You are on page 1of 118

Aziz Nesin imdiki ocuklar Harika (Bu kitap ergenler iindir.) BU KTABIN TELF HAKKI NESN VAKFI'NINDIR.

Aziz Nesin, Trkiye'de ve baka lkelerde yaymlanacak kitaplarnn, sahnelenecek oyunlarnn, filme alnacak eserlerinin i ve d radyo ve televizyonlarda temsil ve yaynlarndan elde edilecek telif haklarn tmyle NESN VAKFI'na balamtr. NESN VAKFI'nn amac vakfn yurduna her yl alnacak drt kimsesiz ve yoksul ocuu, ilkokuldan balatarak yksek okulu, meslek okulunu bitirinceye yada bir meslek edininceye dek, her trl gereksinimlerini salayarak barndrmak, yetitirmektir. NESN VAKFI'nn senedi gereince, bu vakfn amacna uygun olmak kouluyla, her dileyen hertrl yardm, katk ve bata bulunabilir. steyenlere u adresten Nesin Vakf bror gnderilir: NESN VAKFI, P.K. 5 atalca-STANBUL Ziraat Bankas Selamieme ubesi, Nesin Vakf Hesap No: 4566 Ben, terbiyeyi, terbiyesizlerden rendim. (Ebl'ald Ma'ari 973-1057) Charlie Chaplin -Dinle beni Walt, ocuklar akll uslu, bykleri de ocuk olarak al- derdi. (Walt Disney) Bu roman, salt ocuklar iin deil, ana-babalarla retmenler iin de yazdm. (Aziz Nesin) Bu romanda, ocuklarn gzyle byklerin nasl grnd anlatlyor. Bu romanda, ocuklar, ana babalarn, retmenlerini ve byklerini eletiriyor. Bu roman, ocuk eitiminde gerekli sanlan, gnmzde geerli bitakm deer yarglarnn yanlln anlatyor. Bu roman, ocuklarn byklerine kar haklarn ve kendilerini savunmalardr. 15 Ocak 1967 gn -Yeni stanbul-, gazetesinin birinci sayfasnda u haber kmt: CEZA, OCUA BIRAKILIRSA lkokul ikinci snf rencileri, -Siz baba olsanz, babanz da ocuunuz; su ilediinde ona ne ceza verirdiniz?- sualini baaryla cevaplandrdlar. Ya ortalamas 8 olan ocuklar, retmenin, -Babanz ocuunuz, siz de baba olsaydnz, byk bir kabahat yaparsa, ona ne ceza, verirdiniz? eklinde yazl anketi cevaplandrmaya alyorlard. Henz snav heyecan bilmeyen, duygularn minicik elleriyle, olduu gibi kada dkmeye alan bir yavrunun kurun kalemi u kelimeleri sralyordu: -Onu bir topal ata bindiririm. stne adr rterim.

adrn tepesine bir bak asarm. At topalladka bak kafasna dokunsun, akllansn.Esentepe Gazeteciler Mahallesindeki Mareal Fevzi akmak ilkokulunun ikinci snfnda yaplan bu anket ailelerin iyzn, ocuklarn muhayyilesini ve kendilerine verilen cezann arln btn plaklyla ortaya koyuyordu. Gazeteciler arasnda konukanlyla tannan ve her frsatta ocuuna tler veren bir babaya, yer deitirdikleri takdirde ocuunun uygulamak istedii ceza; -Azna fermuar dikerim-di. Annesi vey olan bir kz ocuu -Gezmeye gtrmem-, bir stnn olu -Eeklerin yannda yem yesin-; iddetli bask altnda tutulan bir ocuk, -Olmaz, ocuk da olsa babaya el kalkmaz- diye cevap veriyordu. Okul rencilerinin yars, gazeteci ailelerin ocuklar, yars da evredeki gecekondulardan gelen yavrulard: Anket, bu iki grup ailedeki grg ve eitim ayrmn btn plaklyla gznne seriyordu. Yaay artlar normal olan yavrular; -yilikle sylerdim; -Poposuna usulca vururdum; -Yemek vermezdim; -inde fare olan tuvalete kapatrdm; -ne yaptrrdm; -Denize atardm, yzme biliyor- gibi cezalar babalarna layk grrken gecekondu blgesinde oturan ocuklarn cevaplar ok daha ard: -Bir tencere orbay kafasna geirirdim; -Ayaklarndan tavana asardm; -Baltayla keserim; -Kelepelerim; -Aaca balar, krbalarm; -Yerim; -Pastrma gibi dorarm; -Eek sudan gelene kadar dverim; -Kaynar suyla halarm. 23 Nisan 1967 ocuk Bayram gn, Cumhuriyet gazetesinin birinci sayfasnda u yaz kmt: HER OCUKTAN BR ANNESNDEN MEMNUN DEL kran Soner Anneler istedikleri zaman ocuklar hakknda fikir yrtmek, onlar tenkit etmek, beendikleri veya doru bulmadklar hareketlerini sylemek imkanna sahiptirler. Fakat ocuklarn, anneleri hakknda fikirlerini rahata aklamak imkanna sahip olduklar pek sylenemez. ocuklar pek tabii olarak sevmeleri ve saymalar gereken anneleri hakknda ne dnyorlar? Bu, konuda Gazipaa ve Sultanselim lkokullar rencileri arasnda yaptmz ankette ilkokul andaki 350 ocuktan 235'i, annelerini ok sevdiklerini, buna ramen kendi annelerinde ideal annede olmas gereken bir takm vasflar bulamadklarn belirtmilerdir. 350 ocuktan yalnz 150'si, kendi anneleriyle hayallerindeki ideal anne arasnda bir fark grmediklerini sylemilerdir. ocuklarn samimi olmalar iin katlarna isim yazmamalar sylendii ve yazdklarn kimsenin bilmeyecei hatrlatld halde samimi olmaya cesaret edemeyeceklerin bulunabilecei de hesaplanrsa, kendi annelerinde, ideallerindeki annenin vasflarn bulamayan ocuklarn saysnn byk bir ounluk olduu grlr. Soru Gazipaa ve Sultanselim lkokulu rencilerine: kompozisyon eklinde sorduumuz soruda, ideallerindeki anneyi, kendi annelerini ve ideallerindeki anneyle kendi anneleri arasndaki farklar anlatmalarn istemitik.

Anket sonunda yaplan tasnifte, ocuklarn annelerinden en ok arkadaa bir ilgi bekledikleri anlalmtr: 350 ocuktan 157'si, kendileriyle yakndan ilgilenen, 137'si problemlerine arkadaa eilen bir anne istediklerini belirtmiler, 11'i ise annelerinin ar titizliinden ikayet etmilerdir. ocuklarn annelerinden en ok ikayet etmelerine sebep olan zellikle, sinirliliklerdir. 78 ocuk, annesinin ok sinirli olmasndan dert yanm, 73' ise ideal annenin sinirli olmamasn art komutur. Ask Surat Tahminlerin aksine ocuklarn ideal annede nem verdikleri ve kendi annelerinden ikayet etmelerine yol aan nc konu, gzellik ve zellikle gzel giyimdir. zellikle kz ocuklar, annelerinin giyimine ok geni yer vermiler, fizik tariflerini uzun uzun yapmlardr. deal annenin gzel giyinmesi gerektiini ileri sren ocuk says 88'dir. 91 ocuk gzel anne istediini sylmi, 38'i annesinin evde irkin klkla dolamasndan znt duyduunu, 3 ocuk ise annesini irkin bulduunu belirtmitir. ocuklarn en ok birletikleri baka bir konu, annenin iyi kalpli, gzel yzl, evresine kar anlayl, sevimli bir insan olmas gerektiidir. Annelerinde bu vasflar grmek isteyen ve ask suratl annelerden ikayet eden ocuklarn toplam 215'tir. HER OCUKTAN BR ANNESNDEN MEMNUN DEL lkokul andaki ocuklarn ideal anne tarifinde belirttikleri ve kendi annelerinde bulamadklar baka vasflar ise yle sralanabilir: Kltrl anne (87 ocuk), temiz, alkan ve fedakar anne (178 ocuk), gezmeye ocuklarn ve ailesini ihmal edecek kadar merakl olmayan, evresindekilerle iyi geinen, ahlak kurallarna bal, alkol, sigara gibi alkanlklar olmayan anne tipi (181 ocuk), Cumhuriyet - 24 Nisan 1967 BR, GEREK Anneler dikkat! Yukardaki yazlardan biri sizin ocuunuza ait olabilir. Veya sizin ocuunuzun kck kafasndan geen dncelerin bir benzeridir. nk bu yazlar ilkokul andaki ocuklarn, isimsiz katlara yazdklar -deal Anne tariflerinden alnmtr. Ve belki de bu tariflerde, ocuunuzun sizin ahsnzda grmek istedii ideal anne tipi anlatlmaktadr. ok ender rastlanan baz zel durumlar dnda her ocuun annesini sevmesi ok tabii ve tartlmaz bir gerektir. Fakat bir ocuun annesini sevmesi, hibir zaman onu btn vasflaryla beendii anlamna gelmez. Anketimize katlan 350 ocuktan 235'inin, annesinde beenmedii birtakm vasflarn bulunduunu sylemesi bunun bir delilidir. Anneler, ocuklarnzn hakknda ne dndklerini ve hangi vasflarnzdan dolay bizden ikayeti olduklarn renmek istemez misiniz? ocuunuzun idealindeki annenin yerini almak istiyorsanz, anketin sonularna gre yapacanz ilk hareket, sinirlerinize hakim olmaya almaktr. nk ocuklarn en fazla sizin sinirli olmanzdan ikayet etmektedirler.

Ve sinirli olmamay baardnz an ocuunuza yaklamaya, ona arkadamasna yardm etmeye alnz. Derslerinde ve tek bana zemeyecekleri problemleri olduu zaman muhakkak yanlarnda olunuz. ocuunuzun en aa sizin kadar zengin bir i dnyas olduunu dnerek, onun kiiliine nem veriniz ve sizi her zaman gzel grmek istediini unutmaynz. Evde, taranmam sala, dk orapla gezmeyeceksiniz. ocuunuza bir arkada gibi davranmal, hatta onunla birlikte oyun bile oynamalsnz. Her zaman gleryzl, sevimli ve asla fazla ciddi, ask suratl olmamalsnz. Onun bir ocuk olarak elenmek hakkna sahip olduunu unutmadan, ar ciddiyetinizle kck yalarda yaama zevkini kaybetmesine sebep olmaynz. Gnaydn 29 Mart 1972 OCUKLAR, SGARA EN ANNELERN SEVMYOR Kadky'de ilkokul rencileri arasnda yaplan ankette her renciden birinin annesinden ikayeti olduu anlald. ocuklarn yzde sekseni sarn anne istiyor ve iki ien anneleri sevmiyor. BR ANKETN ORTAYA KOYDUU GEREK Beyhan GRTNA Kadky'de lkokul rencileri arasnda yaplan bir ankette her renciden birinin annesinden ikayeti olduu grlmtr. ocuklarn anneleri hakknda ne dndklerini merak eden Psikolog Ik Bayraktarolu Kadky'deki ilkokul rencileri arasnda bu konuda bir anket yapmtr. 9 ile 12 yalar arasndaki 350 renci arasnda yaplan ankette rencilerin 157 tanesi kendisiyle yakndan ilgilendiini, 140' problemlerine arkadaa eildiini sylemi, annelerinin ar titizliinden ikayet etmitir. Psikolog Ik Bayraktarolu: -Yaptm ankette ocuklarn yzde 80'i sarn anne istiyor, bunun sebebi olarak ocuklarn sarn anneleri yumuak olarak kabul etmeleri gsterilebilir. Birok renci de annelerinin sinirli olmamasn istiyor. Bunun yannda renciler bilhassa alkol alan ve sigara ien anne istememektedir, demektedir. Yeni stanbul - 8 Nisan 1972 Allah, anne-baba, evlilik, televizyon, sinema, yemek, tabiat, hepimizin gnlk yaantmzda sk sk rastlad ve kulland kavramlardr. -YEN STANBUL- minik okuyucularnn da bu konulardaki grlerini aratrd ve ilkokul rencileriyle uzun uzun sohbet ederek dncelerini tespit etti. Sorularmz cevaplandran rencilerin hemen hemen hepsi 7-9 yalar arasndayd. ANNE-BABA Anne ve babam dnyann en iyi bykleridir. Onlar da retmenim gibi beni severler. Bana eker, pasta alrlar. Onlarsz bir yerde kalamam. Annem de babam da cicidir. Zeynep KKSAL EVLLK

Ablam bir ay sonra evlenecek. ok zlyorum. O zaman bizim yanmzdan ayrlacakm. Rana TEZCAN Dier rencilerin ou bu konuda utanarak bir ey sylemekten kanmlardr. SNEMA Sinemaya gitmeyi ok severim. Kovboy filmleri ok az oynatlyor. Kamil KKSAL ALLAH Her yaptmz seyrediyor Allah. Yaramazlklara ok kzar. Aliye GREN LK MEKTUP Ankara, 12 Kasm 1963 Kardeim Ahmet, Seninle srekli mektuplaacamza szvermitik. Nedense, bana gvenememitin, -Ankara'ya gidince yeni arkadalar edinirsin, bizi unutursun Zeynep, demitin. Bak, hi de unutmadm sizleri. Szmde duruyorum. Ankara'daki evimize yerleeli bir hafta oldu. Daha nce mektup yazamadm. nk, burda okula yeni yazldm. Yeni evimizin adresini babamdan dn renmitim. lk iim sana mektup yazmak oldu. Ders yl ortasnda stanbul'daki okulumdan ayrlmay hi istemiyordum. Drt yldan ok, bir snfta okuduumuz arkadalarma da almtm. Ama babamn yeni ii Ankara'da. stanbul'dayken sylemitim sana; yakn arkadalar babam burda daha iyi bir ie aldrttlar. Babam, snf arkadayla birlikte, bir irkette alyor. stelik onlarla hep bir apartmanda oturuyoruz. Arkadalar babama Ankara'da hem bir i buldular, hem de kendi oturduklar apartmanda bo bir daire. Babamn snf arkadann da ocuklar var. Ayn apartmanda, kkl, bykl dokuz ocuuz. Beimiz ayn okula gidiyoruz. kimiz de ayn snftayz. Kardeim Metin, yeni okuluna, yeni arkadalarna daha alamad. Ben burasn hi yadrgamadm. Birbirimize bamzdan geecek nemli olaylar yazmaya szvermitik. Yeni eve tanmak, yeni bir okula gitmek, yeni arkadalarla tanmak, olduka nemli olaylar. Bunlardan baka, yazmaya deer nemli biey olmad. stanbul'daki okul arkadalarm, daha imdiden ok zledim. Sizlerle bir daha kimbilir nerde, ne zaman grebileceiz. Senin de sznde durup mektup yazacan umuyorum. Btn arkadalara selamlar eder, hepinize baarlar dilerim.

Snf arkadan Zeynep YALKIR ::::::::::::: AMERKA'YI YAPAN MMAR, stanbul, 15 Kasm 1963 Sevgili kardeim Zeynep. Mektubunu alnca ok sevindim. Saol. Dorusu, Ankara'daki okula gidince bizi unutursun sanyordum. Mektubunu snfta btn arkadalara okudum. Hepsi de sevindi. Sana selam yazmam syledi. Ben de verdiim sz tutuyorum. Burda geen nemli olaylar sana yazacam. Sen burdan gittikten biriki gn sonra, hi unutamayacam biey oldu. Onu anlataym sana. retmenimiz bir sabah, okula mfetti geleceini syledi. ok heyecanlyd. Ama biz daha ok heyecanlandk. O gn mfettiin, burda yaknlarda olan baka okullara da gittiini duyduk. Baka okullardaki arkadalarmza, mfettiin ne yaptn sorduk. Onlarn sylediine gre, mfetti her girdii snfta retmene -Bir problem yazdrn da rencileriniz zmlesin, diyormu. Sonra, yine retmene, rencilere bir iir yazdrmasn sylyormu. Yazlanlar gzden geiriyormu. Ondan sonra, bika renciye hep ayn sorular soruyormu. Sorduu sorular da unlarm: -Amerika ka ylnda kefedildi?, -En ok sevdiin insan kimdir?, -stanbul'u kim fethetti?, -Sleymaniye Camisini kim yapt? retmenimiz bize yeni defterler aldrtt. Karatahtaya ok zor bir problemle zmn yazd. -Bunu defterinize olduu gibi geirin! dedi. iiri de yazdk defterimize. Sonra retmenimiz defterlerimize bakt. Doru yazp yazmadmz denetledi. Yanl yazlanlar dzeltti. -ocuklar, Mfetti Bey dersanemize gelirse, ben size bu problemle bu iiri yazdracam... dedi. Btn bu iler olup bittikten sonra, -imdi de baz sorularn cevaplarn reneceksiniz. Mfetti Bey kaldrp sorarsa birinize, makine gibi abuk cevap vereceksiniz... dedi. Sonra bize, sorular ve cevaplarn ezberletti. -Amerika ka ylnda kefedildi? Hep bir azdan baryorduk: -1492. -Dnyada enok sevdiin kim? Bu soruya herkes baka trl cevap verdii iin bir uultu-grlt ykseliyordu. Kimimiz -Atatrk- kimimiz

-Annem yada Babam- diye baryorduk. Sonra retmenimiz nc soruyu soruyordu: -stanbul'u kim fethetti? p diye cevab yaptryorduk: -Fatih Sultan Mehmet. -Sleymaniye Camisini kim yapt? retmenimiz sorusunu bitirmeden, ezberlediimiz cevab, hep birden baryorduk: -Mimar Sinan... ki gn hep bu sorularla cevaplarn ezberledik. retmenimiz sksk -Sakn unutmayn ha! diyordu. Ben artk iimden, arka arkaya cevaplar diziyordum: -1492. Babam. Fatih Sultan Mehmet. Mimar Sinan. 1492. Babam. Fatih Sultan Mehmet. Mimar Sinan. 1492. Babam... yle almtm ki, nerde olsam, elimde olmadan, bu cevaplar srayla mrldanp duruyordum. Bir sabah annem, -Hasta msn? diye sordu. -Deilim... dedim. -Btn gece, 1492, Babam, Fatih Sultan Mehmet, Mimar Sinan... diye sayklayp durdun da, atein ykseldi sandm... dedi. O gn ilk derste Mfetti snfmza geldi. Bilirsin, ben yle ok heyecanl deilimdir ama, nedense o gn ok heyecanlandm. Titriyordum heyecandan. Belki de retmenin heyecan bana gemiti. nk onun ellerinin titrediini grdm. Mfetti, -rencilerinize bir iir yazdrnz... dedi. Bunun zerine retmenimiz bize, -Yazn! dedi. Daha nce defterlerimize yazdrd iiri okumaya balad. iir, nceden defterimizde yazlyd. Arkadalarn ou iiri bile yazmyor, yazarm gibi yapyordu. retmenimiz iiri okumasn bitirdi. Mfetti, teker teker defterlerimize bakt. Hibirimizinkinde imla yanl bulamad. retmenimize, -Teekkr ederim, rencilerinizi iyi yetitirmisiniz, dedi.

Solumdaki srada oturan Cengiz'in defterine bakmamt. -Bakaym defterine... dedi. Cengiz defterini uzatt. Mfetti, -Bu ne? dedi. -iir efendim. Mfetti, -Bu nasl iir? diye barnca, bam uzatp yangzle baktm. Cengiz heyecandan yanllkla, iir yazl diye, nceden matematik probleminin yazl olduu sayfay am. Az kald, Cengiz iir yazl br sayfay aacakt. Mfettiin arkasna gelen retmenimiz, eliyle, gzyle iaretler yapmaya balaynca, Cengiz durumu anlad. -iiri yazamadm efendim... dedi. retmenimiz hala eliyle Cengiz'e iaretler yaparken, Mfetti birden geriye dnd. -Bir de matematik problemi yazdrn da zmlesinler... dedi. retmenimizin yz kpkrmz olmutu. Mfettiin nce problem yazdracan, sonra iir yazdracan sanyorduk. Bize yle sylemilerdi. Mfetti, soru srasn deitirince Cengiz de armt. Cengiz'in defteri Mfettiin eilindeydi. Onun iin retmenimiz eskisinden baka bir problem yazdrd. Matematikten hep pekiyi alrm, bilirsin. Artk yle armz ki, problemi ben bile zmleyemedim. Defterlerimize bakan Mfetti suratn buruturdu. retmenimiz ok utanmt. imden Mfetti, ah, beni kaldrp sorsa da makine gibi cevaplar versem diyordum. retmenimizin yzn aartmak istiyordum. Kendikendime boyuna: -1492. Babam. Fatih Sultan Mehmet. Mimar Sinan. 1492... diye mrldanp duruyordum. Sanki iimden geenleri okumu gibi, Mfetti bana, -Sen kalk! dedi. Sevinle frladm. Sonradan bana arkadalarn sylediine gre; Mfetti, -Ka yandasn? diye sormu. Ben heyecandan soruyu anlayamadm iin, Amerika'nn kefini soruyor sandm, -1492 efendim... diye bardm. aknlktan gzleri byyen Mfetti, -Neee? Ka yandasn? diye bir daha sordu.

Ben de, doru cevap verdiimi sanarak, -1492 efendim... diye daha yksek sesle bardm. Mfetti, -stanbul'u kim fethetti? diye sormu. Ben ezberlediim cevap srasna gre, -Babam... dedim. Mfettiin, sorularn srasn deitireceini nceden hi dnmemitim. Mfetti ayan yere vurup bard: -stanbul'u kim fethetti, diye soruyorum. -Babam, efendim. -Senin baban kim?... -Mimar Sinan. -Azndan kan duymuyor musun olum. Baban soruyorum, Mimar Sinan diyorsun. te ancak o zaman krdm potu anlayabildim! Ama heyecandan, Mfettiin de barmasndan yle armtm ki, bitrl kendimi toparlayamyordum. -Peki, Mimar Sinan ne yapt? Artk bsbtn armtm. O aknlkla, -stanbul'u fethetti efendim... diye bardm. -Kim? Szde yanlm dzeltmek iin, -Mimar Sleyman... dedim. -Sleymaniye Camisini kim yapt yleyse? -Sultan Sinan Fatih... Kelimeleri birbirine kartrdm sezinliyordum ama, artk toparlanamyordum. Mfetti yle kzmt ki, kzgnlkla o da arp, -Olum, dedi. Amerika'y yapan Mimar Sultan Mehmet'tir, Sleymaniye Camisini de kefeden Fatih Sinan'dr. ocuklar kendilerini tutamayp kkrdayarak glmeye balaynca, Mfetti yanl sylediini anlad. Yanln dzeltmek istedi: -Yani Sinaniye Camisini Mimar Sleyman yapt, Fatih'i Mimar Sultan Mehmet fethetti demek istiyorum...

Yine yanl sylediini anlayp, -Beni de arttn be ocuk!... dedi. Kzgnlkla ban sallaya sallaya, kapy hzla arpp dersaneden kt. Dersanede t yoktu. Bir sre sonra retmenimiz, -Yazklar olsun!... dedi. Bu sz, bana m, Mfettie mi, yoksa kendisi iin mi sylediini anlayamadm. Bu olayn beni nasl zdn anlatamam. Her hatrlaymda utanyorum. Oysa, abuk abuk cevaplar verip, retmenimizin yzn aartmak istemitim. Szverdiin gibi, sen de bana orada olup bitenleri yaz, e mi? Mektuplarn bekliyorum. Ben de sana baarlar dilerim kardeim. Snf arkadan Ahmet TARBAY ::::::::::::: BTN BABALAR, BRNC Ankara, 19 Kasm 1963 Sevgili kardeim Ahmet, Cevabn iin ok teekkr ederim. Bana hep byle uzun mektuplar yaz. Ben de sana burda olanlar uzun uzun yazacam. Mektubunu okurken gzmn nne geldin. Seni, Mfettiin karsnda tasarladm. yle gldm, yle gldm ki... Sana biraz burasn anlataym. Drt katl bir apartman da oturuyoruz. Her katta iki daire var. Bizim dairemiz ikinci katta. Geen mektubumda, babalarn yazmtm. Apartmann arkasnda bycek bir bahe var, ama ok bakmsz, bo bir arsa. Akamlar, apartmandaki ocuklarla burada oynuyoruz. Geenlerde bir akam yine oynuyorduk burada. ocuklar, babalarnn alkanlklaryla vnyorlard. Her ocuk, kendi babasnn brlerininkinden daha alkan olduunu iddia ediyordu. Daha ok kk ocuklar tartyorlard. nc snfa giden kardeim Metin hepsinden baskn kmaya alyordu. Avurtlarn iire iire: -Benim babam var ya, benim babam... deyip duruyordu. Gerekten de renciyken babam ok alkanm. Kendisi her zaman byle anlatr bize. Tartma ok kzt. Metin, -Benim babam hepinizin babasndan daha alkan, dedi, okuldayken snflarn hep birincilikle geermi... Babamn snf arkadalarndan birinin ocuu, -Yok canm! diye alay etti Metin'le. Baka bir ocuk da,

-Kim demi onu? dedi. Metin, gsn kabartarak, -Babam kendisi syledi... dedi. Sonra durdu, ekledi: -nanmazsanz, kendi babanza sorun, hepsi bir snfta okuyorlarm. Babanz sylesin size dorusunu. Biz byk ocuklar, bu tartmaya karmazken, benim snfmdan bir kz, kardeime, -Yalanc, dedi, birinci benim babamm... Baka bir ocuk horoz gibi atld: -Asl yalanc senin gibisine derler. Benim babam, bikez bile snfnn ikincisi olmam. Hep snfnn birincisiymi. Anladn m sen? -Bal gibi yalan ite... Senin, baban atm... Her yl snfnn birincisi olan asl benim babam... -Benim babam atmaz bikez... Byk ocuklarn karmasna canm skld. Tartma gittike kzyordu. Kardeim, beni tank gsterdi: -yle deil mi abla? Babam hep birinci deil miymi? Sen sylesene unlara... -Tabii yle... dedim. Bu szm, ortal bsbtn kartrd. Metin'i yattrmak iin, -Sen aldrma onlara, onlar yle bilsinler de bo yere avunsunlar... Ne kar... dedim. Hepimizden byk olan ortaokul rencisi bir ocuk, bilgilik taslayarak, -ocuklar, dedi, yanlyorsunuz. Ne senin, ne senin, ne de senin baban birinci... Snfn hep birincilikle geen benim babam... Metin ona, -Pt... dedi. -Ptm... Git de babana sor bakalm... -Senin baban da atm. -Sen onu affetmisin... Tartma yeniden kznca, ortaokuldaki o kocaman ocuun stne srayan Metin'i kolundan ekip zorla ayrdm ordan. Merdiveni karken.

-Yalanclar, n'olacak... Benim babam birinci ite! diye alyordu. Eve girince doru annemin yanna kotu. -Babam birincisi deilmi snfnn. Babam atyormu... dedi. Annem kzd, Metin'i azarlad: -Sus bakaym! O nasl szm!... imdi azna biber doldururum. -Niin kzyorsun, dedim, belki biz yanl biliyoruz. Belki babam onlarn snf arkada deildi. -Ama onlar snf arkada olduklarn kendileri sylyorlar... -En iyisi, akam, gelince babama sorarz, dorusunu reniriz. ime kuku dmt. Ben de merak ediyordum. Akam yemeinde babama, apartmanda oturduumuz arkadalarla bir snfta m okuduklarn sordum. -Evet kzm, dedi, drdmz de snf arkadayz. Birisiyle yl, br ikisiyle be yl hep bir snfta birlikteymiler. Gndz, annem, azna biber doldururum, diye kardeimi azarlad iin baka biey sormaktan ekindim. Ertesi gn, okulda sra arkadam olan kza, babasnn snflarn nasl getiini sordum. -Benim babam snflarn birincilikle gemi... dedi. Konumamz duyan arkamzdaki sradan bir ocuk da, -Benim babam da yle, dedi, hep birinciymi okuldayken... Derken, br ocuklar da bu konumaya katldlar. Babasnn okuldaki durumunu bilmeyen yalnz arkada kt snfta. brlerinin hepsinin de babalar, snflarnn birincisiymi. Ahmet, bu mektubumu alnca, sen de babana sor bakalm; o da snfnn birincisi miymi? Ben imdiden senin babann da snflarn birincilikle getiine inanyorum. nk btn babalar, nedense, hep birinci oluyorlar. Anlattm bu olaydan iki gn sonra kardeimin retmeni, anneme mektup yazm, okula artt annemi. retmeni, Metin'in derslerine almadndan yaknm. Akam babam bunu renince Metin'e ok kzd, bard: Sonra da nne oturttu, t verdi: -Olum, sen niin bana benzemedin? Ben btn okul hayatmda snfmn en alkanydm. Bikez bile ikinci olmadm. Hep birincilikle getim snflarm. Ayp deil mi bu senin yaptn? Niin derslerine almyorsun? Bir ocuk babasna bakp ondan rnek almal. Babamn kzgnl gemiti. Ben de onun yumuamasndan yreklenip, -Baba, Metin de bign baba olunca, ocuklarna, snflarn birincilikle getiini syler, dedim. Annem ne demek istediimi anlad.

-Koca kz, dedi, artk ocuk deilsin ki senin de azna biber dolduraym. Bykler konuurken kkler susar. Ben de sustum. Babam hi sesini karmad. te Ankara'ya geldiimizden beri yazmaya deer bir bu olay geti bamdan. Btn arkadalara selamlar. Sana da baarlar dilerim. Arkadan Zeynep YALKIR ::::::::::::: ESK RENDKLERNZ UNUTUN stanbul, 23 Kasm 1963 Kardeim Zeynep, 19 Kasm tarihli mektubunu alnca nasl sevindiimi anlatamam. Sana ac bir haber vereyim, retmenimiz ayrld okulumuzdan. Baka bir ile atanm. Ona ok almtk. Ayrlna zldk. Alayanlar bile oldu, retmenimiz giderken. Ben kendimi ok tuttum alamamak iin... Ama dersaneden tam karken salarm okaynca kendimi tutamadm, boandm. Mfettiin dersanemize geliini yazmtm sana. te o olaydan sonra benimle pek konumuyordu. Son gnyd, bika sz syledi bize. Baarlar diledi. -Bign yine grmek zere ocuklar... dedi. Yanmdan geerken sam okad, kt dersaneden. Yeni retmenimiz erkek. ki derste, daha nce neler bildiimizi renmek istedi. Teker teker kaldrd hepimizi, sorular sordu. Cevaplarmz beenmedi. -ok yazk, ok... Hi iyi yetimemisiniz! dedi. Demir var ya, snfn en alkan, onun verdii cevaplar bile beenmedi. Hele benim cevaplarmdan sonra, -vah vah! diyerek elini dizine vurdu. Canskntsyla bam sallyor, -Size hi mi biey retmediler? Dersler bo mu geti? Bunca zamandr ne rendiniz? deyip duruyordu. Oysa ben doru cevaplar verdiimi sanyordum. Mine alamakl bir sesle, -Yanl m syledim retmenim? dedi. -Doru, doru ama... dedi, biraz durakladktan sonra ekledi: -stnkr... Hepinizin cevaplar stnkr... Hi ses karmyorduk, ama ok bozulduk. Yalnz, eski retmenimden krk not alm biriki ocuun, yeni retmenin bu

szlerinden sevindikleri yzlerinden belliydi. Demir kendini tutamayp, -Eski retmenimiz bizi ok altrd efendim... dedi. Yeni retmenimiz biraz alayl, -Belli, dedi, verdiiniz cevaplardan anlalyor. Krs nnde gidip geldikten sonra, sesini tatllatrarak, -ocuklar, dedi, eski rendiklerinizi hep unutacaksnz. Anladnz m? Yeni batan reneceksiniz hereyi. Demir, parman kaldrp sz istedi, -Ama retmenim, dedi, kitaplarmzda- ne yazlysa hep onlar renmitik. retmen, -imdi ben size eski rendiklerinizi unutacaksnz diyorum... dedi. O ilk ders byle geti. Paydosta arkadalar ikiye blnd. Kimisi eski retmenden, kimisi yeni retmenden yana oldu. Dorusunu istersen, ben ortada kaldm. Paydoslarda 5-B'den arkadalarla hep bu konu zerinde konutuk. Onlarn retmenleri de, ders yl banda, yani daha yeni gelmiti bizim okula. O da, ilk derste tpk bizim yeni retmenin sylediklerini sylemi. -Eskiden rendiklerinizi unutacaksnz, demi. Yeni retmenimizin bu tutumu, baz arkadalarmzn iine yarad. Bir soruya yanl cevap verince, -Bize eski retmenimiz byle retmiti efendim... demeye baladlar. O zaman da retmen, -Ben de size eski rendiklerinizi unutacaksnz, demedim mi? diye baryordu. nsann eskiden rendiklerini unutmas hi de kolay deilmi. Bunu yalnz Demir baarabildi. Bign mdrmz bir derse girmiti. Dersimiz Tarih'ti. Mdr, neler rendiimizi snamak iin Demir'i kaldrd, sordu: -Yenia medeniyeti ne demektir? Demir hi cevap vermedi. Mdr baka bir soru yneltti: -Matbaay kim icat etti? Demir yine susuyordu. Onun alkan renci olduunu bilen Mdr, -Niin cevap vermiyorsunuz? dedi. Demir,

-Unuttum da ondan, efendim, dedi. -Amerika'nn kefini anlat. -Unuttum efendim... Yava yava kzan Mdr, -Hepsini mi unuttun olum, ne biliyorsan onu anlat... dedi. Demir, -Hepsini unuttum... dedi, eskiden neler rendimse hepsini unuttum. -Niin? -retmenimiz yle syledi efendim. Eski retmenimizden neler rendikse, hepsini unutacaksnz, dedi. Mdr beni kaldrp: -Hindistan deniz yolunu kefeden kimdir? Ne terslik! Adamn ad dilimin ucunda ama, bitrl hatrlayamadm. Demir, zellikle -Unuttum, diyordu hep. Oysa ben gerekten unutmutum. -Unuttum efendim... dedim. Mdr, gzlk camlarnn stnden retmenimize bakt, biey sylemeden gitti. retmenimiz hibiey olmam gibi. -Gelelim Yavuz Sultan Selim'e... diye kald yerden anlatmaya balad. Paydosta arkadalar, Demir'e de bana da ok iyi yaptmz sylediler. Oysa ben, Hindistan deniz yolunu bulann adn gerekten unutmutum. Bak, bu unutmak neler at bama. Okul Aile Birlii'nin ilk toplants iin kk bir msamere verecektik. Ben de o msamerede kendi yazdm bir iiri okuyacaktm. Eski retmenimiz bize bir derste, koyunun ok yararl bir hayvan olduunu anlatmt: -St salr, kuyruundan ya yaplr, eti yenir, tylerinden iplik yaplr, derisi ok ie yarar, kemikleri kullanlr, dks bile gbre olur, demiti. Ben de bu dersten sonra ite u iiri yazmtm: KOYUN Kuyruundan ya kar, Memesinden st verir, Yumuak tyleri var, Kuma olur giyilir. Boynuzundan sap olur,

