You are on page 1of 35

ÖNSÖZ

Sabun gibi temizleme özelliği olan, fakat sabun gibi direkt olarak yağ
asitlerinden değil de petrol ürünlerinden sentetik olarak elde edilen yüzey aktif
maddelere DETERJAN denir. Deterjanlar, her biri temizlemede ayrı bir görev yapan,
pek çok maddenin kompleks bir karışımıdır. Yüzey aktif maddeler veya surfaktanlarla
ilgili modern kavram, sabunları, deterjanları emülsifiyanları, ıslatıcı maddeleri ve girme
maddelerini kapsamaktadır. Bütün bunlar, birbirleriyle temasta olan iki faz arasındaki
yüzey tabakasının özelliklerini değiştirerek, aktifliklerini sürdürürler. Yüzey aktif
maddelerin pek çoğu, molekülün bir ucunda suyu çeken ve diğer ucunda suyu iten bir
grup bulundururlar. Deterjanlar, kirleri uzaklaştırmada etkin olan bu özelliklere
fazlasıyla sahiptirler.

İkinci Dünya Savaşından sonra kullanımları artmış olan deterjanların


yapılışlarını, kalite kontrol yöntemlerini ve çevreye olan etkilerini araştırdık. Hepimiz
kimyasal maddelerin doğayı olumsuz yönde nasıl etkilediğini yüzeysel olarak biliyoruz.
Biz bu araştırmamızda bu konuyu derinlemesine inceleyerek faydalı olmaya çalıştık.
Eğer bu konuda gerçekten doğal ortama ve insanlara bir faydamız olabilirse kendimizi
mutlu hissedeceğiz.

I
TEŞEKKÜR

Tezin hazırlığı aşamasında ve dört yıl boyunca, alanındaki bilgilerini, fikirlerini


bizden esirgemeyen, ayrıca çalışmamıza danışmanlık yaparak bizi yönlendiren değerli
hocamız Yrd. Doç. Dr. Mustafa AKTÜRK'e, ayrıca bizim bugünlere gelmemizi
sağlayan ailelerimiz, Hüseyin ve Şerife RENKLİGÜL ile Bahri ve Suzan AKYILDIZ'a
sonsuz şükranlarımızı sunarız.

II
İÇİNDEKİLER

III
I. BÖLÜM

1. DETERJAN VE ÇEVRE

İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra ülkelerin sabun kullanmaları azalırken, deterjan


kullanmaları hızla artmaya başlamıştır. Böylece kullanılmış sularla her yıl nehirlere,
göllere ve denizlere (doğal sulara) daha çok deterjan atılmaya başlanmıştır. Bunun bir
sonucu olarak da sularda birikimler olmuştur. Nehirlerin, göllerin ve denizlerin genel
olarak suların doğal bir temizleme gücü vardır. Ancak, bu güçleri sınırlıdır. Çok
deterjan kullanılan yerlerde nehirlerin ve göllerin yüzeyi bir köpük tabakasıyla kaplanır.
Çevre bozulur ve çevre sorunu başlar. Suların yüzeyindeki köpük tabakası her şeyden
önce mavi suların yüzünü kapatır ve sulara nahoş bir görünüş verir. İş bununla da
kalmaz ve bu kirli sular içme sularına da sızar ve daha ciddi sorunlara neden olur.
Başlangıçta bu maddelerin de yağ asitleri sabunlarında (RCOONa) olduğu gibi
bakterilerle daha küçük moleküllere parçalanabileceği, başka bir deyişle, bunların
biyodegradasyona uğrayacakları zannedilmişti. Ancak, bunun doğru olmadığı ve
deterjan formülasyonundaki yüzey aktif maddelerin çok yavaş bakteriyal bozunmaya
uğradıkları (degrade oldukları) kısa zamanda anlaşılmıştır. Böyle bir kirlenmeyi
önleyebilmek için bakteriler tarafından daha kolay parçalanan deterjanlar araştırılmış ve
1965 yılında LAB denen lineer alkil benzen sülfonat sentez edilmiştir. Bu madde
sabunlardaki yağ asitlerinde olduğu gibi, düz zincirli bir grup ihtiva eder. Düz zincirli
karbon bileşikleri, dallanmış zincirli karbon bileşiklerine göre bakteriler tarafından daha
kolay parçalanır. Düz zincirli karbon bileşiklerinden (LAB) önce kullanılan karbon
bileşikleri, dallanmış zincirli karbon bileşikleriydi. Düz ve dallanmış karbon zincirli
bileşiklere Şekil:1'de birer örnek verilmiştir. Aynı karbon sayısında daha bir çok
dallanmış karbon bileşikleri vardır. Lineer olmayan dodesil benzen sülfonat bunların bir
karışımıdır.

1
C - C - C - C - C - C - C - C -C - C
| | |
C C
A
| SO3 Na

C - C - C - C - C - C - C - C -C - C
|

| SO3 Na

Şekil 1. Sodyum Dodesil Sülfonatlar


A. Dallanmış karbon zincirli, zor biyodegradasyona uğrayan
B. Düz karbon zincirli, kolay biyodegradasyona uğrayan

Ancak problem, deterjanın yüzey aktif maddesini değiştirmekle tam olarak


çözülememiştir. Deterjanın kompleksleştirici bileşeninin (%50'den fazla) yarattığı
problem olduğu gibi kalmıştır. Günümüzdeki deterjan problemleri (çevre kirlenmeleri)
yüzey aktif maddelerden ziyade, deterjanlardaki kompleksleştiricilerden ileri
gelmektedir. Deterjanlarda kullanılan başlıca kompleksleştirici tripolifosfat
(Na5P3O10)'dır. Bu madde zamanla hidroliz olur ve ortofosfatları vardır.

P3O10-5 + 2H2O → 2HPO4-2 + H2PO4-

Ortofosfatlar toksik olmayan ve bitkilerin beslenme ve gelişmesinde temel


maddelerdir(nutrient). Bu nedenle ortofosfatların bulunduğu yerde bitkiler hemen
canlanır ve çok büyür(eutrophication). 1945 yıllarında deterjanlar piyasaya sürülmeğe
başlandığı zamanlarda formülasyona konan tripolifosfatın böyle bir etkisinin olacağı hiç
düşünülmemişti. Düşünülse bile, bu kadar önemli olabileceği zannedilmemişti.

Bugün için şu bir gerçek; fosfatlar atık sularda en önemli bir problemdir.
Kirlenmemiş göl sularında ortalama 0,06 ppm fosfat bulunurken, kirlenmiş göl
sularında bu miktar bazen 6 ppm'e kadar çıkabilmektedir. Bu, son derecede yüksek bir
değerdir. Bunu önlemek için deterjanlarda fosfatın azaltılması veya hiç konmaması
teklif edilmiştir. Ancak, buna da şu sorular yöneltilmiştir. Fosfatın azalması gerçekten
ötrofikasyon (bitkilerin anormal derecede büyümeleri) olayını durduracak mı? Fosfatın

2
yerini hangi madde alacak ve bu yeni madde ne gibi problemler getirecek? Halen bu
sorulara cevaplar aranmaktadır.

