You are on page 1of 94

T.e.

FIRA T UMvERSiTESi SOSYAL BiLiMLER ENSTiTUSU SOSYOLOJi ANABiLiM DALI



~UNiJMl)ZDE ORTADOGU'DA TOPLUMSAL C;ATISMA

YONETEN

Prof. Dr. Mahmut ATAY

HAZIRLAYAN GokbenOZER

ELAZIG 2005

TC

Firat Universitesi Sosyal Bilimler Enstitiisii Sosyoloji Ana BiHm Dah

GiJNUMUZDE ORTADOGUDA TOPLUMSAL CAT~MA

Yiiksek Lisans Tezi

Bu tez 31/10/2005 tarihinde, asagrdaki jur! tarafindan oy birlig! ile kabul edilmistir,

Yrd. Do~. Dr. Orner AYTAC; (rye

Yrd. Do~. Dr. Mat OZDEMiR (rye

Yukanda ismi belirtilenjiiri iiyelerinin imzalan He tasdik olunur.

D~. Dr. Ahmet AKSIN Enstitii Miidiirii

ONSOZ

Ortadogu tarihi insanhk tarihi kadar eski olan bir bOlgedir. Bu nedenle pek cok medeniyete besiklik etmis, pek cok dinin ~tla§ kaynagr olmus, bircok devletin kuruldugu bir bolgedir. Tarih boyunca kiiltiir, din, dil, irk, gelenek vb. ozelliklerle birbirinden cok farkh insanlar burada yasarruslardir. Tarihsel toplumlarm bircogundan temsilciler hfrlfr Ortadogu'da kiiCiik azmhklar halinde de olsalar varhklanm siirdiirmektedirler.

Ortadogu, kiihiirel ve tarihi ozellik1erinin yanmda diinyanm merkezi denilebilecek bir yerde bulunmasr nedeniyle jeopolitik ve jeostratejik oneme de sahiptir. Bu ozelliklerinden dolayi bdlge her donem super gtlclerin ilgi odagr haline gelmistir, Bu ilgi aym zamanda bolge iizerindeki hakimiyet mucadelelerine de neden olmustur, Tarih boyunca diinya iizerinde soz sahibi olmak isteyen her ulus Ortadogu'ya yonelmis ve hOlge siirekli

rafya haline

in mucadele :. Hicbirimiz ilaylar boyle de dikkatini ~km.i§, konu ile ilgili bireok eser yaymlanrmsur. Ancak bOlgeyi sosyolojik acidan inceleyen eser pek fazla bulunmamaktadir. Bu cahsmas ile bolgede meydana gelen siddet olaylanm tarihi seyri icerisinde sosyolojik acidan degerlendirmek amaclannusnr.

Bu cahsmanm konu ve icerik olarak ortaya cikmasmda ve kaynaklarm tespit edilmesinde yardimlanm esirgemeyen damsmamm Prof. Dr. Mahmut AT A Y'a te§ekkiirii bir bore bilirim. Aynca elinden gelen her tiirlu yardmn esirgemeyen 6grt. Gor, Dr. Ugur KABASAKAL'a tesekkur ederim.

ELAZIG - 2005

GokbenOZER

II

6ZET

Yiiksek Lisans Tezi

Giiniimiizde Ortadoguda Toplumsal Cansma

Gokben OZER

Firat Universitesi Sosyal Bilimler Enstitiisii

ri nedeniyle bed bircok medeniyete dogu~ yeri olmasi nedeniyle kiiltiirel acidan da paha bicilmez bit degere sahiptir. Turn bu ozellikler Ortadogu cografyasmm tarihin her doneminde mercek altmda tutulmasma, yasamlan donemin biiyiik devletlerinin karsihkh miicadele alam olmasma ve boylece ardi arkasi kesilmeyen cansmalann yasanmasma neden olmustur,

Giiniimiize kadar devam eden ve hal§. bitmek bilmeyen bu savaslar bolgede huzur ve refah birakmamis, bolgenin sosyal, siyasal ve ekonomik yasammi fely etmistir, Ortadogu bolgesinde yasanan korkunc olaylar, diinya iizerinde hakimiyet kurmak isteyen gnclerin bu topraklan almadan isteklerinin gerceklesmeyecegini bilmelerinden kaynaklanmaktadir.

Anabtar Kelimeler: Ortadogu, Tarih, Catisma

III

ABSTRACT

Masters Thesis

Social Conflict in the Middle East Today

GokbenOZER

Firat University Institute of Social Sciences

cause of its e in terms of studying the Middle East geography carefully in the each period of history, become to big state in each period caused strugles in this area, and so become not to come to an end of clash.

This endless strugles which continues still today, haven't left tranquility and prosperity in this region, have caused a halt region's social; political and economic life. Terrible events which are lived in the Middle East region becomes from powers which want to prepare domination in this area knows that if they don't take this areas, their wishes won't materialize.

Key Words: Middle East, History, Conflict

IV

iCiNDEKiLER

- -

ONSOZ •••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••.•••••••••••••••••••••••••••••••• I

-

OZET ll

ABSTRACT m

.. .

ICINDEKILER •••••.••.••••••••.•••.•.••••••...••.•..•••••••.•••....••••••••.•••.••.••••••••.•••..••••••.••....•..•..•• IV

. .

1. GIRI~ •.••.••••••....•...••••••.•....•••....••.••.•........•••....•.••.•.••••••.....•••••••••...••..•.....••.•..••......•••• 1

2. KURAMSAL CERCEVE ••.•.....••••••••.••.••.••••••.••........••••••.•.•••.••••••••••.•...•..•••••...•..•••• 3

2.1. Ortadogu 'nun Tamnn •••••••........••••••...•.•.•••••••.•..•.•...•...............••••..•....•..••••••••• 3

2.2. Ortadogu'nun Yeri ve SIDlrlan ••••••••••••••.•••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••.•••••••• 4

2.3. Ortadogu Neden Onemli? 6

2.4. Ortadogu'nun Tarihine ili§kin Kisa Bir Ozet •••••••••••••••••••••••.•••••..•••••••••••••••• 9

, ••••••••••••• 12

, ••••••••••••• 12

, ...••••...•.• 13

, ••••••••••••• 16

, •••••••••.••• 17

3.1.4. Birinei Arap israil Sava~1 (1947-1949 Cansmasi) ••••••••••••••••••••••••••• 22

3.1.5. ikinci Arap-israil Savasr 24

3.1.6. iJ~iincii Arap-israil Sava~1 (Altl Gun Sava~1 - 1967) •••••••.••••••••••••••• 25

3.1.7. Dordiincii Arap - is rail Sava~1 (Yom Kipur Sava~l) 28

2.1.S. Camp David Ban, Antla~masl .....•••••••..•....••••••.••.•••••••••••••.••.•••••..••.. 31

3.1.9. I.Intifada 34

3.1.10. Madrid Konferansr •.•••••••••••.••••••••••••••••••••••••.••••••••••••••.••.•••••.••••.•...• 36

3.1.11. Oslo Giirii~meleri •••••••••••••••••••••••••••.•••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••• 37

3.1.12. ll. Camp David Antla$masl •••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••• 40

.

3.1.13. II. Intifada ••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••• 42

v

3.1.14. Filistin'e Yol Haritasr •.•••.......•......•...•.•....•...••••.•.....••...•.••.•....•••...... 47

3.2. Irak Sornnu •.•..•.•••..•..•••••.••••••••••.•...•.••.•..•.•.••••••••..••••.•••.•••••••••••••.......•••• ~ •••••. 49

3.2.1. Iran - Irak Savasi ••.•.••..........•••••.•••.•...••...••••••••.••••.••.•..•.••.•....•.•.•••.••.• 50

3.2.2. ABD'nin Irak'ia Savasi ...•........•......••.•.....•...•....•.........•...•....•..•.....•.• 54

3.2.2.1. Birinei Kiirfez Savas; ••••.••.•••••••••••••••••••••••••••••••••••••.•.•••••••....• 54

3.2.2.2. ikinci Korfez Savasi •••••••••••.•••••.••••.••.....•.••••••••••••••..••.•..•.••.... 59

4. BiTMEYEN BiLEK GURESi: ORTADOGU VE DIS GUCLER ....•...•.........•.. 65

4.1. ADD ve Ortadogu .•..•.•.•.•.•..••.•••••...•.•••.•••••...••.•••.•...•.•••••..•••••••.•••.•••••.•..••••...• 65

4.2. Sovyetler Birligi ve Ortadogu ..•....................................•.........•..•.......••..•...•• 68

••••.•...••••••...••.•.•.•.••••...•.••••.•.••••.••.••...••...•• ~ ....•• 70

••••••••••••••• 73

.••••••• , ••••.•• 79

•....••. ~ .....• 83

....•.•.•.•.... 87

1

1. GiRiS

Ortadogu sahip oldugu tarihi, kiiltiirel, ekonomik ve jeopolitik ozelikleri nedeniyle diinya iizerinde hakimiyet kurmak isteyen gaclerin ilgisini her zaman cekmistir. Bu ilgi, bolgede sayisiz savaslann yasanmasma sebep olmustur, Bolgede yasayan balk ~hga, savasa, kana, gozyasma, oliime kars; neredeyse b~tkhk kazanmisnr. Bu insanlara olilm korkusuyla bir seyler yapttrmak miimkiin degildir. Ciinkii onlar icin olilm olagan bir olay haline gelmistir. Burada yasayan insanlar her an oliim1e burun buruna bir hayatt siirdiiriirler.

Ortadogu ile ilgili okudugum kitaplarm birinin kapagl cok ilgimi cekti, Kapaktaki fotografta Irak'h bir ailenin drami sergileniyordu. Duvarm dibine oturmus bir kadm ve yanmda bulunan cocuklar yiirek1eripar~alarcasma aghyorlardL Biz bu goriintiilere ekranlardan ve gazete sayfalarmdan dolayi yabanci degiliz aslmda. Ama ll' bu iiziicii rvaslar? Bu lz ve yetim 'or? Biiyiik n bitmesini stiyorlar ki emellerinin

Ortadogu' dan gectigini biliyorlar.

Hazirladignmz cahsma Ortadogu bOlgesinde yasanan bu sidder olaylanm tarihi siire~ ieerisinde sosyolojik acidan degerlendirmeyi amaclamaktadir, Yasanan siddet olaylarmm toplumun sosyal yapismi nasil etkiledigi aciklanmaya ~ah§llm1§ttr. Boyle bir amacla ele alman cahsmarmzda kaynak taramasi yontemi kullamlmisnr. Tezimizde yer alan bilgiler, konu iizerine cahsma yapan ~§itli yazarlarm eserlerine dayarularak temellendirilmeye ya~llm1§tlf.

Cahsma dort bOliimden olusmaktadir. Birinci boliim, Kuramsal Cereeve adi altmda yer almakta ve Ortadogu bolgesi hakkmda genel bilgi vermektedir. Once bOlgenin tamnn yapilmakta, iizerinde gorii§ birligine vanlamayan snurlar konusuna deginilmekte, daba soma neden tUm diinyanm goziiniin bu bOlgede oldugunu anJamak

2

icin bolgenin onemi hakkmda bilgi verilmektedir. Bolumun sonunda ise Ortadogu'nun daha iyi anlasilabilmesi icin bolgenin tarihi hakkmda kisa bir bilgi yer almaktadir.

Ikinci bolumde Ortadogu'da hill§. varligim surduren siddet olaylanna acikhk getirilmeye cahsilmistir. Bolgenin en onemli meselelerinden biri olan lsrail-Filistin olaylan tarihi surec icerisinde aynnnli bir sekilde aktanlrmsnr. lsrail-Filistin sorununun nasil basladigi, bu ugurda yapilan sicak savaslar, savaslann acr sonuclan, bolgede uygulanan acrmasiz katliamlar, dtinyanm burada yasananlara duyarsiz kalmasi ... konulan incelenmistir, Bu bolumun ikinci kismmda, Ortadogu'nun diger catisma bolgesi Irak uzerinde durulmustur, lran-Irak Savasi ve ozellikle Korfez Savaslan anlatilrmstir .

Cahsmanm uyfulcu bolumunde, dl~ guclerin Ortadogu'ya ilgileri anlanlmaktadir, Bu dl~ guclerin bolge uzerindeki emelleri, emellerini gerceklestirmek icin neler

yapilan bir digi, kimler

~l, amacmm

3

2. KURAMSAL <;ER<;EVE

2.1. Ortadogu'nun Tanmu

Ortadogu'nun herkez tarafindan kabul edilen ortak bir tammmi yapmak kolay degildir, Ortadogu, tammi yapilan arasnrmamn konusuna ve yapilma amacma gore degisiklik gostermektedir, Siyasetciler, gazeteciler, cografyacilar, tarihciler ve bu konu iizerinde cahsan diger arastirmacilar Ortadogu'yu farkh sekilde tammlamaktadrrlar. Bu sebeple Ortadogu bolgesinin cesitli tanImlanndan soz etmek mumkundur.

"Bu kavram bize, bir zamanlar gnnesin batmadigi imparatorluk diye tammlanan Ingiliz somurgecilik dcneminden miras kalmis bir isimdir. ingilizler dunya capmda bir imparatorluk kurduklan icin kurduklan imparatorlugun ortasmm bir miktar dogusunda kalan bolgeye Ortadogu ya da Yakm Dogu diye ifade etmisler" (Candar, 1984: 34).

p.1"lm:afi kavram

l bir aynm

ilamaktadir: .~ devletler; catrsmalann

Cesitli uygarhklann boy attigi, cesitli ldiltiirlerin kaynastigr, Dogu ve Batl, Kuzey ve Guney, gelismis ve az gelismis uluslarm az/cok bulustugu, fakat catismalann ve uyusmazhklann sOrdiigii bolge Ortadogu'dur,

Din, dil ve irk gibi farkhhklan ileri surerek surekli insanlarm kirdmldigr, asil amacm zengin maden ve petrol yataklanna sahip olmaktan baska anlam tasimadigi bolge Ortadogu'dur" (Kocaoglu, 1995: 5).

"Ortadogu kavrami iizerine genis bir eahsma yapan Davison bu kavramla ilgili olarak gecen asnn sonundan giiniimiize kadar yapilan tammlan inceledikten soma Ortadogu'yu islam dini etrafmda olusan jeopolitik bir birim olarak tammlarmstir" (Davutoglu, 2003: 132).

4

2.2. Ortadogu'nun Yeri ve Snnrlarr

En basit tabiriyle snur, devletleri birbirinden ayiran cizgilerdir. Ancak bu cizgilerin bircok gorevi ve fonksiyonu sOz konusudur.

"Smirlann bulunduklan yer ve iistlendikleri fonksiyonlar bu smirlarla aynlmis oIan insanlarm hayanm etkiler. Giiniimiizde simrlar olmaksmiz sosyal, siyasal ve ekonomik hayan diizenlemek neredeyse imkansizdrr. Giiniimiizde smirlar sadeee haritalardaki cizgiler, bir egemenligin veya siyasi otoritenin bitip digerinin basladigi, siyasi hayatm sorunsuz unsurlan degildirler; onlar siyasi hayatm anlasilmasmda, merkezi oneme sahiptirler.

Bir devletin topraklanm kesin bir cizgi ile smirlamak fikri, milliyetciligin ve buna bagh olarak da ulus-devlet anlayismm gelismesiyle baglannh olarak ortaya

fikirler dogmus ve

Iar, Dogal a da nehrin lan cizilen dugu gibi.

sOmiirgeci gucler tarafindan masa basmda eetvelle kalemle cizilen yapay snnrlara bOliindii. Bolgenin geleneginde ve toplumsal dokusunda bulunmayan ve buna hie hazir olunmayan bir milli devlet anlayisi empoze edilmek istendi. Bu sun'i bOliinme, sun'i oldugu icin bolge biinyesine tersti. Yani saghkh, akh basmda bir insanm iizerine deli gomleg! gecirmeye benziyordu" (Candar, 1984: 43).

Ortadogu bolgesi, somiirgeei gucler tarafindan snnrlara aynhrken bolgenin sosyal, siyasal ve co graft yapisi goz oniine almmadi. Yuzyillardir birlikte yasayan insanlarm arasma dikenli teller gecirilerek bunlara smir denildi. Aym dili konusan, aym dine inanan, aym tarihi gecmise sahip oIan bolge insanlan bir anda dl~ guclerin cahsmalan sonucu birbirlerinden aynldilar. Bu nedenle "Qrtaciogu'da, smirlar son derece koru oriilm~ bir duvan andmnaktadir, Bu koru orU1mii§ duvardan herhangi bir ~1 oynatmanm duvan yikmak an1amma gelebilecegini bilen ve yikilan bir duvarm altmda

kalmak istemeyen uluslararasi aktorler degisik taslan es zamanh bir sekilde oynatarak duvan ytkmadan yeni bir sekil vermeye cahsmaktadir" (Davutoglu, 2003: 323).

"Birinci Diinya Savasi'ndan Ikinci Diinya Savasma kadar siiren simr cizme eylemi, Banhlarm bolgedeki cikarlan dogrultusunda yonlendirilmistir. Bolge insamnm hicbir talebi goz oniine ahnmamisnr. lste bu sebepledir ki, bugiin Ortadogu iilkelerinin birbirleriyle onemli smir sorunlan bulunmaktadir'{Ozey, 1997: 290).

Bolge smirlan icerisine giren iilkeler konusunda arasnrmacilar arasmda go~ birligi oldugu sOylenemez. Ornegln bazi arastmnacilar, Tiirkiye'yi Ortadogu simrlan icinde gosterirken, bazilan farkh bir tutum sergilemektedir.

"Amerikah arasnrmacilar ve uzman]ar Ortadogu'yu, banda Fas, doguda Cin ve Hindistan, kuzeyde Sibirya ve Katkaslar, giineyde ise Biiyiik Sabra C;oUi ile cevrelenen eguumnneemer ABD'liler Tiirkiye'yi NATO )03: 134).

rerimli hila] m, Iran'r ve a Hindistan lir" (Parlar,

"En dar bakis acis; ile, Ortadogu Tiirkiye, iran ve Misir iiygeni ve bu iiygen ieinde kalan iUkeleri kapsar. En genis bakis acisma gore ise, bu devletleri ve onlara komsu olan cevre Miisliiman iilkeleri yani Kuzey Afrika, Sudan, Somali ve Afganistan'i icerir, Bilim adamlan arasmda iizerinde en cok anlasmaya vanlan tamm Arap devletlerine, Tiirkiye, iran ve israil'in eklenmesiyle elde edilen bOlgedir" (Ersin, 2003: 18).

Bir diger kaynakta Ortadogu'nun cografi smirlan su sekilde belirtilmistir:

"a) Geni§ tamm; Tiirkiye, Mganistan, Suriye, Liibnan cizgisinden baslayip Kuzey Afrika devletlerini de kapsayarak Uzakdogu smmna dayanan ve Arap y anmadasi'ru icine alan bolgedir.

b) Dar tamm; Kuzey Afrika iilkeleri, Tiirkiye, Mganistan, lran'r ieine almayan ve sadece on iki Arap iilkesini (Bahreyn, Irak, Urdiin, Kuveyt, Liibnan, Oman, Katar,

6

Suudi Arabistan, Suriye, Birlesik Arap Emirlikleri, Yemen, Filistin ve Misir) ve israil'i esas alan bolgedir." (Dedeoglu, 2002: 1)

Ortadogu Bolgesi'nin smirlan konusunda gorii~ birligine vanlamamasmm sebebi diger Illkelerin bOlgeye bakrs acilanndaki farkhhklardir.

2.3. Ortadogu Neden OnemO?

"Bugiin Ortadogu olarak isimlendirilen bolge, tarihin baslangic noktasi sayilan yazmm bulunmasmdan bu yana bir yandan insanoglunun meydana getirdigi medeniyetlerin besigi olmus, diger taraftan dUnyarun diger bolgelerinde gelisen medeniyetlerin yaydmasmda kavsak noktasi teskil etmistir. Bdlgenin dUnya ulasimmdaki onemi Dogu ile Batt arasmda sadece ticari mallarm degil, aym zamanda killtiirlerin, inanclann ve medeniyetlerin transferlerinin de bu bolge icinde

ik olursa - ilge haline

nedeniyle l§ merkezi buyUk bir bOliimiinii icinde banndirmasiyla da ekonomik, oneme sahiptir. Bu onemli ozellikleri nedeniyle Ortadogu sayisiz savaslara sabne olmustur.

"Ortadogu diinyanm en onemli jeopolitik noktasidir. Bu anlamda, diinyadaki uluslararasi miicadelelerde herhangi bir gU~, ya da gU~ler ittifakt, diger guce ya da gfi~ler ittifakma kar§l ustiinliik saglamak zorunda ise 0 zaman Ortadogu'yu kontrol altmda bulundurmak zorundadir, viinkii Ortadogu birkac kapiyi birden acan bir anahtar yani bir maymuncuk islevindedir" (Candar, 1984: 37).

"15. yiizytlda deniz yollarmm buhmmasiyla, bOlgenin kitalararasr ulasimdaki azalan onemi, 19. yilzyilm ikinci yansmda Siivey§ Kanah'nm aeilmasi ile yeniden eski durumuna gelmistir. Diinyanm en onemli su yollan olan Tiirk bogazlan, Siivey§ Kanah, Kizil Deniz, Bab-el Mendep Bogazi, Hiirmiiz BOg8Z1 ve Basra Korfezi Ortadogu'dadir" (Dedeoghi, 2002: 2-3).

7

Ortadogu'yu diger bolgelerden daha onemli kilan temel ozelliklerden biri de sahip oldugu buyuk tarihin getirdigi kulturel ozelllklerdlr. Bolge cografi konumu nedeniyle ticari mallann yam sira kultnrlerin, dinlerin ve medeniyetlerin de alisveris yapngi bir alandir. Ortadogu'ya ticari amacla gelen insanlar bolgenin essiz kulturunden etkilenmekle birlikte bolge halkuu da etkilemislerdir.

"Ortadogu, tarih boyunca kulturlerin bulusma yeri olmus, bu sayede muazzam bir knltnrel birikimin olustugu yeryuzunun en carpici noktasi olma ozelligini kazanrmstir. lnsanhgm en dayamkli ideolojileri sayilan buyuk dinlerin besiginin Ortadogu olmasi, bu nedenle, bir rastlanti degildir, Tek Tannci buyuk dinler, insanligm kulturel harcmm kanlmasmda, tarih boyunca uluslararasi siyasetin yonlendirilmesi ve bicimlenmesinde basrolu oynayan Musevilik, Hiristiyanhk ve Muslumanhk Ortadogu kokenlidir.Bolgenin bu ozelligi, kendisine diinyanm en onemli ideoloji deposu olma

ve belki de

r. "Bolgenin

.0. yuzyilda ia gelmistir.

.azanmis ve cogunlukla dis politikamn belirlenmesinde etkili olmustur ..... Ortadogu petro Iii Avrupa ile Asya'nm enerji ihtiyaclannm biiyiik bolumtmtt karsrlamaktadir'TDedeoglu, 2002: 4).

"Basra Korfezi diinya petrol kaynaklannm yuzde 60'ma sahiptir. iran dunyadaki dogal gaz rezervlerinin ytlzde 15'ine sahip olarak dtmyada birinci, petrol rezervi bakimmdan altmci siradadir. Irak dnnya petrol rezervlerinin yuzde 12'sine sahip olarak dnnyada ikinci sirada iken, Suudi Arabistan yuzde 25'lik pay ile dunyanm en cok petrole sahip ulkesidir. Kuveyt diinya petrol rezervlerinin yuzde IO'una, Birlesik Arap Emirlik1eri de 98 milyar varil He yine rezervlerin yuzde 10'una sahiptir" (Arvasi ve Ozsalgir, 2003: 37-38).

Ortadogu'nun ekonomik olarak en onemli ozelligi petrol olarak gosteriliyor.

Bugun icin bu yargi dogru olabilir ancak, uzun bir gecmise sahip olan bolgeyi tarih icinde ekonomik anlamda sadece petrol ile degerlendirmek dogru degildir, "Biitiin

8

buyuk medeniyet havzalanmn dogdugu ihman iklim kusagmm merkezinde bulunan bolge, antik donemden bugune tanm potarisiyeli ve ticaret aktarun hath olmak bakimmdan bash basma bttyuk bir onem tasmusnr. Mezopotamya ve Nil havzalanmn tarim toplumunun gelisiminde oynadigi rol, Ortadogu'yu 901 ve kurakhkla ozdeslestiren modem donem yaklasimnu onemli 0l9ude tekzip etmektedir. Suyun bir dogal kaynak olarak Ortadogu' da tasidrgr onemin anlasilmasi buyuk tanm medeniyetlerinin dogdugu bu havzanm ekonomik tarihi cercevesinde anlasilabilir" (Davutoglu, 2003: 332).

"Ortadogu cografyasi petrol konusunda oldugu gibi su konusunda comert davranmarmstir. Bazi bolgeler baric cografyanm buyuk cogunlugunda su sorunu vardir. Bu nedenle su kaynaklan ekonomik ve stratejik bir koz olarak algilamrken her gecen gun azalan su miktan ve artan nufus goz onnne almdigmda politikalan daha fazla etkileme ve hatta savas nedeni olma potansiyeline sahiptir. Ortadogu'da su kaynaklan sulanndan

l gecmesi,

gu'dan

kontrol edilebilmesi,

Uy krtayi birlestiren hava yollanmn uzerinde bulunmasi,

En onemli stratejik hammadde olan DOOya petrol rezervlerinin 2/3 '00 Ortadogu'da olmasi,

Petrol ve dogalgaz akismm en kisa yollardan born hatlan ile bu bolgeden saglanmasi,

Tarihin en onemli ve zengin kUltfu hazinelerine sahip olmasi ve turizm acismdan buyuk onem tasimasi ve

Tek tannh Uy onemli dinin bu bolgede cikip yayilmasi ve merkezlerinin burada bulunmasidir'{Kocaoglu, 1995: 174-175).

9

2.4. Ortadogu'nun Tarihine ili~kin Krsa Bir Qzet

Ortadogu, diinyanm en eski yerlesim bOlgelerinden biridir. Tarihin ilk caglarmdan beri bolge de bircok devIet kurulmus, bircok medeniyet dogmustur.

