ay sonra tam kvamna girerler. Fakat papazlar ok gl. Eer hemen imdi ie balamazsak ok yaydan frlam olur. Bizinde almaktan vaz gemedin deil mi? Ne yapmak iin? Brunet kalarn att: Bizimle almak istiyorsun sanyordum. Yoksa fikrini deitirdin mi? Fikrimi deitirmedim. Sana ne yapacamz sordum. Anlataym, dedi Brunet, papaz duydun deil mi ? Bunlar zevk iin ortaya kmadlar ya: Bir aya kalmaz drt bir yana yaylrlar. Dahas var, Almanlar aramzdan iki tane QusUng bulup karr da bunlara, bize doru yolu gsterme grevini verirlerse hi amam dorusu. Savatan nce onlarn karsna karlacak, gl rgtler vard. Parti, sendikalar, komiteler. Burada bunlarn hi biri yok. yleyse bir eyler kurmak zorundayz, geri ekseriyetle ene almak, sylev ekmekten ileri gidemiyeceiz, ben de holanmam bundan, ama baka kar yol da yok. yleyse: Salam elemanlar bulmalyz, onlar rgtlendirip, gizli bir kar propagandaya girimeliyiz, ite ilk ereimiz bu. stnde durulacak iki konu var: Silh braklmasna karyz, bugn iin kabul edebileceimiz

27

en iyi hkmet ekli, demokrasidir. Daha ileriye gitmek yararsz, balangta ihtiyatl olmak gerek. Partiden olan arkadalar bulmay zerime alrm. Fakat dierleri de var, toplumcular, radikaller, az ok sola kayanlarn tm, senin gibi sol dnenler. Schneider souka glmseyerek: Yumuaklar yani. Ilmllar, diyelim. Brunet hemen ekledi: Ilml ama namuslu. Ben pek onlarn diliyle konuamam da, sen zorluk ekmezsin, senin kendi dilin. Anlatk, dedi Schneider. Ksacas, bir bakma Halk Cephesi anlayn uyandrmak deil mi ? Hi de fena olmaz. Schneider ban sallad: Bu benim iim. Ya seninki, senink n n de bu olduundan emin misin ? Brunet Schneider'e bakt, armt: Benim ki mi? Oh! dedi Schneider, kaytszca, eer eminsen... Aklasana. st kapal laflan sevmem. Anlal-myacak bir ey yok. unu demek istedim: u anda parti ne yapyor? Emirleri ne, ne gibi bir yol gsteriyor? Senin bunlar bildiini sanyorum. Brunet glmseyerek bakt: Ne duirmda olduumuzun farknda msn? Almanlar on be gndr Par s-teler, tm Fransa'nn alt stne gelmi bulunuyor: Arkadalarn kimi ld, kimi esir, ya da blkleriyle birlikte Allah foi'ir nereye katlar, ya Pau'ya, ya da Montpellier'ye, dierleri de hapistedir. u anda Partinin ne yaptn renmek istiyo-san, ^ "syliyeyim sana: Yeniden rgtlenmeye alyor. An'yo-rum. Sen de kendi ynnden burada bulunan arkadalar ele geirmeye. Mkemmel. Brunet, bir sonuca balamak iin: Peki, dedi, anlatk... Elbette anlatk, arkadam. steTik bu i beni fazla ilgilendirmez. nk ar solcu deilim. Partinin yeniden rgtlenmeye altn-sylyorsun: Bu bana yeter. Senin yerinde olsaydm asl unu renmek isterdim... Ceketinin cebini sigara aryormu gibi kartrd, biraz sonra el'ni cebinden karp duvar boyunca sallandrd. Hangi temellere dayanarak yeniden rgtleniyor? te bunu renmeli. Bru^et'ye bakmadan: Sovyetler Almanya ile bir oldular. Brunet sabr szlanarak: Yok canm, dedi. Sadece saldrmazlk anlamas imzaladlar, stelik de geici olarak, dinle beni Schneider: Mnih anlamasndan sonra Sovyetler dayanamad... Schneider I iini ekti: Biliyorum, dedi, ne syleyeceini biliyorum. Rusya Mttefiklere olan gvenini kaybetti, Almanlara sava aabilecek kadar glenmek iin elverili zaman bekliyor, diyeceksin. yle deil mi? Brunet duraksad. Tam bu deil. Ben, Rusya'nn Almanlarn kendilerine saldracaklarndan emin olduunu dnyorum. Yani bir saldry geciktirmek iin elinden geleni yaptna inanyorsun. Evet, bana yle geliyor. Schnei-der, szcklerin zerine basa basa: yleyse, dedi, ben senin yerinde olsaydm, Partinin Nazilere kar tam bir cephe aaca-na bu kadar gvenmezdim: Byle bir tutum Rusya'nn zararna olur. Bulank gzlerini Brunet'ye

27

dikti. Kesin olmayan, duygulu, fakat tahamml g bir bak vard. Brunet, sklarak, ban evirdi; Anlamazlktan gelme, dedi. Biliyorsun ki, genel bir tutum sz konusu deil. 39 dan beri parti kanun d, faaliyetleri de gizli olacaktr. Schneider glmsedi: Gizliliine diyecek yok. Ama bunun anlam ne? Mesel L'Humanite'yi gizli mi yaynlyacaklar ha? yleyse dinle beni: Datlacak on bin gazetenin en aa iki yz tanesi, her seferinde Almanlarn eline geecektir; buna mani olunamaz: yi bir tekilt; biraz zeky-' la, baslanlar gizleyebilir... Fakat bunlar okunmak iin datlacana gre sonuna kadar saklamak da mmkn deil. Partinin politikasn tamamen trenebilmek iin ay yeter Gesta-po'ya. Ne kar bundan? Bunu Sovyetlere ykleyemezler ya. Ya Komintern? Ribbentrcp ile Mootov arasnda Komintern sorunu sz konusu olmad m sanyorsun. Yan tutmayan bir aesle, ve saldrmadan konuuyordu. Yine de bu gevek direniinde, pheli bir yan vard. Brunet Dolambal konumyalm dedi. Molotov, Ribbentrop'a ne dedi bilemem, masann altnda deildim. Bildiim bir e y varsa, o da Sovyetlerle Parti arasndaki ilikilerin kesilmi olduudur yle mi sanyorsun? Biraz durdu. Sonra: likileri bugn iin kesilmi olsa bile yarn yeniden kurulur, tsvire var. Pazar duas bitmiti, asker,etr sessiz ve dalgn, nlerinden getiler. Schneider sesini alalt-t; Nazi Hkmetinin Rusya'y Partinin faaliyetinden sorumlu tuttuuna inanyorum yle olduunu kabul edelim. Ne kar bundan? Zaman kazanmak iin Rusya'nn Fransa ve Bel-ika'daki solculara faaliyetlerini durdurmalarn emrettiini dn Brunet omuz silkti Emretmek mi? Sen Rusya ile Partinin ilikilerini ne sanyorsun? Scheider glmsedi, sabrla, szne devam etti: Seni kurmak istemedim. Baka trl syli-yeyim: Partinin Rusya'ya zorluk karmak istemedii iin kendi kendine almalarn durdurduunu dn... Bu yeni bir ey mi? Yeni saylmaz. Sava iln edildii zaman ne yaptnz? Kald ki o gnden bu yana Sovyetlerin durumu daha da ktti-edi. ngiltere boyun edii gn Hitler rahat rahat Rusyaya dnecek Rusya hazrlanmak iin vakit kazand. Bu saldry bekliyor Emin misin ? Bu k, Kzloidu pek parlak deildi. Biraz nce de sen Molotov'un zaman kazanmak istediini sylemitin.. Eer Rusya ile Partinin arasndaki ilikiler senin sy-hdiin gibiyse, arkadalar zaman gelince kzl ordunun hazrlk derecesini reneceklerdir Arkadalardan Paris'te olanlar renirler. Ama sen renemezsin. Halbuki burada alan sensin... Brunet sesini ykselterek Sz nereye getirmek istiyorsun? Partinin faist olmaya baladna m? Hayr, fakat ortada iki gerek var; Nazilerin.zaferi ve Alman - Sovyet anlamas. Houna gitmese bile Parti bunlara uymak zorundadr, t-te sen de zellikle Partinin bu durumlara nasl uymaya altn bilmiyorsun Bunun iin elimi kotlumu balayp bo mu duraym? Onu demek istemedim, konuuyoruz... Biraz durdu sonra iaret parman kocaman burnunun yanna gtrp, devam etti: Nedenleri deiik olsa da Parti Nazilere kapitalist demokrasilerden daha yakn deildir. Sovyetlerle Bat demokrasileri arasnda bir anlama ihtimali ortaya knca sizler faist diktatrlklere kar siyasal zgrlkleri savunmak

28

I 330 bahanesi ile batya yaklama politikasna destek oldunuz. Bu zgrlk aslnda tamamen hayaldir. Bunu sen de biliyorsun. Bugn artk bat demokrasileri yenilmi durumda, Ruslar Almanyaya yanat Petain Fransada iktidarda. O halde parti faist bir ortamda faaliyetlerine devam etmek zorundadr. Sen de, efin olmadan, emir almadan, habersiz, ilikiden yoksun, kendi kararlarnla, babo bir faaliyet program uygulayacaksn. Biraz nce Halk Cephesinden sz ediyorduk: Halk Cephesi fikri lmtr, lm, gmlmtr. Bunun 38 de o zamanki tarih zeminde bir anlam vard, ama bugn iin hibir anlam kalmad. Dikkat et Brunet, kr krne alacaksn. Sesi dikr lemiti, birden sesinin tonunu deitirip, tatllatrd: te, bu yzden yapacan iten emin misin diye sordum. Brunet glmeye balad: Bo ver, dedi, btn bunlar o kadar nemli deil. Adamlar toplyalm, papazlarla, nazilerin karsnda ykl-mamaya alalm; gerisini dnrz: devler zamann artlarna gre doarlar. Schneider bayla tasdik etti, dorudur. Brunet gzlerinin iine bakt. Fakat senden yana endi-' seliyim. Seni ok karamsar buluyorum. Schneider, kaytszca: Oh! ben mi, dedi, benim fikrimi almak istersen, bizim yapacaklarmzn hi bir siyas deeri yok: durum soyut biz de sorumsuzuz. Bizden sonra gelecek olanlar rgtlenmi. Kadrolar, mitleri hazr bir toplum bulacaklar. Hi olmazsa bu konuda. Fakat u anda arkadalara biraz cesaret verebilir, buradaki hayatlarna, aldatc da olsa bir umut verebilirsek yapacamz ilerin deeri vardr. Hah, yle oldu imdi, dedi Brunet.. Bir sre sustuktan sonra, ben biraz dolaacam, ka gndr ilk olarak dar kyorum, hoa kal imdilik Schneider iki parmayla selm verip uzaklat. Olumsuz bir zek, bir aydn, bama iyi dert sardm. Tuhaf bir adam: bazan ylesine dost ve ateli, bazen ok sinik ve souk; nerede grdm ben bu ada 331 m? Partidekiler iin neden arkadalar diyor da arkadalarm demiyor? Bir yolunu bulup askerlik czdanma bakmalym. Pazar gn havasna brnm avluda adamlar tatil gnlerindeki hallerini taknmlar; btn bu ykanm, tra olmu yzlerde ayn bo ifade okunuyor. Bekliyorlar, bekleyileri yksek duvarlarn tesinde, baheleri, genelevleri, kahveleriyle tm bir garnizon ehri yaratyor. Avlunun ortasnda bir yerde biri armonika alyor, iftler dansediyor, hayal ehrin atlan, aalan ykselip hapishanenin duvarlarn ayor, dans eden hayal iftlerin kr yzlerinde yansyor. Brunet dnd, dier avluya geti. Dekor deiimi: Kilise sklp kaldrlmt, esirler oyun oynuyorlar, deliler gibi kouyorlard. Brunet, ahrn

28

arkasndaki toprak ynnn tepesine kt, mezarlara bakt, rahatlamt. Kabartlm topram stne iekler atlm, yanyana ha dikmilerdi. ki mezarn arasna oturdu, ller, uzunlamasna, altndaydlar; bu ona huzur veriyor, o da bir gn bu huzura kavuacakt. Ak, paslanm bir sardalye kutusu kard topraktan, ileri frlatt: Pazar gn bir kr gezintisi ve mezarlk; bir tepede dolayordum, aada, ehirde ocuklar oyun oynuyorlard, sesleri bana kadar geliyordu. Neredeydi bu? Hatrlamyordu. Doru, kr krne alacaz diye dnd. Peki ne yapmal? Eli kolu bal oturmal m? Bu dnceye tm gc kar koyuyor. Sava bitince dneceim, arkadalara: te ben dndm, lmedim diyeceim. Ne de gzel olur ya! Kasam m? Duvarlara bakt, pek yksek deildiler: Nancy'ye ulamak yeterdi, orada Poullain'ler beni saklarlar. Ama altndaki l var, bu sonsuz le sonrasmda banan ocuklar var: Avucu-nu topraa bastrd, kamamaya karar verdi. Birazck uymasn bilmek gerek. ocuklar toplamak iin beklemek gerek, onlara, yava yava kaybettikleri umudlarn, kendilerine gvenlerini kazandrmak, onlar silh brakma anlamasn tutmamaya zorlamak, sonra olaylarn geliine gre emirleri deitirmeye ha 332 zr olmak gerek. Parti bizi yalnz brakmyacaktr. Parti bizi yalnz brakamaz. llerin stne bir l gibi, boylu boyunca uzand; gkyzne bakt; ayaa kalkt, ar ar tepeden aa indi, yapayalnz olduunu dnd lm bir koku gibi, bir pazar gnnn sonu gibi sarmt evresini; hayatnda ilk olarak kendini birazck sulu hissetti Yalnz olduu iin sulu, dn-d, yaad iin sulu, lmedii iin sulu. Duvarlarn tesinde, l, kara, tm gzleri oyulmu evler vard: Tan lmszl. Pazar gnne mahsus kalabaln haykrlar, dnya var olal beri ge ykselmekte. Bir tek Brunet lmsz deil; lmszlk stne dikilmi bir bak gibi. Yryor Brunet: Dnd zaman gece olmutu, btn gn dolamt, kurtulmak istedii bir ey vard, baarp baaramadn bilmiyor: Hi bir ey yapmaynca, ister istemez, insanda bir takm ruh kntler belirir. atnn koridoru toz kokuyor, kafeslerin iinde sesler ykseliyor, pazar gnnn artklar. Kayan yldzlarla, yldz burlanyla dolu, yere inmi bir gkyz: Karanlkta sigara iiyorlar. Brunet durdu, ortaya seslendi: Sigara iiyorsanz dikkat edin; Barakay tututurmayn sakn. Adamlar bu tepeden inme sese sinirlenip homurdandlar. Brunet sustu, ne yapacan bilemedi, kendini gereksiz buldu. Bir iki adm daha att: Krmz bir yldz havaya frlayp ayaklarnn dibine yuvarlan-verdi, ayakkabsiyle bast stne; gece hotu, maviydi, yar karanlkta pencereler, gnee uzun bir sre baknca gz nnde beliren mor biimler gibi geceyi blyorlard. Brunet kafesini bulamad, bard: Hey! Schneider! Buradaym! dedi bir ses. Bu yandaym! Brunet geri dnd, biri usul usul, kendi kendine ark sylyordu: Yolda, ana yolda bir gen kz ark sylyordu. Geceyi seviyorlar diye dnd. Brunet. Bu yandaym, dedi Schneider, biraz daha yr, tamam... Brunet ieri girdi, parmaklklarn arasndan pencereye bak; mavi gecenin iinde yanan bir gaz lmbasn hatrlad, sessizce

28

oturdu, pencereye bakt; neredeydi bu gaz lmbas? evresinde, adamlar fsdayorlar. Sabahlan barrlar, akamlan, fsldarar, nk severler akam; geceyle birlikte bar, barla birlikte gemi yllar, eskidike deeri artan htralar usul usul bu kocaman karanlk kutuya giriyorlar; sanki geirmi olduklar hayat sevmilerdi hepsi. Ben, dedi Molu, kpksz tarafndan bir bira ekerdim. Bu saatlerde, Cadran Bleu'de oturur, hem gelip geene bakar, hem de ierdim. Blondinet Cadran Bleu nerede? diye sordu. Gobelins caddesiyle bulvar Saint MarceFin kesitii kede, anladn m neresi ? Ha! tamam, Saint Marcel sinemas var orada deil mi? Tamam, iki yz metre ilerde de Loureine klasnn karsnda evim var. iten knca eve gelir, iki lokma birsey attrp, ya Cadran Bleu'ye ou zaman da Canon des Gobelins'e giderdim. Fakat Cadran Bleu'de orkestra bile vardr. Saint-Marcel sinemasnda da atraksiyon olurdu. Biliyorum . Trenet gelirdi, Marie - Dubas gel;rdi, karken gzlerimle grdm, nah u kadar bir arabas vard. Blondinet Ben de oraya giderdim, Vanver'd oturuyorum, gece hava gzel olunca yayan dnerdim. ok uzaktr ama. Eee. Serde pe^-lik var.. Ben, dedi Lambert, biray hi eksik etmem, fakat kafam bulamyorum birayla. Benimki arap, gnde iki litre yuvarlardm Bazen . Fakat terleyip itiimi karma1 iyim. Dn bir kere, bu akam arabmz olsayd, kk bir ie Medoc. Yok be! dedi Molu. litre mi dedin! litre ya. Ben, bir litreden fazla iine midem ekir. Beyaz arap iiyorsan, yle olur. Evet, dedi Molu. Beyaz ierim, yalnz beyaz. Uzaa gitme, bak anam altm be yanda, birlikte otururuz. nanr msn, o yata, gnde bir kilo krmz arab yuvarlar. Yalnz, krmz ier. Bir ara sustu, dalmt. Dierleri de dalmlard; hepsinin yerine konuan bu sesleri kesmeyi dnmeden, sakin sakin dinliyorlard. Brunet Paris'i, L'Huma'dan knca urayp bir bardak beyaz arap itii Montmartre sokamdaki kk ban hatrlad. avu: Pazar gnleri, dedi karmla bahemize giderdik .Parisden yirmibe kilometre uzakta, Ville - Neuve. Saint - Georges'dan biraz ilerde bir bahemiz vard, gzel sebzeler yetiir... Parmakln arkasndan bir ses avuun sylediklerini dorulad: Ya! Ya! O evrenin topra ok verimlidir. Bu saatte evimize dnerdik, dedi avu. Belki de biraz daha erken, tam gne batarken; fenerlerin aydnlnda bisikletle dnerdik. Karm toplad iekleri Gidonun stne doldurur, ben de sebzeleri arkaya koyardm. Lambert, Ben, dedi, pazar gnleri kmazdm. Sokaklar ok kalabalk olur, hem pazartesi gn iba yapmam gerekirdi. Lyon gar da pek yakn deildir. Lyon garnda ne iin var? Danmada alrdm: Garn dndaki binada. anm bir gn ufak bir yolculua kmak isterse, yer ayrtmak iin gel beni bul. Bir gn nce bile olsa sana bir yer ayarlarm. Ben, dedi Molu, evde kalamam, skntlar basar. Tek bama yayorum nk. Cumartesi gnleri bile, ok zaman sokaa kmazdm dedi Lambert. Ya kan isini ne yapardn? Karlar m? Eve alrdm. Blon-dinet ararak; Eve mi, dedi. Anan ne derdi? Bir ey demezdi. Bize orba piirirj sonra

