You are on page 1of 36

POSTMODERNZM YA DA GE KAPTALZMN KLTREL MANTII1

Fredric Jameson

Birka yldr, gelecee ynelik felaket ya da kurtulu kehanetlerinin yerini eitli eylerin sonunun geldiine dair grlerin ald tersyz olmu bir mileneryanizm gze arpmakta (ideoloji, sanat, ya da toplumsal snfn sonu; Leninizm, sosyal demokrasi veya refah devletinin 'krizi', v.b., v.b.) Bir arada ele alndnda, belki de bunlarn tm, giderek daha sk kullanlan terimle, postmodernizmi oluturuyor. Bu olgunun varlna ilikin savlar, genel olarak 1950'lerin sonlarnda ya da 1960'l ilk yllarda balad kabul edilen radikal bir kopma veya coupure'un gerekletii hipotezine dayanyor. Szcn kendisinden de anlalaca gibi, bu kopma byk ounlukla yz yllk modern hareketin snd veya ortadan kalkt (ya da ideolojik veya estetik olarak reddedildii) grlerine balanmakta. Bylece, resimde soyut ekspresyonizm, felsefede varoluuluk, romanda son temsil biimleri, byk auteurlerin filmleri, veya (Wallace Stevens'n eserleriyle kurumsallam ve kutsal metin mertebesine ykselmi olan) modernist iir ekol; btn bunlar, bugn, bunlar ortaya kararak kendisini tketmi, olan bir ileri modernist drtnn son ve olaand olgunluk rnleri olarak grlyor. Bunlardan sonra gelenlerin listesi ise ampirik, kaotik ve heterojen bir grnm iziyor; Andy Warhol ve popart, ama bir yandan da fotorealizm ve bunun tesinde 'yeni ekspresyonizm'; mzikte John Cage n, ama ayn zamanda Phil Glass ve Terry Riley gibi bestecilerde grlen 'popler' ve klasik sluplarn sentezi ve bir yandan da punk ve newwave rock (ki Beatles'la Stones imdi bu daha yeni ve hzl evrilen gelenein ileri-modernist ara konumundalar); filmde Godard, post-Godard ve deneysel sinemayla video, ayrca da (aada tekrar ele alacam) yepyeni bir ticari film tr; bir tarafta Burroughs, Pynchon ve Ishmael Reed, br tarafta Fransz yeni roman ve halefleri ve bunlarn yansra yeni bir ecriture ya da metinsellik estetiine dayanan sarsc yeni edebi eletiri trleri... Bu liste snrsz ekilde uzatlabilir; ama acaba btn bunlar eski ileri-modernist slupu yenilik artnn belirledii periyodik slup ve moda deiimlerinden daha temel bir deiim veya kopmaya iaret ediyor mu?
1

lk kez New Left Review'da (No:146, 1984) yaynlanan bu makalede yazarn konferanslarndan ve The Anti Aesthetic (ed. Hal Foslter, Port Townsend, Washington: Bay Press 1983) ile Amerika Studien/American Studies'de (29/1 1984) yer alan yazlarndan yararlanlmaktadr. Bu yaz baz kk deiikliklerle birlikte yazarn Postmodernizm Or Cultural Logic of Late Capitalism (Yap Kredi Yaynlar) adl kitabnda da bazlmtr.

Estetik Poplizmin Ykselii Ne var ki, estetik retimdeki deiikliklerin en dramatik lde gze arpt ve bu deiikliklerin teorik sorunlarnn en merkezi ekilde ortaya konup ifade edildii alan mimaridir; nitekim -aada anahatlarn izeceim- kendi postmodernizm anlaym da ilk olarak mimari tartmalaryla ekillenmeye balamt. Mimaride postmodernist tutumlar, dier sanat ve ortamlarda grldnden daha belirgin lde, mimari ileri modernizmin ve Enternasyonal slub'un (Frank Lloyd Wright, Le Corbusier, Mies) amansz eletirisiyle ayrlmaz bir beraberlik iinde olmutur, bu eletiri de (ileri modernizmin yapy grsel bir yontuya, ya da, Robert Venturi'nin deyimiyle, antsal bir 'hantalla' dntrmesinin) formel eletirisi ve analizi, kentleme dzeyi ve estetik kurumun yeniden gzden geirilmesiyle eleledir. Bylece ileri modernizm (yeni topik ileri modernist yapnn, evresindeki balamdan radikal bir ekilde ayrlmas dolaysyla) geleneksel kent dokusunu ve eski evre kltrn tahrip etmi olmakla sulanr; ve modern hareketin gelecee srtn dayayan peygambervari elitizmi ve otoriteryanizmi karizmatik Usta'nn tartma kabul etmez emrivakisinde acmaszca mahkum edilir.O halde mimaride postmodernizm, mantken beklenebilecei ve Venturi'nin hayli etkili olmu manifestosu Las Vegas'tan Den Almak'n isminden de anlalabilecei gibi kendisini bir tr estetik poplizm olarak sunacaktr. Bu poplist retorii son tahlilde nasl deerlendirirsek deerlendirelim, en azndan yukarda sralanan tm postmodernizmlerin temel bir zelliine dikkatimizi ekmek gibi bir erdemi var: Bu zellikle de, bunlarn her birinde yksek kltrle ticari ya da kitle kltr arasndaki o eski (znde ileri modernist) snrn silinmesi ve Levis ile Amerikan Yeni Eletiri akmndan ta Adorna ve Frankfurt Okulu'na kadar modernizmin btn ideologlarnn o kadar iddetle reddetmi olduu Kltr Endstrisine ait form, kategori ve ieriklerin damgasn tayan yeni tr metinlerin ortaya kmas. Nitekim postmodernizmler tam da zevksizlikle kitsch, televizyon dizileriyle Readers' Digest kltr, reklamclkta moteller, geceyars gsterileriyle B snf Hollywood filmleri ve havaalanlarna zg ucuz-bask korku, ak, popler biyografi, cinayet, bilim kurgu ve fantazi roman kategorileriyle "szde-edebiyat" diye adlandrlan eyden oluan btn bu 'dkn' manzaray byleyici bulmakta, bu malzemeleri bir Joyce veya Mahler gibi yalnzca "alntlamak'la yetinmeyip bizzat zlerine dahil etmekteler.stelik, sz konusu kopmay salt kltrel bir mesele olarak grmemek lazm: Gerekten de, -ister mjde havasnda, isterse ahlaki irenme ve red dilinde susulsun- postmoderne ilikin teoriler, en nl ismi 'post-endstriyel toplum' (Daniel Bell) olan, ama sk sk tketici toplumu, medya toplumu, enformasyon toplumu, elektronik toplum, 'ileri teknolojik toptum, v.b. diye de adlandrlan yepyeni bir toplum tipinin gelip yerletiini bize duyuran btn o daha iddial sosyolojik genellemelerle byk bir ailevi benzerlik gsteriyorlar. Bu tr teorilerin, sz konusu yeni toplumsal oluumun artk klasik kapitalizmin yasalarna, yani endstriyel retimin nceliine ve snf mcadelesinin her yerde mevcut olmasna gre ilemediini -ki bu da onlar bir hayli rahatlatyor- ortaya koymak gibi bariz bir ideolojik grevleri var. Dolaysyla, Marksist gelenek, ekonomist Ernest Mandel gibi kayda deer bir

istisna bir yana, bu teorilere kar iddetle direnmitir. Mandel'in Ge Kapitalizm adl kitabysa yalnzca (onun sermayenin evriminde nc bir aama ya da an olarak grd), bu yeni toplumun tarihsel zgnln tehir etmeyi deil, ayn zamanda bunun daha nceki anlarn her birinden daha saf bir kapitalizm aamas olduunu kantlamay hedefler. Bu sava ileride tekrar dneceim; imdilik baka bir yerde2 daha ayrntl bir ekilde savunmu olduum bir noktay vurgulamakla yetineyim: Kltrde postmodernizm zerine benimsenen her konum -ister savunma ister karalama olsun- ayn zamanda ve zorunlu olarak, bugn okuluslu kapitalizmin doasna ilikin ak ya da rtk bir siyasal tavrdr.

Kltrel Baat ge Olarak Postmodernizm Yntem hakknda son bir sz: aadakiler slupu bir tasvir, eitli kltrel slup veya hareketlerden birinin seilip anlatlmas olarak okunmamal. Amacm daha ziyade, stelik tam da bizzat tarihsel dnemselletirme kavramnn son derece sorunlu bir grnm kazanm olduu bir srada, bir dnemselletirme hipotezi getirmek. Daha baka yerlerde sylemi olduum gibi, her trl yaltlm ya da ayrk kltrel analizin rtk veya bastrlm bir tarihsel dnemselletirme teorisi ierdii kansndaym; her halkarda, 'soybilim' (genealogy) kavram dorusal tarih, 'aama' teorileri ve teolojik [ereksel] tarih yazmna ilikin geleneksel teorik kayglar byk lde yattrm bulunuyor. Ancak, elimizdeki balamda bu tr (son derece gerek) meseleler zerine uzun bir teorik tartma yerine ze ilikin birka sz belki de yeterli olabilir.Dnemselletirme hipotezleri karsnda ska duyulan kayglardan biri de, bunlarn farkll grmeme ve tarihsel dnemi (iki tarafnda aklanamayan 'kronolojik' bakalamlar ve noktalama iaretleriyle snrlanm kitlesel bir homojenite olarak izme eiliminde olduklardr. Ne var ki, bana tam da bu yzden postmodernizmi bir slup olarak deil de, br dizi ok farkl ama tbi zelliin mevcudiyetine ve bir arada yaamasna olanak tanyan bir kavramla, kltrel bir baat e olarak kavramak zorunlu grnyor.rnein, kendi bana postmodernizmin bildiimiz modernizmin (hatta belki, daha da eski romantizmin) aamalarndan biri olmaktan pek teye gemedii eklindeki gl alternatif yaklam ele alalm; gerekten de, postmodernizmin birazdan sralayacam btn zelliklerinin (Germide Stein, Raymond Roussel ve Marcel Duchamp gibi basbaya, avam la lettre, postmodernistler olarak kabul edebileceimiz, alacak jenealojik ncler dahil) tam olarak gelimi bir halde, daha nceki eitli modernizmlerden birinde de grlebileceini teslim etmeliyiz. Ne var ki, bu grn gz nne almad ey eski modernizmin toplumsal konumu, veya daha iyisi, onun formlann ve ethos'unu irkin, uyumsuz, anlalmaz, rezil, ahlaksz, asi ve genel olarak 'antisosyal' bulan eski Viktorya ve post-Viktorya dnemi burjuvazisi tarafndan iddetle reddediliidir. Burada, kltr alannda gerekleen bir mutasyon sonucunda bu tr tutumlarn artk arkaik hale geldii ne srlebilir. Artk Picasso ve Joyce yalnzca irkin olmamakla kalmyor, bize genellikte bir hayli 'gereki' grnyorlar; bu da genelde modern hareketin 1950'lerin sonlarndan itibaren
2

"The Politics of Theory", New German Critique, 32, Bahar/Yaz 1984.

tasvip edilmesinin ve akademik kurumsallk kazanmasnn sonucu. Nitekim, bu da postmodernizmin dousu hakkndaki en makul aklamalardan birini oluturmakta; nk bu sefer de 1960'larn gen kuaklar eski muhalif modern hareketi, Marx'n baka bir balamda kulland szlerle, 'canllarn beyinlerine bir kabus gibi ken' bir l klasikler dizisi olarak karlarna alyorlar.Ancak, btn bunlar karsndaki postmodern isyana gelince, uras da ayn srarla vurgulanmal ki, onun -anlalmazlk ve cinsel aklktan psikolojik sefalete ve toplumsal ve siyasal muhalefetin aka ifadesine kadar uzanan ve ileri modernizmin en ar anlarnda bile tahayyl edilemeyecek llere varan- kendi irkiltici zellikleri artk kimseye rezalet gibi gelmemekte, muazzam bir gnl rahatlyla karland gibi stelik kurumsallam ve Bat toplumunun resmi kltryle btnlemi bulunmaktadr.Mesele bugn estetik retimin genelde meta retimiyle btnlemi olmasdr. Giderek artan bir devir hzyla (giysiden uaa kadar) srekli olarak daha yeni grnml mal kuaklar retme yolundaki lgn iktisadi zorunluluk, imdi estetik yenilik ve deneylere gnden gne daha asli bir ilev ve konum atfediyor. Bu iktisadi gerekler de, vakf ve balardan mze ve benzeri himaye biimlerine kadar, yeni sanata sunulan her trl kurumsal destekte karln buluyor. Ancak, iktisada en esasl biimde yakn olan sanat, komisyonlar ve arazi deerleri halinde onunla hemen hemen dolaymsz bir iliki iinde bulunan mimarlktr; dolaysyla, yeni post-modern mimarinin olaanst serpilmesinin kklerinin, tamamen ayn dnemde geliip genilemi olan okuluslu i dnyasnn himayesinde yattn grmek bizi artmyor. Bu iki yeni olgu arasnda salt ve birebir olarak falanca projenin finanse edilmesinden daha derin bir karlkl diyalektik iliki bulunduunu ilerde gstermeye alacaz. Ama bu noktada okuyucuya aikar olan bir eyi, tm bu global, ama gene de Amerikan, postmodern kltrn dnya apnda yeni bir askeri ve iktisadi Amerikan hakimiyeti akmnn isel ve styapsal ifadesi olduunu hatrlatmalyz: Bu anlamda, btn snfl tarih boyunca olduu gibi, kltrn arka yz yine kan, ikence. lm ve dehet.O halde, hakimiyette dnemselletirme konusunda belirtilmesi gereken ilk nokta u: Postmodernizmi oluturan zelliklerin tm eski modernizmin zellikleriyle zde ve ardl olsalard bile -ki bence olmadklar aktr, ama bunu ortaya koymak iin modernizm tahlilini daha da uzun tutmamz gerekir- gene de bu iki olgu, postmodernizmin ge sermaye iktisadi anda sahip olduu ok farkl konum, ve bunun tesinde, ada toplumda bizzat kltr alannn geirdii dnm dolaysyla, anlamlar ve toplumsal ilevleri asndan birbirlerinden tamamen ayr olurlard.Bu konuya makalenin sonunda tekrar dneceim. imdi dnemselletirmeye kar baka bir itirazn, dnemselletirmenin heterojeniteyi silmesi ihtimali hakknda duyulan ve en ok solda rastlanan baka tr bir kaygy ksaca ele almalym. Gerekten de, ada toplumun hareketinde sezilebilen bir 'sistem'i, btnselletirici bir dinamii tanmlamaya ynelik her abay kuatan neredeyse Sartre-vari tuhaf bir ironi, bir 'galip maluptur' durumu var. yle ki, giderek daha btnsel bir sistem ya da mantk ne kadar kuvvetli bir ekilde grntlenirse -ilk akla gelen rnek hapishane kitaplaryla Foucaullt, tabii- okuyucu da kendisini o kadar gsz hissetmeye balyor. Yeni teorisyen (giderek daha kapal ve rktc bir makine kurarak) kazand lde malup oluyor, nk bylelikle eserinin eletirel kapasitesi felce uruyor ve yadsma, isyan, zellikle de toplumsal dnm

drtleri bu izilen model karsnda giderek daha abes ve beyhude olarak alglanyor.Gene de, bence gerek farkllk ancak baskn bir kltrel mantk veya egemen norm kavram nda llp deerlendirilebilir. Bugn btn kltrel retimin, bu terime atfedeceim geni anlamyla, 'postmodern' olduunu kesinlikle dnmyorum. Ama, postmodern ok deiik trden kltrel drtlerin -Raymond Wilhams'n kullanl terimleriyle, kltrel retimin 'kalnt' ve "yeni doan' formlarnn- iinde kendilerine bir yer edinmek zorunda olduklar bir g alann oluturmakta. Eer kltrel baat e hakknda genel bir fikir edinmezsek, bugnk tarihi salt heterojenite, rastlantsal fark ve ne lde etkili olduklarna karar veremeyeceimiz bir sr ayr gcn bir arada yaamas eklinde grmek durumundayz. Her halkarda, aadaki tahlil byle bir siyasal anlayla, bugn her tr radikal kltrel siyasetin en etkili olaca biimler hakknda daha iyi fikir yrtebilmek iin, yeni bir sistematik kltrel norm ve bu normun yeniden retilmesi konusunda bir kavram gelitirmek amacyla yazld.Bu tahlilde, srasyla, postmoderni oluturan u zellikler ele alnacak: Hem ada teori'de, hem de tm bir yeni imge veya benzeim (simulacrum) kltrnde uzantsn bulan yeni bir slk; bu nedenle gerek kamu tarihiyle ilikimizde, gerekse (Lacan'n nda) 'izofrenik' yaps daha dnyevi sanatlarda yeni sentaks tipleri ve sentagmatik ilikiler yaratacak olan zel [kiisel] geiciliimizin yeni biimlerinde tarihselciliin zayflamas; yce (sublime) olana ilikin eski teorilerin en iyi aklayaca -ve unluklar' diye adlandracam- yepyeni tipte bir duygusal zemin tonu; tn bunlarn (kendisi de yepyeni bir iktisadi dnya sisteminin sureti yepyeni bir teknolojiyle derin ve yapc ilikileri; sonra da, yaanan ina-edilmi mekan deneyimindeki postmodernist mutasyonlar ksaca anlatlp, ge okuluslu sermayenin badndrc yeni dnya uzamnda siyasal sanatn grevi zerinde biraz durulacak.

