Professional Documents
Culture Documents
1. Giriş
İkincil arıtım amacı ile kullanılan bu arıtma yöntemi, azot ve fosfor giderimi sağlayabilmesi
nedeni ile, aynı zamanda bir ileri (üçüncül) arıtım süreci olma özelliklerini de taşır. Aktif
çamur süreçleri genellikle kendisinden önce yer alan bir on çökeltme havuzuna sahiptir, fakat
atıksuyun özelliklerine ve süreç tasarımına bağlı olarak, ön çökeltme havuzu
kullanılmayabilir. Bu durumda, uzun havalandırmalı aktif çamur süreci özelliğini taşıdığından,
yukarıdaki N ve P giderim işlevlerini yerine getirebilmektedir.
Aktif çamur süreci ilk defa 1900'lü yılların başında İngiltere'nin Manchester kentinin
atıksularının arıtılması amacı ile uygulanmıştır. Yaygın olarak kullanılması ise 19401ı yıllara
dayanmaktadır. Aktif çamur süreci, atıksuyun bünyesindeki çözünmüş, partiküler ve kolloidal
yapıdaki organik maddelerin arıtılmasında en yaygın kullanılan yöntem olma özelliğine
sahiptir. Sürecin temel tasarım parametreleri oldukça iyi bilinmektedir, fakat uygun olmayan
işletme koşulları süreç verimini etkilemektedir.
Aktif çamur sürecinin başarılı bir şekilde işletilmesi süreçteki canlı mikroorganizmalara bağlı
olduğundan, arıtma verimi mikroorganizmaları etkileyen çevresel koşullar tarafından yönetilir.
İyi bir işletim, tesisi işleten operatörün sistem değişikliklerini algılama ve olası eğilimi
belirleme yeteneğine ve bu değişimler karşısında uygun karan verebilme özelliğine bağlıdır.
Bu tecrübe, teorik esaslar ile belirlenen katı kurallara bağlı olmayıp operatörün tesis
hakkındaki daha önceki uygulamaları ile gelişir.
Aktif çamur süreç kontrolü, geçmişteki ve mevcut işletme verilerini ve en düşük işletme gideri
sağlayacak şekilde laboratuarda elde edilmiş özgün deney sonuçlarını içerir. Bunlar, F:M
oranı, SRT, MLSS ve MLVSS konsantrasyonları, ÇO, çamur hacim indeksi, solunum hızı,
mikroskobik muayene ve çamur kalitesidir. Bu parametrelerin izlenmesi ile, hava debisi,
çamur geri çevrim oranı ve atım hızı, gerekliyse klor, polielektrolit, azot ve fosfor gibi
kimyasal maddeler dozları kolaylıkla kontrol edilebilir. Nitrifikasyonun gerçekleştiği
sistemlerde, ayrıca, nitrifikasyon hızı, toplam Kjeldahl azotu (TKN) yüklemesi ve BOİ:TKN
oranı da izlenmelidir.
Aktif çamur sürecinin işletim biçimi tüm tesisin arıtma giderlerini belirleyecektir. Bu nedenle,
çıkış suyu kalitesinin sağlanması zorunluluğu, elektrik enerjisi sarfiyatı ve çamur oluşum hızı
da dikkatle izlenmesi gereken unsurlardır. Aktif çamur süreci uygun bir şekilde işletildiğinde,
istenen arıtma veriminin sağlanmaması için hiçbir neden yoktur. Ayrıca, tam karışımlı sürecin
şok yüklemeleri sönümleme yeteneğine sahip olduğunun da unutulmaması gerekir. Bununla
beraber, örneğin bir damlatmalı filtre ile kıyaslandığında, izlenmesi ve kontrol edilmesi
gereken parametre sayısı daha fazladır. İyi bir işletim için aşağıdaki esaslara dikkat
edilmelidir:
Her süreç kendine özgü işletim özelliklerine sahiptir. Her sürecin aynı şekilde işletilmesini
öngören herhangi bir katı kural ve uygulama yoktur.
iyi bir süreç işletimi için, çökelme özellikleri iyi olan bir karışık sıvının eldesi ve bunun
korunması son derece önemlidir. MLSS son çökeltme havuzunda çöktürülür ve büyük bir
kısmı havalandırma havuzuna "geri çevrim çamuru" olarak devrettirilir. Bu işlem ile
havalandırma havuzundaki MLSS konsantrasyonu istenen değerde tutulur. Çamur geri
çevrim işlemi süreç kontrolünde anahtar parametredir. Çökeltme havuzunun iki temel
fonksiyonu vardır;
Çamur geri çevrim oranı (R), havalandırma ve son çökeltme havuzları arasındaki katı
dengesini etkiler. Katılar çökeltme havuzunun tabanında bir "örtü" şeklinde birikmelidir. Bu
örtünün kontrol edilmesi ve izlenmesi tüm sürecin verimi ve başarısı için oldukça önemlidir.
Çamurun havalandırma havuzuna geri çevrimi aşağıdaki uygulamalar ile gerçekleştirilebilir:
Tesisin tasarımı, günlük debi salınımları ve çamur çökelme özellikleri tesisin sahip olduğu
koşullan belirler. 8u nedenle, operatör için, çamur geri çevrim oranı ile MLSS, çamur örtüsü
kalınlığı ve günlük debi salınımları arasındaki ilişkinin anlaşılması ve izlenmesi son derece
önemlidir. Geri çevrimin son çökeltme havuzuna giren debiden bağımsız olarak sabit bir
debide yapılması MLSS' in sürekli olarak değişmesine neden olur. Bu değişim, maksimum
debide minimum, minimum debide ise maksimum olacaktır. Havalandırma havuzu ve son
çökeltme havuzu, minimum debinin geldiği süreç içerisinde havalandırma havuzunda MLSS
depolayan bir sistem olarak fonksiyon görürken, debinin artması ile MLSS' si son çökeltme
havuzuna transfer eden bir sistem olarak işlev görür. Son çökeltme havuzu, maksimum debi
durumunda MLSS'İ depolayan bir ünite olarak hizmet eder. Bu nedenle, çökeltme
havuzundaki çamur örtüsünün kalınlığı, MLSS havalandırma havuzundan transfer edildikçe
değişir. Yüksek debide kalın bir örtü daha yoğun bir geri çevrim çamuru üretir.
