Professional Documents
Culture Documents
1. GİRİŞ
Enerjiye olan büyük gereksinim, yeni ve yenilenebilir enerji kaynaklarının sürekli
gündemde olmasının nedenidir. Alternatif kaynaklar olarak da adlandırılan bu enerji
kaynaklarından biriside rüzgar enerjisidir.
Rüzgar enerjisi, fosil yakıtların tükeneceğinin anlaşıldığı son yıllarda, enerji sorununa
çözüm olarak görülen kaynaklardan birisidir. İlk kullanım örneklerinin bundan 3000 yıl
öncesinde rastlanılmasına rağmen , rüzgar enerjisi son on yıl öncesine kadar yeterince
irdelenmemiş ve değerlendirilmemiştir.
Enerji, dünyanın varolma süresinin referans olarak alındığı bir sınıflandırmaya göre;
tükenebilen ve kendisini dünya varoldukça yenileyebilen, yani tükenmeyen enerji
olarak İki grupta incelenebilmektedir (Tablo 1.1). Yenilenebilir enerji kaynaklan da
enerjinin ana kaynağına göre; güneş kaynaklı, dünya kaynaklı ve ay kaynaklı olarak üç
gurupta incelenebilmektedir. Tablo 1.2 'nin incelenmesinden de anlaşıldığı gibi güneş
kaynaklı olan rüzgar enerjisi, doğal enerji dönüşümü sonucunda kendisini atmosferde
hava hareketi ve denizlerde dalga hareketi olarak hissettirmektedir. Bu kinetik enerjide,
rüzgar enerjisi ve dalga enerjisi tesislerinde elektrik enerjisine, su pompalama
tesislerinde mekanik enerjiye dönüştürülebilmektedir.
Dünya enerji gereksiniminin karşılanmasında ağırlıklı olarak kullanılan fosil yakıtlar ve
atom enerjisi, kendine özgü ve tüm insanları doğrudan ilgilendiren sorunlara neden
olurlar.
Bu sorunların başında, 2001 yılı kaynaklarına göre; atom enerjisinin kaynağı olan
uranyumun 50 yıl, petrolün 44 yıl, doğalgazın 64 yıl ve kömürün 185 yıl sonra, bugüne
kadar bulunmuş rezervlerinin tükenecek olmasıdır Fosil yakıtlar ile ilgili diğer bir
sorunda, çevreye verdikleri zararlardır. Örneğin l kwh 'lik elektrik enerjisi elde etmek
için fosil yakıtlar yerine rüzgar santrali kullanıldığında, ortalama olarak 750-1250 gr
karbondioksit, 40-70 gr kül, 5-8 gr kükürt dioksit, 3-6 gr azot oksit'in atmosfere şahnişi
engellenmiş olunacaktır.
Bu nedenlerden dolayı son yıllarda büyük dünya ülkeleri, enerji gereksinimlerinin
karşılanabilmesi için rüzgar, güneş, jeotermal, biomas, gelgit ve hidrolik enerjiden
oluşan yenilenebilir enerji kaynaklarına yönetmişlerdir.
2
2. RÜZGAR ENERJİSİ
2. l Rüzgar ve Oluşumu
4
Gerekli enerjisini güneşten alan bir ısı makinası olarak nitelendirilebilecek atmosferde,
ısıl potansiyel farklara sahip olan hava kütleleri, soğuk ve yüksek basınç alanı olan bir
noktadan, daha sıcak ve alçak basınç alanına hareket ederler. Isı enerjisinin kinetik
enerjiye dönüştüğü bu doğa olayındaki hava kütlesi hareketine, rüzgar adı verilir.
Rüzgarlar, sürekliliklerine göre bütün bir yıl boyunca esen sürekli rüzgarlar ve belli
zamanlarda esen harikeyn, tayfun, tornado ve girdaplar gibi süreksiz rüzgarlar olarak iki
grupta incelenebilir (Tablo 2.1). Alizeler, her mevsim kuzey ve güney yarım kürede 30°
enlem üzerinde bulunan yüksek basınç kuşağından, ekvator üzerindeki alçak basınç
kuşağına doğru eserler. Kontralize rüzgarları ise, atmosferin yükseklerinde alize
rüzgarlarının ters yönünde eserler ve oluşmalarının nedeni, ekvatorda ısınan hava
kütlelerinin yükselmesi ve ekvatordan uzaklaşacak şekilde hareket etmeleridir. Meltem
rüzgarları, karaların denizlerden ve dağların vadilerden daha çabuk ısınıp soğuması
sonucu, üzerlerinde bulunan hava kütlelerini etkilemesi nedeni ile oluşur. Gündüzleri;
denizlerden, çabuk ısınan karalara doğru deniz meltemleri, geceleri de; çabuk soğuyan
karalardan, denizlere doğru kara meltemleri eser. Deniz ve kara meltemleri, sahilden 40
km. içlere kadar etkili olurlar. Aynı şekilde, gündüzleri, vadilerden çabuk ısınan dağlara
doğru vadi meltemleri, geceleri de; çabuk soğuyan dağlardan vadilere doğru dağ
meltemleri eserler. Hareket halindeki bir hava kütlesinin; yükseldikçe bir dağa çarparak
her 100 metrede 0.5 °C soğuyarak yükselmesi, daha sonrada dağın diğer yamacına her
100 metrede l °C ısınarak inmesine föhn rüzgarları adı verilir.
