Professional Documents
Culture Documents
ve Hemşirelik Bakımı
Ayşe Sonay KURT *, Şenay ÇETİNKAYA **
Bu çalışma, I. Ulusal Sağlığı Geliştirme ve Sağlık Eğitimi Kongresi’nde (Uluslar arası
Katılımlı) (9-12 Kasım 2006) poster olarak sunulmuştur.
ÖZET
Kanser tanısının konulması, birey ve ailesi için travmatik bir deneyimdir. Kanser, birey
için uyum mekanizmalarının etkilenmesi, geleceğe yönelik planlarının bozulması,
gücünü yitirme gibi anlamlar taşıyabilmektedir. Bu durumda, bireyin yaşam kalitesi
azalmaktadır. Yetişkinler için birçok yaşam kalitesi ölçeği hazırlanmış olmasına karşın
çocukların kendinden bilgi alınarak yapılan çalışmalar çok az ve sınırlı sayıdadır.
Kendi yaşam kalitesini değerlendirebilecek yaşta olan çocukların yanıtlarının da
kendilerinden alınması en doğru olanıdır. Özellikle 8 yaş altı çocukların, kendi
değerlendirmelerini yapmalarının zor olduğu, bunun sağlanabileceği yöntemlerin
geliştirilmesi gerektiği bildirilmektedir. Hemşirelikte yaşam kalitesine ilişkin araştırma
alanları; özgül bir hastalığa karşı hastanın fiziksel ve psikososyal gereksinimlerini
tanıma, hastalık ve tedaviye yanıtını saptama, özgül rehabilitasyon uygulamalarının
etkisini gösterme ve sağlık-hastalık sürecindeki zayıf dönemleri tanılama şeklinde
sıralanabilir. Kanser tedavisinin yaşam kalitesi üzerine etkisinin değerlendirilmesi
kanser tedavisinin tüm aşamalarında önemlidir. Hastalık veya tedavinin neden olduğu
sorunlar, morbiditeyi, öz-bakım gücünü, tedaviyi sürdürmeyi ve yaşam kalitesini
etkileyebilmektedir. Bu nedenle, hemşirelik bakımında bu komplikasyonları önleme,
erken dönemde belirleme ve semptom kontrolü önem taşımaktadır. Hastalara
girişimdeki önemli bir konu, tıbbi bilgilendirmedir. Hastaların daha fazla iletişim ve
bilgiye ihtiyaç duyduğu bildirilmektedir. Bu bilgilendirme hastalardaki belirsizliği,
korkuyu ve kayıpları azaltacaktır. Aynı zamanda ailenin psikolojik değerlendirmesi
tedavi süresince çok önemlidir. Hastalıkla başa çıkamayan ve yüksek oranlarda
anksiyete yaşayan anne-babalar, çocuklarına bu anksiyeteyi yansıtacaklardır.
Hemşirenin rolü bu ihtiyaçları tanımak ve karşılamaktır.
Anahtar Kelimeler: Yaşam kalitesi, çocuk, kanser, hemşirelik.
*
Selçuk Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları
Hemşireliği Yüksek Lisans Mezunu.
**
Yard.Doç.Dr; Çukurova Üniversitesi Adana Sağlık Yüksekokulu Çocuk Sağlığı ve
Hastalıkları Hemşireliği Öğretim Üyesi.
36 Fırat Sağlık Hizmetleri Dergisi, Cilt:3, Sayı:8 (2008)
ABSTRACT
Being diagnosed with cancer is a traumatic experience for the individual and
his/her family. Cancer could be meant such comments as influencing the conformity
mechanisms, disruption of future plans and losing the capacity of functioning for the
individual. In the case of experiencing these, individual’s life quality decreases.
Although many scales have been prepared so far to measure individual’s life quality,
studies by which essential data are directly provided from the child himself or herself
are very few and limited. It is also the best to get the information from the children
themselves who are older enough to evaluate their own life quality. It is reported that
children, specially under the age of 8 are difficult to self-evaluate, and so methods are
necessary to be developed in order to achieve this aim. Research fields associated with
life quality in nursing can be classified as follows: Addressing the physical and
psychosocial needs of the patient against a definite disease, determining his or her
response to the disease and the treatment, indicating the effect of special rehabilitation
applications and diagnosing debilitating stages during well-being and disease periods.