I. fadenin Ayrlmas

Paralarna

Kyl Pabular' modernizmin grsel sanatlardaki en muteber eserlerinden biriyle, Van Gogh'un nl kyl pabular tablosuyla balayalm. Tahmin edebilecei gibi, bu masumca veya rastgele seilmi bir rnek deil. Bu tablonun yorumlanmasnda iki ayr yol nermek istiyorum. Bu yollarn her ikisi de eserin alglann iki aamal ya da ift-dzeyli bir srele yeniden kuruyor. nce unu sylemeliyim ki, eer bu aslna sadk bir ekilde yeniden retilmi resmin salt dekorasyon dzeyine dmesini istemiyorsak, iinden tamamlanm eserin doduu ilk durumu yeniden ina etmemiz gerekli. Gemie karp gitmi olan o ilk durum bir ekilde yeniden oluturulmazsa, tablo atl bir nesne, eylemi bir son-rn olarak kalacak ve kendi bana sembolik bir eylem, praksis ve retim olarak alglanmas mmkn olmayacak.retim teriminden akla gelecei

gibi, eserin bir ekilde cevap yerdii ilk durumu yeniden ina etmenin bir yolu, resmin kar karya geldii, yeniden iledii, dntrd ve kendine mal ettii hammaddeleri, ilk ierii vurgulamak. Van Gogh'da bu ierik, bu ilk hammaddeler, bence, btn o tarmsal sefalet ve koyu krsal yoksulluun nesneler dnyas ile ypratc kyl emeinin btn o gelimemi insan dnyasndan, en ezik ve hayvani, en ilkel ve marjinal hale indirgenmi bir dnyadan ibarettir. Bu dnyada meyva aalar kra topraktan ykselen ihtiyar ve bitkin dallardr, ky halk km, iskeletler, temel insan hatlarnn nihai lde grotesk bir tipolojisinin karikatrleridir. O halde nasl oluyor da Van Gogh'da elma aac gibi eyler sanrsal [hallulcinatory] bir renk yzeyi halinde patlyor, ky stereotipleri de aniden gsterili krmz ve yeil tonlara brnyor? Bu ilk yorumlama seeneinde ileri srdm gr ksaca u:kasvetli kyl nesne dnyasnn, iradi ve iddetli bir ekilde, yal boyada saf rengin en grkemli tecessmne dnmesi topik bir jest, bir telafi eylemi olarak grlmelidir, bu eylem duyular, ya da en azndan o en st duyu -grme, grsel, gz- iin yeni bir topik alan retir, bu alan bizim iin kendi bana yar-zerk bir mekan, sermaye gvdesinde yeni bir i blmnn bir paras, ortaya kan sinir sisteminin yeni bir fragmanlamas olarak yeniden kurar; ama kapitalist yaamn uzmanlama ve blnmelerini topik bir ekilde telafi etmek iin umutsuzca sarld bir fragmanlama, o uzmanlama ve blnmeleri ayn dakikada kopya etmektedir.Elbette bu tabloya bakarken gzard edemeyeceimiz ikinci bir Van Gogh yorumu daha var ki, bu da Heidegger'in Der Ursprung des Kuntswerkes'de yer alan, sanat eserinin Arz (Yeryz) ile Dnya (ya da benim, aktarmay tercih edeceim ekliyle, vcudun ve doann anlamsz maddilii ile tarihin ve toplumsaln anlamyk) arasndaki bolukta doduu fikri evresinde rgtlenmi olan merkezi analizi. Bu boluk ya da kopuklua daha sonra tekrar dneceiz; imdilik bu mehur kyl pabularnn bir zamanlar iinde yaadklar balam olan tm o kayp nesneler dnyasn kendi evrelerinde yava, yava yeniden yarat srelerini izen nl cmlelerden birkan hatrlatmakla yetinelim. 'Onlarda,' diyor Heidegger, topran sessiz ars, msrn yetimesini salayan gsterisiz yetenei ve ekilmemi k tarlasnn kimsesizliindeki anlalmaz kendi kendini reddedi titremektedir. Bu gere,' diye devam ediyor, topraa (arz'a) aittir ve kyl kadnn dnyasnda korunmaktadr... Van Gogh'un tablosu bu gerecin, kyl pabularnn, gerekte ne olduunun aklanmasdr... Bu z (entity) 'kyl kadnn ar ayak izleri, tarla yolunun sszl, aklktaki kulbe, saban izleri ve ocaktaki ypranm ve krk i aletleriyle birlikte, btn o mevcut olmayan dnyay ve topra kendi evresinde ifa olunmaya aran sanat eserinin dolaymyla, varlnn rtlerinden syrlr, kar.' Heidegger'in anlatmnn iin yenilenmi maddilii, bir maddilik biiminin (topran kendisi, yollar ve fiziksel nesnelerinin) o dier maddilie, kendi bana ve kendi grsel zevkleri iin onaylanan ve n plana karlan yal-boyaya dnmesi vurgulanarak tamamlanmas gerekiyor, ama gene de doyurucu bir makuliyeti var.

'Elmas Tozu Pabular'

Her halkarda, atl ve nesnesel (objectal) biimiyle eserin nihai gerei olarak onun yerini alan daha geni bir gerekliin ipucu ya da semptomu olarak grlmesi anlamnda, iki yorum da 'yorumsamaya dayal' (hermeneutcal) diye tanmlanabilir. imdi baka trden pabulara bir gz, atmalyz ve bu grnty ada grsel sanatn merkezi bir isminin son almalarnda buluyor olmamz ok gzel bir ey. Andy Warhol'un Elmas Tozu Papular'nn Van Gogh'un ayakkablarnn dolaysyla bize seslenmedii ak hatta, bana yle geliyor ki aslnda bize hi seslenmiyorlar. Bu tabloda bir mze koridoruna dnnce veya bir galeride anlalmaz bir doal nesnenin btn artclyla onunla yzyze gelen seyirci iin kck de olsa bir yer rgtleyen tek bir ey yok. erik dzeyinde bu elimizdekilerin gerek Freudu gerekse Marx anlamda, birer feti olduu imdi ok daha ak (Derrida bir yerlerde, Heidegger'in Kyl Pabutan yorumu hakknda, Van Gogh ayakkablarnn ne sapknla ne de fetiletirmeye olanak tanyan heteroseksel bir ift olduunu syler) Ne var ki, burada elimizde, bir dizi algam gibi tualden sarkan, eski yaamdnyalarndan Auschwitz'den artakalan ayakkab kmesi ya da kalabalk bir dans salonunda kan anlalmaz ve trajik bir yangnn kalnt ve hatralar kadar kopuk, rastlantsal bir l nesneler karnesi var. Dolaysyla, Warhol'da yorumsama jestini tamamlayp, bu dkntlere o daha geni, yaanm dans salonu veya balo balamna, jet sosyete veya moda dergileri dnyasn iade etmek imkansz. Ama biyografik bilgilere baktmzda bu daha da paradoksal oluyor: Warhol sanat kariyerine ayakkab modellerini resimleyen ticari bir ressam ve n planda topuklu ya da topuksuz eit eit ayakkabnn yer ald vitrinlerin tasarmcs olarak balam. Gerekten, post-modernizm ve olas siyasal boyutlar hakkndaki merkezi konulardan birini -fazlasyla aceleci davranarak- burada amak istiyor insan: aslnda Andy Warhol'un almalar tamamen metalatrma' zerinde odaklanyor ve ge sermayeye geiteki meta fetiizminin en n plannda yer alan dev Coca-Cola giesi ya da Campbell Konserve orbalar afii grntleri gl ve eletirel birer siyasal bildirim olmalyd. Eer deillerse, kuskusuz insan nedenini renmek isteyecek ve ge sermayenin postmodern dneminde siyasal veya eletirel sanatn imkanlar konusunda birazck daha ciddi phelere kaplacaktr. O halde, kukusuz bu tr ada sanatta fotorafn ve fotoraf negatifinin roln anlamak zorundayz: nitekim, glace rntgen zarafetiyle seyircinin eylemi gzn ierik dzeyinde lm veya lm saplants veya lm kaygsyla hi ilgisi yokmu gibi grnen bir yolla boan Warhol resmi, lmcl niteliini ite buradan

almaktadr. Gerekten de, sanki bunda Van Gogh'un topik jestinin tam tersi sz konusu: nceki eserde hasta bir dnya, Nietzchevari bir karar ve iradi eylemle topik bir renk patlamasna dntrlmtr. Buradaysa, tam tersine, sanki -prltl reklam zmlenerek daha batan deersizletirilmi ve kirletilmi olan eylerin dsal ve renkli yzeyleri soyularak, altlarnda yatan lmcl siyah-beyaz fotoraf negatifi katman aa karlmaktadr. Geri grnt dnyasnn bu tr lm Wrhol'un belirli eserlerinde -zellikle de trafik ve elektrikli sandalye dizilerinde- konu edilmekte; ama bu artk bir ierik meselesinden ziyade hem -imdi bir metin veya benzeimler dizisi olan- nesneler dnyasnda, hem de znenin eiliminde daha temel bir mutasyonun gereklemi olmas meselesi gibi grnyor.

Hislerin Snmesi Hece, burada ksaca gelitirmeyi dndm nc zellie, yani modern kltrde hislerin snmesi diye adlandracam olguya geliyorum. Yeni imgede tm hislerin, tm duygularn, tm znelliin silinmi olduunu ifade etmek yanl olur elbette. Nitekim, Elmas Tozu Pabular'da, bastrlmn bir tr geri dn, resimde pek kolay gzlemleniyor olmasa da eserin isminin aka belirttii, telafi edici nitelikte garip bir dekoratif kuku sz konusu. Bu, resmin yzeyini mhrleyen ama bize gz krpmaya devam eden altn tozunun parlakl, yaldzl kumun ltsdr. Fakat bir de Rimbaud'nun baknza karlk veren byl ieklerini veya Rilke'nin burjuva zneyi yaamn deitirmeye aran arkaik Grek heykel arbal bir nsezi gibi gzler nne getirdiklerini dnn burada, bu son dekoratif kaplamann sahte hoppalnda, bunlardan hi iz yok. Ama duygularn snmesine belki de en iyi insan figr yoluyla yaklaabiliriz ve nesnelerin metalamas hakknda sylediklerimizin, Warholl'un insan zneleri, -Marilyn Monroe gibi- kendi imgelerinde metalap dnm olan yldzlar iin de ayn lde geerli olduu aikar. Burada eski ileri modernizm dnemine biraz acmaszca dnecek olursak, sz konusu dnme ksa yoldan dramatik bir karlatrma getirebiliriz Edward Munch'un lk tablosu, kukusuz, modernizmin byk temalar olan yabanclama, anomi, yalnzlk, toplumsal paralanma ve tecritin saygn bir ifadesi, vaktiyle kayg a diye adlandrlan o dnemin neredeyse programatik amblemidir. Bu tablo burada yalnzca bu tr hislerin ifade ediliinin tecessm olarak deil, ayn zamanda ve daha; ziyade, bizim ileri modernizm diye adlandrdmz olguya byk lde egemen olmu, ama -hem pratik hem de teorik nedenlerle- postmodernin dnyasnda ortadan silinmi gibi grnen ifade estetiinin kendisinin fiilen paralarna ayrlmas olarak yorumlanacak. Gerekten de, ifade kavramnn kendisi, znenin iinde bir ayrlmay ve bunun yansra i ve da, monad iindeki dilsiz acya ve bu 'duygu'nun genellikle gayri-iradi bir ekilde jest veya lk olarak, umutsuz iletiim ve ie dnk hislerin da dnk dramatizasyonu olarak darya yneltilip dsallat na ilikin tam bir metafizii gerektirir. Belki de burada, kendisini bu son derece yorumsamaya zg i ve d modelini eletirip gzden drmeye ve bu tr modelleri ideolojik ve metafizik diye karalamaya adam bulunan ada teoriden sz etmenin de zaman geldi. Ama bugn teori -ya da daha iyisi teorik sylem- diye adlandrlan ey, bence ayn zamanda tamamen postmodernist bir

olgudur. Dolaysyla, bizzat 'hakikat' kavram poststrktralizmin kurtulmaya alt metafizik ykn bir paras durumundayken, onun teorik kavraylarnn hakikiliini savunmak tutarszlk olur. Ama en azndan unu ileri srebiliriz; yorumsamann, birazdan derinlik modeli diye adlandracam eyin poststrktralist eletirisi, burada konumuzu tekil eden son derece postmodernist kltrn gayet anlaml bir semptomu olduundan iimize yarayacaktr.unu hemen syleyelim, Munch'un tablosunda gelitirilen i ve da ilikin yorumsamac modelin dnda, ada teoride genel olarak reddedilmi en az drt temel derinlik modeli daha var z ve grnme ilikin diyalektik model (ve genellikle bu modele elik eden bir dizi ideoloji veya yanl bilin kavramlar); Freudu rtk ve belirgin ya da (tabii Michel Foucault'nun programatik ve semptomatik kitap La Volonte de savoir'n hedefini oluturan) bastrlma modeli; destans veya trajik temalar, gene poststrktrel ya da postmodern dnemin kurbanlarndan olan, yabanclamayla yabanclamann giderilmesi arasndaki o dier byk muhalefetle yakndan ilikili bulunan varoluu sahihlik (authenticity) ve sahtelik [inauthentieity] modeli; ve zamansal adan son olarak da, nleyenle imlenen arasndaki -1960 ve 70'lerdeki ksa sreli parlak dneminde byk bir hzla zlp paralarna ayrlan- byk semiyotik kartlk. Bu ok eitli derinlik modellerinin yerini alan eyse, byk lde, bir uygulamalar, sylemler ve metinsel oyun anlayndan ibarettir. Bu anlayn yerini sentagmatik yaplarn ileride inceleyeceiz: imdilik burada da derinliin yerine yzeyin veya oklu yzeylerin getiini gzlemlemekle yetinelim (bu anlamda, genellikle metinleraras olma diye adlandrlan ey artk bir derinlik sorunu olmaktan kmtr).Bu sadece metaforik bir slk da deil: Broaadway'deki byk Chicano pazarlarndan ve Los Angeles ehir merkezinde 4. Sokak'tan vaktiyle Raymond Chandler'n Beacon Hill'i olan yere trmanp da, aniden Crocker Bank Center'n (Skidmore, Owings ve Merril) o dev gibi balantsz duvaryla yzyze gelen herkes bu sl fziksel olarak ve gerekten hissedebilir. Szn ettiim duvar, herhangi bir hacme dayanmazm gibi grnen ve varsaymsal hacminin (dikdrtgen, yamuk?) gzle tespiti hi de kolay olmayan bir yzeydir. Yerekimine meydan okuyan iki boyutluluuyla bu byk pencere tabakas ayaklarmzn altndaki zemini bir an iin bir stereoptikonun ieriklerine, samzda solumuzda yan dnm, olarak sralanan mukavva ekillere dntrr. Btn cephelerde grsel etki ayndr: Kubrick'in 2001'inde gizemli bir kader, evrimsel mutasyona ar gibi seyircilerinin karsna dikilen dev monolit kadar meum. Bu (ileride baka bir balamda tekrar ele alacamz) yeni okuluslu kent merkezi, harap olmu eski kent dokusunu etkili bir ekilde ortadan kaldrp onun yerine gemise, bu garip yeni yzeyin de kendine zg bir mutlaklkla kenti alglaymzn eski sistemlerini, yerine baka bir sistem nermeksizin, arkaik ve anlamsz hale getirii de benzer bir tarzda yorumlanamaz m?