Anadolu, kışın Sibirya yüksek basıncının etkisinde bir yüksek basınç alanı, Karadeniz
ve Akdeniz ise bir alçak basınç alanıdır. Bu nedenle; kışın rüzgarların karalardan
denizlere doğru esmesi beklenir. Yazın ise Anadolu güneyden gelen tropikal hava
kütlelerinin etkisindedir ve Kuzeybatı Avrupa üzerinde yerleşen yüksek basınç
alanından, Basra alçak basıncına yönelmiş rüzgarların etkisinde kalır. Yazın; eteziyen
adı verilen ve kuzeybatıdan esen rüzgarlar, Marmara ve Ege'yi etkiler.
5
Meltem R.
Kontr-
Alize R. Muson R. FöhnR. Siklon R. Antisiklon R
Alize R. Kara ve Dağ ve
Deniz Vadi
Meltemi Meltemi
Yazılı belgeli tarihe geçen ilk yel değirmeni M.S. 644 yılına ait İran-Afganistan
sınırındaki Seistan'dadır. Yel değirmenleri, Çin'de M.S. 750-850 yıllarında pirinç
tarlalarının sulanmasında kullanılmıştır. İlk olarak Doğuda kullanılan düşey eksenli yel
değirmenleri, Batılılar tarafından geliştirilmiş ve yatay eksenli hale getirilmiştir. Yatay
eksenli ilk yel değirmeni örneği, 1180 yılında Hormandiya krallığı zamanına aittir.
Yatay eksenli ve mekanik enerji amaçlı yel değirmenlerinin gelişimi, ayaklı yel
değirmeni (Almanya), kule tipi yel değirmeni (Akdeniz Ülkeleri, Alaçatı ), döner çatılı
Hollanda tipi yel değirmeni (Hollanda) ve 1850 yılında Daniel Hallady tarafından
rüzgar yönü yönlendiricisi takılan çok kanatlı Amerikan tipi yel değirmeni olarak
sıralanabilir.
1882 yılında NewYork'da elektrik santrali kurulmuş ve daha sonra da elektrik enerjisi
kullanımı yaygınlaşmıştır. İlk rüzgar elektriği de, Danimarkalı Profesör Paul La Cour
6
tarafından 1891 yılında üretilmiştir. Doğru akım elde eden Paul La Cour, elektroliz
yoluyla hidrojen gazı elde etmiş ve bu şekilde rüzgar enerjisini depolamış. 1918 yılı
sonrasında büyük şehirler elektriğe kavuşmuş ve dizel yakıtların ucuzluğu nedeniyle
rüzgar enerjisini değerlendirme çabalan, bir kenara bırakılmıştır. Rüzgar enerjisinin bu
bir kenara itilmişliği, enerji sıkıntısı nedeniyle 2. Dünya Savaşı'na kadar sürmüştür.
Rüzgar enerjisi kullanımının tarihsel gelişimine; 1942 yılında üretilen 17.5 m. pervane
çaplı ve 50 kW nominal güçlü Smidth rüzgar türbini ve 1957 yılında üretilen 24 m.
pervane çaplı ve 200 kW nominal güçlü Gedser rüzgar türbini verilebilir.
Rüzgarın enerji üretiminde kullanımı, 1970’li yıllardaki petrol krizinden sonra
başlamıştır. 1980-1985 yıllarında Amerika’da toplam 1580 MW güce sahip rüzgar
çiftlikleri kurulmuştur. Kurulu güç değeri 1998 sonu itibariyle 1946 MW’a ulaşmıştır.
Avrupa’da, Danimarka, Hollanda ve Almanya’da kurulmaya başlanan rüzgar çiftlikleri
hızla gelişmiş, 1991 yılında yeniden düzenlenen enerji kanunu ile Almanya rüzgar
enerjisinde 1. sıraya çıkmıştır. Dünya’da kurulu gücün %60’ı Avrupa’da, %20’si
Amerika’dadır. 1998 yılında eklenen 2100 MW’lık kapasite ile dünyadaki kurulu rüzgar
gücü 9.600 MW’a ulaşmıştır.
Özellikle 1980'li yıllardaki gelişmeler sonucunda, seri olarak üretilen ve yaygın olarak
kullanılan rüzgar türbini nominal güçleri 600 kW, 750 kW, lOOOkW, 15OOkW ve
2000kW'dır. Gelecekte üretilecek rüzgar türbinlerinin nominal güçlerinin daha da
artması beklenmelidir.
Dünyada rüzgar santrallerinin kurulu gücü hızlı bir artış göstermektedir. 1995-2001
yıllan arasında rüzgar türbini satışlarında yıllık %40'lık bir büyüme gerçekleşmiştir.
1990 yılında dünyanın kurulu gücü 2160 MW iken 1994 yılında 3488 MW'a, 1995
yılında 4778 MW'a, 1996 yılında 6070 MW'a, 1997 yılında 7636 MW'a, 1998 yılında
10153 MW'a, 1999 yılında 13932 MW'a ve 2000 yılında 18449 MW'a çıkmıştır.
(Tablo 3.1).
Dünya rüzgar enerjisinin toplam kurulu gücünün yaklaşık %74'ü Avrupa kıtasında,
%15'i Amerika kıtasında, %9'u Asya kıtasında ve kalan yüzdelik dilimde diğer kıtalarda
bulunan dünya ülkelerindedir (Tablo 3.2).
Avrupa'da en büyük kurulu güç Almanya'da olup, onu İspanya, Danimarka, Hollanda,
İngiltere, İtalya, Yunanistan ve İsveç izlemektedir (Tablo 3.3). Amerika kıtasında en
büyük kurulu güç Amerika Birleşik Devletleri'nde olup onu çok geriden Kanada takip
etmektedir (Tablo 3.4). Asya'da Hindistan, Çin ve Japonya rüzgar santrallerine önem
vermektedir (Tablo 3.5).
