You are on page 1of 7

Durugörü (clairvoyance) canlý ve cansýz nesnelerin ve olaylarýn beþ duyunun yardýmý olmada

al olarak) algýlanmasýna verilen addýr. Durugörü kiþide objektif veya sübjektif vizyonlar y
a imaj duyumlarý tarzýnda belirebilir Durugörü fenomenine, hipnoz, doðal uyku, uyku-uyanýkl
arasý, izolman, vecd, trans gibi P rapsikoloji de deðiþik þuur halleri adý altýnda incelene
degajman hallerinde daha sýk ra
Medyum terimi spirit sözlüklerde dünyadaki bedenini terk etmiþ ruhlarla irtibat kurarak
o nlardan aldýklarý tesirleri çeþitli tezahürler halinde dünyaya yansýtan, psiþik bakýmdan
) kimselere (zihinsel medyumlar) veya herhangi bir ruhsal irtibat sözkonusu ol mak
sýzýn paranormal fenomenler ortaya koyabilen özel yeteneklere sahip kimselere (fizi ks
el medyumlar) verilen ad olarak tanýmlanýr. Spiritüalizm (öte âlemcilik) terimi Latince ru
h tilmiþ olup ruhçuluk anlamýnda kullanýlmaktadýr.
anlamýna gelen spiritus sözcüðünün sýfa
Metafizik, Yunanca kökenli "ötesi" anlamýna gelen "meta" ve "doða bilimi" anlamýna gelen "
fizik"ten gelir; ve "fizikötesi" anlamýnda kullanýlýr. Rei "her yerde varolan", ki "ruh
sal yaþam enerjisi" anlamýna gelmektedir. Batýya yayýlma ya baþladýðýnda "Evrensel Yaþam En
olarak tercüme edilmiþtir.
Biyoenerjinin kelime anlamý; doðal olan enerjidir. Bilim; insan organizmasýnýn yalnýz mole
küllerden oluþan, fiziksel bir yapýya sahip olmadýðý, tüm kainatta olduðu gibi,bir enerji
ip olduðunu doðrular. Evrendeki herþeyde olduðu gibi bizimde bir manyetik alanýmýz vardýr.
ona AURA diyoruz. Auramýz bireysel enerjimizin evrene açýlan yanýdýr.
Vücut içerisindeki, devamlý bir titreþim ve düþük voltajlý elektromanyetik akým vardýr. Ele
fiziksel bedenle sýnýrlanmamýþtýr. Böylece, bir bedenden diðerine akýþ yapýlabili romanyeti
enin sað tarafýnda toplanmýþtýr. Biyoenerji akýþý insanla sýnýrlý deðil
Çakralar bedenimizde bulunan enerji merkezleridir. Çakra kelimesi tekerlek, çark anlamýn
a gelir. 7 ana çakramýz vardýr ve her bir çakra vücudumuzda pleksus adý verilen sinir aðla
ezlerinin üzerinde yer alýr. Bu enerji merkezleri ruhsal, fiziksel ve mental yönlerim
izi dengede tutmaktan sorumludurlar. Bu enerjisel sistem her insanda aynýdýr. Farklý o
lan bu sistemi nasýl ve hangi kalitede kullandýðýmýzdýr.
Ýlm-i ledün veya ledünnî ilim, Allah ile ilgili bilgi ve sýrlara ait ilim, gayb ve mârifet
midir. Allah, âyet-i kerîmede meâlen buyurdu ki: "Orada, kendi indimizden bir rahmet (
vahiy ve nübüvvet veya uzun ömür) verdiðimiz ve ona ledünnî ilmi öðrettiðimiz kullarýmýzda
ehf sûresi: 65) gayb ilmi, esrar ilmi, Allah tarafýndan insanýn gönlüne atýla ilâhî bilgi v
oðan hakikatlar mânâsýna gelir.
Havvas ilmi genel harflerin ve sayýlarýn, esmalarýn veya ayetlerin sýrlarýndan, hikmetleri
nden faydalanýlarak çeþitli etkiler elde etmek için esmanýn veya ayetin kendisi ya da vef
k i ve bunlara baðlý harf ve sayýlar ile týlýsýmlar kullanýlarak ve bu sistem üzerine kurul
r ilim veya ilmin metodu deðildir.
Kur an ý kerim deki Sure-i þerifelerin ve Ayeti kerimelerin, Esma-i ilahiyye ve Evra
d ý cel lelerin hassa ve te sirlerini konu edinen bu mübarek ilim 80 küsur Ýslami ilimde
n birisi dir. Havas ilminin geçmiþi Sahabe ve Tabiin dönemine kadar uzanýr. Hz. Ali, Hz.