Eti insana besi, Derisinden kap olur, Dks da gbresi. Her mays kuzusu var, Kemii ie yarar, Bu iirimi, eski retmenimize vermitim. Beenmiti. -Sen bu iiri, Okul Aile Birliine verilecek msamerede okursun... demiti. Ben de ok sevinmitim. Koyun adl iirimi gnlerce ezberledim. Msamerede okurken, hibir aksaklk olmasn istiyordum. Ama ite o gnlerde eski retmenimiz baka yere atanmt. Yeni retmenimiz, msamerede benim de iir okuyacam renince, bana bu iiri okuttu. -Bu iir olmaz, ben size katr sylemiyor muyum, eski rendiklerinizi unutacaksnz diye? Benim syleyeceim iiri ezberler, msamerede okursun... dedi. Okuma kitabmzdaki -Memleketim balkl iiri gsterdi. te bu iiri ezberlemek iin zaman kalmamt. Msamere ertesi gnd. Sen o iiri bilirsin. Siz de, bizim okuma kitabn okuyorsanz a kitab- da bak. u iir ite: Ey toprakl mintanlar, ey yaldzl fistanlar, Ey bire krk baaklar, otlar, balar, bostanlar, Ve daha sk boy atan destanlar diyar hey! Ey o byk insan yetitiren anann, Ey ilenin, sefann, gveniin, inann, Narin minarelerde Sinan'n diyar hey! Ey'le balayp, hep byle -Hey, hey'le biten bir iir ite! Ben bu iiri ezberlemeye ok abaladm ama, zaman ok az olduundan iyice ezberleyemedim. Ertesi sabah okula gelince retmenim, -Sahneye kmadan nce burda prova yapalm. Oku iiri! dedi. Okudum. -Olmuyor, iir yle okunmaz! dedi. Bir daha okudum. Yine beenmedi. -Olum, dedi, iir, yoldan geen herhangi birisine bir adres sorulur gibi okunmaz. Sesini yer yer titreteceksin, alaltp ykselteceksin. Heyecanl yerlerde haykracaksn. Kimi yerde tatl bir fsltyla, kimi yerde aslanlar gibi kkreyerek okuyacaksn. Sonra, sol elini -beline dayayp, sa yumrmuunu ileriye, havaya doru uzatacaksn. Msralarn sonlarnda -Hey'ler var ya, ite orda -Hey- derken, hzla

ayan yere vuracaksn. Ben bikez okuyaym, iir nasl okunurmu anla, ona gre oku sen de. retmenim tpk bana anlatt gibi okudu iiri. -Hey derken, sa ayan, srar gibi iyice yukar kaldrp, sonra topuunu hzla yere vuruyordu. -te byle... Ayan benim gibi yere vuracaksn, dmann ban ezer, iner gibi... dedi. Ben de onun gibi okudum. Ama bir elim belimde, bir yumruum havada, ayam da -Hey hey diye diye yere vururken iiri aryordum. Oysa, ben kendi bildiim gibi okusam, hi armyordum. iir okuyuumu beeniyor, ama ayam yere vuruumu beenmiyordu. Ben -Heyy! diye haykrp sa ayam yere vurduka, -Daha hzl, daha hzl... Topuunu vur yere! diyordu. Olanca hzmla topuumu vuruyordum da, yine de beendiremiyordum. Sonunda, -Bak ite byle! dedi. -Heyy! diye yle bir haykrp ayan kaldrd, yere vurdu ki, dersane pencerelerinin camlar zangrdad. -Grdn ya ite byle. Trk ocuu ayan vurdu mu, yerler sarslacak! dedi. -Ama retmenim, dedim, siz enaz yz kilo varsnz, ben krkiki kilo geliyorum. Ne yaptmsa beendiremedim. ok kzd. te o kzgnlkla, -... Ve daha sk boy atan deslanlar diyar hey! deyip ayan yere vurmasyla, o -Hey! in arkasndan, -Ay, ayy, ayyy! diye barmaya balad. Biliyorsun ya, bizim dersane demeleri rk. retmenin aya, rk deme tahtasnn arasndan ieri girmiti. Ben de yardm ettim. Zorla ayan ordan karabildi. O srada, drdnc snfla, nc snfn retmenleri grlty duymular, telala geldiler. -Ne var? Ne oluyor? diye sordular. Bizim retmen, aksayarak dersaneden karken bana, -Grdn ya, nasl vuracaksn ayan, dedi, bir vurdun mu sanki yer yarlacak, deprem olmu gibi sarslacak ortalk... retmen gidince, rahat yryemediimi anladm. Hey hey! diye ayam yere vurmaktan topuum rm. Msaremeye iki saat vard. Ben kendi yazdm -Koyun iirini, bir ay, boyuna ezberlemitim. Ne kadar unutmaya alsam, bitrl unutamyorum, hep aklma taklyor. Unutmak elimde deil. -Memleketim iirini okurken -Koyun iirinin kelimeleri dilime taklyordu. -Memleketim iirini azok ezberlemitim, ama,

ayam yere vurmaktan, ezberlediklerim de aklmdan kmt. Beynim sarslm topuk vurmaktan. Arkadalar, -Sran geldi, sran geldi! Haydi sahneye! diye beni arkamdan ittiler. Salon anababalarla tklm tklm dolu. retmenimiz kuliste bekliyor, iir okuyanlar arrsa ordan fsldyor. Sahneye knca, salondakileri bamla selamladm. Ama selamlamak iin bam eer emez, birden okuyacam iirin adn unutuverdim. Terslie bak Zeynep, birden bire -Koyun iiri aklma gelmez mi! Eskiden rendiimi unutacama, yeni ezberlediimi unutuverdim ite... Ackl durumu gznn nne getir: Ben sahnede durmu salondakilere bakyorum, salondakiler bana bakyor; bakp duruyoruz. yi ki, retmenimiz kulisten -Memleketim diye fsldad da, ben var sesimle -Memleketim! diye haykrdm. Haykrdm ama, bitrl arkas gelmiyor. iir aklmdan km. yle de suspus durulmaz. Hi olmazsa vakit kazanrm da o zamana kadar aklma gelir diye bir daha -Memleketim!, diye bardm. Bardm ve sustum. Salondakiler cokun bir alk tutturmazlar m? Bsbtn ardm. -Memleketim diye barnca neden alkladklarn anlayamadm. retmenimizin fsltsn duymutum. Hemen Ey... diye iire baladm. Ama stste -Memleketim diye yle yksek sesle haykrmm ki, btn sesim tkenmi, azmdan incecik, kap gcrts gibi bir -Ey...n kt. Bir alk daha koptu. te o alktan sonra bsbtn ardm. iirdeki kelimelerin yerlerini deitirerek iiri okumuum. Sonradan arkadalarn sylediine gre, o gzelim iiri bak, nasl okumuum: Memleketim! Ey mintanl topraklar, ey yldzl fistanlar, Ey krka bir baaklar, otlar, atlar, destanlar, Ve daha sk boy atan bostanlar diyar heeey! Deyip de ayam yere vurunca, birden havaya sradm. Neden biliyor musun? retmenin karsndaki provada, topuumu boyuna yere vurmaktan, ayakkabmn bir ivisi geveyip ucu dar km. Ben -Hey deyip de olanca hzmla ayam yere vurunca, o ivinin sivri ucu hart diye topuuma girdi. Sanki bir kl tabanmdan girip, ucu cierime dedi. te o acyla, iirin ezberlediim kadarn da unuttum. Dinleyiciler kahkahadan krlyor. Ben nerdeyse alayacaktm. Biyandan kulise bakyorum ki, retmenin fsltsn duyabileyim. retmen, benim fslty duymayacam anlaynca bard: -Ey o byk insam yetitiren anann... Ben hemen sz aldm, baladm okumaya: -Ey o byk insan yetitiren anann... anann, anann... Yine arkas gelmiyor. Belki aklma gelir diye, o msra bir daha, bir daha batan alyordum. Ama tam -anann kelimesi gelince, inesi taklm plak gibi tekliyorum. Titrek, alamakl sesle anann... anann... deyip dururken, birden o benim -Koyun, iiri aklma gelip de grl grl okumaz mym!

anann... anann... anann... Kuyruundan ya kar; Memesinden st verir, Yumuak tyleri var... Kuliste retmen Ey sebiller... kervansaraylar... diye terter tepiniyor. Ben retmenden duyduum kadarn sylyorum, arkadan da Koyun iirini okuyorum: ... Kervansaraylar heyy! Boynuzundan sap olur, Eti de bize besi, Derisinden kap olur, Dks da gbresi heeey!... Kendimi sahneden attm. Alktan okul yklacak sanki... retmen byk bir zntyle, -Ne yaptn Ahmet? dedi. -Ne yapaym efendim, dedim, insan ne yapsa eski rendiini birden unutamyor. Bir kelime daha sylesem alayacakt. retmenimle yanyana koridorda yrmeye baladk. kimiz de topallyorduk. ivi batmasn diye ben seke seke yryordum. Akam evde babam, -Olum sende ne marifet varm, dedi, herkesi krdn geirdin. Misafirler yerlere ykld glmekten... Annem de, -Gzlerimden ya boand gle gle, az kalsn baylacaktm... dedi. Dinleyiciler ardm anlamamlar da, bilerek, isteyerek yle yaptm sanmlar. te Zeynep, son bika gnm byle grlt patrt iinde geti. Mektubunda, benim babamn da renciyken birinci olup olmadn merak ettiini yazyordun. Ne yazk ki, babam snfn birincisi deil. nk, hi okula gitmemi. Okula gitmi olsayd, o da btn babalar gibi, snfnn hep birincisi olduunu syleyecekti bana elbet... Beni sevindiren mektuplarn bekler, esenlikler dilerim. Eski snf arkadan Ahmet TARBAY

::::::::::::: ALIAN KAZANIR Ankara, 26 Kasm 1963 Ahmat kardeim, Bana geen mektubun gibi hep uzun uzun yaz, olur mu? Uzun dediime bakma, mektubunu bir solukta okudum. Bizim snftan biriki arkadama da okudum. yle gldler ki... Havalar burada souduu iin, artk apartman bahesinde oynayamyoruz. Okuldan gelince derslerime alyorum. Anneme de yardm ediyorum. Ablam evilerini sevmez. Hele ortalk ii grmek hi istemez. Yalnz mutfaa girip pasta, kek gibi eyler yapmaya baylr. nk, ablam mutfaa bir girdi mi, annem, artk bir hafta neyin nerde olduunu bulamadn sylyor. Ablam nianlanmak zereydi, sonra niandan cayld. Son gnlerde bizim evde en nemli konu ite bu. Niann bozulmas kardeim Metin'in bir sz zerine oldu. Geceleri, ya babamn snf arkada olan komularmz bize geliyor, ya da biz onlara gidiyoruz. Haftada enaz iki gece byle. Drt snf arkada biraraya gelince enok Zeynel Bey stne konuuyorlar. Durmadan Zeynel Bey'i yeriyorlar. Bu Zeynel Bey, babamla snf arkadalarnn alt iyerinin sahibi. Annem sksk, -Bktm artk bu Zeynel Bey'den, kuzum konuacak baka laf kalmad m? der. Onun bu uyarmas zerine konuyu deitirirler. Ama biraz sonra dnp dolap yine o konuya dnerler. Zeynel Bey'in bika iyeri varm. ok zenginmi. Gnden gne de boyna zenginleiyormu. Bu Zeynel Bey yle kaln kafal biriymi ki, ilkokulu bile zarzor bitirebilmi. Babamn snf arkadalarndan biri, Zeynel Bey'in hemehrisi. O diyor ki: -Bizden on ya bykt. O, nc snftayken ben okula daha yeni balamtm. Anlayn artk ka yl olmu okula balayal... Ben ilkokulu bitirmitim, o hala drdnc snftayd. Zeynel'in babasyla arkadalar -Senin olan herhal, mdr olacak... diye alay ederlerdi. nk daha ilkokuldayken byklar terlemiti. Bign o snfa mfetti gelmi de, Zeynel'i retmen, retmeni de renci sanp, retmene -Otursana olum srana! demi. -te byle beyinsiz, ta kafa bir oland. Bunun zerine babam da her zaman, -Sanki imdi baka trl m, daha da beter... der. Bilsen, bu Zeynel Bey iin neler neler sylerler: -Memleketimizin yzylda bir yetitirdii gayet nadir dangalaklardan... -Yeryznde bir ei benzeri daha olmayan budalalk ampiyonu... gibi...

Babas, Zeynel'e, -Senin okuyup adam olacan yok, hi olmazsa yanm da al da ticarete atl, demi. Zeynel ticarete bir atlm, bir daha onun elinden ticareti alp kurtaramamlar. ok zengin olmu. Dediklerine gre, ok tembel, ok aylak bir adamm. Ama, byk bir hneri varm, adam altrmasn ok iyi bilirmi. yerlerinde, irketlerinde biok mimarlar, mhendisler, avukatlar, doktorlar filan altrrm. Babam sksk yaknrd: -Sanki biz okuduk, altk da ne oldu... te, ancak Zeynel Bey'in yannda i bulabildik. Zeynel Bey'in bilgisizlii zerine ok eyler anlatrlard. Bign Zeynel Bey, yannda mdrlerinden biri ve sekreteriyle Felemenk'e gitmi, orda epiy kalmlar. Sonra Zeynel Bey, yanndaki mdrne, -Bu Felemenk gzel yermi, beendim. ok vdlerdi bana, bir de gidip u Hollanda'y grelim... demi. Bir gezisinde de, gittii lkenin Lehistan olduunu renince pek am, -Yahu, ben buraya Polonya diye gelmitim, demek yanl gelmiiz. Bir de gidip u Polonya'y grelim demi. Bir gece bizim evde yine Zeynel Bey'in bilgisizliiyle alay ediliyordu. Birden Metin sze kart: -Bu kadar bilgisiz, grgsz, tembel de nasl zengin olmu yleyse? Annem, -Bykler konuurken ocuklar sze karmaz! diye Metin'i susturdu. Babam, aklama gerei duyduu iin olacak, -Senin akln daha ermez, dedi. Ablam ite bu Zeynel Bey'in oluyla nianland. Daha dorusu nian olmad, nian iin sz kesildi. Sen ablam grm mydn? Bana benzemez, yani ben ona benzemem. Ablam gzeldir. Bize evde niandan hi sz amadlar. Ablam da bize biey sylemedi. Ama biz konuulanlardan anlyorduk. Evin iinde esen olaanst havadan bunu ilk sezinleyen Metin oldu. Annem, i grrken trkler sylyordu. Ablam sevincini gizlemeye alyordu, ama yine belli oluyordu davranlarndan. Bign Metin bana, -Biliyor musun, dedi, ablam nianlanyormu...

Ben de, -yi ya... dedim. -Ama kiminle, biliyor musun onu da? Bilmezden gelip, -Kiminle? diye sordum. -Zeynel Beyin'in oluyla. Sesimi karmaynca terslendi: -Anlamyor musun be!... Zeynel Bey'in oluyla nianlanacakm, diyorum. -Ne var bunda? Neye tersleniyorsun yle? -Hm... Demek sen de onlardansn? -Beni ilgilendirmez bu i. Metin, evde enok benimle anlar. ok hrnlat, -Nasl ilgilendirmez? diye bard, ben istemiyorum, olmaz yle ey! Bsbtn azdrmamak iin sesimi karmaynca ekledi: -Zeynel Bey iin -Eein biri, hayvann biri deyip durmuyorlar m boyuna? imdi ablam, eein biri dedikleri adamn oluyla m nianlayacaklar? -Babasndan oluna ne? -Yaaa... Sanki olu naslm? Liseyi bile bitirememi de, babas zel retmenler filan tutup para zoruyla bitirtmi liseyi... Sonra da babas, -Aman olum, artk okuma, akln karr da i adam olamazsn demi. Yalan m? yle sylemiyorlar m, babamla arkadalar? -Bunlar annem duymasn Metin, dedim, bykler bizden daha iyi dnrler. Metin; hem kzgn, hem kskn bir sesle, -Biliyorum, sen zaten onlardan yanasn... Babama da kzyorum ya... dedi. -Neden? -Neden olacak! Hem o Zeynel Bey'e sylemediklerini brakmyorlar, hem de onun yannda alyorlar... Byle ey olur mu? Dnp gitti. Aladn grmeyeyim diye gittii belliydi. nk son heceleri sylerken sesi titriyordu. O gnden sonra Metin ele avuca smaz, eskisinden daha yaramaz, ok hrn bir ocuk oldu. Okuldan yaknmalar gelmeye balad. Yaramazlk ediyor, derslerine almyor, diye retmeninden mektuplar yayordu. Babam

bsbtn telaland. ok t verdi. Bikez de dvd bile... Ama hibiri yararl olmad. Yine kayordu okuldan. Annem sabahlar okula gtrp brakyor, arkasndan o yine kayordu. Babam, evde kendisiyle gzel gzel konumak istedii zaman da, somurtup duruyor, ban nne eip hi azn amyordu. Bign ben bieyler sylemek, derdini renmek istedim. Koca bir erkek davranyla, -Senin akln ermez bu ilere! diye tersledi. Metin'in bu hrnlklar yznden evimizin tad tuzu kalmad. Annem sk sk alyordu. Babamn surat hep askt. Bir akam hava karard halde Metin eve dnmeyince hepimiz sokaklara dkldk, onu aramaya baladk. Gidebilecei her yere baktk, yok. Eve dndk. Babamn arkadalar da bize geldiler. Annem alyordu. Metin'i nerde bulabileceklerini konuuyorlard. Kap alnd. Hep birden kapya kotuk. Gelen Metin'di. Evde hava ok gergindi. Ama Metin'de hi babamdan korkar bir hal yoktu. Arkadalar babama, daha nce, -Sakn azarlama dedikleri iin, babam da sesini karmad. Hibiey olmam gibi davranld. Biraz sonra, Babam, Metin'i karsna alp tatl bir sesle t vermeye balad: -Olum, okula gitmeyen, derslerine almayan adam olmaz. nsan ne kadar ok alrsa o kadar ok kazanr, ileride rahat eder. Kkken ok almalsn ki, byynce rahata kavuasn... Bunlar babamn her zamanki tleriydi!. Arkadalar da bunlara benzer szler sylediler: -Hayatta alan kazanr olum... -Baar kazanmann yolu, almak, hep almak... Ba nnde, suratn asm, sessiz duran Metin, birden ban dikip, -alan ne kadar kazanr? diye sordu. -Ne kadar ok alrsa o kadar ok kazanr... -Zeynel Bey kadar kazanr m ok alanlar? Metin'in bu sorusu zerine bir sessizlik oldu. Metin'in ne demek istedii anlalmt. Neden sonra, babam sesini daha da yumuatarak, -Biz de zamannda ocuktuk... Biz de ocukluk geirdik... Ama biz ocukken... Metin, babamn szn keserek, -almayan daha ok kazanyor, dedi. Babam sertlendi, -Yani baban yalan m sylyor? diye sesini ykseltti.

Metin alamaya balad. Szleri hkrklarna kararak, -Doru sylyorsunuz, dedi, her gece Zeynel Bey'in tembel, ta kafa, bilgisiz bir budala olduunu syleyen siz deil misiniz? Onun fabrikalar var, irketleri var, iyerleri var, maazalar var, otomobilleri apartmanlar var... Olu da okumam, kendisi gibi ite... Hem alyor, hem atallaan sesiyle baryordu: -Ben artk okula gitmeyeceim. Ben Zeynel Bey'den daha zengin olacam. Yanmda onunkinden daha ok adam altracam. alkan, bilgili, okumu insanlara i vereceim... Metin, yatak odasna gittii iin szlerinin sonu ierden geliyordu. Gzleri buulanan babam ona seslendi: -Peki olum, nasl istersen yle yap... stemiyorsan gitme okula! Sonra arkadalarna yavaa, -stne varmayalm, dedi. Annem, Metin'i yatak odasndan alp yzn ykamaya gtrd. Babamn bir arkada, -Su bizim, dedi, ocuklarn yannda hereyi, konuuyoruz. Onlarn yannda herey konuulmaz ki... Bu adamn ei, kocasna gz iareti yaparak beni gsterdi. Babamn baka bir arkada, -Galiba, ocuk hakl, dedi, bunca yl okuduk da ne oldu sanki!... te Zeynel Bey'in yannda i bulabildik. Annem de, babam da, Metin'in bu hrnlnn, ablam, Zeynel Bey'in oluna nianlamak isteyilerinden ileri geldiini anlamlard. Bika gn sonra, nian iin verilen szden vazgeildi. Ablama bir i buldular. imdi alyor. Evde pineklemekten usanmt. Demek, o da pek istekli deilmi bu niana. imdi kendisini daha zgr bulduunu anlyorum. Metin iini dkp boald gecenin sabah, yine eskisi gibi okuluna gitmeye balad. Eskisinden daha da uysal ocuk oldu. Niann yaplmamasndan kendini sorumlu gryor da, ondan bu uysall. Derslerine eskisinden ok alyor. Evde herkesle bart, ama nedense benimle aras pek iyi deil. Bana krgn. Kendisine hak vermemi olmama kzyor sanyorum. Oysa ben de ondan yanaydm. Ama onun gibi yapamazdm ki... Dargnlnn uzun sreceini sanmyorum. Bu mektubumu akam yemeinden sonra yazdm. Uykum geldi, artk yatacam. Yarn pazar. Annem, Metin'le beni ocuk tiyatrosuna gtrecek. Ordaki snf arkadalarmn hibirini unutmadm, hepinizi ok zledim.

Arasra birlikte ektirdiimiz resimlere bakp sizleri anyorum. Hepinize candan selamlar... Sana da stn baarlar dilerim. Arkadan Zeynep YALKIR ::::::::::::: FEDAKAR OCUKLAR stanbul, 30 Kasm 1963 Zeynep karde, Mektubunu alal iki gn oldu. Hemen cevap vermek istiyordum. Ama retmenimiz ev devi vermiti. oktu devler. O yzden ancak imdi cevap yazabiliyorum. Yeni retmenimizi gittike daha ok seviyorum. Mdrn dersaneye geldii gn, Demir'in neler yaptn yazmtm ya sana, o olaydan sonra hepimiz retmenin Demir'e kzacan sanmtk. Hi de sandmz gibi olmad. Bana da bir ksknl yok. Oysa ben o olaydan sonra ok korkuyordum. retmenimiz son gnlerde en ok fedakarlk konusu stnde duruyor. Bize birok fedakarlk hikayeleri anlatyor. Anlatt her fedakarlk hikayesinden sonra bize soruyor: -Bu hikayeden ne anladnz? kardnz sonu nedir? Alnacak ders nedir? retmenin beni sevmeye balamas neden biliyor musun? nk, anlatt fedakarlk hikayelerinden, ben tam onun istedii sonular karyorum. nceden biliyorum ne istediini, beenecei biimde konuuyorum. Bana her seferinde, -Aferin Ahmet!... dedikten sonra, ocuklara, -te, diyor, siz de bu anlattm hikayedeki ocuk gibi fedakar olmalsnz. Yalnz bikez snfta ok sk bir tartmaya girdik. Her anlatt hikayeden retmenin isteine uygun sonu karmaktan bkmtm artk. O gn hikayeyi, kendi anlayma gre yorumlamaya kalktm. retmenimizin anlatt fedakarlk hikayesinin zeti uydu: lkokul rencisi, bizim yatmz bir ky ocuu, sava srasnda dman askerlerini gzetlemek iin bir kavak aacna kyor. Kendisine gzclk grevi verilen bu ocuk uzaktan dmanlar grnce, kydeki askerlerin bandaki komutana haber verecek. Gzc ocuk, uzaktan gelen dman grr, koarak haber vermeye kye gelirken, dman kurunuyla yaralanr. Kydeki komutana haberi ulatrr ve komutann kollarnda can verir. Hikayeyi anlattktan sonra retmenimiz, -Ahmet, anlat bize, dedi, bu hikayeden alnacak ders nedir? -retmenim, dedim, bu anlattnz olay gerekten olmu mu, yoksa ocuklar fedakarlk dersi alsnlar diye bykler mi bu hikayeyi uydurmu? Bu soruma ard. nk benden byle bir soru beklemiyordu. Ksa bir sre

dndkten sonra, -Ne demek istiyorsun? dedi. ster gerek olsun ister uydurma, bundan ne kar? -Gerek diye anlatlrsa byle bir olaya inanmak ok zor. -Niin? -Dmana kar gzclk yaptrmak iin onbir yanda bir ocuktan bakasn bulamamlar m? Kala kala bu nemli i onbir yanda bir ocua m kalm? Benim aklma byle sorular geliyor. ocuklarn yaamalar iin savarlarken bir ocua gzclk ettirmek... retmenimiz, -Tabii bu bir hikayedir, diye szm kestikten sonra btn snfa sordu: -Hepiniz Ahmet gibi mi dnyorsunuz? -Hayr, hayr, hayr... diye sesler ykseldi. Cengiz birden frlad ayaa, -Efendim, fedakar olmalyz; bu hikaye ite onu anlatyor, dedi. Bylece, sanki nemli bir sz sylemi gibi, bir de dnp bana bakt. Yalnz Demir, -Ben Ahmet gibi dnyorum efendim, dedi. retmenimiz yine herkese birden sordu: -Peki, sizce Ahmet'le Demir neden sizden baka trl dnyor? Cengiz yine frlayp bard: -Efendim, onlar her zaman yledir. Bakalk olsun diye... Paydos zili ald. retmenimiz, -Bu konuyu leden sonraki derste yine konuuruz, dedi. Sana biey syleyeyim mi Zeynep, zil almasna ok sevindim. nk retmene neler syleyeceimi bilmiyordum, samalayacaktm. Cengiz yanmdan geerken -Bilgi, ne olacak! dedi. Yanndaki Selma da -Bilgilik taslamasa olmaz... dedi. Gerekten de galiba bilgilik tasladm. Ama bu hikayenin hi houma gitmedii doruydu. Dorusu, retmenimizin anlatt, ok heyecanl bir fedakarlk hikayesiydi. Hepimiz de hikayenin etkisi altnda kalmtk ki, le yemeinden sonra arkadalar okul bahesinde aalarn tepelerine ktlar, gzclk etmeye baladlar. Aalarn tepesinde -Tarrt, tarrrtt... diye makineli tfek sesleri kararak szde dmana ate ediyorlard: Bahede hepimize yetecek sayda aa olmad iin ben

birinci kat pencere demirinden duvara, ordan da su borusuna trmanarak bir kiriin stne tnedim. Benim nmdeki akasya aacnn tepesinde Cengiz'le Hseyin, -Sen gzclk edeceksin, ben edeceim diye kavga edip duruyorlard. Hseyin, -Bu dev bana verildi, buras benim yerim! diye baryordu. Sonra birden Hseyin'in sesini yerden duydum. Aacn dibinde alyordu. Hepimiz koutuk. retmenler de geldiler. kinci snf retmeni, -Ne iin vard aacn tepesinde? diye sordu. -Dmana bakyordum efendim... deyince retmen ard. -Ne dman? Neler sylyorsun? Hseyin'in yaras nemli deilmi. Ban sardlar. Onu aacn tepesinden itip dren Cengiz'in ittiini bildiim halde, Hseyin onu ele vermedi. retmenler, -Kim itti seni? diye steleyerek sordular. Hseyin, -Kimse itmedi beni... Ayam kayd dtm... diyor, baka demiyordu. Hseyin'in bu davran beni ok dndrd. O dncelerin etkisiyle, leden sonraki derste, retmenimizin sorusu stne, -Bir davran fedakarlk olsun, bunu herkes bilsin, duysun diye yapld m, o davran fedakarlk olmaktan kyor, dedim. Byle sylerken hep Hseyin'in davrann dnyordum. retmenimiz ertesi gn de baka bir fedakarlk hikayesi anlatt. Bir yoksul ocuk, hasta annesine ila almak iin hrszlk yapp yakalannca, baka bir ocuk suu stne alyor, ite hikayenin zeti bu. Yine bilgilik ediyor, demesinler, diye kendi yorumumu aklamadm. Ama bu hikayede, budalalk fedakarlk saylyordu. Bizim retmenle 5-B'nin retmeni birleerek 5-A, ve 5-B rencileri arasnda bir fedakarlk hikayesi yarmas atlar. Bu yarma okulda byk ilgi toplad. retmenimiz, yarmay benim kazanacama byk umut balamt. Fedakarlk konusundaki dncemi belirten bir hikaye yazmak istiyordum. gn uratm bu hikayeyi yazmak iin. Anneme, babama okudum. Ne olursa olsun, her yazdm beenen babam bile bu hikayemi beenmedi. Amcama okudum, o da beenmedi. Yazdm fedakarlk hikayesinin zeti u: Bir ocuun kardei ok ar hastalanyor. ocuk buna o kadar ok zlyor ki, her gece yatanda onu ldrme Tanrm. Kardeimin yerine beni ldr! diye dua ediyor. Bir gece ryasnda kocaman bir dev geliyor, -Fedakarlk dilein kabul olundu, kardeinin yerine seni alp gtrmeye geldim, diyor. ocuk, -Ben bunu fedakarlk olsun diye sylemitim, beni alma!... diye alayarak yalvarmaya balyor. yle ok baryor ki ryasnda, annesi uyanyor, -Yavrum, ryada korktun mu? stn ak kalm da korkulu rya grmsn. Haydi uyan yavrum... diyerek ocuu susturuyor.

Bu hikayeyle, fedakarlktan ne anladm acaba anlatabildim mi? Fedakarlk olsun diye yaplan fedakarlkla alay etmek istemitim. Drdnc, beinci snflar, msamere salonuna topland. retmenler de ordayd. Bizden alt, 5-B'den be renci yarmaya katld. Okuma sras iin kura ekildi. Ben kurada sekizinci oldum. Hikayemi okuyunca, beenilmediini retmenlerin ve mdrn yzlerinden anladm. Ama ocuklar en ok benim hikayemi alkladlar. Hikayenin okunmas bitince, retmenler hikayelere derece vermek iin retmenler odasna ekildiler. Salonda da grlt patrt balad. Arkadalar birbirlerinin enselerine, ince lastikten sapanlarla katlar atyorlard. Bugnlerde bizim okulda hemen her olan ocuun elinde bu sapanlardan var. Bu, kattan yaplm kck fiekler nasl da insann ensesini actyor... Ben hi nianc deilimdir. Ta atmasn bile beceremem de arkadalar, kz gibi ta atyor, diye benimle alay ederler. Birden ensem yand, kzgn ine girmi gibi... aknlkla, yanmda oturan arkadan elinden sapan kaptm. Kat fiei yerletirdim. Kk sapann ince lastiini gerip, kat fiei frlattm. Ah Zeynep nasl bir terslik... Tam o srada, mdr nde, retmenler arkada salona giriyorlarm, benim kat fiek, atmak istediimin tam tersi ynde vnlayarak utu, pat diye mdr beyin ensesine indi. Mdr bey elini ensesine att, sonra gzlerinden kvlcmlar saarak bize bakt. 5-B'nin retmeni, -Kim att onu? Kim attysa ksn! dedi. Bam nmde ayaa kalkmak zereydim ki bu kez de bizim retmen, -Atan kmazsa hepiniz cezalsnz, burda kalacaksnz! dedi. Yarma da, yarmada derece alanlar da unutulmutu. Ayaa kalktm, -Ben attm efendim... dedim. Mdr Bey yzme dikkatle bakt, bakt sonra, -Sen atmadn! dedi. -Ben attm. -Ben insann yzne bir bakta anlarm. Sen atmadn... Btn arkadalarnn cezaya kalacaklarn renince, baktn ki sulu da ortaya kmyor, arkadalarn kurtarmak iin suu stne aldn. Oysa hi de byle bir niyetim yoktu. -steyerek olmad efendim... Bilmeyerek... Baka yere atacaktm... Elimden kat... Mdr Bey sahneye kt, -te, dedi, fedakarlk budur. Bu arkadanz sizlere bir fedakarlk rnei gsteriyor. Kendisi atmad halde, hepinizi kurtarmak iin tekbana cezalanmay gze alyor.

Size de bir ders olsun diye, onun bu gzel davran iin hepinizi affediyorum. Yazd hikaye gzel deildi, ama bu rnek davran iin, onu yarmann birincisi ilan ediyorum. Ben ne yapaym Zeynep? Anlatmak istediimin tam tersi olmutu. Durup dururken, dahas suluyken, fedakarlk rnei olup ktm. Sence de fedakarlkla gsteri baka eyler deil mi? Ah u ilkokulu bir bitirsem... Babam okuyamad iin, beni ille de okutmak istiyor. Liseyi bitirdikten sonra beni niversite renimi iin yurt dna bir yere gndereceini sylyor. Bu konuda annemle daha imdiden tartyorlar. Annem, ben olumun zlemine dayanamam, diyor. Bilmem, sana da yle mi geliyor, gnler hi gemiyor sanki... Bitirme snavlarna kadar gnleri gsteren zel bir takvim yaptm. Pazar gnlerini, tatil gnlerini filan saymazsak, pek de biey kalmad ama, yine de gnler gemiyor. yi gnler, esenlikler dilerim. Ahmet ARBAY ::::::::::::: SENDEN H UMMAZDIM Ankara, 7 Aralk 1963 Ahmet, Saol, beni mektupsuz brakmyorsun. Geen mektubunu okurken, btn gln olaylar hep senin bandan m geiyor, diye dndm. Yoksa sen anlatrken btn olaylar glnletiriyor musun? Mektuplarn yle houma gidiyor ki, ben de senin gibi yazmaya zeniyorum. Geen gn bizim snfta da hepimizi kahkahalarla gldren bir olay geti; ama derste deil, paydosta gldk. nk bizi gldren bu olay yznden retmenimiz ok kzmt. Senin gibi yazmaya zenip de, gzel olsun diye uydurduumu sanma sakn. Ben sana olay olduu gibi anlatmaya alacam. nce olayn kahramann tantaym birazck. Osman adnda bir arkadamz var. Osman, snfmzn alkanlarndan, zellikle matematikte ok baarl. ok dzenli bir ocuk. Kalem kutusunda renk renk kalemler var. Hepsinin de ular sivri sivri alm. Nasl olup da bu kalemlerin ularnn krlmadna hep aarm. nk benim kalemlerim ikidebir der, ular krlr. Ne zaman bir yaz yazmam gerekse, antamda ucu krlmadk kalem bulamam. Ama ablama gre benim durumum yine de iyiymi. Annemin anlattklarna baklrsa, okula giderken ablamn antasnda hi kalem bulunmazm. Ucu krk da olsa, hi deilse, benim antamda kalem bulunuyor. Osman'n yazl devleri, renk renk izgilerle ssldr, resim gibi. Yazlarn inci gibi dizer. retmenimiz hemen her gn derslerden birinde yazl yoklama yapar. Bu da yetmez, aa yukar, her iki gnde bir yazl ev devleri verir. Sizin retmeniniz de yapyor mu?