Son on beş yıldır Amerika'da yeni bir rüzgar endüstrisi doğmuştur. 1982-1992 yılları
arası California'da yaklaşık 15000 rüzgar türbini kurulmuştur. 370 MW gücündeki
Kenetech Rüzgar Çiftliği dünyanın en büyük rüzgar santralidir. 8160 hektar alan
kaplayan bu çiftlikte 100 kW 'lik 3500 adet ve 300-400 kW 'lık 40 adet türbin
bulunmaktadır.Ancak kısa zaman da bu türbinlerden daha modernleri geliştirilmiştir.
Avrupa'da rüzgar teknolojisi hızla gelişmektedir 1995 yılında yeni türbinler 600 kW
güçte iken bugün geliştirilen türbinlerin gücü 2 MW' tır. Almanya yaptığı atakla 1998
sonunda rüzgar kurulu gücünü 2875 MW'a çıkarmış, kurulu gücü 1820 MW 'ta kalan
ABD yi geçmiş ve birinciliği elde etmiştir.
Avrupa'da şu anda 12 MW 'lık deniz üstü rüzgar santrali çalışır durumdadır ve deniz
üstü kurulu gücün kısa zamanda 180 MW ‘a cıkarılması planlanmıştır. 2030 yılında
rüzgar kurulu gücünün deniz üstü payının % 25’den az olmayacağı beklenmektedir.
Teknolojik gelişimle rüzgar türbinlerinin ünite güçleri arttırılırken son beş yıl içerisinde
fiyatları düşürülmüştür. Karada kurulan türbinlerin birim fiyatları 1600-1800 dolar/kW'a
kadar çıkabilmekte ise de ABD iç piyasasında 750 dolar/kW düzeyine inildiği
belirtilmektedir.
8
Tablo 3.1 1994-2000 Yıllan Arası Dünya Rüzgar Enerjisi Kurulu Gücü
YILLARA GÖRE ARTIŞ
YIL KURULU GÜÇ (MW)
MİKTARI (%)
1994 3488 -
1995 4778 37
1996 6070 27
1997 7636 26
1998 10153 33
1999 13932 37
2000 18449 32
Tablo 3.2 Dünya Rüzgar Enerjisi Kurulu Gücünün Kıtalara Göre Dağılımı
KURULU GÜÇ (MW)
ARTIŞ MİKTARI
KITALAR
1999 2000 (%)
AMERİKA 2667 2847 6,7
OECD-ASYA 50 70 40
DİĞER 37 37 0
AVUSTURYA 34 69
BELÇİKA 11 19
FİNLANDİYA 39 39
FRANSA 25 63
İRLANDA 74 122
LÜKSEMBURG 6 6
NORVEÇ 13 13
PORTEKİZ 61 111
İSVİÇRE 3 3
TÜRKİYE 9 19
ARJANTİN Ϊ5 16
BREZİLYA 22 22
KOSTARİKA 50 51
MEKSİKA 2 2
DİĞER 7 7
JAPONYA 68 142
DİĞER 11 14
AVUSTURALYA 10 30
YENİ ZELLANDA 35 35
PASİFİK ADALARI 5 5
TOPLAM 50 70
MISIR 36 69
MOROCCO 13 54
TUNUS 11 11
DİĞER 4 4
TOPLAM 64 138
Türkiye'de 2001 yılı kaynaklarına göre rüzgar enerjisi kurulu gücü 19 MW değerindedir
13
W/m2 ile Marmara'da saptanmıştır. En düşük değer ise, 2,12 m/sn hız ve 13,19 W/m2
güç yoğunluğu ile Doğu Anadolu'da bulunmuştur. Bu çalışmaya göre Türkiye'nin
%64,5'de rüzgar enerjisi güç yoğunluğu 20 W/m2 'yi aşmazken, %16,1 ‘inde 30-40
W/m2 arasında, %5,9'unda 50W/m2'nin ve %0,08'inde de 100W/m2'nin üzerindedir. EİE,
bazı özel alanlardaki 11 istasyonda enerji ölçümleri ve yöresel potansiyeli belirleme
çalışmaları yapmaktadır
Türkiye rüzgar bakımından zengin yöreleri olan bir ülkedir. Brüt potansiyelinin yılda
400 milyar kWh, teknik potansiyelinin ise, 120 milyar kWh olduğu düşünülmektedir.
Söz konusu teknik potansiyel yıllık elektrik üretiminin 1,2 katıdır. Ancak, Türkiye
genelinde 10 metre yükseklikteki rüzgar yoğunluğunun alansal ve zamansa! dağılımı ile
teknolojik kısıtlılıklar göz önünde tutulduğunda, güvenilir rüzgar enerjisi potansiyeli, 12
milyar kWh/yıl olarak hesaplanmaktadır. Ayrıntılı ölçümler ve yeni verilerle bu değerin
artması olasıdır.
