You are on page 1of 35

Kabala İncelenmesine

Giriş
Yazan Dr. William Wynn Westcott

Giriş

1. Okült bilimlere açık olan edebiyat, felsefe ve din araştırmacıları eski


çağ Rabbinlerinin (hahamlarının) Kabalası üzerinde biraz durmayı
deneyebilirler, çünkü din veya inançları ne olursa da, böylelikle sadece
bilgi değil, fakat içinde doğdukları ve büyüdükleri veya muhakeme
güçleri geliştiğinde yeni uyarladıkları din ve doktrinleri farklı olanlarla
karşılaştırdığında yaşam ve insan kaderi konusundaki görüşleri genişler.

2. Bu konuda kazanılacak yarar konusunda emin olarak eski İbrani


Kabala doktrinlerine dikkatinizi almak isterim. Bu deruni incelemeye
erken yaşta girme şansına sahip oldum ve sonraki yıllarda bu İbrani dini
felsefe üzerinde biraz bilgi biriktirebildim ve Gül Haç cemiyetinde
üyeliğimle bu konuda bilgim daha da geliştirdim. Ancak Kabalistik
kitaplar o denli fazla ve denli kapsamlı oluşu, bir çoğunun sadece
Rabbini İbranice veya Keldanice incelenmesi gerekmesi, bu konuda öz
güvenimi yirmi yıl öncesi bu yazımın 1888 yılında Hermetik
öğrencilerinin bir cemiyetinde konuşma olarak ilk yayınladığım zamana
kıyasla azalmasına neden olmuştur. O tarihten sonra Jean de Pauly
"Zohar"ın Fransızca tercümesi ve Arthur E. Waite'in "Kabala Edebiyatı ve
Tarihi" ("The Literature and History of the Kabalah") yayınlanmıştır. Yine
de bu küçük yazının Kabalanın daha kapsamlı eserlerine hakim olmayı
zaman bulamayanlar için yararlı olacağı düşüncesindeyim. Gerektiği gibi
Eski Ahit'e referans edilmiştir, ancak kasıtlı olarak Yeni Ahit'e veya
İsa'nın öğrettiği inanç ve doktrinlere iliştirme yapılmamıştır ve eğer
Kabalada iddia edilen Kutsal Üçlem bağlantısını irdelemek isteyen varsa
Zohar ii, 43, b ve C.D. Ginsburg'un "Kabbalah"ta bulunan İngilizce'sine
danışabilir.

WM. WYNN WESTCOTT, M.B., vs.

Kabala

3. İtiraf edilmelidir ki Kabalanın menşei kadim çağların sislerinde


kaybolmuştur, hiç kimse onu kimin çıkardığını veya ilk öğretmenlerin kim
olduğunu ortaya çıkaramamaktadır. Kökenlerinin M.Ö. 515, İkinci Mabet
dönemine bulunan İbrani hahamlara dek indiği konusunda epey kanıt
bulunmaktadır.
4. Bu felsefenin, Yahudilerin Babil'de esaret dönemi sırasında Keldani
öğretilerinin Yahudi geleneklerine etkileşiminden doğduğu önerilmiştir.
Şüphesiz ki, öğreti erken dönemlerinde tamamen sözlü aktarılmaktaydı,
bundan dolayı Kabala veya İbranice imla olarak QBLH kelimesi QBL kabul
etmek, almaktan anlamına geliyor ve şüphesiz öğreti olarak aktarıldıkça
elinden geçtiği kişilerce değiştirilmiştir. Asırlar sonraya dek onun
herhangi bir bölümünün yazıya döküldüğüne dair herhangi bir kanıt
yoktur. Musa'nın zahiri Pentateuch [Latince Musa'ya atfedilen "Beş
Kitap", Tevrat], üzerinde giderek kabaran şerh ve tefsirler ve Mişna ile
Gemara'yı içeren Talmud'dan ilginç bir şekilde ayrı tutulmuştur. Bunların
Kabalanın derin ve gizemli doktrinlerinden etkilenmeden İbrani teolojide
geliştiği gözükmektedir. Benzeri bir şekilde, Hindistan'da ezoterik bir
dizi yazıtlar Upanişadlar'ın genel halkın kullanımı için talimatlar içeren
zahiri Brahmanalar ve Puranalar ile yan yana geliştiklerini görürüz.

5. Halen mevcut olan en eski Kabalistik kitapların iddia edilen yazılış


tarihini reddeden eleştirici araştırmacılar arasında çeşitli tartışmalar
sürmüştür ve onlara atfedilen yazarlarının bunları yazamayacaklarını öne
sürmüşlerdir. Ancak eserlere bir tarih veya yazar saptamaya gelince, bu
aynı eleştirmenler büyük fikir ayrılıkları gösterip birbirleri ile çelişkiye
girmektedirler. Yıkıcı eleştiri gerçek bilgiyi elde etmekten çok daha
kolaydır.

6. Eski Kabalistik eserlerinin en önemlisine göz geçirelim:

7. "Sepher Yetzirah" veya "Oluşum Kitabı" en eski eserdir ve dini


atalardan İbrahim'e atfedilmektedir. Bu eserin bir İngilizce tercümesinin
yapmış bulunuyorum, bir kaç baskısı yayınlanmıştır. Bu eser Yaratılış
konusunda çok ilginç bir felsefi tema açıklamakta. Dünya, güneş,
gezegenler, elementler, insanın kökeni ve İbrani alfabenin yirmi iki harfi
arasında bir paralellikten söz etmekte. Harfleri bir triad/üçlü,
Heptad/yedili ve bir Dodecad/on ikiliye bölmekte. Üç ana harf A, M ve Sh
(Ş) ilksel Hava, Su ve Ateş olarak tanımlamakta; yedi çift harf
gezegenlere ve zamanın yedi bölmelere vs.; on iki tek harf ise aylara,
Zodyak burçları ve beden organlarına eşleştirilmektedir. Modern
araştırmacılar bu eserin mevcut kadim yazıtlarının ilk M.S. 200 tarihinde
derlendiğini kabul etmeyi eğilimleri vardır. "Sepher Yetzirah" hem
Kudüs, hem de Babil Talmudları tarafından söz edilir. Aynı Mişna gibi
Yeni-İbrani dilinde yazılmıştır.