Bign Osman, -ocuklar, dedi. retmenimizin yazl devlerimizi okuduunu hi sanmyorum. nce ben kar ktm: -Okumayacak olduktan sonra ne diye yazl dev versin? Osman direndi: -Ben okuduuna inanmyorum. Bir arkadamz, -Pekiy nerden biliyorsun okumadn? diye sordu: Osman, -nk, dedi, hesap ortada. retmenimiz her gn yazl yoklama yapyor mu? -Yapyor... dedik. -Aa yukar her iki gnde bir de ev devi veriyor mu? -Veriyor... dedik. Osman, -imdi hesaplayalm, dedi, bu snfta elliki renciyiz, deil mi? -Evet... -Demek retmenimiz her gn elliki yazl yoklama kad okuyor. Yazl ev devlerini de, ortalama gnde yirmibe saysak, demek gnde yetmiyedi dev... Bu devleri retmenimiz evine gidince saat kata okumaya balar? -Sana ne bundan? -Hesaplayacaz ya... Bir yazl devi ka dakikada okuyabilir? Osman'n yapt hesap sonunda retmenimizin her gn onbir saatini yalnz bizim yazl devlerimizi okumaya ayrmas gerekiyordu. Geceleri hi uyumasa, yine de bunlar okumaya yetimezdi. Bu hesaplar sonunda ocuklar sustu. Ben yine, -Okuyordur... dedim. Osman, -Evet okuyordur, dedi, ama bana kalrsa, devlerimizin iinde gelii gzel birikisini ancak okuyordur. Bu konumamzdan biriki gn sonra bir kz arkadam, ilk derste bana, -Galiba Osman haklym, dedi.

Sonra anlatt. Evleri retmenimizin evine yaknm. Bu sabah okula gelirken, nnde katlar uumaya balam rzgardan. Ayana arpp orada kalan kad alm. Bir de bakm bir gn nceki kendi yazl devi. Katlarn neden uutuunu izlemi. retmenimizin kaps nndeki p bidonundan uuyormu katlar. Arkadam, -te! diye, buruuk dev kadn gsterdi. -devlerimizi okuduktan sonra anda diye saklayacak deildi ya... dedim. Osman, samdaki srada oturur. Tarih dersindeydik. -retmenimizin yazl devlerimizi okuyup okumadn anlayacam, dedi. -Nasl anlayacaksn? -Sonra sylerim. retmemimizin sorduu sorulardan biri uydu: Defterdar, Nianc, Beylerbeyi, Acemiolan kimlere denir? Sultan brahim zamann anlatnz. Paydosta bize anlattna gre, Osman sorulara, ilk birka satr doru cevap yazdktan sonra, Padiah Sultan brahim'e mektup yazm. -Sayn Deli brahim Amca! diye balyormu mektuba. Uzun mektubun sonunda da br sorular yle cevaplandrm: -Beylerbeyi, Boazii'nde bir iskeledir. -Defterdar, defteri dar gelen adam demektir. -Nianc, bizim snftaki etin'in lakabdr. Biz onunla Kr Nianc diye alay ederiz. nk top oynarken, kaleye gol atacam diye, okulun btn pencere camlarn krmtr. -Acemiolan, yine bizim snfta Rza'dr. nk bitrl attmatt oyununu renemedii iin her oyunda dayak yer. Osman, okul bahesinde bunlar anlatrken, hepimiz kahkahalarla glyorduk. Ama ben onun sylediklerini gerekten yaptna inanmyordum. aka yapyor, atyordu. Ertesi gn Osman korkuya kapld. retmen, yazdklarn ya okursa, diye korkuyordu. ki gn bu korkusu srd. retmenden hibir tepki gelmeyince rahatlad. Kendi sylediine gre o gnden sonra, her yazl devdeki sorular samasapan cevaplandryormu. Yalnz ilk birka satr doru cevaplar yazyormu ki, retmen kadna ilk gz atta yapt samalklar anlamasn. Dorusu, Osman'n sylediklerine inanmyordum ama, dn foyas ortaya knca atmadn hepimiz anladk. Dn, ilk dersteydik. retmen biraz geciktikten sonra ask yzle dersaneye girdi. Oysa genellikle ilk derste gleryzldr. Krgn bir sesle, sanki azarlar gibi, -Gnaydn ocuklar! dedikten sonra -Osman, kalk! dedi. Osman kalkt.

-Buraya gel! Osman krsnn yanna gitti. retmen, -ocuklar, dedi, iki gn nce size tabiat bilgisi dersinden yazl ev devi vermitim. imdi arkadanz Osman, bana verdii yazl devini sizlere okuyacak. Osman'n yz kpkrmz oldu. retmen kad verdi Osman'a, -Oku dedi, hepsini oku! Sorular da oku! Osman okumaya balad: Birinci soru: Rzgar nedir, nasl meydana gelir? Cevap: Hava snnca hacmi byr, hafifler, hafifleyince ykselir. Osman duraklaynca retmen, -Devam et, devam et! dedi. Osman devam etti: -...Hafifleyince ykselir... Rzgar... rzgar... rzgar... Birka kez rzgar diye kekeleyince retmenimiz bard: -Eeee? Ne olmu rzgara? Osman okudu: -Rzgar, Galatasaray'n aleyhindeydi. Galatasarayllar, ilk yarda rzgara kar oynamalarna ramen iyi bir ma karmay baardlar. ok sratli ve zevkli geen mcadelede kapal mdafaa yapmayan Ankaragc sahay 2-1 yenik terketti. kinci yarda Galatasaray hcum hatt rzgar gibi rakip yar sahaya inmiti. Soru iki: Frtna nedir? Cevap iki: Saniyede yirmi metreden hzl esen rzgara frtna denir. Galatasarayllar bugn Mithatpaa Stadyomu'nda frtna estiriyordu. Ne yazk ki hakem iin, ma iyi ynetti diyemeyeceiz. Metin'in rzgaryla kr'nn devrilmesini penalt saymas seyircilerin protestolarna sebeb oldu. Osman okurken biz glmemek iin kendimizi zor tutuyorduk. Yine de iimizde kendini tutamayp kkrdayanlar vard. Osman'n da sesi titremeye balad. Utancndan neredeyse alayacakt. retmenimiz, -Osman, niin byle yaptn? dedi. Gzleri sulanan Osman ban duvara doru evirince,

-yi bir rencimsin, bunu senden hi ummazdm... Otur yerine! dedi. Ne yalan syleyim, Osman'n bozum oluuna iimden sevindim. Paydosta ona, -Naslm! Hani ratmenimiz katlar okumazd!... dedim. O akam annemin bir arkada bizim eve gelmiti. Ben o konuk kadn ilk gryordum. Hangi okula gittiimi, kanc snfta olduumu sordu. Ben de syledim. -retmeniniz ok yakn arkadamdr, dedi. Sonra anneme anlatmaya balad: -Dn gece onun evindeydim. ok tuhaf biey oldu. Baktm, masann stnde bir yn kat. rencilerin yazl ev devleriymi. -Nasl zaman bulup da bunca yazy okuyabiliyorsun? dedim. -ok iyi rencilerim var. Birinin devini okumak ister misin? dedi. Katlarn iinden birini seip bana verdi. Gerekten gzel bir dev, dzgn, okunakl, balklar renkli kalemle izilmi. dev konusu da rzgar. Ama okuyunca ap kaldm. ocuk, rzgar diye Galatasaray - Ankaragc man anlatyordu. devi okurken kahkahalarla glmeye balaynca arkadam, -Ne var? Neye glyorsun? diye sordu. Ben de okusun diye kad ona verdim. Okudu. ok kzd. -En iyi rencilerimden biridir, bunu ondan hi ummazdm dedi. Demek yine de Osman haklym. Dorusu ya, ben de bunu retmenimizden hi ummuyordum. Pek zldm. te olay sana olduu gibi anlattm. Hoakal sevgili kardeim Ahmet. Beni mektupsuz brakma, olur mu? Arkadalardan da haberler yazman beklerim. Zeynep YALKIR ::::::::::::: VCDAN AZABI stanbul, 7 Aralk 1963 Zeynep, Mektuplarm gzel bulduunu yazdka, beni gerekten gzel yazmaya zendiriyorsun. Teekkr ederim. Bir mektubunda, hep glnl olaylar anlattm yazyordun. Ama imdi anlatacaklarm olduka ackl. Bu ackl olay bize retmenimiz anlatt. Beni ok duygulandrd bu olay. nceki gn derste Hseyin, okuma kitabmzdan bir yaz okuyordu. Yaznn iinde vicdan azab diye bir sz geti. retmenimiz uzun uzun vicdan azabnn ne demek olduunu anlatt, aklad. Sonra bize sordu: -Vicdan azab ne demekmi anladnz m?

Hep birden bardk: -Anladk retmenim! retmenimiz, -yleyse, dedi, imdi de vicdan azabna bika rnek verelim. Yaar' bilirsin, yine eskisi gibi, hep arka srada oturuyor. Hep yle dalgac. Arka srada, ya biriktirdii pullarla urar, yada karikatr izmeye alr. retmen, -Yaar, sana vicdan azab ektiren bir olay geti mi bandan? diye sordu: Yaar, retmenin anlattklarn dinlememi olacak, ama bilirsin ya, kurnaz bir ocuktur, -Geti dese, retmen -Anlat yleyse diyecek. Onun iin, -Gemedi retmenim! dedi. retmen, -Nasl olur, dedi, hi insan olur da, vicdan azab ekmez olur mu? Yaar daha kesinlikle, -Ben ekmedim retmenim! dedi. Nee, yine yle, hep gze girmeye alyor. Kendisine sorsun diye retmenin gznn iine bakyor, parman kaldrm, yerinde duramyor, -Ben syleyeyim, retmenim ben syleyeyim... deyip duruyordu. retmenimiz, -Syle Nee, dedi, sana vicdan azab ektiren bir olay geti mi bandan? Nee yaranmak iin, -ok geti retmenim, dedi. -Anlat yleyse... Nee, -Hangisini anlataym retmenim? diye sorunca hepimiz gltk. Zavall Nee; ne uyduracan dnmek iin vakit kazansn diye bu sama soruyu sormutu. retmenimiz de glmseyerek, -Sana vicdan azab ektiren o kadar ok olay m geti bandan Nee? Herhangi birini anlat! dedi. Nee, her zaman olduu gibi yine yutkunmaya balad.

Yutkuna yutkuna anlatt. Hatrlarsn, Nee her derse kalkta byle olur. Her kelimeyi, hatta her heceyi syledikten sonra enaz bikez yutkunmadan, sonraki heceyi syleyemez. O gn tutukluu bsbtn stndeydi. Sze yle balad: -Byklerimize sayg, kklerimize sevgi gstermeliyiz. Nee srekli alarak yutkunurken retmenimiz, -Evet? Eeee? Sonra? diye sordu. Nee yutkuna yutkuna anlatt: -Bir anne varm. Oluna ite byle t veriyormu. Tam bu srada sokak kaps alnm. Anne pencereden bakm. Kapy alan kaynatasym, Kadn, oluna, -Kapy a, deden geldi. Dedene, benim evde olmadm syle! demi. ocuk da kapy ap, -Dede, annem sokaa kt deyince yal adam torununa, -Annene syle, bir daha sokaa karken ban pencerede unutmasn! demi, gitmi. Nee, bika kez stste yutkunduktan sonra sustu. retmen, -Bu olay senin bandan m geti? diye sordu: Nee, -Hayr, dedi, bir dergiden okumutum. -yleyse, sen ne diye bundan vicdan azab duyuyorsun? -Ben duymuyorum, o ocuun annesi duymutur, retmenim... Bu kez retmenimiz baka arkadalarmza sordu. Hikimse kendi duyduu vicdan azabn anlatmad. Bakalarnn vicdan azab duymalar gereken olaylar anlattlar. retmenimiz, -Anlald, dedi, demek siz vicdan azabnn ne olduunu iyice anlamamsnz. Bir insan vicdan azab duymas iin bandan ac bir olay gemelidir. Bu olaydan pimanlk duymaldr. Kendi yznden bakas bir ac ekmeli. Ksa bir sre dndkten sonra, -imdi ben size vicdan azabna rnek bir olay anlataym, dedi. Dikkat kesildik. -Lisede renciydik. Mdrmz ok sert bir adamd. Cankulayla dinliyorduk. -Ders yl yeni balamt. Daha biriki gn olmutu

derslere gireli. Bizim snfa, baka bir okuldan yeni bir renci gelmiti. Adn bile renmemitik. Bu ocuun sol eli hep pantolon cebinde durur, sol elini hi cebinden karmazd. Aramzda daha zdenlik kurulmamt. Neden elini cebinden karmadn soramyorduk. yle paydosunda okul bahesinde oynuyorduk. Mdr birden aramzda grdk. Eli cebinde gezinen o ocuu ard. ocuk, elini cebinden karmadan koarak geldi Mdr Bey'in nne. Hepimiz oyunu brakm, ne olacak diye merakla onlara bakyorduk. Dedim ya, Mdr Bey ok sert. ocua, -Neden elin cebinde? diye bard. ocuk cevap vermedi. Ban nne edi. Btn ocuklar, onlarn evresinde toplanmtk. -kar elini cebinden! diye bard. ocuk kprdamyordu hi. -Sana sylyorum, duymuyor musun? -Duyuyorum efendim, dedi. -Duyuyorsan, neden elin cebinde? kar elini abuk! ocuk yavaa ban yerden kaldrp, evresinde toplanm olan arkadalarna, sonra mdre bakt. Ama elini yine de cebinden karmad. ok kzan Mdr Bey, -Burda klhanbeylik skmez! kar elini diyorum! diye bard. ocuk yine yle durunca; Mdr Bey, onun suratna bir tokat att. Tokat ok hzl inmiti yzne. Dengesi bozulan ocuk yere dt. Yere dnce, sol eli de pantolon cebinden frlamt. Biz bu durumu grnce arp kalmtk. Korkun bir sessizlik oldu, sonra mrltlar duyuldu. Mdr Bey de donup kalmt sanki. nk yere den ocuun pantolon cebinden dar elsiz kolu kmt. Zavallnn eli kopuktu. Sol kolu, bir denek gibi topran stnde duruyordu. Elsiz kolunu arkadalarnn grmesinden utand iin, hep sol kolunu pantolon cebinde tuttuunu anlamtk. Mdr Bey'in gzleri sulanmt. Eildi, yerden ocuu kaldrd. Yumuak bir sesle, -Niin daha nce sylemedin olum? dedi. Sonra koluna girerek, ocuu kendi odasna gtrd. Bu olaydan sonra o ocuu bir daha okulda gremedik. yle utanmt ki, baka okula da gitmemi. Duyduumuza gre, Mdr Bey, hem ocuktan, hem anababasndan ok zr dilemi. ocuu her zaman koruyacan sylemi. Ama ocuk, bir daha hi okula gitmemi. te bu ac ansn anlatan retmenimiz szn bitirip susunca, snfta derin bir sessizlik oldu. Biz de bu olayn

etkisinde kalmtk. Paydos zili ald. retmenimiz dersaneden kmadan, -Herhalde bizim lise mdr, bu ac olayn azabn btn mrnce ekmi olmal... te buna vicdan azab denir, dedi. -Neden sonra, retmenimizin anlatt bu olayn etkisinden kurtulur gibi olunca, Nee. -retmen de kendi bandan geen bir olay anlatmad ki... dedi. Gerekten de retmen, arkadamz gibi, baka birinin duymas gereken vicdan azabn anlatmt. Bu konuda en dorusunu Yaar syledi: -ocuklar, ben anladm... Bu vicdan azab denilen eyi hikimse kendisi hatrlamyor. Herkes, bakalarnn ekmeleri gereken vicdan azabn biliyor. Ertesi gn okula gelince Demir, -Ben babama sordum, dedi. Babam dedi ki: -ocuklar vicdan azab ekmezler. nk vicdan azab ekilecek olaylar iin, daha zamanlar olmamtr. Vicdan azab ekilecek iler yapmak iin bymek, byk adam olmak gerekir. Bu sze benim de aklm yatyor. Bilmem, sen ne dneceksin? Her akam okul dn, anneme, bana mektup var m, diye soruyorum. Cevabn abuk yazarsan beni sevindirirsin. yi gnler dilerim Zeynep. Ahmet TARBAY ::::::::::::: SEKZ KIZ BABASI Ankara, 10 Aralk 1963 Ahmet, 7 Aralk tarihli mektubunu dn aldm. retmeninizin anlatt olay gerekten ok ackl. Elsiz ocuun, mdrn tokatyla yere dmesi gzmde canland. ok zldm. Hikmet adnda bir arkadam var. Bana bir sr aklad. Sana yazaym m diye dndm. Yazmakta bir saknca grmyorum. Hikmet, bana anlatt olay, snftaki arkadalarmzn duymalarn istemiyor. Ben de azm sk tuttum, kimseye biey sylemedim. Ama sen nasl olsa Hikmet'i tanmyorsun. Onun anlattklarn sana yazmakla, bana verdii srr aklam olmuyorum. yle deil mi? Arkadamn srrn gevezelik olsun diye yazmyorum sana. Beni ok dndren bu konuda senin ne dndn renmek istiyorum. Buradaki okula baladm ilk gnlerde, snf arkadalarm iinde Hikmet, hi de yle dikkatimi ekmemiti. nk silik sessiz bir ocuktu. lk gnler ben onu olan sanmtm. Olan ocuklar gibi giyiniyor, salarn da olanlar gibi ksack kestiriyor. ok da zayf... stelik ne olanlarla,

ne kzlarla arkadalk ediyor, iine kapank bir ocuk. Hikmet ad da hem kz hem olan ad... Bign beden eitim dersinde retmenimiz kzlar biyana, olanlar biyana ayrnca Hikmet kzlar topluluuna katld. ok atm buna nce. Hikmet'in kz olduunu ite o gn renebildim. Bunun zerine Hikmet'e ilgim artt. Geenlerde bir sabah Hikmet okula pek zgn geldi. Neye zldn sordum. nce sylemek istemedi. steledim. O zaman, -Dorusu ben de anlatmak, biraz almak istiyorum ama, duyulacak diye ekiniyorum... dedi. Arkadalarma sylemeyeceime sz verince anlatt. Bunlar sekiz kardemi, sekizi de kz... Oysa Hikmet kimi gnler okula aabeyiyle geliyordu. Bunu syleyince, -O, benim aabeyim deil, ablam, dedi, ama erkek klnda gezdii iin onu herkes erkek sanr. Kardelerinin hepside erkek gibi giyinirlermi. -Niin? diye sordum. -nk babam yle istiyor, dedi. -yi ama, bunda zlecek ne var? Babas, olan ocuu olmasn ok istermi. lk ocuu kz olunca, ok bozulmu. Btn umudunu, ikinci ocuunun olan olmasna balam. Dahas, ocuk domadan, ona bir olan ad bile koymu. Sanki, domadan olan ad konursa, ocuk da adna uymak iin olan olacakm gibi... Artk, adamn ansszlndan m, yoksa terslik mi, ikincisi de kz dounca, zntsnden gnlerce kimseyle konumam. Tandklar -Daha ok gensin, ok ocuun olur ama, ya onlar da kz olursa... diye dertleniyormu. Kars nc kez gebe kalm. Artk stste de kz olacak deil ya... Yine bir erkek ad koymu doacak ocuuna. Bununla da yetinmemi, kars doumevine gidince, o gece doacak olu iin dostlarna byk bir ziyafet vermi. Ziyafetin ortasnda doumevine telefon edip de, bir kz daha olduunu renince deliye dnm. nc ocuunun da kz olmasndan yle utanm ki, ziyafet sofrasndaki konuklarna, olu olduu yalann sylemi. O gece yalandan ok sevinli grnm herkese. Karsna ve evdekilere de, yeni doan ocuun kz olduunu sylemeyi yasaklam. nc kzdan sonra, artk karsnn olan dourma yeteneinden yoksun olduunu anlam; karsndan umudunu kesince onu boam, baka bir kadnla evlenmi. Bu kadn da kz dourmaz m? Hem de ikiz... stelik bir de haber alm: Boand eski kars, baka biriyle evlenip bir olan dourmu. Adam. -Ben ne budalaym, eski karm, tam olan dourmak sras gelince boadm, diyormu. stste be kz babas olmak, adama ok ayp geliyormu, -Artk kimselerin yzne bakamam! diye, alp ban gitmi uzaklara. Aylar sonra dnm, ikinci karsn da boam.

Hikmet, bunlar bana, bakalarndan duyduuna gre anlatyordu. Be kz babas olan adam, bu kez, ille de olan babas olmay kesinletirmek iin, daha nce olan dourmu bir dul kadnla evlenmi. Bu kadn, stste olan dourduuna gre, olan dourmaya alktr, diye dnm olmal. Evleniyor. Adam doacak altnc ocuuna yine erkek ad koyuyor. Gebe karsn doumevine gnderdii gece de, yine dostlarna ok hyk bir ziyafet ekiyor. kide bir, telefon ediyormu doumevine. Vakit gece yarsn gemi. Adam, telefondan ask yzle dnm, suratndan den bin para... Konuklar merakla, -Olan m, kz m? diye sormular. Adam byklarn burarak, -Erkek adamn erkek ocuu olur! diye bbrlenmi ama, fkeden de byklar titriyormu. te, arkadam Hikmet'in doumu byle olmu. Altnc da kz olunca adam btn umudunu yedinciye balam. Ama o da kz olmu. Bundan sonra epiy zaman ocuu olmam kadnn. Bu yzden karsn boamak zereyken Hikmet'in annesi gebe kalm yeniden. Kadn, doumevine giderken kocas, -Bu sefer de kz dourursan hi eve dnme bouna, seni boarm! demi. Zavall kadn doum srasnda, -nallah olan doururum! diye dua edip durmu ama bouna... Yine kz dourmu. Bunun ad da nceden Suat konulmu. Eh Suat, hem kz, hem olan ad... Kadncaz, durumunu doumevinin bahemiresine alayarak yanayakla anlatm. Kocas telefonda sorunca, olu oldu, demesi iin yalvarm. Kadna acyan bahemire de, adam telefon edince, -Mjde, tosun gibi bir olunuz oldu!... demi. Hikmet'in babas, koup doumevine gelmi. -Aman, olumu greyim!... diye tutturmu. Gstermiler ocuu ama, kundakl gstermiler. Olay bylece bana anlatan Hikmet, - aydr evimizde ok mutluyduk, dedi. Babam Suat'a hep -veliaht yada prens deyip duruyordu. Anneme de kralieymi gibi davranyor, hediyeler alyordu. Bize bile, kz olduumuz iin, eskisi kadar ok kzmyordu. Biz evde hepimiz, babamn Suat' plak grmemesi iin elimizden ne gelirse yapyorduk. Annem, babam evde yokken Suat'n altn deitiriyor, bezlerini kartyordu. Babamn yannda onu ykamyordu. Nasl olsa babam bign gerei renecekti. Ama biz o zaman geciktirmeye alyor, o zamana kadar da babam yumuatacamz umuyorduk. ok keyiflendii zamanlar babam bize, -Hepiniz oluma feda olsun! diyordu. Babam ikidebir, -Prensimi ben ykayacam! diye tutturuyor, o zaman annem korkuyla ocuu elinden kapp, -Aman olmaz, nezlesi var!... gibi bir

bahaneyle ii savsaklyordu. Ah... ki gece nce, en sonunda olanlar oldu. Hepimiz yatm, uyuyorduk. Korkun bir grltyle uykumda sradm. Baran babamd. Annem alyordu. Her ne olmusa o gece babam, Suat'n olan olmadn grm. ocuu tek eliyle bacaklarndan tutup kaldrm, -Beni kandrdnz... Aldattnz!... Hani bu oland? Nerde? diye barbar baryor, ocuk da avaz avaz alyordu. ocuu frlatp annemin kucana atan babam, -Defolun!.. Olan diye kandrp boubouna bana o kadar masraf yaptrdnz... Hepiniz gidin evden!... diye bizi kovdu. O geceyi bir komu evinde geirdik. Hikmet anlatrken alamaya balad. Babas, annesini boayacakm. Sekiz kz babas olan adam gzmn nne gelince, beni nce bir glme ald, ama sonra ben de Hikmet'le aladm. O gn okuldan eve dnnce anneme, -Ablam dounca babam sevinmi miydi? diye sordum. Annem, -Sevinmez olur mu hi, elbet sevindi!... dedi. -Ama arkadan ben dounca? Yine sevindi mi? Annem, -Samalama! diye bard. Ben steledim: -Benim de kz olduumu renince yine de sevindi mi? -Olan umuyordu. -Ama benden sonra Metin dounca, olu oldu diye ok sevinmitir, deil mi? -Evet, ok sevinmiti de arkadalarna bir byk ziyafet bile vermiti. -Ya nc ocuunuz da kz olsayd? -Ne yapalm, yle olurdu... -Babam, olan olsun, diye bir ocuk daha ister miydi? -sterdi belki... Ama ne diye bunlar sorup duruyorsun? -Hi sordum ite. Boazma bir dm takld. Annemin yanndan ktm. Hikmet'in anlattklar beni ok etkiledi. O gndenberi hep dnp duruyorum: Kz olmak, daha doutan bir ansszlk m? Sen erkek olduun iin, doutan ansl saylrsn. Bu konuda senin ne dndn renmek isterim. Annem, demindenberi ierden,

-Lamban sndr de yat artk! diye syleniyor. ok ge oldu. Yatacam. Yarn okul dn, bu mektubu postaya vereceim. Hoa kal kardeim Ahmet. Zeynep YALKIR ::::::::::::: SEN DAHA ANLAYAMAZSIN stanbul, 14 Aralk 1963 Zeynep, Mektubunu okurken hem gldm, hem zldm. Arkadan Hikmet'e ok acdm. Zavall kzn ne olacan ok merak ediyorum. Ne olursun, Hikmet'in annesiyle babasnn ilikilerinin ald durumu renirsen bana da yaz. Kz yada erkek domann bir ans olup olmadn hi dnmemitim. Bu soruyu babama sordum. Bana uzun bir konferans ekti. zet olarak dedikleri u: nsan ancak, kadn ve erkek olarak btnlenir. -Pekiy baba, kadn olmak ister miydin? diye sordum. Birden, sesini ykseltti, -Ne mnasebet? dedi. Sanki byle bir ihtimal varm gibi, soruma sinirlendi. Oysa ayn soruyu anneme sorduum zaman, annem iini ekti. -Erkek olsaydm!... dedi. Dn, retmenimiz bizi mzeye gtrmt. Dnte kendisine bu soruyu sordum. Glmsedi, -Nerden aklna geldi byle ey? dedi. Ben de, senin mektupta yazdklarn ksaca anlattm. -Byle eyler, sizin yanzn konusu deil, dedi. te en canm skan cevap da budur. Bizi, hibieyden anlamaz sanyorlar. Bign kardeim, babama biey sormutu. Babam, -Sen daha anlamazsn, by de yle, deyince, kardeim, -Sen anlatmaya al, ben anlarm... demiti. Babam, kardeimin bu cevabn hala glerek anlatr. Niin bize anlatmaya almyorlar da, anlamazsnz diye kestirip atyorlar? Bak, geenlerde ne oldu, anlataym. Annem, kardeimi de alp bir komuya gitmi. Orda komu kadnlar toplanmlar. lerinde gebe bir kadn da varm. Ama dourmak istemiyormu. te bu konu stnde

konuuyor, kadna ne yapmas gerektiini anlatyorlarm. O srada kardeim, odann bir kesinde kendikendine oynamaktaym. Konuulanlarn farknda bile deilmi. Kadnlardan biri, -ocuun yannda byle eyler konumayalm deyince, kardeim bu sz duyup, konuulanlarla ilgilenmi. Baka bir kadn, ayol, o daha ocuk, anlamaz! deyince, bu sz kardeimin onuruna dokunmu. Batan ayaa kulak kesilip, orda konuulanlar iyice anlamaya alm. Hem de kadnlar kendisinden ekinmeden rahata konusunlar diye, onlar hi dinlemezmi gibi oyuncaklara dalm grnm. Kadnlar yine arada bir birbirlerine, -ocuk duyacak, -Akl ermez, daha kk... diyorlarm. Kardeim, konuulanlar anladn ispat iin frsat gzlyormu. Bir gece komular gelmiti. Karn ikin bir kadna, kardeim, binden, -Teyze, gebesiniz deil mi? diye sormasn m!... nce sustular, sonra glmeler oldu. Kadn, -Evet yavrum, dedi. -Douracak msnz? diye sordu. Annemle babam birbirlerine baktlar. Kardeim, anlamaz diye kmsenerek yannda konuulanlar anladn ispat iin, -Bir teyze var, o da gebe, ama dourmak istemiyor da... dedi. stelik anneme de sordu: -yle deil mi anne? Annem, pancar gibi kzard. Erkekler, havay deitirmek iin baka konulardan konumaya baladlar ama, kardeim neler rendiyse kadnlardan, hepsini bilgilikle anlatmaya kalknca, -Sus artk, kapa eneni? diye onu paylad annem. Ama o hala anlatyordu, misafirler glmsemeye altlar. Annem, onu kolundan yakalayp gtrd... Kardeim alaya alaya, -Naslm, diyordu, hani anlamazdm!... Hepsini de anladm ite. Anlamam mym? erde, kardeimin sesi kesilince annem dnd; Gebe kadnn kocas, -Bu zamann ocuklarnn hereye akl eriyor, dedi. Onlar sylemeden, ben yavaa kalktm, odadan ktm. Kardeimin patavatszlna, dorusu ya, sevindim. retmenimiz, sanki iimden geenleri anlam gibi, -Cumhuriyet kurulduktan sonra, kadnla erkek artk eit olmutur. Kadnla erkek arasnda hibir fark yoktur, dedi. Hibir fark olmamasn erkekliine yediremeyen Yaar, -Hi mi fark yok, retmenim? dedi.

-Yok. -Kck bir fark da yok mu? retmen sert, -Yok! dedi. Yaar, -Evet ama retmenim, dedi, -Kadn Haklarn Koruma Dernei var, oysa erkekler byle bir dernek kurmamlar. Annem, Kadn Haklarn Koruma Dernei'ne ye... Nee, Yaar'n szn keserek, hi ilikisi olmayan biey syledi: -Hayvanlar Koruma Dernei de var... Yol boyunca, aramzda hep bu konuyu konuup durduk. Akam evde, yemekten sonra oturuyorduk. Babam gazete okuyordu. Elindeki gazetede bir gazino ilan grdm. landa striptiz yapan kadnlarn yar plak resimleri vard. -Baba, erkekler niye striptiz yapmyorlar? diye sordum. Gazeteyi nnden indirip, bir sre beni szdkten sonra: -Sen galiba oynattn, dedi. Hi erkekler striptiz yapar mym? -Bugn retmenimiz, kadnla erkek arasnda fark yoktur, dedi. Fark yoksa erkekler de neden striptiz yapmyor? Babam, -Erkek erkektir, kadn kadn... Ne de olsa bir fark var, dedi. Annem, dikiten ban kaldrp, -Hem de byk fark var, dedi. Mesela erkekler btn gece darda gezebilirler, oysa kadnlar tek balarna gece yarsndan sonra sokaa ksalar, ayp... Neden, Babamla annem tartmaya baladlar. Mektubundaki soru, yalnz benim deil, sorduum herkesin kafasn kartryor. Bana yle geliyor ki, kadnn kadn olarak, erkein de erkek olarak, ayr ayr anslar var. Tarihte biok byk nemli kadnlar var. Acaba onlara -Erkek olmak ister misiniz? diye sorulsayd, erkek olmak isterler miydi? Hi sanmyorum. ster kadn, ister erkek olalm, kendi kendimizden memnunsak, anslyz demektir. Candan baar dileklerimle. Ahmet TARBAY :::::::::::::

KPRCK KEM stanbul, 22 Aralk 1963 Zeynep kardeim, ki- gn arayla senden mektup almaya altm iin, her gn postacnn yolunu gzlyorum. Her akam okul dn anneme, -Mektup var m? diye soruyorum. Mektubun gelmemise ok canm sklyor. Ben mektubu postaya verdikten drt-be gn sonra senin mektubun gelirdi her zaman. Ama bu sefer, dokuz gn geti, senden haber yok. Merak etmeye baladm. Cevabn beklemeden bir mektup daha yazyorum. Geen mektubumu postaya verdiimin ertesi gn, Tabiat Bilgisi dersindeyken, okul mdryle birisi daha dershaneye girdi. Mfettimi, retmenimizle bir sre konutuktan sonra, Ouz'u derse kaldrd. Sen Ouz'u tanmazsn. Bizim okula bu yl, dersler baladktan sonra geldi; sen buradan gittikten sonra. Tarada bir okuldaym. Sonra stanbul'a tanmlar. Daha okula ilk geldii gn hepimizi artt. Neden, biliyor musun? Kedi gibi evik bir ocuk da ondan... Zavall kekeme de, ok kekeliyor. lkin, kimi arkadalar onunla alaya kalkt. Hi kzmad. Kendisiyle her zaman alay edilmesine alk gibi. Alay edenlere glmseyip geti. ocuklar kzdramaynca alaydan vazgetiler. Oysa, Ouz'un kendisine bir gveni varm da, ondan yle kendisiyle alay edenlere glmsyormu. Paydosta bahedeydik. -Kim benimle aaca kma yar yapar? diye hepimize meydan okudu. Zavall Ouz, bu sz kolayca syleyemedi; epiy uzun kekeledikten sonra ne demek istediini anlatabildi. ocuklar, beni ileri srdler. Ama ben bu kekeme ocuu nemsemediim iin onunla yarmak istemedim. ok da iyi yaptm sonradan anladm. Ben ortaya kmaynca Cengiz atld. stelik bir de alay etti: -Sen kekeleye kekeleye bir saatte kmazsn aaca be... ocuklar bu soukluuna gltler. Musluklarn nnde atkestanesi aac var ya, ite o aacn nne, yere, iviyle bir izgi izdik. Ouz'la Cengiz izgi stne geldiler. Ben -Bir, iki, ! dedim, frladlar. Cengiz, aacn gvdesine sarlmaya alyordu ki, Ouz birden gzden kayboldu. Aacn tepesinden bir ses duyduk. Bir de baktk, Ouz, aacn tepesinde. Hem de ayaa kalkm. yle kekeliyor ki, oradan ne dediini zor anlayabildik. Aacn gvdesine sarlm olan Cengiz'e, -Amma sarlmsn!... ok mu seviyorsun? diye alay ediyormu. Cengiz de uraa uraa aaca trmanp kt ama, yar ykseklie varnca, daha yukar trmanmay gze alamad. Ouz, bir kedi evikliiyle syrld aatan, Cengiz'in yanna geldi. Sonra kayp indi aa. -Hani? Var msnz? Kendine gvenen ksn! diye bir daha hepimize meydan okudu. Bu olaydan sonra Ouz birden gzmzde byd. Okul dn de, mezarlktaki servilerden birisinin tepesine kt. Ouz, Mine'yle bir srada oturuyor. Byle cambaz bir ocukla arkadalndan Mine vnyor gibi.