Diğer yöntem ise, havalandırma havuzuna giren debinin sabit bir yüzdesi olarak çamur geri
çevrimidir. Bu işlem ya otomatik olarak ya da sık kontrol edilen bir uygulamayla el ile yapılır.
Böylece, debi değiştikçe sabit bir MLSS ve çamur örtü kalınlığı elde edilir. Ayrıca F:M
oranının ve SRT’ nin sabit kalması da sağlanır. Üçüncü yaklaşım, çamur kalitesi alt
bölümünde detaylı olarak incelenecektir. Çamur geri çevrim oranının kontrolü yaklaşımı için,
istenen geri çevrim oranını saptamak amacı ile değişik yöntemler uygulanabilir. Temel
olarak, geri çevrim debisi, F:M oranı ile kurulan bir denge MLSS konsantrasyonunun
korunmasına yardımcı olacaktır. Ayrıca, geri devrettirilmesi ve atılması gereken çamur
konsantrasyonlarını optimize edecektir. F:M oranı fazla çamurun sistemden uzaklaştırılması
ile kontrol edilir. Çamur gen çevrim işleminin temel amacı, istenen bir örtü kalınlığını ve
MLSS konsantrasyonunu sağlamaktır. Yaygın kullanılan yöntemler aşağıdaki gibi
sıralanabilir:
Tüm bu teknikler ile, anormal şartlar altında sistemde korunması gereken katı miktarı ve kritik
şartlarda nasıl bir süreç kontrolünün uygulanması gerektiği saptanabilir.
Bu yöntem ile çökeltme havuzunda optimum çamur örtü seviyesi sağlanır. Bu seviye
deneyim ile belirlenir. Çökeltme verimini azaltmadan uygulanacak maksimum çamur
depolama işlemi ile gerçekleştirilir. Böylelikle sisteme gönderilecek gen çevrim çamuru daha
yoğun bir halde tutulur. Çamur örtüsü, genelde, 0.3 ila 0.9 m kalınlığında bir tabaka halinde
korunur. Kenar duvar yüksekliğinin en fazla % 75'i kadar bir mesafeye yükselmesine izin
verilir. Bununla beraber, çamur örtü seviyesi, çamurun çökelme özellikleri, günlük debi
salınımları ve örtü genleşme Özelliklerine bağlıdır. Sığ dikdörtgen planlı havuzlarda
örtünün kalınlığı oldukça azdır.
Derin dairesel havuzlarda ise oldukça fazladır. Kalın bir çamur örtüsü, çökelen çamurun
havuzdan çok yavaş bir şekilde uzaklaştırıldığını gösterir. Bu durumda, çamurdaki katı
konsantrasyonu normal olarak çok yüksek olacaktır. İnce bir örtü ise, çamurun çok hızlı bir
şekilde çekildiğinin göstergesidir. Bu durumda, katı miktarı çok düşük olacaktır. Kalın bir
Örtüdeki katı konsantrasyonu çok düşük ise, bunun nedeni disperse olmuş iyi çökelmeyen
çamurdur. Bu durum oldukça önemlidir ve acilen bazı önlemlerin alınmasını gerektirir. Çamur
geri çevrim hızını kontrol etmek amacı ile çamur örtü seviyesinden yararlanıyorsa, operatör
her gün seviyeyi ve birkaç gün önceki geri çevrim oranlarını kontrol etmelidir. Böylece, geri
çevrim oranını nispeten sabit bir değerde tutabilir. Geri çevrim oranındaki günlük değişimler
genelde düşüktür ve % 10 mertebesindedir. Örneğin, çamur Örtü seviyesi artma eğilimi
gösteriyor ve % 40'lık bir geri çevrime işaret ediyorsa, geri çevrim oranı % 45 oranında
arttırılabilir.
Eğer süreçte çökelen katıların çökelme hızlarını ölçen alet mevcutsa ve bu aletin sonuçları,
karışık sıvıdaki katıların çökelme hızının arttığını, geri çevrim çamurundakilerin ise azaldığını
gösteriyorsa, geri çevrim çamuru % 50 oranında arttırılmalıdır. İyi bir işletim için operatörün
geçmişteki deneyimi büyük rol oynar. Çamur geri çevrim oranı arttırılırsa, çamur örtü seviyesi
ve katı konsantrasyonu azalacaktır. Bunun tersi de doğrudur. Fakat, şişkin çamur durumunda
geri çevrim oranındaki artış çamur örtü seviyesini yükseltecektir. Ayrıca, artan geri çevrim
son çökeltme havuzunda aşırı türbülansa neden olacak ve çökelme verimini düşürecektir.
Çamur örtü seviyesi, atıksuyun nicelik ve niteliği gündüz saatlerinde değişim gösterdiğinden
oldukça salınacaktır. Seviyenin ölçülmesi gereken en iyi zaman aralığı maksimum debinin
tesise geldiği aralıktır, çünkü çökeltme havuzu maksimum hidrolik yükleme koşulları altında
çalışmaktadır. Toplayıcı kollarının konumu ölçüm sırasında 90° açı yapacak şekilde
olmalıdır. Herhangi bir numune alma veya izleme programında dikkat edilmesi gereken unsur
tutarlılıktır. Konum, saat ve seviye ölçüm yöntemi günden güne değişim göstermemeli, hep
aynı yerde aynı zamanda ve aynı yöntem uygulanarak seviye ölçümü yapılmalıdır. Çamur
örtü seviyesinin tespiti otomatik ölçüm aletleri ile de yapılabilmektedir.
3.2.2. Çökelebilirlik
İstenen çamur geri çevrim oranının kestirimi için uygulanan çökelme testi, belirli bir hacme
sahip çamurun 30 dakika süre ile sakin çökelmeye bırakılması, çamur ve üst yüzeydeki duru
sıvı hacimlerinin ölçülmesi esasına dayanır. Bu durumda aşağıdaki denklem uygulanabilir:
(1)
R SSV
=
Q (1000 − SSV )
R/Q : Çamur geri çevrim debisinin son çökeltme havuzuna giren debiye olan oranı ve
SSV : 30 dakikada çökelen çamur hacmi (mL/L).
