You are on page 1of 234

Francis Fukuyama TARHN SONU VE SON NSAN

Bu e-kitap taslak halindedir. Okumay zorlatrc tarama hatalar iermektedir. Bu taslak srm okurken dzeltir ve dzeltilmi srm bizimle paylamak isterseniz memnun oluruz. WEB: http://ayrac.org letiim: ayrac.org@gmail.com

Tarama: Sleyman Yksel www.suleymanyuksel.com suleymanyuksel6@gmail.com

TARHN SONU VE SON NSAN FRANCIS FUKUYAMA SMAV NCELEME FRANCIS FUKUYAMA TARHN SONU VE SON NSAN SMAV YAYANLARI DENEME - NCELEME DZS: 10 zgn Ad: The End Of History And The Last Man (Mamish Hamilton. London) Trkiye'de yayn haklar Simavi Yaynlarna Kesim Ajans tarafndan salanmtr Kapak Tasarm: Blent Erkmen

FRANCS FUKUYAMA Tarihin Sonu ve Son insan ngilizceden eviren: Zlf Dicleli

Julia ve David'e

TEEKKRLER Chicago niversitesi, John M.Olin-Demokrasinin Teori ve Pratiini Aratrma Enstits'nden Prof. Nathan Tarcov ve Allan Bloom, 1988-1989 dersylnda bu konuda bir konferans vermek zere beni davet etmeselerdi, "Tarihin Sonu" ne makale, ne de kitap olarak ortaya kabilirdi. kisi de uzun yllardr hocam ve dostum ve zaman iinde onlardan yalnzca politika felsefesiyle snrl olmayan ok eyler rendim. Bu konferanstan ok okunan bir makale olumasn ayn zamanda The National Interest dergisinin genel ynetmeni Owen Harris'e ve kk yaz kuruluna borluyum. Makaleyi kitap haline getirmeyi gze aldmda Free Press'den Erwin Glikes ile Hamish Hamilton'dan Andrew Franklin bana ok yardmc oldular. Ayn zamanda el yazmalarnn son biiminin redaksiyonunu da stlendiler. Konumu tartabildiim ok sayda arkada ve meslektamn nerilerini kitaba aktardm. Abram Shulsky ile olan konumalarm en nemlisiydi, bir ok gr ve yaklam ona borluyum. Ayrca kitab tamamen ya da ksmen okuyup yorumlayan Irving Kristol, David Epstein, Alvin Bernstein, Henry Higuera, Yoshihisa Komori, Yoshio Fukuyama ve George Holmgren'e zellikle teekkr etmek isterim. ABD'de ve d lkelerdeki eitli konferans ve seminerlerde bu kitaptaki tezimi aklarken yaptklar eletiri ve nerilerle nemli katklarda bulunan, ounu tanmadm, ok saydaki kiiye de teekkr ederim. RAND Corporation bakan James Thompson, kitab hazrlarken bana bir alma odas salayarak byk bir nezaket gsterdi. Gary ve Linda Armstrong materyal toplamada bana yardmc olmak iin doktora almalarna ara vermek zorunda kaldlar, ayrca yazm srasnda bir dizi konuda deerli nerilerde bulundular. Tashih okumalarn Rosalie Fonoroff a borluyum. El yazmalarn temize ekmede daktilo sekreterine sunulan geleneksel teekkr yerine, her halde Intel 80386 mikro ilemcinin tasarmclarn anmam gerekiyor. Son olarak en nemli yardmcm geliyor; eim Laura, beni hem makaleyi hem de kitab yazmada yreklendirdi ve eletirmenlerimle tartmalarmda her seferinde yanmda saf tuttu. Ayrca el yazmalarn da zenle okudu, ierik ve biimin son halini almasna esiz katklarda bulundu. Kzm Julia ve bu kitap zerinde alrken dnyaya gelen : olum David de salt varlklaryla bana yardmc oldular.

GR YERNE Bu kitabn temel fikirlerini 1989 yaznda The National Interest dergisinde "Tarihin Sonu mu?" balkl bir makalede yaynlamtm. (1) Makalede son yllarda hkmet sistemi olarak liberal demokrasinin meruluu zerine dnya apnda dikkate deer bir mutabakatn olumu olduunu ve ayn zamanda monari, faizm ve son zamanlarda da komnizm gibi rakip egemenlik biimlerinin liberal demokrasiye yenik dtnn ortaya ktn gstermitim. Bu tezde durup kalmam, fikir yrtmeye devan ederek liberal demokrasinin muhtemelen "insanln ideolojik evriminin son noktasn" ve "nihai insani hkmet biimini" temsil ettiini ne srmtm. Buna gre liberal demokrasi "tarihin sonu"ydu. nceki hkmet biimleri, sonunda kendi klerine yol aan byk eksikliklere ve akld zelliklere sahipken, liberal demokrasi arpc bir ekilde bu tr temel i elikilerden uzaktr. Bununla, gnmzn istikrarl demokrasilerinde, rnein Birleik Devletlerde, Fransa'da ya da svire'de adaletsizliklerin ya da derin sosyal sorunlarn olmadn ne srmek istemiyordum. Ne var ki, bylesi olumsuzluklar modern demokrasinin iki temel ilkesi olan zgrlk ve eitliin yeterince gerekletirilmemi olmasndan kaynaklanmaktadr, yoksa bu ilkelerin kendisinden deil. Gnmzde istikrarl bir liberal'demokrasi idealinin bir dzeltmeye ihtiyac yoktur. Yukarda ad geen makale Birleik Devletlerde geni olarak ve eitli alardan tartld ve daha sonra ngiltere, Fransa, talya, Sovyetler Birlii, Brezilya, Gney Afrika, Japonya ve Gney Kore'de geni yank uyandrd. Akla gelebilecek her ekilde eletirildi. Baz eletiriciler benim gerek niyetlerimi yanl anlamlard, bakalar ise daha yetenekli km ve benim muhakememin zne inmilerdi. m Birok okuyucu bir kere benim "tarih" kavramn ele al tarzm yznden aknla dmt. Tarihi allm anlamda, olaylarn birbirini izlemesi eklinde anlyor ve "tarihin devam ettir'nin ve benim olaylar tarafndan yalanlandmn kant olarak Berlin Duvar'nn yklmasna, in komnistlerinin Tienanmen Meydan'n kana bulamasna ve Irak'n Kuveyt'i igal etmesine iaret ediyorlard. Oysa bundan byle byk ve nemli olaylar olmayacan ne srm deildim, ben yalnzca tarihin sonundan sz etmitim. Benim tarihten anladm, btn zamanlarn btn insanlarnn deneyimlerini kapsayan esiz ve balantl bir evrim srecidir. Bu tarih anlay byk Alman filozofu Georg Wielhelm Friedrich Hegel'in anlayyla yakndan ilikilidir. Bu anlay, onu Hegel'den devralan Kari Marx'la gnmz dnc yaamnn ayrlmaz bir paras haline gelmitir ve "ilkel" ya da "ilerici", "geleneksel" ya da modern gibi kavramlar farkl toplum biimlerine ilikin olarak kullanmamzda ifadesini bulmaktadr. Gerek Hegel gerekse Marx insan toplumlarnn, klelik ve tarmsal kendine yeterlilik zerine kurulu ilkel kabile toplumundan balayarak ve teokrasinin, monarinin ve feodal aristokrasinin eitli biimlerinden geerek modern liberal demokrasiye ve teknik ilerleme tarafndan belirlenen kapitalizme kadar balantl bir gelime gsterdiini kabul etmilerdi. Bu gelime, dz bir izgi izlememi olsa da, ne bir rastlantyd, ne de insan aklnn dnda cereyan etti. nsanlarn yaamnn tarihsel "ilerleme" ile gerekten daha iyi ya da daha mutlu olup olmad sorusu ise tarihsel srecin kendisiyle ilgili deildir. nsan toplumlarnn gelimesinin sonsuza kadar srp gideceine ne.Hegel, ne de Marx inanyordu. Daha ok, insanlk en derin zlemlerine uygun den bir toplum biimine ulatnda gelimenin sona ereceini kabul ediyorlard. Yani her iki dnr de "tarihin sonu"nu varsayyordu. Hegel iin bu liberal devlet, Marx iinse komnist toplumdu. Bununla, doum, yaam ve lmn doal evriminin sona ereceini, artk byk olaylarn meydana gelme10

yeceini, gazetelerin kmayacan ve bunlarn haberlerini vermeyeceini kastedmiyorlard. Her ikisi de daha ok, btn gerekten byk sorunlar nihai olarak zlm olaca iin temel ilke ve kurumlarn gelimesinde daha fazla ilerleme olmayaca grndeydi.

Elinizdeki kitap ilk makalemin yeni bir formlasyonu ya da ok saydaki eletirmenlerimle tartmay srdrme denemem deildir. Bu, Souk Sava'n sonu ya da gncel politikann bir baka nemli konusu zerine bir rapor da deildir. En son dnya olaylar elbette dikkate almyor, ama kitabn gerek konusu ok eski bir sorudur: imdi 20. yzyln sonunda bir kere daha, insanlk tarihinin, insanln byk blmn sonunda liberal demokrasiye gtrecek balantl ve amaca ynelik bir gidiinden sz etmek anlaml mdr? ki farkl nedenden ben bu soruyu evet diye yantlyorum. Birinci neden ekonomiyle ilgilidir, ikincisi ise "kabul grme mcadelesi" ile baldr. Elbette, tarihin amaca ynelik gidiine ilikin tezi temel-lendirmek iin Hegel'in ya da Marx'm veya onlarn ada yandalarndan birinin otoritesine atfta bulunmak yeterli deildir. Hegel ve Marx'm eserlerini, yazmalarnn zerinden geen bir buuk yzyl iinde onlarn fikir miras bir ok taraftan gelen sert eletirilere hedef oldu. 20. yzyln en keskin zeklar, tarihin balantl ve anlalabilir bir sre olmas gerektii iddiasn iddetle eletirdiler ve hatta insan varlnn herhangi bir yannn felsefi kavraya ak olabileceini bile reddettiler. Biz Batllar demokratik kurumlarda bir genel ilerlemenin olanaklar konusunda son derece karamsarzdr. Karamsarlmz bir raslant deil, 20. yzyln ilk yarsndaki, iki byk dnya sava ve totaliter ideolojilerin ykselii gibi gerekten korkun politik olaylarn bir rndr. Bilimin atom silahlarn meydana kararak ve evre tahribatna yol aarak nasl insanlk iin bir tehdit haline geldiini grdmz iin de karamsarz. 20. yzyln bandan beri, nasyonal sosyalizme ve stalinizme hedef olanlardan Pol Pot'un kurbanlarna kadar politik iddetin saysz kurban,tarihsel ilerleme gibi bir eyin olduunu tekrar tekrar reddeden eyler yaadlar. Ama biz de 11 bu arada gelecein ahlki, liberal ve demokratik bir politik pratik iin hep yeni tehditler getirmesine o kadar altk ki, gerekten olduklarnda iyi haberlerin bile zor farkna varyoruz. Ve bildirilecek iyi haberler var, 20. yzyln son eyreindeki en dikkate deer gelime, ister saclarn otoriter askeri diktatrlkleri, ister solcularn komnist-totaliter sistemleri sz konusu olsun, dnyann ok gl grnen diktatrlklerinin kendilerini temelden sarsan muazzam zayflklar gstermesidir. Latin Amerika'dan Dou Avrupa'ya, Sovyetler Birlii'nden Yakn Dou ve Asya'ya kadar bir ok yerde gl .olduklar varsaylan hkmetler son otuz ylda art arda dtler. Bunlarn yerine her durumda istikrarl liberal demokrasiler gemedi, ama dnyann drt bir yanndaki farkl blge ve kltrlerin hepsinin gznde tek ak ve net politik hedef olarak liberal demokrasi duruyor. Ayrca liberal ekonomik ilkeler -"serbest piyasa"-yaygnlat ve bu, gerek gelimi sanayi lkelerinde, gerekse daha kinci Dnya Sava ncesinde henz yoksul nc Dnya'ya dahil olan lkelerde ei grlmedik bir maddi refaha yol at. Baz lkelerde ekonomik dncedeki liberal devrim daha fazla politik zgrlk ynndeki global gelimeyi hazrlad, baz, lkelerde ise ekonomik zgrlk politik zgrl izledi. Btn bunlar, gelecein sol ya da sa trden totaliter rejimlere ait olacak gibi grnd yzylmzn ilk yarsndaki tarihle karlatrmak hibir ekilde mmkn deildir. u soru gndeme geliyor: Bu olgular krmz bir eritle bir birine bal mdr? Bir tr evrensel insanlk tarihi var m sorusuna yneliyorum ve bylece* 19- yzyln banda balam olan, ama insanln daha sonra karlat korkun olaylar yznden gnmzde byk lde unutulmu olan bir tartmay yeniden ele alyorum. Burada bu sorunla daha nce uram olan Kant ve Hegel gibi filozoflarn fikir yrtmelerine dayanyorum, ama kantlarmn kendi bana da ayakta durabileceini umuyorum. Pek alakgnll saylmasa da, kitap bir evrensel tarih izmek iin bir deil, iki k noktasna sahip. I. Ksm'da 12 evrensel tarih probleminin niin yeniden ele alnmas ge-. rektii temellendiriliyor, II. Ksm'da ise bir ilk yant neriliyor. Burada, tarihin amaca ynelik ve balantl gelimesini salayan reglatr ya da mekanizma olarak modern doa bilimi kabul ediliyor. Modern doa biliminin, insanln mutluluu asndan ne gibi- etkileri olduunun son tahlil-" de belirsiz

olmas olgusuna ramen, gerek toparlayc gerekse amaca ynelik tek nemli toplumsal etkinlik olduunun genel olarak kabul grmesi, bu k noktasn dorulamaktadr. 16. ve 17. yzyllarda gelitirilen bilimsel yntemlerin yardmyla doaya artan lde egemen olunmas, ihsanlar tarafndan konulmu olmayan,'tersine doa yasalar olan belli somut kurallara gre ilerlemitir. Modern doa biliminin gelimesi iki nedenden dolay gerekletii btn toplumlarda ayn etkiyi dourmutur. Birinci olarak, teknoloji bir lkeye ok nemli askeri avantajlar salamaktadr. Ve bamszlna deer veren hi bir lke, uluslararas devletler sisteminde sava tehdidinin varln hl srdrd koullarda, savunmasn srekli en modern teknik dzeye karmaktan vazgeemez. kinci olarak modern doa bilimiyle ekonomik retim olanaklarnda btnsel bir ufuk salanmaktadr. Teknoloji snrsz bir zenginlik birikimi yaratmakta ve bu sayede srekli artan sayda insan istek ve ihtiyacnn karlanmasn olanakl klmaktadr. Bu sre kanlmaz olarak tarihsel kkenlerinden ve kltrel miraslarndan bamsz olarak btn insan toplumlarnda bir homojenlemeye yol amaktadr. Ekonomik modernleme srecinden geen btn lkeler kanlmaz olarak artan lde birbirlerine benzer hale gelmektedir: Ulusal birlie ve merkezilemi idareye, kentlere ihtiya duymakta, airetler, dinsel topluluklar ve aileler gibi geleneksel toplumsal rgtlenmelerin yerine ilevsellik ve verimlilik ilkelerine dayal ekonomik adan aklc rgtlenmeler geirmek ve yurttalar iin kapsaml bir eitim salamak zorunda kalmaktadrlar. Dnya pazarnn ve evrensel bir tketim kltrnn yaygnlamas sonucunda bylesi toplumlar artan lde birbirlerine balanmaktadr. Kapitalist yaplar ynnde evrensel bir gelime bunun d13 nda modern doa bilimlerinin mantnda yatyor gibi grnmektedir. Sovyetler Birlii'nin, in'in ve teki sosyalist lkelerin deneyimleri, sk merkezilemi lkelerin Avrupa'nn 1950'lerdeki sanayileme dzeyine ulamay baa-rabildiklerini, ancak enformasyonun ve teknik yaratcln ok daha byk bir rol oynad karmak "sanayi tesi" ekonomik yaplar yaratma grevi karsnda acnacak ekilde iflas ettiklerini ortaya koymaktadr. Modern doa bilimi tarihsel mekanizma olarak kabul edildiinde tarihsel deiimin z ve modern toplumlarn artan tekdzelii olduka iyi aklanabilmektedir, ama bu yaklam demokrasi olgusu iin yeterli bir aklama sunmamaktadr. Dnyann en gelimi lkelerinin ayn zamanda en baarl demokrasiler olduu kukusuzdur. Ama modern doa bilimi bizi liberal demokrasinin Vaat Edilmi Topraklarnn ancak eiine kadar getirmekte, bu kapdan ieri girmemizi salamamaktadr. Gelimi sanayilemenin liberal demokrasiyle sonulanmasn gerektirecek ekonomik bakmdan zorlayc bir neden yoktur. stikrarl demokrasiler, 1776'da Birleik Devletler'de olduu gibi, ksmen daha sanayi ncesi toplumlarda olumutu. te yandan Alman mparatorluu, Meici zamanndaki Japonya ya da gnmzdeki Singapur ve Tayland gibi ada tarihteki saysz rnek, teknolojik bakmdan ileri kapitalizmin politik otoritarizmle el ele gidebileceini de gstermektedir. Birok durumda otoriter devletler demokratik lkelerden ok daha yksek ekonomik byme oranlarna bile ulamaktadrlar. Tarihin amaca ynelik bir gidii olduunu temellendir-me yolundaki ilk denememiz, demek ki, yalnzca ksmen baarl lm durumdadr. nk bizim "modern doa biliminin mant" olarak adlandrdmz ey toplumsal deiimin saf ekonomik bir yorumudur, ama bu (marksist varyantn tersine) nihai sonu olarak sosyalizme deil kapitalizme yol amaktadr. Modern doa biliminin mant dnyamzdaki birok olguyu aydnlatmakta; gelimi demokrasilerin yurttalar olarak geimimizi niin kyller gibi topraktan elde etmek zorunda kalmayp da genel olarak bro14 da kazandmz, niin kabile ya da airet mensubu deil de daha ok sendika ve meslek rgtlerinin yesi olduumuzu, niin brokratik bir amirin otoritesine bir rahibin-kinden daha ok sayg gsterdiimiz ve niin okuyup ya-zabildiimizi ve ortak bir ulusal dil konuabildiimizi aklamaktadr.

Ama insan yalnzca ekonomik bir varlk olmad iin tarihin saf ekonomik yorumlar eksik ve yetersizdir. Bunlar zellikle bizim niin demokrat olduumuzu, yani halk egemenlii ilkesini ve insan haklar iin hukuk devleti usulleri erevesindeki garantileri niin savunduumuzu aklaya-mazlar. Aklamamzda bylesi bir boluk olduu iin kitabn III. Ksmnda tarihsel srecin ikinci, paralel bir anlatm yer alyor. Burada insan yalnzca ekonomik adan deil bir btn olarak ele almay deneyeceim. Bu amala He-gel'e ve kendisinin "kabul grme mcadelesi" olarak adlandrd mcadeleye dayanan materyalist olmayan tarih anlayna ba vuracam. Hegel'e gre gerek insanlar gerekse hayvanlar, yemek, imek ve barnmak gibi kendi dlarndaki nesnelere ynelik doal ihtiyalara sahiptir. En nemli ihtiya kendi bedenini korumaktr. nsan hayvanlardan temelde, baka insanlarn arzusunu arzu etmesiyle, yani "kabul grmek" istemesiyle ayrlr. En bata da insan olarak, belli bir deere, belli bir onura sahip bir varlk olarak kabul grmek ister. Kendi deeri gznde bu kadar nemli olduu iin, insan yalnzca saygnlnn sz konusu olduu bir mcadelede bile yaamn riske etmeye hazrdr. En derindeki hayvansal igdlerini, ki bunlarn en nemlisi varln srdrme gdsdr. daha yksek, soyut ilke ve amalar uruna ama yetene.ie yalnzca insan sahiptir. Hegel'e gre kabul grme ihtiyac, ilk iki muharibi kendi insanlk onurlarnn "kabul grmesi"ni birbirlerine dayatmak amacyla tututuklar ve hayatlarn ortaya koyduklar bir de srklemitir. kisinden birinin doal lm korkusu pes etmee yol atnda, efendi ve Uak ilikisi domutur. Tarihin bu ilk kanl kavgasnda sz konusu olan besin, barnak ya da gvenlik deil, yalnzca saygnlktr. Dvn amac biyo15 lojik olarak belirlenmedii iin, tam da bu nedenden He-gel burada insan zgrlnn ilk belirtisini grr. , Kabul grme ihtiyac ilk bakta allmam bir kavram olarak grnebilir; ama aslnda Bat politik felsefesinin gelenei ve insan varlnn bilinen blm kadar eskidir. lk kez Eflatun tarafndan Politeid da tasvir edilmitir. Eflatun, ruhu blmden; bir arzu eden, bir mantkl ve bir de kendisinin thymos ya da "duygu" olarak adlandrd blmden olutuu grn savunuyordu. nsan davrannn byk bir ksm ilk iki blmn bir birleimi olarak aklanabilir: Arzu insann kendi dndaki eyleri istemesine yol aar ve mantk ona bunlar elde etmenin en iyi yolunu gsterir. Ama ayn zamanda insan kendi deerinin veya kendisinin deerli bulduu insanlarn, nesnelerin ya da ilkelerin deerinin kabul grmesine de ihtiya duyar. Kendine belli bir deer bime ve bu deerin kabul edilmesini talep etme yetenei basit olarak "kendine sayg" olarak adlandrlr. Kendisine sayg yetenei ruhun thymos olarak adlandrlan blmnden kaynaklanr. Bu bir tr doutan var olan adalet duygusudur. nsan belli bir deere sahip olduuna inanr ve bakalar kendisine daha az deerli gibi davrandnda, fk.e duygusuyla tepki gsterir. Buna karlk kendi zsaygsna uygun bir ekilde yaamazsa utan duyar, kendi deerine uygun deerlendirildiinde ise gurur duygusunu yaar. Kabul grme ihtiyac ve bununla bal olan fke, utan ve gurur gibi duygular insan varlnn politikada nemli bir rol oynayan zellikleridir. Hegel'e gre bunlar btn tarihsel srecin itici gleridir. Hegel'e gre onurlu bir insan olarak kabul grme istei, insanlar tarihin balangcnda salt saygnlk, uruna kanl bir lm-kalm mcadelesine srklemitir. Mcadelenin sonucu toplumun hayatlarn riske etmeye hazr bir efendiler snf ile doal lm korkularna boyun een bir uaklar snfna blnmesi oldu. Efendi ve uak ilikisi insanlk tarihinin byk bir blmn dolduran ve eitsizlik tarafndan belirlenen btn aristokratik toplumlarda ok sayda grn biiminde varoldu. Ama efendi-uak ilikisi 16 sonuta ne efendilerde ne de uaklarda kabul grme ihtiyacn tatmin edebildi. Uak doal olarak hibir ekilde bir insan varl olarak kabul edilmiyordu. Ama efendinin elde ettii kabul grme de yeterli deildi, nk bu teki efendilerden ok tam bir insani deere sahip

olmayan uaklarn nezdindeki bir kabul grmeydi. Aristokratik toplumlarda yetersiz bir kabul grmenin mevcut olmasnn getirdii honutsuzluk bir "eliki" yaratt ve tarihi bu ilerletti. Hegel, efendi ve uak ilikisindeki elikinin en sonunda Fransz Devrimi tarafndan (buna Amerikan Devrimi'ni-de eklemek gerekir) ortadan kaldrld grndeydi. Demokratik devrimler efendi ile uak arasndaki fark yok ettiler; bir zamanlarn uaklar kendi efendileri oldular, artk halk egemenlii ve hukuk devleti ilkeleri geerliydi. Efendi ile uak ilikisindeki eitsiz kabul grmenin yerine her yurttan teki yurttalarn insanlk onurunu kabul etmesinden oluan evrensel karlkl bir kabul grme geti. Yurttalarna haklar tanyarak devlet de bu onuru kabul etti. HegePin ada liberal demokrasi anlay, Byk Britanya ve Birleik Devletler gibi lkelere liberal demokrasinin teorik temelini oluturan anglo-sakson demokrasi anlayndan belirgin ekilde ayrlr. Anglo-sakson geleneinde kabul grme uruna onurlu aba aydnlanm zkara -arzu ile akln bir bileimi- zellikle de bedenin kendini koruma arzusuna tabi olmalyd. Hobbes, Locke ve Amerikan demokrasisinin Jefferson ve Madison gibi kurucu babalan, haklarn, insana iinde kendini zenginletirebilecei ve bir zel alan salamak iin varolduuna inanyorlard.(3) Buna karlk Hegel haklan kendi bana bir ama olarak gryordu; nk insana gerek bir tatmin salayan ey, maddi refahtan ok konum ve onurunun kabul grmesiydi; Hegel'e gre Fransz ve Amerikan devrimleriyle tarihin sonu gelmiti, nk tarihsel sreci (kabul grme mcadelesi araclyla) ilerleten zlem, evrensel ve karlkl kabul grmeyle belirlenen bir toplumun olumasyla karlanmt. nsanln toplumsal kurumlarnn hibir baka rgtlenmesi, bu zlemi tatmin etmeye daha elverili deildir ve bu nedenle de artk baka ilerici tarihsel deiiklikler sz 17 konusu olmayacaktr. Kabul grme abas ya da thymos buna gre, liberal ekonomi ile liberal politika arasndaki II. Ksmdaki analizde eksik olan ba salamaktadr. Arzu ile akl birlikte sanayileme srecini ve genel olarak ekonomik yaamn byk bir blmn aklamaya yeterli olmaktadr, ama liberal demokrasiye ynelmeyi aklayamamaktadrlar. Bu, son tahlilde thymol dan, ruhun kabul grme arzusundaki blmnden kaynaklanmaktadr. leri sanayilemeye elik eden toplumsal deiiklikler, zellikle genel eitim dzeyinin ykselmesi daha yoksul ve daha az eitim grm halklarda mevcut olmayan belli bir kabul grme ihtiyac ortaya karmtr. Yaam standart arttka, insanlar dnyaya a-' lp eitim dzeyleri ykseldike ve bir btn olarak toplumun yaam koullarnda daha byk bir eitlik olutuka, insanlar artk yalnzca daha fazla zenginlik deil, ayn zamanda konumlarnn kabul grmesini istemeye balyorlar. nsanlar yalnzca akl ve arzudan olusayd, piyasa ekonomisi ynelimli otoriter devletlerde, rnein Franco spanya'snda da ya da Gney Kore ve Brezilya'daki askeri rejimlerde yaamay benimseyebilirlerdi. Ama insanlar bunun dnda zdeerleri konusunda timotik bir onura sahiptir ve bu nedenle de zgr bireyler olarak zerkliklerine sayg duyan ve kendilerine ocuk gibi deil, yetikin gibi davranan demokratik hkmetler talep etmektedirler. Kabul grme ihtiyacnn tarihin itici gc olarak oynad nemli roln anlalmas, kltr, din, alma, milliyetilik ve sava gibi tandmz sandmz olgularn yeniden yorumlanmasn olanakl klar. IV. Ksm'da bylesi bir yeni yorumlamaya giriiyor ve kabul grme ihtiyacnn gelecekte kendisini nasl ortaya koyaca konusunda baz ngrlerde bulunmay deniyorum. rnein bir dinin yanda kendi zgl tanrlarnn ya da kutsal davranlarnn kabul grmesi iin urarken, bir milliyeti kendi zgl dil, kltr ya da etnik grubunun kabul grmesi iin aba harcamaktadr. Her iki kabul grme biimi de liberal devletin evrensel kabul grmesine oranla daha az aklcdr, nk kutsal ile dnyaya ilikin olan arasnda ya da farkl 18 sosyal gruplar arasnda keyfi olarak yaplan ayrmlara dayanmaktadrlar. Bu nedenle din ve milliyetilik ve bir halkn gelenek ve greneklerinin, ahlki kurallarnn rgs (geni anlamda

"kltr") geleneksel olarak baarl demokratik politik kurumlarn ve serbest piyasa ekonomisinin olumasnn nndeki engeller olarak grlmtr. Oysa hakikat ok daha karmaktr, nk liberal ekonomik ve politik sistemlerin baars ou kez liberalizmin aslnda amak istedii akl d kabul grme biimleri zerinde ykselmitir. Demokrasinin ilemesi iin yurttalarn demokratik kurumlara ilikin akl d bir gurur gelitirmi olmas gerekir. Ayrca Tocqueville'in "birleebilme sanat" diye tanmlad kk topluluklara gururla balanmay renmi olmaldrlar. Bylesi topluluklar genellikle dinsel ya da etnik bir temele sahiptir ya da liberal devletin zellii olan evrensel kabul grmeden daha az kapsayc olan baka kabul grme biimlerine dayanrlar. Ayn ey liberal ekonomi iin de geerlidir. almaya Bat liberal ekonomi geleneinde kural olarak insan ihtiyalarnn karlanmas ve ac ekmekten kurtulmak iin yaplan hoa gitmeyen bir etkinlik olarak baklmtr. Ama Avrupa kapitalizmini yaratan Protestan giriimcilerde ya da Meici restorasyonundan sonra Japonya'y modernletiren sekinlerde olduu gibi, sk bir alma ahlkna sahip baz kltrlerde alma ayn zamanda bir kabul grme aracyd. Bugn bile birok Asya lkesinde alma ahlk maddi teviklerden ok, aileden ulusa kadar bu toplumlarn dayand rten sosyal gruplarn almaya gsterdikleri kabul sayesinde ayakta durmaktadr. Bu durum liberal ekonomilerin yalnzca li' eral ilkeler sayesinde ilemediini, akl d thymos biimlerine de ihtiya duyduunu gsteriyor olsa gerek. Uluslararas politikay bir de kabul grme mcadelesi asndan ele almak son derece aklayc olacaktr. Balangta tek tek iki dvy ilk kartl saygnlk kavgasna srkleyen kabul grme arzusu, mantksal olarak emperyalizme ve dnya imparatorluklarnn kurulmasna gtrr. zel alandaki efendi ve uak ilikisi, kanlmaz olarak uluslarn kabul grme tutkusuyla stnlk iin kanl sava19 lara tututuu devletler dzeyinde tekrarlanr. Kabul grme arzusunun modern ama henz tamamen aklc olmayan bir biimi olan milliyetilik son yz yldr kabul grme mcadelesinin ifade biimi olmu, bu yzyln en youn atmalarnn kaynan oluturmutur. Henry Kissinger gibi "gereki" d politikaclarn "g politikas" olarak adlandrdklar dnyaya byle gelinmitir. Ama eer sava asl olarak kabul grme ihtiyac tarafndan motive ediliyorsa, o zaman akla, efendi ve uak ilikisini ortadan kaldran ve eski uaklar kendilerinin efendisi haline getiren liberal devrimin devletler aras ilikiler zerinde de benzer bir etkide bulunup bulunamayaca sorusu geliyor. Liberal demokraside, bakalarna oranla daha byk kabul grmeye ulama eklindeki akl d ihtiyacn yerine eit deerli olarak kabul edilme eklindeki aklc ihtiya gemitir. O nedenle liberal demokrasilerden oluacak bir dnyada, btn uluslar karlkl olarak birbirlerinin meruiyetini kabul edecei iin sava eiliminin daha az olaca sylenebilir. Ve gerekten de son birka yzyln tarihinde liberal demokrasilerin, demokratik olmayan ve kendi temel deerlerini paylamayan lkelerle savaa tutuma yeteneine tamamen sahipken, birbirlerine kar emperyalist bir politika gtmediklerini ampirik olarak gstermek mmkndr. rnein bugn Dou Avrupa ve Sovyetler Birlii'nde milliyetilik yeniden artmaktadr, nk burada uzun sre halklarn ulusal kimlikleri tannmamtr; te yandan belirgin bir kimlie sahip en eski ulusal devletlerde ise milliyetilik bir deiim srecindedir. Tpk ya da drt yzyl nce dinsel atmalarn olduu gibi ulusal kabul grme ihtiyac da Bat Avrupa'da bugn ehliletiril-mi ve evrensel kabul grme ile badaabilir hale gelmitir. Kitabn beinci ve son ksm "tarihin sonu" ile sonunda ortaya kacak yaratk sorularn, "son insan" sorusunu ele alyor. The National Interest dergisindeki makaleye ilikin ilk tartma srasnda birok kii, tarihin sonu probleminde sz konusu olann gnmz dnyasnda liberal demokrasi karsnda yaam gcne sahip alternatiflerin olup olama20 yaca sorusu olduunu varsayd. rnein komnizmin gerekten lp lmedii, dinin ya da ar milliyetiliin yldznn yeniden parlayp parlamayaca ve benzeri sorular zerinde tartld. Oysa liberal demokrasinin kendisinin kalitesi sorusu, onun gncel rakipleri

karsnda zafer kazanp kazanamayaca sorusundan ok daha nemli ve ciddidir. Liberal demokrasinin gnmzde d dmanlardan kurtulmu olduunu kabul edersek, baarl demokratik toplumlarn her zaman iin imdi olduklar gibi kalacaklarn da kabul etmemiz mi gerekir? Yoksa liberal demokrasi sonunda politik sistem olarak kendi altn oyacak ar i elikilere mi sahip? Gnmz demokrasileri kukusuz mcadele etmek zorunda olduklar ok sayda derin problemlerle kar karyalar; uyuturucu kullanm, bar-nakszlk, sululuk, evre kirlenmesi ve ar tketimcilik bunlarn yalnzca bazlar. Ama bu problemler liberal ilkeler temelinde tamamen zlebilirdir ve bunlar, seksenli yllarda komnist devletlerde tank olduumuz gibi, btn toplumsal sistemin kanlmaz olarak kmesine yol aacak kadar ar sorunlar deildir. 20. yzyln byk Hegel yorumcusu Aleksandr Kojeve kendisinin "evrensel ve homojen devlef'olarak adlandrd -bizim liberal demokrasi dediimiz- devletin ortaya kmasyla, kabul grme sorunu nihai olarak zld ve efendi ve uak ilikisinin yerine evrensel ve eit kabul grme getii iin tarihin sona erdiini srarla savunmaktadr. Tarihin btn gelimesi boyunca insan hep kabul grme peinde komu ve "tarihin nceki evreleri"nde itici g bu olmutur. imdi, modern dnyada insan kabul grmeyi nihai olarak bulmu ve "tam bir tatmine ulamtr". Kojeve bu sav srarla ne srmektedir ve bizim de bunu ciddiye almamz gerekir. Gerekten de kabul grme sorunu binlerce yllk insanlk tarihinin merkezi politik sorunu olarak grlebilir. Tiranln ve emperyalizmin, tahakkm etme arzusunun kayna olduu iin kabul grme sorunu politikann merkezi sorunu olmutur. Karanlk yanlarna ramen kabul grme arzusu politikadan kolayca dlanamamakta-dr, nk bu ayn zamanda cesaret, kamu duygusu ve 21 adalet gibi politik erdemlerin psikolojik temelini de oluturmaktadr. Btn politik topluluklar kabul grme ihtiyacndan yararlanmak ve ayn zamanda kendilerini bunun olumsuz etkilerine kar korumak zorundadrlar. Eer ada anayasal hkmet sistemi gerekten hem herkesin genel kabul grmesini salayan, hem de ayn zamanda diktatrlklerin olumasn engelleyen bir forml ise, o zaman bu hkmet biimi yeryznde olumu teki egemenlik biimleri karsnda gerekten istikrar ve uzun mrllk iddiasnda bulunabilir. Ama gnmz liberal demokrasilerinin yurttalarna salanan kabul grme "tamamen tatmin edici" midir? Liberal demokrasilerin ne kadar uzun bir gelecee sahip olacaklar ve gnn birinde ne tr alternatiflerin ortaya kaca ncelikle bu sorunun yantna baldr. V. Ksm'da kaba hatlaryla iki olas yant zerinde durulmaktadr. Yantlarn biri politik soldan, dieri sadan gelmektedir. Sola gre, kapitalizm ekonomik eitsizlik yaratt ve kendi iinde zaten eitsiz kabul grme anlamna gelen bir iblm gerektirdii iin, evrensel kabul grme liberal demokraside kanlmaz olarak eksik kalmak zorundadr. Bu sorun toplumun mutlak zenginliinden tamamen bamszdr. nk zenginlik ne kadar ok olursa olsun, her zaman grece yoksul insanlar olacaktr ve onlar bu nedenle teki yurttalarn gznde daha az insanlk onuruna sahip olacaklardr. Baka bir deyile, liberal demokrasi eit haklara sahip yurttalar eit kabul etmemeyi srdrmektedir. Evrensel kabul grmeye ynelik ikinci ve bana gre daha kuvvetli eletiri sadan gelmektedir. Sa, Fransz Devrimi'nin eitlik ilkesinin yol at dzletirici etkilere hep byk bir endieyle bakt. Sa en parlak szcsn, baz yaklamlar daha nce demokratik toplumlarn byk gzlemcisi Aleksis de Tocqueville tarafndan da ksmen gndeme getirilmi olan Friedrich Nietzsche'de buldu. Ni-etzsche'ye gre modern demokrasi bir zamanlarn klelerinin kendi efendileri olmas deil, uakln ve bir tr kle ahlknn koulsuz zaferi anlamna geliyordu. Liberal bir demokrasinin modern liberalizmin kurucular tarafndan 22 eitilmi tipik yurtta, Nietzsche'ye gre, konforlu bir varlk srdrme uruna kendi stn deerine olan onurlu inantan vazgemi bir "son insan"dr. Liberal demokrasi, artk yalnzca arzu ve akldan oluan belkemiksiz insanlar yaratmaktadr. Thymos yoksunu bu insanlar soukkanl bir ekilde uzun vadeli zkarlarn hesaplayarak ok saydaki kk ihtiyalarn tatmin etmektedirler. Son insann bakalarndan daha byk kabul grme arzusu yoktur, oysa

bu ihtiya duyulmadan mkemmellik ve baarya ulamak mmkn deildir. Mutluluundan honut olan ve kk ihtiyalarn zerine ykselememekten utan bile duymayan son insan artk insan olmaktan kmtr. Nietzsche'nin grlerini ciddiye alrsak, kendimize u sorular yneltmemiz gerekir: Yalnzca evrensel ve eit kabul grmeyle honut olan insan hl tam deerli bir insan mdr, yoksa o hibir aba ve hrs tamayan, .aalamamz gereken bir "son insan"mdr? nsan varlnn gnll olarak mcadele, tehlike, risk ve giriim arayan bir yan yok mudur ve bu yan modern demokrasinin "bar ve refahnda hl yaanabilecek mi? Baz insanlarn tatmin olmas kendi iinde eit olmayan bir kabul grmeye bal deil mi? Yalnzca gemiin aristokratik toplumlarnda deil, modern liberal demokrasilerde de yaamaya deer bir hayatn asl temeli eit olmayan bir kabul grme ihtiyac deil mi? Demokrasilerin gelecekteki varl belli llerde daha ok yurttalarn yalnzca eitler arasnda eit olarak deil de, teki yurttalardan stn olarak da kabul edilmek istemesine bal olmayacak m? Ve acaba aalk bir "son insan" olma korkusu insanlar yeni, ngrlemez davran tarzlaryla meydan okumaya ve sonunda yeniden, ama bu kez modern silahlarla, saygnl uruna kanl kavgalara girien o vahi "ilk insan"a dnmeye yneltmeyecek mi? Elinizdeki kitap bu tr sorulara yant aryor. lerleme diye bir ey var mdr ve balantl ve amaca ynelik evrensel bir insanlk tarihi izmek olanakl mdr gibi sorular sorulduunda, bu yantlar otomatik olarak ortaya kmaktadr. Sa ve sol totaliter sistemler bu yzyln byk blmnde bizi o kadar megul etti ki, bu son soruyla yeterin23 ce ciddi bir ekilde ilgilenemedik. Yzylmzn sonunda totaliter sistemlerin kmesi, imdi bizi bu eski soruyu yeniden gndemimize almaya davet ediyor. 24 I. KISIM ESK BR SORUNUN YENDEN SORULMASI 25Karamsarlmz Immanuel Kant gibi ciddi ve saduyulu bir dnr bile savan Tanr'nn amalarna hizmet ettiine yrekten inanabiliyordu. Hiroima'dan bu yana her savan en iyi durumda bile zorunlu bir ktlk olduunu biliyoruz. Thomas Aquinas gibi kutsal bir teolog bile, tiranlar olmadan kendini din uruna feda edenler de olmaz diyerek, tiranlarn Tanr'ya hizmet ettiini ciddi olarak savunmutu. Auschvitz'den bu yana byle bir cmle ancak kfr saylr... Modern, aydnlanm, tekniklemi dnyada bylesi korkun olaylar olduktan sonra, gerekli ilerlemeyi temsil eden ya da gcn her eyi kapsayan bir etki olarak ifade eden bir Tanr'ya inanmak hl mmkn mdr? (1) - Emile Fackenheim, God's Presence in History 20. yzyln hepimizi tarih konusunda inanm karamsarlar haline .getirdiini rahatlkla syleyebiliriz. Elbette her birimiz gene de birey olarak salmz .ve kiisel mutluluumuz konusunda iyimser beklentiler iinde olabiliriz. Amerikallarn gelecee hep umutla baktklar bilinen bir szdr. Ama konu, tarihte bir ilerleme olup olmad ya da olup olmayaca gibi daha byk sorulara geldiinde, karar tamamen baka trl belirir. Bu yzyln soukkanl ve saduyulu dnrleri dnyann, bizim Bat'da dzgn ve insancl politik ilikiler olarak tanmladmz 27 bir ynde, liberal demokrasi ynnde gelitiini ne srmek iin yeterli k noktalar bulamadlar. En derin dnrlerimiz tarih diye bir eyin, yani kaba hatlarla da olsa anlaml bir dzen iinde ilerleyen bir gidiin olmad sonucuna vardlar. Kendi deneyimlerimiz de bir yerde gelecein bize bir ilerleme vaat etmediini, tersine bizi fanatik diktatrlkler, kanl soykrmlar, modern tketim toplumunda yaamn bayalamas ve nkleer k ya da global snma gibi tasavvur edilemez felaketlerin, yeni, hi yaanmam ktlklerin beklediini gstermektedir. 20. yzyln karamsarl 19. yzyln iyimserlii ile tam bir kartlk iindedir. Savalar ve devrimlerle sarslmasna ramen Avrupa 19- yzyln banda genel olarak bar yaad ve maddi refahn gemite'grlmedik ekilde ykselmesine tank oldu. yimserlik ncelikle iki

varsayma dayanyordu: Birinci olarak, modern bilimin alk ve yoksulluu yenilgiye uratacana ve insanlarn yaamn temelden iyiletireceine inanlyordu. Yzlerce yldr insann dman olan doa modern teknik sayesinde yenilgiye uratlacak ve insann mutluluunun hizmetine verilecekti. kinci olarak, zgr demokratik hkmetlerin btn dnyada giderek daha ok yaylaca bekleniyordu. "1776 Ruhu" (*) ya da Fransz Devrimi'nin idealleri, tiranlar, otokratlar, batl inanl rahipleri btn dnyada etkisizletirecekti. Otoriteye kr krne itaatin yerine aklc zynetim geecek, btn insanlar zgr, eit ve kendi kendilerinin efendisi olacakt. Hayatn btn alanlarndaki ilerlemelerin nda filozoflar, Napoleon savalar gibi kanl atmalar bile, cumhuriyeti hkmet biimini yaygnlatrdklar iin insanlk iin bir kazanm olarak hakl gsterebiliyordu. Her biri insanlk tarihini, btn karmak patikalarn sonunda modernliin kazanmalarna kt balantn bir btn olarak aklamaya alan kimi ciddi, kimi daha az ciddi saysz teori gelitirildi. rnein Robert Mackenzie adl birisi 1880'de unlar yazabiliyordu: (*) Amerikan Bamszlk Deklarasyonu'nun ruhu-.n. 28 nsanln tarihi ilerlemenin, bilginin birikmesinin ve bilgeliin artmasnn, akl ve esenliin bir alt basamandan bir st basamana aralksz trmann tarihidir. Her kuak devrald miras iyiletirip, kendi deneyimi ile zenginletirerek ve kendi baarlarnn meyvalaryla oaltarak bir sonraki kuaa aktarr... nsanln refahnn gelimesi, imdi keyfi despotlarn tahrip edici etkisinden kurtulduktan sonra, artk tamamen Tanr'nn bilge yasalarnn cmert dzenlemelerine kalmtr'.'" Encyclopaedia Britannicdnn 1910/1911 tarihli nl onbirinci basks, "ikence" maddesinde, "Avrupa sz konusu olduunda btn bu sorun artk yalnzca tarihsel bir nem tamaktadr" diye yazyordu.'* Birinci Dnya Sava-'nn hemen eiinde gazeteci Norman Angell The Great Illusion kitabnda, serbest ticaret anda toprak geniletmenin anlamszlatn ve fetih savalarnn ekonomik bakmdan mantkl olmadn savunuyordu/* Yzylmzn ar karamsarl ksmen de olsa, btn bu iyimser beklentilerin ac bir ekilde boa km olmasyla aklanabilir. Avrupa'nn zgveninin kmesinde Birinci Dnya Sava merkezi bir rol oynad. Sava elbette Alman, Avusturya ve Rus monarilerinin temsil ettii eski politik dzeni de ykt, ama daha nemli olan psikolojik etkilerdi. Birka metrelik orak toprak iin mcadelede tek bir gnde onbinlerce askerin ld drt yllk siper savann tarif edilemez aclar, Paul Fussell'in dedii gibi, "kamuoyunun bilincine bir yzyldr egemen olmu olan ilerleme iyimserlii asndan son derece ykc oldu" ve sava "ilerleme dncesini" kartna dntrd.' Sadakat, sk alma, sebat, yurtseverlik gibi erdemler insanlarn sistematik olarak ve anlamsz bir ekilde katledilmesi iin ktye kullanld, burjuva dnyasnn deerleri byk bir kntye urad.(6) Erich Maria Remarque'in Garp Cephesinde Yeni Birey Yok adl romannda gen asker Paul yle der: "Biz onsekiz yandaki genler iin [okuldaki retmenlerimiz] yetikin hale gelmemizin aracs ve ynlendiricisi olacaklard, bizi alma, dev, kltr ve ilerleme dn29 yasna, gelecee gtreceklerdi... Ama karlatmz ilk l bu inanc yerle bir etti." Daha sonra Vietnam savandaki gen Amerikallarn da tekrarlad szlerle Paul u sonuca varr: "Bizim kuamzn onlarnkinden daha gvenilir olduunu renmek zorunda kaldk."<7: Avrupa'nn endstriyel kazanmlarmn hi ekinmeden savaa srlmesine tank olundu ve bylece tarihte daha byk abalar inanlrln yitirdi. rnein tannm ngiliz Tarihisi H. A. L. Fischer 1934'de yle yazyordu-, "Benden daha akll ve bilgili olan kiiler tarihte bir plan, bir ritm, nceden belirlenmi bir model grdler. Ben bu uyuma ulaamadm. Ben yalnzca felaketlerin dalga dalga zerimize geldiini gryorum."*' Ksa sre iinde Birinci Dnya Sava'nn yalnzca daha byk ktlklerin ilk habercisi olduu ortaya kt. Modern bilim makineli tfek ve bombardman ua gibi ei grlmedik tahrip gc olan silahlar retmiti, modern politika ise ei grlmedik iktidar gc olan bir devlet yaratt, bunun iin de totalitarizm kavram kullanma girdi. ok etkili bir polise, politik

kitle partilerine ve insan yaamnn btn alanlarn kapsayan radikal bir ideolojiye dayanan bu yeni devlet tipi dnyaya egemen olmaktan baka bir eyin peinde deildi. Hitler ve Stalin'in totaliter rejimlerinin gerekletirdikleri soykrmlarn tarihte benzeri yoktu ve bu katliamlar birok bakmdan ancak modern an kazanmlar olanakl klmt.(9) Elbette eskiden de birok kanl uranlk olmutu, ama Hitler ve Stalin modern teknoloji ile modern politik rgt ktln hizmetine soktular. Avrupa yahudileri ya da Sovyet kulaklar* gibi btn bir snf insann kkn kazmak gibi hrsl bir amac gze almak "geleneksel" uranlklarn teknik yeteneklerini ok aard; bunu ancak 19. yzyln teknik ve toplumsal ilerlemeleri olanakl kld. Bu totaliter ideolojilerin balatt savalar da yeni bir kaliteye sahipti, sivil halkn ve ekonomik kaynaklarn ynsal tahribini de ieriyordu; "btnsel sava" kavram da buradan kt. Kendilerini bu tehdite kar (*) Kulak: Rusa, toprak sahibi, aa- .t. 30 korumak iin liberal demokrasiler de Dresden ve Hiroima'nn bombalanmas gibi, eskiden olsa soykrm olarak nitelendirilebilecek askeri eylemlere bavurmak zorunda kaldlar. . 19. Yzyln ilerleme teorilerinde insann iindeki ktlk toplumsal azgelimiliin bir sonucu olarak kabul edilirdi. Ama stalinizmin, despotik hkmetleriyle kt bir n kazanm olan, gerekten geri ve yan-Avrupal bir lkede ortaya km olmasna karn, holocaust en ileri sanayi ekonomisine ve Avrupa'nn en eitimli ve kltrl halklarndan birine sahip bir lkede gerekleti. Almanya'da bu tr olaylar olabildiine gre, ayn ey herhangi baka bir ileri lkede olamaz myd? Eer ekonomik gelime, eitim ve kltr, nasyonal-sosyalizm gibi bir olguya kar bir korunma salayamyorsa, o zaman tarihsel ilerlemenin ne anlam olabilirdi?1* 20. yzyln deneyimleri bilim ve teknik temelinde ilerleme olabilecei iddiasn olduka tartmal kld. nk teknik aralarla insan yaamn daha iyi dzenleme yetenei, insann ahlki gelimesini buna paralel olarak srdr-mesiyle ok yakndan ilintilidir. Ahlki ilerleme olmadan tekniin kazanmlar kt amalar iin kullanlr ve insanln durumu eskicinden daha ktye gider. Sanayi Devri-mi'nin temel kazanmlar, demir ve elik, i patlamal motor ve uak olmasayd, 20. yzyln btnsel savalar da mmkn olmazd. Ve Hiroima'dan bu yana insanlk btn teknik kazanmlarmn en korkuncunun, atom bombasnn glgesinde yayor. Modern bilimin olanakl kld inanlmaz ekonomik bymenin de karanlk yanlar var; bu byme gezegenin birok blgesinde evre tahribatna yol at ve dnya apnda bir ekonomik felaketi mmkn hale getirdi. Modern enformasyon teknolojisinin dnya apnda kullanma sokulmasnn ve haberlerin zaman yitirmeden iletilebilmesi olanann demokratik ideallerin yaygnlamasn kolaylatrd sk sk belirtilmektedir. rnek olarak da, Amerikan CNN Televizyonu'nun 1989'da Tienanmen Meydan'nn gal edilmesini ya da daha sonra Dou Avru-pa'daki devrimci olaylar btn dnyaya aktarmas gsteril31 mektedir. Ne var ki, iletiim teknolojisi deer bakmndan yanszdr. ran'daki devrim ncesinde 1978'de Ayetullah Humeyni'nin gerici fikirleri lke iinde kasetli teypler araclyla yaylyordu, bu teyplerin yaygnlamas ise ancak ah dnemindeki ekonomik modernleme sayesinde mmkn olmutu. Eer televizyon ve dnya apnda dorudan haber aktarm 1930'larda mevcut olsayd, bunlar Joseph Goebbels ve Leni Riefensfahl gibi Nazi propaganda ustalar tarafndan faist fikirleri yaymak iin ok etkili bir ekilde kullanlrd. 20. yzyln travmatik gelimeleri derin bir entellektel krizin arka plann da oluturmaktadr. Tarihsel ilerlemeden sz etmek ancak insanln nereye yneldii bilinirse mmkn olabilir. 19. yzylda ou Avrupal ilerlemeden daha fazla demokrasi ynnde bir gelimeyi anlyordu, buna, karlk 20. yzylda ou zaman bu konuda bir mutabakat sz konusu olmad. Liberal demokrasi, ideal bir topluma ilikin tamamen farkl tasavvurlara sahip iki baka-nemli politik ideolojiyle -faizm ve komnizm- rekabet halindeydi. Bat'da bile artan sayda insan, liberal demokrasinin gerekten btn insanln zlemi olduu, bunun yalnzca dar grl bir Avrupa etnosantrizminin rn olmayan evrense bir ama olduu grnn doruluunu sorgulamaya balad. Avrupallar, nce smrgeci efendiler, sonra Souk Sava srasnda koruyucu efendiler ve en sn olarak da egemen ulusal devletlerin teorik olarak eit hakl

partnrleri olarak Avrupa d dnyayla kar karya gelmek zorunda kaldklarnda, ideallerinin evrenselliini sorgulamaya baladlar. Avrupa'nn iki dnya savanda kendi kendine yapt, bir tr intihar andran byk tahribat, Bat devletlerinin akl bakmndan tekilere stn olduu varsaymn derinden sarsmt. 19. yzylda her Avrupal igdsel olarak bile uygar halklarla barbarlar arasnda bir ayrm yapabilirdi, ama Nazi lm kamplarndan sonra bu artk o kadar kolay deildi. nsanlk tarihi artk tek bir yne doru geliiyor olmaktan ok, ne kadar ok halk ve uygarlk varsa o kadar ama varm gibi grnyordu ye liberal demokrasi bunlar arasnda ayrcalkl bir 32 yere sahip deildi. Yakn zamanlarda karamsarlmz zellikle, komnizmin her zaman iin Bat liberal demokrasinin alternatifi olarak kalaca eklindeki neredeyse evrensellemi inanta ifadesini buluyordu. rnein yetmili yllarda ABD Dileri Bakan iken Henry Kissinger u uyary yapyordu: "Bugn tarihimizde ilk kez [komnist] meydan okumann hibir zaman sona ermeyecei gerei ile kar karya bulunuyoruz... Baka lkelerin yzlerce yl izlemek zorunda kaldklar gibi, srarla uygulamalyz... [Dpolitikamzn] bu koulu hibir zaman deimeyecektir./(11) Kissinger'e gre SSCB gibi dman glerin politik ve toplumsal temel yaplarn reforme etmeyi istemek topik bir eydi. Politik olgunluk dnyay olmasn istediiniz gibi deil olduu gibi grmek demekti ve o nedenle de Brejnev'in Sovyetler Birlii'nin varln sineye ekmek zorundaydnz. Komnizm ile demokrasi arasndaki atma belki yumuatlabi-lirdi, ama kyamet anlamna gelecek bir sava olasln tamamen ortadan kaldrmak hibir zaman mmkn olmayacakt. Kissinger bu grlerinde hi de yalnz deildi. Meslek olarak politikayla ya da zel olarak d politikayla ilgilenen hemen hemen herkes komnizmin srekliliine inanmt. O nedenle de seksenli yllarn sonunda komnist sistemlerin dnya apnda kmesi bir ou iin beklenmedik bir gelime oldu. Bu yanl ngr yalnzca ideolojik dogmatizmin olaylarn soukkanl bir ekilde deerlendirimesini saptrm olmasyla aklanamaz. ok farkl politik inanlara sahip insanlar; gerek Dou'daki gerek Bat'daki saclar, solcular vt / lmllar, gazeteciler, bilim adamlar ve politikaclar, hepsi ayn ekilde yanldlar. Bu kadar geni bir krln kkleri salt partizanlktan ok daha derinlerdedir, bunu yzylmzn olaylarnn yaratt olaanst tarihsel karamsarlkta aramak gerekir. Daha 1983'de Jean-Franois Revel u tezi savunuyordu: "Demokrasi tarihte belki de yalnzca bir oyun aras, gzlerimizin nnde kapanmakta olan ksa bir parantezdir."0* Politik sa elbette komnist lkelerde yaayan insanlarn 33 buradaki sistemleri hibir ekilde meru saymadndan kesinlikle emindi ve bu lkelerdeki ekonomik zayflklar ok iyi biliniyordu. Ama saclarn byk bir blm Sovyetler gibi "iflas etmi" bir toplumun bile iktidar anahtarna sahip olduuna inanyordu: Totaliter leninist sistem kk bir "Brokratik diktatrler" kliine, modern rgtsel ve teknik aralarla byk bir nfus zerinde neredeyse sonsuza kadar hkmetme olana salyordu. Totaliter sistemin mant tahakkm altndaki halkn sadece korkutulma-sn deil, ayn zamanda komnist efendilerinin deerlerini iselletirmeye zorlanmasn da gerektiriyordu. Jeanne Kirkpatrick'e gre, birinciler "mevcut servet, g ve konum dalmna dokunmaz" ve "geleneksel tanrlar kutsar ve geleneksel tabulara sayg gsterirken", sol totaliter sistemler "toplumun her alan iin normlar getirmek" ister ve "kk salm deer ve grenekleri inerler". Salt otoriter bir devletten farkl olarak totaliter bir devlet, toplumu, kendini her hangi bir deiiklik ve reforma kar mutlak olarak koruyacak ekilde totaliter rejimlerin kendiliinden deiecei konusunda hibir beklentiye izin vermemektedir." (14) Totaliter devletlerin ok uzun bir sre ayakta kalabileceklerine olan bu salam inancntemelinde demokrasiye olan gvensizlik yatyordu. rnein Jeanne Kirkpatrick, o zamanlar demokratik olmayan nc Dnya lkelerinin ok aznn baarl bir ekilde demokratikleebileceini yazyordu (komnist bir rejimin demokratikleme olasl ise kesinlikle sz konusu deildi); Revel ise, Avrupa ve Kuzey Amerika'daki gl ve yerleik

demokrasilerin kendilerini savunma kararllna sahip olmadn ne sryordu. Kirkpatrick baarl bir demokratikleme iin gerekli eitli ekonomik, sosyal ve kltrel nkoullar tek tek sayyor ve her hangi bir lkenin her hangi bir zamanda demokratik-letirilebilecei grn tipik Amerikan iyimserlii olarak eletiriyordu. nc Dnya'da demokratik bir merkez olabilecei varsaym bir tuzak ve bir illzyondu, deneyim bu dnyann otoriter sa sistemler ile totaliter sol sistemler arasnda blndn gsteriyordu. Revel ise, demokrasi34 I lerin amaca ynelik ve uzun vadeli bir d politika stratejisi izlemede byk glklerle kar karya olduu eklindeki daha nce Tocqueville tarafndan dile getirilen eletiriyi daha sivri bir biimde ifade ediyordu.(15) Tam da, demokratik tartma iin tipik olan gr okluu, zkuku ve zeletiri gibi demokratik nitelikler demokrasileri felce uratyordu. "Gerekten de kleletirilmi halkn ne gerek haklara, ne de etki olanaklarna sahip olduu komnist lkelerde byk ktlklar ve yaygn yoksulluk rejim zerinde her hangi bir etkide bulunmazken, grece ok daha zararsz honutsuzluk nedenleri demokrasileri ok daha abuk sarsmakta ve zayflatmakta, felce uratmakta ve sistemin varln tehdit etmektedir. Srekli eletirinin mekanizmann ayrlmaz bir paras olduu toplumlar yaamaya deer biricik toplumlardr, ama bunlar ayn zamanda en kolay yara alan toplumlardr. "(6) Sol ise farkl bir yoldan benzer bir sonuca ulat. Seksenli yllarda Avrupa ve Amerika'daki "ilericiler"in ou artk, kinci Dnya Sava'nn sonuna kadar birok kiinin inanm, olduu gibi, kendi geleceklerinin Sovyet tr bir komnist sistemde olabileceine inanmyordu. Ama solcular marksizm-leninizmin teki insanlar iin bir meruiyete sahip olduunu hl kabul ediyorlard; bu kural olarak corafi ve kltrel mesafeye oranla artan bir meruiyetti. Sovyet tr komnizm Birleik Devletler ve Byk Britan-ya'daki insanlar iin zorunlu olarak gereki bir alternatif saylmasa da, otokratik ve merkeziyeti bir gelenee sahip Ruslar iin en uygun zm yolu olarak kabul edilebiliyordu. Hele inliler tam da yabanc egemenliinden, gerilikten ve on 'rsuzluktan komnizme ynelmilerdi. Amerikan emperyalizminin kurban saylan Kballar ve Nikaraguallar iin d*e benzer eyler syleniyor, Vietnamllar iin ise komnizm neredeyse ulusal bir gelenek olarak kabul ediliyordu. Birok solcu, nc Dnya'daki sosyalist bir rejimin, zgr seimlere ve dnce zgrlne izin vermese de, bir toprak reformuyla, cretsiz salk hizmetiyle ve okuma-yazma kampanyalaryla meruiyet elde edeceine inanyordu. O nedenle hemen hemen hibir solcunun Do35 u Bloundaki ya da in'deki devrimci bakaldrlar ngrmemi olmasnda alacak birey yoktur. Komnizmin meruiyetine ve srekliliine olan inan Souk Sava'n son gnlerinde olduka tuhaf biimler ald. rnein nl bir Sovyetler Birlii uzmanna gre, Brejnev zamanndaki Sovyet sistemi kendisinin "kurumsal oulculuk" dedii bir yapya olduka yaknlamt: "Sovyet yne-1 timi Sovyetler Birlii'ni Amerikan politik biliminin oulcu modelinin ruhuna o kadar yaknlatrmtr ki, Sovyetler Birlii imdi bu modele Birleik Devletlerin kendisinden daha uygun dmektedir."(1T). Buna gre Gorbaov ncesindeki Sovyet toplumu "atl ve pasif deil, tersine her bakmdan katlmc"yd, hatta Birleik Devletlere oranla halkn daha byk bir blm politikaya "katlyor"du.(8) Dou Avrupa'daki baz bilim adamlar da benzer ekilde dnyor ve ak zorlayc karakterine ramen komnizme muazzam bir-toplumsal istikrar atfediyordu. Byle bir uzman 1987'de "Bugn [Dou Avrupa lkelerini]' .dnyadaki birok baka lkeyle, rnein Latin Amerika'daki btn lkelerle karlatrdmzda, bunlarn gerek anlamda bir istikrar kalesi olduunu grrz" diyor ve "mutlaka dmanca bir tutum iinde olan inansz bir halka kar duran... 'meru olmayan' bir parti" eklindeki geleneksel yorumu eletiriyordu.C19) Bu grlerin bazlar yalnzca yakn gemiin gelecee basit bir projeksiyonundan ibaretken, bir ounun temelinde komnizmin Dou'daki meruiyetine ilikin olumlu bir yarg yatyordu. Buna gre btn tartmasz toplumsal problemlere ramen komnist yneticiler halklaryla,-

alayc bir Sovyet deyiinde, "onlar bize para der gibi yapyor, biz de alr gibi yapyoruz" szleriyle ifade edilen bir tr "toplumsal anlama" yapmlard.00' Bu rejimler ne retici ne de dinamikti, ama gene de gvenlik ve istikrar saladklar iin tabanda belli lde bir onaya sahip olduklar ne srlyordu.(21) Politolog Samuel Huntington rnein 1968'de yle yazyordu: Birleik Devletler, Byk Britanya ve Sovyetler Birlii farkl hkmet biimlerine sahipler, ama her sistemde 36 de iktidarda bir hkmet var. Her lke, politik sistemin meruluu konusunda halkn ezici ounluunun mutabakat iinde olduu bir politik topluluk durumunda. Het birinde yurttalar ve yneticileri lkeye neyin yararl olduu ve politik topluluun hangi gelenek ve ilkelere dayand konusunda bir dizi ortak gre sahip!22' Huntington'un komnizme zel bir sempatisi yoktu, ama komnist hkmetlerin yllar iinde halkn belli lde onayn kazandn grmezden gelmenin mmkn olmad grndeydi. Tarihteki ilerleme olanana ilikin gnmzdeki karamsarlk iki farkl ama paralel gelien krizden; yirminci yzyl politikasnn krizi ile Bat rasyonalizminin entellek-tel krizinden kaynaklanyordu. Birincisi milyonlarca insann hayatna maloldu ve yz milyonlarca insan yeni ve ok daha gaddar klelik biimleri altnda yaamaya zorland; ikincisi ise kendini savunmak iin ihtiya duyduu entel-lektel kaynaklan liberal demokrasinin elinden ald. Her iki kriz sk skya birbirine balyd; bunlar birbirinden ayrarak anlamak mmkn deildir. Bir kere, entellektel mutabakat olmad iin,, bu yzyln savalar ve devrimleri ok daha ideolojikti ve o nedenle de baka durumda olabileceinden ok daha ar oldular. Rus ve in Devrimleri ile Nazilerin kinci Dnya Sava'ndaki fetihleri gaddarlk asndan 16. yzyldaki din savalarn kat kat geride braktlar. O zaman da sz konusu olan yalnzca toprak ve kaynaklar deil, ayn zamanda deer sistemleri ve halklarn yaam tarzlaryd. te yandan ideolojik motifli almalarn ;ddeti ve bunlarn korkun sonular liberal demokrasilerin zgveni zerinde ykc etkilerde bulundu; totaliter ve otoriter rejimler dnyasnda yaltlanan liberal demokratlar, doru ve yanla ilikin liberal grlerin evrensellii konusunda ciddi kukulara dtler. Ne var ki, 20. yzyln ilk yarsndaki deneyimler karamsarlk iin gl nedenler oluturmuken, ikinci yardaki gelimeler ok farkl, beklenmeyen bir yne iaret ettiler. Doksanl yllarn'banda dnya bir btn olarak yeni bir bela ortaya karm deil, tersine baz bakmlardan 37 daha iyi olmu durumda. Komnizmin seksenli yllarn sonunda eski kalelerinin oundaki tamamen beklenmedik k yakn gemiin en nemli'srprizi oldu. ok arpc da olsa, bu gelime aslnda kinci Dnya Sava'ndan beri biimlenmeye balayan daha byk bir olgular rgsnn bir parasyd. Her trl, sa ve sol otoriter diktatrlk kmektedir/235 Baz devletlerde kten sonra gelien ve istikrarl demokrasiler olumu, bazlarnda ise k bir istikrarszlk dnemi ya da bir baka diktatrlk biimi izlemitir. Sonunda baarl demokrasilerin kurulup kurulmayacandan bamsz olarak, her trl otoriter rejimin pratikte dnyann her yannda derin bir kriz iine girdii sylenebilir. 20. yzyln banda en nemli politik yenilik Nazi Almanyas ve Sovyetler Birlii gibi totaliter devletlerin ortaya kmasyd. Son yllar ise ok gl grnen devletlerin bile znde muazzam zayflklara sahip olduunu gsterdi. Son derece youn ve beklenmedik bir ekilde ortaya kan bu zayflklar, imdi bizden, yzylmzn tarihin gidiine ilikin verir gibi grnd karamsar dersleri bir kere daha gzden geirmemizi talep ediyor. 38 Gl Devletlerin Zayfl (I) Otoriter egemenliin u andaki krizi Gorbaov'un pe-restroykas ya da Berlin Duvar'nn yklmasyla balamad.Kriz aslnda yaklak yirmi be yl nce Gney Avrupa'da bir dizi sa otoriter rejimin yklmasyla balamt. 1974'de Portekiz'de Caetano rejimi bir askeri darbeyle devrildi. lkenin i savan eiine geldii karmak bir gei dneminden sonra Nisan 1976'da

sosyalist Mario Soares babakan seildi ve o tarihten bu yana Portekiz istikrarl bir demokrasidir. 1967'den beri Yunanistan'a hkmeden albaylar da 1974'de iktidar kaybettiler ve halk tarafndan seilen Karamanlis hkmetinin yolu ald. 1975'de spanya'da General Francisco Franko'nun lm zerine iki yl sonra demokrasiye rnek h\x bar gei iin yol ald. Eyll 1980'de Trkiye'de, lke terrizm iinde boulma durumundayken askerler iktidar ele ald, ama egemenlii daha 1983'de gene sivil bir hkmete devrettiler. O tarihten bu yana btn bu lkelerde dzenli olarak birok partinin katld serbest seimler yaplyor. On yldan az bir sre iinde Gney Avrupa'da ilgin bir dnm yaand. Sz konusu lkeler bu tarihe kadar, dinsel ve otoriter gelenekleri nedeniyle Bat Avrupa'nn demokratik ana al minin dnda kalmaya mahkm aykr rnekler olarak grlyordu. Ama buna ramen bu lkeler seksenli yllarda ileyen ve istikrarl demokrasiler haline geldiler, yle ki, (bir olaslk Trkiye dnda) bu lkelerde yaayan insanlar artk farkl koullar hayal bile etmiyorlar. Benzer bir demokratik dnm seksenli yllarda Latin Amerika'da da gerekleti. Bu sre, Peru'da 1980'de oniki yllk bir askeri ynetimden sonra yeniden demokratik bir 39 hkmetin seilmesiyle balad. 1982'de Falklands/Malvi-nas Sava Arjantin'deki askeri cuntann sonunu hzlandrd, askerler demokratik olarak seilen Alfonsin hkmeti-karsnda geri ekilmek zorunda kaldlar. Latin Ameri-ka'daki baka lkeler bunu hemen izledi, Uruguay ve Brezilya'da 1983 ve 1984'de askeri ynetimler ibandan uzaklatlar. Seksenlerin sonunda Paraguay'daki Stroessner ve ili'deki Pinochet diktatrlkleri de yerlerini demokratik olarak seilmi hkmetlere terketmi bulunuyordu. 1990 banda Nikaragua'daki Sandinist hkmet bile serbest seimlerde Violetta Chamorro ynetimindeki bir koalisyona yenik dt. Birok politik gzlemci Latin Amerika'daki yeni demokrasilerin srekliliine Gney Avrupa'dakinden daha az gven duyuyordu. Latin Amerika'da demokrasiler hep gelip geici olurdu ve btn zorluklar iindeydi. Bunun da tesinde Peru ve Kolombiya gibi lkeler ayaklanmaclar ve uyuturucu tccarlar gibi ciddi i tehditlerle kar karyaydlar. Ama gene de yeni demokrasiler ala-" cak kadar direnli ktlar, sanki otoriter rejimlerle olan eski deneyimleri askeri ynetime geri dne kar koruyucu bir a ilevi gryordu. Yetmili yllarn banda yalnzca bir avu Latin Amerika lkesi demokratik hkmetlere sahipken, doksanl yllarn banda sadece iki lkede, Kba ve Guyana'da bir lde de olsun serbest seimler sz konusu deildi. Dou Asya da benzer bir gelime yaad. 1986'da Filipinli diktatr Ferdinand Marcos devrildi, kamuoyunun byk sempati dalgas Corazon Aquino'yu bakanlk makamna tad. Bir sonraki yl Gney Kore'de General un Do Hvan istifa etti ve Roh Tae Vu'nun bakan seilmesine izin verdi. Tayvan'da politik sistemde bu kadar ciddi deiiklikler olmamasna ramen, an Kay ek'in Ocak 1988'de lmnden sonra aada nemli bir demokratik birikim gerekleti. ktidar partisi Komingtang'n eski yneticilerinin byk bir blm ldkten sonra, Tayvan toplumunun artan sayda kesimleri, bu arada yerli Tayvanllar Ulusal Par-lamento'da temsil olana buldular. Sonunda Burma'daki otoriter rejim de demokratik bir hareket tarafndan sarsld. 40 ubat 199'da Gney Afrika'da Boerlerin arlndaki F.W. Klerk hkmeti Nelson Mandela'nn serbest braklmasna ve Afrika Ulusal Kongresi (ANC) ile Gney Afrika Komnist Partisi zerindeki yasan kaldrlmasna karar verdi. lerde serbest seimlerle oluacak bir hkmet amacyla iktidarn siyahlar ve beyazlar arasnda bllmesi iin grmeler yolunda bu ilk admd. imdi geriye baktmzda, otoriter rejimlerin iktidarlarn srekli koruyabileceklerine, daha geni anlamda gl devletlerin yaam gcne olan yanl inancmz nedeniyle diktatrlklerin krizini byk lde kmsemi olduumuzu syleyebiliriz. Liberal bir demokraside devlet tanm gerei zayftr, bir bireysel haklar alannn korunmas onun gcnn kesin ekilde snrlanmas anlamna gelir. Buna karlk, sa ve sol otoriter rejimler, ister' gl bir askeri aygt kurmak, isterse eitliki bir sosyal dzen kurmak ya da hzl bir ekonomik bymeye ulamak olsun, farkl nedenlerden devlet gcn zel alana yaymaya ve

zel alan tahakkm altna almaya alrlar. Bireysel zgrlk dnyasnda yitirilenler ulusal ama dzeyinde geri kazanlacaktr. Bu gl devletlerin sonunda kmesine yol aan kritik zayflk, zmsz bir meruiyet problemiydi, fikirler ve grler dnyasndaki bir krizdi. Meruiyet mutlak anlamda adalet ya da hukuk demek deildir; meruiyet insanlarn sbjektif alglamasna bal grece bir kavramdr. Gerekten hareket yeteneine sahip btn rejimler herhangi bir meruiyet biimine dayanmak zorundadr/0 Genellikle Hitler iin sylenenin tam tersine, hibir diktatr yalnzca "zor"a dayanarak hkmedemez. Bir tiran, beden olarak onlardan daha glyse, ocuklarna, yal adamlara ya da belki de karsna - orla hkmedebilir, ama bu ekilde iki ya da kiiden fazlasna, hele milyonlarca nfusa sahip bir devlete hi hkmedemez.(2) Hitler gibi bir adamn "zor" ile ynettiini sylediimizde, bununla kasdettiimiz, emrin-dekilerin, Nazi Partisi, Gestapo ve orduyla birlikte fizik gle halkn ounluunu korkutabilmesiydi. Ama bu kurumlardaki insanlar Hitler'e niin sadkt? Kesinlikle onlar fizik zorla bask altnda tuttuu iin deil; onlar egemenli41 ini meru kabul ettikleri iin Hitler'e sadktlar. Elbette gvenlik aygtlar da korkutulabilir, ama bir diktatrn belli bir noktada, mutlaka egemenliinin merutuyetine inanan sadk bendelere ihtiyac vardr, Ayn ey en kk ve yoz Mafya efi iin de geerlidir: "Aile"si onun "meruiyet" ini kabul etmeseydi, hibir ekilde baba olamazd. Ya da Sokrates'in Eflatun 'un Politedsmda dedii gibi: Bir haydut etesinin bile ganimeti paylaabilmek iin belli bir adalet ilkesine sahip olmas gerekir. O nedenle meruiyet en adaletsiz ve kanl diktatr iin bile merkezi bir sorundur. B,ir rejimin, varln srdrebilmesi iin nfusun ounluu tarafndan meru kabul edilmesi gerekmedii aktr. Halkn ounluunun mutlak nefretini kazanm aznlk diktatrlklerinin gene de onlarca yl iktidarda kaldklarnn saysz gncel rnei vardr. Suriye'deki Alevilerin arlndaki Esad rejimi ya da Irak'daki Saddam Hseyin ynetimindeki Baas Partisi fraksiyonu byledir. Latin Amerika'daki eitli askeri cunta ve oligariler de halklarnn geni bir destei olmadan ayakta kalmlardr. Bir rejim halkn ounluu tarafndan meru kabul edilmediinde bu henz bir meruiyet krizi anlamna gelmez; bunun iin bu grn rejime bal sekinlere, zellikle de devletin zor tekelinin aralarn elinde tutan glere, hkmet partisine, orduya ve polise de sirayet etmi olmas gerekir. Otoriter bir rejimde bir meruiyet krizinden sz ettiimizde, bununla, beraberlikleri rejimin hareket yetenei iin vazgeilmez olan sekinlerin sralarndaki bir krizi kasdediyoruz. Bir diktatrn meruiyeti, martlm bir ordunun kiisel sadakatinden ynetimi gerekelendiren inceltilmi bir ideolojiye kadar ok farkl kaynaklara dayanabilir. Yzylmzda faizm sa ynelimli, demokratik ve eitliki olmayan btnsel bir meruiyet ilkesi oluturma abasnn bir rneiydi. Btn insanlarn edeerli olduunu ve genel geer'insan haklarn reddettii iin faizm, liberalizm ve komnizm gibi "evrensel" bir doktrin deildi. Faist ar milliyetilik iin en nemli meruiyet kayna rk ya da ulus bayd; buna gre Almanlar gibi "efendi rklar" teki insanlar zerinde hkmetme hakkna sahiptirler. G ve 42 irade akl ve eitlikten daha geerliydi ve hkmetme hakkn veriyordu. Naziler, Almanlarn rk olarak stn olduunu ileri sryor ve baka kltrlerle atarak bunu kantlamak istiyorlard. Bu nedenle sava faizm iin patalojik bir durumdan ok normal bir olayd. Faizm daha bir i meruiyet krizi oluamadan silah zoruyla ykld. Hitler ve arda kalan yandalar Berlin'deki korunaklarnda lme giderken hl Nazi davasna ve Hit-ler'in otoritesinin meruiyetine inanyorlard. Nasyonal sosyalizm birok insann gznde saygnln ancak yenilgiden sonra geriye bak srasnda yitirdi. Hitler, meruiyet iddiasn Almanlara dnya egemenliini vaat etmesine dayandrmt. Almanlar bunun yerine muazzam ekilde tahrip olmu ve aa saylan rklarn igaline uram bir lke buldular. Yalnzca mealeli geit trenleri ve kansz kazanlan zaferler varken, faizm sadece Almanlarn deil, dnyann drt bir yannda birok halkn gzn kamatrmti; ama kendi isel militarizmi mantksal sonucuna ulatnda ekiciliinden ok ey kaybetti. Bir anlamda kendi i elikisinin kurban oldu: Militarist ve sava yceltici zellikleri onu kanlmaz olarak

uluslararas sistemle kendi kendini yok edici bir atmann iine soktu. Bu nedenle faizm kinci Dnya Sava sonrasnda liberal demokrasi iin artk ciddi bir ideolojik rakip olma durumunda deildi. Elbette, eer Hitler yenilmeseydi faizmin bugn nasl , bir meruiyete sahip olacan sorabiliriz. Faizmin i elikisi uluslararas sistem tarafndan askeri yenilgiye uratlmas olaslndan ok daha derinlere kk salmt. Hitler sava kazansayd, o zaman faizm varlk temelini kaybedecekti: Dnya apndaki bir imparatorluun bar ortamnda Alman u!,:su artk sava ve fetihlerle stnln kantlama olanan bulamayacakt. Hitler'in yenilgisinden sonra liberal demokrasinin sadaki alternatifi olarak yalnzca inat ama btnsel bir ideolojik sisteme sahip olmayan eitli askeri diktatrlkler kald. Bu rejimlerin ou mevcut toplumsal dzeni korumaktan daha yksek bir amaca sahip deildi, en byk zayflklar uzun vadeli bir meruiyet zeminine sahip olma43 malaryd. Bu rejimlerin hibiri, Hitler'in yapt gibi, srekli otoriter bir rejimi gerekelendirebilecek btnsel bir ulus doktrini gelitiremedi. Hepsi de demokrasi ve halk egemenlii ilkesini kabul etmek zorunda kaldlar, ancak komnist ya da terrist tehditler veya kendilerinden nceki demokratik ynetimlerin ekonomiyi iflasa srklemi olmas gibi nedenler ileri srerek lkelerinin henz demokrasiye hazr olmadn iddia ediyorlard. Kendilerini yalnzca bir demokrasiye gei biimi olarak tantarak hakl gsterebiliyorlard/4' Meruiyet eksiklii sa ynelimli otoriter hkmetlerin bir zayfl olmakla birlikte, bu onlarn otomatik olarak abucak kmeye mahkm olduklar anlamna gelmiyordu. Latin Amerika ve Gney Avrupa'daki demokratik hkmetlerin de ok saydaki ciddi sosyal ve ekonomik problemi zmede zayflklar var.<5) Hzl bir ekonomik byme salamay ok az baarabildi ve birok lkede terrizm hl byk bir sorun. Ama sa otoriter rejimlerde belli bir politik alanda bir kriz ya da baarszlk ortaya ktnda, ki bu neredeyse her zaman kanlmazd, meruiyet eksiklii kritik bir zayflk kaynana dnyordu. Meru rejimler bir gven sermayesine sahiptir, ksa vadeli byk problemlerde bile bu sermaye onlar besler ve baarszln bedeli hkmet bakannn veya btn hkmetin istifasyla denebilir. Meru olmayan rejimlerde ise bir baarszlk genellikle btn rejimin kmesini getirir. Portekiz buna bir rnektir. Antonio de Oliveira Salazar ve halefi Marcelo Caetano'nun diktatrl da kar istikrarl grnyordu; o kadar istikrarl grnyordu ki, baz politik gzlemciler Portekiz halk hakknda, onun "pasif, kaderci ve son derece melankolik" olduunu yazyorlard.*5 Daha nce Almanlarn ve Japonlarn yapt gibi Portekizliler de, kendilerinin demokrasi iin henz olgun olmadn ne sren btn yabanc gzlemcileri yalanc kardlar. Caetano diktatrl, Nisan 1974'de, kendi askerleri karsna geip Silahl Kuvvetler Hareketi'ni (Movimen-to das Forcas Armadas, MFA) kurduktan sonra ykld.07' Askerlerin dolaysz motifi, Afrika'daki giderek keskinleen 44 ve Portekiz'in kazanmas mmkn olmayan smrge savayd. Sava Portekiz btesinin drtte birini ve Portekiz ordusunun byk bir blmnn enerjisini yutuyordu. Silahl Kuvvetler Hareketi hibir ekilde bir btn olarak demokratik bir ruhta olmad iin demokrasiye gei engebeli oldu. Birok subay Alvaro Cunhal'in ynetimindeki or-todoks Stalinist Komnist Parti'nin etkisi altndayd. Ama Portekiz'deki merkez ve demokratik sa politik gle otuzlu yllardakinden farkl olarak bu kez beklenmedik ekilde direnli ktlar ve frtnal bir politik ve sosyal alkant dneminden sonra Mario Soares'in lml Sosyalist Partisi Nisan 1976'daki seimlerde grece bir ounluk salad. Yabanc rgtlerin, zellikle de Almanya Sosyal Demokrat Partisi ile Amerikan gizli servisi CIA'nn yardmlarnn bu zaferde nemli bir pay vard. Ama eer Portekiz'de demokrasi iin geni bir kamuoyu desteini seferber etmeyi baaran politik partiler, sendikalar, kilise gibi beklenmedik lde gl toplumsal gler olmasayd, d yardm kesinlikle sonusuz kalrd. Bat Avrupa tketim kltrnn ekicilii de bir rol oynad. Bir politik gzlemci bunu yle ifade ediyordu: "Aslnda gsteriler yapp sosyalist devrim sloganlar barmas gereken iiler, paralarn yaam stan-

dartna ulamak istedikleri Bat Avrupa tketim toplumlarnn ev aletlerini ve giysilerini almaya harcyorlard."w spanya'nn bir yl sonraki demokrasiye geii, otoriter rejimlerin meruiyet sorununu belki de en iyi gzler nne seren rnektir. General Francisco Franko birok bakmdan, taht ve mihraba dayanan ve Fransz Devrimi'nde batm olan 19. yzyl Avrupa muhafazakrlnn son temsilcisiydi. Katolik spanya'nn bilincinde otuzlu yllardan beri dramatik bir dnm f reklemekteydi: 1960'lardaki kinci Vatikan Konsili'nden sonra kilise bir btn olarak liberal-lemi ve spanyol katolikliinin byk blmleri Bat Avrupa'nn Hristiyan Demokrat modelini benimsemiti. spanyol kilisesi bu arada yalnzca hristiyanlkla demokrasi arasnda mutlaka bir eliki olmas gerekmediini saptamakla kalmad, bunun da tesinde insan haklarnn savunulma45 snda giderek daha kararl olmaya ve Franco diktatrlne artan lde eletirel yaklamaya balad/9' Bu gelime Opus Dei adl katolik hareketin bilincinde de izler brakt. Bu hareketin birok yesi 1957'den beri hkmet ve idarede nemli mevkilerde bulunuyordu. Bunlar ayn zamanda o sralar balatlan ekonomik liberallemeye de youn bir ekilde katldlar. O nedenle Kasm 1975'de Franco ldnde, rejimin nemli gruplar demokrasiye geii dzenleyen btn "paktlar" meru kabul etmeye hazr durumdaydlar. Franco rejiminin btn nemli kurumlar bar yoldan tasfiye edildi, Komnist Parti de dahil olmak zere geni bir muhalefete izin verildi, seimlerle gerekten demokratik bir anayasa yazmaya mezun bir Kurucu Meclis oluturuldu. Eski rejimin nemli kiileri, en bata da Kral Juan Carlos, Franco sisteminin spanya'nn sosyal ve ekonomik bakmndan giderek daha ok benzetii demokratik Avrupa'da bir anakronizmi temsil ettiine kesin olarak ikna olmu olmasalard, btn bunlar mmkn olmazd/10' Franko rejiminin son meclisi ilgin bir karar ald: Cortes, Kasm 1976'da ezici ounlukla pratikte kendi intihar anlamna gelen bir yasa kard ve yeni Cortes'in demokratik bir seimle olumasn kararlatrd. Portekiz'de olduu gibi, spanya'da da halk genel olarak gl bir demokratik merkezi destekleyerek demokrasinin kesin olarak yolunu at. Aralk 1976'da yaplan bir referandumda spanyollar demokratik seimlerden yana oy kulland ve Haziran 1977'deki seimlerde sknet ve huzur iin Adolfo Sua-rez'in merkez sa partisini iktidara getirdiler/10 Yunanistan (1974) ve Arjantin'deki (1983) demokrasiye dnlerde askerler zorla iktidardan uzaklatrlmadi; her iki lkede de kendi aralarndaki ayrlklar nedeniyle iktidar sivil hkmetlere devrettiler, herhalde egemenliklerinin meruiyetine olan inanlarn yitirmilerdi. Portekiz'de olduu gibi Yunanistan ve Arjantin'de de i dnm d politikadaki baarszlklar balatt. Yunanl Albaylar 1967'de iktidar ele geirmelerinden sonra kendilerini hep demokrasiye atfta bulunarak savunmu ve her zaman "daha salkl" ve "yenilenmi" bir politik sistemin yolunu ha46 zrladklarn ne srmlerdi/12' Bu, askeri rejimin zayf noktasyd. Anavatana balanmay talep eden Kbrs Rumlarn desteklediklerinde, Albaylar tamamen sfr tkettiler. Trkiye Kbrs' igal etti ve Yunanistan ile Trkiye arasnda byk bir savan eiine gelindi.03' 1976'da Bakan Isabella Peron'u devirmi olan Arjantin cuntasnn en nemli amac, Arjantin toplumunu terrizmden kurtarmakt. Askeri hkmet vahi bir savala bu amacna ulat ve bylece kendi varlk gerekesini de ortadan kaldrd. Falk-lands/Malvinas adalarnn igaliyle rejim, kazanmas mmkn olmayan gereksiz bir sava provoke ederek kendi sonunu hazrlam oldu.0* Baka rneklerde ise gl askeri hkmetler, kendilerinden nceki demokratik hkmetlerin de meruiyetlerini yitirmesine neden olmu, ar ekonomik ve sosyal sorunlarla baa kamadlar. Ekonomik kriz giderek daha derinletii ve General Franco Morales hkmeti grev dalgasyla ve inat sosyal problemlerle ba edemedii iin Perulu askerler, iktidar 1980'de sivil bir hkmete devrettiler/15' Brezilya askeri rejim altnda 1968'den 1973'e kadar parlak bir ekonomik byme dnemi yaad. Ama daha sonra petrol krizi sonucunda

konjonktrn dnya apnda kt-lemesiyle, askerler ekonomik politika asndan ok g bir durumda olduklarn saptamak zorunda kaldlar. O nedenle, askeri rejimin son bakan Joa Fiqueiredo seilmi sivil "^r bakann lehine istifa ettiinde birok general kendini olduka rahatlam hissetti, hatta bazlar pimanln ifade etti.06' Uruguay'da askerler 1973/74'de Tupamaros'a kar "kirli bir sava" yrtmek amacyla iktidar ele almlard. Uruguay grece gl bir demokratik gelenee sahipti; belki de bu nedenle, askerler 1980'de egemenliklerinin kurumlamasn bir halk oylamasyla onaylatmak istediler. Ama oylamay kaybettiler ve bunun zerine 1983'de gnll olarak iktidar terkettiler/17' Gney Afrika'daki rk ayrmcl sisteminin eski babakan H. F. Verwoerd gibi mimarlar, btn insanlarn eit olduu ilkesini reddediyor ve insan rklar arasnda doal bir farkllk ve hiyerari olduunu ne sryorlard/18' Irk .. 47ayrmcl, Gney Afrika'y siyah igcnn yardmyla sanayiletirme ve bu arada siyah halkn kentlemesini nleme ya da geri evirme denemesiydi. Oysa kentleme her trl sanayilemenin doal bir grnmdr. Bu toplumsal politik ama antsal bir projeydi, ama geriye dnp bakldnda sylenecek ey, bunun bir aptallk ant olduudur: "Pasaport Yasalar" nedeniyle 1916 ile 1981 arasnda yaklak onsekiz milyon siyah tutukland; bunlar iyerlerinin yaknnda bir barnak aramak suunu ilemilerdi. Ama sonunda modern ekonominin yasalar daha gl kt ve seksenli yllarda beyaz Gney Afrikallarn dncesi de deimeye balad. F. W. Klerk u gr daha devlet bakan olmadan nce formle etmiti: "Milyonlarca siyahn srekli kent blgelerinde bulunmas ekonomik adan zorunludur. Bu olgu karsnda gzlerimizi kapamann bir yarar yoktur."(19) Irk ayrmcl sisteminin beyazlarn gznde meruiyetini yitirmesi son tahlilde bu yetersiz ekonomik verimlilikten kaynaklanyordu. Bugn beyazlarn ou yeni bir politik sistemde iktidar siyahlarla paylamaya hazrdr/20' Tek tek rnekler arasndaki nemli farkllklara ramen gene de Gney Avrupa, Latin Amerika ve Gney Afrika'da-ki demokratik dnm srecinde dikkat ekici bir ortak zellik saptamak mmkndr: Nikaragua'daki Somoza diktatrl dnda eski rejimlerin hibiri iktidarda: silahl bir ayaklanma ya da devrim sonucunda uzaklamamtr.011 Dnm her seferinde eski rejimin mensuplarndan en azndan bir blmnn, iktidar gnll olarak seilmi demokratik bir hkmete terketmekten yana olmas sayesinde mmkn olmutur. Gnll geri ekilmeyi her seferinde derin bir kriz balatmtr, ama asl neden daha derindeydi: Ad geen btn rneklerde modern dnyada demokrasinin tek meru hkmet biimi olduu gr kar konulamaz bir ekilde kendini kabul ettirmitir. Otoriter hkmetler, terrizmin kknn kaznmas, eski toplumsal dzenin yeniden kurulmas, ekonomik kaosa son verilmesi gibi kendi koyduklar snrl amalara ulatktan sonra, egemenliklerini srdrmeyi gerekelendiremez hale 48 gelmi ve zgvenlerini yitirmilerdir. Eer kral demokratik bir lkede biimsel de olsa kral kalmak istiyorsa ve kilise insan haklar mcadelesinde en n safta yer alyorsa, taht ve mihrap adna insan ldrmek kolay deildir. Buraya kadar sylenenler, "hi kimse iktidar gnll olarak terketmez" eklindeki bilge zdeyiin hakikat pay konusunda yeterli olsa gerek. Eski otoriter iktidar sahiplerinin- bir ounun bir gecede demokrasiyi benimsemedii ve kendi yeteneksizlik ve hatalarnn kurban olduu aktr. Gerek ili'de General Pinochet, gerekse Nikaragua'da Sandinistler serbest seimleri kabul ettiklerinde kaybedeceklerini bekliyor deillerdi. Ama en inat diktatrler bile en azndan kendilerine demokratik bir meruiyet havas vermek ve seimlere gitmek zorunda olduklarnn bilincindeydi. Birok durumda niformal gl adamlar iktidardan vazgeerken, bununla kurbanlarnn intikam giriimlerine kar en nemli kalkan da yitirdikleri iin, nemli bir kiisel risk de alm oluyorlard. Sa otoriter rejimlerin demokrasi fikri karsnda yelkenleri suya indirmek zorunda kalmas belki de bir rastlant deildir. Sa otoriter rejimlerin ounun gc gerekte toplumsal ve ekonomik evreler karsnda grece snrlyd. Liderler giderek daha ok kenara itilen geleneksel sosyal gruplardan geliyordu ve iktidardaki general ve albaylar genellikle zel bir

dnce zenginliine ya da parlak bir zekya pek sahip deildi. Peki, sol totaliter devletlerde durum neydi? Onlar "gl devlet" kavramna yeni bir anlam vermi ve iktidarn kendini srekli yenilemesi iin bir reete bulmu deiller miydi? 49 Gl Devletlerin Zaytfht II ya da: Ayda Ananas Yemek te size Kubiev'den dokuzuncu snftaki bir rencinin daha 1960'larda yazd bit kompozisyondan baz- cmleler: "Yl 1981. Komnizm: Komnizm maddi ve kltrel rnlerin bolluu demek... Btn kent ulam aralar elektrikli hale gelmi, zararl fabrikalar ehir siluetinden uzaklam... Aydayz. iek tarhlar ve meyva aalar arasnda geziniyoruz." Gryor musunuz, ka yldr ayda ananas yiyor olmamz gerekiyormu. Oysa biz daha hl yeryznde yeterince domates yiyebilme sorunuyla urap duruyoruz. -Andrey Nuykin, Ar ve Komnist ideal (1> Totalitarizm kavram Bat'da kinci Dnya Sava sonrasnda, 19- yzyln geleneksel otoritarizmlerinden ok farkl karakterde Uranlklar olan Sovyetler Birlii ile Nazi Almanyas'na ilikin olarak gelitirildi. Hitler ve Stalin cesur sosyal ve politik programlaryla gl devleti yeniden tanmlamlard. Oysa spanya'daki Franko rejimi ya da Latin Amerika'daki eitli askeri diktatrlkler gibi geleneksel despotlar, hibir zaman "sivil toplumu", toplumun zel karlar tarafndan belirlenen alann ezmeyi denememi, kendilerini; bu alan mmkn olduu kadar denetim altn-'da tutmakla snrlamlard. panya'daki Falanj ya da Arjantin'deki Peronist hareket sistematik ideolojiler gelitirmeyi baaramam ve halkn deer yerglarn ve tutumunu deitirmek iin ancak yarm yamalak admlar atabilmilerdi. Buna karlk totaliter devlet insan yaamnn btn alanlarn kapsayan ayrntl bir ideolojiye dayanr. Totaliter devlet sivil toplumu tamamen yok etmek ve yurttalarn yaam zerinde btnsel (total) bir denetim kurmak ister. Boleviklerin 1917'de iktidar ele geirdii andan itibaren Sovyet devleti, muhalif politik partiler, basn, sendikalar, zel giriimler ve kilise gibi Rus toplumundaki bn potansiyel rakip otorite kaynaklarna kar sistematik bir saldr yrtt. 1930'larm sonuna gelindiinde, bu isimleri tayan kurumlar hl vard, ama hepsi rejimin tam kontrol altndayd ve hayaletten farkszd. Toplumun yeleri "atomize" olmu, toplum ile btn gc elinde bulunduran hkmet arasnda hibir "arac kurum" kalmamt. Totaliter devlet, basnn, eitim kurumlarnn ve propagandann yardmyla btn yaklam ve deerleri deitirerek Sovyet insann yeniden yaratmak istiyordu. Devlet aile ilikilerine, insan yaamnn en kiisel ve zel alanna bile karyordu. Ana-babasn Stalin polisine ihbar etmi olan kk Pavel Morosov rejim tarafndan uzun yllar rnek Sovyet ocuu olarak vld. Mikhail Heller'in szleriyle; "Toplumun temel rgsn oluturan insan ilikileri, yani aile, din, tarih, dil rejimin hedef tahtas haline geldi. Top-lua metodik ve sistematik olarak atomize ediliyor, tek tek insanlar arasndaki sk ilikiler devletin setii, ve kutsad ilikilerle deitiriliyor."(3} Ken Kesey'in 1962'de yaynlanan Guguk Kuunun Yuvasnn zerinden Birisi Utu adl roman bu totaliter d resmeder. Kitap, bir deliler evinde tiran karakterli bir bahemirenin gzetiminde ocuksu bir anlamszlk iinde mrlerini dolduran kiileri konu alr. Romann kahraman olan McMurphy tmarhanenin kurallarn bozarak bu kiileri kurtarmak ve zgrlklerine kavuturmak ister. Ama zaman iinde hi kimsenin kendi istei dnda burada tutulmadn farkeder; hepsi d dnyadan korkmakta ve bahemireye baml plarak burada tutulmay tercih etmektedir. Sovyetler Birlii'ndeki totaliter egemenliin nihai amac 51 da aynen byleydi: Yeni Sovyet insan yalnzca zgrln kaybetmekle kalmayarak, bunun da tesinde zgrlkten o kadar korkacakt ki, gvenlii ona tercih edecek ve zincirlerinden vgyle sz edecekti. Birok kii, Sovyetler Birlii'ndeki totaliter sistemin etki yeteneinin devrim ncesi Rusya'nn otoriter gelenekleri nedeniyle glendiine inanyordu. Fransz seyyah Custi-ne'in deerlendirmeleri, 19. yzyl Avrpasmda Rus halk hakknda yaygn olan izlenimler asndan tipiktir. Custine, Ruslar, "klelik tarafndan krlm... ve yalnzca terr ve hrstan anlayan" bir rk olarak nitelendiriyordu.'* Bat, Rus halknn demokrasiye ilgi

duymadna ve demokrasi iin olgunlamadma ikna olmutu. Zaten Sovyet egemenlii de Rus halkna 1917'de, kinci Dnya Sava'ndan sonra Dou Avrupa halklarna olduu gibi dardan dayatlm deildi. Ve bu egemenlik Rus Devrimi'nden sonra ala, ktla, ayaklanmalara ve bir igale ramen yetmi yl ayakta kalabilmiti. Bu durum rejimin halkn byk bir ksmnn gznde ve kukusuz egemen sekinler arasnda belli bir meruiyet kazanm olduu anlamna gelebiliyordu ve buradan da Rus toplumunun otoritarizme bir eilimi olduu sonucuna varlyordu. Batl gzlemciler Polonyallarn ilk frsatta komnizmi silkip atacana gveniyordu, ama ayn ey Ruslar iin geerli deildi. Baka bir deyile Ruslar deliler evinin honut sakinleri olarak grlyordu; burada demir parmaklklar ve deli gmlekleri deil de, kendi gvenlik, dzen ve otorite zlemleri ve bir sper g statsne sahip olma bilinci gibi baz ek yararlar sayesinde tutuluyorlard. Gl Sovyet devleti gerekten de ok gl bir izlenim veriyordu ve en gl olarak da ABD ile dnya apndaki stratejik rekabet mcadelesinde grnyordu. Totaliter devletlerin snrsz bir sre ayakta kalabileceine ve dnyann drt bir yannda kendilerini bir virs gibi yeniden retebileceine inanlyordu. Komnizm Dou Almanya, Kba, Vietnam ya da Etyopya gibi lkelere ihra edildiinde, btn egemenlik sistemi; mzrak ucu olarak parti, merkezilemi idare aygt, polis aygt ve gnlk ya52 amm btn alanlarna nfuz eden ideoloji birlikte aktarlyordu. Bu kurumlar, sz konusu lkelerin ulusal ya da kltrel geleneklerinden bamsz olarak ok iyi iliyor gibi grnyordu. Peki kendi kendine yeten bu iktidar mekanizmasnn bana gelen nedir? 1989'da -Fransz Devrimi'nden ve Amerikan Anayasa-s'n onaylanmasndan tam iki yz yl sonra- komnizm nihai olarak kt. Seksenli yllarn bandan beri komnist dnyadaki dnm sreci o kadar hzl ve srekli geliiyor ki, bazen bu dnm ok doal bir ey olarak gryor ve deiikliklerin ne kadar muazzam olduunu unutuyoruz. O nedenle en nemli deiiklikleri bir kere daha hatrlamak ya-s rarl olacaktr: - Seksenli yllarn banda in ynetimi nfusun yzde seksenini oluturan kyllere kendi hesaplarna gda rnleri yetitirme ve satma izni verdi. Tarmda kollektifletirme fiilen lavedildi ve yalnzca krda deil, kentsel sanayide de kapitalist piyasa ilikileri giderek yeniden olutu. - 1986'da Sovyet basnnda ilk defa Stalin dnemine ilikin eletirel makaleler yaynlanmaya balad. Bu, Kru-ev'in 1964'de devrilmesinden bu yana aza alnmayan bir konuydu. Bunu tabularn ard arda yklmas izledi ve basn rl yerleti. 1989'a gelindiinde Gorbaov'a ve teki Sovyet yneticilerine basnda ak eletiriler yneltmek mmkn olmutu. 1990 ve 1991'de Sovyetler Birlii'nin birok blgesinde Gorbaov'un istifasnn istendii byk gsteriler yapld. - Mart 1989'da yeni bir Halk Temsilcileri Kongresi ve reforme edilmi bir Yksek Sovyet iin seimler yapld. Bir sonraki yl onbe Sovyet cumhuriyetinde yerel ynetim seimleri yapld. Komnist Parti ok sayda yerel parla-mntonun komnist olmayan saylavlarn etkisi altna girmesini nleyemedi. - 1989 ilkbaharnda Pekin geici olarak, rveti protesto eden ve in'in demokratiklemesini talep eden onbinlerce rencinin eline geti. renci hareketi Haziran'da in or53 duu tarafndan kanl bir ekilde bastrld, ama in Komnist Partisi'nin meruiyeti kamuoyunda oktan sorgulanr hale gelmiti. - ubat 1989'da Kzl Ordu Afganistan'dan ekildi ve bu daha sonra grlecei zere bir dizi geri ekilmenin balangcn oluturdu. '- 1989 banda Macar Sosyalist i Partisi'ndeki refom-cular bir sonraki yl serbest seimler ile ok partili bir sisteme izin verileceini akladlar. Nisan 1989'da Polonya'da Yuvarlak Masa'da, iktidarn Polonya Birleik i Partisi ile "Dayanma" Sendikas arasnda

paylalmas iin bir anlamaya varld. Temmuz aynda yaplan seimler komnistlerin manipulasyon abalarna ramen bir "Dayanma" hkmetini iktidara getirdi. ' - Temmuz ve Austos 1989'da onbinlerce Dou Al-man'n bat Almanya'ya kamasnn yol at kriz, ksa srede Berlin Duvar'nn yklmasn ve Dou Alman devletinin kmesini getirdi. - Dou Almanya'nn kmesinden sonra ekoslovakya, Bulgaristan ve Romanya'daki komnist hkmetler daha fazla ayakta kalamadlar. 1991 bana gelindiinde, Arnavutluk ve en nemli Yugoslav cumhuriyetleri de dahil olmak zere, Dou Avrupa'nn eski komnist devletlerinin hepsinde birok partinin katld bir lde demokratik seimler yaplmt. Romanya, Bulgaristan, Srbistan ve Arnavutluk dnda komnistler her yerde iktidar kaybettiler. Bulgaristan'da seimle ibana gelen komnist hkmet ise ksa sre sonra istifaya zorland. Varova Pakt'mn politik temeli ortadan kalkt ve Sovyet silahl kuvvetleri Dou Avrupa'dan ekilmeye balad. - Ocak 1990'da Sovyetler Anayasas'nn, Komnist Par-ti'ye "nc rol"n garanti eden 6. maddesi iptal edildi. - 6. maddenin kalkmasyla birlikte Sovyetler Birlii'nde bir dizi komnist olmayan parti kuruldu ve baz Sovyet cumhuriyetlerinde bunlar iktidara geldi. En arpc olan 1990 ilkbaharnda Boris Yeltsin'in Rusya devlet bakanlna seilmesiydi. Ksa sre sonra Yeltsin birok yandayla birlikte Komnist Parti'den ayrld. Bu grup hemen Rus Cumhuriyeti'nde zel mlkiyetin ve piyasa ekonomisinin restore edilmesini savunmaya balad. - 1990 yl iinde btn Sovyet cumhuriyetlerinin seilmi parlamentolar egemenliklerini ilan ettiler. Baltk cumhuriyetlerinin parlamentolar bir adm daha ileri gidip, Mart 1990'da Sovyetler Birlii'nden tam bamsz olduklarn akladlar. Birok kiinin beklediinin tersine Sovyetler Birlii hemen sert kmad, tersine eski birlii korumak m, yoksa datmak m gerektii konusunda ierde bir iktidar mcadelesi balad. - Temmuz 1991'de Rusya'da ilk defa tamamen serbest seimler yapld ve Boris Yeltsin Rus Federasyonu bakanlna seildi. Moskova'daki merkezi hkmet iktidarn hzla epere kaptryordu. En dikkatli komnist lke aratrmacsnn bile, 1980'de, gelecek on yl iin bu. gelimelerin birini olsun mmkn grmesi, byle bir olasl aklndan geirmesi sz konusu deildi. Bylesi bir uzman, bu durumu ancak her bir gelimenin komnistlerin totaliter egemenliinin kilit bir unsurunu ortadan kaldraca ve bylece sistemin btnne ldrc bir darbe indirecei gryle temellendirirdi. Ve Austos 1991 darbesinin baarszlndan sonra, eski SSCB'nn kendini datmas ve Rusya'da Komnist Parti'nin yasaklanmasyla perde gerekten de kapand. Gelimeler uZxiSanlan niin artt ve gl Sovyet devletinin pe-restroyka ile birlikte aa kan olaanst zayfl nasl aklanabilir? Sovyetler Birlii'nin en byk zayflklar ekonomik alandayd ve bunlar batl gzlemciler tarafndan yeterince dikkate alnmad. Sovyetler Birlii iin ekonomik baarszlk demokratik devletler iin olduundan ok daha ktyd, nk sistem meruiyet iddiasn tamamen yurttalarna yksek bir maddi yaam standard salama yeteneine dayandrmt. Bugn belki unutulmutur, ama yksek byme hzlan 1970'lere kadar Sovyet devletinin en gl yan olarak kabul edilmitir: Sovyet GSH's 1928'den 1955'e kadar her yl %4,4 - 6,3 artm ve sonraki yirmi yl iinde ABD'ninkinden bir buuk kat daha hzl bymtr. Kru54 55 ev'in ABD'yi nce geip sonra da mezara gmme tehditi hi de temelsiz deildi/ 1975 ile 1985 arasnda ise byme hzlar CIA'nn tahminlerine gre yalnzca %2 - 2,3 arasndayd. Birok olgu, gizli enflasyon hesaba katlmad iin aslnda bu oranlarn daha dk olduuna iaret etmektedir. Reformcu kamptan birok Sovyet bilim adam bu dnemdeki byme oranlarnn gerekte yalnzca %0,6 - 1 arasnda, hatta sfr olduunu belirtmektedir. Gayrisafi toplam retimide dk byme, savunma harcamalarnda % 2-3'lk art koullarnda, sovyet ekonomisinin sivil sektrnn Gorbaov ncesindeki on yl iinde

gerekte hissedilir lde darald anlamna gelir/8'Bir Sovyet otelinde geceleyen, bir Sovyet maazasndan alveri yapan ya da Sovyetler Birlii'nin hl derin bir yoksulluun hkm srd krsal blgelerini gezen birisi, lkenin, resmi istatistiklerde gereki bir ifadesini bulmayan arpc ekonomik problemlerle kar karya olduunu kolaylkla anlayabilirdi. Ekonomik krizin nasl yorumland da ayn ekilde nemliydi. Seksenli yllarn ikinci yarsnda Sovyet iktisadnda dikkat ekici bir entellektel devrim gerekleti. Brejnev dneminin eski kadrolar Gorbaov'un i bana ' gelmesinden -drt yl sonra yerlerini Abel Aanbegyan, Nikolay Petrakov, Stanislav atalin, Oleg Bogolomov, Leonid Abalkin, Grigori Yavlinski ve Nikolay Smelev gibi reform ynelimli iktisatlara braktlar. Bu yeni kadrolar liberal iktisat teorisinin en nemli ilkelerini ksmen de olsa kavram ve Sovyetler Birlii'nin ekonomik knn nedeninin merkezi plan va komuta ekonomisi olduunu anlam kiilerdi.' Ama gene de perestroyka izgisine yalnzca ekonomik nedenlerden bavurulmu bir politika olarak bakmak doru olmayacaktr.003 Gorbaov'un da belirttii gibi Sovyetler Birlii l>85'de bir krizde deil, "kriz ncesi" bir duamday-d. Baka devletler ok daha ar ekonomik glkleri amay baarmlard. rnein dnya ekonomik krizindeki Byk Depresyon srasnda ABD'nin GSMH's te bir azalm, ama bu Amerikan hkmet sisteminin tamamen 56 gzden dmesine yol amamt. Sovyet ekonomisinin byk zayflklar bir sredir bilinmekteydi ve k belki de durdurabilecek bir dizi geleneksel reform nlemi mevcuttu. (I Sovyet devletinin zayfl ancak ekonomik problemler ok daha byk bir kriz, sistemin btnnn meruiyet krizi balamnda ele alndnda anlalabilir. Sovyet hkmeti yalnzca ekonomi alannda baarsz deildi ve btn zayflklar hep birlikte, insanlarn sistemin temel dnya grne olan inanlarn giderek yitirmesine yol at. Grnte ok gl olan devlet birok alanda gsz kald. Totaliter sistemin belirleyici zayfl dnceleri kontrol edecek durumda olmamasyd. Sovyet yurttalar, daha sonra grld zere, onlarca yl boyunca bamsz dnme yeteneini koruyabilmiti. Uzun yllarn resmi propagandalarna ramen yurttalar hkmetin kendilerine yalan sylediinin bilincindeydi. Halk stalinizm altnda ektii kiisel aclara, byk fke duyuyordu. Ayrmsz her, aile kollektifletirme ya da otuzlu yllardaki byk terr srasnda veya Stalih'in d politikadaki hatalar yznden etkileri son derece arlam olan ikinci Dnya Sava'nda birok yaknn, ya da dostunu yitirmiti. Stalinizmin kurbanlarnn masum olduunu herkes biliyordu ve Sovyet hkmeti bu dnemin muazzam sularnn sorumluluunu hibi zaman stlenmemiti. Halk ayn zamanda Sovyetler Birlii'ndeki szde snfsz toplumda yeni bir snf sisteminin olumu olduunun da farkndayd. Sistemin tepesinde yolsuzluk ve ayrcalklar bakmndan eski rejimin ynetici tabakasndan hi de geri kalmayan, ama ok daha ikiyzl olan bir parti yetkilileri snf vard. Gorbaov'un, amalarn tanmlamak iin "demokratikleme" (demokratizatsiya) gibi kavramlar kullanmas bunu dorulamaktadr. Lenin'e gre ise, Sovyetler Birlii partinin diktatrl ile Bat'nn "biimsel" demokrasilerinden ok daha demokratik olmutu. Ama bugn Sovyetler Birli-i'nde "demokratikleme" kavramn kullanan herkes bununla Leninci merkeziyetilii deil Bat demokrasisini kastediyor. "Ekonomik" kavram iin de ayn ey geerli. 57 "Ekonomik mlahazalar" ya da "ekonomik bakmdan optimal" gibi ifadelerde, "ekonomik" kavram bugn kapitalist arz ve talep yasalar iinde "verimli" olan anlamna geliyor. Bugn, SSCB'deki ktleen yaam kalitesinden endieye kaplan ve tek zlemleri "normal" bir lkede, yani mark-sizm-leninizm ideolojisinin olumsuz etkilerinden kurtulmu liberal bir demokraside yaamak olan saysz Sovyet gencine rastlayabilirsiniz. 1988'de bir Sovyet dostum, ocuklarna ev devlerini yaptrmada artk ok zorlandndan yaknyordu, nk artk herkes "demokrasinin cannn istediini yapmak anlamna geldiini" renmiti.

te yandan yalnzca sistemin kurbanlarnn deil, sistemden yarar salayan insanlarn da fkeyle dolmu olmas byk nem tamaktadr. 1986'dan 1990'a kadar Politburo yelii yapm ve glasnost politikasnn fikir babas olan Aleksander Yakovlev, Dileri Bakan olarak "Yeni Dnce" politikasn formle etmi olan Eduard evard-nadze ve Rus Cumhuriyeti Bakan Boris Yeksin gibi reformcular, komnist parti aygt iinde kariyer yapmlard. Tpk gnll olarak iktidardan vazgeen Franco'nun Cor-tes'inin yeleri ya da Arjantinli veya Yunanl generaller gibi, bu kiiler de politik sistemlerinin en kk hcresine kadar hasta olduunu grmlerdi ve ynetimdeki yksek konumlarn kullanyorlard. Birleik devletler ile rekabet mcadelesi kukusuz reform basksn artran bir faktrd, ama seksenli yllarn ikinci yarsndaki reform abalan Sovyetler Birlii'ne dardan dayatlm deildi. Bu, bir nceki kuan ynetimi srasnda Sovyet sekinlerinin geni kesimlerini saran bir i gven krizinin sonucuydu. Sovyet sisteminin meruiyetinin erimesi ne nceden planlanm bir eydi, ne de bir gecede gerekleti. Gorba-ov glastnost ve demokratiklemeyi nce kendi ynetici konumunu salamlatrmada, sonra da kamuoyuna kemiklemi bir ekonomi brokrasisine kar seferber etmede bir ara olarak kulland. Buradaki taktii Kruev'in ellili yllardaki taktiinin aynsyd.(12) Ama byk lde sembolik olan bir politik liberallemenin ilk admlar kendi dinamiini gelitirdi ve ksa sre iinde deiim amacyla deiime 58 vnelindi. Gorbaov'un ilk glasnost ve perestroyka arlar birok entellektelde olumlu yank buldu, sistemin zayflklar kqnusunda bunlar zel olarak ikna etmek gerekmiyordu. Ksa sre iinde eski Sovyet sisteminin ve zayflklarnn yalnzca tek bir deer sistemiyle, piyasa ynelimli ekonominin retkenlii ve demokratik politikann zgrl gibi liberal demokrasi deerleriyle tartlp llebilecei ortaya kt. Yneticileri tarafndan kk drlm ve yalnzca Avrupa tarafndan deil kendi lkesindeki aydnlar tarafndan da otoriter egemenlerin pasif su orta olarak aalanm Sovyet halk btn eletiricilerinin yzn kara kard. 1989'dan sonra totaliter sistemin zemininde giderek yeniden bir sivil toplum gelimeye balad, onbinlerce yurtta inisiyatifi; politik partiler, sendikalar, yeni dergi ve gazeteler, ekoloji ve edebiyat klpleri, dinsel ve milliyeti gruplar vb. olutu. Sovyet halknn eski otoriter toplum szlemesini meru kabul ettii tezi, muazzam ounluklarn ortaya kan her frsatta eski komnist aygtn temsilcilerine kar oy kullanmasyla yalanland. Dorudan seilmi ilk bakan olarak kendine, Srp Milosevic gibi yar faist bir demagogu ya da Gorbaov gibi yarm az bir demokrat deil de, Boris Yeltsin1} semesi zellikle Rus halknn politik olgunluunu gzler nne serdi.04' B~ i kadar youn bir hayal krkl bir gecede olumu olamaz,Sovyet sisteminin inan altyapsnn ok nceden sarslm ve totaliterizmin daha 1980'den nce iflas etmi olduu daha akla yakn grnmektedir. Gerekten de totalitarizmin sonunun balangc, Stalin'in 1953'deki lmnden sonraki, rejimin ayrm gzetmeyen terr politikasna son verdii dneme kadar uzanmaktadr.05' Kruev'in 1956'daki nl "yaynlanmayan konuma"smdan.ve Stali-nin lm kamplarnn kapatlmasndan sonra, rejim politikasn zor nlemleriyle yrtemez hale gelmiti. Halk kendi amalarna kazanabilmek iin ok daha fazla entegrasyon stratejilerine , irin gzkmeye ve rvet vermeye ihtiyac kanlmazd, nk Stalinist sistemde rejimin nde gelen kiileri bile srekli lm korkusu iinde yaamak zo59 rundayd. rnein Stalin'in polis efleri Yazov ve Beriya idam edilmi Dileri Bakan Molotov'un kars Gulag'a gnderilmiti. Stalin'in halefi Kruev'de bu korkuyu yaamt; Stalin'in bir yanbakmn bile Politburo yelerini nasl korkudan titrettiini ok canl bir ekilde anlatr. Hatta Stalin'in kendisi de srekli bir suikasta kurban gitme korkusu iinde yayordu. Btn yetkililerin ayn zamanda potansiyel bir kurban olduu bylesi bir terr sistemi ayakta kalamazd ve Stalin'in lmnden sonra Sovyet ynetimi olanan bulur bulmaz bu sistemi ortadan kaldrd.

Sovyet rejiminin ayrm gzetmeden insanlar yok etmekten vazgemesi , devlet ile toplum arasndaki g ilikisinde toplum yararna bir kaymaya neden oldu ve bunun sonucunda Sovyet devleti artk btn yaam alanlarn de-netleyemez hale geldi. Artk karaborsay, yerel parti aygtlarn ya da tketici taleplerini bir rpda ezip gemek ya da ynlendirmek mmkn deildi. Polis marifetiyle korkutma hl devletin nemli bir silahyd, ama genellikle geride tutuluyor ve daha ok tketim mal retmek gibi baka politik aralarla ikame edilmeye allyordu. Gor-baov ncesinde toplam Sovyet retiminin yzde yirmisine eit miktarda mal ve hizmet yalnzca karaborsada bulunabiliyordu, yeni merkezi planlamaclarn denetiminin tamamen dmdayd. Altml ve yetmili yllarda SSCB'nin Rus olmayan cumhuriyetlerinde her trl "Mafya"nm ortaya km olmas merkezin denetiminin azalmakta olduunun bir gstergesiydi. rnein'zbekistan'da, buradaki Komnist Parti'nin Birinci Sekreteri Raidov'un ynetimindeki nl "Pamuk Mafyas" iyice zenginlemiti. Genel Sekreter Brejnev, Brej-nev'in kz Galina ve onun kocas urbanov (Moskova'daki yksek bir polis yetkilisi) ile olan yakn kiisel ilikileri sayesinde Raidov uzun yliar brokratik bir yolsuzluklar imparatorluunun banda kalabildi. Raidov'un evresi pamuk retimi rakamlarn tahrif ediyor, muazzam miktarlar kendi zel banka hesaplarna geiriyor ve Moskova'nn denetimi dnda yerel parti rgtn istedii gibi ynetiyordu. Bu dnemde Sovyetler Birlii'nin her yannda, zellik60 le Rus olmayan cumhuriyetlerde, ama ayn zamanda Moskova ve Leningrad gibi byk kentlerde ok eitli Mafya rgtleri tremiti. Bylesi bir sistem artk totaliter olarak tanmlanamaz, ama bu, Latin Amerika'daki diktatrlkler gibi otoritariz-min bir tr de deildir. Sovyetler Birlii ve Dou Avrupa lkelerindeki Brejnev dnemi rejimleri iin en iyi tanm, belki de, Vaclav Havel'in bulduu "post-totaliter" (totalitarizm sonras) tanmdr. Bu kavram, otuzlu ve krkl yllarn polis devletinin sz konusu olmad, ama insanlarn hl eski totaliter sistemin glgesi altnda yaad duruma olduka denk dmektedir.00 Totalitarizm bu toplumlarda demokrasi fikrini yok etmeyi baaramamt, ama totaliter miras onlarn hzl demokratikleme yeteneini snrlyordu. Totalitarizm yalnzca Sovyetler Birlii'nde deil, in Halk Cumhuriyeti'nde ve Dou Avrupa'da da iflas etti. in ekonomisi zerindeki merkezi denetim, in Halk Cumhu-riyeti'nin "Stalinist" dneminin zirvesinde bile, hibir zaman Sovyetler Birlii'ndeki kadar tam olmad. Ekonominin yaklak drtte biri ulusal dzeydeki planlamann dnday-d. Deng Hsiaoping 1978'de ekonomik reformunu balattnda, ellili yllarn piyasalar ve giriimci etkinlikleri birok inli'nin hafzasnda hl canlyd. O nedenle de 1978'de baLyan ekonomik liberallemeden yarar salamalar artc olmamtr. Deng szde Mao'ya ve marksizmleninizme bal grnmeye devam ederek krda zel mlkiyeti yeniden yerletirdi ve in'i uluslararas kapitalist ekonomiye at. Gerekletirdii ekonomik reformlar komnist ynetimin sosyalist merkezi plan ekonomisinin yanlln olduka erken bir zamanda kavram olduunu gstermektedir. Totaliter bir devlet byk bir zel sektre izin verdiinde totaliter olmaktan kar. 1978'den 1989'daki katliama kadar in'de egemen olan grece zgrlk ortamnda sivil toplum hzla kendini yeniden retti; iadamlar, ticari giriimler, gayriresmi ortaklklar vb. olutu. in ynetimi, kr krne marksist Ortodoksluu savunmaktansa, in'de mo61 dernleme ve reformun bana geerek meruiyetini daha iyi gvence altna alacan dnyordu. Ama meruiyeti korumak Sovyet rneinde olduundan daha kolay deildi. Ekonomik modernleme d fikir ve etkilere almay gerektiriyor, devlet ile toplum arasndaki g ilikisini toplum yararna deitiriyor, tek parti sisteminin baa kmada byk lde aresiz kald yolsuzluk ve teki suistimalleri mmkn klyor ve byk ehirlerde giderek baka lkelerdeki orta tabakalara benzer bir rol oynayan iyi eitimli ve kozmopolit dnceli sekinlerin ortaya kmasna yol ayordu. Nisan 1989'da, Hu Yaobang'n lm yldnmnde

Tiyenanmen Meydan'nda balayan protesto gsterileri bu sekinlerin ocuklar tarafndan rgtlenmiti/17' Bunlarn bazlar -Bat'da eitim grm ve in'in dndaki politik yaam tanmt. Bunlar in Komnist Partisi'nin, nemli ekonomik zgrlkler getirmi olan, ama politik zgrle yer tanmayan tek yanl reformunu artk yeterli grmyordu. Baz gzlemciler, Tiyenanmen Meydan'ndaki rencilerin ncelikle politik gz hakk talep etmediklerini, protestolarn daha ok Deng Hsiaoping'in yerine kimin geecei konusunda Zao Ziyang ile Li Peng arasndaki iktidar mcadelesinin bir grnm olduu grn savundular/18' Byle olmu olabilir; protestocu rencilerin gznde Zao teki in yneticilerine oranla ok daha sempatikti ve Zao 4 Temmuz'daki katliamdan nce rencilere arda bulunarak umutsuzluk iinde kendini kurtarmay denedi.09' Ama protestolar politik ynetimin bir blm tarafndan ynlendirilmi olsa da, bu, sz konusu protestolarn politik sisteme ilikin in toplumundaki kkl bir honutsuzluun ifadesi olmad anlamna gelmez. Ayrca, ynetime kimin gelecei sorusu yar-totaliter devletlerin en zayf noktalarndan biridir. Bu konuda genel kabul geren anayasal bir dzenleme olmad iin, ynetime gelmek iin yaran politikaclar reform kartn oynamay denerler. Bu, kanlmaz olarak toplumda yeni gr ve kuvvetleri ortaya karr ve bunlar giderek zerkleir. 1989 olaylarndan sonra in artk yalnzca Asya'daki 62 birok otoriter devletten biridir. Rejim kendi sekinlerinin byk bir blmnn, zellikle de gnn birinde lkeyi devralacak olan genliin gznde meruiyetini kaybetmitir- Genlik artk btnsel bir ideolojinin takipisi deildir. in Halk Cumhuriyeti artk bir daha hibir zaman Mao dneminde olduu gibi btn dnyadaki devrimciler iin bir rnek olmayacaktr. Blgedeki hzla gelief kapitalist lkelerle karlatrldnda ok daha geriden gelmesi, bunu daha da olanakszlatrmaktadr. Daha 1989 yaznda, Dou Almanya'dan kitlesel ka baladnda, Bat'da birok kii sosyalizmin Dou Almanya'da ve teki Dou Avrupa lkelerinde kkleri olduuna inanyor ve bu lkelerin halklarnn zgrle kavutuklarnda, ne komnizme ne de kapitalist demokrasiye benzeyecek "insancl" bir sol seenekten yana olacaklarn iddia ediyordu) Bu beklentinin tam bir hayal olduu grld. Sovyet kurumlarnn zamannda direnen halka zorla dayatld Dou Avrupa'da totalitarizm Sovyetler Birlii'nde ya da in'de olduundan ok daha btnsel bir iflas yaamtr. Bunda alacak birey yoktur. Sivil toplum Dou Avrupa lkelerinde o kadar temelden tahrip edilememiti ve tahribat derecesi lkeden lkeye farklyd: rnein Polonya'da tarm, komu Sovyet Cumhuriyetleri Ukrayna ve Beyaz Rusya'dan farkl olarak kollektiflemi deildi ve kilise belli bir bamszl korumutu. Sovyet halknn komnist deer sistemine kar koyma nedenlerine, Dou Avrupa halklarnda bir de yerel milliyetilik ekleniyordu. Komnizm ncesi toplumun ans henz canlyd ve bu; 1989 sonundaki bakaldrdan sonra eski toplumun hzla kendini yeniden retmesini mmkn kld. Sovyetler Dou Avru-pa'daki mttefiklerini ayakta tutmak iin mdahale etmeyeceklerini belli eder etmez, btn Dou Avrupa lkelerindeki komnist aygtlar hzla ayaklarnn altndaki zemini yitirdiler ve ilgin bir ekilde eski kadrolarn hibiri kendini korumak iin parman bile oynatmad. Seksenli yllarn sonuna gelindiinde,. Sahra'nn gneyindeki Afrika lkelerinde Afrika sosyalizmi ve smrge sonras dnemin gl Tek Parti Devleti gelenei saygml63 n neredeyse tamamen yitirmiti. Blgenin geni kesimleri ekonomik olarak km, bir dizi i sava gndeme gelmiti. En kt deneyleri en sk marksist ynelimli devletler olan Etyopya, Angola ve Mozambik yaamt. Botsva-na, Gambia, Senegal, Mauritius ve Namibia'da ileyen demokrasiler olumu ve bir dizi lkedeki otoriter yneticiler demokratik seimler vaat etmek zorunda kalmt. Kba, Kuzey Kore ve Vietnam gibi in de bugn hl komnist bir hkmet tarafndan ynetiliyor. Ama Temmuz ile Aralk 1989 arasnda Dou Avrupa'da alt komnist rejimin aniden kmesinden sonra komnizmin alglanmasnda ok byk deiiklikler oldu. Kendisini bir zamanlar liberal demokrasiden ok daha yksek ve ileri bir uygarlk biimi

olarak tantan komnizm artk politik ve ekonomik gerilikle birlikte anlacaktr. Dnyada hl komnist glerin var, ama komnizm artk dinamiini ve ekiciliini yitirmitir. Bugn kendisine komnist diyenler, eski konum ve glerinin bir blmn olsun koruyabilmek iin srekli bir ricat sava iinde rpnp durmaktadr. Komnistler imdi, yirminci yzylda varln srdrebilmi monar-istler gibi, zamann oktan doldurmu eski ve gerici bir toplumsal dzeni savunmak gibi hi de kskanlacak olmayan bir durumdadr. Gemiten farkl olarak komnizm artk liberal demokrasi iin ideolojik bir tehdit oluturmamaktadr. Ve Kzl Ordu'nun Dou Avrupa'dan ekilmesiyle birlikte artk ciddi bir askeri tehdit de oluturmayacaktr. Demokratik fikirlerin btn dnyada komnist rejimlerin meruiyetini ortadan kaldrm olmas, demokrasinin bir devlet biimi olarak her yerde kendini kabul ettirebildii anlamna gelmiyor. in'deki renci gsterileri parti ve ordu tarafndan bouldu, sonuta Deng'in ekonomik reformlarndan bazlarna da son verildi. Sovyetler Birlii'nin on-be cumhuriyetinde demokrasinin gelecei gvence altnda olmaktan ok uzaktr. Eski komnist yneticilerin grevden uzaklatrlmasndan bu yana Bulgaristan ve Romanya srekli politik alkant yaamaktadr. Yugoslav devleti i sava ve dalma iindedir. Sadece Macaristan, ekoslavakya, Polonya ve eski Dou Almanya, kar karya 64 bulunduklar ekonomik problemlerin beklenenden daha ar km olmasna ramen, gelecek on ylda istikrarl bir demokrasiye ve piyasa ekonomisine geebilecek gibi grnmektedir. Komnizmin lm olduu ama onun yerinin ksa sre iinde hogrsz ve saldrgan bir milliyetilik tarafndan dolduraca gr de ne srlmektedir. Daha imdiden gl devletin sonunu kutlamann erken olduu, komnist otoritarizmin son bulduu yerlerde onun yerine milliyeti otoritarizmin, hatta Rus ya da Srp renginde bir faizmin geecei sylenmektedir. Bu yaklama gre, dnyann bu blm gzle grlebilir gelecekte bar ve demokratik deil, tersine Bat demokrasileri iin eski Sovyetler Birlii kadar tehlikeli olacaktr. Btn eski komnist lkelerin hzl ve sancsz bir ekilde istikrarl demokratik koullara geememesinde alacak birey yoktur, tersine dnm byle dmdz gitseydi a-rtcr olurdu. Demokrasi yolunda almas gereken muazzam engeller vardr. rnein eski Sovyetler Birlii demokratiklemeyi baaramad. Gerek bir demokrasi denebilecek kadar zgr bir SSCB, hemen ulusal ve etnik bakmdan bir dizi kk devlete blnverirdi. Ama bu, Sovyetler Birlii'nin Rus Federasyonu ya da Ukrayna gibi tek tek elerinin demokratikleemeyecei anlamna gelmez. Ama demokratiklemeden nce kanlmaz olarak, pek abuk ya da kansz gereklemeyecei grnen acl bir ulusal devletlere blnme sreci yaanacaktr. Bu sre, Nisan 1991'de onbe Sovyet Cumhuriyetinden dokuzu arasnda Birlik Szlemesi grmelerinin yeniden gndeme gelmesiyle balam ve Austos'daki baarsz darbeden sonra daha da hzlanmtr. Ayrcj yeni ortaya kan milliyetilik hareketlerinin en azndan "bazlar ile demokrasi arasnda isel bir eliki yoktur. Yakn gelecekte zbekistan ya da Krgzistan'n istikrarl demokratik devletler olmas pek olas deildir, ama bamsz Litvanyaya da Estonya devletlerinin sve ya da Finlandiya'dan daha az liberal olacaklarn kabul etmek iin hibir neden yoktur. te yandan yeni gelien milliyet65 ilik her durumda yaylmac ya da saldrgan deildir. Rus milliyetiliinin ana akmnn seksenli yllarn sonunda ve doksanl yllarn banda "kk Rusya" anlayna ynelmesi son derece ilgintir. Bu anlay yalnzca Boris Yeltsin gibi liberaller tarafndan deil, Eduard Volodin ve Viktor Astafyev gibi muhafazakrlar, milliyetiler tarafndan da savunulmaktadr. Geici koullar kalclardan ayrdetmeye zen gstermeliyiz. Belki Sovyetler Birlii'nde ve Dou Avrupa'nn baz blmlerinde marksist-leninistlerin yerine eitli trden diktatrlerin, milliyetilerin ya da albaylarn gemesine tank olmak zorunda kalacaz, hatta baz yerlerde komnistler belki yeniden iktidara gelecekler. Ama bylesi yeni otoriter sistemler tek tek yerel olgular olarak kalacaktr. Tpk Latin Amerika'daki eitli askeri diktatrler gibi bunlarn hepsi nnde sonunda kalc meruiyet kaynaklarna sahip olmadklar olgusuna teslim olmak

zorunda kalacak, kar karya gelecekleri ekonomik ve politik problemlere uygun reeteler bulamayacaklardr. Dnyann bu blmnde de gelecekte bir meruiyete sahip olabilecek tek politik fikir liberal demokrasidir. Bu blgedeki birok halk belki bu kuak iinde demokrasiye geii gerekletiremeyecek; ama bir sonraki kuakta bu mmkn olabilir. Bat Avrupa'nn liberal demokrasiye geii de uzun ve sancl oldu, ama sonunda btn lkeler bu amaca ulat. Komnist totalitarizm toplumsal evrimin doal ve organik srelerini durdurmak ve bunlar, eski sosyal snflarn ortadan kaldrlmas, hzl sanayileme, tarmn kollektifle-tirilmesi gibi bir dizi zora dayal yukardan devrimle ikame etme amacyla dnlm bir formld. Bu tr devlet tarafndan ynlendirilen, planl toplum mhendisliinin komnist toplumlarn ayrdedici zellii olduu ne srlrd. Toplum bilimciler tarafndan "normal" toplumlar iin evrensel olarak geerli kabul edilen, ekonomik ve politik modernlemenin normal kurallar bir kenara itilmiti.wo) Sovyetler Birlii'nde ve in'de seksenli yllarda gerekleen reform sreleri, dnmler ksa srede baaryla sonulanmam olsa da, bize insann toplumsal evrimine ilikin 66 ok nemli birey gstermitir: Totaliter devlet yalnzca devrim ncesi Rusya'nn ve devrim ncesi in'in kurumlarn tahrip etmitir, ama ne sovyetik ne de maoist tipte yeni bir insan yaratmay baarabilmitir. Her iki lkede de, Brej-nev dneminden ve Mao dneminden kan sekinler, Ba-t'daki karlatrlabilir bir ekonomik gelime dzeyinde mevcut olan sekinlere kimsenin tahmin edemeyecei kadar benziyordu. Sekinlerin en ileri kesimleri, paylamalar mmkn olmasa'da Bat Avrupa, Amerika ve Japonya'nn ortak tketim kltrne ve ayn ekilde birok politik yaklamna deer biiyordu. Sovyetler Birlii ve in Halk Cumhuriyeti'ndeki insanlarn, bir dizi zgl "post-totaliter" niteliklere sahip olmakla birlikte hi de Bat'da sanld gibi atomize olmu, baml, otoriteye tapan ocuklar olmad ortaya kt. Hakikati yalandan, doruyu yanltan ayr-dedebilecek ergin insanlard ve teki yetikin ve zerk insanlar gibi insanln olgunluk anda yetikin muamelesi ve sayg grmek istiyorlard. 67 Dnya apndaki Liberal Devrim nemli bir an eiinde bulunuyoruz, akln ileri bir adm atp nceki eklinin dna kt ve yeni bir ekil kazanmakta olduu bir zamanda yayoruz.imdiye kadar ki gr ve kavramlar yn ve dnyay birletiren balar zlyor ve bir d resmi gibi dalyor. Akl yeni bir ka hazrlanyor.Bakalar buna bilinsizce direnip gemie yaprken, felsefe bu olguyu selamlamak ve kabul etmelidir. G.W.F. Hegel, 18 Eyll 1806 tarihli konfe-t ransndanm Bugn ne komnist sol, ne de otoriter sa, ister "mono-litik" bir partiye, ister askeri bir cuntaya ya da bir liderin diktatrlne dayanacak "gl" bir hkmete temel olabilecek ciddiye alnabilir bir konsepte sahip durumdadr. Meru bir otoriteye sahip olmayan otoriter bir rejim politikann her hangi bir alannda baarsz olduunda atfta bulunabilecei stn bir ilkeye sahip deil demektir. Meruiyet bazen bir tr nakit para rezervine benzetilir: ster demokratik, ister otoriter olsun btn hkmet bu nakit rezervine sahiptir ve kriz dnemlerinde bu rezerve bavurabilir. Sa otoriter hkmetlerin zayfl sivil toplumun yetersiz denetimiydi. Bu rejimler genellikle dzeni yeniden salamak ya da "ekonomiyi disipline etmek" greviyle ibana geldiler, ama bir ou nnde sonunda ekonomik gelimeyi hzlandrma ya da dzeni istikrara kavuturmada kendinden nceki demokratik hkmetten daha baarl olmadn grmek zorunda kald. Baarl olanlar ise i entrikalarn kurban oldu. nk hkmettikleri toplumlar, eitim ve refah dzeyi arttka ve giderek genileyen bir orta tabaka olutuka ellerinden kayyordu. Balangta "gl" bir hkmeti hakl gstermi olan olaanst durum unutulmaya yz tutuyor ve toplum otoriter bir rejime katlanmak istemez hale geliyordu., Sol totaliter rejimler sivil toplumu denetimleri altna alarak bu sorunlar amaya altlar. Hatta yurttalarnn ne dnmesi gerektiine bile karar vermek istediler. Byle bir sistem saf

biimiyle ancak terrle ayakta tutulabilirdi, ama bir sre sonra terr iktidar sahiplerini de tehdit ediyordu. Terrn basks hafifletildiinde ise uzun bir dejenerasyon sreci balyor ve devlet yava yava toplumun belirleyici alanlar zerindeki denetimini yitiriyordu. zellikle inan sistemi zerindeki denetimin yitirilmesi nemliydi. te yandan ekonomik bymeye ilikin sosyalist reetenin ie yaramadnn belirginlemesiyle, devlet yurttalarnn bunun farkna varmasn ve gereken sonular karmasn nleyemedi. ktidar deiiklii krizlerini sorunsuz atlatabilen ok az totaliter rejim oldu. Deiikliin nasl olacana ilikin genel kabul gren kurallar olmad iin, her zaman rakiplerine kar mcadelede kkl reform talepleriyle btn sistemi tehlikeye atan haris iktidar adaylar kabiliyordu. Btn stajinist sistemlerde honutsuzluk ok byk olduu iin "reform kart" ok byk bir silaht. rnein Kruev; Beriya ve Malenkov'a kar antistalinizm silahn kulland; Brejnev dnemindeki rakiplerine kar Gorbaov ve sertlik yanls Li Peng'e kar Zao Ziyang ayn silaha bavurdular. ktidar iin yaran kii ya da gruplarn gerek demokratlar olup olmad bir yerde nemli deildi. ktidar mcadelesi srasnda rakipler kanlmaz olarak politik yanllar zerinde tarttklar iin eski rejimin inanlrl byk yaralar alyordu. Liberal dnceye bal yeni toplumsal ve politik kuvvetler beliriyor ve bunlar ksa sre iinde ilk lml reformcular kuann denetimi dna kyordu. 68 69 "Gl" devletlerin bu zayflklar, birok otoriter rejimin yerine demokrasinin gemesiyle, eski totaliter devletlerde ise otoriter hatta baz durumlarda demokratik sistemlerin kurulmasyla sonuland. Sovyetler Birlii iktidar ye cumhuriyetlere devretti. in hl bir diktatrlk, ama ynetim toplumun nemli alanlar zerinde denetimi yitirmi durumda. Her iki lkede de onlarca yl marksizm-leninizm tarafndan salanan ideolojk temel bugn ortadan kalkm bulunuyor. Sovyetler Birlii'nde reformculara kar kan tutucular, ellerinde Lenin'in resmi kadar Ortodoks bir ikon da tayabilirler. Austos 1991 darbesinin dzenleyicileri, balca rol ordu ve polis yetkililerinin oynad Latin Amerika'daki askeri cuntalar andryordu. Politik otoritarizmin krizine ek olarak ekonomi alannda daha sessiz ama daha az nemli olmayan bir devrim gerekleiyordu. Bu devrimin hem ifadesi hem de nedeni, kinci Dnya Sava sonrasnda Uzak Asya'da gerekleen arpc ekonomik bymeydi. Baar yalnzca ekonomik nc konumundaki Japonya ile snrl kalmad, sonunda piyasa ilkelerine ynelmek ve dnya kapitalist ekonomi sistemiyle btnlemek isteyen btn Asya lkelerini kapsad. Bu lkelerin performans, sk alan bir halktan baka hibir kaynaa sahip olmayan yoksul lkeleri uluslararas ekonomi sisteminin aklndan yararlanmasnn ve nemli bir refaha ulamasnn mmkn olduunu gsterdi. Bunlarla Avrupa ve Kuzey Amerika'nn nde gelen kapitalist devletleri arasndaki mesafe hzla azald. Dou Asya'daki ekonomik mucize btn dnyada ve zellikle komnist blokta dikkatle izlendi. Komnizmin son krizi bir bakma, in ynetimi kapitalist Asya lkelerinin in'i getiini ve sosyalist plan ekonomisinin in'i geri kalmla ve yoksullua mahkm ettiini kavradnda balad, bunun zerine balatlan liberalleme, in'in tahl retimini be yl iinde iki katna kard. Bu piyasann gc iin bir baka kantt. Ardndan, lkelerindeki kat plan ekonomisinin inanlmaz bir israfa ve ekonomik verimsizlii yol atnn bilincinde olan Sovyet iktisatlar da Asya'nn derslerini zmsediler. Dou Avrupallarn derse ihtiyac 70 yoktu; yaam standartlarnn Bat Avrupal komularnn gerisinde kalmasnn Sovyetlerin savatan sonra kendilerine dayatt sosyalist sistemden kaynaklandn onlar teki komnistlerden ok daha iyi gryordu. Uzak Asya'daki ekonomi mucizesini dikkatle izleyenler yalnzca komnistler deildi, Latin Amerika lkelerinin iktisat dncesinde de ilgin bir dnm yaand.(2) Ellili yllarda, Birlemi Milletler'in Latin Amerika Ekonomi Komis-yonu'nun banda Arjantinli iktisat Paul Prebisch varken, Latin Amerika'nn ve nc Dnya'nm ekononik geri kalmlndan genel olarak dnya kapitalist sistemi sorumlu tutulurdu. Gelimelerini erken tamamlam plan

Avrupa ve Amerika'nn dnya ekonomisinin yasalarn kendi karlarna gre belirledikleri ve geriden gelenleri baml hammadde salayclar rolne zorladklar ne srlrd. Doksanl yllarn banda dnya ekonomisi anlay tamamen deiti: Meksika'da Carlos Salinas de Gortari, Arjantin'de Carlos Menem ve Brezilya'da Collor de Mello, piyasa rekabetinin ve dnya ekonomisine akln gerekli olduunu grerek bakan olduktan sonra lkelerinde geni kapsaml ekonomik liberalleme programlar balattlar. ili'de daha seksenli yllarda Pinochet dneminde liberal ekonomi ilkeleri yrrle konmutu. O nedenle, Bakan Patricio Aylwin ynetiminde diktatrlkten kurtulduunda ili Gney yarkredeki ekonomik bakmdan en salkl, lkeler arasnda bulunuyordu. Latin Amerika'daki seimle ibana gelmi yeni bakanlar, ekonomik geri kalmln kapitalizmin adaletsizliklerinden deil, tersine gemite lkelerinde yeterince kapitalizm olmamasndan kaynakland nkabulnden yola kyorlar. Yeni slogan, devletletirme ve ithal ikamesi deil, zelletirme ve serbest ticarettir. Latin Amerikal aydnlarn Ortodoks marksist tutumu, liberal fikirleri ve* piyasa ynelimli ekonomi grleri iin artk geni bir okur kitlesi bulan Hernando de Soto, Mario Vargas Llosa ve Carlos Rangel gibi yazarlar tarafndan giderek daha ok eletirilir oldu. nsanlk 2000'li yllara yaklarken, otoriter hkmet sistemi-ile merkezi plan ekonomisinin ifte krizi nedeniyle 71 evrensellik iddiasna sahip yalnzca tek bir politik model kalmtr; liberal demokrasi, bireyin zgrl ve halk egemenlii doktrini. zgrlk >ve eitlik ideallerinin Fransz ve Amerikan Devrimlerini esinlendirmesinden iki yz yl sonra bu ideallerin yalnzca dayankl deil, ayn zamanda yeniden yaam bulabilir olduu grlmtr.03 Liberalizm ve demokrasi birbiriyle yakndan ilikili olmakla birlikte iki ayr kavramdr. Liberalizm ksaca, belli kiisel haklan ya da zgr alanlar devletin denetiminden koruyan hukuk dzeni olarak tarif edilebilir. Temel haklar ok eitli biimlerde tanmlanabilir. Biz burada Bryce'n demokrasi zerine klasik yaptndaki tanmlara ba vuruyoruz. Bryce temel haklar gruba indirger: sivil haklar, "yurttan kendi kiilii ve mlkiyeti konusunda denetimden zgr olmas"; dinsel haklar, "dinsel inanlarn ve ibadet pratiklerini ifade etmede denetimden zgr olmas" ve politik haklar, "bir btn olarak toplumun esenliini bir denetim gerektirmeyecek kadar ilgilendirmeyen konularda denetimden zgr olma"; temel hak olarak basn zgrl de bunlara dahildir/* Sosyalist lkelerde alma hakk, konut ve salk hakk gibi eitli ikinci ve nc kuak ekonomik haklarn kabul edilmesini vurgulamak det olmutu. Ama bylesi bir liste sorunludur, nk bu haklarn gereklemesini mlkiyet hakk ve zgr ekonomik etkinlik hakk gibi teki haklarla ak bir ekilde uyumlatrmak mmkn deildir. Biz, Bryce'n daha ksa ve Amerikan Haklar Bildirgesi ile de uyum iinde olan klasik haklar listesini temel alacaz. kinci kavram, demokrasi, btn yurttalarn politik iktidarn bir blmn birlikte tama hakkna sahip olduu anlamna gelir; yani seebilir ve politik grevleri stlenebilirler. Politik katlm hakkn baka bir liberal hak, hatta en nemli hak olarak da kabul edebiliriz. Zaten bu nedenle liberalizm tarihsel olarak demokrasiyle iice olmutur. Hangi lkelerin demokratik olduuna karar vermede son derece biimsel bir demokrasi tanmna ba vuracaz: Halkn ok partili bir sistemde dzenli yaplan gizli,C5) genel ve eit <0 seimlerle hkmetini seme hakkna sahip olduu bir lke demokratiktir. Ama biimsel (formel) bir demokrasinin her zaman btn yurttalarna eit lde katlm ve eit haklar salamadn da kabul etmemiz gerekir. Demokratik sreler sekinler tarafndan ynlendirilebilir ve halkn iradesini ve somut karlarm her zaman tam yanstmazlar. Ama biimsel tanmdan vazgeersek, demokratik ilkeyi kty kullanmak iin saysz olanak ortaya kar. Bu yzylda demokrasinin en byk dmanlar "salt biimsel" demokrasiye "zl" demokrasi adna saldrdlar. rnein Lenin ve bolevikler, "halkn adna" zl bir demokrasi kurmak iin Rus Kurucu Meclisi'ni datp partinin diktatrln ilan ettiler. Buna karlk biimsel demokrasi diktatrle kar gerek kurumsal engeller getirir ve sonunda "zl" bir demokrasi retmeye ok daha elverilidir.