1.1. Fosfatsız Formülasyonlar

Fosfatsız deterjanlar denince akla ilk gelen maddeler sabunlardır. Deterjanlardan


önce zaten sabunlar kullanılmaktaydı. Bunların yaklaşık 4500 yıldan beri kullanıldığı
zannedilmektedir. Sabun ilk defa Sümerler tarafından kullanılmıştır. Ancak bunların
zamanımıztda büyük ölçüde kullanılması pek uygun değildir. Çünkü; 1) Sabun için
gerekli olan nebati yağ ve hayvani iç yağ nereden temin edilecektir. Halen sadece
ABD'de 2-3 milyon ton deterjan kullanılmaktadır. Bunu karşılamak için yaklaşık bunun
yarısı kadar nebati veya hayvani yağa ihtiyaç vardır. Bugün hiçbir ülke kendisine
yetecek kadar sabun üretecek durumda değildir. 2) Milyonlarca yıkama makinesi
deterjana göre dizayn edilmiştir. Sabun bu makinelerde istenen sonucu vermez. Hele
bulaşık makineleri için hiç uygun değildir. Bundan sonra iki husus düşünülebilir.
1. Fosfatın yerini alabilecek bir başka madde kullanmak,
2. Fosfata ihtiyaç göstermeyecek yeni bir deterjan üretmek.

Fosfatın yerini alabilecek bir madde dikkatle araştırılmış bu amaçla binlerce


madde üzerinde denemeler yapılmıştır. Ancak, fosfatın özelliklerini taşıyan ve onun
kadar ucuz olan bir başka madde henüz bulunamamıştır. Fosfatın başlıca özellikleri
şöyledir:
1. Fosfatlar akuatik hayat için toksik olmadığı gibi insanlar için de değildir.
2. Fostafların boya, elyaf ve kumaşa zararlı hiçbir etkisi yoktur. Bu son derecede
önemlidir. Çünkü, bugün çok değişik sentetik maddeler ve boyalar
kullanılmaktadır.
3. Fostaflar yanıcı ve korrozif değildir. Bu nedenle kullanılmaları çok rahat ve
emindir.
Fosfatlar su kalitesi yönünden bakıldığı zaman da uygundur. Zira;

1. Polifosfatlar, zamanla fosfatlara dönüştüğünden, kompleksleştirme özelliğini


tamamen kaybederler. Tripolifosfatların fosfatlara dönüşmesi bir hidroliz olayı
olduğundan, atık suların arıtılması esnasında bile devam eder.

2. Atık su arıtılması işlemlerine herhangi bir etkisi yoktur.

3
3. Atık su temizlenmesi esnasında bu ortamdan tamamen alınır.

4. Yapısı ve kimyasal reaksiyonları yıllarca araştırılmış olduğundan, özellikleri her


yönüyle iyice bilinmektedir.

Fosfatın yerini alabilecek çok sayıda madde üzerinde çalışılmıştır demiştik.


Bunlardan özellikle sodyum-sitrat ve sodyum nitrilotriasetat (NTA) üzerinde çok
durulmuştur. Bunların yapıları şöyledir:

CH2 - COONa CH2 COONa

HO - CH - COONa N — CH2 COONa

CH2 - COONa CH2 COONa

Her ikisinin de iyi özellikleri tespit edilmiştir. Bu özellikler başlıca şöyledir:

1. Suda kolay çözünürler.


2. Kalsiyum, magnezyum gibi iyonlarla sağlam kompleksler verirler.
3. Kolay biyodegradasyona uğrar ve bunun sonucu kelat özelliğini kaybederler.
4. Yeterince baziktirler.

Ancak, bütün bu iyi yönlerinin yanında, birincinin halen pahalı olması, ikincinin
de tehlikeli olması gibi birer özellikleri vardır. İkinciyle fareler üzerine yapılan
denemelerden maddenin kadmiyum bileşiğinin teratojenik (doğmamış yavrularda
anormallik) olduğu ortaya çıkmıştır. Ayrıca bir mahsurlu yanı da anaerobik ortamda
parçalanmaması, septik tanklarında birikmesi ve ağır metal iyonlarıyla çökelek
vermesidir.
Hali hazır kullanılma seviyesi itibariyle NTA'nın insanlar üzerine bir etkisinin
olmayacağı kanaati hakimdir. Hayvanlar üzerine zararlı konsantrasyonu 1500-2000
ppm'dir. Buna rağmen NTA'de yasaklanmış olup, yasak devam etmektedir. Ancak bazı
ülkelerde imalatı sürmektedir.

Deterjan imalatçılarına göre fosfatın kısmen de olsa yerini alacak bir madde
kullanıldığı takdirde bile, deterjan kullananlar eski standart temizliklerine ulaşabilmek
için daha çok deterjan kullanmak zorunda kalacaklardır. Sonuç olarak atık sularda gene
fosfat bulunacaktır. Bununla da kalmayacak kullanan kimse daha fazla para sarfetmiş
olacaktır.

4
Son zamanlarda fosfatın yerini alacak soydum karbonatlı ve silikatlı deterjanlar
da imal edilmeye başlanmıştır. Bu maddelerin temin ettiği alkalilik derecesinde bazı
metal katyonları çöktüğünden ve bunlar da kumaşa yapıştığından, kumaşların renkleri
donuklaşmakta ve arzu edilmeyen durumlar ortaya çıkmaktadır. Halbuki kompleks
yapıcı deterjanlar da böyle bir durum yoktur. Fosfatlı deterjanlar yıkama suyuna genel
olarak 9-10 pH'lık bir alkalilik temin ederken, kompleksleştirici olmayan deterjanlar 10-
11 pH'lik bir alkalilik temin ederler. Bir çözeltinin pH'ının 11 ve daha yukarı olması bir
takım problemlere neden olur. Bunların başında deri tahrişi (korrozyonu) gelir. El
derileri yanar (alkali yanığı) ve hatta deriden içeri alkali sızmaları olur (protein dokusu
jel haline gelir). Alkalilerin meydana getirdiği yanıklar asitlerin meydana getirdiği
yanıklardan çok daha tehlikelidir. Çünkü asit yanıklarında proteinler koagüle olarak
yanan kısmı asidin fazlasından korudukları halde, alkali yanıklarında proteinler koagüle
olmazlar ve alkaliler cildin derinliklerine kadar inerler.

1.2. Fosfatın Uzaklaştırılması

Deterjanlardan fosfatın uzaklaştırılmasıyla ötrofikasyon olayı sona erecek midir?


Bazı bilim adamlarına göre bu ötrofikasyon olayını çok az etkileyecektir. Bazılarına
göre ise çok etkileyecektir.

Fosfatın uzaklaştırılmasının bitkilerin ve yosunların (alglerin) büyümesine


etkisinin olmayacağını söyleyenler başlıca şu hususları ileri sürmektedir.

1. Fosfatlar bir kere suya girdikten sonra devamlı olarak orada kalacaklardır. Bir
gölü ele alalım. Göle giren fosfatlar devamlı çevrim halindedir. Fosfatlardan
fosforu alan bitkiler ve yosunlar ölür, çürür, fosfatlar gene göl sularında kalır.
Böylece fosfatlar bir bitkiden başkasına geçer. Fosfatın rejenerasyonu, azotun
rejenerasyonundan çok daha hızlı gerçekleşir.

2. Oldukça büyük miktarlarda fosfatlar göllerin dip çamurları içinde bulunur.


Bunlar suda az çözünen kalsiyum, magnezyum, alüminyum ve demir fosfatları
halinde olduklarından, çözünmüş fosfatlarla denge halindedirler. Göllere gelen
sulardaki fosfatlar bertaraf edilse bile, göl tabanındaki fosfatlar bitki ve
yosunların büyümeleri için gerekli fosfatı sağlarlar. Sulardaki bu fosfor
çevrimini şöyle göstermek mümkündür (Şekil: 2.).

5
Yeşil Bitkiler ve Yosunlardaki Balıklardaki
Fosforlar Fosforlar
Bitiki ve Yosunların Ölmesinden

Sıcaklığın Yükselmesi

Balıkların Ölmesinden
Asitliğin Artması

Mg+2 Artması
Ca+2 Artması
Çözeltideki Fosfor

Sıcaklığın Yükselmesi
Göl tabanındaki çamurda birikmiş fosforlar;
Kalsiyum, magnezyum ve demir fosfatları halinde bulunur.