Ouz, iki gn okula gelmedi, hastalanm. Mine, onun okula gelmedii gn -ocuklar, biliyor musunuz, Ouz neden kekeme olmu? dedi. Merakla -Nedenmi? diye sorduk. Mine, Cengiz'in bir srrn bilmenin vngenliiyle, -Bana anlatt dedi. -Babas ok dvyormu da ondan... Daha kkken, dayak korkusundan kekeme olmu. Kendisi syledi. Bilgisinden tr daha da bbrlenerek, -Nasl byle kedi gibi aalara trmandn da biliyor musunuz? dedi. -Nasl? -nk, dedi, babas kzar kzmaz o da dayak yememek iin kayormu. Babas da kovalyormu. Yakalanaca srada, aalara trmanmak zorunda kalyormu. yle yksek aalarn en ucuna kyormu ki, babas oralara kamazm. te byle byle, aalara kmann ustas olmu. Tabiat Bilgisi dersinde, mfettiin derse kaldrd ite bu Ouz. Duvarda insan iskeletini, kaslar bir de sindirim organlarn gsteren tablo aslyd. Mfetti, iskelet tablosundan bir kemik gsterip, -Bu nedir? diye sordu. Ouz'da ses yok. -Bu ne kemii? Yine ses yok. Ayakta duran Ouz'un arkasndaki srada Mine oturuyor, Mine eilip, -Kprck kemii, diye fsldad. Ouz, bika kez K... kp... kp... diye zorlandktan sonra, -Kprck kemii! diye bard. Mfetti, baka bir kemii gsterip, -Ya bu ne? dedi. -Ya bu ne? diye sorulunca, Ouz demin yanl sylediini, asl kprck kemiinin imdi gsterilen olduunu sanp, -Kprck kemii, dedi. Mfetti, ayak kemii eklemini gsterdi: -Peki, ya bu ne? -Kp... kp... kprck kemii... dedi. Mfetti,

-yleyse bu ne? diye bard. Bu kez yandaki tablodan boyun kaslarn gsteriyordu. -Kprck kemii, efendim... Ouz her seferinde, kprck kemiinin son gsterilen yer olduunu sanp, her neresi gsterilirse -kprck kemii- diyordu boyuna. Kekelemekten ter iinde kalmt. Mfetti de o kadar kzmt ki, o da sonunda, Ouz, gibi kekelemeye balayp, -Pe... pe... peki, ya bu ne? diye bard. -K... kprck kemii... -nsaf be!... dedi. Bu insan bedeninde kprck kemiinden baka hi mi biey yok? Otur yerine!.. te son birka gnn anlatmaya deer olay bu. Geen mektubuma bugne kadar cevap alamadm iin meraktaym. Yoksa hasta msn? Haberlerini bekliyorum. Ahmet TARBAY ::::::::::::: YA GN Ankara, 25 Aralk 1963 Ahmet, 14 ve 22 Aralk tarihli mektuplarn aldm. ok teekkr ederim. Hastalanmtm, o yzden mektuplarn abuk cevaplandramadm. nemli deildi hastalm, soukalgnl. Hastayken de mektup yazabilirdim sana, ama anneme yada ablama mektubumu postaya attrmak istemedim. Metin de benimle birlikte hastalanmasayd, onunla postaya gnderirdim mektubumu. Ama Metin de hastayd. Ben dn iyiletim iyice, bugn de okula gittim. Okul dn sana mektup yazmaya hazrlanrken annem seslendi: -Zeynep, mektubun var... Zarfta adresini okumu olacak, -Ahmet'ten geliyor, diye ekledi, vefal bir arkadanm, seni hi mektupsuz brakmyor. Mektubunu okuduktan sonra Metin'in yanna gittim. O da hasta. Termometreyi koydum. Atei, 38,2. Hastalanmamz gz gre gre oldu. Bizim snftan Ataman adnda bir arkadamzn yagnyd. Onlarn evine gitmitik. te orda hastalandk. Snf arkadalarmzdan oraya gidenlerden ocuk daha hastaland. Annem, bizim okulun Okul Aile Birlii toplantsnda

Ataman'n annesiyle tanm. Bizi ille de olunun yagn toplantsna arm. Bizim evin adresini alm. -Arabayla gelir, sizi alrz demi. Annem, yalnz bizi gndermeye raz olmu ama, -Sizi de beyefendiyi de bekleriz diye ylesine stelemi ki, annem de, peki demek zorunda kalm. Babam duyunca, -ocuun yagnnde bizim ne iimiz var? dediyse de, annem, kadnn stelemeleri karsnda szverdiini syledi. Ataman'n annesi, -Siz de gelmezseniz, darlrm, demimi. Yagn armaan olarak ben bir kitap aldm. Metin dolmakalem ald Ataman'a. leden sonra bizim eve arabayla geldiler. Babamla Ataman'n babas arabada tantlar. Kendi zel arabalarym. Dedikodu yapyorum diye belki de sevmeyeceksin yazdklarm. Ama ben ne grdysem onu yazacam. Ataman'larn zenginlii evlerinde ilkbakta belli oluyor. Annemin, babamn kulana -Aman ne zevksizlik... u eyalarn uygunsuzluuna bak! dediini duydum. Ataman'n babas her szne ya -bendeniz ya -zataliniz diye balyor. Ev ok byk ama, ierisi de ok kalabalkt. Biyandan da arllar gelmekteydi. Biz, onbe kadar ocuktuk, ama bykler otuzdan oktu. Btn br ocuklar da, bizim gibi, anababalaryla gelmilerdi. Metin, anneme. -Ataman'n babasnn yagn m? diye sordu. Metin, herkesin iinde uygunsuz bir sz syledi mi, annem onu kimse grmeden yavaa imdikler. Metin yine imdii yiyince, uygunsuz bir sz sylediini anlayp sustu. -Evde olmuyor efendim, dedi, ev dar geliyor. Eksik olmasnlar, edost ok. armasan olmaz, hatrlar kalr. Bizimkine syledim; gelecek yl olann yagnn byk bir otel salonunda kutlayacam. Bizimkini raz ettim. Saolsun, bizimki hi szmden kmaz. Kocasndan hep -bizimki diye, Ataman'dan da -olandiye szediyordu. Anneme, -Bizimki her ne desem yapar. Sizinki nasldr? diye sordu. Yznn deimesinden annemin bozulduunu anladm. -Kim bizimki? dedi. Ataman'n annesi glmseyerek, -Sizinki canm, sizin bey, dedi. Yani sizinki de yumuak bal mdr? Annem, holanmad konumann konusunu deitirmek iin, -Scak biraz, deil mi? dedi.

-Olann yagn diye kaloriferi iyice yaktrdk da... Bizimki iyidir hotur ya, ok eliaktr. -Olann erefine yansn kalorifer dedi. Hibir gerei yokken yazhanesinde sekreter diye iki- kz kullanr. Erkek milleti deil mi karde, al birini vur tekine... Kalar atlan annem, Metin'le bana. -Hadi siz biraz babanzn yanna gidin! dedi. Erkekler ayrlp byk salonda toplanmlar. Masada yiyecek, yemi, iki dolu... Ataman'n babasyla ayakta konuan babam, geliimizden pek memnun olmad. -Neden annenizi braktnz? dedi. Metin, -O gnderdi... dedi. Ataman'n babas bizi gsterip, babama, -Bunlar zatalinizin mi? diye sordu. Evet... -Allah balasn!... Haa, ne diyordum; bendeniz cimrilikten hi hazzetmem. Gelgelelim, u kar milleti ok cimri oluyor yahu... Alalm u benim kary. Ucuz olsun diye, hizmetiler iin ayr, kt portakal alr. Olmaz canm. Sen ne yersen, hizmeti de onu yiyecek. Bendeniz bunu benim karya anlatamadm gitti. nsaniyete aykrdr, diyorum, anlatamyorum. nk sen portakaldan on kuru kazanaym derken, hizmeti kzar, ikiyz liralk kayk taban elinden kaym gibi yapar, drr, krar. Bizim kar anlamyor... Babam bizi, -Hadi, annenizin yanna gidin! diye yanlarndan uzaklatrd. br ocuklarn da bizim gibi canlar sklyordu. Bir kadn, ocuklarn grltsnden yaknarak, -ocuklarla da biyere gelinmez ki... dedi yanndaki kadna. Babam, anneme, -Gitsek, iyi olacak... dedi. Annem, -Ayp olur, biraz daha sk diini! dedi. Ataman'n babas, elinde gazetelerle, babamn yanna geldi, -Bendeniz, fakir ocuklara da ok yardm etmiimdir, dedi. Her bayram teberi datrm fakir ocuklara... Bakn, ite gazeteler yazar hepsini!... ocuklar bir odaya doldurdular. Bir masann stnde Ataman'a getirilen armaanlar ylmt. ok scak. Pencereyi atlar. Biz Metin'le ak pencere nnde durduk. Terli terli orda tmz ite. Babam, gitmek iin izin istedi. Ataman'n

babas, -Daha akam yemei bile yemedik, iki kadeh imedik... dedi. Babam, ii olduunu syledi. Sokaa knca, annem, can skkn olan babama, -ok affedersin, dedi, byle olacan bilemezdim. Kadn yle steledi ki, reddedemedim.... Ertesi gn ateim otuzdokuza kt. nceki gn mektubunda, benden, Hikmet iin bilgi yazmam istiyordun. Hikmet, bir haftadr okula gelmiyor. Zavallnn ne olduunu bilmiyorum. Arkadalardan evini bilen de yok. Beni ok zd iin bu haberi ensona braktm. Cevabn, benim gibi geciktirmeyeceini umarm. Zeynep YALKIR ::::::::::::: BR, DAH YETTRLYOR stanbul, 29 Aralk 1963 Kardeim Zeynep, Sana da, kardeine de gemi olsun. Annenin beni hatrlam olmasna ok sevindim. Arkadan Ataman'n yagn toplantsn ne gzel anlatmsn. Biliyor musun, imdiye kadar benim yagnm hi kutlanmad. Ailemizde byle bir gelenek yok. Ben de baka arkadalarmn yagn toplantlarna gitmiyorum. Yalnz byk tatilde bir yaz gn annemle, bir akrabamzn evine gn iin konuk gitmitik. Akrabamzn kznn bir arkadann yagn varm. Beni de ardlar. O gnden aklmda iki ey kald, hi unutamyorum. Bunlardan biri ok yaramaz bir ocuktu. Evin altn stne getirdi. Yapmad kalmad. Bir ara, helann kaps ierden gm gm vurulmaya balad. Btn arllar hela kaps nnde topland. erden bir kadn sesi duyuluyordu. Kadn ierden hem kapy vuruyor, hem baryordu: -Birisi kapy arkadan kilitlemi. Anz kapy! Evsahipleri, helann anahtarn aramaya baladlar. iman, ksa boylu bir adam kahkahalarla glyor, -Mutlaka benim olan yapmtr... Nerde benim olan? diye syleniyordu. iman adamn olunu bulamadlar. Ama o adam boyuna olunu anlatyordu: -ok zeki maallah... Durduu yerde duramaz... Hanmefendiyi helaya mutlaka o kilitlemitir, greceksiniz... Kadncaz, ierden hela kapsn yumruklayadursun, iman adam, ok zeki olu stne oradakilere konferans veriyordu: -Maallah ok zekidir... Hi ders almaz efendim, ama imtihan gn yle bir bakar kitaba, p diye renir.

Ben de ocukluumda yleydim, hi almazdm. Bana ekmi kerata... Arkadalar ha babam alr, benim olan almaz, ama geer snf maallah. ok zeki kerata. Ben sevmem yle durmadan alanlar... Herkes, odalarda, bu zeki ocuu aramaktayd. iman adam, hi keyfini bozmadan, -Karyolann altna bakn, evde oraya gizlenir, diye baryordu. Evsahibi, eilip karyolann altna bakarken, yukardan bana biey dt. Bu den anahtard. Daha sonra, gardrobun stnden yataa bir ocuk atlad. iman adam. -Ben sylemedim mi benim olandr, diye!... dedi. Yaramazl zekasndan... Babasnn almasyla vnd bu ocuk, o gn herkesi tedirgin etti. O gnden unutamadm biri de, bir dahi aday ocuktu. Beni eve gtren akrabamn kz, bir ocukla tantrd; zayf, a, gzlkl bir ocuk. El sktk. Adn sordum. Sesini karmad. Sar sanrm. Daha yksek sesle bir daha sordum. Sanki ok zor bir problem zmlermi gibi bir sre dndkten sonra adn syledi. Kanc snfta olduunu sordum. Yine uzun uzun dndkten sonra cevap verdi. Kendiliinden biey sylemiyor, ancak sorulunca dne dne cevap veriyordu. Skldm olandan. Uzaklatm ondan. Beni oraya getiren akrabamn kzna. -Bu olan budala m? dedim. Kz gld. -Hi budala olur mu? Onu babas dahi yetitiriyor... dedi: Yanmza sokulup konumamza katlan baka bir kz, -Ona bizim okulda, dahi aday, derler, dedi. -Adn sorunca iki dakika dnp syleyen dahi olur mu hi? -Dahiliinden yle yapyor. Babas yle retmi. Adn bile sorulsa, dnmeden sylemen demi. nk dahiler hep dnrm. O iki kz, birbirlerinin szn tamamlayarak bu dahi aday ocuu anlatmaya baladlar. Bu ocuun babas ok akll bir adamm. Btn dahilerin nasl yetitiklerini incelemi. Kendisi de bir dahi babas olmak istemi. ncelemelerinden vard sonuca gre, dahilerin byk ounluunun babalar yal oluyormu. Onun iin bu adam da epiy yalandktan sonra evlenmi. -Siz bunlar nerden biliyorsunuz? O ocuk mu anlatt size? diye sordum. Bu olay, btn mahalleli biliyormu. Evlerde hep konuulurmu. Onlar da byklerden duymular. Adam evlenmi ama, ocuu olmuyormu. Dahi babas olmak iin yalanaym derken, gereinden ok yalanm olacak ki, baba olamyormu. Bu yzden bouna zlm. nk kars gebe kalm. Adam,

ocuu sska olsun diye dua ediyormu. nk, dahilerin byk ounluu, hastalkl, zayf ocuklardan yetiirmi. ocuk domu. yle sskaym ki, grenler bu ocuk yaamaz; demiler. Neyse ocuk yaam. ok byk bir dahi air varm. Adamn bir kitaptan okuduuna gre, bu air, ok erken memeden kesildii iin dahi olmumu. Adam da, dahi olmas iin ocuunu bir aylkken memeden kestirmi. Bir yandayken ocuk salncaktan dp a olunca babas ok sevinmi. nk, bir dahi yazar varm, aym... imdi de bu adamn btn abas, ocuunun ksa boylu kalmasym. nk dahilerin pekou ksa boyluymu. Btn bunlar dinledikten sonra, o ocuun adn bile neden dnerek sylediini anladm. ocuk dnmyor, adn hatrlamaya alyor bence... Arkadan Hikmet'in okula gelmeyiine ok zldm. Zavall ne oldu acaba? Biz dn okulda a olduumuz iin bugn okula gitmedim. Bu mektubu imdi gtrp postaya vereceim. Sonra eve dnp matematik devlerimi yapacam. A yaplan sol kolumu oynatamyorum, aryor. Hoakal Zeynep. yilik ve baarlar dilerim kardeim. Ahmet TARBAY ::::::::::::: DAMLAYA DAMLAYA SEL OLUR Ankara, 2 Ocak 1964 Kardeim Ahmet, ki gn nce mektubunu, mektubundan bir gn nce de ylba kartn aldm. kisi iin de ok teekkr ederim. Bende sana, geen yln son gn bir ylba kart gndermitim. Herhalde almsndr. Ama senin ylba kartn ok gzel. Senin yaptn gibi, bir resim yapp gndermek hi aklma gelmedi. Ama ben senin gibi gzel resim yapamam ki... Kutlama kartna yaptn resmi, burdaki arkadalarma gsterdim. ok beendiler. Bizim evde, yln ilk gn, ylba gecesinden ok daha elenceli geldi bana. Anlatmaya deer dorusu. Annem de, babam da ok tutumludur. Yanl anlama, eli skdr demek istemiyorum. Ama ikisi de yorganlarna gre ayaklarn uzattklarn sanrlar. Unutup da kapan kapamadan dolmakalemimi masann stnde brakacak olsam, babam, bana bunun iin uzun uzun tler verir: -Dolmakaleminin kapan kapamazsan, ucundaki mrekkep kurur, yazamazsn. Sonra yere derse ucu krlr. Bunlar hep ziyandr. nsan tutumlu olmal. Kardeim, defter yaprann yalnz bir yzne yazsa, yada bir iki yaprak atlasa, annem ona tler verir:

-Ziyanc olma olum. Damlaya damlaya gl olur. Her gn byle bir yaprak ziyan etsen, ylda koca bir defter olur. Yazk deil mi? Metin ok kalem kaybeder. Annem, -Sana kalem almaktan bktm artk! diye barr. Tutumluluk elbet iyi ey. Ama bizim evdeki bu ar tutumluluk canm skmaya balad: Bykannem, benim tutumlu olmaymdan ok yaknr. -Kzm, bir olmadan bin olmaz... Damlaya damlaya gl olur... Bykbabam kardeimle bana kumbara almt. Kumbaray verirken, -Unutmayn, demiti. Kulanza kpe olsun, damlaya damlaya gl olur. Syleyin bakaym, ne olurmu? Bykbabam hep byledir; bize biey syledi mi, arkasndan hemen sorar: -Damlaya damlaya ne olurmu? -Gl olurmu, bykbaba. Sonra da uzun bir Aferiiin! eker. Ben bu -damlaya damlaya gl olur- atasznden bktm, usandm artk. Bizim evde bu atasznn bika kez sylenmedii gn olmaz. Ylba gecesi, annemle babam, komularmzla bir gazinoya gideceklerdi. Oysa daha nceki ylbalarn hep birlikte evimizde geiriyorduk. Babamn snf arkada olan komularmz, gazinoda nceden yer ayrtmlar. Onlar, akam yemei saatinde gittiler gazinoya. Babam, bizim ylba geleneimizi bozmad. Hep birlikte akam yemiimizi yedik, elendik. Ge vakit, annemle babam, ablam da alp gittiler. Bykbabamla bykannem bizde kald. Gzel elenceler dzenledik. Tombala oynadk. Biz tombala numaralarn ekerken bykannem uyuklad iin, tombalada hi kazanamad. Gece yarsndan biraz sonra yattk. Uyandm zaman evde t yoktu. Bizimkiler daha dnmedi sandm. Bir sre yatakta uyank yattm. Sonra Metin geldi odama. -Ne olmu bunlara? dedi. -Ne olmu? -Gel de bak. Ablam, elbiseleriyle divana yatm uyumu. Babam halnn stnde uyuyor. Annemi gremedim. Kalkp baktm. Bykannemle bykbabam evlerine gitmiler. Ablam, yeni tuvaletiyle divana uzanp kalm. Salarnda konfetiler dolu, boynuna renkli serpantiler sarlm. Halnn zerinde uyuyan babamn yznde bir maske var. Ayann birine de kattan bir apka gemi. Yalnz annem yatana yatm, ama iskarpinin teki koridorda, teki odasnda, yerde... Annemin stn rttm. Ablam zorla uyandrp yatana gtrdk. Ama ne

yaptksa babam bitrl uyandramadk. Ancak leden sonra teker teke uyanp kendilerine gelebildiler. lk uyanan annem oldu. Babam kaldrd. Ablam en ge kendisine gelebildi. Biraz sonra da kolyesinin boynunda olmadn syledi. Gece biyere drm olacakt. Annemle babamn, yeni yla girerken anslarn denediklerini, ok para kaybettiklerini konumalarndan anladm. Annem bir ara babama, -Pekiy bu ay nasl geireceiz? dedi. Babam, -irketten avans alrm, dedi. Oysa byle konumalar bizim evde duyulmaz. leden sonra bykbabamla anneannem geldi. Anneannem, -yi elendiniz mi? diye sordu. Annem, -Aman, bu son, dedi, bidaha evimden darda ylba geirmem. Annem, Metin'le beni biyana ekti. -ocuklar, sizin paranz vardr, verin de ben size yarn geri veririm... dedi. Paralarmz anneme verdik. Biraz sonra kap alnd. Komumuzun kz Nurten, babasndan yazl bir kat getirmi babama. Yazl kad babama gtrrken okudum. Dostum, Dn geceki durumu biliyorsun. Bende on para kalmam. Eve nasl geldiimizi hatrlamyorum. Herhalde siz getirdiniz. Bana yz lira gnderebilir misin? Teekkrler... Kad babama verdim. Okudu. Annemle fsldatlar. Sezinlediime gre babam arkadana, paras olmadn syleyemiyordu. Sonunda olan ablamn kumbarasna oldu. Bize belli etmemeye alarak, ablama sylediler, kumbarasn atlar, kan paray Metin'le Nurten'in babasna yolladlar. Metin, kalemi arad, bulamad. Yine her zamanki gibi kurunkalemini kaybetmiti. Annem kzd, -Bu ocuk, hi tutumlu deil, sana kurunkalem almaktan artk bktm diye bard. Bykbabam da her zamanki tlerine balad: -Bir olmadan bin olmaz! Ne olmazm? Metin, -Bin olmaz! dedi. -Aferin! Damlaya damlaya gl olur. Ne olurmu?

Ben, Metin'den nce davranp, -Gl olmaz! dedim. -Nasl, dedi, gl olmaz m? -Olmaz, bykbaba. atk kala, -Ya ne olur? dedi. -Damlalarn dt yer ukursa gl olur. Ama ukur deilse... Damlar, damlar, damlar... -Eeee? Sonra? -Sel olur akar gider... Babam, sert sert yzme bakt. Yeni yla ite byle girdik. Annemle babam, gelecek ylban evde bizimle geirecekler. Sen nasl geirdin ylba gecesini? Yeni yln sana baarlar ve mutluluklar getirmesini dileriz. Zeynep YALKIR ::::::::::::: YEN YILA Y GRDK stanbul, 5 Ocak 1964 Zeynep, Yeni yl kartn alal epiy oldu. Teekkr ederim. Biz ylba gecesini byk amcalarda geirdik. Onlarn evi byk nk. br amcamlar da gelmilerdi. Erken yatmaya alk olduum iin, yln ilk saatine kadar zor oturdum. Radyoyu dinlerken uyumuum. Ertesi gn bizim ev, tpk baka gnler olduu gibiydi. Ama sizin evde yln ilk gn olanlar, bizim evde genellikle olaandr. Babam, darda ok para harcanmsa, bunun acsn evde karmaya alr. Baz geceler akam yemeini arkadalaryla darda yer. Ertesi gn bardaa doldurduum suyun hepsini iemezsem bana, kzar. -Bardaa iecein kadar su koy! Suyu ziyan etme, der. Oysa bardan dibinde ancak iki parmak su kalmtr. Sonra bardan dibinde kalan suyu, ziyan olmasn diye saksdaki iee dker. Byle zamanlarnda babamn bir gece nce arkadalarna bol bol ikramlarda bulunmu olduunu anladm.

-Di frasna o kadar ok macun konmaz! Ziyandr bu!... diye barnca, babamn birilerine ziyafet ektii belli olur. zemediim iin bir paketin ipini kesmeye kalksam, -Ziyan etme sicimi. Gzelce z, bir yana sakla! diye t verir. Ben, o zaman babamn arkadalarna bir ziyafet ektiini anlarm. ok grmmdr, babam bakalaryla yemek yese, biyerde ay ise, ille de paray kendisi demek ister. Karsndakine, -Vallahi olmaz... Darlrm... Ben vereceim paray... Darlrm yoksa... diye steler. Ama bu ekimenin ertesi gn, evde, -Eski gazeteleri atp ziyan etmeyin. Saklayn, paket yaparsnz. Biriktirin, satarsnz. Hibir ie yaramyorsa sobada odun tututurursunuz! der. Sizin evde nasl enok sylenilen atasz -Damlaya damlaya gl olur'sa, bizim evde de enok -Sakla saman, gelir zaman- atasz sylenir. Ama babam, darda gereksiz yere para harcamamsa, evde bize ok cmert davranr. Ylbanda ve ertesi gnde yleydi. Bana yeni yl armaan olarak byk bir suluboya takm ald. ubatta iki haftalk tatile girince boyuna resim yapacam. Yeni yln btn ailenize uurlu olmasn dilerim. Ahmet TARBAY ::::::::::::: PASAKLI KIZ Ankara, 8 Ocak 1964 Sevgili kardeim Ahmet, Sana nce Hikmet'ten haber vereyim. Hikmet okula gelmeye balad. Babasyla annesi barmlar. Onun iin Hikmet pek sevinli. Bir haber daha vereyim. Bana gnderdiin mektuplar biriktiriyordum, ama dankt. imdi hepsini tarih srasna gre dzenledim, bir dosyaya koydum. Bu ii kendiliimden akl edeceim yoktu. Bak, nasl oldu anlataym. Bizim evde benim bir adm da -Pasakl kzdr. Annem, babam, ablam, hepsi benim danklm, savrukluumu knarlar. Oysa ben ok dzenli olmaya da zeniyorum, demek beceremiyorum. Pazar sabah, dev defterimi nereye koydum, diye aranp duruyordum evin iinde. Annem, -Kzm, ne olacak senin bu halin? Eline aldn ey, yokoluyor ortadan... diye syleniyordu. Kendikendime -Ben neden byleyim? diye zlp dururken, babam da sylenmeye balad. Bykbabamla anneannem de bizdelerdi. Onlar da danklmdan yakndlar. Ablam, onlardan hi de geri kalmad. Yalnz Metin, benden yana olduu iin, yanma gelip,

-Bu evin iinde insan kendisini bile kaybeder... dedi. Hepsinin de azbirliiyle beni sulamalarndan yle canm skld ki... te o skntyla, masam, kitaplarm, odamda her neyim varsa, hepsini bir abuk dzeltmeye, dzenlemeye baladm. Masamn gznde, kitaplarmn arasnda bir ruj, iki kartpostal, bir de erkek orab teki kt. Bunlar alp salona gittim. Salonda oturmu, hala danklm anlatp beni ekitiriyorlard. Erkek orab tekini havaya kaldrp, -Kitaplarmn arasnda buldum, bu orap kimin? diye bardm. Babam, anneme, -Aaaa, geen sabah arayp da bulamadm orabmn teki... dedi. -Ya bu ruj kimin? diye sordum. Annem, -Nerden kt, ben de onu arayp duruyordum... dedi. -Birisi, masamn stne koymu... Annem, -Aaa, geen gn ben orda unutmutum... dedi. Kartpostallar uzattm: -Bunlar kimin? Ablamn yz kzard. -Nerden aldn onlar? dedi. -Birisi kitaplarmn arasna koymu. Arkasndaki yazlar okumadm, dedim, kartlar verdim. Ders almak iin masama oturdum. Ama kalemimi bulamadm. Heryerde aranmaya baladm. Annem, -Yine ne aranp duruyorsun? Neyini kaybettin? dedi. -Kalemimi grdnz m? dedim. Annem, -Bir kalemine sahip olamyorsun, diye balad, at azn. Anneannem, -Kz, sen bu pasakllktan ne zaman kurtulacaksn? dedi. Babam, -Kzm, sana ka kere, hereyi yerli yerine koy, demiyor muyum? Sen hi szden anlamaz msn? dedi. Ablam, bsbtn damarma basmak iin onlardan geri kalmad:

-imdilik benim kalemimle yaz ama, sakn benimkini de kaybetme! Kalemini alp bana vermek iin odasna gitti, ama odasndan seslendi: -Kim ald benim kalemimi, gren var m? Gldm gren anneannem salarm okayarak, -Zeynepiim, dedi, senin yanda kzlar koca evi ekip eviriyorlar, sen bir kalemine, defterine bile sahip olamyorsun... Danklk hi de iyi biey deildir. Biyandan annem syleniyordu: -Ailemizde savruk kimse de yoktur ama, bu kz byle kime ekti, bilmem ki... Bunlar, bizim evde benim her zaman iittiim szlerdir, artk altm. Ben enok bykbabamdan ekiniyordum. Bizim evde ondan herkes ekinir. Albay emeklisi olan bykbabam ok sert adamdr. Annem ondan hala korkar. Babam bile ondan ekinir. Bykbabam, -Hayatta baarnn en byk art dzenli olmaktr, dedi. Bykbabamn huyunu yazmtm bir mektubumda sana. Biey syledi mi, onu karsndakine sorup tekrarlatr. Bana da sordu: -Syle bakaym, baarnn ilk art neymi? -Dzenli olmak, bykbaba. -Aferiiin!.. Hereyin ayrlm kendi yeri olacak. Nesi olacakm? -Hereyin bir yeri olacak. -Aferiiin!... Elini attn m, aradn p diye bulacaksn. Ne yapacakmsn? -Elini atnca aradn yerinde bulacaksn. Babamn sylediine gre, bykbabamn her sylediini bir de karsndakine sorup tekrarlatmas, askerlikten kalma huyuymu. Erlere ders retir gibi konumay, askerlikte huy edinmi. Babam, bykbabama. -ok doru efendim, dedi, ben neyimin nerde olduunu gzm kapal bilirim. Yllardanberi hereyimi belli bir yerime korum. Mendilimin, akmamn hangi cebimde olduunu ezbere bilirim. Para antam her zaman hep ayn cebimde durur. Bykbabam, -ok iyi, yle olmal!... dedi. Metin'le bana ders vermek, rnek olmak isteyen babam,

-Bakn, imdi burda bir deneyelim, dedi. Ayaa kalkt. Gzlerini yumdu. -yi bakn, dedi, ben gzlerim kapal, neyimin nerde olduunu bulacam. akmam, her zaman yeleimin sol alt cebinde durur... te bakn! Gzleri yumulu olarak, sol elini syledii cebine soktu, kartrd, kartrd... Bitrl akman bulamyordu. Surat asld, -alacak ey, alacak ey... diye mrldand. Bir sre daha cebini kartrp akman bulamaynca, bsbtn bozulmamak iin, laf deitirdi. -Mesela, dedi, dolmakalemimi her zamanki yerinde, gzlerim kapal bulabilirim... Benim dolmakalemim, ceketimin sol i cebindedir. te, bakn... Babam, sa elini ceketinin sol i cebine soktu, ve ordan kard, ama dolmakalemini deil, kard ey termometreydi. -Grdnz ya!... deyip de gzlerini anca, elinde tuttuunun termometre olduunu grd, pek at. Tatsz bir, glmseyile, -yle ya, dedi, geende Metin hastalanmt ya, sabah ie giderken ateine bakmtm, o zamandan termometre cebimde kalm. imdi de not defterimi bulaym... Benim not defterim, ceketimin st sol cebinde bulunur. Yine gzlerini yumup elini att, ama, -Sol cebim nerde canm? dedikten sonra gzlerini at. Annem, -O ceketini terziye tersyz ettirmitin ya, dedi, sol cep de tabii saa geti... Babam, dt durumdan kurtulmak iin, bieyini olsun yerli yerinde bulmak istediinden. -Evet, dedi, kk not defterim hep ceketimin mendil cebinde, yani burda bulunur. te!... Tersyz edilmi ceketinin saa gemi st cebinden bir masura iplik kard. Alay etmesini ok seven bykbabam, -Syleyin bakaym, dedi, babanzn not defteri nerde bulunurmu? Biz azmz amadan, annem, -Geen sabah, ceket astarnn skn dikmitim ya, demek iplii cebinde unutmuum... dedi.

ok bozulan babam, ne olursa olsun, cebinde biey bulmak iin, elini ceketinin i cebine daldrd, soktu, soktu, o kadar ok kartrd ki, bykbabam, -Ne o yoksa petrol m aryorsun? dedi. Bykbabam yle gld, yle gld ki, sonunda kahkahalar ksrk oldu. ksrk arasnda, -Paltomun cebinden mendilimi getirin, sa cebindedir, dedi. Koup elbise asksndaki paltosunun sa cebine baktm, mendil yoktu. -Bykbaba, sa cebinizde yok... -Sylenileni bile anlamyorsunuz, ben sa demedim, sol cebime bak!.. -Sol cebinizde de yok... -Olmaz yle ey... Getir bana paltomu!.. Krk yldr orda durur mendil. Paltosunu getirdim, iki cebine de bakp mendilini bulamaynca, -Birisi cebimden mendilimi alm... dedi. Bu srada annem, ierden, koup bir temiz mendil getirmi, bykbabamn paltosunun sa cebine koymutu. Bykbabam, -Hah, ite burda, dedi, ben demedim mi size? ksr dinmi olan bykbabam, stnde bieyler arandktan sonra, -Nerde benim cigara paketim? Kim kaldrd paketimi? abuk, bulun! diye bard. Bykbabam daha ok kzdrmamak iin hepimiz evin iine dalp onun cigara paketini aramaya baladk. Bu srada kap zili alnd. Gelenler, babamn snf arkada komularmzdan bir karkocayd. Bizim byk bir ciddilikle cigara paketini aradmz grnce, onlar da aramaya katldlar. Aradabir bykbabam, yalnz ondan grlebilecek bir kzgnlkla, -Bulun abuk cigaram, yoksa karmam ha! diyordu. Babamn arkada, kendi cigarasn uzatp, -imdilik bundan ier misiniz? dedi, ama dediine piman oldu. Bykbabam, hibirimizi ayrt etmeden, -Bulun abuk paketimi!.. diye baryordu. Metin, elinde bir ift kadn orabyla geldi. -Kimin bunlar? dedi.