Türkiye'de 10 metre yükseklikte yapılan ölçümlere göre tespit edilen rüzgar hızları
Tablo 3.9'da verilmiştir. Tablo 3.10'da ise Türkiye'de rüzgar yoğunluğunun en fazla
olduğu yöreler görülmektedir
14
Bandırma 152,6
Antakya 108,9
Kumköy 82
Mardin 81,4
Sinop 77,9
Gökçeada 74,5
Çorlu 72,3
Çanakkale 71,3
Tablo 3.11 Yıllık Ortalama Rüzgar Hızlan 3 m/sn'den Yüksek Olan Batı ve Kuzey Batı
Anadolu Yöreleri
YÖRE HIZ (m/sn) YÖRE HIZ (m/sn) YÖRE HIZ (m/sn)
Bu yöreler içerisinde esme saat sayılan ve yıllık ortalama rüzgar hızları potansiyel
belirlemeye uygun olan Bandırma, Bergama, Bozcaada, Çanakkale, Çorlu ve Gökçeada
olası potansiyelleri yüksek görülen yöreler olarak saptanmış ve bunlara ait detaylı hız
verileri DMİ' nin saatlik rüzgar cetvelleri incelenerek 1987, 1988, 1989 yıllan için
çıkartılmıştır Elde edilen veriler esme saat sayılarını gösteren frekans tablolarının
hazırlanması için bilgisayara yüklenmiştir. Potansiyel olanağı yüksek görülmekle
birlikte yeterli veri sağlanamadığı için Kumköy, Sarıyer, Çiğli ve Yeşilköy çalışmada
değerlendirme dışı bırakılmıştır.
Tablo 3.12 Türkiye'de rüzgar enerjisi için mümkün hedefler (YEKAB öngörümü)
Tahrik edilen kısmı dönme hareketi yapan ve bir akışkanda bulunan enerjiyi milinde
mekanik enerjiye dönüştüren makinalara türbin denir. Türbinler, en genel halde; buhar,
gaz, su ve rüzgar türbinleri olarak dört grupta İncelenir. Rüzgar türbinleri ile ilgili
tanımlar, değişik kaynaklarda birbirleriyle çelişmektedir. Bu konudaki en genel
tanımlama aşağıdaki gibidir: Pervane kanatlan, pervane göbeği ve pervane miline rotor
veya türbin denilir. Pervane mili dişli kutusuna bağlıdır. Dişli kutusunu jeneratöre
bağlayan mile de, jeneratör mili denir. Bunların tümü kule tarafından taşınır. Kule ile
yer bağlantısı da temel aracılığıyla sağlanır. Tüm bu elemanlara, en genel halde rüzgar
enerjisi tesisi adı verilir. Bu gerçeğe rağmen, yerli ve yabancı literatürde, rüzgar enerjisi
tesisi yerine, rüzgar türbini denmesi alışkanlık olmuştur.
Kaldırma kuvvetinden yararlanan türbinlerde rüzgar; yüzeye belli bir açıyla gelir ve
yüzeye etkiyen hava hızının doğrultusuna dik olarak oluşan kaldırma kuvveti, dönme
hareketine dönüşür. Yüzey öncesinde yüksek basınç, yüzey arkasında ise alçak basınç
oluşmaktadır. Örnek olarak, düşey eksenli Darrius türbini ve kanatlı yatay eksenli
rüzgar türbinleri gösterilebilir. Rüzgar türbinleri, nominal güçlerine göre de 5 kW'a
kadar küçük güçlü, 5 kW ‘ın üstünde ise büyük güçlü rüzgar türbinleri olarak
sınıflandırılır.
Yükselen hava akımlı rüzgar türbinleri, hava hareketindeki kinetik enerjiden yararlanan
türbinlerdir. Enerji dönüştürücüsü yükselen hava akımlı rüzgar türbinleri (güneş enerjisi
konveksiyon bacası), güneş ışınlan enerjisi tarafından ısıtılan havanın yükselmesi ve
yükselen havadaki kinetik enerjinin de rüzgar türbinini tahrik etmesi prensibine göre
çalışır. Isıtılarak yükselmesi istenen hava, üsten cam veya plastik malzemeden yapılmış
geçirgen bir çatı ile örtülüdür ve bu çatının ortasında yer alan betonarme bacada
yükselir.
Yükselen hava akımlı rüzgar türbinlerinde elde edilen güç; kolektör verimi, kolektör
enine kesit alanı, havanın sabit basınçta özgül ısı kapasitesi, dış ortam sıcaklığı, güneş
sabiti ve bacanın yüksekliğine bağlıdır Buradaki baca yüksekliği arttıkça, elde edilen
güç de artmaktadır Bu baca, alttan ankastre mesnet üsten serbest bir çubuk olarak
idealleştirilmektedir. Baca boyu, yapım ve montajındaki teknik kısıtlar gibi; burkulma
problemi ile de sınıflandırılmaktadır. Yükselen hava akımlı rüzgar türbinleri ile ilgili
teorik ve deneysel araştırmalar devam etmektedir.
21
Dönme eksenleri rüzgar yönüne paralel ve kanatlar rüzgar yönüne diktir. Ticari
türbinler genellikle yatay eksenlidir Rotor, rüzgarı en iyi alacak şekilde döner bir tabla
üzerine yerleştirilmiştir. Yatay eksenli türbinlerin çoğu rüzgarı önden alacak şekilde
tasarlanır. Rüzgarı arkadan alan türbinlerin ise, yaygın bir kullanım alanları yoktur.