8. İbranice'de ZHR veya ZUHR olarak yazılan "Zohar" veya" Sohar" olarak
bilenen "İhtişam Kitabı" veya "Işık Kitabı", Tanrı, Melekler, Ruhlar ve
Kosmoloji konularını içeren bir çok farklı metinin derlenmesinden
meydana gelmiştir. Kitabın yazarı 160 yılında yaşayan Rabbi Simon ben
Jochai'ya atfedilmektedir. Kendisi Lucius Aurelius Verus, İmparator
Marcus Aurelius Antoninus'un valisi tarafından zulme uğradı ve bir
mağarada yaşamaya zorlandı. Bu eserin önemli bölümleri sözlü
geleneklerden derlenmiş olabilir. Ancak başka bölümler şüphesiz
zamanla, hatta 1290 yılı civarlarında İspanya, Guadalajara'lı Rabbi Moses
de Leon tarafından yayınlandığı zamanda dahi ilave edilmiştir.
Yayınlandıktan sonra tarihsel gelişi bilinmektedir. Kitap baskısı
Mantua'da 1558 yılında, Cremona'da 1560 yılında ve Lublin'de 1623
yılında çıkarılmıştır; bunlar "Zohar"ın İbrani dilinde yazılı üç ünlü
kodeksleridir. İbranice okumayanlara için Zohar'ı etüt etmenin en pratik
yolu Baron Knorr von Rosenroth'un 1684 yılında "Kabbala Denudata"
başlığı altında Latince'ye yaptığı kısmi tercümeleri ve S. L. MacGregor
Mathers tarafından bunların İngilizce'ye tercümeleri olacaktır ("Siphra
Dtzenioutha" - "Book of Concealed Mystery" - "Gizli Sır Kitabı"; "Ha Idra
Rabba," "Greater Assembly" - "Büyük Meclis"; ve "Ha Idra Suta," "Lesser
Assembly," "Küçük Meclis"- Bu üç kitap, Zohar'ın tonu, stili, içeriği
konusunda iyi bir fikir vermektedir, ancak sadece kısmi, bir görüş verir.
Zohar'ın diğer metinleri: Hikaloth - Saraylar, Sithre Torah - Kanunun
Sırları, Midrash ha Neelam - Gizli Tefsir, Raja Mehemna - İtikatlı Çoban,
Saba Demishpatim - Yaşlıların Sözleri, Peygamber Elias ve Januka, Genç
Adam; ve Tosephta ve Mathanithan başlıklı notlardır.

9. Şu anda Jean de Pauly tarafından Zohar'ın eksiksiz ve son derece


skolastik bir Fransızca tercümesi basılmak üzeredir.

10. Diğer ünlü Kabalistik eserler arasında: Rabbi Azariel ben


Menachem'in "On Sephirtoh'un Şerhi", M.S. 1200; Rabbi Akiba'nın
"Alfabe"; " Cennet Kapısı" ; "Enoch Kitabı"; "Pardes Rimmonim, veya Nar
Bahçesi"; "Tecelliler Üzerinde Bir Çalışma"; Chajim Vital'in "Otz ha Chiim,
veya Hayat Ağacı"; Isaac de Loria'nın "Rashith ha Galgulim, veya
Ruhların Devri" Isaac de Loria; ve özellikle 1070 yılında ölen ve ayrıca
Avicebron olarak bilinen ünlü İspanyol Yahudisi Ibn Gebirol'un yazıları,
onun başyapıtı "Hayatın Pınarı" veya "Krallığın Tacı" eseridir.

11. Kabala öğretisi her biri bir süre ünlü olan birkaç okulla
sınıflandılılmıştır: 1190 - 1210 yılları arasında Rabbi Kör Isaac, Rabbiler
Azariel ve Ezra, ve Moses Nachmanides'in Gerona Okullu. Rabbiler Jacob,
Abulafia (ölüm 1305), Shem Tob (ölüm 1332), Akko'lu Isaac'ın Segovia
Okulu. Rabbi Isaac ben Abraham Ibn Latif okulu, yaklaşık 1390. Abulafia
(ölüm 1292) ve Joseph Gikatilla (died 1300) okulu; ayrıca of Rabbiler
Moses de Leon (ölüm 1305), Menahem di Recanti (ölüm 1350), Isaac
Loria (ölüm 1572) ve Chajim Vital'in (ölüm 1620), "Zoharistler" okulları.
Ünlü Alman Kabalistler arasında John Reuchlin veya Capnio, ikiünlü eser
yazmıştır: "De Verbo Mirifico," ve "De arte Cabalistica."

12. Genelde Kabalistler arasında iki meyil vardır: biri tamamen doktrin
ve dogma koluna; diğeri de pratik ve mücizevi harikalar işine
koyulmuştur.

13. En ünlü harikaları uygulayan Rabbinler arasında ayrıca Ari olarak


bilenen Isaac Loria, ve ne garip ki Müslümanlığa dönen Sabatay Sevi idi.
Bu her iki Rabbinin çıkardığı okült külliyatının yaşayan temsilcileri
vardır. Genelde bunlar dağılmış bireylerdir, inisiye gruplarını bulmak
enderdir. Orta Avrupa'da , özellikle Rusya'nın belirli bölgelerinde,
Avusturya ve Polonya'da halen Kabalaya atfettikleri garip şeyler
yapabilen ve "Harikalar Yapan Rabbinler" olarak bilinen Yahudiler vardır,
ve açıklanması çok zor şeylerin İngiliz Kabalistik ritüel ve tılsım
öğrencileri tarafından yapıldığı görülmüştür.

14. Eski metinlerle ilgili Rabbini Tefsirlerin çoğu birbirine dolanan o denli
kabarık bir Kabalistik külliyat oluşturur ki kavranması neredeyse
imkansızdır. Her halde, ülkemizde eski yazmalarda halen saklı olan ne
doktrinler bulunduğunu bilen ne bir Yahudi, ne de Hıristiyan vardır.

15. Dogmatik veya Teorik Kabala Tanrı, Melekler ve insandan daha


ruhani varlıklar; insan Ruhu çeşitli yönleri ve parçaları; doğum öncesi
yaşam, reenkarnasyon ve çeşitli ince alemler ve varlık boyutları
konusunda felsefi kavramlar sunmaktadır.

16. Pratik Kabala, Eski Ahit'te her cümle, kelime ve harfi inceleyerek
mistik ve alegorik yorumlar getirmektedir. Harf, rakam ve onların
karşılıklı ilişki türleri; Gematria, Notorikon ve Temura ilkeleri; ilahi ve
meleksel isimlerinin tılsımlara uyarlanması; sihirli karelerin (vefkler)
hazırlanması; ve sonradan ortaçağı majisinin temelini oluşturacak çeşitli
konulara giren çok kapsamlı bir külliyat.

17. Belirli bir Kabalistik eseri okumak yerine, onun felsefesi konusunda
genel bir fikir edinmek isteyenler için mevcut üç standart eser vardır.
Bunlardan ikisi İngilizce'dir, biri Dr. C. Ginsburg, 1865 yılında yayınladığı
eserdir. Bu doktrinlerinin resmi ve kapsamlı bir özetidir. Diğeri Arthur E.
Waite'in [ A.E. Waite önemli bir Altın Şafak üyesiydi]1902 yılında
yayınladığı mükemmel "Kabalanın Doktrin ve Edebiyatı" ("The Doctrine
and Literature of the Kabalah") eseridir ve ayrıca Fransızca olarak
Adolph Franck'ın 1889 yılında yayınladığı eser vardır. Ancak bu daha çok
betimleyici özelliktedir ve ayrıntılara pek girmez.

18. İbrani sistemde Hint dini felsefesinin birçok noktalarına


değinmemektedir veya farklı mahiyeti oluşundan dolayı dışlanmaktadır.
Örneğin, yok edilen Dengesiz Güç Alemlerinden başka alemlerin
kozmolojisine pek değinmektedir; sarsılmaz Karma yasası göz alıcı bir
özellik değildir; reenkarnasyon öğretilir, ancak yeniden doğuş genelde
üçe yaşama sınırlıdır.

19. Kabalistik doktrinin küçük bir parçası Yahudi Talmud'da


bulunmaktadır, ancak bu metinlerde gerçek Kabala'da bulunmayan biraz
kaba bir anlayış vardır; örneğin insanların önceki yaşamların
günahlarından dolayı hayvan biçimlerinde veya erkeklerin kadın olarak
yeniden doğmaları gibi.