Ýbni Abbas ve Hz. Ýbni Selam gibi bazý Sahabiler ile Tabiinden sri, Mukatil ibn-i Süley
man ve kelbi, Ca fer Essadýk gibi bazý Zevatý Kiram . Sonraki asýrlarda Ýmam Ahmed Elbuni,
Þeyhi Ekber Muhyiddin i Arabi, Ýmamý addis Ýmamý Abdullah Yafii ile Ebu bekr Ýbni Vahþiyye
Celdeki gibi büyük Veliler bu sahada kýymetli Eserler te lif etmiþlerdir.
Hasan Elba bu ilimle uðraþ Deyrebi ve büyü Alimler ve müba
Bu Ýlimle meþgul olan Alimlerden biriside Hüccetül Ýslam Ýmamý Muhammed Gazali hazretleridi
vassül Kur an ve El evfak gibi muazzam eserleri vardýr. Bu azametli Ýlim uçsuz bucaksýz b
r Okyanus gibidir. Bir çok dallara Ayrýlmýþtýr.
Özellikle Havas Ýlminin en önemli uðraþlarýndan birisi olan Vefkler'in pek büyük etkisi olu
bir atiyye ve Rahmeti Ýlahi dir. Ayrýca bir çok hastalýklarýn tedavisinde Kur an Ayetle i
gerek kýraat etmenin, gerek Yazarak istimal etmenin pek mu ciz etkileri yüzyýllardýr müþa e
edilmektedir.
Havas ilmi ilimlerin en yücesi olanlardan biridir, ve en güzeli diyebiliriz ve maksa
tlarýn en þereflisidir. Bunun için, bu esma ve harfler ilmiyle ugraan kiþi, ulvi ve süfli
alemleri, ayný zamanda ruhanilerin ruhlarýnýda görür. Bu ilimle istedigi bütün þeyleri eld
edavisi zor ve doktorlarýn tedavi edemedigi hastalarý tedavi edebilir. Bu hastalýkl ar
felç, cüzam, kara sevda, delilik ve mazlumlarý cebbarlarýn ve zalimlerin elinden kurt a
rmak gibi. Uzak olan esyalarý görmek, uzagý yakýnlaþtýrmak, gizliyi ortaya çýkarmak, mutlu
etmek zararlarý def etmek, defineleri ortaya çýkarmak gibi sayýsýz iþleri Allah Teala' izni
le elde edersin.
Havas ilmi Kur'ân ve sünnet üzeri yapýlan manevî bir tedavi ve þifa ilmi þeklidir. Bir ismi
KYE-LEDÜN ilmidir. Rukyecilik Allah Resûlü (S.A.V)'in tedavi þekillerinden biridir.
Ýslam Alimi olarak bilinen Ebû Bekr-i Þiblî'nin adý'nýn Cafer, baba adýnýn ise Yunus olduðu
nali Arapça olan bir çok tercüme eserde Samarra'da doðduðu ve Baðdat'a yerleþtiði anl ariht
çok sýk rastlanan Cüneyd-i Baðdadi'nin talebesi olduðu þeklinde kayýtlara rast Yine bir ço
nakta Maliki mezhebinin fýkýh alimlerinden olduðu þeklide bilgilere ulaþýlm liki Ehl-i Sünn
mezhebinin kurucusu Mâlik bin Enes'in eseri olan El Muvatta'yý tamam en ezbere bildiði
þeklinde ifadelere rastlanýr. Ebu Bekr-i Þiblî 'nin vefatý da 945 (H.334) yýlýnda Baðdat't
ebelerinin yanýnda olduðu bilgileri günümüze kadar ulaþtý. [1]
Cinlerin Esrarý, Ýmam-ý Þibli'nin en ünlü eseri. Arapça orijinali 880 yýlýnda yazýldý. Mýsý
de bulunan el yazmasý kitabýn mikrofilmleri, araþtýrmacý Muhammet Fersat afýndan çekilerek
cüme edildi. Kitabýn tercüme edilmiþ ilk Türkçe baskýsý 1979 yýlýnda Ý andý. Ýmam-ý Þibli,
i orijinali Arapça olan kitabýnda "Müslüman ve gay inler, cinlerden korunmak için neler ya
pmalý, cinlerin tehlikeleri, zararsýz cinler, c inlerle evlenmek mümkünmü" gibi parapsikol
ojik olaylarý yazdý. Kitap Kahire El Ezher Üniver itesi mensubu Türk asýllý mütercim Muhamm
Fersat tarafýndan tercüme edilerek 1979 yýlýnda e'de Türkçe olarak yayýnlandýðýnda tartýþma
du. Kitabýn içerisinde yeralan "Cin arý" bölümü 1980 yýlýnda cin çaðýrma çabalarý nedeniyle
unlar yaþayan insanla iyle kitabýn yayýncýsý Fersat Yayýnevi tarafýndan kitaptan çýkartýldý
R Kuran'ý Kerim'de geçen Cinlerle ilgili ayetler En âm Sûresinin 100 . Ayetinde Bir de c
inleri Allah a bir takým ortaklar yaptýlar. Oysa onlarý o yarattý. Bilgisizce Alla h a oðu
llar ve kýzlar da uydurdular. O, onlarýn niteledikleri þeylerden uzaktýr, yücedir.