"Yazmm M.O. 4. binde bulunmasiyla ortaya cikan yazih tarihe gore, Dicle, Firat ve Nil nehirlerinin yataklanm esas alan bOlgeye ardi ardma bircok uygarhk gelerek yerlesmistir. Siimerler, Hititliler, Babilliler, Asurlular ve PersIer, Mezopotamya'da ve AnadoIu'da merkezlesmisler, topraklarmm dogusuna ve bansma yayilan imparatorluklar kurmuslardir, Akdeniz'in dogu kiyismda yasayan Fenikeliler tum Akdeniz kiyilannda koloniler kurmus, ingiltere, Hindistan ve Ban Afrika ile ticaret gelistirmislerdir, Misirhlar ise, M.O. 4. binden itibaren kurduklan uygarhgi eski ve yeni imparatorluklar doneminde gelistlrmislerdir" (Dedeoglu, 2002: 7).

kolonilestiren ve oraya kendi birlesmeye

vadilerinde i neticede ilerin eline u'da, Pers Imparatorlugu kahci izier birakn. imparatorluk teknikierine yapnklan katlalarla PersIer, kendilerinden sonraki bllyilk deviet geleneklerinin olusurnunda derin izier yaratnuslardir. Pers Krah Kyrus, kisa siirede hemen tUm Ortadogu'yu egemenligi altma almisnr" (Parlar, 2002: 23). "Persler "bereketli Hilal" denilen bOlgeyi tUm KUyiik Asya'yi kontrolleri altma alnus, Yunanistan'i fethetmelerine ramak kalmis, Pers Krall Kserkses'in donanmasi M.O. 479 yihnda Salamis'de yenilgiye ugraymca bu girisim son bulmustur, Buna karsihk Makedonyah iskender de Kii~iik Asya'yi (Anadolu'yu) M.O. 334 fethetmis, Misir"; ve lran'r ele gecirip yo luna devam etmis, dogu diinyasnn indus Irmagma ve Guney Asya'nm smmni olusturan daglara kadar almisnr. iskender'in oliimiinden soma komutanlarmm kurdugu Suriye, Yunanistan ve Misir'da merkezlenmis ~ buyiik imparatorluk, Ortadogu'ya yiizytllarca egemen olmustur" (McGhee, 1992: 25).

10

"M.O. ilk yi.izyll icinde Romahlar kendi yonetlmlerini Ortadogu'ya yayrms ve lran'a kadar uzanrmslardir. M.O. 63'te Roma Imparatorlugu'nun egemenligi altma giren Kudiis, Helenistik diinyamn biiyiik bir metropoliine donii~mii~. Aneak, Roma egemenligiyle Yahudi kavmiyetciligi arasmdaki gerginlik hie azalmamis cok tannh bir dini temsil eden Romah hiikiimdarlara bagrmh olmanm dogurdugu rahatsizhk, Yahudi kavminin uzun yiizyIllardan beri bekledigi "mesih" arayrsiyla birlesince birinei yiizytl baslannda Kudiis merkezli Yahuda Eyaleti Roma lmparatorlugu'nun en kansik ve en huzursuz bolgesi olmustur. Huzursuzlugun doruga cikmasi sonueu M.S. 66'da ortaya cikan ayaklanma gUyliikle bastmlmis ve Romahlar aneak M.S. 70'te Kudtis'u ele gecirmeyi basarmislar, kentin tamarmm yerle bir ederek, Yahudi dininin merkezi olarak kabul edilen Kudiis Tapmagt'm da Batt Duvan (Aglama Duvan) haric yikrmslardir" (Dedeoglu, 2002: 8).

.: ve gUylii

atildilar, 1 topraklar am bilimi, 992: 26).

i~, Doguda Dogudaki uzantisi, Htristiyan diinyasmm merkezi Bizans'ti. Bizans ve Sasaniler de, tipki bugiiniin devleri gibi Ortadogu cografyasr iizerinde birbirlerini kollannslardir.Her iki biiyiik giieu ala~l ederek yepyeni, bir tarih ylgm aym1~ olan islamiyet'in de kaynagi bu bOlgedir. islamiyet, burada dogmus Sasani Imparatorlugunu yikarak Asya iclerine buradan sarkmistir" (Ersin, 2003: 20).

"Asya'mn ortasmdaki yerlerden gOyler yaparak kopup gelen Orta Asya kavimlerinin medeniyetleri, Ortadogu tarihine oldukca gee bir donemde dahil olmuslar ve etklleri ilk olarak 9. yiizyllda baslanusnr. Seleuklu Tiirk1erinin 1071 yilmdan itibaren Anadolu'yu ele gecirmeye baslamasiyla birlikte, Anadolu giderek Tiirk egemenligi altma girmis ve en nihayet Osmanh Tiirkleri 13. yiizylldan itibaren seslerini duyurmaya baslannslardir. Bu arada Ortadogu, 11-13. yUzylllar arasmda 8 hach seferine sabne olmustur. 16. yiizydda Osmanh Imparatorlugu banda Fas'tan doguda Karadeniz'e ve

11

iran smmna, kuzeyde Tuna Nehri ve Balkanlardan gttneyde Sabra Galli ve Mistr'a kadar uzanrmstir" (Dedeoglu, 2002: 9).

Ortadogu 16. yy'rn baslanndan 20. yy'm baslanna kadar 400 yil boyunca Osmanh lmparatorlugu'nun yonetiminde huzurlu ve sakin bir donem yasarmstir. Osmanh lmparatorlugu'nun Ortadogudan zorunlu olarak cekilmesinden soma bolge hicbir devirde sakin bir siyasi zemine oturmarmstir.tkaraaslan, 1998: 43)

Buttm dunyayi etkileyen Birinci Dunya Savasi Ortadogu'nun da kaderini belirledi. Ozellikle Almanya yanmda savasa giren Osmanh Devleti'ne karst ingilizler ve Fransizlar tarafmdan kiskirtilan Araplar, yanetimlerialtmdayken huzurlu bir hayat yasadiklan Osmanh lmparatorlugu'nu sirtmdan vurarak kendi kaderlerini kendileri belirlediler.

re Fransa 7 rdir, "Uzun l etmek icin in hakkI"ru endi serbest .slerdir." Bu tarafmdan bagimsizhklanmn kabul edildigi yonunde yorumlannusti. Onlar icin Birinci Dunya Savasi artik bir bagimsizhk savasi niteligine burtmmustt; (Dedeoglu, 2002: 16-17).

"Araplar bagimsizhk savasi yaptiklanni samyorlarsa cok sasiracaklardi.

Bildigimiz gibi, ihtilaf Devletleri Turkiye'nin yenilgisi halinde Osmanli topraklannm aralarmda nasil paylasilacagi konusunda gizli bir anlasmaya varrmslardi. istanbul Rus'lara verilirken Arap topraklannm en gozde parcalan, diger iki galip olan ingiltere ve Fransa arasmda paylasrlacakn. Anlasmada "bagimsiz bir Arap Devleti ya da bir Arap Devletleri Konfederasyonu" kurulmasmdan pek kapah bir sekilde soz edilmekteydi. Bunun kesin olarak ne bicim alacagi, lngiliz ve Fransiz etki alanlarma bolfulup bolunmeyecegini belirtmis degildi." (Hopkirk, 1995: 287-288)

Osmanh Devleti'nin Birinci Dtmya Savasi'nda yenilmesinden soma savasm galipleri ingiltere ve Fransa Ortadogu'yu kendi aralarmda paylasarak aldiklan bolgeleri

12

manda haline getirip kolonilestirmislerdir, "Birinci Diinya Savasi'ndan once Fransa'mn Fas, Tunus, Cezayir ve ingiltere'nin Misir'r egemenlik1eri altma almasiyla baslayan Ortadogu'nun kolonilestirilme faaliyetleri bu savastan sonra bOlgenin biiyiik usmma yayilrmsnr" (Arvasi ve Erkan, 2003: 344).

Birinci Diinya Savasi sonunda alman toprak1arm paylasimmda yasanan sorunlar ikinci bir savasm cikmasma neden oldu. Ancak bu savasm ingiltere ve Fransa'mn istegi dogrultusunda sonuclandigi soylenemez. "Ikinci Diinya Savasr sonrasmda, bir onceki uluslararast sistemin biiyiik gucleri bu ozelliklerini yitirmis ve dolayisiyla Ortadogu'daki etkileri de giderek azalmaya yiiz tutmustur. Bu bOlgedeki Avrupa'h gii~lerin yerini de, diinyamn diger bOlgelerinde oldugu gibi Amerika Birlesik Devletleri ve Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birligi almaya baslamisnr, Soz konusu konjonktiirde, her ne kadar Amerika Birlesik Devletleri ve Sovyetler Birligi uluslararasr "-'-"-1e Avrupa

~iiriilemez"

::: elbette ki

- -.,-

icin kisaca ye cahsnk,

_ ........ u tarihi

gerceklere tekrar deginilecektir.

3. ORTADOGU: CATISMA ALANI

Ortadogu'nun tarihi surec icerisinde pek cok savasa tanikhk ettigini daha once de soylemistik, Bolgedeki savaslar giiniimiizde de varhgmi siirdiirmektedir. israilFilistin olaylan ve Irak'ta yasananlar hicbirimizin yabanci olmadigr konulardir. Diinya kamuoyu her ne kadar bu olaylan ortbas etmeye cahssada yasananlar gecmiste oldugu gibi bugiin de Ortadogu'da savaslann ve oliimlerin bitmediginin kamn ve gozy~mm durmadigmm bir gostergesidir.

13

3.1. israil- Filistin Olaylan

Bolgede yasanan savaslardan en uzun sureli ve en kanh olam, son gUnlerde onemli bir gelisme kaydeden israil Filistin olaylandir. Filistin ve israil Devleti arasmdaki bitmek bilmeyen bu savaslann gecmisi ynzyillar oncesine dayanmaktadir. Bu nedenle yapilan savaslann daha iyi anlasilabilmesi icin her iki toplumun ve savastiklan bolgenin tarihi hakkmda bilgi sahibi olmamiz iyi olacaktir.

3.1.1. Yahudilerin Tarihi ve Filistin'e Geli~leri

"Dogu Akdeniz'in bilinen tarihi takriben MO 3000 yillanna rastlamakla beraber arkeolojik kazilar buralarda birkac on bin yil daha eski tarihlere ait oldugu anlasilan insan kalmtilanna ve medeniyet izlerine raslamisnr. Yine tespitlere gore, Arap yanmadasmda gorulen bir kurakhk nedeniyle oralarda yasayan Sami irkmdan insanlar bugunkn Irak ve Suriye yonunde Kuzey'e, Bari'da Sina ve Nil Havzasi yonunde gOy de Filistin'e

"Y aradihs" ektedir. Hz. ak isimli iki . Ishak lse lsrailogullan'mn soy kokudnr. Anlatilanlardan da anlasilacagi gibi Araplar ve Yahudiler ashnda akrabadirlar.

"Tevrat'a gore Hz. Ibrahim Babil'in (Sumer) Ur sebrinde (simdiki Gooey Irak'ta) dogmus ve ailesi ile beraber (Tiirkiye'deki) Haran'a gelmistir, 70 yasmda iken Tann buyruguna ermistir. Buna gore Tann, Hz. lbrahim'e Haran'r terk ederek gosterdigi yere gitmesini, orada kendisine buyuk bir millet olacak bir soy verecegini soylemis ve 0 da bu buyrukla yola eikip M.O. 1900 yillannda Canaan'a (Filistin'e) vasil olmustur,

Tann, Hz. lbrahim'e Kenaniler illkesine geldiginde bu defa da kendisine ve soyuna verecegi illkenin geldigi bu yer oldugunu soylemistir" (Topur, 2004: 149-150).

Hz. Ibrahim, oglu Hz. Ishak ve torunu Hz. Yakup "Uy Soyatasi" olarak kabul edilir. Hz. Yakup Tann'rnn emri ile israil admi almisnr. ibraniler de Hz. Yakup'un

14

admdan dolayi artik lsrailogullan olarak adlandmlmaktadir, "Yakub'un yasammm son donemlerinde Kenan'da bas gosteren kitlik, lsrailogullan'ru Misir'a gOy etmek zorunda birakti. to. 13. yuzyilda Firavun II. Ramses onlan baski altma ahp kolelestirene kadar, burada rahatca yasadilar, Soyatalanrun Tann'si (Yahve) tarafmdan lsrailogullan'rn ozgtlrliigiine kavusturmakla gorevlendirildigine inamlan Hz. Musa onlan Mrsir'dan cikardi, Musa onculttgnnde Kizildeniz'i gecen lsrailogullan Sina Dagi'na ulasti" (Temel Britannica, 1993, C. 19: 72). Sina Dagi'nda Hz. Musa'ya Tanndan On Emir gonderildi. Yani Musevilik dini dogdu.

lsrailogullanm Sina Dagma getiren Hz. Musa daha soma onlan Kenaneli'nin smmna kadar getirdi. "Yahudilere gore orasi Tann tarafmdan kendilerine "V aadedilmis Toprak" idi. Kenaneli'ne girip bu topraklan isgal edeceklerdi. Ama israil Ogullan cesaretlerini kaybettiler. C;iinkii Kenaneli'nde oturanlann cok kuvvetli ve cok iyi ----la Tann'ya

DIana kadar

1 ibrahim'e .irdi. Kenan listinliler'le Filistin'in

lsrailogullan tarafmdan ilk isgali gerceklesti,

Filistinlilerle yapilan savaslar, lsrailogullan'nm birlesik bir kralhk kurmasma neden oldu."Saul y. 1020'de ilk israil krah oldu, Onu izleyen Hz. Davud y. 990'da Filistinlileri yok etti. Mistr't ornek alarak ulke icinde kararh bir yonetim kurdu. Hz. Suleyman doneminde (to. 10. yy. ortalan) ulkenin ekonomik yasami olaganustu bir basanyla orgutlendi, Ama Hz. Suleyman, Hz. Davud'un ele gecirdigi genis topraklar uzerinde denetimi luzla yitirdi" (Ana Britannia, 1990, C. 8: 582).

"Siileyman'dan soma M:O. 931 yihnda Kuzey Kabilelerinin ayaklanmalan sonucunda Birlesik israil Kralhgi; Kuzey'de Baskent Nablus'ta israil, Guneyde Judah (Yahudah) olmak uzere iki kralhk seklinde devam etmistir ..... Kuzeydeki israil Kralhgi yaklasik iki asrr devam ettikten soma M.O. 722 yilmda Asurlular tarafmdan yikilnus, lsrailogulan buradan surulerek yerlerine Asurlular yerlestirilmistir" (Topur, 2004: 151).

15

"Asurlulara harac odeyerek varhgmi koruyan giineydeki Yahuda, Yosiya'mn kralhgi doneminde rto. y. 640 - y. 609) yeniden guclendi, birlesik kralhgm eski topraklanmn buynk bolurnu geri almdi, Bu arada hizla gU9 yitiren Asurlularm baskenti Ninive i.O. 612'de Medlerin yikimma ugradi. Ardmdan Filistin'deki yerel hanedanlar teker teker Babillilerce yikildi. La. 587'de Kudus'un yerle bir edilmesiyle Yahuda Kralhgi da son buldu, topraklan neredeyse btrtunuyle bosaldi" (AnaBritannica,1990, C.8: 582).

"Yahudiler, Babil'de uzun yillar tutsak hayan yasadilar, Peygamber Ezekiyel bir giin yeniden ana vatanlanna doneceklerini soyleyerek Yahudilere cesaret veriyordu. Milattan Once 538 tarihinde (Babil'i ele geciren) Pers Imparatoru Keyhusrev Yahudilerin yeniden Kudns'e gitmelerine ve tapmaklanm kunnalarma izin verdi" (Moran, Tarihsiz: 82). Zamanla, bu bolgede onemli bir hakimiyet kuran Persler gU9 _1 - --" -1 ordulanna

lazze'yi ele mrada fazla :agl Misir' a iotamya'run oldukten sonra, imparatorlugun topraklan generalleri arasmda bolu~Uldu. Bu bolu~Um esnasmda yasanan siyasi bosluk Partlar tarafmdan dolduruldu. Zamanla tarih sahnesinden silinen Partlar'm yerini MO.l. yy'dan itibaren Romahlar aldr, Artik Yahudiler Romahlann hakimiyeti altmdaydi. Yahudiler Romahlar'm hakimiyeti altmdayken bagimsizhk mucadelelerine giristilersede basanh olamadilar (Turan, 2003: 44-45).

Smrlan 90k genis bir alanda kurulan Roma lmparatorlugu, gucunu yitirmeye baslaymca Ban Roma lmparatorlugu ve Dogu Roma lmparatorlugu oimak uzere ikiye aynldi. "Anadolu, Surlye ve Misir'm icinde bulundugu cografya Bizans olarak bilinen Dogu Roma lmparatorluguna baglamr. iran'da ise 3. yuzyilda kurulan ve en parlak donemini I. Kisra devrinde yasayan Sasani lmparatorlugu hukum snrmektedir. islamiyet'in dogusuna kadar olan donemde bolge bu iki gU9 arasmdaki hakimiyet mucadelesine sahne olur" (Turan, 2003: 46).

16

Yahudiler Filistin'i isgal ederken bu topraklann aslmda kendilerine ait oldugunu iddia ettiler. Tann tarafindan onIara verilen bu topraklardan, tarih icerisinde yasanan talihsizlikler sonucu kopanlchklanru scylediler. Ama tum bu anlatilanlar gostermektedir ki Filistin bolgesinin gercek sahibi Kenanhlar'dir. Kisaca soylemek gerekirse .ttlm bunlan anlatmannzm sebebi, israil Devleti'nin kurulmasmda temel teskil eden Siyonizm dusuncesinin dogru olmadigmi kamtlamaktrr.

3.1.2. Miisliiman Filistin

"Filistin tarihindeki en buyuk donttm noktasi, 637 yilmda bolgenin islam ordulan tarafmdan fethedilmesiydi. Bu fetih, asirlardir savaslara, surgunlere, yagma ve katliamlara sahne olan, farkh inanclar arasmda sik sik el degistiren ve degistirdikce de yeni vahsetler yasayan Filistin'e bans ve huzurun yerlesmesi anlamma geliyordu. islam'm hakimiyeti Filistin'de farkh inanclann bir arada bans icinde yasayabilecegi bir

nde oldugu rir gUy girdi ~malad1. Bu

ile birlesen

",",,~,,~~,n. Hach Seferlerini baslattilar. "Uzun ve yipratici bir seferden ve Muslumanlara karsi gerceklestirdikleri pek cok yagma ve katliamdan soma 1099 yilmda gercekten de Kudus'e vardilar. Yaklasik 5 hafta suren uzun bir kusatmamn ardmdan sehir du~tii ve Hachlar kente girdiler. Ve dunya tarihinde esine az rastlamr bir vahset gerceklestirdiler, Sehirdeki tum Mnslumanlan ve Yahudileri kihctan gecirdiler" (Akcay, 2003: 37).

"1099'da Kudus'u ele geciren Hachlar 1l00'de burada bir Latin Kralhgi kurdularsa da kisa omurltl olan bu kralhga 1187' de Eyyubiler son verince, Filistin yeniden Musluman egemenligine girdi. Filistin 1516' da Yavuz Sultan Selim tarafmdan Osmanh topraklanna katildi" (Temel Britannica, 1993, C.6: 299). "Filistin, Osmanh idaresine gecmeden once Memlttklu Devleti'nin idaresinde bulunuyordu. Burada Yahudilerin sayisi birkac bindi. Memluklu idaresinden memnun olmayan Yahudiler Osmanh yonetimini sevincle karsilamislardi. "Filistin'de Osmanh yoneticileri,

17

Yahudiler' e hosgoruyle bakmalanmn yamnda, yardimseverlik davramslannda da bulundular. Yavuz Sultan Selim'in Suriye ve Filistin'i fethi, ulkenin tarihinde yeni bir devrin baslangici oldu" (Ersin, 2003: 73-74).

"Osmanh donemi, Ortadogu topraklanna huzur, bolluk ve refah getirmis, her ii<; dinin merkezi konumundaki Kudus, tarih boyunca en uzun istikrar donemini Osmanhlar zamamnda yasamistrr. HIristiyanlar, Yahudiler ve Muslumanlar tum mezhepleri ile birlikte, kendi inanclan dogrultusunda, diledikleri gibi ibadetlerini yerine getirmisler, kendi orf ve adetlerini yasanuslardi. Bunun nedeni de Osmanli'nm ele gecirdigi bolgelere nizam, adalet, bans, refah ve hosgoru gotnrmeyi ilahi bir gorev sayan bir anlayisla yonetilmesidir" (Alway, 2003: 45).

Osmanh Devleti I. Dnnya Savasi'mda yenilince, topraklan savasm galibi ulkeler tarafmdan paylasildi. Ortadogu bolgesi de bu topraklar icerisindeydi.ltilaf'Devlctlcri'nin idar uzanan

spanya'dan, bir bolumu udiler ancak 18. ve 19. ytizyillarda ortacagm baskici kisrtlamalanndan yavas yavas kurtularak esit yurttashk haklanna kavustular. Ama bu gelismeler milyonlarca Yahudi'nin yasadrgi Rusya'da gerceklesmedi, 1880'den baslayarak buradaki Yahudiler pogrom (kiyim) denen kitle saldmlanna hedef oldular" (Temel Britannica, 1993, C. 19: 75).

"19. asrm sonlannda Rusya ve Fransa'da yayilmaya baslayan Yahudi aleyhtarhgi, Yahudilerin can guvenliginin ancak bir Yahudi devleti kurulmasi ile saglanabilecegi fikrini ortaya cikarmistir, 19. asrm baslannda Moses Hess, Leon Pinsker ve Theodor Hertz, atalannm yurdu Zion'da bir israil devletinin kurulmasi idealini, bir siyasi hareket haline getirdiler; boylece Yahudi devleti kurma ideali, Siyonizm olarak tammlandi" (Pehlivanoglu, 2004: 219).

"Herzl 1895'te, son asamada bagimsiz bir ulusal Yahudi devleti yaratma dusuncesiyle lngiltere desteginde Yahudilerce Arjantin veya Filistin'de koloni kurulmasi gorti~iinii savunan ve Der Judenstaat (Yahudi Devleti) bashgmi tasiyan bir

18

kitap kaleme aldi. 1896' da bu kitap yaymlandIktan sonra Herzl, goruslerini paylasan kisilerin destegini de alarak 1897'de Basel'de ilk Siyonist Kongre'yi toplamayi basardi. Basel Kongresi nihai hedefi ~oyle belirledi. "Siyonizmin amaci, Yahudiler icin Filistin'de kamu hukukuyla giivence altrna ahnmis bir vatan yaratmaktir. Bu hedefi gerceklestirmek icin yapilmasi gerekenler: Filistin'de Yahudi kolonisinin tesisi, Y ahudilerin yasadigi iilkelerde orgutlenme ve bu orgutlerin tek bir can altrnda toplanmasi, Yahudi ulusalhgi fikrinin pekistirilmesi olarak tespit edildi. Basel Kongresi, siyasal Siyonizmin etkinliginde bir Diinya Siyonist Orgiitii'nii ortaya cikardi" (parlar, 2002: 374-375). Tarihi bir donnm noktasi olan Basel Kongresi ile Herzl, Yahudi Devleti'nin tohumlanm armis oldu. Yahudiler kongreden soma Osmanh hakimiyeti altrnda bulunan Filistin'e diizenli bir bicimde yerlesmeye basladilar,

Burada asil dikkat edilmesi gereken nokta, Yahudi Devleti'nin neden diinyanrn

. Ie kurulmak rnda yaptigi bir Yahudi yerleri elde stin'in dini

n degerinde m Amerika krtasmm tum rezervlerinin toplamrndan yirmi misli petrol ihtiva ettiginden otiirii degil; Filistin'in Avrupa, Asya ve Afrika arasrnda bir kavsak noktasi olmasrndan, Filistin'in diinyada siyasi hakimiyetin gercek merkezi olmasrndan, diinya hakimiyeti icin stratejik bir askeri merkez olmasrndan otiirii"(<;andar, 1976: 25)

Basel Kongresi ile tohumlan atilan Yahudi Devleti icin I.Diinya Savasi cok onemlidir. Bu savas srrasrnda Ingilizler, "Osmanh lmparatorlugu kontroliindeki topraklarda bulunan Arap liderlere Osmanh lmparatorluguna karst ayaklanmalan ve bu ayaklanmalan desteklemeleri karsihgmda bagimsizhk sozii vererek, Arabistan'da bagimsiz bir Arap devleti kurulacagi vaadinde bulunurken, Fransa ile gizlice imzalanan Sykes-Picot Antlasmasi ile bolgeyi Fransa ile paylasiyor ve Filistin'de uluslararasi yonetim kurulmasim destekliyorlardi" (Pehlivanoglu, 2004: 220). ingilizlerin gizli plan1arrndan habersiz olan Araplar, bagunsizliklanru kazanmak icin I. Diinya Savasi'nda Osmanhlar'm karsismda yer aldilar. Savas bittikten sonra Osmanh

19

Devleti'nin topraklan paylasilmaya baslaymca ingilizlerin gizli planlan da ortaya ~lktl. Araplar yanhs yaptiklanm artik biliyorlardi ama, ~ isten coktan gecmisti,

Y ahudiler icin Filistin'de bir devlet kunnak bundan boyle riiya degildi, Ciinkii Ortadogu'nun yeni sahibi ingilizler ile aralan cok iyiydi. Cok gecmeden Yahudiler israil Devleti'ni kurmak icin cahsmalara basladilar, Bir siire soma "lngiltere Y ahudilere, Iclerinden pek cogunun besledigi dii~ii gerceklestirmeleri icin ilk elle tutulur firsati vermisti, Bu i~i de Dtsisleri Bakam Lord Arthur James Balfour'un 2 KaSIm 1917 giinii biiyiik bankacilarm ailesinin ingiltere kanadi sefi Lord Walter Rothschild'e yaz<hgl yiiz on yedi kelimelik basit bir mektupla yapmislardi. "Majestelerinin hiikiimeti", deniyordu mektupta, "Filistin'de Yahudi halki icin ulusal bir yuva kurulmasmi olumlu miitalaa ediyor ... tabii Filistin'de yasayan ve Yahudi olmayan topluluklarm yurttashk haklanyla dinsel haklarma halel getirecek hicbir ~ey -_.Li tarafindan

~lanan bu tulmaya yol

D San Remo irafmdan 24

birbirlerini tamamlayan adimlardir. Bu adimlar, Yahudileri nerede olurlarsa olsunlar tek bir ulus olarak tammlayan Siyonist Kongre ve Atlantik ekseninin Avrupa merkezli uluslararasi sisteme karst ortaya koydugu Wilson Prensipleri ile mesru kilmrmsnr. Bu goclerle Filistin'deki Yahudi niifusu giderek artnus ve boylece, lngiliz Mandasi denetiminde israil Devleti'nin kurulusu icin gerekli altyapi elde edilmistir" (Besli, 2003: 278-279).

Ingiliz mandasi altmdaki Filistin'e yiizbinlerce Yahudi go~ etti. Go~ olaylan Yahudileri ve Araplan ~1 karsiya getirdi. Once 1929 soma da 1933'de kanh cansmalar yasandi, Ingiliz polisi olaylan zorlukla basnrdi. "Manda yonetimi ve Yahudi go~iine karst asil onemli tepki 1936'da patlak veren ve koyden kente tlim

Filistin topraklarma yaydan biiyiik ayaklanmadtr Bu biiyiik ayaklanma biitiin

Filistin Arap niifusunu seferber etmis ve arahksiz ii~ yil siirmii~iir. Daha onceki ayaklanmalardan farkh olarak, bu kez lngilizleri dogrudan dogruya hedef almisnr"

20

(Candar, 1976: 29) "1936'da gerceklesen ayaklanmayi muteakiben vekil gU9 lngiltere, Lord Peel baskanhgmda bir komisyon olusturdu. Bir araya gelmesi imkansiz olan Musluman ve Yahudi ulusal hareketlerinin goruslerinin esliginde komisyon su sonuca vardi: "Manda calrsmamaktadir ve kaldmlmahdir." Aynca, komisyon, Filistin'in bir Arap ve bir Yahudi Devleti arasmda taksim edilmesini onerdi. Bu komisyon, Kudus ve Beytnllahim sehirlerinin kutsalhgi hakkmda "medeniyetin kutsal sorumlulugu'tna atifla bu birimler arasmda kalan bntnn kutsal mekanlann denize ulasan bir koridor esliginde, yapilacak olan yeni bir vekalet anlasmasiyla Ingiltere'ye birakilmasmi onerdi. Bu oneri Kudus'e ozel bir statu veren ve Filistin'in taksimini oneren ilk plandi" (Besli, 2004: 282).