Şekil :2. Bir Göl veya Su Birikintisinde Fosfor Çevrimi

3. Fosfatların yerini alacak madde organik bir kompleksleştirici ise, bir takım
problemleri de birlikte getirir. Bunlar polifosfatlar gibi kelatlaştırıcı etkilerini
hemen kaybetmezler, parçalanıncaya kadar kompleks halinde kalırlar. NTA
buna tipik bir örnektir. Böyle maddeler degrade olsalar bile oksijen isteyecekler
ve dolayısıyla suyun biyolojik oksijen ihtiyacını (BOD) artıracaklardır. Ayrıca
bunların degradasyon ürünleri karbon bileşikleri ve azot bileşikleri olacaktır.
Bunlar ise bitkiler için başlıca gıda (nutrient) olduklarından, yeni bir takım
problemlere neden olacaklardır.

4. Bitki gövde dokusunun yaklaşık %50'si karbondur. Karbon bitki dokusuna


karbondioksidin fotosentezi yoluyla girer. Karada yetişen bitkiler bu CO2'i geniş
yaprak yüzeyleri vasıtasıyla havadan alırlar. Su bitkileri karbondioksidi nereden
alacaklardır? Onlar da sadece sudan alacaklardır. Bitkiler bu kadar çok CO2'i

6
suda bulduklarına göre, fosfatı da bulacaklardır. Bitkiler için esas sınırlayıcı
faktör fosfat değil karbon dioksit olmalıdır.

Fosfatın uzaklaştırılmasını savunanların görüşleri ise şöyledir:

1. Fosfatların bir yerden uzaklaştırılması konusundaki teknoloji, azot ve karbonun


uzaklaştırılması teknolojilerinden daha çok gelişmiştir. Fosfat uzaklaştırılacak
olursa, bu sınırlayıcı bir faktördür ve özellikle yosunların üremesi durur.

2. Fosfatların sulara karışma mekanizmaları karbon ve azotun karışma


mekanizmaları kadar karışık değildir.

3. Su bitkileri için karbon ve azot atmosferden temin edilebilir. Fakat fosfor için
böyle bir kaynak yoktur. Karbon, atmosferdeki CO2'nin suda çözünmesinden
gelir. Azot da suda çözünür ve çözünen azottan bitki ihtiyacı olan azotu alır.
Bazı mavi-yeşil renkli yosunlar, suda çözünen azotu kullanılabilir azot
bileşikleri haline çevirir (azot tespiti).

Sonuç olarak fosforun uzaklaştırılmasına karşı olanlar fosforun bitki ve yosun


bünyesinde sınırlayıcı bir faktör olacağına inanmamaktadırlar. Çünkü çamurlarda
bulunan fosfatlar bile bitkinin büyümesine yeterlidir. Fosfatların yerini tutacak yeni
maddelerin ortaya koyacağı riskleri göze almak çok zordur. Bunun için uzun yıllar
araştırma yapılması gerekir.

Fosforun uzaklaştırılmasının lehinde olanlar ise, bitki ve yosunların büyümeleri


hiç değilse fosfat uzaklaştırılarak denenebilir demektedirler. Ayrıca göl suları dibinde
biriken fosfatlar da zamanla bitebilir, şeklinde düşünmektedirler.

7
II. BÖLÜM

2. DETERJANLARIN BİLEŞENLERİ

Büyük hacimli yüzey aktif organik bileşikler veya surfaktanlar, sabun ve


deterjan üretiminde kullanılırlar. Lineer alkilbenzen sulfonat (LAS) ve yağ alkolü
sulfatı, bunlara örnek oluştururlar ve yüz milyonlarca kilo üretilirler.

2.1. Yüzey Aktif Maddeler (Surfaktanlar)

Bu maddeler, suda veya sulu bir çözeltide çözündükleri zaman, yüzey gerilimini
etkileyen (çoğunlukla azaltan) herhangi bir bileşiktir. Aynı şekilde, iki sıvı arasındaki
yüzeylerarası gerilimi de etkilerler. Sabun ve deterjanların surfaktanları, aynı şekilde
yüzey gerilimini azaltarak, yıkama işleminin temizleme ve köpük oluşturma görevini
yerine getirirler. Temizleme işlemi;

1. Sabun veya deterjan çözeltisi ile yıkanacak maddenin yüzeyini ve kirleri


ıslatmak,
2. Kirleri yüzeyden uzaklaştırmak,
3. Kiri kararlı bir çözelti veya süspansiyon içerisinde tutmak gibi, işlemlerden
oluşur.
Yıkama suyuna katılan sabun ve deterjanlar, suyun ıslatma özelliğini artırır; bu
nedenle su, kumaş ve kirlere daha kolay girer(işler). Bundan sonra kirin uzaklaştırılması
başlar. Temizleme çözeltisinin herbir molekülü, uzun bir zincir olarak düşünülebilir.
Zincirin bir ucu hidrofilik (suyu seven) ve diğer ucu hidrofobik (suyu sevmeyen veya
kiri seven)dir. Bu moleküllerin kiri seven uçları, bir kir parçacığına yönelir ve onu
çepeçevre sarar. Aynı zamanda suyu seven uçlar, molekülleri ve kir parçacığını
kumaştan uzaklaştırıp, su içerisine taşır. Çamaşır makinesinin mekanik karıştırması ile
bu işlemler birleştiği zaman, bir sabun veya deterjanın kiri uzaklaştırma, onu
süspansiyon içerisine alma ve kumaşa tekrar yapışmasını önleme görevleri
tamamlanmış olur.

2.1.1. Surfaktanların Sınıflandırılması

Pek çok maddede hidrofobik kısım, 8-12 karbondan oluşan, düz veya çok az
dallanmış bir hidrokarbondur. C12 H25 -, C9 H19 , C6 H4 - örneğinde olduğu gibi, belirli
bazı bileşiklerde karbon atomlarının bir kısmının yerini, bir benzen halkası alabilir.

8
Hidrofilik fonksiyonal grup çok değişik olabilir. –OSO 3‾ veya SO3‾ örneklerinde
olduğu gibi anyonik, –N(CH3)3+ veya C5 H5 N+ _ örneğinde olduğu gibi katyonik,
–N(CH3)2 (CH2)2 ) COO ¯ örneğinde olduğu gibi anyonik ve katyonik, –N(CH3)2 O
örneğinde olduğu gibi semipolar veya –(OCH2CH2)n OH örneğinde olduğu gibi
iyonik olmayan (noniyonik) bir yapıda olabilir.

Petrolden elde edilen lineer alkil benzen sülfonatlar ile, hayvansal ve bitkisel
yağlardan elde edilen sulfatların oluşturduğu anyonik sınıf, en yaygın kullanılan
bileşiklerdir. Diğer örnekler alkilbenzen -eter sülfonat, yağ alkoluetilen oksid sulfat,
alkil gliserin - eter sülfonat, izotionatın alkil esterleri ve metil alkil lauratlardır. Son
konu edilenler, genel olarak daha yeni uygulamalarda kullanılırlar. Örneğin, özellikler
isteyen ve yüksek fiyat ödenmesini gerektin yerlerde sıvı ve çubuklar halinde
kullanılırlar. Sabun da anyonik karakterdedir.