En âm Sûresinin 112 . Ayetinde Ýþte böylece biz her Peygambere insan ve cin þeytanlarýný dü
Bunlar aldatmak iç rine yaldýzlý laflar fýsýldarlar. Rabbin dileseydi bunu yapamazlardý. O
alde onlarý iftiralarýyla baþ baþa býrak.
En âm Sûresinin 128 . Ayetinde Onlarýn hepsini bir araya toplayacaðý gün þöyle diyecektir:
n topluluðu! Ýnsanlardan saptýrýp aranýza kattýnýz. Onlarýn insanlardan olan dostlarý, Ey R
! Bizler birbirimizden yararlandýk ve bize belirlediðin süremizin sonuna ulaþtý diyecekler
. Allah da diyecek ki: Allah ýn diledikleri (affettikleri) hariç, içinde ebedi kalmak üz
ere duracaðýnýz yer ateþtir. Ey Muhammed! Þüphesiz senin Rabbin hüküm ve hi
bidir, hakkýyla bilendir.
En âm Sûresinin 130 . Ayetinde (O gün Allah þöyle diyecektir:) Ey cin ve insan topluluðu! Ý
den size âyetlerimi anlat bu gününüzün gelip çatacaðý hakkýnda sizi uyaran peygamberler gel
? Onlar þöyle diyecekler: Biz kendi aleyhimize þahitlik ederiz. Dünya hayatý o ldattý ve ka
ir olduklarýna dair kendi aleyhlerine þahitlik ettiler.
A râf Sûresinin 38 . Ayetinde Allah þöyle der: Sizden önce gelip geçmiþ cin ve insan toplul
arý ile birlikte ateþe gir r topluluk (arkasýndan gidip sapýklýða düþtüðü) yoldaþýna lanet
epsi orada toplandýðý zaman peþlerinden gidenler, kendilerine öncülük edenler için abbimiz!
bizi saptýrdýlar. Onlara bir kat daha ateþ azabý ver derler. Allah der ki: Her biriniz
için bir kat daha fazla azap vardýr. Fakat bilmi yorsunuz.
A râf Sûresinin 179 . Ayetinde Andolsun biz, cinler ve insanlardan, kalpleri olup da
bunlarla anlamayan, gözleri olup da bunlarla görmeyen, kulaklarý olup da bunlarla iþitm
eyen birçoklarýný cehennem için var ettik. Ýþte bunlar hayvanlar gibi, hatta daha da aþaðýd
bunl llerin ta kendileridir.26
Hûd Sûresinin 118-119 . Ayetinde Rabbin dileseydi insanlarý (ayný inanca baðlý) tek bir ümm
yapardý. Fakat Rabbinin merham t ettikleri müstesna, onlar ihtilafa devam edeceklerd
ir. Zaten onlarý bunun için yarattý. Rabbinin, Andolsun ki cehennemi hem cinlerden, he
m insanlardan (s uçlularla) dolduracaðým sözü kesinleþti.10 Hicr Sûresinin 27 . Ayetinde Ci
ri de daha önce dumansýz ateþten yaratmýþtýk. Ýsrâ Sûresinin 88 . Ayetinde De ki: Andolsun,
ar ve cinler bu Kur an ýn bir benzerini getirmek üzere toplansalar ve birbirlerine d
e destek olsalar, yine onun benzerini getiremezler.
Kehf Sûresinin 50 . Ayetinde Hani biz meleklere, Adem için saygý ile eðilin demiþtik de Ýbl
s ten baþka hepsi saygý il i. Ýblis ise cinlerdendi de Rabbinin emri dýþýna çýktý. Þimdi si
akýp da Ýblis i ve neslini, kendinize dostlar mý ediniyorsunuz? Halbuki onlar sizin için
birer düþmandýrlar. Bu, zalimler için ne kötü bir bedeldir!