Ar Coku ve Kendini Tketme Munch'un tablosuna son bir defa dnersek, lk'n kendi ifade estetiini ince ama ayrntl bir ekilde ve ierisinde mahpus kalmaktan kurtulmakszn paralara ayrd aikar grnyor. Hareket ierii daha batan kendi baarszln

vurgulamakta, nk ses alannn, ln, insan grtlann plak titreimlerinin vastasyla uyumas mmkn deil (eserde insanms figrn kulaklarnn olmamas da bunun altn iziyor). Fakat namevcut lk 'ifade etmesi' istenen o daha da namevcut dayanlmaz yalnzlk ve kayg deneyimine daha ok yaklayor. Bu dngler, sonunda ses titreimi-nin bir su (tabakasnn yzeyindeki gibi grnrlk kazand o tekmerkez-li byk halkalar biiminde , acy ekenden yaylarak artk maddi gn batmnda ve manzarada bizzat acnn konuup titretii bir evrecin corafyas haline gelen sonsuz bir gerilemeyle, boyal yzeye kaznyorlar. Grnr dnya imdi bu 'doay kaleden ln' (Munch'n szleri) kaydedilip suretinin karld monadn duvar olmutur: nsann aklna, kapal ve sessiz bir zarn iinde byyp de tanrnn korkunluunu grnce zar lyla paralayarak ses ve strap dnyasna yeniden kavuan o Lautreamont karakteri geliyor. Tm bunlar daha genel bir tarihsel hipotezi dndrmekte :kayg ve yabanclama gibi kavramlarn (ve lk'taki gibi, bunlarn tekabl ettii deneyimlerin) postmodernin dnyasnda artk yeri yoktur. Mmarilyn ya da Edie Sedgewick gibi byk Warhol figrleri, 1960'larn sonundaki mahut tkenme ve kendini tahrip vakalar, o son derece egemen uyuturucu ve izofreni deneyimleri -artk btn bunlarn ne Freud'un kendi dnemindeki isterik ve nevrotiklerle, ne de ileri modernizm dnemine egemen olan o klasiklemi radikal tecrit ve yalnzlk, anomi, kiisel isyan, Van Gogh tipi delilik deneyimleriyle pek bir ortak noktas kalmamtr. kltrel patoloji dinamiklerindeki bu kaymay, znenin yabanclamasnn yerini znenin paralanmasna brakmas olarak ifade edebiliriz. Bu terimler ister istemez ada teorinin gzde temalarndan birini -bizzat 'zne'nin lm, zerk burjuva monad veya ego veya bireyin - ve bunun paralelinde, ister yeni bir ahlaki ideal, ister ampiri tasan , eskiden bir merkez bulunan zne ya da ruhun merkezini yitirmesi-nin vurgulanmasn artryorlar. (Bu fikrin iki olas formlasyonu -klasik kapitalizm ve ekirdek aile dneminde mevcut olan merkezli znenin rgtsel brokrasi dnyasnda ortadan kalkm olduu eklindeki tarihselci formlasyon ve byle bir znenin zaten hi bir zaman var olmad bir tr ideolojik seraptan ibaret olduunu ileri sren daha radika! poststrktralist konum- arasnda, ben phesiz birincisini tercih etmek-teyim; her halkarda, ikinci yaklamn 'grnm gereklii' gibi bir eyi de hesaba katmas gerekli.) Bizzat ifade sorununun da, eylerin iinde hissedilip sonra da-vurumla ifade edildii monadvari bir kap olarak zne anlayyla yakndan olduunu burada belirtmeliyiz. Ama imdi zerinde durmamz gereken ey, ileri modernizmin kendine has bir stil anlayyla buna elik eden kollektif sanatsal veya siyasal bir nc ya da avangarde ideallerinin, o daha eski szde merkezli zne kavramnn (veya deneyiminin) yansra ne lde ayakta kalabildikleri ya da ktkleridir. Munch'un tablosu burada da bu problemli durum hakknda arpak bir fikir getiriyor: fadenin bireysel monad kategorisini gerektirdiini ortaya koyuyor; ama bir yandan da, bireysel znelliini kendine yeterli bir alan ve kapal bir alan olarak kurduunda ayn zamanda kendini baka hereye kar kapatm ve monadn durgun yalnzlna diri diri gmlmeye, ksz bir hapishane hcresine mahkum etmi olaca yolundaki kasvetli paradoksu dramatize ederek, bu nkoul iin

denmesi gereken ar bedeli gsteriyor.Postmodernizm muhtemelen bu ikileme son verecektir, nitekim bunun yerine baka bir ikilemi yerletirmi bulunmaktadr. Burjuva ego veya monadn sonu, kukusuz bu egonun psikopatolojilerinin de sonunu getirir (burada genel olarak hislerin snmesi diye adlandrdm durum). Ama daha pek ok eyin de sonu -rnein, esiz ve kiisel anlamnda slubun sonu, kendine has bireysel fra darbesinin (mekanik repredksiyonunun gelien ncelliinde simgelenen) sonu- demektir. fadeye, his ve duygulara gelince, ada toplumda merkezli znenin eski anomisinden kurtulmak ayn zamanda, yalnzca kaygdan deil, artk hissetmeyle uraacak bir benlik kalmadna gre, her eit histen kurtulmak anlamna gelebilir. Burada kastedilen, postmodern an kltrel rnlerinin histen tamamen mahrum olduu deil, daha ziyade bu hislerin -'younluklar' diye adlandrlmas daha iyi ve daha doru olacak- artk bolukta asl ve gayriahsi olduu ve makalenin sonunda tekrar ele almaya alacam tuhaf bir ar- cokunun egemenlii altnda bulunduudur. Hislerin snmesi, edebi eletirinin daha dar balamnda, (eserlerin kendileriyle olduu kadar ileri modernizmle de balantl tam bir edebi eletiri kategorisi olarak grlmesi gereken) byk ileri modernist zaman ve zamansallk temalarnn, dure (sre) ve hafzann hznl srlarn snmesinde de anlatlabilirdi. Ne var ki, bugn artzamanldan ziyade ezamanlda yaadmz defalarca duymu bulunuyoruz ve sanrm artk gndelik hayatmza, ruhsal deneyimlerimize, kltrel dilimize bir nceki ileri modernizm dneminde olduu gibi zaman kategorilerinin deil de uzam kategorilerinin egemen olduu en azndan ampirik olarak savunulabilir.

II. Postmodern ve Gemi


Pastiche Parodiyi Glgeliyor Bireysel znenin kaybolmas ve bunun formel sonucu olarak, kiisel slubun giderek daha zor bulunur olmas, bugn pastiche diye adlandrabileceimiz neredeyse evrensel uygulamay dourmakta. Bizim Thomas Mann'a (Doktor Faustus) borlu olduumuz, onun da Adorno'nun mzikte denemeciliin iki gelimi yolu (Schoenberg'in yeniliki planificationyla Stravinsky'nin irrasyonel eklektisizmi) hakkndaki byk eserinden ald bu kavram, daha kolay kabul edilen parodi fikrinden kesinlikle ayr tutulmaldr.Kukusuz, parodi modernlerin kendilerine has tuhaflklarnda ve 'taklit edilmez' sluplarnda verimli bir gelime ortam bulmutu: nefes nefese ulalaryla Faulknervari uzun cmle, dikbal bir leheciliin yer yer kesintiye uratt Lawrencevari doa imgeleri, Wallacle Stevens'n konumann isim-d blmlerini srarla biriktirmesi ('gibinin girift kaamaklar') Mahler'de yksek orkestral duygudan ky akordeon duyarllna sarsc ama nihayet ngrlebilir geiler, Heidegger'in yanl etimolojiyi bir 'ispat' biimi olarak dnceli-arbal bir ekilde uygulamas... Tm bunlarn, 'karakteristiki' olduu dikkat ekiyor: tantanal bir ekilde normdan sapyorlar, ama sonra bu norm, bazen de dosta, kendini onlarn bilinli ekzantirikliklerini sistematik olarak taklit etmek yoluyla yeniden kabul ettiriyor.Ancak, nicelikten

nitelie diyalektik sramada, modern edebiyatn bir patlamayla bir sr belirgin kiisel slup ve maniyerizme ayrmasn, sosyal yaamn artk bizzat normun glgelendii -giderek eit eit kiisel konuma tarzlarndan yalnzca biri haline gelen (esperanto ve Temel ngilizce yaratclarnn topik umutlarnn ok dnda) ntr ve eylemi bir medya konumasna indirgendii- linguistik paralanmas izlemitir. Bylece, modernist sluplar postmodernist kodlar haline gelir. Ve mikropolitika problemi, bugn toplumsal kodlarn gerek profesyonel ve disipliner jargonlar, gerekse kltr, cins, rk, din ve snf franksiyonlar yeliini onaylayan (dorulayan) etiketler halinde inanlmaz artnn ayn zamanda siyasal bir olgu olduunu yeterince ortaya koymaktadr. Vaktiyle, bir hakim snfn fikirleri burjuva toplumunun baskn (ya da egemen) ideolojisini oluturuyordu, bugnse ileri kapitalist lkeler normsuz, slupu ve uar bir heterojenitenin alan durumundalar. Tanmadmz efendiler yaammz snrlayan iktisadi stratejileri etkilemeye hl devam ediyorlar, ama artk kendi konumalarn empoze etme ihtiyacn duymuyorlar (ya da bunu baaramyorlar) ve ge kapitalist dnyann okuryazarlk-tesilii yalnz herhangi bir byk kollektif proje bulunmamasn deil, artk eski ulusal dilin de ele geirilmez olmasn yanstyor.Bu durumda parodi isiz kalmaktadr; mrn tamamlam ve o garip yeni ey, pastiche, yava yava onun yerini almaya balamtr. Parodi gibi pastiche de kendine has bir maskenin taklidi, l bir dilde konumadr; ama bu taklidi, parodinin altnda yatan gdlerden hibiri olmakszn, alayc drts yok edilmi olarak, glmekten ve geici olarak bavurduunuz anormal dilin dnda salkl bir linguistik normalliin hl mevcut olduu gibi bir kanaatten tamamen mahrum bir ekilde uygular. Yani pastiche bo parodi, gzleri kr bir heykeldir: Wayne Booth'un 18. yzyl 'oturakl ironisi' diye adlandrd ey karsnda o dier ilgin ve tarihsel adan zgn modern olgu -bir tr ironi uygulamas- ne idiyse, pastiche de parodi iin odur.Dolaysyla, Adorno'nun kehanetvari tehisi olumsuz bir ekilde de olsagereklemi grnyor. Postmodern kltrel retimin gerek ncs (tamamlanm sistemin ksrln daha batan sezmi olarak) Schoenberg deil, Stravinsky'dir. nk ileri modernist -kendi parmak izleriniz kadar esiz ve kartrlamaz, (ilk dnemindeki Roland Barthes'a gre slupu icat ve yeniliin bizzat kayna olan) kendi gvdeniz kadar karlatrma kabul etmez- slup ideolojisinin kmesinden itibaren, kltr reticileriin bavurabilecekleri yegane yer, 'gemi'tir: l sluplarn taklidi, artk tm dnyay kaplayan bir kltrn hayali mzesinde depolanm btn o maske ve sesler araclyla konuma.

'Tarihselcilik' Tarihi rtyor Bu durum elbette, mimarlk tarihilerinin 'tarihselcilik' diye adlandrd olguyu, yani gemiin tm sluplarn rastgele yamalanmasn, tesadfi slupu rtk -gnderme oyununu, ve genelde Henri Lefebrve'in 'neo'nun giderek artan ncellii diye adlandrd eyi belirlemekte. Ne var ki, pastiche'in bu her yerde mevcutluu (tm tutkulardan arnm olmamas gibi) belirli bir mizaha veya en azndan iptilaya -srf kendi kendisinin imgelerine dnm bir dnyaya ve szdeolaylarla 'seyirlikler'e (Sitasyonistlerin terimi) duyulan, tarihsel adan zgn, tketici bir itihaya- hi yer tanmyor saylmaz. Platon'un 'benzeim' -hibir zaman bir asl bulunmam olan zde kopya- kavramn belki de srf bu tr

nesneler iin kullanmalyz. Ve nitekim benzeim kltr, deiim deerinin kullanm deerini hafzalardan bile silecek lde genellemi olduu bir toplumda, Guy Debord'un olaanst deiiyle, imgenin meta eylemesinin son biimi haline geldii (Seyirlik Toplum) bir toplumda hayat bulmaktadr.Artk, benzeimin yeni mekansal mantnn bir zamanlarn tarihsel zaman zerinde belirleyici bir etki gstermesi beklenebilir.Bylece gemiin kendisi uyarlanmaktadr: Vaktiyle Lukacs'n tanmlad biimiyle tarihsel romanda, burjuvazinin kollektif projesinin organik soykt -ve bugn de, bir E.P. Thompson veya Amerikan 'szl tarih'inin aklayc tarihyazm asndan, mehul ve susturulmu l kuaklarn 7kurtarlmas asndan, kollektif geleceimizin hayati bir yeniden-ynlendirilmesi iin vazgeilmez retrospektif boyut- olan ey, artk kendisi de dev bir imge koleksiyonu, kalabalk bir fotorafik benzeim haline gelmitir. Guy Debord'un gl slogan, imdi, tarihsellikten tamamen mahrum ve kendi farazi tarihi de bir dizi tozlu seyirlikten ibaret olan bu toplumun 'tarihncesi' iin daha da fazla geerlilik tamaktadr. Poststrktralist linguistik teoriye gayet uygun bir ekilde, 'gnderme yaplan' olarak gemi, yava yava gndemden der ve sonunda, arkasnda metinlerden baka bir ey brakmayarak, tamamen silinir.

Nostalji Akm Ama bu srecin umursamazlk iinde gelitii dnlmemelidir; tam tersine, fotorafik imge iptilasnn gnmzde kayda deer lde younlamas, her yerde mevcut, her eye a ve neredeyse libidinal bir tarihselciliin elle tutulur bir semptomunu oluturmakta. Mimarlar bu (son derece ok anlaml) szc, gemiin tm mimari sluplarn aklna estii gibi, ilkelsizce ama zevkle yamalayp ar-uyarc kmelenmeler halinde bir araya getiren postmoderen mimarinin tasasz eklektisizmi iin kullanyorlar. (zellikle, yalnzca estetik alannda yeniden kavuabilecek bir gemie duyulan, gerek anlamyla modernist nostaljinin szsyla karlatrldnda) bu tr bir heves iin nostalji pek de uygun bir kelime gibi gelmiyor, ama dikkatimizi ticari sanatta ve zevkte bu srecin kltrel olarak ok daha genellemi bir tezahrne ynelmemizi salyor: szde 'nostalji filmi' (ya da Franszlarn deyimiyle, 'la mode rtro').Bu filmler pastiche meselesini btnyle yeniden ina etmekte ve kayp bir gemii ele geirme yolundaki umutsuz abann artk moda deiiminin demir yasasndan ve ortaya kmakta olan 'kuak' ideolojisinden szld, kollektif ve toplumsal bir dzeye aktarmaktalar. American Graffiti (1973), onu izleyen pek ok filmin de denedii gibi Eisenhowersnesi ann artk byleyici bir ey haline gelmi olan kayp gerekliini yeniden ele geirmeyi hedeflemiti: insana, en azndan Amerikallar iin, arzunun ayrcalkl kayp nesnesi hl 1950'lermi gibi geliyor -yalnzca Pax Americana'nn istikrar ve refahndan deil, ayn zamanda henz ortaya km rock-and-roll ve genlik etelerinin kart-kltrel drtlerinin o ilk naif masumluundan dolay (o halde, bunlarn yok olup gitmesi karsnda ayn dnemde yazlm at da Coppola'nn Siyam Bal'dr, ama eliik bir biimde, filmin kendisi gerek 'nostalji filmi' slubundadr). Bu ilk baarl admla baka kuaklarn dnemleri de estetik kolonisazyona alm olur: rnein Polanski'nin Chinatow' ve Bertolucci'nin Konformist'inde srasyla Amerikan ve talyan

1930'larnn slupu kucaklan. Daha da ilginci ve aibelisi ise, bu yeni sylem araclyla ya kendi gnmz ve yakn gemiimizi, ya da bireysel varolu hafzasna dahil olmayan daha uzak bir gemii kuatma yolundaki nihai abalardr.Bu nihai hedefler -toplumsal, tarihsel ve varolusal bugnmzle, 'gnderme yaplan' olarak gemi- karsnda, postmodernist 'nostalji' sanat dilinin gerek tarihselcilikle uyumazl apak ortaya kmakta. Ne var ki, gerilim bu modeli karmak ve ilgin bir yeni formel yaratcla iter: nostalji filmi hibir zaman tarihsel ieriin modas gemi 'temsil'i meselesi olmamtr; 'gemi'e slupu arm yoluyla grntnn cilal nitelikleriyle 'gemilik'i, modaya atflarla da '1930'luk' veya '1950'lik'i vererek yaklar ve bylece, arm hayali ve stereoptik kavramlarn salanmas -rnein Disney-EPCOTvari bir in 'kavram' olarak 'Sinit- diye gren Barthes'n Mitolojiler'deki nerilerine uymu olur.'imdiki zamann nostalji akm tarafndan anlamszca smrgeletirilmesi, James M. Cain'in Postac Kapy ki Kere alar'nn Miami yaknlarndaki ada bir Florida kasabasnda geen, uzak bir 'refah toplumu'nu yeniden-yapm Lawrance Kazdan'n zarif filmi Body Heat'te de gzlemlenebilir. Ne var ki 'yeniden yapm' szc artk adadr; o kadar ki, hem romann hem de bu romandan yaplm baka versiyonlarn, daha eski filmlerin varlndan haberdar oluumuz, imdiki filmin yapsnn asli ve ayrlmaz bir parasn oluturmaktadr: Yani imdi estetik etkinin bilinli, isel bir zellii olarak ve estetik sluplar tarihinin 'gerek' tarihin yerini alm olduu yeni bir 'gemilik' ve szde-tarihsel derinlik armn ileten etken olarak, 'metinleraraslk' noktasndayz.Fakat tm bir estetik imler ordusu, daha ilk dakikadan itibaren, ada olduu bildirilen imgeyi zamansal olarak bizden uzaklatrmaya balar: rnein tantma yazlarnn artdeco yazl seyirciyi derhal uygun 'nostaljik' karlama biimine programlamaya yarar (artdeco alntlar ada, mimaride de, mesela Toronto'nun dikkate deer Eaton Centre'ndaki gibi, ayn ilevi grmektedir). Bu arada, bizzat star sistemi kurumlarna yaplan karmak (ama tamamen formel) gndermelerle, biraz farkl bir baka armlar oyunu harekete geirilmitir. Ba oyuncu William Hurt, stats bir nceki Steve McQueen ya da Jack Nicholson (hatta, daha belirsizce, Brando) gibi erkek sperstarlar kuandan, ve hele star kurumlarnn evrimindeki daha eski anlardan belirgin lde farkl yeni bir film 'yldzlar' kuann yesidir. Hemen nceki kuak, eitli rolleri, gayet iyi bilinen ve genellikle isyan ve nonkonformizmi artran 'perde arkas' kiilikleri zerinden, ve araclyla, canlandrrd. Bu en yeni barol oyuncular kuaysa (bata cinsellik olmak zere) yldzln geleneksel ilevlerini hl srdryorlar, ancak eski anlamyla 'kiilik'ten eser bile yok ve imdi bu yldzlk (Hurt gibi aktrlerde, eski Brando veya Olivier virtzitesinden ok farkl da olsa, virtzlk boyutlarna ulaan) karakter oyunculuunun isimsizliinden bireyler tamakta. Ne var ki star kurumundaki bu 'znenin lm', ok daha eski rollere -burada Clark Gable'la ilintili olanlara- tarihsel gndermeler oyununa olanak yaratyor; bylece oyunculuun bizzat slubu, bir gemi 'artrcs' ilevi kazanabiliyor. Son olarak, filmin getii yer, stratejik bir ekilde ve byk maharetle, normalde okuluslu dnem Birleik Devletler'inin adaln yanstan iaretlerin oundan kanacak biimde ayarlanm: (eski binalarn arazi speklatrlerince yklmas anlatnn anahtar blmlerinden birini oluturmakla birlikte,) kasaba dekoru kameraya 1970 ve 80'lerin ok katl manzarasndan kanma olana

vermektedir; te yandan, gnmzn nesneler dnyas -ara, gereler, hatta modelleriyle grntnn zamann derhal aa vuracak olan otomobiller- zenle darda braklmtr. Dolaysyla, filimdeki herey, resmen bildirilen adaln bulanklatrmak ve anlaty sanki ebedi bir Otuzlar dneminde, gerek tarihsel zamann tesinde geiyormu gibi almanz salamak iin elbirlii etmektedir. imdiki zamana benzeimin sanat dili ya da stereotipik gemiin pastiche'i araclyla yaklalmas, bugnk gereklie ve bugnk tarihin aklna cilal bir serabn bysn ve mesafesini getirir. Ama bu gz boyayc yeni estetik akmn kendisi de, tarihselliimizin, tarih'i aktif bir ekilde yaama imkanmzn kayboluunun ssl bir semptomu olarak ortaya kmtr: Dolaysyla, imdiki zamann bu garip gizleniini kendi formel gcyle baard sylenemez; yalnzca, bu i elikiler araclyla, kendi gncel deneyimimizin temsillerini giderek retemez hale gelmi grndmz bu durumun muazzam boyutlarn ortaya sermektedir.

