You are on page 1of 19

BA⁄IfiIKLIK

BA⁄IfiIKLIK
s‹STEM‹
s‹STEM‹
MART 2003 SAYISININ ÜCRETS‹Z EK‹D‹R

HAZIRLAYAN : PROF. DR. BEYAZIT ÇIRAKO⁄LU


Marmara Üniversitesi T›p Fakültesi - TÜB‹TAK GMBAE
B

Do¤adaki tüm canl›lar daha karmafl›k bir ba¤›fl›kl›k bakan insanlar›n aras›nda
kendilerinden olmayan doku, sistemi var. Omurgal›larda yaln›zca daha önce veba
hücre ve moleküllere karfl› ba¤›fl›kl›k sistemi özel geçirmifl insanlar›n vebaya
savunma sistemlerine ifllevlere sahip çok say›da yakalanmad›¤›n› yazm›fl.
sahiptirler. Örne¤in farkl› hücre ve molekül XV. yüzy›lda Çinli ve
bakteriler fajlara (bakteri içermekte. Türklerin çiçek hastal›¤›
virüslerine) karfl› kendilerini Ba¤›fl›kl›k* eski ça¤lardan geçirenlerin yaralar›ndaki
bu sald›rganlar›n genetik bu yana insanlar›n ilgisini kabuklar› toz haline getirip
maddelerini (DNA ve çekmifl ve baz› ba¤›fl›klama burunlar›ndan çekerek ya da
RNA’lar›n›) parçalayan yöntemleri gelifltirilmifl. kollar›nda atefle tutulmufl bir
enzimler üreterek Örne¤im M.Ö. 430 y›l›nda b›çakla çizerek oluflturduklar›
korumaktad›rlar. tarihçi Tukidides Atina’daki yaraya bulaflt›rd›klar›
Yüksek canl›lardaysa çok bir veba salg›n›nda hastalara bilinmekte.

B‹L‹M ve TEKN‹K 2 Mart 2003


BA⁄IfiIKLIK
XVIII. ve XIX. Yüzy›llarda XIX yüzy›l sonlar›nda Paul ayd›nlat›fld›¤› söylenebilir. Bu
Edward Jenner ve Louis Erlich ve Elie Metchnikoff’un sistemi oluflturan
Pasteur’ün gelifltirdikleri yeni kendilerine 1905 Nobel unsurlardan hastal›klar›n
çiçek, kolera, flarbon ve Ödülü’nü getiren tan›s›nda, tedavisinde genifl
kuduz afl›lar› önemli yararlar çal›flmalar›n›n ba¤›fl›kl›k ölçüde yararlan›lmakta.
sa¤lamlar›na karfl›n o sisteminin anlafl›lmas›nda Ba¤›fl›kl›k sistemini uyar›c›
dönemde ba¤›fl›kl›k sistemi öncü niteli¤e sahipler. (immünofenik) yabanc›
hakk›ndaki bilgilerin henüz Günümüzde ba¤›fl›kl›k unsurlarla sistemin
edinilmedi¤i görülmekte. sisteminin çok genifl ölçüde mücadelesi moleküler
yöntemlerle izlenmekte ve
yönelndirilmekte. Bu
sistemin aksakl›klar›ndan
kaynaklanan hastal›klar›n
temelleri günden güne
ayd›nlanmakta ve tedavi
yöntemleri gelifltirilmekte.
Klinik immünolojinin yan›s›ra
moleküler immünoloji ve
immünogenetikte önemli
geliflmeler kaydedilmekte.
Ba¤›fl›kl›k hücre ve
moleküllerinden t›p
ajanlar›n›n d›fl›nda da
yararlan›lmakta. Yeni tan›,
tedavi yöntemleri
gelifltirilmekte. Ancak bu
A: Timus: Gö¤sün üst bölümünde yer alan
karmafl›k sistem ve immün
D: Bademcikler: Bo¤azdaki lenfositlerin
bir organd›r. Olgunlaflmam›fl lenfositler
kemik ili¤inden ayr›l›p, “e¤itim görüp”,
topland›¤› yerler. hastal›klar›n geliflimi,
olgun T-hücreleri haline gelecekleri timusa
ulafl›rlar.
E: Lenf Dü¤ümleri: Bunlar tüm vücuda
yay›lm›fl, B ve T hücreleri topluluklar›d›r.
tedavileri gibi tam aç›l›mlar›n
B: Karaci¤er: Komplement sisteminin
proteinlerini sentezlemekten sorumlu
ortaya ç›kmas› için y›llara
önemli bir organ. Ayr›ca karaci¤er içinden
geçen kanda bulunan bakterileri yutan çok
F: Dalak: Kan dolafl›m sisteminin
ortas›nda, T ve B-hücreleriyle monositlerin gereksinim oldu¤unun da
say›da fagosit hücre içerir. toplanma bölgesi.
alt›n› çizmek gerekiyor.
C: Kemik ili¤i: Ba¤›fl›kl›k sisteminin tüm
hücrelerinin ilkel kök hücrelerden G: Kan: Ba¤›fl›kl›k sisteminin hücre ve
oluflmaya bafllad›¤› yer. proteinlerini vücudun bir yerinden
di¤erine tafl›yan dolafl›m sistemi. * Ba¤›fl›kl›k Bilimi olan ‹mmünoloji ad›n›
Eski Roma’da askerlikten muaf
(korunmufl) asillere verilen ‹mmunitas
sözcü¤ünden alm›fl.

Mart 2003 3 B‹L‹M ve TEKN‹K


BA⁄IfiIKLI⁄IN AKILLI MOLE
antijen ba¤layan parça (Fab), savunma hücreleri-
nin almaçlar›yla (reseptör) birleflen kuyruk k›sm›
da sabit parça (Fc) ad›n› al›r. A¤›r ve hafif zincir-
ler üzerinde, de¤iflken (V/variable) ve sabit
(C/constant) bölgeler bulunur. De¤iflken bölge,
antijeni tan›yan k›sm› oluflturmak üzere özellefl-
mifltir ve bir çift halinde bulunur. Buradaki ami-
noasit dizilimlerindeki farkl›l›klar, farkl› antijen
ba¤lanmas›na yol açar. Antikorlar›n yap›s›nda
bulunan karbonhidrat moleküllerinin, genellikle
B hücresinden antikor sal›nmas›n› kolaylaflt›r-
mak, antikorlar›n çözünürlü¤ünü art›rmak ve an-
tikor molekülünü parçalanmadan korumak gibi
ifllevleri vard›r.
Antikor molekülünde a¤›r ve hafif zincirler,
farkl› DNA bölümlerinden meydana gelmifl genler
taraf›ndan kodlan›r. Bu gen parçalar›, her B hüc-
resinde farkl› olan zincirleri meydana getirecek
genleri yapmak üzere, yeniden düzenlenir. Gen
parçalar›n›n düzenlenmesi de¤iflkendir ve bu ne-
denle vücudun yapabildi¤i 100 milyon kadar
farkl› antikor, az say›da gen parças› taraf›ndan
oluflturulur. Yani ba¤›fl›kl›k sisteminin baflar›s›n›n
temeli, immünoglobulinin a¤›r ve hafif zincirle-
rindeki de¤iflken bölgelerin, çok çeflitli say›da
üretilebilmesidir. Bu çeflitlili¤in üretimi, ço¤ul
genlerin varl›¤›, somatik (vücut hücrelerini içe-
ren) mutasyonlar, somatik rekombinasyonlarla
(kromozomlar aras› gen de¤ifltokufluyla) sa¤la-
Vücut son derece farkl› hücrelerden ve mole- Savunma sisteminde çok önemli bir rolü olan n›r, ki tüm bu olaylar B hücre geliflimi s›ras›nda
küllerden oluflan bir savunma sistemi taraf›ndan glikoprotein yap›daki bu antikor molekülleri, a¤›r ortaya konur. Böylece B hücreleri, vücuda giren
korunur. Bu sistemde yer alan elemanlar öncelik- zincir ve hafif zincir olmak üzere 2 çift protein antijenleri durduracak antikorlar›, antijenik özel-
le organizman›n kal›tsal yap›s›na yabanc›, antijen zincirinden yap›l›r. Bu ikili zincirler birbirlerine liklerine göre ayr› ayr› sentezler.
olarak adland›r›lan her türlü hücre d›fl› madde ve kovalent (disülfit ba¤lar›) ve non-kovalent ba¤lar-
mikroorganizman›n (bakteri, virüs vb.) vücuda la ba¤lanm›fl durumdad›r. A¤›r zincir yaklafl›k Antikor Çeflitleri
girmesini engeller. Antijenler, deri, solunum ve 440 aminoasitten, hafif zincirse yaklafl›k 220 Antikor moleküllerinin hafif zincirleri benzer
sindirim sistemi gibi engelleri aflarak, organizma- aminoasitten oluflur. Antikor molekülleri, Y flek- yap› göstermesine karfl›n, a¤›r zincirlerindeki sa-
ya dahil olduklar›nda, savunma sistemi hemen lindedir. Antikorun Y kollar› mentefle bölgesinde bit bölgeler, aminoasit dizisindeki farkl›l›klara
harekete geçer. Kemik ili¤i, timus, lenf bezleri ve 1000’lik bir aç›yla dönme, hareket etme yetene¤i- göre 5 grupta incelenirler: IgG, IgM, IgA, IgD,
dalak gibi özelleflmifl merkezlerde yer alan fago- ne sahiptir. Bu esneklik, yani antikorun belli aç›- IgE.
sitler, makrofajlar, lenfositler (B ve T hücreleri) larda hareket etme yetene¤i, antikor molekülü-
gibi savunma hücreleri ve molekülleri devreye gi- nün antijen üzerinde iki bölgeye birden ba¤lan- IgG Antikoru
rerler. mas›na yard›m eder. Antijeni yakalayan kollar› En temel antikor olan IgG’nin molekül a¤›r-
‹lk aflamada, öncü hücreler olan fagositler ve
makrofajlar antijenleri yok etmeye çal›fl›rlar; ba-
Yang›l› (enflamatuar) tepkinin
flar›l› olamad›klar› durumda B hücresi ve T hüc-
aflamalar›: Yang›l› tepki, vücudun patojenlerce
resi olarak adland›r›lan lenfositler devreye girer- istilas›na karfl› ikinci savunma hatt›d›r. Dolafl›m
ler. Antijen varl›¤›n› haber alan T hücreleri, sa- sistemindeki p›ht›laflt›r›c› faktörlerin yaral›
bölgeye girebilmeleri neden önemlidir?
vunma sisteminin yönetimini ellerine geçirerek,
di¤er hücreleri uyar›rlar. Sitotoksik (öldürücü) T Yara Deri

hücreleri antijenleri yok etmek için u¤rafl verir-


ken, savunmadan sorumlu B hücreleri de ba¤›fl›k-
1) Hasar görmüfl
l›¤›n ak›ll› molekülleri olarak adland›r›lan anti- dokular histamin
korlar› (immünglobülin) sentezlemeye bafllarlar. salg›layarak bölgeye kan
Antikorlar, ba¤›fl›kl›k sisteminde enfektif ajan de- ak›fl›n› art›r›rlar.

di¤imiz antijenleri bularak onlar›n yok edilmesini


sa¤layan bir glikoproteindir. Bu moleküllerin üs-
Fagosit Histamin Bakteri
tünlü¤ü, üç boyutlu bir yap›da, t›pk› anahtarla ki- 3) Fagositler bakterilerin,
ölü hücrelerin ve hücredeki
lit aras›ndaki uyumu ça¤r›flt›racak flekilde, antije- enkaz›n etraf›n› sararlar.
ne özgün olarak ba¤lanmakt›r. Böylece antikor- 4) P›ht› pulcuklar› k›lcal
lar, organizmaya giren antijenlere ba¤lanarak damardan ç›karak yaral›
bölgeyi t›karlar.
onlar› etkisiz hale getirirler ya da komplement 2) Histaminler k›lcal damarlar›n P›ht› pulcuklar›
enzimleri ve di¤er savunma hücrelerini harekete s›zd›rmas›na yol açarak yaraya
geçirerek antijenleri yok ederler. fagosit ve p›ht›laflt›r›c› faktörler
salmalar›n› sa¤larlar.