"Dusunce itibariyle bir ol9iide benimsemislerse de Yahudilerin Balfour Bildirisi'yle gelisen taahhutleri zedeledigi icin, Filistinlilerin ise kendi bagimsizhklanm n sikmtilan rpladtgi bir ia bulmaya ndiracaktir"

. Savasi'nm U"'.!"~,?Ll~~.!"'" giderler. Savas arifesinde lngiliz karsiti Nazilere sempatiyle bakan Arap kamuoyunu yanlanna cekebilmek icin 1939'da Siyonistlerin siddetle karst cikacaklan bir dizi karar ahrlar. ilk eta pta, sorunun kaynagi olarak gorulen Yahudi g09iinu simrlandirmak amaciyla Beyaz Kitap yaymlamr. Bu kitap dogrultusunda g09 bes sene icin 75 bin ile smirlandmhr, Aynca paylasma planlarmdan vazgecilerek Filistin'in on yilhk bir surec sonunda bir butnn olarak bagnnsizhga ulasmasma karar verilir.

Bu kararlar karsismda sok olan Siyonist hareket lngiltere'ye karsi olan tutumunu yeniden gozden gecirir.Siyonistler degisen gUy dengelerini de goz onunde bulundurarak, 1939'a kadar uluslararasi arenada Siyonizm'in en bnyuk hamisi olan ingiltere'ye cephe ahrlar. Ama ABD'nin tepkisini cekmemek icin II. Diinya Savasi siiresince miittefiklerin safmda yer ahp Ingiltere'yi zor durumda birakacak hareketlerden kacmirlar" (Turan, 2003: 168-169).

21

"Beyaz Belge'nin yaymlanmasmdan ii¥ yil sonra, 1942 Mayis'mda Amerika'run Biltmore kentinde Amerikan Siyonistleri olagamisttl bir konferans topladilar. Konferans, lngiliz hiikiimetinin 'Beyaz Belge'sine karst diinya capmda bir kampanya yiiriitiilmesini saglayan sekiz noktabk bir progranu kabul etti. Daha sonralan Biltmore Siyasi Programi adtyla amlacak olan program, "Balfour Deklarasyonu ve Manda'run ilk amacmm yerine getirilmesi ve Mayis 1939 tarihli 'Beyaz Belge'nin kesinlikle reddedilmesi" ~lsmda bulundu. Filistin'e Yahudi gOyiinii kontrol etme hakki ve yetkisinin verilmesini talep etti.

1942'deki Biltmore Progrann ile Filistin'deki Manda yonetimine kars; 0 tarihe kadar giidiilen uysal politika terkediliyor, bu politikanm yerini Filistin'de Yahudi devletinin kisa siire soma kuruImasma elveren politika ahyordu. Aym zamanda, Siyonist hareketin merkezi ingiltere'den Birlesik Amerika'ya naklediliyordu'{Candar,

re'ye karsi izlere karst olaylarmm Milletler' e

3MGK) 29 Filistin topraklan Arap ve Yahudi Devletleri olmak iizere ikiye bOliiniiyor, Kudiis de BM'nin yonetimine btrakiliyordu, "Mandamn sona erisi ile iki devletin kurulusu arasmda gececek ara donemde yonetimi devrahp gecis! saglamak iizere, kararda, Genel Kurul'un bes iiyeli BM Komisyonu secmesi de ongoriilmii~ Aym zamanda devletlerin kuruhisunda insan haklarma riayet sarti da kararda onemli bir bOliim olusturuyordu" (Kamman, 1991: 43-44).

"Boylece, Birlesmis Milletler, tarihinde ilk ve belkide son kez iiyte iki coguntuk oyuyla bir deviet yaranyor ya da baska bir deyimle diinya tarihinde ilk kez bir uluslararasi kurulusun oylanyla bir devlet yaranhyordu. Ikinci Diinya Savasmdan sonra dlinyayi savas tehlikesinden korumak ve biitiin diinya uluslarmm isbirligin! saglayarak diinya bansmi gUvence altma almak gibi amaclarla kurulan Birlesmis Milletler, Kendi aldlgl kararla diinya bansmi siirekli tehdit edecek olan ve bolgemize son ceyrek yiizyll

22

icinde dort kanh savas yasatan Orta Dogu uyusmazligmm kurdelesini kendi elleri ile kesiyordu'{Candar, 1976: 23-24)

"Y ahudiler paylasma planmm kabul edilmesi uzerine sokaklara doknlurler.

Hayalini kurduklan devletin dogusunu sabahlara kadar eglenerek kutlarlar. Siyonist liderler ise sevinc gosterileri icin henuz cok erken oldugunun bilincindedir. Kendilerini cetin gunler beklediginin farkmda olan David Ben Gourion zafer sarhoslugu icindeki yandaslanna soyle seslenir: "BM karan, hal§. bizi tehdit eden tehlikelere karst bir kalkan meydana getirmiyor. Mucizeler yagl hennz gecmediyse, saldmlar yagl da gecmedi. Butun gucluklerin yok oldugunu ve artik hayatm sevinc ve eglentiden meydana geldigini sarup kendimizi aldatmayahm." Ama diger taraftan 2000 yilhk hayallerine yaklasmanm verdigi heyecanla da "Sonunda ozgur bir ulusuz" diye mmldanmaktan kendisini alamaz" (Turan, 2003: 177).

devletinin in ertesinde tiydi. israil oglu, 2004:

yasadiklan millet katlanabilirdi ki. Aslmda aym olay Kurtulus Savasi yillannda Tiirkler'in de basma gelmisti. Ege Bolgesi topragm asil sahibi Tiirkler'den ahmp Yunanistan'a verilmek isteniyordu. Ama Turkler bu oyunlara gelmeyip, topraklan icin canlanm ortaya koydular. Filistinliler de aym yolu sectiler. Topraklanni sonradan gelerek dolduran bir azmhga vermemek icin yillarca snrecek kanh savaslara basladilar.

3.1.4. Birinci Arap israil Sava~1 (1947-1949 Cansmasi)

"Birinci Arap israil Savasi Birlesmis Milletlerin 1947 Kasnmnda Filistin'in paylasilmasi yolunda aldrgi karan Arap birliginin reddetmesiyle basladi, Savasm ilk evresi Ingiliz kuvvetlerinin ulkeden aynlmasi sirasinda taraflarm karsihkh suikast ve ataklanyla gecti; bu sirada Yahudiler ve Araplar Ingiliz savas gereclerini ele gecirmeye, boylece birliklerine silah saglamaya cahsnlar,

23

Ingilizler 1948 Mayismda gidince, gene israil Devleti Misir (40.000), Irak (21.000), Suriye (8.000 kisi), Urdun ve Lubnan ordulanndan meydana gelen asagr yukan 80.000 kisilik bir kuvvetin dtizenli saldmlanna ugramaya basladi" (Ersin, 2003: 86). "Harbe bes Arap devleti kanlmis olmakla beraber bunlarm verdigi kuvvet toplarm Yahudi kuvvetleri karsismda sayisal iistiinliikte olmadigi gibi egitim ve techizat bozukluklan yuzunden savas kabiliyeti itibanyle de Yahudilerin altmda bulunuyordu. Nitekim harp bircok cephede Israil kuvvetleri lehine gelismistir'{Topur, 2004: 204). Catismalar devam ederken BMGK, her iki tarafla da goruserek ateskes icin arabuluculuk yaprmstir. Gorusmeler sirasmda savasm duraklamasmi firsat bilen taraflar, askeri personel ve savas araclanm arttirmak icin cahsmalara giristiler. Dort hafta suren bu duraklama sonunda kahci ateskes karan almamadi ve carpismalar yeniden basladi,

"Y aklasik 1 yil suren bu ilk Arap lsrail Savasi sonunda Ban Seria, Urdun; Gazze - a Kudiis'iin lsonucunda

topraklarda Filistin'deki

1 bir kisrm, ve Lydda sehirlerinde oldugu gibi, Nisan 1948' de, Deir Yassin' de 254 sivilin oldurulmesi ile sonuclanan etnik temizlik ve katliamdan kurtulmak icin topraklanm terk etmisti. lsrail'de isgal edilen topraklarda bulunan koyler yikilrms, limon ve narenciye bahceleri sokiilmii~ ve toprak sahipleri ciftcilerin ulkelerine donusleri engellenmisti. Multecilerin mulkleri, sahiplerinin yokluklan gerekce gosterilerek lsrail yerel yonetimleri tarafmdan gasp edilmisti" (Pehlivanoglu, 2004: 226).

"Bu donemde baslayan ve daha sonralan da derinlesen "multeciler sorunu", gunumuzde Filistin Sorunu ile birlikte ifade bulmaktadtr. Miiltecilere yardim etmek uzere BM bir Filistin Miiltecilerine Y ardim Teskilati olusturmus, Arap devletleri multecilerin bir an once evlerine donmelerini isterken, topraklannda yasayan Araplann biiyiik cogunlugundan bu yolla kurtulmus olan Israil ise, soz konusu yaklasmu kesinlikle reddetmistir" (Dedeoglu, 2002: 47).

24

"Arahk 1948'de BM Genel Kurulu, 194 sayih karanyla; "mulklerine donmek isteyen ve komsulan ile bans icinde yasayacak multecilere musaade edilmeli" ve ''topraklanna donmeyenlere mulklerinin karsihgi odenmelidir" karanm aldi, Aym karar takip eden yillarda da tekrar oylanmasi ve oy cogunlugu ile kabul edilmesine ragmen, lsrail karann ongordugtt sartlan yerine getirmeyi reddetti" (Pehlivanoglu, 2004: 226).

"1949 yih Birinci Arap-lsrail Savasmdan Israil'in kazanch ciktigim belgeleyen yil oldu. Arap ordulanm yenilgiye ugratan Israil, Birlesmis Milletler'in taksim karannda Filistin'de bir Yahudi devletinin kurulmasi icin ongorulen topraklann 90k otesini elde etmekle kalmarms, kararlanna uyma zorunlulugunu pek duymadigi Birlesmis Milletler'de uyelik elde etmeyi de basarmisn" (Candar, 1976: 40).

3.1.5. Ikinci Arap-Israil Savasr

Birinci Arap Israil Savasi sonrasmda her iki

askeri kayiplar Ira koyulup,

~ ve Arap uygulamada Dogu Bloku 1 ekonomik gelismeyi saglamak icin Assuan Baraji'nm insasma baslarmstir. Baraj yapmn icin kredi arayan Misir'a Amerika Birlesik Devletleri ve lngiltere, Dogu Bloku'ndan silah almama sartmi getirmislerdir" (Ersin, 2003: 87-88). Bunun tlzerine, "gerek Assuan baraji icin duydugu siddetli kredi ihtiyaci, gerekse hiikiim suren i9 ve ozellikle dis kosullar, NaSIr'1 tarihi karanm almaya yoneltti, 23 Temmuz 1956 gunu, Misir ve Arap yakm tarihinin en serefli sayfalanndan biri acildi." Ingiliz ve Fransizlar'm hissedar oldugu Kanal Sirketi tarafmdan yonetilen Suveys Kanah millilestirildi (Candar, 1976: 59). Nasir bunurila da kalmayip ABD karsrn politikalan destekleyen Cin Halk Cumhuriyeti'ni tanidignn aciklamistir. Cin Halk Cumhuriyeti de bu mucadelede Misir'r destekledigini aciklarms, iki ulke arasmda ekonomik isbirligi iliskileri kurulmustur.

Nasir'm Suveys Kanali'm millilestirmesi ve buradaki Ingiliz kontrolunu sona erdirmek istemesinden rahatsiz olan Israil, Ingiltere ve Fransa ile goruserek MISIr' a karst gizli bir tertibe giristiler.t'Buna gore lsrail baskmla Sina'yi isgal edecek ve

25

ingiltere ile Fransa bir iiltimatom yayunlayarak. iki tarafin arasma girecek, israil ile MIsIr Kanalm her iki tarafinda 16 km geri cekilecekler ve boylece kanalm iki yak.asmda olusturulacak bolgeye kendileri girecektir. Neticede Misir'm kanah millilestirmesi ters yiiz olacaktir.Plan geregince, lngiltere ve Fransa tarafindan Misir'm Suveys Kanahm uluslararasi kontrole birakmasi onerilmis ve MIsIr bunu reddetmistir, Bunun uzerine israil, zaten kusku icerisinde bulundugu Misir'a planladigi uzere Ekim 1956 tarihinde saldrrarak. kisa surede ve kolayca Sina'yi isgal etmis, ingiltere ile Fransa'da Kanal Bolgesine asker cikarrmstir" (Topur, 2004: 209).

"Cansmalann durdurulmasi icin yapilan Birlesmis Milletler girisimleri basanli olmamis ve Sovyetler Birligi olaya mndahale edebilecegi tehdidinde bulunmustur. Amerika Birlesik Devletleri, SSCB 'nin askeri mndahale yapmasi durumunda tarafsiz kalmayacagmi ifadeettikten sonra trrmanan snrecin yaratacagi gerginlik goze L_~ -- verilmistir"

3., ABD. ve .dir. "Israil ' e

slanr, Misir r'in baskisi

mumknn oldugu olyo.de yararlanmayi da ihmal etmez. BM denetimindeki mavi berelilerin Sina'ya konuslanmasim saglayarak Misir ile israil arasmda guvenlik seridi olusturur, Aynca Akabe korfezindeki deniz ulasumm da kendi -yIkarlan dogrultusunda guvence altma almayi basanr, Kisacasi iki ortagmm ak.sine hedeflerine kismen de olsa ulasmayi basanr" (Turan, 2003: 191-192).

1956 Savasi'nm sonuclanna gelince; lngiltere ve Fransa bolgedeki nufuzlanm kaybetmis yerlerini ABD ve SSCB'ye birakrmslardrr. Suveys Kanali'm millilestiren Nasir Araplar'm ulusal kahramaru haline gelmistir. Son olarak., Araplar arasmda ulusal bir kurtulus hareketi gelismeye baslarmstir.

3.1.6. U~iincii Arap-Israil Sava~l (Aln Gun Sava~I-1967)

"1948 Arap-israil Savasim Araplar tahrik etmistir. 1956 Arap-lsrail Savasi ise, Ingiltere, Fransa ve israil'in Misir'a saldmlan dolayisi ile meydana gelmistir. Lakin

26

1967 Arap-lsrail Savasi ise, israil degil, Araplar istedigi icin cikrmsnr. Su farkla ki, savasi crkarmak isteyen Araplar, ilk saldirganhgi israil'in yapmasmi istemisler ve bu da olmustur.t'Araplar 1967 yihnda yeni bir Arap- israil Savasi'nm cikmasnu isterken onemli nedenleri vardi. Bunlardan birineisi, Nasir'm 1948 ve 1956 yillannda yapilan savaslarda alman yenilginin intikanum almaya kararh olmasidir. Nasir bu galibiyetle, prestijini duzeltip Misir'm Ortadogu'da iistii.nl1ik: saglamasim planhyordu. ikinei neden, 1956 yilmdan beri Misir ve Suriye'nin Sovyet Rusya tarafmdan asm silahlandmlmasi olmustur, Savasm cikmasnn istemelerinin bir diger nedeni de, 0 siralarda Amerika'mn Vietnam batakhgma saplanrms olmasrydi. Araplar Amerika'mn bu durumdayken israil'e yardim etmeyeeeklerini dnsunuyorlardi. (Ersin, 2003: 90).

"Harp Nasir'in, Korfez ve Bogazlan kapatmak suretiyle Israil'i koseye sikistrrmasi ve harbe israil'in baslamasr nzerine kurdugu oyunun basan kazanmasi ile 5 diger Arap lee ragmen ~ buyuk ve

. teminatIna bugun bile buynktur ki sadeee Misir 10 bin askerini ve 340'dan fazla ucagnu kaybeder. U't eephede birden savasan israil'in kayiplan ise yalrnzea 300 asker ve otuza yakm savas ucagidir. Kesin bir zafer kazanan lsrail Bati Seria, Gazze, son derece stratejik konuma sahip Golan tepeleri ve biitiin Sina yanmadasnu isgal ederek Snveys Kanali'na kadar ilerIer. Kudus'un tamarm israil'in hakimiyeti altma girer. Zafer sonrasi en heyecanh dakikalar Kudns'te yasamr, Devlet erkam, komutanlar, halk eski sehre kosarak asirlardtr hasret kaldiklan aglama duvanm opup, sukran duasmda bulunurlar" (Turan, 2003: 192-193).

"Harbin sonuclan daha toparlanmadan alb Arap devleti Agustos sonunda Hartum'da Zirve toplantisiyla bir araya gelmislerdir. Bu bulusmanm Arap kamu oylannm dikkatini ceken yonii israil ile miizakerelere girilmemesi, bans yapilmamasi ve israil'in tamnmamasi yo lunda alman karar olmustur. Bu karar, harbin acr sonuclanru toparlamak, yeni bir Arap- israil harbine mani olmak ve iki taraf arasmda bansa gidecek

27

yolu acmak iizere uluslararasi planda yapilan cahsmalann oniinii kesmistir" (Topur, 2004: 212).

"Arap tarafinm bu perisanhgr icerisinde Amerika ile Sovyet Rusya Birlesmis Milletler Giivenlik Konseyinden, uzlasi olarak 22 Kasun 1967 tarihli ve 242 sayih karan cikarrmslardrr. 242 sayih karar, harp yoluyla toprak kazanunlarmm kabul edilemezliginin ve bolgedeki her iilkeye giivenlik icerisinde yasama hakki saglayacak adil ve kahci ~oziim icin cahsma ihtiyacmm altim cizmekle soze baslamaktadir, Bu giristen sonra, israil'in son harpte isgal ettigi topraklardan cekilmesi, tiim taleplere ve harp hallerine son verilmesi ve bolgede her devletin; egemenlik, toprak biitUnliigii ve siyasal bagimsizhgmm kabul edilmesi, "giivenli ve tamnnus hudutlan" icerisinde tehdit ve kuvvete basvurulmasmdan masun olarak yasama hakki ilkelerinin alb cizilmektedir" (Topur, 2004: 213).

~42 sayih irara tam ~ Filistin erin isgal

dakabul

Savas sonunda 500.000 Filistinli daha topraklarmdan kopanldi, Evsiz kalan bu Filistinliler Misir, Liibnan, Urdiin ve Suriye gibi kOID§u Arap devletlerine sigmmak zorunda kaldilar. Yasanan bu son go~ olaylan ile Urdiin en biiyiik miilteci kamplanm banndrran iilke haline geldi, Topraklarmdan edilen"Filistinli direniscilerin, etkinliklerini koID§U Arap iilkelerinde bagimsiz olarak siirdiirme cabasi ozellikle Urdiin'de Filistinliler ile hiikiimet arasmda siirekli bir gerginlige yol acti, Eyliil 1970'teki 10 giinlUk i~ savas sonunda saglanan ateskesle direnisciler bazi iislerini korumayi basardiysa da 1971 sonuna degin Urdiin hiikiimeti israil isgall dismdaki topraklarda tam denetimi saglayarak Filistin direnis hareketini sindirdi. Bunun iizerine direnis orgiitleri eylemlerini Liibnan'da yogunlasurdilar" (Ana Britannica, 1980, C. 8: 584).

Savasm diger sonuclanna gelince, "Arap Filistin'inin ortadan kaldmlmasmdan baska Arap-israil uyusmazhgi, Filistin dismdaki Arap topraklanmn bir kismmm, Misir

28

ve Suriye'nin isgali ile yepyeni bir evreye girdi. Snveys'I ve Sina'daki petrol yataklanm, Hava kuvvetlerini ve Kara kuvvetlerinin onemli bir bOliimiinii kaybeden Misrr en agrr darbeyi yedi Ordiin, Ban Yakasi'rnn kaybiyla iiretken kapasitesinin yiizde 4O'IDl yitirdi. Kudus, lslamhgm ve Hiristiyanhgm kutsal kenti, Araplann onur simgesi kent, tfuniiyle Siyonistlerin eline gecti, israil baskenti Kudns'e tasmdi" (Candar, 1976: 101). Aslmda savasm en onemli sonueu, ahnan yenilgi sonrasmda gene ve radikal gruplann Filistin Kurtulus Orgiitii yonetiminde etkili olmalarma sebep olmasidir,

"Alb Goo Savasi'nm basansizhgr karsismda Misrr'da Nasir istifa etmeye kalkmis, ancak yaygm kitle gosterileri nedeniyle istifasiru sonradan geri alnusnr. 1967 Savasi'ndan soma Sovyetler Birligi'nden sagladlgl maddi ve teknik yardunlarla 1968 yih icerlsinde Assuan Baraji'nm insasi tamamlannns, sanayilesme yoniinde atilan adunlan koyliileri topraklandrrma, kadm haklanm genisletme ve egitim reformu yapma ~-~- ve siyasal

Dedeoglu,

ltmek icin in Misir'r

yilmda oldii. Nasrr'm yerine Misir'm basma Enver Sedat gecti, Enver Sedat Misir'm dl§ politikastnda onemli degi~iklik1er yaparak Sovyetler Birligi ile olan iliskilerin arasma mesafe koydu. Nasir'm aksine bir politika izleyerek Amerika ve Avrupa devletleri ile yakmlasn,

Banh devletIere kar§l daha ihmh bir politika izleyen "Enver Sedat, BM temsilcisi Gunnar Jaring'e, Israil'in, Misrr'm 1967'de kaybettigi topraklardan cekilmesl karsihgmda Israil ile bir anlasma yapmaya hazir oldugunu bildirdi. Misrr'm bu girisimi gerek BM'de gerekse lsrail ve ABD'de cevapsiz birakilmca, Misir ve Suriye diplomatik y:danazl asmaya karat verdiler. Diplomatik cikmazi asmak, mtlcadelenin yeni vasita ve yontemler ile siirdiirlilmesi demekti, miizakere ve gOrU§meler sonuc getirmedigine gore son yare istekleri kabul ettirmek icin askeri yontemlerin kullamlmasiydi" (Pehlivanoglu, 2004: 232). "Sedat bu gercegln bilincinde olarak 6 Ekim 1973'te, Musliimanlarm

29

Ramazan ayim, Yahudilerin Kipur Bayrammi kutladigi bir anda Suriye ile beraber iki cepheden israil'e saldmr" (Turan, 2003: 196). Dini bayramun kutlarken ugradig; saldm karsismda israil sok olur.

"Yahudiler, 0 tarihten once iki defa Enver Sedat'm talepleri kabul edilmedigi takdirde harbe girecegine dair beyanda bulunmasma ragmen ordulannm gii~lii oldugunu ve Sedat'm buna tevessiil edemeyecegini dii~iindillderinden hazirhksiz yakalanrmslardir" (Topur, 2004: 218). "israil karsilastig; bu siirpriz saldm karsismda 1967'dekinden farkh hareket etmistir. 1967 savasmda israil once Sina'da harekete gecmis ve Suriye cephesinde savumna yaparak, Sina'yi tamamen isgal ettikten soma, Golan tepelerinde saldinsmi siirdiirmii~iir. 1973'te ise, agrrhgl once Suriye cephesine vermistir. Suriye cephesinde, sade Suriye askerleri carpismryordu, lrak 3 tiimenlik bir kuvvet ile ii~ ueak filosunu Suriye'ye gondermisti, Fas 1800 kisilik bir kuvvet lie Suriye ~~-.~ kanldi.

ha ziyade,

lsrail'I agir 1 bir basan onraki bes

"Savasa diger Arap devletlerinin kanlmasi soz konusu olunca Amerika Birlesik Devletleri, israil'e askeri yardmu artnrmis, buna karsihk SSCB'de Arap devletlerine benzer bir yardim baslatrmsnr. Bu durum, iliskileri yumusama siirecine giren iki kutup liderini bir anda gerginlik icine sokmustur" (Dedeoglu, 2002: 71).Bu sirada israil, "Arap ordulannm baslangicta elde etmls olduklan smirli toprak kazanclanna, karst taarruzlanyla cevap verdi. israil gucleri Golan Tepeleri'ni asarak Suriye icinde ilerlemeye basladi, Gerci sonradan bu topraklan biraknlar. israil gii~leri Misir'da da toprak kazandilar, Siivey~ Kanah'nm batt yakasma geetller. israil'in karsi taarruzlan karsismda, aglf kayiplar veren Arap ordulan, 1967 hattmm gerisine cekilmek zorunda kaldi, Taraflann harp, silah ve araclannda agrr kayiplar meydana geldi. Savas sonunda, israil kayiplanm karsilayabilmek icin ABD'ye daha bagimh hale geldi" (Pehlivanoglu, 2004: 232).

30

"Harpte israil'e Batidan gelen destek ya da Araplara gelmeyen destek nedeniyle, Suudi Arabistan'm aldigi tesebbus Iizerine OPEC tarafmdan, basta Amerika ve Hollanda olmak fizere Banli devletlere "petrol ambargosu" uygulanmis ve petrol Iiretimi azalnlmistir. Bu da petrol fiyatlarmm 0 zamana kadar gorulmedik boyutlarda yiikselmesine neden olmustur, Ambargoya petrol sirketleri uymustur.

Harbi durdurmak fizere Amerika ile Sovyet Rusya'nm mtistereken kotardiklan bir metin iizerinden 22 Ekim 1973 tarihi itibariyle ateskes anlasmasi yapilnns ve harp resmen bitmistir. Ancak catismalar devam etmistir, Harp, birkac ateskes kararmdan sonra nihayet durdurulabilmistir" (Topur, 2004: 219-220). Araplar, israil'e gelen Amerikan yardunlarmdan dolayi ateskesi kabul etmek zorunda kalrmslardir.

"Israil ve Misir kasnnda bir ateskes antlasmasi, ardmdan da 18 Oeak 1974'te bir bans antlasrnasi imzaladilar. Antlasma uyannca, israil, Sina'da Mitla ve Gidi kasmdaki ntlasma 4 asmda da

li olacagi siiredir planladigi diplomatik girisimleri baslanr. Hie kimsenin beklemedigi bir anda israil'e giderek Kneset'te tarihi bir konusma yapar (Kasim 1977). Sedat'm ABD ve israil yetkilileri tarafindan cesur olarak tanunlanan adimlan karsihksiz kalmaz" (Turan, 2003: 197).

nlmasi ve nzalandi"

Savasm sonuclanna gelince, bolgede yasanan olaylarm en 5nemli sebebi olan petrol, Araplar tarafmdan ilk kez bir tehdit araci olarak kullamlmisnr. Araplar'm petrol ambargosu uygulamasi banh devletlerin ekonomisini olumsuz y5nde etkilemistir, Bunun iizerine ban, petrol tiiketimini azaltmak ivin onlemler almaya baslamisnr. y asanacak baska bir petrol ambargosundan etkilenmemek icinde petrol dismdaki alternatif enerji kaynaklarma yonelmi§lerdir. Aynca petrol ambargosu, bir cok Avrupa devletinin lsrail ile olan iliskilerini yeniden gozden geeirmesine ve israil'e kar§l yabancilasmasma da sebep olmustur. Bu olay Araplar ivin yak onemlidir.

