You are on page 1of 230

WWW.DINSIZEKITAP.CO.

NR

MUHAMMED'E GRE "MUHAMMED"


ILHAN ARSEL

"Gznz ain! Ben Allah'in sevgilisiyim... Allah nezdinde gelmis ve gelecek btn insanlarin en sereflisi, en ycesi benim..." (Muhammed)

"Sphe yok ki Allah ve melekleri, salevet getirir(ler) Peygamber (Muhammed)'e; ey inananlar siz de ona salevet getirin; tam teslim olarak da selm verin" (K. 33 Ahzb Sresi, yet 56)

Diger Hadis ve Ayetler...

NDEKLER
Islm Dny'si Muhammed'i, Onun Kendi Tanimina Gre Degerlendirip Yceltir Yce Grnme ve vnme Taktigindeki Ama: Insanlara Bas Egdirtmek "Tevzu" Insani Oldugu Sylenen Muhammed, vnmekten ve vlmekten Hoslanir: Hem de Hoslanmazmis Gibi Grnerek Her Alanda ve Her Hususta Muhammed, Sinirsiz Bir vnme ve Kendini Yceltme Gereksinimi Ierisinde Grnr Muhammed! I) vnrken ve kendisini yceltirken, insanlari asagilayici ve ezik kilici, hatt benlik duygusundan uzaklastirici tutum ve davranislara ynelir. A)"Gznz ain! Ben btn insanlarin en ycesi'yim, en sereflisiyim (...) Mahser halkinin efendisiyim" , ya da "Ben Adem ogullarinin seyyidiyim..." diyerek, ve "ahlk cmertligini" ve insanlik faziletini" tamamlamak zere gnderildigini syliyerek vnr. vnrken de "bbrlenmedigini" ekler! B) Tanri Tarafindan Kendisine Yce Ad'lar Verildigini Syliyerek vnrken, Baskalarina Kltc Nitelikteki Ad'lari Uygun Bulur II) "Merhametli", "Sefkatli" ve "Yumusak davranisli", oldugunu syliyerek vnmekle beraber, bu niteliklere ters dsen davranislarda bulunur III) "Ben gzel ahlki tamamlamak iin (Peygambeer olarak) gnderildim" diyerek ve"Her kes bana uyar. Ben btn iyilikleri cmi bir insanim..." diye ekliyerek her hususta "yceligiyle" vnr. Tanri'nin kendisini her trl ktlkten uzak kildigini, her hususta temize ikardigini syler IV) "Ben lnetleyici olarak degil, rahmet olarak gnderildim" diyerek vnr. Bununla beraber mr boyunca "lnetleyici" olmaktan geri kalmaz (K. Al-i Imrn 61) V) Kisileri azarlarken bile kendi kendisini yceltmek ister VI) "Iyiligin hepsi orta boyludadir" diyerek vnr; unk kendisi orta boyludur! VII) Hem "mm" (okumasiz) olmakla, ve hem de Arablarin en fasih'i (hatasiz konusani) olmakla vnr (K. A'raf 156-157; K. Ankebt 48)) VIII) Tkrg'nn, smg'nn, balgami'nin ve ellerini/ayaklarini yikadigi abdest suyunun "kutsal" oldugunu syliyerek, ve bu suyu insanlara iirterek vnr

IX) Vcdundan ayrilan her seyin (rnegin kesilmis salarinin) kutsalligi ile vnr: Basini tiras ettirdigi vakit salarinin halka dagitilmasini emreder X) Kureys'in Hasim ilesi'ne mensup olmak itibariyle, nesebi'nin asletiyle vnr XI) Tanri'nin emriyle ggsnn Cebril tarafindan yarilip iine "peygamberlik mhr"nn konuldugunu ve bu nedenle Allah anildika kendisinin de anilmasi gerektigini syler ve bu sekilde anilmakla vnr XII) Dogumundan nce olan bitenlere varincaya kadar her gizli olan seyi Tanri'dan grendigini ve bildigini sylemekle vnr. Ancak ogu olaylar, bu sylediginin dogru olmadigini ve gizli seylerden haberli bulunmadigini ortaya vurur XIII) Insanlari "koyun srs" ve kendisini de bu sr'nn "gdcs" (obani) olarak tanimlayarak vnr XIV) Tanri'ya "teslim olundugu" (boyun egildigi) gibi kendisine de "teslim olunmak" gerektigini syliyerek vnr XV) Kendisine "hitb" etmenin Tanri'ya "hitb" etmek sayilacagini, kendisine ez etmenin Tanri'ya ez etmek olacagini syliyerek ve ayrica da Kur'n'in "eli szleri" oldugunu belirterek vnms olur XVI) Kendisi'nin "peygamber'ligine" itenlikle inanmayanlarin nce kabir azbinda birakilacaklarini ve sonra Cehennem'e atilacaklarini, inanip saygi gsterenlerin kurtulusa ikacaklarini sylemekle vnr XVII) "Ey iman edenler! Allah ile Peygamberinin huzurunda ileri gemeyin, (K. 49 Hucurt 1) seklinde yet koyarak, ya da "Kim ki bana ez eder, o kimse Allahu Tel'ya ez verir" seklinde konusarak kendisine vnme payi ikarir XVIII) Sadece kendini vmekle yetinmez, fakat baskalarinin da kendisini vmelerini, her seyin stnde sevmelerini ister. Kendisini yceltmeyen, vmeyen, ve kendi "nefs'lerinden" fazla sevmeyen kimselerin "mn" sahibi olamayacaklarini (mslman sayilmayacaklarini) syliyerek vnr XIX) "Bana cins mnasebette kirk erkek gc verildi" ve "Bu dnya metaindan kadinlar, gzel kokular bana sevdirilmistir..." diyerek sehvetinin oklugu ile vnr XX) ldkten sonra kabre konuldugunda, cesedi'nin rmeyecegini syleyerek vnr. vnrken de m'minlerin kendisini, Cum'a gnleri salt- selm gndererek vmelerini ister XXI) Gkyznde kendisine, "m'minler'den" ayri olarak, muhtesem "shed" sarayi'nin tahsis edildigini syliyerek vnr XXII) Tanri'nin kendisini her hususta sereflendirmek istedigini, bu nedenle lm meleginin izinsiz olarak yanina girmesine ve ondan izin almadan ruhunu ikarmasina razi olmadigini syler. Ve bu seref'in kendisinden baska hi bir kul'a ya da peygamber'e verilmedigini ekler XXIII) Tanri'nin kendisine, dny nmetleriyle hiret nmetleri (Cennet) arasinda (yni

lmek, ya da bir sre daha yasamak sikki arasinda) seim yapma hakkini tanidigini, ve kendisinin Cennet'i setigini syliyerek vnr XXIV) Erkek ocugu olamamasina karsilik Tanri'nin kendisine, en byk teselli mkafaati olmak zere, Cennet'te "Kevser'i" verdigini syleyerek ve "(Ey Mslmanlar) Ben sizin Kevser havuzuna ilk eriseniniz olacagim" diyerek vnr (Kevser sresi, yet 1-3) XXV) Kendisi iin: "Muhammed Kur'n'i uyduruyor, Yahudi'lerden greniyor", ya da "Peygamber olsaydi Tanri ona hazineler verirdi" seklinde konusanlari susturmak iin Tanri'nin kendisine "altlarindan irmaklar akan cennet'ler, ve cennet'lerde ksk'ler" saglayabilecegini syliyerek vnr (K. Furkan sresi, yet 4-8, 10-11) XXVI) Cennet'teki bir "menzil"e (ya da "Makam-i Mahmud'a), kendisinden baska hi bir kul'un "lyik" olmadigini syliyerek vnr; bu menzil'e kavusabilmek iin m'minlerin kendisi iin Tanri'dan yalvarida bulunmalarini ister XXVII) Tanri'nin 50 vakit namaz emrini 5 vakit namaz sekline dnstrdgn, bylece mmetini zahmetten kurtarmis oldugunu syliyerek vnr XXVIII) Kiymet gn en kalabalik mmet'in, kendi mmet'i olacagini sylemekle vnr XXX) Kabir'leri ziyret etmeyi nceleri yasaklamis iken, lmnden sonra kendisine yceltici du'lar edilebilmesi iin yasak emrini kaldirir: "Ashbim! Sizi evvelce ben, kabirleri ziyretten nehyetmistim. Artik simdi ziyret ediniz" der XXXI) "Vahiy geliyor" derken bayginliklar geirmeyi "ilhligi"nin isreti olarak gsterir Gelmis-Gemis Btn Peygamberlere Karsi Fikren, Ruhen, Ahlken ve Her Bakimdan sn Oldugunu Syler Muhammed! I) Muhammed'in sylemesine gre Tanri bazi peygamberleri, diger bazi peygamberlere "efdl" (stn) kilmis, kendisini de "adi" ve "nitelikleri" ile btn peygamberlerin en stn, en ycesi, en sereflisi saymistir II) Peygamberlerin "Ilk'i" ve "Sonuncusu" olmakla vnen Muhammed, hem Adem'in bir parasi, ve hem de Adem'den 14 bin yil nce nce var kilinan kimse oldugunu syliyerek "insan varligi'nin" en mkemmeli oldugunu ekler III) Gemisteki btn peygamberler Muhammed'in gelecegini mjdelemisler, ona uymak ve yardimci olmak hususunda Tanri'ya sz vermisler. Muhammed de, gelmis gemis btn peygamberlerin tasdik edicisi olmus, onlar lehine shid'lik etmis (Bkz. Ali Imrn sresi, yet 81-82; Nis sresi, yet 41) IV) Gelmis gemis Peygamberlerin en stn, en ycesi, en sereflisi, en faziletlisi, ve en imtiyazlisi oldugunu sylerken, baska "peygamberlere" verilmeyen yetenek ve yetkilerin kendisine verildigini belirterek vnr; baskalari tarafindan da bu sekilde vlmek ister A) Diger peygamberlerden her birinin sadece kendi kavimlerine gnderildigi hlde kendisinin btn kavimlere (insanliga) gnderildigini ve Peygamber'ler iinde en kalabalik mmet'e sahip oldugunu syler. Yeryznn hazinelerinin anahtarlarinin kendisine verildigini ve kendi mmetinin, mmet'lerin en hayirlisi oldugunu bildirir. Kendi mmetinin gemisteki cezlarinin hafifletildigini, ve bazi cezlarinin da

kaldirildigini ve kendisinden baska hi bir Peygamber'e bu imtiyazlarin verilmedigini syliyerek vunr B) Tanri tarafindan kendisine "En byk hrika" olmak zere Kur'n'in verildigini, ve bu bakimdan da "peygamber"lerin en ycesi olarak seildigini syliyerek vnr: V) Kendisinin "Peygamber"ligine inanmis olarak du edenlerin "Islm fitrati ve yaradilisi zerine lms olacaklarini" syleyerek, ve bu bakimdan da diger peygamberlerden farkli bir durumu oldugunu belirleyerek vnr VI) Cehennem'in tam ortasina kurulan Sirat kprs'nn stnden mmetini en evvel geirecek olan "peygamber"in kendisi oldugunu syliyerek, ve 70 bin kisiyi hesap vermeden Sirat'tan geirtecegini ekliyerek vnr! VII) Btn mmet'lere safat'ta bulunma hakkinin, sadece kendisine verildigini, diger peygamber'lere byle bir hak'kin taninmadigini sylemekle vnr VIII) Diger peygamberlerden farkli olarak sirf kendisine zg olmak zere ggsnn Tanri tarafindan atirilarak iine peygamberlik mhrnn vuruldugunu syliyerek vnr (K. 94 Insirh sresi, yet 1) IX) Korku salmak hususunda da diger bt insanlardan (ve peygamberlerden) stn yaratildigini syler: "Benden evvel hibir kimseye verilmedik bes sey (hep birden) bana verilmistir: Bir aylik bir yola kadar (dsmanlarimin kalbine) korku (salmak) ile mansr olundum..." diyerek vnr X) cret karsiliginda is grmedigini syliyerek vnmekle beraber, apulculuk yapip ganimet alma imtiyazinin sadece kendisine hell kilindigini, baska peygamberlere byle bir hak'kin taninmadigini sylemekle vnr (K. Enfl sresi, yet 41-42; Hasr sresi, yet 67) XI) Btn peygamberler ierisinde, gemis ve gelecek btn gnahlari Tanri tarafindan affedilen tek peygamberin kendisi oldugunu sylemekle vnr XII) Kendi seytni'nin dahi mslman kilindigini, bylece seytanlarin serrinden korundugunu syler, ve bu bakimdan da, btn peygamberlere ve btn insanlara stn olmakla vnr XIII) Adem "Peygamber"e stnlgn kanitlamak maksadiyle Muhammed, Adem'in seytani'nin "kfir" ve karisinin "gnahta ona yardimci" oldugunu, oysa ki kendi seytani'nin "mslman" ve karilarinin kendisine "yardimci" olduklarini syliyerek vnr XIV) Kaya'larin ve Tas'larin kendisine selm verdiklerini, ya da deprenen dag'a "dur" emrini vererek durdurdugunu, ya da kendisinden ayri dsen hurma agaci ktgnn zntye dstgn rnek gsterip, btn peygamberler ierisinde en byk mu'cizenin kendisine verildigini syliyerek vnr: "Hnn-i cizi" mu'cizesi ("Hurma ktgnn feryd-i istiyki" hads'i) XV) Tanri'nin kendisi'ni "Sab" adindaki rzgar ile glendirdigini ve bylece mslmanlari zafere eristirdigini, oysa ki daha nceki peygamberlerin kavimlerini "azb" rzgarlariyle yok ettigini syliyerek vnr XVI) Baskaca hi bir peygamber'in kendisinden nce Cennet'e giremeyecegini syliyerek

vnr. Kendisi Cennet'e alinmadan nce, Cehennem atesi'nin geici olarak sndrlecegini, Cennet hr'lerine, biraz daha gzellesmeleri iin, haber verilecegini ekler XVII) Diger peygamberlerden farkli olarak kendisinin, Tanri tarafindan btn insanlara eli diye gnderileceginin nceden Tevrat ve Incil'de mjdelendigni ve hatt adi'nin Incil'de "Ahmed" olarak aiklandigini syleyerek vnr (Bkz. Bakara sresi, yet 129, 157; A'raf sresi, yet 157; Saff sresi, yet 6) XVIII) Tanri'nin "lm" melegi gndererek, kendisinden ruhunu almak hususunda "izin" istedigini, oysaki diger peygamberle byle bir seref bahsetmedigini syliyerek vnr XIX) Kendisini diger peygamberlere her bakimdan stn gstermek iin Muhammed, bir de onlari "imtiyazli" niteliklerden yoksun imis gibi tanimlar

B) Is'yi Tanri'nin oglu olarak kabul etmedigi gibi Hiristiyanlarin "Teslis" (Tanri-IsRhul-kuds) inanisini da red'eder: sirf Is'yi kendisinden daha stn durumda gstermemek iin C) Is'nin Yahudiler tarafindan ldrlmeyip Tanri tarafindan gk katina ykseltildigini sylemek sretiyle kendi lmszlgn vurgulamaga alisir (K. 4 Nis sresi, yet 155-158)

nceki Peygamberlere stnlg ile vnmesine Ragmen, Byle Bir stnlge Sahip Bulunmadigini Kendi Eylemleriyle Ortaya Vurur I) Ibrahim "peygamber", putperest olan babasi iin magfiret dilerken Muhammed, "kfir" olarak ld diye anasi Emine'ye ve babasi Abdullah'a, ve kendisine babalik eden amucasi Eb Tlib'e byle bir davranista bulunmayip onlari cehennemlik sayar II) Ibrahim, Tanri'dan "Haksizlik yapmamasi" dileginde bulunurken, Muhammed Tanri'nin haksizliklarini olumlu karsilar: (K. 7 A'raf 3-4; Tevrat (Tekvin Kitabi) Bap 18: 23-26) III) Sleyman "Peygamber" putperest kadinlarla evlenip onlara putperest kalma olasiligini tanirken, Muhammed her kim olursa olsun putperestlerin ldrlmelerini, putperest kadinlarla evlenilmemesini emreder; bu yzden ile yuvalarinin yikilmasina sebeb olur IV) Davud, en yakin bir arkadasinin karisina (Betsabe'ye) asik olup onunla evlendikten sonra Tanri'dan avf dilemis oldugu halde Muhammed, kendi ogullugunun karisina (Zeyneb'e) asik olup onunla evlendikten sonra Tanri'nin kendisini hidyete eristirdigini sylerek vnmstr V) "Okumasi-yazmasi olmayan peygamber" olarak grnmeyi vnme vesilesi yaparken, Tanri'nin baska peygamberlere okuma ve yazmayi, hatt kusdili ve karinca dili gibi dilleri dahi grettigini belirtmekle eliskiye dser. (K. Mide 110; Neml 15-16,28) VI) Diger peygamberlere stnlk iddisinda bulunurken kendi kusurlarini grmezlikten gelir vnme Arzusunun Sinirsizligi Ierisinde Muhammed, Tanrisal Kertede, ya da

Tanri'ya es Gte ve Degerde Grnme Yollarina Basvurur I) Muhammed'in Tanri'si, her ne kadar vnme'nin kt bir sey oldugunu sylemekle beraber, azamet saip vnmekten geri kalmayan, ve bu azameti ve yceligi ierisinde Muhammed'i ycelten, ona salevt getiren bir Tanri'dir II) Muhammed'in sylemesine gre Tanri, sirf kul'lari kendisini vsnler diye, onlara gnhlarini bagislamayi va'd eder; ayrica da kle azad'lamis gibi sevap kazanacaklarini syler III) Muhammed'in Tanri'si, kendisini vmeyen kul'larini "gfillikle", "kibirlilikle" sular IV) Azametli ve Yce niteliklerle tanimladigi Tanri'ya kendisini vdrtmek sretiyle Muhammed, insanlari kendisine bas eger, hatt tapar hle getirir V) Tanri'nin (melekleriyle birlikte) kendisine "salt ve selm" eder oldugunu syler (K. 33 Ahzb sresi, yet 56) VI) Gelmis gemis "peygamber"lerin ve onlara verilen Kitap'larin tasdikisi oldugunu sylerken, Tanrisal yetki ve gte bulundugunu anlatmak ister gibidir VII) Tanri'yi kendisine dost ve yardimci, ve her trl tehlikeden uzak kilici, hatt sehvet sorunlari bakimindan koruyucu ve glendirici imis gibi gstererek vnr VIII) Her isteginin Tanri tarafindan mutlaka derhal yerine getirildigini, ya da yapilmak gereken isler hakkinda Tanri'ya fikir verdigini, ya da Tanri'nin her vesileyle kendisini sereflendirmekten geri kalmadigini syliyerek vnr A) Tanri'dan istekte bulunmak sretiyle Kisileri varlikli kilabilecegini syler; bunun karsiliginin sadaka seklinde denmesini ister B) Yardim saglamak zere gittigi Tif'ten atilinca, Sakf esrafindan sikyeti olarak Tanri'ya atmakla kalmaz, bir de Sakif'lere karsi sanki Tanri'dan daha hosgrl imis gibi davranir C) Bedr savasi sirasinda Tanri'yi, yardim va'di'ni yerine getirmesi hususunda ikz ederken: "Eger (m'minlerin helkini) diliyorsan , bu gnden sonra sana ibdet eden bulunmayacaktir" diyerek tehdit altinda tutar gibidir D) ekirgelerden gelebilecek zararlari nlemesi iin Tanri'ya fikir vermis grnr E) Cinlere kemik saglanmasi ve cinlerin hayvanlarina tezek bulunmasi iin Tanri katinda aracilik yaptigini syler F) Muhammed'in sylemesine gre insanlar, Kiymet gn onun nnde "hasredilecekler, ve Tanri sadece onun sefaat ettigi kimseleri cennete alacaktir G) Muhammed'in sylemesine gre Kur'n, Tanri tarafindan ilk nce tek lehce'de gnderildigi iin btn Arap'lar tarafindan anlasilamiyor; nk Arap'lar yedi farkli lehe kullanmaktadirlar. Btn Arap'larin anlayabilmeleri iin Muhammed, Kur'n'in yedi lehede gnderilmesini Tanri'dan istiyor, Tanri da onun dedigi gibi yapiyor!

IX) Muhammed'in sylemesine gre Tanri, yeminler ederek "sevgili peygamberini" ycelten ve onun lmnden sonra ilk namazini kilacak olan bir Tanri'dir X) Merkep anirdiginda Tanri'nin adini anmak, ve Muhammed'e salavt getirmek gerektigine dir hads hkm XI) Muhammed'i en iyi taniyan, onunla ilgili her seyi bilen Tanri, bazan onunla ilgili seylerden habersizmis ve kullari'nin onun hakkindaki sehadetine muhtamis gibi bir durumdadir Tanrisal Kertede ve Ycelikte Grnmek Iin Muhammed'in Basvurdugu Diger Bazi Usller I) Her kim Allah ve Muhammed ugruna hicret kasdiyle evinden ikar da sonra kendisine lm yetisirse Cennet'e gider (Bkz. Nis sresi, yet 95-100) II) Ezn okutarak kendi adinin, Tanri'yla birlikte telaffuz edilmesini saglamis olur. Bylece kendisini Tanri'ya es degerde kilmak, insanlara taptirtmak, ve onlarin du'larindan yararlanir hle sokmak ister A) Ezn'in yksek sesle okunmasini farz kilmakla gttg ama, ok sayida mslmani namaza durdurmak ve onlarin dularini kazanmaktir. Bunu saglamak zere ezan'in seytanlari uzaklara kairttigini syler B) Muhammed'in sylemesine gre "oru", Tanri'ya edilen bir ibdet olmakla beraber, ayni zamanda kendisine ynelik bir ibdet'tir III) Her ne kadar Tanri'nin "rahmet ve bereketine" sahip bulundugunu ve btn gnahlarinin avf olundugunu sylemekle beraber Muhammed, yine de bu "rahmet"e kavusabilmek ve gnhlarinin bagislanmasini saglayabilmek iin insanlarin kendisini verek yceltmelerini, ve Tanri'dan kendisi icin magfiret dilemelerini ister IV) Insanlari, Tanri'ya mn eder gibi kendisine mn ettirmekle vnr: "Amel'in en iyisi Tanri'ya ve Muhammed'e mn'dir; Tanri'ya ve Muhammed'e karsi gelen alaktir" derken yaptigi budur V) "Kim beni r'y'da grrse hakki grms olur" diyerek, ya da Tanri'yi "Ey Muhammed! sphesiz sana bas egerek ellerini verenler, Allah'a bas egip el vermis sayilirlar" seklinde konusmus gibi gstererek vnr VI) Insanlari kendisine muhta ve minnettar kilmakla vnr VII) Kendisini ycelten ve ven kimselerin her trl gnh'tan kurtulmus olacaklarini syler; velev ki bu gnahlar hirsizlik, katil, vs... gibi agir sulardan dogmus olsun. Bylece, kendisini, insanlara vdrtebilmek iin dnyev (akilci) ahlk kurallarina bile sirt evirdigi olur A) Kendisine "salavat" edenlerin, kendisini ven ve yceltenlerin, btn gnahlardan siyrilmis olarak cennet'e alinacaklarini mjdeler

B) Muhammed'in sylemesine gre insanlar, kabirlerinde iken sinava ekileceklerdir. Bu sinav sirasinda kendisini "Peygamber" olarak ycelten ve yad'edenler rahata kavusacaklardir C) Baskalari tarafindan vlmekten ylesine hoslanir ki, kin ve dsmanlik besledigi kisileri (zellikle sir'leri) insafsizca ldrttg hlde, bunlardan kendisini ven ve yceltenleri af ettigi olur vnrken ve Kendisini vdrtrken, Bilin Altinda Yatan Gnhkarlik Duygularini Dile Getirmis Olur Sinirsiz Sekilde vnrken Bbrlenmedigini Syler, Bylece Biraz Daha eliskili Duruma Dser

Diger Hadis ve Ayetler...

"Gznz ain! Ben Allah'in sevgilisiyim... Allah nezdinde gelmis ve gelecek btn insanlarin en sereflisi, en ycesi benim..." (Muhammed)

"Ben Adem ogullarinin seyyidiyim (efendisiyim)... " (Muhammed)

"Ben kiymet gnnde btn insanlarin ulu'suyum (ycesiyim) ..." (Muhammed)

"... Benden sonra Peygamber yoktur!"

(Muhammed)

"Sphe yok ki Allah ve melekleri, salevet getirir(ler) Peygamber (Muhammed)'e; ey inananlar siz de ona salevet getirin; tam teslim olarak da selm verin" (K. 33 Ahzb Sresi, yet 56)

"Bana bir ekz salt edene Allah bu yzden on kez salt ve selm eder" (Muhammed)

"(Ey Muhammed! Tanri) seni su iinde bulundugun zamanda ortaya ikardi, ... senin stnlgn de gklerdeki varliklara ve yeryz sakinlerine iyice tanitti. Btn bu varliklar iinde ylesi vardir ki yalniz sana salt ve selm iin varolmustur. Allah da sana salt ve selm eder, ey Peygamber! Rabb'in Mahmd, sen de Mahmd, Rabb'in evvel, hir, zhir, btin, sen de evvel, hir, zhir ve btinsin" (Muhammed'e gre Cebril'in konusmasi)

"...Yer yz benim dny'ya gelisimle, ve cennetler ise oraya girisimle seref yeri haline geldi. Tanri beni cennetlerine ykseltti, ve bana kendi z adlarindan birini verdi. Zir kutsal tahtlarin Hkmdar'i Mahmud'tur ve benim adim da Muhammed..." (Muhammed)

"Ashbim! bana cum'a gn ve cum'a gecesi ok salavt ediniz. Sizin getirdiginiz Salavt-i Serfe bana arzolunur" (Muhammed)

"Burnu srtlsn o adaminki yaninda ben zikrolunmusumdur da bana salevat getirmemistir..." (Muhammed)

"Allah teal bana iki Melek mvekkel kildi... Bir mslimin, yaninda zikrolundugumda da bana salevat getirmedi mi, behemehal o iki Melek: -'Allah sana magfiret etmesin'- derler"

(Muhamamed)

"Bugn benim zerime seksen salvat okuyanin, seksen senelik gnhi avfedilir" (Muhammed)

"Kim bana bir yazi iinde salt ve selm ederse (bunu yazarsa), adim o yazida durdugu srece melekler onu yazana salt ve selm ederler" (Muhammed)

"Kim ki benim nesebimle ugrasirsa, emin olunuz ki, o kimse bana ez verir. Kim ki bana ez eder, o kimse Allahu Tel'ya ez verir...." (Muhammed)

"Muhammed... Allah'in Resl ve Peygamberlerin htemidir (sonuncusudur)..." (K. 33, Ahzb sresi, yet 40)

"... ben Htem'n-Nebiyyn'im (Peygamberlerin sonuyum..." (Muhammed)

"Ben resllerin nderiyim. Ben neb'lerin kemlini simgeleyen son nebyim; Kiymet gn ilk sefat edecek olan ve sefati ilk kabul edilecek olan da benim..."
1 2

(Muhammed)

"... Ben mslimin evveliyim (Allah'in emrine teslim olanlarin birincisiyim, en nndeyim)..." (K. 6, En'm sresi, yet 163)

"Ey Muhammed! Sphesiz sana bas egerek ellerini verenler, Allah'a bas egip el vermis sayilirlar..." (K. 48 Fetih Sresi, yet 10)

"Allah ve peygamberine kim itat ederse Allah onu bu Cennetlere kor..." (K. 4 Nis sresi, yet 13-14)

"... Bu Peygamber'e (Muhammed'e) inanip saygi gsteren, ona yardim eden ve onunla birlikte gnderilen nr'a uyanlar var ya, iste kurtulusa erenler onlardir" (K. 7, A'raf sresi, yet 157)

"(Ey Muhammed!)... Muhakkkak ki sen dogru bir yol zerindesin ve muhakkak ki (Kur'n) hem senin iin, hem kavmin iin bir sereftir..." (K. 43 Zuhruf Sresi, yet, 44)

"(Ey Muhammed!) Biz seni... nrlar saan bir savk olarak gnderdik..."
3

(K. Ahzb sresi, yet 45-46)

"Her kim beni r'y'da grrse Hak'ki (Allah'i) grms olur..." (Muhammed)

"Ben ancak mekrim-i ahlki (ahlk cmertligini) ve insanlik faziletini tamamlamak iin gnderildim" (Muhammed)

"Insnlar iinde Adem Aleyhisselm'a en ok benzeyen benim... Gerek ahlk ve gerek yaradilis bakimindan da bana en ok benzeyen Ibrhim Aleyhisselm'dir"

(Muhammed)

"(Ey Muhammed) Sen Rabbinin nmetlerine ugramis bir kimsesin, deli degilsin... Sphesiz ki sen byk bir ahlka sahipsin..." (K. 68 Klem Sresi, yet 1-4)

"Cebril bana bir mlek getirdi de ben ondan itim ve bunun zerine bana cins mnasebette kirk erkek gc verildi" (Muhammed)

"Merkep seytan grmedike anirmaz. Merkep anirinca siz (Allah'i) zikredin, bana da salvat getiriniz" (Muhammed)
1 2 3

"Eli'lerin", "Haberci'lerin" "Peygamber'lerin" "Isik, kandil"

Islm Dny'si Muhammed'i, Onun Kendi Tanimina Gre Degerlendirip Yceltir.

Muhammed'in Kur'n'a koydugu yet'lerin, ve "Kur'n olmiyarak" olusturdugu hkmlerin1 pek ogu, onun kendi kendisini tanimlamasiyle, ve daha dogrusu yceltmesiyle ilgilidir. Yukariya aldigimiz rnekler, sayisiz denecek kadar ok bu tr hkmlerden sadece bir demet'tir. Ilerdeki sayfalarda bu demet'lerden digerlerini sergileyecegiz, ve grecegiz ki Islm dnyasi Muhammed'i, hep bu tr verilere gre degerlendirmis ve sinirsiz sekilde yceltmistir. Gerekten de Islm dnysi'nin, 1400 yil boyunca sapli bulundugu inanis su olmustur ki Muhammed, Tanri'nin nr'unu yansitan bir varliktir. Gy Tanri, Muhammed'in nr'undan cennet'leri, melek'leri ve dny'lari yaratmistir. Gy melek'ler, Muhammed'in anasi Amine'ye, yari uykuda bulundugu bir sirada grnp, dny'nin en byk "Resl"ne" hamile oldugu haberini ulastirmislardir. Gy o tarihten itibaren Amine dny'ya peygamberlerin en sonuncusunu doguracagina dir gkten sesler duyar olmustur. Gy onu dogurdugu zaman kendisinden bir nr'un ayrildigini ve Busra ksklerinin bu nr'la aydinlandigini grmstr. Gy Tanri Muhammed'i, yeryzndeki insanlarin en "yce'si", en "sereflisi" ve "mahser" halki'nin "efendisi" olarak yaratmis ve her trl ktlklerden uzak kilip iyilikler ierisinde yogurmustur. Gy Tanri ona "ulu'luk" ve "yce'lik" anlamlarina gelen ad'lari uygun bulmustur, ki bu ad'lar arasinda "Muhammed" (yni ok "hamd ve sena olunmus" kimse), "Ahmed" (yni "Herkesten ok vlen kimse"), "Mhi" (yni "sinirsiz sekilde gl" kimse), "Akib" (yni "en son gelen") gibi olanlari ve daha niceleri vardir. Gy Tanri Muhammed'i "fahr-l-deba, fahr-l-vzera" (kendisiyle her bakimdan vunlecek kimse) olarak yaratmistir. Btn bunlardan gayri bir de gy Tanri, tm melekleriyle birlikte Muhammed'e salvat getirdigini bildirmis, kul'larina da ayni sekilde salvat getirmelerini emretmistir. Ilerdeki sayfalarda belirtecegimiz gibi, "salt"in ogulu olan "salvat" szcg "namaz'lar" ve ve zellikle "Sallllah aleyhi ve selem" seklinde "du okumak" anlamina geldigine gre, Tanri'nin dahi bylesine ver oldugu kisi durumunda kilinan Muhammed'in Mslman inanislarindaki yerini saptamak g olmasa gerek! Yine ayni Islm inanisa gre Muhammed, gy Adem "peygamber"den on drt bin yil nce, ya da baska bir rivyete gre 6570 yil sonra dogmustur! Gy Tanri onu ilk "nr" olmak zere yaratmistir. Gy o Tanri'ya teslim olanlarin en nnde, en birincisi olandir. Gy o, gelmis gemis btn peygamberler lehine sahitlikte bulunacaktir. Gy Muhammed, "peygamberlik" grevine basladiktan sonra ay'i ikiye blmek gibi muczeler yaninda agalari yrtms, ellerinin parmaklari arasindan sular fiskirtmis, gklerden yagmurlar yagdirtmis, az miktar yemegi bereketlendirip bin kisiyi besleyecek hle getirmistir. Gy Medine mescidinde, halka hitap etmek zere iktigi hurma ktgnden yapilmis minberin hngr hngr aglamaya, atlayincaya kadar feryad'a, okz gibi bgrmeye baslamasi zerine onu kucaklamis ve ona: "Ey ktk, istersen seni eskiden bittigin yere gtrp dikeyim de cennet irmaklarindan kana kana i, meyva ver ve meyvani Allah'in sevgili kullari yesin" demis ve bunun zerine hurma ktg, tipki susturulan bir ocuk gibi, iniltilerini kesmistir. Gy Muhammed, kendisini ldrmek iin verilen zehir gibi seylerden etkilenmemistir. Gy kuslar onu yalanlara karsi korumus, yeni dogan ocuklar onu grnce konusmuslardir. Gy vcudunun teri her kese sifa olmustur. Gy ayaklarini yikadigi ve iine tkrdg su "kutsal", ve agzindan ya da burnundan ikan smk ve balgam "temiz" ve "hos" oldugu iin taraftarlari bu sudan iip onun tkrgn, smgn ve balgamini yzlerine, ggslerine, derilerine srmeyi mutluluk saymislardir. Gy abdest alip iine tkrdg su ile hastalar iyilesmistir. Gy bulutlar onu her yerde takip edip glgelikler yaratmistir. Gy "sab" rzgari baskalari iin "azab" iken Muhammed iin glendirici nitelik tasimistir. Gy karanlikta her seyi gren ve uykuda her seyi isiten, yeryznn btn dillerini bilip konusan o olmustur. Gy Tanri kendisine kirk erkege bedel cinsel g sagladigi iin sehvet bollugu ierisinde her gn sabah ve aksam bir dzineye yakin kadinlarini dolasip onlarla cins mnasebette bulunmustur. Guy Tanri,

bazi peygamberleri, diger bazi peygamberlere stn kilmis ve Muhammed'i "adi ve nitelikleri" ile btn peygamberlere stn yapmistir; ve bu nedenle o, Tanri'nin en son peygamberi olup, gelmis gemis peygamberlerin en ycesi sayilmistir. Gy diger peygamberler kendi mmet'lerine gnderildikleri halde o, btn mmet'lere, tm insanliga gnderilmistir. Gy Kiymet gn insanlar onun nnde "hasredileceklerdir" (toplanacaklardir) ve Tanri, sadece onun sefaat ettigi kimseleri Cennet'e alacaktir; yni insanlari Cennet'e sokmak hususunda sefaat'da bulunma hakki, btn peygamberler ierisinde, sadece Muhammed'e taninmistir. Gy diger peygamberlerden farkli olmak ve sirf ona zg olmak zere Muhammed'in ggs Tanri tarafindan atirilarak iine peygamberlik mhr vurulmusmustur. Gy korku salmak hususunda o, diger peygamberlerden stn kilinmistir. Gy ete saldirilari ve savaslar yaparak ve talan yoluyla ganimet edinme imtiyazi, Tanri tarafindan sadece Muhammed'e hell kilinmis, diger peygamberlere byle bir hak taninmamistir. Gy Tanri, savas yolu ile ele geirilen ganimet mallarinin beste birinin, kendisiyle birlikte Muhammed'e pay olarak ayrilmasini uygun bulmustur. Gy Muhammed'i r'y'sinda grenler, Tanri'yi grms olacaklardir. Gy Muhammed'e bas egerek ellerini verenler, tipki Tanri'ya bas egip el vermis gibi sayilacaklardir. Gy onu vp yceltenler, btn gnahlardan siyrilip Cennet'e dahil olacaklardir. Gy onu kendi nefislerinden fazla sevip yceltmeyenler man sahibi olarak kabul olunmayacak, mslman sayilmayacak, ve dolayisiyle Cennet nmetlerine ulasamayacaklardir. Gy insanlar, kabirlerinde iken sinava ekilecekler ve sinav sirasinda Muhammed'i yceltecek olurlarsa rahata kavusacaklardir. Gy btn peygamberler ierisinde gnahlari afv'edilen sadece o'dur. Gy hibir peygamber ondan nce Cennet'e alinmamistir. Gy lmnden nce Cehennem atesi'nin geici olarak sndrlecegi ve Cennet'teki hr'lerin biraz daha gzellestirilicekleri kendisine haber olarak bildirilmistir. Gy Tanri Muhammed'e, lmnden nce, daha fazla yasamak ve dny nmetlerinden yaralanmak, ya da lm kabul ederek bir an nce hiret nmetlerine (yni Cennet'lere) kavusmak hususunda seim hakkini vermis, ve o da ahireti semistir. Gy ldkten sonra kabre konuldugunda, cesedi rmeyen sadece o olmustur. Gy gkyznde ona, diger mslmanlardan ayri olarak, muhtesem "Sheda" sarayi tahsis olunmustur. Gy erkek ocugu olamadigi iin Tanri ona, en byk teselli mkfati olmak zere, "Kevser"i vermistir ve "Kevser" Cennet'te, iki yaninda inci'den kaplar bulunan bir irmak, ya da suyu bal'dan daha tatli, st'ten daha beyaz, kar'dan daha soguk ve iki yaninda gmsten kaplar olan ve suyundan ienlere artik bir daha susuzluk duyurtmayan bir nehir'dir! Muhammed'i sinirsiz sekilde yceltici niteliklerle tanimlayan bu yukardaki listeyi uzatmak mmkn, fakat gereksiz. Anlatmak istedigimiz sudur ki, bin drtyz yil boyunca Islm kaynaklarinin ve yazarlarinin tm, mslman kisi'nin beynini, Muhammed'in yceligi konusundaki bu tr inanislar ierisinde yogurmuslardir. Bu nedenledir ki mslmanlar, Muhammed'i "Tanri" ve "Melek'ler" ve "Cin'ler ve "insan'lar" tarafindan vlmeye, yceltilmege layik saymislar, ve onu, karakteriyle, gllgyle, tutum ve davranislariyle ve her yn ile deta Tanri kertesinde, ya da Tanri'ya es degerde, ve hatt Tanri'dan da stn tutmuslardir. O kadar ki mslman kisi, pek ndiren de olsa, Tanri'ya baskaldirir gibi davranabildigi, ya da isyankr olabildigi, ya da yer yz mutsuzluklarindan dolayi O'nu sorumlu kilabildigi hlde, bu tr bir cesareti Muhammed'e karsi gsterememistir. Nice rnekten sadece bir kaini sergileyelim: XIII/XIVc yzyil'in tasavvuf sairlerinden Yunus Emre, her ne kadar Tanri'ya "Tanri aski" yoluyla ulasmak istermis gibi grnmekle beraber, zaman zaman Tanri'nin adletinden sphe ederecesine syle konusmustur: "Ben bana zulm eyledim, ettim gnah Neyledim nettim sana ey Padisah,

Kil gibi kpr gerersin ge diye Gel seni duzagimdan se diye, Ya dser ya dayanir ya uar. Kil gibi kprden adem mi geer, Kullarin kpr yaparlar hayr iin, Hayr budur kim geerler seyriin..."

Grldg gibi Yunus Emre, pek muhtemelen Kur'n'in esitli srelerinde yer alan: "Allah kimi dogru yola iletmek isterse onun kalbini Islm'a aar, kimi de saptirmak (kfir yapmak) isterse ... kalbini iyice daraltir..." seklindeki yet'lerin (rnegin, En'm sresi, yet 125), "kfir"lerin Cehennemi boyulayacaklarina dir yet'lerle uyusmaz oldugunu ve dolayisiyle Tanri'nin adlet duygularini rencide eder sekilde davrandigini anlatmak istemistir. Ancak ne var ki Tanri'nin adletinden sphe eden bu ayni Yunus Emre, buna benzer bir sphe'yi Muhammed hakkinda asla beslemez. Aksine Muhammed iin sunlari syler: "Hor bakma sen topraga, toprakta neler yatur Kani bunca evliya, yzbin peygamber yatur, Ol Allah'in Habibi, dertlilerin tabibi Enbiyalar serveri Resul Muhammed yatur..."

Dikkat edilecegi gibi Yunus Emre iin Muhammed, "dertlilerin tabibi", yni dny nmetlerinden nasibini alamamis zavallilarin, fakirlerin vs... devacisi olup, gelmis gemis btun peygamberlerin "serveri'dir" (en ycesidir)! Simdi geliniz alti yzlk bir sirama yapalim, ve yirminci yzyil Trk siiri'nin nl sair'lerinden biri sayilan Mehmet Akif gibi kkten dinciligiyle taninmis bir kimsenin, Tanri'ya atar nitelikteki su misralarini okuyalim:

"Ilh! En asil akvami 2 alartirsin istersen, Dilersen en zelil eshasa izzetler verirsin Sen, Bu haybetler 3, bu husranlar btn Senden, btn Senden, Nasil t Arsa ykselmez ki me'yusne bir siven, Ne yerler dinliyor, Yrab, ne gkler, ruhum inlerken" 4

Dikkat ediniz bu satirlara: "Ilh! En asil akvami alartirsin istersen, Dilersen en zelil eshasa izzetler verirsin Sen" (yni "Ey Tanri! Sen en dilersen en soylu toplumu alartirsin, en asagilik en rezil insanlara da g kudret sayginlik verirsin) derken sairimiz, Tanri'yi keyfliklerle, adletsizliklerle sulamakta! "Bu haybet'ler, bu husranlar btn Senden, btn senden" (Yni "Bu yoksulluklar, bu sapikkanliklar hep senden") derken Tanri'yi ktlklerin kaynagi seklinde tanimlamakta. Ve "Ne yerler dinliyor, yrab, ne gkler, ruhum inlerken" diye iini bosaltirken, Tanri'yi, hani sanki kul'larinin sefalet ve zntlerine kulak asmamakla, onlarin iniltileri karsisinda "duygusuz" davranmakla damgalamakta! Hemen belirtelim ki Tanri'ya karsi bu sekilde atarca'sina konusabilen Mehmet Akif, buna benzer szleri Muhammed hakkinda sylemeyi asla aklindan geirmemistir. Yine bunun gibi Trk halk edebiyati'nda Tanri'ya atan, ya da hatt Tanri'ya baskaldiran nice siirlere rastlanir. 13c yzyilin Yunus Emre'lerinden5, 16ci yzil'in Azmi'lerine, 17ci yzyilin Muhittin Abdal'larina, Behll Dn'larina, ya da 19/20ci yzyil'in Asik Veysel'lerine, Hicran'lerine, ve gnmzn Ismail Ipek'lerine varincaya kadar sayisiz denecek kadar ok sair'ler, biimsel din anlayisina karsi cephe alirlarken Tanri'yi hedef edinmislerdir. Bunlardan bir iki rnek olmak zere, geliniz Kaygusuz Abdal'in su satirlarini okuyalim:

"Er, atasiyle anilir, Filan oglu filan dey Anan yoktur, baban yoktur, Sen benzersin ....e Tanri

Kildan kpr yaratmissin Gelsin kulum gesin dey, Hele biz syle duralim, Yigit isen ge a Tanri!

Garip kulun yaratmissin Derde mihnete katmissin Onu leme atmissin Sen ikmisin uca Tanri

Kaygusuz Abdal yaradan

Gel iegr su curadan Kaldir perdeyi aradan Gezelim bilece Tanri 6.

16ci yzyildan Behll Dn'nin, Tanri'ya serzeniste bulunan sesi syle:

"Adem'i baliktan yogurdun yaptin Yapip da neylersin, bundan sana ne Halk ettin insani saldin cihana Salip de neylersin bundan sana ne!

Bakkal misin teraziyi neylersin Isin gcn yoktur gnl eglersin Kulun gnahini tartip neylersin Geiver suundan bundan sana ne" 7

* Yine 16ci yzyildan Azmi'nin sesleniside syle:

"Bir iken bin ettin kendi adini Grmedim sen gibi is ustadini Yesertirsin kurutursun odunu Sen bahivan misin ormanci misin?" 8

* 19/20ci yzyil'in isyankar sairlerinden Tomarzali Ali Kirbiyik syle haykiriyor Tanri'ya:

"Ey mleki yapip yapip Sonra yere almaz misin Kinati btn kirip Sen yalniz kalmaz misin?

Ne erkeksin ne disi Yoktur yaninin yoldasi Kimseye danisman isi Sonra pisman olmaz misin?

Nedir derdin be hey Tanri Beni yere almaz misin Simdi benim ziyanimi Sen ide kilmaz misin? ................................. Ne farzin lzim ne snnet Ne cehennem ne de cennet Bir can iin etmem minnet Verdigini almaz misin?

Cennetlerin harapo olsun Kevserlerin sarap olsun Kirkbiyik'in trap olsun

Defterinden silmez misin" 9 * 20ci yzyil'in bagrindan seslenen Hicrani'nin Tanri'dan yakinmasi syle:

"Tanri demis Cehennem var Cehennem'den korkar miyim Hey gidi saf mslmanlar Cehennem'den korkar miyim? ............................................ Bu dnya'nin her seyi bos Hanci sarhos, yolcu sarhos Hak'tan gelen ne olsa bos Cehennem'den korkar miyim?

Hicrani der, yanacak nem Bastanbasa yanmisim hem Bendedir Cennet Cehennem Cehennem'den korkar miyim?" 10 * Gnmzn halk sair'lerinden Ismail Ipek (1942 dogumlu), biraz daha sertlesen bir sesle syle konusuyor:

"Varayim gideyim su ahirete Bir daha dnyaya gelmemek iin Neden yaratmistir beni yaradan Bir mr boyu glmemek iin

Utan da bak yasanan su halime Kismet vermen yarattigin kuluna Yigit isen gel de yasa benimle Kaderden aliktan lmemek iin

Sende ne merhamet ne de var vicdan Sana sesleniyom sana yaradan Fakirlere arsa ayir oradan Bir daha topraksiz kalmamak iin" 11

Dikkat edilecegi gibi sair Ismail Ipek, "Utan da bak su halime" ya da "Sende ne merhamet ne de var vicdan" derken szn sakinmamakta. Pek muhtemelen Tanri'nin kendisini Cennet'e sokamamazlik edemeyecegini, ve nk nasil olsa Muhammed'in sefaatiyle Cennet'e girebilecegini sanmakta! Hemen ekleyelim ki, bin drt yz yillik Islm tarihi boyunca Tanri'ya, bu yukarda verdigimiz rnekler dogrultusunda atan, ya da baskaldiranlar ierisinde, Muhammed'e karsi ayni seyi yapma cesaretini kendinde bulan pek ikmamistir. Denebilir ki mslman kisiler iin Muhammed'in kisiligi, Tanri'nin da stnde bir kutsallik, ve dokunulmazlik tasir olmustur. O kadar ki hi kimse "Reslu'llh Salla'llhu aleyhi ve sellem" 12 seklindeki szleri eklemeden Muhammed'in adini telaffuz edememistir. nk, bu sekilde anilmayi, bizzat Muhammed kendisi emretmis, Tanri'nin dahi Meleklerle birlikte kendisine salevat getirdigini bildirmistir. Denilebilir ki Muhammed'i asiri sekilde ycelmek, ve onun adini kutsal niteliklerle telaffuz etmek, basta Arap'lar olmak zere btn Mslmanlar iin dinsel bir gereksinim olmustur. Hele biz Trk'ler, onu yceltmek hususunda Arap'lardan ve diger Mslmanlardan da ileri gitmisizdir. Hem de ylesine ki, onun Trk irkini kltc, ve Trk'n ata'larini lnetleyeyici szlerini dahi basimiza ta etmisizdir. Konuyu diger yayinlarimizda (ve zellikle "Arap Milliyetiligi ve Trk'ler" adli kitabimizda) aiklamis olmakla beraber burada kisaca animsatalim ki Muhammed, kendi kavmini, yni Arap irkini "El Arabu-l Arba" (yni "asl ve serefli kavim") olarak, ve Acem'leri (Iran'lilari) Arap'lardan sonra en degerli millet seklinde tanimlarken, her ne hikmetse Trk'leri "Kiymet almeti" olarak insanliga felket saici bir irk seklinde gstermis ve Kur'n'a koydugu yet'lerle "Ye'cc-Me'cc" adiyle belirlemistir (Bkz. Kehf sresi, yet 86-89; Enbiy sresi, yet 96). Bu yet'leri kendisine dayanak edinerek Trk'leri tiksinti verici tipte insanlar seklinde gstermis ve Mslmanlari Trk'lerle vurusup ldrsmeye agirmistir. Buhar ve Mslim gibi en saglam Islm kaynaklarinda yer alan verilere gre Muhammed syle demistir: "... Siz (Mslmanlar), kk gzl, basik burunlu, yzleri kalkan gibi, derisi st ste binmis olan Trklerle ldrsmedike kiymet kopmaz" 13. Ve iste Muhammed'in Trk'e lm saan bu tr szleri, hani sanki bizim insanlarimizi deta sihirlemis ve Muhammed'e karsi hayranlik duygularina srklemistir. O kadar ki en nl yazarlarimiz bile Muhammed'in Trk' "Ye'cc-Me-cc" seklindeki tanimlayan szlerini, kendi mensup bulunduklari Trk toplumunu hakret edilmege, ezilmege lyik kilmak iin kendilerine "malzeme" edinmislerdir. Nice rneklerden biri olarak Kanun Sultan Sleyman dneminde Divan-i

Hmayun katipligi yapan Hafiz Hamdi elebi'nin padisaha sundugu siir'den su satirlari okuyalim: "Padisahim... Trk' ldr, baban olsa da, O iyilik madeni, yce peygamber: -Trk' ldrnz, kani helldir- demistir..." Grlyor ki Hafiz Hamdi elebi efendi, Muhammed'in Trk'e lm saan szlerini, onu "Yce Peygamber" olarak anmak iin vesile edinmistir. Daha sonraki dnemlerde buna benzer rnekler ok14.

Fakat her ne olursa olsun su muhakkak ki, Muhammed'i yceltici nitelikte olmak zere 1400 yil boyunca srp gelen inanislari ilk kez olusturan bizzat Muhammed'tir. Bunun byle oldugunu, ilerdeki sayfalarda kaynaklara dayali olarak belirtecegiz ve grecegiz ki Muhammed'i ven ve ycelten szlerin byk bir ogunlugu, aslinda Muhammed'in kendi agzindan ikma seylerdir. Her ne kadar Kur'n'a, vlmenin sadece Allah iin olduguna dir yet'ler (rnegin Ankebt sresi, yet 6315) koymak yaninda, vnme'nin iyi bir sey olmadigini syliyerek, "kendini begenmis, vnp duran" kimselerden Tanri'nin hi hoslanmadigini bildirmis ise de (rnegin, Lokman sresi, yet 18)16, her zaman iin kendisini bu kuralin disinda tutmustur. Yine her ne kadar ilk baslarda, yni henz gsz durumda bulundugu Mekke dneminde, vnmeyi ve vlmeyi sevmezmis gibi grnmekle beraber, sinirsiz sekilde vnmekten geri kalmamistir. Hemen ekleyelim ki kendini vmek ve baskalarina vdrtmek hususundaki asiriliklara, asil glendikten sonra ynelmistir. Giderek glendike, kendi kendisini sinirsiz sekilde vmek yaninda, bir de Tanri'ya ve ayni zamanda Tanri'nin kul'larina da vdrtmek gibi bir hevese kapilmistir. vnme hirsi ve hevesi onda, asker ve siys glenme ile orantili olarak ylesine sinirsiz bir nitelik tasimistir ki, kendisini Tanrisal kertede grms ve Tanri'yi dahi kendisine "salvat" getirir durumda kilmistir. rnegin henz gsz bulundugu dnemde, Tanri'yi vp "tesbih" etmek 17 zere Kur'n'a: "Ey Muhammed... Rabbini gnesin dogmasindan nce ve batisindan nce verek tesbih et... geceleyin ve secdelerin ardindan O'nu tesbih et..." (K. 50 Kf sresi, yet 39-40) seklinde yet'ler koyarken, glendikten sonra bu ayni Tanri'yi, asiri sekilde kendisine vgler yagdiran, hatt bununla kalmayip salavt getiren bir Tanri durumunda tanitmistir. rnegin Ahzb sresi'ne koydugu yet'le Tanri'yi su sekilde konusurmus gibi gsterirken yaptigi, kuskusuz ki budur: "Sphe yok ki Allah ve melekleri, salevet getirir(ler) Peygamber (Muhammed)'e; ey inananlar siz de ona salevet getirin; tam teslim olarak da selm verin" (K. 33 Ahzb sresi, yet 56)18. Ilerdeki bolumlerde bu hususlari ayrintilariyle grecegiz.
1 2 3

Ki bunlar "hads" seklindeki hkmlerdir. akvami= milletleri, toplumlari haybetler= mutsuzluklar, yoksulluklar.

4 5

Mehmet Akif Ersoy, Safahat (Inkilap Kitapevi, Istanbul 1956, sh. 192) Her ne kadar Yunus Emre:

"Yalvar kul, Allah'a yalvar, Maksuda ermek dilersem..." seklinde konusmakla beraber, Tanri ile ayniyet saglarmis gibi konusmaktan ve rnegin: "Kbe ve put iman benim, ark vuruban dnen benim Bulup olup gge agan Yagmur olup yagan benim ................................ Kar yagdiran yer donduran Hayvanlarin rizkini veren Syle btun mahlukata Ol rahim rahman benim"

Seklinde konusmaktan geri kalmamistir. Bu konularda benim Aydin ve "Aydin!" adli kitabima bakiniz.

Bu siir'ler iin, Riza Zelyut'un halk siirleri konusundaki inceleme ve derlemesi olan su kitabina bakiniz: Halk Siirinde Baskaldiri, (Sosyal Yayinlari, Istanbul 1989, sh. 193) Riza Zelyut, age sh. 209 Riza Zelyut, age sh. 208 Riza Zelyut, age sh. 223 Riza Zelyut, age sh. 229 Riza Zelyut, age sh. 230 Bu szler "Tanri'nin elisi, Tanri'nin selmi onun zerine olsun" vs... anlamina geliyor. Bkz. Ilhan Arsel, Arap Milliyetiligi ve Trkler (Kaynak yayinlari, Istanbil 1999, sh. 29 ve d. Ayrica bkz. Bkz. Buhr, e's-Sahih, Kitabu'l- Cihd, 95; Mslim, e's-Sahh, Kitabu'l-Fiten, Hads no. 2912. Ilhan Arsel, Arap Milliyetiligi ve Trkler... (sh. 29 ve d.) "...De ki: -(Oyleyse) hamd da Allah'a mahsustur..." (K. 29 Ankebt sresi, yet 63) "... Yeryznde bbrlenerek yrm. Zir Allah, kendini begenmis, vnp duran kimseleri asla sevmez"

7 8 9

10 11 12 13

14 15 16

(K. 31 Lokman 18)


17

"Tesbih etmek", Tanri'yi "takdis" ve "tenzih" etmek (yni Tanri'nin eksikligi olmadigini anlatmak) zere "Sbhanallah" szn sylemektir. Elmalili Hamdi Yazir'in evirisi syle: "Muhakkak ki Allah ve melikesi Peygamber'e hep salt ile tekrm ederler. Ey o btn iman edenler! Haydin ona teslimiyetle salt u selm getirin..." (K. Ahzb 56). Bu eviriyi aiklamak zere de "Allah Tel rahmet ve ihsaniyle, melekler de istigfarlari ve hizmet etmeleriyle Peygamber'e daima ikramda bulunurlar" diye ekler; hani sanki Tanri'nin yaptigi sey Muhammed'e sadece ikramda bulunmakmis gibi!. Oysa kendi evirisine gre bile, yet'de geen deyim Tanri'nin Muhammed'e "salt" ettigini ifde etmekte. "Salt" ise Muhammed'e "aleyhisselhat vesselm", "salvatullahi aleyh", "sallllah aleyhi ve sellem" dualarindan birini okumak anlaminadir. Ve iste yukardaki yet'e gre Tanri Muhammed'e bu dualardan biriyle du etmektedir.

18

Yce Grnme ve vnme Taktigindeki Ama: Insanlara Bas Egdirtmek

Muhammed'in tanimladigi Tanri azametli bir Tanri'dir, vnen ve bbrlenen bir Tanri'dir, keyf bir Tanri'dir, kibirli bir Tanri'dir; stelik de azametini, keyfligini ve kibrini her an iin kul'larinin suratina vuran bir Tanri'dir. Daha dogrusu bunlari yapmakla kul'larini biraz daha kendisine taptiracagini hesaplayan bir Tanri'dir. Muhamme'in Tanri'sinin byle bir Tanri oldugunu anlamak iin Kur'n'i gzden geirmek yeterlidir. Zir orada Tanri, kendi kendine: "Allah, gklerin ve yerin nrudur... Nr stne nrdur. Allah, diledigini nruna kavusturur... O, her seyi bilir" (K. Nr sresi, yet 35) der. Ya da bu szlerini pekistirmek ve kendisini biraz daha ululastirmak maksadiyle sunu ekler: "O (Allah), grleni de grlmeyeni de Bilen, Kendisinden baska Tanri olmayan Allah'tir. O, aciyici (Rahman) olandir, aciyan'dir (Rahm). O, kendisinden baska Tanri olmayan, Hkmran (Melik), ok kutsal (Kudds), esenlik veren (Selm), gvenlik veren (M'min), grp gzeten (Mheymin), gl (Aziz), buyrugunu her seye geiren (Cebbar), Ulu olan (Mtekebbir) Allah'tir... O, vareden (Hlik), gzel yaratan (Br^i), yarattikalrina sekil veren(Musavvir), en gzel adflar kendisinden olan Allah'tir. Gklerde ve yerde olanlar O'nu tesbih ederler. O, gldr (aziz), hkim'dir (Hikmetli)..." (K. Hasr sresi, yet 22-24) 1. Ve kendisini buna

benzer daha nice szlerle ululastirdigi lde, kullarini kendisine mutlak sekilde taptiracagini bilir. Nitekim hesapladigi gibi olmus ve mslman kisi, Tanri'nin azameti karsisinda kendisini "teslimiyet" duygusuna terketmis, Tanri'nin kul'u ve klesi bilmis, bu yzden mahviyet ierisinde klms, sinmis, benligini terketmis, mptezellesmis, degersizliginin bilinci icerisinde miskinlesmistir; bu nedenle kendi kisiliginin bilincinden yoksun kalmistir. Ancak ne var ki mslman kisiyi bu duruma dsren Tanri, dogrudan dogruya Muhammed'in kendi hayalinde yarattigi ve deger llerine gre tanimladigi bir Tanri'dir. Tanri'yi azametli, kibirli, mstebid ve vnmeye ve vlmeye hevesli imis gibi gsteren Muhammed'tir. Tanri'nin azameti ve kibri karsisinda insanlari "aciz" birer kul olarak tanimlarken aslinda, kendisine bas eger durumda kilmistir. Bu amacini, her seyden nce kendisini Tanri'nin en sevgili ve en serefli elisi olarak gstermek, Tanri'ya vdrtmek, vdrtrken Tanri kadar azametli gstermek, hatt Tanri'nin dahi salavt getirdigi durumlara geirmek sretiyle gereklestirmistir. Bunu saglamak iindir ki, biraz nce degindigimiz gibi Kur'n'a, Tanri'nin melekleri ile birlikte kendisine salevet getirdigini, ve bu nedenle insanlarin dahi kendisine salevet getirmeleri gerektigine dair yet'ler koymustur (rnegin: K. 33 Ahzb 56). Yine bunun gibi Hudeybiye'de, "semre" agacinin altinda 1400 sahab'nin kendisine ellerini vererek "bit" ederlerken, Tanri'nin bundan hoslandigini ve onlarin elleri zerine kendi elini koydugunu bildirirken de yaptigi budur. Bu vesileyle Kur'n'a koydugu yet syle: "(Ey Muhammed!) Andolsun ki o agacin altinda sana biat ederlerken Allah, o mminlerden razi olmustur..." (K. 48 Fetih sresi, yet 18). Btn bunlari sanki vnmekten ve vlmekten hoslanmazmis gibi grnerek yapmistir. Kitabimizin ilerdeki blmlerinde bu hususlar ele alinacak ve aiklanacaktir.
1

Turan Dursun'un evirisinden. Bkz. Kur'n Ansiklopedisi (Kaynak Yayinlari, Cilt II, Istanbul, 1994 sh. 128)

"Tevzu" insani oldugu sylenen Muhammed, vnmekten ve vlmekten hoslanir: hem de hoslanmazmis gibi grnerek.

Islm yazarlari Muhammed'i, alak gnll (mtevazi bir kimse) imis gibi gstermek iin

olmadik iddilara sarilirlar. Iddi'larini da Muhammed'in szlerine dayatirlar. Gy Muhammed: "Allah bir kimseyi islmiyete hidyet eder... bununla beraber tevzuu da ona nasib ederse, iste bunlar Allah Tel'nin ihtiyar ettigi kimselerdir" 1 diyerek alak gnllgn Tanri'dan gelme bir fazilet olduguna inanmis olan, ve bu nedenle vnmekten ya da vlmekten asla hoslanmayan bir kimsedir. Gy baskalarini da kendisi gibi alak gnll yapabilmek iin kendinden rnekler vermistir ki, bu rneklerden biri, Tanri'nin kendisine "Kul ve Resl" olmak ile "Hkmdar ve Nebi" olmak arasinda seim hakkini verdigi ve kendisinin de sirf alak gnll olarak davranmak iin "Kul ve Resl" olmagi tercih ettigiyle ilgilidir2. Ve yine bunun gibi, gy Tanri'dan baskasina (rnegin kendisine) tapilmasini yasak etmis, bylece "sirk'i" nlemek ve Islm'i "tevhid" dini olarak korumak istemistir. Gy mslmanlara mescid'lerde Allah ile birlikte kimseye yalvarmamalarini bildirmis, bylece kendisinin tapinilacak bir kimse olmadigini anlatmak istemistir (Bkz. Cin sresi, 18)3. Gy kendi kabrine bile "izhr-i hrmet edilmesini" (ibdet edercesine sayginlik gsterilmesini) uygun bulmamis4, ve Tanri'ya: "Y Rab, benim kabrimi tapilan put haline koyma" diye yalvarmistir5. Yalvarirken de taraftarlarina: "Ashbim! Sakin kabrimi bayram yeri, evlerinizi de kabir haline koymayin. Nerede bulunur iseniz orada bana salavt getiriniz" demistir6. Gy: "Ben, kral degilim; ben Kureys kabilesinden, kurutulmus et yiyen bir kadinin ocuguyum" seklinde konusarak alak gnllgn her firsatta ortaya vurmustur7. Gy kendisine vg yagdirilmasini, asiri sekilde vlmesini istemedigini anlatmak iin: "Hiristiyanlarin Meryem oglu Is'yi asiri (gereklere ters dser) sekilde vdkleri gibi vmeyin beni. Sunu biliniz ki ben Allah'in kuluyum, O halde bana -'Allah'in kulu ve Resl- ' deyin..." demistir8. Gya "tevazu" denen seyin "fazilet" oldugunu belirtmek maksadiyle:"Tevazu insana ancak ycelik verir. Tevzu ediniz ki Allah da size Rahmet etsin ...." 9 diye eklemistir. Gy vnen kimseleri, Tanri'nin asla sevmez oldugunu anlatmak zere vahiy indigini sylemis ve Kur'n'a:"...Yeryznde bbrlenerek yrme. Zir Allah, kendini begenmis, vnp duran kimseleri sevmez" (K. 31 Lokman sresi, yet 18) seklinde yet'ler koymustur. Gy vnmenin, ve kendini begenmisligin insani "helke" (lme, yok olmaga) srkledigini anlatmak zere: " sey insani helke srkler. Bunlar ... cimrilik, nefsin arzu ve isteklerine uymak, ve kul'un kendi kendini begenmesidir" demistir 10. Islmci'lar, bu iddi'larini genellikle Muhammed'in szlerine dayatirlar. Ancak ne var ki bu szler, onun isbilirliginin, yni iinde bulundugu zamana ve durumlara gre izlemis oldugu gnlk siysetinin sadece bir yndr. Her ne kadar kendisini "tevzu" insani imis gibi gstermek zere yukardaki sekilde konustugu olmus ise de, aslinda mr boyunca bu sylediklerinin tam tersini yaparcasina vnms, ve kendisini baskalarina vdrtmstr. Hem de ylesine ki, sinirsiz bir vnme zlemi ierisinde kendisini Tanri kertesinde grms ve Tanri'yi, melekleriyle birlikte, kendisine salt ve selm eder durumda kilmaktan, ya da ezn okutarak kendi adini Tanri ile birlikte duyurtmaktan tutunuzda, kendinden ikan her seyin, (rnegin tkrgnn, smgnn, ve iinde ellerini ayaklarini yikadigi abdest suyu'nun, ya da kesilmis salarinin, vs...) kutsal olduguna varincaya kadar her seyi ile vnmekten, ve insanlar tarafindan yceltilmekten mutluluk duymustur. Tanri'dan geldigini syledigi "vahiy"lerle kendisini halka "aleyhissalt vesselm" olarak, "ycelerin ycesi" olarak, gelmis gemis btn peygamberlerin tasdikisi olarak, vs... kabul ettirmis, ve mslmanlar onu deta "ilh" kertesinde grr olmuslardir. Hem de ylesine ki, onun abdest aldigi ve iine tkrdg suyu imeyi, ya da agzindan ve burnundan ikan balgamini yzlerine ve derilerine srmeyi, ve hatt devesinin agzindan sailan kpklerin altinda kalmayi bile kendileri iin bir seref ve mazhariyet bilmislerdir11. Btn bu hususlari ilerdeki sayfalarda, Islm kaynaklarina dayali olarak aiklayacagiz, fakat simdilik sunu belirtmekte yarar vardir ki Muhammed, Mekke'de kendisini peygamber olarak iln ettigi ilk anlarda henz gsz durumda bulundugu iin alak gnll bir grnmde idi; insan st bir gce sahip olmadigini anlatmak iin Kur'n'a: "De ki: Ben

ancak sizin gibi bir insanim, ancak bana Tanrinizin bir Tanri oldugu vahyolunuyor..." (K. 41 Fussilt sresi, yet 5; ayrica bkz. K. 18 Kehf 109; ve K. 19 Meryem 110) seklinde yet'ler koymus ve bu sylediklerini pekistirmek iin baskalari gibi kendisinin de nihyet bir "kul" oldugunu, tipki diger kul'lar gibi, "beser" niteliklere sahip bulundugunu eklemis, ve rnegin: "Ben de sizin gibi bir insanim, siz unuttugunuz gibi ben de unuturum, bir seyi unuttugum zaman bana hatirlatin" diye konusmustur. Hatt Tanri'nin kendisine "Kul ve Resl" olmak ile "Hkmdar ve neb" olmak arasinda seim hakki tanidigini, bu teklif karsisinda ne yapacagini bilemeyip Cebril'den fikir aldigini ve Cebril'in kendisine: "Rabbin iin tevzu et" dedigini ve iste onun bu tavsiyesi zerine "Kul ve Resl" olmagi tercih ettigini bildirmistir12. Ya da baskalarindan farkli bilgilerle mcehhez olmadigini anlatmak iin Tanri'nin kendisine: "(Ey Muhammed!) De ki- 'Ben... gaybi bilirim... demiyorum-..." (K. En'm sresi, yet 50) diye emrettigini aiklamistir. Yine bunun gibi, "melek" niteliginde, ya da ayricaliklara sahip imis gibi grnmemek iin Tanri'nin kendisine: "(Ey Muhammed!) De ki: -' Ben... bir melegim de ... demiyorum-'..." (K. En'm sresi, yet 50) dedigini bildirmistir. Ya da mucze yaratma gcne sahip bulunmadigini, sadece dini yaymak iin peygamberlik greviyle donatildigini, tipki diger insanlar gibi Tanri'nin bir kulu oldugunu, sularinin ve gnhlarinin bagislanmasi iin Tanri'dan du'ci bulundugunu belirtmek iin Kur'n'a: "Ey Muhammed!... Kendinin, inanmis kadin ve erkeklerin gnahlarinin bagislanmasini dile..." (K. 47 Muhammed sresi, yet 19); "Ey Muhammed! Sabret... suunun bagislanmasini dile. Rabbini aksam sabah verek tesbih et..." (K. 40 M'min sresi, yet 55) seklinde yetler yerlestirmistir. Ve iste Islmci yazarlar, biraz nce degindigimiz gibi, bu hususlari ne srerek Muhammed'in dnyev bir varlik oldugunu, tipki diger insanlar gibi, zaman zaman duygularina kapildigini ve kusurlar isledigini, fakat kusurlarini kabul edecek kadar alakgnll oldugunu, diger peygamberler gibi muczelerle kisisel ikar saglama yoluna basvurmadigini ve Tanri'yi kendisine ara edinmedigini, kendi isinde kullanmadigini sylerler.

Oysa ki btn bu iddi'lar yalandan ibrettir; nk Islm kaynaklarinin bize grettigi o'dur ki Muhammed ne alak gnll bir kimse olmustur, ne kusurlarini kabul etmek ve nedmet getirmek gibi bir byklkte bulunmustur, ne Tanri'yi kendi gereksinimleri ve ikarlari iin kullanmaktan ve zellikle cinsel ihtiyalarinin (sehveti'nin) sinirsizliklarina ara yapmaktan kainmistir, ve ne de mucze yaratma san'atinin uygulayicilarindan olma ustaligindan uzak kalmistir. Daha baska bir deyimle alak gnlllk ("tevzu" gsterileri) Muhammed iin, sadece szde kalip, ikarlar siysetini uygulama hesabina dayali eylemler niteligini tasimistir. stelikte kendisini alak gnll ("tevzu" insani) imis gibi gsterirken, bunu kendi istek ve gayretine degil fakat Tanri'nin istegine baglamistir: "Allah Tel bir kimseyi islmiyete hidyet eder... tevazuu da ona nasb ederse, iste bunlar, Allah Tel'nin ihtiyr ettigi kimselerdir "13. te yandan alak gnll imis gibi grnrken bile, belli etmeden stnlk hevesinden kendini alamaz. rnegin: "... Ben mslimnin evveliyim" seklinde Kur'n'a yet koyarken (Bkz. En'm sresi, yet 163), kendisini Tanri'ya teslim olan mslmanlarin yce nderi olarak gstermekten geri kalmaz. Fakat her ne olursa olsun, su muhakkak ki Muhammed, "tevzu" denen seyi (alak gnlllg) gnlk siysetinin gereksinimlerine ara edinmistir. Gerekten de, biraz nce degindigimiz gibi, henz gl olmadigi zamanlar genellikle "alak gnll" kimse rolndedir. zellikle ilk baslarda (birinci Mekke dneminde) kendisini Tanri'nin "gt

verici", "uyarici" ve "teblig edici" bir elisi imis gibi gsterir; "zorbalikla" degil fakat aksine "yumusaklikla", "gzellikle", "gt" vermekle, Tanri'nin buyruklarini "teblig" etmekle grevli oldugunu bildirir. rnegin Kur'n'a: "Ey Muhammed! Sen onlarin zerinde bir zorba degilsin; (onlara) Kur'n'la gt ver" (K. 50 Kf sresi, yet 45); ya da: "Eger yz evirirlerse, ey Muhammed! Sana dsen aikca teblig oldugunu bil" (K. 16 Nahl sresi, yet 82), ya da: "Putperestlerin sylediklerine sabret, yanlarindan gzellikle ayril" (K. Mzemmil sresi, yet 10) seklinde yet'ler koyar (Bu konuda ayrica bkz. Sra sresi, yet 48; Zuhruf 44; Mzemmil 9; Klem 51-2; Mddessir 53-54). Grldg gibi btn bu yet'lerde kendisini alak gnll (mutevazi), hsgrl ve zorbaliktan uzak imis gibi gstermektedir. Kendisini yalanlayanlara, alaya alanlara, ya da kendisine kafa tutup kfr edenlere karsi dahi yksekten atmaz, dehset samaz; her ne kadar onlara karsi lnetlemeler ya da kfre varan szler sarfetmekle beraber, yine de tevazu sinirlari dahilinde konusur ve onlarin Tanri tarafindan cezalandirilacagina dir Kur'n'a yet'ler koyardi. rnegin Kur'n'in "uydurma", ya da "seytan sz" oldugunu syliyenlere karsi Tanri'nin agziyle syle yanit verirdi: "Ey Muhammed! Senin milletin Kur'n'i yalanladi: -(onlara) cezanizi ben verecek degilim-' de... (Onlara) Kur'n ile gt ver" (K. En'm sresi, yet 66, 69-70); "(Ey Muhammed!) ... seni yalanlayanlari Bana birak... Sphesiz katimizda onlar iin... Cehennem... can yakici bir azab var" (K. Mzemmil sresi, yet 11-13). Kendisine "Sen mutlaka delisin" diyenlere (K. Hicr 6-7) karsi Tanri'nin syle konustugunu sylerdi: "Arkadasiniz Muhammed asla deli degildir" (K. Tekvr sresi, yet 22); "Dsnmyorlar ki arkadaslari olan peygamberde delilik eseri yoktur; o ancak aikca bir uyarandir" (K. A'raf 184). Yine bunun gibi, Kur'n'i inkr eden kimselerin gelecek dnyda Cehenneme atilacaklarina dair hkmleri rnek verirdi. (K. Hd sresi, yet 17). Grldg gibi, Kur'n'a inanmayanlara, ya da kendisini yalanlayanlara, ve hatt kendisi iin "O bir delidir" seklinde laf edenlere karsi asiri saldirgan bir tutum takinmayip onlarin cezalarinin Tanri tarafindan verilecegini anlatmakla yetinmektedir. nk henz gszdr, ve onlara karsi yapabilecegi baskaca bir sey yoktur. Bu arada "tevzu" (alak gnlllk) denen seyin, "fazilet" ve Tanri katinda makbul bir sey oldugunu anlatmak iin: "Tevzu insana ancak ycelik verir. Tevazu ediniz ki Allah da size Rahmet etsin ....", ya da: "Kul tevzu edince Allah Tel onu yedi kat gklere kadar ykseltir" 14 seklinde konusur, ve: "(Ey imn edenler!) Hiristiyanlarin Meryem oglu Is'yi asiri (gereklere ters dser sekilde) vdkleri gibi vmeyin beni. Sunu biliniz ki ben Allah'in kuluyum, O halde bana -'Allah'in kulu ve Resl- ' deyin...", diyerek talkim verirdi.

Ancak ne var ki glenmeye basladigi andan itibaren (zellikle Medne'ye hicret ettikten ve ete saldirilarina ve savaslara girismeye basladiktan sonra) is degisir; bambaska yaradilista bir kimse oluverir Muhammed: artik sadece "gt verici", sadece "teblig

edici", sadece "Resl", sadece "uyarici", ya da sadece "sabredip susan" degil fakat "korkutucu Tanri"nin "korkutucu" bir "Peygamberi"dir. "Resl" olarak grnmekten ziyde "Nebi" olarak grnmeyi tercih eder. Her ne kadar, Tanri'nin kendisine daha nceleri "Kul ve Resl" ya da "Hkmdar ve Nebi" olmak hususunda tercih tanidigini ve kendisinin de Tanri'ya tevzu ederek "Kul ve Resl" olmagi setigini sylemis olmakla beraber simdi "Hkmdar ve Nebi" grnmndedir; rnegin: "Adem henz su ile toprak arasinda iken, ben Neb idim..." diyerek ezelden beri "nebi" oldugunu bildirir. Ve artik farkli inanta olanlari ve kendisine boyun emekten kaanlari uyarici degil kilitan geiricidir. Hem de ylesine ki, kendi yceligini Tanri'nin yceligi ile bir tutup, Tanri'ya bas egildigi gibi kendisine de bas egilmesini isteyendir. Btn bunlari kendisi iin bir vnme vesilesi bilendir. rnegin, kendisini, tipki Tanri gibi bas egilen kertede gstermek zere Kur'n'a su tr yet'ler koyar: "Ey Muhammed! Sphesiz sana bas egerek ellerini verenler, Allah'a bas egip el vermis sayilirlar" (K. 48 Fetih sresi, yet 10) Henz gsz bulundugu sirada gnahlarinin bagislanmasini diler grnrken ve rnegin Kur'n'a: "Ey Muhammed!... Kendinin, inanmis kadin ve erkeklerin gnahlarinin bagislanmasini dile..." (K. 47 Muhammed sresi, yet 19); ya da:"Ey Muhammed! Sabret... suunun bagislanmasini dile. Rabbini aksam sabah verek tesbih et..." (K. 40 M'min sresi, yet 55) seklinde yetler koyarken, simdi glendikten sonra kendisinin gnahsiz bulundugunu ve nk Tanri'nin kendisini her trl gnahtan uzak tuttugunu syleyerek, rnegin "Gemis ve gelecek zenbim (gnahlarim) magfiret edilmistir. Bana Kevser verilmistir..." diyerek vnrd 15. Henz gsz oldugu zamanlar putperestlere, yni "msrik'ler"e, karsi sabir gstermekle grevli imis gibi grnmek zere Kur'n'a: "Putperestlerin sylediklerine sabret, yanlarindan gzellikle ayril" (K. Mzemmil sresi, yet 10) seklinde yet'ler koyarken, glendikten sonra: "...Msrikleri nerede grrseniz ldrn.." (K. Tevbe sresi, yet 5; Bakara 191) diye buyruklar koyar. Ya da Kitab Ehli'ne (Yahudi'lere ve Hiristiyan'lara) karsi, Islm'i kabul etmelerine ya da etmemelerinin cezsi olmak zere, kendi elleriyle klerek "cizye" (kafa parasi) vermege rzi olmalarina kadar savas ailmasini emreder (K. Tevbe sresi, yet 29); ya da Mslmanliktan ikanlar hakkinda "Her kim dinini (ki mslmanliktir) degistirirse, onu hemen ldrnz" 16 diyerek korku ve dehset saar. Saarken de gelmis gemis peygamberler ierisinde "korku" ve "dehset" salma yetkisinin Tanri tarafindan sadece kendisini verilmis oldugunu syliyerek vnr; rnegin:"...Bir aylik bir yola kadar (dsmanlarimin kalbine) korku (salmak) ile mansur olundum..." der17. Daha nceleri m'minlere karsi oldugu kadar, msriklere (kfirlere) karsi da alak gnll'lg benimsemis gibi davranirken, simdi artik bambaska bir dil kullanarak Kur'n'a: "...M'minlere karsi alak gnll, kfirlere karsi onurlu ve zorlu olun..." (K. Mide sresi, yet 54)18 seklinde yet'ler koyar. Henz gsz bulundugu zamanlar Kur'n'i yalanlayanlarin, ya da Tanri'ya ve kendisine kafa tutanlarin cez'larinin gelecek dnya'da, Cehennem'e atilmak sretiyle, verilecegini sylerken ve rnegin Kur'n'a: "Ey Muhammed! Senin milletin Kur'n'i yalanladi: (onlara) cezanizi ben verecek degilim-' de... (Onlara) Kur'n ile gt ver" (K. En'm sresi, yet 66, 69-70); ya da: "(EyMuhammed!) ...seni yalanlayanlari Bana birak... Sphesiz katimizda onlar iin... Cehennem... can yakici bir azab var" (K. Mzemmil sresi, yet 11-13) seklinde yet'ler koyarken, simdi artik glendigi iin, ldrp kesmelerden sz ederek Kur'n'a, bu gibi kisilerin yakalanip ldrlmelerine dir su tr yet'ler ekler:

"Iki yzller, kalblerinde fesad bulunanlar, sehirde bozguncu haber yayanlar ... lnetlenmis olarak nerede bulunurlarsa yakalanir ve hem de ldrlrler..." (K. Ahzb sresi, yet 6061). Yni Islm dzeni siddet ve dehset saarak srdrmeyi vnme vesilesi yapar. Fakat bununla kalmaz bir de kendisine bas egmeyip karsi gelenlerin, tipki Tanri'ya karsi gelenler gibi, agir cezalara arptirilacaklarina, rnegin ellerinin ve ayaklarinin aprazlama kesilecegine dair hkmler koyar. Koydugu hkmlerden biri aynen syle: "Allah ve Reslne karsi savasanlarin ve yer yznde (hak) dzeni bozmaya calisanlarin cezasi ancak ya (acimadan) ldurlmeleri, ya asilmalari, yahut el ve ayaklarinin aprazlama kesilmesi, yahud da bulunduklari yerden srlmeleridir. Bu onlara dnydaki rsvayligidir. Onlar iin ahirette de byk azab vardir" (K. Mide sresi, yet 33). Yine bunun gibi, halktan kisilerin kendisinden mucze gstermesini istemeleri, ve rnegin: "... -'Bize yeryznde bir kaynak ikarip akitmadika inanmayiz sana'... Umdugun gg para para stmze dsrmedike, yahut Allah'in meleklerini karsimiza getirmedike... yahut gkyzne gzmzn nnde ikmadika... gene inanmayiz sana..." demeleri zerine, herkesin nnde mucize yaratamayacagini bildigi iin, kendisinin bir insan oldugunu ne srerek kaamak yollari arar ve Kur'n'a su tr yet'ler koyar: "(Ey Muhammed!) De ki- 'Rabbimi tenzih ederim, ben peygamber olan bir insandan baska bir sey miyim?-'..." (K. 17 Isr sresi, yet 90-93). Ancak ne var ki hi kimselerin kesfedemeyecekleri sekilde mucize yaratmis gibi grnmekten de geri kalmaz, ve mcizeler insani olarak grnmeyi vnme vesilesi yapardi. rnegin parmagiyla isret edip ay'i ikiye bldgn ve sonra bu iki bolmn birlestigini sylerken (K. el-Kmer sresi, yet 1-3), ya da yardim bulmak iin gittigi Taif'den dns sirasinda yolda cinlere rastladigini, ve onlara sakiz agacini tanik tutarak kendisinin peygamber oldugunu kanitladigini sylerken, yaptigi budur 19 (Buna benzer daha nice rnek var). te yandan henz Mekke'de gl durumda bulunmadigi zamanlar, taraftarlarina hos grnmek ve onlar nezdinde sayginlik kazanmak ihtiyaciyle de alak gnll (mutevazi) grnme yollarini aradigi olurdu. rnegin Kureys esrafindan bzi kimselerle grstg bir sirada yanina gelen kr bir adama nem vermez bulundugu bir olay dolayisiyle kendi kendini sanki sulu bulup Tanri'ya azarlatir gibi grnms ve Kur'n'a su yeti koymustur: "Yanina kr bir kimse geldi diye peygamber yzn asip evirdi. Ey Muhammed! Ne bilirsin belki de o arinacak(ti); yahud gt alacakti da bu gt kendisine fayda verecekti... Sen Allah'tan korkup sana kosarak gelen kimseye aldirmiyorsun..." (K. 80 Abese sresi, yet 1-11) Olayi Muhammed'in karakteriyle ilgili blmde ayrica ele almis olmakla beraber kisaca zetleyelim ki Mekke'de iken Kureys ileri gelenlerini elde etmege ugrastigi gnlerden birinde Muhammed, Eb Cehl, Mugire, Eb Abbs ve meyye b. Halef gibi nllerle grsrken yanina Ibn-i mm-i Mektm adinda kr bir adamin yanastigini ve "Bana Kur'n okut" dedigini grr, fakat grmezlikten gelir. O tarihe kadar kendisine katilip Islm olanlar hep fakirler, zayiflar, kleler ve krler oldugu iin eziklik duyar ve konusmakta oldugu kisilerin: "Bu dine hep bu gibi bire, zavalli insanlar mi giriyor?" demelerinden ekindigi iin adamcagiza iltifat etmez; hatt israrli durumu nedeniyle onu yanindan kovar20. Fakat bunu yapmakla kendi taraftarlarindan bir kismini incitmis olur. Kendisine ekmek istedigi Kureys esrafini inandiramadigi iin, hi olmazsa taraftarlarini dariltmamak

maksadiyle zntsn bildirir ve Kur'n'a yukardaki yeti yerlestirir. Ayrica da mm-i Mektm' u hosnud etmek iin ugrasir, her grdg yerde ona iltifat'ta bulunur. Bu arada muhaliflerini ktlemekten geri kalmaz ve Kur'na sunlari ekler: "Ama sen, kendisini gtten mustagni gren kimseyi karsina alip ilgileniyorsun; arinmak istememesinden sana ne?" (K. 80 Abese sresi, yet 5-7). Burada sz konusu olan kimseler biraz nce degindigimiz gibi Islm'a girmekten kainan Kureysli kisilerdir. Bylece hem taraftarlarini sevindirmis ve hem de muhaliflerini yermis olur. Daha baska bir deyimle kendisini sulu imis gibi gstermesi, alak gnlllkten (tevazu'dan), ya da kt bir davranista bulunmus olma pesimanligindan degil, fakat taraftarlarini kaybetme korkusundan, ve daha dogrusu gnlk ikarlarini saglama ustaligindandir. Kendisini sulu imis gibi gsterip alak gnlllge (tevazu yoluna) basvurdugu bir baska rnek Tebk seferi vesilesiyle karsimizdadir. Bu vesileyle Kur'n'a su yeti koymustur: "(Ey Muhammed!) Allah seni affetsin... yalancilari bilmeden nce niin onlara izin verdin?" (K. 9 Tevbe sresi, yet 43). Yni savasa katilmaktan kainanlara izin verdigi iin Tanri'nin kendisine attigini anlatmaktadir. Hatirlatalim ki Tebk seferi hazirliklari sirasinda bazi kimseler, bir takim yalan mazerete sarilarak savasa katilmayacaklarini bildirmisler, kendisinden izin istemislerdi. Muhammed onlara bu izni verince, bu kez sefere katilanlarin sikyetleriyle karsilasmistir. Byle bir izni vermek yznden g duruma dsnce yukardaki yeti koyuvermistir21. Sylemeye gerek yoktur ki kendisini, tipki diger insanlar gibi "kusur" yapabilirmis gibi, ya da "gnah" islermis gibi gsterip tvbekr davranmasi ve bagislanmak zere Tanri'ya vgler yagdirmasi, hem bir yandan kendini alak gnll bir kimse imis gibi gsterip taraftarlarina sevdirmek ve hem de, diger yandan, onlari Tanri'yi yceltir durumda kilmak bakimindan becerikli bir bulustur. Ancak ne var ki alak gnll ("mutevazi"), ya da gnhkar grnmege alistigi zamanlar dahi vnmek ve kendini yce gstermek iin firsat gzetmekten geri kalmamistir. Yukardaki lay vesilesiyle Kur'n'a koydugu su yet bunun nice rneklerinden biridir: "Ey Muhammed!... Biz sana apaik zafer saglamisizdir. Allah bylece senin gemis ve gelecek gnhlarini bagislar, sana olan nmetini tamamlar, seni dogru yola eristirir" (K. 48, Fetih sresi, yet 1-2). Dikkat edilecek olursa gnhkr grnr olmasinin kendisi iin tehlike yaratir hi bir yn yoktur; nk Tanri onun, sadece gemisteki degil fakat gelecekteki gnahlarini dahi bagislayacaktir. Oysa ki diger peygamberler iin byle bir sey yapmayacaktir22. Bundan dolayidir ki Muhammed, yine kendi sylemesine gre, gy Kiymet gnnde insanlarin tmne sefat'te bulunabilecek tek peygamber olacaktir. Yine tekrarlayalim ki alak gnll imis gibi grnmesi, ogu zaman gsz durumda bulunmaktan dogma bir tutumdur ki genellikle Mekke dnemini iine alir. Fakat bu gsz durumda dahi glenecegi ve hosgry ve alak gnlllg terkedecegi, bylece egemenligini kesin olarak yerlestirecegi gnleri hayal etmekten, bu arada dsmanlarina dis bilemekten, intikam beslemekten geri kalmamistir. Kur'n'a koydugu su yet bunu kanitlayan rneklerden biridir: "Ey Muhammed! bir sreye kadar onlara aldiris etme.. Bir sreye kadar onlardan yz evir" (K. 37 Safft sresi, yet 174, 178).

Burada geen "bir sreye kadar" deyimi onun gl duruma erisecegi zamana kadar olan sreye isrettir. Nitekim taraftarlarinin sayisinin arttigini ve giderek glendigini farkettigi an, yavas yavas hosgr siysetini ve bununla birlikte alak gnlllg terketmistir. Bu andan itibaren, hem bir yandan siddet ve dehset usllerini izlemis ve hem de diger yandan sinirsiz sekilde vnme yoluna ynelip kendisini "yce" bilmistir. Hem de ylesine ki, kendisini btn insanlarin, ve gelmis gemis btn peygamberlerin en "ulu'su", en "yce'si", en "asil'i" ve en "serefli'si" olarak gstermekten tutunuzda Tanri'yi kendisinin yakini, dostu ve yardimcisi ve nihyet kendisine "salevat" getiren bir "Yaratan" olarak tanimlamaga varincaya kadar vnme san'ati'nin her ynn denemistir. Ve bu sekilde vnrken, ilerde grecegimiz gibi, vnmedigini sylemeyi ihml etmemistir. Daha baska bir deyimle alak gnllg o, kendisi iin degil, Tanri'nin diger kul'lari iin gerekli grmstr. Onlari Tanri'ya karsi alak gnll yaparken ayni zamanda kendisine karsi da yle davranma zorunlugunda kilacagini dsnmstr. Nice rnekten biri olmak zere Lokman sresi'ne koydugu su yet'i okuyalim: "... Hem ns'a avurdunu sisirme ve Yer yznde alimla yrme, nk Allah gngen kurulganin hi birini sevmez. Gidisinde mu'tedil ol, sesini pesden al, nk seslerin en beti her halde esek sesidir" (K. 31 Lokman sresi, yet 18-19) 23. Muhammed'in bildirmesine gre Tanri Lokman'a24 hikmet vermis ve Lokman da bu yet'deki szleri, kendi ogluna gt olmak zere sylemistir. Bu dogrultuda olmak zere Furkan sresine su yet'i koymustur: "... Ve o Rahmn'in kullari: onlar ki Arzin zerinde mlyemetle yrrler... " (K. 25 Furkn sresi, yet 63) Lokman sresi'ndeki yet'de geen "Hem ns'a avurdunu sisirme..." tmcesi: "Deve gibi basini yana bkme" yni "Kibirli olma" anlamina gelmekte. Yine Lokman sresi'ndeki:"Yer yznde alimla yrme... Gidisinde mu'tedil ol... " tmcesi ile, Furkan sresi'ndeki: " ... onlar ki Arzin zerinde mlyemetle yrrler..." tmcesi, kisileri kibirli, magrurane ve saygisiz davranislardan alikomak iindir. nk Muhammed'in asil istedigi sey, insanlarin her seyden nce kendisine karsi alim satmayip yumusak ve boyun egmis sekilde davranmalari idi ki, yrysn ve gidisin "mlyim" ve "mu'tedil" nitelikte olmasi bunun bir isreti sayilirdi. Ve nihyet yukardaki yet'lerde, bir de: "... sesini pesden al, nk seslerin en beti her halde esek sesidir..." szleri geiyor ki: "konusurken sesinden biraz indir, sylerken bagirma" anlamina gelmekte25. Hemen hatirlatalim ki Muhammed, Ashabi ile konusurken, kendi sesinin baskalari tarafindan bastirilmasini, ya da her ne sekilde olursa olsun nne geilmesini sevmezdi; bunu, hem Tanri ve hem de kendi otoritesine karsi saygisizlik bilirdi. Nitekim Kur'n'a bu hususta zel yet'ler koymustur ki bunlardan bir rnek syle: "Ey iman edenler! Allah'in ve Reslnun nne gemeyin... Seslerinizi Peygamber'in sesinin stne ykseltmeyin. Birbirinize bagirdiginiz gibi, Peygamber'e yksek sesle bagirmayin.. Allah'in elisinin huzurunda seslerini kisanlar, sphesiz Allah'in kalplerini takv ile imtihan ettigi kimselerdir..." (K. 49 Hucrat sresi, yet 1-3). Dikkat edilecegi gibi bu yet'ler, kisilerin birbirlerine bagirmalarini yasaklamiyor; sadece Muhammed'in nnde seslerini kismalarini, yksek sesle bagirmamalarini, ngryor! Bu i'tibarla Muhammed'in "mlayim" ve "mu'tedil" (alak gnll) olmak hususunda getirdigi hkmler, aslinda kendisine karsi sayginlikla davranilmasi amacina ynelik bulunmaktadir. Yukarda belirttigimiz gibi o kendisini, bu hkmlerle bagli saymamis, ve bu kitap boyunca

verecegimiz nice rneklerden de anlasilacagi gibi vnmeyi, kendi kendisini yceltmeyi, Tanri'nin kendisine uygun grdgu bir hak saymistir; vnrken de "Ben bununla bbrlenmem" diyerek alak gnll imis gibi grnmeyi yeglemistir: bu tutum ve davranislarinin, "vnmek" ile "bbrlenmek" arasindaki farkliligi yok kildigini farketmemistir.

te yandan bir de su var ki Muhammed, isine geldigi zamanlar hosgr (tevzu) insani olarak grnrken bile, bu niteligin kisisel bir meziyet degil fakat Tanri'dan gelme bir sey oldugunu syler, syle derdi: "Allah Tel bir kimseyi Islmiyet'e hidyet eder, sretini gzel yapar (...) tevzuu da ona nasip ederse, iste bunlar, Allah Tel'nin ihtiyr ettigi kimselerdir" 26. Bu dogrultuda olmak zere bir de syle derdi: "Drt sey var ki, Allah Tel bunlari ancak sevdigi kimselere verir: Skt etmek, (ki bu, ibdetin baslangicidir), Allah'a tevekkl, tevzu, ve dnyadan meylini kesmektir" 27 Daha baska bir deyimle hosgrl olabilmek, Muhammed'in bu szlerine bakilacak olursa, sadece Tanri'nin keyfine kalmis bir seydir; Tanri diledigini "Mslman" ya da "Kfir" yaptigi gibi (rnegin Bkz. En'm sresi, yet 125), diledigine de "tevzu" nasib eyler ya da eylemez. Bununla beraber Muhammed, yine gnlk siysetinin gereksinimi olarak, bu yukarda sylediklerini bazan gz ardi etmekten geri kalmaz, ve bu kez alak gnlllg (tevzu'u), kisi irdesine bagli bir seymis gibi gsterirdi. rnegin syle derdi: "Kul tevzu edince, Allah Tel onu yedi kat gklere kadar ykseltir" 28 . Ya da syle eklerdi: "Tevzu, insna ancak ycelik getirir. Tevzu ediniz ki, Allah Tel da size rahmet etsin" 29 Kuskusuz ki Muhammed'in bu szleri, biraz yukardaki sozleriyle eliski halindeydi; fakat o buna aldiris etmezdi.
1 2

Imm Gazal, age (Cilt III, sh. 732) Eb Ya'l ve Tabern'nin Ayse ve Ibn-i Abas'tan rivyet'ine gre Muhammed'in sylemesi syle: "Rabbim beni kul ve Resl olmakla, hkmdar ve Nebi olmak arasindamuhayyer kildi. Hangisini tercih edecegimi bilemedim. O sirada meleklerden dostum Cebril'e baktim. O da (bana): -Rabbin iin tevzu et- dedi. Ben de kul ve Resl olmagi tercih ettim". Bkz. Imm Gazal, age (Cilt III, sh. 731). "Mescidler sphesiz Allah'indir. O halde Allah ile birlikte kimseye yalvarmayin (ve kulluk etmeyin" (K. 72 Cin sresi, yet 18). Guy resim cinsi seyleri yasakamasinin bir nedeni de budur. Bu konuda bkz. Sahih-i Buhar Muhtasari... (Cilt VI. sh. 418) Ibn-i Teymiye'nin Mensik 'inden alinti iin bkz. Sahih-i Buhar Muhtasari... (Cilt IV, sh. 190). Seyhayn'in Sahh'lerinden alinti olarak bkz. Sahih-i Buhar Muhtasari..., (Cilt IV, sh. 190). Bu konudaki hads'ler iin Ibn Sa'd'in Tabakat adli kitabina bakiniz. Ayrica bkz. Syed Abdul Wahab, The Shadowless Prophet of Islam, (Lahore 1962, sh. 1-5; 68-107) "Nsr'nin Ibn-i Meryem'i btil zere methettikleri gibi siz de beni methetmekte mbgalgaga etmeyiniz! Sphesiz ki, ben bir kulum. Binaenaleyh bana: -Allah'in kulu ve O'nin resl- deyiniz". Buhar'nin mer'den rivyet ettigi bu hads iin bkz. Sahih-i... (Cilt IX , sh. 181, hads no. 1405) Bkz. Imm Gazl, age (1975) (Cilt III, sh. 732-3) Imm Gazl, age (1975), (Cilt II, sh. 559)

5 6 7

10

11 12 13

Sahih-i... (Cilt VI, sh. 55) Eb Ya'l ile Tabern'den gelen rivyet iin bkz. Imm Gazal, age (Cilt III, sh. 731). Tabern'nin rivyet ettigi sekliyle hads'in tamami syle: "Allah Tel bir kimseyi islmiyete dhidyet eder, sretini gzel yapar, nesebinde de bir yz karaligi bulunmaz, bununla beraber tevzuu da ona nasn ederse, iste bunlar, Allah Tel'nin ihtiyhar ettigi kimselerdir". Bkz. Imm Gazal, age (Cilt III, sh. 732). Tabern'nin ve Hkim'in rivyeleri iin Bkz. Imm Gazl, age (1975) (Cilt III, sh. 732-3) Bkz. Sahih-i Buhar Muhtasari... Cilt II, sh. 247) (Bkz. Sahih-i... VIII, sh. 387-8, Hads no. 1263 ve 1265) Sahih-i..., (Cilt II. sh 245, hads no.223) Mide sresi'nin 54c yeti'nin Imm Gazal'deki sekli iin bkz. Ihyu 'ulmi'd-dn, ( Bedir yayin evi, Istanbul 1975, ilt III, sh. 750). Bkz. Sahih-i..., Cilt X, sh. 46 ve d., Hads no. 1545, Buna benzer diger rnekler iin Benim Serit'tan Kissa'lar I ve II, adli kitaplarima bakiniz. Abdullah bin mer'in rivyetine dayali hads iin bkz. Sahih-i... (Cilt II, sh. 579-580) Yukardakine benzer yet'lere bir ka rnek daha vermek gerekirse: "Ey uhammed... kendinin (ve) inanmis kadin ve erkeklerin gnahlarinin bagislanamsini dile..."K. 47 Muhammed 19); "Ey Muhammed... suunun bagislanmasini dile" (K. 40 M'min 55); "De ki -'Ben saptirirsam, sapitmakla ancak kendime etmis olurum. Dogru yolda olursam Rabbimin bana vahyetmesinden olurum" (K. 35 Ttir 50) Bu konuda Eb Hreyre'nin rivyetine dayali hads'ler iin bkz. Sahih-i Buhar Muhtasari... (Cilt XI, sh. 120, Hads no. 1711; ve Cilt XII, sh. 425 Hads no. 2187) Bu yet'lerin Diynet Isleri Baskanligi'nca evirisi syle: "Insanlari kmseyip yz evirme, yeryzunde bbrlenerek yrme; Allah kendini begenip vnen hi kimseyi, siphesiz ki sevmez. Yrysnde tab ol; sesini kis. seslerin en irkini sphesiz merkeblerin sesidir" (K. Lokman sresi, yet 18-19) Lokman'in kim oldugu kesin olarak bilinmiyor. Kimilerine gre o bir "Peygamber"dir; kimilerine gre Tanri'nin bir dostudur; kimilerine gre ise Eyyb peygamber'in kizkardesi'nin ya da teyzesi'nin ogludur. Kur'n'da 31ci sre olarak yer almis olup Lokman ile onun ogluna vermis oldugu gtleri kapsar. Bu konuda bkz. Turan Dursun, Kur'n Ansiklopedisi, (Cilt VIII, sh. 27 ve d.). ayrica bkz. Elmalili H. Yazir, age (Cilt V, sh. 3843) Elmalili H. Yazir, age (Cilt V, sh. 3847) Tabern'nin rivyeti iin bkz. Gazal, age (Cilt III, sh. 732). Tabern ve Hkm'in rivyetleri iin bkz. Gazal, age (Cilt III, sh. 732). Beyhak'nin rivyeti iin bkz. Gazal, age (Cilt III, sh. 732). Isfahn'nin rivyeti iin bkz: Gazal, age (Cilt III, sh. 733).

14 15 16 17 18

19

20 21

22

23

24

25 26 27 28 29

"Tevzu" insani oldugu sylenen Muhammed, vnmekten ve vlmekten hoslanir: hem de hoslanmazmis gibi grnerek.

Islm yazarlari Muhammed'i, alak gnll (mtevazi bir kimse) imis gibi gstermek iin olmadik iddilara sarilirlar. Iddi'larini da Muhammed'in szlerine dayatirlar. Gy Muhammed: "Allah bir kimseyi islmiyete hidyet eder... bununla beraber tevzuu da ona nasib ederse, iste bunlar Allah Tel'nin ihtiyar ettigi kimselerdir" 1 diyerek alak gnllgn Tanri'dan gelme bir fazilet olduguna inanmis olan, ve bu nedenle vnmekten ya da vlmekten asla hoslanmayan bir kimsedir. Gy baskalarini da kendisi gibi alak gnll yapabilmek iin kendinden rnekler vermistir ki, bu rneklerden biri, Tanri'nin kendisine "Kul ve Resl" olmak ile "Hkmdar ve Nebi" olmak arasinda seim hakkini verdigi ve kendisinin de sirf alak gnll olarak davranmak iin "Kul ve Resl" olmagi tercih ettigiyle ilgilidir2. Ve yine bunun gibi, gy Tanri'dan baskasina (rnegin kendisine) tapilmasini yasak etmis, bylece "sirk'i" nlemek ve Islm'i "tevhid" dini olarak korumak istemistir. Gy mslmanlara mescid'lerde Allah ile birlikte kimseye yalvarmamalarini bildirmis, bylece kendisinin tapinilacak bir kimse olmadigini anlatmak istemistir (Bkz. Cin sresi, 18)3. Gy kendi kabrine bile "izhr-i hrmet edilmesini" (ibdet edercesine sayginlik gsterilmesini) uygun bulmamis4, ve Tanri'ya: "Y Rab, benim kabrimi tapilan put haline koyma" diye yalvarmistir5. Yalvarirken de taraftarlarina: "Ashbim! Sakin kabrimi bayram yeri, evlerinizi de kabir haline koymayin. Nerede bulunur iseniz orada bana salavt getiriniz" demistir6. Gy: "Ben, kral degilim; ben Kureys kabilesinden, kurutulmus et yiyen bir kadinin ocuguyum" seklinde konusarak alak gnllgn her firsatta ortaya vurmustur7. Gy kendisine vg yagdirilmasini, asiri sekilde vlmesini istemedigini anlatmak iin: "Hiristiyanlarin Meryem oglu Is'yi asiri (gereklere ters dser) sekilde vdkleri gibi vmeyin beni. Sunu biliniz ki ben Allah'in kuluyum, O halde bana -'Allah'in kulu ve Resl- ' deyin..." demistir8. Gya "tevazu" denen seyin "fazilet" oldugunu belirtmek maksadiyle:"Tevazu insana ancak ycelik verir. Tevzu ediniz ki Allah da size Rahmet etsin ...." 9 diye eklemistir. Gy vnen kimseleri, Tanri'nin asla sevmez oldugunu anlatmak zere vahiy indigini sylemis ve Kur'n'a:"...Yeryznde bbrlenerek yrme. Zir Allah, kendini begenmis, vnp duran kimseleri sevmez" (K. 31 Lokman sresi, yet 18) seklinde yet'ler koymustur. Gy vnmenin, ve kendini begenmisligin insani "helke" (lme, yok olmaga) srkledigini anlatmak zere: " sey insani helke srkler. Bunlar ... cimrilik, nefsin arzu ve isteklerine uymak, ve kul'un kendi kendini begenmesidir" demistir 10.

Islmci'lar, bu iddi'larini genellikle Muhammed'in szlerine dayatirlar. Ancak ne var ki bu szler, onun isbilirliginin, yni iinde bulundugu zamana ve durumlara gre izlemis oldugu gnlk siysetinin sadece bir yndr. Her ne kadar kendisini "tevzu" insani imis gibi gstermek zere yukardaki sekilde konustugu olmus ise de, aslinda mr boyunca bu sylediklerinin tam tersini yaparcasina vnms, ve kendisini baskalarina vdrtmstr. Hem de ylesine ki, sinirsiz bir vnme zlemi ierisinde kendisini Tanri kertesinde grms ve Tanri'yi, melekleriyle birlikte, kendisine salt ve selm eder durumda kilmaktan, ya da ezn okutarak kendi adini Tanri ile birlikte duyurtmaktan tutunuzda, kendinden ikan her seyin, (rnegin tkrgnn, smgnn, ve iinde ellerini ayaklarini yikadigi abdest suyu'nun, ya da kesilmis salarinin, vs...) kutsal olduguna varincaya kadar her seyi ile vnmekten, ve insanlar tarafindan yceltilmekten mutluluk duymustur. Tanri'dan geldigini syledigi "vahiy"lerle kendisini halka "aleyhissalt vesselm" olarak, "ycelerin ycesi" olarak, gelmis gemis btn peygamberlerin tasdikisi olarak, vs... kabul ettirmis, ve mslmanlar onu deta "ilh" kertesinde grr olmuslardir. Hem de ylesine ki, onun abdest aldigi ve iine tkrdg suyu imeyi, ya da agzindan ve burnundan ikan balgamini yzlerine ve derilerine srmeyi, ve hatt devesinin agzindan sailan kpklerin altinda kalmayi bile kendileri iin bir seref ve mazhariyet bilmislerdir11. Btn bu hususlari ilerdeki sayfalarda, Islm kaynaklarina dayali olarak aiklayacagiz, fakat simdilik sunu belirtmekte yarar vardir ki Muhammed, Mekke'de kendisini peygamber olarak iln ettigi ilk anlarda henz gsz durumda bulundugu iin alak gnll bir grnmde idi; insan st bir gce sahip olmadigini anlatmak iin Kur'n'a: "De ki: Ben ancak sizin gibi bir insanim, ancak bana Tanrinizin bir Tanri oldugu vahyolunuyor..." (K. 41 Fussilt sresi, yet 5; ayrica bkz. K. 18 Kehf 109; ve K. 19 Meryem 110) seklinde yet'ler koymus ve bu sylediklerini pekistirmek iin baskalari gibi kendisinin de nihyet bir "kul" oldugunu, tipki diger kul'lar gibi, "beser" niteliklere sahip bulundugunu eklemis, ve rnegin: "Ben de sizin gibi bir insanim, siz unuttugunuz gibi ben de unuturum, bir seyi unuttugum zaman bana hatirlatin" diye konusmustur. Hatt Tanri'nin kendisine "Kul ve Resl" olmak ile "Hkmdar ve neb" olmak arasinda seim hakki tanidigini, bu teklif karsisinda ne yapacagini bilemeyip Cebril'den fikir aldigini ve Cebril'in kendisine: "Rabbin iin tevzu et" dedigini ve iste onun bu tavsiyesi zerine "Kul ve Resl" olmagi tercih ettigini bildirmistir12. Ya da baskalarindan farkli bilgilerle mcehhez olmadigini anlatmak iin Tanri'nin kendisine: "(Ey Muhammed!) De ki- 'Ben... gaybi bilirim... demiyorum-..." (K. En'm sresi, yet 50) diye emrettigini aiklamistir. Yine bunun gibi, "melek" niteliginde, ya da ayricaliklara sahip imis gibi grnmemek iin Tanri'nin kendisine: "(Ey Muhammed!) De ki: -' Ben... bir melegim de ... demiyorum-'..." (K. En'm sresi, yet 50) dedigini bildirmistir. Ya da mucze yaratma gcne sahip bulunmadigini, sadece dini yaymak iin peygamberlik greviyle donatildigini, tipki diger insanlar gibi Tanri'nin bir kulu oldugunu, sularinin ve gnhlarinin bagislanmasi iin Tanri'dan du'ci bulundugunu belirtmek iin Kur'n'a: "Ey Muhammed!... Kendinin, inanmis kadin ve erkeklerin gnahlarinin bagislanmasini dile..." (K. 47 Muhammed sresi, yet 19); "Ey Muhammed! Sabret... suunun bagislanmasini dile. Rabbini aksam sabah verek tesbih et..." (K. 40 M'min sresi, yet 55) seklinde yetler yerlestirmistir. Ve iste Islmci yazarlar, biraz nce degindigimiz gibi, bu hususlari ne srerek Muhammed'in dnyev bir varlik oldugunu, tipki diger insanlar gibi, zaman zaman duygularina kapildigini ve kusurlar isledigini, fakat kusurlarini kabul edecek kadar alakgnll oldugunu, diger peygamberler gibi muczelerle kisisel ikar saglama yoluna basvurmadigini ve Tanri'yi kendisine ara edinmedigini, kendi isinde kullanmadigini sylerler.