28

da sinemaya giderdi. Oh! Ne l, desene annen melek gibi bir kadn, dnyorum da, benim ki on sekiz yandayken bile beni bir kzla grd m basard sopay. Sen de ananla m oturuyorsun? Artk oturmuyorum: Evlendim. Bir an sustu, sonra: Bu gece kmazdm sokaa. Evimizde seviirdik. Uzun bir sessizlik oldu, Brunet onlar dinliyordu; kendini onlar gibi gnlk olaylara karm gryor, lmszln duyuyordu, ekine ekine; Ben, bu saatte, Montmarbre sokamda meyhanede arkadalarla beyaz arap ierdim dedi. Kimse cevap vermedi, biri yank bir sesle 'Mon Cahanon' arksn sylyordu. Brunet Schneider'e sordu: Kim bu ocuk? Schneider Gosson'dur, maliyede tahsildar. Nimes-li. Gosson ark sylyor, Brunet: Schneider pazar gn ne yaptn sylemedi, diye dnyordu. Frlad yerinden; uzun, ahenkli bir ses, nedir bu? Beyaz, pencerenin camlarnn ve parmaklklarnn glgesi beyaz demelerin stne dyor; sabahn . Ba ktkleri ayn kkrt rengi aydnlnda koyun srs gibi uyuyor. L'Allier(*) ot brm adacklarn sakin sakin okuyor, baclar Pont-de-Van-Fluerville'de ayaklarn yere vurarak trenini bekliyorlar, Brunet, neeyle sordu: Neydi bu yahu? Biri cevap verince irkildi: Susst! Suust! Dinle! Mcon'da, yatamda deilim, tatil deil, bugn. Yine o tiz, uzun ses: ddk sesi uzuyor, yaylp, kayboluyor. Bir ey olmutu. Tavan arasndan bir hrt duyuluyor, demenin stnde dev hayvan kprdamaya balad; sonsuz gecenin iinde bir tren dd: Bir tren! Tren! Tren! Demek buymu: lk tren. Bir ey balyor: Soyut gece younlaacak, canlanacak, gece bir ark olacak. Herkes bir (*) Fransa'da bir mnak. 336 azdan konumaya balyor; Tren, ilk tren, yol onarlm, iyi almlar herifler. Zaten Almanlar her zaman iin iyi iidirler; bana baksanza, bu onlarm karma, her eyi dzeltmeleri gerek; bu hzla nereye gidiyor bu tren. Nancy'ye, belki Paris'e; ah ocuklar, ah, ya iinde esirler, evlerine dnen esirler varsa, dnsenize bir? Darda, tren mutlulua, huzura gtren yolda ilerliyor; byk evin halknn kulaklar kirite. Brunet dnyor: Bir cephane treni; ocukluunu dnmemeyealyor; pasl v agonlar, brandalar, elik ve font ynn gzlerinin nne getirmeye alyor; olmuyor : Bir gece lmbasnn mavi altnda kadnlar uyuyor, sosis ve arap kokularnn iinde, koridorda bir adam sigara iiyor, gece cama yapm olan gece, ona grntsn yanstyor; Paris'i hatrlyor. Brunet glmseyip, ocukluk ana sarlarak, ayn fsltl aydnlnda yatana uzanyor, yarn Paris'de olacak, ayn fsldayan nn altnda uyukluyor, yarn Paris, ba yumuak, plak bir omuza dayal, trende uyukluyor, uyanyor, ipek gibi bir aydnlk, Paris! Ban kmldatmadan gzlerini sola eviriyor: Alt tane yarasa ayaklaryla

28

duvara yapmlar, kanatlan, eteklik gibi gvdeleri boyunca uzanyor. Brunet iyice uyanyor: Yarasalar, aslnda duvara aslm olan ceketlerin glgeleri; Molu ceketini karmamtr mutlaka, yarn gece ona bunu karttrmak. Gmleini de deitirtmeli, sonunda bizi bitlendirecek. Brunet esnedi, bir sabah daha; ne olmutu gece?... Ha, evet, tren. Birden doruldu, rtsn att, oturdu. Vcudu tahta gibiydi, her yan tutulmutu, demenin sertlii etine gemiti sanki, uyumu kaslarnda tatl bir geveme oldu, gerindi, Bu savatan sa karsam, bir daha yatakta yatmyacam. Schneider henz uyuyordu, az akt, rahatsz bir hali vard; Kuzeyli rya gryor ve glmsyordu; salar kabarm, gzleri kzarm olan Gasson rtnn stnden ekmek krklarn toplayp yiyordu; ara sra azn ap, ekmek 837 yrnn iinde kalan kl ya da iplik parasn karmak iin -iaret parmayla dilinin ucunu temizliyordu; Molu, dnceli kjr tavrla kafasn kayordu, yznn krklarnn iine k-jflr tozu dolmu, gzleri boyal sanki: Onu ykanmaya zorlayacak bir are bulmal; Blondinet, yz ask, gzlerini krptryor, birden yz aydnlanyor: Vay canna! rtnn altn-(jan yalnz ba kyor, jakm ve memnun bir hali var. Molu, Ne var, ocuk? diyor. Kalkt. Molu inanmyor. Kalkt m! go versene sen. Buruuk bez paras gibi desene sen una. Blondinet rtsn att, gmlei, sar tyl bacaklarnn stne svanmt: Doruymu be!., diye bard Molu. ansl herifsin! Gasson, souk souk: ansl m? diyor. Bana sorarsan mutsuzluk bu! Blondinet atld, Seni kskan seni! Bu mutsuzluk senin de basma gelsin istersin ama. Molu, Lambert'i kolundan tutup sarst, Lambert bararak srad: Ne var? Bak! bak! dedi Molu, Lambert gzlerini outurup, bakt. be! dedi. Gzlerini ayrmadan: Dokunabilir miyiz? Blondinet Canm actnrsnz dedi. Belki de takmadr. Blondinet tiksintiyle; Takma m! Takma m! dedi. Dene de gr. Kollarn iki yana am srt st uzanmt, gzleri yar kapalyd, ocuksu bir glmseme vard yznde. Endielenmeye balamtm, dedi, bir yandan da kirpiklerinin arasndan nefesinin dzenine uyarak inip kalkan bu tmsee bakyordu. Adeta korkmaya balamtm. Malm ya evli adamz biz! Gltler. Brunet ban evirdi, tepesi atmt. Molu: Ben, bir kere alrsam duramam, bunun iin hi olmasm daha iyi. Yine gltler, Blondinet koruyucu, ho gfrr bir el hareketiyle kasklarn okad ve zevkle: Dnya cenneti bu! dedi. Brunet birden *Blondinet'ye dnd, dilerinin arasndan: rt unu! Blondinet heyecandan boulan bir sesle: Neden? diye sordu. OkuTkenis: F - 22 338 mas yazmas olan Gasson Brunet'yi taklit ederek: rtn gs, bakmaya kyamyorum. Brunet: Hepiniz hayvan gibi. siniz! dedi. Hepsi balarn Brunet'ye

28

doru evirip baktlar Brunet: Kzyorlar bana diye dnd. Gasson bir eyler ho. murdand Brunet ona doru eildi: Ne diyorsun? Gasson ce. vap vermedi, Molu uzlatrc bir sesle: Ara sra sevimen'u szn etmek bir su deil, dedi, hem insann kafasn dinlen-dirir. ktidarszlar sevimeyi azlarndan dlmezler, dedi Brunet. Sevimek frsat eline geince seviirsin. Ya eline gemezse? Susarsn. Sklmlar ve yorulmulard; Blondi-net, yavaa istemiye istemiye rtsn stne ekti. Schnei-der uyanmamt; Brunet, Kuzeylinin zerine eilip sarst. Kuzeyli homurdand, at gzlerini: Haydi, jimnastie! dedi Brunet. Hoppala! dedi Kuzeyli. Ayaa kalkt, ceketini ald, ahrlarn bulunduu avluya indiler. Barakalarn birinin nnde mrettip, Dewroucke're ve arkada kendilerini bekliyorlard. Brunet uzaktan seslendi: Ne haber? Bomba gibiyiz. Treni iittin mi bu gece? Brunet, can sklarak; Evet, dedi duy dum. Kzgnl abuk geti: Bunlar gentiler, canlydlar, temizdiler; mrettip apkasn fiyakal bir biimde yanlamasna giymiti. Brunet glmsedi. ncecikten bir yamur yayordu; avlunun dibinde, kalabalk dua saatini bekliyordu; Brunet kalabaln pazardan daha az olduunu farkederek, memnun oldu. Sylediimi yaptn m? Dewrouckere cevap vermeden barakann kapsn at: Demenin stne saman yaymt, Brunet'n'n burnuna nemli bir ahr kokusu alnd. Nereden buldun bunu? Dewrouckere glmsedi: Bulup buluturuyoruz ite. ok iyi dedi Brunet; onlara sevgiyle bakt, ieri girdiler, soyundular, yalnz donlaryla oraplarn karmadlar; Brunet ayaklarn samann krk yumuaklna soktu, memnundu, Hadi, ba-lyalm dedi. Srtlan kapya dnk olarak sraya girdiler. Karlarnda duran Brunet say ile hareketler yapyordu. Onu izdiler, nefesleri dilerinin arasndan slk alar gibi kyordu, j^jleri enselerinde, topuklarnn stne melmelerini, uzun sert acelelerini, salam vcutlarn Brunet zevkle seyrediyordu, pewrouckere ile Brunet en glleriydi, adeleleri boum boumdu; mrettip ok zayft; Brunet ona endieyle bakt, sonra ak-jna bir fikir geldi, doruldu, Durun diye bard. Mrettip durduklar iin sevinmiti, soluyordu. Brunet ona doru yrd: Sen ok zayfsn yahu! Yirmi Hazirandan bu yana alt kilo verdim. Nerden biliyorsun? Revirde bir tart var. Verdiin kilolar alman gerek. Yeteri kadar yemiyorsun. Nasl yiyeyim?... Bunun ok basit bir yolu var, hepimiz hakkmzn bir parasn sana veririz. Mrettip: Ben... diye itiraz edecekti, Brunet onu susturdu. Burada doktor benim, sana fazla gda alman emrediyorum. Dierlerine dnp, tamam m? diye sordu. Tamam dediler. yi, yleyse, her sabah odalar dolap payn toplyacaksn. Gvdenin ne eilip bel zerinde dndrlmesi; biraz sonra mrettip sendeledi, Brunet kalarm j,att: N'oldu yine? Mrettip zr diler gibi glmsedi: Biraz zor da. Durma, dedi Brunet. Sakn durma. Gvdeler tekerlekler gibi dnyorlar, balar ge meydan okurcasna ykseliyor, sonra bacaklarn arama dyor, kalkyor, yeniden dyor. Yeter! Karn hareketleri yapmak iin srtst yatyorlar, ters kpryle bitirecekler: Kendilerini grei sanp eleniyorlar, Brunet kaslarnn altn hissediyor, kasnda ince, uzun bir ac duyuyor, mutludur Brunet; gnn tek iyi an bu, tavann kara kirileri

28

arkaya doru kayyor, samanlar yzne geliyor, samann san kokusunu iine ekiyor, ta ayaklarnn ucuna uzanan eli samanlara deiyor. Haydi, diyor Haydi! Avc erlerinden biri; Kasm patlayacak, diyor. Olsun. Haydi! Haydi! Brunet doruldu: Sra sende, Marbot! Marbot savatan nce kran krana gre yapard; ii de masrlkt. Dewrouckere'in yanma gitti, belinden yakalad; Dewrouckere r __04.0 __

gld, gdklanmt, srt st, elleri stne brakverdi kendini. Brunet'nin sras geldi, beline yapan scak avular hissetti kendini arkaya att: Hayr, hayr, dedi Marbot, kasma kendini. Gevek brak, canm skmasana kendini. Brunet kalalarnn stnde geriliyor, atrdyor, kemikleri, ok yal, ok katla. m, parmaklarnn ucu zorlukla yere deiyor, doruluyor Bru-net, kendinden memnun, ter iinde, onlara srtn evirip, ye. rinde zplyor. Durun! Birden dnyor: Mrettip baylmt. Marbot onu usulca samanlarn stne uzatt, belirsiz bir sula-mayla: Onun iin ok ard bu diyor. Brunet'nin can skl-mt. Yok canm, dedi. Alk deil de ondan. Mrettip gzlerini ayor. Yz kire gibi, zorlukla nefes alyor, Brunet dosta: N'oldu yahu? diyor. Mrettip ona gvenle glmsyor: yiyim Brunet, iyiyim. zr dilerim, zr... yi, iyi; daha ok yersen daha iyi olursun. Bugnlk bu kadar, ocuklar. Koar adm dua. Elbiseleri koltuklarnn altnda, don gmlek su hortumuna kadar kotular; elbiselerini bir adr bezinin stne attlar, sarp sarmalayp, su geirmez bir paket haline getirdiler, ince ince yaan yamurun altnda du yapmaya baladlar. Brunet ile mrettip hortumun ucunu tutarak suyu Marbot'nun stne doru fkrtyorlard. Mrettip endieyle Dewrouckere'e bakt, sonra yavaa fsldad Brunet'ye. Seninle konumak istiyoruz. Brunet elinden hortumu brakmadan ona doru dnd: Mrettip ban edi, Brunet sinirlendi: Kendinden korkulmasndan holanmazd. Sert bir ekilde: Bugn, leden sonra saat te, avluda dedi. Marbot haki renkli ibir gmlek parasyla kurulanp giyindi. Hey! ocuklar; yeni bir dmen eviriyorlar bakn! dedi. Bir gurup esirin ortasnda uzun boylu esmer biri bir sylev ekiyordu. Marbot heyecanl heyecanl: Yazc Chabocke bu. Gidip bir bakaym ne oluyor. Brunet arkasndan bakt: Tozluklarn giymeye vakit bulamad, herbi-rmi bir elinde tutuyordu. Mrettip: Ne olabilir acaba? diye 341 eordu. lgisiz grnmeye alyordu ama sesi ilgisini belli ediyordu: Gnde yz kere bu sesle konuurlard, umut besleyen bir ses bu. Brunet omuz silkti. Ya Ruslar Bremen'e kmlardr, ya da ngilizler mtareke istemilerdir: Hi bir eyi deitirmez

28

bunlar. Mrettibe kt kt bakt. ocukcaz dierlerinin yanma gitmek iin can atyordu, ama cesaret edemiyordu. Brunet onun ekingenliine aldr etmiyordu: Arkam dner dnmez, oraya koacak biliyorum, gzlerini iri iri ap burun deliklerini iirecek, kulak kesilip Chaboche'un nne dikilecek. Hortumu tut, du yapacam. Brunet donunu kard, eti hayat verici dolu taneciklerinin altnda canlanp geriliyor, binlerce dolu tanesi, etinin milyonlarca parasn ayr ayr duyuyor, elleriyle vcudunu outurdu, gzlerini aylaklar topluluundan ayrmyordu; Marbot aralarna sokulmutu, kalkk burnunu Chaboche'a doru kaldrmt, Tanrm, u son umutlarn da bir kaybetselerdi; yapacak bir ey, bir are bulmaya uraacaklard o zaman. Savatan nce, onlara gerei gsteren, alkanlklanyla, dnya ile ilikilerini dzenleyen ey ileriydi. imdiyse, artk hi bir i grmyorlard, hereyi umutla bekliyorlard sadece, rya gryorlar, gerek nedir bilmiyorlard. Yzlerinde ilh bir glmsemeyle, ar ve ahenkli admlarla yryen u kii uyank m? Ryada geziyorlarm gibi ara sra azlarndan bir iki szck dklyor, farknda bile deiller. Neyin ryasn gryorlar. Sabahtan akama kadar oktan yoksun bulunduklar heyecan kendi zihinlerinde yaratyor ve bunlar oalan bir zehir gibi yumurtlayp duruyorlar; artk yapamaz olduklar eylerin hikyesini adeta yayarak birbirlerine anlatyorlar: Sahnelere yakr, kanl olaylarla dolu bir sr hikye. Oldu, bu kadar yeter. Fkran su aa kayyor, akl talarnn arasnda kpk kpk kaynyor, Brunet kurulanyor, Marbot onlara doru geliyor, memnun ve rahat grnyor. Bir an duraklyor, sonra konumaya balyor. Yapmackl bir ilgisizlikle: Ziyaretiler gelecek. diyor. Miirettibin yz al al oluyor: Ne? Nasl ziyaretiler? Ailelerimiz. Brunet, alayc bir sesle: Sahi mi? diyor. Peki ne zaman? Marfoot evik bir hareketle yaklayor, heyecanla Brunet'nin gzlerinin iine bakyor: Bugn. Elbette, dedi Brunet. Esirler kanlaryla seviebilsinler diye yirmi bin yatak smarladlar. Dewrouc-kere gld; mrettip glmeye cesaret edemedi, ama gzlerinde daha ok renme al okunuyordu, Marbot gvenle glmsedi: Hayr! hayr aka deil, dedi. Resm haber bu! Ghaboche syledi. Ya! Chaboche sylediyse mesele yok. Brunet dalga geiyordu. Bu sabah ilm asacaklar. Dewrouckere, ln kma assnlar dedi. Brunet glmsedi .Marbot armt. Cidd bu; Gartiser'e de sylemiler, kamyon ofr bir Alman sylemi. Epinal'dan, Nancy'den geliyorlarm. Kimler geliyorlarm? Kim olacak, aileler tabi. Dn gelmiler, bisikletlerle, yrye yrye, arabalarla, yk trenleriyle, gece otlarn stnde yatmlar, bu sabah da, belediye binasna gidip Alman kumandana yalvarmlar, ha, bak ite, bak! ln asyorlar! Adamn biri kapya beyaz bir kt yaptryordu, saldrdlar, merdivenin nne biriktiler; Marbot kolunu sallyarak kapy gsterdi: Ne haber? Kna m yaptrdlar iln? Kna m ha? Dewrouckere omuz silkti. Brunet yava yava gmleini, pantalonunu giydi, haksz kt iin can sklmt. Hoa kaln ocuklar. Musluu kapatrsnz dedi. Ar ar, kapnn nnde toplanan kalabala doru yrd, bunun da dierleri gibi uurulmu bir balon olmas ihtimali azalmt, Brunet korkak ruhlar sevindiren

28

hak edilmemi, kk mutluluklardan nefret ederdi; bir anak orba, ailelerin ziyareti, bunlar ii kartracakt. Uzaktan, kafalarn stnden okudu: Kamp kumandan esirlerin ailelerini ve yakn akrabalarn kabul etmelerine izin vermitir. Alt kattaki salonlardan biri ziyaretler iin hazrlanacaktr. Ziyaretler, yeni bir emre kadar, pazar gnleri 14-17 aras t 343 yp Hi bir ekilde yirmi dakikadan fazla srmeye-

cektir. Esirlerin davranlar bu olaanst tedbirin uygulanmasn bozarsa, ziyaretler kaldrlacaktr. Godchaux, mutlu bir homurtuyla ban kaldrd: Haklarn yememek gerek: Sandmz kadar hayvan deil bunlar. Brunet'nin solunda duran ufak tefek Gallois glmeye balad. Uyuuk, tuhaf bir gl. Brunet, Niye glyorsun? diye sordu. Hahaha!. Yaklayor, yava yava yaklayor. Yaklaan ne? Adamcaz armt, belirsiz bir hareket .yaparak, glmeyi kesti. Az kald dedi. Brunet kalabal yarp merdivene yrd: evresinde, alt kat kaplayan alaca karanlkta insanlar kaynayor, bir karnca yuvas. Ban kaldrnca, trabzana yapm solgun, mavi eller, mavi yzlerden, uzayp giden, sallanp duran, dne dne ykselen bir yay grd, itti, itildi, parmaklklara tutunarak kendini yukar ekti, yaylanan traJbzanla aralarnda eziliyordu; btn gn hi durmadan, sebebsiz yere merdivenleri inip kyorlard; Brunet yaplacak hi bir ey yok henz. Yeteri kadar mutsuz deiller diye dnd. Gelirleriyle geinen insanlar gibi oldular, mal mlk sahibi kesildiler, btn kla onlarn, atya kyorlar, bodruma iniyorlar, kilerlerin birinde kitaplar buldular. Geri revirde il, mutfakta yiyecek yok ama bir revir, bir mutfak, bir sekreterlik var, berber bile var: dare edildiklerini hissediyorlar. Ailelerine mektup yazdlar, iki gnden beri de, vakitlerini tpk ehirliler gibi geiriyorlar. Kommandatur, saatlerini Almanya saatine gre ayarlamalarn emredince hemen hepsi, saatlerini Haziran ayndan beri kurmayp bileklerinde b:r yas iareti olarak tanyanlar bile, stenileni yerine getirmekten geri kalmadlar; Yaban otlan gibi byyen bu belirsiz zaman parasn bile terkettiler. nk onlara Alman saatini, zafer kazanmlarn gerek zamann, Dantzig'de, Berlin'de akp giden zaman: Kutsal zaman vermilerdi. Yeteri kadar mutsuz deildiler: dare ediliyor, besleniyorlard, balarn sokacak bir

yerleri vard, sorumsuzdular. Bir gece nce o tren gemiti, aileleri de, elleri kollar konserve, teselli dolu geleceklerdi. Ala-yp baracaklar, pseceklerdi! Bir bu eksikti; bugne kadar hi olmazsa kendi hallerindeydiler. imdiyse kendilerini nemli kiiler sanacaklar. Karlar, analar kahraman esirler masaln uyduracak kadar zaman buldular, bu masalla zehirliye-cekler bunlar. a katma kt, koridordan geti, kafes gibi odasna girip fkeyle arkadalarna bakt. Her