B‹L‹M ve TEKN‹K 4 Mart 2003


EKÜLLER‹: ANT‹KORLAR
l›¤› 150.000 dalton. Her bir IgG molekülü, bir- gözyafl›, anne sütü, ter, süt,
birlerine disülfit ba¤lar›yla ba¤lanm›fl, 2 a¤›r ve salya, prostat salg›s›, mide
‹stila edilmifl
2 hafif olmak üzere 4 polipeptid zincirinden olufl- ve ba¤›rsak salg›lar› gibi sal- hücreler
mufl durumda. IgG moleküllerinin antijenleri ba¤- g›lar›n bafll›ca antikorudur. Patojen
layan k›s›mlar›na Fab, di¤er k›sm›na Fc ad› veri- Vajinal s›v›n›n temel antiko- Yabanc› Lezyon
liyor. IgG, normal insan serumundaki Ig’lerin rudur. Bakteri ve virüs için antijen Perforin
%80-85’ini oluflturan en önemli ve en fazla mik- uygun nemli ortama sahip bu
tarda bulunan antikor. En önemli ifllevi, do¤ru- tip hassas bölgelerde bulu-
dan antijene ba¤lanarak onu etkisiz hale getir- nurlar. Tek (monomer) ve Antijen
makrofaj taraf›ndan yutulur
mek. Güçlü bir antibakteriyel olan IgG, antijen bulaflm›fl hücre
ikili (dimer) formda buluna- yüzeyde antijenler Sitotoksik (hücre parçalan›r.
çökertici etkiye sahip. Bakterilere ve virüslere bilir, ikili formda birbir- olufltururarak, öldürücü) T-hücreleri
karfl› vücudu korur, toksinlerin etkisini yok eder. lerine J proteiniyle Öldürücü hücreler istila edilmifl
‹mmünglobulin s›n›flar› içinde IgG, plasentadan hücrelere sald›r›r,
ba¤lan›rlar.
bebe¤e geçen tek immünglobu- En- T-hücresini uyar›r.
lin tipi ve yaflam›n ilk dönem-
lerinde savunmay› oluflturan
en önemli immünglobulin.
öldürücü T-hücresini uyar›r
Yard›mc› T-hücresi,
IgM Antikoru
Molekül a¤›rl›¤› Taramal› elektron mikroskopuyla siyonlarda ve alerjik durumlarda miktar› artar.
950.000 Daltondur. (D = 12.000 kere büyütülmüfl zimlere da- Molekül a¤›rl›¤› 190 kD olan, monomer yap›da
-24 insan T-lenfositi. yan›kl› olmalar›
Dalton = 1,65 X 10 g) Se- bir moleküldür. IgE’nin büyük bir bölümü, savun-
nedeniyle IgA anti- ma hücreleri olan bazofil ve mast hücrelerinin yü-
rumdaki immünglobulinle-
korlar›, vücut s›v›la- zeyine ba¤l› durumdad›r. Serumda IgE miktar›n›n
rin %5-10’unu oluflturur. Her biri r›n› mikroorganizmala- artmas›, parazitlerin makrofaj ve eozinofiller ta-
IgG molekülüne benzeyen, birbir- r›n etkisinden korurlar. raf›ndan parçalanmas›n› kolaylaflt›r›r. IgE her-
lerine disülfit ba¤lar›yla ba¤lanm›fl 5 Ayr›ca özel konumlar› hangi bir allerjenle (alerjiye sebep olan faktör)
monomerden oluflan bir pentamer yap› gös- nedeniyle salg›lara yabanc› mole- etkinleflti¤inde, bu hücreler taraf›ndan birtak›m
terirler. IgM s›n›f› antikorlar›n a¤›r zinciri- küllerin kar›flmas›n› engellerler. arac› kimyasal maddelerin salg›lanmas› bafllat›la-
ne mü (µ) zinciri denir ve IgM molekülünde her rak tepki gösterilir (örne¤in, bazofil hücrelerin-
IgE Antikoru: Normalde IgE serumda oldukça den histamin salg›lanmas› gibi).
bir molekül, iki µ zincirine disülfit ba¤lar›yla düflük miktarda bulunur. Ancak parazitik enfek-
ba¤lanm›fl bir J (joining) zinciri içerir. Böylece IgD Antikoru
tam bir IgM molekülünde 10 tane µ zinciri ve Antikor IgD, IgG s›n›f› antikorlar›n molekül yap›s›na
pentamerik yap› bütünlü¤ünü koruyan 1 tane J benzer. Normalde serumdaki oran› oldukça dü-
zinciri bulunur. Bunlarda mentefle bölgesi yok- flüktür. Is›ya ve protein parçalayan enzimlere ol-
Antijen
tur; bunun yerine 130 aminoasitlik ek CH4 kan- dukça duyarl›d›r. Molekül a¤›rl›¤› 184.000 dola-
y›ndad›r ve k›sa ömürlü bir immünglobulin s›n›f›-
gal› içerirler.
Molekül, 10 tane Fab bölgesinin olmas› nede- d›r. Serumda az olmas›na karfl›n, B lenfositlerin
niyle 10 antijeni tutabilme yetene¤ine sahip. yüzeyinde antijen almac› olarak önemli rol oynar.
Normal serumda monomer IgM, oldukça düflük Bu nedenle antijene uygun lenfositlerin uyar›lma-
deriflimde bulunurken, baz› hastal›klarda yüksek lar›nda ve ço¤almalar›nda etkin olduklar› san›l-
oranda bulunur. Birincil immün cevapta sentezle- Bir antijen-antikor sistemi
›yor. IgD’nin mentefle bölgesi uzundur ve mole-
nen ana immünoglobulin s›n›f›d›r; yani bir- küle esneklik sa¤lar. B lenfositlerinin olgunlafl-
çok antijene karfl› ilk oluflan antikor s›n›f›d›r mas› boyunca, önce IgM almaçlar›, sonra
Antijenlerin ba¤land›¤› yerler IgD almaçlar› oluflur ve IgD, antijenik uya-
Timustan ba¤›ms›z antijenlere karfl› yaln›zca
IgM tipi antikorlar sentezlenir. ‹lk oluflan an- r›mdan sonra lenfosit yüzeyinden kaybolur.
Güçlü
tikorlar olduklar›ndan, serumda saptanmala- Yap›lar›n› tek tek inceledi¤imiz bu ak›ll›
ba¤lanm›fl
r› yeni bir enfeksiyonun göstergesi olarak de¤iflken bölge moleküller, savunma sistemimizin en önem-
kabul edilir. IgM antikorlar› polyvalen özellik li elemanlar›ndan say›labilir.
gösterirler. Örne¤in; ba¤›fl›kl›k sistem bile-
flenlerinin enfeksiyon bölgesinde toplanma- Dr.Fat›ma Yücel
s›nda, komplement adl› moleküllerin sabit- Zay›f ba¤l› TÜB‹TAK-Gen Mühendisli¤i ve
Zay›f de¤iflken
lenmesi olay›nda ve hücre öldürmede önem- Biyoteknoloji Araflt›rma Enstitüsü
ba¤ bölge
li etkinlikleri vard›r. Komplement sistemi et- Gebze/Kocaeli
Disülfid E-mail: fatma@rigeb.gov.tr
kinlefltirmek için antijene ba¤l› iki IgG mole- köprüleri Zay›f ba¤l›
külü gerekirken, tek bir IgM molekülünün Kaynaklar
sürekli
http://www.med.sc.edu:85/mayer/IgStruct2000.htm (This
antijenle birleflmesi komplement sistemi ak- bölge page last changed on October 28, 2002)
tive eder. http://www.path.cam.ac.uk/~mrc7/mikeimages.html (Last
Güçlü ba¤ Güçlü ba¤lanm›fl updated on 19th February 2001)
Immunoglobulins (Chapter 4) in R. A. Goldsby, T. J. Kindt,
IgA Antikoru: Serumda miktar olarak en sürekli bölge and B. A. Osborne. Kuby Immunology, 4th edition, W. H.
Freeman and Co., pp. 83-113 and 149-172, 2000.
az olan antikordur ve serumdaki immünglo- http://www.biology.arizona.edu/immunology/tutorials/anti-
bulinlerin %15’ini oluflturur. IgA, tükrük, Bir antikor molekülünün yap›sal bölgeleri body/structure.html (Monday, June 12, 2000)

Mart 2003 5 B‹L‹M ve TEKN‹K


‹MMÜNOLOJ‹ Son y›llarda gen teknolojisi ve biyoteknolojinin de katk›lar›y-
la immünolojinin geliflme ivmesi giderek artmakta. ‹mmün
yetmezlik ve otoimmün hastal›klar›n genetik ve moleküler
temellerinin anlafl›lmas›nda insan genomu projesinin önemli
katk› sa¤lamas› bekleniyor. Bu sayede ba¤›fl›kl›k molekülle-
rini kodlayan genlerin analizleri, düzenlenmeleri, etkileflimle-
ri konusunda yeni bilgilere ulafl›lacak. Otoimmün hastal›klar-
la enfeksiyonlar›n iliflkisi, ayr› bir ilgi oda¤›. Bu çal›flmalarda
en önemli katk›ysa, sözkonusu genlerin aktar›lmas›yla gelifl-
tirilecek transgenik hayvan (fare) modelleri olacak.
Biyoenformatik, ba¤›fl›kl›k bilimiyle ilgilenenlerin de umut
kayna¤›. Gelifltirilmeye bafllanan yaz›l›mlarla, immün yan›t›n
oluflturulmas›nda rol alan moleküler etkileflimlerin incelen-
mesi, simülasyonu ve bu yolla ba¤›fl›kl›k sisteminin daha da
ayd›nlat›lmas› bekleniyor.
Yak›n gelecekte kanser tedavisinde, doku ve organ nakille-
rinde immünolojik yaklafl›mlar›n daha da geliflece¤i, interfe-
ron gibi, ilaç niteli¤i olan ba¤›fl›kl›k moleküllerinin, gen tek-
nolojisiyle kolay ve ucuz üretiminin sa¤lanmas›, AIDS, HCV
(C tipi sar›l›k) gibi hastal›klara karfl› etkin afl›lar›n gelifltiril-
mesi de beklentiler aras›nda.
Bulafl›c› hastal›klara karfl› yeni önleyici unsurlar›n gelifltiril-
mesinin yan›s›ra, toplumlar› biyolojik ajanlar›n etkisinden
koruyacak biyoalg›lay›c›lar›n (biyosensör), afl›lar›n ve tedavi
amaçl› rekombinant antikorlar›n gelifltirilmesi için de yo¤un
çal›flmalar sürmekte.
Otoimmün Hastal›klar na gelir. Bugün bilinen OiH say›s› elli- mini etkiler; dolay›s›yla belirti ve bul-
nin üzerinde ve etkilenenlerin yakla- gular› farkl› olur. Bunlar›n d›fl›nda,
Otoimmün hastal›klar (OiH), ba¤›- fl›k üçte ikisi de kad›n. örne¤in lupus eritematozus gibi çok-
fl›kl›k sisteminin, bedenin kendi doku- OiH, birbirinden farkl› flekillerde lu sistem tutulumuyla ortaya ç›kabi-
lar›na karfl› etkinleflmesi sonucunda ortaya ç›kabilir. Örne¤in multipl skle- len bir otoimmün hastal›k, farkl› bi-
geliflen bozukluklar› tan›mlar. "Oto" roz adl› hastal›k, merkezi sinir sitemi- reylerde farkl› organlar› etkileyerek
sözcü¤ü Yunanca’da "kendisi" anlam›- ni, Crohn hastal›¤›ysa sindirim siste- kendini gösterebilir. Ayr›ca kökeni

Farkl› sistemleri tutan otoimmün hastal›klar›n baz›lar›:


.

Merkezi Sinir Sistemi Endokrin Sistem


Multipl Skleroz Tip I Diyabet Multiple skleroz (MS),
Miyastenia Gravis Grave’s Hastal›¤› ba¤›fl›kl›k sisteminin
Sindirim Sistemi Hashimoto Tiroiditi merkezi sinir sistemine
Crohn Hastal›¤› sald›rd›¤› bir otoimmün
Ülseratif Kolit Kas-‹skelet Sistemi hastal›k. Bu beyin
Cilt (Ba¤ Doku Hastal›klar›) kesitinde, hastal›k
Psoriyazis Romatoid artrit sonucunda, normalde sinir
liflerini saran miyelin k›l›f›n
Vitiligo Lupus eritematozus kayboldu¤u bölgeler yeflil
Kan-Kan Damarlar› Dermatomiyozit ok, miyelinlenmenin
Behçet Hastal›¤› Ankilozan Spondilit yeniden bafllad›¤› bölgeler
Otoimmün hemolitik anemi Skleroderma k›rm›z› okla gösteriliyor.