Oysa ki btn bu iddi'lar yalandan ibrettir; nk Islm kaynaklarinin bize grettigi o'dur ki Muhammed ne alak gnll bir kimse olmustur, ne kusurlarini kabul etmek ve nedmet getirmek gibi bir byklkte bulunmustur, ne Tanri'yi kendi gereksinimleri ve ikarlari iin kullanmaktan ve zellikle cinsel ihtiyalarinin (sehveti'nin) sinirsizliklarina ara yapmaktan kainmistir, ve ne de mucze yaratma san'atinin uygulayicilarindan olma ustaligindan uzak kalmistir. Daha baska bir deyimle alak gnlllk ("tevzu" gsterileri) Muhammed iin, sadece szde kalip, ikarlar siysetini uygulama hesabina dayali eylemler niteligini tasimistir. stelikte kendisini alak gnll ("tevzu" insani) imis gibi gsterirken, bunu kendi istek ve gayretine degil fakat Tanri'nin istegine baglamistir: "Allah Tel bir kimseyi islmiyete hidyet eder... tevazuu da ona nasb ederse, iste bunlar, Allah Tel'nin ihtiyr ettigi kimselerdir "13. te yandan alak gnll imis gibi grnrken bile, belli etmeden stnlk hevesinden kendini alamaz. rnegin: "... Ben mslimnin evveliyim" seklinde Kur'n'a yet koyarken (Bkz. En'm sresi, yet 163), kendisini Tanri'ya teslim olan mslmanlarin yce nderi olarak gstermekten geri kalmaz. Fakat her ne olursa olsun, su muhakkak ki Muhammed, "tevzu" denen seyi (alak gnlllg) gnlk siysetinin gereksinimlerine ara edinmistir. Gerekten de, biraz nce degindigimiz gibi, henz gl olmadigi zamanlar genellikle "alak gnll" kimse rolndedir. zellikle ilk baslarda (birinci Mekke dneminde) kendisini Tanri'nin "gt verici", "uyarici" ve "teblig edici" bir elisi imis gibi gsterir; "zorbalikla" degil fakat aksine "yumusaklikla", "gzellikle", "gt" vermekle, Tanri'nin buyruklarini "teblig" etmekle grevli oldugunu bildirir. rnegin Kur'n'a: "Ey Muhammed! Sen onlarin zerinde bir zorba degilsin; (onlara) Kur'n'la gt ver" (K. 50 Kf sresi, yet 45); ya da: "Eger yz evirirlerse, ey Muhammed! Sana dsen aikca teblig oldugunu bil" (K. 16 Nahl sresi, yet 82), ya da: "Putperestlerin sylediklerine sabret, yanlarindan gzellikle ayril" (K. Mzemmil sresi, yet 10) seklinde yet'ler koyar (Bu konuda ayrica bkz. Sra sresi, yet 48; Zuhruf 44; Mzemmil 9; Klem 51-2; Mddessir 53-54). Grldg gibi btn bu yet'lerde kendisini alak gnll (mutevazi), hsgrl ve zorbaliktan uzak imis gibi gstermektedir. Kendisini yalanlayanlara, alaya alanlara, ya da kendisine kafa tutup kfr edenlere karsi dahi yksekten atmaz, dehset samaz; her ne kadar onlara karsi lnetlemeler ya da kfre varan szler sarfetmekle beraber, yine de tevazu sinirlari dahilinde konusur ve onlarin Tanri tarafindan cezalandirilacagina dir Kur'n'a yet'ler koyardi. rnegin Kur'n'in "uydurma", ya da "seytan sz" oldugunu syliyenlere karsi Tanri'nin agziyle syle yanit verirdi: "Ey Muhammed! Senin milletin Kur'n'i yalanladi: -(onlara) cezanizi ben verecek degilim-' de... (Onlara) Kur'n ile gt ver" (K. En'm sresi, yet 66, 69-70); "(Ey Muhammed!) ... seni yalanlayanlari Bana birak... Sphesiz katimizda onlar iin... Cehennem... can yakici bir azab var" (K. Mzemmil sresi, yet 11-13). Kendisine "Sen mutlaka delisin" diyenlere (K. Hicr 6-7) karsi Tanri'nin syle konustugunu sylerdi: "Arkadasiniz Muhammed asla deli degildir" (K. Tekvr sresi, yet 22); "Dsnmyorlar ki arkadaslari olan peygamberde delilik eseri yoktur; o ancak aikca bir uyarandir" (K. A'raf 184). Yine bunun gibi, Kur'n'i inkr eden kimselerin gelecek dnyda Cehenneme atilacaklarina dair hkmleri rnek verirdi. (K. Hd sresi, yet 17). Grldg gibi, Kur'n'a inanmayanlara, ya da kendisini yalanlayanlara, ve hatt kendisi iin "O bir delidir" seklinde laf edenlere karsi asiri saldirgan bir tutum takinmayip onlarin

cezalarinin Tanri tarafindan verilecegini anlatmakla yetinmektedir. nk henz gszdr, ve onlara karsi yapabilecegi baskaca bir sey yoktur. Bu arada "tevzu" (alak gnlllk) denen seyin, "fazilet" ve Tanri katinda makbul bir sey oldugunu anlatmak iin: "Tevzu insana ancak ycelik verir. Tevazu ediniz ki Allah da size Rahmet etsin ....", ya da: "Kul tevzu edince Allah Tel onu yedi kat gklere kadar ykseltir" 14 seklinde konusur, ve: "(Ey imn edenler!) Hiristiyanlarin Meryem oglu Is'yi asiri (gereklere ters dser sekilde) vdkleri gibi vmeyin beni. Sunu biliniz ki ben Allah'in kuluyum, O halde bana -'Allah'in kulu ve Resl- ' deyin...", diyerek talkim verirdi.

Ancak ne var ki glenmeye basladigi andan itibaren (zellikle Medne'ye hicret ettikten ve ete saldirilarina ve savaslara girismeye basladiktan sonra) is degisir; bambaska yaradilista bir kimse oluverir Muhammed: artik sadece "gt verici", sadece "teblig edici", sadece "Resl", sadece "uyarici", ya da sadece "sabredip susan" degil fakat "korkutucu Tanri"nin "korkutucu" bir "Peygamberi"dir. "Resl" olarak grnmekten ziyde "Nebi" olarak grnmeyi tercih eder. Her ne kadar, Tanri'nin kendisine daha nceleri "Kul ve Resl" ya da "Hkmdar ve Nebi" olmak hususunda tercih tanidigini ve kendisinin de Tanri'ya tevzu ederek "Kul ve Resl" olmagi setigini sylemis olmakla beraber simdi "Hkmdar ve Nebi" grnmndedir; rnegin: "Adem henz su ile toprak arasinda iken, ben Neb idim..." diyerek ezelden beri "nebi" oldugunu bildirir. Ve artik farkli inanta olanlari ve kendisine boyun emekten kaanlari uyarici degil kilitan geiricidir. Hem de ylesine ki, kendi yceligini Tanri'nin yceligi ile bir tutup, Tanri'ya bas egildigi gibi kendisine de bas egilmesini isteyendir. Btn bunlari kendisi iin bir vnme vesilesi bilendir. rnegin, kendisini, tipki Tanri gibi bas egilen kertede gstermek zere Kur'n'a su tr yet'ler koyar: "Ey Muhammed! Sphesiz sana bas egerek ellerini verenler, Allah'a bas egip el vermis sayilirlar" (K. 48 Fetih sresi, yet 10) Henz gsz bulundugu sirada gnahlarinin bagislanmasini diler grnrken ve rnegin Kur'n'a: "Ey Muhammed!... Kendinin, inanmis kadin ve erkeklerin gnahlarinin bagislanmasini dile..." (K. 47 Muhammed sresi, yet 19); ya da:"Ey Muhammed! Sabret... suunun bagislanmasini dile. Rabbini aksam sabah verek tesbih et..." (K. 40 M'min sresi, yet 55) seklinde yetler koyarken, simdi glendikten sonra kendisinin gnahsiz bulundugunu ve nk Tanri'nin kendisini her trl gnahtan uzak tuttugunu syleyerek, rnegin "Gemis ve gelecek zenbim (gnahlarim) magfiret edilmistir. Bana Kevser verilmistir..." diyerek vnrd 15. Henz gsz oldugu zamanlar putperestlere, yni "msrik'ler"e, karsi sabir gstermekle grevli imis gibi grnmek zere Kur'n'a: "Putperestlerin sylediklerine sabret, yanlarindan gzellikle ayril" (K. Mzemmil sresi, yet 10) seklinde yet'ler koyarken, glendikten sonra: "...Msrikleri nerede grrseniz ldrn.." (K. Tevbe sresi, yet 5; Bakara 191) diye buyruklar koyar. Ya da Kitab Ehli'ne (Yahudi'lere ve Hiristiyan'lara) karsi, Islm'i kabul etmelerine ya da etmemelerinin cezsi olmak zere, kendi elleriyle klerek "cizye" (kafa parasi) vermege rzi olmalarina kadar savas ailmasini emreder (K. Tevbe sresi, yet 29); ya da Mslmanliktan ikanlar hakkinda "Her kim dinini (ki mslmanliktir) degistirirse, onu hemen ldrnz" 16 diyerek korku ve dehset saar.

Saarken de gelmis gemis peygamberler ierisinde "korku" ve "dehset" salma yetkisinin Tanri tarafindan sadece kendisini verilmis oldugunu syliyerek vnr; rnegin:"...Bir aylik bir yola kadar (dsmanlarimin kalbine) korku (salmak) ile mansur olundum..." der17. Daha nceleri m'minlere karsi oldugu kadar, msriklere (kfirlere) karsi da alak gnll'lg benimsemis gibi davranirken, simdi artik bambaska bir dil kullanarak Kur'n'a: "...M'minlere karsi alak gnll, kfirlere karsi onurlu ve zorlu olun..." (K. Mide sresi, yet 54)18 seklinde yet'ler koyar. Henz gsz bulundugu zamanlar Kur'n'i yalanlayanlarin, ya da Tanri'ya ve kendisine kafa tutanlarin cez'larinin gelecek dnya'da, Cehennem'e atilmak sretiyle, verilecegini sylerken ve rnegin Kur'n'a: "Ey Muhammed! Senin milletin Kur'n'i yalanladi: (onlara) cezanizi ben verecek degilim-' de... (Onlara) Kur'n ile gt ver" (K. En'm sresi, yet 66, 69-70); ya da: "(EyMuhammed!) ...seni yalanlayanlari Bana birak... Sphesiz katimizda onlar iin... Cehennem... can yakici bir azab var" (K. Mzemmil sresi, yet 11-13) seklinde yet'ler koyarken, simdi artik glendigi iin, ldrp kesmelerden sz ederek Kur'n'a, bu gibi kisilerin yakalanip ldrlmelerine dir su tr yet'ler ekler: "Iki yzller, kalblerinde fesad bulunanlar, sehirde bozguncu haber yayanlar ... lnetlenmis olarak nerede bulunurlarsa yakalanir ve hem de ldrlrler..." (K. Ahzb sresi, yet 6061). Yni Islm dzeni siddet ve dehset saarak srdrmeyi vnme vesilesi yapar. Fakat bununla kalmaz bir de kendisine bas egmeyip karsi gelenlerin, tipki Tanri'ya karsi gelenler gibi, agir cezalara arptirilacaklarina, rnegin ellerinin ve ayaklarinin aprazlama kesilecegine dair hkmler koyar. Koydugu hkmlerden biri aynen syle: "Allah ve Reslne karsi savasanlarin ve yer yznde (hak) dzeni bozmaya calisanlarin cezasi ancak ya (acimadan) ldurlmeleri, ya asilmalari, yahut el ve ayaklarinin aprazlama kesilmesi, yahud da bulunduklari yerden srlmeleridir. Bu onlara dnydaki rsvayligidir. Onlar iin ahirette de byk azab vardir" (K. Mide sresi, yet 33). Yine bunun gibi, halktan kisilerin kendisinden mucze gstermesini istemeleri, ve rnegin: "... -'Bize yeryznde bir kaynak ikarip akitmadika inanmayiz sana'... Umdugun gg para para stmze dsrmedike, yahut Allah'in meleklerini karsimiza getirmedike... yahut gkyzne gzmzn nnde ikmadika... gene inanmayiz sana..." demeleri zerine, herkesin nnde mucize yaratamayacagini bildigi iin, kendisinin bir insan oldugunu ne srerek kaamak yollari arar ve Kur'n'a su tr yet'ler koyar: "(Ey Muhammed!) De ki- 'Rabbimi tenzih ederim, ben peygamber olan bir insandan baska bir sey miyim?-'..." (K. 17 Isr sresi, yet 90-93). Ancak ne var ki hi kimselerin kesfedemeyecekleri sekilde mucize yaratmis gibi grnmekten de geri kalmaz, ve mcizeler insani olarak grnmeyi vnme vesilesi yapardi. rnegin parmagiyla isret edip ay'i ikiye bldgn ve sonra bu iki bolmn birlestigini sylerken (K. el-Kmer sresi, yet 1-3), ya da yardim bulmak iin gittigi Taif'den dns sirasinda yolda cinlere rastladigini, ve onlara sakiz agacini tanik tutarak kendisinin peygamber oldugunu kanitladigini sylerken, yaptigi budur 19 (Buna benzer daha nice rnek var).

te yandan henz Mekke'de gl durumda bulunmadigi zamanlar, taraftarlarina hos grnmek ve onlar nezdinde sayginlik kazanmak ihtiyaciyle de alak gnll (mutevazi) grnme yollarini aradigi olurdu. rnegin Kureys esrafindan bzi kimselerle grstg bir sirada yanina gelen kr bir adama nem vermez bulundugu bir olay dolayisiyle kendi kendini sanki sulu bulup Tanri'ya azarlatir gibi grnms ve Kur'n'a su yeti koymustur: "Yanina kr bir kimse geldi diye peygamber yzn asip evirdi. Ey Muhammed! Ne bilirsin belki de o arinacak(ti); yahud gt alacakti da bu gt kendisine fayda verecekti... Sen Allah'tan korkup sana kosarak gelen kimseye aldirmiyorsun..." (K. 80 Abese sresi, yet 1-11) Olayi Muhammed'in karakteriyle ilgili blmde ayrica ele almis olmakla beraber kisaca zetleyelim ki Mekke'de iken Kureys ileri gelenlerini elde etmege ugrastigi gnlerden birinde Muhammed, Eb Cehl, Mugire, Eb Abbs ve meyye b. Halef gibi nllerle grsrken yanina Ibn-i mm-i Mektm adinda kr bir adamin yanastigini ve "Bana Kur'n okut" dedigini grr, fakat grmezlikten gelir. O tarihe kadar kendisine katilip Islm olanlar hep fakirler, zayiflar, kleler ve krler oldugu iin eziklik duyar ve konusmakta oldugu kisilerin: "Bu dine hep bu gibi bire, zavalli insanlar mi giriyor?" demelerinden ekindigi iin adamcagiza iltifat etmez; hatt israrli durumu nedeniyle onu yanindan kovar20. Fakat bunu yapmakla kendi taraftarlarindan bir kismini incitmis olur. Kendisine ekmek istedigi Kureys esrafini inandiramadigi iin, hi olmazsa taraftarlarini dariltmamak maksadiyle zntsn bildirir ve Kur'n'a yukardaki yeti yerlestirir. Ayrica da mm-i Mektm' u hosnud etmek iin ugrasir, her grdg yerde ona iltifat'ta bulunur. Bu arada muhaliflerini ktlemekten geri kalmaz ve Kur'na sunlari ekler: "Ama sen, kendisini gtten mustagni gren kimseyi karsina alip ilgileniyorsun; arinmak istememesinden sana ne?" (K. 80 Abese sresi, yet 5-7). Burada sz konusu olan kimseler biraz nce degindigimiz gibi Islm'a girmekten kainan Kureysli kisilerdir. Bylece hem taraftarlarini sevindirmis ve hem de muhaliflerini yermis olur. Daha baska bir deyimle kendisini sulu imis gibi gstermesi, alak gnlllkten (tevazu'dan), ya da kt bir davranista bulunmus olma pesimanligindan degil, fakat taraftarlarini kaybetme korkusundan, ve daha dogrusu gnlk ikarlarini saglama ustaligindandir. Kendisini sulu imis gibi gsterip alak gnlllge (tevazu yoluna) basvurdugu bir baska rnek Tebk seferi vesilesiyle karsimizdadir. Bu vesileyle Kur'n'a su yeti koymustur: "(Ey Muhammed!) Allah seni affetsin... yalancilari bilmeden nce niin onlara izin verdin?" (K. 9 Tevbe sresi, yet 43). Yni savasa katilmaktan kainanlara izin verdigi iin Tanri'nin kendisine attigini anlatmaktadir. Hatirlatalim ki Tebk seferi hazirliklari sirasinda bazi kimseler, bir takim yalan mazerete sarilarak savasa katilmayacaklarini bildirmisler, kendisinden izin istemislerdi. Muhammed onlara bu izni verince, bu kez sefere katilanlarin sikyetleriyle karsilasmistir. Byle bir izni vermek yznden g duruma dsnce yukardaki yeti koyuvermistir21. Sylemeye gerek yoktur ki kendisini, tipki diger insanlar gibi "kusur" yapabilirmis gibi, ya da "gnah" islermis gibi gsterip tvbekr davranmasi ve bagislanmak zere Tanri'ya vgler yagdirmasi, hem bir yandan kendini alak gnll bir kimse imis gibi gsterip taraftarlarina sevdirmek ve hem de, diger yandan, onlari Tanri'yi yceltir durumda kilmak bakimindan becerikli bir bulustur. Ancak ne var ki alak gnll ("mutevazi"), ya da gnhkar grnmege alistigi zamanlar dahi vnmek ve kendini yce gstermek iin firsat gzetmekten geri kalmamistir.

Yukardaki lay vesilesiyle Kur'n'a koydugu su yet bunun nice rneklerinden biridir: "Ey Muhammed!... Biz sana apaik zafer saglamisizdir. Allah bylece senin gemis ve gelecek gnhlarini bagislar, sana olan nmetini tamamlar, seni dogru yola eristirir" (K. 48, Fetih sresi, yet 1-2). Dikkat edilecek olursa gnhkr grnr olmasinin kendisi iin tehlike yaratir hi bir yn yoktur; nk Tanri onun, sadece gemisteki degil fakat gelecekteki gnahlarini dahi bagislayacaktir. Oysa ki diger peygamberler iin byle bir sey yapmayacaktir22. Bundan dolayidir ki Muhammed, yine kendi sylemesine gre, gy Kiymet gnnde insanlarin tmne sefat'te bulunabilecek tek peygamber olacaktir. Yine tekrarlayalim ki alak gnll imis gibi grnmesi, ogu zaman gsz durumda bulunmaktan dogma bir tutumdur ki genellikle Mekke dnemini iine alir. Fakat bu gsz durumda dahi glenecegi ve hosgry ve alak gnlllg terkedecegi, bylece egemenligini kesin olarak yerlestirecegi gnleri hayal etmekten, bu arada dsmanlarina dis bilemekten, intikam beslemekten geri kalmamistir. Kur'n'a koydugu su yet bunu kanitlayan rneklerden biridir: "Ey Muhammed! bir sreye kadar onlara aldiris etme.. Bir sreye kadar onlardan yz evir" (K. 37 Safft sresi, yet 174, 178). Burada geen "bir sreye kadar" deyimi onun gl duruma erisecegi zamana kadar olan sreye isrettir. Nitekim taraftarlarinin sayisinin arttigini ve giderek glendigini farkettigi an, yavas yavas hosgr siysetini ve bununla birlikte alak gnlllg terketmistir. Bu andan itibaren, hem bir yandan siddet ve dehset usllerini izlemis ve hem de diger yandan sinirsiz sekilde vnme yoluna ynelip kendisini "yce" bilmistir. Hem de ylesine ki, kendisini btn insanlarin, ve gelmis gemis btn peygamberlerin en "ulu'su", en "yce'si", en "asil'i" ve en "serefli'si" olarak gstermekten tutunuzda Tanri'yi kendisinin yakini, dostu ve yardimcisi ve nihyet kendisine "salevat" getiren bir "Yaratan" olarak tanimlamaga varincaya kadar vnme san'ati'nin her ynn denemistir. Ve bu sekilde vnrken, ilerde grecegimiz gibi, vnmedigini sylemeyi ihml etmemistir. Daha baska bir deyimle alak gnllg o, kendisi iin degil, Tanri'nin diger kul'lari iin gerekli grmstr. Onlari Tanri'ya karsi alak gnll yaparken ayni zamanda kendisine karsi da yle davranma zorunlugunda kilacagini dsnmstr. Nice rnekten biri olmak zere Lokman sresi'ne koydugu su yet'i okuyalim: "... Hem ns'a avurdunu sisirme ve Yer yznde alimla yrme, nk Allah gngen kurulganin hi birini sevmez. Gidisinde mu'tedil ol, sesini pesden al, nk seslerin en beti her halde esek sesidir" (K. 31 Lokman sresi, yet 18-19) 23. Muhammed'in bildirmesine gre Tanri Lokman'a24 hikmet vermis ve Lokman da bu yet'deki szleri, kendi ogluna gt olmak zere sylemistir. Bu dogrultuda olmak zere Furkan sresine su yet'i koymustur: "... Ve o Rahmn'in kullari: onlar ki Arzin zerinde mlyemetle yrrler... " (K. 25 Furkn sresi, yet 63) Lokman sresi'ndeki yet'de geen "Hem ns'a avurdunu sisirme..." tmcesi: "Deve gibi basini yana bkme" yni "Kibirli olma" anlamina gelmekte. Yine Lokman sresi'ndeki:"Yer yznde alimla yrme... Gidisinde mu'tedil ol... " tmcesi ile, Furkan sresi'ndeki: " ... onlar ki Arzin zerinde mlyemetle yrrler..." tmcesi, kisileri kibirli, magrurane ve saygisiz davranislardan alikomak iindir. nk Muhammed'in asil istedigi sey, insanlarin

her seyden nce kendisine karsi alim satmayip yumusak ve boyun egmis sekilde davranmalari idi ki, yrysn ve gidisin "mlyim" ve "mu'tedil" nitelikte olmasi bunun bir isreti sayilirdi. Ve nihyet yukardaki yet'lerde, bir de: "... sesini pesden al, nk seslerin en beti her halde esek sesidir..." szleri geiyor ki: "konusurken sesinden biraz indir, sylerken bagirma" anlamina gelmekte25. Hemen hatirlatalim ki Muhammed, Ashabi ile konusurken, kendi sesinin baskalari tarafindan bastirilmasini, ya da her ne sekilde olursa olsun nne geilmesini sevmezdi; bunu, hem Tanri ve hem de kendi otoritesine karsi saygisizlik bilirdi. Nitekim Kur'n'a bu hususta zel yet'ler koymustur ki bunlardan bir rnek syle: "Ey iman edenler! Allah'in ve Reslnun nne gemeyin... Seslerinizi Peygamber'in sesinin stne ykseltmeyin. Birbirinize bagirdiginiz gibi, Peygamber'e yksek sesle bagirmayin.. Allah'in elisinin huzurunda seslerini kisanlar, sphesiz Allah'in kalplerini takv ile imtihan ettigi kimselerdir..." (K. 49 Hucrat sresi, yet 1-3). Dikkat edilecegi gibi bu yet'ler, kisilerin birbirlerine bagirmalarini yasaklamiyor; sadece Muhammed'in nnde seslerini kismalarini, yksek sesle bagirmamalarini, ngryor! Bu i'tibarla Muhammed'in "mlayim" ve "mu'tedil" (alak gnll) olmak hususunda getirdigi hkmler, aslinda kendisine karsi sayginlikla davranilmasi amacina ynelik bulunmaktadir. Yukarda belirttigimiz gibi o kendisini, bu hkmlerle bagli saymamis, ve bu kitap boyunca verecegimiz nice rneklerden de anlasilacagi gibi vnmeyi, kendi kendisini yceltmeyi, Tanri'nin kendisine uygun grdgu bir hak saymistir; vnrken de "Ben bununla bbrlenmem" diyerek alak gnll imis gibi grnmeyi yeglemistir: bu tutum ve davranislarinin, "vnmek" ile "bbrlenmek" arasindaki farkliligi yok kildigini farketmemistir.

te yandan bir de su var ki Muhammed, isine geldigi zamanlar hosgr (tevzu) insani olarak grnrken bile, bu niteligin kisisel bir meziyet degil fakat Tanri'dan gelme bir sey oldugunu syler, syle derdi: "Allah Tel bir kimseyi Islmiyet'e hidyet eder, sretini gzel yapar (...) tevzuu da ona nasip ederse, iste bunlar, Allah Tel'nin ihtiyr ettigi kimselerdir" 26. Bu dogrultuda olmak zere bir de syle derdi: "Drt sey var ki, Allah Tel bunlari ancak sevdigi kimselere verir: Skt etmek, (ki bu, ibdetin baslangicidir), Allah'a tevekkl, tevzu, ve dnyadan meylini kesmektir" 27 Daha baska bir deyimle hosgrl olabilmek, Muhammed'in bu szlerine bakilacak olursa, sadece Tanri'nin keyfine kalmis bir seydir; Tanri diledigini "Mslman" ya da "Kfir" yaptigi gibi (rnegin Bkz. En'm sresi, yet 125), diledigine de "tevzu" nasib eyler ya da eylemez. Bununla beraber Muhammed, yine gnlk siysetinin gereksinimi olarak, bu yukarda sylediklerini bazan gz ardi etmekten geri kalmaz, ve bu kez alak gnlllg (tevzu'u), kisi irdesine bagli bir seymis gibi gsterirdi. rnegin syle derdi: "Kul tevzu edince, Allah Tel onu yedi kat gklere kadar ykseltir" 28 . Ya da syle eklerdi: "Tevzu, insna ancak ycelik getirir. Tevzu ediniz ki, Allah Tel da size rahmet etsin" 29 Kuskusuz ki Muhammed'in bu szleri, biraz yukardaki sozleriyle eliski halindeydi; fakat o buna aldiris etmezdi.
1 2

Imm Gazal, age (Cilt III, sh. 732) Eb Ya'l ve Tabern'nin Ayse ve Ibn-i Abas'tan rivyet'ine gre Muhammed'in sylemesi syle: "Rabbim

beni kul ve Resl olmakla, hkmdar ve Nebi olmak arasindamuhayyer kildi. Hangisini tercih edecegimi bilemedim. O sirada meleklerden dostum Cebril'e baktim. O da (bana): -Rabbin iin tevzu et- dedi. Ben de kul ve Resl olmagi tercih ettim". Bkz. Imm Gazal, age (Cilt III, sh. 731).
3

"Mescidler sphesiz Allah'indir. O halde Allah ile birlikte kimseye yalvarmayin (ve kulluk etmeyin" (K. 72 Cin sresi, yet 18). Guy resim cinsi seyleri yasakamasinin bir nedeni de budur. Bu konuda bkz. Sahih-i Buhar Muhtasari... (Cilt VI. sh. 418) Ibn-i Teymiye'nin Mensik 'inden alinti iin bkz. Sahih-i Buhar Muhtasari... (Cilt IV, sh. 190). Seyhayn'in Sahh'lerinden alinti olarak bkz. Sahih-i Buhar Muhtasari..., (Cilt IV, sh. 190). Bu konudaki hads'ler iin Ibn Sa'd'in Tabakat adli kitabina bakiniz. Ayrica bkz. Syed Abdul Wahab, The Shadowless Prophet of Islam, (Lahore 1962, sh. 1-5; 68-107) "Nsr'nin Ibn-i Meryem'i btil zere methettikleri gibi siz de beni methetmekte mbgalgaga etmeyiniz! Sphesiz ki, ben bir kulum. Binaenaleyh bana: -Allah'in kulu ve O'nin resl- deyiniz". Buhar'nin mer'den rivyet ettigi bu hads iin bkz. Sahih-i... (Cilt IX , sh. 181, hads no. 1405) Bkz. Imm Gazl, age (1975) (Cilt III, sh. 732-3) Imm Gazl, age (1975), (Cilt II, sh. 559) Sahih-i... (Cilt VI, sh. 55) Eb Ya'l ile Tabern'den gelen rivyet iin bkz. Imm Gazal, age (Cilt III, sh. 731). Tabern'nin rivyet ettigi sekliyle hads'in tamami syle: "Allah Tel bir kimseyi islmiyete dhidyet eder, sretini gzel yapar, nesebinde de bir yz karaligi bulunmaz, bununla beraber tevzuu da ona nasn ederse, iste bunlar, Allah Tel'nin ihtiyhar ettigi kimselerdir". Bkz. Imm Gazal, age (Cilt III, sh. 732). Tabern'nin ve Hkim'in rivyeleri iin Bkz. Imm Gazl, age (1975) (Cilt III, sh. 732-3) Bkz. Sahih-i Buhar Muhtasari... Cilt II, sh. 247) (Bkz. Sahih-i... VIII, sh. 387-8, Hads no. 1263 ve 1265) Sahih-i..., (Cilt II. sh 245, hads no.223) Mide sresi'nin 54c yeti'nin Imm Gazal'deki sekli iin bkz. Ihyu 'ulmi'd-dn, ( Bedir yayin evi, Istanbul 1975, ilt III, sh. 750). Bkz. Sahih-i..., Cilt X, sh. 46 ve d., Hads no. 1545, Buna benzer diger rnekler iin Benim Serit'tan Kissa'lar I ve II, adli kitaplarima bakiniz. Abdullah bin mer'in rivyetine dayali hads iin bkz. Sahih-i... (Cilt II, sh. 579-580) Yukardakine benzer yet'lere bir ka rnek daha vermek gerekirse: "Ey uhammed... kendinin (ve) inanmis kadin ve erkeklerin gnahlarinin bagislanamsini dile..."K. 47 Muhammed 19); "Ey Muhammed... suunun bagislanmasini dile" (K. 40 M'min 55); "De ki -'Ben saptirirsam, sapitmakla ancak kendime etmis olurum. Dogru yolda olursam Rabbimin bana vahyetmesinden olurum" (K. 35 Ttir 50) Bu konuda Eb Hreyre'nin rivyetine dayali hads'ler iin bkz. Sahih-i Buhar Muhtasari... (Cilt XI, sh. 120, Hads no. 1711; ve Cilt XII, sh. 425 Hads no. 2187) Bu yet'lerin Diynet Isleri Baskanligi'nca evirisi syle: "Insanlari kmseyip yz evirme, yeryzunde

5 6 7

10 11 12 13

14 15 16 17 18

19

20 21

22

23

bbrlenerek yrme; Allah kendini begenip vnen hi kimseyi, siphesiz ki sevmez. Yrysnde tab ol; sesini kis. seslerin en irkini sphesiz merkeblerin sesidir" (K. Lokman sresi, yet 18-19)
24

Lokman'in kim oldugu kesin olarak bilinmiyor. Kimilerine gre o bir "Peygamber"dir; kimilerine gre Tanri'nin bir dostudur; kimilerine gre ise Eyyb peygamber'in kizkardesi'nin ya da teyzesi'nin ogludur. Kur'n'da 31ci sre olarak yer almis olup Lokman ile onun ogluna vermis oldugu gtleri kapsar. Bu konuda bkz. Turan Dursun, Kur'n Ansiklopedisi, (Cilt VIII, sh. 27 ve d.). ayrica bkz. Elmalili H. Yazir, age (Cilt V, sh. 3843) Elmalili H. Yazir, age (Cilt V, sh. 3847) Tabern'nin rivyeti iin bkz. Gazal, age (Cilt III, sh. 732). Tabern ve Hkm'in rivyetleri iin bkz. Gazal, age (Cilt III, sh. 732). Beyhak'nin rivyeti iin bkz. Gazal, age (Cilt III, sh. 732). Isfahn'nin rivyeti iin bkz: Gazal, age (Cilt III, sh. 733).

25 26 27 28 29

I) vnrken ve kendisini yceltirken, insanlari asagilayici ve ezik kilici, hatt benlik duygusundan uzaklastirici tutum ve davranislara ynelir.

Muhammed'in vnmesi, her seyden nce insanlara karsidir. Kendisini genellikle btn insanlarin en "ulu", "en yce", "en hayirli", ve en "serefli" olani gibi, ve Tanri'nin her hususta tercih ettigi kulu olarak gstermistir; ayrica da sehvet gc bakimindan Tanri tarafindan onlara stn kilindigini bildirmistir. Bunu yaparken, insanlari klttgn ve benlik duygusundan yoksun kilici dogrultuda etkiledigini bildigi muhakkaktir. Bu dogrultudaki vnmelerinden bir ka rnek syle: A) "Gznz ain! Ben btn insanlarin en ycesi'yim, en sereflisiyim (...) Mahser

halkinin efendisiyim" , ya da "Ben Adem ogullarinin seyyidiyim..." diyerek, ve "ahlk cmertligini" ve insanlik faziletini" tamamlamak zere gnderildigini syliyerek vnr. vnrken de "bbrlenmedigini" ekler!

Muhammed, hemen her vesileyle kendisinin, "ilk nr" olmak zere, Adem'den nce yaratildigini syler, "Ben Adem ogullarinin seyyidiyim..." diye eklerdi. Tanri'nin kendisi iin: "Ey o Peygamber (Muhammed)! Biz seni... nrlar saan bir savk (isik) olarak gnderdik..." (Ahzb sresi, yet 46) dedigini ne srer ve btn insanlarin ve gelmis gemis btn peygamberlerin, her bakimdan en "ulu'su", "en yce'si", "en serefli'si" ve "en efendisi" oldugunu, ve bu niteliklere sahib bir baska varligin yaratilmadigini bildirirdi. Bildirirken de bu "emsalsizligini" bazan saskinlik yaratacak sekilde, fakat bazan da karsisindakilere dudak bktrecek tarzda ortaya vurmaktan kainmazdi. stelik sinirsiz sekilde vnrken, vnmedigini ne srmek sretiyle eliskiye dserdi. rnegin kendisini, gelmis gemis btn insanlarin "efendisi" olarak tanimlamak zere:
1

"Ben Adem ogullarinin seyyidiyim, ama gnmyorum..." derken yaptigi buydu .


2

Ya da:"Gznz ain! Ben Allah'in sevgilisiyim... ... Allah nezdinde, gelmis ve gelecek btn insanlarin en sereflisi, en ycesi benim..." diyerek vnrken, ve szlerinin hemen arkasindan vnmedigini anlatmak iin: "... (ama) Ben, bununla da bbrlenmem" derken yaptigi da buydu. Yine bunun gibi: "Ben, Kiymet gnnde, Adem'den bana kadar gelmis btn Peygamberlerin altinda toplanacaklari Hamd Sancagi (Livu'l-Hamd)in sahibiyim...", ya da: "Cennet'in kapisini ilk aacak olan benim...", ya da: "Ailan cennet kapisindan, yanimda mminlerin fakirleri oldugu halde, ilk girecek olan da benim...", seklinde vnr, her vnmesinin ardindan: "Bununla da bbrlenmem" diye eklerdi. Belirtmege gerek yoktur ki, "Gznz ain!" diyerek ve "yce'lik", "serefli'lik" bakimindan insanlarin en stn, en imtiyazlisi oldugunu syliyerek, ya da yukardaki szleri telaffuz ederek vnmenin, "bbrlenmek"ten geri kalir bir yeri yoktu. Ve hele bu szleri syledikten sonra, deta herkesle alay edercesine: "Ben bununla bbrlenmem" diye eklemenin de, hayranlik yaratacak bir yn olamazdi. Buna ragmen Islmci'lar, Muhammed'in bu ve buna benzer szlerini hayranlikla tekrar ederler, ve bunu o'nun evren'deki "essiz" yerini belirleyen seyler olarak kabul ederler .
3

Yine bunun gibi Muhammed: "Annem beni dogurur dogurmaz, kendisinden bir nr'un ayrildigini ve Busra ksklerinin bu nrla aydinlandigini grmstr" diyerek muczev bir dogusa nil oldugunu belirtirken ; ya da:
4

"Ben Ademogullari soylarinin en hayirlisindan belirip ortaya iktim. Kusaktan kusaga, en hayirlisindan en hayirlisina geerek geldim...." derken , ya da:
5

"Ben ancak mekrim-i ahlki (ahlk cmertligini) ve insanlik faziletini tamamlamak iin gnderildim"
6

diye eklerken, hep bbrlenircesine vnms olurdu. Bu arada Tanri'nin da kendisi iin: "(Ey Muhammed!) sen elbette yce bir ahlk zeresin..." (K. 68 el-Klem sresi, yet 4) seklinde ve buna benzer nice vgler yagdirdigini sylemekten geri kalmazdi. Fakat ahlk ve yaratilis bakimindan insanlara karsi stnlgn biraz daha pekistirebilmek hevesiyle kendisini Tanri'nin ilk yarattigi Adem'le kiyaslar ve: "Insanlar iinde Adem Aleyhisselm'a en ok benzeyen benim" der , ve:
7

"Ben Kiymet gnnde de Ademogullarinin efendisiyim" diye eklerdi. Ayrica da: "Ben Adem ocuklarinin en ulu (olaniyim) ..." diye bir ekleme daha yapardi. Bununla da yetinmez bir de kendisinin Adem'den nce yaratilip kinatin baslangici oldugunu anlatmak zere: "Adem henz su ile toprak arasinda iken, ben Neb (peygamber) idim..." derdi. Bylece insanligin kendisi ile basladigini ve "Varligin en mkemmel rnegi" oldugunu sylerdi. Onun bu szlerini ciddiye alan Islm yazarlari, "(Muhammed) Rabbina olan dellin ilkidir (ve btn varliklarin) z ve hlsasi olmustur" seklindeki grslere sarilmakta birbirleriyle yarismislardir. rnegin Muhyiddin-i Arab, nl Fuss l-Hikem adli kitabinda aynen syle der: "... is onunla (Muhammed'le) basladi ve onunla sona erdi. Adem henz su ile toprak arasinda iken o Neb idi. Sonra unsur haline ikmasiyle de Neblerin sonuncusu oldu" . Yine ayni sekilde Imm Gazal, Muhammed'in adi'nin Tevrat'ta yazili oldugunu ve Tanri'nin onu, daha henz Resl semeden nce en tercihli kulu bildigini syliyerek syle der: "Allah Tel onu peygamber olarak gndermeden nce Tevrat'in birinci satirinda vasiflayarak: -'Muhammed Reslm ve tercih ettigim kulumdur-' buyurdu". Hemen belirtelim ki Tevrat'in ne birinci satirinda ve ne de tmnde, Tanri''nin Muhammed hakkinda byle bir sey syledigi yazili degildir. Konuyu ilerdeki blmlerde ayrica ele alacagiz.
8 9

Yine bunun gibi Muhammed, ahlken ve yaradilis itibariyle btn insanlara stn ve rnek oldugunu anlatmak iin, bir yandan kendisinin Adem'e en ok benzeyen bir kimse oldugunu belirtirken, diger yandan da btn peygamberler ierisinde Ibrahm "peygamber"in kendisine benzedigini syliyerek vnr, syle derdi: "Insnlar iinde Adem Aleyhisselm'a en ok benzeyen benim. Gerek ahlk ve gerek yaradilis bakimindan da bana en ok benzeyen Ibrhim aleyhisselm'dir" . Oysa ilerdeki blmlerde grecegimiz gibi Adem, Tanri yasaklarini ignemek nedeniyle Tanri'tarafindan Cennet'ten kovulmustur; Ibrahim ise, yalan sylemek (rnegin karisi Sara'yi, kiz kardesi olarak tanitmak) sretiyle is grms olan bir kimsedir. Su durumda Adem'e en fazla benzer olmanin, ya da Ibrhm ile ayni Ahlk yapisinda bulunmanin ne kerte vnme vesilesi olacagini anlamak kolay olmuyor.
10

te yandan Tabern'nin Cbir'den ve ayrica Ibn Abbs'tan rivyetine gre Muhammed, yeryznde oldugu gibi mahser'de de insanlarin efendisi olacagini sylemis ve bu konuda Tanri'nin Cebril'e syle dedigini bildirmistir: "Habbimi (Muhammed'i) mjdele: mmeti hakkinda ben onu perisan etmem. Yine onu mjdele ki Kiymet gn mezarindan ilk kalkacak olan o, mahser halkinin efendisi yine o'dur. O ve onun mmeti Cennet'e girmeden baskalari giremez" .
11

Rivyete gre gy Muhammed, lm dseginde iken Tanri'ya: "(Ey Tanrim!) Benden sonra mmetim iin kim var?" diye sormus, ve iste onun bu sorusu zerine Tanri, Cebril'e yukardaki yaniti vermis, ve bunu Muhammed'e bildirmesini emretmistir. Ve yine rivyete gre Muhammed, Tanri'nin bu szleri uzerine: "Iste simdi gnlm rahat etti" demistir . Dikkat edilecegi gibi Tanri'nin bu sekilde konustugunu sylerken Muhammed, kendisini mahser halkinin "efendisi" olarak gstermek yaninda, bir de kendi mmetine Tanri'nin inyetlerini sagliyormus grnm ierisindedir, ve kuskusuz ki bu ona, biraz daha vnms olma mutlulugunu vermistir.
12

Muhammed'in sylemesine gre Tanri, gkyznde muhtesem saraylar hazirlamistir ve bu saraylari Muhammed iin hazirladigini Cibrl araciligiyle bildirmistir. Gy Cibrl: "Y Muhammed : Basini yukari kaldir!" demis, Muhammed de basini kaldirmis ve yukarda beyaz bayrak misli bir bulut grms ve bunun zerine melekler kendisine syle seslenmislerdir: "(Ey Muhammed!) Iste burasi senin makamindir". Yine gy bu seslenis zerine Muhammed, bu muhtesem yere bir an nce gitmek iin: "Beni birakiniz, su makmima gideyim" demis fakat melekler ona: "Hayir (olmaz) senin tamamlamadigin bki mrn vardir. Onu ne vkit tamamlarsan o zaman menziline gelirsin" diye engel olmuslardir .
13

Sylemeye gerek yoktur ki kendisini bylesine yce kertede gren bir kimse, kendisine bas egdirtmek istedigi insanlarin tutum ve davranislarini, bu dogrultuda olmak zere grg kurallarina baglayacaktir. Nitekim Muhammed, kendisine bas egmenin Tanri'ya bas egmek demek olduguna, ya da m'minlerin kendisine salavt getirmeleri, ya da ubudiyet etmeleri gerektigine dir hkmlerden tutunuzda, kendisine karsi her hususta sayginlikla davranilmasina varincaya kadar her trl tutum ve davranislari, Tanri'dan geldigini syledigi kurallara baglamistir. Hem de ylesine ki, kendi nnde yksek sesle konusulmasini, ya da nne geilmesini kendisine karsi saygisizlik, ya da kendisini ez'ya sokan seyler olarak tanimlamistir. rnegin kendi nne geilmemesi iin, el-Hucurt Sresi'ne su yet'i koymustur: "Ey iman edenler! Allah'in ve Reslnn nne gemeyin ve Allah'tan korkun, nk Allah isitir, bilir..." (K. 49 el-Hucurt 1). Anlasilan o ki Muhammed, kendisinin nne geilmesini Tanri'nin nne gemek gibi bir sey saymistir. Nitekim bzi yorumculara gre yukardaki yet'in anlami sudur: "Allah'in Reslnn nne gemeyin, nk onun Allah'a ziyde ihtisasi vardir. O hep Allah'in huzurundadir; onun nne gemek, Allah'in huzurunda cr'etkrlikta bulunmaktir" . Daha baska bir deyimle, nne geilmesini, "Allah ile Reslnn nne gemek gibi bir saygisizlik" saymistir. Devamli sekilde Tanri'nin huzurunda bulundugunu syliyerek vnmekle, nne geilmesini nlemenin yolunu bulmustur. Bazi yorumculara gre, yukardaki yet'de yer alan"nne gemeyin" seklindeki deyimden anlasilmak gereken sey sudur: Tanri kul'lari, her hangi bir husus, her hangi bir is vesilesiyle Tanri'nin ve Muhammed'in sylediklerini gz nnde tutmadan ya da uygulamadan karar vermemelidirler! Diger bazi yorumculara gre bu yet'i Muhammed, Kurban Bayrami gn kendisinden nce baskalarinin koyun kesmeleri nedeniyle koymustur.
14

Yine bunun gibi Muhammed, kendi huzurunda yksek ve gr sesle konusulmasindan hoslanmazdi. Bunu kendi yceligine karsi byk bir saygisizlik sayardi. Mekke'de bulundugu sre boyunca bunu nleyecek bir sey yapma yoluna gitmemistir. Henz gsz durumda bulundugu ve taraftarlarinin sayisi da az oldugu iin bu konuda hkm getirmeyi uygun grmemistir. Fakat Medine'ye geipte artik glenince, Kur'n'a su tr yet'ler

koymaktan geri kalmamistir: "Ey iman edenler! Seslerinizi Peygamber'in sesinin stne ykseltmeyin. Birbirinize bagirdiginiz gibi, Peygamber'e yksek sesle bagirmayin; yoksa siz farkina varmadan amelleriniz bosa gidiverir" (K. 49, Hucurt sresi, yet 2). Bu yet'de yer alan "Seslerinizi Peygamber'in sesinin stne ykseltmeyin" tmcesinin Sbit b. Kays gibi yksek sesli kimseleri ilgilendirdigi anlasilmaktadir. nk bu kisiler, Muhammed'ten daha gr bir sese sahiptiler ve Muhammed'in yaninda konustuklari zaman, haliyle onun sesini bastirmakta idiler. Bu ise Muhammed'in prestijini sarsmaya yeterli idi. Ancak ne var ki gibi, dogustan yksek ve gr sesli bu m'minler, yukardaki yet Kur'n'a konunca ne yapacaklarini bilememisler, ve amellerinin bosa gitmesi korkusu ile, Muhammed'in yanina ikamaz olmuslardir. Sylendigine gre Sbit b. Kays, sz konusu yet'in Kur'n'a girmesi zerine evine ekilmis ve "Ben ehl-i nardenim" diyerek kendi kendisini yermis ve bir daha evinden ikmamaga yemin etmis, fakat onu huzuruna agirip teselli etmis ve ona cennet mjdesini vermistir .
15

Fakat yle anlasiliyor ki Muhammed, gr sesli kisileri sindirmeyi yeterli bulmamis, bir de istemistir ki, ister gr sesli ve isterse kisik sesli olsun, hi kimse kendi huzurunda yksek sesle konusmasin. Bu maksatla Kur'n'a su yet'i eklemistir: "Allah'in elisinin huzurunda seslerini kisanlar, sphesiz Allah'in kalplerini takv ile imtihan ettigi kimselerdir. Onlara magfiret ve byk bir mkfat vardir" (K. 49, Hucurt sresi, yet 3). Celleddin es Suyt gibi kaynaklardan grendigimize gre, yukardaki yet'i Muhammed, belli bir blgeye tayin etmek istedigi bir vali konusunda Eb Bekir ile mer b. Hattb'in birbirlerine bagirircasina konusmalarindan rahatsiz oldugu iin koymustur. Buhar'nin Abdullah Ibn-i Zbeyr'den rivyetine gre de bu yet'i Muhammed, Ben Temm'den gelen bir heyet'le ilgili olarak Eb Bekir ile mer b. Hattb arasinda ikan bir tartisma vesilesiyle, daha dogrusu onlarin seslerini ykseltmeleri nedeniyle koymustur . Fakat her ne vesileyle olursa olsun bu ye'in konmasindan sonradir ki, Eb Bekir ve mer b. Hattb gibi Muhammed'in en deger verdigi kimseler dahil olmak zere mslmanlar, yukardaki yet yznden seslerini kismak, ve deta fisildar sekilde konusmak zorunda kalmislardir; yksek sesle konusmayi Muhammed'e karsi saygisizlik ve hatt bir bakima "kfr'e" varan bir davranis olarak kabul etmislerdir . rnegin Eb Bekir, yukardaki yet zerine Muhammed'in yanina gelerek: "Ya Reslallah! Vallahi ben bundan sonra Allah'a kavusuncaya kadar sana gizli veya gizli gibi konusurum" demistir. Ondan asagi kalmak istemeyen mer b. Hattb ise, Muhammed ile konusmalari sirasinda ylesine yavas ve kisik sesle konusur olmustur ki, Muhammed ogu zaman ona ne dedigini sorup, tekrar ettirirmek geregini duymustur .
16 17 18

Dikkat edilecegi Muhammed, "m'minlerin" kendisine sayginlik gstermelerini saglamak zere en basit hususlarda bile Tanri'nin "magfiret" ve "mkfat"larini va'd etmeyi ihmal etmemistir.

te yandan gle vakti uykudan uyandirilmamak iin de Kur'n'a sunu koymustur: "(Reslm!). Sana odalarin arka tarafindan bagiranlarin ogu akli ermez kimselerdir" (K. 49, Hucurt sresi, yet 4). Beyzav gibi Islm kaynaklarin bildirmesine gre Temim ogullari'ndan yetmis kisilik bir hey'et, bir gle vakti Medne'ye gelerel Muhammed'le grsmek isterler. O sirada Muhammed, odasinda gle uykusuna yatmistir. Onu

uyandirmak iin: "Ey Muhammed! Disari ik, yanimiza gel" diye bagirirlar. Bunu kendisine karsi saygisizlik buldugu iin Muhammed, Tanri'dan geldi diyerek yukardaki yet'i koyar. Hani sanki bu gibi basit ve gnlk sorunlar, Tanri'yi ara etmeden bir zme baglanamazmis gibi!
1

Kendisini Tanri'nin yarattigi ilk "nr" olarak tanitirken yaptigi sey, Incil'de Isa iin sylenenleri tekrarlamaktan ibretti. Zir Incil'in Yuhanna kitabinda Isa'nin syle konustugu yazili? "Bana her iman eden karanlikta kalmasin diye, ben dnyaya nr olarak geldim" (Incil/Yuhanna, Bap 12: 46) Bu hads iin Ibn Kutayba'nin Ta'vil muhtalif al-hads adli yapitina bakiniz Kendilerini "aydin" olarak tanimlayan din adam'lari ve ilhiyatilar, Muhammed'in bu tr vnmelerini, Muhammed'e hayranlik izhari iin malzeme olarak kullanirlar. rnegin Y. N. ztrk adindaki bir ilhiyati, Drim'nin es-Snen 'inde yer alan yukardaki szleri rnek vererek isyle demekte: "Allah Resl'nn bu hadisi serifi, Abdullah'in oglu Muhammed'in fani varligini degil, rislet ve nbvvetin son temsilcisi Reslllah Muhammed Mustafa'nin peygamberlik kurumu ve kinat bnyesindeki yerini anlatiyor..." (Bkz. Y. N. ztrk, Kendi Dilinden Son Peygamber, Istanbul 1984, sh. 122). Ibn Sa'd'in Tabakat (Cilt I, sh. 102)'indan alinti iin Bkz. ztrk, age (sh. 122-3) Buhar'nin rivyeti olan bu hads iin bkz. Turan Dursun, Kutsal Kitaplarin Kaynaklari, (Kaynak yayinlari, Istanbul 1995, Cilt II, sh. 44) "Ben insan karakterinin asl ynlerini tamamlamak iin gnderildim" ( Bkz. Ibn Hanbal, Musnad, II, 38 , Kahire 1885 Imm gazal, Ihyu.... (Cilt II, sh. 899). Bkz. Muhyiddin-i Arab, Fuss l-Hikem, (Istanbul Kitab Evi, Istanbul 1981. 5.ci baski, sh. 226) Imm Gazal, age [1975] (Cilt II, sh. 879 Imam gazal, age (Cilt II, sh. 899) Tabern'nin bu rivyeti iin bkz. Gazal, age (1975), (Cilt IV, sh. 839) ibid. Semre Ibn-i Cndeb'in rivyeti olan bu hads iin bkz. Sahih-i... (Cilt IV, sh. 595 ve d. Hads no. 681) Elmalili H. Yazir, Hak Dni Kur'n Dili, ( Bedir Yyinevi, Istanbul 1993, Cilt VI, sh. 4449) Hucurt 2 yet'inin Diynet Vakfi tarafindan aiklanmasina bakiniz. Ayrica bkz. Elmalili H. Yazir, age (Cilt VI, sh. 4451) Elmalili H. Yazir, age (Cilt VI, sh. 4449) Yorumculara gre Muhammed'in onnde yksek sesle konusmak aikca kfur olmamakla beraber dolayisiyle ona varan "kfr mazinnesi olan" hallerdendir ve Muhammed'e ez anlamina gelir. Bkz. Elmalili H. Yair, age (Cilt VI, sh. 4451). Elmalili H. Yazir, age (Cilt VI, sh. 4451)

2 3

4 5

7 8 9

10 11 12 13 14 15

16 17

18

B) Tanri Tarafindan Kendisine Yce Ad'lar Verildigini Syliyerek vnrken, Baskalarina Kltc Nitelikteki Ad'lari Uygun Bulur.

Adi'nin yceltici niteliklere sokulmus olarak telaffuz edilmesini ok nemli bulurdu Muhammed; nk bunu, insanlar zerinde bysel etki gcyle egemenlik saglamanin kolayliklarindan biri sayardi. Nasil ki kendisini btn insanlarin "en ycesi" oldugunu, "ahlk cmertligini" ve "insanlik faziletini" tamamlamak zere gnderilmis bulundugunu ve bu nedenle btn varliklarin en nemlisi oldugunu sylediyse, adi'nin da btn ad'lardan farkli ve stn sekilde anilmasini isterdi. Yce ad'lara sahip olmakla, ya da kendi adi'ni yceltici nitelikler ierisinde tanimlamakla, kisiler zerinde byk bir etki gcne sahip olacagini, sayginlik kazanacagini, itaat saglayacagini bilirdi. Bundan dolayidir ki, Tanri katinda, kendisini yceltici nitelikte olmak zere on adi oldugunu syler ve bu ad'larin her biriyle vnrd. zellikle "Ben Muhammed'im" ya da "Ben Ahmed'im" diyerek kendisine ycelik saglayacak ad'lari siraladiktan sonra: "Ben mahiyim (mahveden'im), Tanri benimle kfr yok edecektir" derdi. Ya da "Ben Akib'im (hemen arkadan gelenim), benden sonra peygamber yoktur" derdi. Ya da "Ben Hsir'im, (yni ben toplayiciyim) Allah kullarini beni mteakib hasredecektir" derdi. Ve bunlara: "Ben rahmet (yni merhamet) Reslyum ", "Ben tevbe Reslyum", "Ben Mukaff'yim (Ben en gzel konusan insanim)", her kes bana uyar", "Ben Melhim Reslyum (savas yerinin peygamberiyim), ve nihyet "Ben Kussem'im, yni olgun ve btn iyilikleri cmi bir insanim": diye ekler, bu niteliklerle bbrlenirdi .
1

Fakat bu sylediklerini biraz daha pekistirmek, ve kendisini "insanlara en ok aciyan" ve "en hayirli" kimse seklinde gstermek zere sunu eklerdi ki Tanri tarafindan kendisine "Raf" ve "Rahm" ad'lari, birlikte olmak zere, verilmistir ve bu ad'lar Tanri'nin kendi ad'larindan ikisidir. Bunu anlatmak maksadiyla Kur'n'a koydugu yet syle: "Sanim hakki iin size bir Resl geldi ki: kendinizden, gayet izzetli, zorlanmaniz ona agir geliyor, stnze hirs ile titriyor, m'minlere raf, rahm'dir..." (K. Tevbe sresi, yet 128) Grlyor ki Muhammed, Kur'n'a yerlestirdigi bu yet ile Tanri'nin: "Sanim hakki iin..." diye yeminler ederek, kendisine "raf" ve "rahm" ad'larini uygun buldugunu bildirmekte ve bunu kendisi iin vnme vesilesi edinmisyir. Hemen belirtelim ki "Raf" deyimi "ok sefktli", "ok aciyan, ok incelik ve dsknlk gsteren" anlamindadir; "Rahm" szcg ise "ok merhametli", ve zellikle "Ahirette mslmanlara aciyan" demektir. Ve yine Muhammed'in sylemesine gre bu iki ad, aslinda Tanri'nin doksan dokuz ad'indan

ikisidir . Ve gy Tanri, daha nceki Peygamber'lerden hibirine "Ruf" ve "Rahm" ad'larin birlestirerek vermemis, bunu sadece sevgili elisi Muhammed'e uygun grmstr .
2 3

Bununla beraber Muhammed, kendisine verilen ad'lar arasinda yer alan "Muhammed", "Ahmed", "Mhi", "Hsir" ve "Akib" gibi ad'lar zerinde zellikle dururdu. Su bakimdan ki, "Muhammed" adi, "Pek ok hamd ve sena olunmus" ya da "Faziletleriyle vlmege deger kisi" anlamina gelir. "Ahmed", "Tanri'yi yce nitelikleriyle herkesten fazla ven kimse", ya da "Herkesten ok vlen kisi" demektir. "Mh" szcg "mahv eden", "yok eden", "sinirsiz sekilde gl" kimse demektir ve "Tanri benimle kfirligi yok eder" anlamina gelir. "Hsir", "hasr'eden", "toplayan", "kiymet gnnde llerin dirilip hesap vermek zere bir yere toplanmalarini saglayan" kisi demektir. "Akib" "en son gelen" demektir, ki bu adi, kendisinin en son peygamber oldugunu anlatmak iin semis, ve bunu vurgulamak maksadiyle bir de kendisine "Htem'l-nebiyyn" (Peygamber'lerin sonu) adi'nin verildigini syliyerek Kur'n'a su yet'i koymustur: "Muhammed... Allah'in Resl ve Peygamberlerin hatemidir (sonuncusudur)..." (K. 33, Ahzb sresi, yet 40) .
4

Buhar'nin Cbeyr Ibn-i Mut'dan rivyetine gre Muhammed, bu ad'larla ok vnr ve syle derdi: "Bana mahss ve munhasir (ve en yce) bes isim vardir: Ben Muhammed'im ve Ahmed'im, ben o Mhyim ki, Allah benim (Nubvvetim)le kfr izle edecektir. Ben o Hsirim ki, (Kiymet gnnde) ns beni ta'kb ederek hasrolunacaktir. Ben Akibim, Htem'l-Enbiy'yim (Benden sonra hi kimse Neb olmiyacaktir".5 Fakat denebilir ki Tanri tarafindan kendisine verildigini syledigi ad'lar arasinda "Muhammed" adi'ni pek anlamli bulur, bu ad ile vnmekten fazlasiyle gurur duyardi. Syle derdi: "...Yer yz benim dny'ya gelisimle, ve cennetler ise oraya girisimle seref yeri haline geldi. Tanri beni cennetlerine ykseltti, ve bana kendi z adlarindan birini verdi. Zir kutsal tahtlarin Hkmdar'i Mahmud'tur ve benim adim da Muhammed..." Bundan gayri kendisine, Tanri tarafindan "Evvel" adi'nin ayrildigini, bununla yaradilis bakimindan peygamberlerin ilki oldugunun anlatildigini; "Ahir" adi'nin verildigini, bununla zaman bakimindan peygamberlerin en sonra geleni oldugunun aiklandigini; "Btin" (yni "Tanri sirrina ermis arif") adi'nin verildigini, ve bu ad'in Tanri'nin adi ile birlikte arsin gvdesine kirmizi nur'la yazildigini sylemistir6. Mslim'in "Fedil" adli yapitinda yer alan bir Hads'ten grenmekteyiz ki Muhammed, bu yukardaki yceliklere bir de "Mukaffa" (yani "ardindan gidilen kimse"), "Nebiyy't-Tevbe" (yni "Tevbe peygamberi") ve "Nebiyy'r-Rahmet" (yni "Rahmet peygamberi") gibi nitelik ve adlarin eklendigini bildirmistir7. Her ne kadar Muhammed, biraz nce degindigimniz gibi, "Bana mahss ve munhasir (ve en yce) bes isim vardir" demekle beraber, muhtemelen bu syledigini unutmus ya da yetersiz bulmus olarak, Tanri'nin kendisine on ad verdigini tekrarlamaktan kendisini alamaz, syle derdi: "Rabbimin katinda on ismim vardir: Ben Muhammed'im. Ahmed'im. Mhi'yim; Allah Tel benimle kfr mahvedecektir. Ben Akib'im; benden sonra peygamber yoktur. Ben Hsir'im; Allah, kullarini beni mteakib hasredecektir. Ben rahmet Reslym, ben Tevbe Reslym. Ben Melhim (savas yerlerinin) Reslym. Herkes bana uyar. Ben Kussem'im, yni olgun ve btn iyilikleri cmi bir insnim" 8 Daha baska bir deyimle Muhammed, btn bu szleriyle kendisini, Tanri tarafindan vlen, yeryznden kafirligi (kfr) yok edecek gte bulunan, kiymet gnnde insanlari bir araya toplayacak olan, ulu peygamber olarak pesinden gidilen, acimasi ok olan, tvbekar olan, olgun ve btn iyilikleri kendinde toplayan, ve nihyet peygamberlerin en sonuncusu ve en ycesi olan bir kimse imis gibi gstererek vnmektedir.

Bu yukardaki ad'lar arasinda en ziyde kullandigi iki ad vardir ki bunlar "Muhammed" ve "Ahmed" adlaridir. Gerek "Muhammed" ve gerek "Ahmed" adlari, her ikisi de Arapa "Hamd" kknden gelir. "Hamd" szcg ise bir kimseyi faziletleriyle vmek, ya da verek ve ulu'lastirarak tanimlamaktir. Daha baska bir deyimle Tanri'yi, yceligini belirterek ve O'na skrler ederek vmek demektir. rnegin "Elhamdlillah" szcg "Tanri'ya skrler olsun" demektir. Byle olunca "Ahmed" adi "Tanri'yi stn nitelikleriyle ven ve ycelten kimse" demek olur. Bununla beraber "Ahmed" szcg, ayni zamanda "Herkesten fazla vlen kimse" anlamina da gelir ki Muhammed'in vnme ihtiyacina pek yatkin dsen bir ad'dir. Daha baska bir deyimle Tanri'yi en ok ycelten, ven bir kimse olarak grnrken, kendisini de Tanri tarafindn yukardaki ad'larla yceltilen ve vlen, ve bu nitelikleriyle insanalrin en ycesi ve en sereflisi olan kimse seklinde tanimlamistir. Hem de ylesine ki adi'nin, Tanri tarafindan daha nce indirilen Kitap'larda (Tevrat ve Incil'de) yazili oldugunu, ve daha nce gnderilen "Peygamber'ler" tarafindan mjdelendigini sylemistir. Gerekten de bir konusmasinda, Tanri'nin kendisini "peygamber" olarak gndermeden nce, Tevrat'in birinci satirinda nitelendirerek: "Muhammed Reslm ve tercih ettigim kulumdur" diye konustugunu bildirmistir . te yandan, Kur'n'a yerlestirdigi bir yet'le, Is'nin, Israiogullarina hitaben konusarak kendisinden sonra Ahmed adinda bir peygamberin gelecegini bildirdigini belirtmistir. Saf Sresi'nde yer alan bu yet aynen syle: "Meryem oglu Is: -'Ey Israilogullari! Dogrusu ben, benden nce gelmis olan Tevrat'i dogrulayan, benden sonra gelecek ve adi Ahmed olacak bir peygamberi mjdeleyen, Allah'in size gnderilmis peygamberiyim-' dedi..." (K. 61 Saf sresi, yet 6). Yni gy Is, kendisinden sonra Tanri'yi vecek, vmesini bilecek ya da Tanri tarafindan vlecek bir peygamberin (Ahmed'in) gelecegini haber vermistir10.
9

Oysa ne Tevrat'da ve ne de Incil'de yukardakilere benzer bir sey yoktur. Isa'nin getirdigi kitap diye bilinen Incil'de geen szck, ilerdeki sayfalarda belirtecegimiz gibi, "Ahmed" degil "Paracklete" dir ki, Kur'n yorumculari tarafindan genellikle "Faraklit" olarak alinmistir. Ve ne Tevrat'da, ne de Incil'de "Ahmed" adiyle gnderilecek bir peygamberden sz edilmist degildir. "Muhammed" adi'na gelince o da "fazletleri nedeniyle vlen kimse" demektir ki Kur'n'da ok geer. Tanri gy bu en "sevgili" ve "son" elisini "Ey Muhammed!" diye agirmaktan ve bu ad ile vmekten hoslanmaktadir. rnegin Klem Sresi'nde "(Ey Muhammed) sphesiz ki sen Rabbinin nmetine ugramis bir kimsesin ... (Ey Muhammed!) Sphesiz ki sen byk bir ahlka sahipsin..." (K. 68 Klem sresi, yet 1-2; 4) diye yazilidir. Ahzb Sresi'nde de sunu okuyoruz:"Sphe yok ki Allah ve melekleri, salevet getirir(ler) Peygamber (Muhammed)'e; ey inananlar siz de ona salevet getirin; tam teslim olarak da selm verin" (K. 33 Ahzb sresi, yet 56). Sylemeye gerek yoktur ki Muhammed, Kur'n'a yet'ler yerlestirirken, Tanri'yi genellikle "Muhammed" adini telaffuz eder sekilde gstermekle vnme ihtiyacini gidermege alismistir. nk "Muhammed" adi, biraz nce belirttigimiz gibi, "faziletleri nedeniyle vlmek gereken kimse" demektir ve iste gy Tanri Muhammed'i bu ynleriyle ycelterek anmaktadir. * Her ne kadar Muhammed, m'minlere: "(ocuklariniza) Ad olarak Peygamberlerin adlarini sein..." seklinde tavsiyede bulunmakla beraber, kendi adi'na ekli bulunan niteliklerin, su veya bu sekilde baskalari tarafindan kullanilmasina olanak tanimazdi. te yandan baskalari tarafindan sadece adi ile agirilmaktan hoslanmazdi; daha dogrusu, kendisine

sadece adiy'la hitap edilmesine izin vermezdi. Kendi adi'nin yce niteliklere brnlms olarak telaffuz edilmesini isterdi. rnegin kendisine hitap edilirken, sadece adi'yle hitap edilmesine izin vermezdi; isterdi ki, adiyle birlikte kendisine "Peygamber efendimiz", "Neb", "Resl", "Reslullah", "Resl-i Ekrem", "Habibullah" ya da "Eb'l-Ksim" szcklerinden biriyle hitap edilsin. Bunu saglamak maksadiyle Kur'n'a koydugu yet syle:"(Ey mminler" Peygamber'i, kendi aranizda birbirinizi agirir gibi agirmayin..." (K. 24, Nr sresi, yet 63) .
11

Mslmanlarin kendisini bu sekilde yceltici deyimlerle agirmalari gerektigini bildirirken, yine Kur'n'a koydugu yet'lerle, ya da Kur'n olmiyarak yerlestirdigi hkmlerle Tanri'nin bile kendisine "Ey sanli Resl..." (Mide sresi, yet 66), ya da "Nr'lar saan savk..." (Nr saan kandil) (Ahzb sresi, yet 44) gibi yceltici deyimlerle hitap ettigini, sylemis ve bunu bir vg vesilesi edinmistir. Fakat muhtemelen bunu da yeterli bulmamis olmali ki, Tanri'nin kendisine salevt getirdigini belirterek Ahzb sresi'ne su yet'i eklemistir: "Allah ve melekleri, Peygamber'e ok salevt getirirler. Ey m'minler! Siz de ona salevt getirin ve tam bir teslimiyetle selm verin" (K. Ahzb sresi, yet 56). Yorumcularin aiklamalarina gre "Allahumme salli al Muhammedin" demek "salt" anlaminadir, "Essalm aleyke eyyehhe'n-nebiyy" demek ise "selm"dir. Konuyu ilerdeki blmlerde ayrica ele alacagiz. Fakat simdilik burada belirtmek istedigimiz sudur ki Muhammed, yukardaki yet'i, koymakla sunu anlatmak istemistir ki, Tanri'nin dahi bylesine yce niteliklerle agirdigi ve salevt getirdigi bir kimse'yi, kul'llarin sadece ad zikrederek agirmalari mmkn degildir. Ve iste bundan dolayidir ki mslmanlar, Muhammed'in adi'ni anarlarken: "Peygamber efendimiz", "Neb", "Resl", "Reslullah", "Resl-i Ekrem", "Habibullah" seklindeki szlerden birini eklemeyi unutmazlar. Ayrica da onun adi'nin anildigini isittikleri zaman: "Aleyhisselt vesselm", "Salvatullah vesselm" "Allah'in salt ve se selmi onun zerine olsun" , gibi yceltici szleri tekrarlamaktan geri kalmazlar. Fakat bunu da yeterli saymazlar bir de "Fahr-ldeba, fahr-l-vzera" (vnen ve kendisiyle vnlecek olan kimse) diyerek ona karsi besledikleri sinirsiz sayginligi dile getirirler. Muhtemeldir ki, byle yapmakla Muhammed'in sefatine kavusacaklarini (rnegin Kiymet gn onun yardimiyle Cennet'lere alinacaklarini) hesap etmektedirler. nk Muhammed, Kur'n'a koydugu nice yet'lerle, onlara sunu bildirmistir ki, kendisine saygi gsterisinde bulunanlar kurtulusa ikacaklardir. Kendisine karsi sayginlik ifde edici deyimlerle hitap edilmesini ylesine nemli saymis idi ki, bu sayginliga glge dsrc her seye karsi asiri bir alinganlik gsterirdi. Kendisine "Rnina" diye hitap edilmesini yasaklayip, bunun yerine "Unzurn" denilmesini emretmek zere Kur'n'a koydugu su yet, bunun ilgin rneklerinden biridir: "Ey iman edenler! (Muhammed'e) 'Rina" demeyin, 'unzurna' deyin..." (K. Bakara sresi, yet 104). Arapa'da "Rina" szcg, "acele etme", "biraz bekle", ya da "izin ver de anlayabilelim" gibi anlamlara gelir. Arap'lar, Muhammed'i dinlerlerken bazan sylenenleri anlamazlar ve "Ey Reslullah, sylediklerini anlayabilmemiz iin biraz bekle, izin ver ki anlayalim" demek zere "Rina" derlerdi. Kuskusuz ki bu szcgn sayginlik karsiti olan bir yn, yni hakret niteligi yoktu. Nitekim Muhammed, onlarin bu sekilde konusmalari halinde konusmasini yavaslatir, soylediklerinin onlar tarafindan anlasilmasina alisirdi. Ancak ne var ki "rina" szcgnn bir benzeri, ayni zamanda Ibrance'de ve Suryance'de vardi. Anlam itibariyle, genellikle "bizim oban" demekti. Bununla beraber bir de kisiler arasinda hakret ve kfr seklinde kullanililirdi, ve kullanildigi zaman "Dinle, a sz dinlenmemek gereken herif", ya da "Dinle, a dinlenmeyesi adam" gibi anlamlar tasirdi. Nitekim Yahudiler, birbirlerine svp saymak iin, ogu kez "rina" szcgn kullanirlardi. Islm kaynaklarinin aiklamasina gre gy Yahudiler, mslmanlarin Muhammed'i "rina" diye agirmalarini firsat bilmisler ve ona hakret olsun diye "rina" diyerek ona hitap emege baslamislardir .
12

Gerekten bu byle midir? Yoksa Yahudi'ler, hakret maksadiyle degilde sirf "Bizim oban" demek iin mi byle yapmislardir? Bilemiyoruz! Fakat bir an iin Muhammed'i hakir grmek maksadiyle "rina" szcgn sarfettiklerini kabul etsek bile, Muhammed bakimindan nemli olmak gereken sey Yahudilerin degil, fakat mslmanlarin kendisine hitap sekli olmak gerekmez miydi? Mslmanlarin hitap seklinde hakret niteligini tasiyan bir sey bulunmadigina gre, onlari "rina" sozcgn kullanmaktan vazgeirmenin makul bir gerekesi olabilir miydi? Elbette ki olamazdi ve olmamaliydi! Ancak ne var ki Muhammed, biraz yukarda degindigimiz gibi, kendi adi'nin yceltilmesini ylesine nemli bilmekte, ve bu konuda ylesine bir alinganlik gstermekteydi ki, mslmanlara "rina" demeyi yasaklayip, bunun yerine ayni anlamdaki "unzurn" szcgn kullanmalarini emretmekten kendini alamamistir. Bu maksatla Kur'n'a, yukarda degindigimiz yet'i koymustur ki tamami syle: "Ey iman edenler! (Muhammed'e) 'Rina" demeyin, 'unzurn' deyin. (Sylenenleri) dinleyin ki kfirler iin elm bir azab var..." (K. Bakara sresi, yet 104). Burada geen "unzurn" szcgn semekle Muhammed, Mslmanlarin kendisine biraz daha saygin sekilde hitap etmelerini saglama amacini gtmstr. Su bakimdan ki "unzurn" szcgnde, mslmanlarin kendilerine "nezret edecek" (kendilerini gzetecek, koruyacak) bir imama bagli olup, onun szn dinleyecekleri, ona bas egecekleri ve bylece bir mmet olusturacaklari anlami yatmaktadir. * Grlyor ki Muhammed, kendi adi'nin yce niteliklere brnms olmasini, etki yaratmak bakimindan nemli bulmus ve bunu kendisi iin vnme vesilesi yapmistir. Buna karsilik kisilere "ok iyi ve iddili olmayan", ve daha aikcasi "kltc" ad'lari vermekle, onlari "mahviyet" ierisinde tutabilecegini, ve bylece Tanri'ya "teslimiyet" ierisinde kilabilecegini ve dolayisiyle kendisine kolaylikla bas egdirtebilecegini hesaplamistir. Nitekim kendisine itaat etmenin Tanri'ya itaat etmek olduguna dir Kur'n'a: "Ey Muhammed! Sphesiz sana bas egerek ellerini verenler, Allah'a bas egip el vermis sayilirlar" (K. Fetih sresi, yet 10), ya da "Allah ve peygamberine kim itat ederse Allah onu bu cennetlere kor..." (K. Nis sresi, yet 13-14) seklinde yet'ler koymakla, bu sonucu hazirlayabilmistir. Daha baska bir deyimle Muhammed, en gzel ve yceltici nitelikleri belirleyen ad'lari Tanri'ya ve kendisine, ve te yandan "mahviyet" yaratici ad'lari da kisilere semek gibi bir siyset izlemekle sinirsiz bir iktidar ve prestij saglamayi amalamistir. Bundan dolayidir ki m'minlerin ycelik taslayan ya da her ne sekilde olursa olsun iddili sayilabilecek ya da benlik oksayici ve gurur yaratici ad'larla agirilmalarini yasaklamistir. Onlara uygun grdg ad'larin basinda Abd'Allah, ya da Ubeydullah gibi ad'lar vardir ki kisi'ye kul'luk durumunu, hatt kul'lugun da en asagi seklini hatirlatir nitelikte seylerdir. nk Arapa'da "Abd" szcg "Kul" demek olup Abd'Allah adi "Allah'in klesi" anlamina gelir. "beyd" szcgu ise "kk kul" ya da "degersiz kul" demek oldugu iin Ubeydullah adi "Tanri'nin Kk kulu", ya da "Tanri'nin degersiz ufak klesi" anlamina gelir. Bu tr ad'larin Allah tarafindan en ok sevilen ad'lar oldugunu sylerdi. Her ne kadar kendisini "Allah'in kul'u" olarak tanitmakla beraber, diger kul'lardan ok farkli bulundugunu belirtmek zere "... Ben btn insanlarin en ycesi'yim, en sereflisiyim... Mahser halkinin efendisiyim" seklindeki vnmeleri yaninda, bir de btn kul'lar ierisinde, Tanri indinde en "tercihli" kul oldugunu sylerdi: hem de gy peygamber olarak gnderilmeden nce btn niteliklerinin Tevrat'da yazildigini ne srerek! Bu hususta Imm Gazal syle diyor: "Allah Tel, henz onu peygamber olarak gndermeden nce, Tevrat'in birinci satirinda vasiflayarak: -'Muhammed reslm ve tercih ettigim kulumdur'-..." .
13

Yine hatirlatalim ki, her ne kadar kendisini Tanri'nin kul'u olarak gstermekle beraber, aslinda kul durumunda grmezdi; grmek syle dursun, ve fakat Tanri'nin bile salevt getirdigi ycelikte bilmekteydi; ve bunu kendisine en byk bir vnme vesilesi edinmisti (Bkz. K. Ahzb sresi, yet 56).

te yandan kisilerin iddili ad'lar tasimalarini, kendi adi'nin yceligiyle rekbet saydigi iin, bu tr bir ad takinmis olan kimselerin ad'larini degistirirdi. rnegin "ok iyi", ya da"cmerd", ya da "ok bagislayan" anlamina gelen "Berre" adi'ndaki kimselere ad'larini degistirmelerini emreder, onlara baska ad'lar verirdi. Nitekim Eb Seleme'nin lm zerine onun dul kalan karisi mm-i Seleme ile evlendiginde, kadinin Berre adindaki kizini karsisina alip: "Siz kendi kendinize nefislerinizi tezkiye etmeyiniz. Allah Birr ihsn shiplerini sizden daha iyi bilir" diyerek kizcagizin adini Zeynep olarak degistirmistir . Yine bunun gibi "Cahs'in kizi" diye bilinen ve asil adi Berre olan diger bir esinin (ki ) adini da Zeyneb yapmistir.
14 15

Yine ayni sekilde, Tanri kul'lari iin iddili buldugu "Hazn" adini da hi kimselere tasitmazdi, nk bu ad "Kati", "sert", "zor", ya da "kafa tutan" anlamindaydi. Bu ad ile agirilan birine rastladigi zaman, adini degistirmesini ve ihtar eder, ona "Sehl" adi'ni almasini sylerdi; nk "Sehl", bir bakima "Hazn" szcgnn tersi anlaminda olup "yumusak" ve "kolay" demektir ki kisilerin Tanri ve "Peygamber" buyruklarina bas egmekte kusur etmeyeceklerini ifde eder . Sylendigine gre bir gn "Hazn" adinda birine rastlamis ve ona: "Senin adin Hazn degil Sehl'dir" demis, ve fakat adam adinin degistirilmesini istemedigi iin: "Hayir, babamin koydugu bir adi degistirmem" diye karsilik vermistir. Muhammed'e karsi gelmenin felket dogurucu bir sey oldugunu anlatmak maksadiyle Islm kaynaklari, bu adamin ilece felkete ugradigini ne srerler .
16 17

Muhammed'in iddili buldugu ad'lardan biri de "Asiye" adi'dir, nk bu ad, "isyankar", yni "bas kaldiran" ya da "kafa tutan" anlamlarina gelir. Insanlari "bas kaldiran" degil fakat "bas egen" yaratiklar olarak grmek istedigi iindir ki "Asiye" adini, begenmez bunun yerine "gzel" anlamina gelen "Cemle" adinin kullanilmasini isterdi .
18

Yine bunu gibi "Melik'l-Emlk" seklindeki ad'larin Tanri'nin hosuna gitmeyen ad'lardan oldugunu, ve nk bu ad'in, "kral'lar krali" ya da "hkmdarlar hkmdari" anlamina geldigini bildirmistir .
19

te yandan, m'minler iin vnme vesilesi olabilecek nitelikteki bazi ad'lari, "ugursuzluk getirir" gerekesine dayanarak yasaklamistir ki bunlar arasinda "Eflah" ("en basarili", "stn gelerek en ok yenen", "en ok kurtulan" anlamindadir), ya da "Nech" ("basarali, kurtulan" anlamina gelir), ya da "Rebh" ("Yarar ve kazan" anlamini tasir) gibi ad'lar vardir. Muhammed: "Bu adlari ocuklariniza sakin koymayin" diyerek mslmanlara uyarida bulunmus , bu ad'larin ugursuzluk umutsuzluk ve znt gibi ktlkler getirecegini bildirmistir. . Sylemeye gerek yoktur ki byle bir gereke, btila inanmisliktan kaynaklanmistir. Bundan baska bir de kendi knyesi olarak kabul ettigi "Eb'l-Ksim" adinin baskalari tarafindan kullanilmasini yasaklamistir. Biraz nce dedigimiz gibi, her ne kadar baskalarinin "Muhammed" adiyle agirilmalarina ses ikarmamakla beraber "Eb'lKsim Muhammed" seklinde ad almamalarini emretmistir .
20 21 22

Mslim'de yer alan ve Eb's-Seyh'in, Abdullah b. Ubeyd'ten rivyeti iolan bu hads iin Bkz. Gazal, age (1975), (Cilt II, sh. 899-900) Muhammed'in sylemesine gre: "Tanri'nin doksan dokuz adi vardir, ve bu ad'lari sayan (ezberleyen) kimse

cennete girecektir...". Buhar ve Mslm ve Tirmiz ve Ibn Mce gibi kaynaklarda yer alan bu hads iin bkz. Turan Dursun, Kur'n Ansiklopedisi (Cilt I, sh. 108 ve d.)
3 4 5

Elmalili H. Yazir, age (Cilt III, sh. 2654) Buhar'nin Cbir Ibn-i Abdillh'tan rivyeti iin bkz. Sahih-i... (Cilt IX, sh. 255 ve d.) Beyhak'ni Delil' inden ve ayrica Buhar'den naklen . Bkz. Sahih-i... (Cilt IX, sh. 250 Hads no. 1439). Bu konuda ayrica bkz. Gazal, Ihy.., (Cilt II, sh. 900) Bu konudaki hadsler iin Bkz. Ali el-Kaar, Serhu's-Sif (Istanbul 1303) Eb Ms'l-Esar'nin rivyeti olarak Mslim'in Fedil'inde yer alan bu Hads iin bkz. bkz. Turan Dursun, Kur'n Ansiklopedisi, (Kaynak Yayinlari, Istanbul 1994 ; Cilt I, sh. 258 ve d.). ayrica bkz. Gazal, Ihy... (Cilt II, sh. 900) Mslim'in Eb's-Seyh'in Abdullah b. Ubeyd'den rivyetine dayali bu ahds iin bkz. Gazal, Ihy... (Cilt II, sh. 900). Gazal, Ihy... (Cilt II, sh. 879)

6 7

Islmci'lar Incil'de (daha dogrusu Yuhanna Incili'nde) Is'nin kendisinden sonra "Feraklid" adli ve kendisi gibi kurtarici nitelikte bir kardes peygamberin gelecegini bildirmistir ve "Feraklid" adi gy "Ahmed" adi'nin karsiligi olan bir ad'tir. Oysa ki bu Muhammed'in kendi hayalinden ortaya vurdugu bir seydir. Konuyu baska bir vesile ile inceledigimiz iin burada fazla durmuyoruz. 11 Nr sresi'nin 63c yeti'nin Diynet Vakfi tarafindan yorumuna bakiniz. Beyzav ve Celaleddin gibi en saglam kaynaklara gre Nr sresi'nin 63c yet'inin bu tmcesi, Muhammed'e hitap seklinin sayginlik ifde etmesi iin konmustur. Anlatilmak istenmistir ki mslmanlar, Muhammed'i agirirlarken, onu adini, yukarda belirtildigi gibi, yceltici nitelikteki eklemeler yapmak zorunlugundadirlar. Bununla beraber bu tmcenin farkli sekillerde yorumlandigi da grlmekte. rnegin Elmalili H. Yazir gibi yorumcular bunu syle anlarlar: "(Ey m'minler!) Peygamber'in dusini aranizda birbirinize ettiginiz du gibi farz etmeyin...".
10 12

Bu hususlar iin Diynet Vakfi'nin Kur'n evirisinde Bakara sresi'nin 104c yetiyle ilgili aiklamasina bakiniz. Ayrica bkz. Elmalili H. Yazir, age (Cilt I, sh. 452 ve d.) Imm Gazal, age (Cilt II, sh. 879). "Berre" adi'nin lgv anlami "Birr-i ihsni ok", "cmerd" kimse'dir. Eb hreyre'nin rivyetine dayali bu hads iin bkz. Sahih-i... (Cilt XII, sh. 1609, Hads no. 2011; Cilt VII, sh. 530 (2.baski'da sh. 390) Sahih-i... (Cilt VII, sh. 530; ikinci baski'da sh. 390; ayrica bkz. Cilt XII, sh. 160-1) Mslim ve Eb Davud kaynaklarindan naklen bkz., Dursun, age (1994), C. I. sh. 115 Mslim ( hads no. 2139) ve Eb Davud (hads no. 4952) kaynakli bu hadsler iin bkz. Dursun, age (1994), C. I, sh. 115 Buhar'nin Edeb (Bap 114, c.VII, sh.119) ve Eb Davud'un rivyetleri iin bkz. Turan Dursun, Kur'n Ansiklopedisi (Kaynak Yayinlari, Istanbul 1994, Cilt I. sh. 114) Mslim (hads no. 2137) ve Eb Davud ( hads no. 4958) kaynakli bu hadisler iin bkz. Dursun, age (1994), Cilt I. sh. 114 Dursun, age (1994), C. I, sh. 114 Eb Hreyre'nin rivyetine gre Muhammed: "Benim adimi takiniz. Knyemi (Y Eb'l-Ksim knyesini) takinmayiniz" demistir. Bununla beraber bu szleriyle kisilere sadece "Eb'l-Ksim Muhammed" adini

13 14 15

16 17 18

19

20

21 22

yasakladigi ve bu nedenle "Eb'l-Ksim" adinin baska ad'larla biurlikte kullanilabildigi belirtilir. Bkz. Sahihi... (Cilt I, sh. 104; Cilt IV, sh. 404)

II) "Merhametli", "Sefkatli" ve "Yumusak davranisli", oldugunu syliyerek vnmekle beraber, bu niteliklere ters dsen davranislarda bulunur. Biraz yuklarda belirttigimiz gibi Muhammed, kendi kendisini insancil, ok sefkatli, ok aciyan, yumusak davranisli olarak tanimlamak maksadiyle, Tanri'nin kendisine "Raf" ve "Rahm" adlarini vermekle sereflendirdigini, ve nk bu ad'larin esas itibariyle Tanri'nin doksan dokuz adindan ikisi oldugunu sylerdi . Hem de ylesine ki, Tanri tarafindan daha nce hi kimseye ve hibir peygambere bu iki ad'in ayni zamanda verilmedigini eklerdi. Bu maksatla Kur'n'a koydugu yet'lerden biri syle: "Sanim hakki iin size bir Resl geldi ki: kendinizden, gayet izzetli, zorlanmaniz ona agir geliyor, stnze hirs ile titriyor, m'minlere raf, rahm'dir..." (K. Tevbe sresi, yet 128). Dikkat edilecegi gibi burada yazilanlara gre Muhammed, merhameti ve sefkati ok olandir ama, bu acima ve sefkat sadece "inanirlara" (mslmanlara) karsidir; mslman olmiyanlara karsi "acima" diye bir sey sz konusu degildir!
1

te yandan merhametli ve sefkatli olusunu Muhammed, Tanri'nin keyfiligine baglamis gibidir; yni bu meziyetleri kendi basarisina degil fakat Tanri'nin dilegine baglamistir. Nasil ki kendisini dogru yola sokanin Tanri oldugunu sylemis ise (Bkz. Fetih sresi, yet 2) , merhamet ve sefkat gibi niteliklere de Tanri tarafindan sahib kilindigini belirterek vnrd. Imrn sresi'ne koydugu su yet bunun kaniti: "Allah'in rahmetinden dolayi, ey Muhammed, sen onlara karsi yumusak davrandin. Eger kaba ve kati kalbli olsaydin, sphesiz etrafindan dagilir giderledi..." (K. Al-i Imrn sresi, yet 159). Yni gy Tanri Muhammed'i, hasin, acimasiz ya da kati yrekli degil fakat yumusak davranisli yaratmistir .
2 3

Grlyor ki Muhammed, ok acimali ve ok sefkatli olarak grnrken, bu niteliklerini Tanri'nin acimasi ile sinirlamistir; yni acimasiz, hasin ve sert davranista bulunacak olursa,

btn bu durumlarin hep Tanri'dan oldugunu anlatmaga alismistir. Ve iste bu tr bir mantik oyunu iledir ki Muhammed, kendisine kafa tutanlara, kendisini "Peygamber" saymayanlara (daha dogrusu "munafik" ya da "kfir" diye tanimladigi kimselere) karsi son derece hasin, kati yrekli ve insafsiz davranislara ynelmekte sakinca bulmamistir. Bedr gn ldrlen Kureys esrafindan kisileri pis bir kuyuya attirdiktan sonra onlarin cesetlerine hakretler savurmaktan (ki "Ilh intikam olayi" diye bilinir), ya da hirsizlik ettiler ve Islm'i terkettiler diye Ureyne kabilesi'ne mensup sekiz kisi'yi, ellerini ve ayaklarini aprazlama kestirtikten sonra, kizgin gnes altinda lme terketmesinden tutunuz da, kendisini hicveden sairleri ldrtmesine, ya da Ben Nadr Yahudilerinden Safiyye bint-i Huyey b. Ahtab adindaki gen ve gzel bir kadinin babasini ve kocasini (hazine'nin yerini bildirmediler diye) ldrttkten sonra, o gnn gecesinde (ya da bir ka gn sonra) Safiyye ile gerdege girmesine, ya da Ben Kureyza adindaki yahudi kabilesinden esir olarak ele geirdigi dokuz yz kadar insanin kellelerini bir gnn gecesinde kestirtmesi olayina varincaya kadar saymakla bitmez nice rnekler vardir ki Muhammed'in "merhametli" oldugu iddilarini rtmege yeter .
4

Muhammed'in sylemesine gre: "Tanri'nin doksan dokuz adi vardir, ve bu ad'lari sayan (ezberleyen) kimse cennete girecektir...". Buhar ve Mslm ve Tirmiz ve Ibn Mce gibi kaynaklarda yer alan bu hads iin bkz. Turan Dursun, Kur'n Ansiklopedisi (Cilt I, sh. 108 ve d.) "Bylece Allah, senin gemis ve gelecek gnahini bagislar. Sana olan nimetini tamamlar ve seni dogru yola iletir" (K. 48, Fetih sresi, yet 2). Gazl, age (Cilt II, sh. 880). Elmalili H. Yazir, age (Cilt II , sh. 1212) Bu rneklerden bazilari iin benim "Serit'tan Kissa'lar" adli iki kitabima bakiniz.

3 4

III) "Ben gzel ahlki tamamlamak iin (Peygambeer olarak) gnderildim" diyerek ve"Her kes bana uyar. Ben btn iyilikleri cmi bir insanim..." diye ekliyerek her hususta "yceligiyle" vnr. Tanri'nin kendisini her trl ktlkten uzak kildigini, her hususta temize ikardigini syler:

"Ahlk" ve "Karakter" bakimindan btn insanlara stn ve "rnek" oldugunu anlatmak iin Muhamed, Tanri'nin kendisini her trl ktlkten ve gnahlardan uzak kildigini, her hususta akladigini syliyerek vnrd. Gy Tanri onu, daha "peygamber" yapmadan nce de, yani "Cahiliyye" dneminde dahi korumaktan, dogru yola sokmaktan yce bir ahlk'la donatmaktan geri kalmamistir. rnegin, gy bir def'asinda, cahiliyye insanlarinin kadinlarla beraber yaptiklari eglenecelere iki gece katilmak istedigi halde Tanri onu, her iki

gece korumustur. Gya bir gece Mekke'li genlerle birlikte koyun otlatirken, arkadasina: "Koyunlarima gz kulak ol, Mekke'ye gidip, genlerin arkdaslariyle sohbet ettikleri gibi, ben de dostlarimla sohbet edeyim" demis, arkadaslari da kabul ettikleri iin kalkip Mekke'ye gitmis, ve orada evlerden birinde tef ve ney seslerini duyup "Bu ne?" diye sormus, ve birisinin dgn vesiylesiyle eglence yapildigini grenipte seyretmek zere oraya oturdugunda, Tanri onu hemen uyku'ya daldirmistir. Hem de ylesine ki gnes dogana kadar uyanamamistir. Sonra kalkip koyunlarini gttg yere dndgnde kendisine "Ne yaptin?" diye soranlara: "Bir sey yapmadim" diye yanit vermistir. Yine gy bir baska zaman ayni sekilde koyunlarini arkadaslarina birakip Mekke'ye gittiginde, dgn eglencelerini seyretmek istediginde, Tanri onu uykuya yatirmis ve gnes doguncaya kadar uykuda tutmustur. Gnesin dogmasiyle uykudan uyanipta koyunlarinin yanina dndgnde arkadaslari ona "Ne yaptin?" diye sormuslar, o da "Hibir sey yapmadim" seklinde yanit vermis ve iste bu iki olaydan sonra, gy bir daha artik bu gibi "kt" seyleri tekrarlamamistir1. Yine bunun gibi gy Tanri onu, baskalarinin ktlemelerinden dolayi aklamistir; rnegin kendisine "delidir" (mecnn'dur) diyenler hakkinda: "Sen Rabbinin nmeti sayesinde mecnn (deli) degilsin" (K. 68 Klem sresi, yet 1-2) diye konusmus ve "Sen elbette yce bir ahlk zeresin" (K. 68 Klem sresi, yet 4) , ya da "Arkadasiniz (Muhammed) mecnun degildir..." (K. Tekvr sresi, yet 22) diye bildirmistir .
2 3

Kur'n'a koydugu yet'lerle Muhammed, kendisini ahlkiligin temsilcisi ve ahlk faziletlerin tamamlayicisi olarak tanimlar ve: "Ben gzel ahlki tamamlamak iin (Peygamber olarak) gnderildim" der ve:"Her kes bana uyar. Ben btn iyilikleri cmi bir insanim..." diye ekliyerek vnrd. Kur'n'a koydugu su yet'le, Tanri'nin kendisi iin: "... (Ey Muhammed!) Sen ... byk bir ahlk zerindesin!..." (Bkz. Klem sresi, yet 1-7) dedigini sylerdi. Yine "ahlkilik" ve "fazilet" bakimindan insanlar iin en mkemmel ve en canli bir rnek oldugunu anlatmak zere Tanri'nin, yeminler ederek kendisi iin syle konustugunu eklerdi: "Andolsun ki, Reslullh (Muhammed), sizin iin Allah'a ve ahiret gnne kavusmayi umanlar ve Allah'i ok zikredenler iin gzel bir rnektir" (33 Ahzb sresi, yet 21). Anlatmak istedigi sey kendisini rnek alip inanan ve saygi gsterenlerin cennet'lere ulasacaklari idi. Bu dogrultuda olmak zere Kur'n'a koydugu yet'lerden bir diger rnek syle: "... O Peygamber'e (Muhammed'e) inanip ona saygi gsteren, ona yardim eden ve onunla birlikte gnderilen nr'a uyanlar var ya, iste kurtulusa erenler onlardir" (K. 7, A'raf sresi, yet 157).
4

Btn bu vnmelerinin altinda, insanlari her hususta oldugu gibi ahlkilik aisindan da asagi grmek gibi bir duygunun yattigini yadsimak mmkn degildir. Biraz yukarda belirttigimiz gibi:"Gznz ain... Allah nezdinde, gelmis ve gelecek btn insanlarin en sereflisi, en ycesi benim..." diye konusurken btn insanlari kendisine oranla asagiladigi ortadadir. Sadece btn insanlara karsi degil, fakat, biraz ilerde gorecegimiz gibi, gelmis gemis btn peygamberlere karsi da bu yukardaki hususlarda stn oldugunu sylerdi. Bu peygamberler ierisinde sadece Ibrahim'i kendisine birazcik yaklasik kertede bulur ve syle derdi:"Gerek ahlk ve gerek yaratilis bakimindan da bana en ok benzeyen Ibrahim Aleyhisselm'dir" .
5

Ancak ne var ki, ahlk ve yaratilis itibariyle btn insanlarin ve btn peygamberlerin en stn oldugunu sylerken yasami boyunca yaptigi nice olumsuz davranislari, nice gaddarliklari, kindarliklari, insafsizliklari (rnegin savas ve saldiri yolu ile insanlari esir alip kellelerini kestirdigini, kin besledigi kimseleri ldrttgn, ogullugu Zeyd'in karisi Zeyneb'e

asip olup onunla evlendigini, Safiye'nin kocasinin ve babasinin baslarini kestirtikten sonra onunla havlet oldugunu ve daha buna benzer nice davranislarini) unutmus grndg muhakkaktir.
1 2 3 4

Bu hususlar iin bkz. Muhammed Ibn Ishak, Siyer, (Akabe Yayinalri, Istanbul, I.ci baski 1988, sh. 132) Ayrica bkz. Sebe Sresi, yet 46; ve Tekvir Sresi, yet 22 Bu konuda bkz. Gazal, age (Cilt II sh. 873); Elmalili H. Yazir, age, (Cilt VII, sh. 5253) Muvatta'nin Kitab Hsni'l-Hulk adli kitabinda naklen bkz. Turan Dursun, Kur'n Ansiklopedisi, (Kaynak Yayinlari, Istanbul 1994, Cilt I, sh. 245) Buhar'nin rivyetine dayali hads iin bkz. Sahih-i... (Cilt VII, sh. 327). Mslim'in rivyeti iin bkz. Gazal, age (1975), (Cilt II, sh. 889-890)

IV) "Ben lnetleyici olarak degil, rahmet olarak gnderildim" diyerek vnr. Bununla beraber mr boyunca "lnetleyici" olmaktan geri kalmaz (K. Al-i Imrn 61).

Sylendigine gre Muhammed, bir savas sirasinda Ashab'dan bazi kimselerin kendisine: "(Y Resl'allh) Bunlara lnet etseniz" dediklerini grnce: ""Ben lnetleyici olarak degil, rahmet olarak gnderildim" diyerek karsilik vermistir .
1

"Rahmet" szcg "esirgeyen", "merhamet eden" (ok aciyan) ve benzer anlamlara geldigi iin, bu yukardaki szleriyle Muhammed kendisini, hi kimseye kt sz sylemeyen, ve Mslim olsun, kfir olsun, genel ya da zel olsun, asla beddu etmeyen, lnet etmeyen, intikam nedir bilmeyen bir kimse olarak tanimlamak istemistir. Islm yazarlari, onun bu szlerini esas alarak, kiral'dan ziyde kiralci kesilirler ve Muhammed'i yumusak yrekli, kin tutmayan, hasin olmayan, hi kimseye kt sz soylemeyen, insanlara en ok aciyan, en hayirli ve en yararli olan bir kimse olarak tanitirlar. Hatt Kur'n'in su yeti'ni buna rnek olarak kullanirlar: "(Ey Muhammed!)... Allah'tan bir rahmet iledir ki sen onlara yumusak bulundun; eger kati yrekli bir nobran olsa idi, elbette etrafindan dagilmis gitmislerdi..." (K. Al-i Imrn sresi, yet 159) Oysa gerek byle olmaktan ok uzaktir, nk Muhammed, bir yandan "Ben lnetleyici olarak degil, rahmet olarak gnderildim" seklinde konusurken, diger yandan kisilerle lnetlesmis, ogu kisilere lnetler yagdirmis ve Kur'n'a lnetlesme'nin Tanri emri olduguna dir su emri koymustur: "Sana bu ilim (Kur'n) geldikten sonra seninle bu konuda ekisenlere de ki: -Geliniz sizler ve bizler de dahil olmak zere, siz kendi ocuklarinizi, biz de kendi ocuklarimizi, siz kend kadinlarinizi, biz de kendi kadinlarimizi agiralim, sonra da lnetleselim de, Allh'in lnetinin yalancilara olmasini dileyelim" (K. 3 Al-i Imrn 61).

Bu yeti ne vesileyle koydugunu ve lnetlesmeyi ya da husmet ve dsmanlik besledigi kimselere karsi lnet'ler yagdirmayi nasil gnlk yasaminin icblarindan yaptigini, rnekleriyle birazdan grecegiz. Fakat daha nce Kur'n'in yukarda degindigimiz: "(Ey Muhammed!)... Allah'tan bir rahmet iledir ki sen onlara yumusak bulundun; eger kati yrekli bir nobran olsa idi, elbette etrafindan dagilmis gitmislerdi..." (K. Al-i Imrn 159) seklindeki yeti'yle ilgili bir iki hususu belirtelim ve hemen ekleyelim ki bu yet, lnet'lesmeyi, ya da lnet yoluna basvurmayi nlemek iin konmus degildir. Uhud savasi'nda bazi okularin, ganimete konma hevesiyle grevlerini terketmeleri ve Muhammed'in onlara karsi hasin ve sert davranmayip yumusak davranmasi vesilesiyle konmustur. Ancak ne var ki bu davranis, esas itibariyle Muhammed'in ikarlarini saglama amacina dayali bir davranistir, nk Muhammed, Uhud savasi'nin kaybedilmesinin baslica sorumlusudur, ve bu sorumlulugun yarattigi bilin alti itisle yumusak davranma zorunlugunda kalmistir. Su bakimdan ki dsman'a karsi meydan savasi vermek ya da savunma taktigini kullanmak hususunda kararsiz kalmis, ve sonunda meydan savasi yolunu semistir: bu yzden Uhud hezimetine (yenilgisine) sebeb olmustur. Bununla beraber hezimetin yanlis bir taktik nedeniyle degil, fakat askerlerden (zellikle okulardan) bazilarinin ganimet edinme telasiyle grevlerinden ayrilmalari yznden meydana geldigini sylemistir. Byle bir durumda onlari cezlandirmanin olumsuz sonular doguracagini bildiginden yumusak bir tutum takinmistir. Eger kendini bilin alti bir sululuk duygusu ierisinde hissetmemis olsaydi, hi sphesiz onlara lnet'ler yagdirmaktan geri kalmayacakti. Nitekim su ya da bu sebeble husmet besledigi kimselerle lnetlestigi, ya da onlari lnetledigi, haklarinda beddu'larda bulundugu ok olmustur. Ve esasen o, biraz yukarda isret ettigimiz gibi, "lnetlesmeyi" bir Tanri emri olmak zere Kur'n'a yerlestirmistir. Imrn sresi'nin 61.ci yeti'ni tekrar okuyalim: "Sana bu ilim (Kur'n) geldikten sonra seninle bu konuda ekisenlere de ki: -Geliniz sizler ve bizler de dahil olmak zere, siz kendi ocuklarinizi, biz de kendi ocuklarimizi, siz kendi kadinlarinizi, biz de kendi kadinlarimizi agiralim, sonra da lnetleselim de, Allh'in lnetinin yalancilara olmasini dileyelim" (K. 3 Al-i Imrn 61) . Grlyor ki Tanri, mslman kullarina l'netlesme yolunu gstermekte ve onlara: "Tanri'nin lneti farkli inantakilere olsun" seklinde dilekte bulunmayi salik vermekte! Kuskusuz ki konusan Tanri degil, fakat yine Muhammed'tir. Ve bunu yapmakla Muhammed, Tanri fikrini zedelekte oldugunu farketmemistir. Su bakimdan ki, bir yandan "lnetleyici" olmadigini syliyerek, daha dogrusu "Ben lnetleyici olarak degil, rahmet olarak gnderildim" diyerek vnrken, diger yandan Tanri'yi "lneti" imis, ve insanlari lnetlesmeye agirirmis gibi gstermistir.
2

Animsatalim ki Muhammed'in Kur'n'a koydugu bu yukardaki yet'e "mlane yeti" adi verilmistir. "Mlane" deyimi, iki kisinin birbirine lnet etmesi anlamini tasir. Bu szcgn tanimini Islm kaynaklari syle yapmakta: "L'net, dnyda ve hirette Allah'in rahmetinden uzaklik demek olup mlane de iki taraftan her birinin brs hakkinda Allah'in rahmetinden uzak olmasina dudan ibrettir" .
3

Ve iste Muhammed, lnetlesmenin ve lnet savurmanin Tanri emri oldugunu belirtmek sretiyle farkli inan ve dsncede olan kimselere karsi kin ve intikam duygularini dile getirme olasiligini bulmustur. Nitekim Ibn-i Sa'd gibi en saglam Islm kaynaklari, Muhammed'in bu yet'e dayali olarak Necrn hiristiyanlari ile yapmis oldugu l'netlesmeyi hikye ederler ki zet olarak syledir: Yemen'in Kuzey Dogusu'nde bulunan Necrn kent'inde yasayan hiristiyanlara hitaben Muhammed bir mektup yazar ve kendilerini Medine'ye agirir. Maksadi onlari Islm'a sokmaktir. Necrn hiristiyanlarini temsilen 14 kisilik bir he'yet, baslarinda emirleri Abdlmesh Akib olmak zere Medne'ye gelirler. Mescid-i Sadet'te namaz kilarlar.