28

zamanki gibi tembel tembel yatyorlar, rahat ve uyumu bir halde geirdikleri gnleri dnyorlard, Lambert, kalar kalkk, akn, yz aslm Les Petites Filles modeles (*) 'i okuyordu. Haberlerin at katna henz ulamad ilk bakta anlalyordu. Brunet duraklad; Onlara sylese miydi? Parldayan "gzleri, geveze heyecanlar gznn nne geliyordu. Naslsa renecekler. Sesini kartmadan oturdu. Schneider aaya ykanmaya inmiti; Kuzeyli henz yukar kmamt, dierleri Brunet'ye alk alk baktlar. Ne var yine? diye sordu Brunet. Hemen cevap vermediler, sonra Molu yavaa: Alt numarada bit var dedi. Brunet irkilerek yzn buruturdu. Kendini sinirli hissediyordu, daha da sinirlendi, hiddetle: Burada bit mit istemiyorum dedi. Birden durdu, alt dudan srd, kararszlk iinde bakt onlara. Kimse tepki gstermedi: Kendisine evrilmi yzler karanlk, biraz da utanga, Gasson: Sylesene Brunet, ne yapacaz? diye sordu. Evet, evet ,beni sevmiyorsunuz ama skya gelince beni ararsnz. Daha yumuak bir sesle cevap verdi: Size baka yere tanalm dediim zaman istemediniz...... Nereye tanabilirdik? Bo yerler vard. Lambert, sana alt kattaki mutfak bo mu bir bak demitim. Mutfak m! dedi Molu, yoo teekkr ederim, talarn stnde yatlr m, kmz tutmaz sonra, stelik hamam bcei dolu. Bitten daha iyidir. (*) rnek kk kzar. sana soruyorum, gidip baktn m? Evet. Ee? Tutulmu. Tabi ya: Sekiz gn nce gitmeliydin. Brunet yanaklarnn kzardn hissetti, sesini ykseltti, bararak: Burada bit istemiyorum, bit grmeyeceim. Blondinet: Dur canm, dedi. Hemen kzma yle; bunda bizim bir suumuz yok. avu da barmaya balamt; Hakk var barmaya! Hakk var! Ben 14'de drt sene savatm, hi de bitlenmedim, imdi de sizin gibi ykanmn bile bilmeyen pis herifler yznden bitlenmek istemem! Brunet kendini toparlamt; sakin bir sesle: Derhal tedbir almamz gerek. dedi. Blondinet alayl alayl gld: Biz de isteriz ama, nasl bir tedbir alacaz? lk nce dedi Brunet, hepiniz her sabah du yapacaksnz. Sonra, her ak-am bitlerinizi temizliyeceksiniz. Ne demek yani? Soyunacaksnz, ceketlerinizi, donlarnz, gmleklerinizi karp dikilerinin arasnda sirke var m, bakacaksnz. Eer yn kuanz varsa, en ok orada sirke olur. Gasson iini ekti: Ne elence, ne elence! Yatarken, elbiselerinizi gmleklerinizle birlikte ivilere asacaksnz; stmze rtlerimizi ekip rlplak uyuyacaz. Tuh, Allah kahretsin! dedi Molu, Iben bronit olurum. Brunet hzla dnd. Sra sana geldi, Molu. Sen bir bit yuvassn, bu byle devam edemez. fkeden boulan Molu: Yalan, bende bit yok. Belki imdilik yok ama yirmi kilometre uzakta bir bit olsa gelip seni bulur, muhakkak sana gelir. Molu bozuldu. Niye sana deil de bana gelsin? Neden bana gelsin? Brunet bara bara: Nedeni ortada, nk le gibisin! Molu kendisine kt kt bakt, azn at, fakat dierleri glp barmaya balamlard bile: Hakk var, kokuyorsun, sidikli ocuklar gibi kokuyorsun, , pis, sana bakn-ea yemek yiyemiyorum! Molu dorulup onlar

29

szd. Ykanyorum, dedi. Belki sizden de ok ykanyorum. Yalnz ben baz-kn gibi rlplak soyunup avlunun ortasna karak gsteri yapanlardan deilim. Brunet parmam burnuna doru uzatp

sordu: Dn ykandn m? Elbette. yleyse ayaklarn gster. Molu srad: Deli misin sen! Bacaklarn altna alp, topuklarnn stne Trk usul, bada kurup oturdu: Grrsn belki ayaklarm. karn unun postallarn. Lambert ile Blondinet Molu'nn stne ullandlar, belinden kavrayp yere ykarak sk sk tuttular, Gasson Mol'nn karnn gdklamaya balad, Molu titriyor, (boulur gibi baryor, azndan tkrkler sayor, glerek iini ekiyordu: Durun! Durun! ocuklar! Eeklik etmeyin be! Baylacam ulan... yleyse, dedi avu, doru dur. Molu olduu gibi kald, arada bir rperiyordu; Lambert gsne oturdu; avu sa postalnn bam zd, ekti, ayak meydana kt, avu sarard, pa-puu brakverdi elinden, birden ayaa kalkt: Allahm! dedi. yle ya, dedi Brunet, Allahm! Lambert i1 e Blcndinet sessizce ayaa kalktlar, Molu'ye gzlerine inanamadan bakyorlard. Molu, sakin ve marur, dorulup oturdu. Yandaki odadan fkeli bir ses: Hey! drt numaradakiler! Ne halt ediyorsunuz? Ortal le gibi kokuttunuz be. Lambert ksaca: Molu papu-cunu kard da dedi. Mol'nn ayana bakyorlard: Delik orabndan, ba parma simsiyah, dar frlamt. Lambert, Ayann altn grdn m? dedi. orap deil, elek sanki. Gasson mendilini burnuna dayad. Blondinet ban sallyor, bir cins saygyla: Ah! Domuz! Ah domuz! diyordu. ren, dedi Brunet. ek unu gzm'n nnden. Molu abucak ayan postaln iine soktu. Brunet ciddi bir sesle; Molu, dedi, sen toplum iin bir tehlikesin. Ltfen git bir du yap, hem de derhal; yarm saate kadar ykanmazsan sana yemek yok, bu akam da burada yatamazsm. Molu Brunet'ye kinle bakt, itiraz etmeden kalkt, uzaklarken: Burada emreden sadece sen misin? diye mrldand. Brunet duymam gibi yaparak cevap vermedi. Molu dar kt, dierleri glyorlard, ama Brunet glmyordu; bitleri dnyordu: N'olursa olsun ben bitlenmiyeceim. Blondinet Saat ka? diye sordu, karnm zil alyor. On ilci. dedi avu. On iki, yani karavana zaman; sra kimde acaba? Gasson'da. Hadi, kmldasana Gasson. Daha vakit var, dedi Gasson. Kmlda, diyorum sana, sra sende olunca en arkaya bizler kalyoruz. Gasson pekl, gidiyoruz ite! diyerek fkeyle apkasn kafasna geirip dar kt. Lambert tekrar okumaya dald. Brunet krek kemiklerinin arasnda si-nirfi kantlar dolatn hissetti; Lambert hem okuyor, hem de baldrn kayordu, Blondinet ona bakyordu: Bitlendin m yoksa? Hayr, dedi Lambert, ama sz edildiinden beri.... Ben de kanyorum dedi Blondinet. Boynunu kad: Brunet, sen kanmyor musun? Hayr. Sustular, Blondinet tatsz bir glmsemeyle kanyor, Lambert hem okuyor, hem kasmyor; Brunet ellerini cebine sokuyor, kanmyor. Gasson eikte grnmt, barut gibiydi.

29

Siz benle dalga m geiyorsunuz ulan? Yemekler hani? Yemek mi? Aada kimsecikler yok, mutfaklar amamlar bile. 'Lambert bam kaldryor, endie dolu sesler: Yine oruca m balyoruz yoksa? Tembel, kehanet merakls mizalar akllarna, ya en iyi, ya da en kt ihtimali getiriyor. Brunet avua dnd: Saatin ka? On ikiyi on geiyor. Saatinin ilediinden emin misin? avu glmseyerek saatine bakt. svire saatidir. Brunet komu odadakilere seslendi: Saatiniz ka? Onbiri on geiyor. avu bbrlenerek; Ben size ne dedim? Gasson fkeyle: Sen bize, onikiyi on geiyor dedin, moruk. yle ya: Fransz saatiyle on ikiyi, Alman saatiyle onbiri on geiyor. Gasson kprd: Kaz kafal! Lambert'in stnden atlayp kendini rtnn stne brakverdi. avu sakin sakin: Herhalde Fransa'nn ba dertte olduu bir srada Fransz saatinden vazgeecek deilim. Artk Fransa saati yok, koca aptal! Marsilya'dan Strasbourg'a doru Almanlar kendi saatlerini uyguluyorlar. Olabilir, dedi avu, sakin, inatyd. Fakat benim saatimi deitirecek adam daha anasnn karnndan domad. Brunet'ye dnd: Almanlar buradan ekip gidince Fransz saatine kavutuk diye sevinecekler bunlar. Hey! diye bard Lambert, Molu'ye bakn, adama dnm. Molu temizlenmi, pembelemiti, pazar gezmesine hazrlananlara benziyordu. Glmeye baladlar: Ne haber Molu, gzel miydi? Ne gzel miydi? Su. Evet, evet, dedi Molu, dalgn dalgn, ok gzeldi. yi, dedi Brunet. Bundan byle, her sabah bize ayaklarn gstereceksin. Molu syleneni iitmemi gibiydi, dudaklarnda nemli, esrarl bir glmseme belirdi. Yeni haberler var, ocuklar, sk durun! Ne, nedir? Haber mi? Ne haberi? Yzler birden parlad, kzard, aydnland, Molu: Ziyaretilerimiz gelecek! Brunet sessizce kalkt, odadan kt, arkasndan baryorlard, admlarn hzlandrd, merdivene trmanan insan ormannn iine dald, avlu kaynyordu, adamlar incecik yamurun altnda arka arkaya ar ar dnyorlard; hepsi izdikleri dairenin iine bakyorlard; btn pencereler darya uzanan balarla doluydu: bir ey olmutu. Brunet sraya girdi, o da dnmeye balad, ilgisizdi: her gn ayn yerde bir ey olurdu, adamlar durur, beklerlerdi, dierleri onlarn evresinde, onlara bakarak dnerlerdi. Brunet de dnyordu, avu Andre kendisine glmsedi: Vay, ite bizim Brunet, bahse girerim Schneider'i aryorsundur. Brunet: Grdn m onu? diye atld. Andre avu, alayc bir tavrla: Elbette, dedi. Hem o da seni aryordu. Byk altndan glerek dierlerine dnd: Bu ikisi etle trnak gibidir, hi birbirlerinden aynlmazlar. Brunet glmsedi: etle trnak, neden olmasn? Schneider ile olan arkadal houna gidiyordu, nk hi zaman almyordu. Bir gemide kurulan dostluk gibiydi, insan balamyordu; bir gn esaretten kurtulabUirlerse bir daha gr-mezlerdi. Talepsiz, sorumsuz, zorlamayan bir dostluk: insann iinde scak bir ilgi o kadar. Brunet dnyor, Andre de sesini karmadan yannda dnyordu. Bu ar ar hareket eden ^aelstrom'un ortasnda mutlak bir sessizlik iinde olan bir k- sUn v?.r: srtlarnda kaputlaryla torbalarnn stne oturmu ^adamlar. Andre geerken Oapot'yu

29

durdurdu: Nedir bu ocuklar? Cezallar dedi Clapot. Neliler? Clapt, sabrszlkla Andre'nin elinden kurtularak: Cezallar dedim ya. Gzlerini bu sessiz, kmldamadan duran adamlardan ayrmadan tekrar dnmeye baladlar. Cezallar, diye homurdand Andre. lk defa cezal gryorum. Niin cezal? Ne yaptlar ki? Brunet'nin yz gld: Schneider ilerde Maelstrom'un dnda duruyordu, burnunu outurarak kk cezal grubu szyordu, Brunet Schneider'in ban yana eiini seviyordu; keyiflenerek dnd: Gevezelik edeceiz.* Schneider ok zekiydi. Brunet'den de daha zekiydi. Zek ok nemli deildi ama ilikileri ho klard. Elini Schneider'in omuzuna koyup glmsedi; Schneider keyifsiz bir glmseyile karlk verdi: Brunet, ara sra kendi kendine: Schneider 'benden holanyor mu acaba, diye soruyordu ; birbirlerinden hi aynlmaz olmulard ama Schneider, Brunet'den holansa bile bunu her zaman gstermiyordu. Ashnda 'Brunet byle olmasna seviniyordu: sevgi gsterilerinden hi holanmazd nk. Ne haber? diye sordu Andre, Schneider'-ini buldun deil mi? Brunet gld, Schneider glmyordu. Andre, Schneider'e sordu: Sylesene, neden cezalandrlmlar? Kimler? uradaklier. Cezalandrlmadlar, dedi Schneider. Alsasl bunlar. Gartiser'i grmyor musun ilk srada? Ya, demek byle, dedi Andre. Demek byle! Memnun olmu bir hali vard, bir sre elleri cebinde, merak doymu olarak yanlarnda durdu sonra birden hrslamverdi: Neden buradalar? Schneider omuz silkti: Git kendilerine sor. Andre duraksad, sonra ar ar, ilgisiz bir tavr taknarak yanlarna yaklat. Alsasl-lar, kaskat, endieli, gvensiz, kaputlar (bacaklarna eteklik gibi sarlm olarak dimdik oturuyorlard, bir geminin gvertesinde toplanm gmenlere benziyorlard. Gastiser, elleri baldrIannn stnde oturmu, geni yznde iri gzleri fldr fldr dnyordu. Ne haber, ocuklar, dedi Andre, yeni bir ey xtu var? Cevap vermediler: Andre'nin kararszln gsteren y. z Alsasllaru eik balarnn stnde sallanyor. Yeni bir ey var m? Cevap veren olmuyor. Ben yeni bir ey oldu sandmd, sizi byle daire eklinde oturmu grnce, ha Gartiser? Gartiser nihayet ban kaldrafoiliyor. Andre'ye sulu gzlerle bakyor. Nasl oldu da hepiniz bir araya toplandnz? Byle emrettiler de ondan. Ya kaputlarnz, torbalannz, onlan da almanz m sylediler? Evet. Niin? Bilmiyorum. Andre'nin yz heyecandan kzarmt: Ama bir fikriniz vardr? Gastiser cevap vermedi; arkasnda abuk abuk Alsas diliyle konuuyorlard. Andre'nin gcne gitmiti, diklendi: yle olsun, dedi. Bu k bu kadar kaslamyordunuz, lisannz aklnza gelmiyordu, ama imdi yenildik diye Franszcay unuttunuz ar-tik. Balarn bile kaldrmadlar; Alsas dili, rzgr altndaki bu srekli, doal yaprak hrts. Andre, alayl alayl glyor, baklann nndeki balardan ayrmyor: Bugnk gnde Fransz olmak kolay deil, yle deil mi? Gartiser, birden Bizim iin zlme, uzun sre kalmyacaz burada. Andre durakad, kalann att, kinci bir karlk arad, bulamad. Yarm bir ark yapp Brunet'nin yanma dnd: Gryor musun! Brunet'nin arkasmdan kzgn sesler ykseliyordu; Sen de niye onlarla konutun sanki ? Rahat brak unlar, ne de olsa Alman tohumu saylrlar. Brunet onlara bakt; solgun, bozulmu, st gibi ekimi

29

yzler: kskanlk... Kk burjuvalann, mahalle esnafnn kskanl, nce memurlar, sonra da zel durumda olanlan kskan. imdi sra Alsashlarda. Brunet glmsedi: fkeyle yanan bu gzlere bakt, Fransz olduklan iin sklyor canlan: Ama bu, krkrn^ bir boyun eiten ok daha iyi; ks-. kanlk daha kolay ilenebilir. Sana hi foirey verdiler mi, ya da en ufak bir yardmda bulundular m? Deli misin sen? jjk gnleri, ilerinde et konserveleri olanlan vard, burnum2UH dibinde oturup yediler; bunlar insan alktan gebertirler y,-alahi. Alsasllar iitiyorlard: Sarn, krmz yzlerini Fran-* szlara evirdiler, bir kavga kar myd?. Bouk bir ses; Fran-gzlar bir adm geri sradlar, Alsasllar ayaa frlayp hazr ola getiler: kapnm nndeki basamaklarda uzun boylu, zayf, yz karmakank, gzleri iine km bir Alman subay belirdi, gonutu, Alsasllar dinliyordu, pancar gibi kzaran Gartiser boynunu uzatyordu. Franszlar da, bir ey anlamadan, dikkatli bir ilgiyle dinliyorlard, fkeleri dinmiti: resm bir trende bulunduklarna inanyorlard. Bir tren her zaman iin gurur okaycdr. Subay konuuyor, zaman kat, kutsal, akp gidiyor, bir garip dil, din trenlerdeki ltince gibi; Alsashlar; artk kimse onlan kskanmaya cesaret edemiyor: bir kilise korosunun vekarma brnmler. Andre bam sallad: Dilleri, pek o kadar da kt deil. Brunet cevap vermedi: maymun gibi bunlar, kzgnlklan be dakikadan ok srmyor. Schneider'e: Ne anlatyor bu herif? diye sordu. Serbest olduklarn sylyor. Kumandann sesi, esmer yznden heyecan dalgalar halinde arka arkaya boalyor; baryor yalnz gzleri parlak deil. Ne sylyor? Schneider alak sesle evirdi: Fhrer'in sayesinde Alsas anavatana katlacak. Brunet Alsasllara dnd: Yzszd bu adamlar, tutkularndan bile zevk alrlard. Yine de iki kiinin yz kzarmt. Brunet eleniyordu. Almann sesi ykseldi, hzland, meydan batan baa doland, subay yumruklarn havaya doru kaldrd, kin dolu yumruklar ile zafer naralarna tempo tutuyordu adeta; herkes, asker bandoyla geen bayran nndeymi gibi duygulanmt; iki yumruk alp havaya frlad, adamlar rperdiler, subay haykrd: Heil Hitler! Alsasllar donup kalmlard; Gartiser onlara dnd, gzleri ate sayordu, sonra kumandana doru dnd, kollarn ileriye uzatp bard: Heil! Belli belirsiz bir sessizlik oldu, sonra kollar kalkt. Brunet istemiyerek Schneider'in jinde iki tane sosyalist bulmutuk, Deuwrouckere geen hafta bileini yakalayp skt. Baryorlard. Kimi heyecanla Heil! ^arla temasa geti, hereyi gze almaya hazrdlar. Ee, diye baryor, kimi de kilisede ark sylermi gibi sesleri kT^acak? Onlar da dierleriyle birlikte kollarn kaldrdlar. madan, sadece azlarm ayorlard. En arka srada, ba nne eik, elleri cebinde, uzun boylu biri strap eker gibi titriyordu, Kollar indi aaya, Brunet Schneider'in bileini brakt; Fran-azlar susuyorlard. Alsashlar hazr ola getiler,