Liberalizm ve demokrasi genellikle beraber gitmekle birlikte teorik olarak ayr ayr da ele alnabilir. Bir lke demokratik olmadan da liberal olabilir; bu , rnein 18. yzyl ngiltere'si iin geerlidir. Kk bir toplumsal sekinler grubu bakalarna tannmayan haklara, rnein seme hakkna sahipti. Ayn ekilde bir lke liberal olmadan, yani bireyin haklarn ya da aznlklarn haklarn korumadan demokratik olarak ynetilebilir. Gnmzde ran slam Cumhuriyeti buna bir rnek oluturuyor. Bu lkede dzenli olarak seimler yaplyor, hatta nc Dnya koullarna gre olduka adil seimler sz konusu ve lke ah dnemine oranla daha demokratik. Gene de ran liberal bir devlet deil. Dnce zgrl, toplant zgrl, zellikle de din zgrl salanm deil. ran yurttalarnn temel haklar mahkemeler tarafndan korunmuyor ve bu zellikle etnik ve dinsel aznlklar zerinde ok kt sonulara yo1 ayor. Ekonomik adan liberalizm, zel mlkiyet ve piyasa temelinde zgr ekonomik faaliyet ve iliki anlamna gelir. "Kapitalizm" kavram zaman iinde ok olumsuz armlarla btnletii iin, artk daha ok "serbest piyasa eko-nomisi"nden sz edilmektedir; her ikisi de ekonomik liberalizm kavram iin kabul edilebilir seeneklerdir. Gr72 73 lebilecei gibi ekonomik liberalizmin bu olduka geni tanmnn, Ronald Reagan Amerika's ile Margaret Thatcher ngiltere'sinden skandinav sosyal demokrasilerine ve grece devleti Meksika ve Hindistan rejimlerine kadar birok farkl yorumu mmkndr. Btn modern kapitalist lkelerde byk bir kamu sektr vardr ve sosyalist lkelerde zel ekonomik faaliyete belli llerde izin vermilerdir. Kamu sektr ne kadar byk olduunda bir lkenin artk liberal saylamayaca konusu uzun sredir tartlmaktadr. Ama belli bir yzde saptamak yerine, devletin zel mlkiyetin ve zgr-giriimciliin meruiyetine ilkeset olarak nasl yaklat aratrlrsa her halde daha yararl olur. Biz bu ekonomik haklar koruyan devletleri liberal | kabul ediyoruz; bu haklar reddeden ya da baka ilkelere (rnein ekonomik adalet) dayanan devletler bize gre liberal deildir. Otoriter hkmet sistemlerinin gnmzdeki krizi zorunlu olarak liberal demokrasilerin kurulmasna yol am deildir, ne de yeni oluan demokrasilerin hepsi istikrarl saylabilir. Dou Avrupa'daki yeni demokratik devletler ekonomilerini yeniden yaplandrmak gibi acl bir grevle kar karya, Latin Amerika'daki yeni demokrasiler ise eski kt ekonomi ynetiminin ar mirasyla ba etmek zorundalar. Dou Asya'daki hzl gelime gsteren lkeler ekonomik adan ok liberal, ama politik adan hi de deiller. Orta Dou gibi kimi blgeler toplumsal gelimelerinde liberal devrimin grece dnda kaldlar P Peru ya da Filipinler gibi lkelerin kar karya bulunduklar ar sorunlarn basks altnda bir tr diktatrle geri dmeleri olaslk d deildir. Demokratikleme srecinde gerilemeler ve d krklklar sz konusudur ve btn piyasa ekonomileri refah geti-riyor deildir. Ama bunlar bizim dnya tarihinde bir modelin belirginletiini gzden karmamza izin vermemelidir: Bir lkenin ekonomik ve politik olarak dzenlenmesinin biimlerinin olas says yzyllar'iinde azalmtr. Monari ve aristokrasiden teokrasiye ve yzylmzn faist ve komnist diktatrlklerine kadar insanlk tarihinde varolmu bir yn hkmet biimi arasnda 20. yzyln sonunda ayakta kalmay baaran yalnzca liberal demokrasi olmutur. Ama zafer kazanan, liberal uygulamadan ok liberal fikir olmutur. Baka bir deyile bugn dnyann ok byk bir blmnde liberal demokrasiye gerek bir alternatif oluturabilecek evrensel geerlilik iddiasnda bir ideoloji ve halk egemenliinden baka evrensel bir meruiyet ilkesi yoktur. eitli biimleriyle monari yirminci yzyln banda ortadan kalkt, bugne kadar liberal demokrasinin en nemli rakipleri olan faizm ve komnizm kendi kendilerini itibarszlatrdlar. Eer Sovyetler Birlii'ndeki (ya da yerine kurulan devletlerdeki) demokratikleme sreci iflas edecek ya da Peru veya Filipinler otoriter bir hkmet biimine geri dnecek olursa, bu ancak demokratik hkmetin, Rus, Peru ya da Filipin halk adna yalnzca kendisinin konuabileceini iddia eden bir albay ya da brokrat karsnda gerilemesi

ile mmkn olabilir. Demokratik olmayan iktidar sahipleri bile, dnya standartndan sapmalarn gerekelendirebilmek iin demokrasi dilinde konumak zorundadr. slam da, liberalizm ve komnizm gibi, belli bir ahlk koduna ve politik ve sosyal adalet doktrinine sahip btnsel bir ideolojidir. Evrensel geerlilik iddiasndadr ve btn insanlara zgl etnik ya da ulusal gruplarn yeleri olarak deil insan olarak seslenmektedir. Gerekten de slam, slam dnyasnn nemli kesimlerinde liberal demokrasiyi yenilgiye uratmtr ve politik iktidara dorudan sahip olmad lkelerde de liberal ilkeler karsnda byk bir tehdit oluturmaktadr. Avrupa'da Souk Sava daha yeni sona ermiti ki, Bat, Irak'n meydan okumasyla karlat. slam'n bunda nemli bir rol oynad sylenebilir.*8' slam u andaki rnesansnda ok gl grnyor olsa da, geleneksel slami kltr evresinin dnda pek bir ekim gcne sahip deildir. slam'n kltrel fetihler dne- : mi, aktr ki, gemite kalmtr; yitirdii baz'yandalar geri kazanabilir, ama Berlin, Tokyo ya da Moskova'daki gen insanlarda hibir yank uyandramaz. Bir milyar insa74 75 nn -dnya nfusunun bete biri- slam'n reklerini tayan bir kltrde yaamakta, olmasna karn, slam kendi alannda, fikirler alannda, liberal demokrasinin karsna kamaz/ Uzun vadede slam dnyasnn liberal dncelere kapanmaktan ok daha duyarl hale gelecei sylenebilir, nk son yz elli yl iinde liberal fikirler ok sayda gl slami lideri de ekmitir. slami fundamentalizmin gnmzdeki yaylmasnn bir aklamas da, geleneksel slami toplumlarn Batl, liberal deerler tarafndan tehdit edildiklerini hissetmeleridir. Uzun bir gelenee sahip istikrarl demokrasilerin yurttalar olarak bizler allmadk bir durumda bulunuyoruz. Dedelerimizin zamannda ok sayda, hem de tamamen akl banda insan, kendisi iin iinde artk zel mlkiyetin ve kapitalist ilikilerin bulunmayaca ve devletin lm olaca parlak bir sosyalist gelecek tahayyl edebilirdi. Bizler ise bugn, iinde yaadmz dnyadan kkl olarak daha iyi bir dnyay zor hayal edebilir, demokratik ve kapitalist olmayan bir gelecei ok g gzmzn nne getirebiliriz. Bu ereve iinde elbette daha birok ey iyi-letirilebilir: Evsizlere konut temin edebilir, aznlklara ve kadnlara frsat eitlii salayabilir, rekabet koullarn iyi-letirebilir ve yeni iyerleri yaratabiliriz. te yandan bugnk dnyamzdan son derece daha kt, ulusal, rksal ya da dinsel hogrszln at oynatt ya da sava veya evre tahribatnn altnda ezildiimiz gelecek dnyalar da izebiliriz. Ama imdiki dnyamzdan hem esastan farkl, hem de daha iyi bir dnya tahayyl edebilmek mmkn deildir. Kendileri zerinde daha az dnebilen baka alar da kendilerinin en iyisi olduunu varsaymlardr, ama biz bu sonuca, szde liberal demokrasiden daha iyi olmas gereken seenekleri izleyip durmaktan iyice yorgun dtkten sonra varm bulunuyoruz.'1* Bu gerek ve gnmzdeki liberal devrimin dnya apnda bir olgu olmas, bizi u soruyla kar karya getiriyor: Liberal demokrasinin rastlantsal bir ykseliine mi tank oluyoruz, yoksa liberal demokrasinin btn dnyada gereklemesiyle sona erecek amaca ynelik bir sre mi 76 I sz konusu? u andaki demokrasi ynndeki eilimin evrimsel (devri) bir olgu olmas pekl olasdr. Amerika Birleik Devletleri'nin, Vietnam Sava'na karmas ve Watergate Skandali yznden bir zgven krizi iinde bulunduu 6O'l yllarn sonu ile 70'li yllarn ban hatrlamak yeter. OPEC petrol ambargosu sonucunda Bat bir btn olarak ekonomik krize yuvarlanm, Latin Amerika'daki demokratik hkmetlerin ou bir dizi askeri darbe sonucu devrilmiti ve Sovyetler Birlii, Kba ve Vietnam'dan Suudi Arabistan, ran ve Gney Afrika'ya kadar btn dnyada demokratik olmayan ya da antidemokratik rejimler gayet iyi durumda grnyordu. 70'li yllardaki durumun tekrarlanabileceim, hatta daha kts tahripkar antidemokratik ideolojilerin birbiriyle vurutuu 30'lu yllara geri dnlebileceini dnmemek iin ne neden var?

Ayn ekilde otoriter hkmet sistemlerinin gnmzdeki krizinin yalnzca mutlu bir raslant, politik gezegenlerin gelecek yz yl iinde bir kere daha yinelenmeyecek ender bir yeralm olduu da ileri srlemez mi? Gerekten de yetmili ve seksenli yllarda eitli otoriter hkmet sistemlerinin nasl zld biraz yakndan incelendiinde, her seferinde raslantnn ne kadar byk bir rol oynad grlmektedir. Belli bir lke hakknda ne kadar ok bilgi sahibi olursanz, bu lkeyi komularndan ayrdeden ve demokratik bir ka ynlendiren grnteki rastlantsal koullarn "dsal rastlantlar girdab"n o kadar ak saptayabilirsiniz.(11> Olaylar ok farkl geliebilirdi: Portekiz'de 1975'de Komnist Parti bir zafer kazanabilirdi. Eer Kral Juan Carlos ustaca arabulucu bir rol oynamasayd belki spanya demokratik bir lke olamayacakt. Liberal fikirler, onlar uygulayan insanlar olmadan hibir gce sahip deildir. Andropov ya da ernenko daha uzun yaasayd ya da Gorbaov farkl bir kiilie sahip olsayd, Sovyetler Birli-i'nde ve Dou Avrupa'da olaylarn 1985 ve 1991 arasndaki gelimesi ok farkl olurdu. Toplumsal bilimlerdeki gncel modaya uyarsak, kolaylkla, liderlik kalitesi ve kamuoyu gibi ngrlemez politik faktrlerin demokratikleme 77 srecine egemen olduu ve bu srecin her seferinde hem gelime, hem de sonu bakmndan biricik olduu sonucuna varrz. Ama eer yalnzca son onbe yla deil de tarihin btnne bakarsak, liberal demokrasinin zel bir yer kazanmakta olduunu grrz. Demokrasinin dnya apnda gelimesi evrimsel bir nitelik gstermitir, ama ayn zamanda demokratik sistemler ynnde belirgin bir eilim ortaya kmtr. Tablo 1 bunu gstermektedir. Burada demokrasinin gelimesinin srekli ve tek ynde olmad grlmektedir. Latin Amerika'da 1975'de 1955'de olduundan daha az demokratik hkmet vard ve dnya bir btn olarak 1940'da, 1919'da olduundan daha az demokratikti, demokratik ykseli dnemleri, nazizm ve stalinizm gibi radikal duraklama ve gerilemelerle kesintiye uratlmaktadr. te yandan btn bu geri dnler giderek yeniden geri dnme eilimi gstermekte ve zaman iinde dnyadaki demokrasilerin saysnn arpc bir ekilde artmasna ynelmektedir. Eer Sovyetler Birlii ya da in bir sonraki kuakta ksmen ya da tamamen demokratikleirse, demokratik koullarda yaayan dnya nfusunun yzdesi muazzam lde artacaktr. Gerekten de, yol arkada ekonomik liberalizmle birlikte liberal demokrasinin ykselii son drt yz yln en dikkat ekici makropolitik olgusu olmutur. Tablo 1: Dnya apndaki Liberal Demokrasiler^11^ ABD x Kanada svire x B. Britanya Fransa x Belika Hollanda Danimarka talya spanya Portekiz sve Norve Yunanistan Avusturya B. Almanya D. Almanya Polonya ekoslavakya Macaristan Bulgaristan

Romanya Trkiye Letonya Litvanya Estonya Finlandiya rlanda Avustralya Yeni Zelanda ili Arjantin Brezilya Uruguay Paraguay I O' to yy ju ly ly iy 4U ly oU 19/75 1990 X X X X X X x 1 X X X X X X X X X X X X X X X X X III X X X X x III X X X X X x Hy X X X X X X ' ' X X X X x ^| X X X X X X X X X X X X X x ^M X X. X X X x Bl X X X x H| X X X X X X X X X X X X X X X X X X X X X X X X X X X X X X X X X X X X X X X X X X X X X X 78 79 1790 1848 1900 1919 1940 1960 1975 1990 Meksika x x x .x Kolombiya x x x x x Kosta Rika x x x x x Bolivya x x Venezella x x x

^|

Wr 1 I I

Peru x x Ekvator x x ElSavador x x Nikaragua . x Honduras x Jamaika x x Dominik x Trinidad x x Japonya x x x Hindistan x x x Siri Lanka x x x Singapur x x Gney Kore Tayland Filipinler Mauritius Senegal Botsvana Namibia P. Yeni Guinia srail Lbnan xx X X XX X XXX X XX X Toplam 3 13 25 13 36" 30 61 nsanlk tarihinde nadir olarak demokrasi vard, 1776'ya kadar tek bir demokrasiden bile sz etmek mmkn deildi. (Bireyin haklarn sistematik olarak korunmad iin Perikles Atina'sndaki demokrasiyi saymamak gerekir.) (13) Ama endstriyel retim yntemleri, otomobil ve milyonlarca kiinin oturduu kentler de, unun urasnda ka yldr varolduklarna baklrsa, btn insanlk tarihi iinde ayn ekilde nadirdir. Buna karlk klelik, monari ve hanedan evlilikleri neredeyse btn tarih boyunca varolmulardr. Beliryeyici olan, bir olgunun ne kadar sk ve uzun sre ortaya kt deil, eilimin hangi ynde olduudur: Geli-nii Bat'da yakn gelecekte kentlerin ve otomobillerin ortadan kaybolacan nasl dnmyorsak, bizde kleliin yeniden canlanacan da aklmzdan geirmiyoruz. Liberal devrimin dnya apnda yaygnlamas bylesi bir arkaplanda zel bir nem kazanyor. Bu, btn insan toplumlarn ortak bir gelime emasna zorlayan, insanln liberal demokrasiye ynelen bir tr Evrensel Tarihini oluturan kkl bir srecin sz konusu olduunun yeni bir kantdr. Bu gelimede zirveler kadar alak noktalar da olduu tartma gtrmez. Ama liberal demokrasinin bir lkedeki ya da hatta dnyann btn bir blmndeki iflasn demokrasinin genel olarak zayflnn bir kant olarak ne srmek son derece dar bir bak asn yanstr. Ekonomideki kriz devreleri uzun vadeli bir ekonomik byme olasln nasl dlamyorsa, ayn ekilde bu tr evrimler ve kesintiler de amaca ynelik ve evrensel bir tarih sreciyle badtrlamaz deildir. Demokrasilerin saysnn artmas gibi, demokratik hkmet sistemlerinin artk yalnzca Bat Avrupa ve Kuzey Amerika'da deil, dnyann baka politik, dinsel ve kltrel geleneklerin damgasn tayan blgelerinde de grlr hale gelmesi de ok etkileyicidir. Bir zamanlar, "iliine kadar otoriter, patriyarkal, katolik, hiyerarik, korporatif ve yarfeodal" karakteristik

bir berya gelenei olduu iddia edilmiti.04' spanya, Portekiz ya da Latin Amerika lkelerini Bat Avrupa ya da Kuzey Amerika'ya zg liberal demokrasi ltyle deerlendirmenin "etnosantrizm" anlamna gelecei ne srlmt/1" Ama berya yarmadasndaki insanlarn kendileri bu evrensel lte bavurdular ve yetmili yllarn ortasndan sonra, spanya ve Portekiz istikrarl demokrasiler ailesinde yer alp birleik Avrupa'ya dahil olduka; bunda daha da ok srar ettiler. Latin Amerika, Dou Avrupa, Asya ve daha birok yerdeki insanlar da liberal demokrasi ltne yneliyorlar. Demokrasinin bu 80 81 kadar farkl blgelerde ve bu kadar farkl halklarda baar kazanmas, bizi, demokrasinin temeli olan eitlik ve zgrlk ilkelerinin bir rastlant ya da etnosantrik nyarglarn bir rn olmad sonucuna gtryor. zgrlk ve eitlik daha ok insan doasnn temel zelliklerini ifade etmektedir ve bak amz kozmopolit hale geldike bu hakikat daha da belirginlemektedir. nsanln, btn zamanlarn ve btn halklarn deneyimlerini kapsayan evrensel bir tarihinin sz konusu olup olmad yeni bir soru deildir. Ama yakn dnemin gelimeleri bizi bu soruyu bir kere daha gndeme getirmeye zorluyor. Evrensel bir tarih yazmaya ilikin btn ciddi ve sistematik deneylerde, yazarlar tarihin merkezi konusu olarak hep zgrln gelimesini almlardr. Buna gre tarih olaylarn kr bir ekilde birbirini izlemesi deil, iinde insanlarn dil bir politik ve toplumsal dzenin zne ilikin grlerin gelitii ve ifade bulduu anlaml bir btnd. Eer bugn, u andaki dnyamzdan esasta ayrlan baka bir dnyann tahayyl edilemeyecei ve u andaki kadaryla dnlmez olduu bir noktaya ulamsak, o zaman tarihin sonuna ulam olmas olasln dikkate almak zorundayz demektir. kinci Ksm'da, imdi 20. yzyln sonunda, zerimize sinmi karamsarl silkeleyip, yeniden insanln evrensel bir tarihini yazmann mmkn olup olmad sorusuyla ilgilenmenin ne kadar yerinde olduunu tartacaz. 82 n. ksm NSANLIIN OLGUNLUK AI 83 Evrensel Tarihe likin Bir Fikir Tarih bak hibir zaman, dnde bile bu kadar uzaa ulamamt; nk imdi insan tarihi sadece hayvan ve bitki tarihinin devam haline gelmi durumda; hatta evrensel tarihi denizin en diplerinde bile canl hcre eklindeki kendi izlerini buluyor. nsann katettii yolu bir mucize gibi aknlkla izlerken, daha da 'artc bir mucize olan btn bu yolu gzden geirebilen modern insan karsnda ba dnyor. Dnya sreci piramidinin tepesinde gururla duruyor; oraya bilgisinin son tan yerletirirken, kendine kulak veren evresindeki doaya sanki yle seslenir gibi: "Hedefe vardk, hedef biziz, biz mkemmele ulam doayz." Friedrich Nietzsche, Tarihin Yaam A-, sndan Yarar ve Zararlar zerine10 Evrensel bir insanlk tarihi evrenin tarihi ile ayn ey deildir.Evrensel tarih, insanlk hakknda bilinen btn olgularn ansiklopedik bir katalogu deil, insan toplumlarnn genel gelimesinde anlaml bir model bulma abasdr.0' Evrensel bir tarih yazma abas btn halk ve kltrlerin evrensel projesi olmamtr. rnein, Yunanistan'n Bat felsefe ve tarih geleneinin temel tan oluturmasna karn, antik Yunan yazarlar bu tr bir abaya girimemilerdir. Eflatun Politeidda hkmet biimlerinin doal bir evriminden sz eder ve Aristo Politika'da hangi nedenlerin devrimlere yol atn ve bir hkmet biiminin yerine 85 tekinin nasl getiini anlatr.0' Aristo, hibir hkmet biiminin insan tam honut klmayacana ve bu honutsuzluun insan srekli bir evrim iinde bir hkmet biiminin yerine tekini geirmeye ynelteceine inanyordu. Ne kalitesi, ne de istikrarll asndan demokrasi bu evrimde zel bir yere sahip bulunuyordu. Hatta gerekte her iki filozof da, demokraside yozlaarak Uranla dnme srekliliini kabul etmiyordu. Ona gre, hkmet biimleri evrimi daha byk, doal bir evrim iine oturuyordu ve belli aralklarla gelen tufan

tr felaketler, btn insan toplumlarn ortadan kaldrmakla kalmyor, ayn zamanda batm toplumlara ilkin her trl any da siliyordu; yle ki, insanln tarihsel ilerlemesi her seferinde yeniden balamak zorunda kalyordu/* Eflatun ve Aristo'ya gre, tarih belli bir ynde ilerlemiyor, tersine devri bir karakter tayordu. Bat dnyasnda ilk gerek evrensel tarihler Hristiyanlar tarafndan yazld.(5) Yunanllar ve Romallar da bilinen dnyaya ilikin tarih yaptlar kaleme almlard, ama ilk olarak Hristiyanlar, btn insanlarn Tanr nnde ortak bir kadere sahip olduu fikrine ulatlar. Augustinus gibi bir Hristiyan tarihi Yunanllarn ya da Yahudilerin zgl tarihine ilgi duymuyordu; O'nun sorunu insann kurtuluu, Tanr'nn iradesinin yeryznde ifade bulmasyd. Btn uluslar, kaderi ancak Tanr'nn planyla balantl olarak anlalabilir olan, daha genel bir insanln dallarndan baka birey deildi. Hristiyanlar ayrca tarihin bir sonu olduu grn getirdiler; Tarih insann Tanr tarafndan yara-tlmasyla balamt ve insann kurtuluuyla sona erecekti.'0 Hristiyanlar asndan yeryz tarihi Maher Gn'yle sona erecekti; o gn Tanr'nn imparatorluu balayacak ve dnya ile dnyevi olan herey tamamen batacakt. Tarihteki tek tek olaylar ancak daha byk bir ama asndan anlaml olabilir ve bu amaca ulaldnda tarihsel sre kanlmaz olarak sona erer. Tek tek btn olaylara potansiyel olarak bir anlam veren de insanln bu nihai amacdr. Rnesansta Antik a'a uyanan yeni ilgi, Antik a'm 86 kendisinin bile sahip olmad bir tarih ufku at. nsanlk tarihinin tek bir insann mrne benzedii varsaym ve modern insann kendinden nceki kuaklarn kazanmlar zerinde ykseldii, o nedenle de "insanln olgunluk a-"nda yaad gr, bu dnemin birok yazar, bu arada Pascal tarafndan savunuldu/75 Dnyevi bir evrensel tarih yazma yolundaki en nemli ilk denemeler, 16. yzylda kendini kabul ettiren bilimsel yntemle balantl olarak ortaya kt. Galilei, Bacon ve Descartes'n adlaryla andmz bilimsel yntem, genel geer ve balantl bir yasalar dzenine tabi olduu iin, doann bilinebilir ve hkmedilebilir olduu varsaymna dayanr. nsan doann yasalarn bilebilir ve bilgiler sistematik olarak birikebilir, yani her kuak nceki kuaklarn bilgisine dayanr ve ayn aba ve yanlglar tekrarlamak zorunda kalmaz. Modern ilerleme dncesinin kk modern doa biliminin baarsmdadr ve bu, rnein Francis Bacon'a, Modern a1 in Antik a'a stnlnn kant olarak pusula, matbaa ve barutun icat edilmesinden sz etme olanan vermitir. lerlemenin btnsel ve sonsuz bilgilenme anlamna geldii gr, en ak ekilde l688'de Bernard Le Bovier de Fontenelle tarafndan ifade edilmitir: yi eitilmi bir akl, denilebilir ki, nceki yzyllarn btn akllarn ierir, kendini btn zamanlarda gelitirmi ve iyiletirmi tek bir zde akla benzetilebilir... Ama maalesef kabul etmeliyim ki, sz konusu kii bibit zaman kocamayacaktr; her zaman ayn ekilde genliinde geen eyleri bilecek ve yetikin anda olanlar ise ok daha iyi bilecektir; yani, benzetmeyi burada bir kenara brakrsak, insan hibir zaman dejenere olmayacak ve insan bilgisinin byme ve gelimesinin hibir zaman bir snn bulunmayacaktr!9 Fontenelle'in ngrd ilerleme genel olarak doa bilimleri alannda gerekleti, kendisi toplumsal ya da politik ilerleme iin benzer bir teori gelitirmemiti. Modern toplumsal ilerleme dncesinin babas Machiavelli'di. Machi-avelli, politikann klasik felsefenin ahlki kstlamalarndan kurtulmas ve insann kendi kaderini kendi ellerine almas 87 gerektiini sylyordu. Voltaire, Fransz ansiklopedistleri, iktisat Turgot ile arkada ve biyografi Condorcet gibi aydnlanma yazarlar da ilerleme teorileri gelitirdiler. Con-dorcet'nin nsan Aklnn lerlemelerine Tarihsel Bir Bak Tasla, on basamakl bir evrensel insanlk tarihi ieriyordu; burada ulalmas gereken sonuncu basamak ise frsat eitlii, zgrlk, akl, demokrasi ve genel eitim ile belirleniyordu.0' Fontenelle gibi Condorcet de insann gelime yeteneinin snrsz olduunu dnyor ve bu nedenle de tarihin, insanln imdiden ngremeyecei bir onbirinci aamasnn da sz konusu olabileceini belirtiyordu. En nemli evrensel tarih yazma abalan ise Alman dealizmi geleneinde ortaya kt. 1784'de, "Kozmopolit Bir Bak Asndan Genel Bir Tarih Fikri" balkl makalesinde, byk Immanuel

Kant bylesi bir proje nerdi. Sadece onalt sayfada Kant, sonraki btn evrensel tarih yazma denemelerinin dayanaca kurallar formle etti.co> Kant, "insan olaylarnn sama gidii"nde yzeysel bir bakla zel bir plan ayrdetmenin mmkn olmadnn ve insanlk tarihinin tamamen sava ve zorbalktan ibaret-mi gibi grndnn farkndayd. Buna ramen, gene de insanlk tarihinin belli kurallara gre geliip gelimediini ve tek bir bireyin asndan anlamsz grnen olaylarn, uzun bir zaman dnemi iinde bakldnda yava ilerleyen bir evrime ait olup olmadn kendine soruyordu. Bu, ona gre zellikle akln gelimesi iin geerliydi.' rnein hi kimsenin tek bana btn matematii kefetmesi beklenemezdi, ama her kuak bir ncekinin bilgilerine dayanabiliyordu ve bylece giderek daha geni kapsaml bir matematik kavrayna ulalabiliyordu. Kant, tarihin bir amaca, insann potansiyelleri iinde zaten mevcut olan ve btn tarihe bir anlam kazandran bir son hedefe sahip olduuna inanyordu. Bu nihai ama insan zgrlnn gereklemesiydi, nk "iinde zgrln d yasalarla azami lde karkonulamaz bir kuvvetle balanm bir ekilde bulunaca bir toplum, yani tam dil bir sivil anayasa, doann insanla verdii en yksek grevdir." Bylesi dil sivil bir anayasaya ulalmas 88 ve bunun btn dnyada yaygnlamas, Kant'a gre tarihsel ilerlemenin ltdr. Bu ayn' zamanda, gerekten nemli olaylar tarihin hammaddesini oluturan saysz olgudan ayrabilmek iin gerekli olan muazzam soyutlama uranda kendimize klavuz edinebileceimiz bir normdur. O nedenle evrensel bir tarihin yantlamas gereken soru, sivil bir anayasa ya da modern deyimle liberal bir demokrasi ynnde genel bir ilerleme beklemek iin, btn zamanlar ve btn toplumlar iin geerli bir neden var mdr, sorusudur.02' Kant ayrca, insanl akln, ifadesi liberal kurumlar olan, o daha yksek basamana, gtren mekanizmalar genel kavramlarla zetler. Bu mekanizma akln kendisi de-il.tam tersidir:nsann "asosyal sosyalliinin yaratt bencil antagonizm, onu btn teki insanlara kar yrtt savatan vazgemeye ve onlarla sivil bir toplum iinde birlemeye yneltir. Bu toplumlar da kendi aralarnda yarabilmek iin bilimleri ve sanat desteklerler. Demek ki, toplumsal yaratcln kayna insann rekabetilii ve kendini beenmilii egemen olma ve hkmetme arzusudur ve bu insana "arkaik bir oban yaamnda ilelebet st rtl kalacak " olanaklar sunmaktadr. Kant'n altm yandayken kaleme ald sz konusu makale henz evrensel bir tarih deildi. Kant bununla yal- nzca, insann tarihsel gelimesinin evrensel yasalarn aklayabilecek yeni bir Kepler ya da Newton'a ihtiya olduuna iaret etmek istiyordu. Kant'a gre, kendisini bylesi evrensel bir tarih yazma grevine adayacak olan dhi, hem filozof, hem de tarihi olmak zorundayd; nk insan ilerinde neyin nemli olduunu ancak bir filozof anlayabilir ve btn olarak ancak bir tarihi dzenleyebilirdi. "Yunan tarihinden yola kp, bunun, kendisini yutan Roma devletinin doru ya da yanl olumas zerindeki etkilerini, sonra da Roma'nn daha sonra kendisini ykan barbarlar zerindeki etkisini alp gnmze kadar izlediinizde ve aydnlanm uluslarn ulusal tarihlerinin servenlerini buna eklediinizde, dnyann bu blmnde devlet dzenlemesinde (muhtemelen bir tarihte btn tekilere de yasalarn 89 verecek olan) dzenli bir iyilemenin olduunu kefedersiniz." Evrensel tarih uygarlklarn birbirini izleyen ykllarnn tarihidir, ama her ykltan sonra geen dnemden geriye bireyler kalr ve bylece insan yaamnn daha st bir aamasnn yolu alr. Kant, byk bir alakgnlllkle bylesi bir tarih kaleme almann kendi yeteneklerini atn yazd, ama bu grevin baaryla stesinden gelindiinde, bunun evrensel sivil bir anayasaya (dzenlemeye) byk bir katk olacan belirtti; nk bu, insanlara kendi geleceklerinin ak bir tablosunu sunacakt.fl3) Kant'tan sonraki kuak iinde, hem felsefi bakmdan ciddiye alnabilir, hem de tarihin ampirik olgularnn kapsaml bilgisine dayanan evrensel bir tarih projesini tamamlama onuru, Kant'n byk izleyicisi Georg Friedrich Wil-helm Hegel'e ait oldu. Anglosakson dnyasnda Hegel'in

hibir zaman iyi bir n olmamtr. Hep Prusya monarisinin gerici bir savunucusu ve 20. yzyl totalitarizminin bir nceli olmakla suland, ama ncelikle ngiliz asndan okunmas zor bir metafizikiydi.a4) Bu nyarg Anglosak-sonlarn modern an en nemli filozoflarndan biri olan Hegel'e kar son derece duyarsz kalmasna yol at. Houmuza gitsin ya da gitmesin, bugn bilincimizi belirleyen birok nemli bulguyu Hegel'e borluyuz. Hegel'in sistemi biim ve ierik olarak Kant'n ad geen makalesinde formle ettii ltlere arpc bir ekilde denk dmektedir/15' Kant gibi Hegel de projesini evrensel bir tarih olarak tanmlar: "Bu soyut belirlemeye gre dnya tarihi, akln (yani kollektif insan bilincinin) kendisinin varlna ilikin bilgiyi ilemesinin sergilenmesidir."a6) Hegel, tarih boyunca varolmu eitli devlet ve uygarlklarda "iyi" olan, bunlarn batma nedenlerini ve batan uygarlklarda geriye brakt, daha yksek gelime aamalarnn yolunu aan "aydnlanma tohumlarn aklamaya alr. Kant'm ilerlemenin kayna olarak insann "asosyal sosyalliini" grmesi gibi, Hegel iin de, tarihteki ilerleme akln aralksz ileri gelimesinin deil, tutkularn atma, devrim ve savalara yol aan kr karlkl etkileiminin bir sonucudur. Kendisi bunu "tarihin hilesi" olarak adlandrr. Tarihsel sre dnce sistemleri gibi politik sistemlerin de kar karya gelip kapt ve i elikileri nedeniyle kt bir atmalar dizisidir. Bu sistemler daha az elikili ve bu nedenle de daha st sistemler tarafndan ikame edilir ve bu da yeni ve daha baka elikilere yol aar diyalektik denilen de budur. Hegel, baka halklarn, bu arada Hintliler ve inliler gibi Avrupa d halklarn ulusal tarihleriyle ciddi olarak ilgilenen ve bunlar kendi btnsel sistemine yerletiren ilk Avrupal filozoflardan biriydi. Hegel, tarihsel srecin yeryznde zgrln gereklemesiyle oluacak bir son noktas olduu konusunda Kant ile ayn grteydi: Dnya tarihi zgrlk bilincindeki gelimeden baka birey deildir. "Evrensel tarihin gelimesi insan zgrlnn eitliinin artmas olarak anlalabilir. Hegel.bu gr u cmlede zetler:, "Doulular yalnzca tekin, Yunan ve Roma Dnyas ise baztlarinm zgr olduunu biliyordu, buna karlk biz, btn insanlarn mutlak olarak, yani insann insan olarak zgr olduunu biliyoruz."(17) Hegel'e gre insan zgrl, bizim liberal demokrasi olarak adlandrdmz modern anayasal devlette ifadesini buluyordu. nsanln evrensel tarihi, insann mutlak akla ve bu akln kendini liberal z ynetimde ifade etmesi fikrine ykselmesinden baka birey deildir. Hegel'in devleti ve onun otoritesini ycelttii ve o nedenle de liberalizme ve demokrasiye dman olduu ok sylenmitir. Bu sulamay ayrntl olarak yantlamaya girimeden, burada yalnzca Hegel'in kendisini "zgrlk filozofu" olarak adlandrdn belirtmekle yetineceiz.0 O'na gre tarihsel gelime politik ve toplumsal kurumlarda zgrln gereklemesiyle zirveye ulam olacakt. He-gel'i yalnzca devletin avukat olarak grmek ve O'nun ayn zamanda sivil toplumu savunduunu, devletin denetimi dndaki zel ekonomik ve politik faaliyeti hakl gsteren bir filozof olduunu unutmak, kendisine byk bir hakszlk olur. En azndan Marx, Hegel'i byle anlam ve bu nedenle de, O'na burjuvazinin savunucusu olarak saldrmtr. Hegel'ci diyalektik eitli biimlerde mistikletirilmitir. 90 91 Bu i, diyalektii, Hegel'in sisteminin dna kartlmas mmkn bir "yntem" olarak ele alan, Marks'n ibirlikisi Friedrich Engels ile balamtr. Baka dnrler, diyalektiin yalnzca Hegel'e btn insanlk tarihini, a priori geerli, mantksal temel ilkelerden tretme olana veren, stelik ampirik verilerden ve tarihsel olaylarn gerek bilgisinden tamamen bamsz olan, metafizik bir ara olduunu ne srmtr. Diyalektiin bylesi bir yorumu geersizdir. Hegel'in tarih yazlar okunursa, tarihsel rastlantya ve ngrlmez eylere byk bir rol bitii grlr.(19) He-gel'ci diyalektik Eflatun'daki nceline, Sokrates diyaloglarna benzer. Sokrates diyalogu, iyinin z ya da adaletin anlam gibi nemli bir konu zerine iki insann konumasdr. Bu tr tartmalarn sonucu elikisizlik ilkesine gre belirlenir: Daha az elikiye den konumac kazanr. Ama eer tartma srasnda her iki konumacda da elikiler saptanrsa, o zaman ilk iki konumun elikilerini barndrmayan nc bir konum

belirmi demektir. Ama bu nc konum da gene yeni, nceden grlmeyen elikiler ierebilir ve bylece baka bir tartmann konusunu oluturabilir. Hegel'e gre ise diyalektik yalnzca felsefi konumada deil, ayn zamanda toplumlar ya da gnmz toplum bilimcilerinin deyimiyle, farkl sosyoekonomik sistemler arasnda da olabilir. Tarih, toplumlar aras bir diyalog olarak tasvir edilebilir. Tarihin gidii iinde derin i elikilere sahip toplumlar iflas eder ve yerlerine bu elikilere sahip olmayan toplumlar geer. rnein Hegel'e gre, Roma mparatorluu btn insanlara yasa nnde eitlik salam olmasna ramen, onlarn haklarn ve insanlk onurunu tanmad iin kmtr. Ancak Yahudi-Hristi-yan geleneinde btn insanlar ahlki zgrlkleri temelinde eit hale geldiler.<20) Ama Hristiyan dnyas da kendi i elikilerine sahipti. Ortaa kenti bunun klasik rneidir. Kent, duvarlar arasnda kapitalist bir ekonomi dzeninin tohumlan olan tccar ve satclar koruyordu. Ama tccar ve satclarn ekonomik stnl, ekonomik gelimeyi ahlki snrlarla frenlemenin akl d olduunu sonunda gzler nne serdi ve bu durum, gemite bu tabakalarn 92 1 ortaya kmasn olanakl klm olan kentlerin batmasna yol at. ' Hegel ile kendisi gibi evrensel tarih yazar olan Fonte-nelle ve Condorcet gibi ncelleri arasndaki en nemli fark, Hegel'in doa, zgrlk, tarih, hakikat ve akl gibi kavramlar ok daha salam bir felsefi temele oturtmu olmasdr. Kukusuz Hegel tarih zerine yazan ilk filozof deildi, ama O hakikatin tarihsel olarak grece olduuna inanan ilk tarihselci (historisist) filozoftu.(21) Hegel'e gre insan bilinci evresinin zgl toplumsal ve kltrel koullaryla - ya da bizim deyimimizle "zamanyja"- snrldr. Gemiin dnceleri, ister ortalama bir insandan ister byk bir filozoftan kaynaklansn, Hegel'e gre mutlak ya da "objektif" olarak deil, ancak dnldkleri zamann tarihsel ya da kltrel ufkuyla balantl olarak dorudur. O nedenle insanlk tarihi yalnzca uygarlklarn srekli ykselen bir maddi gelime dzeyi ile birbirini izlemesi olarak deil, daha ok bilin dzeylerinin birbirini izlemesi olarak grlmelidir. Bilin, yani insann temel sorunlarda doru ile yanl nasl ele ald, hangi faaliyetleri tatmin edici bulduu, tanrlar hakknda ne dnd ve hatta dnyay nasl alglad,tarih boyunca kkl bir ekilde deimitir. Grlerin birbiriyle elikili olmas ise, onlarn byk lde yanl olduunu, daha sonra tarih tarafndan maskesi indirilen "yanl bilin"in biimleri olduunu gstermektedir. Byk dnya dinleri Hegel'e gre "objektif olarak doru deildir, bunlar daha ok mminlerin o aamadaki ihtiyalarna uygun den ideolojilerdir. Hristiyanlk klelikten tremi bir ideolojidir, btn insanlarn eitlii retisi klelerin kurtulu zlemlerine denk dyordu. Bugn kendi entellektel ufkumuzun ayrlmaz bir paras haline geldii iin Hegel'in tarihselciliinin radikalizminin pek farknda deiliz. Dncenin tarihsel bir perspektife sahip olduu bize son derece doal gelmektedir ve "zamana uymayan" dnce tarzlar bizim iin bugn bir kmseme konusudur. Gnmz feministlerinin, anne ve ninelerinin kendilerini ev ve ailelerine adamasn gemi dnemin tuhaf bir kalnts olarak grmesinde de bu tarih93 seki bak as sz konusudur. Eski kuaklarnn kadnlarnn kendilerini gnll olarak erkeklerin hkmettii bir kltrn kurallarna tabi klmalar, "kendi zamanlar" asndan belki de son derece doruydu ve bu hatta belki onlar mutlu da ediyordu. Ama bugn kadnlar bunu artk kabul etmiyor ve bu onlar asndan bir "yanl bilin" biimi. Bir beyazn, siyah olmann ne anlama geldiini hibir zaman anlayamayacan ne sren siyah da tarihselci dnyor. Siyahlarla beyazlarn bilinci zorunlu olarak farkl zamanlardan kaynaklanmyor olsa da, bilin biimlerinin farkl kltrel deneyimler nedeniyle son derece snrl bir karlkl anlay olanakl klacak ekilde farkllam olduunu kabul etmek gerekir. Hegel'in tarihselciliinin radikalizmi O'nun insan anlaynda da grlr. nemli bir istisna dnda Hegel'den nceki btn filozoflar, pratikte, insann zn tekil eden bir "insan doas"nn; tutku, arzu, yetenek, erdem vb. zelliklerin az ya da ok deimez bir dizgesinin

varln kabul ederdi.(22) Tek tek bireyler arasnda ak farkllklar olmakla birlikte, insan doasnn zaman iinde deimediine inanlrd. yle ki inli kyl ile Avrupal sendikac aynyd. Bu felsefi yaklam, "insanolu deimez" eklindeki yaygn kliede de yansr; bu sylenirken daha ok agzllk, hrs, gaddarlk gibi sempatik olmayan zellikler kas-dedilir. Buna karlk Hegel, insann yemek ya da uyumak gibi temel bedensel ihtiyalarndan kaynaklanan doal bir yan olduuna kar kmaz, ama insann nemli zellikleri bakmndan belirlenmi olmadn ve bu nedenle de kendi doasn yaratmada zgr olduunu savunur.(23) Bylece insan ihtiyalar Hegel'e gre zaman st, deimez deildir. aa ve kltre gre farkllar/2* Bir rnek vermek gerekirse: Gnmzde bir Amerikal, Fransz ya da Japon zamannn byk bir blmn belli markada bir otomobil, zel spor ayakkabs ya da giysi gibi eyalara veya nl bir semt, daha iyi bir okul ya da iyeri gibi stat sembollerine ulamak iin harcamaktadr. Bunlarn byk bir blm gemite yoktu, o nedenle de kimse bunlar arzulayamazd. Ayn ekilde'bunlar nc Dnya'nn bugnk gecekondu sakinleri iin de pek bir nem tamaz, nk onlar ncelikle ok daha temel ihtiyalarn karlamak zorundadr. Tketim toplumu ve onun ikram bilimi pazarlama, kelimenin gerek anlamnda insann kendisi tarafndan yaratlm ihtiyalara endekslidir ve bu ihtiyalar yerlerini gelecekte yeni ihtiyalara terkedecektir.(25) Arzularmz, kendisi de btn gemiimizin bir rn olan toplumsal evremiz tarafndan koullandrlr. htiyalarmz insan doasnn zamanla deien saysz yanndan birisidir. Arzulamann insan karakterinin teki zelliklerine oranla tuttuu yer de deimitir. O nedenle -Hegel'in evrensel tarihi, yalnzca bilim ve kurumlarn ilerlemesiyle de ilgilenir. nk insann doas, ebediyen ayn kalan bir doaya sahip olmamasdr; hep ayn ey olmas deil, eskiden olduundan farkl birey olmasdr. Kendinden sonraki daha radikal tarihilerden ya da Fontenelle'den farkl olarak, Hegel tarihsel srecin sonsuza kadar srmeyeceini, dnyordu. Yani Hegel tarihin sonuna inanyordu. Bu, olaylarn duraca -insanlar domaya, lmeye devam edecek, insanlar arasnda temas ve atmalar gene olacak- ya da dnyaya ilikin yeni eyler renme olanann snrlanaca anlamna gelmiyor. Hegel tarihi, insann, srekli akln ve zgrln daha st basamaklarna ykselmesi olarak tanmlar ve insan kendisi hakkndaki mutlak bilincine eritiinde ilerleme mantksal sonucuna ular. Hegel, insan zgrlnn Avrupa'da Fransz Devrimi'nden, Kuzey Amerika'da da Amerikan. Devrimi'nden kan modern liberal devlette, insann kendisi hakkndaki bilincin ise kendi felsefi sisteminde temsil edildiini kabul ediyordu. Hegel, 1806'daki Jena Sava-'ndan sonra tarihin artk sona erdiini ilan ettiinde, aktr ki, bununla liberal devletin btn dnyada zafere ulatn ileri srmek istemiyordu. Zafer o srada Almanya'nn bu kk kesinde bile henz gvence altnda deildi. Sylemek istedii, modern liberal devletin temelindeki zgrlk ve eitlik ilkelerinin en ileri lkelerde gelitirilip gerekletirilmi olduu ve toplumsal ve politik rgtlenmenin liberalizme stn olabilecek alternatif ilke ya da bi94 95 imlerinin sz konusu olmadyd. Baka bir deyile, liberal toplumlar toplumsal rgtlenmenin eski biimlerinin "elikilerini barndrmaz ve o nedenle de tarihsel diyalektiin sonunu olutururlar. nsanlar, tarihin liberal devletle sona erecei konusunda Hegel'i izleme eiliminde olmadlar. Hegel'in mrekkebi daha kuramamt ki, sistemi, 19- yzyln evrensel bir tarih yazan teki byk zeks olan Karl Marx tarafndan saldrya urad. Gerekte dncelerimizin ne kadarn Hegel'e borlu olduumuzun farknda olamamamzn nedeni, O'nun fikir mirasyla, Hegel'in sisteminin byk blmlerini kendi amalarna uyduran Karl Marx araclyla karlam olmamzdr. Marx, Hegel'den btn insan olay-lannn temel tarihsellii dncesini, insan toplumunun zaman iinde ilkel yaplardan balayarak giderek daha karmak ve yksek biimlere doru gelitii dncesini dn ald. Ayrca, tarihsel srecin temelde diyalektik gelitii, politik ve toplumsal rgtlenmenin eski biimlerinin, zamanla su

yzne kan ve eski sistemin yerini daha yksek bir rgtlenme biimine terketmek zorunda brakan i elikilerin damgasn tad konusunda da Hegel ile ayn grtedir. Ve Marx Hegel'in tarihin bir sonu olduu inancn da paylar. Hegel gibi o da, tarihi sona erdirecek elikisiz nihai bir toplumu ngrr. Marx ve Hegel tarihin sonunda farkl toplum biimleri beklerler. Marx, liberal devletin temel bir elikiyi, burjuvazi ile proletarya arasndaki snf elikisini zemedii grndedir. Liberal devletin evrensel zgrl deil, yalnzca belli bir snfn, yani burjuvazinin zgrlnn zaferini temsil ettiini syler, Hegel'in tarihselciliini Hegel'e kar kullanr. Hegel, yabanclamann-insann kendisiyle olan ve kendi kaderi zerindeki denetimini kaybetmesine yol aan atmas- tarihin sonunda liberal devlette mmkn olan zgrln felsefi kavranyla uygun bir zme ulaacana inanr. Buna karlk Marx, kendi yaratt sermaye kendisinin tanrs ve efendisi haline geldii ve kendisine hkmettii iin, insann liberal toplumlarda da kendisine yabanclam kalmaya devam ettii grndedir/261 96 Hegel'in, btn halkn karlarn temsil ettii iin "evrensel snf" olarak nitelendirdii liberal devletin brokrasisi, Marx'a gre, yalnzca sivil toplumdaki ksmi karlar, topluma egemen olan kapitalistlerin karlarn temsil etmektedir. Filozof Hegel "mutlak zbilince" ulaamamtr, yalnzca kendi zamannn bir rn, burjuvazinin savunucusudur. Marks'm grne gre, tarihin sonuna ancak gerek "evrensel snfn, poletaryann zaferiyle ulalacaktr. Sosyalist topyaya gre snf sava ancak o zaman nihai olarak sona erecektir .(27) Marx'in Hegel'e ve liberal topluma ynelttii eletiri o kadar biliniyor ki, gerekte burada tekrarlamaya gerek bile yok. Ama imdi, Komnist Manifesto'dan yz krk yl sonra, gerek bir toplumun temeli olarak marksizm dnya apnda o kadar muazzam bir iflas yaad ki, artk Hegel'in evrensel tarihinin son tahlilde ok daha baarl bir ngr olup olmadn sormak gerekiyor. Bu sora, otuzlu yllarda Paris'te Ecole Pratique des Hautes Etudes e ok etkili bir seminer dizisi vermi bir Fransz-Rus filozofu olan Ale-xandre Kojeve tarafndan yzylmzn ortalarnda gndeme getirilmiti/28' Nasl Marx 19. yzyln byk Hegel yo-rumcusuysa, Kojeve'de 20. yzyln byk Hegel yoramcu-sudur. Marx gibi Kojeve de kendini yalnzca Hegel'in dncelerini aklamakla snrlamam, onlar kendi modern a kavray iin yaratc bir ekilde kullanmtr. Raymond Aron, Kojeve'in parlakln ve zgnln yle naklediyor: (Kojeve) kuku ve eletiriye eilimli sper entellektel-lerden oluan dinleyicilerini kendine hayran brakmt. Bu nereden kaynaklanyordu? Yeteneinin, diyalektik bir virtz olmasnn bunda pay vard... (Hitabet sanat) konusu ve kiiliiyle yakndan ilikiliydi. Konu olarak dnya tarihini ve Hegel'in Akln Fenomenolojisi'ni semiti. kincisi birinciye k tutuyordu. Herey bir anlam kazanyor-du. Tarihsel ngrye kukuyla bakan ve sanatn ardnda sanat hilesi arayanlar bile sihirbaza kar koyamadlar. Zamana ve olaylara kazandrd anlam o an iin yeterli bir kanttP-v 97 Kojeve'in retisinin merkezinde Hegel'in esasta hakl olduu, sonraki yllardaki btn gelgit ve dnlerden bamsz olarak, dnya tarihinin 1806'da gerekten sona erdii eklindeki artc iddia yer alyordu. Kojeve'in yaptn-daki istihza tabakalarna nfuz edip O'nun gerek grlerine ulamak olduka zordur. Ama bu olduka tuhaf grnen sonucun ardnda yatan dnce, Fransz Devrimi'nden kan ve modern devlette vcut bulan, Kojeve'in "evrensel ve homojen" olarak nitelendirdii, eitlik ve zgrlk ilkelerinin insanln ideolojik evrimin nihai noktasn temsil ettii ve bunun tesinde bir ilerlemenin mmkn olmaddr. Kojeve, 1806'dan sonra birok kanl sava ve devrimin gerekletiini elbette biliyordu, ama O'na gre bunlar esasta "tarann eitlenmesiydi.O0) Buna gre, komnizm liberal demokrasiden daha yksek bir basamakta durmuyor, tarihin ayn aamasna, zgrlk ve eitliin evrensel ilkeler olarak dnyann drt bir yanma yaylmas aamasna ait bulunuyordu. Bolevik ve in Devrimleri dnyay derinden sarsan olaylar gibi grnseler de, bunlarn tek kalc etkisi, daha nce olumu zgrlk ve eitlik ilkelerini geri kalm ve ezilen halklara da gtrmekten ve bu

ilkelerle zaten uyum iinde yaayan gelimi dnyay bunlar daha tam gerekletirmeye zorlamaktan ibaret olacakt. Aadaki pasaj, Kojeve'in parlak zeks kadar dncelerinin zgnl hakknda da bir fikir vermektedir: evremde olup bitenleri gzlemlediimde vejena Sava-'ndan bu yana dnyada olanlar zerine dndmde, Hegel'in bu savata tarihin sonunu grmekte ve bunu byle adlandrmakta hakl olduunu grdm. Bu savata ve bu sava sayesinde insanln nc kolu gerekten snra, ve amaca, yani nsan'n tarihsel evriminin sonuna ulamt. O tarihten bu yana olanlar Fransa'da Robespierre-Napoleon'la sahneye kan devrimci gcn mekan olarak yaylmasndan baka birey deildir. Gerek tarihsel bir perspektiften bakldnda, her iki dnya savann ve onlar izleyen ok saydaki irili ufakl devrimin, yalnzca kenar blgelerin geri uygarlklarn Avrupa'daki (gerek ya da hakiki) en ileri tarihsel konumlarla ayn hizaya getirmek 98 gibi bir sonucu olduu grlebilir. Eer Rusya'nn soveyet-Igtirilmesi ya da komnizmin in'de iktidara gelmesi mparatorluk Almanya'snn (Hitlerizni gei aamasyla) demokratikletirilmesinden ya da Togo'ya bamszlk verilmesinden, hatta Papuallarn kendi kaderlerini belirlemesinden daha fazla ya da daha baka bir anlama geliyorsa, bunun nedeni sadece, Robespierre'ci bonapartizmin in-Sovyet biimindeki gncellemesinin, Napoleon sonrasnn Avrupa'sn kendi devrim ncesi gemiinin az ya da ok anakronistik kalntlarn ortadan kaldrmay hzlandrmaya Zorlamasdr.o) Kojeve'e gre, sava sonrasndaki Bat Avrupa lkeleri, yani maddi zenginlikte ve politik istikrarda yksek bir dzeye ulam kapitalist demokrasiler, Fransz Devrimi'nin ilkeleriyle en fazla uyum iinde olan lkelerdi.02' Bu toplumlarda artk temel elikiler kalmamtr: Kendilerinden honut ve kendilerine yeterli durumdadrlar, artk byk politik amalar iin mcadele etmek zorunda deillerdir ve kendilerini tamamen ekonomik faaliyete adayabilirler. Kojeve yaamnn ikinci yarsnda ders vermeyi brakp Avrupa Topluluu'nda memur olarak alt. O'na gre tarihin sonu yalnzca byk politik mcadele ve atmalarn deil, ayn zamanda felsefenin de sonudur. O nedenle, Avrupa Topluluu Kojeve asndan, tarihin sonunun uygun bir kurumsal sembolyd. Hegel ve Marx'in evrensel tarihe ilikin antsal eserlerinden sonra daha az etkileyici baka eserler de yazld. 19. yzyln ikinci yarsnda, pozitivist Auguste Comte ve sosyal Darwin'ci Herbert Spencer'in teorileri gibi toplumsal ilerlemeye ilikin bir dizi grece iyimser teori olutu. Spencer toplumsal evrimi daha geni kapsaml biyolojik evrimin bir paras olarak gryordu; buna gre, biyolojik evrimde olduu gibi toplumsal evrimde de, en gl olann kendini kabul ettirmesi yasas geerliydi. 20. yzylda da birok evrensel tarih yazma denemesi yapld, ama bunlar 19- yzyldakilere oranla ok daha karamsardlar. Bunlar arasnda Oswald Spengler'in Bat'nn Bat ve Arnold Toynbee'nin, Spengler'in etkilerini tayan 99 Tarihin Gidii adl yaptlar saylabilir.03' Spengler ve Toynbee, her ikisi de tarihi tek tek halklarn tarihine, Spengler "kltrler"e, Toynbee "toplumlar"a ayryordu. Her halk ykseli ve kn belli genelgeer yasalarna tabiydi. Spengler ve Toynbee, Hristiyan tarihilerle balayan ve Hegel ile Marx'da tepe noktasna ulaan bir gelenekten ayrlyor ve insanlk tarihini artk btnsel ve ileri ynelen bir sre olarak grmyorlard. Bir anlamda, Yunan ve Roma tarihilii iin tipik olan tek tek halklara ilikin evrimsel tarih yazmna geri dnmlerdi. Her iki yapt da zamanlarnda ok okundu, ama bir kltr ile bir biyolojik organizma arasnda tartma gtrr bir analoji kurduklar iin her ikisi de ayn organiki (organisist) zayfla sahiptir. Spengler, karamsarl Henry Kissinger gibi devlet adamlar zerinde belli bir etkide bulunmu olduu iin olsa gerek, bugn de hl poplerdir. Ama nceleri Hegel ile Maks'n ciddiyet dzeyine ne Spengler, ne de Toynbee kabilmitir. 20. yzylda yazlm olan son nemli evrensel tarih, bir kiinin deil, ikinci Dnya Sava'ndan sonra bir "modernleme teorisi" gelitirmi olan ou Amerikal bir grup toplum

bilimcinin ortak emeinin rnyd.0* Karl Marx, Kapitalin ilk basksnn nsznde u saptamay yapmt: "Endstriyel bakmdan daha gelimi lke daha az gelimi olana kendi geleceinin bir aynasn sunar." Bu, bilinli ya da bilinsiz olarak modernleme teorisinin de k noktas olmutur. Modernleme teorisinin szcleri gerek Marx'a gerekse Weber ve Durkheim gibi sosyologlara ba vurarak, endstriyel gelimenin belli ve kurall bir byme emasna gre gerekletiini ve farkl lke ve kltrlerde zaman iinde ayn toplumsal ve politik yaplar ortaya kardn ne srdler.05' Modernleme teorisyenlerinin grlerine gre, daha nce sanayilemi ve demokratiklemi Byk Britanya ve Birleik Devletler gibi lkeleri inceleyerek, btn teki lkelerin eninde sonunda izleyecei genelgeer bir gelime emas oluturmak olanakldr.(36) Max Weber, insanln "ilerlemesi"ne paralel olarak byyen rasyonellik derecesini ve artan dnyevilemeyi daha ok karamsarlkla 100 , arlamken, bu kavramlar sava sonras dnemin modernleme teorisyenlerinin gznde tamamen olumlu-insa-n tipik Amerikan diyecei geliyor- anlamlar kazanmtr. Modernleme teorisinin temsilcileri arasnda, tarihsel evrimin ne kadar btnsel olduu ve modernliin farkl yollarnn olup olmad konularnda gr ayrlklar vardr, ama tarihin amaca ynelik olarak ilerledii ve tarihin sonunda sanayilemi lkelerin liberal demokrassinin durduu konusunda fikir birlii iindedirler. Modernleme teoris-yenleri ellili ve altml yllarda yeni toplum bilimlerini bamszlna yeni kavumu nc Dnya lkelerinin ekonomik ve politik gelimesinin hizmetine sunmak iin cokulu bir aba gsterdiler.07' Modernleme teorisine, etnosantrik olduu eletirisi yneltildi; Bat Avrupa ile Kuzey Amerika deneyimini evrensel bir hakikat dzeyine kard, banlarn "kltre balln" dikkate almad sylendi.08' Bir eletirici yle diyordu: "Bat'mn politik ve kltrel hegemonyasnn sonucu olarak yalnzca Bat'mn politik gelimesinin geerli bir model oluturduu eklindeki etnosantrik gre destek verilmitir. "O9) Bu eletiri, Byk Britanya ya da. Birle-. ik Devletler'in katettii modernleme yolunun hi de olanakl biricik yol olmad savndan da ileri gitmektedir. Bu eletiri bizzat modernlik kavram.zellikle btn uluslarn Bat'mn liberal demokratik ilkelerini almay gerekten isteyip istemediklerini ve eit lde geerli baka kltrel k ve var noktalar olup olmadn sorgulamaktadr.(40) Etnosantrizm sulamas modernleme teorisine ldrc bir darbe indirdi, nk teorisyenler de eletirmenlerinin relativist grlerini paylatlar: Liberal demokrasinin deerlerini savunmada dayanacak bilimsel ya da ampirik temellerin var olmadn sandlar, yalnzca etnosantrizmin kendilerine uzak olduunu belirtmekle yetindiler.'41' 20. yzyln derin tarihsel karamsarlnn evrensel tarihlerin ounu gzden drdn sylemek gerekir. Sovyetler Birlii, in ve teki komnist lkelerdeki terr hakl gstermek iin Marx'in tarih anlaynn kullanlm olmas olgusu, kavrama birok kiinin gznde son derece 101 olumsuz bir anlam yklemitir. Tarihin amaca ynelik, anlaml, ilerici ve hatta anlalabilir olduu gr gnmzn tarih felsefesi dncesine ok yabancdr. Hegel gibi "dnya tarihi"nden sz etmek, dnyay btn karmakl ve trajedisiyle kavradklarn iddia eden entellektellerin alay ve kahkahalarna hedef olmak demektir. Bu yzylda biraz olsun popler bir baar kazanm olan evrensel tarih yazarlarnn yalnzca Spengler ve Toynbee gibi batl) deer ve kurumlarn batmasn ve kmesini tasvir etmi kiiler olmas bir rastlant deildir. Karamsarlmz anlalabilir bireydir, ama yzylmzn ikinci yarsndaki bir dizi gelime tarafndan rtlmektedir. Kendimize unu sormalyz: Acaba karamsarlmz, tpk 19. yzyln iyimserlii gibi kolaylkla takmverdiimiz bir poza m dnmektedir? Beklentileri boa kan ocuksu bir iyimser alay konusu olur, ama grleri dorulanmayan bir ktmser, gene de derin dnceli ve ciddi havasn korumaya devam eder. Karamsar olmak daha gvenlidir. Dnyann hi beklenmedik yerlerinde demokratik glerin ortaya kmas, otoriter hkmet biimlerinin istikrarszl ve liberal demokrasinin karsnda kesinlikle hibir teorik alternatifin bulunmamas, bizi, Kant'n eski sorusunu yeniden sormaya zorluyor: insanln

evrensel tarihi diye, imdi Kant zamannda mmkn olandan ok daha kozmopolit bir adan (bir dnya yurtta asndan) kavrayabileceimiz bir ey var mdr? Arzu Mekanizmas imdi bir anlamda gene baa dnelim ve bu kez eski tarih teorilerinin yardmna ba vurmadan ilk sorumuzu bir kere daha irdeleyelim: Tarih belli bir yne sahip midir ve liberal demokrasi ynnde everensel bir gelimenin gerekleeceini kabul etmek iin bir neden var mdr? nce belli bir yne sahip olma sorusunu ele almak istiyoruz. Burada bir an iin bunun bir ilerleme olup olmadn, ahlki bir gelime ya da insan mutluluunun artmas anlamna gelip gelmediini bir kenara brakacaz. Sorumuz u: Btn insan toplumlar ya da ou ayn yne doru mu geliiyor, yoksa her birinin tarihi devri ya da hatta rastlantsal bir gidie mi sahip?() Eer.ikincisi doruysa, insanlk gemiin her hangi bir toplumsal ya da politik pratiine geri dnebilir: klecilik yeniden uygulamaya sokulabilir, Avrupallar kendilerini yeniden kral ya da imparator ilan edebilir, Amerikal kadnlar oy haklarn gene yitirebilirler. Buna karlk eer tarih belli bir ynde ilerliyorsa, bunun anlam, bir toplumsal rgtlenme biiminin bir kere aldktan sonra ayn toplumda bir daha ortaya kamayacadr. (Ama farkl gelime aamasndaki baka toplumlarda benzer gelime rnekleri elbette sz konusu olabilir.) Ama eer tarih tekrarlanmyorsa, o zaman gelimeyi belli bir yne zorlayan ve imdiki zamanda gemiin ansn canl tutan, deimeyen ya da btnsel bir mekanizma veya bir dizi temel tarihsel ilke var demektir. Devri'tarih anlaylar ya da tarihsel gelimeyi bir rastlant olarak gren anlaylar da toplumsal deiim olanan ya da snrl bir kurall gidii reddetmez, ama bunlar tarihsel gelimede batan sona yer alan bir nedensellik ilkesini kabul etmez102 103 ler. Bunlar ayn zamanda btn gemi kazanmlarn bilincini silen bir dejenerasyon (yozlama) srecini de kabul etmek durumundadrlar. nk eer tarihi toptan unutma sz konusu deilse, o zaman her devir bir ncekinin en azndan baz deneyimlerine dayanacaktr. Tarihe amaca ynelik bir gidi kazandran mekanizmay anlamak iin yapacamz ilk denemede, Bacon ve Fontenelle'e dayanarak bilgiyi k noktas kabul edecek ve zellikle doa bilimlerinin aralaryla elde edilebilen evrenimize ilikin bilgiyi dikkate alacaz. nsann btn toplumsal abalar iinde yalnzca modern doa biliminin birikimli ve amaca ynelik olduu genel kabul gren bir grtr. Resim, iir, mzik ya da mimari iin bu geerli deildir. Yalnzca yirminci yzylda yaadklar iin, Rauschenberg'in Michelange-lo'dan daha iyi bir ressam ve Schnberg'in Bach'dan daha iyi bir besteci olduu sylenemez. Shakespeare'in dramlar ve Parthenon mkemmelliin zirveleridir, bunlarn yannda sonraki rnlere bir ilerleme demek pek mmkn deildir. Buna karlk doa bilimi para para nceden var olan bilgiler zerine kurulur. Byk Sir Isaac Newton'un nfuz edemedii belli doa olgular, yalnzca daha sonra domu olduu iin, bugn her fizik rencisinin bilgisi iindedir. Bilimsel doa anlay ne devri, ne de rastlantsaldr; insanlk periyodik olarak ayn bilgisizlik aamasna geri dnmez ve modern doa biliminin kazanmlar insann kaprisine bal deildir. nsanlar u ya da bu deil de, belli bir bilimsel alanla ilgilenmekte zgrdr ve sonulan istedikleri gibi kullanabilirler. Ama, ou kez arzu etmelerine ramen, ne diktatrler ne de parlamentolar doa yasalarn ortadan kaldrabilirler.(2) Evrenimize ilikin bilgi ok uzun bir zaman dnemi iinde birikmi ve insan toplumlarn, ou zaman farkna varlmadan da olsa, srekli deitirmitir. Demiri ileyebi-len ve tarm yapabilen bir toplumla yalnzca tatan yaplm aletleri tanyan ve yeleri avclk ve toplayclk yapan toplumlar arasnda byk bir fark vardr. Modern doa bilimlerinin ykseliiyle, yani Descartes, Bacon ve Spinoza s gibi kiilerin 16. 17. yzyllarda bilimsel yntemi kefetme104 < , <: 4 i

siyle, bilimsel bilgi ile tarihsel sre arasndaki ilikide niteliksel bir srama gerekleti. Modern doa bilimiyle alan doaya hkmetme olanana btn toplumlar sahip deildi, buna yalnzca belli bir zaman dneminde ve dnyann belli bir blmndeki, Avrupa'daki toplumlar ulaabildi. Bilimsel yntem bir kere bulunduktan sonra rasyonel insann evrensel mlk haline geldi; kltrel ya da ulusal farkllklardan bamsz potansiyel olarak herkese akt. Bilimsel yntemin kefedilmesi, bunun ncesi ve sonras olarak tarihi kkl ekilde iki blme ayrd. Bu blnme evrimsel bir tarih anlayyla hibir, ekilde badatrla-f maz. Modern doa biliminin balayan srekli ve ilerici gelimesi, sonraki tarihsel gelimenin birok yann aklar yan, amaca ynelik bir mekanizma oluturdu. Modern doa biliminin hem amaca ynelik, hem de evrensel bir tarihsel deiime yol amasnn ak bir rnei askeri rekabettir. Uluslararas sistem sava ve atmann damgasn tad iin doa bilimlerinin evrensellii bu alanda dnya apnda bir tekdzelemeye yol amaktadr. Modern doa bilimi yeni teknolojileri eri iyi gelitiren, reten ve kullanabilen toplumlara belirleyici bir askeri avantaj salar. Tekniin salad grece avantaj, teknolojik gelime hzland oranda artar<3) Zulularn mzraklar ingilizlerin tfekleriyle karlatnlabilir deildi; en cesur savann bile buna kar yapabilecei birey yoktu. Doa bilimine egemen olduklar iin Avrupallar 18. ve V). yzylda bugnk nc Dnya'nn byk bir ksmn kendilerine tbi klabildiler. Ayn ekilde, doa biliminin dnyaya Avrupa'dan yaylmas olgusu, nc Dnya'nn 20. yzylda egemenliini ancak ksmen geri alabilmesinde etken oldu. Gnn birinde bir savaa girme olasl, toplumlarn rasyonellemesi ve kltrler st tekdze toplumsal yaplar yaratlmas ynnde byk bir baskdr. Politik zerkliini korumak isteyen bir devlet teknik adan dmanlarnn ve rakiplerinin arkasnda kalamaz. Hatta savan De-mokles Klc devleti, tekniin retimi ve kullanm iin en iyi olacak ekilde toplumu yeniden yaplandrmaya zorlar. rnein, devletler komular karsnda ayakta durabilmek 105 \ iin belli bir bykle sahip olmak zorundadr; bu, ulusal birlik salamada ok gl bir motiftir. Devletler ulusal dzeyde kaynaklar seferber edebilecek durumda olmak zorundadr, o nedenle, vergi toplayabilecek ve yasa karabilecek otoriteye sahip gl bir merkezi kuvvete ihtiyalar vardr. Devletler, ulusal birlie engel oluturduklar takdirde eitli biimlerdeki blgesel, dinsel ve akrabalk balarn krmak zorundadr. Teknii kullanabilecek sekinleri oluturacak bir eitim sistemine ihtiyalar vardr. Ayrca snrlarn tesindeki gelimeleri dikkatle izlemek zorundadrlar ve Napoleon Savalarnda dzenli ordunun getirilmesinden bu yana, gerektiinde btn halk seferber edebilmek iin, alt snflara ksmen de olsa oy hakk tanmak zorundadrlar. Btn bu gelimeler baka itici gler, rnein ekonomi tarafndan da balatlabilirdi, ama sava toplumsal modernleme zerinde zellikle gl bir etki oluturur; sava ayn zamanda modernlemenin baarsnn snand yerdir. Tarihte "savunmac modernleme"nin, bir toplumun askeri bir tehdit karsnda modernlemesinin saysz rnei vardr/4' rnein l6. ve 17. yzyln merkeziyeti' krallar, Fransa'da XIII. Louis ve spanya'da II. Philip, lkelerindeki iktidar byk lde, komularyla olan savalar finanse edebilmek amacyla salamlatrmaya altlar. Bu lkeler btn 17. yzyl boyunca yalnzca yl sava durumunda deildi. Merkezi hkmetlerin feodal ve blgesel oluumlarn gcn krmasnda ve bugn bizim "modern" devlet yaplar dediimiz eyleri oluturmasnda en nemli itici g, ordu kurmak ve beslemek iin muazzam ekonomik kaynaklarn gerekli olmasyd. te yandan mutlak monarinin kurulmas Fransztoplumunda dzletirici bir etkide bulundu, soylularn ayrcalklar ksld ve yeni sosyal gruplarn ykselii kolaylat; bunlar daha sonra Fransz Devrimi'nde belirleyici bir rol oynadlar. Osmanl mparatorluu'nda ve Japonya'da benzer bir sre yaand. Napoleon'un komutasndaki bir Fransz ordusununl798'de Msr' igal etmesi, Msr toplumunu derinden sarst ve Osmanl Paas Mehmet Ali ynetiminde

106 kapsaml bir askeri reforma yol at. Ali'nin Avrupallarn yardmyla eitilen yeni ordusu o kadar baarl oldu ki, Yakn Dou'nun byk bir blmnde Osmanl egemenliini tehdit eder hale geldi. Bu ise Osmanl Sultan II. Mah-rnut'u radikal reformlar balatmaya zorlad. Mahmut, nceki iki yzylda Avrupal krallarn yapt reformlarn aynsn gerekletirdi. 1826'da geleneksel askeri g olan Yenierileri safd ederek, bir dizi dnyevi okul aarak ve merkezi brokrasinin yetkilerini ok byk lde arttrarak eski feodal dzeni ortadan kaldrd. Japon daimdar (yerel beyler) da lkelerini d rekabete amak zorunda olduklarna, ancak amiral Perry'nin filosunun stn ate gcyle ikna oldular. (Ama modernleme sancsz olmad: uhan, Bat askeri teknolojisinin alnmasn savunduu iin hapse atlyordu.) Yeni Japon ynetimi, "Zengin lke. Gl Ordu" sloganyla zorunlu eitimi balatt, eski tapnak savalarnn yerine kyllerden oluan bir dzenli ordu koydu. Meici Restorasyonu srasnda btn Japon toplumunun dnmesi ve Japon devletinin yeniden merkezilemesi, lkenin, Bat teknolojisini almay renmedii takdirde, ulusal bamszln getirecei ve in gibi Avrupa smrgeciliine yem olaca korkusundan gerekleti.*' Baka rneklerde utan verici sava yenilgileri toplumsal reformun itici gc oldu. Prusya'daki Stein, Scharnhorst ve Gneisenau refomlar, Napoleon'un Jena-Auerstadt'da sadece Prusya devletinin gerikalml ve devlet ile toplum arasndaki toptan yabanclama nedeniyle bir zafer kazandnn grlmesi sayesinde gndeme geldi. Zorunlu askerliin getirilmesi gibi askeri reformlara parelel olarak Prusya'da Code Napoleon da uygulamaya kondu: Hegel'in gznde bu, modern zamanlarn artk Almanya'da da balad anlamna geliyordu.t7) Rusya'da son 350 yldaki btn modernleme ve reform sreleri ncelikle askeri tut-. ku ve yenilgiler tarafndan motive edilmitir/8' Byk Pet-' ro'yu, Rusya'y modern bir Avrupa monarisi haline getirmeye ynelten ey askeri nedenler olmutur. St. Petersburg kenti donanma ss olarak Neva nehrinin azna kuruldu. Rusya'nn Krm Sava'nda yenilmesi, II.Alexan107 der'm, sertliin kaldrlmasn da ieren reformlar iin itici g oldu. Rus - Japon savanda Ruslar yenilmeseydi, Stoli-pin'in liberal reformlar da, 1905-1914 arasndaki ekonomik byme de sz konusu olmazd.C9) Savunmac modernlemenin en yeni rnei, Mihail Gorbaov'un perestroykd sidir. Gorbaov'un ve teki Sovyet yneticilerinin yaz ve konumalarndan aka grlmektedir ki, ilk bata Sovyet ekonomisinde kkl bir reform amalamalarnn nedeni, zellikle, bylesi reformlar olmadan Sovyetler Birlii'nin 21. yzylda ekonomik ve askeri bakmdan rekabet edebilir kalmada byk zorluklarla karlaacan kavram olmalardr. zellikle Ronald Rea-gan'n Stratejik Savunma -nisiyatifi (SDI) Sovyetlere ciddi bir meydan okumayd, nk bununla Sovyet atom silahlarnn btn bir kua ie yaramaz hale gelecek ve iki sper g arasndaki rekabet, mikro elektronik ve teki yeni teknolojiler,gibi, Sovyetler Birlii'nin byk lde geri olduu alanlara kayacakt. Sovyet yneticileri, bu arada bir ok asker, kendilerine Brejnev'den miras kalan yozlam ekonomik sistemin SDI'n hkmettii bir dnyada rekabet edebilir durumda olamayacan kavrayp uzun vadede ayakta kalabilmek iin ksa vadeli kstlamalar gze alabildiler. Devletler arasnda savan ve askeri rekabetin srekli varl toplumsal yaplar zerinde paradoks bir ekilde tek-dzeletirici bir etkide bulunuyor. Sava varlklarn tehdit ettii iin devletler modern teknoloji uygarln ve onun temelindeki toplumsal yaplar kabul etmek zorunda kalyorlar. Modem doa bilimi; o istese de, istemese de, insa-, na kendini dayatyor. Birok lke baka bir tercihe sahip deil; ulusal zerkliklerini korumak istiyorlarsa, modernliin teknolojik rasyonelliini almak zorundalar. Bu, Kant'n, tarihsel dnmn insann "asosyal sosyalliinin bir sonucu olduu iddiasn da parlak bir ekilde dorulamaktadr: nsan nce toplumlara katlmaya ve sonra da onlarn potansiyelini zmsemeye, ibirliinden ok atma zorluyor. Bir devlet, ancak topraklan baka devletlerin ilgisini 108

ekmiyorsa bir sre teknolojik rasyonelleme gereinden yan izebilir. Ya da ansl bir lke olabilir. slam "bilimi", Humeyni ran'n Irak gibi haris bir komuya kar korumak iin gerekli F-4 bombardman uaklarn ya da Chieftain tanklarn retebilecek durumda deildi. slami ran'n bu tr silahlar gelitirebilen Bat rasyonalizmine bylesine saldrabilmesinin nedeni, petrol ihracat sayesinde silah satn alabilecek yeterli paray kazanabilmesiydi. Ve ran'da egemenlii ellerinde tutan mollalarn dnya apnda bir islam Devrimi projesi yapabilmelerinin nedeni de, bu deerli hammaddenin lkelerinde kelimenin gerek anlamnda yerden fkrmasyd. Doann kendilerine daha az ltuf da bulunmu olduu lkeler benzer projeleri kesinlikle gze alamaz.(11) Modern doa biliminin tarihin gidiini nasl belli bir yne ynelttiinin ikinci rnei, insan istek ve ihtiyalarn karlamak zere doann srekli ilerleyen bir ekilde fet-hedilmesidir. Biz buna genel olarak ekonomik gelime diyoruz. Sanayileme yalnzca retim srecinde tekniin youn bir ekilde kullanlmas ve yeni makinelerin gelitirilmesi demek deildir. Sanayileme ayn zamanda toplumsal rgtlenme ve anlaml iblm problemlerinin akl yoluyla zlmesi anlamna gelir. Akln, hem yeni makinelerin gelitirilmesinde, hem de retim srecinin organizasyonunda ikili kullanm o kadar baarl olmutur ki, bilimsel yntemin ilk temsilcilerinin en cesur beklentileri bile kat kat almtr. Avrupa'da kii bana den gelir 17. yzyln ortasndan gnmze kadar on kattan daha fazla artt, kald ki bu Sanayi Devriminin banda bugn birok gelimekte olan lkede olduundan daha yksekti.(I2) Ekonomik byme eski sosyal yaplarndan bamsz olarak, btn toplumlarda belli ortak toplumsal dnmlere yol amtr. Modern doa bilimi retim olanaklarnn ufkunu srekli deitirerek ekonomik gelimenin ynn dzenler.03' Bu deiiklikler emein giderek daha rasyonel rgtlenmesiy-le sk skya baldr/1* rnein, yol yapm, yeni gemi ve limanlarn gelitirilmesi, demiryolunun bulunmas vb. ile. 109 iletiim ve ulamda salanan teknik iyiletirmeler, pazarlarn bymesini getirmi; bu ise, rasyonel bir iblm ve artan rn says ile daha dk maliyetli bir retimi mmkn klmtr. rnlerini civardaki birka kye satan bir fabrika asndan uzmanlama cazip deildir. Bu, ancak rnlerini btn lkede hatta dnya pazarnda satabilirse anlaml olur.(5) Uzmanlamann saladr retkenlik art ise i pazar bytr ve daha derin bir iblm isteini uyandrr. Rasyonel bir iblmnn gerekleri sosyal yapda byk lde deiikliklere yol aar. rnein, bir sanayi toplumu grece kentlemi olmak zorundadr, nk modern bir sanayi iin gerekli eitilmi yeterli sayda igc ancak kentlerde bulunabilir. Ayrca, uzmanlam byk iletmelerin var olmak iin ihtiya duyduu altyap ve hizmetler yalnzca kentlerde vardr. Gney Afrika'daki rk ayrmcl, son tahlilde siyah sanayi iilerini sonsuza kadar krsal alanda tutmay baaramad iin kt. Emek piyasas artan lde esneklik ve hareketlilie ihtiya duyar; ii hayat boyunca belli bir meslee, belli bir yere ya da belli bir sosyal ilikiler ana bal kalamaz, hareketli olmak, yeni grev ve teknolojilerle tanmak ve emeini en fazla teklif edene satmak zorundadr. Bu deiiklikler kabile, airet, byk aile, dinsel tarikatlar gibi geleneksel sosyal gruplarn temelini zayflatr. Bu tr gruplar iinde yaamak belki baz bakmlardan insani olarak daha tatmin edicidir, ama bunlar ekonomik verimlilik ilkelerine gre rgtlenmi olmadklar iin, yeleri zamanla bu zellie sahip rgtlenmelere kayar. ' Eski topluluklarn yerine "modern" brokratik rgtlenmeler geer. iler, aile balar ya da belli bir konum gerei deil, eitim ve yeteneklerine gre bu rgtlenmelere alnr ve verimlilikleri geelgeer kurallara gre llr. Modern brokrasi, karmak grevleri ou rutin olarak yaplabilen daha basit grevlerin hiyerarik bir yaps haline getirerek emein rasyonel rgtlenmesini kurumlatrr. Rasyonel brokratik rgtlenme sanayi lkelerinde herhalde daha uzun bir sre toplumun btn alanlarna; hk110

met kurumlarna, sendikalara, basma, sosyal yardmlama kurumlarna, niversitelere ve meslek rgtlerine nfuz etmeye devam edecek. 19. yzylda be Amerikaldan drd zerkti, hi bir brokratik rgte ye deildi; bu, bugn ancak on Amerikaldan biri iin geerli. Bu "planlanmam" devrim, gerek kapitalist gerekse sosyalist btn sanayi lkelerinde ve her trl dinsel ve kltrel farklla ramen gereklemitir."0 Endstriyel gelimenin mutlaka srekli byyen brokrasilere ve dev sanayi kombinalarna yol amas gerekmedii kantlanmtr. Belli bir byklkten sonra brokrasinin verimlilii dmeye balamaktadr; byk rgtler iktisatlarn lek maliyeti dedii olgunun kurban olmakta ve ok daha kk rgtlerden daha az verim salamaktadr. te yandan yazlm (software) reticileri gibi belli modern sanayilerin byk kentlerde konumlanmas da gerekmektedir. Ama bu tr kk birimler de rasyonel retim ilkelerine gre rgtlenmekte ve kentlemi bir toplum desteine ihtiya duymaktadr. blmn esasta teknolojik yenilenmeden ayrmak mmkn deildir. Bunlar ekonominin rasyoneliemesinin iki yzdr; biri sosyal rgtlenmeyle, teki makineli retimle ilgilidir. Karl Marx, modern kapitalizmin retkenliinin iblmnden deil de, ncelikle makineli retimden (yani teknoloji kullanmndan) kaynaklandn dnyor ve iblmnn gnn birinde kaldrlabileceini umuyordu.07' Teknik ilerleme sayesinde gnn birinde kent ile kr, petrol kral ile petrol iisi, bankac ile p arasnda hibir fark kalmayacak ve "sabahlan avlanmann, lenleri bala gitmenin, akamlar hayvan gtmenin, yemekten sonra da eletirmenin" mmkn olaca bir toplum oluacakt.'1* Dnya ekonomisinin, Marx'in bu satrlar yazmasndan bu yana gsterdii gelime, O'nu doru karr gibi grnmyor. Baz aptallatrc ilemlerin teknolojik ilerleme sayesinde ortadan kalkm olmasna ramen, iblm eskisi gibi ekonomik retkenliin merkez bir nkoulu durumundadr. Komnist rejimlerin iblmn ortadan kaldrma ve uzmanlama kleliine son verme denemeleri, 111 Manchester atlyelerindeki Marx1 in eletirdii koullardan ok daha kt bir tiranla yol at.0* Ellili yllarn sonundaki "leri Doru Byk Hamle" ve on yl sonraki "Kltr Devrimi"nde olduu gibi, Mao birok kez kent ile kr ve kafa emei ile kol emei arasndaki fark ortadan kaldrmay denedi. Her iki deney de akla gelmez insan aclara yol at. 1975'den sonra kent ile kr birletirmeye alan Kam-boya'daki Kzl Khmerler ise ok daha ktsn yaptlar. Sanayi Devrimi srasnda ne iblm(20>, ne de brok-rasj(2i) yenj bir eydi; yeni olan yalnzca ekonomik verimlilik ilkeleri dorultusundaki kararl uygulamayd. Sanayilemede toplumsal gelime zerinde tekdzeletirici etkide bulunan ey rasyonelleme abasdr. Sanayi ncesi bir toplumda insanlar saysz amacn peinde koabilir. rnein, dinsel ya da geleneksel ltlere gre soylu bir savann yaamna kentli bir tccarnkinden daha ok deer biilebilir ya da bir maln "dil" deeri rahipler tarafndan belirlenebilir. Ama bu tr kurallara gre yaayan bir toplum kaynaklarn verimli bir ekilde kullanamaz ve o nedenle rasyonel retim kurallarnn geerli olduu bir toplum kadar hzl bir ekonomik gelime gsteremez. blmnn sosyal ilikileri tekdzeletirici gcnn baz rneklerine bakalm: General Franko Cumhuriyeti birlikleri yenilgiye urattnda, spanya genel olarak bir tarm lkesiydi. spanyol sann sosyal taban, gelenek ve kiisel ballk sayesinde kyl ynlarn harekete geirebilen yerel eraftan ve byk toprak sahiplerinden oluuyordu. ster New Jersey, ister Palermo'da faaliyet gsteriyor olsun, Mafya'nn birlii de benzer kiisel ve ailevi balara dayanr. Ayn ey bugn, Filipinler ya da El Salvador gibi nc Dnya lkelerinde krsal alanlardaki politikay belirleyen yerel iktidar sahipleri iin de geerlidir. spanyol ekonomisindeki ellili ve altml yllardaki gelime sonucunda, krda da modern piyasa ilikileri olutu; bu ise, geleneksel patronaj ilikilerini ykan planlanmam bir sosyal devrime yol at.(22> Kyller ynsal olarak krdan kente g etti ve yerel eraf birden btn yandalarn yitirdi. Byk toprak sahiplerinin kendileri tarmsal reticilere d112

ntler, verimliliklerini artrp ulusal ve uluslararas piyasa koullarna ayak uydurmaya baladlar. Krsal alanda kalan kyller ise emeklerini satan szlemeli iiler haline geldiler.<23) Gnmzde Franko'ya zenen birisi ordu oluturacak sosyal taban bulamaz. Ekonomik rasyonelleme basks, Mafya'nn, talya'nn grece daha az gelimi gneyinde, sanayilemi kuzeye oranla niin daha gl olduunu da aklar. Ekonomik olmayan balara dayal patronaj ilikileri modern toplumlarda da hl var: efin olunun terfide kayrlmas ya da okul arkadana i salanmas gibi olaylara herkes tank olmutur- ama bunlar genel olarak yasad saylr ve sessizce yaplr. Bu blmn sorusu uydu: Tarih belli bir ynde mi gelimektedir? Soru bilinli olarak son derece net ifade edilmitir, nk aramzda tarihin her hangi bir yne sahip olmadna inanan ok sayda karamsar var. Doa bilimi genel gre gre birikimli ve bu nedenle de amaca ynelik biricik geni tabanl sosyal faaliyet olduu iin, amaca ynelik bir tarihsel dnme temel olabilecek olas bir "mekanizma" olarak onu setik. Modern doa biliminin gelimesi, insanlarn otomobile ve uaa binmeden nce ulam arac olarak niin at arabasn ve demiryolunu kullandklar, gnmz toplumlarnn ncekilere oranla niin ok daha fazla kentletii ya da sanayilemi toplumlarda grup ballnn birincil ekseni olarak kabile ya da airetin yerine niin modern politik parti, sendika ve ulus-devletin getii gibi, tarihsel gelimenin birok ayrntsn aklamaktadr. Demek ki, modern doa bilimi bir dizi olguya olduka iyi bir aklama getirmektedir; ama bunun yan sra, bir toplumun niin belli bir hkmet biimini setii gibi, aklayamad bir ok olgu da var. Modern doa bilimi amaca ynelik tarihsel dnmn nedeni olarak deil, ancak "dzenleyicisi" olarak grlebilir. Yoksa hemen u soru ortaya kard: Niin tam da modern doa bilimi? Doa biliminin isel mant, onun niin tam da gelitii gibi gelitiini her halde aklayabilir, ama insann niin bilim yapt sorusuna her hangi bir aklama getiremez. 113 Toplumsal bir olgu olarak doa bilimi, insan evrene ilgi duyduu iin deil, insann gvenlik ve maddi eyleri snrsz elde etme ihtiyalarna yant verebildii iin ortaya kmtr. Modern irketler, bilgiye k olduklar iin deil, bilgi para getirecei iin aratrma ve gelitirme blmlerini finanse etmektedir. Ekonomik byme arzusu gnmzde yaklak btn toplumlarn evrensel bir zellii gibi grnyor. Ama eer insan davran yalnzca ekonomik motifler tarafndan belirlenmiyorsa, o zaman yukardaki aklama eksik demektir. Bu soruya biraz ilerde dneceiz. Tarihin modern doa bilimi sayesinde grnrde amaca ynelik bir gidi iinde olduu olgusunu ahlki olarak deerlendirmekten imdiye kadar uzak durduk. blm ve artan brokratikleme gibi olgularn insann mutluluu zerinde iki ynl bir etkide bulunduu tartma gtrmez. Bylesi olgularn modern yaamn merkez zellikleri olduunu ilk belirten Adam Smith, Marx, Weber, Durkhe-im ve teki toplum bilimcile'r de bunun altn izmilerdir. u anda, modern doa biliminin yardmyla retkenlii artrma yeteneinin, insanlar eskiden olduundan daha ahlkl, daha mutlu ve eitli bakmlardan daha iyi yaptn kabul etmek iin elimizde hibir neden yok. Biz yalnzca, analizimizin k noktas olarak, tarihin modern doa biliminin gelimesinden bu yana belli bir ynde gelitiini kabul etmek iin yeterli nedenler olduunu gsterdik ve bu saptamadan kan baz sonulan belirttik. Eer modern doa biliminin gelimesi tarihin amaca ynelik bir gidiini salamsa, o zaman bu gelimenin geri dndrlebilir olup olmad sorusu akla gelebilir. Bilimsel yntem ilerde bir zaman yaammza hkmetmekten kacak m? Sanayilemi bir toplum, bilimin damgasn tamayan, modernlik ncesi bir topluma geri dnebilir mi? Ksaca: Tarihin amaca ynelik gidii tersine evrilebilir mi? Kapnn nnde Barbarlar Yok Avustralyal filmci George Miller'in The Road Warrior (Yol Savas) adl filminde, gnmzn petrole dayal toplumunun kyameti andran bir sava sonucu yklmas anlatlr. Btn bilimsel bilgiler kaybolmutur, yeni Vizigot-lar ve Vandallar, Harley-Davidsonlar'm ve

kum kamyonlarnn zerinde allklar arasnda dolamakta ve birbirlerinin benzinini ve mermilerini almaktadr. nk bunlarn retim teknolojisi yok olmutur. Modern, teknolojik uygarlmzn yklmas ve bir gecede barbarla geri dnmesi olasl kurgu bilim edebiyatnn standart konularndan biridir. Bu konu zellikle atom bombasnn bulunmasyla bylesi bir ykmn gerekten mmkn grnd sava sonras dnemde ok sk ilendi. Yeni barbarlk genellikle yalnzca toplumsal rgtlenmenin eski biimlerinin yeniden canlanmas olarak deil, eski toplumsal yaplarla modern teknolojinin tuhaf bir karm olarak gsteriliyordu. rnein, imparatorlar ve baronlar uzay gemileriyle bir gne sisteminden tekine uuyorlard. Ama eer modern doa bilimi ile modern toplumsal rgtlenme arasndaki balantya ilikin varsaymlarmz doruysa, o zaman kn bu tr "karma" sonular gereki olamaz: Bilimsel yntemin kk kaznmad ya da toptan reddedilmedii srece modern doa bilimi kendini tekrar tekrar yeniden retecek ve bylece modern, rasyonel sosyal dnyann birok yan kanlmaz olarak yeniden canlanacaktr. yleyse imdi u soruyu soralm: nsanlk doa bilimsel yntemi reddederek ya da yitirerek tarihin amaca ynelik gidiini bir btn olarak geri evirebilir mi? Bu soru iki b114 115 lme ayrlabilir; birinci olarak, modern doa bilimi mevcut toplumlar tarafndan tamamen reddedilebilir mi ve ikinci olarak, global bir felaket modern doa biliminin istenmeden yitirilmesine yol aabilir mi, diye sorulabilir. Teknolojinin ve rasyonellemi toplumun bilinli olarak reddedilmesi, 19. yzyldaki romantiklerden altml yllardaki hippilere ve Ayetullah Humeyni ile slam fundamentalizmine kadar modern zamanlarda birok kesim tarafndan savunulmutur. u sra teknolojik uygarla en ak ve kararl eletiri evreciler tarafndan yneltilmektedir. Gnmz evre hareketi birok farkl grup ve dnce akmn kapsamaktadr, ama en radikalleri ilkelsel olarak insann bilim araclyla doaya egemen olma abasn eletirmekte ve insann doay ynlendirmedii, tersine ilk bataki, sanayi ncesi duruma yakn koullarda yaadnda daha mutlu olacan iddia etmektedirler. ' Btn antiteknolojik doktrinler, yeni zamanlarda tarihsel "ilerleme"nin iyiliini sorgulayan ilk filozof olan Jean-Jacques Rousseau'ya dayanr. Rousseau, insan deneyiminin znde tarihsel olarak belirlendiini ve insann doasnn tarih boyunca deitiini daha Hegel'den ok nce farket-miti. Ama Hegel'den farkl olarak Rousseau, tarihsel dnmn insan son derece mutsuz kld grndeydi. rnein, modern ekonominin ihtiyalar karlamasn bir olumsuzluk olarak deerlendiriyordu. kinci Discour^un-da, gerekte ok az sayda hakiki ihtiya olduu grn savunur: nsann yalnzca barnacak bir yere ve biraz yiyecee ihtiyac vardr. Gvenlik bile temel bir ihtiya deildir, nk bunun iin nce yan yana yaayan insanlarn birbirlerini tehdit etmek gibi doal bir ihtiyaca sahip olmas gerekir.0' Btn teki istekler insann mutluluu iin belirleyici deildir; bunlar ancak insan kendini komularyla karlatrdnda ve bakasnn sahip olduu bir eye sahip olmadn grp kendisini yoksun hissettiinde ortaya kar. Modern tketim toplumunun uyandrd ihtiyalar baka bir deyile, insann kendini beenmiliinden, Rous-seau'nun amour propre diye adlandrd bir zelliinden kaynaklanmaktadr. Sorun, tarih boyunca insann kendisi 116 tarafndan yaratlm olan bu yeni ihtiyalarn, son derece esnek ve hibir zaman tam tatmin edilemez olmasdr. Modern ekonomi, ne kadar etkili ve bulu dolu retim yaptndan bamsz olarak, tatmin ettii her ihtiya karlnda bir yenisini yaratmaktadr. nsanlar, deimeyen saydaki ihtiyalarn karlayamadklar iin deil, artan sayda yeni istekle bunlarn giderilmesi arasnda srekli bir uurum bulunduu iin mutsuz olmaktadr. Rousseau i buna rnek olarak sahip olduklarna sevinecei yerde, mutsuz bir ekilde koleksiyonundaki eksiklere zlen koleksiyoncuyu gsterir. Daha gncel bir rnek elektronik sanayindeki muazzam yenilenme srecidir: Yirmili ve otuzlu yllarda ailelerinde bir radyo olan tketiciler gurur iinde olurdu. Bugn ise Amerika, birka tane radyoya sahip olmasna ramen henz bir Nintendo ya da tanabilir compact.-disc alar olmad iin kendini ok

mutsuz sayan genlerle dolu. u da ak ki, bylesi bir gen bunlara sahip olduunda da mutlu olacak deil, nk o zamana kadar Japonlar onun ryalarna girecek yeni elektronik aletler icat etmi olacaklar. Rousseau'ya gre insan ancak teknoloji girdabnn ve bunun yaratt istekler sarmalnn dna kabilir ve doal insann btnselliine bir lde ulaabilirse mutlu olabilirdi. Doal insan bir toplumda yaamyor, kendini bakalaryla karlatrmyor ve toplumun yaratt korku, umut ve beklentilerin o yapay dnyasn tanmyordu. Onu daha ok kendi varlnn duygusu mutlu ediyordu, doal bir dnyada doal bir insan olmak onu sevindiriyordu. Doaya hkmetmek iin akln kullanmyordu; buna ihtiyac da yoktu, nk doa ona kar iyi niyetliydi ve bir birey olarak akl da ona tamamen uzakt.(2) Rousseau'nun uygar insana ynelttii eletiri, btn o doann fethi projesinin zerine ilk kez olarak bir soru iareti koydu. Aa ve dalarn huzur ve gzellik yuvalar deil de, yalnzca hammadde kayna olduu eklindeki bak asn derinden sarst. Rousseau'nun, John Locke ve Adam Smith'in ngrd ekonomik insana ynelttii eletiri, gnmzde snrsz ekonomik bymeyi reddeden 117 btn yaklamlarn temelinde yatmakta ve birok ada evre hareketine (ou kez bilinsiz olarak) entellektel dayanak olmaktadr/3' lerleyen sanayileme ve ekonomik gelimeyle doal evrenin ykm artan lde belirginlemi ve Rousseau'nun ekonomik modernlemeye ynelttii eletirinin ekim gc artmtr. Gncelletirilmi bir Rous-seau'cu yaklam temelinde, modern doaya hkmetme projesini ve buna dayal teknolojik uygarl elinin tersiyle bir kenara itebilecek ar evreci bir toplumun ortaya kmas dnlebilir mi? Bir dizi nedenden bu soruyu olumsuz yantlayabiliriz. lk neden gnmz ekonomik bymesinin yaratt beklentilerle baldr. Tek tek kiiler ya da kk gruplar pekl "doaya dnebilir", bankac ya da emlaklktan vazgeip Adirondacks'da bir gl kysnda yaamaya balayabilirler. Ama eer btn toplum teknikten vazgemek isterse, bu Avrupa, Amerika ya da Japonya'da devletin sanayisizlemesi anlamna gelir. Bu durumda bu devletler pratikte yoksul nc Dnya lkelerine dnr. Uramak zorunda olduklar hava kirlenmesi ve nkleer artklar belki azalr, ama modern tp ve modern telekomnikasyon da geriler ve korunma aralar, dolaysyla cinsel zgrlk de azalr. nsanlarn ou, yeni ihtiyalar sarmalndan kurtulmaktan ok topraa bal yoksul kyllerin gnlk ekmeini karmak iin nasl altn renmi olur. Elbette kendine yeterli bir ekonomi dzeyinde yzlerce yl var olmu birok lke vard ve bunlarn halk kukusuz grece mutlu bir ekilde yayordu. Ama bu insanlar daha nce tekniklemi bir tketim toplumunda yaam olsalard gene mutlu olmalar olasl ok dk olurdu. Btn bir toplumu ikinciden birinciye geri dnmeye ikna etme olasl ise ok daha dktr. Ayrca sana-yisizlemeyi kabul etmeyen lkeler de pekl olabilir; sa-nayisizlemi lkelerin yurttalar bu durumda kendilerini srekli onlarla karlatracaktr. Burma'nn, kinci Dnya Sava'ndan sonra btn teki nc Dnya lkelerinden farkl olarak ekonomik gelimeyi amalamama, tersine kendini uluslararas alanda yaltlama karar, sanayi ncesi bir dnyada belki gerekletirilebilirdi. Ama Singapur ve 118 Tayland gibi lkelerin her tarafta gelitii bir dnyada bu uygulanabilecek bir politika deildi. Teknolojik gelimeyi bir ekilde bugnk dzeyinde dondurarak ya da teknik yenilenmeye yalnzca belli seilmi alanlarda izin vererek, teknolojiden ksmen ayrlma alternatifi de ayn ekilde gereki deildir. Bylesi nlemler belki de daha ok, bugnk yaam standartn, ksa vade de olsa, korumaya elverili olabilir, ama hayatn niin zellikle keyfi bir ekilde belirlenmi bir teknolojik dzeyde tatmin edici olaca ak deildir. Bu, ne dinamik ve byyen bir ekonominin parlaklna sahip olacaktr, ne de doaya tam bir geri dn anlamna gelecektir. Teknolojik gelimeyi dondurma denemesi Ami ya da Mennonitler gibi kk dinsel topluluklarda ilemi olabilir, ama byk ve ok katmanl bir toplumda byle bir eyi gerekletirmek ok daha zordur. Gelimi toplumlardaki sosyal ve ekonomik eitsizlikler, paylalacak byyen bir ekonomik pasta olduu srece politik bakmdan ok daha az tehlikelidir, ama Amerika dev ve duraan bir Dou Almanya'ya benzeseydi bunlar ok daha

ciddi sonulara yol aabilirdi. Ayrca teknolojinin bugnk dzeyinde dondurulmas, tehdit eden ekolojik krizi nlemek iin olasdr ki elverili bir ara olmazd ve nc Dnya lkeleri sanayi lkelerinin gelimesine yetimek istediinde, dnyann ekosiste-minin bunu kaldrp kaldramayaca sorusu yantsz kalmaya devam ederdi. Semece yenilenme, bunun da tesinde, ok zor bir soru olan, teknolojilerin kabul edilebilir ya da edilemez olduuna hangi otoritenin karar verecei sorusunu gndeme getirirdi. Yenilenmenin politiklemesi ise kanlmazlkla ekonomik bymeyi bir btn olarak durdururdu. evrenin korunmas modern teknolojiden ve bunun yaratt ekonomik yaamdan vazgeilerek deil, ancak bu nkoullarn uzun vadede varolmasyla gerekleebilir. Gerekten de, Alman Yeiller'inin fundamentalist kanad ve teki arlar bir kenara bkarlrsa, evre hareketinin ana akm, evre sorununa gereki zmlerin ancak evre korunmasna hizmet eden alternatif zmlerin ancak 119 pl! evre korunmasna hizmet eden alternatif teknolojilerle mmkn olacan kavramtr. Salkl bir evre ancak dinamik bir ekonomiye sahip zengin lkelerin salayabilecei bir lkstr. evreye en ok zarar verenler, ister toksik atklar konusunda, ister byk yamur ormanlarnn kesilmesi konusunda olsun, gelimekte olan lkelerdir; bu lkeler, ya grece yoksulluklarnn kendilerine doal kaynaklarn acmaszca smrmekten baka bir tercih brakmad grndedir ya da evre koruma yasalarn geerli klacak toplumsal disipline sahip deillerdir. Asit yamuruna ramen, Birleik Devletler'in kuzeydousu ile Kuzey Avrupa'nn geni ksmlar bugn yz ya da hatta iki yz yl ncesine oranla daha ok ormanla kapldr. Btn bu nedenlerle uygarlmzn gnll olarak Ro-usseau'nun tercihini benimsemesi ve modern doa bilimini gnmz ekonomik yaamndan dlamas byk lde olaslk ddr. yleyse teki ar olasl, teknolojiden vazgeilmesinin gnll olarak gereklemesini deil de, bir felaket sonucu dayatlmasn inceleyelim. Btn kar nlemlere ramen insan yaamnn maddi temelini tehdit edecek bir atom sava ya da ekolojik bir k sz konusu olabilir. Modern doa biliminin rnlerini tahrip etmek elbette mmkndr; modern teknoloji sayesinde bugn bunu birka dakikada yapabiliriz. Ama modern doa bilimini de tahrip edip yaammza damgasn vuran doa bilimi ynteminden de kurtulabilir miyiz? nsanlk btn zamanlar iin bilim ncesi bir uygarlk dzeyine geri gtr-lebilir mi?* Kitlesel krm silahlaryla yrtlen bir dnya savan dnelim. Hiroima'dan bu yana byle bir sava bir atom sava olarak dnyoruz, ama pekl ok daha korkun yeni kimyasal ve biyolojik silahlar da sz konusu olabilir. Savan nkleer bir ka ya da yeryzn tamamen insanlarn yaayamayaca bir durumu getirecek bir sonuca yol amadn varsayalm. Ama aktr ki, sava yrten lkelerin ve mttefiklerinin nfus, g ve zenginlikleri byk lde tahrip olacak ve tarafsz kalm devletler de byk zararlar grecektir. Ayrca, sava evre zerinde ok tehli120 keli sonulara yol aabilir ve askeri felaketle ekolojik felaket birleebilir. Dnya politikasndaki glerin yer alm da muhtemelen byk lde deiecektir: Savaan lkeler byk g olmaktan kabilir, topraklar blnebilir ve kendilerini atmann dnda tutmay baarm lkeler tarafndan igal edilebilirler. Belki geni topraklar, kimsenin artk orada yaamak istemeyecei kadar zehirlenir. Belki teknik olarak kitlesel krm silahlar retebilen btn lkeler savaa kurban gitmi olabilir. Fabrikalarnn yanp ykldn, ktphane ve niversitelerinin tahrip olduunu ve bu kadar muazzam tahrip gc olan silahlar retmek iin gerekli bilginin tamamen yok olduunu dnebiliriz. O zaman, dnyann savan dorudan sonularna hedef olmam ksmnda belki savaa ve ona yol aan teknolojik uygarla kar yle bir tepki oluabilir ki, birok devlet gelimi silah sistemlerinden ve bunlar gelitiren bilimden vazgeebilir. Savatan sa kanlar, insanl batmaktan kurtaramad ak ortaya kan caydrclk politikasna bugn olduundan ok daha fazla kar kabilirler. nsanlar daha bilge ve saduyulu bir hale gelebilir ve yeni teknolojileri bugn olduundan daha iyi

kontrol edebilirler. (Yerkrenin snmas sonucunda kutuplardaki buz dalarnn erimesi ya da Kuzey Amerika ve Avrupa'nn llemesi gibi ekolojik bir felaket de ayn ekilde felakete yol aan bilimsel bulularn denetlenmesi sonucunu getirebilir.) Bilimin yol at aclar potansiyel olarak ldrc yeni teknolojilerin nne gl engeller karacak modernlik kart ve teknoloji dman dinlerin yeniden canlanmasna neden olabilir. Bylesi ar koullar altnda bile, insan uygarlnn teknolojinin egemenliinden kurtulmas ve doa biliminin yeniden olumasn engelleyebilmesi pek mmkn olmazd. Bunun nedeni sava ile bilim arasndaki ilikidedir. Modern silahlar ve bunlar retme bilgisini yok etmek belki mmkn olabilir, ama bu tr silahlan retmeyi mmkn . klan yntemin ansn belleklerden silmek mmkn deildir. Modern iletiim ve ulam aralar sayesinde insan uygarlnn btnlemesi, dnyada herkesin, kendisi mo121 ' dern teknolojiler gelitirme ya da bunlar baarl ekilde kullanma durumunda olmasa da, bilimsel yntemi ve onun potansiyellerini tanmasn birlikte getirmitir. Baka bir deyile, artk kapnn nnde duranlar modern doa biliminin gcn tanmayan barbarlar deildir. Ve bu byle olduu srece, modern doa bilimini askeri amalarla kullanabilme durumunda olan devletler, buna yetenekli olmayan devletler karsnda avantajl durumda olmaya devam edeceklerdir. Yeni bitmi bir savan anlamsz tahribatndan insanlar, kanlmaz olarak, askeri teknolojinin hibir zaman rasyonel amalar' iin kullanlamayaca sonucunu karacak deillerdir. Kendilerini, gene avantajl duruma gelebilmek iin yalnzca daha fazla yeni teknolojiye ihtiyalar olduuna da inandrabilirler. yi devletler herhalde felaketten ders karp felakete yol am olan teknolojileri denetlemeyi deneyebilirler, ama evrelerinde felaketten yarar salamaya alacak bir dizi kt devlet gene varolmaya devam edecektir. Ve iyi devletler, Machiavelli'nin modern an banda dedii gibi, devlet olarak varolmaya devam etmek istiyorlarsa, kendilerini kt devletlere gre ayarlamak zorunda olacaklardr/* Kendilerini koruyabilmek iin belli bir teknolojik dzeyi tutturmak ve askeri teknik yenilenmeyi dmanlaryla ayn hzda srdrmek zorunda kalacaklardr. Bu ok ihtiyatl ve kontroll gerekleecek olsa bile, gene de iyi devletler iedeki teknoloji devini giderek serbest brakmak zorunda kalacaklardr.*6' Ekolojik bir felaketten sonra ise insanlk modem doa bilimine eskisine oranla ok daha baml olacaktr, nk teknoloji byle bir durumda yeryzn yeniden zerinde yaanabilir hale getirmenin byk bir olaslkla tek arac olacaktr. Tarihin gerekten evrimsel bir gidii, ancak belli bir uygarln ardnda hibir iz brakmadan tamamen yokol-masmn mmkn olduunu kabul edersek dnlebilir. Modern doa biliminin bulunmasndan nce bylesi durumlar gerekten olmutur. Ama modern doa bilimi, hem iyilikte hem de ktlkte o kadar gldr ki, insan soyunun toptan fiziksel yokoluu dnda, bunlar unutmak ya 122 da ortadan kaldrmak mmkn deildir. Eer insanlarn kendilerini srekli ilerleyen doa biliminin penesinden kurtarmas mmkn deilse, o zaman, btn eitli ekonomik, toplumsal ve politik sonularyla birlikte, tarihin amaca ynelik gidii de ilkesel olarak geri dndrlemez demektir. 123 8 Sonsuz Birikim lkemiz talihsizdi. Marksist deneyin bizim zerimizde yaplmasna karar verildi -kader bizi bu yne itti. Afrika'daki herhangi bir lke yerine -deneyi bizimle yaptlar. Sonunda bizim rneimiz bu fikre dnyann hibir yannda yer olmadn kantlad. Bu bizi dnyann uygar lkelerinin izledii yolun dna kard. Bu, bugn nfusumuzun yzde krknn yoksulluk snrnn altnda . , < yaamasnda ve daha da kts, yalnzca vesikayla al veri yapabilir olmann yaratt utanda ifadesini buluyor. Bu, insana bir' an iin olsun bu lkede bir kle olduunu unutturmayan, her gn tekrarlanan bir alalmadr. Boris Yeltsin, Demokratik Rusya'nn bit toplantsndaki bir konumasndan, Moskova, 1 Haziran 1991.

imdiye kadar yalnzca, modern doa biliminin gelimesinin amaca ynelik bir tarihsel gidie' ve farkl halk ve kltrlerde belli ortak toplumsal deiimlere yol atn gsterdik. Teknoloji kullanm ve iblm sanayilemenin nkouludur ve bu da, kentleme, brpkratikleme, byk ailenin ve kabile balarnn dalmas, eitim dzeyinin ykselmesi gibi sosyal olgular birlikte getirir. Ayrca, ngrlebilir koullarda, hatta en ar durumlarda bile, modern doa biliminin insan yaam zerindeki egemenlii124 nin byk bir olaslkla geri dndrlemez olduunu da gsterdik. Buna karlk, doa biliminin niin kanlmaz olarak ekonomide kapitalizme, politikada ise liberal demokrasiye yol amak zorunda olduunu henz ortaya koymu deiliz. Gerekten de, sanayilemenin ilk aamalarn geride brakm, ekonomik bakmdan gelimi, kentlemi ve laik-lemi olan ve gl ve btnsel bir devlet mekanizmasna sahip, ama ne kapitalist, ne de demokratik olan lkeler vardr.-Bunun en nemli rnei uzun sre Stalin dnemindeki Sovyetler Birlii'ydi. Burada, 1928 ile otuzlu yllarn sonu arasnda inanlmaz bir toplumsal dnm gereklemiti. Kiilerin ekonomik ve politik zgrlkleri olmadan, arlkl olarak tarmsal bir lke verimli bir sanayi lkesine dnmt. Hatta Sovyetler Birlii'ndeki dnmn hz, polis devleti koullarndaki merkez planl bir sanayilemenin, zgr insanlarn zgr bir piyasada faaliyet gstermesinden daha verimli olduunu bile ispatlar grnyordu. Isaac Deutsher, 1950'lerde bile, merkez plan ekonomisinin piyasa ekonomisinin anarisinden daha retken ve devletletirilmi sanayinin fabrika ve donanmlar modernletirmede zel sanayiden daha baarl olduu tezini savunabiliyordu/1' 1989'a kadar Dou Avrupa'da hem sosyalist, hem de ekonomik bakmdan gelimi lkelerin varolmas olgusu, merkez planlama ile ekonomik modernlemenin badatrlamaz olmadnn bir kantyd. Komnist dnyadaki bu rnekler, modern doa biliminin gelimesinin ayn zamanda, hem Max Weber'in korkulu ryas olan rasyonel ve brokratik bir Uranla, hem de ak, yaratc ve liberal bir topluma yol aabileceini gstermektedir: O nedenle, bir nceki blmde tasvir edilen modern doa biliminin gelimesi mekanizmas geniletilmek zorundadr. Yalnzca bu mekanizmann ekonomik bakmdan gelimi lkelerde niin kentlemeye ve brokratiklemeye yol atn deil, ayn zamanda niin sonunda ekonomik ve politik liberalizme de yol atn aklamak zorundayz. Bu ve bir sonraki blmde iki farkl durumda, gelimi sanayi toplumlarnda ve azgelimi toplumlarda, 125 doa bilimleri ile kapitalizm arasndaki balanty inceleyeceiz. Doa bilimlerinin gelimesinin kapitalizmi bir anlamda kanlmaz kldn kantladktan sonra, bunun kanlmaz olarak demokratik koullar da yaratp yaratmad sorusunu ele alacaz. Kapitalizm, gerek geleneksel-dinsel san, gerekse sos-yalist-marksist solun gznde kt bir ne sahiptir. Ama mekanizmamzn yardmyla, kapitalizmin dnya apnda yaam gcne sahip tek ekonomi sistemi olarak niin ayakta kald, liberal demokrasinin politik alanda niin zafer kazandndan ok daha kolay aklanmaktadr. nk kapitalizm teknoloji gelitirme ve kullanmada planl ekonomi sistemlerinden ok daha verimliydi ve olgun bit sanayi ekonomisi koullarnda dnya apndaki iblmnn hzla deien taleplerine ok daha kolay ayak uydura-biliyordu. . "Sanayileme", bugn renmi olduumuz gibi, lkeleri bir gecede ekonomik modernlemeye tayan bir seferlik bir at deil, tersine daha ok, bugn modern olann yarn oktan eskimi saylabilecei, somut bir nihai noktas olmayan devaml bir sretir, ihtiyalar deitii iin, He-gel'in "htiyalar sistemi" dedii eyi tatmin etme aralar da srekli deimektedir. Marx ve Engels gibi. ilk teoris-yenler, sanayileme olarak ngiltere'deki tekstil endstrileri ya da Fransa'daki porselen sanayii gibi hafif sanayilerin olumasn grmlerdi. Hafif sanayiler ksa sre iinde, demiryollarnn denmesi, demir, elik ve kimya sanayinin kurulmas, gemi yapm ve teki ar sanayi dallaryla tamamland. Lenin, Stalin ve onlarn Sovyet yandalar iin endstriyel modernliin simgesi olan ulusal pazarlar olutu. Byk Britanya, Fransa ve Birleik Devletler Birinci Dnya Sava srasnda bu gelime aamasna yaklak olarak ulam

durumdaydlar; Japonya ve Bat Avrupa'nn geri kalan blm yaklak kinci Dnya Sava'na kadar, Sovyetler Birlii ve Dou Avrupa ise ellili yllarda bu aamay tamamladlar. En gelimi lkelerin oktan geride brakt bu gelime basama, endstriyel gelimede nemli bir kilometre tadr. Bunu izleyen aama iin; "olgun sana126 yi toplumu", "yksek ynsal tketim aamas", "teknotro-nik a", "iletiim a", "sanayisonras toplum" gibi bir dizi ad gelitirilmitir.*25 Bunlar farkl kavramlardr, ama hepsi de enformasyon, teknik bilgi ve hizmetlerin neminin ar sanayiye oranla ok arttn dikkate almaktadr. Modern doa bilimi, teknik yenilenme ve iblm gibi allm aralaryla, sanayilemenin ilk aamalarndaki toplumlarn olduu gibi, "sanayi sonras" toplumun karakterini de belirlemektedir. Daniel Bell 197'de, bir teknik yeniliin bulunmasyla ticari olarak deerlendirilmesi arasndaki srenin, 1880 ile 1919 arasnda otuz yl iken, 1919 ile 1945 arasnda onalt yla, 1945 ile 1967 arasnda ise dokuz yla indiini yazmt. Bu sre imdi daha da klmtr ve bilgisayar yapm ya da yazlm gelitirme gibi teknolojik bakmdan gnmzn en ileri alanlarnda yllarla deil, aylarla llmektedir. Kald ki, bu tr rakamlardan, 1945'den sonra gelien ve ou devrimci yenilikler oluturan yeni rn ve hizmetlerin muazzam eitliliini tahmin etmek bile mmkn deildir. Bu rakamlar ayn zamanda, bu tr ekonomilerin karmakl ve bunlarn yalnzca doa bilimi ve mhendislik alanlarnda deil, pazarlama, fi-nans ve datm alanlarnda da ilemesi iin gerekli teknik bilginin yeni biimleri hakknda da bir fikir vermezler. te yandan Mars'n zamannda henz gelimemi ama ngrlm olan dnya apndaki iblm de bugn gereklik olmutur. Son kuak iinde uluslararas, ticaret ylda toplam yzde on artm, uluslararas bankaclk gibi baz dallar ise daha da yksek byme hzlar gstermitir. nceki onyllarda ise bu art yzde ender olarak aard/4' Srekli azalan ulam ve iletiim maliyetleri,, gemite Amerika, Japonya ve baz Bat Avrupa lkeleri gibi en geni ulusal pazarlar iin bile dnlemez olan byklkte lek ekonomilerini olanakl klmtr. Sonu, o planlanmayan ve giderek gelien devrimlerden bir yenisi; insanln ok byk bir blmnn (komnist dnya dnda) Alman otomobilleri, Malezya yar iletkenleri, Arjantin biftei, Japon telefaks aralar, Kanada buday ve Amerikan uaklar iin tek bir pazar olarak btnlemesi 127 oldu. Teknolojik yenilikler ve yksek derecede iblm sonucunda ekonominin btn alanlarnda teknik bilgiye olan talep sramak bir ekilde artt. Daha basit sylersek: Davranmaktan ok dnmeyi seven insanlara daha ok ihtiya duyuluyor. Bu yalnzca, bilim adamlar ve mhendisler iin deil, onlar destekleyen okullar, niversiteler ve iletiim endstrisi gibi yaplar iin de geerlidir. Modern ekonomi retiminin yksek "enformasyon" ierii hizmet sektrnn bymesinde kendini gsteriyor. Kafa emekilerinin, yneticilerin, bro alanlarnn, ticaret, pazarlama, fi-nans, kamu idaresi ve salk alanlarnda alanlarn says, retim alanndaki "geleneksel" mesleklerin zararna hzla artmtr. "Sanayi sonras"na gemek isteyen btn toplumlar iin karar almada ve piyasalarda adem-i merkezileme kanlmaz olacaktr. Merkezi plan ekonomisi kmr, elik've ar sanayi anda kapitalist rakibini izlemeyi baarabilmiti, ama enformasyon ann talepleriyle baa kmada son derece zorland/5' Gerekten de, marksizm-leninizme dayal ekonomi dzeninin son derece karmak ve dinamik "sanayi sonras" dnyada kendi Waterloo'sunu yaad sylenebilir. v Merkezi plan ekonomisinin iflas son tahlilde teknolojik yenilenme sorunuyla baldr. Bilimsel aratrma en iyi insanlarn zgrce dnebildii ve iletiime girebildii ve, daha da nemlisi, yenilikler iin dllendirildii bir zgr-. lk ortamnda geliebilir. Gerek Sovyetler Birlii, gerekse in, zellikle teori ya da temel aratrma gibi "gvenlikli" alanlarda bilimsel aratrmay desteklediler ve uzay ya' da silah teknolojisi gibi alanlarda yenilikleri zendirmek iin maddi tevikler uyguladlar. Ama modern ekonomi yalnzca ileri teknolojilerde deil,

hamburger pazarlamas ve yeni sigorta trlerinin gelitirilmesi gibi daha az gsterili dallar da iinde olmak zere, btn alanlarda ve srekli kendini yenilemek zorundadr. Sovyet devleti atom fizikilerini pohpohlarken, yeni rnleri yeni tketicilere satmas gereken kiiler bir yana, televizyon tasarmclarna bile verecek 128 pek birey kalmad iin, Sovyet televizyon aygtlar durup dururken sk sk infilak ediyordu. Bu tr bir z giriim alan hem Sovyetler Birlii'nde, hem de in'de eksikti. Merkez plan ekonomisi erevesinde, yatrmlar rasyonel planlamak ve yeni teknolojileri retim srecinde baarl bir ekilde deerlendirmek mmkn olmad. Bu ancak, yneticiler piyasalarda oluan fiyatlar araclyla aldklar kararlarn sonucuna ilikin enformasyon alabilirse mmkn olur. Son tahlilde rekabet, fiyatlara ilikin geri beslemenin doruluunu gvence altna alr. Macaristan, Yugoslavya ve belli lde Sovyetler Birlii yneticilere daha fazla zerklik salayan reformlar uyguladlar. Ama rasyonel bir fiyat oluumu olmad iin yneticilerin zerklii bir ie yaramad. Merkezilemi brokrasiler, ellerindeki teknik olanaklar ne olursa olsun, modern bir ekonominin karmaklyla baa kabilecek durumda deildir. Talep tarafndan ynlendirilen bir fiyat oluum sistemi yerine, Sovyet planlamaclarn ve daha iyi dorusal planlama yntemlerinin verimli bir merkez kaynak dalmn mmkn klacana inandlar. Bunun bir hayal olduu grld. Devlet Fiyat Komitesi Goskomtsen ylda iki yz bin fiyat belirlemek zorundayd; bu kuruluta alan her memur gnde iki- fiyat kararlatryordu. stelik Goskomtsen devlet tarafndan belirlenen fiyatlarn sadece yzde 42'si zerinde sz sahibiydi00 ve kald ki, Sovyet ekonomisi Bat kapitalist ekonomileri kadar eitli mal ve hizmet retebil-, eydi, devlet tarafndan belirlenen fiyatlarn toplam says birka kat daha byk olurdu. Moskova ve Pekin'deki brokratlar, eer birka yz ya da belki birka bin mal reten bir ekonomiyi ynlendiriyor olsalard, yaklak gereki fiyatlar belirleme ansna sahip olabilirlerdi. Ama tek bir uan bile yz binlerce paradan olutuu bir devirde, bu grev baa klabilecek gibi deildi. Ayrca modern ekonomi sistemlerinde fiyatlar rnlerin imajna son derece bamldr: Bir Chrysler Le Baron ile bir BMW, teknik zellikleri asndan yaklak edeer otomobillerdir, ama tamamen farkl bir "duygu" verdii iin tketiciler ak olarak BMW'yi tercih etmektedir. Brokratlarn bu tr ayrm129 lar yapabilecekleri ise son derece phelidir. Merkezi plan ekonomisi fiyatlar ve mallarn dalm zerindeki kontrol elinde tutmak zorunda olduu iin, uluslararas iblmne de katlamaz ve bunun olanakl kld lek ekonomilerinden yararlanamaz. Dou Almanya 17 milyonluk nfusuyla, cesur bir ekilde kendi snrlar iinde dnya ekonomisini kopya etmeye alt, gerekte baard ise, evre kirleticisi Trabant'dan Erich Honec-ker'in nl bilgisayar yongalarna (chip) kadar, yurtdndan ok daha ucuza satn alabilecei birok rnn kt kopyalarn retmek oldu. Son olarak, merkez planlama son derece nemli insan sermayesi olan alma ahlkn da zedelemektedir. nsana kiisel alma motifleri sunmayan bir sosyal ve ekonomik politika en iyi alma ahlkn bile tahrip edebilir ve zedelenen bir ahlk yeniden dzeltmek son derece zordur. Drdnc Blm'de greceimiz zere, birok toplumda olumlu alma ahlknn modenlemesinin bir sonucu olmaktan ok, modernlik ncesi kltr ve geleneklerinin bir kalnts olduunu kabul etmek iin birok neden vardr. Baarl bir "sanayi sonras" ekonomi iin olumlu bir alma ahlk mutlak gerekli bir nkoul olmayabilir, ama bu kesinlikle yardmc bir faktrdr ve sz konusu ekonomi sisteminde ok sk grlen, tketime retimden ok deer verme eilimine etkili bir kar arlk oluturabilir. Yksek derecede gelimi sanayi toplumunun teknok-ratik gereklerinin komnist lkelerdeki merkez denetimi zayflataca ve giderek daha liberal, daha piyasa ynelimli yaklamlarn gndeme gelecei genel bir beklentiydi. Raymond Aron, "teknolojinin karmaklnn ideolog ve militanlarn zararna ynetici snfn glendireceini" dnyordu; teknokratlarn "komnizmin mezar kazcs" olaca daha nce de ileri srlmt ,(7) Bylesi ngrler son tahlilde doru kt, ama Bat'da bunlarn gereklemesi iin bu kadar uzun bir sre geecei akla gelmemiti. Sovyet ve in devletleri elik ve kmr anda toplumlarn ynetebilecek

durumdayd. Bunun iin gerekli teknoloji pek karmak deildi ve zorla iftliklerden alnp sradan 130 bantlarn bana yerletirilen ou okuma-yazma bile bilmeyen kyller tarafndan bile uygulanabiliyordu. Gerekli teknik bilgiye sahip uzmanlar bulunabiliyordu ve bunlar* itaatkar ve politik bakmdan ynlendirilebilir oluyordu .(8) Stalin nl uak tasarmcs Tupolev'i bir seferinde Gulag'a gndermiti; Tupolev en iyi uaklarndan birini burada izmitir. Stalin'in halefleri, ynetici ve teknokratlarn sadakatini, sisteme bal olanlara yksek bir stat ve maddi yararlar salayarak gvence altna aldlar.<9) Mao, in'de farkl bir yol izledi: Sovyetler Birlii'ndeki gibi ayrcalkl teknik aydnlarn olumasn engellemek istiyordu ve nce ellili yllarn sonundaki "Byk Hamle", ikinci olarak altml yllarn sonundaki "Kltr Devrimi" srasnda aydnlara toptan sava at. Mhendis ve bilim adamlar haata gnderildi ve ar bedensel almalar yapmak zorunda brakld. Teknik yeterlilik gerektiren grevler kalifikasyona gre deil, ideolojik sadakata gre datld. Bu deneyimler bize totaliter ve otoriter devletlerin, ekonomik rasyonelliin zorlamasna kar olduka uzun bir sre direnebildiklerini gsteriyor. Sovyetler Birlii ve in bunu en azndan bir kuak boyunca baarabildiler. Ama lke sonunda ekonomik durgunlukla bunun faturasn demektedir. Sovyetler Birlii ve in'deki merkez plan ekonomisinin ellili yllarn sanayileme dzeyinin amadaki yeteneksizlikleri, onlar uluslararas sahnede de nemli bir rol oynamaktan alkoydu ve sonunda bu ulusal gvenlikleri asndan bir tehlike haline bile geldi. Kltr Devrimi srasnda yetenekli teknokratlara kar dzenlenen srek av, in'i korkun bir ekonomik sefalete srkledi, lke bir kuak geri gitti. O nedenle, yetmili yllarn ortasnda iktidara geldiinde Deng Hsiaoping'in ald ilk nlemlerden biri, teknik aydnlarn saygnlk ve onurunu yeniden tesis etmek oldu. Deng, aydnlan ideolojik damgal politikann keyfiliinden korudu ve Sovyetler'in daha bir kuak nce bavurmu olduu devirme (kooptasyon) yolunu izledi. Ama teknik sekinleri devlet ideolojisine kazanma deneyi baarszlkla sonuland: Sekinler dn ve d dnyay tanmada daha fazla zgrlk elde ettiklerinde, d 131 dnyadan birok fikir alyorlard. Teknik aydnlar, Mao'nun korktuu gibi, gerekten burjuva liberalizminin 'tayclar oldu ve sonraki ekonomik reform srecinde kilit bir rol oynadlar. zetle, denilebilir ki, 1980'lerin sonuna gelindiinde, Sovyetler Birlii, in ve Dou Avrupa lkeleri ileri sanayilemenin ekonomik mant karsnda yenik dmler-di.<10) Tienanmen Meydan'ndaki politik motifli katliama ramen, in ynetimi, piyasa oluturma, ekonomik karar alma srelerini adem-i merkeziletirme ve uluslararas iblmnde kendine bir yer aramann zorunlu olduunu grd. Ayrca teknokratik sekinlerin ykseliinin getirecei artan sosyal ayrmay sineye ekmeye de raz oldu. Dou Avrupa lkelerinin hepsi, burada gerekleen demokratik devrimlerden sonra, bunun getirilmesi farkl hzlarda da gelise, piyasa ekonomisi sistemlerine geri dnmeye karar verdiler. Sovyet ynetimi piyasa ekonomisine gemede ok daha ekingen davrand, ama Austos 1991 darbesinin iflas etmesinin getirdii politik dnmden sonra, burada da etkisi deiinlere giden liberal bir ekonomik reforma ynelindi. Toplumlar kapitalist ekonomilerini belli llerde bir dzenleme ve planlamaya tabi tutma zgrlne sahiptir. Yukarda tasvir ettiimiz mekanizmann mant bu alanda kat ller dayatmaz. Gene de teknolojiye dayal bir modernlemenin gelimesi, ileri lkelere evrensel kapitalist kltrn temel kurallarn izleme, yani ekonomik rekabete katlanma ve fiyatlarn piyasa mekanizmalar tarafndan belirlenmesine izin verme ynnde gl bir itki verir. Tam ekonomik modernlemenin izlenebilir baka bir yolu olduu kantlanabilmi deildir. 132 Videonun Zaferi