Sonra Muhammed'in huzuruna ikarlar. Fakat zerlerinde ipek kumastan yapilmis giysiler bulundugu iin Muhammed onlardan yz evirir ve iltifatta bulunmaz; herhangi bir grsme de yapmaz. nk Islm bir kural olmak zere ipekten giysileri yasaklamistir. O sirada orada bulunan Osman b. Affn, ki bilindigi gibi Muhammed'in damadi'dir, Necrn hey'etine hitaben konusarak: "Huzura ipekli elbiselerle ve mkellef giyimli bir hey'ette geldiginiz iin Reslullh size iltifat buyurmadi" der. Bunun zerine adamcagizlar kalkip giderler ve ertesi gn degisik giysilerle, ve ruhban hey'etinde olarak Muhammed'in huzuruna ikarlar; selm verirler, Muhammed selmlarini karsilar ve onlardan mslman olmalarini ister. Fakat Necrn'lilar bunu kabul etmezler. Etmeyince Muhammed onlarla Isa hakkinda uzun boylu bir tartismaya girisir; onlara Kur'n'dan yet'ler okur. Fakat bir trl onlari ikn edemez. Bunun zerine syle der: "Eger benim tebligimi inkr edip kabul etmiyorsaniz haydi gidiniz, ilenizle geliniz, sizinle mlane edelim (lnetleselim)" der. Bu teklifi dinleyen Necrn hey'eti, ne lnetlesmek isterler ve ne de mslman olmak. Mslman olmaktansa hiristiyan kalip cizye (kafa parasi) vermeyi tercih ettiklerini bildirirler ve: "(Biz hiristiyan kalacagiz. Fakat) bizden istedigin vergiyi (cizye'yi) verecegiz. Su kadar ki, bizimle Necrn'a emniyetli bir zti (me'mur) gnderiniz. Gndereceginiz bu kimse her halde emn olsun" derler; sonra Muhammed'le bir andlasma imza ederler. Muhammed de onlara Eb Ubeyde Ibn-i Cerrh adinda birini verir ki, cize'yi getirsin diye. Andlasma hkmne gre Necrn hiristiyanlari, bin kati Receb ayinda ve bin kati Safer ayinda teslim edilmek zere yilda iki bin kat "hil'at" (yni ok byk degerde kaftan), ve ayrica biner "okiyye" den iki bin "okiyye" nakid (ki her bir okiyye kirk dirhem altin karsiligidir) demeyi kabul ederler. Ayrica Yemen'de bir karisiklik ikacak olursa riye olarak 30 zirh, 39 kargi, 30 deve ve 30 at vereceklerdir .
4

Islm kaynaklarinin bildirmesine gre Necrn heye'ti, Muhammed'le "mlane'den" (lnetlesmekten) korkup ekindikleri iin cize vermege razi olmuslardir; nk eger lnetlesmeye kalkacak olsalar, Muhammed'in lnetinin tutacagini ve bunun sonunda kendilerinin helk olacaklarini dsnmslerdir . Sylemeye gerek yoktur ki Necrn'lilarin korktuklari sey lanetlesmek degil ve fakat cizye vermek sretiyle yok edilmekten kurtulmakti.
5

Hemen ekleyelim ki Muhammed, "putperest" Arap'lardan (msrik'lerden) gayri, Yahudilere ve Hiristiyanlara karsi besledigi dsmanlik duygularini aiga vurmak hususunda da, hem bir yandan silhli saldirilara, ve hem de ayni zamanda "lnetleme" yollarina basvurmustur. Bu maksatla Kur'n'a koydugu yet'ler pek ok. rnegin Mide sresi'nin 64.yet'inde Tanri'nin, Yahudiler hakkinda "elleri baglanasi ve lnet olasilar" diye konustugu yazili. Gy Tanri, kendisi iin "eli sikidir" dediler diye Yahudilere lnet etmekte! Ayet syle: "Yahudiler, Allah'in eli baglidir (sikidir) dediler. Hay dedikleri yznden elleri baglanasi ve lnet olasilar! Bilakis, Allah'in eli aiktir, diledigi gibi verir. Andolsun ki sana Rabbinden indirilen, onlardan ogunn azginligini ve kfrun arttirir. Aralarina, kiymete kadar (srecek) dsmanlik ve kin soktuk..." (K. Mide sresi, yet 64). Nis sresi'nin 51. ve 52.yet'lerinde Tanri'nin: "Bunlar, Allah'in lnetledigi kimselerdir..." sekline konustugu yazili. Kur'n yorumcularinin bildirmelerine gre Tanri'nin byle konusmasinin nedeni su: gy Yahudilerden K'b b. el-Esref Medne'den Mekke'ye gelerek msrikleri (Arap'lari) Muhammed ve mslmanlar aleyhine kiskirtmis, ve bu arada msrikler kendisine: "Bizim dinimiz mi, yoksa Muhammed'in dini mi haktir, hangimiz dogru yoldayiz?" diye sormuslar, ve K'b da onlara: "Siz dogru yoldasiniz" diye cevap vermistir! Pek iyi ama insanlari diledigi gibi mslman ya da kfir yaptigini syliyen bir Tanri (rnegin Bkz. En'm sresi, yet: 125), lnet etme yoluna neden basvursun? Lnetlesecek yerde

onlarin gnllerini aip mslman kilsa daha iyi bir is yapmis olmaz mi? Tanri'yi lnet ediyormus, ya da lnetlesirmis gibi gstermek Tanri fikrini zedelemez mi?

te yandan Tevbe sresi'nin 30.yet'inde Tanri'nin: "Allah onlari kahretsin..." diyerek Yahudileri ve Hiristiyanlari lnetledigi yazili. Sebeb de Yahudilerin Uzeyr'i, Hiristiyanlarin da da Isa'yi "Allah'in oglu" olarak agirmis olmalari gsterilmekte. Ayet syle: "Yahudiler: -Uzeyr Allah'in ogludur- dediler. Hiristiyanlar da -Mesih (Isa), Allah'in ogludur- dediler. Bu onlarin agizlariyle geveledikleri szlerdir. (Szlerini) daha nce kfir olmus kimselerin szlerine benzetiyorlar. Allah onlari kahretsin! Nasil da (haktan btila) dndrlyorlar!" (K. Tevbe sresi, yet 30). Sylemeye gerek yoktur ki Tanri'yi bu sekilde lnetler yagdirarak konusur gostermekle Muhammed, Yahudilere ve Hiristiyanlara karsi besledigi kin ve dsmanlik duygularini ortaya vurmus olmaktadir. Hemen ekleyelim ki bu isi baska sekilde de yapmaktan geri kalmamistir: onlarin kabir'de iken azab ektiklerini duydugunu sylemis olmasi, bunun esitli rneklerinden biridir. Gerekten de, Buhr'nin Eb Eyyb'den rivyetine gre Muhammed, bir gn gnes battiktan sonra Medine disina iktigi zaman bir ses isitir ve syle der: "Yahudiler mezarlarinda azb olunuyor..." 6. Ayni konuda Tabern'nin Abd'lCebbr'dan rivyetine dayali rivyeti syle: "Bir gn gnes batarken (Muhammed) ile birlikte Medne haricine ikmistik. Elimde su dolu toprak bir ibrik vardi. Resl-i Ekrem kazyi hcet iin ayrildi. Sonra gelip abdest aldi. Ve bana: -Benim isittigim sesi sen de isittin mi?- diye sordu. Ben: -Hayr ...- dedim. (O)- Ben, su kabristanda kabirlerinden azb olunan yehdilerim seslerini isittim- buyurdu" 7. Daha basak bir deyimle baskalarinin isitmedikleri sesleri Muhammed isitmis oluyor. Islm kaynaklari bu hususta: "(Muhammed'in) bu isitmeleri, m'cize tarkiyledir" derler8. Yine bunun gibi Muhammed, kendisini lme gtrecek hastaliga yakalanipta humm atesinin siddetiyle kivranirken, ara sira yzndeki rty aar ve, ektigi iztirabin aisini ikarircasina Yahudi'lere ve Hristiyan'lara lnetler ederdi. Ayse'nin ve Ibn-i Abbs'in bildirmelerine gre Muhammed syle dermis: "Allah, Yehd ve Nasr'ya l'net etsin! Onlar Peygamberlerinin kabirlerini birer mescid edindilerdi" .
9

Grlyorki "Ben lnetleyici olarak gnderilmedim" diyen Muhammed, en basit ve en olmadik hususlarda bile lnetleyici olmaktan geri kalmamistir. Muhammed'in "lnetleyici" olarak is grdgne verilecek daha pek ok rnek var. Bunlardan bir digeri syle: Buhar'nin Ali'den rivyetine gre Muhammed ahzb gn , yni Hendek savasinda, msrikler (putatanlar) iin beddu'da bulunmus, evlerini ve mezarlarinin Tanri tarafindan atesle doldurulmasini istemistir. Syle demistir:"Allah, msriklerin (haytinda) evlerine, (ldkleri zaman da) mezarlarina ates doldursun!...". Bu sekilde konusmasini, onlarin mslmanlari ikindi namazi kilmaktan alikomalari gerekesine dayatmistir.
10

Her ne kadar Islmcilar, msriklerin mslmanlara ktlk yaptiklarini ne srerek Muhammed'in bu sekildeki konusmasini olagan bulurlarsa da, byle bir gerekenin yukardaki beddu'yi zrl kilacak bir yn yoktur. nk Muhammed, kendisini "peygamber" olarak tanitmistir; "Peygamber" oldugunu ve "lanetleyici" olarak gnderilmedigini iddi eden bir kimseden ktlge ktlkle karsi koymasi, dsmanlarina lnetler yagdirmasi beklenmez .
11

Yine bunun gibi bir ok nedenlerle dsmanlik besledigi ve bu yzden "munafiklarin basi" olarak damgaladigi Abdullah Ibn-i beyy'e karsi "kof ktk", "alak" ya da "Allah onun canini alsin" seklinde lnetlemelerde bulunmus ve Kur'n'a bu szckleri ieren yet'ler koymustur. rnegin el-Mnfikn sresi'nin 4.yet'i syle: "Onlari grdgn zaman kaliplari hosuna gider, konusurlarsa szlerini dinlersin. Onlar sanki duvara dayanmis ktkler gibidir... Dsman onlardir. Onlardan sakin. Allah onlarin canlarini alsin..." (K. 63 Mnfikn sresi, yet 4). Ve bu ayni kisi vesilesiyle Muhammed, munafiklardan lenler iin namaz kilinmamasina dair Tanri'dan vahy indi diyerek Kur'n'a sunu koymustur: "...munafiklardan lenlerin hi birisine namaz kilma habbim" (K. 9 Tevbe sresi, yet 84) Kendisini "peygamber" olarak kabul etmediler ve yalancilikla damgaladilar diye amucasi Eb Leheb ve karisi hakkinda "elleri kurusun, yok olsun, alevli atese yastlansin" seklinde lnet'ler savurarak Kur'n'a su yet'leri koymustur: "Eb Leheb'in elleri kurusun, yok olsun! Mali ve kazandigi kendisine fayda vermez; alevli atese yaslanacaktir; karisi da boynunda bir ip oldugu halde ona odun tasiyacaktir" (K. 63 Muanfikn sresi, yet 1-5). Kendisini peygamber kabul etmeyen ve "Kur'n iin uydurma masaldir!", ya da "Kur'n insan szdr" diyen Mugiyra oglu Veld ve el-Ahnes gibi kisileri "alak zorba" ya da "soysuzlukla damgalanmis kimse" deyimlerle lnetlemis ve bu dogrultuda Kur'n'a yet'ler koymustur (Bkz. 68 Klem 10-16; Mdessie 11-27; Buru 8-9; Beled 6-7; Hmeze 1-2; Mn 2)). Namaz kilmasina engel oldugunu ve kendisiyle alay ettigini syledigi Eb Cehl'e karsi: "Dnyada rezillik onadir; ona kiymet gn yakici azabi tattiririz" seklindeki ifdelerle lnetler yagdirip Kur'n'a bu deyimleri ieren yet'ler yerlestirmistir (Bkz. 22 Hacc sresi, yet 8-10). Kendisi hakkinda "yalanci'dir", "deli'dir", "mecnn'dur" (cin tutmustur"), ya da "Sylediklerini Muhammed'e bir baska adam gretiyor" seklinde konusanlara karsi Kur'n'a"...Allah, dny'da da, hirette de lnet eder, onlara alaltici bir azab hazirlar..." seklinde yet'ler koymustur (K. 33 Ahzb sresi, yet 57). Kendisini peygamber olarak kabul etmeyen Huz'leri, ve onlarin ced'leri olan Huz Amr Ibn-i Amiri'yi (ry''sinda) "Cehennem'de barsaklarini ates iinde srklerken" grdgn sylemis ve Kur'n'a koydugu yet'lerle onlari "kfir" olarak tanimlamistir (K. Mide sresi, yet 103). Kendisine yardimci olmadi diye kin besledigi Ahmet b. Surayk'i "iki yzl insan" diyerek lnetlemis ve basina gelecek bellari hatirlatmistir (K. Bakara 204-6; Hmeze 1-5). Sadece kisilere degil, bazi hallerde btn bir kent halk'ina l'net ve beddu'da bulundugu olurdu: Medne'ye hicret'ten sonra Mekke'lilere karsi yaptigi gibi! Gerekten de Ayse'nin rivyetine gre hicret tarihinde Medne, "Allah'in en vebli, hastalikli bir diyari idi". Bu yzden hicret eden mslmanlardan bir ogu hastalanmislardi. Hastalik etrafi kirip dkmekte idi. rnegin Ayse'nin babasi Eb Bekir ve Muhammed'in en sevdigi kisilerden biri olan Bill-i Habes sitmaya yakalanmislardi. Eb Bekir: "Yesrib diyrinda her kisi ilesi iinde mes'ud sabahlamisken bir de lm ansizin yakalar, aksama diri birakmaz" diyerek endise ve zntsn aiga vururdu. Bill ise Mekke'nin nllerinden bir ogunun adini teker teker zikrederek: "Y Rab (bunlara) gadab eyle! Nasil ki bunlar (zulmedip) bizi ana

yurdumuzdan ikardilar, veb diyrina gelmege mecbr ettiler" diyerek bed-du ederdi. Onun bu sekilde bed-du ettigini gren Muhammed, bu bed-du'yi biraz daha pekistirmek zere Tanri'dan Medne'nin btn hastaliklarini, hummasini ve sitmasini Mekke'ye nakletmesini dilemis ve su sekilde l'netlamede bulunmustur: "Y Rab! Mekke'yi bize sevdirdigin gibi Medne'yi de sevdir!. Yhud onu daha ziyde sevdir!... Y Rab! Medne'nin havasini bizim iin tashh et ilel emrazdan (her trl hastaliklardan) slim kil! Hummasini ve sitmasini da Mekke'nin Cuhfe'sine nakl eyle!" 12. Grlyor ki kendisini "lnetleyici" degilmis gibi taninlamaga alisan Muhammed, sadece husmet ve dsmanlik besledigi kisilere karsi degil fakat ilerinde nice masm kisilerin yasadigi Mekke'ye lnetler yagdirmaktan geri kalmamistir. Yine ayni sekilde, sadece dirilere karsi degil fakat dsmanlik besledigi kisilerin l cesedlerine karsi da lnetler yagdirmaktan kendini alamazdi. Bedr savasi'nda ldrlen Kureys reislerinin cesedlerine karsi yaptigi budur. Islm kaynaklarinin bildirmesine gre Muhammed, Bedir'de ldrlen Kureys esrafindan 24 kisinin cesedlerini pis bir kuyu'ya attirmis; ve orada gn beklettikten sonra kuyunun basina her birinin teker teker adini zikrederek bed-du'da bulunmustur. rnegin syle demistir: "Ey Eb Cehl Ibn-i Hism! Ey meyye Ibn-i Halef! Ey Utbe Ibn-i Rebi! Ey Seybe Ibn-i rebia! Rabbinizin va'dettigi azbi hak buldunuz degil mi? Muhakkak ki ben, Rabbimin bana va'dettigi zafer ve glibeyiti hak buldum". Onu bu sekilde konustugunu gren mer b. Hattb: "Y Resl'allh! kendilerinde hayat eseri bulunmayan su cesedlere ne sylersin?" deyince Muhamed kendisine: "Muhammed'in hayti yed-i kudretinde olan Allah'a yemn ederim ki benim syledigim szleri siz, onlardan daha iyi isitir degilsiniz!" der . Sunu anlatmak ister ki Tanri, bu cesedlere, sirf bu lnetleyici szleri isitsinler diye o an iin hayat vermistir. Nitekim Tbi imam'larindan Katde'nin sylemesi syle: "Allah, Bedir kuyusundaki cesedlere Peygamber'in hitbesini isittirecek derecede hayat verir. Bu sretle azgin Kureys msrikleri ayiplanmis, kltlms, azb edilmis ve kairdiklari firsatlara ve yaptiklari mezlime nedmet ettirilmis olur" .
13 14

Bylece Muhammed, dsmanlik besledigi kisilerin l cesedlerine lnetler okuyup onlari azb'a sokmus olmakla onlardan intikamini almistir. Islm kaynaklari Muhammed'in bu davranisini: "esi grlmemis ilh bir intikam" olarak degerlendirmislerdir .
15

te yandan Muhammed, belli etmez grnerek de lnetlemelerde bulunmaktan geri kalmazdi. Buhar'nin Ayse'den rivyetine dayali bir olay syle: Bir gn Yahudilerden bir gurup Muhammed'in yanina gelip "Essm aleyk" (yni "lm zerine olsun") diyerek otururlar. O sirada Muhammed'in yaninda bulunan Ayse, Yahudilerin l'netlemesini kendilerine ide eder. Bunun zerine Muhammed: "(Ey Ayse!) Sana ne oldu?" diye sorar. Ayse de ona: "Bu Yahdilerin ne hezeyn ettiklerini isitmedin mi?" der. Muhammed kendisine: "Ya sen benim (onlara hitaben): -ve aleykm (lm sizin zerinize olsun_dedigimi isitmedin mi?" der . Bylece anlatmak ister ki Yahdilerle l'netlesmistir. Islmcilara gre bu dogaldir, nk byle yapmakla Muhammed Yahudilerin l'netlerime karsilik vermistir. Pek gzel ama kendisini "l'netleyici" olarak degil fakat "rahmet" olarak gnderildigni syleyen bir kimsenin yapacagi seyler midir bunlar? "L'netleyici" olmadigini syleyen bir kimse, kendisine l'net edenlere l'net etmez, rahmet eder.
16

Sunu da ekleyelim ki Muhammed'in "l'netleyiciligi" gzlerini hayata kapayacagi gne kadar srmstr. Tulayha bin Huvaylid ile ilgili olay gsteriyor ki Muhammed, kendisine baris teklifinde bulunanlara karsi bile l'net yagdirmakta sakinca bulmamistir. Olay su:

Muhammed'i lme gtrecek olan hastaligin siddetlendigi bir sirada, Arabistan'in esitli blgelerinde isyanlar, baskaldirmalar baslar. rnegin Abhele Zi-El Himar bin K'b, ki Esved lakabiyle bilinir, Veda Hacci'ndan az sonra Islmdan iktigini iln eder ve Beni Mezhic'lerin basina geerek isyan eder ve Yemen'i ele geirir. Esved'in mslmanligi terketmesi, Islm'da ilk "irtidad" olayi sayilmaktadire . Bundan sonra Museylime adinda biri, ki Muhammed'in rakib'lerindendir, Yemame'de isyan bayragini eker. Az gemeden Tulayha bin Huvaylid, Esed'ler ilinde harekete geerek ayaklanir ve Semira denilen mevkide ordugah kurar. Bir ok halk onun agrsina kosar. Fakat Muhammed ile iyi iliskiler kurmak niyetinde bulunan Tulayba, baris teklifinde bulunmak zere, kardesinin oglu Hibal'i Muhammed'in katina gnderir. Hibal kendisini "Ben Huvaylid'in ogluyum" diye tanitarak kardesine gelen melek'lerden sz eder. Muhammed onun bu szlerini isitince kprr ve l'netlemeye baslar. rnegin: "Tanri seni ldrsn, sehitlik derecesinden mahrum etsin" diye beddu'da bulunur. Ve sonra Yemen'de Fars'lardan treyen Ebna'lara eliler gndererek Tulayha'ya karsi harekete gemelerini ister; ayni zamanda Ben Temim ve Kays'lara da haber ileterek Ebvna'lara yardim etmelerini bildirir. Bu yardim sayesinde Ebnna'lar bazi basarilar saglarlar: rnegin Islm'dan ikanlari, ve bu arada Esved'i ldrrler. Tulayha ve Mseylime gibi isyancilari da bir hayli yorarlar .
17 18

Az gemeden Muhammed lr; pek muhtemeldir ki lrken kendisini, Hibal'e yapmis oldugu lnetlemenin rahatligi ierisinde hissetmistir. Bununla beraber bu lnetleme, yasaminin son lnetlemesi degildir. Gzlerini hayata kapamadan az nce son olarak kfirlere, ve daha dogrusu Yahudilere ve Hiristiyanlara karsi son kinini, son lnetlemesini ortaya vurmak zere: "Arab ceziresinde iki din bir arada bulunmayacak" diyerek ve Islm'dan gayri bir dine ynelmeyi "sapiklik" bilerek biraz daha rahatlamistir.

*
1 2

Mslim'in Eb Hreyre'den rivyeti iin bkz. Gazal, age (1975), (Cilt II, sh. 878). Yukardaki eviri Diynet Vakfi'nindir. Diynet Isleri Baskanligi'nin yayinlarindaki eviri syle: "Habibim! Sana gelen ilimden sonra her kim seninle mnksa ederse, sen (mlane'ye da'vet edip) ona: -Haydi geliniz: ogullarimizi ve ogullarinizi, kadinlarimizi ve kadinlarinizi, kendilerimizi ve kendilerinizi agiralim. Sonra Cenb-i hakka tazarr ve niyz edelim de Allah'in l'netini yalancilarin uzerine ykleyelim- de" (K. Al-i Imrn 61). Bu alinti iin bkz. Sahih-i... (Cilt X, sh. 380) Bu hususlar iin bkz. Sahih-i... (Cilt X. sh. 379-383) Buhar'nin Huzeyfe'den rivyeti iin bkz. Sahih-i... (Cilt X. sh. 381, Hads no. 1650). Sahih-i... (Cilt IV. sh. 584, H. no. 676) Sahih-i... (Cilt IV. sh. 584-5) Sahih-i... (Cilt IV, sh. 585) Sahih-i... (Cilt XI, sh. 16) Muhammed'in yukardaki beddusi'nin tamami syle:"Allah, msriklerin (haytinda) evlerine, (ldkleri zaman da) mezarlarina ates doldursun! Onlar bizi ikindi namazindan alikoydular: nihyet gnes batti" (Buhar'nin Ayse'den rivyeti iin bkz. Sahih-i..., VIII, sh. 343). Grlyor ki Muhammed, msriklerin mslmanlara ikindi namazi kidirmamalarini, onlara lnet savurmak iin vesile yapmistir. I

3 4 5 6 7 8 9

10

11 12 13

Buhar'nin Abdullah Ibn-i Eb Evf'dan rivyeti iin ayrica bkz. Sh. 342, hads no. 1233. Buhar'nin Ayse'den rivyeti iin bkz. Sahih-i... (Cilt VI, sh. 244-6, Hads no. 896) Bu konuda bkz.Buhar'nin "Sahih"inde, Mslim'in Sifat-i Nr bahsinde, Eb Dvud'un Kitab'sSnnet'inde, Tirmiz'nin Tefsr'inde, Nes'nin Cenaze ile ilgili Tefsir'inde, Ibn- Mce'nin Zuhd'nde yer alan veri'ler iin bkz. Sahih-i... (Cilt IV, sh. 577, Hads no. 673, ve Cilt X. sh. 152, Hads no. 1567). Ayrica bkz. Taber, age (1966) II, 307-8 Sahih-i... (Cilt X. sh. 153 Sahih-i... (Cilt X sh. 154) Buhar'nin Ayse'den rivyeti iin bkz. Sahih-i... (Cilt VIII, sh. 341-2, hads no. 1232) Taber, age (1966), II, 870-1) Taber, age, (1966), II 874-

14 15 16 17 18

V) Kisileri azarlarken bile kendi kendisini yceltmek ister:

Kendisine su veya bu sekilde kafa tutanlara karsi Muhammed'in pek olumsuz bir tutumu vardi. Ilerdeki sayfalarda grecegimiz gibi, bu olumsuzlugunu bazan ok asiri noktalara gtrr ve kin besledigi bu gibi kimseleri (zellikle kendisini hicveden sairleri) ldrtrd. Bu kadar asiri gitme geregini duymadigi hallerde de azarlama yoluna basvurmak sretiyle hirsini giderirdi, azarlarken de kendi kendisini yceltirdi. Bunun nice rneklerinden biri, Ali Ibn-i Eb Tlib'in Yemen'den gnderdigi ganimet'le ilgili su olaydir: Buhar'nin Eb Sid-i Hudr'den rivyetine gre Ali, bir tarihte Yemen'den, tabaklanmis bir mesin iinde henz topragindan temizlenmemis olan altin cevherini develere ykleterek, ganimet olmak zere, Muhammed'e gnderir. Bu gnderdigi altin cevheri, ganimet malindan Muhammed'e dsen beste bir pay'a dahil seylerdir. Muhammed de bu altin cevherini, Necid havlisi halkindan drt kisiye "ihsn" ederek aralarinda paylastirir. Paylastirmasinin sebebi, Islm'a yeteri kadar bagli bulmadigi bu kisileri Islm'a isindirmaktir. Ancak ne var ki Ahsab'dan biri bu paylastirmaya itiraz eder ve: "Bu ihsna biz bunlardan mstahak idik" der. Bu itiraz kulagina eristigi zaman Muhammed fena halde hiddetlenir ve adami karsisina alarak azarlamaga baslar ve azarlarken vnmekten geri kalmaz; syle der: "Siz bana itimat etmiyor musunuz? Ben gktekilerin bile emniyim (gvencesiyim)! Sabah, aksam bana gk yznn haberi (vahiy) geliyor" .
1

Fakat tam bu szleri sylerken, orada hazir bulunanlardan gr sakalli, iki gz kk, yanaginin iki elmacigi ikik ve basi trasli bir kisi ayaga kalkar ve Muhammed'e hitaben: "Y Resla'llh! Allah'tan kork" der. Bazi hads sarihlerinin sylemesine gre bu kisi Zlhuveysira adinda biridir ki, daha nceki bir tarih itibariyle Huneyn'den gelen ganimetin Muhammed tarafindan paylastirilmasina da itiraz etmis ve "Y Muhammed! Adlet eyle" diye karsi ikmis ve Muhammed de ona: "Ben adlet etmezsem ya kim eder" diye vnerek atmistir. Ve iste simdi bu ayni kisi, ayni dogrultudaki bir davranisla karsisindadir. Bu hi beklemedigi davranis karsisinda Muhammed gazaba gelir, ve adamcagizi "vahsi" ve "mrteci" bir lnn dirilmis sekline benzetircesine syle konusur: "A hortlayan kisi! Ben yeryzndeki insanlarin Allh'tan korkmaya lyik (ve en ok korkan)i degil miyim?" Muhammed'in bu asiri tutumuna karsi adamcagiz cevap vermez; arkasina dnp gider. O sirada Muhammed'in yaninda bulunan Hlid Ibn-i Veld (ki, Muhammed'in en gvenilir kumandanlarindan biridir): "Y Resla'llh! (izin ver de) sunun kafasini vurayim" der. Fakat Muhammed: "Yok vurma " diyerek izin vermez. Kurtub gibi kaynaklarin bildirmesine gre izin vermemesinin sebebi, halk arasinda "Muhammed Ashabini ldryor" seklinde sylentiler ikmasini nlemek iindir .
2

Eb Sid-i Hudr'nin sylemesine gre de: "Yok vurma" derken sunu eklemistir: "Bunun da ilerde namaz kilan bir kisi olmasi umulur". Fakat sanilmasin ki bunu sylerken insan varligina karsi gven beslemekte, ve kisinin dogru yola girecegini dsnmektedir. Hayir! aksine, insan'a gven beslemedigini ifade etmek iin byle demistir. Su bakimdan ki, Halid'in kendisine: "Y Resla'llh! namaz kilanlardan yle kimseler vardir ki, onlar gnllerinde olmiyan seyleri dilleriyle sylerler" dedigi zaman Muhammed cevab olarak syle demistir: "(Bu adamin) soyundan yle bir nesil treyecektir ki, onlar her zaman gzel sesle Allah kitabi'ni okuyacaklar. Fakat Kur'n'in halveti (tatliligi) hanerelerinden ileri gemeyecektir. Onlar -ok avi (srtle delip) iktigi gibi- dinden ikacaklar". Yine Eb Sad'in rivyetine gre Muhammed, bunlari sylemekle de yetinmemis ve fakat biraz daha hin ikarmis olmak iin sunu eklemistir: "Eger ben bunlarin zamanina yetismis olsaydim, Semd (ve Ad kavimlerin)in (toptan) helk oldugu gibi, muhakkak bunlari (toptan) ldrmesini Allah'tan dilerdim" . Dikkat edilecegi gibi "bunlarin" derken anlatmak istedigi sey din'den ikacak olanlardir; onlarin helk olmasini isteyecegini syliyerek vnmektedir
3

Grlyor ki Muhammed, vnme ihtiyacini, hemen her vesileyle ve her durumda, rnegin insanlari azarlarken (ya da onlarin yok olmalarini isterken bile) giderme firsatini kairmamistir. Giderirken de insan varligina karsi olan gvensizligini ortaya vurmaktan geri kalmamistir.

1 2

Bu hads iin bkz. Sahih-i... (Cilt X, sh. 354, Hads no. 1642) Eb Sid-i Hudr'nin rivyetine gre Halid'in ldrme teklifine karsi Muhammed: "Hayir vurma! Bunun da ilerde namaz kilan bir kisi olmasi umulur" demistir. Buna karsilik Halid: "Y Resla'llh! Namaz kilanlardan yle kimseler vardir ki, onlar gnllerinde olmiyan seyi dilleriyle sylerler" deyince Muhammed, bu kisilerin ilerde Kur'n'i okuyacaklarini ve fakat her seye ragmen dinden ikacaklarini bildirmistir. Bkz. Sahih-i..., (Cilt X, sh 354 ve d. Hads no. 1`642)

Sahih-i... (Cilt, X sh. 356)

VI) "Iyiligin hepsi orta boyludadir" diyerek vnr; unk kendisi orta boyludur!

Muhammed'teki vnme meraki kendi kisiligiyle ve fizik yapisiyle ilgili hususlari dahi kapsayacak kertede idi. Iyilik ve ahlkilik degerlendirmesini hep buna gre ayarlardi. rnegin uzun boylu ve iri yapili kimselere gipta etmekle beraber kendisi orta boylu bir insan oldugu iin "Iyiligin hepsi ortada, orta boyludadir" derdi .
1

Imam Gazal gibi kaynaklarin bildirmesine gre Muhammed, ne ok uzun, ne de ok kisa boylu imis. Sismanligi orta derecede olup etleri hibir zaman sarkmamis imis. Yalniz olarak yrdg zamn ona "orta boylu" denebilirmis. Bununla beraber halk arasinda gezerken yine de digerlerinden uzun grnm var imis
2

Anlasilan o ki Muhammed "Iyiligin hepsi ... orta boyludadir" derken, uzun boylu ya da kisa boylu olmayi, bir bakima "ktlk", ya "olumsuzluk" lameti gibi grmstr. Ancak ne var ki, bu sekilde konusurken uzun ya da orta boylu insanlari incittigini dsnmemis, dsnse de aldiris etmemistir. Dsnmek syle dursun, fakat insanlari, uzun, orta ya da kisa boylu olarak, diledigi sekilde yarattigini syledigi Tanri'yi bile g durumda biraktigini hesap etmez grnmstr. nk eger "iyilik" denen sey, orta boylu insanlara zg bir sey ise, bu taktirde insanlari uzun ya da kisa boylu yaratmakla Tanri, onlara zellikle ktlk yapmis degil midir?
1 2

Gazal, Ihy... (1975) (Cilt II, sh. 898) ibid.

VII) Hem "mm" (okumasiz) olmakla, ve hem de Arablarin en fasih'i (hatasiz konusani) olmakla vnr (K. A'raf 156-157; K. Ankebt 48)).

Muhammed'in vnme vesilesi edindigi diger bir nitelik de "mm"liktir. "mm" kknden gelme "mm" deyiminin szlklerdeki karsiligi: "Anasindan dogdugu gibi yle kalip okuyup yazma grenmemis" kimse'dir. Her ne kadar okumasizligin vnlecek bir yn olmamakla beraber Muhammed bunu, Tanri'nin dilegi sekline sokmus, ve kendisini okumasi/yazmasi olmiyan kimse olarak tanitmayi "ilhligi"nin bir isreti bilmistir . te yandan "mm"ligin "Arab kavmine mensup bulunmak" ve ayrica da "Mekkeli olmak" gibi ynleri bulundugunu dsnerek de bunu vnme vesilesi yapmis olmasi muhtemeldir .
1 2

Btn bunlardan dolayidir ki kendisini, Kur'n'in esitli yet'lerinde "mm Peygamber" seklinde tanimlamistir. Hem de ylesine ki, Tevrat ve Incil'de dahi adi'nin Tanri tarafindan zikredildigine deginerek, Kur'n'in A'raf Sresi'ne su yet'leri koymustur:"Azbima diledigim kimseyi ugratirim... bunu... okuyup yazmasi olmayan peygamber Muhammed'e uyanlara yazacagiz" (K. 7 A'raf sresi, yet, 156-157). Okumasiz gibi grnme yoluna basvurmasinin nedeni Kur'n'i Tanri'dan gayri bir kaynaktan grenmedigini, Tevrat ve Incil gibi kitap'lardan alma yapmadigini, onu sadece Tanri'dan vahy olarak aldigini kanitlamak iindir. Daha dogrusu Kur'n'i "muczev" bir kitap imis gibi gstermek istemesindendir. Gy Tanri onu okumasiz kilmistir ki hi kimse: "Muhammed Kur'n'i Yahudilerin ya da Hiristiyanlarin kitaplarindan (yni Tevrat'tan ya da Incil'den) kopya ederek hazirladi" seklinde bir sey syliyemesin diye! Imm Gazal bu konuda syle diyor: "Eger Muhammed okuma yazma bilseydi, Kur'n'i daha nceki kitaplardan kopye ettigi sanilirdi. Kur'n'in mucizev bir kitap olma niteligi , Muhammed'in mm (okumasiz)olmasindandir". Iste bunu anlatmak iindir ki Muhammed, Tanri'dan vahy indi diyerek Kur'n'a sunu koyar: "(Ey Muhammed!) Sen bundan evvel kitab okur degildin; hl da (sag elinle) yazi yazmazsin; yle olsaydi mubtiller (btil sze uyanlar) sbhelene bilirlerdi..." (K. 29 Ankebt sresi, yet 48). Yni gy Tanri anlatmaktadir ki, eger Muhammed okuma bilmis olsaydi, "btil pesinde gidenler" ya da Kur'n'i geersiz kilmak isteyen "kfir'ler", Kur'n'in Tanri'dan geldigi konusunda sbheye dsebilirlerdi .
3

Sylemek abestir ki kendisini okumasiz imis gibi bir kani yaratma yoluna ynelmesi, inandirici olmaktan ok uzak bir davranistir; nk Tevrat ve Incil gibi kitaplarda neler oldugunu bilmek, ve bu kitaplardan alinti yapabilmek iin okur yazar olmaga gerek yoktur. Bu kitaplari bilenlerden bilgi edinmek kolaydir. Nitekim okumasiz oldugunu sylemesine ragmen Muhammed, Tevrat'tan ve Incil'den aktardigi hkmlerle doldurmustur Kur'n'i. Denilebilir ki Kur'n'in drt'te , ya aynen, ya da ufak tefek degisikliklerle Tevrat ve Incil'den alinma verilerle doludur. Nice rnekten birini verelim: Mekkelilere karsi giristigi savaslar vesilesiyle Muhammed, taraftarlarini cesaretlendirip savasa srkleyebilmek iin, Tanri'nin mslmanlara yardimda bulunacagini, ve her bir mslman kisi'yi kfirlerden pek oguna stn kilacagini syliyerek Kur'n'a yet'ler koymustur. Bunlardan biri, Bedir savasi'yle ilgili olarak Kur'n'in Enfl sresi'nin 65ci yet'idir ki syledir: "Ey Muhammed! m'minleri savasa tesvik et. Eger sizden sabirli yirmi kisi bulunursa, ikiyz (kfire) galip gelirler. Eger sizden yz kisi olursa, kfir olanlardan bin kisi'ye galip gelirler..." (K. Enfl sresi, yet 65). Bunu izleyen yet'de de su yazili: "... Sizden sabirli yz kisi bulunursa, (kfirlerden) iki yz kisiye galip gelir. Ve eger sizden bin kisi olursa, Allah'in izniyle (onlardan) iki bin kisiye galip gelirler..." (K. Enfl 66). Yine bunun gibi Al-i Imrn sresi'nin 160ci yet'inde, Allah'in yardim ettigi kavme karsi hibir kavmin stn gelemeyecegine dir

su var: "Allah size yardim ederse, artik size stn gelecek hi kimse yoktur. Eger sizi birakiverirse, ondan sonrfa size kim yardim eder? M'min'ler ancak Allah'a gvenip dayanmalidirlar" (K. Al-i Imrn srei, hayet 160). Bunlara benzer daha nice rnek vermek mmkn. Simdi geliniz Tevrat'i (Ahd-i Atiyk'i) aalim ve Levililer kitabi'ndan su yet'i okuyalim: "Ve dsmanlarinizi kovalayacaksiniz, ve nnzde kilila dsecekler. Ve sizden bes kisi, (onlardan) yz kisi'yi kovalayacak, ve sizden yz kisi, (onlardan) on bin kisiyi kovalayacak; ve dsmanlariniz nnzde kilila dsecekler" (Levililer, Bap 26:, yet 7-8). Ve yine Ahd-i Atiyk'in Yesu adli kitabindan su yet'leri okuyalim: "nk Rab nnzden byk ve kuvvetli milletler kovdu... Sizden bir kisi (onlardan) bin kisiyi kovaliyacaktir; nk Allah'iniz Rab, siz syledigi gibi, sizin iin cenk eden o'dur" (Tevrat/Yesu, Bap 23: yet 10). Grlyor ki Muhammed, Yahudilerin kitaplarindan aldigi yet'leri pek farkedilemeyecek sekilde degistirerek (rnegin "bes kisi" yerine "yirmi kisi" diyerek) uygulama yolunu semistir. Bunu da ya Incil'i ve Tevrat'i bilen kisilerle vaki temaslar yolu ile, ya da kendisine "ktib" olarak setigi kisilerden ogunun Yahudilikten ya da Hiristiyanliktan dnme olup Tevrat'i ve Incil'i ok iyi bilmeleri sayesinde yapmistir. te yandan Kur'n'da anlattigi hikye ve masallarin pek ogu, bazi degisikliklerle Tevrat'tan aktarilma seylerdir . Bu itibarla okumasiz imis gibi grnmesinin, bu kitaplardan alinti yapmadigina kanit olan mantik bir yn yoktur.
4

Kaldi ki okuma bildigi de muhakkaktir; nitekim bunun byle oldugunu ortaya vuran nice olaylar vardir ki konuyu ayri bir kesim halinde inceledigimiz iin burada ayrica durmayacagiz. Fakat her ne olursa olsun durum sudur ki Muhammed, okumasiz grnp Kur'n'in kendisine Cebril araciligiyle Tanri tarafindan "vahy edildigini" sylemis ve bunu bir vnme vesilesi edinerek cahil Arap bedevisini bu sylediklerine inandirabilmis, bylece onlari kendisine hayran kilabilmistir. te yandan, okumasiz imis gibi grnmeyi ilhliginin bir isreti seklinde vnme vesilesi yaparken, bir de "Ben Arablarin en fasihiyim" diyerek vnmekten geri kalmazdi. "Fasih" szg "Fasahatle" konusmak demek olup bir dilin dogru, hatasiz, kolay ve dzgn sylenisi, baglalarinin kural'lara uygun bulunmasi anlamina gelir. Anlasilan o ki Cennette konusulacak olan dil bu olacaktir. Nitekim Imam Gazal gibi kaynaklar, Cennet halki'nin, Muhammed'in "sive ve lehesi" ile konusacagini bildirmislerdir .
5

1 2

Bu konuda bkz. Elmalili H. Yazir, age (Cilt III, sh. 2297; ve Cilt V, sh. 3784). Arab'lar, genellikle okuma yazma bilmez olarak tanindiklari iin, kendisini "mm" olarak tanitmak sretiyle Muhammed, onlara mensub bulundugunu bir vnme sorunu yapmis, bu yoldan onlari kazanma ihtimali bulundugunu dsnms olmalidir. te yandan "mmlkur"ya mensub olmanin Mekkeli olmak gibi bir anlam tasigi anlasilmaktadir, ki bu da ayni sonucu dogurmak bakimindan ise yaramis olabilir. Elmalili H. Yazir, age (Cilt V, sh. 3784) Bu konuda "Serit'tan Kissa'lar" ad'li yayinlarimizda bir ok rnekler bulunmakta. Gazal, Ihy... (1975) (Cilt II, sh. 881)

3 4 5

VIII) Tkrg'nn, smg'nn, balgami'nin ve ellerini/ayaklarini yikadigi abdest suyunun "kutsal" oldugunu syliyerek, ve bu suyu insanlara iirterek vnr:

Enes Ibn-i Mlik'in rivyetinden grenmekteyiz ki Muhammed, namazda iken elbisesinin iine tkrp smkrrms . Bununla anlatmak istedigi sey, namazda kolaylik olsun iin baskalarinin da bu sekilde hareket edebilecekleri imis. Nitekim namaz sirasinda kisilere sol yana, ya da sol ayagin altina tkrme olanagini tanimakla beraber esas itibariyle elbiselerinin iine tkrmelerinin daha iyi olacagini syler ve onlara rnek olmak iin kendi elbisesinin kenarindan tutup iine tkrr ve: "Iste byle yapin" derdi . Kendi tkrgnn "temiz" ve "kutsal" olduguna inanmis, ve baskalarini da buna inandirmisti. Sadece tkrgnn degil, fakat smgnn ve agzindan ikan balgamin, ya da abdest alirken ellerini ve ayaklarini yikadigi suyun dahi "kutsal" ve "temiz" (tahir) nitelikte olduguna inanmis idi ve bunu kendisi iin bir vnme vesilesi yapmisti; Tanri'dan geldigini soyledigi vahy'lerle mslman kisileri de buna inandirmisti. Eb Ms (el-Es'r) den Buhar'nin rivyet ettigi bir Hads hkmne gre Muhammed, ellerini ve yzn bir kabin iinde yikadiktan sonra agzindan su pskrtr, yni suyun iine tkrr ve sonra etrafindakilere: "Bu sudan iiniz ve yznze, ggsnze doknz" diye emrederdi. Eb Hreyre'nin, Eb Ms'dan rivyeti aynen syle: "(Bir def'a) Nebiyy-i Muhterem..., iinde su bulunan bir kab istedi. Ellerini, yzn kabin iinde yikadiktan sonra iine (mubarek agzindan) pskrd... Sonra onlara: -'Bu sudan iiniz ve yznze, ggsnze dknz'- buyurdu" .
1 2 3

Huneyn gazsi'nda elde edilen ganimet'in paylasilmasi iin Ci'rne denen mevkide bulunuldugu sirada Muhammed'in, bir kap iinde ellerini yzn yikayip agzindan pskrttg suyu Msa ile Bille iirtmesiyle ilgili olarak Eb Hreyre'nin Eb Mse'lEs'ar'den rivyeti syle: "... Sonra Reslullh ii su dolu bir bardak, bir kap istedi. Bu kap iinde ellerini ve yzn yikadi (Agzindaki bir miktar suyu da) buna ilve etti. Sonra Eb

Msa ile Bill'e: -Bu sudan iiniz ve yznze, ggsnuze srnz! Size mjde veririmbuyurdu. Eb Msa ile Bill de su kabini aldilar. Ve Reslullh'in emri vechile yaptilar. Reslullh'in kadini mm-i Seleme perde arkasindan: -Ogullarim, o sudan ananiza da ikrm ediniz!- diye seslendi. Onlar da ondan bir miktar mm-i Seleme'ye ikrm ettiler" . Grlyor ki Muhammed'in elini, yzn, burnunu temizleyerek abdest aldigi, agzindan, burnundan ikardigi ve iine tkrdg su'yu imek mm-i Seleme'ye ylesine zenilecek bir sey grnmstr ki, kdincagiz dayanamayip "... Ogullarim, o sudan ananiza da ikrm ediniz!..." demekten ve ayni suyu imekten kendini alamamistir. Islm kaynaklarindan grenmekteyiz ki, Eb Msa, Bill, ve mm-i Seleme gibi, diger Mslman'lar dahi Muhammed'in agzindan, burnundan ikan suyu kutsal bilip bununla abdest almayi, ya da bu suyu imeyi, kendileri iin mutluluk sayarlar, ve ierlerken de Muhammed'e du'lar yagdirirlardi. Enes b. Mlik'in rivyetine gre, Muhammed'in abdest aldigi sudan yetmis seksen kisinin abdest aldigi grlmstr. Enes b. Mlik'in rivyeti syle: "Nebiyy-i Ekrem... (bir kere) bir kap su istedi. Iinde biraz su bulunan agzi genis, dibi dar bir kap getirildi. Parmaklarini iine koydu... artik parmaklari arasindan suyun kaynadigini (grdm). O sudan abdest alanlari yetmis ile seksen arasinda tahmn ettim" .
4 5

Yine bunun gibi Muhammed, abdest alip iine tkrdg su'yun hastaliklari giderdigine dir bir kani yaratmisti. Abdest almasi syle olurdu: bir kap iine su getirtir, nce bir avu su alip agzini alkalar ve burnuna ekerdi. Sonra bir avu su alip, sag avucunu sol avucu ile birlestirerek onunla yznu yikardi. Yine bir avu su alip sag kolunu, yine bir avuc su alip sol kolunu yikardi. Sonra basini mesheder, sonra bir avu su alip sag ayagina t yikayincaya kadar azar azar dkerdi. Yine bir avu su alip sol ayagini yine ylece yikardi . Ve iste ogu kisilerin hastaliklarini, bu sekilde abdest aldigi abdest suyu ile iyilestirme gelenegini edinmisti. Ona inanan kisiler de hastaliklarinin bu sekilde tedavi edilecegini sanirlardi.
6

Muhammed, sadece abdest suyunun degil fakat kendi tkrgnn ve smgnn ve agzindan ikardigi balgam'in dahi kutsalligina halki ylesine inandirmisti ki, etrafinda bulunanlar onun agzindan ikan balgami bile kapisarak, ellerine yzlerine srerler, bylece onun "uhrevyeti'nden" yarararlanacaklarini (rnegin ok uzun mrl olacaklarini, ya da hastaliklardan kurtulacaklarini, vs...) sanirlardi . Bu saf insanlarin bu sekilde davranislari Muhammed iin ayrica bir vg vesilesi olurdu. Bunun ilgin bir rnegini, Taber gibi Islm'in en saglam kaynaklarinda bulmaktayiz. rnegin Taber'nin, T. C. Mill Egitim Bakanligi tarafindan Trke'ye "Milletler ve Hkmdarlar Tarihi" adiyla evirilen kitabinda anlatilan bir olay var ki, Kureys'li Urve b. Mes'd'un izlenimleri olarak syledir: Hicret'in 6.ci yilinda Muhammed, Hudeybiye seferi'ne iktigi bir sirada Kureys'lileri bir "mtarekeye" srklemek maksadiyle tehditler savurmaya baslar: "Bir mtareke kabl etmezlerse Kureys ile lnceye kadar harb edecegm" diye konusur. Bu tehdit'den yilan Kureys'liler, baris andlasmasi yapmak isterler, ve aralarindan birini, Urve b. Mes'd'u, grevlendirip Muhammed'e gnderirler. Urve gider ve Muhammed'le andlasma hkmlerini grsmek zere bir sre orada kalir. Ve grr ki, Muhammed'in yaninda bulunan Ashb'dan kisiler Muhammed'i ylesine kutsal bilmektedirler ki onun ksrp aksirdigi zaman etrafa sirattigi tkrg, smg ve balgami kapisarak yzlerine srerek ovusturmakta, ya da abdest aldigi su ile abdest almaktadirlar. Taber, biraz yukarda degindigimiz kitabinda, Urve'nin izlenimlerini syle zetliyor: "Urve, Tanri elisinin sahabelerine hafife baktigi zaman grd ki, Tanri elisi ksrp aksirdigi vakit burnundan ve agzindan ikan balgam ve smklerin zerine uusuyorlar, herkes bu balgam ve smkle yuzn ve derisini ogusturuyordu... Bir sey emrederse, hemen o kisi yapiyor, abdest alirsa onun yikandigi su iin az kalsin birbirlerini ldryorlardi..." .
7 8

yle anlasiliyor ki abdest aldigi ve iine tkrdg suya varincaya kadar, vcdundan ikan, ayrilan her seyi "kutsal" imis gibi grmek ve gstermek, ve bununla vnmek

Muhammed'in mutlulugu olmustur. Hele abdest alip iine tkrdg suyun, ya da aksirdigi vakit agzindan burnundan ikan balgaminin ve smgnn insanlar tarafindan kapisildigini, iildigini, yze, gze srlp ogusturuldugunu grmek, onun iin daha da byk bir mutluluk ve vnme nedeni olmustur. Ve ne hazindir ki bu inanla yogurdugu insanlar, sadece onun ellerini ve yzn yikadigi ve iine tkrdg abdest suyunu, ya da agzindan, burnundan ikardigi balgamini ve smgn degil, fakat Arap cezresi'nin "en gzide" develerinden oldugu sylenen "Kisv" adindaki nl devesinin agzindan sailan kpkleri dahi kutsal bilir olmuslardir. Hrice Ibn-i Zeyd'in, Ved hacci sirasindaki anilari, bunun byle oldugunu gstermekte; syle der: "Resl-i Ekrem Araft hutbesini ird ederken ben 'Kisv' nin basi altinda bulunuyordum.. Her tarafa ihtism arz eden devenin agzindan satigi kpkler benim basima doluyordu" .
9

Kuskusuz ki Muhammed, kendi tkrgnn ve smgnn oldugu kadar, kendi devesinin agzindan ikan kpklerin dahi halk tarafindan bu sekilde "kutsal" nitelikte bulunmasindan hosnud olmus, kendinden olan her seyin yceligiyle vnmeyi mutluluk saymistir.

Ancak ne var ki kendi tkrgnn ve smgnn ve balgaminin "temizligi" ve "kutsalligi" ile vndg hlde, diger kimselere it bu ayni seyleri "pis" bulurdu. Her ne kadar Islm bilginleri arasinda, yukardaki Enes Ibn-i Mlik'in rivyet ettigi hads hkmne dayali olarak, halktan kisilerin agizlarindan (agizlari yarali ve irinli olmamak sariyle) ikan tkrgn "temiz" oldugunu belirtenler olmakla beraber bunun byle olmadigini syleyenler de vardir. rnegin Selmn Fris ve diger bazilari: "Tkrk ve salya gibi seyler agizdan ayrilinca pis olur" demislerdir . Fakat buna karsilik Muhammed'in tkrgnn ve salyasinin her bakimdan temiz oldugu grsnde diger lem ile birlesmislerdir. Selmn Fris'nin grsnn daha geerli oldugu suradan anlasilmaktadir ki Muhammed, mslman kisilerin tkrk ve balgami'nin birbirlerine "ez" teskil ettigini sylerdi. Nitekim Sa'd Ibn-i Vakks'in rivyetine gre syle demistir: "Iinizden her kim mescide tkrp (balgam ikaracak olursa) tkrgn bir m'minin tenine veya libsina dokunup ez vermemek iin yok etsin (gmsn)..." 11.
10

Grlyor ki baskalarinin tkrgn, smgn mslman kisiler bakimindan "ez" niteliginde gren Muhammed, kendisinin kutsalligina ve her bakimdan "temiz" olduguna inanmis olarak iine smkrdg suyu "Bu sudan iiniz ve yznze, ggsnze doknz" diye emredebilmis, ve hi kuskusuz bunu vnme vesilesi bilmistir.
1

Bu konudaki hads'ler iin bkz. Sahih-i... Cilt I, sh. 163, ve ayrica sh. 195, Hads no. 178; ayrica bkz. Cilt II, Hads no. 262,263,264) Hads'ler iin bkz. Sahih-i... (Cilt II, sh. 353 ve d. Hads no. 353) Bu hads'ler iin bkz. Sahih-i... (Cilt I, sh. 163, Hads no. 148) Sahih-i... (Cilt X. sh. 338 ve d. Hads no. 1634) Sahih-i..., Cilt I. sh. 165, hads no. 150 Buhar'nin Abdu'llh b. Abbs'tan rivyeti iin bkz. Sahih-i..., (Cilt I. sh. 133, Hads no. 115) Bu konudaki hads'ler iin bkz. Sahih-i... (Cilt IX, sh. 259; ve Cilt X, sh. 339; ve Cilt XII, sh. 285). Ayrica bkz. Taber, age (1966) (Cilt II, sh. 550-1)

2 3 4 5 6 7

Taber, Milletler ve Hkmdarlar Tarihi (Mill Egitim bakanligi yayinlari, Ankara 1966, Cilt II. sh. 550-551). Bu konuda ayrica bkz. Sahih-i..., (Cilt VIII< sh. 161 ve d. Hads no. 1164). Ayrica bkz. Ilkhan Arsel, Serit'tan Kissa'lar II, (Kaynak Yayinlari, 1997, sh. 203) Sahih-i... (Cilt VI. sh. 54-55) Bkz. Sahih-i... (Cilt I, sh. 195) Msned-i Ahmed' te yer alan bu hads iin bkz. Sahih-i... (Cilt II, sh. 355-6)

10 11

IX) Vcdundan ayrilan her seyin (rnegin kesilmis salarinin) kutsalligi ile vnr: basini tiras ettirdigi vakit salarinin halka dagitilmasini emreder. Sa kestirmeyi ya da basi tiras ettirmeyi "rahmet" isi sayan Muhammed: "Y Rab! baslarini tiras edenlere rahmet eyle, salarini kestirenlere de rahmet eyle" diye du ederdi1. Basini tiras ettirecegi zaman nce basinin sag tarafini ve sonra da sol tarafini tiras ettirirdi. Sonra da kesilen salarinin halka dagitilmasini emrederdi2. Basini tiras edenlere, bunun onlar iin bir "seref" ve "bahtiyarlik" isi oldugunu anlatmaktan geri kalmazdi. Bunun byle oldugunu anlamak iin, "Haccet'l-Ved" (Ved hacci) sirasinda onun basini tiras eden Ma'mer Ibn-i Abdullah'in su anisini kendi agzindan dinleyelim: "Ved Hacci'nda ben, Reslullh'i tiras etmege memur idim. Kurban bayraminin ilk gn Resl-i Ekrem tiras olmak zere oturdu. Ve basini kaldirip yzme bakarak: -Ey Ma'mer! Elinde usturan oldugu halde Reslullh sallhu aleyhi ve sellem kulaginin yumusagini senin yed-i kifyet ve hazkatine teslm ediyor- buyurdu. Ben: -Y Resla'llh! Nil oldugum bu sadet , Allah'in bana en byk fadl keremidir- dedim. Resl-i Ekrem: --Evet yledir- buyurdu. Sonra reslullh'i tiras ettim" 3. Grlyor ki Muhamned, basini tiras edecek olan Ma'mer'in, bu isi kutsal bir grev bilerek: "Y Resla'llh! Nil oldugum bu sadet , Allah'in bana en byk fadl keremidir" demesini: "Evet yledir" diyerek onaylamis oluyor.

Mslim ve Tirmiz gibi kaynaklardan grenmeteyiz ki Muhammed, tiras olmak zere Ma'mer'in nne oturdugunda, basinin sag tarafina isret ederek: "Burayi al!" demis, sonra da sol tarfinin tiras edilmesini emretmistir. Byle yapmasinin sebebi sag'in sol'a stn olduguna inanmis bulunmasindandir. Hatirlatalim ki her ise sag taraftan baslamayi, kendisi iin oldugu gibi btn mslmanlar iin de dinsel kural haline getirmisti! Basinin sag tarafini tiras ettirdikten sonra, bu salarini Eb Talha'ya verdigi, sol tarafini tiras ettirdikten sonra bu salarinin halka dagitilmasini emrettigi anlasilmaktadir. Bununla beraber bazi rivyetlere gre basinin sag tarafindan ikan salari halka dagittirmistir4. Su hususu tekrarda yarar vardir ki, Muhammed'in salari, ya da hatt vcdundan ikan tyleri, tipki tkrg ve abdest aldigi suyu gibi, mslmanlar iin kutsal nitelikte seyler olarak kabul edilmistir. Islm kaynaklari bunun rnekleriyle dolu., rnegin Ubeydet'sSelmn'nin sylemesi syle: "Resl-i Kibriy'nin vcd-i mukaddesinden ayrilan bir ty, benim nazarimda, yer yznde meksf olan ve yer altinda medfun bulunan btn altin ve gms haznelerinden daha kiymetlidir ve daha sevimlidir" 5. Kisaca trkelestirecek olursak bu szler syle oluyor: "Yce peygamberin kutsal vcdundan ayrilan bir ty bile, benim nazarimda, yeryznn altinda ve stnde bulunan altin ve gms haznelerinden daha degerli ve daha sevimlidir". Yine bunun gibi Muhammed'in nl kumandanlarindan Halid Ibn-i Veld, sefere iktigi zamanlar giydigi serpusuna, Muhammed'in saindan bir ka tane koyar, bunu ugur sayarmis. Bu salardaki "ugur" nedeniyle savaslarda zaferler elde ettigine inanirmis. Bundan dolayidir ki Muhammed'in bir ty'ne ya da ona id herhangi bir sey'e sahip olmak ugruna: "Anam, babam ve btn varligim ve haytim fed olsun" diyerek saygi ve baglilik gsterisinde bulunurmus6. Bu sayginlik ve baglilik bugn dahi ayniyle srp gitmektedir. Her ne kadar smgnden ta da tkrgnden bir seyler kalmis degilse de, onun hirkasi ya da sai bugn hl ziyrete ailip ptrlr
1 2 3

Buhar'nin Ibn-i mer'den rivyeti iin bkz. Sahih-i... (Cilt VI, sh. 158, H. no. 832). Sahih-i... (Cilt VI, sh. 158-9) Buhar'nin Tarh-i Kebr' inden ve ve ayrica Sahih-i'nden naklen bkz. Sahih-i Buhar Muhtasari... (Cilt VI. sh. 161) Mslim ve Buhar gibi kaynaklarda yer alan rivyetler iin bkz. Sahih-i... (Cilt VI, sh. 159). Ahmed Ibn-i Hanbel'in Msned adli yapitindan naklen Bkz. Sahih-i... (Cilt VI. sh. 160). Bu konuda Islm kaynaklarinda pek ok bilgi oldugu anlasilmakta. Bkz. Sahih-i... (Cilt VI, sh. 160)

4 5 6

X) Kureys'in Hasim ilesi'ne mensup olmak itibariyle, nesebi'nin asletiyle vnr:

Islmci'larin iddisi o'dur ki Muhammed, nesebiyle vnmek syle dursun, fakat Arap'taki vnme aliskanligini dahi gidermis, ve zellikle "Cahiliyye" dneminde belli bir secereye dayali olarak vnme gelenegini yok etmistir. Oysa bu iddi'nin yalandan teye geen bir yn yoktur. Su bakimdan ki Muhammed, hem Arap'i "Arap" olmayandan stn ve "asl" saymistir, ve hem de kendisini, Arap kavimlerinin en ycesi sanilan Kureys'e ve Kureys'in de en asl kolu sayilan Hasm'ler ilesine mensup bilerek seceresinin stnlg ile vgye layik bulmustur. Gerekten de nesebinin asletini anlatmak zere Muhammed'in basvurdugu yollar, tipki diger hususlarda oldugu gibi, akla ve mantiga meydan okurcasina, abartmali ve ogu kez elismeli ve sasirtmalidir. Su nedenle ki bir yandan Tanri'nin Arap kavmini ve bu kavim ierisinde Kureys kabilesini ve Kureys kabilesi ierisinden de Hasim'ler kolunu stn yarattigini syleyerek kendisini bu kola mensup olmakla vgye layik bulur, ve fakat diger yandan bu ayni Tanri'nin neseb farki gzetmeyip "esitlik" getirdigi iddilarina sarilir. Bir yandan "ezel ve ebed bir mslman" olarak yaratildigini ve ceddinin Adem'e kadar varan silsilesinin putperestlik ile kirlenmemis oldugunu syler, fakat diger yandan genligi boyunca putlara tapan, yolunu sasiran bir kimse oldugunu bildirir, bildirirken de ana ve babasinin dahi mslman imani disinda lms olmasi nedeniyle onlara magfiret dilemedigini ekler. Bir yandan kendi soyunun hep nikhli rahimlerden ve Ibrahim neslinden ve Ismil dlnden gelme oldugunu syler ve fakat diger yandan Ismil'in anasi Hacer'in, vaktiyle Ibrahim'in karisi degil sadece cariyesi ve hizmetisi oldugunu ve su durumda Ismil'in nesebinin evlilik disi ("gayr-i sahih") bir temele dayali bulundugunu unutur. Gerekten de Islm kaynaklarindan ve zellikle Ibn Sa'd'in nl Tabakat al-Kebir adli yapitindan grenmekteyiz ki Muhammed asl bir neseb'den oldugunu anlatmak iin Arap kavminden ve Arap kavmi'nin Kureys kablesinden Hasm koluna mensup bulundugunu sylemekle vnrd. Gy Tanri, peygamber seecegi zaman, en stn bir kavmin iinden, en ustn bildigi bir kimseyi seme gelenegindedir. Bu nedenle Muhammed'i, btn kavimler ierisinde en stn bir kavim olan Arap kavminden semistir. Fakat seerken Arap kavminin en stn kabilesi olan Kureys kabilesi'nden, ve Kureys kabilesinin en stn urugu olan Hasim'lerden ve Hasim'lerin en faziletlisi olan Abd allmttalib'in ocuklari arasindan semistir. Muhammed'in sylemesine gre bu neseb'in kkeni, aslinda Ibrahim peygamber'e iner; nk gy Tanri, Ibrahim'in iki oglundan Ismil'i, Ismal'den Ben Kinne'yi ve ondan Kureys kablesi'ni ve Kureys'den Ben Hasim'i ve ondan da Abd al-Muttalib'i ve onun ogullarindan da Muhammed'i "peygamber" olarak semistir 1. Bunun byle oldugunu bizzat Muhammed kendiis sylemekte. Mslim'de yer alan bir hads'e gre Muhammed'in sylemesi syle: "Allah, Ismailogullarindan Kinne'yi seti. Kinane'den de Kureys'i seti. Kureys'ten de Hasimogullarini seti. Hasimogullarindan da beni seti" 2. te yandan Syt'nin el-Leliu'l-Masnua adli kitabindan grenmekteyiz ki Muhammed, Tanri'nin kendisine: "(Ey Muhammed!) Ben seni dleyen soya, tasiyan rahme, saran

kucaga cehennemi haram kilmis bulunmaktayim" dedigini bildirmistir 3. Sylemeye gerek yoktur ki konusan Tanri degil Muhammed'tir; kendi nesebinden olanlarin cehennemlik olmayacaklarini anlatmak istemistir. Ancak ne var ki bunlari syleyen Muhammed, mslman olarak lmedi diye, kendi z anasi hakkinda "Tanri bana anam iin magfiret dilememe izin vermedi" demis, babasini da cehennemlik bilmistir. Bir baska vesileyle Muhammed, yine kendi nesebinden sz ederken kendisinin Adem'den nceki ndrtbin yila inen bir nr oldugunu ve ceddinin Adem'e kadar inen kusaklarinin (silsilesinin) seref ve haysiyet bakimindan sinirsiz sekilde yce oldugunu, hi bir ktlkle lekelenmemis ve putperestlikle kirlenmemis oldugunu sylemistir 4. Yine bu dogrultuda olmak zere kendisinin, daha Adem henz insan seklinde ortaya ikmadan nce peygamber olarak grevlendirildigini ve Tanri ile szlesme yaptigini bildirmis syle demistir:"Adem ruh ve beden olma durumlari arasinda iken ben peygamber'dim... Adem ruh ve beden olma durumlari arasinda iken (Tanri ile) szlesme yapma (teklifini) aldim" 5. Muhammed'in bu sekildeki konusmalarindan verilecek rnekleri ogaltmak kolay, fakat bunlari syle bir gzden geirdikte, elismeler, abartmalar ve akli dislamalar karsisinda sasirmamak mmkn degildir. rnegin bir yandan kendi nesebini Ibrahim'den, daha dogrusu Ibrahim'in oglu Ismil'den baslatirken, diger yandan Adem ncesi dnemden geldigini sylemesi, anlasilir gibi degildir. Yine ayni sekilde bir yandan kendisini bylesine saglam kkenli, ve putperestlikten uzak imis gibi gsterirken, diger yandan genligi boyunca diger Arap soydaslari gibi putlara tapan bir kimse oldugunu ve Tanri tarafindan kurtulusa ikarildigini sylemekten geri kalmamistir. Gerekten de Arap kaynaklarin aiklamasina gre eski aglarda Arap'lar, puta tapmak bakimindan iki grupa ayrilmislardi. Bir grupta Hubal ve al-Lt ve al-Uzy ve Mant adini tasiyan putlar vardi (ki bunlar Kur'n'da belirtilmistir. Bkz. 53 Necm Sresi 19 ve d.); diger gruplarda ise al-Ukaysir ve Zu'l-Halasa ve Manf ve al-Ya'kb dini tasiyan putlar vardi. Ibn Kalb'nin Kitb al-Asnam adli yapitindan ve benzeri kaynaklardan grenmek mmkndur ki Muhammed genliginde, bu putlardan birinci grupa dahil olan alUzy'ya tapardi6. Hatirlatalim ki peygamberligini iln ettikten sonra dahi, sirf Kureysli'leri hosnud edebilmek iin bir aralik: "Bana Lt, Uzza ve nc olarak Ment'i haber verin" seklinde konusmus ve bunu Kur'n'a yet seklinde koymustur. Onun bu sekildeki davranisi karsisinda Kureysli'ler sevinerek: "Muhammed bizim putlarimizi verek gzel bir sekilde andi" demislerdir7. Her ne kadar dn verici (tavizci) bu tutumunu, sirf taraftarlarini kaybetmemek iin, daha sonra degistirmis olmakla beraber, gerek sudur ki kirk yasina gelinceye kadar, yni mrnn te ikisini putlara taparak geirmistir. Adem'den ndrt bin yil ncesinden beri peygamber oldugunu ve ceddinin putperestlikle kirlenmedigini syleyen bir kimsenin, 60 yillik yasaminin ilk kirk yili boyunca putlara tapmis olmasi kuskusuz ki eliskili bir manzara arzetmektedir. Ancak ne var ki serit mantigiyle yogurulmus insanlar bu eliskiyi farketmezler. te yandan kendi mensup bulundugu Kureys soyu'nun Ibrahm neslinden ve hep "nikhli rahimlerden" geldigini syleyerek vnrken de, farkinda olmadan yine kendisini g durumlara dsrmekten geri kalmamistir. nk anlattigi sudur ki Ibrahm (ki Muhammed'in sylemesine gre ilk mslmandir), sirf inanmis insanlara yapilan zulmden kurtulmak iin vatanini terketmis ve Misir'a g etmis olup orada Hacer adinda bir kadinla evlenmistir. Hacer'den edindigi Ismil adindaki ilk ogluyla birlikte Hicz'a gitmis, orada yerlesmistir. Ismil burada Crhm kabilesinden bir Arap kadinla evlenmis ve kusaklar sonra bu soydan Muhammed'in mensup bulundugu Kureys soyu olusmustur. Ve iste gy bundan dolayidir Kureys'in ve dolayisiyle Ben Hasim'in Islm'da stn bir yeri

saglanmistir8 Bu hikyeleri Muhammed, kendi "asleti'nin" kaniti olmak zere her vesile ile tekrarlamistir. Tekrarlamakla vurgulamak istedigi bir husus vardir ki o da kendi ceddi ierisinde seref ve haysiyet kirici bir ktlkle lekelenmis kimselerin bulunmadigidir: "Allah, Ibrahim ogullarindan Ismal'i, Ismil ogullarindan Ben Kinne'yi, Kinne ogullarindan Kureys'i ve Kureys'den Ben Hsim'i ve Ben Hsim'den beni semistir" derken ve bu syledigini biraz daha pekistirmek zere: "Allah beni, dima hell babalarin sulbnden, pkize analarin rahmine naklederek nihyet babamla anamdan izhar buyurmustur. Ebeveynim, kat'iyen nikhsiz bir birlige ugramamistir" diye eklerken yaptigi buydu 9. Dikkat edilecegi gibi Muhammed, sulbunden geldigi kimseler arasinda niksizlik gibi kt bir durumun olmadigini israrla belirtmekte ve bununla vnmektedir. Ve her zaman iin sunu sylemekten geri kalmamistir ki "gayr-i mesr", yni evlilik disi neseb'ten olmak seref kirici ve yz kizartici bir seydir; daha dogrusu soysuzluktur. Bundan dolayidir ki, soysuz (neseb-i gayri sahih) kimselerle lfet edilmemesini isterdi. Kin ve dsmanlik besledigi kisileri de "soysuzlukla" damgalardi. rnegin kendisini peygamber olarak kabul etmeyen, ya da yalanlayan kimseleri hedef edinerek Kur'n'a su yet'i koymustur: "... (Ey Muhammed!) Soysuzlukla damgalanmis kimseye... aldiris etmeyesin" (K. 68 Klem sresi, yet 13). Bu yet'i, dsmanlik besledigi Mugire ogullari hakkinda koydugu sylenir . Ayet'de geen "soysuz" szcgnn "gayr-i sahih" nesebten olan kimseleri kapsadiginda ulem'nin tereddd yoktur 11. Ancak ne var ki bunu yaparken Muhammed'in hasir alti ettigi bir sey vardir ki o da sudur: Sulbunden geldigini syledigi Ibrahim ile Hacer evli degillerdi. Daha dogrusu Hacer, Ibrahim'in asil karisi olan Sre'ye "cariye" olarak verilmis ve ona hizmetilik etmekle grevli bir kadindi. Sre'den ocuk edinemedigi iin Ibrahim, Sre'nin de istegine uyarak cariyesi Hacer ile yatmis ve ondan Ismil adindaki oglu olmustur. Btn bunlarin byle oldugunu ortaya vuran bizzat Muhammed'dir. Gerekten de Eb Hreyre'nin rivyetine gre Muhammed, vaktiyle Ibrahim'in Sre ile evli iken bir lkeye gittigini ve orada Sare'nin hizmetine cariye olarak Hacer adinda bir kadinin verildigini sylemistir12. Sylerken de hikyenin Tevrat'da bulunan aslindan aktarmalar yaptigi muhakkaktir. Zir Tevrat'da anlatilanlara gre Ibrahim, bir sreden beri evli bulundugu Sre'den, btn arzusuna ragmen ocuk sahibi olamayinca Sre kendisine, hizmetisi olan Hacer ile yatip ocuk edinmesini syler. Ibrahim, karisinin bu teklif geregince yapar ve Hacer'den bir oglu olur ki adini Ismil koyar. Fakat az gemeden karisi Sre'den Ishak adinda bir oglu oluverince Hacer'le Ismil'i baska diyarlara gnderir.
10

Iste Tevrat'tan grendigi bu hikye'yi Muhammed, hikye'nin sonularindan dogabilecek seyleri hesaplayamadan Kur'n'a geirmistir. Su bakimdan ki Ismil'in evlilik disi olarak ve hizmeti ve kle bir kadindan dogdugu olayini bilmezlikten gelmis ve su hle gre Kureys'in (ve dolayisiyle kendisinin) "nikahsiz bir birlik" niteligindeki bir nesebe mensup bulundugunu, farkinda olmayarak ortaya vurmustur. Her ne kadar bazi Kur'n yorumcularina gre Hacer asl bir ile kizi gibi gsterilmek istenirse de 13 Muhammed'in kendi sylemesinden anlasilmaktadir ki Ibrahim'in karisi Sre'ye verilen hizmeti'den baska bir sey degildir. Ve Ismail'i, evlilik disi bir iliski sonucu olartak dnyaya getirmistir. Oysa Muhammed, biraz yukarda degindigimiz gibi, "neseb-i gayri sahih" kimselerle iliski ya da dostluk kurulmaasini, onlara i'tibar edilmemesini istemis ve Kur'n'a bu dogrultuda yet'ler koymustur (rnegin K. Klem sresi, yet, 13). te yandan, yine biraz nce belirttigimiz gibi, anasinin ve babasinin nikahsiz bir nesebden gelmedigini bildirmis ve: "Ebeveynim, kat'iyen nikhsiz bir birlige ugramamistir" diyerek vnmstr. Oysa ki anasinin ve babasinin geldigi neseb'in basinda Ismail vardir ki nikahsiz bir birlikten olmadir.

Eger denecek olursa ki Muhammed, cariye olmasina ragmen Hacer'i ve ondan dogma Ismail'i, kendi mmetinin nesebine kaynak semekle insanlar arasi esitlik ilkesine bagliligini gstermistir, byle bir iddi'yi da geersizlikle rtmek kolaydir. nk Muhammed, hi bir zaman ve hibir hususta insanlar arasi esitlik ilkesine yer vermemistir. rnegin Arap'lari "Kavm-i necib" olarak yceltmis, Arap'lar ierisinde Kureys'i ve Kureys ierisinden de kendi mensup bulundugu Hasim ilesi'ni en stn degerde bulmustur. Bunda gayri erkeklerle kadinlar arasinda esitlik diye bir sey bilmemis ve kadinlari asagi kertede saymistir. Fakat btn bunlardan gayri bir de kleligi savunmus, mr boyunca kle edinmis, edindigi kleleri ona buna satmis ya da bagislamistir. Daha dogrusu Tanri'nin kleligi dogal bir kurulus olarak getirdigini, "hr" olanlarla "kle" (cariye) olanlar arasinda ayirim yaptigini ve bunlarin birbirlerine esit olamayacaklarini bildirmistir. Kur'n'a koydugu su yet bunun nice rneklerinden biridir: "Allah, hibir seye gc yetmeyen, baskasinin mali olnmus bir kle ile, katimizdan kendisine verdigimiz gzel riziktan... harcayan (hr) bir kimseyi misal verir. Bunlar hi esit olurlar mi? Dogrusu hamd Allah'a mahsustur..." (K. Nahl sresi, yet 75). Grldg gibi Tanri, Muhammed'in sylemesine gre, insanlardan bir kismini "kle" kilmmis olmakla vnmektedir .
14

Bu byle olduguna gre, Muhammed'in, esitlik ilkesini geerli kilmak iin kendi mmetinin seceresini, cariye bir kadin olan Hacer'e ve onun evlilik disi dogmus olan ogluna, Ismail'e bagladigini sylemek, kuskusuz ki yanlis olur.

Btn bu syledilerimiz bir yana fakat bu konuda akla, bir de su soru gelecektir: Ibrahim'in, Sre'den olma Ishak adinda bir oglu varken, neden dolayi Muhammed onu degil de cariye bir kadin olan Hacer'den dogma Ismil'i semis ve Arap'lari ve kendisini o secereden gelmis gibi gstermistir? Bu soru'nun cevabi su olmak gerekir: Yahudiler kendilerini, Ibrahim'in nikhli (mesr) karisi Sre'den dogma Ishak'in soyundan kabul etmislerdir. Ve iste Muhammed, Yahudileri mslman yapamadigi ve bu nedenle onlara karsi dsmanlik duygularina kapildigi iin, onlardan farkli bir kusaktan gelmis grnmek amaciyle, Ibrahim'in, Hacer'den (yni cariyesi'nden) olma oglu Ismil'i semistir. Fakat bunu yaparken kendi kavmini, yni Araplari, nikahsiz bir soydan gelmis duruma soktugunu muhtemelen dsnmemis, ve "Ebeveynim kat'iyen nikahsiz bir birlige ugramamistir" diye konusa durmustur. "Neden dolayi Muhammed, kendi mmetinin seceresini ille de Ibrahim'e gtrmek istemistir?" diye sorulacak olursa bunun da cevabi kisaca sudur: Medne'ye hicret ettikten sonra Muhammed, orada bulunan Yahudi kabileleriyle iliskiye girer. Bu Yahudiler ok eskiden beri Medne'de yerlesmis olan ve esitli alanlarda alisip varlik yapmis bulunan kimselerdir. Aradan az zaman gemekle onlari Mslman yapmaga alisir. Tanri'nin onlara daha nce peygamberler gnderdigini, ve bu peygamberlerden ilkinin Ibrahim oldugunu ve Ibrahim'in ilk mslman peygambver oldugunu anlatir. Anlatmakla kalmaz fakat kendisinin de Ibrahim'in dini'ne uymakla gorevlendirildigini aiklar. Bunu yaparken Ibahim'in, Ishak adindaki oglundan Israil ogullarinin iktigini, ve Ishak'tan itibaren Israil ogullarina gnderilen btun peygamberlerin (rnegin Musa, Harn, Davud, Sleyman vs...) hep mslmanlikla emr'olunduklarini syler. Ibrahim'in diger oglu Ismail'den de kendi mensub bulundugu mmetin olustugunu ve iste simdi kendisinin, btn mmetlere ve bu arada, zaten Mslman sayilmak gereken Yahudilere gnderilmis bulundugunu bildirir ve onlar tarafinda peygamber olarak kabul edilmesi gerektigini hatirlatir. Yine bunun gibi Tanri'nin onlara Tevrat'i yolladigini, ve Tevrat'in Kur'n tarafindan onaylanmis bir kitap oldugunu fakat Yahudiler tarafindan degistirildigini ve bu nedenle onlarin da Kur'n'a boyun egmeleri gerektigini bildirir.

Ibrahim'i bir "baba" olarak iln etmesi, onun dinini islemekle vnmesi bundandir .
15

*
1

Bu hususlar iin bkz. Ibn Sa'd'in Tabakat al-Kebir adli yapitini bakiniz. Bu yapitin iki Pakistanli tarafindan Ingilizc'ye evirisi iin bkz. Ibn Sa'd, Kitap al-Tabaqat al-Kabir (Transl. by S. M. Haq & H.K. Ghazanfar; Pakistan Historical Society, Vol. I. Karachi 1967; Vol. II, Karachi 1972; Yukadaki hususlar iin bkz. Vol. I. sh 2,8) Sahihu'l-Mslim'deki bu hads iin bkz. Turan Dursun, Kutsal Kitaplarin Kaynaklari (Kaynak Yayinlari, Istanbul 1995, Cilt II, sh. 43) Sy^t, el-Leliu'l-Masnua, ( Beyrut 1981, sh. 265) Yukardaki alinti iin bkz. ztrk, age. (sh. 29) Ilgili Hads'ler iin bkz. ztrk, age (sh. 27) Bu hads iin Ibn Sa'din Tabakat al-Kebir adli yapita bakiniz. (Ingilizce eviri'de Vol. I. sh. 169) Bu hususta Ibn Kalb'nin Kitb al-Asnam adli kitabin Ahmed Zeki Pasa tarafindan bastirilan (Kahire 1014 ) nshasina bakiniz. Ayrica Mermerci'nin su yazisina bakiniz: bkz. M. S. Marmardji, "Les Dieux du Paganisme Arabe d'Apres Ibn Kalbi" (Dans Revue Biblique, Paris 1926, Tome XXXV, sh. 397-420) Taber, age (1966) (Cilt II, sh. 152 ve d.) Ibn Sa'd'in Tabakat al-Kebir'inde yer alan bu hikye'ye seritilarimiz pek inanmistir. Muhammed'in yceligini bu tr hikyelerle kanitlamaga alisirlar. Bkz. ztrk, age (sh. 27 ve d.) Mslm, Tirmiz, Ibn Abbs gibi kimselerin rivyetilerine dayali bu hads'ler iin bkz. Sahih-i... (Cilt X. sh. 42; ayrica Cilt IX, sh. 272) Beyzav ve Celleddin gibi kaynaklara gre bu yet, sadece Mugire ogullari iin degil fakat ayni zamanda Muhammed'in dsmanlik besledigi diger kisiler (rnegin Abd-i Yegus ogullari, Sreyk ogullari, Eb Cehil, vs... gibi kimseler) vesilesiyle inmistir! Sahih-i Buhar Muhtasari... adli yapitin ikinci cildinde Diynet Isleri Baskanligi'nin bu dogrultudaki yorumu iin bkz. Sahih-i... (Cilt II, sh. 211) Bu hads iin bkz. Sahih-i... (Cilt VI, sh. 518 ve d.) Bkz. Sahih-i... (Cilt VI, sh. 520) Bu konuda "Serit ve Klelik" ve ayrica "Serit Devleti'nden Laik Cumhuriyet'e" adli kitaplarimiza bakiniz. Bu konuda "Islm'a Gre Diger Dinler" adli kitabima bakiniz.

3 4 5 6

7 8

10

11

12 13 14

15

XI) Tanri'nin emriyle ggsnn Cebril tarafindan yarilip iine "peygamberlik mhr"nn konuldugunu ve bu nedenle Allah anildika kendisinin de anilmasi gerektigini syler ve bu sekilde anilmakla vnr:

Genlik yillarindaki yasamini ilh olaylarla sslemek sretiyle de Muhammed, kendisini yceltici nitelikler ierisinde tanimlayarak vnmstr. Kendi sylemesine gre bu olaylardan biri, ggsnn Tanri tarafindan Cebril'e yardirilip kar suyu ile temizletilmesi ve sonra genisletilmesi ve peygamberlik mhr ile mhrletilmesi konusundadir. Gy bir gn hayvanlari otlatmaya gittiginde iki Karakus gelir ve kendisini tutup yere yatirirlar; ggsn yarip kalbini ikarirlar, paralara blerler ve iinden iki damla siyah pihti ayirirlar. Birisi tekine: "Kar suyu getir" der; o hemen gidip kar suyunu getirir ve onun ggsn kar suyu ile yikarlar. Sonra ilik su bulup bir de bu suyla da ggsn yikarlar. Bundan sonra "sekinet" denen "i huzurunu" kalbinin iine sagip dagitirlar. Ve sonra kalbini dikerler ve peygamberlik mhr ile mhrlerler1. Kafasindan yarattigi bu hikyeyi Muhammed, Tanri'ya mal edebilmek ve kendisi iin vg sorunu yapabilmek iin Kur'n'a yet koyar. Bu yet'e gre Tanri gy syle konusmustur: "(Ey Peygamber!), Biz senin ggsn aip genisletmedik mi? Belini bken ykn senden alip atmadik mi? Senin snini ve nn yceltmedik mi?...." (K. 94 Insirh sresi, yet 14). Bu yet'i koyarken, biraz daha vnms olmak iin Ms peygambere verilmeyen sey'lerin kendisine "istemeden" verilmis oldugunu ihsas eder 2. Aslinda sadece Musa'ya degil fakat diger btn peygamberlere verilmeyen seylerin, Tanri tarafindan kendisine verildigini bildirmistir, ki konuyu ilerdeki blmlerde ele alacagiz. Fakat burada sylemek istedigimiz sudur ki Muhammed, bu yukardaki szleriyle sunu zellikle belirtmek istemistir ki Allah anildika kendisinin de anilmasi gerekir. Bu hususu biraz daha aiklamak maksadiyle syle demistir: "Cibril aleyhisselm bana geldi de rabbim ve rabbin buyuruyor ki: -Bilir misin senin zikrini nasil ykselttim? Allah tel a'lem dedim- dedi ki... -'Ben anildika sen de maiyeyetimde anildin..." . Yni anlatmak istemistir ki, Tanri'nin adi anildika kendi adi'nin da anilmasi: "...nam-u san yksekliginin en byk mertebesini beyandir" .
3

Daha nce belirttigimiz ve ilerdeki blmlerde ayrica belirtecegimiz gibi Muhammed, kendi adi'ni Tanrisal kertede tutabilmek iin bu yukardakilere benzer ok seyleri denemistir.

zellikle bildirdigi su olmustur ki kendisini Tanri gibi sevenler, ya da Tanri'ya ve kendisine "mu'ti" olanlar , dogruca cennet'e gidecekler ve orada kendisinin yaninda bulunmak gibi bir mutluluga eriseceklerdir. Bu maksatla Kur'n'a koydugu yet'lerden biri syle: "Her kim Allah'a ve Peygamber'e mu'ti olursa iste onlar... Enbiya (Peygamberler), siddikn (dil olanlar), sheda (sehitler) ve salihn ile birliktedirler; bunlarsa ne gzel arkadas..." (K. Nis sresi, yet 69).
4

1 2 3 4

Drim'den nakledilen bu hads'ler iin bkz. ztrk, age (sh. 46)


Bkz. Ibn Sa'd, age (Ingilizce eviri'de Vol. I, Karasi 1967, sh. 439) Elmalili H. Yazir, age (Cilt VIII, sh. 5922) "Mu'ti" sozcg, itaat etmek, kendini Tanri'ya ve Peygamberine bagislamak gibi anlamlara gelir.

XII) Dogumundan nce olan bitenlere varincaya kadar her gizli olan seyi Tanri'dan grendigini ve bildigini sylemekle vnr. Ancak ogu olaylar, bu sylediginin dogru olmadigini ve gizli seylerden haberli bulunmadigini ortaya vurur.

Muhammed'in, "vnme" vesilesi yaptigi hususlardan biri de, her dim Tanri ile temas halinde bulundugunu, Tanrzi'nin kendisiyle dost bulundugunu, her bilgiyi Tanri'dan edindigini, ve gizli olan ya da grlmeyen her seyin O'nun tarafindan kendisine bildirildigini sylemektir. nk gy Tanri, her gizli ve grnmeyen seyi, ve sirlarini, Resl olarak setigi kimselere bildirmektedir. Kur'n'a koydugu su yet bunun rneklerinden biridir: " O (Allah) btn grlmeyenleri bilir. Sirlarina kimseyi muttali kilmaz. Ancak (bildirmeyi) diledigi peygamber bunun disindadir..." (72, Cin sresi, yet 26-27). Yine Muhammed'in sylemesine gre Tanri, gizli ve bilinmeyen seyleri Cebril araciligiyle sevgili peygamberine haber vermekten geri kalmaz. Ve kendisinin Mekkeli'ler tarafindan ldrlecegini Tanri, gy bu sekilde ona bildirmistir. Bunu anlatmak maksadiyle Kur'n'a koydugu yet'lerden biri syle: "(Ey Muhammed!) hatirla ki, kfirler seni tutup baglamalari veya ldrmeleri yahut seni (yurdundan) ikarmalari iinb sana tuzak kuruyorlardi. Onlar (sana) tuzak kurarlarken Allah da (onlara) tuzak kuruyordu. nk Allah tuzaklarin en hayirlisini kurar" (Enfl sresi, yet 30). Bu yet'ler ilgili olarak yorumcularin aiklamasi syle: Muhammed'in kisileri Islm'a sokmasindan dolayi telasa dsen Mekkeli "kfirler", onu ldrmek iin toplanip karar vermek isterler. O sirada Muhammed, evinde yataginda yatmaktadir. Toplantidan konusulanlari dinleyen Cebrail, derhal gelip Muhammed'e haber verir ve hicret etmesini bildirir. Muhammed hemen kalkar, Ali'yi yatagina yatirip Eb Bekir'le birlikte kaar.. Ertesi sabah "kafirler", Muhammed'i ldrmek zere saldiriya getiklerinde, yatakta Muhammed yerine Ali'yi bulmakla saskina dnerler! Bu dogrultuda olmak zere Muhammed'in Kur'n'a koydugu yet'lerden bir digeri syle: "...(Ey Muhammed) Sen onlari (Mekke ve Medne halkindan olan munafiklari) bilmezsin, biz biliriz onlari. Onlara iki kez azb edecegiz, sonra da onlar byk bir azab'a itileceklerdir" (Tevbe sresi, yet 101). Yorumcularin aiklamalarina gre Muhammed, "keskin zek ve ferasetine ragmen" munafiklarin kimler oldugunu sezemiyor, ve fakat her gizli seyi bilen Tanri ona bu munafiklarin kimler oldugunu bildirmekteydi !
1

te yandan Muhammed, dogumundan nceki ve dogumu sirasindaki olaylari dahi bildigini

sylerken bu stnlgn, sadece insanlara karsi degil, fakat diger peygamberlere karsi da "vnme" vesilesi edinmistir. Bir hads'inde, kendisinin aglar boyunca var oldugunu ve Tanri tarafindan seilerek ortaya ikarildigini syle ifde ediyor: "Ben, insanoglunun geride biraktigi en sekin devirler iinden aglar boyu seile seile geldim ve iinde bulundugum agda ortaya ikarildim". Bir baska hads'inde kendisini, Adem'in yaratilisindan nceye yerlestirerek syle diyor: "Hz. Adem suyla amur arasindayken ben yine peygamberdim" 2. Bunlari sylerken dogumu aninda olan bitenleri bildigini de zikreder: "Dogumum sirasinda annem, kendisinden deta bir nrun iktigini ve Sam binalarinin (ya da Busra ksklerinin) bu nrla aydinlandigini grmstr" 3.

te yandan bir ok seyleri nceden haber veriyormus ya da gizli oldugu sanilan seyleri biliyormus gibi grnmek hususunda da pek parlak buluslari olmustur Muhammed'in! Bu sayede hem bir yandan kendisini "peygamber" olarak kabul ettirmek ve hem de evresinde korku yaratip kendi aleyhinde konusulmasini nlemek istemistir. Islm kaynaklarindan sagladigimiz su rnegi verelim: Mekke'nin fethi gn Muhammed, ezn okumasi iin Bill-i Habes adindaki adamina haber gnderir. Bill, emri alir almaz Kbe zerine ikip ezn okumaya baslayinca halk sasirir, nk ilk kez byle bir olayla karsilasmislardir. Bu arada Kureys'in ileri gelenlerinden Eb Sfyn, Attb Ibn-i Esd ve Hris Ibn-i Hism gibi kisiler bir araya oturmus, huzursuz olarak bu sesi dinlemekte ve aralarinda bir seyler sylemektedirler. Belli ki bu degisiklikten rahatsiz olmuslardir. Nitekim Attb, kendi babasinin vaktiyle ldgn ve sretle ezn sesini isitmek gibi bir azb'a katlanmadigini anlatmak iin: "Allah, babam Esd'i vaktiyle ldrd de su sesi isitmemek nmetini ikrm etti" der. Eb Sfyn da ayni grstedir ama bir sey sylemez. nk syleyeceklerinin Muhammed'in kulagina gideceginden ekinir. Tam bu sirada Muhammed ika gelir ve onlara: "Ne grstgnz biliyorum" der ve onlara, gizlice konusmakta olduklari seyleri tekrarlar. Bunun zerine onlar: "Biz sehdet ederiz ki sen muhakkak Allah'in (elisisin ...) Vallahi bizim grstgmz szlere bizden baska (kimse) vkif degildi. Sana her halde bir taraftan haber veriliyor" derler 4. Sylemeye gerek yoktur ki Eb Sfyn ve arkadaslarinin: "Sana her halde bir taraftan haber veriliyor" demeleri Muhammed'in peyamgerligine inanmalarindan degil, fakat: "Hayir biz bunlari konusmuyorduk" demis olsalar, kellelerinin kesilecegini bilmelerindendir. te yandan onlarin ne konustugunu sylemek Muhammed iin g bir sey degildi; su bakimdan ki, yillar boyu kendisine muhasim kalmis olan bu kisilerin ezn okunurken aleyhte bir seyler syleyecekleri asikrdi. Muhammed bunlari Tanri'dan grenmis degil fakat tahmin yolu ile bulmustur; fakat "Tanri'dan grendim" demek sretiyle her gizli konusulan seyi bilebilirmis kanisini yaratmak istemistir. Buna benzer rnekler pek ok; ancak ne var ki her gizli olan seyi Tanri'dan haber aldigini sylemesine ragmen Muhammed, ogu zaman gizli seyleri bilemez durumlarda kalmistir. Yasami boyunca yle olaylar olmustur ki onu "her gizli seyi bilir oldugu" iddisinda yalanci ikarmistir. Nice rneklerden bir kaini sergilemek gerekirse, her seyden nce kendi dogum tarihinin ne oldugundan habersizligini belirtmek gerekir. Dogum sirasinda annesinden bir nrun iktigini ve Sam binalarinin bu nrla aydinlandigini syler ama hangi yilda, hangi ay'dadogdugundan habersizdir. Dny'ya ne zaman geldigini kendisi bilmedigi

gibi baskaca bilen de yoktur. Dogumunu "muczev" bir olay seklinde gstermeye alisan yakinlari bile Muhammed'in dogum tarihinden habersiz idiler5. Bundan dolayidir ki Arap tarihileri Muhammed'in dogum yili'nin 569, ya da 570 ya da 571 oldugunu sylerle, fakat hangi yilin hangi ayinda ve hangi gnnde dogdugunu bilmezler: "Muhammed fil yilinda dogmustur" diyerek kestirip atarlar. "Fil yili" dedikleri sey Habes valisi Ebrehe'nin, Yemen'i ele geirdikten sonra ordusuyla K'be'yi yikmak iin Mekke zerine yrdg yildir ki Kur'n'daki "Fil Sresi" nde pek kisa bir sekilde anlatilmistir (K. 105 Fil sresi, yet 1-5). Bu orduda filler kullanildigi iin bu yila "Fil yili" dendigi kabule edilir. Ve iste gy Muhammed bu olaydan 55 gn sonra dogmustur 6. Ancak ne var ki fil yilinin hangi yil oldugunu, Ebrehe ordusunun bu yilin hangi ayinda ve hangi gnnde yola iktigi olayini bilen yoktur. Her ne kadar Ibn-i Hisam gibi kaynaklar, bu olayin Iskender tarihinin sekizyz seksen ikinci senesinin Muharrem ayinda oldugunu ne srerlerse de, bunu sylemekle isi biraz daha ikmaza sokmus olurlar, nk kendileri bile Iskender tarihinin ne oldugundan habersizdirler. Bu itibarla "Muhammed Fil olayindan 55 gn sonra dogmustur" demenin anlami da yoktur. Her gizli seyi Tanri'dan grendigini syliyen Muhammed, her ne hikmetse Tanri'ya "Ben ne zaman dogdum?" diye sormamis, Tanri da ona dogum tarihini aiklamamistir!

Yine bunun gibi Islm kaynaklarinda Ifk olayi (ya da "Gerdanlik olayi") diye bilinen bir olay vardir ki, Muhammed'in gizli seylerden habersizliginin bir diger kanitidir. Bir ok yayinlarimizda degindigimiz bu olay'in zeti syle: Hicret'in 6.yilinda Muhammed, Ben Mstalik gaz'sina ikarken yanina, en ok sevdigi esi Ayse'yi de alir. Mstalik'lere karsi giristigi savasi kazandiktan sonra Medine'ye dnmek zere yola koyulduktan bir sre sonra konaklama emrini verir. Konaklama sirasinda Ayse gerdanligini kaybeder; aramaya basladigi sirada ordu hareket etmis olur. Tam bu sirada, kervanin gerisinden gelmekle grevli Safvan bin Mu'attal adinda gen bir delikanli Ayse'yi devesine bindirerek Medne'ye getirir. Ancak ne var ki etrafta Ayse'nin gen bir delikanli ile sevistigi seklinde dedikodular dolasmaga baslar. Bu yzden kiskanliga kapilan Muhammed, olan bitenleri grenmek maksadiyle Ayse'yi karsisina alir, delikanli ile arasinda geenleri grenmek zere konusturmaga alisir; fakat Ayse, gnahsiz oldugunu syler, ve btn gerekleri Tanri'dan grenebilecegini Muhammed'e hatirlatir. Buna ragmen Muhammed, esitli yollardan Ayse'yi syletmeye alisir ve fakat her def'asinda ondan "Ben gnahsizim" seklinde karsilik alir. Ayse'yi syletemeyecegini anlayinca, bir ay boyunca Ayse ile kssr; bylece hem Ayse'yi ve ilesini ve hem de kendi kendisini zntlere srklemis olur. Ayse'den bir ay ayri kalinca daha fazla yapamayacagini anlar, ve Tanri'dan vahiy indigini syliyerek:"Ey Ayse Tanri seni temize ikardi" der ve Kur'n'a bununla ilgili yet'ler yerlestirir (K. Nis sresi, yet 15-16; Nr sresi, yet 11-13, 21, 25-26; ahzb sresi, yet 60-61). Her gizli seyi Tanri'dan grendigini syliyen Muhammed, her ne hikmetse Tanri'ya bas vurup Ayse ile Safvan arasinda geenleri sormamis, Ayse'nin sulu olup olmadigini arastiremamis, haftalarca meraktan kivranmistir. Sevgili "peygamberi'ne" her gizli seyi bildirdigini syliyen Tanri ise, onu bu meraktan kurtarmak hususunda kilini bile kipirdatmamistir .
7

Ifk olayi'ndan sonra, yine yukardakine benzer bir olay var ki, her gizli seyi Tanri'dan grendigini syliyen Muhammed'i yalanlar niteliktedir. Syleki: Hicret'in 6.ci yilinda Muhammed, Zt'r-Rik gaz'sina ikarken yanina yine Ayse'yi alir .
8

Yola koyulduktan bir sre sonra, Beyd ya da Zt'l-Ceys mevkiine gelindiginde Ayse, boynundaki gerdanligin (kilde'nin) kopup kayboldugunu farkeder. Yemen boncugundan yapilmis ve on iki dirhemlik bir degeri olan bu gerdanligin aranmasi iin Muhammed, ordu'nun yrysn durdurur ve her kesi arama isiyle grevli kilar. Fakat uzun bir sre aratma yaptirtmis olmasina ragmen gerdanligi bulduramaz. Arama uzadigi ve o civarda su basi da olmadigi iin askerler hem susuzluktan kavrulmaga baslarlar; stelik de abdest alamama (ve dolayisiyle namaz kilamama) durumunda kalirlar. ogu gelip, Ayse'nin babasi Eb Bekir'e sikyette bulunurlar: "(Y Eb Bekr) Aise'nin ettigini grdn m? Reslu'llh....'i da, herkesi de (yollarindan) alikoydu. Su basinda degiller. (Kimsenin) yaninda su yok" derler. Sylenenleri sabirla dinleyen ve onlara hak veren Eb Bekir, bir hisim yerinden kalkarak Muhammed'in yanina gelir. Fakat Muhammed, basini Ayse'nin dizine koymus olarak uyumaktadir. Eb Bekir, kizginligini belli ederek Ayse'ye: "Her seferde lemin basina sikinti olursun" diyerek ikisir ve syle ekler: "Sen Reslu'llhu ... selemi dem herkesi de yolundan alikoydun. Su basinda degiller. (Kimsenin) yaninda da su yok" . Bu da yetismiyormus gibi eliyle Ayse'nin bgrne hafiften vurmaga baslar. Babasi'nin bu sekildeki davranisina karsi Ayse hi sesini ikartmaz; hatt kipirdamaz bile; nk Muhammed'i uykusundan mahrum etmek istemez. Ertesi sabah Muhammed, uyanir uyanmaz, halkin susuzluktan sikyeti oldugunu grenir. Sylemeye gerek yoktur ki, her gizli seyi bilir grnmesine ragmen, gerdanligin nerede oldugunu bir trl kesfedememesi, onu g durumda kilacak bir seydir. Bu glkten kurtulmanin tek yolu, su yoklugundan dogma sorunlara Tanri araciligiyle bir zm bulmaktir. Nitekim"su yerine toprak kullanilsin" seklinde Tanri'dan buyruk indigini, ve bunun temizlik saglayici bir sey oldugunu syliyerek Kur'n'a (Nis ve Mide Sre'lerine) "teyemmm"le ilgili yet'ler serpistirir ki, birbirinin hemen hemen ayni olan bu yet'lerden biri syle : "Ey imn edenler! Namaz kilmaya kalktiginiz zaman yzlerinizi, dirseklerinize kadar ellerinizi, baslarinizi meshedip, topuklara kadar ayaklarinizi yikayin... Hastalik, yahut yolculuk halinde bulunuyorsaniz, yahut biriniz tuvaletten gelirse, yahut da kadinlara dokunmussaniz (cins birlesme yapmissaniz) ve bu hallerde su bulamamissaniz, temiz toprakla teyemmm edinde yznz ve (dirseklere kadar) ellerinizi onunla meshedin. Allah... sizi tertemiz kilmak ve size (ihsan ettigi) nimetini tamamlamak ister. Umulur ki skredersiniz..." (K. Mide sresi, yet 6; ayrica bkz. Nis sresi, yet 43). Grlyor ki, Muhammed'in dzenledigi bu yet'lere gre Tanri, kul'larinin temizligine nem vermekte oldugunu ve onlara, su bulamama halinde, teyemmm etme kolayligini sagladigini, yni onlar iin ok hayirli bir is yaptigini ve bylece nimetini tamamladigini sylemektedir. Buna karslik da onlardan, skredici (yni grlen iyilige karsi memnunluk izhar edici) bir davranis bekledigini anlatmak zere "...Umulur ki skredersiniz... " diye hatirlatmada bulunmaktadir! Pek gzel ama Tanri, sevgili mslman kullarina bylesine bir nmet saglamak, bylesine hayirli bir eylemde bulunmak iin, neden acaba bu kadar zaman beklemistir? Su bulamama durumlarinin her zaman iin mmkn oldugunu dsnerek, neden acaba bu buyrugunu daha nce indirmemistir? Neden hicret'in altinci yilina kadar, ve daha dogrusu Ayse'nin gerdanliginin kaybolmasi anina kadar beklemistir? Acaba byle bir gerdanlik olayi olmamis olsaydi, teyemmm yet'lerini indirmeyecek miydi? Btn bu sorulara yanit bulmak g; meger ki Kur'n yet'lerinin "eli'nin szleri" oldugunu kabul etmis olalim!. te yandan "Teyemmm etmek" demek, su bulunmadigi, yahut bulunsa dahi kullanilmasi mmkn olmadigi zamanlar, parmaklar aik olarak iki eli topraga vurup ileri geri oynatmak, sonra kaldirip birbirine vurmak sretiyle tozlari giderip nce yz sonra da kollari meshetmek (sivamak) demektir . Yorumculara gre "teyemmm", toprak yerine bir
9

tas ile de mmkndr .


10

Byle bir eylemin ne kerte temizlik sayilabilecegini dsnmek de g; meger ki sekilciligi, dnin asl unsuru yapalim! Fakat Islmci'lar, bunun da kurnazligini bulmuslardir: her ne kadar toprak ile temizlenmenin gerek anlamda "temizlik" sayilamayacagini bilmekle beraber, nemli olan seyin "zahiren temizlik" degil fakat "batinen temizlik" (yni "kalben temizlik") oldugunu sylerler .
11

Fakat her ne olursa olsun Muhammed, teyemmm'le ilgili yukardaki yet'leri yerlestirmekle, Ayse'nin gerdanliginin bulunamamasindan dogma sorunlara zm sagladigi grnm sayesinde rahatlamistir. Bu rahatlik ierisinde orduya hareket emri verir. Bunun zerine Ayse deve'ye bindirilipte tam yola ikilacagi sirada grlr ki kaybolan gerdanlik deve'nin altinda durmaktadir12. Anlasilan o ki Tanri, Muhammed'i g durumda birakacak bir mu'ziblikte bulunmustur. Bununla beraber hikimse kalkipta Muhammed'e: "Ey Muhammed! Gerdanlik deve'nin altindan ikti; haniya sen her gizli seyin Tanri tarafindan sana bildirildigini sylerdin! Neden Tanri'dan gerdanligin gizli bulundugu yeri grenemedin? " seklinde bir sey sormamistir. Sormak syle dursun, fakat aksine herkes, olan bitenden memnun kalmistir; nk Tanri'nin "teyemmm" yet'leri gndererek kendilerini temizlik iinde tutucu bir yol gsterdigine inandirilmislardir. O kadar ki, Tanri'nin inyetine Ayse sayesinde kavustuklarini sanarak, Ayse'ye hayir du etmisler ve syle demislerdir: "(Ey Ayse!) Allah seni hayir ile mkfatlandirsin. Va'llahi senin basina hoslanmadigin hibir is gelmez ki, Allahu Tel onda senin iin de, mslmanlar iin de bir hayir bulunmasin" .
13

Kuskusuz ki btn bunlar, Muhammed iin yeni bir vg vesilesiydi. nk Ayse'nin gerdanliginin kaybolmasi sayesinde, mslmanlari, Tanri'dan indigini syledigi vahiy'lerle hosnud kilmis ve biraz daha onlarin sevgi ve saygisini kazanmisti. Fakat pek muhtemelen bu basarisini, kaybolan gerdanliga borlu oldugunu dsnerek, bilin alti bir itisle Ayse'ye:"Senin gerdanliginin bereketi ne byk imis!" demekten kendini alamamistir. Daha baska bir deyimle Tanri'nin dahi, kaybolan gerdanlik yznden vahiy gnderme yolunu setigine, kendisi de inanmis gibidir!
14

Her gizli olan seyin Tanri tarafindan kendisine bildirildigini syliyerek vnmenin Muhammed bakimindan her zaman yararli olmadigina verilecek daha pek ok rnek var. Bunlardan bir kaini daha kisaca belirtelim: Bir def'asinda Muhammed, Rumlarin byk bir ordu ile saldiriya geeceklerine dir kehnette bulunur ve Tebk seferi'ne ikar. Fakat bin bir zahmetle gittigi yerde grr ki, ortada ne Rum orudusu vardir ve ne de saldiri tehlikesi. Yine bu Tebk seferi sirasinda Muhammed'in Kasv adindaki devesi kaybolur. Btn aramalara ragmen bulunmayinca etraftan sylentiler baslar: "Tuhaf sey! Muhammed, Peygamber oldugunu iddi eder, gkten haber verir. Halbuki devesinin nerede oldugunu bilmez!" diyenler olur. Kaynaklarin bildirmesine gre Muhammed, Tanri'nin kendisine her gizli seyi haber verdigini syler ve adamlarina emreder: "... Allah bana bildirdi ki, kasv filn ve filn daglarin arasindaki vdidedir. Hayvanin yulari bir agaca dolanarak orada kalmistir. Haydi gidiniz, onu bana getiriniz!" . Gy gidip deveyi oradan getirirler . Dikkat ediniz bu szlere: Muhammed'in Kasv adindaki devesinin yulari, daglar arasindaki bir vadi'de agaca dolaniyor, ve kimsenin bundan haberi bulunmuyor: t ki bir sre sonra
15

farkedilene kadar! Evet ama zerine bindigi deve'nin yulari agaca takilir da Muhamme'din bundan haberi olmaz mi? Yok eger deve'yi Muhammed'in adamlarindan biri sryor idiyse, deve onun elinden nasil kurtulurda yulari bir agaca takilmis olarak bulunur? Sylemeye gerek yoktur ki btn bunlar, serit kaynaklarinin uydurmasindan baska bir sey degildir. Bir baska rnek, Muhammed'i lme srkleyen hastalikla ilgili olarak syle: Baska kisilerin hastaliklarinin ne oldugunu kesfeder grnen ve ogu zaman tkrkl frk yolu ile tedavi yollari tavsiye eden Muhammed, kendisini lme gtrecek olan hastaliga yakalandiginda hastaligin ne oldugunu bilememistir. Hastaliginin "zatlcemb" oldugunu sylediklerinde: "Allah bana bu hastaligi vermez" demistir, ama bir trl Tanri'dan hastaliginin mahiyetini grenememistir. Islm kaynaklarindn grenmekteyiz ki hastaligi son derece siddetli ve iztirabli gemistir; o kadar ki Ayse: "Hi kimseyi Tanri elisinin ektigi azaba benzer bir azab ierisinde grmedim" demekten kendini alamamistir. Hastaligi gidermek iin kendisine il verilmek istendiginde vegenmemis ve il verdiler diye kadinlarini cezlandirmistir. Ancak ne var ki ne trlu il almak gerektigini bir trl kesfedememistir. Hastaligi artinca mm- Seleme aglamaga baslamis, onu aglar grnce Muhammed kizmis ve: "Sus aglama, kfirler aglar sadece" diyerek kadini azarlamistir. Ama vaktiyle kendi oglu Ibrahim'in lmne agladigini unutmustur 16. Bu ve buna benzer rnekleri diger blmlerde ya da yayinlarimizda ele aldigimiz iin burada fazla durmayacagiz. Fakat sylemek istedigimiz sudur ki Muhammed, kurnaz usllerle grendigi ve bildigi seyleri, Tanri tarafindan kendisine haber verilmis gibi gsterme san'atinda ok basarili olmustur. Bu basarisini Kur'n'in Tekvr Sresi'ne koydugu su yet'le saglama baglamak istemistir: "Peygamber, grlmeyenler hakkinda sylediklerinden tr thmet altinda tutulamaz" (Diynet evirisi: K. 81 Tekvr sresi, yet 24). Sylemeye gerek yoktur ki bu yet'i koymaktan maksat, gayib'dan haber verir grndgu zamanlar kendisine "sihirbaz", ya da "byc" denmesini nlemek ve sihirbazlari ve bycleri her syledikleri seylerden dolayi thmet altinda tutup susturabilmek iindir.

