Professional Documents
Culture Documents
Bir çok kişi, düşüncelerinin kontrolsüz bir şekilde zaman ve uzay içinde dolaşmalarına izin verirlerse böylelikle,
telepatlar için kolay hedef olurlar (bunlara psişikler adı verirler). Benim inancıma göre psişizm diye geçen
şeyin çoğu, yalnızca telepatidir. (Psi için bkz. Terminoloji)
Bu morfogenetik alanlar, yalnızca yaşayan organizmalara özgü değillerdir. Sheldrake’in dediğine göre,
kristaller de bu alanlarada sahiptirler ve bu alanlar ayrıca hatırlama yeteneği ile yakından ilişkilidirler. Örneğin,
bir hayvan yeni bir şey öğrendiğinde, aynı türün diğer hayvanları onu taklit ederler. Sheldrake’in alanları, uzay
ve zaman içinde normal sebep-sonuç bağı içinde hareket etmezler. Gelecekte ise onların doğası, genelde
fizikçiler için afaroz edilecek bir şeydir ve dolayısı ile Sheldrake’in çalışması, ana bilim buluşlarının bir parçası
olarak kabul edilmez. ( Kaynak2)
Bazan düşünürüm gören gerçekten gözlerim mi, duyan kulaklar mı diye. Rüyalarında gördüğü bazı yerlerin
gerçektede var olduğunu öğrenen insanları duymuşsunuzdur. Gözler görmemizi sağlıyor ise, uykudayken bir
yeri görmek nasıl mümkün ve orası hiç gitmediğiniz bir yer ise..?
Bir defasında rüyamda, o gün yaptığım bir hesabı tekrar yapmıştım. Ezberimde olmayan farklı çarpanlarla,
matris oluşturan bir hesaplama idi. Gündüz yaptığım hesabı, rüyamda tekrar hesapladığımda başka bir sonuç
bulmuştum. Uyanıp, bir hesap makinesi ve hesaplamada kullanmam gereken birim fiyatların olduğu tabloyu
bulup, kontrol ettiğimde rüyamdaki sonucun doğru olduğunu görmüş ve ertesi gün ilk iş yanlış hesaplamayı
düzeltmiştim. Tabi ki çok şaşırmıştım. Hesap makinesi olmadan yapamayacağım, en az 30 farklı çarpan
(sadece gündüz ilk kez baktığım ve gördüğüm 4-6 basamaklı rakamlar) içeren burakamlar uyanıkken aklımda
değilken, nasıl olmuştuda hiç bir çaba göstermeden rüyamda doğru olarak gelmişti. Uyanık olmayan bilinç,
gerektiğinde harika bir hesap makinesi olabiliyor mu ya da fotografik hafıza gibi kayıt mı ediyor?
Lisedeyken sabah 6.30’da uyanırdım. Bir gün çalar saat çalmadan 6.00’da gördüğüm rüya ile birlikte
uyandım. Rüyamda bizim apartmanda oturan Osman Amca ölmüştü, uyanınca “oh neyse rüyayışmış “ dedim
ve daha yarım saat daha olduğunu görüp biraz daha uyumak üzere geri yattım ve uyudum. 15 dakika sonra
bu sefer kapı zilinin sesine uyandım. Osman Amca’nın yakınları Osman Amca’nın az önce öldüğünü kapıyı
açan babama söylüyorlardı. Uykuda iken bildiğimi, uyanık bilincim rüya olduğu için red etmişti ama bilinç
biliyordu…
Bedenimizin/bilicimizin bir radyo alıcısı gibi duyu organlarının haricindeki alanları ve frekansları
algılayabildiğini düşünüyorum. Bu alınan semboller bazan, anlaşılıp, çözülebiliyor.
Tinker Vadisin’deki Yolcu adlı kitabında Annie Dillard’ın anlattığı bir örnekle bu konuya devam edelim. “ Bir kaç
on yıl önce, göz operatörleri kataraktları ilk kez güvenli şekilde almaya başladıklarında, doğuştan kör
insanlara bir gecede görme duygularını geri verdiler. Birden ışığa kavuşan insanlar kendilerini özgür
hissetmediler. Dillard , “ Her iki cinsiyetten ve her yaştan hastaların büyük çoğunluğunun uzay hakkında hiçbir
fikri yoktu, “ diye yazıyor. “Şekil, mesafe ve boyut sadece anlamsız hecelerden ibaretti. Bir hastada ‘Bir
hastada hiç derinlik duygusu yoktu, onu yuvarlaklarla karışıtıyordu.’
Doktor başka bir hastadan bahsederken ‘Onda hiç boyut hissi yoktu,; hatta dokunuş yardımı ile yardımıyla
hissedebileceği dar sınırlar bile’ diye yazıyor. Bu yüzden annesinin ne kadar büyük olduğunu sorduğumda,
ellerini açmak yerine işaret parmaklarını bir kaç inç birbirinde ayırdı.
