Professional Documents
Culture Documents
Emrah ÖZDEMĠR
Gökhan DAĞ
“Editörya”dan...
Değerli okuyucularımız, öncelikle kendimizde aramamız
Yeni bir sayıyla daha merha- gerekmektedir.
Bu Sayıda Yazanlar:
ba diyoruz, sizlere. Politika Dergisi olarak, bilinçli
Alan WOODS
Aylin SAPAZ Demokratik savaşımlar veren yurttaşların oluşturduğu gerçek
Cem O. TAMTÜRK
bir yurttaşı türlü oyunlarla dü- bir demokrasi yolunda yapaca-
Emrah ÖZDEMĠR
Evren YELKANAT şürürüz, yükselmesini engelleriz. ğımız her şeyi de yapmaya her
Ġrfan DEĞĠRMENCĠ
Bir parti liderini tuzakla indiri- zaman için hazırız.
Mehmet Halil ARIK
Nuran TALAY
O. Kemal ÖZKAN
riz. Bu sayımızda da çıtamızı bi-
Saadet TOKSÖZ
Ve bu bizim ülkemize demok- raz daha yükseltmeye çalıştık.
Selvihan ÇĠĞDEM
Sevda EĞER rasi kazandırır… Dolgun makaleler ve etkileyici
iki röportaj bulacaksınız. Gerisi
Bu bölümde gündeme girmeyi içeride…
P-Foto: pek düşünmüyorum. Deniz
Baykal’a ait olduğu öne sürülen Gâzi Mustafa Kemal Atatürk-
GüneĢ ER
kasetle ilgili daha o gün bir bil- ’ün “millet adamı” olarak, her
Karikatür: diri yayımlamıştık. şeyi göze alıp Anadolu’ya geçişin
yıldönümünde de hepinizin
Irmak ATABERK Umarım Türkiye demokrasisi Gençlik ve Spor Bayramını kut-
Kapak Tasarım:
bundan sonra katakullilerle de- luyorum. 19 Mayıs’ta doğdum,
ğil; akılla, örgütle, yayınla, bi- diyerek, ulusun yazgısıyla kendi
Emrah ÖZDEMĠR
limle, düşünceyle işletilmeye ça- yazgısını bir tuttuğunu gösteren
Web Tasarım: lışılır. Aksi halde bu gidiş, gidiş eşsiz önderimizin sevgili anısı
Gökhan DAĞ değil. önünde saygıyla eğiliyorum.
Metin TINAY
Tabii, “benim adamım,senin Umarım beklentilerinizi karşı-
Not: Bu tabloda alfa- adamın” diye bir ayrım yaptığı- layabilmişizdir.
betik sıralama kullanıl-
mıştır.
mızdan belden aşağı vuran
komplocular genelde amaçlarına Demokratik ve özgür bir Tür-
ulaşmış oluyorlar. Sorunu, suçu kiye umuduyla...
Emrah.Ozdemir@PolitikaDergisi.com
Politika Dergisi
İçindekiler
Saadet TOKSÖZ
Hakkımızda: Niyetler ve hedefler belli...
Cadı Avı ile Cumhuriyetin Tasfiyesi (2)
Politika Dergisi, Ulu- Sy. 46
dağ Üniversitesi öğ-
rencilerinin kurmuĢ Sevda EĞER
olduğu bir politik 1969-78 arası heyecanlı günler
gençlik hareketidir.
YaratılmıĢ ve halen Cumhuriyet Tarihine Kronolojik Bakış (III)
de sürdürülmek iste- Sy. 50
nen apolitik gençliğe
bir karĢı duruĢ fikrin- Aylin SAPAZ
den doğan Politika
Üç fidan ve 68 kuşağı...
Dergisi, kanunlara
uyulduğu ve okuyu- Direnç Çiçekleri
cusuna saygılı oldu- Sy. 60
ğu takdirde her türlü
görüĢe önem verir. Mehmet Halil ARIK
PD, Türkiye Cum-
huriyeti'nin temel
“Onlar”...
niteliklerini benimse- 6 Mayıs:
miĢ, cesaretini Mus- Ölümsüzleşebilmeyi Çağrıştıran Tarih
tafa Kemal Atatürk-
'ün Bursa Nutku'n- Sy. 64
dan almıĢtır.
İçindekiler
Nuran TALAY
Üçüncü köprüyle İstanbul’un sorunları bitecek mi?
İstanbul’a Üçüncü Köprü Önerisi ve
Toplumsal Sorunlara Yaklaşımlar
Sy. 74
Selvihan ÇİĞDEM
Devlet neden var, kimden korur kendini?
Siyasi Partiler Gerektiğinde Kapatılmalı mı? (1)
Sy. 78
Sevda EĞER
Bir manifesto niteliğinde...
Çocuk Hakları
Sy. 87
Politika Dergisi
İçindekiler
kültür sanat kültür sanat kültür sanat kültür sanat kültür sanat kültür sanat kült
Der: Emrah ÖZDEMİR
P—Kitap: Seçkiler
Sy. 90
Irmak ATABERK
ÇIZIKTIRMAK - Baykallı Dönem Kapanırken
Sy. 91
Güneş ER
P—Foto:
Herkesin Ağzına Bir Parmak Bal: Roman Açılımı
Sy. 93
Üç Fidana Özlem
Sy. 94
Sayfa 8 Politika Dergisi
“Ahlaksızlığa Ortak
Olmayın!” Bildirisi
C
umhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı DERGĠSĠ olarak buna kesinkes, Ģiddetle karĢıyız ve
Deniz Baykal‟a ait olduğu iddia edilen eğer bu biçimde bir ―linç kampanyası‖ düzenlenirse
kaset ile ilgili POLİTİKA DERGİSİ açık Ģekilde Deniz Baykal‘ın yanında oluruz; çünkü
Editörya‟sının bildirisidir. bizim gözümüzde siyaseti alçaklar ve onların al-
çaklıkları yönetmemelidir. Bu mesele üzerinden
Siyaseti daha fazla kiĢinin katılımıyla ve daha siyaset yapan herkes de bu ahlaksızlığa ortak ol-
fazla nitelikli insanın varlığıyla üst düzeye çıkarma- muĢ sayılır.
ya çalıĢan dergimiz ve hareketimiz, CHP‘nin lideri
Deniz Baykal‘a ait olduğu iddia edilen kaseti çe- Cumhuriyet Halk Partilileri liderlerine karĢı yapı-
kenleri, yayımlayanları ve bunun üzerinden siyaset lan ahlaksızlıklara
yapmaya çalıĢan- karĢı dayanıĢma-
ları kınamaktadır. ya, diğer partili ve
Büyük olasılıkla partisiz tüm yurt-
montaj olsa da taĢlarımızı da bu
montaj olup olma- iğrençliklere kulak
ması bizim bu asmamaya çağırı-
bildirimiz açısın- yoruz.
dan hiçbir Ģeyi
değiĢtirmemek- Türk siyasetinin
tedir. Dergimiz bu önemli adamı-
daha önce baĢka nın, tuzaklar ve
partili kimselerin özel yaĢamı ayak-
de bu biçimdeki lar altına alınarak
videolarına itibar devrilmesine sevi-
göstermemiĢtir. necek bir muhalifi
olduğunu düĢün-
CHP‘ye karĢı müyoruz. Bu bi-
olabilirsiniz, elbet- çimde bir baĢarı
te! siyaseti bir dava
olarak görmüĢ in-
Deniz Baykal‘a sanlara yakıĢmaz.
muhalif olabilirsiniz. Uygulamalarına kızabilirsiniz;
bu yüzden hareketler, topluluklar kurabilirsiniz; Kısacası, Türk kamuoyunu ahlaksızlığa, “Büyük
ama Baykal‘ın yolsuzluğunu, Ģaibesini bulamayan- Birader” ve “montaj” faĢizmine karĢı durmaya
ların böylesi bir iğrençliğe bulaĢmalarının anlamını çağırıyoruz.
da tahmin etmekteyiz.
Saygılar…
Ancak; olası halkoylaması, olası seçim ve Kurul-
tay öncesi Deniz Baykal bu Ģekilde ahlaksız oyun- POLĠTĠKA DERGĠSĠ
larla alaĢağı edilmeye çalıĢılıyor ise POLĠTĠKA
Sayı 22 Sayfa 9
Sayfa 10 Politika Dergisi
U
luslararası Marksist Eğilim Okulu 2009
Troçki‘nin bu soruna değindiği, Komünist Enter-
Temmuz ayının sonunda bir toplantı
nasyonal‘in ilk beĢ yıllığında bulabileceğiniz çok
düzenledi. Günümüzde yaĢanan kapita-
önemli iki makalesi (Flood- Tide), vardır. Esas
list kriz dolayısıyla bir konuĢma yapan
önem taĢıyan diğer makalesi 1932 yılında yazılmıĢ-
Alan Woods, konuĢmasında iktisadi döngüler ve
tır, yani, 1929 büyük buhranı takip eden derin kriz
sınıf mücadelesi arasındaki iliĢkiden, sistem içinde
esnasında. (Bu makale, ―Komintern‘in YanlıĢlarının
yığılan muazzam çeliĢkiler dikkate alındığında,
3. Dönemi‖ [Ocak 8,1930]). Bu iki makale her dü-
hangi kurtuluĢ yolunu seçmemiz gerektiğinden
zeyde bütün yönleriyle tartıĢılmayı hak ediyor.
bahsetmiĢti.
“İnsan bilinci doğal olarak muhafazakârdır” çıkarı-
Ekonomik Döngüler ve Sınıf Mücadelesi
mı, diyalektik materyalizmin ilk önermesidir. Çoğu
1930‘lardan bu yana dünya en derin krizini yaĢı- insan değiĢmekten hoĢlanmaz. Yeni fikirlere karĢı-
yor. Troçki, Marksist çözümlemenin yüzleĢtiği en dırlar. Ve ağır çekiç darbeleri neticesi karĢısında,
zor ve karmaĢık görevlerinden birinin “nasıl bir dö- insanların bu fikirlerini terk etmeye mecbur bırakıla-
nemden geçiyoruz” sorusuna cevap vermek oldu- na kadar, onlar var olan toplumsal formlar ve fikirle-
ğunu ifade etmiĢtir. re bağlı kalacaklardır (yapıĢacaklardır).