*
1 2 3 4 5

Diynet Vakfi evirisinde Tevbe 101.yetiyle ilgili aiklamaya bakiniz. Bu hads'ler iin bkz. Arab, Fsus l-Hikem, (sh. 226); alinti iin bkz. ztrk, age. (sh. 14) Alinti iin bkz. ztrk, age, (sh. 35) Ibn Hism, El-Isabe, Zad'l-Med, kaynaklari iin bkz. Sahih-i... ( (Cilt X. sh. 315) Gy Abdlmttalib, Muhammed'in dogumunu grendiginde: "Benim bu torunumun gelecegi ok parlak olacaktir. O'nun st devesi, btn ileye yetip de artacak kadar st vermeye baslamistir" demis ve derhal K'be'ye kosarak du etmistir. ( Bkz. ztrk, age, (sh. 38) Ama abdlmttalib dahi Muhammed'in dogum tarihini bilmez. Bu husus dahi tartismalidir. Bkz. ztrk, age (sh. 36) Ifk olayi ile ilgili olarak benim "Serit'tan Kissa'lar I" adli kitabima bakiniz. Bu gaz'nin hicret'in 5ci yilinda oldugunu syliyenler de vardir. Yine bunun gibi yukardaki olay'in Ben'lMstalik gazasi sirasinda oldugunu syliyenler de vardir. Fakat Tabern'nin Ayse'den rivyetine gre bu

6 7 8

olay Zt'r-Rik gazvesinde olmustur. Bkz. Sahih-i..., (Cilt II, sh. 242).
9

Bunun bazi degisik sekilleri de vardir; rnegin Hanef'ler, sadece elin perdahlanmis bir tasa dokunmasini yeterli bulurlar. Teyemmm'le ilgili olarak fikih kitaplarinda ok malzeme bulunmakta. Buhar'nin Sahih'inde "Kitab' al-tayammum" 'a bakiniz. Ayrica Islm Ansiklopedisi'nde yer alan "Teyemmnm" szcgne bakiniz. Ayrica bkz. Elmalili H. Yazir, age (Cilt II, sh. 1359, 1589) Su bulunmadigi hallerde tas'a, mermer'e ya da ma'den bir seye teyemmm'n ciz olup olmadigi tartismali olmakla beraber Imami Safi'ye gre sadece elleri tasa srmek yeterli degildir; aziik da olsa ellere toprak bulasmalidir. Elmalili H. Yazir, age (Cilt II, sh. 1360, 1589) Buhar'nin Ayse'den rivyetiyle ilgili hads'ler iin bkz. Sahih-i... (Cilt II, sh. 241-244 Hads no. 222) Buhr'nin rivyeti iin bkz. Sahih-i... (Cilt II, sh. 244). Ishak-i Bst'nin yorumunda, Ibn-i Eb Mleyke'nin rivyeti iin bkz. Sahih-i... (Cilt II, sh. 244). Zad'l-Med'tan naklen bkz. Sahih-i... (Cilt X, sh. 419; ayrica bkz. Cilt VII 1285 sayili hads) Bu hususlar iin bkz. Ibn-i Sa'd, age (1972) (Cilt II, sh. 258, 293-5)

10

11 12 13 14 15 16

XIII) Insanlari "koyun srs" ve kendisini de bu sr'nn "gdcs" (obani) olarak tanimlayarak vnr:

Islm kaynaklarinin bildirmesine gre Muhammed, genlik yillarinda, daha dogrusu yirmi yaslarinda iken, Mekke'nin Karrt1 denen mevkide koyun gdermis; her bir koyun basina "bir kirat" cret alirmis. Buhar'nin Eb Hreyre'den rivyetine gre bir kere ashabiyle konusurken syle demis: "Allah hi bir Peygamber gndermemistir, muhakkak o Peygamber koyun gtmstr" . Kendisini dinleyenler sorarlar: "(Y Resla'llh!) Sende mi?". Muhammed cevap verir: "Evet, ben de ehl-i Mekke'nin Karrit (mevki)inde koyun gderdim" 2. Bu szleriyle anlatmak isterdi ki, koyun sahibi ve "oban" olmanin ilh nitelik tasiyan bir yn vardir. "Sknet" ve "tevaz" gibi meziyetlerin koyun sahiplerinde oldugunu sylerdi. Buna karsilik deve sahiplerinin "iftihar" (vn), "kibir" ve "azmet" gibi olumsuz niteliklere sahip bulunduklarini belirtirdi3 Islmci'larin bu szlerden ikardiklari anlam sudur ki, gy Tanri, her biri bir "metin" gdcs olacak olan peygamberleri, ynetim (idre) ve itat ettirme isinde tecrbeli ve yetkili olsunlar diye koyun gdclg isiyle grevlendirir. nk bu hayvanin diger hayvanlara nazaran daha mnis (insan'dan kamayan, kani sicak vs) , daha abuk itaat eden (boyun egen), yaradilistan zayif ve korunmaya muhta ynleri vardir. stelik etinden, stnden, derisinden yararlanma olasiligini verdigi iin bereketi ok bir hayvan sayilir ve bu nedenle Cennet hayvanlarindan addolunur. Bununla beraber, muhtemelen aklinin eksikligi nedeniyle, ve ayirlik yerdeki yasami itibariyle, diger hayvanlara nazaran, daginik yasamaya egilimlidir. Su bakimdan ki, bir koyun srs ayira saliverildigi zaman, koyunlardan her biri bir tarafa eker ve basa ikilmaz bir hal alir. Bu itibarla koyun

srsn bir arada tutup toplu olarak ayira yaymak, basli basina bir "mehret", bir beceriklilik isidir ki, bu da ancak usta bir oban'in elinden gelir. Bundan dolayidir ki her kes obanlik edemez. Usta bir oban, sesinin tonu ve ahengi sayesinde koyunlari itaatkr kilarak bir arada otlatip srmege muktedirdir. Ve iste "Peygamberler", ilerde kendi mmetlerini ynetmekle, gdp gzetmekle grevli olacaklari iin, Tanri tarafindan, daha nceden obanlik isiyle grevlendirilmislerdir4. Bu mantiktan ikan sonu sudur ki "mmet'ler"den her biri, "sagilmak" ve kendilerinden "yararlanilmak" bakimindan bereketli birer koyun srsdr, ve "Peygamber'ler" de bu srnn gdcsdrler! Bundan dolayidir ki Muhammed: ""Allah hi bir Peygamber gndermemistir, muhakkak o Peygamber koyun gtmstr" diye konusurken, koyun gdclg isini yapmis olmanin gururlulugu ierisindeydi; vnme nedenlerinden biri de buydu. Nitekim kendisini "Peygamber" olarak iln ettigi tarihten lnceye kadar, yni yirmi yillik bir sre boyunca, "usta bir oban" gibi, Arap'lari gz kapali bir sekilde kendisine boyun egdirtmis, Tanri'ya ve kendisine teslimiyet ierisinde tutabilmis, diledigi gibi ynetmis, 45 kadar ete saldirisina ve 29 savasa srkleyebilmis, kendisi iin du'lar ettirtmis, ve genel olarak mutlak yetkilere sahip bir hkmdar gibi onlar zerinde saltanat srebilmistir.

*
1

Ibn-i Mce, Ibrahm Harb, Ibn-i Cevz, Eb Ishk-i Harb gibi sarihler "Karrit" szcgnn Mekke civarinda bir yerin adi oldugunu sylerler. Buna karsilik Hfiz Ibn-i Hacer gibi sarihler Mekke civarinda Karrit nmiyle bir yer bulunmadigini, bu deyimin "nakid" para anlamina geldigini bildirmistir. Bir kani'ya gre bu yer, "Kirat" adini tasiyan bir para'yi kullanan bir yeri ifde etmektedir, ki bunun Misir oldugu sylenir. Bu itibarla "Karrit'in nakid mnsina degil, mahall-i ra'y (otlatma yeri) mnsina hamli daha dogrudur" denir. Bu konuda bkz. Sahih-i... (Cilt VII, sh. 28-29) Sahih-i... (Cilt VII, sh. 28, Hads no. 1028) Buhar'nin Eb Hreyre'den rivyeti iin bkz. Sahih-i... (Cilt X, sh. 387, Hads no. 1652). Sahih-i... (Cilt VII, sh. 30)

2 3 4

XIV) Tanri'ya "teslim olundugu" (boyun egildigi) gibi kendisine de "teslim olunmak" gerektigini syliyerek vnr:

Muhammed'in sylemesine gre "Islmiyet" demek, "teslimiyet" demektir; yni kendini, gz kapali sekilde Tanri'ya vermek, terketmektir; Tanri'nin her emrine boyun egmek, her szn oldugu gibi kabul etmektir; Tanri'nin da bunu kendi kullarindan bekledigini

bilmektir. Yine Muhammed'in sylemesine gre Tanri, nasil ki kullarinin Kendisine karsi "teslimiyet" ierisinde bulunmasini istemis ise, "Peygamberi"ne karsi da, ayni sekilde "teslimiyet" halinde bulunmalarini istemistir. Kendisine boyun egilmesini emrederken "Peygamber'e de boyun egin" seklinde konusmustur. Kendisine ve Muhammed'e bas egenlere mkfatlar, egmeyenlere de cezlar ngrmstr. Gy Muhammed'e "teslim" olan (boyun egen) ve onu incitmekten kainan mslmanlar cennet'te peygamberlerle birlikte olacaklardir: Nis Sresi'nde syle yazili: "...Allah'a ve Peygamberine kim itat ederse onu ilerinde irmaklar akan cennetlere koyacaktir; orada temellidirler, byk kurtulus budur" (K. 4 Nisa sresi, yet 13). Yine ayni sre'de su var: "Her kim Allah'a ve peygamberine itaat ederse, iste onlar Allah'in nmetine eristirildigi peygamberlerle... beraberdirler" (K. Nis sresi, yet 69; ve yet 59; ayrica bkz. Nr sresi, yet 52, Ahzb sresi, yet 71; Fetih sresi, yet 17). Yine Nis sresi'nde, Muhammed'e boyun egmenin Tanri'ya boyun egmek demek oldugu aika anlatiliyor: "Peygambere boyun egen, Tanri'ya boyun egmis olur" (K. Nis sresi, yet 80). Kendisine boyun egdirtmek iin Muhammed, "Tanri sevgisi" gesinden yararlanmak istemis ve Tanri'yi sevenlerin kendisine boyun egmeleri gerektigini bildirmistir. Imrn sresine koydugu yet syle : "(Ey Muhammed!) De ki: -Tanri'yi seviyorsaniz, bana uyun! Ki, Tanri' da sizi sevsin ve gnhlarinizi bagislasin-. Tanri bagislayan ve aciyandir" (K. Al-i Imrn sresi, yet 31) Ve yine nasil ki Tanri, kullarindan kendisine karsi asla kafa tutmamalarini, karsi gelmemelerini, direnmemelerini istemis ise, Muhammed'e karsi da yle davranmalarini emretmis, syle demistir: "Allah'i ve peygamber'i incitenlere Allah dnyda da lnet etmistir, ahirette de ve onlara horlayici, asagilatici bir azb hazirlamistir..." (K. Ahzb sresi, yet 57; ayrica bkz. Mcdele Sresi yet 22) Tanri'ya ya da Muhammed'e karsi baskaldiranlara agir cezlar verilecegi hususunda bir de su var: "Kim Allah'a ve Peygamberine baskaldirir ve yasalarini asarsa, (Allah) onu temelli kalacagi cehenneme sokar. Alaltici azb onadir" (Nisa sresi, yet14). Biraz ilerde grecegiz ki Muhammed, Kur'n'a yerlestirdigi bu tr hkmlerden gayri, bir de mslman kisilerin kendisini, tipki Tanri'yi ver gibi vmelerini, yceltmelerini istemistir. Kuskusuz ki btn bunlari, kendisi iin bir vnme, ve mutluluk vesilesi edinmistir. *

XV) Kendisine "hitb" etmenin Tanri'ya "hitb" etmek sayilacagini, kendisine ez etmenin Tanri'ya ez etmek olacagini syliyerek ve ayrica da Kur'n'in "eli szleri" oldugunu belirterek vnms olur:

Sik sik belirttigimiz gibi Muhammed kendisini, insanlar tarafindan deta tapilir hle sokmak iin akla gelebilen her seye basvurmustur. Biraz nce grdgmz ve biraz ilerde grecegimiz gibi kendisini Tanri'ya es degerde ve hatt stn durumda gstermek zere vnme'nin hemen her seklini denemistir. Simdilik sunu kisaca belirtelim ki kendisine hitab edilirken, tipki Tanri'ya hitb ediliyormus gibi yapilmak gerektigini, ya da kendisine karsdi gelmenin Tanri'ya karsi gelmek oldugunu bildirmis, bu konuda Tanri'dan vahiy geldigini syleyerek de vnme yollarini denemistir. Gerekten de Tanri'ya es degerde bir kerteye sahib imis gibi grnmek zere : "...Kim Allah ve Reslne karsi koyarsa elbette onun iin, iinde ebed kalacagi cehennem atesi vardir..." (Tevbe sresi, yet 63), seklindeki ihtarlar yaninda, bu gibi kimselerin el ve ayaklarinin aprazlama kesilmesi yahut asilmalari, acimasizca ldrlmelerine dir korkun cezalar (Mide sresi, yet 33) koymustur. te yandan kendisinin zel bir hitb yolu ile agirilmasini istemis ve bu dogrultuda bir hitab tarzi semistir ki o da "Taraf-i ilhden lemlere rahmet oldugu" anlamina gelecek bir tmcedir. Daha nce de degindigimiz gibi, her mslmanin, "Muhammed" adini zikrederken: "Neb salla'llhu aleyhi ve selem" szlerini tekrarlamasini, ya da en azindan "Resl-i Ekrem" ya da "Resla'llh" diyerek onu vp yceltmesini emretmistir. te yandan kisilerin kendisine karsi vaziyet alip, kafa tutamamalari, ve aleyhinde konusamamalari iin de bir takim tedbirlere basvurmustur. Bunlarin basinda, biraz nce degindigimiz gibi, bir yandan Tanri emirlerine uymanin en byk bir zorunluk oldugunu belirtmek zere Kur'n'a: "Bu indirdigimiz kutsal kitab'dir, ona uyun... Ayet'lerimizden yz evirenleri... kt bir azbla cezalandiririz" (K. 6 En'm sresi, yet 155-157) seklinde yetler koyarken, diger yandan Tanri'nin Peygamberi'nin emirlerine uymanin Tanri'ya uymak oldugunu bildirmistir. Bunlarin basinda Nis Sresi'ne koydugu su yet vardir: "Peygamber'e itat eden Allah'a itat etmis olur" (K. Nis sresi, yet80). Buna benzer olmak zere Fetih Sresi'ne sunu koymustur: "Ey Muhammed! Sphesiz sana bas egerek ellerini verenler, Allah'a bas egip el vermis sayilirlar" (K. 48 Fetih sresi, yet10). Yine bunun gibi kendisine "ez" etmenin Tanri'ya ez etmek sayilacagina dir hkmler getirmistir. Nice rnekten biri olmak zere, Eb Leheb'in kizi'na (ki Drre diye taninir) karsi bir vesileyle syledigi su szleri okuyalim: "Kim ki benim nesebimle grasirsa, emin olunuz ki, o kimse bana ez verir. Kim ki bana ez eder, o kimse Allahu Tel'ya ez verir"
1

te yandan Tanri'dan vahy seklinde geldigini syledigi szleri bazan kendi szleri sekline sokmayi da ihml etmemistir: rnegin Hakk Sresi'ne koydugu bir yet'e gre Tanri, gy yeminler ederek kur'n'in Muhammed'e id szler oldugunu anlatmaktadir: "Grebildikleriniz ve gremediklerinizin zerine yemin ederim ki, Kur'n serefli bir elinin szdr" (K. 69 Hkka 40) Buna benzer bir baska yet Tekvir sresi'nde aynen syledir: "Bu sz, serefli ars sahibi nezdinde, makami yksek, itaate deger, emin bir elinin szdr" (K. 81 Tekvr 19-21). Her ne kadar burada geen "eli" szcgnn hem Muhammed'e ve hem de Cibril'e uygulanabilecegini syleyenler varsa da 2 anlam itibariyle degisen bir sey yoktur.

te yandan yukarda geen "eli'nin szdr" yerine bazi evirilerde "elinin getirdigi sz" denmistir3 ki yine farketmez, nk Muhammed, bilindigi gibi, Tanri'yi bile melekleriyle birlikte kendisine salavat getirir duruma sokmustur (K. Ahzab sresi, yet 56). Bu itibarla, Kur'n'in kendi szleri oldugunu sylemesi kadar dogal bir sey olamazdi.

*
1 2 3

Sahih-i ... (Cilt IV, sh. 551) . R. Dogrul'un bu yet'le ilgili yorumu iin bkz. Dogrul, age (sh. 665 not. 1) Diynet evirisinde byledir.

XVI) Kendisi'nin "peygamber'ligine" itenlikle inanmayanlarin nce kabir azbinda birakilacaklarini ve sonra Cehennem'e atilacaklarini, inanip saygi gsterenlerin kurtulusa ikacaklarini sylemekle vnr:

"Peygamber" olarak kabul edilmeyi ylesine bir vnme sorunu yapmis idi ki Muhammed, kendisinin peygamberligine itenlikle inanmayanlari kabir azbi'na ve Cehennem'lere layik bulur, inananlarin ise cennet'lik olacaklarini mjdelerdi. Bu maksatla Kur'n'a koydugu yet'lerden biri syle: "...O Peygamber'e inanip ona saygi gsteren, ona yardim eden ve onunla birlikte gnderilen nr'a (Kur'n'a) uyanlar var ya, isye kurtulusa erenler onlardir" (K. A'raf sresi, yet 157) Tanri'nin "peygamberi olduguna herkesin inanmis olmasina ylesine nem verirdi ki, kendisi iin: "Muhammed'in peygamberligine samm olarak inaniyorum!" seklinde konusmayanlarin, ya da "Muhammed hakkinda bir sey bilmiyorum. Halkin ona peygamber dediklerini isitir, ben de halka uyup sylerdim" diyenlerin, mslman dahi olsalar, "kfir" ya da "munafik" olarak azba sokulacaklarini bildirmistir. Bunu bildirirken insanlarin ldkten sonra kabr'e girdiklerinde tekrar akil ve sur sahibi olacaklarini1, ve bu sayede sinava ekildikleri zaman konusacaklarini, ve eger kendisini "peygamber" olarak kabul etmemislerse azb ekeceklerini sylemistir. Herkesin kendisini peygamber olarak kabul etmesini ylesine bir vnme sorunu yapmisti ki, l'lerin bile kabir'lerinde imtihan'a ekileceklerine, ve bu konuda sorulacak sorulara cevap vereceklerine dir hikyeler ortaya atmaktan geri kalmazdi. Gerektende Islm kaynaklarinin bildirmesine gre Muhammed'in

bu konuda anlattiklarinin zeti syle: M'min kisi lpte kabrine konuldugunda, onun (akraba ve dostlari) geri dnp giderlerken l, bunlarin yrrken ayakkablarinin sesini bile isitir. Ve iste tam bu sirada ona "Mnker" ve "Nekr" adli iki melek gelir. Bunlara "Fettn'l-Kabr" (yni "kabrin fitneci sorucusu ve sinavcisi") da denilir, nk seklen ve grns itibariyle acib bir yaratilista olup siddet ve kabalik arz'eden sorular sorarlar. Her ne kadar m'minin kalbinde huzur ve rahatlik olustururlarsa da, "kfir"in ve "munfik"in gnlne azb ve istirab'a mstahak olduklari duygusunu koyarlar. Ve sonra bu iki melek ly kabrinde oturtup sorarlar: "H! Su Muhammed... denilen kimse hakkinda(ki kanatin nedir?) Ne dersin?". Bu soruya o m'min: "Samm bildigim ve size de bildirmek istedigim sudur ki, Muhammed.... Allah'in kulu ve Allhin Resl'dr" diye yanit verir. Bunun zerine melekler kendisine: "Ey M'min! Cehennem'deki yerine bak, Allhu Tel bu azb yerini senin iin Cennet'ten (yce) bir makma tebdl eyledi" derler. M'min onlarin dedikleri yere baktigi zaman Cehennem ve Cennet'teki iki makmini birden grms olur. Buna karsilik "kfir" ya da "munfik" olan l, meleklerin bu sorusuna karsi: "Muhammed hakkinda birsey bilmiyorum. Halkin ona (peygamber) dedikleri bir sz (isitir), ben de halka uyup sylerdim" diye cevab verir. Bunun zerine iki melek ona: "Hay sen anlamaz ve uymaz olaydin!" diye konusurlar. Ve tam bu sirada "kfir" ya da "munfik" olan l'nn iki kulagi arasina demirden bir topuzla vurulur. Topuzu yiyince o kisi, ylesine bir haykirisla feryad ederek bagirir ki onun sesini "ins" ve "cin"den baska kendine yakin olan hersey isitir2. Ve sonra melekler, o kisiyi birakip giderler. Gittikten sonra, Muhammed'in peygamberligine "samm" olarak inanmis olan kimsenin rhu Cennet'e gider. "Kfir" ile "Munfik"in rhu ise Cehennem'in kenarindaki byk bir tas zerine gider3 Yukarda anlatilanlardan anlasilacagi gibi Muhammed, sirf kendisini "peygamber" olarak kabul ettirmek amaciyle llerin kabir'de sorguya ekileceklerini, ve kendisinin peygamberligine "samm" olarak inamadiklari takdirde azb'a ugrayacaklarini bildirmistir. Bunu yaparken l'nn konusma yetenegine ve azb ekme duygusuna sahib bulundugunu eklemeyi de ihml etmemistir. Nitekim Tirmiz'nin Nevdir-i Usl adli yapitindan grenmekteyiz ki, bir gn mer Ibn-i Hattb'in, merak saikiyle Muhammed'e: "(Y Reslllh! Kabir'de iken) aklimiz basimiza ide olunacak mi?" seklinde soru sormustur. Bu soruya Muhammed: "Evet, bugnk hey'etinizde akil ve surunuz ide olunacaktir" diye cevab vermistir. Ancak ne var ki bunu sylerken, kabirdeki llerin duygu'dan yoksun ve isitmez olduklarina dir Kur'n'a koydugu yet'leri (K. Ftir sresi, yet 22; Neml sresi, yet 80; Rm sresi, yet 52) gz nnde tutmamistir4. *
1 2

Bu konuda bkz. Sahih-i... (Cilt IV , sh. 504) Buhar'nin Enes Ibn-i Mlik'ten rivyeti iin bkz. Sahih-i... (Cilt IV, sh. 495, Hads no. 658). Bu hads, ufak tefek degisikliklerle Mslim, Hkim, Tabern, Ibn-i Hibbn gibi ve daha benzer nice kaynakta da vardir. Sahih-i... (Cilt IV. sh. 504) Diynet Isleri Baskanliginin evirisine gre Ftir sresi'nin 22.yet'i syle: "Habibim! Su msrikler yok mu, bunlar kabirdfeki ller gibi duygusuz insanlardir. Bunlara inzarini bir trl duyuramazsin" Diynet Vakfi'nin evirisi ise syle: "Dirilerle ller de bir olmaz. Sphesiz Allah, diledigine isittirir. Sen kabirlerdekilere isittiremezsin". Rm sresi'nin 52ci yet'i syle: "(Reslm! Elbette sen llere duyuramazsin; arkalarini dnp giderlerken sagirlara o daveti isittiremezsin" . Bununla beraber yorumcular, isitme duygusundan yoksun olmak ile idrkten yoksun olmanin ayni sey olmadigini syliyerek laf canbazligina kalkarlar. (Bkz. Sahih-i... IV, 504).

3 4

XVII) "Ey iman edenler! Allah ile Peygamberinin huzurunda ileri gemeyin, (K. 49 Hucurt 1) seklinde yet koyarak, ya da "Kim ki bana ez eder, o kimse Allahu Tel'ya ez verir" seklinde konusarak kendisine vnme payi ikarir.

Kendisini saygin kilabilmek iin Muhammed'in uyguladigi usuller pek oktur. Bunlardan biri onlari, tipki Tanri'ya karsi oldugu gibi, kendisine karsi da ayni sayginlikla davranmaga zorlamak olmustur. Bu maksatla Kur'n'a koydugu yetlerden biri syle: "Ey iman edenler! Allah ile Peygamberinin huzurunda ileri gemeyin, Allah'a (karsi vazifelerinize (riayet edin..." (K. 49 Hucurt 1) 1. [Bazi evirilerde bu syledir:"Ey inananlar! Allah'tan ve peygamberinden ne gemeyin... " 2 ]. Dikkat edilecegi gibi yet'de "Allah" ile "Peygamber" ayni dzeyde yer almis gibidirler. nk "Huzurunda" szcg ile anlatilmak istenen sey, "Allah'in vahy'inin" ve ayni zamanda onun "peygamberi" nin emirlerinin disinda, ya da bunlara aykiri olarak is grlmemesi gerektigidir3. Ayet'i bu sekilde Kur'n'a koymakla Muhammed, mslman kisilere: "Tanri'nin ve benim dediklerim disinda bir sey yapmayin, aklinizi kullanarak degil fakat bizim koydugumuz kurallara gre davranin" demek istemistir. Yine bunun gibi mslman kisilerin kendisine saygi gstermelerini saglamak zere Kur'n'a: "Seslerinizi peygamberin sesini bastiracak sekilde ykseltmeyin... Peygambere, birbirinize bagirdiginiz sekilde bagirmayin... Ey Muhammed, sana odalarin tesinden seslenenlerin ogu akletmeyen kimselerdir. Eger onlar, sen yanlarina ikana kadar sabretselerdi... onlar iin daha iyi olurdu..." (K. 49 Fetih 2-5) seklinde hkmler koymustur. Btn bunlardan baska, bir de kendisine karsi gelmenin Tanri'ya karsi gelmek, ya da kendisine ez etmenin Tanri'ya ez etmek oldugunu belirtmek zere yet'ler koymustur. rnegin Ahzb sresi'nde syle yazilidir: "Muhakkak ki Allah ve peygamber'i hakkinda kt sz syliyenleri, Hak Teal dnyada da, hirete de l'nete ugratmis ve onlara rsv edici azap hazirlamistir" (K. 33 Ahzb 57). Hemen ekleyelim ki bu yet'leri ogu zaman tek tarafli bir grsle, daha dogrusu kendi ikarlari ugruna koymustur. Yukardaki yet'e "Peygamber'i hakkinda kt sz edenleri (Allah cezalandirir)" szcklerini koyarken bununla hem kendisini ve hem de yakinlarini ve nesebini, elestiriden uzak kilmak istemistir. Bu sretledir ki gerdanlik olayinda Ayse hakkinda dedikodu ikaranlari cezalandirmistir. Bir baska def'a Eb Leheb'in kizi Sebia (ki Drre denilmekle taninmistir) Muhammed'in yanina gelip: "Y Resla'llh! Halk bana -'Ey Cehennem odununun kizi-' diye agiriyorlar" diye yakinmis, bunun zerine Muhammed

fkenelerek: "Bzi kimselerin benim nesebimle ugrasmaga ne hakki vardir... Kim ki benim nesebimle ugrasirsa, emin olunuz ki, o kimse bana ez verir. Kim ki bana ez eder, o kimse Allahu Tel'ya ez verir" demistir 4 Btn bunlar onun, Tanri'yi kendi yaninda ve kendisinin koruyucusu olarak gstermek sretiyle vnr olmasinin sonularindandir. *
1 2 3 4

. R. Dogrul evirisinden Diynet evirisinden Bkz. . R. Dogrul evirisi, sh. 580 Not 1 Sahih-i... (Cilt IV, sh. 551)

XVIII) Sadece kendini vmekle yetinmez, fakat baskalarinin da kendisini vmelerini, her seyin stnde sevmelerini ister. Kendisini yceltmeyen, vmeyen, ve kendi "nefs'lerinden" fazla sevmeyen kimselerin "mn" sahibi olamayacaklarini (mslman sayilmayacaklarini) syliyerek vnr:

Muhammed'i mutlu kilan sey sadece kendi kendine vnmek degildi. Bir de isterdi ki baskalari da kendisini vsn, verek yceltsin. Daha baska bir deyimle vnme ihtiyacini bir de Islm'a soktugu kimseleri, kendisini ver, sever ve yceltir durumda kilmak sretiyle gidermege alisirdi. Ve hele "m'minler" tarafindan Tanri'nin "peygamberi" olarak taninmis olmayi, kendisi iin en byk bir vnme vesilesi bilirdi. Kendisine bu sekilde sevgi gstermenin mslmanligin deta bir kosulu oldugu kanisini yaratmisti. rnegin Eb Hreyre'nin rivyet ettigi bir hads'e gre syle demistir: "(Tanri adina yemin ederim ki) hi biriniz, ben ona pederinden de, evldindan da daha sevgili olmadika mn etmis olamaz" 1. te yandan kendisi hakkinda: "Muhammed salla'llhu aleyhi ve sellem'in Reslullh olduguna sehdet ederim" diyen ve kendisini bu sekilde ycelten bir kimseye Cehennem'in haram sayilacagini sylerdi. Bu konuda Enes Ibn-i Mlik'in rivyeti syle:

Bir sefer sirasinda Muhammed, yaninda bulunan Muz Ibn-i Cebel'e hitaben: "Y Muz!" diye seslenir. Muz kendisine: "Emir buyurunuz y Resla'llh! Emrinize itate, hizmetinizi yerine getirmege btn mevcudiyetimle hzirim" diye karsilik verir. Muhammed tekrar: "Y Muz!" diye seslenir. Muz yine kendisine: "Emir buyurunuz y Resla'llh!" diye yanit verir. Ve bu sekildeki konusma kez arka arkaya tekrarlaninca Muhammed, kendisine bu sekilde sevgi ve saygi gsterilmekten fevkalade hosnud olmus olarak syle der: "Hi bir kimse yoktur ki, kalben tasdik ederek Allh'dan baska Allh olmadigina ve Muhammed salla'llhu aleyhi ve sellem'in Reslullh olduguna sehdet etsin de Allh onu Cehennem'e harm etmesin (Her halde haram eder)" der2 Hemen ekleyelim ki Muhammed'in istedigi sey, kisilerin kendisini sadece sevmeleri degil, fakat "nefislerinden" fazla severek vmeleri idi. O kadar ki bir gn mer b. el-Hattb kendisine: "Y Resl'llh. Sen bana nefsimden baska her seyden daha sevgilisin" dediginde, Muhammed bunu yeterli bulmamis ve: "Y mer (ben sana) nefsinden de daha sevgili olmaliyim" demistir. Bunun zerine mer: "Evet (sen bana) nefsimden de (daha sevgilisin)" deyince Muhammed kendisine sunu sylemistir: "Y mer, iste simdi oldu" 3. Bu vesileyle hatirlatalim ki taraftarlarini bu sekilde kendisine baglamaya alisirken dsndg sey, onlari kendisi iin her fedakrligi yapmaga hazir kilmak, kul-kle etmek, daha dogrusu onlara her istedigini yaptirtabilmekti. Bu sayededir ki nice kimseleri, sirf kendisine bagli kalmak zere, ana ve babalarini ve yakinlarini (mslman degildirler diye) terk ya da red edip kendisine katilmaga srkleyebilmistir. Pek ok kimseler, sirf Muhammed'e boyun egmek, ve kendilerini ona begendirmek ugruna, en yakin bildikleri kimselere karsi dsmanlik beslemisler, ya da cinhayet islemislerdir. Verilebilecek rnekler sayisiz. Bunlardan biri, Muhammed'in "munafiklarin basi" diye iln ettigi beyy bin Sell'n, kendi z oglu Abdullah tarafindan ldrlmege layik grlmesidir. Abdullah, mslmanligi kabul edip Muhammed'in gznde i'tibar grmege basladigi andan itibaren, "msrik"'likten ayrilmayan babasina karsi kin besler olmustur. Bir gn Muhammed'e giderek syle konusur: "Ey Tanri elisi! Ben senin, (babam) Abdullah b. beyy'i ldrmek istedigini isittim. Eger onu ldreceksen ben onun basini keserek sana getirecegim... Senin onu ldrmege benden baskasini memur etmenden korkuyorum, nk memur ettigin kisi onu ldrdkten sonra ben onun yzne nasil bakabilirim? Ben kaatili ldrr, bylece bir kfirin (yani "babamin") yerinde bir mslman ldrmek suuna katlanmis olur ve cehennem atesinde yanarim..." 4. Muhammed onun bu konusmasini, kendisi iin bir vnme vesilesi olarak pek begenir. Yine bunun gibi, Bedr savasi'nda ldrlen ve cesedi Muhammed'in emriyle pis bir kuyuya atilanlardan Utbe bin Rabia'nin oglu Huzeyfe, kendisine "Ey Eb Huzeyfe! babanin bu halinden mteessir olmus olacaksin" diyen Muhammed'e su karsiligi verir: "Tanri adina and icerek teyid ederim ki, babamin akibetinden ve onu yere alinacagindan sphe etmedim; fakat ben babamin anlayisli, yumusak tabiatli ve meziyetli oldugunu biliyor ve bu meziyetlerin onu Islmiyeti kabule sevkedecegini mit ediyordum; onun kfir olarak lm beni zd". Dikkat edilecegi gibi Huzeyfe, babasinin ldrlms olmasindan dolayi zgn degildir; sadece onun, Muhammed'i "peygamber" olarak kabul etmeyip "kfir" kalmasindan ve o sekilde lms olmasindan dolayi zgndr. Muhammed'e baglanmak ve vgler yagdirmak onu, baba sevgisini unutmaga zorlamis gibidir. rnekleri ogaltmak mmkn.

1 2 3 4

Sahih-i... (Cilt I, sh. 31 Hads no. 14) Buhar'nin Kitb-i Ilm adli yapitindan naklen bkz. Sahih-i..., (Cilt IV, sh. 271) Sahih-i... (Cilt I, sh. 31. Not 1) Taber, Milletler ve Hkmdarlar Tarihi (Mill Egitim yayinlari, Ankara 1966, Cilt II, sh. 524-5)

XIX) "Bana cins mnasebette kirk erkek gc verildi" ve "Bu dnya metaindan kadinlar, gzel kokular bana sevdirilmistir..." diyerek sehvetinin oklugu ile vnr.

Muhammed, sadece neseb, fazilet, ahlk, karakter, bilgi vs... bakimindan kendisini, diger btn insanlara stn, ve "mkemmeliyet" bakimindan emsali olmayan bir kimse seklinde gsterip vnmekle kalmamis, fakat bir de cinsellik (sehvet gc) bakimindan da yle saymistir. Cins mnasebet gc (sehevilik) hususunda Tanri'nin kendisini btn insanlardan ve gelmis gemis btn peygamberlerden stn yarattigini sylemis ve syle demistir: "Cebril bana bir mlek getirdi de ben ondan itim ve bunun zerine bana cins mnasebette kirk erkek gc verildi" 1. Kadinlara dskn olusunu, Tanri vergisi seklinde anlatmak maksadiyle de syle eklerdi: "Bu dnya metaindan kadinlar ve gzel kokular bana sevdirilmistir..." 2 Sehvet gc bakimindan (yni "recliyette") btn insanlara ve btn peygamberlere stn bulunmayi kendi ilh'liginin bir isreti yapmisti. Buhar'nin Enes b. Mlik'ten rivyetine gre gecenin ya da gndzn her hangi bir vaktinde, btn kadinlarini teker teker siradan ziyret eder, her biriyle cins mnasebette bulunur ve sonra "Bana kirk erkek gc verildi" diye vnrd. Her def'asinda ziyret ettigi kadinlarinin sayisinin en azindan 9 ya da 11 oldugu dsnlecek olursa3 onu bu vnmesinde hakli bulmak gerekir. Hemen isret edelim ki, Hatice ile evli bulundugu Mekke dneminde bu tr bir vnme

yoluna basvurmus degildir. Bu gelenegi, Hatice'nin lmnden sonra, ve daha dogrusu Medne'ye geipte iki dzineye yakin kadinla evli bulundugu dnemde edinmistir. nk Hatice ile evli bulundugu sre boyunca baska kadinlarla iliski kurmayi, ya da evlenmeyi ya da cariye edinmeyi, aklindan geirmemistir: son derece kuvvetli bir karaktere sahibi olan Hatice'den ekindigi ve esasen her bakimdan ona muhta bulundugu iin byle bir sey yapmayi dsnemezdi. Bu itibarla Hatice ile evli iken sehvetinin bollugu ile vnme yolunu sememis olmasi dogaldir. Fakat Hatice'nin lmnden sonra, hem de aradan iki ay bile gemeden ardi ardina birbirinden gzel kadinlarla evlenmis, bir o kadar cariye edinmis ve sayilari iki dzineyi bulan bu kadinlarla sehvet ihtiyacini giderirken kendisini Tanri tarafindan zel olarak sehvet gc ile donatilmis gibi gstermistir. Bundan dolayidir ki bir gecede, hatt gnde iki kez olmak zere btn kadinlariyle cins mnasebette bulundugu grlmstr. O kada ki Sahab'lerin sylemesine gre kendisini lme gtrecek olan hastaligin agirlastigi bir zamanda dahi, kadinlarinin hepsini teker teker ziyret etmekten geri kalmamistir. Son gnlerini ok sevdigi Ayse'si ile cins mnsebette bulunarak geirebilmek iin diger kadinlarina nbetlerini Ayse lehine terketmelerini istemistir. Ayse syle der: "Reslullh... gnnn ge kaldigindan sikyet eder: -'Ben bugn kimin nbetindeyim? Yarin kimin nbetinde olacagim?-' der (ve benim gnm zlediginden dolayi) diger mmht-i m'minne beyn-i itizr eylerdi (diger kadinlarindan hos grlmesini isterdi)"4. Sunu belirtelim ki Muhammed, kadinlariyle olan iliskilerini sadece sehvet legine gre degerlendirirdi; daha baska bir deyimle kadinlarina karsi sehvet disinda bir duygu beslemezdi. Bunun byle oldugunu yine Ayse'den grenmekteyiz. Su bakimdan ki Ayse, her ne kadar Muhammed'in kendisini diger kadinlarindan stn tuttugunu, diger kadinlardan ok fazla sevdigini bilmekle beraber, bu za'f ve sevginin hite yle samim ve derin olmadigini ve esasen kadinlarindan hi birine karsi gerekten bagli bulunmadigini bilirdi. Bundan dolayidir ki bir gn Muhammed kendisine: "(Ey Ayse) sen benden nce lsen de ben seni gasletsem, kefenlesem, namazini kilsam, sonra da defnetsem sana ne ziyn?". dediginde ona su cevabi vermistir: "Bana yle geliyor ki bu islerin hepsini yaptiktan (ve beni defnettikten) sonra benim odama dnp, kadinlarindan biri ile sabahlayacaksindir" 5 *

"Ihyu 'ulmi'd-dn" adli yapitinda Imm Gazal, sehvete dsknlk ve sehvet bollugu i'tibariyle Arap'larin zel bir yaratilista olduklarina, ve bunu bir vnme vesilesi saydiklarina deginir. Bu grs dogrulayan bir rnek olmak zere Muhammed, biraz nce dedigimiz gibi, cinsel gc'nn (sehveti'nin) bollugu ile vnmeyi, "fazilet" ve "erkeklik" isi bilmis, Tanri'nin kendisine cins mnesebette kirk erkek gc verdigini sylemistir. Bunu Arap bedevisi'nin sapli bulundugu ahlk anlayisindan dolayi mi, yoksa cins kudret ile zek seviyesi arasinda oranti bulundugunu sanmasindan mi yaptigi tartisilabilir! Bununla beraber, Muhammed'i her yn ile kr krne savunmayi ma'rifet bilen Islmci'lar, cinsiyet guddeleri gl olan kimselerin zek stnlg bakimindan (yni "deha" ve "yaraticilikta") ok basarili olduklarini iddi ederler. hatt yabanci yazarlarin grslerine sarilarak ve rnegin Carrel'den alintilar yaparak: "Eger Dante Beatris'i sevmeseydi, kim bilir belki de Ilh Komedya dogmayacakti" diye bilgilik taslarlar. Bunu yaparlarken "sehev ask" ile "platonik ask"i birbirine karistirdiklarini hesap etmezler. Muhammed'in cinsel gc'nn "sehev ask"a dayali bulundugunu, oysa ki kiyaslama yapmak zere rnek verdikleri Dante'nin Beatris'e karsi "platonik" bir ask ile bagli olup bunun sehvet gc ile ilgisi bulunmadigini dsnemezler.

te yandan "zek" ve "deha" ile "sehvet gc" arasinda oranti kurmanin Muhammed'in lehine degil, aleyhine sonu verebilecegini de hesap etmezler. Dsnmezler ki Muhammed'ten nce gnderildigi sylenen "Peygamberler" arasinda Dvd ve Sleyman gibileri vardir ki haremlerinde 300 ya da 700 kadar kadin ve cariye bulundurmuslar, mrlerini bu sayidaki kadinlarla seviserek geirmislerdir. Ve eger bizim Islmci'larimizin kendilerine dayanak yaptiklari oranti geerli olacak olursa, bu taktirde zek ve deha bakimindan Muhammed'in, bu diger peygamberlere nazaran ok gerilerde yer almasi gerekecektir, nk onun birlikte yasadigi kadinlarinin sayisi, toplam olarak iki dzineyi gememistir; ayni zamanda bulustugu kadinlarin sayisinin da 9 ya da 11 oldugu kabul edilir. Daha baska bir deyimle 300 kadinla yasayan Davud'un, ya da 700 kadinla yasadigi sylenen Sleyman'in "zek" ve "sehvet gc" bakimindan Muhammed'ten stn olmalarinin kabulu gerekecektir. Ve nihyet dikkat nazarina almadiklari bir husus daha vardir ki o da tarih boyunca fikir ve dsnce alaninda en byk deha'larin, sehvet gc normal ya da hatt az olanlar arasindan iktigidir ki, verilecek rneklerin basinda Aristo, Sokrat vs... gibi kimseler vardir. *
1

Ibn Sa'din et-Tabakatu'l- Kbra (Beyrut 1960-1965) (Sh. 374) kitabinda yer alan bu Hads-i serif iin bkz. ztrk, age (sh. 59) Bu szlerine bir de sunu eklerdi: "...Namaz ise, gzmn nurudur, en ok sevdigim seydir" . Bkz. Ahmed b. Hanbal, Musnad, III, 128, 285. hads iin bkz. Islm Ansiklopedisi'nin 10.cu cild'inde "Salt" sozcgne bakiniz (sh. 121). Ayrica benim "Serit ve Kadin" adli kitabima bakiniz. "Tahyr" yeti diye bilinen Ahzb Sresi'nin 28 ve 29 yet'lerini yerlestirdigi tarihlerde (ki karilariyle kssp bir ay onlardan uzak kaldigi ve fakat dayanamayip bir ayin sonunda bir araya gelmek zere koydugu yetlerdir bunlar) nikahi altinda dokuz kadini oldugu kabul edilir. Bkz. Sahih-i... (Cilt XI. sh. 152) Ayni zamanda evli bulundugu karilarinin sayisinin 11 'i buldugu da sylenir. Bkz. Sahih-i... (Cilt I, sh. 209, hads no. 192) Bu konudaki hads'ler iin bkz. Sahih-i... (Cilt IV, sh. 601 , Hads no. 683; ayrica bkz. Sahih-i... (Cilt II, sh. 630) Bu hads iin bkz. Sahih-i... (Cilt II, sh. 630)

XX) ldkten sonra kabre konuldugunda, cesedi'nin rmeyecegini syleyerek vnr. vnrken de m'minlerin kendisini, Cum'a gnleri salt- selm

gndererek vmelerini ister.

Kendisini diger insanlardan farkli ve onlara stn imis gibi gstermek iin Muhammed'in buldugu gerekelerden biri de, ldkten sonra kabre konuldugu zaman cesedi'nin, diger insanlar gibi ryp yok olmayacagidir; gy toprak onun cesedini yemeyecektir, nk Tanri topraga yememesi iin emir vermistir. Syle derdi: "Sphesiz Allah yer'e (topraga), peygamberlerin cesetlerini yemesini haram kilmistir". Bunu sylerken, bir de kendisi iin salavt okuyanlarin seksen yillik gnhlarinin avfedilecegini, ve lmnden sonra okunan salavt'in kendisine "arzolunucagini" bildirmistir. Ve bunu, Cum'a gnnn, en faziletli bir gn oldugunu, ve bu gn iinde yapilan ibdetlerin digerlerinden farkli ve stn sayilacagini anlatmak vesilesiyle sylemistir. Sunu bildirmistir ki Cum'a gn kendisine salt- selm gndererek du edenlerin gnahlari afvedilecek ve onlara Tanri tarafindan sefaat gsterilecektir. Mslim, Eb Dvd, Nesi ve Tirmiz kaynakli rivyetlere gre Muhammed mslmanlara syle derdi: "Gnlerinin en stn olanlarindan biri de cum'a gndr: Adem o gn yaratilmis, o gn rhu kabzedilmis. Sra o gn flenecek ve o gn kiymet vuku bulacaktir. Bu sebeble o gn zerime okca salt- selm gnderiniz: nk salavatiniz huzuruma getirilmektedir". Bir baska rivyete gre syle demistir: "Ashbim! Bana cum'a gn ve cum'a gecesi ok salavt ediniz. Sizin getirdiginiz salavt-i Serife bana arzolunur" . Yni anlatmak istemistir ki kendisi iin yapilan du'lar lmnden sonra kendisine sunulacaktir. Bunlari sylerken kendisini dinleyenler merak edip soralar: "Ya Reslellah! (ldkten sonra) Siz, kabrinizde rms olacaksiniz! Bu durumda salavtimiz size nasil arz'olunabilir?". Bu soruya Muhammed, biraz nce belirttigimiz gibi, peygamber cesedlerinin toprak altinda rmyecegini anlatmak zere su yaniti verir: "(Tanri) enbiya cesedlerini yemeyi topraga harm kilmistir" 1 . Daha baska bir deyimle mslman kisilerin toprak altindaki cesedleri, bir takim haserat (bcekler, yer kurtlari vs...) tarafindan yenip kemirilirken, ve ryp giderken, Muhammed'in ve diger peygamberlerin cesedleri sapasaglam kalacaktir. Fakat buna ragmen Muhammed, m'minlerden kendisi iin salevat getirmelerini istemekte! Yni bir yandan:"Y Rab, benim kabrimi tapilan put haline koyma" diyerek, ya da "Ashbim! Sakin kabrimi bayram yeri, evlerinizi de kabir haline koymayin. Nerede bulunur iseniz orada bana salavt getiriniz" 2 diye konusarak "tevazu insani" imis gibi grnrken, diger yandan mezara gmldg zaman yceltilmesini istemekte! Sylemeye gerek yoktur ki mezardaki cesedinin rmeyecegini ve nk Tanri'nin topraga emir vererek cesedi yememesini istedigini syliyerek vnrken Muhammed, hem kendisini ve hem de Tanri'yi g bir durumda kilmis oluyordu. nk kendisini Tanri'nin en sevgili peygamberi olarak gsterirken ve bu ayni Tanri'nin kendisine, diger btn insanlardan ve btn peygamberlerden stn nmetler bahsettigini sylerken, sanki bu yetersizmis gibi bir de kul durumundaki "m'minlerden" kendisi iin "salt- selm" beklemesi, ve sanki onlarin du'larina muhtamis gibi grnmesi, biraz sasirtici olmaktadir. te yandan yukardaki sekilde davranirken bir de Tanri'yi, kendi kullarinin du'lari olmadan is gremezmis, ya da kendi sevgili peygamberine ancak m'minlerin "sat- selm" getirmeleriyle sefatte bulunabilirmis gibi bir duruma dsrms olmaktadir ki, bu da Tanri'nin gllg ve yceligi fikrini zedelemeye yeterlidir.

*
1

Bu hads iin bkz. Sahih-i... (Cilt IV, sh. 190). Ayrica Mslim, Eb Dabd, Tirmiz, Nesi gibi kaynaklar iin bkz. Muhammed b. Ali es-Sevkan, Neylu'l-evtr (Kahire 1952, Cilt III. sh 262). Ayrica Ahmed b. Hanbel'in Msned'ine bakiniz. Ayrica Bkz. Diynet Dergisi, 1973, Cilt XII sayi 4, sh. 218) Seyhaynin Sahh'lerinden alinti olarak bkz. Sahih-i..., (Cilt IV, sh. 190).

XXI) Gkyznde kendisine, "m'minler'den" ayri olarak, muhtesem "shed" sarayi'nin tahsis edildigini syliyerek vnr:

Semre Ibn-i Cndeb' in rivyetine gre Muhammed, sabahlari namazini kildiktan sonra yziyle cemaat'a dnerek: "Bu gece sizden kim r'y grd?" diye sormayi gelenek edinmisti. R'y gren varsa r'y'sini anlatir ve Muhammed' de onun r'y'sini tbir ederdi. Yine byle yaptigi gnlerden birinde hi kimse r'y grmedigini syleyince: "Lkin bu gece ben bir r'y grdm" diyerek onlara r'y'sini anlatir. Gy Cibrl ile kardesi Mkil adindaki iki melek gelip onu elinden tutmuslar ve dz bir fez'ya ikarmislar, ve orada yalanci'lara ve zni'lere ("zin" suunu islemis olanlara) yapilan ez ve iskence rneklerini gsterdikten sonra yesil bir bahe'ye gtrmslerdir. Bu bahede byk bir aga vardir ve dibinde de bir ihtiyar adamla bir takim ocuklar oturmaktadir. Bu agaca yakin bir tarafta birisi, nnde ates yakmakla mesguldr. Melekler Muhammed'le birlikte bu agaca ikarlar ve onu orada bulunan bir eve koyarlar. Bu fevkalade gzel bir evdir. Burada ihtiyar gen bir takim erkekler, kadinlar ve ocuklar da bulunmatadir. Daha sonra Melekler, Muhammed'i buradan alip agacin daha yukarilarina ikarirlar, ki orada digerinden daha gzel, daha degerli saray gibi bir ev bulunmaktadir. Muhammed'i bu eve koyarlar. Muhammed meleklere bu grdg seylerin ne oldugunu sorar. Melekler kendisine syle derler: "Girdigin birinci ev, btn m'minlerin -msterek- kskdr. Ikinci grdgn muhtesem saray da shed sarayidir. Ben Cibrl'im, bu da -kardesim- Mkil'dir. Y Muhammed... basini yukari kaldir". Muhammed basini kaldirir ve yukarida beyaz bayrak misli bir bulut grr. Melekler kendisine: "Iste burasi senin makmindir" derler. Muhammed bu makmin ve saray'in gzelligine hayran kalir ve derhal oraya yerlesmek ister; Meleklere: "Beni birakiniz su makmima gideyim" der. Fakat Melek'ler onu birakmazlar; syle derler: "Hayir daha senin tamamlamadigin bki mrn var. Onu ne vakit tamamlarsan, o zaman menziline gelirsin" 1.

Grlyor ki Muhammed, gkyznde btn m'minlerin oturacaklari bir ksk oldugunu, ve fakat kendisinin, onlardan ayri olmak zere, muhtesem bir sarayda, Shed sarayi'nda, oturacagini sylemistir. Daha baska bir deyimle m'minlerle ayni yerde oturmayi kendisi iin "zll" (horluk, hakirlik) bilmis olmalidir ki, onlara gkyznn asagi kat'larini, kendisine ise gkyz'nn yukari katlarindaki muhtesem bir sarayi uygun bulmustur. "R'y" denen seyi, Tanri'dan gelme bir tr vahy saydigina gre, "m'minlere" karsi bu yoldan vnp alim satmayi erdemlik sanmis olmalidir! Ancak ne var ki bunu yaparken, bir baska olay ve vesileyle syledikleriyle ve Kur'n'a koydugu yet'lerle ters dser oldugunu unutmustur, ki o da su: Gnlerden bir gn adamin biri gelip Muhammed'e sevgi izharinda bulunur, ve Cennet'te onunla ayni yerde olamayacagi iin znt duydugunu bildirir; syle der: "Ey Allah'in Resl! Seni kendimden, oluk ocugumdan daha ok seviyorum. Evimde iken hatirlayinca sabredemiyorum, hemen gelip seni gryorum. Benim ve senin lecegimizi dsnnce, anladim ki sen cennete girdigin zaman peygamberlerle beraber yce makamlara gtrleceksin; ben ise cennete girsem bile zannediyorum seni gremeyecegim" . Adamin bu vc szlerinden dolayi Muhammed pek hosnud olur, fakat susar, karsilik vermez. Az sonra Tanri'dan vahy geldi diyerek su yet'i okur: "Kim, Allah'a ve Resl'e itaat ederse iste onlar, Allah'in kendilerine ltuflarda bulundugu peygamberler, siddikler, sehidler ve salh kisilerle beraberdir. Bunlar ne gzel arkadastir!" (K, Nis sresi, yet 69).
2

Yni anlatmis olur ki Tanri, adam'in yukardaki szlerini isitir isitmez hemen yet gndermis, ve kendisine ve Muhammed'e itaat eden her mslman kisinin, cennet'te mutlaka Muhammed ile beraber olacagini mjdelemistir. Bylesine guzel bir mjdeyi alan kisini, kalkipta Muhammed: "Y Reslallh! Hani sen m'minlerin gk yznn alt katlarindaki bir kskte, ve buna karsilik kendinin gk yznn en yce katilarindaki Suhed saray'inda oturacagini sylememis miydin?" seklinde bir soru diye sormasi elbetteki beklenemezdi!.

*
1 2

Buhar'nin Semre Ibn-i Cndeb'den rivyeti iin bkz. Sahih-i... (Cilt IV, sh. 595-600, Hads no. 681) Diynet Vakfi evirisinde Nis sresi'nin 69cu yeti'nin aiklanmasina bakiniz.

XXII) Tanri'nin kendisini her hususta sereflendirmek istedigini, bu nedenle lm meleginin izinsiz olarak yanina girmesine ve ondan izin almadan ruhunu ikarmasina razi olmadigini syler. Ve bu seref'in kendisinden baska hi bir kul'a ya da peygamber'e verilmedigini ekler.

Daha nce de belirttigimiz gibi Muhammed'in bildirmesine gre Tanri'nin en byk zevki, en son ve en sevgili elisini her hususta ve her vesileyle sereflendirmektir; bunu deta kendisine grev edinmistir. Bundan dolayidir ki bir ok hallerde onun iznini saglamadan is grmez: rnegin lm melegini onun izni olmadan yanina sokmaz; yine onun izni olmadan lm melegine ruhunu alma olasiligini tanimaz. Bunun byle oldugunu syleyen bizzat Muhammed'tir. Ancak ne var ki bunu sylerken, kendi kendisini Tanri'nin da stnde bir kerteye ikarmistir. Bakiniz nasil: Kendisini lme gtrecek olan hastaligi sirasinda Muhammed, basi Ayse'nin kucaginda olarak yatarken bir gn birden bire dogrulur ve dizleri zerine oturur: gy Tanri'nin meleklerinden birinin geldigini hissetmistir. Bunu gren Ayse kenara ekilir. Fakat gelen melek Cebril degil, baska bir melektir. Muhammed, bir sre onunla konusur ve sonra Ayse'yi agirir ve yine basini onun kucagina dayatir. Ancak Ayse, isin farkina varmis gibi, Muhammed'e syle der: "Bu melek Cebril'e ... benzemiyordu". Ayse'nin bu merakini gidermek zere Muhammed, bu gelen melegin "lm melegi" oldugunu syler ve syle der: "Evet y Ayse! Bu lm melegi idi; bana geldi ve dedi ki -Tanri beni sana gnderdi ve iznin olmadan yanina girmememi emretti. Izin vermezsen geri dnerim, izin verirsen girerim. Ve yine sen izin vermeden ruhunu kabzetmememi (almamami) bana emretti. Emrin nedir?- ..." 1. yle anlasiliyor ki Muhammed, lm meleginin sylediklerine pek inanmamistir. Muhtemelen Cebril gelecek olursa, geregin ne oldugunu ondan grenecek ve merakini giderebilecektir. Bu nedenle lm melegine syle der: "Cebril gelinceye kadar benden uzaklas". Bu emir zerine lm melegi oradan uzaklasir ve Muhammed de Cebril'i beklemege baslar. Derken Cebril gelir ve Tanri'nin selmini getirdigini syler ve syle der: " (Ey Muhammed! Tanri'nin) sana selmi vardir, kendini nasil buldugunu sana soruyor. O, senin nasil oldugunu daha iyi bilir. Allah senin kerem ve serefini arttirmagi... kastetmistir". Cebril'in bu sylediklerini dinleyen Muhammed, lm meleginin geldigini ve yanina girmek iin izin istedigini kendisine bildirir. Cebril bunun nedenlerini syle aiklar: "Y Reslallah, Rabbin sana mstaktir (Tanri seni zlemistir), senden baska hi kimseden byle bir msade istememis ve istemeyecektir. (Tanri) bylece senin serefini tamamlamak istiyor" 2. Grlyor ki Tanri, diger hi bir peygamberine ve hi bir kuluna gstermedigi mazhariyeti Muhammed'e gstermek istemis ve ondan izin almadan lm melegini onun yanina sokmadigi gibi ruhunu da onun izni olmadan alma yoluna gitmemistir. Gy lm dseginde iken Tanri ona, yeryz hazineleri ile cennet arasinda tercih yapmasini bildirmis ve o da gy cennet'i tercih ettigini sylemistir 3.

Daha baska bir deyimle Tanri, btn bu nemli konularda gy Muhammed'ten izin alma geregini duymustur; nk bu sretle Muhammed'i biraz daha sereflendirmis olacagini dsnmstr. Sylemeye gerek yoktur ki btn bunlar Muhammed'in vnme hevesiyle kendi hayalinden yarattigi seyler olup Tanri'yi fikrini zedelemekten baska bir sonu yaratmaz. stelik de halk yiginlarini fikren gelismezlik ierisinde kilmak iin en etkili bir malzeme niteliginde seylerdir.

*
1 2 3

Bu hads'ler iin bkz. Gazal, age (1975), (Cilt IV, sh. 844-5) Bu hads iin bkz. Gazal, age (1975), (Cilt IV. sh. 845) Bu konudaki hads'ler iin bkz. Sahih-i... (Cilt XI, sh. 8, hads no. 1662)

XXIII) Tanri'nin kendisine, dny nmetleriyle hiret nmetleri (Cennet) arasinda (yni lmek, ya da bir sre daha yasamak sikki arasinda) seim yapma hakkini tanidigini, ve kendisinin Cennet'i setigini syliyerek vnr:

Islm kaynaklarindan grenmekteyiz ki Muhammed, 63 yasinda iken hayata gzlerini kapamistir . Kuskusuz ki bu, olduka gen denebilecek bir yas'tir. Hele Muhammed'ten nce gnderildigi sylenen "peygamber"lerin yasam sreleri gz nnde tutulacak olursa (ki Nh'un 950 yil yasadigi Kur'n'in Ankebt sresi'nin 14c yeti'nde yazilidir), bu kadar gen yasta lmek, elbetteki Muhammed bakimindan dedikodu nedeni olabilirdi; pek olasi idi ki kisiler, kendi aralarinda: "Nasil olur da Tanri, Nh peygambere 950 yillik bir can verir de, en sevgili Peygamberi Muhammed'in canini bu kadar erken alir?" diye konusabilirlerdi! Ve iste bu sekilde konusulmasin iindir ki Muhammed, Tanri tarafindan kendisine Cennet'e bir an nce gitmek ile, daha bir sre yasayip dnya nmetlerinden yararlanmak siklari arasinda seim hakki tanindigini, ve Tanri'nin bu teklifi karsisinda bir an nce lp Cennet'e kavusma sikkini tercih ettigini bildirmistir. Daha baska bir deyimle Tanri'nin kendisine byle bir seim hakki tanimis olmasini, kendisi iin bir seref ve vnme vesilesi
1

edinmistir. Bakiniz nasil: Hicret'in on ikinci yilinda (Mild 632) Muhammed, kendisini lme gtrecek olan hastaliga yakalanir. On gn sren hastaliginin ilk bes gnn eslerinin nbetlerinde geirir; gelenegi geregince kadinlarini sira esasina gre ziyret ederek cinsel ihtiyacini gidermege devam eder. Fakat hastaligi siddetlenince, ok sevdigi esi Ayse'nin odasinda kalmaya karar verir. Kalabilmek iin diger eslerinden buna rzi olmalarini istemek maksadiyle: "Yarin nerede (kimin odasinda) kalacagim?" diye arzusunu izhar eder. Diger esleri onun bu szlerinde yatan maksadi anlayarak, Ayse'nin odasinda kalmasina bir diyecekelri olmadigini bildirirler. Bunun zerine Ibn-i Abbs ile Ali onu kolarindan tutup ayaklari srye srye Ayse'nin oda'sina gtrrler. Ancak ne var ki hastaligi birden bire artar. Humm atesinin siddetinden kivranmaga baslar, ve yzndeki rty sik sik aip, atar. Ne ilgintir ki bu iztirab iinde bile "Allah Yahudilere ve Hiristiyanlara lnet etsin" diyerek kfirlere ktlk dilemekten geri kalmaz. 2 Hastaliginin arttigi gnlerden birinde yedi kirba su getirilip zerine dklmesini emreder: "Umarim ki bu sretle biraz hafifleyip halka vasiyet edebilirim" diye konusur. Bu arada, baslica tedavi sekli oldugunu dsndg "frk" usllerinden yararlanmaya alisir ve iyilesebilmek midiyle Kur'n'dan "Muavvize Sre'lerini" okuyarak ve kendi ellerine fleyerek eliyle vucudunu sivamaya alisir; takati olmadigi iin bu isi Ayse'ye yaptirir 3. Daha sonra amucasi Ibn-i Abbs, hastaligin "zat'lcenb" oldugunu dsnerek Muhammed'e, baygin bulundugu bir sirada, il verir. Muhammed "Il vermeyin" diye isret ettigi halde esleri de bu ilatan vermeye devam ederler4. Il verdiler diye eslerini cezlandirmak zere onlardan her birini bu iltan imege zorlar5. Hastalik arttigi iin sik sik bayilmaga baslar; bogazi kisilip sesi degiserek can ekisecek duruma gelir 6. Kurtulmak iin her seyi yapmis olmasina ragmen iyilesemeyecegini anlayinca:"Allah'im gnhlarimi bagisla, bana merhamet et ve beni Refk-i A'l'ya eristir" diye du'lar eder7. Ederken de gemis ve gelecek gnhlarinin Tanri tarafindan afv'edilmis olduguna dir vaktiyle sylediklerini unutmustur. "Beni Refik-i A'l'ya eristir" seklinde du ederken "Refiki A'l"'dan ne kastettigi hususunda esitli grsler olmakla beraber bunun, esas itibariyle "Cennet" ve "Cennet sakinleri" (yni Cennet'teki peygamberler, sdik kullar, sehidler, slih insanlar) demek oldugu hususunda grsler vardir 8. Fakat her ne olursa olsun bilinen su ki simdi Muhammed, lmn penesinden kurtulamayacagini dsnerek, yeni bir bulusta bulunur ve Tanri'nin, her peygamber'e "dny ni'meti ile "hiret saadeti" arasinda seim yapma imtiyazini tanidigini ve bu imtiyaza dayali olarak kendisinin hireti semis oldugunu syler. Gerekten de Ayse'nin rivyetine gre syle demistir: "Hibir Peygamber dny (ni'meti) ile hiret (sadeti) arasinda muhayyer kilinmadika veft etmez"9. Tipki diger "peygamberler" gibi, Tanri'nin kendisine "dny n'meti" ile "hiret sadeti" arasinda seim yapmasi imtiyazini sagladigini, ve kendisininde hireti setigini syledikten sonra 10, syle der: "Yerdeki haznelerin anahtarlari bana sunuldu. Sonra da Cennet teklif olunup bu hazinelerin anahtarlarini almakla Rabbime ve Cennet'e kavusmak arasinda muhayyer birakildim. Ben Rabbime ve Cennet'e kavusmayi ihtiyar ettim"11. Bir baska rivyete (Tvus'un rivyetine) gre de syle demistir: "mmetimin fthatini grnceye kadar yasamakla Rabbime mlki olmayi ta'cil hussunda muhayyer birakildim. Fakat Rabbime hemen kavusmak cihetini ihtiyar ettim" 12 Daha baska bir deyimle Tanri gy Muhammed'e, isterse dny yasamina devam edip dny nmetlerinden yararlanabilecegini, ya da isterse Tanri'ya ulasma isini daha sonraya birakabilecegini sylemistir, fakat Muhammed bir an nce Tanri'sina kavusmayi tercih etmistir.

Kusku etmemek gerekir ki bu szleriyle Muhammed, Cennet'te bulundugunu syledigi gzel hr'lere bir an nce kavusma dsncesini dile getirmistir. Nitekim Ayse bunun byle oldugunu, yni Muhammed'in yeryzndeki es'leri yerine Cennetteki "hurleri" tercih ettigini, dsnerek syle demistir: "Artin anladim ki Reslullh ... bu iki dilek arasinda muhayyer birakiliyor (da o hireti ihtiyar ediyor)" 13. Fakat her ne olursa olsun su muhakkak ki, kendisine "dny yasami" ile "hiret yasami" arasinda seim hakki tanindigini sylemekle Muhammed, Tanri'nin diger kullarina vermedigi bir ayricaligi (imtiyazi) kendisine tanimis oldugunu vurgulamak istemis, bylece kendisi iin yeni bir vnme vesilesi yaratmistir. Ancak ne var ki bunu yaparken yine unuttugu bir sey vardir ki o da vaktiyle, "Hnn-i cizi" olayi vesilesiyle hurma ktgnn de byle bir seim hakkina sahib kilindigini sylemis olmasidir. Islm kaynaklari bunu, Muhammed'in byk bir mcizesi olarak grrler. Diger yayinlarimizda degindigimiz "Hnn-i cizi" olayi'nin zeti syle: Vaktiyle Medne Mescidi'nde htbe ird ederken Muhammed, hurma ktgnden yapili bir minbere dayanmis olarak konusurmus. Gnlerden bir gn kendisine yeni bir minber yapilinca bu eski hurma ktgn terketmis. Ancak ne var ki, terkedildigini anlayan eski minber ktk, gy bunu lm saymis, aglayip sizlamaga, inler sekilde bagirmaga baslamis ve bunun zerine Muhammed ktg kucagina alarak ona syle demis:"(Ey ktk!) Istersen seni eskiden bittigin yere gtrp yeniden dikeyim, sen de yeni bastan oldugun gibi yetis, istersen Cennette dikeyim de Cennet irmaklarindan, pinarlarindan kana kana i, gzelce yetis, meyva ver ve meyvani Allah'in sevgili kullari yesin. Nasil dilersen yle yapayim" . Yine Muhammed'in sylemesine ktk, bu konusma zerine aglamasini kesmis ve Muhammed'e su yaniti vermis: "hireti ve Cennet'i dnyya tercih ederim" 14 . Kuskusuz ki hurma ktg konusunda bunlari sylerken kendisini mu'cize yaratmis gibi gstermekteydi. Bunu yaparken yeni bir vnme vesilesi yaratirken, bir de kendisine ve diger peygamberlere ve bu arada hurma ktgne taninmis olan bir imtiyazin (yni dny yasami ile ahiret arasinda seim yapma hakkinin) Tanri'nin kullarina taninmadigini anlatmis oluyordu.
1

Buhar'nin Aise'den rivyetine gre Muhammed 63 yasinda lmstr. Fakat diger bazi rivyetlerde 60 ya da 65 yasinda oldg bildirilmekte. Bkz. Sahih-i... (Cilt IX, sh. 257) Sahih-i... (Cilt XI, sh. 16). Ayse'nin rivyeti iin bkz. Sahih-i... (Cilt XI, sh. 10- 11, hads no. 1664) Sahih-i... (Cilt XI, sh. 23, Hads no. 1669) Ayse'nin rivyeti iin bkz. Sahih-i... (Cilt XI, sh. 23, H. no. 1669) Sahih-i... (Cilt XI, sh. 8, H. no. 1662) Ayse'nin rivyeti iin bkz. Sahih-i... (Cilt XI , sh. 10-12, hads no. 1664) Ibn-i Ishak ve Cevher gibi kaynaklara gre "Refik-i A'l" deyiminden "Cennet" ve Kirman'ye gre ise "Cennetteyer alan kimselerin tm" anlasilmak gerektigi ne srlur. Sahih-i... (Cilt XI, sh. 8, Hads no. 1662) Ayse'nin demesine gre gy Muhammed daha nceleri bir ok vesilelerle "Hi ir Peygamber dny (ni'meti) ile hiret (sahadeti) arasinda muhayyer kilinmadika veft etmez" diye konusmustur. Bkz. Sahihi... (Cilt XI. sh. 8 Hads no. 1662)

2 3 4 5 6 7 8

10

11

Ahmed Ibn-i Hanbel'in rivyeti iin bkz. Sahih-i... (Cilt XI. sh. 9) Ayni dogrultudaki Ayse'nin rivyeti iin bkz. sh. 8 H. no. 1662) Abdrrezzk'in naklettigi bu hads iin bkz. Sahih-i... (Cilt XI, sh. 9) Ayse'nin bu rivyeti iin bkz. sahih-i... (Cilt XI. sh. 8, hads no. 1662) bey Ibn-i Ka'b'in rivyetine dayali bu hads iin bkz. Sahih-i... (Cilt III,. sh. 79)

12 13 14

XXIV) Erkek ocugu olamamasina karsilik Tanri'nin kendisine, en byk teselli mkafaati olmak zere, Cennet'te "Kevser'i" verdigini syleyerek ve "(Ey Mslmanlar) Ben sizin Kevser havuzuna ilk eriseniniz olacagim" diyerek vnr (Kevser sresi, yet 1-3; :

Bilindig gibi Muhammed'in erkek ocugu olmamistir. Ilk karisi Hatice'den drt kizi ve drt oglu olmus ve fakat ogullari ok kk yasda lmslerdir1. Onlarin lmnden sonra, oglan ocuguna sahib olmak iin Tanri'ya ok yalvarmis ve fakat her ne hikmetse Tanri ona oglan ocuk vermemis, verdiklerini de geri almistir. Nitekim Medne dneminde Mariya adindaki cariyesinden Ibrahim adinda bir oglu olunca fevkalade sevinmis, ve fakat ne var ki Ibrahim 18 aylik iken lmstr. Onun lumne son derece zlen Muhammed: "Eger Ibrahim lmeseydi, benden sonra peygamber olacakti" demistir. Oglan ocugundan yoksun kalmak Muhammed iin, sadece znt nedeni degil ve fakat ayni zamanda utan nedeni olmustur. Su bakimdan ki, daha Mekke dneminde ogullarinin kck yaslarda lmesi yznden Muhammed'i "ebter" (yni "nesli kesik olan", ya da "erkek ocugu olmayan kisi") diye agiranlar olmustur, ki bunlardan biri El-As b. Vail'dir. Ibn Ishak'in Siyer' inden grenmek mmkndr ki El-As b. Vail, her ne zaman Muhammed'ten sz edildigini duysa onun "ebter" oldugun syler ve: "Birakin onu, nesli kesik, oglu olmayan bir adam. lse, adi sani anilmayacak. Rahata ereceksiniz" derdi. Yine bundan dolayidir ki Muhammed ona, ve onun gibi kendisiyle bu sekilde alay edenlere karsi byk bir kin beslerdi. Onlarin alaylarini karsilamak maksadiyle buldugu arelerden biri, Tanri'nin kendisine, erkek ocuk yerine, ondan ok daha hayirli ve en byk

nmetlerden biri olmak zere Kevser'i verecegini sylemek olmustur, ki bunu Kur'n'a yerlestirdigi Kevser Sresi ile su sekilde belirtmistir: "Ey Muhammed! Sphe yok ki Biziz sana kevseri veren. Artik namaz kil ve kurban kes sen. Sphesiz sana ("Ebter" diyerek) bugzeden yok mu, odur nesli kesilen" (K. 108 Kevser sresi, yet, 1-3) 2. "Kevser" szcgn Muhammed Cennet'teki bir havuz olarak tanimlamis ve bu havuz'un byklgn "Eyle" ile "Cuhfe" arasindaki mesafeye benzetmistir. Kendisine id bu havuza ilk erisecek olanin kendisi olacagini sylemekle vnms, syle demistir: "Ben, sizin Kevser havuzu'na ilk eriseniniz ve sizi orada karsilayaniniz olacagim. Kevser havuzu'nun arzi, Eyle ile Cuhfe arasindaki mesafeye benzer..."3 "Eyle" dedigi yer Bahriahmer'in, Akabe krfezinin ucundaki bir kasaba'dir. "Cuhfe" ise Mekke ile Medine arasinda, ve Mekke'ye 82 mil uzaklikta bulunan bir kydr; ve iste Muhammed'in sylemesine gre Kevser bylesine buyk bir havuzdur .
4

Buhar'nin Ukbe Ibn-i Amir'den rivyetine gre Muhammed, Kevser ile birlikte kendisine "arzin" anahtarlarinin dahi verildigini syliyerek biraz daha vnr olmustur. Konusmasi syle: "Ben sizin Kevser havuzuna ilk eriseniniz olacagim. Sizin Hak yolundaki hizmetlerinize sehdet edecegim. Vallhi ben, su anda (Cennetteki) havuzumu gryorum. Ve emin olunuz yine su anda bana hazini arzin yhud arzin (yeryz hazinelerinin) anahtarlari verildi..." 5

Bununla beraber Kevser szcg'nn Cennet'te bir nehir, ya da iki yanindan inci'den kap'lar bulunan bir irmak, ya da Cennet'e girmeden nce iinden su iilecek olan bir havuz, ya da "kesilmez soy, sop" anlamina geldigini syleyenler de vardir6. Beyzev ve Celleddin gibi yorumculara gre Kevser yle bir nehirdir ki suyu bal'dan daha tatli, st'ten daha beyaz, kar'dan daha soguk olup yaninda gmsten kaplar bulunan ve suyundan ienlere artik bir daha susuzlukluk duyurtmayan bir nehirdir. Her ne kadar "Kevser" szcgnn "Islm" anlamina geldigini ve bu sekliyle Islm'in "l dini" degil fakat "feyiz ve bereket dini oldugunu" syleyenler varsa da bunun gayretkeslikten ileri geen bir yn yoktur. nk gerek Ibn Ishak gibi kaynaklarin bildirmesinden ve gerek yukardaki Sre'nin ieriginden anlasilan sey aikca sudur ki Muhammed bizzat kendisi, erkek ocuk edinememis olmanin karsiligi olmak zere Kevser'in kendisine verildigini sylemistir. Nitekim Ibn Ishak'in Siyer'inde aynen syle yazilidir: "El-As Vail es-Sehmi, Rasullullah anildigi zaman: -'Birakin onu, nesli kesik, oglu olmayan bir adam. lse, adi sani anilmayacak. Rahata ereceksiniz-' dedi. Bunun zerine Cenab-i Hak -'Sphesiz biz, sana ey Habibim, Kevser'i (Senin iin dnyadan ve dnyadakilerden daha hayirlisini, byk seyi) verdik. O halde Rabbin iin namaz kil ve kurban kes. Sphesiz seni elestiren (el-As b. Vail) nesli kesiktir" 7 Bylece Muhammed, yukardaki "Kevser Sre'si"ni Kur'n'a eklemekle ve Tanri'nin kendisine "Kevser" nmetini verdigini sylemekle hem bir yandan "ebter" diyerek kendisiyle alay edenlere cevap vermis oluyor, ve hem de kendisini yceltmis bulunuyordu. Kevser'in kendisine layik grlmesini, byk bir vnme vesilesi yapmis olmaktaydi. Ancak ne var ki, daha sonralari Kur'n'a koydugu yet'lerle, Tanri'nin diger peygamberlere, rnegin Zekeriya'ya (Zekeriya'nin yalvar yakar olmasi zerine) erkek ocuk verdigini sylemistir. Gerekten de Imrn sresi'nde, Zekeriya'nin Tanri'ya du ederek: "Rbbim! Bana tarafindan hayirli bir nesil bagisla; sphesiz sen du'yi hakkiyla isitensin" dedigi, ve bunun zerine meleklerin gelip Zekeriya'ya, du'sinin Tanri tarafindan kabul olundugu

haberini mjdeledikleri, ve Zekeriya'nin da Tanri'ya: "Rabbim! Bana ihtiyarlik gelip attigina, stelik karim da kisir olduguna gre, benim nasil oglum olabilir?" diye sordugu ve Tanri'nin da kendisine: "Iste byledir; Allah diledigini yapar" dedigi yazilidir (K. Imrn sresi, yet 38-40. Hi kimseler kalkipta kendisine: "Pek gzel ama, neden Tanri baska peygamberlere oglan ocuk ihsan eder de sana etmez? Neden oglan ocuk edinmek isteyen peygamberlerin du'larini kabul eder de senin du'ni kabul etmez? Neden senin bu kadar byk bir hevesle oglan ocuk istedigini grr de yine de seni oglan ocuk edinme mutlulugundan yoksun birakir?" seklinde bir soru sormamistir. Byle bir soru soracak olanin akibeti kuskusuz ki pek parlak olamazdi. Nitekim Medne dneminde Muhamme'din eslerinden Senb: "Eger Muhammed sahiden peygamber olsaydi, en sevdigi oglu (Ibrahim) lmezdi" diye konustu diye solugu sokakta bulmustur. Zir onun bu sekilde konustugunu duyan Muhammed, derhal onu bosamistir .
8

Her ne kadar yorumcular, Muhammed'in son peygamber olarak gnderildigini, ve bu nedenle Tanri'nin Muhammed'e oglan ocuk vermedigini sylerlerse pek inandirici olamazlar. nk bir kere Muhammed kendisi bile: "Eger Ibrahim yasamis olsaydi peygamber olurdu" demistir. Kendisini her dim Tanri ile iliski halinde buldugunu, ve her seyi Tanri'dan grendigini bildiren bir kimsenin soyleyecegi seyler degildir bu!. te yandan eger Tanri, Muhammed'te sonra peygamber gndermemeye karar verdi ise, neden kalsin da Muhammed'e erkek ouklar versin ve verdiklerini daha kk yaslarda ldrsn! Neden onu halkin nnde kk dsrtsn, ve kisilere: "Muhammed ebter'in biridir, nesli kesik, oglu olmayan bir kimsedir..." seklinde konusma firsati versin?.

*
1 2 3 4

Sahih-i... (Cilt VI. sh. 431) Glpinarli evirisi'nden. Parantez ierisinde ekleme bizimdir) Sahih-i... (Cilt IV, sh. 513 hads no. 661). Mslim'in rivyeti iin bkz. Sahih-i... (Cilt IV. sh. 515). Ayrica bkz. Yorumcularin aiklamalari-na gre "Kevser", cennet'teki btn irmaklarin kaynagi'dir. Bu konuda bkz. Turan Dursun, Kur'n Ansiklopedisi, (Cilt VII, sh. 72). Ayrica bkz. Elmalili H. Yazir, age (Cilt VIII, sh. 6180) Sahih-i... (Cilt IV, sh. 513, Hads no. 661) Bkz. Ibn Ishak, Siyer (Akabe yayinlari, Istanbul 1988; Sh. 330); Glpinarli, age. (Cilt II, sh. CXXVIII). Ibn Ishak, age (sh. 329-330) Taber, Milletler ve Hkmdarlar Tarihi (Milli Egitim Bakanligi yayinalri, 1966, Cilt II, sh. 844) . Ayrica benim Serit Ve Kadin adli kitabima bakiniz.

5 6 7 8

XXV) Kendisi iin: "Muhammed Kur'n'i uyduruyor, Yahudi'lerden greniyor", ya da "Peygamber olsaydi Tanri ona hazineler verirdi" seklinde konusanlari susturmak iin Tanri'nin kendisine "altlarindan irmaklar akan cennet'ler, ve cennet'lerde ksk'ler" saglayabilecegini syliyerek vnr (K. Furkan sresi, yet 4-8, 10-11).

Kur'n'in Furkan sresi'nde yer alan bazi yet'lere gre inkrcilar (rnegin Kureysli'ler) Muhammed'in Peygamber olmadigini, Kur'n'i kafasindan uydurdugunu sylerler ve Yahudilerden grendigi seyleri Tanri'dan vahiy inmis gibi gsterdigini ne srerlerdi. rnegin: "(Bu yet'ler, Muhammed'in) baskasina yazdirip da kendisine sabah-aksam okunamakta olan, ncekilere ait masallardir" derlerdi (K. Furkan sresi, yet 4-5). Ayrica da onu byye tutulmus bir kimse olarak tanimlarlar, ve onu peygamber sananlari caydirtmak iin : "Siz ancak buyye tutulmus bir adam uymussunuz" derlerdi (K. Furkan sresi, yet 8). Kuskusuz ki bunlar Muhammed'i pek mskil durumlara dsrmege yeterliydi. Onlarin bu sekildeki konusmalarina karsi Tanri'nin kendisine seslendigini ve syle dedigini sylerdi: "(Reslm! onlara) De ki: -(Kur'n'i) gklerde ve yerdeki gizlilikleri bilen Allah indirdi... " (K. Furkan sresi, yet 6). Yine Kur'n'in bu Furkan sresi'nde yazilanlara gre inkrcilar, Muhammed'in peygamber olmadigini yzne vururlarken bir de syle derlerdi: "Bu ne biim peygamber; (bizler gibi) yemek yiyor, arsilarda dolasiyor! Ona bir melek indirilmeli, kendisiyle birlikte o da uyarici olmaliydi! Yahut kendisine bir hazine verilmeli veya iinden yeyip (mesakkatsizce geimini saglayacagi) bir bahesi olmaliydi..." (K. Furkan sresi, yet 7-8). Daha baska bir deyimle demek isterlerdi ki: "Senin bizden ne farkin var? Sen de bizim gibi arsilarda dolasiyor, geimlik ariyorsun! Eger iddi ettigin gibi gerekten peygamber isen, Tanri'ya syle de sana bir melek gndersin, sana baglar, bostanlar ve altindan gmsten kskler yapsin da seni alismadan kurtarsin. Ve iste ancak o vakit senin, Tanri katindaki yerini ve degerini anlariz" . Yni Muhammed'in degerini, para, mal, vs... gibi madd seylere kiyasla yaparlardi. Onlarin bu sekildeki konusmalarina karsi Muhammed, Tanri'dan kendisine hitaben su yet'in geldigini syler: "(Ey Muhammed!) yle ycedir (Tanri) ki, dilerse sana ondan daha hayirlisini verir. Altindan irmaklar akar Cennetler, sana kskler de yapar..." (Furkan sresi, yet 10). Yni gy Tanri, vnerek anlatmak istemistir ki, inkrcilarin (kfirlerin) deger ls yaptiklari seylerin ok daha fazlasini Muhammed'e saglayabilecek yceliktedir .
1

Bu konuda Diynet Vakfi evirisinde Furkan sresi'nin 10cu yeti'nin aiklanmasina bakiniz. Ayrica bkz. Elmalili H. Yazir, age (Cilt V. sh. 3570 ve d.)

XXVI) Cennet'teki bir "menzil"e (ya da "Makam-i Mahmud'a), kendisinden baska hi bir kul'un "lyik" olmadigini syliyerek vnr; bu menzil'e kavusabilmek iin m'minlerin kendisi iin Tanri'dan yalvarida bulunmalarini ister:

Biraz yukarda belirttigimiz gibi Muhammed, Tanri tarafindan kendisine Cennet'te "Kevser" denilen nimetin uygun kilindigini ve btn m'minlerden ayri olarak muhtesem "Shed" sarayi'nin ayrildigini syliyerek vnrd. Fakat bunlari yeterli grmemis olmalidir ki, bir de ayrica bu ayni Cennet'te bir "menzil" bulundugunu, ve bu "menzil"in bir tek kul'a layik kilindigini syler ve "Umarim ki o kul ben olayim" derdi. "Menzil" szcgnde "Konak yeri", ya da "barinak", ya da "derece", "mevki" gibi anlamlar yattigina gre Muhammed, byle bir nimete kendisinden baskasinin layik olamamasi umudundadir. Bu "menzil"in kendisine nasib olabilmesi iin kisilerden (m'min'lerden), her ezan okunusunu mteakip, kendisi iin Tanri'ya du edip yalvarida bulunmalarini (salt selm getirmelerini) isterdi; byle yaptiklari takdirde Tanri katinda sefat'a hak kazanacaklarini, ve kiymet gnnde onlar iin seftte bulunacagini, ve Tanri'nin onlara on misli kadar hidyette bulunacagini eklerdi. Bunun byle oldugunu anlamak iin Muhammed'i dinleyelim: "(Ezan okunduktan ) Sonra bana salt selm getirin. Zir her kim bana tasliye ederse ondan dolayi Allhu Tel ona on kere tasliye buyurur. Sonra benim iin Allah'tan vesleyi dileyin, nk o, Cennet'te bir menzildir ki, ibdllahtan yalniz bir kuldan baskasina lyik olmaz. Umarim ki o kul ben olayim. yle ise benim iin vesleyi her kim Allh'tan dilerse sefati hak eder"
1

Grlyor ki Muhammed, ezan okunduktan sonra m'min kul'larin kendisi iin Tanri'dan "vesile" dilemelerini istemekte, ve "vesile" nin Cennet'te bir "menzil" oldugunu bildirmektedir. Onlarin bu du'lari sayesinde bu "menzil"in, btn insanlar ierisinde sadece kendisine nasib ve layik olacagini umud etmekle vnmektedir.
2

te yandan Ibn-i Abbs'in rivyetine gre Muhammed, kendisi iin Tanri'dan yukardaki sekilde yalvarida bulunacak olanlara kiymet gn sefat edecegini sylerken, bu sefatini "Makm-i Mahmd" denen yerde yapacagini ve bu makamin kendisine Tanri tarafindan verildigini bildirmistir. Gy Tanri kendisine syle demistir: "(Ey Muhammed!) yle bir makm ki, orada evveln ve ahrn sana hamd sen eder ve mertebece btn mahlktin fevkinde olursun. Sefat edersin de sefatin makbl olur. Senin livnin

tahtinda olmadik kimse bulunmayacaktir" . Tanri'dan geldigini syledigi bu szleri halka okuduktan sonra: "Bu, o makamdir ki, onda mmetime sefat edecegim" diye eklemistir. Fakat halki biraz daha etkilemek zere vnmesine syle devam etmistir: "Allhu Tel nsi ba's buyuracak. Bana da yesil bir hulle giydirecek. Ondan sonra Allah, neler sylemekligimi dilerse syliyecegim; iste Makm-i Mahmd, bu makmdir" .
3 4

Ancak ne var ki Muhammed, Tanri'nin kendisine verecegini syledigi bu Makm-i Mahmd'a kavusabilmek iin dahi halktan kendisi iin syle du etmelerini ister: "Ilh ... Muhammed aleyhis-salt ve's-selm'a vesleyi, fazleti ihsn et. Bir de kendisine va'dettigin Makm-i Mahmd'u verip oraya vardir. Hi sphe yok ki Sen, midinda hulf etmezsin..." . Burada geen "vesle" szcg "Cennet'teki menzil", ve "fazlet" szcg de "Makam-i Mahmd" anlamina gelmekte . Daha baska bir deyimle m'minler Tanri'ya, bir bakima syle demektedirler: "Ey Ilhi! Muhammed'e cennet'teki menzili ve Makm-i Mahmud'u vermek iin va'd'da bulundun; bu va'd'ini tut ve Muhammed'i oraya ulastir. Kusku edilemez ki sen, va'd'ini zamaninda yerine getirensin".
5 6

Grlyor ki Muhammed, hem Tanri'nin kendisine sinirsiz ihsanlara bulunacagini, Cennet'te menzil ya da Makm-i Mahmud gibi yce mevkiler ve dereceler verecegini va'd ettigini bildirmekte, ve hem de, (hani sanki Tanri'ya gvenilemezmis, ve sanki Tanri bu va'd'ini yerine getirmek iin, insanlarin kendisine Muhammed lehine yalvarida bulunmalarini beklermis gibi) m'minlerden kendisi iin Tanri'ya yukardaki sekilde du etmelerini istemekte! Olacak sey midir bu? *
1

Buhar'nin Cbir b. Abdullh'tan rivyeti iin Bkz. Sahih-i..., (Cilt II, sh. 571 ve d., H. no. 365). Mslim ile Eb Dvd ve Nese ve Tahv gibi kaynaklarida bu hads var. "Vesile" szcgu, ayni zamanda "Bir byge yaklasmaga sebeb olacak sey" demektir. Fakat burada "Cennette'ki menzil" anlamini tasiyor. Sahih-i... (Cilt II, sh. 574). Yukardaki szlerin anlami, asagi yukari, su oluyor: "(Makam-i Mahmud) yle bir yerdir ki , gelmis ve gemisteki her kes sana du eder ve mertebece btn varlikalrin ustnde olursun. Sefat edersin ve sefatin kabul olunur. Hi kimseler yoktur ki senin bayraginin altinda bulunmasin". Yukardaki szlerin anlami asagi yukari syle: "Allh insanlari yeniden diriltecek, bana da yesil bir cennet elbisesi giydirecektir. Sonra Allah ne dilerse ben onlari syliyecegim. Iste Makm-i Mahmd denen makm bu makm'dir". "Sahih-i Ibn-i Hibbn'da K'b b. Mlik'in rivyetine dayali bu hadis iin bkz.. Sahih-i... (Cilt II, sh. 574). Beyhak'nin rivyeti iin bkz. Sahih-i... (Cilt II, sh. 572). Hads'te geen "vesle" ve "fazilet" szcklerinin zel anlamlari iin bkz. Sahih-i... (Cilt II, sh. 573, 574)

5 6

XXVII) Tanri'nin 50 vakit namaz emrini 5 vakit namaz sekline dnstrdgn, bylece mmetini zahmetten kurtarmis oldugunu syliyerek vnr.

Basta Kur'n olmak zere serit kaynaklarinin Muhammed'den naklen Mirc Olayi diye bellettikleri bir hikyeye gre Tanri, bir gece Muhammed'i, Mekke'deki Kbe'den (ki "Mescid-i Harm" diye bilinir), Kuds'deki cami (ki "Mescid-i Aksa" diye bilinir) yolu ile gklerin yedinci kat'ina agirir. Maksadi ona yet'lerinden bir kismini gstermektir (Bkz. 17 Isr sresi, yet 1). Bu agri zerine Muhammed "Burak" adindaki bir atin sirtina atlar ve dgruca Mescid-i Aksa'ya gider ve oradan bir merdivenle gkyz katlarini ikmaga baslar. Her kat'da eski peygamberlerden (rnegin Ibrahim, Musa, Isa vs...) biri oturmaktadir. Onlarin yanindan geerken her biriyle ayri ayri selhamlasir ve nihyet gklerin yedinci katina gelir. Orada kendisine uan bir dsek verirler; bu dsege yangelmis yatar olarak Cennet'i ve Cehennem'i grr. Daha sonra Tanri huzuruna ikarilir. Tanri kendisiyle bir perde arkasindan konusur ve ona mmeti iin gnde 50 vakit namaz emrini verir. Muhammed sevinle bu "gzel" haberi mmetine yetistyirmek iin gk katlarini inmege baslar. Tam Musa'nin bulundugu kat'a geldigi zaman Musa kendisine sorar: "Ne emrolundun?". Muhammed cevap verir: "Her gn 50 vakit namazla emrolundum!". Musa kendisine bunun ok oldugunu ve gnde 50 vakit namaz kilmanin takat ust bir sey oldugunu syler ve syle der: "Her gn 50 vakit namaza mmetinin gc yetmez. Ben halki senden nce denedim. Ve Ben Israil'i (buna alistirmaya ok alistim). Binaenaleyh sen , Rabbi'ne mrcaata edip mmetin iin (bunu azaltmasini dile!)" der. Musa'nin bu sekilde konusmasi zerine Muhammed geri dnp gk katlarini yeniden ikar ve Tanri'ya 50 vakit namazdan indirim yapmasini ister. Tanri onun dedigi gibi yapar ve 10 vakit namaz indirip gnde 40 namaz kilinmasini emreder. Bu emri uygun bulan Muhammed, mmetinin yanina gitmek zere gk katlarini inmege baslar ve Musa'nin yanindan geerken Musa kendisine yine sorar:"Ne emrolundun?". Muhammed kendisine Tanri'nin 10 vakit namz indirim yaptigini bildirerek: "Her gn 40 vakit namazla emrolundum!" diye cevap verir. Musa bunun da ok oldugunu, ve halkin gnde 40 vakit namaz kilamayacagini syler ve tekrar geri dnp Tanri'dan biraz daha indirim istemesini tavsiye eder. Musa'nin bu szleri zerine Muhammed geri dner, gk katlarini bir irpida ikip Tanri'dan namaz sayisinda indirim yapmasini ister. Tanri onun istegini kabul ederek gnde 30 vakit namaz emrini verir. Bu emri alir almaz Muhammed yine gk katlarini inmege baslar. Musa'nin yanina geldigi zaman ayni soru ile karsilasir: ""Ne emrolundun?". Muhammed cevap verir: "Her gn 30 vakit namazla emrolundum!" . Musa ken disine bunun da cok oldugunu ve geri dnp Tanri'dan indirim istemesini tavsiye eder. Bu sefer namaz sayisini gnde 10'na indirtir. Fakat Musa bunu da ok bulur. Ve iste bylece

Muhammed, Tanri ile Musa arasinda mekik dokuya dokuya namaz sayisini gnde bes vakte indirtir. Ancak ne var ki Musa, bunun da ok oldugunu syler ve: "(Senin) mmetin her gn bes vakit namaza muktedir olamaz. Ben senden nce (halk'i) epeyce tecrbe ettim... Simdi sen Rabbine mrcaat et de bunun mmetin iin (azaltilmasini) dile!" der. Fakat Muhammed bunu yapamayacagini ve nk Tanri'dan ok sey istedigini, baskaca bir sey istemeye yuz tutmadigini belirterek soyle der: "Rabb'ime ok niyaz ettim. T ki, bir daha arz-i niyz eylemekten utandim. Bu s?uretle bes vakit namaza razi olacagim. Ve buna telsimiyet gsterecegim" diye ekler 1. Ve sonra yoluna devam ederek kavminin yanina gelir ve olan bitenleri anlatir. Anlatirken de onlara, her dileginin Tanri tarafindan kabul edildigini belirtmek sretiyle vnms olur. Ve bu vnmesini, bir de onlari gnde 50 vakit namaz kilmak gibi byk bir zahmet'den kurtardigini sylemekle pekistirir. Sylemeye gerek yoktur ki kendisine vnme payi ikarma maksadiyle tertipledigi bu hikye, hem kendisini ve hem de Tanri'yi g durumlara dsrtecek nitelikte bir seydir. nk bir kere hikyeye gre Tanri, halkin takatini hesap edemeyip gnde 50 vakit namaz emretmis, bylece isbetsiz bir is grmstr. Ikincisi Muhammed, Tanri'dan 50 vakit namaz emrini aldigi zaman, kendi kavminin bu yk kaldiramayacagini dsnememis, verilen emri hemencecik kabullenmistir. ncs ise, Tanri'nin ve Muhammed'in dsnemeyip yanlis hesap ettikleri bir seyi Musa dzeltmistir. Bylece Musa, hikyeye gre, hani sanki Tanri'dan ve Muhammed'ten daha isabetli karar verebilirmis, ve daha akilli imis gibi gsterilmistir. Daha baska bir deyimle yukardaki hikye, her ne kadar Muhammed'e vnme vesilesi yaratmis idiyse de, akilci bir szgeten geirildigi takdirde, hem onun prestijini ve hem de Tanri fikrini zedelemek bakimindan olumsuz sonu doguracak niteliktedir. *
1

Btn bu yukardaki hususlar iin bkz. Sahih-i..., (Cilt IX, sh. 27, Hads no. 1331; Cilt X, sh. 60 ve d. hads no. 1551; ve Cilt II, hads no. 227. Ayrica bkz. Ilhan Arsel, Serit'tan Kissa'lar, Kaynak Yayinlari, 1996, sh. 142 ve d.)

XXVIII) Kiymet gn en kalabalik mmet'in, kendi mmet'i olacagini sylemekle vnr:

Muhammed'in sylemesine gre kiymet gn en kalabalik mmet sadece kendi mmet'i olacak, diger peygamberlerin mmet'leri ise sayica ok az olacaklardir. te yandan, hesab sorulmadan Cennet'e alinacak insanlar, yine sadece kendi mmetinin insanlari arasindan ikacaktir. Buhar'nin Ibn-i Abbs'tan rivyetine gre Muhammed bunu syle anlatiyor: "Bana btn mmetler arzolunup gsterildi: Bir, iki peygamber yanlarinda onar, yirmiser, otuzar, kirkar mmetleriyle berber nmden gemege basladilar. Bir peygamber de yaninda bir mmeti bile olmadan geti. En sonu uzaktan byk bir karalti gsterildi. -'Bu (kesif) karalti nedir? Bu benim mmetim midir?'- diye sordum. Bu: -Ms peygamber ile kavmidir!- diye cevab verildi, sonra bana :-Ufka bak- denildi. Bakinca ufku dolduran sevdi a'zmi grdm. Sonra bana: -sem ufuklarinin surasina ve bu tarafina da bak!- denildi. Bir de ne greyim! Bir sevd-i a'zm bastanbasa ufku kaplamisti. Bana: -Bu senin mmetindir. Bunlardan yetmis bin kisi hesba ekilmeksizin Cennet'e girecektir- denildi" .
1 2

Ancak ne var ki Muhammed'in bu szlerini dinleyen halktan kisiler, merak iinde kalmislardir: nk Muhammed bu yetmis bin kisinin kimler olacagi hakkinda bir bilgi vermemistir. Bu nedenle kendi aralarinda konusmaga, ve hesaba ekilmeden Cennet'e alinacak olan bu yetmis bin kisinin kimler olabilecegi hususunda tartismaga baslarlar ve birbirlerine: "Artik biz, Cennet'e hesapsiz gidecegiz, yhut o bahtiyarlar evldlarimizdir, onlar Islm c'miasi iinde dogmuslardir. Biz ise chiliyet devrinde dogduk" derler. Onlarin bu konuda tartismaya giristiklerini isiten Muhammed evinden ikip gelir, diz kp karsilarina oturur; ve onlara, hesaba ekilmeden Cennet'e girecek olanlarin tanimini yapar. Bu tanima gre byclk ve frklk gibi islerle ugrasmayanlar, ugursuz gzle bakmayanlar, hastaligin ancak Tanri tarafindan iyilestirilebilecegine inananlar, ve Allah'a man'la baglananlar hesap vermeden Cennet'e alinacaklardir. Ancak ne var ki, bu tanim, kafalarda bir takim yeni sorularin dogmasina sebebiyet vermis olur. nk eger eger bu tanimda ve nitelikte olan kisilerin sayisi yetmis bin'den fazla ise ne olacaktir? Bunlardan sadece yetmis bin'i hesaba ekilmeden Cennet'e alinir ve geri kalanlar hesb'a ekilecek olurlarsa ortada haksizlik olmus olmiyacak midir? Elbette ki olacaktir. Su hle gre Muhammed, kendini vme bahasina, zihinlerde byle bir karisiklik ve daha dogrusu Cennet'e alinmada byle bir haksizlik yapmis degil midir? Iste bu sekilde dsnenleri rahatlamak maksadiyle Muhammed, Tanri'dan yetmis bin kisilik "kontenjan"in arttirilmasini ister, ve Tanri onun bu istegini kabul ederek bu sayiyi, "yetmis bin kisinin her biri iin yetmis bin kisi olmak zere", arttirdigini syler ki, bu da Muhammwed iin ayri bir vnme vesilesi olur. Bunun da hikyesi kisaca syle: *
1

"Sevad" szcg "Karanlik", ya da "uzaktan karalti halinde grlen kalabalik", ya da "bir kent'in evresi" anlaminda olup "Sevd-i a'zm" deyimi de "ulu kent" demektir. Buhar'nin Ibn-i Abbs'tan rivyeti iin bkz. Sahih-i..., (Cilt XII, sh. 82 ve d. Hads no. 1926)

XXX) Kabir'leri ziyret etmeyi nceleri yasaklamis iken, lmnden sonra kendisine yceltici du'lar edilebilmesi iin yasak emrini kaldirir: "Ashbim! Sizi evvelce ben, kabirleri ziyretten nehyetmistim. Artik simdi ziyret ediniz" der.

Muhammed'i fazilet rnegi ve zellikle tevazu insani olarak gstermek maksadiyle Islmci'larin ne srdkleri hususlardan biri de kabir ziyretiyle ilgilidir. Derler ki Muhammed, ibdetin yalniz Allah'a karsi "ed edilmesi" iin, kabir ziyreti gelenegini yasaklamis ve kendi kabri'nin dahi tapilan put haline sokulmamasini Tanri'dan istemistir. Oysa gerek bu degildir; her ne kadar bir aralik kabirleri ziyret etmenin yasak oldugunu bildirmis ise de, bu yasagin kendi bakimindan sakincali oldugunu dsnerek daha sonra fikir degistirmis ve yasagi kaldirmistir. Bakiniz nasil ve neden: Bir ok yayinlarimizda degindigimiz gibi Muhammed, hicret'ten sonra Medne ve civarinda yasayan Yahudi kavimleriyle nce iyi iliskiler kurmus, ve fakat az gemeden kendisini onlara (ve hiristiyan'lara) peygamber olarak kabul ettirmege alismistir. Btn cabalarina ragmen basarili olamayinca onlari ktlemege, ve geleneklerini yermege baslamistir, ki bunlardan biri de kabir ziyretiyle ilgilidir. Gerekten de kabirleri ziyret gelenegi, hem Yahudi'ler ve hem de Hiristiyan'lar tarafindan uygulanmakta olan bir gelenekti. Bunlar, aziz bildikleri kimseler lnce, onlarin kabirlerini mescid edinirler ve resimlerini mescid'e koyarlardi. Yahudi'lerle iyi geinme siysetine ynelik bulundugu sre boyunca Muhammed, onlarin bu geleneklerine ses ikarmamis iken, onlara dsman kesildigi andan itibaren bunu ktlemis ve kendi taraftarlarini bu tr eylemlerden yasaklamistir. rnegin syle demistir: "(Allah, Yehd ve Nasr'ya gadab etsin . Bunlar peygamberlerinin kabirlerini mescid ittihz etmislerdir) ve (Sizden evvel gelip geen mem ve akvm , kabirleri mescid ittihz etmek itiydinda bulundular, siz bunlardan mtenebbih olup da kabirlerinizi secdegh ittihz etmeyiniz. . Sizi bu fen itiyaddan men'ederim" . Ve ayrica da taraftarlarina: "Ashbim sakin kabrimi bayram yeri, evlerinizi de kabir haline koymayiniz. Nerede bulunur iseniz orada bana salavt getiriniz. Obana erisebilir" demekten geri kalmamistir . Ayrica da Tanri'ya: "Y Rab, benim kabrimi tapilan put haline koyma" seklinde du'larda bulunmustur. Bylece hem onlardan intikam almis oluyor ve hem de "tevaz" insani olarak grnms bulunyordu.
1 2 3 4 5

te yandan kabirleri mescid edinmek ve ziyret etmek yasagini koymakla Muhammed, ayni zamanda kendi taraftarlarini, msrik Arap'larin geleneklerinden uzak kilma olasiligini saglamis bulunmaktaydi. nk Arap'lar arasinda tedenberi uygulana gelen bir gelenek vardi ki o da de len kisinin kabri zerine "kubbe" kurup du'da bulunmakti. "Kubbe" denen sey adir ya da kk bir odacik idi .
6

Fakat yavas yavas glenmek sayesinde Yahudi'lerin ve Hiristiyan'larin hakkindan geldikten ve Arap msriklerini de Islm'a soktuktan sonra Muhammed iin artik kabir ziyreti yasagini srdrmenin anlami yoktu; aksine bu yasak kendi bakimindan sakincali idi. nk ldg zaman hi kimseler gelip kabrini ziyretle kendisine salavt getiremeyecekti. Ve iste bu nedenle, koymus oldugu yasagi kaldirmak zere syle konusmustur: "Ashbim! Sizi evvelce ben, kabirleri ziyretten nehyetmistim. Artik simdi ziyret ediniz" .
7

Kusku edilemez ki sz konusu yasagi kaldirmakla kendisini biraz daha yce kildirmanin yollarini bulmustur. Nitekim lmnden sonra onun kabrini ziyret eden mslmanlar iin uygun grlen du'lardan biri syle: "Ey Allh'in Resl! Ey Allh'in Nebsi! Sana selm ederim. Ey Allh'in mahlkti ve mevcdti arasindan istif edip setigi Peygamber-i zSn'i! Ey halkin Allh'ina karsi hisl-i hamde perverde eden en necb smsi! Ey mttaklerin immi! senin huzr-i Sadet'ine selm sunarim" [Bu satirlari anlasilir bir sekle sokalim: "Ey Tanri'nin elisi! Ey Allah'in peygamberi! Sana selm ederim. Ey Tanri'nin btn yaratiklar ve varliklar ierisinden setigi sanli peygamber! Ey halkin Tanri'sina karsi vnlecek hasletlerle donatilmis en soylu simasi. Ey gnahtan ve haramdan sakinanlarin imami! Senin ululuguna selm ederim"] Yine Muhammed'in kabrini ziyret edenler iin uygun grlen bir diger du sekli de su: "Ey su mubrek toprak iine defnolunan nfs beseriyyenin hayirlisi olan Peygamberim! Sana arz-i ta'zm ederim. Bu merkad-i mbrekin nisbetinden, yeryznn btn daglari, ovalari mutayyebdir. Muhterem Peygamberim! Senin skin bulundugun bu kabr-i serfe canim fed olsun! Iffet ve nezhet cd keren hep bu kabrin iinde medfn ve mevcddur" [Bu satirlarin da karsiligi asagi yukari syle: "Ey insanlarin en hayirlisi olarak su mubrek topraga gml peygamberim! Sana sayginligimi sunarim. Bu mubarek mezara oranla yeryznn btn daglari, ovalari kutluluk iindedir. Senin yattigin su kabrin iin canim feda olsun. Iffet ve nezhet bollugu bu kabrin iinde gmldr"].
8

Bu sekildeki du'larin, Muhammed'i Tanrisal kildigini sylemek, bilmem gerekir mi? Dsnnz ki bu du'lar, ibdet'in yalniz Tanri'ya karsi yapilmasini istedigi sylenen Muhammed iin yapilmaktadir.