Bu yöntem çamur geri çevrim oranının saptanmasında oldukça iyi bir uygulama olmasına
rağmen, son çökeltme havuzundaki çamur örtüsü seviyesinin sabit kaldığı esasına yöneliktir.
Bununla beraber, eğer tesiste geri çamur çevrim debisini ölçen bir debi-metre yoksa, geri
çevrim oranı, karışık sıvı-geri çevrim çamuru katı konsantrasyonları arasındaki ilişkiden
saptanabilir. Kütle dengesi hesaplamaları, son çökeltme havuzuna giren ve çıkan askıda
katı madde konsantrasyonları bazında yürütülür. Giren katılar, çamur örtü seviyesinin
değişmediği kabulü ile çıkan katılara eşit olmalıdır. Eğer çıkış suyundaki askıda katı madde
konsantrasyonu ihmal edilebilir mertebede ise aşağıdaki denklem kullanılabilir:
İstenen çamur geri çevrim oranının saptanması için, havalandırma havuzu çevresinde
kurulan bir kütle dengesi de uygulanabilir. Eğer havalandırma havuzundaki yeni hücre
büyümesi ihmal edilebilir olarak dikkate alınırsa, havalandırma havuzuna giren ve havuzdan
çıkan katı miktarları birbirine eşit olmalıdır. Yüksek organik yükleme hızlarında bu kabulün
gerçekçi olmadığı açıktır.
Giriş suyundaki askıda katı madde konsantrasyonu ihmal edilecek olursa, aşağıdaki denklem
kullanılabilir:
R MLSS
(3)
=
Q RASS − MLSS
3.2.5. Çamur Kalitesi
Çamur kalitesi kontrol yaklaşımının amacı, son çökeltme havuzundaki geri çevrim çamur
konsantrasyonunu ve çamur alıkonma süresini optimize etmektir. Optimum alıkonma
sürelerinin seçimi, zamana karşı çizilen çökeltilmiş çamur konsantrasyonları eğrisi
bazındadır. Hızlı ve normal çökelen çamurlar için optimum çökelme süreleri eğrilerin
düzleşmeye başladığı noktalardır.
Yavaş çökelen çamur için optimum çökelme süresi, konsantrasyondaki artışın azalmaya
başladığı yer olan noktadır. Normal ve hızlı çökelen çamurlar için ise, optimum süre kırılma
noktalarıdır. Uzun çökelme süresi (düşük geri çevrim oranı) çıkış suyu kalitesinin azalmasına
neden olacaktır. Hızlı çökelen, "yaşlı", aşırı okside olmuş çamurlar için 15 ila 30 dakika gibi
kısa alıkonma süreleri seçilebilir. 40 ila 60 dakika gibi orta değerler normal çamurlar için
seçilir. 100 ila 140 dakika gibi yüksek değerler ise yavaş çökelen, "genç", tam oksitlenmemiş
çamurlar için uygulanmalıdır.
Aktif çamur sürecinin kontrolünde kullanılan en önemli tekniklerden birisi, sistemdeki katı
dengesini korumak amacı ile yapılan fazla çamur atma işlemidir. Çamurun atılması diğer
kontrol işlemlerinden daha büyük etkiye sahiptir. Süreçten atılan çamur aşağıdaki unsurları
etkiler:
Atılan fazla çamur, mikroorganizmalar ve BOİ veya KOİ olarak tanımlanan organik madde
miktarı arasında bir denge oluşturur. Mikroorganizmalar atıksudan BOI giderdiklerinde, aktif
çamur miktarı artar. Bu mikroorganizmaların büyüdüğü hız "büyüme hızı" olarak tanımlanır
ve aktif çamur miktarında bir günde oluşan artış miktarı olarak ifade edilir. Fazla çamurun
atılmasının tek nedeni, sabit F:M ve SRT sağlamaktır. İyi bir işletim için bu kararlı şartlara
gerek vardır. Bununla birlikte, tesiste tam kararlı şartlara ancak yaklaşılabilir, çünkü organik
maddenin ve mikroorganizmaların nicelik ve niteliği sürekli değişmektedir. Aktif çamur
sürecinden çamur uzaklaştırılması, sistem kararlı şartlardan uzaklaştığında onu düzeltmek
için değil, sistem özelliklerindeki değişimi elimine etmek için uygulanır.
Aktif çamurun atılması işlemi, genelde, geri çevrim hattından yapılır. Diğer bir yöntem de
havalandırma havuzundan karışık sıvının alınmasıdır. Geri çevrim hattındaki katı
konsantrasyonu havalandırma havuzundakinden daha fazla olduğundan, son çökeltme
havuzunun çökeltme ve yoğunlaştırma özelliklerinden yararlanılmalıdır.
Aktif çamur süreci, gece saatlerinde bile, ÇO konsantrasyon unda ki değişimlerden oldukça
hızlı etkilenir. Bununla birlikte, MLSS, F:M oranı ve SRT' deki küçük değişimlerde bile süreci
kararlı halde tutmak için en az 2 ila 3 SRT' ye eşdeğer olan bir periyot gereklidir. Bu nedenle,
operatör sürece tepki gösterebilmesi için yeterli süre tanımalıdır. Tüm yöntemler MLSS ve
RASSS ölçümlerini içermektedir. Bu değerler santrifüj ile saptanabilir. Askıda katı madde
deneyine kıyasla daha hızlı sonuç verdiği ve kolay olduğu için santrifüj testi tercih
edilmektedir. Bununla birlikte ikisinin birlikte yürütülmesi önerilmektedir. Ne mikrodalga
fırınında 10 dakika içerisinde yürütülen yöntem ne de santrifüj yöntemi NPDES analizinde
kullanılmamalıdır.
Mevcut organizmaların ağırlığı bazen MLVSS konsantrasyonu olarak saptanır. MLVSS tayini
için gerekli sure MLSS' e kıyasla daha uzundur. Bununla birlikte, MLVSS yaşayan
bakterilerin yaklaşık bir ölçüsüdür. Ancak ölü organizmaların da ölçüldüğü unutulmamalıdır.