Annem, -Ayol, ne zamandr aryordum onu, nerden buldun? Metin, -Bykbabamn cigara paketini ararken mutfakta, buzdolabnn stnde buldum, dedi. Dardan bir paket cigara satn almak kolay ama, bykbabamn madenden bir tabakas var, cigaralar o tabaka iinde durur. Biz o tabakay ararken, orda burda, oktanberi kaybolmu ok nemli eyler bulundu. Konuk hanm, koltuun altndan radyo makbuzunu bulup kard. Babam, -Bir aydr ben de o makbuzu aryordum... dedi. Babamn dolmakalemi, tabak rafnda kt. p kutusunda, yanllkla atlm bak bulundu. Eline biey geiren, -Bu kimin? Bu kimin? diye soruyordu. Bu arada bykbabam, -Yahu, bu tabakay benim altma kim koydu? Hangi densiz koydu tabakay altma? diye barmaya balad. Demindenberi aradmz tabakann stnde oturup duruyormu bykbabam. Bir zaman sylendi. Kimsede ses yok... te o gnk skntm iinde odam batan aaya dzenledim. Gerekten de hereyim karmakarkm. Artk u -pasakl kz- diye sulanmaktan kurtulmak istiyorum. Bu arada, senin mektuplarn da, urda burda dank duruyormu; onlar da toplayp tarih srasna gre bir dosyaya koydum. Ordaki arkadalarmdan enok senden mektup alyorum. Demir'le Yaar'da birer kart gndermilerdi. Hepsine cevap yazdm. Mektuplarn eksik etme, emi? Baan dileklerimle. Zeynep YALKIR ::::::::::::: AYIP BR LAF stanbul, 11 Ocak 1964 Sevgili arkadam Zeynep, Biz seni, drt ders yl arkadalmz boyunca, snfmzn en dzenli rencilerinden biri olarak tanyoruz. Byleyken, sana neden pasakl dediklerine atm. Bizim evde benim adm da beceriksize kmtr. Ama benim beceriksizliim doru. Hala kahvalt sofrasndan, ay bardan devirmeden

kalktm az olur; oysa yle de dikkat ederim ki... Annenin Metin'e sk sk -Azna biber doldururum- dediini yazmtn. Btn annelerin sz bu... Annem de kardeim Fato'a ikidebir byle syler. Fato daha okula gitmiyor, iki yl sonra gidecek. Ben kkken annem bana da -Azna biber doldururum-, derdi, ama hi de byle biey yapmad. Geenlerde annem ok kzmt Fato'a. -imdi azna biber doldururum- diye bard. Gerekten azna biber doldurmay haketmiti Fato. Bu olay sana batan anlataym. Babam, az alm, her szn banda -Ulan, Ulan be..., -Vay anasn! diye konuur. Yani dili biraz argoya kaar. Fato da, kimden ne duyarsa papaan gibi tekrarlyor, ne grrse yle yapyor, Fato'un babam taklit ederek peltek peltek -Ulan be... -Vay anasn! gibi szler sylemesine bizim evde herkes baylyor. Onu ok sevimli bulanlar, -Sanki bym de klmu diyorlar. Geenlerde bir gece bize bir komu konuk gelmiti. Erkek, ok komik bir adam... Ne anlatsa kahkahalarla gldryor. En ok glen de Fato. O, sylenilenlerden biey anlamyor ama, herkes glyor diye o hepimizden ok glyor. te o gzlkl konuk bandan geen bir olay anlatt. altklar yere bir Alman uzman gelmi. Bign uzman, Almanca, demi ki: -Burda herkes birbirine sk sk, -Ulan diyor. nsanlarn birbirlerine -Ulan! diye seslenmeleri dikkatimi ekti. Dilinizde enok kullanlan kelime -ulan- olacak. Ama anlamn kime sordumsa, bana anlatamad. -Ulan ne demektir? Gzlkl komumuz, Almann szlerinden ok utanm. Dorusunu sylese yabancya kar ayp olacak. Onun iin baka trl sylemi. -Evet, demi, bizde ulansz konuulmaz: Kyls, iisi, memuru, sksk -Ulan der. Dilimizde -Ulan, Sayn demektir. Biz birbirimizi, yalnz adlarmzla armayz, bir de admzn nne -Ulan- getirerek arrz. Bika gn sonra, o iyerinde genel ynetim kurulu toplants varm. Kenan adndaki genel mdr de toplantya bakanlk ediyormu. Alman uzman o toplantda, ynetim kurulu yelerine aklamalarda bulunacakm. Alman, toplantdaki Trklere sevimli grnsn diye, Almanca konuurken, yeni rendii bika Trke kelimeyi de araya kartryormu. rendii Trke kelimeler de Merhaba, Bay, ok gzel, bir de son rendii Ulan... Konumasnn en ciddi yerinde Uzman birden, -Ulan Kenan Bey... deyince, oradakiler armlar. Alman sksk -Ulan Kenan Bey diyormu. Genel mdr kendisine ulan denilmesine kzyormu ama, belli etmemeye alyormu. Alman'a yanl biey retildiini sezmi. Alman ikidebir -Ulan Kenan Bey dedike, br yeler de ksks glyorlarm. O gnden sonra Genel Mdrn ad -Ulan Kenan Bey kalm. Gzlkl konuumuz bu olay yle de tatl anlatyordu ki, hepimiz kahkahadan krlyorduk. Enok glen de Fato'tu. Biey anladndan deil, herkes glyor diye o herkesten ok glyordu. Baka bir konuk da o gece,

-Biz byle almz, dedi, mesela ben -Ulansz, Be'siz konuamam... Babam, bu yargy pekitirmek iin bandan geen buna benzer baka bir olay anlatt. Babamn alt fabrikaya yeni getirilen makineleri kurmak iin bir Amerikal mhendis armlar. Fabrikada herkes birbirine sksk ayp bir laf sylermi. Babam o gece bu ayp laf da olduu gibi syledi. Pek yle bilinmeyen bir laf deildi bu. Okulda da sksk sylenir. Anlamsndr. Amerikal, ustaba olan babama, heryerde, herkesten duyduu bu lafn anlamn sormu. Babam da dorusunu sylemeye utanm, hem de bu lafn ngilzcesini bilmiyormu. Onun iin, -Bu sz teekkr ederim, tenkyu demektir... diye atm. Amerikal pek am, -Yaa, demi, siz ne kadar terbiyeli insanlarmsnz. Biz, yeryznn en nazik insanlar diye inlileri bilirdik. Avrupa'nn en nazik insanlar diye de ngilizleri biliriz. Onlar da durmadan birbirlerine her ey iin teekkr ederler. Ama siz, birbirinize daha ok teekkr ediyorsunuz. ok yer gezdim; ama hibiyerde sizin kadar teekkr eden insanlar grmedim. Bundan sonra gideceim yerlerde, sizin bu konuma inceliinizi anlatacam. Babam da, syledii yalan olumlu bir ie yarayacak diye sevinmi. Bu konumann ertesi gn Amerikal mhendis fabrikaya gelmemi. Yalnz ertesi gn deil, drt gn fabrikaya uramam. Oysa yaplacak ok da i varm, kurulacak makineler ortada dank duruyormu. Fabrikadakiler telalanmlar. Aramlar, taramlar, mhendisi ne kald otelde, ne gittii yerlerde bulabilmiler. Kaybolduunun drdnc gn mhendis kagelmi. Gelmi ama, eli yz sarglar iinde Amerikal'y byk bir trafik kazas geirdi sanmlar. Amerikal mhendis fabrikadan km, kald otele gidecekmi. Bir arabaya binmi. nsanlarda yeni rendikleri kelimeleri kullanmak merak vardr ya, Amerikal da paray ofre verirken Trke teekkr etmek istemi. Teekkr ediyorum diye babamdan rendii o ayp laf syleyince, ofr de ona, -Sensin! diye barm. Amerikal, ofrn sertlemesini anlayamam, bir daha o ayp laf sylemi. Syler sylemez de burnunun stne yumruu yemi. Neye uradn aran Amerikal, kendisini ofre beendirsin diye boyuna o laf tekrarlar, ofr de boyuna yumruu indirirmi. Ne yapsn, Amerikal da kendini yumruklaryla savunmak zorunda kalm. Orda toplananlardan bika, Amerikaly ofrn elinden ekip kurtarmlar. Amerikal da bu iyilii yapanlara, rendii o szle teekkr etmi. Bu sefer, kavgaclar ayranlar, ofr hakl bulup, hep birden Amerikal'ya ullanmlar. Amerikal yumruk, tekme yamuru altnda kalnca, dayaktan kurtulmak iin, kendisini dvenlerin gnllerini almak istemi, onlara Trke szde teekkr ediyormu durmadan. Hala akllanmad diye, daha ok dvyorlarm. Polis yetiip, Amerikal'y kurtarm. Amerikal da polise o ayp laf

syleyip teekkr etmez mi! Herkesin iinde polise hakaret... Polis, Amerikal'y yakalayp karakola gtrm. Komser, yabanc olduunu renince Amerikal'y salverecekmi, ama Amerikal, anlay gsterdii iin komsere de o laf syleyip teekkr etmi. Tabii en sonunda kurtulmu Amerikal. Kurtulmu ama, karakoldan knca, doru bir hastaneye gitmek zorunda kalm. Drt gn hastanede yatm. Babamn anlatt bu glnl olaya hepimiz kahkahalarla gldk. Bign babam, anneme ertesi akam evimize yemee konuk geleceini syledi. Gelecek olanlar, nemli kiilermi. Annem de ok gzel bir sofra hazrlad. erkekle eleri geldi. Sofraya oturuldu. Konuklar kardeim Fato'u ok beendiler. -Aman ne cici, ne uslu kz... diyorlard. Fato'u bu kadar terbiyeli yetitirdii iin annemi kutladlar. Babam, -Efendim, dedi, anneleri ocuklarmz hi sokaa brakmaz. Kendi balarna dar kamazlar. O yzden terbiyeleri bozulmuyor. Annem, -Ne de olsa, sokak ocuklarndan terbiyesiz laflar renebilirler. Onun iin sokaa salvermem. Konuk kadnlardan biri, -ok doru efendim, dedi, hatta okulda bile ocuklarmzn terbiyesi bozuluyor. Gz demesin, maallah ok terbiyeli kznz var. Bu vglerden pek iinen Fato marmt. Konuklara kendini daha ok beendirmek iin btn marifetlerini gstermeye kalkt. Birdenbire babama, -Ulan baba be!.. dedi. Fato, bu szlerine, her zamanki gibi, glneceini sanyordu. Glnd glnmesine ama, ok souk ve ok ksa bir srt... Souk bir sessizlik oldu. Babam ne diyeceini bilemedi. Fato, neden glnmediini anlayamad iin gsterisini bir daha tekrarlad. Sonra da glmseyerek, bakn ben neler sylyorum gibilerden, oradakilerin teker teker yzlerine bakt. Babam, durumu kurtarmak iin, sesini zorla yumuatarak, -Efendim kzm!... dedi. -Ulan baba be!... Kalar atlan babam, -Syle canm, ne var? diye bard. Ama niin glmyordu bu insanlar her zamanki gibi? -Baba be yahu... Ulan baba be!.. Annem, souk souk glmsemeye alyordu. Fato, konuklar ille de gldrmek istiyordu. Hani, babamn Amerikal mhendise retii o ayp laf

var ya, ite o laf syleyiverdi... En sonunda baarmt. Konuklar, kendilerini tutamayp kahkahay bastlar. Ama babamn surat iyice aslmt. Glmeler karsnda ok beenildiini sanan Fato, o ayp laf bika kere tekrarlad. Annem bakt ki, sonu gelmeyecek, kalarn atp, -Sus bakaym, imdi azna biber doldururum!... dedi. Fato, beenilecei yerde, bir de stelik herkesin iinde azarlannca, alamaya balad. Alama deil, zrlama... Fato'u bitrl susturamyorlard. Annem, elinden tutup kard ordan, yatana yatrd. Ama ierden alamas duyuluyordu. Konuk kadnlardan biri annemi avutmak iin, -zlmeyin efendim, dedi, bizimkiler daha neler sylyorlar. Sizinki yine iyi maallah... Daha kk, akl ermez... Babam, Fato'un sylediklerine pek arm grnerek, -Kimden reniyor bu laflar bilmem ki!.. dedi. Annem, -Hi de sokaa brakmayz. Nerden duyar da renir bu laflar! .. dedi. Ben, onlarn bu sorularn gerek sanp, -Evde konuulurken duyup reniyor... dedim. Babam birden patlar gibi, -Ulan, bizim evde yle laflar konuulur mu be! diye barnca, konuklar gerekten kendilerini tutamayp gldler. Babam da glmek zorunda kald. Konuklar gidince, babam beni iyice halad. Ben de, -Ne bileyim, ben gerekten soruyorsunuz sandm... dedim. Zeynep, szde mektubumu ksa kesmek istiyordum, bak, yine uzad. Yaz tatilinde stanbul'a gelecek misiniz? Gelirsen grrz. Sen hi olmazsa Ankara'y grdn. Ben stanbul'dan baka yer bilmiyorum. Esen kalman dileiyle mektubuma son veriyorum. Ahmet TARBAY ::::::::::::: YURTSEVER OLUNUZ! Ankara, 14 Ocak 1964 Kardeim Ahmet, Tatilde stanbul'a gelip gelmeyeceimizi soruyorsun. Babam, yllk izin alamayacak. nk, burdaki yeni iine balayal daha bir yl olmad. Annemle bizi, yazn bir ay iin stanbul'a gndermek istiyor. Ama kesin deil. nk

annem, babam olmadan stanbul'a gitmek istemiyor... Babamn bir bana burda kalmas zor. Gelirsek, halamlarn evinde kalacaz. Seni grmeye gelirim elbet. Ben geenlerde ok kt biey yaptm. Sana anlatamadan duramayacam. Bu anlatacam olay yalnz Metin biliyor, nk o benim suortamd, bir de imdi sen reneceksin. Geen pazar bykbabamlara gitmitik. Bize epiy uzak biyerde oturuyorlar. Bykbabam yal olduundan yksek merdiven kamyor. Onun iin apartmann ikinci katnda oturuyorlar. Aramlar ama, kendilerine uygun birinci katta kiralk yer bulamamlar. Onlarn dairesine onsekiz basamakl merdivenle klyor. Basamaklar saymadm. Ama bykbabam, -Onsekiz basama dinlene dinlene ktm yine- der ikidebir... Niin basamaklar anlattm, sonra reneceksin. yi ki bykbabam, daha st katta oturmuyor. Yoksa gazeteler belki o pazar bykbabamlarn apartmannda byk bir kaza olduunu yazacaklard. Ablam, arkadalar gelecei iin bizimle gelmemiti. Annem, babam, Metin, drdmz otobsle bykbabama gittik. Anneannem bizim iin ok gzel yemekler hazrlam. Yemekten sonra bykbabamla babam, her zaman yaptklar gibi, karlkl koltuklara oturmular, kahvelerini iiyorlard. le yemaklerinden sonra ikisinin karlkl konumalar ok houma gittii iin yanlarndaydm. Salonda mzden bakas yoktu. Ben sanki gazete okur gibi yaparak onlar dinliyor, yangzle de seyrediyordum. Bykbabam politikaya pek merakldr. Ne zaman babamla yalnz kalsa, hep politikadan konuur, hele le yemeklerinden sonra... Bykbabam, le yemeklerinden sonra kahvesini iince, daha fincan elindeyken uyuklamaya balar. Ama uyuklamadan nce, babama biey sormutur politika konusunda. Babamn cevabnn daha ilk cmlesinde de uyuklar. Bykbabamn uyukladn grnce babam susar. Ama kalkp gitmez. nk, ba, gsne den, yana kayklan yada arkaya kayan bykbabam ya bir ya iki dakika sonra, kendi horultusundan uyanr... Uyanr uyanmaz, -Eeee, sonra? diye sorar. Babam orda deilse, bunu, saygszlk sayp ok kzar. Onun iin bykbabam uyuklarken babam ordan ayrlmaz. Kendisi biey anlatrken uyuklamsa, uyannca, -Nerde kalmtk? diye babama sorar. Babam, szn neresinde kalndn bilmek zorundadr. Baz arrsa, bykbabam, -Hayr, orda kalmamtk... Ne demitim, nerde kalmtk? diye yine sorar. Bu yzden tarttklar bile olur. Onlarn bu le yemei sonras konumalar bana pek elenceli gelir. Babam holanmaz bu konumadan ama, ne yapsn, katlanr. -Eee, sonra? Babam kald yerden anlatrken, daha ikinci cmlesinde bykbabam yine uyuklar. Bu byle bir saate yakn srer.

Sonra bykbabam ekerleme dedii uykusunu alm olur, yada ban koltua gzelce, dayar, bir uzun uykuya dalar. Aradabir uyanrsa, sanki dinliyormu gibi, ama gzlerini bile amadan, -Sen anlat, anlat... kulam sende, dinliyorum... der. ekilir gibi deil, babamn bykbabama ok byk saygs vardr. Yedek subayln bykbabamn birliinde yapm. aslas biey ama, bykbabam eski bir emekli olduu halde ona bakalar da sanki hala albaym gibi davranrlar. O pazar gn de, le yemeinden sonra salonda karlkl kahvelerini iiyorlard. Bykbabam, -Ne var, ne yok? Memleketin durumunu nasl gryorsun? dedi. Babam bieyler sylerken bykbabam her zamanki gibi, uyuklamaya, horlamaya balad. Sonra, ba gsne arpnca srayp birden uyand. Sanki uyukladn belli etmemek ister gibi, -Peki, bu durumda sence Almanlar ne yapacak? diye sordu. Oysa daha nce konumalarnda Almanlarn sz bile gemi deildi. Babam, sanki Almanlarla ilgili bir konu konuuyorlarm gibi sze giriti: -Almanlar ok kalknd efendim. nk Almanlar... Bykbabam dalmt yine. Babam sustu. Gazetesini, kald yerden okuyordu ki, bykbabam kendi horultusundan srayp. -Amerikallar ne yapacaklar buna kar dersin? Ben, gazetenin arkasna siper olmu, glmemek iin kendimi zor tutuyordum. Babam, ok ciddi, anlatyor: -Amerikallar dnyaya hakim. Amerikan ordusu... Bu byle srp gidiyor. Baz da uyanp, hi akla gelmeyecek bir devlet ad syleyince babam da aryor. -Papa ne diyor bu ie? Sen Papa'ya bak, Papa ne diyor? -Efendim, Papa... Bilindii gibi Papalk, ok eski... Sonra da... Herhalde uykusu alm olacak ki, konuyu deitirip, kendisi Trkiye'nin nasl kalknacan anlatmaya balad. Trkiye'nin tarmsal rn ihracyla kalknacan sylyordu. Epiy uzun anlatt. Biyerde kzp, -Salyangoz ihracyla kalknlmaz, salyangoz... dedi. Biriki kez -Salyangoz diye tekrarlad, sonra sesi yavalayp uyudu yine. Babam eline gazetesini alnca uyand. -Nerde kalmtk? diye sordu. -Salyangozda kalmtk efendim. -Ne salyangozu?

-Bizim salyangozlar... dar satmak iin... -Haa, evet... Salyangoz... Salyangozculukla kalknlmaz... Biz asl ttn, pamuk, fndk gibi eyleri... ve tahl... nk tahlcyz, ttnyz, fndkyz... Fndklk... Yine ba dt. Uyanr uyanmaz da, -Nerde kalmtk? diye sordu... -Fndklk zerine konuuyorduk... O srada sokak kapsnn zili ald. Koup kapy atm. Gelen iyi giyimli, yalca bir beydi. Bykbabam sordu. Evde olduunu syledim. Bykbabama haber verdim. Kapya gelen bykbabam, -Buyrun efendim, buyrun... Hangi rzgar sizi buralara att byle!.. diyerek konuunu karlad. Konuk, elindeki kordelal byk bir kutuyu bana verdi. Onlar salona geti. Ben de ssl kutuyu anneanneme verdim. O zamana kadar grnmeyen Metin, binden ortaya kverdi. Kutuyu atk. Kestane ekerlemesi... Baylrm. Gelen adam daha kapda grnce tanr gibi oldum ama, kim olduunu kesin bilemedim. Salona girip, biyanda oturdum, onlar dinledim. Bu adam nerde grdm diye dnp dururken, sesinden tandm. imdi syleyince, sen de tanyacaksn. Kim biliyor musun? Hani geen yl, Cumhuriyet Bayram'ndan nce bir gazeteci gelmiti de, okulda bizlere cumhuriyeti anlatmt. Hatrladn m? Bizim okulun ikinci snfnda torunu var, onun iin gelmiti okula... ok nl bir gazeteciymi. Bizim Mdr Bey, onun yannda ok saygl duruyordu. O gn syledii szler bile aklmda. -Yavrularm, yurtsever olunuz. Yurdunuzu ok, ok seviniz. Yurdunuzu yakndan tanynz. Byynce Anadolu'yu ky ky dolanz. Yoksul yerlerde grev alnz. Bu cumhuriyet size emanettir, demiti. Szleri hala kulaklarmda nlyor. -Yoksul Anadolu'ya medeniyet n sizler gtreceksiniz. demiti. O konuurken yle heyecanlanmtm ki... Birara kendimi tutamadm, -Ben sizi tanyorum efendim, geen yl siz bizim stanbul'da okulumuza gelmitiniz... dedim. -Eveeet... Torunumun okuduu okul. Azndan bal akarak konuan adam dinlemek iin bir yana ekildim. Sonra ne oldu, biliyor musun Ahmet?.. Benim iin korkun bir hayal krkl... Bu adamn bir olu varm, yedeksubay retmen olmu. ehir ocuu olduu iin, alamad tara hayatna dayanamazm. stelik, evliymi de... Kars da Amerikalym. Gen karsn alp Anadolu kylerine gtrmesi doru olmazm. nemli yerlerde bulunan tandklarnn yardmyla, olunun stanbul'da bir okula atanmasn salam. Arabayla bir saat sryormu. Her gn evden okula gidip gelmek olu iin ok zor olacakm. Oysa evlerine yakn bika okul varm. Bu yakn okullardan birine atanmas iin olunun,

Ankara'ya gelmi de, gelmiken bykbabama da uram. Ankara'da bu ii yapabilecek birinin bykbabamn yakn arkada olduunu renmi. Bykbabam o arkadana bir syleseymi, bu i olurmu. Adam bunlar anlatrken sanki kanm kurudu. Terbiyesizlik olsun, ne olursa olsun, dayanamadm. -Ama efendim, bakmsz, yoksul Anadolu'ya medeniyet nurunu kim gtrecek? dedim. Ya anlamad, ya anlamazdan gelip, -Efendim yavrum? dedi. Babam, sesini kalnlatrp, -Hadi kahveleri getir! diye beni balarndan savd. Kahvelerini gtrp verdim, yanlarndan ktm. Baktm, banyoda amar ykanyor. Kimse grmeden iki kalp sabunu, iinde scak su olan badyeye attm. Sabunlar scak suda eriyince, koyu bir eriyik oldu. Yine kimseye grnmeden badyeyi kap dna kardm. Merdiven basamaklarna bu youn svy gzelce svadm. Kendim kayp dmeyeyim diye, aadan yukarya doru karak basamaklar sabun eriyiine buladm. Bir de baktm, Metin yukarda durmu, beni seyrediyor. -Merdiveni sen mi siliyorsun? dedi. -Az sonra grrsn ne olacan, ama sakn kimseye biey syleme! Baka birisi gelirse, tehlikeyi haber vermek iin ak kap nnde bekliyorduk. Konuk gidiyordu. Biz ieri girdik. Bykbabamla babam, onu geirmek iin kapya geldiler. El sktlar. -Allahasmarladk efendim... -Glegle beyefendi... -Bir emirleriniz olursa beklerim efendim... Efendimi tam syleyemedi. Sz, aznda yarm kald. Ayrl iin bir elini havaya kaldrmt, tam o srada kayd. Dans eder gibi, dmemek iin sraya sraya hzla kayd. Bykbabamla babam, onun dtn grmediler, ieri girdiler. Bykbabam, babama: -Kuzum, merdivenden inerken, neydi adamn hali, dans eder gibi? Ben hemen, -ini yapacaksnz, diye keyfinden oynuyordu herhalde, dedim. Adamn son durumunu grmek iin, Metin'le balkona kp baktk. Apartmann sokak kapsndan darya iki bacak uzanm. zel arabas da kapda bekliyormu. ofr, arabadan frlad. Byk yazar, uzand yerden kaldrp koluna girerak arabaya bindirdi. Metin, kahkahadan yerlere yatyordu. Metin'e gvenim var, kimseye sylemez. Ama i iten getikten sonra beni bir korku ald; ya adamn kafas

yarldysa diye... Neyse galiba ucuz atlattk. Neden sonra salona girdim. Bykbabam yine uyukluyor. Babam da karsndaki koltukta gazete akuyor. Bykbabam uyand. -Nerde kalmtk? diye sordu. Babam, -Hibiyerde kalmamtk, dedi, biey anlatmyordunuz ki... -yle ya, anlatmyordum. Peki bu atom sava olacak m dersin, ha? Babam bieyler syledikten sonra, deminki adamn kim olduunu sordu. Bykbabam, -Brak canm, dedi, her devirde drt ayann stne denlerden... Ben de sze kartm: -Bykbaba, olu iin, arkadanza syleyecek misiniz? -nsann yz tutmuyor kzm, dedi, szverdim, syleyeceim ya... Ban koltuun arkalna rahata, bir gzel dayad, bu sefer derin uykuya dald. Babam da salondan kt, ayaklarnn ucuna basarak... Geen mektubunda, ok uzun yazdn sylyordun. Bak, ben seninkinden de uzun yazdm. Sana ve btn arkadalarma selamlar eder, hepinize baarlar dilerim. Zeynep YALKIR Not: Anlattm nl gazeteci, geen yl okulumuzda konuurken yle heyecanlanmtm ki, kendimi tutamayp alamtm. Ama bundan sonra, bu trl nutuklar kim sylerse sylesin, bir daha alamam. Z.Y. ::::::::::::: R NASIL OKUNMALI stanbul, 20 Ocak 1964 Sevgili arkadam Zeynep, Mektubunda anlattn o nl adam tanmaz olur muyum hi? Okulda bize verdii yurtseverlik retlerini ben de hatrlyorum. Mektubunun sonunda bir not eklemisin. -Bu trl nutuklar kim sylerse sylesin, bundan sonra alamam- diyorsun. Yine alarsn Zeynep. Elde deil alamamak. Bir kadn, soan dorarken, ne kadar alamamak istese, yine de alar. Tabii zntsnden alamyor, soann ac, gz

yakan kokusundan gzlerinden ya geliyor. Byle adamlarn sesleri, bibakma soann gzyaartc etkisini tayor. Ben bunu kendimden biliyorum. Radyoda bir konumac var, o adam ne zaman konusa, ben kendimi tutamam, hemen alarm. Bign yine radyo banda kendimden gemi alyormuum. Babam gzlerimden akan ya grm. -Ne sylyor adam da alyorsun Ahmet? dedi. te bu soru zerine anladm ki, ben adamn radyoda neler sylediinin farknda bile deilim. Tek cmlesini bile anlamamm da yine de alyorum. Sama geliyor insana, deil mi? Ama gerek bu. Neden byle oluyor, neden alyorum, diye sonra ok dndm. Ben adamn szlerine, szlerinin anlamna deil, sesine alyordum. Sesinin etkisi beni alatyordu. Daha dorusu, sesinin titreimleri, tpk soann ac, yakc buusu gibi, gzyaartcyd. Soan dorarken gzleri yal bir kadna, -Ne anladnz soandan da aladnz? diye sormak neyse, sesleri dalgalanan bu adamlarn szlerini dinlerken de -Ne anladn da alyorsun, demek ayn ey. Dedem beni eskiden bir camiye gtrmt. Namazdan sonra imam, Arapa dualar okudu. mam okurken dedem, yle alad, yle alad ki... Dedem alaynca, ben de kendimi tutamayp alamtm. Camiden kp eve giderken, -Arapa biliyor musun da, imamn dediklerine aladn, dede? diye sormutum. -Ne imam Arapa biliyor, ne de ben... demiti. -yleyse neye aladn? -Hi alanmaz olur mu? mam nasl okuyordu, duymadn m? Kimbilir, ne ackl, ne gzel eyler sylyordur! Dedem, imamn sesini hatrlayp yeniden alamaya balamt. Benim de gzlerim sulanmt. Oysa imam, belki de sevindirici bir dua okumutu. Ben bu olay hi unutamyorum. Bir gezgin sokak satcs var, akam zeri bizim sokaktan geer. Mevsimine gre, bara bara zerzevat satar. Ben ne zaman o satcnn sesini duysam, hemen gzlerim dolar, yaarr. Oysa adam, ya -lahana vaaar, prasa vaaar! diye, ya da -salata, soaaan diye baryordur. Hi insan bu barmalara alar m? Demek, ben adamn sesinin etkisinde kalyorum. retmenimiz de bize okuma kitabmzdaki iirleri, ite byle bir sesle okutur. Hani -Yasl gittim, en geldim diye bir ark var ya, onun nasl syleneceini retti bize. -Gittim kelimesiyle, geldim kelimelerinin son heceleri ses titretilerek uzatlacak: -Yasl gittim, en geldiiiim... Sanki -en geldim demiyor da, kapya, eli tutmaz, gz grmez bir dilenci gelimi, -Ben geldiiiiiim... diye dileniyor. Snfta bu ark sylenirken ben hep alamakl oluyorum. Dnsene, birisi bana -en geldim diyor, senin gzlerin sulanyor. Dersanede bu iirin nasl okunacan retiyordu retmenimiz.

-Yasl gittiiiim, em geldiiiim... deyince, arka sralardan bir ses duyuldu: -Ho geldiiiin... Aa kapya, Allah versiin... retmenimiz, -Kim o? abuk kalksn ayaa! dedi. Arka sradan Yaar kalkt, -Affedersiniz retmenim, dedi, kendimi tutamadm da birden... retmenimiz affetti. Sonra iirin arkasn rendik: -Bana bir yudum su ver, ok uzak yoldan geldim... -Bir yudum su ver derken ses birden kalnlap toklaacak. Sanki su istemiyor da, ekiya basm cann istiyor. te yle sylenecek... nsann sesini iyi kullanmasnn gerekli olduuna inanyoruz. Babamn anlattna gre, alt fabrikann sahibi de, sesini ok etkili kullanyormu. Babam, evimize gelen konuklara bunu sksk anlatr. Gndeliklerini arttrmas iin iiler, ya da ii mmessilleri, ustabalar, fabrika sahibine -Geim sknts ekiyoruz, gndeliklerimizi arttrn, diye rica ederlermi. Patron, onlara sesini titreterek, yle yumuack, tatl bir sesle bieyler sylermi ki, kenli sesinin etkisinden nce kendi gzleri dolarm. Ondan sonra artk iiler gzyalarn tutamazlarm. Patnon alar, onlar alarm. Bir zaman karlkl alatktan sonra, ne diyeceklerini de unutan iiler dar karlarm. Neden sonra kendilerine gelir gibi olunca, -Yahu, patron bize ne syledi de biz yle aladk? diye birbirlerine sorarlarm. Ama patronun ne dediini hibiri hatrlayamazm. Bir seferinde babam, arkadalarna, -Sk duracam, ne sylerse sylesin alamayacam... Hem de gndeliimi arttrmadan yanndan kmayacam, ya da iten ayrlrm... demi. Daha ieri girip de, -Beyefendi... der demez, patronu, -Zor, zor kardeim... Biliyorum, bu zamanda geim zor. Hi bilmez olur muym!.. diye balam. Bu szlerde alayacak biey yok ama, kat stnde yazl olunca yle, bir de bu szleri sesini yerli yerinde titretmesini bilen birisi sylesin, karsnda ta olsa dayanamaz, alar. Ama babam, ne olursa olsun, alamamak iin kendin tutuyormu. Balamlar konumaya... -Ka kiiye bakyorsun?.. -Be kii... -Vah vah vah!..

O kadar ok ve o kadar ackl vah vah demi ki, babam nerdeyse kendini tutamayp boanacakm. Ama dilerini dudana geirip dayanm. -ocuklarn okula gidiyor mu? -Biri gidiyor, biri gitmiyor... -ok yazk!.. Demek birini gnderemiyorsun... -Ufak da ondan, byynce gndereceim. -Karna ylda bir manto da yaptramazsn... Babam, -Yaptryorum... demi. -Karn hasta da stelik; deil mi? -Yoo, hasta deil!. -Deil ama kardeim, olabilir. O zaman ne olacak? Vah vah vah... Kim bakacak zavallya? Doktor ister, ila ister... Bunlarn hepsi para... Nasl ameliyat ettireceksin? -Kimi? -ocuunu... -Ne ameliyat beyefendi? yle biey yok... -Yok ama, mesela... Gerekse... Babam yine de dayanacakm ama, patron alamaya balaynca babam da gevemi, -Aman beyefendi, alamayn, ne olur... Biz nasl olsa oluruz, bir kolayna bakarz... Allahakna alamayn!.. demi ki ona bakp kendisi de alamasn... Babam bu olay anlatrken hep yle der: -O zamana kadar patronla neler konutuklarmzn farkndaym. Ama ondan sonra szn gidiini kaybettim. Patron ackl sesle bieyler anlatyor, ikimiz karlkl alayorduk. Derken nasl olduysa, kendikendime, -Toparlanaym da, bakalm u adam neler anlatyor, bir dinleyeyim, dedim. Bir de dikkat ettim, ne anlatsa iyi? Hazret-i Hasan ile Hazret-i Hseyin'in Kerbela'da nasl ehit edildiklerini, anlatmyor mu? Nasl edip laf Hasan-Hseyin'e getirdi, hi anlayamadm. Babam, alaya alaya patronun yanndan km. Onun iin Zeynep, o trl sesleri duyunca alamamak elde deil. O nl gazeteci yine gelse okula da, yine yle konusa, biz yine alarz. yilik, esenlik diler, mektuplarn beklerim. Ahmet TARBAY

::::::::::::: OKUL ALE BRL Ankara, 24 Ocak 1964 Kardeim Ahmet, 20 Ocak tarihli mektubunu aznce aldm. Dn a olduumuz iin bugn okul yok. Mektubunu odamda okurken, farknda olmadan, sesli sesli glmm. Annem, dardan duymu. -Kendikendine ne glp duruyorsun? diye seslendi. Ben de senin mektubuna gldm syledim. Odama geldi, -Neler yazm? dedi. Mektubunu bir de anneme okudum. O da kahkahalarla gld. Ben de sana oktandr, Okul-Aile Birlii toplantmz yazmak istiyordum. Bugn vaktim var, rahat yazabilirim. A, biraz ate yapt ama, nemli deil. Geenlerde okulumuzda Okul-Aile Birlii toplants vard. Her ay oluyor bu toplant. Beinci snftan kz, iki olan, be renciyi, toplantya gelecek anababalar arlamakla grevlendirdiler. Ben de grevlilerden biriydim. Toplantda konuulanlar bandan sonuna kadar dinledim. Pek elenceli olduu iin, sana da anlatmak istiyorum. Aslnda biz, konuulanlar dinlemeyecektik. Anababalar salonda yerlerini aldktan sonra, bizi dar kardlar. Koridorda, kap arkasnda duruyorduk. Toplantnn sonunda, ay, limonata, biskvi datacaktk. Ama salon ok kalabalkt, ok da scakt. erde bunaldlar. Biraz hava gelsin diye, kapnn iki kanadn da ardna kadar atlar. Biz de kap dnda durup, ierde konuulanlar iyice dinledik. nce Mdr Bey konutu. lkin, yumuak konuurken, sesi gittike sertleti. Anababalarn ocuklaryla ilgilenmediklerini ya da okaz ilgilendiklerini, hereyi okuldan beklediklerini syledi. Oysa asl okulun evde baladn, anababalarn ocuklarnn devlerini denetlemeleri gerektiini, rencilerin durumlarn okula gelip retmenlerden sorup renmeleri gerektiini anlatt. Anababalar, Mdr Bey'i onaylyorlard. Bu yzden mrltlar oldu. Mdr Bey, rencilerle pekok ilgilendiini syledikten sonra, -Lisenin birinci snfnda bir olum var, dedi, burdaki ilerimden vakit bulup da, ders yl bandan beri bir kere bile olumun okuluna gidemedim, durumunu retmenlerine soramadm. ocuumun okulundan ka kez mektup yazp ardlar, gelin grelim, diye... Ama gidemedim. Anababalarn, ocuklarnn okul durumuyla ilgilenmediklerini, okula gelmediklerinden biraz daha yaknd. Mdr Bey'in konumasndan sonra, Okul-Aile Birlii Bakan olan bir hanm, anababalarn dileklerini bildirmelerini rica etti. Bir baba szald. ocuuna Trke'den zayf veriliini hi de doru bulmadn anlatt.