Kapitalizmin son krizi diye bir Ģey yoktur. AĢırı Dünya kapitalizminin Ģimdiki durumu, 1938‘de
durgunluk dönemi, hemen hemen 200 yıldan beri Troçki‘nin söylediği bir sözü hatırlatır: “Tarafsız
kapitalizmin değiĢmez özelliğidir. Kapitalist sistem olarak konuşuyorum, dünya sosyalist devrimi için
koşullar sadece uygun ve olgun değil, aynı zaman-
Sayı 22 Sayfa 11
Kriz, devam eden süreçte asıl kırılmayı yaĢayaca- bastırılmış ve manevi olarak güdülmüş tüm bu duy-
ğını iĢaret etmektedir. Bu, konjonktür dalgalanma- gular, endüstriyel bir canlanmanın ilk gerçek işaret-
larında iyileĢme olmayacağı anlamına gelmez. Be- lerinde, iki misli arttırılmış enerjileriyle beraber onla-
lirli bir noktada ise bu kaçınılmaz olacaktır. rı çıkış yolu bulmaya zorlayacaktır.”
Bu zamanda, burjuva ekonomistler ve politikacı- Ortada somut bir sorun vardır. ĠĢçiler fabrikaları-
lar, en önemlisi reformcular, çaresizce bu krizden nın kapatılacağını anlıyorlar, böylece iĢleri riske
kurtulma yolları arıyorlar. KurtuluĢ için konjonktür girecek, aileleri de riske girecektir, iĢçi sendikaları
dalgalanmalarının düzelmesini bekliyorlar liderleri ise hiç alternatif sunmuyor. Bu durum grev-
(umuyorlar). Devamlı olarak kurtuluĢ için ekonomik ler üzerinde sınırlayıcı bir etki yapacaktır. Ama ufak
iyileĢme belirtilerini konuĢuyorlar. Ama Ģu ana ka- çapta ekonomik geliĢimin iyileĢeceği zamanda, iĢçi-
dar ekonomik iyileĢme belirtileri oldukça zayıf, ne- ler, patronlarının artık iĢçi çıkartmayacağının, bir-
redeyse yok gibi. kaç insanı iĢe alacağının farkındalar ve aynı za-
manda sipariĢ defterleri dolmaya baĢlayacak. Bu
Ortodoks kapitalist ekonomi bakıĢ açısıyla, dün- ekonomik mücadele için güçlü bir uyaran olarak rol
yadaki tüm kapitalist hükümetler tarafından alınmıĢ alabilir.
olan ölçüler, güvenilmezdir. Bu ölçülerin tek açıkla-
ması paniktir. Yönetici sınıflar (iktidar sınıfları) eko- Örneğin; aĢırı çelik üretimi yapan bir dünya düĢü-
nomik krizin politik-sosyal yankılarından dolayı nün. ―Ġnanılmaz derecede çelik bolluğu
dehĢet içindedirler. Çünkü bu hükümetler ekonomi- var‖ (kapitalistlerin sınır anlayıĢı). Bu durum araba
nin içine muazzam büyüklükte para pompalıyor ve üretiminde keskin bir düĢüĢe neden olur. Dünya
bu da devasa eĢi benzeri görülmemiĢ bir borç yükü çapında otomobil sektöründe %30 kadar aĢırı ka-
yaratıyor. Herkesin bildiği gibi, er ya da geç borçlar pasite fazlası oluĢur. Kapasite fazlası diğer bir de-
geri ödenmelidir. Kendi içerisinde bu görüĢ, gele- yiĢle aĢırı üretim demektir. Araba üreticileri envan-
cekte devasa boyuttaki kriz için tek çözüm yoludur. ter fazlasını (stok fazlasını) satmaya baĢlayacak,
fabrikaları kapatacak ve iĢçileri kovacaktır. Ama
Hangi KurtuluĢ Yolu? stoklar azaltıldığında ve belirli bir seviyeye gelindi-
ğinde, otomobil iĢçilerini harekete geçirmek için
Konjonktür dalgalanmalardaki bazı iyileĢtirmeler
belirli bir seviyede kaçınılmazdır, bu herkes için
nettir. Ama aynı Ģekilde kapitalizmle yüzleĢmemek-
le, bu sorunların hiçbirinin çözüme ulaĢamayacağı-
nı da kabul etmek herkes için nettir. Kapitalizm ile
yüzleĢilmezse sonu olmayan daha derin krizlere,
özellikle de kültürel krizlere yol açılacaktır. Burjuva-
zi çaresizce, geçen yıldan itibaren 18 aydır devam
eden ekonomik yıkımla mahvolmuĢ ekonomik den-
gelerin düzelmesi için uğraĢ içerisindedir. YüzleĢ-
tikleri problem, ekonomik dengelerin düzeltilmesi
için alınan ölçütlerin, politik ve sosyal dengelerin
bütünüyle altüst olacağı endiĢesidir.
Marksist iktisatçılar
için de aynı Ģeyi söyle-
Sayfa 14 Politika Dergisi
iletisim@PolitikaDergisi.com
www.marxist.com
Sayfa 16 Politika Dergisi
Ü
lkemizde GDO üretimi ve tüketiminin
ler.
meclis onayından geçtiği halde yakınları-
nın halen sürüyor olması her onaylanan Türkiye Partisi Kadın Kollarının bu seferberliğine
yasanın kabul edilebilir olmadığının bir ilişkin Genel Başkan Yardımcısı Yıldız Potas ile
kanıtı. GDO, biyoçeşitliliği ile dünyada üst sıralarda görüştük.
yer alan ülkemiz için açık bir tehdit.
Nuran TALAY: GDO ilgili kampanya fikri nasıl
Ve bu açık tehdide dur demek isteyen; insan ve doğdu?
çevre sağlığına zarar veren GDO‟nun sofralarda,
okul kantinlerinde, parklarda, bahçelerde, tarlalar- Yıldız POTAS: Son bir yıldır çeĢitli sivil toplum
da kullanılmasını istemeyen bir siyasi parti var. örgütlerinin ve bilim adamlarının GDO'nun
Siyasetin ötesinde insan ve çevre sağlığını düşü- (Genetiği DeğiĢtirilmiĢ Organizmalar) hem insan
nen, önceliğimiz sağlıklı bireylerdir diyen Türkiye sağlığı üzerinde, hem tarım arazilerinde, hem de
Türkiye Partisi
Kadın Kolları,
GDO’nun
zararlara ilişkin
konferanslar,
paneller düzenleyip
ulaşabilecekleri her
noktaya bu iyi
bilgileri götürmeyi
amaç edinmiş.
Sayı 22 Sayfa 17
larla ilgili ne gibi de- Yıldız POTAS: Evet, GDO'lu ürünlerin üretilmesi
ve tüketilmesi ile ilgili yasa Meclis onayında geçti.
netlemeler yapılacak? Ama ya daha önceden alınan tohumlar? Onlarla
ilgili ne gibi denetlemeler yapılacak? ĠĢ yasayı çı-
İş yasayı çıkarmakla karmakla bitmiyor, bunun sıkı bir denetimle takibi
gerekli. Biz de bu konuda halkımız ve bu konuda
bitmiyor, bunun sıkı duyarlı kiĢilerle baskı yaratıp denetimlerin daha sıkı
tutulması konusunda teĢvik edici olabiliriz.
bir denetimle takibi ge-
Nuran TALAY: Siyasetin dışında sivil toplum
rekli. kuruluşu anlayışı ile sosyal sorumluluk proje-
sinde var olmanızı değerlendirir misiniz?
broĢür ve çeĢitli yayınlarla da bu kampanyamızı Yıldız POTAS: Burada Türkiye Partisi‘nin propa-
devam ettirmek istiyoruz. gandasını yapmak istemiyorum, ama samimiyetle
Ģunu söyleyebilirim: Biz gerçekten insanı merkeze
Nuran TALAY: GDO‟ya ilişkin, çiftçiye, üretici- aldığımız için, zaten siyasetin görevi; toplumu uz-
ye, aracılara karşı bilgilendirmeniz nasıl oluyor, laĢtırmak, insanının halini, yaĢamını iyileĢtirmek
bu konuda yaptığınız çalışmalar nelerdir? için çalıĢmak değil midir? Eğer gerçekten dürüst ve
duyarlı siyaset yaparsanız, bir sivil toplum örgütün-
Yıldız POTAS; Dediğim gibi henüz kampanyamı-
den farklı çalıĢmazsınız. Bizim anlayıĢımıza göre
zın ilk aĢamasındayız. GeliĢmelere göre elimizden
Sivil toplum örgütleri ve siyaset birbirini tamamla-
geldiğince bu konuda da çiftçimize, üreticimize hal-
yan unsurlar olmalı. ĠĢte o zaman toplumsal refah
kımıza uzman kiĢilerle iĢbirliği yaparak ulaĢmaya
ve iyi olma hali her yere hakim olur. Biz bunun bilin-
çalıĢacağız.
ciyle hareket ediyoruz.
Nuran TALAY: Kampanyanıza gösterilen ilgi-
Nuran TALAY: Son olarak eklemek istedikleri-
den memnun musunuz?
niz…
Yıldız POTAS; Tabii ki… Zira bir siyasi partinin
Yıldız POTAS: Her Ģeyden önce bu konudaki
propaganda amacı gütmeden halkına nasıl yararlı
duyarlılığınıza teĢekkür ediyorum. Ayrıca kampan-
olmak istediğini göstermek ve buna duyulan ilgi
yamıza gösterdiğiniz ilgiye de teĢekkür ederim.
bizi memnun eder.
Halk sağlığımız, çocuklarımızın gelecekte hem ru-
hen, hem de bedenen sağlıklı yetiĢmeleri ve endi-
Ģesiz bolluk ve refah içinde yaĢamaları için yapı-
lacak her olumlu ve bilinçli projelerde adımızın
geçeceğinin teminatını veriyoruz. Ayrıca toplum-
sal tüm projelerimizde yanımızda olmanızı diliyor
ve teĢekkürlerimi sunuyorum.