Eğer bir tesiste MLVSS ve MLSS oranı nispeten sabitse, hücre kütlesi bazen MLSS' nin bir
kesin yüzdesi olarak saptanabilir.
Hücre kütlesinin bir indikatörü olarak MLSS izleniyorsa, operatör MLVSS ve MLSS
arasındaki oranı hemen kontrol etmelidir. Eğer şiddetli bir değişim söz konusu ise, kütleyi
temsil etmek için MLVSS saptanmalıdır. MLVSS ile MLSS arasındaki oran % 70 ila 80
arasında değişir.
Debi, havalandırma havuzuna giren BOİ veya KOİ, MLVSS, geri dönüş çamurundaki
MLVSS, F:M oranı ve fazla çamur miktarı gibi parametreler, tipik değerlerin eliminasyonu
amacı ile en az 7 günlük bir süre ile ölçülmeli ve 7 günlük hareketli ortalamaları
kullanılmalıdır. Eğer süreç, ortalama değerlerden ziyade tipik değerlere göre işletiliyorsa
süreç başarısızlığı yakın demektir.
Oldukça güvenilir olan SRT kontrol yöntemi yaygın bir şekilde kullanılmaktadır. Bu, çamurun
çökelebilirliği, solunum hızı ve mikroskobik muayenesi gibi süreç kontrol parametrelerinin en
iyi SRT' nin seçiminde kullanılması durumunda kısmen doğrudur. SRT ve MCRT terimleri
birbirleri ile dönüşümlü olarak kullanılır. SRT sadece havalandırma havuzundaki katılan
hesaba katarken, MCRT ise hem havalandırma hem de son çökeltme havuzundakileri
dikkate alır. SRT, mikroorganizmaların atılmadan önce aktif çamur sürecinde korunma
günlerinin ortalama sayısıdır. SRT VSS bazında tanımlanabileceği gibi daha hızlı bir şekilde
TSS olarak da ifade edilebilir. SRT, aktif çamur sürecindeki katıların toplam ağırlığının
sistemden bir günde atılan katıların toplam ağırlığına oranı olarak tanımlanmaktadır. Bir
günde sistemi terk eden katıların ağırlığı aşağıdaki denklem ile tanımlanmaktadır:
(4)
WAS d = 10 −3 [(WASSS )(W ) + ( ESS )(Q)]
Süreçteki askıda katıların ağırlığı dört değişik şekilde tanımlanabilir ve hesaplanabilir. Her
yöntem kullanılabilir, fakat anahtar unsur aynı yöntemin tutarlı bir şekilde uygulanmasıdır.
Yöntemler aşağıda sunulmuştur:
Çökeltme havuzundaki askıda katılar, havuzun değişik noktalarından bir kolon numune alma
cihazı ile örneklenir ve analizlenir.
(5)
WSS = 10 −3 [( MLSS )(Va ) + (CCSS )(VC )]
MLSS + RASS
(6)
WSS = 10 −3 ( MLSS )(Va ) + (Vsb )
2
Burada,
RASSS :Geri çevrim AKM derişimi (mg/L) ve
Vsb : Çamur örtüsü hacmi (m3).
(7)
Vsb = (hsb )( Ac )
Burada,
hsb :Çamur Örtüsü kalınlığı (m)
Ac :Son çökeltme havuzu yüzey alanı (m2)
(3) Havalandırma ve son çökelme havuzundaki askıda katıların ağırlığı bazındadır
Bu yöntemde son çökeltme havuzundaki askıda katılar analizlenmez, tahmin edilir. Son
çökeltme havuzundaki ortalama askıda katı madde konsantrasyonu MLSS'e eşittir.
(8)
WSS=10-3(MLSS)(Va+Vc)
(9)
WSS=10-3(MLSS)(Va)
İlk yöntem kullanılarak, aktif çamur sürecinin katı alıkonma süresi (SRT) aşağıdaki gibi
tanımlanabilir:
SRT' yi ayarlamanın en kolay yolu fazla çamur debisini günlük olarak ayarlamaktır. Herhangi
bir parametre günlük bazda % 10'dan daha fazla değiştirilemez. Bu kural fazla çamur atma
hızı için de doğrudur. Bununla birlikte bazı olağanüstü şartlarda daha yüksek değiştirme
oranları gerekebilir. Çamur atma hızının hesaplanmasında aşağıda sunulan ve SRT' yi
yeniden ifade eden basit bir denklem de kullanılabilir:
WSS
(11)
SRT ( gün) =
WASS + SS eff
Burada,
Wss : süreçteki katı miktarı (kg),
WASSS : sistemden atılan katı miktarı (kg/gün) ve
SSeff : çıkış suyu ile sistemden çıkan katı miktarı (kg/gün).
WSS
(12)
WASSS = − SSeff
SRT
Bu denklemde kullanılan SRT belirli bir tesis için en iyi sonucu verir ve "hedef SRT" olarak
tanımlanır. Hedef SRT, sürecin izlenmesi, eğilimlerin gözlenmesi ve mevsimsel etkilerin
dikkate alınması ile aylık bazda seçilmelidir. Örneğin, yaz aylarında yüksek sıcaklık nedeni
ile aktif biyokütlenin organik maddeyi ayrıştırma hızı yükseleceğinden, havalandırma
havuzunda kış aylarına kıyasla daha az mikroorganizma bulundurulabilir. Sonuç olarak daha
düşük bir SRT' ye gerek duyulacaktır.
Tesisin "ince ayarda", SRT hafta boyunca, giriş organik yüklemesine ve çamur bertaraf işlemi
kısıtlamalarına göre yavaşça değiştirilebilir. Örneğin, eğer hedef SRT 8 gün ise, pazartesi ve
cuma günleri arasında 7 günlük, cumartesi ve pazar günleri ise 10 günlük SRT değerleri
uygulanabilir. Hafta sonları azalan yükleme nedeni ile cumartesi ve pazar günleri daha düşük
çamur atılması işlemi gerçekleştirilebilir. Bununla beraber, bu değişikliklerin hedef SRT
değerinden aşırı miktarda uzaklaşmaya meydan vermemesine dikkat edilmelidir. Her ayın
sonunda, aylık çamur atım miktarı gözden geçirilmeli ve gerçek SRT değeri hesaplanmalıdır.