Yatay eksenli kanatlı rüzgar türbinlerinden daha fazla enerji alabilmek için, tarih
boyunca öneriler yapılmıştır. Bunlardan birisi, iki pervanenin arka arkaya
yerleştirilerek, aynı jeneratör milimin döndürülmesidir. Arkadaki pervaneye, öndeki
pervaneye gelen rüzgar hızının optimum durumda ancak üçte biri geleceğinden, bu
öneri verimli olmamıştır. Pervanenin önüne bir nozul yerleştirilerek, rüzgar hızının
arttırılması önerisi de, hava debisinin küçük kesit tarafından belirlenmesi ve rüzgar
yönüne ters hava sirkülasyonu oluşturması nedeniyle, bekleneni verememiştir. Rüzgar
türbini pervanesinin bir difizör içine yerleştirilmesi sonucunda, rüzgar yönünde hava
sirkülasyonu oluşması ve bunun da hava hızını arttırması nedeniyle, serbest pervaneye
nazaran 3,5 kat daha fazla enerji elde edilmiştir Fakat, bunun için difizör boyunun
pervane çapının 2-3 katı olması gerekmektedir. Difizörün ağırlığı, hem ek bir yüktür,
hem pervane düzleminin rüzgar hızına dik konuma getirilmesi daha zor olmaktadır. Bu
gibi nedenlerle, difizörden elde edilen ek kazanç, sistemin serbest pervaneye göre daha
ekonomik olması için yeterli olmamaktadır.( Şekil 4.1)
4.3.1 Kule
Kule malzemesi, genelde çelik veya betondur. Modern rüzgar türbinleri, halka enine
kesitli kulelere sahiptir Kule yüksekliği, yüksekteki daha rüzgar hızlarından
yararlanmanın getirişi ile boya bağlı artış gösteren kule maliyeti arasındaki optimum
çözümle belirlenir. Kule boyutlandırılmasındaki bir diğer parametre de, eğilme doğal
frekansı, kule malzemesi ve dolayısıyla maliyeti önemli ölçüde etkilemektedir. Rüzgar
türbinlerinin tüm imalat giderlerinin % 11-20' si kule imalatına aittir.
bağlantısı ile verilir. Burada f Hertz biriminde elektrik şebekesi frekansı, p çift kutup
sayısı ve n dakikada devir sayısıdır Dişlideki kayıplar ve gürültünün önlenmesi
amacıyla, çok kutuplu jeneratörü olan dişli kutusuz türbinler de kullanılmaktadır. Bu
bağıntıdan da anlaşılabileceği gibi, jeneratörün kutup sayısı arttıkça, 50 Hz'lik elektrik
25
şebekesi frekansına uygun akım için gereken jeneratör mili devir sayısı da azalmaktadır.
Bu nedenle, yüksek kutup sayılı jeneratörlerde dişli kutusuna gerek kalmamaktadır.
4.4.2.2 Harmonikler
Harmonikler genelde invertörlü rüzgar türbinlerinde oluşmaktadır. Bugün geliştirilmiş
çoğu türbinde kısmide olsa invertör kullanılmakta ve gerekli filtreler kullanılarak
harmonikler istenilen seviyelere indirilmektedir.
4.4.2.3 Uygulama
Ülkemizde sanayi tesislerinden kesintili olarak enerji çeken tesislerin sistemindeki
olumsuz etkilerini sınırlamak için TEAŞ tarafından sınır değerler belirlenmekte ve
sistemdeki bu olumsuzlukların sınır değerlerini aşan tüketicilerin gerekli önlemleri
almaları istenmektedir.
Rüzgar santradan da kesintili tüketici sınıfına sokulmakta ve elektrik şebekesini
zorlayan olumsuzlukların sınır değerlerinin altında kalması istenmektedir ARES santralı
devreye alındıktan sonra TEAŞ tarafından yapılan incelemede, Ortak Kuplaj Noktası
olan Alaçatı Trafo Merkezindeki olumsuzlukların sınır değerlerin altında kaldığı
kıvançla izlenmiştir.
İstenilen hedefe ulaşabilmek için üzerinde önemle durulması gereken iki ana konu
vardır;
1-Bakım
2-Kontrol
4.5.2 Rüzgar Türbinleri Periyodik Bakım
Üretici firmanın tavsiyesi ve prosedürüne uygun olarak belirli aralıklarla tekrarlanan
bakım çakışmalarının tamamı "Periyodik Bakım" adı altında toplanabilir Bu çalışmalar
yağlama, sistem tesisleri ve kontroller, değişmesi gereken ekipmanlar ve temizlik
konularını kapsar.
31
4.5.2.1 Yağlama
Makine ömrüne doğrudan etki eden en önemli faktörlerden biri yağlamadır. Yüksek
miktarda statik ve dinamik yüklere maruz kalan ana yatak,dişli kutusu,kanat,jeneratör,
absorber ve kaplin bağlantılarının uygun yağlayıcılarla , uygun miktarda, uygun
periyotlarla yağlanması,hidrolik ünitenin ve dişli kutusunun yağlarının belirli
periyotlarla analizlerinin yapılması ve zamanında değiştirilmesi işlemlerini kapsar.
Yağlama sorunu nedeniyle sistemde meydana gelebilecek en küçük arızanın giderilme
süresi birkaç saat yerine birkaç gün hatta birkaç ay olarak ifade edilebilir. Bu süre
zarfındaki üretim kayıplarının yüksek miktarlarda olacağı aşikardır.
4.5.2.2 Sistem Testleri
Hidrolik sistem, pitch bağlantıları, rotor-kanat kontrol mekanizmaları ve elektriksel
testleri kapsar. Sistemin kontrolünü sağlayan bu ekipmanlarda yapılacak kontroller
• Bağlantı elemanlarının kontrolü
• Sıcaklık sensörlerinin kontrolü
• Isıtıcı-soğutucu kontrolleri
• Basınç kontrolleri
• Anemometre-windvane kontroleri
• Yaklaşım açılan (ofset) kontroleri
• Kapasitör kontrolleri
• Hız koruma sistemlerinin kontrolü
• Emergency stop butonlarının kontrolü gibi sağlıklı çalışmayı sağlayacak tüm
teçhizatların işlevlerini test etme işlemidir. Periyodik bakımlarda tamamı kontrol ve test
edilen bu sistemlerden bazıları olası arıza bakımlarında türbine çıktığı zaman görsel
olarak kontrol edilmelidir.