20. Unutmamak gerekir ki birçok doktrin birkaç Rabbinin öğretileriyle


sınırlıdır ve belirli bir konuda eski bir doktrin ile yeni bir doktrin arasında
bazen büyük farklar ortaya çıkmaktadır, bu değişik devir ve okulların
Rabbinlerin Kitaplarında açıkça görülmektedir. Bazı Kabalistik öğretiler
daha hiç basılmamıştır ve günümüze dek sadece mürşitten müride
aktarılmıştır. Hiç bir İbrani kitapta bulunmayan ve Gül Haç ve Hermetik
Localarda öğrettiğim konular da vardır. Bu eski İbrani kitapların dikkatli
bir incelemesi bazı dogmaları sadece layık olan öğrencilerle sınırlamak,
bilinçsizce yayılıp cahil veya çıkarcı kişilerden istismar etmelerini
önlemek amacıyla bazı kasıtlı "perdeler"in konulduğu göstermektedir.
21. Kabalistik doktrin külliyatına herhangi bir önemli ilave konulmadığı
yaklaşık olarak iki üç asır geçmiştir. Ancak bundan önce felsefi temayı
açıklamak veya uzatmaya yönelik uzun bir şerh ve tefsir silsilesi
üretilmiştir.

22. Daha önce belirttiğim gibi Kabalanın ne zaman bir somut bütün ve
felsefi sistem olarak ilk oluştuğu belki de hiç bir zaman ortaya
çıkmayacaktır, ancak eğer onun İbrani dinin Ezoterizmi olarak kabul
etsek, ki bunun doğru olduğunu inanıyorum, esas öğretileri şüphesiz
Jehovah, Yahveh ibadetinin esas ilkelerinin çıkışına yaklaşık olarak eş
zamanlı olması gerekir.

23. On iki kavimin oluşu tarihi bir gerçek olup olmadığını veya Musa ve
hatta Kral Sülyeman'ın bile gerçekten varolup olmadıklarını tartışan bazı
şüpheci araştırmacıların iddialarına göze atmaya çaba göstermeyeceğim
[Bu yazının hazırlandığı zamandan geçen bir asır süresince arkeolojik
bulgular eski ahit tarihinde geçen birçok olayın doğruluğunu
saptamıştır]. Bu çalışmamızın maksadı açısından, Yahudi ulusun, İkinci
[Süleyman] Mabedin zamanında (M.Ö. 536) Asya hakimi Kirus'un, M.Ö.
587 yılında [Babil] Kral Nebuchadnezza tarafından zorla tutsak edilen
bazı Yahudilerin Kudüs'e dönmelerine ve İbrani dinini icra etmelerine izin
verdiğinde Yahveh teolojisi, bir rahip sınıfı sistemi ve elle tutulur bir
doktrinleri olduğu yeterli olacaktır.

24. Kudüs'e bu dönüşten sonra, M.Ö. 450 yılında Ezra ve Nehmeniah,


İbranilerin Eski Ahitlerini edit edip derlediler veya Musa'nın Tevrat'ı
yazdığını ve Kral Süleyman hükümdarlığını inkar edenlere göre o zaman
Pentateuch'ı [Latince 5 kitap, Tevrat, Torah] yazdılar.

25.Yenilenmiş din, Kudüs'ün Ptolemy Soter tarafından işgal ettiği, ancak


Yahudi dinin temellerini yıkmadığı M.Ö. 320'ye dek devam edebilmişti.
Hatta, halefi Ptolemy Philadelphus yaklaşık olarak M.Ö. 277 yılında
İbrani metinlerin revize edilmelerine ve yetmiş iki alim tarafından
Grekçe'ye tercüme edilmelerine sağladı. Bu tercüme asırlardır Eski
Ahit'in Septuagint uyarlaması olarak bilinmektedir.

26. Bundan sonra Yahudilerin üzerilerine başka belalar geldi ve Kudüs


M.Ö. 170 yılında Antiochus tarafından işgal edilip yağma edildi. Bunu
Makkabilerin uzun savaşları takip etti ve Romalılar Judai, Yudeya'yı işgal
ettiler. Sonra Yahudilerle çekişen Pompey şehri işgal etti ve kısa süre
sonra M.Ö. 54 yılında Romalı general Crassus tarafından yağma edildi.
Yine de Yahudi dini muhafaza edildi ve İsa'nın yaşadığı devirde bütün
dini kutlama ve bayramların bulunduğunu görüyoruz. M.S. 70 yılında
sonradan Roma İmparatoru olan Titus tarafından Kutsal Şehir işgal
edildi, yağmalandı ve yakıldı.

27. İbrani Eski Ahit bütün bu çilelere rağmen muhafaza edildi, ancak
kaçınılmaz olarak birkaç eserine birçok değişiklik ve ilaveler olmuştur.
Bir rahip sınıfı silsilesi tarafından aktarılan halka sunulan Eski Ahit'e
dahil edilmeyen daha ezoterik öğretiler de değişik öğretmenlerin
etkileriyle değişime uğramış olabilir.

28. Bu devreden kısa bir süre sonra Eski Ahit kitapların ilk şerh ve
tefsirleri dizileri hazırlanıp günümüze dek gelmiştir. Bunların arasında en
eskileri yaklaşık olarak M.S. 100 yılında yazılan "Kanun" üzerinde
"Targum of Onkelos" ve "Peygamberler" veya "Nebiler" üzerinde
Jonathan ben Uzziel'in eseridir.

28. Yaklaşık olarak M.S. 141 yılında Judai'lı Rabbilerin ünlü eseri
"Mishna" yazıldı ve "Talmud" denilen çok kapsamlı ve kabarık İbrani
doktrinlerin derlemesine temel oluştu. Bunların iki versiyonu vardır, en
önemlisi Babil'de ve diğeri Kudüs'te derlenmiştir. Esas "Mishna"ya
Rabbiler "Gemara" denilen tefsirleri ilave ettiler. Bu zamandan itibaren
Judai literatürü epey genişledi ve en azından 1500 yıla dek dini eserler
çıkaran bir sürü İbrani Rabbin vardı. İki Talmud ilk kez Venedik'te 1520
ve 1523 yıllarından sırayla basıldılar.

29. Eski Ahit kitapları Yahudiler için asırlardır yön verici bir meşale
olmuştur, ancak bilgili Rabbinler sadece bunlarla yetinmediler ve onları
iki paralel literatür dizisiyle takviye ettiler. İlki Talmud'a dayalı olarak
Eski Ahit'i açıklamak ve halkı eğitmek üzere Musa tarafından verilen On
Üç Tartışma Kuralı'nın tefsiridir, diğeri ise gizli doktrin ve ezoterik
anlamlarını açıklamaya yönelik uzun, daha karmaşık ve derin bir
metindir. Oluşum Kitabı, Sepher Yetzirah ve İhtişam Kitabı, Zohar, eski
Rabbinlerin ehil olduklarından övündükleri ve hatta Tanrının Musa'ya
rahiplerin halka ifşa edilen yazılı kanundan ayrı olarak, ifa etmeleri için
verdiği "Gizli Bilgi" olduğunu dahi iddia ettikleri sözlü geleneğin özü,
cevheri temsil etmektedir.