29

salarnn altn renkli alevi altnda yzleri beyaz mermer gibi; kr ve sar. Kumandan bir emir verdi, kmldadlar, Franszlar yol vermek iin yana ekildiler, Alsashlar, merakllar duvarnn arasndan gei. yorlar. Brunet arkasna dnp, arkadalarnn heyecanl yzlerine bakt. Bu yzlerde kin, fke grmek isterken sadece parlayp snen yumuak ve dertli bir zlemin izlerini buldu. lerdeki demir parmakl kap ald; merdivenin banda ayakta duran Alman kumandan Alsashlarm uzaklam iyimser bir glmseyile seyrediyordu. Olmaz be, dedi Andre, olmaz bu. Allah kahretsin, dedi sakall biri, Ldmoges'da doduumu dndke... Andre ban sallayp: olmaz be! deyip duruyordu. Charpin gchneider cevap vermedi. Brunet gzlerini ky garipleri gibi kendi halinde duran askere dikti; genti, zengin kierinki gibi kemerli bir burnu vard, otuz yllk burjuva hayatnn biimlendir-(jji, zeknn tm kvrntlarnn, saydamlklarn yerlef i, ince, tatl, sekin yzne hayvanlara zg o durgun aknlk kmt. Brunet omuz silkti: Hep ayn hikye: bir gn ayni fikirde olduunu sandn bir adama rastlyorsun, anlap, szle-iyorsun; ertesi gn bakyorsun, adam toz olmu, tutumunu deitirir, ya da seni tammamazlktan gelir. Parmayla garip garip duran adam gsterdi: Erkek adamlarla almaya alm-tiin. Bylesiyle deil. Schneider glmsedi: Bylesi dediin Tbompson'da alan bir mhendistir, nnde ok parlak bir gelecei var. Ee, dedi Brunet, ama gelecei arkasnda kald imdilik. Gerekte, dedi Schneider, ka kiiyiz biz? Bir trl bilemiyorum; belli olmuyor, olsa olsa yz kii kadarz. Otuz Yine ne var? diye sordu, olmaz bu be! dedi Andr. Charpin-%inde yz kii mi? Evet otuz binde yz. Schneider bunu yan neeli ve canlyd: Arkadam, dedi, Heil Hitler diye barr-san seni evine gndereceiz deseydiler barmaz miydin? Bu seni balamazd ki. Barrsn ama yine de bildiini yaparsn. Ben mi, tabi, dedi Andre, nasl isterlerse yle barrdm ama anlar farkl: Alsasl onlar; Fransa'ya kar grevleri var onlarn. Brunet Schneider'e bir iaret yapt; oradan kurtulup kimseciklerin bulunmad dier avluya attlar kendilerini. Brunet, yz ahrlara dnk olarak avlunun st kapal ksmnn altndaki duvara dayand; biraz telerinde, yere oturmu, kollaryla dizlerini sarm, seyrek sal, sivri kafal, uzun boylu bir asker ard. Brunet ondan rahatsz olmad. Zaten ky garipleri gibi bir hali vard. Brunet ayaklarna bakyordu. O iki sosyalist Alsasly grdn m? dedi. Hangi sosyalistleri? Alsasllarn tutmayan bir sesle sormutu; hi bir yorum yapmad: Brunet yine de Schneider'in yzne bakamyordu. Bir yerde bir ak veriyoruz. 36 daki hesaplara gre esirlerin te birini toplamamz gerekirdi. 36 da deiliz artk. Biliyorum. dedi Brunet. Schneider iaret parmann ucuyla burnuna dokundu: Biz daha ok hereyden ikyeti olanlar topluyoruz .Bu da taraftarlarmzn kararszln aklyor. Hereyden ikyet edenler le de durumlarndan memnun olmayanlar deildir;

29

tersine ikayetiyle mutludur hatt bu ikyetlerden kurtulmak iin hizmetlerini istedin mi, foyasnn meydana kt belli olmasn dite derhal kabul eder. Fakat srtn dnmeye gr, toz oluverir : Tkeni: F . 23 HrB&erajtenedim bunu tilirim. Ben de. Gerekten du. i ikyeti olanlar, Marianne ile Vendredi'yi okuyan ilerlemeye inanan drst solcular bu'malyz."-iTepeciin stndeki halara, yamurdan parla, yad iatfl.iraldi'aisip : Bazan, ayaklarn hastalktan yeni kalkan. laagibiraijrMcgaerek, tek bana dolaan biriyle karlayorum, ksaasii ,if$ta& ite bir tane buldum, diyorum. Fakat elden ne gefl? ITmddfBargaklar yaklamaz rkyorlar. Sanki herey- Schneider : Yok, diyor, korku deil. Ba" .kijabunlar utan duyan zavall insanlar. Sava. t^byBiiildikjy, bellerini hi bir zaman dorultamya-oae|gl^n8bilij8Jhxn:s'clAslnda, savaa devam etmeyi dnmydspls Ksajuiffikanifyenilgilerinin kesin olduuna inandrmak, dn^M bkiiiepfB geliyor; bylesi daha az gurur krc. Schne-^TtribMaij*Jka^aBajifdilerinin arasndan : yle ya canm! KreaiiifceMdiniiiaBritByi!^>'bylece.>> Nasl? Yenilg'sinin tm iifeanlaT4nyeni^iffli'Qklunu dnnce her zaman iin teselli tafl*d&insastna>Baaiiptt i%oiels tiksintiyle ntihar etmekten ftairksmLdU9bSaEMts8deX;\0ab'ilir, fakat Fransa demek bunlar" deiEfffflEfedaM,.giai)kailaH(l etmezsen abalarn daima boa gkJecekiraH^nM&aJmjYeMrip garib adama bakt; gzleri bembb$:)yaexita]sS#j hisferifiasip, zevkle esniyor, gzlerinden ytepgeayifcjibir.ihpeliaaiy]5iaEansa esniyor, Brunet esniyor : Binet einnenieMniikBaipij3fe.Hi^dEldrmadan, alak sesle, abuetnasijahidi$teirdu. Neye devam etme'i mi? ^Wbifii Bunu bana m scruyorsrii. aBiaast; tnfeabbatB'^sato'diij Schneiderin dudaklar nda &pl36f^ glmseme gznden ka- vgesejraffis.ne yapacaksn? Glmere>kai*otelu% snjyeliftbjrtlgniz gibi ar, sk'n, dm dz, bu yzden hi bir zaman hi bir ey anlyamyacam. Ne ^fi y^>aeHW3': Kaacam. Paris'e gidip arkadalarm bulacam. Paris'e mi? Schneider ban kad, Brunet atld : Ne dersin, oras eskisi gibi midir, acaba? Schneider ^dnd : Eer Almanlar efendilik etmilerse. Efendice davrandklarndan eminim! Karya

29

geirmek iin krlere bile yardm ettiklerinden hi phen olmasn. yleyse, oras da ayn kalmtr. Birden doruldu, merakla Brunet'ye bakt: Ne umut ediyorsun? Brunet irkildi: Hi bir ey umut etmiyorum; hi bir ey umut etmiyorum; hi bir zaman umuda kaplmadm, umut etmiyorum, sadece biliyorum. Ne biliyorsun bakalm ? Biliyorum ki Sovyet Rusya er ge savaa girecek; zamann kolladm biliyorum. Zaman geti, dedi Schneider. Sonbahardan evvel ngiltere hap yutacak. ki cephe yaratma umudu varken Rusya ie karmad, imdi tek bana dvmek zorunda kalacam bile bile nasl savaa girsin istiyorsun? Rusya nn menfaatleri Avrupann Nazi izmesi altnda kalmasna asla uygun dmez yleyse Molotov'un Alman - Sovyet andlamasn imzalamasna niye gz yumdular? O srada a- resizdiler. Rusya hazr deildi. Bugn daha hazrlkl olduu /nu nereden biliyorsun? Brunet avucunun iini fkeyle duvara vurdu: Borsa kahvesinde deiliz, seninle bunu tartmyacam: Ben bir militanm (*) siyaset speklsyonu ile vaktimi kaybe-demem. Bir inancm vard, bunun iin alyordum. Batakilerin almalar beni ilgilendirmez. Onlarm tutumu yznden deiecek deilim. Schneider dertli bir tavrla : Ben de bunu sylyorum ya, dedi, sen bile umutla yayorsun. Bu kederli davran Brunet'yi ileden kard: Brunet'ye, Schneider kederli grnmeye zeniyormu gibi geldi. Sesini ykseltmeden, Schneider, dedi, Rus liderlerinin akllarn karm olmas mmkn. [Fakat bu hesaba gre stmzdeki tavann kafamza yklma(*) Militan : nand Ut fikir uruna mcadele eden. kenderine Avrupanm getecei konusunda bol keseden atyoruz., eirmiyorsun. Ama sen cann isterse bana, AUaha ^n-l Qnne gemez bir ey bu> dedi Brunet: Henz cailmaya ba. ya da mimara gveniyorum de, hepsi bo iat. ^ok y flmadklarna ge l dbU s da mmkn; ama sen bu yzden btn hayatn tavan gzlemekle geirmiyorun. Ama sen cann isterse bana, Allaha yorum, bilirsin ki, fizik kurallar vardr, yaplar bu kurallara g e }ap 1. mlarsa ayakta dururlar. yleyse? Neden vaktimi Ruya'rm politikasnn ne olacan soruturmakla geireyim'? Niin St-lin'e olan gvenimden sz edip duruyorsun? Evet, Stalin'e gve-nim var, Molotov'a da, Jdansu'a da: On'ara senin bu duvarlarn salamlna gvendiin kadar gveniyorum. Baka trl sylemek gerekirse, tarih yasalar olduunu bilyonun, bu yasa^r-dan tr de emeki'erin lkesiyle Avrupa prrltarvasnm karlar zdetir. Sen nasl iki de bir evinin temelini dnmyorsan ben de sk sk dnmem bunu: Bu benim ayamn altndaki deme, bamn stndeki tavandr, bu beni tay-n, beni koruyan, Partinin bara gsterdii somut hedeflere ulamam sahyan kesinliktir. Sen anan almak iin e1 ini uzatsn zaman, hareketin nasl, tek babna, evrensel determinizm' g r-ekletiriyorsa, benim iin de

29

ayn: Evlemlerimden en npmsiri bile Sovyetlerin dnya d-evriminin ncln yaptn kesin b'r bi'mde ortaya kovuyor. Alavh alayl Schneider'e foa^t: N'aparsm ben bir militanm, dedi. Schneider cesaret k^-c tavr- bozmamt; kollan iki yanma sarkyordu, gzleri donuktu. Zeksnn parlakhfhn hareketlerinin arh^y'a rtmek istivor-'u sanki. Brunet ok kere dikkat etmiti: Schneider askerlere, kyllere zg olduunu sand; sabrl, inat b'r dnceyi k^n-di fikir kurallanna uydurmak iin, zeksm arlatrmaya alyordu. Niin? Onlarla giritii kader birli'ni ta ruhunun derinliklerinde duyaibilmekiin mi? Aydnlara, eflere kar kokmak iin mi? Yoksa bilgilikten nefret ettii iin mi? yi ya, dedi Schneider, militanlk et bakalm. Yalnz unutma ki senin tutumun tuhaf br ekilde Borsa kahvesindeki ene yantrral^ rina benziyor: Binbir glkle yz kadar mutsuz lkc bulduk, SSJ lamadklarna gre, onlara yaplabilecek bir ey veremem; imdilik konuuyoruz, birbirimizi tanyoruz. Dur, biraz bekle hele, bizleri Almanya'ya gtrsnler, bak o zaman nasl ie sarlyorlar. Schneider uykulu bir sesle : Oh! evet, bekliyeccim, dedi. ^ekleyeceim : Zaten beklemem gerek. Ama papaz efendilerle gaziler beklemiyorlar. stelik yaptklar propaganda bizimkinden ok daha etkileyici. Brunet, Schneider'in gzlerinin iine bakt; Ne demek yani? Ne demek istiyorsun? B^n mi, dedi Schneider, ararak,...... bir ey demek istemiyorum. Adam bulmann zorluklarndan sz ediyorduk......Brunet, serte: Benim ne suum var, dedi; eer Franszlar korkak, ii gem , yitiklerse? Benim ne suum var eer... Schneider doruldu, Brunet'nin szn kesti; Yz aslmt, sesi ylesine tel dolu ki, adeta kekeliyordu. Brunet'ye svmek iin baka biri Sch eider'in azn alm sanrdnz: Sen... Hep sen... Ama yitik >rfe sensin, diye bard, sensin! insann arkasnda bir parti cl^u mu, yksekten atmak kolaydr; insann politika bilgisi olunca, sert davranlara alkanl olunca, ba dertte olan zavall insanlar kmsemesi kolaydr. Brunet soukkanlln kaybetmedi: Yalnz sabr tkenmi olduu iin kendi kendine kzyordu Ben hi kimseyi kmsemiyorum, dedi. Arkadalara gel fice, iinde bulunduklar artlan byk bir anlayla kabulLndiim de ortada. Schneider onu dinlemiyordu: ri gzleri daha da bymt, kendi i dnyasndan gelecek bir hamleyi bekler gibiydi. Birden barmaya balad: Evet, senin suun! Tabi senin suun! Brunet hayretle ona bakyordu, ne olduunu an'yaiamt: Schneider'in yz bir hastaln verdii atetenmi gibi kpkrmz olmutu, bu fkeyi de aan bir eydi, uzun zaman sakl kalmken birden ortaya kp coan bir kan dvas sanki, bu kocaman, fkeli baa, iindekileri apak ortaya ko 358

29

yan bu baa bakt: Bireyler olacak diye dnd. Schneider Brunet'yi kolundan yakalad, saf saf baparmaklarn di Thompson firmasnda alan mhendisi gsterdi. Bir an sessiz, lik oldu, Schneider ok heyecanlanmt, konuamad; Brunet kendini soukkanl, sakin hissediyordu: Bakalarnn fkesi onu her zaman durgunlatrrd. Bekliyordu; Sehneider'in iini renecekti Schneider iddetli bir abayla: te bir tanesi! o cesareti olmayan, ii gemi yitiklerden biri. Benim gibi, Mo-iui gibi, hepimiz gibi biri; yalnz senin gibi deil. Doru'dur, bir yitik, bir akn olduu dorudur, ylesine doru ki, kendisini de buna inandrmtr. Yalnz, ben onu Eyllde Toul'da grdm, savatan nefret ediyordu ama savayordu, nk savamas iin sebepler olduuna inanyordu, yemin ederim ki,, korkak, cesaretsiz bir insan deildi. te... te bak onu ibu hale sen getirdin. Hepiniz ayn fikirdesiniz, Petain ile Hitler, Hitler ile Stalin, hepiniz onlara iki kere sulu olduklarn sylyorsunuz : Bir; savatklar iin, iki; sava kaybettikleri iin. Savamay gerektirdiine inandklar tm nedenleri yok etmeye alyorsunuz. Hak iin, Adalet iin savaa kotuklarn sanyorlard bu zavall adamlar, siz onlar farknda olmadan emperyalist bir savaa katlm olduklarna inandrmak istiyorsunuz; artk ne istediini bilmiyor, ne yaptn anlamyor. Galip gelen yalnz dmanlarn ordusu deil: deolojisi de; u garip adam orada oturup duruyor; tarihin, dnyann dna atlm, kafasnda l fikirler, kendini kendine kar savunmaya, durumunu bir daha gzden geirmeye alyor... Ama neyle yapsn ibunu? Kendini koruyacak fikir aralarna kadar : Tkettiniz onu Brunet kendini tutamayp gld: Peki ama, sen kimle "konuuyorsun? Benimle mi, yoksa Hitler'le mi? L'Huma'nn yazar ve solcu bir partinin yesiyle; Alman - Sovyet anlamasnn imzalanmasn kutlamak iin 29. Austos 1939'da iki stun yaz dktren yazarla konuuyorum. imdi anlald dedi Brunet. Evet, oi> yle. Anlald. Bizim sol kanad savaa karyd, bunu sen de iyi bilirsin. Savaa karyd, evet. Hi deilse bunu aka yordu. Fakat ayn zamanda sava kanlmaz duruma getiren anlamay da doru buluyordu. Hayr, dedi Brunet; savas nlemek iin anlama tek aremizdi. Schneider bir kahkaha att: Brunet glmsedi, sustu. Schneider birden kesti glme-gjni. Yzme bak, yzme bak diyorum; o llere bakan doktor tavrn takn. Seni belki yz kere, buz gibi bak arnla arkadalar gzlerken yakaladm, sanki cansz maddeleri inceliyordu. je buldun ? Hangi sonuca vardn ?. Benim tarih oluumun, ie yaramaz bir kalnt olduumun mu yle olsun. Nasl istersen, bir artk olaym. Ama l deilim, Brunet, l deilim ne yazk ki. Sadece Tkenmi'im ve bu Tkeni'i zevkle yayacam, tad damamda bunun; bunu asla anlayamazsn sen. Sen bir soyutsun, siz, hepiniz aya geree demeyen, sadece fikir dnyasnda yayan insanlarsnz; Ve eer bizler ie yaramaz birer kalnt haline gelmisek, bunun sebebi sizlersiniz, siz aya geree demiyenler. Brunet susuyordu, Schneider'e bakt: Schneider duraksad,

29

baklar sert, korkulu, dilinin stnde onarlmaz s3zler var gibiydi. Birden rengi utu, bir korku dalgas bakn bulandrd, kapad azn. Bir an sonra, kaln, sakin, muntazam sesiyle konumaya balad: Neyse! dedi. Hepimizin ba dertte, senin de yle, bu senin zrn saylr. Biliyorum, kendini tarih mcadeleden geri ekemezsin, fakat artk bunun heyecann duymuyorsun. Parti sensiz, senin bilmediin temellere dayanarak yeniden rgtleniyor. Kaabilirsin, ama cesaret edemiyorsun, orada karlaacan durumlardan korkuyorsun. Sen, sen de tkendin; hem de sonuna kadar bir Tkeni. Brunet glmsedi: Hayr, gerek byle deildi. Onu byle kstramazlar-p, bunlar kendisiyle ilgisi olmayan szler. Schneider sustu, titriyordu; Hi bir ey olmamt sanki. Hi bir ey: Schneider hi bir ey itiraf etmedi, hi bir ey aklamad; birazck sinirlendi 3U hepsi o kadar. Alman - Sovyet anlamas konusundaki szlere gelince, Brunet, bunlar Eyll'den bu yana belki yz kere mutu. Garip garip duran mhendis kendisinden sz edildiini anlam olmalyd : Sakin bir tavrla ayaa kalkt, rmcekle-rinki gibi uzundu bacaklar ,rkm bir hayvan gibi kenardan kenardan yryerek uzaklat. Schneider kim? Aydm bir burjuva m? Sac bir anarist mi? Kendisi farketmedii halde, bir faist mi? Faistler de sava istemiyor lard. Brunet Schneider'e dnd: Karsnda savunacak, kaybedecek hi bir eyi olmayan akn, zavall, burnunu kayan bir asker vard. Bana ac ektirmek istedi diye dnd. Fakat ona kzamyordu. Yavaa sordu; Madem byle dnmyorsun, niye bizimle birliksin? Schneider yasl, ypranm grnyor; zavall bir syleyile: Yalnz kalmamak iin diyor. Bir sessizlik oldu, sonra Schneider ban kaldrd, dudaklarnda belli belirsiz bir glmseme vard: Bir eyler yapmak gerek, yle deil mi ? Ne olursa olsun. Baz noktalarda ayn fikirde olunmayabilir... Sustu. br yanndaydlar. Brunet ilk srada duran Schneider'in geni --1--- grd: Kendine yol at, omuzuna dokundu. Schneider itenlikle glmsedi: Vay! dedi. Demek geldin. Gel-ya. Saat ikiyi be geiyor; birazdan kap alacak. Yanlarndaki gedikli, bir arkadana doru eilip mrldand. Bel-]ji kzlar da gelir? Schneider hararetli, hararetli: Sivi'leri grmek houma gidiyor, dedi, lisedeki pazar gnlerini hatrlatyor bana. Yatl miydin? Evet. Misafir salonunun nnde akrabalarmzn geliini grmek iin kuyruk olurduk. Brunet cevap vermedi, glmsedi : Siviller vz geliyordu ona; memnundu, rahatt, tm arkadalar evresindeydi nk. Kap gcrdayarak ald, sralarda hayal krkl fslts dolat : Hepsi bu kadar m? 30 kii kadardlar : Brunet, balarn stnden, emsiyelerinin altnda o kara, skk, inat topluluu gryordu. 2 Alman gidip onlar karlad, onlarla glmsiyerek konuuyorlard, ktlarna bir gz atp ieri girmeleri iin kenara ekildiler. Gelenlerin ou kadn, yal, hemen hemen hepsi kara~~",~~".", i7 TL r giymiler, yamurun altnda bir cenaze