B‹L‹M ve TEKN‹K 6 Mart 2003


VE GELECEK
otoimmün olmayan bir hastal›¤a da lar› ve çeflitli laboratuvar tetkiklerinin
efllik edebilir. yard›m›yla konulur. Ancak özellikle
Bu hastal›klar genelde seyrek gö- hastal›¤›n erken evrelerinde tan› ko-
rülüyor ve baz› tiplerine belli ›rk grup- nulmas› güç olabilir; çünkü var olan
lar›nda daha s›k rastlan›yor (ör. lupus, belirtiler özgül nitelikte de¤ildir (ör.
Afrika kökenlilerde daha s›k görülen yorgunluk).
bir hastal›k). Otoimmün hastal›klar kronik seyir-
OiH, enfeksiyon hastal›klar› gibi ki- lidir; ancak seyrin nas›l olaca¤›n› ön-
fliden kifliye bulaflmaz. Ancak di¤er ceden tahmin etmek mümkün de¤il-
hastal›k tipleri için oldu¤u gibi, kiflile- dir. Hasta hekim taraf›ndan yak›ndan
rin kal›t›mla kazand›klar› genlerin, izlenmeli, hastal›¤› tetikleyecek ya da
otoimmün hastal›¤a yakalanma olas›l›- alevlendirecek etkenler konusunda
¤›n› belirleyen bir altyap› sa¤lad›¤› ka- bilgilendirilmeli ve hastal›¤›n tedavisi-
bul ediliyor. Tip I Diyabet, psoriyazis ne mümkün olan en k›sa sürede bafl- mas›na yol açar. Tedavinin etkinli¤i-
(sedef hastal›¤›) gibi hastal›klara ayn› lanmal›d›r. Hastal›¤›n seyrinin ve ilaç nin art›r›lmas› ve yan etki s›kl›¤›n›n
ailenin farkl› kuflaklar›nda rastlanabil- yan etkilerinin yak›ndan izlenmesi azalt›lmas› amac›yla, ba¤›fl›kl›k yan›t›-
mekte. Ayr›ca, yatk›nl›¤› art›rd›¤› ka- önemlidir. Bu flekilde izlenen ço¤u n›n farkl› basamaklar›n› engellemeye
bul edilen genleri kal›t›mla kazanan, hasta, normal bir yaflam sürebilir. yönelik tedavi seçenekleri gelifltirilme-
ayn› ailenin farkl› bireylerinde de¤iflik Tedavide amaç, enflamasyonun (ba- ye çal›fl›l›yor. Ancak t›p biliminin oto-
otoimmün hastal›klara yakalanma da ¤›fl›kl›k sistemi bileflenlerinin hedef immün hastal›klara yönelik en önemli
söz konusu olabiliyor. Örne¤in roma- dokuda toplanmas›) k›sa ve uzun amac›, di¤er tüm hastal›klarda oldu¤u
toid artriti olan bir bayan›n ailesinden erimli sonuçlar›n› engellemektir. Ba¤›- gibi, hastal›klar›n oluflmas›n›n engel-
bir bireyde, dermatomiyozit ya da lu- fl›kl›k sistemini yavafllatan ya da engel- lenmesi. Bu kapsamda, ba¤›fl›kl›k sis-
pus görülebilir. leyen, "ba¤›fl›kl›k bask›lay›c›" olarak teminin otoimmün hastal›¤›n ortaya
Otoimmün hastal›klar›n ortaya ç›k- nitelendirilen ilaç tedavisi, ne yaz›k ki ç›k›fl› ve geliflimi s›ras›ndaki etkisi, en-
mas›na yol açan özgül etkenler, örne- ba¤›fl›kl›k sistemimizin vücudu tehdit feksiyon etkenlerinin otoimmün has-
¤in bir enfeksiyon hastal›¤›nda oldu¤u eden enfeksiyonlara karfl› da zay›f kal- tal›klardaki yeri, hayvanlarda otoim-
gibi bilinmemesine karfl›n, baz› çevre- mün hastal›klar›n modellerinin olufltu-
sel etkenlerin bu hastal›klar›n bafllan-
g›c›n› tetiklemede ya da seyrini h›zlan-
‹mmün Tedavi rulmas› ve bir otoimmün hastal›¤›n te-
davisinde ba¤›fl›kl›k sistemine yönelik
.

d›rmada rol oynad›¤› biliniyor. Sözgeli- ‹nsan son derece geliflmifl bir ba¤›fl›kl›k sis-
giriflimlerinin sonuçlar›, bafll›ca arafl-
mi, günefl ›fl›¤›na maruz kalmak, viral temine sahip olmas›na karfl›n baz› patojenlere t›rma alanlar› olarak belirlenmifl du-
enfeksiyonlar ya da lupus eritematozu- ya da yabanc› unsurlara karfl› gerekli direnci rumda. Bunlar›n yan›nda, belli otoim-
sun seyrini kötülefltiriyor. Otoimmün göstermekte yetersiz kalabiliyor. mün hastal›klar üzerinde yap›lan ça-
hastal›klar›n seyri üzerindeki etkileri Kanser de organizmada geliflen organizma- l›flmalarda, bu hastal›klar›n tümüne
ya yabanc›, bir baflka deyiflle kökenlerindeki
daha az belirlenmifl olan öteki etkenler yönelik aç›l›mlar›n kazan›lmas› bek-
normal hücrelerden farkl› genetik yap›ya sahip
aras›nda yafllanma, kronik stres, hor- tümör hücreleriyle geliflen bir hastal›k. Baz› lenmekte.
monlar ve gebelik say›labilir. kanserli bireylerin ba¤›fl›kl›k sistemleri bu fark- Otoimmün hastal›klar›n tan› ve te-
Vücudun d›flar›dan gelen enfeksi- l› hücreleri saptamakta ve mücadelede yeterli davisini ayd›nlatmaya yarayacak mole-
yon etkenlerine karfl› korunmas›n› olam›yorlar. küler ve hücresel temellere iliflkin bil-
sa¤layan ba¤›fl›kl›k sisteminde görevli Bu nedenle kanser antijenlerine (tümör hüc- giler, di¤er hastal›k türleriyle k›yaslan-
relerinin yüzeyindeki farkl› moleküllere) karfl›
bir hücre tipi olan B lenfositleri, baz› d›¤›nda, daha az. Ancak ilerleyen in-
ba¤›fl›kl›k sistemi ni daha etkin hale getirmek
otoimmün hastal›klarda vücut dokula- için kanser immün tedavisi gelifltirilmekte. san genom araflt›rmalar›n›n bu yönde
r›na yönelik oto-antikorlar üretir. Bu yaklafl›mda hastadan al›nan tümöre ait önemli katk› yapmas› bekleniyor. As-
Bunlar dokunun normal ifllevini en- hücreler hastaya tekrar afl› fleklinde veriliyor. l›nda bu hastal›klar hakk›ndaki bilgi
gellemer ya da dokuda yap›sal hasara Böylece ba¤›fl›k sistem hücrelerinin (lenfositle- açl›¤›ndan kaynaklanan merak›n, bek-
neden olur. Örne¤in, merkezi sinir si- rin) tümör antijenlerini çok daha iyi flekilde ta- lenen geliflme lehine önemli bir kan›t
n›yarak uyar›lmalar› sa¤lan›yor.
temini tutan miyastenia gravis hastala- Bir sonraki aflamada lökofarez ad› verilen
oldu¤u söylenebilir.
r›nda, kaslar› besleyen sinire yönelen bir yöntemle hastan›n kan›ndan lenfositler ayr›- Kaynaklar
antikorlar,kas güçsüzlü¤üne yol açar. larak tekrar hastaya veriliyor. Bu yaklafl›ml has- http://www.aarda.org
http://www.niddh.nih.gov
Otoimmün hastal›klar›n tan›s›, has- tan›n tümörü yenmesi kolaylaflt›r›lmakta. http://www.niaid.nih.gov
tadaki belirtiler, fizik muayene bulgu- www.karmanos.org/we/treatct/immuno http://www.healthfinder.gov

Mart 2003 7 B‹L‹M ve TEKN‹K


Romatoid Artrit

R
omatoid Artrit (RA), kro- k›l›flar›nda yang›l› bir tepki, 4- kanda ve dana gelen bu durum (sinovit) erken ta-
nik enflamatuar (yang›l›) eklem içi zar›nda RF bulunmas›, 5- yan- n› için önemli.
eklem hastal›klar›n›n en g›l› olaylar›n süreklilik göstermesi, 6- B lenfositlerinin etkinleflmesi, IgG’ye
yayg›n olan›. ‹ltihapl› böl- eklem k›k›rda¤›nda harabiyet. karfl› antikorlar›n üretimine neden olur
genin birden çok eklemde Hastal›¤›n, eklem romatizmal› hasta- ki, bu da kandaki “romatoid faktör”e
ve simetrik yerleflimli olmas›, sabah lar›n birinci derecen yak›nlar›nda, top- (RF) karfl›l›k gelir. RF’nin varl›¤›, kesin
sertli¤inin bulunmas›, eritrosit çökme lumun di¤er bireylerinden daha fazla tan› koymaya yarayan bir durum.
h›z›ndaki art›fl, eklem zar› ve kas kiri- görülmesi, genetik bir yatk›nl›¤› düflün- Kronik eklem zar› romatizmas›nda,
fli iltihaplar›yla birlikte serumda anti- dürmekte. protein parçalay›c› enzimlerin, a¤r›ya
IgG globulinlerin (romatoid faktör, Bir bulgu da, “insan lökosit (akyu- neden olan prostoglandinlerin ve inter-
RF) görülmesi, tipik özellikleri. var) antijeni” DR4’ün, bu hastalar›n % lökin-1 gibi doku faktörlerinin üretimi
Görülme s›kl›¤› % 1-3 aras›nda ve 70’inde bulundu¤u yolunda. de sözkonusu. Bu maddeler, eklem k›-
en çok 40–50 yafl grubunda görülü- Hastal›kta, eklem içi zar› ve damar- k›rda¤› ve eklem için zar›nda birikerek
yor. Kad›nlar erkeklere oranla 3-4 larda belirgin bir ço¤alma görülür. Ek- yang›ya neden olur ve k›k›rdak doku-
misli daha çok hastalan›yorlar. Görül- lemlerde ve kas kirifli k›l›flar›nda mey- sunda hasara yol açarlar. K›k›rda¤a he-
me s›kl›¤› ve klinik özellikleri toplum-
lara göre de¤ifliyor. Avrupa ve Kuzey
Amerika’da flehirde yaflayanlarda da- kas eklem yast›k盤›

ha yayg›n ve a¤›r seyrederken, Afrika-


’da k›rsal kesimde daha az ortaya ç›-
eklem içi zar›
k›yor.
Nedenler kemik

Hastal›¤›n kesin nedeni bilinmemek-


le beraber geliflti¤i çevreler ve kaynak-
lar›yla ilgili tart›flmalar gittikçe azal- eklem s›v›s›
makta ve nedenlere giderek daha fazla
yaklafl›lmakta.
De¤erlendirmede önemli faktörler
eklem kapsülü
flunlar: 1- genetik yatk›nl›k, 2- olas›l›kla
yabanc› bir antijen içeren ve eklem içi kirifl

zar› (sinovya) dokusuna odaklanan ba- k›k›rdak


fliflmifl ve yang›l›
eklem içi zar›
EKLEM
ROMAT‹ZMAS I
¤›fl›kl›k tepkisi, 3- eklemlerde ve tendon NORMAL EKLEM

B‹L‹M ve TEKN‹K 8 Mart 2003


(Eklem Romatizmas›) .