30. Kabalanın başlıca ilkelerinden biri de, ruhsal bilgeliğin On Sayı ve


Yirmi İki Harften oluşan Otuz İki Yoldan elde edildiği kavramıdır. Bu On
Sayı, İlahi Tecelli, Sephiroth'u,Yüksek Ana, Binah'ın Büyük Denizi, Kristal
Denizin Kutsal Sesler Korosunu simgeler. Üç esas Element, Yedi Gezegen
ve güneşin yıllık seyrinde beşeri yaşama yön veren semanın On İki
Zodyak etkisi ile Evrenin, Doğanın Yirmi İki okült gücü simgeler. "Sepher
Yetzirah" tercümemin sonunda Otuz İki Yolun adları ve açıklamalarını
vermiştin.

31. Kabala ve Ortodoks Yahudilik arasındaki bağın göstergesi,


Rabbinlerin Eski Ahit kitaplarını ruhsal yaşamın kültürü için Yirmi İki
(harfler) diziye sınıflandırdıklarını görüyoruz. Bu sınıflandırma Eski
Ahit'in otuz dokuz kitabından on iki ikincil peygamberin kitaplarını bir
diziye; Rut'u Hakimler'e; ve Ezra'yı Nehemya'ya ilave ederek, ve ikişer
kitaptan oluşan Samuel, Krallar ve Tarihler kitaplarını birer kitap sayarak
elde ettiler. Otuz dokuz kitap Ezra'nın zamanında saptanmıştı.
32. Kabalayı açıklayan kitaplara dönersek, onların atfedilen kökenlerinin
doğruluğu, otantikliği ne olursa da, kadim eserler Sepher Yetzirah ve
Zohar'ın mesafeli görüşlü bir kozmolojiyi ima eden, açık ve berrak bir
ruhsal felsefe içerdikleri reddedilemez ve teolojik bir doktrin külliyatını
kuran özel bir adın onuruna layık görülmeli - Kabala.

33. Umumi İbrani dininin esas dayanağı ve temeli her zaman Yahveh'in
(Jehova) seçilmiş halkına ifşa ettiği Kanunları beyan eden Pentateuch,
Musa'a atfedilen beş kitap olmuştur. Bu kitaplarla başlayan Eski Ahit,
tarihi kitaplar, peygamberlerin şiirsel öğretilerini içeren kitaplar takip
etmiştir, ancak birçok bölümler maddi ve dünyevi özellikler hakimdir ve
Büyük Din kitaplarında beklenen ruhsal tertip yoksunluğu gözükmekte,
hatta bazen günümüzün ahlaki değerlerle çakışmaktadırlar.

34. 3000 yıl önceki bir küçük ulusa hayati önem taşıyan Musevi Kanunları
hijyen hususlarını düzenlemeye yönelik çok sayıda ayrıntılı kurallar
getirmiştir, ancak hatalı kullara karşı çok kıyıcı cezalar ve acımasız
muamelelerde bulunmaktadır. Oysa, bunlar modern görüşe göre
milyonlarca dünyalarıyla Evreni Yaratan bir Tanrıdan tecelli edilecek
şeylere pek uymuyor. Ayrıca, ölüm sonrası bir beşeri yaşamdan
neredeyse hiç söz edilmemesi, İsa'dan gelecek yeni ifşaları gerekli kılan
bir maddecilik göstermektedir. Oysa, muhafazakar İngilizler bu sözleri
kuşkuyla bakıyorlar, ancak onlardan Eski Ahit'te ölüm sonrası yaşam
veya ruhun ıslahı için bir dizi yaşamdan geçmesi ve ruhun ölümsüzlüğü
açıklayan bir metini göstermeleri istenildiğinde onları bulamazlar ve
papazların: "Eğer açıkça konmamışsa da ima edilmektedirler" demeleri
ile yetinmektedir. Ancak gerçekten öyle mi? Eğer öyleyse nasıl oluyor da
modern bir yazar şunu söyleyebilmiştir: "Eski Ahit'e refah iyi işlerin
ödülüydü, oysa Yeni Ahit'e ödül geçimsizliktir"? Bu sadece gelecek
yaşam olmadığında veya Eski Ahit'te düşünülen ödül ve cezalandırma
yoksa mümkün olabilirdi.

35. Ancak bu gözlem doğrudur ve Eski Ahit'te insanın hayvan kadar


ölümlü olduğunu öğretmektedir, örneğin (Vaiz/Ecclesiastes, iii. 19):
"Çünkü adem oğullarının başına gelen, hayvanların başına gelir; ve
başlarına gelen şey birdir; bu nasıl ölüyorsa, öteki de öyle ölüyor;
hepsinin bir soluğu var; ve adamın hayvana üstünlüğü yoktur; çünkü
hepsi boş. Hepsi bir yere gidiyorlar; hepsi topraktandır, ve hepsi yine
toprağa dönüyorlar... Ve gördüm ki, adamın kendi işlerinde sevinçli
olmasından daha iyi bir şey yoktur; çünkü onun payı budur; çünkü
kendisinden sonra olacak şeyi görmek için onu kim geri getirecek?"
Kendi Ego, Ruh veya Yüksek benliğinden başka kim olabilir.

36. Ancak belki de bu kitap adı şanı belirsiz bir Yahudi veya yarı Keldani
veya Babil'linin kaleminden çıkmıştır. Bu hiç de öyle değil, zira bütün
Yahudi alimler bu kitabı Yahudilerin en görkemli döneminin kralları
Süleyman'a atfediyorlar. Eğer ruhun ölümsüzlüğü Halkın anlayışına açık
olan Yahudiliğin özünde varsa, o zaman Süleyman bunu o denli kaba bir
şekilde inkar etmezdi.

37. Yine de, Tekvin'de Yaratılışın öyküsüne baktığımızda aynı hikayeyi


görürüz. Hayvanlar topraktan yapılmıştır, insanlar topraktan yapılmıştır,
Havva Adem'den yapılmıştı ve her birinin sureti içine hayat nefesi
"Nephesh Chiah" (Nefes Hiyah), can üflendi. Ancak, Adem'in bir süre
içinde barınacak, deneyim kazanacak, ıslah olacak, sonradan farklı bir
gelişim evresine geçecek ve nihai olarak İlahi kaynağa dönecek Yüce
Zeka'dan bir Işın aldığına dair herhangi bir ima yoktur. Ancak, onlar her
kimse, bu eserlerin yazarları, insanın daha yüksek bir tarafı, Ruh Varlığı
olduğu konusunda herhangi bir kavramdan yoksun olmaları herhalde
olası değildir. Eleştirel görüşe göre belirli bir dönemde dini felsefe Eski
Ahit'ten çıkarılmış ve imtiyazlı bir sınıfa ayrılmıştı. Bu durumda halka
kabulü için sadece katı ve kesin kanun ve gelenekleri içeren dış katmanı
kalmıştı. Dini kitap olarak Eski Ahit'te yoksun olan ruhsal felsefe
Kabala'nın esas özü olabilir; zira bu Kabalistik dogmalar İbrani'dir, ruhsal
ve görkemli bir yüceliğe sahiptir. Eski Ahit onların ışığında okunduğunda
bir ulusun kabulüne layık bir eser olmaktadır. Burada Kabalanın öz
esasları ve kadim alt-temelinden söz ediyorum. Kabul ediyorum ki bir
çok mevcut eserde bu asli hakikatler asırlarca derleyiciler, düşsel ve
çoğu zaman kaba ilaveler ve şarklı imajlar tarafından örtülmüştür. Ancak
bütün bunların ardından saklı bir İlahi Gücün kilit ilkeleri, onun tezahür
eden Tecellileri, insan yaşamı diriltmesi, ruhların öte yaşamları, dünyevi
yaşamın faniliği burada tam anlamıyla açıklanan temel doktrinlerdir ve
bu Yahudilerin Kabalası ve sözde doğunun ezoterik Budizm ve Hinduizm
öğretileri arsındaki temas noktalarıdır.