*
1 2 3

Bu tmce "Allah, Yahudi'leri ve Hiristiyan'lari rahmetinden uzaklastirsin" anlamina gelmekte Bu tmce "mmetler ve kavimler" anlaminda. "...siz bunlardan mtenebbih olup da kabirlerinizi sedegh ittihz etmeyiniz..." tmcesi "siz bundan ders alip kabirlerinizi namaz kilinacak yer yapmayiniz" anlamindadir. Sahihyn'da ve Sahh-i Mslim'de yer alan bu kads'ler iin bkz. Sahih-i... (Cilt IV, sh. 194, 198) Ibn-i Teymiyye'nin Mensik' inden alinti iin bkz., Sahih-i... (Cilt IV, sh. 190). Bu konudaki hads'ler ve aiklamalar iin bkz. Sahih-i... (Cilt IV, sh. 479 ve d.) Ibn-i Mce'nin Snen'inden Ibn-i Mes'd'un rivyeti iin bkz. Sahih-i... (Cilt IV, sh. 197). Bu hususlkar iin bkz. Sahih-i... (Cilt IV, sh. 187)

4 5 6 7 8

XXXI) "Vahiy geliyor" derken bayginliklar geirmeyi "ilhligi"nin isreti olarak gsterir.

Muhammed'in sylemesine gre Tanri, vahiy gndermek istedigi zaman, gkyz titremege baslar. Etrafta kayaya arpan demir zinciri gibi gelen sesler duyulur. Bu sesleri isiten melekler kanatlarini irparak secdeye kapanirlar. Onlar gibi, gkyuznde oturanlar da hep berber secdeye kapanirlar. Melekler ierisinde ilk kez kendine gelen Cibril olur. Cibril vahyi yklenipte gkyznden gkyzne geerek gnderildigi yere giderken, melekler: "Rabbimiz ne buyurdu?" diye sorarlar. O da onlara: "Tanrimiz hakki buyurdu; O yce'dir" diye karsilikta bulunarak yoluna devam eder; t ki vahyi bildirmek zere Muhammed'e ulasana kadar. Ulastiginda, alti yz kanadi ile gkyzn kapatarak Tanri'nin vahy'ini Muhammed'e okurdu. Vahy geldiginde Muhammed, ari ugultusuna benzer sesler isitir; gzlerini kapar, titremege baslar, benzi kararir, bayginlasir, boguk boguk soluk alir, sakaklarindan sapir sapir terler akarken basini kapar, stne rt rtlmesini isterdi . Pek muhtemeldir ki stnn rtlmesini isterken, eski bir Arap geleneginden yararlanmayi dsnmstr. nk Araplar, falcilik, byclk ve frklk yapanlara pek inanirlar, onlari bir bakima "kayiptan haber veren" kimseler sayarlar, ve ogu zaman onlarin szlerine inanarak gnlk yasantilarini ayarlarlardi. Falciligi ve frklg meslek edinmis bu kisiler, genellikle stlerine bir rt rtnmek sretiyle is grrler, msterilerine nemli grnrlerdi. Her ne kadar Muhammed, falcilarin ve frklerin "Tanri habercisi" kimselermis gibi kabul edilmelerini nlemek maksadiyle falciligi ve frklg btil seyler olarak iln etmis olmakla beraber, btil inanislari ve uygulamalari terketmis degildi. K'be'deki "Hacer-i Esved"e (Kara Tas'a) sayginlik gsterip tapmaktan, ya da Mekke'nin Saf ve Merve adli tepeleri arasinda kosarak seytanlara tas atmayi Islm kural kilmaktan tutunuzda, sag'in sol'a ya da tek sayialrin ift sayilara fazli'na (stnlgne), ya da besmele ekerek is grmege, ya da cret karsiligi frkle tedav usllerine cevaz vermesine ve hatt bu tr kazanlardan pay edinmesine, ya da "nefes", "by" ve "frk" cins btil seylere yer verir nitelikte olmak zere Kur'n'a "Muavvizeteyn sreleri" adi verilen srelerdeki (ki, bunlar Felk sresi ile Ns sreleridir) yet'leri koymasina, ve her gece yatacagi sirada (zellikle kendisini iyi hissetmedigi zamanlar) bu sreleri okuyarak ellerine fleyip basini, sonra yzndan baslayip vcdunu sivamasina, ya da Tanri'nin verdigi sif ile sihirlenmekten kurtuldugunu sylemesine varincaya kadar "btil" denebilecek seylere inanmaktan geri kalmamistir . Arap gelenekleriyle ilgili bu tr seylere i'tibar eden bir kimsenin, "Tanri'dan vahiy geliyor" derken, eski bir Arap gelenegi geregince stn rtrtmek istemesinde sasilacak ne vardir ki?
1 2 3

Fakat her ne olursa olsun, su muhakkak ki Muhammed, yukarda belirttigimiz sekilde, vahiy indigi sirada stn rttrp bayginliklar geiriyor olmayi ilhligi'nin bir isreti olarak gstermistir. Hatt bunun byle oldugunu kanitlamnak maksadiyle Tanri'nin kendisine: "Ey rtnp brnen Muhammed..." (Mzzemmil sresi, yet 1) diye hitap ettigini bildirmistir.

Muhammed'in bu tr bayginlik hallerini yabanci uzmanlar "sara", ya da "histeri" gibi hastaliklara verirler. Fakat bu tr iddi'lar, Islmcilar tarafindan "kstahlik" ve "bilgisizlik" olarak yadsinir
4

1 2

Muhammed'in bu halleriyle ilgili kaynaklar iin benim "Serit'tan Kissa'lar 2" adli kitabima bakiniz. Bu konudaki hads'ler iin bkz. Sahih-i... (Cilt IX, sh, 52-54, hads no. 1352; Cilt VIII, sh. 471, H. no. 1312). Turan Dursun, Kur'n Ansiklopedisi (Cilt I, sh. 117-8). Ayrica benim "Islm'a Gre Diger Dinler" adli kitabima bakiniz.. Bu konularda benim "Toplumsal Geriliklerimizin Sorumlulari: Din Adamlari" adli kitabimla "Kur'n'in Elestirisi" adli kitabima bakiniz. Bu konuda benim "Serit'tan Kissa'lar 2" adli kitabima bakiniz.

Gelmis-gemis Btn Peygamberlere Karsi Fikren, Ruhen, Ahlken ve Her Bakimdan sn Oldugunu Syler Muhammed!

Sanilir ki Muhammed, daha nce geldigi sylenen peygamberleri kendisine kardes ya da rnek edinmis, onlari kendisine esit bilmistir. Mslman yazarlar Muhammed'i, bu alanda da alak gnll (tevzu insani) imis gibi gstermek iin alisirlar ve onun gy: "Enbiya (peygamberler) arasinda birini brlerine tercih ederek kadirlerini tenkis etmeyiniz"1 seklinde konustugunu, ya da "Ben Ms'ya tafdl etmeyiniz (stn kilmayiniz)" 2 , ya da "Beni Ynus b. Matt'den stn tutmayiniz..." dedigini ne srerler. Ya da onun, Ibrahm peygamber'i kendisine rehber edindigini ve rnegin: "... Tanrim beni dogru olan yola, saglam dine, Ibrahm'in dinine hanf olarak eristirdi..." (En'm sresi, yet 161; ayrica bkz. Nahl sresi, yet 123) dedigini ve hatt onu "ilk Mslim" ve Mslmanlar iin ad babasi bildigini sylerler (Bkz. Imrn sresi, yet 67, 68; Hacc sresi, yet 78; Bakara 131-132; Mmtehine sresi, yet 4-7, vs...)
3

Oysa ki btn bunlar gereklerin saptirilmasindan baska bir sey degildir, nk Muhammed, birazdan grecegimiz gibi, peygamberlerin Tanri tarafindan esitlik zere degil fakat bir kisminin digerlerine stn kilinarak gnderildiklerini sylemis (rnegin bkz. Bakara 253), kendisinin ise, btn peygamberlerin en stn, en sereflisi, en sonuncusu, ve Tanri tarafindan en fazla sevileni olarak seildigini bildirmistir. Hatt bununla da yetinmemis,

Tanri'nin dahi kendisine salavt getirdigini eklemistir. Diger peygamberlerle esit durumda grnyormus gibi konusmasi, gnlk siysetinin gereksinimlerini karsilamak, ya da "tevazu" insani imis gibi grnmek iindir. Fakat bunu yaparken ogu zaman kendi kendisiyle eliskiye dsmekten geri kalmamistir. rnegin, bir yandan:"Beni Ynus b. Mtta'den stn tutmayiniz..." derken, diger yandan: "Ben Adem ogullarinin seyyidiyim..." , ya da "Gznz ain! Ben Allah'in sevgilisiyim... Allah nezdinde gelmis ve gelecek btn insanlarin en sereflisi, en ycesi benim..." seklinde konusmasi bunun ilgin rneklerinden biridir. Ibn Kutayba gibi yorumcular, bu eliskiyi gz ardi etmek iin Muhammed'in tevazu yolu ile konustugunu ileri srerler .
4

Gnlk siysetinin gereksinimleri nedeniyle kendisini diger peygamberlerden bazilarina benzetmesi konusunda verilebilecek nice rnekten bir digeri, Tebk seferi'ne ikarken Al'yi Medne'de vekil olarak birakmasiyle ilgilidir ki Buhar'nin Sa'd Ibn-i Eb Vakks'dan rivyetine gre syle: Her gaz'ya ikisinda Muhammed, vekil (kaymakam) olarak birini Medne'de birakirdi. Tebk seferine ikarken, her ne hikmetse Ali'yi beraberinde gtrmek istemedigi iin onu Medne'de kaymakam olarak birakir. Fakat Ali bundan hoslanmaz, daha dogrusu bunu kendisi iin hakret sayar ve yakinir; syle der: "Y Resl'allh! Beni ocuklar ve kadinlar iinde vekil mi birakiyorsun?". Onu yatistirmak maksadiyle Muhammed, vaktiyle Mus'nin ayni seyi yaptigini ve Tr'a giderken Harn'u vekil biraktigini hatirlatir; syle der: "Y Ali! Bana nispetle sen, Ms''ya nisbetle Harn menzilinde olmaga rzi olmaz misin? Su kadar ki, benden sonra peygamber yoktur!" . Bilindigi gibi Ms ve Harn, kardes olup her ikisi de peygamber idiler; fakat Harn peygamber, Ms'nin yardimcisi olarak is grms kabul edilir . Ms onu, sefere iktigi ya da baska bir yere gittigi zamanlar vekil birakirdi. Ve iste Muhammed, sirf Al'yi yatistirmak iin kendisini Ms'ya benzeterek ona: "... Harn menzilinde olmaga rzi olmaz misin? ..." seklinde konusmustur. Fakat bu sekilde konusurken ne kendisini Ms ile "esit" durumda grms, ve ne de Al'yi Harn kertesinde bilmis degildir. Nitekim Ali bile, kendisinin Harn derecesinde bulunduguna dir Muhammed'in sylediklerine pek inanmamistir. Esasen evrede kendisi hakkinda sylenenleri, ve zellikle munafiklarin "Ali gibi cenk eri bir kahraman Medne'de nasil birakilir? Bu Ali'ye karsi istiskldir" seklindeki konusmalarini duyduktan sonra silahini alip yola ikmis ve Muhammed'in arkasindan yetismistir. te yandan Muhammed de, Ali'yi yatistirmak iin yukardaki sekilde konusurken, kendi sylediklerine kendisi de inanmamaktaydi. Su bakimdan ki: "Ben Adem ogullarinin seyyidiyim..." derken ya da "... Allah nezdinde gelmis ve gelecek btn insanlarin en sereflisi, en ycesi benim..." derken, kendisinin btn insanlardan, ve btn peygamberlerden stn oldugunu vurgulamaktan geri kalmamaktaydi.
5 6 7

* Hemen belirtelim ki Muhammed, daha nceki peygamberlerden bir kismini kendisine es degerde imis gibi gsterirken, esas itibariyle Yahudileri ve Hiristiyanlari hosnud edip kendisini onlara peygamber olarak kabul ettirme amacini gtmstr. Bunu saglayabilecegini umud ettigi srece bu sekilde konusmus ve kendisini, onlarin peygamberinden stn derecede degil fakat onlara es degerde ve kertede imis gibi gstermistir. Verilecek rnekler ok: Buhar'nin Eb Hreyre'den ve ayrica Eb Sid-i Hudr'den rivyet ettigi hads'lerle anlatilan su olay bunun ilgin olanlarindan biridir: Bir gn bir Mslman kisi ile bir Yahudi birbirlerine svp saymaya baslarlar. Mslman kisi Yahudi'ye: "Muhammed'i lemler zerine terch ve ihtiyr eden Allah'a yemin ederim ki..." der. Buna karsilik olarak Yahudi de Mslman kisiye: "Ms'yi lemlere tercih ve ihtiyr eden Allah'a yemin ederim ki..." diye cevap verince, Mslman kisi Yahudi'yi

tokatlar. Bunun zerine Yahudi, hemen Muhammed'e basvurur ve olayi anlatarak sikyette bulunur. Muhammed, tokat atan Mslman kisiyi agirtir ve ona: "Sen bu Yahudi'yi dvdn m?" diye sorar; ondan "(Evet dvdm) nk o arsida -'Ms'yi btn beseriyete tercih ve ihtiyr eden Allah'a yemin etti" seklinde yanit alinca: "Beni Ms'ya tafdl etmeyiniz (stn tutmayiniz) ... Enbiya arasinda birini brlerine terch ederek kadirlerini tenks etmeyiniz? Kiymet gnnde insanlar bayilacaklar. Fakat kabri ilk ailan ben olacagim. O anda ben kendimi Ms'ya yakin bulacagim" 8 der. Her ne kadar burada "Kabri ilk ailan ben olacagim..." diyerek kendisine biraz olsun ayricalik saglamakla beraber, yine de kendisini Ms'ya esit durumda gsterir gibi bir hali vardir; maksadi, o an iin Yahudileri hosnud edip kendisine baglamaktir. Verilebilecek bir baska rnek, Tevrat'ta adi geen Yahudi peygamberlerinden Ynus'la ilgili olarak Kur'n'a koydugu su yet'tir: "Sen Rabbinin hkmn sabirla bekle. Balik sahibi (Ynus) gibi olma. Hani o dertli dertli Rabbine niyaz etmisti. Sayet Rabbinden ona bir nmet yetismemis olsaydi o, mutlaka, kinanacak bir halde issiz bir diyra atilacakti" (68 Klem sresi, yet 48-49). Sylendigine gre gy bu yet'i okurken, halka sunu aiklamistir ki Tanri, kendisine : "(Sakin ha Ey Muhammed!) -Ben Ynus b. Matt'dan daha iyiyim- demeyesin" demistir. Ve yine rivyete gre, bunu derken halk'a hitaben: " Beni Ynus b. Matt'den stn tutmayiniz..." diye tenbihte bulunmustur. Sylemeye gerek yoktur ki, bir yandan bunu derken, diger yandan kendisini Adem ogullarinin efendisi ve btn insanlarin en ycesi ve sereflisi olarak iln etmesi eliski;ye dsmekten baska bir sey degildi. Ve iste bu eliskiyi gzardi edebilmek iin Ibn Kutayba ya da al-Iskf gibi yorumcular bunu, Muhammed'in "tevzu" yolu ile sylemis oldugu bir sz olarak kabul ederler . Oysa bunun "tevzu" ile ilgili bir yn olmayip sadece o an iin Yahudi'lere karsi uyguladigi siysetle ilgisi vardir ki o da, kendisini diger peygamberlerle esit durumda imis gibi gsterip Yahudileri kazanma yolarini aramasi idi .
9 10

Ayni dogrultuda olmak zere Hiristiyan'lari da kazanmaga, ve kendisini onlara Peygamber olarak kabul ettirmege alismistir. rnegin Is'yi "peygamber bilen kimselerin, ayricaa bir de kendisini peygamber olarak kabul etmeleri halinde, Tanri tarafindan iki misli mkfata eriseceklerini sylemis, syle demistir:"...Bir kisi de Is'ya mn eder, sonra bana mn ederse, buna da iki ecir vardir..."
11

Fakat ne zaman ki Yahudileri ve Hiristiyanlari kazanamayacagini ve kendisini onlara peygamber olarak kabul ettiremeyecegini anlayacaktir, iste o andan itibaren bu yapmacik esitlik anlayisini terkedecek, ve kendisini, Adem'den bu yana gelmis gemis btn insanlarin oldugu kadar btn peygamberlerin de her bakimdan (ahlken, fikren, ruhen vs...) en ycesi, ve onlardan her birinin tasdikisi olarak iln edecek, baska hibir "peygamber"e verilmeyen imtiyazlarin ve stnlklerin Tanri tarafindan sadece kendisine verildigini syliyerek vnecektir. Hem de ylesine ki, ilerdeki sayfalarda belirtecegimiz gibi, kuru bir aga ktgnn, akil ve bilin sahibi bir canli imis gibi, kendisinden ayrilmamak iin aglayip sizladigini sylemege varincaya kadar, ya da hatt Tanri'nin (melekleriyle birlikte) kendisine salvt getirdigini ne srecek kertede sinirsiz vnmelere ynelecektir!12
1 2 3

Eb Sad-i Hudr'ni rivyeti iin bkz. Sahih-i... ( Cilt VII, sh. 324-5) Eb Hreyre'nin rivyeti iin bkz. Sahih-i... (Cilt VII, sh. 324 Hads no. 1080) Bu konuda "Islm'a Gre Diger Dinler" adli kitabima bakiniz.

Bkz. Ibn Kutayba, Ta'vil muhtalif al-hadis (Kahire 1966). Bu konuda Ahmed Suphi Furat'in, Islm Ansiklopedisi'nde "Ynus" ile ilgili yazisina bakiniz (Cilt 13, sh. 435-7) Bu hads iin bkz. Sahih-i... (Cilt X, sh. 418, Hads no. 1658). Kur'n'da bu hususlarla ilgili olarak yer alan yet'ler var ki bir kismi syle: Th sresi, yet 24-36; 42-50; 92-94). "istiskl" szcg "kmsemek", ya da "yz vermemek" gibi anlamlara geliyor. Bu hads iin bkz. Sahih-i... (Cilt VII, sh. 323-326) Bu konuda, Ibn Kutayba'nin Ta'vil muhtalif al-hads (Kahire 1966), ve al-Iskf'nin Kitab al-maclis adli kitaplarindan nakil olarak Ahmed Suphi Furat'in, Islm Ansiklopedisi'ndeki "Ynus" baslikli makalesine bkz. Bu konuda daha fazla bilgi iin benim Islm'a gre Diger Dinler, adli kitabima bakiniz. Buhar'nin Eb Mse'l-Esr'den rivyeti iin bkz. Sahih-i... (Cilt IX, sh. 181) Buhar'nin Cbir Ibn-i Abd'illh'dan rivhayeti icin bkz. Sahih-i ... (Cilt III, sh. 75, Hads no. 499)

5 6

7 8 9

10 11 12

I) Muhammed'in sylemesine gre Tanri bazi peygamberleri, diger bazi peygamberlere "efdl" (stn) kilmis, kendisini de "adi" ve "nitelikleri" ile btn peygamberlerin en stn, en ycesi, en sereflisi saymistir: Muhammed'i "peygamber" olarak kabul etmeyen Yahudi'ler: "Mus'dan sonra Peygamber yoktur. Tevrat'tan sonra kitab yoktur" derlerdi . Hiristiyan'lar ise Isa'yi en son Peygamber, ve Incil'i de son kitab sayarlardi. Bu tr konusmalarin kendisini g durumlarda birakacagini bildigi iindir ki Muhammed, Tanri nezdinde en yce peygamber'in kendisi oldugunu kanitlamaga alisirdi. Bu maksatla ne srdg hususlardan biri su idi ki Tanri, kendi yarattigi varliklari en iyi bilendir; ve nasil ki bazi insanlari diger bazilarina "derece" ve "rizik" bakimindan farkli ve stn kildi ise, bazi peygamberleri de diger bazilarina "efdl" (stn) kilmistir. Bunun byle oldugunu anlatmak maksadiyle Kur'n'a su yet'i koymustur: "Rabbin, gklerde ve yerde olan herkesi en iyi bilendir. Gerekten biz, peygamberlerin kimini kiminden stn kildik. " (K. 17 Isr sresi, yet, 55). Muhtemelen bunu yeterli bulmayip bir de su yet'i yerlestirmistir:"O peygamberlerden bir kismini digerlerinden stn kildik. Allah onlardan bir kismi ile konusmus, bazilarini da derece derece ykseltmistir... (K.
1

2 Bakara sresi, yet 253). Bunu yaparken kendisini, Peygamberlerin bir "fezlekesi" (zeti) ve insanlik faziletinin tamamlayicisi olarak tanimlamis, syle demistir: "Ben ancak mekrim-i ahlki (Ahlk faziletleri) ve insanlik faziletini tamamlamak iin gnderildim" 2. Bu iddisini pekistirmek maksadiyle, kendisinin Tanri tarafindan hem "Neb" ve hem de "Resl" olarak gnderildigini, oysaki diger peygamberlerin sadece "Neb" niteligiyle gnderildiklerini, ve iste bu bakimdan da kendisinin onlara stn oldugunu sylemistir. nk "Resl", kendine vahiy olunan ve tebliga me'mr olunandir. "Neby" ise, tebliga me'mur olsun veya olmasin, vahy olandir. Bu i'tibarla, her "Resl", nebiy'dir ama, her "nebiy" Resl degildir .
3

Yine Muhammed'in sylemesine gre Tanri, ruh asaleti ve manev fazilet gibi nitelikler bakimindan da peygamberler arasinda derece farki gzetmistir. rnegin bunlardan bazilarina "hitb" etmek ltfnda bulunmus ve belgeler vermis (rnegin Musa'ya Tevrat'i, ve Dvud'a "Zebur"u verdigi gibi) , ya da bazilarini "Rh'l-Kuds" ile desteklemis (rnegin Is iin yaptigi gibi); bazilarini sem'ya ykseltmis (rnegin Is ile Idrs'i ykselttigi gibi) ve fakat bazilarini bu tr mkfatlara lyik grmemistir.
4

Yine Muhammed'in sylemesine gre Tanri, her ne kadar bazi peygamberleri bazilarina derece bakimindan stn kilmis olmakla beraber, gerek anlamda bir tek peygamberi her bakimdan (yni fazilet, meziyet, drstlk, ahlklik, mertlik, gvenirlik, sehvet vs... bakimlardan) diger peygamberlerin hepsinin stnde, hepsinin ulu'su, hepsinin yce'si kilmistir ki o da Muhammed'tir. Bunun byle oldugunu anlatmak zere Muhammed, Cebril'in yeryzne inip kendisiyle konustugunu hikye ederek: "Tanri beni, adim ve sifatimla (niteliklerimle) bile btn peygamberlere stn kildi" der, ve bu dogrultuda Kur'n'a yet'ler koyar. Bu anlattigi hikye'ye gre gy bir gn Cebril: "Selam sana ey evvel, selam sana ey hir, selan sana ey zhir, selam sana en btin" diyerek Muhammed'in karsisina ikar. Bu vgler karsisinda Muhammed sasirir ve Cebril'e atarcasina: "Bu nitelikler benim gibi bir yaratilmis iin nasil kullanilabilir, ey Cebril? Bunlar Tanri'ya it ve sadece ona layik niteliklerdir" der. Cebril, kendisine: "Ey peygamber! Sunu bil ki Allah bana, seni bu sekilde selamlamami emretti. nk yce (Allah) seni bu niteliklerle yceltti ve seni bu niteliklerle diger peygamberlerin stnde bir mertebeye ikardi. Allah sana kendi adindan bir ad, kendi niteliginden bir nitelik ayirdi" der ve saydigi niteliklerin tanimini yapar: "Evvel" seklindeki adi'nin peygamberlerin ilki olduguna, "hir" adi'nin, zaman itibariyle peygamberlerin en son geleni olduguna; "btin" adi'nin, Tanri ile Muhammed adlarinin arsin gvdesine kirmizi nurla yazilmis olduguna; "zhir" adi'nin, iinde bulundugu zamanda ortaya ikarildigina, kanit oldugunu bildirir. Fakat bununla da kalmaz bir de Tanri'nin, pek ok varliklari sirf Muhamed'e "salt ve selam" etsinler diye yarattigini ve nihyet Tanri'nin dahi Muhammed'e "salt ve selam eder" oldugunu ekler; syle der: "(Tanri) seni su iinde bulundugun zamanda ortaya ikardi, sana din konusunda btn yardimlari yapti, din hususunda seni biricik nder kildi ve seni teblig ettign dzenle birlikte senin stnlgn de gklerdeki varliklara ve yeryz sakinlerine iyice tanitti. Btn bu varliklar iinde ylesi vardir ki yalniz sana salt ve selm iin varolmustur. Allah da sana salt ve selm eder, ey Peygamber! Rabb'in Mahmd, sen de Mahmd, Rabb'in evvel, hir, zhir, btin, sen de evvel, hir, zhir ve btinsin" 5. Sylemeye gerek yoktur ki btn bunlar, vnmek maksadiyle Muhammed'in hayal ettigi seylerdir. Kendisini btn insanlara, ve bu arada diger peygamberlere stn imis gibi gstermek iin Tanri'yi, bu dogrultuda konusur sekle sokmustur. Hele diger peygamberlere karsi stnlk hevesinde ylesine asiri davranmistir ki, Mus ile ilgili olarak Yahudi'lerin, ve Is ile ilgili olarak Hiristiyanlarin benimsemis olduklari inanlari dahi farkli kiliga sokmustur.

Gerekten de Yahudi'ler: "Mus'dan sonra peygamber yoktur, Tevrat'tan sonra kitab yoktur" dedikleri zaman, onlari yalanlamak iin Tanri'nin Davd'a "Zebur" verdigine dir Kur'n'a yet koymustur (K. Isr sresi, yet 55). "Zebur" dedigi sey, Davd'un kavalla syledigi ilh sarkilarin szleridir, ki Ahd-i Atiyk'ta "Mezmur'lar" ("Davd'un Mezmuru") adiyle yer almistir. Tanri'nin Davd'a "Zebur"u (Mezmur'lari) verdigini Muhammed, kendisine yakinlik gsteren bzi Yahudi'lerden, ya da Ibranice bilen kendi katip'lerinden grenmistir. Kisaca belirtelim ki Ahd-i Atiyk'ta 150 sre halinde yer alan Mezmurlar blmnde Davd'un Yanri'ya agirida ve yalvarida bulunduguna dir hkmler vardir ki bir ok bakimlardan Muhammed'in isine yaramistir. Yahudi'lere "Davd'un Mezmur'larini" hatirlatirken, sadece onlari iddi'larinda (yni Tevrat'tan sonra baskaca kitap gelmedigine dar iddilari) yalanlamakla ve Kur'n'in son kitap oldugunu anlatmakla kalmiyor ve fakat ayni zamanda Davd'un durumu ile kendi durumu arasinda benzerlik kurup, onlari etkilemege alisiyordu. Gerekten de " Mezmur'lar"da, Davd'un Tanri'ya yalvar yakar olusu ve ondan medet umusu ile ilgili hkmler vardir ki bir ikisi syle: "
6

"Ya Rab, benimle ekisenlerle sen ekis. Bana karsi cenk edenlerle sen cenkles... Bana ktlk dsnenler geri dnsnler de yzleri kizarsin... Bilmedigim seyleri benden sorearlar, canima hicran olsun diye... Ben bilmeden alaklar bana karsi toplandilar; Beni didiklediler ve durmadilar... Bana dislerini gicirdattilar. Yha Rab, ne vakte kadar bakacaksin?Canimi onalrin helkinden, hayatimi genc aslanlardan kurtar... Y Allahim ve Rabbim, benim muhakekem ve davam iin gayrete gel... (ki onlar) bana karsi sevinmesinler, Yreklerinde: -'Eh diledigimiz budur'- demesinler. Kt halime sevinenler, birlikte utansinlar, yzleri kizarsin. Bana karsi kibirlenenlerin libasi, utan ve rezalet olsun..." (Eski Ahit/Mezmurlar, Sre 35: 1-28). Mezmur'lar'da bunlara benzer daha nice hkmleri Muhammed Kur'n'a yerlestirmis, ya da Kur'n olmiyarak islemistir (hads'ler seklinde) .
7

Yahudileri, bu yukardakilere benzer rneklerle sustururken, Hiristiyan'larin inanlarindan bir kismini benimseyip, bir kismini da benzer usullerle yalanlamaktan geri kalmazdi. Bilindigi gibi bu inanlardan biri Is'nin "Rh'l-Kuds" ile desteklenmis olmasidir ki, Muhammed bunu benimser grnerek Kur'n'a su su yet'i koymustur: "... Meryem oglu Is'ya belgeler verdik, onu Rh'l-kuds ile destekledik..." (K. 2 Bakara sresi, yet 253). Fakat bunu yaparken anlatmak istedigi sey Is'nin en stn bir peygamber oldugu degildir; sadece Is'nin, sem'ya ykseltilmek sretiyle diger bazi peygamberlere nazaran derece bakimindan farkli kilinmis olmasidir. Nitekim Imrn Sresi'nde bunu su sekilde belirler: "Allah demisti ki -'Ey Is! Ben seni eceline yedirecegim, seni Kendime ykseltecegim, inkr edenlerden seni ayiracagim; sana uyanlari ... inkr edenlerin stnde tutacagim..." (K. 3 Imrn 55-56). Her ne kadar Is'nin sem'ya ykseltilmesi, Hiristiyan'lar tarafindan ilh bir "ltuf", bir "taltif" sayilirsa da Muhammed bu "taltif'i" Is'nin stnlgne kanit saymamistir. Saymadigini da Is'nin ldkten sonra sem'ya alindigini, oysa ki Idrs peygamber'in Is'dan nce ve canli olarak "drdnc kat gkte" olan "l mekn'a" ykseltildigini sylemis ve Kur'n'a su yet'i koymustur: "Biz Idrs'i li bir mekna ycelttik..." (K. 19 Meryem 57). Bunu Kur'n'a koymus olmasinin nedeni muhtemelen Idrs'i kendi ceddi olarak kabul etmesindendir8. Gy Idrs'in canli olarak sem'ya alinmasi bir "rchaniyet" tir, ki Is'nin stnlgbe glge dsrmege yeterlidir9. te yandan yine bilindigi gibi, Hiristiyanlar Is'yi Tanri'nin oglu ya da hatt Tanri olarak kabul etmislerdir. Onlarin bu inanisinin kaynagini Muhammed Is'nin su szlerine baglar: "...Beni ve annemi Allah'tan baska iki tanri olarak benimseyin..." (K. Mide 116-117) ; ya da "Tanri ancak Meryem oglu Mesih'tir" diye eklemistir. Oysa Muhammed bunu kabul etmez. Isa'yi Tanri'nin oglu olduguna, ya da "teslis" fikrine (yni "Baba-Ogul-Kutsal Ruh" seklinde Tanri'nin "" olduguna) inanmanin "kfirlik" oldugunu anlatmak zere Kur'n'a su
10

yet'leri koyar: "Meryem oglu Mesih sadece bir peygamberdir" (K. 5 Mide sresi, yet 75); "And olsun- 'Allah ten biridir-' diyenler kfir olmustur; oysa Tanri ancak bir tek Tanri'dir..." (K. 5 Mide 73); "Meryem oglu Is Mesih, Allah'in peygamberi, Meryem'e ulastirdigi kelimesi ve kendisinden bir ruh'tur. Allah'a ve peygamberine inanin. -'tr-' demeyin... Allah ancak bir tek Tanri'dir, ocugu olmaktan mnezzehtir..." (K. 4 Nis sresi, yet 171). Hiristiyan'lar gibi Yahudi'lerin de "zeyr Allah'in ogludur" dediklerini ne srerek Kur'n'a, Tanri'nin hibir ocugu olmadigina anlatmak zere Muhammed, Kur'n'a su tr yet'ler koyar: "... -'Allah ocuk edindi'-, dediler. Hasa! O, bundan mnezzehtir..." (k. Bakara sresi, yet 116). Ayrica da Tanri'nin esi olmadigini, olmadigina gre ocugu olamayacagini sylemistir. Hemen belirtelim ki Is'yi "Tanri", ya da "Tanri'ni oglu" seklinde kabul eden Hiristiyan inanislarini red'ederken, bunu Tanri fikrine olan sayginligindan degil fakat Is'yi kendisinden daha stn ve daha kutsal bir durumda grmemek iin yapmistir. Eger Is, Tanri'nin oglu ya da sreti olarak kabul edilecek olsa kendisinin ondan daha az degerde, ve alt derecede bir kimse oldugu kanisinin yerleseceginden korkmustur. Is'nin Yahudiler tarafindan ldrldgne dir haberleri yalanlamayi da ayni nedenle, yni kendi ikarlari nedeniyle gerekli bulmus, ve Kur'n'a su tr yet'ler koymustur: "Ve -'Allah elisi Meryem oglu Is'yi ldrdk- demeleri yznden (onlari lnetledik). Halbuki onu ne oldrdler, ne de astilar, fakat (ldrdkleri) onlara Isa gibi gosterildi... Bilkis Allah onu (Isa'yi) kendi nezdine kaldirmistir..." (Nis sresi, yet 157). Yni anlatmak istemistir ki Yahudiler tarafindan ldrlen kisi Is degil, bir baskasidir, ve Tanri Isa'yi kurtarip kendi yanina almistir . Daha baska bir deyimle "peygamber"lerin insanlar tarafindan ldrlemeyecegini, ve nk Tanri'nin onlari kourudugunu belirtmek sretiyle kendisine karsi dis bileyenleri uyarmak istemistir.
11

*
1 2 3 4 5

Bkz. Elmalili H. Yazir, age (Cilt IV, sh. 3182) Bkz. Sahih-i... (Cilt Cilt IX, sh. 255, ayrica bkz. Cilt. VII, sh. 324). Imm Gazal, age (Cilt II, sh. 873). Bkz. Elmalili H. Yazir, age (Cilt IV, sh. 3413-4 Isr sresi, yet 55

Kadi Iyaz'in Sif adli kitabi ile bu kitabin aiklamasini yapan Ali el-Kaar'nin Serhu's-Sif'sindan. Bazi niversite mollalarimiz, Muhammed'le ilgili yukardaki sekilde yceltilmesini pek "mantik" bulurlar. Bkz. Yasar N. ztrk, Kendi Dilinden Son Peygamber, Istanbul 1984, 67-69) 6 Mezmur'larda: "O Allah ki, gkleri ve yeri , denizi ve iindeki her seyi yaratan... Rabbe hamdedin" (Mezmurlar, Sre 146: 6-10) seklinde yet'ler var. Bunlara benzer nice yet'leri Muhammed Kur'n'a geirmistir (rnegin A'raf sresi, 54, Yunus 3; Hd 7; Hadd 4: Furkan 59: Fussilet 11-12, Secde 4: Kaf 38: Lokman 10: Nebe' 12-13:Zriyat 47 vs...)

"Eski Ahit" demek oluyor.

7 8 9

Ahd-i Atiyk/ Mezmurlar, Sre 35: 1-ve d; ve sre 37: 28 ve d. Ulem'nin grsne gre Idrs, Muhammed'in "cedd-i a'lsi'dir". Bkz. Sahih-i... (Cilt IX, sh. 89)_ Sahih-i... (Cilt IX. sh. 89-90) Muhammed'in sylemesine gre gy Tanri, Is'yi bu sekilde konustugu iin azarlamistir. Yukardaki yet'in tamami syle: "Allah: Ey Meryem oglu Is! Insanlara: -'Beni ve anami, Allah'tan baska iki tanri bilin-' diye sen mi dedin?- buyurdugu zaman o: -'Hasa! Seni tenzih ederim; hakkim olmayan seyi sylemek bana yakismaz. Hem ben syleseydim sen onu sphesiz bilirdin. Sen benim iimdekini bilirsin; halbuki ben senin zatinda olani bilmem... Ben onlara ancak bana emnrettigini soyledim. Benim de Rabbim, sizin de Rabbiniz olan Allah'a kulluk edin- dedim..." (K.Mide sresi, yet 116-117). Bu konudaki yorumlar iin bkz. Elmalili H. Yazir, age, (Cilt II, sh. 1516 ve d.)

10

11

II) Peygamberlerin "Ilk'i" ve "Sonuncusu" olmakla vnen Muhammed, hem Adem'in bir parasi, ve hem de Adem'den 14 bin yil nce nce var kilinan kimse oldugunu syliyerek "insan varligi'nin" en mkemmeli oldugunu ekler. Peygamberlerin en stn, en ycesi, en sereflisi, en faziletlisi vs ... olarak vnmek zere Muhammed, her seyden nce kendisini hem ilk ve hem de son peygamber olarak iln etmistir; syle derdi: "Ben peygamberlerin yaratilista ilki, gnderiliste sonuncusuyum" 1. Ve her vesileyle: "...Benden sonra Peygamber yoktur" demegi gelenek edinmisti .
2

Ancak ne var ki: "Ben Peygamberlerin yaratilista ilki'yim..." derken hem bir yandan kendisini Adem'in krek kemigi ile bel kemiginin arasindaki bir parasi olarak tanimlar, ve hem de diger yandan Adem peygamberden dahi daha nce yaratilmis ve peygamberlikle donatilmis oldugunu anlatmak isterdi. Fakat bunu yaparken eliskiye dstgn grnmezliketn gelirdi. Gerekten de al-Suyt'nin al-La'li al-Masmua 3 adli yapitinda belirtildigine gre Muhammed, kendisine: "Adem Cennete girdigi zaman sen nerede idin?" seklindeki soru soran Ibn-i Abbs'a su yaniti verir: "Ben Adem'in (krek kemigi ile bel kemiginin arasinda bir) parasiydim; ve o sekilde dnyya geldim. Daha sonra babam Nuh'un parasi haline geldim ve onun gemisiyle seyahat ettim; ve yine babam Ibrahim'in parasi olarak atese girdim. Ve benim (akraba ve yakinlarimdan) bir ift yoktur ki bu zincirden gelmis olsun. Tanri beni saf olarak masum bir rahm'e koydu ve sonra bana peygamberlik grevini vererek benimle anlasti, ve adimi Tevrat'da ve Incil'de andi. Yer yz benim dny'ya gelisimle, ve cennetler ise oraya girisimle seref yeri haline geldi. Tanri beni cennetlerine ykseltti, ve bana kendi z adlarindan birini verdi. Zir kutsal tahtlarin Hkmdar'i Mahmud'tur ve benim adim da Muhammed..." 4 . Ancak ne var ki kendisini Adem'in bir parasi imis gibi gsterirken, hani sanki bu sylediklerini unutmuscasina, kendisinin Adem'den nce peygamber kilindigini ekler, syle derdi: "Adem henz su ile toprak arasinda iken ben Neb idim (peygamberdim)" 5.

Fakat bu sylediklerini dahi biraz daha abartmak zere bir de "zaman" unsurunu ise karistirir ve: "Ben Hz. Adem'in yaradilisindan on drt bin yil nce Rabbimin huzurunda bir nr idim" derdi. Bylece peygamberlik'le simgelendigi yolundaki haberin kendisine "Adem'in yaratilisi" ile "ilh ruhun ufrlmesi" arasindaki zaman ierisinde geldigini sylerdi 6. Islm yazarlari Muhammed'in bu vnmelerine kapilarak onu "evren"in ve "insanligin" baslangici olarak tanimlarlar. rnegin Muhyiddin-i Arab, nl yapiti olan Fuss lHikem' de syle der: "Is onunla basladi ve onunla sona erdi. Adem henz su ile toprak arasinda iken o Neb idi. Sonra unsur haline ikmasiyle de Neblerin sonucusu oldu". Bu tanimlamadan etkilenen Islm yazarlarina gre Muhammed: "Rabbina olan delil'in ilkidir!" ve btn yaratiklarin "z ve hlsasi" sayilmistir7. Bu vesileyle suna isret edelim ki Muhammed, kendisini evren'in (kinatin) ilk yaratildigi an hikmete ermis gibi gstermekle beraber, ikarlarina yatkin bir durum yaratmak ihtiyaciyle bazan bu sylediklerine ters dser seyler sylerdi. rnegin kendisini Arap'lar ierisinden seilerek Tanri'nin "ihsanlarina ve himyesine" mazhar kilinmis gibi gstermek zere Kur'n'a, Tanri'nin su sekilde konustugunu syliyertek, hayet koymustur: "(Ey Muhammed! Tanri) seni ksz bulup da barindirmadi mi? Seni sasirmis bulup dogru yola eristirmedi mi? Seni fakir bulup zenginlestirmedi mi?" (K. 93 Duh sresi, yet 8). Sylemeye gerek yoktur ki bu szler, biraz yukarda belirttigimiz: "Ben Hz. Adem'in yaradilisindan on drt bin yil nce Rabbimin huzurunda bir nr idim" seklindeki szlerle pek bagdasmamakta! nk eger Tanri, Adem'in yaratilisindan on drt bin yil nce Muhammed'i "nr" olmak zere yaratmis idiyse, neden onu Adem'den su kadar bin yil sonra "ksz" ve "sasirmis" bulup dogru yola sokma geregini duysun? te yandan Adem'den "on drt bin nce yaratilmis oldugunu" sylerken Muhammed, bu hesabi neye gre yapmistir? bilinmez. Fakat muhtemelen bu yukarda sylediklerini dahi yeterli bulmamis olmalidir ki, bir de peygamberlerin en sonuncusu olarak grnmeyi gerekli bulurdu. Bunu anlatmak makadiyle, tek bir tuglasi ya da kerpici eksik birakilmis bin rnegini vererek syle demistir: "Benimle Peygamberler (zmresi'nin) benzeri, su bir kimsenin meseli ve benzeri gibidir ki, o kisi, bir ev yaptirmis ve binyi tamamlayip sslemis de yalniz bir tuglasi (bir kerpici) eksik kalmis. Bu vaziyette halk binya girip gezmeye baslarlar. Ve (eksik yeri grp) hayret ederek (su ksede bir kerpi) yeri bos birakilmis olmasaydi! dediler... Ben o (yeri bos birakilan) kerpicim, ben Htem'n-Nebiyyn'im (peygamberlerin sonuyum)..."8 derdi. Diger peygamberlerle kendisini kiyasladigi zamanlar zellikle bu noktaya nem verir ve her vesile ile peygamberlerinin sonuncusu oldugunu, kendisinden sonra artik peygamber gnderilmeyecegini belirtirdi. rnegin amucazadesi olan Ali b. Abi Talib ile bir konusmasinda syle der: "Ey Ali! Senin bana bagliligin Hrun'un Mus'ya ittisali (yakinligi) mesabesindedir... Su kadar ki benden sonra peygamber yoktur"10.
9

Kendisinden sonra baskaca peygamber gelmeyecegini anlatabilmek iin Muhammed, bir de iki krek kemigi arasinda gvercin yumurtasi kadar byk bir "siyah et ben'i" bulundugunu sylerdi. Islm dnysi buna inanmis olarak bu siyh ben'i "Nbvvet htem" (yni "Peygamberlik mhr") diye bilir 11. Bununla vnrken muhtemelen anlatmak isterdi ki kendisi "...hem Peygamberleri hitame erdiren son Peygamberdir... hem de btn peygamberleri tasdik (onaylayan) ve tevsik eden (kanitlayan) ilh bir mhrdr" .
12

Btn bunlari sylerken ahlk ve fazilet aisindan da kendisini diger btn peygamberlerin stnde gstermekten bikmaz, ve: "Ben ancak mekarim-i ahlk (ahlk cmertligini) ve

insanlik faziletini tamamlamak iin gnderildim" seklinde konusmaktan geri kalmazdi.


13

Ancak ne var ki ahlk ve fazilet timsali imis gibi grnmek isterken pek muhtemelen unuttugu bir sey vardi ki o da yasamini, farkli inantaki insanlara (msrik'lere ve kfir'lere) saldirip esir almakla, esirlerin kafalarini kestirip dogratmakla (rnegin Ben Kureyza kavmine mensup 900 kisi'nin kafalarini kilila dograttigi gibi), ya da savas ve saldirilar yolu ile ganimet saglama yollarina basvurmakla, ya da kin besledigi kimselerden acimasizcasina intikam almakla, ya da esitli usllerle haremindeki kadinlarin sayisini iki dzineye ulastirmakla, ve ulastirirken de vicdan sizlatici olaylara sebeb olmakla (rnegin ogullugunun karisi Zeyneb'e asik olup onu, kocasindan ayirttiktan sonra, nikhina almakla), ya da buna benzer davranislarla geirmis olmasidir. te yandan sunu da ekleyelim ki kendisinden sonra artik baskaca peygamber gelmeyecegini sylemesi, daha dogrusu Tanri'yi bu sekilde konusur gstermesi, hem vnme aliskanligindan ve hem de bencilliginden (yni kendisinden sonra hi kimselerin peygamber olarak ortaya ikmasini istememesinde) dogma kiskanliktandir. Bunu yaparken Tanri'yi yine eliskili durumlarda biraktigi ortadadir. Su bakimdan ki, her mmete kendi iinden ve kendi dilinden peygamberler gnderdigini syleyen (rnegin Yahudi'lere, onlarin anlayacaklari dil'den Tevrat'i indirdigini bildiren) bir Tanri, yeryznde daha peygamber gndermedigi nice kavimler varken, ve onlara da kendi ilerinden ve kendi anlayacaklari dil ile konusur peygamberler gndermek olasiligina sahib iken, neden Arapa'dan gayri bir dil bilmeyen Muhammed'i en son peygamber olarak gndermis olsun? Madem ki Tanri'nin amaci kendi buyruklarinin anlasilip uygulanmasidir, o halde neden Arap'tan gayri kavimlere, rnegin Trk'lere, ya da Acem'lere vs.... kendi ilerinden ve kendi dillerinden peygamber gndermesin? Neden Arap Muhammed'i, en son peygamber iln edip, Arapa kur'n ile, Arap olmayan ve Arapa bilmeyen milletlerin basina geirsin? Eger Muhammed'in dedigi gibi Tanri bu sekilde hareket etti ise, bu taktirde "ezel ve ebed kusatan" bilgiye sahip olmasiyle bagdasmaz bir is grms degil midir? Btn bu ve buna benzere sorular karsisinda sunu dsnmek gerekmez midir ki Muhammed'in, en son peygamber olmak zere gnderildigine dir Kur'n'da yer alan hkmler, dogrudan dogruya Muhammed'in kendi bulusundan baska bir sey degildir! Bu vesile ile bir de sunu belirtelim ki Muhammed, her ne kadar en son Peygamber oldugunu ve Tanri'nin kendisinden sonra peygamber gndermeyecegini sylemekle beraber, criyesi Mariya'dan dogma oglu Ibrahim on sekiz aylik iken ldgu zaman: "Eger (Ibrahim) lmemis olsaydi, sahici bir peygamber olurdu" 14 seklinde konusmustur. ok sevdigi bu oglunun lm zerine bu sekilde konusmasindan anlasilan o'dur ki kendisinden sonra peygamber gelmeyecegine dir sylediklerine kendisi de pek inanmamaktaydi. *
1Bu

hads iin bkz. Ismil b. Muhammed Acln, Kesfu'l Haf ve Muzl'l-Ilbs (Beyrut 1351, Cilt II, sh. 129) Alinti iin bkz. ztrk, age (sh. 13,31)

Buhar'nin Sa'd Ibn-i Eb Vakks'tan rivyetine gre Muhammed, Tebk seferine ikarken Ali'yi Medne'de vekil (kaymakam) birakmis idi. Kendisini cenk eri ve kahraman bilen Ali buna alinmis, Medne'de ocuklar ve kadinlarla birakilmis olmayi kendisine yediremeyip Muhammed'e yakinmisti. Onu yatistirmak iin Muhammed, gemisteki peygamberlerden rnekler almis, Ms'nin ogu zaman Harn'u vekil biraktigini anlatmis ve anlatirken de: "Y Al, Bana nisbetle sen, Ms'ya nisbetle Hrun menzilesinde olmaga rzi olmaz misin? Su kadar ki, benden sonra Peygamber yoktur" demistir. Bkz. Sahih-i... (Cilt X , sh. 418 had^gis no. 1658).

3 4 5

Bu hususta bkz. al-Suyt, al-La'li al-Masmu'a fi'l-ahdis al-mavzu'a (Kahire 1317; sh. 7). Bu alinti'nin Ingilizce evirisi iin bkz. A. Jeffrey, A Reader On Islam, (New York 1980, sh. 333) Bu hads'ler iin bkz. Muhyiddin-i Arab, Fuss l-Hikem (Istanbul Kitapevi 1981, eviren M. N. Gencosman, 5.baski , sh. 226) Bu hususlar iin bkz. Ibn Ishak'in el-Megaz (Paragraf 161) adli yapitina bakiniz. Alinti iin bkz. ztrk, age SH. 31) Arab, age, sh. 226 ve d. Buhar'nin Cbir Ibn-i Abdillh'dan rivyet ettigi bu hads iin bkz: Sahih-i... (Cilt IX, sh. 255 Hads no. 1441). Hads'te "tugla' deyimi gemekle beraber Eb Hreyre'nin rivyeti "kerpi" seklindedir. Bilindigi gibi Msa ile Harun kardes'tirler. Her ikisi de "Peygamber" olmakla beraber Hrun, Kur'n'daki anlatisa gre, Musa'nin yardimcisi rolndedir (rnegin Th sresi, yet 31-36, 42-50, 92-94). Bkz. Sahih-i... (Cilt IX, sh. 186, hads no. 1409; bkz. Cilt IX, sh. 363, Bkz. Cilt X, sh. 418 Hads no. 1658). Bu hususlar Beyzv'nin Tefsr adli yapitinda belirtilmistir. Ayrica bkz. Sahih-i... (Cilt IX, sh. 260) Elmalili H. Yazir, age (Cilt V, sh. 3906) Bu hds'ler iin bkz. Sahih-i... (IX. sh. 256) Ibn Sa'd, Tabakat (1967) (Cilt I, sh. 1569)

7 8

10 11 12 13 14

III) Gemisteki btn peygamberler Muhammed'in gelecegini mjdelemisler, ona uymak ve yardimci olmak hususunda Tanri'ya sz vermisler. Muhammed de, gelmis gemis btn peygamberlerin tasdik edicisi olmus, onlar lehine shid'lik etmis (Bkz. Ali Imrn sresi, yet 81-82; Nis sresi, yet 41).

Kendisini, gemisteki btn peygamberlere stn gstermek zere Muhammed, hem bir yandan btn peygamberlerin kendisinin gelecegini mjdelediklerini, kendisine yardimci olmak hususunda Tanri'ya sz verdiklerini syler, ve hem de onlarin peygamberliklerinin tasdik edicisi oldugunu eklerdi. Bu maksatla Kur'n'a (Al-i Imrn sresi'ne) yerlestirdigi yet'lerden ikisi syle: "Allah peygamberlerden ahid almisti: -And olsun ki size Kitap, hikmet verdim; sizde olani tasdik eden bir peygamber gelecek; ona mutlaka inanacaksiniz ve ona mutlaka yardim edeceksiniz; ikrar edip bu ahdi kabul ettiniz mi?- demisti. (Onlar) -Ikrar ettik- demislerdi de: -Sahid olun, Ben de sizinle berber sahidlerdenim- demisti..." (Bkz. Al-i Imrn sresi, yet 81-82). Grlyor ki Tanri, daha nceki peygamberlerden her birine "Kitab" ve "hikmet" verirken, onlardan Muhammed'in gelecegini mjdelemek zere sz almistir. Onlara demistir ki:

"Size vermis oldugum Kitabi (ki bunlar Tevrat ile Incil'dir) ve hikmeti tasdik edecek olan bir peygamber gelecektir; ona inanmak ve yardimda bulunmak zere bana sz veriyor musunuz?". Tanri'nin bu sorusu zerine peygamberler: "Evet sz veriyoruz!" demisler ve Tanri da onlara: "Sahit olun, Ben de sizinle beraber sahidlerdenim" demistir. Ve iste Islmci'larin aiklamalarina gre bu yet'ler, su iki bakimdan Muhammed'i dnya peygamberleri arasinda essiz bir mevkie sahip kilmistir: Bir kere gemisteki btn Peygamberler Muhammed'in gelecegini mjdelemek, ona inanmak ve yardimda bulunmak zere Tanri ile ahitlesmislerdir, yni O'na sz vermislerdir. Ve bu sz kendi mmetleri adina vermis olduklari iin, bu mmetler (ki Yahudi'ler ve Hiristiyan'lar'dir) Muhammed'e inanmali, onun buyruklarina boyun egmeli ve baskaca bir dine ynelmemelidirler. nk Muhammed'in dini Tanri'nin dinidir: "Artik bundan sonra her kim dnerse iste onlar yoldan ikmislarin ta kendileridir" (Bkz. Al-i Imrn sresi, yet 82). Ve iste yorumculara gre Muhammed, bir kere bu bakimdan diger btn peygamberlere stn oluyor. te yandan Muhammed, yukardaki yet'lere gre btn peygamberlerin tasdik edicisi roln stlenmis olmakta, ve bu bakimindan da kendisini, btn dnya peygamberleri arasinda en yce bir mevkie sahip kilmis bulunmaktadir . nk bu peygamberlerin hepsi, kendilerini tasdik eden Muhamed'e iman eden ve ona yardimci olmak hususunda sz veren kimselerdir. Onlarin peygamberligini tasdik etmek sretiyle Muhammed, onlara nazaran kendisini stn bir duruma ikarmis olmaktadir. Hatt sadece peygamberlere karsi degil, fakat ayni zamanda Tanri'ya karsi da stnlgn vurgulamis olmaktadir. Su bakimdan ki peygamberleri tayin eden Tanri olmakla beraber, Tanri'nin setigi bu peygamberlerin "peygamberliklerini" tasdik eden Muhammed'tir. Sylemeye gerek yoktur ki tasdik yetkisine sahip olmak, bir stnlk ifdesidir. Tanri'nin setigi peygamberleri tasdik etmek sretiyle Muhammed, bu seim ameliyesine deta "mesruiyet" kazandirmis durumundadr. Hani sanki Tanri'nin yaptigi isleri tasdik eden Muhammed'tir.
1

Yine bunun gibi gy Muhammed, btn peygamberler lehine sahid'lik etmek gibi bir stnlge sahip oldugunu anlatmak maksadiyle Kur'n'a su tr yet'ler koymustur: "... Her bir mmetten bir sahid getirdigimiz ve seni de onlara sahit olarak gsterdigimiz zaman halleri ne olacak?..." (Nis sresi, yet 41). Burada geen "Her mmetten bir sahid" deyiminin her mmet'e gnderilen "Peygamberler" anlamina gelmekte ve Muhammed'in de bu gnderilmis olan peygamberlere sahit olarak seildigi bildirilmekte! Yni gy Tanri: "Ey Muhammed! bilir misin ki her mmetten bir sahid getirdigimiz, ve seni de o shidler zerine shid getirdigimiz vakit ..." seklinde konusmustur . Daha baska bir deyimle Tanri, Muhammed'in diger peygamberlere shid'lik edecegini bildirmekle, onlarin Muhammed tarafindan tasdik edilmis olacaklarini bir kez daha belirtmis olmaktadir.
2

*
1

Bu konudaki yorumalr ve aiklamalar iin bkz. Elmalili H. Yazir, age (Cilt II, sh. 1140-1; . R. Dogrul, Tanri Buyrugu, Inkilp Kitab evi, Istanbul 1980, sh. 98; Diynet Vakfi'nin Kur'n evirisi , sh. 59). Yorumlar iin bkz. Elmalili H. Yazir, age (Cilt II, sh. 1355-6). Ayrica Diynet Vakfi'nin Kur'n evirisi'nde, Nis sresi'nin 41ci yeti'nin yorumuna bakiniz.

IV) Gelmis gemis Peygamberlerin en stn, en ycesi, en sereflisi, en faziletlisi, ve en imtiyazlisi oldugunu sylerken, baska "peygamberlere" verilmeyen yetenek ve yetkilerin kendisine verildigini belirterek vnr; baskalari tarafindan da bu sekilde vlmek ister:

Kendisini "son" peygamber olarak tanitan Muhammed, gemisteki peygamberlerin en "stn," en "sereflisi", en "ycesi", en "faziletlisi", en "imtiyazlisi" ve Tanri tarafindan en ok "sevileni" olarak gsterir, ve bu ynleriyle vnrd. rnegin syle derdi:"Ben resllerin (Tanri elilerinin) nderiyim; ben neb'lerin (peygamberlerin) kemlini simgeleyen son nebyim. Kiymet gn ilk sefat edecek olan ve sefati ilk kabul edilecek olan da benim" 1. Bunu sylerken kendisinin biraz yukarda degindigimiz gibi, hem "Resl" ve "Neb" olarak gnderildigini belirtmek ve diger peygamberlere stn bulundugunu anlatmak yaninda bir de Kiymet gn sefaati olmak bakiminan da stn bulundugunu anlatmakisterdi. Fakat bunu da yeterli saymaz, Kiymet gn, btn insanlardan ve btn peygamberlerden stn bir yeri oldugunu anlatmak zere sunu eklerdi: "Kiymet gnnde ns'in (insanlarin) seyyidi (efendisi) benim..." 2 te yandan kendisinden nce gelmis olan peygamberlere bes sey'de stn oldugunu ortaya vururken syle eklerdi: "Benden evvel hi kimseye verilmedik bes sey (hep birden) bana verilmistir: bir aylik yola kadar korku ile mansur oldum. Yer (yz) bana namazgh ve sebeb-i tahret kilindi... Ganim (ganimet'ler)bana hell edildi; halbuki benden evvel kimseye hell edilmemisti. Bana sefat verildi. Bir de (benden evvel) her neb hssatan kendi kavmine ba's olunurken (gnderilirken) ben umm-i nsa (btn insanlara) ba's olundum" 3. Yni gy Tanri, diger peygamberlere yeterince "korkutma" yetkisi vermedigi halde Muhammed'e "bir aylik yola kadar korku salma gc" vermistir; gy diger peygamberlere yeryzn namazgah kilmadigi halde Muhammed'e kilmistir; gy diger peygamberlere ganimet alma hakki tanimadigi halde Muhammed'e bunu hell kilimistir; gy diger peygamberlere sadece kendi kavimleri iin sefaat etme hakki tanidigi halde Muhammed'e btn kavimler iin sefaat etme haki tanimistir; gy diger peygamberleri sadece kendi kavimlerine gndermis oldugu halde Muhammed'i btn insanlara peygamber olarak gndermistir! Her ne kadar Muhammed, baskalarina nazaran stnlgn bu "bes sey" ile sinirlamis gibi grnrse de, genel olarak konusmalarindan bu sayi ile bagli kalmadigi anlasilmaktadir. Su bakimdan ki, bir kere kendisini diger peygamberlerden hi birine layik grlmeyen inyet ve nmetlerle donatilmis gibi gstermis ve bunlarla vnmstr. rnegin Kur'n'a, Isr sresi'ne, yerlestirdigi yet'lere gre gy Tanri onu bir gece "Mescid-i Haram"dan alip "Mescid'i Aksa"ya gtrms, evresini mubarek kilmis ve bir kisim yet'lerin aslini ona gstermistir (K. 17 Isr sresi, yet 1). Yine bunun gibi Necm Sresi'ne koydugu yet'lerle Tanri'nin kendisini, bir baska sefer, gkyznn son noktasindaki bir yere, "Sidret'l- Mnteh denen yere, getirdigini ve orada Cebril'i grms oldugunu sylemistir (K. 53 Necm sresi, yet 13-14). te yandan Kevser Sresi'ne yerlestirdigi yet'lerle Tanri'nin kendisine Cennetlerin en gzel irmagi olan Kevser 'i nmet olmak zere

verdigini bildirmistir (K. 108 Kevser sresi, yet, 1). Her ne kadar Adem Peygamber'e benzemekle vnmek zere: "Insnlar iinde Adem Aleyhisselm'a en ok benzeyen benim..." 4demekle beraber, biraz ilerde belirtecegimiz gibi ona bir ok bakimlardan stn bulundugunu sylemekten geri kalmazdi. te yandan ahlk ve yaradilis bakimindan "Ibrahm Peygamber"in kendisine benzedigini sylemek sretiyle de kendisine vnme payi ikarirdi; syle derdi: "Gerek ahlk ve gerek yaradilis bakimindan bana en ok benzeyen Ibrahim Aleyhisselm'dir " 5 Kendisini diger "peygamber"lere stn imis gibi gstermek iin basvurdugu ustaliklardan bazilari asagida zetlenmistir.
1 2 3 4 5

Drim'nin es-Snen'inden alinti iin bkz. ztrk, age (sh. 123) Buhar'nin Eb Hreyre'den rivyeti iin bkz. Sahih-i..., (Cilt II, sh. 820) Cbir'in rivhayetine dayali bu hads iin bkz. Sahih-i... (Cilt II, sh. 245, hads no. 223) Imam Gazal, Ihy... (Cilt II. sh. 899) Imam Gazel, Ihy, ... (Cilt II, sh. 899)

A) Diger peygamberlerden her birinin sadece kendi kavimlerine gnderildigi hlde kendisinin btn kavimlere (insanliga) gnderildigini ve Peygamber'ler iinde en kalabalik mmet'e sahip oldugunu syler. Yeryznn hazinelerinin anahtarlarinin kendisine verildigini ve kendi mmetinin, mmet'lerin en hayirlisi oldugunu bildirir. Kendi mmetinin gemisteki cezlarinin hafifletildigini, ve bazi cezlarinin da kaldirildigini ve kendisinden baska hi bir Peygamber'e bu imtiyazlarin verilmedigini syliyerek vunr.

Baska vesilelerle de belirttigimiz gibi Muhammed ilk baslarda kendisinin sadece Arap kavmine, hatt Arap kavmi iinde sadece Mekke ve evresinde bulunan Arap'lara gnderilmis oldugunu sylemistir. Kur'n'a koydugu yet'lerden bunun byle oldugu aikca ortadadir. rnegin Kur'n'a, Sra sresi'ne, koydugu su yet bunun kanitidir: "Ey Muhammed, bylece... Mekke'de ve evresinde bulunanlari uyarman... iin sana Arapa okunan kitab vahyettik" (K. 42 Sr 8).

Yine bunun gibi Fussilet Sresi'ne koydugu su yetle kendi mensup bulundugu Arap kavmini uyarmak iin gnderildigini anlatmak istemistir: "(Ey Muhammed!) Bu, Arapa bilen bir milleti uyarman iin... yet'leri Arapa aiklanmis olarak Allah katindan indirilmistir. (K. 41 Fussilet 2-5). te yandan Kasas Sresi'nde yine Arap kavmi iin gnderildigini su sekilde belirtmistir: "Senden nce kendilerine uyarici gelmeyen bir milleti uyarman iin... gnderildin" (K. 28 Kasas 46). Buna benzer daha nice yet'leri ve hads'leri siralamak mmkn1. Mekke'de peygamberligini iln edipte Medne'ye hicret edecegi tarihe gelinceye kadar, yni 10 ya da 13 yillik sre boyunca kendisini hep bu sekilde sadece Arap kavmine gnderilmis bir peygamber olarak tanitmistir. Fakat Medne'ye geipte etecilik ya da savaslar sayesinde biraz glenmeye basladiktan sonra, kendisini Yahudilere ve Hiristiyanlara peygamber olarak kabul ettirme sevdasina kapilmis ve bu andan itibaren sadece Arap'lara degil fakat btn kavim'lere, btn insanlara gnderilmis peygamber roln stlenmistir. Cbir b. Abdu'llh'in rivyetine dayali bir hads'inde syle der: "(Benden evvel) her (peygamber) zellikle kendi kavmine (peygamber olarak) gnderilmisken, ben btn mmetlere peygamber olundum" 2. Yine ayni sekilde olmak zere Musned-i Ahmeb b. Hanbel'deki bir hads'e gre syle demistir: "Bana arzin anahtarlari verildi. Ahmed tesmiye olundum. mmetim de mmetlerin en hayirlisi kilindi"3 . te yandan kendi mmet'inin gemisteki tm cezlarinin hafifletildigine, "hat" ile "nisyan" cezsinin kaldirildigina dir hkmlerin sadece kendisine gnderildigini, ve bu tr hkmlerin kendisinden nce hi kimseye verilmedigi gibi kendisinden sonra da hi kimseye verilmeyecegini syliyerek vnmstr4. Ancak ne var ki, kendi meti'nin gemisteki gnahlarinin afedildigini sylerken: "Islm kendisinden evvel vki olmus crmlerin hkmn ibtl eder" seklindeki anlayisi yerlestirmis olmaktaydi. Oysa byle bir anlayis'dan vnme payi ikarilamazdi, nk bu, islenmis crmlerin cezsiz brakilmasi sonucunu dogurur ki, adlet ve hukuk duygusu ile bagdasamaz Fakat her ne olursa olsun durum su ki, nceleri Arap kavmine, Arapca Kur'n ile gnderildigini syliyerek vnrken, daha sonra diger kavimlere de peygamber olarak seildigini syliyerek, vnme telasi ierisinde, adhalet ve hukuk ilkelerine ters dsmekten kainmamistir. Yine kendi sylemesine gre, btn peygamberler ierisinde en kalabalik mmet'e sahip olan kendisidir. Diger peygamberlerin birer, ikiser ya da otuzar, kirkar mmeti oldugu halde kendisinin sinirsiz denecek kadar ok meti vardir 5 . Byle olmasinin nedeni de kendisine Kur'n'in verilmis olmasidir6. Bu konudaki vnmesini Muhammed, hani sanki Tanri'nin tahtinda oturmus konusuyormus gibi, syle dile getirir: "Bana btn mmetler arzolunup gnderildi: Bir, iki peygamber yanlarinda onar, yirmiser, otuzar, kirkar mmetleriyle berber nmden gemege basladilar. Bir peygamber de yaninda bir tek mmeti bile olmaksizin geti. En sonu uzaktan byk bir karalti gsterildi. -Bu (kesf) karalti nedir? Bu benim mmetim midir?- diye sordum. -Bu Ms peygamberle kavmidir- diye cevab verildi, sonra bana: - Ufka bak! denildi. Bakinca ufku dolduran sevd-i a'zmi grdm. Sonra bana: -Sen ufuklarinin surasina ve bu tarafina da bak!- denildi. Bir de ne greyim! Bir sevd-i a'zm bastanbasa ufku kaplamisti. Bana: -Bu senin mmetindir. Bunlardan yetmisbin kisi hesba ekilmeksizin Cennet'e girecektir- denildi..." . Grlyor ki, Muhammed'in sylemesine gre, diger peygamberler ierisinde en kalabalik kavm'e sahip olan Ms'dir; fakat Tanri, Ms'nin kavminden ok daha fazlasini Muhammed'e vermistir.
7 8

Dikkat edilecegi gibi Muhammed, yukardaki szleriyle kendisini, sadece en kalabalik

mmet'e sahip peygamber olarak tanitmakla kalmamis, fakat bir de kendi mmet'i ierisinde yetmis bin kisinin hesaba ekilmeden Cennet'e alinacaklarini, oysa baska peygamberlerin kavimleri iin byle bir olasilik saglanmadigini bildirmeyi de ayrica bir vg vesilesi yapmistir. Hatt bu vnmesini biraz daha ileri gtrmek zere sunu eklemistir ki, zin, hirsizlik, ya da iki imek vs... gibi gnahlari isleyen mu'minlerin hepsi (sirk kosmadan lmek sartiyle) dogruca Cennet'e gideceklerdir .
9

Muhammed'in bu szlerinde, vg vesilesi yapilacak hi bir yn bulunamdigini belirtmek, bilmem gerekir mi? nk yetmis bin kisinin hesaba ekilmeden (ya da cinyet, zin, hirsizlik vs... gibi en agir, en rezil sulari isleyenlerin, Tanri'ya es kosmiyarak lmeleri halinde) Cennet'e alinmalari demek, adlet ve hukuk ilkelerini ignemek demektir .
10

Btn bunlardan gayri bir de Muhammed'in vnmelerinden anlamaktayiz ki Tanri, sirf en son ve en sevgili Peygamberi'nin hatiri ugruna olmak zere, mslmanlardan biri ldg vakit, onun yerine Yahudi'lerden ya da Hiristiyan'lardan birini mutlaka Cehennem'e atip kizgin ateslerde yakacaktir. Gerekten de Mslim'in, Eb Brde'den rivyetine gre Muhammed'in sylemesi aynen syle: "Mslman bir adam ldg vakit, Allahu Tel onun yerine Yahudi ve Hiristiyanlardan birini Cehennem'e kor".
11

1 2

Bu konuda benim Arap Milliyetiligi ve Trkler adli kitabima bakiniz. "Bir de (benden evvel) her neb hssaten kendi kavmine ba's olunruken, ben umm-i nsa ba's olundum". Bkz. Sahih-i... (Cilt II, sh. 245-6, hads no. 223) Ahmed b, Hanbel'in Msned'inden. Nesei'deki rivyete gre Muhammed syle diyor: "Bir de Ars-i Rahmnin altindaki bir hezneden Sre-i Bakare'nin sonundaki su yat-i kerime bana verildi ki, benden evvel hibir kimseye verilmedigi gibi, benden sonra da kimseye verilmeyecektir". Bu alinti iin bkz. Sahih-i... (Cilt II, sh. 246) Sahih-i..., (Cilt XII, sh. 82 ve d. Hads no. 1926) Sahih-i..., (Cilt XI, sh. 226, hads no. 1764) "Sevd" szcg "Ulu kalabalik" ya da "Ulu kent" anlaminda olmak zere burada "son derece byk ulu bir halk klalabaligi" demek oluyor. Buhar'nin Ibn-i Abbs'tan rivyeti iin Bkz. Sahih-i... (Cilt XII, sh. 82 ve d. Hads no. 1926). Bu hads iin ayrica bkz. Imm Gazal, Ihyu... (Cilt IV, sh. 996). Bu konuda Buhar'nin Kitab-i Libas'inda yer alan hads'ler iin bkz. Sahih-i... (Cilt IV, sh. 268 Islm kaynak'larina gre Muhammed, yetmis bin kisi arasinda yer alacak olanlarin "by yapmayanlar", "ugursuz gzle bakmiyanlar", "Sif'nin Sadece Allah'tan olduguna inananlar" ve her seyi Allah'in kendilerine takdir ettigi kaderde bulanlar olacagini anlatmak zere syle demistir: "Cennet'e hesapsiz

3 4

5 6 7

10

girecek m'minler efsun etmiyenler, tese'm eylemiyenler, sifnin (Allah'tan olduguna inanip) keyden olduguna inanmiyanlar ve her hususta Allah'a tevekkl edenlerdir" . Buhar'nin Ibn-i Abbs'tan rivyeti iin bkz. Sahih-i... (Cilt XII, sh. 82-83, hads no. 1926)
11

Bu hads iin bkz. Imm Gazal, Ihyu... (Cilt IV, sh. 997)

B) Tanri tarafindan kendisine "En byk hrika" olmak zere Kur'n'in verildigini, ve bu bakimdan da "peygamber"lerin en ycesi olarak seildigini syliyerek vnr:

Diger btn peygamberlere nazaran "stnlgn" ve "yceligini" kanitlamak maksadiyle Muhammed, Kur'n'in kendisine "bir hrika", ve "bir "m'cze" olarak verildigini sylemis, syle demistir: "Hi sphesiz ki bana ihsn buyurulan (en byk) hrika, Allah'in bana vahyettigi Kur'n (muczesi)dir. Umarim ki ben, kiymet gn btn peygamberlerin en ok mmetlisi bulunayim" 1. Bu szlerden anlasilan o'dur ki, her ne kadar br peygamberlere de bir takim mu'czeler verilmis olmakla beraber Muhammed'e verilen Kur'n bu mu'czelerin en bygdr; nk gy br peygamberlerin mu'czeleri onlarin yasami ile sinirli kalmistir; "onlar munkariz olunca mu'czeleri de munkariz olmustur". Oysa ki gy Muhammed'e verilen Kur'n mu'czesi, kiymet gnne kadar srp gidecektir 2. Ancak ne var ki bu szleri sylerken Muhammed, Ku'rn'in esasen Tanri nezdindeki "Levh-i Mahfuzda" (yni "Ana ve Temel Kitabta") yazili olarak hazir bulunduguna 3, ve daha nceki peygamberlere (rnegin Ms'ya) Tevrat (ve Isa'ya) Incil seklinde verildigine 4 ve stelik de "Tevrat"in ve "Incil"in onaylayicisi" olarak gnderildigine 5 dir sylediklerini unutmusa benzer .
6

te yandan Kur'n'in eliskilerle, tutarsizliklarla, akli dislamalarla, bilimsellige, insan hak ve zgrlklerine aykiriliklarla dolu bir kitab oldugu dsnlecek olursa, bu kitabin "mcize" olmak zere verildigi hususunda Muhammed'in bu yukardaki vnmesinde ne derece bir gerek yattigi sorgulanmak gerekmez mi?
1 2

Buhar'nin Eb Hreyre'den rivyeti iin bkz. Sahih-i... (Cilt XI. sh. 226, hds no. 1764) Bu konudaki hads'ler iin bkz. Sahih-i... (Cilt XI. sh. 228)

Kur'n'in "Lavh-i Mahuz" 'da sbit bulunduguna dir yetler iin bkz. 85 Buruc 21-22> Sakli bir kitab'dan gnderildigine dair yet'ler iin bkz. 56 Vakia 77-80. Ana Kitab'da mevcut bulunduguna dir yet'ler iin bkz. 43 Zuhruf 4 Bkz. Hd Sresi 17; Kehf Sresi 107-108 Kur'n'in hem Tevrat'in ve hem de Incil'in onaylayicisi oldugu hususunda yet'ler oktur. rnegin Bakara Sresi: 41, 91,97, 101. Mide Sresi: 48. En'm Sresi 92. Bu konuda benim "Islm'a Gre Diger Dinler" adli kitabima bakiniz.

4 5

V) Kendisinin "Peygamber"ligine inanmis olarak du edenlerin "Islm fitrati ve yaradilisi zerine lms olacaklarini" syleyerek, ve bu bakimdan da diger peygamberlerden farkli bir durumu oldugunu belirleyerek vnr.

Rivyete gre Muhammed, gece yatagina girince sag tarafina yatar, sag elini sag yanaginin altina kor ve: "Allh'im senin adini anarak lrm ve dirilirim (uyurum, uyanirim)" der, uyaninca da: "O Allh'a hamd ederim ki beni ldkten sonra dirilten O'dur. ldkten sonra dirilmemiz de O'na itdir" 1 diye tekrar du ederdi. Bazan da du'si syle olurdu: "Allh'im Kendimi Sana teslm ettim, yzm Sana evirdim, isimi Sana ismarladim, Sana i'timd ettim. Sen'i dilerim ve Sen'den korkarim. Sen'den baska siginacak (Mahm) Sen'den baska kurtaracak (halskr) yoktur; hals ve himye ancak sana idtir. Allh'im indirdigin Kitabi'na inandim ve gnderdigin Peygamberi'ne mn ettim" 2 Grlyor ki Muhammed, du ederken, "peygamber" olarak gnderildigine kendisinin de inandigini sylemekte: hani sanki bundan sphesi varmis gibi! Fakat asil maksadi vnmek ve kendisini baskalarina bu sekilde vdrtmektir. nk bu yukardaki du'yi o, mslman kisilere yaptirtmak iin syle derdi: "Bir kimse, bu kelimeleri okur da, sonra o gece iinde lrse, o kimse Islm fitrati ve yaradilisi zerine lr" 3. Daha baska bir deyimle halki suna inandirmis idi ki, kendisinin peygamber olduguna dir yukardaki satirlari, du seklinde tekrar ederek len bir kimse, tam bir mslman olarak dogruca Cennet'e gidecektir. Onlara bunu mjdelemis olmayi, kendisi iin bir vg vesilesi bilirdi.
1 2

Sahih-i...(Cilt XII, sh. 338, H. no. 2144) Sahih-i... (Cilt XII, sh. 339, H. no. 2145)

Sahih-i..., (Cilt XII, sh. 339)

VI) Cehennem'in tam ortasina kurulan Sirat kprs'nn stnden mmetini en evvel geirecek olan "peygamber"in kendisi oldugunu syliyerek, ve 70 bin kisiyi hesap vermeden Sirat'tan geirtecegini ekliyerek vnr!

Muhammed'in sylemesine gre Kiymet gnnde insanlar bir araya toplanacaklar (hasronulacaklar) ve orada kirk yil boyunca gzlerini semya dikmis olarak bekleyeceklerdir. Daha sonra Tanri onlara: "Her kim her neye tapiyor idiyse onun ardina dssn" diye emredecektir. Bunu zerine kimileri gnes'in, kimileri Kamer'in, kimileri tgut'larin (seytan'larin) ardina dsp gidecekler, ve geriye sadece Muhammed'in mmet'i kalacaktir (hem de munfiklar ilerinde olmak zere)! Bunun zerine Tanri onlara farkli bir kilikta grnp: "Ben sizin Rabbinizim" diyecek, fakat onlar O'nu tanimadiklari iin: "(Senden Allah'a siginiriz) Rabbimiz gelinceye kadar bizim yerimiz burasidir... Rabbimiz bize geldiginde biz O'nu taniriz" diyeceklerdir. Bu sefer Tanri onlara, onlarin taniyabilecegi kilikta grnerek: "Ben Rabbinizim" diyecek ve hepsini sirat kprsnden gemege agiracaktir. Ve sonra Cehennem'in tam ortasina, kilitan keskin, kildan ince bir Sirt (yni kpr) kurulacaktir. Ve iste bu kprnn zerinden mmetini en evvel geirecek olan Muhammed olacaktir. Sirat'in basina geldiklerinde Tanri, her m'min ve m'mine'ye ve her bir munafik'a bir nr verecek ve onlar Sirt'in yokus kismini aip da dzlk yerine geldiklerinde munafik'larin elinden nurlarini alacaktir1. Daha sonra Sirt'dan geis baslayacaktir; yetmis bin kisi olan ilk zmre hi hesap vermeden geip kurtulacaklardir. Digerleri, gnah durumlarina gre isleme tbi tutulacaklardir. Tanri'nin diledigi kimseler yakalanip atese atilacaklardir. Daha sonra Yahudiler ve Hiristiyanlar agirilip kendilerine: "Siz kime tapardiniz?" diye sorulacaktir. Yahudi'ler Uzeyr'e, Hiristiyan'lar ise Allah'in oglu Mesh'e (Isa'ya) taptiklarini syleyecekler, bylece Tanri'ya es kosmus olduklarini belli edeceklerdir. Bu kez onlara, Tanri'nin hi bir es, hi bir ogul edinmedigi sylenecek ve "Simdi syleyiniz, istediginiz nedir?" diye sorulacaktir. Onlar susadiklarini syliyeceklerdir. Onlara su basina gelmeleri bildirilecektir; fakat su basi denilen yer Cehennem'in kendisidir. Hepsi de Cehennem'e dkleceklerdir. Ve sonra Tanri Cehennem'e soracaktir: "Doldun mu (Ey Cehennem!)?". Bunun zerine Cehennem: "Daha var mi?" diye Tanrzi'nin sorusunu yanitlayacaktir. Bu yanit zerine Tanri, daha fazla kfiri ates'e atarak Cehennemi doldurmaga alisacaktir (K. Secde sresi, yet 13; Hd sresi, yet 118-119; Kf sresi, yet 30, vs...) .
2

1 2

Sahih-i... (Cilt II, sh. 822 ve d.) Bu konudaki had'sler iin bkz. Sahih-i... (Cilt II, sh. 825-6). Ayrica benim "Kur'nb'in Elestirisi" adi kitabima

bakiniz.

VII) Btn mmet'lere safat'ta bulunma hakkinin, sadece kendisine verildigini, diger peygamber'lere byle bir hak'kin taninmadigini sylemekle vnr:

Tanri'nin en sevgili peygamberi oldugunu ve her istedigi seyin Tanri tarafindan derhal yerine getirildigini sylerken Muhammed, bir de btn mmet'lere Cennet'te sefati olma imtiyazinin kendisine tanindigini syler ve bununla vnrd. Bu konudaki vnmelerinin hikyesi genellikle Eb Hreyre ya da Enes Ibn-i Mlik gibi en saglam kaynaklara dayali bulundugu iin Islm dnysi tarafindan mutlak gerek olarak benimsenir. Muhammed'in sylemesine gre, Tanri, btn mmet'lere "sefat" etme hak ve yetkisini sadece kendisine tanimistir ve sadece kendisinin istegi zerine insanlari Cennet'e ya da Cehennem'e koyacaktir: hem de her istegini yapmaga hazir ve rzi oldugunu belirterek; nk gy Tanri syle konusmustur: "Ey Muhammed! ne istersen syle, szn dinlenecektir. Benden ne dilersen dile, yeterki iste, mutlaka verilecektir, sef'at et, sef'atin de, mutlaka kabl olunacaktir". Yer yzndeki btn mmetlere "sefat" konusunda Tanri'nin kendisine hak ve imtiyazlar tanidigini anlatmak zere Muhammed syle konusmustur: "Umum beseriyete sef'at bana ihsn olunmustur. Rabbimden msade isteyeyim, diyecegim. Rabbimden istedigim ms'ade olunacak ve bana... bir takim hamd senlar ilhm olunacak ...(ve) Cenb-i Hakk'a secdeye kapanacagim. Sonra bana Allahu Tel - <Y Muhammed! Basini secdeden kaldir, hem (ne istersen) syle szn dinlenecek (ne dilersen) iste verilecektir, sef'at et, sef'atin de kabl olunacaktir>- buyuracak, ben de artik -Y Rab! mmetimi, mmetimi- diye niyaz edecegim..." 1 Yine ayni kaynaklarin rivyetlerine gre Muhammed, Kiymet gn ne sekilde sef'at edecegini su sekilde belli etmistir: "Kiymet gn hull ettiginde (Umm srette) ben sef'at ederim. Bunun zerine ben: -<Y Rabb! Gnlnde hardal dnesi kadar mni olanlari Cennet'e koy>- diye niyaz ederim, bunlar Cennet'e girerler. Sonra ben -<Y Rabb! Hardan dnesinden az mni olanlari da koy>- diye sef'at ederim..."2. Grlyor ki Muhammed kendisini, insanlara sefat hususunda Tanri'nin grevlendirdigi bir kimse olmaktan da te'de, deta Tanri'ya: "Sunu Cennet'e al, bunu Cehennem'den ikar" diye emir verir durumda gstermektedir. Yni vnme ihtiyaci ierisinde kendisini, hani sanki Tanri'nin da stnde grr gibidir; nasil ki Kur'n'a koydugu yet'lerle "Allah ve melekleri, Peygamber'e (Muhammed'e) ok salevt getirirler..." (K. Ahzb sresi, yet 56) diyerek bu stnlgn kanitlamaga alisti ise! Bu hususu ilerde ayrica incelemek zere simdilik konumuza devamla Muhammed'in, insanlara sefat hususunda diger peygamberlere oranla kendisini nasil stn buldugunu zetleyelim: Muhammed'in sylemesine gre Kiymet gnnde btn insanlar Tanri nezdinde kendilerine sef'ati bulmak iin peygamber arayacaklardir; ararlarkende Adem'den itibaren gelmis gemis btn peygamberlere (rnegin Nh'a, Ibrahim'e, Ishak'a, Ms'ya,

Davud'a, Sleyman'a vs... ve nihyet Is'ya) basvuracaklar, fakat bu peygamberlerden hi biri bu isi zerine almayacaktir. Gy bu peygamberlerden her biri syle diyecektir: "Benden baska bir sefati bulun, Muhammed'e basvurun". nk gy her biri esitli nedenlerle gnhkar durumda bulunduklarindan, kendilerini bu ise layik grmeyeceklerdir. rnegin Adem: "Ben yasak meyve'den yedim, Tanri'ya karsi asi'lik ettim, sef'at edemem; kendinize baska bir sef'ati bulun" diyecektir. Yine ayni sekilde Nh peygamber: "Ben Tanri'ya karsi kusurluyum, sizlere sef'ati olamam, Ibrahim'e gidin belki o olur" diyecek, Ibrahim ise: "Ben Tanri'ya yalan syledim, gnhkarim, sizlere sef'at edemem, baskasina gidin" diyecektir. Ms syle diyecektir: "Ben istemeyerek adam ldrdm, gnhkarim, sizlere sef'ati olamam". Sira Is'ya geldikte o, her hangi bir gnh zikretmeden bu isi yapamayacagini bildirecek ve kendisine sef'at iin basvuranlara Muhammed'e gitmelerini syleyecektir. Bylece gemisteki btn peygamberler, Tanri nezdinde sef'at iin kendilerine basvuran insanlari Muhammed'e havale etmis olacaklardir. nk Muhammed (tabii, Muhammed'in kendi sylemesine gre) gnahsiz olan tek peygamberdir! Bunun zerine btn insanlar Muhammed'e gidecekler ve: "Y Muhammed! Sen Allah'in peygamberisin ve (peygamberlerin) sonuncususun... (Tanri'ya) hakkimizda sef'at et; gryorsun ki elem ve iztirab iindeyiz" diye yalvaracaklar, ve bunun zerine Muhammed onlara sef'ati olacaktir3. Sef'ati oldugu iindir ki Tanri, Muhammed'in isteklerini yerine getirecek ve onun istedigi kisileri cennet'e alacaktir. Ancak ne var ki Muhammed, sefat'te bulunmak iin kendi yararina olmak zere bir sart ngrmstr ki o da kisilerin kendisini yceltici sekilde du etmeleridir; daha dogrusu kendisine "tasliye"de bulunmalari ve "vesle" dilemeleridir. "Tasliye" szcg, Muhammed iin "Sallallah aleyh ve sellem" dusini okumak anlamina gelir ki Muhammed'i yceltme amacina dayalidir. "Vesle" szcg ise, her ne kadar szlklerde "Bir byge yaklasmaya sebeb olacak sey" demek ise de, Muhammed'in kullandigi sekliyle "Cennet'te bir menzil" anlamina alinmistir; yni kisiler Tanri'dan, Muhammed'i byle bir menzile eristirmesi iin du edeceklerdir. Ve iste "Sallallah aleyh ve sellem" szleriyle Muhammed'i ycelten, ve Cennet'teki o emsalsiz menzile Muhammed'den baska hi bir kulun lyik olmadigina dir du eden m'minler, Muhammed'in sefatini hak etmis olacaklardir. Kiymet gn Muhammed bu m'minlerin Cennet'e alinmalari hususunda Tanri indinde sefati olacaktir. Bunun byle oldugunu anlatmak zere Muhammed syle diyor: "(Ezan okunduktan) Sonra bana salt selm getirin. Zir her kim bana tasliye ederse ondan dolayi Allhu Tel ona on kere tasliye buyurur. Sonra benim iin Allah'tan vesleyi dileyin, nk o, Cennet'te bir menzildir ki, ibdllahtan yalniz bir kuldan baskasina lyik olmaz. Umarim ki o kul ben olayim. yle ise benim iin vesleyi her kim Allhah'tan dilerse sefati hak eder." 4 Grlyor ki Muhammed, Cennet'te bir menzil oldugunu ve bu menzil'in bir tek kul'dan baskasina lyik olmadigini bildiriyor ve kendisinin bu menzil'e erisebilmesi iin, mslman kisilerden du bekliyor ve bu du'yi yapanlar hakkinda sefat edecegini belirtiyor. Pek gzel ama, Muhammed'in her istedigi seyi yapmaga hazir oldugunu bildiren bir Tanri, sevgili Peygamberi'ni Cennet'teki o menzil'e yerlestirmek iin, neden m'minlerin du etmelerine ihtiya duysun? te yandan bir de su var ki Muhammed, kendisi iin magfiret dileginde bulunacak ve yukardaki sekilde du edecek olan kimseleri Cennet'e sokacagina dir sz verirken bu kimselerin gunhkar olup olmamalarina aldiris etmemistir. Daha baska bir deyimle, su islemis (rnegin adam ldrms, zin etmis, hirsizlik yapmis) olsalar dahi sirf mslmanligi kabul etmislerdir, ve kendisi iin du etmislerdir diye Cennet'e sokma yolunu seiyor. Ilgin bir rnek syle:

Eb Serru Ukbe b. Hris el-Kures diye bilinen bir msrik kisi, Bedir savasindan sonra intikam almak maksadiyle Mekke civrinda Hubeyb b. Adiyy adinda bir mslmani ldrr. Fakat daha sonra, Mekke'nin fethi gn (ya da az nce) mslman olur ve savaslardan birinde sehid dser. Her ne kadar adam ldrms olmakla byk bir su islemis sayilirsa da, Muhammed onun dogruca Cennet'e gittigini syler, nk ok nceleri, daha dogrusu Uhud savasi'ndan sonra yerlestirdig bir hkme gre, Islm'in: "kendisinden evvel vki olms crmlerin hkmn ibtl edecegini" bildirmistir. Bu konuda Eb Hreyre'nin rivyeti syle: Muhammed "Allah iki kisiyi rizsiyle karsilar. Ki onlar, biri obrn ldrp Cennet'e giren iki kimsedir" diye konustugunda kendisine: "Y Resla'llh! Hem ldren, hem de len ikisi birden nasil Cennet'e girer?" diye sorulur. Bu soruya Muhammed syle yanit verir: "Su (mslman) Allah yolunda arpisarak sehid dser (de Cennet'e girer). Sonra Allah ldrene hidyet eder (o da mslman olur. Allah yolunda cihd eder). O da sehid dser" 5. Sylemege gerek yoktur ki her ne sekilde ve ne sebeble olursa olsun, mslman olan kisi, yukarda degindigimiz gibi Muhammed iin Tanri'dan sefat dileyecektir. Bu itibarla adam ldrme gibi bir su islemis olsa dahi suunun bagislanip Cennet'e alinmasi "dogal!" sayilacaktir. te yandan Muhammed, sadece kisileri Cennet'e sokmak hususunda degil fakat Cehennem'e atilmis olanlari oradan ikarmak hususunda da sef'at'te bulunmak gibi bir imtiyazla donatildigini sylemistir; syle diyor: "(Bana) -<haydi git gnlnde arpa dnesi kadar mni olan mslmanlari Cehennem'den ikar>- denilecek... ben de gidip vazifemi if edecegim. (Sonra yine bana) -< haydi git, hardl dnesine yakin miktarda, azin azi mni olan kimseleri Cehennem'den ikar>- denilir. Ben de gidip onlari ikaririm" 6 . Dikkat edilecek olursa Muhammed, su islemis olan kisileri Cennet'e aldirirken, ya da Cehennem'e atilmis bulunan kisileri oradan ikartirken, onlarin sululuk durumuna aldiris etmemekte, sadece kendisi iin "magfiret" dileyip dilemediklerine, ya da gnllerinde "arpa dnesi" kadar imn bulunup, bulunmadigina bakmaktadir. Yni dinsel'ligi adlet anlayisinin nne almaktadir, ki bunu Tanri'nin yceligi fikriyle bagdastirmak gtr.
1 2 3

Enes'in rivyeti iin bkz. Sahih-i ... (Cilt XII, sh. 425 ve d. Hads no. 2187) Enes'in rivyeti iin bkz. Sahih-i... (Cilt XII, sh. 425-5, H. no. 2186) Bu konudaki Eb Hreyre hads' iin bkz. Sahih-i... (Cilt XI, sh. 52-53, 120); Enes Ibn-i Mlik'in rivyeti iin bkz. Sahih-i... (Cilt XII, sh. 425 ve d. , Hads no. 2186, 2187) Buhar'nin Cbir b. Abdullh'dan , ve Mslim'in Abdullh b. Amr b. el-As'dan rivyetleri iin bkz. Sahihi..., (Cilt II, sh. 571 ve d. Hads no. 365) Eb^ Hreyre'nin rivyeti iin bkz. Sahih-i... (Cilt VIII, sh. 283, hads no. 1192) Enes'in rivyeti iin bkz. Sahih-i... (Cilt XII, sh. 428 . H. no. 2187)

5 6

VIII) Diger peygamberlerden farkli olarak sirf kendisine zg olmak zere ggsnn Tanri tarafindan atirilarak iine peygamberlik mhrnn vuruldugunu syliyerek vnr (K. 94 Insirh sresi, yet 1):

Kur'n'in 94.c sresi'nin basligi "el-Insirh"tir, ki "ferah'lik", "aiklik", "genislik", "sevinlilik" anlamlarina gelir. Sre'ye bu basligin verilmesinin nedeni, Tanri'nin gy Muhammed'i peygamberlige hazirlamak zere kalbini genisletip ferah'a eristirmis olduguna dir yet'leri iermesidir. Gerekten de sre'de syle yazili: "Ey Reslm! Senin ggsn aip genisletmedik mi? ... Senin snini ve nn yceltmedik mi?..." (K. 94 Insirh sresi, 1, 3). Daha baska bir deyimle Tanri, sirf Muhammed'in "saadeti" iin, onun ggsn aip nefesine genislik, kalbine ferahlik verdigini bildirmekte. Islm kaynaklarina gre, yet'le ilgili hikye syle: Muhammed'in henz kck bir ocuk iken ve stninesi Halime'nin yaninda bulundugu bir sirada Tanri, Karakus trnden iki kus'a emreder1: Muhammed'in yanina gidip kalbini yarmalarini ve iine peygamberlik mhrn vurmalarini ister. Karakus'lar, emir geregince kalkip Muhammed'i bulurlar, ggsn aip, iinden kalbini ikartirlar ve yararlar. Sonra kalbin iindeki iki damla siyah pihtiyi ayirtip, nce kar suyu ve sonra da ilik su ile ggsn yikarlar, ve yikadiktan sonra kalbin iine "sekinet" (yni "i huzuru") serpistirirler. Bu isi bitirdikten sonra ggsn dikerler ve nihyet peygamberlik mhr ile mhrlerler. Btn bu islerden sonra gidip Tanri'yi olup bitenlerden haberdar ederler. Ve iste Kur'n'daki: "Ey Reslm! Senin ggsn aip genisletmedik mi?..." (K. 94 Insirh 1) seklindeki yet bunu anlatmak iin konmustur. Buhar, Mslm, ve Tirmiz gibi kaynaklarda yer alan verilere gre Muhammed syle konusmus oluyor: "Ben Beyt'in yaninda uyur uyanik arasi bir halde iken, iinde zemzem suyu bir altin tasla bana gelindi de sadrim (ggsm) suraya ve suraya kadar serh edildi (yarilarak aildi) ... Derken kalbim ikarildi da zemzem suyu ile yikandi, sonra yerine ide edildi, sonr iyman ve hikmet dolduruldu, sonra burak (Muhammed'in binegi) getirildi, onun zerine Cibril aleyhisselm ile beraber gittim, t Semai Dnya'ya vardik..."
2

Her ne kadar Islmcilar, Muhammed'in szlerine dayali olarak bu olayi mu'cze diye kabul ederlerse de yalandir. Gerek sudur ki btn bunlar, Muhammed'in, "ulu" ve "stn" grnmek zere ortaya vurdugu ve inan seklinde taraftarlarina kabul ettirdigi seylerdir.

Bazi yorumcular bunun "Karakus" degil fakat "Cibril" oldugunu sylerler. mer Riza Dogrul evirisine bakiniz. Elmalili H. Yazir, age (Cilt VIII, sh. 5914 ve d.)

IX) Korku salmak hususunda da diger bt insanlardan (ve peygamberlerden) stn yaratildigini syler: "Benden evvel hibir kimseye verilmedik bes sey (hep birden) bana verilmistir: Bir aylik bir yola kadar (dsmanlarimin kalbine) korku (salmak) ile mansr olundum..." diyerek vnr.

Korku salmanin ve siddet uslleriyle is grmenin bir "meziyet" mi, yoksa "nakise" mi, oldugu, ok eski aglardan beri tartisilagelen bir konudur. Budha, ya da Is gibi din koyucular, korku ile verilen din'in iyi bir sey olmadigina inanmislarken Musa ya da Muhammed gibi din liderleri, farkli bir tutuma ynelik grnmslerdir. Tevrat'in Sayilar adli kitabi, Musa'nin etrafa korku ve dehset saan davranislarina rnek olaylarla doludur. Muhammed'e gelince, o, her hususta oldugu gibi korku salmak bakimindan da Tanri'nin kendisine, diger btn insanlardan (dolayisiyle diger btn peygamberlerden) farkli olarak, stnlk sagladigini sylerdi. Buhar'nin, Cbir b. Abdu'llh'tan rivyetine gre Muhammed, kendisinden baska hi bir kimseye verilmedik bes seyden sz ederken, bu bes sey'den birinin korku salmak odlugunu anlatmak zere syle derdi: "Benden evvel hibir kimseye verilmedik bes sey (hep birden) bana verilmistir: Bir aylik bir yola kadar (dsmanlarimin kalbine) korku (salmak) ile mansr olundum..." 1. Grlyor ki Muhammed, "bir aylik" yol mesafesini kistas edinip, bu mesafe ierisinde bulunan dsmanlarini korkutabilme gc ile donatildigini sylemekte ve bunu, diger btn insanlara ve peygamberlere karsi bir stnlk saymaktadir! "Neden bir aylik yol" diye sorulacak olursa bunun cevabini, yeryz cografyasi hakkinda fazla bilgiye sahip olmamasinda aramak gerekir. Kendisine en uzakta bulunan dsmanlarinin en ok bir aylik mesafede bulundugunu ve bunun tesinde artik gidilecek yer olmadigini dsnms olmalidir ki yukardaki sekilde konusmustur. Bununla beraber Islmcilar, Muhammed'in bilgi kitligi ierisinde bulunmadigini syliyerek "Bir aylik" deyimin "nkte" oldugu grsne sarilirlar, ki yalandir2. *
1

Sahih-i... (Cilt II, sh. 245, hads no. 223) . Baska hibir insana verilmeyip de sadece kendisine verilen diger drt sey, kitabimizin diger kisimlarinda aiklanmistir ki bunlar, yer yznn sadece Muhammed'e namazgh kilindigi, ganimet almanin sadece ona hell kilindigi, sefat'in sadece ona verildigi, ve sadece onun btn kavimlere peygamber olarak gnderildigidir. Sahih-i... (Cilt II, sh. 245 Not. 2)

X) cret karsiliginda is grmedigini syliyerek vnmekle beraber, apulculuk yapip ganimet alma imtiyazinin sadece kendisine hell kilindigini, baska peygamberlere byle bir hak'kin taninmadigini sylemekle vnr (K. Enfl sresi, yet 41-42; Hasr sresi, yet 6-7):

Kendisini insanlik ugruna is gren "idealist" ve "hidyet" sahibi bir kimse olarak gstermek maksadiyle Muhammed, Tanri tarafindan "mjdeleyici" ve "uyarici" olarak gnderildigini sylerken bu isleri para karsiginda yapmadigini, ve insanlardan cret (ecir) istemedigini bildirirdi. Bu anlatmak iin Kur'n'a koydugu yet'lerden biri syle:"(Ey Muhammed!) Biz seni ancak mjdeleyici ve uyarici olarak gnderdik. De ki: -Buna karsilik sizden, Rabbine dogru bir yol tutmayi dileyen kimseler (olmaniz) disinda her hangi bir cret istemiyorum" ( 25 Furkan sresi, hayet 56-57). Kendisi gibi, daha nceki peygamberlerin de cret karsiliginda is grmediklerini eklerdi (rnegin bkz. Yasin sresi, yet 21). Ancak ne var ki yaptigi isler iin taraftarlarindan cret istemedigini sylerken, ete'ler gnderip zengi kervanlari ele geirmek, ya da varlikli kavimlere (zellikle Yahudi kavimlerine) karsi saldiriya geip onlardan edindigi mal, arazi ve para seklindeki ganimetin byk bir kismina konmak sretiyle madd ikarlar saglamakta kusur etmemistir: hem de bu sekilde ikar saglamanin Tanri tarafindan sadece kendisine taninmis bir imtiyaz oldugunu syliyerek.
1

Gerekten de, Muhammed'in sylemesine gre Tanri, daha nce gndermis oldugu peygamberlerden bir kismina savas yapma izni vermis, bir kismina ise vermemistir. Savas izni verdiklerine de savas sonucu ele geirilen "ganim'den" (ganimet'lerden) yararlanma hakki tanimamistir; bu hakki, baslibasina bir "imtiyaz" olmak zere, ilk kez ve sadece Muhammed'e tanimistir. Daha baska bir deyimle Tanri, diger btn peygamberlerden farkli olarak Muhammed'e, hem savas izni vermis ve hem de savas'ta ele geirecegi gaimetlerin "hell" sayilacagini bildirmistir. Bunun byle oldugunu Muhammed syle belirtmekte: "Benden evvel hi kimseye verilmedik bes sey (hep birden) bana verilmistir... Ganim bana hell edildi; halbuki benden evvel kimseye hell edilmemistir... " 2 Hemen ekleyelim ki Tanri, yine Muhammed'in sylemesine gre, ganimet edinme'yi yukardaki sekilde sadece Muhammed'e hell sayarken, Muhammed'le birlikte kendisine de pay ayrilmasini istemistir. Gerekten de Kur'n'da, bu hususla ilgili olarak Tanri'nin syle konustugu yazili: "... Bilesiniz ki, ganimet olarak ne elde etmisseniz, beste biri, Tanri'nin, Peygamberi'nin, Peygamber'in yakinlarinin, kszlerin, yoksullarin, yolcunundur..." (Enfl sresi, yet 41-42). Yni savasta elde edilen ganimet'in beste biri, Tanri'ya ve Muhammed'e ve onun yakinlarina ayrildiktan sonra, geri kalan kisim savasa katilanlar arasinda paylastirilir. Bu vesileyle deginmek gerekir ki ganimet'lerin paylasilmasi sadece vurusmali sekildeki savas yolu ile ele geirilmis olan mallar ve esirler bakimindan sz konusudur. Savassiz sekilde elde edilmis ganimet'ler paylasilmaz; bunlarin tm Muhammed'e id'tir. Bunun byle oldugunu anlatmak iin Muhammed, Tanri'nin syle konustugunu bildirmistir: "Allah'in, onlardan (mallarindan) Peygamberine verdigi ganimetler iin siz at ve deve kosturmus degilsiniz. Fakat Allah peygamberlerini diledigi kimselere karsi stn kilar. Allah her seye kadirdir..." (K. 59, Hasr sresi, yet 6-7). Bu yet'i Muhammed, Medine'ye iki mil uzaklikta bulunan Ben Nadr yahudileri'ne karsi

giristigi saldiri sonucu olmak zere koymustur. Mesafe yakin oldugu iin bu saldiriya "piyade" olarak gidilmistir; yni at ya da deve cinsi binek hayvanlara binilmis olarak degil fakat yaya olarak sefere ikilmistir. Sadece Muhammed Lif yularli bir merkebe binmistir. Gy Allah, Yahudilerin gnllerine ylesine bir korku dsrmstr ki, mslmanlarin basit bir kusatmasi sonucu adamlar yurtlarini ve mallarini terkederek gitmege razi olmuslardir. Ve iste gy Tanri: "Ey mslmanlar siz ne at oynattiniz, ne deve kosturdunuz. Bu basariyi Allah'in dilegi zerine vurusmasiz olarak sagladiniz. Bu nedenle Yahudilerden ele geirilen mallar Muhammed'indir" seklinde konusmus olmaktadir. Kaynaklarin bildirmesine gre Muhammed, "fey" olarak kondugu bu mallari hem kendisi iin ve hem ailesinin bir yillik geimini saglamak iin kullanmis ve ayrica da ashab'dan bazilarina bir miktar vermistir. Buna benzer bir baska olay Fedek arazisi vesilesiyle ortaya ikmistir. Vurusmasiz olarak ele geirilen bu araziyi de Muhammed, "tarafi ilh"dendir diyerek kendisine alikomustur. Konuyu "Muhammned'in Ganimet Siyseti" basligi altinda ayrica inceledigimiz iin burada fazla durmayacagiz. Fakat sadece sunu ekleyelim ki ganimet (ya da fey) alma hak'kinin Tanri tarafindan sadece kendisine hell edildigini, ve baska hibir peygambere byle bir hak'kin verilmedigini syleyerek vnmenin Muhammed bakimindan ne yarar sagladigini sormak gerekir. Ky'ler, kent'ler, ve kervanlar zerine saldirip apulculuk etmenin, yagma ve talan yolu ile mallar, hayvanlar, esirler ele geirmenin, bunlari paylasmanin, satmanin "fazilet sayilabilecek bir yn olabilir mi?" diye sormak gerekir. Bu tr isleri vnme vesilesi yapmanin bile aslinda yceltici degil fakat kltc bir sey oldugunuj dsnmek dogal sayilmaz mi?. *
1 2

"Hidyet" szcgu "Dogru yolu gsterici" karsiligindadir. Buhar'nin Cbir b. Abdu'll'dan rivyeti iin bkz. Sahih-i... (Cilt II, sh. 245, Hads no. 223)

XI) Btn peygamberler ierisinde, gemis ve gelecek btn gnahlari Tanri tarafindan affedilen tek peygamberin kendisi oldugunu sylemekle vnr .