Setiltrimetilamonyum bromürün bir örnek oluşturduğu kuarterner trimetilalkil


amonyum halojenürler, en yaygın katyonik surfaktanlardır. Dialkildimetilamonyum
klorür, kumaşlar için katyonik bir yumuşatıcıdır. Deterjan gücünün genel olarak zayıf
olmasına karaşın, iyi bir kaydırıcı, antistatik ve mikrop öldürücü etkiye sahiptir, fakat
evlerde kullanılmaya uygun bir deterjan değildir. Çözünmeyen bir çökelti vermek üzere
birleştikleri için, anyonik ve katyonikler birlikte kullanılamazlar. Aynı nedenle katyonik
deterjanları sabunla birlikte kullanmak uygun değildir. Alkil betainler, çift iyonlular için
(anyonik-katyonik) örnek oluştururlar; dimetil alkilamin oksidler semipolar; yağ
alkollerinin etilen oksid kondensatları, noniyonik surfaktanların molekülsel yapısını göz
önüne sererler. Bunlar, en üstün kir uzaklaştıran tiptir ve daha çok, emülsifiyan madde
olarak kullanılırlar; fakat, köpük oluşturma özellikleri düşüktür. Bu nedenle, otomatik
çamaşır ve bulaşık yıkama makineleri için yararlıdırlar. Bu fonksiyonal grupların
hidrofilik karakteri, iyonikten noniyoniğe göre azalır. Yeni surfaktanların sentez
edilmeleri, aşağıdaki reaksiyonların bir sonucudur.

Anyonik, çözeltide negatif bir yük taşıyan, yüzey aktif iyonlara sahiptir:
+
C12 H25OH + SO3 → C12 H25 OSO3H NaOH C12 H25 OSO3 ‾ Na
(deterjan)
+
Yağ + H2O → C17 H35 COOH NaOH C17 H35 COO ‾ Na
(sabun)

9
Katyonik, çözeltide pozitif bir yük taşıyan, yüzey aktif iyonlara sahiptir.

C12 H25Cl + N (CH3)3 C12 H25 N (CH3)2+ Cl ‾

Semipolar :

CH3

C12 H25N + (CH3)2 + H2 O2 C12 H25 ― N + H2O



CH3

Çift İyonlu :

O O
║ ║

C12 H25N (CH3)2 + Cl CH2 CONa C12 H25N + (CH3)2 CH2 CO¯ + NaCl

O

C12 H25N (CH3)2 + CH2 – CH2 C12 H25N+ (CH3)2 CH2 CH2 CO¯
│ │
O ― C = O

Noniyonik :

O
⁄ \

C12 H25 OH + n CH2 – CH2 C12 H25 (OCH2CH2)n OH

2.2. Köpük Düzenleyiciler

Surfaktan ile birlikte çok kez bir köpük düzenleyici – ya bir dayanıklılaştırıcı
(stabilizör) veya tutucu (suppresör) – kullanılır. Bu kimyasal maddeler yaygın kimyasal
ilişkiye sahip değillerdir ve çoğu kez, belirli surfaktanlar için özeldir. Stabilizör
surfaktan sistemlere örnek olarak laurik etanolamid -alkilbenzen sulfanat ve laurilalkol-

10
alkil sülfat gösterilebilirler. Köpük tutucular (koruyucular) genel olarak hidrofobik
maddelerdir; bunlarla ilgili birkaç örnek, uzun zincirli yağ asidleri, silikonlar ve
hidrofobik noniyonik surfaktanlar.

2.3. Yardımcılar (Güçlendiriciler)

Yardımcılar, deterjan gücünü kuvvetlendirirler, sodyum tripolifosfat gibi


kompleks fosfatlar, bunların en yaygın kullanılanlarıdır. Bunlar; suyun sertliğine neden
olan kalsiyum ve magnezyum iyonlarını tutan (bağlayan), su yumuşatıcılardan
farklıdır. Yıkama suyundaki kirlerin kumaş yüzeyine çökelmelerini önlerler. Kompleks
fosfatlarla hazırlanmış uygun bir formülasyon, iyi bir temizlemenin anahtarıdır ve
deterjanların büyük gelişimlerinde, surfaktanlarla işbirliği yapmışlardır. Polifosfatlar
(örneğin, sodyum tripolifosfat ve tetrasodyum pirofosfat) surfaktanlarla işbirliği
yaparlar ve bu nedenle fiyatı (maliyeti) düşürürler. Ayrıca deterjanların etkilerini
arttırırlar. Surfaktanlar, köpük düzenleyiciler ve güçlendiriciler (yardımcılar) deterjan
formülasyonunun esasını oluştururlar. Bunlarla birlikte az miktarda (%3 veya daha az)
katkı maddelerine de gerek duyulur.

2.4. Katkı maddeleri

Sodyum silikat gibi aşınma önleyiciler (korrozyon inhibitörleri), metal ve


yıkayıcı parçalarını, mutfak malzemelerini ve batakları, su ve deterjanların kötü
etkilerinden korurlar. Yıkanan maddelerden uzaklaştırılan kirlerin, temizlenen
maddenin yüzeyine oturmalarını önlemek için karboksimetil selüloz (antidepozitör)
kullanılır. Alman gümüşü gibi malzemelerin korunması ve ayrıca korrozyon
inhibitörlerine yardımcı olmak üzere, benzotriozol gibi kararma (donuklaşma)
önleyiciler kullanılır. Evlerde kullanılan deterjanlar için şimdi pek yaygın
kullanılmayan antiseptik (antimikrobial) maddeler, karbonilidler, salisilanilidler ve
katyoniklerdir. Peroksijen-tip ağartıcılar, çamaşırhanelerde kullanılan deterjanlara
katılırlar, fakat A.B.D.'de kullanımı sınırlanmıştır. Peroksijen-tip ağartıcı bulunduran
deterjanlar, Avrupa ülkelerinde yaygındır. Buna karşın Avrupa ülkeleri, hipoklorit-tip
ağartıcıları pek yaygın kullanmazlar. Avrupalıların yüksek sıcaklıkta yıkamaları
nedeniyle, birinci tip daha etkilidir. Sabun ve deterjan endüstrileri, A.B.D.'deki en

11
büyük parfüm tüketici endüstrilerdir. Renklendirme, belirli bazı özellikleri ortaya
koyma ve dikkat çekme için kullanılır.

III. BÖLÜM

3. EVDE VE SANAYİDE KULLANILAN TEMİZLİK MADDELERİNİN


ÜRETİMİ
3.1. Yağ - Çöz

Kullanılan Kimyasal Maddeler:

- Bermacoll
- Coustik
- Forlanit - P
- Dietanolamin, esans, köpük kesiciler.

Yağ - çöz yapımında, kullanılan kimyasal maddelerin sırası önemlidir. İlk olarak
bermacoll suda çözülür. Daha sonra Coustik ilave edilir. Coustik, temizleme gücünü
artırır. Ayrıca kayganlık verici özelliği var. Sonra Forlanit - P dietanolamin, esans
katılır. Forlanit - P temizlik kalitesini etkileyen sabunsu bir madde olmakla beraber,
kıvam arttırıcı özelliğe de sahiptir. Dietanolamin de kıvam verici bir özelliğe sahiptir.
Köpükleşmeyi engellemek için köpük kesiciler kullanılır. Yağ - çöz yapımındaki en
önemli nokta, ürünün kıvamının ve berraklığının ayarlanmasıdır.

3.2. Sıvı El Sabunu

Kullanılan Kimyasal Maddeler :

- Gliserin
- Sedef
- Anfodac O

- Formaldehit (HCH)
- Boya, esans
- Cosmacoll
- Tuz

12
İlk olarak gliserin ve sedef karıştırma tanklarında karıştırılır. Daha sonra
cosmacoll ve diğer maddeler karışıma ilave edilir. Gliserin'in kayganlık verici özelliği
vardır. Sedef, gümüş renginde bir madde olup, parlaklık sağlayıcı bir özelliği vardır.
Anfodac ve Cosmacoll temizlik maddesi olarak görev yaparlar.

Formaldehit, koruyucu madde olarak kullanılır. Uzun süre dayanıklılık sağlar.