-Nasl olur efendim, diyordu, benim ocuuma nasl Trke dersinden zayf verilir? O ocuun retmeni, niin zayf verilemeyeceini sordu. Adam, bir acaip konuuyordu. Szlerinin ba sonunu tutmuyor, imdiki zamanla balad cmleyi, gemi zamanla srdryor, gelecek zamanla da bitiriyordu. -Verilemez efendim, dedi, nk, Franszca olmusa, o zaman anlyacamdr ki, zayf neden verdiniz. Belki olmu hakl. Fakat vereceksiniz, zayf Trke dersinden alm olamaz. Hakszlk olacakmtr... Sonra benim ocuk olsaymtr eer baka bir milletten, bilmez o zaman Trke, olacak zayf, tamam... imdi almyor. Bu ocuk ki benimdir, bir Trk ocuu olmutur, demek biliyor Trke... Nasl bilmeyecekmi, anadili Trkeyse? Demiyeceim, versinlermi pekiyi... Ama her Trk ocuu alacaktr lazm, Trkeden enaz orta... Benim ocuk konuur Trke, ben anlamm onu, annesi anlad, arkadalar anlam, herkes anlyor, yleyse anlamaldr retmeni de... Enaz alsnlar orta lazm... ocuun retmeni, -Affedersiniz, ne dediinizi anlayamadm, dedi. Trk ocuu olduu iin, anadili de Trkedir diye, enazndan orta m verilmeli, demek istiyorsunuz? -Evet, isteyeceim ki yle demiim... Herkes anlyor ne demitir benim ocuk, anlasn gretmen de... -Siz ocuunuzun ne dediini anlyorsunuz yani? -Elbet... -ocuunuz da sizin dediinizi anlayabiliyor mu? -Anlam lazm olmas... Salondan kmseyici mnldanmalar duyuldu. Mdr Bey araya girerek, konumasyla o adam yattrd. Baka bir baba konutu. O da kendisine ocuunun, derslerinden baz eyler sorduunu, bu sorularn hibirinin cevabn bilmediini syledi. -Ben nasl bilmem efendim? diyordu. Nasl bilmem? Syler misiniz, nasl bilmem? Adamn neden sinirlendii nce anlalamad. Ama, -Benim bilmediim ey ocuuma nasl retilir? deyince, ne demek istedii anlald. Ders programnn arlndan yaknyordu: -Ben liseyi bitirdim, byleyken, ilkokula giden ocuumun sorduu eyi bilmezsem, doru olur mu? Kk yavrularmz, bu kadar ar ders programn kaldramazlar. Bu baya, bir anne cevap verdi. Ama o tam tersine ocuklara okaz ey retildiini sylyor, az bilgi verilmesinden yaknyordu. -ocuuma ne sorsam bilmiyor. Bizim zamanmzda

ders programlar daha doluydu. Mesela benim kzm, bign lokantada dilerini krdanla kartran birini grnce, -Bu adam gevi mi getiriyor? diye sordu. Rica ederim, drdnc snfta bir ocuk, insanlarn ikembeli olmadn, gevi getirmediini bilmelidir. Mdr Bey o kadn da yattrd. Ders programlarn okulda deil, Eitim Bakanl'nda dzenlendiini, bu iin Bakanl ilgilendirdiini anlatt. Ama kadn kolay kolay yatmyordu. -Biz hereyi hkumetten bekliyoruz, dedi, insanlarda ikembe olmadn retmek herhalde hkmetin, koskoca bakanlnn ii olmasa gerek... Bana, ordakiler, sanki komiklik olsun diye, byle konuuyorlarm gibi geldi. Oysa konuurlarken, yzleri ok ciddiydi. Bizim snfta Murat adnda bir arkadamz var. retmen ona ne zaman, -Kalk! dese, retmene sorar: -Kim? -Sen. -Ben mi efendim? -Sen, sen olum, sana sylyorum... -Bana m efendim? retmen adn sylese, ikisi kar karya olsalar, Murat yine byledir. Sonunda retmen ileden kar. -Senden baka kimse var m karmda Murat, sana sylyorum ite! diye barr. Byle durumlarda bile Murat'n sanki arkasnda baka birisine syleniyormu gibi, dnp arkasndaki duvara bakt bile olur. Bir seferinde de, dnp arkasndaki duvara bakmt da yle glmtk ki... Toplantdakilerden bir adam ayaa kalkt. Sonradan, bu adamn Murat'n babas olduunu rendik. -Msaade ederseniz, ben de konumak istiyorum... dedi. Okul Aile Birlii Bakan olan hanm, -Buyrun efendim, sizi dinliyoruz... dedi. Bunun zerine adam, -Ben mi? diye sordu. Bakan. -Siz konumak istememi miydiniz? dedi. -Kim?

-Siz... -Ben mi? -Evet, buyrun, konuun efendim... Adam, tpk Murat gibi, elini gsne gtrp, bir daha sordu: -Ben? Salondakilerden biri Yok, ben... diye barnca glmeler oldu. Murat'n babas konutu. Okulda ocuklara ayaktopu oynatlmamasn istiyordu. Olunun, top oynamaktan derslerine alamadn sylyordu. Mdr Bey, -ocuunuz kanc snfta? diye sordu. -Benim mi? diye sordu. Adam da ona, -Evet... Sizin ocuunuz? Adam dnd, dnd, -Bu okulda okuyor, dedi. -Numaras ka? -Kimin? Yine salondan -Ayakkab numaranz? diye bir ses ykseldi. Yine glmeler oldu. Adam, olunun numarasn da bilmiyordu. Adn, soyadn syleyince, Murat'n babas olduunu anladk. Baka bir adam konumaya balad. Adam yle uzun uzun anlatyordu ki ne dediini anlamak ok zordu. -Trkiye ancak arclkla kalknabilir... diye sze balad. Arclkla bu toplantnn ilikisini anlayamadmz iin, biz darda glmemek iin kendimizi zor tuttuk. Adam, arclk stne pekok kitap okuduunu syledikten sonra, arlar anlatmaya balad. Syledikleri, herkesin bildii gereklerdi: -Ar, bir kkck hayvandr ve kanatldr, uar... Bal yapar. Bal, insana ok yararldr, ok deerlidir. Kahvaltda yenildii gibi, yemeklerden sonra da yenilir. Ayrca erbeti de yaplr. ki trl bal olur... Ballandra ballandra bal anlattktan sonra, ar konusuna geti: -Bir eek ars vardr, bir de balaras... Salondakilerden Off, Puff diye sknt sesleri geliyordu.

En sonunda Mdr Bey: -Ar ne olacak beyfendi? dedi. -Ar m? Bal alnacak ardan... -Bal ne olacak? -Baldan ne olmaz ki? Herey olur... -Yani biz ne yapacaz okulda? Adam, -Msaade buyurun, ben de onu anlatacam, dedi. Demin, bir bey, hakl olarak, yavrularmza hayatta yararl bilgiler verilmeli, buyurmutu. Pek doru... Mesela benim ocuum, bir genin asnn toplamnn yzseksen derece olduunu biliyor da, ar nasl yetitirilir, bilmiyor. Bir genin as toplam, yzseksen derece olmu, yz derece olmu, bebin derece olmu, bundan ne kar. ok rica ederim, ltfen syler misiniz, bu yaa geldik; hangimize hayatta bir genin asnn ka derece olduu soruldu? Yavrularmzn krpe beyinleri kvrzvrla doldurulmasn. Onlara ie yarar bilgiler, mesela arclk retilsin... Okulda ar kovanlar olmal. Trkiye ancak arclkla kalknabilir. nk, ar, koyuna, inee benzemez. nek st verir ama, ot ister, saman ister. Ar hibiey istemez, istemeden bal verir. Baka biri kalkt, -ok haklsnz ama, dedi, ehir iinde ar yetimez. Baksanza bacalardan kan dumanlardan insanlar bile zor yayor, ar nasl yaar? Sonra ar, yaad yere gre rn verir. ehir iinde ar yetitirilebilse bile, ondan bal kmaz, zift kar, katran kar beyefendi... Salondakiler, sesli sesli bu adam doruluyorlard ki, adam, -Benim baka bir teklifim var, dedi, ar deil ama, tavuk yetitirmeli. Tavuk deyip gemeyiniz. ocuklarmz tavukuluk renseler... Mdr Bey, adamn szn kesip, -Efendim, aznce syledim, dedi, biz kendiliimizden okulda arclk, tavukuluk, inekilik yapamayz. Ders programlarn Eitim Bakanl dzenler. Buras ilkokul, tarm okulu deil... Ssl bir hanm kalkt. -Galiba, dedi, konuyu ok dattk. Okul Aile Birliimizin bir yesi olarak, baka bir teklifim var. Okulumuzdaki yardma muhta yoksul ocuklar iin ne dnlyor? Bir piyango mu dzenleyeceiz, yoksa geen ylki gibi yine balo mu vereceiz? Uzun tartmalardan sonra, mevsimi olduu iin balo

verilmesi uygun grld. Sonra salondaki anababalardan yardm paralar toplanmaya baland. Anababalar, retmenlerin evresini aldlar, ocuklarnn ders durumlarn reniyorlar. Biz de salona girip, limonata, ay, biskvi datmaya baladk. Dorusu o gn ok elendik. Okul Aile Birliinin btn toplantlarnda bulunabilsem, ne iyi olacak. Sizin okulda da Okul Aile Birlii toplants olursa, bir kolayn bul, dinle konuulanlar. Annem de bu toplantdayd. Eve dnnce, -Neden konumadn anne? dedim. -Aman, bana frsat m kald? Samasapan konutular... dedi. -Sylemek istediin biey mi vard? dedim. -Benim azm dilim yok mu? Elbet benim de azm onlar kadar laf yapar, ben de bieyler sylerdim... Ama frsat vermediler ki, dedi. te, seninkinden daha uzun bir mektup yazdm. Mine'ye syle, mektubuma hala cevap vermedi. Baar dileklerimle. Zeynep YALKIR ::::::::::::: MDK OCUKLAR HARKA stanbul, 30 Ocak 1964 Zeynep, Mektubunu okurken, okulunuzdaki Okul Aile Birlii toplants, bir film seyrediyormuum gibi gzmn nnde canland. Bizim okuldaki -Okul Aile Birlii toplantsna, babam hi gidemez, vakti yok. Fabrikadan her akam eve yorgun geliyor. Baz gnler de fazla mesai yaptndan gece ge dnyor eve. Bir pazar gnleri evde. Evin btn yk annemin stnde olduundan o da toplantlara gidemez. Sana bir haber vereyim: Bizim harika birinci oldu. Ne dediimi anlamadn elbet. Bizim harika kim, biliyor musun? Kardeim Fato... Geen pazar alt harika yarmaya girdi. Daha dorusu, alt harikay, tokuturdular. Bana kalrsa, bizim harika birincilii ald. Benim iki amcam var; birinin iki, brnn de bir harikas var. Onlar bizdeydi: Babamla ayn fabrikada alan bir mhendisle, bir komumuz da bize gelmiti. Onlarn birer harikas var, evde alt harika topland. Byk amcamn bir huyu var, kimi grse, boyuna ocuklarn ver. Dediine gre, iki ocuu da harikadr. Bize her geliinde, iki harikasnn yeni yeni marifetlerini anlatr. -Geen gn bizim kk, ne yapt biliyor musunuz?

Vallahi, inanlr ey deil!.. diye balar. Akam i dn kapdan girince, ocuk koup terliklerini getirmitir, ya da bu trl biey yapmtr. Artk amcam anlatr da anlatr: -O yata ocuk, nasl akl ediyor, atm kaldm. Terliimi getiriyor efendim, terliimi... u zekaya bakn! Harika bir ocuk oldu kt. Byk amcamn, terlik getiriyor diye ap kald ocuk ka yanda, biliyor musun? Fato'tan bir ya byk, koca ocuk... Amcam her zamanki gibi harikasn gklere karnca, mhendis de altta kalmad: -imdiki ocuklarn hepsi yle... Benim kz daha yedisini bitirmedi, atr atr Franszca konuuyor. -Ne diyorsunuz!.. Harika!.. -Evet, harika!.. Franszcay iyice skt. -Benim kk, maallah, bynden de harika. Byk olan da harikadr ya... kisi birbirinden baskn. Bir akam eve geldim, annesi, -Koca olan oldu, artk ben baedemiyorum, dinlemiyor beni. Sokakta top, oynuyor. Gel diyorum, gelmiyor. unu sok ieri! dedi. ktm sokaa aramaya. Baktm, kanter iinde kalm. Gel dedim, gelmez. Yakalamak iin kotum arkasndan, ama benden hzl kouyor, yetiemem. Bacak kadar ama, yle bir kouyor ki, vallahi harika... Komumuz, -Benim kz da yle, maallah bir harika... derken, byk amcam yakalad frsat karmak istemediinden lafnz balla kestim diyerek, harikasn vmeye devam etti: -Sonra efendim... Bendeniz koarm, o kaar... Bitrl yakalayamyorum. Sonra efendim, -Gel ieri, sonra fena yaparm! diye arkasndan seslendim. Szde korkutacam. Dnd arkasna ne karyorsun, akla, u manta kuvvetli mantk, bulamaz... da, bana ne dese beenirsiniz? -Sen bana sen benim annem misin? demez mi! u bakn siz!.. Beni ald bir glme... Yani ne beyim!.. Byk bir insan dnse, bu laf

Byk amcam hem anlatyor, biyandan da oluna bakarak, keyifli keyifli glyordu. yle glyordu ki, karsndakiler de, nezaket olsun diye, glmek zorunda kalyorlard. Mhendis, amcama, -Maallah, sizinki de pek zekiymi canm!.. dedi. Amcam, -Yaaa, dedi, bizim evdeki iblmn bile biliyor bacaksz... Yeenimdir, ok severim: Benden bibuuk ya kk... Bana kalsa, yapt dpedz terbiyesizlik. Aznce laf yarda kesilen komumuz,

-Benim kz da imdiden, ressam, dedi. Yapt resimleri grseniz baylrsnz. Grenler parmak sryor. Vallahi harika... Annesi, -Gz dokunacak diye korkuyorum, dedi. Kk amcam da, -imdiki zamamn ocuklar da hep harika oluyor her ne hikmetse!.. diye balayp, kendi olunun ok gzel ark sylediini anlatmaya giriti. Babam, onlardan aa kalacak deil ya... -Bizim Fato da balerin olacak, dedi, imdiden yle bir, tvist midir nedir, ondan, yle bir oynuyor ki, alacak biey!.. Annem, -Ben kzm dansz yapmam! dedi. Babam, -Sen anlamazsn hanm, dedi, dansz baka, balerin baka... Bizimki balerin olacak... -Her ne olacaksa, onun bunun nnde soyunup oynamyacak m? stemem!.. Bu konumalar bana nasl geliyor; biliyor musun? Sanki birisi de kp yle diyecek: -Yavrum daha yirmi yana yeni bast. Geen gn annesininin memesini emerken, birden kaln bir sesle, baba artk beni evlendirin, diye konumaya balamaz m!.. atm, kaldm. O yata ocuk konuuyor canm! imdiki ocuklar da harika oluyor. Bign bir komu kadn; anneme, ocuunun bibuuk yanda yrmeye baladn, buna pek atn syleyince, iimden, -Bibuuk yanda ocuk yrmez de ne yapar, yoksa uacak myd? diye geirmitim. ocuk, ne bu, konuur ii, harika Mhendisin, Babas, yapsa harika oluyor. Konusa harika... ocuk elbet, havlayacak deil ya... Biraz sonra evin ocuklarn grltsnden tmarhaneye dnd. ortaokulun ikinci snfna giden Tark adnda bir olu var.

-Tark da kkken bir harika ocuktu ama, nedense sonradan biraz azald harikal... dedi. Kk amcam, -Ne gibi harikal vard? diye sordu. O anlatrken, ben ocuu inceliyordum; dayak sala olmu koca bir olan. Annesi kapdan, -Tark!. diye kere seslendi, drdnc sesleniinde olan pencereyi ap, sokaa,

-Haa? Ne var? diye barmaz m! Anababalar, harikalarn yarmas balasn, diye sabrszlanyorlard. Byk amcam dayanamad, be yandaki kzna, -Hadi, bir ark syle de, dinlesin teyzeler, amcalar... dedi. Kz, saa sola sallanp krtarak nazland: -I-h... -Hadi kzm, hadi canm... -Sylemem!.. Yengem, -Bizim ocuklarn mzie istidatlar var, dedi, ikiside piyano alar. Burda piyano olsayd, olum size darbuka alard. Amcam hemen dzeltti: -Darbuka deil hanm, darbuka deil!.. Mazurka.... -Darbuka, zarbuka, herneyse ite, ondan alard... Benim de eskiden algya ok merakm vard, olan bana ekmi. ark sylemek iin, kk kza yeniden stelemeye baladlar. -Bak, ama sonra sana cicilerini giydirmem. -Giydirmezsen giydirme!.. Kz krttka krtyordu. Amcam, -ark sylersen, sana ukulata veririm, deyince kz, -Hangisini syleyeyim? diye sordu. -Arabaya ta koydum imanm' syle... Amcam, kahve tepsisini tef gibi alarak tempo tutmaya balad. Yengem de parmaklarn aklatyordu. ocuun sesi vzldamaya balad. Kzn sesi kesilince yengem yardmna kouyor: o da arkya katlyordu. Yengemin barmasndan kzn sesi hi duyulmaz oldu. Beyolu'nun kzlar, imanm... Beyolu'nun kzlar mar eder, gz szer, imanm... ark bitince yeenim alkland. Yengem, mhendisin hanmna, -Souk ald da teyzesi, dedi, bugn sesi biraz ksk... -Aman efendim, ok gzel sesi var. Allah nazardan saklasn!.. Kk amcam da oluna,

-Hadi, sen de bir iir oku, dinleyelim... dedi. Olan, duvar dibine bzld. -Hadisene olum, hadi yavrum... Zorladka zorladlar. Sonunda amcamn kalar atld. -Okusana pikurusu! diye bard. Yeenim alamaya balad. Zavallnn salyas smne, sm gzyana kart. Alayarak, iini eke eke, iiri okumaya balad. Daha dorusu amcam, yengem, yeenim, birlikte okudular. Yeenim, bir kelime syleyip unuttuu iin duruyor, arkadan amcam, sonra yengem br kelimeleri sylyorlard. Yeenim -Kedim... kedim... kedim... Amcam -Eee? Sonra olum? Yeenim -Kedim... kedim... Yengem -Ne oldu bugn sana olum? Bir tutukluu var ocuun. Yeenim -Kedim... kedim... kedim... Amcam (Kzgn) -Ka tane kedin var ulan? Herkes glt. Yengem -ocuu bsbtn artma! Zaten bara bara aptala evirdin olan!... Yeenim -Kedim... Amcam -Daha... Yeenim -Daha st emer... st emer... st emer... Yengem -Miyav... Yeenim -Miyav... Amcam -Der... Yeenim -Der... Yengem -Yine... Yeenim -Yine ne ister... ne ister... Amcam -Benekli kedim... Ekmek yutamaz, San... san... san... Amcam -Sandan sonra? Yeenim -San tutamaz. Yengem -Aferin!..

Yeenim -Ne de yaramaz, benekli kedim... Yeenim de kurtulmutu, biz de... Ama amcam, memnun olmad iin, yeenime, -Eek! diye bard. Yengem, -Yabanclar yadrgad ocuk... dedi. Mhendisin hanm da, -Kalabalktan utand yavrucak... dedi. Biz onu alklarken yeenim de kolunun yeniyle gzyalarn silerek odadan kt. Komumuz, harika ressam olan kzna, -Resimlerini getirdin mi? Getirdinse gster amcalara... dedi. Kz, ban yukar kaldrd: -I-h... Annesi, -Burada boya varsa, imdi yapar... dedi. Babam, bana, -Ver olum boyalarn! dedi. Nasl canm skld, anlatamam... Vermesem, olmaz. Babamn ylbanda ald boya takmn verdim. ocuk, masaya kuruldu. nndeki kad boyamaya balad. Skntmdan, grmemek iin yanndan uzaklatm. Harikann biri, resim yapadursun, mhendis de su gibi Franszca konuan kzn ard. Mhendis Franszca biey syledi. Kz, -Vy... dedi. Babas syledike, kz da boyuna -Vy diyor. Bir seferinde kz yine, -Vy... deyince, babas, -Amma da vy, dedi, vy m ya? Kz, -No mu? dedi. No dersine mi geldik? -No ya, no diyeceksin. Sra imdi no'da. Ondan sonra kz, babas ne dese, -No- demeye balad. Btn dikkatimle, mhendisin ne dediini aklmda tutmaya alyordum. nk, bu olay sana yazmaya kararlydm. Ama sylediklerinden pekazn anlayabildim. Bunlar da daha nce, liseye giden bir aabeyden duymutum.

Mhendis, -Ferme la port... dedi. Bu sz zerine kz, -Vy... deyip gitti, annesini pt. Babas, -Ferme la port deyince, anne plmez, dedi, -Heze la mern dersem o zaman anneni peceksin. Annesi, -oouu artyorsun... dedi. Kz sordu: -Ferme la port... deyince ne yapacaktm? Annesi, -Pencereyi aacaksn... dedi. Mhendis, karsnn yanln dzeltti: -Sen sus canm... Senin dediin -Uvre la fnetr, -Ferme la port, kapy kapa, demek. Kadn, -Hi de deil ite, dedi, bize okulda yle retmilerdi. Mhendisle kars, kapy kapa, pencereyi a diye tartmaya giritiler. Kadn ensonunda, -Yalnz sen mi Franszca okudun, ben de okulda Franszca okudum. Kime istersen git sor, -ferme la port, pencereyi a demektir. -Ben yalnz okulda Franszca okumadm, Fransa'da da bulundum... -Ayol, birlikteydik ya... Hatta, bir maazadaki satc kzdan benim iin styen isteyecektin, bitrl syleyememitin de, iaretle anlatmtn, kz da yanl anlam, bana styen yerine, sana avc antas getirmiti... Mhendis, kalarn atp, -Hanm, hanm! dedi. Sen Fransa'y, Almanya'y hep birbirine kartrdn. O senin dediin Almanya'da olmutu. Ben Franszca konuurken, franszlarn bile az ak kalr... Karkoca arasndaki bu tartmay kesmek iin komumuz, masada resim yapan kk kzna, -Yaptn m kzm? diye sordu. Kz, -Yaptm... dedi.

Annesi bir lk att: -te tam yapm... Eyvaaah! Daha yeni giydirmitim, entarisini berbat etmi... Harika ressam, boyalara dalp km, palyaoya dnmt. Mhendis, resme bakp, -Maallah, dedi ok gzel yapmsn kzm. Harika ocuklar enok ven babamd. Sra, bizim Fato'un marifetine geldii iin, brleri de Fato'u vsnler diye byle yapyordu. Babam, -Benim kzm balerin olacak, dedi. Hadi kzm, bir tvist yap da grsn amcalar. Fato, keye skm, kmldamyordu. -Hadi benim kzm... Ba eik duran Fato'u coturmak iin babam kendisi tviste balad. Arkadan mhendis, mhendisin kars da tviste baladlar. El rpp, -Hadi, sen de kzm... diyorlard. Sulu sulu, bzlm duran Fato'u annem itince, kzn neden hi kmldamad anlald. Annem, -Aaaa! diye bard, ayol o yapacan yapm! Fato'u ykamak iin kucana alp dar kard. Babam, -Hi byle ey yapmazd ama, nasl yapt bilmem ki... dedi. Mhendisin kars, -oouktur efendim, yapar, hepsi yapar... dedi. -Skld da ondan herhalde... te bizim harikalar yarmas byle oldu. Bana sorarsan, harikalar yarmasnda kardeim Fato birincilii alm saylr. Konuklar gitmiti. Akam babama, -Bir kitapta okuyup defterime yazmm baba, bak ne doru deil mi? dedikten sonra, gerekten bir kitaptan defterime aktardm satrlar okudum: -Eein konumas, insann yk tamas normal deildir. Ama baz insanlar, eein konumasna had hayranlk duyarlar. Oysa eein yk tamas, insann da konumas doru olandr. Babam,

-Yani ne demek bu? dedi. -Yani, dedim, ocuk ocuk olursa normaldir, byk olursa deil... Babam, -Samalama! dedi. Bizim harikalar yarmas da, sizin okul aile toplantsndan daha az elenceli gemedi. Haberlerini bekler, iyi gnler dilerim kardeim. Ahmet TARBAY ::::::::::::: CANIM, CCM! Ankara, 3 ubat 1964 Ahmet, 30 Ocak tarihli mektubun iin ok teekkr ederim. Mektubun, okullarn ubat tatiline girdii gn gelmiti. Okurken yle gldm ki, gzlerimden ya geldi. Bizim evde, nce ablama harika ocuk diye bakmlar. Ama harikaln ablamdan ok uzak olduunu grnce de, bizimkilerde, ailemizde harika ocuk kaca umudu kalmam. Nedense, benim ve Metin iin byle bir umuda kaplmamlar. Ablamn harika ocuk sanld gnleri hatrlyorum. Ben o zaman daha okula bile gitmiyordum. Akamlar iinden dnnce babam, ona Franszca retmeye urard. Bir Franszca iiri ablam haftalarca ezberleyememiti. Yanlarnda oturup hep onlar dinlediim iin, o iiri kendiliimden ezberleyivermitim. Aradan yllar geti, iir hala ezberimdedir. -L berjer e son iyen Jem mon iyen n bon gardiyen Ki manj p, travay biyen.Ablam bilmem ama, duya duya aklmda kalm. Babam, bu Franszca iiri ablama ezberletmek iin o kadar ok tekrarlamt ki, yalnz ben deil, annem de, hatta hizmeti de ezberlemiti. Ablam bu iiri, sanki ince bieyler uyduruyormu gibi, ngr mngr bir sesle okuyordu: -iyen min biyen mon tiyen gibi bieyler sylerdi. Bign, babamn Avrupa'da okumu bir pedagog arkada demi ki: -Yabanc dil renmek ayr bir kabiliyettir. lle de Franszca reteceim, diye ocuu boyuna zorlama. Ben Paris'teyken, yllarca orada kalp da Franszca renemeyenleri grdm. Bunlar, hergn gidip sabahtan akama kadar oturduklar kahvelerde, garsonlara Trke retmilerdi. Baz insanlarn yabanc dil renme

kabiliyetleri yoktur ama, yabanclara kendi dillerini retme kabiliyetleri vardr. Belki senin kz da byledir... Her ocukta bir kabiliyet vardr, ama bu ruhunda gizli bir tohumdur. Bu tohumu kefedip filizlendirmeli, ocuun kabiliyetini ortaya karmal. Arkadann bu szleri zerine babam, ablamn ruhunda gizli kabiliyet tohumunu filizlendirmek iin, ona keman dersi aldrtmaya balad. Ama ablamn ruhunda gizli kabiliyet tohumu, keman dersiyle de filizlenmedi. Evde keman dersi veren kadn, -Maallah bu ocukta yle bir ses var ki, demi, benim kulam bile bozdu. Ona ders vermeye baladmdan beri, -Do- sesini -Si- sesinden, kap gcrtsn keman sesinden ayramaz oldum. Gerekten de ablam byledir. Mutfakta bir bardak krlsa, kap alnd diye amaya gider. lkokuldayken retmeni ablama, -Aman kzm, demi, arkadalarn mar sylerken sen sus, btn arkadalarn artyorsun. Sonra resme balattlar, o da olmad. Bale dersine gnderildi. Bale dersinin ablama ok byk yarar oldu. nk, evin iinde gezip dolarken ablam heryann oraya buraya arpar, bika kere derdi durup dururken. Kolunu, ayan, sanki bavul tarm gibi, masaya, sandalyeye arpard. Bale derslerinden sonra eskisi kadar arpmaz oldu. Annemle babam, ablamn ruhunda gizli tohumu filizlendirmek iin o kadar ok uratlar ki, sonunda yorulup, -Kabiliyeti sonradan fkrsn. Hele, imdilik okulda okusun bakalm... dediler. Ablam, dzenli olarak her snf iki ylda bir geerek, lisenin ikinci snfnda bu dzeni de bozup, iki yl stste snfta kalnca belge ald ve okulu brakt. O zaman annem, -Demek, kzn ev kadnlna kabiliyeti var... dedi. nk, kala kala denenmemi bir ev kadnl kalmt. Ama bu deneme ok uzun srmedi. Annem, ablamn mutfaa girmesini kesinlikle yasaklad. nk ablam be dakika mutfaa girse, elini hibieye srmeden ayakta dursa, ondan sonra hikimse mutfakta arad eyi yerinde bulamyordu. Koskoca tencereler ortadan kayboluyor, gnler sonra en olmayacak biyerden kveriyordu. Ablam, bir uzmana gstermiler. Uzman, -ocuun, ruhundaki gizli kabiliyeti bulacaz diye, perian etmisiniz. Yazktr. Brakn ocuu kendi haline... demi. te ondan sonra ablamn yakasn braktlar. Ablam biraz kendine geldi. Ama olan benimle Metin'e oldu. Ablamn gizli kabiliyetini bulmak iin uramaktan annemle babam o kadar yorulmu, umutsuzlua dmlerdi ki, bizimle uramaya gleri kalmamt. Oysa bana deil ama Metin'e, ablama gstermi olduklar zeni gstermi olsalard, Metin gerekten kabiliyetini gelitirebilirdi. nk Metin'in makinelere byk ilgisi vardr. Bu ilgisi

yznden, evdeki radyoyu, amar makinesini, babamn tra makinesini, ddkl tencereyi, pikab, sesalma makinesini, fotoraf makinesini, diki makinesini, saatleri, gaz sobasn filan hep bozmutur. Duvar saatinin iinden bir ark karp ddkl tencereye, diki makinesinin bir vidasn, radyoya yerletirmeye pek merakldr. Kardeimin bu kabiliyetine babam -kabiliyetsizlik diyor. Oysa Metin, btn bunlar bir makine icat etmek iin yapmaktadr. Babamn snf arkada bir komumuzun da Nurten adnda harika bir yavrusu var. Bu kk kzn bir harika olduundan hi phe yok. nk Nurten, bizim btn ailenin bir nde yediinden daha ok yemek yiyor. Sonra da annesi, -Yine itah kesildi yavrumun bugnlerde... diyerek, kza, itah alsn diye uruplar, vitaminler, balkya veriyor. Bldk bldk bir kz, imanlktan zor yryor. Bacaklar lp lp. Babas da pufbrei bir adam, sanki pufbrei canlanm da yryor. Annesiyle babas, gece biyere gidecek olurlarsa, Nurten'i bize brakyorlar. Bizimkiler de sinemaya gittikleri gece; Metin'i evde yalnz brakmak istemiyorlar. nk Metin, ya radyoyu kartryor; yada salam olan buzdolabn onarmaya kalkp bozuyor. Metin'in bu makine merakn ben nleyemiyorum. -Ddkl tencereye saat takacam da yemein ne kadar zamanda pitiini gstersin diye tutturuyor. Baedemiyorum. Onun iin, annemle babam ablam da alp sinemaya giderlerse, Metin'le ben, Nurten'lerin evinde kalyoruz. Geenlerde bir gece yine onlarn evindeydik. Biz ocuklar bir odadaydk. Metin'le Nurten'e kitaptan masal okuyordum. Nurten, su imek iin dar kmt. Dnnde, -ocuklar, ocuklar, dedi, annemle babam kavga ediyorlar. Hadi gelin seyredelim. -Nerden anladn kavga ettiklerini? -Su imek iin ktm da... Salondan geiyordum. Annem beni grnce, babama canm, ekerim... demeye balad. Babam da ona, -Ruhum, bitanem diyordu: Ne zaman kavga ederlerken birden zerlerine gitsem, terbiyem bozulmasn, diye birbirlerine ite byle -canm, cierim derler. Oysa kavga etmedikleri zaman, birbirlerine adlaryla seslenirler. Hadi gelin, seyredelim... -Biz artk eve gidelim, nerdeyse sinemadan dnerler... dedim. Gideceimizi haber vermek iin salona getiimiz zaman, gln bir durumla karlatk. Byle biey greceimizi bilsem, yanlarna gitmezdim elbet. Ama girmi bulundum, geri dnemiyordum. Yerde bir vazo paramparayd. Nurten'in annesinin salar dalm, babasnn da yz trmk iindeydi. Babas, -Sevgilim, vazoyu kaldr ortadan... deyince, annesi de, -Nurten mi geldi? diye ban evirince bizi grd. Sonra kzna, -Ben sana kapy vurmadan girme demiyor muyum katr? dedi.

Kocasna, -ekerim, kahve yapaym m? diye sordu. Adam, -Yap bitanem, yap ekerim... Orta ekerli olsun hayatm... dedi. Kadnn terlii, koltukta kocasnn yanndayd. Nurten, -Zeynep ablalar gidiyor anne... dedi. Ban tutan Nurten'in babas, acdan yzn buruturarak, -Nasl da ayam kayd, hi anlayamadm... dedi. Evimize geldik. Metin yatp uyudu. Ben de sana bu mektubu yazyorum. te, babamn ksrn duydum. Sinemadan dndler. Yine grmek zere... Hoakal Ahmet... Zeynep YALKIR ::::::::::::: MSAFRN YANINDA stanbul, 10 ubat 1964 Sevgili arkadam Zeynep, Komunuzda geen olay anlatan mektubunu okuyunca, odal kk bir evde oturduumuza sevindim, nk neler olduunu duyarz, grrz. Buyzden komunuzda geen glnlkler olmaz bizde. Ama yine de canskc olaylar geiyor evimizde arasra. Geen pazar, ite byle canskc bir gnd. Babam, alt fabrikann sahibinin pazar gn bizim eve le yemeine geleceini sylemiti. Ben buna hibir anlam veremedim. nk babam, patronunu hi sevmez. Her frsatta onu ktler: Patronunu anlatrken yz kpkrmz olur; yle kt szler syler ki onun iin... Anneme, -Ne ii varm o adamn evimizde sanki?.. dedim. -O nasl sz, dedi, koca bir patron... -Ama babam onu hi sevmiyor... -O baban seviyor. -Neden? -Baban, fabrikada sendika temsilcisi oldu ya... Babamn bir ay nce, sendika temsilcisi seildiini biliyordum. Demek patron bunun iin bizim eve geliyordu.

Babamdan boyuna ktlklerini duyduum patronu hi grmediim iin merak ediyordum. Dev gibi, canavar gibi bir yaratk olmalyd. Patron gelecek diye bizim evde olaanst bir hazrlktr balad. inden dndkten sonra bir akam babam, oturma odasnn duvarlarn badana ederken biyandan da, durmadan patronuna syleniyordu. -Patron gelecek diye neden duvarlar badana ediyorsun baba? dedim. Babam, -Patron mu? dedi, badana frasn hrsla kire tenekesine daldrdktan sonra ekledi: -Sanki ben o gelecek diye mi badana ediyorum... Duvarlar kirlenmi, grmyor musun? Annem, komularmzdan bardak, tabak, sofra rts gibi eyler ald. Bign nceden mutfaa girip ziyafet yemekleri yapmaya balad. O pazar, babam ak erkenden kalkt; oysa pazarlar yataktan ge kalkard. -Misafir bu kadar erken mi gelecek baba? dedim. -Ben onun iin mi kalktm canm!.. dedi. Kahvaltdan sonra, pencere nne oturup, patronu beklemeye balad. Aradabir, canskntsyla evin iinde dolanp, -Nerde kald bu herif! diye baryordu. Annem yemek masasn kurmutu. Bir mutfaa gidiyor, bir ieri geliyor, eksik biey kalp kalmadna bakyordu. Babam, odann iinde gezinerek patronuna sylenip dururken, bizim sokak kaps nnde bir klakson alnca, byk bir telaa kaplp, -Koun!.. Geldi galiba... An kapy, haydi! Ne duruyorsunuz? diye bize barrken, kendisi de yolu gren pencereden yar beline kadar eilip dar bakt. Babamn telandan panie kaplm olan annem, oktan gidip sokak kapsn amt. Ama kimse yoktu. ki gndenberi annem, misafirin yannda nasl davranlaca zerine, Fato'a ders veriyordu. Bu derslerini, ben yanlarndayken veriyordu ki, ben de iitmi olaym. Yeni elbisesini giymi olan Fato'u yine almt nne, ona her zamanki szlerini tekrarlarken, dinliyor muyum, diye, yangzle de bana bakyordu. -Aman kzm, aman benim cici kzm, sakn misafirin yannda terbiyesizlik yapma, emi? Misafirin yannda el aza sokulmaz. Misafirin yannda yere den biey yerden alnp yenmez. Unutma bunlar sakn... Misafirin yannda, ksrrken, elinle azn kapatacaksn. Sakn misafirin yannda ekmei aznla koparma, ok ayptr. Ekmek dilimini elinle koparrsn... Olur mu canm? Sonra, misafirin yannda -Ha? denilmez, ok ayptr. Birimiz sana seslenirsek, sakn ha, -Ha? deme!..