men yak›n bölgelerde damarlar›n ço- Klinik Özellikler: lar› eklem aral›klar›nda daralmalar ve
¤almas› ve kemik y›k›m› da, k›k›rdak kemik dokusunda erozyonlar dikkati çe-
harabiyeti ve eklem çevresinde kemik Hastal›k yayg›n olarak sabah tutuk- ker. Daha sonraysa, eklemlerdeki hasar
dokusu hasar›na yol açar. lu¤uyla beraber el ve ayaklarda simet- ve flekil bozukluklar› belirgin hale gelir.
E¤er tan› konamaz ya da tedavi rik belirtilerle bafllar. Eklem zar› iltiha-
edilemezse hastal›k üç aflamada sey- b› aflamas›nda parmaklar›n kök eklem- Tan›:
reder. 1-S‹NOV‹T (EKLEM ZARI ‹LT‹- lerinde, bileklerde ve kirifl k›l›flar›nda
HABI): Kanlanman›n artmas›, sinovya fliflme ve hassasiyet görülür. Daha son- El ve ayakta, üst k›s›m eklemlerinde
hücrelerinin ço¤almas› ve sinovyan›n ra hastal›k dirsek, omuz, diz ve ayak ek- iki tarafl› simetrik eklem ilitihaplar›n›n
alt›nda hücre birikmesi, en erken bul- lemlerine yay›l›r. Hastal›k daha seyrek görülmesi ve bunlar›n en az alt› hafta
gulard›r. Eklem kapsülündeki kal›n- olarak bir büyük eklemden bafllayabilir. devam etmesi, tipik özelliklerdir. Bunla-
laflmayla birlikte eklem zar›nda da ka- Eklemlerde hasarlar meydana gelin- ra ek olarak deri alt› yumrular› da var-
l›nlaflma, eklem ya da kas kirifli k›l›fla- ce hareketler s›n›rlan›r ve kirifllerde ko- sa tan› kesinleflmifl say›l›r.
r› içine, hücreden zengin s›v› birikimi pmalar oluflur. Olekranon (dirsek ekle-
oluflur. fiifllik, a¤r› ve hassasiyete kar- mi arkas›ndaki kemik ç›k›nt›s›d›r) üze- Tedavi:
fl›n dokular hâlâ hasar görmemifller- rinde romatoid yumrular görülebilir, ki
dir ve tedaviyle hastal›k iyileflebilir. 2- bu tipik bir bulgudur. Tedavi, eklem zar› iltihab›n›n durdu-
HASAR OLUfiUMU: Eklem zar› iltiha- Hastal›k ilerledikçe el parmaklar›, rulmas›, flekil bozukluklar›n›n önlenme-
b› devam ederse, eklemde ve kirifller- kök eklemlerinden itibaren serçe par- si, onar›m ve rehabilitasyon aflamalar›n-
de hasar meydana gelir, eklem k›k›r- ma¤› taraf›na bükülmeye bafllar, dirsek dan ibarettir. Bu dönemlerde fizik teda-
da¤›nda erozyonlar oluflur ve kirifl lif- eklemi tam aç›lamaz, omuzda yana do¤- vi uzman›, ortopedik cerrah, fizyotera-
leri kopabilir. 3-fiEK‹L BOZUKLU⁄U: ru aç›l›m azal›r, diz eklemleri tam aç›la- pist, psikoterapist gibi uzmanlar›n bu-
Eklemdeki hasarlar, kapsüldeki geril- maz hale gelir ve yana do¤ru bükülür- lundu¤u bir ekip çal›flmas› gereklidir.
meler ve tkirifllerdeki kopmalar nede- ler, ayak parmaklar›nda pençeleflmeler ‹ltihap aflamas›nda, a¤r›y› azaltmak ve
niyle, eklemde flekilsel bozukluklar ve buna ba¤l› olarak da uç k›s›mlar›nda gerginli¤i önleyip ifllevleri rahatlatmak
oluflur. Eklemlerin d›fl›ndaki en nas›rlaflmalar oluflur. Hastalar›n 1/3 için steroid olmayan antienflamatuar ilaç-
önemli lezyon "romatoid yumru"lar- kadar›nda boyun omurlar›nda da a¤r› lar kullan›l›r. Temelde tedaviye yönelik
d›r. Bunlar genellikle kemiklerin ç›- ve sertleflme görülür. olanlar› alt›n preparatlar›, penisilamin ve
k›nt›l› k›s›mlar›nda hemen deri alt›n- Hastal›¤›n uzun sürmesi sonunda ba¤›fl›kl›k bask›lay›c› ilaçlard›r. Yan etki-
da, kirifller üzerinde, gözak›nda ve iç damar duvar› iltihab› ve sinirlerde ifllev leri nedeniyle dikkatli kullan›m gerekti-
organlarda görülürler. Bunun yan›n- bozukluklar› da ortaya ç›kabilir. ‹ç or- rirler. Kortikosteroid ilaçlar da tedavide
da lenf bezeciklerinin büyümesi, da- gan tutulumlar› çok enderdir. kullan›lan önemli bir ilaç grubudur. Bun-
mar duvar› iltihab›, kas zay›fl›¤› ve iç Radyolojik tetkiklerde bafllang›ç afla- lar›n da sindirim sistemi ve metabolizma-
organ hastal›klar› gibi sistemik bulgu- mas›nda yaln›zca yumuflak doku gölge- ya, böbrek üstü bezi fifllevlerine, kemik
lar da bulunabilir. lerinde bir art›fl görülürken, daha sonra- metabolizmas›na olan yan etkileri dikka-
te al›nmal›d›r. Hastalarda eklemlerin atel-
lerle dinlenmeye al›nmas› ve içlerine ste-
roid ilaçlar›n uygulanmas› da yayg›n te-
davi yöntemlerindendir. E¤er bütün ted-
birler yetersiz kal›rsa sinovyan›n cerrahi
olarak ç›kar›lmas› gerekir. fiekil bozuk-
luklar›n›n önlenmesi için fizyoterapi ya-
n›nda atel uygulamalar› ve küçük cerra-
hi giriflimler gerekebilir. ‹leri derecede
hasar oluflan eklemlerde ileri cerrahi giri-
flimler uygulanarak artrodez (eklemlerin
sabit hale getirilmesi), kemik düzeltme
ameliyatlar› ve protezler uygulan›r. Re-
habilitasyon, tedavinin hemen her döne-
minde uygulanan temel tedavi ilkelerin-
den biridir. ‹yi motive edilebilen hastalar-
da tedavi sonuçlar› daima daha iyi olur.
Prof.Dr.Metin Türkmen
Maltepe Üniversitesi, T›p Fakültesi

Mart 2003 9 B‹L‹M ve TEKN‹K


ba¤›fl›kl›k S‹STEM
leriyle sa¤lan›r. Bu engellere karfl›n, bir
enfeksiyon ajan› vücut içine girebilir.
Burada, ba¤›fl›kl›k sisteminin monosit
ve %98-99’unu nötrofillerin oluflturdu-
¤u çok çekirdekli lökositler, hücresel
savunman›n öncü hücreleri olarak en-
feksiyon ajan›n› yoketmeye çal›fl›r. Mo-
nosit ve nötrofiller enfeksiyon ajanlar›-
n› yutma (fagositoz) ve sindirme yete-
ne¤inde olan hücrelerdir. Monosit ve
nötrofillerce yutulan enfeksiyon ajanla-
r› bu hücrelerin tafl›d›klar› katyonik
proteinler, lizozim, laktoferrin ve çok
say›da enzimle ya da serbest oksijen ra-
dikallerinin ortaya ç›kmas›yla sonuçla-
nan ‘oksidatif patlama’yla öldürülür
(fiekil 2).
Eozinofil, bazofil ve nötrofil gibi üç
farkl› hücre tipi olan çok çekirdekli lö-
kositler, hücre içinde çok say›da granül
(tanecik) tafl›d›klar› için granülositler
olarak da adland›r›l›r. Granülositlerin
Ba¤›fl›kl›k, say›s›z görünmez düfl- seriden monosit, çok çekirdekli lökosit- %98-99’u nötrofillerdir. Granüllerinin
manla ayn› dünyay› paylaflmak duru- ler ve p›ht› keseciklerini (trombositleri) içinde tafl›d›klar› öldürücü enzimleriy-
munda olan bireyin evrimsel varoluflu- oluflturan megakaryositler ve k›rm›z› le, hücre içine ald›klar› mikroorganiz-
nu, genetik yap›s›nda varolan kay›tl› kan hücreleri, eritrositler, lenfoid seri- malar› çok k›sa süre içinde öldürürler.
bilgileri ve yaflam sürecinde ö¤rendi¤i dense T, B lenfositleri ve do¤al öldürü- Ancak mikroorganizmalar› öldüren
yeni davran›fl biçimlerini uygun bir dü- cü (NK) hücreler oluflur (fiekil 1). granül içerikleri kendileri için de öldü-
zen içinde, gerekti¤inde gerekti¤i kada- Mikroorganizmalara karfl› koyma- rücü oldu¤undan yaflam süreleri çok
r›yla kullanarak sa¤layan bir sistem n›n en temel yolu, ajan›n vücut içine k›sad›r. Eozinofiller, parazitlerle savafl-
davran›fl›. Sistemin birimlerini, mikro- girmesine engel olmak. Engelleme, de- ta görev yapan granülositlerdir. Bazo-
organizma ya da tümorleri savaflta yo- ri ve mukozalar gibi fiziksel engellerle filler ve bazofillerin doku biçimleri olan
ketme e¤itimi alm›fl ve özelleflmifl, ya ve ba¤›fl›kl›k sisteminin s›v›sal bileflen- mast hücreleri, granüllerinde allerjik
da yard›mc› ifllevlere sahip özelleflme- Fagosit
Yang›
mifl birçok hücre ve ayr›ca hormonlar, (enflamasyon) hücreler
Hedefsiz,
sitokinler, kemokinler, kompleman, im- hücreleri
kendili¤inden
münglobulinler gibi çok say›da s›v›sal Do¤al tepkiler
bileflen oluflturur. Eosinofil Makrofajlar öldürücüler
Lökositler
‹nsan ba¤›fl›kl›k sisteminin hücrele- Bazofil
ri, kan ve lenfte dolaflan hücreler ola-
rak bulunmalar›n›n yan›s›ra, topluluk-
lar halinde lenfoid organlarda ve da¤›- Kemik ‹li¤i
n›k olarak merkezi sinir sistemi d›fl›nda
tüm organlarda bulunur. Timus
Ba¤›fl›kl›k sisteminin, savafltan so-
Ag
rumlu hücrelerinin tümü (Beyaz Kan
hücreleri) kemik ili¤inde ‘Hematopo-
etik Kök Hücre’ olarak adland›r›lan bir
hücreden oluflur. Hematopoetik kök Edinilmifl,
Antijen Antijen hedefli
hücre, ilk ad›mda miyeloid ya da lenfo- T-hücreleri B-hücreleri
Makrofajlar sunumu tepkiler
id hücrelerin kaynaklar›n› oluflturan sunumu
‘miyeloid’ ya da ‘lenfoid öncül hücrele-
re’ baflkalafl›r. Bu öncüllerin baflkala-
Ba¤›fl›kl›k ordusu: Ba¤›fl›kl›k sistemindeki özelleflmifl hücreler, hastal›k yap›c› ajanlarla savafl›yor.
fl›mlar›n›n devam etmesiyle, miyeloid

B‹L‹M ve TEKN‹K 10 Mart 2003


M‹Nin HÜCRELER‹
Ba¤›fl›kl›k Sisteminin Hücreleri
Kök hücre

Lenfoid öncül Miyeloid öncül

Lenfositler Granülositler

T-hücresi
öncülü Nötrofil
B-hücresi Do¤al Eozinofil
öncülü öldürücü Bazofil
hücre
Mast hücresi
Monosit

Ts hücresi

Ty hücresi

Bellek Dendritik hücre


hücresi
Plazma
hücresi Makrofaj

fiekil 1. ‹mmün sistemin hücreleri ortak bir kök hücrenin baflkalaflmas›yla kemik ili¤inde üretilir. Kök hücrenin ilk de¤iflimi Miyeloid ve Lenfoid Öncüller oluflturur.
Lenfoid öncüllerden geliflen T lenfositleri, bir di¤er baflkalafl›m aflamas›ndan sonra Yard›mc› (Ty) ve sitotoksik/süpresör (Ts) hücrelerine dönüflür. Lenfoid öncülden
geliflen B lenfositleri uyar›lar›n ard›ndan antikor salg›lama yetene¤indeki plazma hücrelerine (P) dönüflürler. Lenfoid öncülden geliflen bir di¤er hücre Do¤al öldürücü
(NK) hücresidir. Miyeloid öncül hücre dokularda Makrofajlara (MF) dönüflen Monositlerleri, trombositleri oluflturan Megakaryositleri ve mikroorganizmalarla savaflta
ön safhalarda görev yapan Eozinofil, Bazofil ve Nötrofil gibi ‘Çok çekirdekli Lökositler’ (PNL)’i oluflturur.