31

"Ikinci olarak, Amerika bolgedeki cikarlaruun korunmasi ve bekciligi icin bu harpten sonradir ki israil ile daha yakm ve ozel iliskiler gelistirmeye baslamistir. Amerika, lsrail askeri gttcunun bolgede istikran saglayabilecek bir unsur olarak onemini, diger bir ifade ile Amerikan cikarlanna hale! gelmesine engel olabilecek degerini gorerek bu harpten soma lsrail'in soz konusu amaca uygun sekilde silahlanmasma oncelik venneye baslarmstir.

UyUncii olarak, Sovyetlerin bolge icindeki giderek gelisen etkinligini kirmak ve kendisine orada daha uygun bir siyasi ortam yaratmak, olaylara daha etkin katilabilmek tizere, Amerika musait Arap tllkeleri uzcrinde cahsarak Arap dunyasma temel tutumlan itibariyle cesitlilik getirecek adimlar atmisnr. Amerika uyguladigi bu strateji sonucunda ve Ortadogu'ya bans getirme adma, Misir-lsrail bansma giden yolu acmayi basarrmstir" (Topur, 2004: 221-223).

rer Sedat'm iasiyla yeni 5-26 Arahk ika Birlesik Sedat ve

...... u .... ...,~, . .LL guden

gorusmeler 5-7 Eylul 1978 tarihlerinde Washington yakmlanndaki Camp David'de gerceklesmistir. Gornsmelerde ele alman anlasmalar iki kisimdan olusmustur" (Dedeoglu, 2002: 72).

"Birinci belgeye gore israil, Sina'dan tamamen cekilecek ve bu topraklar iizerinde Misir'm egemenligini tamyacak; Sina'mn buyuk bir kisrm askerden anndmlacak ve gerek bu askerden anndirma islemine gerekse bilahare iizerinde anlasilan Suveys Kanali'ndan gemilerin serbestce gecisine BM gucleri gozculuk edecek ve nihayet Israil ile Misir arasmdaki iliskilerde normallesme surecinin hitama ennesi saglanacakn' (Y ilmaz, 2003: 244). "Misir- israil Bans Antlasmasi 1979' da taraflarca imza1amr, Misir ile 30 yilhk savas donemi sona erer. Basbakan Begin ve Misir Devlet Baskam Sedat'a Ortadogu'ya bans getirme gayretleri nedeniyle, Nobel Bans Odulu verilir. Ikinci antlasma, bes yilhk bir donemde Filistinlilere, Ban Yakasi ve Gazze

32

seridinde otonomi verilmesini ve yerel yonetim kurumlanm kurmalanm, bes yil sonunda gelismeler dikkate almarak konunun tekrar gorusttlmesi sartmi getirir. Ancak Camp David'de ikinci antlasma imzalanmaz.

Camp David Antlasmasi, israil'in 1967'de isgal etmis oldugu Sina Yanmadasi dismdaki topraklardan cekilmesini garanti etmemesi, Filistin devletinin kurulmasmi kabul etmemesi nedeniyle, Filistinliler ve Arap ulkeleri, Camp David Antlasmasim ve Filistinlilere saglanan otonomi konseptini kabul etmemis ve israil ile anlasma yapan Misir'a tepki gostermislerdir'{Pehlivanoglu, 2004: 234).

Y ahudiler kendilerine guvenilmeyecegini burada da ortaya koyarlar. israil Basbakam, ABD Baskanma verdigi sozu tutmayip israil topraklanm genisletmeye ve yeni Y ahudi yerlesim yerleri acmaya devam eder. Antlasma MlSIr ile israil arasmda basan saglarms olsada Filistinliler icin hicbir anlam ifade etmemektedir.

3akanlolan run israil'e

:er, Misir'a

hr. Boylece ininden bu ibi olmaya

~.u"',D..J.J:lo. ,.u",'~v • .u"",~·, si olarak

nitelendirilen girisimleri basanya ulasir. ABD 1970'li yillardan itibaren bolgede etkin bir sekilde yer almaya baslar" (Turan, 2003: 197).

"Israil, cikardigi bir kanunla, 1980 Temmuz aymda Kudtts'u "boltmmez ve birlesik" baskent yapmis, yani ilhak etmistir, Oysa Kudus Arap-israil sorunlannm yoziimu icin "olmazsa olmaz" unsurlardan birini olusturmaktadir. Kaldi ki, israil tarafmdan cikanlan kanun, Gnvenlik Konseyi 'nin 1947' de Kudus icin kabul edilen "uluslararasi statu" ve "ayn varhk" olma kararma da aykmdir. Yine cok onemli olarak, Sedat'm Ekim 1981 yilmda fanatik Muslumanlar tarafindan katlini hemen muteakip Arahk aymda israil, 1967 harbinde Suriye' den isgal ettigi Golan Tepeleri 'ni de ilhak etmistir, Golan Tepeleri de "isgal edilmis Arap topraklan" cumlesindendir ve bu statusu Birlesmis Milletler kararlan ile sabittir. Golan tepeleri, Arap-israil bansr icin israil tarafmdan bosaltilmasi gereken, "olmazsa olmaz" durumdadir.Israil'in bolgede

33

gerginlik yaratan bu tasarruflan iizerine A vrupa Birligi ve Baskan Reagan bans icin devreye girmis ve fakat tesebbiisler sonucsuz kalmistir" (Topur, 2004: 229).

"Knesset'te baslayip Camp David'de noktalanan bu diplomatik girisimler Mrsir'm basrol oynadigi Arap diinyasmda sok etkisi yapar. 0 tarihe kadar Arap milliyeteiliginin besigl olarak gortllen Misir Suriye, Libya, Cezayir gibi sertlik yanhsi devletler tarafindan 1990'larm basina kadar Arap diinyasmdan dislamr" (Turan, 2003: 197). "Misir, artik Arap diinyasmdaki siyasi roliinii yitirmistir. Gerek jeopolitik konumu, gerek insan giicii, gerek askeri kuvveti ile Arap diinyasmm geleneksel onderi olan Misrr'm Ortadogu politikasmda etkisizlesmesi ve Arap miicadelesinde devre dl§l kalmasi biiyiik bosluk yaratrmsnr. Onderlik boslugu, Arap dtmyasmi fel~ etmis ve iyice parcalamis kutuplasmayi daha da derinlestirmistir" (Ersin, 2003: 99).

"Sonu iyi biten 70'li yillann ilk yansmm israil acismdan iyi gectig! soylenemez, uslararasi

mdaetkin lat'm BM imlannda basanlan ~ lsrail'in L yoniinde karar am (17 Kasun 1975). Bundan kisa snre soma israil UNESCO'nun iryeliginden de eikanbr.Bu iki karar Siyonist hareketin kurulusundan bu yana aldigi en biiyiik. diplomatik darbedir"(Turan, 2003: 198).

"Misir'm yer almadigi savas senaryclannm gercekci olmayacagmi bilen israil Aln Giin Savasi'm miiteakip, Filistinlilerin umut kaynagi haline gelen FKO ve onun konuslandigi Liibnan'a yonelir. Arap tarihine kara bir leke olarak gecen 1970'deki "Kara Eyliil"den soma Liibnan'a sigmmak zorunda ka1an Filistinli direnisciler israil'e karst saldmlanm yeni iisierinden gerceklestirmeye baslarlar" (Turan, 2003: 199).

"israi~ 3 Haziran 1982 tarihinde israiI'in Londra Biiyfikel~isinin 1973 yilmda El-Fetih orgiitiinden aynlmis olan El-Asifa (Firtma) grubuna mensup teroristlerce oIdiiriilmesi iizerine, 4 Haziran'da Beyrut'u bombalamaya baslamis ve 6 Haziran 1982 giinii Filistinlilerin bulundugu Giiney Ltibnan'r Birlesmis Milletler bans giiciinii de

34

asarak isgale baslanusnr. Israil kuvvetleri, 11 Haziran giiniine kadar Beyrut'a kadar olan bOlgeyi isgal etmislerdir" (Dedeoglu, 2002: 81). "Hizmi alamayan israil ordusu hmcmi Filistinli sivillerden cikanr. Liibnanh falanjistlerin 16-18 EylUl tarihleri arasmda kendi denetimleri altmda bulunan Sabra ve Satilla kamplarma girerek ytizlerce masum insam hunbarca katletmesine ses cikarmazlar" (Turan, 2003: 200). "Httistiyan Falanjist gruplarm israil askerlerinin destegi ve yonlendirmesi He gerceklestirdikleri baskin esnasmda, cogu kadm ve cocuklar olmak iizere 3000'den fazla insan katledildi. Katliam ile ilgili daha sonra yapilan arastmnalar ve incelemeler donemin Savunma Bakam ve simdfki israil Basbakaru Ariel Saron'un olaym sorumlusu oldugunu gosteriyordu. Bu kanh baskin nedeniyle Ariel Saron halen "Ltibnan Kasabi" olarak amlmaktadir" (Akcay, 2003: 82).

"Liibnan'da miilteci kamplarmda yasamakta olan Filistinlilerin biiyiik kismi n~listinlilerin

raklarmda, il yerlesim olmustur" aaliyetlere le baslama ~87'de sOZ

konusu politikadan vazgeellmis ve 1987'de israil i~ga1i ahmdaki Arap topraklarmm ve Kudiis'iin kurtanlmasi amaciyla intifada hareketi baslanlmisnr" (Dedeoglu, 2002: 83).

3.1.9.I.intifada

"1987'den 1988'e takvimler bir yil daha yaslamrken, diinyada 0 gtine kadar Filistin'de nelerin cereyan ettiginden belki de hi~ haberdar olmayan pek cok kisi, TV'lerinin basmda, insanm kanmi donduran 0 unutulmayacak "kollorma sahnesi" ile yiizyiize geliyordu. Bu, bagnnsizhklan ellerinden almmis, isgal altmdaki Filistinlilerin yillarca eektikleri acilarm kii~iiciik bir omegi sayilabilirdi, Gercekte omriinii tiiketen 1987, Filistinlilerin hep hanrlayacaklan unutulmaz bir hayti olaym ytldoniimii oldu. Ve gene bu y~h 1987, tarihin karanhklarma kansmadan az once, son aymda, - karsrhgmda kollarm kmldigr - taslann yegane silah olarak kullamldigi, bir baska doniim noktasi olacagi ~phe gotiirmeyen, bir Filistinli ayaklanmasnu aydmhkta birakacakn: intifada"

35

(Karaman, 1991: 219-220)."Arapyada "ayaklanma" anlamma gelen intifada, taslanndan baska hicbir silahi olmayan bit avuc Filistinlinin diinyanm en techizath ordularmdan birine karsi verdigi miicadelenin adidrr" (Akcay, 2003: 145).

"Arahk 1987'de bir israil askeri kamyonunun Filistinli iscilere carpmasr ve aln kisinin olmesi - iscilerin pusuya dii§iiriiliip oldiiriildiigii de soylenir - Filistinliler tarafindan birkac gun once bicaklanan bir israilliye misilleme olarak algilannus ve bir grup gene, protesto gcsterlsine baslannsn, israil askerlerinin silahh miidahalesine tas atarak karsihk verilmesiyle baslayan olaylar, Filistinlileri tarihi bir donemece getirmisti, Filistin Halk Kurtulus Cephesi'nin (FHKC) efsanevi militanlarmdan ve Arafat'm sag kolu Bassam Ebu Serif'e gore Filistin'in kaderi tek bir tasla degisti;

"Pusunun kuruldugu giiniin hemen ertesinde Filistinli bir gene, Gazze Seridi'nde bolca bulunan keskin cakrnak taslanm toplayarak israil askeri devriyelerine atmaya .ldu, Gercek deniyle geri er olmustur, .rtik bicagm 02-103).

edir kayitsiz Arafat'm intifada'da oynadigi rol basm bildirilerinin dagmldigi FKO patentli kaglt1ardan oteye gitmemisti, Diinya tarihinde hak ettigl yeri alacak olan bu gorkemli direnis uzun planlamalar sonucunda gelistirilen bir stratejiden ziyade, birkac cocugun kendi inisiyatifleriyIe baslattig; bir hareketti.

Kisa siirede isgal edilen topraklarm tamamma yayilan intifada'nm israil iizerindeki etkisi ongoriilenin cok daha iizerinde olur, Kendisinden sayica kat kat iistiin Arap ordularma karst kesin zaferler kazanan Zahal sadece tas fi.rlatan kiiyiik cocuklara karst caresiz kahr. Buna son vermek icin baslatngi her yeni girisim paradoksal bir sekilde, kabusu haline gelen intifadaya ivme kazandmr. Arafat'm ''kiiyiik generallerim" dedigi Filistinli cocuklar, basta Islam alemi olmak iizere tum diinyanm sesini bile yiikseltmeye cesaret edemedigi israil'i yikmasa da sendeletmeyi basanr" (Turan, 2003: 20~,.203).

36

"intifada sirasmda, saldm ve kundaklama sonucu yiizlerce donum orman yandi. lsci Partisi Savunma Bakam isak Rabin, FKO gostericilerinin kemiklerinin kinlmasmi tavsiye ediyordu. Tunus'tan, gcsterilerde silah kullamlmasmi reddeden FKO liderlerinden, Halil al-Vezir, Rabin'in onayi ile olduruldu. israil, bagunsiz Filistin devletinin kurulmasmi savunan FKO liderlerini yok etmeye azimli gortmmekteydi. Bu donemde, Filistinliler arasmda, islami Direnis Hareketi (Hamas) kuruldu. Hamas, Filistin'de islami bir devlet kurmak amaciyla silahh saldmlan gerceklestirmeyi amaclamaktaydi. 1988'de Arafat, terorttn Filistin'in siyasi hedeflerini elde etmek icin bir yontem olarak kullamlamayacagmi ifade ederek her turlu teroru kmadi, Arafat bu donemde, israil devletini resmen tamdigim da acikladi" (Pehlivanoglu, 2004: 236).

"intifada tum luziyla surerken uluslararasi platformda meydana gelen iki gelisme koseye sikisan israil'e rahat bir nefes aldmr. Bunlardan ilki, 1960'lardan itibaren 1__ Birligi'nin

lmak nzere, )olgede tum Huseyin'in

Levletlerinin . sonucunda

ihrac edilir. Kisacasi Arafat, Saddam'm yanmda yer almanm faturasim cok agir oder' (Turan, 2003: 203-204).

3.1.10. Madrid Konferansr

"Ortadogu sorununa banscil c;oziim bulmak ve bolgeye ekonomik kalkmma saglamak amaciyla, ABD'nin girisimi ile israil, MlSU, Urdun, Suriye, Lubnan ve Filistin temsilcilerini bir araya getiren Ortadogu Bans Konferansi, 30 Ekim 1991 'de Madrid'de toplandi. ABD Baskam Bush ile SSCB lideri Gorbacov'un konusmalan ile toplantmm acrlmasmm ardmdan, 3 Kasim 1991' den itibaren, israil ve Arap komsulan arasmda ilk karsihkh gorusmeler basladi, Filistin, Birlesik Urdun-Filistin delegasyonunun parcasi olarak gOrU~melere katildi. Gorusmeler bircok sorunla Arahk ve Subat aylannda da devam etti. israil Basbakani, Isak Shamir, FKO'niin gorusmelerden haric tutulmasi, Filistin'in bagimsizhk ve Filistin devletinin kurulusu

37

konulannm dogrudan dikkate almmamasi sam ile toplannya katilacagim bildirdi. Madrid Konferansi'nda kabul edilen esaslara gore, daha soma Washington'da snrdurulen gorusmelere FKO katilmamis ancak, FKO Baskanhgi Filistin Yerel Yonetimlerinden katilan Filistinli temsilciler tarafmdan bilgilendirilmistir" (Pehlivanoglu, 2004:238)

"Gorusmeler devam ettikce sorunlar daha da karmasik bir hal aliyordu, Ozellikle multeciler sorunu, Filistin tarafmm gundeminde gorti~Ulecek hayati bir konu olarak dururken, israil bu konuda Filistinli temsilcilerle ikiIi gorusmeler yapmaktan kacimyordu.Gorusmelerdeki bir diger onemli konu ise Filistinlilerin ozerk yonetimi meselesi idi. israil Devleti bolgede kurulacak Filistin Otorite'sinin miimkiin oldugunca az yetkiye sahip ve israil gndumnnde olmasim istiyordu. Subat-Mart 1992 donemi dorduncu tur gcrusmelerinde israil tarafi Filistinlilere idare, yargi ve guvenlik hXIgede israil

dan, Filistin

da uzlasma a ulkesinde as uyelerini rreci askiya

3.1.11. Oslo Gorii~meleri

Bans Sureci olarak adlandmlan girisimlerin ilk evresi olan Madrid Konferansma katilan taraflar kendilerini tatmin edecek sonuclar elde edememis, konferansa katilmakla yetinmislerdir. Bans Surecinin ikinci basamagim Oslo Gorusmeleri olusturmaktadir. Oslo Gorusmeleri israil lsci Partisi yetkililerinin diger Arap devletleri tarafmdan yalruz birakilan Filistin'in durumundan faydalanmak istemesi temeline dayanmaktadrr. israil Oslo'da yapilan gorusmelere kadar FKO'yU terorist bir orgllt olarak nitelendirmis, onunla herhangi bir anlasma yapmayi kabul etmemistir.

"Filistinliler ile israil arasmdaki Oslo gorusmeleri, Norvecli bir sosyal arastirrnaci olan T. Larsen ile israil Disisleri Bakan Yardimcisi ve onemli bir dll~tiniir, bir bans taraftan olan Y. Beiling tarafindan 1992 yaz aylarmda kotanlmistir.Soz konusu

38

kimseler ile Arafat'm yakm adami ue; Filistinli Arap Oslo'da gizli ve gayri resmi olarak bir araya gelmisler, 20 Ocak 1993 tarihinden baslamak suretiyle olasi bir bans anlasmasunn dayanabilecegi ilkeleri tespite cahsrmslardir" (Topur, 2004: 411).

1991 yihnda Israil-Lttbnan sinmndaki tampon bolgeye yerlestirilen 415 Filistinliye uygulanan sert tutum nedeniyle bans surecinin kesilecegi samldiysa da boyle olmanustrr, Gizli olarak yUrUtillen Oslo bans gorusmelerinin basanya ulasmasmdan sonra 9 Eylul 1993 tarihinde israil ve FKO karsrhkh olarak teati edilen mektuplarla birbirlerini tammislar ve 13 Eylul'de Washington'da bir araya gelen Arafat ve Rabin, ortak bir bans bildirisi yaymlarmslardir" (Dedeoglu, 2002: 92). "Israil Devleti ve Filistin Kurtulus Orgiitii tarafmdan imzalanan bu bildirge ve onun hazirlik cahsmalan, israil'in FKO'yii tammasmi, israil ordusunun Gazze Seridi ve Eriha'dan cekilmesini (veya yeniden konuslandmlmasim), aynca FKO'niin israil Devletini 1., ... ., lr, bes yilhk

cekilmesini gelecekteki pazarhklara

r sayfa acti. .askam Bill Clinton'm ontmde gazetecilere poz verdiler, el sikistilar ve Oslo'da baslatilnns olan israil-Filistin gorttsmelerini bir anlasma ile somut bir sonuca vardirdilar. Bu anlasma ile israil ve Filistin taraflan tarihte ilk kez birbirlerini tanmus ve ikili bir metne imza atmis oluyorlardi.Bu anlasmayla birlikte, tum dtmyada, Ortadogu'da artik bans ruzgarlannm esmeye basladigi kanaati yaygmlasn. Yakm gelecekte Ortadogu'daki Arap-israil ihtilafinm kalici bir cozume kavusacagi, bansm Ortadogu'ya refah ve mutluluk getirecegi dnstmcesi buyuk bir kabul gordu" (Akcay, 2003: 181). Bans icin hayati onem tasiyan Kudus, simrlar, Filistinli multeciler ve Y ahudi yerlesimciler konularma hie; deginilmemis olmasi, Oslo Gortismeleri'nin ashnda du~iinUldugu kadar onemli bir ilerleme olmadigim gostermektedir.

"israil'li bansseverler bu antlasmaya "Siyonizm tarihinin en buyuk ikinci basansi" derken karsi gOrU~tekiler "Oslo Felaketi" demisler, aym sekilde Filistin

39

kamuoyunun onemli bir kismi (% 61) bunun bagimsiz Filistin Devleti icin anlrms buyuk bir adim oldugunu dusunurken muhalifler ve ozellikle intifada sirasmda Arafat liderligindeki Filistin Kurtulus Orgutu'ne alternatif bir liderlik gelistiren Hamas ve Islami Cihad gibi orgutler, Filistin davasma yapilnus en buyuk ihanet oldugunu ileri surmuslerdir" (Ersin, 2003: 105).

"1993 ve 1994 yilmda lsrail isgali altmdaki topraklarda Filistin Ozerk Yonetimi ve htikumeti resmen tanmnustir. Bu arada aym yil Yaser Arafat Gazze'ye geri donmtlstur. 1995'de Israil bircok yerden (Kalkiliya, Tulkarem, Naplouse ve Ramallah"tan) cekilmis ve bu yolla iyi niyet gostermistir.Ancak, Arafat'm bagimsizhk yerine ozerk yonetime razi olmasi ve Israil' e karst yumusak bir tutum sergilemesi yuzunden, ozellikle Abdulaziz Rantissi liderligindeki Hamas Arafat'r cok sert elestirmistir, lsrail'deki radikal gruplar da bans surecini bozacak uygulamalanm

1 bir Israilli tzaran . daha bir devlet yeni sartlar ile Sarm-el-

"Rabin'in oldnrulmesi ve ona paralel olarak artan bans atmosferi dahl devlet politikasma donusturulen oyalama taktigini sekteye ugratamaz, Likud Partili Benjamin Netenyahu'nun iktidara gelisiyle snreci savsaklamaya yonelik girisimler de hiz kazamr. Oslo bans gorusmelerinde bagimsiz bir Filistin devletinin kurulmasi ongorulen 1999'a yaklasildigmda Israil ne cekilmesi gereken topraklardan cekilir, ne de uzerine dusen yukumlulukleri yerine getirir. Oysa 242 no'lu BM karanm baz alan gorusmelere gore lsrail'in isgal ettigi Gazze ve Dogu Kudas de dahil olmak uzere Bat! Seria'mn tamammdan cekilmesi gerekiyordu. Ama temel sorunlann bir karara baglanmamasi samimi olmadigi her halinden belli olan lsrail'e snreci savsaklamak icin aradigi bahaneyi verir. Filistinliler acismdan bakildigmda bans sureci diye tabir edilen bu alti sene boyunca (1993-1999) kelimenin tam anlamiyla havanda su dovulur.

40

Umitlerin kmlmaya basladtgi boyle bir ortamda iktidara gelen Ehud Barak hem zaman kazanmak hem de her an patlamasi muhtemel II. Intifada'yi engellemek icin Oslo'dan ayn yeni bir surec baslatma onerisinde bulunur. Bans karsiti bir gorUntii sergilemekten ozenle kacman Arafat halkinm tepkisine ragmen yeniden masaya oturmayi kabul eder" (Turan, 2003: 207).

3.1.12. II. Camp David Antlasmasr

"ABD Baskam Bill Clinton, taraflan 2000 yilmm Temmuz aymda bans gorusmeleri icin bir araya getirmeyi basardi. -0 stelik yer olarak da Ortadogu bansi acismdan oldukca anlamh bir yer secilmisti: 22 sene evvel yine bir bans muzakeresine ev sahipligi yapan Camp David" (Sonmez ve Kalayci, 2003: 57).

idin gorusmeleri unu kismen asmda israr

Barak buna sayilan 3.5 mlunan 150 sorun teskil ediyordu. Bunun yanmda her iki taraf da gerek Amerlka ve gerekse diger Batih ulkelerden ciddi oranda mali yardim talep etmekteydiler. israil isgal ettigi yerlerden cekilme sarn olarak Y ahudi yerlesimciler icin yeni merkezler kurulmasmi ve yerlesimcilerin guvenliginin saglanmasim isterken bunun yaklasik maliyeti olan 30 ila 50 milyar dolan da Amerlka'dan talep etmekteydi. Filistinlilerin mali yardim istekleri daha az olmakla birlikte sonucta bu da milyarlarca dolan bulmaktaydi, Amerlka ise bu taleplerin tamammi karsilamakta zorlamyor ve AB ile Japonya gibi devletlere yonelme ihtiyaci hissediyordu" (Sonmez ve Kalayci, 2003: 59:-60).

"Onerideki en buyuk yamlsama tartismalann odaklandigi Kudus uzerinde yasamr. Ehud Barak ve onun suyundan giden bircoklannm "Kudus'u dahl verdik" dedigi oneriye gore Kudus'ten kastedilen Harem-i Serif'in bulundugu Eski Sehir'den ziyade, genisletilmis Kudus belediye simrlan icinde bulunan bir banliyodur. Bir tunelle girmelerine musaade edilecek Eski Sehir' de ise Filistinlilere bir buro acma ve

41

bayraklanm dalgalandrrma hakki verilir. Buradaki hava ve yer alti hakimiyetinin israillilere ait olacagi dii~UnillOrse, bayrak ve buronun sembolden oteye gidemeyecegi asikardir. Kisacasi israil, topraklanmn % 78'ini ilhak ettigi Filistinlilere geri kalan % 22'lik bolum iizerinde dahi tam bir hakimiyet verme taraftan degildir" (Turan, 2003: 208)

"Arafat Camp David'de E. Barak ile gorusmelerde bulunurken israil ile bansa hayir diyen ve aralannda Hamas ve islami Cihad'm da bulundugu sekiz radikal kurulus Sam'da toplanarak israil'e karst askeri mucadeleye devam edeceklerini ilan etmislerdir, Bunlar, Arafat'm mesruiyetini kaybettigini ve Filistin halkim temsil etmedigini ileri surmuslerdir.

Camp David'de gorusme yontemi olarak, "paket anlasma" dedigimiz yani, ele alman tum konularda anlasma olmaksizm sadece anlasma saglanan hususlann, 11 taraflarm gitmelerini yaratmistir. nk bir hafta Iandigi ilan

Sureci'ne

onanlmasi cok zor yaralar acti. Kimilerine gore, hayati meseleler iizerinde uzlasilamamis olsa da hemen hemen her konunun taraflarca en ust seviyede konusulup tartisilmasi ve bircogunda da onemli sayilabilecek mesafeler almmasi dahl zirve icin bir basan sayilmahydi. Belki de her iki tarafm da gercekleri gormeleri ve birbirlerini anlamalan icin biraz zamana ihtiyaclan oldugunu kabul etmek gerekir" (Sonmez ve Kalayci, 2003: 61).