Tuz son aşamada ilave edilen bir maddedir. Kıvamı artırıcı özelliği vardır. İnce tuz
kullanılırsa karışıma ilave edilir. Kristal halde (veya kaya tuzu) kullanılırsa ayrı bir
yerde suda çözünmesi sağlanır.

3.3. Tuz Ruhu

Asit - su karışımından oluşur. Kireçlenmeyi önleyici özelliği vardır. Fayans,


banyo ve lavabo temizliğinde kullanılır.

3.4. Por - Çöz

Nitrik asit (HNO3) ve su karışımıdır. Pas ve kireç çözücü olarak kullanılır.

3.5. Kir - Çöz

Kullanılan kimyasal maddeler:

- Berol - 9
- Berol - 2
- LS - 6
- LABSA
- Bir miktar coustik (Coustik)
- LDB ve esans

Yağ-çözücüden daha kıvamlı bir yapısı vardır. Halı, koltuk, tül perde temizliği
için kullanılır. Kullanılan maddelerin hepsi, temizlemede görev alır.

3.6. Cam - Sil

Kullanılan kimyasal maddeler :

- Saf alkol O

- Formaldehit (HCH)

13
- Fornalit - P
- Esans, boya
- Renksiz sıvı
Formaldehit, köpükleşmeyi önler. Fornalit - P, yüzey temizliğinde önemlidir.

3.7. Kombi Mutfak

Kullanılan kimyasal maddeler :

- Berol 226

- Forlanit - P

- Bermacoll

- D.E.A. (Dietanolamin)

- Esans

- Boya O

- Formaldehit (HCH)

- Köpük kesici.

İlk olarak Bermocoll suda çözülür. Katı, toz halinde beyaz renkli bir maddedir.

Bermocoll'ün önemli bir özelliği de dietanolaminle birleşince kıvam artırıcı


özelliğe sahip olmasıdır. Forlanit-P sıvı bir maddedir. Karışıma ilave edilir. Formaldehit
ilavesinde amaç, ürünün dayanıklılığını ve koruyuculuğunu sağlamaktır. Musluk suyu
kullanıldığında üründen iyi bir verim alınamadığından, saf su kullanılmalıdır. Köpük
kesici ve boya da katılarak, tanklarda karıştırma işlemine geçilir.

3.8. Bulaşık Deterjanı

Kullanılan kimyasal maddeler :


- LABSA
- Coustik soda (Kostik)
- Magnezyum (Mg) (katı halde, kristal şeklinde)
- Cosmacoll O

- Formaldehit (HCH)

14
- Esans
- Boya

Magnezyum kıvam vermek için ilave edilen beyaz renkli kristal halinde bir
maddedir. Ürünün uzun süre dayanıklılığını koruması için formaldehit ilave edilir.

LABSA suda çözüldüğünde bal rengini alır. LABSA sıvı bir maddedir. LABSA
ve coustik ph ayarlanmasında kullanılır ve cilde zarar vermesi önlenir. Deterjanın nötr
olması istenir. ph = 6,5-7 civarında olmalıdır. Nötrleşmeyi sağlamak için de LABSA
ve coustik önemli bir maddedir. LABSA ve coustik oranı da önemlidir. Coustik soda
NaOH'in genel adıdır. LABSA asidik özellik sağlar.

3.9. Por - Çöz Banyo

Kullanılan kimyasal maddeler :

- Berol 2
- Berol 9
- LABSA
- Fosforik asit
- Köpük kesici
- Esans
- Boya

Bütün maddeler karıştırma tanklarında karıştırılır. Berol 2 ve Berol 9 kıvam


vermek için kullanılır. Porçöz'de nitrik asit kullanılırken, Porçöz-banyo'da fosforik asit
kullanılır. Tuvalet, banyo, lavabo, fayans temizliğinde kullanılır. Kireç ve üre taşı
oluşmasını önler.

15
IV. BÖLÜM

4. KALİTE KONTROL YÖNTEMLERİ

4.1. Aktive Edici Katkı Maddeler

Sentetik deterjanın temizleme gücünü artıran ve yıkama suyunun sertliğini


gideren inorganik kimyasal maddelerdir. Bunların çeşitleri; fosfat, karbonat, silikat
bileşikleri, boraks ve perborat tuzlarıdır. Bu aktive edici maddelerden fosfatın özelliği
kullanılan suyun sertliğini azaltmaktır. Fosfat suya sertlik veren maddelerle tepkimeye
girerek suyun sertliğini azaltmak suretiyle deterjan kullanma miktarını azaltır.

Karbonat, silikat gibi aktive edici katkı maddeleri bir arada etki ederek kirlerin
yumuşamasını sağlar. Boraks ve perborat tuzları ise ortama oksijen vererek dezenfekte
olmasını sağlarlar. Ağartıcı özellik gösterirler.

Sentetik deterjanlar kendi aralarında üçe ayrılır:

1. Toz veya granül halde sentetik deterjanlar

2. Yumuşak kıvamlı sentetik deterjanlar

3. Sıvı sentetik deterjanlar

Sentetik deterjanlar köpürme miktarına göre;

1. Az köpüren

2. Çok köpüren

olmak üzere ikiye ayrılır.

Sentetik deterjanlar içerisinde aktive edici katkı maddesi bulunup


bulunmamasına göre ikiye ayrılır:

1. Katkılı sentetik deterjanlar

2. Katkısız sentetik deterjanlar

16
4.1.1. Sentetik Deterjanın Özellikleri:

1. Görünüş :

Sıvı deterjanlar homojen ve tortusuz olmalı, fena kokulu olmamalı, yabancı


maddeler ve gözle görülebilen safsızlıklar içermemelidir.

2. Genel Özellikler :

Sentetik deterjan karışımlarına alkil sülfat ve alkil aril sülfonat tipi sentetik
anyonik yüzey aktif maddeler dışında sentetik noniyonik yüzey aktif maddeler, sabun
ve aktive edici katkı maddeleri de katılabilir.

3. Fiziksel ve Kimyasal Özellikler :

a. Sentetik anyonik aktif madde miktarı.

b. Toplam aktif madde miktarı.

c. Etil alkolde çözünmeyen madde miktarı.

d. Fosfatlar (sodyum tripolifosfat cinsinden), etil alkolde çözünmeyen


madde miktarının ağırlıkça yüzdesi.

e. 80 – 90 0C ‘de suda çözünmeyen inorganik madde miktarı.

f. ph değeri (%1’lik damıtık sudaki çözelti).

g. Klorür miktarı.

h. Köpük miktarı.

i. İncelik.

j. Rutubet (yumuşak kıvamlı için).

k. Stabilite (sıvı için) homojen kalmalı ve çökelti bulunmamalıdır.

17
4.2. Toz Deterjanda Fosfat Ve Silikat Tayini

Numune Hazırlama :

Alınacak numune gramajına göre en küçük homojen hale getirilir ve ezilir


(1)
 5 g. Numune alınır ve içine KNO3 eklenerek kroze içine konur. Kroze ilk önce
hafiften ısıtılmalıdır. Daha sonra alev üzerinde yarım saat yakılır.

 Kroze soğutulduktan sonra içinde 200 ml. sıcak su bulunan beher içine konularak
yanan numunenin çözünmesi sağlanır. Daha sonra 5 ml. HCl + 10 ml. su ilave edilir.
Kuruluğa kadar ısıtılır. Aynı işlem bir daha tekrarlanır.

 Beher soğutulduktan sonra su ilave edilerek biraz ısıtılır. Siyah bantlı süzgeç kağıdı
ile süzülür.