4.5.2.3 Temizlik
Çalışan sistemlerde zamanla toz, yağ birikintilerinin olması normaldir Bu kirliliği
mümkün olduğunca azaltacak önlemler alınmalıdır. Türbine çıkıldığı zaman temizliğe
azami önem gösterilmelidir. Bu sayede ileride sorun çıkarabilecek durumların tespiti
(yağ kaçakları, v.s.) kolaylaşır.
32
5.TÜRBİNLERİN İNCELENMESİ
Genellikle iki kısımdan oluşur. kule ve türbinin başlığı olan kanatların bulunduğu
kısımdır. Kule betonarme bir yapı olarak tasarlanır. Üst kısım 3.3 m çapında silindirik
bir mildir. Bu kısmın iç tarafı WK 60 olarak bilinen bir türbin çeşidinin kontrol odası ve
elektriksel devre parçalarını içeren kısımdır. WK 60’ ın özel işlem konumuna göre bir
jeneratör geniş hız değerleri ile sistem belirlenir. Bu sistem şebeke içinde sabit frekansla
(50 Hz ) üretilen akım tarafından rotor kenarında değişik hız miktarlarını alan statik bir
frekans dönüştürücü ve senkron jeneratöründen meydana gelen bir sistemdir.
Dönüştürücü tarafında indüklenen harmonikleri dengeleyen bir elemanda dahildir.
Jeneratörün uyarılması vasıtasıyla rotor hızı ve güç çıkışı tüm aşırı yük çalışmasında
kontrol edilir. Kanatların adım aralıkları nominal seviyede çıkış sınırlama ve kontrol
için kullanılır. Kanatların harekete geçirilmesi ile rotor hızının durması ve çalışması
ayarlanarak tesisin çalışma fonksiyonları daima bir kritik hata halinde çalışma
durumunu kontrol edici mekanizmalar yardımı ile yapılır.
Bir sürükleme cihazında,rüzgar kanatları iterek rotoru eksen etrafında dönmeye zorlar.
Sürükleme cihaz verimleri , kanat hızı hiçbir koşulda rüzgar hızından yüksek
olmayacağından sınırlıdır. örnek olarak rüzgarı arkadan alan yelkenli verilebilir En
bilinen sürükleme cihazı çiftlik rüzgar değirmenidir. düşük rüzgar hızlarında az
miktarda su pompalama amacıyla tasarımlanmıştır. Çiftlik değirmeni , kanat sayısı fazla
olduğundan , bir yük altında dönmeye başlar. Büyük bir dönme momentine sahiptir. Öte
yandan, kanat sayısının çokluğu nedeni ile malzeme ağırlığı fazladır ve yüksek
hızlarında verimsiz çalışırlar. Güç düzeyleri 5m çapındaki rotor için yaklaşık 0.5
civarındadır. Sürükleme cihazına diğer örnekler arasında fincan anemometreler,
pervaneler, rotor turunun yarısı boyunca rüzgardan korunan ve rüzgara doğru hareket
ederken geri çekilen cihazlar sayılabilir. Savonius rotoru bir sürükleme cihazı değildir.
34
Ama bu cihazların özelliği olan, büyük bir kanat alanına sahiptir. Bu ise rotorun
dönmediği zamanlarda bile, yüksek rüzgar hızlarının taşıdığı güç nedeniyle fazla
malzeme kullanımı ve ek sorunlara yol açar. Savonius’un bir üstünlüğü ise imalatının
kolay olmasıdır.
YERT’ lerin rotorları maksimum enerjiyi tutabilmek için rüzgar akışına dik olarak
durmalıdır. YERT’ ler bu konuma, rotor kule üzerinde döndürülerek getirilir. YERT’ ler
kule üzerinde yatay eksen yönündeki hareketi motorlar (rüzgar veya elektrik) rüzgara
yönelik birimlerde kılavuz bir kuyruk ve rüzgarı arkadan gören birimlerde ise
oluşturulan konik açı ile sağlanır .
DERT’ lerin rüzgarı her yönden kabul edilme üstünlüğü vardır. Kanatların güç
üretebilmeleri için rüzgardan daha hızlı dönmelerini gerektirdiğinden, ilk harekete
geçişleri güvenilir değildir. Giromill ise açısı değiştirilebilen kanatlara sahip
olduğundan, kendi başına çalışmaya başlayabilir. DERT’ lerin bir diğer üstünlüğü ise
makine aksamı, hız yükselticisi ve jeneratörün toprak üzerine konulabilmesidir.
(Uyar,T.S (1985),Rüzgar Enerjisi Sistemleri,TÜBİTAK bilimsel ve Endüstriyel Araştırma)
35
Sistemin bütününü rüzgar türbini ve yük oluşturur. Tipik bir rüzgar türbini rotor
(kanatlar ve göbek), hız yükseltici, çevrim sistemi, kontroller ve kuleden oluşur .