38. Olası olarak Protestan kilisesinin koptuğu Katolik kilisesi ilk başında
Kitabi Mukaddes'in kasıtlı dışrek, zahiri mahiyetinin sırrına ve çoğu kez
aslında alegorik içerikli tarihi olaylar kapsayan Yahudi kitapların gerçek
manalarına varmanın anahtarı olarak Ezoterik Kabalayı anlamanın
ruhban sınıfı ait yöntemine vakıftı. Eğer bunu kabul edersek, asırlardır
Katolik kilisesi neden ruhban sınıfının haricindekilerin Eski Ahit'i
irdelemelerine karşı caydırıcı tavır aldıklarını açıklar. Ayrıca bu
Protestanların hırçın rahip sınıfının Reformasyonu ile birlikte ruhban
sınıfı haricindekilerin Eski Ahit kitaplarını okumalarını teşvik etmekle
hatta işlediklerini ima eder.

39. Musevi ve diğer Eski Ahit kitapları sürekli bir şekilde zalim ve kıyıcı
sistemleri desteklemek için kullanılmıştır. Bunun dikkat çekici bir örneği,
yüz yıl önce kadar yakın bir zamanda cereyan etmiştir ve Protestan
ülkelerin rahipleri oybirliğiyle Yahudilere zorunlu olan Yahweh
kanunlarına dayanarak köle ticaretinin devam etmesini desteklediler.

40. O zamanlarda çoğu kez serbest düşünürler ezilen ve zülüm gören


ırkları kollamaktaydı ve asırlardır en bilgeli insanlar, en büyük bilim
adamları İbrani yazıtlardaki talimatlar, iddialar ve öykülere atfedilen
yanılmazlığı karşı verdikleri mücadelelerde hep başarıdan başarıya
koşmuşlardır.

41. Eski Ahit bir bakıma binlerce Hıristiyan'ı bir arada tutmaktadır, zira
İsa doktrinini Yahudi halkının doktrinleri üzerine inşa etmiştir, ancak
günümüzde türeyen sonsuz Hıristiyan mezhep ve fırkaların hemen
hemen hepsi Kitabi Mukaddes'e kendi kişisel yorumlarını katma hakkını
iddia ederek ortaya çıkmıştır, oysa bu kitabın tefsir anahtarları kayıp
veya en azından eksiktir ve onların yardımı olmadan kritik hatalar
olacağı kaçınılmaz olduğu bilinse, her kafasına esen onu yorumlamaya
kalkışamaz.

42. Kitabi Mukaddes'in farklı yorumlarının muazzam birikintisi abes,


fuzuli ve beyhude olmasına rağmen, önem arz etmektedir, çünkü
yüzlerce mezhep ve fırkanın takipçileri kendilerine sadece kişisel yorum
hakkını değil, aynı zamanda kendi dışında olanları kınama hakkına da el
koymuşlardır -- sanki Kitabi Mukaddes için iddia ettikleri yanılmazlık
kendi kişisel propaganda veya kilise servisleri üzerine yansıması
elzemdir. Dini hoşgörüsüzlük her kasabayı lanetlemiştir ve başkalarından
kendilerini farklı sayarak kendi dar çevrelerinin dışındakileri eleştirmek,
hatta zulmetmek veya cehenneme havale etmek hemen hemen hepsinde
yaygındır.

43. Mistikler, Okültistler ve Teosofistler bütün dinlerin ortak temel ve


kökenini göstererek mevcut müşterek aydınlanma olasılığını açıklamakla
gerçekten büyük ve iyi bir hizmet sunuyorlar. Hoşgörü ve müşterek
takdirle çok iyilik doğabilir, ancak dincilerin ayrışmacı mücadeleleriyle
bütün inançlar zarar görür ve din, hoşgörüsüzlük, çekişme ve kibirlik
anlamına gelen farklı isim olur. Hırslı bir fırkacının göstergesi ve işi artık,
İsa'nın "Yargılamayın ki, siz de yargılanmayın" sözüne tam ters düşerek,
başkalarının eforlarını kınamaya her an hazır olmasıdır.

44. Yahudilerin bir tarikatı, Saddusilikten gelişen bir kol Caraites tarih
boyunca Kabalayı reddetmişlerdir ve ülkemizin [İngiltere] günümüzdeki
İbrani hahamları pratik Kabalayı izlememektedirler ve Dogmatik
Kabalanın doktrinlerini kabul etmemektedirler. Diğer yandan, bir çok
ünlü Hıristiyan yazar Dogmatik Kabalaya karşı çok sempati ifade
etmiştir.

45. M.S. 420 yılında ölen St. Jerome "Marcella'ya metup"ta On


Sephiroth'a atfedilen bütün Kabalistik İlahi isimleri vermektedir.
Diğerleri arasında Raymond Lully, 1315; Dördüncü Papa Sixtus, 1484; Pic
de Mirandola, 1494; Johannes Reuchlin, 1522; H. Cornelius Agrippa,
1535; Jerome Cardan, 1576; Gulielmus Postellus, 1581; John Pistorius,
1608; Jacob Behmen, 1624; ünlü İngiliz Gül Haç mensubu Robert Fludd,
1637; Henry More, 1687; ünlü Jesuit Athanasius Kircher, 1680; ve Knorr
von Rosenroth, 1689, vardı. Bunlara ayrıca Eliphaz Lévi ve Edouard
Schuré, ikisi de Okült Bilimler üzerinde modern Fransız yazarlarıdır,
ayrıca İngiliz yazarlar Dr. Anna Kingsford ve Edward Maitland ilave
edilmelidir. Ünlü Alman filozof Spinoza, 1677, Kabala öğretilerine çok
önem vermiştir.

Pratik Kabala

46. Dogmatik Kabaladan önce Pratik Kabalayı ele alalım. Teorik


Kabaladan önce gelişi, belki de ilk başta Pentateuch'un her cümle,
kelime ve harfinin İlahi İlhamdan kaynaklandığı ve en ufak zerresinin
ihmal edilmemesi gerektiği kurama dayan bir inceleme içermesinden
kaynaklıyordur. Rabbinler her kelime ve hafi saydılar ve sayıları
harfleriyle temsil edildikleri için, bütün Tanrı isim ve sıfatların, ayrıca
ilahi emirleri içeren bütün sözleri sayısal değerlerini hesapladılar.