Nuran.Talay@PolitikaDergisi.com
iletisim@PolitikaDergisi.com
Sayı 22 Sayfa 19
Sayfa 20 Politika Dergisi
F
the New World Order (2004 Pluto Yayınları. Lond-
. William ENGDAHL kimdir?
ra) kitabının yazarıdır. Kitap Fransız, Alman, Çin,
1944 yılında ABD‘nin Minneapolis eya- Kore, Türk, Hırvat, Sloven ve Arap dillerine çevril-
letinde doğan ENGDAHL, Princeton Üni- miştir. Engdahl son siyasi ve iktisadi gelişmeler
versitesi‘nde okumuĢ. Alman asıllı Ameri- hakkında en çok tartışılan analizcilerdendir. Kışkır-
kalı araĢtırmacı-gazeteci yazar Almanya‘da yaĢa- tıcı makaleleri ve analizleri sayısız gazete ve dergi-
maktadır. de ve uluslararası çapta tanınmış web sitelerinde
yayınlanmıştır. Petrol jeopolitikası ve enerji konula-
“F. William Engdahl petrol ve jeopolitika üzerine rına ek olarak tarım, GATT (Genel Tarifeler ve Ti-
çok satan Savaş Yüzyılı: Anglo Amerikan Petrol caret Anlaşması), WTO (Dünya Ticaret Örgütü),
Sayı 22 Sayfa 21
Engdahl‟ın “Küresel
Tam Hâkimiyet”, “Ölüm
Tohumları”, “Sahte
Domuz Gribi, Sahte
Gıdalar” adlı üç kitabı
Bilim+Gönül
Yayınlarından çıkmıĢtır.
Ġnternetten veya
mağazalardan
edinebilirsiniz.
Sayfa 26 Politika Dergisi
***
“B
1. Necip Hablemitoğlu suikastı ve sonrasında-
izim çocuklara sorduk, adres ki geliĢmeler.
biz değiliz...”
18 Aralık 2002 tari-
CHP Genel BaĢkanı Deniz hinde evinin önünde
Baykal ve Ankara milletvekili uğradığı saldırıda
Nesrin Baytok‘a yönelik kurulan komplo kasetinden Ģehit edilen,
sonra Deniz Baykal, istifa ettiği konuĢmasında
doğrudan hükümeti suçladı. ―Pensilvanya‘dan ge- Türk tarihçi, araĢtır-
len üzüntü ve destek mesajlarının samimiyetine macı yazar Doç. Dr.
inanıyorum‖ diyerek iĢaret ettiği adreste ikamet Necip Hablemitoğlu,
eden Fethullah Gülen ile görüĢtüğünü, onun ve y a y ı n l a d ı ğ ı
teĢkilatının bunu yapmadığına inandığını belirtti. ―Köstebek‖ adlı kita-
bında karanlık ve
Hemen ardından BaĢbakan da bir açıklama ya- acımasız Fethullah
parak, bunun bir iftira olduğunu söyleyerek böyle Gülen örgütünden,
bir suçlamayı kabul etmedi. Hizbullah terör örgütünden ve ülkemizde tehlikeli
faaliyetlerde bulunan bir takım Alman vakıflarını
Bizim çocuklar kim oluyor ve kim düzenledi bu
ortaya döküyor, belgeliyordu.. Köstebek kitabından
komployu? Sorunun cevabını almak için tarihimize
alıntılar:
bakmalıyız.
“Şeyhleri A.B.D.‟de yaşayan, ancak kendi ülke-
Deniz Baykal, “Gülen‟in birinci adamı olarak bili-
sinde Devlet Güvenlik Mahkemesi‟nde yargılanan;
nen, bir numaralı yardımcısı oradan beni aradı.
C.I.A., MI6 ve BND gibi yabancı ülke istihbarat ör-
Hem de ilk gün ilk saatlerde ve 'Bizimle asla ilgisi
Sayı 22 Sayfa 27
3. Üzeyir Garih
cinayeti ve geli-
Üzeyir Garih cinayeti Ģen olaylar
davası sonuçlanıp ba- 25 Ağustos 2001
türban nedeniyle bu rek, ―DanıĢtay saldırısı organize bir iĢ. Hem de çok
çok organize iĢ… DanıĢtay saldırısının içinde Da-
saldırıyı yaptığını sa- nıĢtay‘ın güvenliğini sağlayan OYAK vardır.
***
la birleĢtirildiğinde bu kez suçu Ergenekon‘a atan
Alparslan Aslan‘ın babası Ġdris Aslan‘dan inciler! 5. Ġstanbul ġiĢli Emniyet Müdürlüğünden Er-
han Turan adlı 23 yaĢındaki soyguncu ġiĢli ve
Önce: Mecidiyeköy‟deki iki McDonald's restorantını,
kurusıkı tabanca ile soyduktan sonra yakalanıp
“Laiklik adı altında ülkeye ihanet ediliyor”
göz altına alındığı binanın 7. katından atlayarak
Ġdris Aslan‘ın duruĢma öncesi dile getirdiği, intihar etti!
―Milletin değerlerine saygılı olun, saygılı olmayana,
Taraf gazetesinin konuyla ilgili yorumu:
milletin değerlerine hakaret edene bu millet gere-
ken dersi verir. Ülkede Ġslam düĢmanları var. De- McDonald's soyguncusu Emniyet camından atla-
ğerlerimizi benimseyenler yürekli olsun, korkak dı!
olmasın. Ülkeye yüz bin Ģehit verdik, gerekirse yüz
bin Ģehit daha veririz‖ Ģeklinde ifadelerinin suç içer- Ġstanbul ġiĢli‘de 15 gün önce McDonald‘s restora-
diğini belirtti. nını kurusıkı tabanca ile soyup, 17 bin 500 TL ile
kaçan Erhan Turan, önceki sabah Mecidiyeköy‘de
(Basın 11/08/2006) aynı restoranın bir baĢka Ģubesinden, 9 bin 350
TL‘yi çaldıktan sonra polis tarafından yakalandı.
Sonra:
Her iki soygunu maskeli olarak gerçekleĢtiren 23
yaĢındaki Erhan Turan gözaltında tutulduğu ġiĢli
Ġlçe Emniyet Müdürlüğü‘nün yedinci katındaki ġiĢli
AsayiĢ Büro Amirliği‘nin penceresinden atlayarak
intihar etti!
***
Amerikan tesisi
6. O dönem Ġstanbul BüyükĢehir Belediye
vardır.
BaĢkanı olan, Ģimdiki BaĢbakanın oğlu Ahmet
Burak Erdoğan‟ın neden olduğu ölümlü kaza ve
aklanması!
Ahmet kusursuz bulunmuyor! Sevim Tanyürek
11-05-1998 tarihinde ses sanatçısı Sevim 8‘de 8 kusurlu ve Ahmet aklanıyor!
Tanyürek‘in ölümüne neden olan kazada direksiyon
baĢında olup ―bizim çocuklar‖ tarafından nasıl ak- Tabii ki bizim çocukların yardımıyla!..
landığını bir kez daha hatırlayalım.
***
Ahmet ehliyetsiz araç kullanıp ölümlü kazaya yol
7. Yaptığı haber programlarında zaman zaman
açıyor tutuklanmıyor!
hükümeti eleĢtirme cesareti gösteren,
Sevim Tanyürek koma halinde hastaneye kaldırı-
Ve aynı eleĢtirileri yapan konuklarını programın-
lıyor, Ahmet tutuklanmıyor!
da ağırlayıp hükümet politikalarını deĢifre eden
Sevim Tanyürek hayatını kaybediyor Ahmet tu- gazeteci Uğur Dündar‘ın özel hayatına Fethullahçı
tuklanmıyor! medya tarafından tecavüz edilmesi ve nedense
Uğur Dündar‘ın eĢinin sık sık Brezilya‘ya yalnız
Mahkeme günü Ahmet duruĢmaya gelmiyor, Ġn- baĢına gittiğini çeĢitli imalarla yazmıĢtı ve yayın-
giltere‘ye dil eğitimine gidiyor! lanmıĢtı gazetelerinde.
(Hürriyet 21/11/2003 )
***
8. Türkiye, 2003 yılı kasımında Ġstanbul‘da mey- ―Tabanca nedir? Bir eylemde kullanılmıĢ mıdır?
dana gelen ġiĢli, Levent ve Beyoğlu‘na düzenlenen diye açıklama gelmedi‖ diyen Gürgür, ancak bu
ve 57 kiĢinin ölümüne ve yüzlerce kiĢide yaralan- olayın son derece ilginç olduğunu söyledi. Gürgür,
masına yol açan bombalı saldırılarla sarsılmıĢtı.. Ģunları kaydetti:
Bomba yüklü araçlarla ve peĢ peĢe yapılan saldırı-
larda büyük bir istihbarat ve emniyet ihmali görül- ―Bu tabanca-
müĢtü... yı oraya koyan
Sinan Aygün
Ve tabii ki BaĢbakan önceden MĠT tarafından olamayacağına
yapılan bir ihbar olduğu haberlerini yalanlamıĢtı! göre, onun dı-
Ģında da bu
Erdoğan: 'MĠT önceden uyarmıĢtı' haberleri ya- alanı baĢka
lan! kullanacak in-
san olmayaca-
BaĢbakan Recep Tayyip Erdoğan, MĠT'in Ġstan-
ğına göre, bu
bul'daki son saldırılar öncesi ''yeni saldırılar
olabileceği'' yönünde uyarı içeren bir raporu kendi-
sine ilettiği yolundaki haberleri yalanladı.
Sayı 22 Sayfa 33
*** iletisim@PolitikaDergisi.com
Sayfa 34 Politika Dergisi
(D
eğerli okuyucular, bugüne değin oku- Ġlk Sürgün Kafilesi: 78‟ler
mada gösterdiğiniz dayanç için teşek-
Ġzmir‘in iĢgali ile birlikte (15 Mayıs 1919) yurtta
kür ederim. Ayırdındayım; hem yazı
emperyalistlere karĢı tepkiler çoğalıyordu. 23 Ma-
dizisinin bölüm sayısı, hem de bölüm-
lerin içindeki uzunluk sizi yordu. Bu yüzden, olaylar
üzerinde ayrıntılı olarak durmadan, olabildiğince
Sultanahmet Mitingi
kısaca geçip bu bölümde konumuzu sonlandırma-
ya çalışacağım. Birinci bölüme başlarken belirtti-
ğim gibi, tarihsel ve güncel iki olayı karşılaştırmaya
çalıştığımız bu yazı dizisi salt tarih yazısı değildir.
Olayı enikonu öğrenmek isteyenlere Bilâl N. Şim-
şir‟in Malta Sürgünleri kitabını okumalarını salık
veririm.)
tafa Kemal Paşa’nın 5 Ağustos 1920‘de ise bir yıl önce asılan Kemal
Bey gibi, Urfa Mutasarrıfı Nusret Bey de “millî
dişlerini göstermesiyle Ģehit” olur. BeĢ gün sonra Osmanlı‘nın son ve yü-
rürlüğe girmeyen antlaĢması olan Sevr imzalanır.