Evaluations of the effects of cancer treatment on life quality is important at each level
of cancer treatment. Disease and treatmentinduced problems may affect morbidity,
power of self-care, continuation of treatment and life quality. Therefore, it is important
to prevent and determine previously these complications and to control symptoms in
nursing care. Another important aspect in patients’ attempts is to inform concerning
medical condition. Patients are expressed to be in need of more communication and
information. This informative approach will decrease the uncertainity, fear and losses
in patients. Meanwhile, psychological assessment of the family is very important during
the treatment. Not coping with the disease and experiencing anxiety to large extent, the
parents will reflect this situation to their children. The part of the nurse is to know and
tolerate these needs.
Key Words: Life quality, child, cancer, nursing.
GİRİŞ
Dünyada her yıl 6 milyondan daha fazla insana kanser tanısı konulmakta,
bunlardan 4 milyondan fazlası ölmektedir. Kanser, iki yüzden fazla türü
tanımlanan bir hastalık grubudur. Her türün kendine özgü belirtileri
bulunmakla birlikte hepsinin ortak yönü kontrolsüz çoğalan hücrelerin normal
işlevi olan hücreleri öldürmeleridir (Criss, 1999).
Kanser yaş ve cinsiyet gruplarına göre dağılımı farklılık gösterir (Criss,
1999). Erişkinlerde 100.000 kişide 150-300, çocuklarda ise 15 yaş altında 1
Lösemili Çocuklarda Yaşam Kalitesi ve Hemşirelik Bakımı 37
milyon çocukta 130 civarındadır (Özkan, 2003). ABD’ de her yıl yaklaşık 7600
çocuğa kanser tanısı konulmaktadır (Ely ve ark, 1998). Çocukluk çağında
kanser her yıl yaklaşık 100.000 çocukta 10 yeni vakanın görüldüğü ender bir
hastalık olmasına rağmen ölüme yol açan diğer hastalıkların iyice azaldığı
gelişmiş ülkelerde en sık ölüm nedeni olarak karşımıza çıkmaktadır (Voute,
1992). 1-14 yaş grubu çocuklarda ölüm nedeni olarak kanser ABD’ de %10,8
ile kazalardan sonra ikinci sırada yer alırken, ülkemizde %5 oranı ile
infeksiyon hastalıkları, kalp hastalıkları, kazalardan sonra dördüncü sırada yer
almaktadır (Özbek ve ark, 2002; Özkan, 2003).
Onkoloji alanındaki gelişmeler diğer alanlardaki gelişmeleri geride
bırakmıştır. ABD’ de kanser tanısı konulan çocukların %65’ inin 5 yıl ve daha
fazla yaşam şansı olduğu bildirilmektedir (Savaşer, 2000). Bu oran 2004
yılında %77’ lere ulaşmıştır (Varan, 2004). Venöz tedavi yollarının açıklığının
sürdürülmesi, enteral ve parenteral besleme yöntemlerinin uygulanması, kan
ürünleri ve antibiyotik uygulamaları gibi kanser tedavisinin olumsuz etkilerini
en aza indiren destekleyici tedavi ile ölüm sayısında azalma, hastalıktan
iyileşme oranında giderek artma gözlenmektedir (Savaşer, 2000).
Çocuklarda görülen kanser tipleri erişkinlerden çok farklıdır. Erişkinlerde
denokarsinomlar (örneğin akciğer, meme ve kolorektal kanserler) daha
yaygınken, çocuklarda lösemiler, beyin tümörleri, embriyonel tümörler ve
sarkomlar daha yaygındır (Ely ve ark, 1998). Lösemiler, hematopoetik (kan
yapıcı) hücrelerin habis transformasyonu sonucu gelişen, heterojen bir
neoplastik hastalıklar grubudur (Pekçeken, 2003).