''Nihai antlasmanm 13 Eylul 2000'de yapilmasi ve Filistin Devleti'nin de bu tarihte kurulacagi ilan edilmis olsa da, bu gerceklesmemis ve taraflar arasmda gorusmelerin kesilecegi izlenimi veren yeni bir catisma donemine girilmistir (Dedeoglu, 2002: 96). "Aslmda Camp David II toplantisi Amerika ve israil tarafmdan yapilan bir zorlamadan, kosullar hazrr olmadan, sonuclan hesaba katilmadan atilan bir buyuk adimdan ibarettir. Arafat'm boyle bir zirveye hazir olmadigim kendisini Haziran'da

42

ziyaret eden Albright'a acikhkla soyledigi ve zaman tamnmasim istedigi bir srr degildir, Buna ragmen Arafat zirveye surnklenmis ve Arap alemi sartlandinlmaya cahsilrmstrr. Cunku Barak, attigi bans adimlanndan basan saglayamarmstir, i<; politika itibariyle son derecede sikisik durumdadrr ve bir zirve ile saglanacak zamana, ozellikle vanlabilecek bir uzlasiya ihtiyaci bulunmaktadrr. Baskan Clinton artik ikinci doneminin sonuna yaklasmakla, girtlagma kadar girdigi Arap- israil isinden artik muspet sonuc almak istemistir. Amerikan tarafi, Arafat'a zaman tanmmasmm ilelebet hareketsizlik olacagmi du~Unmu~ olacak ki, kendilerinin ve israil'in ihtiyaclanm onde tutarak bu zirveye girismistir" (Topur, 2004: 441).

3.1.13. II. intifada

28 Eylill 2000'de Ariel Sharon, birkac israil milletvekili ile birlikte Harem-i Serif'i ziyaret etmistir. Sharon, buramn Yahudilerce de kutsal yer kabul edildiginden mek olarak eketteki asil

mna ugradi. onemliydi. al mekanda - +.,-~-" israil

gnclerine karst bir govde gosterisinde bulunmak icin ..... Namaz sonrasi binlerce kisi Eski Sehir'in sokaklanna dagihrken Aslanh Kapi'dan eikanlar hemen yakinlardaki Musluman mezarhgmdan aldiklan taslan israil askerlerine yagdirmaya baslarmslardi. Bu taslar aylar surecek ayaklanmamn habercisiydi: El Aksa Intifadasi baslamis, bans rafa kaldmlrmsn''(Brsin, 2003: 1 06).

"Filistin otoritesinin, hapiste tuttugu Hamas ve islami Cihad militanlanm serbest birakmasiyla daha da artan gerginlik, gornsmelerin kesilmesi yolunda korkular yaratmis ancak araya giren ABD yeniden snrecin eahstmlmasim saglamistir.Bununla birlikte, II. intifada hareketi ve israil'in buna yamtiyla artan catismalar sonucu, Arafat daha sert bir tutum takmmaya baslamis, Barak da Filistinli gruplann denetlenmesi konusunda Arafat'r yeterli onlemleri almamakla suclamistir" (Dedeoglu, 2002: 97).

43

"Clinton catismalara son vennek, taraflan masaya oturtmak ve muzakerelere kaldigi yerden devam etmek amaciyla oldukca yogun bir diplomasi trafigi izliyordu. Nihayet cabalar bir sonuc verdi ve taraflar Ekim'in 16'smda Misir'm Sarmu's-Seyh sehrinde duzenlenen zirve icin tekrar biraraya geldiler. Zirvede Clinton'la beraber BM Genel Sekreteri Kofi Annan, Urdun Krah Abdullah He ev sahibi olan Husnu Mubarek ve AB'den bir temsilci bulunuyordu" (Sonmez ve Kalayci, 2003: 62). "Zirve sonrasmda herhangi bir anlasma metni aciklanmamistir. Sadece Baskan Clinton, basma bir bildiri okumus ve uy noktada mutabakata vanldigmi aciklamis; basmdan hicbir sual da almarmstrr .... Uzerinde mutabakat saglandigi ilan edilen iiy noktayi; catismalara son verilmesi icin Filistin ve israil taraflannm kendi kamuoylanna cagnda bulunmasi ve bunu saglayacak adimlan atmalan, ikincisi, taraflarm Bans Surecini canlandrrmak uzere Washington He damsmalara devam etmeleri, uyiincii ve 'son olarak da, siddet olaylarma

V~U''''J;;'''''''U''u.~ ve olanlarm

n tarafmdan

yon resmen, anhs da olsa {1 "Mitchell

:ti koalisyon ortagr partilerin desteklerini cekmeleriyle dii~mii~, Subat 2001 'de yapilan secimleri asm sager Likud Partisi lideri Ariel Sharon kazanmistir. Secimi Sharon'un kazanmasi bans umutlarma golge dii~iirmu~tiir.

Gercekleri Arastirma Komisyonu bes ay cahstiktan sonra hazirladigr raporu Nisan 2001' de acikladi, "Raporda; taraflar arasmda catismalann derhal durdurulmasi ve guvenlik arttmci tedbirlerin almmasi, bans gorttsmelerine en erken zamanda baslanmasi onerileri yer aldi" (Pehlivanoglu, 2004: 242). "Mitchell komisyonu, siddetin kokleri konusundaki sorusturmasim bir ateskes ve israil yerlesimlerinin derhal dondurulmasi cagnsiyla noktahyor, bu yerlesimleri catismanm tirmanmasmm bashca nedeni olarak kabul ediyordu. Filistin baskam Yaser Arafat, Mitchell komisyonunun tavsiyelerini kabul etti; 0 donemde yaymlanan bagimsiz kamuoyu arastirmalanna bakilacak olursa, israillilerin cogu da bu tavsiyeleri onayhyordu. Ama israilli yoneticiler, kolonizasyonun durdurulmasma yonelik her turlu girisime muhalefetlerini bir kez daha yinelediler. Hatta

44

basbakan Ariel Sharon 400 milyon do lara kadar yeni yerlesimleri finanse etme onerisini getirdi ve bir yildan kisa bir surede kirk yeni yerlesim kurmayi basardi" (Bishara, 2003: 119-120).

"Haziran 2001 tarihinde, 21 Yahudi'nin oldugu bombalamayi takip eden donemde her iki taraf, CIA Baskam George Tenet baskanhgmda, yeni guvenlik gorusmelerine baslanmasim kabul eder. Baslayan gorusmeler sonunda ulasilan Tenet plam, FKO'nfin ve tum Filistinlilerin, teror eylemlerini durdurmasim ve karst cikmasmi onerirken, israil Kuvvetlerinin 28 Eylul oncesindeki bolgelerine cekilmesini tavsiye eder. Gerek Mitchell Raporu ve gerekse, Tenet "ates-kes" pl am, ihtilafin, isgalden kaynaklanan bir politik sorun oldugunu ve politik yozilm gerektirdigini kabul etmek yerine, bir guvenlik krizi olarak: tarumlamisnr

Mitchell Raporunun yaratmis oldugu elestiri ortammda, Kasim 2001' de yasanan

Hanud'un bombalama oldu. israil 1 hiikiimeti steklemekle

2004: 242-

"II. intifada hareketi, israil'in bolgedeki varhgim tumuyle ortadan kaldirmayi amaclayan bir soylemle sertlesmis ve 2002 Mart aymdan itibaren israil, hareketin bertaraf edilmesi amaciyla askeri operasyonlara baslamistir. Soz konusu operasyonlar, Bat! Seria' daki Filistin yerlesim bolgelerinde ve Filistin kamplarmda israil aleyhine faaliyet snrdnren "teroristlerin" bertaraf edilmesi biciminde tammlanmistir. israil'in talebi Arafat'm Filistin adma teror eylemleri gerceklestiren lslamci kuruluslan yok etmesi ve bu turden eylemlere son verdirmesidir. Yok eger Arafat bu turden bir yetenege sahip degilse ya da bunu istemiyor ise, 0 zaman bu politika bizzat israil tarafindan gerceklestirilecektir, 2002'nin Mayis ayma gelindiginde, israil'in ikinci yolu izledigi ortaya cikrmstir" (Dedeoglu, 2002: 99).

"Bolgede siddetin giderek artmasmdan endise duyan AB, cesitli yollardan diplomatik girisimlerde bulunarak: Sharon'a bans gortlsmelerine baslamasi cagnsmda

45

bulundu. Sharon, siddetin sorumlusu ve lideri olarak gordugu Arafat'la gorttsmelere baslamasmm zor oldugunu, oncelikle siddetin durdurulmasi gerektigini ve Arafat'm, israil'in sundugu ve her seyin bastan baslamasi temeline dayanan bans plamru kabul etmesini istiyordu. AB, israil'in Bans Sureci'ni tekrar bastan baslatma istegine karst cikarak, gortlsmelerin baslamasmm temel parametresi olarak israil'in ilan edilecek Filistin Devleti'ni tammasim istiyordu. Sharon donemine kadar AB'nin bolgedeki politikalan, Amerikan politikalanmn tamamlayicisi ve onun bir uzannsi olarak gorulttrken Sharon'la beraber politikalardaki temel farkhhklar iyice gun ytiziine cikmayabasladi" (Senel, 2003: 168).

"Birlesmis Milletler ve Avrupa Birligi'nin israil'i sert bir dille elestirdikleri bu donem, Amerika'mn gee de olsa bolgeye elcisini gondererek olaylara mudahale etmesi He catismalara ara verilmesi icin gerekli olan ilk adimm atilmasi ile son buldu. israil _,t ~u cekilmeye

~06).

k icin Nisan . ABD, Irak 11 destekler litikasmdaki

mnsaade etmeyecegini aciklarken, diger Arap devletleri ABD'nin Irak'a saldmlanna karst cikar ve onceligin, israil-Filistin sorunun 90zUmienmesine verilmesini savunurlar" (Pehlivanoglu, 2004: 244).

"Catismalarda 90k sayida Filistinlinin yasammi kaybetmis olmasi, israil'i uluslararasi alanda zor bir duruma sUrUklesede, israil 11 Eylill sonrasi konjonktnre uygun bir politika izledigini belirterek "anti-teror karsihgi bans" girisiminefiazir oldugunu ileri snrmustur. Cansmalarm sonlandmlmasi ve yeniden bans surecinin hazirlanmasi amaciyla Mart 2002 sonunda Beyrut'ta toplanan Arap Birligi Zirvesi'nde Suudi Arabistan veliaht prensi Abdullah'm ileri stlrdugu bans plam onaylanmistir. Bu toplantiya Arafat da cagnlmis, ancak israil onun cikisma izin vermemistir,

Soz konusu plan, israil'i ateskes ilan etmek ve Kudus'u Filistin'e vermesi gibi maddeler tasidigmdan israil tarafmdan reddedilmis, aynca israil, sorunu uluslararasi

46

diizlemde yozme girisimlerini de kabul etmemistir, Bu cercevede israil, bOlgeye BM Bans Giicii yerlestirilmesi onerisin~ AB Genel Sekreteri'nin Arafat ile gorii~me talebini, AB nezdinde olusturulan bir arabulucu heyetin bOlgeye gelmesi girlsirnini geri cevirmistir" (Dedeoglu, 2002: 99-100).

"Israil 3 Nisan 2002'de Cenin kenti ve Nablus'un Salfit kasabasmi isgal etti.

Ramallah, Kalkilya, Beytiillahim, Tulkarim ve Beyt Cala ile beraber, 350 bin Filistinli israil isgali altma girmis oldu. Beytiillahim'de Hazreti Isa'mn dogduguna inamlan yerde kurulan Nativitas (Milad / Dogus) Kilisesi'ne 200'e yakm silahh Filistinlinin sigmmasr ve israil'in kiliseyi kusatmasi giderek uluslararasi krize donii§tii. israil'in Nativitas Kilisesi'ne karst yaptlgl fuze saldmlan Katolik dunyasi tarafindan siddetle elestirildi. Diger taraftan Avrupa'dan gelen tiim elestirilerin "Avrupahlarm geleneksel Yahudi dii§manhgl"run bir yansimasi oldugunu ileri siiren israil, 19 Nisan 2002'de, ABD'den n,"} tesisi iein

)3: 170).

onen Saron lar baslatir. mndan alan r~ baslanr, sirasmda erkekten kadma, cocuktan emzikte olana, okiizden koyuna onlerine cikan her §ey hedef ahmr. 14-50 ya§ arasi tiim erkekler tutuklamp, agrr iskencelere maruz kalacaklan kamplara gotiiriiliirler. ~iipheli goriilenler hemen oracikta infaz edilirken direruneyi secenler ise sivil-asker aymmi gozetmeksizin toplu halde katledilirler. Sadece Cenin kampmda yiizlerce sivil oldiiriiliir. Masum insanlarm slgmdlgl cami hatta kiliseye dahi saldnmaktan kacmmayan, israil'in ofkesinden diger mahlftkat da nasibini ahr, Ahrrlardaki hayvanlar oldiiriiliip bansm simgesi zeytin dallan bile kesilir. Isgal edilen kentlerdeki altyapi ve binalar yerle bir edilir. Filistin ozerk yonetiminin tiim ekonomik kazammlan 15 giin gibi cok kisa siirede yok edilir. Kisacasi tiim diinyanm, ozellikle islam aIeminin sessiz bakislan altmda 21. yiizytlm ilk soykirnm gerceklesir" (Turan, 2003: 208-209).

47

"Diinya televizyonlarma Filistin'de hakim olan dehsetle ilgili pek cok goriintii yansidi. Baslanndan tek kursunla vurulmus olan Filistinliler, elleri ve gozleri baglanmis ve mechule gotiiriilen esirler, mum l~lgmda diinyaya seslenen bir devlet baskam, lSSlZ ve karanhk Filistin sokaklan, israil askerlerinin baskmma ugrayan hastaneler, israil tanklan tarafindan vurulan rahipler ve rahibeler ve masum Filistin halkma "canh siper" olmak icin bu topraklardan cikmayi reddeden sivil toplum orgiitii iiyelerini gosteren anlar tarihe gececek goruntuler arasmdaydi" (Akcay, 2003: 208).

3.1.14. Filistin'e Yol Baritasr

"ABD baskam George W. Bush, 24 Haziran 2002 tarihinde yaptig; konusmada Israil-Filistin sorununu yozerek Ortadogu'da bansm ve istikrarm tesisi icin ABD, BM, AB ve Rusya'nm kanlacagi bir yoziim girisimi baslanr''(Pehlivanoglu, 2004: 244). "Diplomasi dortliisii" olarak adlandmlan bu devletler Washington'da bulustu, Yapilan icin neler

li1istin-israil ip "Quartet" , damsmalar )04: 620).

" 'Yol Haritasi' yaklasik iiy senelik bir surecte Filistin Devleti'nin kurulmasmt, orta vadede ise Arap-lsrail anlasmazhgma kahci bir yOziim getirme arayismm temellerini atmayi amaclamaktadrr, Yol haritasi diger bans ya da uzlasma planlarma genel yapi itibariyle benzese de, metnin icerigindeki bazi dnzenlemeler acismdan diger planlardan aynlmaktadir, Yol haritasr temel olarak Filistin Devleti'nin kurulmasi icin asilmasi gereken siireci betimlemektedir. Oncelikle israil' in temel kaygisi olan giivenlik sorununun asrlmasi planlanmakta ve bunun icin israil'e karst silahh eylemlerde bulunan Hamas ve lslami Cihat gibi terorist orgiitlerin bu eylemlerinin engellenmesi amaclanmaktadir. Bunun icin Filistin Yonetimi'nin Gazze ve Batt Seria'da gtrvenligi kontrol altma almasi ve bu orgiitlerle aktif bir sekilde miicadele etmesi amaclanmaktadir. Bununla birlikte israil'in, intifadanm baslamasi He birlikte 28 Eyliil 2000 tarihinden itibaren Gazze ve Ban Seria'da isgal ettigi topraklardan geri cekilmesi

48

ve 1967 smirlanna geri donmesi planlanmaktadir. Bu noktaya kadar diger bans planlarmdan pek farkli gortmmeyen 'yol haritasi' devletlesme siirecine girecek olan Filistin yonetiminde radikal degisimler de ongonnektedir. Arafat'm Filistin yonetlmindeki etkinligini tamamen reddeden mevcut israil hiikiimetinin de etkisi He ongoriilen bu radikal degisiklikler arasmda bir basbakan atanmasi, yonetim yapismda koklii bir refonna gidilmesi ve bir Filistin anayasasmm OIU~Sl amaclanmaktadir.

Bu kosullar saglandlgl taktirde ise, Filistin Devleti'nin kurulusu siirecine gidilecek ve birlikte yasayacak bu iki iilke arasmda kahci bir bans anlasmasmm detaylan iizerinde uzlasmaya vanlmaya cahsilacaknr. Bu maddeler, Filistin'deki yerlesimciler sorunu, smirlar, Kudiis'iin statiisii, su kaynak.larmm paylasnm gibi bashklardan olusmaktadir" (Sen, 2003: 79-80). Filistinli mUlteciler konusuna deginmemesi Yol Haritasi'mn en biiyiik eksikligidir, Filistinliler icin onemli konulardan ~~smda bans

ail'In Suriye

alan sartlar lmsedigi ve

iyin israil'i , bans iyin toprak. ilkesine dayah olarak, 1967 Isgalinl ve dolayisryla israil He Filistin arasmdaki ihtilafi sona erdirmis olacaknr, Yol Haritasr'nm, aynca, israil-Suriye ve israil-Liibnan arasmda kapsamh bans gorii§melerinin acilmasma yardimci olacagi degerlendirilmistir. Yol Haritasi'nm uygulama asamasmda, bagunsiz Filistin Devleti'nin kurulmasma paralel olarak, Arap devletlerinin, Filistin devletinin yapllanmasmda ~birligi yapmalan ve israil ile iliskilerini normallestirmesi ongorii1mii~" (Pehlivanoghi, 2004: 244-245).

Her iki tarafca da kabul edilen Yol Haritasma, "Suriye ve Liibnan, kars; olduklanm aciklannslardrr. Kendilerinin yer almadigr ve sadece israil ile Filistin arasmda imzalanacak bit bans anlasmasmm kahci ve gecerli olamayacagmi soyleyen Suriye yonetimi, kahci bit bansm ancak bOlgedeki tUm aktorlerin kanhmnn iceren bit planla uygulanabilecegini savunmaktadrr. ABD Disisleri Bak.aru Colin Powell'm Haziran 2003'te Suriye'ye yaptlg1 ziyareti sirasmda dile getirilen bu durum, sorunun

49

sadece Israil ile Filistin arasmda olmadigmi ortaya koyarken, ABD'nin Suriye'yi bu denkleme sonradan kanlacak bir aktor olarak gordiigu ortaya cikmaktadir" (Sen, 2003: 80).

Amerika, Yol Haritasi'nm fiili olarak gecerlilik kazanmasi icin cahssada basanli olamadi ve bOlgedeki siddet olaylan durdurulamadi. Gelismis askeri techizata sahip israil girvenlik guclerinln Filistinli direniscilerin intibar saldmlanyla basa cikamamasr israil'in kendi icinde de huzursuzluklarm baslamasma neden oldu. israil bu olaylara son vermek icin once direnis gruplannm liderlerini yok etmeye ve terorfin kaynagi olarak kabul ettigi gocmen kamplanru vurmaya basladi, Ancak bu olanlar Filistinlileri durduramadi ve karsihkh cansmalar daha kanh bir sekilde devam etti. israil kUyiimsedigi Filistin direnisine bu sekilde karsi koyamayacagrm anlaymca baska bir yola bas vurdu. Bu yol israil'in "Gazze ve Ban Seria'daki bazi yerlerden tek tarafh ----;tiyle tedbir

drerek teror

l bu bOlgeyi nayla) Ban ge kurmak, ve bu nedenle israil'in gUvenlik baknnmdan yumusak karmdir, Orada bir milyondan fazla Filistinlinin yanmda yasayan 8 bin kadar Yahudi'nin gtivenliginin saglanmasi insan gUcii ve masraf kuyusudur. Sharon buradan cekilmekle hem maddi ve manevi kazanc saglarmsnr ve hem de terorist kuruluslann buraya daha fazla sayida gelmesiyle Arafat yanhlarmm egemenligine meydan okumalan, Filistinli ile Filistinlinin tokusturulmasi imkan dahiline girmektedir. Nitekim oyle de olmustur" (Topur, 2004: 626-627).

3.2. Irak Sorunu

Ortadogu BOlgesi'nde silah seslerinin susmadigi, sorunlarm hiy bitmedigi ya da bitirilmek istenmedigi bir diger iilke de Irak'tir. Bu bashk altmda iran Irak Savasi ve ABD'nin Irak'r isgali ele almacaknr,

50

3.2.1. iran - Irak Sava~l

Irak ile iran arasmda tarihi surec icerlsinde bir cok savas yasannusnr. Yani bizim konumuz olan ve 1980 yilmda baslayip sekiz Yl1 siiren iki komsu iilke arasmdaki savas ilk degildir. "1979Yllmda lran'da yasanan sosyal patIama sonucu, ABD'nin destegi ile Sah doneminde modernize edilen ve envanterinde donemin en modem silablarma sahip iran Silahh Kuvvetleri, Ayetullah Humeyni'nin kurdugu iran islam Cumhuriyeti'nin kontrohine gectl, Humeyni yonetiminin kontroliine gecen iran askeri giicii, yarattig; belirsizlik nedeniyle, bolge iilkeleri ve ozellikle Irak iyin oldugu kadar, Basra Korfezi petrollerine yonelik tehdit olarak algilandi" (Pehlivanoglu, 2004: 179). 1979 yihnda iran'da yasanan bu koklii degisiklikler iki iilkeyi adim adim savasa gotiirmii~.

1980 yilmda baslayan savasm.Sattu'I Arap, KUrt sorunu, Sii-Stlnni anlasmazhgi, Kuzistan Araplan sorunu ve rejim farkhhgma dayanan farkhliklar gibi pek cok sebebi n kara simn urns ve 400 1 arasmdaki tlasmasi iIe :>nceleri tek ~ini cekmesi 102: 77).

"Mart 1975'de yapilan Cezayir Anlasmasi Sah ile Saddam'm kanhmi neticesinde ortaya ytkmt~ ve "Orta Hat" ilkesine gore bir mutabakata baglannnstu. Ancak bu mutabakat, yine eskilerde oldugu gibi ve baska sorunIarm da katkisiyla yiiriitiilememi§tir" (Topur, 2004: 263).

"Sattu'l-Arap'm iki iilke iein olan onemi ozellikle petrol endiistrisinde meydana gelen gelismeler sonrasmda artmisnr. Rekabetin sebepleri arasmda tarihi, etnik, din! ve jeopolitik sebeplerden bahsedilebilirse de, Sattu'l-Arap'm ekonomik ve stratejik onemi her iki iilke icin ozellikle de Irak icin, snnrm tarumlanmasmda diger her seyden daba once gelmektedir. Bugiin hem Irak'm hem de iran'm Sattu'f-Arap boyunca onemli ve stratejik limanIan vardir, iran'm en onemli rafinerisi ve Irak'm en onemli limam Sattii'l-Arap iizerindedir. Ama Korfez'e oIan smirh ytkl~l goz online almdigmda Sattii'lArap'm Irak iyin hayati onemde oldugu anlasilabilir" (Ozcan, 2003: 86).

51

iki iiJke arasmda savasa yol acan bir diger onemli mesele de Kiirt sorunudur. 1958 Temmuzunda Irak'ta darbe ile Baas Partisi isbasma gelmistir, "Yeni rejim ve 0 rejimin Sovyetlerle olan iliskisi iran Sahi tarafmdan tehdit olarak algilannusnr. Bu nedenle Irak'i istikrarsizhga itmek icin Kuzey Irak'taki Kiirtlere para ve silah yardimma baslamis ve neticede Irak'm basma uzun siirecek olan Kiirt sorununu sarrmsnr" (Topur, 2004: 265).

"Baas Partisi, Bilhassa ihtila1 Komuta Konseyi Baskan Yardimcisr Saddam Hiiseyin Tikriti'nin cabalan ile 1961 'den beri devam eden Kiirt meselesine bir ~oziim getirmek iizere Kiirdistan Demokrat Partisi lideri Molla Mustafa Barzani He 1970 Martmda Ktirtlere muhtariyet veren bir anlasma imzaladi, Bu suretle Baas rejimi yillardan beri Irak'm U~lgl bir meseleyi bertaraf etmis oluyordu" (Ersin, 2003: 108). ''Verilen muhtariyet adeta sana! oldugundan uygulamada Kilrtleri tatmin etmemistir, Bu ve Isbirligi k'taki Kiirt

x; 1ge1erinde savasa 1974 tibaren iran lin oniinden kaean Kiirtler iran' a sigmiyor ve oradan takviye aldiktan soma tekrar Irak kuvvetlerine karsr miicadeleye bashyordu" (Ersin, 2003: 108-109). "Fakat iran ve Irak arasmdaki bu gerginlik fazla siirmedi. 1975 Martmda Cezayir'de OPEC toplannsi vardi, Bilhassa Cezayir devlet baskam Bumedyen'in aracihk cabalan ile, iran Sahi He Irak baskan yardimcisi Saddam Hiiseyin arasmda, 6 Mart 1975'de bu toplann sirasmda bir anlasma imzalandr, Bu anlasma ile Irak'taki Kiirtlere iran yardim etmekten vazgeciyordu, Bu anlasmadan soma iran'm Kiirtlere yardimmi tamamen kesmesi He Kuzey Irak'taki Kiirt ayaklanmasi da sona ermistir" (Ersin, 2003: 109).

1975 yilmda lran'm Kurt hareketinden destegini cekmesi karsihgmda Irak, biiyiik bir fedakarltkta bulunarak Sattii'l Arap su yolunun denetimini iran He paylasmisnr. Ancak iran tiim bu yasananlara ragmen Kurt topluluklanm Irak'a karst ayaklanmaya tesvik etmekten hie vazgecmemistlr.

52

"lran-Irak Harbinin elle tutulur bu nedenlerine ilaveten, iki milletin tarihin derinliklerinden gelen karsihkh husumetlerinin, temel siyasal secimlerinin ve kiiltiirel farklarm da kendilerini boyle bir tukenise sfuiikledikleri anlasilmaktadir. Tarihteki Arap ve Pers cansmalan bilinmektedir. Keza, Sah'm Amerikan yanhsi tutumlarma karsihk Irak'm milliyetci ve Sovyet yanhsi tutumlan da her iki taraf iizerinde siyasi acidan yarattig; dtlsmanca algilamalar ve olumsuz birikimlerin bu tarihi perspektife olumlu katki yapmadigi aciknr, Ancak tarihin derinliklerinden gelen olumsuz unsurlarm basmda kuskusuz, bu iki milletin aym dini paylasmalanna ragmen aralarmdaki StinniSii farkhlasmasi gelmektedir. Irak halkmm cogunlugu Sii iken Siinni idare alnnda yasamasi ve lranhlarm Irak'taki Siilere, Irak'm da iran'daki Siinni ve Arap kokenli toplumlara el atmalan iki iilkeyi tetikleyen ayn ve kuvvetli husumet nedenleridir" (Topur, 2004: 267).

n<>..<!_. .. """'''''L'1 ile birlikte i Irak icin gari % 40'1 den itibaren )tinmeyerek

sn Araplan sorunudur. Kuzistan Araplan, Humeyni rejimi sonrasmda bagnnsizhklanm istemislerdir, iran yonetimi tarafindan istekleri kabul edilmeyince iki taraf arasmda cansmalar baslanusnr. lste bu Strada lrak, Iran'm Kiirtleri kullanarak kendine yapngnu Kuzistan Araplan vasrtasiyla lran'a yapnusnr. Cansmalarda Kuzistan Araplarma destek vermistir.