İngiliz aslanının say- Sevr AntlaĢması‘yla aynı ay içinde10 kiĢi daha
Dört” adlı romanı oku- Sonuç olarak; yapay gazeteler oluĢturabilir, ya-
zarlar satın alabilirsiniz. Sahte belgeler üretip ka-
yanlar bilir, romanda muoyunu yanıltabilirsiniz. Suçsuz insanları toplum-
sal hapishanelere tıkıp, saygınlıklarını zedeleyebi-
Winston’un da söyledi- lirsiniz. Bugünü kurtarabilirsiniz; ama yarın…
“T
am bağımsızlık denildiği za- ABD‘nin önünde aĢılamayan bir engel oluĢturmuĢ-
man, doğal, siyasal, mali, adli, tur. ABD‘nin Kuzey Irak‘ı iĢgalinde TSK‘nın kendi-
askeri, kültürel ve her alanda siyle birlikte hareket etmemesi ve TSK‘nın bu iĢgali
bağımsızlık anlaşı- Türkiye Cumhuriyeti‘nin toprak bütünlüğüne karĢı
lır.” (Mustafa Kemal ATA-
TÜRK, 1924)
Bu aslında bir “karĢıdevrim” operasyonudur. Bölgede, Türk Ordusunun gücü herkes için hilaf-
sız caydırıcı unsurdur. TSK, iki yıl önce Kuzey Irak‘-
Türkiye Cumhuriyeti devrimler sayesinde, dinle ta teröre karĢı bir gece operasyonu yaptı. Bu ope-
devletin ayrıĢtığı, çağdaĢ toplumlar oluĢturmak rasyon tüm dünyada genelkurmaylar ve askeri oto-
amacıyla kurulmuĢtur. Yani, Cumhuriyetin kendisi riteler tarafından izlendi. Böylesi etkin bir gece ope-
devrimdir ve bu devrim anayasa ile korunma altına rasyonun, ancak birkaç ordunun yapabileceğini tüm
alınmıĢtır. Devlet bütün dinlere eĢit mesafede ola- dünya yazdı. Bu sebeple, topla, tüfekle yapamadık-
cak, vatandaĢın din ve vicdan hürriyetini koruya- larını psikolojik savaĢ taktikleri ile bu gücü etkisiz
caktır. Rejimin bu özelliklerine karĢı “Demokrasi hale getirmeye çalıĢıyorlar.
Saadet.Toksoz@PolitikaDergisi.com
Sayfa 50 Politika Dergisi
Cumhuriyet Tarihine
Kronolojik Bakış (III)
1969 13 ġubat Ġstanbul‘da kız öğrencilerin 6. Fi-
Sevda EĞER lo‘yu protesto yürüyüĢü düzenlemesi.
“S
1969 15 ġubat Türkiye Öğretmenler Sendikası
iz görmezden gelseniz de (TÖS) tarafından düzenlenen ―Büyük Eğitim Yürü-
yüĢü‖ yapıldı. Binlerce öğretmen “halkımızı sömü-
Gerçekler var olmayı sürdürür-
rüden kurtaracağız” sloganıyla bozuk eğitim düze-
ler…” (Huxley)
nine karĢı yürüdü.
Kısım 3: 1969–1978
1969 16 ġubat Amerikan 6. Filosu‘nun Ġstanbul‘u
1969 04 Ocak Irk ayrımcılığının kaldırılmasına ziyaret etmesi antiemperyalist bir gösteri düzenlen-
dair uluslararası sözleĢme BirleĢmiĢ Milletler Genel mesine neden oldu. Çoğu iĢçi olan 30 bin kiĢilik
kurulunda kabul edildi. Türkiye sözleĢmeyi 2001‘e topluluğa Ģeriatçı çevreler polisin yardımıyla saldır-
kadar onaylamadı. dı. Gerici militanlar “Müslüman Türkiye” sloganı
atmaktaydı.
1969 06 Ocak ―Vietnam Kasabı‖ diye bilinen CIA
ajanı Robert Kommer‟in aracının, Ankara‘ya bü- Türkiye tarihine „Kanlı Pazar‟ olarak geçen olay-
yük elçi olarak atandıktan sonra yaptığı ODTÜ zi- da Ali Turgut Aytaç, Duran Erdoğan öldürüldü.
yaretinde, aralarında daha sonra polis tarafından 200 kiĢi yaralandı.
vurularak öldürülen Taylan Özgür‟ün de bulundu-
ğu öğrenciler tarafından yakılması.
1969 10 Mart Anadolu Ajansı çalıĢanları greve 1969 14 Aralık Yıldız Devlet Mühendislik ve Mi-
gitti. marlık Akademisi‘nde devrimci öğrenci Battal
Mehetoğlu‟nun polis desteği alan MHP sempati-
1969 22 Mart Devrimci Gençlik Kurultayı‘nın Ġs- zanı ülkücü militanlarca öldürülmesi. Battal
tanbul‘da toplanması. Mehetoğlu ülkücü militanlarca öldürülen 8. öğren-
cidir.
Fikir Kulüpleri Federasyonu(FKF) Lideri Yusuf
Küpeli ile Deniz GezmiĢ bir manifesto yayınlaya- 1969 18 Aralık Türkiye Öğretmenler Sendikası
rak “Tam bağımsız ve gerçekten demokratik Türki- ile ilkokul Öğretmenleri Sendikası‘nın düzenlediği
ye” hedefi için mücadele programını açıkladılar. 120 bin öğretmenin katılımıyla 3 gündür süren boy-
kot sona erdi. TÖS BaĢkanı Fakir Baykurt‟a iĢten
1969 06 Nisan MHP‘nin alt kadrosu Ülkü Ocakla-
el çektirildi. 2 bin öğretmen hakkında soruĢturma
rı Birliği‘ne bağlı militanların, Hacettepe Üniversite-
açıldı.
si‘nde düzenlenen doğum kontrol seminerini bas-
ması. 1969 19 Aralık Amerika‘nın Akdeniz‘deki çıkarla-
rını korumak amacıyla oluĢturulan Amerikan 6.
Ġstanbul ġehir Tiyatroları sanatçılarının “hak yürü-
Filosu‘nun Ġzmir‘de yaptığı gövde gösterisi, devrim-
yüşü” yapması.
ci üniversitelilerin ve yurtseverlerin hıĢmına uğradı.
1969 10 Nisan Milliyetçi Parti lideri Osman Bö- Amerikalı askerler tartaklanıp denize atıldı.
lükbaĢı Türkiye‟de komünizm Demirel sayesinde
1970 04 Mart Yüksek Denetleme Kurulu BaĢkanı
gelişti, dedi.
Süleyman Demirel‘in kardeĢi Hacı Ali Demirel‟e
1969 11 Nisan Ġstanbul‘da 15 bin üniversite öğ- satılan Devlet Demiryolları Genel Müdürlüğü‘nün
rencisi akademik demokratik hakları için boykota Ankara, Maltepe‘deki arsaları için soruĢturma açıl-
baĢladı. ması.
1969 16 Nisan Söke‘de 100 köy halkının ve An- SoruĢturma açan denetleme kurul üyelerinden 8‘i
kara‘dan giden devrimci üniversite öğrencilerin katı- üç gün sonra görevden alındı.
lımıyla ‘Toprak Reformu ve Bağımsızlık‘ mitinginin
1970 06 Mart Sultanahmet Ġktisadi ve Ticari Bi-
düzenlenmesi.
limler Akademisi‘ne konferansa gelen Amerikalı
1969 28 Ekim Ankara
Siyasal Bilgiler Fakülte-
si Öğrenci Derneği ile
ODTÜ öğrenci birlikleri-
nin valilik kararıyla ka-
patılması.
“direnişe geçen me- 1970 28 Aralık 5 gün önce MHP‘li ülkücüler tara-
fından pusuya düĢürülüp kurĢunlanan Dev-Genç
murlar suçludur” de- üyesi Ġlker Mansuroğlu‟nun yaĢamını yitirmesi.
Profesör, üzerine dökülen bir çuval un ve atılan 1971 10 Ocak 500‘ü aĢkın mülki amir hükümeti
yumurtalarla devrimci öğrencilerin protestosuna protesto kararı aldı. BaĢbakan Süleyman Demirel
uğradı. “direnişe geçen memurlar suçludur” dedi.
1970 18 Mart “Demirel kardeĢlere” verilen kre- 1971 11 Ocak ĠĢ Bankası 4 devrimci genç tarafın-
dileri incelemek üzere komisyon kurulmasına karar dan soyuldu. ĠçiĢleri Bakanlığı bankayı soyanların
verildi. Deniz GezmiĢ ve Yusuf Aslan olduğunu öne sür-
dü.
1970 06 Nisan Siyasal görüĢleri nedeniyle Al-
manya‘da okuyan Türk öğrencilerin burslarının ke- 1971 12 Ocak Anayasa Mahkemesi, özel yüksek
silmesi. Berlin Üniversitesi rektörü, CumhurbaĢkanı okulların Anayasa‘ya aykırı olduğuna karar verdi.
Cevdet Sunay‟dan durumun düzeltilmesini rica
1971 17 Ocak ODTÜ Rektörü Erdal Ġnönü‟nün
etti.
evinin önüne dinamit koyulması.
1970 11 Kasım “İnsanlığa karşı savaş suçlarının
1971 23 Ocak Emeklilerin, Ankara‘da Emekli
zaman aşımına uğramazlığı Avrupa Sözleşmesi”
Sandığı binasını basması.
yürürlüğe girdi. Türkiye onaylamadı.
1971 28 Ocak Ġzmir‘de 6. Filoyu protesto eden 20
1970 17 Kasım Ülkü Ocakları komandolarının
devrimci genç gözaltına alındı.
Ġstanbul Üniversitesi Kimya Fakültesini basması.
Okul süresiz kapatıldı. 1971 30 Ocak Ġstanbul‘da Dev-Genç‘li öğrenciler
“Özel öğretimin devletleştirilmesi” talebiyle yürüyüĢ
1970 23 Kasım Ortak Pazar‘a geçiĢ çalıĢmaları-
düzenledi.
nı protesto eden devrimci gençler Ortak Pazar Ser-
gisi‘nin camlarını kırdı. 1971 15 ġubat ODTÜ‘de devrimci öğrencilerin
Kennedy anıtını havaya uçurması.
1970 24 Kasım Adana‘da Türkiye Öğretmenler
Sendikası‘nı basan MHP sempatizanı militanların Ülkü Ocaklı sağ görüĢlü bir grup öğrencinin Ġstan-
öğretmenleri dövmesi. bul Üniversitesi‘ni iĢgal etmesi
1970 27 Kasım Ankara, Hacettepe, Orta Doğu Devrimci gençlerin Amerikalı ÇavuĢ J.R. Finley‟i
Teknik Üniversitesi 4 günlük boykota baĢladı. kaçırması ve 7,5 saat sonra serbest bırakması.