Bölgeler ve ülkeler arasındaki küçük farklılıklara rağmen lösemiler
dünyada tüm kanserlerin %3’ ünü oluştururlar (Hossfeld, 1992). ABD’ de tüm
kanserlerin %2,5’ ini ve kansere bağlı ölümlerin %3,5’ ini oluştururlar
(Işıkdoğan ve ark, 2003). Çocuklarda ALL %75 oranıyla en sık görülen lösemi
tipidir (Müftüoğlu, 1995; Jedlow, 1998; Özbek ve ark, 2002). Akut lösemilerin
her ikisi de tedavi edilmezse kısa sürede ölümle sonuçlanan hastalıklar olmakla
birlikte, gelişen tedavi olanakları ile önemli oranda iyileşme sağlanabilmektedir
(Pekçeken, 2003).
Kanser tedavi yöntemleri kemoterapi, radyoterapi, cerrahi ve immünoterapi
olup kanser tanısı konan hastaların bireysel özellikleri ve hastalık durumuna
göre bu yöntemlerin biri ya da birkaçı tedavide kullanılmaktadır (Birol ve ark,
1997).
38 Fırat Sağlık Hizmetleri Dergisi, Cilt:3, Sayı:8 (2008)
Radyasyon Onkolojisi Anabilim Dalı’ nda tedavi edilen çocuk hastaların %21’
ini lösemi oluşturmaktadır (Özbek ve ark, 2002).
Kanser tedavisinde kullanılan yöntemler cerrahi, radyoterapi, kemoterapi
ve immünoterapidir. Birçok durumda bu yöntemler tümörün histolojik yapısı,
hastalığın aşaması ve metastaz olup olmama durumuna göre iyileşme, kontrol
ve palyatif amaçlarla birlikte kullanılabilmektedir (Karagözoğlu, 2003). Kanser
hücrelerinin büyüme ve çoğalmalarını durdurmak veya tamamen yok etmek
amacı ile değişik doğal ve sentetik kimyasal maddeler, biyolojik ajanlar ve
hormonlarla yapılan tedavi kemoterapi olarak adlandırılmaktadır (Fadıloğlu ve
Soğukpınar, 1996; Karagözoğlu, 2003).
1.2. Kemoterapi
Tüm lösemi tiplerinin tedavisinde kemoterapi kullanılır. İndüksiyon
kemoterapisi remisyonu sağlamak için yapılan ilk tedavidir. En erken dört hafta
içinde lösemik hücre ve bulgulara rastlanmaması ve normal işlevlerin geri
dönmesi durumunda tam remisyon sağlanabilmiştir (Jedlow, 1998).
Tam remisyonun sağlanmasından sonra çoğunlukla remisyonu sağlatan
ilaçların aynen kullanıldığı destekleyici tedavi, olası ve saptanmamış rezidüel
lösemik hücreleri de yok etmek amacıyla birkaç kür halinde uygulanır. Hasta
daha sonra idame tedavi ile tedavi edilir (Jedlow, 1998).
Pediatrik onkolojide halen multidisipliner tedavi yaklaşımı temeldir.
Birçok tümör için çok merkezli çalışma grupları oluşturulmuş, böylece en
uygun tedavi şemaları, en uygun ilaç dozu ve süreleri araştırılarak tedaviye
cevap ve tedaviye ikincil erken ve geç yan etkiler saptanmaktadır
(Büyükpamukçu ve ark, 1994).
Kemoterapinin prensipleri:
• Hastanın tanısı kesin olmalıdır ve hastalığın evresi bilinmelidir
• Hasta verilecek ilaç tedavisini tolere edebilecek durumda olmalıdır
• Standart olarak önerilen adjuvan tedavi uygulaması
• Verilen ilacın etkili olup olmadığını gösteren bir ölçüm metodu olmalıdır
(Serum tümör marker düzeyi, tümör büyüklüğü)
• Verilen ilaç tedavisi hastanın yaşam süresini ve/veya yaşam kalitesini
arttırmalıdır.
• Kemoterapi verilen merkezde yeterli destekleyici bakım olanakları
bulunmalıdır (Karamanoğlu, 1999).