Dnyada, politik sistemden bamsz olarak, kapal kaplar ardnda modernleebilmis tek bir lke yoktur. Deng Hsiaoping-1982 tarihli bir konumasndan '" Gelimi lkeler iin kapitalizmin bir anlamda kanlmaz olduu ve marksist-leninist sosyalizmin refahn ve modern teknolojik uygarln yaratlmasn ciddi ekilde engelledii 20. yzyln son on ylnda genel kabul olarak kabul grmektedir. Tartmal olan, Avrupa devletlerinin ellili yllardaki sanayileme dzeyine henz ulaamam az gelimi lkeler asndan sosyalizmin kapitalizm karsndaki grece avantajlaryd. Kmr ve elik an yalnzca ryalarnda grebilen yoksul lkelerin gznde Sovyetler Birlii'nin enformasyon ann teknolojilerinde gelimi lkelerin gerisinde kalmas, O'nun tek bir kuak iinde kentlemi bir sanayi toplumu haline gelmi olmasna oranla daha az nem tayordu. Sosyalist plan ekonomisi ayrca sermaye birikiminde ve ulusal kaynaklarn "rasyonel" bir ekilde "dengeli" bir sanayilemeye aktarlmasnda kestirme bir yol oluturduu iin de ekici geliyordu. Sovyetler Birlii, Amerika ve ngiltere gibi ilk sanayi lkelerinde birka yzyl srm olan bir sreci hzlandrmak iin yirmili ve otuzlu yllarda ak terrle tarm sektrnn suyunu skarak bunu salamt. i Sosyalist bir gelime stratejisinin nc Dnya iin kapitalist bir stratejiden daha uygun olduu sav, kapitalist koullar altnda, rnein Latin Amerika'da, srekli bir b133 yme elde etmek mmkn olmad iin de arlk kazanyordu. nc Dnya problemi olmasayd marksizmin yzylmzda mrn ok daha abuk tketeceini sylemek yanl olmaz. Azgelimi dnyann sregelen yoksulluu, solculara yoksulluun sorumluluunu nce smrgecilie, sonra "yeni smrgecilie" ve sonunda okuluslu irketlerin davranna ykma olana verdii iin, marksist doktrine yeni bir can katt. nc Dnya'da marksizmin bir biimini ayakta tutma yolundaki son deneme, depen-dencia ("bamllk) teorisiydi. Esas olarak Latin Amerika'da gelitirilen bu teori, altml ve yetmili yllarda G-ney'in yoksul lkelerinin zengin ve sanayilemi Kuzey karsnda birleik ve bilinli bir tutum almas iin ideolojik bir temel oluturuyordu. Bamllk teorisi gney lkelerinin milliyetilii ile birleerek ieriine oranla daha byk bir etki kazand. Bu teori yaklak bir kuak boyunca nc Dnya'daki birok lkenin ekonomik gelimesini engelledi. Bamllk teorisinin gerek babas Lenin'dir. 1914 ylndaki Emperyalizm: Kapitalizmin En Yksek Aamas balkl nl brornde, Lenin, Avrupa kapitalizminin niin ii snfnn srekli yoksullamas yerine onun yaam stan-dartmm ykselmesine ve kendinden grece honut bir sendikal zihniyete yol atn aklamaya alr. Lenin'e gre kapitalizm, smry Avrupa'nn "sermaye fazlas"nn yerli igc ve hammadde tarafndan emilebildii smrgelere ihra ederek zaman kazanmtr. "Tekelci kapitalistler" arasndaki rekabet, nc Dnya'nn politik bakmdan paylalmasna ve sonunda da kapitalist lkelerdeki atma, sava ve devrimlere yol amtr. Lenin, Marx'dan farkl olarak kapitalizmin sonunu getirecek belirleyici elikinin, gelimi dnyann iindeki snf mcadelesi deil de, gelimi Kuzey ile azgelimi lkelerdeki "dnya proletaryas" arasndaki snf elikisi olduunu savunur. 60'l yllarda bamllk teorisinin farkl okullar ortaya km olmakla birlikte, hepsi kkeninde Arjantinli iktisat Raul Prebisch'e uzanr .O) Ellili yllarda Birlemi Milletler'e bal Latin Amerika in Ekonomi Komisyonu'nun 134 (ECLA)<4\ daha sonra da Birlemi Milletler Ticaret ve Kalknma Konferans'nn (UNCTAD) bakanln yapm olan Prebisch, ithalat ve ihracat fiyatlar arasndaki orann (ticaret hadlerinin) dnyann "eperi" iin ktleirken, "merkez" iin srekli iyiletiini ne sryordu. nc Dnya'nn Latin Amerika gibi blgelerinde bymenin tkanmas, Prebisch'e gre, bu blgeleri srekli "baml gelime" durumunda tutan kapitalist dnya ekonomi dzeninin bir sonucuydu.w) Kuzey'in zenginlii ile Gney'in yoksulluu arasnda dolaysz bir balant vard,00

Klasik liberal iktisat teorisine gre, serbest dnya ticareti btn katlan lkelere, bir lke ekirdek kahve, teki bilgisayar satyor olsa da, yarar salamak durumundadr. Hatta ekonomik bakmdan geri kalm lkeler, kendileri retmek zorunda kalacaklar yerde teknolojileri basite ithal edebilecekleri iin, erbet dnya ticaretinde belli avantajlara da sahip olurlar(7) Buna karlk bamllk teorisine gre, ekonomik bakmdan arkadan gelen bir lke srekli gerikalmla mahkumdur, nk gelimi lkeler dnya ticaretinin kurallarn dayatp denetlemekte ve ok uluslu irketleri araclyla nc Dnya lkelerini, hammadde ve yar mamul ihracatna dayal bir "eitsiz gelime"ye zorlamaktadr. Kuzey lkeleri otomobil ve uaklar gibi yksek teknolojili rnlerde dnya pazarn bloke etmi ve nc Dnya lkelerini kendi "oduncu ve sucular "haline ge-tirmilerdir.*' Birok depedencista uluslararas ekonomi dzenini ayrca, Kba Devrmi'nden sonra Latin Amerika'da kurulmu olan otoriter rejimlerle de ilikilendiriyordu.C9) Bamllk teorisinden treyen politik pratik- kesinlikle liberal deildi. Ilml depedencistalar okuluslu irketleri devre d brakmak ve i sanayiyi yksek gmrk duvarlar ile ithal mallara kar koruyarak desteklemek istiyorlard. Bu, ithal ikamesi stratejisi olarak adlandrlyordu. Daha radikal bamllk teorisyenleri ise, devrimci hareketleri destekleyerek, kapitalist ticaret sisteminden kopma ve Kba gibi Sovyet blouna katlma arlar yaparak dnya ekonomi, dzeninin btnn altst etmeye alyorlard.00' Bylece yetmili yllarn banda, tam da ,in ve Sovyetler 135 Birlii rneklerinde onarlmaz etkileri belirgin hale gelmeye balarken, marksist fikirler nc Dnya aydnlarnn gznde ve Amerikan ve Avrupa niversitelerinde azgelimi dnyann gelecei iin bir reete deerini kazand. Bamllk teorisi sol aydnlar arasnda bugn de bir neme sahiptir, ama ciddi bir teori olma iddiasna artk sahip deildir. nk Dou Asya'nn kinci Dnya Sava sonrasndaki ekonomik ykselii gibi nemli bir olguyu yaklak olarak bile aklayamamtr. Asya'nn ekonomik baars Asya lkelerine salad maddi yararlarn yansra, bamllk teorisi gibi, ekonomik kalknmann kaynaklar konusunda salkl dnmeyi nleyerek gelimeyi engelleyen grlerin mezarn hazrlamak gibi ek bir iyiletirici etkide de bulunmutur. Eer nc Dnya'nm azgelimilii, bamllk teorisinin ne srd gibi, gerekten kapitalist dnya dzeninden kaynaklanyorsa, o zaman Gney Kore, Tayvan, Hongkong, Singapur, Malezya ve Tayland gibi lkelerdeki muazzam ekonomik byme nasl aklanabilir? Bu lkelerin hemen hepsi savatan sonra gnll olarak, o zamanlar Latin Amerika'da pek revata olan otari ve ithal ikamesi stratejisine kar ktlar. Bunun yerine srarl ve kararl bir ekilde ihracata ynelik bir ibirlii yaparak kendilerini gnll olarak d pazarlara ve yabanc sermayeye baladlar.01' Bu lkelerin baarsn, hammadde asndan zellikle zengin olduklar ya da gemite bir sermaye birikimine sahip bulunduklar iin, balangta eit olmayan bir avantaj ellerinde tutmalaryla da aklamak mmkn deildir. Yakn Dou'daki petrol lkeleri ya da zengin maden yataklarna sahip k,imi Latin Amerika lkelerinden farkl olarak bu lkeler yalnzca insan sermayeleriyle bu yara katldlar. Asya'nn kinci Dnya Sava sonrasndaki gelimesi, eski serbest ticaret teorilerinin ngrd gibi, grece ge modernleen lkelerin oturmu sanayi lkeleri karsnda gerekten de avantajl durumda olduunu gsteriyor. Japonya'dan balayarak, grece ge modernleen Asya lkeleri, ABD ve Avrupa'dan en yeni teknolojileri satn alabildiler ve eskimi ve verimsiz bir altyapnn yk olmad iin 136 bir ya da iki kuak iinde yksek teknoloji alannda bile rekabet edebilir (birok Amerikal, hem de pek fazla, diyebilir) hale geldiler. Bu, yalnzca Asya lkeleri Kuzey Amerika ve Avrupa ile karlatrldnda deil, kendi aralarnda karlatrldnda da geerlidir. Gelimeye daha sonra balam olan Tayland ve Malezya gibi lkeler, Japonya ve Gney Kore'ye oranla daha az avantajl durumda olmadlar. Bat'nn okuluslu irketleri ise tam da liberal iktisat ders kitaplarnn nerdii gibi davrandlar: Asya'nn ucuz igcn "smrmek"ten geri durmadlar, ama karlk olarak pazar ve sermaye sundular ve yerel ekonomilere sonunda

kendi ayaklar zerinde ykselen bir byme salamada yardmc olan modern teknolojiyi getirdiler. Singapurlu yksek bir hkmet yetkilisinin, bir keresinde, lkesinde eye, "hippilere, uzunsal genlere ve okuluslu irketlerin eletirilmesine" tahamml olmadn sylemesinin nedeni bu olsa gerek.02' Ge sanayileen lkelerin byme hzlar etkileyiciydi: Japon ekonomisi altml yllarda her yl yzde 9,8, yetmili , yllarda ise yzde 6 byd; "drt kaplan" (Hongkong, Tayvan, Singapur ve Gney Kore) ayn dnemde ylda yzde 9,3'lk bir byme hz tutturdular, ASEAN lkelerinde ise bu oran yzde 8'i at. O3) Farkl ekonmik sistemlerin verimlilik yetenekleri Asya'da dorudan karlatrla-bilir: Tayvan ve in Halk Cumhuriyeti, 1949'daki blnmeden sonra yaklak ayn yaam standartma sahiptirler. Piyasa ekonomisi sistemi erevesinde Tayvan'n GSMH's ylda yzde 8,7 orannda artt ve kii bana yllk gelir 1989'da 7500 dolara ulat. in Halk Cumhuriyetinde ise kii bana yllk gelir 350 dolar dzeyindeydi ve bu, on yldr uygulanan piyasa ekonomisi reformlar sayesinde bu kadar ykselmiti. Kuzey ve Gney Kore'de 1961'de, o zamana kadar izledii ithal ikamesi politikasn terketti ve i pazardaki fiyatlar dnya pazarndaki fiyatlarla eitledi. Bunun sonucunda Gney Kore ekonomisi ylda yzde 8,4 bymeye balad ve kii bana yllk gelir 1989'da 4550 dolara ulat. Kuzey Kore ise bunun ancak drtte birine ulaabilmiti/14' 137 Ekonomik baar hibir ekilde sosyal adaletin zararna gereklemi deildir.Asya'da cretlerin son derece dk olduu, sz konusu devletlerin hkmetlerinin tketicilerin talebini' bastrmak ve halk yksek tasarruf oranlarna zorlamak iin ok sert, nlemlere bavurduu sk sk ne srlmtr. Ama bu lkeler belli bir refah dzeyine ulatktan-sonra gelir dalm hepsinde hzla eitlenmeye balad. (15) Tayvan ve Gney Kore'de gelirlerdeki eitsizlik bir kuan yaam iinde azald: Tayvan nfusunun en zengin yzde yirmisi, 1952'de en yoksul yzde yirmisinin onbe kat kadar bir gelir elde ederken, bu oran 1980'de drt buuk kata inmiti.00 Bu blgedeki gelime imdiye kadar olduu gibi devam ederse, bir sonraki kuakta teki ASEAN lkelerinde de benzer eitlenmelerin olacan varsaymamak iin hibir neden yoktur. Bamllk teorisinin baz savunucular, teorilerini kurtarmak iin son bir aba olarak, Asya'nn yeni sanayilemi lkelerinin ekonomik baarsnn kapitalizmden deil planlamadan kaynaklandn; bunlarn baary daha ok hkmetlerine borlu olduunu ne srmlerdir/171 Ekonomik planlama Asya'da gerekten de Birleik Devletler'de olduundan grece daha byk bir rol oynamaktadr, ama asya ekonomilerinde eilimsel olarak en baarl sektrler, i pazarda en ok rekabet eden ve uluslararas piyasalarla en iyi btnleen sektrlerdi/18' Ayrca Asya'y devlet mdahaleciliinin olumlu bir rnei olarak tantan solcular, sendikal ve sosyal taleplerin kaba ekilde bastrlmasyla karakterize olan Asya planlamaclnn yar otoriter tryle pek vnebilir durumda olmasalar gerektir. Sol teorisyen-lerin tercih ettii, kapitalizmin kurbanlar yararna mdahale eden planlama trnn tarih iinde yol at sonular ise her iki anlama da gelmektedir. Sava sonras dnemdeki Asya'daki ekonomik mucize, kapitalizmin btn lkelere ak bir ekonomik gelime yolu olduunu kantlamaktadr. Sadece gelimesi Avrupa'daki gelimeden sonra balad iin nc Dnya'daki hibir azgelimi lke dezavantajl durumda deildir ve hibir oturmu sanayi lkesi, ekonomik liberalizmin oyun kural138 larna uyduu srece geriden gelen bir lkenin ykseliini bloke edecek durumda deildir. Peki ama, kapitalist "dnya sistemi" nc Dnya'nm ekonomik gelimesine engel deilse, o zaman Asya dndaki piyasa ynelimli ekonomiler niin ayn hzla byme-diler? Latin Amerika'nn ve nc Dnya'nn baka blmlerinin ekonomik duraanl, Asya'nn baars kadar gerektir ve bamllk teorisinin ortaya kmasna da bu olgu yol amtr. Bamllk teorisi gibi neo-marksist aklamalar bir kenara brakacak olursak, o zaman geriye iki olas yant kalr. lk aklama kltre dayanmaktadr: Buna gre, Latin Amerika gibi blgelerdeki halklarn gelenek ve grenekleri, dinleri ve sosyal yaplar yksek ekonomik gelime hzlarn

gletirmitir; Asya ve Avrupa'da ise benzer kltrel engeller sz konusu olmamtr/19' Kltre dayal bu muhakemeyi ciddiye almak gerekir; IV. Ksm'da buna geri dneceiz. Eer belli toplumlarda piyasa ekonomisinin nnde gerekten kltrel engeller varsa, o zaman kapitalizm ekonomik modernlemenin evrensel yolu olamaz. teki aklama politik faktrleri iin iine katmaktadr; Buna gre, kapitalizm Latin Amerika'da ve nc Dnya'nn teki blmlerinde, hibir zaman ciddi olarak denenmemi olduu iin ilememitir. Latin Amerika'nn szde "kapitalist" ekonomilerinin bir ou, merkantilist gelenekleri ve sosyal adalet adna her tan altndan kan devlet sektr yznden ciddi ekilde engellenmitir. Bu gr olduka gldr ve politika, kltre oranla daha kolay deitirilebilir olduu iin, nce bunu ele alacaz. Kuzey Amerika, liberal ngiltere'nin 1688'deki Glorious Revolutiort'dan (anl Devrim) kma, felsefesinin, geleneklerinin ve kltrnn mirass olurken, Latin Amerika 17. ve 18. yzyl spanya'snn ve Portekiz'inin birok feodal kurumunu devrald. spanya ve Portekiz tahtnn merkantilizm olarak adlandrlan uygulamalar, kendi ann artrma uruna ekonomik faaliyeti denetim altnda tutma abalan da bunlara dahildi. Bir uzman unlar yazyor: "Smrgecilik dneminden gnmze kadar (Brezilya'da) hkmet 139 ekonomiden elini hibir zaman, merkantilizm sonras dnemdeki Avrupa hkmetleri kadar ekmedi... Taht ekonominin efendisiyd, retim ve ticaret yapmak ancak devlete verilen tekel ve ticaret imtiyazlaryla mmknd."<20) Latin Amerika'da devlet gcn st tabakann ekonomik karlarn gelitirmek iin kullanmak allm bireydir ve st tabaka, Fransa ve ngiltere'de ancak Latin Amerika'nn spanyollar tarafndan feshedilmesinden sonra ortaya km olan Avrupa'nn giriimci orta tabakasndan ok, keyif dkn eski byk toprak sahiplerini kendine rnek almtr. Latin Amerika'daki birok hkmet 1930'lardan 1960'lara kadar, lkelerindeki sekinleri uluslararas rekabete kar koruyan ithal ikamesi politikalar izlemitir. thal ikamesi yerli reticileri, potansiyel lek ekonomilerini gerekletiremeyecekleri kk i pazarlarla sinirliyordu. rnein Brezilya, Arjantin ya da Meksika'da bir otomobilin retim maliyeti, Birleik Devletler'den yzde 60 ile 150 daha yksekti.(21) Gemiten gelen merkantilizm eilimi 20. yzylda, Latin Amerika'daki ilerici glerin devleti "sosyal adalet" adna, serveti zenginlerden yoksullara yeniden datmada bir ara olarak kullanma abalaryla birleti/28 Bu politika eitli biimlerde uyguland ve rnein Arjantin, Brezilya ve ili gibi lkelerde otuzlu ve krkl yllarda emek youn sanayilerin olumasn engelleyen i yasalar yaplmas gibi sonular oldu. Oysa bu tr sanayiler Asya'daki ekonomik bymede son derece kritik bir rol oynamlardr. Politik sol ile sa, devletin ekonomiye byk lde mdahale etmesinin zorunlu olduu konusunda birleiyorlard. Sonu, birok Latin Amerika lkesinde, retim ve ticareti ya kendisi idare eden ya da bir yn brokratik kuralla gletiren ikin ve verimsiz bir devlet sektr oldu. Brezilya'da yalnzca posta ve haberleme sektr deil, elik retimi, demir cevheri ve potas karm, petrol ileme, bankaclk, elektrik enerjisi ve uak yapm sektrleri de devletin elindedir. Devlet sektrndeki iletmeler iflas edemez ve bunlar istihdam bir tr politik patronaj olarak kullanr. Brezilya'nn btnnde, zellikle de kamu sektrn140 de, fiyatlar ncelikle piyasada olumaz, tersine gl sendikalarla politik pazarlklar srecinde belirlenir.03' Ya da Peru rneini alalm: Hernando de Soto teki Yol adl kitabnda, Lima'daki enstitsnn Peru hkmetinin yasalarna gre kat zerinde bir fabrika kurmaya alrken karlatklarm belgeler. Gerekli onbir brokratik ilemi yerine getirmek 289 gn alm ve (verilen iki rvet de iinde) 1231 dolar har denmitir; 1231 dolar Peru'daki asgari cretin 32 katdr.(24) De Soto'ya gre, Peru'daki iyeri kurmaya ilikin brokratik kurallar, zellikle de daha az varlkl insanlar asndan, giriimci faaliyetin nndeki en nemli engeldir. Bu, devletin ticaret engellerini amaya istekli ya da yetenekli olmayan insanlar tarafndan yrtlen yaygn (legal ya da yar legal) glge ekonomisinin varln da aklar. Btn nemli

Latin Amerika ekonomilerinde byk bir "gayri resmi" sektr vardr; genellikle ulusal gelirin drtte biri ile te biri burada retilir. Ekonomik faaliyetin illegaliteye zorlanmasnn ekonomik verimlilik asndan yararl olmad kuku gtrmez. Ya da yazar Mario Vargas Llosa'nn szleriyle ifade edersek: "Latin Amerika'ya ilikin en yaygn efsanelerden birisi, geriliin ekonomik liberalizmin yanl felsefesinden kaynaklandn syler..." Gerekte ise, diye devam eder Vargas Llosa, liberalizm Latin Amerika'da hibir zaman varolmamtr; olan merkantilizmin bir biimidir, "ulusal servetin yeniden datmn onun retilmesinden daha nemli sayan, brokratik ve yasa tutkunu bir devlet'tir. Ve yeniden datm da yledir: "Devlete baml olan ve devletin de kendisine baml olduu kk bir sekinler grubuna tekel haklar ya da ayrcalkl bir konum verilir. "(25) Devlet mdahalesinin felaketli sonulara yol amasnn rnekleri Latin Amerika'da ok yaygndr. En bilinen rnek Arjantin'dir. Bu lkede kii bana ulusal gelir, 1913'de; yaklak olarak svire'dekine eit, talya'dakinin iki kat ve Kanada'dakinin yars kadard. Bugn ise bu oranlar srasyla; altda bir, te bir ve bete birdir. Arjantin'in gelimilikten azgelimilie inii, otuzlu yllarda dnya ekonomik krizine tepki olarak ithal ikamesi yolunu semesiyle 141 ayn anda balamtr. Bu politika ellili yllarda Juan Peron ynetimince glendirildi ve kurumlatrld. Peron, devlet gcn ayrca zenginlii ii snf yararna yeniden datmak iin de kulland; bylece kendine geni bir iktidar taban oluturdu. Politik liderlerin ekonomik gerekliin gereklerini istedikleri gibi reddetme yetenekleri, Peron'un 1953'de ili devlet bakan Carlos banez'e yazd bir mektupta ok arpc bir biimde dile gelir. Peron burada yle demektedir: Halka ve zellikle iilere mmkn olan hereyi verin. Size, zaten ok veriyorum gibi geliyorsa, daha da fazla verin. Ne sonu alacanz greceksiniz. Herkes sizi szde ekonomik kntnn mimar olarak sulayacak. Ama bunlarn hepsi yalandr. Ekonomi kadar elastik baka hibir ey yoktur; herkes ondan ok korkar, nk hibiri onu anlamaz.'26' Gnmz Arjantin teknokratlarnn lkelerinin ekonomisinden Peron'dan daha iyi anladklarn hakl olarak syleyebiliriz. Arjantin bugn ekonomiyi Peron'un devleti mirasndan kurtarma gibi zor bir grevle kar karya bulunuyor. Bu grevin bir Peronist olan yeni bakan Carlos Menem'e dm olmas da tarihin bir cilvesi olsa gerek. Bakan Carlos Salinas de Gortari ynetimindeki Meksika bir dizi liberal ekonomi reformu gerekletirmektedir. Vergiler indirilmi, bte a azaltlmtr. 1982'den 1991'e kadar 1155 devlet iletmesinden 875'i zelletirilmitir. Hkmet vergi kaaklnn ve irketlerin, brokratlarn ve sendikalarn teki yolsuzluklarnn zerine gitmi ve ABD ile serbest ticaret anlamas grmelerini balatmtr. Reformlar sayesinde Meksika'nn GSMH's seksenli yllarn sonunda yl boyunca yzde ile drt artm, enflasyon, tarihsel ve blgesel karlatrmaya gre ok dk bir oran saylmas gereken yzde yirminin altna innitir.(27> Sosyalizm ekonomik model olarak ileri derecede gelimi sanayi toplumlarna olduu gibi gelimekte olan lkelere de herhangi bir avantaj sunmamaktadr. Otuz ya da krk yl nce daha ok ey sosyalist alternatiften yana gibi grnyordu. nc Dnya'nm politik liderleri, drst 142 davranp Sovyet ya da in tr bir modernlemenin muazzam insan maliyetlerini kabul ettiklerinde bile, sanayileme amacnn bu kurbanlar meru kldn iddia edebiliyorlard. Toplumlar cehaletin, iddetin, geriliin ve yoksulluun damgasn tayordu. Politik liderler, kapitalizm koullarndaki ekonomik modernlemenin de bir pahas olduunu ve Avrupa ve Kuzey Amerika gibi onlarca yl buna ayra-mayacaklarn sylyorlard. Bugn bu fikir yrtme artk geerli deildir. Almanya ve Japonya'nn 19- yzyln sonundaki ve 20. yzyln bandaki deneyimini tekrarlayan yeni sanayilemi lkeler, ekonomik liberalizmin modernlemede ge kalm lkelere de ncekilere yetime, hatta onlar geme olana verdiini ve bu hedefe bir ya da iki kuak iinde ulalabileceini kantladlar. Onlarn gelimesi de belli kurbanlara maloldu; ama Japonya, Gney Kore, Tayvan ve Hongkong gibi

lkelerde ii snfnn katlanmak zorunda kald yoksunluk ve glkler, Sovyetler Birlii ve in'de halkn hedef olduu btnsel toplumsal terrle karlatrldnda olduka hafif kalmaktadr. Sovyetler Birlii, in ve Dou Avrupa'daki komuta ekonomilerinin piyasa ekonomisi sistemlerine dnmne ilikin son deneyimler, gelimekte olan lkeleri sosyalist yolu semekten alkoyacak yeni kantlar sunmaktadr. Hkmete kar marksist-leninist ya da maoist bir devrim planlayan, Peru ormanlarndaki ya da Gney Afrika kentlerindeki gnmz gerilla liderlerinden birini dnelim. Kendinden ncekilerin 1917'de ya da 1949'da yapt gibi, O da iktidar almak, devletin zor aralaryla eski toplumsal dzeni ykmak ve yeni merkezi ekonomik kurumlar yaratmak istemektedir. Ama entellektel bakmdan drst bir gerilla, bugn ilk devrimin meyvalarnn snrl olacan hesaplamak zorundadr. Belki ilk kuak iinde Dou Almanya'nn altmlardaki ya da yetmilerdeki dzeyine ulamay umabilir. Bu ok da kt bir sonu saylmaz, ama sonra lke muhtemelen ok uzun bir sre bu dzeyde taklp kalacaktr. Ve eer gerilla liderimiz, btn o moral bozucu ekolojik ve sosyal yan sonulara sahip Dou Al143 man dzeyini amak isterse, o zaman sosyalist merkez plan ekonomisine son verecek ve kapitalist kurumlan yeniden getirecek ikinci bir devrim gerekli olacaktr. Bu ise pek de kolay baarlacak bir grev deildir, nk herhalde o zamana kadar toplumda hibir ekilde rasyonel olmayan bir fiyat sistemi olumu, yneticiler d dnyadaki modern alma yntemlerinden tamamen habersiz kalm ve ii snf eski alma ahlkn tmden yitirmi olacaktr. Eer bu problemler imdiden ngrlebiliyorsa, o zaman gerilla liderinin daha batan serbest piyasa iin mcadele etmesi, yani sosyalist devrimi atlamas ve imdiden ikinci, kapitalist devrime balamas daha basit olmaz m? Bu ise, devlet dzenlemeciliinin ve brokrasinin eski yaplarn ykmak, onlar uluslararas rekabete aarak eski sosyal snflarn zenginliini, ayrcalklarn ve konumlarn sarsmak ve sivil toplumun yaratc enerjisini serbest brakmak anlamna gelirdi. Modern doa biliminin mant, ancak belli bir toplumdaki insanlar kendi ekonomik zkarlarn ak bir ekilde alglayabildiinde kapitalizmi hazrlar. Merkantilizm, bamllk teorisi ve birok baka entellektel serap, ok sayda insan bundan alkoydu. Ama imdi asya ve Dou Av-rupa'daki insanlar ampirik olarak kantlanabilir ok nemli deneyimler kazandlar. Bu deneyimler rekabet halindeki ekonomik sistemlerin vaatlerini lebilmek iin iyi bir lt sunmaktadr. Bizim mekanizmamz, Birinci ve kinci Dnya iin olduu gibi, nc Dnya iin de, ekonomik liberalizm ilkelerine dayal evrensel bir tketim kltrnn olumasn net bir ekilde aklayabilir: Teknik ilerleme ve iblmne dayal, muazzam derecede retici ve dinamik dnya ekonomisi son derece birletirici bir gce sahiptir. Dnyann drt bir yanndaki farkl toplumlar dnya pazar araclyla maddi olarak birbirine balama ve k farkl toplumlarda ayn ekonomik hedef ve uygulamalar yaratma yeteneine sahiptir. Dnyadaki btn toplumlar evrelerinde mmkn olan her eye katlmak istemektedir; ama bunu, ancak ekonomik liberalizmin ilkelerine uyarlarsa baarabilirler. Bu ise, videonun nihai zaferi demektir. 144 10 Eitim lkesinde Ey gnmz insanlar, size ve eitim lkesine gelmitim... Ama bana ne olmutu byle? Ne kadar korktuysam da, gene de glmek zorundaydm! Gzlerim hi bu kadat rengarenk birey grmemiti! Ayaklarm ve bir yandan da kalbim titrerken gldm durdum. "Buras tam da boya kplerinin lkesi' dedim. Friedrich Nietzsche, Zerdt Byle Diyordu "Eitim lkesinden""1 imdi muhakememizin en zor yanna geliyoruz: Modern doa biliminin mekanizmas niin liberal demokrasiye yol ayor? Modern doa bilimi tarafndan belirlenen ileri sanayilemenin mant kapitalizmi ve piyasa ekonomisini hazrlyorsa, ayn zamanda serbest seilmi hkmetleri ve demokratik katlm da hazrlyor mu? 1959'daki devir ac bir makalesinde

sosyolog Seymour Martin Lip-set, istikrarl demokratik koullar ile ekonomik gelime dzeyi ve kentleme ve eitim dzeyi gibi teki gstergeler arasnda ak bir karlkl balant bulunduunu ampirik olarak kantlad.03 leri sanayileme ile politik liberalizm arasnda, Lipset'in bulgusunun aklayabilecei bir iliki var mdr? Yoksa politik liberalizm yalnzca Avrupa uygarlnn ve onun eitli trevlerinin yapay bir rn m ve Avrupa lkelerindeki sanayileme tamamen baka nedenlerden mi bu kadar baarl oldu? lerde greceimiz gibi, ekonomik gelime ile politik demokrasi arasndaki iliki hi de rastlantsal deildir. Ama 145 demokrasi tercihinin ardndaki motifler esas olarak ekonomik deildir, baka bir kaynaa sahiptir; sanayileme bunlar zorunlu klmaz, ama glendirir. Ekonomik gelime, eitim dzeyi ve demokrasi arasndaki sk iliki Gney Avrupa rneinde ok belirgindir. 1958'de spanya'da bir ekonomik liberalleme program balatld. Franco rejiminin merkantilist ekonomi politikasnn yerine liberal bir politika geirildi ve spanya ekonomisi yeniden d dnyayla ilikiye geti. Ekonomi bunun zerine hzla bymeye balad; Franco'nun lmnden nceki on yl iinde yllk byme hz yzde 7,1 olmutu. Ayn oran Portekiz ve Yunanistan'da 6,2 ve 6,4 idi.O) Sanayilemenin getirdii sosyal dnm muazzamd: spanya'da, 'nfusu 100.000'den fazla kentlerde yaayanlar 1950'de nfusun yalnzca yzde 18'ini olutururken, bu oran 1970'de yzde 34'e kt.0" 1950'de spanya, Portekiz ve Yunanistan'da nfusun yars tarmda alyordu; bu oran Bat Avrupa ortalamasnda yzde 24 idi. 1970'e gelindiinde bu oran yalnzca Yunanistan'da Avrupa ortalamasnn zerindeydi, spanya ve Portekiz'de ise yzde 21'e dmt.(5) Kentlemeyle birlikte eitim dzeyi iyileti, gelirler artt ve Avrupa Topluluu'nun tketim kltrne daha ok deer biilmeye baland. Politik oulculua bu ekonomik ve sosyal deiimler yol amad; bunlar daha ok, politik koullar olgunlatnda politik oulculuun geliebilmesi iin gerekli n koullar hazrlad. Franko'nun Ekonomik Gelime Planlama Komiseri Laureano Lopez Rodo'nun, kii bana gelir 2000 dolara ktnda spanya'nn demokrasi iin olgunlam olacan ileri srd sylenir. Bu byk bir ngryd: Franko'nun lmnden hemen nce kii bana yllk gelir 2446 dolard.*' Ekonomik gelime ile liberal demokrasi arasnda benzer bir gelime Asya'da da grlebilir. Modernleen ilk Uzak Dou lkesi olan Japonya, ayn zamanda liberal bir demokrasinin olutuu ilk lke olmutur. Demokratiklemesi iin, sz yerindeyse Japonya'nn gsne silah dayanmtr, ama demokrasinin sonraki dnemdeki istikrar artk yanlzca bu dayatmayla aklanamaz. Eitim dzeyi 146 ve kii bana yllk gelir asndan Uzak Dou'da ikinci ve nc srada bulunan Tayvan ve Gney Kore'de politik sistem byk bir deiime uramtr.(7) Tayvan'da iktidardaki Kuomingtang Partisi'nin Merkez Komite yelerinin yzde 45'i bir akademik unvana sahiptir ve ou bunu ABD'de kazanmtr.*' Tayvanllarn yzde 45'i ve Gney Korelilerin yzde 37'si st eitim kurumlarna devam etmektedir; bu oran ABD'de yzde 60, ngiltere'de ise yzde 22'dir. Tayvan'da parlamentonun gerekten temsili bir kurum haline gelmesi iin en ok aba gsterenler gen ve daha eitimli parlamenterler olmutur. Asya'da Avrupallarn yerleim blgesi olan Avustralya ve Yeni Zelanda doal olarak kinci Dnya Sava'ndan ok nce ekonomik bakmdan modernlemi ve demokratiklemiti. Gney Afrika'da rk ayrmcl D. F. Malan'n Ulusal Parti'sinin 1948'deki seim zaferinden sonra kurallatrld. Malan'n temsilcisi olduu Boerler, zellikle dnemin Avrupa toplumlaryla karlatrldnda ekonomik adan son derece geriydiler. Boerler o yllarda ounlukla, kuraklk ve yoksulluun kentlere ittii, byk lde yoksul ve cahil kyllerden oluuyordu.(9) Devlet iktidarn kendi sosyal ve ekonomik ykselmeleri iin kullandlar ve zellikle kamu sektrndeki ilere yerletiler. 1948 ile 1988 arasnda Boerler alacak bir dnm sreci yaadlar, modern bir orta tabaka haline geldiler ve artan lde giriimcilie yneldiler/1* Eitim dzeyleri ykseldike d dnyann politik normlar ve eilimleriyle temasa getiler, artk evreden tamamen yaltlanm olarak kalamazlard. Gney Afrika

toplumunun liberallemesi siyah sendikalarn yeniden serbest braklmas ve sansr yasalarnn gevetilmesiyle, daha 1970'lerin sonunda balamt. F. W. Klerk, ubat 1990'da Afrika Ulusal Kongresi zerindeki yasa kaldrrken yapt birok adan sadece, okul ve meslek eitimleri asndan Avrupa ve Amerika'daki beyazlardan ok az fark kalm olan beyaz semenlerinin iradesini gerekletirmekti. Sovyetler Birlii'nde de, Asya'dakinden daha yava olmakla birlikte, benzer bir toplumsal dnm gerekleti. 147 Sovyetler Birlii de bir tarm toplumundan kentlemi bir topluma dnt, eitim dzeyi ykseldi.0" Berlin ve Kba'da souk sava yrtlrken gerekleen bu sosyolojik deiiklikler, daha sonra demokratikleme ynnde atlan admlar cesaretlendirdi. Dnyaya epeevre bir bakldnda, sosyo-ekonomik modernlemenin ilerlemesi ile demokratikleme arasnda karlkl bir balant olduu gze arpmaktadr. Geleneksel olarak ekonomik bakmdan nde gelen blgeler olan Bat Avrupa ve Kuzey Amerika dnyann en eski ve istikrarl demokrasilerine sahiptir. Onlar Gney Avrupa izlemitir; burada 1970'lerden beri istikrarl demokratik hkmetler vardr. Gney Avrupa lkeleri arasnda Portekiz'in demokrasi yolu, ekonomik ve sosyal gelime en az b lkede ilerlemi olduu iin zellikle sarpt. O nedenle toplumsal hareketlenme daha ok ancak eski rejimin yklmasndan sonra ortaya kt. Ekonomik gelime asndan Asya, Avrupa'nn hemen ardnda yer almaktadr; burada tek tek lkelerin demokratikleme derecesi ekonomik gelime dzeylerine tam tamna uymaktadr. Dou Avrupa'da da ekonomik bakmdan en gl lkeler; Dou Almanya, Macaristan, ekoslavakya ve Polonya en nce gerek demokrasiye ulatlar. Daha az gelimi olan Bulgaristan, Romanya, Srbistan ve Arnavutluk Sovyetler Birlii'nin gelime dzeyi Arjantin, Brezilya, ili ve Meksika gibi byk Latin Amerika lkelerinin dzeyiyle yaklak ayndr. Bu lkeler gibi Sovyetler Birliide istikrarl bir demokrasiyi tam olarak yerletirmeyi henz baaramad. Dnyann en az gelimi blgesi olan Afrika'da ise daha yeni bir tutam, o da istikrarsz demokrasi olumutur/18 Bu kalba pek smayan tek blge Orta Dou'dur. Bu blgede bir dizi lkede kii bana gelir Avrupa ya da Asya dzeyine km olmakla birlikte, istikrarl bir demokrasi sz konusu deildir. Ama bu zel durum petrol ile ok kolay aklanabilir: Petrol ihracatndan salanan yksek gelir, Suudi Arabistan, Irak, ran ve Birleik Arap Emirlikleri gibi devletlere, toplumda sosyal bir dnm gereklemeden otomobiller, videolar ve Mirage bombardman 148 uaklar vb. gibi modernliin kazanmlaryla kendilerini ssleme olana vermitir. Oysa bu zenginlik halkn emei ile yaratlsayd, bylesi bir dnm kanlmaz olurdu. Endstriyel ilerlemenin liberal demokratik ilikilere yol amasna ilikin olarak farkl aklama vardr. Her birinde de belli zayflklar sz konusudur. lk aklama fonksi-yonalisttir ve modern ekonomide karmak bir a oluturan kart karlar arasnda ancak demokrasinin araclk yapabileceini syler. Bu gr en kuvvetli biimde Talcott Parsons tarafndan savunulmutur. Parsons demokrasinin btn toplumlar iin "evrimsel bir evrensellik" olduuna inanyordu: Demokratik birlemeyi evrensel kabul etmenin temel gerekesi. .. bir toplum byyp karmaklatka, gerek idari kapasite gerekse evrensel hukuk dzenini ayakta tutma asndan, etkili politik rgtlenmenin daha byk nem kazanmasdr:.. Demokratik birlemeden esastan farkl hibir kurumsal biim... [ktidar ve otoritenin] belli kii ve gruplar tarafndan kullanlmas ve belli balayc politik kararlarn alnmas konusunda bir mutabakat oluturamazd fw ( Baka trl sylersek, Parsons'un gerekesi, sanayileme srecinin ortaya kard ve saylar hzla artan kar gruplarn en iyi demokrasilerin idare edebileceini ne srmektedir. Sanayileme srecinde ok sayda yeni toplumsal aktr sahneye kt: Endstri ve zanaatlardaki uzmanlama sayesinde kendi iinde artan lde ayran bir ii snf; karlar zorunlu olarak tepe ynetimiyle rt-meyen yeni ynetici tabakalar; ulusal, blgesel ve yerel dzeydeki hkmet memurlar ve ayrca gelimi lkelerdeki ak emek pazarlarna hcum

eden legal ve illegal gmen dalgalar. Parsons'a gre, demokrasi ok daha uyum salayabildii iin, bylesi koullar altnda btn teki hkmet biimlerinden daha iyi iler. Politik sisteme katlmn evrensel ve ak ltlerinin olumu olmas, yeni sosyal grup ve karlarn kendilerini ifade etmesini ve genel politik mutabakata katlmasn olanakl klar. Diktatrlkler de deiime ayak uydurabilir, hatta 1868'den sonra 149 Meici Japonya'snda iktidarda olan oligarklarn yapt gibi, baz durumlarda demokrasilerden daha hzl da davranabilirler. Ama tarih daha ok, Prusyal Yunkerler ya da Arjantinli byk toprak sahipleri gibi, gzlerinin nnde gerekleen ekonomik gelimenin yol at toplumsal deiimi kavramaktan uzak dar grl iktidar sekinleriyle doludur. Bu gre gre, yeni sosyal gruplar arasndaki saysz ihtilafn ou hukuk sistemi erevesinde ya da sonunda politik sistem araclyla zlmek zorunda olduu,iin, demokrasi diktatrlkten daha ilevseldir.0 Devletin altyapya ne kadar ve nerede yatrm yapacan, toplu szleme anlamazlklarnn hangi kurallara gre zleceini, hava veya kamyon trafiinin- nasl dzenleneceini ya da meslek yaamnda hangi salk ve gvenlik kurallarnn geerli olacan tek bana piyasa belirleyemez. Bu sorunlarn her biri belli lde "deer ykl"dr ve o nedenle politik sistemin yetki alanna girer. Bu tr kar kartlklarn adil bir ekilde ve ekonominin btn nemli aktrlerinin onayyla ancak demokratik bir sistem zme ulatrabilir. Bir diktatrlk bu tr ihtilaflar ekonomik verimlilik asndan pekl zebilir, ama modern bir ekonomi ancak ok saydaki ve karlkl baml katlmc gnll olarak birlikte alrsa sorunsuz ileyebilir. Buna karlk taraflar karar alcnn meruiyetine ikna olmam ve sisteme gven duymuyorsa, o zaman sistemin sorunsuz ilemesinin n koulu olan aktif ve cokulu ibirlii de sz konusu olamaz.ci5) Demokrasinin gelimi lkeler iin muhtemelen daha ilevsel olduunu gsteren iyi bir rnek, gnmzn merkezi bir sorunu olan evre sorunudur. leri sanayilemenin en gze batan yan sonularndan biri de geni boyutlu evre tahribi ve evre kirlenmesidir. Bu, iktisatlarn d maliyetler dedii, yani tahribata yol aan iletmelerle dorudan ilikisi olmayan nc taraflarn tamas gereken maliyetleri ortaya karmaktadr. eitli teoriler evre tahribatndan ya kapitalizmi ya da sosyalizmi sorumlu tutmaktadr, ama deneyim her iki ekonomik sistemin de evreye 150 iyi gelmediini gstermitir. Gerek zel iletmeler gerekse sosyalist iletmeler ncelikle byme ve retim rakamlarnn artmasyla ilgilenmekte ve mmkn olduu lde d maliyet tamamaya almaktadrlar.06' Ama insanlar yalnzca ekonomik byme istemedikleri, ayrca kendileri ve ocuklar iin salkl bir evre de arzu ettikleri iin, bu iki kar arasnda araclk etmek ve evre koruma masraflarn tek bir sektrn bile olsun ar bir yk stlenmeyecei ekilde datmak devletin ilevi olmaktadr. Komnist devletlerin evre korumada tam bir iflas yaam olmas, evre iin en iyi korumay sosyalizm ya da kapitalizmin deil de, demokrasinin sunduu' sonucunu karmamza yardmc olmaktadr. Altml ve yetmili yllarda artan ekolojik bilince, demokratik sistemler bir btn olarak dnyamzdaki diktatrlklere oranla ok daha hzl yant vermilerdir. nk, politik sistemi bir blgedeki yurttalarn kendi dolaysz evrelerinde ok zehirli rnler retecek bir kimya fabrikasnn kurulmasn protesto etmesine izin vermeyen, irket ve iletmelerin tutumunu denetleyen evre rgtlerinin yasak olduu ve ynetimi evre korumaya nemli kaynaklarn ayrlmasn salayacak bir politik duyarlla sahip olmayan bir lke, kanlmaz olarak ernobil ya da Aral glnn kurumas gibi felaketler yaayacaktr. evre kirlilii Krakov'da zaten yksek olan Polonya ortalamasnn drt kat kadar ocuk lmlerine yol amakta, Bat Bohemya'da ise sakat doumlar yzde 70'e varmaktadr.07* Demokrasiler katlmcdr, demokratik hkmetler halkn tepkilerini hissetme olanana sahiptir. Buna karlk, byle bir geri beslenmeye sahip olmayan hkmetler, ulusal refaha nemli katkda bulunan byk iletmelerin esenliini tek tek gruplarn ya da zel kiilerin uzun vadeli karlarna ye tutma eiliminde olurlar.

Ekonomik gelimenin niin demokrasiye yol atna ilikin ikinci aklama, diktatrlklerin ve tek parti sistemlerinin kural olarak zaman iinde yozlat ve ileri teknolojik bir toplumu ynetmek zorunda olduklarnda bu srecin daha da hzl 'yol ald gzlemine dayanmaktadr. Devrimci rejimler, Max Weber'in karizmatik diye nitelendirdii 151trden bir otoriteye sahip olduklar iin, ilk yllarda etkili bir ynetim kurmay baarabilirler. Ama rejimin kurucular grevden ayrldktan sonra, haleflerinin karlatrlabilir bir otoriteye ya da lkeyi ynetmede yaklak da olsa bir yetenee sahip olacann hibir garantisi yoktur. Uzun sren diktatrlklerde kii putlatrmas akl almaz boyutlar kazanabilir. rnein, eski Romen diktatr Cavueusku lkesinde elektrik "ksnts varken bile kendisine 40.000 vatlk dev bir avize yaptrtmt. Kurucunun halefleri arasnda bazen byk tahribatlara yol aan iktidar mcadeleleri olmakta, yle ki, rakipler sonra birbirlerini kontrol edebilecek gc belki bulabilmekte, ama artk lkeyi ynetecek durumda olamamaktadr. Sonsuz iktidar mcadelelerinin ve keyfi diktatrln seenei, yeni politik liderlerin seilmesi ve deerlendirilmesi iin kurallara dayal bir usuln giderek kurumsallamasdr. Byle bir usul varsa, politik hatalarn sorumlular btn sistemin yklmasna gerek kalmadan da deitirilebilir.(lfn Bu aklama denemesinin, sa otoriter rejimlerin demokrasiye geii zerine kurulu bir versiyonu daha vardr. Bylesi durumlarda demokrasi ou zaman, yorgun dtkleri ve hsrana uradklar ya da birbirlerini karlkl bloke ettikleri ve iktidar paylamay yeledikleri iin birlikte almaya balayan eitli sekin gruplar -ordu ynetimi, teknik sekinler, sanayiciler- arasndaki bir pakt ya da uzlamadan domaktadr/1* Bu gre gre, gerek sol, komnist gerekse sa otoriter rejimlerde demokratikleme, herhangi birisi onu istedii iin deil, eitli sekin gruplar arasndaki mcadelenin bir yan rn olarak gelmektedir. Ekonomik gelime ile liberal demokrasi arasndaki balantya ilikin nc ve en ikna edici aklama, baarl sanayilemenin orta snf toplumlar rettiini ve bylesi toplumlarn er ya da ge politik katlm ve yasa nnde eitlik talep ettiini sylemektedir. Sanayilemenin ilk dnemlerinde gelir farkllklar byk olmakla birlikte, ekonomik gelime, iyi eitilmi bir igcne olan talebi muazzam lde artrarak sonunda koullarda olduka geni bir eitlik salamaktadr. Koullardaki bylesi geni bir eitlik, 152 bu eitlie sayg gstermeyen ve btn yurttalarn eit hakl politik katlmna izin vermeyen bir politik sistemin reddedilmesini salamaktadr. Orta snf toplumlar eitim dzeyindeki genel ykseliin sonucudur. Eitim ile liberal demokrasi arasndaki balant birok kez saptanmtr ve merkezi nemde grnmektedir/20' Bir sanayi toplumunun ok sayda yksek dzeyde mesleki ve genel eitime sahip ii, ynetici, teknisyen ve aydna ihtiyac vardr. O nedenle bir diktatrlk bile, eer gelimi bir ekonomi amalyorsa, genel eitimi gelitirmeden ve yksek ve uzman eitimini herkese amadan yapamaz. Sanayi toplumlar ok eitli ve uzmanlam eitim kurumlar olmadan var olamazlar. Gelimi lkelerde bir insann toplumsal stats byk lde eitimine baldr/211 rnein ABD'deki snf farklar ncelikle eitim farkna dayanmaktadr. Doru eitime sahip birisinin nnde ykselme kaplar aktr. Toplumsal eitsizlikler eitim frsatlarnn eit datlmad yerlerde sz konusudur. Yetersiz eitime sahip birisi sanayi toplumunda hzla ikinci snf bir insan haline gelmektedir. Eitimin politik tutum zerindeki etkileri karmaktr, ama birok ey, yksek bir eitim dzeyinin demokratik bir toplum iin nkoul olduuna iaret etmektedir. Modern pedagoji nne, insanlar nyarglardan ve geleneksel otoriteye tapnma biimlerinden "kurtarma" hedefini koymutur. Aydn insanlar otoritelere kr krne itaat etmez, kendi bana dnmeyi renmitir, denir. Bir toplumun btn yeleri bu dzeye gelmemi olsa da, ounluk kendi karlarn daha ak ve uzun vadeli grmeyi renebilir. Eitimli, aydn insanlar kendileri iin ve kendilerinden daha ok ey talep eder; baka bir deyile onur sahibidir ve teki yurttalarn ve devletin bu onura sayg gstermesini isterler. Geleneksel bir kyl toplumunda yerel bir byk toprak sahibi (ya da komnist bir komiser), bir kyly

baka kylleri ldrp topraklarna el koymaya yneltebilir. Kyl bunu, kendi karlarna olduu iin deil, otoritelere itaat etmeye alm olduu iin yapar. Modern kent orta snfnn yeleri, belki svyla diyet yapma 153 ya da maraton koma gibi her trl delice ilere ekilebilir, ama genellikle, srf niformal birisi nerdi diye, gnll olarak zel ordulara ya da lm mangalarna katlma eiliminde deillerdir. Bu aklamann bir baka versiyonu, modern, sanayilemi bir ekonominin olmazsa olmaz bir koulu olan bilim-sel-teknik sekinlerin, bilimsel aratrma ancak zgr ve fikir dei tokuurum engellenmedii bir ortamda geliebilecei iin, son tahlilde politik liberallemeyi talep etmek zorunda olacaklarn ileri srmektedir. Serbest piyasa ekonomisi ekonomik rasyonellik ltlerine ok denk dt iin, geni bir teknokrat kesimin olumasnn serbest piyasa ekonomisi ve ekonomik liberalleme ynnde bir eilime yol atn daha nce grmtk. Bu saptamay politik alana da aktarabiliriz: Bilimsel ilerleme buna gre, yalnzca aratrma zgrlne deil, ayn zamanda zgr tartmaya ve politik katlma ak bir topluma ve politik sisteme de baldr/225 Yksek ekonomik byme dzeyi ile liberal demokrasi arasnda bir balant kuran muhakemeler bunlardr. Arada ampirik olarak kantlanabilir bir iliki olduu tartma gtrmez, ama sz geen teorilerin hibiri gerekli nedensellik balantsn kuramamaktadr. Talcott Parsons'un, karmak modern bir toplumda anlamazlklar genel bir mutabakat temelinde zmeye an elverili sistemin liberal demokrasi olduu gr, belli bir dereceye kadar dorudur. Liberal demokrasilerde hukukun stnln belirleyen evrensellik Ve biimsellik (formalizm) btn yurttalar iin, iinde yarabilecekleri, koalisyonlar kurabilecekleri ve uzlamalara gidebilecekleri eit bir oyun alan yaratr. Ama liberal demokrasi her durumda sosyal anlamazlklarn en iyi zlebilecei politik sistem deildir. Bir demokrasinin sosyal anlamazlklar bar ekilde zebilme yetenei, ancak oyunun temel deerleri ve temel kurallar konusundaki mevcut mutabakat kabul eden "kar gruplar" arasndaki ve genellikle ekonomik karakterdeki anlamazlklar sz konusu olduunda byktr. Buna karlk, rnein kaltsal sosyal stat yada milli154 yet gibi konularla bal, ekonomik olmayan anlamazlklarn zmnde demokrasi fazla baarl deildir. Amerikan demokrasisinin heterojen ve dinamik toplumdaki farkl kar gruplar arasndaki anlamazlklar zmedeki baars, bu demokrasinin baka toplumlarda ortaya kan anlamazlklar da ayn ekilde zebilecei anlamna gelmez. Amerikan deneyimi; Amerikallar, Tocquevil-le'in deyiiyle "eit olarak doduklar" iin, zgldr,(23) Bugnk Amerikallarn atalar farkl sosyal tabakalardan, lke ve rklardan geliyordu, ama Amerika'ya vardklarnda btn eski kimliklerini byk lde terkettiler ve birbirinden kesin izgilerle ayrlan sosyal snflan tanmayan, gemiten kalma etnik ve ulusal kartlklara blnmemi yeni bir toplum iinde btnletiler. Amerika'nn sosyal ve etnik yaps o kadar akkand ki, kat sosyal snflar, nemli ulusal altgruplar ya da byk dil aznlklar olumad/2* O nedenle Amerikan demokrasisi, teki eski toplumlarda dzenli olarak ortaya kan ok katmanl anlamazlklarla ender olarak karlat. Ne var ki, Amerikan demokrasisi en inat etnik sorununun, siyah Amerikallarn sorununun zmnde pek baarl olamad. Siyahlarn klelii, Amerikallarn "eit olarak domas" kuralnn en nemli istisnasyd ve Amerikan toplumu klelik sorununu demokratik aralarla ger- ekten zemedi. Kleliin kaldrlmasndan, hatta siyahlarn beyazlarla hukuken tam eit hale gelmesinden ok sonra bile, bugn birok siyah Amerikal Amerikan kltrnn ana akmn kkten reddeden bir tutum iindedir. Problemin, hem siyahlar hem de beyazlar tarafndaki derin kltrel doas nedeniyle, Amerikan demokrasisinin, siyahlar tam olarak zmseyebilmek ve biimsel frsat eitliinden daha geni bir koullar eitliine geebilmek iin gerekli olanlar gerekten yapp yapamayaca belirsizdir.

Liberal demokrasi, yksek bir sosyal eitlik dzeyine ve belli temel deerler konusunda derin bir mutabakata ulam bir toplumda ilevseldir. Ama sosyal snflara, milliyetlere ya da blgelere gre kutuplam toplumlarda demokrasi ancak bir pat durumunun ya da tkanmann forml 155 olabilir. Feodal toplumsal dzenin bir kalnts olarak, nemli sosyal eitsizlikler tayan ok farkllam bir snfsal yapya sahip lkelerde kutuplamann en sk yaanan biimi snf atmalardr. Devrim srasnda Fransa'da byle bir durum vard ve ayn durum Peru ve Filipinler gibi nc Dnya lkelerinde hl varolamaya devam ediyor. Bu tr lkelerde toplum genellikle byk toprak sahiplerinden oluan geleneksel bir sekinler grubunun egemenlii altndadr. Bunun yeleri teki snflara kar hogrl deildir ve bunlar baarl giriimcilik de yapamaz. Bylesi lkelerde bir biimsel demokrasi kurulduunda, bu, o muazzam servet, prestij, stat ve g farklarnn zerini kapatan bir rt olur. Egemen sekinler bu farklardan yararlanarak demokratik sreci denetimleri altnda tutabilirler. Bylece yabancs olmadmz bir sosyal pataloji oluur: Eski sosyal snflarn egemenlii, demokratik sistemi yozlam sayan ve ondan yarar salayan sosyal gruplarla birlikte demokrasiyi de ykmak isteyen uzlamaz bir sol muhalefet yaratr. Verimsiz ve sefahat iinde yzen byk toprak sahiplerinin karna alan ve sosyal bir i sava kkrtan bir demokrasi, ekonomik bakmdan "ilevsel" kabul edilemez ,(25) Demokrasi, farkl etnik ya da ulusal gruplar arasndaki anlamazlklar zmek sz konusu olduunda da zayflk gstermektedir. Ulusal egemenlik sorunu da znde uzlama kabul etmez. Egemenlik ya bir halkta ya da tekinde -ya Ermeni, Azeri veya Lltvanyallar'da ya Ruslar'da olur. Etnik ya da ulusal gruplar kavgaya baladnda, her iki tarafn da biraz geri adm att ekonomik anlamazlklardan farkl olarak, barl, demokratik bir uzlama oluturmak ok zordur. Sovyetler Birlii niter kalarak demokratiklemeyi baaramad, nk Sovyetler Birlii'ni oluturan milliyetler arasnda ortak bir yurttal ve kimlii paylama konusunda bir mutabakat yoktu. Demokrasi burada ancak lkenin daha kk ulusal birimlere blnmesi temelinde doabilirdi. Amerikan demokrasisi etnik farkllklarla baa kmada artc bir baar gstermitir, ama farkllklar bell^ snrlar iinde kalmtr: Amerika'nn etnik gruplarnn 156 hibiri kendi ayr tarihine, ayr topraklara ve ayr bir dile sahip deildir ve hibiri gemite egemen bir ulusal devlet kurmu olmann ansn tamamaktadr. Hem kapitalist bymeye, hem de zaman iinde istikrarl bir demokrasinin olumasna izin veren toplumsal ilikileri modernlemeci bir diktatrlk ilkesel olarak demokrasiden ok daha kolay yaratabilir. rnek olarak Filipinler'i alalm. Filipin toplumu bugn hl krsal alanlardaki byk sosyal eitsizlikle karakterize olmaktadr: Tarmsal alanlar az sayda byk toprak sahibi eski aileye aittir. teki toprak sahibi st tabakalar gibi Filipinli byk toprak sahipleri de dinamik ve verimli deildir. Ama gene de bu kesim sosyal konumu sayesinde bamszlktan bu yana Filipin politikasn belirlemeyi byk lde baarmtr. te yandan bu sosyal grubun srekli hakimiyeti, Gneydou Asya'daki arta kalm son maoist gerilla hareketlerinden birini, Filipinler Komnist Partisi ile onun askeri kanad Yeni Halk Ordusu'nu yaratmtr. 1986'da diktatr Ferdinand Marcos'un devrilmesi ve Corazan Aquino hkmetinin ibana gelmesi, ne toprak dalm sorununda, ne de silahl ayaklanma sorununda bir eyi deitirdi. Bunun tek nedeni Corazan Aquino'nun kendisinin de lkenin en byk toprak sahibi ailelerinden birinden gelmesi deildi Aquino bakanla seildikten sonra btn ciddi toprak reformu giriimleri, bir toprak reformundan zarar grecek evrelerin denetiminde olan yasama orgamndaki direni nedeniyle baarsz kald. Bu durumda demokrasi, gerek kapitalist bymenin gerek uzun vadeli istikrarn n koulu olan eitliki bir toplumsal dzenin olumas iin uygun bir ereve olmamaktadr.06' Bylesi koullarda modern bir toplumun yaratlmas iin bir diktatrlk muhtemelen daha ilevsel olabilir. rnein Japonya'da Amerikan igali srasnda diktatoryal g kullanlarak bir toprak reformu gerekletirilmitir.

Peru'da 1968'den 1980'e kadar iktidarda olan sol eilimli subaylar da benzer reform uygulamalarna giritiler. Askerlerin iktidara gelmesinden nce topraklarn yzde ellisi, Peru politikasn byk lde kontrol eden 700 hacienda 157 (byk iftlik) sahibinin elindeydi. Askerler Latin Amerika'da Kba Devrimi'nden sonraki en geni kapsaml toprak reformunu gerekletirdiler. Eski byk toprak sahipleri tabakasnn yerine sanayicilerden, teknokratlardan ve brokratlardan oluan modern bir sekinler kesimi geti. Eitim sistemindeki iyiletirmeler bir orta snfn olumasn destekledi.07' Diktatoryal ara dnem Peru ekonomisinin srtna eskisinden ok daha byk ve verimsiz bir devlet sektr kamburu eklemekle birlikte(28), en kt sosyal eitsizliklerin bir ksmn ortadan kaldrarak, askerlerin 1980'de klaya geri dnmesiyle balayan 'dnemde .modern bir ekonominin olumasnn uzun vadeli perspektiflerini hazrlam oldu. Yerleik sosyal gruplarn egemenliini krmak iin diktatoryal devlet gcne bavurulmas yalnzca leninist solla snrl deildir. Sa ynelimli rejimler de bu yolla piyasa ekonomisinin yolunu aabilir ve ileri bir sanayilemeyi hazrlayabilir. Kapitalizm en iyi, giriimci bir orta tabakann eski toprak sahiplerini ve teki ayrcalkl ama ekonomik bakmdan verimsiz sosyal gruplar safd ettii, hareketli ve eitliki bir toplumda geliebilir. Eer modernlemeci bir diktatrlk bu sreci hzlandrmak iin zor aralarna bavurursa ve ayn zamanda eski toprak sahibi verimsiz snfn g ve kaynaklarn ayn ekilde verimsiz bir devlet sektrne aktarma denemelerine kar durursa, bunun "sanayi sonras" ekonomik rgtlenmenin en modern biimle-riyle badamamas iin hibir neden yoktur. Andranik Migranyan ve teki Sovyet aydnlan, SSCB'de piyasa ekonomisine, diktatoryal yetkilere sahip bir devlet bakan tarafndan gerekletirilecek "otoriter bir gei"i savunurken benzer bir mantk gdyorlard.09' Snflar ve ulusal, etnik ya da dinsel gruplar arasndaki keskin kartlklar kapitalist ekonomik gelime sreciyle yumuatlabilir ve bu, giderek demokratik bir mutabakat olumas olasln artrr. Ama bir lke ekonomik bakmdan gelitiinde kartlklarn gerekten kaybolacann bir gvencesi yoktur; bunlar, daha da keskinlemi olarak yeniden ortaya kabilirler. rnein, ekonomik gelime Que158 bec'deki Fransz Kanadallar'n ulusal duygularn zayflatmam, tersine ngiliz kkenli egemen kltr iinde erime korkusu, onlarn farkllklarn koruma ihtiyacn daha da artrmtr. Demokrasinin, ABD gibi insanlarn "eit olarak doduu" lkeler iin daha ilevsel olduu sav, bylesi lkelerde bir ulusun nasl olutuu sorusunu gndeme getirir. Toplumlar daha karmaklap farkllatka demokrasi her durumda daha ilevsel olmamakta, aslnda eitlilik belli bir snr atnda demokrasi iflas etmektedir. Demokrasiyi, demokratik olmayan sa ya da sol eilimli sekin gruplarnn iktidar mcadelesinin bir sonucu olarak gren, yukarda aktarlan ikinci aklama modeli de, niin liberal demokratik koullar ynnde evrensel bir gelimenin olmas gerektii sorusuna doyurucu bir yant getirememektedir. Bu teoriye gre demokrasi, iktidar iin mcadele eden gruplarnn hibirinin amalamad bir sonutur. Tersine atma halindeki gruplar arasnda bir tr atekestir, o nedenle de gler dengesindeki, taraflardan . birine zafer getirecek bir kaymadan zarar grmeye her zaman aktr. Baka bir deyile: Eer Sovyetler Birlii'nde demokrasi, yalnzca Gorbaov ya da Yeltsin gibi haris politikaclarn yerleik parti aygtn paralamak iin demagojik bir sopaya ihtiyac olduu iin kurulacaksa, o zaman u ya da bu tarafn zaferi durumunda demokratik ilerleme yeniden geri dndrlebilir dernektir. Ayn uzavurmaya gre, Latin Amerika'daki demokrasi de otoriter saclar ile ^otoriter solcular ya da gl sac gruplar arasndaki bir uzlamadan baka birey deildir. Her grubun kendine gre bir toplum anlay vardr ve bir grup iktidar ele geirecektir. Bu, belli baz lkelerde demokrasiyi hazrlayan srecin yerinde bir anlatm olabilir, ama eer demokratik sistem hibir taraf asndan birincil tercih deilse, bu durumda fazlaca istikrarl olamaz. O nedenle, bu teori demokrasi ynndeki evrensel gelimeyi aklayamamaktadr00'

lerleyen sanayilemenin, doal olarak liberal haklar ve demokratik katlm tercih eden eitim dzeyi yksek orta snf toplumlar yarattn ne sren yaklam da, belli bir noktaya kadar dorudur. Eitimin, demokrasinin zorunlu 159 bir nkoulu olmasa da son derece arzu edilir bir eklentisi olduu tartma gtrmez. ounluun okuma-yazma bilmedii, dolaysyla yurttalarn tercih olanaklar konusunda bilgilenmesinin sz konusu olmad bir toplumda ileyen bir demokrasi pek dnlemez. Ama eitimin insanlar kanlmaz qlarak demokratlatrdm iddia etmek tamamen farkl bir eydir. Sovyetler Birlii, in, Gney Kore, Tayvan ya da Brezilya gibi ok farkl lkelerde eitim dzeyinin ykselmesi ile demokratik normlarn yaygnlamas arasnda gerekten bir balant saptanmtr. Demokratik fikirler gnmzde dnyadaki eitli eitim merkezlerinde moda olmutur. O nedenle, rnein Los Angeles'de mhendislik eitimi gren Tayvanl bir rencinin, demokrasinin modern lkeler iin politik rgtlenmenin en yksek biimi olduu inancyla lkesine geri dnmesinde alacak birey yoktur, Ama bu, onun Tayvan iin ekonomik bakmdan zorunlu olan mhendislik renimiyle yeni demokratik inanlar arasnda zorunlu bir balant olduunu iddia etmekten tamamen farkl bireydir. Aslnda, eitimin otomatik olarak demokratik deerlerin iselletirilmesine yol atn dnmek nemli lde demokratlarn kendini bilmezliinin bir gstergesidir. Demokratik fikirlerin bu kadar genel kabul grmedii dnemlerde Bat'da renim gren genler, ou kez kendi lkeleri iin komnizm ya da faizmin en iyisi olduu inancyla memleketlerine geri dnyorlard. Birleik Devletler'deki'ya da teki Bat lkelerindeki yksek renim gnmzde genlere genel olarak 20. yzyl dncesinin tarihselci ve relativist perspektifini vermektedir. Farkl fikirlere kar belli bir hogry ierdii iin, bu onlar liberal bir demokrasideki yaama hazrlyor. Ama" relativist perspektif, onlara ayn zamanda liberal demokrasinin teki hkmet biimlerine stn olduunu kabul etmek iin mutlak bir neden olmadn da retir. En gelimi Sanayi lkelerinde orta snfn eitim grm yelerinin genel olarak demokrasiyi eitli otoriter hkmet biimlerine tercih etmesi olgusu, bunun niin byle olduu sorusunu gndeme getirmektedir. Demokrasi tercihinin bizzat sanayileme srecinin mant tarafndan dikte edilmedii aktr. Aslnda bu srecin mant tam da kart yne iaret eder grnmektedir. nk ekonomik bymeden baka bir ama tanmayan bir lke iin, ne liberal demokrasi ne de demokratik ya da leninist tipte bir sosyalizm uygun bir hkmet biimidir; en uygun grnen, baz uzmanlarn "brokratik-otoriter devlet", bizim ise "piyasa ynelimli otoritarizm" olarak adlandrabileceimiz, ekonomide liberalizm ile politikada otoritarizmin bir bileimidir. Modernlemenin, piyasa ynelimli otoriter bir devlette ekonomik bakmdan demokraside olduundan daha baarl gelitiinin saysz ampirik kant vardr. Tarihte en gz kamatrc byme baarlarnn bazlar bu tr sistemlerde gereklemitir. rnek olarak; Alman mparatorluu, Meici Dnemi Japonya's, Vitte ve Stolipin dnemi Rusya's ve daha yakn zamanlarda 1964'deki askeri darbe sonrasndaki Brezilya, Pinochet dnemindeki ili ve doal olarak As-ya'daki Yeni Sanayileen lkeler saylabilir.6" 1961-1968 arasnda Hindistan, Seylan, Filipinler, ili ve Kosta Rika dahil olmak zere, nc Dnya'daki demokrasilerde yllk byme oran yalnzca yzde 2,1 iken, muhafazakar-otori-ter rejimler (spanya, Portekiz, ran, Tayvan, Gney Kore, Tayland ve Pakistan) ortalama yzde 5,2'lik bir oran tuttu-rabilmiti.02' Piyasa ynelimli otoriter bir devletin ekonomik bakmdan demokrasiye oranla daha baarl olmasnn nedenleri aktr; Kapitalizm, Sosyalizm ve Demokrasi adl kitabnda Josef Schumpeter bunlar sralamtr: Demokratik bir devlette semenler serbest piyasa ekonomisinin ilkelerini teorik olarak benimsemi olabilir, ama kendi ksa vadeli ekonomik karlar sz konusu olduunda bundan hemen vazgeerler. Baka bir deyile: Demokratik devletlerde ekonomik bakmdan rasyonel kararlar hi de otomatik olarak alnmaz; ekonomik olarak tehdit altnda bulunan gruplar demokrasilerde kendi konumlarn korumak iin politik glerini kolaylkla devreye sokarlar. Demokratik hkmetler farkl kar gruplarnn taleplerini dikkate almak zorundadr. ounlukla genel refah iin otoriter hkmetlere

160 161 oranla daha ok harcama yaparlar; mterakki vergiler getirerek retim itkilerini azaltr ve baarsz ve rekabet yetenei kalmam sanayileri desteklerler. Bunun sonular kural olarak bte ann bymesi ve enflasyon orannn ykselmesidir. Birleik Devletler bunun iin iyi bir rnektir. Amerikan hkmeti seksenli yllarda retilenden ok daha fazla, harcama yapt, sonuta bte a srekli artmaya balad. Hkmet bununla, srf u andaki yksek tketim dzeyini koruyabilmek iin gelecekteki ekonomik bymeyi ve gelecek kuaklarn olanaklarn kstlam ol-, du. ngr eksikliinin uzun vadede gerek politik, gerekse ekonomik bakmdan zararl olabilecei yolundaki yaygn endielere ramen, Amerikan demokrasisi, bte kesintileri ile vergi artrmlarnn getirecei skntnn adil olarak nasl datlabileceine karar veremedii iin bu problemi zebilecek durumda deildi. zetle, Amerikan demokrasisi son yllarda yksek bir ekonomik ilevsellik dzeyi sergileyebilmi deildir. Buna karlk otoriter rejimler, bymeyi frenleyecek yeniden dalm abalarndan etkilenmeden gerekten liberal bir ekonomi politikas uygulamaya ilkesel olarak daha elverilidir. Batmakta olan sanayi dallarndaki iilere kar sorumluluklar yoktur ve yalnzca politik bir gc temsil ettikleri iin verimsiz alan dallan subvanse etmek zorunda deillerdir. Uzun vadeli bymenin karma tketimi ksmak iin devlet gcn fiilen devreye sokabilirler. Altml yllardaki gl byme dneminde Gney Kore hkmeti, grev yasa koyarak ve iilerin tketim ve sosyal haklar zerine konuulmasn yasaklayarak cret taleplerini bastrd. Gney Kore'nin 1987'deki demokratiklemesini muazzam bir grev .dalgas izledi ve demokratik olarak seilmi yeni hkmet uzun sre bastrlm cret taleplerini karlamak zorunda kald. Sonu, Gney Kore'nin cret maliyetlerinin son derece artmas ve uluslararas rekabet yeteneinin azalmas oldu. Komnist rejimler tketicileri acmaszca skarak muazzam tasarruflar ve yatrmlar gerekletirdiler, ama rekabetin eksiklii, onlarn uzun vadeli byme ve modernleme yeteneklerini kstlad. Buna 162 karlk piyasa ynelimli otoriter rejimler her iki dnyann avantajlarna da sahiptir: Hem toplumlarnda grece yksek bir sosyal disiplin dzeyi gerekletirebilirler, hem de ekonomiyi yenilenmeye ve en modern teknolojileri kullanmaya cesaretlendirecek kadar zgrlk sunabilirler. Demokrasinin ekonomik baarsna kar bir eletiri, onun yeniden dalm ve mevcut tketim dzeyinin korunmas yararna ekonomiye ar mdahale etmesi ise, ikinci bir eletiri de yeterince mdahale etmediidir. Otari yanls otoriter rejimler ekonomik politikalarnda Kuzey Amerika ve Bat Avrupa'daki gelimi demokrasilere oranla ok daha fazla devletidir. Ama onlarn devletilii yeniden dalma ya da sosyal adalete deil, yalnzca hzl ekonomik byme amacna hizmet etmektedir. Devletin belli ekonomik sektrleri tekilerin zararna subvanse ettii ya da destekledii, "sektrel sanayi politikalar" olarak adlandrlan politikalarn, Japonya ve Asya'daki yeni Sanayilemi lke-ler'in ekonomileri iin uzun vadede bir yardmdan ok bir engel olup olmad pek ak deildir. Ama yetkin bir ekilde uygulanan ve rekabeti bir piyasann geni parametreleri iinde kalan devlet mdahelesinin son derece yksek byme dzeyleriyle tamamen uyum iin olduu apak grlmtr. Tayvan'daki ekonomik planlamaclar yetmili yllarn sonunda ve seksenlerin banda- yatrmlar, bunun bu sektrlerde alanlar byk lde yoksullua ve isizlie itmesine ramen, tekstil retimi gibi hafif sanayilerden elektronik ve yar iletken retimi gibi modern sektrlere kaydrabildiler. Tayvan'da bu tr bir sektrel sanayi politikas, ancak devlet planlamaclarn kararlarn yalnzca verimlilik ltlerine gre alabilecekleri ekilde politik basklardan koruduu iin mmkn olabildi. Ya da baka trl ifade edersek: Sektrel politika, Tayvan demokratik olarak ynetilmedii iin mmkn oldu. Oysa Amerika Tayvan'dan ve teki Yeni Sanayileen lkeler'den daha demokratik olduu iin, tam da bu nedenden, rekabet yeteneini iyiletirmede sektrel politika Amerika'da hi de elverili bir ara olmazd. Planlama sreci ksa sre-iinde, ya verimsiz alan dallan desteklemeye ya da belli

163 kar gruplarna arka kmaya alacak olan Kongre'nin basksnn kurban olurdu. Ekonomik gelime ile liberal demokrasi arasnda tartlamaz bir balant var; dnyaya yle bir baktmzda bu hemen gze arpyor. Ama balant, ilk bakta grndnden ok daha karmak ve imdiye kadar ne srlen teorilerin hibiri bunu yeterince aklayamyor. Modern doa biliminin ve onun ilerlettii sanayileme srecinin mant politika alannda, ekonomide olduu gibi tek bir yne iaret etmiyor. Liberal demokrasi yksek dzeyde gelimi sanayi toplumuyla badamaktadr ve birok sanayilemi lkenin yurttalar tarafndan tercih edilmektedir. Ama ekonomik gelime dzeyi ile politik sistem arasnda zorunlu bir balant var gibi grnmemektedir. Amaca ynelik tarihimizin temelindeki mekanizma, liberal olduu kadar brokratik-otoriter bir gelecee de yol aabilir. O nedenle otoritarizmin gncel krizi ve dnya apndaki demokratik devrim iin baka nedenler aramak zorundayz. 164 11 Eski Sorunun Yant Kant'n, kozmopolit bir adai evrensel bir tarih yazmann mmkn olup olmad sorusuna bizim geici yantmz, evet'dir. Modern doa biliminin gelime mekanizmasnn yardmyla tarihin son yzyllardaki giriini balantl ve amaca ynelik olarak izleyebiliyoruz. Kuzey Amerika ve Avrupa'nn deneyimlerini artk btn insanln deneyimiyle z-deletiremeyeceimiz bir ada, mekanizma gerekten evrensel olmutur. Brezilya ormanlarndaki ya da Papua-Yeni Guinea'daki hzla yok olmakta olan kabilelerden baka insanln, doa bilimlerinin mekanizmasnn etkisi altnda olmayan ve modern tketim kltrnn evrensel ekonomik bayla tekilerle birlememi tek bir paras bile yoktur. Son yzyllarda, merkezinde teknoloji tarafndan belirlenen ekonomik bymenin ve bunun retilmesi ve ayakta tutulmas iin gerekli kapitalist sosyal ilikilerin durduu bir tr hakiki dnya kltrnn olumu olduunu kabul etmek, taralln deil dnyaya akln bir gstergesidir. Tokugava Dnemi Japonya's ve Bab- Ali'den Sovyetler Birlii, in Halk Cumhuriyeti, Burma ve ran'a kadar, dnya apndaki btnlemeye kar koymay deneyen btn toplumlar, geri ekilme savalarn ancak bir ya da iki kuak srdrebildiler. stn bir askeri makine karsnda boyun emek zorunda kalmayanlar bile, modern doa bilimi sayesinde yaratlan parltl maddi dnyann ekiciliinden kendilerini kurtaramadlar. Elbette her lke yakn gelecekte bir tketim toplumu olamaz, ama bugn dnyada nne bu hedefi koymayan neredeyse tek bir lke bile yok. 165 Modern doa biliminin bugnk dzeyinde artk tarihin devr gelimesine ilikin grlerde srar etmek mmkn deildir. Bu, tarihte tekrarlar olmad anlamna gelmez. Tukidides'i okuduunuzda, Atina ile Sparta arasndaki dmanlk ile Souk Sava srasnda ABD-Sovyet rekabeti arasnda paralellikler olduunu grebilirsiniz. Antik a'n byk glerin periyodik ykseli ve dleri .ile gnmz byk glerinin kaderi arasnda da benzerlikler vardr. Ama tekrarlar arasirjda hareket ve hatrlamann olduu unutulmazsa, tarihin ok gerilerde kalm belli kalplarn tekrarlanmas ile tarihin amaca ynelik diyalektik gidii pekl badaabilir. Atina demokrasisi modern bir demokrasi deildi ve kimi alardan Stalin dnemindeki Sovyetler Birlii'ni andrsa da, Sparta'nn gnmzde bir benzeri yoktur. Eflatun ile Aristo'nun ngrdkleri gibi gerekten devr bir tarih, ancak gemi zamanlarn btn anlarnn kaybolmasyla sonulanacak global bir felaket durumunda mmkn olabilirdi. Ama atom silahlar ve global snma dneminde bile, modern doa bilimi fikrini tamamen silecek bir felaket dnlemez. Ve bu vampirin kalbine kazk saptamadka; O, btn sosyal, ekonomik ve politik sonularyla birlikte birka kuak iinde yeniden geri gelecektir. Kkl anlamda bir yn deiiklii, insanlarn modern doa biliminden ve onun yaratt dnyadan tamamen kopmalar gerektii anlamna gelirdi. Gnmzde her hangi bir toplumun byle bir yola karar verme olasl pek yoktur ve zaten askeri rekabet, devletleri mevcut dnyann zoraki yeleri yapmaktadr. imdi 20. yzyln sonunda, Hitler ve Stalin'in rejimlerinin toplumsal rgtlenmenin gerek seeneklerinden ok, tarihin kmazla sonulanan yan yollan olduu daha nettir. Totaliter

sistemlerin insan maliyeti dayanlmaz boyutlardayd, ama en saf biimleri bile bir insan mrnden daha ksa bir sre iinde kt; Hitlerizm 1945'de, Stalinizm 1956'da sona erdi. Baka lkeler, rnein 1949'daki devrimden sonra in ya da yetmili yllarn ortasnda Kamboya'da soykrma baladklarnda Kzl Khmerler, bu totaliter sistemleri u ya da bu biimde kopya etmeyi denediler. 166 Arada; Kuzey Kore, Gney Yemen, Etyopya, Kba ve Afganistan'daki gibi sol eilimli, ran, Irak ve Suriye'deki gibi sa eilimli ok sayda irkin kk diktatrlkler oldu.(w Modern zamanlarda totaliter bir egemenlik kurma yolundaki btn bu denemeler, nc Dnya'nn grece geri, yoksul lkelerinde gerekleti.0' Komnizmin, gelimi dnyda ilerleyememi, ancak sanayilemenin ilk aamalarnda bulunan lkelerde bir varlk gsterebilmi olmas olgusu, Walt Rostow'un deyimiyle, "totaliter eytana uy-ma"nn ncelikle bir "gei hastal" zgl politik ve toplumsal koullar nedeniyle sosyo-ekonomik gelimenin belli bir aamasnda bulunan lkelerde ortaya kan patolojik bir durum olduu sonucuna gtrmektedir. Peki ama, son derece gelimi bir lkede ortaya kan faizm iin ne diyeceiz? Alman nasyonel sosyalizmini bizzat modernliin zgl bir rn olarak grmek yerine, onu bir "tarih aamas"na dahil etmek nasl mmkn olabilir? Otuzlu yllarn atalet iindeki kua, uygarln ilerlemesi sayesinde oktan alm olduunu sand nefret patlamalaryla karlatnda ani bir oka urad; o zaman, imdiye kadar varlndan haberdar olmadmz bir kaynaktan beslenecek yeni bir dalgann bizi akn bir ekilde yakalamayacan kim garanti edebilir? Yant, elbette bir gvencenin olmad ve gelecek kuaklara bir daha Hitler ya da Pol Pot'larin olmayaca yolunda bir sz veremeyeceimizdir. Bugn, szde Hegel'i izleyerek, Almanya'nn 1945'de demokratik bir lke olabilmesi iin Hitler'in gerekli olduunu ileri srecek birisi alay konusu olurdu. "te yandan evrensel bir tarih, insanln gelimesinde anlaml bir mWel ortaya karabilmek iin her tiranlk rejimini ve her sava hakl gstermek zorunda deildir. Nasl dinazorlarn aniden yok olmu olmas biyolojik evrim teorisinin deerini azaltmyorsa, tarih srecinin byk ve aklanamaz grnen kesintilere sahip olduunu kabul etmek de, onun gcnden ve uzun vadeli kuralln-dan birey kaybettirmez. Yahudi soykrmnn deheti bizi hep dndrtmeli ve utandrtmaldr, ama Holocaust'a atfta bulunmak ve insan16.7 lk tarihindeki ilerleme ve rasyonellik tartmasnn bununla sona ereceini beklemek yeterli olmaz. Holocaust'un tarihsel nedenleri zerine rasyonel bir tartmadan kanma yolunda bir eilim vardr; ayn ey, caydrclk ya da stratejik atom silahlarnn kullanm zerine rasyonel bir tartmaya yanamayan nkleer silah kartlar iin de geerlidir. Her iki durumda da, tartmadan kanmann temelinde, bylesi bir "rasyonelletirme"nin insan krmn irin gsterebilecei endiesi yatmaktadr. Holocaust'u modern an merkezi olay sayan birok yazar, bunun ei grlmedik zalimlii yznden tarihsel olarak bir kerelik bir olay olduunu ileri srerken, onun ayn zamanda muhtemelen her toplumun derinlerinde sakl duran evrensel ktln bir tezahr olduunu da belirtmektedir. Oysa biri tekini dlamaktadr: Eer sz konusu olan tarihte baka bir rnei olmayan benzersiz bir zalimlikse, o zaman bunun nedenleri de esiz ve benzersiz olmak durumundadr ve ayn balamn baka bir zamanda baka bir lkede bir kere daha ortaya kmas -beklenemez/* Bu durumda, Holocaust'u modern an bir biimde gerekli bir unsuru olarak kabul edemeyiz. Buna karlk, eer Holocaust evrensel ktln bir tezahr olarak grlrse, o bu durumda yalnzca, tarihin lokomotifini yavalatan ama onu rayndan kartmay baaramayan, hibirimizin yabancs olmad milliyeti arlklar olgusunun keskin bir ifadesinden baka birey deildir. Ben, Holocaust'un Almanya'da yirmili ve otuzlu yllarda etkide bulunmu olan tarihsel olarak bir kerelik koullarn ortaya kard tarihsel bakmdan benzersiz bir ktlk olduu grne yatknm. Bylesi koullar gnmzn gelimi lkelerinin ounda eilim olarak bile sz konusu deildir ve bunlarn gelecein toplumlarnda tekrarlanmas ok zor, hatta

muhtemelen imknszdr. Uzun ve gaddar bir savata yenik dmek ve ekonomik bunalm gibi birok koul tandk olgulardr ve baka lkelerde tamamen tekrarlanabilir. Baka koullar, o dnemin Almanya'snn, antimateryalizmi ve mcadele etme ile kurban vermenin yceltilmesini kapsayan zgl entellektel ve kltrel ge168 leneiyle baldr. Bu adan Almanya o zamanlarda liberal komular Fransa ve ngiltere'den ok farklyd. Bu hi de "modern" olmayan gelenei, Alman mparatorluu'nun 1870/71 Alman-Fransz Sava ncesinde ve sonrasnda yaad, son derece hzl sanayileme srasndaki korkun sosyal sarsntlar pekitirmiti. Nasyonal sosyalizm, "gei hastalnn ar da olsa baka bir biimi, modernleme srecinin bir yan rn olarak kabul edilebilir, ama hibir ekilde modernliin gerekli bir unsuru saylamaz.0' Btn bunlar, tarihin ilgili aamasn geride braktmz iin nas-yonel sosyalizm gibi bir olgunun bir daha tekrarlanmayaca anlamna gelmez. Yalnzca faizmin, btn modernliin yarglanmasna temel olmayacak patalojik ve ar bir durum olduu anlamna gelir. Stalinizmi ya da nazizmi toplumsal gelimenin hastalklar olarak nitelendirmek, onlarn muazzam dehetini grmezden gelmek ya da kurbanlar iin ac duymamak anla-nma gelmiyor. Jean-Franois Revel yzylmzn seksenli yllarnda baz lkelerde liberal demokrasilerin kurulmu olmasnn, son yzyl iinde totaliter rejimlerin kurban olmu insanlara hibir yararnn olmadn vurgulamakta-dr.<6) O insanlarn hayatnn harcanm olmas ve ektikleri aclarn karlanmasnn hibir ekilde mmkn olmamas, bizi dilsiz kmamal ve tarihin rasyonel bir kalbnn olup olmad sorusunu tartmaktan alkoymamahdr. Ortaya konulmas mmkn olduunda evrensel bir tarihin, bir tr dnyevi ilahiyat gibi ileyecei, yani tarihin sonunun o zamana kadar olan biten hereyi hakl gsterecei eklinde yaygn bir gr vardr. Mantkl olunursa hibir evrensel tarihten byle bir talepte bulunulamaz. Evrensel bir tarih, batan sona tarihteki olgu ve yaplarn muazzam bir soyutlamasn gerektiren ve "tarih ncesi"ni oluturan halklar ve dnemleri dikkate almayan zihinsel bir kurgudur. Kurgula-yacamz her evrensel tarih, kanlmaz olarak, onlar yaayan insanlar zerinde son derece gerek etkilerde bulunmu birok olay gerektii gibi dikkate almayacaktr. Evrensel bir tarih yalnzca entellektel bir aratr, Tanr'nn 169 yerine geemez ve tarihin btn kurbanlarna kiisel tazminat sunamaz. Tarihsel gelimede Holocaust gibi kesintilerin ortaya km olmas, Yahudi krmnn btn korkunluuna karn, modern an balantl ve son derece grkemli bir btn oluturduu gereini deitiremez. nsanlar btn tarihsel kesintilere karn, modernleme srecinde benzer deneyimler yaamaktadr. Hayatn 20. yzylda btn nceki yzyllardaki yaamdan birok bakmdan- temelden farkl olduunu kimse yadrgayamaz. Gelimi demokrasilerde rahat bir hayat yaayan ama tarihsel ilerleme fikrine burun eviren insanlarn ok az, yaamlarn gerekte, aslnda insanln eski bir an temsil eden geri bir nc Dnya lkesinde geirmek isterdi. Modernliin insann iindeki ktye yeni boyutlar kazandrdn da kabul edebiliriz, hatta insanln ahlki bir ilerleme iinde olduundan kuku bile duyabiliriz, ama gene de tarihin belli bir amaca ynelik ve balantl olduuna inanabiliriz. 170 12 Demokratlar Olmadan Demokrasi Olmaz imdiye kadar sylenenlerden, tasvir ettiimiz mekanizmann znde tarihin ekonomik bir yorumu olduu anlalm olsa gerektir. "Modern doa biliminin mant", bamsz bir kuvvet deildir, tersine ihtiyalarn karlayabilmek ve kendilerini tehlikelere kar koruyabilmek amacyla doay fethetmek iin bilimden yararlanan insanlarn faaliyeti zerinde ykselir. Bilimin kendisi (ister makineli retim, ister iblm eklinde olsun), yalnzca teknolojik olanaklarn doa yasalaryla snrl ufkunu belirler. nsan bu olanaklar denemeye iten arzudur; bu, snrl sayda "doal" ihtiyac karlama arzusu deil, tersine ufku srekli genileyen son derece esnek bir arzudur.

Baka bir deyile bizim mekanizmamz, tarihin bir tr marksist yorumudur; ama bu, tamamen marksist olmayan bir sonuca yol amaktadr. "Bir yaratk olarak insan", retme ve tketme ihtiyacndadr. O nedenle; kyden kente gelir, tarla yerine byk fabrikalarda ya da brolarda alr, babadan kalma zanaatla uramak yerine emeini en fazla karlk teklif edene satar, renim grr ve kendini saatin disiplinine tabi klar. Marx'in beklentisinin tersine, insana en eit temelde mmkn olan en byk sayda rn retme ve tketme olanan komnist deil, kapitalist toplum vermitir. Kapitalin nc cildinde Marx, komnizmde oluacak zgrlk dnyasn yle tasvir eder: zgrlk dnyas gerekte, ancak zorunluluun ve d amalarn dayatt almann sona erdii yerde balar; bu, olayn doas gerei gerek maddi retim alannn tesinde bir yerdedir. htiyalarn karlamak, yaamn 171 srdrmek ve yeniden retmek iin yabani nisan nasl doayla boumak zorundaysa, uygar insan da yledir ve o bunu, btn toplum biimlerinde ve her trl retim tarz altnda yapmak zorundadr. nsann gelimesiyle birlikte bu doal zorunluluk dnyas da geniler, nk ihtiyalar artar; ama ayn-zamanda bu ihtiyalar karlayan retici gler de geniler. Bu alanda zgrlk ancak, toplumsallam insann, birlemi reticilerin doayla bu madde alverilerini rasyonel dzenlemelerinden, kr bir kuvvet gibi onun tarafndan hkmedilmek yerine, onu ortak denetimleri altna almalarndan; bu alverii en az kuvvet harcayarak ve kendi insani doalarna en uygun ve onurlu koullar altnda gerekletirmelerinden ibaret olabilir. Ama bu, her zaman bir zorunluluklar dnyas olarak kalr. zama olarak insann kuvvetlerini gelitirmesi, hakiki zgrlk dnyas, ancak bunun tesinde balar, ama bu yalnzca, o sz konusu zorunluluk dnyas temelinde ykselebilir.gcnn ksaltlmas bunun temel kouludur!" Marksist zgrlk dnyas gerekte drt saatlik alma gndr; bir insann leden nce yapaca almann, gerek kendisinin gerekse ailesinin ve arkadalarnn doal ihtiyalarnn karlanmasna yetecei bir toplumdur. leden sonra ve akam artk zgrdr ve avc, air ya da eletirmen olarak faaliyet gsterebilir. Sovyetler Birlii ve eski Demokratik Alman Cumhuriyeti gibi reel sosyalizm lkelerinde bu amaca bir anlamda ulalmt, nk ok az insan gnde gerekten drt saatten fazla alyordu. Ama gnn geri kalan ksmnda iir ya da eletirel makaleler yazan pek yoktu, nk insan soluu hemen cezaevinde' alabilirdi. nsanlar zamanlarn daha ok kuyruklarda bekleyerek, kafa ekerek ya da kirli bir sahilde, tka basa dolu bir dinlenme evinde yapacaklar yllk tatillerini planlamakla geiriyorlard. Ne var ki, temel ihtiyalarn karlanmas iin gerekli alma sresi sosyalist bir toplumda drt saat-se, kapitalist bir toplumda bir ya da iki saatti; ve ignn tamamlayan alt ya da yedi saatlik "fazla alma", yalnzca kapitalistlerin cebini doldurmakla kalmyor, ayn zamanda 172 iilerin otomobiller, amar makineleri, barbekler ve kamp arabalar satn almalarn salyordu. Bunun gerekten anlaml bir "zgrlk dnyas" olup olmad bir yana, ama bir Amerikan iisi her durumda "zorunluluklar dnyasndan Sovyet meslektana oranla daha fazla kurtulmutu. Elbette, bir iinin istatistiksel retkenlii onun mutluluu konusunda mutlaka birey ifade etmez. Maddi ihtiyalarn artan retkenlikle arttn Marks'da syler. ilerin hangi toplumdan daha honut olduuna karar verebilmek iin, hangi toplum biiminin iilerin ihtiyalar ile retkenlikleri arasnda daha iyi bir denge kurabildiine bakmak gerekir. lgin olan, komnist lkelerdeki insanlarn, bu yeni ihtiyalar karlayacak aralar yaratmadan, zamanla Bat tketim toplumlarnn srekli genileyen ihtiya ufkunu benimsemesidir. Erich Honecker sk sk Demokratik Alman Cumhuriyeti'ndeki yaam standartnm "imparatorluk dneminden ok yksek" olduunu sylerdi. Bu lkedeki yaam standart gerekten de insanlk tarihindeki birok toplumdan daha yksekti ve insanlarn "doal ihtiyala-r"mn karlanmas iin gerekli olann ok stndeydi. Ama bu olgu hemen hemen hi bir rol oynamyordu. Dou Alman yurttalar kendilerini imparatorluk dnemindeki insanlarla deil,

Bat Almanya'daki adalaryla karlatryordu ve bu karlatrmada kendi lkeleri hi de iyi bir not almyordu. Eer insan, her eyden nce arzular ve akl tarafndan ynlendirilen ekonomik bir varlk ise, o zaman diyalektik tarihsel gelime srecinin farkl toplum ve kltrlerde grece benzer bir gidi sergilemesi gerekir. Bu, tarihsel deiime temel olan kuvvetlerin genelde ekonomik bir yorumunu marksizmden dn alm olan "modernleme teorisinin teziydi. imdi doksanl yllarda modernleme teorisi onbe ya da yirmi yl ncesine oranla ok daha ikna edici grnmektedir; o zamanlar ise akademik evrelerde youn bir eletiriyle karlayordu.'Yksek bir ekonomik gelime dzeyine ulaan btn lkeler, farkl ynlerde gelimek yerine birbirlerine olduka benzer hale geldiler. Bir lke 173 tarihin sonuna varabilmek iin birok farkl yol deneyebilir, ama burada kapitalist-liberaldemokratik sistem dnda iyi ileyen modernlik tr pek yoktur.'2' Sz konusu olan ister spanya ve Portekiz, ister Sovyetler Birlii ve in, isterse Tayvan ve Gney Kore olsun, btn lkeler modernlemede ayn yne ynelmilerdir. Ekonomik ynelimli btn tarih teorileri gibi modernleme teorisi de yeterince doyurucu deildir. Ancak insan ekonomik bir varlk olduu ve ekonomik bymenin ve endstriyel rasyonelliin gerekleri tarafndan ynlendirildii lde geerlidir. Tartlmaz stnl, bireyin ve zellikle insan toplumunun, zamannn ounda gerekten de bu motifle davranmasndan kaynaklanmaktadr. Ama ekonomiyle hibir ilgisi olmayan baka motifler de vardr ve tarihteki kesintilerin, birok savan ve Hitler ve Humeyni gibi olgular ortaya karan dinsel, ideolojik ya da milliyeti tutku patlamalarnn nedeni de bu alanda yatmaktadr. Gerek bir evrensel insanlk tarihi ise yalnzca gelime eilimlerini deil, ayn zamanda kesintileri ve beklenmedik olgular da aklayabilmek zorundadr. imdiye kadarki tartmadan, yalnzca ekonomik olarak kavranmaya alldnda, demokrasi olgusunun yeterince aklanmad grlm olmaldr. Tarihin ekonomik bir yorumu bizi liberal demokrasinin vaat edilmi topraklarnn kapsna kadar getirmekte, ama bunu amada pek yardmc olmamaktadr. Ekonomik modernleme sreci, kabile ve tarm toplumlarnn yksek eitim dzeyine sahip kentlemi orta snf toplumlarna dnmesi gibi byk kapsaml toplumsal deiiklikleri birlikte getirmektedir; bu deiiklikler bir anlamda demokrasinin maddi nkoullardr. Ama bu sre demokrasinin kendisinin nasl olutuunu aklamamaktadr, nk yakndan incelediimizde demokratik sistemin ekonomik grler temelinde seildiine hemen hemen hi rastlamyoruz. Birleik Devletler ve Fransa'daki ilk byk demokratik devrimler, ngiltere'de Sanayi Devrimi'nin daha yeni balad ve Fransa ile Birleik Devletler'de bugn anladmz anlamda bir ekonomik "modernleme"nin daha henz gereklemedii bir d174 'nemde gndeme geldi. Bu devletlerin yuttalarnn insan haklarndan yana tutum almas, buna gre sanayileme sreci tarafndan koullandrlm olamaz. Amerika'nn Kurucu Babalar, ngiliz Taht'nn parlamentoda temsil edilmemelerine ramen kendilerini vergilendirmeye almasna kzm olabilirler, ama bamszlk iln etme ve Byk Britanya'ya kar yeni bir demokratik dzen iin mcadele etme kararlar, ekonomik verimlilik perspektifiyle kolay kolay aklanamaz. O dnemde zgrlksz bir refah tercihi de pekl sz konusuydu; dnya tarihinin bir ok noktasnda bunun seildii olmutur. Birleik Devletler'deki Bamszlk Bildirgesi'ni reddeden ngiltere'ye sadk plantas-yoncular, 19yzyldaki Almanya ve Japonya'daki otoriter modernlemeciler, diktatoryal bir komnist partinin sregelen vasilii altnda lkesine ekonomik liberalleme ve modernleme getirmeye alan Deng Hsiaoping ve demokratik bir rejim erevesinde lkesindeki parlak ekonomik bymenin mmkn olamayacan iddia eden Singapurlu Lee Kuan Yev rnek olarak saylabilir. Ama gene de btn zamanlarda insanlar o hi de ekonomik olmayan adm atmaya cesaret etmi ve yaam ve servetlerini demokratik haklar iin mcadelede riske atmlardr. Demokratlar, demokrasiyi zleyen, onu biimlendiren ve kendisi de onun tarafndan biimlendirilen demokratik insan tipi olmadan demokrasi olmaz.

Modern doa biliminin ilerici gelimesine dayal bir evrensel tarih, bilimsel yntem ancak 16. ve 17. yzylda gelitirilmi olduu iin, yalnzca insanlk tarihinin son drt yz yl zerine anlaml aklamalar yapabilir. Ama ne bilimsel yntem, ne de sonraki doay fethetme ve onu insan amalan iin yararl klma abalarnn itici gc olan insan arzusunun zgrlemesi, ex nihilo (yoktan var olur gibi) Descartes ve Bacon'un kaleminden kmtr. Geni kapsaml bir evrensel tarih, ounlukla modern doa biliminin gelimesi zerinde ykselse de, bilimin, homo oeco-nomicuiun arzusuna temelxplan modernlik ncesi kken-, lerine ilikin bir anlay da iermelidir. Bu saptamalar, gnmzde dnya apnda gzlenen li175 beral devrimin temellerini ya da evrensel tarihin yasalarn anlama abamzda henz fazla bir yol alamadmz gstermektedir. Modern ekonomik, dnya yaammzn byk bir blmn demir peneleri iinde tutan muazzam ve etkileyici bir sistemdir, ama bunun oluum sreci ne tarihin kendisiyle tam rtmekte,- ne de kendi bana bize tarihin sonuna ulam olup olmadmz anlatabilmektedir. Bu soruyu yantlamak iin, Marx'a ve O'nun tarihe ilikin ekonomik yorumundan kaynaklanan toplum bilim geleneine deil, Marx'in "idealist" nceli Hegel'e bavurmak daha yerinde olur. Hegel, Kant'm evrensel bir tarih yazma arsn kabul edip bu ie girien ilk filozoftu. Hegel'in tarihsel sreci ilerleten mekanizmaya ilikin kavray, Marx'in ya da gnmzn herhangi bir toplum bilimcisinin, kavrayyla karlatrlmayacak kadar derindi. Hegel'e gre, insan tarihinin ana itici gc modern doa bilimi ya da. arzusunun srekli genileyen ve doa biliminin gelimesini tevik eden ufku deildi. Hegel daha ok ekonomik motiflerle hibir ilgisi olmayan bir itici gce, kabul grme mcadelesine nem verir. Hegel'in evrensel tarihi, bizim izdiimiz mekanizmay tamamlar ve " insan olarak insan" in ne olduunu daha iyi anlamamza yardm eder. Bu ise bize, Yakn a'n tarihi iin son derece tipik olan, ekonomik gelimenin sakin ilerlemesi iindeki kesintileri, savalar ve akl .d patlamalar anlama olana verir. Hegel'e geri dn bize, nsanlk tarihi sonsuza kadar devam m edecek, yoksa aslnda tarihin sonuna ulatk m, sorusunu yantlamada kullanabileceimiz bir ereve sunduu iin, bunun da tesinde bir nem de tamaktadr. Analizimizin k noktas olarak, tarihsel srecin gemite, Hegel ve Marx'in ne srd gibi, diyalektik gelitiini, yani elikiler tarafndan ilerletildiini kabul etmek istiyoruz ve bu arada diyalektiin fikirsel mi, yoksa maddi bir temele mi sahip olduu sorusunu imdilik bir kenara brakmak istiyoruz. Diyalektik demek, dnyann herhangi bir yerinde toplumsal ve politik rgtlenmenin i elikilere sahip bir biiminin ortaya kmas demektir. Bu, zamanla istikrarszlar ve daha baarl yeni bir rgtlenme biimiy176 le yer deitirir. Tarihin sonuna ne zaman ulaaca sorusu, bu durumda u ekilde formle edilebilir: Gnmzn liberal demokratik toplum dzeninde, tarihsel srecin ilerleyeceini ve yeni, daha yksek bir dzen ortaya karacan gsteren "elikiler" var mdr? Byle bir eliki ancak, son tahlilde liberal demokratik toplumlarn, altml yllarn toplum bilimcilerinin diliyle sylersek "sistem"in kne yol aabilecek kadar derin bir toplumsal honutsuzluk ne- deni grebiliyorsak sz konusu olabilir. Gnmz liberal demokrasilerindeki bte aklan, enflasyon, sululuk, uyuturucular gibi herkesin kabul ettii ciddi "problerri-!er"in varlna iaret etmek yeterli deildir. Bir "prob-lem"in bir "eliki" haline gelmesi iin, onun yalnzca mevcut sistemin erevesi iinde zlemeyecek kadar deil, ek olarak sistemin yasalln onun kendi arl altnda kecei ekilde zayflatacak kadar ciddi olmas gerekir. rnein, kapitalist toplumda proletaryann srekli yoksullamas, Marx'a gre yalnzca bir "problem" deil, ayn zamanda bir "eliki"ydi, nk O'nun grne gre bu, kapitalist toplumun btn yapsn havaya uuracak ve yerine baka bir toplumun gemesini salayacak devrimci bir duruma yol aacakt. Tersine, eer toplumsal ve politik rgtlenmenin bugnk biimi esas zellikleri bakmndan insanlar iin tamamen tatmin edici ise, tarihin sona ermi olduunu syleyebiliriz.

Gnmz toplum dzeninde hl elikilerin olup olmadn nasl anlayabiliriz? Bu sorunu zmek iin iki temel k noktas vardr. Bir kere, gnmz tarihsel gelimesinde belli bir toplum biiminin stnln gsteren bir kalbn varlnn kantlanp kantlanmayacana bakabiliriz. Modern bir iktisat, nasl bir rnn "yarar" ya da "deer"ini mutlak olarak belirlemeye almayp, deerlendirmeyi piyasadaki fiyat oluumuna brakyorsa, bizim de dnya tarihi "piyasa"snn kararn kabul etmemiz gerekir. nsanlk tarihini toplumsal rgtlenmenin farkl rejimleri ya da biimleri arasndaki bir diyalog ya da yarma olarak dnebiliriz. Toplumlar, bazen askeri fetihlerle, bazen ekonomik sistemlerin stnl sayesinde ve bazen de 177 daha istikrarl i politik birliklere sahip olduklar iin, birbirlerine kar zafer kazanarak ya da birbirlerinden daha uzun ayakta kalarak bu diyalogta birbirlerini saf d brakrlar/3' Eer insan toplumlar yzyllar iinde tek bir politik rgtlenme biimine, liberal demokrasiye yneliyor ya da bu biimde odaklanyorsa, eer hibir yerde liberal demokrasinin karsnda yaam gcne sahip baka seenekler grnmyorsa ve eer liberal demokrasilerin yuttalar yaamlarndan genel olarak honutsa, o zaman diyalogun nihai bir sonuca vardn syleyebiliriz. Bu durumda bir tarih filozofu liberal demokrasinin kendi stnlk ve nihai-lik iddialarn kabul etmek zorundadr. Die Weltgeschichte ist das WeltgerichtC*), kimin hakl olduuna dnya tarihi karar verir/4' Bu yaklam, "Gl olan hakldr" deyiindeki gibi, yalnzca gce ve baarya boyun emek anlamna gelmez. Vaktiyle bir sre iin tarih sahnesine ayak basm her tiran ve szde imparatorluk kurucusunu hakl gstermek gerekmez; sz konusu olmas gereken btn, dnya tarihi srecini amay baarm olan rejim ya da sistemdir. nk aktr ki, kendini kabul ettiren sistem, insanlk tarihinin bandan beri mevcut olan problemi zmeyi ve insanlarn ihtiyalarn karlamay baarm olan sistemdir. Ve bu, srekli deiim halindeki bir insanlk evresinde ayakta kalma ve kendini bu deiime uydurma yeteneine sahip bir sistemdir/5' Bylesi "tarihselci" bir yaklam, ne kadar iyi dnlm olursa olsun, u soruyu gndeme getirir: Muzaffer sistem gibi grnen liberal demokrasinin "elikisiz" olduu yolundaki tanmzn bir yanlsama olmadndan ve zamanla insan gelimesinin yeni bir aamasn balatacak yeni elikilerin ortaya kmayacandan nasl emin olabiliriz? Elimizde insan doasnn esas ve esas olmayan zelliklerinin hiyerarisini belirleyen bir kavram olmadan, mevcut sosyal barn insan arzularnn gerekten tatmin edilmekte oldu(*) Aim.: nsanlk tarihi insanlk mahkemesidir. 178 unu mu, yoksa zellikle etkili bir polis aygtnn marifetini ya da devrimci bir frtna ncesindeki sessizlii mi temsil ettiini bilmek olanakszdr. Fransz Devrimi arifesinde, Avrupa'nn birok gzlemciye son derece baarl ve tatmin edici bir toplumsal dzen olarak grndn ve yetmili yllarn ran' ile seksenli yllarn Dou Avrupa'snn benzer bir izlenim uyandrdn unutmamalyz. Ya da baka bir rnek verirsek: Gnmzde birok feminist, imdiye k-darki tarihin byk lde "babaerkil" toplumlar arasndaki atmalarn damgasn tadn, buna karlk uylamaya daha ok ynelik, daha zenli ve bar olaca iin "anaerkil" bir toplumun daha iyi bir seenek olduunu ileri srmektedir. Gnmzde anaerkil toplumlar olmad iin, bu ampirik olarak kantlanamaz/ Ama bu, feministlerin insan kiiliinin kadn yannn kurtulu olanaklar konusundaki anlaylar doru karsa, gelecekteki bir zamanda bylesi toplumlarn olmayaca anlamna gelmez. Ve eer bylesi bir gelime mmknse, tarihin sonuna henz ulamamz demektir. Tarihin sonuna ulap ulamadmz sorusuna yant bulmada ikinci k noktasn, "tarih tesi" olarak nitelendirebiliriz; bu, belli bir doa anlayna dayaldr. Yani, mevcut liberal demokrasilerin uygunluu tarih tesi bir insan anlay asndan deerlendirilir. Bu yaklamda, yalnzca Byk Britanya ya da Birleik Devletler gibi mevcut toplumlardaki halkn honutsuzluunun ampirik kantlarna bakmakla yetinilmez, ayn zamanda insan doasna ilikin belli bir kavraya, srekli var olan ama her zaman gze grnmeyen insan insan yapan zelliklerin btnne dayanlr. Buna bakarak ada demokrasilerin bu lte uygun olup

olmadna karar verilir. Bu yaklam bizi gncelliin, yani tam da deerlendirmek istediimiz toplumdan fkran lt ve beklentilerin uranlndan kurtarr/7' nsan doasnn "btn zamanlar iin" belirlenmi deil de, tersine kendini "tarihsel zaman iinde" yaratan birey olmas olgusu, bizi, ya iinde insann kendisini yaratmasn gerekletirdii kalp olarak, ya da insann tarihsel gelimesinin ynelir grnd nihai nokta veya telos (erek) ola179 rak insan doas zerine konumaktaf alkoymamaldr.00 nk rnein, Kant'n ne srd gibi, insan akl tam gelimilie ancak uzun ve btnleik bir toplumsal srecin sonunda ulaabilir olsa da, akl gene de mutlak olarak insann "doal" bir yandr/* Son zmlemede, zaman st ve tarih tesi bir lte atfta yaplmazsa, yani doa temel alnmazsa, evrensel tarih bir yana, genel olarak tarih zerine konumak mmkn deil gibi grnmektedir. Tarih verili birey, gemiin btn olaylarnn basit bir katalogu deil, nemli olaylar nemsizlerden ayrdmz istenli bir soyutlama eylemidir. Soyutlamada kullandmz ltler deikendir. rnein, son kuaklarda askeri ve diplomasi tarihinden ayrlp sosyal tarihe, kadnn ve aznlklarn tarihine ya da gnlk yaamn tarihine ynelme eilimi vard. Tarihilerin ilgisinin zengin ve gllerden sosyal merdivenin alt basamandaki insanlara kaym olmas olgusu, tarihsel temalarn seiminde artk lt kalmad deil, yalnzca daha eitliki bir bilince uygun den baka ltler seildii anlamna gelmektedir. Gerek diplomasi tarihilerinin, gerekse sosyal tarihilerin nemli ile nemsiz bir seim yapabilmesi gerekir; her ikisinin de tarihin (ama ayn zamanda tarihi olarak profesyonel tarihinin yetkinlik alannn da) "dnda" bir yerde duran ltlere gnderme yapmaya ihtiyac vardr. Btn bunlar, ok daha yksek bir soyutlama dzeyi gerektiren evrensel bir tarih iin ok daha fazla geerlidir. Bir evrensel tarih yazan, kendi tarihinin yolunun dnda olduklar iin znde tarih ncesi ya da tarih d olan birok halk ve dnemi dikkat d brakmaya hazr olmaldr. Tarihin sonuna ne zaman ulalm olaca sorununu ciddi olarak ele almak istiyorsak, tarihi tartmaktan doay tartmaya gememiz kanlmaz grnmektedir. Yalnzca gnmz dnyasnda hazr bulduumuz "ampirik" (grgl) materyale dayanrsak, liberal demokrasinin uzun vadeli gelecee ilikin ansn doru saptayamaz, onunla henz tanmam insanlar zerinde yapaca etkiyi lemez ve uzun sredir demokratik kurallara gre yaamaya alm insanlar iinde ne kadar kk saldn belirleyemeyiz. Bu180 nun yerine, bir rejim ya da toplumsal sistemin iyi ya da kt olduunu kararlatrmak iin bavuracamz tarih tesi ltlerin doasn dorudan ve kesin olarak ortaya koymalyz. Kojeve, evrensel ve homojen devlette yaam yurttalar iin tamamen tatmin edici olduu iin, tarihin sonuna geldiimiz grndedir. Baka bir deyile; Kojeve'e gre modern liberal demokratik dnya elikilerden arnmtr. Bu sav snarken, u ya da bu grubun veya kiinin yoksulluu, rk ya da herhangi bir baka zellii nedeniyle toplumun olumlu kazammlarna ulamas engellendii iin son derece honutsuz olduu gibi, bir yanl anlamaya dayal itirazlarn bizi yolumuzdan artmasna izin vermek istemiyoruz. Derindeki soru ok daha ilkeseldir: Toplumun "olumlu kazanmlar "insan olarak insan" iin gerekten iyi ve tatmin edici midir, yoksa politik egemenliin ya da toplumsal rgtlenmenin baka bir biimi tarafndan salanabilecek ilkesel olarak daha yksek bir tatmin biimi dnlebilir mi? Bu soruyu yantlayabilmek ve amzn gerekten "insanln yallk a" olup olmadna karar verebilmek iin, ok gerilere gidip, insan doa durumunda, tarihsel srecin banda var olduu ekliyle grmemiz, baka bir deyile "ilk insan"a bakmamz gerekiyor. 181 1 m. ksm KABUL GRME MCADELES 182 183

Balang lmne Bir Saygnlk Mcadelesi zgrlk ancak hayatn ortaya konmasyla elde edilebilir; zbilincin esas doasnn plak varlk, yalnzca ilk grnmnn dolaysz biimi olmad da ancak byle snanabilir ve kantlanabilir... Hayatn riske etmeyen birey kukusuz kii olarak kabul grebilir-, ama o, bamsz bir zbilin olarak kabul grmenin hakikatna ulaamaz. - G. W. F. Hegel, Akln Fenomenolojisi'" Her trl antropogenetik, insan arzu -zbilinci, insan gerekliini yaratan arzu- son tahlilde "kabul grme" arzusunun bir trevidir. Ve hayatn insan gerekliini gn na karp snayan riske edilmesi, byle bir arzuya hizmet eder. O nedenle, zbilincin "kaynandan sz etmek, kanlmaz olarak "kabul grme" uruna lmne bir mcadeleden sz etmek anlamna gelir. - Alexandre Kojeve, Hegel Okumasna Giri (2> spanya ve Arjantin'den Macaristan ve Polonya'ya kadar dnyann drt bir yannda diktatrlkten kurtulup liberal demokrasiyi kurmaya koyulan insanlarn elde etmek istedii nedir? Buna genellikle salt eski politik dzenin yanl ve adaletsizlikleri ile ilgili bir tr negatif yant verilmektedir: nsanlar kendilerini ezen, nefret ettikleri albaylardan ya da parti eflerinden kurtulmak, srekli keyfi tutuklanma kor185 kuu olmadan zgrce nefes almak istemektedir. Dou Avrupa ya da Sovyetler Birlii'nde yaayanlar, kapitalizm ile demokrasi birok insann gznde sk skya birbirine bal olduu iin, bununla Bat'nn refah dzeyine ulamay da ummaktadr. Ama daha nce grdmz gibi, zgrlk olmadan da refaha ulamak pekl mmkn; spanya, Gney Kore ya da Tayvan otoriter rejimler altnda ekonomik bakmdan byk gelimeler gsterdi. Ama btn bu lkelerin yurttalar iin refah yeterli olmad. Gerek 20. yzyln sonunda liberal devrimlerin, gerekse Fransz ve Amerikan Devrimleri'nden sonra 19- yzylda gerekleen devrimlerin ardnda yatan temel insan motifi saf ekonomik bir motif olarak gstermeye almak, ilkesel adan eksik bir yaklam olur. Modem doa biliminin oluturduu mekanizma tarihsel sre iin son zmlemede doyurucu olmayan ksmi bir aklama olarak kalmaktadr. zgr hkmet biiminin kendi bana bir ekicilii vardr: Birleik Devletler Bakan ya da Fransa Cumhurbakan zgrlk ve demokrasiyi vdnde, bunu bu deerlerin kendisi iin yapar ve szleri btn dnyada yank uyandrr. Bu yanky anlayabilmek iin, Kant'm arsna ilk yant vermi ve birok bakmdan hl en ciddi saylan evrensel tarihi yazm filozof olan Hegel'e geri dnmemiz gerekir. Alexandre Kojeve'in yorumuna gre, Hegel bize tarihsel srecin anlalmasnda "kabul grme" mcadelesine dayal ikinci bir "mekanizma" sunmaktadr. Kabul grme kavramyla, tarihin ekonomik yorumunu terketmek zorunda kalmadan, insann itici glerini aydnla kavuturmada bizi . marksist versiyondan ya da Marks'dan yola kan sosyolojik dnce geleneinden ok daha ileri gtren ve hibir ekilde materyalist olmayan bir tarihsel diyalektie yeniden ulam bulunuyoruz. Elbette, Kojeve'in burada aktarlan yorumu Hegel'e gerekten uygun mudur, yoksa Hegel'den ok Kojeve'den kaynaklanan bir fikir karmaas mdr, sorusu hakl bir sorudur. Kojeve, Hegel'in dnce yapsndan kabul grme mcadelesi ve tarihin sonu gibi belli unsurlar almakta, 186 ama Hegel'den fajkl olarak bunlar merkeze yerletirmektedir. zgn Hegel'i doru anlamak herhalde nemli bir grev olurdu, ama burada bizi ilgilendiren bir anlamda saf biimindeki Hegel deil, Kojeve'in yorumlad Hegel'dir; hatta diyebiliriz ki, Hegel-Kojeve adnda sentetik yeni bir filozoftur. Bundan sonra Hegel'e gnderme yaptmzda, Hegel-Kojeve'e gnderme yapyoruz demektir; ve bizi ilgilendiren ey, onlar ilk gelitirmi olan filozoflardan ok fikirlerin kendisidir. Liberalizmin gerek anlamn ortaya karmak iin daha da gerilere gitmek ve liberalizmin gerek babalan olan Hobbes ve Locke'u ele almak gerektii dnlebilir. Byk Britanya, Birleik Devletler ve Kanada gibi, Anglosakson geleneine dayal en eski ve dayankl liberal toplumlarn zanlaylarn belirleyen, daha ok Locke'un dnceleri olmutur. Hobbes ve