47. İbrani harfleri ve sayılar şöyledir :

Aleph A 1
Beth B, V 2
Gimel G, Gh 3
Daleth D, Dh 4
Heh H 5
Vau O, U, V 6
Zayin Z 7
Cheth Ch [H, Ç] 8
Teth T 9
Yod I, Y 10
Kaph K, Kh 20
Lamed L 30
Mem M 40
Nun N 50
Samekh S 60
Ayin Aa, Ngh 70
Pe P 80
Tzaddi Tz 90
Qoph Q [K] 100
Resh R 200
Shin Sh [Ş] 300
Tau T, Th 400
48. Ayrıca birkaç son harfi vardır, son K, 500; son M, 600; son N, 700;
son P, 800; ve son Tz, 900. İlahi İsim Jah, JH'ın sayısal değeri 15'dir ve 15
her zaman genel kullanımda 9 ve 6, ThV, Teth ve Vau. ile temsil edilir.

49. Kabalistik Rabbinler Eski Ahit'in kanun kitapları "Torah"ın sözlerini


yaşamda uygun davranış bilgisine bir kılavuz ve Sinagog ve evde uygun
okunacak metinler olarak tanımlardı. Ancak her söz, öykü, kanun ve
olayın ayrıca daha derin mistik bir anlam taşıdığını ve bunların Gematria,
Notorikon ve Temuria kurallarına göre hesaplama, çevirme, devşirme ile
bulunabileceğini iddia etmişlerdi. Bu uygulamadan ilki Grekçe, ikincisi
Latince ve Üçüncüsü İbranice kelimedir ve MUR kökünden TMURH,
devşirme anlamına gelir.

50. On yedinci asrın en önemli Rabbini, Menasseh ben Israel, Musa


kitaplarını insan bedenine, Mishna adındaki tefsirleri ruha, Kabala ruhun
özüne benzetmiştir: "cahil insanlar ilk olanı irdeleyebilirler, bilgili olanlar
ikinciye, ancak en bilgeli olanlar tefekkürlerini üçüncüye
yöneltirler."Kabalistleri, kutsal yazıtlarda yaygın sırlara erişim
sağlayabilecek on üç kuralla sahip ilahi teologlar olarak tanımlamıştır.

51. Birçok Kabalist doktrin ve metotlarının ilkel insanlara Cennetten


Melekler tarafından indirildiğini iddia ederler ve Pentateuch'in ilk Dört
Kitabın anlatılan tarihleri ve ifşa edilen kanunların dışında özgün
doktrinlerini de içerdiğini inanırlardı.

52. Zohar şöyle der: "Eğer Torah'ın bu kitapları sadece Esau, Hagar,
Laban ve Balgaam hakkında öyküler ve söyledikleri sözleri içeriyorsa,
neden onlara "Mükemmel Kanun, Hakikat Kanunu, Tanrının Hakiki
Şahidi" denilir -- gizli bir anlamı olmalıdır. "Kanunun (Torah) sadece basit
deyişler ve masallar içerdiğini söyleyen insana yazıklar olsun. Eğer bu
doğru olsaydı, zamanımızda bile daha saygın bir doktrin kitabı derlerdik.
Oysa olay farklı, her kelimenin ilahi bir manası vardır ve semavi bir
sırdır. Kanun bir meleğe andırır, burada bilinmesi ve anlaşılması için
ruhsal bir melek bir kılıfa bürünmelidir, aynı şekilde, Kanun insanların
kabul etmeleri için bir beden olarak kelimelerden oluşmuş bir kılıf
giymiştir, ancak bilgeli olanlar kılıfın, kıyafetin içine bakarlar."

53. Belirli dönemlerde hem basit Yahudi ve hatta Hıristiyan


Pederler/Öncüler de kutsal yazıtların hem harfi, hem de mistik anlamları
olmaları konusunda benzeri bir beyanda bulunmuştur. Talmud'un
"Sanherin" kitabında Israel Kralı Manasseh, Musa'nın cariye Timnah ile
adam otlarıyla Raşel hikayelerinden daha değerli anlatabileceği bir şey
olup olmadığını sorduğunda, Musa bu hikayelerin içinde saklı anlamlar
olduğunu açıkladı.

54. Hıristiyan Öncü Origen (M.S. 253), "Homilies"inde herkesin dünyanın


altı günde yaratılması, bitkilerin Tanrı tarafından ekilmesi gibi hikayeleri
arkasında daha derin manalar saklı mecazi anlamda görmeleri
gerektiğini yazmıştır. Origen manalara üçlü bir anlam kabul etmişi -
bedensel, psişik ve ruhsal, veya kutsal metinlerin bedeni, ruhu ve özü.

55. 1340 yılında ölen Nicholas de Lyra, dört yorum yordamı kabul etti:
harfi, alegorik, ahlaki ve batıni veya mistik.

56. Bu görüş Zohar'daki temayı yakın bir şekilde izlemektedir. Zohar ii.
99'de Kutsal Kanun sevgilisine kendini açan aşık bir kadına benzetilir. İlk
kez bunu işaretlerle (ramaz), sonra fısıltılarla (derush), sonra yüzü peçeli
konuşmayla (hagadah) ve sonunda yüzünü açarak aşkını beyan eder, bu
da sod'dur, gizlilikte iletişim, sır.

57. Merhum Dr. Anna Kingsford ve Edward Maitland, sürekli olarak İbrani
metinlerin arkasında gizli anlamların saklı olduğunu ısrar eden dikkate
değer Kabalistlerdi. Merhum H.P. Blavatsky kadim dinlerdeki gerçek
kadim kutsal metinlerinin yedi düşünce düzeyinde açıklamaya tabi
olduklarını söylerdi.

58. Kabalistler normal ve sonlu biçimi ile her İbrani harfte derin anlamlar
bulmuşlardır. Ayrıca büyük harf, yanlış yerleşmiş harfler ve olması
gerektiğinden farklı imlalı kelimelerde sırlar bulmuşlardır. Değişik
zamanlarda Tanrıyı Aleph, A; veya Yod, I, veya Shin, Sh, Nokta, daire
içinde Nokta, hatta üçgen ve on yod'da oluşmuş bir Dekad ile temsil
ettiler.

59. GEMATRIA, belirli bir sayısal değeri olan bir kelimenin, aynı sayısal
değeri taşıyan başka bir kelimelerle ilintili olduğunu kabul eden bir
yorumlama metodudur. Böylece belirli sayılar birkaç fikri temsil
etmektedir ve bunlar birbirini yorumlayabilir olduğu düşünülmektedir.
Örneğin, "Mesih", Messiah, MShICh olarak yazılır ve sayısal değeri
358'dir ve IBA ShILH, Shiloh gelecektir ile aynı sayısal değerle taşır,
dolayısıyla Tekvin 49 V, 10, Mesih konusunda bir kehanet olarak kabul
edilirdi. Ayrıca NChSh, Nachash, "Musa'nın Yılanının" değeri de 358. Shin
(Şin), Sh harfinin değeri 300 olduğu için bir kutsal amblemi haline
gelmiştir, zira RUCh ALHIM, Ruach Elohim, "Yaşayan tanrının Ruhu" aynı
sayısal değerdedir.