Lösemili Çocuklarda Yaşam Kalitesi ve Hemşirelik Bakımı 41
prednisone kombinasyonu ile vakaların %90’ nın dan fazlasında 4 hafta içinde
tam remisyon sağlanabilir. Remisyona girmemiş bazı hastalarda ilave olarak 2-
4 hafta müddetle verilen kemoterapi ile remisyon elde edilebilir (Müftüoğlu,
1995; Pekçeken, 2003).
Hastaların remisyona girmemesi ilaç rezistansının, ağır infeksiyonların,
santral sinir sistemi lösemisinin olmasına bağlı olabilir (Müftüoğlu, 1995).
SONUÇ
Lösemi, son yıllarda fatal bir hastalıktan çok, aralıklı akut tekrarlamaları
olan ve tedavinin sonlanmasından sonra da izlemi gerektiren uzun süreli ve
kronik bir hastalık olarak görülmektedir. Hayatta kalma süresi uzadığı için
hemşirelik bakımında, tedavinin akut ve geç etkilerinin önlenmesi ve aile
üyelerinin kronik ve yaşamı tehdit eden bu hastalıkla baş etme çabalarının
desteklenmesi önem kazanmıştır.
Kanserin, hasta ve ailesinde neden olduğu fiziksel, ruhsal ve sosyal etkileri,
bu kişilerin yaşam kalitesinin tartışılmasına yol açmıştır. ALL çocukluk çağının
en sık görülen malign hastalığıdır.
Çoğunlukla yüksek doz ve sık aralıklarla kemoterapi kürleri sayesinde bir
yandan başarılı bir kanser tedavisi hedeflenirken, diğer yandan da hastanın
birçok yaşamsal fonksiyonunu ve yaşam kalitesini olumsuz yönde etkileyen bir
dizi yan etki ortaya çıkmaktadır.
Bireysel “iyi oluş” un ifadesi anlamına gelen yaşam kalitesini sosyolojik,
psikolojik, ekonomik ve kültürel etmenler belirlemektedir. Yaşam kalitesi
konusunda uluslararası kurumlar düzeyinde bir ilginin 1970’ li yıllarda
başladığı, sonra tıp alanında ilgi görürken, 1980’ den sonra hemşireliğin konu
alanına girdiği görülmektedir. Hemşirelik alanında yaşam kalitesi çalışmaları;
yaşamın biyolojik, psikososyal ve sosyokültürel yönünü içeren esenlik
durumunu yükseltmeye yönelik bakım sağlama gerçeğine dayanmaktadır.
Yaşam kalitesi ilk olarak onkoloji alanında ele alınmıştır.
Yaşam kalitesiyle ilgili sağlığı nicel hale getirmek için, çeşitli ölçekler
düzenlenmiştir. Yetişkinler için bir çok yaşam kalitesi ölçeği hazırlanmış
olmasına karşın çocuklar için yapılan çalışmalar çok az ve sınırlı sayıdadır.
Pediatrik onkolojideki yaşam kalitesi (QOL) çok boyutludur. Bu, çocuğun
ve ergenin ve belirtildiğinde onun ailesinin sosyal, fiziksel ve duygusal
işlevlerinin yerine getirilmesini içine alır, fakat bununla sınırlı değildir. QOL
ölçümü, çocuğun, ergenin ve ailenin bakış açısından yapılmalı ve gelişme
boyunca meydana gelen değişikliklere karşı hassas olmalıdır.
Lösemili Çocuklarda Yaşam Kalitesi ve Hemşirelik Bakımı 53
KAYNAKLAR
Algıer, L. (1994). “Kanserli Hastalarda Semptomların Kontrolü”, Türk Hemşireler
Dergisi, 44(5-6):8-11.
Apajasava, M., Rautonen, J., Holmberg, C., ve Sinkkonen, J. (1996). “Quality of Life
in Pre-Adolescence: A 17-Dimensional Health-Related Measure (17D)”, Quality of
Life Research, 5:532-8.
Bezjak, A., Ng, P., Skeel, R., Depetrillo, AD., Comis, R., ve Taylor, KM. (2001).
“Oncologists’ Use of Quality of Life Information: Results of A Survey of Eastern
Cooperative Oncology Group Physicians”, Quality of Life Research, 10:1-13.