Locke'a, gerekten geri dneceiz, ama iki nedenden Hegel bizim iin zel bir nem tayor: Birincisi Hegel, Hobbes ve Locke'unkinden daha soylu bir liberalizm anlayna yardmc olmaktadr. nk Locke'un liberalizminin ilanyla neredeyse ayn zamanda, liberal fikirler zerine kurulu toplumdan ve zellikle bu toplumun tipik rn olan burjuvadan duyulan sreen bir rahatszlk da ortaya kt. Bu rahatszlk son zmlemede burjuvann ncelikli kendi maddi esenliiyle ilgilenmesinden, kamu duygusu tamamasndan veMinde yaad toplum iin zel bir erdem ve herhangi bir adanmlk gstermemesinden kaynaklanr. Ksaca, burjuva bencildir ve liberal demokrasiye gerek marksist soldan gerekse aris-tokratikcumhuriyeti sadan ynelen eletirinin merkezinde hep zel bireyin bencillii yer almtr. Hegel bize, Hobbes ve Locke'dan farkl olarak, insan kiiliinin bencil olmayan yanna dayal bir liberal toplum anlay sunar ve bu yan modernliin politik projesinin ekirdei olarak korumaya alr. Bu abada baarl olup olmadn ileride greceiz; kitabmzn son ksm bu soruna ayrlmtr. Kabul grme mcadelesi ile neyin kasdedildiini anlamak iin Hegel'in insana ya da insann doasna ilikin kavramna geri dnmeliyiz.** Liberalizmin Hegel'den nce187 ki ilk kuralclar, insann doas zerine tartmay, "ilk in-san", "doa durumundaki" insan betimlemeye alarak yrtyorlard. Hobbes, Locke ve Rousseau bundan, ilkel insann ampirik olarak kantlanabilir, aslna sadk bir portresini deil, insan kiiliinin -birisinin Budist ya da talyan veya aristokrat olmas gibi- alkanlklarn rnnden baka birey olmayan btn zelliklerinden arndrld ve insann insan olarak zelliklerinin aa karld bir tr dnsel deneyi anhyorlard. Hegel bir doa durumu retisine sahip olduunu kabul etmez ve srekli ayn kalan ve hi deimeyen bir insan doas kavramn reddeder. O'na gre insan zgrdr, nceden belirlenmi deildir, o nedenle de kendi doasn tarihsel zaman iinde kendisi yaratabilir. Ama gene de tarihsel zyaratcln bu sreci Hegel1 de , tersi yndeki btn ama ve niyetlere ramen bir doa durumu retisini andran bir k noktasna sahiptir.<5) Hegel, Akln Feno-menolojisfnde tarihin banda yaayan ve felsef ilevi, Hobbes, Locke ve Rousseau'nun "doa durumu insan"nn-dan ayrdedilemeyen ilkel bir "ilk insan", betimler. ncellerinde olduu gibi Hegel'de de "ilk insan" sivil toplumun yaratlmasndan ve tarihsel srecin balamasndan nceki temel zelliklere sahip bir insan varlnn resmidir. Hegel'in ilk insannn beslenme, uyuma, barnma ve zellikle yaamn srdrme gibi belli temel doal ihtiyalar hayvanlarnkiyle ayndr. Bu adan doal ya da maddi dnyann bir parasdr. Ama Hegel'in ilk insan, ihtiyalarnn yalnzca biftek, krk palto ya da barnacak bir ev gibi szcnn tam anlamnda elle tutulabilir gerek nesnelere deil, ayn zamanda maddi olmayan nesnelere de ynelik olmasyla, hayvanlardan radikal olarak ayrlr. Bu insan zellikle baka insanlarn arzusunu arzular, bakalar tarafndan kabul edilmek ister. Hatta Hegel'e gre birey ancak baka insanlar tarafndan kabul edildiinde kendisinin bilincine varabilir ve kendisini benzersiz bir insan varl olarak alglayabilir. Buna gre insan batan beri toplumsal bir yaratktr: zdeer duygusu ve kimlii baka insanlarn kendisine bitii deerle ayrlmaz bir ekilde baldr. Da188 vid Riesman'n kavramn kullanrsak, mutlak olarak "bakalarna ynelik"tir(6) Hayvanlarn da toplumsal davranlar vardr, ama bu igdseldir ve doal ihtiyalarn karlkl karlanmasna dayaldr. Yunus balklar ve maymunlar, baka yunus balklarnn ya da maymunlarn ilgisini deil, balklar yada muzlar arzular. Kojeve'in dedii gibi, "rnein bir madalya ya da dman sanca gibi biyolojik adan hibir ekilde bir ie yaramayan nesneleri ancak bir insan arzu edebilir." nsan bu nesneleri nesne olduklar iin deil, baka insanlar tarafndan arzu edildikleri iin arzu eder. Hegel'in "ilk insan" ikinci ve ok daha nemli bir ekilde daha hayvanlardan ayrlr: Baka insanlar tarafndan yalnzca kabul edilmeyi deil, insan olarak kabul edilmeyi arzular. nsann en temel, benzersiz zellii, onun kimliini oluturan zellik, yaamn riske atabilme yeteneidir. Bu nedenle "ilk insan"n teki insanlarla karlamas, her iki tarafn da, rakibini

kendisini kabul etmeye zorlamak iin hayatn ortaya koyduu tutku dolu bir mcadeleye yol aar. nsan tamamen bakalarna ynelik, toplumsal bir hayvandr, ama sosyallii bar bir birlikte yaama deil, tutku dolu, lmne bir saygnlk mcadelesine yol aar. Bu "kanl mcadele" -trl sona erebilir: Her iki savann da lmne yol aabilir; bu durumda hayat, hem zgl insansal hem de doa tarafndan belirlenen genel hayat sona erer. Ya da taraflardan biri lr; bu durumda kendisini kabul edecek baka bir insan bilinci kalmad iin sa kalan da bir tatmin salayamaz. nc olarak, mcadele taraflardan birinin korkun bir lm gze almaktan-sa kle olarak yaamay tercih etmeye karar vermesiyle bir efendi-uak ilikisi yaratabilir. Bu durumda efendi, hayatn riske atarak baka bir insan tarafndan kabul edilmeyi baard iin tatmin olmutur. Buna gre, "ilk insanlar"n Hegel'in doa durumundaki karlamas, tpk Hobbes'un doa durumunda ya da Locke'un sava durumunda olduu gibi zorun damgasn tamaktadr. Ama bu, Hegel'de bir toplum szlemesi ya da eitlerin dzenlenmi birlikte yaamasnn bir biimiyle deil, efendi ile uak arasndaki ta189 mamen eitsiz ilikiyle sonulanmaktadr.<7) Gerek Hegel, gerekse Marx'a gre ilkel toplum snflara blnmt. Ama Marx'in tersine Hegel, en nemli snf farkllklarnn kiinin toprak sahibi yada kyl olmas gibt ekonomik ilevlerden deil, lm tehditi karsndaki farkl tutumdan kaynakland grndeydi, toplum, hayatlarn ortaya koymak isteyen efendiler ile bunu istemeyen klelerden oluuyordu. Hegel'in ilk snf ilikilerine yaklam tarihsel adan her halde Marx'inkinden daha dorudur. Birok eski aristokratik toplum, daha acmasz, gaddar ve cesur olduklar iin yerleik halklar kendilerine tabi klabilen gebe kabilelerin "sava tresi"nden domutur. lk zaferden sonra fatihlerin ocuklar efendiler olarak topraklara yerlemi ve "uak" olarak hkmettikleri geni ifti ynlarndan vergi ya da hara alarak onlarla ekonomik ilikiye girmilerdir. Ama lm gze almaya hazr olmaktan kaynaklanan bir doutan stnlk duygusu olan sava tresi, ayn aristokratlar uzun yllarn bar ve sefahat koullar sonucu mark ve kadns sarayllara dntkten sonra bile, daha ok uzun bir sre btn dnyada aristokratik toplumlarn en nemli kltrel ekirdei olarak kald. Hegel'in ilk insana ilikin birok anlatm, zellikle salt saygnlk uruna mcadelede hayatn ortaya koymaya hazr olmasn insann belirleyici zellii olarak kabul etmesi, modern kulaklara olduka tuhaf gelebilir. lm gze almak, dello ya da kan davasyla birlikte oktan yeryznden silinmi ilkel bir gelenek deil midir?00 Gnmz dnyasnda da salt adn, bayran ya da bir ceketin sz konusu olduu kanl mcadelelerde hayatlarn ortaya koyan ok sayda insan var. Ama bu insanlar, ya ete yesidir ve yaamlarn uyuturucu kaaklyla kazanmaktadr ya da Afganistan'da yaamaktadr. Yalnzca sembolik deere sahip bir dava iin, saygnlk ve kabul grme uruna lmeye ve ldrmeye hazr olan birisi, nasl olur da aklc davranarak meydan okumalara aldrmayan, tersine kendini bar bir ekilde bir hakem kararna tabi klan ya da hakkn mahkemede arayan birisine oranla daha insan saylabilir? Bir saygnlk mcadelesinde hayatn ortaya koymaya 190 hazr olmann niin bu kadar nemli olduu, ancak Hegel'in "insan zgrl" kavramndan ne anladna daha yakndan bakldnda grlebilir. Liberal Anglosakson geleneinde zgrlk en genelinde zorun olmamas anlamna gelir. Thomas Hobbes yle i yazar: "zgrlk tam tamna direncin olmamas anlamna gelir -burada direnten kasdettiim hareketin nndeki d engellerdir- ve aklllar iin olduu kadar aklsz ve cansz yaratklar iin de kullanlabilir." m Bu tanma gre, tepeden aa yuvarlanan bir ta, ormanda rahata dolaan bir ay kadar "zgr"dr. Ama biz, tan yuvarlanmasnn yerekiminin ve yamacn eimine, aynn dolamasnn ise doal arzu, igd ve ihtiyalarn karmak bir karlkl etkileimine bal olduunu biliyoruz. Ormanda yiyecek arayan a bir ay sadece biimsel anlamda zgrdr. Alna ve igdlerine uygun davranmaktan baka bir seenei yoktur. Aylar, hep biliyoruz ki, yce amalar iin alk grevi yapmaz, Tan ve aynn davranlar

doal varlklar ve doal evreleri tarafndan belirlenir. Bu anlamda makine gibidirler -belli kurallara gre ilemek zere programlanmlardr ve burada hep fizik yasalar geerlidir. Hobbes'un tanmna gre, birey yapmas engellenmeyen her insan "zgr"dr. Ama insan maddi ya da hayvani bir doaya sahip olduu iin, onu, karmak ama son zmlemede mekanik bir karlkl etkileim iinde bulunan ve kendisinin davrann belirleyen belli sayda ihtiya, igd, istek ve tutkunun bir toplam olarak grebiliriz. Doal beslenme ve barnma ihtiyacn karlamaya alan a ve yen bir insan o nedenle aydan, hatta tatan bile daha zgr deildir: O yalnzca karmak bir ark sistemine gre ileyen karmak bir makinedir. Yiyecek ve barnak ararken her hangi fiziksel bir diren tarafndan engellenmemesi, onu, gerekte zgr olmamasna ramen zgr gstermektedir. Hobbes'un byk politik yapt Leviathan, insann tam da byle son derece karmak bir makine olarak betim] en-mesiyle balar. Hobbes insan doasn sevin, ac, korku, umut, fke ve hrs gibi bir dizi temel zellie ayrr, bunlar 191 O'na gre insan davrannn btnn belirlemekte ve yeterince aklamaktadr. Yani Hobbes son zmlemede, insann ahlaki tercih yetenei anlamnda zgr olduuna inanmaz. Davrannda az ya da ok rasyonel olabilir, ama rasyonellik yalnzca yaamn srdrme gibi doa tarafndan belirlenmi amalara hizmet eder. Doa ise Hobbes'a gre, Leviathartdan ksa bir sre nce Sir Isaac Newton tarafndan ortaya konmu bulunan, mekaniin temel yasalar tarafndan tam olarak aklanabilir. Buna karlk Hegel tamamen farkl bir insan kavrayndan yola kar. Hegel'de insan kesinlikle maddi ve hayvan doas tarafndan belirlenmez, tersine insanl hayvan doasn ama ya da reddetme yeteneinden kaynaklanr. Yalnzca Hobbes'un biimsel anlamnda fiziksel engellerden zgr olmakla kalmaz, mutlak olarak doa tarafndan belirlenmemi olduu iin, metafizik anlamda da zgrdr. Bu zgrlk kendi doasn, doal evresini ve doa yasalarn da kapsar. Ksaca, insan gerek ahlki tercihler yapma yeteneine sahiptir. Yani mevcut iki olaslktan dalja yararl olan semek zorunda deildir, tercihi kanlmaz olarak belli bir grup igd ve itkinin teki zerindeki zaferinden kaynaklanmaz, tersine kendi kurallarn koyma ve bunlara uyma zgrlne doutan sahiptir. nsann zgl onuru, kendisini yalnzca hayvandan daha akll bir makine yapan stn hesaplama yeteneinde deil, zgr bir ahlki tercih yapabilme yeteneindedir. Ama insann bu derin anlamda zgr olduunu nasl bilebiliriz? Aktr ki, insann birok karar yalnzca hesapl zkar tarafndan belirlenir ve havyam arzu ve tutkularnn tatmin edilmesine hizmet eder. rnein, kii komusunun bahesinden bir elma almamaya herhangi ahlki bir kayg nedeniyle deil de, a kalmaktan daha kt olabilecek ceza yaptrmlardan korktuu iin ya da komunun ksa sre sonra bir seyahate kacan ve o zaman elmay rahatlkla alabileceini bildii iin karar verebilir. nsann riskleri bu ekilde hesaplayabilir olmas, onun doal igdleri -bu rnekte alk- tarafndan, elmaya dorudan saldran hayvana oranla daha az belirlenir olduu anlamna 192 gelmez. Hegel, yemek ve yatmak zorunda olduu iin insann hayvani bir yana ya da sonul ve belirlenmi bir doaya sahip olduunu tartma konusu yapmazd. Ama insann ayn zamanda igdleriyle tamamen elien bir tarzda davranabilecei de grlmektedir; ve insan bunun, daha yksek ve gl bir igdy tatmin etmek iin deil, bir anlamda salt elikili davranmak uruna yapar. Saygnlk mcadelesinde hayatn ortaya koymaya hazr olmak, bu nedenle Hegel'in tarih grnde bu kadar nemli bir yer tutmaktadr. nk hayatn ortaya koyarak insan, en gl ve nemli igdsne, hayatn koruma ve srdrme igdsne kar koyabileceini kantlar. Kojeve'in formle ettii gibi, insandaki insan ihtiya, onun hayvan kendisini koruma ihtiyacna kar zafer kazanmaldr. Tarihin bandaki o ilk mcadelede sz konusu olann, yalnzca saygnlk ya da kabul grmeyi temsil eden madalya veya bayrak gibi yararsz eyler olmas da bu nedenden nemlidir. Mcadele etmemin nedeni, baka bir insann benim hayatm ortaya koyduumu ve bu nedenle zgr ve gerek bir insan olduumu kabul

etmesini salamak istememdir. Eer bu kanl mcadelede ailemizi korumak ya da topraa veya komumuzun malna el koymak gibi herhangi bfr ama (ya da Hobbes ve Locke tarafndan eitilmi modern burjuvalar olarak kullanabileceimiz bir terimle, "rasyonel" bir ama) sz konusu olsayd, o zaman mcadele gene salt hayvani ihtiyalarn karlanmas iin yrtlm olacakt. Gerekten de birok hayvan, rnein yavrular ya da yaam alan uruna mcadelede hayatn riske atar. Ama her iki durumda da davran igdlertarafmdan ynlendirilir ve trn korunmas ve srdrlmesi gibi evrimci bir amaca sahiptir. Hayatn hafife aldn ve o nedenle karmak bir makineden ya da "tutkularnn klesinden00' daha fazla birey olduunu, ksaca zgr olduu iin zgl insan bir onura sahip olduunu gsterebilmek iin bir mcadeleye yalnzca insan atlabilir. Salt saygnlk uruna bir mcadelede hayatn riske atmaya hazr olmak gibi "igdlere ters" bir davrann, kk ok daha derinlerde olan ve ok eski alardan kalma, 193 Hegel'in bilmedii baka bir igdden kaynakland ileri srlebilir. Gerekten de modern biyoloji yalnzca insanlarn deil, hayvanlarn da saygnlk mcadeleleri yrtt gibi bir sonuca aktr. Ama elbette kimse bylesi mcadelelerin hayvanlarda ahlki bir ileve sahip olduunu ne srecek deildir. Modern doa bilimini ciddiye alrsak, insan lemi doa leminin bir alt alandr ve ayn ekilde doa yasalar tarafndan belirlenir. Her insan davran son zmlemede psikoloji ve antropoloji, bunlar da biyoloji ve kimya tarafndan aklanabilir ve insana zg igdlere deil de, doann temel kuvvetlerinin etkisine dayand-rlabilir. Hegel ve nceli Kant, modern doa bilimcilerinin mateyalist temelinin insann zgr tercih olanaklar iin ne kadar byk bir tehdit oluturduunun bilincindeydiler. Kant'm, byk yapt Saf Akln Eletirisi'ndeki amac son zmlemede, modern fizik dnyasnda insann ahlak tercih zgrln felsefi bakmdan kesin bir ekilde gvence altna alabilmek iin, doadaki mekanik nedensellik ilkesi okyanusunun ortasnda bir "adack" belirlemekti. Hegel, Kant'n varsaydndan daha byk ve geni bir adann varln kabul eder. Her iki filozof da insann bir bak-ma fizik yasalarna harfi harfine tabi olmad grndedir. Bu elbette insann ktan daha hzl hareket edebilecei ya da yerekimi yasalarn ortadan kaldrabilecei anlamna gelmez, daha ok ahlak olgularn basite mekaniin yasalarna dayandrlamayaca anlamna gelir. Alman idealizminin szkonusu adac gerektii gibi belirleyip belirlemediini irdelemede gibi bir niyetimiz yok; bu, u andaki kapasitemizi de ayor. nsann tercih zgrl var mdr, eklindeki metafizik soru, Rousse-au'nun dedii gibi, "l'abyme de la philosophie"; felsefenin kenarnda durduu uurumdur.00 Bu sknt verici soruyu imdilik bir kenara brakmak zorunda olsak da, Hegel'in ok nem verdii, hayatn ortaya koymaya hazr olmann bir psikolojik olgu olarak son derece gerek ve nemli bir eye iaret ettiine deinmeden gemek istemiyoruz. Gerekte zgr bir isten olsun ya da olmasn, hemen hemen btn insanlar byle birey varm gibi davranmakta ve birbirlerini gerek ahlak kararlar olarak kabul ettikleri ka194 rarlar alabilme yeteneklerine gre deerlendirmektedirler. nsan davranlarnn byk bir blm doal ihtiyalar" karlamaya yneliktir, ama insanlar ok daha az elle tutulur amalar iin de nemli lde zaman harcamaktadr. nsanlar yalnzca maddi esenlik iin deil, ayrca saygnlk ve kabul grme iin de ura vermekte ve belli bir deere ya da belli bir onura sahip olduklar iin saygnlk kazandklarna inanmaktadr. nsann kabul grme ihtiyacn dikkate almayan ve insann ender olarak ama ou kez vurguyla dile gelen, zaman zaman en kuvvetli doal igdlerinin bile tersine davranma istencini yok sayacak bir psikoloji ya da politik bilim, insan davrannn ok nemli bir yann kavramam olurdu. Hegel iin zgrlk yalnzca psikolojik bir olgu deil, insan insan yapan eyin ekirdeidir. zgrlk bu anlamda doann tamamen kartdr. zgrlk Hegel'e gre, doa iinde ya da doaya kar yaamak deildir; zgrlk daha ok doann bittii yerde balar. nsan zgrl ancak insann kendi doal, hayvan varln amaya ve kendisi iin yeni bir benlik

yaratmaya yetenekli olduu yerde ykselir. nsann kendisini yaratma srecinin sembolik balang noktas, salt saygnlk uruna lmne mcadeledir. Kabul grme uruna mcadele ilk zgl insan eylem olmakla birlikte, hi de son eylem deildir. Hegel'in "ilk insanlar" arasndaki kanl mcadele, o'nun diyalektiinin yalnzca balang noktasdr; bu, modern liberal demokrasiden henz ok uzaktadr. nsanlk tarihi sorunu bir bakma, hem efendinin hem de uan, her ikisinin de kabul grme ihtiyacnn karlkl ve eit bir temelde karlanmasnn bir yolunun aranmas olarak grlebilir. Tarih, bu amaca ulaan bir toplumsal dzenin zaferiyle sona erer. Ama, Hegel'in diyalektiinin teki aamalarn ele almadan nce, Hegel'in doa durumundaki "ilk insan"a ilikin anlay ile liberalizmin kurucular Hobbes ve Locke'un anlaylarn karlatrmak yararl olabilir. Hegel'in k ve var noktalar bu iki ngiliz dnrnkilere gre olduka farkldr ve bize ada liberal demokrasiye bambaka bir adan bakma olana salar. 195 14 lk nsan ' nk her insan tekilerin kendisine, kendisinin verdii kadar bir deer bimesini ister; ve doas gerei her trl kmseme ya da hie sayma gstergesine kar, gze alabildii lde... Kendini kmseyenlere zarar vererek, bakalarna ise rnek oluturarak daha fazla deer kazanmaya alr. -Thomas Hobbes, Leviathanf'* ada liberal demokrasiler gelenein sis bulutlan arasndan kmad, tersine tpk komnist toplumlar gibi, belli bir aamada ve insana ve insan toplumuna egemen olmas gereken uygun politik kurumlara ilikin belli bir teorik temel zerinde, insanlar tarafndan bilinli olarak yaratldlar. Liberal demokrasinin teorik kkenleri rnein Karl Marx gibi tek bir dnre dayandrlamaz, ama bu kkenler, zengin entellektel kaynaklar kolaylka ortaya konabilecek zgl rasyonel ilkeler zerinde ykselir. Amerikan demokrasisinin temelinde yatan ve Bamszlk Bildirgesi'nde ve Anayasa'da somutlanm olan ilkeler, Jefferson, Madison, Hamilton ve teki Amerikan Kurucu Babalar'n yazlarna' geri gider; bunlar ise dncelerinin bir ounu Thomas Hobbes ve John Locke1 un liberal ngiliz geleneinden tretmitir. Dnyann en eski liberal demokrasisinin zan-layn kavramak istersek -Kuzey Amerika dndaki birok demokratik toplum bu zanlay devralmtr-, Hobbes ve Locke'un politik yazlarna geri dnmemiz gerekir. Bu dnrler Hegel'in "lk nsan"n doasna ilikin birok varsaymn benimser, ama gerek kendileri, gerekse onlardan 196 kaynaklanan Anglosakson liberal gelenek, kabul grme ihtiyac konusunda tamamen farkl bir tutum alr. Thomas Hobbes gnmzde balca iki nedenle; doa' durumundaki insann yaamn, "yalnz, yoksul, iren, hayvani ve ksa" olarak betimlemesiyle ve mutlak monar-ik egemenlik retisiyle tannr. Bu reti ou kez Hob-bes'un zararna, Locke'un, uranla kar ayaklanma hakkna ilikin daha "liberal" varsaymyla karlatrlr. Hobbes kesinlikle ada anlamda bir demokrat deildi, ama kararl bir liberaldi ve felsefesi modern liberalizmin kaynan oluturur. nk egemenliin meruiyetinin, krallara Tanr tarafndan verilmi haklara ya da egemenlerin doal bir stnlne deil, ynetilenlerin haklarna dayand eklindeki temel ilkeyi ilk gelitiren Hobbes olmutur. Bu anlamda bir yanda Hobbes, te yanda Locke ve Amerikan Bamszlk Bildirgesi'nin yazarlar arasnda, Hobbes ile kendisine zaman olarak daha yakn olan Filmer ve Hooker gibi dnrler arasndaki derin uuruma oranla ok daha az bir fark vardr. Hobbes kendi doru ve adalet ilkelerini insann doa durumuna ilikin kendi tasvirinden karr. O'na gre doa durumu, "tutkularn bir sonucu"dur; bu, insanlk tarihinde genel bir durum olmaktan ok, sivil toplumun kt her yerde ortaya kan ikin bir eydir - yetmili yllarn Arkasndaki i savatan sonraki Lbnan buna bir rnektir. He-, gel'in kanl mcadelesi gibi, Hobbes'in doa durumu da, insann deimez temel tutkularnn karlkl etkileiminden doan varlk koullarn aydnlatmay amalar.<2)

Hobbes'in doa durumu ile Hegel'in tarihin bandaki kanl mcadelesi arasnda arpc benzerlikler vardr. Birincisi, her iki durum da ar iddet tarafndan belirlenir. Kkendeki ilk toplumsai gereklik sevgi ya da uyum deil, tersine "herkesin herkese kar" savadr. kinci olarak, Hobbes'daki herkesin herkese kar sava, kendisi bu kavram kullanmasa da, Hegel'in "kabul grme mcadelesi" ile genelde ayn eydir: Bylece insann doasnda balca kavga nedeni, buluruz; birincisi rekabet, ikincisi gvensizlik ve nc197 s hret tutkusudur... ncs; bir szck, bir glmseme, bir gr farkll ya da herhangi bir baka kmsenme gstergesi gibi kk eyler nedeniyle (insanlar); kendi arkadalarna, uluslarna, mesleklerine ya da adlarna kar dorudan ya da rnek oluturmak amacyla (iddet kullanmaya yneltir).(3) Hobbes'a gre insanlar genellikle zorunluluklar iin, ama ayrca sk sk da "kk eyler" - yani baka bir deyile kabul grme iin mcadele eder. Byk materyalist Hobbes "ilk insan"n doasn son zmlemede idealist Hegel ile benzer kavramlarla betimlemektedir. Buna gre insanlar herkesin herkese kar olduu bir savaa srkleyen gerek tutku, maddi mlk arzusu deil, az sayda hrsl insann gurur ve kibirlerini tatmin etme isteidir/4' He-gel'deki "arzu edilmeyi arzulamak" ya da kabul grme aray, bizim genel olarak (onayladmzda) "gurur" veya "zsayg" ya da (onaylamadmzda) "kibir", "hret tutkusu" veya "kendini sevmek" olarak adlandrdmz insan tutkudan baka birey deildir.(5) te yandan her iki filozof da kendini koruma ve srdrme igdsn bir anlamda en gl ve en yaygn doal tutku olarak kabul eder. Hobbes'un gznde bu igd, "rahat bir yaam srdrmek iin gerekli teki eyler"in yan sra, insan bara ynlendiren en gl tutkudur. Gerek Hegel, gerekse Hobbes kkendeki ilk mcadelede, bir yanda insan saygnlk uruna mcadelede yaamn ortaya koymaya ynelten gururu ya da kabul grme arzusu ile te yanda onu teslim olmaya ve bar ve gvenlik karlnda klece bir hayat kabul etmeye zorlayan lm korkusu arasnda temel bir gerilim grrler. Ve nihayet Hobbes, kanl savan, sonunda savann biri lmden korkup rakibine teslim olduu iin, tarihsel olarak efendi-uak ilikisine yol at eklindeki Hegel'in savna da herhalde katlrd. Hobbes iin efendilerin uaklar zerindeki egemenlii despotluktur; uaklar efendilere ancak ak ifade edilmi ya da edilmemi zor tehditi altnda hizmet ettii iin, insann doa durumunda kalmaktan kurtulamad bir durumdur. <6) 198 Ne var ki, bir yanda gurur ve kibir tutkularna ( yani "kabul grmeye" ), te yanda lm korkusuna tandklar arlk konusunda Hobbes ve Hegel kkten ayrlrlar. Ang-losakson^ liberalizm geleneinin kendine zg yolu da tam bu noktada balar.Daha nce de gsterdiimiz gibi, Hegel, insanlarn bir anlamda ancak salt saygnlk uruna bir mcadelede hayatlarn ortaya koymaya hazr olmalaryla gerekten insan olduklar grndedir. Bunu insan zgrlnn temeli, kabul eder. Hegel efendi ile uak arasndaki' son derece eitsiz ilikiyi son zmlemede doru bulmaz, bunun hem ilkel, hem de iddet ieren bir iliki olduunun bilincindedir. Ama bunu insanlk tarihinin, iinde her iki tarafn da, hem efendilerin, hem de uaklarn nemli insan zellikler kazand zorunlu bir aamas olarak grr. Efendinin bilinci Hegel'e gre bir yerde uamkinden daha yksek ve daha insandir.~n-k, uak lm korkusuna teslim olduu iin hayvan doa durumunun zerine ykselememektedir ve bu nedenle efendiye oranla daha az zgrdr. Baka bir deyile, Hegel gnll olarak yaamm ortaya koyan efendi savann gururunda ahlk olarak vlecek birey bulur, ama her-eyden nce kendini koruma abasndaki uan bilincini soylu bulmaz. Buna karlk Hobbes, aristokrat efendinin gururunda (ya da daha dorusu kibirinde) ahlk bir arlk grmez; gerekten de doa durumundaki btn iddetin ve btn insan aclarnn nedeni, tam da kabul grme arzusunda ve madalya ya da sancak gibi "kk eyler" uruna mcadele etmeye hazr olmakta yatar. (7) Hobbes, iddete dayal lm korkusunu en gl insan tutkusu olarak grr. En gl ahlaki buyruk -"doa yasas"- kendi fiziksel varln korumak ve srdrmektir. Kendini korumak temel ahlk olgudur; Hobbes'a gre, adaletsiz ve

yanl olan, iddete, sava ve lme yol aan eylerdir, buna karlk btn adalet ve doru kavramlar rasyonel kendini koruma abas zerinde ykselir.00 'lm korkusuna verdii merkez nem Hobbes'u modern liberal devlete ulatrr. Doa durumu pozitif hukuk 199 ve yasama tanmaz, her insana kendi yaamn koruma hakkn veren "doa hukuku", ona zor kullam da iinde, bunun iin gerekli aralar seme hakkn da verir. nsanlarn ortak bir efendiye sahip olmad yerde bunun kanlmaz sonucu, herkesin herkese kar anarik savadr. Anari ancak, btn insanlarn "herey zerindeki haklarn bir kenara brakp baka insanlar karsnda, onlarn kendileri karsnda sahip olduu kadar zgrlkle yetinmeyi" kabul ettii bir toplum szlemesi temelinde kurulacak bir hkmet tarafndan nlenebilir. Bir devletin yasallnm biricik kayna, insanlarn birey olarak sahip olduklar haklar koruma yeteneidir. Hobbes'a gre en temel insan hakk yaama hakk, yani fiziksel varl koruma ve srdrme hakkdr ve ancak yaam gerektii gibi koruyabilen ve herkesin herkese kar 'savana geri dnlmesini nleyebilen bir hkmet yasal saylabilir/ Ama barn ve yaam hakknn korunmasnn da bir maliyeti vardr. Hobbes'un toplum szlemesinin temelinde, insanlarn fiziksel varlklarnn korunmas karlnda haksz gurur ve kibirlerinden vazgemeyi kabul etmesi yatar. Baka bir deyile, Hobbes insanlarn kabul grme mcadelesinden, zellikle de hayatlarn riske atmaya hazr olmalar temelinde daha stn saylmak iin mcadele etmekten vazgemelerini ister. teki insanlar karsnda kendisini daha stn gstermeye alan, stn erdemlerine dayanarak onlara hkmetmek isteyen kii, kendi "ar insan" snrlarna kar mcadele eden soylu karakter, gururunun delice birey olduunu kabul etmelidir. Demek ki, Hobbes'un grlerinden karak gelien liberal gelenek sadece "hayvani" doasn amaya alan o az saydaki insan hedeflemektedir ve insanln en kk ortak paydasn oluturan bir tutku adna, yani kendini koruma ve srdrme tutkusu adna, bu insanlar ehliletirmektedir. Gerekte kendini koruma igds yalnzca insanlarn en kk ortak paydas olmakla kalmaz, ayn zamanda "daha alak" olan varlklar, hayvanlar da kapsar. Hegel'den farkl olarak Hobbes, kabul edilme arzusunun ve salt yaam kmseyen soylu tutumun, insan zgrlnn balan200 cim deil, insan sefaletinin kaynan oluturduunu d-nr.co) nl yaptnn altbalnda, Tanr'nn Leviathan'a byk bir g verdikten sonra1, O'nu Marurlarn Kral olarak adlandrdnn niin yer ald da ancak byle anlalabilir. Hobbes, "gururun btn ocuklarnn kral" olarak nitelendirdii kendi devletini Leviathan ile karlatrr.*1 Leviathan bu gururu tatmin etmez, tersine onu bask altna alr. " Hobbes'dan "1776 Ruhu"na ve modern liberal demokrasiye olan mesafe ok fazla deildir. ngiliz filozofu Hobbes, mutlak monarik egemenlie inanyordu; bunun nedeni; hkmdarlarn doutan egemenlik hakkna sahip olduunu kabul etmesi deil, genel uzlamaya dayal bir hkmdarn ibana getirilebileceine inanmasydrrYne-tilenlerin uzlamas, Hobbes'a gre, yalnzca bizim bugn savunduumuz gibi genel oy hakk temelinde ok partili, serbest ve gizli seimlerle deil, yurttalarn belli bir hkmet altnda yaamay ve onun yasalarna uymay kabul etmesinde ifadesini bulan bir tr st'rtk anlamasyla da salanabilirdi*12' Her iki egemenlik biimi dardan benzer grnse de (rnein her ikisi de mutlak monari biimini alabilir), Hobbes'a gre, despotizm ile yasal bir hkmdar, despotun tersine halkn onayyla hkm srer. Hobbes, bir kiinin egemenliini parlamenter ya da demokratik egemenlie ye tutar; bunun nedeni, halkn egemenlii ilkesinin kendisine kar olmas deil, marurlar bask altnda tutabilmek iin gl bir egemenliin gerekli olduuna inanmasdr. Hobbes'un akl yrtmesinin zayf taraf, yasal hkmdarlarn olduka sk despota dnmesidir. Genel onayn saptanmasnn rnein seimler gibi kurumsallam bir yntemi olmakszn, belli bir hkmdarn ynetilenlerin onayna sahip olmay srdrp srdrmediini ortaya karmak olduka zor olsa gerektir. O nedenle, Hobbes'un monarik egemenlik doktrinini gelitirecek ounluun egemenlii temelinde parlamenter ya da

yasamac egemenlik anlayna ulamak, John Locke iin grece kolay olmutur. Locke, kendini koruma ve srdrme igds201 nn en nemli, temel insan tutkusunu oluturduu ve yaam hakinin btn teki haklarn kendisinden tretildii temel hak olduu konusunda Hobbes ile ayn fikirdeydi. Locke'un doa durumu gr, Hobbes'unkine oranla daha yumuaktr; ama o da , doa durumunun kolaylkla bir sava durumuna ya da anariye dnme eilimi tadna ve yasal egemenliin insanlar kendi zorbalklarna kar koruma ihtiyacnda^ doduuna inanr. Ama Locke, rnein bir kral bir uyruunun malna ya da canna keyfi ekilde el koyduunda olduu gibi, mutlak hkmdarlarn insann varln srdrme hakkn ineyebilecei uyarsn yapar. Bunun aresi, mutlak monari deil, egemenlii snrl bir hkmet, yurttalarn temel insan haklarn gvence altna alan ve otoritesi ynetilenlerin onayna dayanan anayasal bir ynetim biimidir. Locke'a gre, Hobbes'un kendini koruma hakk, iktidarn adaletsiz birekilde kendi halknn karlarnn tersine kullanan bir tirana kar direnme hakkn da ierir. Amerikan Bamszlk Bildirgesi'nin, "bir halkn kendisini birletiren politik balar zmesinin zorunlu hale gelmesinden sz eden ilk paragraf bu hakka dayanr./13' Locke, Hobbes'un kabul grme ile varln srdrmenin ahlki erdemlerini karlkl deerlendirmesine itiraz etmeyebilirdi; birinci, teki btn haklarn kendisinden tretildii temel doa hakk olduu iin ikinciye kurban edilebilirdi. Ama Hobbes'dan farkl olarak Locke, insann yalnzca fiziksel varlk hakkna deil, ayn zurnanda rahat ve ' potansiyel olarak mreffeh bir varla da hakk olduuna inanr. Sivil toplum yalnizca toplumsal bar deil, ayn zamanda "alkanlarn ve aklllarn" hakkn da gvence altna almal, zel mlkiyet kurumu araclyla herkese refah salanmaldr.Doal yoksulluun yerine toplumsal bolluk gemelidir, yle ki, "ngiltere'deki bir cretli ii (Amerika1 daki) byk ve verimli bir blgenin kralndan daha iyi giyinmeli, daha iyi beslenmeli ve iyi barnmaldr." Locke'un ilk insan, Hobbes'un izdii resme benzer, ama Hegel'in grnden kkl olarak ayrlr: Doa durumunda insan kabul edilmeye abalar ve bu nedenle bu ih202 tiyac yaamn koruma arzusuna ve maddi konfor iinde yaama arzusuna tabi klmay renmek zorundadr. Buna karlk Hegel'in "ilk insan" maddi mlkiyet iin deil, zgrln n ve insanlk onurunun baka insanlar tarafndan kabul edilmesi iin aba harcar. Bu arzunun peinde, zel mlkiyetten kendi zyaamma kadar "dnyevi eylere" kar umursamaz bir tavr iindedir. Locke'un ilk insan ise, yalnzca doa durumunda sahip olduu mallan korumak iin deil, snrsz bir ekilde mlk edinme olanana sahip olmak iin de sivil topluma adm atar. Baz bilim adamlarnn son yllardaki, Amerikan demokrasisinin kklerini klasik cumhuriyetilikte bulma yolundaki abalarna karn, Amerikan kuruluu, tamamen olmasa bile byk lde John Locke'un grlerinin damgasn tar.04' Thomas Jefferson'un, yaama, zgrlk ve mutlu olma gibi insan haklarndan esasta ok farkl deildir. Amerikan demokrasisinin Kurucu Babalar Amerikallarn bu haklara insan olarak, yani henz politik bir otoritenin olumasndan nce sahip olduuna inanyorlard. Amerikallarn kendilerinin doutan sahip olduklarna inandklar haklarn listesi giderek uzad. imdilerde bu liste yaama, zgrlk ve mutluluk peinde koma haklarnn yan sra, yalnzca Haklar Bildirgesinde yer alan haklar deil, "mahremiyet hakk" (right to privacy) gibi yeni bulular da ieriyor. Tek tek hangi haklar saylrsa saylsn, Amerikan liberalizmi ve ona yakn teki anayasal egemenlik dzenlerinin tm, bu haklarn, iinde devlet iktidarnn son derece snrlanm olduu bireysel tercih alanlar oluturduu eklindeki ortak temel fikrin damgasn tar. Hobbes, Locke, Jefferson, Madison ve teki Kurucu Ba-balar'n dnceleriyle eitilmi bir Amerikal'ya, Hegel'in, bir saygnlk savanda hayatn ortaya koyan aristokrat efendiyi onurlandrmas son derece Teutonik ve sapkn . grnebilir. Sz konusu olan, btn bu Anglosakson dnrlerin Hegel'in ilk "insan"nn otantik bir insan tipi olduunu grememi

olmas deil, daha ok politika sorununu bir anlamda, szde efendiyi bir tr snfsz uaklar toplumunda uak yaamn benimsemeye zorFama abas olarak 203 grm olmalardr. nk kabul grmenin getirebilecei tatmine,zellikle "insann beyi ve efendisi" olan lmn getirecei acyla karlatrldnda, Hegel'e oranla ok daha az bir deer biiyorlard.Gerekten de iddete dayal bir lm korkusu ile rahat bir yaam arzusu, onlara gre o kadar nemliydi ki, zkarnn farknda olan mantkl bir insanda bu tutkular mutlaka kabul grme arzusuna ar basard. Hegel'in saygnlk mcadelesini neredeyse igdsel bir tepkiyle akl d birey olarak grmemizin nedeni burada yatar. Gerekten de, Anglosakson geleneindeki kendi varln koruma ve srdrmeye kabul grme karsnda biilen grece yksek ahlki arl benimsemeden, kle yaamn efendi yaamna ye tutmay rasyonel saymak hibir ekilde mmkn deildir. nk bizi tatmin etmeyen, tam da varl srdrmenin Hobbes ve Locke'un dncesinde kazand ahlki nceliktir.. Kald ki, varl koruma ve srdrmenin genel kurallarn getirmenin tesinde, liberal toplumlar yurttalar iin belli pozitif amalar tanmlamaya almaz ya da tekilerden daha stn veya arzu edilir sayarak belli bir yaam tarzn desteklemezler. Her birey yaamnn pozitif ieriini kendisi doldurmaldr; bu, toplulua hizmet veya zel iyilikseverlik gibi yksek ya da bencil zevk veya kiisel hrs gibi bir hakka zarar vermedii srece, farkl "yaam tarzlar"na hogrl davranmak zorundadr. Pozitif, "yksek" amalarn yokluunda Locke'un liberalizminin yreindeki boluu dolduran ey, genellikle, artk yoksulluk ve ktln geleneksel emberlerinden kurtulmu olan snrsz bir zenginlik av olur.H5) Liberal toplumun en tipik rnn, daha sonra aalayc bir ekilde burjuva olarak adlandrlan yeni insan tipini incelediimizde, insana liberal bakn snrlari da belirginleir. Bu kavram, kendisini neredeyse tamamen kendi dolaysz z korunmasna ve maddi refahna adam olan ve evresindeki toplumla ancak bu onun kendi refahn destekledii ya da kendisine bu amaca ynelik bir ara olarak hizmet ettii lde ilgilenen bir insan varln tanmlar. Locke'a gre insann mutlaka topluluk duygusuna 204 sahip olmas, yurtsever olmas ya da yaknlarnn esenlii iin almas gerekmez. Liberal bir toplum, Kant'n dedii gibi, rasyonel davrandklar srece eytanlardan bile oluabilir. Liberal bir devletin yurttalarnn, zellikle Hobbes'un varyantnda, askere gitmeleri ya da bir savata vatanlar iin lm gze alamalar iin pek bir neden yoktur. nk, eer bireyin kendisini korumas temel doal hakk ise, o zaman parasn ve ailesini alp kamak yerine vatan iin lmesi nasl mantkl olabilir? Hobbes'un ya da Locke'un liberalizmi bar zamanlarnda bile, bir toplumun en iyi yelerinin mali baar peindeki zel abalara adanm bir yaam yerine toplulua hizmet etmeyi ve politikac mesleini semesi iin herhangi bir neden ortaya koyamaz. Locke'un insannn, iinde yaad topluluun hayatnda niin aktif olarak katlmas, yoksullara niin cmert davranmas, hatta bir aile kurmak iin bile gerekli zveride niin bulunmas gerektii tamamen belirsizdir.'16' . / Bylece, herhangi bir topluluk ruhu olmadan yaam gcne sahip bir toplum yaratlabilir mi, sorusu gndeme gelmektedir. Bununla birlikte ok daha nemli bir soru, snrl zkarnn ve fiziksel ihtiyalarnn tesine bakama-yan bir insann hor grlmesi gereken bir insan olup olmad sorusu vardr. Hegel'in, yaamn bir saygnlk savanda riske atan aristokrat efendisi, saf doal ya da fiziksel ihtiyalar ama eklindeki insan itkinin yalnzca ar bir rneidir. Kabul grme mcadelesinin insann kendini ama zleminin bir yansmas olduu ve hem doa durumundaki zor kullanmnn ve kleliin kkeninde, hem de yurtseverlik, cesaret,cmertlik ve kamu duygusu gibi soylu tutkularn kaynanda bu zlemin yatt cjnlemez mi? Kabul grme, inan doasnn ahlki yanyla; insann, tatminini snrl bedensel ihtiyalarn bedeni aan bir ama ya da ilke uruna feda edilmesinde bulan yanyla ilgili birey deil mi? Hegel, efendinin perspektifini uan perspektifi lehine reddetmez, efendinin kabul grme mcadelesini son derece insan birey olarak kabul eder. Bununla insan yaamnn, Locke ve Hobbes'un tasarlad toplumda tamamen eksik olan belli bir ahlki boyutunu vurgular ve bunu

205 korumaya alr. Baka bir deyile: Hegel insan, zgl o-nuru fiziksel ya da doal belirlenmeden zgr olmasna bal olan ahlki bir etmen olarak grr. Tarihin diyalektik gidiini ilerleten, bu ahlki boyut ve bunun kabul grmesi uruna mcadeledir. Peki ama, ilk bataki kanl savataki kabul grme mcadelesi ile lm gze almann gnmzn ahlaki olgu-laryla ilikisi nedir? Bu soruyu yantlamak iin nce kabul grmeyi daha derinlemesine ele almamz ve insan kiiliinin bunu ortaya karan yann anlamaya almamz gerekiyor. 206 15 Bulgaristan'da Bir Tatil "yleyse" dedim, "aadaki msralardan balayarak bu tr hereyi (adil kentten) temizleyeceiz: sterdim, Parasz pulsuz yoksul bir adama Uak olarak hizmet etmeyi; Yitip gitmi llere Kral olmaktansa burada." . ' Sokrates,Eflatundun Devlet'inde, III. Kitap:), "Kabul grme arzusu", zellikle bunun insanlk tarihinin gerek motoru olduu ne srldnde, okuyucuya son derece tuhaf, bir bakma yapay bir kavram gibi grlebilir. "Kabul grme" gnlk dilde sk sk karmza kar; rnein, bir meslektamz emekliye ayrlr ve "kabul gren hizmetleri" iin kendisine bir saat hediye edilir. Ama normal olarak politik yaam bir "kabul grme mcadelesi"ola-rak grmeyiz. Politikann genel bir tanmn yapmaya altmzda, onu daha ok farkl ekonomik karlarn iktidar iin yarmas, refahn ve yaamdaki teki iyi eylerin paylalmas iin bir mcadele olarak grme eiliminde oluruz. Kabul grme kavramn Hegel bulmad; kavram en azndan Bat politik felsefesi kadar eskidir ve insan kiiliinin son derece tandk bir niteliine ilikindir. Binlerce yl iinde "kabul grme arzusu" psikolojik olgusu iin balayc bir szck bulunamamtr. Eflatun thymos ya da "karar-llktan"tan, Machiavelli frisann hret arzu etmesinden, 207 Hobbes gurur ya da hret tutkusundan, Rousseau amour-propre'dan, Alexander Hamilton n sevgisinden, James Madison hrstan, Hegel kabul grmeden sz etmi, Nietzsche ise insan "krmz yanakl hayvan" olarak nitelendirmitir. Btn bu kavramlar insann eylere, nce elbette kendisine, sonrada evresindeki teki insan ve eylere bir deer biilmesi gerektiini varsaymasyla ilgilidir. Kiiliin bu yan gurur, fke ya da utan gibi duygularn kaynadr ve ne arzuya, ne de akla indirgenebilir. Kabul grme ihtiyac insan kiiliinin zgl politik yandr.Bu, insanlarn kendilerini bakalarna kabul ettirmek istemesine yol aar ve bylece Kant'n "asosyal sosyallik " dedii durumu ortaya karr . Birok politika filozofunun politikann merkez problemi olarak, kabul grme arzusunu btn politik toplulua yarar salayacak ekilde dizginlemeyi ya da frenlemeyi grmesi artc deildir. Gerekten de kabul grme arzusunun ehliletirilmesi o denli baarl olmutur ki, modern, eitliki demokrasilerin yurttalar olarak bizler, iimizdeki bu kabul grme arzusunu ou kez olduu gibi gremez hale gelmiizdir.(2) nsann kabul grme arzusunun Bat felsefe gelenein-deki ilk ayrntl zmlemesini, tam da bu gelenein balangcnda duran yaptta, Eflatun'un 'Devletinde buluruz. Bu kitapta filozof Sokrates ile Atinal iki gen aristokrat, Glaukon ve Adeimantus arasndaki bir konuma yer alr. Burada ama "konumada" adil bir kentin zn tanmlamaktr. Bylesi bir kentin, "gereklikteki" kentler gibi kendisini d dmanlara kar koruyacak bir dizi muhafz ya da savaya ihtiyac vardr. Sokrates'e gre savalarn belirgin zellii thymos'tur. Bu Yunanca szcn yaklak bir karl "kararllk"(*) olabilir. Sokrates, thymos sahibi bir insan, kenti yabanclara kar byk bir cesaretle koruma yeteneindeki soylu bir kpekle karlatrr. Soruna ilk yaklamnda Sokrates thymos'u dardan tarif eder: Yal-

(*) Fukuyama ngilizce'de spiritedness szcn, Almanca eviri ise Beherztheit szcn kullanyor. Trkede cesaret ya da yiitlik szckleriyle karlanmas da dnlebilir. 208 nzca kavramn cesaretle-yani hayatini ortaya koymaya hazr olmakla- ve kendine kzma ve fke duymayla ilgili olduunu biliyoruz.(4> Drdnc Kitap'da Sokrates ruhun e blnmesine ilikin nl yaklamn gelitirir ve burada thymos'un daha ayrntl bir analizini yapar.(5) nce, insan ruhunun ok eitli ihtiyalar kapsayan isteyen, arzu eden bir yana sahip olduunu saptar; en canl ihtiyalar yemek ve imektir, is;. temek her zamen ayn biimdedir; insan kendi dndaki bir eye, besin ya da ikilere yneltir. Ama Sokrates, insann bazan susam olduu halde gene de imediini vurgular. Ruhun bir baka yan, insan kendi ihtiyacna ters decek ekilde davranmaya itebilen; kavrayan, dnen ya da anlayan bir yan daha olmas gerektii konusunda Adeimantus'a katlr. O nedenle, rnein suyun kirli olduunu bilen birisi, btn susamlna ramen onu imeye-cektir. nsan davran ruhun bu iki yanyla yeterince aklanabilir mi? Kendine hkim olmann btn biimleri, akln bir arzuyu tekilerle; hrs neeyle ya da uzun vadeli gvenlii ksa vadeli keyifle dengelemesine indirgenebilir mi? Adeimantus, thymos'un yalnzca arzunun bir baka biimi olduunu kabul edecek gibidir; ama Sokrates, cellatn yanndaki ceset ynn seyretmek isteyen Leontius adl bir adamn yksn anlatmaya balar: Can bakmak istiyordu, ama ayn zamanda iinde bir isteksizlik dodu ve geri dnd. Bir sre kendisiyle mcadele etti, elleriyle yzn kapad. Sonra arzusu at bast, gzlerini aarak kotu, cesetlerin yanna gitti ve haykrd: "Bak, Allatn belas bak, gzn bayram etsin!l(e) Leontius'un i mcadelesini yalnzca iki igd arasndaki bir mcadele olarak yorumlayabiliriz: Ceset ynn seyretme arzusu doal irenme duygusuyla mcadele etmektedir. Bylesi bir yorum Hobbes'un mekanist diyebileceimiz psikolojisiyle uyum iinde olurdu. Hobbes istenci (irade) yalnzca "tasarlamann son itah", o nedenle de en gl ve inat arzunun zaferi olarak yorumlar. Ama Leontius'un davrannn iki arzu arasndaki mcadeleye indirgenmesi kendisine duyduu fkeyi aklayamaz.(7) nk 209 kendisine hkim olsayd herhalde fkelenmezdi, tam tersine farkl ama yakn bir duygu hisseder, gurur duyard.*' Ksa bir deerlendirme bile, Leontius'un fkesinin ruhunun ne arzu eden, ne de dnen yanndan kaynaklanabileceini gstermektedir; nk kendisi i mcadelesinin sonucu karsnda kaytsz deildir. O nedenle fkesi ruhunun nc, tamamen farkl bir yanndan kaynaklanyor olmaldr. Sokrates bu yan thymos olarak adlandrr. Thymos'dan kaynaklanan fke, Sokrates'e gre, yanl ya da delice arzular bastrmak gerektiinde akln potansiyel bir mttefiidir, ama gene de akldan farkl bir eydir. Eflatun'un Devletindeki yaklama gre, thymos insann kendisine bitii deerle, bizim bugn "zsayg" diye adlandrabileceimiz eyle baldr. Leontius kendisinin belli bir onura sahip olduuna ve kendisine hkim olabileceine inanyordu. Davran bu beklentiye uymaynca kendisine ok fkelendi. Sokrates fke ile zsayg arasnda bir iliki olduunu kabul eder: Bir insan ne kadar soyluysa -yani kendine ne kadar yksek bir deer biiyorsa-, kendisine hakszlk yapldn hissettiinde o kadar ok fke duyacaktr. "Aln ve souun ve btn benzer aclarn ar yk" omuzlarnda olsa da, fkesi "iinde kabarr ve kendisine doru kabul ettii eyin yolda olur."(9) Thymos insandaki bir tr doutan adalet duygusudur: nsanlar belli bir deere sahip olduklarna inanr. Bakalar kendilerine daha az deer verdiinde -deerlerini tam kabul etmediinde-, fkelenirler. zdeer duygusuyla fke arasndaki i balant, ngilizce'de fkeyle e anlaml bir szck olan "indignation" rneinde grlebilir: "Dignity" (onur) kiinin zdeeriyle ilgilidir, "in-dignation" ise zdeeri zedeleyen birey olduunda duyulur. Tersine, bakalar kendi zdeerimize uygun bir davran iinde olmadmz fark ettiinde, utan duyarz. Ve adil (hakiki deerimize uygun) deerlendirildiimizde ise gurur duyarz.

fke potansiyel olarak ok gl bir duygudur; Sokra-tes'in de belirttii gibi alk, susuzluk ve kendini koruma igs gibi doal etkileri yenilgiye uratabilir. Ama fke kendi dndaki maddi varlklar istemekle ilgili deildir. 210 Onu gene de bir arzu olarak adlandrmak istersek, olsa olsa bir arzuyu arzu etmek olarak tarif edebiliriz. Buna gre fke, bizi olduundan az deerli sayan birisinin grn deitirmesini ve bizi kendi' deerlendirmemize uygun bir ekilde kabul etmesini arzu etmek olur. O nedenle Eflatun'un thymos'u, Hegel'n kabul grme arzusunun psikolojik meknndan baka birey deildir: Kanl sava~ta aristokrat efendiyi harekete geiren, baka insanlarn onu kendi zdeer duygusuna uygun bir ekilde kabul etmesi isteidir. Hatta zdeer duygusu yaralandnda tarifsiz bir fkeye kaplr. Thymos ile "kabul grme arzusu" arasndaki fark yalnzca, birincinin ruhun nesnelere deer bien yanyla ilgili olmas, ikincinin ise daha ok thymos'un, baka bir bilincin ayn deer yargsn kabul etmesine ynelik bir etkinlii olmasdr. Bir insan thymos erevesinde, kabul grme talep etmeden de kendisinden gurur duyabilir. Ama deer bime bir elma ya da bir Porsche gibi bir nesne deil, bir bilin durumudur. nsann kendi zdeer duygusu konusunda znel bir kesinlie ulamak iin, baka bir bilin tarafndan kabul edilmeye ihtiyac vardr. Yani thymos insan, kanlmaz bir ekilde olmasa da, kural olarak kabul grme arayna yneltir. Gnmz dnyasndan thymos iin kk ama arpc bir rnek vermek istiyoruz. Vaclav Havel ekoslavakya Cumhurbakan olmadan nce, rejime ynelttii eletiriler ve insan haklan rgt Char^a 77'nin kurucularndan olmas nedeniyle birok kez cezaevine girmiti. Kendisini mahkum eden sistem ve bu sistemin tems;l ettii ktnn doas zerine dnmek iin cezaevinde kukusuz ok zaman oldu. Havel, seksenlerin banda, daha Gorbaov bile Doa Avrupa'daki demokratik devrimleri hayal edemezken yaynlanan "Gszlerin Gc" balkl makalesinde, bir manavn aadaki yksn anlatr: Bir manav dkknnn yneticisi vitrinde soanlar ile havularn arasna, "Btn lkelerin proleterleri, birlein!' yazsn yerletirmiti. Bunu niin yapmt? Bununla dnyaya ne anlatmak istiyordu? Btn lkelerin proleterlerinin birlemesi fikri onu gerekten cokulandryor muy211 du? Cokusu, kendi idealini kamuoyuna tantmay nnde durulamaz bir ihtiya haline getirecek kadar byk myd? Herhangi bir zamanda - bir an iin bile olsun-bylesi bir birliin nasl gerekleecei ve ne anlama gelecei zerine gerekten hi dnm myd? Ak ki, vitrine koyduu yaznn anlamsal ierii manav hi ilgilendirmemektedir ve yazy vitrine kiisel olarak kendi dncesini kamuoyuna aklama zlemi duyduu iin koymu deildir. Ama bu elbette, davrannn bir motifi ve bir anlam olmad ve bu slogann kimseye birey anlatmad anlamna gelmez. Bu slogan bir iaret ilevi grmektedir. Bir iaret olarak gizli ama ok belirgin bir mesaj tamaktadr. Szl olarak bu yle formle edilebilir: "Ben, manav XY, buradaym ve yapmam gerekeni biliyorum. Benden beklendii gibi tutum alyorum. Bana gvenilebilir, hibir am yok. Buyruklara uyuyorum ve o nedenle rahat braklmam gerekir. Bu mesajn sahiplen bellidir; mesaj "yukarya", manavn mirlerine yneliktir ve ayn zamanda manavn olas muhbirler karsnda arkasna saklanaca bir kalkandr. Slogann gerek anlam o nedenle manavn varlyla sk sikaya baldr, onun yaamsal karlarn yanstmaktadr. Peki ama, bu yaamsal karlar hangileridir? una dikkat edelim: Manava vitrine, "Korkuyorum, o nedenle kaytsz artsz itaat ediyorum"yazsn koymas emredilseydi, bunun anlamsal ierii karsnda, bu ifade hakikati olduu gibi yanstmasna ramen, hi de yle kaytsz kalmazd. Manav kendisinin aalanmasna ilikin bu kadar net bir mesaj vitrine koymaya herhalde yanamazd; bu, ona ac verirdi, utanrd. Elbette, nk o bir insandr ve bir onur duygusuna sahiptir. Bu karkl amak iin, sadakat bildiriminin, en azndan metinin yzeyinde, kiisel olmayan bir inanm-lk dzeyini ifade eden bir iaret biimini almas gerekir. Bu, manava hi olmazsa,

"Btn lkelerin proleterleri niin birlemesin ki?" diyebilme olana vermelidir. Yani iaret manava, itaatinin "alak" temelleri karsnda saklan212 ma olana vermekte ve ayn zamanda iktidarn "alak' temellerini insanlarn gznden saklamaktadr. Bu, "yksek" bir eyin arkasna saklanmaktadr. Bu "yksek" ey de ideolojidir'1) Bu makalede Havel'in "onur" szcn kullan hemen dikkat ekmektedir. Havel manav zel bir-eitime ya da kiilie sahip olmayan sradan bir insan olarak betimlemektedir. Ama gene de, bu insan vitrine "Ben korkuyorum" diyen bir yaz koymaktan utan duyacaktr. nsana belli eyleri yasaklayan onurun doas nasl bir eydir? Havel, zerinde "Ben korkuyorum" ibaresi olan bir yaznn komnist slogandan daha drst olacan vurgulamaktadr. Kald ki, komnist ekoslavakya'da insanlarn korkudan gerekte yapmak istemedikleri eyleri yapmak zorun^ da olduunu herkes biliyordu. Korku, varln koruma igds dnyadaki btn insanlarda ortak olan doal bir igddr. yleyse insan olduumuzu ve bu nedenle korku duyduumuzu niin itiraf etmek istemeyiz? Bunun nedeni son zmlemede, manavn kendisinin belli bir deere sahip olduunu dnmesi olgusunda yatar. Bu deer, kendisinin, korkusu ve ihtiyalar tarafndan ynlendirilebilen korkak ve muhta bir hayvandan daha fazla birey olduuna ilikin inancyla balantldr. Bu inancn ifade edemese bile, kendisinin ahlki bir etmen olduuna, seim yapabildiine ve ilkeler sz konusu olduunda doal ihtiyalarna kar durabileceine inanmaktadr. Elbette, Havel'in de iaret ettii gibi, manav bir i tartmadan kanabilir de; bunun iin vitrine daha keskin bir komnist slogan koyabilir ve kendisini korkak ya da aalk deil de, tersine son derece ilkeli bir insan olduuna inandrabilir. Durumu bir bakma Sokrates'teki, arzusuna boyun eip ceset ynn seyretmeye giden Leontius'unki-ne benzemektedir. Gerek manav, gerekse Leontius kendilerinin, seim yapma yetenekleriyle bal belli bir deere sahip olduuna, doal korku ve doal ihtiyalarndan "daha iyi" olduuna inanmaktadr. Ama sonunda her ikisi de korku ve arzularna yenik dmektedir. Aralarndaki tek 213 fark, Leontius'un zayfln drste kabul etmesi ve bunun iin kendini sulamas, manavn ise, ideoloji kendisine ucuz bir k yolu sunduu iin, alaln grmezden gelmesidir. Havel'ir yks bize iki ey retmektedir: Birincisi, thymos'u.n kaynan oluturan oriur ya da zdeer duygusu, insann, kendisinin hakiki bir tercih zgrlne / sahip moral bir etmen olduunu dnmesiyle ilgilidir. kincisi, bu zanlay ister byk ve marur bir fatih, ister alak gnll bir manav olsunlar, btn insanlar iin geerlidir. Havel yle diyor: Hayatn esas amalar elbette her insann iinde mevcuttur. Herkes insan onuruna, ahlki btnle, kimliin zgr ifadesine, varlklar dnyasn ama duygusuna zlem duyar.(n) Ama Havel ayn zamanda, "her insann az ya da ok, yalanla birlikte yaayabileceini de vurgulamaktadr, Havel, totalitarizm sonras komnist devleti ncelikle, komnizm insanlarn ahlki yanna, onlarn ahlki olarak davranabileceklerine ilikin inanlarna byk zarar verdii iin sular. "Btn lkelerin proleterleri, birlein!" yazsn vitrine koyduunda manav, aktr ki, onur duygusunu yitirmitir. Onur ve onun kart olan alalma, komnist evoklavakya'daki yaam betimlerken, Havel'in en ok kulland iki szcktr.02' Komnizm, sradan insanlar ahlki yanlarndan saysz kk -ama bazen da o kadar kk olmayandnler vermeye zorlayarak, onlar alaltt. dn, vitrine bir slogan asmaktan, devletin houna gitmeyen birey yapan bir meslekta haksz yere sulandnda azn amamaktan ibaret-olabilirdi. Totalitarizm sonras Brejnev dneminin zavall komnist devletleri, yurttalar karsnda terrle deil, ama sanki onlarla alay ediyormu gibi, modern tketim kltrnn rnlerini vaat ederek ahlki bir sorumluluk stlenmeyi denediler. Bunlar seksen--li yllarda Amerikan yatrmclarnn itahn kabartan o gsterili oyuncaklar deil, bir buzdolab, daha byk bir konut, Bulgaristan'da bir tatil gibi, az eye sahip insanlarn gznde byk nem tayan kk eylerdi. Komnizm, ruhun thymotik yan karsnda arzu eden yann, "burjuva"

214 liberalizminden ok daha fazla pekitirdi. Havel'in komnizme ynelttii balca sulama, hi de, onun Batl sanayi devletlerindeki maddi refah yaratamam olmas ya da ii snfnn veya yoksullarn daha iyi bir yaam umudunu boa karm olmas deildir. Komnizm bu kazanmlar daha ok Faust'vari bir pazarlkla sunuyordu; karlnda insanlar bu pazarl kabul ettiklerinde sistemin devamna katkda bulunmu oluyorlard;' sistem ise artk insanlarn katlm isteine baml olmayan kendine zg bir yaama gelitirmi bulunuyordu. Havel'in, "tketime ynelik insanlarn, kendi entellekt-el ve ahlki btnlkleri uruna belli maddi gvenceleri feda etmeye genel olarak hazr olmamalar"ndan yaknmas, yalnzca komnist toplumlarla snrl deildir. Bat dnyasnda tketim kltr insanlar her gn kendilerinden ahlki dn vermeye itmektedir; insanlar kendilerini sosyalizm adna deil, ama "kendini gerekletirme" ya da "kiisel gelitirme" gibi fikirler adna kandrmaktadr. Ama gene de arada nemli bir fark vardr; Komnist toplumda kendi tbymos'unu bir lde bastrmadan normal bir yaam srdrmek ok zordu, "baarl" bir yaam srdrmek ise hemen hemen olanakszd. Manav rneinde olduu gibi, her hangi bir ekilde "oyuna katlmadan" marangoz, elektriki ya da doktor olunamazd. Ve sistemin kandrma-calarn byk lde onaylamadan baarl bir yazar, retim grevlisi ya da televizyon gazetecisi olmak sz konusu deildi.'1" zdeer duygusunu korumak isteyen drst bir insann nnde (marksist-leninist ideolojiye inanan, giderek klen gruba dahil deilse) tek bir seenek vard: Sistemi karsna almak* ve Vladimir Bukovski, Andrey Sha-raov, Aleksander Soljenitzin ya da Havel'in kendisi gibi profesyonel muhalif olmak. Ama bunun anlam yaamn istek ve arzularna elveda demek, gvenli bir iyeri ve konut gibi basit maddi tatminleri cezaevlerinde, psikiyatri kliniklerinde ya da srgnde geecek ile dolu bir yaamla dei toku etmekti. Thymotik yanlar o kadar iyi gelimemi olan ok saydaki insan ise, normal yaamda her gn kk alalmalar kabul etmek zorundayd. 215 Eflatun'un Leontius yks ile Havel'in manav yks bir bakma Bat politik felsefe geleneinin balangcnda ve sonunda yer almaktadr. Her iki ykde de basit bir thymos biiminin nasl merkezi bir politik etken olarak ortaya ktn izleyebiliriz. Cesaretin, medeni cesaretin ve ahlaki salamln kayna olduu iin, thymos'un iyi bir politik dzenle bir ilgisi olsa gerektir. Eflatun'a ve Havel'e gre iyi bir politik dzen salt bir karlkl zora bavurmama anlamasndan te birey olmaldr. yi bir politik dzen. nsann onurunun ve deerinin kabul grmesi hakl arzusunu tatmin edebilmelidir. Ama thymos ve kabul grme arzusu, etkileri bu rneklerin gsterdiinden ok daha geni olan olgulardr. Deer bime ve zsayg gnlk yaamn, bizim allm olarak ekonomik alanlar olarak grdmz alanlarnda da bir rol oynarlar. nsan gerekten de "krmz yanakl hayvan"dr. 216 16 Krmz Yanakl Hayvan Tanr (bu savan), klelerin karlksz emeinin iki yz elli yl iinde biriktirdii btn zenginlik yok olup gidene ve krba yaralarndan akan her damla kan kl yaralarndan akacak kanla karlanncaya kadar srmesini istiyorsa, bin yl nce olduu gi-; bi,gene unu sylemek gerekiyor: "Tanrnn hkm doru ve adildir." - Abraham Lincoln, kinci Greve Balama Konumas, Mart 1865 (1) Eflatun'un Devletinde ya da Havel'in manav hakkndaki makalesinde kullanld ekliyle thymos kavram, insandaki bir tr doutan adalet duygusunu temsil eder ve bu anlamda bencil olmama, idealizm, ahlk, zveri, cesaret ve namus gibi erdemlerin psikolojik mekndr. Thymos bize deerlendirme ve deer bime srecinde gl bir duygusal dayanak salar ve insanlara doru ya da haklya ilikin inanlar uruna en gl igdlerini ama olana verir. nsanlar her zaman nce kendilerine bir deer bierler ve zellikle kendileri sz konusu olduunda fke duyarlar. Ama baka insanlara da bir deer bime ve bakalar sz konusu olduunda da fke duyma yeteneine de sahiptirler. Bu zellikle, birey kendisine haksz davranldm dnen bir grubun yesiyse geerlidir; rnein, genel olarak kadnlar sz

konusu olduunda bir feminist ya da kendi etnik grubu sz konusu olduunda bir milliyeti bundan etkilenir. Kendi adna duyulan kzgnlk bu durumda btn bir snfa yaylr ve dayanma duygulan dourur. Kendinin 217 ait olmad snflarla. ilgili fkenin rnekleri de vardr. Amerikan i sava ncesinden kleliin beyaz kartlarnn hakl fkesi ya da Gney Afrika'daki rk ayrmclna kar dnya apnda duyulan fke thymos'un eitli ifade biimleridir. Bu rneklerde fkeye yol aan, rkln kurbanlarna, fkelenen kiinin gr asndan insan olarak gerekte hakettikleri deere uygun bir ekilde davranlmama-sdr. Yani fkenin nedeni rkln kurbanlarnn kabu grmemesinde yatmaktadr. Thymos'dan kaynaklanan kabul grme arzusu son derece elikili bir olgudur. nk thymos yalnzca adalet duygusunun ve zverinin deil, ayn zamanda insan bencilliinin de psikolojik mekndr. Thymotik ben," gerek kendi ahsyla gerekse baka insanlarla ilgili eyler hakknda kendi deer yargsnn kabul edilmesini talep eder. Demek ki, kabul grme arzusu kendini kantlamann bir biimidir, kendi deerlerini evreye yanstmaktr; baka insanlarn bu deerleri kabul etmemesi fkeye yol aabilir. Thymotik benin bir garantisi yoktur. rnein, bir rklk kartna dil grnen bireyi, bir rklk savunucusu bambaka deerlendirecektir. Aradaki fark siyahlarn onurunu farkl deerlendirmelerinden kaynaklanmaktadr. Thymotik ben genellikle kendi deer yargsna dayal olduu iin, kendisine ar deer bime olasl yksektir. Locke'un dedii gibi, insan kendi davasnda iyi bir yarg deildir. Thymos'un kendini kantlama zellii, thymos ile arzu etme arasnda yaygn bir kavram kargaasna yol amaktadr. Aslnda ise, thymos'dan kaynaklanan kendini kantlama ile arzu etmenin bencillii kolaylkla ayrdedilecek olgulardr.<2) Bu, bir otomobil fabrikasnda ynetim ile rgtl iiler arasndaki cret anlamazl rneinde gsterilebilir, istenci yalnzca arzu ve akla indirgeyen Hobbes psikolojisinin izleyicisi politik bilimciler, cret dzeyi uruna mcadeleyi "kar gruplar", yani ynetimin ve iilerin pastadan daha byk bir pay alma arzulan arasndaki bir anlamazlk olarak yorumlayacaktr. Her iki tarafn da kendi mantn izlediini ne sreceklerdir. ki taraf da, grece g dengesi ortaya bir uzlama karana kadar, kendi 218 grme stratejisi ile kendisinin ekonomik yararn en faz-, laya karmaya ya da bir grev durumunda bunun maliyetini en aza indirmeye alacaktr. ^ Ne var ki, bu her iki tarafta da gelien psikolojik srelerin kabaca basitletirilmesinden baka birey deildir. Havel'in manav nasl "Ben korkuyorum" yazsn vitrine koymaya istekli deilse, grevci ii de gsnde "Ben a gzl bir insanm ve ynetimden mmkn olduu kadar ok para szdrmak istiyorum" diye yazan bir pankart tayacak deildir. Grevci daha ok unlar syleyecektir (ya da dnecektir): "Ben iyi bir iiyim. verenim iin, bana u anda cret olarak dediinden ok daha deerliyim. Emeimle iletmeye saladm geliri dikkate aldmda ve teki ikollarnda benzer i karlnda denen paraya baktmda, dk cret aldm gryorum. Aslnda..." i bu noktada insanlk onurunun inendii anlamna gelen biyolojik bir benzetme yapacaktr. Manav gibi ii de, kendinin belli bir deeri olduunu dnmektedir. Daha yksek bir creti elbette kirasn demek ve ocuklarna yiyecek bir eyler almak zorunda olduu iin de istemektedir, ama bunu ayn zamanda kendi deerinin bir d gstergesi olarak da talep 'etmektedir. anlamazlklarnda ortaya kan fkenin gerek cret dzeyiyle ender olarak bir ilgisi vardr. Bu genellikle, irket ynetiminin yapt cret nerisiyle iilerin onurunu yeterince "kabul etme-mesi'nden doar. Bu ayn zamanda, grevcilerin bir grev krcya niin ynetimden daha byk bir fke duyduunu da aklar. Grev krc, ynetimin bir aracndan baka birey olmamasna ramen, zdeer "duygusu hemen maddi avantajlara ulama arzusuna yenik dm birisi olarak aalanr. Grevcilerden farkl olarak grev krcda arzu thymoa stn gelmitir. Ekonomik zkar kolaylkla saptayabiliriz, ama ou kez bunun thymotik kendini kantlama ile sk skya bal olduunu gzden karrz. Daha yksek cret, hem ruhun arzu eden

yanndan kaynaklanan maddi eyler arzusunu, hem de thymotik yana ait olan kabul grme arzusunu tatmin eder. Politik yaamda ekonomik iddialar ender olarak 219 dolaysz talepler olarak gndeme gelir, ounlukla "ekonomik adalet" gibi kavramlarla rtlerek ne srlr. Ekonomik bir iddiay kendisiyle ilgili bir adalet problemi gibi gstermek tam bir sinsilik saylabilir; ama ou kez bu, para konusundaki kavgada son zmlemede kendi onurlarnn, sz konusu olduuna -bilinli ya da bilinsiz- inanan insanlarn thymotik fkesinin gerek gcn gsterir. Aslnda genel olarak ekonomik motiflerle aklanan birok ey, bir tr thymotik kabul grme arzusuna indirgenebilir. Politik ekonominin babas Adam Smith bunu ok iyi anlamt. Ahlaki Duygularn Teoristde Smith, insanlarn zenginlik peinde komasnn ve yoksulluktan korkmasnn fiziksel ihtiyalarla ok az bir ilgisinin olduunu yazar. nk, "en az kazanan iinin creti bile beslenme ve giyinme, barnma ve ailenin bakm" gibi doal ihtiyalarn karlanmasna yeter; hatta yoksul insanlarn gelirinin byk bir blm aslnda "gereksiz saylabilecek konfor aralarna" gider. yleyse insanlar niin ar ve huzursuz bir alma yaamyla hep "durumlarn iyiletirmeye" abalar durur? Yant yle: Farkmza varlmas, dikkate alnmamz ve bize sempati, honutluk ve takdirle baklmas, bundan salayabileceimiz biricik yarardr. Bizi ilgilendiren rahatlk ya da zevk deil, kibir 'dir. Ama kibir her zaman dikkat ve beeni merkezinde yer aldmz inancna dayanr. Zengin kii, zenginliklerinin doal olarak dnyann dikkatini kendi zerine ektiini ve insanlarn durumunun avantajlarnn kendisine verdii btn o gzel duygular paylamaya eilimli'olduunu bildii iin zengin ligiyle vnr... Buna karlk yoksul kii yoksulluundan utanr; yoksulluun kendisini insanlarn gznde grnmez kldn ya da kendisinin farkna varsalar bile, sefalet ve a- resizliini hibir ekilde onunla paylamayacaklarn hissederi . Ekonomik faaliyet, 1980'lerde Afrika'daki kuraklk felaketi rneinde olduu gibi, yoksulluun belli bir dzeyinde doal ihtiyalarn karlanmasna hizmet eder. Ama dnyann teki blgelerinin ounda yoksulluk ve yok220 sunluk mutlak deil, parann deer sembol anlamna gelmesinden kaynaklanan grece kavramlardr. (4) Birleik Devletler'deki resmi yoksulluk snr, hl baz nc Dnya lkelerindeki en iyi durumdaki insanlardan daha yksek bir yaam standart salamaktadr. Ama bu, Ameri-ka'daki yoksul insanlarn Afrika ya da Gney Asya'daki en iyi durumdaki insanlardan daha honut olduu anlamna gelmez. nk onlarn zdeer duygusu gnlk yaamda ok daha sk sorgulanmaktadr. O nedenle Lock'un Ameri-ka'daki bir kraln ngiltere'deki bir iiden daha kt beslenmesi, barnmas ve giyinmesine ilikin szleri, thymos'u dikkate almaz ve konunun znden tamamen sapar. Ame-rika'daki kral ngiliz bamszlndan ve evresinin gsterdii dikkat ve saygdan kaynaklanan bir onurdur. i daha iyi besleniyor olabilir, ama btnyle kendisini bir insan olarak bile alglamayan bir iverene bamldr. Normalde ekonomik olarak adlandrlan motiflerin thymotik bileenini kavramamak, politikay ve tarihsel dnm temelden yanl yorumlamaya yol aar. rnein devrimlerin nedeni olarak yoksulluk ve yoksunluk grlr; bunlar ne kadar artarsa devrimci potansiyelin de o kadar artaca sanlr. Ama Tocqueville'in Fransz Devrimi'ne ilikin nl analizi tam tersinin doru olduunu gstermitir: Devrimden nceki otuz ya da krk yl iinde Fransa ei grlmedik bir ekonomik byme yaamt. Ayn zamanda monari bir dizi iyi niyetli ama kt uygulanan liberal reform gerekletirmiti. Devrimin arifesinde Fransz kylleri Silezya ya da Dou Prusya'daki kyllerden ok daha varlkl ve bamszd. Ayn ey orta snf iin de geerliydi, ama gene de kyller devrimin kvlcm oldu, nk politik yaamn 18. yzyln sonundaki genel liberallemesin-deki kendi grece eksikliklerini Prusya'daki insanlardan ok daha keskin alglayabiliyor ve fkelerini ok daha ak ifade edebiliyorlard .(5) Gnmz dnyasnda yalnzca en yoksul ve en zengin lkeler byk lde istikrarl durumda. Ekonomik modernleme srecindeki lkeler en az istikrarl olanlar', nk byme yeni beklenti ve talepler yaratyor. nsanlar durumlarn geleneksel toplumlarda deil,

221 daha iyi durumdakilerle karlatryor ve bu karlatrma onlar fkelendiriyor. Sk sk atfta bulunulan "ykselen beklentiler devrimi", tpk arzudan kaynaklanan bir devrim gibi, thymotik bir olgudur/6' Arzu ile thymos arasndaki kavramsal karmaann baka rnekleri de vardr. Tarihiler Amerikan i savan aklamak istediklerinde, Amerikallarn 600 bin kiinin -31 milyonluk nfusun yaklak yzde ikisi- yaamna malolan bu savan -aclarna niin isteyerek katlandklarn da sormak zorundadrlar. 20. yzylda birok tarihi ekonomik etkenleri vurgulad ve sava sanayileen Kuzey ile plantasyon sahiplerinin geleneksel Gneyi arasndaki bir mcadele olarak yorumlamay denedi. Ama bu tr aklamalar bir yerde yetersiz kalyor. Sava ilk bata> byk lde ekonomik olmayan amalarla yrtld; Kuzey Birlik'i, Gney ise "zgl kurumunu" ve bunun salad .yaam tarzn srdrmek iin savat. Ama, sonraki yorumcularnn bir oundan daha bilge olan Abraham Lincoln'un, "anlamazln nedeninin bir yerde klelik olduunu herkes biliyor" derken iaret ettii bir konu daha vard. Kuzey Amerikallarn ou klelerin zgrlemesini reddediyor ve savan bir an nce bir uzlamayla sona ermesini umuyordu. Lincoln'un, "klelerin iki yz elli yllk karlksz emeinin rnleri"ne malolacak bile olsa, sava sonuna kadar gtrmeye kararl olmas, ekonomik adan alnrsa, hi de anlalr deildir. Bylesi dei tokular ancak ruhun thymotik yan iin bir anlam tar/7' Gnmz Amerikan politikasnda da kabul grme arzusunun hl etkili olduunu gsteren birok rnek bulunabilir. rnein, pratikte hibir ekonomik neme sahip olmamasna samen, krtaj son. kuaktan bu yana son derece hassas bir sosyo-politik konu olmutur/8'Krtaj tartmasnda sz konusu olan ilk bakta domam bebeklerin haklaryla kadnlarn haklan arasndaki bir atmadr. Gerekte ise geleneksel ailenin grece onuru ve kadnn buradaki rol, kar yanda ise meslek sahibi, kendine yeterli kadnn onuru vardr. Kavgadaki taraflar krtajla alnm ceninler ya da kadnlarn lmne yol am hatal krtaj222 lar zerine fkelerin i. dile getirmektedir. Ama fkelerinin kendileriyle de bir ilgisi vardr; Geleneksel roldeki anne, krtaj anala gsterilmesi gereken saygnn azalmas olarak grmektedir; alan kadnn gznde ise krtaj hakknn yokluu erkekle eit bir insan olarak kendi onurunun zedelenmesi anlamna gelmektedir. Modern Amefika'daki rklk onursuzluunun siyahlarn yoksulluuyla ancak ksmen ilgisi vardr. Irkln asl kayna, Ralph Ellison'un szleriyle, siyah adamn birok beyazn gznde "grnmez adam" olmas; aktif olarak nefret edilmese bile, birlikte yaanan bir insan olarak alglanmamasdr. Yoksulluk bu grnmezlii yalnzca artrmaktadr. O nedenle sivil hak ve zgrlklere ilikin btn mcadeleler, ekonomik yanlar olsa da, temelde adalet ve insanlk onuru konusundaki farkl yaklamlarn kabul grmesi zerine thymotik atmalardan baka birey deildir. Normal olarak doal bir arzunun rnekleri olarak gr-' len birok baka etkinlikte de thymotik bir yan vardr. rnein cinsel fetih yalnzca bir fiziksel tatmin sorunu deildir -bunun iin her zaman bir ee ihtiya yoktur-, ayrca ek olarak kiinin arzu edilirliinin tekinin gznde ne lde "kabul grdn" yanstr. Burada kabul gren benlik, mutlaka Hegel'in aristokrat efendisinin benliinin ya da Havel'in manavnn ahlki benliinin ayns olmak zorunda delidir. Ama erotik akn en derin biimleri, sevilen kiinin fiziksel zellikleri aan bir eyi zdeeri kabul etmesi zlemini de kapsar. Bu thymos rnekleri, her trl ekonomik faaliyetin, her erotik ak ilikisinin, btn politikann kabul grme arzusuna indirgenebileceini kantlamak gibi bir ama gtmyor. Akl ve arzu, ruhun tbymostdan farkl yanlan olmaya devam ediyor. Aslnda bunlar belki de modern liberal insann ar basan yanlardr. nsanlar yalnzca kabul grmenin deil, nesnelerin de peinde olduklar iin para istiyor. nsan arzularnn yakn modern dnemde gerekleen liberallemesi, maddi isteklerin say ve eitnde bir patlamaya yol at. Ve insanlar seks istiyor, nk seks - evet, iyi geliyor. Benim hrs ve zevkin thymotik boyutlarna iaret et223

memin nedeni yalnzca, modern dnyadaki arzu ve akln baatlnn thymos ile kabul grmenin gnlk yaamda oynad roln zerini rtme eiliminde olmasdr. ilerin "ekonomik adalet" talep etmelerinde olduu gibi, thymos ou kez arzunun bir bala olarak sahneye kmakta ve o nedenle de kolaylkla arzuyla kartrlmaktadr. Kabul grme arzusu Sovyetler Birlii, Dou Avrupa ve in'deki antikomnist depremlerde de belirleyici bir etkendi. Aktr ki, birok Dou Avrupal, komnizmin sonunu daha ok yksek ekonomik beklentiler nedeniyle, rneirj bu sayede Bat Alman yaam standartna yaklaacaklarna inandklar iin izliyor deildi. Sovyetler Birlii ve in'deki reformlarn balca itici gc yalnzca bir anlamda ekonomikti; bunu, merkez plan ekonomilerinin "sanayi sonras" toplumun gereklerine uymadaki yeteneksizlii olarak nitelendirmitik. Ama insanlar rafahn yan sra kendi bana amalar olarak demokratik haklar ve politik katlm da talep ediyordu. Baka bir deyile, kabul grmenin doal ve evrensel bir temel zerinde gerekleecei bir sistem istiyorlard. Rusya parlamentosunun savunucularndan birinin szyle, Rus hakinin "bir para sosis karlnda zgrln" sata karacan sanan Austos 1991 'deki darbeci taslaklar son derece yanlmlardr. Thymotik fkenin ve kabul grme arzusunun komnizmin ekonomik krizine elik eden etkisini kavramazsak, devrimci olguyu btn boyutlaryla anlayamayz. nsanlar canlarn ve mallarn tehlikeye atarak hkmetleri drmeye iten eyin, daha sonra tarihiler tarafndan temel nedenler olarak tarif edilen byk olaylardan ok, olduka kk ve grnte rastlantsal gelimeler olmas devrimci durumlarn ilgin bir karakteristiidir. rnein, ekosla-vakya'da Sivil Forum, Jakes bakanlndaki komnist hkmetin, daha nce liberalleme sz vermi olmasna ramen, Valclav Havel'i tutuklatmasnn getirdii fkeden dodu. Kasm 1989'da, bir rencinin gvenlik polisi tarafndan ldrld sylentisi zerine byk insan ynlar Prag sokaklarn doldurdu. Daha sonra bu sylentinin doru olmad anlald. Romanya'da Ceaucescu rejimi Aralk 224 1989'da kt. Rejimin yklmasna yol aan olaylar zinciri, Macar aznln haklar iin mcadele eden Toke adl bir rahibin tutuklanmas zerine, Timisoara kentindeki protestolarla balamt.0' Polonya'da Sovyetler'e ve onlarn Polonyal mttefiklerine kar dmanl uzun yllar besleyen, Moskova'nn, 1940'da Polonyal subaylarn Katyn ormannda Sovyet gizli servisi NKVD tarafndan ldrlmesinin sorumluluunu stlenmeye yanamamas oldu. 1989 ilkbaharnda Yuvarlak Masa'daki anlama zerine hkmete katldnda, Dayanmann ilk etkinliklerinden biri, Sovyetler Birlii'ni Katyn'deki ynsal katliamn hesabn vermeye davet etmek olmutu. Benzer bir sre' bizzat Sovyetler Birlii'nde de yaand. Stalin dneminde sa kalmay baarm bir ok 'kii sorumlulardan hesap sorulmasn ve kurbanlarn saygnlklarnn geri verilmesini talep etti. nsanlarn gemie ' ilikin hakikati renme ve o zamanlar Gulag'da hibir iz brakmadan yitip gitmi kurbanlarn onurunun yeniden tanndn grme arzularyla balantl grlmedii srece perestroyka tam olarak anlalamaz. 1989 sonu ile 1990 ba arasnda ok sayda yerel parti yetkilisini makamndan eden fke dalgas, sistemin ekonomik iflasndan domad; bunun kayna, partinin parasyla kendine bir Volvo ald iin istifaya zorlanan Volgograd Parti Birinci Sekreteri rneinin de gsterdii gibi, yolsuzluk ve ihtiamd. Dou Almanya'daki Honecker rejimi 1989'da; onbinler-ce kiinin topluca Bat'ya kamasyla yaanan kriz, Sovyet desteinin yitirilmesi ve nihayet Berlin Duvar'nn yklmas gibi bir dizi olay sonucunda byk lde zayflamt. Ama o zaman bile, bunun Dou Almanya'da Stalinizmin sonu anlamna gelip gelmeyecei pek o kadar ak deildi. Sosyalist Birlik Partisi'nin nihai k ve Krenz ve Mod-row gibi yeni yneticilerin gzden dmesi ancak Honec-ker'in Wandlitz'deki zel konutunda nasl bir ihtiam iinde yaadnn ortaya kmasndan sonra gerekleti.00' Ak konuacak olursak, bunun kkrtt muazzam fke bugn bir yerde akl d grnyor. nk grnrde komnist Dou Almanya'da, politik zgrlklerin eksiklii ve 225

Bat Almanya'ya oranla daha dk yaam standard gibi ikyeti olunacak ok daha nemli nedenler vard. Ho-necker'in yaad yer ise, Versailles Saray'mn modern bir kopyasndan ok, Hamburg ya da Bremen'deki varlkl bir yurttan evini andryordu. Ne var ki, Dou Alman komnizmine ilikin bilinen eski ikyetler sradan DAC yurttanda, Honecker'in konutu konusundaki televizyon haberlerini izlediinde duyduu thymotik fkenin onda birini bile yaratmamt. Bunun nedeni, bu resimlerin eitlii kendi program .olarak ilan etmi bir rejimin muazzam iki yzlln gzler nne sermesiydi; bu, insanlarn adalet duygusunu derinden yaralad ve onlar Komnist Parti'nin iktidarnn sonunu talep etmek zere sokaa karmaya yetti. Son olarak in rnei var. Bu lkede Deng Hsiao-ping'in balatt ejconomik reformlar sayesinde, seksenli yllarda yetien gen kuan nnde yepyeni ekonomik olanaklar almt. Artk irketler kurabiliyor, yabanc gazeteleri okuyabiliyor ve devrimden sonra ilk kez Birleik Devletler'e ya da teki Batl lkelere- okumaya gidebiliyor-lard. Bylesi bir ekonomik zgrlkler atmosferinde yetien genler elbette ikyet edecek ok ey buluyordu; seksenli yllarn sonlarnda enflasyonun ykselmesi ve dolaysyla kentlerde yaayanlarn ounun satn alma gcnn dmesi bunlarn banda geliyordu. Ama reform sonras in, Mao'nun dneminde olduundan ok daha dinamikti ve zellikle Pekin, Hsian, Kanton ve anghay niversitelerinde okuyan ayrcalkl sekin ocuklarna ok daha fazla olanak sunuyordu. Ama daha fazla demokrasi iin tam da bu renciler sokaa kt; nce 1986'da, sonra da 1989 ilkbaharnda Hu Yaobang'n lm yldnmnde, Protestolar ilerledike rencilerin fkesi daha da belirginleti; onlar kzdran yalnzca kendilerine kulak almamas deil, ayrca parti ve hkmetin hakl ikyetlerini kabul etmeye yanamamasyd. Deng Hsiaoping, Zao Ziyang ve teki nde gelen in yetkilileriyle grmek istediler; hatta nihayet uzun vadede kurumsallam bir sz hakk talep ettiler. Btn rencilerin sz hakknn temsili demokrasi biimini almasndan yana olup olmad pek ak deildi ama temel 226 talep, ergin insanlar olarak ciddiye alnmak ve grlerine kulak verilmesiydi. Komnist dnyadan alman btn bu rnekler, kabul grme arzusunun kendisini ifade etmesinin eitli biimlerini gstermektedir. Gerek reformlar, gerekse devrimler evrensel bir kabul grme salayacak bir sistemi amalyordu. Thymotik fke bunun da tesinde katalizr olarak belirleyici bir rol oynuyordu. Leipzig, Prag, Timisoara, Pekin ya da Moskova'daki insanlar hkmetin "sanayi sonras" bir ekonomi kurmas talebiyle sokaklara kmadlar; dkknlarda her trl gda maddesinin olmas gerektiini bile dile getirmediler. Onlarn tutkulu fkesini tututuran daha ok, bir rahibin tutuklanmas, nemli bir yetkilinin bir talep listesini kabul etmeyi reddetmesi gibi grece kk adaletsizliklerdi. Tarihiler bu tr olaylar daha sonra hakl olarak ikincil ya da balatc faktrler olarak yorumlarlar, ama bu onlarn devrimci gelimeler zincirini harekete geirmi olmalarndan doan nemini azaltmaz. Devrimci durumlar, ancak insanlar yaam ve gvenliklerini belli bir ama iin tehlikeye atmaya hazr olduklarnda oluabilir. Bunun iin gereken cesaret ruhun arzu eden yanndan deil, thymotik yanndan kaynaklanr. Arzunun insan, homo oeconomicus, hakiki bourgeois her zaman iinden bir maliyet-yarar analizi yapar ve bu ona her seferinde sistemle uzlamak iin bir gereke sunar. Sadece thymotik insan, fkenin insan, kendisinin ve birlikteki insanlarn onurunu kskanlkla koruyan, deerini yalnzca fiziksel varln oluturan arzularn rengrenk karmndan ibaret grmeyen insan-ancak bu insan bir tankn ya da asker duvarnn zerine yrmeye istekli olabilir. Kk, adaletsiz davranlara bylesi kk, cesur davranlarla yant verilir. Ve ou kez politik ve ekonomik yaplarda kkl dnmlere yol aan kapsaml byk olaylar, bylesi kk cesur davranlar olmakszn hibir zaman gerekleemezdi. 227 17 Thymos'un Ykselii ve D nsan mutluluk peinde komaz; bunu yalnz ngilizler yapar. -Nietzsche, Putlarn Alaca Karanli'}

nsann zdeer duygusu ve bunun kabul grmesi talebi, bu kitapta cesaret, zveri ve kamu duyarll gibi soylu erdemlerin kayna, tiranla kar direniin mekn ve liberal demokrasiden yana tercihin nedeni olarak sunuldu. Ama kabul grme arzusunun, birok filozofun thymos'u insann iindeki ktln kayna saymasna yol aan karanlk bir yan da vardr. lk bata thymos kavramn kiinin zdeerini saptamak iin kullandk. Havel'in manav rnei, zdeer duygusunun ou kez, insann doal arzular ynndan "daha fazla birey", zgr tercihler yapma yeteneine sahip ahlki bir etmen olduunu hissetmekle ilgili olduunu gstermektedir. Bu duygu az ya da ok btn insanlarda vardr. Belli bir zsaygya sahip olmak her birey iin nemlidir; ancak byle dnyada var olabilir ve yaamndan bir lde honut olabilir. Bu duygu bize, Joan Didion'un belirttii gibi, kendimizi sulamak zorunda kalmadan baka insanlara "hayr" diyebilme olanan verir.(2) nsann, kendisini ve bakalarn srekli deerlendiren ahlki bir yannn olmas, ahlkn zsel ierii konusunda gr birlii olduu anlamna gelmez. Thymotik ahlki benlikler dnyasnda saysz nemli ve nemsiz sorun zerine srekli takma ve tartmalar gndemdedir. O nedenle thymos, en alak gnll ifadelerinde bile, her trl insan atmasnn kaynan oluturur. 228 Ayrca bir insann kendi zdeerini belirlemesinin kendi "ahlki" benliinin snrlar iinde kalacann bir gvencesi de yoktur. Havel, her insann ahlaki yarg ve adalet duygusunun ekirdeini iinde tadna inanr. Bu genellemeyi doru bulsak bile, bunun baz insanlarda tekilere oranla daha az gelimi olduunu kabul etmemiz gerekir. nsan yalnzca kendi ahlki deerinin deil, ayn zamanda sahip olduu zenginliin, gcn ya da bedensel gzelliin kabul grmesini de talep edebilir. Daha da nemlisi; btn insanlarn kendilerini teki insanlarla eit olarak deerlendireceini varsaymak iin hibir neden yoktur. Daha ok, rnein sahip olduklar hakiki bir i deer, ama daha byk bir olaslkla kendilerine ilikin abartlm ve bencil bir deerlendirme temelinde teki insanlardan stn olarak kabul edilmeyi deneyeceklerdir. teki insanlardan stn kabul edilme arzusunu, bundan byle eski Yunanca'dan tretilmi yeni bir kavramla, megalothymia kavramyla adlandracaz. Megalothymia, kendi gcnn kabul grmesi iin komu bir halka saldrp onu kleletiren bir tiranda da, en iyi Beethoven yorumcusu olarak kabul edilmek isteyen bir piyanistte de ortaya kabilir. Kart, isothymia, teki insanlarla e deer kabul edilme arzusudur. Megalothymia ve isothymia kabul grme arzusunun, modern zamanlara tarihsel geii anlalabilir klan iki ifade biimidir. Megalothymia'nn politik yaamda son derece sorunlu bir tutku olduu aktr. nk eer baka bir insan tarafndan stn kabul edilmek tatmin salyorsa, o zaman denilebilir ki, btn insanlar- tarafndan stn kabul edilmek ok daha byk bir tatmin salayacaktr. Bu, balangta zdeerin alak gnll bir trnden baka birey ifade etmeyen thymos'un, hkmetme arzusu olarak da ortaya kabilecei anlamna gelir. lk mcadeleyi balatan ve efendinin uaa egemen olmasna yol aan kabul grme arzusu olduu iin, thymos'un bu karanlk yan Hegel'in kanl sava anlatmnda elbette batan beri mevcuttu. Kabul grmenin mant evrensel kabul grme arzusuna, baka bir deyile emperyalizme yol aar. 229 Gerek manavn zdeer duygusunda grlen alak gnll biimiyle, gerekse bir Sezar ya da Stalin'deki mega-lothymia biimindeki thymos Bat politik felsefesi iin her zaman merkez bir konu olmutur. Ama farkl dnrler bu olguya hep farkl adlar takmtr. Politika ve adil bir politik dzenin sorunlar zerine ciddi bir ekilde kafa yoran herkes, onun olumlu yanlarndan yararlanmaya ve karanlk yann etkisizletirecek bir yol bulmaya alarak thymogtaki ahlki ikileme bir zm bulmay denemitir. Eflatun'un Devletinde Sokrates thymos zerinde ayrntl olarak durur, nk ruhun thymotik yan O'nun dil kentinin "konumadaki" kurgusunda belirleyicidir/3' teki kentler gibi bu kentin de d dmanlar yardr ve d saldrlara kar kendini korumak zorundadr. O nedenle, maddi ihtiya ve arzularn ortak esenlik uruna feda etmeye hazr, cesur ve yurtsever

bir muhafzlar snfna ihtiyac vardr. Sokrates, cesaretin ve kamu yararn dnmenin bilinli bir zkar muhasebesinden kaynaklanamayaca grndedir. Bunlarn daha ok tbymodta, muhafz snfnn kendinden ve kentinden duyduu hakl gururda ve kenti tehdit eden insanlara duyduu akl d potansiyel f-. kede yerleik olmas gerektiini dnr/4' Yani kavram, bireyin arzularn damgasn tayan bencil bir yaamdan kamu esenliine ynelmesine temel oluturduu iin, Sok-rates'in gznde, onsuz hibir politik topluluun yapamayaca doal bir politik erdemi temsil eder. Ama Sokrates, thymoiwn politik topluluklar sadece pekitirme gcne sahip olmadn, ayn zamanda onlar ykabileceini de bilir; Devletde birok yerde bunun altn izer. rnein, thymotik bir kent muhafzn, iyi terbiye edilmediinde bir yabancy olduu gibi kendi efendisini de srabilecek bir beki kpei ile karlatrr/ O nedenle adil bir politik dzenin kurulmas thymos'un yetitirilmesini ve ehliletirilmesini gerektirir. Devletin ilk alt kitabnn byk bir blmnn muhafz snfnn doru thymotik eitimine ayrlm olmas bir rastlant deildir. Efendi taslaklarnn emperyalizm araclyla baka insanlar zerinde egemenlik kurma megalothymids, Orta 230 ve Yakn a politik dncesinin nemli bir konusuydu. Bununla kasdedilen hret aray olgusuydu. Hrsl prenslerin kabul grme mcadelesi genellikle hem insan doasnn, hem de politikann temel bir zellii saylyordu. Emperyalizmin doal olarak yasal grld dnemde, bu mutlaka uranlk ya da hakszlk anlamna gelmiyordu/6' rnein St. Augustine hret arzusunu bir kusur sayar, ama onu fazla zararl bulmaz ve bazen insan byklnn kayna olabileceini de kabul eder.(7) Orta a'm Hristiyan politik felsefesinin Aristo'cu geleneinden kesin olarak kopan ilk modern dnr olan Niccolo Machiavelli iin megalothymia -hret arzusu anlamnda- merkezi bir neme sahipti. Machiavelli gnmzde, zellikle politikann acmasz zn arpc bir ekilde betimlemi olmasyla tannmaktadr. rnein, korkulmak sevilmekten iyidir, diye yazar ve insan szn ancak kendi karna olduu zaman tutmaldr, der. Machiavelli modern politik dncenin kurucusudur. nsann, kendi olmasn istedii eyleri deil de, gerekliin kendisini klavuz edindiinde kendi dnyevi evinin efendisi olabileceine sk skya inanr. Eflatun'dan farkl olarak insanlar eitimle dzeltmeye almaz, tersine doadan gelme ktlkleri dikkate alan iyi bir politik dzen yaratmak ister. Ktln, doru kurumlar tarafndan kanalize edildiinde iyi bir amaca hizmet edebileceini syler.' Machiavelli, prenslerin hrsnn temelinde psikolojik bir itici g olarak hret arzusu biimindeki megaloth-ymidnvn yattn kavramt. Bir halk zorunluluktan, kendini savunma ya^ da gelecek iin nfus ve kaynak elde edebilme amacyla komusuna sakirabilir. Ama bunun ardnda yatan insanlarn kabul grme arzusudur; Romal komutann zafer geitinde, dman zincirlere bal ekilde ynlarn haykrlar arasnda sokaklardan geirilirken duyduu sevintir. Machiavelli'e gre hret arzusu yalnzca prenslere ya da aristokrat hkmetlere zg deildir, Cumhuriyetlere de sirayet edebilir. rnek olarak, demokratik katlmn.devletin agzlln daha da artrm ve yaylmaclk asndan zellikle etkili askeri aralar sunmu 231 fip olduu Atina ve Roma imparatorluklar gsterilebilir/* Machiavelli, hret arzusunun insann temel bir zellii olduunu ve hrsl insanlar tiran, tekileri de kle haline getirdii iin zel sorunlar yarattn kavramt."* Machia-velli'in bu probleme bulduu ve daha sonra cumhuriyeti anayasa devletinin temel bir zellii haline gelen zm, Eflatun'unkinden farkldr. Eflatun thymotik prensler ve muhafzlar yetitirmek isterken, Machiavelli bir tbymos'u bir baka thymos ile dengelemeyi dnr. O'na gre, prenslerin ve aristokrat sekinlerin thymotik hrslarnn halkn bamszla ilikin thymotik talebi tarafndan dengelendii karma cumhuriyetler, belli lde bir zgrl gerekletirebilirdi.cn) Machiavelli'in karma cumhuriyeti, Amerikan anayasasndaki kuvvetler ayrmnn bir ilk versiyonu olarak grlebilir.

Machiavelli'den sonraki politik dnrler nceden tanm olduumuz bir baka, hatta belki de daha iddial bir adm attlar. Modern liberalizmin kurucular Hobbes ve Locke, thymou politik yaamdan btnyle srp karmay ve bu kavramn yerine arzu ile akln bir bileimini koymay denediler. Bu ilk ngiliz liberaller, prenslerin ya da militan rahiplerin fanatizminin tutkulu ve boyun emez gururu biimindeki megalothymid'nn savalarn balca nedeni olduunu dnyorlard. Bunun sonucu olarak da gururun her trl biimine kar ktlar. Aristokrat'gururu kmsememeleri Adam Ferguson, James Steuart, David Hume ve Montesquieu gibi ok sayda aydnlanmac dnr tarafndan devralnd ve srdrld. Hobbes, Locke ve liberalizmin teki erken modern dnrlerinin tasarladklar sivil,toplumda insann yalnzca akla ve arzuya ihtiyac olacakt. Burjuva, erken modern dncenin tamamen bilinli bir yaratdr; bu, toplumsal bar insann doasn deitirerek salama yolundaki bir toplumsal mhendislik abasdr. Machiavelli nasl aznln megalothymid'sini ynn megalothymid'snn karsna dikmise, modern liberalizmin kurucular da, insan doasnn arzu eden yannn karlarnn karsna thymotik yann tutkularn geirerek megalothymidy btnyle aacaklarn umdular.(12) 232 Geleneksel aristokrasi megalothymidnm sosyal ifadesi ve dolaysyla modern liberalizme sava ilan eden toplumsal snft. Aristokrat sava refah yaratmaz, bunu teki savalardan, daha dorusu rn fazlalarna el koyduu kyllerden alard. Ekonomik mantk temelinde davranmaz ve igcn en fazla verene satmazd; aslnda hi almaz, tersine kendini tembellikte gerekletirirdi. Davrann, onur d saylan ticaret gibi eylerle uramasna izin vermeyen gururu ve namus anlay belirlerdi. En yozlam aristokrat toplumlarda bile, Hegel'in ilk efendi iin tasvir ettii trden kanl bir mcadele hayatn ortaya koymaya hazr olmak aristokratlk gereiydi. O nedenle sava aristokrat yaam tarz iin merkezi nemdeydi; ama sava, hepimizin bildii gibi, "ekonomik bakmdan en uygun olan deildir". O nedenle aristokrat savay tutkularnn soyluluunu ikna etme ve onu, abas kendisinin ve teki insanlarn zenginletirilmesine hizmet eden bar bir iadamna dntrmek ok daha akllca bir eydi .(13) ada toplum bilimcinin betimledii ve birok lkede gerekleen "modernleme" sreci, ruhun arzu eden, mantkl yannn thymotik yan zerindeki bir zaferi olarak yorumlanabilir. Aristokrat toplumlar, Avrupa'dan Yakn Do-u'ya ve Afrika'dan Kuzey ve Gney Amerika'ya kadar ok eitli kltr evrelerinde hep var oldu. Ekonomik modernletirme nkoul olarak, yalnzca kentler ve rasyonel brokrasi gibi modern toplumsal yaplarn yaratlmasnn deil, ayrca burjuva yaam tarznn aristokratlarn thymotik yaam tarz karsndaki ahlki zaferini de gerektiriyordu. Giderek daha ok sayda aristokrat toplumda eski aristokrat snf, thymotik gururlarn snrsz maddi kazan olanaklarna sahip bar bir yaam vaadi ile dei toku etme eklindeki Hobbes'u neriyle karlat. Baz lkelerde, rnein Japonya'da bu dei toku nerisi ok ak dile getirildi; Modernleen devlet eski sam'uray ya da sava snfn yelerini iadam yapt; 20. yzyln zaybatslzn buradan dodu.(4> Baka lkelerde, rnein Fransa'da aristokrasinin baz kesimleri bu dei tokuu reddetti ve umarsz bir ekilde thymotik ahlaki dzenlerini korumaya al233 arak bir dizi geri ekilme sava verdiler. Gnmzde bu mcadele, sava snfn ocuklarnn kllarn baba yadigar olarak evlerininin duvarna asp, bunun yerine bilgisayar terminalleri ve bro ileriyle urama kararyla kar karya olduu bir ok nc Dnya lkesinde srmektedir. ABD'nin kurulu dneminde Kuzey Amerika'da Loc-ke'un ilkesinin -dolaysyla ruhun arzu eden yannn thymotik yan zerindeki zaferi- neredeyse tamamlanmt. Amerikan Bamszlk Bildirgesi'nde ilan edilen "mutlulua ulama" hakk ile kasdedilen ncelikle mlk sahibi olmakt. Amerikan Anayasas'nn Alexander Hamilton, James Madison ve John Jay tarafndan kaleme alnan Federalist Pa-persteki byk savunusu, Locke'un dncelerinden esinlenmiti. rnein James Madison nl Federalist 10da dorudan halkn istencine baml olan ve grup karlar tarafndan paralanan bir hkmetin pan zehiri olarak temsili hkmeti savunur.

Madison, "bir hkmetin ilk amac"nn eitli insan yeteneklerini, ncelikle de "mlk edinmedeki farkl ve eitsiz yetenekleri" korumak olduunu vurgular/15' Locke'un Amerikan Anayasas zerindeki etkisi tartlmaz olmakla birlikte, Federalist Papersyazarlar kabul grme arzusunun politik yaamdan kolaylkla dlanabilecei grnde deillerdi. Gerekte onlara gre, bar kendini kantlama da btn politik yaamn ama ya da motiflerinden biriydi ve iyi bir hkmet bu amac gerektii gibi dikkate almalyd. Bu yaklamla kabul grme arzusunu olumlu ya da en azndan zararsz bir kanala sokmak istiyorlard; ayn eyi Machiavelli de denemiti. Madison, Federalist 10 da partilerin ekonomik "karlar" nedeniyle blnmesine iaret eder, ama bunu, "din, hkmet ya da birok baka konuda farkl fikirde olma arzusu" ya da "farkl liderlere bal olma" gibi, "tutkulardan" ya da daha dorusu neyin doru, neyin yanl olduu konusundaki tutkulu grlerden kaynaklanan baka blnme biimlerinden ayrr. Politik grler zsevginin ifadesi olarak adlandrlr ve insann zdeerlendirmesi ve zdeer duygusu ile kopmaz bir 234 ekilde balantlandrlr: "Bir insann akl ile zsevgisi arasnda bir balant olduu srece, gr ve tutkular birbirini karlkl etkileyecektir; birinciler ikincilerin baland hedefleri temsil eder."00 Demek ki, fraksiyonlar yalnzca farkl insanlarn ruhlarnn arzu eden yanlarnn kapmasndan da doar.(17) O nedenle de, Madison'un zamannda Amerikan politikas alkol imeme, din, klecilik ve benzeri sorunlar zerine gelien tartmalardan da etkileniyordu; tpk bugn bizim politikada krtaj, okul duas ya da fikir zgrl sorunlaryla uratmz gibi. Federalist Papers'in yazarlar politik yaamda sz konusu olann, yalnzca ok saydaki grece zayf gelimi bireyin tutkuyla savunduu trl eitli grler deil, ayn zamanda, "hret sevgisi" olduuna inanyorlard. "hret sevgisi" Hamilton'a gre, "en soylu ruhlarn ar basan tutkusu", yani en gl ve hrsl insanlarn hret arzusuy-du.(18) Megalothymia ve isothymia Amerikan Kurucu Babalar iin bir problemdi. Hamilton ve Madison Arrierkan Anayasas'n, tbymos'un bu farkl ifade biimlerini bask altna almada deil de, gvenli ve hatta retici kanallara aktmada bir ara olarak gryorlard. Madison, grece geni bir cumhuriyet sz konusu olduu srece, bir kamu grevine aday olma, politik konumalar yapma, tartma, makaleler yazma, seme vb. gibi halkn ynetime katlma olanaklarnn, insann doal gururunu ve thymotik kendini kantlama eilimini tatmin etmeye elverili olduunu dnyordu. Buna gre demokratik politik sre, yalnzca karar alma ya da "karlar harmanlama" arac* olarak deil, thymos'un ifade edilebilecei bir sahne, iinde insann kendi gr iin kabul bulabilecei kendi bana bir sre olarak da nem tayordu. Anayasal egemenlik, gl ve hrsl insanlarn megalothymia''snn daha byk ve tehlikeli dzeyinde hrsla "hrs dengelemek" iin de iyi bir arat. Hkmet gcnn farkl dallan kuvvetli hrs tevik etmede bir olanak olarak grlyordu, ama "checks and balances" ile, denetleme ve dengeleme sistemi ile de hrsn farkl grnlerinin karlkl birbirlerini etkisizletirecei ve tiranhk olumasnn engellenecei dnlyordu. 235 Amerikal bir politikac pekl bir Sezar ya da Napoleon olmay dleyebilir, ama sistem bir Jimmy Carter ya da Ronald Reagan'dan daha fazla birey olmasna izin vermez. Gl kurumsal basklar ve politik kuvvetlerle epe evre kuatlm bir ekilde, hrsn halkn efendisi deil, "hizmetkr" olarak gerekletirmeye mecbur kalr. Birok liberal dnr, Hobbes ve Locke geleneinden liberal politikann kabul grme arzusunu politikadan dlama ya da onu gl yaptrmlara balayarak etkisizletirme abalarndan rahatszlk duymutur. nk bunun sonucunda modern toplumlar, C.S. Lewis'in szleriyle, "belke-miksiz insanlar"; yalnzca arzu ve akl tanyan ve eski zamanlarda insan varlnn ekirdeini oluturan gurura ve zdeer duygusuna sahip olmayan insanlar topluluu haline gelmitir. Lewis'e gre insan insan yapan belkemiidir, nk "aklyla o yalnzca bir ruh, itahyla ise yalnzca bir hayvandr."(19) Thymos'un modern adaki en byk ve yetenekli savunucusu, bu kavrama yeniden can vermi olan peygamber, gnmz relativizminin ve nihilizminin babas Friedrich Nietzsche'dir Bir ada Nietzsche'yi

"aristokrat bir radikal" olarak nitelendirmi ve Nietzsche buna kar kmamt. Yaptnn byk bir blm bir bakma btn bir "belkemiksiz ihsanlar" medeniyetinin, kendi rahat varln srdrmekten baka bir eyin peinde komayan bir burjuvalar toplumunun ykseliine tepki olarak grlebilir. Nietzsche'ye gre insann zn arzusu ya da akl deil, thymostu oluturur. nsan ncelikle deer bien bir yaratktr; "iyi" ve "kt" szcklerini telaffuz edebilen "krmz yanakl hayvandr". Nietzsche Zerdt' yle konuturur: Gerekten insanlar kendilerine btn iyilerini ve btn ktlerini verdiler. Gerekten onu almadlar, onu bulmadlar, o kendilerine gkten bir ses olarak da inmedi. Kendisini koruyup srdrmek iin eylerin iine deer koyan insann kendisidir; eyler iin bir anlam, insan bir anlam yaratan insandr. Onun iin de kendisini "insan", yani deer bien olarak adlandrmtr. Deer bimek yaratmaktr, duyuyor musunuz ey yara236 tclar? Deer bimenin kendisi btn deer biilmi eylerin en deerlisidir. Deeri ancak deer bime yaratr ve deer bime olmadan varlk cevizinin ii bombo kalr. Duyun bunu ey yaratclar!129* Nietzsche asndan merkezi sorun insanlarn hangi deerleri yaratt deildir, nk insanlarn urunda abalad "binbir tane ama'Vardr.Bu dnyadaki her halkn, iyi ve ktye ilikin komu halkn anlamad bir kendi dili vardr. nsann z deer verme eyleminin kendisinde, kendisine bir deer bimesinde ve bu deerin kabul grmesini talep etmesinde yatar.00 Deer verme eylemi kanlmaz olarak eitsizdir, nk daha iyi ve daha kt arasnda ayrm yapma yeteneini gerektirir. O nedenle Nietzs-. che, yalnzca thyrnotfun, insanlarn kendilerini teki insanlarla karlatrdklarnda daha iyi olarak nitelemesine yol aan yanyla, yani megalothymia ile ilgilenir. Modernlik Hobbes ve Locke'un o korkun denemesine, insanlar fiziksel gvenlik ve maddi mlk biriktirme uruna deer bime gcnden yoksun brakma abasna yol at. Nietzs-che'nin nl "iktidar istenci" retisi, arzu ve akl karsnda thymos'a yeniden ncelik kazandrma ve modern liberalizmin insan gururuna ve kendini kantlama duygusuna verdii zarar ortadan kaldrma yolunda bir aba olarak anlalabilir. Yapt Hegel'in aristokrat efendisini ve onun salt saygnlk uruna verdii lmne mcadeleyi gklere karr; bu yapt ayn zamanda klelik ahlkn, byle bir tercih yaptnn bilincinde bile olamayacak kadar baaryla devralm olan modernlii, zerine imekler yadrarak mahkm eder. Kabul grme arzusunu ya da thymos'u ifade etmek iin kullanlan szckler zaman iinde deimi olmakla birlikte, ruhun bu "nc yan" Eflatun'dan Nietzsche'ye kadar felsefi gelenein merkezi bir konusu olarak kalmtr. Bu temelde tarihsel sre baka bir tarzda; modern doa biliminin ya da ekonomik gelimenin mantnn tarihi olarak deil de, daha ok megalothymia'nn ortaya k, ykselii ve d olarak yorumlanabilir. Gerekten de modern ekonomik dnya ancak arzunun liberallemesinden sonra, 237 yani thymos pahasna oluabildi. Efendinin kanl mcadelesiyle balayan tarihsel sre, gnmz liberal demokrasilerinde yerleik olan ve saygnlk yerine maddi kazan peinde koan modern bourgeois ile sona erer. Gnmzde kimse eitimin bir paras olarak thymos'u sistematik olarak analiz etmemekte ve "kabul grme mcadelesi" ada politik szlkte yer almamaktadr. Machia-velli'in insann znn normal bir bileeni olarak nitelendirdii hret arzusu -bakalarndan daha iyi olma, mmkn olduu kadar ok insandan daha stn kabul edilme yolundaki hkim olunamaz aba- gnmzde artk insan iin kabuL edilebilir bir ama saylmyor. Daha ok, rnein aramzdan km Hitler, Stalin ya da Saddam Hseyin gibi tiranlara, houmuza gitmeyen insanlara yaktrdmz bir karakter zellii temsil ediyor. Megalothymia -stn kabul edilme arzusu- gnlk yaamda ok eitli klflar iinde karmza kmaktadr ve bu kitabn IV. Ksm'nda greceimiz gibi, bu arzu olmakszn yaammzdaki birok tatminin gereklemesi mmkn olmazd. Ama modern dnyada bu kavram kendimiz sz konusu olduunda ahlki bakmdan almtr.

Gnmz dnyasnda megalothymia eletirilmekte ve pek bir sayg uyandrmamaktadr. Nietzsche'nin, erken modern dnemin filozoflarnn, thymos"un ak ne kan biimlerini sivil toplumdan dlama abalarnda olduka baarl olduklarna ilikin saptamasna katlmamak elde deildir. Megalothymidmn yerine iki baka yan gemitir: Birinci olarak, ruhun arzu eden yannn, hayatn boydan boya ekonomikletirilmesinde ortaya kan, yeni bir ykseliine tank olmaktayz. Ekonomikletirme, artk byklk ve dnya imparatorluklar peinde komak yerine 1992'da ortak bir pazar gerekletirmek isteyen Avrupa devletlerinden, nlerinde alacak kariyer olanaklar zerine maliyet-yarar hesaplar yapan rencilere kadar, en alak ve en yksek hereyi kapsamaktadr. Megalotbymia'nm yerine geen ikinci yan, genel bir isothymia, teki insanlar tarafndan eit kabul edilme arzusudur. Havel'deki manavn, krtaj kartnn ve hayvan koruyucusunun thymos'unda sz konusu olar, bu yann farkl biimleridir. Kiisel amalarmz tarif etmek iin thymos ya da kabul grme kavramlarn kullanmyoruz, ama "onur", "sayg", "zsayg", "zdeer" gibi kavramlar dilimizden dmyor ve maddi olmayan bu etkenler tipik yksek okul rencisinin kariyer hesaplarnda bile bir rol oynuyor. Bylesi kavramlar politik yaammza nfuz etmitir ve bunlar dikkate almazsak, 20. yzyln sonunda btn dnyada gerekleen- demokratik devrimi anlayamayz. Ama burada son derece belirgin bir elikiyle karlayoruz. Modern liberalizmin Anglosakson geleneinin kurucular thymos'u politik'yaamdan dlamaya altlar, ama kabul grme arzusu isothymia biiminde dnyamzn drt bir yannda eskisi gibi gene mevcut. Acaba burada, insan doasnn bastrlmas olanaksz bir temel zelliini bastrma denemesinin beklenmeyen bir sonucuyla m kar kar-yayz? Ya da insan kiiliinin thymotik yann politikadan dlamak yerine korumaya ve srdrmeye alan daha yksek bir liberalizm anlay olabilir mi? Gerekten de bylesi yksek bir liberalizm anlay vardr. Bunu /grebilmek iin Hegel'e ve O'nun, iinde kabul grme mcadelesinin kilit bir rol oynad, muhasebesi henz tamamlanmam tarihsel diyalektiine geri dnmemiz gerekiyor. ~ 238 239 18 Efendiler ve Uaklar Nihai olarak ve btnyle olduundan honut, honutluuyla mkemmel ve tamamlanm olan, tam ve mkemmel zgr insan, kleliini "am" bir kle olacaktr. Aylak efendilik kmaz bir yoldur, buna karlk eylemli klelik her trl insan, toplumsal ve tarihsel ilerlemenin kaynadr. Tarih alan klenin tarihidir. - Alexandre Kojeve, Hegel Okumaya GiJtfegel'in diyalektiinin muhasebesini birka blm nce, tarihsel srecin olduka erken bir aamasnda, insanlk tarihinin balang dneminin sonunda, insann salt saygnlk uruna lm gze almas srasnda yarda brakmtk. Hegel'in "doa durumu"nda (Hegel'in bu kavram kullanmadn belirtmemiz gerekiyor) egemen olan sava durumu, Locke'da olduu gibi, dolaysz olarak bir toplum szlemesi temelinde sivil toplumun kurulmasna yol amaz. Tersine, bu Hegel'de, savalardan biri lm korkusundan tekini "tand" ve onun klesi olmay kabul ettii iin, efendi ve uak ilikisiyle sonulanr. Ne var ki, ne efendinin ne de. uan kabul grme arzusu tatmin olduu iin, efendiler ile kleler arasndaki sosyal iliki uzun vadede istikrarl lmaz.(2) Kleciliin olduu toplumlarda bu tatmin eksiklii bir "eliki" yaratr ve tarihsel ilerleme iin bir itki oluturur. nsann ilk eylemi kanl saygnlk mcadelesinde lm gze almak olmutu, ama insan sadece bununla tamamen zgr ve honut olamad. Bunun iin 240 tarihin daha ilerlemesi gerekiyordu. Efendi ve uak farkl nedenlerden tatminsiz kalmt. Efendi, biyolojik doasn biyolojik olmayan bir ama, kabul grme uruna at iin, bir bakma uaktan daha insandir. Hayatn ortaya koyarak zgr olduunu kantla-. maktadr. Buna karlk Uak, Hobbes'un dn tutmakta ve lmden korkarak teslim olmaktadr. Bylece, biyolojik ya da doal belirlenmesinin tutsa, korkak ve zavall bir hayvan olarak kalmaktadr. Ama uan zgr

olmamas, eksik insanl efendiyi de bir ikilemle kar karya brakmaktadr. nk efendi teki insanlar tarafndan kabul edilmeyi, yani deerinin ve insanlk onurunun kendisi gibi deer ve onur sahibi baka bireyler tarafndan kabul grmesini arzu etmektedir. Saygnlk mcadelesini kazandktan sonra ise, doal lm korkusuna teslim olmu ve bu nedenle kle haline gelmi ve insanl tamamlanmam bir birey tarafndan kabul grmektedir. Efendinin deeri tam insan olmayan bir varlk tarafndan tannmaktadr.00 Bu, kabul grmeyle ilgili saduyuya dayal kendi deneyimimize de uygun dmektedir: Sayg duyduumuz, yargsna gvendiimiz bir insann dile getirdii kendimizle ilgili bir vgye ya da deer bimeye ve zellikle bu, bir zorlama olmakszn zgr istence dayandnda,ok daha yksek bir deer veririz. Eve dndmzde kuyruunu sallayan bir kpek de bizi "kabul etmektedir", ama bununla yalnzca bir igdsn izledii iin, bu ekilde baka insanlar -postacy ya da bir hrsz- da kabul eder. Politik bir rnek vermek gerekirse; bir stadyuma doldurulup lm tehditi ile barmaya zorlanan bir insan ynnn haykrlar karsnda bir Stalin ya da Saddam Hseyin'in duyduu tatmin, herhalde Washington ya da Lincoln gibi demokratik bir liderin zgr bir halkn hakiki saygsna hedef olduunda duyduu tatminden daha az olsa gerektir. Efendinin trajedisini de bu oluturur: Hayatn, kendisini kabul edecek kadar deerli olmayan bir kle tarafndan kabul grmek iin tehlikeye atmaktadr. Efendi tatminsiz kalmakta ve bu durum zaman iinde de deimemektedir. Kendi yerine uaklarn altrabilecei iin almak zo241 runda deildir ve yaamak iin ihtiyac olan hereye kolayca ulamaktadr. Yaam statik ve deimeyen bir keyif ve tketimden ibaret hale gelmitir; Kojeve'in dedii gibi, l-drlebilir ama eitilemez. Elbette bir blge zerinde egemenlik ya da tahta kimin geecei sz konusu olduunda, efendi tekrar tekrar baka efendilere kar kanl savalarda kendini korumak zorunda kalabilir. Ama hayatn ortaya koymas, tamamen insan olmakla birlikte biteviye bir tekrardan baka birey deildir. Yeni topraklarn aralksz fethi ve yeniden fethi, efendinin teki insanlarla ya da doal evresiyle olan ilikisinin niteliini deitirmez, o nedenle de bunlar tarihsel ilerlemenin motoru olamaz. . Uak da tatmin olmamtr. Ama onun tatmin yetersizlii, efendi de olduu gibi lmcl bir donup kalmaya deil, yaratc ve zenginletirici bir dnme yol aar. Uak, efendiye teslim olduu iin insan olarak kabul grmez, tersine bir nesne, efendinin ihtiyalarnn tatmini iin bir ara kabul edilir. Kabul grme tamamen tek bir yndedir. Ama tam da bu nedenle, hibir ekilde kabul grmedii iin, uak deiim talep eder. Uak, lm korkusuyla yitirdii insanl alma ile yeniden kazanr."' lm korkusu nedeniyle efendinin tatmini iin almaya zorlanabilmiti. Ama almasnn motifi giderek deiir, derhal cezalandrlma korkusunun yerine giderek daha ak bir ekilde grev bilinci ve zdisiplin geer. Uak ii uruna hayvani yann bastrmay renir.'0 Baka bir deyile; bir tr alma ahlk gelitirir. Daha da nemlisi, uak alma araclyla insan bir varlk olarak doay deitirebileceini, yani doal maddeleri alarak onlar nceden mevcut bir fikir ya da kavrama gre baka bir eye dntrebileceini anlamaya balar., Uak alet kullanr, aletlerden baka aletler gelitirmek iin yararlanr ve bylece teknolojiyi bulur. Modern doa bilimi, zaten ihtiyalar olan hereye sahip aylak efendilerin deil, almaya zorlanan ve durumlarndan honut olmayan uaklarn rndr. Uak bilim ve teknoloji araclyla doay ve yalnzca iine doduu fiziksel evreyi deil, ayn zamanda kendi zdoasn da deitirebileceini kefeder.m Locke'un tersine Hegel, almay doadan bamsz grr. almann amac Hegel'e gre, yalnzca doal ya da yeni ortaya kan ihtiyalarn karlanmas deildir; alma, insann doal belirlenmilii ama ve yaratc ekilde etkin olma yeteneini kantlad iin zgrlk demektir. "Doayla uyum halinde" bir alma olamaz; hakiki insan almas ancak insann doaya egemen olduu yerde balar. Hegel'in zel mlkiyet anlay da, Locke'un grnden farkldr. Locke'da insan, arzularn tatmin etmek iin mlk sahibi olur; Hegel'de ise insan mlkiyeti, bir tr kendisinin bir eyde, rnein bir evde, bir arabada ya da bir arsada "z

nesnelemesi" olarak grr. Sahip olmann kendi bana bir deeri yoktur, deer ancak insanlarn birbirinin mlkiyet hakkna karlkl olarak sayg duymasn salayan bir toplumsal anlamadan kar. Mlk sahibi olmann insana verdii tatmin, yalnzca ihtiyalarnn karlanmasndan deil, ayn zamanda sahipliin teki insanlar tarafndan kabul grmesinden de kaynaklanr. Locke ve Madison gibi Hegel in de, zel mlkiyetin korunmas sivil toplumun yasal bir hedefidir. Ama Hegel, mlkiyeti tarihsel kabul grme mcadelesinin bir aamas ya da hem tbymou hem de arzuyu tatmin eden bir yan olarak grr.00 Efendi kanl bir mcadelede hayatn tehlikeye atarak zgr olduunu kantlar; bununla ayn zamanda doal be-lirlenmilie stn olduunu gsterir. Buna karlk uak zgrlk dncesini efendi iin alarak gelitirir. alrken kendisinin insan olarak zgr ve yaratc etkinlik yeteneine sahip olduunun bilincine varr. Uan doaya egemen olmas, onun genel olarak egemenlii anlamasnn anahtardr. Uan potansiyel zgrl efendinin gerek egemenliinden tarihsel olarak ok daha nemlidir. Efendi zgrdr, cannn istediini yaparak ve tketerek dolay: sz, yansmasz biimde zgrlnn tadna varr. Uak ise yalnzca zgrlk fikrini gelitirir; almasnn sonucu olarak da onda bu fikir uyanr. Ama uak kendi yaamnda zgr deildir, gerek durumu ile zgrlk dncesi arasnda bir uurum vardr. Uak, o nedenle daha felsefdir; zgrl gereklikte tatmadan nce soyut olarak grmek 242 243 zorundadr; zgr .bir toplumun ilkelerini byle bir toplum iinde yaamadan nce bulmak zorundadr. O nedenle, kendisinin bilincinde olduu iin, yani kendi bilincini ve kendi durumunu yanstt iin uan bilinci efendinin bilincinden ok daha gelimitir. 1776 ve 1789 olaylarna damgasn vuran zgrlk ve eitlik dnceleri uaklarn kafasnda kendiliinden olumad. Uak efendiye basit olarak'meydan okuyamaz, tersine uzun ve acl bir zeitim sreci yaamak zorundadr. Bu sre iinde lm korkusunu yenmeyi ve hakk olan zgrl talep etmeyi renir. Kendi durumunu ve soyut zgrlk fikrini yanstan uak, dorusunu bulana kadai zgrln eitli n versiyonlarn tasarlar. Hegel ve Marx, bu geici versiyonlar ideolojiler, kendi bana bir hakikat iermeyen, ama temeldeki gerekliin altyapsn, yani efendilik ve uaklk gerekliini yanstan dnsel kurgular olarak nitelendirirler. zgrlk fikrinin ekirdeini iermekle birlikte ideolojiler uan zgrlnn eksik olmas gerekliiyle uzlamasna da hizmet eder. Hegel Fenomenoloji'de bu tr bir ok uak ideolojisi sayar ve stoisizm (Stoa'crik) ve skeptisizim (kukuculuk) felsefelerini de bunlar arasna katar. Ama uaklarn en nemli ve dnyevi zgrlk ile eitlie dayal toplumlarn gereklemesine en dorudan gtren ideolojisi, "mutlak din" olan Hristiyanlktr. Hegel'in Hristiyanl "mutlak din" olarak nitelendirmesi, dar grl bir etno-merkezcilikten deil, Hristiyan reti ile Bat Avrupa'daki liberal demokratik toplumlarn oluumu arasndaki nesnel tarihsel ilikiden dolaydr. Bu iliki daha sonra Weber ve Nietzsche gibi ok sayda politik dnr tarafndan kabul edildi. Hegel'e gre zgrlk dncesi Hristiyanlk'da sondan bir nceki biimini alr, nk Hristiyanlk ahlki karar alma ya da inanma yetenekleriyle btn insanlarn Tanr'nn gzndeki evrensel eitlii ilkesini ilk temellendiren dindi. Hristiyanlk'da insan zgrdr; d baskdan zgr olma gibi biimsel Hob-bes'cu anlamda deil, doru ile yanl arasnda seim yapma yeteneine sahip olduu iin ahlaken zgrdr. nsan 244 dkn, plak ve muhta bir hayvandr, ama seim yapma ve inanma zgrlne sahip olduu iin, ruhsal yenilenmeye de yeteneklidir. Hristiyan zgrl, dsal, bedensel deil isel, ruhsal bir durumdur. Gerek Sokrates'in Leonti-us'unun, gerekse Havel'in manavnn hissettii thymotik zdeer duygusu, Hristiyan insann i onuru ve zgrl ile belli bir benzerlie sahiptir. Hristiyan zgrlk anlay insanlarn evrensel eitliini var sayar, ama bunun nedenleri Hobbes ve Locke'dan kaynaklanan liberal gelenektekinden ok farkldr. Amerikan Bamszlk

Bildirgesi'nde, yaratclar tarafndan belli dev-rolunamaz haklarla donatldklar var saylarak, "btn insanlar eit yaratlmtr" denir. Hobbes ve Locke, insan eitliine olan inanlarn eit, doal donanmla temellendirir-ler: Hobbes, insanlar karlkl olarak birbirlerini ldrmeye eit lde" yetenekli olduklar iin eittir,' der; Locke ise yeteneklerinin eitliine iaret eder. Ama Locke ocuklarla ana-babalarm eit olmadn da syler ve Madison gibi, insanlarn mlk sahibi olmada farkl yeteneklere sahip olduunu savunur. Locke'un devletinde eitlik o nedenle bir tr frsat eitliidir. Buna karlk Hristiyan zgrl btn insanlarn belli bir yetenekle, ahlki olarak temellendirilmi tercihler yapabilme yeteneiyle eit olarak donatld olgusuna dayanr/* Btn insanlar Tanr'y kabul ya da red edebilir, iyilik ya da ktlk yapabilir. Dr. Martin Luther King'in 1964'de Lincoln Abidesi'nin basamaklarnda yapt "Bir d gryorum" konumas, Hristiyanln eitlik perspektifini sergiler. King, unutulmaz bir formlasyonla, drt kk ocuunun "bir gn derilerinin rengine deil, karakterlerinin ieriine gre deerlendirilecekleri bir ulusta yaayaca" dn grdn sylemiti. King'in ocuklarnn yeteneklerine ya da hizmeterine gre deerlendirilmesi ve yetenekleri elverdii lde ykselmeleri gerektiini sylememi olmas ilgintir. Hristiyan rahip King iin insann onuru, akl ya da zekasndan deil, znden, ahlki karakterinden, doru ile yanl ayrtetme yeteneinden kaynaklanyordu. nsanlar gzellik, yetenek, zek, beceri gibi kav245 ramlar asndan ok farkl olabilirler, ama ahlki etmenler olarak btn insanlar eittir. En irkin ve beceriksiz, ksz bir ocuk Tanr'nm gznde en yetenekli piyanistten ya da en nl fizikiden daha gzel bir ruha sahip olabilir. Hristiyanlm tarihsel srece katks, uaa bu insan zgrl vizyonunu vermesi ve ona btn insanlarn hangi anlamda onur sahibi olduunu gstermesindeydi. Hristiyan . Tanr btn insanlar kabul eder, onlarn bireysel deerlerini ve bireysel onurunu tanr. Buna gre Cennet, -hret tutkunlarnn megalothymid'snn deil ama- her insann isothymia'smm tatmin olaca bir dnya perspektifinden baka birey deildir. Hristiyanlm sorunu, bir uaklar ideolojisi olarak kal-masndandr. Baka bir deyile, belli temel yanlar doru deildir. Hristiyanlk insan zgrlnn gereklemesini bu dnyaya deil, Cennet'e yerletirir. Hristiyanlk doru bir zgrlk kavrayna sahiptir, ama bu dnyadaki kleye bu yaamda bir kurtulu bekleyemeyeceini syleyerek onu zgrlnn eksik olmas olgusuyla uzlatrmakla yetinmektedir. Hegel'e gre Hristiyan, Tanr'nn insan deil de, insann Tanry yarattnn bilincinde deildir. nsan Tanr'y zgrlk dncesinin bir tr projeksiyonu olarak yaratmtr, nk Hristiyan Tanr kendisine ve doaya btnyle hkmeden bir varlktr. Ve Hristiyan, kendisini, bu kendi yaratt Tanr'ya teslim etmi, kendisini kurtarabilecekken bile, daha sonra Tanr tarafndan kurtarlaca inancyla dnyevi bir klelik yaamna raz olmutur. O nedenle Hristiyanlk bir tr yabanclamadr, yani insann kendisini kendi yaratt bir varla tabi kld ve bunun sonucunda ikiye blnd yeni bir klelik biimidir. Uakln son byk ideolojisi olan Hristiyanlk, uaklara insan zgrlnn nasl olmas gerektiini gstermitir. Hristiyanlk uaa uaklktan kurtuluun izlenebilir bir yolunu gstermemitir, ama amac daha net grmesini salamtr. Ama; zgrl ve bamszl btn teki insanlar tarafndan evrensel ve karlkl kabul gren zgr ve bamsz bir bireydi. Uak almasyla kendini byk lde kurtarabildi. Doaya egemen olmay ve onu kendi 246 grne gre yeniden yaplandrmay rendi ve kendi zgrlnn olanaklarnn bilincine vard. O nedenle, Hegel asndan tarihsel srecin tamamlanmas yalnzca Hristiyanlm dnyeviletirilmesi admn, yani Hristiyan zgrlk dncesinin "burada ve imdi"ye evrilmesini gerektiriyordu. Ama bu adm bir kanl sava daha, uan efendisinden kurtulu mcadelesini gerektiriyordu. Hegel kendi felsefesini, Hristiyan retisinin, artk efsaneye ve kitabn otoritesine deil de , uan mutlak bilgisine ve zbi-lincine dayanan bir dnm olarak gryordu.