Sayı 22 Sayfa 53
„‟Türkiye, emperyaliz-
me karşı ilk Kurtuluş Sa-
vaşı‟nı veren ve onu dize
getiren ülkedir. Bütün
ezilen uluslara ışık tutan
ve Kurtuluş Bayrağını
dalgalandıran Türkiye
halkı, bundan 50 yıl önce
görevini yapmıştır. Ne
yazık ki, o zaman yurdu-
muzu terk etmek ve ye-
nilgiyi kabul etmek zo-
runda kalan emperyalist
ülkeler, sonradan bir
avuç satılmışın menfaati
uğruna tekrar yurdumuza
girdiler ve Kurtuluş Sava-
şı‟nda gerçekleştireme-
Sayfa 54 Politika Dergisi
1971 09 Ekim THKO Birinci Davası‘nda yargıla- cak yıllardan beri yapılmış bütün pasaport dilekle-
nan 25 kiĢiden 18‘i hakkında idam kararı verildi. rim neticesiz kaldığından, başka bir yolla ülkemden
Deniz GezmiĢ, Yusuf Aslan, Hüseyin Ġnan‟ın ayrılmak zorunda kaldım.
idamları onaylanırken diğer cezalar müebbet hap-
se çevrildi.
Yaptırdığım çeşitli muayeneler ve tedaviler so-
1971 11 Ekim Komünist teorisyen ve eylem ada- nunda, hastalığın meş'um ve çabuk gelişimini önle-
mı Doktor Hikmet Kıvılcımlı Belgrad‘da hayatını yecek hiçbir tedbirin olmadığını anladım. Ve 70 yıl
kaybetti. 12 Mart muhtırası sonrası Türkiye‘de hak- bu kara toprağın kuru öküzü gibi yaşadığım ülkem-
kında “vur emri” verilmiĢ bulunuyordu. de gene öyle hesap vererek yatmaya kararlıyım.
1972 16 Aralık Vladimir Ġlyiç Lenin‟in ―Ne Yap- 1973 26 Ocak BaĢbakan Ferit Melen “İşkence
malı‖ isimli kitabını yayınlamakla suçlanan ‗Sol yalandır” dedi.
Yayınları‘ sahibi Muzaffer Erdost‟un 7,5 yıllık mah-
1973 31 Ocak Karikatürist Turan Selçuk‟u dö-
kumiyet kararını Yargıtay‘ın onaylaması.
vüp iĢkence eden 3 polis hakkında soruĢturma
açıldı.
1974 16 Aralık
Haberlerde göste-
rilen haritadaki
Kuzey Amerika‘-
nın Viladimir Ġlyiç
Lenin‟e benzediği
ihbar edilince sav-
cılık soruĢturma
baĢlattı.
Sayı 22 Sayfa 57
Ocakları ile ilgili so- 1978 24 Mart Ülkü Ocakları ile ilgili soruĢturma
baĢlatan savcı Doğan Öz öldürüldü. Katil Ġbrahim
ruşturma başlatan Çiftçi cinayeti Ankara Ülkü Ocakları Derneği‘nin
talimatıyla iĢlediğini söyledi.
savcı Doğan Öz öldü-
1978 06 Nisan ĠÜ Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi
rüldü. Katil İbrahim Doç. Server Tanilli‟nin uğradığı silahlı saldırı sonu-
cu felç olması.
Çiftçi cinayeti Ankara
1978 18 Nisan Malatya Belediye BaĢkanı Hamit
Ülkü Ocakları Derne- Fendoğlu‟nun öldürülmesini protesto eden MHP‘li
ve Milli Selamet Partili gruplar Alevilere ve solcula-
ği’nin talimatıyla işle- ra ait 700‘e yakın ev ve iĢyerini tahrip ettiler. 3‘ü lise
öğrencisi 8 kiĢi öldürüldü. 200 insan yaralandı.
diğini söyledi.
1978 21 Nisan Malatya‘da “içme suyuna solcula-
rın zehir karıştırdığı” ihbarının asılsız olduğu ve
binalara yerleĢtirilmiĢ uzun menzilli silahların ateĢ MHP il baĢkanının özel hastanesinden yapıldığı
açması sonucu çıkan panikte öldürüldü. Katliam, anlaĢıldı.
“faili meçhul” olaylar arasına sokularak örtbas edil-
di. 1978 11 Temmuz Sanat Tarihçisi ve dil bilimci
Bedrettin Cömert ülkücüler tarafından öldürüldü.
1977 09 Kasım Süleyman Demirel konuĢtu: 70
sente muhtaç olduğumuz devirde hacılarımıza 70 1978 08 Ekim Ankara Bahçelievler‘de TĠP üyesi
milyon dolar bulduk. 7 genç MHP‘li ülkücü militanlarca katledildi.
1977 27 Aralık Ġstanbul Ġktisadi ve Ġdari Ġlimler "Kapı açılır açılmaz içeri girdik. Hepsini yere yatır-
Akademisi yakıldı. dık. Ne yapacağımız konusunda talimat almak için
Abdullah (Çatlı)‟a birini gönderdik. Abdullah eter ve
1978 16 Mart Ġstanbul Üniversitesi öğrencilerinin pamuk vermiş 'hepsini teker teker bayıltıp
üzerine bomba atıp ardından silahlarla tarayan öldürelim' demiş. Dışarı çıkıp, arabada bekleyen
MHP sempatizanı ülkücüler, Cemil Sönmez, Baki Abdullah'la konuştum. 'evde öldürmek zor olacak.
Ekiz, Hatice Özen, Hamit Akın, A.Turan Öner, İkişer ikişer götürüp öldürelim dedim. 'olur' dedi. İki
kişiyi büyük reis'in arabasına bindirip Eskişehir yo-
luna götürdük. Müsait bir yer bulup
ikisini de yere yatırıp kafalarına ateş
Server ettik. Geri döndük. Böyle zor olacağını
Tanilli anlayınca Abdullah, 'tek tek boğalım
bunları' dedi. Bir tanesini zorla boğ-
dum, diğer dördünü bu şekilde öldür-
mekte zor olacaktı. Arkadaşları gön-
derdim. Sonrada sedirin üzerinde bu-
lunan dört kişiye yakın mesafeden
ateş ederek mermilerin hepsin boşalt-
tım. Silahı da götürüp Abdullah'a ver-
dim." (Haluk Kırcı-ifade)
kapılanların baş-
lattıkları şiddet MHP Genel Başkanı
olaylarının so-
rumluları ve ce- Alpaslan Türkeş Kat-
za l a n d ı rı l m as ı
gerekenler, Ha- liam öncesi 29 Ekim
luk Kırcı ve onun
durumundaki bir 1978 günü Alman-
kaç ülkücü ol-
muştur! Devleti ya’da ülkücülere bir
yıkmak ve komü-
nist bir rejim kur- konuşma yapmıştı:
mak isteyenlerin
yaptıkları bütün Bize açıkça katil di-
eylemler, sonuç-
larıyla birlikte yenin ağzını yırta-
ortadan kaldırıl-
mış, bütün fatura
rım!
ülkücülere kesil-
miştir. 1978 22 Aralık MaraĢ‘ta faĢist-gerici katliam.
MHP sempatizanı ülkücülerin, gericilerin ve polisin
1991 yılında desteğini alarak solcu ve Alevilere saldırması so-
çıkarılan İnfaz nucu „resmi‟ kayıtlara göre 105 kiĢi öldü 176 kiĢi
Kanunu'yla birlik- yaralandı.
te tahliye edilen
Haluk Kırcı‟nın MHP Genel BaĢkanı Alpaslan TürkeĢ Katliam
başına açılan gaileler, anlatılanlarla sınırlı kalma- öncesi 29 Ekim 1978 günü Almanya‘da ülkücülere
mıştır. bir konuĢma yapmıĢtı: Bize açıkça katil diyenin
ağzını yırtarım!
Cezaevinden çıktıktan sonra ticaret hayatına atı-
lan Haluk Kırcı'nın iş arkadaşlarından biri de ülkücü (SON)
hareketin gençlik liderliğini yapmış olan ve hakkın-
da değişik iddialar bulunan Abdullah Çatlı idi. Bu iki Sevda.Eger@PolitikaDergisi.com
arkadaş, 1991 ile 1995 yılları arasında beraber tica-
ret yapmışlar, 1995 yılının başlarında da ticari or-
taklarına son vermişlerdi. Abdullah Çatlı‟nın 3 Ka- Kaynaklar:
sım 1996 günü Susurluk' ta geçirdiği trafik kazasın-
A.Timur BĠLGĠÇ, Tarihte Neler Olmadı ki- Dünya
da vefat etmesinden sonra, basının içine çöreklen-
ve Türk Tarihi Kronolojisi, Pelikan Yayınları.
miş birçok solcunun ortaya attığı mesnetsiz iddia-
lardan Haluk Kırcı da fazlasıyla nasibini almış- Turhan FEYĠZOĞLU, Fırtınalı Yıllarda Ülkücü Ha-
tır...‟‟ (Ülkücü medya‘dan) reket, Ozan Yayınları.
1978 20 Ekim ĠTÜ Elektrik-Elektronik Fakültesi Aydınlık
Dekanı Ord. Prof. Bedri Karafakioğlu ülkücüler
tarafından öldürüldü. Türksolu
Üç Fidan ve 68 Kuşağı...
Direnç Çiçekleri
Türkiye'nin dönüm noktalarından biri olan 68'li
Aylin SAPAZ yıllarda Deniz GezmiĢ'ler halk savaĢını savunmak
için Filistin'e, Mahir Çayan'lar silahlı mücadeleyi
baĢlatarak Kızıldere' ye gittiklerinde, Ġbrahim
Gericiliğe, bölücülüğe, Kaypakkaya'lar onurlu mücadelelerini ele verme-
mek için türlü iĢkencelere gözünü kırpmadan göğüs
işgale, sömürüye, her gerdiler. Gericiliğe, bölücülüğe, iĢgale, sömürüye,
her türlü yozlaĢma ve yabancılaĢmaya, tüm bunla-
türlü yozlaşma ve ya- rın suçlusu emperyalizme karĢı “Bağımsızlık”,
faĢizme karĢı “Demokratik Devrim” mücadelesi
bancılaşmaya, tüm verdiler.
bunların suçlusu emper- Onlarınki 68 kuĢağının destansı öyküsüdür.
yalizme karşı Kentlere sığmayan, sokaklardan taĢıp alanları
“Bağımsızlık”, faşizme dolduran genç ve güzel insanların öyküsü.
ler.