hastal›klarda görev yapt›¤› bilinen kim- leyen sitokinler ve ayr›ca doku hasar›n› özelli¤i, enfeksiyon ajanlar› ya da tü-
yasal maddeleri tafl›r ve granül içerikle- iyilefltiren büyüme faktörleri gibi s›v›sal mörleri, ba¤›fl›kl›k sisteminin özellefl-
rini boflaltt›klar›nda afl›r› duyarl›l›k re- faktörler salg›lama özelli¤ine sahiptir- mifl hücreleri olan T lenfositlerinin ta-
aksiyonlar›na yol açarlar. ler. Monosit ve makrofajlar›n bir di¤er n›yabilece¤i biçimde iflleyip sunmalar›-
Monositler ve monositlerin dokula- d›r. Tümör ya da enfeksiyon ajanlar›n›n
ra yerleflmifl biçimleri olan makrofajlar, parçalanm›fl T lenfositlerine sunulan
Bakteri Bakteri Bakteri
12-20 mikron çap›nda fasulye biçimin- küçük protein dizileri, antijen olarak
de çekirdekleri olan hücrelerdir. Mak- adland›r›l›r. Bu nedenle monosit ve
rofajlar, tüm organlarda ve destek do- makrofajlar, antijen haz›rlayan ve su-
kularda bulunur ve bulunduklar› yere I-Tan›ma II-Yap›flma III-Fagasitoz nan hücreler olarak da isimlendirilir.
göre farkl› isimler al›rlar. Örne¤in, mer- Lenfositler, 8-10 mikron (mikron:
kezi sinir sisteminde bulunan makro- metrenin onda biri) çap›nda, büyük çe-
fajlar, mikroglia diye adland›r›l›rken, kirdekli hücreler. T lenfositleri, yabanc›
IV-Füzyon VI-Sal›m
karaci¤erde bulunan makrofajlar Kup- V-Öldürme ajanlar› ancak bireyin tamamen kendi-
fer hücresi olarak adland›r›l›r. ‹simleri fiekil 2. Mikroorganizmalar›n fagositik özellikli sine özgü olan bir molekülünün (doku
farkl› farkl› da olsa, monositler ve mo- Monosit ve Nötrofil granülositlerle öldürülmesi. uyum kompleksinin) cebinde küçük
nosit kökenli tüm bu hücreler fagosi- Hücre membran›na yap›flan bakteri bir kese içinde parçalara ayr›lm›fl olarak sunuldu¤u
fagosite edilir ve bu kese hücre içinde öldürücü
tozla enfeksiyon ajan› öldürülme yete- zaman tan›yabilir (fiekil 3).
enzimler tafl›yan granüllerle birlefltirilir. Bakterinin
ne¤ine sahip olmalar›n›n yan›s›ra, ba¤›- parçalanmas›n›n ard›ndan parçalanm›fl ürünler T lenfositlerinin bir grubu (Ts, sito-
fl›kl›k sisteminin di¤er hücrelerini aktif- ortama sal›n›r. toksik T lenfositi), antijenlerin bir k›s-

Mart 2003 11 B‹L‹M ve TEKN‹K


B lenfositleri, ba¤›fl›kl›k sisteminin
antikor denen özel proteinlerini salg›la-
Lenfosit ve
makrofajlar
ma yetene¤indeki yegane hücrelerdir.
Antikorlar, mikrorganizmalar› ya da tü-
mör hücrelerinin protein yap›lar›n› ka-
patarak onlar› etkisizlefltirir ya da ba¤›-
fl›kl›k sisteminin di¤er hücreleriyle öl-
Do¤al direnç Edinilmifl direnç dürülmesini kolaylaflt›r›rlar. Yabanc›
(kendili¤inden) (ba¤›fl›kl›k belle¤i) ajanlar›n küçük protein yap›lar›n›n (an-
tijenik determinant) B lenfositlerince
Makrofaj tan›nmas›, B lenfositlerin kendi kendi-
etkinlefltirme lerini ço¤altmas› ve antikor salg›lama
faktörü Makrofajlar
T-hücresi yetene¤inde olan Plazma hücrelerine
dönüflmesiyle sonuçlan›r. Artan anti-
Antikor korlar, enfeksiyon ajan›na ya da ürün-
Do¤al
Makrofajlar Makrofajlar
almac› lerine ba¤lan›rlar. Böylece kompleman
öldürücü
Sitotoksik (hücre
sistemini, mononükleer fagositik hücre
öldürücü) ve NK hücre aktivasyonlar›n› art›rarak
T-hücresi enfeksiyon ajan›n› yoketmeye çal›flan
Antikora ba¤l› sistemi güçlendirirler (fiekil 4). Aktif B
hücre öldürme hücreleri, antikor üretmenin yan›s›ra,
Tümör ya da yetene¤i mononükleer fagositik hücreler gibi
viral antijen
enfeksiyon ajan›n›n çeflitli antijenik ya-
p›lar›n› hücre içinde iflleyip doku uyum
kompleksleri arac›l›¤›yla hücre yüze-
Tümör ya da virüs bulaflm›fl hedef hücre yinde tafl›rlar ve T lenfositlerin aktivas-
yonuna yard›mc› olurlar.
Antikor Do¤al öldürücü (NK) hücreler, bü-
yük ve granüllü hücrelerdir. Granül
içeriklerini Tümör hücreleri ve virüs-
Savafl planlar›: Ba¤›fl›kl›k hücreleri çeflitli mekanizmalarla hedef hücrelere karfl› sald›r› bafllat›yorlar.
lerce istila edilmifl hücreler üzerine bo-
flaltarak ölmelerini sa¤larlar.
m›n› doku uyum kompleksi ailesinin yabilir. Bu tan›man›n ard›ndan yard›m- Dendritik hücreler, köken olarak
özel bir s›n›f›nda tafl›nd›¤› zaman tan›- c› T lenfositi, bir yandan kendi kendisi- hematopoetik kök hücre kaynakl›d›rlar
yabilir ve tan›d›¤› zaman hücre içinde ni ço¤alt›rken, di¤er yandan sitokin ad› ve ba¤›fl›kl›k sisteminin en güçlü anti-
saklad›¤› granüllerini boflaltarak bu verilen s›v›sal faktörler salg›layarak jen haz›rlayan ve sunan hücreleri ola-
hücreyi öldürür. T lenfositlerinin di¤er tüm ba¤›fl›kl›k sistemi hücrelerini ya- rak T lenfosit etkinleflmesinde ve ba¤›-
grubu (Ty, Yard›mc› T lenfositi), anti- banc› istilas›na karfl› uyar›p onlar›n da fl›kl›k belle¤inde görev yaparlar.
jenleri bu kez ikinci bir doku uyum aktiflenmelerini ve kendi yöntemleriyle Ba¤›fl›kl›k sistemi, yabanc› ajanlara
kompleksi molekülüne ba¤l›yken tan›- savafla kat›lmalar›n› sa¤lar. karfl› savafl›n ilk anlar›nda istilac›lar›,
Öldürücü hücre Patojen virüs
Perforin
bakteri

mantar
T-hücresi
Kesecik T-hücresi
parazit
Antijen
Sunucu
Hücre ASH

Hücre zar›

hücre T-hücresi
Hedef hücre T-hücresi
Çekirdek

Do¤al öldürücü hücreler, virüslerce istila edilmifl hücrelere


sald›r›p, hücre zar›n› delerler, böylece suyun içeri hücum edip Vücut Farkl› antijenlere karfl› dendritik hücre yan›tlar›: Hücreler
hücreyi patlatmas›n› sa¤larlar. Do¤al öldürücü hücreler ayr›ca patojenleri ve onlara özgü parçalar› tan›yarak ba¤›fl›kl›k
kanser hücrelerine de sald›r›p yok edebilirler. protein tepkisini yönlendiren özel genleri harekete geçirebiliyorlar.

B‹L‹M ve TEKN‹K 12 Mart 2003


Makrofaj Etkinleflmesi
görece basit ve o ajana özgü olmayan
hücresel ve hümoral faktörlerin karfl›- Kandaki monosit
l›kl› etkileflimleriyle yoketmeye çal›fl›r. Yang› bölgesine
Daha sonra, giderek daha çok say›da göç/ba¤›fl›kl›k tepkisi
Makrofaj, antijeni sar›yor ama
farkl› hücrenin ve faktörün karfl›l›kl› tümüyle hazmedemiyor, antijen
Fagosite edilme (antijenin hapsedilmesi)
T-hücrelerine peptid sunumu için
pozitif ve negatif etkileflimlerinin dev- uygun de¤il. Antijenin incelenmesi
reye girmesiyle, bu kez özgün olarak
yokeder. Ba¤›fl›kl›k sisteminin basitten Makrofajlar›n sitokin
üretmesi. (Örnek: TNF- Makrofajca antijen sunumu.
karmafl›¤a ve özgün olmayandan öz- a, IL-1, IL-6) ‹nterlökin salg›lanmas›
gün olana do¤ru ilerleyen bu savunma
stratejisi, çizgisel bir özellik de¤il. Ba¤›- T-hücresinden yard›m
fl›kl›k sisteminin davran›fl›, sistemin Yüzey alan›n› geniflleterek lizozomal ürünler, sitokinler makrofaj etkinleflmesine yol T-lenfosit
vb. y›k›c› maddelerin salg›lanmas›n› kolaylaflt›rmak için aç›yor.
tüm bileflenlerinin herzaman az ya da saçaklanm›fl plazma zar›.
çok olarak savunmaya kat›ld›¤› bir ilifl- Fagosite etme (yutma) süreci h›zlan›yor.
kiler a¤›. Örne¤in, insan için zararl› (Enzimler serbest radikaller gibi y›k›c›
lizozom ajanlar› salg›lama yoluyla). E¤er
olan bir bakterinin çok düflük bir mik- antijenin fazla büyük olmas› nedeniyle Yüzeyde artan I. ve II. s›n›f MHC
yutma gerçekleflemezse lizozomal
tar›yla karfl›lafl›ld›¤›nda, bu bakterinin (öldürücü) maddeler düflman›n üzerine
ifadesi, antijen sunumunu da
art›r›yor.
s›v›sal ba¤›fl›kl›k sistemi ve fagositik püskütrülüyor.
Etkinlefltirilmifl makrofaj Artan oksidatif etkinlik, daha
hücrelerce kolayca yokedilip T ve B Sitokin üretimi art›yor.
fazla serbest radikal üretimi
sa¤l›yor.
hücrelerinin rahats›z edilmemesi söz
Y›k›c› enzim üretimi art›yor.
konusu olmaz. T ve B hücreleri de bak- Fibrojenik büyüme faktörleri
(FGF, TGF-β) üretimi art›yor.
terinin varl›¤›ndan haberdar edilir. ‹lk Hasarl›
karfl›laflmada T ve B hücrelerinin, sa- proteinleri vb.
Mikrobik için artan
vunmaya çok aktif olarak kat›lmalar› Sitokin karbokidratlar say›da çöpçü
almaç üretiliyor.
gerekmese de, olas› bir baflka karfl›lafl- almaçlar› için almaçlar
ço¤al›yor.
oluflumu
mada etkin ve özgün savunman›n za- art›yor.
man kaybetmeden gerçeklefltirilebilme-
si için gereken davran›fl biçimi ö¤reni- Epiteloid makrofaj

lir ve bellekte tutulur. ‹kincil bir karfl›-


laflmada en etkin, en k›sa süreli savun-
ma, bellekte tutulan hücresel bilgilerin
kullan›lmas›yla mümkün olur. Ba¤›fl›k- Granülama oluflumu