Süzgeç kağıdının üst kısmında


Süzüntü 500 ml. Saf su ile kalan kısım, darası bilinen
tamamlanır. krozeye alınarak yakılır.
(2) (Silikat)


 25 ml.’lik üç tane çözelti alınır. 40 ml.
120 ml. Amonyum molibdat
çözeltisi ısıtılır ve eklenir.
Amonyum nitrat ve +1 –3 ml. HNO3 ←

ilave edilir ve ısıtılır.



 Sarı bir çökelek meydana gelir.

Amonyum fosfomolibdat (NH4)3 (PO4)12MoO3


18
Çökelek iyice olgunlaştıktan sonra siyah bantlı (mavi bantlı) süzgeç kağıdı ile
süzülür. KNO3 su ile yıkanarak asitlikten ph 7 ‘ye getirilir.(3)

Süzgeç kağıdı parçalanarak behere alınır. Su ilave edilir. Sarı renk beyaz oluncaya
kadar NaOH ile titre edilir.

 Çökme iyi olmazsa kristallenme olur. NH3 ile çözülür ve seyreltilir. Yavaş yavaş
HNO3 ilavesi ile tekrar çöktürülür.

1. → KNO3 ilavesi numunenin daha iyi yanmasını sağlar.

2. → Süzgeç kağıdında kalan kısım darası bilinen krozeye konur. Süzgeç kağıdı
ilk önce elektrikli ısıtıcıda kroze ile beraber yakılır. Daha sonra alev üzerine
bırakılır. Yakma işlemi sonucu alınan dara, silikat miktarını verir.

3. → ph’ın 7 olduğunun kontrolünde, süzüntülere metil oranj verilir. Renk


pembeden açık sarı renge dönüşünceye kadar %1’lik KNO3’le (ilave edilerek)
yıkanır.

4.3. Sülfat Tayini

Süzüntüden 100 ml. alınır, ısıtılır. İçerisine HCl eklenerek asidik hale getirilip
süzülür. Süzüntüye tekrar BaCl2 ilave edilerek çökmenin olup olmadığına bakılır. Daha
sonra süzgeç kağıdı kroze içine konularak yakılır ve sülfat miktarına bakılır.

4.4. Klor Tayini

Yapılışı :

Belli bir miktar numune alınır. Bu numune üzerine 20 ml. KI, 10 ml. (asetik asit
veya) HCl eklenerek suyla seyreltilir. Karanlık yerde 3-4 dakika bekletilir. Bu sürenin
sonunda belli bir faktördeki Na2 S2 O3 ile titre edilir. Titre edilirken çözelti rengi açık
sarı bir renge sahip olduğu zaman reaksiyona, hızlandırmak için nişasta eklenerek
harcanan Na2 S2 O3 miktarı ml. olarak bulunur.

Hesaplama :

Yapılan analizler ne kadar az gramla yapılırsa o kadar az kimyasal madde


sarfiyatı olur.

19
Klor analizlerinde numune olarak 0,5 ml. alındığını varsayılım.
7,1 x F x S
7,1 → 0,5 ml. alındığı için HCl’in ağırlığı (gr).
F → Kullanılan Na2 S2 O3 faktörü (F = 0,9909)
S → Kullanılan Na2 S2 O3 miktarı (ml).

4.5. Asit Miktarı Tayini

Asit miktarı tayini iki amaçla yapılır:

1. Bir asit çözeltisinde asit yüzdesini bulmak için,

2. Bir çözeltideki asit miktarını bulmak için.

Yapılışı :

Gramı belli olan bir numune alınarak seyreltilir. Üzerine indikatör olarak
fenolftalein eklenerek, bürete doldurulmuş olan n / 10 NaOH ‘le titre edilir. Pembe
renk gidince harcanan NaOH miktarı ölçülür.

Hesaplama :

S x F X M
--------------------------- X 100 = % asitlik
2000 x T

Asitlik yüzdesi yukarıdaki açıklamalara uygun olarak yapılır ve hesaplanır.

NOT : Numunede bulunan asitlerin tayini.

Bir miktar numune alınır ve sulandırılır.

 AgNO3 eklenir. Beyaz çökelek meydana gelirse içinde bulunan asit


HCl’dir.

 Numune üzerine BaCl2 eklenir. Beyaz renkli bir çökelek olunca


kullanılan asit H2 SO4 ‘tür. (BaSO4 ↓).

 Numune NH4NO3 ve HNO3 ile ısıtılır. Daha sonra Amonyummolibdat


çözeltisi ilave edilir. Sarı renkte bir çökelek meydana gelirse bulunan asit
fosforik asittir (H3 PO4).

20
 Numune ısıtılır. Tüp çeperinde kahverengi buharlar bulununca içinde
olan asit HNO3 ‘tür.

4.6. Deterjanda Sodyum Perborat Tayini

Amaç :

KmnO4 titrasyonu ile sodyum perborat veya sodyum perkarbonatın bünyesinde


bulunan H2O2 ‘nin bir oksijeninin yükseltilerek verebileceği aktif oksijen miktarının
tayin edilmesidir.

Reaksiyon :

1. a. 2NaBO2 . H2O2 . 3H2O → 2NaBO2 + 2H2 O + O2 + 2H2 O . 2H2O2

veya

b. 2NaCO3 . H2O2 → 2NaCO23 + 6H2 O + 3 O2 + 6H2 O2

2. 2KMnO4 + 5H2O2 + 3H2 SO4 → 2MnSO4 + K2 SO4 . SO4 . SO2 + 8H2O

1 mol 0,1 N KMnO4 çözeltisi --- 0,017 g. H2O2

1 mol 0,1 N KMnO4 çözeltisi --- 0,008 g. O2

1 mol 0,1 N KMnO4 çözeltisi --- 0,007694 g. Na perborat

Kullanılan Reaktifler :

- Sülfirik Asit (%20’lik) %98’lik H2SO4 ‘ten,

Hazırlanışı : 2O4 cc. alınır, saf su ile 1 lt.’ye tamamlanır.

- KmnO4 (1 N)

Molekül ağırlığı = 157,93 g.

157,93
Equivalent ağırlığı = --------------- = 31.60
5

21
3,16 gr. (Pratikte 3,25 gr) KmnO4 hassas olarak tartılır. 1 lt. sıcak suda çözülür.
En az 12 saat bekledikten sonra filtre kağıdından süzülür (Süzmenin amacı, çözeltinin
bozunmasını katalize eden MnO2 'i uzaklaştırmaktır). Çözelti karanlıkta koyu cam
şişelerde saklanmalıdır.

0,1 N KMnO4 Tayini :

105 0C’de kurutulmuş Na2C2O4 (Sodyum okzalat)dan 0,3gr. hassas olarak


tartılır. %98’lik H2SO4 ‘ten 10 ml. ilave edilir ve sodyum okzalat çözününceye dek
çalkalanır. Biraz destile su ilave edilip kaynayıncaya dek ısıtılır. Sıcak haldeyken 0,1 N
KMnO4 ile titre edilir. Son damlalar çok dikkatli verilmeli ve her damlanın
oluşturduğu pembe renk kayboluncaya dek ikinci damla verilmemelidir. Meydana gelen
soluk pembe renk 330 saniye kaybolmadan kalmalıdır.

Deneyin yapılışı :

1 g. numune hassas olarak tartılır. 10 ml. %20’lik H 2SO4 ilave edilir. 50 ml. saf
su konur. 0,1 N KMnO4 ile renk açık pembe oluncaya dek titre edilir.

S x F x 0,1N x 7,7
% Perborat = ------------------------------------
T

4.7. Deterjanda Köpük Tayini

Kullanılan Reaktifler :

Sert Su : 0,294 g. Kalsiyum asetat [ Ca (CH3COO)2 H2O] ve 0,294 g.


Magnezyum sülfat (MgSO4 . 7 H2O) saf suda çözülerek 100 ml.’ye tamamlanır.