'Gerek Tarih'in Kaderi' Gerek Tarih'e -nasl tanmlanrsa tanmlansn, bir zamanlarn tarihsel romannn geleneksel nesnesine- gelince, imdi o eski biim ve vastaya geri dnp, postmodern kaderini halen Birleik Devletler'de rn veren birka ciddi ve yaratc sol romancdan birinin eserlerinden okumak daha aydnlatc olacak. Kitaplar daha geleneksel anlamda tarihle beslenen ve grld kadaryla Amerikan tarihsel 'destan'nn eitli kuaksal anlarn konu alan E.L.Doctrow'un Ragtime' kendisini asrn ilk yirmi ylnn bir panaromas olarak sunmutur; en yeni kitab Loon Lake 30'lar ve Byk Bunalm' ele alr; The Book of Daniel'se Eski Sol ve Yeni Sol'un, 30'lar ve 40'lar komnizmiyle 60'l yllar radikalizminin iki byk nn nmze getirmektedir (hatta eski Western'inin bile bu emaya uyduu ve daha zor anlalr ve formel adan tutuk bir ekilde ondokuzuncu yzyln sonlarnda hududun sona eriini anlatt sylenebilir).The Book of Daniel bu byk tarihsel roman arasnda okuyucunun ve yazarn bugnyle eserin konusunu oluturan eski tarihsel gereklik arasnda ak bir anlat ba kuran tek kitap deil; Loon Lake'in (burada anlatmayacam) artc son sayfas da ok deiik bir yoldan gerekletirir bunu; ve ilgintir, Ragtime'n ilk versiyonunun birinci cmlesi bizi aka kendi gnmze, yazarn New York New Rochelle'deki evine yerletirmekte, sonra ev birdenbire 1900'lerdeki kendi (hayali) gemiinin sahnesi haline gelmektedir. Yaynlanan metinde bu ayrntya yer verilmemi, bylece roman simgesel olarak balarn kaybedip bizimle ilikisi gerektende mphem olan yeni bir gemi tarihsel zaman dnyasnda serbeste srklenmeye balamtr. Ama bu jestin otantiklii, okul kitaplarndan rendiimiz Amerikan tarihiyle gazetelerin ve kendi gndelik hayatmzn okuluslu, ok katl, stagflasyon halindeki kent yaants arasnda artk grnrde hibir organik iliki bulunmad eklindeki aikar varolusal gerekten de anlalabilir.Ne var ki, bir tarihsellik bunalm bu metin iinde pek ok dier tuhaf formel zellikte kendini aa vurmaktadr. Bildirilen konu, Birinci Dnya Sava ncesi radikal ve ii-snf siyasetinden (byk grevler) 1920'lerin teknolojik icat ve yeni meta retimine (Holywood'un ve meta olarak imgenin ykselii) geitir:

Kleist'n Michael Kohlhaas'nn arada yer alan versiyonu, siyah bakiinin isyann anlatan o garip ve trajik blmde bu srele ilikili bir an olarak grlebilir. Ancak, beni ilgilendiren bu merkezsiz anlatnn tematik btnl zerine bir hipotez deil; tam tersine, bu romann empoze ettii okuma tarznn, metnin zerinde havada asl duran, ama cmleleri okuyuumuza entegre edilemeyen o bildirilmi 'konular' yakalayp tema haline getirmemizi nasl imkansz kld. Roman bu anlamda yalnzca yoruma gelmemekle kalmyor, resmen ve sistematik olarak, srekli gsterip ektii daha eski bir toplumsal ve tarihsel yorum trn safd brakacak ekilde rgtlenmi bulunuyor. Yorumlamann teorik eletiri ve reddinin poststrktalist teorinin temel bileenlerinden biri olduunu hatrlayacak olursak, Doctrow'un ge gerilimi, bu elikiyi cmlelerinin akna bir ekilde bilerek dahil etmi olduu sonucuna varmamak kolay deil.Bilindii gibi, kitap -Teddy Roosevelt'den Emma Goldman'e, Harry K. Thaw ile Sandford White'dan J. Perpont Morgan ve Henry Ford'a kadar- gerek tarihi figrlerle dolup tayor; zellikle -basite Baba, Anne, Aabey, v.b. diye isimlendirilmi kurgusal (fictif) bir aileyle iliki iinde olan- Houdini'nin ok daha merkezi bir rol var. Kukusuz, ta Scott'dan itibaren btn tarihsel romanlar, u ya da bu ekilde, genellikle hakim ulusal gelenein kimbilir ne tr bir merulatrma amacyla ekillendirmi olduu tarih kitaplarndan edinilmi eski tarihsel bilginin harekete geirilmesini ierir, ve buradan yola karak mesela Sahte Veliaht hakknda zaten 'bildiklerimiz'le onun romann sayfalarnda somutlaan kiilii arasnda anlatsal bir diyalektik olutururlar. Ancak, Doctrow'un yntemi bundan ok daha ar grnmemekte; ve bence, her iki tip karakterin -tarihi isimlerle byk harf aile rollerininadlandrl, gl ve sistemli bir ekilde, bu karakterleri eyletirme ve temsillerini batan mevcut olan bilgi ya da doxa'ya bavurmakszn almamz imkansz klma ilevi gryor. Bu da metne olaand bir deja vu hissi ve okuyucunun sahip olduu herhangi bir somut tarihyazmsal formasyondan ziyade Freud'un 'Acaip'indeki 'basklanmn dn'ne balanmas daha yerinde olurmu gibi grnen tuhaf bir tandklk katyor.

Radikal Gemiin Yitirilmesi Bu arada, btn bunlarn cereyan ettii cmlelerin kendi zgllkleri var; buda, modernlerin kiisel bir sluba verdikleri nemle, artk katiyen kiisel olmayan ve daha ziyade Barthes'n vaktiyle 'beyaz yaz' diye adlandrm olduu eyle akrabalk gsteren bu yeni tr linguistik icad daha somut bir ekilde birbirinden ayrabilmemizi salayacak. Elimizdeki romanda, Doctorow kendi kendisini kat bir seme ilkesiyle balam, yle ki, ieriye yalnzca (arlkl olarak 'olmak' fiiliyle harekete geirilen) basit beyan cmleleri kabul ediliyor. Ne var ki, bunun yaratt etki ocuk edebiyatnn aadan alan basitlii ve sembolik zeni deil de, daha rahatsz edici bir eye, Amerikan ngilizcesinin yeraltndan -geri eseri oluturan dilbilgisi asndan mkemmel cmlelerin hibirinden ampirik olarak saptanamayacak- derin bir ahribata urad hissidir. Fakat, daha gzle grlr baka baz teknik 'icatlar', Ragtime'n dilinde neler olup bittiine bir ipucu salayabilir: rnein Camus'nn Yabanc'snn karakteristik etkilerinden pek ounun, yazarn Franszcada anlatmda kullanlmas daha normal olan dier gemi zamanlar yerine roman boyunca passe compos zamann kullanmaktaki

kararllndan kaynakland gayet iyi bilinmektedir. Bence burada da o trden bir ey geerli gibi grnyor (inanlmazl aikar olan bu sava bundan daha srarl bir ekilde balanacak deilim): yani, sanki Doctorow ngilizcede bulunmayan bir fiil gemi zamann, -Emile Benveniste'in ortaya koyduu gibi, 'tamamlayc' hareketi, olaylar anlatmn imdiki zamannda ayrmaya, zaman ve eylem akn herhangi bir mevcut durumdan (hatta hikaye anlatma eyleminden bile) kopuk vaziyetteki bir sr bitmi, tamamlanm ve yaltlm noktasal olay, nesneye dntrmeye yarayan- Franszca gemi zaman kipinin (pass simple) etkisini veya edeerini kendi dilinde yaratmak zere sistematik bir abaya girmitir. E.L.Doctrow Amerikan radikal gemiinin ortadan kaybolmasnn, Amerikan radikal geleneindeki eski gelenek ve anlarn bastrlmasnn epik airidir: Sola yaknlk duyan hi kimse bu ok gzel romanlar okuyup da keskin bir kader duymamazlk edemez, ki bu da bugnk siyasal ikilemlerimiz karsnda otantik bir tepkidir. Kltrel adan ilgin olansa, Doctrow'un bu byk temay formel olarak ifade etmek (nk konusu tam da ieriin silinmesidir) ve bunun da tesinde, eserini ikileminin damgasn ve semptomunu oluturan postmodern kltrel mantn ta kendisiyle ilemek zorunda kalmasdr. Loon Lake (bilhassa Dos Passos'u yeniden icadnda) pastiche'i ok aikar bir ekilde kullanr; ama tarihsel 'gnderme yaplan'n ortadan kaybolmasnn meydana getirdii estetik durumun en allmam ve ba dndrc ant gene de Ragtime'dr. Bu tarihsel roman artk tarihsel gemii temsil etmek zere yola kamaz, yalnzca bizim (bylece derhal 'pop tarih' haline gelen) o gemi hakkndaki fikir ve stereotiplerimizi 'temsil' edebilir. Bylelikle kltrel tarih, artk eski monadik zneye deil, daha ziyade deeri dm kollektif bir 'nesnel ruh'a ait olan zihinsel bir mekana srlmtr; artk farazi bir gerek dnyaya, bir zamanlar kendisi de bir imdiki zaman olmu gemi tarihin yeniden inasna dorudan doruya bakamaz; Platon'un maaras gibi, kendi snrlayc duvarlar zerinde bizim o gemie ilikin zihinsel imgelerimizi izmek zorundadr. Dolaysyla, burada en ufak bir realizm kaldysa, bu da bu snrlanml kavramann, ve kendi pop imgelerimiz ve benzeimlerimiz araclyla -sonsuza kadar eriemeyeceimiz- Tarih'i aramaya mahkum bulunduumuz, yeni ve zgn bir tarihsel durumun yava yava farkna varmann okundan kaynaklanmas hedeflenen bir 'realizm'dir.

III. mleyici Zincirinin Kopmas


Tarihsellikteki kriz imdi, yeni bir ekilde, postmodern enerji alannda genelde zamansal rgtlenme meselesine ve hatta giderek artan lde mekann ve mekansal mantn egemenlii altnda bulunan bir kltrde zaman, zamansallk ve dizimselin (syntagmatic) alabilecei biim sorusuna geri dnmeyi gerektiriyor. Nitekim, eer zne n- ve ard- gerilimlerini ok katl zamansalda aktif bir ekilde yayma ve gemiiyle geleceini tutarl bir yaant halinde rgtleme gcn kaybetmise, byle bir znenin kltrel retimlerinin 'para ynlar'ndan, ve rastgele heterojenin, paralnn, ans eserinin pratiinden gayri bir sonu vermesi pek mmkn grnmyor. Ne var ki, bunlar tam da postmodernist kltrel retimin tahlilinde (ve apolisitleri tarafndan, savunulmasnda) kullanlan

ayrcalkl terimlerden birkadr. Ama gene de olumsuz sfatlardr bunlar; daha tzel formlasyonlar metinsellik, criture, ya da izofrenik yaz gibi isimler tarlar; imdi de bunlara ksaca bir gz atmalyz.Burada Lacan'n izofreni tanmn yararl buluyorum: Klinik adan doruluk derecesini lm olduumdan deil, zellikle -tehisten ziyade tanm olarak- anlaml bir estetik model getirdiini dndm iin. (Kukusuz, en nemli postmodernist sanatlardan herhangi birinin -Cage, Ashbery, Sollers, Robert Wilson, Ishmael Reed, Michael Snow, Warhol, hatta Beckett'in- klinik anlamda izofren olduklar gibi bir dncem yok.) Mesela, bu almann havasn ve metodolijisini radikal bir ekilde farkl klmaya altm Christopher Lasch'n etkili The Culture of Narcisism'i trnden kltr eletirilerindeki gibi, toplumumuzun ve onun sanatnn bir eit kltr-ve-kiilik analizi de deil: yle sanyorum ki, toplumsal sistemimiz hakknda sylenmesi gereken tatsz eyler, psikolojik kategoriler araclyla bulabileceimiz szlerin snrn kat kat aar. ok ksaca, Lacan izofreniyi imleyici zincirinde, yani bir ifade veya anlam oluturan birbirine bal dizimsel bir kopma olarak tanmlar. Bu durumun, Lacon'n Oedipal rekabeti annenin ilgisini kazanmak iin sizinle rekabet eden biyolojik bireyden ziyade, kendi deyimiyle Baba'nn Ad -artk linguistik bir ilev olarak ele alnan baba otoritesi- terimleriyle tanmlayarak dile geirdii ailevi veya daha ortodoks psikoanalitik arka plann atlamak zorundaym. Lacan'n imleyici zinciri kavramnn vazgeilmez nkouluysa, Saussureyen yapsalcln temel ilkelerinden -ve byk keiflerinden- biri, yani anlamn imleyenle imlenen arasnda, dilin maddiliiyle, bir kelime veya isimle, onun gnderme yapt ey ya da kavram arasnda birebir iliki olmad nermesidir. Bu yeni grte, anlam imleyen'den imlenen'e hareketten doar: bizim genel olarak imlenen diye adlandrdmz ey -bir ifadenin anlam ya da kavramsal ierii- imdi daha ziyade bir anlam-etkisi, imleyenlerin kendi aralarndaki ilikiden doan ve da vurulan nesnel anlam serab olarak grlmektedir. mleyenler aras iliki koptuunda, imleyici zincirin halkalar krldnda, ayrk ve ilikisiz imleyenler yn halinde izofreniyle karlarz. Bu tr linguistik bozuklukla izofrenin ruhu arasndaki bant, ikili bir nerme araclyla kavranabilir: birincisi, ahsi kimliin kendisi gemi ve gelecein, nmdeki imdiki zaman ile (belirli bir) zamansal birlemesinin eseridir; ve ikincisi, bu tr aktif zamansal birlemenin kendisi de, zaman iindeki yorumsama emberinde ilerleyen dilin, ya da, daha iyisi, cmlenin, bir fonksiyonudur. Eer cmlenin gemi, imdiki zaman ve geleceini birletiremiyorsak, ayn ekilde kendi biyografik yaantmzn gemi, imdiki zaman ve geleceini de birletiremiyoruz demektir. O halde, imleyici zincirinin kopmasyla, izofren salt maddi mleyenler, veya baka bir deyile, zaman iinde saf ve ilikisiz bir dizi imdiki zamanlar yaantsna indirgenir. Byle bir durumun estetik ya da kltrel sonulara birazdan eileceiz; nce bunun nasl bir his olduunu grelim:"Olduu gn ok iyi hatrlyorum. Tarada kalyorduk, ben de bazen yaptm gibi kendi bama yrye kmtm. Birdenbire, okulun nnden geerken, Almanca bir ark duydum, ocuklar mzik dersi yapyordu. Dinlemek iin durdum, ve o anda garip bir duyguya kapldm, tahlil etmesi g ama sonradan ok iyi tanyacam bir eye -rpertici bir gerekdlk hissineyakn bir duygu. Sanki artk okulu tanyamyordum, bir kla kadar bym; ocuklar tutukluydu, ark sylemek zorundalard. Sanki okulla ocuklarn arks dnyadan ayrlmt. O srada gzme snrlarn gremediim bir buday tarlas

arpt. Gnete l l yanan o sar genilik dzgn ta okul-/klada mahpus ocuklarn arksyla birleince beni yle bir endieye srkledi ki hkrklara bouldum. Eve, bahemize kotum, 'eylerin ounlukla olduklar gibi grnmelerini salama', yani gereklie dnme oyununa baladm. Daha sonraki gerekdlk hislerinin hepsinde mevcut olan o snrlanamaz genilik, parlak k ve maddi eylerin cilalanml, dzgnl unsurlarnn ilk ortaya kyd bu." (Marguerite Sechehayye, izofren Bir Kzn Gncesi.)Elimizdeki balamda, bu yaant unlar akla getirmekte: Birincisi, zamansalln paralanmas zamann bu nn onu odaklayabilecek ve bir uygulama (praxis) mekan haline getirebilecek btn faaliyet ve amalklardan birdenbire azat ediyor; bylece tecrit olan bu an zneyi birden tanmlanamaz bir canllkla, gerekten ba dndrc bir alg maddiliiyle kendi girdabna ekiyor, ki bu da yaltlm haldeki maddi -ya da, daha iyisi, harfi- imleyen'in gcn etkili bir ekilde dramatize ediyor. Artm bir younlukla znenin karsna kan dnyann bu an veya maddi imleyen, burada endie ve gerekliin kayb gibi olumsuz terimlere anlatlan, ama burada coku, uma, sarholuk veya sanr kkenli (hallucinogenic) younluk gibi olumlu terimlerle de hayal edebileceimiz, esrarl bir duygu yk tayor.