Fato sordu: -Misafirin yannda ne diyeceim yleyse? -Misafirin yannda -Ha denilmez, -Efendim denilir... Dinleyip ders alyor muyum diye arada bana da bakyordu ama, bununla da yetinmeyip bana dnd: -Olum, misafirin yannda her sze -Efendimle bala, szn yine -Efendim,le bitir, dedi. Pencereden, patronun yolunu gzleyen babam da, patronu iin sylenmedik sz brakmyordu. Birden babam, -te geldi! diye barp kapya kotu. Ben pencereye gidip dar baktm. Bizim kap nnde, prlprl krmz renkli bir araba duruyordu. Babamn grltl sesini duyuyordum: -Vay efendim... Gzlerimiz yollarda kald. Buyrun, buyursunlar efendim... Ho geldiniz, safa geldiniz, safalar getirdiniz... Yanlarna gittim. Babam, patronun paltosunu askya ast. Hi de yle benim sandm gibi, ne dev, ne de canavard. Ufack tefecik, gle bir adam... Babamn byle bir adama niin kzdn, sonra bu kadar kzd adam da niin bu kadar gnlden karladn anlayamadm. Fato, patronun elini pt, ben sktm. Babam, -psene olum beyamcann elini... dedi. Ben de pmek zorunda kaldm. Babamla konumaya baladlar. Biraz sonra annem, -Yemee buyurunuz efendim... dedi. Patron, -Zahmet ettiniz, ben yemee kalmayacam... dedi. Bak, imdi u uygunsuzlua; annem ka gndr patronu arlayacam diye rpnd durdu, o da imdi yemee kalmayacakm. Ama babam, nerdeyse zorlayarak, elinden, dirseinden tutup patronunu sofraya oturttu. Babamla annemin tela bana da gemiti. Babam, -Su koy bardaklara... dedi. te o telala, patronun bardana srahiden su koyarken, sular tat bardaktan. Babam, -Koca olan oldun, bir su koyamyorsun... diyerek, peetesiyle masa stndeki sular silmek istedi, ama peeteyi ekerken, stndeki salata taban devirdi.

Annem, -Ah, ok affedersiniz, stnze mi dkld? diye patrona sorarken, Fato her zamanki gibi, tabandaki orbay dkt. Annem, Fato'u azarlad. Fato da, -Anne, sen arptn kolunla... diye alamaya balad. Sinirlenen babam, -Ben sana, ocuklar ayr yedir demitim... dedi. Annem, -Sus, misafirin yannda alanmaz... diye Fato'a fsldad ama, bunu hepimiz duyduk. Fato, misafirin yannda alanmayaca iin sustu ama, bir zaman iini ekti durdu. Annem, misafirin tabana et koyuyordu. Misafir kolaylk olsun diye taban anneme uzatmt, ama ba babama dnkt. Annem, misafirin tabana ikinci kepeyi tam boaltrken, ba babama dnk olan misafir aniden taban ekti. Annem de datma kandaki eti tatl tabana boaltverdi. Annem, -Aaa, ne yaptm!.. dedi. Hepimizin aknlndan sofra allakbullak olmutu, Babam, yemeine tuzluk diye biberlii silkeliyordu. Farkna varnca, -Tuzluk ne cehennemin dibinde? diye bard. Annem, tuzluk diye babama, hardal kabn uzatt. Ben daha nce davranp babama tuzluu verdim. Babam hzla tuzluu silkeledi, ama tuzluun kapa dnce tuzluktaki btn tuzlar yemeine dkld. Bsbtn akna dnen annem, ne diyeceini armt. te bu aknlkla, hi yeri yokken birdenbire misafire, -Naslsnz efendim? deyiverdi. Anlayamayan patron, -Efendim? diye sordu. Annem, -Yemek nasl olmu, beendiniz mi efendim? dedi. Patron, -Elinize salk, pek gzel olmu... dedi. Bu srada Fato,

-Anne, boazmda kald... dedi. Annem, bir eliyle Fato'un srtna vuruyor, bir yandan da su iirmeye alyordu. Babam, daha nce bize, ba sa elimizde, atal sol elimizde tutmamz sylemiti. Denemeye ok altm ama beceremedim; sol elimdeki atalla azmn yerini bitrl bulamyordum. Vazgetim, atal sa elime aldm her zamanki gibi. Babam, tabandaki eti, sa elindeki bak, sol elindeki atalla blmeye alrken, etin kemii tabaktan frlayp portakallarn stne dt. Yine enaz falso yapan bendim. Sofradan kalknca, bu belay da atlattmz iin bir oh ektim. Misafir, yemek stne kahvesini ierken, -Kanc snftasn yavrum? diye bana sordu. -Efendim, beinci snftaym efendim... dedim. Bu -efendimli cevabm beendiler mi, diye, annemle babamn yzlerine baktm; ikisi de glmsyordu. -Ka yandasn? -Efendim onbir efendim... -Byynce ne olacaksn bakalm? -Efendim, yazar, efendim. -Aferin... Sustum. Annem dudaklarn bze bze bana bieyler anlatmaya alyordu. Teekkr etmemi fsldadn anladm. O srada patron, babamla konuuyordu. Ben, -Efendim, teekkr ederim efendim... dedim. Bu ge kalm teekkrn ne demek olduunu anlamad iin, misafir biraz duralyarak, -Biey deil, dedi. Kardeimin bir harika ocuk olduunu, sana eski mektuplarmdan birinde yazmtm. Fato, o gn de harikaln gsterdi. Annem, sofray toplarken, masadan bir muz yere dmt. Yerden muzu alan Fato, -Yere den ey misafirin yannda yenmez deil mi anne, misafir gittikten sonra yerim... diyerek muzu masann stne koydu. Babam, Fato'un szleri duyulmasn diye mi, yoksa krd potu ona anlatmak iin mi, her nedense st ste ksrd. Fato hemen, -Baba, misafirin yannda el aza kapanmadan ksrlmez ki! dedi. Babam, glmsemeye alarak,

-Ha? Ne dedin Fato? diye sordu. Fato, -Misafirin yannda ha denilmez, baba!.. dedi. Biraz sonra da misafir kalkt, gidiyordu. Babamla annem onu kap dna kadar uurladlar, arabasna bindirdiler. Araba gittikten sonra ieri girdiler. Babam, -Tuh, rezil ettiniz bizi! dedi. Annem de, -Ben size byle mi sylemitim? dedi. Fato, -Misafirin yannda azmla ekmek koparmadm ki... dedi. Bu tatszlk btn gn srd. Zeynep, sana bu mektubumla birlikte, bir resim gnderiyorum. Snf arkadalaryla ektirdiimiz resim... Resimde, sen burdan ayrldktan sonra gelen yeni retmenimizi de greceksin. Gzel gnler, baarlar dilerim. Ahmet TARBAY ::::::::::::: NE AYIP EY! Ankara, 16 ubat 1964 Sevgili arkadam Ahmet, Gnderdiin resme ne kadar sevindiimi anlatamam. Hemen btn eski snf arkadalarm resimde varsnz. Senin yannda duran Mine olacak, ama pekaz grnyor. Hseyin, onu iyice kapam. Yaar da galiba Cengiz'in srtna km. Nee, yine en ne gemi, her zamanki gibi... Bu resmi gndermekle, bilsen beni yle sevindirdin ki... Yalnz, resimde Demir'i seemedim, o yok herhalde. retmeniniz yalca galiba. Ben de sana kardeimle birlikte ekilmi bir resmimizi gnderiyorum. Bir komu ocuu kendi makinesiyle ekti. Bu hafta bama neler geldi, bir bilsen... Durup dururken, adm kopyacya kt. Pek de durup dururken deil ya... retmenimizin en kzd ey kopyaclk. Sksk bize kopyacln ktln anlatr, -Kopya yapmak alkan arkadanzn hakkn almaktr, der; -Kopya yapmak bir zeka ii deil, kurnazlktr der. Bu konuda babam da ayn dncededir. O da, -ok ayp, ok kt eydir kopyaclk; insann bakasn deil, kendikendisini kandrmasdr, der.

Babamla, komularmz olan snf arkada bir araya geldi mi, hep okul anlarn tekrarlarlar. Bykbabamn da bizde olduu bir gece, babamn arkadalar da gelmiti. Yine okul anlarndan sz atlar. Nurten adndaki iman kzn babas, -Hatrlyor musunuz; dedi, hani matematiki Kelto Sabri Bey'in eteine, imtihanda kopya inelemitik de... Nurten'in annesi: -Nasl oldu, anlatsana!.. dedi. -Allah rahmet eylesin, Kelto dediimiz Sabri Bey, lisede cebir retmenimizdi. mtihanlarda ocuklara gz atrmamakla vnr, -Kendine gvenen kopya yapsn da greyim! diye, meydan okurdu. Bizim de dmz kopard ondan. Sorular imtihan katlarna yazdrd m; dersanede ordan oraya srar dururdu. Arkadalardan birisi... Babam, -Marsk Necdet, deil mi? dedi. -Evet, Marsk Necdet, imdi bykelidir! Sabri'nin ceketinin eteine, problemlerin zmn yazd kad inelemi. ocuklar, Sabri Bey'in ceket arkasna ineli kada bakp bakp yazyorlar. Yalnz Sabri Bey; bir yerde durmad, boyuna srad iin, kopya kadna bakp cevabn hepsini yazmak zor oluyor. ocuklardan biri hocay bieyler sorup lafa tutuyor, br de kopya ekiyor. Ben bitrl kopya ekemedim. Sanki kopya ekiyormuum gibi yapp, Sabri Bey'i phelendirdim. O da kopya ekmiyeyim diye nme gelip, srtn srama dayamt. Oh, baktm, baktm yazdm. Cevaplar yazan dersaneden kt. erde son kalanlar da paydos ziliyle, katlarn verip ktlar. te o zaman aklmz bamza gelmiti. neli kopya kadn, Sabri Bey'in ceket eteinden karmay unutmutuk. mtihan katlarn toplayan Sabri Bey, eteinde ineli kopya kadn savura savura, retmenler odasna girmi. Kimin bu ii yapt anlalmam. Sabri Bey, ok yumuak bir retmenmi. ok yalvarp yakarmlar da, hepsini affedip, yenibatan imtihan yapm. Babamn baka bir snf arkada, -Ya Kasap Osman'a yaptklarmz? dedi. Kasap Osman dedikleri tarih retmenlerine yaptklarn anlatyorlar. Bu retmen de, imtihanda hep krsde otururmu, ama gzleri projektr gibi, rencilerinin stndeymi. O imtihanda, n srada oturanlarn hibiri iyi not alamam. Ama, br ocuklarn hepsi de iyi not almlar. nk, her ocuk, nndeki srada oturan arkadann srtna tarih kitabn dayayp retmenin gz nnde kopya ekmi. Arkadalarndan geri kalmayan babam, -Siz asl, sfrc Hafiz'in imtihannda olanlar hatrlyor musunuz? dedi. -Hani u sinekli kopyay m? Kim hatrlamaz onu...

Sfrc Hafiz dedikleri kimya retmenlerinin gz, bir metre ilerisini bile zor seermi. Numaras da ok ktm. mtihana girmeden nce, ocuklardan biri, beon tane iri sinek yakalam, kibrit kutusuna koymu. mtihan balam. Sorularn cevaplarn, incecik katlara yazp, bu katlar da, sineklerin ayaklarna ince iplikle balamlar, sonra sinekleri salvermiler. Ayaklarnda arlk olduundan sinekler uamyor, bir yerden kalkp hemen baka yere konuyorlarm. Bylece herkes kopya yapabiliyor. nk ayanda arlk olan sinei yakalamak kolay. Kattan kopyay eken, sinei salveriyormu. Birden kap alp da mdr ieri girince, ayanda iplik bulunan sineklerden biri, tam mdrn gzleri nnde iki tur attktan sonra pike yapp, mdrn plak bana konmu. Metin, -Size ne yaptlar baba? diye sordu. Babam, -Az kald, bir arkadamz okuldan kovuyorlard, zor kurtuldu... dedi. Nurten'in babas -imdi profesrdr o arkadamz... dedi. Babamn bir arkada, bykbabama, -Beyefendi, siz de kopya yapm mydnz okuldayken? diye sordu. Bykbabam, -Okul hayatnda hangi ocuk kopya yapmamtr ki... dedi. Anlatmaya balad. Kimya'dan er er szl imtihana giriyorlarm. Bykbabam, iki arkadayla imtihan odasna girmi, arkadaym. nceki arkada, snfn en tembeliymi. retmen ne sorduysa, sesini karmadan, boynunu bkp durmu. Kimya retmeni kzm, -Hi mi biey bilmiyorsun olum? dedikten sonra, bir soru diye masadaki srahiyi gsterip. -Bunun iinde ne var? diye sormu. nceki dilsizmi gibi yine susunca, arkasndaki ocuk, -At, at... at biey, diye fsldam. -Ne var srahide olum? ocuk, -At var, efendim... demi. O gece anlatlanlardan yle meraka dmtmki... Ertesi gn retmenimiz, okul bahesinde bizimle voleybol oynam, sonra hep birlikte ayra oturmutuk. Otururken, bir frsatn getirip sordum: -retmenim, siz hi kopya yaptnz m? Birden, sanki bo bulunmu gibi,

-Yaptm... dedi, sonra ekledi: -Ama btn snf yapmt. mtihan kadn abuk yazp veren bir alkan arkadamz, sorularn cevaplarn byk bir kartona yazm, kartonu da uzun bir sra balayp, bahe penceresine uzatmt. Biz de pencereye bakp kopya yapmtk. Ertesi gn, Aile Bilgisi dersinden yoklama yapyordu retmenimiz. Samda Trkan oturuyor, Solumdaki srada da Murat var. Ben sana bu Murat' eski mektuplarmdan birinde anlatmtm. Hani retmen -Kalk Murat! dedii zaman, -Ben mi?, -Bana m? diye sorup duran ocuk. Murat, bizim snfta geen yldan kalma, arkadalar ortaokuldalar. Tembel deil, ama kafasna ders girmiyor. Ama iyi bir ocuk... Trkan da o gn nedense ders almam. kisi de kopya vermem iin yalvardlar. -Yazl kopya veremem ocuklar, ama belki fsldarm... dedim. retmenimiz, sorular yazdrd: -ocuu hastalktan korumak iin ne yapmaldr? -Balca ocuk hastalklarndan korunmak iin ne yapmaldr? -Oyunu ve oyuncaklarn yararn anlatnz! -Dayak insan terbiye eder mi? Daha bir akam nce ve o sabah bu derslere altm iin, bu blmlerin, kitabn hangi sayfasnda olduunu biliyordum. Aile Bilgisi kitab, Trkan'n nnde duruyordu. Hem Trkan'a, hem Murat'a, -Kitabn ellinci sayfasn an... Elli, ellibir, elliikinci sayfalar diye fsldadm. Ben cevaplar yazmaya baladm. Solumdaki Murat, -Sen beni kandryorsun? dedi. -Neden? diye fsldadm. -Ellinci sayfada kala kemii var. -br sayfalar a! -Atm... Kaslar var, sonra krk var... Bir de, sra altnda gizledii kitaba baktm ki, elinde Aile Bilgisi kitab diye, Tabiat Bilgisi kitab var. -O kitap deil, Aile Bilgisi kitabn a! diye fsldadm. Murat, at Aile Bilgisi kitabn, kitaba bakarak harl harl yazmaya balad. Trkan'la Murat, benden nce katlarn verip ktlar. Onlardan sonra ben de ktm. Murat darda bana,

-Benim kitapta ellinci sayfa yoktu, dedi. -Nasl olmaz? Vardr, dedim. -Vallahi yok!.. dedi. Krksekizinci sayfadan altmbeinci sayfaya atlyor. Gitti, kitabn getirdi. Bir de baktm, kitabnda, retmenin sorduu sorularn bulunduu drdnc forma yok. Buna karlk, otuznc sayfadan krksekizinci sayfaya kadar olan forma iki kere girmi kitaba. Ciltlenirken yanllk olmu. -Peki, ne yaptn Murat? dedim. -Krksekizinci sayfadan sonraki sayfada ne varsa, onlar kopya ettim. retmenimiz, yazl yoklamada aldmz numaralar okuyordu. Trkan da, ben de pekiyi almtk. -imdi size, arkadanz Murat'n yazd cevaplar okuyorum, iyi dinleyin! dedi. Birinci soru: -ocuu hastalktan korumak iin ne yapmaldr? imdi de Murat'n cevabn okuyorum: -Daha ok dayanmalar, temiz ve gzel durmalar iin, onlar temiz tutmak, kirlendikleri zaman temizlemek ve sksk tlemek lazmdr. Snfta bir kahkaha koptu. retmenimiz, -Susun! diye bardktan sonra, imdi de ikinci soruyu okuyorum, dedi: -Balca ocuk hastalklarndan korunmak iin ne yapmaldr? Murat'n cevab: -Sksk fralamal. Tozlar temizledikten sonra askya geirilip yerlerine asmaldr. Mevsimi geince de, bohaya koyup sandklarda saklanr. ok kirlenmise bol scak su ve sabunla ykayp iplere veya tellere aslarak kurutulmal. ocuklar glmekten sralarn altlarna yuvarlanyorlard. Arkadalarmzn, alaylarndan, glmelerinden ok utanan Murat, alaya alaya kalkt, -Ama retmenim, ben onlar kitaptan, kitaba bakarak yazdm, dedi. retmenimiz, -Anladm, kopya ekmisin, dedi, ama -ocuk bakmm yerine -Elbise korunmasn yazmsn. -Bana Zeynep yle syledi retmenim. retmen bana bakp, -Yaa, dedi, hem kopya veriyorsun, hem de yanl kopya veriyorsun... Artk inkar edilecek yan kalmamt olayn. -Yanl kopya vermedim retmenim, dedim, ben yalnz sorularn kitabn hangi sayfasnda olduunu syledim. retmen, Murat'n kitabn alp baknca, yanlln nerden geldii anlald. Ama retmenimiz, -Bu durumu annene bildirmek zorundaym, dedi.

Annemi okula arp suumu bildirdiler. O akam evde, annem de, babam da bana sylemediklerini brakmadlar. Babam, -ok ayp kzm, ok... dedi. yi ki, o gece bykbabam bizdeydi de, -Brakn kz canm, diye sertledi onlara, ne olmu yani? Kendisi kopya yapmam ya, bakasna vermi... Annem, -kisi de ayn ey deil mi? dedi. -Hadi hadi... Hanginiz kopya yapmadnz? Metin, -Ama onlar yakalanmamlar... dedi. Ne yapaym, oldu bir kere... Ama ok canm skld. Enok canm skan da Metin. kidebir -Ne ayp ey, ne ayp ey... nsan, hi kopya yapar da yakalanr m? Ne ayp ey! diye benimle alay ediyor. Mektuplarn, haberlerini drt gzle bekliyorum. Bana uzun uzun yaz, olur mu? Hoa kal. yi gnler, baarlar dilerim. Zeynep YALKIR ::::::::::::: EVN HANG HAL? stanbul, 26 ubat 1964 Karde'im Zeynep, 12 ubat tarihli mektubun ve gnderdiin resmin iin ok teekkr ederim. Anlattn olaydan tr duyduun zntye katlyorum. Sen, arkadana iyilik yapmak istemisin, sulu duruma dmsn. Arkadan Murat'a hem acdm, hem kzdm. Bizim Hseyin var ya, o da sizin snftaki Murat'a benzer bir yanllk yaparak, hepimizi glmekten krd geirdi. Ama Hseyin, bakasn sulamad. Bilirsin, ok iyi arkadatr. Sana bir mektubumda, onun bir fedakarln, kendini aatan itip dren arkadan ele vermediini yazmtm. Sen stanbul'dayken, Hseyin'lerin evine gitmi miydin? Kck bir gecekonduda oturuyorlar. Evlerini bilmesen bile, yoksul bir ocuk olduunu bilirsin. Arasra onlara gittiim iin, onlarn ev durumunu bilirim. ki kk odada, yedi kii yayorlar. Belki bu skklk, belki az kazan yznden

evlerinde dirlik olmuyor. Yakn arkadam olduu iin Hseyin, evlerindeki geimsizlikten bana yaknr, dert yanar. Onun zntlerini paylarm. Baz sabahlar, okula gzkapaklar i ve gzleri kzarm gelince, onun evinde aladn anlarm. Genellikle pek yz glmez Hseyin'in, ama ask suratl da deildir. Geenlerde bir sabah, yine gzleri i i gelmiti. Alam olduunu kimse anlamasn diye de, bakalaryla konumad, srasna oturdu. Kendisiyle konumaya kalmadan da derse girdik. O gn Trke dersinde retmenimiz, -smin Hallerini anlatyordu. -smin ka trl hali vardr? Cevap veriyorduk: -i hali, e hali, de hali, den hali, yaln hali. retmenimiz bunlar anlattktan sonra, Demir'e Altn Pencereli Ev adl bir hikaye okuttu. Belki de bu hikayeyi biliyorsun. Hani, ormanda bir kk evde yoksul bir aile yayormu. Bu evin bir kz varm. Onlarn evinin uzanda da baka bir ev grnrm. Akam zerleri, bu evin pencereleri sapsar, prlprl yanarm. Kk kz, altn pencereli bu evi ok merak etmi. Oraya gitmek iin bign yola km, gitmi, gitmi, evi bulmu ama, gece de olmu. Orda uyumu, geceyi geirmi. Bir de uyanp, bakm ki, kendi evleri karda, pencereleri de altn gibi prl prl ldyor. Altn pencereli evin karda, kendi evleri olduunu anlaynca am. O zaman, pencere camlarn, gne nlar yansmasnn altna evirdiini anlam. Demir, bu hikayeyi okuduktan sonra, retmenimiz, -Bundan alnacak ders nedir? dedi. Kendi sorusunu yine kendisi cevaplandrd: -nsanlar, iinde bulunduklar durumdan memnun olmaldr. ok zaman, bu hikayedeki kk kz gibi, iinde bulunduumuz mutluluu bilemeyiz. Ancak ondan uzaklanca, mutluluk iinde yaadmz anlarz. Demek ki, yine en iyi ev, bizim kendi evimizdir. Byle syledikten sonra, deminki hikayeden, iinde ev kelimesi bulunan bir cmleyi okuduktan sonra, -Hseyin, sen syle, dedi, ev ne halde? Arka srada oturan, kendi zntleri iinde, herhalde retmeni hi dinlemiyordu ki, sklm pklm ayaa kalkt, sesini karmad. retmen sorusunu tekrarlad: -Ev ne halde, Hseyin? retmen, ona kendi evlerini soruyor sanp, Hseyin fsldar gibi, -yi deil, retmenim, dedi. retmen ard: -Ben sana ev'in halini soruyorum. Ev hangi halde? Bu kadar arkadan iinde, evinin hangi halde bulunduunu anlatmak istemeyen Hseyin, alamakl, atallaan bir sesle,

-Evin hali... yi deil efendim... dedi. retmen, -Evin hangi hali iyi deil? dedi. -Hibir zaman iyi deil ama, bugnk hali daha da kt... dedi. Hseyin'in ne demek istediini yalnz ben anlamtm. Arkadalar, onun szlerinden biey anlamadklarndan glyorlard. -Neden iyi deil? diye sordu. Hseyin, -nk... dedi; sesi titriyordu, szn zor tamamlayabildi: -Evsahibi, bizi evden karmak istiyor, kiray veremiyoruz diye... Snfta bir kahkaha kopunca, Hseyin srasna oturdu, ban ellerinin arasna ald. retmenimiz, o cmleyi okudu: -Kk kz karda altn pencereli evi grnce... -Sen syle Demir, ev'in hangi hali? Burada ev hangi halde? Demir, - hali retmenim... dedi. retmen, yine Hseyin'e sordu: -Ev'in hangi haliymi? Hseyin, yine konuyu anlayamad iin, -yi haliymi... dedi. halini, iyi hali diye duymutu. Snfta bir kahkaha daha koptu. retmen, -Ev'in ka trl hali var Hseyin? -yi hali var... Bir de iyi olmayan hali var... Hseyin'in evinde, hibir zaman evin iyi hali olmadn ben biliyordum. retmenimiz, Hseyin'in ne demek istediini ge anlad iin, konuyu deitirip, -Yine de en iyi ev, iinde yaadmz kendi evimizdir, evimizin deerini bilmeliyiz... diye anlatmasn srdrd. Akam okul dn, Hseyin'i birazck avutmaya altm. Ankara'da havalar nasl? Burda ok souk var. Dn biraz kar da yad ama, yerler kar tutmad. Bizim evin hali iyi ama, benim yattm odann hali

iyi deil. Salondaki soba, yattm oday iyice stmyor. Sizin evin hali nasl? Mektuplarn bekliyorum Zeynep. Seni unutmayan arkadan Ahmet TARBAY :::::::::::::: NE YALAN UYDURSAM! Ankara, 16 Mart 1964 Ahmet, 26 ubat tarihli mektubuna cevap vermekte geciktiim iin zr dilerim. 23 Nisan msameresine hazrlanyoruz. Bana da msamere iin ok i dt. Biyandan msamere hazrl, biyandan dersler yznden mektup yazmaya vakit bulamadm. Ama, Hseyin'e mektup yazmtm. Geen mektubunda Hseyin iin yazdklarna yle zldm ki, senin yazdklarndan hi szetmeden, gnl alc bir mektup yazmtm ona. Sana mektup yazamadm gnlerde ok ilgin olaylar geti. Ben yalnz birini anlatacam sana. Bu olay, Metin'in bandan geti. Metin arada srada babama yalan sylyor. Babam, yalann yakalaynca, Metin'e ok kzyor. nne alp tlere balyor: -Olum, hereyi yap, yalnz yalan syleme! nk, dnyada enok douran ey yalandr. nsan bir kck yalan syledi mi, o yalann gizlemek iin biraz daha byk yalan sylemek zorunda kalr. Sonra o yalan ortaya kmasn diye daha byk yalan syler. Her yalan, daha ok, daha byk yalan dourur. Onun iin yalan syleme! Babam byle syler ama, Metin'i de yalan sylemeye zorlar. nk Metin, su bile denilmeyecek bir kck yanl yapsa, babam onu azarlyor. Kardeim de azardan kurtulmak iin yalan kvrmak zorunda kalyor. Tabii, sonunda da yalan kyor, babam da balyor tlerine. Bir akam Metin bana, -Acaba babama ne yalan uydursam? dedi. Bika gndr babam, Metin'e salarnn ok uzadn, berbere gidip salarn kestirmesini sylyor, oyuna dalan Metin de berbere gitmeyi unutuyordu. O sabah, babam Metin'e, berbere gitmesini kesinlikle sylemi, -Akam eve gelince, seni byle grmeyeyim, demiti. Metin'e -Dorusunu syle, nasl olsa sonra yalann kar... dedim. -Dorusunu sylersem babam kzar. Param drdm desem?.. -Biliyorsun, onu bikez syledin, sonra cebinde para

kt, yalann yakaland. -Okulda kooperatiften kitap aldm derim... -En iyisi dorusunu syle... -Berber ok kalabalkt, bekledim sra gelmedi derim. Daha bisr yalan uydurdu, ama hibirini beenmedi. Babamn Ziya adnda bir arkada var, o akam eiyle birlikte bize geldi. oktanberi gremedii iin babam merak ettiini syledi. Babamn gelme zaman oktan gemiti, ama nedense gecikmiti babam. Annem, -Nerdeyse, imdi gelir... dedi. Babam, daha da gecikince annem merak etmeye balad. -Hi bu kadar gecikmezdi, ne oldu acaba? dedi. Ziya Bey, -Belki bir ii kmtr... dedi. Annem, -Haber verirdi... dedi. Metin'le ben yemeimizi yedik. Annem, babam bekledii iin yemedi. Vakit epiy geti. Metin yatt. Ziya Bey'le ei gitmek zere kalkmlard ki, kap zili alnd. Annem, heyecanla, -te geldi!.. diye kotu. Ziya Bey, -Biz saklanalm da, srpriz yapalm, dedi. Eiyle birlikte yan odaya getiler. Gelen babamd. Annem, -Neredeydin? ok merak ettim... Bir iin mi kt? dedi. Babam, -Ziya hastalanm, ona uradm... dedi. Annem, -Yaaa! Ama ok ge kaldn? dedi. -Hasta. Hemen kalkp gelemezdim... -Gemi olsun, ok mu hasta?.. Vah vah!.. Babam daha ok ey syleyecekti ama, Ziya Bey'le ei, kahkahalar atarak, saklandklar odadan ktlar. Babam ard. Onlara, -Aaaa... Siz burada mydnz? dedi.

-Sana srpriz yapalm dedik. Annem glerek, -Tam srpriz oldu ite! dedi. Hep birlikte sofraya oturdular. Babam, -Metin yatt m? diye sordu. -Ne yalan uydursam diye dne dne yoruldu. yatt... Bugn berbere gidip tra olmay unutmu. Kzarsnz diye yalan uydurmaya alyordu... dedim. Babam, -Ge oldu, hadi sen de yat! dedi. te bylece Metin, ertesi sabah azarlanmaktan kurtulmu oldu. Ahmet, mektuplarn bekliyorum. En iyi dileklerimle. Zeynep YALKIR ::::::::::::: OCUK BAYRAMINDA MSAMERE stanbul, 24 Nisan 1964 Kardeim Zeynep, 16 Mart tarihli mektubundan sonra yolladn kartta, -Ge cevap verdiim iin darldn da ondan m mektup gndermiyorsun? diyorsun. Hayr, darlmadm. Niin darlaym? Bizim de 23 Nisan msameremiz vard, hazrlanyorduk. Bugn yarn derken zaman geti. Sonunda dn msamereyi verdik, ben de rahatladm. Hemen sana mektup yazyorum. Dnk msamere ok, ok gzel oldu. Neden gzel oldu, biliyor musun? ok beceriksizlikler oldu da ondan... En byk beceriksizlii de ben yaptm. Msamere iiyle enok nc snf retmeni ilgileniyordu. Mzik retmenimiz de arklar, danslar hazrlad. Bizim snf retmenimiz de, msamerede oynanmas iin bir piyes yazd. Tandm byklerin ou, ilerini sevmiyorlar, baka bir i yapmak istiyorlar. Alalm babam, babam her zaman syler bize, eer okuyabilseymi, byk bir air olabilirmi. imdi bile bo vakit bulduka iir yazar: Teknisyen olan amcam da, doktorlua zenir. Bizim retmen de, yazar olduu kansnda. Bize derslerde ka kere, -Yazar olacaktm ama ksmet deilmi dedi. Benim anladm, herkesin gz, kendi uratndan baka bir ide.

Mdrmz, baslm piyeslerden birinin seilmesini syledi ama, retmenimiz bunlarn hibirini beenmedii iin, kendisi bir piyes yazd. ok ackl bir piyesti. Ksaca konusunu anlataym. ok kt bir oul var. Annesine, babasna yapmad ktlk kalmyor. Okuldan kayor, iten kayor, sonunda serseri oluyor. Hrszlk ediyor. Annesi, duyduu zntye dayanamayp lyor. Olan, babasndan zorla para alyor. Vermezse dvyor babasn. Sonunda, bir suundan tr cezaevine sokuyorlar. Cezasn bitirip, cezaevinden ktktan sonra, oulun akl bana geliyor. Elini pp af dilemek iin babasnn evine gidiyor. -Babacm, ben senin tlerini tutmadm, szlerini dinlemedim, bu durumlara dtm. Artk aklm bama geldi. Beni affet! diye yalvaryor. Yal babas da gzyalar iinde, -Bir baba, olunu her zaman affeder. Ben affettim. Tanr da seni affetsin olum... diyor, ama ar heyecana dayanamyor, dp lyor. Piyes gerekten ok acklyd. Biz snfta okurken hep alyorduk. retmene, -Glnl bir oyun olsa daha iyi olmaz m efendim? dedim. -Her yerden karsn Ahmet... yani maskaralk m yapacaksn? dedi. Oysa ben baka biey anlatmak istemitim. Yzmze sakal, byk yaptrp byk adam rollerine kacamza, sahneye yine kendi yamzdaki rollere ksak, okul yaaymzdan baz sahneleri canlandrsak daha iyi olmaz m, demek istemitim. Ama istediimi anlatamamtm. Daha nceki msamerelerde de grmtm takma bykl ocuklar, sahnede, sirk cceleri gibi duruyorlar. Ne kadar ackl konuurlarsa, o kadar komik oluyorlar. Ne kadar ackl syleseler, seyirciler glyor. Byle olacana, dorudan bir komedi oynamak, daha iyi olur demek istemitim. Ama retmen azarlaynca sustum. Konusunu zetlediim bu oyunda be rol var. retmenimiz, benim nerime kzd galiba. Bana, -Kt oul roln sen al, iyi yaparsn, tam sana uygun bir rol... dedi. Demir, benim babam, Mine de annem olacakt. Oyunu ezberledik. Sahnede provalar yaptk. Son prova gn, ok yamur yad. Bilirsin ya, srekli yamur yanca, atdan sular ieri akar, O gn de sanki yamur sahneye yayordu. ocuklarn msamere elbiseleri demeye dp srayan yamur sularndan slanmasn diye sahnenin orasna burasna taslar, tenekeler, kovalar konuldu. Bir de in dans yaplacak. Beni de in dans yapacaklarn arasna kattlar. Mzik retmenimiz, baka bir okulun msameresinde in dans yapan ocuklar grm, pek beenmi. -Zeybek oynasak daha iyi deil mi? dedim. Mzik retmenimiz, her msamerede zeybek oyunu oynandn bir de deiiklik olmas gerektiini syledi. -retmenim, dedim, acaba in'deki bir ilkokul msameresinde de inli ocuklar bizim zeybek oyununu oynuyorlar m?

-Bilgilik taslama! dedi. Ama Zeybek oynayan inli ocuk gzmn nne gelince gldm. Bizim in dans yaptmz grselerdi, onlar da bize glerlerdi sanrm. Eskimi atdan szan yamur altnda ve kovalar, tenekeler arasnda in dansnn son provalarn yaptk. Biz dans ederken, sahne demesinin tahtalar gcr gcr gcrdyordu. Mzik retmeni bana, -yle zpzp zplama zeybek oynar gibi, bu in dansdr, yumuak, hafif, yava oynanacak... dedi. Yumuak, ar hareketler yapmaya ahyorum ama, ben zeybek oyununa alk olduumdan, dalp yine sramaya balyorum. -Ahmet, zplama yle... in dans, in ruhunu yanstr. inliler yumuaktr. yi ama inli ruhu yumuaksa ben ne yapaym, benimki yumuak deil ite... Mzik retmeni piyano alyordu biz dans ederken Ben yine dalgnlkla hoplam olacam ki, piyanodan kalkp kzgnlkla bana doru gelirken, aya kovalardan birine taklp dt. Kovadaki sular da ortala sald. Btn bu karklklardan sonra, akama doru, son provann baarl olduu anlald. Msamere gn ok heyecanlydk. Sahnede itiip kakarak, perde aralndan salona bakyorduk. Salon dolu... Her snftan elli ocuk sahnede dizildik. Perde ald. stiklal Marn syledik. Sonra biz kulise girdik. Birinci ve ikinci snftan bir grup kald sahnede. -Bugn yirmi nisan, nee doluyor insan arksn sylediler. Biz ierde, salondan gelen alklar duyuyorduk. Daha sonraki korodan mzik retmeni menmun olmad. Kuliste ocuklara, -Bu ne biim koro? Ben byle mi rettim? ki sesli koro, yirmiiki sesli oldu... dedi. Sra, bizim in dansna gelmiti. Renkli parlak kumalardan eteklikler stne bluzlar giyinmi kzlarn ellerinde tepsiler vard. Olanlar, gzleri, kalar siyah boyayla boyanp inlilere benzetilmilerdi. Yine siyah boyayla yaplm, sarkk byklarmz vard. Perde ald. Mzik retmeni piyanoyu almaya balad. Biz de sahneye ktk. Kzlar, ellerinde tepsilerle, bizim aramzdan gemeye, eilip kalkmaya baladlar. te bu srada bir felaket oldu. Ben yine dalgnlkla ok mu hoplayp zpladm nedir bilmiyorum, eilen kzlardan birinin etei, aralanm deme tahtalarnn arasna girip skmt. Kz, eteini kurtarp, bitrl olduu yerden kmldayamyor. Biz dnyoruz, o kz ylece duruyor. Skan deme tahtalar alsn diye, ben kzn yanna gelince bir daha sradm. Evet, iki tahta birbirinden ald ama, kz ekilinceye kadar yine birleti, kzn etei iyice skt. Kz, kurtulmak iin hamle edince, eteklik belinden syrlp yere inmez mi! Zavall, ortada donla kalakald. Salondan bir kahkaha koptu.