l›k sisteminin görevi her ne kadar bire- Makrofajlar kemik ili¤ince üretilip kan yoluyla yang› ya da ba¤›fl›kl›k tepki bölgelerine ulaflt›r›l›yor. Bunlar,
yi yabanc›lara karfl› korumaksa da, bu son derece etkili fagositler. Önemli bir özellikleri do¤al ba¤›fl›kl›k sisteminin bir parças› olmalar›na karfl›n,
T-lenfositlerine antijen sunabilmeleri ve T-hücrelerinden destek alabilmeleri. T-hücrelerinin bu deste¤i yüksek
görevini savaflarak yapar. Savaflma sü- düzeyde makrofaj etkinleflmesine yol aç›yor. Bu etkinleflme yutma ve antijen sunumu süreçlerini
h›zland›r›yor. Bu sayede, yutulamayacak kadar büyük yabanc› maddeler üzerlerine salg›lanan lizozom ve
sitokinlerle etkisizlefltiriliyor.
resinin uzamas› bireyin kendisinin de virüs ya da tümör hücreleri NK hücre-
zarar görmesine neden olur. lerinin ve sitotoksik T lenfositlerinin
Ba¤›fl›kl›k yan›t›nda, yabanc›n›n bir daha aktif olarak görev yapt›¤› bir a¤›
bakteri, bir virüs, bir parazit, bir man- uyar›rken, hücre d›fl› bir parazit, eozi-
fiekil 4. B hücrelerinden baflkalaflan plazma tar ya da tümör hücresi olmas›, ba¤›fl›k- nofillerin daha aktif rol oynad›¤› bir sa-
hücreleri (P) salg›lad›klar› antikorlarla l›k sisteminin genel davran›fl biçimini vunma a¤›yla yokedilmeye çal›fl›l›r.
mikroorganizmalar› kaplayarak, monosit ve de¤ifltirmese de, belli baz› yan›t a¤lar›- Ba¤›fl›kl›k sisteminin evrimsel varo-
makrofajlar (M) taraf›ndan fagosite edilmelerini n›n di¤erlerine göre daha belirgin ola- lufl sürecinde "uyum sa¤lamak" için ge-
kolaylaflt›r›r.
rak uyar›lmas›yla sonuçlan›r. Örne¤in, rek genetik kodunda varolan, gerek ya-
bir bakteri antijen sunan hücrelerin flam süresince kazan›p birarada kullan-
arac›l›¤›yla yard›mc› T hücrelerini uyar- d›¤› "bilgi"lerin herhangi birinin niteli-
d›¤›nda, bu hücrelerden daha çok in- ¤inin ya da niceli¤inin de¤iflmesi, bilgi
terlökin-2 (IL-2) ve interferon -g (IFN-g) kullan›m düzenlerinin (sistemlerin) de-
sal›nmas›na ve bunlar da B hücrelerin- ¤iflmesine ve dolay›s›yla ba¤›fl›kl›k yet-
de IgG2a ve IgM tipi antikorlar›n sente- mezli¤i, allerji, malignite (kötü huylu
fiekil 3. Mikroorganizmalar T lenfositleri (T)
zinin uyar›lmas›na yol açarlar. Baflka kanserleflme) ya da ba¤›fl›kl›k sistemi-
taraf›ndan direkt olarak tan›namaz (a). Ancak bir bakterinin benzer yolla yard›mc› T nin, bireyin kendi hücre ve dokular›na
monosit ve makrofajlar (M) mikroorganizmalar› hücrelerini uyarmas›, interlökin-4 (IL- sald›rmas› (otoimmünite) gibi farkl›
fagosite edip parçalara ay›rd›ktan sonra bu 4) ve interlökin-5 (IL-5) salg›lanmas›na hastal›klara yol açabilir.
parçalar, Doku Uyum Kompleksi (MHC)’ne
ilifltirilmifl olarak monosit ya da makrofaj
ve IL-4 ile IL-5 in B hücrelerine IgE ve Emel Demiralp
yüzeyinde tafl›nd›¤› zaman yard›mc› T hücreleri IgG1 tipi antikorlar sentezlettirmesine (Doç. Dr. - Temel ‹mmünoloji) Marmara Üniv.,
mikroorganizmalar› tan›y›p ço¤almaya bafllar (b). neden olabilir. Hücreiçi bir parazit, bir Hematoloji-‹mmünoloji Bölümü

Mart 2003 13 B‹L‹M ve TEKN‹K


HASTALIKLARLA SAVAfi
ANT‹K
Monoklonal
antikorlar bir ma (kemik ili¤i kanseri) hücrelerinin
kanser füzyonu sonucu oluflan antikor üretme
hücresine yetene¤ine sahip ölümsüz hibrid hüc-
yaklafl›yorlar. relerin elde edilebiliyorlar. Bu yöntem-
le, günümüze kadar çeflitli hedef yap›-
Viral (virüslerin yol açt›¤›) ve bakte- mesi nedeniyle tedavi s›ras›nda anafi- lara karfl› monoklonal antikor üretilme-
riyel enfeksiyonlar, romatizmal hasta- laktik flok (afl›r› duyarl›l›k tepkisi) gibi si mümkün oldu. Hibridoma yöntemiy-
l›klar gibi ba¤›fl›kl›k sistem bileyenleri- toksik (zehirlenmeyle ilgili) olaylar›n le üretilen fare kökenli monoklonal an-
ni hedef dokudan toplayan (enflama- geliflebilmesi, serumla tedavinin isten- tikorlar, klinik laboratuvar tan›da genifl
tuar) durumlar ve kanseri de içeren meyen yan etkilerini oluflturuyordu. uygulama olana¤›na sahip olsa da, in-
birçok hastal›kta antikorlara (immu- 1940-1980 y›llar› aras›nda antikor sanlarda tedavi amaçl› uygulamalar›n-
noglobulinler) dayal› tedaviler, sony›l- üretim ve saflaflt›rmas›na yönelik da s›n›rl› baflar›ya sahip. Bunun birinci
larda hastal›klarla savaflta ilk müdaha- önemli geliflmeler kaydedildi. 1940’l› nedeni, fare antikorlar›yla tedavi edilen
le "first-line" tedaviler halini alm›fl bu- y›llarda Cohn’nun gelifltirdi¤i so¤uk hastalar›n yaklafl›k %80’inde, tekrarla-
lunuyor. etanol saflaflt›rma metoduyla, immü- nan dozlar sonras›nda fare antikorlar›-
Hastal›klar›n tedavisinde bu tür noglobulinler di¤er serum proteinle- na karfl› geliflen ba¤›fl›kl›k tepkisinin
yaklafl›mlar›n ilk örnekleri, serumla te- rinden ayr›labildi. Ancak, yine de bu oluflmas›. Ayr›ca, fare antikorlar›na ait
davi uygulamalar›. Hericourt ve Richet yolla elde edilen antikor çökeltisi içe- Fc k›sm›n›n insan savunma sisteminde
isimli araflt›rmac›lar, kanser hücrele- ren preparatlar, damar içi tedavi uygu- daha az efektör rol oynamas› ve tedavi
riyle ba¤›fl›kl›k kazand›rd›klar› hayvan- lamalar›nda anafilaksi (duyarl›l›k tep- amaçl› uygulamalarda insan kökenli
lar›n serumlar›n› hastalara vererek kisi) benzeri reaksiyonlara neden ola- antikorlara göre, fare kökenli antikor-
yapt›klar› tedavide, hastal›k geçmese bilmifltir.Bu nedenle daha sonraki y›l- lar›n daha k›sa yar› ömre sahip olmas›
de belirtilerinde kayda de¤er azalma- larda, damar içi uygulamalarda kulla- fare antikorlar›n›n tedavi amaçl› uygu-
n›n oldu¤unu 1895 y›l›nda gösterdiler. n›lacak olan antikorlar için, yeni saf- lamalar›n› k›s›tlamakta. Bu genel olum-
1920’li y›llar›n sonlar›ndan 1930 y›lla- laflt›rma yöntemleri gelifltirilmifltir. suzluklar›n d›fl›nda, fare antikorlar›yla
r›n›n bafllar›na kadar geçen dönem, 1975 y›l›nda Köhler ve Milstein’›n elde edilen baflar›l› sonuçlar da al›n›-
pnomoni (zatürre), menenjit, difteri ve gelifltirdi¤i hibridoma yöntemiyle, he- yor. Organ reddini önlemek üzere T
k›zam›k gibi çeflitli hastal›klar›n etken- def yap›da yer alan bir antijenik bölge- hücre yüzey antijenine karfl› gelifltiril-
lerine karfl› serumla yap›lan tedavinin ye karfl› (epitop) limitsiz miktarda mo- mifl olan ortoclone, 1986 y›l›nda FDA
en parlak dönemi oldu. Gerçi, serumla noklonal antikor (mAb) üretmek (ABD G›da ve ‹laç Dairesi) taraf›ndan
yap›lan tedaviler klinik aç›dan etkili ol- mümkün oldu. Bu yöntem nedeniyle onaylanm›fl ilk fare kökenli antikor ol-
du. Ama, serumun hedef yap› d›fl›nda araflt›rmac›lar, 1984 y›l›nda t›p dal›n- ma özelli¤ini tafl›yor.
farkl› birçok yap›ya karfl› geliflmifl olan da Nobel ödülünü kazand›lar. Hibridoma teknolojisinin geliflmesi-
antikorlar, viral partiküller gibi bulafl›- Hibridoma yönteminde, ba¤›fl›klan- ne paralel olarak, rekombinant DNA
c› ajanlar ve serum proteinleri içerebil- m›fl fare B lenfositleriyle, fare miyelo- teknolojisinde de büyük geliflmeler
Günümüzde oluflturulabilen antikor tipleri
Fareden Gelen Fareden Gelen,
Antijen Ba¤lay›c› Bölgeler Özgül Antijen Ba¤lama Bölgeleri

Antijen Ba¤lay›c›
Almaç Bölge (FAb)
bölgesi
(Fc)

Fare Antikoru Kimerik Antikor ‹nsans› Antikor Bütünüyle ‹nsans› Antikor


(% 66’s› insan kökenli) (% 90’› insan kökenli)

B‹L‹M ve TEKN‹K 14 Mart 2003


TA GÜDÜMLÜ MERM‹:
KORLAR 1 Antijen

kaydedildi. Bu geliflmelerin ›fl›¤› alt›n- Fareye antijen verilerek,


da, immünoglobulin genlerinin yap›- bu antijene karfl› antikorlar›n
yap›m› sa¤lan›yor.
lanmas›, ifadesi ve ifllevsel gen olufl-
turmak üzere immunoglobulin genle-
rinin mutasyonu, yeniden yap›lmas›
gibi çeflitli konularda daha fazla bilgi- 2a 2b
ye sahip olundu. Dolay›s›yla, fare anti- Fare B lenfositleri Sonsuz üreme
korlar›n›n insanlarda tedavi amaçl› uy- (antikor oluflturan hücreler) yetene¤ine sahip
dalaktan izole ediliyor. Dalak
gulamalar›nda karfl›lafl›lan sorunlar› insan B lenfositleri,
çözmeye yönelik monoklonal antikor kanserli kemik
ili¤inden elde ediliyor.
üretim teknikleriyle rekombinant
DNA teknolojisinin birleflmesi kaç›n›l-
maz hale geldi. Bunun sonucu olarak
antikor mühendisli¤i alan› geliflti ve
bugün biyoteknoloji endüstrisince kli-
nik uygulamalara yönelik birçok re-
kombinant antikor ve türevinin üreti-
mi mümkün oldu.
Fare kökenli antikorlar›n insanlafl- 3
t›r›lmas›na yönelik olarak ilk aflamada Hücreler birlefltirilerek
hibridomalar
kimerik (melez) antikorlar gündeme oluflturuluyor.
geldi. Bu yaklafl›m›n temeli, fare anti-
korlar›na insan ba¤›fl›kl›k sisteminde
immünojen özelli¤i ve daha az efektör
özellik göstermesinde önemli etken- 4
lerden biri olan fare antikor sabit k›- Farkl› kültür ortamlar›na al›nan
hibridomalar›n bölünerek
s›mlar›n›n , insan kökenli sabit k›s›m- ço¤almalar› sa¤lan›yor.
larla de¤ifltirilmesine dayan›yor. Kime-
rik antikor yap›lar›n›n, sonuçta yakla-
fl›k %75’i insan dizileri içermesine kar- 5
fl›n insanlarda anti-kimerik antikor ce- Orijinal antijene ba¤lanabilen antikoru
üreten hibridoma kültürü seçiliyor.
vab›na neden olabiliyorlar. Son y›llar-
da geliflen Primatized teknolojisi kul-
lan›larak siyonomolgus (cynomolgus)
maymununa yap›lan ba¤›fl›klaflt›rmay- 6
la, araflt›r›mac›lar›n insan ya da insan Laboratuvar ortam› ya da fare vücudunda
kaynakl› olmayan antijenlere karfl›, bu hibridomalar ço¤alt›l›yor.
yüksek uyumlu antikorlar elde edilme-
si mümkün olmufltur. Maymunda ge-
lifltirilmifl olan antikorun de¤iflken
bölgesinin insan de¤iflken bölgesin-
den ay›rt edilememesi, araflt›r›mac›la-
ra kimerik antikor yap›m›nda bir avan- 7
taj sa¤lad›. Sedef hastal›¤›, sistemik lu- Antikorlar saflaflt›r›l›yor.
pus eritamatosis ve alerjik ast›m gibi
çeflitli olgulara karfl› Primat katk›l› an-
tikorlar klinik deneme aflamas›ndalar.
Kimerik antikorlar kullan›m›nda fa-
re kökenli de¤iflken bölgelerin neden Monoklonallerin oluflturulmas›nda, hibridoma denilen kaynaflt›r›lm›fl hücrelerin
kullan›m›n› içeren geleneksel yöntem.