Gerçek SRT hedef değerin % 10 ila 20'si mertebesinde olmalıdır. WASSS değeri bir kez
saptandıktan sonra, gerçek çamur atım hızı aşağıdaki denklem ile hesaplanmalıdır:
WASSS m
(13)
W = 103
c
WASSS
Çamur atma sisteminde bulunan pompaların uzaklaştırdığı çamur debisinin doğru bir şekilde
ölçülmesi gerekir. % 5 ila 10 mertebesindeki bir hata payı tüm sürecin verimini olumsuz
yönde etkileyecektir.
VW
(14)
tW =
QWp
Burada,
tw : çamur atma süresi (dakika),
Vw : atılan çamur hacmi (m3) ve
Qwp : pompa kapasitesi (m3/dakika).
SRT ile hesaplanan atılan çamur hacmi, diğer yöntemlerle hesaplanan hacme eşit
olmayacaktır. Bu nedenle, SRT kontrolü en güvenilir yöntemdir. SRT kontrolünün en önemli
avantajı, operatörü sürekli bir MLSS ayarına zorunlu kılmamasıdır. Çamur uzaklaştırma
denklemi (Denklem 15), artan MLSS nedeni ile askıda katı miktarı arttıkça hesaplanan atım
debisinin artacağını gösterir. Tersine, MLSS azalmaya başladığında daha az çamur
atılmalıdır. Sonuç olarak, SRT bir kez seçildiğinde, yöntem sanki kendi kendini kararlı hale
getiren bir mekanizma işlevini görür.
Katıları atmak için diğer bir kontrol yöntemi süreçte sabit F:M oranının sağlanmasıdır. Bu
kontrol yöntemi, aktif çamur sürecinin, mikroorganizmaların atıksuyun içerisindeki organik
maddenin hemen hemen tamamını kullanmalarını sağlayacak bir yüklemede çalıştırılmasına
olanak tanır. F:M oranının kontrolü için dört anahtar nokta vardır:
(a) Uygulanan organik madde miktarı F:M oranının hesaplanabilmesi için bilinmelidir. Bu
miktar BOİ veya KOİ deneyi ile saptanır.
(b) Mikroorganizma miktarı MLVSS olarak ifade edilebilir. İdeal olarak, yaşayan
organizmaların sayılması gerekir, ancak bu fizibil değildir.
(c) F:M oranını hesaplamak için elde edilen verilen 7 ila 28 günlük hareketli ortalama
bazında olmalıdır.
(d) Uygun F:M sıcaklık ile değişir, bu nedenle bu oran son çökeltme havuzu giriş
suyundaki salınımlara göre ayarlanmalıdır.
Bu kontrol yöntemi, son çökeltme havuzu giriş besin yükü önemli ölçüde değişse bile
kullanılabilir. Sonuç olarak, bu yöntem, özellikle giriş suyu organik madde miktarı çok
değişken olan endüstriyel atıksuların arıtımında kullanılan süreçlerde çok etkindir. Yöntem,
çökelme özellikleri iyi olan çamur üretmeli ve iyi bir çıkış suyu kalitesi sağlamalıdır.
Düşük, alışılagelen ve yüksek organik yükleme aralıkları iyi çökelen çamur üretmektedirler.
F:M oranı, uygulanan günlük BOİ (veya BOİ:KOİ ilişkisi kurulmuşsa KOI) miktarının
havalandırma havuzundaki katı miktarına oranlanması ile saptanır:
F L
(15)
= BOİ
M WSS , a
Burada,
LBOİ : aktif çamur sürecine gelen kirlilik yükü (kg BOİ/gün) ve
WSS,a : havalandırma havuzundaki uçucu askıda kah madde miktarı (kg MLVSS). F:M
oram, istenen MLVSS değerinin saptanması ile istenen çamur atma hızının
hesaplanmasında da kullanılabilir.
Süreç kontrolünde kullanılan bu yöntem, anlaşılması kolay ve laboratuar işi az olduğu için
birçok operatör tarafından tercih edilmektedir. Gelen atıksuyun hidrolik ve
organik yükleri değişken olsa bile oldukça iyi kalitede bir çıkış suyu sağlanabilir. "Yürek
çarpıntısının geçmesi" olarak da adlandırılan bu yöntem, gelen organik kirliliğin arıtılması için
havalandırma havuzunda sabit bir MLSS değerinin tutulmasına yöneliktir. 2,000 mg/L' lik bir
MLSS konsantrasyonu iyi bir çıkış suyu verir. Sistemden uzaklaştırılması gereken çamur
miktarı, bu değerin korunmasını sağlayacak mertebede olmalıdır.
İlk işlem hedef MLSS değerinin saptanmasıdır. Önerilen F:M oranı ile işletime başlanır ve
biyolojik arıtıma gelen ve doğal olarak değişen BOİ değerlerine karşı sistem izlenir. Her F:M
oranı birkaç hafta korunur ve çıkış suyu kalitesi belirlenir. Hangi oran iyi bir çıkış suyu ve iyi
çökelen çamur verdiyse, bu sürede kaydedilen ortalama MLSS konsantrasyonları hedef
değer olarak alınır.
Bu yöntem F:M oranını ihmal ettiği için, yüklemeleri günden güne, haftadan haftaya ve hatta
aydan aya değişen arıtma tesisleri için uygun bir süreç kontrolü sağlamaz. Bu nedenle,
gerçek F:M oranı her hafta kontrol edilmelidir.
Bu yöntemin olumsuz yanı, iki önemli kontrol unsuru olan F:M ve SRT' nin ikinci planda
bırakılmasıdır. Bu nedenle, organik yükü şiddetli salınan tesislerde çok dikkatli olunmalıdır.
Örneğin, havalandırma havuzuna gelen BOİS konsantrasyonu aniden % 50 oranında artacak
olursa, fazla besin fazla mikroorganizma üremesine neden olacak ve sistemdeki MLSS
değeri artacaktır. Bunu gözlemleyen operatör çamur atma hızını arttıracak ve artan MLSS' i
hedef değere çekmeye çalışacaktır. Operatör, MLSS'İ normal değerine çekerken F:M oranını
normal değerinin % 50'si kadar arttırmış olacaktır. Bu durum, eğer normal F:M oranı
yüksekse çok ciddi sorunlar yaratabilecektir. Sorun oluşmasa dahi, F:M oranındaki çok büyük
değişimler çıkış suyu kalitesini olumsuz yönde etkileyecektir.