60. NOTORIKON, veya kısaltma iki şekildedir, birinde bir veya birkaç
kelimenin ilk ve son harflerinden bir kelime oluşturulur; ikincisinde tek
bir kelimenin harfleri alınır, harflere ek harfler eklenir ve bundan bir
cümle üretilir. Örneğin, Tesniye 30 V. 12: "Musa sorar, kim bizim için
Cennette çıkar?" MI IOLH LNV HShMILH, bu cümledeki kelimelerin ilk
harfleri sünnet anlamına gelen MILH, mylahkelimesini oluşturur ve son
harfleri IHVH, Yahweh, kelimesini oluşturur: dolayısıyla sünnet Tanrının
gösterdiği cennet giden yolun bir özelliği olduğu önerildi.

61. Amen, AMN'in baş harfleri "Adonai melekh namen", "Efendi ve itatkar
Kral" oluşturur. Rabbinlerin tılsımlarında kullanılan ünlü güç kelimesi
AGLA,"Ateh gibur leolam Adonai," "Ebedi Güçlü Efendi" (veya Tu potens
in saeculum Dominine) baş harflerinden oluşmuştur.

62. TEMURA daha da karmaşık bir yöntemdir ve çok sayıda ilginç


divinasyon (kehanet) yöntemine yol açmıştır. Bir kelimenin harfleri belirli
kural ve sınırlar içerisinde devşirir, veya çoğu kez bir diyagramla
gösterilen belirli bir şemaya göre bir kelimenin harfleri başka harflerle
değiştirilir. Örneğin, yaygın bir form alfabenin yarısını ters sırada diğer
yarısı üzerine yazmaktı. Böylece ilk harf A, son harf T ile yer değişir, B
harfi Shin (Ş) harfi ile yer değişir vs. Bu uygulama ile Yeremiah 25 v.
26'da Sheshak kelimesi aslında Babil anlanımına geldiği söylenir. Bu
permütasyon ATBSh, atbaş olarak bilinir. Bu ilkeye bağlı olarak diğer
başka yirmi bir olası biçim görüyoruz, sırasıyla Albat, Abgat, Agdat: tam
diziye "Tziruph bileşimleri" denilir. Diğer biçimler: rasyonel, sağ, ters ve
düzensizdir ve her yönü 22 hücreden oluşmuş, 484 hücreli bir dik
dörtgen meydana getirirler. Sonradan hücrelerin içine aşağı ve yukarı
serisine göre harfler dizilir ve yandan veya çapraz olarak vs. okunur. Bu
türe Mark Masonların "Dokuz Hücre Kabalası" denilir.

63. Sayısal sanatların diğer bir uyarlaması Kısaltma ve Uzatma


biçimlerinde gözükmektedir. Böylece Jahweh, IHVH 26, uzatılarak VD-HA-
VV-HA elde edilirdi, ve 10, 5, 6, 5 veya 26 yerine 20, 6, 12, 6 veya 44
elde edilirdi. Zain, Z.7'yi uzatarak 1, 2, 3, 4, 5, 6 ve 7 veya 28 elde
edilirdi; veya 28 da 2 artı 8 veya 10 olurdu. Tetragrammaton, Yahweh 26
aynı zamanda 2 artı 6 veya 8 olarak görülürdü: dolayısıyla El Shaddai,
Kudretli Tanrı, AL ShDI, 1, 30, 300, 4, 10, veya 345'e elişti, ama ayrıca 12
ve 3'e, bir üçlem. İlginç bir hesaplamam yorumunda yola çıkarak Tevrat'a
söz edilen Abram adının Abraham'a [İbrahim] değiştirilmesini ele
almaktadır, ilk başta Abram ABRM ve Sarai ShRI, ABRHM ve ShRH oldu:
onların yaşları 100 ve 90'dır ve kısırdılar: şimdi H, Heh, bereketli bir harf
sayılıyordu, ve dolayısıyla H harfi ABRAM'e ilave edilmişti, Sarai'daki ve
Yod I, H'a çevrilmişti.

64. En eski "Sepher Yetzirah"ta gezegenlere atfedilen bir dizi harf


bulunmaktadır. Bu kaynaktan parşömene yazılan, pirinç veya taşlara
kazılanbir tılsım hazırlama yöntemi geliştirildi ve her gezegenin bir harf
ve sayısı olduğu için, her gezegen için bir belirli sayıda hücreleri olan
kareler, vefkler hazırlandı. Dolayısıyla, Jüpiter'in sayısı 4, ve harfi Daleth
idi ve Jüpiterin vefki içinde 16 küçük kare, hücre içeriyordu. Her birine
1'den 16'ya bir sayı yerleştiriliyordu, böylece her satır toplandığında 34
sayısını veriyordu ve sayıların toplamı 136 idi.

65. Hazırlanan her tılsım onu kutsamak için en azından bir Tanrı İsmi
içeriyordu. Dikkate değer İsimler arasında IH, Jah; ALH, Eloah; then
IHVH; ve sonra önemli 42 harfli İsim, ki aslında Aheie asher aheie (Ben
benim) Jah, Jehuiah, Al, Elohim, Jehovah, Tzabaoth, Al Chai ve Adonai.

66. Shemhamphorash, ve Ayrıştırılmış İsim, önemli bir Güç Kelimesiydi;


Üç çarpı 72 harften oluşarak Çıkış XIV'nin 19., 20. ve 21. mısranın
kelimelerinin harfleri alınarak 19. mısranınkiler doğru sırdan, 20. ters ve
21. doğru sıradan yukarıdan aşağı yazılmışlardı. Böylece 72 harften
oluşan üç sıra ortaya çıkmıştı ve bu sıralar yandan okunduğunda her biri
üç harften oluşmuş 72 kelime ortaya çıkmıştı. Bunarlın arkalarına Al veya
IH koyarak dünyadan cennete çıkan Yakub'un merdiveninin 72 melek
adları oluştuğu farz edilirdi. Sonradan bu adlar madalya veya parşömen
ruloların ön ve arka yüzlerine yerleştirilirdi ve 36 tılsım ortaya çıkardı.
67. Bazı Kabalistlere göre, Kral Davut ve Kral Sülyeman Kabalistik
Majikal Sanatlar ile harikalar yapabiliyorlardı. Pentagram Sülyeman'ın
mührü ve Heksagram Davud'un kalkanı olarak bilinirdi. Pentagramın
köşelerine Ruh ve Dört Element atfedilmişti ve Heksagramın köşelerine
Gezegenler atfedilirdi. "Sülyeman'ın Anahtarı" olarak bilnen eser tabii ki
ortaçağda yazılmıştır ve gerçek Kral Sülyeman ile ilgisi yoktur.

68.İbrani harfler ayrıca tarotun yirmi iki arkana major'u ile


iliştirilmektedir. Bu kartların divinasyon (keghanet) için kullanımı
oldukça yaygındır. Güney Avrupa çingeneler bu kartları fal bakmak için
kullanır. Fransız yazar Court de Gebelin (1773-1782) arkana major
kartlarını Kadim Mısır'ın majisinden kaynaklanan mistik semboller olarak
kabul etmiştir. Okült bilimler her karta bir Sayı, bir Harf ve doğal bir
nesne veya güç tahsis eder: Gezegenler, Zodyak burçları, elementler vs.
Derlediğim "Arkana Major Tarot'un Sanctum Regnum" eserine
başvurabilirler.