nsanlk tarihi aristokrat efendinin lm gze almaya hazir olmasnn kabul grmesini arad saygnlk savayla balad. Efendi doal varln at ve -bylece daha zgr ve daha hakiki insan olduunu kantlad. Ama tarih, efendi ve onun mcadelesi tarafndan deil, uak ve onun almas tarafndan ilerletildi. Uak ilk bata lm korkusundan teslim oldu. Kendi varln koruma ve srdrme peinde abalayan Hobbes'un akl tarafndan ynlendirilen insanndan farkl olarak, Hegel'in ua hibir zaman durumuna raz olmaz. Hl tbymoda, zdeer ve zonur duygusuna sahiptir ve bir uak yaamndan farkl bir yaam srdrme arzusu tar. Thymos'u, kendi almasndan duyduu gururda, doann "hemen hemen deersiz nesnelerini" ileme ve onlar kendi grne gre biimlendirme yeteneinde ifadesini bulur. Thymos, uan zgrlk tasarmnda kendini duyurur. Kendi deeri ve onuru baka insanlar tarafndan kabul grmeden ok nce de uak, deer ve onurla donanm zgr bir varlk olarak kendini hayal etme soyut olanana sahiptir. Hobbes'un akl tarafndan ynlendirilen insanndan farkl olarak, Hegel'deki uak., kendi gururunu bastrmay denemez. Tam tersine, kabul grmedii srece kendini tam deerli bir insan hissetmez. Hegel'e gre tarihsel ilerlemenin motoru, efendinin aylak kendinden honutluu ve deitirilemez zkimlii deil, uan aralksz olarak kabul grme arzusu peinde ko-masidr. 247 Evrensel ve Homojen Devlet Devletin varl Tanr'nn yeryzndeki etkinliidir. -G.W.F. Hegel, Hukuk Felsefesi m Fransz Devrimi Hegel'e, zgr ve eit bir topluma ilikin Hristiyan vizyonunu yeryznde gerekletirecek bir olay gibi grnd. Fransz Devrimi'nde uaklar yaamlarn tehlikeye atm ve bununla,ilk bata kendilerini uak haline getirmi olan lm korkusunu yendiklerini kantlamlard. Napoleon'un muzaffer ordular eitlik ve zgrlk ilkelerini btn Avrupa'ya tad. Fransz Devrimi sonucunda oluan modern liberal demokratik devlet, Hristiyan zgrlk idealinin ve evrensel insan eitliinin burada ve imdi gereklemesinden baka birey deildi. Bu, devleti putlatrma ya da ona Anglosakson geleneinde eksik olan metafizik bir anlam kazandrma denemesi deil, daha ok, Hristiyan Tanr'y ilk bata yaratann insan olduunun ve o nedenle de imdi O'nu yeryzne getirip modern devletin parlamentolarnda, bakanlk saraylarnda ve brokrasi binalarnda yaatacak olann gene insan olduunun kabul edilmesiydi. Hegel bize modern liberal demokrasiyi, Hobbes ve Locke'a dayal Anglosakson geleneinden tamamen farkl kavramlarla yeniden yorumlama olana verir. Hegel'in liberalizm anlay hem liberalizmin daha soylu bir vizyondur, hem de dnyann her tarafnda insanlarn demokraside yaamak istediklerini sylediklerinde kasdettikleri eyin daha yerinde bir tarifidir. Hobbes ve Locke ile onlarn Amerikan Anayasas'm ve Bamszlk Bildirgesi'ni yazan rencileri iin liberal demokrasi bir toplum szlemesiydi. 248 Bunlar arasnda yaama, yani varln koruma ve srdrme hakk ile genel olarak zel mlkiyet hakk olarak anlalan mutlulua ulama hakk bata geliyordu. O nedenle liberal toplum, yurttalar arasnda birbirlerinin yaamna ve mlkiyetine karmama konusundaki karlkl ve eit bir anlamadr. Buna karlk Hegel liberal toplumu yurttalar arasnda birbirini kabul etme konusundaki karlkl ve eit bir anlama olarak grr. Hobbes'un ve Locke'un liberalizmi rasyonel zkarn izlenmesi olarak yorumlanabilirse, He-gel'in "liberalizmi" de rasyonel kabul grmenin izlenmesi olarak anlalabilir. Bununla, evrensel ve genel bir temele dayal bir kabul grme kasdedilmektedir: zgr ve bamsz insanlar olarak tek tek herkesin onuru herkes tarafndan kabul edilmektedir. Liberal bir demokraside yaamay tercih ettiimizde sz konusu olan yalnzca para kazanma ve ruhumuzun arzu eden yann tatmin etme zgrl deildir; daha nemli ve daha tatmin edici olan, liberal devletin bize onurumuzun kabul grmesini salamasdr. Liberal bir demokrasideki yaam byk maddi zenginlikler sunabilir, ama ayn zamanda bize zgrlmzn kabul grmesi gibi kesinlikle maddi olmayan bir

ama da gsterir. Liberal demokratik devlet bizi kendi zdeer duygumuza gre deerlendirir. Bu ekilde, ruhun hem arzu eden, hem de thymotik yan tatmin olur. Evrensel kabul grme, kabul grmenin eitli kleci toplum trlerinde sahip olduu ciddi bir kusuru giderir. Fransz Devrimi'ne kadar ayrmsz btn toplumlar ya bir monari ya da bir aristokrasiydi; ya tek bir birey (kral) ya da bir birey grubu ("egemen snf" veya sekinler grubu)kabul grrd. Bunlar kabul grme ihtiyalarn, insanlklar bile kabul edilmeyen byk insan ynlarnn zararna tatmin ederdi. Kabul grme ancak evrensel ve eit bir temele dayandrldnda rasyonelletirilebilirdi. Efendiler ile uaklar arasndaki ilikinin i "elikisi", hkmedenin ahlk ile hkmedilenin ahlknn bir sentezini yapmay baaran devlet tarafndan bir zme kavuturuldu. Efendi ile uak arasndaki ayrm ortadan kaldrld, eski uaklar 249 yeni efendiler -ama baka uaklarn deil kendilerinin efendisi oldular. "1776 Ruhu", yeni bir efendiler grubunun zaferi ya da uaklarn bilincinde yeni bir hkmet biimindeki kazanm anlamna gelir. Eski hkmedenler ile hkmedilenler dzeninin baz eleri -efendinin kabul grme arzusunun tatmini ve uan almas- bu yeni sentezde de varln srdrr. Evrensel kabul grmenin rasyonelliini, onu teki, rasyonel olmayan biimlerle karlatrdmzda daha iyi kavrayabiliriz.rnein, yurttalk haklarnn yalnzca belli ulusal, etnik ya da rksal gruplara tannd milliyeti devlet rasyonel olmayan kabul grmenin bir biimini ierir. Milliyetilik thymos'tzn kaynaklanan kabul grme arzusunun bir ortaya kdr. Milliyeti ncelikle ekonomik kazanla deil, kabul grme ve onurla ilgilidir.(2) Ulusallk doal bir zellik deildir; insan ancak teki insanlar tarafndan tanndnda belli bir ulusalla sahip olur.0) Kii bu durumda birey olarak kendisi iin deil, mensup olduu grup iin kabul grme arzu eder. Milliyetilik bir anlamda eski zamanlarn megaloihymidsnn daha modern, demokratik bir biime dnmesini temsil eder. Kiisel nleri iin mcadele eden tek tek prenslerin yerine, ulusallklarnn kabul grmesini talep eden uluslar gemitir. Aristokrat efendiler gibi uluslar da kabul grmeye, "gnein altnda bir yere" ulamak iin lm gze almaya hazrdr. Ama ulusalla ya da rka dayal bir kabul grme arzusu rasyonel bir talep deildir. Oysa insan olan ve olmayan arasndaki ayrm son derece rasyoneldir: Yalnzca insanlar zgrdr, kabul grme uruna.bir saygnlk mcadelesi verebilirler. Bu ayrm doadan, daha dorusu doa lemi ile zgrlk lemi arasndaki radikal ayrlmadan kaynaklanr. Buna karlk, bir insan grubu ile bir bakas arasndaki ayrm, insanlk tarihinin rastlantsal ve keyfi bir yan rndr. Ve ulusal gruplarn kendi ulusal onurlarnn kabul grmesi iin birbiriyle mcadele etmesi, uluslararas planda, tpk aristokrat efendiler arasndaki saygnlk savanda olduu gibi bir kmaza gtrr; bir ulus efendi, teki uak olur. Her ikisinin de elde edebilecei kabul grme, 250 efendi ve uak arasndaki ilk bataki bireysel ilikide olduu gibi ve ayn nedenlerden yetersiz kalr. Buna karlk liberal devlet, birbiriyle yanan kabul grme taleplerini olanakl tek ortak temelde, her bireyin insan olma kimlii temelinde uzlatrd iin rasyoneldir. Liberal devlet zorunlu, olarak evrenseldir, yani btn yurttalara, belli bir ulusal, etnik ya da rksal gruba dahil olduklar iin deil, insan olduklar iin kabul grme sunar.'Ve devlet, birbiriyle yaran kabul grme taleplerini olanakl tek ortak temelde, her bireyin insan olma kimlii temelinde uzlatrd iin rasyoneldir. Liberal devlet zorunlu olarak evren-seHir, yani btn yurttalara, belli bir ulusal, etnik ya da rksal gruba dahil olduklar iin deil, insan olduklar iin kabul grme surjar. Ve devlet, efendiler ve uaklar arasndaki ayrmn kaldrlmas temelinde snfsz bir toplum yaratt lde de homojendir. Bu evrensel ve homojen devletin rasyonellii ayrca, rnein Amerikan Cumhuriyetinin douunu hazrlayan Kurucu Meclis almalar srasnda olduu gibi, tamamen bilinli bir ekilde ak ve ilan edilmi ilkelere dayanmasnda da grlr. Yani devletin otoritesi yzlerce yllk geleneklerden ya da dinsel inancn karanlk derinliklerinden deil, yurttalarn hangi koullar altnda birlikte yaayacaklarn kararlatrmak zere yrtt ak bir tartmadan kaynaklanr. nsanlar ilk kez kendi hakiki

doalarnn bilincine vard ve kendi doalanyla uyum iinde olan bir politik topluluk oluturabildikleri iin, bu rasyonel zbilincin bir biimidir. Peki ama, modern liberal demokrasinin btn insanlar evrensel olarak "tandn" ne kadar syleyebiliriz? Liberal demokrasi insanlara haklar salar ve bunlar korur. ABD, Fransa ya da baka bir liberal devlet topraklarnda doan her insan evlad, yalnzca domu olmakla belli yurttalk haklan kazanr. ocuk zengin ya da yoksul, siyah ya da beyaz, ne olursa olsun; kimse onun yaam hakkna dokunamaz. ocuk daha sonra mlk sahibi olma hakkn elde eder, devlet ve teki yurttalar bu hakka da sayg gstermek zorundadr. ocuk, aklna' esen her konuda thymotik grler (yani deer ve deerlerle ilgili gr251ler) gelitirme ve bu grleri mmkn olduu kadar ak ifade etme hakkna sahiptir. Bu thymotik grler dinsel nan biimini alabilir ve dinsel ibadet tamamen zgr bir ekilde yaplabilir. Ve nihayet, ocuk yetikin olduktan sonra, bu haklan oluturan hkmetin kendisine katlabilir ve kamu ilerinin en nemli ve yksek sorunlarna kendi katksn yapabilir. Bu katlm, periyodik seimlerde oy verme biiminde olabilecei gibi, ynetime aday olma, bir kii ya da tutumu destekieyen makaleler yazma veya kamu brokrasisinde alma gibi, politik srete dorudan yer almann daha aktif biimlerinde de olabilir. Ak zynetim efendiler ve uaklar arasndaki ayrm ortadan kaldrr, herkes en azndan efendi rolne katlma hakkna sahiptir. Efendilik demokratik olarak kararlatrlm yasalarn resmen iln edilmesi biimini alr. Yasalar evrensel olarak geerli kurallardr; insan onlar araclyla bilinli olarak kendi kendine hkmeder. Devlet ile halkn birbirlerini tanmasyla kabul grme karlkl olur. Devlet yurttalarna haklar salar ve yurttalar devletin yasalarna uymay kabul eder. Haklarn snrlanmas ancak kendi ilerinde elikili olduklarnda, yani bir hakkn kullanlmas bir baka hakkn, gereklemesine zarar verdiinde sz konusu olabilir. . Hegel'ci devletin bu betimi, ayn ekilde belli sayda bireysel hakk koruyan bir sistem olarak tanmlanan Loc-ke'un liberal devletiyle zde gibi grnmektedir. Ama bir Hegel uzman, hemen Hegel'in Locke'a ve Anglosakson liberalizmine eletirel yaklatn syleyecek ve ABD ya da ngiltere'deki- gibi Locke'u bir devletin tarihin sonunu temsil ettii dncesinin Hegel tarafndan reddedileceini ileri srecektir. Bununla bir yerde elbette hakldr. Hkmetin biricik amacnn bireylerin yolundan ekilmek olduunu ve bireylerin kendi bencil zel karlarnn peinden gitmede tamamen zgr olduunu iddia eden, Anglosakson gelenekten kimi liberallerin grlerini Hegel hibir zaman desteklemezdi. Bu gr gnmzde ncelikle sa liberaller tarafndan savunulmaktadr. Hegel, politik haklan yalnzca insanlarn hayatlarn ya da paralarn -ya da daha modern bir deyim kullanmak gerekirse, "yaam tarzlanm"252 korumada kullanabilecekleri br ara olarak- gren liberalizm versiyonunu da reddederdi. Buna karlk Kojeve hakl olarak sava sonras dnemdeki Amerika'nn ya da Avrupa Topluluu yesi lkelerin Hegel'in evrensel kabul grme devletini temsil ettiini sylemektedir. Anglosakson demokrasiler, kesin olarak Loc-ke'cu temeller zerine kurulmu olmakla birlikte, zanla-ylar hibir zaman saf Locke'u olmamtr. Daha nce. grdmz gibi, Madison ve Hamilton Federalis Pa-persda nsan ruhunun thymotik yann da dikkate almlardr. Hatta Madison, temsili hkmetin bir amacnn da, insanlarn thymotik ve tutkulu grleri iin bir supap sunmak olduuna inanyordu. Gnmz Amerika'snda insanlar kendi toplumlar ve hkmet biimleri zerine konuurken sk sk Locke'dan ok Hegel'de rastlanan kavramlara ba vurmaktadr. rnein nsan haklan tartmas dnemini ele alalm. O zamanlar, belli bir nsan haklar yasasnn amacnn, siyahlarn insanlk onurunu kabul etmek ya da Bamszlk Bildirgesi'nin ve Anayasa'nn btn Amerikallar zgrlk ve onur iinde yaayabilecei szn yerine getirmek olduu rahatlkla sylenebilirdi. Bu kantnn gcn grebilmek iin Hegel'i tanmak gerekmiyordu; bunlar en cahil ve sradan yurttalarn szlnde bile yer alyordu. (Federal Almanya Cumhuriyeti) Temel Yasas insan onuruna ak olarak gndermede bulunmaktadr. Birleik Devetler'de ve teki etnik ya da rksal aznlklara ve kadnlara da tannmtr; ama bu, hibir zaman yalnzca ekonomik bir konu olarak grlmemi (yani oy hakknn bu gruplara ekonomik karlarn korumalar iin

verildii var saylmam), genel olarak deer ve eitliklerinin bir sembol olarak alglanm ve kendi bana bir ama olarak deerlendirilmitir. Amerikan Kurucu Babalar "kabul grme" ve "insan onuru" kavramlarn hi kullanmamlardr, ama gene de terminoloji yava yava ve farkna varlmadan Locke'un insan haklarndan Hegel'in kabul grmesine dnmtr, y^ Tarihin sonunda ortaya kan evrensel ve homojen devlet, iki stun zerinde, ekonomi ve kabul grme zerinde 253 ykselir. Bu sonuca yol aan insanlk tarihi sreci, itici gcn eit oranda, hem modern doa bilimlerinin ilerleyen gelimesinde, hem de kabul grme mcadelesinde bulmutur. Doa bilimlerinin gelimesinin kkleri, ruhun modernliin erken dneminde serbest kalan ve snrsz zenginlik birikimine ynelik olan arzu eden yanndadr. Arzu ile akln ittifak sonsuz birikimi mmkn kld; kapitalizm modern doa bilimleriyle kopmaz bir ba iindedir. Buna karlk kabul grme mcadelesi ruhun thymotik yanndan kaynaklanm, itici gcn uaklk gerekliinde bulmutur. Bu gereklik, uaklarn Tann'nn gznde btn insanlarn eit ve zgr olduu bir dnyada efendi olma viz-. yonu ile eliki iindeydi. Arzu, akl ve thymos\x dikkate almadan insan kiiliini betimlemek nasl olanakszsa, tarihsel srecin bu iki stunu ortaya koymadan yaplacak kapsaml bir betimi -hakiki bir evrensel tarih- de ayn ekilde eksik kalacaktr. Marksizm, modernizasyon kuram ya da birincil olarak ekonomik etkenlere dayanan her hangi bir baka tarih kuram, ruhun thymotik" yann ve" kabul grme uruna mcadeleyi tarihin ana itici gleri olarak dikkate almad srece eksik kalacaktr. imdi artk liberal ekonomi le liberal politika arasndaki ilikiyi daha yakndan inceleyebilir ve sanayilemenin gelimesiyle liberal demokrasinin birbirine niin bu kadar sk bal olduunu ortaya koyabiliriz. Daha nce de belirttiimiz gibi, demokrasinin ekonomik bir gerekesi yoktur. Hatta demokratik politikann ekonomik verimlilii engelledii bile sylenebilir. Demokrasi tercihi bamsz bir tercihtir, arzu sonucu deil, kabul grme uruna yaplr. Ama ekonomik gelime bu bamsz tercihi daha olas klan koullar yaratr. Bunun iki nedeni vardr. Birincisi, ekonomik gelime efendilik kavrayn uan bilincine karr. Uak, teknoloji sayesinde doaya ve i disiplini ve eitim sayesinde kendisine hkmedebilecein! kefeder. Bir toplumun eitim dzeyi ykseldike, uaklar kendilerinin kle olduunu ve efendi olmay yelemek gerektiini giderek daha ak grr ve teki uaklarn kendi bamllk durumlarna ilikin grlerine daha ak bir hale gelir254 ler; eitim sayesinde insan olduklarn, bir onura sahip olduklarn ve onurlarnn kabul grmesi iin mcadele etmeleri gerektiini kavrarlar. zgrlk ve eitlik dncelerinin modern eitimin konusu olmas bir rastlant deildir; bunlar uaklarn gerek durumlarna bir tepki olarak gelitirilmi ideolojileridir. Gerek Hristiyanlk, gerekse komnizm, her ikisi de hakikatin belli paralarn ieren uak ideolojileriydi. (Hegel komnizmi ngrememitir.) Bunlarn rasyonel olmayan yanlar ve elikileri zamanla aa kt. Komnist toplumlarn, kendilerini zgrlk ve eitlik ilkelerine adam olmalarna ramen, byk insan ynlarnn onurunu tanmayan kleci toplumlarn modern varyantlarndan baka bir ey olmad ortaya kt. Marksist ideolojinin seksenli yllarn sonunda kmesi, bir rasyonellik dzeyine erimi olduunu ve ak tarafndan ynlendirilen evrensel bir kabul grmenin ancak liberal bir toplum dzeninde olanakl olduunu gstermektedir. Ekonomik gelimenin liberal demokrasiyi tevik etmesinin ikinci yolu, eski snfsal engellerin genel frsat eitlii lehine kaldrlmasyla geni kapsaml eitim htiyacnn muazzam bir eitletirici etki yapmasdr. Ekonomik konum ya da eitim dzeyi temelinde gene yeni snflar ortaya kmaktadr, ama toplumda son derece yksek kir akkanlk olumakta ve eitliki dnceler hzla yaylmaktadr. Ekonomik sreler bylece daha dejure (hukuki) eitlik kurulmadan de fact (fiili) eitlik yaratmaktadr. Eer insanlar yalnzca arzunun ve akln damgasn ta-saiard, o zaman Gney Kore gibi bir askeri diktatrlkte, Franko spanya'snn aydnlanm teknokratik ynetiminde ya da kendini

btnyle hzl ekonomik bymeye adam olan Kuomingtang Tayvan'nda yaamada pek zorluk ekmezlerdi. Ama bu lkelerin yurttalar arzu ve akldan daha fazla bireye, thymotik bir gurura sahipler, kendi onurlarna nanyor ve bunun kabul grmesi in urayorlar. Her eyden nce de yaadklar lkenin hkmeti tarafndan kabul grmek istiyorlar. Byle bakldnda liberal ekonomi ile liberal politikr arasnda eksik olan halkann kabul grme arzusu olduj1 grlr. Sanayilemenin gelimesinin kabile, dn ya da k caya dayal geleneksel otorite biimlerinden giderek z-grleen kentsel, akkan ve eitimli toplumlar yarattn daha nce gstermitik. Ayn zamanda, yeterince aklayamam olmakla birlikte, toplumun gelime dzeyi ile liberal demokrasi arasnda ak bir balant olduuna da iaret etmitik. Yorum erevemizin zayfl, liberal demokrasi tercihi iin ekonomik bir aklama, u ya da bu ekilde ruhun arzu eden yanndan kaynaklanan bir aklama aramamzdayd. Oysa thymotik yana, ruhun kabul grme arzusuna daha yakndan bakmamz gerekiyordu. nk gelien sanayilemeye elik eden toplumsal dnm -ve eitimi bu dnmn nemli bir unsuru olarak grmek gerekir- daha yoksul ve az eitimli toplumlarda sz konusu olmayan belli bir kabul grme arzusu ortaya karmaktadr. Refahn artmas, di dnyaya akln gelimesi ve eitimin yilemesiyle, insanlar artk yalnzca maddi durumlarnn iyilemesini deil, statlerinin kabul grmesini de amalyor. Bu kesinlikle ekonomik ya da maddi olmayan igd, spanya, Portekiz, Gney Kore, Tayvan ve n Halk Cumhuriyet'ndeki insanlarn yalnzca piyasa ekonomisine geilmesi talebiyle yetinmeyip, ayn zamanda se-imle ibana gelen hkmetler talep etmesinin de nedenini aklar. Alexandre Kojeve yapt Hegel yorumunda, evrensel ve homojen devletin, insan tamamen tatmin ettii in insanlk tarihinin en son devlet biimini temsil ettiini ileri srmektedir. Bunu, en derin ve en nemli insan arzusu olan tbymos'a, kabul grme arzusuna inand iin savunmaktadr. Hegel ve Kojeve, yalnzca akl ve arzuyu merkeze alan Locke ve Marx gibi teki filozoflara oranla insan kiiliinin daha derinliklerine bakar ve kabul grmenin yalnzca metafizik deil, psikolojik nemini de vurgularlar. Kojeve, insan kurumlarn uygunluunu lmede tarih tesi br lt tanmadn belirtir, ama kabul grme arzusu tam da bylesi bir lttr. Kojeve'de thymos nsan doasnn her zaman mevcut bir bileenidir. Ondan kaynaklanan kabul grme mcadelesi onbinlerce yllk tarihsel br yry gerektirmitir, ama thymos Kojeve kadar Efla-tun'da da ruhun bir gesiydi. 256 Kojeve'in, insanln tarihin sonuna ulat, iddias, o nedenle, ada liberal demokratik devletin'salad kabul grmenin insann kabul grme arzusunu yeterince tatmin ettii saptamasyla st ste dmektedir. Kojeve modern liberal demokrasinin, efendinin ahlk ile uan ahlk arasnda baarl bir sentez gerekletirdiine ve her iki varlk biiminin belli unsurlarn srdrmekle birlikte, aradaki uurumu ortadan kaldrdna inanmaktadr. Gerekten de byle mi? Ve zellikle; efendinin megaloth-ymids modern politik kurumlar tarafndan baarl bir ekilde ilenip politika iin. problem oluturmayacak tarzda uygun kanallara yneltilebiliyor mu? nsan btn teki insanlarla eit kabul edilmekten btn zamanlar iin honut olacak m, yoksa zamania daha m fazla talep edecek? Ve eer megalothymia modern politika tarafndan gerekten uygun kanallara aktlabiliyorsa, o zaman, bunda sevinecek birey yok, bu tam bir felaket, diyen Nietzsche'ye katlmamz gerekmez mi? Bu olduka uzun erimli grlere bu kitabn V. K-sm'nda geri dneceiz. Ama nce iiberal demokrasiye geite bilinte meydana gelen gerek deiim srelerine eileceiz. Kabul grme arzusu, evrensel ve eit kabul grmeye dnmeden nce, rnein din ve milliyetilik gibi byk altbalklar altnda toplayabileceimiz bir dizi akl d biim alabilir. Dnm sreleri dmdz gitmez, birok toplumda rasyonel ve rasyonel olmayan kabul grme biimleri yan yana bulunur. Daha da nemlisi rasyonel bir kabul grme salayan toplumlarn ykselmesi ve ayakta kalmas baz rasyonel olmayan kabul grme biimlerini gerektiriyor gibi grnmektedir. Kojeve bu elikiyi yeterince aklayamyor. Hukuk Felsefesinin nsznde Hegel, "Felsefe kendi zamannn dncede kapsanmasMr, der; nasl ki, bir nsan Rodos'taki eski dev heykelin zerinden atlayp aa-mazsa (deveye hendek atlatamazsanz), bir filozof da kendi zamann- ap gelecei ngremez. Bu uyarya

ramen gene de ileriye bakacak ve gnmzdeki dnya apndaki liberal devrimin olanak ve snrlarn ve uluslararas ilikiler zerindeki etkilerini anlamaya alacaz. 257 S 'fi IV. KISIM RODOS'UN ZERNDEN ATLAMAK Hic Rhodus, hc salta! (*) (*) "te hendek, ite deve" anlamnda Latince bir deyim 258 259 20 Souk Canavarlarn En souu Bir yerlerde hl halklar ve srler var, ama bizde deil kardelerim; burada devletler var. Devlet? Bu nedir? Peki, imdi kulaklarnz iyi an, nk size halklarn lmne ilikin szlerimi aktaracam. Devler souk canavarlarn en souunun addr. Syledii yalanlar da buz gibidir ve u yalan azndan bir ylan gibi kvrlp kar-'Devlet olarak ben halkm." Bu yalan! Halklar yaratan ve zerlerine bir inan ve sevgi asanlar yaratclardr; onlar hayata hizmet ettiler. Bir oklarna tuzaklar kuran ve bunun adna devlet diyenler yok edicilerdir; zerleri-. ne bir kl ve yzlerce itah kabartc ey asarlar... Size u iareti veriyorum: Her halkn iyiye ve ktye ilikin kendi dili vardr, bunu komusu anlamaz. Her halk kendi dilini geleneklerinde ve haklarnda bulur. Ama devlet iyinin ve ktnn btn dillerinde yalan syler; syledii herey yalandr ve sahip olduu her-ey alntdr. - Friedrich Nietzsche, Zerdt Byle Diyor-' ' - duS'> ' Tarihin sonunda artk liberal demokrasinin ciddi deolojik rakipleri kalmamtr. Gemite bir ok insan: monari, aristokrasi, teokrasi, faizm, komnizm, totalitarizm ya da kendisinin inand u ya da bu ideolojiden daha aa 261 olduunu dndkleri iin liberal demokrasiyi reddediyordu. Ama bugn, en azndan islam dnyas dnda, liberal demokrasinin en mantkl hkmet biimi, yani rasyonel arzunun ya da rasyonel kabul grmenin en iyi gerekletii devlet biimi olduu konusunda genel bir mutabakat vardr. yi ama, o zaman niin islam dnyas dndaki btn lkeler demokratik deil? Halk ve politik ynetici tabaka demokratik ilkeleri kuramda kabul ettiinde bile, demokrasiye gei bir ulus iin niin bu kadar zor oluyor? Baka lkelerin stikrarl demokrasiler olmaktan kabilecei aklmzn ucundan bile gemezken, imdi demokrasi olduklarn lan eden belli lkelerin srekli olarak demokratik kalamayacandan niin endie duyuyoruz? Ve u andaki liberalleme eilimi, uzun vadede gene ne kacak olsa . bile, niin giderek alalacak gibi grnyor? Liberal bir demokrasinin kuruluunun, btn topluluun kendi kamu yaamn dzenleyecek olan anayasann tr ve temel haklar zerine dnecei rasyonel bir politik eylem olmas gerekir. Ama akln ve politikann amalarna ulamadaki zayflklar ve insanlarn kolaylkla sadece kiisel deil politik alanda da kendi hayatlar zerindeki "denetimlerini kaybetmesi" karsnda sk sk aknla kaplmamak elde deil. rnein 19- yzylda Latin Amerika'da, spanya ya da Portekiz'den bamsz olmalarnn hemen ardndan birok lkede liberal demokrasiler olumu- tu. Bu lkeler kendilerine ABD ya da Fransz anayasalarn rnek almt. Ama gene de hibiri gnmze kadar uzanan kesintisiz bir demokrasi geleneine sahip olamad. Kuram alannda, faist ya da komnist ynelimli dnrlerin ksa saldrlar dnda, Latin Amerika'da liberal demokrasiye kar hibir zaman gl bir muhalefet olmad, ama gene de iberal demokratlar iktidar elde edebilmek ve korumak iin zorlu mcadeleler vermek zorunda kaldlar. Rusya gibi baka lkeler eitli otoriter hkmet biimleri yaadlar, ama ksa sre ncesine kadar hakiki bir demokrasi grmediler. Gene Almanya gibi baka

lkeler, Bat Avrupa geleneklerinde kk salm olmalarna karn, istikrarl bir demokrasi kurmada byk zorluk ektiler. te yandan, zgrlk ve eitlik ilkelerinin anayurdu olan Fransa, 1789'dan bu yana be farkl cumhuriyetin gelip gittiini grd. Bu lkelerin deneyimleri, kurumlarn istikrarn srdrmenin grece kolay olduu Anglosakson kkenli birok demokrasinin deneyiminden tamamen farkldr. Liberal demokrasinin evrenselleememesinin ya da ktidara geldikten sonra stikrarl olamamasnn nedeni son zmlemede halklar ve devletler arasnda yeterli bir letiim olmamasdr. Devletler amaca ynelik politik yaplar, halklar ise nceden de varolan ahlki topluluklardr. Halklar, iyi ve kt konusunda, kutsal le dnyevinin doas zerine, uzak gemite belki bilinli olarak oluturulmu, ama bugn arlkl olarak gelenek haline gelmi ortak varsaymlara sahip topluluklardr. Netzsche'ye gre her halk "yi ve ktye likin kendi diline" sahiptir ve bunu "geleneklerinde ve haklarnda" bulur. Bu,1 yalnzca anayasalarda ve yasalarda-deil, ayn zamanda ailede, dinde, snf yapsnda, gnlk alkanlklarda ve yceltilen yaam tarznda da yansr. Devletlerin lemi politik lem, uygun hkmet biiminin bilinli seimi alandr. Halklarn lemi politika altdr, kltr ve toplum alannda kalr; bunlarn kurallar ise, ou kez kendilerine katlanlar tarafndan bile formle edilmez ya da bilinli olarak kabul edilmez. Tocqueville'in, Amerikan anayasal denetimler ve dengeler sistemi ya da federal hkmet ile eyalet hkmetleri arasndaki grev blm zerine konutuunda, sz konusu ettii devlettir; ama Amerikallarn bazan kapld fanatik ruhuluu, eitlik tutkularn ya da kuramdan ok uygulamal bilimlere eilimli olmalarn betimlerken kasdettii Amerikan halkdr. - Devlet kendisini halka dayatr. Baz durumlarda halk devlet biimlendirir. rnein, Likurgus ve Romulus'un yasalarnn, Sparta ve Roma yurttalarnn etfos'unu biimlendirdii kabul edilir; ABD'de ise, zgrlk ve eitlik temel lkesi Amerikan ulusunu oluturan eitli gmen topluluklarda demokratik bir bilin yaratmtr. Ama birok durumda devlet le halk arasnda ho olmayan gerilimler oluur ve hatta bazen, Rus ve in komnistlerinin devletlerindeki 262 263 insanlara^ marksist idealleri zorla kabul ettirmeye almasnda olduu gibi, devlet ile kendi halk arasnda bir savatan bile sz edilebilir. O nedenle liberal demokrasinin baar ve istikrar iin yalnzca belli evrensel lke ve yasalarn geerli olmas hibir zaman yeterli deildir, bunun iin ayn zamanda halk ile devlet arasnda belli lde bir anlama da gereklidir. Nietzsche'yi izleyerek halk, yi ve ktye ilikin ortak varsaymlara sahip ahlki bir topluluk olarak tanmlarsak, o zaman halklarn ve onlarn yaratt kltrlerin ruhun thymotik yanndan kaynaklandm da grrz. Demek ki, kltr bir eyi deerlendirme yeteneinden kmaktadr; rnein, yallara sayg gsteren birisini deerli, pis hayvanlar domuz gibi yiyen birisini deersiz buluruz. Toplum bilimcilerin "deerler" diye adlandrd eyin mekn thymos ya da kabul grme arzusudur. Daha nce de grdmz gibi, kabul grme arzusu yalnzca btn grn biimlerinde efendi ve uak ilikisini deil, ayn zamanda bundan kaynaklanan, tebasntn hkmdara, kylnn toprak sahibine gsterdii sayg ve aristokratn soylu stnl gibi ahlki ltleri de yaratmtr. ok gl ik'i baka tutku, din ve milliyetilik de psikolojik bakmdan kabul grme arzusu zerinde ykselir. Bununla din ile milliyetiliin kabul grme arzusuna indirgenebileceim sylemek istemiyorum; ama bu tutkular, tam da kkleri ^mo.'da olduu iin bu kadar gldr. Dindar kendi dininin kutsal sayd hereye; belli ahlki yasalara, belli bir yaam tarzna ya da belli badet nesnelerine byk deer verir. Kendisinin kutsal sayd eyin onuru zedelendiinde fke duyar.(2' Milliyeti kendi ulusal ya da etnik grubunun byklne ve dolaysyla bu grubun bir yesi olarak kendi nemine inanr, bu nemin bakalar tarafndan kabul grmesini ister ve bu olmadnda dindar gibi fkelenir. Tarihsel sreci harekete geiren, thymotik bir tutku, yani soylu efendinin kabul grme arzusuydu, onu sava ve atmalarla yzyllar boyu ilerleten se

dinsel fanatizmin ve milliyetiliin thymotik tutkular oldu. Dinin ve milliyetiliin thymotik kkeni "deerler" konusundaki 264 atmalarn niin ou kez mlkiyet atmalarndan daha lmcl olduunu da aklar.0' Para paylalabilir ama onur konusunda uzlama olamaz: teki, benim ve benim kutsal saydm eyin onurunu ya tanyacaktr ya da tanmayacaktr, Hakiki fanatizmi, tutku ve nefreti sadece "adalet" talep eden thymos yaratabilir. Liberal demokrasinin Anglosakson varyant, eski ahlaki ve kltrel ufuklarn terkedilmes pahasna bir tr souk hesaplamay temsil eder. Rasyonel olmayan kabul grme istei, zellikle kendi stnlklerinin kabul edilmesini amalayan burnu byk efendilerinin megalpthymia's karsnda, rasyonel bir kabul grme arzusunun yerlemesi gerekir. Hobbes ve Locke geleneinden liberal devlet kendi halkna kar uzun sreli bir mcadele yrtt. Halkn geleneksel kltrel eitlilii tekdzeietirilmek zorundayd ve halkn kendi uzun vadeli karlarn hesaba katmay renmesi gerekiyordu. yi ve ktye likin kendi anlaylarna sahip organik ahlki topluluun yerine, bir dizi yeni demokratik deeri benimsemek; "katlmc yetenekler" gelitirmek ve "rasyonel" "dnyevilem", "akkan", "esnek" ve "hogrl" olmak zorunda olan insanlar geti.<4) Bu yeni demokratik deerler, lk bata hi de en yksek nsani erdemi ya da son iyilii tanmlayan deerler deildi. Tamamen arasal (enstrmantel) bir ileve sahiptiler; bunlar, bar ve serpilip gelien liberal bir toplumda bir yere gelmek isteniyorsa kabul edilmesi gereken alkanlklard. Ni-etzsche, bu nedenle devleti, "yzlerce itah karbrtc eyi" burunlarna uzatarak haklar ve onlarn kltrn yok eden "souk canavarlarn en souu" olarak adlandrd. Demokrasi ileyecekse, demokratik devletin yurttalarnn bu deerlerin ilk bataki arasal ilevini unutmas ve kendi politik sistemleri ile yaam tarzlarna ilikin belli bir akl d, thymotik gurur gelitirmesi gerekir. Demokrasiyi,' mutlaka seeneklerinden daha iyi olduu iin deil, kendi sistemleri oduu iin sevmeliler. Ayrca "hogr" gibi deerleri artk yalnzca belli bir amaca ynelik ara olarak grlmemelidir; demokratik toplumlarda hogr karakte-' ristik bir erdem haline gelmektedir/5' Demokrasiye ilikin 265 byle bir gurur gelitiinde ve demokratik deerler yurttalarca zmsendinde; "demokratik" ya da "sivil bir kltr" (yurtta kltr) olumu demektir. Gerek dnyadaki hibir toplum, yalnzca rasyonel hesaplara ve arzulara dayanarak uzun sre ayakta kalamayaca ri, bylesi bir kltr demokrasilerin uzun vadeli esenlii ve istikrar in nemli bir nkouldur. Kltr -belli geleneksel deerlerin demokratik deerlere dnmesine direnme biimindedemokratiklemenin nnde bir engel olabilir. stikrarl liberal demokrasilerin kurulmasn engelleyen kltrel etkenler eitli kategorilere ayrlr.*' lk kategori bir lkenin ulusal, etnik ve rksal bilincinin ap ve karakteriyle ilgilidir. Milliyetilik ve liberal demok-.rasi aslnda birbirlerini dlamaz. Almanya ve talya'daki 19yzyldaki ulusal birlik mcadelelerinde milliyetilik ve liberalizm birlikteydi; ayn ey Polonya'daki 1980'lerdeki ulusal yeniden dou ura ve Baltk Cumhuriyetleri'nin Sovyetler Birlii'nden bamsz olma mcadeleleri iin de geerlidir. Ulusal bamszlk ve egemenlik istei -devlet yurttal ile yuttalk haklarnn sadece milliyet, rk ya da etnik.aidiyete dayal olmamas nkouluyla- zgrlk ve kendi kaderini belirleme abasnn olas bir grn biimi olarak grlebilir, rnein bamsz bir Ltvanya ancak, lkede-kalmak steyebilecek Rus aznlk da dahil, btn yurttalarn haklarn korursa, hakiki bir liberal devlet olabilir. Buna karlk eitli nfus gruplarnn milliyetilik ya da etnik aidiyetinin, kendilerini ayn ulusun yesi olarak hissetmeyecek ve teki grubun haklarna sayg gstermeyecek kadar gl gelimi olduu, bir lkede demokratik bir sistem pek kurulamayacaktr. Demokratik bir sistemin kurulmas iin belirgin bir ulusal birlik duygusunun yerlemi olmas gerekir, rnein ngiltere, Birleik Devletler, Fransa, talya ve Almanya'da ulusal duygunun olumas demokrasinin kurulmasndan nce gelmitir. Sovyetler Birli-i'nde bylesi bir duygunun olmamas, daha kk ulusal birimlere blnmeden nce bu lkede istikrarl bir demok-

266 rasinin ortaya kmam olmasnn nedenlerinden biridir. ^ Peru'da halkn yalnzca yzde ,11'i, spanyol fatihlerin torunlar beyazdr; gerisi corafi, ekonomik ve ruhsal olarak lkenin teki blmlerinden ayr yaayan kizlderilerden oluur. Bu durum istikrarl bir demokrasinin olumasn daha uzun bir sre olduka engelleyecektir. Ayn ey Gney Afrika iin de geerlidir; burada hem siyahlarla beyazlar arasnda derin bir uurum vardr, hem de siyahlar kendi aralarnda uzun bir dmanlk tarihine sahip etnik gruplara blnmtr. Demokrasinin olumasndaki ikinci kltrel engel dinle lgilidir. Milliyetilik rneinde de olduu gibi, dn ile demokrasi arasnda temelde bir atma yoktur; atma, dinin hogrl ve eitliki olmaktan kt noktada balar. Hegel'e gre Hristiyanln Fransz Devrimi'nn yolunu hazrlam olduunu daha nce grmtk, Hristiyanlk, ahlki tercihler yapma yetenekleri temelinde btn nsanlarn eitlii lkesini gelitirmiti. Gnmz demokrasilerinin byk bir ounluu Hristiyan gelen eindendir. Samu-el Huntington 1970'den sonraki yeni demokrasilerin ounun katolik lkelerde gereklemi olduuna iaret etmitir/8' Demek ki, ciin baz alardan demokratikleme srecini engellemekten ok destekliyor grnmektedir. Ama din kendi bana zgr toplumlar yaratm deildir; liberalizmin ortaya kmas iin, amalarn dnyevile-tirerek Hristiyanln bir bakma kendi kendini ortadan kaldrmas gerekmitir. Bat Avrupa'nn byk bir ksmnda ve Kuzey Amerika'da dnyevileme, bilindii gibi, protestan-hk sayesinde olmutur. Protestanlkta din Hristiyan ile Tanrs arasndaki zel bir eydir. Bylece zel bir rahipler snfna gerek kalmamtr; ya da daha genel bir deyile, din politika zerindeki etkisini yitirmitir. Dnyadaki baka dinler de benzer bir dnyevileme sreci yaamtr. Budizm ve into, rnein kendilerini balca aileyi kapsayan zel bir ibadet alanyla snrlamtr. Hinduizmin ve Konfi-ys'uluun miras karktr. Her iki din de greve hogrl ve kantlanm oiduu gibi ok sayda dnyevi etkinlikle badaabilir olmakla birlikte, znde hiyerariktir, ke267 sinlikle eitliki deildir. Buna karlk ortodoks Musevilik ve fundamentalist slam, insan yaamnn btn alanlarn, zel, kamusal ve btn politik yaam dzenlemek isteyen totaliter dinlerdir.. Bu dinler demokratik bir hkmet sistemiyle badatrlablir -zellikle slam'da btn insanlarn eitlii ilkesi Hristiyanlk'da olduundan daha az geerli deildir-, ama zgrl ve zgr ibadet hakknn kabul edilmesiyle uyumlatrlmalan ok zordur. ada islam dnyasndaki tek liberal demokrasinin, daha 20. yzyln balarndan islami miras dnyevi bir toplum yararna kesinlikle reddetmi tek lke olan Trkiye olmas, belki de bir rastlant deildir.m stikrarl bir demokrasinin olumasnn nndeki nc engel, byk apl, sosyal eitsizlikler ve insanlarn devlet karsndaki buradan kaynaklanan tutumlardr. Tocque-ville'e gre, Amerikan demokrasisinin gc ve istikrar, Amerikan toplumunun daha Bamszlk Bildirgesi ve Anayasa yazlmadan ok nce, batan aa "eit olarak doar", nk Kuzey Amerika'nn ar basan kltrel gelenekleri, rnein 17. yzyl mutlakiyeti spanya'snn deil de, liberal ngiltere'nin ve liberal Hollanda'nn gelenekleri olmutur. Buna karlk Brezilya ve Peru, tek tek snflarn dmanca kar karya durduu ve her snfn yalnzca kendi esenliini dnd belirgin hiyerarik toplumsal yaplan miras almtr. Bylece "efendiler ile uaklar" varlklarn baz lkelerde tekilere oranla daha saf ve kkl bir biimde srdrmtr. Latin Amerika'nn bir ok blmnde, Sava'ncesindeki Amerikan Gney Devletler'nde olduundan ok daha fazla ak kielik, dier yerlerde de kylleri fiilen bir serf gibi toprak sahipleri snfna balayan bir tr byk lekli tarm (hacienda) vard. Bu, Hegel'e gre efendilik ile uakln erken dnemleri iin karakteristik olan bir duruma yol at: Zorba ve tembel efendilerin karsnda, zgrlne ilikin hemen hemen hibir tasarm olmayan korkulu ve baml bir kleler snf duruyordu Buna karlk spanyol dnya imparatorluunun yaltlanm ve ihmal edilmi bir kesi olan Kosta Rika'da hacienda ta268

rmmn olmamas ve bunun yol at yoksullukta eitlik, bu lkedeki demokrasinin grece baars in bir aklama olabilir.(10) stikrarl bir demokrasinin .kurulu olanaklarn etkileyen son bir kltrel etken, bir halkn bamsz olarak salkl bir sivil toplum; devlete dayanmadan Tocquevile'in "birleme sanat"n icra edebilecei bir alan yaratma yeteneiyle lgilidir. Tocqueville'e gre bir demokrasi en iyi, yukardan aa deil de, aadan yukar gerekletiinde, merkez hkmet doal bir ekilde bir dizi yerel ynetim organndan ve birer zgrlk ve zdisiplin okulu olarak hizmet gren zel birliklerden kp olutuunda iler. Demokraside sz konusu olan son zmlemede zynetimdir; ve eer insanlar ehirlerinde, kasabalarnda, meslek rgtlerinde ya da niversitelerinde kendi kendilerini yne-tebiliyorsa, bunu ulusal dzeyde de baarmalar ok byk bir olaslktr. zynetim yetenei birok kez demokrasinin iinden kt modernlik ncesi toplum biimiyle balantilandrl-mtr. u ileri srlmektedir; Feodal aristokrasi ya da yerel sava beyleri gibi btn ara iktidar basamaklarn sistematik olarak yok eden gl bir merkez devlet gcne sahip toplumlar, iktidarn kral ile bir dizi gl feodal bey arasnda paylalm olduu feodal toplumlara oranla otoriter bir egemenlik sistemine daha yatkndr.() O nedenle, arlkl olarak feodal yaplara sahip ngiltere ve Japonya stikrarl demokrasiler haline gelirken, devrimden nce dev merkeziyeti, brokatik imparatorluklar olan-Rusya ve in'den totaliter komnist devletler kmtr.(12) Fransa ve spanya gibi Bat Avrupa lkelerinin istikrarl demokrasiler kurmada karlatklar glkler de bununla aklanabilir. Her ki lkede de feodalizm, 16. ye 17. yzyllarda merke-ziletirici ve modernletiric monariler tarafndan yklmt. Devlet otoritesine baml, zayf ve ylgn sivil toplumlar ve bunlarn karsndaki gl devlet iktidarlar bu monarilerin miras oldu. Merkeziyeti monariler, insanlarn kendiliinden zel olarak rgtlenme, yerel dzeyde ibirlii yapma ve kendi yaamlarnn sorumluluunu stlenme ye269 teneklerini yitirdii bir atmosfer yaratt. Paris'in zni olmadan tarann en uzak kesinde bile bir yol, ya da kpr yapmann mmkn olmad Fransa'daki merkeziyeti gelenek XIII. Louis'den Napoleon zerinden gnmzn Beinci Cumhuriyet'in e kadar kesintisiz bir ekilde gelip Conseil d'Etat'ya yerlemitir.(B) spanya, Latin Amerika'da-ki birok lkeye benzer bir miras brakmtr. Demokratik bir politik kltrn istikrar, liberal demokrasinin eitli unsurlarnn nasl bir sra iinde yrrle sokulduuna byk lde baldr. Gnmzn en stikrarl liberal demokrasilerinde -rnein ngiltere ve ABD'de-liberalzm demokrasiden, zgrlk ise eitlikten nce gelmitir, zgr konuma, zgr birleme ve hkmete politik katlm haklan, btn halk bunlara kavumadan nce kk bir sekinler grubu -genellikle beyaz ve erkek toprak sahipleri- tarafndan kullanlmtr.0* Benzer bir sosyal arkaplna ve eilimlere sahip kk sekinler grubu, yenik denlerin haklarn zenle koruyan demokratik mcadele ve uzlama kurallarna uymaya, uzun yllarn kabile kartlklar ve etnik nefreti ile dolu byk ve heterojen bir topluma oranla ok daha hazrd. Byle bir sra, iberal demokratik uygulamalarn zmsemesine ve en eski ulusal geleneklerle birlemesine olanak salad. Yurtseverlikle zdeletirilmesi liberal demokrasinin oy hakkn yeni kazanan gruplarn gzndeki thymotik ekiciliini artrr; bunlar demokratik kurumlara, sanki bunlara batan beri katl-yormu gibi balanrlar. Btn bu etkenler;-ulusal kimlik, din, sosyal eitlik, sivil toplum ve liberal kurumlarla ilgili tarihsel deney bir halkn politik kltrn oluturur. Halklarn bu bakmlardan ok farkl olmas, zde liberal demokratik sistemlerin belli halklarda sorunsuz ilerken tekilerde ilememesinin ya da ayn halkn belli bir dnemde demokrasiyi reddederken baka bir dnemde ekinmeden uygulamaya koyabilmesinin nedenlerini de aklar. zgrln etki alann geniletmek ve yaygnlamasn pekitirmek isteyen her devlet adam, bu tr politika alt ektenlere ok duyarl tepki gstermek zorundadr, nk bunlar bir devletin baaryla tai i

rihin sonuna ulamasn engelleyebilir. Kltr ve demokrasi konusunda baz yanlglara dmemek gerekir. Birincisi, kltrel etkenlerin demokrasinin olumasnn yeterli koullarn yaratabilecei varsaymdr. rnein nl bir sovyetolog, Sovyetler Brlii'nde Brejnev dneminde, salt kentleme, eitim, kii bana gelir, dn-yevileme vb.'de belli bir dzeye ulalm olduu iin, gerekten bir tr toplumsal oulculuun var olmu olduunu ne srmektedir. Nazi Almanya'snn da pratikte istikrarl bir demokrasinin btn kltrel nkoullarna sahip olduunu unutmamak gerekiyor: Ulusal birlik vard, lke ekonomik bakmdan gelimiti ve arlkl olarak protestand, salkl bir sivil topluma sahipti ve sosyal bakmdan teki bat Avrupa lkelerinden daha az eitliki deildi. Ama btn bunlara ramen Alman nasyonal sosyalizmini oluturan o muazzam thymotik kendini dayatma ihtiyac ve fke patlamas, rasyonel ve karlkl kabul grme arzusunu gene de btnyle silip sprebildi. Demokrasi hibir zaman sessizce arka kapdan eri girmez, belli bir noktada bilinli br politik tercihi gerektirir. Politika lemi kltrden bamszdr ve arzu, thymos ve akim kesime noktasnda kendi zgl onuruna sahiptir. stikrarl bir liberal demokrasi ancak, politika sanatndan anlayan ve halknn eilimlerini kalc politik kurumlara dntrebilen akll ve etkili devlet adamlar varsa oluabilir. Demokrasiye geii gerekletirmi lkeler zerine yaplan aratrmalar, bylesi tamamen politik etkenlerin ne kadar nemli olduunu gstermektedir. rnein, demokratik ynetim hem silahl kuvvetleri ntralze etmek, hem de gemiteki hatalar in bir aklama bulmak zorundadr; gemiin (bayrak ya da milli mar vb. gibi sembollerle) belli br srekliliini salamak ya da mevcut parti sisteminin karakterini korumak veya bakanlk sistemi ile parlamenter demokrasi arasnda bir tercih yapmak durumundadr,(15) te yandan yklan demokrasiler zerine yaplan aratrmalar, olaylarn hi de mutlaka- kltrel ya da ekonomik evreden kaynaklanmadm, tersine belli politikaclarn yanl kararlarndan patlak verdiini ortaya koymutur/16' Latin 270 271 Amerika lkeleri 1939'lardaki dnya ekonomi krizi srasnda mutlaka korumaclk ve ithal ikamesi politikas izlemek zorunda deillerdi, ama istikrarl bir demokrasi perspektiflerini ktletiren tam da bu politika oldu.(17) kinci ve muhtemelen daha sk karlalan yanl deerlendirme, kltrel etkenleri demokrasinin zorunlu koullan olarak grmektir. Max Weber, modern demokrasinin tarihsel kkenleri zerinde ayrntl olarak durur. Ona gre bu kkler Bat kentinin o dnemdeki ok zgl toplumsal koullarnda yatar.(18) Weber'in demokrasiyi ele al elbette tarihsel bakmdan ok zengin ve derindir, ama demokrasiyi ancak Bat uygarlnn kk bir kesinin zgl ktrel ve toplumsal atmosferinde ortaya kabilecek birey olarak resmeder. Demokrasinin, olanakl en mantkl ve insann kltrler st genel zelliklerine en iyi "uyan" politik sistem olduu iin gereklemi olmasn, Weber yeterince dikkate almaz. Demokrasinin kltrel "nkoullarnn" birini olsun tam doldurmayan, ama gene de alacak derecede yksek bir politik istikrar dzeyine ulam saysz lke vard. Hindistan bunun en iyi rneidir. Hindistan ne zengindir, ne de (ekonominin belli alanlarnn teknolojik bakmdan ok ilerlemi olmasna ramen) tamamen sanayilemi saylabilir. Ulusal birlii yoktur ve protestan da deildir. Ama gene de 1947'deki bamszlktan bu yana Hindistan'da etkili ve ileyen bir demokrasi ayakta kalabilmitir. Gemite birok halk ktrel bakmdan istikrarl bir demokrasi iin uygun grlmemitir; Almanlar ve Japonlar'n otoriter gelenekleri yznden engellendii, spanya ve Portekiz'de ve pratik olarak btn Latin Amerika lkelerinde katolikliin, Yunanistan ve Rusya'da. Ortodoksluun almas olanaksz engeller oluturduu ve birok Dou Avrupa halknn Bat Avrupa liberalizmine uygun dmedii ya da buna ilgi duymad sylenmitir. Gorbaov'un Perestroykas elle tutulur sonular vermediinde, Sovyetler Birlii'nde ve darda birok gzlemci, Rus halknn kltrel bakmdan demokrasiye yetenekli olmadn ne srd: Ruslar demokratik bir gelenee ve sivil topluma sahip deildir ve yz yllar bo272

yunca Uranla almtr denildi. Gene de btn bu lkelerde demokratik kurumlar olutu. En artc olan da Sovyetler Birl'ndeki gelime oldu. Boris Yeltsin'in ynetimindeki Rus parlamentosu uzun bir gelenee sahip bir yasama organ gibi alt ve 1990/911 de kendiliinden giderek genileyen dinamik bir sivil toplum olutu. Austos 1991'deki ahinlerin darbesine kar gerekleen geni direni, demokratik fikirlerin geni halk ynlar iinde ne lde kk saldn gsterdi. <w u ya da bu lkenin, demokratik bir gelenee sahip olmad iin demokratik olamayaca da sk sk ne srlr. Byle bir gelenek gerekten gerekli olsayd, hibir lke demokratik olamazd. nk balangta ya da daha sonra kat bir otoriter gelenee sahip olmayan hibir hak ve hibir kltr (Bat Avrupa'da da) yoktur. Baka gzlemler kltr ile politika, hak ile devlet arasndaki snrn hi de yle net olmadn dndrtmektedir. Devletler, "yi ve ktye ilikin dili" oluturarak ve de novo (yeni) alkanlklar, grenek ve kltrler yaratarak haklar biimlendirmekte ok nemli bir rol oynar. Amerikallar, yle kendiliinden "eit olarak domu"'deil, smrgelerin ngiltere'den bamszlklarn kazanmasndan nceki dnemde devlet dzeyinde ve yerel dzeyde gerekleen zynetim uygulamasyla, daha ABD'nin kurulmasndan nce "eit hale geti-rilmi"tir. Amerikan Kumcu Babalar'n ak demokratik karakteri, sonraki kuaklarn demokratik Amerikalsnn, tarihte o zamana kadar benzeri olmayan (Tocqueville'nin parlak ekilde betimledii) bir insan tipinin ortaya kmasna belirleyici bir katk yapmtr. Kltr, doa yasalar gibi statik bir olgu deil, insann srekli gelien bir yaptdr ve ekonomik gelime, savalar ve baka ulusal felaketler, gler ya da bilinli tercihler sonucu deiebilir. O nedenle, kukusuz nemli bir rol oynamalarna karn, kltrel "nkoullara belli bir kukuyla yaklamak da yarar vardr. Buna karlk halkn ve kltrn demokratikleme srecinde oynad rol, liberal rasyonalizmin snrlarnn nerede yattn ya da rasyonel liberal kurumlarn rasyonel olmayan thynos'a ne kadar baml olduunu gsterir. Rasyo273 nel, liberal devlet tek bir tercih sonucu ortaya kmaz. Ve rasyonel olmayan belli bir yurt sevgisi ve hogr gibi deerler iin igdsel bir sempati olmadan ayakta kalamaz. Eer ada liberal demokrasilerin istikrar ileyen sivil toplumlarn varlna, sivil toplumlar da insanlarn kendiliinden birleme yeteneine balysa, o zaman liberalizmin, baarl olacaksa, kendi ilkelerini amas gerektii ortaya, kar. Tocqueville'in szn ettii sivil birlik ve topluluklar ounlukla liberal ilkelere deil, dine, etnik aidiyete ya da rasyonel olmayan baka bir temele dayanyordu. Ksaca, baarl politik modernleme yasalar ve anayasal kurumlar sistemi iinde modernlik ncesinin bir kalntsnn kalmasn gerektirir; halklar varln srdrr ve devlet kesin zafere ulaamaz. 274 21 almann Kkeni Olarak Thynos Hegel...almann insann z, hakiki z olduunu kabul eder. -KarlMaroP* leri sanayileme le demokrasi arasnda sk bir ba olduu kabul edilirse, lkelerin uzun zaman dilimleri boyunca ekonomik bakmdan byme yeteneklerinin, zgr toplumlar yaratma ve srdrme yetenekleri asndan byk nem tad grlr. Gnmzde en baarl modern ekonomiler kapitalisttir, ama btn kapitalist ekonomiler baarl, ya da en azndan tekiler kadar baarl deildir. Nasl biimsel olarak demokratik olan lkeler arasnda demokrasiyi srdrme bakmndan arpc farkllklar varsa, biimsel olarak kapitalist olan lkeler arasnda da byme yetenei asndan farkllklar vardr. Adam Smth'e gre lkelerin zenginlikleri arasndaki farkn balca kayna, hkmet politikalarnn bilgelii ya da ahmaklyd ve kt politikalarn snrlamalarndan kurtulduunda, insan ekonomik davran her yerde yaklak ayn olurdu. Kapitalist ekonomik sistemlerin verimlilik bilanolarndaki birok fark, gerekten de hkmet politikalarna indirgenebilir. Daha nce de deindiimiz gibi00, Latin Amerikandaki grnte kapitalist olan birok ekonomi sistemi, gerekte uzun yllarn devlet mdahalesinin verimlilik yeteneini zayflatm ve her trl giriimci ruhu yok etmi olduu merkantilist bir hilkat garibesidir.

Buna karlk Dou Asya'nn sava sonras ekonomik baars, byk lde ipazarm rekabet yeteneini artrmak gibi akll ekonomik politikalarla aklanabilir. spanya, Gney 275 Kore ya da Meksika gibi lkeler, ekonomilerini da atklar iin byk bir gelime yaarken, sanayilerini devletle-tirmi olan Arjantin'in ekonomik bakmdan kmesi, hk-' met politikasnn nasl bir rol oynadn gstermektedir. Ama gene de politika farkllklarnn her eyi aklamad ve kltrn, halklarn istikrarl demokrasiler oluturma yeteneini olduu gibi, belli kritik ekillerde ekonomik davran da etkiledii gibi bir izlenim domaktadr.Bu en ak bir ekilde alma karsndaki farkl tutumlarda grlmektedir. alma Hegel'e gre insann zdr; alan uak, doal dnyay insann yaayabilecei bir dnyaya dntrerek nsanlk tarihini yaratr. Birka tembel efendinin dnda btn insanlar alr, ama gene de nasl ve ne kadar altklar konusunda arada muazzam farklar vardr. Bu farkllklar geleneksel olarak "alma ahlk" bal altmda ele alnr. Gnmzde artk "ulusal karakter"den sz edilemez; bir halkn ahlki tutum ve davranlarnn byle genelleti-rici betimleri "bilimsel olarak" llebilir grlmemektedir ve o nedenle de, genellikle olduu gibi fkralara dayandrld iin, klieler oluturulmasna ve ktye kullanlmaya son derece* aktr. Bir halkn ulusal karakterine, ilikin genel anlatmlar, sz konusu kltrlere ilikin deer yarglan ierdikleri iin, zamanmzn (grececi) eitliki yaklamna ters dmektedir. Hi kimse lkesindeki kltrn tembellik ve namussuzluu tevik ettiini duymaktan holanmaz. Bu tr yarglar gerekten kullanma aktr. Ama ok gezen ya da yurt dnda yaayan birisi, kanlmaz olarak alma karsndaki tutumun sz konusu ulusal kltrn belirleyici damgasn tadn saptar. Hatta bu farkllklar br yere kadar grgl olarak llebilir de; rnein Malezya, Hindistan ya da Birleik Devletler gibi etnik bakmdan ok tabakal toplumlarda farkl gruplarn ekonomik verimlilii temelinde bu mmkn olabilir. Avrupa'da Yahudilerin, Ortadou'da Rum ve Ermenilerin, Gneydou Asya'da inlilerin stn ekonomik verimlilikleri ayrntl bir ekilde belgelenmeyi gerektirmeyecek kadar bilinen eylerdir. Birleik Devletler ile ilgili olarak Thomas Sowell, gnll olarak Bat Hint adalarndan g etmi siyahlar ile kle olarak dorudan Afrika'dan getirilmi siyahlarn torunlar arasnda gelir ve eitim dzeyi bakmndan belirgin farklar olduunu ortaya koymutur/3' Bylesi gzlemler, ekonomik verimliliin yalnzca ekonomik olanaklarn varl ya da yokluu gibi evre koullarna indirgene-meyeceini, ayrca etnik gruplar arasndaki kltrel farkllklara da bakmak gerektiini gstermektedir. Ekonomik performansn kii bana gelir gibi genel gstergelerinin yan sra, eitli kltrlerin alma olgusuna kar tutumlar, arasndaki bir dizi ince farkllklar vardr. Bir rnek vermek gerekirse; kinci Dnya Sava'nda bilimsel yntemlerle alan ngiliz Haberalma Servis'nn kurucularndan R. V. Jones, ngilizlerin savan ilk yllarnda komple bir Alman radar gerecini hi hasar vermeden ele geirip ngiltere'ye gtrmelerinin yksn anlatr. Radar bulan ngilizlerdi ve teknik bakmdan Almanlardan ok ilerdeydiler. Ama Alman gerecinin son derece iyi olduu grld, nk antenlerin tolerans ngiltere'de retilenlerden ok daha stnd/4* Almanya sanayideki el iiliinde uzun sredir sahip olduu yksek nitelik gelenei ile Av-rupa'daki komularndan ayrlyordu; gnmzde de otomobil ve takm tezghlan sanayilerinde sren bu stnlk, hereyi "makro" ekonomik etkenlerle aklama abasn boa karan olgulardan biridir. Bunun nedenini son zmlemede kltr leminde aramak gerekir. Adam Smith tarafndan gelitirilen geleneksel liberal ekonomi kuram, almann aslnda hoa gitmeyen bir etkinlik olduunu syler.() alma yalnzca, emekle yaratlan nesneler herhangi birey iin yararl olduundan dolay yaplr/6' Nesnelerin yararnn tadna ise ncelikle bo zamanda varlr. nsan almasnn amac bir yerde almak deil, bo zamanlarn tadna varmaktr. Br insan, almann yk -broda fazla mesai yapmak ya da Cumartesi gn almak zorunda kalmak gibi ho olmayan durumlar-almann sonucu

ortaya kan maddi kazancn yararn aana kadar alr. nsanlarn almadaki retkenlii farkldr ve emeklerinin yararll da farkl deerlendirilir. Ama 276 277 ne kadar alacaklar genel olarak rasyonel bir hesabn sonucudur: almann rahatszlklar sonularn zevkliliyle karlatrlr. Bireysel ii madd teviklerle daha ok almaya ynlendirilir; iveren fazla mesaiye iki kat deme yaparsa akamlan yerinde daha uzun kalr. Geleneksel liberal ekonomi kuramna gre, alma karsndaki farkl tutumlar "arzu" ve "akl" kavramlaryla yeterince aklanabilir. Ama "alma ahlk" kavramnn (kendisi bile, insanlarn nasl ve ne kadar alt konusundaki farklarn kltr ve gelenek tarafndan belirlendiini ve o nedenle thymos'la belli bir iliki iinde olduunu varsayar. Belirgin bir alma ahlkna sahip bir insan ya da bir halk yalnzca geleneksel liberal ekonomi kuramnn kat yararc kavramlaryla betimlemek gerekte ok zordur. ada "A Tipi" kiilii -giriken avukat ya da irket yneticisi veya rekabeti bir okuluslu Japon irketinin "cretli eleman"-alalm. Bylesi kiiler, kariyer merdiveninin st basamaklarna karken, kolaylkla haftada yetmi ya da seksen saat alabilir, nadiren ya da ok ksa tatil yaparar. Daha az sk alanlara oranla belki daha yksek bir gelire sahiptirler; ama alma dereceleri aldklar cretle hibir ekilde karlatrlamaz. Saf yararc adan davranlar rasyonel deildir.00 O kadar sk alrlar ki, ellerindeki parayla bir-ey yapma olana bile bulamazlar. Bo zamanlar olmad iin bo zamanlarn tadna varamazlar, zamanla salklar harap olur ve byk bir olaslkla bakalarna oranla daha erken ldkleri iin, huzurlu bir emeklilik yaam ufuklar da pek yoktur. Onlarn, ailelerinin veya gelecek kuaklarn esenlii iin altklar ne srlebilir. Bu elbette motivasyonlarnn bir unsurudur, ama "ikolikler"in ou ocuklarn ok az grr, kendilerini ylesine kariyerlerine kaptrmlardr ki, aile yaamlar bundan ciddi ekilde yara alr. Bu insanlarn bu kadar sk almas ancak ksmen parayla lgilidir. Tatmini, asl almann kendisinde ve bunun getirdii stat ile kabul grmede bulurlar. zdeer duygular, ne kadar sk ve kaliteli altklarna, irkette ne kadar hzl ykseldiklerine ve baka insanlarn gznde sahip olduklar saygnla baldr. Hatta maddi durumlarn278 dan bile, bununla bir eye balayacaklarna nandklar iin deil, bu kendilerine bir saygnlk salad iin honutturlar. nk mal ve mlklerinin tadna varacak zamanlan yoktur, yani alma,.bu kiilerde arzudan ok thymo$\\n tatminine hizmet eder. Birok deneysel aratrma, alma ahlknn gerek kaynann yarar dncesi olmadn ortaya koymutur. Bu konuda en nl alma, kukusuz Max Weber'n Protestan Ahlk ve Kapitalizmin Ruhu adl 1904-05 tarihli yaptdr. Arlkl olarak Kalvnist ve puritan bir damga tayan Protestanlk ile kapitalist ekonomik gelime arasndaki ba lk gren Weber deildi. Weber kitabn yazd srada, bu gr ylesine yaygnd ki, Weber tersini iddia edenin bunu kantlamas gerektiini soy 1 emiti.<8> Yaynlanmasndan bu yana Weber'in tezi srekli tartlmtr. Biroklar, din ile ekonomik davran arasndaki Weber'in varsayd-. zel nedensel ba kukuyla karlam; ama arada sk bir ba olduunu ok az kii reddetmitir.(9) Protestanlk ile ekonomik byme arasndaki iliki bugn hl Latin Amerika'da gzlenmektedir: Bu blgede (ounlukla Kuzey Amerika Protestan tarikatlarnn esinlendirmesiyle) Protestanla ynsal geiler sonucunda, insanlarn kiisel gelirleri arpc bir ekilde artt, buna karlk sululuk, uyuturucu kullanm vb, belirgin eklide gerilemitir.(o) Weber, ilk kapitalist giriimcilerin grnrde servetlerini'kullanmaya hi de ilgi duymamalarna karn, niin btn yaamlar boyunca snrsz bir ekilde servet biriktirdiklerini aklamaya alt. Onlarn tok gzll, zdisiplin-leri, drstlkleri, temizlikleri ve hayatn kk zevklerine eilimli, olmamalar, Weber'in Kalvnist nbelirlenmilik retisinin bir biim deiiklii olarak grd, "bu dnyaya ilikin bir ilekeiik"ti. alma, herhangi bir yarar ya da tketim uruna yaplan,ho olmayan bir etkinlik deil, daha ok dindarn iinde ya kurtulmu ya da lanetlenmi olarak kendi statsn yanstacan umduu bir "aryd: alma tamamen "madd ve rasyonel olmayan" bir

amaca, kiinin "seilmi" olduunu gstermeye hizmet ediyordu. Dindarn almadaki kendini adaml ve dsipli279 ni, zevk ile acnn dnyevi, rasyonel -bir muhasebesiye aklanamazd. Weber, kapitalist gelimenin balangtaki dinsel itkisinin zamanla kreldiini ve kapitalizmde gene maddi zenginlik uruna almann ne ktn sylyordu. Ama gene de "arl olma grevi...l dinsei inan ieriklerinin bir hayaleti olarak" gnmzde yaamaya devam ediyordu. Modern Avrupa'daki alma ahlk ruhsal kkenlerinden bamsz tam olarak aklanamazd. Baka kltrlerde de "protestan ahlk" ile benzerlikler bulunmutur."" rnein Robert Bellah, modern Japon alma ahlknn Kalvinizme benzer bir leve sahip dinsel kkenlere geri gtrlebileceini gstermitir. rnein, Budist Yodo inu (Saf Toprak) tarikat, tutumlulua, tok gzlle, drstle, sk almaya ve tketime ilikin ileke bir tutuma deer veriyor, ama ayn zamanda kazan . arzusunu eski Konfys' Japon geleneinde grlmeyen br ekilde hakl gsteriyordu.(I2> ida Baygan'n in-gaku hareketi Yodo inu kadar etkili olmad, ama o da ayn ekilde "bu dnyaya likin mistisizmin bir trn vaaz ediyor, tketimi kmserken tutumluluu ve alkanl vyordu.'13* Bu dinsel hareketler samuray snfnn buido ahlakyla, aristokrat Japon savalarnn yaam ide-olojisiyle sk skya balyd. Bu kurallar lm kmsemeyi, aylak bir efendi yaamna kaplmadan dua etmeyi gerektiriyor, ilekelii, tutumluluu ve zellikle renmeyi tlyordu. O nedenle, denizcilik teknolojisi ve Prusya Anayasas ile birlikte, ileke alma ahlk ve rasyonellii ile "kapitalizmin ruhu"nun da Japonya'ya thal edilmesi gerekli olmad. Bu, lkenin dinsel ve kltrel gelenekleri iinde zaten mevcuttu. Yukarda saylan rneklerde din kapitalizm ynnde bir gelimeyi tevik etmi ya da salamtr. Ama din ve kltr ou kez bir engel de oluturmutur. rnein Hinduizm, btn insanlarn eit deerliliini vaaz etmeyen az saydaki dnya dinlerinden birisidir. Hinduist reti daha ok insanlar kat bir ekilde, haklar, ayrcalklar ve yaam tarzlarnn kesin bir ekilde tanmland karmak bir kastlar sistemine ayrr. u ilgin bir elikidir: Hinduizm, Hin280 distan'da liberal bir politika iin -artan dinsel hogrszln liberal politik dzenin stikrarna ilikin kukulan artrmasna ramen- byk bir engel oluturmazken, lkenin ekonomik gelimesini aka byk lde frenlemitir. Bu genel olarak Hinduizm'de alt kastlarn yoksulluunun ve sosyal hareketsizliinin kutsanmasyla aklanmaktadr: nsanlar, ilerdeki yaamlarnn birinde olaslkla daha st bir kasta doacaklar vaadini almakta ve bu da onlar imdiki yaamlarnda sahip olduklar toplumsal konumla uzlatrmaktadr. Hinduizmde yoksulluun geleneksel olarak kutsal saylmasna, modern Hindistan'n babas Gandi daha ada bir biim kazandrd. Gandi, basit kyl yaamnn erdemlerini ruhsal gerekleme olarak vd. Hinduizm byk yoksulluk iinde yaayan Hintliler iin hayatn yklerini biraz hafifletmi olabilir; ayn zamanda "ruhsall" Ba-t'da orta tabakadan gen insanlar zerinde muazzam bir ekim gcne sahiptir. Ama yandalarna birok bakmdan kapitalizmin ruhuna ters olan "bu dnyaya ilikin" bir uyuukluk ve atalet alamaktadr. ok baarl birok Hintli iadam vardr, ama bunlar (tpk dar g etmi inliler gibi) Hint kltrnn snrlarnn tesinde daha giriimci bir ruh sergiliyor. Yazar V. S. Naypaul, yurtdnda ok sayda nl Hintli bilim adam olduunu saptamakta ve unu belirtmektedir; Hindistan'daki yoksulluk insan her trl makineden daha fazla aalar ve Hindistan'daki insanlar, darna dncesiyle makine uygarlklarnda olduundan ok daha fazla, kr krne bir itaate zorlanm atomize paralar durumundadr. Bilim adam Hindistan'a dndkten sonra yurtdnda kazand bireysellii terkeder, yeniden kast kimliine brnr ve dnya gene basitleir. Yara sargs gibi rahatlatc kesin kurallar vardr. Bir zamanlar yaratclnn nkoullar olan bireysel alglama ve bireysel yarg yetenei, imdi bir yk gibi kenara atlr... Kast belas, yalnzca elsrlemezlik ve bundan kaynaklanan Hindistan'daki pisliin kutsallatrlmas deildir; ilerlemeye alan bir Hindistan'da asl bela, kast sisteminin talep 281

ettii, hereyi kapsayan itaat, smarlama sevinler, her trl servenciliin lanetlenmesi ve bireyselliin ve rnek bir-ey yapma olanann reddedmesidir.'w Gunnar Myrdal Gney Asya'daki yoksullua ilikin nl aratrmasnda, bir btn olarak bakldnda Hindu dininin "toplumsal ataleti muazzam lde tevik ettii" ve hibir ekilde, Kalvinizm ya da Yodo insu gibi, dnm kolaylatrmad sonucuna varmtr.a5) Birok toplum bilimci, dinin "geleneksel kltr"rv sanayilemenin etkisiyle yok olacak yanlarndan biri olduunu sylerken, Hinduizm'in yoksullua yaklam gibi rnekleri dnyor. Buna gre, dinsel nan temelde rasyonel deildir ve bu nedenle er ya da ge modern kapitalizmin rasyonel kr hrs tarafndan saf d edilecektir. Ama eer Weber ve Bellah haklysa, o zaman dinsel inancn belli biimleriyle kapitalizm arasnda kkl gerilimler yok demektir; tersine dinsel reti Avrupa ve Japonya kapita-lizmini byk lde kolaylatrmtr.nk dinsel retiler . "arl olarak" almay; yani tketim uruna deil kendi bana bir ama olarak almay desteklemitir. Saf ekonomik liberalizm, -insann aklnn yardmyla zel mlkiyet arzusunu tatmin ederek snrszca zenginlemesi gerektiini syleyen reti- kapitaiist toplumlarn bir ounun nasl ilediini belki aklayabilmektedir, ama rekabette zellikle baarl ve dinamik toplumlar iin bir aklama modeli olarak yetersiz kalmaktadr. Bu tr lkeler, znde rasyonel olmayan;"nodem\ik ncesi" bir alma ahlk sayesinde zirveye kadar kabilmitir. nsanlar almak iin altklar iin ileke bir hayat yaamakta ve erken lm gze alabilmektedir. O nedenle tarihin sonunda da, rasyonel liberal ekonomik dnyamzn ayakta kalabilmesi iin ya da en azndan dnya ekonomik gleri arasnda nlerde kalmaya devam etmek istiyorsak, bir tr rasyonel olmayan thymos hl gereklidir. Avrupa ya da Japonya'daki alma ahlknn, dinsel kkenine ramen, aradan geen sre iinde modern toplumlarn hereyi kapsayan dnyevilemesi sonucu, ruhsal 282 temellerinden tamamen koptuu ne srlebilir. nsanlar artk bir meslekte almaya "arl olduklarna" inanmyor, daha ok kapitalizmin yasalarnn emrettii gibi, kendi zkarlarm rasyonel olarak izlemek iin alyorlar. Kapitalist alma ahlknn ruhsal-dnsel temelini yitirmesi ve hemen tketmeyi meru ve arzu edilir sayan bir kltrn gelimesi, baz gzlemcilerin bunun alma ahlaknn ve dolaysyla kapitalizmin kmesine yol aaca sonucuna varmasn getirdi/16 "Bolluk toplumu"nun doai zorunluluklarn son itkisini de etkisi eletirdii ve insanlar almann zevklerinden ok, bo zamann zevklerini tad-maya cezbettit ileri srlyor. Yetmili yllarda ok sayda aratrma alma ahlknn kmesine ilikin ngrleri dorular gibi grnyordu. Amerikan managerleri iilerde meslek ahlk, zdisiplin ve motivasyon eksiklii saptamada gr birlii iindeydi .<17J teyandan gnmzde ok az manager Weber'in tasvir ettii ileke tutumluluun bir rneini veriyor. S02 konusu gzlemciler, i ahlknn cepheden gelen bir saldrya kurban gitmekten ok, "kendini gerekletirmek" ya da herhangi bir i deil de "anlaml bir i yapmak" gibi, bu dnyaya' ilikin ilekelikle badamayan deerlerin desteklendiini belirtiyor. alma ahlknn giderek yozlamasnn Japonya'da da problemler yarataca syleniyor, nk Japon yneticileri ve managerleri de, tpk Amerikal ya da Avrupal meslektalar gibi, kltrlerinin ruhsal kklerinden kopmu ve maddiyata ynelmitir. alma ahlaknn kmesine ilikin ngrlerin gerekleip gereklemeyeceini zaman gsterecektir. Yetmili yllarda gzlenen daha az belirgin bir alma ahlak eilimi en azndan ABD'deki profesyonel ve managerler snfnda, imdilik gene tersine dnm gibi gornyor.(18) Bunun nedenleri ncelikle kltrel dei! ekonomiktir. Seksenli yllarda birok kesimin yaam standart dt ve iyerleri eskisi kadar gvenli olmaktan kt. nsanlar toplumsal konumlarn koruyabilmek iin daha sk almak zorunda kaldlar. Her zamankinden daha yksek maddi refaha sahip kesimlerde bile, bu dnemde rasyonel zkarar insanlar daha alkan olmaya ve daha uzun sreli a283

lmaya yneltti. Tketim dncesinin alma ahlk zerinde olumsuz etkilerde bulunacandan endie edenler, tpk Marx gibi, insan arzusunun sonsuz esnek doasn ve insanlar fiziksel snrlarnn sonuna kadar almaya zorlayan byk gvensizlii unutuyordu. alma ahlaknn olumasnda rasyonel zkarn ne kadar nemli olduunu, ortak bir kltrel arkaplana ama farkl maddi teviklere sahip Dou Alman ve Bat Alman iilerinin retkenliklerinin karlatrlmas da gsterir. Kapitalist Bat'nn 'belirgin alma ahlk, muhtemelen Weber'in iaret ettii "l dinsel inan ieriklerinin hayaletinin kalclndan ok,aklla iftleen arzunun muazzam gc sonucu srmektedir. Ne yar ki, ekonomik liberalizmi benimsemi ve rasyonel zkarn etkin olduu lkeler arasnda bile alma ahlkna yaklam konusunda farkllklar var. Thymos baz lkelerde modern dnyada dinin yan sra balanabilecei yeni hedefler bulmu gibi grnyor. rnein Japon kltr (ve daha birok baka Dou Asya kltr), bireylerden ok gruplara; en kk dolaysz grup olan aileye, yetitirme ve eitimde oluan eitli retmen- renci ilikilerine, allan iyerindeki gruplara ve Japon kltrnde hl bir nem tayan en byk grup olan ulusa yneliyor. Bireyin kimlii neredeyse tamamen grubun kimlii inde eriyor. Birey kendi ksa erimli esenliinden ok, inde olduu grup ya da gruplarn esenlii iin 'alyor. Stats kendi kiisel verimliliinden ok grubunun verimlilii tarafndan belirleniyor. Grup ball ak bir thymotik karaktere sahip; birey, maann ksa erimli maddi yaran iin deil, grubun kendisine salad kabul grme ve kendi grubunun teki gruplarn gznde elde ettii kabul grme in alyor. Bireyin kabul grme elde etmesi iin urat grup ulus olduunda, sonu ekonomik milliyetilik oluyor. Ve Japonya ekonomi sz konusu olduunda gerekten ABD'den ok daha milliyetidir. Bu ak bir korumaclk olarak deil, ok daha st rtl biimlerde, rnein Japon imalatlarn geleneksel bir yedi para imalat ana sahip olmasnda ya da Japon tketicilerin Japon mallarna gnll olarak daha yksek fiyatlar 284 demesinde grlr. Bu grup kimlii temelinde, belli byk Japon iletmelerinde allm mr boyu istihdam gibi baz uygulamalar ok etkili olmaktadr. Bat ekonomik liberalizmine gre mr boyu istihdam, -kimi niversite profesrlerinin kesin ie alndktan sonra yayn almasn durdurmas gibialanlara ar gvenlik salad iin verimlilik yeteneini azaltr. Herkese son zmlemede mr boyu bir istihdamn garanti edilmi olduu komnist lkelerin deneyimleri de bu gr dorulamaktadr. En byk yetenekler en iddial devler tarafndan cezbedilmeli ve en yksek maalarla dllendirilmeli, ayn ekilde iletmeler "kurumu aalar" kesip atabilmelidir. verenler ile igrenler arasndaki bir sadakat ilikisi, klasik liberal ekonomi kuramna gre, piyasada esneklii engeller ve verimlilii snrlar. Japon kltrnn tevik ettii grup bilinci erevesinde, ii iverenin paternalist sadakatini daha fazla verimlilikle dllendirir, nk kendisi iin deil, byk organizasyonun saygnl iin almaktadr, Byk organizasyon basite iki haftalk cret ekini gnderen yer deil, daha ok bir kabul grme kayna ve aile ye dostlar iin koruyucu bir emsiyedir. Japonlarn son derece gelimi ulusal zbi-linleri, kimlik ve motivasyon iin aile ve iletmenin yan sra ek bir kaynaktr. Japonya'nn, dinselliin pratikte artk pek bir rol oynamad bir ada belirgin bir alma ahlkn hl srdrebilmesinin nedeni, kesien byk topluluklar sistemi tarafndan kabul grmeye dayal alma gururudur. Asya'nn baka blmleri iin de tipik olan, bu son derece gelimi grup ruhuna Avrupa'da ender olarak rastla-. nr, Amerika'da ise hi yoktur. Burada bir iletmeye mr , boyu sadk kalma dncesi hibir ekilde yank bulamaz. Ama Asya dnda da alma ahlknn korunmasna katkda bulunmu belli grup ruhu biimleri vardr. Ynetim ile alanlarn ihracat pazarlarn geniletme amacyla ortak aba gstermesi eklindeki ekonomik milliyetilik, sve ve Almanya gibi Avrupa lkelerinde olduka gelimitir. Zanaatkar loncalar grup kimliinin geleneksel bir biimiy285

di. stn nitelikli bir tornac vakit doldurmak iin deil, emeinin rnnden gurur duymak iin alr. Ayn ey, grece yksek kalite talepleri ruhun thymotik yanma bir tatmin sunan serbest meslekler iin de geerlidir. Komnizmin ekonomik k, belirgin bir alma ahlk asndan grup ruhunun belli biimlerinin bireysel zkara oranla daha az. tevik edici olduunu gstermitir. Dou Alman ya da Sovyet iisi yerel parti yetkilisi tarafndan, sosyalizmin kuruluu iin almaya ya da Kbal veya Vietnamllarla dayanma iin Cumartesi gnn feda etmeye arlyordu. i almay, sadece mmkn olduunca atlatmak gereken bir yk olarak gryordu. nsanlarn onlarca yldr devletin salad bakma alt Dou Avrupa'daki yeni demokratik lkeler, imdi bireysel z-kar temelinde yeni bir alma ahlk yaratma greviyle kar karyalar. Ama Asya ve Avrupa'daki baz baarl ekonomik sistemlerin deneyimi, kiisel verimflii tevik eden geni bir aa sahip kapitalist lkelerde, Bat liberal ekonomi kuramnn ekirdeinde yatan bireysel zkarn, grup karnn belli biimlerine oranla daha az motive edici olduuna iaret etmektedir. nsanlarn aileleri iin, yalnzca kendileri in olduundan daha ok alt ve kriz ve sava zamanlarnda ulus iin almaya hazr olduklar Bat'da oktandr biliniyor. Buna karlk, Birleik Devletler'in ya da Byk Britanya'nn tamamen rasyonel arzuya dayal son derece atomistik ekonomik liberalizmi, belli bir noktadan sonra verimlilii frenleyici olmaktadr. iler almalarndan kendi bana bir ama olarak gurur duymamakta, yalnzca satlacak bir mal gibi grmekte ya da iilerle yneticiler birbirlerini, baka lkelerin ii ve yneticileriyle rekabet halindeki ortaklar olarak deil de, sfr sonulu bir oyundaki hasmlar olarak kabul etmektedir.tt9) _ Kltr yalnzca bir lkenin liberal bir politik sistem kurup srdrmesini deil, belli bir lkedeki liberal ekonomik sistemin ilemesini de etkiler. Gerek kapitalizmin baars, gerekse politik- demokrasinin baars, ksmen modernlik ncesi kltrel geleneklerin varlklarn yakn ada da 286 srdrmesinin bir sonucudur. Politik liberalizm gibi ekonomik liberalizm de kendi basma var olamaz, bir lde rasyonel olmayan thymo$'& baldr. Birok ulusun politik ve ekonomik liberalizmi benimsemesi, bunlar arasnda kltrel kkenli farkllklar kalmad anlamna kesinlikle gelmez. Tersine ideolojik atmalar geri plana dtke, farkllklar daha da belirginleecektir. ABD ve Japonya, biimsel olarak ayn politik ve ekonomik sisteme sahip olmakla birlikte, birok Amerikal daha imdiden zgrln dnyadaki durumu gibi bir sorundan ok, Japonya ile olan ticaret anlamazlklar zerine kafa yoruyor. te yandan Japonya'nn Amerika ile olan ticaretinin, kapanmas pek olanakl grnmeyen srekli bir fazla vermesinin nedeni; yasalarla dzenlenen bir korumaclktan ok, yksek tasarruf oran ve Japon ihracatlar arasndaki st rtl ilikiler gibi kltrel etkenlerdir. Souk Sava dnemindeki gibi ideolojik anlamazlklar taraflardan birinin Berlin Duvar rneinde olduu gibi, belli bir politik konuda dn vermesiyle ya da deolojisinden tamamen vazgemesiyle giderilebilir. Ama grnrde liberal olan kapitalist demokrasiler arasndaki nat kltrel ayrlklarn kknn kaznmas ok daha zor olacaktr. Japonya ile Amerika arasndaki almaya yaklam konusundaki kltrel farkllklar, bu iki lke ile kapitalist ekonominin kuruluunda daha az baarl olmu herhangi bir nc Dnya lkesi arasndaki kltrel farkllklarla karlatrldnda, gerekten ok azdr. Ekonomik liberalizm her halka ekonomik gelimenin en yksek yolunu sunmaktadr. Birok lkenin sorunu,, yksek byme oranlar iin gerekli nkoul olan piyasa ekonomisi ilkelerine ynelik doru politik stratejiyi bulamamaktr. Din, milliyetilik, zanaatkarn ya da serbest meslek sahibinin kendi - emeinin rnnden belli bir gurur duymas gibi "rasyonel olmayan" thymos trleri, ekonomik davran eitli biimlerde etkilemekte ve bylece uluslarn ekonomik refah ya da aclarna katkda bulunmaktadr. Bu farkllklarn varln srdrecek olmas, uluslararas yaamn gelecekte kart ideolojilerden ok, farkl kltrler arasndaki bir rekabet 287 mcadelesi olarak grlecei anlamna geliyor. 22 isyan mparatorluklar: Sayg mparatorluklar

Kltrn bir lkenin ekonomik gelimesi zerindeki olumlu ya da olumsuz etkileri, kinci Ksm'da anlatlan Evrensel Tarih'n ilerlemesinin nne potansiyel engeller karr. Moderiekonomi -modern doa bilimlerinin damgasn tayan sanayileme sreci- insanln tekdzelemesini getirmekte ve geleneksel kltrlerin ok renkli eitliliini tahrip etmektedir. Ama bu sre her yerde zafer kazanmayabilir ve belli kltrleri ve thymos\\n belli grn biimlerini zk sevmeyebilir. te yandan ekonomik tekdze-leme sreci bir yerde durursa, demokratiklemenin ne olaca belli deildir. Dnyada birok halk kapitalist refah ve liberal demokrasi arzu ediyor, ama olaslkla bu hedeflere hepsi ulaamayacak. u anda liberal demokrasinin ayrntl olarak dnlm seenekleri ortada yoktur. Ama gelecekte tarihte benzeri hi grlmedik yeni otoriter sistemler geliebilir. Eer bye birey olursa, bu seenekler iki farkl halk grubu arasndan; ya ekonomik liberalizmi gerekletirmek iin byk abalar gstermelerine karn kltrel nedenlerden kalc bir baar elde edemeyen ya da kapitalist oyunda olaanst baarl olan halklar iinden kabilir. Ekonomik krizler antilibera dnceyi besler; bu gemite yeterince grld. Gnmz dnyasnda arlkl olarak Mslman bir nfusa sahip yaklak btn lkelerde islamc banazlk yaygnlayor. Bu, Mslman toplumlarn mslman olmayan Bat karsnda genellikle baarsz kalmasna bir tepki olarak yorumlanabilir. Asker bakmdan ar basan Avrupa'dan kaynaklanan rekabet bask288289 s altnda, ok sayda slam lkesi 19. yzylda ve 20. yzyln banda radikal modernleme nlemlerine bavurdu. Rekabet yetenei iin gerekli bir koul saylan Bat yaam tarzlarn aldlar. Japonya'da Meici dnemindeki reformlarda olduu gibi, bu tr modernleme programlaryla, ekonomiden brokrasi ve askerlie, ^eitim sisteminden sosyal politikaya kadar yaamn btn alanlarnda Bat rasyonalizminin ilkelerini dnsz bir ekilde gerekletirmeyi denediler. Bu ynde en sistematik giriimi Trkiye gerekletirdi; 19yzyldaki Osmanl reformlarn, Trk milliyetiliine dayal dnyevi bir toplum yaratmak isteyen, gnmz Trkiye'sinin kurucusu Kemal Atatrk'n 20. yzyldaki reformlar izledi. Msr devlet bakan Nasir'm ve Suriye, Lbnan ve Irak Baas partilerinin byk pan-Arap ulusal hareketlerinde temsil edilen dnyevi (laik) milliyetilik, slam dnyasna Bat'dan yaplan son nemli dnce ithali oldu. Japonya, Meici dneminde Bat teknolojisini ald ve 1905'de Rusya'y vurdu, 1941'de Bat teknolojisiyle ABD'ye saldrd. Buna karlk slam lkelerinin ou, Bat'dan aldklarn kendi yaam tarzlaryla gerekten ikna edici bir ekilde btnletiremedi ve 19- ve 20. yzyln bandaki modernletrmecilerin umduu politik ve ekonomik baarlara ulaamad. 1960 ve 70'lerdeki petrol zenginlii gelene kadar, hibir slam toplumu askeri ya da ekonomik bakmdan meydan okuyacak durumda deildi; hatta birok lke kinci Dnya Sava sonrasna kadar bir smrge bamll iindeydi.Msr'n srail karsndaki 1967'deki moral bozucu yenilgisiyle birlikte, dnyevi bir pan-Arap birlii plan da iflas etti. 1978/79 ran Devrimi ile gndeme gelen slamc banazln yeniden douu, "geleneksel deerler"in modern dnyada varln korumay baard anlamna gelmiyordu; bu yozlam ve hibir snr tanmayan deer yarglar son yz yl inde kkten tasfiye olmutu. Banazln (fundamentalizm) yeniden douunun anlam daha ok, grnrde ok uzak bir gemiten kaynaklanan daha eski ve saf bir deerler dizisinin nostaljik bir ekilde yeniden kabul edilmesiydi. Bunlar, ne yakn gemiin gzden 290 dm "geleneksel deerler11!, ne de Ortadou'ya ok yetersiz bir ekilde aktarlm batl deerlerdi. Bu adan slamc banazln da, daha ok en modern lkelerde kk salm olmas hi de artc deildir; nk Batl deerlerin alnmas zellikle bu lkelerin geleneksel kltrleri asndan tehdit edici bir nitelik tayordu. slamc yeniden' douun gc ancak, slam toplumunun onurunun ; ne geleneksel toplum sistemini koruyabilmi, ne de Bat'nn tekniini ve-deerlerini zmseyebilmi olan slam toplumlarnn onurunun ne kadar derinden zedelendii bilinirse anlalabilir.

Amerika Birleik Devletleri'nde bile, ekonomik etkinlie farkl kltrel yaklamlarn dolayl sonular olarak yeni antiliberal ideolojilerin ipular farkedilmektedir. Sivil haklar hareketinin tepe noktasnda siyahlarn ou, beyaz, toplumla tamamen btnlemek ve bylece Amerikan toplumunun egemen kltrel deerlerini kesin kabul etmek iin ura veriyordu. Siyah Amerikallar asndan sorun, deerlerin kendisi deil, bu deerleri benimsediklerinde siyahlarn onurunun beyaz toplum tarafndan kabul edilmesiydi. Ama altml yllarda hak eitliinin nndeki yasal engellerin kaldrlm ve siyahlar kollayan bir dizi "olumlu aynmchk program" uygulamaya sokulmu olmasna ramen, Amerikal siyah nfusun bir blmnn ekonomik durumu yilemek bir yana daha da ktleti. O nedenle gnmzde politikada sk sk, ekonomik baarnn alma, eitim ve ie alma gibi geleneksel ltlerinin evrensel deil, yalnzca beyaz deerleri yanstt ileri srlyor. Birok siyah lider, artk "renk kr" bir toplumla btnlemek istememekte, tersine beyaz toplumunkiyle edeer ama ondan farkl; kendi zel tarihi, gelenekleri, kahramanlar ve deer yarglar olan ayr karakteristik br Afro-amerikan kltre sahip olmaktan gurur duymak gerektiini sylemektedir. Kimi zaman bu yaklam, balangtaki Afrika kltrnn sosyalizm ya da kapitalizm gibi "Avrupai" kazanmlara stn olduunu ilan. eden br "Af-ro-merkezcilik"e dnmektedir. Birok siyah bugn kltrlerinin eitim sistemi, verenler ve devlet tarafndan ka291 bul edilmesini talep ediyor; artk eskiden olduu gibi yalnzca genel insanlk onurlaryla -Martin Luther King'in savunduu gibi moral etmen olarak insann Hristiyan onuruyla- kabul edilmeyi yeterli bulmuyorlar. Bu durum rk ayrmn yeniden kuvvetlendirdi, ama bu kez bu siyahlardan kaynaklanyor; Amerikan niversitelerinin bir ounun kampsnde bu aka grlyor. Bireyin sosyal -ykselii, grubun saygnlyla bireysel verimlilik ve bireysel ekonomik etkinlikle olduundan daha sk balantlandrlyor. Yeni antiliberal ideolojiler yalnzca kltrel nedenlerden ekonomik rekabette geride kaldklarm dnen gruplarda yeermez, ekonomik bakmdan olaanst baarl olmu gruplar da otoriter grler savunabilir. Amerikan ve Fransz Devrimlerinin liberal evrenselliine ynelik en byk meydan okuma, bugn ekonomik iflaslar herkes tarafndan grlen komnist dnyadan deil, liberal ekonomi sistemini patriyarkal, otoriter bir hkmet sistemiyle birletiren Asya toplumlarndan geliyor. Japonya ve teki Asya lkeleri ikinci Dnya Sava'ndan sonra uzun sre Amerika ve Avrupa'y tam modem bir toplumun modeli olarak, grdler ve rekabet edebilir olmak iin; teknoloji, yneticilik teknikleri ve politik sistem de iinde olmak zere, Bat'dan hereyi almak gerektiini dndler. Ama muazzam ekonomik baaryla birlikte, bunun yalnzca Ba-t'nm yaama ve alma tarznn baarl bir ekilde alnm olmasndan deil, ayn zamanda Asya toplumlarn belirgin alma ahlk gibi belli geleneksel zelliklerini kltrlerinde srdrmesinden \e bunlar modem i dnyasyla btnletirmesinden kaynakland grld. Asya'nn byk bir blmnde politik otoritenin kkleri Avrupa ve Kuzey Amerika'dakinden ok farkldr ve liberal demokratik hkmet biimi burada, tarihsel olarak doduu lkelerde olduundan ok deiik yorumlanr.05 Japonya'da ve teki Konfiys' toplumlarda alma ahlknn korunmas in nemli olan toplumsal gruplar, politik otoritenin temeli olarak da belirleyici bir rol oynar. Birey kendi statsn, ncelikle bireysel yetenekleri ve z-deer duygusuyla deil, ok saydaki iice gemi gruplar292 dan birinin yesi olarak tanmlar. Amerikan Anayasasnda olduu gibi Japon Anayasas'nda ve hukuk sisteminde de bireyin haklar kabul edilir, ama Japon toplumu ncelikle gruplar kabul eder. Birey ancak bir grubun yesiyse ve onun kurallarna uyuyorsa onur sahibidir. Kiisel onurunu ve haklarn gruba ramen savunmaya kalktnda toplumsal olarak aalanr ve statsn kaybeder. Bireyin zerinde bu, geleneksel despotizmin ak tiranl kadar ykc bir etkide bulunabilir. Bylece grupla uyumlu davran ynnde gl bir -zorlama oluur. Bylesi kltrlerde ocuklar bunu ok kk bir yata iselletirir. Tocqueville'in formle ettii gibi,

birey Asya'da "ounluun tiranh"na, ya da daha iyi bir deyimle, hayat boyunca ilikisi olan kk ve byk toplumsal gruplardaki ounluklarn Uranlna bamldr. Japon toplumundan alnma ama Dou Asya'daki teki toplumlar iin de geerli baz rneklerde, bu ok ak grlebilir. Japonya'da bir insann dikkate almas gereken ilk toplumsal grup ailedir. Bir babann ocuu karsndaki iyiliksever otoritesi, bir bakma, hkmeden ile hkmedilen arasndaki iliki de dahil, toplumdaki otorite ilikilerinin bir modelidir.'2 (Babann otoritesi Avrupa'da da politik otorite iin bir modeldi, ama modern liberalizm br gelenekten kesin bir kopuun ifadesi oldu.(i)) Amerika'da kk ocuklarn anababalarnm otoritesine sayg gstermesi beklenir, ama ocuklar byynce ana-babalarna kar kendi kimliklerini savunur. Gencin ana-babann deer yarglarna ve isteklerine kar isyan, yetikin insan kimliinin olumasnn gerekli bir bileenidir/4' nk ocuk, birer psikolojik kaynak olan zerklik ile bamszl ve baba evinin sunduu korumay terketme yeteneine dayal ve daha sonra yetikin yaamnda kendini destekleyecek olan thymotik zdeer duygusunu, ancak bu isyan iinde gelitirebilir. ocuk ana-babasyla, bu kez baml deil de tersine eit hakl bir partnr olarak katld karlkl saygya dayal bir ilikiye, ancak bu syan dnemini baaryla geride braktktan sonra yeniden geebilir. Japonya'da ise bu genlik dnemi isyanna denk den, birey yoktur, ocu293 un yallara gsterdii sayg btn yetikin yaamnda aynen devam eder. Thymos gurur duyulan bir bireysel benlie deil, daha ok, saygnl tek tek aile yelerinin say-. gnlndan nde gelen aileye baldr.(5> Kii, deeri baka nsanlar tarafndan kabul grmediinde yara alr, ama ailesi kmsendinde durum ok daha ktdr. Ayn ekilde, kii bireysel bir hata yaptnda deil, aileyi rezil edecek birey yaptnda utanr.(6> Japonya'da bugn bile, evlenilecek kiinin seilmesi gibi birok nemli karan, ocuklar adna ana-babalar vermektedir. Kendine saygs plan hibir gen Amerikal buna izin vermezdi. Japonya'da grup bilinci, demokratik politikaya likin Bat'nn allm anlayna uygun "politik pratiklerin tamamen eksik olmasnda da grlmektedir. Bat demokrasisi doru ve yanl zerine farkl grler arasnda, gazete makalelerinden seim mcadelesine kadar eitli dzeylerde yrtlen tartmalar zerinde ykselir. Politik partiler farkl kar ya da grleri temsil eder ve srayla hkmete gelip giderler. Kartlarn tartmas normal ileyen'bir demokrasinin doal, hatta gerekli bir paras kabul edilir. Japonya'da ise toplum kendini btnyle tek ve istikrarl bir otoriteye sahip, tek ve byk bir grup ya da aile olarak grr. Grubun iindeki uyum ok nemlidir, o nedenle ak anlamazlklar daha ok politikann kenarna itilir. "Temel politik sorunlar"a ilikin gr ayrlklarnn yol at iktidar deiiklikleri grlmez. Liberal Demokratik Parti (LDP) onlarca yldr hkmettedir. Elbette her toplumda olduu gibi Japonya'da da gr ayrlklar ve kar atmalar vardr, ama bunlar genellikle kamuoyu dlanarak, merkezi brokrasi iinde ya da LDP'nin arka odalarnda yrtlr.00 Dardan LDP'ye br sorun getirmek hemen hemen olanakszdr. LDP iinde politika, aalar ve adamlar arasndaki, Bat'da herhangi bir ekilde politik ierik saylmas mmkn olmayan, kiisel ilikilere dayal fraksiyonlar arasndaki bitmek tkenmek bilmeyen manevralardan ibarettir. Japonya'da grup uzlamasna yaplan vurgu, romanc Yukio Mima gibi kendi grn aklamaktan ekinme294 / yen kiilere gsterilen saygyla ksmen dengelenmektedir. Ama rnein, salt yaadklar toplumdaki hakszlklara kar kan bir Soldentsin ya da Saharov'un deerlere dayal bireysellii, teki Asya toplumlarnda pek sayg uyandrmazd. Frank Opra'nn Mr. Smith Washington'a Gidiyor adl filminde James -Steward, seilmi senatrn lm zerine eyaletini politik ynetimde temsil etmesi gereken kasabal sradan bir adam oynar. Mr. Smith Washington'da eitli yolsuzluklarla karlar ve bunlara kar kar. Kendisini ynlendirmek isteyen politikaclarn akn baklar altnda senatoda uzun konumalar yaparak ilkesiz bir yasa taslan engeller. Steward bu filmde bir bakma Amerikal kahraman tipini

canlandrmaktadr. Oysa Asya toplumlarnn ounda, birisinin tek bana egemen uzlamaya meydan okumas delilik kabul edilirdi. Japon demokrasisi Amerikan ya da Avrupa standartlarna gre olduka otoriter saylr. lkedeki en gl adamlar, bu konumlara genel bir seim sonucu deil, eitimleri ya da kiisel vesayet sonucu gelmi yksek dzey brokratlar ya da LDP iindeki gruplarn liderleridir. Toplumun esenliine likin nemli kararlar bunlar alr, ama halk kendi temsilcileri zerinde pek bir bask uygulayamaz. Sistem biimsel olarak bakldnda demokratik olduu iin temelde demokratiktir; yani ok partili sistem, dzenli seimler ve belli temel haklarn garanti edilmesi gibi, liberal demokrasinin balca ltleri mevcuttur. Evrensel inan haklarna ilikin Bat kavramlar Japon toplumunun geni kesimleri tarafndan kabul edilmi ve iselletirilmitir. Ama yle yanlar vardr ki, Japonya'nn iyiniyetU bir tek ' parti, diktatrl tarafndan ynetildii de sylenebilir. Bunun nedeni, partinin Sovyet Komnist Partisi gibi kendini topluma dayatm olmas deil, Japon halknn bu tarz ynetilmeyi yelemesidir. Modern Japon hkmet sistemi kkleri grup ynelimli Japon kltrnde olan geni bir toplumsal uzlamann sonucudur. Bu kltr "daha ak" tartma ve atmalar ya da iktidardaki partinin srekli deimesini kaldramazd. Asya toplumlarnn ounda grup uyumunun istenilir 295 olduu konusunda bir gr birli vardr. O nedenle bu blgede ak otoritarizmin de yaygn olmas artc deildir. Hatta kimileri, rnein Singapur'un eski babakan Lee Kuan Yev, patriyarkal, otoriter hkmet sisteminin Asya'nn Konfys' geleneklerine daha iyi uyduunu ve daha da nemlisi, bu nedenle liberai demokrasiden daha iyi ve srekli yksek byme hzlar saladn ne srmektedir. Lee'ye gre, demokrasi ekonomik bymeyi engeller, rasyonel ekonomik planlamaya mdahale eder ve toplumun zararna bir dizi zel kar geerli klarak eitliki bir markl tevik eder. Zaten tam da Singapur'da hkmet son yllarda eletirel basn bask'altna almaya almakta ve politik rejim kartlarnn sivil haklarn inemektedir. Hkmet ayrca Bati'da hibir ekilde kabul edilemeyecek bir tarzda' yurttalarn zel hayatlarna karmakta, rnein genlerin salarn ne kadar uzatacana karar vermekte, videotekleri yasaklamakta ve sokaklara p atmak ya da tuvaletin suyunu ekmemek gibi kk davranlar sert bir ekilde cezalandrmaktadr. Singapur'un otoritarizmi 20. yzyln standartlarna gre olduka lml saylabilir, ama iki farkl zellii vardr; Birincisi, olaanst bir ekonomik baarya elik etmitir ve ikincisi, ak bir ekilde, geici bir dzenleme deil, tersine liberal demokrasiye stn bir sistem olarak gerekelendirilmitir. Asya toplumlar grup ynelimleriyle ok ey kaybediyor. yelerinden yksek dzeyde bir uyum talep ediyor ve bireysel gelimenin en lml biimlerini bile geri pskrtyorlar. Bylesi bir toplumun yelerinin ne kadar ar basklar altnda olduu, en arpc ekilde kadnn durumunda ortaya kmaktadr. Geleneksel patriyarkal aileye ok byk nem verilmesi, kadnlarn ev dnda bir yaam srdrme olanaklarn son derece kstlamtr. Tketicilerin de haklar azdr, kendilerinin pek bir katks olmayan ekonomik politikalar aynen kabul etmek zorundadrlar. Gruba dayal kabul grme son zmlemede rasyonel deildir, en ar biiminde ise otuzlu yllarda olduu gibi ovenizme ve savaa yol aar. Sava olmaynca da grup ynelimli bir kabul grme son derece ters ilevli olabilir. 296 rnein imdilerde, btn ileri gelimi lkeler daha yoksul ve az istikrarl lkelerden gelen, iyerlerini ve grece yksek sosyal gvenliin ektii muazzam bir nsan dalgasyla kar karyalar. Belli alanlar iin dk cretli igcne Japonya'nn gereksinimi ABD'den daha az deil, ama toplumsal gruplarn ilkesel hogrszl yznden Japonya gmen almaya en az elverili lke durumunda. ABD'nin atomistik liberalizmi, byk gmen topluluklarnn baarl bir ekilde zmsenmesi iin biricik elverili temeli oluturuyor. Asya'nn geleneksel deerlerinin modern tketim kltr karsnda yok olup gidecei uzun yllardr bekleniyor, ama bu ok yava gerekleiyor. Bu belki de, asya toplumlarnn, zellikle Asya dndaki seeneklerine ilikin en ok ikayet, tam. da topluluk eksiklii konusundadr.

Topluluk yaamnn k ABD'de aileden balyor; aile son ki kuak iinde, btn Amerikallarn tank olduu gibi srekli blnp paraland, atomize oklu. Ayrca belli bir yere bal olmann birok Amerikal'mn gznde bir nemi kalmad ve dolaysz aile evresi dnda bir topluluk ortam bulmak hemen hemen olanaksz. Asya toplumlar' ise topluluk duygusu sunuyor; bu kltrde yetien birok kii asndan, bunun karlnda denen toplumsal uyum ve snrl bireysellik, hi de tuzlu bir fatura deildir.. Bylesi grler asndan Asya ve ncelikle Japonya dnya tarihinin gelimesi asndan zellikle nemli bir dnm noktasnda bulunuyor. Ekonomik gelimesini gelecek iki kuak boyunca da srdrrse, Asya olduka farkl iki yne ynelebilir; bir olaslk, giderek kozmopolitleen ve eitim dzeyi ykselen halkn evrensel ve karlkl kabul grmeye ilikin Batl grleri zmsemeyi srdrme-sidir, Bylece biimsel liberal demokrasi daha da yaygnlar ve thymotik zdeleme kaynaklar olarak gruplarn nemi azalr. Asyallar kiisel onur, kadn haklar ve bireysel tketimle daha fazla lgilenir ve evrensel insan haklar ilkelerini iselletirir. Gney Kore ve Tayvan' son kuak iinde biimsel demokrasiye ynelten bylesi bir sretir. Japonya sava sonras dnemde bu dorultuda olduka 297 uzun bir yol almtr ve ataerkil kurumlarn kmesi, onu rnein Singapur'dan ok daha "modern" bir lke haline getirmitir. Ama eer Asyallar baarlarnn dn aldklar kltrlerden ok kendi kltrlerinin rn olduu sonucuna varr; eer Avrupa ve Amerika'da ekonomik byme Uzak Dou'ya oranla tkanr; eer Bat toplumlarnda aile gibi temel toplumsal kurumlarn k devam eder ve eer Batllar Asya'ya gvenmez ve dmanca davranrlarsa, o zaman teknolojik ekonomik rasyonalizm le ataerkil otorita-rizmi birletiren, demokratik olmayan bilinli bir antiliberal seenek Uzak Dou'da kk salabilir. u ana kadar birok Asya toplumu, Bat'nn liberal demokratik ilkelerini szde de olsa kabul etti, bunlar biimsel olarak alp ieriklerini Asya'nn kltrel geleneklerine uygun hale getirecek ekilde deitirdi. Ama tpk Bat yneticilik tekniklerinin Asya ekonomilerinin ilemesine katkda bulunmad gibi, bu biimin de Asya toplumlarnn baarl bir ekilde ilemesi asndan bir nem tamad ileri srlerek, biim de Ba-t'nin bir dayatmas olarak reddedilirse, demokrasiden kesin bir kopu pekl gndeme gelebilir. Lee Kuan Yev'in teorik aklamalarnda ve intaro ihara gibi baz Japonlarn yazlarnda, Asya'da liberal demokrasinin sistematik reddinin balanglarn grmek mmkndr. Gelecekte bylesi seenekler ortaya karsa Japonya'nn rol kiritik olacaktr, nk Asya'nn byk blmnn gznde modernlemenin modeli artk Amerika'dan ok Japonya'dr.00 Yeni bir Asya otoritarizmi olaslkla daha nce tanm olduumuz sert totaliter polis devleti trnden birey olmayacaktr. Tiranlk, nsanlarn st bir otoriteye gnll baeiinden ve kat bir toplumsal normlar sistemine uyum salamalarndan oluacak, bir sayg diktatrl olacaktr. Nasl slamc banazlk dnyann Mslman olmayan blmlerine ihra edilemezse, bylesi bir politik sistem de Asya'nn Konfys' mirasndan pay almam baka kltrlere ihra edilemez/9' Byle bir politik sistemin temsil ettii sayg lemi ei grlmedik bir refah yaratabilir. Ama birok insan asndan bu, ocukluk dneminin uzayp git298 mesi, dolaysyla zdeer duygusunun yeterince tatmin edilmemesi olur. Modern dnyada ilgin bir ikiii olgu gzlyoruz: Hem evrensel ve homojen devlet zafer kazanyor, hem de halklar varln srdryor. Bir yandan; modern ekonomi ve teknoloji ile rasyonel kabul grmenin bir hkmetin tek yasal temeli olduu dncesinin btn dnyada yaygnlamas sonucu insanlk giderek homojenleiyor, te yandan her yerde bu homojenlemeye kar bir direni, kltrel kimliklerin politika att bir dzeyde kendini yeniden kantlama abas sz konusu ve bu sonuta halklar ve uluslar arasndaki duvarlar pekitiriyor. "Souk canavara-,rm ensouu"nun zaferi tam bir zafer olmad. Son yz yl iinde kabul edilebilir ekonomik ve politik rgtlenme biimlerinin says giderek azald, ama ayakta kalabilen iki biim, kapitalizm ve liberal demokrasi, hl ok farkl yorumlanyor. Bu, ideolojik ayrlklarn geri plana gemi olmasna karn devletler arasnda gelecekte de nemli

ayrlklar olaca, ama bunlarn daha ok kltr ve ekonomi alanna kayaca anlamna geliyor. Bu ayrlklar, u andaki devletler sisteminin yakn bir gelecekte tamamen evrensel ve homojen bir devlete dnmeyeceini gsteriyor.0"' Gelecekte giderek daha ok sayda ulus, ekonomik ve politik bakmdan benzer ekilde rgtlenecek olsa da, ulus gene de merkezi bir zdeleme kutbu olarak kalmaya devam edecektir. Demek ki, devletler arasndaki ilikilerin gelecekte nasl olacana ve bildiimiz uluslararas dzenden nasl farkllaacana da bir bakmamz gerekiyor. 299 23 "Gerekilik "in Gerek Diilii nk tanrlar iin sanyor ve insanlar in kesin olarak biliyoruz ki, iktidara sahip olduklar her yerde doa gerei kanlmaz olarak hkmederler. Bu yasay ne yapan, ne de ktnda ilk uygulayan biz olduk; biz onu hazr bulduk ve btn zamanlar iin miras brakacaz; ve sizin ya da bakalarnn ayn iktidara sahip olsayd ayn eyi yapacandan emin bir- ekilde ondan yararlanyoruz. -Tukidides, Pelopones Sava '" nsanlk tarihinin dorusal gelimesi uluslararas likiler asndan ok nemli sonulan olabilir. Eer evrensel ve homojen devletin ykselmesi, bir toplumda yaayan bireyler dzeyinde rasyonel kabui grmenin yerlemesi ve aralarndaki efendi-uak ilikisinin son bulmas anlamna geliyorsa, o zaman bu devletin tipinin uluslararas devletler sistemine yaylmas uluslar arasndaki efendi-uak ilikilerinin, yani emperyalizmin ve bununla birlikte emperyalizme dayal sava olaslnn sonu anlamna gelecektir. 20. yzyln olaylar, evrensel bir tarihin ve tek tek lkelerde tarihsel bir ilerleme olup olmad sorusuna son derece karamsar bir yant verilmesine neden oldu. Devletler arasndaki likiler de ayn karamsarlkla deerlendirildi. Uluslararas ilikilere ilikin karamsar deerlendirmeler bir bakma i politikaya ilikin karamsarlktan daha belirgm-dir.Son yz yldr iktisat ve sosyolojideki btn nemli kuramsal akmlarn temsilcileri tarih ve tarihsel deiim soru300, nuyla bouuyor, oysa uluslararas ilikiler kurmalar sanki tarih yokmu, sava ve emperyalizm nsan ufkunun, balca kkenleri Tukidides zamanndan bu yana hep ayn kalm deimez yanlarym gibi konuuyor. nsan toplumunun btn alanlar; din, aile, ekonomik organizasyon, politik yasallk anlay tarihsel olarak gelimeye devam ediyor, yalnz uluslararas ilikiler hep ayn kalyor:"Sava ebedi^ dir.llw Bilim adamlar uluslararas ilikilere ilikin bu karamsar yaklam tarzna sistematik bir biim kazandrm ve buna. "gerekilik", realpolitik ya da "g politikas" adn takmlardr. Gerekilik bugn ister stemez uluslararas ilikileri kavrayn genel erevesini oluturmakta ve ABD ve Avrupa'daki d politika uzmanlarnn neredeyse tmnn anlayn belirlemektedir. Bu egemen yorumun zayflklarn incelemeden demokrasinin yaygnlamasnn uluslararas ilikiler zerinde nasl bir etkide bulunduunu anlayamayz. Gerekiliin *asl babas Machiaveli'dir. Bu dnr, insann, filozoflarn nasl yaamas gerektiine ilikin tasarmlarna deil, gerekte nasl yaadna bakmas gerektiini sylemiti; en iyi devletler ayakta kalmak isityorlarsa, en kt devletlerin politikalaryla yarmalyd. Ama modern politikada bir reti olarak gerekilik, ancak kinci Dnya Sava'ndan sqnra ortaya kt ve o tarihten bu yana eitli biimler ald. lk biimlendirmeleri savan hemen nce ve sonrasnda, teolog Reinhold Niebuhr, diplomat Georg Kennan ve profesr Hans Morgenthau gibi yazarlar yapt. Morgenthau'nun uluslararas likiler ders kitabnn Souk Sava'taki Amerikan d politika anlay zerinde byk etkisi oldu.B) O tarihten bu yana, bu kuramn "yeni gerekilik" ya da "yapsal gerekilik" gibi bir dizi akademik versiyonu gelitirildi, ama son kuaktaki en parlak avukat Herny Kissinger'dir. Dileri Bakan olanik Kissin-ger kendi uzun erimli grevini, Amerikan kamu oyunu Wilson'un damgasn tayan geleneksel liberalizmden vazgeirmek ve "daha gereki" bir d politika anlayna yneltmekte grnyordu. "Gereki" Kissingerin grevden 301

ayrlmasndan sonra da uzun sre Amerikan d politikasn belirleyen birok rencisi iin de karakteristikti. Btn politik gerekilik kuramlar, gvensizliin uluslararas sistemin evrensel ve edebi bir zellii olduu varsaymndan yola kar. Bunun nedeni bu sistemin anarik karakteridir/41 Uluslararas bir egemenlik yoktur, o nedenle her devlet btn teki devletlerin potansiyel tehditi altndadr ve bu gvensizlik nedeniyle kendini savunmak iin silaha sarlmaktan baka bir tercih olanana sahip deildir.01 Tehdit edilme duygusu bir bakma kanlmazdr: Her devlet tekilerin "savunma" nlemlerini bir tehdit olarak alglar ve bu nedenle kendi savunma nlemlerini alr; bu ise tekiler tarafndan bir tehdit olarak grlr. Bylece tehdit bir tr "kendi kendini dorulayan ngr" olur. Bunun sonucu, btn devletlerin kendi glerini tekilere oranla en oa karma abasdr. Rekabet ve sava ulusla-raras sistemin, devletlerin kendi doasndan deil ama sistemin anarik karakterinden kaynaklanan kanlmaz yan rnleridir. Gl olma abas devletlerin i rgtlenmesinden bamszdr; sz konusu olann, teokrasi ya da aristokratik kleci toplum mu, faist polis devleti, komnist diktatrlk ya da liberal demokrasi, mi olduununun hi nemi yoktur. Morgenthau, "Politika sahnesindeki aktrn davrannn dolaysz amacn gizlemek iin her zaman bir ideolojiye bavurmas, politikann doasnda yatar" demi ve bu amacn ise her zaman gl olma olduunu belirtmitir.(6) rnein Rusya arlk altnda olduu kadar, Bolevikler1 in zamannda da yaylm, hkmet biimleri deimekle birlikte yaylma arzusu ayn kalmtr.00 Marksizm-Leni-nizm'den btnyle kopmu gelecekteki bir Rus hkmeti de, olaslkla yaylmac olacaktr, nk Rus halknn glenme arzusu, anlatmn yaylmaclkta bulmaktadr/8' imdi 1930'lardaki askeri diktatrlkten farkl olarak liberal bir demokrasi de olsa, bu kez silahla deilse bile yen ile Asya'ya egemen olmak, Japonya'nn hl birinci ve en nemli hedefidir/ Btn devletler g peinde kouyorsa, o zaman bir sava olasl tek tek devletlerin saldrgan davranlarndan ok, devletler sisteminde bir g dengesi olup olmadna baldr. Eer bir g dengesi varsa, saldrganlk yarar salamayacaktr; g dengesi yoksa, devletler komular karsnda stnlk salamaya alacaktr. znde gerekilik teorisi, g dalmnn son zmlemede sava ve bar yoluyla belirlendiini syler. Sistemde iki devlet btn tekilerden stnse, g "iki kutuplu" dalm demektir. Pe-lopones Savalar dnemindeki Atina ve sparta, ki yz yl sonrasnn Roma ve Kartaca'si ve Souk Sava dnemindeki ABD ve SSCB iin bu geerliydi. teki seenek, gcn daha ok sayda devlet arasnda dald "ok kutuplu" bir sistemdir. rnein 18. ve 19- yzylda Avrupa'da byle bir sistem vard. Gerekilik retisinin savunucular, hangi sistemin daha iyi bir uzun erimli uluslararas istikrar salayacan ayrntl olarak tartmtr. ou iki kutupla sistemlerin daha istikrarl olabilecei sonucuna varm, ama sistemleri iinde olaslkla tam bir esneklie sahip olmamalar gibi rastlantl tarihsel etkenlere balanmlar-dr.ac> kinci Dnya Sava sonrasndaki iki kutuplu g dalm, Avrupa'da 1945'den bu yana -her zamankinden daha uzun bir sre - sava kmam olmasnn nedenlerinden biri olarak gsterilmektedir. Gerekilik kuramnn en ar biimi, ulusal devletleri davranlarnn ngrlmesi asndan ilerindeki eriin hibir nem tamad bilardo toplar gibi grr. Uluslararas politika biliminin devletlerin i yaamyla ilgili bilgilere ihtiyac yoktur, nemli olan yalnzca devletler arasndaki temaslarn fiziksel yasalardr: Doru aya ulaabilmesi iin bir top banta nasl arptrlmal ya da bir topun enerjisi aynj anda arpt iki baka topa nasl aktarlr? Buna gre, ne uluslararas politikann aktrleri tarih boyunca bir gelime iinde olan ok boyutlu insan toplumlardr, ne de savalar deerlerin arpmasnn sonucudur. "Bilardo topu" kuramna gre, sava ya da h^r olasln hesaplamak iin sadece uluslararas bir sistemin iki kutuplu mu, yoksa, ok kutuplu mu olduunu bilmek yeterlidir. Gerekilik kuram, hem uluslararas politikay betimle302 303

yici (deskriptif), hem de devletlerin d politikalarn nasl yrtmesi gerektiini salk verici (preskriptif) biimler alr. Gerekiliin salk verici deeri, ak ki, betimlemedeki kesinliinden kaynaklanmaktadr. Her halde hibir iyi insan, Machavelli'in dedii-gibi, teki "birok iyi olmayan" tarafndan zorlanmasayd, gerekiliin kukucu ilkelerine gre davranmak stemezdi. Bir dizi bilinen politika kural salk verici gerekilikten tremitir. lk kurala gre, uluslararas gvenlik sorunu ancak potansiyel dmanlar arasnda bir g dengesi varsa zlebilir. Devletler arasndaki anlamazlklarda son uzlatrc sava olduuna gre, her devletin kendisini savunacak kadar gce ihtiyac vardr. Sadece uluslararas antlamalara ya da bir devleti bir eye zorlama veya cezalandrma gcne sahip olmayan Birlemi Devletler gibi uluslararas rgtlere gvenilemez. rnek olarak Uluslar Birlii'nin (Ce-miyet-i Akvam) Manurya'ya saldran Japonlar cezalandrmada aresiz kalmasna iaret eden Reinhold Niebuhr, yle der: "Uluslararas topluluun saygnl inat devletleri disipline edebilecek kadar birlemi bir grup ruhu yaratmada.... yetersiz kalmaktadr."(n> Gerekilin ikinci kural, dostlar ve dmanlar, deoloji ya da i politik rejimlerinden ok glerine gre semek gerektiini syler. Bu kural dorulamak iin, ABD ile Sovyetler Birlii'nin Hitler'e kar gerekletirdii koalisyon ya da Bush ynetiminin Irak'a kar Suriye ile birlemesi gibi, dnya politikasndan saysz rnek gsterilebilir. Na-poleon'un ezilmesinden sonra Avusturya Dileri Bakan Prens Metternch ynetimindeki anti-Fransz ittifak, Fransa'y paralamaya ya da ceza olarak belli dnlere zorlamaya almad, nk ilerde gnn birinde Avrupa bar beklenmedik bir ynden yeni bir tehdide karlatnda; bir kar arlk olarak Fransa'ya ihtiya duyulabilirdi. Gerekten de daha sonra Avrupa'daki statkoyu deitirmek isteyen Fransa deil, Almanya ve.Rusya oldu. deolojik yaklamlar ya da intikam arzularnn hi dikkate almadan gler dengesini salamak, Kissinger'n ilk kitabnn ana konusunu ve pratikteki gerekiliin klasik bir rneini 304 oluturur. (12) nc kural, bir devlet adamnn tehdit deerlendirmesi yaparken niyetlerden ok askeri potansiyele bakmas gerektiini syler. Gerekilik kuramna gre niyet bir bakma her zaman vardr; dosta ve hi de saldrgan grnmeyen bir lke, bir gecede bu tutumunu deitirebilir. As^ keri potansiyel -tank, uak, top says- bu kadar abuk deimez, stelik ayn zamanda niyetin de bir gstergesidir. Gerekilik kuramnn son kurallar, d politikada ahlk dlamaya yneliktir. Morgenthau, "bir ulusun ahlly amalarn evrene hkmeden, ahlki yasalarla zdeletirme" eklindeki halklar arasndaki yaygn eilimi eletirir. Ona gre, bu gurura ve kendini abartmaya yol aar, buna karlk "g anlamnda tanmlanm kar kavram... bizi bu. ahlhaki arlktan ve politik lgnlktan korur.Cl3) Kissin-ger de ayn ekilde fikir yrtyor ve "yasal" ve "devrimci" olarak iki tr devlet sistemi olduunu ileri sryordu. Yasal devlet sistemlerinde btn* ye lkeler birbirlerinin teme) yasall klarn kabul eder ve birbirlerini zayflatmaya ya da varlk haklarn sorgulamaya almaz. Buna karlk devrimci devlet sistemlerinde, baz yeler mevcut koullar kabul etmek istemedikleri in, gndemde srekli byk anlamazlklar vardr. ffl Kurulduu gnden beri kendini dnya devrimi ve sosyalizmin global zaferi iin mcadeleye adam olan Sovyetler Birlii, devrimci devletin ak bir rneiydi. Ama ABD gibi liberal devletler de, rnein kendi hkmet sistemlerini Vietnam ve Panama gibi buna hi uygun olmayan lkelerde gerekletirmek istediklerinde, zaman zaman devrimci devletler gibi davranmtr. Devrimci devlet sistemleri doalar gerei atmaya ok daha aktr, nk yeleri birlikte varolmadan honut deildir ve her anlamazl temel ilkelere ilikin bir mcadele dzeyine karrlar. Bar zellikle atom anda en nemli ama olduu iin, yasal devletleri devrimcilere ye tutmak gerekir. Bundan kan sonu, d politikada ahlkla kesinlikle yer olmaddr. Niebuhr yle der: 305 Ahlk, politik gereki kadar tehlikeli bir lider olabilir. Genellikle gnmzde sosyal barn iinde ne kadar hakszlk ve dayatma esi yattn gremez... O nedenle, ibirliinin ve

karlkl anlayn eletirisiz ve ar yceltilmesi, geleneksel hakszlklarn kabul edilmesi ve st rtl dayatma trlerinin daha ak dayatmalara ye tutulmas sonucunu getirir.(15) Bu elikili bir duruma yol aar: Gerekiler bir yandn srekli askeri g temelinde bir g dengesi oluturmaya alr, bir yandan da kuramsal konumlarnn doal bir sonucu olarak hep en gl dmanlaryla anlama yollarn ararlar. nk, eer devletler arasndaki rekabet bir bakma ebedi ve evrenselse, o zaman uluslararas gvenlik sorunu dman devletlerin ideoloji ya da ynetimlerindeki deiikliklerle de zlemez demektir. Ama, bir devletin gvenlik sorunlarna devrimci aralarla, rnein nsanJak-larnn inendii gerekesiyle rakip bir lkenin hkmetinin temel yasalln sorgulayarak are bulmaya almas da yanl ve tehlikeli bir yoldur. O nedenle Metternich gibi lk gerekilerin asker deil de diplomat olmas ve Birlemi Milletleri byk lde reddeden1 gereki Kissinger'in 1970'lerin bandaki ABD-Sovyet yumuamasnn- yani bir liberal demokrasi le hibir reform yaamam bir Sovyetler Birlii arasndaki bir yumuamann- mimar olmas bir rastlant deildir. Kissin-ger o sra, komnist Sovyet gcnn uluslararas gerekliin grmezden gelinemeyecek ve temelden dnmesi mmkn olmayan kalc bir unsuru olduu grndeydi. Amerikallar Sovyetler Birlii ile ilikilerde atma yerine anlamaya alma fikrine almalyd. ABD ile Sovyetler Birlii nkleer sava nlemek gibi ortak bir amaca sahiptiler. Kissinger, Sovyet Yahudilerinin g sorunu gibi insan haklar sorunlarnn bu ortak amala kartrlmasna kesinlikle kar kmt. Gerekilik kinci Dnya Sava sonrasndaki Amerikan d politika anlay zerinde son derece olumlu bir etkide bulundu. Politik gerekilik kuram ve uygulamas ABD'y, gvenlii, ncelikle Birlemi Milletlere tabi olmak gibi liberal enternasyonalizmin gerekten lkel biimlerinde arama yanlndan korudu. O dnemde gerekilik uluslararas politikay yorumlamda elverili bir sistem oluturuyordu; nk dnya, bu kuram ebedi hakikatlar yanstt iin deil, ama tamamen farkl, dman ideolojilere sahip devletlere blnm bir dnya olduu iin, gerekiliin kurallarna gre iliyordu. Bu yzyln ilk yarsnda nce saldrgan bir Avrupa, ama ncelikle Alman milliyetilii dnya politikasna arln koydu; sonra faizm, komnizm ve politik liberalizmin dman ideolojilere dayal toplumsal sistemleri arpt. Faizm, Morgenthau'ya gre, politik yaamn sonsuz bir gce ulama mcadelesinden ibaret olduu varsaymna dayalyd. Liberalizm ve komnizm ideolojileri kendi ideal adalet tasarmlarnn evrensel geerlilii ddiasndaydlar. Bylece bu iki ideoloji arasndaki atma yeryznn hemen hemen btn kelerine tand. Aralarndaki korkun dmanlk, liberal devletlerin karlkl ilikilerini dzenlemek iin dnlen her trl liberal enternasyonalizm sisteminin kesinlikle, ya reddedilmesini ya da saldrgan ulusal amalar uruna ktye kullanlmasn getirecekti. Japonya, Almanya ve talya ki dnya sava arasndaki dnemde Uluslar Brlii'nin kararlarn hie saydlar. 1946'dan sonra Sovyetler Brlii'nin Gvenlik Konse-yi'ndeki veto hakk btn rgt zayflatmaya yetiyordu."6* Byle bir dnyada uluslararas hukuk bir hayaldi ve gvenlik sorununun gerekten tek bir yant vard, o da askeri gt. Bu durumda dnyay anlamada elverili br ara gibi grnen gerekilik, sava sonrasnda Bat Avrupa ve Japonya le NATO'nun ve teki askeri ittifaklarn kurulabilmesi iin ihtiya duyulan entellektel temeli salad. Karamsar bir yzylda gerekilik uluslararas politikaya en doru bak tarzdr. Bu bak tarz doal bir ekilde, gereki kuramn birok nl uygulaycsnmn yaam ykleri iinde olumutur. rnein Henry Kissinger gen yata Nazi Almanya'sndan kamak zorunda kaldnda, uygar yaamn nasl vahi bir g mcadelesine dntne tank olmutu. Kant zerine Harward'da yaz ve en 306 307 yksek takdirle deerlendirilen doktora tezinde Kissinger, Kant'n tarihsel ilerleme grne kar kar ve zaman zaman br tr nihilizme varan bir perspektifi beVimser: Olaylarn akna bir anlam verebilecek ne bir Tanr, ne de He-"el'n Evrensel Tarih'i gibi dnyevi bir

mekanizma vardr. Tarih daha ok, uluslar arasndaki bitmek tkenmek bilmeyen kaotik mcadeleler dizisidir ve liberalizmin burada ayrcalkl zel bir konumu yoktur.O7> Gerekiliin balangta Amerikan d politikasna salam olduklar, onun gerek gereklii betimlemdeki, gerekse politik davrana pratik yol gstermedeki zayflklarn grmemize engel olmamaldr. nk gerekilik, ou kez onun varsaymlarnn dnyaya hl uyup uymadklarna bakmazszn, eletirisiz benimseyen d politika "ustalaarasmda bir tr feti haline gelmitir. Kuramsal sistem r zamann doldurmu olmasna ramen varln srdryor ve bu durum, dnyada' nasl davranlmas gerektii konusunda olduka ilgin nerilerin gndeme getirilmesine yol ayor. nerilerden biri, Avrupa'da barn 1945'den beri srmesinin nedeni iki kutuplu g dalm olduu in, Bati'nn Varova Pakt'n korumas gerektiiydi.f8> Bir oklar, Avrupa'nn blnmesinin sona ermesinin Souk Sa-va'dan ok daha stikrarsz ve tehlikeli bir dneme yol aacann, o nedenle Almanya'nn nkleer silhlara sahip olabilmesi gerektiini ne sryordu.(19> Bylesi neriler, kanserli hastasn, hastal sonunda yenilgiye uratan uzun ve acl bir kemoterapiden sonra, gemite bu kadar baarl olduu gerekesiyle kemotera-piyi srdrmesi gerektiine kna etmeye alan bir doktoru artryor. Artk varolmayan bir hastal tedavi etmeye alan gerekiler, salkl hastalara pahal ve tehlikeli krler nerir durumdadr. Hastann niin aslnda.salkl olduunu grebilmek iin, gerekilerin hastaln, yani uluslar arasndaki savan nedenlerine ilikin varsaymlarna bakmamz gerekiyor. ,308 24 Gszlerin Gc Gerekilik kuramna gre uluslararas devletler sisteminde tehdit, saldr ve sava her zaman mmkndr. Bu, bir conditio humana, insanlk durumudur; kkleri insann deimez doasndadir ve bu nedenle deiik insan toplumu biim ve tiplerinin ortaya kmasyla deiecek deildir. Kuramn yandalar bununla ilgili olarak, ncil'de de nakledilen ilk kanl kavgalardan yzylmzdaki dnya savalarna kadar, insanlk tarihindeki saysz savaa iaret etmektedir. Bunlar olduka akla yakn grnyor; ama gerekilik son derece rk iki temele, insan toplumlarnn motif ve davranlarna ilikin kabul edilemez bir indirgemecilie ve Tarih sorununu dikkate almama hatasna dayanyor. Gereki kuramn saf biiminde i politik koullar dikkate alnmaz, sava olasl yalnzca devletler sisteminin yapsndan karlmaya allr. Gereki okulun bir temsilcisi bir keresinde yle demiti: "Devletler arasnda atmalar, uluslararas sistem saldrganlk in gl zendiriciler yaratt iin yaygndr... Devletler teki devletler karsndaki glerini azamletirerek anari iinde ayakta kalmaya almaktadr."1^ Ama gerekiliin bu saf biimi, sistemi oluturan insan toplumlarnn doasna ilikin son derece indirgemeci belli baz varsaymlar st rtl bir biimde ie katmakta ve bunlar, yanl bir ekilde sistemi oluturan birimlerden ok "sistem" inkendisine atfetmektedir. nk insan toplumlarnn zleri bakmndan saldrgan olduunu kabul etmeden, bir devletin anarik bir uluslararas dzende kendinin tekiler tarafndan tehdit edildiini dneceini hibir ekilde varsayamazsmz. 309 Gereki kuramn betimledii uluslararas dzen, Hob-bes'un herkesin herkese kar sava iinde olduu doa durumunu anmsatyor. Hobbes'daki herkesin herkese kar sava, basit olarak insann kendini koruma ve srdrme igdsnden deil, daha ok, bunun yan sra bir de beenilme ya da kabul grme arzusunun olmasndan kay-. naklanr. Belli insanlar -zellikle dinsel fanatizmle dolu nsanlar- kendi grlerini baka insanlara dayatmak istemeseydi, Hobbes'a gre de, balangta hi de savaa yol almazd. Kendini koruma ve srdrme igds, herkesin herkese kar savan aklamada tek bana yeterli deildir.

Rousseau bar bir doa durumu varsayar. Kendini beenmeyi ya da amour-propru insann doal bir zellii olarak grmez; doa durumundaki insan rkek ve yalnzdr, ok az saydaki bencil ihtiyalarn kolayca tatmin edebilecei in znde barldr. Korku ve gvensizlik srekli g ve daha fazla g peinde komay deil, yalt-lanma ve huzur getirir. Doa durumunda insanlar inekler gibidir; varlklarnn bilincinde olarak honut bir ekilde yaar ve yaatrlar, hi kimse bakasna baml deildir. Baka bir deyile, bunun anlam kendini koruma ve srdrmeyi dnen bir uaklar dnyasnda atma olmayaca, kanl mcadelelerin peinde yalnzca efendilerin kotuudur. Eer insan toplumlar gerekten Rousseau'nun doa durumundaki nsan ya da Hegel'n uaklar gibi dav-ransa ve yalnzca kendini koruma ve srdrmeyi dn-seydi, o zaman barn egemen olaca ve iki ya da ok kutupluluk sorununun tamamen nemsiz saylaca anarik devlet sistemleri pekl dnlebilirdi. Gerekilerin, devletlerin birbirlerini tehdit olarak grdkleri ve bu nedenle silhlandklar iddias, sistemden ok, insan toplumlarnn uluslararas arenadaki davranlarnda, Rousseau'nun rkek ve yalnz adamndan ok Hegel'in kabul grme peindeki efendilerine ya da Hobbes'un kibirli ilk insanna benzedikleri eklindeki st rtl bir varsaymdan kaynaklanmaktadr. Tarihteki devlet sistemlerinde bar korumak, baz dev310 letler varlklarn srdrmek in gerekli olandan daha fazlasn istedii in, her zaman zor olmutur. Bunlar dev thymotik bireyler gibi hanedan, din, milliyet ya da ideoloji temelinde deer ya da onurlarnn kabul grmesi iin bouur, baka devletleri savamaya ya da teslim olmaya zorlarlar. Savalarn nedeni son zmlemede varl srdrme igds deil, tbymo^tur. Nasl insanlk tarihi saygnlk uruna kanl mcadele ile balamsa, uluslararas! atma da devletler arasndaki bir kabul grme mcadelesi ile balamtr. Emperyalizmin zgn kayna da budur. Gereki yorumcu, devlet sistemleri arasndaki g dalmnn plak olgularndan kendi bana birey okuyamaz; bylesi enformasyonlar ancak devletler sistemini oluturan toplumlarn zne ilikin belli varsaymlarla, rnein en azndan baz devletlerin varlk srdrme deil de, kabul grme peinde olduu varsaymyla birletirildiinde bir anlam kazanabilir. , Gerekilerin lk kuan oluturan Morgenthau, Ken-nan, Niebuhr ve Kissinger, analizlerine devletlerin i karakterine likin grler de katmlard. O nedenle uluslararas anlamazlklarn nedenlerini, daha sonraki "yaPsal" gerekilik okulundan daha iyi aklayabiliyorlard.'2* Eski okulun temsilcileri en azndan, atmalarn bir bilardo toplar sistemindeki mekanik etkileimden deil de, insann egemenlik steinden kaynaklanmas gerektiini grmlerdi. Ama i politik koullar sz konusu olduunda, btn gereki akmlar devletlerin davran konusunda son.derece indirgemeci aklamalar yapma eilimindedir. rnein, g mcadelesinin "zaman ve meknda evrensel" olduunu syleyen Morgenthau gibi bir gerekinin, bunu ampirik olarak nasl kantlayaca bir soru iaretidir; nk aktr ki, devletler ve bireyler birok olayda mevcut glerini azamiletirme isteinden farkl motiflerle hareket etmitir. 19/4'de ktidar sivillere terkeden Yunanl albaylarn ya da daha nce iledikleri sular nedeniyle yar-glanabileceklerini bile bile 1983'de stifa eden Arjantin'deki cuntaclarn, hi de glerini azamiletirdii ne srlemez. ngiltere 19. yzyln son eyreinde ulusal enerjisi311 nin byk bir blmn ncelikle Afrika'da yeni smrgeler elde etmeye harcamt, kinci Dnya Sava'ndan sonra ise, Smrge imparatorluundan .kurtulmak iin hereyi.. yapt. Trkiye, Birinci Dnya Sava ncesinde Adriyatik kysndan Rus Orta Asya'sna kadar uzanacak pan-Trkist ya da pan-Turanist bir imparatorluk dleri gryordu, ama daha sonra Atatrk ynetiminde bylesi emperyalist planlar bir kenara att ve Anadolu erevesindeki salam bir ulus-devletin snrlan iine ekildi. Fetih ve askeri silhlanma yoluyla yaylmak isteyen lkeler gibi, klmek isteyen lkeler de g peinde komann bir rnei saylabilir mi?

Morgenthau, gcn deiik biimleri ve ona ulamann deiik yollan olduunu belirterek bu rneklerde de hedefin g olduunu ne srerdi. Baz lkeler statkocu bir politikayla glerini srdrmeye alr, bazlar emperyalist bir politikayla glerini artrmay dener, bazlar da bir prestij politikasyla glerini sergiler. Smrgelerini terke-den ngiltere ile Atatrk Trkiye'si de g azamiletirmeye alyordu, nk her ikisi de kendilerini pekitirmek zorundayd; topraklarn klttler ve bylelikle g konumlarn uzun vadede gvenceye aldlar.'3' Bir devlet gcn geleneksel yoldan, askeri ya da blgesel yaylmaclkla azamiletirmek zorunda deildir, ekonomik bymeyle ya da zgrlk ve demokrasi ampiyonluu yaparak da g kazanabilir. "G"n bu kadar, hem klmek isteyen hem de zor ve saldrganlkla topraklarn geniletmek isteyen devletlerin amalarn kapsayacak kadar geni bir tanm, aktr ki, herhangi br betimleyici ve irdeleyici deer tamaz. Ulus-iann niin savatn anlamamza da yardmc olmaz. Bu kadar geni kapsaml bir "g peinde koma"nn baz grn biimleri, teki devletler in yalnzca tehdit edici olmaktan kmakla kalmaz, yarad bile olur. rnein, Japonya ve Gney Kore'nin d pazarlar arayn g peinde komann bir grn biimi olarak nitelendirebiliriz ve onlar da bu g peinde koma biimini snrszca srdrebilir; bundan hem kendileri, hem de bu sayede hep daha 312 ucuz ve stn nitelikli rnler salayan btn blge lkeleri karlkl yarar salar. Aktr ki, btn devletler ulusal amalarna ulamak iin, ama yalnzca varl srdrmek bile olsa, gl olmaya almaldr. G peinde komak bu anlamda belki evrenseldir, ama bu kez de anlam samalamaktadr. Btn lkelerin glerini, zellikle de askeri glerini artrmaya altn sylemek ise baka bir eydir. Gnmzdeki Kanada, spanya, Hollanda ya da Meksika gibi devletleri g azamiletiricler olarak grmemizin ne gibi bir yarar olabilir? Mutlaka btn bu lkeler zenginlemeye alyor, ama bundaki amalar komular karsndaki g konumlarn kuvvetlendirmek deil, lkelerindeki tketimi artrmaktr. Hatta kendi ekonomik esenlikleri buna sk skya bal olduu iin, komularnn ekonomik bymesini bile destekliyorlar ,w Devletler basit olarak yalnzca g peinde komazlar, eitli yasalhk anlaylar tarafndan dikte edilen bir dizi amac izlerler/ Yasallk anlaylar salt g uruna g peinde komay nemli lde snrlar ve yasallk sorunlar-, n grmezden gelen devletler byk bir riske girer. ngiltere'nin kinci Dnya Sava sonrasnda Hindistan'dan ve mparatorluun teki blmlerinden vazgemesinin bir nedeni, lkenin zaferden sonra son derece yorgun dm olmasyd. Ama ayn zamanda birok ngiliz, lkelerinin ksa sre nce Almanya'ya kar sava bitirirken dayand temeli oluturan Atlantik art ve nsan Haklan Bildirgesi ile smrgeciliin badatrlmayaca sonucuna varmt. Eer ngiltere'nin en nemli amac g azamiletirme olsayd, savatan sonra smrgelerini, ya Fransa'nn yapt gibi korumaya ya da ulus ekonomik bakmdan kendini toparladktan sonra geri almaya alrd. Ama bu yol dnlemezdi, nk ngiltere modern dnyann smrgeciliin yasal olmayan bir egemenlik biimi olduuna ilikin hkmn kabul etmiti. G le yasallk kavramlar arasndaki sk iliki Dou Avrupa'da her yerde olduundan daha ak gzler nne serilmitir. 1989 ve 199O'da gler dengesinde bar za313 manlarnda hi grlmedik apta bir kayma oldu. Varova Pakt zld, Avrupa'da tek bir tank bile her hangi bir savata tahrip edilmi ya da bir silhszlanma anlamas sonucu geri ekilmi deildi. Gler dengesindeki kaymann biricik nedeni yeni yasallk anlaylaryd. Komnistler Dou Avrupa lkelerinde birbiri ardna iktidar kaybettikleri ve Sovyetler Birlii kendi etkisini zorla geerli klacak zgvene artk sahip olmad iin, Varova Pakt'nn birlii, hakiki sava atelen altnda olacandan ok daha hzl eridi. Askerler ve pilotlar iine girmiyor ve onlar ulusun szde dmanlarna kar harekete geirmiyor ya da hizmet ettikleri rejimi korumak iin gstericilerin zerine ate amyorsa, bir lkenin ka tank ya da ua olduunun hibir nemi yoktur. Yasallk, Vaclav Havel'n szleriyle, "gszlerin gc"yd.