Görme duyusunu yeni kazanmış biri karmaşık bir dünyayla karşı karşıya gelir; çünkü hepimizin garanti kabul
ettiğimiz görsel yaratıcıktan yoksundur. Görüş şekillendirilmemiş bir vaziyette kucaklarına bırakıldı; bu onun,
zihnin onu şekillendirmeden önceki halidir. Bazı hastalar bir evin onun içindeki odalardan birinden daha büyük
olduğunu fark edemediler. Bir mil uzaktaki bir bina onlara yandaki kadar yakın göründü. Şekiller renkli, düz
yamalar gibiydi ve bazı hastalar bir ağacı geçip, arkalarına döndüklerinde, ağacın şimdi arkalarında kalmış
olduğunu görünce çok şaşırdılar. Lillard “Görmenin yeni görmeye başlayan biri için anlamı olmayan bir saf bir
duygu” olduğunu söyler. Yalnızken gözlerini kapattılar; nesneleri elleri ve dilleriyle hissettiler, başlarının
dönmesini önlemek için merdivenleri gözleri kapalı çıktılar.
Bir kıza bazı resimler ve fotograflar gösterildi. “Niye üstlerine bu karanlık işaretleri koyuyorlar?” diye sordu.
Annesi “Onlar karanlık işaretler değil, “ diye açıkladı, “onlar gölgeler” Bu, gözün nesnelerin bir şekle sahip
olduklarını bilmesinin bir yolu. Eğer gölgeler olmasaydı, pek çok şey düz görünürdü. Kız cevap verdi, “Her şey
bu karanlık yamalarla düz görünüyor:”
Ben Deepak Chopra’nın kitabında tam bu bölümü okurken, TV’de de ilginçtir (Belkide başka bir eşzamanlılık
örneği..)bu konuda bir film vardı. Filmin kahramanı ameliyatla görmeye başladıktan sonra, benzer sıkıntıları
yaşıyordu ve terapisti ona gerçek elma ile elma fotografını bakarak ayırt etmeyi öğretiyordu. Dünyanın o her
zamanki haline çok alıştık diye bu onun halen var olduğu anlamına gelmiyor. Diğer insanlar eğer bizim görüş
kodumuzu kabul etmiyorsa, bizim gerçeklik kodumuzu kabul etmeyebilirler. Göz, zihnin bilmediği bir şeyi
görmeyi reddeder. İlk kez sinema filmi izlediklerinde lokomatif görüntüsünün duvardan çıkacağını sanarak
panik içinde sinemadan dışarı fırlayan insanların hikayeleri; Afrika’daki pigmelerin ilk kez sahraya çıktıklarında
uzaktaki su bufalolarının iki inç boyda olduklarını sanmalarına dair ve kendi resimlerine bakan Eskimoların
yüzlerini görmediklerine, sadece gri ve siyah lekeler gördüklerine dair hikayeleri hatırlıyorum. Bunlar “ilkel”
tepkiler değil; fakat başka bir koddan gelen, başka bir dünyadan gelen tepkiler. Her insanın kabul ettiği bir
kod vardır. (kaynak 3)
Doç. Dr. Nusret KAYA, alt beyinin RNA denilen bir molekül yardımı ile bilgi şifrelerini taşıdığını ve depoladığını
yazmış. Şöylede devam etmiş: “Üst beyinde hiçliği bulun, alt beyinde mikrokozmosla tanışın. Zerdüşt
öğretilerinin beyaz enerjisiyle I. Ching felsefesinin aydınlığı ile, hatta Isis-Osiris öğretilerinin hiyeroglif
gözüyle, yaratıcılıkla, Rahim-Rahman, anima-animus, Yin-Yang güçleriyle tanışın, arkatiplerle, sembollerle,
gizemle tanışın. Şeklin ötesine geçin, psiko-estetik felsefesiyle tanışın. Sıfır'ı bulun. Gönül gözünüz açılsın.”
Kaynak Psikoestetik
Sn. Nusret KAYA’ya katılmakla birlikte, adının Morfik alan olabileceğini bilmeden RNA’larla taşınmayan ama bir
yerde var olan ve bazan kullanabildiğimiz sanal bilgi depolarının olduğunu tahmin ediyordum. Bu pc, network
ve ağ gibi. Şöyle örneklendirirsek; şuan okumakta olduğunuz yazım, web siteme upload edene kadar sadece
benim pc’de idi. Internet bağlantım ve kullanığım programlarla web alanımın olduğu servera bu yazıyı
gönderdim. Kullandığımız pc’ler aynı network u kullanmıyor( yani RNA yok) ama benim sitemin olduğu
servera, internet bağlantınız var ve bir şekilde url adresini öğrendiyseniz bu yazıyı okuyor olacaksınız. Burada
önemli olan ilginizi çekiyor mu ve upload etmeden önce sadece benim pc’de olan bu yazıya internet
bağlantınız sizi getirecek mi? Tabi bir de burada yazdığım dili anlayabilecekmisiniz, sembolleri anlamak ya da
anlamamak gibi…Belkide Ağ’a hep bağlıyız, anlamadığımız ise, semboller…
Morfik Alanlar konusunda epey yabancı web sitesi gezdiğim halde bu örneği görmedim ama ben böyle bir
düşünce enerjisi ile çalışan, fakat aralarda kablo bağlantısına ihtiyaç olamayan bir sistem olduğunu
düşünüyorum. Ve RNA’lar pc’deki donanım gibi fonksiyona sahip olmalı.