Deneyin yapılışı :

Deterjan numunesinin sert su ile %20,2 ‘lik çözeltisi hazırlanır. (1 gr. tartılır, sert
su ile 500 ml.’ye tamamlanır). Bu çözeltiden 50 ml. 100 ml.’lik mezüre 30 sn.’de 50
defa olacak şekilde çalkalanır. Mezürün kapağı çıkarılır. 5 dakika bekletilir ve köpük
yüksekliği cetvelle ölçülür.

22
Amaç :

Deney numunesinin köpük miktarının deneyde öngörülen koşullar altında sert su


ile köpürtülerek tayin edilmesidir.

4.8. Deterjanda Rutubet Tayini

Saat camının darası alınır. Daha sonra üzerine deterjan alınarak tekrar dara
alınır.

Örnek Hesaplama :

Saat camı = 26,2994

Saat camı + Numune = 35.1055 (Kurutulduktan sonra).

Rutubet miktarı: 1.3859

(Numune) = 8.8061

8.8061 1.3859

100 X .

X = %15.74 rutubet içerir.

4.9. Deterjanda Suda Çözünmeyen Madde Tayini

Amaç :

Numunenin, deneyde öngörülen koşullar altında, su ile çözülerek içerdiği suda


çözünmeyen inorganik madde miktarının tayin edilmesidir.
Kullanılan Araçlar :

Genel laboratuar aletleri, erlen 500 ml.’lik, kroze, porselen, desikatör,

etüv (105 ± 2 0C ‘de tutabilen), Fırın (600-700 0C’a ayarlanabilen).

Yapılışı :

1 g. kadar numune hassas olarak tartılır. 250 ml. suda çözülür. Çözelti
çalkalanarak 80-90 0C ‘ye kadar ısıtılır ve sıcak halde geniş gözenekli külsüz süzgeç
kağıdından (siyah bant) süzülür. Süzme işlemi süresince süzgeç kağıdı üzerindeki
çözelti, kağıda dokunmaksızın bir bagetle karıştırılır.

23
Kağıtta kalan çözelti 50’er ml.’lik su ile iki kez yıkanır ve süzgeç kağıdı ile
birlikte darası alınmış (T1) bir krozeye alınarak önce etüvde kurutulur. Bek üzerinde orta
ısıda kağıt yakılır ve 600-700 0C’ye ayarlanmış fırında 40 dakika bekletilir. Desikatörde
soğutulur ve tartılır (T2).

Yakma, soğutma ve tartma işlemleri değişmez ağırlığa gelinceye kadar işlem


sürdürülür.

Hesaplama :

(T2 - T1) X 100


% suda çözünmeyen = -------------------------------
Numune Tartımı (gr)

4.10. Etil Alkolde Çözünmeyen Madde Miktarının Tayini

Amaç :

Etil alkolde çözünmeyen maddeler, deterjan bileşimlerinde bulunabilen


inorganik fosfat, sülfat, silikat, karbonat ve perborat tuzlarıdır. Ayrıca boraks da vardır.
Bu tuzların miktarı, numune etil alkol ile deneyde öngörülen koşullar altında ekstrakte
edilerek tayin edilmesidir.

Kullanılan Araçlar :

Beher 150 m.’lik, buhar banyosu, vakum erleni 500 ml.lik, üzerinde sinterlenmiş
camda yapılmış sık gözenekli süzgeç kroze olan, etüv, desikatör (etkin bir kurutucusu
olan).

Kimyasal Maddeler :

Etil alkol, saf su.

Deneyin yapılışı :

Beher içinde yaklaşık 5 ml.’lik bir numune alınır. Üzerine 50 ml.’lik etil alkol
katılır. Buhar banyosu üzerinde iki dakika kadar ısıtılır. Bir baget ile karıştırılır ve
topaklar dağıtılır. Katı maddenin çökmesi beklenir. Katı maddenin çökmesi beklenir ve
sıcak alkollü çözelti dekonte edilerek(kurutulmuş) vakum erleni üzerindeki darası
alınmış süzgeç krozeye aktarılır. Vakum uygulanarak süzülür. Etil alkolle kaynatma
işlemi 30 ml.’lik kaynar etil alkol kısımları katılarak beş kez tekrarlanır. Her seferinde

24
etil alkol tabakası aynı vakum erleninden süzülür. Beher içindeki kalıntı birkaç kez
sıcak etil alkolle çalkalanır ve kantitatif olarak süzgeç krozeye aktarılır. Kroze etüvde
105 ± 2 0C ‘de değişmez ağırlığa erişinceye dek kurutulur, desikatörde soğutulur ve
tartılır.

NOT: 30 ml.’lik etil alkol kısımları ile 5 kez yıkandıktan sonra etil alkolde
çözünmeyen kısım, bazen yapışkan topak halinde kalabilir. Böyle bir durumda alkolde
çözünmeyen kısım tamamen dağılıncaya kadar etil alkolde kaynatmaya devam edilir.

Kısa Yol:

Beher içine yaklaşık 5 gr. numune tartılır, üzerine 50 ml. etil alkol eklenir. Buhar
banyosunda 2 dakika ısıtılır, krozeden süzülür (T1). 30 ml. etil alkol ile 5 kez
yıkandıktan sonra 105 0C 'de kurutulur, tartılır (T2).

T2 - T1
%alkolde Çözünmeyen = -------------------- X 100
T

T2 = Numune + kroze

T1 = Kroze

T = Numune tartımı.

4.11. ph Tayini

Amaç :

İmal edilen ürünün istenilen ph değerine sahip olup olmadığına bakılır.

Kullanılan Araçlar :

ph - metre (cam elektrotlu) kullanmadan önce tampon çözeltileriyle kalibre


edilmelidir. Balon joje 100 ml.'lik.

Kullanılan Kimyasal Maddeler :

Damıtık su ve tampon çözeltiler.

Damıtık Su → Kaynatılmış ve karbondioksidini almak için içinden


karbondioksit içermeyen hava geçirilmiş, soğutulması ve saklanması süresince
sodcoustikli kireç (NaOH ve Ca(OH)2 karışımı) veya sodalı asbest ile korunmuş

25
suyun ph değeri 30 0C 'de 5,2 - 7,2 arasında olmalıdır. 105 0
C'de bir saat süreyle
buharlaştırıldığında kalıntı miktarı litrede 0,5 mg.'dan çok olmamalıdır.

*Tampon çözeltiler: 30 0C 'de ph değerleri 9-11 arasında olan herhangi iki


çözeltidir .

Yapılışı :

10gr.numune tartılır. Balon jojeye aktarılır. Biraz damıtık su katılır ve


karıştırılarak numune tamamen çözülür. Çözeltinin ve damıtık suyun sıcaklığı
30 ± 0,50C 'a ayarlanır. Çözelti damıtık su ile ölçü çizgisine dek seyreltilir. Balon
jojenin ağzı kapatılır ve iyice çalkalanır. 30 0C'de iki saat süreyle bekletilir, ph-metre ile
ph değeri ölçülür. İstenilen değerde olup olmadığı karşılaştırılır.

4.12. Stabilite Tayini

Amaç :

Stabilite, üretilen ürünün imalat yapıldığı andaki fiziksel ve kimyasal


özelliklerinin koruma süresidir.

Kullanılan Araçlar :

Deney tüpü 3 tane, su banyosu 50 ± 10C 'de bir su banyosunda 24 saat süre ile
bekletilir. Üçüncü tüp tanık numune olarak oda sıcaklığında saklanır.

24 saat sonunda birinci ve ikinci tüpteki numuneler oda sıcaklığında getirilerek


tanık numune ile karşılaştırılır. Bu karşılaştırmada her üç tüp içerisindeki numunelerin
uygun görülen özelliklere sahip olup olmadıkları araştırılır.