Niyetler deil de yalnzca olanaklar dikkate alan gerekiler, niyetler kkl bir ekilde deitiinde yle kala kalrlar.: Yasallk anlaylarnn zaman inde dramatik bir ekilde deimi olmas, gerekiliin ikinci bir byk zayflna iaret etmektedir: Gerekilik tarihi dikkate almamakladr.^ Gerekiliin kuramnda uluslararas ilikiler, politik ve toplumsal yaamn btn teki yanlarndan farkl olarak, zaman d bir bolukta tamamen yaltlanm olarak durur, her yerde gerekleip duran deiimlerden hi etkilenmez. Oysa Tukidides'den Souk Sava'a kadar dnya politikasnda gzlenen srekliliin altnda, toplumlarn gce ulama ve onu denetleme tarzlanndaki ve gce yakla-mlarndaki nemli farklar sakldr, Emperyalizm, bir toplumun teki zerindeki gce dayal egemenlii, dorudan aristokrat efendinin stn olarak kabul edilme arzusundan, yani megalothymia'dan kaynaklanr. Efendiyi ua teslim almaya ynelten thymotik igd, ayn zamanda kanlmaz olarak, nn btn insanlar tarafndan kabul grmek istemesine yol aar. O nedenle kendi toplumunu teki toplumlarla kanl savalar iine sokar, Bu sre mantksal olarak ancak, efendi, dnya egemenliini ele geirdiinde ya da .ldnde sona erer. Savan birinci nedeni, devletler sisteminin yaps deil, 314 efendilerin kabul grme arzusudur. O nedenle, sava ve emperyalizm belli bir toplumsal tabakadan, aristokratlar olarak da adlandrlan efendiler tabakasndan kaynaklanr. Bu tabakann mensuplarnn toplumsal statlerinin kayna, gemite yaamlarn tehlikeye atmaya hazr olmalaryd. Aristokratik toplumlarda (son ki yzyla kadar en sk grlen toplum tipi) prenslerin evrensel ama eit hakl olmayan kabul grme arzusu genel olarak yasal saylrd. Egemenlik alann srekli, geniletme amacyla fetih savalar yrtlmesi, baz ahlklar ve yazarlar bunlarn ykc sonularn mahkm etse de, normal insan ura olarak deerlendirildi. Efendinin thymotik kabul grme arzusu baka bir biimde, rnein din olarak da anlatm bulabilirdi. Kiisel egemenlik arzusunun yan sra, rnein Cortes ya da Pizar-ro'nun fetihlerinde olduu gibi, dinsel egemenlik, yani kendi tanr ve putlarnn teki halklar tarafndan kabul edilmesi arzusu-da var .olurdu. Ama bunun, 16. ve 17. yzyldaki din savalarnda olduu gibi, tm dnyevi motifleri btnyle bastrmas da olanaklyd. Hanedana ve dine dayal yaylmac politikalar arasndaki ortak nokta, gerekilerin ne srd gibi, ayrmsz g peinde komak deil, kabul grme arzusudur. Thymoun bu grn biiminin yerine Yakn a'n balarnda giderek kabul grmenin rasyonel biimleri, ncelikle de modern liberal devlet geer. Burjuva devrimi, peygamberleri Hobbes ve Locke ile, uan lm korkusunu ahlaken efendinin aristokrat erdeminin zerine ykseltti ve byfece thymodun prenslik hrslar ve dinsel fanatizm gibi rasyonel olmayan grn biimlerinin yerine, snrsz servet biriktirmeyi geirdi. Bir zamanlar hanedan ve din atmalarnn hkm srd yerlerde, modern liberal Avrupa ulus-devleti yeni bar blgeleri yaratt. ngiltere'de 17. yzylda lkeyi neredeyse kn eiine getiren Protestanlarla Katolikler arasndaki din savalar politik liberalizmle birlikte sona erdi. Hogr, dini zehirli dikenlerinden arndrd. Liberalizmin getirdii i barn bir benzeri, mantken 315 devletler arasndaki likilerde de olmalyd. Sava ve emperyalizm tarihsel olarak hep aristokratik toplumlardan kmt. Liberal demokrasi, uaklar kendi efendileri haline getirerek efendi ile uak arasndaki snf ayrmn ortadan kaldrdna gre, emperyalizmi de ortadan kaldrmak mmkn olabilmeliydi. Demokratik kapitalist toplumlarn, daha nceleri savalara yol aan enerjilerin boalmas iin baka supaplara sahip olduklar iin, tamamen sava kart ve antiemperyalist olduklarn ne sren iktisat Josef Schumpeter, bu tezi biraz deiik bir biimde yle ifade etti: Rekabete dayal sistem insanlarn ounun btn enerjisini ekonomik dzeylerde emer. Byle bir sistemde var olabilmek iin srekli bir hazrlk, dikkat ve enerji birikimi gereklidir. Bu, ncelikle zel olarak ekonomide yerleik meslekler, ama ayn zamanda bu rnee gre

rgtlenmi tekj etkinlikler iin de geerlidir. Sava ve fetihe aktarlabilecek artk enerji, kapitalizm ncesi toplumlara oranla ok azdr. Mevcut enerji fazlas byk lde sanayiye akar ve -sanayi krallar gibi- kendi parltl rnlerini yaratr; geriye kalan sanat, bilim ya da sosyal mcadelede tketilir... O nedenle, saf kapitalist bir dnya emperyalist itkiler iin verimli bir toprak deildir... Kapitalist dnyada nsanlar genellikle znde sava kart olarak koullanr.'7' Schumpeter emperyalizmi, "bir devletin belli bir amaca bal olmadan zorla snrsz olarak genileme ynelimi" olarak tanmlar.(S1 Snrsz fetih arzusu btn insan toplumlarnn evrensel bir zellii deildir ve uak toplumlarnn soyut gvenlik ihtiyacndan kaynaklanmaz; Hiksoslar'n (M.. 18. le 16. yzyllarda Msr'a egemen olan semitik hanedan) Msr'dan srlmesinden ya da Araplar'n slam'a gemesinden sonra olduu gibi, ancak belli zaman ve yerlerde ortaya kar. nk burada ahlki temeli savaa ynelik bir aristokratik toplum olumutur.0' Modern liberal toplumlarn efendilerden ok uaklarn bilincinde filizlenmi ve son byk k.le ideolojisi olan Hristiyanlk'n byk bir etkide bulunmu olmas, gn316 mzde kendini merhametin olaan saylmasnda ve iddet, lm ve acnn artk kabul edilmemesinde gstermektedir. Gelimi lkelerde lm cezas giderek kalkyor ve insanlar savalardaki kayplar daha az anlayla karlyor/10' Amerikan savanda asker kaaklar kesin kuruna dizilirdi. kinci Dnya Sava'nda ise byle birey yalnzca bir kere oldu ve kuruna dizilen askerin ei daha sonra Amerikan hkmetine dava at. Britanya Kraliyet Donanmas eskiden alt tabakalardan kiileri zorla bahriyeli yapard, nk bahriydik forsahk gibi bir eydi. Bugn ise, denizcilere sivil yaamdaki kadar yksek cretler dyor ve gemilerde evlerini aratmayacak bir konfor salyorlar. 17. ve 18.. yzyldaki prensler an olsun diye onbnlerce kyl askeri hi dnmeden lme gnderirdi. Gnmzde se demokratik devletlerin hkmet bakanlar lkelerini ancak ok ar ulusal nedenlerden savaa sokabilir; ve anayasalarnn dncesiz davrana -izin vermediini bildikleri iin, byle bir karar almadan uzun uzun dnmek zorundadrlar. Dncesiz davrandklarnda se, ABD'nin Vietnam olaynda olduu gibi, sert bir ekilde cezalandrlrlar/1" Tocqueville, daha geen yzyln otuzlu yllarnda Amerika 'daki Demokrasiyi yazarken, merhamet duygusunun artmakta olduunu saptamt. Kitabnda, Madame de Svigne'nin kzna yazd 1675 tarihli bir mektuba gndermede bulunur. Madame mektubunda, birka paavra alm kk bir hrszn byk bir tekerlek stne balanp. kemikleri krlarak ldrlmesini, sonra cesetinin drt paraya blnp "kemiklerinin kentin drt bir kesinde ser-gilenmesi"ni nasl izlediini soukkanl bir ekilde anlatr/12' Kadnn byle bireyi havadan sz eder gibi nakletmesini hayretle karlayan Tocqueville, detlerin aradan geen zaman iinde yumuam olmasn eit haklln artmasna balar. Demokrasi, eskiden toplumsal tabakalar birbirinden ayran ve Madame de Sevigne gibi aydn ve duyarl insanlarn hrsz insan gibi grmemesini getiren duvarlar ykar. Gnmzde artk yalnz alt tabakalardan insanlara deil, hatta gelikin trlerden hayvanlara bile merhamet duyuyoruz."31 317 Toplumsal hak eitliiyle birlikte savan ekonomik yan da derinlemesine deiti. Sanayi Devrimi ncesinin byk lde tarmsal toplumlarnda ulusun zenginlii, asgari varlk snrnda yada onun biraz zerinde yaayan bir kyl ynnn byk glklerle salad kk gelirlerden oluuyordu. Hrsl bir'prens servetini ancak bakasnn toprana ve kyllerine, el koyarak ya da Yeni Dnya'nn altn ve gm gibi deerli kaynaklar ele geirerek artrabilirdi; Ne var ki, Sanayi Devrimi'nden sonra teknoloji, eitim ve emein rasyonel rgtlenmesine oranla toprak, nfus ve doal kaynaklar zenginlik kayna olarak nemlerini yitirdi. Saylan etkenler sayesinde elde edilen muazzam retkenlik artlar, toprak fetihlerinin salad ekonomik kazantan ok daha nemli ve gvenliydi. Japonya, Singapur ve Hongkong ok az bir topraa ve snrl bir nfusa sahiptiler, doal kaynaklar da yoktu, ama ekonomik bakmdan imrenilecek bir durumda bulunuyorlar ve zenginliklerini emperyalist bir savala artrmak zorunda kalmadlar. Irak'n Kuveyt'i igal etmeye almas, petrol gibi belli

doal kaynaklar zerindeki denetimin hl byk potansiyel yararlar saladn gsterdi. Ama galin sonulan, bu tr bir kaynak elde etme ynetiminin gelecekte pek zleyici bulamayacan da ortaya koydu. Kaynaklara dnya apnda serbest ticaret sistemi araclyla ulamak mmkn olduu iin, sava ekonomik bakmdan iki ya da yzyl nce olduundan ok daha az anlamldr/1'" te yandan teknolojik ilerlemeyle birlikte savan, Kant'n da ok yaknd, ekonomik maliyeti ba dndrc br hzla artmtr. Daha Birinci Dnya Sava srasnda geleneksel silh teknolojisi sava, kazananlarn safnda yer alan toplumlar bile zayflatacak kadar pahal hale getirmiti. Nkleer silhlarla birlikte savan potansiyel toplumsal maliyeti kat kat. artt. Souk Sava srasnda nkleer silhlarn barn korunmasndaki rol genel kabul gryordu.<15) Avrupa'da 1945'den bu yana sava olmamasnn nedenlerini aklarken, nkleer silhlarn etkisini iki kutupluluk gibi etkenlerden ayrmak mmkn deildir. Ama imdi geriye bakldnda, eer iki sper g atmann korkun potansiyel maliyetinin bilincinde olmasayd, Berlin, Kba ya da Ortadou gibi bir Souk Sava krizinin trmanarak gerek bir savaa dnebileceini ne srmek son derece mantkl grnyor.06* Liberal toplumlarn znde sava olmayan karakteri kendi aralarndaki tamamen bar ilikilerde de grlmektedir. imdiye kadar birok yazar, liberal demokrasilerin birbirleriyle h,emen hemen hi savamadn saptamtr/17' Hatta politik bilimci Michael Doyle, modern liberal demokrasilerin var olduu yaklak iki yz yl boyunca, bir kere olsun byle birey olmadn ileri srmektedir.(a) Ama liberal demokrasiler elbette liberal demokrat olmayan devletlere kar savaabilir; Amerika'nn iki dnya savandaki, Kore ve Vietnam'daki ve son olarak Krfez'deki savalar bunun rneidir. Hatta liberal'demokrasiler, bu tr savalar geleneksel monariler ya da zorbalk ynetimleri-ne oranla daha byk bir cokuyla yrtt bile sylenebilir. Ama kendi aralarnda daha az bir gvensizlik ve dmanlk sz konusudur. Hepsi evrensel eit hakllk ilkesini tanr, o nedenle birbirlerinin yasalln sorgulamak gibi bir durum ortaya kmaz. Bu tr devletlerde negalothymia kendine sava dnda baka anlatm biimleri bulmutur ya da ylesine bzlmtr ki, geriye kanl kavgalarn modern bir versiyonunu kkrtabilecek herhangi birey kalmamtr. Yani liberal demokrasi doal aldrgnlak ve iddet gdsn dizginlemekle kalmam, gdleri temelden dntrmtr. Bylece sava iin bir motif kalmamtr. Liberal dncenin d politika zerindeki barl etkisi, 1980'lerin ortasndan bu yana Sovyetler Birlii'nde ve Dou Avrupa'da gerekleen deiikliklerde ok iyi gzlenebilir. Gerekilik kuramna gre Sovyetler Birlii'nin demokratiklemesinin stratejik konumunu etkilememesi gerekirdi. Gereki okuldan birok gzlemci, o nedenle, Gor-baov'un Berlin Duvr'nm yklmasna ve Dou Avru-pa'daki Sovyet uydularn yitirilmesine hibir zaman izin vermeyeceini savundu. Ama 1985 ve 1989 arasnda Sovyet d politikasnda tam da bylesi arpc deiiklikler gndeme geldi; ve bunun nedeni, Sovyetler Birlii'nin 318 319 uluslararas konumunun maddi olarak deimesi deil, Gorbaov'un lkesine "yeni bir dnce" getirmesiydi. "Yeni dnce" d tehditin yeniden deerlendirilmesiyle balad. Sovyetler Brli'ndeki demokratikleme dorudan Sovyet d politikasndaki, "kapitalizm tarafndan kuatlma" korkusu ya da NATO'nun "saldrgan intikamc bir rgt" olarak deerlendirilmesi gibi eski temel fikirlerin nem yitirmesini getirdi. Komnist Parti'nin kuramsal orgazm Kommunist, 1988 banda, "Ne Bat Avrupa'da, ne de Birleik Devletler'de sosyalizme kar askeri br saldn planlayan etkili politik evreler var. Burjuva demokrasisi byle bir savaa gidilmesinin nnde kesin bir engeldir" diye yazyordu/2'0 Demek k, bir devletin kendisine ynelik tehdide ilikin deerlendirmesi, onun devletler sistemindeki "nesnel" konumuna bal deildir; bunu daha ok gl bir ekilde ideolojisi etkilemektedir. Yeni bir tehdit deerlendirmesi Sovyetler Birlii'nde geleneksel silh sistemlerinde tek yanl youn bir silh ndirimine gidilmesine zemin hazrlad. Komnizmin Dou Avrupa'daki iflas, demokrasi yoluna koyulan ekoslavakya, Macaristan ve Polonya'da da tek yanl kuvvet'

ndirimine ilikin benzer aklamalara neden oldu. Btn bunlar Sovyetler Brli'ndeki ve Dou Avrupa'daki yeni demokratik glerin, demokrasilerin birbirini tehdit etmeyeceini Bat'daki "gereki-ler"den ok daha iyi anlam olmas sayesinde gerekleebildi/"' Gereki okulun baz yandalar, liberal demokrasiler arasndaki bar likilere ilikin ak grgl kantlarn etkisini zayflatmay denedi. rnein liberal demokrasilerin hibir zaman komu olmadklarn (bu nedenle de birbirleriyle savamalarnn mmkn olmadn) ya da liberal olmayan devletlerin tehdidinden korkmalarnn onlar birliine zorladn leri srdler. Buna gre, geleneksel hasmlar rolndeki ngiltere, Fransa ve Almanya arasnda 1945'den bu yana sren bar ilikileri, onlarn liberal demokrasinin ilkelerine olan ballyla aklamak mmkn deildir. Onlar Kuzey Atlantik ttifak'na ve Avrupa Topluluu'na ynelten, daha ok Sovyetler Brlii'nden duyduklar korku olmutur/221 Bylesi sonulara ancak devletleri mutlaka bilardo toplar gibi grmek isteyen ve srarla bir lkedeki i sreleri dikkate almaya yanamayanlar varabilir. Gerektende baz lkeler, ncelikle daha byk ortak bir tehdide hedef olduklar iin aralarnda bar likiler gelitirir ve bu tehdit ortadan kalkar kalkmaz birbirlerine kar gene dmanca bir tutum alrlar. rnein Suriye ve Irak; srail ile atma dnemlerinde birlemi, ama dier zamanlarda birbirleriyle die di mcadele iinde olmulardr. Bylesi balaklar arasndaki dmanlk "bar zamanlarnda bile gzlene-mez. Ama Souk Sava srasnda Sovyetler Birlii'ne kar birlemi demokrasiler arasnda bir dmanlk yoktur. Bugn Amanya ya da Fransa'da, Ren Nehr'ni geip toprak igal etmek ve eski hakszlklarn intikamn almak iin frsat bekleyenler olduu sylenebilir m? Hollanda ya da Danimarka gibi modern, demokrasiler arasmda bir sava, John Mueller'in deyimiyle, "bilin altnda bile dnle-mez".(23: Kana da'nn bir g boluu oluturmasna karn, ABD ile Kanada arasndaki btn bir ktay kesen snr yz yldr korumaszdr. Bir gerekinin -eer Amerikalysa-kendisiyle tutarl olmak iin, Amerika'nn Souk Sava'n sona ermesinin salad frsat kullanarak Kanada'y igal etmesini nermesi gerekirdi. Avrupa'da Souk Sava sonras dzenin 19. yzyldaki gibi birbirine hasm byk glerin damgasn .tayacan dnmek, gnmz Avru-pa'sndaki derin burjuva karakterin farknda olmamak demektir. Liberal Avrupa'nn anarik devletler sistemi kuku ve gvensizlik yaratmyor, nk Avrupa devletlerinin bir ou birbirlerini pkiyi anlyor. Hepsi de, hrslar bir sava balatmaya yetecek kk prens ve demagoglarla deil, adamlar ve yneticilerle dolu ve her biri, komularnn huzurlu bir yaam ve tketime savata hayatlarn tehlikeye atmayacak kadar lgi duyduunu biliyor. Ama gene de, bu ayn burjuva Avrupa ans hl canl savalar grd. Emperyalizm ve sava burjuva toplumuyla birlikte yok olmad, tersine tarihin en kanl savalar burjuva devriminden sonra gndeme geldi. Bu nasl aklanabi320 321 lir? Schumpeter emperyalizmin bir atavizm, insann toplumsal geliiminin gemi dnemlerinin bir kalnts olduu grndedir. Emperyalizm, "gnmzn deil, gemiin yaam koullarndan, ya da ekonomik bir tarih yorumu anlamnda ifade edersek, retim koullarndan kaynaklanan bir unsurdur."a4) Avrupa'da bir dizi burjuva devrimi gereklemiti, ama egemen snf Birinci Dnya Sava'nn sonuna kadar, hl aristokrasinin sralarndan oluuyordu ve bunlarn bilincinde ulusal byklk ve an anlaylar yerini henz ekonomi dncesine brakmamt. Aristokratik toplumlar "sava ahlkn demokratik torunlarna devretmiti ve kriz ya da ulusal coku dnemlerinde bu hemen yzeye kveriyordu. ' , ' Schumpeter'in, emperyalizm ve sava aristokratik toplumlarn atavistik bir kalnts olarak aklamasn, dorudan tbymodun tarihinden trettiimiz bir aklama ile tamamlamak istiyoruz. Kabul grme arzusunun, anlatmn hanedan ve din savalarnda bulan eski biimleri le prob-iemin evrensel ve homojen devletteki tamamen modern zm arasnda, thymos kendini milliyetilik biiminde dile getirebilir. Yzylmzdaki savalarda sz konusu olan kesinlikle milliyeti abalard ve bugn de "komnizm sonras" Avrupa'da bar tehdit eden,

Dou Avrupa'da ve Sovyetler Birli'nde milliyetiliin canlanmasdr. Bir sonraki blmde bu sorunu ele alacaz. 25 Ulusal karlar Milliyetilik modern bir olgudur, nk efendi ile uak arasndaki ilikilerin yerine karlkl, eit hakl kabul grmeyi geirir. Bu kabul grme yalnzca belli bir ulusal ya da etnik grubun yeleri ile snrl olduu iin, milliyetilik btnyle rasyonel deildir, ama rnein btn halkm mirasn bir paras sayld monariye oranla daha'demokra-tik ve eitliki bir yasallk biimidir. Fransz Devrimi'nden sonra milliyeti hareketlerin demokratik hareketlerle iice gemi olmas o nedenle artc deildir. Ne var ki, milliyetilerin kabul grmesini istedikleri onur, evrensel insan onuru deil, kendi gruplarnn onurudur. Bu tr bir kabul grme talebi, kendi zgl onurlarnn kabul grmesini isteyen baka gruplarla atklara yol aabilir. O nedenle de milliyetilik, tpk hanedan ya da din amalar gibi, emperyalist bir politika iin motif oluturabilir. rnein Almanya'da byle oldu. Emperyalizmin ve savan varln 18. ve 19. yzyldaki byk burjuva devrimlerinden sonra da srdrm olmasnn iki nedeni vardr: Birincisi, eski sava ahlk yaamaya devam ediyordu; ikincisi, efendinin megalolbymia's ekonomik etkinlike btnyle emilmi deildi. Son iki yz yldaki devletler sistemi liberal ve liberal olmayan toplumlarn bir karmndan oluuyordu. Sonuncularda thymoun milliyetilik gibi rasyonel olmayan biimleri geni bir hareket alanna sahipti, ama teki devletler de milliyeti uralarn dnda kalyor deildi. Milliyetler zellikle Dou ve Gneydou Avrupa'da iice gemiti ve bu durum ulus-devletlerin iinde ciddi bir atma kayna oluturuyordu (birok yerde bu hl byledir). Liberal devlet322 323 ler savalar, liberal olmayan toplumlarn saldrlarna kar kendilerini korumak iin yrtyor ve kendileri de hkmetme amacyla Avrupa dndaki toplumlara saldryordu. Grnrde liberal olan birok devlet hogrsz bir milliyetilie sahipti. Devlet yurttaln aslnda rk aidiyeti ya da etnik kkene baml kldklar iin, hak eitliini tan-^ yamyorlard. "Liberal" ngiltere ile gene "liberal" Fransa 19-yzyln sonlarnda Asya ve Afrika'da dev smrge imparatorluklar kurdular. Buradaki egemenlikleri genel onaya deil zora dayanyordu, nk Hintliler'in, Cezayirlilerin, Vietnamllarn vb.'nin onurlarn kendilerinkinden ok daha alak gryorlard. Tarihi William Langer'in szleriyle, emperyalizm ayn zamanda "milliyetiliin Avrupa'nn snrlar tesindeki bir izdm, g uruna ve gler dengesi iin bu ktada yzlerce yldr srdrlen mcadelenin dnya apndaki bir yansmasyd."'0 Fransz Devrimi sonrasnda modern ulus-devetin ykselii, uluslararas politikann doasn kkl bir ekilde deitiren bir dizi nemli sonu dourdu/2' Bir prensin, br kent ya da blgeyi ele geirmek in farkl milliyetlerden oluan kyl ordularn seferber ettii hanedan savalar artk mmkn deildi. Sadece gemi kuaklarda bir evlilik ya da bir fetih gereklemi olduu iin, Hollanda spanya'nn ya da Piyemonte Avusturya'nn "mk" olmaya devam edemezdi. Milliyetiliin basks altnda okuluslu Habsburg ve Osmanl mparatorluklar kt. Modern politika gibi, artk nfusun byk blmlerinin eit ekilde askere alnmasndan oluan modern askeri g de demokra-tikleti. Halk ynsal olarak savaa katld iin, savan amalar da yalnzca tek tek liderlerin hrslarn deil, btn ulusu tatmin etmek zorundayd. Ulus ve halklar keyfi bir ekilde piyon gibi oradan oraya srmek mmkn olmad iin, ittifaklar ve snrlar ok daha katlat. Bu yalnzca biimsel demokrasiler iin deil, Bismarck zamanndaki Almanya gibi, halk egemenlii olmakszn ulusal kimliin gereklerine uymak zorunda kalan ulus-devletler in de geerliydi/3' te yandan ynsal topluluklar milliyeti fikirlerle savaa ynlendirildiklerinde, thymotik fkeleri hanedan savalarnda ender olarak grlen boyutlar kazanabiliyordu. Bylece politik liderlerin dmana lml ya da esnek bir ekilde yaklamas ou kez olanakszlayordu. Birinci Dnya Sava sonundaki Versailles Bar Antlamas bunun o,k ak bir rneidir. Viyana Kongresi'nin tersine Versailles Avrupa'da istikrarl bir g dengesi oluturamadi; nk bir

yandan eski Alman ve Avusturya-Macaristan imparatorluklarnn yerine yeni snrlar izerken ulusal egemenlik ilkesine uymak, bir yandan da Fransz kamuoyunun Almanya'dan tazminat talebini dikkate almak zorundayd. Milliyetiliin son iki yz ylda byk bir gce sahip olduunu kabul etmekle birlikte, bu olguyu gereki bir e-kiide deerlendirmek gerekir. Gazeteciler, devlet adamlar, hatta bilim adamlar milliyetilik olgusunu, insann derin, temel bir zlemini yanstan birey ve milliyetiliin dayand "milletler"! de devlet ya da aile kadar eski, ebedi toplumsal birimler olarak grme eilimindedir. Sk sk milliyetiliin, bir kez uyandnda, din ya da ideoloji gibi teki balanma biimleri -tarafndan hibir ekilde frenleneme-yen ve komnizm ya da liberalizm gibi kksz bitkileri ezip geen temel bir tarihsel kuvvet yaratt ne srlr.'*1 Son zamanlarda Dou Avrupa'da ve Sovyetler Biri'nde milliyeti abalarn yeniden canlanmas, bu kuramn gereklik tarafndan dorulanmas olarak grld. yle ki, baz gzlemciler Souk Sava sonras dnemin, 19- yzyl gibi milliyetilik in bir yeniden dou dnemi olacan ileri srdler.151 Sovyet komnistleri ulusal sorunun snfl toplumun temel probleminin bir rn olduu grndeydi ve snfsz topluma doru lerledikleri iin, bu sorunu btn zamanlar in zm olduklar iddiasmdaydlar. Bugn ise, Sovyet cumhuriyetlerinde ve btn eski komnist Avrupa'da milliyetiler komnistleri eski grevlerinden srp karyor. Komnistlerin vaadleri bo kt ve bu deneyimden sonra birok insan, evrensellik iddiasndaki teki ideolojilerin milliyetilii kesin olarak ama iddiasn da kukuyla karlyor. Milliyetiliin dnyann byk bir blmnde Souk 324 325 I Sava sonrasnda da gl olduu grmezden gelinemez, ama milliyetiliin srekli ve her zaman muzaffer bir olgu olduu gr de kabul edilemez. Bu gr savunanlar, bir kere milliyetiliin ne kadar yeni' ve koula bal bir olgu olduunun farknda deil. Ernest Gellner'e gre milliyetilik "insan psikolojisinde derin kklere sahip deildir."00 nsanlar bylesi gruplar olduu srece byk toplumsal gruplara yurtseverce balanr, ama bylesi gruplar ancak Sanayi Devrimi'nden bu yana dil ve kltr bakmndan homojen gruplar olarak tanmlanmaktadr. Sanayi ncesi toplumlarda ayn milliyetten insanlar arasnda snf farkllklar vard ve bunlar arada almaz duvarlar oluturuyordu: Bir Rus soylusu bir Fransz soylusuyla, kendi mlknde alan bir kylyle olduundan ok daha fazla ortak eye sahipti. Hem toplumsal konumu Fransz'nkne benziyordu, hem de ayn dili konuuyorlard; kendi kylsyle ise olaslkla hibir diyalogu yoktu.(7) Politik yaplar insanlarn ulusal kkenlerine baklmakszn kuruluyordu: mparator V. Kari ayn anda Almanya, spanya ve Hollanda'ya hkmedebiliyor, Trk Osmanllar Trkler, Araplar, Berberiler ve Avrupal. Hrstiyanlar zerinde egemenik kurabiliyordu. Ama sonunda, kinci Ksm'da ele alnan modern doa biliminin getirdii ekonomik mantk, btn ilgili toplumlar radikal bir ekilde daha eitliki, homojen ve eitimli hale gelmeye zorlad. Hkmedenler ve hkmedilenler, ayn ulusal ekonomiyle birbirlerine balandklar iin, ayn dili konumak zorunda kaldlar. Krdan kente gelen kyller de modern bir fabrikada ve sonunda broda alabilmek iin ortak bir dilde okuma-yazma renmek ve eitim almak zorundayd. Snflara, airetlere, tarikatlara, byk ailelere aidiyet gibi eski toplumsal balanma biimleri, gcnn srekli hareketliliinin basks altnda kreldi. Bylece toplumsal ilikinin en nemli biimi olarak geriye ortak dil ile buna dayal ortak kltr kald. Yani milliyetilik, ncelikle sanayilemenin ve onunla birlikte gelen demokratik, eitliki deolojilerin bir rnyd.<8J Modern milliyetiliin bir sonucu olarak oluan uluslar, genellikle mevcut "doal" dilsel birimlerden kt. Ama bir dilin ve ulusun ne olduunu bir bakma zgrce tanmlayan baz milliyetilerin iradi rn olarak uluslar da ol-du.O) Sovyetler Brlii'nin Orta Asya ksmnda imdi grnrde yeniden canlanan uluslar, Bolevik Devrimi ncesinde hi de zbilince sahip dil birimleri deildi. Bugn zbek ve Kazak

milliyetileri kendileri iin ou kez tamamen yeni olan tarihsel dil ve kltrleri "yeniden kefedebilmek" iin ktphane ktphane dolayor. Ernest Gell-ner, btn dnyada yedi yz nemli saylabilecek sekiz bin "doal dil" varken, yalnzca iki yz ulus olmasna aret eder. Eski ulus devletlerin bir ou, Bask aznln da yaad spanya gibi, iki ya da daha fazla gruptan oluuyor ve tmnn kimliini tanmak gibi bir bask altnda bulunuyor. Demek ki, insan srekli ve "doal" bir ekilde, btn zamanlar iin bir ulusa bal deildir. zmsenme ya da ulusal yeniden tanmlanma mmkndr ve sk sk da olur.<0> Milliyetiliin belli bir yaam tarihi olduu grlyor.' Tarihsel gelimenin belli aamalarnda, rnein tarm toplumlarnda, nsanlarn bilincinde milliyetilik hi yo.ktur. Sanayi"toplumuna gei srasnda ya da bunun hemen ardndan hzla oluur ve ekonomik modernlemenin birinci aamasn tamamlam bir halkn ulusal kimlii ve politik zgrl tannmadnda korkun boyutlar alr. rnein, faist ultra milliyetilii icat edenin, sanayilemesini ve politik birliini en son tamamlam Bat Avrupa lkeleri olan Almanya ve talya olmas, ya da kinci Dnya Sava sonrasndaki en gl milliyeti klarn Avrupa'nn eski smrgelerinde gndeme gelmesi hi de artc deildir. Gemiin rnekleri dikkate alnrsa, bugn milliyetiliin en gl biimnnn niin sanayilemenin grece ge balad ve ulusal kimliklerin uzun sre komnist egemenlik tarafndan bask altnda tutulduu Sovyetler Birlii ve Dou Avrupa'da grld kolaylkla anlalabilir. Ne var ki, uzun sredir mevcut ve pekimi bir kimlie sahip ulusal gruplarda, thymotk zdeleme nesnesi olarak ulusun nemi belirgin bir ekilde azalmaktadr. Milli326 327 yetiliin ilk youn dneminin sona ermesi, en fazla milliyeti tutkulardan en ok ekmi blge olan Avrupa'da ilerlemitir. Burada iki dnya sava milliyetiliin daha hogrl bir tarzda yeniden tanmlanmasn getirdi. Avrupa halklar, kabul grmenin milliyeti biiminin ne kadar korkun bir akldlk ierdiini grp, giderek evrensel, eit hakl kabul grme seeneini benimsediler. Savatan sa kanlar bilinli olarak snrlar kaldrmaya ve insanlarn tutkularn ulusal kendini beenmilikten ekonomik etkinlie yneltmeye altlar. Sonu, ancak son ylarda Kuzey Amerika'nn ve Asya'nn ekonomik rekabetinin basks altnda bir lde ilerlemi bir proje olan Avrupa Topluluu oldu. AT ulusal ayrlklar ortadan kaldrm deildir ve kurucularnn arzulad trden bir "Avrupa egemenlii"ni oluturmada glklerle kar karyadr. Ama tarm politikas ya da para birlii gibi sorunlarda AT yelerinin sergiledii milliyetilik artk son derece ehliegmi bir milliyetilik trdr, iki dnya savana yol aan kuvvetin clz bir yanksdr. Milliyetiliin, ekonomik zkar baa alan liberalizmi yenilgiye uratacak kadar temel ve gl bir olgu olduunu ne srenlerin, nce milliyetilikten bir nceki kabul grme medyas olan kurumsallam dinin gelimesine bir bakmas gerekir. Dinn Avrupa politikasnda son derece etkili bir rol oynad bir dnem oldu. Protestanlar ve Katolikler politik gruplar halinde rgtlendi ve Avrupa'nn zenginliklerini mezhep savalarnda tkettiler. ngiliz liberalizmi, daha nce de grdmz gibi, i savan dinsel fanatizmine dorudan bir tepki olarak ortaya kt. O zamanlar bir oklar dinin politik yaamn zorunlu ve srekli bir paras olduunu dnyordu, ama Avrupa'da liberalizm dini saf dt etti. Liberalizmle yzlerce yl sren bir atma sonunda, dine hogr benimsetildi. Dinsel inanc yaymak iin politik gce bavurmama fikri, 16. yzylda birok Av-rupah'ya tuhaf gelirdi. Gnmzde se, baka nsanlarn baka dinlere inanmasnn kendi inancn rahatsz edecei dncesi, en dindar din adamlarn bile gldrr. Din zel alana indirgenmitir ve grld kadar az ya da ok 328 kalc bir ekilde Avrupa'nn politik yaamndan dlanm-tr.( Milliyetilik din gibi ehletirildii vemodernletirildii ve eitli biimleri birbirinden bamsz ama eit hakl ola-. rak yan yana yaad lde,,emperyalizm ile savan milliyeti temeli de daralmaktadr."2' Avrupa btnlemesini, kinci Dnya Sava'nm ve Souk Sava'm deneyimlerini dikkate almayan anlk bir yanlg olarak grenler, aslnda Avrupa tarihinin milliyeti-bir ynde ilerediini dnyor. Ama belki de, iki dnya savann milliyetilik

zerinde tpk 16. ve 17. yzyliardaki din savalarnn din ze-rihde yaptna benzer bir etki yapm olduunu, yalnzca kendisini dorudan izleyen ilk-kua deil btn teki1 kuaklar da etkilediini greceiz. Milliyetiliin bir politik g olarak ortadan kaybolmas gerekiyorsa, daha nce dinin de olduu gibi hogrl hale gelmesi gerekiyor. Ulusal gruplar kendi dil ve kimliklerini koruyabilir, ama kimlik arlkl olarak politikada deil de kltr alannda gndeme gelmelidir. Franszlar araplaryla, Almanlar sosiseriyle vnmeyi srdrebilir, ama sadece zel yaam alannda! Avrupa'nn en ileri liberal demokrasilerinin ounda son iki kuak iinde bylesi bir gelime grld. Avrupa toplumlarnn milliyetilii bugn de olduka belirgin olmakla birlikte, 19. yzyl milliyetiliinden tamamen farkl bir karaktere sahiptir. O zamanlar "halk" ve ulusal kimlik henz olduka yeni kavramlard. Hitler'in knden bu yana, Bat-Avrupa'da kendini teki'milliyetler zerinde egemenlikle tanmlayan bir milliyetilik tr kmad. Tersine en modern milliyetiler Atatrk'n rneini izledi ve devlerini ulusal kimlii geleneksel anayurt erevesinde pekitirmede grd. Hatta, milliyetiliin btn olgun biimlerinin bir "Trkleme" sreci yaad sylenebilir. Bu tr bir milliyetilik yeni imparatorluklar kuramaz, olsa olsa mevcut imparatorluklar databilir. Almanya'da Schnhuber'in Cumhuriyeti Partisi ya da Fransa'da Le Pen'n Ulusal Cephesi gibi gnmzdeki en radikal milliyetiler bile, yabanclara hkmetmek istemiyor. stedikleri daha ok, yabanclar kovalamak, ve agz329 l bir kk burjuva gibi yaamdaki gzel eyleri tek balarna rahatsz edilmeden tatmaktr. Avrupa'da ou kiinin zellikle geri sayd Rus milliyetiliinin son derece hzl Trklemesi ve "kk bir Rusya" yararna eski yaylmaclndan vazgemesi son derece lgintir/13* Modern Avrupa hzla egemenlii datmaya ve ulusal kimlii zel yaamn yumuak tonlarnda tatmaya yneliyor. Din gibi milliyetilik de tamamen yok olma tehlikesiyle kar karya deildir; ama artk din gibi o da, Avrupallar' rahat yaamlarn byk emperyalist oyunlar uruna feda etmeye yneltemez."* Elbette bu gelecekte Avrupa'da milliyeti anlamazlklar olmayacak anlamna gelmiyor. Milliyeti duygular Dou Avrupa ve Sovyetler Birli'nde komnizmin yasaklan nedeniyle tatmin olmadan uykuya dalmt, ama ksa sre nce serbest kalp ne ktlar. Asinda Souk Sava'n sona ermesiyle birlikte Avrupa'da daha youn milliyeti anlamazlklar beklenebilir. Ulusa! ve etnik gruplarn kendi egemen ve bamsz varlklar iin uzun sredir yapamadklar ekilde seslerini ykselttii bu rneklerde, milliyetilik yaygnlaan demokratiklemenin zorunlu br bileenidir. Yugoslavya'da i sava Slovenya, Hrvatistan ve Srbistan'daki 1990'daki zgr seimlerin ardndan balad. Seimlerde Slovenya ve Hrvatistan'da bamszlk talep eden, komnist olmayan hkmetler ktidara gelmiti. okuluslu devletlerin dalmas kanl altstlklere gebedir. eitli ulusal topluluklarn tamamen iice gemi olmas bu tehlikeyi daha da artryor. Sovyetler Birli'nde rnein 60 milyon kii (bunlarn yans. Rus'dur) anayurdunun dnda yayor, Hrvatistan'da Srplar nfusun sekizde birini oluturuyor. SSCB'de daha imdiden byk g dalgalan yaand, bamszln elde eden cumhuriyetlerin says arttka gler daha da byyecektir. Yeni milliyetilik, zellikle grece daha dk, toplumsal ve ekonomik gelime dzeyinde bulunan blgelerde olaslkla daha ilkel; hogrsz ve oven, belki de da kar saldrgan olacaktr .W) Ayrca eski ulus-devletlerdek kk dil gruplar seslerini ykseltecek ve zel bir kabul grme talep edeceklerdir. imdi Slovaklar ekler'in yan sra kendi kimliklerinin de kabul edilmesini talep ediyor. Quebec'deki Franko-Kana-dallar'a liberal Kanada'daki bar ve refah yetmiyor olsa gerek ki, ek olarak kltrlerinin korunmasn istiyorlar. Krtler, Estonlar, Osetler, Tibetliler, Slovenler ve daha birok halk bamszlk istiyor. Yeni ulus-devletlerin says potansiyel olarak snrsz gibi grnyor. Milliyetiliin bu .yeni grn biimlerine gereki bir ekilde bakmak gerekiyor. Bir kere, milliyetiliin en youn biimleri, arlkl olarak Avrupa'nn en az modernlemi

ksmlarnda; ncelikle Balkanlar ve evresinde ve eski Rus mparatorluu'nun gney blgelerinde grlecek gibidir. Bunlar byk bir olaslkla, Avrupa'nn daha eski milliyetiliklerinin yukarda anlatld gibi daha hogrl bir ynde gelimesini etkilemeyecek ekilde parlayp snecektir. Kafkaslar'daki halklar daha imdiden tanmsz br vahet rnei verdiler. Buna karlk Kuzey Avrupa'daki, e-koslavakya, Macaristan, Polonya ve Baltk devletlerindeki milliyeti hareketlerin, liberalizmle badamayacak bir saldrganlk gelitirebileceinin imdilik bir belirtisi yoktur. Elbette ekoslavakya gibi mevcut bir devlet blnebilir ya da Polonya ile Litvanya arasnda snr anlamazlklar kabilir; ama bunlar, dnyann baka blgelerinde olduu gibi bir politik iddet sarmalna dnmek zorunda deildir. Bunlar ayrca ekonomik btnleme basks tarafndan da dengelenecektir. kinci olarak, milliyeti atma ocaklar Avnpa ve dnyada bar ve gvenlik zerinde, 1914'de olduundan daha az bir etkide bulunmaktadr. O zaman bir Srp milliyetisi Avusturya-Macaristan veliahtn ldrerek Birinci Dnya Sava'n balatmt. imdi ise Yugoslavya dalyor, zgrlne yeni kavumu Macaristan ve Romanya Transilvan-ya'daki Romen aznln stats konusunda bitmek bilmeyen bir anlamazlk iinde; ama Avrupa'da, kendi stratejik konumunu.iyiletirmek iin bylesi anlamazlklardan yararlanmay deneyecek byk bir g artk yok. Tersine Avrupa'daki ileri devletlerin ou, ok byk insan haklan ihlalleri ya da kendi yurttalarnn tehdit edilmesi sz ko330 331 nusu deilse, ne olursa olsun bu tr anlamazlklara mda-hele etmekten yana grnmyor. Bir zamanlar Birinci-Dnya Sava'nn balad Yugoslavya'da i sava var, lke dalyor. teki Avrupa devletleri ise bu arada sorunu-. nun nasl ele alnmas gerektii konusunda ve hereyden nce Yugoslavya'nn Avrupa gvenliinin byk sorunlarndan yaltlanmas gerektiine ilikin dikkat ekici bir gr birlii oluturdular/161 nc olarak, Sovyetler Birlii'ndeki ve Dou Avru-pa'daki yeni milliyeti atmalarn sadece geici olgular olduu ak olmaldr. Bunlar komnizmin kmesinden sonra bu blgede oluan yeni ve genel (ama evrensel deil) demokratik bir dzenin doum sanclardr. Yeni ulus-devletlerin ounun liberal demokratik olacan beklemek iin hakl nedenler vardr. Bunlarn milliyetilikleri u sra bamszlk mcadelesinin damgasn tayor, ama giderek olgunlaacak ve sonunda Bat Avrupa'da olduu gibi bir "Trkleme" srecinden geecektir. Ulusal kimlie dayal yasallk ilkesi kinci Dnya Sa-va'mdan sonra nc Dnya'da da kk sald. Bu, nc Dnya'da Avrupa'da olduundan daha sonra gerekleti, nk sanayileme ve ulusal bamszlk da ayn ekilde gecikmiti; ama etkileri Avrupa'dakinin hemen hemen ayns oldu. 1945 sonrasnda nc Dnya'da ok az biimsel demokrasi olmakla birlikte, yaklak btn lkeler, hanedan ya da din temelli yasallktan uzaklap ulusal zbe-lirleme ilkesine yneldiler. Milliyetilik burada daha yeni olduundan, Avrupa'daki eski, yerleik, zbilinli milliyetilie oranla daha ok kendini kantlama peindeydi. rnein pan-Arap milliyetilik, tpk geen yzylda talya ya da Almanya'nn milliyetiliinin olduu gibi, ulusal birlik abasndan kt, ama hibir zaman politik bakmdan btnlemi tek bir Arap devletinin olumasyla tamamlanamad. nc Dnya'daki milliyeti hareketler uluslararas atmalarn yumuamasna da bir yerde katkda bulundu. Ulusal zbelirleme ilkesi genel olarak kabul edildii iin -bu, mutlaka serbest seimlere dayal bir biimsel zbelirle332 menin mevcut olduu deil, daha ok ulusal gruplarn kendi geleneksel.yurtlarnda zgrce yaama hakk anlamna geliyor-, topraklarn geniletmek isteyen bir saldrgann fazla ans yoktur. nc Dnya milliyetilii, teknoloji ya da gelimenin mevcut dzeyinden bamsz olarak, her yerde zafere ulam gibi grnyor: Franszlar Vietnam ve Cezayir'den karld, ABD Vietnam'da, SSCB Afganistan'da, Libyallar ad'da, Vietnamllar Kamboya'da kaIamad.<J7> Uluslararas snr deiiklikleri 1945'deh sonra, devletlerin topraklarn emperyalist ataklarla bytmek istemesinden ok, ancak -1971'de Pakistan ve Banglade'de

olduu gibi- devletler ulusal snr izgileri boyunca blndnde sz konusu oldu. Gelimi lkelerin birbirinin topran igal etmesinin krl olmaktan kmasnn bir nedeni de, sava harcamalarnn ve dman bir halka hkmetmenin maliyetinin hzla artm olmas ve bir lkenin kendi ekonomik gelimesinin refah iin daha kolay ula.la-bilir bir kaynak haline gelmi olmasdr. Ayn ey byk lde nc Dnya lkeleri arasndaki atmalar iin de geerlidir0"' Milliyetilik nc Dnya'da, Dou Avrupa ve Sovyetler Birlii'nde Avrupa ya da Amerika'da olduundan daha duygu ykldr ve buralarda daha uzun bir sre devam edecektir. Buralardaki yeni milliyetiliin younluu, gelimi liberal demokrasilerde birok insann, kendi lkesinde giderek azaldnn farknda olmakszn, milliyetiliin amzn kalc bir zellii olduu sonucuna varmasna neden oldu. nsanlarn, tam da milliyetilik gibi bu. kadar gen bir tarihse} olgunun gelecein toplumsal politik sahnesinde her zaman yer alacan dnmesi ilgintir. Ekonomik kuvvetler, snrsa! engeller yerine ulusal engeller geirerek ve sre iinde dil bakmndan homojen, merkezi birimler yaratarak milliyetilii desteklemiti. Ama imdi ayn ekonomik kuvvetler, btnlemi tek bir dnya pazar yararna ulusal engellerin kaldrlmasn talep ediyor. Milliyetiliin politik bakmdan imdiki ya da bir sonraki kuakta lmeyecek olmas, onun sonsuza kadar yaayaca-anlamna gelmiyor. 333 26 Bar Bir Birlie Doru Demokratik olmayan devletler arasnda hl g politikas geerli. nc Dnya1 da sanayilemenin ve milliyetiliin ortaya kmasnn grece ge kalmas, bir yanda gelimekte olan lkelerin byk blm, kar yanda sanayilemi demokrasiler olmak zere devletlerin tamamen farkl davranmasna yol aacaktr. Gzle grlebilir gelecekte dnya; bir yanda tarih sonras bir blm, kar yanda hl tarihin gidiiyle bal bir blm olmak zere iki blme ayrlacaktr,"1 Tarih sonras, dnyada devletler ekonomik partnrler olarak ilikiler kuracak, g politikasnn eski kurallar nemini yitirecektir. Bir ekonomik g olarak Almanya'nn arlkta olduu, ama komularnn buna ramen kendilerini bir tehdit altnda hissetmedii ve zel askeri savunma nlemlerine bavurmad, askersel yarma pek grlmezken ciddi bir ekonomik rekabetin gndemde olduu ok kutuplu, demokratik bir Avrupa bir hayal deildir. Tarih sonras dnya gene ulus-devletlerden olumaya devam edecek, ama tek tek devletlerin milliyetilii liberalizmle bark olacak ve ifadesini genellikle salt zel yaamda bulacaktr. Bu arada pazarlarn ve retim tarzlarnn tekdzelemesiyle ekonomik rasyonalizm, egemenliin birok geleneksel zelliini ortadan kaldracaktr. te yandan dnyann hl tarihe bal kalmaya devam eden blm g politikasnn eski kurallarnn geerli olduu, ok sayda dinsel, ulusal ve ideolojik atma iinde kalacaktr. Irak ve Libya gibi lkeler gene komu devletleri igal edip kanl kavgalara tutuacaktr. Tarihsel dnyada ulus-devlet gelecekte de politik zdelemenin merkezi olmaya devam edecektir. 334 Tarih sonras dnya ile tarihsel dnya arasndaki ok abuk deien snrn tanmlanmas gtr. Sovyetler Birlii bir kamptan tekine geite yalpalyor. SSCB'nin dalmasndan sonra ortaya kan devletlerin bir ksm liberal demokrasiye geii baaracak, bir ksm da baaramayacak gibi grnyor. Tienannmen Meydan'ndak kanl katliamdan sonra in demokratik bir hkmet biiminden olduka uzaklat, ama ekonomik reformun balangcndan bu yana in d politikas br bakma giderek burjuvalayor. u andaki in ynetimi ekonomik reform konusunda zaman geri evirmenin mmkn olmadnn herhalde farkndadr. in uluslararas ekonomiye ak kalmaya devam edecektir. Bu durum, i politikada maoizmin baz zelliklerini yenien canlandrmay deneseler de, inlilerin maoist bir d politikaya geri dnmelerini engelliyor. Latin Ameri-ka'daki Meksika, Brezilya- Arjantin gibi byk devletler, son kuak iinde tarihsel dnyadan tarih sonras dnyaya getiler. Bunlarda bir geri dn her zaman iin mmkn olsa da, bu devletler gnmzde teki demokratik sanayi lkeleriyle karlkl bir ekonomik bamllk iindedir. Tarihsel dnya le tarih sonras dnya bir ok bakmdan paralel ama ayr br yaam srdrecektir. Arada ok az bir alveri olmakla birlikte, birok temas noktas bulunacaktr.

Bunlarn en nemlisi petroldr. Irak'n Kuveyt'e girmesinin yol at krizin nedeni de son zmlemede petrold. Petrol karm tarihsel dnyada odaklanmtr, arma petrol tarih sonras dnyann ekonomik esenliinde belirleyici bir rol oynamaktadr. 70'li yllardaki petrol krizi srasnda bir ok mala ilikin olarak, dnya apnda artan bir karlkl bamllktan sz ediliyordu; ancak petrol gene de, retimi, pazarn politik nedenlerden manipule edilmesini ya da yklmasn mmkn klacak kadar younlam olan biricik mal olmaya devam ediyor. Petrol piyasasnn yklmas tarih sonras dnya iin muazzam ykc ekonomik sonular dourur. kinci temas noktas glerdir. Bu u anda petrol kadar belirgin deildir, ama uzun vadede belki daha da sorunlu olacaktr. Bugn yoksul, istikrarsz lkelerden politik bakmdan istikrarl, zengin lkelere s335 rekli insan ynlar akyor ve gelimi dnyadaki devletlerin hemen hemen hepsi bundan etkileniyor. G dalgas son zamanlarda daha da ykseldi ve tarihsel dnyadaki politik altstlkler sonucunda bu, bir gecede dev bir sele dnebilir. Sovyetler Birlii'nin dalmas, Dou Avru-pa'daki etnik kkenli byk rahatszlklar ve reforme olmam bir komnist in tarafndan Hongkong'a el konulmas gibi olaylar, tarihsel dnyadan tarih sonras dnyaya muazzam g hareketlerine yol aabilir. Gelimi lkeler g dalgasn geri pskrtmek isteyebilir ya da yeni gmenler politik sisteme girmi ve ev sahiplerini atmaya zorluyor olabilirler. Bu nedenle, tarih sonras devletlerin tarihsel dnya ile ilgilenmeye devam etmesi gerekecektir. Tarih sonras lkeler gmen dalgasn durdurmada byk glklerle kar kariyalar. Bunun en azndan iki nemli nedeni var: Birincisi, yabanclar geri evirmek iin rk ya da miliiyeti olmayan ve liberal demokrasiler olarak bal bulunduklar evrensel hukuk ilkelerini zedelemeyen adil dzenlemeler bulmada zorlanyorlar. Btn gelimi demokrasiler yabanc almn br tarihte bir ekilde snrlamtr, ama bu konuda vicdanlar pek rahat deildir. kinci neden ekonomiktir. Yaklak btn gelimi lkeler niteliksiz ya da az nitelikli ii eksiklii ekmitir ve nc Dnya bu konuda tkenmez br depodur. Btn dk cretli ilerin dar aktarlmas da mmkn deildir. ' Nasl erken kapitalizm ierde yksek igc hareketliliine sahip birleik ulus-devletlerin gelimesini kolaylatirdysa, btnsel dnya pazarndaki ekonomik rekabet de, blgesel igc piyasalarnn btnlemesini tevik edecektir. ki dnya arasndaki son temas noktas, dnya dzenine ilikin sorunlarla baldr. Komular olan belli tarihsel devletlerin kendileri iin oluturduu bireysel somut tehditleri dikkate almann da tesinde, birok tarih sonras devlet, belli teknolojilerin atma ve iddete zellikle eilimli olan tarihsel dnyada yaylmasn engellemede ortak bir kar grecektir. u sra sz konusu olan, nkleer silahlar, balistik fze sistemleri, kimyasal ve biyolojik silhlar ve benzerleridir. Gelecekte, teknolojilerin dzensiz yaylmas sonucu ekolojik karlar da tehdit altna girebilir ve dnya dzeninin sorunlar haline gelebilir. Eer tarih sonras dnya tarihsel dnyadan gerekten farkl davranrsa, tarih sonras demokrasiler kendilerini d tehditlere kar^ korumada ortak bir kar grebilir ve demokrasinin u anda bulunmad lkelerde kklemesini desteklerler. Yetmili ve seksenli yllarda demokrasinin dinamizmi gene artm olmakla birlikte, uluslararas ilikiler asndan salk verici reti olarak gereki perspektif hl nem tamaktadr. Tarihsel dnya politikay hl gerekiliin ilkelerine gre yrtyor ve dnyann bu blmyle bir ii olduunda tarih sonras dnya da bu yntemlere ba vurmakzorunda kalyor. Demokratik, ve demokratik olmayan devletler arasndaki ilikiler endie ve gvensizliin damgasn tayor. Ekonomi alanndaki karlkl bamlln artmasna ramen, bu ilikilerde son are olarak iddete ba vurma gndemde kalmaya devam ediyor. Dnya politikasn betimleyici kuram olaraksa, gerekiliin mr dolmutur. Btn devletlerin tarihte her zaman gvensizlik iinde yaad ve srekli glerini azamiletirmeye alt iddias, ciddi bir snamaya dayanmaz. Tarihsel sre, emperyalizm ve sava iin ayn ekilde hakl gerekeler bulan hanedan, din, millet ya da ideolojiye dayal bir dizi yasallk kavram gelitirmitir. Modern liberalizmden nceki btn yasalhk -trleri u ya da bu ekilde

efendi ve uak ilikisine dayanyordu; bir bakma toplum sistemi emperyalist politikay hazrlyordu. Tarihin gidii iinde yasalhk kavramlar gibi uluslararas ilikiler de deiti. Sava ve emperyalizm tarihin deimez faktrleriydi, ama savalarn amac her ada farklyd. Devletlerin farkl zamanlardaki ye farkl yerlerdeki davranlarnda hep ayn kalan bir "nesnel" ulusal kardan ok, o sra etkili olan yasalhk ilkesi ve bunu yorumlayan tek tek insanlar tarafndan tanmlanaa ok eitli ulusal karlar sz konusuydu. Liberal demokrasi, insanlar kendilerinin efendisi haline getirerek efendi ve uak ilikisine son verir. O nedenle liberal demokrasilerin d politikalarnda tamamen farkl hedefler izlemesi son derece doaldr. Tarih sonras dn336 337 yada barn egemen olmasnn nedeni, nemli devletlerin ortak bir yasallk ilkesine sahip olmas deildir. Bu, gemite de, rnein Avrupa'dak btn devletler'krallk ya da imparatorlukken de vard. Bar daha ok demokratik ya-salln zgi znden kaynaklanr, nk nsann kabul grme arzusunu yalnzca bu tatmin edebir. Demokratik ve demokratik olmayan devletler arasndaki mevcut farklar ve liberal demokrasinin btn dnyaya yaylmasn getirecek evrensel bir tarihsel srecin mmkn olmas, Amerikan d politikasnn,, anlatmn insan haklan sorunlarna ve "demokratik deerler"e gsterilen ilgide bulan geleneksel ahlklnn tamamen hakl olduunu gstermektedir. m Henry Kissinger 1970'lerde Sovyetler Birii ve in gibi komnist devletlerden devrimci taleplerde bulunmann ahlaken yerinde olduunu, ama bu silahszlanma ya da blgesel atmalara zm bulma gibi sorunlarda "gereki" bir karlkl anlay engelledii iin, pratikte akll birey olmadn ne sryordu. Bakan Ronald Reagen 1987'de Sovyetler Birli'ni Berlin Duvan'n kaldrmaya ardnda sert bir ekilde eletirildi. En ok eletiri Almanya'dan ykseldi. Ama sonunda demokrasi yolundaki bir dnyada, Sovyetler Birli'nin yasallna ilikin bu devrimci kukunun yalnzca ahlaken doru olmakla kalmayp, politik bakmdan da akll olduu ortaya kt, nk bu arlar o zaman henz komnist olan devletlerde yaayan insanlarn ksa bir sr-e sonra dile getirdii zlemlerle uyum iindeydi.' Gl, hatta kimi yerde nkleer silh sistemlerine sahip demokratik olmayan devletlere ynelik askeri bir meydan okumay kimse savunacak deildir. Dou Avrupa'dak 1989'daki gibi devrimler ise ender, hatta iitilmemi olaylardr. Bir demokrasi d politikasn belirlerken, uramak zorunda olduu btn diktatrlklerin gzle grlr gelecekte yklacandan yola kamaz. Demokratik devletler, teki devletlerin gcn deerlendirirken, yasalln da gcn bir biimi olduunu ve birok devletin grnrdeki gcnn altnda derin i politik sorunlar yattn dikkate almaldr. O nedenle, dost ve dmann ideolojik ltlere 338 -yani demokratik olup olmadklarna gre- seen demokrasiler, uzun erimde byk bir olaslkla daha gl ve kah-c mttefiklere sahip olacaktr. Dmanlarla likilerde aradaki ahlki ayrmlar unutmamal ve insan haklar sorunlarnn g politikas yznden hasr alt edilmesine izin vermemelidirler.(3> ABD'nin ve teki demokrasilerin, demokrasinin dnyadaki etki alanm korumada ve olanakl ve -akla uygun grlen yerde bunu geniletmede uzun erimli kar vardr. Eer demokratik devletler kendi aralarnda mcadele etmezse, tarih sonras dnya srekli olarak genileyecek ve daha bar ve daha zengin olacaktr. Dou Avrupa ve Sovyetler Birlii'ndeki komnizmin km ve Varova Pakt'nn dolaysz askeri tehdidinin tamamen uup gitmi olmas, bizi gelecek konusunda ilgisiz klmamaldr. nk Bat'nn, dnyann bu blmnde yeniden canlanacak ya da birleik bir Almanya'dan veya ekonomiye egemen bir Japonya'dan kaynaklanacak yeni bir tehdit karsnda uzun erimli gvenli olabilmesi, ancak bu lkelerde istikrarl demokrasiler kurulmasna baldr. Demokratik devletlerin demokrasiyi ve uluslararas bar desteklemek iin ibirlii yapmas gerektii dncesi, liberalizmin kendisi kadar eskidir. Ebedi Bar zerine ve Dnya Yurttal Asndan Genel Bir Tarih Fikri balkl nl yazlarnda, Immanuel Kant,

demokratik devletlerin hukuk devleti ilkelerine gre rgtlenecek uluslararas bir ittifakn nermiti. Kant, uluslar arasndaki sava durumunun, insann doa durumundan sivil topluma geile kazandklarn byk lde yeniden yok ettii grndeydi; " silhlanm alak yaratklarn btn glerini en ok da (savaa) hazr olma durumunu srekli koruma zorun-luu yznden... doal yeteneklerin tam gelimesi engellenmektedir" diyordu.wKant'n uluslararas ilikiler zerine yazlar daha sonra modern liberal enternasyonalizmin dnsel temelim oluturdu. Kant'n devletler birlii Amerika'nn Uluslar Brlii'ni, daha sonra da Birlemi. Mletler'i kurma abalarn esinlendirdi. Daha nce de belirtildii gibi, gerekilik sava sonrasnda bu tr bir liberal enternas339 yonaznin bir ok bakmdan pan zehiri oldu. Gereki okulun temsilcileri, uluslararas gvenlik sorununun zmnn uluslararas hukuktanok gler dengesinde yattn savunuyordu. Uluslar Birli'nin ve Birlemi Milletler'in, nce Musso-Iini, Japonlar ve Hitler, sonra da Sovyet yaylma politikasnn provokasyonlar karsnda kollektif bir gvenlik salayamam olmas, enternasyonalizmi ve1 genel olarak uluslararas hukuku lekeledi. Ama birok kii Kant'n grn pratie geirmede batan beri yetersiz kalnmasnn asl nedeninin, Kant'n ilkelerinin btnyle zlenmemesi olduunu grmedi."' Kant'n, "Ebedi Bar zerine lk Nihai Makalesinde, devletler sistemindeki devletlerin cumhuriyeti bir anayasaya sahip olmas, yani liberal demokrasiler olmas gerektii belirtil i r.t6) "kinci Nihai Makale"ye gre, "devletler hukuku...zgr[ yani cumhuriyeti anayaslara sahip] devletlerin .federalizmi zerinde ykselmelidir.n(T Kant'n gerekesi basittir: Cumhuriyeti ilkelere gre rgtlenmi devletler byk bir olaslkla birbirleriyle savamaz, nk kendi kendilerini yneten halklar savan faturasn kabul etmeye zorbalk rejimlere oranla ok az eilimlidir. Ve uluslararas bir federasyon ilevi olabilmek iin oitak liberal hukuki temellere ihtiya duyacaktr. Uluslararas hukuk ulusal hukukun bytlm kopyasdr. Birlemi Milletler daha batan bu nkoullara uygun deildi. BM Bildirgesinde "zgr uluslar" kavram deil de, bundan daha zayf bir ilke olan, "btn yelerin egemen eit hakll" yer ald.(8> Bylece Birlemi Milletler yelii egemenlikle ilgili belli biimsel asgari talepleri yerine getirenler lkeye alm oldu. rnein, Stalin'n Sovyetler Birlii rgtn kurucu yelerinden biriydi, Gvenlik konseyi yesiydi ve konseyin kararlarn veto etme hakkna sahipti. Smrgelerin zlmesinden sonra yeni nc Dnya devletlerinin renkli bir karm Genel Ku-rul'u doldurdu. Bunlar Kant1 in liberal ilkelerinin ok'azn benimsiyordu. Birlemi Milletleri ise hogrsz politik programlarn gerekletirmede yararl bir ara olarak gryorlard. Adil bir politik dzenin ilkeleri ya da haklarn 340 zne ilikin bir mutabakat olmad iin, Birlemi Milletler'in zellikle kollektif gvenlik gibi kritik bir alanda kuruluundan bu yana gereten kayda deer birey baaramam olmas artc deildir. Ayn ekilde Amerikan halknn Birlemi Milletler'e hep kukuyla bakm olmasndan da alacak birey yoktur. BM'nn nceli olan Uluslar Birlii, 1933'de Sovyetler Birlii'ni de yelie kabul etmi olmasna karn, ye- devletlerin politik karakteri bakmndan daha homojendi. Ama devletler sisteminin byk ve nemli yeleri, Almanya ve Japonya demokratik olmadklar ve Uluslar Birli'nin kurallarna uymak istemedikleri iin, rgtn kollektif gvenlik ilkelerini geerli klma yetenei son derece zayflamt. Aradan geen sre iinde Souk Sava sona erdi, Sovyetler Birlii ve in'de az ya da ok baarl reform hareketleri gndeme geldi ve bylece Birlemi Milletleri uzun bir sre zayflatm nemli bir etken, ksmen de olsa alm oldu. Kuveyt'in igalinden sonra Gvenlik Konsey'inin gemite ei grlmedik bir biimde Irak'a kar ekonomik yaptrmlar getirmesi ve zor kullanmn onaylam, uluslararas eylemlerin gelecekte nasl olabilecei konusunda bir fikir vermektedir. Ama_ Gvenlik Konseyi hl Rusya ve in gibi btnyle reforme olmam gler tarafndan yaralanabilir bir durumdadr ve Genel Kurul'da hl zgr olmayan uluslar arlktadr. Birlemi Milletler'in gelecek kuakta "yeni dnya dzeni" iin bir temel olaca gerekten kukuludur..

nceki uluslararas rgtlerin lmcl eksikliklerini tamayan, Kant'n ilkelerine dayal bir uluslar birlii yaratlmak istenirse, BM'den ok NATO'ya ynelmek, aktr ki, daha doru olacaktr. Bu durumda sz konusu olan, liberal ilkelere ortak ballklarnn birletirdii, gerekten zgr lkelerin bir birlii olacaktr. Bylesi bir birlik, dnyann demokratik olmayan blmnden gelecek tehditlere kar kendi kollektif gvenliini korumak iin askeri eylemlere ok daha kolay bavurabilecektir. Bu birliin yeleri kendi aralarndaki ilikilerde ise kolaylkla uluslararas hukuk kurallarna bal kalabilir. Souk Sava srasnda, 341 yelik in temel nkoul olarak liberalizmi kabul eden; NATO, Avrupa Topluluu, OECD, G-7 devletleri, GATT gibi rgtlerin nclnde, bir bakma nceden planlamadan, Kant'n anlamnda bir iberal uluslararas dzen olumutu. Gnmzde demokratik sanayi uluslar, karlkl ekonomik likilerini dzenleyen balayc bir hukuksal anlamalar ayla birbirlerine baldr. Sr eti kotalar ya da Avrupa para birliinin ayrntlar zerine politik anlamazlklara dyor ya da Libya veya Arap-srail anlamazl karsndaki, tutum konusunda kavga ediyor olsalar da, demokrasiler arasndaki bylesi anlamazlklar zmek iin zora ba vurulabilecei kesinlikle dnlemez. ABD ve teki liberal demokrasiler, komnizmin kmesinden sonra iinde yaadklar dnyann eski JeopY>litik dnyaya giderek daha az benzediini ve tarihsel dnyann kural ve yntemlerinin tarih sonras dnyadaki yaama uymadn kavramak zorundadr. Tarih sonras dnyann devletleri, arlkl olarak, rekabet ve yenilikilik yeteneini artrmak, ve d aklar, tam istihdam salamak, ar evresel sorunlarn birlikte zlmesi gibi ekonomik sorunlarla uramak zorunda kalacaklar. Baka bir deyile, bu lkeler kendilerinin bundan drt yz yl nce balam olan burjuva devrimlerinin mirass olduklarn kavramak zorundadr. Tarih sonras dnyada, konfor iinde bir varlk srdrme arzusu, bir saygnlk savanda hayatn tehlikeye atma arzusundan daha stndr; evrensel, rasyonel kabul grme, efendilik arzusunun yerine gemitir. adalarmz, tarih sonras dnyaya henz ulap ulamadmz, kabul grme peindeki byk imparatorluklarn, diktatrlklerin ya da doymam milliyeti arzularn uluslararas politikada gene etkin olup olmayacan veya lden esen kum frtnalar gibi gelecek yeni dinlerin kp kmayacan stedikleri kadar tartabilir. Ama belli bir noktada, 20. yzyln korkun frtnalarna kar zorunlu bir snak olarak kurmu olduklar tarih sonras evde, uzun vadede de honutluk iinde yaayp yaayamayacaklarn da sormak zorunda kalacaklardr. Gelimi dnyada pratikte bugn herkes, liberal demokrasinin, en nemli hasmlar 342 olan faizm ve komnizme oranla ok daha tercih edilir olduunu gryor. Ama liberal demokrasi kendi bana da arzu edilir midir? Yoksa aslnda liberal demokrasi de bize tam bir honutluk salayamaz m? Acaba liberal dzenin znde, son faist diktatr,* son burnu byk general ve son komnist parti yetkilisi de yeryznden silindikten sonra da varln srdrecek elikiler var m? Kitabn son ksmnda bu soruyu ele alacaz. 343 o < e- E 27 zgrlk Aleminde inde insanlarn ("snflarn"), kabul grme uruna birbirleriyle ve emekleriyle doaya kar mcadele ettii gerek anlamda tarih, Marx'a gre "zorunluluk lemi"dir.; bunun tesinde, (birbirlerini nkoulsuz kabul eden) insanlarn karlkl mcadele etmedii ve mmkn olduu kadar az alt "zgrlk lemi" balar. - Alexandre Kojeve, Hegel Okumasna Giri " Yukarda daha nce evrensel bir tarih yazma sorununu tartrken, amaca ynelik, dorusal tarihsel dnmlerin bir ilerleme anlamna gelip gelmedii sorusunu bir kenara brakmtk. Eer tarih her durumda-bizi liberal demokrasiye karyorsa, bu soru liberal .demokrasinin ve

onun temelindeki zgrlk ve eitlik ilkesinin kalitesine ilikin bir soru haline gelir. Saduyu, liberal demokrasinin 20. yzyldaki en nemli rakiperi olan faizm ve komnizm karsnda birok stnle sahip olduunu sylyor ve bize miras kalm deer ve geleneklere olan ballmz, demokrasiyi kaytsz artsz yceltmemizi gerektiriyor. Ne var ki, eletirisz yandalkla ya da eksikliklerin gizlenmesiyle demokrasi davasna gereince hizmet edilemez. Tarihin sonuna gelip gelmediimiz sorusunu eksiksiz yantlayabilmek iin, nce demokrasiye ve" onun yetersizliklerine daha yakndan bakmamz gerekiyor. Demokrasinin yaam gc zerine d politika kategori-leriyle dnmeye altk. rnein Jean-Franois Revel, de347 mokrasnin en byk zayflnn, kendisini keyf, totaliter diktatrlklerin olumasna kar korumadaki yeteneksizlii olduunu sylyor. Diktatrlk tehdidinin azalp azal-mad ya da ne kadar azald bizi daha hayli uratracak, nk hl otoriter hkmet sistemleri, teokrasiler ve hogrsz milliyeti hkmetlerle dolu bir dnyada yaJ yoruz. Ama nce, liberal demokrasinin rakiplerini yenilgiye urattndan ve gzle grlebilir gelecekte varln tehdit edecek d tehditlere hedef olmayacandan yola kmak stiyoruz. Avrupa ve Amerika'daki istikrarl geleneksel liberal demokrasiler kendi balarna snrsz ayakta kalabilir mi, yoksa onlar da, komnist devletler gibi iten ie ryp birgn kecek mi? Kukusuz liberal demokrasilerde isizlik, evre kirlenmesi, uyuturucu bamll, sululuk gibi birok problem var. Bu dolaysz sorunlar bir an in bir kenara brakrsak, u som gndeme gelir: Liberal demokraside baka, daha derin honutsuzluk nedenleri yok mudur, burada yaam gerekten tatmin edici midir? Eer bylesi "elikiler" kefedemezsek, o zaman Hegel ve Kojeve ile birlikte tarihin sonuna ulam olduumuzu syleyebiliriz. Yok eer elikilerin varln hissedersek, o zaman szcn gerek anlamnda tarihin devam ettii sonucuna varrz. Bu soruyu yantlayabilmek iin, dnyada demokrasinin sorgulanp sorgulanmadna ilikin kantlar aramak yeterli olmaz. Bu tr kantlar her zaman iki anlama da gelir ve yanltc olur. Komnizmin km olmas da, demokrasinin gelecekte artk tehdit edilmeyecei ve gnn birinde ayn kaderi paylamayaca anlamna gelmez. Daha ok, demokratik toplumu lmede kullanabileceimiz tarih st bir lte; "kendi bana nsan"n, bize demokrasinin zayf noktalarn saptama olanan verecek bir resmine ihtiyacmz var. Hobbes, Locke, Rousseau ve Hegel'dek "ilk in-san"la bu nedenle ilgilendik. Kojeve, kabul grme arzusunu en nemli insan arzusu olarak grd iin, insanln tarihin sonuna ulam olduu sonucuna varmaktadr. Buna gre, ilk kanl kavgadan beri tarihi ilerleten kabul grme arzusudur. Evrensel, homojen devlet karlkl kabul grmeyi temsil ettii ve bylece bu arzu btnyle tatmin edildii iin, tarih sonuna ulamtr. Kojeve'in bylesi merkezi bir nem verdii kabul grme arzusu, liberalizmin gelecek perspektiflerinin deerlendirilmesi asndan tamamen uygun bir erevedir; nk grm olduumuz gibi, son yzyllarn en nemli tarihsel olgularn -dini, milliyetilii ve demokrasiyi- zleri ' bakmndan kabul grme arzusunun eitli grn biimleri olarak kavrayabiliyoruz. Ama Thymo^un modern toplumda nasl tatmin olduunu ve bu adan ne gibi eksiklikler olduunu irdelersek, liberal demokrasinin amaca' uygunluuna ilikin olarak, arzuyu benzer bir ekilde incelemekle elde edeceimizden olaslkla daha ok ey renebiliriz. zetle tarihin sonu sorusu tbymo^un gelecei sorusuna dnmektedir: Liberal demokrasi, Kojeve'in ne srd gibi, kabul grme arzusunu gerektii gibi tatmin ediyor mu, yoksa istek tatminsiz kalyor ve bu nedenle tamamen baka bir biimde ortaya kabilir mi? Evrensel bir tarih kurgulama'yolundaki ilk denememizde ki paralel tarihsel srece rastlamtk: Srelerin biri modern doa bilimi le arzunun mant, teki se kabul grme arzusu tarafndan ynlendiriliyordu. Her iki sre ayn noktada, kapitalist liberal demokraside iice geiyordu. Ama hem thymos, hem de arzu basite ayn toplumsal ve politik kurumlar tarafndan m tatmin ediliyor? Arzuyu tatmin edenin thymou tatmin edememesi ya da bunun tersi,

dolaysyla hibir insan toplumunun "kendi bana insan" tatmin edememesi sz konusu olamaz m? Liberalizmin sadaki ve soldaki eletirmenleri, liberalizm ayn anda hem tbymodu, hem de arzuyu tatmin ediyor mu, yoksa aralarnda derin bir uurum mu ayor sorusunu gndeme getiriyorlar. Solcular, evrensel, karlkl kabul grme vaadinin liberal toplumlarda znde tam karlanmadn leri sryor. .Bunun nedenlerine iaret etmitik: Kapitalizmin yaratt ekonomik eitsizlik, eitsiz kabul grme anlamna gelmektedir. Sadaki eletirmenler, liberal toplumun sorununun, kabul grmenin evrensel olmama348 349 snda deil, asl eit kabul grmenin bir ama saylmasnda yattn savunuyorlar. nsanlar zleri bakmndan eit deildir; onlara eit davranmak insanlklarn yadsmak anlamna gelir. Bu iddialar srayla gzden geireceiz. Son yzylda sol, liberal toplumu sadan daha sk eletirdi. Eitsizlik problemi liberal toplumlar daha kuaklar boyu uratracak, nk liberalizm erevesinde bu sorun aslnda zmszdr. Ama gene de, bu sorun gnmz dzeninde, saclarn eit kabul grme amacnn znde doru olup olmad sorusu kadar arlk tamyor. Toplumsal eitsizliin iki biimi vardr; biri insann gelenek ve greneklerinden, teki doadan ya da doal zorunluluktan kaynaklanr. lk biimde eitlii; toplumun kendi iine kapal zmrelere ayrlmas, rk ayrmcl, ayrmc yasalar, mlkiyete bal oy hakk vb. gibi yasal engeller nler. Ayrca farkl etnik ve dinsel gruplarn ekonomik etkinlie deiik yaklamas gibi, kltrel kkenli geleneksel farkllklar vardr. Bunlar ne yasalar ve politikalar tarafndan yaratlmtr, ne de doadan kaynaklanmaktadr. Tam eitliin nndeki doal engeller, bir topluluktaki doal yetenek ve zelliklerin eitsiz dalmyla balar. Herkes piyanist ya da air olamaz; ayn ekilde herkes, Madison'un da saptad gibi, mlk sahibi olmada ayn yeteneklere sahip deildir. irin olanlar ve gzel kzlar, e seiminde gze arpmayan yatlarna oranla daha avantajldr. Ama dorudan kapitalist piyasann ileyi tarzndan, ekonomideki iblmnden ve piyasann vahi kurallarndan kaynaklanan eitsizlik biimleri de vard. Kapitalizm gibi, bu eitsizlik biimleri de "doal" deildir, daha ok kapitalist ekonomik sistemden yana tercihin kanlmaz sonulardr. Modern ekonominin retkenlii rasyonel bir iblm gerektirir ve sermayenin bir daldan tekine, bir blge ya da lkeden bir baka blge ya da ikeye kaymas sonucunda kanlmaz olarak kazananlar ve kaybedenler olur. , Btn gerek liberal toplumlar, ilkesel olarak geleneksel eitsizlik nedenlerini ortadan kaldrmaya almaktadr. Ayrca kapitalist ekonomi sistemlerinin dinamii, igc ta350 lebindeki srekli dalgalanmalar sayesinde toplumsal eitsizliin nndeki birok geleneksel ve kltrel engelin krlmasna katkda bulunmaktadr. Bu arada Marksizm yz yama ulamtr ve hepimiz, eitsizliin genellikle kapitalist toplumlarn belirgin zellii olduunu dnyoruz. Aslnda kapitalist toplumlar kendilerinden nceki tarmsal toplumlardan ok daha eitlikidir.'" Kapitalizm dinamik bir kuvvettir. Saf geleneksel toplumsal ilikiler sorgulanr ve nitelik ve eitime dayal yeni tabakalar miras alnm ayrcalklar ortadan kaldrr. Okuma-yazma bilmezlik gide- rilmeden, eitim olmakszn, yksek bir toplumsal hareketlilik balamadan ve ayrcalkllara deil de yeteneklilere ak iyerleri olmadan, kapitalist toplumlar ilemez, en azndan olabilecekleri kadar verimli olmazlar. Ayrca btn modern demokrasiler piyasadaki gelimelere dzenleyici olarak fiilen mdahale ediyor, gelir dalmnda zenginlerden alp yoksullara veriyor, ve sosyal gvenlik iin bir sorumluluk stleniyor. Demokratik devletin sosyal sorumluluklar; ABD'deki sosyal sigorta ve ila harcamalarna katlmdan, Almanya ya da sve'dek olduka sk sosyal alara kadar uzanyor, Kuzey Amerika devleti btn Bat demokrasileri iinde, patriyark roln stlenmeye en az eilimli devlet gibi grnyor, ama bu lkede muhafazakrlar bile New Dealin sosyal yasalarn genel olarak benimsemitir ve bunlarn budanmas beklenmiyor.

Btn bu toplumsal eitlenme srelerinden "orta snf toplumu" denilen ey olumutur. Adlandrma yanltcdr, nk modern demokrasilerin sosyal yaps hl, daha ok geni karnl bir noel aac kresi eklindeki klasik piramide benzemektedir. Ama piramidin ortas olduka genitir ve yksek sosyal akkanlk hemen hemen herkese, kendini orta tabakann nlemleriyle zdeletirme ve en azndan potansiyel olarak buraya ait hissetme olana vermektedir. Orta snf toplumu belli alardan hla olduka eitsiz kalmaya devam edecektir, ama eitsizlik nedenleri yeteneklerin doal eitsizliine, ekonomik bakmdan zorunlu iblmne ve kltre indirgenmi olacaktr. Kojeve'in Amerika'nn savatan sonra Marx'n, "snfsz toplum"una ulat 351 eklindeki saptamasn, u anlamda yorumlayabiliriz: Toplumsal eitsizlik btnyle ortadan kaldrlm deildir, ama hl varolan engellerin hepsi de, bir bakma "gerekli ve giderilemez"; yani iin doasndan kaynaklanan ve insan istecinden bamsz engellerdir. Bu snrlar iinde, byle bir "topluma ilikin olarak, onun marksist "zgrlk lemine ulat sylenebilir: Doal ihtiyalar karlanmaktadr ve insanlar (tarihsel ltlere gre) minimum alma karlnda ne isterlerse alabilmektedir.01 Ama mevcut liberal demokrasilerin ou, toplumsal eitlie likin bu grece dk koullan bile tam olarak yerine getirmemektedir. Doadan ya da zorunluluktan ok geleneklerden kaynaklanan eitsizlikler, arasnda, kltrel kkenli olanlar kk kaznmas en zor olanlardr. rnein, modern Amerika'daki siyah" "alt tabaka"nm durumu byledir. Detroit ya da South Bronx'da byyen siyah bir gencin nndeki engeller, daha buradaki okullarn daha kt olmasyla, yani polUk olarak tamamen zlebilir br sorunla balar. Statnn neredeyse btnyle eitimle belirlendii bir toplumda, byle bir ocuun kaderi, byk bir olaslkla daha okul yana bile ulamadan, mhrlenmi demektir. Ev evresinde olanaklarn deerlendirmek iin gerekli oan deerleri kendisine aktaran hi kimse olmad iin, ocuk srekli olarak "sokak"taki yaama ekildiini hisseder; bu, tandktr ve Amerikan orta tabakasnn yaamndan daha heyecan verici grnr. Bu koullar allnda, Birleik Devletler'de hukuken artk tamamen eit durumda olmalar ve Amerikan ekonomisinin byk olanaklar sunmas, siyahlarn yaam asndan pek bir sonu getirmez. Bu tr kltrel, eitsizlik sorunlar karsnda politikaclar da eresizdir. Kald ki, siyah alt tabakaya yardmc olmas gereken sosyal-politik nlemlerin, ailenin altn oyduu ve insanlarn devlete olan bamllm artrd in, yarardan ok zarar getirdii gr olduka mantkl grnmektedir. Bir kltr "kurma" ve isellemi ahlki deer yarglarn deitirme sorununu, politik olarak imdiye kadar daha kimse zemedi. Eitlik ilkesi Amerika'da 1776'da getirildi, ama 20. yzyln doksanl yllarnda birok Amerikab a352 sndan bu hat bir gereklik deil. te yandan kapitalizmde insanlar muazzam servetler yabilir, ama eit kabul grme arzusu ya da isothymia tatmin olmamaya devam eder. blm etkinliklerin farkl deerlendirilmesini gerektirir: p ya da garsonlar, isizlerden daha ok, ama cerrah ya da futbol yldzlarndan daha az saygnla sahiptir. Varlkl demokrasilerde yoksulluk sorunu, bir doal ihtiyalar sorunu olmaktan kp, br kabul grme sorununa dnmtr. Yoksul ya da evsiz-barksz insanlara yaplan gerek hakszlk, onann fiziksel esenliinden ok onurlaryla ilgilidir. Hibir eye sahip olmadklar in toplumun geri kalan blm tarafndan ciddiye alnmazlar; politikaclar onlarla ilgilenmez, polis ve adalet onlarn haklarn tekilerinki kadar enerjik savunmaz, zgvene hl byk deer bien bir toplumda i bulamazlar ve bir i bulduklarnda da bu genellikte alalt-c bir i olur, eitimle durumlarn iyiletirme ya da her hangi baka bir ekilde ilerinde yatan aslan gsterme olanaklar hemen hemen hi yoktur. Zengin ve yoksul ayrm srdke ve baz etkinlikler sayg grrken bazlar aalanmaya devam ettike, maddi zenginliin mutlak dzeyi ne kadar ykselirse ykselsin, bu durum dzeltilemez ve durumu o kadar iyi olmayanlarn onurunun her gn ald yaralar sanlamaz. Arzuyu tatmin eden, ayn zamanda tbymou da tatmin edemez.

Ar toplumsal eitsizlikler en mkemmel liberal toplumlarda bile varln srdryor; o nedenle zgrlk ve eitlik stunlar arasnda srekli bir gerilim sz konusudur. Daha Tocqueville, bu gerilimin, kendisinden kaynakland eitsizlik kadar "gerek'i ve giderilemez" olduunu kavramt.^ eitsizlere "ayn onuru" verme yolundaki her aba, teki insanlarn zgrlk ve haklarn kstlar ve eitsizlik toplumsal yapda ne kadar derin kklere sahipse, bu o kadar fazla olur. Aznlk grubundan birisine salanan her iyeri ve niversitede bir pozitif ayrmclk program erevesinde doldurulan her renim yeri, tekiler in daha az bir yer anlamna gelir; hkmetin ulusal hastalk sigortas ya da bir hayr program iin harcad her dolar, zel eko353 nomiden bir dolar eksilmesi demektir; ileri sizlikten ve firmalar iflastan kurtarma yolundaki her aba, daha az ekonomik zgrlk anlamna gelir. Ne zgrlk ile eitliin dengelenebilecei salam ya da doal bir nokta, ne de iki ilkeyi ayn anda optimize etmenin belli bir yolu vardr. An bir rnek marksist modeldi; burada, yetenekleri dllendirmek yerine ihtiyalar tatmin edilerek ve blm ortadan kaldrmaya allarak, doal eitsizlikler giderildi ve zgrln zararna sosyal eitliin ar bir biimi desteklendi. Gelecekte "orta snf toplumu"nun tesinde bir sosyal eitlik gerekletirmeyi deneyecek herkes, marksist deneyin iflasyla hesaplanmak zorundadr. nk grld kadaryla "gerekli ve giderilemez" farkllklar gidermek iin son derece gl bir devletin olumas gerekiyor. in komnistleri ve Kamboya'daki Kzl Khmefler, kent ile kr ve kafa ile kol emei arasndaki farklar ortadan kaldrmak istiyorlard, ama bunu ancak insanlarn btn temel haklarna el koyarak yapabildiler. Sovyetler, emek ya da yetenei dllendirmek yerine ihtiyalar tatmin etmeyi denediler, ama bunun faturas almaya ilgi duymayan bir toplum oldu. Kald ki, btn komnist toplumlar son tahlilde belli bir miktar sosyal eitsizlie, Milo-van Cilas'n "yeni snf diye adlandrd parti yetkililerine ve brokratlara tahamml ediyordu.(5> Komnizmin dnya apnda kmesinden sonra, imdi ilgin bir durumda bulunuyoruz: Liberal toplumun politik bakmdan solda duran eletirmenleri, toplumsal eitsizliin inat biimleri iin hazr radikal zm reetelerine sahip deil; thymotik kabul grme arzusu, thymotik eitlik arzusu karsnda imdilik stnlk salam grnyor. Sosyal eitsizlikleri amak iin, liberal ilkelerin politika ve toplumdan radikal bir ekilde temizlenmesini savunan liberal toplum eletirmeni gnmzde ok azdr.( Belirleyici tartmalarda imdi sz konusu olan, liberal toplum ilkeleri deil, eitlik ile zgrln hangi noktada tam dengeye geleceidir. Her toplum zgrlk ve eitlik arasndaki dengeyi farkl tartyor; yelpaze Ronald Reagan Amerika's ya da Margaret Thatcher ngiltere'sindeki bireyselcilikten, kta 354 . Avrupa'sndaki Hristyan Demokrat hkmetlere ve sve'teki sosyalist demokrasiye kadar uzanyor. Bu lkelerin sosyal politikalarnda ve yaam kalitelerinde belirgin farklar var, ama zgrlk le eitlik arasnda tercih ettikleri farkl uzlamalarn hepsi liberal demokrasi ilkeleriyle badayor. Daha fazla sosyal demokrasi istei, mutlaka biimsel demokrasinin zararna gerekletirilmek zorunda deildir ve tarihin sonunun nnde bir engel oluturmaz. Solun geleneksel konusu olan snf mcadelesinin gnmzde geri plana dm olmas, liberal demokrasiye ynelik, baka eitsizlik biimlerinden kaynaklanan yeni, belki de daha radikal meydan okumalarn gndeme gelmeyecei anlamna gelmiyor. Her insann onurunun eit hakl kabul grmesi -isothymtct'nn tatmin bulmas- lkesinin imdilik yerlemi olmas, insanlarn hl mevcut doal ya da gerekli eitsizlik biimlerini benimsemeye devam etmesi in bir gvence deildir. Irklk, cinsiyetilik ve homosekselliin reddedilmesi gibi yeni toplumsal eitsizlik ve ayrmclk biimleri, Amerikan niversite kampsierinde solun geleneksel konusu olan snf mcadelesini oktan gndemden kard. Doann yetenek ve becerileri eit datmamas dil deildir, ama imdiki kuan bu eitsizlik biimlerini benimsiyor olmas, bunlarn gelecekte de benimsenecei anlamna gelmez. Belki de, bir politik hareket kp, Aristofanes'n Kadnlar Meclisindeki, gzel erkekleri irkin kadnlarla, gzel kadnlar da irkin erkeklerle evlenmeye zorlama fikrini savunur.(7 Ya da belki, bu doal

hakszl ortadan kaldrp, gzellik ve zek gibi olumlu doal zellikleri "daha dil" datacak yeni teknolojiler bulunur.00 rnek olarak zrllere yaklammz alalm. Eskiden, zrllerin doutan kt kartlarla sahneye aktna, dnyaya cce ya da a olarak geldikleri in, bu hadikapla u ya da bu ekilde birlikte yaamak zorunda olduklarna inanlrd. Buna karlk modern Amerikan toplumunda, hem fiziksel zr giderilmeye allyor, hem de zrllerin onuru dikkate almyor. Hkmet ve niversiteler zrllere yardm sorununa sonunda bir zm getirdiler, ama bu355 nun ekonomik faturasnn bu kadar pahal olmas birok bakmdan zorunlu deildi. zrllere zel ulam1 hizmeti salamak yerine, birok belediye mevcut otobslerde zrllere uygun deiiklikler yapma yoluna gitti. Kamu binalarna tekerlekli sandalye kullananlar iin gze arpmayan yan kaplar yapmak yerine, ana girierdeki rampalar tercih edildi. Btn bu aba ve harcamalarn amac, zrllerin yaamn fiziksel olarak kolaylatrmaktan ok -bu ok daha ucuza malolurdu:, zrllerin onurunu korumakt. Doa zorland ve zrllerin zdeer duygusunu korumak iin onlarn da btn teki insanlar gibi otobse binebilecei ve bir kamu binasna n kapdan girebilecei gsterildi. Daha ok eitlik ve maddi bolluk, eit hakl kabul grme tutkusunu -isotbymia'y- azaltmaz, tersine artrr. Tocoueville, toplumsal snf ve gruplar arasnda uzun yiilarn gelenekleriyle beslenen byk farkllklar olduunda, insanlarn bunlar benimseyip kabul ettiini syler. Ama toplum hareketli hale gelip, gruplar birbirine yaklat-, nda, insanlar mevcut farklarn bilincine varr ve bunlar rahatsz edici bulmaya balar. Demokratik lkelerde eitlik tutkusu her zaman zgrlk sevgisinden daha derin ve kalc olmutur. zgrlk demokrasi olmadanda vard, ama eitlik tutkusu her zaman zgrlk sevgisinden daha derin ve kalc olmutur. zgrlk demokrasi olmadan da Vard, ama eitlik demokratik an zgl, karakteristik zelliidir; nsanlar bu nedenle ona sk skya sarlyor. zgrlkteki arlklar -bir Leona Helmsley ya da bir Donald Trump'un kendini beenmilii, Exxon Valdez'in Alaska nlerinde yapt tahribat-, an eitlikteki -srnen sra-danhk ya da ounluun uranl gibiolumsuzluklardan ok daha gze batcdr Ayrca kk bir aznln politik zgrl byk br sevin kayna olurken, ynlarn eitlii ancak kk sevinler vermektedir.(9) Liberal deney son drt yz yiinde megalotbymiahm gzle grlr biimlerini baarl bir ekilde politik yaamdan dlad, ama toplumumuz hl onurun nasl eit olarak datlabilecei sorunuyla uramaktadr. Demokratik 356 Amerika'da bugn saysz insan, yaamlarm eitsizliin son kalntlarnn da ortadan kaldrlmasna adyor; bunlar, kz ocuklarnn berbere olanlardan daha fazla para dememesi, homoseksellerin izci gruplarna nderlik edebilmesi ve n cephesinde tekerlekli sandalye iin rampa olmayan bina yaplmamas iin mcadele ediyor. Amerika'da bylesi tutkulu bir angajman olmasnn nedeni, aslnda gerek eitsizliin ok az olmasdr. Sol, gnmz liberalizmine gelecekte bu yzylda tank olduumuzdan ok farkl bir ekilde saldrabr. Komnizm zgrl ylesine dorudan ve ak hedef alm ve politik model olarak o kadar kt bir n kazanmtr ki, btn gelimi dnyada artk kesin iflas etmi bir model olarak grlmektedir. Liberal demokrasiye politik soldan gelecekte ynelecek tehlike, demokratik kurum ve ilkelere dorudan saldran bir ideolojiden ok, kendini liberalizm gibi gsteren ama iten e onun anlamn deitiren bir ideolojiden kaynaklanacaktr. rnein, yaklak btn liberal demokrasiler son kuak iinde birok yeni "hak" getirdi. Hayat, zgrl ve mlkiyeti korumak yeterli olmad; tersine zel yaama, seyahate, almaya, bo zamanlara, cinsel eilimlere, krtaja, ocuklua ilikin yeni haklar tanmland. Bunlarn bir ounun toplumsal etkilerinin kukulu olduu ve birbiriyle elitii aktr. Amac toplumdaki eitlii artrmak olan yeni yaratlan haklarn, Bamszlk Bildirgesi'ndeki ve Anaya-sa'daki temel haklar kstlayacan ngrmek zor olmasa gerektir.

Haklarn zne ilikin u andaki tartmann elikileri aslnda, genel olarak rasyonel bir nsan modeli var mdr, sorusuyla bal olan, felsefedeki daha derin bir krizden kaynaklanmaktadr. Haklar, insana ilikin belli bir tasarmdan kar. Eer insann doasna ilikin bir gr birlii yoksa ya da balayc bir insan modelinin hi olamayaca gr egemense, o zaman haklar tanmlama ya da yeni, muhtemelen yanl haklarn yaratlmasn nleme yolundaki her aba etkisiz kalacaktr. rnein, gelecekte haklarda, insan ile nsan olmayan arasnda hibir farkn kalmad 357 bir "sper evrenselleme"nin mmkn olup olmayacan sorabiliriz. Klasik politik felsefeye gre, insan hayvanlarla tanrlar arasnda bir yerde dunr. nsann doas ksmen hayvansaldr, ama akl onu btn teki trlerden ayrr. Kant ve He-gel ile onlarn dayand Hristiyan geleneine gre, insan le insan olmayan arasndaki ayrm belirleyicidir. nsan, tek zgr olan kendisi olduu in, doadaki hereye stn olan bir onura sahiptir. nsann davranlar iin kendisinden baka bir neden yoktur; yalnzca insan doal itkiler tarafndan belirlenemez ve zgr bir ahlki tercih olanana sahiptir. "*~ Gnmzde'insan onurundan ok sz ediliyor, ama insann niin onur tad konusunda bir gr birlii yok. nsann, ahlki bir tercih yapabildii iin onur sahibi olduuna nanan herhalde pek kalmamtr. Kant ve Hegel'den bu yana btn modern doa bilimi ve felsefe, zgr ahlki tercihin bir hayal olduunu kantlamaya alt. nsan davran, yalnzca insan ve akl att tkiler anlamnda anlald. Kant'n zgr ve rasyonel tercih olarak grd ey, Marx'a gre ekonomik srelerin, Freud'a gre ise derinde gizli cinsel igdlerin bir rnyd. Danvin'e gre insan btnyle insan altndan olumutu; biyoloji ve biyokimya sayesinde insann ne olduu giderek daha kesin renildi. Yzylmzn toplum bilimlerinden, insann toplumsal koullanmasnn ve evresinin bir rn olduunu ve insan davrannn tpk hayvanlardaki gibi belli yasalara gre gelitiini rendik. Hayvan davran zerine aratrmalar, onlarn da saygnlk mcadeleleri verebildiini gsteriyor ve belki onlar da gurur duyuyor ve kabul grmek istiyor. Modern insan, Nietzsche'nin deyimiyle, "canl yapkan madde"den insana kadar ykselen bir sreklilik olduunu gryor: nsan iinden kt hayvansal yaamdan nitelik olarak deil, yalnzca nicelik olarak ayrlyor. Kendi koyduu yasalar mantkl bir ekilde izleyebilen zgr insann, kendi kendini kandran bir efsaneden baka birey olmad ortaya kyor. stn konumu insana, doaya egemen olma, ondan 358 yararlanma ve onu kendi amalarna gre ynlendirme hakkn veriyor. Modern doa bilimi bunu mmkn kld. Ama modern doa bilimi ayn zamanda, insanla doa arasnda ze ilikin bir fark olmadn, insann yalnzca, "yapkan madde"nin daha rgtl ve rasyonel bir biimi olduunu da gsteriyor. Ama eer insann doaya stnl yalnzca bir hayalse, o zaman insann doa zerindeki egemenliini hakl gsterecek-herhangi bir gereke de olamaz. nsanlar arasndaki farkllklar inkr eden tutkulu eitlik arzusu, nsanlar ve yksek hayvanlar arasndaki farkllklarn inkar edilmesine de dnebilir. Hayvan korumaclar maymunlarn, farelerin ya da samurlarn insanlar gibi ac ektiine ve yunus balklarnn yksek bir zek dzeyine sahip olduuna kesinlikle inanyor. nsanlar l-. drmek yasak da, bu yaratklarn ldrlmesi niin yasak deil? Tartma bu noktada bitmiyor. nk yksek ve alak hayvanlar nasl ayrdedilecek? Doada neyin ac ektiine kim karar verecek? Salt ac ekme yetenei ya da zek, nasl daha yksek bir konumu hakl gsterir? Ve son olarak, insan niin en iddiasz tatan en uzak yldza kadar, doann btn teki bileenlerinden daha ok onura sahip olsun?- Bcekler, mikroplar, barsak parazitleri, HIV-virsleri niin nsanlarla ayn haklara sahip olmasn? Kimi doa korumaclar onlara bu haklar tanyor; ama ou, nsan onurunun stnl gibi bir kavrama hl inanyor. Yani, fok yavrularn ya da nadir balklar, biz insanlar bu hayvanlar sevdiimiz iin koruyorlar. Ama bu yalnzca br kafa karkl. Eer insana doadan daha stn bir onur tanmak in mantkl bir neden yoksa, o zaman doann bir blmnn, rnein fok yavrularnn, baka bir blmnden, rnein HIV-virsnden, daha

fazla onurlandrlmasnn da mantkl bir nedeni yok demektir. evre hareketinin ok kktenci bir kanad bu bakmdan ok tutarl ve doann kendi bana -sadece duygulu ve akll hayvanlarn deil, btn doal yaratklarn- insan gibi haklara sahip olduunu savunuyor. Bu grn yandalar, Etyopya'daki gibi alk felaketlerine kar duyarsz359 dr; nk bu tr felaketler onlara gre, doann insana kendini beenmiliinin faturasn detmesinin rneklerinden baka birey deildir. Bunlar insanln, Sanayi Devri-mi'nden bu yana yapt gibi ekolojik dengeyi bozmamas in gelecekte (u andaki artma eilimindeki be milyardan) yaklak 400 milyonluk "doal" bir dnya nfusuna geri dnmesi gerektiini ne sryor. Eitlik ilkesini insanlardan insan olmayan yaratklara da yaygnlatrma istemi, bugn belki sama grnebilir; ama bu istem dorudan, u anda "insan nedir?" sorusunda bir kmaz sokakta bulunmamzdan kaynaklanyor. Eer gerekten insann ahlki bir tercih yapma ya da aklm zgrce kullanma yeteneine sahip olmadm ve onu btnyle insan alt anlamnda anlamann mmkn olduunu dnyorsak, o zaman nsann olduu gibi, giderek hayvanlarn ve teki yaratklarn da haklarnn tannmas sadece mmkn deil, ayn zamanda kanlmaz o\ur. Liberalizmin, zgl insan onuruna sahip, eit ve evrensel insanlk dncesi aadan ve yukardan; bir yandan belli grup kimliklerini insan olma zelliinden daha nemli sayanlardan, te yandan da insan le insan olmayan arasnda br fark grmeyenlerden gelen saldrlara hedef oluyor. Modern grececi anlay (relativizm) bizi bir kmaz sokaa getirdi, o nedenle her iki saldry da kararl br ekilde geri pskrtemiyor ve liberal haklan geleneksel anlamda savunamyoruz. Evrensel, homojen devlette yrrlkte olan karlkl kabul grme birok insan tam honut etmemektedir; nk, Adam Smith'in dedii gibi, yoksul yoksulluundan utanr ve teki insanlarn kendisini dikkate almadn dnrken, zengin de zenginlikleriyle, bbrlenmeye devam ediyor. Komnizmin u anda kmekte olmasna ramen, eitsiz kabul grme yznden, solun liberal demokrasiye ve kapitalizme seenekler aramaya gelecekte de devam edecei kesindir. Liberal demokrasiye ynelik en yaygn eletiri, eit nsanlarn eit olmayan kabul grmesini tevik ettiidir. Oysa eit olmayan insanlara eit kabul grme salama eiliminden kaynaklanan tehlikenin ok daha byk ve sonulan bakmndan ok daha ar olduunu kabul etmek iin saysz neden var. imdi bu konuyu ele alacaz. 360 361 28 Belkemiksiz nsanlar Modern zamann en genel gstergesi: nsan kendi gznde inanlmaz derecede onur yitirdi. Uzun sre varln merkezi ve trajedi kahraman oldu; sonra, en azndan, -morat deerlerin en nemli deerler olduuna inanan, insann onurunu korumak isteyen btn metafizikilerin yapt gibi- kendisinin varln belirleyici ve aslnda deerli yanyla bal olduunu kantlamaya alt. Tanr'y gnderen, ablak inancna daha sk sarlr. -Friedrich Nietzsche, lmnden Sonra Yaynlanan Fragmanla*'* Tarihin sonunda ortaya kacak yaratktan, son insandan sz etmeden tartmamz sona erdiremeyiz. Hegel'e gre evrensel, homojen devlet, uaklar kendilerinin efendisi yaparak, efendi-uak ilikisindeki btn elikileri ortadan kaldrr. Efendi artk, yalnzca tam bir insan saylmayan yaratklar tarafndan kabul grmekten kurtulur; ve uaklar da nsan olarak kabul grmeye balar. Her birey, zgr ve kendi deerlerinin bilincinde olarak, btn teki bireyleri, tam da bu zellikleri nedeniyle kabul eder. Efendi ile uak arasndaki kartlk ortadan kalktktan sonra, her iki taraftan da geriye kalanlar, efendinin zgrl ile uan almas oldu. Hegel eletirisinin bir ynn temsil eden Kari Marx, kabul grmenin evrensel olduuna kar kar, toplumsal snflarn varlnn bunu engellediini syler. Friedrich Nietzsche, Hegel eletirisinin baka, daha derinlere giden bir

362 ynn temsil eder. Mars'n dncelerinden farkl olarak Nietzsche'nin dnceleri, hibir zaman yn hareketlerine ya da politik partilere malolmad. O'nun tarihsel srecin ynne ilikin sorulan zmsz kald ve son marksist rejim yeryznden silinip gittikten ok sonra bile, herhalde zmsz kalmaya devam edecek. Nietzsche'nin grne gre, Hegel ile Marx birbirinden ok az ayrlr, nk her ikisinin de amac aynyd, evrensel kabul grmeyi temsil eden bir toplumdu. Nietzsche ise soruyu baka trl koyuyordu: Bylesi evrensel bir kabul grme aslnda amalamaya deer birey midir? Kabul grmenin kalitesi evrenselliinden daha nemli deil midir? Ve kabul grmeyi genel geer klma amac, onu sra-danlatrp deersizletirmiyor mu? Nietzsche'nin son insan aslnda muzaffer kleydi. Nietzsche, Hristiyan ln bir kle ideolojisi olduu ve demokrasinin Hristiyanln dnyevilemi bir biimim temsil ettii konusunda Hegel ile ayn grteydi. Buna gre, btn insanlarn yasa nndeki eitliiyle, btn mminlerin gkyz alemindeki eitliine ilikin Hristiyanlk ideali gereklemi oluyordu. Ama Hristiyanhn btn insanlarn Tanr nndeki eitlii inanc, aslnda zayflarn gllerden duyduu gizli nefretten kaynaklanan bir nyargyd. Hristiyan dini, bir sr halinde birletiklerinde ve gnah ve vicdan silahlarna bavurduklarnda, zayflarn glleri aabilecei inancndan kaynaklanyordu. Modern ada genel olarak yaygnlam olan bu nyarg, doruluu kantlanm olduu iin deil, sadece zayf nsanlar gllerden daha ok olduu iin, yokedileme2di.t2) Liberal demokratik devlet, Hegel'in ne srd gibi, efendi ahlk ile kle ahlknn bir sentezi deildi; Nietzs-che'ye gre, bu klelerin mutlak zaferi anlamna geliyordu.(3) Efendinin zgrl ve honutluu hibir yerde kalmamt, nk demokratik toplumda hi kimse hkmetmiyordu. Liberal demokrasinin tipik yurtta, Hobbes ye Locke'dan eitim alm, rahat bir varlk srdrme uruna kendi stnlne olan gururlu inanc terketmi bireydir. Nietzsche'ye gre, demokratik insan yalnzca akl ve 363 arzudan barettir. Uzun erimli zkarlarn hesaplar ve bir dizi nemsiz gereksinimi karlamak iin ustaca yeni yollar bulur. Megalotbymia1s tamamen kaybolmutur, mutluluundan honuttur ve gereksinimlerinin zerine ykseleme-mekten utan duyma yeteneine sahip deildir. Hegcl, modern insann, arzunun tatmini kadar kabul grme de talep ettiini ve evrensel, homojen devlet haklarn tandnda, bunu elde de ettiini ne sryordu. Dou Avrupa, in ve Sovyetler Rirlii'ndeki insanlarn yapt gibi, haklar olmayan insanlarn haklar uruna mcadele ettii kesinlikle dorudur; ama yalnzca haklarnn tannmas olgusuyla, insan olarak tatmin olup olmadklar ise, ayr bir sorudur. Groucho Mara'm/*' "Beni yelie kabul edecek bir klbe hibir, zaman ye olmak istemem" eklindeki esprisini hatrlamamak elde deil: Kiinin, yalnzca insan olduu iin sahip olduu bir kabul grmenin ne deeri olur? Dou Almanya'da,- 1989'daki baarl liberal devrimden sonra, imdi herkes, zgrlk iin mcadele etmi ya da eski ynetim altndaki klece yaamdan honut olup . olmamasndan ve hatta gizli polis iir). alp almadndan bamsz olarak yeni haklar sisteminden yararlanacak. Bylesi bir kabul grme salayan bir toplum, herhalde thymoun tatmin olmasnn bir nkouludur ve herkesin insanln kabul etmeyen bir toplumdan kesinlikle daha iyidir. Ama acaba tek bana liberal haklarn garanti edilmesi, aristokratik efendiyi yaamn ortaya koymaya iten o muazzam arzuyu doyuruyor mu? Ve birok insan- kabul grmenin bu alakgnll biiminden honut olsa bile; bu, son derece hrsl az saydaki insan iin de ayn ekilde doyurucu mudur? Sadece demokratik bir toplumdaki haklara sahip olduu in tamamen honut olan ve yurttalktan baka birey talep etmeyen bir insan kmsemez miydik? Ama te yandan da; eer thymoa evrensel, karlkl bir kabul grme salanm olmasayd, demokratik toplumlar nemli bir zayflk gstermi olmaz myd?(4) (x) Grouchollarx - nl komedyen, (.n.) Evrensel kabul grme fikrinde ne gibi elikiler yatt, Amerika'da son yllarda gelien "zsayg hareketinde, rnein Kaliforniya eyaletinin 1987'de oluturduu zsayg

Komisyonunda ok ak grlmektedir. Bu hareketin temelinde, hayatta baarl performansn zsayg duygusundan kaynakland eklindeki, doru bir psikolojik gzlem yatyor. nsan, zsaygsn yitirdiinde bir ie yaramad duygusuna kaplr; bir e yaramadnda da zsayg duyma sr iin bir neden olmadn grr; bylece tam bir ksr dng oluur. Kaliforniya'daki hareketin k noktas (destekileri entellektel kklerinin bilincinde olmasa da) Kant'bk ve Hristiyanlk'tr: Herkes bir insandr ve o nedenle bir onura sahiptir. Kant olsayd, tamamen Hristiyan gelenek iinde kalarak, btn insanlar ahlk yasasna gre yaamak isteyip istemediklerine karar verme yeteneine eit ekilde sahiptir, derdi. Evrensel onur, insann belli davranlarn ahlk yasasna ters dtn ve bu nedenle kt olduunu grebilme yeteneine dayanr. Ancak belli stemleri yerine getirmediinde kenefinden utanabilen br insan, kendisine gerekten sayg duyabilir. zsayg hareketi bugn yle bir problemle kar karya: Demokratik, eitliki bir toplumda yaayan yeler, neyin sayg deer olduuna ender olarak karar verebilecek durumdalar. Btn insanlar kollarnn arasna alp, onlara bir deer tadklarn, yaamlar ne kadar acnacak ve deersiz de olsa, birisi olduklarn sylemek istiyorlar. Hibir nsan ye hibir davran onursuz saymaktan yana deiller. Taktik olarak bakldnda; ok aalanm ve mutsuz bir insan, kritik bir anda birisi onurunu ya da kiiliini nkoulsuz kabul ettiinde, pekl bir moral kazanabilir. Ama son zmlemede, anne ocuunu ihmal ettiinin bilincindedir, baba yeniden ikiye balayabileceini bilir ve ocuk yalan sylediinin farkndadr; nk "bakalarna kar ie yarayan kk hileler, insann kendisiyle karlat o aydnlk yan caddede hibir ekilde skmez." zsayg, son derece alakgnllce de olsa, belli bir performansa bal olmaldr. Ve bu performans gerekletirmek ne kadar zorsa, zsayg duygusu da o kadar byk olur: nsan, de-364 365 niz kuvvetleri temel eitimini tamamladnda, rnein yoksullar mutfanda bir tas orba iin sra beklerken olduundan daha fazla kendinden gurur duyar. Ne var ki, demokrasilerde bir insan, bir yaam tarzn ya da bir performans tekilerden daha iyi ve deerli olarak nitelendirmeye eilimli deiliz/6' Evrensel kabul grmenin bir baka problemi, u soruyla zetlenebilir: Sayg duyan kimdir? Kabul grmeden salanan tatmin, byk lde kabul grmeyi fade eden insann niteliklerine bal deil midir? ok sayda aklsz insan yerine, yargsna deer verilen bir insan tarafndan kabul grmek ok daha tatmin edici deil midir?" En yksek performanslar ancak bu dzeye ulam insanlar tarafndan deerlendirilebilecei iin, en yksek ve dolaysyla en tatmin edici kabul grme biimleri, kanlmaz olarak kk gruplardan gelmek zorunda deil mi? Bir kuramc fiziki asndan, Time dergisi yerine en iyi meslektalar tarafndan tannmak herhalde daha tatmin edicidir. Ama bylesi yksek performanslar sz konusu olmadnda da kabul grmenin kalitesi nemlidir. rnein, byk ve modern bir demokrasinin yurtta olarak salanan kabul grme, insanlarn eskiden kk, iice gemi sanayi ncesi tarm toplumlarnn yesiyken sahip olduu kabul grmeden mutiaka daha m tatmin edicidir? Sanayi ncesi toplumlarda insanlarn modern anlamda politik haklar yoktu, ama akrabalk ilikileri, alma, din vb. ile birbirlerine bal kk, stikrarl gruplara dahildiler. Feodal bey tarafndan s-mrlmelerine ve ktye kullanlmalarna ramen, birbirlerini karlkl "kabul ediyor" ve sayg gsteriyorlard. Buna karlk dev apartmanlarda yaayan modern kent sakinleri, belki devlet tarafndan kabul gryor, ama birlikte yaadklar ve altklar insanlara yabanc kalyorlar. Nietzsche, parlak insan zelliklerinin, insan byklnn ve stnlnn ancak aristokratik toplumlarda mmkn olduuna' inanyordu.(7) Buna gre hakiki zgrlk ya da yaratclk ancak megahtbymia'da.n> tekilerden daha fazla kabul ve sayg grme arzusundan kaynaklanabilirdi. nsanlar eit domu bile olsa, sadece btn tekiler gibi 366

olmak isteselerdi, hibir zaman snrlarn zorlamazlard. nsan kendini amak istiyorsa, bakalar tarafndan stn kabul edilmeyi de istemek zorundadr. Bu arzu sadece fetih ve emperyalizmin temeli deil, ayn zamanda byk senfoniler, tablolar, romanlar, ahlki deerler ya da politik sistemler gibi hayattaki btn anlaml eylerin olumasnn da nkouludur. Nietzsche, btn parlak baarlarn br honutsuzluktan, benliin kendi kendisine ynelen bir blnmesinden ve insann kendisine kar giritii ac verici savatan ktna iaret ediyordu: "Dans eden bir yldz do-urabilmesi in, insann inde bir kaos olmas gerekir." Salkllk ve kendinden honutluk ykmllklerdir. Tbymosise insann, bilinli olarak mcadele ve zveri arayan ve igdlerine bal, fiziksel olarak belirlenmi, rkek ve muhta bir hayvandan daha fazla ve daha yksek birey olduunu kantlamak steyen yandr. Her insan bu zorlamay hissetmez; ama onu hisseden insanlarda thymos, btn teki insanlarla edeerli olduunu bilmekle tatmin olmaz. Farkh olma arzusu btn yaam alanlarnda gr-lr.Hatta, aklanm amac tam eitlii gerekletirecek bir toplum olan Bolevik Devrimi'nde bile kendini gstermitir. Lenin, Troki ve Stalin gibi adamlar, srf teki insanlarla edeerli olmak in uramyorlard; yoksa Lenin hibir zaman Samara'dan ayrlmaz ve Stalin de rahiplik rencisi olarak Tiflis'de katrd. Bir devrimin en nnde durmak ve tamamen yeni bir toplum kurmak, allmn ok stnde bir sertlik, ngr gc ve zekya sahip, hibir eyden ekinmeyen, dikkate deer kiilikler gerektirir; ve eski Bolevikler bu zelliklere fazlasyla sahipi. Ama kurduklar toplumda, tam da bu zellikleri ve bu hrs ortadan kaldrmak istediler. Boleviklerden in komnistlerine ve Alman Yeillerine kadar btn sol hareketlerin, "liderin putlatrlma-s" gibi bir sorunu olmasnn nedeni de, belki budur. nk eitliki bir toplumun isothymotik dealleri le byle bir toplum yaratmak in gerekli megalothymotik insanlar arasnda kanlmaz bir gerilim oluur. O nedenle, Lenin ve Troki gibi, daha yksek, daha te367 miz eyler iin aba harcayan insanlar, daha ok insanlarn eit domu olarak kabul edilmedii toplumlarda grlr. Demokratik toplumlar ise, daha ok btn yaam tarzlarnn ve btn deerlerin eit olduu fikrini destekler. Yurttalarna nasl yaamalar gerektiini ya da nasl mutlu, iyi veya nl olacaklarn betimleyemezler.(S) Bunun yerine hogr erdemini gelitirirler; hogr demokratik toplumlardaki en nemli erdem haline gelir. Ama eer insanlar, belli bir yaam tarznn tekilerden daha yksek olduunu kabul edemeyecek bir duruma gelirlerse, o zaman yeniden plak yaam, yani bedeni, onun gereksinim ve korkularn kabul etmeye balarlar. Btn ruhlar eit lde iyi ya da yetenekli deildir, ama btn bedenler ac ekebilir. O nedenle demokratik toplumlarda merhamet byk bir rol oynar ve bedenin aclardan nasl korunaca en ncelikli sorun olur. Demokratik toplumlarda nsanlarn bu kadar ok maddi mlk peinde komas ve ekonominin bedenin saysz kk gereksinimi karlamaya ynelmesi bir ras-lant deildir. Nietzsche'ye gre, son insanlar "yaamn sert olduu yerleri terk ettiler; nk scakla ihtiya var." Hl allyor, nk alma bir elence. Ama elencenin bitap drmemesine de dikkat ediliyor. Artk zengin ya da yoksul olunmuyor: Her ikisi de can skc. Ynet-mekisteyen kald m? Ya itaat etmek isteyen? kisi de ok skc. obansz bir sr bu! Herkes ayn eyi istiyor, herkes, ayni: Farkl birey hisseden gnll olarak tmarhaneye gidiyor Gerekten ahlki ierie sahip sorunlar kamuoyunda ciddi bir ekilde ele almak, demokratik toplumlardaki insanlara ok zor geliyor. Ahlkllk yi ile kt, doru ile yanl arasnda ayrm yapmay gerektirir; ama bu, demokratik hogr ilkesini zedeliyor. O nedenle son insan, ncelikle kendi kiisel sal ve gvenliiyle ilgileniyor; nk bu konuda ne de olsa tartlmaz, rnein bugn Amerika'da, baka bir insann sigara tiryakiliini eletirme hakkn kendimizde gryoruz, ama dinsel inanlarn ya da . ahlki davranlarn eletiremiyoruz. Amerikallar iin artk 368

bedenlerinin salk durumu -ne yiyip tikleri, ne kadar hareket ettikleri, kondisyonlarnn nasl olduu-, dedelerinin kendilerine dert ettii ahlki sorunlardan ok daha byk bir sabit fikir haline gelmitir. Son insan, varln koruma ve srdrmeyi her eyden stn tutuyor. Bylece gene, Hegel'in tarihin gidiini harekete geiren lk kanl kavgasndaki uan durumuna dyor. Ama son insan ok daha kt bir durumda. Bunun nedeni, tarihsel srecin o zamandan bu yana ilerlemi, .toplumun giderek demokrasiye doru gelimi olmasnda yatyor. nk Nietzsche'ye gre, her canl ancak belli bir ufkun iinde, mutlak olan ve eletirisiz benimsenen bir dizi deer ve kanya bal olarak salkl, gl ve verimli olabilir. Byle bir ufuk olmakszn, kendi eylemini sevmeden, hatta "sevilmeyi hakettiinden ok daha fazJa sevmeden, hibir sanat tablosuna, hibir komutan zaferine ve hibir halk zgrlne kavuamaz,'0*5 Ama tam da bizim tarih bilincimiz bu sevgiyi olanaksz-latmyor; nk tarih bize, gemite bylesi saysz ufkun -uygarlklarn, dinlerin, ahlk deerlerinin, "deer sistemlerinin1'varolmu olduunu retiyor. Bu ufuklarda yaayan insanlar bizim modern tarih bilincimize sahip deildi, o nedenle kendi ufuklarn olanakl tek ufuk kabul ediyorlard. Tarihsel srete arkadan gelenler, insanln yallk anda yaayanlar, bu kadar eletirisiz olamaz. Toplumlar modern ekonomi dnyasna hazrlamada belirleyici bir katks olan modern evrensel eitim, insanlarn gelenek ve otoritelere olan ballna son veriyor. nsanlar kendi ufuklarnn yalnzca bir. ufuk, salam bir kara parasndan ok, yaklaldnda kaybolan ve uzaklarda yeni,, baka bir resme dnen aldatc bir resim olduunu gryor. O nedenle, modem insan son insandr: Tarihi yaamaktan yorgun dm ve deerlerin dolaysz yaanabilecei yanlgsndan kurtulmutur. Buna gre, modern eitim grecelik (relativizm) ynnde bir eilimi desteklemektedir. Grecelik, btn ufuklarn ve deer yarglarnn zaman ve mekana baml .olduunu; hakikati deil de, yalnzca kendilerini savunanlarn 369 nyarg ve ilgilerini yanstttm syler. Ayrcalkl bir dnya grn kabul etmeyen bir reti, kendi yaam tarznn herkesinki kadar iyi olduuna inanma arzusundaki demokratik insana son derece denk dmektedir. Bu balamda grecelik byk ve gl olann deil, sradan olann kurtuluuna gtryor. nk imdi onlara, utanmalar gereken hibir ey olmad syleniyor .(u Tarihin bandaki uak, igdsel olarak korktuu iin kanl kavgada lm gze almak istemiyordu. Tarihin sonundaki son insan ise, bir dava uruna hayatn tehlikeye atmayacak kadar akll. Tarihin, insanlarn Hristiyan ya da Mslman, Protestan ya da Katolik, Alman ya da Fransz; hangisi olacaklar uruna mcadele edip durduu anlamsz kavgalarla dolu olduunu biliyor. Tarih, insanlar kahramanca eylemlere ve byk zverilere esinlendirmi sadakat devlerinin, arlatanca nyarglardan baka birey olmadn gstermi bulunuyor. Modern aydn insanlara, evlerinde oturup ne kadar hogrl ve duru olduklar iin birbirlerini kutlamak yetiyor. Nietzsche'nin Zerdt' onlara yle diyor: "nk yle konuuyorsunuz: <Biz tamamen gereiz, ne inancmz, ne de batl inancmz var>: yani gsnz kabartyorsunuz -hem de hi gsnz yokken!"(2) Modern demokratik toplumlarda, birbirlerini ne kadar hogrl olduklar iin kutlamakla yetinmeyen, "bir ufuk iinde yaamak" isteyen birok insan, zellikle gen insanlar var. Bunlar plak liberalizmden ok daha derinlere gi-' den "deerler"e, rnein geleneksel dinlerin sunduuna benzer deerlere inanmak istiyor. Ama bu noktada almas neredeyse olanaksz bir sorunla kar karya kalyorlar. nanlarn semede tarihte hibir toplumda olmad kadar byk bir zgrle sahipler: Katolik ve Baptistlerin daha geleneksel olanaklar bir yana, ister Mslman, Budist, Teozof veya Hare Krina, ister Lyndon LaRouche'un mridi olabilirler. Ama olanaklarn eitlilii akna eviricidir ve u ya da bu yolu seen birisi, ayn zamanda kendisinin sememi olduu saysz baka yolun olduunun bilincindedir. Bu insanlarn durumu Woody Allen'deki Mic-key Sachs gibidir: Kanserin son aamasnda olduunu 370

renen Mickey, aresiz, dnya dinleri spermarketinde bir alveri gezisine kar. O'nu sonunda yaamla bartran daha az keyfi birey deildir: Louis Armstrong'un Potato Hea(i Blues'unu dinler ve nnde sonunda, gene de deerli eyler olduunun farkna varr. Topluluklarn, atalarnn saysz eski kuaktan devralp kendilerine aktard tek bir inanla bal olduu zamanlarda, insanlar inancn otoritesini olaan kabul ederdi. nan bir insann ahlki karakterinin bir bileeniydi, onu ailesine ve toplumun teki yelerine balard. Demokratik bir toplumda ise, inan seiminin faturas ok daha dktr ve etkileri de daha azdr, fakat salad doyum da daha kktr. ok fazla seenek olduu iin, inan insanlar birletirmekten ok blmektedir. Kii elbette ok saydaki kk inan 'topluluklarndan birine katlabilir; ama bunlar byk bir olaslkla i arkadalar ya da komularnn topluluuyla rtmeyecektir. te yandan inan rahatszlk vermeye baladnda -ailenizin mirasndan mahrum klnrsanz ya da Guru'nun tarikat kasasn soyduunu far-kederseniz-, kolaylkla bir kenara braklr ve gencin yeti-mesindeki herhangi bir aama gibi sona erer. Nietzsche'nin son insana ilikin kaygsn, demokratik toplumlarn karakteriyle youn bir ekilde ilgilenen birok modern dnr de paylamtr.08 Tocqueville, daha Ni-etzsche'den nce, efendinin yaam tarznn demokrasiyle birlikte yok olmamas gerektiini sylemiti. Efendi yasalara edilgen bir ekilde uymak yerine, kendisi ve bakalar iin yasalar belirliyordu; ayn zamanda uaktan daha soylu ve honuttu. Bu nedenle Tocqueville, demokratik Ameri-ka'daki yaamn tamamen zel karakterini derin bir sorun olarak gryordu: Demokrasi ncesi toplumlarda insanlar birbirine balayan ahlki balar krelebilirdi. Daha sonraki Nietzsche gibi Tocqueville de, efendiler ve kleler arasndaki biimsel ilikinin kaldrlmasnn, uaklar kendilerinin efendisi haline getirmekten ok, onlar yeni bir klelik biimine balayacandan korkuyordu: Dnyada despotizmin hangi yeni biimlerde ortaya kabileceini tasavvur etmek istiyorum: Ruhlarn dolduran 371 kk ve sradan zevklere ulamak iin durup dinlenmeden daireler izen, bir yn birbirine benzeyen ve eit durumda olan insan gryorum. Her biri kendi yalnzlnda btn tekilerin kaderine yabanc kalyor: Btn insan soyu onun gznde ocuklarndan ve kiisel dostlarndan ibaret; teki insanlarla ilgili olaraksa, yanlarnda duruyor, ama onlar farketmiyor; onlara dokunuyor, ama onlan hissetmiyor; yalnzca kendi iinde ve kendisi iin var ve bir ailesi kalmsa da, artk bir anayurdu olmad anlalyor. Bunlarn zerinde, yalnzca onlarn zevklerini gvence altna alan ve kaderlerini gzleyen muazzam bir vko-ruyucu ykseliyor. Bu; snrsz, ayrntlara inen, kurall, zenli ve yumuak bir g. Onun gibi, insanlar yetikin alarna hazrlama amacn gtseydi, bir babann gcne benzetilebilirdi; ama o, tersine yalnzca insanlar srekli ocukluk durumunda tutmaya alyor; zevk almaktan baka birey dnmemeleri kouluyla, yurttalar istedikleri gibi elenme hakkna sahiplerP4) Amerika gibi byk bir lkede yurttalk devleri ok azdr ve birey byk lkeyle karlatrldnda o kadar kktr ki, kendini kendi efendisi olarak gremez, terine kendi denetiminde olmayan olaylar karsnda kendini gsz ve aresiz hisseder. Bu durumda son derece soyut kuramsal bir dzey dnda, insanlarn kendilerinin efendisi olduunu sylemenin ne anlam olabilir? Daha sonraki Nietzsche gibi Tocqueville de, aristokratik toplumlarn demokratik toplumlara dnmesinin nasl bir kayp anlamna geleceini iyi biliyordu. Demokrasinin, iirler ve metafizik kuramlardan Faberge yumurtalarna kadar, aristokratik toplumlar iin tipik olan, yararsz ama gzel eylerden ok az getirdiini sylyordu. te yandan demokrasiler; takm tezghlar, otoyollar, kamyonlar ve prefabrik evler gibi, yararl ama irkin eyleri ise ok fazla retiyor. (Hatta i, Amerika'da en zeki ve ayrcalkl genlerin ne gzel, ne de yararl olan eylerle uramasna ka-,dar vard; Amerikan avukatlarnn her yl urat davalarn muazzam saysn hatrlamak yeter.) Ama ince el sanat372

larnn kayb, insann ahlki ve teorik alanda yitirdii olanaklarn yannda hi kalr. Aylakla dayal, bilinli olarak yararc olmayan (anti-utilitarist) bir ahlaka sahip aristokratik toplumlar, bylesi olanaklara byk bir hareket alan salyordu. Tocqueville, matematiki ve din felsefesi yazar Blaise Pascal zerine nl pasajnda yle der: Eer Pascal yalnzca byk bir kazan peinde olsayd ya da yalnzca hret arayndan g alsayd, o zaman, gerekte yapm olduu gibi, aklnn btn glerini yaratcnn en gizli srlarn aydnlatmak iin seferber edebilmesi inanyorum ki, hibir zaman mmkn olmazd. Ruhunu btnyle bu aratrmaya hasredebilmek iin, onu nasl bir yerde yaamn dertlerinden ekip uzaklatrdn, onlar vcuduna tututuran balar nasl erkenden zdn ve daha krkna varmadan yalanm bir ekilde ldn grdke, arplm bir ekilde duruyor ve bylesi olaanst abalar ortaya karabilen eyin, allm bir neden olmadn anlyorum^ Pascal daha ocukken kendi bana Euklid'in yasalarn kefetmiti. Otuz bir yanda bir manastra ekildi. Kendisine danmaya gelen insanlarla konuurken oturduu sandalyenin oturma yerine ivili bir kemer geriliydi. Konuma kendisine herhangi bir ekilde zevk verdiinde, nefsini krletmek iin vcudunu sandalyeye doru bastrrd.00 Nietzsche gibi Pascal de hep hastalklyd, yaamnn son drt ylnda baka insanlarla konuamaz hale gelmiti. Vcuduna hi dikkat etmiyordu, ama lmeden nce din felsefesinde Bat geleneinin en nemli yaptlarndan birini ortaya koymutu. Pascal'n matematik gibi ok faydal bir alanda bu kadar byk eyler vaad eden bir kariyeri dinsel tefekkre feda etmesi, Amerikal bir biyografi ok kzdrmtr. Eer Pascal, demektedir biyografi yazar, "kamaya karar verseydi... yaamnn en iyi yllarnda anlamsz mis-tiklikler ve insann sefaleti ve onuru zerine kaba gzlemler yn altnda boulup kalmak yerine, iindeki hereyi btnyle yaayabilirdi. "C17) Son insanlarn en sekinleri, "Eskiden btn dnya de-liymi" diyor. 373 Nietzsche, hereyden ok "Amerikan yaam tarz"mn muzaffer olmasndan korkarken, Tocquevile bunun kanlmazln kabul etmi ve yaylmasndan honut olmutur. Nietzsche'nin tersine, demokrasinin byk insan ynlarnn yaamnda salad kk iyiletirmelerin farkndayd. Ama demokrasinin ilerlemesinin durdurulamaz ve kar koymann hem umutsuz, hem de anlamsz olduunu hissediyordu. Yaplabilecek ey, sadece demokrasinin cokulu yandalarna, demokrasinin, yalnzca lml bir demokrasi erevesinde korunabilecek gerek seenekleri olduunu gstermeye almakt. Alexandre Kojeve, faturasn benzer grd iin, Toc-queville'in modern demokrasinin kanlmazl inancn paylar. nk eer insan kabul grme arzusu ve doaya egemen olma abas ile tanmlanyorsa ve tarihin sonunda insanlnn kabul grmesine ve maddi bollua ulamsa, o zaman gerek anlamda insan artk olmayacaktr; nk artk o,, ne alacak, ne de birey arzulayacaktr. nsann tarihin sonunda kaybolmas, o nedenle, kozmik bir felaket deildir: Doal dnya ezelden beri olduu gibi kalmaya devam eder. Ve o nedenle, bu biyolojik bir felaket de deildir: nsan, hayvan olarak doayla ya da varlkla uyum iinde yaamaya devam eder. Yok olan, gerek anlamda insan -yani varolan reddeden eylem ile yanlg, ya da, genel olarak, nesnenin karsnda yeralan znedir.. P Tarihin sonu, savalarn ve kanl devrimlerin de sonu olacak. nsanlar amalar konusunda gr birlii iinde olacaklar iin, mcadele etmek iin bir neden kalmaya-cak.<19) Gereksinimlerini ekonomik etkinlikle karlayacak yaamlarn mcadelede riske atmak zorunda kalmayacaklar. Baka bir deyile, tarihi harekete geirmi olan kanl kavga ncesindeki gibi, gene hayvan olacaklar. Btn gn gnein altnda uyuklayabilen, karn tok bir kpek honuttur. Bu durum onu honut klmaktadr. Baka kpeklerin kendisinden daha baarl olmas ya da dnyann uzak bir kesinde kpeklerin bask altnda olmas, onu ilgilendirmez. nsanlk hakszln baarl bir ekilde ortadan kald-* 374 rld bir toplum birimine ulatnda insanlarn yaam bu kpein yaamna benzeyecektir.*20' Yani insan yaam ilgin bir paradoks ieriyor: nsann mutlaka

hakszlklara gereksinimi var, nk insann iindeki en yce eyleri ancak hakszla kar mcadele uyandryor. Nietzsche'nin tersine Kojeve, insann tarihin sonunda yeniden hayvana dnmesinden fkeye kaplmaz. Yaamnn geri kalan blmn, son insan iin en son evin yapmn gzetmekle grevli ynetsel bir rgtte, Avrupa Topluluu Komisyonu'nda alarak geirmekten honuttur. Hegel zerine konferanslarndaki baz esprili dipnotlarnda, tarihin sonunun ayn zamanda sanat ve felsefenin ve dolaysyla kendi yaratc etkinliinin de sonu anlamna geldiini ima eder. Artk Homeros'un lyadds^conordo ya da Michelangelo'nun Meryem'leri veya Kamakura'nn dev Buda's gibi, bir an en yce uralarn ifade eden. byk sanat yaratcl da mmkn olmayacaktr; nk artk sanatlarn portresini yapabilecei yeni alar ve insan dncesinde yeni eilimler olmayacaktr. lkbaharn gzellikleri ya da gen bir kzn irin, yuvarlak memeleri zerine sonsuz iirler yazabilirler, ama conditio kumana zerine syleyecekleri temelden yeni hibir ey olmayacaktr. Felsefe de artk mmkn deildir; nk Hegel'in sistemiyle felsefe, hakikat konumuna ulamtr. Eer gelecein "filozoflar" Hegel'den farkl birey sylemek isterlerse, hibir yeni ey syleyemez, sadece bilgisizliin eski biimlerini tekrarlarlar.00 Ama bu kadar da deil: "yalnzca felsefe ve tartmal bilgelik aray deil... bilgeliin kendisi de ortadan kaybolacaktr. nk bu tarih sonras hayvanlarn, dnyaya ve kendilerine ilikin bir anlay olmayacaktr."08 Romanya'da Ceausescu'nun Securitate1 sine kar mcadele eden devrimciler, Tienanmen Meydan'nda tanklarn nne dikilen kahraman inli renciler ve ulusal bamszlklar iin Moskova ile kapan Litvanyallar, en zgr ve dolaysyla en insan yaratklard. Onlar eski uaklard, ama zgrle kavumak iin kanl bir kavgada yaamlarn ortaya koymak istiyorlard. Sonunda kendilerini kabul 375 ettirdiklerinde, ve bunu yapmak zorundalar, istikrarl bir demokratik toplum yaratacaklar. Orada eski anlamda mcadele ve almaya gerek olmayacak ve insanlar hibir zaman, devrimci mcadelelerinde olduu kadar, zgr ve insani olma olanana sahip olmayacaklar/235 Bugn, bu va-ad edilmi topraa ulatklarnda, gnmz Romanya ve in'inde karlanmayan gereksinim ve istekleri karlanaca iin mutlu olacaklarm hayal ediyorlar. Gnn birinde bu insanlarn da otomatik bulak makineleri, videolar ve otomobilleri olacak, ama o zaman da kendilerinden honut olabilecekler mi? Yoksa insann honutluunun -mutluluundan farkl olarak- amata deilde, bu amaca giden yoldaki mcadele ve aclarda yatt m ortaya kacak? Nietzsche'nin Zerdt' son insana ilikin konumasn bitirdiinde, kalabalktan bir ses ykselir: "Bu insan bize ver, ey Zerdt, -diye barrlar- bizi bu son insan gibi yap!" Son insann yaam fiziksel gvenlik ve maddi bolluk iinde bir yaamdr, yani Batl politikaclarn semenlerine seve seve yaad ettikleri yaamn aynsdr. Ama insann birka bir yllk tarihsel zamandaki btn tarihi gerekten bu mudur? Yaammzdan hem mutlu hem de honut olduumuzda, artk insan deil de, yalnzca homo sapiens trnden hayvanlar olacamzdan korkmal myz? Ya da bir dzeyde mutlu olmakla birlikte, bir baka dzeyde hl kendimizden honut olmamamz, dolaysyla dnyay btn o savalar, devrimleri ve adaletsizlikleriyle yeniden tarihin iine ekmeye hazr olmamz gibi bir tehlike mi var? 376 29 zgr ve Eitsiz Liberal demokrasiye inanan birisi Nietzsche'nin gelitirdii dnceleri izlemekte zorluk eker. Nietzsche demokrasinin ve onun temelinde yatan rasyonelliin ak bir kartyd. Glleri gszlere kar destekleyecek, sosyal eitsizlii artracak ve hatta belli bir gaddarl tevik edecek yeni bir ahlkn domasn arzuluyordu. Hakiki Nietzsche yanda olmak iin bedenimizi ve aklmz elikletirmemiz gerekirdi. Odasn stmak istemedii iin Nietzsche'nin parmaklar kn souktan mosmor kesilirdi. Akl hastas olmadan nce de, baarsz geirdii on gn bile olmazd. Felsefesi, konfor ya da bar tarafndan yumuatlmayan bir hayatn yolunu gsterir.