Bu yöntem tek başına veya başta SRT yöntemi olmak üzere diğer yöntemlerle birlikte
kullanılabilir. Ölçümlerde santrifüj kullanıldığından diğer yöntemlere kıyasla daha hızlı ve
basit sonuçlar alınabilir. Yöntem kısa aralıklarla çok sayıda tekrarlanabileceği için sürecin
kontrolü daha sıkıdır, Yöntem aşağıda sunulan laboratuar deneylerini ve gözlemleri
içermektedir:
Yöntemde, çamurun sıkışabilirliğinin bir ölçüsü olan çamur birimi kullanılır. Çamur birimi,
laboratuardaki santrifüj cihazında 15 dakika santrifüjleşen çamurun sıkışmış hacminin
oranının belirlenmesi ile saptanır.
(16)
(VÇ )(VH )
ÇB=
100
Burada;
ÇB : Çamur birimi (%),
VÇ : çökelek hacmi (%)
VH : Havuz hacmi (m3).
Çamur biriminin hesaplanmasında diğer yöntemler de kullanılmaktadır. Ancak, bir tesiste hep
aynı yöntem uygulanmalıdır. Havalandırma ve çökeltme havuzu çamur birimleri;
(17) ( ATC )( AVG )
ASU=
100
ATC + RSC
(19)
CSC =
2
CSV, son çökeltme havuzunda uygulanan kolon numune alma yöntemi ile ya da DOB
(çökeltme havuzundaki çamur örtüsü derinliği) detektörü tarafından doğrudan ölçüm ile
saptanır. Çökeltme havuzu daire planlı ise, ölçümler yarıçapın 1/3'lük dış duvara yakın
kısmında yapılmalıdır.
(CWD − DOB)(CVG )
(20)
CSV =
CWD
CSU' nun saptanmasında kullanılan diğer bir alternatif yöntem de, son çökeltme havuzunun
tüm derinliği boyunca (çamur örtüsü) kolon numunenin alınması ve bu kolondaki katıların
karıştırılarak ortalama konsantrasyonun saptanmasına yöneliktir. Bu yöntem en doğru
sonucu verir. Toplam çamur birimi aşağıdaki denklem ile ifade edilebilir:
(21
) TSU = ASU + CSU
a) Çamur atma hızı, çökelme deneyi sonucunda elde edilen iyi çökelme
özelliğine sahip çamur ve havalandırma ve çökeltme havuzlarının görsel muayenesi bazında
saptanmalıdır
b) Sistemde sabit bir çamur birimi korunmalıdır
c) Sabit bir SRT korunmalıdır
Çamur atma hızı tedricen değiştirilmelidir (% 10 / gün veya % 20 / hafta). Çamur atımı
aşağıdaki koşullar oluştuğunda yapılmalı veya hızlandırılmalıdır:
a) Çamur çok hızlı bir şekilde çökeliyorsa ve SSC60 % 20'yi aşıyorsa
b) Külümsü çamur partikülleri çökeltme havuzu yüzeyinde yüzüyorsa
c) Havalandırma havuzu yüzeyinde koyu kahverengi köpük oluşuyorsa
d) Normal, iyi çökelebilir çamurdan oluşan çamur örtüsü hızla yüzeye
yükseliyorsa
a) Karışık sıvı çok yavaş bir şekilde çökeliyorsa ve SSC60 % 10'un altına iniyorsa
b) Havalandırma havuzu yüzeyinde kalın ve beyaz köpük oluşuyorsa
Aktif çamur havalandırma havuzunda sabit bir çamur birimi değeri bazında yürütülen çamur
atımı sabit MLSS yaklaşımına benzerdir. Bu yaklaşım da F:M oranını ve SRT' yi ihmal eder.
Havalandırma havuzunda sabit bir çamur birimi tesis etmek için gerekli fazla çamur birimi
(WSU) aşağıdaki denklem ile hesaplanabilir:
(22)
WSU=TSU-TSUHEDEF
Sabit SRT koruma bazında fazla çamur atımı, çökeltme havuzu çıkış çamuru biriminin (ESU)
bilinmesini gerektirir:
(23)
WSU = WSUT0PLAM-ESU
ESU değerleri, çökeltme havuzu çıkış suyu AKM konsantrasyonunun ve çıkış suyu debisinin
(CFO) kullanılması ile hesaplanabilir (WCR: ağırlık: konsantrasyon oranı):
(25)
ESU=(Sseff)(CFO)/100WCR
WCR, çamurun yaşı ve uçucu madde içeriği ile değişen yoğunluk indeksidir. WCR, santrifüj
ile rutin olarak toplanan verilerin (% hacim olarak) mg/L bazında MLSS' e dönüştürülmesinde
kullanılır:
(26)
WCR=MLSS/ATC
Aktif çamur sürecinden fazla çamur atımı, çamur geri çevrimi ve çözünmüş oksijen
konsantrasyonu kontrolü için temel günlük kontrol işlemlerine ilave olarak, normal işletme
koşulların/ sağlamak amacı ile uygulanabilecek çok değişik yöntemler de vardır. Bu işlemler,
arıtma tesisi tasarımında dikkate alınan "sistem elastikiyetine bağlıdır ve genelde,
havalandırma havuzuna verilecek debinin besleme biçiminin değiştirilmesi veya işletmedeki
ünite sayısının değiştirilmesi ile ilgilidir.
Süreç işletim modunun değiştirilmesi, atıksuyun aktif çamur havalandırma havuzuna veriliş
biçiminin değiştirilmesi ile gerçekleştirilir. Atıksu arıtımında genelde üç tip işletme modu
uygulanmaktadır; piston akım, kademeli besleme ve temas stabilizasyonu. Bu modlardan
herhangi birinin uygulanabilmesi tesisin ilk tasarımına bağlıdır. Atıksuyun havalandırma
havuzuna veriliş biçiminin değiştirilmesi yükün dağıtımının değiştirilmesi ile ilgilidir ve rutin
ayarlama işlemleri ile gerçekleştirilemez. Genel bir kural olarak, piston akım modu genelde
düşük organik yükleme hızlarında uygulanır. Aktif çamur sürecine gelen organik ve hidrolik
yük arttıkça kademeli beslemeli moda geçilir. Pik değerler için temas stabilizasyonun
uygulanması önerilmektedir.