Saddam Hiiseyin 1979 yihnm Temmuz aymda Irak yonetimini ele geclrdiginde, iilke icinde ciddi bir muhalefet ile karst karsiya kalmisnr. Bu siyasi muhalefetin en biiyiik temsilcilerinin Siiler OImaSI iran ile Irak arasmdaki iliskilerin gerilmesine sebep olmustur,

Anlatilan tiirn bu sebeplerden dolayi Saddam Hiiseyin 17 Eyliil'de mecliste bir konusma yaparak 1975 yilmda imzalanan Sattii'l Arap anlasmasmi feshettigini acikladi. Saddam Hiiseyin, bu aciklamadan sonra 22 Eyliil 1980'de Irak ordulanm iran'a karst

53

harekete gecirerek catismalann baslamasma neden oldu.(Ersin,2003: Il1)"Saddam'm hedefi, lran'r isgal etmek ve Humeyni'yi devirmek yerine, Irak-iran smmnda, genisce bir seridi ele gecirerek Irak icin, bir guvenlik hatti kurmaktir. Irak kuvvetleri, baslangicta smm asarak, iran topraklannda genis bir araziyi ele gecirir. Saddam, islam Devriminin yaratngi kaos ve karmasadan yararlanarak basanh olacagi hesabmda yamlmisur. Kisa sure icinde, iran'm gerceklestirdigi karst taarruz ile Irak kuvvetleri cekilmek zorunda kahr" (Pehlivanoglu, 2004: 180-181). "Ayni yilm sonlannda Irak, iran' da isgal altmda tuttugu butun topraklardan cekilerek bans icin girisimlerde bulunmaya basladi.Irak devlet baskam Saddam Huseyin'i devirmeyi temel alan ve savasi cikarttigi gerekcesiyle Irak'tan yiiklii bir tazminat isteyen Ayetullah Humeyni ydnetimindeki iran'm uzlasmaya yanasmamasi nedeniyIe savasi sona erdirme cabalan sonucsuz kaldi" (Ana Britannica, 1990, C.Il: 616). 1983 yih basmda da iran, Irak

sunun daha n nstunluk rir uzlasi ile ve Amerlka aklanmistir. ustir. Suudi Arabistan, once Irak'a Sii karsiti hareketi desteklemek amaciyla yardim etmis, benzer bicimde Urdun de Irak'r desteklemistir. Bu durum, lran'i destekleyen Surlye ile Urdun'un arasmda gerilim yasanmasma yol acmistir. Libya da iran yanmda yer alrmstir" (Dedeoglu, 2002: 78).

"Giivenlik Konseyi'nin 20 Temmuz 1987 gunu ve 598 sayih karanm, 17 Temmuz 1988'de Irak'm kabul etmesi uzerine, iran da 18 Temmuz da kabul etmek zorunda kaldi. 20 Agustos 1988'de de biitiin Irak-iran cephesi boyunca ateskes yururluge girdi" (Ersin, 2003: 117). "Yapilan gorttsmelerde tarafiar, 598 sayih karann maddelerinin uygulanmasi konusunda anlasamadilar. Bu karar daha cok savasi sona erdirme amacma yonelik oldugundan, Sattu'l-Arap'taki muhafaza ve gozetleme isleri ve savas esirlerinin salrverilmesi gibi pek cok konu <;oziilemedi. iran ile Irak arasmdaki sorunlann <;oziimii 1990'a kadar sUriimcemede kaldi. Kuveyt'i isgalinden sonra 16 Agustos 1990'da Saddam Huseyin, iran'm Agustos 1988'de saglanan ateskesten sonra

54

ileri sfudugu neredeyse butun sartlan kabul ederek acil bir resmi anlasma saglamak istedi. 10 Eylul 1990'da iran ve Irak diplomatik iliskileri baslatmak tizere anlastilar. Ama 0 donemde de taraflar simrlar konusunda kesin bir anlasmaya varamadilar. Gtmumuzde simrdaki durum 1990'lardaki sekliyle devam etmektedir" (Ozcan, 2003: 202).

Komsu iki ulke arasmda yasanan bu savas, Korfez nlkeleri arasmda bir guvenlik sorunu yasanmasma, KUrt sorununun temellerinin atilmasma ve Korfez Krizi'nin hazirlanmasma sebep olmustur. Aynca savas esnasmda birbirlerinin petrol rafinerilerini bombalamalan iki tllkenin ekonomisini olumsuz yonde etkilemistir.

3.2.2. ABD'nin Irak'la Savasi

Irak ile Amerika arasmda yasanan savaslan iki donemde incelemek mnmkundur.

Birinci donem Irak'm 1990 yilmda Kuveyt'i isgal etmesi ile basladi ve I. Korfez Savasi ldirmasi ile L II. Korfez

ICI bir bans girerken bu davramslannda degisiklik yaparak iran'a yanasti ve iki tllke arasmda bans yapildi. Irak'in davranislanndaki bu ani degisimin sebebi Kuveyt ttzerinde hak iddia etmesiyle anlasildi.

"iran-Irak Savasi sirasmda Kuveyt Irak'i desteklemisti, Irak'a ciddi miktarda para yardimi yapan Kuveyt'in kamuoyu da Irak'm yamndaydi. Halkm Irak'a olan bu destegi buyttk Olyude, gerceklestirdigi devrimi komsu ulkelere yayma niyetinde oldugunu deklare eden iran'dan duyulan korkuya dayamyordu. lran'm tehditleri, Kuveytlilerin cogunun Saddam'in Korfez'in koruyucusu oldugu fikrine inanmasmr sagladi. 0 donemde Irak'a destek 0 derece buyUktU ki Kuveyt neredeyse Irak'm bir eyaleti sayilabilirdi, Kuveyt'in Irak'r savas sirasmda desteklemis olmasma ragmen iki ulke arasmdaki iliskiler savastan sonra bozuldu'{Ozcan, 2003: 67).

55

Irak iran'la yaptigr savasm sonunda bozulan ekonomisini duzeltmek icin, "basta Suudi Arabistan ve Kuveyt olmak nzere Arap ttlkelerinden ekonomik yardim yapmalanm, bu mumknn olmadigi takdirde, Irak petrol satismm arttmlmasi icin destekleyici tedbir almalanm talep etmisti, Irak, Kuveyt'i ve diger Korfez devletlerini, iran'm emperyalist emellerine karst korudugunu iddia ederek, korfez ulkelerinin yaptigi savas harcamalarma katkida bulunmalanm, ekonomik yardim olarak, kredi vermelerini veya borclannm silinmesi gerektigine inanmaktaydi''(Pehlivanoglu, 2004: 193). Irak'm bu talepleri Kuveyt ve diger Arap devletleri tarafmdan reddedildi. Hatta Kuveyt daha da ileri giderek OPEC'in belirledigi kotanm cok ustnnde petrol uretip petrol fiyatlannm dusmesine neden oldu. Bu olay da Irak'm petrolden elde ettigi gelirlerin dusmesine yol aytI.

Bunun ttzerine "Irak, 16 Temmuz 1990'da Arap Birligi Genel Sekreterligi'ne bir

an Rumeyla ~ Irak'i 2.4

ve "mali

en bir petrol

3. Irak'm bazi Korfez ulkelerine (basta Suudi Arabistan ve Kuveyt) olan en az 30 milyar dolarhk borcu silinmelidir. Ctmktl Irak sekiz yil boyunca bu ulkelerin de cikarlan icin savasnustir.

4. Irak Kuveyt smm yeniden tesbit edilmelidir.

30 Temmuz'da Urdun Krall Huseyin de Bagdat ve Kuveyt'i ziyaret ederek uzlastirma cabasmda bulundu" (Ersin, 2003: 123).

Irak ile Kuveyt arasmda anlasmazhk konusu olan bes temel hukuki konu vardi.

Bunlar "Kuveyt'in ayn bir birim olarak var olma hakki, Irak'm Verbe ve Bubiyan adalan ile ilgili hak iddialan, smmn tam olarak nereden gectigi, iki ulkenin smmndaki Rumeyla petrol bolgesinde Kuveyt tarafmdan cikanlan petrolle ilgili tartisma'tdir. (Ozcan, 2003: 68). "Topraklar ve simrla ilgili sorunlan, petrol fiyatlandirma

56

konusundaki gorii~ aynhklanm ve Irak'm Kuveyt'e olan borclan konulanm gorusmek iizere iki tllke temsilcileri 31 Temmuz 1990'da Cidde'de bir araya geldi. Kuveyt Irak'la simr konusunda bir anlasmaya varmayi, Irak da stratejik Verbe ve Bubiyan adalanm elde etmeyi umuyordu. Veliaht Prens Seyh Saad baskanhgmdaki Kuveyt delegasyonunun hedefi en iyi ihtimalle iki ulke arasmdaki smmn Irak lehine bazi diizenlemeler yapilarak cizilmesiydi ve boylece Irak'm smirda yaklasik 30 yildir yapngi degisiklikleri ve ihlalleri kabul etmis olacaklardi. Irak'm borclanm silmeye hazir gortmen Kuveyt icin bunun olmazsa olmaz sarti simnn kesin olarak cizilmesiydi" (Ozcan, 2003: 70). Ama beklenenler olmadi ve iki ulke sartlarda anlasamaymca gorusmeler kesildi.

"lstekleri reddedilen Saddam, Temmuz 1990'da Kuveyt'i isgali hedeflemisti, ancak silahh kuvvetlerini Kuveyt'e sevk etmeden once lran-Irak harbi snresince ",,,, ... ,,,,1r1"1· 0; konusunda

ehlivanoglu, ile Kuveyt Kuveyt ile iderdi. TUm

:hgl cevapla cesaretlenen Saddam, 2 Agustos 1990'da Kuveyt'i isgal etti. "Irak'm bu hareketinin arkasmda lran-Irak Savasi sonrasmdaki mali zorluklan, Kuveyt'i isgal ederek Korfez'e dogrudan bir 9IkI~a sahip olma ve bolgesel egemenlik hevesleri yatmaktadir" (Ozcan, 2003: 71).

Irak isgal ettigi Kuveyt'in petrol kapasitesi ile dnnya petrol rezervlerinin %20'sini ele gecirmis bulunuyordu. Bu sayede Irak dtmya capmda petrol uretim ayarlamalanyla ve petrol fiyatlanyla istedigi gibi oynayabilirdi. Artik Saddam elde ettigi bu muazzam zenginlik ile super gU9 olma hayalini gerceklestirebilirdi. (Ergil, 1990: 37).

"Kuveyt'in isgali basta ABD olmak iizere bircok ulke tarafmdan protesto edildi.

Ronald Reagan'dan sonra, Baskanhk koltuguna oturan George Herbert Walker Bush (Bush I) Saddam'm Kuveyt'i isgali karsismda siddetle tepki gostererek; "Saddam"m

57

dunya duzenini degistirmesine musaade edemem." beyanlan ile tepki gosterdi, Bush, 2 Agustos 1991 'de isgali siddetli sekilde tel'in ederek, Irak ve Kuveyt'e ekonomik ambargo uygulanmasim, ABD'de bulunan Irak ve isgal edilmis Kuveyt'e ait nakdi varhklanmn dondurulmasmi emretti" (Pehlivanoglu, 2004: 193). Bir cok ulke de Amerika gibi davranarak Irak ve Kuveyt'e ambargo uyguladi. Irak'a silah satan ulkeler sanslanm durdurdu, Irak ya da Kuveyt'e ait mal bulunduran illkeler de bu mal varhgmi dondurdular.

Amerika, israilliler'den bu kriz icinde ozellikle yer almamasmi istedi. C;UnkU Arap devletleri de dahil tum dunya bu olayda Saddam'r hedef alrmsn. israil eger bu olayda yer alacak olursa Saddam'a karst olusturulan cephe zayiflayabilirdi, Kimi Arap illkeleri sirf israil'e olan karsrthklanndan dolayi Irak'm saflarma gecebilirlerdi, (Ergil, 1990: 39).

ne cok kisa esi, kisa bir bir bans ve ince bansci asma birligi

tusunda hareketlenmistir. Ancak, mudahale gerekcelerine dair 0 zaman yapilan degerlendirmeler iki temele oturmustur. Baskan Bush, G. sonbaharda yaptigr degerlendirmede mudahale nedenleri bakimmdan onceligi bagimsiz bir devletin silahh saldm ile isgal edilmis olmasma, yani ahlaki ve mesru nedenlere vermistir, Petrolden bahsetmis ancak bunu harekat nedeni cumlesinden saymarmstir. Saddam'm Kuveyt'ten sonra ikinci bir hamle halinde Amerika'mn Suudi Arabistan'i savunmasmm fevkalade agir zayiatlara neden olacagi ortaya atilnus, petrol konusu bu vesile ile gundeme girmistir. Kontrolden cikmis ya da cikma kabiliyeti olan bir diktatorun, dnnya petrolunun yuzde kirk besini kontrolu hedeflemis olabilecegi, boyle bir halin ortaya cikmesmm Amerikan stratejik cikarlanm buyuk bir tehdit altma sokacagi ve mutlaka onlenmesi gerekecek bir gelisme olarak degerlendirilmistir" (Topur, 2004: 298).

58

"Birlesmis Milletler Giivenlik Konseyi 678 sayih karanyla Irak'm 15 Ocak 1991 'e kadar Kuveyt'i terk etmesini, eger bu karara uymazsa Irak'a karst gerekli giiciin kullamlacagmi belirtti" (Ozcan, 2003: 71). Irak kendisine yapilan rum baskilara ragmen Kuveyt'den cekilmedi. Bunun iizerine Amerika, 17 Ocak 1991 'de Irak'i <;01 Firtmasi admi verdigi bir operasyon He bombalamaya basladi, "Bes hafta suren bombardnnanm ardmdan 26 Subat gOOii kara operasyonu baslanus ve iki goo soma Irak, tiim BM kararlanm kabul ettigini belirterek teslim olmustur. Savas sonucu merkezi denetimin azaImasmdan yararlanan Giiney Irak'h Siller, 2 Mart 1991 'den itibaren ayaklannns, onlan Kuzey'de yasayan Kiirtler izlemistir, Ancak Sii isyanmi kisa siirede bastirarak kuzeye yonelen Irak kuvvetleri kisa surede bu bolgeye de hakim olmuslar, toplu bir katliamdan cekinen Kiirtler de kitleler halinde Tiirkiye'ye sigmmislardir" (Dedeoglu, 2002: 88).

""1"ffii~ Kuveyt ~ ve esirleri ucurmasma bir kararla hi tasryacak

km geQen

"3 Nisan 1991 giinii 687 sayih Giivenlik Konseyi karanyla ambargonun kalkmasr icin Irak'm kitle imha silahlanm yok etmesi kosulunu getiren Birlesmis Milletler"i, 10 Nisan giinii Irak kuvvetlerinin 36. paralelin k:uzeyine gecmemesi iein uyaran Amerika Birlesik Devletleri izlemistir, Ucusa yasak ilan edilen bu bolgeye, Sii halki korumak amaciyla 27 Agustos 1992 tarlhinde 32. paralelin giineyi de eklenmistir. Boylece Irak, 36. ile 32. paraleller arasmda birakrlarak bu cizgilerin disindaki alanlarda denetimini kaybetmistir" (Dedeoglu, 2002: 88-89).

''Irak BM'nin sart kostugu yiikiimluliikleri yerine getirmedigi gerekcesiyle 1993, 1996, 1998 ve 2001 yillarmda tekrar tekrar bombalanmisnr. Ancak bu arada petrol ambargosu biraz yumusamis, BM Giivenlik Konseyi'nin 14 Nisan 1995 tarihli ve 986 sayih "Petrol kar~tllgl Gida" adim tasiyan karanyla Irak'a yilda 4 milyar dolarhk petrol

59

satmasma izin verilmistir. Petrolden saglanan gelirin BM gozetimi altmda halkm oncelikli ihtiyaclanm karsilamak icin harcanmasi ongorulmustur" (Ersin, 2003: 132).

3.2.2.2. Ikinei Ktirfez Savasr

11 Eylul 2001 tarihinde Amerika'da yasanan teror saldmlan ile, dunya siyaseti yeni bir donemece girdi. Butun dunya yasanan bu teror olaylanm kmadi. Saldmlan EIKaide orgiitii ve onun basi olan Usame Bin Ladin iistlendi. Daha once dunyanm pek cok yerinde yasanan teror olaylanna sesini cikarmayan ABD, bu olay kendi basma gelince dunyayi ayaga kaldirdi. Afganistan'da oldugunu tespit ettigi Usame Bin Ladin'i, Taliban ycnetiminden istedi. lstegine olumsuz cevap almca hie vakit kaybetmeden Afganistan'a askeri bir operasyon dtizenledi. Bu operasyonun ardmdan bolge siyasal ve ekonomik yapilandirma projeleri ile gelistirilme yoluna gidildi.

Amerika teror saldmlanndan soma sadece Afganistan'da degil, teror dayanan bir ile isbirligi imi gerekce

n devletine ylemleri de ortada adi gecen devletlerin EI Kaide ya da teror odaklanyla baglantilan ve yine bunlann elinde kitle imha silahlan oldugu iddialarma dair kanrt da gcntlememektedir. Arap idareleri terorun, israil-Filistin sorunu hakkmda israil yan11S1 ve taviz vermez Amerikan siyasetlerinden kaynaklandigim ve 0 nedenle tekrar ikinci bir islam devletine yapilacak saldmmn radikalizme firsat vererek tam tersine teroru daha da azdrracagi inancmdadir. Bununla beraber Arap devletlerinin Saddam'm devrilmesi harekatma ise karst cikmadtklan gorulmektedir" (Topur, 2004: 537).

Amerika'nm Irak'a herhangi bir operasyon duzenlemesi fikrine sadece Araplar degil Fransa, Almanya ve Rusya gibi biiyiik devletler de karst cikrmslardir. Fransa ve Almanya sorunun zor kullanarak degil, banscil yollarla <;oziilmesi gerektigini savunmustur, "Yeni Amerikan idaresine Amerika icinden de muhalefet gelmistir. General A. Zinni'nin Bolgede Amerikan Merkez Komutam iken Amerikan Kongresine

60

verdigi ifadede, parcalanmis bir Irak'm Saddam rejimi altmdaki Irak'tan daha tehlikeli olacagim soyledigi bilinmektedir. Eski Disisleri Bakam Albright ve Baskan Bush, G. 'un damsmanhguu yapan Scowcroft, yapilacak mudahalenin Bolgeyi bilinmeyen tehlikelerin icine itecegini, eski Savunma Bakam R. Schlesinger, Saddam'm devrilmesinin Ortadogu'nun stratejik haritasim degistirmeyi zorunlu hale getirecegini soylemislerdir" (Topur, 2004: 538).

Amerika'mn bu operasyonu diizenleme nedenlerini ~oyle siralayabiliriz; siyasal, ekonomik, stratejik nedenler ve guvenlige iliskin nedenler. Siyasal olarak, "soguk savasm bitmesinden sonra dunyanm tek super gUcu kalan ABD, Afganistan, Irak ve yakm gelecekteki diger saldmlanyla dunya iizerinde hegemonya kurmayi ya da zaten var olan hegemonyasmi percinlestirmeyi amachyor, Zira 0 da biliyor ki diinya hakimiyeti yerkiirenin bu esrarh kosesine sahip olmaktan geciyor." (Turan, 2003: 419)

~eni~ bir dis de Irak'taki thalatcisinm ilitikalanyla umyla ters

diizenleme iya iizerinde hegemonya kurma" istegi icin de, petrol rezervlerini denetimi altmda tutmak onemlidir.

"ABD'nin Irak'a mudahalesinin diger bir onemli sebebi ise guvenlik kaygilanna ve stratejik temellere dayanmaktadir. Bu guvenlik kaygilanmn basmda hie suphesiz Irak'm sahip oldugu du~u.nillen kitle imha silahlan gelmektedir. Bu tiir silahlan kendi halki iizerinde kullanmaktan geri durmayan Saddam yonetiminin tasidig; potansiyel tehdit tum dunyanm dikkatini bu iilke iizerine ve Ortadogu'ya cevirmesine yol acmistrr.

ABD'yi boyle bir askeri miidahaleye goturen diger bir onemli nokta ise israil'in guvenligini saglamak ve kendi cevresinde diger devletlerin faaliyetlerinden tam olarak emin olamayacak bir dusnnceden israil'i bagimsiz kilmaktir. Her an bir terorist saldinnm yasanmasi endisesini tasimasi ve her an terorist bir saldin ile olebilecek vatandaslannm olmasi dusuncesi israil'in gtrvensizligini artiran bir etken olmustur." (Arvasi ve Erkan, 2003: 376-377)

61

"ABD'nin Irak politikasi cok yonlii uygulanmaktaydi, ABD, bir taraftan BMGK aracihgr ile Irak'a uygulanmakta olan yaptmmlan yakmdan takip ediyor, diger taraftan, Irak'a yonelik yapilacak askeri harekat icin diplomatik ve askeri hazrrhklanm siirdiiriiyordu. Irak'a yonelik diplomatik ve askeri hazirhklara acik gerekce, lrak'm sahip oldugu iddia edilen kitle imha silahlan (KiS)'nm varhgiydr .... BM SHah Denetim heyeti Irak'taki arasnrmalarmda, Baskanhk saraylanm kapsayan denetim talep ettiklerinde, Irak yonedminin direnisi ile karst karsiya kalmis ve yasanan kriz icinde iilkeyi terk etmek zorunda kalrmslardi, BM denetim heyetinin Irak'ta Kis arastirmalarma yeniden baslanmasi talepleri Irak yetkili1eri tarafindan uygulanmakta olan yaptmmlar ile iliskilendirilerek, Irak'a uygulanan yaptmmlar kalkmadan denetimlere miisaade edilmeyecegi ifade edilmekteydi" (Pehlivanoglu, 2004: 329-330).

Amerika Irak'a duzenledigi operasyonun temelini, aslmda var olmayan kitle

onaylamasa da ~ iilkeyi bu r. Blair de 'asanan bu l BM silah

bir yolla yaziilmesi icin diplomatik girisimlerde bulundu. Irak Disisleri Bakam Ortadogu iilkelerini gezerek Amerika'nm dnzenleyecegi askeri barekata karst yardun istedi. Aneak istekleri sonucsuz kaldi,

"Silah denetcilerinin Oeak 2003 sonlarma dogru ara rapor vermeleri kararlastmlrmstrr. Bu siire yaklastikca, Giivenlik Konseyinin acik bir mutabakan olmaksizm Amerika'yi Irak'a tek tarafh miieadelede bulunmaktan caydirmak iizere Giivenlik Konseyinin Daimi iiyeleri olan Fransa, Rusya ve Cin askeri bir harekata girismenin mesru zemininin aneak Giivenlik Konseyinden 1441 sayih karardan soma bu yolda ikinci bir karar cikanlmasi gerektirdigini vurguIamaya devam etmislerdir, Harekete Almanya da kanlmistir" (Topur, 2004: 543-544).

62

Silah denetcileri Jrak'taki denetimlerin sonueu ile ilgili ilk raporIanm 27 Oeak'ta Guvenlik Konseyi'ne sundular. Raporda Jrak'ta yapilan denetimlerde kitle imha silah1anna rastlanmadigi bildiriliyor, aneak denetimlerin snrmesi gerektigi vurgulamyordu. Raporda yer alan bu bilgilere ragmen Amerika, Jrak'da kitle imha silahi oldugunu iddia ediyor ve buraya askeri bir operasyon duzenlenmesi gerektigini tekrarliyordu.

"Fransa, Almanya ve Rusya 12 Subat gOOu Jrak konusunda ortak bir muhtira yaymlarmslardir. GUy kullanmanm en son secenek olmasi gereginin altim cizmisler, bansci yollann h&Hi sansi oldugunu belirtmislerdir. Arap Birligi Disisleri Bakanlan da Gtrvenlik Konseyi toplantisi arifesinde akdettikleri toplannda Irak'a yapilabilecek askeri mudahaleyi reddetmisler, Gtrvenlik Konseyinin silah deneteilerine islerini yapma firsati tamnmasmi ve devletinin boyle bir tesebbuse yardimci olmamasmi

nler sonueu ta Gtivenlik ile isbirligi mhk sarayi, pildigmi ve ell, rap orlan dogrultusunda hardal gazmi imha etmeye basladigim, "kitle imha silah1anmn uretiminin ve ithalinin yasaklanmasi" konusunda yeni bir karar aldigmi hatirlatti" (Ersin, 2003: 136).

Bu gelismelere ragmen "Amerika, lngiltere ve ispanya tarafmdan Guvenlik Konseyine 24 Subat tarihinde bir karar tasansi getirilmistir, Tasanda, Jrak'm (1441/2002) sayih karar ile kendisine tamnmis olan firsati degerlendiremedigi hukmn yer almaktadrr. Bunun anlami ve tabii netieesi, ilan edilmeksizin ve uyeleri baglamaksizm Gtrvenlik Konseyi'nin Jrak'a askeri mudahaleye yesil isik yakmasi, nza gostermesi olacakti. Karar gecmemistir ve tasan sahipleri teklifi geri cekmislerdir. Amerika ve lngiltere 27 Subat tesebbustmden soma bu defa da 7 Mart tarihinde Guvenlik Konseyine bir yeni taslak getirmistir. Irak'in, 1441 (2002) sayih karar geregince silahsizlanma konusunda ustune duseni yerine getirdigine Guvenlik Konseyi

63

tarafmdan 17 Mart tarihine kadar karar verilmedigi takdirde aym kararla kendisine tamnan firsan degerlendirmemis sayilacagr teklif olunmustur. Bunu da Fransa, Rusya ve Cin derhal reddetmislerdir" (Topur, 2004: 546).

Ne Fransa, Almanya ve Rusya gibi buyuk devletlerin silahsiz 90zUm onerileri ne de Ortadogu bolgesindeki diger ulkelerin banseil 90zUm arayislan sonuc vermedi. Amerika ve lngiltere, 20 Mart 2003 tarihinde Irak'r bombalamaya basladi. Aym gun, "ABD Baskaru Bush, yaptigi konusmada, "Saddam rejimini devirmek ve Irak'a demokrasi ve bans getirmek amacryla savasm basladigim" dunya kamuoyuna duyurdu. Kisa sure soma, Irak TV'sine cikan Saddam halkma hitap ederek halki saldrrgana karst cihata cagirdi. ABD'nin tek tarafh olarak Irak'a baslattigi askeri harekat, uluslararasi tepkilere neden oldu" (Pehlivanoglu, 2004: 355).