Mart 2003 15 B‹L‹M ve TEKN‹K


oldu¤u anti-kimerik antikor yan›t›- Antikorlar, bir B-hücresi, antijeniyle karfl›laflt›¤›nda
mas›n› sa¤lamak, bunlara ba¤la-
n›n engellenmesine yönelik olarak tetikleniyorlar. nan komplement adl› moleküllerin
baflka bir yaklafl›m da, insans› anti- sabitlenmesi ve antikora ba¤l› hüc-
korlar gelifltirilmesi. ‹nsans› antikor- B-hücresi, antijeni sar›p hazmeder. re öldürme yetene¤i gibi çeflitli
larda hedef, de¤iflken bölgenin in- yöntemlerle hücre ölümlerine ne-
sans› hale getirilmesi. Antikorun de- den olabiliyorlar. Bunun yan›s›ra,
Sonra, kendi iflaretçi moleküllerine ba¤lad›¤›
¤iflken bölgesinde yer alan antijen antijen parçalar›n› teflhir eder. kalsiyum kanallar›n›n ve büyüme
ba¤lamas›ndan sorumlu olan fare faktör almaçlar›n›n bloklanmas›
Antijen parças›yla iflaretçi molekülün
kökenli komplement adl› molekülle- bileflimi, bu bileflimi tan›yan bir eriflkin yoluyla da hücre ölümü gerçeklefl-
ri sabitleyen bölgeler (CDR) d›fl›nda- T-hücresinin yard›ma koflmas›n› sa¤lar. mesine neden olabilirler. Araflt›-
ki, çat› bölgeleri (framework) dahil rmac›lar, toksin, sitotoksik hücre
tüm antikor bölgeleri insan antikor öldürücü ilaçlar ve radyoaktif mad-
dizilerinden oluflmakta. 1990’l› y›l- deler gibi “savafl bafll›klar›n›” anti-
lardan itibaren kimerik ve insans› T-hücresince salg›lanan lenfokinler, korlara ba¤l›yarak, antikorlar› da-
B-hücresinin ço¤alarak antikor üreten plazma
antikorlar tedavi amac›yla insanlar- hücreleri halinde olgunlaflmas›n› sa¤lar. ha etkili hale getirmeye yönelik ça-
da kullan›lmak üzere eczane rafla- l›flmalar gerçeklefltirdiler. Radyo-
Kana sal›nan antikorlar karfl›t antijenlerine
r›nda yer almaya bafllad›lar. Lenfo- ba¤lan›rlar. Bu antijen-antikor yap›lar› ya aktif iflaretli monoklonal bir anti-
komplement moleküllerinin sald›r›s›yla, ya da
ma’da Rituxan, çocuklarda viral ak- karaci¤er ve dalak taraf›ndan k›sa sürede yok korun, prostat kanserinde tedavi
ci¤er hastal›¤›nda Synagis ; organ edilirler. amaçl› uygulamas›na yönelik yap›-
naklinde Zenepax ve Simulect, lan klinik çal›flmalar bu uygulama-
Crohn hastal›¤› ve romatizmal bir has- avantaj›, hedef antijenle kullan›larak lara örnek teflkil ediyor.
tal›k olan romatoid artritte Remicade, yap›lan ba¤›fl›klaman›n tekrarlanabil- Antikor tasar›m›ndaki yeni yakla-
meme kanserinde Herceptin ve kronik mesi ve bu yolla antijene özgü yüksek fl›mlardan biri de iki farkl› antijen yap›-
lenfositik lösemide (KLL) kullan›lan uygunlukta antikorlar elde etmenin s›n› tan›ma yetene¤ine sahip bispesifik
Campath, bu tip antikorlarla üretilen mümkün olabilmesi. antikor yap›lar›n›n gelifltirilmesidir.
ilaçlara örnek olarak verilebilir. Monoklonal antikorlar, hücre anti- CD3 ve tümör hücresine özgü antijen-
Tedavi amaçl› uygulamalarda, ta- jenlerine özgü yönlendirmede kullan›- lere karfl› gelifltirilmifl antikorlar›n bir-
mamen insan nükleotit dizilerinden labiliyorlar. Tümör hücrelerine özgü lefltirilmesiyle oluflturan bispesifik (çift
oluflan monoklonal antikorlar›n kulla- antijenik yap›lar›n tan›mlanmas›, anti- hedefli) antikorlar hücre öldürücü T
n›m› en iyi çözüm oldu¤undan, bu korlar›n güdümlü mermiler olarak lenfositleri kanser hücrelerine yönlen-
amaç do¤rultusunda yeni yaklafl›mlar kullan›lmas›n› da gündeme getirdi. dirmesine yönelik in vitro deneyler de-
gündeme geldi. Tamamen insan anti- Monoklonal antikorlar, yap›flt›¤› hüc- vam ediyor. Prostat kanser hücrelerin-
korlar›n›n elde edilmesine ve seçimine reyi çekici k›larak makrofajlarca yutul- de kodlanan HER-2/neu’ya karfl› gelifl-
yönelik olarak rekombinant in- tirilmifl bispesifik antikorun faz I
san antikor kütüphaneleri gelifl- T-hücreleri
pilot çal›flmalar›nda olumlu so-
tirilmifl bulunuyor. Bu metodla, nuçlar al›nm›fl bulunuyor.
bir antijen yutup hazmetmifl ve
bir insan vericiden al›nan mil- Antikorlar›n sa¤alt›m çal›fl-
yonlarca farkl› de¤iflken bölge malar›nda önemli avantajlara sa-
kombinasyonunu içeren büyük hip olmas›n›n yan›s›ra, yaln›zca
iflaretçi moleküllerine ba¤l› antijen parçalar›
antikor kütüphaneleri oluflturul- gösteren makrofaj ya da B-hücresi gibi hücrelerle
2001 y›l›nda monoklonal anti-
du. Bu mini antikor yap›lar›, tek karfl›laflt›klar›nda seferber olurlar. korlara dayal› ürünlerin sat›fl›n-
zincir de¤iflken parça olarak dan 3 milyar dolar elde edilme-
isimlendirilirler. Do¤al antikor Lenfokinler T-hücrelerinin si, biyoteknoloji sektörünün de
olgunlaflmas›na yard›mc› olurlar.
yap›lar›na benzer flekilde, hedef bu alana olan ilgisini artt›rd›.
yap›y› tan›mas›n› sa¤lamak ama- Bu nedenle, gelecek zaman içe-
c›yla antikor a¤›r ve hafif zincir risinde sa¤alt›m çal›flmalar›nda
Uyar›lm›fl ve etkinleflmifl
de¤iflken bölge genlerinin bir T-hücresi, lenfokinler salg›lar. kullan›lmak üzere, yeni özellik-
köprü dizi taraf›ndan ba¤lanma- lere sahip monoklonal antikor-
s›, oluflturulan scFv yap›lar›n›n Lenfokinlerin bir lar›n gelifltirilmesi kaç›n›lmaz.
bölümü daha fazla
bakteriyofajlar yüzeyinde sunul- T-hücresi
geliflmesini Dr. Berrin Erda¤
mas›yla, hedef yap›lara karfl› öz- Virüs bulaflm›fl
tetikler. TÜB‹TAK, Gen Mühendisli¤i ve
hücreler
gün, yüksek uygunlukta rekom- Biyoteknoloji Araflt›rma Enstitüsü
binant antikor yap›s›n›n seçimi
Kaynaklar
mümkün olabiliyor. Bunun yan›- Baz› lenfokinler de Dijk M.A.,Winkel JGJ (2001)Human Antibodies as next
ba¤›fl›kl›k hücrelerini (yeni
s›ra, tümüyle insan antikoru üre- makrofajlar granülositler
generation therapetics Curr.Opin Chem Biotech 5:368-
374
timinde fare immunglobulin ve baflka lenfositler)
enfeksiyon bölgesine
Baz› T-hücreleri öldürücü Adler S and Turka L.(2002) ‹mmunotherapy as a means
hücrelere dönüflüp virüs to induce trans plantation tolerance Curr.Opin
genleri yerine insan IgG genleri- çekerler. Daha da baflka bulaflm›fl vücut hücrelerinin Immunology 14:660-665
lenfokinler olay yerine pefline düfler.
ne sahip transgenik farelerden gelen savunma güçlerini
Havranek E.G., Whelan M.A, Greehalgh R., Dalgleish,
Pandha H.(2002) Advances in prostate cancer
de yararlan›l›yor. Bu yöntemin yönlendirirler. immunotherapy Surgical Oncology 11:35-45

B‹L‹M ve TEKN‹K 16 Mart 2003


BA⁄IfiIKLIK S‹STEM‹N‹N HATASI
ALERJ‹
Sinir sistemiyle birlikte en karmafl›k sahiptir.
ve geliflkin sistem olan ba¤›fl›kl›k siste- Mast hücrelerinin ve bazofillerin ilk
mi, bazen gerekenden daha fazla du- uyar›lmalar› 7–10 günlük bir sürede
yarl› hale gelebilir. Bu hatan›n sonu- gerçekleflir. Bundan sonra ilk aller-
cuysa alerji olarak ortaya ç›kar. jen(allerji yapan madde) ile karfl›lafl›ld›-
Alerjik bireylerin ba¤›fl›kl›k sistemle- ¤›nda h›zl› ve y›k›c› bir mekanizma te-
ri, bir molekülü zararl› olarak alg›laya- tiklenir.
rak gerekenden çok daha fliddetli bir Örne¤in, bir polen solunum yoluyla
tepki gelifltirir. Bu tepki, bazen bir iki organizmaya girdi¤inde, mast hücreleri
hapfl›r›k fleklinde ortaya ç›karken, ba- ve bazofillerin yüzeyine ba¤l› IgE mole-
zen öldürücü dahi olabilir. külleri poleni tan›yarak ba¤lan›rlar. Bu
Alerjik reaksiyonlardan sorumlu ba¤lanma, kanda bulunan kompleman
moleküller, ‹mmünoglobülin E (IgE) proteinlerini uyar›r. 20 kadar farkl›
lerdir. proteinden oluflan bu grup IgE ve po-
Normal bireylerde lenfositler tehli- lenin ba¤l› oldu¤u mast hücreleri ve
keli ve tehlikesiz proteinleri ay›rdede- bazofillerin zarlar›n› tahrip ederek bu
cek gerekli bilgiyi tafl›rlar. Alerjik birey- hücrelerin içerdi¤i histaminin ve di¤er
lerdeyse lenfositler bu ayr›m› yapamaz moleküllerin kana ve çevredeki dokula-
ve zarars›z maddeleri bile tehlikeli ola- ra yay›lmalar›na neden olurlar. Bu da
rak alg›larlar. kan damarlar›n›n genifllemesi, tansiyo-
Bu bireylerin B hücreleri genetik nun düflmesi, ve çevredeki hücrelerin
düzeyde yanl›fl bilgilendirilmifllerdir. s›v›yla dolmas› gibi olgular› getirir. Al-
Bu nedenle de gereksiz flekilde çok faz- erji kafl›nt›, fliflme, hapfl›rma, h›r›lt›l› so-
la IgE üretirler. IgE molekülleri de bü- lunum, nezle, ishal ve kusma fleklinde-
tün vücuttaki mast hücreleri ve bazofil- ki tepkilere neden olur.
lere ba¤larak bunlar› afl›r› duyarl› hale Kuvvetli allerjik tepkilerde yukar›-
getirirler. daki belirtilerin bir k›sm› solunum güç-
Bu hücreler, vücudu enfeksiyonlara lü¤üne, beynin kans›z kalmas›na ve
karfl› koruyan histamin içerirler. An- hatta ölüme yol açabilir.
cak, bol miktarda ya da gereksiz yere
www.howstuffwork.com/allergy.htm
salg›lanan histamin, tahrip edici etkiye
Polen Bizi Nas›l Aks›rt›p T›ks›rt›r?
1) Polen gözlere, buruna, ci¤erlere girerek 2) Polene özel antikorlar üretilmeye bafllar.
ba¤›fl›kl›k sistemini uyar›r.