te yandan ahlk retisini reddetsek bile, Nietzsche'nin keskin psikolojik gzlemlerinden bir ounu tartmasz kabul edebiliriz. Adalet ve ceza isteinin ou kez zayfn gl'karsnda duyduu derin nefrette kaynaklanmas; merhamet ve eitliin zayflatc bir etkide bulunabilmesi; baz insanlarn bilinli olarak rahatlk ve gvenlikle ilgilenmemesi ve Anglosakson yararc gelenek anlamnda bir mutluluktan honut olmamas; mcadele ve riskin insan ruhunun bir paras olmas ve bakalarna stn olma arzusu ile parlak kiisel baarlara ulama olana ve kendini ama arasnda bir gerilim ilikisinin olmas -btn bunlar conditio humana zerine doru grler sayabiliriz. inde yaadmz Hristiyan-liberal gelenei terketmek zorunda kalmadan bunlar benimseyebiliriz. Nietzsche'nin psikolojik grleri bize yabanc deildir, nk O da kabul grme arzusuyla davranmaktadr. O'nun ana sorununun, thymoun, insann nesnelere ve kendisi377 ne deer bime yeteneinin gelecekteki gelimesi olduunu rahatlkla syliyebiliriz. Nietzsche'ye gre, insann tarih bilinci ve demokrasinin yaygnlamas yznden bu yetenek tehlikededir. Nietzsche'nin felsefesini, geni anlamda Hegel'in tarihselciliinin kktencilemi bir biimi olarak yorumlayabileceimiz gibi, O'nun psikolojisini de, Hegel'in kabul grme vurgusunun kktencilemesi olarak grebiliriz. Nietzsche'nin liberal demokrasiye duyduu nefreti paylamak zorunda olmasak da, O'nun demokrasi ile kabul grme arzusu arasndaki sorunlu iliki zerine grlerinden yararlanabiliriz: Liberal demokrasi megalothymia'y yaamadan dlayp onun yerine rasyonel tketimi geirdike, bizler de "son insanlar" haline geliyoruz. Ama insanlar buna kar direnecek, evrensel, homojen bir devletin yerkrenin drt bir kesinde birbirinin ayns olan yeleri olmaya kar kacaklardr. Efendisiz klelii, rasyonel tketimden ibaret bir yaam son zmlemede skc bulacak, bourgeois!dan00 ok yurtta olmak isteyeceklerdir. nsanlar, urunda yaayp lecekleri idealler ve uluslararas devletler sisteminin dzeni sava olanaksz kilsa da, hayatlarn tehlikeye atmak isteyeceklerdir. Liberal demokrasi bu elikiyi henz zm deildir. Ar megalothymia, ama ayn ekilde ar isothymia, fanatik eit hakl kabul grme arzusu, uzun vadede demokrasiyi ierden kertebilir. Bence son zmlemede saylanlardan birincisi, demokrasi iin daha byk bir tehlike olacaktr. Eer bir uygarlk dizginlenemeyen bir isothymia'yz kaplp fanatik bir ekilde her trl eitsizliin kkn kazrsa, ksa srede doann kendisine koyduu snrlara arpar.. Komnistlerin devlet gcnn yardmyla ekonomik eitsizlii ortadan kaldrd tarihsel bir dnem . yaadk. Eer isothymia savunucular gelecekte irkin ile gzel arasndaki ayrmlar yasaklamak ister ya da bacaklar olmayan bir insan zrsz bir insana yalnz zihinsel olarak deil, ayn zamanda bedensel olarak da eitmi gibi yapar-larsa, o zaman, tpk komnizmde olduu gibi, sonunda (x) burjuwa. (.n.) 378 kant kendi kendini yalanlayacaktr. Tabii bu bir teselli olamaz, nk marksizm-leninizmin eitlik fanatizmi btnyle rtlnceye kadar gene de yz elli yl srd. Ama doa bir mttefiktir ve yabayla kovalanmaya allsa da, sonunda gene dnp geri gelir. te yandan eitliki, demokratik dnyamzda de nemli miktarda bir megalothymia olmasn gene doa salayacaktr. Nietzsche, belli lde bir megalothymia'nn hayatn zorunlu bir nkoulu olduunu sylerken tamamen haklyd.Eer bir toplumda hi kimse tekilerden daha iyi saylmak istemez ve toplum byle bir arzuyu onaylamazsa, o zaman orada ok .az sanat, edebiyat ve mzik olur, fiilen bir dnce hayat olmaz. Bylesi bir toplumun beceriksiz bir hkmeti olurdu, nk kamu hizmetinde almay tercih eden-fazla vasfl insan kmazd. Ekonomik dinamizm sz konusu olmaz, sanayi ve zanaatlar ivme ve yenilik bulamaz, teknoloji ikinci snf olurdu. Ama en nemlisi, bylesi bir toplum, megalothymia's daha fazla toplumlar karsnda kendini koruyamazd. teki toplumun yurttalar ise rahatlk ve gvenliklerini feda etmeye hazr olur ve egemenlik uruna yaamlarn tehlikeye atmaktan korkmazlard. Megalothymia, eskiden de olduu gibi, ahlki bakmdan iki yanl bir olgudur; hayattaki hem iyi, hem de kt eyler ondan kaynaklanr. Eer birgn liberal demokrasi megalothymia

tarafndan yklrsa, bu liberal demokrasi yalnzca evrensel ve eit kabul grme temelinde yaayamayaca, megalothymia'ya. ihtiyac olduu iin olacaktr. O nedenle, Amerika gibi ada bir liberal demokrasinin bakalarndan daha iyi saylmak isteyen yurttalara nemli bir hareket alan salanmas artc deildir. Me-galothymidy dlama, hi olmazsa isothymia'ya dntrme yolundaki demokratik abalar en iyi olaslkla eksikliydi.Demokrasinin uzun verimli esenlii ve istikran, daha ok yurttalarn sahip olduu megalothymia supaplarnn kalite ve saysna baldr. Supaplar yalnzca thymos'taki sakl enerjiyi aa karp retici bir hedefe yneltmekle kalmaz, tersi durumda toplulua atlatacak olan fazla enerjinin boalmas iin toprak hatt ilevi de grr. 379 Liberal bir toplumda birinci ve en nemli supap ekonomik etkinlik, zellikle de giriimciliktir. ncelikle "ihtiyalar sistemi"ni; yani thymos'u deil, arzuyu tatmin etmek iin allr. Ama daha nce de grdmz gibi, bu alan da ksa srede thymotik uran arenas haline gelir. adamlar ve sanayicilerin davranlarn yalnzca bencil gereksinim tatmini olarak grmek mmkn delidir. Kapitalizm dzenlenmi ve ilan edilmi bir megalothymictya. tahamml etmekle kalmaz, tersine bunu kesin olarak tevik eder. Bu iletmelerin rakiplerinden daha iyi olma uranda grlr. Henry Ford, Andrew Carneaie ya da Ted Tur-ner gibi iadamlar artk tketimin bir itki olmad bir alanda hareket eder. Belli bir ev, araba ve kadn saysndan sonra, bu artk birey ifade etmez. Bu tr insanlar elbette "a gzl"dr, hep daha fazla para isterler, ama para onlar asndan kiisel tketimleri iin mal satn alma aracndan ok, giriimci yeteneklerinin bir iareti ya da simgesidir. Hayatlarn riske etmezler, ama belli bir tr hret kazanmak iin servetlerini, statlerini ve nlerini tehlikeye atarlar ok alrlar ve daha byk, maddi olmayan zevkler elde etmek iin, kk zevklerden el ekerler. almalarnn sonucu genellikle, en sert efendinin, doann zerindeki egemenlii nefes kesici bir ekilde sergileyen rn ve makinelerdir. Geleneksel tarzda kamunun esenliiyle ilgilenmeseler de, burjuva toplumunun sosyal dnyasna katlrlar. O nedenle, Josef Schumpeter'in betimledii klasik kapitalist giriimci, kesinlikle Nietzsche'nin anlamnda bir son insan deildir. ABD gibi demokratik kapitalist lkelerdeki anlay, zellikle yetenekli insanlarn politika ve askerlikten, niversiteler ya da kiliseden ok ekonomiye ynelmesidir. Ekonomik etkinliin bylesi hrsl insanlar bir mr boyu megul etmesi, grnd kadaryla, demokratik politikann uzun vadeli istikran asndan iyi olmaktadr. nk bu insanlar hem btn ekonomiye dalan bir refah yaratmakta, hem1 de bylece politikadan ve askerlikten uzak durmaktadr. Yoksa durup yorulmak bilmezlikleri yznden i politikada srekli yenilikler getirir, d politikada se380 nven peinde koar ve btn topluluk iin felaket anlamna gelecek sonulara yol aarlard. Liberalizmin kurucularnn planlad da tam buydu; karlarla tutkular dengelemek istemilerdi. Antik Sparta, Atina ve Roma cumhuriyetlerinin yaratt yurtseverlik ve kamu esenliine ynelik ilgi hep genel bir hayranlk uyandrmtr. Bunlar bourgeois deil de, yurtta ortaya karmtr. Ama Sanayi Devrimi ncesinde yurttalarn bakaca bir tercih olana pek yoktu. Bir tccarn yaam ne n, ne de dinamizm, yenilikilik ve iktidar sunuyordu; yararlanlan pazarlar ve yaplan zanaatlar geleneksellemiti ve kuaklar boyu deimiyordu. Hrsl Alkibiades'in kabul grme arzusunu buharl makinenin ya da mikro ilemcinin gelitirilmesine yneltmenin ok daha iyi olacan kavramlard. Ekonomik yaamn thymotik olanaklar hi de snrl deildir. Modern doa biliminin yardmyla doaya egemen olma amac, her zaman kapitalist ekonomi yaamyla iiedir ve doann kendi bana deersiz maddelerine hkmetmek istei ve rakip bilim adamlar ve mhendislerden daha iyi saylma abas, tam bir thymotik etkinliktir. Bilim ne bireysel bilim adam, ne de toplum iin risksiz bir etkinlik alandr, atom silahlar ya da HlV-virsleri eklinde doann direnci sz konusudur. Demokratik politika da hrsl insanlar iin bir supaptr. Seim kampanyalar thymotik bir etkinliktir; adaylar doru ile yanl, hakl ile haksza ilikin deiik grler temelinde

kamuoyunda kabul grmek iin yarrlar.Ama modern demokratik anayasalarn Hamilton ve Madison gibi babalar, megalothymia'nn politikada ne gibi tehlikelere yol aabileceinin ve egemenlik arzusunun antik demokrasiyi nasl yktnn bilincindeydiler. Bu nedenle modern demokrasilerdeki liderlerin iktidarn saysz denetim kurumuyla kuattlar. Birinci ve en nemli denetim elbette halk egemenliidir. Modern ada lider bir politikac, kendini halkn efendisi olarak deil, babakan (prime minister); halkn birinci hizmetkr olarak grr.c) Politikaclar seilebilmek ya da makamlarnda kalabilmek iin, alak ya da soylu, cahil ya da bilgili olduklarna bakmakszn, halkn 381 tutkularna seslenmek ve alaltc eyler yapmak zorundadr. Bunun sonucu olarak modern politik yneticiler ender olarak ynetir. Tepki gsterirler, ynetirler ve yn verirler; ama etkinlik alanlar kurumlar tarafndan kstlanmtr, yle ki, ynettikleri halka ender olarak kendi kiisel damgalarn vurabilirler. leri demokrasilerde topluluun nasl ynetilmesi gerektii konusundaki byk tartmalar sonulanmtr, o nedenle Amerika'da ve' teki lkelerde partiler arasndaki zaten fazla olmayan farkllklar daha da azalmaktadr. Eski zamanlarda seve seve efendi ya da devlet adam olmak isteyecek bu hrsl insanlarn, gnll olarak demokratik politikaya niin katlaca gnmzde pek ak deildir. Demokratik politikaclar zellikle d politika alannda hl yaamn btn teki alanlarnda mmkn olandan daha fazla bir kabul grme elde edebilirler. arpmalarn sertlii demokrasinin zaferiyle artk yumuam olsa da, d politika geleneksel olarak arlkl kararlar ve byk fikirlerin atmas iin bir arena olmutur. kinci Dnya Sava boyunca lkesini yneten Winston Churchill, demokrasi ncesindeki devlet adamlar kadar byk bir g sergilemi ve karlnda dnya apnda bir kabul grme elde etmitir. 1991'daki Krfez Krizi, kararl olmamasna ve i politik zorlamalar tarafndan engellenmesine ramen, Georg Bush gibi bir politikacnn, devlet bakan ve bakomutan olarak anayasal yetkileriyle dnya politikas sahnesinde yeni gereklikler yaratabileceini gstermitir. Son onyllar-da baarsz bakanlklarn saysnn ok olmas bakanlk makamnn ekiciliini olduka azaltmtr, ama kazanlm bir savan baars bakana en baarl sanayici ya da iadamlarnn bile hibir zaman elde edemeyecei bir kabul grme salamaktadr. O nedenle demokraside politika, byk birisi olarak tannmak isteyen hrsl insanlar ekmeye devam edecektir. Tarih sonras dnyann yan sra varolan byk tarihsel dnya, henz mcadele, sava, hakszlklar ve yoksulluk aamasnda bulunduu iin, belli insanlar iin ekicidir. rnein Orde Wingate kendinden honut deildi ve iki 382 dnya sava aras dnemdeki ngiltere'de kendini bir yabanc gibi hissediyordu. indekileri gstermek iin Filistin'deki Yahudilerin ordu kurmasn ve Etyopyallar'n talyanlar'a kar bamszlk mcadelesini destekledi. 1943'de, Japonlar'a kar savarken Burma ormanlarndaki bir uak kazasnda ld. Thymotik arzusu iin Bolivya ormanlarnda Che Guevara'nm yannda bulduu supap, Re-gis Debray varlkl Fransz orta tabakasnda hibir zaman bulamazd. Bir nc Dnya'nn olmas ve bylesi insanlarn enerjisini ve tutkularn emmesi, grnd kadaryla liberal demokrasilerin ok iine geliyor. Bunun nc Dnya'nn da iine gelip gelmedii ise ayr bir sorudur. Ekonomi ve politikann yan sra megalothymia spor, daclk ve araba yar gibi biimsel etkinliklerde de giderek yeni supaplar buluyor. Bir atletizm yarmasnn baz insanlar kazanan, bazlarn da kaybeden yapmaktan, yani baz insanlarn tekiler nnde kabul grme arzusunu tatmin etmekten baka hibir anlam ve amac yoktur. Hemen hemen hepsi zengin tarih sonras lkelerden gelen alpinistlere bir bakalm. Formda kalabilmek iin srekli antreraan yapmak zorundadrlar. Bedenlerinin st yans o kadar antrenmanldr ki, dikkat etmezlerse adaleleri kolaylkla kiri balarn kopanverir. Himalaya dalarna kan daclar Nepal yamalarnda kk adrlara ve kar frtnalaryla boumak zorundadr. Drt bin metreden yksek da turlarnda lmle biten kazalarn says ok ey anlatmaktadr. Mont Blanc ya da Matterhorn gibi zirvelerde her yl bir dzine insan lmektedir. Yani alpinist tarihsel mcadelenin btn koullarn -tehlike, bedensel ac, sk alma ve en sonunda lm

tehlikesi- kendisi iin yeniden yaratmtr. Ama ama artk tarihsel deil, tamamen biimsel bir amatr: Kii K-2 ya da Nanga Parbat'a trmanan iki Amerikal ya da ilk Alman olmak istemekte ve bu baarldktan sonra, bu kez oksijensiz trmanan ilk insan olmak amalanmaktadr, vs. vs. Tarih sonras Avrupa'nn byk blmnde dnya ampiyonlar milliyeti arzular iin nemli bir supap olarak askeri rekabetin yerine ^gemitir. Kojeve bir keresinde, bu 383 kez ok uluslu futbol takm olarak Roma mparatorlu-u'nu yeniden kurmak istediini sylemiti. ABD'nin tarih sonrasnn damgasn ortalamann zerinde tayan blmnde, yani Kaliforniya'da, ortalamann zerinde sayda insann, amac yalnzca sz konusu sporcuyu burjuva varlk tarznn huzurluluundan koparmak olan, daclk, uuculuk, paratlk, maraton vb. gibi, son derece risklL bo zaman etkinlikleriyle uramas, herhalde bir rastlant olmasa gerek. Mcadelenin sava gibi geleneksel biimlerinin mmkn olmad ve genel maddi refahn ekonomik mcadeleyi gereksiz kld yerde, thymotik insanlar kendilerine kabul grme salayan baka ieriksiz etkinlikler aramaktadr. Hegel zerine konferanslarnn bir baka esprili dipnotunda, Kojeve, insann insanln yitirip hayvanlaaca yolundaki eski grn, 1958'de Japonya'ya yapt bir geziden ve buradaki bir ak macerasndan sonra gzden geirmek zorunda kaldn syler. ogun Hideyoi'nin 15. yzyldaki ykseliinden sonra, Japonya birka yzyl He-gel'in ngrd tarihin sonuna ok benzeyen bir i ve d bar ortamnda yaam. st ve alt tabakalar birbiriyle savamam ve kimse fazla almak zorunda kalmam. Ama Japonlar, igdsel olarak gen hayvanlar gibi seviip oynamak -yani bir son insan toplumu olmak- yerine, No tiyatrosu, ay seremonileri, ikebana vb. gibi bir dizi tamamen ieriksiz biimsel sanatla insan kalmaya devam edilebileceini kantlamlar/2' Bir ay seremonisi hibir belirgin politik ya da ekonomik amaca hizmet etmez, simgesel anlam bile zamanla kaybolmutur. Ama gene de saf snobizm biimindeki megalothymia iin bir arena sunar; her birinin kendi usta, kalfa ve raklar ve iyi ve ktye ilikin kendi ltleri olan ok sayda rakip ay seremonisi ve iek balama sanat okulu vardr. Tam da bu etkinliin biimsellii -sporda olduu gibi hibir faydac yarar tamayan yeni kural ve deerler getirmesi- Kojeve'i, tarihin sonundan sonra da zgl insansal bir etkinliin mmkn olabilecei sonucuna vardrmtr. Kojeve, Japonya'nn Batllamas deil de, Bat'nn (Rusya'da dahil) Japonlamas gerektiini nermitir. (imdi byle bir sre var, ama bu hi de Kojeve'in kasdettii anlamda deil.) Baka bir deyile:Byk sorunlar zerine mcadelenin byk lde sonuland bir dnyada saf biimsel bir snobizm, megalothymidmn, insann teki insanlardan daha iyi kabul grme arzusunun, en nemli grn biimi olabilir.(3) Birleik Devletler'de yararc gelenekler gzel sanatlarn biimsellemesini gletirmektedir. Sanatlar kendilerini, yalnzca estetik deerlere bal olmadklarna, toplumsal sorumluluk da tadklarna inandrmaktadr. Ama tarihin sonu, baka eylerin yan sra, ayn zamanda toplumsal bakmdan yararl her trl sanatn sonu ve sanatsal yaratcln geleneksel Japon sanatnn bo biimciliine geri dmesi anlamna gelir. Megalothymidmn ada liberal demokrasilerdeki supaplar bunlardr. stn kabul edilme arzusu yaamdan silinmemi, yalnzca grn biimleri ve boyutlar deimitir. Megalothymotik insanlar kabul grmeyi, yabanc halklar ve lkeleri fethederek deil, Annapurna'y, ADS' ya da holografi tekniini "fethederek" aramaktadr. ada demokrasilerde megalothymidmn yalnzca politik uranla yol aan biimlerine izin verilmez. Bu toplumlarla eski aristokratik toplumlar arasndaki fark, megalothymidmn dlanm olmasnda deil, bir bakma yeraltna itilmi olmasndadr. Demokratik toplumlar insanlarn eit olarak doduu ilkesine baldr ve egemen ahlk eitlik ahlkdr. Yasalar kimseye stn kabul edilmek istediini sylemeyi yasaklamaz, ama kimseyi de buna cesaretlendirmez. Megalothymia'nn, varln modern demokrasilerde de srdrebilmi grn biimleri, o nedenle toplumun ilan edilmi idealleriyle belli bir gerilim ilikisi iindedir: 384 385

30 Mkemmel Haklar, Belirsiz devler Belli hrsl kiiler iin devlet bakanlna aday olmak ya da Everest Da'na trmanmak ok ekici olabilir, ama ortalama yurtta kabul grme arzusunu baka bir alanda, ulusal dzey altnda kalan topluluk yaamlarnda da tatmin edebilir. Gerek Tocqueville, gerekse Hegel, birlik ve derneklerin modern devlette topluluk ruhunun gelimesi asndan tad nemi vurgulamlardr. Byk modern ulus devletlerde birok kii iin yurttalk grevi birka ylda bir temsilcilerini semekten ibarettir. Hkmet uzak ve anonim grlr, politik srece dolaysz katlm politik makamlara aday olanlarla onlarn danmanlar ve politikay meslek olarak semi gazeteci ve ke yazarlaryla snrldr. Bu, btn yurttalarn politik karar alma srecine etkin katld ve askeri hizmet yapmak zorunda olduu Antik a'n kk cumhuriyetlerindeki durumun tam tersidir. Gnmzde yurttalk haklar en iyi ekilde "arac kurumlar" olarak adlandrlan siyasi partiler, zel giriimler, sendikalar, dernekler, meslek birlikleri, sendikalar, okul-ai-le birlikleri, retmen rgtleri, kltr kulpleri vb. ile kullanlmaktadr. Bu tr yurtta birliklerinde insanlar birlikte almay ve bakalarnn sorunlaryla ilgilenmeyi renir. Tocqueville'in, burjuva toplumunda topluluk yaamn, sadece daha st dzeyde politik alma iin iyi bir hazrlk olmas nedeniyle yararl bulduu sanlr. Ama Tocqueville bu almaya,demokrasilerin yurttalarn salt bourgeois olmaktan koruduu iin, kendi bana da byk deer bier. En nemsiz zel birleme bile bir topluluktur ve bu zelliiyle, bireyin urunda aba harcamak ve kendi karlarn386 dan zveride bulunmak istedii daha byk bir proje ide-ahni ierir. Amerikan topluluk yaam Plutark'n alklad ^ trden bykkahramanlk ve zveri eylemleri retmez, ama "hergn kk kendini yadsma eylemleri"yle doludur ve birok insan bunlara katlr.H) zel birleme byk modern bir demokraside salt yurtta haklarn kullanmann tesinde bir dolaysz tatmin sunar. Devletin salad kabul grme zorunlu olarak anonimdir, buna karlk topluluk, birlik ya da dernekte salanan kabul grme ok daha kiisel bir dzeydedir ve ayn ilgilere, ou kez ayn deer yarglarna sahip ve ayn dine ve ayn etnik gruba dahil insanlar tarafndan gelir. Byle bir topluluun yeleri yalnzca soyut bir insan olarak deil, kendi zlerini oluturan bir dizi somut nitelik temelinde sayg grr. Mcadeleci bir sendika, bir kilise topluluu, bir yeilay rgt, bir kadn grubu ya da kanserle sava derneinde, yelik kiisel bir kabul grme salad iin gnlk gurur kayna olabilir/8 Serpilip gelien bir topluluk yaam, Tocqueville'e gre, yurttalarn son insana dnmemesi iin en iyi gvenceyi salar. Ama bu gnmz toplumlarnda srekli bir tehdit altndadr. Tehdit dardan deil, tam da bu yaamn zerinde ykseldii ve giderek btn dnyada kendini kabul ettiren zgrlk ve eitlik ilkelerinden kaynaklanmaktadr. Birleik Devletler'in kuruluuna yol gsteren Anglosakson liberalizmine gre, insanlar belirgin haklara sahiptir, ama topluluk karsndaki devleri belirsizdir. devler, bizzat haklardan trctildikleri ve topluluun tek grevi haklar korumak olduu iin belirsizdir. Ahlki sorumluluun tek kayna toplum szlemesidir, tanr korkusuna ve ebedi lanete ya da doal dnya dzenine dayanmamaktadr. Tek dayana, toplumun her yesinin teki szleme ortaklarnn szlemeye ballna gsterdii kiisel ilgidir. Topluluk yetenei uzun vadede demokratik eitlik ilkesi tarafndan da snrlanmaktadr. En gl topluluklar, yalnzca yelerin hak ve devlerini tanmlamakla yetinmeyen, ayn zamanda kimin toplulua dahil olacan, kimin olamayacan dzenleyen ahlki yasalara sahip topluluklar387 dr. Bylesi ahlki yasalar bir anlam tayacaksa, kurallara uymad iin toplumdan dlanan birisinin, topluluk yelerinden daha dk bir deere ya da ahlki statye sahip olmas gerekir. Oysa demokratik toplumlar kural olarak yalnzca deiik yaam tarzlarn hogrmekle kalmaz, ayn zamanda bunlarn ilkesel eitliini vurgular. Btn yaam tarzlarn eit grr ve gl bir ibirlie sahip sk topluluklar iin tipik olan farkllk trn reddederler.

Yalnzca iyi hesaplanm zkarlara bal topluluklar, belli bir deve dayal topluluklara oranla byk zayflklara sahiptir. Aile topluluk yaamnn en kk, ama birok bakmdan en nemli birimini oluturur. Aileyi benliin do-,al bir uzants olarak grd ve btn toplumlarda olaan birey olduunu dnd iin olsa gerek, Tocque-ville, ailenin demokratik toplumdaki sosyal atomlamaya kar gl bir engel olabileceine inanmyordu. Ama birok Amerikal iin gnmzde kk aile eklinde daralm aile, bildii tek topluluk yaam biimidir. Gerekten de ellili yllarn o.ok aalanan Amerikan kk kent ailesi belli ahlki deerlerin yuvas oldu. Ne lkeleri, ne de byk bir uluslararas dva iin zveride bulunmas gereken birok Amerikal, btn ilgilerini ocuklarna yneltmiti. Ama sevgi ve dev duygusuna deil de, salt yarar hesaplarna dayal, aile yelerinin bir tr anonim irket gibi grd, liberal ilkeler zerinde kurulu bir aile uzun mrl olamaz. Kii ocuk yetitirmek ya da bir mr boyu iyi bir evlilik yrtmek istiyorsa, kiisel zveride bulunmak zorundadr ve saf bir maliyet-yarar hesabna gre bu zveriler rasyonel deildir. yi bir aile yaamnn gerek yararlarn ou kez en ar ykleri tamak zorunda kalan kuaktan ok sonraki kuaklar grr. Gnmz Amerikan ailesinde grlen, yksek boanma oranlar ve ana-baba-nn otorite kayb gibi birok sorun, aile yelerinin son derece liberal bir anlaya sahip olmasndan kaynaklanmaktadr. Bu durumda, ailenin yk szlemenin taraflarndan birisi iin beklenenden fazla olduunda, bu ye szleme koullarn deitirmeyi denemektedir. 388 PW| En byk birleme olan devlette de, liberal ilkeler bir lke iin yaamsal nem tayan yksek yurtseverlik biimlerini tahrip edebilir.Aydnlanm zkoruma ilkesine dayal bir devlet iin hi kimsenin lmek istememesi, Anglosakson kkenli liberal kuramn genel olarak bilinen bir zayfldr. Yurttalarn mlklerin ya da ailelerini korumak iin hayatlarn tehlikeye atacaklar gr son zmlemede tutarszdr, nk liberal kurama gre zkoruma mlkiyete deil mlkiyet zkorumaya hizmet eder. Kiinin, 1 servetini ve ailesini alarak yurtdna gitme ya da askere gitmeme olana her zaman vardr. Liberal lkelerde hl askerlik grevinden vazgemek istemeyen yurttalarn var olmas, gurur ve namus gibi etkenlerin motive edici olmaya devam ettiini gstermektedir. Oysa bildiimiz gibi, Hobbes'un gl Leviathan'nn bastrmas gereken, tam da bu gururdur. Canl bir topluluk yaam kapitalist piyasa tarafndan da tehdit edilmektedir. Liberal ekonomik ilkeler geleneksel topluluklar zerinde ykc etkilerde bulunmaktadr ve insanlar birbirinden ayrma ve yalnzlatrma eilimindedir. Modern toplumlardaki yksek eitim ve sosyal hareketlilik istemi, insanlarn iinde yetitikleri ya da ailelerinin dahil olduu topluluklarda yaamasn giderek azaltmaktadr.'* Yaam ve sosyal balar istikrarszlamtr, nk kapitalist toplumlarn dinamii srekli yer deitirme ve retim tarznda deiiklikler getirmekte, bylece alma da deimektedir. Bu koullar altnda bir toplulukta kk salmak ve i arkadalar ve komularla kalc balar kurmak giderek zorlamakta ve insanlar kendilerini srekli yeni. mesleklere ve yeni kentlere hazrlamak zorunda kalmaktadr. Belli bir blgeye ya da yere ait olmaya dayal kimlik duygusu artan lde zayflamaktadr. nsanlar ailelerinin kk dnyasna ekilmekte ve bunu bir kamping eyas gibi oradan oraya tamaktadr. "yi ve ktye ilikin ortak bir dil"e dayal bir toplum, kural olarak, btn yaptrcs zkar olan liberal bir topluma oranla daha sk bir birlie sahiptir. Asya lkelerinin zdisiplini ve ekonomik baarsnda ok nemli bir rol oy389 I nayan grup ve topluluklar, sadece kendi zkarlarnn peinde olan taraflar arasndaki szlemelere dayanmaz. Asya kltrlerinin topluluk duygusu dinsel kkenlidir ya da yzlerce yl kuaktan kuaa aktarld iin dinsel bir konuma ulam Konfiys'lk gibi retilerden kaynaklanr. Amerika'daki topluluk yaamnn en gl biimlerinin kkenleri de, iyi hesaplanm zkardan ok ortak dinsel deerlerden kaynaklanmtr. Yeni ngiltere'ye g eden haclar gibi puriten topluluklar birletiren maddi refah aray deil, Tanr'nn nn

artrma arzusuydu. Amerikallar zgrlk dknlklerini, yeleri dinsel inanlar yznden kouturulduklar iin 17. yzylda Avrupa'dan kam olan, konformizm d bu tarikatlarla aklamaktan holanr. Gerekten de bu topluluklar bamszlklarna ok dknd, ama hi de Amerikan Devrimi'ni gerekletiren kuan anlad anlamda liberal deillerdi. Puritenler kendi dinlerinde zgrce ibadet etmek istiyordu, ama kendi bana bir din zgrlnden yana deillerdi. Gnmzde hogrsz ve dar kafal fanatikler saylmalar nedensiz deildir*4' Tocqueville geen yzyln otuzlu yllarnda Birleik Devletleri ziyaret ettiinde, Locke'cu liberalizm lkenin fikir hayatn fethetmi bulunuyordu. Ama Tocqueville'in grd yurtta birliklerinin byk bir blm, hl dinsel kkenlere sahipti ya da dinsel amalar izliyordu. Locke ynelimli liberaller, Amerikan Devrimi'nin Tho-mas Jefferson ve Benjamin Franklin gibi babalan, zgrln Tanr'ya inanc art kotuuna kesinlikle inanyordu. zgrlk ve eitlik iin tutkuyla mcadele etmi olan Ab-raham Lincoln de dindard. Bunun anlam, bireyler arasnda rasyonel zkar adna yaplm olan toplum szlemesinin kendi kendini tamad, Tanr'nn dl ve cezasna olan inan tarafndan payandalanddr. Bugn kukusuz liberalizmin daha saf bir biimine ulam bulunuyoruz: Amerikan Yksek Mahkemesi, mezheplere bal olmayan Tanr inancnn bile ateistlerin dinsel zgrln zedeleyebileceine bu yzden kamuya ak okullarda yeri olmadna karar verdi. Gnmz toplumu hogr adna her 390 trl deer sistemine ak olmaya kesin kararl olunduu iin, herhangi bir retiye inanma yetenei ortadan kaybolmutur. Bu durumda Amerika'da topluluk yaamnn gcnden ok ey kaybetmi olmasna armamak gerekir. Bu, liberal ilkelere ramen deil, tam tersine liberal ilkeler yznden olmutur. Btn bunlar, topluluk yaamnda temelden bir canlanmann, ancak bireyler belli haklar toplulua devrettiinde ve hogrszln belli tarihsel biimlerine geri dnlmesine tahamml ettiinde mmkn olabileceini gstermektedir.05 Baka bir deyile, liberal demokrasiler kendi kendilerini tamaz, baml olduklar topluluk yaam liberalizmden farkl bir kaynaa sahip olmak zorundadr. Birleik Devletler kurulduu dnemde Amerikan toplumunu oluturan erkek ve kadnlar, yalnzca doal zkarlarnn mantkl bir ekilde gereklemesiyle ilgilenen, yaltlanm bireyler deildi. Genellikle, birliktelikleri ortak ahlk deerlerine ve Tanr inancna dayal dinsel topluluklara dahildiler. Sonunda benimsedikleri aydnlanm liberalizm ise, bu mevcut kltrlerin bir anlatm olmaktan ok, bunlarla belli bir gerilim iindeydi. "yi hesaplanm zkar", bu insanlarn ou iin, Amerika'daki kamu ahlkna asgari ama salam bir temel oluturan, kesin bir ilke haline geldi. Ve bu temel birok bakmdan, tek bana dinsel ya da modernlik ncesi deerlere bal kalmadan daha salamd. Ama uzun erimli bakldnda, liberal ilkeler, salkl bir topluluk yaam iin gerekli olan liberalizm ncesi deerler zerinde ykc bir etkiye sahipti ve bu ykm liberal toplumlarn yaam gc zerinde olumsuz bir etkide bulundu. 391 31 Maneviyat Savalar Topluluk yaamnn kmesi, yalnzca zel rahatn dnd iin yksek amalara ynelik hibir thymotik ura tanmayan, her bakmdan gvenli, ben merkezci son insanlar haline gelmemiz tehlikesini getirmektedir.' Ama tersi de olabilir; salt saygnlk uruna, ama bu kez modern silhlarla kanl ve anlamsz mcadeleler iine giren ilk insann durumuna da geri dnebiliriz. ki olaslk arasnda gerekten sk bir balant vardr. Artk dzenli ve yapc bir anlatm bulamad bir toplumda, megalothymia kolaylkla ar ve patalojik bir biimde geri dnebilir. Kendinden honut, serpilip gelien liberal bir demokrasinin yurttalarndan talep ettii mcadele ve kurbanlarn, insann iindeki en iyi eyleri gerekten aa kard grnn genel kabul grecei son derece kukuludur. Belki de insann iinde, Donald Trump gibi bir iadam, Rein-hold Messner gibi bir dac ya da Georg Bush gibi bir politikac olduunda bile

yeterince kullanlmadan, hatta hi dokunulmadan kalan bir idealizm potansiyeli vardr. Bu adamlarn yaam elbette kolay deildir ve ok kabul grmektedirler, ama kukusuz ok daha byk zorluklar ekebilir ve daha nemli ve dil bir davaya hizmet edebilirlerdi. Ama bunu yapmadklar srece, insan olanaklarn gerekletirmede onlarn izledii ufuk, thymotik kiiliklerin ou asndan son zmlemede tatmin edici olacaktr. . zellikle savala aa kabilecek gl yanlar ve yetenekler, liberal demokraside herhalde hibir zaman gerekten talep edilmeyecektir. Demokratik bir toplumda savan yerine geecek saysz ey vardr: Haciz ve tazminat davalarnda uzmanlam avukatlar, kendilerini belki de 392 kpek balklar ya da silahrler olarak gryordur ya da Tom Wolfe'un Sahte Gururlarn Yangn Atei romannda rastladmz borsa tacirleri (yalnzca borsa endeksi frladnda da olsa), kendilerini gerekten "evrenin efendileri" sayyordun Ama bunlar lks limuzinlerinin yumuak deri koltuklarna oturup bir nefes aldklarnda, herhalde ilerinin derinliinde, dnyada bir zamanlar, bugnn Amerika'snda zengin ve nl olmak iin gerekli azck cesarete dudak bkecek gerek silahrler ve gerek efendiler olduunu hissediyordur. Megalothymidmn dzmece savalar ve simgesel zaferlerle daha ne kadar tatmin olaca ucu ak bir sorudur. Belki baz insanlar, ancak tarihin banda insann insanln oluturan eylemle kendilerini kantladklarnda honut olacak, kendilerine ve teki insanlara kesinlikle zgr olduklarn gsterebilmek iin, kanl bir mcadelede yaamlarn ortaya koymak isteyecektir. Kendi haklarnda besledikleri dncenin doru olduunu ve hl bir insan olduklarn kantlayabilecek tek ey ac ekmek olduu iin, gnll olarak daha zor bir yaam ve zveriyi seeceklerdir. Hegel, yorumcusu Kojeve'den farkl olarak, tarihin sonundaki bar ve refahn insann kendi insanlndan gurur duyma gereksinimini mutlaka karlayacak olmadnn bilincindeydi.(1) nsan, srekli olarak gerek yurtta olmaktan kp salt bir bourgeoitfya dnerek yozlama ve zsaygsn yitirme tehlikesiyle kar karyayd. Hegel'e gre hakiki yurttan ayrdedici zellii lkesi iin lebilmektir. O nedenle, tarihin sonunda devlet askerlik grevini kaldramaz ve sava yapmaya devam etmelidir. Dncesinin bu yan, Hegel'in militarist olarak sulanmasn getirmitir. Ama Hegel hibir zaman sava kendi bana ktsamam,onu insann en nemli kaderi olarak grmemitir. Hegel'e gre sava daha ok karakter ve topluluk zerindeki yan etkileri yznden nemlidir. Sava ve talep ettii kurbanlar olmadan insan, Hegel'e gre, yumuar ve bencilleir, toplum agzl bir hazcla (hedonizm) batar ve sonunda dalr. nsann efendisi olarak, lm korkusu, ei bulunmaz bir kuvvettir. lm korkusu insan 393 bencillikte'n kurtarabilir ve ona, yahtlanm bir atom olmadn, ortak ideallere dayal bir toplulua ait olduunu hatrlatr. Her yirmi ylda bir kendi zgrl ve bamszl iin ksa, kararl savalar yrtebilen bir liberal demokrasi, srekli bar iinde yaayan bir liberal demokrasiden ok daha salkl ve honut olurdu. Hegel'in savaa ilikin grleri, savaa katlan birok insann yaad bir deneyimi yanstmaktadr: nsan savata byk aclar eker, son derece byk bir mutsuzluk ve korku duyar, ama bunu bir kez atlattktan sonra hereyi yapyeni bir adan grr. Sivil yaamda normal olarak kahramanlk ve zveri olarak grlen eyler onun iin son derece olaan hale gelir, dostluk ve yiitlik onun gznde yeni ve daha canl bir anlam kazanr, kendisinden ok daha byk bir eye katlm olduu dncesi sonraki yaamn deitirir. rnein, yazar Bruce Catton modern an kesinlikle en kanl ve en korkun atmalarndan biri olan Amerikan Sava'nm sonuyla ilgili olarak unlar saptyordu: "Savatan sonra tekiler gibi evine dndnde ve btn ordular halkn yreiyle kaynarken, Sherman gazilerinden biri uyum salamada biraz zorland. Adamlar her yerde bulunmu ve her eyi grmlerdi ve nlerinde daha uzun bir yaam durmasna karn en byk deneyimlerini tamamlamlard. nlerindeki bar dneminde ortak bir ama bulmak zor olacakt..."0' Gnn birinde dnyann her yan demokratik olur ve mcadele etmeye deecek uranlklar ve basklar kalmazsa ne olur? Deneyim, hakl bir dva iin, bu daha nceki bir kuakta zafere

ulam olduundan, artk mcadele edemeyen insanlarn hakl dvaya kar mcadele ettiini gstermitir. Mcadele iin mcadele ederler. Baka bir deyile; Belli bir can sknts yznden mcadeleye atlrlar, nk mcadelesiz bir dnyada yaamay gzlerinin nne getiremezler. Ve dnyann byk bir blm bar ve refah iindeki liberal demokrasilerde yaarsa, onlar da bara, refaha ve demokrasiye kar mcadele eder. Mays 1968 Paris olaylar gibi patlamalarn ardnda da, belki bylesi psikolojik bir motif yatmaktadr. Bu tarihte 394 ksa sre iin Paris'i igal eden ve General De Gaulle' kamaya zorlayan rencilerin isyan etmesi iin herhangi "rasyonel" bir neden yoktu, hemen hemen hepsi zgr ve refah iindeki bir toplumun martlm genleriydi. Ama onlar sokaa karp polisle atmaya iten de, bu orta snf varlklarnda mcadele ve zverinin eksik olmasyd. ou maoist ve benzer sama retilere sapmlard ve daha iyi bir toplumun nasl olabileceine ilikin en kk bir fikirleri bile yokken, daha iyi bir toplumdan sz ediyorlard. Protestolarnn asl ekirdei umursamazlk duygusuydu; artk hibir idealin kalmad bir toplumda yaamak istemiyorlard. Gemite insann bar ve refahtan bkmasnn ok daha kt sonular olmutur. Birinci Dnya Sava bunun bir rneidir. Bu atmann nedenleri ok karmaktr ve bugne kadar yaplan saysz aratrmaya karn hl tartmaldr. Savan nedenini; Alman1 militarizmi ve milliyetiliinde, Avrupa'da gler dengesinin yklm olmasnda, ittifak sistemlerinin donukluunda, nleyici bir darbeyi gerekli gibi gsteren bir askeri kuram ile askeri teknolojide ya da u veya bu liderin aptallnda ve vicdanszlnda gren aklamalarn hepsi bir para hakikat iermektedir. Ama bunlarn tesinde, savan kmasna belirleyici bir katkda bulunmu maddi olmayan bir etken de vardr: Avrupa'da birok insan, sadece sivil yaamn canskntsndan , ve yalnzlndan bkt iin sava istedi. Savaa yol aan karar alma srelerinin incelenmesi kural olarak rasyonel stratejik hesaplar, zerinde younlayor ve bu arada btn lkeleri seferberlie zorlayan kamuoyundaki muazzam sava cokusunu grmezden geliyor. Veliaht Prens Franz Ferdinand'n Saraybosna'da verdii sert ltimatom Berlin'de alklarla karlanmt, oysa uzlamazlk Alman karlarn hi etkilemiyordu. 1914 Temmuz'unun sonu ile Austos bandaki yedi kritik gnde Dileri Bakanl'nn ve Berlin Saray'nm nnde dev milliyeti gsteriler yapld ve 31 Temmuz'da mparator'un Potsdam'daki yazlk saraydan Berlin'e dnerken getii btn yol sava lklar atan insan ytnlanyla doluydu. Savaa yol aan nemli ka395 rajrlar byle bir atmosferde alnd.O) Ayn gnlerde Paris, St. Pkersburg, Londra ve Viyana'da da benzer sahneler yaanyordu. Ynlarn cokusunda ayn zamanda, savan nihayet ulusal birlii salayaca ve eit yurttalk haklar getirecei ve sermaye ile proletarya, protestanlar ile katolik-ler, kyller ile iiler arasndaki, sivil topluma damgasn vuran kartlklar ortadan kaldraca gibi beklentiler de bir rol oynuyordu. Bir grg tan, Berlin'deki insan ynn ruh halini yle betimliyordu: "Hi kimse birbirini tanmyor, ama herkese tek bir fikir hakim: Sava, sava, ve hepimiz birlikte olmalyz.'"4' Avrupa apndaki son byk uzlamazln Viyana Kongresi'nde zlmesinden sonra, kta yzyllk bir bar dnemi yaamt. Bu yz yl iinde sanayileme sayesinde olaanst bir maddi refah ve geni bir orta snfla belirlenen modern bir teknik uygarlk serpilip gelimiti. Austos 19,14'de Avrupa'nn birok bakentinde gerekleen sava yanls gsteriler, bir bakma orta snf kltrne, onun gvenliine, refahna ve heyecan eksikliine kar bir bakaldrd olarak yorumlanabilir. Gnlk yaamn artan isoth-ymia's artk yetmiyordu ve megalotbymidyd ynsal bir geri dn gerekleti. Bundan yalnzca baz prensler deil, deer ve onurlarnn kabul grmesini isteyen btn uluslar etkilendi. Sava, zellikle Almanya'da ou kimse tarafndan, sorumlusu Fransa ile btn burjuva toplumlarn anas saylan Byk Britanya olan, ticarilemi dnyann materyalizmine kar bir bakaldr olarak grlyordu* Almanya Avru-pa'daki mevcut dzenden birok bakmdan honut deildi. Bir smrge ve deniz gc olarak karlarnn zedelendiini dnyor ve

Rusya'nn ekonomik yaylmasn bir tehdit olarak gryordu. Ama Almanya'da sava hakl gstermek iiri o gnlerde yazlanlar okumak ok artc olmaktadr; hef yerde amasz bir savatan sz edilmekte, Almanya'ya yeni smrgeler ve ak denizlerde egemenlik getirip getirmeyeceinden bamsz olarak, savan temizleyici bir ahlki etkisinin olaca sylenmektedir. Gen bir Alman hukuk rencisinin 1914'de cepheye giderken syledikleri 396 bu adan tipiktir. renci sava "korkun, insanlk d, delice, eskimi, her bakmdan yoz birey" olarak grmekte, ama Nietzsche'yi de hatrlatr bir ekilde u sonuca varmaktadr-;" Ama belirleyici olan her zaman zverinin amac deil, zveri gstermeye hazr olmaktr."(5) Pflicht ya da dev, aydnlanm zkardan ya da szlemeli bir ballktan tretilmiyordu, mutlak bir ahlki deerdi, maddi nesnelerden bamsz bir i g anlamna geliyordu ve doaya kaytsz baml olunmadn kantlyordu; zgrlk ve yaratcln balangcyd. Modern dnce, liberal demokrasinin gelecekte kendi ocuklar tarafndan yrtlecek nihilist bir savala karlamasnn nnde bir engel deildir. Grececilik -batan deerlerin yalnzca grece olduunu syleyen ve btn "ayrcalkl perspektifler"e saldran,retisonunda demokratik ve hogrl deerlerin de altn oyacaktr. Grececilik yalnzca seilmi dmanlara yneltilebilecek bir silah dildir. Ayrm yapmadan ate eder. Bat geleneinin yalnz "mutlaklk", dogma ve kesinliklerini deil, ayn zamanda hogr, eitlilik ve dnce zgrl vurgusunu da tarar. Artk mutlak hakikatlar kalmadysa, btn deerler kltrel olarak belirleniyorsa, o zaman insanlarn eitlii gibi kutsal ilkeler de yaya kalacak demektir. Bu olgunun en iyi rneini Nietzsche'nin kendisi verir. Nietzsche, insann hibir hakikat olmadn bilmesinin, hem bir tehdit, hem de bir olanak olduunu dnyordu. Daha nce de deindiimiz gibi, "bir ufuk iinde" yaama olanan ortadan kaldrd iin bu bir tehditti, ama eski ahlki zorlamalardan mutlak bir kurtulu anlamna geldii iin de, bir olanakt. nsan yaratclnn en yksek biimi, Nietzsche'ye gre, sanat deil, yeni deerlerin yaratlmasy-d. Mutlak hakikat ve dorularn varlna inanan allm felsefenin zincirlerinden kurtulur kurtulmaz, Nietzsche'nin nne koyduu proje, Hristiyanlk deerlerinden balamak zere, "btn deerlerin yeniden deerlendirilmesi" oldu. Bilinli olarak insanlarn eitlii inancn sarsmaya alt, bunun yalnzca insanlara Hristiyanlk tarafndan kabul ettirilmeye allm bir nyarg olduunu ne srd. Nietzs397 che, eitlik ilkesinin gnn birinde glnn zayf zerindeki egemenliini hakl gsterecek bir ahlka yenik deceini umuyordu, ve bu onu sonunda bir tr gaddarlk retisini kutsamaya gtrd. eitlilik ve hogr iindeki toplumlardan nefret ediyor, hogrsz, igdsel, vicdansz toplumlar ye tutuyordu. zel bir insan rk yetitirmeyi deneyen Hintli andala tarikatn ve korkun penelerini hi ekinmeden kalabala savuran "sarn yrtc canavarlar"! rnek alyordu .<6) Nietzsche'nin Alman faizmi stndeki etkisi ayrntl olarak tartlmtr. Nasyonal sosyalizmin sama kuramlarnn babas olduu sulamalarna kar O'nu korumak mmkndr, ama dncesiyle nasyonal sosyalizm arasnda bir balant olduu da yadsnamaz.. Kendinden sonraki Heidegger gibi Nietzsche de, g-receciliiyle Bat liberal demokrasisinin btn felsefi dayanaklarn silip sprd, yerine bir g ve kuvvet kuram geirdi.m ncs olduu Avrupa nihilizmi anda muazzam maneviyat savalar, sadece savamak uruna yrtlecek amasz savalar olacana inanyordu. Modern liberal proje insan toplumlarnn temelini, thymozn daha gvenli bir temel olan arzuya kaydrmaya alt. Halk egemenlii, haklarn gvence altna alnmas, hukuk devleti, kuvvetler ayrm vb. gibi birok kurumla snrlayp ehliletirerek, megalothymia sorununu zd. Liberal demokrasi ayrca, kr hrsn btn zincirlerinden boaltarak ve modern doa biliminin yardmyla onu akln bir bala durumuna getirerek, modern ekonomi dnyasnn olumasn salad. Bylece insanlarn nnde, dinamik ve snrsz zenginlikte yeni bir etkinlik alan ald. Anglosakson liberalizminin kuramclar, aylak efendilerin kibirlerini bir kenara brakp bu yeni ekonomik dnyaya katlacan umuyordu. Thymos arzu ile akla, daha iyi bir deyile, akln ynettii arzuya baml olmalyd.

Modern yaamda gerekleen balca dnmn efendinin evcilletirilmesi ve ekonomik insana dnmesi olduunun Hegel de farkndayd. Ama Hegel, bunun, thymoun yokolmasmdan ok yeni yksek bir biime dnmesi anlamna geldiini grmt. Aznln megalothymids ounluun isothymid's karsnda gerilemek zorundayd. nsann bir belkemii olmaya devam edecekti, ama bu artk ar bir gurur tarafndan dekteklenmeyecekti. Demokrasi ncesi, eski dnya ounluun houna gitmiyordu, buna karlk evrensel kabul grmenin modern dnyasndan honut olmayan ok az insan var. Bu durum demokrasinin gnmz dnyasndaki kayda deer gcn ve istikrarn aklamaktadr. Nietzsche'nin yapt, bir bakma dengeyi kktenci bir biimde yeniden megalothymia''dan yana kaydrma denemesi olarak grlebilir. O'na gre, Eflatun'daki kent muhafzlarnn fkesinin herhangi bir kamu yarar dncesi tarafndan dizginlenmesi gerekmiyordu. Kamu yarar diye birey yoktu; kamu yararn tanmlama yolundaki her aba yalnzca tanmlamay yapann gcn ifade ediyordu. Sadece son insann kendinden honutluunu koruyan bir kamu yarar, Nietzsche'ye gre son derece zavall bir eydi. Artk iyi ya da kt eitilmi deil, yalnzca az ya da ok fkeli muhafzlar olacakt. Aralarndaki fark gelecekte ncelikle fkelerinin derecesinde, kendi ''deerler"ini bakalarna dayatma yeteneklerinde ortaya kacakt. Nietzsche'ye gre thymos, Eflatun'da olduu gibi ruhun parasndan biri deil, insann btnyd. nsanln yallk anda yaayan bizler, geriye bakarak u sonucu karabiliriz: Liberal demokrasi de iinde, hibir hkmet biimi, hibir "sosyo-ekonomik sistem", btn yerlerdeki btn insanlar honut edemez. Bunun nedeni, demokratik devrimin henz tamamlanmam olmas ve btn insanlarn henz zgrlk ve eitlie kavumam olmas deildir, tam tersine honutsuzluk tam da demokrasinin kesin zafer kazand yerde ortaya kmaktadr. Honutsuzluk zgrlk ve eitlik yznden kmaktadr. Ve honutsuz olanlar her zaman tarihi yeniden balatmak isteini duyacaktr. Ayrca akl tarafndan belirlenen kabul grmenin kendi kendini tayamad, temel olarak kabul grmenin modernlik ncesi, evrensel olmayan biimlerine gereksinim duyduu da bir olgu gibi grnyor. stikrarl bir demok398 399 rasinin bazen rasyonel olmayan bir demokratik kltre ve liberalizm ncesi geleneklerden kendiliinden kp gelimi, bir sivil topluma gereksinimi vardr. Kapitalist refah en iyi, eski dinsel inanlarn kalntlarna, dinin kendisine ya da ulus veya rka rasyonel olmayan bir ballk zerinde ykselen yksek bir alma ahlknn olduu yerde geliir. Bir grup tarafndan kabul grme, gerek ekonomik etkinlik, gerekse topluluk yaam iin, evrensel kabul grmeden daha iyi bir temeldir ve grubun kabul son zmlemede rasyonel olmasa bile, bir toplumun bundan zarar grmesi ok uzun bir zaman gerektirir. Evrensel kabul grme evrensel tatmin salamyor, hatta liberal -demokratik toplumlarn saf rasyonel bir temelde oluup uzun sre ayakta kalabilecekleri bile kukuludur. Aristo, her hkmet biiminin kendine gre eksiklikleri olduu ve bu eksiklikler her zaman insanlar iinde yaadklar hkmet biimini bir bakasyla deitirmeye ynelttii iin, tarihin dorusal deil evrimsel gelitiine inanyordu. Yukarda saylan btn nedenlerden ayn ey liberal demokrasi iin de sylenemez mi? Aristo'dan yola karak; ruhu yalnzca akl ve arzudan ibaret bir son insan toplumunun, yerini, tek amaC kabul grme olan'hayvansal bir ilk insan toplumuna brakmas ve sonra gene bunun tersi olmas ve bu evrimin sonsuza kadar srp gitmesi gerektii eklinde bir hipotez gelitirebiliriz. Ama bu ilikinin iki aya pek eit arlkta deildir. Ni-etzsche'nin seenei, bizi ruhun arzu eden yanndan tamamen kopmaya zorluyor. Dizginlenmemi magaloth-ymia'nm yeniden canlanmasnn ne korkun sonular getirdiini bu yzylda birka kez grdk; bir bakma, Nietzs-che'nin ngrd "muazzam savalar"n birkan oktan yaadk. Austos 1914'deki o sava yanls kalabalklar, arzuladklar zveri ve tehlikeyi, hatta daha fazlasn buldular. Byk Sava'm ilerlemesi, karakter ya da topluluk oluturma asndan ikincil sonularnn

ykclnn bunlar kat kat atn gsterdi. 20. yzylda kanl bir savata hayatn kaybetme riski tamamen demokratikleti. Bu bir 400 istina zellii tamaktan kp, tersine kadnlar ve ocuklarda dahil btn insanlara eit olarak dayatlan bir deneyim halini ald. ada sava honut edici bir kabul grme durumundan ok, anonim ve anlamsz lmlere yol at. Sava 20. yzylda hibir ekilde yiitlik ve yaratcl tevik etmedi, tersine cesaret ya da kahramanlk gibi kavramlarn insanlarn gznde ypranmasn getirdi ve kendisine tank olan herkeste derin bir yabanclama ve kargaa duygusu yaratt. Eer insanlar gelecekte gene bar ve refahtan bkp yeni thymotik mcadele ve meydan okumalara atlacak olursa, sonular olaslkla ok daha korkun olacaktr. nk gnmzde her taraf milyonlarca insan birka saniye iinde anonim bir lme gtrebilecek nkleer ve teki ynsal krm silhlaryla doludur. Tarihin ve ilk insann bu biimde bir geri dnnn nndeki en nemli dalgakran, bu kitabn ikinci ksmnda betimlendii gibi, snrsz arzunun harekete geirdii ve akln ynlendirdii modern doa biliminin muazzam mekanizmasdr. Modern ada megalothymia'nm yeniden canlanmas, bu mekanizmann yaratt gl ve dinamik ekonomi dnyasndan bir kopu anlamna gelir ve teknolojik gelimenin mantn krma denemesi olurdu. Bylesi kesintiler, Almanya ve Japonya hereyi ulusal kabul grme gereksinimine feda ettiinde olduu gibi, belli zaman ve yerlerde olanakl olmutur. Ama btn dnyann uzun bir sre iin bylesi bir kopuu gerekletirebilecei kukuludur. Almanya ve Japonya bu yzyln ilk yarsndaki savalarda stnlklerinin kabul edilmesini istiyorlard, ama ayn zaanda kendileri iin neomerkantilist bir Lebensraum ya da "ortak refah alan" fethederek ekonomik geleceklerini gvence altna almay umuyorlard. Ama bu arada her iki lke de, ekonomik gvenliin serbest ticaretle savaa -oranla ok daha kolay salanabileceini ve askeri fetih yolunun ekonomi zerinde tamamen ykc etkilerde bulunduunu yaayarak rendi. Gnmz Amerika's herhalde ar bir megalothymia basks altnda deil. Hakettiklerini dndkleri yaam tarzn srdrebilmek umuduyla, rkek bir ekilde ilk i 401 bavurulan iin yaam yklerini kaleme alan hukuk ya da iletmecilik mezunu gen Amerikallar' u anda bekleyen tehlike, ilk insann tutkularn yeniden kefetmekten ok son insan haline gelmektir. Hayatn ieriinin mal-mlk sahibi olmaktan ve lml hrsl amalar izlemekten ibaret olduu biimindeki liberal ilke, beyinlerine fazlaca kaznmtr. Gen bir avukatn parlak yzeyinin altnda tatmin olmam byk zlemler ya da rasyonel olmayan tutkular kaynadn grmek pek mmkn deildir. Ayn ey tarih sonras dnyann teki blmleri iin de geerlidir. rnein seksenli yllarda, Moskova ile Souk Sava, nc Dnya'daki aln giderilmesi ya da terrizme kar askeri nlemler sz konusuyken Avrupa lkelerinin hkmet bakanlar hi de byk mcadele ve zverilere eilimli deildi. Alman Kzl Ordu Fraksiyonu ya da talyan Kzl Tugaylar ad altnda toplanm birka fanatik gen insan vard; ama bu kk, akn marjinal gruplar ancak Sovyet blounun yardmyla ayakta durabiliyor. 1989 Sonbaharnda Dou Avrupa'daki byk altstlkler gndeme geldiinde, birok Alman birleme konusunda ekingendi, nk bunun ok fazla para gerektireceini dnyordu. Bir yay gibi gerilmi ve ei grlmedik yeni fanatik dncelere kendini kurban vermeye hazr bir toplum, herhalde baka trl grnrd; bizimki ise, gnmzden ve gelecekten tamamen honut grnyor. Eflatun'a gre, erdemlerin temelinde yatmakla birlikte thymos kendi bana iyi ya da kt deildi, kamunun yararna ilemesi iin eitilmesi gerekiyordu. Baka bir deyile thymos'un akl tarafndan ynlendirilmesi ve arzunun bala durumuna getirilmesi gerekiyordu. Eflatun'un dil kentinde ruhun her yan da tatmin oluyor ve akln nderliinde dengeye getiriliyordu.'8' Buna gre, insann btn yanlarn; akl, arzuyu ve thymos'u ayn anda tatmin etmesi gereken optiml bir hkmet kurmak son derece zordu. Hibir gerek Kkmet biimi insanlar tamamen honut edecek olmasa da, dnlebilir en iyi hkmet biimi yaamda mevcut hkmetleri lmede kullanlabilecek bir lt oluturuyordu. Bu lte gre, en iyi hk-

402 met biimi, ruhun her yann da ayn biimde en iyi tatmin edebilen hkmet biimiydi. Gnmzde, tandmz teki tarihsel seeneklere oranla liberal demokrasi, grnd kadaryla ruhun her yanma da en byk yeri veren hkmet biimidir. Pla-ton'da, dendii gibi, "konumada" en iyi hkmet biimi olmasa da pratikte en iyisidir. Hegel, bize liberalizmin ncelikle thymos'un ortadan kaldrlmasna deil, rasyonel bir biime kavuturulmasna dayandn retir. Varln tam olarak eski grn biimlerinde srdrmese de, thymos tmyle yadsnyor. Ayrca yaamda varolan hibir liberal toplum btnyle isothymia'ya. dayanmaz; hepsi de, bu kendi tercih ettikleri ilkelere ters bile dse, megaloth-ymidnm tehlikesiz, ehlilemi bir biimine belli llerde izin vermek zorundadr. Eer tarihsel sre gerekten akim ynlendirdii arzu ile akln ynlendirdii kabul grme stunlar zerinde ykseliyorsa, ve eer modern liberal demokrasi bu iki gereksinimi en iyi karlyor ve bir tr dengede tutuyorsa, o zaman demokrasiye ynelik en ciddi tehlike, kafamzn gerekte neyin sz konusu olduu konusunda kark olmasnda yatyor demektir. Modern toplumlar giderek daha demokratikletike, modern dnce bir kmaza sapland. nsann aslnda ne olduu ve zgl onurunun neden olutuu konusunda artk bir gr birliine varlamyor, o nedenle de insan haklarn tanmlamak mmkn olmuyor. Bu yeteneksizlik, bir yandan ar younlukta bir hak eitlii talebine yol ayor, bir yandan da megalothymicinn yeniden zincirlerinden boanmas ynnde gl bir arzu douruyor.'" Tarihin rasyonel arzu ile rasyonel kabul grme tarafndan belirgin bir ynde ilerletilmekte olmasna ye liberal demokrasinin insan ikileminin mmkn olan en iyi zmn temsil etmesine ramen, bylesi bir kafa karkl oluabilmektedir. Eer gelimeler son birka onylda olduu gibi devam ederse, son noktasnda liberal demokrasinin durduu dorusal bir evrensel tarih fikrinin insanlara akla uygun grnmesi pekl mmkndr. Bu durumda modern dnce 403 iinde bulunduu grececilik kmazndan belki kurtulabilir. Kltrel grececiliin (bir Avrupa icad) yzylmzda yanda bulmasnn nedeni, Avrupa'nn Avrupal olmayan kltrlerle, smrgeletirme ve smrgesizletirme balamnda, ilk kez bu yzylda ciddi olarak hesaplamak zorunda kalmasdr. Yzylmzdaki birok gelime; Avrupa uygarlnn ahlki zgveninin kmesi, nc Dn-ya'nn basks ve yeni ideolojilerin ortaya kmas, grececiliin glenmesine katkda bulunmutur. Ama eer zaman ilerledike farkl kltr ve tarihlere sahip artan sayda toplum ayn uzun erimli gelime modelini izlerse, eer en gelimi toplumlarn devlet kurumlar yaknlamaya devam ederse ve eer insanln ekonomik gelime sonucu artan tekdzelemesi srerse, o zaman grececilik herhalde bugn olduundan daha tuhaf grnecektir. Halklarn "iyi ve ktye ilikin dillerindeki grnrdeki farkllklar, o zaman tarihsel gelimelerinin somut aamalarn yapay rnleri olarak grlecektir. O zaman insanlk, binlerce iek aan binlerce farkl motif gibi deil, uzun bir yola dalm bir araba konvoyu gibi grnecektir. Baz arabalar hzl ve kararl bir ekilde kente ynelirken, bazlar lde kamp kuracak ya da son da geitindeki araba izlerine taklp kalacak. Baz arabalar kzlderililerin saldrsna urayp yol kenarnda yanp giderken, savatan aknla kaplan baz srcler arabalarn geici olarak yanl ynlere srecek, gene bazlar yolculuktan yorgun dp hemen bulunduklar yerde kalc bir kamp kurmak isteyecek. Bazlar yan yollara sapacak, ama son sradalar aan sadece bir tek geit olduunu grmek zorunda kalacak. -Ama arabalarn byk ounluu yava yava kente yaklaacak ve ou oraya ulaacak. Arabalar biribirine benziyor. Farkl ekillerde boyanmlar ve farkl malzemelerden yaplmlar, ama hepsinin drt tekerlei var,hepsi atlar tarafndan ekiliyor ve hepsi de, yolculukta balarna birey gelmeyecei umudunu tayan ve bunun iin dua eden aileleler tayor. Arabalarn durumunun farkl olmas olgusundan, o zaman artk arabalardaki insanlarn temelden ve btn zamanlar iin farkl olduu sonucu deil, yalnzca yolun farkl noktalarnda bulunduklar sonucu karlacak. Alexandre Kojeve, tarihin gidiinin sonunda kendi rasyonelliini kantlayacan ne srmektedir. Sonunda,man-tkl her gzlemcinin aslnda hep yalnzca tek bir yolculuk ve tek

bir hedef olmu olduunu kabul etmek zorunda kalaca kadar ok arabann kente ulaaca grndedir. Son zamanlarda gzlenen dnya apndaki liberal devrime ramen, bugn bu noktaya ulam olduumuz kukuludur. Btn arabalarn ayn ynde hareket ettiini henz kesin olarak bilmiyoruz. Ve arabalarn ounun sonuta ayn kente ulamas durumuyla ilgili olarak, bu yeni evrenin arabalardaki insanlarnn ounun srgit houna gidip gitmeyeceini de kesin olarak bilebilecek durumda deiliz. Belki de bir sre sonra gzlerini daha uzun, yeni bir yolculua dikecekler. 404 405 3. 6. 8. 9. NOTLAR Giri yerine "The End of History", The National Interest 16 (1989 Yaz), s.3-18. Bu eletirilerin bazlarn ilk yantlama denemem iin "Eletirilerime Yant" balkl makaleme bak: The National Interest 18 (1989-90 K), s. 21-28. Locke ve zellikle Madison, cumhuriyeti hkmetin amalarndan birinin de yurttalarn gururlu zkantlama duygusunu korumak olduunu anlamlard. 1. Blm. Karamsarlmz Emile Fackenheim, God's Presence in History: Jevish Affir-mations and Philosophical Reflections(New York 1970), s. 5-6 Robert Mackenzie, The Nineteenth Century; R.G. Collingwo-od'un The Ide ofHistory (New York 1956) adl kitab iinde, s. 146. Encyclopaedia Britannica, onbirinci bask (Londra 1911), c. 27, s.72. Norman Angell, The Great Illusion: A Study of the Relations ofMilitary Potver to National Advantage (Londra 1914). Paul Fussell, The Great War and Modem Memory (New York 1975). Bunun iin bak: Modris Ekstein, Rites of Spring: The Great War and the Birth of the Modern Age (Boston 1989), s.176-191; ayrca bak: Fussell (1975), s. 18-27. Erich Maria Remarque, Ali Quiet on the Westem Front (Londra 1929), s. 19-20. bak: Ekstein (1989), s. 291. Bak: Jean-Franois Revel, "But We Follow the Worse..." The National Interest 18 (1989-90 K), s. 99-103. 407 10. Gertrud Himmelfarb'n ilk makaleme yantna bak: TJje National Interest 16 (1989 Yaz), s. 25-26. Ayrca bak: Leszek Ko~ lakowsky, "Uncertainties of a Democratic Age", Journal oj Democracyl, no. 1 (1990), s. 47-50. 11. Vurgu bana ait. Henry Kissinger. "The Permanent Challenge of Peace: US Policy Toward the Soviet Union", Kissinger, American Foreign Policy iinde, nc bask (New York 1977), s. 302. 12. Bu kitabn yazar da bunlara dahildi. 1984'de yle yazmt: "Amerikal Sovyet uzmanlar Sovyet devletinin problemlerini' abartma ve onun verimlilik ve dinamiini kmseme eilimindeler." Robert Byrnes (yay.), After Brezhnev eletirisi, The Amerikan Spectator 17, no. 4 (Nisan 1984), s. 35-37. 13. Jean-Franois Revel, How Democracies Perish'>(New York 1983), s. 3. 14. Jeanne Kirkpatrick, "Dictatorships and Double Standarts", Commentary 68 (Kasm 1979), s. 34-35. 15. Perestroyka ve glasnost ncesi yazlm iyi bir Revel eletirisi iin bak: Stephen Sestanovich, "Anxiety and Ideology", Uni-versity of Chicago Law Reviev 52, no. 2 (1985 Bahar), S. 3-16. 16. Revel (1983), s. 17 Revel'in kendisinin, demokrasi ve totalitarizmin grece gl ve zayf yanlarna ilikin kendi ar for-mlasyonlarna ne lde inand pek ak deildir. Demokr rasileri eletirmedeki keskinlii, byk lde miskin demokrasi yandalarn drtme ve dikkatlerini Sovyet tehdidine yneltme arzusuna balanabilir. Demokrasiler gerekten O'nun bazan gsterdii kadar aresiz olsayd, How Democracies Pe-rish'l yazmaya gerek kalr myd?

17. Jerry Hough, The Soviet Union and Social Science Theory (Cambridge/Mass. 1977), s. 8. Hough yle devam ediyor: "Kukusuz, Sovyetler Birlii'nde politik katlmn bir bakma gerek olmadn... <oulculuk> kavramnn Sovyetler Birli-i'ni tasvir etmede ciddi bir anlamda kullanlamyacan ne srecek aratrmaclar vardr... Bylesi saptamalar bence ciddi ve ayrntl bir tartmay haketmiyor." 18. Hough (1977), s. 5. Jerry Hough'n, Merle Fainsod'un Sovyet komnizmi zerine klasik yapt Hov the Soviet Union Is Go-vernedm bir yeniden yazm olan satrlar, Brejnev zamanndaki eski Yksek Sovyet'e geni yer vermektedir. Yazar bunu sosyal karlarn dile getirilip savunulduu bir forum olarak savunmaktadr. 1988'deki 19. Parti Konferansndan sonra 408 Gorbaov tarafndan getirilen Halk Temsilcileri Kongresi ile yeni Yksek Sovyet'in ve 1990'dan sonra eitli Cumhuriyetlerde ortaya kan yksek Sovyetlerin almalarna bakldnda, bu satrlar bugn ok tuhaf grnmektedir. Bak: Hotv the Soviet Union Is Governed (Cambridge/Mass. 1979), s. 363-380. 19- James Mc Adams, "Crisis in the Soviet Empire: Three Ambigu-ites in Search of Prediction", Comparative Politics 20, no. 1 (Ekim 1987), s. 107-118. 20. Sovyet toplum szlemesine ilikin olarak bak: Peter Haus-lohner, "Gorbachev's Social Contract", Soviet Economy 3 (1987), s. 54-89. 21. rnein, T. H. Rigby'nin, komnist lkelerin "ama rasyonellii" temelinde bir meruiyete sahip olduu yolundaki grne baknz. "Introduction: Political Legitimacy, Weber anda Communist Mono-organized Systems", T. H. Rigby ve Ferenc Feher (yay.), Political Legitimation in Communist States (New York 1982) iinde. 22. Samuel Huntington, Political Order in Ch'anging Societies (New Haven 1968), s. 1. Ayrca Timothy J. Colton, The Dilemma of Reform in the Soviet Union, gzden geirilmi ve geniletilmi bask (New York 1986)-, s. 119-122'deki sonulara bak. 23. Genel bir tasvir iin bak: Dankwart A. Rustow, "Democracy: A Global Revolution?" Foreign Affairs 69, no. 4 (1990 Sonbahar), s. 75-90. 2. Blm. Gl Devletlerin Zayfl I 1. Meruiyet sorunu Weber tarafndan ayrntl olarak incelenmitir. Rasyonel, geleneksel ve karizmatik egemenlik eklindeki nl l ayrm Weber'den kaynaklanr. Nazi Almanyas ya da Sovyetler Birlii gibi totaliter devletleri bu kavramlarn hangisinin en iyi yanstt konusunda uzun tartmalar olmutur. Rigby ve Feher'deki (1982) eitli makalelere bakabilirsiniz. Weber'in otorite tiplerine ilikin orijinal tartmas iin bak. Talcott Parsons (yay.), The Theory of Social and Econo-mic Organization (N.ew York 1947), s. 324-423. Totaliter devletleri Weber'in kategorilerine sdrmadaki glk, O'nun ideal tiplere ilikin olduka biimsel ve yapay sisteminin s-nrlm gstermektedir. 409 2. Bu gr Kojeve'in Strauss'a yantndan alnmtr. "Tyranny and Wisdom", Leo Strauss, On Tyranny (Ithaca/N.Y. 1963) iinde, s. 152-153. 3. Hitler'e kar i muhalefet 1944'deki suikastta ortaya kt. Hitlef rejimi birka onyl daha srseydi, muhalefet burada da Sovyetler Birlii'nde olduu gibi yaygnlaabilirdi. 4. Bununla ilgili olarak bak: Guillermo O'Donnell ve Philippe Schmitter (yay.), Transitions from Authoritarian Rule: Tenta-tive Conclusions about Uncertain Democracies (Baltimore 1986d), Giri blm, s. 15. 5. Bu konunun klasik incelemesi iin bak: Juan Linz (yay.), The Breakdovn of Democratic Regimes: Crisis; Breakdovn, ana reequibrium (Baltimore 1978). 6. svireli bir gazeteciden aktarma. Bak: Philippe C. Schmitter, "Liberation by Golpe: Retrospective Thoughts on the Demie of Authoritarianism in Portugal", Armed Forces and Society 2, no. 1 (Kasm 1975). s. 5-33. 7. Bak: agy. ve Thomas C. Bruneau, "Continuity and Change in Portuguese Politics: Ten Years After the Revolution of 25 Ap-ril 1974", Geoffrey Pridham (yay.), The New

Mediterranean Democracies: Regime Transition in Spain, Greece, and Por-tugal(Londra 1984) iinde. 8. Kenneth Maxwell, "Regime Overthrow and the Prospects for Democratic Transition in Portugal"; Guillermo O'Donnell, Philippe Schmitter ve Laurence Whitehead (yay.), Transitions from Authoritarian Rule: Southern Europe (Baltimore 1986c) iinde, s. 136. 9. Bak: Kenneth Medhurst, "Spains's Evolutionary Pathway from Dictatorship to Democracy", Pridham (1984) iinde, s. 31-32; ve Jose Casanova, "Modernization and Democratization: Ref-lections on Spains Transition to Democracy", Social Researcl 50 (1983 K), s. 929-973. 10. Jose Maria Maravall ve Julian Santamaria, "Political Change in Spain and the Prospects for Democracy"; O'Donnell ve Schmitter (1986c) iinde, s. 81. Aralk 1975'de yaplan bir aratrmada, soru sorulanlarn %42.2'si ve yant verenlerin %51.7'si, spanya'y Bat Avrupa'daki demokrasilerle ayn izgiye getirmek iin gerekli dnmlerden yana tutum almtr. John F. Coverdale, The Political Transformation of Spain After Franka (New York 1979), s. 17. 11. Sertlik yanls Franko yandalarnn muhalefetine ramen, Aralk 1976'daki referanduma semenlerin %77.7'si katld ve 410 katlanlarn :94.2'si evet oyu kulland. Coverdale (1973). s. 53. 12. P. Nikiforos Diamondouros, "Regime Change and The Prospects for Democracy in Greece:. 1974-1983", O'Donnell, Schmitter ve Whitehead (1986c) iinde, s. 148. 13. nc Ordu'nun darbe tehdidinin basks altnda geleneksel askeri emir-komuta zincirinin yeniden olumas ve bylece rejimin gl adam Tugeneral Demetrios Ioannides'in iktidar temelini yitirmesi askerlerdeki zgven eksikliinin gstergesi olmutur. P. Nikiforos Diamandouros, "Transition to, and Consolidation of, Democratic Politics in Greece, 1974-1983: A Tentative Assessment", Pridham (1984) iinde, s. 53-54. 14. Bak: Carlos Waisman, "Argentina: Autarkic Industrialization and Illegitimacy", Larry Diamond, Juan Linz ve Seymour Martin Lipset (yay.), Democracy in Developing Countries, c. 4, Latin America(Boulder/Colo. 1988b) iinde, s. 85, 15- Cynthia McClintock, "Peru: Precarious Regimes, Authoritarian and Democratic", Diamond vd. (1988b) iinde, s. 350. Ek olarak, Peru'nun geleneksel oligarisi ile reformist parti APRA arasndaki keskin kutuplama bu dnemde APRA'l bir cum-. hurbakannn 1985'de ibana gelmesine izin verecek kadar yumuamt. 16. Brezilya tarihinin bu blmne ilikin olarak bak: Thomas E. Skidmore, The Politics ofMilitary Rule in Brazil, 1964-1985 (New York 1988), 210-255. 17. Charles Guy Gillespie ve Luis Eduardo Gonzales, "Uruguay: The Survial of Old and Autonomous Institutions", Diamond vd. (1988v) iinde, s. 223-226. 18. 1950'den sonra yerli sorunlar bakan ve 196l'den 1966'ya kadar babakan olan Venvoerd, gerekten 1920'ler Almanya'snda eitim grm ve Gney Afrika'ya "yeni Fichte'ci" bir Volk (halk) teorisiyle dnmtr, bak: T. R. H. Davenport, South Africa: A Modern History (Johannesburg 1987), s. 318. 19- John Kane-Berman, South Africa's Sent Revolution (Johannesburg 1990) iinde, s. 60. Aklama, 1987 seim kampanyas srasnda yaplmt. Saddam Hseyin'in Irak'n bu rneklere ekleyebiliriz. 20. yzyldaki birok polis devleti gibi, Baas' Irak da, ordusu Amerikan bombalan altnda kene kadar ok gl grnyordu. Saddam'n, ancak Suudi Arabistan'n yarabildii byk petrol rezervleri sayesinde finanse edilen ve Ortadou'nun en gls, olan gsterili askeri aygtnn sadece a20 411 murdan ayakl bir dev olduu ortaya kt, nk Irak halk son tahlilde rejim iin savamaya hazr deildi. Gl devlet, yirmi yldan ksa bir sre iinde iki ykc ve gereksiz savaa giriince, nemli zayflklar gsterdi. Oysa halk iradesinin gerekleebildii demokratik bir Irak byk bir olaslkla bu savalara girmezdi. Saddam Hseyin'in savatan sonra da

iktidarda kalabilmesi birok dmann olduka artt, ama kendisinin ve blgesel bir g olarak Irak'n gelecei artk bir soru iareti haline gelmitir. 21. Yunanistan, Peru, Brezilya ve Gney Afrika'da otoriter rejimlerin iktidardan vazgemesinde grevlerin ve protesto gsterilerinin de katks olmutur. teki rneklerde ise rejimin k bir d krizi izlemitir. Ama iktidar sahipleri iktidar ellerinde tutmaya kesin kararl olsalard, bu gibi faktrler hibir zaman onlar iktidardan vazgemeye zorlayamazd. 3- Blm. Gl Devletlerin Zayfl II 1. Yuri Afanaseyev (yay.), Inogo ne dano (Moskova 1989) iinde, s. 510. 2. Totalitarizm standart tanm iin bak: Cari J. Friedrich ve Zbigniew Brzezinski, Totalitarian Dictatorship and Autoc-racy, ikinci bask (Cambridge/Mass. 1965). 3. Mikhail Heller, Cogs in the Whell: The Formation of Sovie M(New York 1988), s. 30. 4. Marcjuis de Custine, Journeyfor Our Time (New York 1951), s. 323. 5. Btn bu Gneydou Avrupa lkeleri 1989'dan sonra benzer bir gelime gsterdi. Eski komnist rejimin kimi unsurlar kendilerini "sosyalist" olarak yeniden ambalajlayp olduka adil denebilecek seimlerde ounluu elde etmeyi baardlar, ama daha sonra halkn demokrasi talebi radikalletike youn saldrlara hedef oldular. Bu basn Bulgaristan'daki rejimi alaa etti ve Srbistan'daki Milosevi'in dndaki btn teki "yeni ambalajclar" ciddi ekilde zayflatt. 6. Ed Hewett, Reforming the Soviet Economy: Eauality versus Efficiency (Washington 1988), s. 38. 7. Selyunin, Hanin ve Abel Aganbegyan'dan alnma bu veriler iin bak: Anders Aslund, Gorbachev's Struggle for Economic Reform (Ithaca/N.Y. 1989), s. 15. Aslund, sava sonras dnemin byk bir blmnde CIA tarafndan GSMH'mn % 15 ile 412 17'si olarak hesaplanan Sovyet savunma harcamalarnn gerekte % 25 ile 30 arasnda olduuna iaret etmektedir. 1990 bandan sonra Sovyet ynetiminin Eduard evardnadze gibi tesilcileri savunma harcamalarnn ulusal gelirdeki payn srekli olarak % 25 olarak aklamaktadr. 8. agy. 9- Sovyet iktisatlarnn farkl okullarna ilikin olarak bak: Aslund (1989), s. 3-8; ve Hevvett (1988), s. 274-302. Merkezi planlamann Sovyetlerce eletirilmesinin iyi bir rnei iin I bak: Gavril Popov, "Restructuring of Economy's Management", Afanaseyev (1989) iinde, s. 621633. 10. Andropov ve Gorbaov'un, ibana geldiklerinden ekonomik yavalamann boyutlarnn bir lde farknda olduklar ve her iki liderin de reform abalarnda ekonomik krizi nlemek iin bireyler yapmak gerekir bilinciyle hareket ettii tamamen aktr. Bak: Marshall I. Goldmann, Economic Reform in the Age ofHigh Technology (New York 1987), s. 71. 11. Merkezi ekonomik ynetimin perestroyka srecinde aa kan yetersizlik ve arpklklarnn ou, daha 1950'lerde birok kitapa ortaya konmutu. rnein, Joseph Berliner'in gmenlerle yaplan rportajlara dayal Factory and Manager in the /SS#(Cambridge/N.Y. 1957) adl kitab bunlardan biridir. KGB, ibana geldiklerinde Andropov ve Gorbaov gibi Sovyet liderlerine benzer analizler salayabilecek durumdayd. 12. Gorbaov. 1985'de Stalin'in politik yaptn vyordu; 1987'de (Kruev gibi) Stalin'in 1930'lardaki kollektifletirme eylemini onaylyordu. Buharin ve Lenin'in, 1920'lerdeki "Yeni Ekonomik Politika" srasnda savunduu snrl liberallemeyi,, ancak 1988'de doru kabul edebildi. Gorbaov'un Byk Sosyalist Ekim Devrimi'nin 70. Yldnm konumasnda (7 Kasm 1987) Buharin'e yapt atfa bakabilirsiniz. 13. Gerekten de Aleksandr Prokhanov gibi, mancist olmayan ama az ok sistematik bir antikapitalist ve antidemokratik ideolojiyi savunan sac Rus milliyetileri vardr. Aeksander Soljenitsin de bu tr eilimlerle sulanmtr, ama Soljenitsin son tahlilde demokrasinin eletirel bir destekisidir. u makalesine bakabilirsiniz: "Rusya'y Nasl Yeniden Yaplandrmamz Gerekiyor?" Literaturnaya Gazeta no. 18 (18 Eyll 1990), s. 3-6

14. Rus halknn, kendisinden demokratik koullar altnda yaama yetenei grememi olan Batl eletirmenlerin kendi Rus-sofob entelijansiyasnn ciddi bir zr dilemesini hak ettii 413 konusunda Jeremy Azrael ile ayn grteyim. 15. Akademik sovyetologlar arasnda, totaliter projenin nihai baars ve "totaliter" kavramnn Stalin sonras SSCB'yi ve Dou Avrupa'daki eski uydu rejimleri doru tanmlamada ne lde kullanlabileci zerine uzun sredir bir tartma vard. Sovyetlerdeki totaliter dnemin sonuna ilikin benim tarih-lendirmemi Andranik Migranyan da paylayor. Bak: "Avrupa Evinin Uzun Yolu", Novy Miri (Temmuz 1989), s. 166-184. 16. Vaclav Havel vd., The Pover af'the Poverless (Londra 1985), s. 27. Bu terim, Brejnev dnemi komnist rejimleri tanmlamak iin Juan Linz tarafndan da kullanlmtr. Kruev ve Brejnev dnemindeki Sovyetler Birlii'nin baka tr bir otori-er hkmet haline geldiini sylemek doru olmaz. Jeery Hough gibi bazi Sovyetologlar, 1960'h ya da 70'li yllarda Sovyetler Birlii'nde "kar gruplar"nn ya da "kurumsal oulculuun ortaya ktn ileri srdler. Diyelim ki, ekonomiyle ilgili deiik Sovyet bakanlklar arasnda ya da Moskova ile parti yerel rgtleri arasnda bir lde pazarlk ve uzlamalar olmu olsa da, karlkl etkileim devletin tanmlad sk kurallar erevesinde gerekleiyordu. Bak: H. Gordon Skilling ve Franklyn Grifftihs (yay), Interest Groups in Soviet Politics (Princeton/NJ. 1971) ve Hough (1979), s. 518-529 17. renciler Deng'in eski br yolda olan Hu Yaobang' in Komnist Partisi'ndeki bir reform savunucusu olarak gryordu. Olaylarn bir kronolojisi iin bak: Lucien W. Pye, "Tiannanmen and Chinese Political Culture", Asian Survey 30, no. 4 (Nisan 1990.), s. 331-337 . 18. Bu neri iin bak: Henry Kissinger, "The Caricature of Deng as Tyrant Is Unfair", Washington Post (1 Austos 1989), s. A21. 19. lan Wilson ve You Ji, "Leadership by (Lines): China's Unre-solved Succession", Problems of Communism 39, no. 1 (Ocak-ubat 1990), s. 28-44 20. Aslnda bu toplumlar ok farkl grlyor ve "Sinoloji", "sov-yetoloji" ya da "kremlinoloji" gibi deiik disiplinlerce inceleniyordu; ama burada dikkatler sivil toplumdaki genel gelimeden ok, yalnzca politika, onun varsaylan egemenleri ve ounlukla on ya da on iki kiilik bir gl adamlar grubunun politikas zerinde younlayordu. 4: Blm. Dnya apndaki Liberal Devrim 1. Dokumente zu Hegel's Entvicklung. yay. : J. Hoffmeister 414 (Stuttgart 1936), s. 352. 2. Bu deiiklie ilikin bir genel bak iin bak: SIyvia Nasr, "The Third World Embracing Reforms to Encourage Econo-mic Growth", Nev York Times (8 Temmuz 1991), s. Al. 3. Latin Amerika'da son on ylda gndeme gelen devrimci diktatrln meruiyetinin yeniden deerlendirilmesine ilikin olarak bak: Robert Barros, "The Left and Democracy: Recent Debates in Latin America", Telos 68 (1986), s. 49-70 Dou Avrupa'daki olaylarn solu nasl bir aknlk iine srklediinin rnei olarak bak: Andre Gunder Frank, "Revolution in lEastern Europa: Lessons for Democratic Social Movements (and Socialists?)" Third World Quarterly 12, no. 2 (Nisan 1990), s. 36-52 4. James Bryce, Modern- Democracies, c. 1 (New York 1931) s 53-54. 5. Schumpeter'in 18. yzyln demokrasi tanmlarna ilikin snflandrmasn benimseyerek, demokrasinin, "semenlerin oyu iin lider adaylar arasnda zgr yarma" olduunu syleyebiliriz. Joseph Schumpeter, Capitalism, Socialism, and Democracy (New York 1950), s. 284. Demokrasi tanmlar tartmas iin ayrca bak: Samuel Huntington, "Will More Countries Become Democratic?", Political Science Quarterly 99, no. 2, (1984 Yaz), s. 193-218. 6. Oy hakk ngiltere ve Amerika'da iinde, birok demokraside 20. yzyln ortalarna kadar yetikinler iin genel oy hakk szkonusu deildi, ama gene de demokratik saylmalar mmknd. Bak: Bryce, c. 1 (1931), s. 20-33). 7. 1989'daki Dou Avrupa Devrimlerinden sonra, rdn ve Msr gibi eitli Ortadou lkelerinde daha ok demokrasi ynnde basklar oldu. Ama dnyann bu blmnde, slam

demokratiklemenin nnde gl bir engel olarak duruyordu. Cezayir'deki 1990 yerel seimlerinin ya da on yl nce ran rneinin gsterdii gibi, daha ok demokrasi, bir tr popler teokrasi kurma arzusundaki slam'a fundamentalist-leri iktidara getirdii iin, daha fazla liberallemeye yol amayabiliyor. 8. Irak'n bir slam lkesi olmasna ramen, Saddam Hseyin'in Baas Partisi tamamen dnyevi, milliyeti bir Arap rgtdr. Saddam'n Kuveyt'i igal ettikten sonra bir slam alna brnmeye almas, ran'la savarken kendini fanatik slamcla kar dnyevi deerlerin bir savunusucu olarak tantmaya alt hatrlanrsa, tam bir ikiyzllktr. 415 9. Kukusuz terrist bomba ve kurunlarla liberal demokrasiye meydan okuyabilirler; bu, nemli bir meydan okumadr, ama yaamsal deildir.. 10. "The End of History?" Balkl ilk makalemde yer alan, liberal demokrasinin yaam gcne sahip bir alternatifi kalmamtr eklindeki tezim, slamc fundamentalizm, milliyetilik, faizm ya da bir dizi baka olasla iaret eden birok eletirmenin fkeli tepkilerine hedef oldu. Ne var ki, bu eletirmenlerin hibiri bu alternatiflerin liberal demokrasiye stn olduunu dnmyor; ve makale zerine tartmann btn seyri iinde, sanyorum hi kimse daha iyi olduuna inand alternatif bir toplumsal rgtlenme biimi nermedi. 11. Robert M. Fishman. "Rethinking State and Regime: Southern Europe's Transition to Democracy", World Politics 42, no. 3 (Nisan 1990), s, 422-440'da bu tr eitli ayrmlar yapyor. 12. Bu tablo baz deiikliklerle Michael Doyle, "Kant, Liberal Le-gacies, and Foreign Affairs", Philosophy and Public Affairs 12 (1983a yaz), s. 205-235'deki bir tabloya dayanyor. Doy-le'un snflandrmas, bir lkenin liberal demokrasi saylabil-mesi iini pazar ekonomisini, temsili hkmeti, ulusal 'egemenlii ve hukuki haklan kapsyor. Bir milyondan az nfusa sahip lkeler tabloya dahil edilmemitir. Baz lkelerin liberal demokrasiler listesine dahil edilmemi olmas tartmal olabilir. rnein; Bulgaristan, Kolombiya, El Salvador, Nikaragua, Meksika, Peru, Filipinler, Singapur, Sri Lanka ve Trkiye, ya son seimlerin adillii kukulu olduu iin ya da devletin bireysel insan haklarn korumada yetersiz kalmas nedeniyle, Freedom House tarafndan ancak "ksmen demokratik" olarak kabul edilmektedir. te yandan kimi geri dnler de sz konusudur: Tayland 1990'dan sonra demok- . ratik olmaktan kmtr. Ayrca 1991'de demokratikleen ya da yakn gelecekte zgr seimler vaadinde bulunan ok sayda lke bu listede yer almamaktadr. Bak: Freedom FIou-se'un aratrmas, Freedom at Issue (Ocakubat 1990). 13. Atina en nl yurtta Sokrates'i bu nedenle idam edebilmiti; szde suu, zgr konuma hakkn kullanarak genleri yozlatrmakt. 14. Howard Wiarda, "Toward a Framework for the Study of Poli-tical Change in the IberoLatin Tradition", World Politics 25 (Ocak 1973), s. 106-135. 15. Howard Wiarda, "The Ethnocentricism of the Social' Science [sic]: Implications for Research and Policy", Reviev of Politic 416 43, no. 2 (Nisan 1981), s. 163-197. 5. Blm. Evrensel Tarihe ilikin Bir Fikir 1. Nietzsche, The Use and Abuse of History (Indianapolis 1957), s. 55. 2. "Tarihin Babas" Herodot gerekten de Yunan ve barbar toplumlarnn ansiklopedik bir raporunu tutmutur, ama yaptnda) bunlar birbirine balayan, uzman olmayan bir okuyucunun da farkedebilecei bir krmz erit yoktur. 3. Bak: Eflatun, Devlet, c. 7, s. 543- 569 ve Aristo, Politika, c. 8, s. 1301-1316. 4. Bu noktayla ilgili olarak bak: Leo Strauss, Thoughts on Mac-hiavelli (Glencoe/III. 1958), s. 299 5. Evrensel tarih yazma konusundaki eski denemeler ok farkl iki yaklam iin bak: J. B. Bury, The Idea of Progress (New York 1932); ve Robert Nisbet, Social Change and History (Oxford 1969).

6. Gnmzde Hristiyan olmayan dnyann byk blmnce de kabul edilmi olan, yllar sa'dan nce ve sonra olarak numaralama eklindeki mevcut uygulama, yedinci yzylda bu tr bir Hristiyan tarihi olan Sevilla'l Isidore'dan kaynaklanmtr. Bak: R. G. Collingwood, The Idea of History (New York 1956), s. 49, 51. 7. Evrensel tarih yazma konusunda baka ilk denemeler olarak, Jean Bodin, Lous Le Roy'un De la vicissitude ou variete des choses en Tunivers"\ ve Bossuet'nin yz yl sonraki Discours sur I'histoire niverseldi (Paris 1952) saylabilir. Bak: Bury, s. 37-47. 8. Bak: Nisbet (1969), s. 104 ve Bury (1932), s. 104-111. 9. Bak: Nisbet (1969), s. 120-121. 10. Kant'n makalesinin tartlmasyla ilgil olarak bak: Collingwo-od, s. 98-103; ve William Falston, Kant and the Problem oj History (Chicago 1975), zellikle s. 205-268. 11. "An Idea for a Universal History from a Cosmopolitan Point of View", Immanuel Kant, On History (Indianapolis 1963) s. 11-13. 12. agy. s. 16. 13. agy. s. 23-26. 14. Ampirik ya da positivist gelenekten yazarlar Hegel'i genellikle yzeysel okumu ye yanl anlamlardr. 417 rnein; v Hegel'le ilgili olaraksa, O'nun yetenekli bile olmadn dnyorum. Hazmsz bir yazcdr ve en parlak savunucular bile, stilinin "kesinlikle bir skandal" olduunu kabul etmek zoruna kalmlardr. Yazlarnn ieriine gelince, en byk zellii hibir orijinallie sahip olmamasdr... Ama dn ald bu dnce ve yntemleri, hibir yetenek izine rastlan-masa da, tek yanl olarak tek bir amaca, ak topluma kar mcadele etme ve bu ekilde iverenine, Prusyal Friedrich'e, hizmet etme amacna adamtr... Ve bir palyaonun nasl kolaylkla bir "tarih yapc" haline gelebileceini gsteren uursuz sonulara yol amam olsayd, "Hegel olay" konuulmaya bile deer olmazd. (Kari Popper, The pen Society and Its Enemies [Princeton/N.Y. 1950], s. 227) O'nun metafiziinden kan sonu, hakiki zgrln keyfi bir otoriteye tabi olmaktan ibaret olduu, zgr konumann bir ktlk olduu, mutlak monarinin iyi ve Prusya devletinin o sra mevcut olan devletlern en iyisi oluduu, savan iyi, anlamazlklarn bar zm iin uluslararas bir rgt oluturulmasnn ise bir talihsizlik olduudur. (Bertrand Rus-sell, Unpopular Essays [New York 1951], s. 22) Hegel'in liberalliine saldrma gelenei Paul Hirst ile devam etmektedir; Hegel'in Hukuk Felsefesini okuyan dikkatli bir okuyucu, yazarn bir liberal olduunu asla aklna getirmez. Hegel'n politik teorisi, 1806'daki Jena yenilgisinden sonraki reformlarn ok ileri gittiini dnen Prusya'l bir muhafazakarn bak asdr. ("Endism", London Reviev of Books [23 Kasm 1989]) 15. Bunun iin bak: Galston (1975), s. 261. 16. Hegel, The Philosophy ofHistory (New"York 1956), s. 17-18. 17. agy. s. 19. 18. Hegel'i otoriter olarak gren geleneksel yaklamlarn dzeltilmesine iyi bir rnek olarak bak: Shlomo Avineri, Hegel's Theory oftbe Modern State (Cambridge 1972) ve Steven B. Smith, "What is right in Hegel's Philosophy ofRight?", American Polical Science Revieus 83, no. 1 (1989a), s. 3-18. Hegel'in nasl yanl anlaldna ilikin birka rnek: Hegel'in monariden yana olduu dorudur, ama Hukuk Felsefesi'nin 275-286. paragraflarnda ortaya konduu kadaryla, O'nun monariden anlad, modern devlet bakanlarnn sahip .olduu yetkilere ve gnmzdeki meruti monarilere yaklak olarak denk dmektedir. Bu paragraflar, Hegel zamann418 daki Prusya monarisinin hakl gsterilmesinden ok, o dnemin koullarna ynelik st rtl bir eletiri olarak okunabilir. Hegel'in dorudan seimlere kar kt ve toplumun korporasyonlara ayrlmasndan yana olduu dorudur. Ama bu kendi bana halk egemenlii ilkesine kar kmaktan kaynaklanmaz. Hegel'in korporatizmi Tocqueville'in "birleme sanat"

ile karlatrlabilir: Byk bir modern devlette, etkili ve anlaml olabilmesi iin politik katlmn bir dizi kk rgt ve birlik araclyla gereklemesi gerekir. Bir "kor-porasyona yelik douma deil, meslee baldr ve herkese aktr. Hegel'in szde sava hayranlyla ilgili olarak beinci Ksm'a baknz. 19- Sisteminin determinist olmayan yanlaryla ilgili bir Hegel okumas iin bak: Terry Pinkard, Hegel's Dialetic: The Exp-lanation of Possibility (Fhihdelphia 1988). 20. Hegel (1956), s. 318-323. 21. Bu anlamda "tarihselcilik", Kari Popper'in Tarihselciliin Sefa-leti'nde ve teki yaptlarnda kulland terimle kartrlmamaldr. Kendisine zg yzeysellikle Popper, tarihselcilii gelecein gemiten karlabilecei eklindeki bir yanlg olarak anlar. Bu anlaya gre, insan doasnn deimezliine inanan Eflatun gibi bir filozof, tpk Hegel gibi bir "tarih-selci" olur. 22. Bu istisna Rousseau'ydu. Rousseau ikinci Discours'unda, ihtiyalar zaman iinde radikal bir ekilde deien bir insan tablosu izer. 23. Bu, baka eylerin yan sra, insanlarn doann geri kalan blmne hkmeden fizik yasalarna btnyle tabi olmad anlamna geliyordu. Buna karlk, modern toplum bilimleri ounlukla, insann znn doannkinden farkl olmad, dolaysyla insann aratrlmasnn doann aratrlmasna benzetilebilecei varsaymna dayaldr. Toplum biliminin kendini genel kabul gren bir "bilim" olarak gelitirememi olmasnn nedeni belki de bu varsaymd. \24. Hegel'in arzunun deiken dnyas zerine tartmas' iin \ bak: Philosophy ofRight, parag. 190-195. 25. Tketimcilik zerine Hegel: ''ngilizler'in comfortable dedikleri, sonsuz ve snrsz bir eydir, nk her konfor bir baka rahatszlk getirir ve bu bu bulularn sonu olmaz. O nedenle bir ihtiya, onu dolaysz bir eklide duyanlardan ok ortaya kmasnda bir kr arayanlar tarafndan yaratlr." (talikler bize ait.) Philosophy ofRight, parag. 191'e ek. 419 26. Marx'm bu yorumu, Georg .Lukacs'n Tarih ve Snf Bilincinin bir sonucu olarak moda olmutur. 27. Bu noktalarla ilgili olarak bak: Shlomo Avineri, The Social and Political Thought ofKarlManc (Cambridge 1971). 28 Kojeve'in Ecole Pratigue1 deki konferanslar, Introduction la lecture de Hegel (Paris 1947) adl kitapta toplanmtr. Kojeve'in; Raymond Gjueneau, Jacques Lacan, Georg Bataille, Raymond Aron, Eric Weil, Georges Fessard ve Marurice Mer-leau-ponty gibi birok rencisi sonraki kuakta n kazanmtr. Tam bir liste iin bak: Mithael S. Roth, Knpving ana History (Ithaca/N.Y. 1988), s. 225-227. Kojeve zerine ayrca bak: Bary Cooper, The End of History: An Essay on Modern . Hegelianism (Toronto 1984). 29. Raymond Aron, Memoirs (New York ve Londra 1990), s. 65-66. 30. zellikle; "Bu tarihten [1806] sonra ne oldu? Hibir ey, sadece eyletler birbirine yaknlat. in Devrimi Code Napole-on'm in'e getirilmesinden baka birey deildir." La quin-zaine Litteraire'deki bir rportajdan, 1-15 Haziran 1968, nakleden Roth (1988), s. 83. 31. Kojeve (1947), s. 436. 32. Kojeve'in kendisini liberal olarak grmek problemledir, nk zaman zaman Stalin'e derin bir hayranlk beslemitir ve 1950'lerin Amerika's, Sovyetler Birlii ve in'i arasnda nemli bir fark olmadn ne srmtr; "Amerikallar'n zengin Sino-Sovyetler olduklar izlenimini vermesininin nedeni, Ruslar'n ve inliler'in halen yoksul ama hzl zenginleecek Amerikallar olmasdr. "Ne var ki, ayn Kojeve Avrupa Topluluu'nun ve burjuva Fransa'nn sadk bir hizmetkryd ve una inanyordu: "Birleik. Devletler mancist "komnizmin" son aamasna ulamtr, nk gnmzn bu "snfsz" toplumunun btn yeleri, cannn istedii kadar alr ve cannn istedii hereye sahip olabilir." Sava sonras dnemde Amerika ve Avrupa'da "evrensel kabul grme" Stalinist Rusya'da hibir zaman olmad kadar iyi gereklemiti; bu da Stalinist Kojeve'den ok liberal Kojeve'i dorularnaktadr. (1947), s. 436.

33- Max Beloff, "T,wo Historians, Arnold Toynbee and Lewis Na-mier", EncounterlA (1990), s. 51-54.. 34. Modernizasyon teorisinin yetkin bir tanmn veren belli bir metin yoktur ve yllar getike zgn tasarmda birok deiiklik yaplmtr. Modernizasyon teorisi Daniel Lerner'in 420 The Passing of fraditional Societysinin (Glencoe/III. 1958) yan sra Talcott Parsdhs'un eitli yaptlarnda gelitirilmitir; rnein, The Structure of Social Action (New York 1937),Ed-ward Shills ile birlikte, Tovard a General Theory of Action (Cambridge/Mass. 1951) ve The Social System (Glencoe/III. 1951). "Evolutionary Universals in Society" balkl makalesinde Parsons'un grlerinin ksa ve grece zl bir versiyonunu bulabilirsiz, Amerikan Sociological Review 29 (Haziran 1964), s. 339-357. 1963 ile 1975 arasnda Amerikan Sosyal Bilimler Aratrma Konseyi tarafndan desteklenen ve Lucian Pye'in Communication and Political Development'i ile (Prin-ceton/N.J. 1963) balayan ve Raymond Grew'un Crises of Political Development in Europe and the United States'i (Prince-ton/N.J. 1978) ile biten dokuz ciltlik dizi de bu teorinin gelenei iindedir. Bu literatrn tarihine ilikin deerlendirmeler iin bak: Samuel Huntington ve Gabriel Almond'un, Myron Weiner ve Samuel Huntington (yay.), Understanding Political Developmentteki (Boston 1987) makaleleri ile Leo-nard Binder, "The Natural History of Development Theory", Comparative Studies in Society and History 28 (1986), s. 3-33 35. Kari Marx, Capital, .c. 1 (New York 197), s.8. 36. rnein bak: Lerner (1958), s.46. 37. Ekonomik gelime kavram olduka sezgiselken, "politik gelime" kavram daha nettir, politik rgtlenmenin tarihsel biimlerinin bir hiyerarisini ierir. Amerikan toplum bilimcilerin ou asndan bunun tepesinde liberal demokrasi vardr. 38. Amerika'da politik bilimlerde master yapan renciler iin zorunlu bir okuma parasnda yle denmektedir: "Politik gelimeye ilikin literatr eskisi gibi en bata demokratik oulculuun istikrar,! konusuna ynelmitir ve dnmn vurgu-lanmasyla belirlenmektedir... Amerikan toplum bilimi radikal dnm ve kkl sistem deiiklii iin elverili kavramlara sahip deildir ve dzene normatif ballkla karakterize olur." James A.Bill ve Robert L.Hardgrave, Jr., Comparative Politics: The Questfor Theory (Lanham/Md. 1973), s. 75. 39. Mark Kesselman, "Order or Movement? The Literatre of Political Development as Ideology", World Politics 26, no. 1 (Ekim 1973), s. 139-154. Ayrca bak: Howard Wiarda, "The Ethnocentrism of Social Science (sic): Implications for Research and Policy", Revietv of Politics 43, no. 2 (Nisan 1981), s. 163-197. 40. Bu dorultuda baka eletiriler iin bak: Joel Migdal, "Stud421 W *.. ying the Politics of Development and Change: The State of the Art", Ada Finifter (yay.), Political Science: The State of the Discipline (Washington/D.C. 1983) iinde, s. 309-321 ve Nisbet (1969). 41. rnein, Gabriel Almond modernizasyon teorisini gzden geirirken, etnomerkezcilik sulamasna yant olarak Lucien Pye'in Communications and Political Development'inden u alnty yapar: "Kuaklar boyu kltrel relativizm eitimi sonusuz kalmamtr; toplum bilimciler <ilerleme> ya da <uy-garlk aamalar>na inanc ierebilecek btn teorilere kukuyla bakmaktadr." Weiner ve Huntington (987), s. 447. 6. Blm. Arzu Mekanizmas evrimsel bir tarih teorisinin gnmzde de yandalar vardr. Bak: Irving Kristol'un "End of H\story?" balkl makaleme yant, The National Interest 16 (1989 Yaz), s. 26-28. Modern doa biliminin kumulatif ve ilerlemeci karakteri, bilimlerdeki deiikliin kesintili ve devrimci doasna iaret eden Thomas Kuhn tarafndan eletirilmitir. Kuhn yaptnn en radikal blmlerinde, bilim adamlarnn doay anlamada kul'andklar, btn "paradigmalar" spn

tahlilde iflas ettii iin, doann "bilimsel" bilgisinin mmkn olmadm iddia eder. rnein relativite teorisi basite Newton mekaniinin ortaya koyduu hakikate yeni bir bilgi eklemez, tersine btn Newton mekaniini kkl bir anlamda yanllar. Ne var ki, Kuhn'un kukuculuu bizim muhakememiz asndan geerli deildir, nk bilimsel bir paradigmann uzun erimli tarihsel etkilere sahip olabilmesi iin epistemolojik anlamda "doru" olmas zorunlu deildir. Doal olgular baarl bir ekilde ngrebilmesi ve insanlarn bunlar etkilemesine olanak salamas yeterlidir. Newton mekaniinin k hzna yakn hzlarda geerli olmamas ve nkleer enerjinin ya da hidrojen bombasnn gelitirilmesi iin elverili bir temel sunmamas olgusu, onun baka doa yasalarndan yararlanmada elverili bir ara olmad anlamna gelmez. Denizcilikte, buhar makinesinin gelitirilmesinde ya da uzun menzilli toplarn yaplmasnda doa yasalarna ilikin bu bilgilere dayanlm-tr. Ayrca paradigmalarn, insan tarafndan belirlenmi olmaktan ok doa tarafndan konulmu bir hiyerarisi vardr: relativite teorisi, Newton'un hareket yasalarm kefetmesin422 den nce gelitirilemezdi. Paradigmalarn bu hiyerarisi, doa biliminin ilerlemesine bir dorusallk kazandrmakta ve onu tek bir yne yneltmektedir. Bak: Thomas S.Kuhn, The Structure of Scientific Revolutions ikinci bask (Chicago 1970), zellikle s. Terence Ball, "From Paradigms to Research Programs: Toward a Post-Kuhnian Political Science", American Journal of Political Science 20, no. 1 (ubat 1976),s. 151-177. 3. Vietnam ve ABD ya da Afganistan ve SSCB rneklerinde olduu gibi, teknolojik bakmdan daha geri glerin daha ileri olanlar yenmesinin rnekleri vardr, ama bu yenilgilerin nedeni taraflarn tamamen farkl politik durumlardr. Yoksa gerek ABD, gerekse SSCB teknolojik bakmdan sava kazanabilecek durumdayd. 4. Bak Samuel Huntington, Political Order in Changing Societi-es(New Haven/Conn. 1968 s. 154-156. Ayrca bak: Walt Ros-tow, The Stages of Economic Grovth: A NonCommunist Manifesto ( Cambridge 1960), s. 26-27, 56. 5. Huntington (1968), s. 122-123. 6. Trkiye ile Japonya'daki modernleme srelerinin bir kar-/ latrmas iin bak: Robert Ward ve Dankwart Dustow (yay.), Political Development in Japon and Turkey (Princeton/NJ. 1964). 7. Prusya reformuyla ilgili olarak bak: Gordon A, Craig, The Politics of the Prussian Army 1640-1945 (Oxford 1955), s. 35-53; ve Hajo Holborn, "Moltke and Schlieffen: The PrussianGerman School", Edward Earle (yay.), The Makers of Modern Strategy (Princeton/NJ. 1948) iinde, s. 172-173. 8. Alexander Gerschenkron, Economic Backvardness in Histo-rical Perspective (Cambridge/Ma'ss. 1962),s. 17. Bu tr devlet merkezli "yukardan aa" bir reform kukusuz iki yanl kesen bir kltr; geleneksel ya da feodal kurumlar ykarken brokratik desoptizmin yeni, "modern" bir biimini yaratr. Byk Petro rneinde Gerschenkron, modernlemenin Rus kyll zerindeki basky artrdna iaret eder. 9. 1985'de Japonya'ya yenilmesi zerine in'de balayan "Yz Gn" ya da lkesinin Ruslar ve ngilizler tarafndan igal edilmesinden sonra ah Rza'nn 1920'lerde ran'da balatt reform gibi, askerlerin nclndeki modemlemenini birok baka rnei de vardr. 10. Ne var ki, eski Genelkurmay Bakan, Mareal Ogarkov gibi 423 st dzey Sovyet askeri yetkilileri, radikal ekononmik reformu ve demokratiklemeyi hibir zaman askeri yenilenme sorunlarna bir zm olarak kabul etmediler. Askeri bakmdan rekabet edebilir kalabilme ihtiyac, Gorbaov'un kendi'dncesinde, 1985-1986'da daha sonraki yllara oranla muhtemelen daha fazla arlk tayordu. Perestroyka'nn amalan daha radikalletike, askersel savunma yetenei i faktrler nedeniyle tehlikeye girdi. 1990'larn banda reform srecinin kendisi Sovyet ekonomisini dramatik ekilde zayflatm ve askeri rekabet edebilirlii azaltmt. Ekonomik reformun gereklilii zerine Sovyet askerlerinin gr iin bak: Jeremy Azrael, The Soviet Civilian Leadership and the Military High Command, 1976-1986 (Santa Monica/Calif. 1987),s. 15-21.

11. V.S. Naipul, Among the Beliverfde (New York 1981) bu noktalarn ouna iaret edilmektedir. 12. Nathan Rosenberg ve L.E. Birdzell, Jr., "Science, Technology, and the Western Miracle", Scientific American 263, no. 5 (Kasm 1990)- s. 42-54. 18. yzylda kii bana den gelir iin bak: David S. Landes, The Unbound Prometheus: Tech-nological Change and Industrial Development in Western Europefrom 1750 to the Present (New York 1969}, s. 13. 13- Teknoloji ile onun dayand doa yasalar deiim srecine ,belli bir dzenlilik ve btnsellik kazandrr, ama ekonomik gelimenin karakterini, Marx ve Engels'in bazan ima ettii gibi, mekanik bir tarzda belirlemezler. rnein Michael Piore ve Charles Sabel, 19. yzyldan beri zanaatkar retiminin zararna standartlatrlm rnlerin ynsal retimine ve Son derece dar bir meslek uzmanlamasna vurgu yapan Amerikan endstriyel rgtlenme biiminin hi de zorunlu bir biim olmadn ve Almanya ve Japonya gibi deiik ulusal geleneklere sahip baka lkeler tarafndan ayn lda uygulandn ne srmektedir. Bak: The Second Industrial Dividt (New York 1984), s. 19-48, 133-164. 14. Bildik " blm" teriminden ok "i rgtlenmesi" terimini kullanacaz, nk bu ikincisi giderek kol emeinin ok sayda aptallatrc para .ie ayrlmas gibi olumsuz bir anlam kazanmtr. blm kavram sanayileme dneminde ortaya kmt, ama geen sre iinde baka teknolojik ilerlemeler bu' srete bir geri entellektel aba gerektiren karmak ilerle yer deitirdi. ilerin sadece makinelerin bir uzants olaca bir sanayi dnyasna ilikin Marx'n ngrs genel olarak gereklemedi. 424 15. in giderek daha da uzmanlaan yeni parlara ayrlmas da, retim srecindeki teknolojik iyiletirmeler iin yeni olanaklar yaratmaktadr. Adam Smith, tek, basit bir i parasnn makine kullanm iin yeni olanaklarn snanmasn tevik ettiine iaret eder; bu olanaklar, ayn anda birok ii birden gz nnde bulundurmas gereken zanaatkarn dikkatinden kaar. Adam Smith, An Inauiry into the Nature and Causes of Wealth ofNations, c. 1 ( Oxford 1976), s. 19-20. 16. Charles Lindblom, 1970'lerin sonunda Amerikan nfusunun yars zel sektr, brokrasilerinde alrken, 13 milyon kiinin de federal, eyalet ve yerel ynetimlerde altna iaret ediyor. Bak: Charles Lindblom, Politics and Markets: The World's PoliticalEconomic Systems (New York 1977), s. 27-28. 17. Marx, Adam Smith'in makineli retimi iblmne tabi klmasna katlr, ama bunu ancak makinelerin tek tr kullanld 18. yzyln ortasna kadar ki manfaktr dnemi iin kabul eder. Bak: Marx (1967), c. 1, s. 348.. . 18. Alman deolojisindeki bu nl vizyonun ciddi olarak kasde-dildiine inanmak zordur. blmnn kaldrlmasnn ekonomik sonular bir yana, bylesi keyifli bir yaamn insanlar ne kadar tatmin edecei de belli deildir. 19. Ayn anda hem "kzl", hem de "uzman" olmada bazan zorluk kseler de, bu bakmdan Sovyetler genellikle daha mantklyd. Bak: "Marx, Mao,and Deng onthe Division of Labor in HistoryVArif Dirlik ve Maurice Meisner (yay.), Mancism and the Chinese Experience (Boulder/Col. 1989),s. 79-116. 20. Durkheim, iblm kavramnn biyolojik bilimlerde insan ol-, mayan organizmalar karakterize etmek iin artan lde kullanldna ve bu olgunun en temel rneklerinden birinin de erkekler ile kadnlar arasndaki ocuk yapmadaki biyolojik iblm olduuna iaret eder. Bak: 72>e Division of Labor in Society (New York 1964), s. 39-41, 56-61. Marx'n iblmnn kkenleri tartmas iin bak: Marx'n (1967), s.l, s. 351. 352. 21. Byk, merkezi brokrasiler, in ve Trkiye gibi modernlik ncesi imparatorluklar iin karakteristikti. Bu brokratik rgtlenmeler ekonomik verimlilii artrmak amacyla rgtlenmi deillerdi, o nedenle durgun, geleneksel bir toplumla uyum iinde olabiliyorlard. 22. Bu devrimler toprak reformu biiminde bilinli politik mdahalelerden kukusuz ou kez yarar salar.

425 23. Juan Linz, "Europe's Southern Frontier: Evolving Trends t-ward What? Daedalus 108, no.l (1979 K), s. 175-209. 7. Blm. Kapnn nnde Barbarlar Yok 1. Yani Rousseau, Hobbes ve Locke'dan farkl olarak, saldrganln insann doal bir zellii ve ilk bataki doa durumunun bir paras olduunu kabul etmez. Rousseau'nun doal insan, ok az istee sahip olduu ve mevcut istekleri grece kolay tatmin olduu iin, arkadalarm soymas sivil toplumda yaamas iin bir neden yoktur. Bak: Discours sur FOrigi-ne, et les Fondamens de Hnegalite parmi les Hom'mes, Oeuv-res Completes (Paris 1964) iinde, c. 3, s. 136. 2. Bu doal btnselliin anlam ve Rousseau'nun sentiment de Texistence'\ iin bak: Arthur Melzer, The Natural Goodness of Man: On the System of Rousseau's Thought (Chicago 1990), zellikle s. 69-85. 3. Bili McKibben'in The End of Naturd (New York 1989), ilk kez olarak el dememi ve insan faaliyeti tarafndan ynlendirilmemi bir doal alan yok etmenin eiinde olduumuzu. ne srmektedir. Bu gzlem doru, ama McKibben bu olguyu tarihlendirmede drt yz yl geriden geliyor. lkel kabile toplumlar da doal evrelerini deitirmiti; onlarla modem teknolojik toplumlar arasndaki fark yalnzca derecedir. Ama doaya hkmedip onu insan yararna ynlendirme projesi, erken modern bilimsel devrimin merkezinde yer alyordu. imdi ilkesel bir yaklamla bu ynlendirmeden ikayeti olan birisi biraz gemi kalm demektir. Bugn "doa" olarak grdmz ey -ister Angeles Ulusal Park'ndaki bir gl, ister Anriondackes'deki bir patika olsun-, birok bakmdan Empire State Building ya da uzay mekii kadar insan abasnn sonucudur. 4. imdilik, modern doa biliminin ya da onun getirdii ekonomik gelimenin iyi olduunu var saymak istemiyoruz; o nedenle de, ani bir kresel felaket olaslnn nasl deerlendirileceine ilikin yargmz ertelemek gerekiyor. Eer tarihsel karamsarlarmz haklysa ve modern teknoloji insanl daha mutlu klmadysa, o zaman bir bakma tahtay silecek ve insanl yeni bir balangca zorlayarak bir felaket olasl, doann gaddarlndan ok iyi niyetinin bir gstergesi olmaldr. Gnn birinde insanlk bir evrimden tekine getiinde, 426 n kendi yaptlar da dahil , btn insan bulularnn kaybolup gideceini -hi de duygusal olmadan- dnen Aristo ve Eflatun gibi klasik politik filozoflarn gr de byleydi. Bununla ilgili olarak bak: Leo Strauss, Thoughts on Machiavelli (Glencoe/Ill. 1958), s. 298. 5. Strauss'a gre: "Sava sanatna hizmet eden bulularn desteklenmesini kabul etmedeki glk, Machiavelli'nin klasik politik felsefeye ynelttii eletirinin biricik temelidir." agy., s. 299. 6. Baka zmler; uluslararas devletler sisteminin yerine tehlikeli teknolojilerin yasaklanmasn salayacak bir dnya hkmetinin geirilmesi ya da teknoloji snrlamasna ilikin gerekten global bir antlama olabilir. Ama bir felaketten sonra bile bylesi bir anlama salamann eitli nedenlerden ok zor olmas bir yana, teknolojik yenilenme problemi bununla zlm olmaz. Bilimsel yntem hl sulular, ulusal kurtulu hareketleri ve teki muhalifler tarafndan kullanlabilir ve durum bir i teknolojik rekabet mcadelesine yol aabilir. 8. Blm. Sonsuz Birikim 1. Deutscher ve Dou ile Bat arasnda sosyalizm temelinde bir konverjans olacan dnen teki yazarlarla ilgili olarak bak: Alfred G.Meyer, "Theories of Convergence", Chalmeri Johnson (yay.), Change in Communist Systems (Stanford/ Calif.1970) iinde, s. 321. 2. "Yksek kitle tketimi" terimi Walt Rostow {The Stages oj Economic Grovth: A NonCommunist Manifesto [Cambridge 1960 ] ); "teknotrontik a" terimi Zbigniew Brzezinski (Bet-veen Two Ages.America's Role in the Technetronic Era [New York 1970] ve "sanayi sonras toplum" terimi Daniell Bell tarafndan yerletirildi. Bak: Bell, "Notes on the postIndustrial Society" I ve II, The Public Interest 6-7 (1967a K), s, 24-35 ve (1967b Bahar), s.

102-118; ayrca "sanayi sonras toplum" konseptinin kkeninin anlatm iin bak: The Corning of Post Industrial Society (NewYork 1973), s. 33-40. 3. Bell (1967), s.25. 4. Rakamlar iin bak: Lucian W. Pye, "The Political Science and the Crisis of Authoritarianism", American Political Science Revietv 84, no. 1 (Mart 1990), s. 3-17. . 5. Ne var ki, bu eski sanayilerde bile sosyalist ekonomiler ima427 lat srelerini modernletirmede kapitalist ekonomilerin byk lde gerisinde kald. 6. Rakamlar iin bak: Hewett (1988), s. 192. 7. Aron iin bak Jeremy Azrael, Managerial Pover and Soviel Politics (Cambridge/Mass. 1966), s. 4. Azrael bununla ilgili olarak ayrca Otto Bauer, Isaac Deutscher, Herbert Marcuse, . Walt Rostow, Zbigniew Brzezinski ve Adam Ulam'a da atfta bulunuyor. Ayrca bak: Ailen Kassof, "The Future of Soviet Society", Kassof (yay.), Prospects far Soviet Society (New York 1968) iinde , s. 501. 8. Sovyet sisteminin artan endstriyel olgunluun gereklerine uyum salama yollarnn bir tartmas iin bak: Richard L-weWhal, "The Ruling Party in a Mature Soceity", Mark G. FiledVyay.), Social Consequences of Modernization in Com-munist Societies (Baltimore 1976) iinde. 9. Azrael (1966), s. 173-180. 10. in ile ilgili bu gr iin bak: Edward Friedman, "Modernization and Democratization in Communist States: The Case of China", Studies in Comparative Communism 22,no. 2-3 (1989 Yaz-Sonbahar), s. 251-264. 9. Blm. Videonun Zaferi 1. Alnt iin bak: Lucian W. Pye, Asian Pover and Politics: The Cultural Dimensions of Authority (Cambridge/Mass. 1985, s. 4. 2. V. I. Lenin, Impreialism, the Highest Stage of Capitalism (New York 1939). 3. Bu literatre ilikin olarak bak: Ronald Chilcote, Theories oj Comparative Politics: The Search far a Paradigm (Boul-der/Colo. 1981); James A. Caporaso, "Dependence, Depen-dency, and Power in the Global System; a Structural and Be-havioral Anlysis", International Organization 32 (1978), s. 13-43 ve "Dependency Theory; Continuities and Discontinui-ties in Development Studies", International Organization 34 (1980), s. 605-628; ve J. Samuel Valenzuela ve Arturo Valenzuela, "Modernization and Dependency: Alternative Perspec-tives in the Study of Latin American Underdevelopment", Comparative Politics 10 (Temmuz 1978), s. 535-557. 4. Bu komisyonun bulgular iin bak: El Segundo Decenio de las Naciones Undias Para el Desarrollo; Aspectos Basicos del 428 la Estrategia del Desarollo de America Latina (Lima, Peru; ECLA, 14-23 Nisan 1969). Prebisch'in yapt Osvaldo Sunkel ve Celso Furtado gibi iktisatlar tarafndan gelitirildi ve Kuzey Amerika'da Andre Gunder Frank tarafndan poplerleti-rildi. Bak: Osvaldo Sunkel, "Big Business and "Dependencia", Foreign Affairs 5 (Nisan 1972), s. 517-531; Celso Furtado, Economic Development of latin America; A Survey from Co-lonial Times to the Cuban Revolution (Cambridge 1970); an-der Gunder Frank, latin America: Underdevelopment or Revolution (New York 1969). Ayrca bak: Theotonio Dos San-tos, "The Structure of Dependency", American Economic Re-vievAO (Mays 1980), s. 231-236. 5. Walt W. Rostow, Theorists of Economic Grovth from David Hume to the Presem (New York 1990), s. 403-407'deki Pre-bisch tasvirine baknz. 6. Osvaldo Sunkel ve Pedro Paz, Valenzuela ve Valenzuela (1978), s. 544'deki alnt. 7. Bu gr ilk kez 19. yzyldaki Alman gelimesiyle ilgili olarak, Imperial Germany and the IndustriatRevolution (New York 1942) adl kitabnda Thorsten Veblen tarafndan getirilmiti. Ayrca bak: Alexander Gerschenkron, Economic Back-vardness in Historical Perspective (Cambridge/Mass. 1962), s. 8.

8. malat sanayilerinin Latin Amerika'da aslnda gelimekte olduunu gren baz ge bamllk teorisyenleri, okuluslu Bat irketlerine bal, kk, yaltlanm bir "modern" sektr ile gelime olanaklar bnun tarafndan yok edilen geleneksel bir sektr arasnda ayrm yaptlar. Bak: Tony Smith, "The Un-derdevolopment of Development Literatre: The Case of Dependency Theory", World Politics 31, no. 2 (Temmuz 1979), s. 247-285 ve "Requiem or New Agenda for Third World Studies?" World Politics 37 (Temmuz 1985), s. 532-561; Peter Evans, Dependent Development: The Alliance of Multinatio-nal, State, and Local Capital in Br.277(Princeton/NJ. 1979); Fernando H. Cardoso ve Enzo Faletto, Dependency and Development in Latin America (Berkeley 1979) ve Cardoso, "Dependent Capitalist Development in Latin America", Nev Left Review74 (Temmuz-Austos 1972), s. 83-95. 9. Kukusuz bu herkes iin geerli deil. rnein Fernando Cardoso ye diyor: "teki sosyal aktrler gibi iadamlar da 'demokratik liberalizm'den etkileniyor" ve "sanayilemi bir kitle toplumunun kurulmasyla oluan ve sivil bir topluma 429 devletten daha fazla deer veren bir toplumsal modele ynelmeyi getiren yapsal unsurlar var gibi grnyor." Cardo-so, "Entrepreneurs and the Transition Process: The Brazilian Case", O'Donnell ve Schmitter (1986b) iinde, s. 140. 10. ABD'de bamllk teorisi modernleme teorisine ve onun ampirik bir toplum bilim olma iddiasna ynelik geni bir saldrya temel oldu. Bir eletirmen yle diyordu: "Amerikan toplum bilimcilerin kulland teoriler kesinlikle savunucularnn ne srd gibi genel geer deildir, tersine Latin Ame-rika'daki belli Amerikan karlarna smsk baldr; o nedenle, buralar bilimsel bir aratrma iin salam bir temelden . ok, bir ideoloji olarak nitelendirmek daha doru olur." Gelimi dnyann ekonomik ya da politik liberalizminin tarihsel gelimenin son noktas olduu dncesine, "toplumumuzun bandan aa Amerikan, daha genel bir deyile Batl kltrel tercihleri boca eden" bir tr "kltr emperyalizmi" olarak saldrld. Bak: Susan J. Bodenheimer, "The Ideology of Developmentalism: American Political Science's Paradigm-Surrogate for Latin American Studies", Berkeley Journal o) Sociology 15 (1970), s. 95-137; Dean C. Tipps, "Modernizati-on Theory and the Comparative Study of Society: A Critical Perspective", Comparative Study of Society and History'15 (Mart 1973), s. 199-226. Birok yazda ciddi bir tarih yorumuyla bamllk teorisine tarihsel bir temel kazandrlmaya alld. Bunun iin daha 16. yzyl dnyas, bir "merkez"e ve smrlen "eper"e sahip bir kapitalist "dnya sistemi" gibi gsterildi. Immanuel Wallerstein'n The Modern Worla System (New York 1974 ve 1980) adl ciltlik yaptnn temelinde de bu dnya gr yatar. Wallerstein'n ve O'nun tarih yorumunun ksmen iyi niyetli bir eletirisi iin bak: The-da Skocpol, "Wallerstein's World Capitalist System: a Theo-retical and Historical Critique", American Journal of Sociology 82 (Mart 1977), s. 1075-1090; ve Aristide Zolberg, "Ori-gins of the Modern World System: A Missing Link", Wrla Politics 33 (Ocak 1981), s. 253-281. 11. Bu gr Pye (1985), s. 4'den. 12. Agy. s. 5 13. Agy. 14. Rakamlar iin bak: "Taiwan and Korea: Two Paths to Prospe-rity", Economist 316, no. 7663 (14 Temmuz 1990), s. 19-22. 15. Geni aydn bir orta tabakann varlnn bir lt dzenli gazete okuyuculuudur; Hegel, bunun tarihin sonundaki orta 430 snf toplumlarnda gnlk duann yerine geeceini sylyordu. Tayvan ve Gney Kore'de bugn Amerika'daki kadar gazete okuyucusu vardr. Pye (1990a), s. 9. 16. agy. Tayvan seksenli yllarn banda btn gelimekte lkeler iinde en dk Gini katsaysna (dzgn gelir dalm iin bir lt) sahipti. Bak: Gary S. Fields, "Employment, Income Distribution and Economic Growth in Sevel Small pen Economies", Economic Journal 9A (mart 1984), s. 74-83.

17. Asya rnei karsnda bamllk teorisini savunan baka denemeler iin bak: Peter Evnas, "Class, State, and Dependence in East Asia: Lessons for Latin Americanists" ve Bruee Cumings, "The Origins and Development of the Northeast Asian Political Economy: Industrial Sectors, Product Cycles, and Political Consequences", her ikisi de Frederic C. Deyo (yay.), The Political Economy of the Nev Asian Industrialism (Itha-ca/N.Y. 1989) iinde, s. 45- 83, 203226. 18. Baarl Japon sanayi sektrlerini rekabeti zellii ile ilgili olarak bak: Michael Porter, The Competitive Advantage oj Nations (New York 1990), s. 117-122. 19. Bu gr iin bak: Lawrence Harrison, Underdevelopment Is a State ofMind: The Latin American Case(New York 1985). 20. Werner Baer, The Brazilian Economy: Grovth and Develop-. ment New York 1989) nc bask, s. 238-239. 21. Barans.on'un bir aratrmasnan alnan bu rakam Werner Baer. vermektedir: "Import Bubstitution and Industrialization in Latin America: Experiences and Interpretations". Latin American Research Revievl, no. 1 (1972) Bahar), s. 95-122. Avrupa ve Asya'da eskiden birok azgelimi lke zayf i sanayilerini korumutur, ama bunun hzl ekonomik bymelerinin kayna olup olmad ak deildir. Ama ne olursa olsun, ithal ikamesi Latin Amerika'da zellikle gelii gzel uygulanm ve yeni sanayileri koruma nlemi olarak hakl gsterilmesi imknszlatktan sonra da srdrlmtr. 22. Bununla ilgil olarak bak; Albert O. Hirschman, "The Turn to Authoritarianism in Latin America and the Search for Its Economic Determinants", David Collier (yay.), The New Authoritarianism in Latin A\nerica (Princeton/N.Y. 1979) iinde, s. 85. 23. Brezilya'daki kamu sektryle ilgili olarak bak: Baer (1989), s. 238-273. 24. Hernando de Soto, The Other Path: The Invisible Revolution 431 l' in the Third World (New York 1989), s. 134. 25. agy. nsz, s. xiv. 26. Alnt iin bak: Hirschman (1979), s. 65. 27. Bak: Sylvia Nasar, "Third World Embracing Reforms to Enco-urage Economic Growth", New York Times (8 Temmuz 1990), s. Al ve D3. _ 10. Blm. Eitim lkesinde 1. Nietzsche, The Portable Nietzsche (New York 1954), s. 231. 2. Seymour Martin Lipset, "Some Social Requisites of Democ-racy: Economic Development and Political Legitimacy", American Political Science Reviev 53 (1959), s. 69-105; ayrca bak S. M. Lipset, Political Man: Where, Hotv and Why De-mocracy Works in the Modern World (New York 1960), iinde "Economic Development and Democracy" balkl blm, s. 45-76; Phillips Cutright, "National Political Development: Its Measurements and Social Correlate", American. Sociologi-cal Science Reviev 28 (1963), s. 253-264; ve Deane E. Neu-bauer, "Some Conditions of Democracy", American Political Science Reviev 61 (1967), s. 1002-1009. 3. R. Hudson ve J.R. Lewis, "Capital Accumulation: The Industri-alisation of Southern Europe?", Allan Williams (yay.), Southern Burope Transformed (Londra 1984) iinde s. 182. ayrca bak: Linz (1979), s. 176. Bunlar, hem AT'nun ilk alt yesinin, hem de sonraki genilemi haliyle dokuz yesinin ayn dnemdeki byme hzlarndan daha yksekti. 4. John F. Coverdale, The Political Transformation ofSpain af-terFranko (New York 1979), s. 3. 5. Linz (1979), s. 1. 6. Coverdale (1979), s. 1. 7. "Taiwan and Korea: Two Paths to Prosperity", Economis 316, no. 7663 (14 Temmuz 1990), s. 19. 8. Pye /1990a), s. 8.