30

treni; eller'nde ba-Brunet de susuyordu. Bir sre sonra, Schneider saane bakh:^,, ...... Ziyareti saati. Hadi geliyor musun? Bilmiyorum, dedi Brunet. Sen git; belki ben de arkadan gelirim. Schneider konumak istiyormu gibi bir an ona bakt, sonra dnp uzaklat ,gzden kayboldu. Olay kapanmt. Brunet ellerini arkasna koyup avluda inceden yaan yamurun altnda dolamaya balad; hi bir ey dnmyor, kendini bo bir uval gibi hissediyordu, yananda, ellerinin stnde slak, minicik kprtlar, yle bir Tkeni ki!.. Peki bu konumalar neydi? Kendi kendini kmseyerek Felsef konumayd sanki dedi. Durdu, Partiyi dnd. Avlu bombotu, bir younluu kalmam gibiydi, kl rengindsy-di; pazar gnn hatrlatyordu; gurbetti sanki. Birden, Brunet komaya balad, kendini dier avluya a. ocuklar demir parmaklklarn nne birikmiler, susuyorlar, btn balar kap.ya evriliyor : Oradaydlar, ayn ince yamurun altnda, duvarlarn vullar, antalar, st peetelerle rtl sepetler var. Kadnlarn yz kl rengi, baklar sertti. Ama yorgun gzkyorlard; kk admlarla, bacaklarn fazla amadan, kendilerini yiyecek gibi bakan bu baklarn nnde, sklarak ilerliyorlard. Gedikli: Tuh be! Ne biimsiz eyler, dedi. Arkada iini ekerek: Eee! dedi, gene de i fikt bize: u esmerin kalalarna baksana. Brunet ziyareti kadnlara yaknlk duyarak bakt .Gerekten biimsizdiler, sert ve haindiler, sanki kocalarna: Yakalanmann sras myd? ocuumla tek bama ne yaparm ben? demek iin gelmilerdi. Yine de, yryerek, yk vagonlarna binerek, ellerinde ar yiyecek sepetleriyle gelmilerdi; zaten hep kadnlar gelirlerdi, hastane, kla, hapishane kaplarnn nnde, hareketsiz, yzleri belirsiz bekliyen onlar olurdu: Gz-teri alamakl olau bu gzel bebekler, yas da evlerine tarlard. If Brunet onlarn yzlerinde barn getirdii sknty, yoksullua grnce heyecanland; gzleri, kocalar i yerlerinde grev tnda onlara orba getirdikleri zamanki gibi heyecanl, yc ama yine ballklarn dile getiriyor. Gelen erkek" erin ou sakin, salam yapl, iman ve yal adamlar. Ar ar, telsz yryorlar, zgr onlar: Zamannda kendi savalarn kazanmlar, vicdanlar da rahat. Bu yenilgi onlarn yenilg gj deil, yine de sorumluluunu ykleniyorlar; bu yk geni omuzlarnda tayorlar. nk insann ocuu oldu mu ocuunun yaptklarn temizlemesi gerektir: Kzmyor, utanmyor, delikanllk alarnn son budalaln yapm olan oullarn grmeye geliyorlard. Brunet, bu yar kyl yzlerde kaybettiini buluverdi: Hayatnn anlam var bu yzlerde. Onlarla konu-uyordum, anlamak iin acele'etmiyorlard. Yine byle dnceli bir durgunlukla, inceden inceye yokhyarak dinliyor'ard; ama bir kere de inandlar m bir daha unutmazlard, iinde eski bir arzusu uyand; almak, onlarn olgun, sorumlu'uklarm bilen baklarm stnde hissetmek. Omuz silkti, bu gemiler? srt evirdi, dierlerine, anlamsz

30

somurtkan yzlerini buruturan sinirli ve tell insanlar srsne bakt: Benimkiler bunlar ite. Ayaklarnn ucuna kalkm, boyunlarn uzatm, o may munumsu, korkak olduu kadar kstah baklaryla gelenleri izliyorlard. Kendilerini olgun bir erkek durumuna getirecek onlara bir aile babasnn ve eski bir savann haklarn kazan dracak olan savaa gvenmilerdi; bu kutsal bir mcadeleydi yeni savan dier sava, I. Dnya savan unutturmas gerekti ; bu yeni savan daha da byk olmas btn dnyay sar mas gerekti; Almanlara ate edecekler ve her kuak yeni hayatna babadan kalma bir kan dvas gibi bu lm tren ni kutlayarak atlm olacaklard. Oysa kimseye ate amam, kan dkmemilerdi, ulaamamlard hedeflerine: Rtlerini ispat edememi, ocuk kalmlard. imdi babalar capcanl, arka arnlerinden geiyorlard; kskandrarak, nefret ettirerek, ,ayran brakarak, korkutarak, yirmi bin savay sinsi yaralarla dolu ocukluklarna dndryorlard. Biri birden dnp yzn esirlere evirdi : Tm balar geri ekildi; kaln, kara kalar, krmz yanaklar vard, bastonunun ucunda bir tarta tayordu.. Yaklat, bir elini tel rgnn stne koydu, kanl iri gzleriyle onlara bakt. Bu ar, belirsiz, hrn hayvansal balcsn nnde esirler, kaskat, soluklarn tutarak kamaya hazr tekliyorlard: Yzlerine bir ift tokatn inmesini bekliyorlard. htiyar: Ey dndnz demek! dedi. Bir sessizlik oldu. Sonra biri mrldand: yle, batoa, dndk ite. htiyar: Sefalet bu dedi. Gedikli boazn temizledi, kzard; Brunet cnun yznde de aldatlm olma korkusunun verdii gerilimi grd. Evet, baba dndk ite: Kahraman olmak isterken, hem de engebelii olmayan bir arazide, demedsn esir den yirmi bin kii. ihtiyar ban sallad, ar ar ve derinden: Zavall ocuklar! dedi. Herkes rahatlad, glmsediler, ihtiyara, balar ona doru eildi. Alman nbeti yaklat, ihtiyarn koluna nezaketle dokundu, oradan uzaklamasn iaret etti, ihtiyar syle hafife arkasn dnd, Bir dakika canm, geliyorum dedi. Esirlere 'anlyorsunuz ya' der gibi bir gz krpt, onlar da glmsediler, bu gz pek ihtiyardan memnundular, onlardan olan inat bir ihtiyar, kendilerini onun vastasyle zgr sayyorlard. htiyar sordu: ok zor deil mi? Brunet: Tamam, diye dnd, imdi szlanmaya balyacaklar. Oysa yirmi kadar neeli ses cevap verdi: Hayr, baba. Hayr, hayr, idare ediyoruz ite. Aman ok iyi. ok iyi. Onlara artk syliyecek bir eyi kalmamt, yine de orada, yerinden kprdamadan, kaya gibi duruyordu, nbeti usulca kolundan ekti; duraksad, olunu aryormu Sibi herkesin yzne bakt: Biraz sonra ilham gjbi bir fikir ge-'iyor aklna, gzlerinden okunuyor bu, kararsz bir hali var, solunda bouk bir sesle: Biliyor musunuz ocuklar, diyor, kabahat sizin deil. Cevap vermiyorlar: Dimdik, sanki hazr ola gemi gibi duruyorlar. htiyar dncesini daha iyi anlatmak^ istiyor: Hi birimiz suun sizde olduunu dnmyoruz.^ Esirler cevap vermiyorlar. Allahasmarladk ocuklar gidiyor. Kalabalk birden rperiyor; ihtirasla baryorlar: Allahasmarladk baba, yaknda grrz! Yalanda! Yaknda!htiyar uzaklatka sesler byyor; fakat arkasna dnp bakmyor ihtiyar. Schneider Brunet'ye: Gryor musun dedi. Brunet ir kildi:

30

Ha, ne var? Oysa Schneider'in ne diyeceini ok iyi biliyordu. Schneider: Bize birazck gvenmek yeter dedi. Bru-net glmsedi: Otopsi yapaca ly seyreden bir doktora benziyor muyum? Hayr, u anda benzemiyorsun. Dcsta baktlar, Brunet birden ban evirip: Kadncaza bak dedi. Kadnn biri topallyordu, durdu, ufak tefek, renksizdi; -knn amura brakverdi; sol elinde tuttuu iek demetin', sa eline geirdi, sa elini bann stne kaldrd. Bir an ylece kald, sonra iekleri beceriksiz bir hareketle frlatt, iekler dp daldlar, kr iekleri, peygamber iekleri, hindibalar, g lin-cikler, saa sola serpildiler; Bunlar gelirken yol kenarndan toplam olmalyd. Esirler birbirlerini itip kaktlar; tcpra eeliyor, amurlu trnaklaryla ieklerin saplarn yakalyorlard; glerek ayaa kalkyor, kadna saygyla gsteriyorlar iekleri. Brunet'nin boazna bireyler dmlenmiti; Schneider'e dnp, fkeyle: iek ha! Ya sava kazansaydk ne olacaktm Kadn glmsemiyordu, knn toplad, uzaklat, yamurluunun iinde sallanp duran srtndan baka bir ey grnmyordu. Brunet konumak iin azn at, fakat Schneider'in yzn grnce sustu. Schneider yanndakileri iterek sradan kt. Durumu iyi deildi. Brunet arkasndan gitti, elini omuzuna koydu: Neyin var? Schneider ban kaldrd, Brunet, gzlerini kar-f di, kendi baklarndan, o bir ly seyreder gibi bakan bak'-| larndan utand. Ayaklarnn ucuna basarak tekrar sordu: Sy 365 , neyin var? Yamurun altnda, avlunun ortasnda yapa-Schneider: Bo ver! dedi. Bir sessizlik oldu. Sivilleri tekrar grmekten. Brunet gzlerini kaldrmadan: Ben de genin kadar bozuldum dedi. Sen, dedi Schneider, ben'mle bir deilsin; senin kimsen yok. Biraz scnra, ceketinin dmelerini at, i cebini kartrd, dikkati ekecek kadar yass bir czd;n kard. Brunet, her eyi yrtm diye dnd. Schnsider czdan at: inde kart postal byklnde bir resimden fcaka hi bir ey yoktu. Schneider, Brunet'ye bakmadan resmi uzatt. Gzel ve manal koyu renk gzl gen bir kadn. Gzhrnn ta iinde bir glmseyi. Brunet mr boyunca byle bir glmseyi grmemiti. Bu kadn, dnyada, toplama kamplar, savalar olduunu, klalara doldurulmu esirler bulunduunu ok iyi biliyordu; biliyordu ama glmsyordu da: Glmseyi ni ye-nigeye urayanlara, srgne gnderilenlere, tarihin k-rntlarma balyordu. Brunet bu gzlerde acmann iren, sadist parltsn bou bouna arad: Onlara sakin sakin, gvenle glmsyordu, onlardan kendilerini yenenleri affetmelerini isterces'ne glmsyordu. Brunet, son zamanlarda, bir ok resim, bir ok glmseyi grmt. Ama sava bunlarn hepsini ypratmt, artk onlara bakamyordu insan. Fakat buna bakabil'rdiniz: Biraz nce domutu bu glmseyi, Brunet iin, yalnz Brunet iindi. Esir Brunet iin. Tarihin krnts Brunet, anl Brunet iin. Schneider omuzuna doru eilmiti. Eskiyor dedi. Evet kenarlarn kesmelisin. ncecik yaan yamurdan slanp parldayan resmi Schneider'e uzatt; Schneider, resmi kclmun tersiyle kurulayp czdanna koydu. Brunet: Gzel miydi acaba? diye dnd. Bilemiyordu; farkedecek zaman

30

olmamt. Ban kaldrd, Schneider'e bakt: Ona glmsyordu diye dnd. Brunet, Schneider'e bir baka gzlerle baktn sanyordu adeta. ki kii geti yanlarndan, ok gentiler, avc eriydiler; yakalarna gelincik takmlard, konumuyorlard, katolik kilisesinde takdis olunan ocuklarmki gibi yar kapal gz kapaklar onlar glnletiriyordu. Schneider arkalarndan-bakt; Brunet duraksad, o eski bir szck dudaklarnn ucunda: nsana dokunan bir halleri var dedi. yle mi? Arkalarndaki merakllar dalmlard, ziyaretiler klaya girmilerdi. De-wouckere sallana sallana geliyordu. Arkasnda Peirin ile mret-tip vard. Brunet, Saat oldu herhalde diye dnd. nn de yzleri askt. Brunet skld, aralarnda konumu olacaklar: nne geilmez eylerdi bunlar. Uzaktan bard: Ne haber ocuklar? Yaklatlar, yanma gelince durdular, birbirlerine baktlar, korkuyor gibiydiler. Haydi, karn, aznzdan baklay, neye cannz sklyor? Mrettip endie dolu, gzel gzleriyle bakt Brunet'ye; hi iyi gzkmyordu; Her zaman istediini yaptk, yle deil mi? yle, dedi Brunet, sabrszlanyordu. Evet, evet. N'olmu? Mrettip syliyecek bir ey bulamad, Dewrouckere gzlerini kaldrmadan konutu: Bugne kadar dediklerini yaptk ve sen bizden devam etmemizi istedi'n srece devam edeceiz. Fakat bouna vakit kaybediyoruz galiba. Brunet hi bir ey sylemedi. Perrin: Kimsenin bize kulak ast yok dedi. Brunet bir ey sylemiyordu, mrettip huzursuz bir sesle: Daha dn 'Almanlar bizi Almanyaya gtrecekler' dediim iin birisiyle kavga ettim. Herif delinin biri, sen beinci koldansn dedi bana. Balarn kaldrp inat bir tavrla Brunet'ye baktlar. yle bir durumdalar ki, Almanlarn ktlnden bile sz edemiyorsun. Dewrouckere cesaretini toplayp Brunet'in yzne bakt: Akas Brunet, almaktan kamyoruz, fakat iin banda ters bir yol setikse, baka ynden girielim ie. Bizi anlamaya al. Biz her yan do1 ayoruz. Bir gn iinde en azndan iki yz kiiyle konuuyoruz, kampn nabzn yokluyoruz, sen bizden daha az insan gryorsun, farknda olmuyorsun. Peki sonra? Durumlarna baklrsa, yarn fcu yirmi bin esiri serbest brakverseler, yirmi bin nazi daha 367 kacak ortaya. Brunet yanaklarnn kzardn hissetti, sine teker teker bakt; Demek bu kandasnz? de Evet* diye cevap verdiler, Hepiniz ayn fikirde misiniz? Evet b ye tekrarladlar birden. Brunet parlayverdi: ler.'nde i> iler, kyller var, onlarn nazi olabileceini dndnz iin. utanmalsnz. stelik eer olurlarsa, sizin yznzden olacaklardr: nsan odun deildir, anlyor musunuz, harekete geirilebilir, kandnlabilir, Allahm cezalan: Onlara yn vermeyi beceremiyor, iinizi bilmiyorsunuz da ondan. Arkasn dnd, adm att, birden geri dnd, stlerine doru, parman sallyarak yrd: Gerefc u, kendinizi stn gryorsunuz. Arkada'a-rmz kmsyorsunuz. unu iyice aklnza koyun: Bir partili kimseyi kmsemez. Onlann akn baklarn grnce, daha da

30

sinirlendi; banyordu: Yirmi bin nazi ha, delird'niz mi! Onlar kmsiyecek olursanz hi bir ey yapamazsnz. 'k nce onlan anlamaya aln: Tkenmi zavallcklar, kime ne da-macaklann bilmiyorlar; kendilerine ilk gvenenin arkasndan gideceklerdir. Schneider'in orada bulunuu Brunet'yi skyordu: Dnp Haydi, gel! dedi, uzaklarken, dillerini yutmu gibi duran dierlerine dnerek: Zayf bir annza gelmi olacak, dedi. Bunu hi konumam olalm. Ama bir daha byle, samalklarla gelmeyin karma. Yarn grrz. Koarak ^t merdivenleri. Schneider nefes nefese arkasndan gelivordu; odaya girdi, nefes nefese kendini rtnn stne brakverdi, elini uzatp bir kitap ald: Henri Lavedan'nn Leurs Soeurs (*) '. Dikkatle, satr satr, kelimesi kelimesine okudu; skinleti. Akam karanl inmeye balaynca kitab brakt, le yemei yemediini hatrlad: Benim ekmeimi ayrdnz m? M~lu uzatt ekmeini, Brunet, ertesi gn mrettibe verecei paray (*) Kz kardeleri 368 kesti, torbasna koydu, yemee balad; Cantrelle ile Livard ka-pnu eiinde belirdiler: Ziyaret saatiydi. Merhaba! Merhaba"^? diye bardlar, balarn kaldrmadan. Ne hater? dedi Mclu, yeni bir ey var m? Elbette birader. Fakat ne inekler var yahu, dedi Livard. Sonunda kabak kimin bana patlyor? Bizim bamza tabi. Ya! dedi Molu, demek yeni bir eyler var? Evet, serserinin biri kam.. aknln aptallatrd Blon-dinet, Kam m? Neden? diye sordu. Adamlar aldklar haberi kolaylkla sindirememi gibi, baklarnda belirsiz bir anlayamamazlk, gemi gnlerde yorgun bir kalabaln iinde yaygara koparan bir deliye kar duyduklar o belli belirsiz tiksinti var. Gasson, ar ar: Kat demek dedi. Kuzeyli oymakta olduu sopay brakt. Endieli grnyordu. Lambert sesini karmadan bir ey iniyordu, baklar sabit ve sertti. Bir sre sonra, kt kt gld: Her zaman, kendi ilerinin di-erlerininkinden daha nemli olduunu sananlar ikyor. Ya da dedi Molu, herif yayan yrmeyi seviyordur. Brunet bann ucuyla ekmein iindeki kflenmi paralar karp rtnn stne atyordu; kendini huzursuz hissediyordu. Akamn yar karanl odaya dolmutu; darda l ehirde, kovalanan bir adam gizlenmeye alyordu u anda. Biz, bizler ise buradayz, karnmz doyuyor, bu gece de bir dam altnda yatacaz diye seviniyoruz. Istemiye istemiye Nasl yapm bu ii? diye sordu. Livard, kendisine nemsiyerek bakt: Bul bakalm! dedi. Ne bileyim ben canm: Arka duvardan m? Livard glmseyerek bam kaldrd, bekledi, sonra bbrlenerek: Kapdan, leden sonra saat drtte, Almanlarn gz nnde!. Afallamlard, Livard ile Cautrelle bir an durup bu aknla keyiflenerek baktlar, sonra Cautrelle, ince sesiyle abuk abuk anlatt: Annesi ziyaretine gelmi, antasnda sivil elbiseler getirmi; herif dolabta elbiselerini deitirdikten sonra annesinin koluna girip dar km. Gasson fkelendi: Onu

30

868 durduracak kimse yok muymu? diye sordu. Livard omuz silk-ti: Nasl durdurabilirlerdi? Ben, dedi Gasson, karken au tanm olsaydm, Almann birini arr herifi delie taktrrdm! Brunet hayretle Gasson'ya bakt: Delirdin galiba? Gasson, fkelenerek : Deli mi? dedi. Zavall Fransa, bugnk gnde grevini yaptn m deli diyorlar insana. Dierlerinin kendisini dorulayp dorulamadklann anlamak iin evresine bakt, sonra sesini daha da ykselterek: Deli miyim deil miyim, ziyaretleri kaldrdklar zaman grrsn. Ziyaretileri ieriye aldlar, ama buna mecbur deillerdi. Siz ne diyorsunuz, ocuklar yle deil mi? Molu ile Lambert balarn salladlar. Gasson sert bir sekide: Almanlar krk ylda bir insanlk yaptlar, bia ise onlara nasl teekkr ettik? Yz verdik, deliye, geldi st halya, tamam m? imdi herifler kuduracaklar, haklan da yok deil! Brunet, kfretmek iin azm at, fakat Schneider kendisine bir gz atarak birden bard: Ne iren bir herifsin sen, Gasson. Brunet sustu, ac ac dnd: Gasson'u yarglamama engel olmak iin o benden nce kfretti. Gasson'u yarglamyordu, Schneider. Kimseyi yargamazd o: Schneider, benim nmde onlar adna utan duyuyor; ne olursa olsun, ne yaparlarsa yapsnlar onlarla birlik. Gasson, Schneider'e bakt, gzleri ate sayordu, Schneider de ayn ekilde ona bakt: Gasson ban edi: Peki, dedi, peki! yle olsun. Ziyaretleri kaldrsnlar, bana vz gelir zaten: Bizim moruklar Orange'dalar. N'ola-cak ben de kszm, dedi Molu. Yalnz arkadalar da dnmek gerek. Brunet: Bunu sen mi sylyorsun, dedi, sen ha. Molu, arkadalarn bitlenmesin diye hergn zenerek ykanan sen ha. Blondinet birden; Ayni ey deil, dedi. Molu pis olabilir, ama yalnz bize zarar dokunuyor .Oysa bu herif kendi kiisel kan iin yirmi bin kiinin ban derde sokuyor. LamTkeni : F . 24 370 bert, Eer Almanlar onu yakalayp delie tkarlarsa, ben ac- myacam hi dedi. Gryor musun henfi, serbest kalmam- za alt hafta kala, ban alp gidiyor, dedi Molu. Bizim gibi yapamaz myd? Ha? lk olarak avu onlardan yana kt: ilanszlarn huyudur bu, sava da bu yzden kaybettik. Bru-net byk altndan gld: Onun yennde olmaya can atyorsunuz, cesaret edemediiniz iin de utanyorsunuz, Cautrehe at- di; Yanlyorsun, dedi; eer tehlikeye atlm olsayd, kna bir kurun yemei gze alabilseydi, anlardm o zaman: Deh fi- ein, kan biri, fakat yaman bir adam diye dnyorduk. Ama herif yle yapmad, sallana sallana kt gitti, alaka, bir kadnn koltuu altna sakland, bu kamak deil, gveni k- tye kullanmak. Buz gibi bir rperti Brunet'nin srtnda dola- ti, dorulup, teker teker hepsinin gznn iine bakt: Peki, madem byle, ite size sylyorum: Yarn akam duvardan at- layp kayorum. Bakalm iinizden biri kp da beni ihbar edecek mi greceiz. Adamlar sklm grnyorlard, fakat Gas-son bozulmad:

30

Seni ihbar etmiyeceimizi biliyorsun, yalnz buradan kurtulur kurtulmaz, sana bir gzel ders vereceimizi de unutma: nk kaarsan, kabak bizim bamza patlyacak-tr, bunu da aklndan karma. Brunet yzne tkurarcesine glerek: Ders mi, dedi, ders mi, sen ha? Ne sanyorsun; gerekirse bir ka kii bir oluruz. On yl sonra Almanya'dan dnnce bunu tekrar konuuruz. Gasson cevap vermek isjedi, U-vard, szn kesti: Bou bouna niye mnakaa ediyorsunuz. Ayn 14 nde brakacaklar hepimizi, resmen akland. Brunet gld, Resmen mi? Yazsn grdn m? Livard ona cevap vermek istemiyor gibi davranp, dierlerine dnd: Yazl olarak grmedim ama onun gibi bir ey. Alaca karanlkta yzler aydnland: radyo lmbalar gibi k vermeyen ,ak lekeler. Livard glmseyerek arkadalarn szd. Hitler syledi. Brunet afallyarak: Hitler m dedi. Livard sznn kesildiini 371 duymamazlktan geldi. Bu, herifi sevdiimden deil; dmansnz olduu muhakkak. Ama ben ne nazilikten yanaym, ne de karym: Nazizm Almanlara uyabilir, fakat Franszlara gelmez. Yalnz Hitler'in iyi bir yan var: Sylediini her zaman yapyor. 15 Haziranda Paris'de olacam, dedi, oldu Hem de dediinden nce oldu. Lambert: Bizi serbest brakacaklarn syledi mi ? diye sordu. Tabi. 15 Haziranda Paris'te olacam. 14 Temmuzda da karlarnzla dans edeceksiniz, dedi. ekingen bir ses, Kuzeyli'nin sesi: Fakat Hitler, biz karlarnzla dans edeceiz dediydi sanyorum. Biz: biz Almanlar yani. Livard onu szd: Sen orda miydin? Hayr, dedi Kuzeyli. Bana byle sylediler. Livard byk altndan gld, Brunet ona, Sen, ya sen orada miydin? diye sordu. Tabi oradaydm! Higuenau' dayd; arkadalarn radyosu vard, ben ieri girdiimde, Hitler konuuyordu! Ban sallayp, keyifli keyifli tekrarlad; 15 Haziranda Pariste olacaz, 14 Temmuzda da karlarnzla dans edeceksiniz. Neelenmilerdi, 15 Haziranda Paris, 14 Temmuzda. da kanlarnzla dans edeceksiniz diye tekrarlyorlard. Kadnlar ve dans. Boyunlarn ksm, balar nlerinde, ellerinin ayalarn, stne oturduklar adr bezine yaptrmlar, ylece dansediyorlar, deme atrdyor, Chateaudun kavann dik, yksek yamalarnn dibinde yldzlarn altnda dnyor, vals yapyorlar. Yumuayan Gasson, Brunet'ye doru ei'ip, mantkl bir sesle anlatyor: Hitler deli deil herhalde, sylesene sen bana, bir milyon esiri neden Almanya'ya yerletirsin? Neden bir milyon kiiyi beslesin? altrmak iin dedi Brunet altrmak m? Alman iileriyle birlikte mi? Bizimkilerle iki ift lf ettikten sonra Almanlarn morali ne duruma gelir bir dn. Hangi dilde konuacaklar? Hangisiyle olursa olsun, ku dili, esperanto: Fransz iisi sinsidir, dik kafaldr, huysuzdur, ksa bir sre iinde, Almanlarn gzn aarlar, Hitler bunu dnemez mi sanyorsun. Yok canm, deli deil ya, yok 372

30

efendim. Ben de Livard gibi dnyorum: Bu adam sevmiyorum ama hrmetim var. Binde bir kar bylesi. Dierleri cidd ' balarn sallayarak onu onaylyorlard: Herifin hakkn vermek gerek; Memleketini seviyor, lks olan bir adam. Bizim lkmz farkl tabi: Ama onun lks de saygdeer, iten olduktan sonra tm dnceler saygdeerdir. Ya bizimkilerin bizim milletvekillerimizin ne gibi bir lkleri vard ha? Ceplerini doldurmak, karlar kovalamak. Bizim paramzla karnlarn iiriyorlard. Halbuki onlarda, byle deil: Vergi veriyorsun ama paralar ne yaptklarm da biliyorsun. Her yl tahsildar sana bir mektup yolluyor: Sayn bay, u kadar para dediniz, bu parayla hastalar iin u kadar il alnd, ya da yol yapmnda u kadar metre kare iin harcand diyor. Hitler bizle savamak istemiyordu, dedi Molu: Biz ona sava atk. Dur hele: Bizimle ne ilgisi var: Daladier at, Meclise bile danmad. Ben de onu sylyorum ya. Oysa Hitler kak del: Banza be m aryorsunuz, aim bely dedi, ok gemeden de kmza yedik tekmeyi. Ee, peki, imdi n'olacak? Bir milyon esir aldndan memnun mu acaba? Greceksin, bir ka gne kalmaz: ocuklar beni rahatsz ediyorsunuz, evlerinize dnn diyecektir. Sonra da Ruslara saldrr, birbirlerini yerler. Fransa onu fazla ilgilendirmez ki? Fransa'ya ihtiyac yok, sadece prestij meselesi yapt iin Alsas' bizden alacaktr. Yalnz, ben sana bir ey syliyeyim mi: Alsasllar vz gelir bize; ben, hi bir zaman holanmadm o heriflerden. Livard kendi kendine sessizce gld: Kendini yksek gren bir aptal edasyla: Bizim de bir Hitler'-imiz olsayd, ne iyi olurdu. dedi. Ah be! kardeim! dedi Gas-son. Hitler ve Fransz askeri ha? Korkun! imdi istanbul'a dayanmtk bile. ii glen gzlerini krpt: nk, iyi kumanda edilirse Fransz askeri dnyann en iyi askeridir. Brunet, Schneider utan duyuyordur diye dnd, yzne bakamyordu. Kalkt, dnyann en iyi askerlerine arkasn evirdi; yaplacak 373 hi bir ey kalmad diye dnd; odadan kt. Sahanlkta du-raksad, alaca karanla gmlen merdivene bakt: Bu saatte kap kapal olmal, ilk olarak kendisinin bir esir olduunu hissetti. Er ge hcresine girmesi, yere, dierlerinin yanna uzanmas, ryalarn paylamas gerekti. Ayaklarnn dibinde, k^la uulduyordu, barlar, trkler merdivenin parmaklklar arasndan ykseliyordu. Deme atrdad, b'rden arkasna dnd: Gnn son nlarn teker teker geerek, Schneider karanlk koridorda kendisine doru ilerliyordu. Ona diyeceim ki: Hl onlar savunmaya cesaretin var m bakalm! Schneider yanna gelmiti, Brunet ona bakt, hi bir ey sylemedi. Trabzana dirseklerini dayad; Schneider de yle yapt, Brunet: Dewro-uckere hakl dedi. Schneider cevap vermedi: Ne diyebilir ki? Bir glmseyi ince ince yaan yamurun altnda krmz iekler, onlara biraz gven duymak kfi; biraz, birazck, ek deil, ya! nanyorum sana: fkeyle Yaplacak hi bir gey yok! Hi! Hi ama! Hi diye tekrarlad. Gvenmek tabi ki yetrli deil! Kime gvenmeli? Neye gvenmeli? Ac, korku, nefret gerek, bakaldrmal, ortal kan gtrmeli, demir gibi bir disiplin gerek. Kaybedecekleri hi bir ey kalmaynca,

30

yaamak lmden beter olduu zaman... ikisi de karanla eiliyorlar, ortalk toz kokuyor, Schneider sesini alaltarak sordu: Kamak istediin doru mu? Brunet cevap vermeden ona bakyor, Schneider: Seni ok aryacam diyor. Brunet, ac ac: Ama ya'nz seni dedi. Alt katta adamlar hep bir azdan ark sylyorlard: Bir kadeh ielim, iki kadeh ielim, aklarn erefine, ka-mal, yirmi bin kiinin stne bir izgi ekmeli, brakmal, ne halleri varsa grsnler, yaplacak hi bir ey kalmad demee kimin hakk var ki? Ya beni Paris'de bekliyorlarsa? ddeti kendisini de artan bir irenme hissiyle Parisi dnd. Ka^-myacam; Kzgnlkla syledim (bunu dedi. Eer yaplacak bir ey kalmad diye dnyorsan... Her zaman iin yaplat 374 cak bir eyler vardr. nsan olduu yerde elindeki imknlara gre almal. Sonrasn sras gelince dnrsn. Schneider iini ekti: Brunet, birden: Sen kamalsn dedi. Schneider ban kaldrd, Brunet utana utana: Karn var dedi. Scneider ban kaldrd; Brunet sordu: Ama niin? Seni burada tutan bir ey yok ki. Schneider, Her yer ayn dedi. Bir kadeh ielim, iki kadeh ielim, aklarn erefine. Brunet: Yaasn Almanya! dedi ve ilk olarak Schneider bir nevi utan duygusuyla tekrarlad: Yaasn Almanya, evet, yaasn! Bize sava aan ngiliz kral da kahrolsun. Yirmi yedi kii, vagon gcrdyor. Kanal demiryolu boyunca uzanyor. Molu: Pek te o kadar ykmamlar dedi. Almanlar kaplar ak brakmlard, aydnlk ve sinekler beraberce vagona doluyordu; Schneider, Brunet, mrettip, kapnn aralna, demenin stne oturmu, bacaklarn darya sal-landrmlard, gzel bir yaz gnyd. Molu, memnun bir tavrla: Hayr, dedi, hi te o kadar ykmamlar. Brunet ban kaldrd: Molu, ayakta durmu, kayp giden tarlalara, ayrlara bakyordu, memnundu. Hava scakt, adamlar kt kt kokuyorlard; vagonun dibinde biri horluyordu. Brunet eildi: Yk vagonunda, tfeklerin namlularnn zerinde Alman miferleri parlyordu. Gzel bir yaz gn, her ey sakin; tren gidiyor, kanal akyor; yer yer bombalar yolu kertmi, bir tarlay bozmu, ukurlarn dibinde gkyzn yanstan su birikintileri var. Mrettip kendi kendine konuurcasma: Atlamak pek zor deil dedi. Schneider tfekleri iaret etti: Bir tavan gibi vukorurlar adam. Mrettip cevap vermedi, athyacakmi gibi eildi; Brunet omuzundan yakalad. Mrettip: ok zor olmya-cak diye tekrarlad, bylenmiti sanki. Molu onun srtn okad: Chions'a gidiyoruz ya dedi. Doru mu ki? Sahiden oraya m gidiyoruz? Astklar iln sen de benim gibi grdn. Chions'a gideceimiz yazl deildi. Hayr, ama Fransa'da kalacamz yazlyd. yle deil mi Brunet? Brunet hemen cevap vermedi: Bir gn nce

30

kumandann imzalad bir iln okuduu doruydu: Baccarat kampndaki esirler Fransa'da kalacaklardr. Ama yine de trene bindirilmiler, bilinmeyen bir yere doru gtrlyorlard. Molu direndi: Doru mu, yanl m! Sylesene? Sabrszlanarak, arkadan bardlar: Evet yle: Doru, doru! Kafanz bozmayn imdi, doru olduunu biliyoruz. Brunet mrettibe doru bakarak usulca: Doru dedi. Mrettip derin bir nefes ald, inan ve gven dolu bir glmseyile: Ne kt ey deil mi, yolculukta kendimi hep bir tuhaf hissederim. Brunet'ye dnm, i rahatlyla glyordu: Hayatmda belki yirmi kere trene bindim; her seferinde de etkiliyor beni. Gld, Brunet glmesine bakt: Hi te iyi gzkmyor diye dnd. Lucien biraz daha arkaya oturmu, kollaryla ayak bileklerini sarmt. Benim ihtiyarlar pazar gn geleceklerdi dedi. Gzlkl, yumuak davranl gen bir askerdi. Molu: Onlar evde grmeyi daha ok istemez misin? Elbette, dedi delikanl, ama pazar gn geleceklerine gre, Pazartesi yola ksaydk, daha iyi olurdu. Tm vagondakiler kar koydular: Al ite gn daha kalmak isteyen biri, yuh be, akln karanlar da var; bir gn daha, ha neden Noel'e kadar deil? Lucien onlara glmsedi: Anamla babam yal insanlar biliyorsunuz, bou 'bouna rahatsz oldular diye zlyorum. yle ama, dedi Molu, eve dnnce sen karlyacaksm onlar yle olmasn isterdim ama ksmet olmyacak galiba: Bizi serbest brakncaya kadar en aa sekiz gn geer. Kimbilir dedi 377 Molu, belli olur mu? Almanlarn ileri abuk yrr. Tek iste-V , im dedi Jurassie, hasat zaman evimde olabilmek. Brunet dnd : Vagon tozdan, dumandan bembeyaz olmutu, bazlar oturuyorlard; bir bacak ormannn eri br aa gvdeleri arasnda zaman zaman durgun, belli belirsiz glmseyen yzler gr" yordu. Jurassie imand, tamamiyle kaznm kafas, gznn stndeki sarg bezi ile sert bir grn vard. O da az yer kaplamak iin melmi, dimdik oturuyordu. Nerelisin sen? diye sordu Brunet. Manosque'luyum, eskiden denizciydim; im-di karmla iftlikte oturuyorum; ekinleri bensiz toplamasn istemiyorum. Mrettip yola bakyordu hep: ok uzun geldi bana dedi. Ne var evlt? Bizi braksnlar artk, ok uzun srd. yle mi? Dnyay kara grmiye baladm artk dedi mrettip Brunet: o da! diye dnd. Prltl, ukur gzlerini grnce sustu. Yaknda hereyi anlyacak. Schneider mrettibe: Bizi oktandr gldrmyorsun, dedi, neyin var sy-lesene? Oh! dedi mrettip, imdi iyiyim. Bir eyler anlatmak istedi, ama kelime bulamad, zr diler gibi bir hareket yaparak: Ben, Lyon'luyum dedi. Brunet skld: Lyon'lu olduunu bile bilmiyordum. ki aydr beraber alyoruz da hakknda hi bir ey bilmiyorum, diye dnd. imdi yanmda scakln duyuyorum, memleket hasreti ekiyor. Mrettip ona doru dnd, Brunet gzlerinin derinliinde sevgi dolu bir ballk ve tereddt gryordu: Chions'a gittiimiz doru mu? Gene mi ayn ey! dedi Molu, sabrszlanarak, Haydi, dedi Brunet. Haydi, haydi! Chions'a gitmesek bile sonunda Chions'a dneceiz. Chions'a gitmeliyiz, dedi mrettip. Chions'a gitmemiz gerek. Dua eder gibiydi. Brunet'ye

31

Biliyor musun, dedi, aen olmasaydn oktan kaardm burdan. Ben olmasa mydm? Evet ya. Sorumlu biri knca kalmak gerekir. Brunet cevap vermedi. Benim yzmden kald demek diye dnd. Fakat bu hi de houna gitmedi. Mrettip: Kasaydm imdi Lyon'da olacaktm, 37 Ekiminden beri askerim, anlyor musun, iimi bile unuttum. aibuk alrsn dedi Lucien. Mrett p bilgi bir tavrla ban sallad: Yo, dedi. O kadar da ^abuk o\-maz. Greceksiniz, ie balamak zor gelecek hepimize. Kprdamadan, gzleri anlamsz, ylece kald bir sre: Geceleri evde eyalar parlatp temizlerdim, bo durmay sevmezdim, her ey temiz olsun isterdim. Brunet gznn ucuyla ona bakt: Sevinli, kesin halini kaybetmiti, szckler azndan gevek gevek kyordu; zayflam, yanaklarnn orasnda burasnda siyah kllar bymt. B> tnel bataki vagonlar yuttu: Brunet trenin dald kara delie bak, birden rnrettibe dnd: Atlamak istiyorsan imdi tam zaman. Ne? dedi mrettip Tnele gr-diimiz zaman brakverirsin kendini. Mrettip bakt, scnra her ey karard, Brunet'nin azna, gzne duman doldu; k-srd. Tren yavalad. Atla, dedi Brunet ksrerek. Atlasana yahu. Cevap veren olmad; dumanlarn arasndan gl reng bir gn belirdi, Brunet gzlerini sildi, birden gne gzlerine doldu; mrettip yanndayd, Brunet: N'oldu? diye sordu. Mrettip gzlerini krptrd: Niye atlyaym? Madem Chlcns'a gidiyoruz. Brunet omzunu silkerek kanala bakt. Suyun kenarnda kk bir gazino vard, adamn biri iiyordu, ieklerin stnden kasketi, barda, uzun burnu gzkyordu. Yolun kenarnda iki adam yryordu, balarnda hasr apkalar vard, sakin sakin konuuyorlard; trene bakmak iin balarn bile evirmediler. Hey! diye bard Molu. Hey! ocuklar! Fakat gzden kaybolmulard. Baka bir gazino, yepyeni: Alabonne peche. Bir mekanik piyanonun maden sesi Brunet'nin kulana alnd; imdi o sesi yk vagonundaki Almanlar duyuyor, henz onlarn gremedii bir atoyu ise Brunet gryordu, bir bahenin sonunda bembeyaz, sivri ulu iki kulesi olan bir ato; bahede, elinde bir ember tutan bir kz ocuu var, cidd cidd bakyor: Onun gen gzlerinin ardnda susuz ve 7 379 mrn tketmi bir Fransa, onlarn geiini seyrediyor. Brunet, kk kza bakp Petain'i dnd; tren bu bakn iinden; uslu oyunlar, iyi dnceler, ufak tefek zntlerle dolu bu kk gelecein iinden geiyor, patates tarlalarna, silh fabrikalarna, insanlarn gerek, karanlk geleceine doru gidiyordu. Brunet'nin arkasnda esirler ellerini sallyorlar; tm vagonlarda mendil sallayan eller gryor Brunet: Fakat, kk kz elini sallamyor, sk sk tutuyor emberini. Andre, Bir el sal-layabilirdi, dedi. Eyll'de onlar savunmak iin biz savaa giderken pek memnundular. yle, dedi Lambert, yalnz u var: yi savaamadk. N'apahm,