Rüzgar türbinin çıktısı olan rotasyonel kinetik enerji; mekanik, elektrik veya ısıl
enerjiye çevrilebilir. Çoğunlukla yaygın kullanım olanakları nedeni ile elektrik enerjisi
üretimi söz konusudur. Kanatlar; sabit, ayarlanabilir, veya kanat boyunca değişken
olabilir. 50 veya 60 Hz’ lik şebekelere bağlanmış birimlerde çeviricili doğru akım veya
değişken frekanslı alternatör, senkron ve indiksiyon jeneratörleri kullanılabilir. Bazı
doğru akım makineleri ve sürekli mıknatıs alternatörleri hız yükseltici gerektirmez.
Çoğu YERT’ ler, güç ve kontrol sinyallerini yer yüzüne indirmek için toplayıcı kontak
bileziği kullanırlar.
5.1.2.3. Çalıştırma
Aerodinamik: Rüzgar türbin kanatları, rüzgardaki gücün bir kısmını dönme gücüne
çevirir.
P=TxW
Burada T = dönme momenti, W = açısal hızdır. Büyük dönme momenti ile küçük açısal
hızın transfer ettiği güç ve küçük dönme momenti ile büyük açısal hızın transfer ettiği
güç aynıdır. Rotorun ve yükün dönme momenti-devir/dakika özellikleri uyum
sağlamalıdır. Enerji ve momentumun korunumu yasası gereğince rüzgar enerjisinin
toplanmasında en yüksek teorik verim %59’dur. Rüzgar türbinleri için en yüksek
deneysel verim %45, ortalama yıllık verim ise %20 civarındadır. Güç katsayısı ise güç
çıkışı/rüzgardaki güç olarak tanımlanır.
Kanadın kord çizgisi ile etkin rüzgar yönü arasındaki açı olan etki açısının fonksiyonu
olarak, değişik kanat yapıları için kaldırma ve sürükleme ölçümleri yapılmıştır.
Kanatlardaki kaldırma kuvveti, eksen etrafında rotorun dönmesini sağlar ve etki açısına
bağımlıdır. Kanadın gördüğü etkin rüzgar iki etkiden oluşur: kanat hareketi ve türbine
ulaşmadan önceki rüzgar hareketi . Herhangi bir rüzgar hızı için en yüksek güç çıkışı,
rüzgar hızı arttıkça dakikadaki devir sayısı artan rotor veya sabit devir çalışması için
doğru etki açısını sağlayan değişken bir kanat ile elde edilebilir. Değişmez açılı kanat ve
sabit devir sayılı rotor sadece tek bir rüzgar hızında en yüksek güç katsayısına ulaşır .
36
Maksimum güç katsayısının üzerinde, verimde bir düşüş olsa bile, mevcut güç artış
gösterdiğinden, rüzgar türbini çıkış gücü yüksek değerini koruyabilir.
5.1.2.4. Kontrol
Rüzgardaki gücün artışı çok hızlı olduğundan, bütün rüzgar türbinleri yüksek hızlarda
güç toplamalarını önleyecek düzenlemeler ile donatılırlar. Yüksek hız koşullarında güç
denetimi amacıyla belli başlı üç yöntem kullanılmaktadır.
C) Frenleme:
1) Mekanik, hidrolik
2) Hava freni
3) Elektrik (direnç, manyetik)
Bu yöntemler tek tek yada yüksek hız kontrolü ve yük denetim kaybı durumlarında
kombine olarak bir arada kullanılabilir.
Rüzgar durumuna göre rüzgar türbininin otomatik olarak çalışması ve durması için
yazılım kontrol programı ile sağlanan bir sistem bulunur. Eğer rüzgar türbülansı büyük
güç çıkışı dalgalanmalarına ve sert yapısal yüklere neden olursa sistemin amacı rüzgar
türbinini kapatmak olmalıdır. Yerel topografya farklı rüzgar hızları ve onun yönleri için
büyük değerler rüzgar türbülansına neden olur. Bunların toplandığı ve verildiği bir
kontrol bilgisayarı vardır. Kontrol bilgisayarı her bir dakikada ortalamaları alır ve eğer
rüzgar hızı, verilen basitleştirilmiş açılır, kapanır gözlem aletiyle verilen limitleri
sınırları geçtiğinde türbini kapatacaktır.
Yazılım kontrol programı, üretim malzemesi, yük idare sistemi, merkezi kontrol
sistemi, tesis kontrolleri, pompa depolama evresi iletim ve dağıtım sisteminden
oluşmaktadır. Bu sistem içinde hem su hem de rüzgar türbinleri için geçerli olan
sistemler vardır. Rüzgar türbini 17 cm çaplı kule, 3 kanatlı 60 KW’ lık nominal hıza
sahip bir örnek tiptir. Rüzgar türbini dizel, hidro-su veya herhangi jeneratör veya voltaj
regülatörüne bağlı olma ihtiyacı olmaksızın çalışması için senkronize bir jeneratör ile
donatılmış bir türbindir. Jeneratör nominal frekanstan yüksek ve boralara göre ayrıca
dengesiz yükler için hazırlanmasına ve karşılaşmasından dolayı 97 KVA’ dan
değerlendirilir.
Gelecek 10 yıl içinde bu hedeflere ulaşılabilmesi için 300 adet anemograf temini ve 50
adet rüzgar jeneratörü tesisi düşünülmektedir. Ilk kurulacak rüzgar jeneratörü için
belirtilmiş olan üç alan ile beraber beş bölge ile tespit edilmiştir. Bunlar Antakya, Sinop
Çanakkale, Karapınar ve Bodrum’ dur. Diğer 45 jeneratörün tesisi ise gelecek dokuz
yılda tamamlanacaktır. Ayrıca anemograflar ile yapılan ölçmelerin bir bilgi bankasından
değerlendirilmesinde plan içinde yer almaktadır. D.M.İ Genel Müdürlüğünce halen 152
istasyonda rüzgar ölçümleri yapılmaktadır.