Birol, L., Akdemir, N., ve Bedük, T. (1997). İç Hastalıkları Hemşireliği, 5. Baskı,
Vehbi Koç Vakfı Yayınları, Ankara, ss. 96-140.
Bradlyn, AS., Ritchey, AK., Harris, CV., Moore, IM., O’Brien, RT., Parsons, SK.,
Pattersons, K., ve Pollock, BH. (1996) Quality of Life Research in Pediatric Oncology,
American Cancer Society, 1333-39.
Bredart, A., Razavi, D., Delvaux, N., Goodman, V., Farvacques, C., ve Heer, CV.
(1998). “A Comprehensive Assessment of Satisfaction with Care for Cancer Patients”,
Support Care Cancer, 6:518-23.
Burckhardt, CS., ve Kathryn, LA. (2003). “The Quality of Life Scale (QOLS);
Reliability, Validity and Utilization”, Health and Quality of Life Outcomes, 1(60):1-
7.
Büyükpamukçu, M., Akyüz, C., Sevinir, B., ve Hazar, V. (1994). Onkolojik
Hastalıkların Tedavisinde Yenilikler, In: Yurdakök M, Coşkun T (ed), Pediatride Yeni
Bilgiler Yeni Görüşler, 1. Baskı, Güneş Kitapevi, Ankara, ss. 759-762.
54 Fırat Sağlık Hizmetleri Dergisi, Cilt:3, Sayı:8 (2008)
Cassileth, BR., Zupkis, RV., Sutton-Smith, K., ve March, V. (1980). “Information and
Participation Preferences Among Cancer Patients”, Annals of Internal Medicine,
92:832-36.
Cleton, FJ. (1995). Cancer therapy, Odyssey, 1(2):18-19.
Criss, WE. (1999). Kanserden Korunmak İçin Beslenme Rehberi, Baysal A (çev),
1.Baskı, Hatipoğlu Yayınevi, Ankara, ss. 7-12.
Çavuşoğlu, H. (2000). Onkolojik Sorunu Olan Çocuk ve Hemşirelik Bakımı, Çocuk
Sağlığı ve Hastalıkları Hemşireliği, Cilt-1, 5. Baskı, Ankara, ss. 227-72 .
Dalgıç, G., Karadağ, A., ve Kuzu, N. (1998). “Kemoterapiye Bağlı Gelişen Stomatitte
Hemşirelik Bakımı”.C.Ü. Hemşirelik Yüksekokulu Dergisi, 2(2):53-9.
Dolgun, G. (2003). Dikkat Eksikliği/ Hiperaktivite Bozukluğu Olan 8-12 Yaş Grubu
Çocuklarda Yaşam Kalitesi Ölçeğinin (DE/HB_YKÖ) Geliştirilmesi, Doktora Tezi,
İstanbul Üniversitesi Sağlık Bilimler Enstitüsü Hemşirelik Anabilim Dalı, ss. 35-48.
Eiser, C., ve Morse, R. (2001). “A Review of Measure of Quality of Life Children with
Cronic İllness”, Archives of Disease in Childhood, 84:205-13.
Ely, T., Giesler, D., ve Moore K. (1998). Çocukluk Kanserleri, In: Algıer L (çev),
Platin N (çev. ed), Hemşireler İçin Kanser El Kitabı, 2. Baskı, Amerikan Kanser
Birliği, Ankara, ss.361-64.
Erdem, E. (1999). Kanserli Çocukların Anne/Babalarının Yaşam Kalitesi. Bilim
Uzmanlığı Tezi, Hacettepe Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü Çocuk Sağlığı ve
Hastalıkları Hemşireliği, Ankara, ss. 10-43.
Fadıloğlu, Ç., ve Soğukpınar, N. (1996). “Kanserli Hastalarda Hemşirelik Bakımı.”
Ege Üniversitesi Hemşirelik Yüksekokulu Yayınları 8, Ege Üniversitesi Basımevi,
İzmir, ss. 35-46.
Flanagan, J. (2001). “Clinically Effective Cancer Care: Working with Families”
European Journal of Oncology Nursing, 5(3):174-9.
Ganz, PA. (a) (1994). “Long-Range Effect of Clinical Trial Interventions of Quality of
Life”, Cancer Supplement, 74(9):2620-23.