O sinirsiz vnme hirsiyle Muhammed, kendisini, sadece btn insanlarin degil, fakat ayni zamanda, gelmis gemis btn peygamberlerin en "ulu" ve en "yce"olani ve Tanri indinde en sevileni, en gvenileni vs... seklinde tanitirken, bir de btn gnahlari affedilen (yni gnahsiz olan) tek peygamber oldugunu sylemis, ve bu bakimdan diger btn peygamberlere stn olmakla vnmstr. Bunun byle oldugunu anlatmak maksadiyle Kur'n'a koydugu yet'lerden biri syle: "... Ki Allah senin zenb'inden (su'arindan, gnah'larindan) gemisini ve gelecegini magfiret buyurup zerindeki ni'metini tamamliyacak ve seni dosdogru bir cadde'ye ikaracak..." (K. 48 Fetih sresi, yet, 2). Daha basa bir deyimle Tanri, Muhammed'in gemis btn gnahlarini bagisladigini ve

gelecek gnahlarini bagislayacagini ve ona olan nmetini tamamlayip onu dogru bir yola iletecegini bildirmekte! Ancak ne var ki Muhammed, hani sanki Tanri'nin bu szleri yetersiz imis gibi, bir de mslmanlardan, kendisi iin du etmelerini ve gnahlarinin afvedilmesi iin Tanri'ya yalvar yakar olmalarini istememistir. Bakiniz nasil: Buhar'nin Eb Hreyre'den rivyetine gre gy diger peygamberlerden her biri hat ve kusur islemislerdir, rnegin adam ldrmsler, ya da yalan sylemisler, ya da genellikle Tanri emirlerini ihll etmislerdir, ve bu yzden gnhkar olmuslardir. Gy Adem Cennet meyvesinden birini yedigi iin Tanri'nin yasaklarina karsi gelmis ve si olmustur. Gy Nuh, vaktiyle kendi kavmnin helk olmasi iin du etmis ve bylece kt bir davranista bulunmustur. Gy Ibrahm "peygamber" kere yalan sylemis bu yzden sulu sayilmistir. Gy Ms "peygamber", kendi kavminden birini korumak iin adam ldrmstr. Is "peygambere" gelince, gy o gnh islemedigi hlde yine de kendi nefsiyle cebellesmis ve bu yzden kendisini ghhkar hissetmistir1. Ve iste bu rnekleri ne srerek Muhammed, kendisinin bu yukardakilere benzer hi bir gnh islemedigini ya da tm gnhlarinin Tanri tarafindan tamamem afvedilmis oldugunu ve nk Tanri'nin: "...Allah, senin gemis ve gelecek gnahini bagislar...." (K. Fetih sresi, yet 2) seklinde konustugunu sylemistir. Kur'n yorumcularinin aiklamalarina gre bu yet'le anlatilmak istenen sey Muhammed'in, "Peygamber" olmadan nceki (yni "Cahiliyyet" dnemindeki gemis) gnahlari ile birlikte, "Peygamber" olduktan sonraki gnahlarinin afv edilmis oldugudur. al-Kassf adli yapitin yazari Zemhser gibi bazi yorumcular ise, yukardaki yet'de yer alan "senin gemis gnahlarin" seklindeki deyimin, onun, Marya adindaki cariye ile Hafsa'nin odasinda cins mnasebette bulunurken Hafsa tarafindan yakalanmasi zerine, bir daha Mariya ile yatmayacagina dair sz vermesi ve fakat bu szn tutmamasindan dogma gnah oldugunu sylerler. Ayni yet'teki "Senin... gelecek gnahlarin" deyimin ise, ogullugu Zeyd'in karisi Zeyneb'e asik olup onunla evlenmesi olayindan dogma gnahi kapsadigini eklerler. "Gelecek gnahlar" deyiminden ne anlasilmak gerekigi hususunda yorumcular tartisirlar. Muhammed'in gnah iskeyemeyecegini dsnen Muhyiddni Arab gibi yorumcular ise, yet'teki "gelecek gnahlarin" deyimiyle anlatilmak istenen seyin "mmetin zenbi" (halkin gnahlari)" oldugunu sylerler
2

Ve iste btn gnahlari bagislanan tek "Peygamber" oldugu iindir ki Muhammed, Kiymet gnnde btn insanlara sefati olma yetkisiyle donatilmistir3. Yine gy bundan dolayidir ki Kiymet gn kendisine "Kevser" denilen byk nmet (Cennet irmaklari) ve ayrica da "peygamber sancagi" verilecek ve btn peygamberler bu sancak altinda toplanacaklardir. Msned-i Bezzr gibi kaynaklarda Muhammed'in syle konustugu yazili: "Gemis ve gelecek zenbim (gnahlarim) magfiret edilmistir (affedilmistir). Bana Kevser verilmistir. Bu shibiniz (Nebiyy-i Zi-sniniz) hi sphe etmeyiniz ki Kiymet gnnde Livdu'l-Hamd'in (peygamber sancaginin) sahibidir ki, Adem olsun, Adem'den beriye olsun btn enbiy (peygamberler) o Liv'nin (sancagin) altindadir"4. Ancak anlasilamayan bir husus var ki o da su: Gemis gnahlarinin Tanri tarafindan bagislandigini ve ve gelecek gnahlarin da bagislanacagini syleyen Muhammed, sanki Tanri'nin bu szlerini pek yeterli bulmazmis gibi, bir de muslmanlarin kendisi iin syle du etmerini emretmistir: "Y Muhammed!... Sen neblerin (peygamberlerin) htimisin (en sonuncususun). Allah gemiste ve gelecekte vuku farzolunan btn gnhlarini magfiret etmistir. (Tanri'ya) hakkimizda sefat et; gryorsun ki elem ve iztirab iindeyiz" 5. Yni gy insanlar Muhammed'in gnhlarinin bagislanmasi iin Tanri'ya du edeceklerdir ve bu isi sirf Muhammed kendileri iin sefate bulunsun diye yapacaklardir! Ve gy onlarin bu sekildeki du'lari zerine Muhammed, "Ars-i Rahmn"in altina varacak, orada

Tanri'ya secdeye kapanacak ve sonra Tanri ona : "Y Muhammed! basini kaldir, iste. Dilegin verilecektir, sefat eyle. Sefatin kabul edilecektir" diyecektir. Tanri'nin bu szleri zerine Muhammed dilediklerine sefaat edecek ve onlari Cennete yerlestirecektir6. Bylece baska peygamberlerin yapma gcnde bulunmadiklari bir isi, kendisi yapmis olacaktir. "Neden Tanri baska peygamberlerin gnahlarini afv etmemistir de sadece Muhammed'inkileri etmistir?" diye sorulacak olursa bunun yanitini Muhammed'in hayal gcnde aramak gerekir. Kendisinden nce gnderildikleri sylenen peygamberlerden daha fazla gnaha sahip bulunmasindan mtevellid ruh bir itisle asiri vgye ynelme ihtiyacini duymus olmalidir. *
1 2 3

Buhar'nin Eb Hreyre'den rivyeti iin bkz. Sahih-i... (Cilt XI, sh. 120, H. no. 1711) Bkz. Elmalili H. Yazir, age (Cilt VI, sh. 4407) Sahih-i... (Cilt XI, sh. 52-53) Enes'in bu dogrultudaki rivyeti iin bkz. Sahih... (Cilt XII, sh. 425, hads no 2186, 2187) Sahih-i... (Cilt II, sh. 247) Sahih-i... (Cilt XI. sh. 126). Ayrica Buhar'nin Eb hreyre'den rivyeti iin bkz. Sahih-i... (Cilt XI. sh. 120 ve d. Hads no. 1711). Buhar'nin Enes Ibn-i Mlik'ten rivyeti iin bkz. Sahih-i... (Cilt XI, sh. 252 ve d. , Hads no. 1786) Sahih-i... (Cilt XI, sh. 12o, ve d. Hads no. 1711)

4 5

XII) Kendi seytni'nin dahi mslman kilindigini, bylece seytanlarin serrinden korundugunu syler, ve bu bakimdan da, btn peygamberlere ve btn insanlara stn olmakla vnr:

Muhammed'in sylemesine gre seytan (Iblis) denilen ktlk kaynagi bir yaratik vardir ki herkesin pesindedir; ve pesinde bulundugu herkesi mutlaka yaniltmak, gnaha sokmak iin ugrasir durur. Sahte ve yaldizli szler fisildiyarak is grr, aldatma yollarini arar. Insanlarin bu seytanlari grmelerine olanak yoktur, nk Muhammed'in sylemesine gre bunlar grnmeyen yaratiklardir; fakat buna karsiliik seytanlar insanlari grrler. Ve Tanri bu seytan'lari, inansiz olanlarin dostu kilmistir. Kur'n'da syle yazili: "Ey Ademogullari! Seytan... ve yandaslari, sizin onlari gremeyeceginiz yerden sizi grrler. Sphesiz ki biz seytanlari, inanmayanlarin dostlari kildik" (K. A'raf sresi, yet 27) .

Her seyden nce bu yet'deki su tmceye dikkat edelim: "...Sphesiz ki biz seytanlari, inanmayanlarin dostlari kildik". Evet ama Muhammed'in sylemesine gre insanlari "inanan'lar" (mslman) , ya da "inanmayan'lar" (kfir) seklinde yapan yine Tanri'dir. nk Kur'n'da: "Allah kimi dogru yola iletmek isterse onun kalbini Islm'a aar; kimi de saptirmak isterse... (onun) kalbini iyice daraltir..." (K. En'm sresi, yet125) diye yazili. Su hle gre Tanri, diledigini "inanmayan"lardan yapmakta ve sonra da seytanlari onlarin dostu kilmakta! Olacak sey midir bu? te yandan Tanri'nin yarattigi bu seytan, sadece insanlara degil, fakat peygamberlere de musallat'tir, hem de ylesine ki, hi bir peygamber onun serrinden uzak kalmis degildir. Hacc sre'sinde syle yazili:"(Ey Muhammed!) Senden nce hibir peygamber yoktur ki, seytan onun okuduklari arasina (dilegine) ille de (beser arzular) katmaya kalkismasin..." (K. 22 Hacc sresi, yet 52) . Yine Muhammed'in sylemesine gre, seytanlari insanlara ve peygamberlere "musallat" eden Tanri'dir. Ve bu seytanlar, insanlari oldugu gibi peygamberleri de kandirmak iin ugrasirlar; nk Tanri onlari, insanlara ve peygamberlere dsman kilmistir Bunun byle oldugunu anlatmak zere Muhammed Kur'n'a (En'm sre'si'ne) su yet'i koymustur: "Bylece Biz, her peygambere insan ve cin seytanlarini dsman kildik. (Bunlar) aldatmak iin birbirlerine yaldizli szler fisildarlar..." (K. En'm sresi, yet, 112) Anlasilan o ki seytanlar, btn bu ktlkleri Tanri'nin istek ve dilegine gre yapmaktadirlar, nk ayni yet'de su yazili: "... Rabbin dileseydi (seytanlar) bunu yapamazlardi..." (K. En'm srtesi, yet 112). Her ne kadar Tanri "... seytanin biraktigini bozar (kaldirir), kendi yetlerini glendirir" (K. 22 Hacc sresi, yet 52) olmakla beraber, her ne hikmetse bu seytanlari insanlara ve peygamberlere musallat ettigini sylemekten geri kalmaz. Ancak ne var ki bu sylediklerini cerhedercesine syle konusmaktan geri kalmaz: "(Bu seytanlar szn sahte ve yaldizlisini bir de su maksatla fisildarlar ki) hirete inanmayanlarin kalpleri o szlere meyletsin, onlardan hosnud olsun ve yapacaklari (ktlkleri) yapsinlar" (K. En'm sresi, yet 113). Grlyr Muhammed'in sylemesine gre Tanri, hem bir yandan insanlara ve peygamberlere seytanlari musallat ettigini sylemekte, ve hem de diger yandan:"Rabbin dileseydi (seytanlar) bunu yapamazlardi..." (K. En'm 112) diye eklemektedir.. Neden Tanri byle yapar, yni seytanlari insanlara ve peygamberlere musallat kilar? bilinmez; daha dogrusu akilci yoldan bunun yanitini vermek g. Madem ki insanlarin ve peygamberlerin kaderlerini nceden izmistir, defterlerine kaydetmistir, rnegin dilediginin gnln aip onu mslman yapmis ve diledigininkini kapatip kfir kilmistir, o halde "neden seytanlari yaratip bu tr huzursuzluklara vesile olur? Ya da kullarini dogru yola soksun diye gnderdigi peygamberlere neden seytanlari musallat eder ve onlarin kandirilmalarina sebeb olur?" diye sorulacak olursa buna Muhammed kendisi de cevap vermez, veremez. Ancak ne var ki kendi bakimindan isin kolayini bulmustur; su bakimdan ki, bir kere hi kimselerin gremedigi bu seytanlari somut biimde grebildigini ve gerektiginde boyunlarina sarilip onlari bogabilecek gte oldugunu syliyerek vnr. te yandan kendi seytani'nin mslmanlikla emrolundugunu ve bu nedenle kendisine yardimci oldugunu, oysa ki diger peygamberlerin byle bir ayricaliga ve stnlge sahip kilinmadiklarini syliyerek vnr. Syleki:

Ahmed Ibn Hanbel, Nesei, Ibn Teymiyye gibi kaynaklarin bildirmesine gre Muhammed, byk bir beden gce sahip olarak seytani yakalayip bogdugunu anlatmak zere syle konusmustur: "Namaz kilarken seytan geldi. Hemen yakaladim, yere yatirdim, boguyordum onu. O denli ki, onun dilinin soguklugunu elimin zerinde duydum". Nesei'nin Ayse'den rivyetine dayali bu szlere ek diger rivyetlere gre Muhammed, seytani bogarken onun salyasinin eline bulastigini, ve bunu elinde bunu hissettigini bildirmistir1. Yine bunun gibi bir kez namaz kilarken seytanin saldirdigini ve namazini bozdurmak istedigini, ve fakat Tanri'nin yardimi ile seytani yakaladigi gibi Mescid'in direklerinden bir direge baglamak istedigini ve fakat bu uygulamanin Sleyman "peygamber"e zg kalmasini dsndg iin vazgetigini sylemistir2 (Anlasilan sirf bu konuda ayricalik gtmemistir) Seytan ile iliski konusuna gelince, her hususta oldugu gibi bu konuda da Tanri'nin kendisine, hi kimselere ve hibir peygambere layik grmedigi imtiyazlari sagladigini, ve seytani'ni "mslman" yaptigini ne srerek syle demistir: "Benim seytanim kfir idi. Lkin Allah ona karsi bana yardim etti de (seytanim) mslim oldu" 3. Bu szleri su vesile ile sylemistir. Bir gn Ashabi ile konusurken aklina, kadinlari seytanlara benzetmek fikri gelir ve syle der: "Kadinlar insanin karsisina seytan gibi ikarlar. Bir kadin grp heves ettiginiz vakit, hemen kendi ilenize mrcaat edin. nk onda olanin aynisi onda da vardir" 4. Fakat kadin'in "seytan nitelig"nden dogma tehlikeliligini biraz daha vurgulamak iin syle ekler: "Kocalari hrite bulunan kadinlarin yanina girmeyin. Zir kan damarda isledigi gibi, seytan (da) , insanin vcduna isler" . Bunun zerine Ashab'dan biri dayanamaz, sorar: " Senin de mi y Reslallah?" Onlarin sorusuna Muhammed syle yanit verir: "Evet benim de. Fakat Allah bana yardim etti ve seytanim mslman oldu"5. Simdi de akliniza muhtemelen syle bir soru gelecektir: "Mslman olan bir seytan'in seytanligi nerede kaldi?". Sylemege gerek yoktur ki o tarihlerde hi kimse bu soruyu aklindan geirmedigi iin Muhammed, cevap bulma glg karsisinda kalmamistir. Ancak ne var ki, mslman oldugunu syledigi bu kendi seytaninin ona, ara sira bir takim azizliklerde bulundugu, onu kandirdigi anlasilmaktadir. rnegin bir def'a'sinda bu kendi seytani onu, putperestlerin "Lt", "Uzza" ve "Ment" adindaki putlar lehinde konusturmus ve: "Iste bunlar, yce turnalardir. Sefaatleri de elbette ki umulur" seklindeki szleri Kur'n'a yet olarak koydurtmaga alismistir ki bunlar "Seytan yetleri" diye bilinir. Gy Tanri seytanin bu yaptigini bozmus ve Muhammed'e syle demistir: "(Ey Muhammed!" Seni, sana vahyettigimizden uzaklastirip daha baskasini ileri srerek bize iftira etmeye srklyorlardi nerdeyse. O zaman seni dost bulacaklardi. Eger seni pekistirmis olmasaydik andolsun ki onlara egilim gsteriyordun, az kalsin. O zaman sana yasami da, lm de kat kat azab biiminde artirirdik. Sonra da bize karsi bir yardimci bulamazdin" (K. 17 Isr sresi, yet 73-75). Grlyor ki Tanri, yanilgiya dsmesin diye Muhammed'i pekistirdigini ve yanilgidan kurtardigini sylemekte. Evet ama btn bunlari syleyen bir Tanri, neden acaba sadece Muhammed'in seytanini mslman kilar? Ve neden mslman kildigi seytan Muhammed'i kandirmaga kalkar? Ve Neden Muhammed bu seytan'in szlerine kanip putlar lehine konusur? Ve nihyet neden Tanri, Muhammed'i seytana ayak uydurmaktan korur da diger peygamberleri ve insanlari seytan'in ktlklerinden korumaz? Sylemeye gerek yoktur ki bu tr sorulari ancak akilci egitimden gemis insanlar sorabilir. Byle bir egitimden yoksun seritilar ise, bu tr sorularin ancak dinsizler tarafindan sorulacagini sylerler.

Geregi yansitmak gerekirse ortada ne "seytan" vardir, ve ne de "seytan yet'leri" diye bir sey! Var olan sey, Muhammed'in, bir takim dinsel ve siyasal gereksinimler ugruna kendi tutum ve davranislarina zm bulmaga alisma caba'laridir. Bunun byle oldugunu anlamak iin seytan yet'leri olayini kisaca zetlemek gerekir: Mekke dneminde iken Muhammed, her ne kadar gsz durumda bulunmakla beraber, Kureys'in ileri gelenlerinden biri olan Eb Tlib'e gvenerek, Kureyslilere meydan okur, onlarin putlarina kfrler eder dururdu. Onun bu davranislarindan yilmis olarak Kureysliler, gnn birinde uzlasma teklifinde bulunurlar. Syle derler: "Ey Muhammed! sen bizim ilhlarimiza kfretmekten vazge... Bir yil boyunca bizim Lt, Uzza ve Menat adindaki ilhlarimiza bir yil boyunca ibdet et, biz de senin ilhina (Tanri'ya) ibdet edelim. Senin bizi kabule agirdigin din, bizim dinimizden hayirli olursa, biz de o din'den hissemizi aliriz; eger bizim dinimiz seninkinden hayirli olursa, sen bizim dinimizden hisseni alirsin" 6. Teklif Muhammed'e yatkin grnr; onlari bu yoldan kazanacagini dsnerek Lt, Uzza ve Menat adindaki putlari vc nitelikte olmak zere Kur'n'in Necm sresi'nin 19 ve 20.ci yet'lerine sunlari koyar: "Grdnz m Lt'i, Uzza'yi ve ncleri olan tekini, Ment'i? Iste bunlar, yce turnalardir... Sefatleri elbette ki umulur". Buna pek sevinen Kureys'liler: "Muhammed... tanrialarimizi iyi (szlerle) andi" diyerek secde ederler. Muhammed de onlarla birlikte secde eder7. Ancak ne var ki Muhammed'in bu davranisi zerine, mslmanlar hayal kirikligina ugramis olarak zntlerini ortaya vururlar. Onlarin bu tepkisi nedeniyle Muhammed, hat ettigini anlar. Taraftarlarini kaybetmektense hatasini dzeltme yolunu seer. Cebril'in gelip kendisine hatasini bildirdigini syler. Gy yukardaki szleri onun diline yet olarak sokan seytan'dir, ve seytan daha nceki "peygamberlere" de buna benzer oyunlar oynamistir; bununla beraber Tanri seytan'in bu tr oyunlarini dima bozdugu gibi, iste simdi Muhammed'le ilgili bu olayda da bozmustur!. Bunun byle oldugunu anlatmak zere Muhammed, Tanri'dan vahiy indi diyerek Kur'n'a su yet'i koyar: "(Ey Muhammed!) Biz, senden nce hibir Resl ve Neb gndermedik ki, o, bir temennide bulundugunda, seytan onun dilegine ille de (beser arzular) katmaya kalkismasin. Ne var ki Allah, seytan'in katacagi seyi iptal eder. Sonra Allah, kendi yetlerini saglam olarak yerlestirir. Allah hakkiyle bilendir..." (K. 22 Hac sresi, yet 52) Bu yet'i koymakla, "peygamberlerin" dahi yanilabileceklerini anlatmak ister; fakat sunu da ekler ki Allah, "peygamberleri" yanilgidan ve seytanin oyunlarindan kurtarir ve bylece "peygamber"lerine , buyruklarini kusursuz bir sekilde insanlara iletme olasiligini saglar. Gzel ama, "peygamber'lerini seytanin yaniltmalarindan kurtaran bir Tanri, neden acaba bu hayirhay isi kendi kul'lari iin yapmazda, onlarin gnaha girmelerine vesile olur?". Muhammed'in Kur'n'a koydugu yet'lerden anlamaktayiz ki Tanri bu isi, kullarini denemek iin yapmistir. Gerekten de Hac sresi'nin yukarda zikrettigimiz 52.ci yet'ini su yet izlemekte: "(Allah seytanin byle yapmasina msaade eder ki) kalplerinde hastalik olanlar ve kalpleri katilasanlar iin, seytanin kattigi sey bir deneme (vesilesi) yapsin. Zalimler, gerekten (haktan) olduka uzak bir ayrilik iindedirler" (K. 22 Hac sresi, yet 53). Bu yet, yine isin iinden ikilmaz bir sorun yaratiyor! Su bakimdan ki Tanri, seytan'in insanlari ve peygambeleri kandirmasina izin veriyor, nk onlari denemek istiyor! Pek iyi ama, biraz yukarda dedigimiz gibi kendi kul'larinin kalplerini katilastiran, ve onlari kfir yapan (ya da kalplerini aip muslman yapan) yine Tanri degil mi (rnegin En'm sresi, yet 125)?

Btn bunlar bir yana, fakat neden acaba Tanri, Muhammed'in seytani'ni mslman kilmistir'da diger peygamberlerine byle bir nmet tanimamistir? rnegin neden acaba ilk "insan" olarak yarattigi Adem'in seytani'ni (Iblis'i) kfir yapmis, ve bu seytan'a, Adem'i ve karisini yaniltma firsatini saglamistir? Sylemeye gerek yoktur ki Adem'in seytan tarafindan yaniltilmasiyle ilgili hikye, Muhammed'in Tevrat'tan esinlenerek Kur'n'a aldigi bir hikyedir ki ona: "Benim seytanim kfir idi. Lkin Allah (bu seytan'a) karsi bana yardim etti de (seytanim) mslim oldu" seklinde konusup Adem'e stnlk iddisinda bulunma olasiligini saglamistir. Zir asagida grecegimiz gibi Muhammed, buna dayarak Adem'in seytani'nin "kfir" ve karilarinin kendisine gnahta yardimci olduklarini sylemistir. *

Ibn Teymiyye'nin Izhu'd- Delle fi Ummi'r-Risale, adli eseri ile Kmil Miras'in Tecrd-i Sarih Tercemesi'nde yer alan ve Buhar'nin kosullarini tasir oldugu bildirilen bu hads iin bkz. Turan Dursun, Tabu Can ekisiyor. Din Bu, (Kaynak Yayinlari 199I, Cilt 3. 3.baski, sh. 130 ve d.) ibid. Msned-i Bezzr'da ki bu hads iin bkz. Sahih-i... (Cilt II, sh. 247). ayreica bkz. Gazal, age (1975) Cilt II, sh. 79, 84) Mslim ve Tirmiz'nin rivyet ettikleri bu hads iin bkz. Gazal, age (1975) Cilt II, sh. 78-79 Mslim ile Tirmiz'nin rivyetleri iin bkz. Gazal, age (1975) , C. II. sh. 79) Taber ve Ibn Ishak, Syt, Ibn Hcer gibi en saglam kaynaklarda yer alan bu hususlar iin benim "Serit'tan Kissa'lar" adli kitabima bakiniz (Kaynak yayinlari, Istanbul 1996, sh. 135) Bkz. Turan Dursun, Tabu Can ekisiyor. Din Bu, (Kaynak yayinlari, Istantanbul 1990, I. Kitap, sh. 106)

2 3

4 5 6

XIII) Adem "Peygamber"e stnlgn kanitlamak maksadiyle Muhammed, Adem'in seytani'nin "kfir" ve karisinin "gnahta ona yardimci" oldugunu, oysa ki kendi seytani'nin "mslman" ve karilarinin kendisine "yardimci" olduklarini syliyerek vnr:

Kendisini, Adem'e en ok benzeyen kimse olarak gstermek zere Muhammed: "Insanlar iinde Adem Aleyhisselm'a en ok benzeyen benim..." diyerek vnrd. 1 Fakat bu sekilde konusmanin kendisi iin vnme sebebi olamayacagina dir Kur'n'a koydugu yet'lerle eliskiye dstgn muhtemelen dsnmezdi. nk Kur'n'a koydugu yet'lere gre Adem, gnh isledigi iin Tanri tarafindan Cennet'ten kovulmus olan bir kimsedir, ki kendisiyle birlikte btn insanligi yer yznde yasama zorunlugnda kilmistir. Eger gnah islememis olsa idi, kendisi, esi ve zrriyetinden gelecek olan btn insanlik yer yz sefletlerine katlanmayacak, Cennet'te kalacakti. Bu byle olduguna gre Adem'e benzemenin Muhammed iin vnme vesilesi olacak bir yn yok demektir. Gerekten de Kur'n'da, Tanri'nin: "Ey Adem! Sen ve esin cennette kalin ve isteiginiz yerden yiyin, yalniz su agaca yaklasmayin, yoksa zalimlerden olursunuz..." dedigi yazili. Fakat Adem bu yasak emrine uymayip (esiyle birlikte) yasak agatan yiyerek gnah isler, Tanri'yi gazaba getirir (A'raf Sresi, yet 19-22). Sonra Tanri'dan gnahlarinin af edilemesini diler (A'af 23). Fakat Tanri, bu dilegi kabul etmekle beraber Adem ile esini Cennett'ten kovarak yer yz yasamlarina mahkum kilar; syle der: "Birbirinize dsman olarak inin! Siz, yeryznde bir mddet iin yerlesip geineceksiniz. Orada yasar, orada lr ve orada dirilirsiniz" (A'raf 2425). Daha baska bir deyimle Adem, ylesine bir gnah islemistir ki btn insanligi, Cennet gibi bir mutluluk diyrinda yasamak yerine, yer yz gibi cef'li bir yerde yasamak gibi olumsuz bir kadere srklemistir. Byle bir durumda Muhammed'in: "Insanlar iinde Adem Aleyhisselm'a en ok benzeyen benim..." diyerek vnmesinin bir temeli olmamak gerekir. Bununla beraber bir de su var ki Muhammed, Adxem'e benzemekle vnrken, bu sylediklerini ters yz edercesine, kendisinin Adem'e stn oldugunu belirtmekten geri kalmamistir. Sy bakimdan ki, biraz nce de belirttigimiz gibi, Tanri'nin kendisini esitli ayricaliklarla yaratmis olup bu ayricaliklari diger peygamberlere tanimadigini sylemistir. Kendi anlatmasina gre bu ayricaliklar arasinda kendi seytani'nin "mslman" ve kendi karilarinin kendisine "ibdette yardimci" olmalariyla ilgili olanlari vardir ki gy ne Adem'e ve ne de baskaca hi bir "peygamber"e nasib olmustur. Her ne kadar Adem'e benzedigini syleyerek, vnmekle beraber, kendisini ondan stn olarak gsterirken, zellikle iki husus zerinde dururdu ki, bunlardan biri seytan'la ilgiliydi: gy Tanri Adem'in seytanini "kfir", Muhammed'in seytanini ise "mslman" kilmistir. te yandan gy Adem'in karisi, Adem'i gnah islemege srklemistir, buna karsilik Muhammed'in karilari, Muhammed'e ibdet'te yardimci olmuslardir. Hatb-i Bagdd' nin Trih adli yapitinda Ibn mer'in rivyetine dayali bir hads'e gre Muhammed'in syle konustugu anlasilmakta: "Adem aleyhisselm'a iki hasletle stnlgm var: Birincisi onun karisi, ona gnhta yardimci oldu; benim zevcelerim ise bana ibdette yardimcidirlar. Ikincisi, onun seytni kfir idi. Benim seytanim mslmandir, bana ancak iyilik emreder" 2. Bu szler dogrultusunda Kur'n'a, rnegin A'rf ve T-H sre'lerine koydugu yet'lerle Muhammed, sunu anlatmak istemistir ki seytn, Adem'e bir ok ktlkler yaninda saygisizliklarda bulunmustur. Ve yaptigi ktlklerin basinda, onu, esi (Havva) ile birlikte gnah islemege zorlamak, ve ondan dogan ocugunun lmne sebeb olmak gibi davranislar vardir. Gerekten de Kur'n'in A'rf ve T-H sre'lerinde Adem'in, esi ile birlikte Cennette birakildigi ve fakat belli bir agaca yaklasmamasi emrolundugu ve fakat seytan'in kandirmalarina kapilan esi yznden yasak meyve'den yedigi ve bu yzden gnah isledigi yazilidir (Bkz. A'rf sresi, yet19-26; T-H sresi, yet 117-120).

Yine A'rf sre'sinde Adem ile esi'nin, Tanri'ya yalvararak: "Bize kusursuz bir ocuk verirsen... skredenlerden oluruz" dedikleri ve bunun zerine Tanri'nin onlara erkek ocuk verdigini ve fakat buna ragmen Tanri'ya ortak kostuklari yazilidir (K. A'rf 189-190); nk gy seytan onlari kandirmistir. Yukardaki yet'leri yorumlayanlar, rnegin Beyzav gibi kaynaklar, asli Tevrat'da bulundugunu syledikleri su hikye'yi naklederler: gy Havva, ilk ocuguna hamile iken karninin olagan disi bir byklkte oldugunu farkeder. Kendisini ziyrete gelen seytan, bunun nedenlerini sorarken Havva'ya, karninda tasidigi seyin bir hayvan yavrusu olabilecegini im eder. Havva ne yapacagini sasirir ve durumu Adem'e anlatir. Bu habere fevkalade zlen Adem ne yapacagini dsnrken seytan kendisine syle der: "(Ey Adem!) Eger Tanri'ya yalvaracak olursan, O sana, senin benzerin olan bir ocuk verecektir, su sartla ki bu ocuga, daha nce hazirlamis oldugun Abdullah adi yerine Abdlharis adini veresin". Bilindigi gibi "Abdullah" adi "Tanri'nin kulu" demektir. "Abdlharis" adi ise Iblis'in ad'larindan biridir. Adem, seytanin dedigi gibi yapar ve ocuga "Abdulharis" adini verir; fakat vermesiyle birlikte ocuk derhal lr. Grlyor ki Muhammed'in sylemesine gre Adem'in seytani "kfir"dir ve "kt"dr; bu nedenle Adem'i daima yaniltmakta, aldatmakta ve ktlk etmege zorlamaktadir. Sadece "kt" degil fakat Adem'e karsi saygisizdir da; saygisiz oldugu iin Tanri'nin onunla ilgili olarak verdigi emirleri dinlemez. rnegin Tanri, btn meleklere ve her kese: "Adem'e secde edin!" diye emrettigi halde seytn bu emre karsi ikar, Ademe'e secde etmez. Tanri'nin kendisine: "Ben sana ('Adem'e secde et dedigim halde) seni secde etmekten alikoyan nedir?" diye sordugunda seytn: "Ben ondan daha stnm, nk beni atesten yarattin, onu amurdan yarattin" diye karsilik verir (Bkz. A'rf sresi, yet 11-15). Bylece seytan, Adem'e karsi kstah bir tutum takinmis ve saygi beslemedigini ortaya vurmus olur. Ve iste bunlari rnek vererek Muhammed, kendisinin Adem'e nazaran stn oldugunu sylemekle vnr; vnrken de zellikle tekrar eder ki Adem'in seytani "kfir", oysa kendi seytan'i "mslman"dir, daha dogrusu "kt" degil fakat "iyi bir dost"dur ve bu nedenle Muhammed'i daima iyilik yapmaga srkler. te yandan kendi seytani'nin "mslman" oldugunu Muhammed, bir de biraz yukarda belirttigimiz gibi, halka vaiz verirken: "Kocalari haride bulunan kadinlarin yanina girmeyin. Zir kan damarda isledigi gibi, seytn insanin vcdunda isler" diye konustugu bir sirada bildirmistir. Byle deyince Ashab'dan bazilarinin:"Senin de mi y Reslallah?" diye sormalarei zerine: "Evet benim de. Fakat Allah bana yardim etti ve seytnim mslman oldu" diye cevap vermistir3. Yani baskalarinin vcdunda kan gibi dolasarak onlari sehvet azginliklarina srkleyen seytanin kendisine zarar vermedigini, ve nk kendi seytani'nin, Tanri'nin yardimi ile "mslman" oldugunu ve kendisine iyilikler yaptirttigini anlatmak istemistir. "Hi seytan'in mslmani, ya da iyilikte bulunani olur mu? Ya da mslman olan ve iyilik emreden seytan'a seytan denir mi?" diye sormak kuskusuz ki mmkn. Pek muhtemelen Muhammed zamaninda da bunu, aiga vurmadan, kendi kendine soranlar olmustur. Bundan dolayidir ki Sufyn b. Uyeyne gibi kimseler, Muhammed'in "seytanim Mslman oldu" seklindeki szlerinin "Ben ondan selmet bulurum" anlamina geldigini, yoksa seytanin mslman olmasi diye bir seyden sz edilemeyecegini sylemislerdir 4. Sylerken de Muhammed'i kapali bir dil'le "yalanci" durumuna dsrdklerini hesaplamamislardir. Fakat her ne olursa olsun durum su ki Muhammed, yukardaki iddi'larla kendisinin Adem'e

(ve diger btn "peygamberlere") stn nitelikte bir "peygamber" oldugu kanisini yaratmak istemistir. Ancak ne var ki vnme hevesiyle yukardaki sekilde konusurken, ve Adem'e nazaran stnlgn ne srerken, Kur'n'a ayrica koydugu hkmlerle Tanri fikrini zedeleyici bir tutum takinmistir. Su bakimdan ki bu hkmler arasinda Tanri'nin seytan'lari kfir'lerle dost kildigina, ya da seytanlarin ktlklerine izin verdigine dir olanlar vardir. rnegin A'raf Sresi'nde Tanri'nin syle konustugu yazili: "Biz seytanlari, inanmayanlara dost kilariz..." (K A'rf sresi, yet 27). Hac Sresi'nde de, biraz yukarda degindigimiz su satirlar var: "(Allah seytan'in byle yapmasina (yni insanlari ve peygamberleri kandirmasina izin verir ki) kalplerinde hastalik olanlar ve kalpleri katilasanlar iin, seytanin kattigi seyi bir deneme (vesilesi) yapsin. Zalimler, gerekten (hak'tan) olduka uzak bir ayrilik iindedirler" (K. 22 Hac sresi, yet 53). te yandan, yine Muhammed'in sylemesine gre Tanri, her diledigi seyi yapan ve yaratandir; yarattigi her seyin kaderini ve niteliklerini daha yaratmadan nce tanimlayandir. Adem onun ilk yarattigi insan'dir. Zir Kur'n'da (Secde Sresi'nde) yazilanlara gre Ademi amur'dan yaratmis, ona sekil vermis ve ruhundan flemistir (K. Secde sresi, yet 6-9). Imdi eger Tanri, kendi ruhundan fleyerek Adem'i yaratmis ve kendisine peygamber yapmis ise, onu imansiz kilmis olamaz; mutlaka imanli yaratmis demektir. O halde seytan'i ona dost kilmis olmasi da mmkn olmamak gerekir! Kildi ise, bu Tanri'nin yceligi fikriyle bagdasamayan bir sey olur. Zir seytan'i ona dost kilmakla, ruhundan frdg Adem'i "inanmayanlardan" kilmis demektir. "Inanmayanlardan" olan bir kimseyi kendisine "peygamber" yapmasi ise, her halde dsnelemiyecek bir seydir. Oysa ki Muhammed'in sylemesine gre Tanri, hem Adem'i "peygamber" olarak yaratmis ve hem de onun, Havva ile birlikte, seytan tarafindan kandirilmasina ("ayip yerlerini gstermesine" Bkz. A'rf sresi yet 20) ve bylece gnhkr olmasina gz yummustur. Daha baska bir deyimle seytan denen yaratigi, diledigi gibi "mslman" ve "iyi" yapabilen bir Tanri, Adem'in seytani'ni sirf Adem'i yaniltsin iin kullanmis, Muhammed'in seytani'ni ise "mslman" yapmistir, nk istemistir ki Muhammed Adem'e karsi stnlk iddisinda bulunabilsin! Sylemeye gerek yoktur ki btn bunlar Muhammed'in hayalinde yasattigi Tanri anlayisindan dogma seylerdir. Kendisini "peygamber" olarak kabul ettirebilmek iin Tanri'nin "sahidi", "mjdecisi", "teblig edicisi" vs... gibi grnmek yaninda, Tanri tarafindan "nurlandiran bir isik" olarak gnderildigini sylemis (Bkz. Ahzb sresi, yet 45-46), ve bunun byle olduguna inanmis olan insanlara, btn bu yukardaki hikyeleri (ve bu arada kendi seytani'nin mslman oldugu ve kendisine yardimci bulundugu masalini) "kutsal" seyler olarak kabul ettirmekte zorluk ekmemistir. *
1 2

Imam Gazal, Ihy.... (Cilt II, sh, 899) Mslim bu hads'i , baska bir ifde ile ve Adem'den sz etmeksizin, Ibn Mes'd'dan rivyet eder. Bu konuda bkz. Gazal, age (1975), (Cilt II, sh. 79 ve 84) Msned'i-Bezzzr'daki bu hads iin bkz. Sahih-i Buhar Muhtasari... (Cilt II, sh. 247). Ayni hads'i Tirmiz, Cbir'den rivyet eder. Bkz. Gazal, age (1975), (Cilt II, sh. 79). Gazal, age (1975), (Cilt II, sh. 79)

XIV) Kaya'larin ve Tas'larin kendisine selm verdiklerini, ya da deprenen dag'a "dur" emrini vererek durdurdugunu, ya da kendisinden ayri dsen hurma agaci ktgnn zntye dstgn rnek gsterip, btn peygamberler ierisinde en byk

mu'cizenin kendisine verildigini syliyerek vnr: "Hnn-i cizi" mu'cizesi ("Hurma ktgnn feryd-i istiyki" hads'i)

Muhammed'in sylemesine gre, mu'cize denen sey, daha henz "peygamberlik" verilmeden nce kendisine gsterilmistir. rnegin gy K'be'deki bir tas, ona selm verir dururmus. Mslim'in rivyetine gre Muhammed'in sylemesi syle: "K'bede bir tas bilirim ki, Peygamber olmadan nce (bile) bana selm verirdi" 1. Daha "peygamber" olmadan nce, kendisine Tanri tarafindan mucizeler verildigini syliyerek vnen Muhammed gibi bir kimse'nin, Peygamber olduktan sonra bu vnmelerini biraz daha pekistirmek istemesine, rnegin mu'cize'lerin sekli ve niteligi bakimindan kendisine stnlk saglandigini iddi etmesine elbetteki sasmamak gerekir. Bu konuda sergilenebilecek nice rneklerden bir ikisi syle: Mekke'de, "peygamberlik" iddilariyle ortaya iktigi zaman Muhammed, kendi kavmi olan Kureys'den ilgi grmemisti; bu yzden onlarla srtsmeye dsmst. Kendisine mttefik kazanmak maksadiyle bir gn Taif'e gider ve Taif'lileri gelenlerini kendisine inandirmak ister. Fakat basarisiz kalir ve gerisin geriye Mekke'ye dnmek zere yola koyulur. Kendi anlatmasina gre gy yolda, "Batn-i Nahle" denen bir yere geldiginde cin'lere rastlar. Cin'lerden bir grub kendisine dogru gelip yiyecek bir seyler isterler. Muhammed yiyecek bulabilmeleri iin du eder. Bundan pek hoslanan Cin'ler: "Senin peygamber olduguna kim sahdet (taniklik) eder" diye sorarlar. Muhammed de kendilerine, hemen oracikta bulunmakta olan bir saki agacini gsterir ve: "Su agaci grdnz m? O sahadet ederse mn eder misiniz?" diye sorar. Cinler, hep bir agizdan: "Evet mn ederiz" derler. Bunun zerine Muhammed, sakiz agacina dnerek: "Buraya, yanima gel!" diye emreder. Bu emir zerine sakiz agaci, dallarini budaklarini sallaya sallaya Muhammed'in yanina gelir. Muhammed, sakiz agacina sorar: "Benim (Peygamber) olduguma sahdet eder misin?". Bu soruya sakiz agaci, hi tereddd etmeden, hemen yanit verir: "Sahadet ederim ki, sen Allah'in (Peygamberisin)". Bunu gren Cin'ler, derhal mslmanligi kabul ederler2. Bir diger rnek su: Tebk seferi'nden dns sirasinda Muhammed, Medne'ye bir mil mesafede bulunan Uhud dagi'nin yanindan geerken eski gnlerini hatirlayarak: "(Su Uhud dag'i) bizi sever, biz de onu severiz" diye konusur. nk bu dag vaktiyle "Uhud" savasina sahne olmustur. Yaninda bulunan bir ka kisiyle birlikte dag'a ikmak ister. Fakat tam ikacagi sirada dag deprenmeye baslar. Bunun zerine Muhammed: "Ey Uhud! uslu dur! Bil ki stnde bir Peygamber, dogru seciyeli bir zat, iki de sehid bulunuyor". Onun bu szleri zerine gy dag deprenmekten vazgeer 3. Buna benzer rnekleri ogaltmak mmkn. Kuskusuz ki diger peygamberlere de mu'cizeler verilmis olmak bakimindan bu yukardakilerin pek byk bir zellik arz'etmedigi ileri srlebilir. Ancak ne var ki Muhammed, sadece bu tr mu'cize'lerle degil, fakat bir de, diger peygamberlerden farkli olarak, kendisine mu'cize'lerin en bygnn verildigini syliyerek vnrd. "En byk mu'cize" dedigi sey de, cansiz bir aga ktgnn aglayip sizlayarak kendisinden irak kilinmamasini istemesiyle ilgilidir ki syle: Muhammed, kendisinden ayri dsen her seyin, velevki hurma ktg gibi cansiz bir sey olsun, behemehal mahzn ve "feryad-i fign" olacagini sylerdi. "Hurma ktgnn feryd-i istiyaki" adiyle bilinen hads'i (ki "Hann-i cizi" diye de bilinir) bunun kaniti olmak zere birakmistir. Islmcilar, Islm tarihinin en byk mcizesinin "Hnn-i cizi" mucizesi oldugunu sylerler4. Kaynaklara dayali olarak olayi zetliyelim:

Sylendigine gre Muhammed zamaninda Medne'deki "Mescid-i Serif", ham kerpi ile bin edilmis olup direkleri hurma againdan yapilmis idi 5. Muhammed hutbe esnsinda Mescit'teki bir hurma ktg zerinde dururdu (ya da direge dayanirdi) 6. Gnn birinde kendisi iin zel bir minber kurulur ve Muhammed hurma ktgn birakip bu minbere ikarak hutbede bulunmak ister. Fakat tam bunu yapacagi sirada hurma ktg "gebe develerin iniltisine benzer" sesler ikarmaga, "ocuklar gibi avaz avaza bagirmaga", "sersemlemis acikli insan gibi inlemege" baslar. Bir rivyete gre "kz gibi bgrr" ; hem de ylesine ki mescid'in ierisini bgrtsyle alkalandirir ve nihyet kendisi de atlayip paralanir. [Hurma ktg'nn inleyip sizlamasindan dolayidir ki bu olaya "Hann-i cizi" adi verilmistir, nk "hann" szcg "fazla istekten aglama, sizlama, inleme" anlamina gelir]. Mescid'te bulunanlar, atlayip paralanan ktgn basina ssrler ve hep birlikte aglasip sizlanirlar. Bunun zerine Muhammed minberden inip hurma ktgne eliyle dokunur ve onu kucaklar, bagrina basar. O anda ktk "susturulan ocuk gibi hafif hafif inlemege baslar" ve nihyet susar. Susmasiyle birlikte Muhammed, Mescid'teki cemaat'a hitben: "Eger ben onu bagrima basmasaydim (benden) ayrildigi iin Kiymet gnne kadar hep byle olacakti" der7, ve sonra ktkle konusmaga baslar ve: "(Ey Ktk!) Istersen seni eskiden bittigin yere gtrp yeniden dikeyim, sen de yeni bastan oldugun gibi yetis, istersen Cennette dikeyim de Cennet irmaklarindan, pinarlarindan kana kana i, gzele yetis, meyva ver ve meyvani Allah'in sevgili kullari yesin. Nasil dilersen yle yapayim" der8. Bu szleri dinleyen hurma ktg, Cennet'in irmaklarini, pinarlarini, ve meyvelerini bir an nce elde etmek istemis olmalidir ki, gmlmeyi tercih ettigini bildirir. Muhammed, ktkten aldigi yanita uygun olarak onun, orada bulunan minberin altina gmlmesini emreder. Sonra da halka dnerek ktgn "hireti ve Cenneti dnyya tercih ettigini" bildirir. Bununla hurma ktgnn idrk sahibi oldugunu anlatmaga alismis olmalidir. Nitekim bundan dolayidir ki Islm bilginleri, bu mcize'nin, gelmis gemis btn peygamberlere verilen mcizelerin en byg oldugunu, hatt Is'ya verilmis olan "Ihy-yi emvt" (ly diriltme) mu'cizesi'nden ok daha byk bir mu'cize oldugunu sylerler. nk gy Is'nin dirilttigi l insan, lmeden nce zaten idrk sahibi olup konusan bir varliktir; bu i'tibarla yeniden dirilince idrkine kavusmasi ve konusmasi dogaldir. Oysa ki Muhammed'e verilen hann-i cizi mu'cizesinde hurma ktg, iptida cansiz bir sey oldugu hlde, idrk sahibi olarak Muhammed'le konusmus ve Cennet'e gitmek istedigini anlatmistir. Imm-i Sfi syle der: "Cenb-i Hakk'in Peygamberimiz Muhammed... Efendimize verdigini hibir Peygamber'e vermemistir" 9. mer Ibn-i Sevade de syle ekler: "Muhammed.... Efendimiz'e hann-i cizi mu'cizesi verildi ki, o hannin sesini herkes duydu. Bu, ihy-i emvt'tan daha byk bir seydir" 10. Burada geen "ihy-i emvt" deyimi Is'nin l diriltmesi mu'cizesi'ne atif olup Muhammed'e verilen mu'cize'nin, Is'ya verilen mu'cze'den daha byk oldugunu anlatmak iin kullanilmistir. Sylemeye gerek yoktur ki, cansiz bir aga ktg'nn, "idrk" sahibi olarak aglayip sizlamasina dir olan bir mu'cizenin, l bir insanin Is tarafindan diriltildigine dir olan mu'cize'den farkli ve stn bir sey oldugunu kabul edebilmek iin, pek saf, dsnme gcnden pek yoksun, akilciliktan pek uzak bir kafa yapisina sahip olmak gerekir. Bu tr bir egitimle yetistirilen insanlardan nasil bir gelisme beklenecegini dsnmek ise, kuskusuz ki azab vericidir.
1

Sahihu'l-Mslim'deki bu hads icin bkz. Dursun, Kutsal Kitaplarin Kaynaklari ( Istanbul 1995, Cilt II, sh. 44) Sahih-i... (Cilt X, sh. 46-49, hads no. 1545, 1546 Buhar'nin Enes Ibn-i Mlik'ten rivyeti iin bkz. sahih-i..., (Cilt V, sh. 279, Hads no. 737; ve Cilt IX, sh. 343,

2 3

Hads no. 1492). Ayrica bkz. Arsel, Serit'tan Kissa'lar 2, (Kaynak Yayinlari 1997, sh. 157 ve d.)
4

Bu olayla ilgili olarak Ibn Sa'd'in Tabakat adli yapitina ve ayrica Buhar'nin Sahih-i.... (Cilt III, sh. 75 ve d..., Hads no. 499; ayrica Cilt II. sh. 388) bakiniz. Abdu'llh b. mer'in rivyeti icin bkz. Sahih-i... (Cilt II, sh. 388) Cbir Ibn-i Abd'illh(-i Ensr) 'nin rivyeti iin bkzz. Sahih-i... (Cilt III, sh. 75, H. no. 499) Ibn-i Abbs'in rivyeti iin bkz. Sahih-i... (Cilt III, sh. 79). Enes de Muhammed'in syle dedigini rivyet eder: "Eger ben onu kucaklamamis olsaydim Kiymet gnne kadar hep byle inleyip duracakti". ( Bkz. ayni eser sh. 79) Breyde ile bey Ibn-i K'b'in ve Ibn-i Eb Veda'nin, Ibn-i Abbs'in, Ibn-i Eb Htem'nin, Imhm-i Sfi'nin, Hfiz Ibn-i Hcer'in, ve Beyhk'nin ve digerlerinin rivyetleri iin bkz. Sahih-i... (Cilt III, sh. 77-78) Ibn-i Eb Htem'in nakline gre Imm-i Sfi nin rivyeti iin bkz. Sahih-i... (Cilt III, sh. 77) mer Ibn-i Sevade'nin bu szleri iin bkz. Sahih-i... (Cilt III. sh. 77)

5 6 7

10

XV) Tanri'nin kendisi'ni "Sab" adindaki rzgar ile glendirdigini ve bylece mslmanlari zafere eristirdigini, oysa ki daha nceki peygamberlerin kavimlerini "azb" rzgarlariyle yok ettigini syliyerek vnr.

Bedir ve onu izleyen Uhud savaslarindan sonra Kureysli'ler (ve onlarla birlikte diger bazi kavimler, rnegin Yahudi'ler), Muhammed'in giderek glendigini ve bir gn gelip baslarina byk bir bel olabilecegini dsnrler ve is isten gemeden nce onu yok etmek isterler. Bu maksatla Hicret'in 5. yilinda yirmi drt bin kisilik byke bir ordu ile Medne zerine yrrler. Diger kavimlerden bazilarinin da katildigi Kureys ordusu'nun gelmekte oldugunu grenen Muhammed, daha nceki Uhud savasi'nda ugradigi yenilginin meydan savasi vermek yznden oldugunu dsnerek, savas taktigi konusunda bilgi sahibi bulunan Selman-i Faris ile grsr. Selman-i Faris ona, meydan savasi yerine savunma savasi verilmesini ve bunun iin Medne'nin etrafina hendekler kazilmasini tavsiye eder. Mevsimin kis oldugunu, ve eger kazilan hendeklere siginilarak savunma taktigi uygulanacak olursa, dsmanin basarisiz kalip muhasarayi kaldiraracagini syler. Bu tavsiye zerine Muhammed, her on kisiye kirk arsin olmak zere hendek'ler kazdirtir ve bin kisilik ordusunu bu hendeklere yerlestirir. Ve bir aylik bir direnmeden sonra, savunma savasi sayesinde dsmana karsi basari saglar. nk kis mevsimine zg hava muhalefeti
1

(rnegin siddetli ruzgar) yznden muhasara uzamis ve bu yzden Kureys ile Yahudi'ler arasinda anlasmazlik ikmis, ve bu da muhasaranin kaldirilmasina sebeb olmustur. Kuskusuz ki Muhammed'in elde ettigi bu basari, esas i'tibariyle Selman-i Faris'nin tavsiyesi zerine uygulanan savas taktigi sayesinde elde edilmistir. Ancak ne var ki Muhammed, Tanri'nin kendisi araciligiyle mslmanlara yardimda bulundugunu syliyerek yeni bir vnme vesilesi yaratir: gy Tanri, sevgili "Peygamberini" zafere ulastirmak iin, gzle grnmeyen ordular ve siddetli esen bir rzgr gndermis, ve zaferin mslmanlar tarafindan saglanmasina vesile yaratmistir. Bunun byle oldugunu anlatmak zere Muhammed, Tanri'nin syle konustugunu syler: "Ey inananlar! Allah'in size olan nmetini anin; zerinize ordular gelmisti. Biz de onlarin zerine (siddetli bir) rzgr ve (sizin gznze grnmeyen) ordular gndermistik..." (Bkz. 33 Ahzb sresi, yet 9) Fakat bunu yeterli bulmaz, bir de savasin kazanilmasinda asil rol oynayan seyin, kendisine Tanri tarafindan zel olarak "Sab" adindaki rzgrin verilmis oldugunu syler. vnmesini biraz daha pekistirmek maksadiyle bu rzgar'in Tanri tarafindna sadece kendisine, ve kendisi araciligiyle mslmanlara nasib kilindigini bildirir. Daha nceki peygamberlerin kavimlerine (rnegin Ad adindaki peygamberin kavmine) felket niteliginde olmak zere rzgar verildigini belirtir ve Imm-i Sfi'in rivyetine gre syle der: "Ben Sab (rzgari) ile mansr oldum, halbuki bu rzgr bizden evvelkiler hakkinda azb idi" . Abdullah Ibn-i Abbs'in rivyetine gre de syle ekler: "Ben (bd-i) sab (Sab rzgri)ile mansr oldum (glendirildim). (Kavm-i) Ad ise bati rzgariyle ihlk olundular (yok edildiler)..."2 Arapa'da "Sab" adi Dogu'dan esen bir rzgr'in adi'dir. Bu i'tibarla: "Ben sab (rzgri) ile glendirildim" seklinde konusurken Muhammed, biraz yukarda belirttigimiz yet'de sz konusu rzgr'in, "Sab" oldugunu anlatmak istemistir. Gy kisin soguk bir zamaninda cereyan eden bu savas sirasinda Tanri, bir gece Dogu tarafindan son derece siddetli bir rzgr estirmis ve Kreysli'lerin "ordughini darma dagin etmis, kendilerini barinamayacak bir hle koymustur" 3 . Kendisini daha nceki peygamberlerden stn gstermek iin, yukarda belirttigimiz gibi:"Ben Sab rzgri ile glendirildim, halbuki bu rzgr evvelkiler hakkinda azb idi" seklinde konusmustur. Bu arada da Ad kavmi'nin yok olmasina Bati rzgri'nin (ki "Debur" diye bilinir") neden olduguna deginerek, Kur'n'da bu kavmin helk olmasiyle ilgili olaylari hatirlatmak zere: "Ben (Sab rzgri)ile (glendirildim). (Kavm-i) Ad ise bati rzgariyle (yok) olundular" demistir. Hemen ekleyelim ki Kur'n'in Ahkf, Hkke, Hd, Kmer ve Zriyt Sreleri'nde, Hd peygamber'e ve dolayisiyle Tanri'ya karsi geldikleri iin yok edilen Ad kavmi'nden sz edilir. Gy bu yzden Tanri, Ad kavmi'ni yok etmek zere "Her seyi yok edici bir gc ve aci veren bir azbi iinde tasiyan" bir rzgr yollamistir4. Daha baska bir deyimle Muhammed, Tanri'nin kendisine savaslar sirasinda yardimci rzgarlar verdigini ve bu sayede savaslari kazandirttigini, oysaki bu ayni rzgarlarin daha nceki dnemlerde Ad gibi kavimlerin yok edilmesi iin gnderildigini sylemek sretiyle, vnme gelenegini devam ettirmis olmaktadir. *
1

Kureys ile birlikte Kinane ve Tihame ve Gatafan ve Nadr ve Kureyza kabilelerinin de "Ahzb ordusu" adi saldiriya getikleri syleniyor. Sahih-i ... (Cilt II, sh. 302 Hads no. 544) Sahih-i... (Cilt III, sh. 303)

2 3

Bu konuda bkz. Turan Dursun, Kur'n Ansiklopedisi (Kaynak Yayinlari, Cilt I. sh. 117 ve d. ).

XVI) Baskaca hi bir peygamber'in kendisinden nce Cennet'e giremeyecegini syliyerek vnr. Kendisi Cennet'e alinmadan nce, Cehennem atesi'nin geici olarak sndrlecegini, Cennet hr'lerine, biraz daha gzellesmeleri iin, haber verilecegini ekler:

Kimi yorumcular, Kur'n'in Necm sresi'nde yer alan: "...Bunun zerine Allah, kuluna vahyini bildirdi. (Gzleriyle) grdgn kalbi yalanlamadi. Onun grdkleri hakkinda simdi kendisiyle tartisacak misiniz?..." (53 Necm sresi, yet 10-12) seklindeki yet'leri yorumlarlarken derler ki Tanri, Muhammed'e syle demistir: "(Ey Peygamber!) Peygamberlerden hi biri senden evvel Cennet'e girmeyecek; mmetlerden hi biri senin mmetinden evvel Cennet'e girmeyecek(tir)..." . Daha baska bir deyimle Muhammed, emsalsizligini ve stnlgn kanitlamak maksadiyle bir de sunu bildirmis olmaktadir ki, gelmis gemis btn peygamber ierisinde Cennet'e ilk girecek olan kendisidir.
1

Bu dogrultuda olmak zere Mihron'un "Ravzat al-Safa fi sirat al-anbiya..." gibi Islm kaynaklarindan grenmekteyiz ki Tanri, lm dseginde yatmakta olan Muhammed'e Cebril'i gndermeden nce, Cehennem yneticisine syle emir vermistir: "Benim temiz ruhlu arkadasim Muhammed gkyzne ikmak zeredir. Cehennem atesini sndr". Muhtemeldir ki Tanri, yanlislikla Muhammed oraya gider de yanar diye dsnms olmalidir ki, Cehennem atesini sndrmekte yarar bulmustur. Fakat bu arada Cennetteki gzel iri gzl hr'lere de su haberi iletmeyi ihml etmez: "(Ey gzel hr'ler!) Sslenin (Kendinizi daha da gzellestirin), nk yakinda Muhammed'in ruhu (bulundugunuz yere) gelecektir" . Ayrica da gkyznn yukari katinda yasamakta bulunan btn meleklere siraya dizilmelerini emreder. Bundan sonra Cebril'e syle der: "Yer yzne in ve benim sekin (ve sevgili) peygamberim Muhammed'in (yanina git)". Bu emir zerine Cebril Muhammed'in yanina iner. Muhammed onu karsisinda grnce merakla sorar: "Bana ne gibi gzel haberler getirdin?". Cebril cevap verir: "Ey Muhammed!, seni kutlarim!, nk getirdigim haberler seni ok mutlu kilacaktir". Bunu syledikten sonra gzel haberleri siralamaga baslar. Syle der: "Cehennemin atesleri sndrld. Cennet baheleri gzellestirildi; iri gzl hur'ler gzel giysilerle (daha da gzellestirildi); btn melekler ayakta siraya dizildi: herpsi de senin ruhunu beklemekteler". Fakat bu gzel haberler Muhammed'i pek tatmin etmez; daha da gzel seyler duymak ister ve Cebril'e syle der: "Btn bunlar gzel ve tatli seyler. Fakat benim ruhumu daha da mutlu kilacak haberler ver bana!". Bu szler karsisinda Cebral, kendi kendisine sorar: "Ne olabilir bekledigi bu baska gzel haberler?". Muhammed'in "kiskan" tabitli bir kimse oldugunu, ve muhtemelen Cennet'in bu gzellerine ilk kavusanin kendisi olmak istedigini dsnerek syle cevap verir: "(Ey

Muhammed!) Senden nceki peygamberlerden hi biri, ya da onlarin mmetlerinden hi bir kimse, senden ve senin mmetinden nce Cennet'e giremeyecektir". Bu szler Muhammed'i bir hayli rahatlatir; nk Cennet hr'lerine kendisinden nce baskaca hi bir peygamber (ve hi bir mmet) dokunmamis olacaktir. Fakat ne var ki Muhammed bunu da yeterli bulmaz ve Cebril'e hitaben: "Zevk ve sevincimi arttirici baskaca seyler (daha) syle" der. Cebril de, hani sanki gzel haberleri, kirinti kirinti, yudum yudum vermek istiyormus gibi ekler: "Ey Muhammed! Yce Tanri, diger ulu peygamberlere vermedigi bir ok seyleri sana ayirdi (ki bunlar arasinda) Kevser irmaklari, emsalsiz yerler (baheler vs...) vardir. mmetine sefat hakki sana verilecektir; kiymet gn pek ok taraftarlarin senin mutlulugun iin gnahsiz sayilacaktir" . Ayrica da onu, biraz daha inandirmak istercesine tekrarlar: "(Ey Muhammed!) Senden nce hi bir peygamber Cennet'e giremeyecektir. Senin mmetinden nce de hi bir peygamberin mmeti cennet'e adim atamayacaktir". Cebril'in bu szleri, nihyet Muhammedin gzn doyurmaga yeter; nitekim Cebril'e dnerek syle der: "Bu sylediklerinden dolayi simdi gnlm huzura kavustu, ruhum tazelendi, gzlerim doydu" . Yni "Artik gnl rahatligi ile lebilirim" demek ister ve Cebrail'den canini almasini ister:"Yakinima gel ve yapman emredilen seyi yap" der. Bunun zerine Cebril onun ruhunu vucdundan ayirip alir ve sonra oradan ayrilir 2. Sylemeye gerek yoktur ki btn bunlar, Muhammed'in, her bakimdan stn grnmek iin ortaya attigi buluslardan baska bir sey degildir. *
1 2

Elmalili H. Yazir, age (Cilt VI, sh. 4577-8) Mihron, Razvat al-Safa fi sirat al-anbiya... (Cilt II, sh.727 ve d.). ayrica bkz. Elmalili H. Yazir, age (Cilt VI, sh. 4577)

XVII) Diger peygamberlerden farkli olarak kendisinin, Tanri tarafindan btn insanlara eli diye gnderileceginin nceden Tevrat ve Incil'de mjdelendigni ve hatt adi'nin Incil'de "Ahmed" olarak aiklandigini syleyerek vnr (Bkz. Bakara sresi, yet 129, 157; A'raf sresi, yet 157; Saff sresi, yet 6)

Muhammed'in sylemesine gre Tanri, Adem ile esini yeyzne gnderdikten sonra insanlarla bir "ahid" (szlesme) yapmistir. Ve insanlar, bu szlesme geregince sunu kabul etmislerdir ki, Tanri'nin herhangi bir zamanda gnderecegi dogru yolu gstericiye ("sebebi hidayet'e") ve daha dogrusu "hatemlenbiya'ya" (son peygamber'e) uyacaklar ve iman edeceklerdir. Bu verdikleri sz hatirlatmak maksadiyle Tanri, Musa araciligiyle Yahudilere Tevrat'i ve Is araciligiyle de Hiristiyanlara Incil'i vermistir. Verirken de onlardan yeminli olarak yeniden sz almistir ki Musa'nin ve Isa'nin haber verdikleri son peygamber Muhammed'e iman edeceklerdir, onun getirdigi Kur'n'a uyacaklardir. Daha sonralari Tanri, Muhammed'i gnderirken onlara, asagi yukari syle demistir: "Benimle yapmis oldugunuz ahdi, Reslum Muhammed'e bas egerek yerine getiriniz. Yaninizdaki Kitab'i (Tevrat'i, Incil'i) tasdik etmek zere gnderdigim Kur'n'a iman ediniz ve btn eylemlerinizi buna uydurunuz" . Daha baska bir deyimle gy Tanri, her mmete kendi ilerinden peygamberler semis ve fakat Muhammed'i, btn bu mmet'lere, yni btn insanliga en son peygamber olmak zere gndermis, one ve onun getirdigi Kur'n'a uyulmasini emrermistir. Bunu anlatmak maksadiyle Muhammed'in Kur'n'a koydugu pek ok yet vardir ki bunlardan biri syle: "Ey insanlar! bkin size rabbinizdan brhan geldi, size aik bir nur indirdik..." (K. Nis sresi, yet 174). Burada gecen "brhan" szcg "Kesin delil" karsiligi olarak "Muhammed" anlamina geliyor; "nur" szcg ise "Kur'n" karsiligi oluyor.
1

Konuyu diger yayinlarimizda ele almis olmakla beraber , kisaca zetleyelim ki Muhammed, kendisinin "en son" ve "en yce" peygamber olarak gnderileceginin Tevrat ve Incil ile haber verildigini bildirmis ve bununla vnmstr; bu maksatla Kur'n'a koydugu yet'lerden biri syle: "Yanlarindaki Tevrat ve Incil'de yazili bulduklari o eliye, o mm Peygamber'e uyanlar (var ya), iste o Peygamber onlara iyiligi emreder..." (Bakara sresi, yet 157). Buradaki "mm peygamber" deyimiyle, kendisinin Tanri tarafindan, gy "okumasi-yazmasi olmayan" bir "peygamber" olarak tanimlandigini anlatmak istemistir.
2

Yine gy Tanri, Tevrat'in birinci satirinda Muhammed'in niteliklerini belirtmis ve: "Muhammed (benim) Reslm ve tercih ettigim kulumdur" demistir . Ya da Incil'de onun "Ahmed" adiyle agirilacagini haber vermistir. Oysa ne Tevrat'da, ve ne de Incil'de Muhammed'ten sz edilmemistir. Fakat Muhammed, Yahudilerin Tevrat ya da Zebur ve Talmud gibi kitaplarini ve Hiristiyanlarin Incil'ini bilenlerden grendiklerini kendi isine gelir sekilde degistirerek, kendisinin Peygamber olarak gnderileceginin Tanri tarafindan nceden bu kitaplarla haber verildigi kanisini yerlestirmek istemistir. Bunu yapmakla kendisini, hem bir yandan Yahudilere ve Hiristiyanlara ve hem de diger yandan Arap'lara peygamber olarak kabul ettirmekte kolaylik sglayacagini dsnmstr. Kur'n'a koydugu yet'ler bu taktikten dogmustur. rnegin Bakara sresi'ne koydugu yukardaki 157ci yet, bunun rneklerinden biridir. Yine Bakara sresi'ne koydugu bir baska yet'le, kendisinin Peygamber olarak gnderilmesinin Ibrahim Peygamber ile oglu Ismil tarafindan Tanri'dan istendigini bildirmistir. Ayet syle: "Bir zamanlar Ibrahim, Ismail ile beraber Beytullah'in temellerini ykseltiyor (syle diyorlardi) (...): -Ey Rabbimiz! Onlara, ilerinden senin yetlerini kendilerine okuyacak, onlara kitap ve hikmeti gretecek, onlari temizleyecek bir peygamber gnder..." (Bakara sresi, yet, 129). Burada geen "Kitap" szcg "Kur'n" karsiligi olarak kulanilmistir; "peygamber" szcg de "Muhammed" anlaminadir; "onlara" szcg ise, Muhammed'in mmeti'dir ki, Ismail'in zrriyeti olarak bilinir. Nitekim Muhammed, bunun byle oldugunu anlatmak maksadiyle syle derdi: "Ben babam Ibrahim'in du'si, ve kardesim Isa'nin mjdesi ve validemin rysiyim" demistir .
3 4

Grlyor ki yukardaki yet'e gre Ibrahim, kendi zrriyetinden bir mslman mmet ikarmasi ve onlar iinden "sanli" bir Peygamber semesi iin Tanri'dan istekte bulunmaktadir. Ve iste gy Tanri, onun bu istegini yerine getirmek zere "sanli" bir eli olmak zere Muhammed'i semistir. Hani sanki Tanri, kimlere ve ne sekilde Peygamber

gnderilmek gerektigini akil edemezmis de Ibrahim ve Ismail'in tavsiyesine muhtamis gibi bir durumda kilinmistir bu yet'lerle!

* Kendisinin peygamber olarak gnderileceginin Tevrat'da ve Incil'de yazili bulundugunu anlatma fikrine Muhammed, bu kitaplari iyi bilenlerden grendigi bilgiler sayesinde ynelmistir. Gerekten de Ahd-i Atiyk'in Isaya adli kitabinda Tanri'nin syle dedigi yazili: "Ben Rab! seni dogrulukla agiracagim ve elini tutacagim ve seni koruyacagim ve kr gzleri aasin, mahpuslari zindandan ve karanlikta oturanlari hapishaneden ikarasin diye seni kavma ahit, Milletlere isik olarak verecegim..." (Ahd-i Atiyk/Isaya, Bap, 42: 6-8). Tevrat'in Tekvin Kitab'inda su var: "Ve milletlerin itaati ona olacaktir" (Tevrat, Tekvin, Bap: 49: 10). Ve yine Tevrat'in Zekerya kitabinda su yazili: "Ey Sion kizi, byk sevinle cos; ey Yerusalim kizi, bagir; iste Kiralin dildir ve kurtaricidir... ve bir esek yavrusu sipa zerine binmis sana geliyor" (Ahd-i Atiyk, Zekeriya, Bap 9: 9). Grlyor ki bu Kitap'larda, bazi "peygamber"lerin geleceklerinin nceden haber verildigi anlatilmakta. Bununla beraber sz edilen kimselerin Muhammed'le ilgisi yoktur; bunlar Yahudi kavimlerinden ve Yahudiler arasindan kisilerdir. Fakat buna ragmen Muhammed, Yahudi kaynaklarinda buldugu bu malzemeyi, kendisinin peygamber olarak gnderilecegine kanit saymistir. Fakat asil Kur'n'in Saff sresi'ne koydugu bir yet iledir ki Muhammed, kendisinin Isa tarafindan ad zikredilmek sretiyle peygamber olarak gnderileceginin bildirildigini sylemistir. Gerekten de Kur'n'in Saff Sresi'nde, Is'nin, Israiogullari'na hitaben konusarak Ahmed adinda bir peygamberin gelecegini haber verdigi yazili: "Meryem oglu Is: -'Ey Israilogullari! Dogrusu ben, benden nce gelmis olan Tevrat'i dogrulayan, benden sonra gelecek ve adi Ahmed olacak bir peygamberi mjdeleyen, Allah'in size gnderilmis peygamberiyim-'..." (K. 61 Saff sresi, yet 6). Yni Muhammed'in sylemesine gre Is, kendisinden sonra "Ahmed" adinda bir peygamberin gelecegini mjdelemistir5. Oysa ki Incil'de "Ahmed" diye bir ad gemez, ve Isa'nin byle bir haber verdigi de bilinmez. Incil'de geen szck "tesellici" (rahatlatici) anlaminda olmak zere "Paracletos" 'dur ki Yunanca kkenlidir. Yuhanna'ya gre Incil'de Is: "Benim gitmem sizin iin hayirlidir, nk gitmezsem tesellici (Paraclet) gelmez. Fakat gidersem onu size gnderirim" demis ve gnderecegi seyin "gerekleri belirtecek RUH" (daha dogrusu "Ruhulkuds) oldugunu belirtmistir (Bk. Yuhanna'ya gre Incil, Bap 16: 5 ve d.). Ve yine ayni Incil'de syle yazilidir: "Benim ismimle Babanin gnderecegi tesellici, ki Ruhulkuds'dr, o size her seyi gretecek ve size syledigim her seyi hatiriniza getirecektir" (Bkz. Yuhanna'ya gre Incil, Bap 14: 26). Incil'de geen "Paracletos" szcg (ki "tesellici" demektir) Arapa'ya "Faraklit" olarak evrilmistir. Hemen belirtelim ki "Parakletos" szcg, yine Yunanca bir szck olan "Periklytos" (ya da "Priklitos") ile sylesim (telaffuz) benzerligi arzeder; "Priklitos" ise"ok vlen kimse" anlamindadir ki Arapca karsiligi "Ahmed" dir6. nk Arapa'da "Ahmed" szcg "Hamd" kknden gelmedir ve "Tanri'ya ok skreden" , ya da, "Tanri'yi en ok ycelten" demek olup ayni zamanda "Her kesten fazla vlen" anlamina gelir. Ve iste Muhammed'e Incil hakkinda bilgi verenler, Muhammed'in vlmekten hoslandigini

bildikleri iin, pek muhtemelen "Faraklit" evirisini "Pareckletos" szcgnn karsiligi olarak ne srmsler, ve Muhammed de bundan mlhem olarak Isa'nin "Ahmed" adini telaffuz ettigi kanisini yaratmis ve Kur'n'a yukardaki yet'i koymustur 7. Bylece kendisinin "peygamber" olarak geleceginin Isa tarafindan nceden bildirildigini ne srmstr. Srerken de kendisinin, diger peygamberlerden farkli olmak zere, btn insanlara gnderildigini bildirmistir. Hatirlatalim ki kendisinin peygamber olarak gnderileceginin Incil'de haber verildigini sylerken Muhammed, bir bakima Isa ile ilgili Incil hkmlerini taklid etmekten baska bir sey yapmamaktaydi. nk Incil'i hazirlayanlar, Isa'nin geleceginin daha nce Isaya adli "kutsal" kitapta bildirildigini ne srerler ve Isaya'nin Israilogullarina hitaben syledigi su szleri rnek verirler: "...Rab kendisi size bir almet verecek; iste, kiz gebe kalacak, ve bir ogul doguracak ve onun adini Immanuel koyacak" (Ahd-i Atiyk, Isaya, Bap 7: 14). Burada gecen "Immanuel" adi "Allah bizim ile" anlamindadir. Ve iste Isaya'daki bu szlere dayanarak Matta, Isa'nin bakire bir kiz olan Meryem'den dogacagini belirten syle bir hkm Incil'e koymustur: "Rabbin melegi ryada 0na (Yusuf'a) grnp dedi: -'Sen, Davud oglu Yusuf, Meryemi kendine kari olarak almaktan korkma; nk kendisinde dogmus olan Ruhlkudstendir. Ve bir ogul doguracaktir; ve onun adini Isa koyacaksin, nk kavmini gnahlarindan kurtaracak odur'-. Imdi, peygamber vasitasiyle Rab tarafindan sylenen: - 'Iste , kiz gebe kalacak, ve bir ogul doguracak; Ve onun adini Immanuel koyacaklar'- sz yerine gelsin diye, hep bunlar vaki oldu- ..." (Matta'ya gre Incil, Bap 1: 18-23). Daha baska bir deyimle Isa, "Tesellici gelecektir" derken, bununla Muhammed'i kastetmis degildir, sadece "Ruhu'l Kuds" kastetmistir. "Ruhu'l- Kuds" ise Tanri'nin Isa'ya bahsettigi ruh'tur, ki . Nitekim Muhammed bile, Tanri'nin Isa'ya "Rhu'l-Kuds" ile destek olduguna, ona kendinden bir ruh ulastirdigina dir kur'n'a yet'ler koymustur. "Rhu'lKuds" de "Cebril" seklinde ya da Allah'in Meryem'e ulastirdigi "kn" (yni "ol") szcgnn eseri seklinde tanimlamistir (Bkz. Bakara 87, 253; Nisa 171; Mide 110) te yandan, Hiristiyanligin gelisinden sonra da bazi kimseler, kendilerini uhrev kilikta gstermek iin, kendilerinin "peygamber" olarak gnderileceklerinin Tanri tarafindan nceden haber verildigini sylemislerdir. rnegin Mild'in nc yzyilinda Iran'da, Mani adinda biri, Hiristiyanlari kendi pesinden srkleyebilmek iin, peygamber olarak gnderileceginin Incil'de bildirildigini ne srmstr. Grlyor ki ayni isi Muhammed, ondan yz yil sonra yeniden denemis olmaktadir. Pek muhtemeldir ki Muhammed'e bu fikri ve bu rnekleri verenlerden biri Selman-i Faris 'dir. nk bilindigi gibi Selman-i Fris, Iran asilli bir Hiristiyan bilgini olup kle olarak Arap'larin eline gemis ve Hatice tarafindan satin alinmis Muhammed'e hediye edilmistir. Ahd-i Atiyk'i, Tevrat'i ve Incil'i ok iyi bildigi iin din konularinda Muhammed'e ok yardimci oldugu inkr edilemeyecek bir gerektir. *
1 2 3 4

Bakara sresi'nin 44c yeti'nin yorumu ile ilgili olarak bkz. Elmalili H. Yazir, age (Cilt I. sh. 334 ve d.) zellikle "Islm'a Gre Dige Dinler" ile "Kur'n'in Elestirisi" adli kitablarimiza bakiniz Bkz. Imm Gazal, age (Cilt II, sh. 879) Bu konudaki yorumlar iin bkz. Elmalili H. Yazir, age (Cilt I, sh. 496 ve d.)

Islmci'lara gre Incil'de (daha dogrusu Yuhanna Incili'nde) Is'nin kendisinden sonra "Feraklid" adli ve kendisi gibi kurtarici nitelikte bir kardes peygamberin gelecegini bildirilmistir ve "Feraklid" adi gy "Ahmed" adi'nin karsiligi olan bir ad'tir. Oysa ki bu Muhammed'in kendi hayalinden ortaya vurdugu bir seydir. Konuyu "Islm'a Gre Diger Dinler" adli kitabimizda inceledigimiz iin burada fazla durmuyoruz. 6 Bu konudaki tartismalar iin bkz. Turan Dursun, Kur'an Ansiklopedisi, (Kaynak Yayinlari, Istanbul 1994; Cilt I, sh. 260 ve d.)
5 7

Hintli din bilgini Rahmetullah gibi bazi yorumcular Incil'de geen szcgn "Priklitos" yazilisinda oldugunu iddi ederler. Bkz. Dursun, age, (Cilt I. sh. 261)

XVIII) Tanri'nin "lm" melegi gndererek, kendisinden ruhunu almak hususunda "izin" istedigini, oysaki diger peygamberle byle bir seref bahsetmedigini syliyerek vnr.

Muhammed'in sylemesine gre Tanri, lmlerine karar verdigi kimselerin can'larini alirken: "Senin canini alayim mi? yoksa belirli bir sreye kadar birkayim mi?" diye sormaz; yni kisi'nin canini almak iin ondan izin istemez . Bunun bir tek istisnasi vardir ki o da Muhammed'tir. Gy Tanri Muhammed'in canini almak iin ondan izin istemistir. Syleki:
1

Hicret'in 11.ci yilinda Muhammed, hastalanarak yataga dstgnde, lm meleginin kendisini ziyrete geldigini syler. Gy melek kendisine: "(Ey Muhammed!) Tanri beni sana gnderdi ve iznin olmadan yanina girmememi emretti. Izin vermezsen geri dnerim; izin verirsen girerim. Ve yine sen izin vermeden ruhunu kabzetmememi bana emretti. Emrin nedir?" der. Daha baska bir deyimle lm melegi, Tanri'nin verdigi emir geregince, Muhammed'in ruhunu almak iin gelmistir ama, bunu yapmak iin onun rizasini almak zorunlugundadir. Eger Muhammed: "Ruhumu alabilirsin" derse alacak, aksi takdirde eli bos geri donecektir. lm melegi'nin bu szleri zerine Muhammed kendisine: "Cebril gelinceye kadar benden uzaklas" diye emreder. Bu emir uzerine lm melegi bas egerek oradan uzaklasir. Az gemeden Cebril Muhammed'in yanina gelir ve Tanri'nin selmini getirir; syle der: "Allahu Tela'nin sana selmi vardir, kendini nasil buldugunu sana soruyor. Sphesiz ki O, senin nasil oldugunu daha iyi bilir. Ancak senin kerem ve serefini arttirmagi ve mmetin arasinda rnek olmangi kastetmistir".
2

Cebril'in bu szleri uzerine Muhammed: "Kendimi sancilar iinde buluyorum" diye cevap verir. Cebril kendisine bu sancilarin Tanri tarafindan kendisine verildigini ve nk

Tanri'nin onu yksek mevkilere ikarmak niyetinde oldugunu mjdeler. Muhammed Cebril'e, daha nce lm meleginin geldigini ve ruhunu almak iin kendisinden izin istedigini syler, ve bunun nedenlerini sorar. Cebril de Tanri'nin onu zledigini, ve ruhunu almak iin izin istedigini, ve istemekle onun serefini tamamlamak dsncesinde bulundugunu bildirir ve syle ekler: "Y Reslallh,... Rabbin senden baska hi kimseden byle bir msaade (izin) istememis ve istemeyecektir. (Rabbin) bylece senin serefini tamamlamak istiyor" 3 Grlyor ki Muhammed, ruhunun alinabilmesi iin Tanri'nin kendisinden izin istedigini, ve bylece baska hi bir kimseye, hi bir peygambere gstermedigi serefi ona bahsettigini syliyerek yeni bir vnme vesilesi yaratmistir.
1 2

rnegin bkz., Zmer sresi, yet 42 Bilindigi gibi Cebril, gy Allah ile Muhammed'in arasinda elilik yapan, Allah'in emir ve vahiylerini teblig eden kutsal bir sahsiyet'tir Imam Gazal, Ihyu 'ulmi'd-dn, (Bedir Yayinevi , Istanbul 1975, Cilt IV. sh. 845)

XIX) Kendisini diger peygamberlere her bakimdan stn gstermek iin Muhammed, bir de onlari "imtiyazli" niteliklerden yoksun imis gibi tanimlar:

Biraz nce Muhammed'in, diger peygamberlere stn grnmek zere basvurdugu usllerden bazilarini zetlerken Tanri tarafindan kendisine taninmis imtiyazlarin (ayricaliklarin) kendisinden baska hi bir peygambere taninmamis oldugunu syledigine deginmistik. Btn bunlardan gayri Muhammed, bir de, nceki "peygamberler"le ilgili olarak Tevrat ve Incil'de belirtilen "imtiyazli" durumlari farkli sekilde gsterme yolunu semistir. rnegin Tevrat'da Ms'nin, Tanri ile yzyze grstg yazili oldugu hlde Muhammed bunun byle olmadigini sylemistir; yine bunun gibi Incil'de Isa, Tanri'nin oglu olarak tanimlandigi hlde bunun dogru olmadigini anlatmistir.

B) Is'yi Tanri'nin oglu olarak kabul etmedigi gibi Hiristiyanlarin "Teslis" (Tanri-IsRhul-kuds) inanisini da red'eder: sirf Is'yi kendisinden daha stn durumda gstermemek iin.

Kendinden daha stn, daha imtiyazli peygamber olmadigi kanisini pekistirmek zere Muhammed'in basvurdugu yollardan biri de Hiristiyanlarin Is hakkindaki inanislarini red'etmekti. Bilindigi gibi Incil'de Meryem oglu Is, Tanri'nin oglu olarak tanimlanmistir; ayrica "Teslis" akidesi yer almistir ki "Tanri, Is ve Rhl-kuds" lsn kapsar ve Is'yi deta Tanri ile ayniyet haline sokar. Sylemeye gerek yoktur ki Is'yi bu nitelikler ierisinde kabul etmek demek, onu erisilmez bir kerteye getirmek demektir. Oysa ki Muhammed kendisini peygamberlerin en stn ve en sonuncusu olarak gstermek hevesindeydi. Kendisi Abdullah adinda "putperest" birinin oglu oldugu iin, eger Is'yi Tanri'nin oglu seklinde kabul edecek olursa, bu taktirde Is'ya nazaran dn durumda kalmis olacakti. Iste bundan dolayidir ki Kur'n'a yerlestirdigi yet'lerle, her seyden nce Tanri'nin evli olmadigini, zevcesi bulunmadigini, ocuk sahibi olmadigini aiklar; Tanri'nin oglu oldugunu sylemenin kafirlik sayilacagini anlatir. En'm Sresi'ne sunu koyar: "... Kafirler Allah'a ortak kostular. Kor krne O'na ogullar ve kizlar uydurdular. Hs , O onlarin vasiflandirmalarindan ycedir... O(nun) zevcesi olmadan nasil ocugu olabilir? ..." (K. 6 En'm sresi, yet 100-101). te yandan Is'yi, Tanri'nin oglu degil (K. 4 Nis 171) fakat sadece bir "peygamberi" olarak (K. 5 Mide 75) gstermis, ve Tanri'yi "ten bir" olarak kabul etmenin kafirlik olacagini (K. 5 Mide 73) bildirmistir1. Daha baska bir deyimle Is'yi Tanri'nin oglu olarak kabul etmemesinin nedeni, sadece Tanri'nin bir'ligine inanmisligindan ve Tanri fikrini yceltme amacindan degildir. Asil neden Is'yi kendisinden daha stn mevkide birakmak istemeyisindendir. nk Isa'yi Tanri'nin oglu olarak tanimlamis olsa, bu takdirde kendisini, Abdullah'in oglu olmak i'tibariyle, Isa'ya nazaran daha asagi durumda birakmis olacakti. Ancak ne var ki Is'yi Tanri'nin oglu olarak tanimlamaktan kainirken, rnegin "(Tanri'nin) zevcesi olmadan nasil ocugu olabilir?" seklinde yet'ler koyarken (K. En'm 100-101) bu kez Tanri fikrini zedeleyici bir sonuca ynelmistir. nk kendi sylemesine gre Tanri her seyi yoktan yaratabilen ve "ol" dedigi zaman her seyi oldurabilen gte bir yaratan'dir. O halde zevcesi olmadan da ocugu olabilir demektir. Su durumda "O(nun) zevcesi olmadan nasil ocugu olabilir?" diye sormak abes olmaz mi? Byle bir soru sormus olsak bizlere: "Tanri'yi ciz durumda birakiyorsun" diyerek "kfirlik" damgasi vurmazlar mi? Tanri'nin ocugu olmadigini sylemek sretiyle Muhammed, bir de "putperest" diye damgaladigi Arap'larin inanlarini baltalayip kendisine boyun egdirtmek dsncesindeydi. nk Arap'lar, kutsal diye bildikleri ve taptiklari bazi ilhlari (rnegin Lt, Ment, Uzza, vs... gibi ilhlari) Tanri'nin kizlari diye bilirlerdi. Ve iste Muhammed Kur'n'a "Tanri'nin ocuklari yoktur, O'na kizlar ve ogullar uydurmak kafirliktir" (K. En'm 100-101) seklinde ya da "Ey inkrcilar! Simdi Lt, Uzz, ve bundan baska uncleri olan Ment'in ne oldugunu syler misiniz? Demek erkekler sizin disiler Tanri'nin mi?... Bunlar sizin babalarinizin taktigi adlardan baska bir sey degildir" (K. 53 Necm 19-23) diye yet'ler koymak sretiyle, putperest Arap'lari inanlarinda sarsip kendisine baglama yolunu aramistir.

Muhammed'in bu konuda Kur'n'a koydugu yet'ler syle: "Ey Kitab ehli... Allah'a ve peygamberine inanin, -'tr-' demeyinm... Allah ancak bir tek Tanri'dir, ocugu olmaktan mnezzehtir..." (K. 4 Nis 171); "...-' Allah ten biridir-' diyenler kfir olmustur... Meryem oglu Mesh sadece peygamberdir..." (K. Mide 73,75)

C) Is'nin Yahudiler tarafindan ldrlmeyip Tanri tarafindan gk katina ykseltildigini sylemek sretiyle kendi lmszlgn vurgulamaga alisir (K. 4 Nis sresi, yet 155-158)

Incil'e dayali olarak Hiristiyanlarin inanci o'dur ki Isa'yi Yahudiler ldrmslerdir. Sylemege gerek yoktur ki byle bir inan, peygamberlerin insanlar tarafindan ldrlebilecegi, ya da can'larin baska sekilde alinabilecegi anlamini ierir. Oysa Muhammed, "peygamberlerin" ldrlebilir olmalari fikrini kendi bakimindan sakincali bulmaktaydi. nk bir yandan "msrikler"in ve diger yandan "Yahudi"lerin kendisine husumet beslediklerini ve muhtemelen kendisini ldrmek isteyeceklerini dsnmekteydi. Kendisini ldrmeye kalkisacak olanlarin Tanri tarafindan helk edileceklerini anlatmakla bu tehlikeyi giderebilecegi kanisindaydi. Iste bu nedenledir ki gemis dnemlerden rnekler vermis, ve peygamberlerin ldrlmelerine Tanri'nin olanak birakmadigini bildirmistir: Nuh "peygamberi" tufan'dan, Ibrahim "peygamberi" atesten, Musa'yi Firavun'un gazabindan ve Isa'yi da, Yahudilerin elinden kurtardigini sylemistir1. Isa ile ilgili olarak koydugu yet'lerde, Tanri'nin Yahudilere lnet etmesinin nedenlerinden biri olarak onlarin: "Isa'yi biz ldrdk" demeleri oldugunu belirtmistir (K. Nis 157). Yahudilerin Isa'yi ldrmek iin tuzak kurduklarini, fakat onlarin kurduklari bu tuzagi Tanri'nin bozdugunu (K. Al-i Imrn 54) 2 ve Isa'yi kendi katina aldigini ve syle konustugunu bildirmistir: "...-'Allah elisi Meryem oglu Isa'yi ldrdk'- demeleri yznden (onlari lnetledik) Halbuki onu ne ldrdler, ne de astilar (armiha gerdiler); fakat (ldrdkleri) onlara Isa gibi gsterildi. Onun hakkinda ihtilfa dsenler bundan dolayi tam bir karasizlik iindedirler; bu hususta zanna uymak disinda hi bir (saglam) bilgileri yoktur ve kesin olarak onu ldrmediler; Bilkis Allah (Isa'yi) kendi nezdine kaldirmistir..." (K. Nis sresi, yet 157-158) Dikkat edilecegi gibi bu yet'te: "... fakat (Yahudilerin ldrdkleri) onlara Isa gibi

gsterildi..." diye bir tmce gemekte. Yni Muhammed'in sylemesine gre Yahudi'ler Isa'yi ldrmek istedikleri zaman, Tanri Isa'yi gkyzne alip onun yerine bir baska kisiyi Isa grnmnde kilmis ve Yahudiler de onu ldrmslerdir ! Sylemeye gerek yoktur ki Tanri'nin byle bir seyi yapabilecegini dsnmek, Tanri fikrini zedelemege yeterlidir. nk Isa lmesin diye onun yerine masum bir kisi'yi ldrtmek Tanri'nin yceligi fikriyle bagdasamaz. Eger Tanri gerekten yce ve gl ise, Is'yi ldrlmekten kurtarmak iin, onun yerine bir baska kisinin ldrlmesine razi olmaz
3

te yandan Tanri, yine Muhammed'in sylemesine gre, Isa'nin Yahudiler tarafindan ldrlmesine engel olduktan sonra onu gkyzne, kendi yanina almistir. Alirken de Isa'ya: "Ey Isa! Seni vefat ettirecegim, seni nezdime ykseltecegim, seni inkr edenlerden arindiracagim ve sana uyanlari kiyamete kadar kafirlerden stn kilacagim...." (K. Al-i Imrn sresi, yet 55) demistir. Grlyor ki Muhammed, Isa'nin hi kimseler tarafindan ldrlmeyip, sadece Tanri tarafindan gkyzne alindigina dir yet'ler koymayi gerekli bulmustur. Sanilmasin ki "Yahudiler Is'yi ldrmediler" derken Yahudileri temize ikarmak istemistir; hayir! Bunu sylerken her seyden nce kendi z ikarlarini dsnmstr. Daha dogrusu anlatmak istemistir peygamberler ldrlemezler, ldrlmek istenirse Tanri buna engel olur, ve peygamberlerin lm ancak Tanri'nin onlari kendi katina ekmesiyle mmkndr. Ve iste Muhammed, Isa'nin Yahudiler tarafindan ldrlmemis oldugunu sylemek sretiyle kendi lmszlgn kanitlamaga alismis olmaktadir. "lmszlk" derken anlatmak istedigimiz sey, "insanlar tarafindan ldrlemezlik"tir. Bu vesileyle isret edelim ki Muhammed, biraz yukarda belirttigimiz gibi Kur'n'a, Peygamberlerin ldrlmelerine Tanri'nin engel olduguna dir yet'ler koymakla beraber, bir ok hallerde bazi peygamberlerin, kendi kavimleri tarafindan ldrldklerine dir de yet'ler koymaktan da geri kalmamis, bylece Kur'n'daki eliskilere yenilerini eklemistir. rnegin Nis sresi'nin 155ci yet'inde Yahudilerin "haksiz yere peygamberleri ldrmeleri"nden sz edilmektedir (K. Nis sresi, yet 155). Yine bunun gibi Bakara sresi'nde Tanri'nin Yahudilere hitaben: "...(Size gelen) peygamberlerden bir kismini yalanladiniz, bir kismini da ldrdnz" (K. Bakara sresi, yet 87) diye konustugu yazilidir. Daha baska bir deyimle isine geldigi zaman "peygamber"lerin, kul'lar tarafindan ldrlemez olduklarini sylemis, ve isine geldigi zaman kendi kavimleri tarafindan ldrldklerini bildirmistir.
1 2

Diynet Vakfi evirisinde Nis sresi'nin 157ci yeti'nin yorumuna bakiniz. "(Yahudiler) tuzak kurdular. Allah da onlarin tuzaklarini bozdu. Allah, tuzak kuranlarin hayirlisidir" (K. Nis 54) Bu konudaki esitli yorumlar i?in bkz. Elmalili H. Yazir, age (Cilt II, sh. 1516-7)

nceki peygamberlere stnlg ile vnmesine ragmen, byle bir stnlge sahip bulunmadigini kendi eylemleriyle ortaya vurur:

Her ne kadar kendisini Allah'in "sevgilisi" ve gemisteki btn peygamberlerin en ycesi, en gls, en sehvetlisi, en hosgrls, en imtiyazlisi, en ahlklisi vs... seklinde tanimlayip bu ynleriyle vnmekle beraber Muhammed, tm yasantilari i'tibariyle bu sylediklerinin dogrulugunu kanitlayamamis, hatt geregi sylemek gerekirse baskalarindan bir hayli gerilerde kalmistir. Hatt denilebilir ki "peygamber" diye bilinen kimseler arasinda en olumsuz olanlarin basinda gelmistir. Ve hi kusku edilemez ki, diger peygamberleri kendisine nazaran daha asagi durumlarda gstermege matuf yukardaki hikyeleri, sirf kendisini biraz daha vebilmek iin kendi kafasindan uydurmustur. Ancak ne var ki uydururken Tanri fikrini bir kez daha zedelemistir. nk, biraz ilerde belirtecegimiz gibi, Tanri'yi, deta kendi emrinde ve her istedigini yerine getirmege made bir sekilde tanimlamis, ycelik ve gllk bakimindan kendisini Tanri'nin stne ikarmis gibidir. Fakat bunu yaparken Tanri'yi, keyfilikler ierisinde, ne yaptigini bilmez duruma dsrdg gibi kendisini de, farkinda olmadan, diger peygamberlere nispetle daha az "erdemli" durumlarda kilmistir. rnegin, kendi sylemesine gre Tanri diger peygamberlerin bir ok dileklerini yerine getirirken Muhammed'in ayni dogrultudaki isteklerini (erkek ocuk edinme istegini) geri evirmistir. "Eger Tanri Muhammed'in her diledigini, sef'at dileklerini bile, karsilimaga hazir idiyse, neden dolayi erkek ocuk edinme konusundaki dileklerini yerine getirmesin?" diye sormak gerekmez mi? Neden dolayi baska peygamberlere, rnegin Ibrahim ile Sara'ya, ya da Imran ile Hanna'ya, onlarin arzularini yerine getirmek zere erkek ocuk edinme mutlulugunu vermistir de (Bkz. 3 Imrn 34) Muhammed'i bundan mahrum etmis ve verdiklerini dahi (rnegin Ibrahim ile Kasim adindaki ogullarini) ok kk yaslarda iken geri almis ve Muhammed'i zntler ierisinde kivrandirmistir? Ya da neden dolayi baska peygamberlerin ana ve babalarini ve yakinlarini "inananlardan" yapmistir'da byle bir nmeti Muhammed bakimindan dsnmemis, rnegin onun ana ve babasini ve kendisine babalik eden amucasini putperestlikten kurtarmamistir? Hatirlatalim ki Kur'n'da Tanri'nin, Sleyman "peygamber"in ana ve babasina nmetler verdigi, onlari mslman yaptigi yazilidir (Bkz. 27 Neml 19). Yine ayni sekilde Tanri gy Sleyman'in gnln ylesine pekistirmistir ki Sleyman bu sayede Sebe Melikesi Belkis'i bile mslman yapabilmistir (Bkz. 27 Neml 29-44). Yine bunun gibi Kur'n'da Tanri'nin, Meryem'e, daha Isa'yi dogurmadan nce byk nmetler verdigi, rnegin rhundan fledigi, onu her trl sibe'den korudugu, yine onu ve oglunu "lemler iin mcize" kildigi (Bkz. 21 Enbiy 91), Is'yi daha besikte iken konusur yaptigi (Bkz. 19 Meryem 30-33) vs... yazilidir. Ama bu ayni Tanri, yine Muhammed'in sylemesine gre, Emine'ye ve Adullah'a, yni "son ve en sevgili peygamberi"nin anasina ve babasina hi bir iltifatta bulunmamis, onlarin adini agzina alip Kur'n'a koymamis, onlari mslman yapmaga dahi yanasmamistir; mslman yapmadigi iin Muhammed'e, anasi iin magfiret dileme iznini dahi vermemistir. Bu rnekleri ogaltmak mmkn. Anlatmak istedigimiz su ki Muhammed, baska peygamberlere stnlk iddisinda bulunarak vnrken, farkinda olmadan onlarin kendisinden daha stn imtiyazlarla donatilmis oldugunu ortaya vurmustur. Bylece bir

takim eliskilere saplanip kendi kendisini g durumlarda birakmistir. te yandan kendi szlerine dayali eylemler ve nitelikler bakimindan da kendisini, yine farkinda olmadan, diger "peygamber"lere nazaran daha asagi durumlarda tutmustur. Bir iki rnek verelim:

I) Ibrahim "peygamber", putperest olan babasi iin magfiret dilerken Muhammed, "kfir" olarak ld diye anasi Emine'ye ve babasi Abdullah'a, ve kendisine babalik eden amucasi Eb Tlib'e byle bir davranista bulunmayip onlari cehennemlik sayar:

Her vesile ile kendisini, gelmis gemis btn "Resl'lerin" nderi, "Neb'lerin kemlini simgeleyen son neb", ve hosgr temsilcisi, ve Kiymet gnnde insanlara sefaat edecek olan ve sefati Tanri tarafindan mutlaka kabvl edilecek olan kimse nitelikleriyle tanimlamakla beraber Muhammed, her hususta hosgrszlk rnegi olmustur. O kadar ki mslman imaninda lmediler diye kendi z anasina, babasina ve kendisini evldi gibi yetistiren amucasi'na karsi dahi hosgrl bir tutum takinmamistir. Nice rneklerden biri olarak Ibrahim'i ele alacak olursak grrz ki, Kur'n'daki anlatisa gre Ibrahim, kendi z babasina karsi "putperest'tir" diye vaziyet almis olmasina ragmen, o bile Muhammed'in kendi ana ve babasina ve yakinlarina karsi gsterdigi hosgrszlg gstermemistir. Gerekten de Kur'n'da, Ibrahim'in putperest bir babasi oldugu ve bu babasini "dogru yola" sokmak iin ugrastigi ve kendisine syle yalvardigi yazilidir: "Babacigim! isitmeyen, grmeyen ve sana bir faydasi olmayan seylere niin tapiyorsun?... Dogrusu sana gelmeyen bir ilim bana geldi. Bana uy, seni dogru yola eristireyim. Babacigim seytana tapma, nk seytan Rahmn'a bas kaldirmistir... Dogrusu sana Rahmn katindan bir azbin gelmesinden korkuyorum ki bylece seytanin dostu olarak kalirsin" (Bkz. 19 Meryem sresi, yet 42-45) Buna karsilik babasi kendisine: "Ey Ibrahim! Sen mi benim tanrilarimi begenmiyorsun? Bundan vazgemezsen mutlaka seni taslarim" (K. 19: 46) diye karsilik verir. Fakat byle oldugu halde Ibrahim, byk bir hosgrrlkle babasina syle der: "Sana selm olsun (Babacigim). Senin iin Rabbimden magfiret dileyecegim... " (Bkz. 19 Meryem sresi, yet 47). Bunu derken Tanri'nin bu dilegi kabul edip etmeyecegini bilmedigini anlatmak iin de syle konusur: "Andolsun ki (babacigim) senin iin magfiret dileyecegim. Fakat Allah'tan sana gelecek herhangi bir seyi nlemeye gcm yetmez..." (K. 60 Mmtehine 4; ayrica bkz. En'm 74; Meryem 41-48). Oysa ki Muhammed, mslman maninda lmedi diye ana'si Amine iin magfiret

dilemekten kainmis: "Tanri bana bu izni vermedi" demistir1. Kendi z babasi Abdullah'i, ve daha kck yaslardan itibaren kendisine babalik eden amucasi Eb Talib'i, ayni nedenle cehennemlik bilmistir 2. Grlyor ki Ibrahim, kendi babasini (ve kavmini) puta tapmaktan vazgeirip hanf olmaya (Tanri dini'ne sokmaya) alistigi halde babasi bunu kabul etmiyor ve fakat Ibrahim, yine de babasina: "Senin iin Rabbimden magfiret dileyecegim... " diyebiliyor. Daha baska bir deyimle babasina, imana girmesi iin firsat yarattigi halde babasi bunu kabul etmiyor ve fakat Ibrahim, yine de ona "magfiret" dilemek istiyor. Her ne kadar seritilar, Ibrahim'in, imana girmesi hususunda babasina sre tanidigini ve bu sre sonunda babasi iin "istigfardan" (du etmekten) men edildigini ve nk "kfirler iin istigfar'in ciz olmadigini" sylerlerse de, ortada yine de Ibrahim lehine bir durum var ki o da, hi degilse hosgr yolunu semis olmasidir. Oysa ki Muhammed, daha ortada Arap'lar iin gnderilmis bir din yok iken (putperest ya da Yahudi olarak) len ana ve babasi iin magfiret dileme yoluna gitmemistir. Eger dsnlecek olursa ki Amine ve Abdullah mslman olma olasiligina sahip bulunmadan lmslerdir, su durumda Muhammed'in kalkipta "Tanri bana anam iin magfiret dileme izni vermedi" demesinin, ve babasini cehennemlik bilmesinin hosgryle bagdasir bir yn olamaz. nk byle yapmakla anasini ve babasini, haksiz yere cezalandirilmis bir duruma dsrmstr: hem de Tanri'nin, kendilerine din gnderilmeden nce len kimselerin cezalandirilmayacaklarina dair emri bulundugunu sylemesine ragmen! Her ne kadar amucasi Eb Tlib'e, mslman olmasi iin teklifte bulunmus ise de, onun bu teklifi geri evirmesi zerine kendisine cehennemi uygun bulmustur. Kuskusuz ki sirf farkli bir inantadir diye amucasina karsi byle bir davranista bulunmasi hosgrszlkten baska bir sey degildir. Oysa ki Eb Tlib, farkli bir dinsel inanca sahip bulunmasina ragmen, Muhammed'i korumus, onun inanlarina saygi gstermis, ve gerek anlamda hosgr rnegi olmustur. Fakat her ne olursa olsun durum su ki Muhammed, Tanri'nin, btn peygamberler ierisinde sadece kendisine Kiymet gnnde sefat hakkini tanidigini, ve sefati'nin mutlaka kabul edilecegini syledigi halde, kendi z anasi, babasi ve amucasi lehine bu hakki kullanmayi aklindan geirmemis, onlarin hepsini cehennemlik saymistir. Oysa Ibrahim, putperestlikten ayrilmayacagini anladigi babasina magfiret dilemekte devam edecegini bildirmis: "Sana selm olsun (Babacigim). Senin iin Rabbimden magfiret dileyecegim... " demistir. Kendisine Kiymet gnnde sefat etme hakki taninmis olsaydi, kuskusuz ki babasina sefatta bulunurdu.
1 2

Bu hads'ler iin bkz. Sahih-i... (Cilt IV, sh. 536) Hads'ler iin bkz. Sahih-i... (Cilt IV, sh. 537). Bu konuda ayrica benim Serit ve Kadin adli kitabima bakiniz.

II) Ibrahim, Tanri'dan "Haksizlik yapmamasi" dileginde bulunurken, Muhammed Tanri'nin haksizliklarini olumlu karsilar: (K. 7 A'raf 3-4; Tevrat (Tekvin Kitabi) Bap 18: 23-26)

Tevrat'in bir blm olan Tekvin'de Tanri'nin Sodom ve Gomorra halklarina karsi gazb'a geldigi ve sulu-susuz, ya da iyi-kt ayirimi yapmadan hepsini de helk etmek istedigi ve fakat buna karsilik Ibrahim'in kendisine byle bir haksizlik yapmamasi iin dilekte bulundugu yazilidir. rnegin Tekvin'in 18. Bap'inda, Ibrahim Tanri'ya hitaben syle der: "(Ya Rab!) Salihi kt ile beraber yok edecek misin? Belki sehrin iinde elli salih vardir; iinde olan elli salih iin bagislamayip yeri yok edecek misin? Byle yapmak senden irak olsun, salih de kt gibi olsun diye, salihi kt ile beraber ldrmek senden irak olsun; btn dnynin Hkimi adalet yapmaz mi?..." . (Tevrat/Tekvin, Bap 18: 23-25) Bu szleri dinleyen Tanri, Ibrahim'i hakli bularak syle yanit verir: "Eger Sodom'da, sehrin iinde, elli salih bulursam, btn yeri onlarin hatiri iin bagislayacagim" (Tevrat/Tekvin, Bap18: 26). Bundan cesaret bulan Ibrahim, "salih" (iyi) kisilerin sayisinin elli'den az olmasi ihtimalini ne srererek Tanri'ya yeni bir teklifte bulunur: "Belki elli salihten besi eksilir, bes kisi iin btn sehri harab edecek misin?" (Tevrat/Tekvin 18: 28). Tanri cevap verir: "Eger orada kirk bes kisi bulursam, harab etmiyecegim" (Tevrat/Tekvin 18: 28). Bu kez Ibrahim, biraz daha cesaret bularak pazarligi srdrr ve her def'asinda sayidan beser kisi indirerek Tanri'yi bu isten tamamiyle vazgeirtir. (Tevrat/Tekvin, Bap 18: 29-33). Bylece Ibrahim Tanri'yi haksizlik yapmaktan alikomus olur. Fakat anlasilan o'dur ki Tanri, daha sonra sznden dnerek bu halklari helk etmistir. Oysa ki Muhammed, bu ayni olayi Tevrat'tan (Tekvin'den) alarak Kur'n'a koyarken, Ibrahim'in ahlklik rnegi yukardaki davranisindan farkli bir davranisa ynelmis, onun yaptiginin aksini yapmistir. Daha dogrusu Tanri'nin Sodom ve Gomor halklarini, "iyi" ile "kt" ayirimi gzetmeksizin helk ettigini rnek vermis ve bunu Tanri'ya yarasir bir davranis olarak tanimlayip kendisi iin izlenmek gerereken bir yol saymistir. Gerekten de Kur'n'in A'raf Sresi'ne bu hikye ile ilgili olarak koydugu yet'de Tanri'yi su sekilde konusur gsterir: "Biz nice memleket helk ettik ki, o ky (halki) gece yatarlarken yhud gn ortasi istirahat ederlerken azbimiz o ky halkina gelmis (basivermistir)" (Bkz. 7 A'rf sresi, yet 4). Bu yet'i koymaktan maksadi, byle bir davranisi kendi izledigi saldiri siysetine ara etmektir. Nitekim "msrik'lere" (putperest Arap'lara) karsi giristigi saldirilarda oluk, ocuk, ihtiyar gen, kadin erkek, "sulu" susuz ayirimi yapmaksizin kyleri basar, helk ederdi. Bu ise Hicret'in daha birinci yilinda, Ebv ile Veddn denilen ve Medne'ye 23 mil mesafede bulunan yerlere karsi giristigi ilk savas sirasinda baslamistir. Her iki ky de yerle bir etmis, kadinlar ve erlik agina erismemis ocuklar dahil, halki kilitan geirmis, ganimetler edinmistir. Bundan dolayidir ki, saldiri vesilesiyle Veddn'a mensup Sa'b Ibn-i Cessm adinda biri, gnahsiz insanlarin bu sekilde ldrlmelerinden dogma vicdan sizlamasiyle Muhammed'e sorar: "(Y Resla'llh!) msrik...lerden ile sahibi bulunanlara gece baskini yapiliyor da ... bunlarin kadinlari, kk ocuklari da musb oluyor (ktlge ugruyor)" . Muhammed'in cevabi, insafsizlik rnegi olacak niteliktedir. Syle der: "Msriklerin kadinlari ve ocuklari kendilerinden sayilir" (daha baska bir deyimle "Onlar (yni kadinlar ve ocuklar) da msrikler (cmiasin)

dandir" demek ister; ve ekler: "(Harb hlinde) kimsenin kimseyi korumak kudreti yoktur, korumak yalniz Allah'a ve Resl'ine iddir" 1 . Grlyor ki Muhammed, hem bir yandan oluk ocuk, kadin erkek bir sr susuz insanin, sirf "msriklerdendir" diye, uykularinda iken gece baskinlariyle ldrlmelerini uygun bulmakta ve hem de bunlari koruma olanaginin Tanri'ya ve "Resl" olarak kendisine id bulundugunu syledigi hlde bu yola gitme geregini duymadigini anlatmaktadir. Dayanak olarak da Kur'n'a koydugu yukardaki yet'i (A'rf 4) gstermektedir. Simdi siz bir bu tutumu ve bir de Ibrahim'in biraz yukardaki tutumunu karsilastiriniz ve kendisini btn peygamberlerin stnde gren Muhammed hakkinda kararinizi veriniz . Seriti yazarlar Muhammed'in bu tutumunu zrl ve mesr gstermek iin akil disi mantik oyunlarina ve yalanlara basvururlar. rnegin derler ki "Msriklerin kadinlari, ocuklari kendilerinden sayilir" seklindeki szleriyle Muhammed, kadinlarin ve ocuklarin "bilihtiyar" (gelisigzel) ldrlmelerine cevaz vermis degildir. Onun maksadi sadece savas zamaninda, yni sulu ile susuzu ayirmak mmkn olmayan hllerde bu durumlarin hasil olacagini anlatmaktir. Bunu biraz daha aikliga kavusturmak iin seritilar syle eklerler: "Bir gemide muhripler ileleriyle berber bulundugu halde geminin batirilmasi; yine byle ileleriyle berber bir kaleye tahassun eden muhriplerin kale yikilarak ileleriyle beraber ldrlmesi ser'an mbahtir" 2 Bu iddi'nin, yukarda sz konusu ettigimiz olay bakimindan geersiz oldugu asikrdir, nk bir kere Muhammed'in yaptigi sey, haksiz bir saldiriya karsi koymak (ve bu vesileyle insanlarin ldrlmelerine istemeyerek sebeb olmak) degildir. Muhammed'in yaptigi sey, farkli inantaki insanlari (olayimizda "msrikleri") mslman degillerdir diye ldrmek ya da mslmanliga zorlamak iin haksiz bir saldiriya basvurmaktir. stelik olay, "msrikler"e karsi savas meydaninda girisilmis bir saldiri da degil; aksine gece vakti uyumakta ya da istirahat etmekte olan insanlarin zerine ani bir saldiri ile bu insanlari, oluk ocuk, gen ihtiyar, kadin erkek ayirimi yapmadan kilitan geirmek seklinde olusuyor. Ve btn bu isler (yine Muhammed'in sylemesine gre) Tanri adina ve gy Tanri'nin "Biz nice memleket helk ettik ki, o ky (halki) gece yatarlarken yhud gn ortasi istirahat ederlerken azbimiz o ky halkina gelmis (basivermistir)" (A'rf sresi, yet 4) seklindeki konusmasina uygun olarak yapiliyor. Yine seriti'nin sylemesine gre Muhammed, gy kadinlarin ve ocuklarin ldrlmelerine taraftar olmamis, rnegin Mekke'nin fethi gn kadinlarin ve ocuklarin ldrlms olmalarini "irkin grp tasvb etmemistir"3. Evet ama Mekke'nin fethi Hicret'in 8.ci yilina rastlar. Oysa ki Muhammed, farkli inantandirlar diye susuz ve gnahsiz insanlara karsi saldirip kadinlarin ve erlik agina erismemis ocuklarin ldrlmeleri siysetine, Hicret'in daha ilk yilinda baslamis ve bu siyseti amansizca uygulamistir. Mekke'nin fethine gelinceye kadar, yni sekiz yil boyunca, taraftarlarini farkli bir davranisa srklemek maksadiyle ikazda bulunmus degildir; rnegin onlara "Aman dikket edin, saldirirken kadinlari, ocuklari, ihtiyarlari vs... ldrmeyin" diye bir sey demis degildir. Aksine, yukardaki hads hkmnde grldg gibi, "Msriklerin kadinlari ve ocuklari kendilerinden sayilir ... Kimsenin kimseyi korumak kudreti yoktur, korumak yalniz Allah'a ve Resl'ine iddir" diyerek onlarin da ldrlmelerinin dogal oldugunu bildirmistir. te yandan, her ne kadar Mekke'nin fethi gn kadinlarin, ocuklarin ldrlmelerini yasakladigi sylenirse de4, bu yasak, "genel" bir nitelik tasimaz. Olsa olsa kendinden bildigi ve taraftarlarinin ilelerinden olusan Mekke'lilere (Kureys'e) zel bir ayricalik saglama hevesine rnek demektir, ki bu da kendi ikarlar siysetinin bir sonucudur. nk bu sayede taraftarlarini hosnud etmeyi dsnmstr. Kaldi ki Mekke'yi fethettigi zaman halk

zaten artik muslmanligi kabule yanasmis idi.