Bu iki standart dünya çapında rüzgâr endüstrisinde büyük önem görmektedir. Diğer iki
IEC standardı halen son onay aşamalarındadır. Bu standartlar rüzgâr türbinlerinin
akustik ölçüm teknikleri ve güç performansı ölçüm teknikleri alanlarını kapsamaktadır.
Ayrıca aşağıdaki alanlarda standartlar ve ilkeler hazırlamak üzere IEC/TC88 Çalışma
grupları kuruldu:
Tüm Avrupa iç pazarında uyumluluğun artırılması amaçlı ayrı bir girişim olarak Avrupa
Komisyonu elektrik işlerinden sorumlu Avrupa standartları kurumuna (CENELEC)
yetki vermiştir. Bu yetki CENELEC’in Avrupa pazarında rüzgâr türbinleri için
standartlar geliştirmesini öngörmektedir. CENELEC’in faaliyetleri oldukça ilerlemiştir
ve her ne zaman mümkün olursa çıkacak standartların eşdeğer IEC belgelerini esas
alacağı açıktır.
43
Şekil 6.1 Çanakkale ili , Ezine ilçesi , Geyikli köyüne ait harita
45
Not: Bölgede nesli tükenme riski olan kuş türü kayıtlı değildir.
6.3 Hesaplamalar
6.3.1 Projelendirilen mekanın enerji ihtiyacının tespiti
Fdik=25,4 x 38,2
np=40dev/dak Pp=Fdöndüren x Vp
Rp= 7 m Pp=14262Watt
6.3.2.7 Altarnatör Çıkışında Elde Edilen Güç (Pçıkış )
Pçıkış=Altarnatör çıkışındaki güç (Watt)
49
Tablo 6.1 (10 kW’lık Türbin için Rüzgar Hızlarına Göre Güç Değişimi Tablosu)
50
Tablo 6.2 (10 kW lık 7 m/s ‘da çalışan bir Türbin için detaylı Enerji ve Güç Değişimi
Tablo 6.1 ve 6.2 de görülen sonuçlar doğrultusunda ;
Seçilen Türbin : Berkey BWC EXCEL Wind Turbine
Olduğuna göre 2 adet Berkey BWC EXCEL rüzgar türbini sipariş edildiği taktirde
sistemin kararlı biçimde elektrik enerjisi üretmesi sağlanır.Şebeke bağlantısı sayesinde
rüzgar olmadığı zamanlarda elektrik şebekeden çekilebilir ayrıca gereğinden fazla enerji
üretildiği zaman ise fazla enerji şebekeye aktarılarak hem ülke elektrik üretimine katkı
sağlanmış olur, hem de çekilen enerji faturaya yansıyacak olan miktarın sıfırlanması
51
7. SONUÇ
7.SONUÇ
Başta Almanya olmak üzere Danimarka,Hollanda,İspanya gibi belli başlı
Avrupa Birliği’ne üye ülkelerin temiz enerji kaynağı olan rüzgar enerjisinden daha fazla
faydalanılması maksadıyla yatırımlarını ve araştırma geliştirme faaliyetlerini
desteklemeleri ve rüzgar enerji santralarının da en çok bu ülkelerde tesis edildiği
görülmektedir.Rüzgar enerjisinin İngiltere,İrlanda ve Fransa gibi ülkelerde
desteklenmediği ve dolayısıyla da kurulu kapasitelerin diğer ülkelere göre daha düşük
olduğu gözlenmektedir.Ancak bütün ülkelerdeki uygulamalarda belirli bir enerji
politikasının varlığı dikkat çekmektedir.Benzer bir politikanın ülkemizde de
belirlenmesi ve devletin bütün kurumlarınca misyon olarak kabul edilerek
duyurulması,hem ekonomik faaliyetlerin daha sağlıklı yürümesi ve hem de gereksiz
zaman ve para kaybının önlenmesi bakımından hayati önem arz etmektedir.
Rüzgar enerjisi ülkemiz için önemli bir yenilenebilir enerji kaynağı olarak
değerlendirilmeyi beklemektedir.Bu konuda boşa geçirilen zaman,ülkemizin dışa
bağımlı enerji politikasını destekleyecektir.
KAYNAKLAR
• Rüzgar Enerjisi Sempozyumu, 5-7 Nisan,İzmir, Bildiriler Kitabı
• Yenilenebilir Enerji Kaynakları Sempozyumu,12-13 Ekim ,2001,Kayseri
• Yenilenebilir Enerji Kaynakları Sempozyumu,18-20 Ocak ,2001,İzmir
• EİE Rüzgar Elektrik Dönüşüm Sistemleri, Ankara – 2000
• Focus Dergisi 1998 (Sayı 6 )
• ‘Türkiye Enerji Sektöründe Karar Verme ve Rüzgar Enerjisinin Entegrasyonu’,
Dr T.S. Uyar, 1999
• Rüzgar Türbin sistemlerinin kontrolü (1992),E.İ.E.İ.,Rüzgar Enerjisi Elektrik
İşleri Etüt İdaresi Yayını,Ankara.
• Rüzgar Enerjisi Sistemleri,TÜBİTAK bilimsel ve Endüstriyel Araştırma
Uyar,T.S (1985),
• www.bergey.com
• www.windpower.org
• www.wec.ankara.edu.tr
• http://www.mmo.org.tr/izmir/bulten/2001_04/p11.htm
53