Aşırı çamur örtüsü seviyesi sorununu çözmeye yardımcı olacak diğer bir yöntem olan
kademeli beslemeden temas Stabilizasyonuna dönüşüm, aynı zamanda, katıların pik debi
durumunda son çökeltme havuzundan yıkanmasını da önler. Bu dönüşüm pik debinin söz
konusu olduğu periyotta hızlı bir şekilde yapılırsa, çökeltme havuzundan aşın katı kaçmasını
önler. Bununla beraber, pik debi koşullarının ortadan kalkmasından sonra normal moda en
kısa sürede dönüşüm sağlanmalıdır.
Sözü edilen mod değişimlerinin geri dönüş çamuru ve aktif çamur havalandırma havuzundaki
karışık sıvının nispi hacimlerini etkileyeceği unutulmamalı ve bu değişimler tesis kayıtlarına
geçirilerek gelecekteki hesaplamalara dahil edilmelidir. Bu tür mod değişiklerinin
gerçekleştirilebilmesi için, havalandırma havuzu, giriş yapısı havuz uzunluğu boyunca girişi
sağlayacak bir dağıtım sistemine sahip olmalıdır. Mod dönüşümleri, normal olarak, artan
yükleme etkilerine veya düşük sıcaklık nedeni ile azalan mikrobiyolojik aktiviteye karşı
olduğundan, çamur atım hızı gelecekteki olası birasın yüklemenin olumsuz etkisini ortadan
kaldırmak ve gerekli biyoması korumak amacı ile kontrollü bir şekilde gerçekleştirilmelidir.
Eğer mod dönüşümünün asıl hedefi, son çökeltme havuzundaki çamur örtü seviyesini
düzeltmek amacı ile katı transferi ise, fazla çamur atım hızındaki bu azaltma uygun
olmayabilir.
4.1.2. Temas Stabilizasyonun Kademeli Beslemeye - Kademeli Beslemenin Piston
Akıma - Temas Stabilizasyonun Piston Akıma Dönüştürülmesi
Süreç dönüşümü, havalandırma havuzundaki oksijen alım profilini etkiler. Bu, oksijen transfer
veriminde, enerji kullanımında ve sürecin performansında önemli bir etkiye sahiptir. Süreç
dönüşümü, havalandırma havuzunda bazı bölgelerin aşırı çözünmüş oksijen seviyesine
sahip olmasına neden olur. Bunu önlemek için, aktif çamur havalandırma havuzu uzunluğu
boyunca azalan havalandırma uygulanabilir. Genel bir kural olarak, hava beslemesi, santrifüj
"blower" ların kontrol vanaları ile donatılması, pozitif yer değiştirmeli "blower" ların ise kasnak
boyutunun azaltılması sayesinde düzenlenebilir. Bununla birlikte, pozitif yer değiştirmeli
"blower" ların çıkış boğazlarının 35ın sıkılmasının "blower" a zarar verebileceği göz ardı
edilmemelidir.
Birçok durumda, sıcaklık değişimlerinin mikrobiyolojik aktivite üzerindeki etkisi, F:M oranı ve
SRT gibi süreç kontrol parametrelerinin ayarlanması ile ortadan kaldırılabilir. Tesisi yaz
mevsiminde daha yüksek F:M oranı ve daha düşük SRT değerinde çalıştırmak olasıdır.
Bununla birlikte, süreç modunun değiştirilmesi veya işletmedeki ünite sayısının değiştirilmesi
gerekebilir. Mevsimsel yükleme değişimi söz konusu ise, mod değişiminin yapılması
önerilmektedir. Bu amaçla aşağıda açıklanan yöntemler uygulanabilir.
Karbonlu madde giderim ve azotlu madde giderim modları arasındaki dönüşüm kullanılan
sisteme bağlıdır. Daha önce de değinildiği gibi, nitrifikasyon ya karbonlu ve azotlu maddelerin
birlikte oksitlendiği tek kademede ya da ayrı ayrı oksitlendikleri iki kademede gerçekleştirilir.
Her iki sistemde de sağlanması gereken unsur, yavaş büyüyen nitrifikasyon bakterileri için
gerekli yüksek SRT' dir. SRT veya F:M oranı sıcaklığa bağlıdır. Tek kademeli sistemler için,
SRT, atıksu sıcaklığının 16 ila 21 °C arasında olduğu yaz şartlarında 8 ila 10 gün arasında
olmalıdır. SRT, azalan sıcaklık ile 12 ila 20 güne çıkarılabilir. Atıksu sıcaklığı 10 °C' nin altına
indiği zaman, eğer nitrifikasyon bakterileri kaybedilmiş ise onların tekrar geliştirilmesi
olanaksızdır. Nitrifikasyon sistemlerinin düşük sıcaklıklarda işletilmeleri çok zordur ve çoğu
zaman ilave havalandırma havuzu hacimleri gerektirirler.
Tek Kademeli Sistemler : Bu yöntem karbonlu madde gideriminin azotlu madde giderimi
sağlayacak yapıya dönüştürülmesi ile ilgilidir. Eğer gerekli havalandırma süresini sağlamak
için ilave üniteler gerekiyorsa, bu üniteler işletmeye alınmalı ve aşağıdaki işlemler
uygulanmalıdır;
En önemli kontrol işlemi, ÇO değerinin her zaman 2.0 mg/L' nin üzerinde tutulmasıdır. Son
çökeltme havuzundaki çamurun alıkonma süresinin 1 ila 1.5 saat arasında kalmasını
sağlamak için çamur geri çevrimini dikkatle izlemeli ve ayarlamalıdır. Böylece, hızlı çamur
giderimini sağlayabilir ve denitrifikasyon sonucu oluşacak çamur yüzmesini önleyebilir.