31

bunun kabahati bizim mi? Esir dtk diye bir selma dahi hakkmz yok mu? Yal bir adam, portatif bir iskemleye oturmu, oltayla balk tutuyor, ban bile kaldrmyor, Jurassie, alayl alayl glmsyor: Eski rahat hayatklanna dnvermiler. yle gzkyor dedi Brunet. Tren barn iinden kayp gidiyor: Balklar, gazinolar, hasr apkallar, skn ve huzur dolu bir gkyz. Brunet arkasna bir gz att, yorgun, fakat honut yzler grd. Dorusu, dedi, Martial, ihtiyarn hakk var. Sekiz gn sonra ben de balk avna gideceim. Nasl avlanrsn, oltayla m? Hayr. Terhis olularn gryorlar, alk olduklar bu gkyznde bu sakin sularda elleriyle dokunuverecekler hrriyetlerine. Bar ite orada bekliyor hepsini. Sekiz gn sonra onlar da u balk tutan ihtiyar gibi serbest olacaklar.- ispat orada, tatl ve tartmaz. Brunet rahat deildi: Onlar neyin beklediini tek bana bilmek onu rahatsz ediyordu. Ban evirdi, yandaki yolun geriye doru kaan traverslerine bakt: Ne diyebilirim, inanmazlar ki bana. Sevinmesj gerektiini dnd; en sonunda anlayacaklard, o da grevine devam edebilecekti. Fakat kolunda, omuzunda mrettibin hastalk ateini andran scakln duyuyordu, vicdan azalbna (benzer karanlk bir tiksinti kaplad iini. Tren yavalad : N'oldu? Ah! dedi Molu, makastr. Ben bu yolu iyi bilirim. On sene nce, her hafta bu yoldan gider gelirdim. Greceksiniz. Sola dneceiz. Sa hat Luneville ve Strasbourg'a gider. Luneville mi? dedi Blond net. Ben de Luneville'den geeceimizi sanyordum. Hayr, hayr, yolu bilirim dedim ya. Belki de LunevJlle yolu bozuktur, o yzden SaintDie'ye doru indik, imdi kyoruz. Ramel'e, endieli bir sesle : Sada Almanya yok mu? diye sordu. Evet, evet sola dnyoruz. Solda Nancy, Bar-le-Duc ve Chalons var. Tren iyice yavalayp durdu. Brunet dnp onlara bakt. Sakin ve iyimserdi yzleri, ilerinde glmseyenler vard. Yalnz, piyano hocas Ramelle alt dudan sryor, heyecanl, yorgun b'r hareketle gzlklerine dokunuyordu. Yine de b:r sessizlik oldu, sonra Molu birden barmaya balad: Hey kzlar! Bir pk, beverrim, Jrr pck. Brunet birden dnd : ncecik ak elbiseleriyle a^ gen kz, hepsi de toplu, kanl canydJar, shhatli yzleriyle parmakln tesinden onlara 'bakyorlard. M lu pck yoluyordu. Kzlar glmyorlard; :manea. gzel elan esmer kz iini ekmeye balad; iri gsleri inip kalkyordu; dierleri de gzlerini aarak zgn zgn bakyorlard; kylm-s, mnas bo yzlerinde alt az. alamak zere olan, ocuk-lannki gibi bklp duruyor. Haydi! dedi Molu. Hayd:. Dosta b?r pck canm! Birden aklna geldi : Almanya'ya giden zavalllara bir pck yollamak yok mu ? Arkasndan bir ss ses itiraz ediyor : Dur be! Azn hayra a! Molu dnd, rahata: Susun yahu, acsnlar diye sylyorum. Esirler glyor. Haydi! haydi! diye baryorlar. Esmer kz korku ve acma dolu gzlerini onlardan ayrmamit; kararsz, kaldrd elini, sarkk dudaklarna gtrd, cansz bir ekilde ileri savurdu. Daha candan! dedi Molu. Daha candan! fkeli bir ses Almanca bard; Molu hemen ban ieriye ekti. eneni kapa ulan, dedi Jurassie, senin yznden vagonun kapsn kapayacaklar. Molu cevap vermedi, kendi kendine homurdand:

31

V -S81 Bu memleketin karlar da amma suratsz. Tren gcrdamaya balad, yava yava sarsld, adamlar susuyorlard, Mclu a- z ak beMiyordu, tren yol alyordu, Brunet dnd: Tam zaman, birden bir atrd, bir sarsnt oldu. Molu dengesini kaybetti, Schneider'in omuzuna yaprken, sevinle hayk rd : Tamam ocuklar! Tamam! Nancy'ye gidiyoruz. Herkes glyor, baryor. Ramelle'in sinirli sesi ykseldi : Doru mu, Nancy'ye mi gidiyoruz? Molu demiryolunu gstererek : Bk anlarsn. dedi. Gerekten tren sol yana kvrld, bir yay iziyordu, o an eilmeden lokomotifi grmek mmknd, O da ne? Aktarma yok mu acaba? Brunet dnd, Ramelli'in yz sapsaryd, soluk dudaklar titriyordu: Aktarmasz m? diye sordu. Molu alay etti : Bize tren mi deitirecekler sanyorsun? Hayr, ama baka makaslar da var m acaba diyorum? iki tane daha var, dedi Molu. Bir Frouard'dan nce bir de Pagny-sur-Meuse'de. Ama meraklanma sen, nk : hep so a doru gidiyoruz, daima sola : Bar-le-Duc'e Chlons'a doru Ne zaman kesinlikle bileceiz? Daha ne istiyorsun yahu? Kesin ite! Ama, ya makaslar? Ha! dedi Molu, ikinci makas m soruyorsun. Eer saa dnersek, Metz ve Lksemburg'a gidiyoruz demektir. ncy saymamak gerek : sada, Ver-dun ve Sedan hatt var, ama orada iimiz ne? Demek ikincisinde btn i, dedi Ramelle, yani bu nmzdeki... Baka bir ey sylemedi, kvrld, dizleri enesine deiyordu, r gibi, re yapacan bilemez bir hali vard. Andre : Bana bak, dedi, canmz skp durma, biraz sonra anlarsn. Ramelle cevap vermedi: ar bir sessizlik kt vagona; yzler merak dolu, biraz da gergin. Bmmet, bir mzkann uultulu sesini duydu; Andre srad : te bir bu mzik eksikti. Vagonun ucundan biri : Canm mzka almak isterse alarm. dedi. And:e : ste-mez! diye bard. Adam sustu. Tren yava yava hzland; bir kprden geiyordu. Mrettip iini ekerek : Kanal bitti. de 382 di. Schneider oturduu yerde uyuyor, ba sallanyordu. Bru-net'in can sklyor, tarlalara bakyordu, kafas bombotu; bir sre sonra tren yavalad, Ramelle doruldu, heyecan gzlerinden okunuyordu : N'oluyor? imdi bir duvar gzkyordu. Ksa duvann stnde beyaz talardan yaplm bir saak uzanyordu; saan stnde de aralkl bir demir parmaklk vard. Yukarda bir sokak var. dedi Molu. Brunet birden ar bir ykn altnda ezildi. Adamlar stne abanp darya sarkyorlard; balarn yukar evirmilerdi; duman kocaman yumaklar halinde vagona doluyordu; Brunet ksrd. Yukardaki adama bakn. dedi Martial. Brunet ban arkaya edi, kafas sert bir eye dokundu, eller omuzuna abanyorlard. Gerekten, parmaklktan aaya doru bir adam eilmiti. Demir parmaklklarn arasndan, siyah ceketi, izgili pantalonu gzkyordu. Elinde deri bir

31

anta vard; krk yalarnda grnyordu. Martial : Merhaba. diye bard. Merhaba. dedi adam. Zayf, sert yznde muntazam kesilmi (byklar vard; gzleri ok ak maviydi. Merhaba! Merhaba! diye bardlar. Ne haber, diye sordu Molu, Nancy'de ne var ne yok? ok ykld m? Hayr dedi adam. Aman, iyi dedi Molu. Aman ok iyi. Adam cevap vermedi; gzlerini onlara dikmi merakla bakyordu. ler ald m? diye sordu Jurassie. Lokomotif ddn ttrd, adam elini kulann nne tutup bard : Ne dedin? Jurassie daha ok baramyaca-n anlatmak iin Brunet'nin bann stnden elini kolunu sallyordu; Lucien, ona Nancy'deki esirleri sorsana, dedi. N'ol-mu esirlere? Esirler konusunda bilgisi var m, sor bakalm. Molu sze kart : Dur biraz, ne dedii anlalmyor. abuk sor, tren kalkacak. Ddk sesi kesildi. Molu bard : tler, ald m iler? Ne gezer! iehir Almanlarla dolu! Ya sinemalar, sinemalar ald m? diye sordu Martial. Ne dedin? Lucien atld : be, sineman sevsinler senin, ulan si 383 nemann sras m imdi, dur da konualm. Bir solukta ekledi: Ya esirler? Hangi esirler? Burada esirler yok muydu? Vard ama imdi yok. Molu bard. Nereye gittler? Adam ararak Molu'ye bakt. Nereye olacak Almanya'ya. Ece be, dedi Brunet, itmesenize. iki eliyle demeye dayanp srtn kamburlatrd; stne ullanyor, hep bir azdan baryor-lard : Almanya'ya m? Deli misin sen be? Ghalcns'a dedin, deil mi? Almanya'ya m? Almanya'ya gittiklerini de kim syledi sana? Adam cevap vermedi, istifini bozmadan, bakyordu onlara. Jurassie susun, ocuklar dedi, hep birlikte konumayn. Sustular, Jurassie bard. Nerden biliyorsun? fkeli bir haykr, bir Alman nbeti, sngsn takarak, yk vagonundan atlayp, dikildi nlerine. Gen bir delikanl, fkeden kpkrmz olmu, bouk bir sesle, hzl hzl, Almanca konuuyor; Brunet, stne yklenen arlktan anszn kurtuldu, ocuklar, abucak yerlerine oturmu olacaklard. Nbeti sustu, tf :n ayann dibine dayam, nlerinde duruyordu. Sivil adam da oradayd, parmakln stnden eilmi bakyordu; vagonun yar karanlnda, ona evrilen, sessizce soran, ateli baklar Brunet'nin gzlerinin nne geliyordu. Arkasnda duran Lu-c'en Sama, dedi. Sama bu. Adam gizli srlarla dolu ama yararsz, sessiz, kmldamadan duruyor. Ddn ttryor lokomotif, dne dne gelen dumanlar vagona doluyor, tren sarslyor, yola koyuluyor. Brunet ksrd; nbeti, yk vagonunun nnden gemesini bekliyor, tfeini ieri atyor, ki ift el cnu omuzlarndan yakalayp vagona ekiyor. Herif ne bilecek canm? yle ya nerden bilecek? Gittiklerini grmtr o kadar Brunet'nin arkasnda fkeli sesler parlayp snyor, sesini karmadan glmsyor Brunet. Ramelle Belki de yle tahmin etmitir, diyor. Almanya'ya gittiklerini sanyor. Tren hzlanyor, kimselerin grnmed:i uzun peronlarn arasndan geiyor, Brunet tabelalardan birini okuyor : k. Yeralt gei-

31

384. di. Ukjuyor tren. Gar lm sessizlii iinde. Brunet'ye dayanm olan mrettibin omuzu titriyor. Mrettip birden patlyor. Eer herif kafadan attysa inein biridir! Hem de nasl, dedi Martial, inein t kendisi. Hem de nasl, diye devam etti Molu. Yaplacak i mi bu! Srlsldam serseri bu herif... Jurassie, Aptal m? dedi. Kafam keserim bu herif aptal maptal deildi. Ne sylediini biliyordu. Ne sylediini biliyor muydu? Brunet dnp bakt, Jurassie kaba kaba glyordu. Besinci koldan biriydi mutlaka. ocuklar, dedi Lambert, hakl m dersiniz? Hay kafana senin be! Cann Almanya'ya gitmek istiyorsa git de gnll yazl, gelip burada kafa artma. Allah kahretsin, dedi Molu, nasl olsa makasta anlyaca-z. Ramelle, makasa ne zaman geleceiz? diye sordu. Ytz yemyeildi. Kaputunun stnde parmaklann tkrdatp duruyordu. Onbe, yirmi dakikaya kadar. Artk konumuyorlard, bekliyorlard. Sertti yzleri; gzleri bir noktaya taklp kalmt. Brunet .bozgundan bu yana onlar bylesine yorgun grmemiti. Bir susku reklendi stlerine, yalnz vagonlarn gcrts duyuluyor. Hava ldresiye scak. Brunet, ceketini karmak istiyor, yapamyor, vagonun blmesiyle mrettibin arama skp kalm. Ter damlalar boynundan aa szlyor. Mrettip, yzne bakmadan Ah, Brunet, ah! diyor. Ha? Biraz nce bana atlamam sylediin zaman benimle alay ediyordun, deil mi? Neden, alay edeyim? Mrettip ocuksu, gzel yzn ona evirdi, sakal, kir ve buruuklar bu yz yalandramam-tL Almanya'ya gitmeye dayanamyacam. Cevap vermedi Brunet. Dayanamyacam buna. Geberir giderim orada. Biliyorum bunu. Omuz silkti Brunet: Sen de herkes gibi yaparsn. Herkes geberecek. Herkes, tmmz, topumuz. Brunet bir elini kurtarp mrettip'in omuzuna koydu. Sevgiyle; sinirlenme, yavrum. dedi. Mrettip hl titriyordu. Brunet, Sen byle kendini tutamazsan, korku arkadalar da sarar, dedi. 385 Mrettip ekinerek yutkundu, sz dinlemeye hazard: Haklsn Brunet. Elini umutsuzlukla, 'elden ne gelir,, der gibi sallad, dertli dertli : Sen daima haklsn zaten. dedi. Brunet ona glmsedi. Bir sre sonra mrettip bouk ibir sesle sordu : Demek, lf olsun diye syledin ? Neyi? Bana lf olsun diye 'atla' dedin, deil mi? Bover dedi. Brunet. imdi ailasam, kzar msn bana? Brunet, yk vagonundan ucu grnen, namlular parlyan tfeklere bakt. Aptallk etme, dedi, vururlar seni. Brak da deneyeyim ansm, ha, brak bir deneyeyim. imdi sras deil... Nasl olsa, oraya gidince gebereceim. Ha imdi ha daha sonra... Brunet cevap vermedi. Syle sen yalnz, kzar msn? Brunet gzlerini tfeklerin namlusundan ayramyordu. Ar ve souk bir sesle Kzarm, dedi, evet Bunu yapmaman istiyorum. Mrettip bam nne edi, Brunet, enesinin kmldadn grd. Schneider: ok gaddarsn! dedi. Brunet ban evirdi. Schneider sert sert

31

bakyordu. Cevap vermedi, srtm blmeye dayad; Atlamasna engel olmasam, onu mutlaka ldrecekler. demek istiyordu. Ama diyemedi, mrettibin duymasndan korktu. Schneider'in kendisini yargladn tatsz bir ekilde duyuyordu. Sama diye dnd. Mrettibin armut sap kadar kalm boynuna bakt, ya orada geberip giderse? diye dnd. Allah kahretsin, eskisi gibi deilim artk. Yavalad tren, makasa gelmilerdi. Elbette, hepsi makasa geldiklerini biliyorlard, ama azlarm ap da bir sz sylemiyorlar. Duruyor tren, derin bir sessizlik. Kaldryor ban Brunet stnden eilip yola bakyor Molu, az ak; yz mosmor. Yol boyundaki otlar arasndan crcr bceklerinin sesleri duyuluyor. Alman, bacaklannn uyuukluunu gidermek iin yola atlyorlar; glerek geiyorlar vagonun nnden. Tren yola koyuluyor; Almanlar dnp, yk vagonuna atlamak iin Tkeni : F _ 25 386 kouyorlar. Molu sevinle haykryor; Sola, arkadalar! So7 a dnyoruz. Vagon titreyip gcrdyor, tren raydan kacak gibi oluyor. Brunet, ne eilen on kadar vcudun arln yeniden duyuyor omuzlarnda. Baryorlar: Sola! Chlons'a gidiyoruz! Dier vagonlarn kaplarnda dumandan kapkara olmu balar grnyor. Andre baryor: hey Chabot! Chlons'a gidiyoruz! Drdnc vagondan eil p bakan Chabot glp baryor; Az kald, ocuklar, az. Herkes glyor, Brunet, Gasso'nun sesini duydu: Onlarn da bizim gibi dleri patlam. Ben size demedim mi, diyor Jurassie, herif benci koldand. Brunet, mrettibe bakt. Mrettip konumuyor, sadece titriyor, toz toprak iinde, yznde bir damla ya, izler brakarak sol yanandan szlyor. lerinden biri mzka almaya balyor, bir dieri ona uyarak ark sylyor: Canm nfcr-mam benim, candan balym sana. Bruret, lesiye dertliydi, kayp giden tren yoluna bakyor, iinden atlamak gediyordu. Btn tren arkclara uyarak arkya katlyor. Sava ncesi trenleri gibi. Brunet bunun sonunda bamza bir aksilik kacak. diye dnyor. Mrettip rahatlayp brakyor kendini, derinden b:r ah ekiyor. Bruret'ye sinsi gzlerle bakyor: Sen Almanya'ya gideceimizi sylyordun. Brunet doruldu, onun yannda itibarnn zede'endiini gryordu, cevap vermedi. Mrettip yumuak bal insanlardand.- herkes aldan abil r, diyiverdi, ite sen de herkes gibi aldandn. Brunet susuy rdu, mrettip slk almaya balad, bir sre sonra gitmeden nce ona haber salacam dedi. Kime? Benimkine. Beni birden karsnda bulursa baylverir. Senin de sevgilin var, demek. Bu yata? Tabi, dedi mrettip. Bu sava hikyesi ortaya kmasayd evlenecektik. Ka yanda seninki? On sekizinde. Parti'de mi tandn onu? Yooo. Bir baloda tantk. O da senin gibi mi dnyor? Ne konusunda? Her konuda. Bilmem, ne dndn bilmiyorum. Aslnda, bir ey 387

31

dnd yok: ocuk daha. Ama mert ve alkan; sonra... zel de! Dalp gidiyor bir sre: Beni kara kara dndren de o oldu. Onun iin zlyordum. Senin de sevdiin bir kadn var m Brunet? Bu ie ayracak zamanm yok benim. Eee, nasl yapyorsun peki? Glmsedi Brunet : Ara sra, bir frsat knca. Ben yle yayamam, dedi mrettip. Minicik bir yuvan, iinde de bir karcn olsun istemez misin? Benim hi evim olmayacak. Olur canm. Hi olmaz olur mu? Akl karmt, zr dilercesine: Benim ok eyde gzm yok, onun da gz toktur. U iskemle, bir de yatak. Kendi kendine glmsedi. Bu sava olmasayd, mutlu olacaktk. Brunet sklyordu, mrettibe yaknlk duymadan bakt, zayflktan, bt n hatlar ortaya km bu yzde, obur bir mutluluk arzusu okunuyordu. Ar ar : bu sava damdan dercesine c rtaya km x-d. Bir bask dzeninde mutlu yaanamyacam bilirsin. Kendi keciinde... Brunet sesini ykseltti, s;uka : Peki, neden solcusun yleyse? Solcular, bir keye e'dlip yaayacak insanlardan deillerdir. Dierlerinin yznden, dadi m ettip. Bizim mahallede ylesine bir yoksulluk vard ki, bu de simi istedim. Bir kere Parti'ye katlnca, nemli elan safecj p.rli-dir. Nasl bir ie giritiini anlamalydn. Mrettip atld : Anlyordum. Benden istediklerinin hibirine itiraz etmiye kalktm m? Ama seviirken de Parti elimden tut~ck deil ya. yle anlar var ki... Brunet'ye bakt, aznda kald lf. Brunet konumad, Hatam yakalad iin byle yapyor. Bunlara kar hata yapmamak gerekir. Scak gittike art'yordu, gmlei terden slanmt, gne yzne vuruyordu: bu genlerin, Parti'ye neden girdiklerini bilmek gerek; iyi ka'p,ilikten doan dncelerle Partiye katlmlarsa bir an geliyor glerini yitirmeye balyorlar. Ya sen, ya sen, sem neden girdin Parti'ye? O kadar eski ki bu, artk nemi yok, sol fikirli olduum iin solcuyum. Sa elini kaldrp, kalarna inen terleri sildi, sa 388 ate foak. Drt otuz. Bu makaslarn yznden uzuyordu yol. Almanlar vagonlar kilitler bu gece, treni de kr bir yola alrlar, ylece uyuruz. Esnedi; Schneider, hi konumuyorsun deii. Ne syliyeyim istiyorsun? Brunet esniyor, kayp giden yola bakyor, solgun bir yz raylarn arasndan bakp dalga geiyor, ha, ha, ha, ba dyor, srayarak uyanyor, gzleri acyor, gneden kurtulmak iin kendini geri ekmeye alyor, biri : lm hkm diyor, ba dyor Brunet'nin, bir daha uyanyor, elini slak enesine gtryor : Salyalarm akm, az ak uyumu olacam, halbuki bundan nefret ederdi. unu boaltr msn ? Alm bir konserve kutusu uzatyorlar, kutu scak. O da ne?... Ha; peki. Dar dkyor, sar su, yola yamur gibi iniyor. Hey, ver unu aibuk. Dnmeden kutuyu uzatyor, elinden alyorlar, yeniden uyumak istiyor, omuzuna vuruyorlar; tekrar kutuyu alp boaltyor. Mrettip Bana da ver unu diyor. Brunet, kutuyu, glkle ayaa kalkan mrettibe veriyor. Sonra slak parmaklarn ceketine siliyor; bir sre sonra bann stnden bir kol uzanp teneke kutuyu dar uzatyor, sar su salyor, beyaz