Reenkarnasyon iddiasında olanların çoğunun doğru söylediğine inanıyorum ama bence onların deneyimi başka
bir şey. Bir önceki hayatlarında ben şu kişiydim diyen bu kişiler belkide Morfik alan/örtülü düzen/ psi alan ‘lar
dan biri kanalı ile kolletif memory’den aldıkları bilgiyi, kendi deneyimleri sanıyor olabilir mi…?
Aslında bu yazıda Kozmik Şakacı Hermes’ten de bahsetmek istiyordum ama şimdilik benim yazdıklarım
üzerine, sizlerin ise okuduklarınız üzerinde düşünmesi daha iyi olacak. Zaten çok uzun bir yazı oldu. Ekteki
Terminolojik Terimler ve Kaynaklar bölümleri de çok faydalı olabilir. Yine de şimdilik olumlu(pozitif)
düşünmenin, olumlu olayları tetikleyeceğini ve olumusuz (negatif) düşünmenin ise, olumusuz olayları
tetikleyeceğini bilin…
18.08.2001
Hülya Xxanadu
Terminolojik Terimler
Dış Zaman : (Metafizik) Bizim küçük evrenimizi aşan bölümde bulunan, lineer olmayan zamandır. Ayrıca
zamansızlığı da kapsar. Zamansızlığın gizli boyutlarda bulunduğuna inanılır ve ruh, fiziksel dünya veya
dünyaların İç Zaman devrinden serbest kaldığında, zamansızlığı tecrübe eder.
Eşzamanlılık : Olayların gerçekten aynı zamanda oluşmuş olması için aynı zamanda oluşması yeterli değildir,
aynı yerde de oluşması gerekir. Örneğin Jüpiter üzerindeki bir olay, Dünya üzerindeki bir olay ile aynı anda
oluşmuş olabilir.Her iki olay da değişik referans boyutu içinde meydana geldiğinden ve bilgi, bir referans
boyutundan diğerine ışık hızından daha süratle yolculuk edemeyeceğinden, iki olay aynı anda oluşmuş
sayılmaz.
Fraktaller : Bilgisayar Bilimindeki sivri uçlu, karmakarışık, bükülmüş, kıymıklanmış ve kırılmış şekiller ailesi
ve düzensiz modeller. Bunların doğadaki organize edilen prensibi temsil ettiğine inanılır ve buna ayrıca “doğa
geometrisi” denir. “Fraktaller”, kendi kendine benzerlik temel özelliğini ortaya koyarlar bütün uzunluk
boyutlarında tekrarlanan ve motifler içinde motifler oluşturan sonsuz bir seridir.
İç Zaman : Lineer zamandır. Bu zamanı, saatlerimizde görürüz ve bu zaman, gezegenimizin güneşe bağlı
olarak hareketlerine göre belirlenir.
Kuantum Teorisi : Bu teoriyi ortaya atan, Berlin Üniversitesinde prof. ike (1889-1947) Alman fizikçi, Max
(Karl Earnst Ludwig) Planck (1858-1947) olmuştur. Planck’ın Kuantum Teorisi, ona 1918’de Nobel ödülünü
kazandırmıştır. Bu teori, Einstein, Bohr ve diğerleri tarafından 20. Yüzyıl fiziğini değişikliğe uğratarak
uygulanmıştır. Bu teori klasik Newton’cu mekanikten uzaklaşmayı içermektedir.
Psi : Parapiskolojide kullanılan bir deyim. Bu deyim, telepati, altıncı duyu, gözle görünmeyen şeyleri görme,
prekognisyon, psikokinezi ve buna bağlı fenomen alanları kapsar.
KAYNAKLAR
1. Eşzamanlılık, Bilim, Mit ve Kozmik Şakacı. Allan Combs&Mark Holland. Ruh ve Madde
Yayınları.
2. Dinlerde, Bilimde ve Metafizikte Zaman Enerjisi. Murry Hope. Ruh ve Madde yayınları.
3. Koşulsuz Yaşam. Deepak Chopra. İnkılap Kitapevi.
http://search.about.com/fullsearch.htm?terms=%22Morphic+Fields%22&PM=59_0100_S Bu arama
sonucunu gösteren link altında 235 site var. : )) ben hala arada okuyorum.
http://paranormal.about.com/library/weekly/aa012201a.htm
http://www.netspace.net.au/~zorand/Reality.htm
http://www.imprint-academic.demon.co.uk/SPECIAL/08_07.html
http://ourworld.compuserve.com/homepages/dp5/sheld.htm
http://www.psikoestetik.com/
http://www.e-kolay.net:5214/saglik/magazin/magazin28.asp
Son güncelleme