'in' Bu tr klinik tanmlar, metinsellikte veya izofrenik sanatta olacaklar, arpc bir ekilde aydnlatmakta; ancak, kltrel metinde yaltlm mleyen artk dnyann gizemli bir hali ya da dilin anlalmaz ama gene de byleyici bir paras deil, daha ziyade serbest yaltm halinde bir cmleye benzeyen bir eydir. rnein John Cage'in mziinin yaantlamasn dnn: (mesela hazrlanm piyanodan) bir kme maddi sesin ardndan yle tahamml edilmez bir sessizlik gelir ki, yeni bir akorun duyulacan tahayyl edemez, duyulacak olsa bile bir ncekini arada bir balant kuracak kadar hatrlayamayacanz hissine kaplrsnz. Bata eldeki cmlenin zaman iindeki nceliinin onun etrafnda yeniden biimlenmeye alan anlat dokusunu acmaszca paralad Watt olmak zere, Beckett'in baz hikayeleri de byledir. Ama ben daha az kasvetli bir rnek, anlald kadaryla izofrenik paralanmay temel estetik olarak benimsemi olan -Dil iiri veya Yeni Cmle diye adlandrlan- bir grup ya da ekole bal gen bir San Fransisco'lu airden bir metin setim.

Gneten sonraki nc dnyada yayoruz. numarada. Kimse bize ne yapacamz sylemiyor. / Bize saymay reten insanlar ok nazik davrandlar. / Her zaman gitme zamandr. / Yamur yaarsa, emsiyen ya vardr ya yok. / Rzgar apkan uuruyor. / Gne de doar. / Keke yldzlar bizi birbirlerine tarif etmeseler, keke bunu kendimiz yapsak. / Glgenin nnden ko. / Hi olmazsa on ylda bir g gsteren kzkarde iyi bir kzkardetir. / Manzara motorize. / Tren gittii yere gtrr seni./ Sular arasnda kprler. / Geni beton dzlklerde uaa doru babozuk yryen ahali. / Sen ortadan kaybolduunda apkanla ayakkablarnn neye benzeyeceini unutma. /

Havada yzen szckler bile mavi glge yapar. / Tad gzelse yeriz. / Yapraklar dyor. Meseleleri izah et. / Lzumlu eyleri topla. / Hey biliyor musun ? Neyi? Konumay rendim. Harika. / Kafas tamamlanmam kii gzyalarna bouldu. / Derken, bebek ne yapabilirdi? Hibir ey. / Yat uyu. / ortla harika grnyorsun. Bayrak da harika grnyor. / Herkes patlamalara bayld. / Uyanma vakti. / Ama ryalara alsan daha iyi

Bob Perelman, Primer, This Press, Berkeley.Bu ilgin faslalar almas hakknda sylenebilecek ok ey var en byk paradokslardan biri de, burada bu balantsz cmleler arasndan daha birleik global bir anlamn yeniden domas. Gerekten de, garip ve gizli bir ekilde siyasal bir iir olmas lsnde, Yeni in'in -dnya tarihinde bir benzeri olmayan- o bitmemi byk toplumsal tecrbesinin, iki sper-g arasnda ' numara'nn beklenmedik douunun, kollektif kaderleri zerinde yeni bir kontrole sahip insanlarn rettii yepyeni ve diri bir nesneler dnyasnn, ve hereyden nce, yeni bir tarih znesi' hali-ne gelmi olan ve feodalizmle emperyalizme tabi kaldktan sonra yeniden, sanki ilk defa inmiesine, kendi sesiyle, kendisi iin konuan bir kollektivite olaynn heyecanndan bireyler yakalyor gibi. Ama benim asl gstermek istediim, izofrenik balantszlk ya da criture diye adlandrdmz eyin, kltrel bir slup olarak genelletiinde, nasl izofreni gibi terimlerin aklmza getirdii marazi ierikli zorunlu bir iliki gstermekten kp, daha neeli younluklara, tam da eski endie ve yabanclama duygularn yerinden ettiini grm olduumuz o an cokuya elverili hale geldii.rnein Jean-Paul Sartre'n anlatt Flaubert'deki benzeri eilimi dnn: "Onun cmlesi" diyor Sartre, "nesnenin etrafn kuatr, onu yakalar, hareketsiz brakr ve belkemiini krar, onu sarar, taa evirir ve kendisiyle beraber nesnesini de dondurur. Kr, sar, canszdr, bir damla kan yoktur; bir sonraki cmleden derin bir sessizlikle ayrlr; ebediyen bolua der ve kurbann da o sonsuz de srkler. Her gerek, tanmlanr tanmlanmaz, envanterden der." (Edebiyat Nedir?)Fakat bu yorum bana bilmeden dlm jenealojik trden optik bir yanlsama (ya da fotorafk bytme) gibi geliyor: Flaubert'in gerek anlamyla postmodernist baz gizli veya tbi zellikleri ana aykr olarak nplana karlm. Gene de, dnemselletirme ile kltrel baskn ve tbi elerin diyalektik yeniden inas konusunda ilgin br ders oluturuyor. nk Flaubert'de bu zellikler, Sartre'n Family Idiot'nda bin sayfa boyunca (giderek daha hogrl bir ekilde) tehir edilen tm o yaam yksnn ve uygulama dmanlnn semptom ve stratejileridir. Bu fecilikler kendileri kltrel norm haline geldiklerinde, btn bu olumsuz duygu formlarndan syrlr ve daha deiik, daha dekoratif ilevler iin el-veril olurlar.Ama henz Perelman'n iirinin yapsal srlarn tamamen zm deiliz, nk meer iirin in adyla gnderme yaplan kavramla pek bir ilgisi yokmu. Aslnda yazar in Mahallesi'nde gezinirken karlat ve idyograntatik balklarn anlalmaz bulduu (belki de, maddi bir imleyen olarak alglad demeliydik) bir fotoraf kitabn anlatyor. Yani szkonusu iirin cmleleri Perelman'n o resimlere uygun bulduu balk-lar, gnderme yaptklarysa baka bir imge, baka bir namevcut metin; ve artk irin

btnl dilinde deil, kendi dnda, baka ve namevcut bir kitabn bal btnlnde yer alyor. Burada, fotorealizmin dinamikleriyle arpc bir paralellik grlyor: fotorealizm de soyut estetiinin uzun sren hegemonyasndan sonra temsile ve tasvire geri dn gibi grnm, ama sonra onun nesnelerinin de 'gerek dnyada' bulunmad, bu nesnelerin, imdi artk imgelere dnm olan ve fotorealist resmin 'realizmi'nin artk benzeimini oluturduu o gerek dnyann fotoraflar olduu aa kmt.

Kolaj ve Radikal Farkllk Fakat izofreninin ve zamansal rgtlenmenin bu anlatm farkl bir ekilde de rgtlenebilirdi; bu da bizi tekrar Heidegger'in boluk ya da kopukluk kavramna getiriyor (ama onu dehete srkleyecek bir yaklam-la). Gerekten, postmodernist form deneyimini, paradoksal bir slogan gibi grneceini umduum bir nermeyle tanmlamak istiyorum: 'Farkllk balant kurar'. Macherey'den balayarak, son zamanlardaki eletirilerimiz, artk btnlkl veya organik olmayan, balantsz alt-sistemlerle, rastgele hammaddelerle ve her trden drtyle dolu bir tombala torbas ya da sandk odas nitelii gsteren sanat eserinin derin faslalarn ve hetorojenitesini vurgulamakla uramtr. Baka bir deyile, eski sanat eseri imdi birletirme yoluyla deil farkllatrma yoluyla yorumlanan bir metin olarak ortaya kmaktadr. Ne var ki, farkllk teorileri balantszl genellikle o derece vurgulanmaktadrlar ki, szckler ve cmleler dahil olmak zere metnin malzemeleri birbirleriyle aralarnda yalnzca dsal ayrlklar bulunan bir dizi e halinde dalp rastgele bir atalete dmektedir.Oysa daha ilgin postmodernist eserlerde, farkllklar kavramnn kendisine de hak ettii gerilimi yeniden kazandran daha olumlu bir liki anlay sezilebilir. Farkllk yoluyla kurulan bu yeni iliki tam kimi zamanlar baarya ulam yeni ve zgn bir dnme ve alglama ekli olarak kendini gsterir; fakat ounlukla, -belki de artk byle adlandrlmamas gereken- bilinte o yeni mutasyonu elde etmek gibi gerekletirmesi imkansz bir art halindedir. Sanrm bu yeni dnme ilikileri tarznn en arpc amblemini Nam June Paik'in yl ya da dank televizyon ekranlaryla rettii eserler oluturmaktadr: bu eserlerde, gr otlar arasnda saa sola yerletirilmi, olan veya mehul yeni video yldzlarna zg bir tavandan bize gz krpan ekranlarda, nceden dzenlenmi, imge serileri ya da emberleri, eitli ekranlarda ezamanl olmayan bir biimde yeniden balamak suretiyle, tekrar tekrar gsterilirler. Bu faslal eitlilikten akna dnen seyirciler, eski estetii uygulayarak, dikkatlerini sanki orada sren grece deersiz imge serisinin kendi bana bir organik deeri varm gibi, tek bir ekran zerinde toplamaya karar verirler. Oysa postmodernist seyirciden imkansz gerekletirmesi, yani ayn anda, radikal ve rastgele farkllklar iinde, btn ekranlar birden grmesi beklenmekte, Dnyaya Den Adam filminde David Bowie'nin geirdii evrimsel mutasyonu gerekletirerek, radikal farklln canl bir ekilde, alglanmasnn kendiliinden ve kendi bana, vaktiyle iliki diye adlandrlan ve kolaj szcnn de hl ok yetersiz bir isim olarak kald- eyi kavramann yeni bir tarzn oluturaca bir dzeye kmas istenmektedir.

IV. sterik 'Yce'


imdi postmodernist zaman ve mekann keif niteliindeki bu anlatsn, kltrel deneyin bir karakteristii olduunu sk sk gsteren o ar cokunun ya da younluklarn son bir tahliliyle tamamlamamz gerekiyor. Hopper'n binalarnn perianln ve Sheeler'n formlarnn kat Midwest geride brakan ve bunlarn yerine, otomobil enkazlarnn bile yeni bir sanrsal ihtiamla prldad fotorealist kent-manzarasnn olaan-yzeylerini koyan bu geiin devasaln bir kez daha vurgulayalm. stelik, asli ieriklerinin -kentin kendisinin- (20. yzyln balarnda, hele bir nceki asrda, kuskusuz hayal bile edilemeyecek lde) rm, zlm olmas, bu yeni yzeylerin neesini daha da paradoksal klyor. Kentin bakmszl, metalatrma olarak ifade edildiinde gz zevkini nasl okayabilir ve kentteki gndelik hayatn yabanclamasnda kaydedilen benzeri grlmemi, atlm imdi nasl garip bir yeni sanrsal coku olarak hissedilebilir? ncelememizin bu annda karmza kan sorunlardan bazlar bunlar. Ayrca, insan figrn de aratrmann dnda brakmamalyz, ama uras ak ki, yeni estetikte mekann kendisinin temsiliyle vcudun temsilinin bir arada bulunamayaca gibi bir anlay, gelimitir ki bu da eski manzara anlaylarndan hibirinde grlmemi lde bariz bir es-tetik iblm ve gerekten de son derece meum bir belirtidir, Yeni sanal ayrcalkl mekanlar, Doug Bond'un eserlerindeki bo banyolar gibi, radikal bir ekilde anti-antropomorfiktir (insanbiimine kar). Fakat insan vcudunun nihai ada fetiletirilmesi Duane Hanson'un heykellerinde daha nce benzeim diye adlandrm olduum, ve Sartre'n evremizdeki btn o hergnk gereklik dnyasnn derealizasyonu (gereklik kayb) diye adlandraca kendine zg bir ilevi olan- ok farkl bir yne sapyor, baka bir deyile, bu polyester figrlerin nefes alp verdii, scak olduu gibi bir pheye kaplp tereddt ettiiniz anlar, ou zaman, mzede etrafnzda gezinen insanlara yansyp ksack bir an iin onlar bir yn l ve et-rengi benzeimlere dntryor. Bylelikle dnya bir an derinliini kaybediyor ve parlak bir cilt, stereoskopik bir yanlsama, younluksuz bir film imgeleri rzgar haline gelme tehlikesi arzediyor. Ama bu tecrbe bugn rktc m saylr, yoksa coku verici mi?Bu tr tecrbeleri Susan Sontag'n etkili bir cmlesinde 'baya diye tecrit ettii olgu terimleriyle ele almak yararl oluyor. Buna, Burke ve Kant'n eserlerinde yeniden kefedilen ve bugnlerde ayn derecede moda olan yce [sublime] temasndan hareketle biraz daha farkl bir ekilde de bakabiliriz; hatta istersek, iki kavram birletirip baya ya da 'isterik' yce gibi bir ey karabiliriz. Hatrlayacanz gibi, Burke iin yce, dehetin snrlarnda bir tecrbe, insan hayatn tamamen ezebilecek kadar muazzam olann hayret, huu ve korkuyla bir an iin grlmesiydi; daha sonra Kant bu tanm ileyerek temsil sorununu da dahil etti, yle ki, artk ycenin nesnesi yalnzca insan organizmasnn doayla fiziksel orantszl ve salt kudret meselesi deil, ayn zamanda da tasvirin snrlar ve insan zihninin byle muazzam gleri temsil etme kapasitesinin olmamas meselesi haline geldi. Burke modern burjuva devletinin douu srasndaki tarihi annda bu tr gleri ancak tanrsal terimlerle kavramlatrabilmiti; hatta Heidegger bile, zamanmzda doa imgesinin son biimi olan organik prekapitalist ky manzaras ve ky toplumunu fantazmatik bir

ilikiye balamaktan vazgememitir.Fakat bugn, bizzat doann radikal bir ekilde glgelenmesi annda, btn bunlar farkl bir ekilde dnmek mmkn olabilir: Ne olsa, Heidegger'in 'tarla yolu'; ge sermaye, yeil devrim, yeni smrgecilik ve eski tarlalarla arsalardan sper-otoyollarn geirip Heiddegger'in varlk evini devre mlklere hatta belki de en sefil souk, fare yuvas kira evlerine dntren megalapolis tarafndan onarlmaz ve geri dnlemez bir ekilde tahrip edilmi bulunuyor. Artk toplumumuzun tekisi, prekapitalist toplumlarda olduu gibi doa deil, imdi tehis etmemiz gereken baka bir ey.