Tek kademeli nitrifikasyon surecinde azot giderimi SRT 'nin arttırılması ile elimine edilebilir.
Bunun için aşağıdaki işlemler uygulanmalıdır:
a) İkinci kademeye giriş kapağı ve bunun çökeltme havuzunun çıkış kapağı kapatılarak
sistem izole edilir. Sistemi aerobik şartlarda tutmak için havalandırmaya ve
son çökeltme havuzundaki çamurun septik hale geçmesini önlemek için geri
çevrime devam edilir.
b) Son çökeltme havuzları devreden çıkarılır.
c) Tüm çökeltme havuzlan boşaltıldıktan sonra, aktif çamur havalandırma havuzu
drene edilir.
d) Bu drene edilen biyokütle kesinlikle birinci kademeye transfer edilmemelidir.
Artan yükleme veya düşük giriş suyu sıcaklığı nedeni ile azalan biyolojik aktivite
sorunu yukarıda tanımlanan mod değişimi ve normal kontrol işlemleri ile çözülebilir. Arıtma
tesisi yetkilileri, en kısa zamanda, mevsimsel ayarlamaların yapılacağı dönemde arıtma
tesisine endüstriyel nitelikli atıksu veren sanayi kuruluşlarına çağrıda bulunmalı ve onlardan
bu geçici dönemde atık yüklerini azaltmalarını istemelidir.
Biyolojik arıtıma gelen suyun sıcaklığının düşmesi nedeni ile azalan biyolojik aktivite
sorununu çözmek için biyokütle miktarı arttırılır ve F:M oranı düşürülür. Bu tür değişim temas
stabilizasyon moduna geçiş için tedricen yapılır. Bununla birlikte, yüksek derecede
oksitlenmiş çamur söz konusu ise, bu kütlenin daha aktif kütle ile değiştirilmesini sağlamak
için F:M oranının arttırılması gerekecektir.
MLSS arttırılsın veya azaltılsın, her ikisi de sıcaklık değişimlerinden kaynaklanan sorunu
çözmek için yeterlidir. Yapılacak tek şey, tüm işletme verilerinin kayda geçirilmesi ve
hangisinin daha etkin ve iyi bir sonuç verdiğinin saptanmasıdır.
Yüklemelerde kısa bir süre içinde sık salınımların oluşması en büyük sorundur. Örneğin, bir
endüstri kuruluşu arıtma tesisine gelen toplam yükün önemli bir kısmına sahipse ve sadece
hafta içi günlerde üretim yapıyorsa, mevcut süre çok az olduğundan, tesisi bir ileri bir geri
almak pratik değildir. En kolay çözüm, endüstri kuruluşundan kaynaklanan debinin yedi
günlük periyotta dengelenmesi ve üniform bir debide arıtma tesisine alınmasıdır.
4.5. Enerji Tasarrufu
Birçok arıtma tesisi için, elektrik enerjisi maliyeti, tesisin yıllık işletme ve bakım giderleri
içinde önemli bir rakamdır. Aktif çamur süreci tek başına toplam elektrik enerjisi maliyetinin %
30 ila 80'i gibi yüksek bir orana sahiptir. Bu nedenle, operatör tesis içi düzenlemeler ile
işletme giderlerini azaltmalıdır. Bunun için, elektrik enerjisinin birim fiyatının ve tasarruf
politikasının bilinmesi gerekir. Optimum süreç kontrol kararlarının alınması, ekipmanın uygun
bir şekilde işletimi, otomatik sensörlerin kullanımı ve ekipmanın bakım ve onarımı ile tasarruf
sağlanabilir. Ayrıca, tesisteki personelin eğitimi ve günlük enerji sarfiyatlarının kaydedilmesi
de son derece önemlidir.
Bu deneyde bir çökeltme konisine bırakılan karışık sıvının çökelebilirliği izlenir. Sazı
operatörler 1 L' lik dereceli mezürleri kullanmakta ve bu da dar olan mezürün iç çeperlerinden
kaynaklanan sürtünme ve kapilarite nedeni ile çökelebilirliği etkilemektedir. Kontrol edilen
şartlar altında karışık sıvının çökelme özelliklerini gösteren bu test, süreçte neler öldüğünün
anlaşılmasında en etkin yöntemdir. Çökelme testi süresince, yumakların yuvarlak veya köşeli
olup olmadıkları da gözlenmeli ve biçimleri kaydedilmelidir.
Karışık sıvının mikroskop altında muayenesi ile aktif çamur süreci hakkında bir çok özellik
saptanabilir. Daha önce değinildiği üzere, karışık sıvı yumakları içerisindeki değişik
mikroorganizmaların varlığı arıtımın iyi veya kötü olduğunu hemen tanımlar. Uzman bir
mikrobiyologa gerek duyulmaz. Ayrıca, türlerin ayrı ayrı belirlenmesine ve sayılmasına da
gerek yoktur. Operatör sadece aşağıda sıralanan önemli organizma gruplarını tanıyabilecek
bilgiye sahip olmalıdır;
Karışık sıvı üzerinde yürütülecek mikroskopik muayene aynı zamanda, ipliksi bakterilerin
nispi bulunma oranı, yumak özellikleri ve duru su Özellikleri gibi diğer önemli bilgilerin elde
edilmesini de sağlar. İpliksi bakterilerin mikroskopik muayenesini kolaylaştırmak amacı ile,
örnekte ipliksi bakterileri saymak ve tiplerini belirlemek için değişik yöntemler mevcuttur.
5.1.3. Çamur Örtü Seviyesi
Çamur örtü seviyesi ölçümleri işletim ve aksaklık saptamada önemli bilgiler sağlar. Çökeltme
havuzu boyunca yapılacak ölçümler ile akımlar belirlenebilir. Diğer veriler ile birlikte, eğilim
kartına aktarılan sonuçlar tesisin durumu hakkında önemli ipuçları verir.
SOUR olarak da tanımlanan solunum hızı, aktif çamur sürecindeki biyolojik aktiviteyi gösterir.
Bir nitrifikasyon sürecinin özel "probe" ile yapılan ölçümler sonucunda elde edilen amonyak
profili süreç hakkında önemli bilgiler verecektir.