31

damlacklar halinde arkaya doru akyor. Mrettip parmaklarn kurulayarak yerine oturuyor, Brunet, ban onun omuzuna dayyor, mzkann sesi geiyor kulana, iek dolu gzel bir bahe gryor ve uyuyor Brunet. Bir sarsntyla uyand. N'oldu ? Tren, tarlalarn ortasnda durmutu: N'oldu? Hi, dedi Molu, uyumana bak : Pagny-sur-Meuse'e geldik. Brunet dnp bakt; hepsi durgunlamt, sevinlerine bile almlard, ilerinde kt oynayanlar vard, kimi ark sylyor, kimi bylenmi gibi derin dncekre dalm; gzleri, artk dnmeye cesaret edebildikleri an'aria dolu, kimisi trenin durmasna aldrmyor, Brunet uykuyu koyutuyor, ryasnda, sakallarna ak dm, iskelet gibi zayf, bir sr plak insanlarn byk bir atein evresinde oturduu tuhaf bir ova gryor; uyand zaman, gne ufukta iyiden iyiye alalmt, 389 gk yz efltunlara brnm, ayrda iki inek otluyor, tren cjduu yerde duruyor hl, ark sylyorlar; Alman askerleri 'yol kenarndan iek topluyorlar, ilerinden biri, ksa boylu, iman, tknaz, kan damlyor yanaklarndan, dilerinin arasnda beyaz bir papatya var, onlara yaklap glmsyor. Molu, Andre, Martial de ona glmsyorlar. Almanla Franszlar bir sre glmseyerek birbirlerine bakyorlar, Molu, birden : Ciga-retten. Bitte schn cigaretten, (*) diyor. Alman duraksyor, yol kenarndaki yeillie' gidiyor; arkada da eilmiler, klar grnyor; elini hzla cebine sokup bir sigara paketini vagona frlatyor; Brunet arkasnn kartn duyuyor, sigara imeyen Ramelle bile, Danke schn (* *) diye baryordu. Ksa boylu tknaz asker ona susmasn iaret etti. Molu, Schns-ider'e : una nereye gittiimizi sorsana, dedi. Schneider, onunla Almanca konutu; asker glmseyerek cevap verdi; dier Alman askerleri iek toplamay brakmlar, dcmet'eri sol ellerinde balar aa doru tutarak yanlarna doru geliyor-Jard; biri avu dier ikisi erdi; neeliydiler, onlar da konumaya katldlar, glyorlard. Molu da glmsyordu, ne diyorlar? diye sordu. Schneider sabrszlanarak dur biraz, dedi. Dur da ne dediklerini anlyaym. Almanlar bir aka daha yapp ar ar vagonlarna dndler, avu, durdu, vagonun dingiline iedi, nn ilikledi, bacaklar ayrk, ylece d rarken, adamlarna bir gz attktan sonra, arkalarnn dnk olmasn frsat bilip bir paket sigara frlatt. Martial, mutluluktan boulan bir sesle: Yo! dedi, o kadar da kt deil bu adam1 ar. Serbest braklacaz da, ondan, dedi Jurassie, dosta ayrlalm istiyorlar. Martial'in gzleri dalmt. Mmkn, dedi. Her (*) Almanca: Sigara rica ediyoruz. (**) Almanca: Teekkr ederiz. 390 yaptklarnn propaganda olduuna baklrsa, yle. M lu Schneider'e ne dediler? diye sordu. Schneider cevap vermedi, 'bir tuhaf duruyordu. Evet, dedi Andre, ne dediler? Schneider, tkrn glkle yuttu : Hanover'liymibr,

31

Be;. ika'da savamlar. Nereye gittiimizi sylediler mi? Schneider kollarn at, zr dilercesine glmsedi : Treves'e gidiyoruz. Molu, Treves mi, dedi. Nerede bu Treves? PaL-tinat'da, (*) dedi Schneider ksa bir sessizlik oldu. Molu, Treves'e mi, Almanya'ya m yani? Seninle dalga gemilr. dedi. Cevap vermedi Schneider. Molu kendinden emin, gven dolu bir sesle- Bar-leDuc'den geerek Almanya'ya gidilmez. Azn amyordu Schneider. Andre, umursamadan dalga ge-miyeceklerdi de ne yapacaklard ? dedi. Lucien Bal gibi dalga geiyorlard, glmekten krlyorlard. Schneider, islemiye h-temiye soruma cevap verdikleri zaman dalga gemiyorlard. Martial fkelendi : Molu'nun ne dedini duymadn m? Almanya'ya gitmek iin Bar4e-Duc'den geilmez. Akla uygun de-/ il bu. Bar-le-Duc'den gemiyeceiz, saa sapacaz. Glmeye j balad Molu : Yok canm! Msaade edersen yolu senden iyi bilirim. Sadan Verdun'a, Sedan'a gidilir. Saa sapp yoluna devam edersen belki Belika'ya gidersin ama Almanya'ya gidemezsin. Gven verici bir kesinlikle dierlerine dnd; H r hafta bu blgeden geerdim diyorum size. Hem de haftada iki kere I Yzlerde umutsuz bir inan anlam dolat. Elbette, diyorlar, elbette yanlmasna imkn yok. Schneider, Luxsembourg'-dan geeceiz. dedi. Konumaya zorluyordu kendini, balamt bir kere. Brunet, onun, gerei kafalarna sokmak i'n rpndn anlyordu; sapsaryd, yzlerine bakmadan konuuBata Almanya'nn iid blm arasnda Pfals ad veren blgesi. 391 yordu. Andre, Schneider'in burnunun dibine sokulup bard : ^O zajnan neden kocaman bir dneme yapsnlar, neden uzatsnlar yolu? Arkadan da baniyor.ard: Neden? Neien? Aptal m bunlar. Neden? Luneville'den geer giderdik yb olsayd. Schneider kzard, vagonun iine doru dnp bar-anlara evirdi yzn, fkeyle bard: Bilmiyorum, hig ama hi bir ey bilmiyorum. Belki br yol bozulmutur, belki de dier hatlarda Alman katarlar vardr, bana bildiimden fazlasn syletmeye almayn, cannz neyi isterse ona inann. D -erlerini bastran tiz bir ses duyuldu : Kavga etmeye demez ocuklar, birazdan reniriz. Sadan soldan hl baryorlar: Doru .birazdan reneceiz, bozmayn sinirlerinizi. Schneider cevap vermeden yerine oturdu; sondan bir nceki vagondan kvrck sal bir ba uzand, gen bir ses : Hey, arkadalar! Nereye gittiimizi sylediler mi size? Ne soruyor bu herif? Nereye gittiimizi soruyor. Vagondakiler bastlar kahkahay, glmekten krlyorlard : Tam da srasn buldu, bu da, koku mu ald ne, tam sras bunu sormann. Molu eildi, iki elini aznn kenarna tutup bard : Cehenneme! Uzsnan ba ieri ekiliyor. Herkes glyor, sonra susuyorlar, Ju a~se : Oyuna var msnz, ocuklar? diyor. Oturup kafa patlatmaktan iyidir. Haydi. diyorlar. Drde katlanm bir kaputun evresine kyorlar, Jurassie, ktar toplayp datyor. Ramave, sessizce, trnaklarn yiyor; mzka bir vals alyor; dipteki blmeye dayanm olan biri derin derin dnyor ve

31

bir Alman sigaras tttryor. Kendi kendine konuurcasma : Sigara imek ne gzel ey diyor. Schneider Brunet'ye dnp zr d"er gibi : Onlara yalan syleyemezdim. dedi. Brunet cevap vermeden omuz silkti. Hayr, syleyemezdim. Hi bir eye yaramazd, dedi Brunet; Naslsa birazdan anlyacak'a". Yumuak bir ekilde konutuunu farketti; dierlerinin yznden S hn3-ider'e kar bir fke duydu iinde. Schneider cna tuhaf tuhaf bakt : Yazk ki Almanca bilmiyorsun. dedi. Brunet, ararak sordu : Neden yazk olsun ? nk sen onlara bu haberi sylemekten holanrdn. Brunet, yorgun bir sesle: Yanlyorsun. dedi. Almanya'ya gitmemizi istiyordun deil mi. Evet, yle, istemitim. Mrettip titremeye balamt, Brunet kollarn omuzlarna dolad, beceriksizce onu gsne bastrd. Bayla 'Schneider'e onu iaret edip: Sus dedi. Schneider, akn bir glmseyile Brunet'ye bakt; ne zamandan beri insanlar teselli etmeyi dnr oldun, der gibi bir hali vard. Brunet ban evirdi, mrettibin gen ve sapsar yzn grd. O da Brunet'ye bakyor, dudaklar titriyor, yan karanlk yznde iri, tatl bakl gzleri oynayp duruyor . Brunet: Nasl, yanlm mym ? diyecekti ona, fakat hi bir ey sylemedi, hareketsiz duran tekerleklere doru sarkan ayaklarna bakt, slk almaya balad; gne yava yava batyor, ortalk serin-lemiti hafife; bir ocuk sopasyla inekleri iteliyor, inekler hzl hzl kouyorlar, sonra yavalayp azametli bir yryle yolda ilerliyorlar; evine dnen bir ocuk, ahra dnen inekler : in-sanm iine dokunuyor. ok uzaklarda, bir tarlann stnde siyah kular dolayor : tm ller topran altnda deiller. Brunet, ruhunu kemiren bu bunalm dnyor, bu kendi bunalm m, yoksa dierlerininki mi; bilemiyor; dnyor, onlardan uzak kalabilmek iin bakyor onlara : kl rengi, dalgn ve sakin yzler. Birden parlamaya hazrlanan, topluluklardaki o durgun hal var stlerinde. yi. ok iyi bu. diye dnyor. Ama sevinemiyor. Tren sarslyor, bir ka dakika gidiyor sonra duruyor. Vagondan dar sarkan Molu etrafa bir gz atyor : Makas yz metre ilerde. diyor. Gassou : Bir de bakyorsun, bizi yarma kadar burada brakyorlar? Canmza okunur o zaman. diyor. Andre. Brunet, vagonun hareketsizliini btn arl'y-la kendi stnde hissediyor. Biri : Sinir sava balyor y'ns diyor. Bir kkrt vagonu boydan boya sarsyor, bir glme bu. 393 Glme kaybolup gidiyor : Brunet, Jurassie'nn gven dolu sar-lmaz sesini duyuyor : Koz derler buna, koz! bir sarsnt, 'dnyor Brunet : Jurassie'nin kupa asn tutan eli havada kalyor, hareket ediyor tren; Molu kulak kesiliyor. Biraz sonra tren yavalyor, tekerleklerin altndan iki ray gzkyor, solda tarlaru arasnda kaybolup giden iki paralel imek. Tuh! diyor Molu. Allah kahretsin* Susuyorlard : anlamlard; Jurassic kupa asn kaputun stne brakverdi, kaputun kvrntsn dzeltti; ksa, dzenli sarsllarla tren ar ar yol alyordu, batan gne Schneider'in yzn krmzya bulad, iyice serinlemiti hava. Brunet mrettibe bakt,

32

birden omuzlarndan yakalad : Budalalk etme emi? Budalalk etme, yavrum! Mrettip'in zayf vcudu parmaklarnn altnda bzld, Brunet daha da skt, vcud gevedi : Geceye kadar tutacam bunu. diye dnd. Geceleyin Almanlar gedip vagonun kapsn kaparlar, sabaha sakinlemi olur. Tren gittike moraran gkyznn altnda, tam bir sessizlik iinde kayp gidiyordu : biliyorlar artk, tm vagonlarda, hepsi biliyorlar. Mrettip, bir kadn gibi, ban Brunet'nin omuzuna brakverdi. Brunet : Atlamasna engel olmaya hakkm var m? diye dnd. Yine de smsk tutuyordu onu. Arkasnda bir kahkaha ve bir ses : Karm ocuk istiyordu! Yazaym da komudan peydahlasn bir tane. Herkes glyor. Brunet: Istraptan glyorlar. Zoraki kahkahalar vagonu doldurdu, fke belirtisi glmeler. Alayc bir ses: Ne aptalmz! Ne aptalmz! deyip duruyordu. Bir patates tarlas, elik fabrikalar, maden ocaklar, krek mahkm-luu: ne hakla? Ne hakkm var ona engel olmaya? Ne aptalmz! diye tekrarlyordu ses. fke byyor, ykseliyor. Brunet parmaklarnn altnda zayf omuzlarn sallandn, yumuak kaslarn oynadn duyuyor: Dayanamyacak, bunlan kaldr amiyacak. Gsne bastryor mrettibi, ne hakla? Daha ok bastryor, mrettip : Canm actyorsun! diyor. Brunet skyor : Ibir solcunun hayat, yaadnca bizimdir. Bir sincap gibi minicik azna bakyor : Yaad srece, evet; ama yayor; mu ki? Bitti, tm gcn yitirdi, artk alamaz. Mre t'p bard : Brak beni, Allah akna brak beni. Brunet kendini b r tuhaf hissediyor; kollarnn arasnda bir ceset tutuyor: Artk ie yaramayan bir Parti yesi. Onunla konumak, ona cesaret vermek, yardm etmek istiyor, elinden gelmiyor : Szckleri Partinin hep, bu szcklerin anlamlarn veren Parti; Brunet, ancak Partinin iinde sevebilir, inandrabil_r, avutabilir. Miiret-tip bu byk aydnln dnda kald, Brunet'nin cna syliyebi-lecei hi bir sz yok artk. Oysa, ocukcaz, ac ekiyor, gz-berecekse gefbersin bari. Ah! kararn versin artk!. Paasn kurtarabilirse iyi; eer kurtaramazsa lm bile ige yarar. Vagon gittike da-ha hzl glyor, tren ar ar gidiyor; duracak-m gibi; mrettip sinsi bir sesle: Tenekeyi ver, iimi edeceim dedi. Brunet hi bir ey sylemedi, mrettibe bakyor, lm gryor gzlerinde. lm; o sonsuz zgrlk Versene be j u tenekeyi, donuma m edeyim istiyorsun?. Brunet ban s- 4 viriycr, baryor: Tenekeyi!.. fkenin iinden parlak bir el kyor, tenekeyi uzatyor, tren daha da yavalyor. Brunet du-raksyor, parmaklarn mrettibin omuzuna batryor, sonra birden brakveriyor, tenekeyi alyor, ne aptalmz be, ne aptalmz be! Adam?ar glmelerini kesiyorlar. Brunet, dirseine sert bir cismin srnn duydu, mrettip koltuunun altndan frlamt, Brunet elini uzatt, bolukta kald eh": kiye kvrlm olan cisim yuvarland, ar bir d; Molu bard, bacaklar ayrk, kollar ha gibi iki yana alm bir glge yolun kenarndaki tmsee arpyor. Brunet silh seslerini bekiyor, J sesler imdiden kulanda, mrettip sryor, ayaa kalkyor, /e simsiyah ve zgr. Brunet ate ettiklerini gryor; be el atn o korkun alevcikleri. Mrettip tren boyunca komaya balamt, korktuu belliydi, trene atlamak istiyordu, Brunet ba-

32

395 nyor: Hendee at kendini, at kendini be! Tm vagon bar-'yor; At kendini! Hendee atila! Atla! Duymuyor, deli gibi kouyor, vagonun hizasna geliyor, kolunu uzatyor, baryor: Brunet! Brunet! Brunet korkudan lgna dnm g:z!erini gryor: Haykryor; Hendee! Mrettip sa lajm, u anda o iri gzlerden baka bir ey de 1. Brunet abucak karsa, belki kurtulur diye dnyor. Eiiyor: Schneider anlamt, dmemesi iin sol koluyla belinden tutuyor. Brn-t kollarn uzatyor ocuun. Eli eline dokunuyor, Almanlar el ate ediyorlar, mrettip kendini yavaa arkaya brakyor, dyor, tren uzaklayor, mettibin bacaklaa havaya frlayp, dyor, bann evresinde traversler, talar kandan kapkara. Tren birden durdu, Brunet Schneider'in stne dt, dilerin skarak: Trene kacan biliyorlard. Zevk iin ldrdler onu diyor. Vcud orada, yirmi adm tede, imdiden bir madde, imdiden zgr. Kendi keciime ekilip oturacaktm. Brunet tenekeyi elinde tuttuunu farketti, onu elnden b:rakma-dan mrettibe kollarn uzatmt. Teneke lkt. Talarn tst-ne frlatt. Yk vagonundan drt Alman kp cesede doru ke-tular; Brunet'nin arkasnda esirler homurdanyordu, tamm, fke patlak verecekti. Bataki vagonlarn birinden on kadar Alman kt. Yolun kenarna trmanp ellerinde mitralyz trenin karsna dikiliyorlar. EsMer korkmuyorlar; Brunet'n n arkasnda biri haykryor: Alaklar! Alak herifler! iman Alman avuunun fkeli bir hali var, eiliyor, m'rettibi kaldryor, sonra yere brakp b:r tekme yaptryor. Bru^et b'rden dnd: Hey, beni yere dreceksiniz! Belki yirmi kii stne abanmlard. ldrmek isteyen yirmi ift gz grd Brunet: Kyamet kopmak zereydi. Atlamayn ocuklar, diye bard, hepinizi ldrrler. Onlara kar koymaa alarak glkle doruldu. Schneider diye bard. Schneider da ka'k'. Birbirlerinin belinden tutup, dier elleriyle kapnn kanatlarna ya 396 ptlar. kmayacaksnz. itiyorlard; Brunet o kahredici kini gryor, kendi kinini, kendi silhn gryor ve korkuyordu. U Alman vagona yaklap nian alyorlar. Esirler homurdanyor-lar, Almanlar gzlerini onlardan ayrmyor; Brunet kendilerine sigara atan iko Alman tanyor. Adam ldrmeye hazr olduu gzlerinden okunuyor. Franszlarla, Almanlar bakyorlar, sava bu: 39 Eyllnden bu yana, ilk defa gerek bir sava oluyor. Basn ar ar azalyor, esirler geri ekiliyorlar, Brunet nefes alabiliyor. avu yaklayor, Hinein!> (*) diyor. Brunet ile Schneider gslere abanyorlar, arkalarnda bir Alman, tekerlekli kapy ekiyor, vagonun ii kararyor, ter ve kmr kokuyor iersi, fke fkr fkr kaynyor, ayaklar yeri dvyor, yryen bir kalabalk sanki; Bunu unutamyacaklar-dr diye dnyor Brunet. Her yan acyor, glkle nefea alyordu, karanla dikmiti gzlerini: zaman zaman gzlerinin ikinliini hissediyordu; yerlerinden frlayacak iki iri potakal Alak sesle sesleniyor: Schneider! Schneider! Buradaym, diyor Schneider. Brunet,

32

evresini yokluyor, Schneider'e dokunma ihtiyacn duyuyor. Bir el, elini tutup skyor. Schneider, sen misin? Evet. Yanyana, elele, susuyorlar. Bir sarsnt, tren gcrdayarak yola kovuluyor. Cesedi ne yaptlar. Schne-ider'in nefesini kulann dibinde duyuyor. Schneider birden elini ekiyor, Brunet tutmak istiyor bu eli, fakat Schneider bir silkinile kurtaryor kendini, karanlkta kayboluyor. Brunet, tek bana, kaskat kalyor, iine huzursuzluk kyor. evresi frn gibi scak. Tek ayann stnde duruyor, dier aya havada, bir bir ayak bacak dm iinde kaybolmu gibi. Ayan kurtarmaya almyor, geici olduu, fikrine snmak ihtiyacn duyuyor. Her ey geOip geicidir bu dnyada, kendisi gibi O ceri! eri! 397 dnceleri de gelip geecek. Tren de Fransadan gelip geici, f ^"kafasndan gelip geen bir sr fikir, onlar anlatmasna frsat kalmadan arkasnda yola dyor. Brunet onlar anlamayama-dan uzaklayor, uzaklayor, uzaklayor; ancak bu hzla gidilirse dayanlr yaanmaya. Birden herey duruveriyor, hz kayp ayaklarnn dibine dyor; trenin ayni hzla gittiini biiyor: Gcrdyor, sarsyor, ihtiyar tren, ama Brunet hareketi duymuyor :artk. Dev kadar byk bir p kutusunun iinde Brunet, biri tekmeler vuruyor kutuya. Ardnda yerlerde srnen, parampara bir ceset var; Brunet ondan her an biraz daha uzaklatklarn biliyor ve bu gerei ta ruhunun derinliklerinde hissetmek istiyor, ama hayr, hissedemiyor; herey kaskat kesilmi duruyor. Gece, kmldamayan vagonlarn ve lnn zerinden gelip geiyor.. Gece; tek canl yarlk o u anda. Yarn, aaran gn ikisini de ayni i taneleriyle rtecek, cansz vcudla pasl elik ayn terle slanacaklar. Yarn siyah, kular gelecekler. -SON-

Jean Paul Sartre _ Uyan

You might also like