Kapitalizmin lahlamas Bu teki ey aceleci bir tahlille kendiliinden teknoloji olarak anlalmamal, nk gstermeye alacam gibi burada teknoloji de baka bir eyin simgesidir. Fakat teknoloji, makinelerimizde depolanm l insan emeinin gerek anlamyla insan ve doaya kar o muazzam gcn, Sartre'n pratiktl'n kart-nihailii diye adlandrd, yzgeri edip tannmaz biimlerde karmza dikilen ve grld kadaryla gerek kollektif gerekse bireysel praksisimizin o devasa disitopik ufkunu oluturan yabanclama gc ksaca adlandrmak iin pekala ie yarayabilir.Ne var ki, Marksist grte teknoloji kendi bana asli bir neden deil, sermaye geliiminin sonucudur. Bu nedenle, sermaye dahilinde eitli makine gc kuaklarn, eitli teknolojik devrim aamalarn birbirinden ayrmak yerinde olur. Benim burada izlediim Ernest Mandel, sermaye egemenliinde makinelerin evriminde bu trden temel fasla veya byk atlm iziyor: "G teknolojisindeki -motorlu makinelerin makineler tarafndan retimi teknolojisi- temel devrimler, btn olarak teknoloji-devrimlerin belirleyici n olarak ortaya kmaktadr. 1848'den sonra buharl motorlarn makineyle retilmesi; 1890'lardan sonra elektrikli ve motorlarn makineyle retilmesi; 1940'lardan bu yana elektronik ve nkleer enerjili cihazlarn makineyle retilmesi - 18. yzyln sonlarndaki 'orjinal' sanayi devriminden sonra kapitalist retim tarz tarafndan meydana getirilen genel teknoloji devrimi bunlardr." (Ge Kapitalizm)Bu dnemselletirme Mandel'in Ge Kapitalizm'inin genel tezinin altn iziyor: kapitalizmde, her biri bir nceki aamaya nazaran diyalektik bir gelimeye iaret eden temel an olmutur, bunlar da, piyasa kapitalizmi, tekel veya emperyalizm aamas, ve hatal olarak postendstriyel denilen ama okuluslu sermaye diye adlandrlmas daha uygun olan bizim amzdr. Daha nce de belirttiim gibi, Cansel'in post endstriyele mdahalesi, ge veya okuluslu kapitalizmin ya da tketim kapitalizminin Marks'n 19. yzylda yapt byk analizle eliik olmad, tam tersine sermayenin bugne kadar ortaya km en saf biimini, daha nce metalatrlmam alanlara olaanst bir ekilde yaylmasn oluturduu nermesine dayanr. amzn bu daha saf kapitalizmi, bylece, bugne kadar tahamml etmi ve smrsn hara seklinde gerekletirmi olduu prekapitalist rgtlenme adacklarn safd etmektedir, bu balamda, insann aklna doann ve Bilindnn yeni ve tarihsel adan zgn bir szma ve smrgeletirmeye maruz kalmas, yani prekapitalist nc Dnya tarmnn Yeil Devrim tarafndan tahrip ediliiyle basn-yayn ve reklamclk sanayilerinin ykselii geliyor. Her halkarda, benim realizm, modernizm postmodernizm aamalar eklindeki kltrel dnemselletirmemin

gerek ilhamn gerekse dorulanmasn, Cansel'in l emasnda bulduu da akla kavumu olmal.Bu durumda kendi amza nc (hatta Drdnc) Makine a diyebiliriz; ve ite bu noktada, Kant'n eski yceye ilikin tahlilinde zaten aka gelitirilmi olan estetik temsil sorununu yeniden ele almamz gerekiyor, nk teknolojik gelimenin bu niteliksel olarak birbirinden farkl aamalarnn her biriyle birlikte makineyle ilikinin ve makinenin temsil edilmesinin de diyalektik bir kayma gstermesini beklemek gayet mantkl olur.O halde, sermayenin bir nceki annda yaanan makine heyecann, zellikle de ftrizmin cokusunu ye Marinetti'nin makineli tfekle otomobili kutlamasn hatrlayalm. Bunlar hl, o eski modernizasyon annn devindirici enerjilerine biim ve elle tutulurluk kazandran grnr amblemler, yontusal enerji dmleridir. O akis izgili byk ekillerin saygnl, Le Corbusier'nin eski ve dm, bir dnyann kentsel manzaras zerinde dev buharl yolcu gemileri gibi yzen geni topik yaplar olan binalarndaki metaforik mevcudiyetlerinden de anlalabilir. Makineler Picabia ve Duchamp gibi burada ele alamayacamz sanatlarysa baka bir adan bylemitir, ve bir de, konuyu eksik brakmamak iin, Fernando Leger ve Diego Rivera gibi 1930'larn devrimci veya komnist sanatlarnn da btn olarak insan toplumunun Promete-vari bir yeniden inas yolunda bu makine enerjisi heyecanna hakim olmaya altklarna deinmek gerekir.yleyse u hemen grlmeli ki, kendi anmzn teknolojisi artk bu temsil edilebilme kapasitesine sahip deil: Ne trbin, ne Sheeler'n buday asansrleri veya fabrika bacalar, ne borularn ve tayc kaylarn barok titizlikleri ne de trenin ak izgili profili (bunlarn tm, dururken bile younlam hz aralardr); asl d kabuu hibir grsel veya simgesel gce sahip olmayan bilgisayar, ve hatta eitli mafyalarn bizzat kaplamalar, mesela televizyon dediimiz, kendi dz grnt yzeyini ierisinde tayan ve hibir ey sylemeyen, her eyi kendi iine emen ev cihaz.Bu makineler gerekten de retimden ziyade yeniden rerim (rprodksiyon) makineleri, ve estetik temsil kapasitemize ftrist ann, eski hzve-enerji yontusunun eski makineler karsndaki grece takliti tapnmasndan ok farkl eyler dayatyorlar. Artk kinetik enerjiden ok, - her trden yeniden reme sreleri sz konusu; ve postmodernizmin daha zayf rnlerinde, bu srelerin estetik tecessm genellikle kolaya kap ieriin salt tematik temsiline -yeniden retim sreleri hakknda olan ve kameralar, videolar, teypleri, suretin tm retim ve yeniden retim teknolojisini ieren hikayelerednme eilimi gsteriyor. (Antonioni'nin modernist Blowout'ndan DePalma'nn postmodernist Blowout'una gerekleen kayma, paradigma niteliindedir.) rnein Japon mimarlarn bir binann tasarmn stste konmu kasetlerin dekoratif taklidine dayandrmalar, ou zaman mizahi olmakla birlikte, en iyi ihtimalle, tematik ve imal bir zmdr.Ama gene de en enerjik postmodernist metinlerde kendini gsterebilen bir ey daha var ki, bu da tm tematiklerin ve ieriin tesinde eserin yeniden reme srecinin ebekelerine her naslsa szabildii, ve -gc ya da hakikilii bu tr eserlerin evremizde yepyeni bir postmodern mekan yaratmaya balam olmasyla belgelenen- postmodern veya teknolojik bir yce'yi bir an iin de olsa grmemizi salad hissi. Bu anlamda mimari hala ayrcalkl estetik dildir ve muazzam cam yzeylerin birinden dierine aktarlan arptc ve paralayc yansmalar sre ve yeniden retimin postmodernist kltrdeki merkezi rolnn paradigmas olarak grlebilir.Ama,

daha nce de sylediim gibi, hibir ekilde teknolojinin bugnk toplumsal yaammzn yahut da kltrel retimimizin 'nihai belirleyicisi' olduu izlenimini brakmak istemiyorum: Byle bir tez, son tahlilde, 'post-endstriyelist' toplum eklindeki post-Marxist kavrama denk dmektedir elbette. Bense, dev bir iletiim ve bilgisayar ama ilikin hatal temsillerimizin kendilerinin de aslnda daha derin bir eyin, yani btn bugnk okuluslu kapitalist dnya sisteminin, arptlm bir tasviri olduklarn ileri sreceim. Dolaysyla, ada toplumun teknolojisi cazibesini ve byleyiciliini kendi zelliklerine deil, zihnimize ve muhayyelimize smas daha da g olan bir iktidar ve kontrol an -yani, sermayenin nc aamasnn merkezini kaybetmi yeni global ann ta kendisini- kavramay salayacak ayrcalkl bir temsili zet oluturuyor gibi grnmesine borludur. Bu tasvir sreci, bugnlerde ada elence edebiyatna dahil bir tarzn tamamnda en iyi ekilde gzlemlenebilmekte: 'ileri teknolojik paranoya' diye de tanmlayabileceim bu hikayelerde, zerk ama lmne kenetlenmi rakip enformasyon brolarnn, okumu normal zihnin 'kapasitesini ounlukla aan karmaklktaki labirentimsi komplolar araclyla, dnya apnda farazi bir bilgisayar ebekesinin devreleri ve alar seferber ediliyor. Ama komplo teorisi (ve gsterili anlatsal tezahrleri) ada dnya sisteminin tasavvuru imkansz totalitesini -ileri teknoloji tasviri araclyla- tasavvur edebilmeye ynelik niteliksiz bir aba olarak deerlendirilmeli. Dolaysyla, bence postmodern yce ancak o muazzam ve tehditkar fakat pek az sezilebilen teki gereklikle, iktisadi ve toplumsal kuramlarla balants kurulursa gereince kuramlatrlabilir.

V. Postmodernizm ve Kent
imdi, biraz daha olumlu bir sonuca balama abasna girmeden nce, eksiksiz bir postmodern binay -balca isimleri Robert Venturi, Charles Moore, Michael Graves ve son zamanlarda eklenen Frank Gehry olan post-modern mimarinin karakteristik zelliklerine pek ok adan uymasa da, bence postmodernist mekann zgnl konusunda ok arpca dersler sunan bir eseri- ksaca tahlil etmek istiyorum. Yukardaki sayfalarda kendini gsteren tabloyu bytp daha da ok ifade edeyim: burada, ina edilmi mekann kendisindeki bir mutasyon gibi bir eyin huzurunda bulunduumuzu ileri sryorum. Ve bence biz, kendilerini bu yeni mekanda bulan insan zneler, bu evrime ayak uyduramadk; nesnede bir mutasyon oldu, ama henz znede buna edeer bir mutasyon gereklemedi; biraz da alglama alkanlklarmzn ileri modernizmin mekan diye adlandrm olduum o eski tr mekanda ekillenmi olmasndan dolay, hiper-mekan diyeceim bu yeni mekana uygun alglama donanmna sahip deiliz. Dolaysyla, yeni mimari-tpk yukardaki sayfalarda szn ettiimiz dier kltrel rnlerin pek ou gibi- adeta, yeni organlar gelitirmek, sinir sistemimizi

ve vcudumuzu (henz tasavvurun tesinde, ve belki de sonuta imkansz) yeni boyutlara ulatrmak yolunda bir emirdir.

Bonaventura Oteli zelliklerini aada ok ksa sralayacam bina, mimar ve inaat John Portman tarafndan yeni Los Angeles kent merkezinde ina edilmi olan Bonventura Oteli. Portman'n dier eserleri arasnda eitli Hyatt Regency'leri, Atlanta'daki Peachtree Center' ve Detroit'deki Renaissance Center' sayabiliriz. Postmodernizmin, byk mimari modernizmlerin elit (ve topik) katlna kar belagatli savunmasnn poplist ynlerinden sz etmitim: bir baka deyile, genel olarak, bu yeni binalarn hem popler (halk ii) eserler olduklar; hem de Amerikan kent dokusunun yerel zelliklerine sayg gsterdikleri, yani artk, ileri modernizmin aheserleri ve antlar gibi, kendilerini evreleyen kentin cafcafl ve ticari im-sistemine farkl, ayrk, yksek, yeni bir topik dil sokmaya sembolik olarak Las Vegas'tan renilmi" olan dilin ta kendisini konumaya, onun szln ve sentaksn kullanmaya aba harcadklar sylenmektedir. Bu saylanlarn ilki asndan, Portman'n Bonaventura's iddiay tam anlamyla teyit ediyor: otel gerek kentlilerin gerekse turistlerin hevesle ziyaret ettikleri popler bir bina (ama Portman'n br binalar bu bakmdan daha da baarl). Ne var ki, kent dokusuna poplist bir ekilde eklenmeye gelince i deiiyor, be de bu noktadan balayacaz.Bonaventura'nn biri Figueroa'dan, dier ikisiyse eski Beacon Hill'den artakalan eimde ina edilmi olan otelin br yanndaki yksek baheler zerinden olmak zere girii var. Bunlardan hibirinin de gemiin atafatl binalarnda sokaktan i mekana giriimizi hazrlayan eski otel tentesiyle ya da antsal kapyla alakas yok. Bmaventura'nn girileri sanki biraz yanal, hatta gzden rak: aradaki bahelerden kulelerin atnca katna giriyorsunuz, ve onda bile lobiye inen asansr bulmak iin bir kat aaya yrmeniz: gerekiyor, te yandan, insann gene de n kap diye dnd Fgueroa'daki giri, ikinci kattaki alveri balkonuna alyor ve elinizde bavullar falan, yryen merdivenle ana kayt masasna inmek zorunda kalyorsunuz. Biraz sonra bu asansrlere ve yryen merdivenlere tekrar geleceiz. Daha nce, bu tuhaf bir ekilde zerinde durulmam girilerin, (Portman'n almasn snrlayan maddi koullardan ok,) otelin i mekanna hkmeden yeni bir kapallk kategorisi tarafndan dayatlm olduunu ileri srmek istiyorum. Bence, Paris'teki Beaubourg veya Toronto'daki Eaton Centre gibi dier birka tipik postmodern binayla beraber Bonaventura da total bir mekan, tam bir dnya, bir tr minyatr kent olmay hedeflemekte (ve unu da eklemeliyim ki, bu yeni total mekana yeni bir kollektif uygulama, bireylerin devinmesinin ve toplanmasnn yeni bir tarz, yeni bir tarihsel adan zgn bir tr hiper-kalabalk tekabl ediyor). yleyse bu bakmdan, giri her zaman binay evresindeki kente balayan nokta olduuna gre, fikir itibariyle Portman'n Bonaventura mini-kentinin hi girii olmamalyd: nk kentin bir paras deil edeeri olmak, onu ikame etmek istiyor. Fakat tabii ki bu mmkn veya pratik deil, bu da giri ilevinin bilinli bir ekilde gzden rak tutulmasn ve minimuma indirgenmesini getiriyor. Fakat evresindeki kentten bu ayrlk, enternasyonal slubun byk antlarndakinden ok farkl; onlarda iddetli, gzle grlr ve son derece gerek bir sembolik anlam tayan bir ayrlma eylemi sz

konusu; mesela, Le Corbusier'nin byk pilotis'i modernin yeni topik mekann bu eylemle aka reddettii bozulmu ve dm kent dokusundan radikal bir ekilde ayrr (ama modern, bu yeni topik mekann, Novumunun zehirli kiniyle yaylp yeni mekansal dilinin gc sayesinde sonunda kent dokusunu dntreceini umar). Oysa Bonaventura (Heidegger parodisiyle,) "dm kent dokusunu varanda olmaya brak"maktadr, bundan te bir etki, daha geni bir protopolitik topik dnm, ne beklenmekte ne de istenmektedir. Bence Bonaventura'nn byk yanstc cam derisi de bu tehisi dorulamakta; biraz nce genelde yanstma olgusunun yeniden retme teknolojisinin bir tematiini gelitirdiini sylemitim, imdiyse bu cam cildi biraz farkl bir ekilde yorumlayacam (fakat bu iki yorum eliik saylmamal). imdi bu cam derinin divandaki kenti itmesi zerinde durmak istiyorum; bu itmenin bir analojisini, konutuunuz kiinin gzlerinizi grmesini engelleyen ve bylece tekine kar belli bir saldrganlk ve kudret salayan aynal gzlklerde bulabiliriz. Ayn ekilde, cam deri de Bonaventura'nn tuhaf ve yer-tesi bir ekilde evresinden ayrlmasn getiriyor: bir d yzey bile deil bu, nk otelin d duvarlarna bakmaya altnzda oteli deil, yalnzca etrafndaki hereyin arpk grntlerini gryorsunuz.imdi yryen merdivenlerle asansrler hakknda birka ey sylemek istiyorum: Portman'da bunlarn, zellikle de sanatnn 'dev kinetik heykeller' diye adlandrd ve bilhassa byk Japon fenerleri ya da gondoller gibi aralksz inip ktklar Hyatt'lerde otel ii seyirliin ve heyecann balca unsuru olan asansrlerin son derece gerek zevkini, son derece bilinli bir ekilde dikkat ekici klnm ve n plana yerletirilmi olmalarn gznnde bulundurursak, sanrm bu (Portman'n Disney'den uyarlad kendi terimiyle) 'insan taryclar' salt ilevlerin ve teknik bileenlerin tesinde bir ey olarak grmek gerekir. Her halkarda, yakn dnem mimar teorisinin baka alanlardaki anlat analizinden etkilenmeye baladn ve bu tr binalarn ierisindeki fiziksel yrngelerimizi biz ziyaretilerin kendi gvdelerimizle ve hareketlerimizle gerekletirip tamamlamamz istenen fiili anlat veya hikayeler, dinamik yollar ve anlat paradigmalar olarak grmeye altn biliyoruz. Ne var ki, Bonaventura'da bu srecin diyalektik bir abartsyla karlamaktayz: bana yle geliyor ki, burada yryen merdivenler ve asansrler yalnz hareketin yerini almakla kalmyor, ayn zamanda ve hereyden nce, kendilerini gerek anlamyla hareketin yeni dnl imi ve simgeleri olarak ortaya koyuyorlar (bu konu, bu binada eski hareket biimlerinden, zellikle de yrmekten geriye ne kald sorusuna geldiimizde aklk kazanacak). Burada, artk kendi bamza gerekletirmemize izin verilmeyen o eski gezintinin alegorik imleyeni haline gelen bir tama arac, anlatsal yry vurgulamakta, simgelemekle, eyletirmekte ve onun yerini almaktadr: bu da, gzn kendi kendisine dikip kendi kltrel retimini ierii olarak alma eilimi gsteren tm modern kltrn kendi kendine mracaat huyunun diyalektik bir younlamasdr.Meselenin kendisini, bu alegorik aralardan asansrl drt simetrik yerleim kulesinin arasnda yer alan ve altna kattaki bir tr at serasna kadar ykselen balkonlarla evrelenen, minyatr bir gln ortasndaki byk merkez stunuyla lobi veya atriuma adm attnzda yaadnz mekan hissini anlatmaya gelince biraz daha zorlanyorum. Sanrm bu tr mekan artk hacmin veya hacimlerin dilini kullanmamza imkan vermiyor, nk hacimlerin kavranmas imkansz. Gerekten