Mzik retmeni, kulisten, -Perdee, perdee... Perdeyi kapayn! diye bard. okun alklar arasnda perde kapand. Sonra baka oyunlar oynand, arklar sylendi. Ensonra sra bizim piyese geldi. Makyajlarmz, bizim retmen yapmt. Mine'yi grsen, annesinin eski elbiseleri iinde, tam bir cce kocakar olmu. Benim azmla burnum arasna iyice zamk sren retmenimiz, zamkn zerine de, iki prasa sap gibi takma byk yaptrmt. Byklar ar geldiinden dt. retmenimiz, st dudam daha ok zamklayp by bir daha yaptrd. Demir'in yanaklar da zamkland, sonra zamklarn stne pamuklar yaptrld. Demir, benim babam olduundan, onun sakal, by aarmt. Makyajlarmz tamamlannca retmenimiz, -Daha yal grnmesi iin Demir'e gzlk de gerekli... dedi. Oysa daha nce hi gzlk dnlmemiti. Tam o srada gzlk nereden bulunacak? Mdr Bey, gzln karp Demir'e verdi. -Aman dikkat et, drp krma!.. Gzlksz hibiey gremem, dedi. Demir, gzlg de taknca tam bir yal cce oldu, sanki yedi ccelerden biri. -Ben bu gzlkle hibiey gremiyorum, dedi. Gerekten de gremiyordu. Perde alnca, sahneyi bulamad da, ban duvara arpt. Biz onu, arkasndan iterek sahneye ynelttik. Oyunun birinci perdesi ok baarlyd. Bunu alklardan anlyorduk. kinci perdeyi oynuyorduk. Ben anneme, yani Mine'ye ikence ediyordum. Babam, yani Demir de bana syleniyordu. Ama Demir, gzlkle beni grmyor, bana sylyor diye, seyircilere arkasn, duvara yzn dnm. -Ah zalim evlat, biz seni bunun iin mi byttk, bu boya getirdik? diye, yumruunu skm, haykryordu. Ben annemi dverken, Demir, Mine'yi kurtarmaya alacakt. Ama, Demir sahnede bitrl bizi bulamyor, krebe oynar gibi ellerini ileriye uzatm, kapya sesleniyor: -Vurma! Vurma!.. Anneye el kalkmaz, hain evlat, vurma!... Biz sadayz, Demir sola baryor. Sesimi duysun da, bizden yana dnsn diye, piyeste olmad halde, baz filmlerde olduu gibi, -Hah hah hah!.. diye souk souk glp, vururum, o benim annem deil mi, vururum!.. diyorum. Demir, sesimize yneliyor. Ama az sonra yine yann ynn arp seyircilere, -Vurma!.. Anneye kalkan eller ta kesilir... diyor. -Hah hah hah! ..

Baktm Demir bize dnmeyecek, ben Mine'yi srkleyerek ona doru dndrdm. -Ey hain evlat... -Baba, biz burdayz, bize dn... Demir zeki ocuk, hemen durumu anlad. -Ben sana dnmem. Ben senin bynm babanm, sen bana dn hain evlat!.. dedi. Artk piyeste olmayan szler sylyoruz: -Kime sylyorsun baba, ben buradaym... -Ben sana sylemiyorum, konumuyorum seninle... -Duvarla m konuuyorsun baba? -Talar anlar da sen laf anlamazsn hain evlat... Mine, -Seni douracama ta doursaydm!.. diye inleye inleye ld. Mine lnce, Demir de stne kapanp alayacak. Demir, demelere kapanp, -Nerdesin, nerdesin? diye Mine'yi aramaya balad. Mine, Demir'e doru srnerek, -Burdaym, ldm ite... dedi. Demir'i tutup. -Sen de haydi onun yanna! diyerek, Mine'nin stne attm. kinci perde de kapand. Kuliste retmenimiz Demir'e kt. Demir, -Ne yapaym netmenim, bu gzlkle hibiey gremiyorum, dedi. Son perdeyi gzlksz oynamas dnld ama, daha nce gzlkl olan ihtiyarn, leceine yakn gzlksz olmas uygun grlmedi. Mdr Bey, -Gzlk camlarnn stnden bak! dedi. Demir, gzlk camlarnn stnden bakt iin nc perdede nemli bir aksaklk olmad. Ama daha nceki perdelerde, bir kere sinirleri bozulmu olan seyirciler, her ne yapsak, ne sylesek, kahkahalarla glyorlard. Alanacak yerde bile glyorlar. nc perdede ben cezaevinden dnp evime geliyorum. Yaptklarma piman olmuum. Babamdan af diliyorum. te buna bile seyirciler glyorlard. Hi byle eye glnr m? Eilip babamn elini ptm. Eilince, bir de baktm,

takma bymn teki yerde. Ar gelen byk dm duda mdan. Tek bykla yerden kalkamam ya... Piyeste olmad halde, -Ayaklarn peyim babacm!.. diye kendimi yere atp, bymn tekini yerden kaptm, dudama yaptrdm. Kardeim, terslik oldu mu stste oluyor. Benim sol bym dm. Ben hangisinin dtn bilmediim iin, den by sa yana, yani eski byn stne yaptrmaya alyormuum. Demir, -Sola yaptr! diye fsldad. Ama bitrl byk yapmaz. Baktm, olaca yok, sol bym dudamn stne elimle tutup, boyuna byk burar gibi yapyorum. Babam, -Seni affettim olum... diyor... diyor, ben durmadan babama byk buruyorum. Boyuna byk burulmaz ya... -Kendimi sana affettirmeseydim babacm bu byklar atardm... deyip, iki by birden skp attm. Demir, -Ne yaptn evladm? dedi. -Senin iin ne yapsam azdr babacm, bu byklar sana feda olsun!.. dedim. Piyesin sonuna gelmitik. Babam alayarak bana sarlacak, -Ben affettim, Tanr da affetsin!.. deyip yere decek, lecek. Demir bir alamaya balad. Ama gerekten alyor. Sonradan sylediine gre, oyunun etkisinde kalp heyecanlanm da ondan alyormu. Yzndeki pamuklarn stne akr akr gzyalar akyor. Ben rol yapyor da alyor sanyorum. Oysa, gzlkten gzleri bozulup sulanm, bir de heyecanlannca, artk gzyalarn tutamam. Demir, -Vah evladm... diye boynuma sarld. Kucaklatk. Birbirimizden ayrldmz zaman, bir de baktm, babamn suratnda hi sakal kalmam. Bu adamn sakallarna ne oldu, diye dnrken, bir de elimi yzme attm ki, ne olsa iyi?.. Biz birbirimize yle sk sarlmz ki, zaten benim dudamdaki zamklar da yanaklarma bulamt, babamn sakallar olduu gibi benim suratma yapm. Bu sefer ben baba oldum. Babamn yere dp lmesi gerekli. Ama bitrl lmyor. -lsene artk Demir!... diye fsldadm. O da bana, -Sakallar sende, imdi hangimiz leceiz? diye fsldad.

-Sen babasn, sen leceksin... Hadi d yere! Bitrl kendini yere atmyor. -Hadisene yahu!.. Yanma iyice sokulup, -Kendimi yere atacam ama, ya Mdr Beyin gzl krlrsa?.. dedi. -Kardeim, l de u piyes bitsin artk. Rezil olduk... l be! Demir, -Ben seni affettim, Tanr da seni affetsin!.. dedikten sonra, burnunun stndeki gzl karp, dikkatle masann stne koydu. -te, ben artk lyorum! deyip kendini yere att. Ben de babamn stne yattm. Perde de kapand. Kapand ama, biz sahnenin ok nne km olacaz ki, ikimiz de perdenin nnde kaldk. Bedenimiz, perde nnde, ayaklarmz perdenin arkasnda. Alk, kahkaha grla gidiyor... Demir'e -Byle yatlmaz ya, hadi kalkalm!.. dedim. -l kalkar m? Ben ldm, hadi sen kalk... dedi. Perdenin arkasndan birisi ayaklarmzdan ekip bizi ieri ald. Bir de baktk, retmenimiz bizi ekiyor. Demir, -Yandk Ahmet!.. diye fsldad. Korku iinde kulise getik. Oradaki retmenlerin, mdrn glmekten gzlerinden ya szlyordu. te 23 Nisan msameresini de bylece atlatm olduk. Bu msamereden sonra herkes Demir'in byk sahne kabiliyeti olduunu sylyor. nk, bizim retmenin yazd dram ok gzel bir komedi yapt. stanbul'da ok gzel bir ilkyaz balad. Byk tatilde stanbul'da grmek zere, iyilik ve esenlikler dilerim. Ahmet TARBAY ::::::::::::: OCUK ROMANI YARIMASI stanbul, 25 Nisan 1964 Zeynep kardeim, Dn sana bir mektup postalamtm. Bugn bir mektup daha yazyorum: Bir gn arayla mektup yazmama belki de aacaksn. Bu mektubumu, bir konuda sana akl danmak iin yazyorum. Dnceme katlrsan, bu konuda seninle ibirlii yaparz.

Bir ocuk roman yarmas aldn daha yeni rendim. Bak, aklma ne geldi: Birbirimize yazdmz mektuplar tarih srasna gre dzenlersek, bunlar bir ocuk roman olmaz m? Ben, senin gnderdiin btn mektuplar saklyorum. Sen de bir mektubunda, benim sana yazdm mektuplar bir dosyada sakladn yazmtn. Ne dersin, bu yarmaya girelim mi? Dncemi uygun bulursan, sendeki mektuplarm bana hemen uak postasyla gnder. nk yarmaya katlma sresinin dolmasna ok az kald. Yarmay kazanrsak, bu baar ikimizin olacak. Yarmaya ikimizin adyla ortak gireceiz. Mektuplarmz yarmaya sokmamz doru bulmuyorsan, bunu bana bildir. Senden bir dileim var: Yarmaya girelim dersen, sakn bunu kimseye syleme, emi? Kazanamazsak, yarmaya katldmz kimseye sylemeyiz, ikimizin arasnda kalr. Cevabn bekliyorum. Selam ve sevgilerimle kardeim. Snf arkadan Ahmet TARBAY ::::::::::::: BRNC OLACAKSIN Ankara; 27 Nisan 1964 Sevgili arkadam Ahmet, Mektubunu aznce aldm. Hemen cevap yazyorum. Mektubu yazar yazmaz, senin bendeki mektuplarn bir paket yapp postaya vereceim. Yarmaya girme teklifin bence ok uygun. Yalnz, umudunu krm olmayaym ama, kazanma ansmz pekaz. Neden biliyor musun? Biz bu mektuplarmzda byklerimizi, anababalar, retmenleri durmadan eletirdik, yerdik. Oysa, yarmaya katlan romanlar deerlendirecek olanlar da bykler, anababalar, retmenler. Kendilerini eletiren bir romana derece vereceklerini sanmyorum. stelik, -Bunlar ne biim ocuklarm! diye de bize kzacaklar belki... Dahas var, yarmaya gnderirken, romann stne adn, adresini de yazacana gre, ister misin mektuplarmz evlerimize geri gndersinler de, bamza i ksn? Hi olmazsa, mektuplarmzn altna takma ad koyalm. Ben takma ad olarak Zeynep'i seiyorum. Sen de kendine bir takma ad uydur. Bu szlerimle, yarmaya katlmayalm, demek istemiyorum. Mektuplarmzn topluca bir roman biimini aldn sanyorum. Roman gnder yarmaya. Kazanmazsak, ne kar... Kazanmamak, kaybetmek demek deildir. Yeni mektubun gelince, aznce, senin eski mektuplarndan bikan daha okudum. Biz, bykleri eletiride ok ileri gitmiiz. Sen neler neler yazmsn!.. Ya ben neler yazdm sana kimbilir!.. Hele bu mektuplar bir de yanyana geldi mi, ok ar, tuzlu olacak. Dorusu, biz de olaylar ok abartarak yazdk ya... Yarmaya katlan romanlar okuyacak olan yargclar kurulu, byklerden deil de, ocuklardan kurulmu olsayd, romanmz bir derece alrd sanrm. Ama yine de birazck ansmz var gibi geliyor bana. imdiye kadar okuduum baz ocuk romanlarn dndm: Yoksul bir ky

ocuunun okumak iin sava... Geziye km ocuklarn bandan geen merakl servenler... Yoksul bir ocuun alarak, hasta annesine bakmas, kardeine yardm... Hep sonunda ders karlan tlerle dolu romanlar. Bizimkisi onlara benzemiyor. Romanmz kazanmasa da, nasl olsa, sen birinci olacaksn. nk, gnn birinde baba olunca, sen de btn babalar gibi ocuklarna birinci olduunu syleyeceksin. (Aman, hi olmazsa, bu son mektubu, yarmaya gnderecein mektuplar arasna katma!). Avutmak iin sylemiyorum; kazanmasan da nemi yok. Byynce yazar olacam diyordun ya, ite o zaman bu mektuplar kitap olarak bastrrsn. Candan baarlar dilerim. Btn arkadalara zlemle selamlarm yollarm. Zeynep YALKIR ::::::::::::: YAZARDAN OCUKLARA MEKTUP Ankara, 11 Nisan 1967 Sevgili ocuklar! Hayr, Sevgili ocuklar deil, sevgili ocuklarm; Hepinizi, kendi ocuklarmmsnz gibi seviyorum. Btn sevgilerde olduu gibi, bu sevgide de bencilliimiz var. nk, biz ya ilerlemi olanlar, sizlerde yaayacamz, sreceimizi sanyoruz, buna inanyoruz. Yalnz kendi z ocuklarm deil, yalnz Trk ocuklarn deil, Amerikan, Rus, Alman, Ermeni, in, ingene, btn ocuklar seviyorum. ok iyi bildiiniz bieyi, bir de ben burda aklayaym. Kolayca anladnz gibi, bu kitaptaki mektuplar, Zeynep'le, Ahmet adndaki iki ocuk birbirine yazmad. Onlar ben uydurdum. Beinci snf rencisi iki ocuun birbirine bu kadar ok, bu kadar uzun, hem de bu kadar az yanlsz mektup yazamyacan siz ok iyi bilirsiniz. inizden ikiniz, birbirinize gerekten mektuplar yazp bunlar toplasaydnz, dil yanllar, imla yanllar, daha baka yanllar yapacaktnz. Ama sizinkiler, yine de benim yazdklarmdan ok daha gzel olacakt. nk, siz yaadklarnzda zden ve doal olacaktnz. Bymlerle ocuklarn en byk ayrl ite budur: Sizler de bydke bize benzeyecek, zdenlikten gittike uzaklaacaksnz. Bu kitapta, en yaplamayacak olan yapmaya altm, kendimi sizin yerinize koymaya uratm. Bu, hi yaplamayacak olan bieydir. nk, bym insanlarla kendi ocukluklar arasnda, belki bin, belki ikibin yllk bir zaman vardr sanki. Onun iin biz bymler, kendi ocukluumuzu unuturuz. Anneniz, babanz, retmeniniz de, kendi ocukluklarn unutmulardr. Zeynep'le Ahmet adnda iki ocuun azndan uydurup yazdm bu mektuplar, gerekten, bir roman yarmasna

girdi ve hibir derece almad. Bunda hi hakszlk olmadn ben size syleyeyim. Mektuplardan kurulu bu roman yarmada derece alamazd. nk, bu roman okuyan yargclar kurulundaki bykler de, aradan bin yl gemi olduu iin, yani sanki byleymi gibi olduu iin, kendi ocukluklarn unutmulard. Zeynep'le Ahmet de, bunu sezinlemilerdi. ocuklar iin yazan btn yazarlar gibi, ben de kitapta toplanan yazlarmla sizlere tler vermek istedim. Ne var ki, bu tlerin verili biimi, baka bymlerin ocuklara verdii tlere benzemiyor. Ama gerek yaammda, z ocuklarma byle yapabildiimi sanmaynz. Ben de, z ocuklarma, btn br bymler gibi davranyorum. nk sanki aradan binlerce yl gemi gibi, ben de ocukluumu unutmuum. Bunun yanl olduunu bilsek bile, baka trl davranmak elimizde deil. Bu kitapta toplanan yazlarmda biey daha yapmak istedim, o da u: Ben bykmm de, siz de ocukmusunuz gibi davranmadm size. Kendim sizler gibi ocuk olamadma gre, sizleri de kendim gibi bym saydm. Sizi ocuk yerine koymadm, bymler yerine koydum, ama yine de ocuk olduunuzu gzden uzak tutmamaya altm. te bunun iin, bu kitapta neler yapmak istediimi, size aklamaya alyorum. Her dediimi, kendi ltleriniz orannda, anlayacanza inanyorum. Hepinize candan baarlar dilerim, sevgili ocuklarm. Aziz NESN ::::::::::::: BU KTABIN YAZARDAN OKURLARINA KNC MEKTUP Sevgili okurlarm! Yalarnz kk diye hibir gerein sizlerden sakl kalmasndan yana deilim. Byklerin kendi aralarnda konuup tarttklar her konu, sizlere de anlatlmaldr. Hatta dnyann karmak politika sorunlarn da, cinsel sorunlar da renmelisiniz. ocuklarn anlayamayacaklar hibir sorun yoktur. Olsa olsa, dinleyenlerin yalarna gre, konularn anlatl biimi deiebilir. Diyelim krk yanda insanlar, herhangi bir konuyu, kendi aralarnda konutuklar biimde, oniki yanda ocuklara da anlatmaya kalkarlarsa, ocuklar bundan elbet biey anlamazlar. Ama bu konunun, oniki yanda ocuklarn da anlayacaklar biimde bir anlatl vardr. Sizlere oktanberi bu romana degin bir gerei anlatmak istiyordum. Ama uygun bir anlatm biimi bulamyordum. Anlatmak istediim uydu: Okuduunuz bu roman, bir bankann at ocuk roman yarmasna katlmt. Yarmada, birincilik, ikincilik nclk derecelerinden baka be de mansiyon vard. Bu roman hibir dereceye giremedi. Neden yarmada hibir derece alamad? nme kan bir olay, ite bu nedeni bana aklama frsat verdi. 1975 ylnda altm yama basmtm. Kitaplarm karan bir yaynevi, altmnc yam iin bir tren dzenlenmiti. Bu trendeki konumaclardan yazar Onat Kutlar, bana degin anlarn anlatmt. Anlar arasnda, -imdiki ocuklar Harika'nn neden yarmay kazanamadn da

aklam oldu. Bu ansn anlatncaya dek, Onat Kutlar'n o roman yarmasnn ilk seiciler kurulu yesi olduunu bile bilmiyordum. Onat Kutlar'n, altmnc yagnm toplantsnda anlatt ansn buraya aktaryorum. Siz bu any okuyunca, -imdiki ocuklar Harika'nn neden ocuk romanlar yarmasnda kazanamadn renmi olacaksnz. reneceksiniz de ne olacak? Kendikendinize bundan bir ders karacaksnz. karacanz ders, sanrm udur: -imdiki ocuklar Harika adl bu romann yarmay kazanamayn hakl buluyorsanz, byynce, siz de byle yapacak, byle davranacaksnz. Hakl bulmuyorsanz, byle hakszlklar yapmamaya ve kendinize de yaptrmamaya alacaksnz. Ancak bu romann altnc basmna ekleyebildiim bu aklamann amac, kendinize ite byle bir ders karmanzdr. imdi de, Onat Kutlar'n szgeen konumasn okuyalm: Sayn Konuklar, Sayn Aziz Nesin'i sadece birka yl nce ahsen tanmak olanan bulduum halde, onun altmnc doum yldnmnde konuma onurunun bana verilmesi gzel bir srpriz oldu. Aziz Nesin sadece Trk yaznnn halkmzla en geni lde diyalog kurabilen byk bir ad olmakla kalmayp, Nasreddin Hoca'nn lkesinin glen ve dnen yzn btn dnyaya tantan sanatmzdr. zninizle ben bugn Aziz Nesin'le ilgili, belki onun da bilmedii ama merak ettii olay, bir any anlatacam sizlere: 1963 veya 1964 ylyd sanrm. Yazileri sekreteri olarak altm Doan Karde Dergisi bir -ocuk Roman Yarmas- dzenlemiti. Trk yazarlarnn ihmal edilmi bulunan ocuk Edebiyat alanna eilmesini salayacak byle bir giriimi sevinle karladm. Derginin Genel Yayn Mdr Vedat N. Tr bu konuyla benim ilgilenmemi istedi. Jride yer alacak yazarlarn bir blmn ben nerdim. lk elemeyi Ahmet Kutsi Tecer ve ben yapacaktk. dlleri ise Tahir Alangu, Rauf Mutluay, Behet Necatigil, Memet Fuat ve Ahmet K. Tecer'den oluan bir jri kararlatracakt. Yarma ilan edilince yaptlar yamaya balad. Yzden fazla roman katld yarmaya. Zarflar rumuzluydu. Yaptlarn kime ait olduunu ancak sonular aklannca renecektik. Balangta keyifli sonra yorucu gelmeye balayan bir ie koyulmu oldum. Genellikle ok amatr, rptrlm, ocuklarn dnyasndan ok kendi ocukluklarn anlatan baarsz msveddelerdi. Arada srada usta ii baz yaptlara rastlyor, ferahlyordum. O srada olum henz pek kkt ama ben gene de daha nesnel olabilmek iin yaptlar evde yksek sesle yaknlarma okuyordum. Bir gn sra, iki ocuun mektuplamalarn anlatan bir yapta geldi. Bal, imdi baslan kitaptan deiik miydi pek bilemiyorum. Ama daha ilk sayfada karmn ve benim yzlerimizin iten bir glle aydnlandn ok iyi hatrlyorum. ocua hayaller vermek yerine, onlarn gzyle gerek dnyamz yanstan stelik bunu arpc bir mizah ve eletiriyle yapan bu kitap kk bir baeserdi. Sayfalar ilerledike sesli okuma imkansz hale geliyordu. Karm ve ben kimi yerlerde glmekten krlyorduk. Son sayfalara geldiimde kendi kendime bir tahminde bulundum. Byklerin dnyasn, ikiyzllklerini, yalanlarn, toplumdaki hakszlklar, eitim alanndaki samalklar ocuk gzyle veren bu yapt mutlaka dl kazanacakt. Yazarnn Aziz Nesin

olduunu hemen anlamtm. Ama beni heyecanlandran Aziz Nesin ismi deildi. nk az ok tahmin ediyordum ki katlanlar arasnda baka nl yazarlarmz da vard. Ama bu kitap kendi bana bir zgnle ve deere sahipti. lk elemeden 18 yapt geti. Ve jri ilk toplantsn yapt. Bu ilk toplantya favori kitabmn nasl tepkiler uyandracan grmek iin izleyici olarak katldm. Ancak daha ilk konumalarda beni hayal krklna uratan bir yargyla karlatm. Jri, Aziz Nesin'in yaptn daha ilk turlarda elemeye kararlyd. Drd ayn zamanda retmen olan jri yelerinin ounluu kesin yarglarla kitab eletiriyorlar, eitsel ynden hatal, retmenleri kk drc buluyorlard. Hepsini, retmen olularnn ok tesinde birer yazar olarak sevdiim, deer verdiim bu kiilerin tavrn aknlkla izledim. dller baka romanlara verildi ve ben o toplantdan ayrlrken Aziz Nesin'in ocuk kahramanlarnn ne kadar hakl olduklarn dnyordum. Bana kalrsa bu kitap retmenleri gln duruma drmek yle dursun, eitimdeki aksaklklar gstererek toplumumuzu gln olmaktan kurtaryordu. Byk Bulgar sinema sanats ve mizahs Todor Dinov'un sk sk hatrladm bir sz var. lk kez Trkiye'ye Sinematek'in konuu olarak geldiinde Trk mizahlarna u mesajla seslenmiti: -Mizah, dnyamz gln olmaktan kurtarr. Hakszlklar, irkinlikler, basklar iindeki lkemizi gln olmaktan kurtaran deerli sanatmzn daha nice yllar doum yldnmlerini birlikte kutlamak dileiyle sayglar sunarm. ::::::::::::: Bir eletiri K OCUK Naci GRGNSOY Yolum dmken atalca'da Nesin Vakf'n greyim dedim. Gne -toprak yan uzun boylu, orta yal, gle bir usta koageldi. Aziz Nesin, bir hafta kalm, yeni dnm. Nesin Vakf Ynetimevi nnde ayakta konutuk ustayla. Yurdun yaps bitmi, biliyoruz her yl drt kimsesiz yoksul ocuk alnacak Nesin Vakfna, lkokuldan balatarak yksek okulu, meslek okulunu bitirinceye, yada bir meslek edininceyedek tm gereksinmeleri salanarak barndrlacak, yetitirilecek. Nesin, salt yaptlarnda deil, Vakfnda ocuklarnda da yaayacak. ocuklara Mektup'unu anmsayan: -Hepinizi, kendi ocuklarmmsnz gibi seviyorum. Btn sevgilerde olduu gibi, bu sevgide de bencilliimiz var. nk biz ya ilerlemi olanlar, sizlerde yaayacamz, sreceimizi sanyoruz, buna inanyoruz. Yalnz kendi z ocuklarm deil, yalnz Trk ocuklarn deil. Amerikan Rus, Alman, Ermeni, in, ingene, btn ocuklar seviyorum. Vakf ilerlik kazandka, ocuklar oaldka, yaptlar bizde, yurt dnda yayldka ocuklarn Nesin Usta'ya duyduklar sevgi de oalacak. ten, gnlden, eit, zgr, gerek bir sevgi bu, deeri byk. atalca dn; yaz tembelliinde, imdiki ocuklar Harika'y okudum, yeniden. Ne gzel rnekler vermiiz, veriyoruz ocuklarmza! Genlerimizi ne de gzel yetitiriyoruz! Sonra da -Niin

byleler? diye yaknyoruz. imizi, davranlarmz, arpklmz gsteren bu tr aynalara bir baksak ya! Baksak grr myz acaba? zdenlikten nice uzak olduumuzu. Szlerimizle davranlarmzn, yaptklarmzn tutarszln? Bencilliimizi, karclmz, cceyken devce iinmelerimizi? ocuklar anlamak, anlatmak kolay m? Deil. Aziz Nesin de sylyor: -Bu kitapta en yaplamayacak olan yapmaya altm, kendimi sizin yerinize koymaya uratm. Bu, hi yaplamayacak olan bireydir. nk, bym insanlarla kendi ocukluklar arasnda, belki bin, belki ikibin yllk bir zaman vardr sanki. Onun iin biz bymler, kendi ocukluumuzu unuturuz. Anneniz, zbabanz, retmeniniz de, kendi ocukluklarn unutmulardr. Zeynep'le Ahmet'in, iki ilkokul ocuunun mektuplarndan oluan kitab yeniden, bir solukta okudum. Yeniden gldm. Dndm. Yeniden o yanlg: Bunca sade, yaln, hemen sylenivermi, yazya geirilivermi sans uyandran kitab ben de yazabilirdim. Nesin Usta'nn stnl, geerlilii, kalcl biraz da bu sadelikten, zdenlikten, yanlgdan gelmiyor mu? Hepimize, tm insanlara seslenmesinden. ocuk da insan. imdiki ocuklar Harika iin, -Bu roman, salt ocuklar iin deil, ana, babalarla retmenler iin de yazdm diyor, Aziz Nesin. Kasntlar varsn kmsesin, glnl diye. Todor Dinov ne demi: -Mizah, dnyamz gln olmaktan kurtarr. ocuklarmzdan yaknyoruz, zellikle genlerimizden. Onlar bizden, byklerden yaknyorlar m? Yaknmaya haklar yok mu? Kulak verelim: lkokul 2. snfnda, sekizindeki ocuklara sormular: -Siz baba olsanz babanz da ocuunuz; su ilediinde ona ne ceza verirsiniz? Yantlar korkutucu artc, dndrc. Biri topal ata bindiriyor babasn. stne adr rtyor. Tepesine bak asyor. At topalladka bak babasnn kafasna dokunacak, akllandracak onu. br, ok konuan babasnn azna fermuar dikiyor. Gezmeye gtrmeyenler, eeklerin yannda yem yedirenler, ayaklarndan tavana asanlar, aaca balayp krbalayanlar, pastrma gibi dorayanlar, eek sudan gelene kadar dvenler, kaynar suyla halayanlar da var. Ayrca her ocuktan biri annesinden memnun deil. ocuklar, sevgi, ilgi, hogr, arkadaa davran, gleryz, zenli giyim, kltr, temizlik, alkanlk, fedakarlk bekliyor annelerinden. kiye, sigaraya da karlar. Ahmet'le, Zeynep, ailelerini seviyorlar. Ilml, akll, alkan, apak yrekli ocuklar. lk drt yl birlikte okumular. Zeynep'in babas Ankara'ya g edince mektupla srdryorlar arkadalklarn, stanbul, Ankara aras. Mfettiin denetimini yazyor Ahmet. Srayla ayn sorular yneltiyor ya, tm snf ezberlemi yantlarn. Sra bozulunca cmb balyor. Ezberciliin doal sonucu, arada -Ka yandasn? deyince mfetti, Amerika'nn kefini soruyor sansyla: -1492 efendim... yant hazr. Btn babalarn birinci olmas da doal: -Ben, okulun birincisiydim. Bahede, ocuklar konuurken birbirlerine, benim babam okulun birincisiymi derler. Babas ka kez syledi bunu. Sonra, okul arkadalar evde buluunca gerek kar ortaya. Zeynep'in kardei Metin, ii gevek tutunca, babasnda ayn ark: -Ben btn hayatmda snfmn en alkanydm... Zeynep'in yargs ilgin: -Baba, Metin de birgn baba olunca, ocuklarna, snflarn birincilikle getiini syler. retmenlerin, yeni atandklar okulda, rencilerine ilk szleri: -ocuklar, eski rendiklerinizi hep unutacaksnz. Anladnz m? Yeni batan reneceksiniz her eyi. Neden? Eh, eski retmen iyi retmemi, kendisi en dorusunu

biliyor, eskisinden ok stn o. alan kazanr deil mi? Zeynep'in babas evde yaknr durur: -Sanki biz okuduk, altk da ne olduk... te ancak Zeynel Beyin yannda i bulabildik. , Zeynel Beyin ocuuna kzn vermeye gelince Zeynel Bey dangalaklktan beyefendilie terfi ettirilir evde. Metin, aalar, kzar, bozar nian dlerini. Fedakarlk diye ou kez gsterie kaar, ocuklarmza da fedakar olun deriz. Elliiki renci hergn yazl olur mu? retmen nasl okur katlar, nasl deerlendirir? Zeynep, anlatr mektubunda. Bir raslant sonucu, retmenin yazl katlar okumad anlalr. Sorulara yant diye Galatasaray - Fenerbahe man anlatanlar vardr. Vicdan azab'n ocuk nasl yorumlasn, anlatsn? Demir, babasna sormu -ocuklar vicdan azab ekmezler, demi babas, nk vicdan azab ekilecek olaylar iin, daha zamanlar olmamtr. Vicdan azab ekilecek iler yapmak iin bymek, byk adam olmak gerekir. Sekiz kz babasnn, son kzn erkek gibi giydirip yetitirmesi, utancndan onu erkek diye tantmas erkeklik mi? Erkekle kadn eit deil mi? stelerseniz, Ahmet'in babasnda yant hazr: -Sen daha anlamazsn.... Yagn'nde varsllk budalaln grp de susmak, grmezlikten gelmek kolay m? ocuklarmz zorla dahi yapabilir miyiz? Aptal ederiz. Byklerin szleri baka, davranlar baka: Damlaya damlaya gl olur, der Zeynep'in babas. Bir ylba gecesi, darda, onca savurganlk yaptklarnda kk Metin yetitirir:...sel olur. Pasakl kz, pasakl olan szckleri ok geer evlerde. Bykler baka eit mi? Nesin Usta'y okuyun. ocuklarn kt szckler kullanmamalarn, terbiyeli olmalarn isteriz. Biz bykler yle miyiz? Yurtsever Olunuz sylevlerini, yazlarn yineler dururuz. Ve kendimiz? nl bir yazar, gazeteci de olsak, bencil, karc rnekleri sergileriz yaammzda. nemsiz bir gle, eit bir skla gelemeyiz, day ararz. karn dnen, emein karln esirgeyen patron, kahramanlk ykleri anlatr, duygululuk gsterileri sralar. Sanki, olsa da tmne verse, veremedii iin alamakl grntleri. Okul Aile Birlii toplantlarnda neler konuulur? Yaramazln, markln ad nasl -harikaya- kar. Kar-koca kavgalar nasl canm, cicim'le rtlmeye allr? Evde nasl, misafirin yannda nasl konuulur, davranlr? Bykler nasl kopya ektiklerini aralarnda anlatp ocuklarna -Aman kopya ekmeyin dn verirler? retim, eitim nasl ezbere, ezbercilie, geersiz bilgilere dayandrlr? ocuklara -Aman yalan sylemeyin? diyen bykler nasl yalan syler? ocuk Bayramndaki msamerelerde ocuklar niin kendi alarn, yaamlarn oynamazlar da takma bykla, sakalla ackl oyunlar gldrye evirirler? retmenleri, yneticileri niin yle oyun seerler? imdiki ocuklar Harika'nn sonunda Aziz Nesin, kk okurlarna, -Yalarnz kk diye hibir gerein sizlerden sakl kalmasndan yana deilim. ocuklarn anlayamayacaklar hibir sorun yoktur. diyor. Ac, glnl gerekler byklerden de saklanmamal. Sorunlar da. Onat Kutlar hakl: -Byklerin dnyasn, iki yzllklerini, yalanlarn, toplumdaki hakszlklar, eitim alanndaki samalklar ocuk gzyle veren bu yapt okunmal. Yaynlanm yaptlarnn says yan aan, yaptlarnn tm gelirini kimsesiz, yoksul ocuklara adayan -hakszlklar, irkinlikler, basklar iindeki lkemizi gln olmaktan kurtaran deerli sanatmz itenlikle kutlamak grevimiz.

Varlk-Eyll 1978 SON :::::::::::::

You might also like