T
arih yazılmaya baĢladığından beri insan-
lar arasında kıyasıya bir mücadele süre-
geldi. Hayatımızdaki kaygılar her geçen
gün artıyor ve hızla büyüyor. Bilimde,
iklimde, yerkürede, ekonomide, jeopolitik yapıda
hepsinden önemlisi değer yargılarında... Yüzyıllar-
dır en sert mücadelelerden bir tanesi devletle halk
arasındaki münasebet oldu.
68 kuĢağı görüĢ farklılıklarını bir tek amaçta ve 68 hareketi yurtsever bilince sahiptir. Tam ba-
yolda eriterek birliğini sağlamıĢtır. 68 yapısal olarak ğımsızlığın gençlik içindeki kitlesel bir haykırıĢıdır.
gençliğin emperyalizme karĢı büyük devrimci Mus- Bugün mücadelemizde örnek almamız gereken
Sayfa 62 Politika Dergisi
“Onlar”...
6 Mayıs: Ölümsüzleşebilmeyi
Çağrıştıran Tarih!
tur o yılın 6 Mayıs‘ı. Aradan geçen 38 yıllık süre
Mehmet Halil ARIK bile, bu 6 Mayıs‘ta yaĢanan acıyı küllendirmeye
yetmemiĢ, yaĢanan onuru gölgeleyememiĢtir.
6
Mayıs… Tarihte pek çok 6 Mayıs‘lar ya-
ĢanmıĢtır. Daha çook yaĢanacaktır da...
Aslında bir yılın, 365 gününde sıradan bir
gündür 6 Mayıs. Ama bazen öyle bir olay
olur ki o günü ölümsüz ve unutulmaz kılar.
Ģasın iĢçiler, köylüler, yaĢasın devrimciler, kah- Hayatlarının baharında, henüz 24–25 yaĢlarında
rolsun faĢizm!” idam sehpasında 11 yıl öncesinin intikam duygula-
rına kurban edilen, bu gençler bir tek kiĢinin bile
Saat tam 03.00. Ekip bitirmiĢti baĢarıyla iĢini. canına kıymamıĢtı. “Ülkemizin bağımsızlığı için
Mahkeme heyetinin en yetkilisi, keyifle derin nefes- Amerikan emperyalizmine karĢı bir mücadele-
ler çekmekteydi sigarasından, sehpaya yakın bir den baĢka bir Ģey istemedik” demiĢlerdi savun-
ağaca yaslanıp. malarında! Zaten biliyorlardı, kelle istemek için ha-
zırlanmıĢtı iddianame.
Ġçlerinde 35 doktorun da bulunduğu 276 kiĢilik bir
―Milli Ġrade‖nin, histeri çığlıkları ile tempo tutarak Pekii! Ya görevini baĢarıyla(!) ifa etmiĢ, ağaca
―üçe üç - üçe üç” diyerek onay verdiği görev ta- yaslanarak keyifle sigarasını tüttüren kimdi dersi-
mamlanmıĢtı. niz? Onu da anımsatalım kısaca. O da, daha yeni,
22 Nisan 2010 tarihinde, yemekte boğularak ölen,
ĠĢte böyle bir güne uyandı 6 Mayıs 1972 sabahı
cenazesinde, imamın ―merhumu nasıl bilirdiniz!‖
yataklarından kalkanlar! 3 eksikle uyandılar! De-
sorusunu bile sormadığı için topluma bir ilk yaĢatan
niz, Yusuf, Hüseyin yoktu!
Ali Elverdi!
iletisim@PolitikaDergisi.com
Sayı 22 Sayfa 67
Sayfa 68 Politika Dergisi
E
kadar pervasızlaĢabilmiĢlerdir ki, herhangi bir Yö-
MO (Elektrik Mühendisleri Odası) Ġstan-
netim Kurulu (YK) kararı bile almaya gerek duyma-
bul ġube teknik görevlilerinin görev yer-
mıĢlardır. YK kararı olmadan, YK Yazman üye im-
leri, kendileri ile daha önceden konuĢul-
zası ile gönderilen bir yazıyla değiĢiklik yapmaya
madan ve rızaları sorulmadan değiĢtiril-
kalkılarak bırakalım demokratik iĢleyiĢi, EMO yö-
meye çalıĢılmaktadır. EMO Ġstanbul ġube çalıĢanı
netmelikleri ve iĢ yasası da açıkça ihlal edilmiĢtir.
mühendislere, 12 Mayıs günü faks aracılığı ile gö-
Bu giriĢim ile yönetim erkini elinde bulunduran siya-
revlendirme yazıları gönderilerek, 13 Mayıs günü
si guruplar yönetim anlayıĢlarını açıkça ortaya koy-
yeni görev yerlerine gitmeleri emredilmiĢtir. Her-
muĢlardır. Seçimler sonrasında yalnızca “yönetim
hangi bir özel Ģirkette dahi iĢi ile ilgili bir değiĢiklik
organlarını paylaşmak” için birlikte hareket eden
yapılacağında çalıĢanların önce rızası sorulurken,
gruplar, “yönetimde çoğunluğu elde ettik; kimseye
mesleki demokratik kitle örgütü olması gereken
hesap vermeyiz, istediğimizi yaparız” tavrıyla hare-
EMO‘da nasıl olur da çalıĢanlara bir demirbaĢ gibi
ket etmektedirler. Yönetim Kurulundaki Emekten
davranılabilir; bugün burada, yarın Ģurada dur de-
Yana Mühendisler grubu üyeleri bu durumun Yö-
nilebilir? Örneğin EMO Ġstanbul ġube MĠSEM gö-
netim Kurulunda görüĢülmediğini ve Yazman üye-
revlisi Nidal Aras, ġiĢli‘de ikamet etmesine karĢın
nin yetkilerini aĢtığını bildirmiĢlerdir. ġube YK BaĢ-
Sayı 22 Sayfa 69
www.emekcimuhendisler.org
İnsan Çiftliği
Y
aĢadığımız dünyadaki merkantilist akım-
larla baĢlayan, liberal ve küresel ekono-
miye dayalı sistem, insanlığı ―avlayan‖
ve ―avlanan‖ olarak iki gruba ayırmıĢtır.
Avlayan grup, her geçen gün saldırılarını arttırmak-
ta, kendi düzenini korumak için avları üzerinde,
onu kuĢatarak baskı kurmakta ve onların kendileri
gibi kavrama ve yönetme yetisi olduğunu kabul
etmemektedir. Dünya nüfusunun yüzde 1‟inin
dünya nimetlerinden faydalandığını düĢünür-
sek, bu dünyanın insanlık için, büyük çoğunlu-
ğunun av olarak görüldüğü, kendi hayatları
hakkında söz hakkı olmadığı, geleceklerini öz-
gürce ve hür iradeyle belirleyemediği, bir çiftli-
Sayı 22 Sayfa 71
yaĢam sınırları çizilen avcılar tarafından bununla duktan sonra özgürlük ve bağımsızlık da nedir,”
yetinmeye alıĢtırılmıĢlar, bu düzenin dıĢına çıkma- demeye baĢlamıĢlardır.
ya çalıĢanlara çeĢitli damgalar vurulmuĢtur. Bu
damgalar, insanların idrak gücünü yitirmesine ne- Avcılar arasında da, zaman zaman çıkar kavga-
den olmuĢ ve içgüdüsel davranıĢlarla, yaĢadıkları ları olmaktaydı. Bu kavgalar çok büyük savaĢlara
hayatın sefalet ve kölelik olduğunun farkına varma- dönüĢmekteydi. Tabii ki bu savaĢlarda, yine sözde
ları engellenmiĢtir. barıĢ zamanlarında avlanan gruptakiler hayatlarını
kaybediyorlardı. Çünkü onların görevi, itaatkârlık
Oysaki çiftliğin imkânları ve kaynakları tüm insan- çerçevesinde hizmet ve mevcut düzenin sahipleri-
lığın ihtiyacını ve hatta ihtiyacından fazlasını karĢı- nin refahını temin etmekti. Aslında bu savaĢlar,
layabilirdi. Ġnsanlık, özgürce ve hakça bu kaynakları Ġnsan Çiftliği‘nde yaĢayan insanlar için, normal za-
paylaĢabilirdi. Sınırları olmayan bir dünyada kar- mandaki yaĢamlarından daha tehlikeli değildi. Bu
deĢçe yaĢanılabilirdi. Her insan bir baĢkasının hak- çiftlikte çalıĢırken, iĢle ilgili kazalar ve hastalıklar-
kını yemeden, sömürmeden, sömürülmeden Ģerefli, dan dolayı ölen sayısı, her yıl yapılan savaĢlardan
adil ve eĢit Ģekilde bir ömür geçirebilirdi. Fakat içle- daha fazlaydı. SavaĢlar aynı zamanda, kendilerini
rinden bir grup, bu kaynakların kendi tekelinde ol- kanıtlama fırsatı da veriyordu. ġereflerini çalanlar
ması ve kendi amaçları doğrultusunda kullanmak tarafından, Ģeref madalyalarıyla onurlandırılma
adına sadece kendi menfaatlerini gözeterek, insan- fırsatı.
lığı bölmeye, ayırmaya, birbirine düĢürmeye çalıĢ-
mıĢtır. Bu grup azınlık olmasına rağmen, kısa süre- Düzenin sahipleri ve koruyucularının, av olarak
de çoğunluk üzerinde egemen olmayı baĢarmıĢ, gördükleri halklara en baskın ve sinsi saldırı ve
çoğunluk ise bu azınlık grup karĢısında birlik ola- sömürüleri, kendi ürettikleri malları satarak ve bu
mamıĢ, onların “bizim refahımız sizin refahınız” malların kullanımına uygun yaĢam biçimlerini em-
sözlerine kanmıĢlardır. Avlayan grubun elindeki poze ederek olmaktadır. Politik kontrolü her zaman
gücün ve kaynakların cazibesi, avlanan gruptakileri ellerinde tutarak, kendi topraklarına ithal mal alımı-
ya onların emri altında hareket etmeye ya da onlar nı kısıtlayarak ve kendi çıkarları doğrultusunda
gibi olmaya yöneltmiĢtir. Bu durumda düzenin, ez- oluĢturdukları iktisadi sistemi ve bütünlüğü kura-
mek ve sömürmek üzerine kurulu olmasına neden rak, egemenliklerini kurmakta ve yeryüzü kaynak-
olmuĢtur. Ġnsan Çiftliği‘nde yaĢayan insanlar, sürü larını kendi tekellerine almakta zorlanmamıĢlardır.
psikolojisiyle “nasıl olsa düzen böyle, karnımız doy- Ġktisadi rekabet temeline oturtulan bu düzende, her
Sayfa 72 Politika Dergisi
eşit doğar” ilkesini Yine “hiç kimse kölelik ya da kulluk altında bulun-
durulamaz” maddesinde kölelik tanımı, eski çağlar-
hayata geçirmek, bu da yapılan insan ticareti anlamıyla mı sınırlandırılı-
yor ki, bu düzende savaĢlardan daha çok iĢ kazala-
emperyalist güçlerin rında insanlar ölmektedir?