Irak lideri Saddam Huseyin'in yaptigr govde gosterileri, K oalisyon gncleri i le -----;agl imajmi

am Lincoln uvvetlerinin

~lanmasl ve

548). Bush lyon gncleri

Irakhlar tarafmdan baskici Saddam rejimine karst bir umut l~lgl olarak gorunen ABD ve lngiliz kuvvetleri zamanla siddet olaylanm tirmandirdilar. Halk savasm act yuzunu bundan soma daha iyi gormeye basladi. Irak'ta yasananlar saniye saniye tum diinya televizyonlarmda gosterildi, Saddam'm heykelinin devrilisi Irak'ta yeni bir donemin baslangici oldu. Ama bu donem maalesef ki baskicr Saddam rejimini bile halka aratti. Bir cok masum Irakh Koalisyon gucleri tarafindan akil almaz isgencelere tabi tutuldu. Bu goruntulerin savas sonrasmda medyaya sizmasi dtmya gundemine bomba gibi d~tti. Amerika'nm bolgeye "demokrasi ve insan haklan" goturecegim diyerek kandirdigr dnnya kamuoyu bu goruntuler karsismda sok oldu. Bu gornntuler yiiziinden zor durumda kalan Amerika, bu olaylarda yer alan gorevlileri cezalandiracagun soyleyerk bu durumdan da siynlmasmi bildi.

64

Saddam'm devrilmesinden sonra Irak'ta once koalisyon gucleri tarafmdan gecici bir hiikiimet kuruldu. Daha sonra koalisyon gucleri, diger ulkelerden gelebilecek elestirilerin online gecebilmek icin, icinde Irakhlar'm da bulundugu yeni bir hnkurnet kurma cahsmalanna baslarmslardir. Bu gelismeler devam ederken, "18 Nisan 2003 tarihinde Baskan Bush'un cagnsi ile cahsmaya baslayan ve yaklasik bir aydir kapah kapilar ardmda surduruldugu belirtilen gornsmelerin ardindan BMGK, 21 Mayis 2003'te 13 yildir Irak'a uygulanmakta olan ekonomik ambargonun kaldmlmasma karar verdi. Ingiltere ve lspanya ile birlikte hazirladigi tasannm onaylanmasi icin Fransa, Rusya ve Almanya'ya cesitli tavizler veren Bush yonetimi, Irak'm petrol gelirlerinin ulkenin yeniden insaasmda nasil kullamlacagi konusunda karar verme yetkisini ingiltere ile paylasrms oldu. Irak Kalkmma Fonu olusturuldu, ABD ve Ingiltere Irak Kalkmma Fonunda toplanacak, petrol sans gelirlerinin sarfi konusunda ekonomik yaptmm gucune sahip otorite konumuna getirildi. Irak'i isgal eden iki ttlke Abd ve ingiltere, Irak'm n ile petrol ehlivanoglu,

min altmda lugu Irak'in illD Irak'm ekonomisini ele gecirdi ama bu arada kendi ekonomisi de buYuk zarara ugradi. ABD ikinci bir Vietnem batakhgma girmek iizereydi. C;UnkU, direnis gruplannm saldmlan bitmek bilmiyordu. Bu gelismeler ABD'nin planladigi zamandan once yonetimi Irakhlar'a devretmesine neden oldu. Yeni Irak yonetiminin her ne kadar demokratik esaslara uygun olarak kurulmus oldugu soylensede bu dogru degildir, ABD'nin istekleri dogrultusunda hazirlanrrustir.

Bugun Irak'ta silah sesleri yukselmeye ve insanlar oldurulmeye devam ediyor.

Irak halki savasm getirdigi kargasa ortammda yasamnn devam ettirmeye cahsiyor. Ulkeye gercek anlamda demokratik bir yonetimin ne zaman gelecegi, insanlarm yasayabilecegi huzurlu bir ortamm ne zaman olusacagt hala belirsiz. Samnm belli olan tek sey, dis gnclerin bolge iizerindeki emelleri bitinceye kadar buraya bansm ugramayacagi.

65

4. BiTMEYEN BiLEK GURE~i: ORTADOGU VE DI~ GU<;LER

4.1. ADD ve Ortadogu

"ABD'nin Ortadogu'ya ilgisinin baslangici bagimsizhgmr kazandigi 1770'li yillara kadar uzamr, ABD'nin kurucularmdan B. Franklin ve daha sonra Baskan olan T. Jefferson ve J. Adams, donemlerinde Ortadogu'nun tek hakimi olan Osmanh Devleti ile diplomatik iliski kurmak ve andlasmalar yapmak icin arzu gosterip girisimlerde bulunmuslardir. Ancak, bunda basanh olamamislardrr.

Turk-Amerikan diplomatik iliskilerinin ilk yillan, Baskan J. Monroe tarafmdan 2 Aralik 1825 tarihinde Kongreye mesajmda aciklanan "Monroe Doktrini"nin ortaya atildigi yillara rastlar. Ancak, adi gecen doktrin Ortadogu meselelerinde ABD tarafmdan pek uygulanmarmstrr" (Kocaoglu, 1995: 98).

etlerinin ilk erinde gelen bir davaya

1 halleri ile )U isin ciddi r onculerin

Zamanla misyonerlerin saYISI artmaya, misyonerlik faaliyetlerinin amaclan da cesitlenmeye basladi. ilk baslarda Hiristiyanhgr yaymak icin cahsan misyonerler arnk Osmanh lmparatorlugu icinde bulunan azmhklan kiskirtarak imparatorlugu yikma faaliyetlerine de girismislerdir, "Misyonerlik okullannm amaci, kendi kontrollerinde kii~iik devletciklerin kurulmasnu saglamak icin, etnik gruplan kendi etnik dillerinde egiterek onlara ayn bir millet olma suurunu vermeyi planhyordu. Osmanh lmparatorlugu icindeki Rum, Ermeni, Bulgar, Suryani gibi Hiristiyan gruplarma mensup cccuklar bu yolda egitilmeye baslanmistrr, Neticede buradan Ermeni, Bulgar, Rum ihtilal onderleri yetisti" (Kocaoglu, 1995: 100).

Bu misyonerlik okullanna bircok Musluman gene de ilgi gostermeye basladi, Ancak bu ilginin sebebi din kaynakh degildi. Medreseler egitim ve ogretim alamnda istege cevap verememeye baslarken, bu okullarda fen, cografya ve bilim gibi ban

66

kaynakh derslerin okutulmasi ilginin temel sebebini olusturuyordu, Okullann yam sua acilan hastane ve dispanserler de misyonerlik faaliyetlerinin artismi hizlandirdi. "Askeri gemilerin ziyaretleri ve Amerikahlann ozel teknik htmerleriyle ilgili sergiler, Birlesik Devletler ile Ortadogu arasmdaki diger iliskilere dahildirler. Yirminci ynzyilm baslannda bazi zengin Amerikahlar Osmanh Imparatorlugu'na, Misir'a bilhassa Kutsal Topraklar'a ticaret yapmak icin giden turist sayisnu kabarnyorlardi" (Can, 1993: 59).

Misyonerlik faaliyetlerinin ilk basladigi yillardaki Hiristiyanhk dinini yaymak amaci altmda, zamanla siyasal, ekonomik ve kultnrel amaclar on plana cikmaya basladi.

ABD, I. Dunya Savasi 'nm ilk yillannda savasa girip girmeme konusunda cekimser kaldi. "I. Dunya Savasi'nm sonuna dogru 'ABD'nin Avrupa islerine kansmama' ilkesi tamamen ortadan kalkrms, Monroe'nun yerine Wilson Doktrini gecmistir. 2 Nisan 1917'de savasa giren ABD, savas sonrasi Avrupa haritasmm 1 .gllmasmda,

oynadi, iki .tiyle dikte ida ve savas (Kocaoglu,

Ortadogu petrolleri ve Basra Korfezi ile Hint Okyanusuna; Turkiye uzerinden Bogazlar ve Ege Denizi vasrtasiyla Akdeniz ve yine Yunanistan uzerinden Akdeniz'e dogru uc ana koldan yayilma cabalanna giristigi zaman, hicbir ~ey yapamayacagmr anlayan Ingiltere, Turkiye ve Yunanistan'm Ban savunmasi icin onemini belirterek, bu iki ulkeye kendisinin yardim yapamayacagim ve ABD'nin hem ekonomik ve hem de askeri yardim yapmak zorunda oldugunu 1947'de ABD'den talep etmistir." (Kocaoglu, 1995: 109) "ABD, lngiltere'nin biraktigr boslugu doldurmak ve Sovyet yayilmasmi onlemek uzere, Mayis 1947'den itibaren Turkiye ve Yunanistan'a yardima baslarms ve boylece de resmen Ortadogu politikasma girmisti, ABD'nin Ortadogu'ya sokulmasi, Sovyetler Birligi'nin tepkisine yol aemistir, Buna ragmen ABD Marshall Plani'm kabul ederek, yardimlanm bir program cercevesinde gelistirerek surdnrmustur." (Ersin, 2003: 58)

67

"Cift kutuplu Soguk Savas doneminde Ortadogu, ABD acismdan bu kutuplasmanm jeopolitik karsilasma hattmi olusturan kenar kusagm merkez bolgesini temsil etme yanmda, kapitalist Ban Blokunun ekonomik varhgi ve ustUnluga. icin hayati onemi haiz dogal kaynaklann jeoekonomik alam konumundaydi. Ortadogu'da kontrolu kaybetmek hem jeopolitik hem de ekonomi-politik acidan kuresel dengenin karst kutup lehine degismesi anlamma gelecekti." (Davutoglu, 2003: 342)

"ABD'nin Ortadogu'ya verdigi onemin nedenlerini ve bolgenin durumunu Baskan Truman, 0 gunlerde ~oyle aciklamaktaydi: Gozlerimizi Yakm ve Ortadogu'ya cevirdigimiz zaman cok tehlikeli sorunlar gosteren bir bolgeyle karsilasiyoruz. Bu bolgede genis do gal kaynaklar bulunmaktadrr. En islek kara, hava ve deniz yollan buradan gecmektedir. Bu bakimdan buyuk ekonomik ve stratejik onemi vardrr. Fakat bu bolgedeki uluslarm hicbiri ne yalmz ne de beraberce, kendilerine yoneltilecek bir Ortadogu'nun bu

III rekabetin

003: 58-59)

nine uygun likkate ahr, xleni nufuz e, karsihkli rekabetti. Bu rekabet ekonomik, politik, askeri ve teknolojik alanlarda sfuiiyordu." (Gokce ve Dincyurek, 2003: 18).

ikinci Dunya Savasmdan sonra ortaya cikan cift kutuplu sistem, Sovyetler Birligi'nin yokU~u ile birlikte sona ermistir, Uluslararasi sistemde meydana gelen bu degisiklik ABD'yi tek super gUy yapnnsnr. Bu donemde "Amerika'da isbasma gelen yonetimler, Amerikan egemenliginde tek kutuplu bir yonetimin tesis edilmesi projesini yururluge koymuslardir, Bu projenin baslangic ve ilk test asamasi Korfez Krizi ile gerceklesmistir, Amerika global olcekte mudahale kabiliyetini ve gucunu ortaya koymus, bir anlamda yeni doneme damgasim vuracagmi da acikca gostermistir, Korfez Savasi'ndan Amerika'run yakm donemdeki Afganistan operasyonu ve lkinci Korfez Savasi'na kadar varan btttun gelismeler, bu soz konusu egemenlik tesisi mucadelesinin yapi taslandir ve ayru zamanda sonuclandir." (Gokce ve Dincyurek, 2003: 1)

68

"Soguk Savas SOnraSI donemde ABD'nin Ortadogu poIitikalannm dayandigi temelleri; Soguk Savas doneminden devralman petrol kaynaklan uzerinde denetimin saglanmasi ve bunun diinya pazarlanna kesintisiz ulastmlmasi, radikal islam' m etkisinin azaltilmasi, iran ve Irak'm eevrelenmesi, bolge illkelerinin kitle imha silah1anna sahip olmalannm engellenmesi, bans surecinin basanya ulasarak israil'in guvenliginin garanti altma almmasi seklinde ozetleyebiliriz," (Aygul vd., 2003: 124- 125)

Amerika Ortadogu nzerindeki bu hedeflerini gerceklestirmek icin tarihin hicbir doneminde siddet uygulamaktan kacmamistir. Temel politikasim demokrasi ve insan haklanm yaymak olarak ifade etmesine ragmen, heniiz mudahale ettigi yerlerin hicbirinde demokrasiye, huzura, refaha ve insan haklanna rastlanmarmstir,

gelistirmek rermektedir. loks nufusu stratej isinin da ideolojik

"SICak denizlere inmek isteyen Rusya icin Ortadogu hem Carhk hem de Sovyetler Birligi doneminde onemini korumustur, II. Diinya Savasi sonrasmda meydana gel en iki kutuplu diinya dtizeni icinde, ideolojik eksenli cok daha etkin bir ittifak zemini bulan SSCB, ikiIi ve cok yonlU ittifaklarla bolgesel gncler dengesinin bir kutbunu olusturmaktaydi. Zaten Soguk Savas doneminde Rusya'nm Baasci (sosyalist ve Arap milliyetcisi) rejimlerle olan iliskileri ABD onderligindeki Ban Blogu tarafmdan hem bolgedeki muttefikleri hem de kendi gnvenlikleri acismdan tehdit olarak algilanmaktaydi." (Aygul vd., 2003: 129)

Soguk Savas doneminde Ortadogu'da iki super gUC; arasmda dogal bir aynm olusmustu, israil, ABD'nin Ortadogu'daki muttefiki olunca israil'in dusmam olan Araplar da dogal olarak Sovyetler'in muttefiki durumuna gelmisti. Ancak Araplar hicbir zaman SSCB'den tam olarak istedikleri yardimi alamadilar. Sovyetler, Araplan

69

destekler gibi gorunse de daima kendi cikarlanru on planda tuttu. Bu dogrultuda israil'in bir devlet olarak varhgun bile savundu. "Sovyetler'in israil'in devlet olarak varhgim savunmasi, Ortadogu politikasmm temel taslanndan biriydi.israil saldrrganhgma karst nasil Araplara arka cikiyorsa, israil'in bolgedeki varhgim da savunuyordu. <;Unkii israil'in varhgi, Sovyetler Birligi'ne bolgedeki varhgimn mesruiyeti bakimmdan olanak saglamaktadir. Amerika ile biitiin diinyada boy olyii~en Sovyetler, Ortadogu'daki varhklanm bir olyiide israil'in varhgi ve Araplara karst giristigi savaslar sayesinde kazanrmsti. israilsiz ve dolayisiyla Amerikasiz bir Ortadogu aym zamanda Sovyetler'in de pek gerekli olmadigi bir Ortadogu olacaktrr." (Candar, 1976: 147). Sovyetler'in takip ettigi bu siyaset dogal olarak Araplan rahatsiz ediyordu. Zamanla Sovyetler'in Arap miittefikleri ile de arasr acilmaya baslarmsn.

"Sovyet

arasi once Suriye ve Misir iizerinde agirhguu ve Amerika'mn

1 kullanarak tciligi' nden

·10 Haziran m Ortadogu rmuslar ve Akdeniz'de biiyiik bir donanma meydana getirmislerdir, Bu tarihlerden soma bolgeye yapilan Sovyet yardimlan, ekonomik alanla birlikte, askeri alana da kaymistir." (Ersin, 2003: 61-62)

"Ellili yillardaki devrimci dalgalanma ile beslenen, altrmsh yillarda Ortadogu'da kurulan burokratik/askeri yapilarla saglam bir zemin bulan etki, yetmisli yillann sonundan itibaren yoziilmeye baslamis ve Soguk Savasm bitisi ile birlikte ciddi bir dii~ii~ yasarmstir. Y etmisli yillardaki yoziilmenin arka planmda Sovyet destegindeki Arap rejimlerinin israil karsismda aldigi yenilgilerkadar, SSCB 'nin ideolojik niteligi dolayisiyla diplomatik esnekligi olmayan dl~ politika yapimmm da tesiri vardrr. SSCB'nin Afganistan isgalinin tumandirdigi anti-Sovyet tepki Ortadogu'daki Musluman kitlelerin SSCB'den kopusunun son ve en onemli halkasmi olusturmustur." (Davutoglu, 2003: 352)

70

Sovyetlerin Ortadogu'ya ilgisi sadeee Akdeniz ve sicak denizlere inme istegi ve komnnizmi yayma hedefi degildir. "Ortadogu'da super devletler arasmdaki rekabet ve cekismelerin bashca iki nedeninin; bu bolgenin Uy kitayi birlestiren ve bu krtalan kusatan deniz ve okyanuslarda egemenlik kurmaya yarayan stratejik durumu ve aynea Ortadogu'daki petrol kaynaklan oldugu kimsenin mechulu degildir." (Giritli, 1978: 88)

Sonuc olarak Rusya, Ortadogu iizerindeki etkinligini Soguk Savas doneminden soma buynk olcude kaybetmistir, 11 Eylul'de Amerika'ya diizenlenen saldmlardan soma dunya kamuoyunda olusan "kuresel terorizme karst mucadele" ye ulkesinde yasanan kargasahklan teror faaliyeti olarak gosterebilmek icin destek vermistir. Aneak Amerika'nm bu bahaneyi ileri snrerek Irak'r ikinci defa vurmasma karst cikmistrr. C;iinkii kendisinin cekilmek zorunda kalmasiyla birlikte bolgede yalruz kalan Amerika'run Ortadogu iizerinde hakimiyet kurmasmi hala onaylamamaktadir.

n kesiflerin izei gtlcleri r. Portekiz, tli oldu. 17. Saldmlann

_ .... ""I.U.L"" sahip

ingiltere oldu." (Kocaoglu, 1995: 136-137). 19. yuzyilda Ingiltere cok buynk bir somurge imparatorlugu haline gelmisti, Hindistan onun vazgecemeyecegi en onernli somurgelerinden biriydi. Hindistan'a giden yollarm Osmanh lmparatorlugu'ndan gecmesi ingiltere icin Osmanh Imparatorlugu'nu cok onemli kihyordu.

Uy kitaya hakim olan Osmanli lmparatorlugu zamanla gUy kaybetmeye basladi, lmparatorlugun gUy kaybetmeye baslamasi, somurgeci devletlerinde gozunden kacmadi, Dunyanm en onemli jeopolitik noktasi iizerinde kurulmus olan Osmanh lmparatorlugu zaten somurgeci devletlerin her zaman istalnm kabartmisti. A vrupah devletlerin bircogu Imparatorlugun yokU~linden faydalanmaya calisn. Ekonomik imtiyazlar, askeri yardunlar, azmhk konulan derken lmparatorlugun iy islerine kadar girdiler. Aneak Ingiltere, "Hasta Adam" olarak adlandirdigi, Osmanh Imparatorlugu'nun yikilmasiru

71

hicbir zaman istemedi. Cunku onun yikilmasi degil, ipleri kendinde bir kukla devlet olarak varhgun surdurmesi daha cok isine geliyordu.

"1871 'de Ahnanya'mn birligini kurmasmdan sonra II. Wilhem'le baslayan diinyaya yayilma politikasi ve A vrupali bnyuk gncler arasmda kurulan ittifaklar, Kuzey Afrika, Balkanlar ve Ortadogu nzerindeki cikar catismalan, 1914 yazmdaki Saraybosna suikastinin de bahane olusturmasiyla 1914-1918 Diinya Savasmi ortaya cikardi." (Kocaoglu, 1995: 137-138)

1. Diinya Savasi'm Osmanh lmparatorlugu'nun da icinde bulundugu ittifak grubu kaybetti. Bu grup icinde bulunan devletler SIkmtI11 giinler yasamaya baslarken, ltilaf grubunun basim ceken lngiltere ve Fransa emellerine ulasmislardi. Savas oncesinde ve sirasmda bircok entrikalar hazrrlayan ingiltere, Ortadogu bolgesinde yasayan Araplan, Osmanh Imparatorluguna karst surekli kullandi. Araplar, savas nsizhklanm ki ozellikle rvletleri ile in donemde ingiltere'yi oglu, 1995:

"Birinci Dunya Savasi'ndan sonra Mandater devletler olarak Arap Ortadogu'sunu paylasan ingiltere ile Fransa, iki savas arasmda (iki diinya savasi) paylastiklan Arap iilkelerinde olusturduklan yapiyla Araplar arasmdaki aynhklan pekistirdiler. Dar bolgeci zihniyetleri beslediler" (Ersin, 2003: 66). Filistin'e Yahudi gOyiinii tesvik ederek Siyonizm dtistmcesine can verdiler.

Birinci Dunya Savasi'ndan sonra elde ettikleri topraklan paylasamayan ltilaf Devletleri ikinci Dunya Savasi'nm cikmasina neden oldular. ikinci Dunya Savasi sirasmda Ortadogu bolgesinde direkt savas olmadi. Ancak muttefiklerin bazi bolgelerde ugradigi yenilgiler, Ortadogu'yu da etkiledi ve bu bolgede bagimsizlik hareketleri icin elverisli ortamlan yaratti (Kocaoglu, 2003: 140).

"ingiltere, Ikinci Dunya Savasi sona erdiginde, her ne kadar, eski giiciinii kaybetmis ise de, yine Ortadogu'da biiyiik cikarlan ve etkinligi olan bir devletti. Kibns,

72

Suvey~ Kanah, Sudan, Guney Arabistan Iizerinde egemenligi; Irak ve Iran'da petrol sirketleri ve usleri; kendisinden siyasi yonden aynlmis olmakla beraber, Ingiliz Uluslar Toplulugu'na dahil olan Hindistan ve Pakistan'a giden yollan, bu bolgede bulunuyordu," (Ersin, 2003: 66)

Ikinci Dunya Savasi'ndan sonra ve ozellikle Soguk Savas doneminde Ortadogu iizerinde soz sahibi olan ulkelerde degisiklik oldu. Artik Avrupa Devletleri'nin yerini Amerika ve SSCB alnnsti, Bolgedeki giiciinu kaybeden Ingiltere, 1947 yihnda y~lg1 mali ve siyasi zorluklan bildirerek Ortadogu'daki gorevlerini ABD'ye birakmak istedigini aeikladi, ABD'nin gorevi teslim almasiyla ingiltere'nin Ortadogu'daki onemi giderek azaldi. Fransa Ikinci Dimya Savasi'ndan aldig; agrr kayiplar ve somnrgelerlnde olusan bagimsizhk hareketleri yiiziinden Ortadogu'daki onemini zaten kaybetmisti,

Ortadogu iizerindeki gtlclerini yitiren Ingiltere ve Fransa'yi zamanmda buraya

_1- --!rmi bes yil

cesi oldugu baskalanni Ia§kalarmm iaska nokta

Hindistan,

Kuskusuz baska unsurlar da vardi, 0 zaman Fransiz varhgim savunanlar sik sik Fransa'mn killtfuel ve dini misyonuna, Hrristiyan ve ozellikle Katolik azmbk1arm korunmasma ve Fransiz kiiltiiriiniin yaygmlastmlmasina isaret etmislerdir" (Lewis, 1996: 276).

Soguk Savas donemindeki ~ift kutuplu yapi SSCB'nin ~kii§u lie birlikte sona erdi. Bundan soma ABD tek siiper ~ olarak isteklerini yerine getirmede daha avantajh duruma geldi. ABD'nin Soguk Savas donemlnde Ortadogu iizerinde lzledlgi tlnnh Mum, tek super gii~ kalmasiyla birlikte siddete yonelmeye basladi, Korfez Savaslan bunlara en giizel omektir herhalde. Bu donem icerisinde Avrupa devletleri olaylara birbirlerinden farkh tepkiler verdiler.Irak'm Kuveyt'i isgali ile baslayip 1. Korfez Savasi'yla sonlanan zaman iceristnde "Ingiltere, ABD'ye yakm bir pozisyon belirlerken, Fransa son ana kadar Irak lie temasi siirdiirerek arabulucu konumunda

73

kalmayi tercih etmis, savas kacnnlmaz bir hale gelince de galipler safinda yer alabilmek icin saldmlarda oneml! bir ro I iist1enmi~tir. Almanya ise savas siiresince miittefik safinda gortmmekle birlikte, II. Diinya Savasi sonrasmda kendisine konan yasaklan gerekce gostererek miidahaleden uzak durmnstur." (Davutoglu, 2003: 350)

II. Korfez Savasi'nda da Avrupa devletleri arasmda mutabakat saglanamadi, ingiltere kayitsiz sartsiz bir sekilde ABD'nin yanmda yer ahrken Fransa ve Almanya kars; bir cephe olusturdu, ABD'nin karsisma dikilen savas karsm bu iilkeler banscil politikalardan yana oldular."Bugiin de Ortadogu'da genelde bir Amerikan etkinligi gozienmekle birlikte ABD i1e gerginlik yasayan onemli Ortadogu iilkeleri ile Avrupa arasmdaki iliskiler her diizeyde gelismektedir. Korfez Savasi ve ABD'nin cifte-kusatma politikasma ragmen Almanya ve Fransa gibi AB'nin merkezini teskil eden tilkelerle iran ve Suriye gibi genelde ABD karsm kampta yer alnus iilkeler arasmdaki iliskiler bunu

eder niteliktedir. ABD ile bir

)'nin israil un genelde )gIll, 2003:

Son giinlerde tiim diinyayl ilgilendiren ve medyada sikca rastlamaya basladiguruz yeni bir kavram ortaya cikn; Biiyiik Ortadogu Projesi (BOP). Proje beraberinde; Nedir bu Biiyiik Ortadogu Projesi? Bu projenin tasanmcilan kim? Bu projeyle hedeflenen nedir? Kimleri ya da hangi bOlgeleri ilgilendiriyor ? .. vb. bircok soruyu da diinya giindemine getirdi. Bu konu Iizerine bircok gazeteci, yazar, dii~iir, arasurmacr ve devlet adam! konustu ve konusmaya, tarnsmaya MIa devam ediyor. Anlasilacagr gibi diinyanm su anda iizerinde ozenle durdugu en onemli konu Biiyiik Ortadogu Projesi'dir. Admdan da anlasildig; gibi proje Ortadogu bOlgesi ile ilgilidir. Ancak bu Ortadogu tezimizin basmda smirlanm cizmeye ~ah~t1glID1Z bOlgeyi degil, smrrlan genisletilmis bir Ortadogu'yu kapsamaktadrr. "Amerikahlarm Biiyiik Ortadogu olarak adlandmhklan Jeopolitik Alan, Kuzey Afrika'dan baslayarak Pakistan'a uzanan

74

ve bu cercevede Orta Asya ve Kafkaslar muhitlerini, Basra Korfezini, Filistin ve Turkiye'yi icine almaktadir." (Topur, 2004: 510)

Herkesin tahmin edebilecegi gibi bu projemn -gorunurdeki- tasanmcisi ABD'dir. Gornnnrdeki diyorum, C;iinkU konunun icine girdigimizde ABD He birlikte perdenin arkasmda baskalannm da oldugunu gorecegiz. ABD tasarladigi bu proje ile birtakim hedeflere ulasmak istiyor. Karadag, eserinde Buyuk Ortadogu Projesi'nin hedeflerini su sekilde siralamistrr:

"1.Amerikan dis politikasmm degismez stratejisi olan petrol ve enerji kaynaklanm kontrol altma almak.