4.13. Toplam Aktif Madde Miktarı Tayini

(Etil Alkol Ekstraksiyonu Yöntemi)

Amaç :

Deney numunesinin içerdiği toplam aktif madde miktarının etil alkol


ekstraksiyonu yöntemiyle tayin edilmesidir.

Kullanılan Araçlar :

Genel laboratuar aletleri ve etüv (103 ± 20C 'de tutabilen).

26
Kimyasal Maddeler:

Etil alkol (hacimce %95'lik), NaOH (0,1N), Sülfirik asit (0,1N) Fenolftalein
çözeltisi.

Deneyin Yapılışı :

Numuneden içerisinde etil alkolde çözünen kısım yaklaşık 1 g. olacak şekilde 1


mg. duyarlıkla 300 ml.'lik erlene tartım alınır. 3-4 ml. su katılır ve karıştırılır. 100 ml.
etil alkol katılır, birkaç kaynama taşı da konulup geri soğutucu altında bir saat süreyle
su banyosunda kaynatılır.Topaklanmaları önlemek için erlen arada sırada çalkalan-
malıdır. 300 ml.'lik bir başka erlene kaynama taşları konulduktan sonra 30 dakika süre
ile erlen etüvde 103 ± 20C 'de kurutulur, desikatörde soğutulur ve tartımı alınır.

Kaynama süresi sonunda erlen su banyosundan alınır, geri soğutucu ve erlen


boynu bir miktar alkol ile yıkanır, erlen hafifçe yan yatırılarak çözünmeyen kısım
çöktürülür.

Etil alkol fazı önce dekonte edilerek darası alınmış diğer erlene aktarılır, sonra
sık gözenekli bir süzgeç kağıdından aynı erlen içine süzülür. Dipte kalan çözütnmeyen
kısım iki defa 50 ml.'lik etil alkol kısımları ile kaynatılır. Ve aynı erlene süzülür. Son
olarak çözünmeyen kısım ve süzgeç kağıdı bir defa daha etil alkol ile yıkanır. Erlendeki
etanolün büyük bir kısmı buharlaştırılır 25 ml. etanol ve birkaç damla fenolftalein
belirteç çözeltisi katılıp sodyum hidroksit çözeltisi veya sülfirik asit çözeltisi katılarak
hafif pembe renge getirilir.

İçerisine kaynama taşları konulmuş 100 ml.'lik bir erlen 30 dakika süre ile
etüvde 103 ± 2 0C 'de kurutulur, desikatörde soğutulur ve darası alınır (m1).
Nötrleştirilmiş çözelti orta gözenekli bir süzgeç kağıdından darası alınan 100 ml.'lik
erlene süzülür, erlen ve süzgeç kağıdı 3 defa 10 'ar ml.'lik etil alkol kısımları ile yıkanır.

Etil alkol buharlaştırılır, kalan alkol bir buhar banyosu üzerinde erlenin tabanının
1 cm. üzerine kadar uzatılmış bir boru yardımıyla hava üflenerek uzaklaştırılır.
Erlendeki kalıntı 30 dakika süre ile etüvde 103 ± 2 0C 'de kurutulur, desikatörde
soğutulur ve tartılır.

Hesaplama :

27
Numunenin içerdiği toplam aktif madde miktarı (T) ağırlık yüzdesi olarak
aşağıdaki formül ile hesaplanır:
m2 - m1 - m3
T = -----------------------
m

Burada,

m1 = 100 ml.'lik erlerin darası (gr).

m2 = Erlenle birlikte içindeki kalıntının ağırlığı (gr)

m3 = Klorür miktarı (gr)

m = Numune miktarı (gr). dır.

Toplam aktif madde deneyinde 100 ml. etanol kullanılması gereklidir. Ancak
etanolun bir miktarı ilk başta kullanılıyor, geri kalan kısım vakum erlenini çalkalamak
için kullanılır.

28
KAYNAKLAR

1. BAYKUT, Prof. Dr. Sacide - BİRAN, Yrd. Doç. Dr. Melda, Yüzey Aktif
Maddeler ve Fizikokimyası, İstanbul Üniversitesi Yayınları, İstanbul-1986.

2. GÜNDÜZ, Prof. Dr. Turgut, Çevre Sorunları, Ankara Üniversitesi, Fen


Fakültesi Kimya Bölümü, Ankara-1994.

3. T.S.E. Normları.

4. SHREVE, R. Norrıs - A.BRINK, Jr. Joseph, Kimyasal Proses Endüstrileri II,


(Çev: ÇATALTAŞ Prof. Dr. A. İhsan, İTÜ, Kimya-Metl. Fak. Kimya Müh. Bl.)
İnkılâp Kitabevi, 4. Baskı, İstanbul.

29
İÇİNDEKİLER

ÖNSÖZ..........................................................................................................................................................I
TEŞEKKÜR................................................................................................................................................II
İÇİNDEKİLER.........................................................................................................................................III
I. BÖLÜM....................................................................................................................................................1
1. DETERJAN VE ÇEVRE.......................................................................................................................1
1.1. Fosfatsız Formülasyonlar...................................................................................................................3
1.2. Fosfatın Uzaklaştırılması...................................................................................................................5
II. BÖLÜM..................................................................................................................................................8
2. DETERJANLARIN BİLEŞENLERİ...................................................................................................8
2.1. Yüzey Aktif Maddeler (Surfaktanlar)...............................................................................................8
2.1.1. Surfaktanların Sınıflandırılması..................................................................................................8
2.2. Köpük Düzenleyiciler .....................................................................................................................10
2.3. Yardımcılar (Güçlendiriciler) .........................................................................................................11
2.4. Katkı maddeleri ...............................................................................................................................11
III. BÖLÜM...............................................................................................................................................12
3. EVDE VE SANAYİDE KULLANILAN TEMİZLİK MADDELERİNİN ÜRETİMİ...................12
3.1. Yağ - Çöz.........................................................................................................................................12
3.2. Sıvı El Sabunu................................................................................................................................12
3.3. Tuz Ruhu.........................................................................................................................................13
3.4. Por - Çöz .........................................................................................................................................13
3.5. Kir - Çöz .........................................................................................................................................13
3.6. Cam - Sil..........................................................................................................................................13
3.7. Kombi Mutfak..................................................................................................................................14
3.8. Bulaşık Deterjanı.............................................................................................................................14
3.9. Por - Çöz Banyo..............................................................................................................................15
IV. BÖLÜM................................................................................................................................................16
4. KALİTE KONTROL YÖNTEMLERİ...............................................................................................16
4.1. Aktive Edici Katkı Maddeler...........................................................................................................16
4.1.1. Sentetik Deterjanın Özellikleri:................................................................................................17
4.2. Toz Deterjanda Fosfat Ve Silikat Tayini.........................................................................................18
4.3. Sülfat Tayini.....................................................................................................................................19
4.4. Klor Tayini......................................................................................................................................19
4.5. Asit Miktarı Tayini..........................................................................................................................20
4.6. Deterjanda Sodyum Perborat Tayini................................................................................................21
T..............................................................................................22
4.7. Deterjanda Köpük Tayini.................................................................................................................22
4.8. Deterjanda Rutubet Tayini...............................................................................................................23
4.9. Deterjanda Suda Çözünmeyen Madde Tayini................................................................................23
4.10. Etil Alkolde Çözünmeyen Madde Miktarının Tayini....................................................................24
4.11. ph Tayini .....................................................................................................................................25
4.12. Stabilite Tayini...............................................................................................................................26
4.13. Toplam Aktif Madde Miktarı Tayini..............................................................................................26
KAYNAKLAR...........................................................................................................................................29

30
31
32

You might also like