çirilmesi İstanbul’un yükünü Bunun nasıl olacağını sorunları tek tek inceleyip
hafifleteceği yönünde düşü- kümülatif değerlendirme ile görmek mümkün ola-
caktır.
nülse de detaylı inceleme ya-
Çarpık kentleĢme: özellikle büyük Ģehirlerde
pıldığında hafifletmekten meydana gelen nüfus yoğunluğunun artması ile
çok, yük getireceği ve yeni plansız programsız geliĢigüzel yapıların, altyapıya
ve çevre koĢullarına önem vermeden yapıların
sorunların meydana gelmesi-
kontrolsüz büyümesidir. Kentlerde zaten azınlıkta
ne neden olacağı görülecektir. olan doğal çevreler, ormanların yakılıp yıkılması ile
doğal değerler yok olmaktadır. Çarpık kentleĢme
sonucunda su, hava ve doğal ürünler arasındaki
dengelerin de bozulması ile çevre kirliliği de oluĢ-
T
maktadır.
arihi, kültürü, eĢsiz boğazı, Ģairlerin uğru-
na Ģiirler yazdığı, Ģarkılar bestelediği, Çarpık kentleĢmenin en büyük nedeni hızla artan
tabloların yapıldığı güzel Ģehir Ġstanbul. göçlerdir. Türkiye genelinde doğru ve dengeli nüfus
Ġstanbul uzun yıllardır kapasitesini aĢan yoğunluğunun ve yerleĢiminin olmaması göçü des-
bir nüfus yoğunluğuna rağmen tüm güzelliği ile teklemektedir. Eline taĢı, tahtayı, kumu-çimentoyu
ülkemizin gözbebeği. alan bulduğu boĢ toprağa ev adı altında bir yapı
yapan ve üstüne bir de imar affının çıkarılması ve-
Ülkemiz nüfusunun ortalama %15‘inin yaĢadığı
ya siyasi partilerin oy toplama esnasında tapu vaat-
kentte yıllardır çözülemeyen trafik, altyapı, çarpık
leri verilmesiyle, sorun çığ gibi büyümeye devam
kentleĢme, deprem ve göç gibi birçok sorunu var.
edecektir. Belki de buna neden olan sorunların ba-
Tüm sorunlar ülke genelini de olumsuz yönde etki-
Ģında toplumsal değil bireysel hareket etmenin,
lemektedir. Ġstanbul‘un trafik sorununa çözüm bul-
benmerkezciliğin yarattığı çözümsüzlüktür. Zira
mak için üçüncü köprü önerisinin hayata geçirilme-
belediyelerde değiĢen kadrolar bir öncekinin yaptı-
si Ġstanbul‘un yükünü hafifleteceği yönünde düĢü-
ğını beğenmemekte, sorunlarına yeni fikirler üretip
nülse de detaylı inceleme yapıldığında hafifletmek-
Sayı 22 Sayfa 75
yine bu projeleri tamamlayamamasından kaynak- dır. Trafik kurallarını ve trafik iĢaretlerinin ne anla-
lanmaktadır. ma geldiğini bilmeyen birçok kiĢi direksiyon baĢına
geçiyor, bunun adına da trafik canavarlığı deni-
Büyük kentler, artan çarpık yapılanma ve nüfus yor. Bu anlamda denetimlerin artırılması ve her üç
yoğunluğu ile yaĢanmaz hale gelmektedir. Bir yer- yılda bir sürücülerin ehliyetlerini yenilemeleri adı
den bir yere ulaĢmakta karĢılan güçlüklerle iĢ kaybı altında bilgileri yenileme ve trafik kurallarına uyum
ve fiziksel güçte kayıplar meydana gelmektedir ki yeterliliği sınavları düzenlenmelidir. Böylelikle di-
bireyleri olumsuz yönde etkilemektedir. Büyük kent- reksiyon baĢına geçen herkes önce kendi can gü-
lerde özellikle iĢe baĢlama ve bitiĢ saatlerinde ko- venliğini, sonrasında yayaların ve diğer sürücülerin
ĢuĢturan insanların mutsuz bakıĢları ve bu yorgun can güvenliğini tehlikeye atmayacaktır. Bir de ehli-
bedenleri toplumsal mutsuzluğa itmektedir. Tüm bu yeti olmayıp meraktan, babasının arabasına veya
olumsuzluklar neticesinde üretimde, eğitimde, pro- akrabasının arabasına atlayıp da trafik terörü yara-
jelerde verimlilik düĢmektedir. Ġstanbul‘da her ge- tanlar var ki, burada da ailelere büyük düĢüyor.
çen gün artan trafik çilesi, hava kirliliği, ulaĢım so- Çocuklarına görgü, ahlak ve beĢeri münasebetler
runların hızla artması ve sosyal yaĢam alanlarının gibi toplumsal kuralları da öğretmeleri gerekmekte-
giderek kaybolması anlamına gelmektedir. Böyle dir. Bir çocuk dünyaya getirmek büyük bir sorumlu-
giderse uğruna Ģiirler yazılan tabloları yapılan Ģe- luk gerektiriyor.
hirde güzelliklerin yerine çöpleri toplanmayan, ka-
nalizasyonları kokan, hırsızlığın daha da arttığı bir Köprü yapıldığında öncelikle o bölgedeki yeĢil
kent gelecektir. alanlar yok ediliyor, sonrasında imara açılıyor ve
Ġstanbul‟un taşı toprağı altındır diyen, Ģansını bü-
Devletin ülke genelinde kentleĢme ve yerleĢim yük bir Ģehirde denemek isteyen herkes yaĢam
planlarını konularının uzmanları ile masaya otura- Ģartlarını ve karĢılaĢacağı güçlükleri düĢünmeden
rak hayata acilen geçirmesi nüfus yoğunluğunu ve Ġstanbul ve benzeri büyük Ģehirlere geliyor. Bahse
sorunlarının yüklendiği belli baĢlı Ģehirlerin sırtın- konu olan göç sorununu da iĢlemeden önce trafik
dan alması gerekmektedir. sorununa çözüm olarak sunulan köprülerin, artan
göç olaylarına ve otopark alanlarının olmayıĢını da
Altyapı: Su, elektrik, doğalgaz ve kanalizasyon
göz önünde bulundurursak çözümsüz bir çözüm
ve yol gibi tesisleri bünyesinde barındıran altyapı
olarak sunulduğunu görmekteyiz.
konusunda Ġstanbul çok dertli. Her yağmur yağıĢı-
nın ardından yaĢanan su baskınları, yollarda kalan Göç Sorunu: Sosyal, ekonomik, siyasi, dinî, eği-
araçlar ve mazgallardan taĢan sular ile kâbusa dö- tim gibi birçok sebeplerden ötürü insanların topluca
nüyor. Belediyelerin bu alanda yaptığı iyileĢtirme bulundukları bölgelerden bir baĢka bölgeye taĢın-
çalıĢmalarını artırması gerekmektedir. ması ile meydana gelen göçte, eğitim ve iĢsizlik
sorunu sebebi baĢı çekiyor. Ülkemizde göçler ge-
Trafik sorunu; ülkemizde özellikle büyükĢehirle-
rimizde yaĢayan birçok
kiĢiyi bunaltmaktadır.
Araçların çokluğu, park
alanlarının yeterli olmayıĢı
özellikle Ġstanbul‘un taĢı-
makta güçlük çektiği bir
nüfus yoğunluğu nedeni
ile meydana gelen trafik
sorununa çözüm, bir düzi-
ne köprü yapılsa çözülme-
yecek cinsten.
nellikle doğu bölgelerinden Batı ve Ġç bölgelere timi bir yana bırakalım, anaokulu veya okul öncesi
olmaktadır. eğitim kurumlarına dahi sahip değil. Eğitimde fırsat
eĢitliğinin olmaması, parası olana iyi bir eğitim im-
Türkiye Ġstatistik Kurumu‘nun ülke içi göçlerine kânın sunulması ülke genelinde ayrımcılığa ve top-
dair istatistik raporundan illerin aldığı - verdiği göç lumsal bozukluğa neden olmaktadır.
ve göç hızına dair raporundan oluĢturduğumuz
tablodan da görüleceği gibi özellikle Mardin, MuĢ, Ülkemiz genelinde büyükĢehirlerde yaratılan eği-
Ardahan ve Tunceli gibi illerimizin büyük oranda tim ve iĢ imkânlarının Doğu bölgelerimizde de yara-
göç verdiğini, Çankırı, Ankara gibi illerimizin de tılması, yeni iĢ istihdamlarının oluĢturulması ile hem
yüksek oranda göç aldığını görebiliyoruz. bölge ekonomik olarak kalkacak hem de okula gi-
demeyen birçok çocuk okuma imkânı bulacaktır.
Ġllerin aldığı göç, verdiği göç, net göç ve net
göç hızı (2008 – 2009 dönemi) Elbette iĢsizliğe ve eğitime çare bulurken özellikle
doğu illerimizin töre ve terör olaylarına da çözüm
bulmak gerekiyor. 10–12 veya 13–14 yaĢındaki
kızlarımızın dünya evine değil okula gönderilmesi
gerekiyor.