de, yere doru uzanan serpatainler bu bo mekan yle bir renklendiriyorlar ki, zihin sistematik bilinli olunca bir ekilde, varsaylabilecek herhangi bir formdan uzak tutulmu oluyor, te yandan srekli hareketlilik de, burada boluun tun anlamyla sktrlm olduu ve sizin de eskiden perspektifin veya hacmin alglanmasna olanak veren o mesafeden tamamen mahrum durumda iine battnz unsuru oluturduu hissini yaratyor. Btn vcudunuzla, ta gz-lerinize kadar, bu hipermekann iindesiniz; ve eer daha nce postmodern resim ya da edebiyatta szn ettiim ekliyle derinlii basklamann mimaride ister istemez biraz g gerekleeceini dnmtyseniz, belki imdi bu sersemletici bat bunun yeni ortamdaki formel edeeri olarak grmeyi kabul edersiniz.Fakat yryen merdivenlerde asansrler de bu balamda diyalektik kartlar, ve gondol asansrlerin muhteem hareketinin de atriumun bu dolu mekanna diyalektik bir telafi esi oluturduklarn syleyebiliriz: bu hareket radikal lde farkl ama btnleyici nitelikte bir mekansal tecrbeyi, drt simetrik kuleden birinin kenarndan hzla ykselip atdan dar frlama ye gnderme yaplan, Los Angeles'in kendisini, nefes kesici hatta rktc bir ekilde altmza serilmi bulma tecrbesini mmkn klmakta. Ama bu dikey hareket bile snrl: asansr sizi o dnen kokteyl salonlarndan birine gtryor, orada oturup gene pasif bir durumda dnyorsunuz ve size, arkasnda durduuma pencere camlar tarafndan imdi kendi imgelerine dntrlm olan kentin dnceli seyri sunuluyor.Gene lobinin merkezi mekanna dnerek bu konuya abucak son vereyim (ama geerken, otel odalarnn gzle grlr lde kenara itilmi, yerleim blmlerindeki koridorlarn bask tavanl, karanlk, gerekten bunaltc derecede ilevsel, odalarnsa sylendiine gre son derece zevksiz olduunu belirtmeliyim). ni fazlasyla dramatik, atdan aaya hzla dp gle konuyorsunuz; oraya vardnzda olanlar ise bambaka bir ey, bunu ancak lgn bir kargaa, bu mekann hala iinde yrmeye kalkanlardan ald bir tr diye tanmlayabilirim. Kulelerin mutlak simetrisi hesaba katlrsa, lobide ynnz bulmanz hemen hemen imkansz; ksa sre nce, eski mekan koordinatlarn yeniden salamak yolunda zavall ve bir hayli de umutsuz, durumu aa vuran bir giriimle renk kodlamas ve yn iaretleri yaplm.. Ben bu mekansal mutasyonun pratikteki en dramatik sonucu olarak, eitli balkonlardaki dkkan sahiplerinin mehur kmazndan sz edeceim: ta 1977'de otelin alndan beri, kimsenin bu maazalardan herhangi birini bulmay baaramayaca, gerekli dkkan bilseniz bile, bir kere daha ayn talihle karlamanz ihtimalinin son derece kk olduu ortadayd; sonu olarak, dkkan kiraclar perian haldeler ve btn mallara indirimli fiyatlar konmu. Postman'n mimar olduu kadar bir iadam, hem de milyoner bir inaat olduunu, ayn zamanda gerek anlamyla bir kapitalist olan bir sanat olduunu hatrlayacak olursanz, insann aklna ister istemez burada da 'basklanmn geri dn'nden bir eyler bulunduu geliyor.Bylece nihayet buradaki balca tezime geliyorum: mekann bu en yeni mutasyonu -postmodern hipermekan- sonunda bireysel insan vcudunun kendi yerini saptama, yakn evresini algsal olarak organize etme ve haritaya gelir bir d dnyada bilisel olarak kendi konumunun haritasn izme kapasitelerini am bulunuyor. Ve daha nce de belirttiim gibi, vcutla onun ina edilmi evresi arasndaki bu korkutucu kopukluk noktas -ki eski modernizmin ilk bata yaratt aknlkla bunun arasndaki fark, otomobille uzay aralarnn hzlar arasndaki

fark gibidir- zihinlerimizin, bireysel zneler olarak kendimizi iinde tutsak bulduumuz okuluslu ve merkezini kaybetmi byk global iletiim ann haritasn izmekte (hi olmazsa imdilik) gsterdii yeteneksizlik eklindeki o daha da derin kmazn simgesi ve analou olarak kabul edilebilir.

Yeni Makine Ama Portman'n mekannn istisnai veya grnrde nemsiz ve Disney usul bo zaman zerine uzmanlam bir ey olarak alglanmamas iin, bu (sersemletici de olsa) kendinden honut ve elenceli bo mekann ok farkl bir alandaki, yani zellikle de Michael Herr'in Vietnam tecrbesini konu alan byk kitab Dispatches'da dile getirdii biimiyle postmodern sava alanndaki analouyla karlatrmak istiyorum. Bu eserin olaand linguistik yenilikleri, dilinin gayr ahsi bir ekilde bata rock dili ve siyah dil olmak zere ok eitli ada kollektif ideolektleri birbirine kaynatrmasnn eklektiklii asndan, postmodern saylabilir; fakat bu kaynatrma ierie ilikin problemlere tabidir. Bu ilk korkun postmodernist sava, sava roman ya da filminin geleneksel paradigmalaryla anlatlamaz; nitekim, btn etki anlat paradigmalaryla, eski askerin tecrbelerini aktarabilecei her trl ortak dilin k kitabn balca konularndan birini oluturmaktadr ve bunun yepyeni bir dnlle yer atn syleyebiliriz. Benjamin'in Baudelaire, ve tm eski gvdesel alglama alkanlklarn aan yeni kent teknolojisi tecrbesinden modernizmin douu hakknda syledikleri burada hem konumuzla fevkalade ilikili, hem de teknolojik yabanclamann bu yeni ve tahayyl edilemez boyuttaki sramasnn nda, fevkalade addr:"O bir kurtulan-hareketli-hedef abonesi, gerek bir sava ocuuydu, nk yolda kaldn ve ksldn ender zamanlar dnda sistem seni hep hareket halinde bulundurmaya ayarlanmt, istediin buysa tabii. Bir kere orada olduuna ve yalandan grmek istediine gre, hayatta katma teknii olarak brlerinden kt grnmyordu; normal balyor ama ilerledike sivriliyordu, nk hareket ettike daha fazla gryor, daha fazla grdke lmn ve yaralanmann tesinde daha ok tehlikeye giriyordun, ve bu tehlikeye daha ok girdike de gnn birinde bir "kurtulan' olarak ipin ucunu daha kolay karyordun. Bazlarmz savan iinde lgn gibi dolam, artk kukunun bizi ne tarafa gtrdn gremez olmutuk, tek grdmz btn yzeyini kaplayan savat, yzeyin alt arada bir hi beklenmedik anda kendini gsteriyordu. Helikopterler taksi gibi elimizin altnda olduka, hi olmazsa dardan sakin grnmemiz iin bile lmne yorgunluk veya oka yakn depresyon veya bir dzine afyon ubuu isterdi, gene de peimizden kovalayan varm gibi iin iin kotururduk, ha ha, La Vida Loca. Geri dnmden, sonraki aylarda oradayken bindiim yzlerce helikopter yava yava birbirine girip sonunda kolektif bir meta-kopter haline geldi, ve bence bu ortalktaki en seksi eydi; kurtaran-ykan, besleyen-harcayan, sa el-sol el, evik, akc, anlayl ve insani; scak elik, ya, cengele batm branda kay, souyup yeniden snan ter, bir kulakta kasetten rock'n roll, brnden yan-tfein atei, benzin, scaklk, canllk ve lm, lmn kendisi, yabanc deil." (Michael Herr, Dispatc~ hes, New York 1978, s. 8-9.)Eski modernist lokomotif ya da uak gibi hareketi temsil

etmeyen, ama ancak hareket halinde temsil edilebilen bu yeni makinede yeni postmodernist mekann gizeminden bir eyler younlamtr.

VI. Eletirel Mesafenin Ortadan Kalkmas


Burada anahatlar izilen postmodernizm anlay sak slupu deil, tarihsel bir anlay. Postmoderni dier pek ok sluptan (istee bal) biri olarak ele alan grle, onu ge kapitalizm mantnn kltrel baat esi olarak kavramaya alan gr arasndaki radikal ayrl ne kadar vurgulasam az: gerekte bu iki yaklamn btn olarak olguyu kavramlatrma yollar ok farkl; birinde (olumlu mu olumsuz mu olduklarn umursama-ahlaki yarglar sz konusu, brndeyse imdiki zamanmz tarih iinde dnme yolunda gerek bir diyalektik aba.Postmodernizmin olumlu ahlaki deerlendirmeleri hakknda fazla bir ey sylemek gereksiz: elektronik yongalardan robotlara kadar ileri teknolojinin kurtarc doas hakkndaki -gerek zor durumdaki sol ve sa hkmetler, gerekse pek ok entellektel tarafndan beslenen- gncel fantazilerin, znde, postmodemizmin daha vlger savunularyla bir olduu ayn aklkla grlmese de; bu estetik yeni dnyann, yardaklarnca, kendinden memnun (ama takn) bir ekilde kutlanmas (ve onun toplum-sal ve iktisadi boyutunun 'post-endstriyel toplum' sloganyla ayn derecede hevesle selamlanmas) kukusuz kabul edilemez.Fakat bu durumda postmoderni ve byk modermizmlerin topik 'yksek ciddiyeti' karsnda onun asli ehemmiyetsizliini ahlak bir tavrla mahkum eden yarglan reddetmek de mantkldr {bu yarglar da gerek solda gerekse radikal sada grebiliriz). Ve kukusuz, eski gereklikleri televizyon grntlerine dntren 'suret mant' ge kapitalizmin mantn srf kopya etmekle kalmyor, onu glendiriyor ve younlatryor. Tarihe aktif bir ekilde mdahale etmeye ve onun kendi bana pasif olan momentim (ister toplumun sosyalist dnmne kanalize etmek, ister daha basit bir hayali gemii geriye ynelik olarak yeniden kurmak amacyla deitirmeye alan siyasi gruplarsa, gemii grsel seraplara, stereotiplere ya da metinlere dntrerek gelecee ve kollektif projeye her trl pratik anlay etkili bir ekilde ortadan kaldran ve bylelikle gelecekte bir deiim dncesini terkedip onun yerine -toplumsal dzeyde 'terrizm'den kiisel dzeyde kansere kadar uzanan- tam felaket ve mahiyeti mehul kyamet fantazilerini koyan kltrel bir imge tiryakiliinde yaknlacak ve kzlacak ynlerden gayr pek bir ey bulamazlar. Fakat postmodernizm tarihsel bir olguysa, onu ahlaki ya da ahlak yarglarla kavramlatrma giriimi sonuta bir kategori-hatas olarak nitelenmeli. Kltrel eletirmenle ahlaknn konumunu sorguladmzda btn bunlar biraz daha aklk kazanr: bugn ahlak, hepimiz gibi, postmodernist mekana ylesine batm, yeni kltrel kategorilerin yle bir istilasna uramtr ki, eski moda ideolojik eletiri, tekinin fkeli bir ahlaklkla mahkum, artk ele gemesi imkansz bir lkstr.Burada nerdiim ayrm, Hegel'in bireysel ahlaka ya da ahlakla {Moralitat] ak dnme tarara o ok farkl kollektif deer ve uygulamalar alanndan ayrmasyla ok tannm bir biime kavumutu. Ama kesin biimini, Marx'n diyalektik materyalizmi ortaya koyuunda, zellikle de Manifosto'nun tarihsel geliim ve deiimi daha gerek anlamyla diyalektik bir

ekilde dnme konusunda ar bir ders veren o klasik sayfalarnda bulmakta. Marx, gayet iyi bilinen bir pasajda, bize srarla imkansz gerekletirmemizi, yani bu geliimi ayn anda hem olumlu hem de olumsuz olarak dnmemizi; bir baka deyile, kapitalizmin aka kt olan zellikleriyle olaand ve zgrletirici dinamizmini ayn anda tek bir dnce iinde, ve her iki yargy da hi zayflatmakszn kavrayabilecek bir dnme tarzna ulamamz syler. Zihnimizi, bir ekilde, kapitalizmin bugne kadar insan soyunun bana gelmi hem en iyi hem de en kt ey olduunu anlamann mmkn olduu bir noktaya karmamz gereklidir. Bu kat diyalektik zorunluluktan ahlaki tavrlar almak gibi daha kolay bir konuma kaymak, hem kklemi hem de tamamen insani bir durum gene de, konunun aciliyeti, ge kapitalizmin kltrel evrimini diyalektik olarak.hem felaket hem de ilerleme eklinde dnebilme yolunda hi olmazsa bir aba gstermemizi gerektiriyor.Byle bir abann hemen akla getirdii iki soru var: bu konuyu da bunlarla kapatalm. Postmodern kltrn daha gzle grlr 'yalan anlar'nda bir 'gerek n' tespit edebilir miyiz? Ve edebilsek bile, tarihsel geliime yukarda nerilen diyalektik bakta nihai olarak felce uratc bir eyler yok mu; bu bak tarihsel kanlmazlk gibi nfuzu imkansz bir sis altnda eylem olaslklarn sistematik bir ekilde yok ederek bizi hareketsiz brakma, pasiflilie ve aresizlie itme eilimi gstermiyor mu? Bu (birbirleriyle ilikili) iki konuyu, etkili bir ada kltrel siyasetin ve gerek bir siyasal kltr inasnn gncel olaslklar erevesinde ele almak yerinde olur.Tabii, bu problemi byle, odaklamak, derhal, genelde kaderi, zelde de postmodern ada toplumsal bir dzey olarak ilevi gibi daha gerek bir konuyu gndeme getiriyor. Yukardaki tartma her eyiyle, postmodern diye adlandrmakta olduumuz olgunun ge kapitalizm dnyasnda kltr alannn -toplumsal ilevinde ciddi bir deiimi ieren- kkl bir mutasyonundan ayrlmaz olduunu, ve ana bir mutasyon varsaymyla birlikte dnlebileceine iaret etmekte. Kltrn yeri, ilevi ya da alan hakkndaki eski tartmalar (zellikle de Herbert Marcuse'n 'Kltrn Olumlayc Karakteri' zerine klasik makalesi) kltrel alannn baka bir dilde 'yar-zerklik' diye adlandrlacak zelliini, vc merulatrmalardan eletirel hiciv ya da topik ac ykl ithamlara kadar uzanan biimlerde grntsn yanstt varolann pratik dnyasnn zerinde, istesek de istemesek de, glgemsi ama topik mevcudiyetini srarla vurgulamlardr.imdi kendimize unu sormalyz: ge kapitalizm mantnn tahrip etmi olduu ey tam da kltrel alann bu 'yar zerklii' deil mi? Fakat kltrn kapitalizmin ilk. anlarnda (ve hele pre-kapitalist toplumlarda) eitli dzeylerden biri olarak sahip olduu grece zerklii bugn kaybetmi olduunu sylemek, ille de kaybolduu veya yeryznden silindii imasn getirmez. Tam tersine: srarla belirtmeliyiz ki, zerk bir kltr alannn yok olmas daha ziyade bir patlama eklinde dnlmelidir; Kltr toplumsal alann tamamna ylesine yaylmtr ki, artk-iktisadi deer ve devlet iktidarndan, uygulamalara ve bizzat ruhun yapsna kadar- toplumsal hayatmzdaki hereyin zgn ve henz kuramlatrlmam bir anlamda 'kltrel' olduunu syleyebiliriz. Bu belki de artc nerme, imge ya da benzeim toplumu ve 'gerein' bir yn sahte-olaya dnmesine ilikin eski tehisimizle tamamen tutarllk gsteriyor. Ayrca da, kltrel politikann doas hakkndaki en kkl ve en sevgili fikirlerimizden bir ksmnn bylelikle modas gemi durumda kalabileceine iaret ediyor. Yadsma, muhalefet ve isyan sloganlarnda eletiriye