Neml Sûresinin 17 . Ayetinde Süleyman ýn, cinlerden, insanlardan ve kuþlardan meydana ge
len ordularý onun önünde topland p birlikte düzenli olarak sevk ediliyorlardý. Neml Sûresin
n 39 . Ayetinde Cinlerden bir ifrit4, Sen yerinden kalkmadan ben onu sana getiri
rim ve þüphesiz ben, b una güç yetirecek güvenilir biriyim dedi. Secde Sûresinin 13 . Ayeti
de Eðer dileseydik herkese hidayetini verirdik. Fakat benim, Andolsun, cehennemi h
em c inlerden hem de insanlardan dolduracaðým sözüm gerçekleþecektir.3
Sebe Sûresinin 12 . Ayetinde Süleyman ýn emrine de, sabah esiþi bir ay, akþam esiþi de bir
y(lýk yol) olan rüzgarý verd miþ bakýr ocaðýný da ona sel gibi akýttýk. Cinlerden de Rabbin
e onun önünde çalýþanlar vardý. Ýçlerinden kim bizim emrimizden çýkarsa ona alevli ateþ aza
in 13 . Ayetinde Cinler Süleyman için dilediði biçimde kaleler, heykeller, havuz gibi çana
klar ve sabit kaz
anlar yapýyorlardý. Ey Davûd ailesi þükredin! Kullarýmdan þükredenler pek azdýr.
Sebe Sûresinin 14 . Ayetinde Süleyman ýn ölümüne hükmettiðimiz zaman, onun ölümünü onlara a
mekte olan b eyman ýn cesedi yýkýlýnca cinler anladýlar ki, eðer gaybý bilmiþ olsalardý aþa
e kalmamýþ olacaklardý. Sebe Sûresinin 41 . Ayetinde (Melekler) derler ki: Seni eksiklik
lerden uzak tutarýz. Onlar deðil, sen bizim dostum uzsun. Hayýr, onlar cinlere ibadet
ediyorlardý. Onlarýn çoðu cinlere inanýyordu.
37 - SÂFFÂT SÛRESÝ Mekke döneminde inmiþtir. 182 âyettir. Sûre, adýný ilk âyette geçen es-S
sýra dizilenler, saf saf duranlar demektir. Sûrede baþlýca, meleklerden, cinlerden kýyame
t ve ahiret olaylarýndan söz edilmekte; Nûh, Ýbrahim, il, Ýshak, Mûsâ, Hârun, Ýlyas, Lût ve
amberin kýssalarýna yer verilmektedir. Sâffât Sûresinin 158 . Ayetinde Allah ile cinler ar
asýnda da nesep baðý kurdular. Oysa cinler de kendilerinin Allah ýn huz uruna getirilece
klerini bilirler.
Fussilet Sûresinin 25 . Ayetinde Biz onlarýn baþýna birtakým arkadaþlar sardýk da bu arkada
onlara geçmiþlerini ve gelec i süslü gösterdiler. Böylece kendilerinden önce gelip geçmiþ o
ve insan topluluklarý ile ilgili o söz (azap), onlar için de gerçekleþti. Çünkü onlar ziya
ardý.
Fussilet Sûresinin 29 . Ayetinde (Ateþe giren) inkârcýlar þöyle derler: Rabbimiz! Cinlerden
ve insanlardan bizi saptýranlar e göster de onlarý ayaklarýmýzýn altýna alalým ki en aþaðýl
nlar.
Ahkâf Sûresinin 18 . Ayetinde Ýþte onlar, kendilerinden önce cinlerden ve insanlardan geli
p geçmiþ topluluklar içinde, ha larýnda o sözün (azabýn) gerçekleþtiði kimselerdir. Þüphesi
a uðrayanlardýr.
Ahkâf Sûresinin 29 . Ayetinde Hani Kur an ý dinlemek üzere cinlerden bir grubu sana yönelt
miþtik. Onlar, onun huzuruna ge ince3 birbirlerine, Susun! dediler. Kur an ýn okunma
sý bitince de uyarýcý olarak kavimlerine döndüler. Zâriyât Sûresinin 56 . Ayetinde Ben cinl
e insanlarý, ancak bana kulluk etsinler diye yarattým. Rahmân Sûresinin 15 . Ayetinde Ci
n i de yalýn bir ateþten yarattý. Rahmân Sûresinin 31 . Ayetinde Yakýnda sizi de hesaba çek
z, ey cinler ve insanlar!
Rahmân Sûresinin 33 . Ayetinde Ey cin ve insan topluluklarý! Göklerin ve yerin uçlarýndan b
caklarýndan geçip gitmeye gücü erse geçip gidin. Büyük bir güç olmadýkça geçip gidemezsiniz
n 39 . Ayetinde
Ýþte o gün ne insana, ne cine günahý sorulmayacak.