2.Bu ulkelerin liberal ekonomiye gecmeleri He kendi pazar sansmi artnrmak. 3.Her yil 2 milyar dolar yardimda bulundugu one surulen israil'in, bu proje ve

1 scylemleri

leri sik sik

ve su anda bir bolumu Ortadogu ve Avrasya ya da bugttn her ikisi ve yakm cevrelerindeki alanlarm birlestirilerek verilen yeni ismiyle Buyuk Ortadogu'da bulunmaktadrr. Enerji kaynaklarma sahip olmak ya da kontrolunn denetim altmda tutmak demek, dunyanm hakimiyetini elinde tutmakla es anlamhdir. Bu nedenle varhgnu kalici kilmak ve dtlnya uzerinde soz sahibi olmak isteyen her toplum once Ortadogu bolgesine yonelmistir. Tarih de bunun bircok omekleri bulunmaktadir,

Soguk Savas doneminin sona ermesi He en buyuk rakibini alt eden ABD bulundugu konuma guvenerek bir "Dunya lmparatorlugu" kurma amacmi gutmeye baslarmsnr. Yani ismi yeni yeni gundeme gelmeye baslamasma ragmen bu projenin tarihi eskilere dayanmaktadir, Akar, bu konu He ilgilenen kisilerle yapmis oldugu konusmalanm topladigi eserinde, konustugu aydmlann hepsinin projenin yeni olmadigi konusunda birlestigini yazdi. "Ancak kimileri bu sureci 1900'lerin basma, 1.

75

Emperyalist - sOmiirgeci emellerin baslangicma kadar cekerken, cogunluk "Soguk Savas'tm bitimi ve yift kutuplu diinyanm sona ermesi ile birlikte ortaya cikan yeni konjonktiiriin bir iiriinii olarak degerlendirdi projeyi" (Akar, 2004: 232)

Konunun tohumlan eskiden ekilmis olmasma ragmen niye son zamanlarda giindeme geldi diye soracak olursaruz, cevap Amerika'mn Irak'ta kendi kabul etmese de ugradlgl hezimet olur. Amerika bu amacmi simdiye kadar zoraki, askeri yontemlerle gerceklestirmeye cahsn, Insanlan oldiirerek, evsiz, ailesiz birakarak yapmaya cahsti. Ama basaramadi. Bu bolgede yasayan insanlarm oliime ahskm oldugunu, oliimle tehdit ederek onlara istedigini yapnramayacagnu maalesef ki sonradan ogrendi. Tiim bunlardan dolayi Amerika artik daha ihmh yaklasmaya cahsryor Biiyiik: Ortadogu'ya, Bolgeye "ozgiirliik, insan haklan ve demokrasi" gotiirecegini soyleyerek girmeye yah~lyor arttk. Akar, aym eserinde demokrasi konusuna da deginmistir. Konusmacilann lee iizerindeki

~D'nin one

demokrasi mektedir ... amlmasiyla dir." (Akar,

etnik ve mezhepsel farkhhklan kullanarak kiiyiik devletciklere ayrrmayi . Yani ABD, Yazar Ozcan Buze'nin deyimiyle "Birlesik Ortadogu Devletleri" kurmayi dii~iinmektedir.

Amerika, projeyi disardan askeri zorlamalarla yapamayacaguu anlaymca Ortadogu Ulkelerinde egitim, medya, kiiltiir vb. sosyal yapilan kullanmaya basladi. Kudiis Dergisi'nde BiiyUk Ortadogu Projesi ile ilgili yaymIanan bir tartismada da bu konuya deginilmistir. Bu tartisma da ABD'nin islam diinyasmdaki sikmnlann ve terorun meydana gelme sebebi olarak dini egitiml gosterdigi soyleniyor ve ABD'nin eger, bu egitim sistemi iizerinde reformlar yapibrsa, demokratiklestirilip, bandaki egitim sistemine yatkm hale getirilirse tilm sikmnlarmda sona erecegini soylediginin iizerinde duruluyordu. Aynca ABD'ye yakmhgr ile bilinen Misir'm egitim sistemi ile ilgili de bir ornek veriliyordu: "Misrr'daki egltim meselesini Meclis'e getiren ihvan Milletvekili Ali Leben diyor ki: Okullarumzda liseye kadar okutulan kitaplarda Halid

76

bin Velid ve Hz. Orner hakkmda 5-6 satir geciyor; ama aym kitaplarda sadece Napolyon hakkmda 30-40 sayfa yazi var. Miithi§ bir tezat var." (Yildiz, 2004: 132). Amerika yapttgl bu faaliyetlerle Ortadogu'nun benligini silmeyi, tarihini unutturmayi hedefliyor. C;iinkii biliyor ki tarihini unutan, kiiImel ozelliklerini yitiren bir millet istenilen her yone gider.

Amerika hedeflerini gerceklestirmek icin, bOlgeye gonderdigi ajanlarmm yanmda medyayi da cok iyi kullamyor. Burada televizyon kanallan aciyor ve kendi kiiltfuiinii allaya pullaya sunuyor. "Arap gencliglni pop gencligine donii~iinnek, pop cereyanmm akmtismda sfiriiklemek istiyor. Biri boo gozetliyor tiirli programlarla yozlastirmak istiyor ... Tiirkiye televizyonlarmda oldugu gibi.,;" (Yildiz, 2004: 133)

Biiyiik Ortadogu Projesi'nin gerceklestirmeyi hedefledigi en onemli konulardan biri de israil'in bOlgedeki varhgnn korumaktir. Dl§ gUc;ler yardnmyla Ortadogu'nnn ilarm temel bilmek icin

gozyast He 1 kadar olan eklestirmesi da bulunan terin 10 biler olusturdugu ve yonetimde sOz sahibi oldugu bilinen bir gercektir, Bu nedenle Biiyiik Ortadogu Projesi ile ilgilenen dii§uniirlerin bir kisim projeyi, Buyiik israil Projesi (BiP) biciminde degerlendirmektedir, Akar ile yaptig; konusmasmda Prof Dr. AmI Cecen de bu konuya deginmlstir. "Hedeflenen Bilyilk Ortadogu; israil'in rnerkez oldugu, Kudus'tm baskent oldugu bir Buyiik israil Projesidir. Aslmda, BOP denilen girisim BiP'tir. Yahudi lobileri Amerika'daki guclerinden yararlanarak.Btiyilk israil Projesi'ni Amerikan ordusuna yapnrmak istemektedirler. Buyiik Ortadogu Projesi bu yonu ile fanatik dindar Yahudilerin savundugu Buyiik israil Projesi'nin Amerikan devletine ve ordusuna ihale edilmis halidir. ABD devleti ve ordusu bu asamada israil lobilerinin taseronu olarak bOlgeye gelmistir." (Akar, 2004: 112)

Amerika, islam cografyasmi kendi ernelleri ugruna kullanmasi icin duzenledigi Buyiik Ortadogu Projesi'ni tek basma gerceklestlremeyeceginl II. Korfez Savasi'ndan

77

sonra Irak'ta anladi. Bu projeyi gerceklestirmek icin yardnna ihtiyaci vardi, Bu nedenle II. Korfez Savasi'nda arasmm bozuldugu Avrupa Birligi'ne yoneldi. AB icinde Ingiltere kayitsiz sartsiz zaten Amerika'mn arkasmdaydi. Ancak AB 'nin diger onemli devletleri olan Almanya ve Fransa Amerika'yi desteklemiyorlardi, Ciinkii biliyorlardi ki ABD egemenliginde gerceklesecek bir Biiyiik Ortadogu Projesi onlarm sonu demekti. Daha once de soyledigimiz gibi bu bolgede kim hakimiyet kurarsa 0 diinyamn da hakimldir aym zamanda. ingiltere Amerika'mn bu projeyi gerceklestirebilecegine inandigi icin pay almak amaciyla onu destekledi. Amerika, Fransa ve Almanya'ya projenin gerceklesmesi halinde pay verecegini soyledigi halde onlar kendileri bu bolgeye hakim olmak istedikleri icin Amerika'yi reddettiler. Kudiis Dergisi'nde yaymlanan tartismaya kanlan Ibrahim Kiras, bu konu He ilgili olarak sunlan soylemistir: "Oyle anlasihyor ki Amerika bu lsi yapacak; A vrupa da muhtemelen once karst cikip daha sonra bir sekilde bu olusuma dahil olmaya cahsacak. Ciinkii Amerika'yi engelleme gncleri de yok, bir ~ ekonomik

Avrupada

in yamnda aline gelen 1 giivenlik Birligi liderligindeki W ARSHOWA pakti devletleriydi. Kuzey giiney istikametinde, iSKANDiNAVYA'dan TURKiYE'ye kadar uzanan bir savunma hattnu korumak goreviydi," (Iyigun, 2003: 47). Sovyetler Birligi'nin dagilmasiyla birlikte askeri bir birlik olan NATO'da onemini yitirdi. Amerika, Biiyiik Ortadogu Projesi ile birlikte NATO'yu tekrar giindeme tasidi, AB iilkeleri (Fransa, Almanya) NATO'nun gorevinin farkh oldugunu soyleyerek bu projede yer almasma karst ciknlarsa da basanh olamadilar. 2004 yilmda istanbul'da yapilan NATO Zirvesi'nin sonucunda yaymlanan "istanbul Isbirlig! Girisimi belgesi ile NATO, Biiyiik Ortadogu Projesi'nin guvenlik ve savunma boyutu icin i~birligi yapmak iizere devrede olmayi kabul etti. Aynca NATO'nun terorle milcadele konusunda tammlanan yeni gorevi He NATO'nun iiye iilkelerin cografyalan ile smirh olan hareket alarumn, bu smmn ptesine, teror tehdit odaklarma kadar genisletilerek, Biiyiik Ortadogu dahil istikrarsizhk ve teror tehdidinin

78

tespit edildigi bolgelerde, askeri giicu ile gorevlendirilmesi hakkmdaki karar, orgiite her bolgede kullamlma inisiyatifi sagladi." (Pehlivanoglu, 2004: 425)

Kisacasi, ABD zamanmda Sovyetler Birligi'nden gelebilecek tehlikelere karst kurulmus olan NATO'nun gdrevlerini simdi Ortadogu'dan kaynaklandigma inandigi teror tehlikesine karsi yoniendirerek istedigini yapmis oldu.

79

6. SONUe

Ortadogu, sahip oldugu tarihi, ekonomik, kiiltiirel ve cografi ozellikleri nedeniyle yasamlan zamanm bilyiik devletlerinin karsihkh mucadelelerine tamkhk etmistir. Bu gUy gosterileri gunnmuzde de devam etmektedir. Bolge I. Dunya Savasi'na kadar genellikle kendine yakm cografyalann istilasma ugramisnr, Bu istilalar bolgedeki kulturel cesitliligi giderek artmmstir. Dil, din, etnik yapi bakmundan bolge, renkleri ve buyuklukleri birbirinden farkh mozaik taslanndan yapilnus bir tabloya benzer. Bu cesitlilik Ortadogu' da yasanan catismalara da sebebiyet vermektedir.

Dunyanm kalbi denilebilecek bu cografya en huzurlu donemini Osmanh lmparatorlugu'nun hakimiyeti altmdayken yasarmstir. Osmanh lmparatorlugu'nun fethettigi bolgelerde yasayan insanlara zor kullanmamasi, onlan kendi dillerini, dinlerini

~,

ve killtiirlerini yasamada ozgUr birakmasi bu huzurun temel kaynagidir. Ortadogu'nun

icin bu

baslamistrr. 1. Zamanla ih devletler

onemli bir

bosuna gitmedigini I. Dunya Savasi'nda gorduk, Bu savas He Ortadogu bansa, huzura ve refaha veda etmistir, I. Dnnya Savasi'nda Batih devletlerin kiskirtmalan He Osmanh lmparatorlugu'nu sirtmdan vuran Ortadogu ulkeleri gunumuze kadar devam eden siddet olaylanmn temellerini attilar.

1. Dunya Savasi'nm galipleri bagimsizhklanru kazanaeaklan vaadi ile kandirdiklan Ortadogu'yu kendi aralarmda paylasnlar. Savas esnasmda kader birligi yapan nlkeler paylasim konusunda anlasamaymca II. Dunya Savasi'nm baslamasma neden oldular. Aneak bu savas onlann buyuk ol<;ude hasar gormesine ve gozleri gibi baktiklan Ortadogu uzerinde guclerinin azalmasma sebep oidu. II. Dunya Savasi 'na kadar bolgede onemli bir gii<; kurmus olan lngiltere ve Fransa savas sonunda yerlerini ABD ve Sovyetler Birligi'ne birakti. Bu iki ulkenin Ortadogu'yu ele gecirmek icin birbirleriyle carpistiklan doneme Soguk Savas Donemi denildi. Bu zaman icerisinde her

80

iki iilke de Ortadogu iizerinde ilimh bir politika izledi. Amac Ortadogu iilkelerini kendi yanlarma cekmekti, Sovyetler Birligi'nin ~okii§ii Soguk Savas ddneminin galibini belirledi. Artik ABD, Ortadogu'da varhgim koruyan en onemli dl§ gii~ o lmustu. ABD'nin bolgede tek super gii~ kalmasiyla siddet olaylan artn, Bolgede banscil bir politika izlemek yerine kendi cikarlanm on planda tutup bir kisim azmhklara ayneahklar tamymea siddet olaylan giinfuniize kadar uzandi,

Banh devletlerin Ortadogu'ya adnn atmasiyla birlikte bolgenln cehresi degismeye basladi. Koklii Ortadogu kiiltiirii, istilaya gelen gene A vrupa kiiltiirii karsismda kendini koruyamadi, A vrupahlar somiirgeleri haline getirdikleri bolgelere oneelikle kiiltiiriin en onemli temsileisi olan dillerini gotiirdiiler. Bir sure sonra somurgelestirilen topraklarda yerel dillerden cok ingilizce ve Fransizca konusulmaya baslandi, Bdlge insanmm dilinde baslayan yabancilasma zamanla tiim sosyal bayata olan

lar collerde obanlardaki In insanlar goruyorlar. 1. Buradaki

"'~n.L>"''''.'''''''''.'''~ de bu

yoksul insanlardir. Anlasilacagi gibi, insanlar arasmdaki gelir farkhhgl ucurum derecesine varrmstir. Aneak bOlgenin sahip oldugu idari ve dini yapi yasanabilecek herbangi bir kaos ortamma engel olmaktadir. Yoksullugun yanmda issizlik de bolgenin en onemli ekonomik sorunlarmdan biridir. i§sizligin getirdigi kotU hayat sartlan, insanlan illegal yollardan yurt disma cikmaya kadar goturmektedir.

Ortadogu'da yasanan ve bitip tiikenmek bilmeyen savaslar dl§ giiclerin istediklerini elde ettiklerinin bir gostergesidir. Bolge iizerinde emelleri olan gacler, burada kendi kontrolleri altmda siirekli kansikhklarm yasanmasnn istiyorlar. C;unkU bu sayede bolge halkmm kendi kendisini toplayip gUy kazanmasma engel oluyorlar. Hie kimse burada yasayan masum halki du§iinmuyor.Buyiik devletler, kendi vatandaslannm en iyi sekilde yasamasi icin siirekli cahsryorlar Ama konu Ortadogu'ya gelince burada yasayan ha1km hicbir hakki yok. Savaslar insanlarm tum yasamnn degi§tirmi§, sosyal

81

kurumlar neredeyse fel~ olmus durumda. Egitim, saghk vb. sosyal hizmetIerin biiyiik bir kisnu ilkel sartlarda gerceklestiriliyor, Bolgeye demokrasi gottirecegini, insanlarm yasam sartlanm diizelteceklerini soyleyen batih gucler bu hizmetlerin diizelmesi konusunda caba sarfetmiyorlar. Hatta yeni neslin tarihini ve dinini ogrenmesine engel oluyorlar. Bu bolgede hayanm siirdiiren sadece petrol zengini insanlar. Onlarmda sayist pek fazla degil.

Yasamlan siddet olaylan insanlarm psikolojisini biiyiik ol~iide etkiliyor. Gozleri oniinde annesi, babasi, kardesi oldiiriilen bir cocugun bu diinyaya giilen gozlerle bakmasmi nasil bekleyebiliriz. Mutlu bir aile ortammdan mahrum birakilan bu cocuklar kii~iik yasta ailelerinin intikarmm almak icin yemin ediyorlar. ABD, bu bolgede yasayan insanlarm diinya icin tehllke olusturdugunu, burada bircok teroristin yasadigmi sOyliiyor. Iyi de bu insanlan bu hale kim getirdi? Artik bu sorunun cevabim herkes

Insanlar icinde mutlu bir

iiyiiyen bir ndisinin ve sllerde bile

listinliler'in me tas atan Filistinli bu genclere son model askeri silahlarla donannns israil askerleri gercek mermilerle karsihk veriyorlar. Acaba arkalarmda koca bir batt dilnyasr olmasaydi israilliler ne yapardi? Kendilerinin olmayan topraklara yerlesmek icin yillarca Filistinliler'e eziyet ettiler. Kadm, yash, cocuk demeyip hepsini oldiirdiiler. Hitler'in Almanya'da bulunan tum Yahudilere eziyet ettigini, onlan kamplarda toplayip biiyiik fmnlarda yakngnu diinya iizerinde bilmeyen yoktur. Ama israilliler'in yillardir Filistinliler'e yaptig; bunlardan farksiz olmasa da bunu kimse bilmiyor. Diinya kamuoyu televizyonlarda gosterilen israil askerlerinin Filistinli masum sivillere yaptiklanm film niyetine izliyor. Ortadogu'nun bagnna batih devletler tarafindan yerlestirilen israil Devleti bolgenin en onemli sorunudur. Bu sorunun ~ziimlenebilmesi icln simdiye kadar hie kimse tam anlanuyla ugrasmadi, Bundan soma da ugrasacaklarnn sanmryorum, <;iinkii Ortadogu iizerinde planlan olanlar burada bansm

82

gelmesini, savasm son bulmasmi insanlann huzur ve refah icinde yasamasmi istemiyorlar.

ABD, medyayi da kullanarak dunya gundeminden israil-Filistin olaylanm kaldirmayi basardi. Ctmktl onun icin israilliler'in Filistinli halka uyguladigi vahset onemli degildi. ABD icin Ortadogu'da onemliolan petroldii ve buna ulasmak amaciyla bolgenin kilit noktasmda olan Irak'i secti, ABD Irak'r sadece Ortadogu'da oldugu icin degil, zengin petrol ve dogalgaz kaynaklanna sahip olan bir diger bolgeye, Orta Asya'ya yakm oldugu icin de secti. Filistin' de yasanan vahset artik Irak icin de yabanci degil, Irak semalanm geceleri bombalar aydmlatiyor artik. Irak sokaklarmda binlerce masum vatandas Amerikah askerler tarafmdan oldurttlttyor, ABD'nin Irak'a girebilmek icin insan haklanm ve demokrasiyi goturecegini soyleyerek kandirdigi dtmya kamuoyu Amerikan askerlerinin esirlere yapugi igrenc iskenceleri televizyonlarda seyretti. sonundaki tnm

Iigi ortada. i'ya giiniinii aybetti, Irak iesi icin bir aplar kendi

ir devleti de

Umanm kisa bir sure icerisinde bu bolge insanlan bir araya gelerek batih guclerin karsismda dururlar. Yasanan savaslara, oltnnlere, akan kanlara ve gozyaslanna dur diyebilirler. Cocuklar hayata umutla bakip, gelecek kaygisi yasamak yerine oyuncaklanyla oynarlar. Ve simdiye kadar bolgede varhgnu pek fazla hissettiremeyen ulkem de, bu olusum icerisinde yer alarak banh devletlerin uydusu olarak gcsterilmek yerine kimileri kabul etmese de gorkemli Osmanh lmparatorlugu'nun torunu oldugunu gosterir.

83

7. KAYNAK<;A

Kitaplar

AKAR, A.; Biiyiik Ortadogu Kusatmasi, Timas Yaymlan, istanbul, 2004.

AK<;A Y, M.; Filistin'de Baris Oyunu: Stratejik Aldatmalar, Sayfa Yaymlan, istanbul, 2003.

AnaBritannica, Hurriyet Gazetecilik, istanbul, 1990

ARMAOGLU, F.; 20. Yiizyll Siyasi Tarihi (Cilt 1-2: 1914-1995), Allam Yaymevi, istanbul, 2000.

ARSLANTA~, S.; Olaylarla Ortadogu, Endise Yaymlan, Ankara, 1990. BiSHARA, M.; Filistinlisrail Baris veya Irkeihk, cev. Ali Berktay, Kitap Yaymevi, istanbul, 2003.

ul, 1996.

1., istanbul,

ik, istanbul,

DA VUTOGLU, A.; Stratejik Derinlik - Tiirkiye'nin Uluslararasi Konumu, Kille Yaymlan, istanbul, 2003.

DEDEOGLU, B.; Ortadogu Uzerine Notlar, Derin Yaymlan, istanbul, 2002. El-CABiRi, M.; Arap Akhnm Olusumu, cev, ibrahim Akbaba, iz Yaymcihk, istanbul, 1997.

ERGiL, D.; Ktirfez Bunalum, Gnndogan Yaymlan, Ankara, 1990.

ERSiN, N.; Ortadogu Savaslarmm Perde Arkasi, Gundem Yaymlan, istanbul, 2003.

FROMKiN, D.; Barisa Son Veren Bans, cev, Mehmet Harmanci, Sabah Kitaplan, istanbul, 1994.

84

GiRiTLi, t., Bugiinkii Orta Dogu'nun Onemli Sorunlan, i.i.T.i.A Nihad Sayar Yaym ve Yardun Vakfi Yaymlan, No: 302/529, istanbul, 1978.

GOK<;E, O. - DiN<;YDREK, A.; Ortadogu Cangilmda Tiirkiye, istanbul,

2003.

GRESH, A. - ViDAL, D.; Ortadogu, cev. Hamdi Ture, Alan Yaymcihk, istanbul, 1991.

HOPKiRK., P.; istanbul'un Dogusunda Bitmeyen Oyun, cev. Mehmet Harmanci, Bilgin Yaymcihk, istanbul, 1995.

HOURANi, A.; Arap Halklan Tarihi, cev. Yavuz Alogan, lletisim Yaymlan, istanbul, 2000.

iBRAHiM, F. - WEDEL, H.; Ortadogu'da Sivil Toplumun Sorunlan, cev.

1 ve Sanat

ya,1998. nbul,2004.

Sorunu, iz

Yaymcihk, istanbul, 1991.

KARPAT, K.; Ortadogu'da Osmanh Mirasi ve Uluseuluk, cev, Recep Boztemur, imge Kitabevi, Ankara, 2001.

KA YNAK, M. - GORSES, E.; Biiyiik Ortadogu Projesi, (Roroptaj: Faruk Bilgin), ilk Yaymlan, istanbul, 2004.

KOCAOGLU, M.; Uluslararasi Iliskiler I~lgmda Ortadogu, Genelkurmay Basnnevi, Ankara, 1995.

LAPiERRE, D. - COLLiNS, L.; Kudiis Ey Kudiis, cev. Aydm Emec, E Yaymlan, istanbul, 2002.

LEWIS, B.; Ortadogu, cev, Mehmet Harmanci, Sabah Kitaplan, istanbul, 1996.

85

McGHEE, G.; ABD-Tfirkiye-NATO-Ortadogu, cev, Bellis Colakci, Bilgi Yaymevi, Ankara, 1992.

MORAN, A. (Der); Dinler Tarihi, Hurriyet Gazetesi Nesriyan, istanbul, Tarihsiz.

OZCAN, M., Sorunlu Miras Irak, Kille Yayinlan, istanbul, 2003.

OZEY, R.; Diinya Denkleminde ORTADOGU "UIkeler - Insanlar - Sorunlar", Oz Egitim Yaymevi, istanbul, 1997.

PARLAR, S.; Ortadogu - Vaadedilmis Topraklar, Yar Yaymlan, istanbul,

2002.

PEHLiv ANOGLU, O.A.; Ortadogu ve Tfirkiye, Kastas Yaymevi, istanbul,

2004.

Yaymcihk,

Yeni Safak

tra, 1991.

Makaleler

ARVASi, O. - ERKAN, H.: "Irak Operasyonu", icinde Garnze Gungormus Kona (Der), Ortadogu, Orta Asya ve Kesisen Yollar, IQ Yayincihk, istanbul, 2003.

ARVASi, O. - OZSA YGIR, B.: "Politika", icinde Garnze Gungormus Kona (Der), Ortadogu Orta Asya ve Kesisen Yollar, IQ Yaymcihk, istanbul, 2003.

AYGUL, A. - BtC;EL, C;. - OZDEMiR, B.: "Gtivenlik", icinde Garnze Gungormus Kona (Der) , Ortadogu Orta Asya ve Kesisen Yollar, IQ Yaymcihk, istanbul, 2003.

BE~Li, S.: "Kudtis'iin Statusu Sorunu", icinde M. Ibrahim Turhan (Haz.), Filistin Cikmazdan f;oziime, Kille Yaymlan, istanbul, 2003.

86

SDNMEZ, Y. - KALAYCI, D.: "1990 Sonrasi Donem de Ortadogu Baris Stlrecine Bakis" icinde M. Ibrahim Turhan (Haz.), Filistin Cikmazdan <;oziime, Kure Yaymlan, istanbul, 2003.

SEN, A.: "Israil-Filistin Anlasmazhgmda Gelinen Durum: Yol Haritasi Nereye Gidiyor?", Stratejik Analiz Dergisi, Cilt: 4, Sayi: 41, Ankara, Eylill2003.

SENEL, M.: "Avrupa Birligi'nin Ortadogu bans Surecine Etkileri", icinde M.

Ibrahim Turhan (Haz.), Filistin Cikmazdan <;oziime, Kille Yaymlan, istanbul, 2003.

YILDIZ, A. : "Buynk Ortadogu Projesi ve islam", Kudus Dergisi, istanbul, KI~

2004.

YILMAZ, M.: "Radikal Sagm israil Dis Politikasma Etkisi", icinde M. Ibrahim Turhan (Haz.), Filistin Cikmazdan <;oziime, Kure Yaymlan, istanbul, 2003.

87

8.0ZGECMi~

1980 yilmda Elazig'da dogdum, ilk ve orta ogrenimimi Elazig'da tamamladnn, 1998 yihnda Frrat Universitesi Fen Edebiyat Fakiiltesi Sosyoloji Boliimii'nii kazandim, 2002 yilmm Haziran aymda bu b6liimden mezun oldum. Aym yilm Eylii1 aymda Firat Universitesi Sosyal Bilim1er Enstitiisii Sosyoloji Ana Bilim Dali'nda yiiksek lisans yapmaya hak kazandim.

2002 yilmm Kasim aymda Samsun ilinin Tekkekoy ilcesine bagh Sahbazlar Mezrasi'na simf ogretmeni olarak atandun, 2004 yilmm Ocak aymda yiiksek Iisansim nedeniyle Elazig'a tayinimi istedim. 2004 yilmm Subat aymdan itibaren de Elazig'da gorevime devam etmekteyim.

:benOZER

You might also like