Ganz, PA. (b) (1994). “Quality of Life and Patient with Cancer”, Cancer Supplement,
74(4):1445-51.
Hunt, SM. (1997). “The Problem of Quality of Life”, Quality of Life Research, 6:205-
12.
Hossfeld, DK. (1992). Lösemiler, In: Sardaş OD (çev), Hossfeld DK, Sherman RR
(ed), Klinik Onkoloji. Fırat D, Sarıalioğlu F, Kars A (çev. ed), 5. Baskı, ss.337-347.
Lösemili Çocuklarda Yaşam Kalitesi ve Hemşirelik Bakımı 55
Işıkdoğan, A., Ayyıldız, O., Tiftik, N., Altıntaş, A., ve Müftüoğlu, E. (2003).
“Diyarbakır ve Çevresinde Lösemi Olgularının Demografik Özellikleri”, Türk
Hematoloji-Onkoloji Dergisi, 13(3):134-7.
Jedlow, CR. (1998). Lösemi, In: Algıer L (çev), Platin N (çev.ed). Hemşireler İçin
Kanser El Kitabı, 2. Baskı, Amerikan Kanser Birliği, Ankara, ss 335-48.
Jenner, G. (2001). “Career Opportunities in Childhood Cancer Nursing”, Nursing
Standard, 15(21):58-9.
Karagözoğlu, Ş. (2003). “Kanser Kemoterapisine Bağlı Olarak Gelişen Oral Stomatit”,
Hematoloji-Onkoloji, 5(2):105-112.
Karamanoğlu, AE. (1999). Kemoterapi Alan Kanser Hastalarında Yaşam Kalitesi ve
Yaşam Kalitesini Etkileyen Faktörlerin İncelenmesi, Yükseklisans Tezi, Marmara
Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü Sağlık Kurumları Yöneticiliği Anabilim Dalı,
İstanbul, ss.15-47.
Kızılcı, S. (1999). “Kemoterapi Alan Kanserli Hastalar ve Yakınlarının Yaşam
Kalitesini Etkileyen Faktörler”, Cumhuriyet Üniversitesi Hemşirelik Yüksekokulu
Dergisi, 3(2):18-26.
Kutluk, T., ve Kars, A. (1996). Kanser Konusunda Genel Bilgiler, Türk Kanser
Araştırma ve Savaş Kurumu Yayınları, Ankara, ss. 25-38.
Loonen, HJ., Grootenhuis, MA., Last, BF., Kopman, HM., ve Derkx, HHF. (2002).
“Quality of Life in Pediatric Inflammatory Bowel Disease Measured by A Generic and
A Disease-Specific Questionnaire”, Acta Paediatr, 91:348-54.
Müftüoğlu, E. (1995). Klinik Hematoloji, 4. Baskı, Şahin Yayıncılık, Diyarbakır, ss.
363-93.
Montalto, D., Bruzzece, JM., Moskaleva, G., Alessandro, AH., ve Webber, MP.
(2004). “Quality of Life in Young Urban Children: Does Asthma Make A
Difference?”, Journal of Asthma, 41(4):497-505.
Morris, J., Perez, D., ve McNoe, B. (1998). “The use of quality of life data in clinical
practice”, Quality of Life Research, 7:85-91.
Özbek, N., Çakır, Ş., Tarakçı, B., ve Coşkun, M. (2002). “Çocukluk Çağı Kanser
Hastalarının Epidemiyolojik İncelenmesi”,O.M.Ü. Tıp Dergisi, 19(1):1-7.
Özkan, A. (2003). “Çocukluk Çağı Kanserlerine Bakış”, Sendrom, 15(3):104-107.
Özyılkan, Ö. (2004). Kanser Hastalarında Yaşam Kalitesinin Önemi, 1. Sağlıkta Yaşam
Kalitesi Sempozyumu Bildiri Özet Kitabı, Sağlıkta Yaşam Kalitesi Derneği
(SAYKAD), İzmir Psikiyatri Derneği, İzmir.
56 Fırat Sağlık Hizmetleri Dergisi, Cilt:3, Sayı:8 (2008)