3) Antikorlar, dokularda bulunan


mast hücrelerine yap›fl›r.

5) Ortaya ç›kan allerjik tepki, gözlerin 4) Polen tekrar vücuda girer, antikorlara
sulanmas›na, burunun akmas›na, bo¤az yap›flarak mast hücrelerince histamin ve
ve burunun kafl›nmas›na, aks›rmaya, öteki kimyasallar›n sal›nmas›na yol açar.
burun ve sinuslar›n t›kanmas›na ve
ast›ma yol açar.

Mart 2003 17 B‹L‹M ve TEKN‹K


AfiIL
y›flat›l›r-
lar. Bu fle-
kilde, zay›fla-
t›lm›fl hastal›k et-
meni organizmada ço-
¤alamadan belli bir süre kala-
cak ve ba¤›fl›kl›k sistemimizi olufltu-
ran hücrelerse bu süreçte mikroba
karfl› yüksek özgünlükte antikor yan›-
t› ve hücresel yan›t oluflturabilecektir.
Aktif afl›laman›n organizmaya sa¤-
lad›¤› en büyük yararsa B lenfositleri
ve T lenfositlerinde "ba¤›fl›kl›k belle-
¤i" oluflmas›. Bunu, bilgisayarda yaz-
d›¤›m›z yaz›lara bir dosya ad› vererek
kaydetmeye benzetebiliriz. Nas›l ki bir
baflka zamanda ayn› bilgiye ihtiyaç
duydu¤umuzda dosya ad›n› seçerek
eski kay›tl› bilgilerin tümüne birkaç
saniye içinde ulaflabiliyorsak, benzer
flekilde de kendisine karfl› ba¤›fl›kl›k
belle¤i gelifltirilmifl mikroplar da ayn›
Bulafl›c› hastal›klara karfl› toplum hip olmalar› nedeniyle –özellikle ço- organizmaya tekrar girdi¤inde, daha
sa¤l›¤›n›n korunmas›nda en etkin yön- ¤alma aç›s›ndan- mikroplar daha avan- önce kendisine karfl› oluflmufl B ve T
tem, afl›lama. Afl›laman›n bafll›ca ama- tajl› olurlar. Bu nedenle, hastal›k yap›- lenfositleri sayesinde çok h›zl› bir ba-
c›, afl›n›n içerdi¤i antijenlere karfl› ge- c› bir mikrop organizmaya ilk kez gir- ¤›fl›k yan›t gelifliyor ve organizmay›
rek antikor yap›m›n› gerekse hücresel di¤inde, organizman›n bu mikroba tekrar hasta olmaktan koruyor.
yan›t› sa¤layarak ba¤›fl›kl›k sistemini karfl› antikor yan›t› ve hücresel yan›t Afl›lar, çeflitli fiziksel ya da kimya-
uyarmak. oluflturarak savaflmas› için belli bir za- sal yöntemlerle öldürülmüfl mikroplar-
Afl›lama, temel olarak pasif ve aktif mana gereksinimi vard›r. Ba¤›fl›kl›k dan haz›rlanabilir (ölü afl›lar). Örne-
ba¤›fl›klama fleklinde uygulan›r. Pasif sistemimizde görev yapan hücrelerimi- ¤in, bo¤maca, tifo, kolera ve veba gibi
ba¤›fl›klamada hastal›k yap›c› etmene ze göre çok daha h›zl› bölünme yete- bakteri afl›lar›; poliovirüs (Salk), ku-
karfl›, bir baflka canl›da haz›rlanm›fl ne¤ine sahip mikroplar›n varl›¤›nda, duz, grip gibi virüs afl›lar›. Bir baflka
gamaglobulinler (antikorlar) kullan›- bu süre organizman›n aleyhine ifller afl› haz›rlama yöntemiyse, canl› bakte-
l›r. Örne¤in kuduz, insanlarda rastla- ve bu durum bazen organizman›n ölü- ri ve virüslerin bir tak›m yöntemlerle
n›lan bir hastal›k de¤il, ve bu nedenle müyle sonuçlanacak kadar olumsuz hastal›k yap›c› etkilerinin zay›flat›la-
normal afl› programlar›nda kuduz afl›- olabilir. ‹flte, aktif afl›laman›n temel rak organizmaya verilmesi (atte-
s› yer almaz. Ancak, kuduz bir hayvan amac› da, hastal›k yap›c› mikroplar› nue–zay›flat›lm›fl afl›lar). Tuberküloz
taraf›ndan ›s›r›lan bireylerde kuduz önceden organizmaya tan›tmak ve ba- (PPD) ve tifo, zay›flat›lm›fl bakteri afl›-
hastal›¤› görülür ve hastal›k öldürücü ¤›fl›kl›k sisteminin hücrelerini e¤it- lar›na; k›zam›k, k›zam›kç›k, kabaku-
boyutta geliflti¤inden dolay›, acil koru- mek. Bu tan›t›m öncesi mikroplar, or- lak, sar› humma, çiçek ve polio (Sa-
yucu bir tedbir olarak ›s›r›lan kifliye ganizmada ço¤almalar›n› önlemek bin) ise zay›flat›lm›fl virüs afl›lar›na ör-
hem antikorlar hem de kuduz afl›s› ay- amac›yla fiziksel ya da kimyasal yön- nek verilebilir. Afl›lar, bazen de yaln›z-
n› anda uygulan›r. Pasif ba¤›fl›klama- temlerle hareketsizlefltirilir ya da za- ca mikroorganizmalar›n salg›lad›¤›
ya do¤al bir örnekse, bebe¤in enfeksi- toksinlerden oluflurlar. Örne¤in: Difte-
yonlara karfl› korunmas›n› sa¤lamak ri ve tetanoz afl›lar› toksoid afl›lar. Yi-
üzere annenin IgG antikorlar›n›n, an- ne moleküler biyoloji alan›ndaki gelifl-
neden bebe¤e geçmesi. meler sayesinde günümüzde baz› afl›-
Ba¤›fl›kl›k sistemine sahip yüksek lar rekombinant DNA yöntemleriyle
organizmalarda, hastal›k etmeni mik- üretiliyorlar (HBV afl›s›).
roplar (virüs, bakteri, vb) ile organiz- Afl›lar›n, içerdikleri antijen kadar
ma aras›nda bir savafl vard›r ve bu sa- önemli bir di¤er bilefleni, zay›flat›lm›fl
vaflta görece daha basit bir yap›ya sa- ya da inaktive edilmifl mikrobun orga-

B‹L‹M ve TEKN‹K 18 Mart 2003


LAR
nizmada uzun süre kalmas›n› Çiçek afl›s›n›n bu- Gen tabancas› Çözünebilir
antijen ve
sa¤layacak tafl›y›c› yap›lar lunmas›ndan yak- Genle adjuan
(adjuvan). Günümüzde in- lafl›k yüz y›l son- kaplanm›fl
kürecikler
san afl›lar›nda tafl›y›c› ola- ra afl› alan›ndaki
rak yaln›zca alüminyum en önemli gelifl-
bilefliklerine izin veriliyor. meler, 1880’li DNA

Bunun yan› s›ra, mineral y›llarda Pastör’ün


ya¤, lipozomlar, ISCOM (im- Çiçek virüsü çal›flmalar›yla elde
Üst deri
munestimulating complex) ve edildi. Pastör, tavuk
Alt deri
çeflitli polimer türevleri de üzerin- koleras›, flarbon ve kudu-
de en çok çal›flma yap›lan adjuvan za karfl› afl› gelifltirdi ve ayn› zamanda
maddeler. belli bir enfeksiyona karfl› ba¤›fl›klan-
Afl›lama yöntemiyle toplum sa¤l›¤›- m›fl hayvan serumlar›n›n koruyucu et- Lenf
kanal›
n›n korunmas›nda en etkili yöntemi ki yapt›¤›n› (profilaksi- pasif ba¤›fl›kla- Lenfoid
organ
11. ve 15. yüzy›llar aras›nda Hindis- ma) gösterdi.
tan, Çin ve baz› Ortado¤u ülkelerinde, 20. yüzy›lda ba¤›fl›kl›k bilimindeki
çiçekli hastalardan al›nan püstül s›v›- geliflmeler sonucu insanlarda öldürü-
lar›n sa¤lam kiflilere afl›lanmas›yla (va- cü etkiye sahip çok say›da hastal›¤a
riolasyon) çiçe¤e karfl› korunma sa¤- karfl› afl›lar haz›rlanm›fl ve hemen tüm
lanmas› olarak görmekteyiz. Afl›n›n dünya ülkelerinde zorunlu afl› prog-
(ve immunolojinin) yaz›l› tarihçesiyse, ramlar› ve uygulamalar›yla enfeksiyon
1798 y›l›nda Edward Jenner’in dana hastal›klar›ndan korunmada çok bü-
çiçe¤iyle sa¤l›kl› insanlar› enfekte ede- yük baflar›lar sa¤lanm›fl bulunuyor.
rek çiçe¤e karfl› ba¤›fl›klamay› sa¤la- Afl› konusundaki en baflar›l› sonucu Antijen ve
adjuan içeren
mas›yla bafllad›. Bu nedenle, yöntem, çiçek hastal›¤›nda görülüyor. Tarih antijen sunucu
latince inek anlam›na gelen "vacca" boyunca çiçek hastal›¤›ndan ölenlerin hücre
Genden
kelimesinden türetilen bir sözcükle say›s›n›n yaklafl›k 300 milyon oldu¤u türetilmifl peptid
"vaksinasyon" olarak adland›r›ld›. tahmin ediliyor. 1798’de ilk çiçek afl›- içeren antijen T-hücresi
sunucu hücre

Faj teflhiri EBV (Epstein-Barr


virüsü) dönüflümü ya da insan
hibridomalar›
Nötrlefltirici monoklonal
insan antikorlar›
Antikor
salg›layan hücre B-hücresi

Antijen

Antikor-patojen-antijen
etkilefliminin moleküler
Enjektörlü afl›lara alternatif olarak deriye bir gen
tan›mlanmas›. tabancas›yla antijen kapl› küreciklerin, ya da
çözünür antijen verilerek yard›mc› T-hücrelerinin
etkinlefltirilmesi.
s›n›n uygulamas›ndan 180 y›l sonra,
‹mmünojen tasar›m› ve denenmesi 1977’de Dünya Sa¤l›k Örgütü taraf›n-
dan çiçek hastal›¤›n›n yeryüzünden
Çeflitli immünojenlerin kalkt›¤› bildirildi.
bileflimi=afl›
Kaynaklar
New Generation vaccines. Ed G.Gregoriadis, Plenum Pres, New
Ters Afl› Teknolojisi: Zay›flat›lm›fl ya da öldürülmüfl virüs preparatlar› ya da bunlar›n parças› olan proteinler
York, 1993
gibi klasik afl› antijenleri, kayda de¤er koruyuculukta antikor yan›tlar› sa¤layamayabilir. Ama, do¤al Methods in Moleculer Medicine: vaccine adjuvants. Ed D.T.O’Hagan,
enfeksiyon vakalar›nda, koruma (ya da örne¤in insan antikorlar› kodlayan transgenik farelerde oldu¤u gibi Humana Pres, New York, 2000
www.vaccine.chop.edu
ba¤›fl›kl›k) sa¤lad›¤› görülen monoklonal antikorlar yal›t›labilirse, bu antikorlar, afl› gibi vücuda verildi¤inde
www.med.sc.edu:85 ( son düzenleme tarihi 28 Ekim 2002)
birbiriyle uyumlu koruyucu antikorlar sa¤layan immünojenlerin üretimine olanak verir. www.sabin.org

Mart 2003 19 B‹L‹M ve TEKN‹K

You might also like