ve yanstmaya kazar uzanan bu fikirler ne kadar farkl olursa olsun, hepsinin de paylat tek ve temelde mekansal bir n varsaym vard, ki bunu ayn derecede kkl 'eletirel mesafe' formlyle zetleyebiliriz. Bugn solda geerli hibir kltrel siyaset teorisi yoktur ki, asgari bir estetik mesafe anlayndan, kltrel eylemi sermayenin yekpare varlnn dnda konumlandrp sonra da ondan sermayeye kar saldrlar iin bir Arimet noktas olarak yararlanmann olabilirliinden vazgeebilmi olsun. Ne var ki, yukardaki aklamamz, postmodernizmin yeni mekannda genelde mesafenin (zelde de eletirel mesafe'nin) kesin olarak ortadan kaldrlm olduuna iaret etmekte. Postmodernizmin dolu ve tamamen kaplanm hacimlerine, artk postmodern olan vcudumuzun mekansal koordinatlardan ve pratikte (hele hele teoride) mesafe koyma yeteneinden yoksun kald bir lde, dalm durumdayz; bunun yannda, daha nce de belirtildii gibi, okuluslu sermayenin inanlmaz genilemesi, vaktiyle eletirel etkililik iin Arimet-vari d dayanaklar tekil eden o pre-kapitalist blgelere (Doaya ve Bilindna) da nfuz etmi ve onlar smrgeletirmi bulunuyor. Ksa tanmyla 'atama' dili ite bu nedenle solu tamamen. sarm durumda; fakat bu dil, yalnz kart-kltrn anlk ve yerel kltrel direnii ve gerilla sava biimlerinin deil, The Clash gibi aka siyasal mdahalelerin bile, aralarna bir mesafe koymay baaracaklarna gre kendilerinin de bir paras saylabilecekleri bir sistem tarafndan gizlice etkisiz hale getirildiklerini ve yeniden sourulduklarn] hepimizin yle ya da byle hissetmekte olduumuz mevcut durumu anlamak iin son derece yetersiz bir teorik baz oluturuyor.Artk postmodemizmin 'gerek n'nn tam da btn bu olaanst moral bozucu ve i karartc zgn yeni global mekan olduunu kabul etmeliyiz. Postmodernist 'yce' diye adlandrm olduumuz ey, bu ieriin en ok netletii, tutarl bir yeni mekan tr olarak bilincin yzeyi ne en ok yaklat andan ibarettir. Geri burada, zellikle de yeni mekansal ieriin hala dramatize edildii ve anlatld ileri-teknolojik tematiklerde, gene de bir oranda gizlenmilik ya da rtklk sz konusu} ama artk, postmodernin yukarda sralanm olan tm erken dnem zeliklerinin kendilerini de ayn genel mekansal objenin ksmi (ama oluturucu) ynleri olarak grebiliriz.Dier tm alardan aka ideolojik olan bu retimlerin belirli bir otantiklii bulunduu sav, postmodern (ya da okuluslu) mekan diye adlandrdmz eyin srf kltrel bir ideoloji veya fantazi olmad, (daha nceki ulusal pazarn ve eski emperyalist sistemin ayr kltrel zellikler gsteren ve dinamiklerine uygun yeni mekan trleri yaratan genilemelerinin ardndan) kapitalizmin dnya apnda nc byk ve zgn genilemesi olarak, tartlmaz bir tarihsel (ve sosyo-ekonomik) gereklie sahip olduu nermesine dayanmaktadr. O halde, yeni kltrel retimin bu yeni mekan kefetmek ve ifade etmek yolundaki arpk ve gerei yanstmayan abalar da, (biraz eskimi bir dille syleyelim,) -yeni bir- gerekliin temsili iin eitli yaklamlar olarak grlmeli. Kullandm terimler paradoksal gelebilir ama, bylece bunlar, klasik bir yorum seeneiyle, kendilerine zg yeni gerekilik (veya en azndan gerekliin taklidi) formlar olarak anlalabilecek, fakat ayn zamanda ve ayn kuvvetle, o gereklikten dikkatimizi elme ve gerekliin elikilerini rtp eitli formel mistifikasyonlar klna sokma abalar eklinde tahlil edilebilecektir.Ne var ki; bu gerekliin kendisine, okuluslu ya da ge kapitalizmin yeni 'dnya sisteminin henz kuramlatrlmam

zgn mekanna gelince (ki bu mekann olumsuz ya da zararl ynleri fazlasyla aikar,) diyalektik, onun douunu -tpk Mars'n henz birlemi, ulusal mekan, ya da Lenin'in eski emperyalist global a iin yapm olduu gibi- olumlu veya 'ilerici' diye deerlendirmeye de ayn derecede ak gerektiriyor. Ne Marx ne de Lenin iin sosyalizm kk (ve dolaysyla daha az basklayc ve mull) toplumsal rgtlenme sistemlerine dnme meselesi deildi; aksine, kendi alarnda kapitalizmin ulat boyutlar yeni ve daha geni kapsaml bir sosyalizme erimenin vaadi, erevesi ve n koulu olarak kavramlard. Bu yaklam, yeni dnya sisteminin radikal lde farkl bir enternasyonalizmin yaratlmasn ve gelitirilmesini bekleyen ok daha global ve toparlayc mekan iin de kat kat fazlasyla geerli deil mi? Bu tutumu destekleyecek bir delil olarak, sosyalist devrimin (Gneydou Asya'da ve baka yerlerde de) milliyetilikle yeniden bir araya gelmesini ve bunun yakn zamanlarda solda kanlmaz olarak ok ciddi kukulara yol aan feci sonularn gsterebilirim.

Harita htiyac Fakat btn bunlar doruysa, yeni bir radikal kltrel siyasetin hi olmazsa bir tane olas biimi aklk kazanyor, ama hemen kaydedilmesi gereken son bir estetik kaytla. Sol kltrel reticiler ve teorisyenler zellikle de romantizmden doan ve spontane, igdsel veya bilind 'deha' biimlerini gklere karan burjuva kltrel gelenekleriyle biimlenmi olanlar -fakat ayn zamanda, Jdanovizm, ve sanata politik mdahale ya da parti mcadelesinin zc sonular gibi aikar tarihsel nedenlerden de tr- tepkisel olarak, ou zaman, burjuva estetiinde ve zellikle de ileri-modernizmde sanatn yzlerce yllk ilevlerinden birinin -pedagojik ve didaktik ilevinin- reddedilmesi karsnda gereinden fazla etkilenmemilerdir. Oysa, sanatn retme ilevi klsik alarda (byk ounlukla ahlak dersleri biiminde tezahr etse de) her zaman vurgulanmtr, te yandan, Brecht'in olaanst ve hl tam anlamyla anlalamam almalar da, modernizm n iin yeni ve formel olarak yaratc ve zgn bir yolla, bir kez daha karmak bir yeni kltr-pedagoji ilikisi anlay getirir. Benim nereceim kltrel model de ayn ekilde siyasal sanat ve kltrn, ok deiik ekillerde (srasyla realizm ve modernizm anlarna ilikin olarak) hem Lukacs hem de Brecht tarafndan vurgulanm, olan bilisel ve pedagojik boyutlarn n plana karmaktadr.Ne var ki, artk gemite kalan tarihsel durumlar ve ikilemler temelinde gelitirilmi olan estetik uygulamalara geri dnemeyiz. Burada oluturulan mekan anlayysa, kendi durumumuza uygun bir siyasal kltr modelinin mekansal konular ister istemez temel rgtlenme kaygs olarak gz nnde bulundurmak zorunda olduuna iaret etmektedir. Bu nedenle, bu yeni (ve hipotetik) kltrel formun estetiini, baz ekincelerle bir bilisel harita kartma estetii diye tanmlayacam,Kevin Lynch klasik eseri The Image of The City'de, yabanclam kentin hereyden nce, insanlarn ne kendi konumlarm ne bulduklar kentsel totaliteyi (zihinlerinde) haritalayamadklar bir mekan olduunu ortaya koymutu; bunun en gze arpan rnekleri, Jersey City'deki gibi, geleneksel iaretlerden (antlar, merkezler, doal snrlar, ina,edilmi perspektifler, v.b.) hibirinin geerli olmad, grid'lerdir. O halde, geleneksel kentte yabanclamann ortadan kaldrlmas, bir yer hissinin yeniden

kazanlmasn ve aklda kalc, bireysel znenin hareketli, deiken yrngeler dorultusunda tekrar tekrar haritalayabilecei esnek bir btnln inasn veya yeniden-inasn sz konusu etmektedir. Lynch'in kendi almas, konusunun bilinli bir ekilde yalnzca kent formunun problemleriyle snrl tutulmu olmasndan dolay, kstldr; ama, burada deindiimiz daha geni baz ulusal ve global mekanlara yanstld zaman son derece anlaml olmakta. Ayrca, aceleci bir ekilde Lynch'in modelinin -temsile ilikin son derece merkezi konular aka gndeme getirmekle birlikte- geleneksel poststrktralist taklit ya da 'temsil ideolojisi' eletirilerince hemen rtld de sanlmamal. Bilisel harita, szcn o eski anlamyla takliti saylmaz; aslnda, ortaya at teorik konular temsil analizimizi daha yksek ve ok daha karmak bir dzeyde yenilememize olanak vermektedir.Bir kere, Lynch'in kent mekan erevesinde inceledii ampirik sorunlarla, ideolojinin 'znenin Gerek varlk koullaryla Hayali ilikisinin temsili' eklindeki ok nemli Althusseryen (ve Lacanyen) yeniden-tanm arasnda son derece ilgin bir yaknlk var. Kukusuz, fiziksel kentte gnlk yaamn dar erevesi iinde bilisel haritadan beklenen tam da bu: bireysel zne asndan, o daha geni, ve tam olarak temsil edilemez totalitenin, yani tam olarak kent yapsnn btnlnn durumsal bir temsilini mmkn klmak.Fakat, ana dolaymn bizzat kartografinin (haritaclk) oluturmas lsnde, Lynch'in almas baka bir gelime olasl daha gsteriyor. bu bilimin (ki ayn zaman da bir sanattr da,) tarihine baktmzda, Lynch'in modelinin haritaclk haline gelecek olan eye henz gerekten tekabl etmediini gryoruz. Aslnda, Lynch'in zneleri aka pre-kartografik ilemlerle megul, ki bunlarn rnleri de, geleneksel olarak, haritadan ziyade seyahatname diye tanmlanr: yolcunun henz zne-merkezli ya da varolusal seyahati etrafnda rgtlenen, zerinde balca nemli noktalarn -vahalar, sradalar, nehirler, antlar v.b) iaretlenmi olduu emalar. Bu tr emalarn en gelikin biimi de, ak denize ok nadiren kan Akdenizli gemiciler iin ky zelliklerinin belirtilmi olduu deniz seyahatnameleri ya da portolonlardr. Fakat pusula, portolonlara derhal yeni bir boyut getirir; bu, seyahatnamenin sorunsaln tam anlamyla dntren ve gerek bir bilisel haritalama sorununu ok daha karmak bir ekilde gndeme getiren bir boyutudur. nk yeni aletler -pusula, sekstant ve teodolit- yalnzca yeni corafya ve rota izme sorunlarna -Avrupal denizcilerin hl, Afrika kylarn gzlemlemek yoluyla ampirik olarak, zellikle de gezegenin eimli yzeyinde boylam saptamak gibi zor bir meseleyetekabl etmekle kalmaz, ayn zamanda yepyeni bir koordinat -zellikle de yldzlar ve nirengi gibi yeni ilemler vastasyla ulalan btnlkle iliki koordinatn-gndeme getirirler. Bu noktada geni anlamyla bilisel harita karma, varolusal verilerin (znenin ampirik konumunun) corafi btnln, yaanmam, soyut kavramlaryla koordine edilmesini gerektirmeye balar.Son olarak, ilk kre modeliyle (1490) ve ayn sralarda Mercator projeksiyonunun icadyla beraber, kartografinin nc bir boyutu daha ortaya kar ki bu boyut da, derhal, bizim bugn temsili kodlarn doas diye adlandracamz eyi, eitli medialarn asli yaplarn, daha naif takliti harita anlaylarna bizzat temsilin dilleri gibi yepyeni bir temel sorunun mdahalesini, ve zellikle de eimli mekann dz emalara aktarlmasna ilikin zmsz (neredeyse Heisenbergci) ikilemi gndeme getirir; ve ite bu noktada da, (tam da haritacln eitli

tarihsel anlarnda bilimsel derleme, veya daha iyisi diyalektik bir gelime kaydedilebileceinin ortaya kt srada,) doru harita diye bir eyin olamayaca aklk kazanr.

Toplumsal Kartografi ve Simge imdi, btn bunlar Althusseryen ideoloji tanmnn ok farkl sorunsalna aktarrken, iki noktay vurgulamak gerekiyor. Birincisi, Althusseryen kavram artk bu uzmanlam corafi ve kartografik konular toplumsal mekan terimleriyle -rnein toplumsal snf ve ulusal ya da uluslararas balam terimleriyle-, hepimizin yerel, ulusal ve uluslararas snf gereklikleriyle ilikimizi ister istemez bilisel olarak da haritalamamz terimleriyle yeniden dnmemize olanak vermekte. Ama bu problemi bu ekilde formle etmek ayn zamanda, haritaclkta, postmodernist veya okuluslu nn burada tartmamzn konusunu oluturan son derece global mekan tarafndan daha iddetlenmi ve zgn biimlerde gndeme getirilen zorluklarn ta kendisiyle yzyze gelmemiz anlamna gelir. Bunlar srf teorik konular deildir, acil pratik siyasi sonular da vardr: rnein, Birinci Dnya znelerinin, gerekten de, geleneksel retimin ortadan kalkt ve klasik trden toplumsal snflarn artk mevcut olmad bir 'post-endstriyel toplum'da yaadklarna dair, siyasal praksiste dorudan etki gsteren, allagelmi kanlar gibi. nereceim ikinci gzlemse, Althusser'in teorisinin kazand desteklere bir gz atmann yararl ve anlaml baz metodolojik katklar salayabileceidir. Althusser'in formlasyonu bilimle ideoloji arasndaki bizim iin hl deerli olan eski ve artk klasik Marxgil ayrm yeniden harekete geirmitir. Varolusal olan -bireysel znenin konumu, gnlk hayatn tecrbesi, biyolojik zneler olarak ister istemez mahkum olduumuz dnyaya monadik 'bak as'- Althusser'in formlnde zmni olarak soyut bilgi alanyla kar karya getirilir; bu alansa, Lacan'n da belirttii gibi, katiyen somut bir znede deil, asl 'le sujet suppos savoir, bilindii varsaylan zne' diye adlandrlan yapsal bolukta, bilginin zne yerinde mevzilenmekte veya gereklemektedir: burada kastettiim, dnyay ve onun btnln soyut veya 'bilimsel' bir ekilde bilemeyeceimiz deildir; Marxgil 'bilim' dnyay soyut olarak bilmenin ve kavramlatrmann tam da byle bir yolunu oluturur, rnein Mandel'in byk eseri, burada hibir zaman bilinemez olduunu ima etmediim, yalnzca temsil edilemez olduunu syledii (ki bu bambaka bir meseledir), o global dnya sisteminin zengin ve gelimi bir bilgisini sunar. Bir baka deyile, Althusseryen forml varolusal tecrbeyle bilimsel bilgi arasnda bir kopukluk, bir boluk tespit etmektedir: ideolojinin ileviyse, bu iki ayr boyutu birbirine eklemenin bir yolunu bulmaktr. Tarihselci bir baksa bu 'tanm'a unu eklemek isteyecektir: byle bir koordinasyon, canl ve ilev gren ideolojilerin retilmesi, farkl tarihsel durumlara gre deiiklik gsterir ama, hereyden nce, bunun tamamen imkansz olduu tarihsel durumlar da olabilir, ve bugnk bunalmda bizim durumumuz da byle grnmektedir.Fakat Lacanyen sistem dalist deil ldr. Marxgil-Althusseryen ideoloji ve bilimsel ztlna, Lacan'n ilevinden yalnzca ikisi, srasyla Hayali ve Gerek, denk der. Ne var ki, kartografi konusunda atmz parantez, bireysel medya ya da dillerin kod ve kapasitelerinin gerekten temsili bir diyalektiini nihayet ortaya koyarak, u na kadar Lacanyen simgesel

boyutunun ihmal edilmi olduuna dikkatimizi ekmektedir.Bir bilisel harita karma estetii -bireysel znenin, global sistemdeki yerini daha youn yeni bir ekilde hissedebilmesini salamak iin uraan pedagojik bir siyasal kltr- ister istemez, bu artk muazzam derecede karmak temsili diyalektie sayg gstermek ve onu gereince ele alabilmek iin radikal lde yeni formlar bulmak zorunda olacaktr. Sonu olarak, aka grld gibi, bu eski tip makinelere, eski ve daha effaf bir ulusal mekana, ya da daha geleneksel ve i rahatlatc bir perspektif ya da taklit alanna geri dn ars deildir; yeni siyasal sanat (tabii eer byle bir ey mmknse), postmodernizmin gereine, yani temel objesine -okuluslu sermayenin dnya mekanna- dayanmak, ve ayn zamanda da bu mekan temsil etmenin, bireysel ve kollektif zneler olarak konumumuzu tekrar kavramaya balamamz ve bugn gerek mekansal gerek toplumsal kargaamz tarafndan etkisiz braklm olan eylem ve mcadele yeteneimizi yeniden kazanmamz salayabilecek, henz tehayyl edilemeyen yeni bir tarzna ulamak zorundadr. Postmodernizmin bir siyasal biimi gerekleecekse, bunun grev, gerek toplumsal gerekse mekansal lekte, global bir bilisel haritacl icat etmek ve uygulamak olacaktr.

Kaynak: Postmodernizm, Jameson, Lyotard, Habermas Derleyen, Sunan: Necmi Zek, 1990, Ky Yaynlar

You might also like