9. Bir kaynaa gre o tarihte Boerler'in bete biri "yoksul beyazlar" kategorisine giriyordu, yani "ekonomik, zihinsel ya da bedensel nedenlerden bakalarnn yardm olmadan yaayamayacak kadar baml hale gelmi" kiilerdi. Davenport (1987), s. 319. 10. 1936'da Boerler'in yzde 4l'i ksal alanda yayordu; bu oran 1977'de yzde 8'e indi. Bu tarihte Boerlerin yzde 27'si ii 432 olarak retimde, yzde '65'i de manager ve serbest meslek sahibi olarak alyordu. Rakamlar iin bak: Hermann Gillio-nee ve Laurence Schlemmer, From Apartheid to Nation-Bu-ilding 0ohannesburg 1990), s. 120. 11. Peter Wiles, 1960'lann banda Sovyetler Birlii'nin teknokra-tik sekinlerini artk ideolojik deil ilevsel kriterlere gre eitmeye balana ve bunun giderek ekonomik sistemlerinin teki yanlarnn akl diiliini anlamalarn salayacana iaret ediyordu. Bak: The Political Economy of Communism (Cambridge 1962), s. 329- Moshe Lewin, perestroyka'nn temelinin byk lde kentleme ve eitimin olduunu belirtmektedir. Bak: The Gorbachev Phenomenon: a Historical In-terpretation (Berkeley/Calif. 1987). 12. Birinci Ksm'da da belirtildii gibi, Botsvana ve Namibia gibi bir dizi baka lkede de 1990'lar iin seimler planland. 13. Parsons (1964), s. 355-356. 14. levsellik argmannn bir varyant da, piyasann ilemesi iin liberal demokrasinin gerekli olduunu syler. Otoriter rejimler ender olarak piyasay kendi haline brakr, daha ok srekli olarak byme, adalet, ulusal g ya da baka eyler adna devlet mdahalesine bavurmaya alrlar. Ekonomiye gereksiz devlet mdahalelerini ancak aklsz hkmet politikalarna tepki gsteren bir politik "pazar alan"nn varlnn engelledii sylenebilir. Mario Vargas Llosa bu gr savunuyor; de Soto (1989) iinde, s. xviii-xix. 15. Sovyetler Birlii'nde, 1960 ve 7'lerde parti bir lde, ekonomik gelimenin gidiini yukardan ynlendirmekten ok farkl sektrlerin, bakanlklarn ve iletmelerin karlar arasnda bir tr hakemlik rol oynamaya baladnda, buna benzer bir-ey oldu. Parti ideolojik temelde tarmn kollektifletirilmesini ve bakanlklarn merkezi plana gre almasn dikte edebi lir, ama ideoloji, rnein kimya sanayinde iki bran arasndaki yatrm kaynaklarna ilikin bir ihtilaf zmede pek bir ie yaramaz. Ama Sovyet parti-devletinin kurumsal karlar arasnda bu tr bir arabulucu rol oynadn sylemek, hakiki demokrasinin olduu ya da devletin teki alanlarda sk bir ynetim uygulamad anlamna gelmez. 16. evre tahribatndan kapitalizmi sorumlu tutan grler iin bak: Marshall Goldmann, The Spoils of Progress: Environ-mental Pollution in the Soviet Union (Cambridge/Mass. 1972). Sovyetler Birlii'ndeki ve Dou Avrupa'daki evre sorunlaryla ilgili olarak bak: Joan Debardleben, The Environ433 ment and Marxism-Leninism: The Soviet and East German Eocperiences (Boulder/Colo. 1985); ve B. Komarov, The Dist-ruction ofNature in the USSR (Londra 1980). 17. Bak: "Eastern Europe Faces Vast Environmental Blight", Washington Post (30 Mart 1990), s. Al; "Czechoslovakai Tackles the Environment, Government Says a Third of the Country is 'Ecologically Devastated'", Christian Science Monitr (21 Haziran 1990), s. 5. 18. Bu muhakeme dorultusu iinde bak: Richard Loewenthal "The Ruling Party in a Mature Society", Field (1976) iinde, s. 107. 19. O'Donnell, ve Schmitter'in yaynlad TransiHon from Autho-ritarian Rule balkl ciltlerdeki (1986a-d) O'Donnell, Schmit. ter ve Przeworski'niri,katklanndaki analizlerin byk bir blmnde bu bak as vardr. 20. Ne var ki, bu literatrn ounluu, eitimin niin insanlar demokratik sisteme eilimli kldndan ok, insanlar demokrasiye nasl1 hazrladn ve demokrasiyi nasl pekitirdi -ini tartmaktadr. rnein bak: Bryce (1931), s. 70-79.

21. Gelimi lkelerde lise diplomal emlaklardan daha az kazanan doktora sahibi insanlar bulmak zor deildir, ama gene de gelir ve eitim dzeyi arasnda genel bir uyum sz konusudur. 22. Bu gr iin bak: David Apter, The Politics of Modernizati-on (Chicago 1965). 23. Bak: Huntington (1968), s. 134-137. Amerikallar'n "eit olarak domas'nm sosyal sonularyla ilgil olarak bak: Louis Hartz, The Liberal Tradition in America (New York 1955). 24. Bu kuraln bir istisnas, Amerika'nn gneybatsndaki spon-yolca.konuan nfustur. Bu topluluk teki etnik gruplara oranla hem sayca byktr, hem de dil bakmndan da az asi'mile olmutur. 25. Benzer bir durum' Sovyetler Birlii'nde vardr; ama feodalizmden arta kalm eski sosyal snflar yerine burada ayrcalk ve yetki sahibi, parti brokratlarndan ve nomenklatura managerlerden oluan bir "yeni snf1 sz konusudur. 26. Diktatrln eitliki sosyal reform gerekletirmek iin kendi bana yeterli olmad aktr. Ferdinand Marcos kiisel dostlarn dllendirmek iin devlet gcn kulland ve bununla mevcut sosyal eitsizlikleri daha da derinletirdi. Ama kendini ekonomik verimlilie adam modernletirici bir diktatrlk teorik olarak bir demokrasiden daha ksa bir srede Filipin toplumunda tepeden trnaa bir dnm gerekletirebilirdi. 27. Cynthia McClintock, "Peru: Precarious Regimes, Authoritarian and Democratic", Larry Diamond, Juan Linz ve Seymour Martin Lipset, Democracy in Developing Countries (Boulder/Colo. 1988b) iinde, c. 4, s. 353-358. 28. Bunun, nedeni ksmen eski oligarinin kamulatrlan mlklerinin verimsiz bir devlet sektrne dntrlmesidir; bu sektr askerler iktidardayken GSMH'nn yzde 13'nden yzde 23'ne kt. 29. Andranik Migranyan ve gor Kluamkin ile Literaturnaya Ga-zetdz (16 Austos 1989) yaplan rportaj ye "Avrupa Evinin Uzun Yolu", NoviMir, no. 7 (Temmuz 1989)', s. 166-184. 30. Benzer bir gr Daniel H. Levine'in O'Donnell ve Schmitter'in otoritarizmden gei ciltlerine ynelttii eletiride vard. Hi kimsenin demokratik meruiyete inanmad bir yerde, demokrasinin pekimesi ve istikrarl bir hale gelmesi bir yana, her hangi bir ekilde ortaya kmas bile pek dnlemez. Bak: Paradigm Lost: Dependence to Democracy", World PotiticsiO, no. 3 (Nisan 1988), s. 377-394.' 31. Erken sanayilemenin itici gc olarak otoriter rejimlerin stnl konusundaki argmanlar iin bak: Gerschenkron (1962). Mutlakiyetilik ile Japonya'nn 1868 sonras ekonomik bymesi arasndaki iliki iin bak: Koji Taira, "Japon's modern Economi Growth: Capitalist Development Under Abso-lutism", Harry Wray ve Hilary Conroy (yay.), fapan exami-'ned: Perspectives on Modern Japanese History (Honolulu 1983) iinde, s. 34-41. ' 32. Rakamlar iin bak: Sanuel P. Huntington ve Jorge I. Domin-guez, "Political Development", Fred I. Greenstein ve Nelson Polsby (yay.), Handbook of Political Science (Reading/Mass. 1975) iinde, c. 3, s. 61. 11. Blm. Eski Sorunun Yant 1. Gerek Suriye, gerekse Irak sosyalist olduklar iddiasndadr; ama bu, rejimlerinin gerekliinden ok iktidara geldikleri dnemdeki uluslararas moday yanstmaktadr. Devlet kontrol snrl olduu iin bu lkelerin "totaliter" olarak adlandrlmasna birok kii kar kacaktr; "baarsz" ya da "yetersiz" totalitarizm terimi belki daha uygundur, ama bu da bu rejimlerin gaddarln glgelemektedir. 2. Komnizmin, nce,Marx'in ngrd gibi Almanya gibi ge6. ni bir sanayi proletaryasna sahip gelimi bir lkede deil-de, yar sanayilemi ve tarm lke.si olan in'de zafer kazanm olmasna genellikle iaret edilmitir. Komnistlerin bu olguya bir yant bulma abalaryla ilgil olarak bak: Stuart Schram ve-Ketene Carrere d'Encausse. Marxism and Asia (Londra 1969). Bak Walt Rostow, The Stages of Economic Grovtb (Cambrid-ge 1960), s. 162-163.

Bu gr iin bak: Tsvetan Todorov'un Zygmunt Baumann'n Modernity and, the Holocaust eletirisi, The New Republic (19 Mart 1990), s. 30-33. Todorov, hakl olarak Nazi Almanya'snn modernliin bir rnei saylamayacana iaret ediyor. Buna gre Nazi Almanya's modern ve antimodern eleri birlikte ieriyor ve Holocaust daha ok bu antimodern elerle aklanabilir. rnein, Ralf Dahrendorf, Society and Democracy in Ger-many (Garden City/N.Y. 969) ve Fritz Stern, The Politics oj Cultural Despair (Berkley 196i) gibi klasik eserlere baknz. Stern, Nazi ideolojisinin birok esini sanayi ncesi organik bir topluma olan nostaljik zlemle ve ekonomik modernliin atomlatrc ve yabanclatrc zelliklerine ilikin yaygn honutsuzlukla aklyor. Humeyni ynetimindeki ran benzer bir rnektir: ran kinci Dnya Sava'ndan sonra, geleneksel toplumsal ilikileri ve kltrel normlar altst eden ar hzl bir ekonomik byme dnemi yaad. Faizm gibi ii fundamentalizmi de, tamamen yeni bir toplumsal dzen yaratarak sanayi ncesi toplumu bir tr yeniden kurma yolundaki nostaljik bir deneme olarak deerlendirebilir. Revel (1989-90), s. 99-103. 1. 2. 3. 12. Blm. Demokratlar Olmadan Demokrasi Olmaz Kari Marx, Capital (New York 1967), c. 3, s. 820. ki istisna, ilerde IV. Ksm'da ele alacamz Asya'daki piyasa ynelimli otoriter devlet ile slami fundamentalizmdir. Tarihsel bir bak asndan, bir "rtme" biiminin tekinden stn olduu ne srlemez; zellikle stn ekonomik rekabet gc temelinde ayakta duran bir toplumun askeri gc temelinde ayakta duran bir topluma oranla daha "meru olduunu sylemek iin hibir neden yoktur. 436 4. Bu gr ve dnya tarihinin bir diyaloga benzetilmesi Kojeve'e aittir. Strauss (1963) iinde, s. 178-179. 5. Bununla ilgili olarak bak: Steven B. Smith, Hegel's Critic oj Liberalism: Rights in Contert (Chigaco 1989), s. 225. 6. Bir zamanlar Akdeniz blgesinde matriyarkal toplumlarn olduu, sonra bunlarn belli bir tarihsel dnem iinde patriyar-kal toplumlar tarafndan saf d edildii ne srlmtr. rnein bak: Maija Gimbutai, Language of the Goodess (New York 1989). 7. Ama bu tr bir yaklam sorunsuz deildir. Birinci ve en nemli sorun, tarih st bir insan modeline nasl ulalacadr. Dinsel nkabullere dayanmayacaksak, anlaymz zel felsefi yanstmann belli bir biimine dayanmak zorundadr. Sokrates insan modelini, baka insanlar gzlemleyerek ve onlarla diyalog kurarak gelitirdi. Sokrates'den daha sonra domu olan bizler, gemi zamanlarn insan doasnn zelliklerini en iyi anlam byk dnrleriyle benzer bir diyalog yrtebiliriz. Ya da Rousseau ve saysz yazar ve sanatnn yapt gibi, insann hakiki itici glerini anlayabilmek iin, kendi ruhumuzu aratrabiliriz. zel yanstma, Descar-tes'in dedii gibi, "ak ve net dncelerde ifade edildiinde, matematikte ve daha az olarak doa bilimlerinde hakikat zerine zneler aras bir gr birliine yol aabilir. Kimse bir diferansiyal denklemin zmn pazar yerinde aramaz, bir matematikiye gider ve onun zmn baka matematikilere dorulatabilir. Ama insana ilikin eyler aleminde "ak ve net dnceler" yoktur. Ne insann doas, ne adalet ve insann tatmin olmas sorunu, ne de bu sorunlarn yantna dayal en iyi hkmet biimi zerine bir gr birlii yoktur. Bireyler, bu sorulara ilikin "ak ve net dncelere"e sahip olduklarna inanabilir, ama ayn eyi deliler de sanabilir ve normal ile deli arasnda ayrm yapmak her zaman kolay deildir. Belli bir filozofun bir grup genci kendi grnn "kantlar" konusunda ikna etmi olmas, belki onun deli olmadn gsterebilir, ama bu yandalarn bir tr aristokratik bir nyargya hedef olmaktan koruyamaz. Bak: Alexandre Kojeve, "Tyranny and Wisdom", Strauss (1963) iinde, s. '164.165.

,8. Kojeve'e yazd, 22 austos 1948 tarihli bir mektupta, Leo Strauss, Kojeve'in Hegel'ci sistemi erevesinde bile bir doa felsefesinin "vaz geilmez" olduuna iaret eder. u soruyu yneltir: "Yoksa tarihsel srecin biriciklii... nasl aklanab'i437 lir? Tarihsel sre ancak, sonsuz bir zamanda sonlu bir sreye sahip yalnzca bir 'dnya' var olabilirse, kanlmaz olarak biricik olabilir... ayrca bu geici, sonlu, biricik dnya niin tarihsel srecin tamamen ya da ksmen tekrarlanmasna yol aan felaketlere (her yz milyon ylda bir) hedef olmam? Bu-, rada ancak teleolojik bir doa konsepti are olabilir.' Bak: Leo Strauss, On Tyranny, gzden geirilmi ve geniletilmi bask, Victor Gourevitch ve Michael S. Roth (yay.), (New York 1991), s. 237. Ayrca Bak: Michael Roth, Knouing and History: Appropriations ofHegel in Ttventieth Century France (Ithaca/N.Y. 1988), s. 126-127. 9- Kant (1963), s. 13-17. Kant doay insann dnda duran ve gelii gzel davranan bir etmen olarak ele alr. Ama biz bunu, insan doasnn potansiyel olarak btn insanlarn iinde bulunan, ama ancak toplumsal ve tarihsel karlkl etkileimleri iinde gerekleen bir yannn benzetmesi olarak anlayabiliriz. 13- Blm. lmne Bir Saygnlk Mcadelesi 1. Hegel, Akln Fenomenolojisi (New York 1967), s, 233. 2. . Kojeve (1947), s. 14. 3- Kojeve'in gerek Hegel ile ilikisi sorunu zerine bak: Mcha-el S. Roth, "A Problem of Recognition: Alexandre Kojeve and the end of History", History and Theory 24, no. 3 (1985), s. 293-306 ve Patrick Riley, "Introduction to the Reading of Ale-xandre Kojeve", Political Theory 9, no. 1 (1981). s. 5-48. Kojeve'in, kabul grme mcadelesi1 konusunda Hegel'i yorumlamasna ilikin olarak bak: Roth (1988), s. 98-99 ve Smith (1989) s. 116-117. Bunun iin bak Smith (1989a), s. 115. Ayrca bak. Steven Smith, "Hegel's Critique of Liberalisin", American Politica Science Revietv 80, no. 1 (Mart 1986), s. 121-139. David Riesman, Yalnz Kalabalk adl kitabnda, sava sonras Amerikan toplumunda srnen konformizm olarak grd ve 19. yzyl Amerikallar'nn"ie dnkl" ile karlatrd eye iaret etmek iin "da dnklk" karamn kullan- mt. Hegel'e gre, hibir insan gerekten "ie dnk" olamaz; kii, baka insanlarla etkileim iinde olmadan ve onlar tarafndan kabul grmeden insan bile olamaz. Riesman'n "ie dnklk" olarak tarif ettii ey, gerekte bir tr st r4 5. 6. 438 tl "da dnklk" olabilir. rnein, ar dindar insanlarn grnrdeki kendine yeterlilii aslnda ikinci dereceden bir "da dnklktr", nk dinsel standartlar ve dindarlk nesnelerini yaratan insann kendisidir. 7. Ayrca bak: Friedrich Nietzsche, On the Genealogy ofMorals 2: 16 (New York 1967), s. 86. 8. nsanlarn birbirleriyle dello etmesinin motiflerinin gnmzde ou kez anlalamamasna bir rnek olarak bak: John Mller, Retreat from Doomsday: The Obsolescence oj Majr War(New York 1989), s. 9-11. 9. Hobbes, Leviathan (Bobbs-Merrill 1958), s. 170. 10. Rousseau, bu formlasyonu Toplumsal Szlemede yapyor: "Fimpulsion du seul appetit est esclavage." Oeuvres comple-tes, c.3 (Paris 1964X s. 365. Rousseau, "zgrlk" szcn hem Hobbes, hem de Hegel'in anlamnda kullanr. LHscours sur I'origine'e, insann doa durumunda beslenme, seks, dinlenme ihtiyalar gibi doal, etkilerini izlemede zgr olduunu syler. Ama te yandan yukardaki alnt, "metafizik" zgrln tutku ve ihtiyalardan kurtulmay gerektirdiini dnd izlenimini uyandrmaktadr. Rousseau'nun insan mkemmeliyetine ilikin yaklam, Hegel'in tarihsel sreci zgr insan yarats olarak anlamasna benzer.

11. Rousseau, Toplumsal Szlemenin ilk versiyonunda somut olarak yle der: "dans la constitution de I'homme I'action de I'me sur ler corps est L'abyme de la philosophie." Rousseau (1964), c. 3, s. 296. 14. Blm. lk nsan 1. Hobbes (1958), s. 106. 2. Hobbes'un doa durumunun tersine, "kanl sava", bir yerde belli bir tarihsel andaki (daha dorusu, tarihin bandaki) durumu tasvir edecekti. 3. abc. Hobbes (1958), s. 106. 4. Hobbes, De Cive, nsz, s. 100-101, Ayrca bak: Melzer (1990), s. 121. . 5. Bak: Kojeve'in Leo Strauss'a 2 kasm 1936 tarihli mektubunda vard sonu: "Hobbes almann deerini anlamyor, o nedenle de mcadelenin "kibir" deerini kmsyor. Hegel'e gre, alan kle; 1. zgrlk fikrinin, 2. Bu fikrin mcadelede gereklemesinin bilincine varr. Bu nedenle: "insan" 439 balangta her zaman efendi ya da kledir; tarihin "sonundaki " "tam insan" ise hem efendi, hem kledir "yani hem her ikisi, hem de hibiri". "Kibir"ini ancak bu tatmin eder. Kaynak: Leo Strauss (199D, s. 233. 6. Hobbes ile Hegel'in karlatrlmas iin bak: Leo Strauss, The Political Philosophy ofHobbes (Chigaco 1952), s. 57-58. Burada bir dipnotta, "Alexandre Kojevnikoff ile yazar, Hegel ile Hobbes arasndaki ilikinin ayrntl bir aratrmasn yapmaya niyetlidir" denilmesine ramen, ne yazk ki, bu proje hibir zaman tamamlanamamtr. 7. Hobbes'a gre, "nsann kendi g ve yeteneinden kaynaklanan sevin, gurur (glory) olarak adlandrlan yksek ruhsal duygudur. Temelinde gemi davranlarn deneyimi yatyorsa, bu ayn zamanda zgven olur. Buna karlk eer bakalarnn pohpohlamasna dayanyorsa, ya da getirecei sonular dnlerek taknlyorsa, o zaman buna bbrlenme (va-inglory-bo grur/ denir. Bu nitelendirme ok yerindedir, nk iyi temellendirilmi zgven eyleme yneltir, salt g varsaym ise yneltmez ve hakl olarak bo olarak adlandrlr." Hobbes (1958), s. 57. 8. Bak: Leo Strauss, Natural Right and History (Chigaco 1953),s. 187-188. 9. Hobbes evrensel insan eitlii ilkesini Hristiyan olmayan bir temelde varsayan ilk filozoftu. O'na gre, insanlar birbirlerini ldrebilme yetenekleriyle temelde eitti; Birisi fiziksel olarak daha zayf olsa bile, tuzaa drerek ya da bakalaryla birleerek gene de tekini ldrebilirdi. Modern liberal devletin ve liberal insan haklarnn evrensellii'o nedenle balangta var saylan lm korkusunun evrensellii zerine kurulmutur. 10. Strauss, Hobbes'un bata aristokratik erdemi vdn, ancak birincil ahlaki olgu olarak bunun yerine lm korkusunu geirmesinin kariyerinin daha sonraki yllarna rastladn belirtir. Bak: Strauss (1952), 4. Bl. 11. Bak: Strauss (1952), s. 13. 12. Sessiz onay anlay ilk bakta sanld kadar iitilmedik bir-ey deildir. Eski ve yerleik liberal demokrasilerin yurttalar, rnein, seimlerde liderler iin oy kullanabilir, ama kendilerinden lkenin temel anayasal dzenlemelerini onaylamalar genellikle hibir zaman istenmez. O zaman bunlar gerekten onayladklarn nasl bilebiliriz? Ak ki, gnll olarak lkede yaamaya devam etmelerinde ve mevcut politik siste440 me katlmalarndan ya da en azndan bunu protesto etmemelerinden. 13. Hobbes'un kendini koruma hakkna, Locke bir baka temel hakk, mlkiyet hakkn ekler. Mlkiyet hakk kendini koruma ve srdrme hakknn bir trevidir, nk birisinin yaama hakk varsa, o zaman gda, giysi, ev, toprak vb. gibi yaam aralarna da hakk vard. Sivil toplumun kurulmas yalnzca gururlu insanlarn birbirini ldrmesini nlemekle' kalmaz, ayn zamanda korumasna ve bunu bar iinde oaltmasna da olanak verir. Doal mlkiyetin konvansiyonel mlkiyete dnmesi, yani mlk sahipleri arasndaki bir toplumsal szlemeyle onaylan-, mas, insan yaamnda ok kkl bir dnme yol aar.

nk Locke'a gre sivil toplum ncesinde insann mlk hrs ancak kendi tketimi iin kendi emeiyle biriktirebilecek-leriyle snrlyd. Ama sivil toplum, insan hrsnn zgrlemesinin nkoulu olmutur; insan yalnzca ihtiyac olan deil, istediini her eyi snrszca biriktirebilir. nk Locke'a gre btn deerlerin (bugn olsa ekonomik deerlerin derdik) kayna, doadaki "neredeyse deersiz materyallerin" deerini yzlerce kat artran insan emeidir. Servet birikiminin bakalarnn zararna olabilecei doa durumundan farkl olarak sivil toplumda , emein ei grlmedik retkenlii herkesin zenginlemesine yol at iin, snrsz zenginlik peinde komak mmkndr ve buna izin verilir. Ama bunun iin, sivil toplumun "alkan ve rasyonel" insanlar "kavgac ve d- merakls" insanlar karsnda korumas gerekir. Bak: Loc-ke,Second Treatise of Government (Indianapolis 1952), s. 16-30; Abram N.Shulsky, "The Concept of Property in the History of Political Economy", James Nichols and Colin Wright (yay.),From Political Economy to Economics... and Back? (San Fransisco 1990) iinde, s. 15-34 ve Strauss (1953), s.235-246. 14. Klasik cumhuriyetilik ve Amerikan demokrasisinin kumlusu zerine literatriin deerlendirme ve eletirisi,iin bak: Tho-mas Pangle, The Spirit of Modern Republicanism (Chigaco 1988), s. 28-39. 5. Bir ok ciddi Amerikan aratrmacs Locke'un gurur ve kararlla sanldndan daha fazla nem verdiine iaret ediyor. Locke, kukusuz egemen ve saldrgan olanlarn gururunu azaltmaya onlara rasyonel zkarlarn izletmeye alr. Ama Nathan Tarov, Locke'un Sorne Thoughts Concerning Educa441 tiofia. insanlar zgrlklerinden gurur duymaya ve klelii aalamaya zendirdiini belirtir; buna gre, yaam ve zgrlk, mlkiyeti koruma aralarndan ok. potansiyel olarak urunda yaamn feda edilebilecei kendi bana amalar haline gelir. O nedenle zgr bir insann zgr bir lkedeki yurtseverlii rahat bir varlk srdrme arzusuyla birlikte var olabilir. Amerika'da bu tarihsel olarak byle olmu gzkyor. Tpk Madison ve Hamilton'da olduu gibi, Locke'daki kabul grmeyi vurgulayan- yann da ou kez dikkatlerden kam olmasna ramen, bence Locke, gurur karsnda varlk srdrmeden yana yapt tercihle, o byk ahlaki ayrmda br yanda kalmaktadr. Eitim zerine yapt dikkatlice okunduunda gururlu bir Locke belirginleiyor olmakla birlikte, bunun Second Treatisefda. varlk srdrmeye tand ncelii hakl gsterip gstermedii ak deildir. Bak: Nathan Tar-ov, Locke's Education for Liberty (Chicago 1984), zellikle s. 5-8 ve 209-211; Tarcov. "The Spirit of Liberty and Early Amerikan Foreign Policy", Zuckert (1988) iinde, s 136-148. Ayrca bak: Pangle (1988), s. 194,227 ve Harvey C. Mansfiled, Taming the Prince. The Ambivalence of Modern Exective Potver (New York 1989X s. 204-211. 16. Kapitalizm ile aile yaamnn potansiyel badamazl tartmas ile ilgili olarak bak: Joseph Schumpeter, Capitalism, So-cialism, and Democracy (New York 1950), s. 157-160. 15. Blm. Bulgaristan'da Bir Tatil 1. Eflatun, Devlet 386c, Homer'in Csselinden (XI, 489-491) alnt. 2. Thymos ya da kabul grme olgusu zerine Bat felsefe geleneinde, bu gelenek asndan tad byk neme ramen, ok az sistematik aratrma vardr. Bu yolda bir deneme iin bak: Catherine Zuckert (yay.), Understanding the Politi-cal Spirit: Philosophical Investigations from Socrates to Ni-etzsche (New Haven/Conn. 1988). Ayrca bak: Platon'un Devletinin evirisi iin yazd yorumda Allan Bloom'un thymos tartmas, (New York 1968), s. 355-357 ve 375-379. ' 3. Thymos "yrek" ya da "yreklilik" olarak da evrilebilirdi. 4. Thymos'un Eflatun'daki anlam iin ayrca bak: Catherine Zuckert, "On the Role of Spiritedness in Politics" ve Mary P. Nicholas, "Spiritedness and Philosophy in Plato's Republid', Zuckert (1988) iinde. 5. Ruhun yan zerine tartma Devletde yer alr (435c-44lc). Thymos'A ilikin ilk tartma II. Kitap'dadr (375a-375e. Ayrca bak: 4lla-411e, 44le, 442e, 456a,. 465a, 467e, 536c, 547e, 548c, 550b, 553e-553d, 572a, 580d, 581a, 586c-586d, 590d, 606d. nsan doasnn bu ekilde

ok yanl karakterize edilmesi Eflatun'dan sonra da srm ve ciddi olarak ilk kez Rousseau tarafndan tartlmtr. Bak: Melzer (1990), s. 65-68, 69. . 6. agy. 439e-440a. 7. Hobbes'da thymos ya da gurura grece az deer biilmesi, O'nun hi de yeterli olmayan fke tanmndan da bellidir. Buna gre, fke, "aniden ortaya kan cesarettir. Cesaret ise, "direnerek bu zarar nleyebilme umuduyla bal kork'dut. Korku da, "bir nesnenin verecei bir zarar beklentisiyle bal nefret'tii. Hbbes'un tersine, cesaretin korkudan kt ve fkenin, umut ve korku mekanizmasyla hibir ilgisi olmayan tamamen bamsz bir tutku olduu dnlr. 8. nsann kendine fke duymas utanla ayn eydir, ve ayn ekilde Leontius iin kendinden utan duyduu da sylenebilirdi. 9. agy. 440c-440d. 10. abc. Havel vd. (1985), s. 27-28. 11. agy. s. 38. 12. Bununla ilgiji olarak, Havel'in "Gszlerin Gc"nde sk sk onur ve alalmaya atfta bulunmasnn yan sra, ulusa ilk Yeni Yl Mesaj'na da baknz. Orada yle diyor: "kendisine emekilerin devleti diyen bir devlet emekileri alaltyor... Kendini beenmi ve hogrsz bir ideolojiyle silahlanm olan eski rejim, insan bir retim gcne, doay da bir retim aracna indirgeyerek aalyordu... Artk hibir eye inanmaz grnen, itaatkr, alalm, kukucu ekoslovak halknn, totaliter rejimi bir ka haftada ahlaki bakmdan tamamen kusursuz ve bar bir ekilde devirecek muazzam gc kendinde bulmas, dnyann her tarafndaki insanlar iin bir srpriz oldu." Ab. Bak: Foreign Broadcast Information Service FBIS-EEU90-001, 2 Ocak 1990, s. 9-10. 13. Amerikan aksanl nl Sovyet televizyon gazetecisi Wladimir Posner, gnah kartan bir biyografi yazd; burada Brejnev dneminde Sovyet gazeteciliinin tepesine ykselirken yapt ahlaki tercihleri hakl gstermeye alyor. Kendinden ne 442 443 lde dn vermeye zorlandn anlatp, sonra da Sovyet sisteminin kt doas koullarnda bylesi tercihler yapt iin kendisinin nasl sulanabileceim soran Posner, okuyucularna (ve belki de kendine) kar hi de drst saylmaz. Ahlaki alalmann byle rutin bir ekilde kabul edilmesi; bizzat bu durum, Havel'in totalitarizm sonras komnizmin kanlmaz bir sonucu olarak grd thymotik yaam alalmasnn bir parasdr. Bak: Posner, Parting vith Illusions (New York 1989). 16. Blm. Krmz Yanakl Hayvan 1. Bak: The Life and Works of Abraham Lincoln (New York 1940.), s. 842. 2. stenirse kabul grme arzusu yemek ya da imek gibi bir ihtiya olarak grlebilir, ama bu durumda nesnesi maddi deil idealdir. Thytnos ile arzu arasndaki sk iliki Yunanca'da arzu anlamna gelen epithymia szcnde de belirgindir. 3. Ab. Adam Smith, The Theory of Moral Sentiments (Indiana-polis 1982), s. 50-51. Adam Smith'in bu yanlarn grmede bana yardmc olan Adam Shulky ve Charles Griswold, Jr'a teekkr borluyum. Ayrca bak: Albert O. Hirschmann, The Passions and the Interests (Princeton 1977), s. 107-108. 4. Rousseau, doal ihtiyalarn grece az olduu ve zel mlkiyet isteinin tamamen insann amour-propre ya da kibirin-den, yani kendisini bakalaryla karlatrma eiliminden doduu konusunda burada Adam Smith ile ayn grte olurdu. Ayrldklar nokta, kukusuz, Smith'in "kiinin durumunu iyiletirmesi" dedii eyin ahlki bakmdan kabul edilebilirlii konusu olurdu. 5. Alexis de Tocqueville, The Old Regime and the French Revo-lution (Garden City/N.Y. 1955). zellikle bak: III. Ksm, 4-6. Blm. 6. Bu olguyla ilgili ampirik veriler iin bak: Huntington (1968). s. 40-47.

7. Ne var ki, Lincoln'un adil bir Tanr inancna atfta bulunmas, byk thymotik kendini ama eylemlerinin Tanr inancyla desteklenmesinin gerekli olup olmad sorusunu gndeme getirmektedir. 8. Yanda ve kartlar eitim durumuna, gelir dzeyine, krda ya da kentte yaamalarna gre gruplama eiliminde olduu iin, krtaj konusunun ekonomik ya da sosyolojik bir yan vardr, ama tartmann z ekonomik deil haklara ilikindir. 9. Romanya rnei biraz karktr, nk Timisoara'daki gsterilerin tamamen kendiliinden olmadn ve bakaldrnn nceden askerler tarafndan planlandn gsteren kantlar vardr. 10. rnein bak: "East German VIP's Now under Attack for Li-ving High Off Party Privileges", Wall Street Journal (22 Kasm 1989), s.A6. .17. Blm. Thymos'un Ykselii ve D 1. Nietzsche, Tvilight of the Idols and the Antichrist (London 1968a), s. 23. 2. Bak: bu konuya ilikin John Didion'un ksa ama mkemmel makalesi, "On Self-Respect", Didion, Slouching Tovards Bethlehem (New York 1968), s. 142-148. 3. Aristo, thymoix\ "ruh bykl" (megalopsychia) ya da gnl ycelii bal altnda tartr; bu, O'na gre merkezi insan erdemidir. Byk ruhlu insan, d iyiliklerin en by olan onuru "ok talep eder ve ok hakeder" ve byle yaparak, bir yanda (ok talep eden ve az hakeden) kibirli ve kar yanda (az talep eden ama ok hakeden) kk ruh arasnda bir orta yol izler. Ruhun bykl btn teki erdemleri (rnein cesaret, uyum, lmllk, hakikat sevgisi vb.) kapsar ve kalokagathia ("centilmenlik" ya da "ahlaki soyluluk" olarak evrilebilir) gerektirir. Byk ruhlu insan, baka bir deyile, en byk erdeme sahip olarak en byk kabul grmeyi talep eder. Aristo'nun byk ruhlu insann, bamsz olmak daha iyi olduu iin (autarkous gar malon) "gzel ama yararsz eyler"e sahip olmaktan holandn sylemesi ilgintir. Thymotik ruhun yararsz eyler arzulamas, onu fiziksel yaamn riske atmaya ynelten ayn itkiden kaynaklanr. Aristo, Nicomachean Ethics II 7-9, IV 3- Kabul grme arzusunun yada onurun onaylanmas, Yunan ve Hristiyan ahlak arasndaki en nemli farklardan birisidir. 4. Sokrtes'e gre, adil bir kenti tamamlamak iin thymos yeterli deildir; bunun iin ayrca ruhun nc yan, filozof kral biimindeki akl ya da bilgelik gereklidir. 5. rnein bak: Devlet 375b-376b. Thymo\xn ou kez akln 444 445 dmanndan ok onun bir mttefii olduunu sylerken, Sokrates gerekte Adeimantus'u byk lde yanltr. 6. Gemite megalothymia'ya verilen ok farkl ahlaki anlamlan hatrlamak iin Clausewitz'den aadaki blm okuyabilirsiniz: Mcadelenin scak ateleri iinde insann gsn doldu-ranbtn muazzam duygular iinde, itiraf etmeliyiz ki, hibiri ruhun an (Ruhm) ve erefe (Ehre) susaml kadat gl ve srekli deildir, ve ne yazk ki, Alman dili ok byk bir hakszlk ederek, iki onursuz yajj. ekle, onlar erej hrs (Ehrgeiz) ve hret tutkusu (Rhmsucht) olarak aalamaktadr. Kukusuz bu gururlu zlemin ktye kullanlmas tam da savata insan rkna kar en korkun hakszlklar ortaya karmtr; ama kkenleri bakmndan bunlar insan doasnn en soylu duygulan saylmaldr, ve savata bedene ruh veren gerek yaam nefesi bunlardr. Ne kadar genel olurlarsa olsunlar ya da, bazlar ne kadar yksek grnrse grnsn, btn teki duygular; yurt sevgisi, fikir fanatizmi, intikam, her trl coku, hibiri an ve eref arzusunu gereksiz klamaz. Cari von -Clausewitz, On War (Princeton 1976), s. 105. Bunun iin Alvin Bernstein'a teekkr ederim.

7. hret aray Hristiyanlk'n alakgnlllk erdemiyle kukusuz badamaz. Albert O. Hirschmann, The Passions ana the Interests (Princeton/N.J. 1977), s. 9-11. 8. zellikle Prens'in 15. Blm'ne baknz. Machiavelli'in bu . genel yorumu, "byk Colombus" ile ilgili olarak bak: Strauss (1953), s. 177-179 ve Strauss'un Machiavelli ile ilgili blm, Leo Strauss ve Joseph Cropsey (yay.), History of Political Philosophy, ikinci bask (Chicago 1972) iinde, s. 271-292. 9. Discourses I. Kitap, 43. Blm'n bal: "Yalnzca kendi nleri iin savaanlar iyi ve sadk askerlerdir." Bak: Niccolo Machiavelli, The Prince and the Discourses (New York 1950), , s. 226,227. Ayrca bak: Michael Doyle, "Liberalisin and World Politics", American Political Science Revieu) 80, no. 4 (Aralk 1986), s. 1151-1169 ve Mansfield (1989), s. 137, 239. 10. Mansfield (1989), s. 129, 146. 11. Bak: Harvey C. Mansfield, Jr., "Machiavelli and the Modern Executive", Zuckert (1988) iinde, s. 107. 12. Hirschman (1977), thymos kavramnn erken modern dncede nasl nemsizletirildiini ayrntl bir ekilde ortaya 446 koymaktadr. 13. Yapt, Hobbes ve Locke'un liberalizmine kar ilk byk saldry oluturan Jean-Jacques Rousseau'nun dncesinde de, kabul grme arzusu merkezi bir yer tutar. Hobbes ve Locke'un liberalizmine kar ilk byk saldry oluturan Jean-Jacques Rousseau'nun dncesinde de, kabul grme arzusu merkezi bir yer tutar. Hobbes ve Locke'un gelitirdii sivil toplum vizyonuna kesinlik olarak kar kmakla birlikte, Ro-usseau kabul grme arzusunun insann sosyal yaamndaki ktln temel nedeni olduu konusunda onlarla gr birlii iindedir. Rousseau'nun kabul grme arzusu iin kulland terim "amour-propre" ya da kibirdi ("kendine tutkunluk"); buna karlk "amour de sof (ya da kendini sevmek") ise, uygarlk tarafndan yozlatrlmadan nceki doal insan karakterize ediyordu. Amour de soi, insann yemek, dinlenmek ve seks gibi doal ihtiyalarnn karlanmasyla balyd; bencil bir tutkuydu ama znde zararszd, nk Rousse-au'ya gre insan doa durumunda yalnz ve bar bir yaam srdryordu. Buna karlk amour-propre, insann toplum iine girmesi ve kendini bakalaryla karlatrmaya balamasyla insanln tarihsel gelimesi iinde ortaya kmt. nsann kendi deerini bakalarnnkiyle karlatrmas sreci, Rousseau'ya gre insan eitsizliinin, uygar insann ktlnn ve mutsuzluunun temel kaynayd; zel mlkiyetin ve bundan treyen btn sosyal eitsizliklerin kkeninde bu yatyordu. Rousseau'nun zm, Hobbes ve Locke gibi, insann iradi zdeerlendirmesini mahkum etmek deildi. Eflatun'u izleyerek Rousseau, thymos'u bir ekilde demokratik ve eitliki bir cumhuriyette kamu ynelimli bir yurttaln temeli yapmaya alt. Toplumsal Szlememde tanmland gibi, meru hkmetin amac mlkiyet haklarm ve zel ekonomik karlar korumak deil, doal zgrln toplumsal bir analogu-nu, volontegeneral'ya da genel iradeyi yaratmakt. nsan doal zgrlne ancak, Locke'un istedii gibi. para yapacak ya da mlk sahibi olacak ekilde devlet tarafndan yalnz brakldnda deil, kk ve kaynam bir demokrasinin kamu yaamna aktif olarak katldnda yeniden kavuabilirdi. Cumhuriyetin yurttalarnn bireysel iradelerinden oluan genel irade, kendi bana karar verme ve kendini kantlama zgrlnde tatmin bulan, dev thymotik bir bireye benzetilebilirdi. Bak: JeanJacques Rousseau, Oeuvres completes, 447 (Prais 1964), c. 3, s. 364-365. nsann toplum iine girmesi ve bunun sonucunda bakalarna baml hale gelmesinin ruhunda yaratt uyumsuzlukla ilgili olarak bak: Arthur Melzer, The Natural Goodness of Man (Chicago 1990), s. 70-71. 14. Elbette bu ahlaki ticaret Japonya'da sorunsuz gelimiyor. Aristokratik ahlak orduda varln srdryor. Sonunda ABD ile Pasifik Sava'na yol aan emperyalist patlama, geleneksel thymotik snfn son hamlesi olarak grlebilir. 15. The Federalist Papers (New York 1961), s. 78. 16. agy., s. 78-79.

17. Federalist'in bu yorumu iin bak: David Epstein, Tbe Politica ' Theory of the Federalist (Chicago 1984), s. 6, 68-81, 136-141, 193-197. Federalist'te ve daha birok politik filozofta thymos'un nemine dikkatimi eken David Epstein'a teekkr borluyum. 18. Federalist (196i), s. 437. 19. Bak: C. S. Lejvis, The Abolition of Man, or Reflections on edu-cation with special reference to the teaching ofEnglish in the upperforms of schools (Londra 1978), 1. Blm, s. 7-20. 20. Nietzsche, Thus Spoke Zarathustra (New York 1954), "On the Thousand and One Goals", 1. Kitap, s. 170-171. 21. Nietzsche, On the Genealogy ofMorals, 2:8 (New York 1967), s. 70. 3. 18. Blm. Efendiler ve Uaklar Kojeve (1947), s. 26. Buradaki "uzun vade" ok uzundur, efendi-uak sosyal ilikilerinin ilk ortaya kmasndan Fransz Devrimi'ne kadar geen binlerce yl kapsamaktadr. Kojeve (ya da Hegel) klelerden (ya da uaklardan) sz ederken, yalnzca dar anlamda hukuken hayvan durumunda olan insanlar deil, onurlan "tannmayan" btn insanlar kasetnektedir. rnein, devrim ncesi Fransa'daki hukuken zgr kyller de buna dahildir. Hegel'in Fenomenoloji'sindeki tarihsel sre zerine aadaki olduka yetersiz anlatm Kojeve'in yorumunu izlemektedir ve bu da yapay filozof Hegel-Kojeve'in yaptna dahil edilebilir. Bu konuyla ilgili olarak bak: Roth (1988), s. 110-115 ve Smith (1,989a), s. 119-121. Efendiler, kukusuz baka efendiler tarafndan kabul grmek ister, ama sre iinde bir dizi saygnlk savayla bunlar ua448 a evirmeye alrlar. Rasyonal, karlkl kabul grme ncesinde, kii ancak uaklar tarafndan kabul grebilir. 5. Kojeve, uan sonraki gelimesi asndan lm korkusunun metafizik olarak gerekli olduunu ne srmektedir. Bu ona, lmden kamay deil, kendi hiliini, kalc bir kimlii olmayan ya da kimlii zaman iinde reddedilen bir yaratk olduunu gstermektedir. Kojeve (1947), s. 175. 6. Kojeve uak ile kendisi iin alan bourgeois arasnda ayrm yapar. *1. Bu noktada Hegel ile Locke arasnda alma sorununa ilikin belli bir yaknlama saptayabiliriz. Her ikisi iin de alma deenn birincil kaynayd; zenginliin en byk kayna, doadaki "neredeyse deersiz materyaller" deil, insan emeiydi. Gerek Locke, gerekse Hegel iin almann hizmet ettii doal bir olumlu ama yoktu. nsann doal ihtiyalar grece azd ve kolayca tatmin oluyordu. Locke'un, snrsz miktarda altn ve gm biriktiren mlkiyet insan, bu ihtiyalar iin deil, yeni ihtiyalarn srekli deien ufkunu tatmin etmek iin alyordu. nsan emei bu anlamda yaratcyd, nne srekli yeni ve daha tutkulu devler koyuyordu. Kendisi iin yeni ihtiyalar bulduu iin, insann yaratcl ayn zamanda kendisine ynelikti. Hegel gibi Locke'da da, doa kart belli bir eilim vardr, insanlarn doay ynlendirme ve onu kendi amalarna uygun duruma getirme yeteneklerinde bir tatmin bulduunu dnr. O nedenle gerek Locke, gerekse Hegel'in doktrinleri, her ikisi de kapitalizm iin, modern doa biliminin ilerici gelimesinin yaratt ekonomik dnya iin bir gereke ilevi grebilir. Ne var ki, Locke ile Hegel grnte kk ama gene de nemli bir noktada ayrlrlar. Locke'a gre, almann amac arzuyu tatmin etmekti. Bu arzular sabit deildi, srekli deiiyor ve byyorlardi; deimeyen zellikleri tatmin edilme isteiydi. Locke'a gre alma, yaratt deerli nesnelere ulama uruna giriilen znde zevksiz bir etkinlikti. almann zgl amalarnn doal ilkeler temelinde nceden tanmlanmas mmkn olmamakla birlikte -bunun anlam Locke'un doa yasasnn kiinin ayakkab satcs m, yoksa mikroip tasarmcs olarak m almas gerektii konusunda sessiz kalmasdr-, gene de almann doal bir temeli vard. almak ve snrsz mlk biriktirmek, lmn terrnden kama aralaryd. lm korkusu, insanlarn emekleriyle uzaklamaya urat bir negatif kutup gibiydi. Doal ihtiyalarnn ge-

449 rektirdiinden ok daha fazlasna sahip zengin bir insann tutkulu bir ekilde servet biriktirmeye devam etmesinin nedeni de, son tahlilde kt gnler ve doal durumu olan yoksulluun geri dnmesi olaslna kar nlem alma igdsy-d. 8. Bu noktayla ilgili olarak bak: Smith (1989a), s. 120 ve Avineri (1972), s. 88-90. 9. Bak:. Kojeve, Strauss (1963) iinde, s. 183. 19. Blm. Evrensel ve Homojen Devlet 1. Bu cmle Hegel'de, "Devlet, Tann'nn yeryzndeki gidiidir" ya da "Devletin olmas gereken, Tann'nn yeryzndeki yoludur" gibi birka biimde vardr. Hukuk Felsefesi, 258. paragrafa ek'den alnmtr. 2. Bunu, milliyetiliin Ernest Gellner'deki tanmyla karlatrn: "Bir duygu ya da bir hareket olarak milliyetilik, en iyi bu ilkelere [politik ve ulusal birimin zde olmas gerektiine] gre tanmlanabilir. Milliyeti duygu, bu ilkenin inen-mesinin dourduu fke ya da uygulanmasnn getirdii tatmin duygusudur. Milliyeti bir hareket, bu tr bir duygunun yol at harekettir." Nations and Nationalism (Ithaca/N.Y. 1983), s. 1. 3. Ayn gr Gellnef (1983)'de de var. s. 7 ' 20. Blm. Souk Canavarlarn En Souu 1. The Portable Nietzsche (New York 1954), s. 160-161. 2. Elbette, Kojeve'in de belirttii gibi, Hristiyanlk'n ebedi yaam inancnda da belli bir arzu esi vardr. Bir Hristiyaft'n inayet arzusu varln koruma doal igdsnden daha yksek bir motif olamaz. Ebedi hayat, lm korkusuyla hareket eden insann nihai arzusunun gereklemesidir. 3. Daha nce de belirtildii gibi, grnte toprak ya da ulusal servet gibi maddi nesnelerin sz konusu olduu birok atma, fatih asndan st rtl bir kabul grme mcadelesidir. 4. Bu terimler, modern liberal demokrasiyi olanakl klan "deerleri" tanmlamaya alan modern toplum bilimlerinden 450 kmaktadr. rnein, Daniel Lerner'e gre, "Belirgin empatik yetenek ancak sanayilemi, kentlemi, eitimli ve katlmc modern toplumlarda kiisel bir zellik haline gelir." (Lerner 1958), s. 50. lk kez Edward Shils tarafndan kullanlan "sivil kltr" terimi, "ne geleneksel, ne de modern olan ama her ikisinden de yararlanan nc bir kltr; iletiim ve ikna zerine kurulu oulcu bir kltr, bir mutabakat ve eitlilik kltr, deiime izin veren ama onu lmllatran bir kltr" olarak tanmlanyor. Gabriel G. Almond ve Sidney Verba, The Civic Culture (Boston 1963), s. 8. 5. Hogrllk erdeminin modern Amerika'daki merkezi yerine ilikin olarak bak: Allan Bloom, The Closing of the Atneri-canMind(New York 1988), zellikle 1. Blm. Buna ed-en kusur olan hogrszlk ise, gnmzde ihtiras, hrs vb. gibi geleneksel kusurlardan ok daha kabul edilmez saylmaktadr. 6. Bak: Diamond-Lipz-Lipset'in Democracy in Developing Co-untries (Boulder/Colo. 1988a) dizisindeki her bir cildin bandaki demokrasinin nkoullarna ilikin genel tartma, zellikle 4. ciltteki Latin Amerika zerine tartma (1988b), s. 2-52. Ayrca bak: Demokrasinin nkoullarna ilikin Hun-tington (1984)'deki tartma, s. 198-2097. Ulusal birlik, Dankwart Rustow'a gre demokrasi iin tek gerek nkouldur. "Transitions to Democracy", Comparati-vePoliticsl (Nisan 1970), s. 337-363. 8. Samuel Huntington, u andaki "nc dalga" demokratiklemede ok sayda katolik lkenin yer almasnn, bunu bir yerde, Katolik bilincin 1960'larda daha demokratik ve eitliki bir ynde deimi olmasyla bal. Katolik bir olgu haline getirdiini sylemektedir. Bu grte bir doru pay olmakla birlikte, Katolik bilincin niin deimi olduu sorusunu atlamaktadr. Gerekten de, Katolik doktrinde onu demokratik politikaya yneltecek isel birey yoktur. Tersine geleneksel gr, Katolik Kilisesi'nin otoriter ve hiyerarik yapsnn onu otoriter politikay tercih etmeye ynelttii yolundadr. Katolik bilinteki deiimin balca nedenleri unlar olabilir: 1) Demokratik fikirlerin genel meruiyetinin Katolik dnceyi etkilemesi (yani bundan tremesi deil); 2) 1960'larda birok Katolik lkede sosyoekonomik

gelime dzeylerinin ykselmesi; ve 3) Katolik Kilisesi'nin Martin Luther'i izleyerek 400 yl sonra "dnyevile- mesi". Bak: Samuel Huntington, "Religion and the Third Wa451 li % ve", The National Interest no. 24 (1991 Yaz) s. 29-42. 9. Devletin laiklemesinden sonra Trkiye'nin bile demokratik bir dzeni srdrmede problemleri oldu. Freedom House, 1984'de Mslman ounlua sahip 36 lkeden 21'ini "zgr deil", 15'ini de "ksmen zgr" olarak deerlendirirken, hibiri iin "zgr" nitelendirmesini yapmad. 10. Costa Rica tartmas iin bak: Harrison (1985), s. 48-54. 11. Bu gr en belirgin ekilde Barrington Moore tarafndan savunuldu, Social Origins of Dictatorship and Democracy (Boston 1966). 12. Bu teze ilikin, onun aklayc yeteneini snrlayan birok sorun vardr. rnein, sve gibi birok merkezi monari daha sonra son derece istikrarl liberal demokrasilere dnt. Baz yazarlar feodalizmin demokratiklemenin nnde bir engel olabilecei kadar bunu destekleyebileceini de belirtiyor. Kuzey ve Gney Amerika'nn deneyimleri arasndaki en nemli fark burada grlyor. Bak: Huntington (1984), s. 203. ' ' 13. Franszlar, merkeziyetilik alkanlndan kendilerini kurtarmak iin gemite, eitim gibi baz alanlarda seilmi yerel organlara yetki aktarimn da ieren, birok giriimde bulundular. Yakn gemite hem muhafazakr, hem de sosyalist hkmetler bunu yapt. Bu adem-i merkeziyeti abalarn nihai baarsn zaman gsterecek. 14. Ulusal kimlikten balayan, sonra etkili demokratik kurumlara geen ve en sonunda da geni katlma ulaan bir sray Ro-bert Dahi de savunmaktadr. Bak: Polyarchy: Participation and Opposition (New Haven 1971), s. 36. Ayrca bak: Eric Nordlinger, "Political Development: Times Sequences and Rtes of Change", World Politics 20 (1968), s. 494-530 ve Le-onard Binder vd., Crises and Sequences in Political Develop-ment (Princeton 1971). 15. rnein, ili'de 1970'lerde demokrasinin kmesi, eer bu lkede bakanlk sistemi deil de parlamenter bir sistem olsayd nlenebilirdi, bu durumda hkmetin istifasyla lkenin btn kurumsal yapsn bozmadan koalisyonlarn yeni bir yer almna geilebilirdi. Bakanlk sistemine kar parlamenter sistem konusunda bak: Juan Linz, "The Perils of Presidentialism", Journal of Democracy 1, no. 1 (1990 Yaz), s. 51-69. 16. Bak: Juan Linz, The Breakdoun of Democratic Regimes: Cri-sis, Breakdoum, andReeauilibriation (Baltimore 1978). 17. Bu genel sorunla ilgili olarak bak: Diamond vd. (1988b), s. 452 19-27. Akademik karlatrmal politika aratrmalar kinci Dnya Sava'nn sonuna kadar anayasa hukuku ve hukuk doktrinleri zerinde younlamt. Kta Avrupas sosyolojisinin etkisiyle sava sonras dnemdeki "modernizasyon teorisi", demokrasinin kaynan ve baarsn aklamada hukuk ve politikay ihmal ederek neredeyse tamamen temeldeki ekonomik, kltrel ve sosyal faktrlere yneldi. Son yirmi yl iinde, Juan Linz'in Yale niversitesi'deki aratrmalaryla da bal olarak, eski bak asna bir bakma bir geri dn oldu. Ekonomik ve kltrel faktrlerin nemini yadsmadan, Linz ve arkadalar politikann zerkliini ve nemini gereince vurguladlar ve politika ile politika alt alan arasnda daha iyi bir denge kurdular. 18. Weber'e gre, Bat'da zgrln varlnn nedeni, Batl kentin bamsz savalardan oluan bir zsavunma rgtlenmesine dayal olmas ve Batl dinlerin (Yahudilik ve sonra da Hristiyanlk) snf ilikilerini sihir ve batl inantan temizlemi olmasyd. Orta a kentinin zgr ve grece eitliki sosyal ilikileri, ancak lonca sistemi gibi zgl Orta a bulularyla aklanabilir. Bak: Max Weber, General Economic HistoryQiew Brunswick/NJ. 1981), s. 315337.

1-9- Gorbaov'un ilk tur reformlarnn sonunda Sovyetler Birlii'n-de kalc demokratik kurumlarn oluup oluamayaca kesinlikle belli olmamakla birlikte, bu kurumlarn bir sonraki kuakta kk salmasnn nnde hibir mutlak kltrel engel yoktur. Eitim dzeyi, kentleme, ekonomik gelime gibi faktrler asndan Ruslar, Hindistan ve Costa Rica gibi baarl bir ekilde demokratiklemi nc Dnya lkelerine oranla gerekte daha avantajldr. Aslnda, bir halkn derin kltrel nedenlerden demokratikleemeyecei inancnn kendisi demokratikleme nnde nemli bir engel olmaktadr. Rus sekinlerindeki belli bir Rusofobi, Sovyet yurttalarnn kendi geleceklerini kontrollerine alma yetenei konusunda derin bir karamsarlk ve gl bir devlet otoritesinin kanlmazlna ilikin bir kadercilik; btn bunlar bir noktada kendi kendini dorulayan ngrler haline gelmektedir. 21. Blm. almann Kkeni Olarak Thymos 1. Kojeve (1947), s. 9. 2. Bak: II. Ksm, "Videonun Zaferi". 453 3. Bak: Thomas Sowell, The Economics and Politics ofRace: An International'J'erspective (New York 1983) ve Sowell, "Three Black Histories", Wilson Quarterly (1979 Yaz), s. 96-106. 4. R. V. Jones, The Wizard War: British Scientific Intelligence, 1939-1945'(New York 1978), s. 199, 229-230. 5. almann znde zevkli birey olmad gr Yahudi-Hristiyan geleneinde derin kklere sahiptir. brani nci, li'ndeki Yaratl yksnde, alarak dnyay yaratan Tan-r'nn imajyla allr. Ama alma ayn zamanda Tanr'nn inayetini yitirmi insann lanetlenmesidir. "Ebedi hayaf'n ierii, alma deil, "ebedi dinlenme"dir. Bak: Jaroslav Pelikan, "Commandment of Curse: The Paradox of Work in the Ju-deo-Christian Tradition", Pelikan vd,, Comparative Work Ethics: Judeo Christian, Islamic and Eastern (Washington/D.C. 1985), iinde, s. 9, 19. 6. Bu gr, emei yalnzca tketim iin yararl eyleri retmede bir ara olarak gren Locke da onaylard. 7. Modern bir iktisat bylesi bir bireyin davrann, "fayda"nn insanlarn gerekten izledii herhangi bir amac kapsayan saf biimsel bir tanmyla aklamaya alrd. Yani buna gre, modern bir ikoliin almasndan "psikolojik bir yarar" salad sylenebilir, tpk Weber'in ileke Protestan giriimcisinin ebedi kurtulu umudundan "psikolojik bir fayda" saladnn sylenebilecei gibi. Para arzusu, bo zaman, kabul grme ya da ebedi kurtulu gibi ok eitli eylerin biimsel bir fayda bal altnda toplanabilmesi, iktisat biliminin bylesi biimsel tanmlamalarnn insan davrannn ge'rekten ilgin yanlarn aklamaya ne kadar az elverili olduunu gstermektedir. Faydann bylesi hereyi kapsayan bir tanm, teoriyi kurtarmakta, ama onun btn aklayc gcn yok etmektedir. "Fayda"nn geleneksel iktisadi tanmn bir kenara brakmak ve kullanmn daha snrl ama daha saduyulu bir anlamla kstlamak yerinde grnyor: Fayda, ncelikle mlk edinme yoluyla insan arzusunu tatmin eden ya da insan acsna son veren herhangi bir eydir. Bylelikle, saf thymotik bir tatmin iin her gn etine ac veren bir ilekein bir "fayda azamile-tirici" olduu artk sylenemez. 8. Weber, Protestanlk ile kapitalizm arasndaki ilikiyi saptam yazarlar arasnda, 1880'lerde ok okunan bir iktisat elkitab yazm olan Belikal Emile de Laveleye ile ngiliz Eletirmen Matthew Arnold'u sayar. tekiler Rus yazar Nikoloy Mel'gu454 nov, John Keats ve H. T. Buckle'dir. Weber'in tezinin ncel-leriyle ilgili olarak bak: Reinhold Bendix, "The Protestant Et-hic-Revisited", Comparative Studies in Society and History 9, no. 3 (Nisan 1967), s. 266-273. 9. Birok Weber eletirmeni, kapitalizmin reformasyon ncesinde de, rnein Yahudi ya da talyan katolik topluluklarnda ortaya ktna iaret etmitir. Bazlar da, Weber'in tartt puritanizmin ancak kapitalizmin yaygnlamasndan sonra ortaya km, yozlam bir puritanizm olduunu, bunun kapitalizmin kayna deil ancak taycs olabileceini ne srmtr. Ayrca, Protestan ve Katolik topluluklarn performanslar arasndaki grece

farklar, protestanln her hangi olumlu bir katksndan ok, kar reformasyonun yaratt ekonomik rasyonalizmin getirdii engellerle aklamann daha doru olaca gr vardr. Weber'in tezini eletiren literatr iinde unlar saylabilir: R. H. Tawney, Religion and the Rise of Capitalism (New York . 1962). Kember Fullerton, "Calvinism Capitalism", Harvard Theological Revietv 21 (1929), s. 163-191, Ernst Troeltsch, The Social Teaching of the Christian Churches (New York 1950), Werner Sombart, The Quintessence of Capitalism (New York 1915) ve H. H. Robertson, Aspects of the Rise of Economic ndividualism (Cambridge 1933). Ayrca Strauss (1953), 22. dipnot, s. 60-6l'deki Weber tartmasna da baknz. Strauss, reformasyondan nce rasyonel felsefi dncede bir devrim gerekletiine iaret eder. Bu, snrsz maddi zenginlik biriktirmeyi gerekelendirmi ve bylece kapitalizmin meruiyetinin yaygnlamasna katkda bulunmutur. 10. Bak: Emilio Willems, "Culture Change and the Rise of Protes-tantism in Brazil and Chile", S. N. Eisenstadt (yay.), The Protestant Ethic and Modernization: A Comparative Viev (New York 1968) iinde, s. 184-208; Lawrence E. Harrison'un kltrn ilerleme zerine etkisi konulu, 1992'de kacak kitab; David Martin, Tongues of Fire: The Explosion of Protestantism in Latin America (Oxford 1990). Latin Amerika'daki gnmzdeki "kurtulu teolojisi", snrsz, rasyonel sermaye birikiminin meru saylmamasna katkda bulunduu lde kar reformasyonun mirass olmaya hak kazanmtr. 11. Weber, kapitalizm ruhunun bu kltrlerde niin canlanmadn aklamak iin, in ve Hindistan'daki dinler zerine kitaplar yazmtr. Bu, sz konusu kltrlerin dardan ithal edilen kapitalizmi niin destekledii ya da engelledii soru455 i sundan biraz farkl bir noktadr. Bu son konuyla ilgili olarak bak: David Gellner, "Max Weber, Capitalism and the Religon of India" Sociology 16, no. 4 (Kasm 1982), s. 526-543. 12. Robert Bellah, Tokugava Religion (Boston 1957), s. 117-126. 13. agy. s. 133-161. 14. India: A Wounded Civilization (New York 1978), s. 187-188. 15. Myrdal yalnzca Hinduizm'den kaynaklanan dnsel ataleti belirtmez. O'nun grne gre, sadece Hindu dinindeki ineklerin ldrlmesine ilikin yasak bile, ekonomik gelimeyi belirleyici bir ekilde engellemitir. Bu ok byk nfuslu lkede neredeyse insanlarn yars kadar retici olmayan inek yaamaktadr. Gunnar Myrdal, Astan Dilemma: An Inquiry into the Poverty of Nations (New York 1968) c 1 s 89-91 95-96, 103. 16. Bu gr iin bak: Daniel Bell, The Cultural Contradictions of Capitalism (New York 1976), s. 21. Ayrca bak: Michael Rose, Retvorking the Worth Ethic: Economic Values and So-cioCultural Politics (New York 1985), s. 53-68. 17. Bak: Rose (1985), s. 66; ayrca David Cherrington, The Work Ethic: Working Values and Values that Work (New York 1980), s. 12-15, 7318. alma statistikleri Brosu'na gre, Amerikan igcnn tam gn alan ksmnn yaklak yzde 24', 1989'da haftada 49 saat ya da daha fazla alyordu, oysa ayn oran on yl nce yzde 18'di. Louis Harris'in bir aratrmasna gre, yetikin Amerikallar'n haftalk bo saatlerinin says, 1973'de 26,2 iken, 1987'de 16,6'ya dmt. Veriler iin bak: Peter T. Kilborn, "Tales From the Digital Treadmill", New York Times (3 Haziran 1990), s. 1, 3. Ayrca bak: Leslie Berkman, "40-Hour Week s Part Time for Those on the Fast Track", Los Angeles Times (22 Mart 1990), s. 8. Bu veriler iin Doyle McManus'a teekkr borluyum. 19- ngiliz ve Japon iiler arasndaki farklar iin bak: Rose (1985), s. 84-85. 22. Blm. syan mparatorluklar, Hrmet mparatorluklar 1. Bu konunun ayrntl bir tartmas iin bak: Roderick McFar-quhar, "The Post-Confucian Challenge", Economist, (9 ubat 1980), s. 67-72; Lucien Pye, "The New Asian Capitalism: A' 456 Political Portrait", Peter Berger ve Hsinhuang Michael Hsiao (yay.), in Search of an East Asian Development Model (New Brunswick/N.J. 1988) iinde, s. 81-98 ve Pye (1985), s. 25-27, 3334 ve 325-326.

2. Japonya'da birincil sosyal ilikiler yatlar arasndaki deil, sempaive kohai, st ve alt arasndaki ilikilerdir. Bu hem aile ve okul, hem de kiinin birincil bann daha yal bir ef olduu irket yaamnda geerlidir. Bak: Chie Nakane, Japa-nese Society(Berkeley 1970), s. 26. 3. rnein, Locke'un hkmet zerine First Treatisef, aile modelinde patriyarkal politik otoriteyi savunmaya alan robert Filmer'e bir saldryla balar. Bak: Tarcov (1984) s. 9-22. 4. Bu bir rastlant deildir; Locke Second Treatise'da. anababa otoritesinin belli biimlerine kar ocuklarn haklarn savunur. 5. Pye (1985), s. 72'de, Japon ailesinin in ailesinden kiisel onur ve aile ballna yapt vurguyla ayrldn syler. Bylece aile daha da dnk ve uyum salayc olmaktadr. 6. Kendi bana aile ekonomi iin somut bir deer tamaz gibi grnmektedir. Pakistan'da ve Ortadou'nun eitli lkelerinde aile balan Dou Asya'da olduu kadar skdr, ama bu, nepotizmi ve kabileye dayal tercihleri zendirdii iin, ou kez ekonomik rasyonellemenin nnde bir engel oluturmaktadr. Dou Asya'da aile yalnzca geni ailenin halen yaayan yelerinden ibaret deildir; uzun bir lm atalar dizisi de bireyin davranlarndan bejli standartlar talep eder. Gl aileler nepotizm yerine disiplin ve adalet duygusunu zendirir. 7. 1989'daki "Recnit" Skandali ile bir ylda iki LDP babakannn dmesine yol aan teki skandallar ve LDP'nin Diet'in st kamarasndaki ounluunu yitirmesi, Japon politik sisteminde Bat tr bir hesap vermenin varlnn kantlardr. Ama LDP hasan baanl bir ekilde dondurmay ve ne kendisi ne de Japon politikac ve brokratlarnn i yapma tarznda herhangi bir yapsal refonna gitmeden politik sistem zerindeki hegemonyasn korumay becerdi. 8. rnein, Gney Koreliler hkmet partilerini kurarken Amerikan Demokrat ve Cumhuriyeti partilerini deil, Japon LDP'yi kendilerine rnek aldlar. 9. Son yllarda, Japon dorudan yatrmlar ve donanmlanyla birlikte, grup balln ve birliktelii vurgulayan kimi Japon ynetim teknikleri de belli bir baaryla ABD ve ngiltere'ye 457 ithal edildi. Aile ya da ulus duygusu gibi daha byk bir ahlaki ierie sahip teki Asya toplumsal kurumlarnn da ayn ekilde ithal edilip edilemeyecei tartmaldr, nk bunlar geldikleri lkenin somut kltrel deneyimleri iinde kk salmtr. 10. Kojeve'in, tarihin sonunun evrensel ve homojen bir devlet yaratlmasn gerektirip gerektirmedii konusunda ne dnd belli deildir. Bir yandan devlet sistemi henz ayaktayken, tarihin 1806'da sona erdiini syler; te yandan ahlaki bakmdan anlaml btn ulusal farkllklar ortadan kalkmadan bir devletin tamamen rasyonel olabileceini dnmek zordur. Kendisinin Avrupa Topluluu adma almakta olmas, mevcut ulusal snrlarn silinmesini tarihsel bakmdan anlaml bir dev olarak algladn gstermektedir. 23- Blm. "Gerekilik"in Gerek Diilii 1. Thukididis; I. 37, 40-4l'de yazdnn tam tersi III, 105,2'de vardr. 2. yle ki, aadaki satrlar Kenneth Waltz'n Theory of International Politics adl kitabndan alnmtr (New York 1979, s. 65-66): Birok eyin deimi olmasna ramen, ok eyi de ayn kalmas ok etkileyicidir. Bu ok eitli biimlerde gsterilebilir. Eer Birinci Dnya Sava'nda ve sonrasnda olanlar aklnzda tutarak Birinci Makkabea kitabn okursanz, uluslararas politikada bir sreklilik olduunu hissedersiniz. sa'dan nce ikinci yzylda olduu gibi, yirminci yzylda da Araplar ile Yahudiler Kuzey mparatorluu 'nun kalntlar uruna birbirleriyle savayor ve arenann dndaki devletler dikkatle izliyor ya da aktif mdahele ediyor. Olay biraz daha genel olarak gzler nne sermek iin, Hobbes'un Tukidides'in modernliini farketmesine ilikin nl rnee ba vurabiliriz. Louis J. Halles'in, nkleer silahlar ve sper gler anda Tukidides'in hl makbul olduunu anlamas ise, o kadar nl olmasa da, ayn ekilde arpcdr." 3. Reinhold Niebuhr, uluslararas politikaya ilikin bu grlerini en belirgin ekilde, Moral Man in Immoral Society: A Study in Ethics and Politics (New York 1932) adl kitabnda dile getirir. Morgenthau'nun, Politics Among Nations: The Struggle for Power and Peace (New York 1985) adl ders ki-

458 tab alt bask yapmtr. Son bask Morgenthau'nun lmnden sonra Kenneth Thompson tarafndan yaynlanmtr. 4. Man, The State, and War (New York 1959) adl kitabnda Waltz, balangta devletler dzeyindeki nedenlerle devlet sistemi dzeyindeki nedenler arasnda ayrm yapar. 5. Savan kaynan ortak bir egemenin ve uluslararas hukukun eksikliinde grer gerekiler, bu noktada liberal enter-nasyonalistlerle ayn grtedir. Aslnda, ileride greceimiz gibi, ortak bir egemenin yokluu sava nlemede kritik bir faktr deildir. 6. Trasimahus, Eflatun'un Devlet'inde adaleti, "glnn avantaj" olarak tanmlar. (Birinci Kitap, 338c-347a) 7. Sava sonras dnemdeki ilk gerekilerin oundan farkl olarak, George Kennan yaylmacln kanlmaz olarak Rusya'ya isel olmadna, daha ok Sovyet Rusya'nn milliyetiliinin askerilemi bir marxizm ile birlemesinden kaynaklandna inanyordu. Kennan'm zgn kuatma stratejisi, kendi iine kapal bir Sovyet komnizminin sonunda kecei varsaymna dayanyordu. 8. Bu grn bir baka versiyonu.iin bak: Samuel;Hunting-ton, "No Exit: The Errors of Endism", The National Interest 17 (1989 Sonbahar), s. 3-11. 9- Kenneth Waltz, rnein "devrimci" ve "statkocu" devletler gibi ayrmlar yaparak atma teorilerini i politikayla kartrdklar iin, Morgenthau, Kissinger, Raymond Aron ve Stanley ; Hoffmann gibi gerekileri eletirir. Kendisi ise, uluslararas politikay, bileen uluslarn i karakteri gibi eyleri hi dikkate almadan tamamen sistemin yaps temelinde aklamaya alr. Szcn allm anlamn artc bir ekilde deitirerek, dnya politikasnn btn karmakln politikay dikkate alan teorileri "indirgemeci" olarak nitelendirir. Oysa sistem hakknda yalnzca tek bir ey, iki kutuplu mu, yoksa ok kutuplu mu olduu bilinebilir. Bak: Waltz (1979), s. 18-78. 10. Bu noktada bak: Waltz (1979), s. 70-71, 161-193. Teoride, klasik Avrupa uluslar konseri gibi ok kutuplu bir sistem iki kutuplu bir sisteme oranla kimi avantajlara sahiptir, nk sisteme ynelik bir meydan okuma ittifaklardaki kaymalarla hzla dengelenebilir, ayrca g daha genel dalm olduu iin, snrdaki denge kaymalarnn etkisi daha az olur. Ama byle bir sistem en iyi, devletlerin ittifaklara kolaylkla girip kabilecei ve kuvvet dengesini salamak iin rahatlkla toprak alp verebilecei monarik bir dnyada iler. Ama milli459 11. 12. yetiliin ve ideolojilerin bir devletin ittifaklar kurma zgrln snrlad bir dnyada, ok kutupluluk bir dezavantaj olur. Birinci Dnya Sava ok kutupluluktan ok, artan lde bir iki kutuplulua benzeyen yozlam bir ok kutupluluun sonucuydu. Milliyeti ve ideolojik nedenlerin bir karmyla Almanya ve Avusturya-Macaristan az ok kalc bir ittifaka dntler ve Avrupa'nn geri kalan blmn kendilerine kar ayn ekilde esnek olmayan bir ittifaka zorladlar. Sonunda Avusturya'nn btnlne ynelik bir tehdit olan Srp milliyetilii, bu sallantl iki kutuplu sistemi savan iine yuvarlay verdi. Niebuhr (1932), s. 110. Henry A. Kisspger, A World Restored: Metternich, Castlere-agh and the Problems of Peace 1812-1822 (Boston 1973), zellikle s. 31--332. 13 14 15 16 Morgenthau (1 985), s. 13. agy. s. 1-3. Niebuhr (1932), s. 233. Bunun tek istisnas, BM'nn 1950'de Kuzey Kore'nin Saldrsna kar gsterdii tepkiydi; bu ise, Sovyetler Birlii Birlemi Milletler'i boykot ettii iin gerekleebilmiti. 17. Kissinger'in doktora teziyle ilgili olarak bak: Peter Dickson, Kissinger and the Meaning of History (Cambridge 1978).

18. John Gaddis, "One Germany-In Both Alliances", New York Times (21 Mart 1990), s. A27. 19. John J. Mearsheimer, "Back to the Future: Instability in Europe after the Cold War", International Security 15, no. 1 (1990 Yaz), s. 5-56. 24. Blm. Gszlerin Gc 1. Mearsheimer (1990), s. 12. 2. Waltz, uluslararas ilikiler teorisinde i politikay dikkate almaz. Bunun, "aratrma nesnesi" ile aratrmann "yapsal" dzeylerinin birbirinden ayrlmasn salayaca iin, teorisini gl ve bilimsel klacan ne srer. Uluslararas politikadaki insan davrannn evrensel yasallklarn bulma abasyla muazzam bir dnsel dnya kurar. Ama bu, devletlerin davranlarna ilikin kaba gzlemler ynndan baka bir ey deildir ve tm, "gler dengesi nemlidir" cmlesiyle zetlenebilir. 460 3. Bak: Tukidides, Pelopones Savalarnn Tarihi, I, 76'da Atinallar, Korintliler'in Lakedemonyallar'a arsna verdikleri yantta, Sparta'nn statkodan yana olmasna ramen, Atina ile Sparta'nn eit deerde olduunu sylerler. Ayrca bak: Atinallar'n Meli diyalogundaki argmanlar. (III, 105. Bak: 23. Blm'n bal) 4. Komu devletler oransz bir hzla gelitiinde kukusuz sorunlar ortaya kar, ekememezlik belirir. Ama modern kapitalist devletler byle bir durumla karlatnda genellikle abalarn komularnn baarsn zayflatmaya deil de, daha glendirmeye yneltir. 5. G ile meruiyet arasndaki karlkl iliki ve basitletirici "g politikas" kavramlarnn eletirisi iin bak: Max Weber (1946), "Politics as a Vocation", s. 78-79 ve "The Prestige and Power of the Great Powers", s. 159-160. 6. Kenneth Waltz'n gereki teorisinin tarihsel olmayan bak asna ynelik, marxist adan bir eletiri iin bak: Robert Cox, "Social Forces, States, and World Orders", Robert O, Ke-ohane (yay.), Neorealism and Its Critics (New York 1986) iinde, s. 213-216. Ayrca bak: George Modelski, "Is World Politics Evolutionary Leorning?" International Organization 44, no. 1 (1990 K), s. 1-24. 7. Josef A. Schumpeter, Imperialism and Social Classes (New York 1955), s. 69. 8. agy. s. 5. 9. Schumpeter thymos kavramn kullanmaz. Snrsz fetih arzusunu, ekonomikten ok ilevsel olarak aklar, bir yaam stratejisi olduu zamanlarn bir kalnts olduunu syler. 10. Bu Sovyetler Birlii iin de geerliydi. Afganistan Sava'nda yaralananlar Brejnev dneminde bile, d gzlemciler asndan mmkn grlemeyecek bir politik rol oynuyordu. 11. Gnmz Amerikan kentlerinde iddetin artmas ve popler kltrde iddet sergilenmesinin sklamas bu eilimlerle elimemektedir. nk Kuzey Amerika, Avrupa ve Asya'daki orta snf toplumlarnda kiisel iddet ya da lm deneyimi, iki ya da yz yl ncesine oranla ok azalmtr. Bunun balca nedeni, bebek lmlerini azaltan ve yaam beklentisini artran salk hizmetlerindeki iyilemedir. Filmlerde iddete yer verilmesi, belki de daha ok bu filmleri seyreden insanlarn yaamnda iddetin ne kadar allmam olduunun bir gstergesidir. 12. Tocqueville (1945), c. 2; s. 174-175. 461 13. Bu noktalarn bazlar iin bak: John Mueller, Retreat from Doomsday: The Obsolescence of Majr War (New York 1989). Mueller, uzun sre var olmu toplumsal uygulamalar olarak klelik ile dellonun ortadan kalkm olmasn, gelimi lkeler arasndaki byk savalarn gelecei iin bir rnek olarak gsterir. Mueller bu deiikliklere iaret etmede hakldr, ama Cari Kaysen'in de (1990) belirttii gibi, bunlar insanln son birka yzyldaki toplumsal evriminin genel balam dnda gerekleen yaltlanm olgular gibi ele alnmaktadr. Oysa kleliin ve dellonun ortadan kalkmas, Fransz Devrimi sonucunda efendi-uak ilikisinin ortadan kalkmasyla ve efendinin kabul grme arzusunun evrensel ve homojen devletin rasyonel kabul grmesine dnmesiyle baldr. Dello modern dnyada, efendi ahlaknn, kanl bir savata hayatn ortaya koyma arzusunu ifade eden'bir sanat rndr. Kleliin,

dellonun ve savan gzden dmesinin temel nedeni ayndr; rasyonel kabul grmenin yerleme-sidir. 14. Bu grler iin bak: Cari Kaysen'in John Mueller'i deerlendiren mkemmel makalesi, "Is War Obsolete?", International Security 14, no. 4 (1990 Bahar), s. 42-64. 15. rnein bak: John Gaddis, "The Long Peace: Elements of Stability in the Postwar International System", Internationa, Security 10, no. 4 (1986 Bahar), s. 99-142. 16. Kukusuz Souk Sava dnemindeki en ciddi Sovyet-Ameri-kan ihtilafnn, Kba fze krizinin nedeni nkleer silahlard. Ama burada bile ihtilafn gerek silahl atmaya dnmesini nleyen, nkleer sava perspektifi oldu. 17. rnein bak: Dean V. Babst, "A Force for Peace", ndustriat Research 14 (Nisan 1972), s. 55-58; Ze'ev Maoz ve Nasrin Abdolali, "Regime Types and International Conflict, 1816-1976", Journal of Conflict Resolution 33 (Mart 1989), s. 3-35; R. J. Rummel, "Libertarianism and International Violence", Journal of Conflict Resolution 27 (Mart 1983), s. 27L71. 18. Bu varg bir bakma Doyle'un liberal demokrasi tanmna baldr. ngiltere ve ABD, 1812'de, ngiliz Anayasas'mn birok liberal nitelik kazanm olduu bir zamanda savaa girdiler. Doyle, Britanya'nn liberal demokrasiye geiini 1831'deki Reform Yasas'ndan balatarak bu problemi ortadan kaldrmaktadr. Bu tarih bir bakma keyfidir; oy hakk Britanya'da yirminci yzyla kadar snrl kald ve 1831'de Britanya liberal haklar smrgelerinde geerli saymamt. Ama gene de, Doyle'un varglar doru ve arpcdr. Doyle (1983d), s. 205-235; Doyle (1983b), s. 323-353. Ayrca bak: "Liberalisin and World Politics" balkl makalesi, American Political Science Reviev 80, no. 4 (Aralk 1986), s. 1151-1169. 19. Sovyet "ulusal kar" tanmndaki deiiklikler iin bak: Step-hen Sestanovich, "Inventing the Soviet National Interest", The National Interest no. 20 (1990 Yaz), s. 3-16. 20. V. Hurkin, S. Karaganov ve A. Kortunov, "Gvenlie Ynelik Eski ve Yeni Tehdit", Kommunist (1 Ocak 1988), s. 45. 21. Waltz'a gre Sovyetler Birlii'ndeki reformlar uluslararas ortamdaki deiikliklerden kaynaklanmtr. Perestroyka ger-ekilik teorisinin bir dorulanmas olarak grlmelidir. Yukarda da belirtildii gibi, d bask ve uluslararas yarma Sovyetler Birlii'ndeki reformlarn hzlanmasna kukusuz katkda bulunmutur. lke daha sonra ileri doru adm atmak zere bir adm geri gitmi olsayd, gerekilik teorisi dorulanm olurdu. Ama bu bak tarznda, Sovyetler Birli-i'nde ve Sovyet iktidarnn temelinde 1985'den sonra gerekleen ulusal ama deiiklikleri dikkat d kalmaktadr. Bak: United States Institute of Peace Journal 3, no. 2 (Haziran 1990), s. 6-7'deki Waltz'n yorumlar. 22. Mearsheimer (1990), s. 47. Mearsheimer, liberal demokrasiler arasndaki iki yz yllk bar -tam bir ksaltma harikas- sadece duruma indirgemekte; Britanya ile Birleik Devletler, Britanya ile Fransa ve 1945 sonrasnda Batl demokrasiler arasnda sava olmadn sylemektedir. Oysa, belirtmeye gerek yok ki, ABD-Kanada rneinden balayarak daha saysz durum vardr. Ayrca bak: Huntington (1989), s. 6-7. 23. Polonya, ekoslovakya ve Sovyetler Birlii'ndeki eski Alman topraklarna geri dnlmesini, bugn Almanya'da kk bir aznlk savunmaktadr. Bu grup daha ok kinci Dnya Sava-'ndan sonra buralardan srlenlerden ve bunlarn ocuklarndan olumaktadr. Eski Bat ve Dou Alman parlamentolar ve bugnk Birleik Almanya'nn parlamentosu bu taleplere sahip kmamtr. Demokratik Almanya'da demokratik Polonya'ya kar politik bakmdan nemli olabilecek bir inti-kamcln birbiriyle savamayaca tezi iin nemli bir snav olacaktr. Ayrca bak: Mueller (1990), s. 240, 25. Blm. Ulusal karlar 462 463 1. William L. Langer, "A Critique of Imperialism", Harrison M. Wright (yay.), The New Imperialism: Analysis of Late Ninete-enth-Century Eocpansion, ikinci bask (Lexington/Mass. 1976) iinde, s. 98.

2. Bununla ilgili olarak bak: Kaysen (1990), s. 52. 3. Avrupa'daki ittifak sisteminin yklmasnn ve sonunda Birinci Dnya Sava'nn kmasnn nedeni, ok kutupluluun isel bir hatasndan ok bu katlktr. Eer devletler 19yzylda da monarik meruiyet ilkelerine gre rgtlenmi olsalard, o zaman Avrupa konseri artan Alman gcn, ittifaklardaki bir dizi kaymayla ok daha kolay dengeleyebilirdi. Aslnda ulusal ilke olmasayd Almanya hibir zaman birleemezdi. 4. Bak: Ernest Gellner (1983). 5. rnein bak: John Gray, "The End of Hstory-or of Libera-lism?" The National Reviev (27 Ekim 1989), s. 33-35. 6. Gellner (1983), s. 34. 7. Rus aristokrasisinin frankofillii belki ar bir rnektir, ama aslnda btn lkelerde aristokrasi ile kylln konutuu dil arasnda belirgin lehe farklar vard. 8. Milliyetiliin bu tarz ekonomik bir aklamasn fazla mekanik uygulamamak iin dikkatli olmak gerekir. Milliyetilik geni anlamda sanayilemenin bir rn olarak grlebilirse de, milliyeti ideolojiler, bir lkenin ekonomik gelime dzeyinden bamsz zgl bir yol izleyebilir. Yoksa kinci Dnya Sava sonrasndaki Kamboya ya da Laos gibi sanayi ncesi lkelerdeki milliyeti hareketler nasl aklanabilir? 9. Ayn ekilde, rnein Atatrk kariyerinin sonlarnda, modem Trk ulusal bilincine bir temel oluturmak iin tarih ve dil "aratrmalar"na byk zaman ayrd. 10. Gellner (1983), s. 44-45. 11. Btn Avrupa'da gl Hristiyan demokrat partiler olduunun elbette farkndaym; ama bu partilerin Hristiyan olmaktan nce demokrat olmas ve Hristiyanlk' dnyevi bir tarzda yorumlamas olgusu kendi bana liberalizmin din karsndaki zaferinin bir gstergesidir. Hogrsz, antidemokratik din, Franko'nun lmyle birlikte Avrupa politik sahnesinden kayboldu. 12. Milliyetiliin gelecekteki gelimesine ilikin bu yaklam Gellnef de paylayor. (1983, s. 113) 13- Rus milliyeti hareketinin, eski Sovyetler Birlii'nin yksek komuta dzeyinde arlkl olarak temsil edilen ovenist ve emperyal bir,kanad elbette var olmaya devam ediyor. Tahmin edilebilecei gibi, eski tarz emperyalist milliyetilie en ok Avrasya'nn daha az gelimi blmlerinde rastlanmaktadr. Slobodan Milosevi'in ovenist Srp milliyetilii buna bir rnektir. 14. Mearsheimer'e gre i politikann sava:bar sorunu asndan nem tayan tek yan aslnda milliyetiliktir. "Hiper mil-liyetilik"i bir atma kayna olarak grr ve bunu d evrenin ya da okullarda ulusal tarihlerin doru retilmemesi-nin yarattn ne srer. Mearsheimer, milliyetiliin ve "hiper milliyetilik"in rastgele deil de, zgl tarihsel, sosyal ve ekonomik bir balam iinde ortaya ktn ve btn benzer tarihsel olgular gibi i gelime yasalarna tabi olduunu bilmez grnyor. Mearsheimer (1990), s. 20-21, 25, 55-56. 15. Grcistan'da Zviad Gamzakhurdiya nclndeki Bamszlk in Yuvarlak Masa'nn, 1991'deki seimleri kazandktan sonra ilk yapt ilerden biri, ayr bir ulusal aznlk saylma hakkna sahip olmadn ne srerek, Grcistan'daki Osset aznla savamak amak oldu. Boris Yeltsin'in Rusya Bakan olarak yaptklar bunun tersidir. Yeltsin 1990'da Rus Cumhuriyeti'ni oluturan aznlklar ziyaret ederek, Rusya ile birliin ancak gnlllk temelinde olabilecei garantisini verdi. 16. Byklkleri ve corafi konumlan bamsz birimler olarak askeri bakmdan ayakta kalmalarn, en azndan gereki varsaymlara gre, olanaksz klmasna ramen, egemenlik isteyen birok yeni ulusal grubun olmas ilgintir. Bu, devletler sisteminin bir zamanlar olduu kadar tehdit edici grlmediini ve byk devletlerin- -ulusal savunma- daha iyi olduu eklindeki geleneksel grn artk geerli saylmadn gsteriyor. l. Kukusuz bu kuraln, in'in Tibet'i, srail'in Bat eria ve Gazze'yi igal etmesi, Hindistan'n Goa'ya el koymas gibi baz nemli istisnalar vardr. 18. Afrika'daki kabile ve etnik izgileri enlemesine kesen mevcut ulusal snrlarn rasyonel olmamasna ramen, bamszlktan bu yana tek bir snrn bile baarl bir ekilde

deitirilememi olduuna sk sk iaret edilir. Bak: Yehoshafat Harkabi, "Directions of Change in the World Strategic Order: Com-ments on the Addess by Professor Kaiser", The Chnging Strategic Landscape: IISS Conference Papers, 1988, iinde II. Blm, Adelphi Paper No. 237 (Londral989), s. 21-25. i': 464 465 11 1 26. Blm. Bar Bir Birlie Doru 1. Bu ayrm, byk lde eski Kuzey-Gney ya da gelimi-azgelimi lkeler ayrmna denk dyor. Ama tam bir denk dme sz konusu deildir, nk Kosta Rika ya da Hindistan gibi azgelimi lkelerde liberal demokrasi varken, Nazi Almanya's gibi gelimi lkelerde tiranlk olabilmitir. 2. Gereki olmayan bir d politikann tasviri iin bak: Stanley Kober, "Idealpolitik", Foreign Policy no. 79 (1990 Yaz), s. 3-24. 3. Souk Sava srasnda ideolojik mcadelenin balca silahlarndan biri, Sovyet blouna srekli yayn yapan, "Radio Free Europe", "Radio Liberty" ve "Voice of America" gibi radyolard. Souk Sava' yalnzca tanklar ve nkleer sava balklarndan ibaret bir mesele gibi gren gereklerin ou kez grmezden geldii ya da ihmal ettii, Amerika tarafndan desteklenen bu radyolar, Dou Avrupa ve Sovyetler Birlii'nde demokrasi fikrinin canl tutulmasnda byk rol oynadlar. 4. Kant'n Evrensel Tarihe likin Bir Fikifmm Yedinci Tez'in-den alnmtr. Kant, uluslararas ilikiler sorunu zlmeden insanln ahlaki iyilemesinin gereklemeyecei grndeydi. nk bu, "btn politik organlarn yurttalarn eitmek iih uzun bir i alma yrtmesi"ni gerektiriyordu, (agy., s. 21) 5. Kant'n kendisinin, kalc bir bar pratik bir proje olarak grmedii eklindeki bir gr iin bak: Kenneth Walz, "Kant, Liberalisin, and War'', America Political Science Review 56 (Haziran 1962), s. 331-340. 6. Kant, cumhuriyeti bir anayasada olmas gereken ilkeleri yle tanmlar: "Birinci olarak, toplumun yelerinin (insan olarak) zgrl ilkesi; ikinci olarak, herkesin (zne olarak) tek bir ortak yasamaya baml olmas ilkesi; ve nc olarak, herkesin (yurtta olarak) eitlii ilkesi." Perpetual Peace Kant (1963), s. 94. 7. agy., s. 98. 8. Bak: Cari J. Friedrich, Inevitable Peace (Cambridge/Mass. 1948), s. 45. 9. Elbette GATT yelerinin demokratik olmasn art komuyor, ama ekonomik politikalarnn liberalizmi konusunda kesin ltleri vardr. 466 27. Blm. zgrlk Aleminde 4. 5. 6. Kojeve (1947), s. 435 (dipnot). Bak: Geliner (1983), s. 32-34, 36. Kojeve'in sava sonras Amerika'y tasvir etmek iin "snfsz toplum" terimini kullanmas, baz bakmlardan doru olmakla birlikte kesinlikle mancist deildir. Tocqueville (1945), c.2, s. 99103. Bak: Milovan Cilas, The New Class: An Analysis of the Com-munist System (New York 1957). Bataki "Tarihin Sonu mu?" balkl makalemi soldan eletirenlerin hepsi, gnmz liberal toplumlarndaki mevcut saysz ekonomik ve sosyal soruna iaret etti, ama gerekten de bu eletirmenlerin hibiri, bu sorunlar zmek iin, zamannda Marx ve Lenin'in yapt gibi liberal ilkelerin bir kenara atlmasn ak olarak savunmaya istekli olmad. rnein bak: Marion Dnhoff, "Am Ende aller Geschichte?", Die Zeit (22 Eyll 1989), s. 1 ve Andre Fontaine, "Apres I'histoire, I'en-nui?", LeMonde (27 Eyll 1989), s. 1.

Bunun ok uzak bir perspektif olduunu dnenler, Smith College'in "Basknn zgl Tezahrleri" listesine bakabilir. Bu listede, "grnn insann deerinin bir gstergesi olduu dncesi" olarak tanmlanan "lookism" diye birey saylyor. John Rawls'un adalet teorisi ile ilgili bu nokta iin bak: Allan Bloom, "Justice: John Rawls versus the Tradition of Political Philosophy", Bloom, Giants and Dvarfs: Essays 1969-1990 (New York 1990) iinde, s. 329. Tocqueville (1945), c. 2, s. 100-101. 28. Blm. Belkemiksiz nsanlar 1. Nietzsche, The Will To Pover 1:18 (New York 1968b), s. 16. 2. Bak: Nietzsche, On the Genealgy ofMorals 2:11 (New York 1967), s. 73-74; 2:20, s. 90-91; 3:18, s. 135-136; Beyond Good and Evil (New York 1966), 46, 50, 51, 199, 201, 202, 203,. 229. aforizmalar. 3. agy., 260. aforizma; ayrca bak: "sradan adam"n demokratik toplumdaki kibir ve kabul grmesi zerine 261. aforizma. 4. Bak: Leo Strauss'un Kojeve'e yantndaki kabul grme tartmas, On Tyranny (1963), s. 222. Ayrca bak: Kojeve'in 22 467 Austos 1948 tarihli mektubu. Kojeve, burada Hegel'in kendisinin insann tatmin olmas iin yalnzca kabul grmenin deil, ayn zamanda bilgeliin de gerekli olduuna inandm syler; o nedenle, son devletin "ayrcal, kendi bana evrenselliinde ve homojenliinde deil, bilgelikte, bilgeliin egemenliindedir." Strauss 1991, s. 238. 5. California zsaygy ve Kiisel ve Toplumsal Sorumluluu Destekleme zel Komisyonu, John Vasconcellos'un bir fikriydi. Nihai raporu 1990 ortasnda verdi. Bak: "Courts, Parents Called Too Soft on Delinquents", Los Angeles Times (1 Aralk 1989), s. A3. 6. Komisyon zsaygy, "kendi deer ve nemini kabul etmek, kendi kendine hesap veren bir karaktere sahip olmak ve bakalarna kar sorumlu davranmak" olarak tanmlad. Tanmn ikinci blmne ok ey bal. Bir eletirmen yle diyor: "zsayg hareketli okullarda kk salarsa, retmenler her ocuu olduu gibi kabul etmek zorunda kalacaktr. ocuklarn kendilerini iyi hissetmesi iin hibir eletiri yaplmayacak ve ocuklara hata yapmalarna yol aabilecek hibir dev verilmeyecektir." Bak: Beth Ann Krier, "California's Newest Ex-port", Los Angeles Times (5 Haziran 1990), s. El. 7. rnein bak: Beyond Good and Evil, 257 ve 259. forizma-lar. 8. Bak Eflatun, Devlet, VIII. Kitap, 56lc-d. 9. Nietzsche, The Portable Nietzsche (1954), s. 130. 10. Nietzsche, The Use and And Abuse ofHistory (1957), s. 9. 11. Nietzsche'ci relativizmin nasl genel kltrmzn bir paras haline geldii ve zamannda Nietzsche'yi korkuyla rperten nihilizmin gnmz Amerika'snda nasl mutlu bir ehreyle sergilendii Allan Blooms'un The Closing of The American Mind balkl kitabnda (New York 1988) mkemmel bir ekilde belgelenmektedir, s. 141-240. 12. Nietzsche, The Portable Nietzsche, s. 232. 13- Baka bir rnek; artan brokratikleme ve rasyonelleme karsnda dnyann "sinirinin bozulmasndan" ikayet eden ve "aklsz uzmanlarla ruhsuz ehvet dknlerinin gnn birinde dnyaya egemen olacandan korkan Max Weber'dir. u parargrafla ada uygarlmz harcar: "Mutluluun yolu olarak, en sonunda ocuksu bir iyimserlikle bilimin, yani buna dayal yaama egemen olma tekniinin kutsanm olmasn -Friedrich Nietzsche'nin <mutluluu icat etmi olah> o <son insanlar>a ynelttii ykc eletiriden sonra, sanyorum 468 tamamen bir kenara brakabilirim. Krs ya da yaz kurulla-rndaki baz yal ocuklarn dnda buna kim inanr? Max Weber, "Science as a Vocation", From Max Weber: Essasys in Sociology (New York 1946) iinde, s. 143. 14. Tocqueville (1945), c. 2, s. 336. 15. agy., s. 45. 16. Bak: Mme. Perier, "La vie de M. Pascal", Blaise Pascal, Pensees (Paris 1964) iinde, s. 1213.

17. Eric Temple Bell, Men of Mathematics (New York 1937), s. 73, 82. 18. Kojeve yle der: "Eer insan yeniden bir hayvan olursa, o zaman sanat, aklar, oyunu da gene tamamen doal olmak zorundadr. Kabul etmek gerekir ki, tarihin sonundan sonra insan, kularn yuvalarm yapt ve rmceklerin alarn rd gibi evlerini ve sanat eserlerini yapacak, kurbaa ve austos bcekleri gibi konserler verecek, hayvan yavrular gibi oynayacak ve yetikin hayvanlar gibi ak yapacaktr." Kojeve (1947), s. 436 (dipnot). 21. Kojeve'in son projesi, Essai d'une histoire raisonee de la phi-losophie paenne (Paris 1968) adl yaptt. Burada rasyonel insan tartmasnn btn evrimini belgelemeyi umuyordu. Sokrates'in ncelleriyle balayan ve Hegel ile tamamlanan bu evrime, gemiin btn felsefi akmlarn ve gelecein btn olas felsefelerini yerletirmek mmkn olacakt. Bak: Roth (1985), s. 300-301. 22. Kojeve (1947), s. 436. 23. Strauss yle diyor: "nsann iinde bir lde honut olabilecei devlet, aslnda. iinde insan olmasnn temelinin ld ya da insanln yitirdii bir devlettir. Bu, Friedrich Nietzsche'nin <son insan>mn devletidir." (1963, s. 223) 29- Blm. zgr ve Eitsiz 1. Bak: Harvey Mansfield, Taming the Prince (1989), s. 1-20. 2. Kojeve (1947), s. 437 (dipnot). 3. Bak: John Adams Wettergreen, Jr., "Is Snobbery a Formal Va-lue? Considering Life at the End of Modemity", Westem Poli-ticalQuarterfy26, no. 1 (Mart 1973), s. 109-129. 30. Blm. Mkemmel Haklar, Belirsiz Grevler 469 1. Tocqueville (1945), c. 2, s, 131. 2. Tocqueville modern toplumda rgtl yaamn en tannm savunucusudur; ama "bu tr arac kurumlar" zerine Hukuk Felsefesinde Hegel de benzer grler dile getirir. Hegel ayn zamanda, modern devletin insanlara anlaml bir zdeleme kayna olarak hizmet edebilmek iin ok byk ve anonim olduunu syler, buna dayanarak toplumun, kyllk, orta snf ya da brokrasi gibi Stnde -snflar ya da zmreler-halirde rgtlemesini savunur. Hegel'in tercih ettii "korpo-rasyonlar", Orta a'n loncalarndan ya da faist devletin seferberlik aralarndan ok, sivil toplum iinde kendiliinden rgtlenen, topluluk ve erdemin oda olarak ilev grecek birliklerdi. Bu bakmdan Hegel, Kojeve'in kendisi hakkndaki yorumunda grnenden olduka farkldr. Kojeve'in evrensel ve homojen devletlerinde korporasyonlar, ya da Stnde gibi "arac" organlara yer yoktur; Kojeve'in kendi nihai devleti iin kulland sfatlar bile, devlet ile zgr, eit ve atomlam bireyler arasnda hibir eyin bulunmad daha marxist bir toplum vizyonu artrmaktadr. Ayrca bak: Smith (1989), s. 140-145. . ' ' 3. Bu bir lde iletiim yaplarnn iyilemesinin bir sonucudur; bylece ortak kar ya da amalara sahip, fizik olarak birbirinden ok uzakta olan insanlar birlemektedir. 4. Bu noktayla ilgili bir tartma iin bak: Thomas Pangle, "The Constitutin's Human Vision", The Public Interest 86.(1987 K), s. 77-90. 5. Daha nce de belirtildii gibi, Asya'daki gl topluluklar bireysel haklar ve hogr pahasna ayakta durmakta; gl aile yaam bir yerde ocuk sahibi olmayan insanlarn toplumsal olarak aalanmas sayesinde mmkn olmakta, giyim, eitim, cinsel tercihler, istihdam vb. alanlardaki toplumsal konformizm olumlu birey olarak vurgulanmaktadr. Bireysel haklarn savunulmas ile topluluk ii uyumun nasl elien amalar olduu, uyuturucu ticaretini bir trafik kontrol noktas kurarak geriletmeye alan Michigan, Inkster'deki bir topluluk rneinde ok ak grlmektedir. Amerikan Sivil zgrlkler Birlii (ACLU), Amerikan Anayasas'nn (kiilerin stnn yasal olmadan aranmasn ve mlkiyete yasal olmadan el konulmasn yasaklayan) ek drdnc maddesine dayanarak buna kar dava at ve sonuta trafik kontrol noktas kaldrld. evrede yaam gerekten yaanmaz klan 470 uyuturucu ticareti yeniden balad. Bak: Amitai Etzioni, "The New Rugged Communitarianism", Washington Post (20 Ocak 1991), s. Bl. 6. Pangle (1987), s. 88-90.

4. 5. 6. 9. 31. Blm. Maneviyat Savalar Hegel Hukuk Felsefesi'nde, tarihin sonunda savalarn varln srdreceini ok ak ifade eder. te yandan Kojeve, tarihin sonunun btn byk kavgalarn, dolaysyla mcadele ihtiyacnn sonu anlamna geleceini syler. Kojeve'in byle Hegel'ci olmayan bir tutum almay niin tercih ettii ak deildir. Bak: Smith (1989a), s. 164. Bruce Catton, Grant Takes Command (Boston 1968), s. 491-492. Byk Sava ncesinde Avrupa'daki mh hali ile ilgili olarak bak: Modris Eksteins, Rites of Spring (Boston 1989), s. 55-64. agy., s. 57. agy., s. 196. Bak: Tvilight of the Idols (1968a) s. 56-58; Beyond Good and Evil (1966), s. 86; Thus Spoke Zarathustra, The Portable Nietzsche (1954) iinde, s. 149-151. Nietzsche ile Alman faizminin ilikisi tartmas iin bak: Werner Dannhauser, Nietzsche's Wiew of Socrates (Itha-ca/N.Y. 1974), Giri blm. Bak: Devlet, IV. Kitap, 440b, 440e. Sorunun bu formlasyonu iin Henry Higuera'ya teekkr borluyum. 471 BBLYOGRAFYA Afanaseyev, Yury, ed. 1989. Inogo ne dano. Progress, Moscow. Almond, Gabriel A., ve Sidney Verba. 1963. The Civic Culture. Little, Brown, Boston. Angell, Nonnan. 1914 The Great Illusion: A Study of the Relation of Military Potver to National Advantage. Heinemann, London. Apter, David. 1965. The Politics of Modernization. University of Chicago Preses, Chicago. Aron, Rzytaond.l990Memoirs: Fifty years of Political Reflection. Holmes &Meier, New York and London. Aslund, Anders.1989- Gorbochev's Struggle for Economic Reform: The Soviet Reform Process, 1985-88. Cornell University Press, Ithaca.N.Y Avineri, Shlomo.1968. The Social and Political Thoght of Kari Marx. Cambridge University Press, Cambridge. Avineri, Shlomo.1972. Hegel'sTheory of the Modern State. Cambridge University Press, Cambridge. Azrael, Jeremy. 1987. The Soviet Civilian Leadership and the High Command, 1976-1986. RAND Corporation, Santa Monica, Calif. Azreal, Jeremy. 1966. Managerial Potver and Soviet Policy. Harvard University Press, Cambridge, Mass. Babst, Dean V. 1972. "A Force for Peace." Industrial Research 14 (Nisan) : 55-58. Baer, Werner.l989. The Brazilian Economy. Grovth and Development, 3-bask. Praeger, New York. Baer, Werner. 1972. "Import Substitution and Industrialization in Latin America: Experiences and Interpretation." Latin american Research Reviev 7, no. 1 ( lkbahar): 95-122. Ball, Terence. 1976. "from Paradigms to Research Programs: To-, ward a Post Kuhnian Political Science." American foumal of Political Science 20, no. 1 (ubat): 151-177. Barros, Robert. 1986. "The Left and Democracy: Recent Debates . in Latin America." Telos68: 49-70. Bell, Daniel. 1967a."Notes on the Post-ndustrial Society I. The Public Interest no. 6: 24-35. Bell, Daniel. 1967b."Notes on the Post-ndustrial Society II. The 473 Public Interest no. 7:102-118. Bell, Daniel. 1973. The Corning of Post-Industrial Society.A Venture in Social Forecasting. Basic Books, New York. Bell, Daniel. 1976. The Cultural Contradictions of Capitalism. Basic Books, Nev York. Bell, Eric Temple. 1937. Men of Mathematics. Simon & Schuster, New York.

Bellah, Robert N.1957. Tokugava Religion. Beacon Press,- Boston. Beloff, Max. 1990. "Two Historians, Arnold Toynbee and Lewis Namier." Encounter 74:51-54. Bendix, Reinhard. 1967. "The Protestant Ethic-Revisited." Comparative Studies in Society and History 9, no. 3 (Nisan): 266273. Berger, Peter, Hsin-Huang Michael Hsiao. 1988. in Search of an East asian Development Model. Transactian Books, Nem Brunswick, N.J. Berliner, Joseph S. 1957. Factory and Manager in the USSR. Harvard University Press, Cambridge, Mass. Bili, James A., ve Robert LHardgrave. 1973Comparative Politics: The Questfor a Theory. University Press of America, Lanham, Md. Binder, Leonard.1986. "The Natural History of Development Theory." Comparative Studies in Society and History 28: 3-33-Binder Leonard, vd. 1971. Crises and Sequences in Political Development. Princeton University Press, Princeton, N.J. Bloom, Allan. 1987. The Closing of the American Mind: Hou Higher Education Has Failed Democracy and Impoverishea the Souls of Today's Students. Simon & Schuster, New York. Bloom, Allan. 1990. Giants and Dvarfs: Essays 1960-1990. Simon & Schuster, New York. Bodenheimer, Susanne J. 1970. " The Ideology of Developmentalism." Berkeley fournal of Sociology: 95-137. Breslauer, George W. 1982. Khruschev and Brezhnev as Leaders: Building authority in Soviet Politics. Ailen & Unwin, London. Bryce, James. 1931. Modern Democracies, 2 cilt. Macmillan, New York. Brzezinski, Zbigniew. 1970. Betveen Two ages: America's Role in the Technetronic Era. Viking Press, New York. Bury, J.B. 1932. The Idea ofProgress. Macmillan, New York. Caporaso, James. 1978. "Dependence, Dependency, and Power in the Global System: A Structural and Behavioral analy474 ysis."International Organization 32: 13-43 Cardoso, Fernando H., and Enzo Felitto. 1969. Dependency and Development in Latin America .University of California Press, Berkeley. Cardoso, Fernando Henrique. 1972. "Dependent Capitalist Development in Latin America." Nev Left Reviev 74 (TemmuzAustos). Casanova, Jose. 1983- Grant Takes Command. Little, Brown, Boston. Catton, Bruce. 1968 Grant Takes Command. Little, Brown, Boston. Cherrington, David J. 1980. The Wok. Ethic: Working Values that Work. Amacom, New York. Chilcote, Ronald. 1981. Theories of Comparative Politics: The Search for a Paradigm. Westview press, Boulder, Colo. Clausewitz, Cari von. 1976. On War, edited and tarnslated by Micheal Howard and Peter Paret. Princeton University Press, Princeton. Collier, David, yay. 1979. The netv Authoritariannism in Latin America. Princeton University Press, Princeton, N.J. Collingwood, R.G. 1956. The Idea of History. Oxford University Press, New York. Colton, Timothy. 1986.77?^ Dilemma of Reform in Soviet Union. Council on Foreign Relations, New York. Cooper, Barry. 1984. The End of History: An Essay on Modem Hegelianism. University of Toronto Press, Toronto. Coverdale, John F.1979. The Political Transformation of Spain after Franco. Praeger, Netv York Craig, Gordon A. 1964 The Politics of the Army 1940-1945. Ox*

ford University Press Oxford. Custine, The Marquis de 1951. fourney for Our Time. Pelegrini and Cudahy, New York. Cutright, Philips. 1963. "National Political Development: Its Measurements and Social Correlates." American Sociology Reviev 28: 253-264. Dahi, Robert A. 1971. Polyarchy: Participation and Opposition. Yale University Press, New Haven, Corin. Dahrendorf, <Ralf. 1969- Society and Democracy in Germany. Doubleday, Garden City, N.Y. Dannhauser Werner J. 1974 Nietzsche's Vieiv of Socrates. Cornell University Press, Ithaca and London. Davenport, T:R.H. 1987. South Africa: A Modern History. Mac475 millan South Af rica, Johannesburg. De Soto, Hemando. 1989- The Other Patb: The Invisible Revolution in the Tbird World. Harper and Row, New York. Debardleben, Joan. 1985. The Environ ment and Mancism-JLeni-nism: The Soviet and East German Eocperience. Westview, Bo-ulder, Colo. Deyo, Frederic C.,yay. 1987. The Political Economy of the Neu Asian Industrialism. Cornell University Press, Ithaca, N.Y. . Diamond, Larry, J. Linz, veS. M. Lipset, yay. 1988a. Democracy in Developing Countries. Lynne Rienner, Boulder, Colo. Diamond, Larry, J. Linz, ve S. M. Lipset, yay. 1988b. Democracy in Developing Countries, c. 4, Latin America. Lynne Rienner, Boulder, Colo. Dickson, Peter. 1978. Kissinger and the Meaning of History. Cambridge University Press, Cambridge. Didion, Joan. 1968. Slouching Touards Bethlehem. Dell, New York. Dirlik, Arif ve Maurice Meisner, yay. 1989- Manasm and the Chinese Experience:Issues in Contemporary Chinese Socialism. Westview Press, Boulder, Colo. Djilas, Milovan. 1957. The New Class: An Analysis of Communist System. Praeger, New York. . Dos Santos, Theotonio. 198O."The Structure of Dependency." American Economic Reviev 40 (Mays):231-236. Doyle, Michael. 1983a. "Kant, Liberal Legacies, and Foreign Affa-irs I." Philosophy and Public Affairs 12 (Yaz): 205-235. Doyle, Michael. 1983b. "Kant, Liberal Legacies, and Foreign Affairs II." Philosophy and Public Affairs 12 (Sonbahar): 323-353. Doyle, Micheal.1986. "Liberalisin and World Politics." American :, Political Science Reviev 80, no. 4 (Aralk): 1151-1169. Durkheim, Emile. 1964. The Division of Labor in Society. Free Press, New York. Earle, Ed\v.ard Meade, yay. 1948. Makers of Modern Stratey: Mi-litary Thought from Machiavelli to Hitler. Princeton University Press, Princeton. Eisenstadt, S. N., yay. 1968. The Protestant Ethic and Moderniza-tion: A Comparative View. Basic Books, New York. Eksteins, Modris. 1989. Rites of Spring: The Great War and the Birth of Modern age. Houghton Mifflin, Boston. Epstein, David F. 1984. The Political Theory of the Federalist. University of Chicago Press, Chicago. Evans, Peter. 1979. Dependent Development: The Alliance ofMul476 I tinational, State, and Local Capital en Brazil. Princeton University Press, Princeton, N.J. Fackenheim, Emile. 1970. God's Presence in History: Jevish Affrmations and Philosophical Reflections. New York University ' Press, New York. Field, Mark G., yay. 1976. Social Conseauences of Modernization

in Communist Societies. Johhs Hopkins University Press, Baltimore. Fields, Gary S. 1984. "Employment, Income Distrebution and Economic Growth in seven Small pen Economices." Economic Jornal9A (Mart):74-83. ' Finifter, Ada.1983 Political Science: The Statof the Discipline. American Political Science Association, Washington,D.C. Fishman, Robert M. 1990. "Rethinking State and Regime: Suothern Europe's Transition to Democracy. " World Politics 42, no. 3 (Nisan): 422-440. Frank, Andre Gunder. 1969- Latin America: Underdevelopment or Revolution? Monthly Review Press, New York. Frank, Andre Gunder. 1990. " Revolution in Eastern Europe: Lessons for Democratic Social Movements (and Socialists?)." Third World Quarterly 12, no.2 (Nisan): 36-52. Friedman, Edvard. 1989. "Modernization and Demokratization in Leninist States; The Case of China." Studies in Comparative Communismll, nos. 2-3 (Yaz-Sonbahar):251-264. Friedrich,,Carl J.1948. Inevitable Peace. Harvard University Press, Cambridge, Mass. Friedrich.Carl J. ve Zbigniew Brzezinski. 1965. Totalitarian Dictatorship and Autocracy 2. bask.Harvard University Press,Cambridge, Mass. Fukuyama, Francis. 1989. "The End Of History?"The National Interestno. l6(Yaz):3-18. Fukuyama, Francis. 1989. "A Reply to My Critics." The National Lnterestno.18 ( K): 21-28. Fullerton, Kemper. 1924. "Calvinism and Capitalism." Harvard Theological Retifev 21:163-191-Furtado, Celso. 1970. Economic Development of Latin America : A Survey from Coloniam Times to the Cuban Revolution. Cambridge University Press, Cambridge. Fussell, Paul. 1975. The Great War and Modem Memory. Oxford University of Chicago Press, Chicago. Gaddis, Jhn Lewis. 1986. "The Long Peace: Elements of Stability in the Postwar International Situtaion ." International Secu477 rity 10, no.4 (Bahar):99-142. Galston, William. 1975. Kant and Problem of History . University of Chiago Press, Chicago. Gellner, David. 1982. "Max Weber: Capitalism and the Religion of India." Sociology l6,no.4 (Kasm) 526-543. Gellner, Ernest.1983. Nations and Nationalism. Cornell Univerr sity Press, Ithaca, N.Y. Gerschenkron, Alexander. 1962. Economic Backvardness in His- torical Perspective. Harvard University Press, Cambridge, Mass. Giliomee, Hermann ve Laurence Schlemmer. 1990. From Apartheid to Nation Building (Johannesburg: Oxford University Press). Gimbutas, Maija. 1989-Language ofthe Goddes. Harper and Row, New York. , ' Goldman, Marshall I. 1972. The Spoils ofProgress: Environmentai Pollution in the Soviet Union. MT Press, Cambridge, Mass. Goldman, Marshall II. 1987. Gorbachev's Challenge: Economic Reform in the Age ofHigh Technology. Norton, New York. Gray, John. 1989. "The End of History_Or the End of Liberalism?" National Reviev (Ekim): 33-35. Greenstein,Fred I., ve Nelson Polsby. 1975. Handbook of Political science, c.3. Addisan-Wesley , Reading, Mass. Grew, Raymond, yay. 1978. Crises of Political Development in Europe and the United States. Princeton University Press, Princeton, N.J. Hamilton, Alexander, J. Madison ve JJay 1961. The Federalist Pa-

pers New American Library, New York. Harkabi, Yehoshafat. 1988. "Directions of Change in the World Strategic Order:Comments on an Address by Professor Kaiser," The Changing Strategic Landscape: IISS Conference Papers, 1988, PartlI, Adelphi Paper No. 237. International Institute for Strategic Studies, London. Harrison, Lawrence E. 1985. Underdevelopment Is a State o] Mind: The Latin American Case. Madison Books, New York. Hartz, Louis. 1955. The Liberal Tradition in America. Harcourt Brace, New York. Hauslohner, Peter. 1987. "Gorbachev's Social Contract." Soviet Economyi, no.l: 54-89-Havel, Vaclav, vd. 1985. The Potver ofthe Poverless. Hutchinson, London. Hegel, GeorgW.F. 1936. Dokumente zu Hegels Entvicklung. 478 Stuttgart. Hegel, GeorgW.F. 1956. The Philosophy of History, ev. J.Sibree. Dover Publications, Inc., New York. Hegel, GeorgW.F. 1967a. The Phenomenology of Mind, ev. J.B.Baillie. Harper and Row, New York. Hegel, GeorgW.F. 1967b. Hegel's Philosophy of Right , ev. T.M.Knox. Oxford University Press, London. Heller , Mikhail. 1988. Cogs in the Wheel The Formation of Soviet Man. Knopf, New York. Hewett, Ed A. 1988. Reforming the Soviet Economy: Equality versus Efficiency. Brookings Institution, Washington, D.C. Himmelfarb, Gertrude. 1989."Response to Fukuyama." The National Interest no. 16 (Yaz):24-26. Hirst, Paul. 1989. "Endism." London Reviev of Books no. 23. -Hobbes, Thomas. 1958. Leviathan, Parts I and II. Bobbs-Merrill, Indianapolis.Hoffman, Stanley. 1965. The State of War. Praeger, Ne w York. Hough, Jerry. 1977. The Soviet Union and Social Science Theory. Harvard University Press, Cambridge, Mass. Hough, Jerry ve Merle Fainsod. 1979. Hov the Soviet Union Is Governed. Harvard University Press, Cambridge, Mass. Huntington, Samuel P. 1968. Political Order in Changing Societies. Yale University Press, New Haven, Conn. Huntington, Samuel P. 1984. "Will More Countries Become Democratic?''Political Science Quarterly 99,n. 2 (Yaz): 193-218. Huntington, Samuel P. 1989"No Exit: The Errors of Endism." The National Interest no 17 (Sonbahar) 3-11. Huntington, Samuel P. 1991. "Religion and the Third Wave." The National Interestno 24 (Yaz): 29-42. Huntington, Samuel P., ve Myron Weiner. 1987. Understanding Political Development. Little, Brown, Boston. Johnson, Chalmers yay. 1970. Change in Communist SystemsS\a<niovd University Press, Stanford, Calif. Kane-Berman, John. 1990. South Africa's Silent Revolution. Southern Book Publishers, Johannesburg. Kant, Immanuel.1963. On History. Bobbs-Merrill, Indianapolis. Kassof, Ailen yay. 1968. Propects for Soviet Society. Council on Foreign Relations, New York. Kober, Stanley. 1990. "dealpolitik.'Troeign Policy no. 79 (Yaz):324. Landes, David S. 1969. The Unbound Prometheus.Technological Change and Industrial Development in Western Europefrom 479 1750 to th Present. Cambridge University Press, New York, New York. Marx, Kari. 1967. Capital: A Critique of Political Economy, 3 cilt,

ev S. Moore E.Aveling. International Publishers, New York. Mc Adams, A. Jarnes. 1987. "Crisis in the Soviet Empire: Three Ambiguitiesin Search of a Prediction." Comparative Politics 20,no. 1 (Ekim): 107-118. Mc Farquhar, Roderick. 1980. "The Post-Confucian Challenge." Economist (ubat9):67-72. McKibben, Bili.1989- The end of Nalture. Random House, New York. Mearsheimer, John J. 1990. "Back to the Future : Instability in Europe after the Cold War." International Security 15,no.l (Yaz):5-56. Melzer, Arthur M. 1990. The Natural Goodness of Man: OnThe System of Rousseau's Thought. University of Chicago Press, Chicago. Migranian, Andranik. 1989. "The Long Road to the European Home. " Novy Mir no. 7 (Temmuz): 166-184. Modelski, George. 1990. "Is World Politics Evolutionary Learining?" International Organization 44, no.l (K): 1-24. Moore, Barrington, Jr. 1966. Social Origins of Dictatorship and Democracy.Beacon Press, Boston. Morgenthau, Hans J., ve Kenneth Thompson. 1985. Politics Among Nations: The Struggle for Pover andPeace, 6. bask, Knopf, Ne w York. Mueller, John. 1989.Retreat from Doomsday-.The Obsolescence oj Majr War. Basic Books, New York. Myrdal, Gunnar. 1968. Asian Drama. An Inauiry into the Poverty of Nations, 3 cilt Twentieth Century Fund, New York. Naipaul, V.S. 1978. India: A WoUnded Civilization. Vintage Books, New York. Naipaul, V.S. 1981. Among the Believers.Knopf, New York. Nakane, Chie. 1970. Japanese Society. University of California Press, Berkeley, calif. Neubauer, Deane E. 1967. "Some Conditions of Democracy." American Political Science Reviev 61: 1002-1009. Nichols, James, ve Colin Wright, yay. 1990. From Political Economy to Economics... and Back? Institute for Comtemporary Studies, San Francisco, Calif. Niebuhr, Reinhold. 1932. Moral Man and Immoral Society: A Study in Ethics and Politics. Scribner's, New York. 480 Nietzsche, Friedrich. 1954. The Portable Nietzsche, yay. W. Kaufmann. Viking Press, New York. Nietzsche, Friedrich. 1957. The Use and Abuse of History, ev. A. Collins. Bobbs Merrill, Indianapolis. Nietzsche, Friedrich. 1966. Beyond Good and Evil. Prelude to a Phosophy of the Future, ev. W. Kaufmann. Viking Books, NewYork. Nietzsche, Friedrich. 1968a. Tvilight of the Idols and The AntiChrist, ev. R.J. Hollingdale. Vintage Books, London. Nietzsche, Friedrich. 1968b. The Will to Potver, ev. W. Kaufmann R.J. Hollingdale. Vintage Books, New York. Nisbet, Robert. 1969. Social Change and History. Oxford Unive fsity Press, Oxford. Nordlinger, Eric A. 1968. "Political Development: Time Sequenees and Rates of Change." World Politics 20:494-530. / O'Donnell, Guillermo, Philippe Shcmitter ve Laurence Whit<;he-ad, yay 1986a. Transitions from Authoritarian Rule.-Comptr-rative Perspectives. johns Hopkins University Press, Baltimore. ; O'Donnell, Guillermo, Philippe Schmitter ve Laurence WhitQhe-ad, yay 1986b.Transitions from Authoritarian Rule-.lhtin America. Johns Hopkins University press, Baltimore. O'Donnell, Guillermo, Philippe Schmitter ve Laurence Whi(tehe-ad, yay 1986c.Transitions from Authoritarian Rule: Southern Europejohns Hopkins University press, Baltimore. I O'Donnell, Guillermo ve Philippe Schmitter , yay 1986d. l'ransi-tions from Authoritarian Rule.Tentative Conclusions Abaout Uncertain Democraies. Johns Hopkins University preis, Baltimore. I Pangle, Thomas. 1987. "The Consitution's Human Vision." The

Public Interest no.86 (K): 77-90. / Pangle, Thomas.1988. The Spirit of Modern Republicarkism: The Moral Vision of the American Founding. University/of Chicago Press, Chicago. ' 7 Parsons, Talcott. 1937. The Structure of Social Actionj. McGrawHill, New York. / Parsons, Talcott. 1951. The Social System. Free Pre^s, Glencoe, m. / Parsons, Talcott. 1964. "Evolutionary Universals in Society." Ame-rican Sociological Revieo 29 (Haziran):339-357. j Parsons, Talcott. 1967. Sociological Theory and MJodern Society. Free Press, New York. / 481 I Parsons, Talcott, and Edward Shils yay. 1951. Tovard a General Theory ofAction. Harvard University Press, Cambridge, Mass. Pascal, Blaise.1964. Pensees. Garnier, Paris. Pelikan, Jaroslav, J. Kitagawa ve S. Nasr. 1985. Comparative Work EthicsJudeoChristian, Islamic, and Eastern. Library of Congress, Washington, D.C. Pinkard, Terry. 1988. Hegel's Dialectia The Explandtion of Possibilty. Temple University Press, Philadelphia. Plato. 1968. The Republic of Plato, ev. A. Bloom. BasicBooks, New York. Popper, Kari. 1950. The, pen Society andItsEnemies.Princeton University Press, Princeton, NJ. Porter, Michael E. 1990. The Competitive Advantage of Nations. Free Press, New York. Posner, Vladimir. 1989- Parting with Illusion. Atlantic Monthly Press, New York. Pn'dham, Geoffrey, yay. 1984. The Nem Mediterrannean Democ-1 racies:Regime Transition in Spain, Greece, and Portugal. , Frank Cass, London. Py,e, Lucian W. 1985. Astan pover and Politics: The Cultural Di-\ laensions of Authority. Harvard University Press, Cambridge, M'ass. . . Pyd, Lucian W. 1990a. "Political Science and the Crisis of Authori-tarianism." American Political Science Reviev 84, no. 1 (Mart): 3-17. . Pye.JLucian W. 1990b. "Tiananmen and Chinese Political Culture: ne Escalation of Confrontation." Asian Survey 30, no.4 (Ni-saV):331-347. ' . Pye, Lucian W., yay. 1963. Communications and Political Development.Princeton University Press, Princeton, NJ. Remaraue, Erich Maria. 1929 Ali Quiet on the Western Front. G.P. Putrlam's, London. Revel, Jffan-Franois. 1983.How Democracies PerishHa.rper and Row,\New York. Revel, Jein-Franois. 1989. " But We Follow the Worse..." The National Interest no. 18 (K):99-103. Riesman, )avid, with Reuel Denney ve Nathan Glazer. 1950. The. Lonely \jrowd: A Study of the Changing American Character. Yale Uniiversity Press, New Haven, Conn. Rigby, T.H. \ve Ferenc Feher, yay.1982. Political Legititnation in Communit States. St. Martin's Press, New York. Riley, Patricki "Introduction to the Reading of Alexandre Kojeve," 482 \ Political Theory9, no. 1 (1981):5-48. Robertson, H.H.1933.^45pecte of the Rise of Economic Individua/sm.Cambridge University Press,Cambridge. Rose, Michael. 1985.Re-vorking the Work Ethic: Economic Values,

and Socio-Cultural Politics. Schocken Book, New Yok. Rosenger, Nathan ve L.E. Birdzell, Jr. 1990. "Science, Technology,and the Westem Meracle." Scientific American 263, no. 5 (Kasm>42-54 Rostow, Walt Whitman. 196O.The Stages of Economic Growth-.A Non- Communit Manifesto. Cambridge University Press, Cambridge. Rostow, Walt Whitman. 1990. Theorists of Economic Grovuth from David Hume to the PresentOxfotd University Press, New York. Roth, Michael S. 1985. "A Problem of Recognition: Alexandre Kojeve and the End of History." History and Theory 24, no.3: 293-306 , Roth, Michael s.1988. Knoving and Histoy: Appropriations oj Hegel in Ttventieth Century France. Cornell University Press, Ithaca, N-.Y. Rousseau, Jean-Jacques.l964. Oeuvres completes. 4 cilt Editions Gallimard, Paris. Rummel, R. J. 1983. "Lebertarianism and International Violence." foumal of Conflict Resolution 27 (Mart):27-7. Russell, Bertrand. 1951. Unpopular Essays. Simon & Schuster, New York. Rustow, Dankwart A. 1970. "Transitionsto Democracy: Toward a Dynamic Model."Comparative Politics 2 (Nisan): 337-363-Rustow, Dankwart A. 1990."Democracy: A Global Revolution?" Foreign Affairs69, no. 4 (Sonbahar): 75-91. Sabel, Charles.and Michael J. Piorre. 1984. The Second Industrial Divide. Basic Books, New York. Schmitter, Philippe C. 1975. "Liberation by Golpe-. Retrospective Thoughts on the Demie of Authoritarianism in Portugal." Ar-med Forces and Society 2, no. 1 (Kasm):5-33. Schumpeter, Joseph A. 1950. Capitalism, Socialism and Democracyztper Brothers, New York. Schumpeter, Joseph A. 1955. Imperialism and Social Clases. Meridian Books, New York. Sestanavich, Stephen. 1985. "Anxiety and Ideology." University oj Chicago Law Reviev 52, no. 2 (Bahar): 3-16-Sestanovich, Stephen. 1990. "Inventing the Soviet National In483 ii terst." The National Interest no. 20 (Yaz): 3-16. Skidmore, Thomas E. 1988. The Politics of Military Rule in Bra-zil, 1964-1985. Oxford University Press, Oxford University Press, Ne w York. Skilling, H. Gordon ve Franklyn Griffiths. 1971. Interest Gropi in Soviet Politics.Vrinceton University Press, Princeton,N J. Skocpol, l'heda. 1977. "Wallerstein's World Capitalist System: A Theoretical and Historical Critique." American Journal of so-ciologyS2 (Mart): 1075-1090. Smith, Adam. 1976. An Inauiry into the Nature and Causes of the Wealth of 'Nations,ct 2 Oxford University Press, Oxford. 'Smith, Adam. 1982. The Theory of Moral Sentiments.liberty Classics., Indianapolis. Smith, Steven B. 1983."Hegel's Views on War, the State, and International Relations." American Political Science Reviev 77,. no 3 (Eyll): 624-632. Smith, Steven B. 1989a. Hegel's Critique of Liberalisin: Right in C.ontext. University of Chicago Press, Chicago. Smith, Steven B. 1989b."What is'Right'in Hegel's Philosophy of Right?" American Political Science Revieta 83, no. 1 (Mart): 4-17 Smi.th, Tony. 1979. "The Underdeveloplment of Development Literatre: The Case of Dependency Theory." WorldPoliticsil, no. 2(Temmuz): 247-285. Sombart, Werner. 1915. The Quintessence of Capitalism.Dutton, Ne w York. Sowell Thomas. 1983- The Economicand Politics of Race: an In-

ternational Perspective.ul, New York. Sowell, Thomas. 1979."Three Black Histories." Wilson Quarterly (K): 96-106. Stern, Fritz.1974. The Politics of Cultural Despair-. A Study in the Rise of German /cfeo/cgy.University of Chicago Press, Chicago. Strauss, Leo. 1952. The Political Philosophy of Hobbes: Its Basis and Genesis, Trans.E. Sinclair.University of Chicago Press, Chicago. Strauss, Leo. 1953- Natural Right and History. University of Chicago Press, Chicago. Strauss, Leo. 1958. Thoughts on Machiavelli.Free Press, Glencoe, III. Strauss, Leo. 1963. On Tyranny.Cornell University Press, Ithaca, N.Y. ' Strauss, Leo. 1991- On Tyranny. Including the Strauss-Kjeve Correspondence, gen. ve gz. ge. bask ed. V. Gourevitch and M. Roth. Free Press, New York. Strauss, Leo,and Joseph Cropsey yay. 1972. History of Political Pbilos6phy2.ba.ski edition. Rand McNally, Chicago. Sunkel, Osvaldo.1972. " Big Business and 'Dependencia.'" ForeignAffairs 50 (Nisan): 517-531. Tarcov, Nathan. 1984. Locke's Education for Liberty University of Chicago Press, Chicago. Tawney, R.H.1962J?e/gfow and the Rise Capitalism.Harcourt, Brace and World, New^York. Tipps, Dean C. 1973. "Modernization Theory and the Comparati- . ve Study of Societies: A Critical Perspective."Comp<2rawe Studies in Society and History 15 (Mart): 199-226. Tocqueville, Alexis de. 1945.Democracy in America, 2 cilt Vintage Books, New York. Tocquevle, Alexis de. 1955.The Old Regime and the French Revolution. Doubleday Anchor, New York. Troeltsch, Ernst. 950. The Social Te achingof the Christian Cftrci>es Macmillan, New York. Valenzuela, Samuel ve Arturo Valenzuela. 1978. "Modernization and Dependency: Alternative Perpectives in the Study of Latin American Underdevelopment." Comparative Politics (Temmuz): 535-557. Veblen, Thorsten. 1952.1mperial Germany and the Industrial Revolution, Viking Press, Ne w York. Wallerstein, Immanuel. 1974. The Modern World-System, 3 cilt Academic Press, New York. Waltz, Kenneth. 1959. Man, the State, and war-. a Theoretical Analysis. Columbia University Press, New York. Waltz, Kenneth. 1962. "Kant, Liberalisin and War." American Political Science Review 56(Haziran): 331-340. Waltz, Kenneth. 1979. Theory of International Politics.Random -House, New York. Ward, Robert ve Dankwart Rustow, eds. 1964. Political Development in Japan and Turkey.Princeton University Press,Princeton,N.J. Weber, Max. 1930.7fce Protestant Ethic and the Spirit of CapitaHsmMlen & Unwin, London. First published 1904-1905. Weber, Max. 1946. From Max Weber: Essays in Sociology.Oxford University Press, New York. Weber, Max. 1947. Max Weber: The Theory of Social and Econo484 485 f ap50 17 Thymos'un Ykselii ve D 18 Efendiler ve Uaklar

19 Evrensel ve Homojen Devlet IV. KISIM RODOS'UN ZERNDEN ATLAMAK 20 Souk Canavarlarn En Souu 21 almann Kkeni Olarak Thymos 22 syan mparatorluklar - Sayg mparatorluklar 23 Gerekilik'in Gerek Diilii 24 Gszlerin Gc 25 Ulusal karlar 26 Bar Bir Birlie Doru V. KISIM SON NSAN 27 zgrlk leminde 28 Belkemiksiz nsanlar 29 zgr ve Eitsiz 30 Mkemmel Haklar, Belirsiz devler 31 Maneviyat Savalar Notlar Bibliyografya Amerikal tarihi ve toplumbilimci Francis Fu-kuyama'nn 1989'da yaynlad "Tarihin Sonu mu?" balkl makalesi ok geni yanklar uyandrm, tartmalara yol amt. Ayn ad tayan ve iinde bulunduumuz yl yaynlanan kitab ise bir anda dnyann belli bal dillerine evrilerek eitli lkelerde yaynlanmaya baland ve imdiden sat rekorlar kracak gibi grnyor. Francis Fukuyama'nn Hegel'den ve A. Kojeve'den yola karak gelitirdii savlara gre, Sovyetler Birlii'nde ve Dou Avrupa'da siyasal ve ekonomik sistemlerin kyle insanlk tarihi ideolojik evriminin sonuna ulam ve liberal demokrasi insanlk tarihinin son ve deimeyecek ynetim biimi olmutur... Ancak bu olgu da, beraberinde yeni sorunlar, elikiler ve kmazlar getirmektedir... Simavi Yaynlar Fukuyama'nn dnyada yanklar uyandrmakta olan kitabn yaynlannn hemen ertesinde Z. Dicleli'nin evirisiyle sunabilmekten kvan duymaktadr.

SON

You might also like