Rahmân Sûresinin 56 . Ayetinde Oralarda bakýþlarýný sadece eþlerine çevirmiþ dilberler vard
a eþlerinden önce ne b ne bir cin dokunmuþtur. Rahmân Sûresinin 74 . Ayetinde Onlara, eþler
nden önce ne bir insan ne bir cin dokunmuþtur. 72 - CÝN SÛRESÝ Mekke döneminde inmiþtir. 28
tir. Aðýrlýklý olarak cinlerden bahsettiði için ayrýca tevhit, peygamberlik ve öldükten son
lmek gibi meseleler konu edilmektedir
Cin sûres
Cin Sûresinin 1,2 . Ayetinde (Ey Muhammed!) De ki: Bana cinlerden bir topluluðun (Ku
r an ý) dinleyip þöyle dedikleri va dildi: Þüphesiz biz doðruya ileten hayranlýk verici bir
r an dinledik de ona inandýk. Artýk Rabbimize hiç kimseyi asla ortak koþmayacaðýz.
Cin Sûresinin 5 . Ayetinde Þüphesiz biz, insanlarýn ve cinlerin Allah hakkýnda asla yalan
söylemeyeceklerini sanýyord
Cin Sûresinin 6 . Ayetinde Doðrusu insanlardan bazý kimseler, cinlerden bazýlarýna sýðýnýrl
cinler onlarýn ta
Cin Sûresinin 19 . Ayetinde Allah ýn kulu (Muhammed), O na ibadet etmek için kalktýðýnda ci
ler nerede ise (Kur an ý d kalabalýktan) onun etrafýnda birbirlerine geçiyorlardý. Nâs(*) S
sinin 1,2,3,4,5,6 . Ayetinde De ki: Cinlerden ve insanlardan; insanlarýn kalplerin
e vesvese veren sinsi vesvesec inin kötülüðünden, insanlarýn Rabbine, insanlarýn Melik ine,
sanlarýn Ýlah ýna sýðýnýrým CÝNLER
Ýnsanýn yeryüzündeki serüveni ile birlikte gözle görülemeyen bir üçüncü varlýktan söz edile
Ýnsanlýðýn binlerce yýllýk tarihinde iþte bu gözle görülemeyen varlýklara her toplumda fark
lý nitelendirmelerde bulunulmuþtur. En ilkel toplumlardan, en geliþmiþ topluml ara kadar
her ülke folklöründe, kültüründe, mitolojisinde de yer alan bu varlýklar, cinler periler o
ak adlandýrýlmýþtýr.
Baþta Müslümanlýk olmak üzere semavi dinlerde de bu varlýklardan bahsedilmektedir. Kur´an d
olarak bahsedilen bu varlýklara Batý´da ``genie'' ve ``genius'' denilmektedir.
Peki bu varlýklar, insanlarýn durduk yerde uydurduklarý, hayali varlýklar mýdýr, yoksa gerç
rlýklar mýdýr?
Kuþkusuz bu sorulara verilecek cevaplar, insanlarýn inanç sistemiyle yakýndan alakalý olac
aktýr. Ýnsanlardilediklerine inanýrlar, dilemedikleri þeylere inanmazlar. Kimseye zorla
birþeyi inandýrmak mümkün deðildir, doðru da deðildir. Ama bazý insanlar inanmýyor diye, a
t, cehennem de yoktur, melek ve cin diye varlýklar da yoktur denilemez. Bu bütünüyl e bi
r inanç konusudur. Deðerli müfessir Elmalýlý Hamdi Yazýr ``Cinn Suresi''nin tefsirinde þunl
lüyor
Cinlerin de cismani bir bünyesi olabilir. Ancak bizim her bünyeyi görmemiz gerekmeyeceði
gibi, gördüklerimizin de her parçasýný görmediðimiz biliniyor. Þu halde gözlerimizin önünd
unurken, biz onlarý görmeyebiliriz, nitekim mikroplarý sýradan bir bakýþla gör miz gibi, ha
boþluðu içinde, göremediðimiz dalgalar, ýþýklar da bulunabilir. Bunlarýn biz
ve yakýn, yüksek ve alçak olanlarý da çýkabilir ve biz bütün cisimleri, bütün cismani ve fi
eþfetmiþ deðilizdir. Þu anda gerek ruhani, gerek cismani bakýmdan bizim duygularýmý n gizle
yaratýklar bulunduðunu inkar etmek doðru deðildir.''

You might also like