1

Sa'b Ibn-i Cessme'nin rivyeti ve Buhar'nin yorumu icin bkz. Sahih-i... (Cilt VIII, sh. 384-6; Hads no. 1262) Sahih-i... (Cilt VIII, sh. 386) Buhar'nin Abdullah Ibn-i mer'den rivyeti iin bkz. Sahih-i... (Cilt VIII, sh. 387, Hads no. 1263) Abdullah Ibn-i mer'in rivyet ettigi hads'de bu hususun belirtildigi sylenir ise de (Bkz. Sahih-i... Cilt VIII, sh. 386)hads'in ieriginde byle bir sey yoktur.

2 3 4

III) Sleyman "Peygamber" putperest kadinlarla evlenip onlara putperest kalma olasiligini tanirken, Muhammed her kim olursa olsun putperestlerin ldrlmelerini, putperest kadinlarla evlenilmemesini emreder; bu yzden ile yuvalarinin yikilmasina sebeb olur:

Kur'n'in onaylar oldugu Tevrat'tan (Ahd-i Atiyk'tan) grenmekteyiz ki Davud'un oglu Sleyman, gl bir ok lkelerle iyi iliskiler kurmak istemis ve bu amala bu lkelerin Kiral'larinin kizlari ile evlenmistir. Bunlar arasinda Misir Firavun'unun kizindan gayri Moab'lerin ve Ammon'lerin ve Edom'lerin ve Sayda'lilarin ve Hitt'lerin kizlari da vardir. Fakat Sleymen, sadece siyasal mlhazalarla degil, ayni zamanda gnlnn itislerine kapilarak da yabanci kadinlari haremine katmistir. Her ne kadar Tanri, Israilogullarina yabancilarla evlenmeyi, onlara karismayi yasaklamis ve sebeb olarak da yabanci kadinlarin kendilerini saptirabilecegini bildirmis ise de Sleyman bu emri dahi dinlememistir. Nitekim yabanci milletlere mensup olarak aldigi kadinlarin sayisi 700, cariyelerin sayisi da 300' bulmustur 1. Bu kadinlarin hemen hepsi, o tarihlede Asya ve Afrika kita'larinda geerli olan putperest dinlere mensup idiler. Fakat ilgin olan su ki, Sleyman ile evlendikten ya da onunla yasamaya basladiktan sonra kendi inanlarindan ayrilmamislardir. Sleyman da onlari putperestlikten ikmaga zorlamamistir. Zorlamak syle dursun fakat bir de onlara, kendi dinlerinde ibdet edebilmeleri iin, zel yerler yaptirmistir. Bylece bu kadinlar kendi ilhlarina buhur yakip, kurbanlar adayabilmislerdir. Yine Ahd-i Atiyk'in yazdigina gre Tanri bu yzden Sleyman'a fkelenmis ve syle demistir: "Madem ki... sana emrettigim ahdimi ve kanunlarimi tutmadin, mutlaka kiralligi senin elinden ekip alacagim ve onu sen kuluna verecegim. Ancak baban Dvd 'un hatiri iin bunu senin gnlerinde yapmayacagim; onu senin oglunun elinden ekip alacagim. Ancak btn kiralligi ekip almayacagim; fakat kulum Dvd'un hatiri iin ve semis oldugum Yerusalim'den tr bir sipti senin ogluna verecegim" (Tevrat/Ahd-i Atiyk, I Kirallar, Bap 11: 9-13) Yine Tevrat'a gre Sleyman 40 yil boyunca Isril zerinde kirallik eder. ldkten sonra da kirallik oglu Rehoboam'a geer. Grlyor ki Sleyman yukardaki davranisiyle olduka zgr ve ayni zamanda hosgrl

bir kimsedir2. Tevrat'ta (Ahd-i ATiyk'ta) yazili bulunan Sleyman'la ilgili haberleri ve hikyeleri Muhammed, kendine gre yaptigi degisikliklerle Kur'n'a aktarmistir. Fakat onun yukardakine benzer hosgrl ynlerini yansitmamistir. Aksine onun, bir sre msriklige kaymis oldugunu, cez olarak hkmdarligini yitirdigini, tahti'nin kendisine benzer baska birisi tarafindan isgal edildigini, fakat tvbe ettigi iin Tanri tarafindan af'edilerek tahtina ide edildigini bildirmistir (Bkz. 38, Sd sresi, yet 30-38) Fakat her ne olursa olsun simdi geliniz Sleyman'i, Muhammed ile kiyaslayalim, ve rnegin onun, kendi karilarinin msrikligine aldiris etmeyip onlarin inan zgrlgne saygili olmasi ile, Muhammed'in msriklere karsi takindigi hosgrsz tutumu arasinda bir degerleme yapalim. Hemen ekleyelim ki byle bir kiyaslama Sleyman lehine sonu verecek niteliktedir. Su bakimdan ki Muhammed, bir yandan "Msrikleri nerede grrseniz ldrn" (Bkz. Tevbe sresi, yet 5) diyerek dehset saarken diger yandan mslmanlarin "msrik" kadinlarla evlenmelerini yasaklamak zere Kur'n'a yet'ler koymustur. rnegin Bakara Sresine: "Ey m'minler, msrik ve (gayr-i mslim) kadinlari da, man etmedike. nikh etmeyiniz..." (Bkz. Bakara sresi, yet 221) hkm yaninda Mmtehine Sresi'ne: "Kfir karilariyle nikhlanmayin, onlari nikahiniz altinda tutmayin, bu kadinlara verdiginiz (mehri) isteyin..." (Bkz. 60 Mmtahine sresi, yet 10) diye yet'ler yerlestirmistir 3. Bu yzdendir ki mslman erkeklerden "msrik" kadinlarla evli olanlar, karilarini bosamislardir. rnegin mer b. Hattb, kendi karilarindan ikisini (Kureybe ile mm-i Glsm' ), mslman degillerdir diye, derhal bosamistir.
1 2

Bu husus Tevrat'in (Ahd-i Atiyk'in) "I. Kirallar, Bap 11:14" blmnde yazilidir. Bu konuda bkz. Ahd-i Atiyk, I Kirallar Bap 11. Ayrica bkz. H. W. Loon, The Story of the Bible... (NewYork 1923, sh. 189) Bu konudaki hads'ler iin bkz. Sahih-i... (Cilt VIII. sh. 173, 180; ve Cilt XI, sh. 282). Bu konuda ayrica benim Serit ve Kadin adli kitabima bakiniz.

IV) Davud, en yakin bir arkadasinin karisina (Betsabe'ye) asik olup onunla evlendikten sonra Tanri'dan avf dilemis oldugu halde Muhammed, kendi ogullugunun karisina (Zeyneb'e) asik olup onunla evlendikten sonra Tanri'nin

kendisini hidyete eristirdigini sylerek vnmstr.

Tevrat'da Davud "peygamber"in Betsabe adindaki bir kadina asik olup onunla evlenisi hikye edilmistir ki gerekten vicdan sizlaticidir. Hikye'ye gre Davud, bir gn sarayinin daminda gezinirken, civardaki evlerden birinde gzel bir kadin grr. Adamlarini gnderip kadini getirtir. Kadin, Davud'un en yakin arkadaslarindan birinin (Uriya'nin) karisi olan Betsabe'dir. Uriya o sirada cephede savasmaktadir. Davud, gzelligine vurulup deli gibi asik oldugu Betsabe ile cins mnasebette bulunur. Betsabe'nin kocasi cepheden gelince durumu grenir ve karisini bosar. Bunun zerine Davud, Betsabe ile evlenir. Daha sonra kumandanlarina emrederek Betsabe'nin kocasini cephe'ye gndermelerini ve en tehlikeli ates hattina yerlestirmelerini ister. Sonunda Uriya savas meydaninda lr. Fakat bu olaydan sonra Davud, pesiman olur ve Tanri'nin gazabini dindirmek zere du'lar etmege baslar. Benzer bir olay, degisik bir sekliyle, Muhammed'in yasaminda da ortaya ikar ki, Zeyd Ibn Muhammed'in karisi Zeyneb bin Cahs ile ilgilidir. Diger yayinlarimizda ele aldigimiz bu konu'nun ok kisa zeti syle: Zeyd, vaktiyle Muhammed'in ilk karisi Hatice tarafindan satin alinip Muhammed'e hediye edilmis olan bir kledir. Islm'i ilk kabul edenlerden oldugu iin Muhammed onu kendine ogul edinmis ve adini da Zeyd Ibn-i Muhammed olarak degistirmistir. Zeyd daha sonra Zeyneb bin Cahs ile evlenmis ve ondan bir de ocugu olmustur. Medne'ye hicret'ten sonra Muhammed sik sik onun evine gider, ziyret edermis. Gnlerden bir gn Muhammed, Zeyneb'e asik olur, oldugunu ona duyurtur ve sonunda durumu grenen Zeyd karisi Zeyneb'i bosar, bunun zerine Muhammed Zeyneb'le evlenir. Fakat Muhammed, mutlu bir ile yuvasini yikmaktan dolayi nedmet duymak syle dursun, Zeyneb'in gzelligine kapilip ona asik olmasini ve onunla evlenmesini Tanri emrine baglar. Bunun byle oldugunu, Tanri'dan vahy geldi diyerek Kur'n'a geirir (K. 33 Ahzb sresi, yet 37) . Tanri'nin bu sekilde hidyetine mazhar olmayi da, kendisi iin vnme vesilesi yapar1. Simdi karsilastiriniz yukardaki iki olayi ve veriniz kararinizi.
1

Bu konuda benim Serit ve Kadin ile Serit'dan kissa'lar adli kitaplarima bakiniz.

V) "Okumasi-yazmasi olmayan peygamber" olarak grnmeyi vnme vesilesi yaparken, Tanri'nin baska peygamberlere okuma ve yazmayi, hatt kusdili ve karinca dili gibi dilleri dahi grettigini belirtmekle eliskiye dser. (K. Mide 110; Neml 15-16,28)

Daha nce de belirttigimiz gibi Muhammed, okuma-yazmasi olmayan peygamber seklinde grnmekle vnms, "okumasizligini" Tanri'nin kendisine bir ltf'u ve ilhliginin bir isreti seklinde gstermistir. Ancak ne var ki kendisini okumasiz kilan bu ayni Tanri'nin diger peygamberleri okuma yazma bilir kildigini ve hatt bazilarina kus dili'nden tutunuz da karinca'larin konustuklari dil'e varincaya kadar hayvanlara ve hasarata zg dil'leri bile grettigini ve bunu onlara "ltf" olmak zere yaptigini sylemekten de geri kalmamistir. rnegin Mide Sresi'ne koydugu yet'lerle Tanri'nin Isa'ya, nmet olmak zere okuyup yazmayi, ve bu arada Tevrat ile Incil'i grettigini aynen syle belirtmistir: "Allah o zaman syle diyecek: -Ey Meryem oglu Isa! ... Sana Kitabi (okuyup yazmayi), hikmeti, Tevrat ve Incil'i gretmistim..." (Bkz. Mide sresi, yet 110) Yine bunun gibi Kur'n'in Neml Sresi'nde, Sleyman "peygamber"in kus'larin ve karinca'larin dillerinden anlar ve bu dil'leri konusur oldugu, bu dil'lerin kendisine Tanri tarafindan "bir ltf" olmak zere belletildigi, bu sretle m'minlerin ogundan stn kilindigini bildirilmistir; yet syle: "Davud ile Sleyman'a ilim verdik, ikisi de -'bizi mm'min kullarindan oguna stn kilan Allah'a hamdolsun-' dediler. Sleyman, Dvd'a vris oldu: -'Ey insanlar! dedi, bize kuslarin dili gretildi ve her sey verildi. En asikr ltf-u inayet budur".." (Bkz. 27 Neml sresi, yet 15-16). Kur'n'dan grenmekteyiz ki Sleyman, kus dilini anlar ve bu dili konusur olmak sayesinde Sebe Melikesi ile haberlesir ve sonunda onu "inananlardan" yapar. Gerekten de Neml Sresi'nde Sleyman'in Hdhd adindaki kus ile konustugu, rnegin Hdhd'n Sleyman'a: "...Senin bilmedigini grendim. Sana sebe'den dosdogru haber getirdim. Orada bir kadinin hkmranlik ettigini grdm... Kendisini de kavmini de Allah'i birakip gnese secde eder grdm...(vs...)" (K. Neml 22-26) dedigi ve Sleyman'in da Hudhd adindaki kus'a: "Bakalim dogru mu sylyorsun? Yoksa yalancilardan misin? Su mektubumu al, onlarin eline ver, sonra onlardan biraz ekil, ne cevap vereceklerini gr..." (Neml sresi, yet 28) diye emrettigi, kus'un bu mektubu Sebe melikesi'ne gtrdg ve sonunda da Sebe melikesi'nin "Sleyman ile birlikte btn lemleri var eden Allah'a teslim oldum" (Bkz. Neml sresi, yet 29-44) dedigi yazilidir. Daha baska bir deyimle Sleyman, kus dilini bilir olmak sayesinde Sebe melikesini ve kavmini "inananlardan" yapabilmistir. Sleyman sadece kus'larin degil, fakat karincalarin diline de vakiftir; Yine ayni Sre'den grenmekteyiz ki Sleyman'in cin'lerden ve insanlardan ve kuslardan mtesekkil bir ordusu vardir ve bu ordusu ile karincalarin bulundugu bir vdi'ye geldiginde karincalardan biri telas ierisinde diger karincalara: "Ey karincalar! Yuvalariniza girin, Sleyman'in ordusu farkina varmadan sizi ezmesin" der (Neml sresi, yet 17). Sleyman karincalarin dilinden anladigi iin, yukardaki konusmayi duyunca "hafife gler" ve Tanri'ya skrler eder: "Rabbim" der "bana, anama, babama ihsan ettigin nimetlere skretmeyi, hosnut olacagin ... isler islemeyi myesser kil!..." (Neml 19). Grlyor ki Tanri, Muhammed'in sylemesine gre, peygamberlerinden bazilarina, kendi dil'lerinden gayri, bir de sirf "ltf" olsun iin baska diller gretmistir, ama sevgili peygamberi Muhammed'i "okumasiz" kilmistir. nk gy, okur-yazar kilmis olsa imis, her kes onun baska kitaplardan (Tevrat'tan, Incil'den vs...) asirmalar yaptigi kanisinda olurlarmis!

Evet ama eger bu gereke geerli olmus olsaydi, Tanri'nin diger peygamberleri de okumasiz kilmasi gerekmez miydi? rnegin Tevrat'dan asirma yapar diyerek Isa'yi okumasiz kilmasi dogru olmaz miydi? te yandan bir de su var ki, okumasiz olmak, kitaplarda yazili olan seylerden habersiz kalmak degildir! Okuma yazma bilenler araciligi ile bu kitaplarda yazili olanlar hakkinda pek l bilgi edinmek mmkndr. Nitekim Muhammed Tevrat'i ve Incil'i bilenlerden yararlanmis, Kur'n'i bu kitaplardan aldigi hkmlerle doldurmustur.

VI) Diger peygamberlere stnlk iddisinda bulunurken kendi kusurlarini grmezlikten gelir:

Daha nce de belirttigimiz gibi Muhammed, her vesile ve firsatta Tanri'yi kendisine hayranlik ierisinde tanimlamistir. Gy Tanri, kendisini Arap'lar arasindan semis, peygamberlerin en sonuncusu ve en ycesi bilmis, deta basina ta etmistir; hem de ylesine ki melekleriyle kendisine "salat ve salevat" getirmistir (Ahzab sresi, yet 56). "Nedir Tanri'nin Muhammed'e karsi olan bu hayranliginin nedeni, ve neden bu kadar insan dururken, Muhammed'i kendisine bylesine yce ve ulu bir eli olarak semistir?" diye sorulacak olursa, bunun cevabini Muhammed'in Tanri anlayisinda aramak gerekir. nk Muhammed'in tanimladigi kadariyle Tanri her bakimdan keyf bir Tanri'dir, ve keyf oldugu iin bu isi de, keyflik esasina gre yapmistir. Bu vesileyle belirtmek yerinde olacaktir ki Muhammed, diger peygamberleri kendisine oranla gnhkar, yalanci, asagi vs... kiliklarda tanimlarken gerekleri saptirmistir. nk gerek o'dur ki yasami boyunca giristigi davranislar onu, bu konularda digerlerinden farkli durumda kilmamistir. rnegin Islm'i yayma bahanesiyle saldiri ve savaslara girismesi, oluk ocuk, kadin erkek vs... gibi msum kisilerin yasadiklari kyleri basmasi, kan akitmasi, ganmetler ele geirip paylasmasi, kleligi dogal kilmasi, kle alip kle satmasi, sehvetinin oklugu ile vnmesi ve haremini iki dzineye yakin gen ve gzel kadinlarla sslemesi. ya da buna benzer daha nice tutum ve davranislar onu, baska insanlardan, ve baska peygamberlerden stn kilmis degildir. Sadece ogullugu Zeyd'in esi Zeyneb'e asik olup onunla evlenmesi, ya da bir gnn gecesinde 900 savas esirinin kellelerini kestirtmesi, ya da kocasini ve babasini ldrttg Safiye ile cinyet gecesi zifaf etmesi, ya da Mslman mninda lmedi diye anasina ve babawsina "magfiret" dilemekten kainmasi ve btn bunlari Tanri emriyle yaptigini sylemesi bile onu, her hangi bir stnlk iddisinda bulunma hakkindan uzak kilmaga yeterlidir. Her ne kadar Yahudi "peygamber'ler" arasinda da, yasantilari elestiri konusu yapilmak gerekenler ok ise de, bunlardan hi birini Muhammed rnegiyle kiyaslamak mmkn degildir. rnegin Dvd kendi yakin arkadaslarindan birinin karisina, Betsabe'ye, asik olmus, onunla cins mnasebette bulunmus ve sonra kadin'in kocasini savas cephelerinden birine gnderip lmesine vesile olmustur. Bunu yapmakla kuskusuz ki

vicdan sizlatici bir davranista bulunmustur. Ancak ne var ki her seye ragmen sonunda btn bu yaptiklarinin "gnh" oldugunu itiraf'la Tanri'dan afv dilemistir. Oysa ki Muhammed (rnegin Zeynep olayinda) suunu itiraf ve afv dilemek syle dursun fakat Tanri'yi bile bu olumsuz davranisina ara kilmistir. Kur'n'a koydugu yet'lerle btn eylemlerinin hep Tanri emrine dayali bulundugunu sylemistir.

vnme Arzusunun Sinirsizligi Ierisinde Muhammed, Tanrisal Kertede, ya da Tanri'ya es Gte ve Degerde Grnme Yollarina Basvurur.

Insanlara ve peygamberlere karsi her hususta stnlk iddilarina sarilarak vnmek ve kendisini onlara vdrtmek yaninda Muhammed, bir de kendisini Tanri'nin hayranligina, sevgi ve saygisina mazhar olmus gibi gstermek, ya da Tanri'nin yaptigi isleri tasdik eder grnmek, ya da Tanri'ya yapmasi gereken isler hakkinda fikir vermek, ve hatt Tanri'yi kendisine "salavat" getirir durumlarda kilmak sretiyle de vnmekten geri kalmamistir. Su bakimdan ki, biraz ilerde belirtecegimiz gibi, Kur'n'a koydugu yet'lerle Tanri'yi "Ars'in sahibi" gibi gsterirken kendisini de bu Tanri'nin agziyle "arsin Sahibi katinda degerli, gl, sz dinlenen ve gvenilen serefli bir eli ..." olarak tanimlamis, ayrica da "Ey Muhammed! Sphesiz sana bas egerek ellerini verenler Allah'a bas egip el vermis sayilirlar..." seklinde yet'ler koyarak vnmesini Tanri ile ayniyet saglayacak noktaya gtrmstr.
1 2

Bu arada Kur'n'i, bir yandan Tanri szleri olarak gsterirken diger yandan kendi szleri imis gibi gsterdigi olmustur. rnegin el-Hkka Sresi'ne koydugu yet syle: "... bu sz, sanli, serefli bir resln szdr; (bu sz) sir sz degildir... (bu sz) khin sz degildir... (bu sz) btn lemlerin Rabbi tarafindan gnderilen vahiydir... " (K. 69 el-Hkka 40-43). Bu dogrultuda olmak zere Tekvr Sresi'ne koydugu yet de syle: "... bu sz, serefli ars sahibi nezdinde, makami yksek, itaate deger, emin bir elinin szdr" (K. 81 Tekvr 21). Her ne kadar Islmcilar bu tr yet'lerdeki "Elinin szdr" deyimini "Elinin getirdigi szdr" seklinde okumayi tercih ederlerse de, ya da bazilari "eli" deyimini "Cibril" olarak belirlerse de gerek o'dur ki Muhammed bunu kendisi iin tam bir vnme vesilesi yapmak istemistir. Nitekim Tanri'yi bile, melekleriyle birlikte kendisine "salevat" getirir durumda kilmak zere Kur'n'a: "Sphe yok ki Allah ve melekleri, salevet getirir(ler) peygamber (Muhammed) 'e; ey inananlar siz de ona salevet getirin, tam teslm olarak da selm verin" (K. 33 Ahzb sresi, yet 56) seklinde yet koymustur. Grlyor ki Muhammed'in sylemesine gre Tanri, nasil ki insanlarin kendisine salevet getirmelerini ve "teslimiyet izhr etmelerini" istiyor ise, kendisi de, Tanri olarak, melekleriyle birlikte ayni seyi Muhammed'e yapma hevesindedir; bunu yaparken mslmanlardan da Muhammed'e "teslim" olmalarini beklemektedir. Btn bunlardan gayri bir de Tanri'ya fikir vermek, ya da O'nun yapmayi dsnmedigi seyleri yapmis grnmek (negin Kur'n'in yedi lehe'de okunmasini saglamak) ya da Tanri'nin eylemlerine mesruiyet kazandirmak (rnegin peygamberleri tasdik etmek) gibi

yolardan kendisini Tanrisal kertede kilmaga alismistir. Biraz ilerde bu hususlari ayrica aiklayacagiz ve grecegiz ki bu tr hkmlerle Muhammed, hem bencil duygularini ve iktidar arzularini tatmin etmis, hem de insanlari kolaylikla "kul" durumunda tutabilecegini hesap etmistir. Bunu en etkili bir sekilde yapabilmek iin her seyden nce Tanri'yi, "arsin sahibi" olarak, azametiyle, yceligiyle vnr gstermis, ve sonrada bylesine azametli ve yce bir Tanri'yi kendisine hayran ve salevt getirir olarak gstermistir. Daha baska bir deyimle Tanri ile ayni kertede olmayi, ya da kendisini Tanri'ya vdrtmeyi kendisi iin gnlk siyset geregi bilmistir. Her ne kadar bu konulara "Kur'n'in Elestirisi", ve ayrica "Muhammed'in Tanri anlayisi" basligi altindaki alismalarimizda deginmis olmakla beraber, burada kisaca bir iki hususu ele almakta yarar vardir.
1 2

81 Tekvr sresi, yet 19-21. Ayrica bkz. Kur'n 69 Hakka 40) Bkz. 48 Fetih stresi, yet 10

I) Muhammed'in Tanri'si, her ne kadar vnme'nin kt bir sey oldugunu sylemekle beraber, azamet saip vnmekten geri kalmayan, ve bu azameti ve yceligi ierisinde Muhammed'i ycelten, ona salevt getiren bir Tanri'dir.

Muhammed'in tanimladigi Tanri, insan denen varligi kendisine kul edinmekle, yalvar yakar etmekle, skrettirmekle ve dilendirmekle vnen bir Tanri'dir. Bunu yaparken bir de kendisini azametli gsterme yolunu semistir, nk yaratmis oldugu Insan'i kendi nnde biraz daha boyun egerek klms grmek ister. Daha baska bir deyimle Muhammed'in Tanri'si, her ne hikmetse kul'larini asagilattigi lde mutluluk duyan, ve asagilatmak iin de kendi kendisini yceltmek ve vmek ihtiyacinda bulan bir Tanri'dir: hem de vnmenin kt bir sey oldugunu syleyerek! Syleki: Kur'n'in bir ok sre'lerinde "alak gnll" olmanin "iyi", fakat "vnme'nin", "bbrlenme'nin" ise "kt" bir sey oldugu ve vnen kimseleri Tanri'nin sevmedigi ve cennete almayacagi yazilidir. Iste iki rnek: "Allah, kendini begenip vnen kimseyi sphesiz ki sevmez... " (K. 31 Lokman sresi, yet 18) ya da: "Bu hiret yurdunu... yeryznde bbrlenmeyi istemeyen kimselere veririz" (K. 28, Kasas sresi, yet 83) Anlasilan o ki Muhammed'in Tanri'si, kisilerin vnmelerini, bbrlenerek yrmelerini kendisi bakimindan rekbet niteliginde bir sey saymis ve yasaklamistir. Bunu iyice bellietmek iin syle der:"Yeryznde bbrlenerek yrme, nk sen ne yeri delebilir ve ne de boyca daglara ulasabilirsin. Rabbinin katinda bunlar hepsi begenilmeyen kt seylerdir" (K. 17 Isr sresi, yet, 37-38).

te yandan Muhammed'in tanimladigi Tanri, vnmek kadar vlme'nin de kt bir sey oldugunu syler. Kul'larinin kendi kendilerine vnmelerini sevmedigi gibi bir insanin bir baska insani vmesine de tahamml gstermez; bu sekilde davrananlari hizaya getirir. rnegin Eb Mse'l-Es'r'nin rivyetine gre bir kere Muhammed, bir kimsenin diger bir kimseyi "sen" ettigini grms ve derhal: "Siz adami (magrur edip) ldrdnz, yhud arkasini yardiniz" demistir 1. Ancak ne var ki Muhammed'in Tanri'si, vnmenin ve vlmenin bylesine kt bir sey oldugunu sylemekle beraber kendisi, vnmeyi, hem de asiri sekilde bbrlenmeyi mutluluk bilir. ylesine ki ogu zaman sylediklerini unuturcasina ayni seyleri tekrarlar. Nice rnekten biri olarak Mlk Sresi'ndeki su yet'leri okuyalim: "(Allah) Ycedir, her seye kdirdir, hkmrandir... yedi gk yaratmistir, yarattigi her sey mkemmeldir, gk isiklandirmistir., (vs...)" (K. 67 Mlk sresi, yet 1-5). Bu arada kendisine kul'luk etmeyen, kendisini yceltmeyenleri kaynar suya atacagini, yceltenleri ise byk mkfatlara ulastiracagini hatirlatir (K. 67: 6-12). stelik, kendi kendisini yceltirken, kul'larina tehditler savurmaktan, onlari asagilatmaktan geri kalmaz. Ve sonra yine baslar azametini sergilemeye. Kul kertesinde yarattigi insan'in ne vnmeye ve ne de vlmeye layik bir yn olmadigini, ve vnmeye ve vlmeye sadece kendisinin layik bulundugunu anlatmak iin syle der: "Allah vlmeye layik olandir". (Bkz. 57 Hadd sresi, yet 24) Bunu yaparken ayrica da kendisini kullarina vdrtmeyi ihmal etmez. Bylece kul'larini biraz daha klttgn dsnerek muhtemelen mutlulugunu arttirmis olur. rnegin syle der: "(Tanri)... Ycedir, Ulu'dur. Yedi gk, yer ve bunlarda bulunan kimseler O'nu tesbih eder. O'nu hamd ile tesbih etmeyen yoktur" (K. 17 Isr sresi, yet 43-44) Sylemeye gerek yoktur ki Tanri'yi, bu sekilde vnr ve vlmeye layik grr imis gibi gsteren Muhammed'tir. Tanri'yi bylesine azametli ve yce gsterirken, ve insanlari O'na taptirtirken, kendisini de "Tanri elisi" olarak insanlara ayni ycelikte kabul ettirmekten geri kalmaz. Nice rneklerden biri olarak Hadd Sresi'nin su yet'lerini okuyalim: "... gklerin ve yeri hkmdarligi O'nundur. O gldr, Hkimdir, diriltir, ldrr. O her seye kdirdir; O her seyi bilir; gkleri ve yeri alti gnde yaratan, sonra arsa hkmeden, yere gireni ve ondan ikani bilen O'dur... Allah yaptiklarinizi grr; gklerin ve yerin hkmdarligi O'nundur... geceyi gndze, gndz geceye katar; O kalblerde olani Bilendir. Ey insanlar Allah'a ve peygamberine inanin" (K. 57 Hadd 1-8). Grlyor ki Tanri'yi yceltirken ve insanlari O'na taptirirken kendisini de araya sikistirmayi unutmamistir Muhammed!
1

Sahih-i... (Cilt VIII, sh. 102)

II) Muhammed'in sylemesine gre Tanri, sirf kul'lari kendisini vsnler diye, onlara gnhlarini bagislamayi va'd eder; ayrica da kle azad'lamis gibi sevap kazanacaklarini syler.

Eb Hreyre'nin rivyetine gre Muhammed, Tanri'yi ven ve ycelten her mslman kisi'nin gnahlarinin bagislanacagini bildirmis ve syle demistir: "Her kim, bir gnden yz def'a -Allah'tan baska yoktur tapacak, yalniz Allah var. O'nun esi, ortagi yoktur. Mlk O'nundur. O vlr. Ve onun her seyi yapmaga ve yaratmaga gc yeter- derse, o kimse on kle azatlamiscasina me'cr olur (sevap kazanir). Ve ona yz sevap yazilir, yz gnhi bagislanir; ve bu du o m'mine du ettigi gnde o gnn aksamina kadar seytan serrinden emn bir kale olur" 1. Dikkat edilecegi gibi kle sahipleri, Tanri'yi yceltmek sayesinde kle azad'lamis gibi sevap kazanacaklardir. Yine Muhammed'in sylemesine gre eger mslman kisi bu du'yi gnde yz def'a'dan fazla okuyacak olursa, fazla okudugu oranda fazilet sahibi olur2. Grlyor ki Muhammed'in Tanri'si, sirf kendisini vsnler diye kisileri kle azatlama klfetinden kurtarmaktadir; nk gnhlardan kurtulmak iin kle azatlama yerine gnde yz def'a Tanri'yi yukardaki sekilde yceltmek yeterlidir. Sylemeye gerek yoktur ki kisi, kendisi iin yararli olan kleleri azatlayacak yerde gnde yz defa bu du'yi tercih edecek, bylece Tanri'yi yceltme ugruna klelik kurulusunun srp gitmesini saglayacaktir. Hatirlatalim ki Muhammed, kendi toplumu iinde en fazla kleye sahip olanalrdan biriydi; ldg tarihte seksen ya da yz kadar klesi oldugu sylenir . Kuskusuz ki yukardaki sekilde Tanri'ya vgler yagdirtmanin kendi bakimindan yararli oldugunu dsnmstr.
3

1 2 3

Sahih-i... (Cilt IX, sh. 59) Sahih-i... (Cilt XII, sh. 350; Hads no. 2157) Bu konuda benim Serit ve Klelik kitabima bakiniz.

III) Muhammed'in Tanri'si, kendisini vmeyen kul'larini "gfillikle", "kibirlilikle" sular:

Muhammed'in sylemesine gre Tanri, kendi kendini vmek yaninda bir de kul'lari tarafindan vlyor olmaya meraklidir; kendisini vmekten kainan, kendisine du etmeyen kul'larina garez baglar, onlari "gfillikle", "kibirlilikle" sular ve cehennemlere layik sayar. rnegin: "Siz bana du ediniz ki ben de size icbet edeyim. Bana ibdetten kibirlenen su gfiller, zell ve hkir olarak yarin cehennem'e gireceklerdir" (Bkz. M'min sresi, yet 60) 1. Grlyor ki Tanri, Cehennem korkutmasiyle insanlari kendisine vg yagdirir durumda

tutmak istegindedir. Sylemeye gerek yoktur konusan Muhammed'dir. Cehennem korkutmasiyle insanlari Tanri'ya vgler yagdirtirken, ve yalvar yakar hale getirirken, aslinda kendisini insanlara vdrtms olmaktadir. Yni Tanri'yi yceltmeyi, ayni zamanda kendisini yceltmek sekline sokmustur.
1

Hads'ler iin bkz. Sahih-i... (Cilt XII, sh. 330 ve d.)

IV) Azametli ve Yce niteliklerle tanimladigi Tanri'ya kendisini vdrtmek sretiyle Muhammed, insanlari kendisine bas eger, hatt tapar hle getirir.

Her vesileyle tekrarladigimiz gibi, Muhammed, kendi anlayisina yatkin bir Tanri hayal etmis, bu Tanri'nin Arap diliyle konustugunu, ve kendisine Arapa vahiy'ler yoladigini sylemis, sylerken de Tanri tarafindan her dim vglere mazhar oldugunu eklemistir. Fakat bu konuda ortaya vurdugu hkmlerden edinilen kani o'dur ki Tanri, Muhammed'i ver ve yceltirken, hani sanki Muhammed'in agzindan ikan szleri tekrarlamaktadir. Su bakimdan ki Muhammed, kendisini yceltici sozleri Tanri'nin agzina tikmis gibidir. Denilebilir ki bu ise Muhammed, kendisini "Peygamber" olarak iln ettigi ilk anlardan itibaren baslamistir. Kendisini ciddiye almayan ve "peygamber" olarak kabul etmeyenlere, ya da kendisine "Sen bir delisin", ya da "sen sapitmissin" seklinde konusanlara karsi hep Tanri'den geldigini syledigi vahiy'lerle karsilik verirdi. rnegin kendisine "deli" diyenlere karsi Tanri'nin su sekilde yanit verdigini sylerdi: "Ey Muhammed!)... onlar sana... -'Sen mutlaka delisin-' dediler... " (K. 15 Hicr 6-7); "Ey Muhammed!... sen deli degilsin..." (K. 68 Klem 1-2); "Sen serefli bir elisin... (K. 69 el-Hakk 40); "Ey Muhammed! Sen Rabbinin nmetine ugramis bir kimsesin" (K. 68 Klem 1-2); "Ey Muhammed! Sphesiz ki sen byk bir ahlka shipsin" (K. 68 Klem 4) Kendisine "sen sapitmissin " ya da "sen btila inanmissin" diyenlere karsi, Tanri'nin, yeminler ederek syle konustugunu sylerdi: "Battigi zaman yildiza andolsun ki, arkadasiniz (Muhammed) sapmadi ve btila inanmadi..." (K. 53 Necm 1-3). Kendisine "Sen Kur'n'i uyduruyorsun" dedikleri zaman, yine Tanri'nin agziyle onlara karsilik verir, Kur'n'in vahye dayandigini, vahyi getirenin Cebril oldugunu, Cebril ile yaratiklar leminin son noktasi demek olan "Sidret'l-Mnteh" da grstgn, o grstg yerin yaninda meleklerin, sehitlerin ve gnah'tan/haram'dan sakinanlarin ruhlarinin barindigi "Cennet'l-Me'v"nin bulundugunu sylerdi. rnegin Kur'n'a, Tanri'nin byle konustuguna dir yet'i koymustur: "...(Muhammed) arzusuna gre de konusmaz. O (bildikleri) vahyedilenden baskasi degildir. nk onu, gl kuvvetli ve ustn yaratilisli biri (Cebrail) gretti. Sonra en yksek ufukta iken asil sekliyle dogruldu. Sonra (Muhammed'e) yaklasti, derken daha da yaklasti. O kadar ki (birlestirilmis) iki yaya arasi kadar, hatt daha da yakin oldu. Bunun uzerine Allah (Muhammed'e) vahyini bildirdi. (Gzleriyle) grdgn kalbi yalanlamadi. Onun grdkleri hakkinda simdi kendisi ile tartisacak misiniz? Andolsun onu, Sidret'l-Mnteh'nin yaninda nceden bir def'a daha grmst, Cennet'l-Me'v onun yanindadir. Sidre'yi kaplayan kaplamisti. Gz kayamdi

ve siniri asmadi. Andolsun o, Rabbinin en byk yetlerinden bir kismini grd" (K. 53 Necm 3-18). Medne'ye hicret ettikten sonra etecilik, ve savas siyseti sayesinde giderek glenmis, glendikce kendisini Tanri kertesinde, hatt Tanri'nin da stnde gsterecek kadar vnr olmaga baslamistir. ylesine ki Kur'n'a yerlestirdigi yet'lerle, ya da Kur'n olmayarak syledigi szlerle kendisini "kinatin yaratilis sebebi" olarak tanimlamaktan tutunuz da, Tanri ile ayniyet halinde bulunduguna ve agzindan ikan szlerin Tanri'nin agzindan ikmis olduguna, ve yaptigi her isi Tanri dilegi ve Tanri izni ile yaptigina, ve kendisine bas egenlerin Tanri'ya bas egmis sayilacaklarina varincaya kadar, sinirsiz vnmelere ynelmis ve nihyet bu vnmelerini Tanri'nin dahi kendisine salevat getirdigini syleyecek noktaya eristirmistir. Syleki: Kur'n'in Ahzb Sresi'nde Tanri'nin Muhammed'e hitaben gy syle konustugu yazili: "Ey peygamber! Biz seni... O'na agiran bir isik olarak gndermisizdir" (K. 33 Ahzb sresi, yet 40, 45-46) . Bu yet'leri koymakla Muhammed, kendi kendisini "ilk nr" seklinde tanimlamis olmaktadir. Fakat bununla kalmayip bir de kendisini btn lemlere "rahmet" olarak gnderilmis gibi gsterir ve Tanri'nin syle konustugunu bildirir: "(Reslm) Biz seni ancak lemlere rahmet olarak gnderdik" (K. 21 Enbiy sresi, yet 107). Buradaki "rahmet" szcg "esirgeyen", "merhamet eden" anlamlarinadir. Fakat bunu yeterli bulmaz, bir de kendisini:"Kinati olusturan varliklarin yaratilis sebebi" seklinde gstermek zere Tanri'nin agziyle sunu ekler: "(Ey Muhammed!) Eger sen olmasaydin, en son peygamber, Ben bu varliklari yaratmazdim..." . Hani sanki Tanri, btn lemlere ve zellikle insanlara (zevil'ukul) merhamet ettigi iindir ki Muhammed gndermistir, ve istemistir ki o, btn insanliga kurtulus yolunu gstersin .
1

Tanri'yi bu sekilde konusuyormus gibi gsterirken, ayni zamanda kendi olumsuz ynlerini rtbas etmek zere vnme yollarini arar. vnrken de, kendisinin "asl" bir insan olarak dny'ya geldigini sylemekten tutunuz da "iyilik timsli" olusuna, "mert'ligine", "yksek ahlk shibi olusuna", "hsgrllg'ne" , "merhametli'ligine" vs... varincaya kadar her ynyle yce grnmesini saglayacak nitelikte szleri tekrarlar. Bir ka rnekle yetinelim: Ahzb Sresi'ne koydugu bir yet'le kendisinin, Tanri tarafindan insanlara en gzel bir rnek olmak zere gnderildigini, Tanri'ya ve hirete kavusmak isteyenlerin kendisini rnek edinmeleri gerektigini belirtir. Daha dogrusu Tanri'nin syle konustugunu syler: "Ey inananlar! Andolsun ki, sizin iin Allah'a ve hiret gnne kavusmayi umanlar ve Allah'i ok anan kimseler iin Reslullah, en gzel bir rnektir" (K. 33 Ahzb sresi, yet, 21) . Yni Allah'a ve hahiret gunne kavusmak isteyenler iin yapilacak sey Muhammed rnegini izlemektir. Klem Sresi'ne koydugu yet'lerle kendisini Tanri'nin nmetine erismis ve byk bir ahlka sahip kilinmis gibi gsterir. Tanri'yi syle konusmus gibi gsterir: "(Ey Muhammed!) Rabbinin nmetine ugramis bir kimsesin... " (K, 68 Klem sresi, yet 1-2). Ayrica da Tanri'nin kendisini Araplar arasindan seip "iyilerden" kildigini tekrar eder (Klem, 50). Ayni sreye koydugu diger bir yet syle: "(Ey Muhammed!) Sphesiz sen byk bir ahlka sahipsin" (K. Klem, 4) diye eklemektedir. Nis Sresi'ne koydugu yet'lerle kendisini, Tanri'nin bol nmetlerle hikmete eristirdigi, bu sayede sapikliktan uzaklastirdigi bir kimse olarak gsterir: "Ey Muhammed! Eger sana Allah'in bol nmeti ve rahmeti olmasaydi, onlardan bir takimi seni sapitmaga alisirdi.

Halbuki onlar kendilerinden baskasini saptiramazlar, sana da bir zarar veremezler... Allah'in sana olan nmeti ne byktr" (Bkz. Nis sresi, yet 113) Hakk Sresi'ne koydugu yet'lerle Tanri'nin kendisini "serefli bir eli" olarak setigini bildirir (K.69, Hakka sresi, yet 40); Mucdele (ve ayrica Ahzb) Sresi'ne koydugu yet'lerle, kendisini incitenlere Tanri'dan azb gelecegini mjdeler: "Allah'a ve Reslne karsi gelenler, kendilerinden ncekilerin alaltildigi gibi alcaltilacaklardir... Kfirler iin kk dsrc bir azap vardir" (K. 58, Mcdele sresi, yet 5. Ayrica bkz. Ahzb 57, vs...) Hkka Sresi'ne koydugu yet'lerle kendisini "ok serefli bir eli" olarak, ve Kur'n'i da kendi szleri imis gibi tanimlamak zere Tanri'nin syle konustugunu syler: "Hi sphesiz o (Kur'n), ok serefli bir elinin szdr" (K. 69 Hkka, sresi, yet 40) Bunlara benzer daha nice yet vardir ki, Kur'n'in hemen her sresi'nde yer almis olarak karsimiza ikar. Yine tekrarlayalim ki Muhammed'in Tanri tarafindan yceltidigini belirleyen bu vg yet'leri, Muhammed'in "Tanri'dan vahiy indi" diyerek Kur'n'a yerlestirdigi seylerdir. Bylece kendi tanimi olan Tanri'ya kendisini yceltici szler syletmis olmaktadir.

*
1

Elmalili H. yazir , age (Cilt IV, sh. 3375. Ayrica bkz. Acln'nin Kesf'l- Haf ve Mul'l- Ilbas adli yapitindan alinti iin bkz. ztrk, age... sh. 10-13)

V) Tanri'nin (melekleriyle birlikte) kendisine "salt ve selm" eder oldugunu syler (K. 33 Ahzb sresi, yet 56)

Muhammed'in vnme arzusu ylesine sinirsizdir ki, Tanri'nin, yukarda belirttigimiz sekilde kendisini vdgn sylemekle yetinmez; bir de Tanri'yi, melekleriyle birlikte, kendisine "salt ve selm" eder durumlarda kilar. Ahzb Sresi'ne koydugu yet'lerle Tanri'yi syle konusmus gibi gsterir:"Bir hakikattir ki Allah ve melekleri, o Yce Neb Muhammed'e salt ederler. Ey m'minler, siz de hep ona salt ediniz ve huls ile selm veriniz" (K. 33 Ahzb sresi, yet 56) .
1

Bu yet'le ilgili olarak Muhammed'in sylediklerine gre, gy bir gn Tanri, Cebril'e emir vererek yeryzne inmesini ve Muhammed'i bulup selmlamasini ister. Selmlarken de

"Selm sana ey evvel, selm sana ey hir, selm sana ey zhir, selm sana ey btin..." diyerek yceltmesini ekler. Burada geen "evvel" szcg, gy Muhammed'in "yaratilis bakimindan peygamberlerin ilki" oldugunu belirtmek iindir. "Ahir" szcg, zaman bakimindan "peygamberlerin sonucusu" oldugunu anlatmak iindir. "Zhir" szcg, "iinde bulundugu zamanda ortaya ikarildigi", ya da "arka ikan" ya da "yardimci" anlamlarini vurgulamak iindir. "Btin" szcg, "Muhammed" adi'nin Tanri'nin adiyle birlikte "kirmizi bir nur" ile arsin gvdesine yazildigini aiklamak iindir. Gy Tanri bu nitelikleri belirterek Muhammed'i yceltirken istemistir ki o, bu ynleriyle diger btn peygamberlerin stnde bir kerteye ykselmis olsun. Ve bunu yapmakla anlatmak istemistir ki, btn varliklar, Muhammed'e "salt ve selm" iin yaratilmislardir, ve Tanri, bizzat kendisi de melekleriyle birlikte, Muhammed'e salt ve selm etmektedir. Bunun byle oldugunu Muhammed, kendi agziyle su sekilde belirtmekte: "Cebril yeryzne indi ve bana su sekilde selm verdi -<Selm sana ey evvel, selm sana ey hir, selm sana ey zhir, selm sana ey btin... Ey peygamber sunu bil ki Allah bana, seni bu sekilde selmlamami emretti. nk yce yaratici seni bu niteliklere yceltti ve seni bu sifatlarla diger peygamberlerin stnde bir mertebeye ikardi. Sana 'evvel' dedi, nk sen yaradilis bakimindan peygamberlerin ilkisin. Sana 'hir' adini verdi, nk sen zaman bakimindan... son mmete kadar her toplumun peygamberi olacak neblerin sonuncususun. Allah seni 'btin' diye adlandirdi nk senin adini kendi adiyle birlikte kirmizi nrla arsin gvdesine yazdi... Btn varliklar iinde ylesi vardir ki yalniz sana salt ve selm iin varolmustur. Allah da sana salt ve selm eder ey peygamber..." 2 Grlyor ki Tanri, Muhammed ile deta yer degistirmis gibidir. Daha baska bir deyimle Tanri olarak kendisine "salt" edilen bir "Yaratan" iken, bu kez Muhammed'e "salt ve selm" eder bir duruma girmistir. Hemen belirtelim ki "salt", ya da "salvat" szckleri yle sanildigi gibi sadece "vmek" ya da "kutlamak" (ta'zm ve tebrk) anlamina gelmez; ayni zamanda "du" ve "namaz", "ibdet" demektir. Daha baska bir deyimle "salt", namaz seklinde Tanri'ya ibdet anlamindadir "Du" sekli olarak"Aleyyisseltu vesselm" ya da "Salvatullah aleyh" ya da "Salllah aleyhi ve selm" sekillerinde kullanilir. "Namaz" szcg ise gerek Kur'n'da ve gerek hads'lerde, du'nin en mkemmel sekli olan "salt" szcg ile karsilanmistir ("Salvat" szcg de "namazlar" demektir); bazilarina gre ise "Rahmet"tir (ki "esirgeyen", "merhamet eden" demektir) ve Tanri'ya mahsustur. Kisi, salt ederek, ve sabir gstererek Tanri'nin yardimini arar. rnegin Kur'n'da syle yazili: "Sabir ve namaz ile Allah'tan yardim isteyin. Sphesiz o (sabir ve namaz) Allah'a saygidan kalbi rperenler disinda herkese zor ve agir gelen bir grevdir" (K. Bakara 45) Serit bilginlerinden bazilarina gre "salvat" tan anlasilmak gereken sey "Bes vkit namazlariyle diger namazlarin kaffesidir" . Bazilarina gre de sadece "namazlar" anlaminadir 3. Fakat hangi anlamda olursa olsun "salvat" tan maksadin yalniz Tanri'yi yceltmek oldugu ve "ne aika ve ne de sakli olarak mahlkattan hi birini Tanri'ya es tutmaga ya da ortak kosmaga cevz vermedigi" sylenir. nk "salt" ve "salvat" getirmek demek, Tanri'yi en kutsal sekilde yceltmek demektir4, ki alak gnllg gerektirir. Yni bir bakima Tanri'ya karsi alak gnlllgn ortaya vurulmasidir ("tevazu tezahr"dr); uluhiyet karsisinda kisi'nin "mutevazi" bir sekilde ve hus ile namaz kilmasi demektir. rnegin Kur'n'da yer alan: "Onlar ki, namazlarinda hus iindedirler..." (K. elM'minn 2) seklindeki yet bunun aik ifdesidir. Bu yn ile namaz (salt), genellikle Tanri'yi yceltme amacina ynelik du niteliginde olup ayni zamanda "nefsini hkir grme ve tevzu yardimiyle ulhiyet iinde kendini kaybetmektir". Sufyan al-Savri: "Tevzu'u tanimayan kimsenin namazinin hibir degeri yoktur" der. Imm Gazal ayni dogrultuda

grsler belirtmistir5. Ve iste Muhammed, mnhasiran Tanri'yi yceltmek, ve sabirla ve "tevzu" (alakgnlllk) ile Tanri'dan yardim dilemek anlamina geldigini syledigi bu du tarzini, Kur'n'in Ahzb Sresi'ne koydugu bir yet'le kendisine ynelik yapivermistir; yni Tanri'yi kendisine salt eder sekilde gsterivermistir; yet'i tekrar okuyalim: "Sphe yok ki Allah ve melekleri salevat getirir Peygambere! Ey inananlar siz de ona salevat getirin, tam teslim olarak da selm verin" (K, 33 Ahzb sresi, yet 56) 6. Bu yet'in bir baska eviri syle: "...Allah ve melekleri, o Yce Neb Muhammed'e salt ederler. Ey m'minler, siz de hep ona salat ediniz ve huls ile selm veriniz" ( Ahzb 56). Dikkat edilecegi gibi Muhammed bu yet'i koyarken Tanri'yi "Yce Nebi Muhammed" diyerek konusur gstermis, bylece kendisini Tanri'nin agziyle iki misli yceltmistir. Daha baska bir deyimle vaktiyle kendisi, mslmanlarla birlikte Tanri'ya "salevat" getirirken, giderek glendikten sonra simdi Tanri'dan, melekleriyle birlikte, kendisine "salevat" etmesini beklemektedir. Ayrica da m'minlerden, kendisine "salevat" getirmelerini istemektedir. Yorumcularin aiklamalarina gre bu yukardaki yet sunu ifde etmektedir ki Muhammed'e salevat "farz'dir"; yni onun adi'nin getigini duyan her mslman yukardaki sekilde du etmelidir .
7

Mslman kisileri kendisine "salt ve salevat" getirtebilmek iin, bir yandan onlara tehditler savurur, diger yandan da mkfat'lar va'd ederdi. Tehdit niteliginde olmak sunu belirtirdi ki, kendisine salevat getirmeyeni Tanri yargilamadan cehenneme atacaktir. Syle derdi: "Tanri, bir Mslmanin yaninda anildigim vakit bana salevat getiren iin -'Tanri seni yargilasin'- diyen iki melek grevlendirmistir; teki melekler de bu iki melege kargilik olarak -'Amin'- derler. Bana salevat getirmedigi zaman da o iki melek -'Tanri seni yargilamasin'der, teki melekler de yine -'Amin'- derler". 8 Kendisine "salevat" getirmeyecek olan mslmanlara yukardaki nemli ihtari yaptiktan sonra, bir de su lnetlemeyi savururdu: "Yaninda ben anildigim vkit, bana salevat getirmemis olanin burnu srtlsn" 9. te yandan kendisine "salevat" getirecek olanlara bir takim mkfatlar va'd ederdi ki bunlardan biri sudur: "Kim bana bir yazi iinde salt ve selm ederse (bunu yazarsa) adim o yazida durdugu srece melekler onu yazana salt ve selm ederler" 10. Fakat bunu da yeterli bulmaz, bir de kendisine salt ve selm edenlere Tanri'nin fazlasiyle ayni seyi yapacagini anlatmak zere syle derdi: "Bana bir kez salt ve selm edene Allah bu yzden on kez salt ve selm eder". Bu szlerden anlasilan su olmaktadir ki Tanri, kisileri, faziletli davranislari, drstlkleri, hayirliliklari vs... gibi nitelikler yznden degil fakat sirf Muhammed'e salevt getirdiler ya da getirmediler diye degerlenmekte, ve buna gre Cennet'lere ya da Cehennem'lere gndermektedir.

Fakat bu konuda biraz daha etkili olmak zere Muhammed, bir de Mslman kisilere su sekilde du etmelerini emretmistir: "Allahmme salli al Muhammed'in ve al li Muhammed", ki Trkesi sudur: "Allah'im! Muhammed efendimize ve o'nun ehlibeyt'ine salt ve selm et". Daha basa bir deyimle kisi'leri Tanri'ya deta tlimat verir gibi konusturarak. Tanri'yi kendisine "salt ve salevt" getirme durumunda birakmistir11.

te yandan Ibn Abbs gibi Sahb'lerin aiklamasi syle: "Du ettiginde onun iine ... Peygamber'e salt ve selm kat. nk O'nun iin yapilan du mutlaka kabul edilir. Ve Allah senin du'nin bir kismini kabul edip, diger bir kismini reddetmeyecek yceliktedir" 12. Daha baska bir deyimle, eger mslman kisi, kendisi iin Tanri'dan yardim istemek zere du ederken, ayni zamanda Muhammed'e salt ve selm katacak olursa, Tanri onun yardim istegini mutlaka kabul eder. Bundan dolayidir ki Mslman kisiler, sokaktaki insandan Devlet ynetiminin en yksek derecesinde bulunanlara varincaya kadar, su sekilde du etmeyi hem meziyet, ve hem de kendileri bakimindan bir ikar vesilesi bilirler: "Allahim! Varliklarin en sekini Peygamberimiz Efendimize, btn varliklar adedince salt ve selm et" 13. Dikkat edilecegi zere burada Tanri, yeryzndeki varliklarin sayisi kadar bir miktar zerinden Muhammed'e salt ve selm etme durumunda bikrakilmis oluyor, ve kisi'nin bu du'sini kabul etme zorunda kaliyor! Sylemeye gerek yoktur ki bu durum, hem mslman kisilerin ve hem de asil Muhammed'in ikarlarini saglamaga yarar niteliktedir. Bundan dolayidir ki Muhammed, m'min'lerin kendisine yukardaki sekillerde du etmelerini garantiye baglamak zere bir bulusta daha bulunmustur ki o da gezgin melekleri ise karistirmak olmustur: gy bu melekler kendisini, her hususta oldugu gibi bu konuda da haberdar kilmaktadirlar. Syle diyor Muhammed: "Allah'in yer yznde bir takim gezgin melekleri vardir ki bunlar, mmetimin bana salt ve selmini ulastirmakla grevlidir" 14. Sylemeye gerek yoktur ki bu inanla egitilen mslman kisiler, yeryzndeki meleklerin gzetlemesi altinda bulunduklarini dsnerek Tanri'dan, devamli sekilde Muhammed'e salt etmesini isteyeceklerdir. Kuskusuz ki Muhammed, btn bunlari yaparken kendisini, Tanri'nin dahi stnde bir duruma ykselttigini sanmis, bylece vnme ihtiyacini bir de bu yollardan gidermege alismistir. Ancak ne var ki sirf vnecegim diye Tanri'yi ve Mslman kisileri kendisine "salt ve salevat" eder durumlarda birakirken, Tanri fikrindeki kutsalligi zedeledigini farketmemistir. Fakat anlasilmaz olan husus su ki Muhammed, bir yandan Tanri'nin her daim yardimina mazhar oldugunu sylerken, diger yandan da kisileri kendisine ara yapip, onlarin du'lari yolu ile Tanri'dan yardim saglama, ya da Tanri'yi kendisine hayran kilma cabasindadir. *
1

Glpinarli evirisine bakiniz. Bu husus'la ilgili hads'ler iin bkz. Sahih-i... (Cilt XI, sh. 161, Hads no. 1725; ayrica sh. 163, hads no. 1726) el-Kaar'nin Serhu's-Sif adli kitabindan alinti iin bkz. ztrk, age (sh. 67-8) Diynet'in aiklamasi syle: "Salt lgaten du ma'nsindadir. Serit rfnde bildigimiz ve husus erkn ve ezkr kildigimiz namaz demektir". Sahih-i... (Cilt XI, sh. 161) Bu hususlar iin bkz. Sahih-i... (Cilt II, sh. 876) al-Gazal'nin "Bayn istirk al-hus' va huzr al-kalb", ve ayrica "Hikyt va ahbr fi salt al-hsi'in" adli iki aiklamasi var. Bu konuda A.J.Wensinck'in Islm Ansiklopedisi'nde "Salt" szg ile ilgili yazisina bakiniz. Bu eviri Prof. Glpinarli'nindir. Bu eviride "salevat" diye geen szck Diynet'in Kur'n evirisnde "ver" diye geer.

2 3

4 5

7 8

Elmalili H. Yazir, age (Cilt V, sh. 3923) Bu hads'ler iin bkz. Cemil Sena, Hz. Muhammed'in Felsefesi, (Remzi Kitapevi., Istanbul 1979, sh. 174). Ayrica bkz. Elmalili H. Yazir, age (Cilt V. sh. 3923 ve d.) Cemil Sena, age. Ayrica bkz. Elmalili H. Yazir, age (Cilt V, sh. 3923 Elmalili H. Yazit, age (Cilt V. sh. 3923 ve d.). Acln'nin Kesfu'l-Haf ve Muzil'l-Ilbs (Beyrut 1351, Cilt II, 257) adli kitaplarindan yapilan bu alinti iin bkz. ztrk, Kendi Dilinden Son Peygamber (Kirk Hadis serhi); (Istanbul 1984, sh. 176) Yukardaki hususlarda el-Kaar'nin Serhu's-Sif (Cilt II), Drim'nin es-Snen (Cilt II) ve Acln'nin Kesfu'lHaf ve Muzl'l-Ilbs adli kitaplarinda yer alan yukardaki hususlar iin bkz. ztrk, Kendi Dilinden Son Peygamber (Kirk Hads serhi), (Istanbul 1984, sh. 174-6) Ibn Abdrabbih'in, Ikdu'l-Ferd (Kahire 1965, cilt III, sh. 218), adli kitabindan naklen bkz. ztrk, age. sh. 175. Gnmuzde Profesr unvanli din adamlarimiz, halktan kisilere rnek olmak iin byle du ederler. Yukardaki du sekli iin bkz. ztrk, age, (sh. 176) Drim'nin es-Snen adli yapitindan naklkenm. Bkz. ztrk, age, sh. 175.

10

11

12

13

14

VI) Gelmis gemis "peygamber"lerin ve onlara verilen Kitap'larin tasdikisi oldugunu sylerken, Tanrisal yetki ve gte bulundugunu anlatmak ister gibidir.

Daha nceki sayfalarda degindigimiz gibi Muhammed, gelmis gemis btn peygamberlere stnlgn esitli nedenlere dayatirken, bir de sunu ileri srmstr ki Tanri bu peygamberlere "Kitab" ve "hikmet" verirken onlarin bir "ahd- misakini" almistir, yni onlardan yeminli bir sz almistir. Bu yeminli sz, kendilerini tasdik etmek zere gelecek olan peygambere, yni Muhammed'e, mutlak sekilde iman etmek ve gerekli her trl yardimi gstermektir. Daha baska bir deyimle, gemisteki peygamberlerin hepsi, kendilerine tasdik eden Muhammed'e bas egilmesi iin kendi mmetleri adina Tanri'ya sz vermislerdir, ve Tanri da onlara: "Sahid olun, ben de sizinle beraber sahidlerdenim" demistir. Bunu anlatmak maksadiyle Muhammed'in Kur'n'a koydugu yet'leri tekrar okuyalim:"Allah peygamberlerden ahid almisti: -And olsun ki size Kitap, hikmet verdim; sizde olani tasdik eden bir peygamber gelecek; ona mutlaka inanacaksiniz ve ona mutlaka yardim edeceksiniz; ikrar edip bu ahdi kabul ettiniz mi?- demisti. (Onlar) -Ikrar ettikdemislerdi de: -Sahid olun, Ben de sizinle berber sahidlerdenim- demisti..." (Bkz. Al-i Imrn sresi, yet 81-82).

Bu yet'lerden anlasilan su: Tanri gemisteki peygamberlere Kitab ve hikmet veriyor. Daha dogrusu Yahudi peygamberlerine Tevrat'i ve Hiristiyan'larin peygamberine de Incil'i veriyor. Verirken de onlara bildiriyor ki onlari tasdiken bir "Resl" (yni Muhammed) geldiginde ona iman edecekler ve her trl yardimi gstereceklerdir. Tanri'nin bu istegi zerine bu peygamberlerden her biri, kendi mmet'leri adina yemin ederek sz veriyorlar ki Muhammed'e iman edip ona yardimci olacaklardir. Onlari dinleyen Tanri "yle ise birbirinize sahid olun, Ben de sizinle berber sahid olnlardanim" seklinde konusuyor. Grlyor ki Muhammed, Kur'n'a koydugu yukardaki yet'lerle kendisini, Tanri'nin eylemlerini tasdik eder bir duruma ykseltmis gibidir. Zir Tanri peygamberlere Tevrat'i ve Incil'i veriyor, Muhammed de Tanri'nin verdigi bu kitap'larin tasdikisi oluyor. Ve bu peygamberlerin hepsi, kendilerini tasdik eden Muhammed'e iman edip yardimci olmak hususunda Tanri'ya yeminli olarak sz veriyorlar. Sz verdiklerine dir birbirlerine sahid olurlarken Tanri' da onlarla beraber sahidlik ediyor! Bylece Muhammed, kendisinden nceki peygamberlere Tanri tarafindan verilen Kitab'i ve hikmeti tasdik ediyor, ve ederken de kuskusuz onlarin peygamberliklerine mesriyet kazandirmis oluyor. Simdi sormak gerekmez mi? Eger Tanri en yce ve en stn bir Yaratan ise, O'nun peygamberlere vermis oldugu Kitab'i neden Muhammed tasdik etsin. Neden bu peygamberler kendilerini, Muhammed tarafindan tasdik edilmis durumda bilsinler? Daha nce de belirttigimiz gibi tasdik yetkisi, stn kertede olan bir kimsenin, daha asagi kertede bulunanin eylemlerine mesruiyet kazandiran bir sey olduguna gre, Tanri'nin verdigi Kitab'in ve hikmet'in Muhammed tarafindan tasdik edilir olmasi, Muhammed'i Tanri'nin da stnde bir kerteye getirmis olmuyor mu? *

VII) Tanri'yi kendisine dost ve yardimci, ve her trl tehlikeden uzak kilici, hatt sehvet sorunlari bakimindan koruyucu ve glendirici imis gibi gstererek vnr:

Tanri'yi kendisine dost ve yardimci, ve her hususta koruyucu imis gibi gstermek sretiyle de Muhammed'in vndgn grmekteyiz. Her ne kadar Tanri'yi "inanirlarin" dostu olarak gsterip (K. Imrn 68; A'raf 196)) ayrica Kur'n'a: "Tanri, kendisine karsi gelmekten korkup sakinanlarin dostudur" (K. Csiye 19) seklinde genel hkmler koymakla beraber, bu dostluga herkesten nce kendisini lyik grmstr. Hem de Tanri ylesine bir dost'tur ki Muhammed'i hosnud etmek iin her seyi yapar, ya da onun her diledigini yerine getirmekten geri kalmaz. Nice rnekten bir ikisini hatirlatmak gerekirse: kullarina drt kadinla evlenme olasiligini tanirken Muhammed'i diledigi kadar kadin almakta serbest birakir; kullarina evlenirken mehir verme zorunlugunu yklerken Muhammed'i bundan muaf kilar (Ahzb sresi, yet 50); Mekke'de kital etmeyi (vurusmayi) yasak ederken, sirf Mekke'yi fethedebilsin diye Muhammed'e kital hakki tanir (Beled sresi, yet, 1-2); Kible

ynn Mescid-i Haram'dan (Mekke'deki K'be'den) Mescid-i Aksa'ya (Kuds'e) evirmisken, sirf Muhammed hosnud olsun diye tekrar Mekke'ye dnstrr (Bakara sresi, yet 144), vs... te yandan "Kfirler"e karsi kendisini Tanri'nin dostu imis gsterip vnmek sretiyle de gl grnme yolunu semistir. Bu maksatla Kur'n'a koydugu yet'lerden biri syle:"(Ey Muhammed! de ki): Sphesiz ki, benim dostum, kitab'i (Kur'n'i) indiren Tannri'dir. O, btn (salihleri) dost edinir" (A'raf sresi, yet 196). Bu konuda verilebilecek yetlerden bir digeri syle: "Ey Peygamber! ... Allah seni insanlardan korur" (K. 5 Mide 67). Bir baska yet de syle:"Hani bir topluluk size tecvze kalkismisti da Allah onlara mani olmustu" (K. 5 Mide 11). Bu yet'de geen "size" szcgnn esas itibariyle "Muhammed" anlamina geldigi, ve nk m'minlerin "cani ve hayati" derecesinde oldugu iin Tanri'nin ona bu sekilde hitap ettigi sylenir. Gy "msrik'lerin" ve "mnafik'larin" kiskirtmasi ile Muhammed'i ldrmeye yeltenen bir adami Tanri al-asagi etmis ve Muhammed'i muhakkak bir lmden kurtarmistir .
1

Beyzv ve Abulfida gibi Kur'n yorumcularina gre bu yukardaki yet'ler, Tanri'nin Muhammed'i korumak maksadiyle indirdigi yet'lerdendir ve Tanri gy Muhammed'i, onun haberi olmadigi zamanlarda dahi korumustur. Beyzav'nin verdigi bir rnek syle: "Bir gn Muhammed, kilicini belinden ikarip bir agacin altina uzandi, dinlenmek zere bir sre orada kaldi. Bu sirada l bedevlerinden biri gizlice Muhammed'e yaklasti ve onun kilicini kaparak ona dogrulttu ve: -'Seni ldrmekten beni kim alikoyabilir?-' diye sordu. Muhammed ona -'Tanri alikor-' diye karsilik verdi. Bunun zerine Cebril, bedev'nin elinden kilici kaptigi gibi Muhammed'e uzatti. Muhammed bedev'ye sordu: -'Seni ldrmekten beni kim alikoyabilir?'- . Bedev'nin bu soruya karsi yaniti su oldu -'Hi kimse alikoyamaz!'-. Tanri'nin Muhammed'e bu sekilde yardimci oldugunu gren bedev Islm'i kabul etti". Tanri'yi kendisine dost ve yardimci imis gibi gstermek ne srlen bu hikye, kuskusuz ki Muhammed'in buluslarindan baska bir sey degildir.

* Sylemeye gerek yoktur ki, haremini iki dzineye yakin kadinla dolduran Muhammed gibi bir kimsenin, "dost ve yardimci" diye tanimladigi bu ayni Tanri'yi, cinsel ihtiya sorunlari bakimindan da kendisine yardimci olarak gstermesi dogaldir. Nitekim ok sevdigi Ayse'si ile koyun koyuna yatarken Tanri'dan vahy geldigini sylemekle kalmamis ve fakat "edeb" yeri'nin korunmasindan tutunuz da cins mnasebet sirasinda "zfiyet" hissettigi durumlara varincaya kadar her hususta Tanri'nin yardimindan ve koruyuculugundan yararlandigini belirtmekten, ve Tanri'nin kendisine ok bol miktarda sehvet gcu verdigini tekrar etmekten geri kalmamistir. rnegin, Beyhk'nin mm- Seleme'den rivyetine gre "Allah'im kalbimi temizlemeni ve edeb yerimi korumani senden dilerim" 2 diyerek Tanri'ya yalvar yakar olmustur. Ezd'nin Eb Hreyre'den rivyet ettigine gre, yeteri kadar cins mnasebet yapamadigi iin: "Cebril'e cins mnasebetteki za'fiyetimden sikyet ettim. Cebril bana keskek (herise) yemeyi tavsiye etti" diyerek sizlanmis 3, ya da sehvetinin heyecanina kapildigi zamanlar: "Allah'im kulagimin ve kalbimin ktlg ile sehvetimin heyecanindan sana siginirim" diye du'lara kalkismistir. Ya da ogullugu Zeyd'in karisi Zeyneb'i, yari iplak vaziyette grdg zaman asik olup "Kalbleri degistiren Tanri kutludur" diyerek bu askini ona duyurmaga alismistir (Bkz. Ahzb 37 vs..). Daha baska bir deyimle kendisinin Tanri tarafindan Zeyneb'e asik kilindigini anlatmak istemistir. Yine bunun gibi, Tanri'nin kendisine kirk erkege denk sehvet gu verdigini sylemistir ki, btn bunlar

verilebilecek nice rneklerden bir kaidir. Bu dogrultudaki bir baska olay, Mariya ile Hafsa'nin odasinda sevisirken Hafsa tarafindan yakalanmasi vesilesiyle ortaya ikmistir. Bu olay vesilesiyle de Muhammed, Tanri'yi kendisinin dostu ve yardimcisi olarak gstermis, ve bu olumsuz davranisina zm yolu bulmustur. Olay Arap kaynaklarin bildirmesine gre kisaca syle: Uhud savasindan az sonra Muhammed, o tarihlerde yirmi yasini yeni dolduran Hafsa ile evlenir. mer b. Hattab'in kizi olan Hafsa, daha nce Humays b. Huzafa ile evli iken kocasi 'nin Bedir savasindan sonra lmesi sonucu dul kalmistir. Muhammed onu hem tazeligi ve gzelligi nedeniyle ve hem de mer'i kendisine baglamak amaciyle almis ve, tipki Ayse gibi, diger eslerinden stn tutmustur. Gnlerden bir gn Hafsa'nin odasinda, ve onun evde bulunmadigi bir sirada cariyesi Mariya'yla cins mnasebette bulunur. Tam bu sirada Hafsa ika gelir; Muhammed'i Mariya ile birlikte kendi yataginda grnce fena halde bozulur ve zntsn belirtir. Onu yatistirmak maksadiyle Muhammed, bundan byle bir daha Mariya ile yatmayacagina dir yeminler eder ve bu olayi gizli tutmasini, hi kimseye bir sey sylememesini tenbih eder. Onu biraz daha hosnud kilmak maksadiyle, kendisinin lmnden sonra hilfete sirasiyle Eb Bekir'in ve sonra mer'in gelecegini haber verir ve bu haberi de sir olarak saklamasini Hafsa'dan ister. Ancak ne var ki Hafsa, kendisine ok yakin bildigi Ayse'ye olan bitenleri anlatir. Ayse'nin tutum ve davranisindan Muhammed anlar ki Hafsa kendisine her seyi anlatmistir. Bu nedenle Hafsa'ya atar ve onu bosamakla korkutur. Hafsa'da kendisine: "Bunu sana kim bildirdi?" diye sorar. Muhammed, haberin Tanri'dan geldigini ve nk Tanri'nin kendisi iin bir dost ve yardimci oldugunu syler. Kur'n'a da Tanri'dan vahy geldi diyerek su yeti koyar: "Peygamber, eslerinden birine gizlice bir sz sylemisti. Fakat esi o sz baskalarina haber verip Allah da bunu Peygambere aiklayinca, peygamber bir kismini bildirmis, bir kismindan da vazgemisti,. Peygamber bunu ona haber verince esi: -'Bunu sana kim bildirdi?-' dedi. Peygamber: -'Bilen ve her seyden haberdar olan Allah bana haber verdi-' dedi" (Bkz. 66 Tahrm sresi, yet 3) Hafsa ile Ayse'nin, bu olay dolayisiyle kendisine ortak bir cephe kuracaklarini dsnerek her ikisini de korkutmak maksadiyle Tanri'nin onlara hitaben syle konustuguna dair Kur'n'a yet koyar:"Eger ikiniz de Allah'a tevbe ederseniz (yerinde olur). nk kalpleriniz sapmistir. Ve eger Peygambere karsi birbirinize arka verirseniz bilesiniz ki onun dostu ve yardimcisi Allah, Cebrail ve mminleridir. Bunlarin ardindan melekler de (ona) yardimcidir" (K. 66 Tahrm 4) Grlyor ki Muhammed, asil sulu kendisi oldugu halde, aleyhlerinde olumsuz davranista bulundugu eslerini sulu durumda imis gibi kilip Tanri'nin agziyle onlari azarlamaktadir. Fakat bununla da yetinmez bir de onlari bosama tehdidinde bulunur. Tanri'nin kendisine onlardan daha iyi kadinlar verecegine syler. Bu maksatla Kur'n'a yet koyarak Tanri'nin, Hafsa ile Ayse'ye hitaben: "Eger (Muhammed) sizi bosarsa Rabbi ona, sizden daha iyi kendini Allah'a veren, inanan... dul ve bkire esler verebilir" (Bkz. Tahrm sresi, yet 5) konustugunu syler. Daha baska bir deyimle Muhammed, kendisine dost ve yardimci gstermekle vndg Tanri'yi, her hususta oldugu gibi bir de kadinlariyle olan cins iliskilerine zm saglayan, ya da kendisine gzel kadinlar bulan bir dost ve yardimci olarak tanimlamis, ve bunu bir vnme vesilesi yapmistir. O kadar ki Ayse bir gn syle demekten kendisini alamamistir: "(Tanri elisi) gzel bir kadin grms olmasin, hemen dilegine uygun bir yet iniverir". Bu vesileyle bir kez daha isret edelim ki Muhammed, irde gcne bagli olarak yapilmak (ya da yapilmamak) gereken hususularda dahi hep Tanri'nin dostlugundan ve yardimciligindan medet umar grnmstr

Btn bunlardan gayri Muhammed, bir de Tanri'yi, biraz asagida grecegimiz gibi, kendi isteklerini yerine getirmekle ve kendisine seref verir gstermekle vnmstr.

1 2 3

Mide sresi'nin 11. yeti'nin Diynet Vakfi tarafindan aiklanmasina bakiniz. Bu hads iin bkz. Gazali, age (1975), (Cilt II, sh. 78). Ayrica bkz. Elmalili H. yazir, , age (Cilt V. sh. 3923) Imm Gazali, age (Cilt II, sh. 82)

VIII) Her isteginin Tanri tarafindan mutlaka derhal yerine getirildigini, ya da yapilmak gereken isler hakkinda Tanri'ya fikir verdigini, ya da Tanri'nin her vesileyle kendisini sereflendirmekten geri kalmadigini syliyerek vnr.

Sik sik belirttigimiz gibi Muhammed, her ne kadar Tanri'nin kul'u, ve O'nun emirlerini yerine getirmekle grevli bir eli imis gibi grnmekle beraber, zaman zaman bu sylediklerini gz ardi edip Tanri'yi, hani sanki kendi emrinde imis de diledigi her seyi yerine getirirmis gibi tanimlar olmustur. Su bakimdan ki, Tanri'yi ve meleklerini kendisine salavt getirir durumlarda kilmak yaninda (Bkz. Ahzb sresi, yet 56), bir de kendisini Tanri'nin danismani imis, daha dogrusu yapilacak isler hakkinda Tanri'ya fikir verebilirmis, ya da her istedigini O'na kabl ettirebilirmis, ya da Tanri'ya, yerine getirmedigi va'd'ler iin atabilirmis gibi grnerek de kendisine vnme firsatlari yaratmistir. O kadar ki Tanri, hani sanki Muhammed'in her istedigini yerine getirmekle grevli, ya da ogu isleri onun iznini almadan yapamazmis, ya da ancak ondan ekindigi iin belli bir sekilde davranirmis, ya da bir ok isleri Muhammed'den fikir almak sretiyle daha iyi basarirmis gibi bir durumdadir.

Daha baska bir deyimle Muhammed'in vnmelerinin temelinde, insanlari kendisine hayran kilip taptirma amaci yatar. Her ne kadar Tanri'yi, sanki tapilmak gereken tek "Yaratan" olarak gstermekle beraber aslinda insanlari kendisine, tipki Tanri'ya boyun eger gibi boyun egdirtmek, bir bakima taptirmak istemistir. Tanri'yi "sembol", kendisini ise bu "sembol" adina fiilen is gren "Neb" durumunda kilmistir. Nasil ki parlamentolu bir Kiral'lik sisteminde (rnegin Ingiltere'de) Kiral (ya da Kiralie) her seyin kaynagi ve egemenligin sahibi grnmnde olmakla beraber, Bakanlar Kurulu'nun muvafakati disinda hi bir karar alamaz, hi bir iktidari kullanamaz durumda ise (nk btn yetkileri iktidarda bulunan hkmet, hkmdar adina kullanir) Muhammed'in getirdigi dinsel sistemde de durum budur: Tanri her seyin kaynagidir, her iktidarin sahibidir, fakat sadece sembolik bir varlik'tir; iktidari fiilen kullanamaz, Muhammed araciligi ile ve genellikle onun dilegi

dogrultusunda kullanir. Bir iki rnekle yetinelim: *

A) Tanri'dan istekte bulunmak sretiyle Kisileri varlikli kilabilecegini syler; bunun karsiliginin sadaka seklinde denmesini ister:

Daha nce de belirttigimiz gibi Muhammed, her diledigi seyin Tanri tarafindan mutlaka yerine getirilecegini anlatmak zere Tanri'nin kendisine syle dedigini sylerdi:"Ey Muhammed! ne istersen syle, szn dinlenecektir. Benden ne dilersen dile, yeterki iste, mutlaka verilecektir, sef'at et, sef'atin de mutlaka kabl olunacaktir" . Ve iste Tanri nezdinde sahip bulundugu bu sinirsiz yetkisini vnme vesilesi yaparak Muhammed, kendi taraftarlarina sunu anlatirdi ki ister bu yeryz dnyasinda, ve ister gelecek dnyada olsun, kisiler hakkinda Tanri'dan isteyecegi her sey Tanri tarafindan mutlaka kabul olunacaktir. zellikle "rizik" konusunda Tanri'yi ikn edebilecek etkiye sahip bulundugunu, ve diledigi kimseleri varlikli kilabilecegini anlatirdi. Bundan dolayidir ki bazi kisiler kendisine basvurarak varlik edinmek istediklerini ve kendileri iin Tanri'dan du'ci olmasini isterlerdi. Bu konuda verilebilecek rneklerden biri syle: Salebe Ibn-i Hatb adinda biri, Muhammed'ten bir gn su istekte bulunur :"(Madem ki Tanri diledigi gibi rizik dagitiyor ve mademki sen onun peygamberisin, o halde) Tanri'ya syle de beni varlikli yapsin". Ve eger varlik sahibi olacak olursa Muhammed'e sadaka verecegini bildirir. Bu teklifi muhtemelen czib bulmus olmali ki Muhammed, Salebe'nin rizki'nin arttirilmasi hususunda Tanri'dan istekte bulunur. Aradan zaman geer, ve bu sre ierisinde Salebe, geceli gndzl alismalari sayesinde mal-mlk edinip varlik sahibi olur. Bunu haber alan Muhammed, kendisinden va'd'ini yerine getirmesini, yni sadaka vermesini ister. Fakat Salebe onun istegini geri evirir; evirirken de btn varligini kendi alin teri ile, kendi cabalariyle edinmis oldugunu, ve Muhammed'in Tanri'ya du etmis olmasinin kendisine hir kazan saglamadigini bildirir. Kendisinden istenilen seyin sadaka degil fakat hara oldugunu ekler. Salebe'nin bu tutumundan fkelenen Muhammed, derhal Kur'n'a su yet'leri koyar: "Aralarinda: -'Allah bize bol nmetinden verecek olursa and olsun ki sadaka verecegiz...-' diye O'na and verenler vardir. Allah onlara bol nmetinden verince cimrilik ettiler, yz evirdiler. Zaten dnektirler. Alah'a verdikleri szden caydiklari ve yalanci olduklari iin O'nunla karsilasacaklari gne kadar Allah kalblerine nifk soktu..." (Bkz. Tevbe sresi, yet 75-77) 1. Yni bu yet'e gre Tanri, Muhammed'in istegi zerine Salebe'yi varlik sahibi yapmistir. Yaparken de Salebe'nin Muhammed'e sadaka vermek hususundaki szn gz nnde tutmustur. Daha baska bir deyimle Tanri, her insanin iinden geen seyleri bildigini sylerken, Salebe'nin niyetlerini kesfedemeyip onu varlik sahibi etmistir. Bu yanilgisinin acisini da Salebe'nin kalbine nifak sokmakla ikarmak istemistir. Grlyor ki Muhammed, sadaka vermeyip cimrilik etti diye Salebe'yi, Tanri'nin gazabina ugramis gibi gsterirken, ayni zamanda Tanri'yi, sanki Salebe'nin kalbine nifk yerine cmertlik sokamazmis gibi, yni kt niyetli imis gibi kilmistir. Daha baska bir deyimle: "Tanri benim her istedigimi mutlaka yerine getirir" seklindeki vnmeleri yolu ile Tanri'yi bu

durumlarda kilici sonulara olasilik yaratmistir.


1

Bu konudaki bilgi hadsleri, Beyzev'nin Tevbe Sresi'nin 75-77 yetleriyle ilgili yorumlarinda bulmak mmkndr.

B) Yardim saglamak zere gittigi Tif'ten atilinca, Sakf esrafindan sikyeti olarak Tanri'ya atmakla kalmaz, bir de Sakif'lere karsi sanki Tanri'dan daha hosgrl imis gibi davranir:

Her ne kadar Tanri'yi kendisine "dost" ve "yardimci" olarak gstermekle beraber Muhammed, kendisine babalik etmis olan amucasi Eb Talib'in lmnden sonra "himyesiz" kaldigini anlar. Muhtemelen Tanri'nin dostlugundan ve yardimlarindan fazla bir umudu kalmamis olmali ki, yanina ogullugu Zeydi de alarak Sakf'lerden yardim aramak maksadiyle gizlice Tif'e gider. Dsndg o'dur ki Sakf'leri inandirip kendisinden yana gsterecek, ya da muhtemelen onlari mslman edecek, ve bylece Kureys'e karsi gl bir durum saglayip alim satacaktir. Ancak ne var ki dsndg gibi olmaz ve gittigi Tif'de Sakf esrafindan kt ve olumsuz bir davranis grr. O kadar ki Sakf halki kendisini taslayarak, Zeyd ile birlikte sinir disina atarlar. Bu beklenmedik davranis karsisinda Muhammed byk bir zntye kapilarak ne yapacagini sasirir. Mekke'ye dnmekten baska aresi yoktur; fakat dnecek olursa bu sefer Kureysli'ler, kendi aleyhlerine Sakf'lerle ittifak kurmak iin gizlice Tif'e gittini anlayip kendisine muhtemelen eziyet edeceklerdir. Yolda bir yerde durur ve gy Tanri'ya yalvarmaya baslar. Fakat yalvarir grnrken aslinda Tanri'ya, kendisini bellar ierisinde biraktigini im ederek gizlice atmaktadir; nitekim syle der: "Ilh! eger bana karsi gazabli degilsen, ektigim mihnetlere, bellara hi aldirmam. Ancak su da var ki sha-i siynetin bunlari da gstermeyecek kadar genistir. Ilh, gazabina giriftr, yhud rizsizligina dr olmaktan Sen'in... Nr-i Vechine siginirim... Ilh! havl ve kuvvet ancak Sen'inle kimdir"1 Grlyor ki Tanri'nin sinirsiz gc'ne ve yardimina siginiyormus gibi grnp O'nu, kendisine yardimci olmadi ve kendisini bu tr "mihnetler" ve "bellar" iinde birakti diye deta sorumlu tutan ve bundan dolayi ona atan bir hli vardir. Su bakimdan ki "...eger bana karsi gazabli (fkeli, ya da dargin) degilsen ektigim mihnetlere, bellara hi aldirmam..." derken, haksiz yere ugradigi beldan kendisini kurtarmayan Tanri'ya, hani sanki: "Sen bana yardimci olmadin ama ben bunu hosgryorum" der gibidir. te yandan sinirsiz bir gce sahip oldugunu syledigi Tanri'yi, kendisine yardimci olmaya agirmaktadir. Ve Tanri, sanki onun bu atmasi zerine telsa dsms de "yola gelmis" gibi, derhal "Daglara me'mr" melegini (ki "Melek'l-cibl" dir) Muhammed'e gnderir. Melek, Tanri adina Muhammed'e syle der: "Istersen Mekke, ya Tif sehirlerinin her iki tarafindaki daglari birbirine kavusturayim da skinlerini helk deyim". Daha baska deyimle "Melek'l-cibl", Muhammed'e kt davrandilar diye Mekke ve Taif halkini yok etmek iin

Tanri'dan emir almistir, ve ktlge ktlkle karsi koyacaktir. Bununla beraber Muhammed'e Tanri adina sormaktadir: "Onlari yok edeyim mi?". Tanri'nin bu emrini yerine getirmek zere simdi Muhammed'den izin beklemektedir. Melegin bu sorusu zerine Muhammed: "Hayir bunlarin byle helk olmalarini (yok olmalarini) istemem" der, ve bu halklardan Tanri'ya ibdet eden ve ortak kosmayan kusaklar ikabilecegini syler2. Daha baska bir deyimle ktlge ktlkle karsi koymak istemezmis ve nk bu yoldan bu halklari yola getirme umudu varmis gibi bir tutum takinmis olur. Muhammed'in bu szleri zerine Melek, Mekke ve Tif halklarini helk etmekten vazgeer. Simdi bu olan bitenleri akilci ynden inceleyelim: Haksizliga ve bir takim bellara ugrayan Muhammed'in yakinmasi zerine Tanri, Mekke ve Tif halklarini yok etmege hazir oldugunu bildiriyor. Gzel ama, bunu yapacak yerde neden acaba Muhammed'in bu kt durumlara dsmesini nlememistir? Neden onu kendisinden yalvar yakar olma zorunlugunda birakmistir? te yandan Tanri, Muhammed'e: "Ister misin Mekke ve Tif halkini yok edeyim?" diye soruyor ve bu hususta deta onun rizasini almaga alisiyor. Fakat Muhammed, Tanri'nin bu tutumunu uygun bulmuyor ve O'na bu halklari helk etmemesini ve nk gnn birinden onlarin imana gelerek kendisine ibdet edebileceklerini sylyor. Hani sanki Tanri bunlari dsnemezmis gibi! Ve Tanri, Muhammed'in bu szlerini hakli buluyor ve Mekke ve Taif halklarini telef etmekten vaz geiyor! Sylemeye gerek yoktur ki bu davranisiyle Muhammed, Tanri'yi, Sakif halkini "helk" etmek iin, kendisinden izin isteyen bir duruma indirmekle kalmamis ve fakat ayni zamanda kendisini Tanri'dan daha uzagi gren, daha hosgrl, ve daha stn meziyetlere sahipmis gibi gstermistir. Hani sanki Tanri'nin dsnemedigini o dsnms ve Tanri'dan daha basiretli, daha hosgrl bir karar almis gibidir. *
1

Tabern'nin Kitb'd-Du adli yapitinda Abdullah b. C'fer b. Eb Ralib'in rivhayeti iin bkz. Sahih-i... (Cilt II, sh. 759) Sahih-i... (Cilt II, sh. 760)

C) Bedr savasi sirasinda Tanri'yi, yardim va'di'ni yerine getirmesi hususunda ikz ederken: "Eger (m'minlerin helkini) diliyorsan , bu gnden sonra sana ibdet eden bulunmayacaktir" diyerek tehdit altinda tutar gibidir.

Medne'ye hicret ettikten sonra Muhammed, Mekke kervanlarina karsi silahli saldirilara geer. Bunu, hem Mekke'lilerden hin ikarmak, ve hem de ganimet ve esirler alip varlik

saglamak bakimindan yararli bir siyset sayar. Ancak ne var ki bu saldirilar Mekkeli'leri zarara ugratmaya basladigi an Mekkeli'ler karsilik verme yolunu semislerdir. Nitekim Eb Sfyn'in baskanliginda Sam'dan Mekke'ye dnmekte olan byk bir ticret kervanina karsi Muhammed'in saldiri hazirligina giristiginin anlasilmasi zerine Mekkeli'ler, savas karari alirlar ve Eb Cehl kumandasindaki bir ordu'yu Medne zerine yollarlar. Gelen ordu bin kisilik ve gl oldugu iin Muhammed ne yapacagini sasirir. Savas taktigi olarak nce kervan zerine mi yrmek mi? yoksa byle yapmayip dogruca Eb Cehl kumandasindaki ordu'ya karsi ikmak mi? daha uygundur bilemez. Ashabindan bazilari, her seyden nce kervan zerine gidilmesini ve nk bu sekilde daha kolay bir basari saglanacagini sylerler. Fakat Muhammed, bunun bir zm olmayacagini dsnr ve taraftarlarini Mekke ordusuna karsi yrtmek iin Tanri'nin kendisine byk bir "zafer" va'd ettigini ve melekleriyle yardim edecegini syler. Gy Tanri, esasen ezelden beri peygamberlerine sunu va'd etmistir ki onlari btn savaslarda zafere ulastiracaktir! Bu konuda Saffat Sresi'ne koydugu yeti syle: "Muhakkak ki peygamber olarak gnderilen kullarimiz hakkinda (ezelde) su va'dimiz sebk etmistir: -Onlar, evet muhakkak o peygamberler, elbette muzaffer olacaklardir-..." (Bkz. Saffat sresi, yet 171-173). Ayrica da Enfl Sresi'ne koydugu su yet'le bu hususu aikliga kavusturur: "Allah bu iki tife'den birini size va'd etmisti. Siz kuvvetsiz olanin size dsmesini istiyordunuz. Oysa ki... Allah szleriyle hakki ortaya koymak ve inkarcilarin kkn kesmek istiyordu. Rabbinizin yardimina siginiyordunuz. O : -<Ben size birbiri pesinden, bir melekle yardim ederim>- diye cevap vermisti..." (K. 8 Enfl sresi, yet, 7-9). Burada sz geen "iki tife" den maksat, Eb Syn'in baskanligindaki kervan ile Eb Cehl'in kumandasindaki bin kisilik ordu'dur 1 Tanri'dan geldigini syledigi bu yet'lerle taraftarlarini ikn ederek Mekke ordusuna karsi savasa ikilmasini saglar. Fakat ne var ki Bedr gn, savasi kaybetme tehlikesiyle karsi karsiya kalir. Isin ktye gittigini anlayinca Tanri'ya "zafer" va'd'ini hatirlatir; hatirlatirkende deta atarcasina syle der: "Ey Rabbim! Kureys toplayabildigi btn adamlariyle gelmistir; onlar sana karsi dsman kesilmisler, senin elini yalanliyorlar. Y Rab! Ahdini ve va'dini (yerine getirmeni) senden isterim. Eger (m'minlerin helkini) dileyorsan, bu gnden sonra sana ibdet eden bulunmayacaktir" 2 Dikkat edilecek olursa bu konusmada hem "emir" ve hem de tehdit yatmaktadir. nk Tanri'ya, zafer saglayacagina dir olan ahd'ini ve va'd'ini hatirlatirken "Bunlari senden isterim" diye deta emir sigsiyle konusmaktadir. Sz konusu "ahid" ve "va'd", biraz yukarda isret ettigimiz gibi Tanri'nin: "Ben size birbiri pesinden, bir melekle yardim ederim... " seklindeki szleridir, ki, hi kuskusuz Muhammed'in bulusu olarak is grmstr. Bu yet'lere gre gy Tanri, biraz yukarda belirttigimiz gibi, peygamberlerine genel olarak "muzaffer" olacaklarina dair sz vermistir. Ayrica da mslman kul'larina Kureys'e karsi zafer saglayacaklarini ve onlara yardimci olacagini bildirmistir. Ve iste Muhammed, kendi kafasindan Tanri'ya yamadigi bu szlerin yerine getirilmesi iin: "Bunlari senden isterim" diye emir verir durumdadir. te yandan Tanri'ya hitaben:"Eger (m'minlerin helkini) dileyorsan, bu gnden sonra sana ibdet eden bulunmayacaktir" derken, hani sanki Tanri bunu dsnemezmis, bu sonutan habersizmis de O'na bunu hatirlatmak gerekirmis gibi bir davranis ierisindedir: hem de Tanri'yi tehdit eder bir dil ile! Ve yine sanki Tanri, Muhammed'in bu ikazi zerine mslmanlara Bedir'de yardimda bulunmus gibi, bir kani yaratmak, ve bylece yeni bir vnme vesilesi yaratmak durumundadir!
1

Bkz. Sahih-i... (Cilt VIII, sh. 335 ve d.)

Bu konuda bkz. Taber, age (1966) (Cilt II, sh. 260, 401. Ayrica Ibn-i Abbs'in rivhayetine dayali hads iin bkz. Sahih-i... (Cilt VIII. sh. 334, Hads no. 1228)

D) ekirgelerden gelebilecek zararlari nlemesi iin Tanri'ya fikir vermis grnr:

ad-Demir'nin Hayat al-Hayavan adli nl yapitinda Muhammed'le ilgili syle bir hikye var: Ashabi ile sohbet eder oldugu bir sirada Muhammed'in dizine bir ekirge konar. ekirgenin iki kanadinin stnde Ibranice yazili su szler bulunmaktadir: "Biz Tanri'nin ordusuyuz, ve 99 yumurta dkeriz. Eger bu sayi 100' bulacak olursa yeryznde yenebilecek ne varsa hepsini yiyip bitirecegiz". Ibranice bilmek syle dursun fakat okumasi yazmasi bile olmadigini syleyen Muhammed, derhal ellerini aip Tanri'ya sunlari syler: "Ey Tanrim! ekirge neslini kurut, byklerini ldr, kklerini de yok et, yumurtalarini da kisirlastir, ve mslmanlarin besinlerini yiyememeleri iin onlarin agizlarini kilitle"
1

Hani sanki Tanri, ekirgelerden gelebilecek zararlari bilemezmis, ya da tahmin edemezmis gibi, Muhammed'in szlerine uyarak onun isteklerini yerine getirir. Sylendigine gre ekirgelerden byk bir kismini yok eder. Sylemeye gerek yoktur ki Muhammed, Tanri'yi ikaz ederek mslmanlari ekirge belsindan kurtarmis olmayi kendisi iin vnme vesilesi yapmistir.

*
1

Bu hususta benim Toplumsal Geriliklerimizin Sorumlulari: Din Adamlari adli kitabima bakiniz (Kaynak Yayinlari, 1996, 3. baski, sh. 359)

E) Cinlere kemik saglanmasi ve cinlerin hayvanlarina tezek bulunmasi iin Tanri katinda aracilik yaptigini syler.

Muhammed'in sylemesine gre Tanri, her yaratigin rizkini veren, dilediklerine nmet bahsedendir. Bununla beraber canlilar Tanri'dan yalvar yakar olarak kendilerine gnlk rizkin verilmesini istemelidirler. nk Muhammed'in Tanri'si, her seyin kendisinden dilenilmesini ister. Ancak ne hikmetse Cin'ler bu kural'in disinda birakilmislardir, nk onlarin, Tanri'dan degil fakat Muhammed'ten azik dilemeleri gerekir. Dilerken de kendileri iin kemik ve kendi hayvanlari iin ise tezek verilmesini belirtirler. Bu istek zerine Muhammed Tanri'ya hitaben "gereginin" ifasi iin du'da bulunur. Bu istek zerine Tanri, derhal Cin'lere kemik ve Cin'lerin hayvanlarina da yem saglar. Bunun byle oldugunu Muhammed, bizzat kendi agziyle syle ifde ediyor: "Bana Nasbin cinlerinin bir hey'eti geldi, ama ne hos cin!. Benden azik istediler. Ben de onlarin istifadeleri iin (Allah'a): -Cinler, ugradiklari her kemik ve tezek maklesi zerinde her halde (kendileri iin) bir taam, (hayvanlari iin de yem) bulalar- diye du ettim..." 1. Bu vesileyle belirtelim ki Muhammed, bu yukardaki hikye'yi kemik ve tezek gibi seylerle "istinca" edilmemesi, bunlar yerine tas, kerpi gibi seyler kullanilmasi iin uydurmustur. Kendisi de byle yaparak onlara rnek olmustur. Su bakimdan ki "kaz-yi hcet" etmek (abdestini yapmak) iin tarlaya iktiginda, geriden gelen usagina: "istinca iin bana bir ka tas ara (getir), sakin kemik ve tezek getirme" diye emrederdi 2. Bylece "kemik" ve "tezek" gibi seylerin cin'lere it gida maddesi oldugunu ve kendi dilegi zerine Tanri'nin bunlari sagladigini kanitlamak isterdi. *
1 2

Eb Hreyre'den Buhar'nin rivyeti iin bkz. Sahih-i... (Cilt X, sh. 49 hads no. 1546) Eb Hreyre'den Buhar'nin rivyeti iin bkz. Sahih-i... (Cilt I, Hads no. 50; ayrica Cilt X. sh. 50)

F) Muhammed'in sylemesine gre insanlar, Kiymet gn onun nnde "hasredilecekler, ve Tanri sadece onun sefaat ettigi kimseleri cennete alacaktir. Muhammed'in sylemesine gre Tanri, insanlarin cennete alinmalarini ya da cehenneme atilmalarini kararlastirirken, onlarin gnah isleyip islememis olmalarindan ziyde Muhammed'i peygamber olarak benimseyip benimsememelerini gz nnde tutar. Muhammed'e inanan ve itaat edenleri Cennet'e, etmeyenleri ise Cehennem'e sokar. nk Muhammed'e inanmak ve itaat etmek demek, Tanri'ya inanmak ve itaat etmektir. Bunu byle oldugunu anlatmak iin Muhammed Kur'n'a su tr yet'ler koymustur: "Allah'a ve Peygamberine kim itat ederse onu ilerinden irmaklar akan cennetlere koyacaktir... Kim Allah'a ve Peygamberine bas kaldirir ve yasalarini asarsa, onu, temelli kalacagi cehenneme sokar. Alaltici azb onadir" (Bkz. Nis sresi, yet 13-14).

te yandan Tanri, kisileri cennete sokabilmek iin Muhammed'in sefaatine bagli olarak karar verebilir, nk "Umum beseriyete safaat" etme hakkini sadece ona ihsan etmis ve syle demistir: "Y Muhammed!... Ne istersen syle, szn dinlenecek, (ne dilersen) iste verilecektir; sef'at et, sef'at'in kabul olunacaktir" 1. Grlyor ki Tanri, Muhammed'in isteklerine gre karar alma durumunda bulundugunu bildirmekte. Kuskusuz ki bildiren Muhammed'in kendisi! Ve iste Muhammed, Tanri'nin bu sekilde konustugunu syliyerek syle der: "Ben 0 Hsir'im 2 ki (Kiymet gnnde) ns beni ta'kib ederek hasronulacaktir..."3. Bu szlerin aiklamasi syle: "Ben o toplayiciyim ki, Kiymet gn halk, yaptiklarinin hesabini vermek iin beni izleyerek bir araya toplanacaklardir. Ve iste bu sekilde toplananan insanlar arasindan benim sefat'ta bulunacagim kimseleri Tanri Cennet'e alacaktir". Daha baska bir deyimle btn insanlar, Kiymet gn Muhammed'in nnde "hasredilecekler" (bir araya getirilecekler), ve Muhammed bu insanlar ierisinden mnli olanlari ayirip onlara sef'ati olmus olacaktir! Yni Muhammed'in sylemesinden anlasilan o ki Tanri, kendi takdir ve kararina gre insanlari cennet'e ya da cehennem'e sokacak degildir; sadece Muhammed'in sefat ettigi kimseleri cennete alacak, etmediklerini cehennem azbina atacaktir. nk Tanri, kimlerin cennet'e ve kimlerin cehennem'e alinmalari gerektigini "takdir" hakkini sinirsiz sekilde Muhammed'e tanimistir. Muhammed bu sinirsiz yetkiye dayanarak kisilerin lm tesindeki kaderlerini izecektir. rnegin gnlnde "hardal dnesi" kadar (hatt daha az miktarda) mni olanlari seecek ve Tanri'ya: "Bunlar cennetliktir" diyecek ve Tanri'da onun bu sef'ati'ni kabul edecektir; nk Tanri: "Y Muhammed sef'at et, sef'at'in kabul edilecektir" diye konusarak Muhammed'e sz vermistir4. Grlyor ki Muhammed'in sylemesine gre Tanri, o "Ezel-ebed kusatan" bilgisine ve kudretine ragmen, Muhammed'in sef'ati olmadan kimlerin mnli ve kimlerin mnsiz olduklarini ayiracak durumda degildir. Hatt o kadar ki bazi mslmanlarin yanlislikla cehenneme atildiklarindan dahi habersizdir. Bundan dolayidir ki Muhammed'e syle der: "(Y Muhammed!) Haydi git, gnlnde arpa dnesi kadar mni olan mslmanlari cehennem'den ikar" 5. Bunun zerine Muhammed gidip cehennem'deki bu zavalli mslmanlari oradan alip cennet'e sokar.
1 2 3

Enes'in rivyeti iin bkz. Sahih-i.... (Cilt XII, sh. 425, Hads no. 2187) "Hsir" szcg "toplayan", "toplayici" anlamina gelir. Mlik bin Enes'in rivyet ettigi bu hads iin. Bkz. Sahih-i... (Cilt IX, sh. 250, Hads no. 1439). Ayrica Beyhk'nin Delail'ine bakiniz.

4 5

Bu konudaki hads'ler iin bkz. Sahih-i... (Cilt XII , sh. 424 Hads no. 2186) Buhar'deki bu hads iin bkz. Sahih-i... (Cilt XII, sh. 426, hads no. 2187)

G) Muhammed'in sylemesine gre Kur'n, Tanri tarafindan ilk nce tek lehce'de gnderildigi iin btn Arap'lar tarafindan anlasilamiyor; nk Arap'lar yedi farkli lehe kullanmaktadirlar. Btn Arap'larin anlayabilmeleri iin Muhammed, Kur'n'in yedi lehede gnderilmesini Tanri'dan istiyor, Tanri da onun dedigi gibi yapiyor!.