Nuran.Talay@PolitikaDergisi.com
Sayfa 78 Politika Dergisi
“U
hem dıĢarıya karĢı strateji geliĢtirmesine engel ol-
luslar, egemenliklerini, geçici bile
olsa, bırakacağı meclislere dahi
gereğinden fazla inanmamalı ve
güvenmemelidir. Çünkü meclisler
bile despotluk yapabilir ve bu despotluk bireysel
despotluktan daha tehlikeli olabilir. Meclislerin öyle
kararları olabilir ki, bu kararlar ulusun yaşamına
giderilmesi olanaklı olmayan zararlar verebi-
lir.” (Mustafa Kemal ATATÜRK)
G
lar öncesinin Ġngiltere‘si midir ki hâlâ yazılı bir ana-
ündemin ana maddesi bir süredir Ana- yasa kullanmıyor, diye düĢünülebilir. Ama bir husus
yasa değiĢikliği ve daha uzunca bir var ki, göz ardı etmek olanaksız. Anayasa, toplu-
süre de bu gündem süreceğe benzer. mun tamamını kucaklaması gereken bir baĢ yasa-
Uzunca bir süredir yazıp çiziyoruz. Ül-
kenin çok daha önemli sorunları var:
Ġnsanlar aç, iĢsiz, çaresiz. Önce on-
lara bir çare bulalım, sonra daha sa-
kin ve rahat kafa ile Anayasa deği-
Ģikliği konularına eğiliriz, diyoruz
ama kimse dinlemiyor. Ġlla ki Anaya-
sayı değiĢtireceğiz. Neden? Çok çe-
Ģitli mazeretler var, ama genel olarak
toplarsak, zaten yapıldığı dönemdeki
Türkiye toplumunun dinamiklerine,
talep ve beklentilerine, hassasiyetle-
rine uygun olmayan, yani o günkü
toplum açısından da dar gelen bir
elbise bugün için tümüyle dar gelme-
Sayı 22 Sayfa 85
Bu, ufak tefek arızaları hukuk temelleri içerisinde bağımsızca yaĢama met-
nidir. Hayatın kalbi, beyni olan anayasa gayriciddî,
bulunun bir arabayı, ha- dayatmayla ve kendi çalıp oynayarak ortaya çıka-
cak sıradan bir ulusal protokol değil. Benim, çocuk-
yatında motoru ilk defa larımın, Türk ulusunun geleceğini karartmak hiçbir
devlet memurunun, bunlar seçilmiĢler de olsa hak-
gören birinin tamir etme- ları hadleri değil. Seçilmek yıkmak, tahrip etmek
değildir.
si demektir.
DeğiĢiklik paketinin içine konan birkaç küçük el-
ma şekeri halkı tatmin etmeyecektir. Bu sayede
Mevcut Anayasada değiĢmesi gereken maddeler kendi kiĢisel çıkarlarına ve uygulayacakları despo-
yok mu? Dolu. Mesela, dokunulmazlıklar, siyasi tizme hizmet edecek maddelerin geçmesine Türk
partiler kanunu ile ilgili bölüm, seçim barajı vs. halkı izin vermeyecektir.
Çocuk Hakları
Sevda EĞER
Bırakmayın insafına, bırakmayın
Vermeyin 12‘lik kızı 70 yaĢındaki dedelere 1 milyon 400 bin korumaya muhtaç ve kimsesiz
çocuğa sosyal güvenlik sistemi kurulamamıĢ, en-
Satmayın organ simsarlarına, gelli çocuklara verilen hizmet ise sınırlı kalmıĢtır.
Kadavrasını bulmak istemiyorsanız, bir gün çöplük- 5 çocuktan biri çalıĢtırılmaktadır. (YaklaĢık 6 mil-
te yon)
Ġstemiyorsanız baĢından vurulmuĢ bir gün 4 çocuktan biri yoksuldur.
Bir metrelik tabutla musalla üstünde 3 çocuktan biri yetersiz beslenmeden dolayı geli-
Ģim geriliği yaĢamaktadır.
Sürmeyin ateĢin, savaĢın, panzerin önüne…
1990 yılından itibaren mayın, iĢkence, toplumsal
ve aile içi Ģiddet sonucu 284 çocuk yaĢamını yitirir-
Dünya‟da; ken; 10.760 çocuk fiziki ve psikolojik zarar görmüĢ-
tür.
200 milyondan fazla çocuk iĢçi bulunuyor. 132
milyon çocuk tarımda çalıĢtırılıyor. Birçoğu mafya- Bir yılda 83.000 çocuk çeĢitli suçlardan polis kay-
nın elinde dilencilik, gasp, yankesicilik yaptırılıyor. dına geçmiĢtir.
Milyonlarca çocuk, savaĢ sonrası sürgün ve mül- 2003 yılında 57.000 çocuğun madde kullandığı
teci hayatlarında ağır travmalarla yaĢamaya çalıĢı- saptanmıĢtır.
yor.
Hiç aĢı olmayan çocuk oranı %46‘dır.
Kuzey Afrika baĢta olmak üzere dünya genelinde
Okuma yazma oranında kız ve erkek çocuk ayrı-
her yıl binlerce çocuk açlık, susuzluk ve aĢısı olan
mı mevcuttur. Sadece 2003 yılında 640 bin kız ço-
hastalıklardan ölüyor.
cuğu okula gönderilmeyerek eğitim hakkından
5 yaĢın altında ölen çocuk sayısı 2006‘da 9,7 mahrum bırakılmıĢtır.
milyon.
Evrensel Çocuk Hakları SözleĢmesi ―her çocuğun
Bir yılda 250 bin çocuk silahlı çatıĢmalara soku- dernek kurma, derneğe üye olma hakkı var‖ der-
luyor. ken, Türkiye‘de dernek kurma ve üyelik yaĢı 18‘den
küçük çocukların bulunduğu dernekler süresiz ka-
patılmaktadır.
En vahimi;
Sevda.Eger@PolitikaDergisi.com
Sayı 22 Sayfa 89
Sayfa 90 Politika Dergisi
P—Kitap: Seçkiler
Korkut Boratav, George Orwell, Bilâl ġimĢir, Yusuf Akçura, Ġsmet Ġnönü,
Bir Krizin Kısa Hika- Hayvan Çiftliği Malta Sürgünleri Türkçülüğün Tarihi Hatıralar
yesi
Mustafa Kemal
ATATÜRK:
“Ben
çocukken
fakirdim. İki
kuruş elime
Francis Fukuyama, Muammer Aksoy, Mahmut Makal, Olivier Roy,
Devlet ĠnĢası Devlet Hukukla YaĢar Köy Enstitüleri ve Siyasal Ġslamın Ġflası
geçince bunun Ötesi
bir kuruşunu
kitaba
verirdim. Eğer
böyle
olmasaydım,
bu
yaptıklarımın
hiçbirisini
Dr. Rıza Nur, Colin Barker, Feroz Ahmad, Thomas Merton,
Cumhuriyet Öncesinin Devrim Provaları - Ġttihat ve Terakki Gandhi ve ġiddet dıĢı
yapamazdım.” Perde Arkası Paris 1968, ġili 1972, 1908-1914 DireniĢ
Portekiz 1974, Ġran
1979, Polonya 1981
Hazırlayan
Emrah ÖZDEMĠR
Emrah.Ozdemir@PolitikaDergisi.com
Bu Bölüme ĠliĢkin Önerileriniz Ġçin:
kultursanat@politikadergisi.com
Sayı 22 Sayfa 91
Irmak.Ataberk@PolitikaDergisi.com
Sayfa 92 Politika Dergisi
Adı: Komintern ve
Ġspanya Ġç SavaĢı
Dünya tarihini nesnelden özele indirgeyerek yeni- Türkiye‘nin en karanlık olaylarının gerçek yüzünü
den yazmayı amaçlayan fakat bunu yaĢı gereği ortaya koymaya çalıĢarak çok zor ve zahmetli bir
tamamlayamayacağını da bilen ve 1982 yılında iĢe giren Erol Mütercimler, kendine has üslubuyla
sonsuzluğa ulaĢan Marksist tarihçi E.H.Carr‘ın, ya- 700 sayfalık bir kitabı tek bir nefeste okunabilecek
zımını ölmeden önce tamamladığı ―Komintern ve bir duruma getirmiĢ. Gümrük Birliği‘nden Varlık
Ġspanya Ġç SavaĢı‖ isimli eseri geçtiğimiz ay Vergisine, Topal Osman‘ın öldürülmesinden Ata-
―ĠletiĢim Yayınları‖ tarafından Türkçeye çevrilerek türk‘ün BektaĢilerle olan iliĢkisine kadar birçok ko-
yayınlandı. nunun iĢlendiği bu kitapta, en özensizce yazılmıĢ
bölümün 1 Mayıs 1977 katliamı olduğu kanaatin-
E.H.Carr kitabında, Ġspanya‘daki iç savaĢı detaylı deyim.
bir Ģekilde ve haritalarla bize anlatmasının yanı sıra
Ġspanya Ġç SavaĢı sırasında Sovyetler Birliği‘nin ve CIA ve Türkiye‘deki iĢbirlikçileri tarafından ger-
Komintern‘in ―Ġspanya Ġç SavaĢı‖ ile ilgili görüĢlerini çekleĢtirilen bu provokasyon ve cinayete, ―Sol‘a
ve Sovyetler Birliği‘nin o dönemki ―Ġspanya Politika- dönüp sizin de bu katliamda az da olsa parmağınız
sını‖ da net bir biçimde ortaya koyuyor. var diyerek rol biçmek, insafsızca olmuĢ.
Stalin ve UGT Genel Sekreteri Largo Caballero Ergenekon operasyonu nedeniyle gözaltına alın-
arasındaki yazıĢmaları ve Ġtalya Komünist Partisi dıktan bir süre sonra serbest bırakılan emekli Bin-
Merkez Komite Üyesi Palmiro Togliatti‘nin Moskova baĢı Erol Mütercimler‘in bu kitabı, Türkiye‘deki ka-
Komünist Enternasyonal Karargahına gönderdiği ranlık olayları öğrenmek isteyenler için birebir…
gizli raporları da içeren ―ekler bölümü‖ ise kitabın
―bilimsel bir metotla‖ yazıldığını gözler önüne seri-
yor.
Evren.Yelkanat@PolitikaDergisi.com
Irmak.Ataberk@PolitikaDergisi.com
―REZORFAD LAS FILAS DEL PARTIDO
COMUNISTA‖
Sayfa 94 Politika Dergisi
Yalnız kederli yalnızlığımızda sıralı sırasız Bitmez sazların özlemi daha sonra daha sonra
O mahur beste çalar Müjgan'la ben ağlaĢırız Sonranın bilinmezliği bir boyut katar ki onlara
Bir yangın ormanından püskürmüĢ genç fidanlardı Geceler uzar hazırlık sonbahara
Onlar…
Irmak.Ataberk@PolitikaDergisi.com
Sayfa 96 Politika Dergisi
Ya olduğunda? Ya Ģu an olanlar?
TeĢekkür:
Dergimize verdikleri
destekten ötürü teĢekkür
etmeye borç biliriz.