Kur'n'in pek ok yerinde bu kitabin, herkes tarafindan anlasilabilmesi iin, "apaik" olarak gnderildigi yazilidir. rnegin Zuhruf Sresin'de syle denmistir: "Apaik Kitab'a and olsun ki biz, anlayip dsnmeniz iin onu Arapa bir Kur'n kildik" (Bkz. 43, Zuhruf sresi, yet 2-3). Ancak ne var ki Muhammed'in sylemesine gre Kur'n, ilk nce gnderildiginde btn Arap'lar tarafindan anlasilabilecek sekilde hazirlanmamistir; sadece Kureys kavmi'nin anlayacagi tarzda hazirlanmistir. Btn Arap'lar tarafindan anlasilmasi iin Tanri'dan dilekte bulunan gy kendisidir ve Tanri onun dilegini yerine getirmistir. Oysa gerek o'dur ki Kur'n'in ilk nce Kureys lehesiyle hazirlanmasinin ve sonra btn Arap kavimleri tarafindan anlasilacak sekle sokulmasinin sorumlusu dogrudan dogruya Muhamme'dir. Syle ki: Arap'lar, her ne kadar ortak bir dile, yni olan Arapa'ya, sahib olmakla beraber, birbirinden farkli lehelerde konusurlar. Her dilde oldugu gibi Arapa'da da esitli "sgalar" ve "leheler" bulunur; her kabilenin kendine zg "telaffuz" tarzi vardir. rnegin Kureys kabilesi Kureys lehesiyle konusur. Diger kabilelerin de kendilerine zg lehceleri vardir ki bunlar: Hevzin lehcesi, Sakf lehcesi , Tay lehcesi, Yemen lehcesi, Huzeyi lehcesi, ve Hemm lehcesi olarak bilinir. Daha baska bir deyimle yedi farkli lehce vardir. Bu itibarla Kur'n'in Arap'lar tarafindan anlasilabilmesi iin yedi lehce zere okunmasi gerekir. Ancak ne var ki, Muhammed'in sylemesine gre Tanri, bu lehce farkini ilk nceleri gz nnde tutmamistir; tutmadigi iin Kur'n'i sadece Kureys kabilesi'nin anlayacagi Kureys lehesiyle indirmistir. Nitekim Ibn Abbs'in rivyetine gre Muhammed ilk baslarda syle demistir: "Cibrl bana Kur'n'i (nce) bir lugt zerine okuttu" 1. Bunu derken anlatmak istedigi sey, Tanri'nin, Kur'n'i ilk nceleri tek lehe (tek okunus zere) gndermis oldugudur. Oysa bunun byle olmasinin nedeni Tanri degil Muhammed'tir. Su bakimdan ki ilk baslarda kendisini sadece Mekke ve civarindaki Arap'lara, daha dogrusu Kureyslilere gnderilmis bir peygamber olarak tanittigi iin, sadece Kureys'lilerin anlayacaklari lehe ile yet'ler koymustur. Bundan dolayidir ki Kureys lehce'sinin diger Arap kabileleri tarafindan anlasilamayacagina aldiris etmemistir. Fakat az gemeden kendisini, sadece Kureyslilere degil, btn Arap'lara gnderilmis "peygamber" olarak tanitmaga baslayinca, Kur'n'in diger lehcelerle okunmasi gerektigini hesap eder. Bunun zerinedir ki Tanri'dan dilekte bulunup Kur'n'in yedi lehce zere okunmasini saglamis grnr. Bunun byle oldugunu Muhammed'in agzindan dinleyelim: "Cibril Kur'n'i, bir okunus zerine okuttu. Ben de durmadan bunun artmasini (ve Arap'in anladigi lehcelerde okunmasini) istedim. T yedi trl okunusa erisinceye kadar bu dilegimde israr ettim. (Her dilegim Tanri tarafindan yerine getirildi)... 2. Bu szlerden anlamaktayiz ki Tanri, Kureys lehesi ile hazirlanmis bir kitabin, Kureys'ten gayri Arap kabileleri tarafindan anlasilamayacagini dsnememistir. Bunu ancak

Muhammed'in yukardaki sekilde kendisine bildirmesi zerine anlamistir. Fakat bunu anladigi halde bir sre fikrini degistirmemis, Kur'n'i tek lehe zerinde okutmaya alismis, ve nihyet Muhammed'in israrlari sonucu olarak farkli leheler kullanmistir. Grlyor ki Muhammed, yukardaki sekilde konusmakla, Kur'n'in btn Arap'lar tarafindan anlasilmasini saglama serefinin kendisine id oldugunu anlatmakta, ve bununla vnmektedir. Fakat vnrken Tanri'yi, gc durumda biraktigini farketmemis, etse de buna aldiris etmemisdir. *
1 2

Sahih-i... (Cilt VII, sh. 314; ve cilt XI, sh. 230) Buhar'nin Ibn Abbs'dan rivyeti iin bkz. Sahih-i... (Cilt VII, sh. 314. Cilt IX, sh. 27 Hads no. 1331; Cilt XI . sh. 229 ve d.)

IX) Muhammed'in sylemesine gre Tanri, yeminler ederek "sevgili peygamberini" ycelten ve onun lmnden sonra ilk namazini kilacak olan bir Tanri'dir.

Sylemeye gerek yoktur ki Muhammed'e "salavt" getiren bir Tanri'nin (Bkz. Ahzb sresi, yet 56) ona her trl sayginligi gstermesi dogaldir. Nitekim Muhammed'in sylemesine gre Tanri, her hangi bir seyin dogru oldugunu anlatmak iin sevgili peygamberi adina yeminler etmekten tutunuz da, onun ilk namazini kilmaga varincaya kadar her trl saygi gsterisinde bulunmaktan geri kalmamistir. rnegin Hicr sresi'nde Tanri'nin syle konustugu yazili: "Reslm zerine kasem olsun ki hakikaten onlar serhosluklari iinde ne halt ettiklerini bilmiyorlardi... Derhal sehirlerinin stn altina getirdik..." (Bkz. 15, Hicr sresi, yet 72-4). Bu yet'i su sekilde okuyanlar da var: "(Reslm!) Hayatin hakki iin onlar, sarhosluklari iinde bocaliyorlardi... Bylece lkelerinin stn altina getirdik..." . Yni Tanri, "Ey Muhammed! senin mrne, varligina, yasamina andolsun ki" seklinde konusarak gnahkr bir kavmi helk ettigini kanitlamaga alismaktadir. Yine bunun gibi Tanri, Muhammed'le ilgili hususlari yeminler ederek bildirmekte, bylece onu sereflendirdigini belli etmektedir. Verilebilecek rneklerden biri, Beled sresi'nin su yeti: "Yu... Kasem ederim bu beldeye. Sen hill iken bu beldede..." (Bkz. 90, Beled sresi, yet 1-2). Bu yet'lerin bir baska okunusu sle: "Bu, Mekke sehrine yemn ederim; -ki (Ey Muhammed!)_ sen bu sehirde oturmussun..." . Grlyor ki Tanri, Muhammed'in Mekke kent'inde oturmus olmasini bile yeminler ederek bir seref vesilesi yaptigini syle
1

belirtmektedir. Daha baska bir deyimle, nasil ki kendi kul'larinin kendisine and ierek is grmelerini istiyor ve bunu kendisine karsi bir saygi almeti sayiyor ise, ayni seyi bizzat kendisi Muhammed'e karsi yapmakla ona saygisini aiklamis olmaktadir. Beyzev gibi kaynaklarin yorumlarina gre bu yukardaki yet ile Tanri, Muhammed'e: "Sen bu topraklar zerinde diledigini yapabilirsin" demek istemis ve bylece ona Mekke'yi fethetme hakkini tanimistir . Kuskusuz ki Tanri'yi bu sekilde konusurmus gibi tanimlayan Muhammed'tir. Yukardaki yet'i Kur'n'a koyarken hem kendisini Tanri'nin sayginligina layik gibi gstermis ve hem de Kureys ile daha nce yapmis oldugu Hdaybiye andlasmasini bozup Mekke'yi ele geirme firsatini yaratmistir.
2

te yandan Islm kaynaklarinin bildirmesine gre Muhammed, lm dseginde son gnlerini yasadigi bir sirada, lmnden sonra ilk namazinin Tanri tarafindan kilinacagini sylemis, syle konusmustur: "(lmmden sonra) Beni yikayip kefenlediginiz vakit, evimdeki bu yatagimda, mezarimin kenarinda beni birakin. Bir saat kadar yanimdan uzaklasin. Ilk namazimi kilacak (olan) Allahu Teal'dir...". Grlyor ki Muhammed, vnms olmak iin Tanri'yi, kendisi iin namaz kilar duruma sokmustur. Bunu yaparken bir de Kur'n'in biraz nce belirttigimiz: "...Allah ve melekleri, o Yce Neb Muhammed'e salt ederler. Ey m'minler, siz de hep ona salat ediniz ve huls ile selm veriniz" (K. 33 Ahzb 56) seklindeki yet'ini tekrarlayarak sunlari eklemistir: "Kur'n'da : -'Allah ve melekleri peygamberi verler-' diye buyurulmustur. Sonra meleklere izin verilecek ve yaratiklardan ilk namazimi kilacak(lar) sirasiyle Cebril, Mikail, Israfil ve sonra de lm melegidir... Daha sonra da posta posta namazimi kilar, salat'u selm edersiniz... nce sizden imam ve yakin Ehl-i Beyt'im gelsin. erkeklerden sonra da kadinlar ve sonra ocuklar gelsin..."3 Dikkat edilecegi gibi Muhammed, lmnden sonra yaninda bulunan kisilerin odayi terkedip bir saat kadar disarda beklemelerini isterken ilk namazinin Tanri tarafindan kilinacagini, daha sonra sirasiyle meleklerin, ve sonra yakinlari arasinda bulunan erkeklerin ve nihayet kadinlarin odaya girip namaz kilacaklarini belirterek yasaminin son vnmesini yapmis olmaktadir. *
1 2

Bu evirilerden ilki Elmalili H. Yazir'in, ikincisi ise Diynet Isleri Baskanligi'nindir. Bu yet'lerin yorumu olduka tartismalidir. Su bakimdan ki kimi yorumcular, yet'teki "hill" szcgnn "haram", "harem", "ihram kars?iligi olarak hall" gibi esitli anlamlara geldigini, ve bu esitli anlamlara gre Tanri'nin: "Ya Muhammed! Bu beldede kital ancak sana bir an iin hell olacak, fakat senden baskasina degil", ya da "Ey Muhammed! Bu Mekke'de senin hakkina hrmet edilmiyor... Sen bu ktlklere ggs ger" ya da buna benzer bir seyler sylemek istedigi belirtiliyor. Bkz. Elmalili H. Yazir, age (Cilt VII, sh. 5825). Muhammed b. mer'in Vakid 'den rivyet ettigi bu hads'ler iin Ibn-i Sa'd'in Tabakat adli kitabina bakiniz. Ayrica bkz. Gazal, age (1975) (Cilt IV, sh. 841- 2)

X) Merkep anirdiginda Tanri'nin adini anmak, ve Muhammed'e salavt getirmek gerektigine dir hads hkm.

Yukardan beri sylediklerimizden anlasilacagi gibi Muhammed'in tanimladigi Tanri vnmesini seven bir Tanri'dir. Fakat Muhammed, bu alanda onunla yarisma halindedir; yni Tanri ile vnme yarisina girismis gibidir. Hem de ylesine ki bazan Tanri'yi g durumlara dsrdg olur. rnegin horoz sesinin gzelligini ve buna karsilik merkep'in avazi'nin da irkinligini dile getirmek vesilesiyle yaptigi budur; syleki: Muhammed'in sylemesine gre horoz sesi en gzel seslerden biridir; nk horozlar, Tanri'nin meleklerini grdkleri zaman terler. Buna karsilik merkep sesi, btn sesler ierisinde en kt olanidir, en tatsizidir, en hosagitmeyenidir, nk gy merkep, seytan grdg zaman anirir, ve nk Tanri: "... Sesini alalt. Unutma ki, seslerin en irkini merkeblerin sesidir" (Bkz. 31 Lokmn 19) diye konusmustur. Iste horozlarin ve merkeplerin seslerini gz nnde tutaral Muhammed, Mslman'lara sunu bildirir ki, horoz sesini duyduklari zaman Tanri'dan dilekte bulunmalari, merkep sesini duyduklari zaman ise Tanri'ya siginmalari gerekir. Syle der: "Horozlarin ttgn isittiginizde (dileklerinizi) Allah'in fazl- kereminden isteyiniz! Zir horozlar melek grmslerdir (de yle tmslerdir). Merkebin anirmasini isittiginiz de de seytan(in serrin) den Allah'a sigininiz; nk merkep seytan grms (de yle anirmistir)..." 1. Grlyor ki Muhammed, horozlari, Tanri'nin elileri sayilan melekleri grdkleri zaman ten yaratiklar olarak tanitmakla ve buna karsilik merkep'i seytan grdg zaman anirir durumda kilmakla, farkinda olmadan Tanri'yi ve seytani, birbirlerine rakip iki g haline getirmis, bylece Tanri fikrine yeni bir darbe indirmis gibidir. Fakat daha da kts sudur ki merkep konusunda biraz daha aiklik getirmek zere: "Merkep seytan grmedike anirmaz. Merkep anirinca siz (Allah'i) zikredin, bana da salavt getiriniz"2 diye konusmustur. Sylemeye gerek yoktur ki "Merkep anirinca siz (Allah'i) zikredin" derken, merkep sesini isitenlerin agirisim (tedai) yolu ile Tanri'yi hatirlamalarini istemis olmaktadir. Oysa byle bir istek, Tanri'ya karsi iltifatkr bir davranis sayilamaz. Hele merkeb'in anirmasi halinde mslmanlarin Tanri'ya siginip kendisine "salavt" getirmelerini istemesi, "kutsallik" fikrini biraz daha zedeleyici olmaktadir. Btn bunlar gsteriyor ki Muhammed, sinirsiz bir vnme aliskanligi ierisinde Tanri'yi, hem bir yandan kendisine salavt eder duruma sokmakta, ve hem de: "Merkep anirinca siz Tanri'yi zikredin, bana da salavt getirin" diyerek biraz daha olumsuz bir duruma sokmus olmaktadir. *
1 2

Buhar'nin Eb Hreyre'den rivyeti iin bkz. Sahih-i... (Cilt IX, sh. 68, Hads no. 1363) Eb Rfi'nin rivyeti iin Eb Mse'l-Isfehn'nin Tergb'ine bakiniz. Ayrica bkz. Sahih-i... (Cilt IX, sh. 68)

XI) Muhammed'i en iyi taniyan, onunla ilgili her seyi bilen Tanri, bazan onunla ilgili seylerden habersizmis ve kullari'nin onun hakkindaki sehadetine muhtamis gibi bir durumdadir

Btn insanlar ve gelmis gemis btn peygamberler ierisinde kendisinin, her hususta Tanri tarafindan en ok sevilen, ve en ok bilinen kimse oldugunu sylemekle vnen Muhammed, bu syledikleriyle elismeye dsercesine bazan Tanri'yi, kendisiyle ilgili hususlardan habersizmisde ancak mslmanlarin sahadetiyle haberli olabilirmis gibi gstermistir. rnegin kendisinin iyi eylemlerde bulunduguna Tanri'yi inandirmak iin insanlari kendisine tanik tuttugu olmustur. Ved hacci vesilesiyle yapmis oldugu konusma bunu kanitlayan rneklerden biri olarak syledir: Hicret'in onuncu yilinda Muhammed, lmnn yaklastigini anlayarak halki Araft vdsi'nde toplar ve onlara son bir konusma yapar: buna Haccet'l-Ved (Ved hacci) denilmistir. "Ey ns! Szm iyi dinleyiniz! Bilmiyorum, belki bu seneden sonra sizinle burada ebed olarak bir daha birlesemeyecegim..." diyerek basladigi bu konusmasinda mslmanlara bir takim gtlerde bulunur, Islm'in kurallarini hatirlatir ve en sonunda: "Y Ns! Yarin beni sizden soracaklar, ne dersiniz?" diye halka sorar. Bu soru zerine Ashb, hep bir agizdan: "-Allah'in risletini (Peygamberlik haberlerini) teblig ettin; rislet vazifenin (peygamberlik grevini) if ettin, bize vasiyet ve nasihatta bulundun!- diye sehdet ederiz" derler. Bunun zerine Muhammed, sehdet parmagini gge dogru kaldirip, sonra da halk zerine evirip indirerek, Tanri'ya hitaben syle der: "Shid ol y Rabb! Shid ol y Rabb! Shid ol y Rabb!" 1 Grlyor ki Tanri'yi, kendi elisinin yaptigi islerden habersizmis ve sanki halkin sehdeti olmadan haberli olamazmis gibi bir duruma dsrmstr. Oysa Kur'n'a koymus oldugu nice yet'lerle Tanri'yi her seyi isiten, gren (Sr 11), grleni ve grlmeyeni bilen (Hasr, 22-24) olarak tanimlamistir. Byle oldugu halde, iste simdi Tanri'ya, "Shid ol y Rabb!" diyerek ve bunu kez tekrarliyarak ikazda bulunmaktadir. Daha baska bir deyimle Tanri'yi, halk'in sehadetiyle kendisine inandirmaga alismistir.
1

Mslim'in Cbir'den rivyeti iin bkz. Sahih-i... (Cilt X sh. 399). Ayrica bkz. Taber, age (1966), II sh. 817 ve d.

Tanrisal Kertede ve Ycelikte Grnmek Iin Muhammed'in Basvurdugu Diger Bazi Usller.

Kendisini Tanri ile ayniyet ierisinde tutmak, ya da Tanrisal kertede gstermek zere Muhammed, yukarda belirttigimiz sekillerde vnmek ve kendisini Tanri'ya ve m'minlere vdrtmek yaninda baskaca uslleri denemekten geri kalmamistir. rnegin Allah ve "Peygamber" ugrunda hicret edenlerin Cennet'lik olacaklarindan tutunuz da, adi'nin Allah'la birlikte telaffuz edilmesi iin ezn okutmak, ya da namaz kildirmak, ve bu arada m'minleri kendisi iin Tanri'dan "niyaz"da bulundurup gnahlardan kurtulmak gibi usllere basvurmus, bu dogrultuda olmak zere Kur'n'a yet'ler koymustur. Bir iki rnek verelim.

I) Her kim Allah ve Muhammed ugruna hicret kasdiyle evinden ikar da sonra kendisine lm yetisirse Cennet'e gider (Bkz. Nis sresi, yet 95-100)

Taraftarlarini Mekke'den Medne'ye hicret ettirmek iin Muhammed, Tanri'dan vahiy indi diyerek Kur'n'a pek ok yet'ler koymustur. Bu yet'lere gre Allah yolunda mallariyle, canlariyle cihad edenlere yeryznde gidecek ve siginacak yer bulunacagi, etmiyenlerin ise cehennemlik sayilacaklari belirtilmistir. Bu yet'lerden biri syle: "Her kim Allah yolunda hicret ederse, yer yznde gidecek ok yer de bulur, genislik de bulur, ve her kim Allah'a ve Peygamber'e hicret kasdiyle evinden ikar da sonra kendisine lm yetisirse, muhakkak ku onun ecri Allah'a dser. Allah bir gafur ve rahm bulunuyor" (Nis sresi, yet 100) Dikkat edilecegi gibi bu yet'de: "... her kim Allah'a ve Peygamber'e hicret kasdiyle evinden ikar da sonra kendisine lm yetisirse ... " deniyor, yni hicret'in Tanri ve Muhammed ugruna yapilmasi gerektigi belirtiliyor. Anlatilmak istenen sey sudur ki, Kur'n buyruklarina uymak, ya da hacc ve cihad ya da bunlar gibi her hangi din bir maksatla hicret etmek, is grmek, Allah'a ve Muhammed'e hicret demek olur. Daha baska bir deyimle Muhammed, yine kendisini Tanrisal kertede tutmus olmaktadir. Bu yet'i Muhammed, su olay vesilesiyle koymustur: Cndub Ibn-i Damre adinda biri, Medne'ye hicret etmek zere yola ikar, fakat yolda bir yerde lecegini hissederek durur; sag elini sol eline koyar ve Tanri'ya hitaben syle der: "Allah'im, su senin, su da Reslnn. Resln

sana ne ile biy'at ettiyse, ben de yle biy'at ediyorum". Bunlari dedikten sonra lr. Haberi alan Muhammed: "Medne'de vefat etseydi ecir etemm olurdu (tam olurdu)" der.
1

Daha baska bir deyimle bu olayi, kendisini Tanri ile ayniyet ierisinde tutmak iin bir vesile edinmistir.

Elmalili H. Yazir, age (Cilt II, sh. 1439).

II) Ezn okutarak kendi adinin, Tanri'yla birlikte telaffuz edilmesini saglamis olur. Bylece kendisini Tanri'ya es degerde kilmak, insanlara taptirtmak, ve onlarin du'larindan yararlanir hle sokmak ister:

Daha nce de belirttigimiz gibi Muhammed, asiri bir vnme hevesi yaninda bir de kendisini baskalarina vdrtme geleneginde idi. Bundan dolayidir ki "m'min" kisileri, Tanri ile birlikte kendisini de yceltmeleri zorunlugunda kilmistir; hatt bunu dahi yeterli bulmamis, bir de Tanri'yi ve meleklerini kendisine "salavt" getirir durumlarda tutmustur. Kendisini Tanri'ya es degerde gsterip yceltmek iin uyguladigi usllerden biri ezn okutma usldr. Fakat ne ilgintir ki, biraz asagida zetleyecegimiz gibi, kendisi iin ok yararli olan bu usl bulan kendisi degildir; bunu, Abdullh b. Zeyd adinda birinin tavsiyesi zerine uygulamaga baslamistir 1. Bu hususu diger yayinlarimizda ele aldigimiz iin, burada fazla durmayip sadece ezn'in Muhammed'e vnme ve "magfiret' kazandiran ynlerine deginecegiz. Ezn okutmak sayesinde Muhammed, gnde bes def'a kendi adinin Tanri'nin adiyle birlikte, mezzin tarafindan halk yiginlarina su sekilde duyurulmasini saglamistir: "Tanri ulu'dur, Tanri ulu'dur, Sphesiz bilirim, bildiririm Tanri'dan baska tapacak yoktur,

Sphesiz bilirim, bildiririm Tanri'nin peygamberi'dir Muhammed, Haydin namaza, haydin namaza, Haydin felaha, haydin felaha, Tanri ulu'dur, Tanri ulu'dur, Tanri'dan baska yoktur tapacak."

Kendi adinin "Tanri'nin Peygamberi" olarak belirtilmesinden byk mutluluk ve gurur duydugu kuskusuzdur. Fakat onun bu mutlulugunu arttiran bir sey daha vardir ki, o da ezan sayesinde kendisine "manev" bir takim kazanlar saglaga alismasidir. Su bakimdan ki, mslman kisi'ye, ezn okundugu her kez, mezzinin yukardaki szlerini tekrar etmekle ve kendisi hakkinda Tanri'dan "magfiret" dilemekle grevli tutmustur. Onlara rnek olmak zere kendisi de, ezn okundugu zamanlar byle yapar, mezzin'in skt ettigi her kez, onun dediklerini tekrarlardi. O tarihten bu yana mslmanlar, hep bu sekilde yapar olmuslardir2. Gerekten de Muhammed, ezan dinleyen mslmanlarin, kendisi iin Tanri'dan "niyzda" bulunmalarini istemis, bunu yapacak olanlarin mkfatlara kavusacaklarini sylemistir; syle demistir:"Her kim ezni isittigi zaman... mezzinin dedigini deyiniz. Sonra bana tasliye ediniz ('Sallallah aleyh ve sellem' du'sini okuyunuz). Sonra benim iin Hak Celle 'den (Ulu Tanri'dan)... vesile niyzinda bulununuz. (Kim byle derse) kiymet gnnde benim sefatim ona raygan olur (O kisi sefaatimden zahmetsizce ve bedava sekilde yararlanir)..." 3. Yni ezan dinleyen mslman kisi, eger mezzin'in dediklerini tekrar ederek Tanri'dan, Muhammed iin Cennet'te bir yer ayrilmasini isteyecek olursa (ki bu "vesile niyazinda bulunmak" demektir), o kisi hakkinda Muhammed, Kiymet gnnde sefatta bulunacaktir. Fakat Muhammed, bununla da yetinmemis, bir de kendisi iin Tanri'dan yukardaki sekilde "niyzda" bulunan kimselere Tanri'nin mkfatlar verecegini, rnegin on kez "Aleyhisselat vesselm" diyecegini bildirmis, syle demistir:"Sonra bana salt- selm getirin. Zr her kim bana tasliye (Aleyhisselat vesselm) ederse, ondan dolayi (Allah) ona on kere tasliye buyurur..." 4. Burada geen "tasliye" szcg, "Aleyhisselat vesselm" ya da "Sallallah aleh ve sellem" du'sini okumak anlamindadir. Bunu syledikten sonra, yine kendisine bir seyler peylemek iin, rnegin cennette'ki belli kseleri edinmek zere mslmanlardan sunu istemistir: "Sonra benim iin Allah'tan vesleyi dileyin, nk o cennet'te bir menzildir ki, ibdu'llh'tan yalniz bir kuldan baskasina lyik olmaz. Umarim ki o kul ben olayim. yle ise benim iin vesleyi her kim Allah'tan dilerse sefati hak eder"5. Bu szlerden anlasilacagi vechiyle, "vesile" denen sey, Cennnet'te bir "menzil"dir, bir "durak" yeridir; ve burasi insanlar arasindan sadece bir tek kul'a layik bir yerdir. Ve iste bu yerin kendisine layik grlmesi iin Muhammed, mslmanlarin kendisi iin du etmelerini istemektedir. Bu sekilde du edenlerin, "sefat"e hak kazanacagini eklemektedir. yle anlasiliyor ki Tanri'nin "en son ve en sevgili peygamberi" oldugunu ve Tanri tarafindan sinirsiz sekilde yceltildigini syleyen Muhammed, hani sanki Tanri'ya

gvenemiyormus da insanlardan medet umuyormus ve ancak onlarin "niyz" etmeleri sayesinde Tanri'nin "mazhariyetine" kavusabilirmis gibi: "Bana du edin de Tanri'nin inyetine erisebileyim" seklinde konusmaktadir; rnegin tek bir kuldan baskasina layik grlmeyen "menzil'e" ancak kul'larin Tanri'dan kendisi iin "niyzda" bulunmalariyle erisebilecegini dsnmektedir. Kendisine "salt- selm" getirecek olan mslman kisilere de, bu "niyzlarinin" karsiligi olarak, rsvet verir gibi, mkafatlar va'd etmekte, onlarin bu sayede "sefati hak edeceklerini" bildirmektedir6. Biraz nce belirttigimiz gibi, "Ezn", aslinda, Muhammed'in adini Tanri'nin adiyle birlikte ycelten bir du tarzidir. Fakat bunun da disinda, Muhammed'e, ezn dinleyenlerin du'larini kazandirir. Bundan dolayidir ki Muhammed ezn okunmasini, bir bakima "Din-i Islm'in siri" haline getirmis ve terkedilmesini yasak etmistir7. O kadar ki bir belde halki ezn'i terketmek iin karar alacak olursa, o belde halkina karsi "Kital"i (ldrsmeyi), Islm kosul haline getirmistir. Bundan dolayidir ki, esitli kabilelere saldirmak zere "gaz'ya" iktiginda, sabah olmadika "hcum" emrini vermezdi. Sabah olunca bekler, eger zerlerine saldiracagi kabilelerin bulundugu yerden ezn sesi isitirse saldirmaktan vazgeer, isitmezse baskina geer, kabile halkini esir eder, kabileye it ne varsa her seyi yagma ve talan eder, elde ettigi esirleri ve ganimetleri taraftarlariyle blsrd8. Daha baska bir deyimle ezn'i terkeden halk'lara karsi "kital"i (ldrsmeyi) Islm'in geregi yapmistir. Sylemeye gerek yoktur ki bu davranis onun, gerek din anlayisindan ve zellikle hosgrden ne kadar yoksun oldugunu kanitlamaya yeter niteliktedir.
1 2

Bkz. Sahih-i..., (Cilt II, sh.556-7, 573) Mezzin skt ettike mi, yoksa ezn okumayi bitirdikten sonra mi icbet gerektigi konusunda esitli uygulamalar vardir. Bu konuda bkz. Sahih-i... (Cilt II, sh. 568 ve d. Cbir'in rivyeti iin bkz. Sahih-i... (Cilt II, sh. 573 Hads no. 365) Bu hads iin bkz. Sahih-i... (Cilt II, sh. 573) ibid. Bu mkfaati mslman kisiler son derece nemli sayarlar, nk inandiklari o'dur ki Muhammed, "Allah nsi ba's buyuracak. Bana da yesil bir hulle giydirecek, ondan sonra Allah neler sylemekligimi dilerse syliyecegim" demis, bu yerin "Makam-i Mahmud" oldugunu sylemis ve "bu yerde mmetime sefat edeceg im" diye konusmustur. Bkz. Sahih-i... (Cilt II, sh. 574) Hads'ler iin bkz. Sahih-i... (Cilt II, sh. 568) Sahih-i... (Cilt II, sh. 561, Hads no. 362)

3 4 5 6

7 8

A) Ezn'in yksek sesle okunmasini farz kilmakla gttg ama, ok sayida mslmani namaza durdurmak ve onlarin dularini kazanmaktir. Bunu saglamak zere ezan'in seytanlari uzaklara kairttigini syler.

Insanlarimizin, ve zellikle hasta olanlarimizin, sabahin ok erken saatlerinde son derece yksek ve canhiras bir ezn sesiyle uyandirilmalarinin, ya da her gn bes vkit namaz saatlerinde ayni azb'a katlandirilmalarinin baslica nedeni, ezn'in yksek sesle okunmasidir. Hemen belirtelim ki ezn'in yksek sesle okunmasini emreden Muhammed'tir. nk Ezn'in bu sekilde okunmasinda kendisi iin byk yararlar grmstr: dsnmstr ki ezn ne kadar yksek sesle okunacak olursa, onu isitenlerin sayisi da o kadar ok olacak, ve bylece ok sayida insan namaz kilacak, vce kilarken de kendisi iin du'da bulunacaktir. Ezn'in yksek sesle okunmasi sayesinde ok sayidaki kisilerin namaza duracaklari hususunda dsndg su olmustur ki, ezn sesi ne kadar uzaklara ulasirsa, lde yasayan ve davar besleyen Arap'lar, ezn sesini duyduklarinda birbirlerini namaza agirmis olacaklardir; bylece namaza duranlarin sayisi da o kadar ok olacaktir. Sylemeye gerek yoktur ki ezn'i isitenlerin sayisi ne kadar ok olursa, kendisini yceltici du'da bulunacak olanlarin sayisi da o kadar fazla olmus olacaktir. Ve iste bundan dolayidir ki Muhammed, ezn okuyanlara, yni mezzin'lere, ezn'i yksek sesle okumalarini, avaz'lari iktigi kadar bagirmalarini, btn glerince seslerini ikarmalarini emretmistir. Bunu yaptirtabilmek iin onlara, bir yandan hiret'i va'd etmek, bir yandan Kiymet gn uzun boylu olacaklarini mjdelemek ve nihyet seytanlari ok uzaklara kairtma mutluluguna kavusacaklarini sylemek gibi yollari semistir. Gerekten de yksek sesle ezn okuyan mezzinlere, her seyden nce hiret mkfatlari va'd etmistir. Yksek sesle ezn okuyacak olurlarsa kiymet gnnde cin'lerin "sehdetine" nil olacaklarini ve bu sayede mkfata kavusacaklarini bildirmistir. Eb Sid Hudr'nin rivyetine gre Muhammed syle demistir: "Mezzin sesinin yetistigi yere kadar ins, cin, (hatt) hi bir sey yoktur ki (eznI) duymus olsun da kiymet gnnde mezzin iin (hsn-i) sahdette bulunmasin" 1. Muhammed'in bu szlerine dayanaraktir ki Sahab'den Abdullah adinda biri, oglunu karsisina alip syle demistir: "Gryorum, sen davar (beslemeyi) ve badiye'de (l'de) oturmayi seviyorsun. Davarlarin basinda, yahud badiyende iken namaz iin ezn okuyacak oldugun vakit tz sesle nid et, zir mezzin sesinin yetistigi yere kadar ins, cin... yoktur ki ezni duymus olsun da kiymet gnnde mezzin iin sahdette bulunmasin" 2. Fakat yksek sesle ezn okutmak hususunda Muhammed'in bir bulusu daha vardir ki o da, mezzin'lere, sadece hiret mkfatlarina eriseceklerini degil, fakat Kiymet gnnde uzun boylu olacaklarini mjdelemek olmustur. Muhammed'in demesine gre mezzin'ler, ezan okurlarken "L ilhe illa'llh" (Allah tek'tir) dedikleri iin, kiymet gnnde mutlaka "uzun boylu olma serefine" nil olacaklaridir 3 . Fakat Muhammed bununla da yetinememis, ezn'in yksek sesle okunmasini saglamak zere bir de seytanlari ise karistirmistir. nk Muhammed'in sylemesine gre seytanin en sevmedigi sey ezn sesidir; ve ezn, ne kadar yksek sesle okunacak olursa seytan

da, ezni duymamak iin, o kadar uzaklara kaar; hem de "yellene yelene " ve artik ezn sesini isitemeyecegi yere kadar kamakta devam eder. Eb Hreyre'nin rivyetine gre Muhammed syle der: "Namaza nid edildigi vakit seytan, ezni isitmemek iin (ezn sesini duymiyacak yere kadar, yahud duymamayim diye) yellen yelene kaar" 4 Sylemeye gerek yoktur ki seytani, mmkn oldugu kadar uzaklara kairtmanin mkafati ok olacagina gre, mezzinler iin yksek sesle ezn okumak kadar krli bir is olmamak gerekir. Ve iste gemis yz yillar boyunca zavalli mezzin'ler, bir yandan hiret mkafatlarina kavusmak, bir yandan Kiymet gn uzun boylu olmak, ve nihyet bir yandan da seytanlari mmkn oldugu kadar uzaklara kairtmak iin, kimbilir ezn okurlarken cigerlerini paralarcasina ne kadar yirtinmislardir. Neyse ki bugn artik ilim ve teknik onlarin imdadina yetismis ve bu isi hoparlrlerle yapma kolayligini saglamistir. Ancak ne var ki bu ayni ilim onlara, sabahin erken saatlerinde ve gnde bes kez, hoparlrler sayesinde canhiras bir sesle ezn okutmanin, insanlari uykusuz biraktigini, rahatsiz kildigini, hastalari azba soktugunu bir trl anlatamamamistir. Anlatmasina da olanak yoktur, nk gnmzde mezzin'ler, teknik gelismenin nmetleri sayesinde hoparlrlerle ezan okurlarken, hiretteki yerlerini gvenceye alabilmek ve Kiymet gn uzun boylu olabilmek iin, hoparlr sesini sonuna kadar ykseltmek sretiyle insanlari rahatsiz etmek hususundaki olumsuzluklarini en etkili bir sekle sokmaktan geri kalmazlar Grlyor ki Muhammed, ezn'in yksek sesle okunmasini, esitli yollardan dinsel bir zorunluk haline getirirken, bu sekilde okunan ezan'in insanlari rahatsiz etmesine aldirmamistir. Bundan dolayidir ki o tarihten bu yana, yni 1400 yil boyunca Islm lkelerinde, ezn'i, insanlarin rahatsiz olmalarini nleyecek sekle sokmak olasiligi bulunamamistir.
1 2 3 4

Bu hads iin bkz. Sahih-i... (Cilt II, sh. 563, Hads no. 361. Bu konuda ayrica bkz. Cilt IX, sh. 63) Bkz. Sahih-i... (Cilt II, sh. 563), hads no. 361) Bu hads iin bkz. Sahih-i... (Cilt II, sh. 565) Bkz. Sahih-i... (Cilt II , sh. 558-563, Hads no. 360)

B) Muhammed'in sylemesine gre "oru", Tanri'ya edilen bir ibdet olmakla beraber, ayni zamanda kendisine ynelik bir ibdet'tir.

Oru tutmanin gerekli bir dinsel grev oldugunu belirtmek maksadiyle Muhammed, Kur'n'a su yet'i koymustur: "Ey man edenler! Oru sizden nce gelip gemis mmetlere farz kilindigi gibi size de farz kilindi. Umulur ki korunursunuz" (Bakara sresi, yet 183). Oruc'un esas itibariyle Tanri'ya edilen bir ibdet sekli oldugunu, ve orulu'nun manev derecesinin yksekligine kanit teskil ettigini ve bunun karsiliginda Tanri'nin oru tutan kisiyi mkafatlandiracagini anlatmak zere de syle demistir:

"...Rhum yed-i kudretinde olan Cenb-i Hakk'a yemin ederim ki, orulu agzin kokusu, Allah'u Tel indinde misk kokusundan daha temizdir. (Cenb-i Hak buyurmustur ki:) Orulu kimse benim (rizam) iin yemesini, imesini, cins arzusunu birakmistir. Oru, dogrudan dogruya bana edilen (riy karismayan) bir ibdettir. Onun ecrini de dogrudan dogruya ben veririm. Halbuki baska ibdetlerin hepsi on misliyle denmektedir" .
1

Grlyor Muhammed, Tanri'nin kendisine: "...Orulu kimse benim iin yemesini, imesini, cins arzusunu birakmistir..." dedigini bildirmektedir. Yorumcularin belirtmesine gre bu tmce "Allh kelmi"dir ve bu hads'de "Cibrl"in araciligi yoktur. Yni Tanri, bu hads'in anlamini, Cibrl'i araci yapmadan, "dogrudan dogruya Muhammed ilm buyurmustur". Muhammed de onu "kendi lafziyle" (kendi agziyle) Ashb'ina ve halka (mmet'e) bildirmistir. Bundan dolayidir ki bu hads "Hadis-i Kuds" niteligindedir2. Kuskusuz ki bunda sasilacak pek bir sey yoktur, nk Muhammed Tanri'yi, melekleriyle birlikte kendisine "salavat" getirirmis gibi tanimlamistir (Bkz. K. Ahzab 56). Bu durumda Tanri'yi, Cibrl araciligi olmadan kendisiyle konusmus olarak gstermesi dogal sayilmaz mi? Fakat her ne olursa olsun, simdi geliniz Muhammed'in yukardaki szlerini, Kur'n'daki "Muhammed'e boyun egen Tanri'ya boyun egmis gibidir" (K. Fetih 10), ya da "...Tanri ve melekleri Muhammed'e salevat getirirler" (K. Ahzb 56) seklindeki ve benzer yet'lerle yan yana getirelim! Bu kiyaslamadan ikaracagimiz sonu su olmaz midir ki "oru", Tanri'ya edilen bir ibdet oldugu kadar Muhammed'e edilen bir ibdet'tir. *
1

(Bkz. Eb Hreyre'nin rivyeti olan bu hads iin bkz. Sahih-i. .. , VI, 247-9, Hads no 897).

Sahih-i... (Cilt VI, sh. 249)

III) Her ne kadar Tanri'nin "rahmet ve bereketine" sahip bulundugunu ve btn gnahlarinin avf olundugunu sylemekle beraber Muhammed, yine de bu "rahmet"e kavusabilmek ve gnhlarinin bagislanmasini saglayabilmek iin insanlarin kendisini verek yceltmelerini, ve Tanri'dan kendisi icin magfiret dilemelerini ister:

Evvelce de degindigimiz gibi seriti'lar Muhammed'in alak gnll bir insan oldugunu, vnmekten ve baskalari tarafindan vlmekten kaindigini sylerler ve rnek olarak onun: "Kul'un kendi kendini begenmesi, onu helke srkler" 1 diyerek vnme'nin kt bir sey oldugunu anlatmak istedigini ne srerler. Hatt halka hitaben: "Hiristiyanlarin...Is'yi asiri vdkleri gibi vmeyin beni... Bana -Allah'in kulu ve Resl- deyin" seklinde konustugunu ne srerler 2. Oysa ki btn bunlar yanilgi yaratici cabalardan baska bir sey

degildir. nk yine tekrarlayalim ki, baskalarinin vnmesine tahamml edememekle beraber Muhammed, kendini vmekten ve baskalarina da kendisini vdrtmekten geri kalmazdi. Hem de ylesine ki, Tanri'yi kendisine "salt ve selm" eder durumlarda kilmak yaninda, bir de mslmanlarin kendisini Tanri'yi ver gibi vmelerini istemistir. Denilebilir ki vnmek ve vlmek hevesi onu giderek siddetlenen bir tutku seklinde sarmistir. zellikle Medne'ye g edipte glenmege basladiktan sonra bu tutkusuna sinir izilemez olmustur. Kendi kendini asiri sekilde verken, bir de hem Tanri'ya ve hem de ayrica insanlara vdrtms, ycelttirmistir. Sik sik belirttigimiz gibi, Tanri'yi, melekleriyle birlikte kendisine salavt getirirmis gibi gsterirken (Ahzb 56), m'minlere de kendisi iin esitli sekillerde vgler yagdirtmistir. te yandan Muhammed'in vnmesi, bir de Tanri'nin kendisine bahsettigini syledigi "nmetler", "ihsan'lar", ve "ayricaliklar" konusunda kendisini gsterir. Daha nce de belirttigimiz gibi Tanri'nin kendisine "rahmet ve bereket" yagdirdigini sylemis, rnegin "ok nimet" demek olan ve ayni zamanda cennetteki Kevser'i (emsalsiz bir havuzu) verdigini bildirmis (Bkz. 108 el-Kevser Sresi, yet: 1-3), ya da cennette, kendisinden baska hi bir kula "lyik" grlmeyen menzil'den sz etmis, rnegin syle demistir: "...Sonra benim iin Allah'tan vesleyi dileyin, nk o Cennet'te bir menzildir ki, ibadu'llhtan yalniz bir kuldan baskasina lyik olmaz. Umarim ki o kul ben olayim..." 3 Ancak ne var ki Muhammed, Tanri'nin kendisine bylesine "rahmet ve bereket" ve "nmet" verdigini, kendisini gnahsiz kildigini vs... syledigi halde, yine de bu nmetlere erisebilmek iin insanlarin du'larina ve kendisi iin Tanri'dan "rahmet ve bereket" dilemelerine muhta grnmstr. Gnahlarinin bu yoldan afv olunabilecegini, ve Cennet'in nmetlerine, bu sretle kavusabilecegine inanmistir. Ve iste bu nedenle istemistir ki insanlar, kendisi iin her dim Tanri'dan duci olsunlar; rnegin namaz kilarlarken kendisi iin: "Ey Allah'in peygamberi! Sana selm olsun, her fenliktan emin ol! Ve Allah'in rahmet ve bereketleri zerinde bulunsun" diye du'da bulunsunlar. Nitekim kaynaklarin bildirmesine gre Sahbe dneminde syle du edildigi anlasiliyor: "Tehyyt , Allah'a rci ve O'na mahsstur. Salvat, Allah iindir. Tayyibt da O'na mahsustur. Ey Nebiyy-i Kerm (Muhammed), Allh'in rahmeti ve berekti senin zerine olsun. Bize ve Allah'in slih kullarina selm olsun. Sehdet ederim ki, Allah'tan baska Ma'bud yoktur. Yine sehdet ederim ki, Muhammed (....) O'nun kulu ve Resldr" 6.
4 5

Fakat Muhammed bununla da yetinmemis, ayrica mslman kisilerin kendisine salt etmelerini bildirmistir. "Sana nasil salt edecegiz?" diye sorduklarinda da syle yanit vermistir: " (Benim iin du ederken syle deyin)Y Rab! Muhammed'e (dny seritini, hirette sefatini) kutlu kil; ilesine ve btn mmetine de rahmet eyle!... Y Rab! Muhammed zerinde (ona verdigin) seref ve sadeti dim kil! Nasil Ibrahm zerinde sbit kildinsa..." 7. Bundan baska, bir de her bir mslmanin, kendisi iin Tanri'dan su dilekte bulunmasini ister: "Allah'im ! Varliklarin en sekini Peygamberimiz Efendimize, btn varliklar adedince selt ve selm et..." 8. Ancak bununla da yetinmez, bir de gemis ve gelecek gnhlarinin bagislanmasi iin insanlarin Tanri'ya su sekilde yalvarmalarini syler: "Y Muhammed! ... Sen Neblerin htimisin (sonuncususun). Allah gemiste ve gelecekte vuku farzolunan btn gnahlarini magfiret etmistir. (Tanri'ya) hakkimizda sefat et, gryorsun ki elem ve iztirab iindeyiz" 9 . Yine bunun gibi halktan, ezn okunurken mezzinin dedigini tekrar etmelerini ve kendisi iin du etmelerini ister; syle der: "Sonra bana salt- selm getirin. Zir her kim bana

tasliye ederse 10 ondan dolayi Allhu Tel ona on kere tasliye buyurur. Sonra benim iin Allah'tan vesle dileyin, nk o Cennet'te bir menzildir ki, ibdullahtan yalniz bir kuldan baskasina lyik olmaz. Umarim ki o kul ben olayim. yle ise benim iin vesleyi her kim Allah'tan dilerse sefati hak eder"11. Kendisini vdrtmek, ve gnahlarini afvettirmek maksadiyle kisileri mmkn oldugu kadar fazla sayida namaz kilmaga srklemenin de yolunu bulmustur. Bir kere yukarda belirttigimiz gibi, mezzinin sesini isitipte cemaat namazinda hazir bulunanlara 25 namaz yazilacagini ve iki namaz arasindaki btn gnahlarinin bagislanacagini sylemistir12. Yine ayni amala ngrdg baska bir buyruk vardir ki o da l iin 40 ya da 100 kisi'nin namaz kilmalari halinde Tanri'nin, l hakkindaki sefatleri mutlaka kabul edecegi hususu ile ilgilidir. Buhar, Mslim ve Nesi gibi kaynaklarin bildirmelerine gre Muhammed syle diyor: "Erkek olsun, kadin olsun mslmanlardan len bir kimse yoktur ki, onun ls zerine muslmanlardan yz kisiye blig olan bir zmre namaz kilip hakkinda hayir dilekte bulunursa bu meyyit (l) hakkindaki sefatlar muhakkak kbul olunur" 13. Namaz kilan kisilerin Muhammed lehinde yukardaki sekilde du'da bulunacaklari gz nnde tutulacak olursa, fazla sayidaki namazin Muhammed'in ikarlarlarina ne kerte yararli bulundugu kolaylikla anlasilir.

Dikkat edilecegi gibi Muhammed, insanlarin kendisi iin Tanri'dan "rahmet ve bereket" du'sinda bulunmalarini saglayabilmek zere onlara sefat va'd etmektedir. Hatt byle yapacak olurlarsa gnahlarinin silinecegini dahi sylemekten kainmamaktadir. Daha dogrusu onlarin kendisi iin du etmelerine karsilik, kendisinin de onlar iin sefate bulunacagini belirtmektedir; hani sanki karsilik beklercesine is grmektedir. Sylemeye gerek yoktur ki byle yaparken, ayni zamanda Tanri'yi, insanlarin du'lariyle is gryormus gibi tanitmakta, ve sanki insanlar, du etmeyecek olurlarsa Tanri "rahmet ve bereketini" Muhammed'ten esirgermis gibi bir durum yaratmaktadir. *

Hads'in tamami syledir: " sey insani helke srkler. Bunlar... cimrilik, nefsin arzu ve isteklerine uymak ve kulun kendi kendini begenmesidir". Bkz. Gazal, Ihyau.... (1980), (Cilt III, sh. 559. Bkz. ztrk, age (Sh. 85) Abdullh b. Amr b. As'in rivyeti iin bkz. Sahih-i...(Cilt II, sh. 573) "Tehiyyt" scg A'zamet", "Selm", "Bek", "Msibet ve belha'dan uzak" gibi anlamlara gelmekte. "Tayyibt" szcg, "iyi", "hos", "yatistirici" gibi Allah'a zg gzellikler karsiligidir. Bu hususlar iin Buhar'nin Abdullah b. Mes'd'un rivyetine dayali hads'le ilgili aiklamara bakiniz. Sahihi... (Cilt II, 869 ve d. Hads no. 459) Bu hads iin bkz. Sahih-i ... (Cilt IX, sh. 128, hads no. 1383). Ayrica K'b Ibn-i cre ile Eb Sid'ilHudr'nin rivyetleri iin bkz. Sahih-i... (Cilt X, sh. 162, Hads no. 1725 ve 1726 Bu hads iin bkz. ztrk, age (sh. 176) Buhr'nin Eb Hreyre'den rivyeti iin bkz.Sahih-i.... (Cilt XI. sh. 126) "Tasliye" szcg "Sallallah aleyh ve sellem" diye duha etmek demektir. Mslim'in Abdullh b. amr b. As'dan rivhayeti iin bkz. Sahih-i... (Cilt II, sh. 573) Eb Dvud'un "Snen-i"nde Eb Hreyre'nin rivyetine gre Muhammed syle diyor: "Mezzine sesinin yetistigi yer nisbetinde magfiret olunur. Ratb u ybis (taze, kuru) her sey de ona hsn-i sahdette bulunur. Da'vet ettigi cemat namazina hzir olana da yirmi bes namaz yazilir. Ve iki namaz arasindaki gnahalri bagislanir". Burada geen "Ratb u ybis" deyimini "Aga, kesek, tas, cin, ins, hibir sey yoktur ki, (muezzin'in) sesini isitsin de ona sahdette bulunmasin" seklinde belirtenler vardir. Bkz. Sahih-i... (Cilt II, sh. 565) Yz kisi yerine kirk kisilik bir zmrenin namaz kilmasi hususunda da hads'ler var. Bkz. Sahih-i... (Cilt IV, sh. 468-9).

2 3 4 5 6

8 9

10 11 12

13

IV) Insanlari, Tanri'ya mn eder gibi kendisine mn ettirmekle vnr: "Amel'in en iyisi Tanri'ya ve Muhammed'e mn'dir; Tanri'ya ve Muhammed'e karsi gelen alaktir" derken yaptigi budur.

Kendi degerlemelerine gre yogurdugu Tanri fikrini, yine kendi amalari dogrultusunda kullanmak zere Muhammed, bir de kendisini kul gibi gsterir ve tipki diger kul'lar gibi Tanri'ya boyun egmeyi vnme vesilesi yapardi. Ancak ne var ki bunu yaparken, kendisini Tanri'nin en sevgili ve son peygamberi olarak gstermekten, ve insanlari, tipki Tanri'ya mn ettikleri gibi kendisine de mn ettirmekten geri kalmazdi. Bunu saglamak zere buldugu formllerden biri su idi:"(Amel'in en efdli) Allah'a ve Reslne mn(dir)..." [ki Trkce karsiligi su oluyor: "Eylemin en yce olani, Tanri'ya ve Muhammed'e mn etmektir"]. Bu forml taraftarlarinin kendisine sorduklari "Amelin hangisi efdldir?" ("Eylemlerin hangisi erdemlidir?") seklindeki bir soruyu yanitlamak zere ortaya atmistir. Bu soruya yukardaki sekilde "(Amel'in en efdli) Allah'a ve Resl'ne mn etmektir" deyince taraftarlari sormuslardir: "Ondan sonra hangisi?". Bu soruya Muhammed: "Allah yolunda cihd" diye karsilik vermis ve ondan sonra da "Hacc etmek" diye eklemistir 1. Bunu sylerken anlatmak istedigi sey su idi ki, Tanri adina savasa ikmak, ya da hacc etmek vs... gibi seyler, Tanri'ya ve onun peygamberine "mn" etmek'ten sonra gelir, ve "mn" her seyin temelidir. nk sunu biliyordu ki "mn etmek" ok kapsamli bir seydir ve aslinda "mutlak itaat" (yni "mutlak sekilde boyun egmek") anlamina gelir. Bylece yukardaki forml sayesinde kisileri hem Tanri'ya, ve hem de ayni zamanda kendisine mn ettirmis, ve dolayisiyle boyun egdirtmis oluyordu. Fakat bu isi biraz daha saglama baglamak zere, kendisine boyun egmenin Tanri'ya boyun egmek anlamina geldigini sylemis ve Kur'n'in bir ok sre'lerine bu konuda yet'ler koymustur. rnegin Nis Sresi'e koydugu yet'lerden biri syle: "Peygamber'e boyun egen, Tanri'ya boyun egmis olur" (K. 4 Nis, 80). Bir digeri de syle: "De ki -'Tanri'ya boyun egin, Peygamber'e de boyun egin..." (K. Nis 54, 59). Fetih Sre'sine sunu koymustur: "Ey Muhammed! Sphesiz sana bas egerek ellerini verenler (biat edenler), Allah'a bas egip el vermis sayilirlar..." (K. 48 Fetih 10). Al-i Imrn sresi'ne koydugu bir yet'le, kendisine boyun egenlerin Tanri tarafindan sevilip gnahsiz kilinacaklarini anlatilmistir: "(Ey Muhammed!) de ki: -'Tanri'yi seviyorsaniz, bana uyun! Ki, Tanri da sizi sevsin ve gnahlarinizi bagislasin..." (K. 3 Al-i Imrn 31). Nis Sre'sine koydugu su yet'le, Tanri'ya boyun eger gibi kendisine boyun egenlerin Cennet'lere alinacaklarini belirtmistir: "Kim Tanri'ya ve Peygamberi'ne boyun egerse, Tanri onu, altindan irmaklar akan cennetlere koyar. Srekli kalir orada. Iste bu, byk kurtulustur" (K. 4 Nis 13) 2. Ve iste Kur'n'in esitli srelerine serpistirdigi bu tr yet'lerledir ki Muhammed, gerek Tanri'ya ve gerek kendisine karsi gelme'nin "alaklik" oldugunu ve bu bu gibi kimselerden Tanri'nin alacagini sylemis ve Kur'n'a bu dogrultuda ayrica su tr yet'ler koymustur: "Allah'a ve peygamberine karsi gelenler, iste onlar en alak kimselerle beraberdirler. Allah -<And olsun ki Ben ve peygamberlerim stn gelecegiz>- diye yazmisti..." (K. 58 Mcdele sresi, yet 20-21). Kendisini o kerte Tanrisal ycelikte grrd ki, aleyhinde konusmanin ya da kt haber yaymanin Tanri aleyhinde konusmak oldugunu sylerdi. Kendisini incitenlerin, tipki Tanri'yi incitmis gibi sayilacaklarini ve bunun sonucu olarak gerek bu yeryznde ve gerek ahiret'te azab'a ugrayacaklarini hatirlatirdi. Bu maksatla Kur'n'a koydugu yet'lerden biri syle: "Allah'i ve Resln incitenlere, Allah, (bu) dnyada ve ahirette lnet etmis ve onlar iin horlayici bir azab hazirlamistir" (K. 33 Ahzab sresi, yet 57). Ancak ne var ki Tanri'ya ve kendisine boyun egmeyenlerin "alak" olduklarini, Tanri'nin onlardan alacagini, onlari azb'a sokacagini bildirmek yeterli degildi. Esasen bu usl'e genellikle henz gl bulunmadigi Mekke dneminde basvurmustu. Fakat glendikten sonra, rnegin Medne dneminde, hem bu yukardaki usl srdrms ve hem de kili yolu ile korku ve dehset sama uslne ynelmistir. Kendisine boyun egmeyip karsi

gelenlerin, ya da kendisini incitenlerin mutlaka yakalanip en feci sekilde ldrlmeleri iin Kur'n'a ayrica hkmler koymustur, ki bunlarin basinda Mide sresi'nin su dehset verici yet'i var: "Allah ve Reslne karsi savasanlarin, ve yer yznde (hak) dzenini bozmaya alisanlarin cezasi ancak ya (acimadan) ldrlmeleri, ya asilmalari, yahut el ve ayaklarinin aprazlama kesilmesi, yahud da bulunduklari yerden surlmeleridir. Bu onlarin dnyadaki rsvayligidir. Onlar iin ahirette de byk azab vardir" (K. Mide sresi, yet 33) Yine bunun gibi Ahzb Sre'sine su yet'i koymustur: "Andolsun ki, iki yzller, kalplerinde hastalik bulunanlar, sehirde kt haber yayanlar(a karsi) seni onlar(la savasa) agiririz... Lnetlenmis olarak nerede bulunurlarsa yakalanir ve hem de ldrlrler" (K. 33 Ahzb sresi, yet 60-61). Grldgu gibi burada hedef edinilen kimseler, esas itibariyle , iki yzl davrananlar ve sehirde yalan yanlis uydurma haber yayanlardir, ki yorumcularin bildirmesine gre bunlar, munafiklar ile Medine'de ve civarinda yasayan Yahudi'lerdir .
3

Ve iste bu sekilde olusturdugu korku ve dehset siysetinin sonucu olaraktir ki mslmanlar, Muhammed'i vp yceltmeyi, Tanri'yi vp yceltmek gibi bir gelenege saplanmislardir.

1 2

Buhar'nin Eb Hreyre'den rivyeti iin bkz. Sahih-i... (Cilt I, sh. 39, Hads no. 25) Bu konudaki diger yet'ler icin bkz. Dursun, Kur'n Ansiklopedisi (Kaynak Yayinalri, Istanbul 1994, Cilt IV, sh. 13 ve d.) Bkz. Elmalili H. Yazir, Hak dni, Kur'n Dili (Bedir Yayinevi, Istanbul 1993, ilt V, sh. 3929).

V) "Kim beni r'y'da grrse hakki grms olur" diyerek, ya da Tanri'yi "Ey Muhammed! sphesiz sana bas egerek ellerini verenler, Allah'a bas egip el vermis sayilirlar" seklinde konusmus gibi gstererek vnr:

Muhammed'in sylemesine gre gemisteki peygamberlerden hi birini Tanri kertesinde grmek, ya da Tanri'nin oglu olarak kabul etmek dogru degildir. Bunun byle oldugunu anlatmak zere Kur'n'a koydugu yet'lerle Hiristiyanlarin Is'yi, ve Yahudi'lerin de Uzeyr'i Tanri'nin oglu, hatt bir bakima "Tanri"'nin kendisi diye bilmelerini yermis, bunu "siniri asmak", geregi inkr etmek saymistir. rnegin Is'yi Tanri'nin oglu olarak kabul etmenin yanlis oldugunu bildirmis (Bkz. Tevbe sresi, yet 30; Mide sresi, yet 72-73), ve onun hakkinda "Allah ten biridir..." demenin "kfirlik" oldugunu eklemistir (Bkz. Nisa sresi,

yet 171)1. Isa'nin Tanri demek olmadigini anlatmak iim Kur'n'a ayrica su yet'i koymustur: "Meryem oglu Mesh sadece peygamberdir..." (Bkz. Mide sresi, yet 75). Fakat bununla da yetinmemis, bir de Isa'nin, kendi agziyle Tanri olmadigina dair konustugunu sylemistir (Bkz. Mide sresi, yet 116-117)2. Yine ayni sekilde Yahudilerin Uzeyir'i Tanri'nin oglu olarak kabul ettiklerini ve fakat bunun byle olmadigini sylemistir (Bkz. Tevbe sresi, yet 30) Ancak ne var ki ne Is'nin, ne Uzeyir'in ve ne de diger peygamberlerin Tanri kertesinde, ya da Tanri'nin oglu niteliginde grlmelerini istemeyen, onlara Tanri'ya ibdet edilir gibi ibdet edilmesine cevaz vermeyen Muhammed, kendisi iin farkli bir durum ngrmstr. Tanri'nin, melekleriyle birlikte kendisine salavt getirdigini, namazini kildigini sylemek yaninda bir de Mslmanlara Tanri kertesinde grnmek istemistir. O kadar ki, kapilmis bulundugu o sinirsiz vnme hirsi ierisinde: "(Ey Mslmanlar, iinizden) Her kim beni r'y'da grrse hakiktte beni grms olur. Zir seytn benim sretimde temessl etmez" 3 diye konusmaktan geri kalmamistir. Hemen ekleyelim ki Eb Hreyre'nin rivyeti olan bu hads'in bir ka "lfz" ile daha vrid oldugu anlasilmaktadir. Muhammed'in bu szlerinin: "Her kim beni r'yda grrse hakki grms olur" ya da "Beni yakazada 4 grms gibidir" seklinde anlasilmasi gerektigi sylenmekle beraber 5, "Hak" szcgnn "ad" olarak "Tanri" anlamina geldigi dsnlecek olursa6, yukardaki hads'in anlami biraz daha belirlenmis olmaktadir. Su bakimdan ki "Her kim beni r'yda grurse hakki grms olur" szleri, Muhammed'in sadece seytan sretinde grnmek istemeyisinin degil, fakat Tanri kertesinde grnmek isteyisinin ifdesi olmak gerekir. te yandan Muhammed, mslmanlar bakimindan Tanri'ya kul olmak ile kendisine kul olmak arasinda fark bulunmadigini anlatmak zere Kur'n'a, sanki Tanri konusuyormus gibi, su yet'i koymustur: "Ey Muhammed! sphesiz sana bas egerek ellerini verenler, Allah'a bas egip el vermis sayilirlar" (K. 48 Fetih sresi, yet 10). Iyice glenmis oldugu Medne dneminde yerlestirdigi yet'lerin ogunda kendisini Tanri'nin szcs olarak, ve O'nunla ayni sayginlikta, ayni kertede gstermistir. Nice rneklerden bir ikisini belirtmek gerekirse Necm Sresi'nde Tanri'yi yildizlara and ierek syle konusur gsterir: "(Muhammed) kendiliginden konusmamaktadir; onun konusmasi ancak bildirilen bir vahy iledir; ona... cebrail gretmektedir" (Bkz. 53 Necm sresi, yet 310). Bu ve buna benzer yet'leri pekistirmek ve kendisine itaat etmenin Tanri'ya itaat etmek demek olacagini anlatmak maksadiyle melekleri konusur gstermis ve syle demistir: "Her kim Muhammed'e... itaat ederse Allah'a itaat etmistir. Her kim de Muhammed'e s olursa... Allah'a s olmustur..." (Cbir Ibn-i Abdullah'dan, ve ayrica Eb Hreyre'nin rivyet olarak)7. Fakat kendisine boyun egilmesini biraz daha saglama baglamak zere Cennet va'd'lerinde bulunmayi ihml etmemistir: "Her kim bana it'at ederse Cennet'e girecektir. Her kim de bana s olursa o da (Cennet'e giremez)..." 8. Bu va'd'ini daha czib kilabilmek iin kendisini "Bas sef'ati" rolnde gstermis ve "it'atkar" kul'lara, Cennet'e girmek hususunda sef'at edecek tek peygamberin kendisi oldugunu, diger peygamberlerin sef'ati'nin yeterli bulunmadigini bildirmistir. rnegin, Enes Ibn-i Mlik'in rivyetine gre syle demistir: "Mahser halki Is'ya gelirler (sef'at) dilerler... Is da onlara -<Istediginiz umm sef'ati ben degilim. Lkin siz Muhammed'e ... gidip mrcaat ediniz>- diyecek . Bunun zerine ehl-i mahser bana gelecekler. Ben de onlara: -<Umum beseriyete sef'at bana ihsn olunmustur. Rabbimden ms'ade

isteyeyim>- diyecegim. Rabbimden istedigim de ms'ade olunacak(tir)" 9. Grlyor ki, Muhammed'in sylemesine gre Is bile, Tanri'dan "mahser halki" iin sef'ati olabilecek yeterlikte degildir; bu yeterlilik sadece kendisine taninmistir. Hem de ylesine ki, biraz yukardaki hads hkmnde yer alan: "Rabbimden istedigim ms'ade olunacaktir" seklindeki szlerden anlasilacagi gibi, Tanri onun sef'at istegini geri eviremeyecektir. *
1

"Ey kitaplilar! Dininizde siniri asmayin! Ve Tanri konusunda, yalnizca geregi syleyin. Mesih, Meryem oglu Isa; Tanri'nin Meryem'e asilayip biraktigi bir kelimesi (sz') ve kendisinden (frlme) bir ruh olan Peygamberi'dir (yni : Tanri'nin ogl degildir)" (K. Nis 171) "Allah: -Ey Meryem oglu Isa! Insanlara: <Beni ve anami, Allah'tan baska iki tanri bilin> diye sen mi dedin?buyurdug zaman o: <HasHa! Seni tenzih ederim; hakkim olmayan s?eyi sylemek bana yakismaz. Hem ben syleseydim, sen onu sphesiz bilirdin. Sen benim iimdekini bilirsin, halbuki ben senin zatinda olani bilmem.Gizlilikleri eksiksiz bilen yalnizca sensin.

Ben onlara, ancak bana emrettigini syledim: benim de Rabbim, sizin de Rabbiniz olan Allah'a kulluk edin, dedim. Ilerinde bulundugum muddete onlar uzerine kontrolcu idim. Beni vefat ettirince artik onlar uzerine gzetleyici yalniz sen oldun. Sen her seyi hakkiyle grensin" (K. Mide 116-117)
3 4 5

Eb Hreyre'nin rivhayeti iin bkz. Sahih-i... (Cilt I. sh. 104, Hads no. 92) "Yakaza" szcg "uyku ile uyaniklik arasi hl" anlaminadir.. Eb Hreyre'nin rivyetine dayali hads'in esitli "lfz" ile sylendigi hakkinda bkz. Sahih-i... (Cilt I. sh. 104 Not. 2) "Hak" szcg hem "ad" hem de 'sifat" olarak kullanilir. "Ad" olarak kullanildikta "Tanri" anlaminadir; sifat olarak kullanildikta ise "dogru", "drst" gibi anlamlara gelir. Bir de tasarruf niyetiyle sylendikte "mlkiyet" ifhade eder. Bkz. Sahih-i... (Cilt XII, sh. 402, hads no. 2172). Ayni muhtevada olmak zere Eb Hreyre'nin rivyeti iin bkz. Sahih-i... (Cilt VIII, sh. 348 Hads no. 1239) Eb Hreyre'den rivyet iin bkz. Sahih-i... (Cilt XII, sh. 402; Hads no. 2171) Sahih-i... (Cilt XII. sh. 425, Hads no. 2187)

8 9

VI) Insanlari kendisine muhta ve minnettar kilmakla vnr

Yukardan beri grdgmz gibi Muhammed, hemen her vesile ve firsatta kendisini tm insanlara ve tm peygamberlere karsi stn ve yce gstermekten geri kalmazdi; fakat bununla yetinmez bir de insanlari kendisine muhta ve minnettar durumlarda kilmak isterdi. Verilecek rnekler ok; bunlardan biri Eb Hreyre'nin rivyetine dayali olarak syle: Bir gn Muhammed'in sofrasina et yemegi getirilir; et'in kol tarfindan bir para ayrilip nne konur. Et'in bu kismini pek sever oldugu iin ona bu sekilde ikrmda bulunmak gelenek olmustur. Bu tr bir itibara mazhar olmak ona bbrlenme vesilesi yaratmis olmalidir ki et parasini n disleriyle syle bir kopardiktan sonra: "Ben kiymet gnnde btn insanlarin ulu'suyum (ycesi'yim) ..." der 1. Biraz durduktan sonra baslar bu sylediklerinin gerekesini hikye etmege: gy Tanri, yeryznde gelmis gemis ne kadar insan varsa bunlarin hepsini kiymet gn dz ve genis bir sahada toplayacaktir. Bu sirada gnes btn hararetiyle insanlara yaklasacak ve teker teker onlari yakmaga baslayacaktir. Artik insanlarin azabi, gami ve mesakkati ylesine dayanilmaz bir dereceye varacaktir ki, kurtulmak iin Tanri'ya "dellet" edecek bir sefati arama aresizliginde kalacaklardir. Ilk nce, insan nev'inin babasi bildikleri Adem'e giderek: "Rabbi'ne hakkimizda sefat dile" diye yalvaracaklardir. Ancak ne var ki Adem, vaktiyle cennet bahesinde iken yasak meyveden yedigini ve Tanri'ya karsi s'lik ettigini ve kendi nefsinden baska bir sey dsnemeyecegini ve bu nedenle baska bir sefati aramalarini syliyecek ve Nh "peygamber"e gitmelerini tavsiye edecektir. Bunun zerine insanlar hep birlikte Nh'a gidip Tanri'dan sefati olmasi iin yalvaracaklardir. Fakat Nh, kendisinin Tanri'ya karsi kusurlu oldugunu ve bu isi yapamayacagini bildirerek Ibrahim "peygamber"e basvurmalarini syliyecektir. Bu sefer insanlar yine hep birlikte Ibrahim peygamber'e gideceklerdir. Fakat Ibrahim, Tanri'ya yalan sylemis oldugu iin gnhkar sayildigini, bu nedenle Tanri'dan sefat dileginde bulunamayacagini anlatarak Ms "peygamber"e gitmelerini bildirecektir. Bunun zerine insanlar Ms'ya gidecekler, fakat o da zr beyan edecek ve vaktiyle istemeyerek adam ldrms oldugunu ne srerek sefati olamayacagini ve Is peygamber'e gitmelerini syliyecektir. Is ise hi bir gnh zikretmeyerek sefati olamayacagini ve Muhammed'e basvurmalarini bildirecektir. Hikye'nin bu noktasinda Muhammed sunu ekler: "(Insanlar bana basvurunca) ben hemen gidip Ars-i Rahmn'in altina varacagim ve Aziz ve Cell Rabb'ime secdeye kapanacagim. Sonra secdemde Allah bana kendisine olunacak en gzel hamd- sendan yle bir mefh feth ve ilhm edecektir ki simdiye kadar onu benden nce hi bir peygamber feth ve ilhm etmemistir. Ben ... Allah'a hamd- senhadan sonra Allah tarafindan: -Y Muhammed!, basini kaldir, iste. Dilegin verilecektyir, sefat eyle. sefatin kabul edilecektir- buyurulur. Ben secdeden basimi kaldirip: -Y Rab! mmetim! Y Rab mmetim!- diye mmetim hakkinda sefat edecegim. Bunun zerine : -Y Muhammed! mmetinden hesap ve sule lzumu olmiyanlari cennet kapilarindan sag kapidan cennet'e koy. Onlar Cennet'in bundan baska bur kapilarindan da ns ile ortaktirlar- buyurulacaktir...". Bunlari syledikten sonra Muhammed, kendisini dinleyenleri biraz daha etkilemek iin, Cennet'in kapi kanadlarinin ok genis oldugunu anlatmak zere yeminlerle sunu ekler: "Haytim yed-i kudretinde olan Allhu Tel'ya yemn ederim ki: Cennet'in kapi kanadlari~dan iki kanadin arasi Mekke ile Himyer, yhud Mekke ile Busr arasi kadar genistir" 2. Dikkat edilecek olursa Muhammed, kendisinden baska hi bir peygamberin Tanri indinde sefati olamayacagini, ve nk her birinin gnhkar durumda bulundugunu sylerken kendisini gnahsiz imis gibi gsterme hevesindedir. Bu hevesini gereklestirmenin tek yolu, btn gnhlarinin Tanri tarafindan bagislanmis oldugunu aiklamaktir. Muhammed

iin bunu yapmaktan kolay ne vardir ki? Kendisine sefat iin basvuranlarin agzina su szleri sikistiriverir: "Y Muhammed! Sen Allah'in peygamberisin (ve peygamberlerin sonuncususun). Allah gemisde ve gelecekde vuku farzolunan btn gnhlarini magfiret etmistir. (Tanri'ya) hakkimizda sefat et; gryorsun ki ne elem ve iztirab iindeyiz" 3 Grlyor ki sefati sifatiyle vnrken, hem kendisini insanlarin en stn kilmistir, hem gnhlarinin (gemis ve gelecek dnemler itibariyle) tm olarak bagislandigini ve su hle gre sefati olma hakkina sahip bulundugunu anlatmistir, ve hem de sefatilik ederek insanlari kendisine muhta ve minnettar durumda birakmistir. *

Bu hads iin bkz. Sahih-i... (Cilt XI, sh. 120-127, Hads no. 1711; ayrica bkz. Cilt XII, sh. 425, hads no. 2187) Bu hads iin bkz. Sahih-i... (Cilt XI, sh. 126). Ayni hikye'nin biraz daha kisaltilmisini Enes Ibn-i Mlik'in rivyeti olarak: Sahih-i... (Cilt XII, sh. 425 , hads no. 2187) Bu hads iin bkz. Sahih-i... (Cilt XI, sh. 126)

VII) Kendisini ycelten ve ven kimselerin her trl gnh'tan kurtulmus olacaklarini syler; velev ki bu gnahlar hirsizlik, katil, vs... gibi agir sulardan dogmus olsun. Bylece, kendisini, insanlara vdrtebilmek iin dnyev (akilci) ahlk kurallarina bile sirt evirdigi olur:

Kendini vmek kadar, baskalari tarafindan vlmekten de ylesine hoslanirdi ki Muhammed, bunu saglamak ugruna her seyi yapmaga, hatt dnyev (yni akilci) ahlk kural'larini bile gzardi etmege hazirdi. Hem de ylesine ki, kendisini ven kisiler ktil, hirsiz, yalanci ya da sahtekar vs... olsalar bile, onlarin gnahlarinin bagislanacagini sylerdi. te yandan kin besledigi kisileri (rnegin kendisini elestiren, kendisiyle alay eden vs... kimseleri) insafsizca lme yolladigi hlde, bunlardan kendisine vgler yagdiranlari ogu zaman bagislardi; syleki:

A) Kendisine "salavat" edenlerin, kendisini ven ve yceltenlerin, btn gnahlardan siyrilmis olarak cennet'e alinacaklarini mjdeler: Yukarda anlattiklarimizdan da anlasilacagi gibi Muhammed'in olusturdugu insan tip'i, Tanri'yi ve peygamberini lsz sekilde ven, ycelten ve bu grevi gece gndz her an yerine getiren bir tip'tir. Bu tip'i yaratabilmek iin Muhammed, insanlari sinirsiz sekilde

Tanri'ya tapar kilmis, Tanri'yi da kendisine "salat ve salavt" getirir sekilde tanimlamistir. Ayrica da kendisine "salavt" eden m'min'lere byk mkfatlar va'd etmistir. Daha nce de belirttigimiz gibi, insanlari Tanri'ya taptirtabilmek iin uyguladigi usllerden biri, onlara bir takim ikarlar saglamaktir: rnegin gnahlardan kurtulup sevaba gireceklerini anlatmaktir. Bir kez syle demistir: "Her kim gnde yz kere...-<Allah'tan baska ilh yoktur... mlk O'nundur... O her seye kdir'dir>- derse ona yz hasene (sevab) yazilir, yz msibet de ondan mahvolunur... " 1 Bundan gayri bir de sunu bildirmistir ki Tanri'yi (ve dolayisiyle kendisini) sinirsiz sekilde yceltenlerin bu yer yznde isledikleri sularin tm unutulacak ve bu kisiler cennete alinacaklardir. Tanri'ya "salt" etmenin mslmanlar iin dinsel bir grev oldugunu syleyen Muhammed, biraz yukarda gordgmz gibi Tanri'yi da kendisine salt eder sekle sokmus ve btn bunlardan gayri mslmanlarin da kendisine salt getirmeleri istemistir. Bunu saglamak zere Ahzb Sresi'nin biraz yukarda inceledigimiz 56ci yet'ininin son tmcesini ayarlamistir. Gerekten de bu yet'e gre Tanri, melekleriyle birlikte Muhammed'e salt ettigini sylerken mslmanlari da kendisi gibi yapmaga ve Muhammed'e "salt" edip "huls ile selm" vermege agirmakta, syle demektedir: "Ey m'minler, siz de hep ona salat ediniz ve huls ile selm veriniz" (Bkz. Ahzb sresi, yet 56). Fakat ne var ki Muhammed, mslmanlarin kendisine salt getirmelerini sadece bu yet'le ayarlamamis, ayrica da bir takim czib va'dlerle bunu saglama baglamistir. Bu va'd'lerin basinda kendisine salt edenlerin, melekler tarafindan "salt ve selm" edilecekleri ve ayrica gnhlarinin af edilip cennete alinacaklari hususu ile ilgili olanlari vardir ki bunlardan biri syle: "Kim bana bir yazi iinde salt ve selm ederse (bunu yazarsa), adim o yazida durdugu srece melekler onu yazana salt ve selm ederler"2. te yandan kendisine salavt okuyanlarin gnahlarinin af olunacagi konusunda da syle demistir:"Bugn benim zerime seksen salavt okuyanin, seksen senelik gnhi avfedilir" 3. Kendisine: "(Ey peygamber!) senin zerine nasil salvat okuyalim?" diye soranlara da salvat'in seklini aiklamis ve "Tanri'ya salvat ettiginiz sekilde bana da aynen salvat edin" seklinde bir yanit vermistir 4. Ve bu isin zellikle cum'a gn'leri ve cum'a geceleri, hem de ok sekilde olmak zere yapilmasini emretmis, syle demistir: "Ashbim! Bana cum'a gn ve cum'a gecesi ok salavat ediniz. sizin getirdiginiz Salavt-i serfe bana arzolunur" 5. Bununla anlatmak istedigi sey, lmnden sonra kendisine edilecek salavt'in muhtemelen melekler tarafindan kendisine iletilecegidir. Fakat onu dinleyenler, l bir vucda "salavt"in nasil iletilebilecegini bilmedikleri iin sorarlar: "Y Reslullh! Selmimiz, Hcre-i Sadetine nasil arzolunur? Siz kabrinizde rms bulunuyorsunuz!". Onlarin bu sorusunu Muhammed, peygamber cesedlerinin rmeyecegini belirtmek sretiyle cevaplandirir; bylece kendisine yeni bir vnme firsati bulmuscasina syle der: "Cenb-i Hak, enbiy cesedlerini yemeyi bu topraga harm kilmistir" (ki bu szler syle de anlasilmaktadir: "Sphesiz Allah yere, peygamberlerin cesetlerini yemesini haram kilmistir" 6. Btn bunlardan dolayidir ki mslmanlar, Muhammed'e "salt ve selm" getirmeyi, gnahlardan kurtulus yolu sayar olmuslardir. Ve muhtemelen bu kurtulusu saglam bir gvenceye baglayabilmek iin, Tanri'yi bile Muhammed'e "salt ve selm" getirmege agirmaktan geri kalmazlar. Aralarinda su sekilde Tanri'ya hitap edenleri bulunur: "Allahim! Varliklarin en sekini Peygamberimiz Efendimize, btn varliklar adedince salt ve selm et!" .

Ne saskinlik verecek bir seydir ki bu sekilde du edenler, sadece halktan cahil kimseler degildir; okumus geinen niversite mollalari da bu ducilar arasinda yer alip halki bu sekilde du'ya agirirlar *
1 2

Bu tr hads'ler iin bkz. Sahih-i... (Cilt XII, sh. 350, hads no. 2157; ve sh. 351 Hads no. 2158) Ismil b. Muhammed Acln'nin Kesfu'l-Haf ve Muzil'l-Ilbs adli yapitindan alinma bu hads'e dayali olarak ilhiyatilar, bu buyruk geregince du etmenin Muhammed'i yceltmek anlamina geldigini sylerler ve"Peygambere hrmet byle olur" derler (rnegin bkz. Y, N. ztrk, Kendi Dilinden Son Peygamber , Istanbul 1984 , sh. 176),

Bunu derken "hrmet" etmenin ne demek oldugundan habersizliklerini sergilemis olurlar.Bu konudaki hads'ler icin ayrica bkz. Sahih-i... (Cilt IV, sh. 190 ve d.)
3 4 5 6

Bu hads iin bkz. Gazal, Kimya-yi Saadet Istanbul 1979; sh. 110) Bu hususta bkz. Gazal, age (1979) (sh. 110) Sahih-i..., (Cilt IV, sh. 190). Bu konularda Ibn-i Teymiyye'nin Mensik adli yapitina bakiniz. Sahih-i..., (Cilt IV, sh. 190); Ayrica bkz. Muhammed b. Ali es-Sevkan, Neylu'l-evtr (Kahire 1952, Cilt III. sh 262); Ayrica bkz. Diynet Dergisi, (Cilt XII, sayi 4, sh. 213, 218). Mslim, Eb^ Dvd, Nes ve Tirmizi'den rivyetler iin bu yukardaki kaynaklara bakiniz.

B) Muhammed'in sylemesine gre insanlar, kabirlerinde iken sinava ekileceklerdir. Bu sinav sirasinda kendisini "Peygamber" olarak ycelten ve yad'edenler rahata kavusacaklardir.

Her vesile ile vnme hevesini giderme ihtiyaci ierisinde bulundugu anlasilan Muhammed, mslman kisilerin kendisini, sadece yasadiklari srece degil, fakat ldkten ve kabirlerine girdikten sonra da yceltip yad etmeleri iin "kabir sinavi" diyebilecegimiz bir yol bulmustu. Gy insanlar, lpte kabre konulduklarinda Muhammed'in peygamberligi konusunda sinava ekileceklerdir. Onun peygamberligini itenlikle kabul etmis olanlar, sinavdan basarili ikip Cennet'lere kavusacaklar; kabul etmeyenler ise Cehennemlik olacaklardir. Bunun byle oldugunu Islm kaynaklari, Eb Bekir'in iki kizi'nin (yni Ayse ile Esm binti Eb Bekr'in) tanik olduklari su olaya dayali olarak anlatirlar:

Gerek gnes tutulmasini (yni "Ksf"u) ve gerek ay tutulmasini (yni "Husf"u) Muhammed, "Kiymet" isreti olarak kabul ettigi iin, bu olaylar sirasinda namaz kilinmasini Islm bir kural haline getirmisti 1. Kaynaklara gre bu konuyla ilgili olaylar syle: Gnlerden bir gn gnes tutuldugunda Muhammed, Tanri'dan yet indi diyerek derhal halki namaza agirir. O sirada eslerinden Esm binti Eb bekr, evden ikip Ayse'nin odasina gider ve onu namaz kilar halde bulunca: "Acaba ne oluyoruz? Ahir dnynin mektm (gizli) olan mdi mi hulul etti? Su grdgmz yet onun almeti midir?" seklinde konusur. Ayse basiyle "Evet" diye isret edince Esm namaza durur. Namazdan sonra Muhammed "Kiymet", "Cennet" ve "Cehennem" konularinda konusmaya, Tanri'ya "hamd- sen" etmeye baslar. Fakat konusmasini o kadar uzatir ki Esm'ya bayginliklar gelir; yaninda duran kirba'dan basina su dkmege baslar. Bu arada Muhammed'in sylediklerini dinlemektedir. Konusmasi sirasinda Muhammed, Cennet ve Cehennem'e kadar her seyin Tanri tarafindan kendisine gsterilmis oldugunu, lmlerinden sonra kabirlerine girmis olan mslmanlarin "Mnker" ve "Nekr" adindaki iki melek tarafindan sinava ekileceklerini ve sinav sirasinda kendilerine "Reslu'llh hakkinda ne biliyorsun?" diye soru sorulacagini, bu soruya m'slman kisinin: "O Zt-i serif Muhammed'dir. O Zt-i serif Allah'in peygamberi'dir. Bize kanitlanmis yet'lerle dogru yolu getirdi. Biz de agirisini kabul ettik ve gsterdigi yola uyduk" diyecegini ve bu sylediklerini kez tekrar edecegini, ve ondan sonra o kimseye: "yle ise yat da rahtina bak. O Zt-i Serif'in peygamber olduguna inandiginda kusku kalmadi!" denilecegini syler. Sunu da eklemekten geri kalmaz ki, kendisinin peygamberligine itenlikle inanmamis olan kimseler, yni "mnafik"lar bu yukardaki soruya (yni "Muhammed hakkinda bildigin nedir?" seklindeki soruya) : "Ben ne bileyim? isittim, teki beriki bir seyler sylyorlardi. Ben de syledim" seklinde yanit verecekler ve dolayisiyle Cehennem'e gideceklerdir. Grlyor ki Muhammed, vnme ihtiyaci yznden insanlari kabirlerinde bile sorguya ekileceklermis gibi gstermekten geri kalmamis, ve kendisini "Peygamber" olarak kabul edip yceltenlerin, kabir'de yatarlarken rahat edeceklerini, sylemek sretiyle kendisini rahatlatmistir2. *
1

Bu konudaki yet'ler (rnegin Kiymet Sresi, yet 9, ve A'raf Sresi, yet 187-188) ve hads'ler icin Bkz. Sahih-i.... (Cilt I, sh. 85 ve d.) Buhar'nin Esm'dan rivyetine gre Muhammed syle diyor: "Cennet ve Cehennem'e kadar (evvelce) bana gsterilmemis hibir sey kalmadi ki, bu makamda grms olmayayim. Bana vahyolundu ki, siz kabirlerinizde Mesh-i Deccl (yznden ekilecek) imtihanlara benzer, yhud ona krib bir imtihan geireceksiniz. (Kabre girmis kimseye) -'Bu adam (Yni Reslu'llh...) hakkindaki ilmin nedir?-' diye sorulacak. m'min, yhud sahib-i yakn olan kimse: -'O (Zt-i Serf) Muhammed'dir. O (Zt-i Serf) Allh'in Resldr. Bize (Ayat-i) beyyint ile hidyet getirdi. Biz de d'vetine icbet ve (isrine) mtbeat ettik. O (Zt-i Serf) Muhammed...dir-' diyecek. (Ve bu sz) kere (tekrar olunacak). Ondan sonra (o kimseye): -'(yle ise) yat da rahatina bak. O (Zt-i Serf'in nbvvetine) yaknin oldugunda sphe kalmadi-' denilecek. (Yok eger) mnafik ise veyhud kalbinde sek varsa (o sule karsi): -'Ben ne bileyim? isittim, teki beriki bir seyler sylyorlardi. Ben de syledim-' cevabini verecek". Bkz. Sahih-i..., (Cilt I, sh. 85, Hads no. 77)

C) Baskalari tarafindan vlmekten ylesine hoslanir ki, kin ve dsmanlik besledigi kisileri (zellikle sir'leri) insafsizca ldrttg hlde, bunlardan kendisini ven ve yceltenleri af ettigi olur.

vlmekten ylesine hoslanirdi ki Muhammed, kin ve dsmanlik besledigi kisilerin (rnegin kendisini elestiren, hicveden ya da kendisiyle alay edenlerin) kellelerini uurtmaktan geri kalmadigi halde, onlar tarafindan vlmek sartiyle intikamciligina bazan gem vurdugu olurdu. Hemen ekleyelim ki sevmedigi ve dsmanlik besledigi kimselerin basinda sirler gelirdi. Onlara karsi dsmanligini dile getirmek zere: "Benim, Tanri'nin mahluklari arasinda en ziyde nefret ettigim kimseler sir(ler) ve mecnun'lardir" derdi. Sir'leri asagilatmak iin ayrica Kur'n'a : "Sir'lerin ardindan ancak azginlar gider" (Sura sresi, yet 224-226), ya da "...Sirlerin her vadide saskin saskin dolastiklarini ve yapmadiklarini yaptik dediklerini grmez misin?" (Sura sresi, yet 224-226) seklinde yet'ler koymustur1. Bununla beraber kendisini ven ve ycelten bir sair grdg zaman keyfe gelir, onun szlerini "belig" ve "hell" seyler olarak kabul ederdi. Kendisini yceltmeyenlerin szlerini ise "btil" sayardi2. Kisilerin, zellikle "belig" ve taninmis sirlerin kendisini yceltici szlerinde, hem gururunu oksayici ve hem de kendisine taraftar kazandirici ikarlar bulurdu. Bu ikarlar ugruna zaman zaman gazabi'nin asiriliklarini sinirladigi olurdu. Dsman bildigi ve dis biledigi bazi sir'leri sirf bu yzden af ederdi. Bir iki rnekle yetinelim: Enes Ibn-i Mlik'in rivyetine gre bir gn Arab'nin biri Muhammed'in huzuruna ikar ve yoksulluktan, kitliktan ve zellikle kurakliktan sikyet eder. Hani sanki yagmur ve bereket kitligindan dolayi Muhammed'i thmet altinda tutuyor gibidir. Yagmur yagmadigi iin a kaldiklarini belirterek syle konusur: "Bizim inildeyebilecek bir devemiz kalmadi, ne de bagirabilecek ocugumuz". Kuskusuz ki, sikyet niteligindeki bu szlerin, Muhammed'i hosnud etmedigini bilmektedir. Bundan dolayidir ki, bunlari syledikten hemen sonra baslar Muhammed'i yceltmege; syledikleri seyler siir seklinde szlerdir. Syle der: "Sana geldik y Resla'llah, ama halimiz su: taze kizlarin sneleri kaniyor didinmekten; ocuklu analarin yavrularina bakmaya vakitleri yok. Delikanlilar da aliktan o kadar zayif ki miskin miskin elleri yanlarina gelmis... Insan yiyecegi olarak bizde... karpuzu ile...'den baska hi bir sey yok. Artik senden baska iltic edecek yerimiz kalmadi...""3. Dikkat edilecek olursa adamcagiz: "senden baska iltic edecek yerimiz kalmadi" derken bir bakima Muhammed'i Tanri kertesinde grmektedir; ondan baska siginilacak bir yer kalmadigini anlatmaktadir. Siir seklinde sylenen bu szler karsisinda kendinden geen Muhammed, hemen "rid'yi serifini" srkleyerek ayaga kalkar ve minbere ikip Tanri'dan yagmur yagdirtmasini ister. Ve ok gemeden yagmur yagmaya baslar. Ancak ne var ki yagmur bir trl durmaz; sonunda etrafi seller basar. Medne disinda bulunanlar: "Aman boguluyoruz" diye feryad ederler. Bunun uzerine Muhammed tekrar ellerini semaya dogru kaldirip du eder ve yagmurun dinmesini ister. Bir anda kara bulutlar Medne'nin zerinden kenarlara dogru siyrila siyrila hotuz gibi bir sekil alir. Bu hli gren Muhammed, kaynaklarin belirtmelerine gre "mubrek disleri grnnceye kadar tebessm buyurur" 4; nk basari saglamistir. Ancak ne var ki bu basarisinin, yagmur yagdirtmakla ilgisi yoktur. Sadece yagmur du'sini yapmadan nce gkyznn bulutlu oldugunu grms olup nasil olsa yagmur yagacagini

tahmin ile ilgisi vardir

Kaynaklarin bildirdigi diger ilgin bir rnek, Tif'in nl sirlerinden Ka'b Ibn-i Zheyr ile ilgili olarak syle: Ka'b Ibn-i Zheyr yillar boyu Muhammed'e siirleriyle atmis, hicivler yazmis, deta meydan okumustur. Ancak ne var ki Muhammed'in giderek gl duruma girmesiyle birlikte hayatinin tehlikeye girdigini grr. Bu nedenle taktik degistirmek gerektigini dsnr. Hicret'in 9.yilinda, Muhammed'e methiyeler yagdirmaga baslar. Bu dnekliginin tek nedeni korku'dur; bilir ki canini kurtarmak iin baskaca yol kalmamistir. nk Muhammed, Tif halkinin Islmiyeti kabul etmesi zerine oradaki sirlerin ldrtlmelerini emretmistir. Bu emir zerine pek ok sir'in kafalari kesilmistir. Kiyam'dan kaabilenler, daha sonra kurtulamayacaklarini ve Muhammed'in eline dsp kellelerini kaybedeceklerini anlayinca teker teker islm'a girip vc siirleriyle Muhammed'e yaranmaga alismislardir. Iste onlari takliden Ka'b Ibn-i Zheyr de ayni yolu tutar. Muhammed'e ve Islm'a karsi yillar boyu dsmanlik gsterdigi hlde, simdi artik canini kurtarmak iin Islm'i kabul ve Muhammed'i yceltmekten baska zm bulunmadigini dsnr ve dsndg gibi yapar5. Bu amala bir gn Muhammed'in bulundugu camie gider ve orada Bnat Su'd diye baslayan kasdesini okur. Bu kasde Muhammed'i ycelten szlerden olusmustur. Bu szleri byk bir zevkle dinleyen Muhammed, ylesine hosnud olur ki, sir'e karsi besledigi hinci unutup, mkfat kabilinden olmak zere onun omuzlarina "Burda" denen izgili Yemen cbbesini atar6. Bu tarihten sonra Ka'b Ibn-i Zheyr, mrnn geri kalan kismini, diger nl sirlerle (rnegin Hassan Ibn-i Sbit ya da Abdullah Ibn-i Revaha gibi) birlikte Muhammed'e methiyeler yazmakla geirir7. Canini kurtarmak ugruna seref ve haysiyet duygularindan fedakarlik etme geregini duyarak eziklik ierisinde yasamaktan baska bir zm bulamamistir. Kuskusuz ki Muhammed, kendisini ven ve ycelten bu sairlerin siir'lerini dinledike, hem onlarin ezikligini grmekle ve hem de taraftarlari zerindeki etkisinin artigini farketmekle mutlu olmus, kendisi iin vnme firsati bulmustur. Anlasilan o ki, korku ve dehsete kapilmis olarak mslmanligi kabul eden sairlerin ya da kisilerin vgsne muhatab olmanin hite vnlecek bir yn bulunmadigina aldiris etmemistir.
1 2 3 4 5 6

Bu konuda benim: "Toplumsal Geriliklerimizin sorumlulari: Din Adamlari" adli kitabima bakiniz. Bu konudaki hads'ler iin bkz. Sahih-i... (Cilt VII, sh. 223-6) Sahih-i.... (Cilt III, sh. 282-3) Seritilarin deyisi byle. Bkz. Sahih-i... (Cilt III, sh. 283-4) Bkz. Ibn Ishak, age (1980) sh. 597 ve d. Bu hususlarla ilgili olarak nl Misirli yazar Taha Hseyin'in Araba'dan Ingilizce'ye cevrilen su yapitina bakiniz: Taha Husseyin, The Stream of Days; A Student at the Azhar, (Longmans Green & Co. 1948, sh. 41 ve d.) Ayrica bkz. Ibn Sallam al-Cumah, Tabakat al-Su'ara (Leiden 1916, sh. 20 ve d.). Bkz. R. Basset, La Bnat So'ad. Hads'ler iin bbkz. Sahih-i... (Cilt XII, sh. 141)

vnrken ve kendisini vdrtrken, bilin altinda yatan gnhkarlik duygularini dile getirmis olur

nceki sayfalarda belirttigimiz gibi Muhammed, kendi kendine vnmek yaninda, bir de kendisini hem insanlara ve hem Tanri'ya vdrtmekten geri kalmamistir. Bunu yaparken zellikle "ahlklik" ve "faziletlilik" bakimindan "yce" ve "emsalsiz" bir kimse oldugunu anlatmaga alismistir. rnegin Tanri'nin kendisi hakkinda: "(Ey Muhammed!) Sphesiz sen byk ahlka sahipsin" (K. 68 Klem sresi, yet 4) dedigini belirtmekten tutunuz da kendi kendisini "peygamberlerin sonuncusu ve zeti" olarak tanimlamak zere: "Ben ancak en Yce ahlki ve insanlik faziletini tamamlamak iin gnderildim" seklinde konusmaya varincaya kadar, her szyle "tertemiz" ve "gnahsiz" bir insan olarak grnmege alismistir. yle anlasiliyor ki, vnrken, ya da kendisini vdrtrken, gnlk yasantilarindaki olumsuzluklarinin bilin alti itislerinden dogma eziklikleri gidermek istemistir. nk su bir gerektir ki yasami boyunca, gnah islemekten (ve hatt ahlk ve fzilet sahibi hi bir insanin gze alamayacagi gnhlara ynelmekten) geri kalmamistir. Acimasiz ve hosgrsz nitelikteki davranislari sayisizdir: farkli inantakilere (rnegin msriklere, ya da Kitaplilara, yni Yahudi'lere ve Hiristiyan'lara) karsi saldirilara girismesi (45 ete gndermis, 28 savas yapmistir), ganmetler esirler alip paylasmasi; ogullugu'nun karisina asik olup sahip ikmasi (Zeyneb b. Cahs rneginde oldugu gibi), ya da babasini ve kocasini ldrttg kadinlari nikahina almasi (Safiye rneginde oldugu gibi), kendisini elestirenlerin kafalarini kestirtmesi, kiskanliklara kapilip eslerini zntye sokmasi (Gerdanlik olayinda Ayse'ye yaptigi gibi) vs... hep bu olumsuz davranislarinin tezahrleridir ki Muhammed'i, bilin alti sululuk duygusuna saplanmis olarak, sinirsiz bir sekilde vnmek ve baskalari tarafindan vlmek ihtiyaciyle karsi karsiya birakmis olmalidir. Isledigi gnahlarin, bilin altindan kendisini rahatsiz ettigi muhakkaktir; ancak ne var ki bu rahatsizliktan kurtulmak iin gnh islemekten kainma yolunu seecek yerde aksine: "Gemis ve gelecek zenbim (gnhlarim) magfiret (avf) dilmistir" diyerek gnh islemege devam etmeyi mutluluk bilmistir1. M'min'leri de kendisi iin Tanri'dan duci olmaga zorlamakla, isledigi gnahlarinin nasil olsa af edilecegini dsnms olmalidir.

Msned-i Bezzr'dan alinti iin bkz. Sahih-i... (Cilt II, sh. 247)

Sinirsiz Sekilde vnrken Bbrlenmedigini Syler, bylece biraz daha eliskili duruma dser:

esitli yayinlarimizda ve zellikle Kur'n'in Elestirisi adli alismamizda belirttigimiz gibi, Muhammed'in kendine zg elismeli bir konusma tarzi vardir ki, gerek Kur'n olarak ve gerek Kur'n olmayarak (yni hads'ler, snnet vs....) seklinde koydugu btn hkmlerde kendisini belli eder. vnmek zere syledigi szlerde de durum budur, su bakimdan ki sinirsiz sekilde vnrken "Ben bununla bbrlenmem" diye eklemekten geri kalmamistir. Sylemeye gerek yoktur ki sinirsiz tarzda vnmenin, "bbrlenmekten" geri kalir bir yn yoktur, ve rnegin bir kimse "Ben btn insanlarin ycesiyim" dedikten sonra "Ben bununla bbrlenmem" der ise, eliskiye dsms demektir. Ve iste Muhammed'in yaptigi da bu dogrultudadir. Gerekten de Muhammed, bir yandan "Gznz ain! Ben Allah'in sevgilisiyim..." diye vnrken, diger yandan ve hemen arkasindan "Ben bununla bbrlenmem" diye eklerdi; Bir yandan: "Ben Kiymet gnnde, Adem'den bana kadar gelmis btn peygamberlerin altinda toplanacaklari Hamd sancagi (Livu'l-Hamd)'nin sahibiyim..." diyerek btn insanlara ve peygamberlere karsi stnlgn ne srerken, hemen arkasindan "Ben bununla da bbrlenmem" diye devam ederdi. Bir yandan:"Kiymet gn ilk sefaat edecek ve sefaati ilk kabul edilecek olan da benim...." diyerek vnrken, diger yandan ve hemen arkasindan: "Bununla da bbrlenmem" derdi. Bir yandan: "Cennet'in kapisini ilk aacak olan benim..." diyerek byk bir imtiyaza sahip olmakla vnrken, diger yandan ve hemen arkasindan: "Ben bununla da bbrlenmem" diye eklerdi. Bir yandan: "Ailan cennet kapisindan, yaninda m'minlerin fakirleri oldugu halde, ilk girecek olan da benim..." diyerek kendisini fakirlerin tek ve yegne koruyucusu olarak gsterirken, diger yandan ve hemen arkasindan: "Bununla da bbrlenmem" diyerek alak gnll imis gibi grnmek isterdi. Bir yandan: "Allah nezdinde, gelmis ve gelecek olan insanlarin en sereflisi, en ycesi benim..." diyerek kendisini lsz sekilde yceltirken, diger yandan ve hemen arkasindan: "Ben bununla da bbrlenmem" diyerek syledikleriyle deta eliskiye dser. Bir yandan: "Ben resllerin nderiyim..." diyerek, gelmis gemis btn peygamberlerin rehberi, yol gstericisi imis gibi grnrken, diger yandan ve hemen arkasindan: "... ama (ben) bununla bbrlenmem." diye ekliyerek, hani sanki "bbrlenme" szcgne yep yeni bir anlam vermek ister. Bir yandan: "Ben neb'lerin kemlini simgeleyen son nebyim..." diyerek kendisinden nceki btn peygamberlerin olgunluk zirvesine erismis niteliklerini temsil ettigini bildirirken, diger yandan ve hemen arkasindan: "...ama bununla da bbrlenmem" diyerek karsisindakileri yeni bir saskinliga srkler. Grlyor ki Muhammed iin, sinirsiz sekilde vnrken "bbrlenmiyorum" demek zor bir sey degildir. Ve ne ilgintir ki bu sekilde vnrken, vnme'nin "kt" ve "alak gnllgn" (tevzu'un) ycelik oldugunu anlatmak iin: "Tevzu insan'a ancak ycelik getirir. Tevzu ediniz ki, Allah Tel da size rahmet etsin" . Pek muhtemelen "vnmeyi" kendisi iin "Tanrisal bir hak", ve "tevzu"u da kul'lar iin bir grev bilmistir. Nitekim: "Kul tevzu edince, Allah Tel onu yedi kat gklere kadar ykseltir" derdi .
1

Seritilar onun bu tr elismeli konusmalarini "elismesiz" imis gibi gstermek zere bir takim kurnazliklara basvururlar; derler ki Muhammed'in hem "kul" ve hem de "peygamber" olmak zere iki ayri "vasfi" vardir. Kendini tanimlayan konusmalarinda o, bazan bu vasiflarindan ikisine birden, bazan da sadece birine aiklik getirir. Kul "vasfina" brnms olarak hareket ettiginde alak gnlldr; ama peygamberlik "vasfini" anlatirken kendini yceltir 2 . Hemen belirtelim ki Muhammed, kendisini "kul" seklinde tanimlarken bile "alak gnlllg" semis degildir. Su bakimdan ki "Kul" szcgn kendisi iin kullanmasinin iki nedeni vardir. Bu nedenlerden biri, kendisini kul imis gibi gsterip, kul'luk durumunu baskalarina kolaylikla kabul ettirebilmektir. Ikinci neden ise, kul'luk durumunu kabul ettirdigi insanlari Tanri'ya boyun egdirtirken, Tanri'nin "en sevgili" elisi olarak, ayni zamanda kendisine taptirmak, boyun egdirtmektir. Bunu saglayabilmek iin Tanri'yi bile kendisine "salevt" getirir sekilde tanimlamis ve, bir ok vesilelerle tekrarladigimiz gibi, Kur'n'a su yet'i koymustur: "Allah ve melekleri, Peygamber'e ok salevt getirirler. Ey mminler! Siz de Ona (Muhammed'e) salevt getirin ve tam bir teslimiyetle selm verin" (K. 33 Ahzb sresi, yet 56). Bunu biraz daha pekistirmek zere de m'minlerin, Tanri'yi ve peygamberini incitmemeleri iin su yet'i eklemistir: "Allah ve Resln incitenlere Allah, dnyda ve ahirette lnet etmis ve onlar iin horlayici bir azab hazirlamistir" (Bkz. Ahzab sresi, yet 57) Sylemeye gerek yoktur ki dsnme gcnden yoksun birakilmis halklari itaatkr kilabilmek ve boyunduruk altinda tutabilmek iin vnme siysetine dayali bu tarz aiklamalarin etkenligi byktur. Fakat biraz olsun aklini kullanma aliskanligina sahip kimseleri ve toplumlari bu tr vnmelerle kazanmak mmkn degildir. Akilci egitimden gemis kimseler, kuskusuz ki yukardakine benzer vnmeler ocuksu bulup glp geeceklerdir. * Btn bu yukarda belirttiklerimizden anlasilan o'dur ki Muhammed, btn bu vnmeleriyle kendisini Tanrisal kerteye getirmis ve, mslmanlar bakimindan Tanri'ya oranla daha da mutlak sekilde izlenilmek gereken bir g temsil etmistir. Gerekten de Islm anlayisa gre, her ne kadar Kur'n'a uymak demek Tanri'ya itaat demek sayilirsa da Muhammed rnegini izlemek bundan daha nemli bir zorunluk sayilmistir. nk esitli vesilelerle belirttigimiz gibi Muhammed kendisini, Tanri'nin dahi melekleriyle birlikte salavt getirdigi bir kimse olarak tanimlamis (rnegin bkz. Ahzab sresi, yet 56) ve bu dogrultuda olmak zere daha nice hkmler koymustur. Bundan dolayidir ki Islm tarihi boyunca gerek iktidar sahipleri ve gerek halktan kisiler iin Muhammed'in yaptigini yapmak, onun emirlerine uymak mutlak bir zorunluk teskil etmistir. O kadar ki bazan Kur'n'a aykiri olsa da, Muhammed'in tutum ve davranislarini benimsemek gibi bir yol semislerdir. Nice rnek'ten birini vermek gerekirse halife'lerden bazilarinin drt'ten fazla kadinla evlenme yasagina aldiris etmeyip Muhammed rnegini izlemis olmalari, tarih bir gerek olmak zere, karsimizdadir. Bilindigi gibi Kur'n'da: "Hosunuza giden... kadinlarla iki, , drde kadar evlenebilirsiniz..." (Nis sresi, yet 3) diye yazilidir. Bununla ok karili evlilik uygulamasina sinir izilmek istenmis ve mslman erkeginin drt'ten fazla kadin almasi nlenmistir. Ancak ne var ki Muhammed, kendisini bu sinirlamanin disinda tutmus ve bu sayede drt'ten fazla kadinla ayni zamanda evli kalabilmistir (ayni zamanda on bir kadinla evli buldugu haller olmustur). Ve iste Muhammed'i kendilerine "ideal" rnek bilen bazi halifeler, Kur'n'daki yasaga aldiris etmiyerek drt'ten fazla kadinlarla ayni zamanda evli kalabilmislerdir. rnegin 15. yzyilda Hindistan'da Hind/Trk Devleti'nin (ki Mogul Imparatorlugu diye de bilinir) kurucusu Babur' un Babur-Nme 3 adli yapitindan

grenmekteyiz ki mer Sayh Mirza (ki Babur'un babasi olur) , ve Ahmed Mirza ve Mahmud Mirza ve Huseyin Mirza gibi hkmdarlar, drt'ten fazla kadinlarla ayni zamanda evli kalmislardir. Resmen evli bulunduklari bu kadinlardan gayri sayisiz cariyelere de sahib olmuslardir. Bunlar arasinda kendi yakinlarinin kizlariyle evlenenler de vardir ki, bu bakimdan da Kur'n'a aykiri, fakat Muhammed'in kendinden verdigi rnege uygun davranmis sayilirlar. rnegin Mahmud Mirza (1453-1495) bes kadinla evlenmistir ve bunlardan biri kendi kardesinin kizi'dir. Nasil ki vaktiyle Muhammed, eski Arap geleneklerine gre kendisinin oglu sayilan "ogullugu" Zeyd'in esi Zeyneb'e asik olup, Tanri'dan geldigini syledigi vahy geregince onunla evlendi ise, Mahmud Mirza da kardesinin kiziyla evlenmekte sakinca bulmamistir! Kardes kizi ile evlenmenin, sembolik bakimdan ogullugun esi ile evlenmekten farki pek olmasa gerektir. Su bakimdan ki eski Arap gelemeklerine gre "ogul" edinilen kimse, ogul edinen kisinin gerek oglu sayilirdi. Ogul'luk, tipki gerek ogul gibi miras hakkina sahipti. Ogul edinen kisi iin ogullugunun karisi ile evlenmek yasak idi. Ve iste bu gelenek geregincedir ki Muhammed, Zeyd'i ogul edindikten sonra onun adini Zeyd Ibn-i Muhammed (Muhammed'in oglu Zeyd) olarak degistirmisti . Fakat bu evliligin halk indinde olumsuz etki yaratacigini anladigi iin, Arap gelenegini degistirmek zere Kur'n'a, ogulluk'larin gerek "ogul" sayilmayacaklarina, ve onlarin eslerinin (bosanmis olmak sariyle) ogul edinenler tarafindan nikah edilebilecegine dir yet'ler koymustur (rnegin bkz. Ahzb sresi, yet 37-40). Yine tekrar edelim ki Mahmud Mirza gibi hkmdarlarin, kardes kiziyla evlenebilmelerinde, Muhammed'in yukardaki tutumunun etkisi oktur. Sadece bu konuda degil fakat diger konularda da (rnegin ahidleri bozma, ya da hasmi ortadan yok kilma, vs...) Muhammed'i izleme geleneginin agir bastigini sylemek mmkndr.
4

1 2

Bu hads'ler iin bkz. Gazal, age (Cilt III, sh. 732-3) Muhammed'in bu sekildeki vnmeleriyle ilgili szler, dokuzuncu yzyilin hadis arastirmacilarindan Semerkandli Ab Muhammed Abd Allah b. Abd al-Rahmn'in (Hicr 181-255/ Mild 797-869) alMusnad'indan alinma olarak seritilarimizin yorumlarina malzeme isini grr. Fakat serit egitimiyle yetismis olan bu kisiler, serit'in eliskileriyle beslendikleri iin, sinirsiz vnmelerin bbrlenmek demek oldugunu bilmezlikten gelirler, rnegin seriti pembe gzle gstermeye alisan ve agdas zihniyete sahip imis gibi grnmeye alisan Ilhiyatilar, Muhammed'in vnmelerini "bbrlenme" degilmis gibi gstermek zere yukardaki mantiga siginirlar. Bunlardan bir rnek olmak zere bkz. ztrk, age (sh. 1213) Babur-Nme'nin A. S. Beveridge tarafindan yapilmis Ingilizce cevirisi iin bkz. The Babur-Name in English (Memoires of babur), (Transl. from the original Turki text by A. S. Beveridge; London 1922; 2 voumes. Yukardaki hususlar iin Bkz, Vol. I, sh. 24, 36-7, 267). Bu konuda ayrica bkz. R. M. Caldecott, The Life of Baber (London 1844, sh. 264) Bu konuda Serit ve Kadin adli kitabima bakiniz.

Dzenleyen:Russell

You might also like