69."Papus" takma adı altında yazan Paris'li Dr. Encausse, ayrıca Tarot
konusunda bir kitap yazmıştır, ancak kartlara eşleştirmiştir, ancak bu
tekabülleri Gül Haçlılar yanlış bulmaktadır.[Westcott'un kastettiği Altın
Şafak Hermetik Cemiyetinin tarot tekabülleri başka bir yazıda
verilecektir]

70. Bildiğim kadarıyla, Kabalanın bir majikal sanat olarak uygulanması


sadece Polonya ve Rus Rabbinlere, ve ayrıca Hıristiyan oldukları halde
bazılarının sürekli Kabalistik tılsımlar giyen ülkemizde birkaç okült
öğrenciye sınırlıdır.
Dogmatik Kabala

71. Ginsburg'e göre: "Teorik Kabalanın büyük doktrinleri esas olarak şu


sorunları çözmeye tasarlanmıştır: (a) İlahi Varlığın özelliği; (b) evren ve
dünyamızın yaratılışı; (c) melek ve insanların yaratılışı; (d) dünyanın ve
insanın mukadderatı ve (e) İfşa edilen Kanunun içeriği."

72. Kabala'da şu Eski Ahit beyanları teyit edilir: Tanrının Birliği, manevi
biçimi (Tesniye, bölüm iv., v. 15); edebilik, değişmezlik, mükemmellik ve
iyilik; Tanrının iradesiyle dünyanın yaratılışı; evrenin hükümranlığı ve
insanın Tanrının suretinde yaratılışı. Sonsuzluktan mahduda geçişi
sürecini, birlikten doğan çokluğu, maddenin Ruhsal Zihinden zuhuru ve
Yaratıcı ve yaratılan arasındaki ilişkiyi Tecelliler doktrini ile izah etmeye
çalışır. Bu teosofik öğretide ex nihil nihilo fit, ruh ve madde tek bir
varlığın zıt kutuplarıdır ve hiçlikten hiç bir şey gelmediğine göre, hiç bir
şey yok olmaz.
73. Aşağıda verilen yedi Kabalistik ideal, dünya ve insanlığın menşeini
irdeleyen öğrenciler için büyük önem arz eder:

(1) Tanrı, Kutsal Olan, Yüce Anlaşılmaz Olan, AIN SUPh, Grek apeiros.
(Zohar iii. 283) Dünyayı doğrudan yaratmadı; ama bütün şeyler İlk
Kaynak'tan her biri bir öncekinden daha az mükemmel ardı ardına
fışkıran Tecelliler şeklinde meydana geldi, dolayısıyla evren "Tanrının
Tezahür" eden şeklidir ve son ve kaynaktan en uzak hasılat madde veya
mükemmelliğin mahrumiyetidir.

(2) Algıladığımı veya bildiğimiz her şey Sephiroth türlerinde


şekillenmiştir.

(3) Beşeri ruhlar şimdiki dünyamızdan önce varolan yüksek alemde


önceden vardılar

(4) Doğumdan önce insan ruhları Üst Oda veya Hazinede mekan ederler,
burada her bir ruh veya egonun hangi fizksel bedene mekan edeceği
karar verilir.

(5) Dünyevi yaşam veya yaşamlardan sonra her bir ruh sonunda Tanrıyla
birleşmek üzere arındırılır.

(6) Tek bir dünyasal ender olarak yeterlidir, neredeyse herkes için iki
dünya yaşamı gereklidir, eğer ikinci yaşam başarısızsa, üçüncü bir yaşam
günahkarı saflığa çeken daha güçlü bir ruhla ilişkilendirilir. Bu
reenkarnasyon, Metempsychosis, ruh göçü veya yeniden doğumun bir
şeklidir.

(7) Önceden varolan bütün ruhlar doğup, enkarne olup mükemmelliğe


eriştikten sonra, Şerk Melekler de yüceltilir ve bütün varlıklar Kutsal
Olanın Aşk Öpücüğüyle Tanrıyla birleşir ve Tezahür olan Evren İlahi Plan
(FIAT) tarafından yenileninceye dek yok olur.

74. Araştırmacı yazarlar tarafından Kabalistik fikirlerin İskenderiye


felsefesi ve Gnostik inançlara benzediği ve hatta Pitagorcu, Platoncu,
Hint Brahmancı ve Budist fikirlerine benzerlik arz ettikleri kaydedilmiştir.

75. Şimdi İlahiyat kavramlarına biraz irdeleyelim. Isaac Myer şöyle yazar:
Tanrı dört açıdan görülebilir: Ebedi Olan veya AIN SOPh, Ain Soph; Ben
Benim AHIH, Aheie; önceden, şimdiden ve sonra Ezeli Varolan IHVH,
Jehovah, Yahweh; ve Adonai veya Efendi, Doğadaki Tanrı ALHIM, Elohim
olarak.

76. İngilizce Eski Ahit'te IHVH "Lord" veya Efendi olarak, Elohim de "God"
veya Tanrı olarak tercüme edilir. Boutelli Jah'ın Jehovah, Yahweh'in bir
aykırısı olduğunu söyler.
77. Eski Ahit'teki Jehovah, Yahweh, seçilmiş halkına güç ve ihtişamını
gösteren, uluslara istediğini yapması için zulmeden, uygarlığımızın
Ruhsal mevkiye layık göremeyeceği insanları habercileri ve temsilcileri
olarak seçen kişisel özelliklere sahip bir kavim ilahı olarak İbrani Gizli
Doktrininde temsil edilmemektedir.

78. Kabala gerçekten Jehovah, Yahweh, IHVH, Kutsal Dört Harfli İsim,
Tetragrammaton iie doludur, ancak bir grup İlahi Kavramların İsmi,
merkezi Ruhsal bir Işıktan Tecelliler olarak vardır. Mutlak Tanrıdan
Yüksek Anna Binah'ın İlahi Olanı Jehovah, Yahweh'e inen bir sıra Tecelli
vardır; diğer bir dizi Tecelli Tiperethİn güneşi ile ilintili Kutsal özellikler
İlahi Olanı Elohim'e iner.

79. Diğer bir görüşe göre, Yahweh Tanrısal kaynaktan zuhur eden On
Sephiroth denilen Tecelli grubu: "Cennetten Sesler"dir. Birincisi Sonsuz
Işık, Ain Soph Aur'ın yoğunlaşmış İhtişamı olan bu On Sephiroth, İlk
Alemde Tanrısallığın Gökkuşağı olarak tanımlanır. Bu ilk Alem, insan
algılayabileceğinin ötesinde en yüksek varlık düzeyidir. Aydınlığı giderek
azalan ardı ardına yansımalarla, insan en yüksek ruhsal vizyonunun
kavrayabileceği bu plana, bir varlık düzeyi Atziluth alemine ulaşılır. Bu
plandaki On İlahi Kalite, İlahi Dörtlü, Tetrad olarak gruplaşması, Yodi
Heh, Vau, Heh, Tetragrammaton, Kabalistik Jehovah, Yahweh olarak
simgelenir. Bu zahiri kitaplardaki Jehovah ile aynı değildir, ama
yansıması Eski Ahit'te bir ulusunun hamisi olarak biçimlenmiştir. 0
"Söylenmez İsim"dir, hiç bir zaman telaffuz edilmez, gerçek sesi
kaybolmuştur. Yahudiler onun yerine Adonai, ADNI kullanırlar. O telaffuz
edilmez çünkü gerçek sesli harfleri bilinmiyor. Sesli harfleri gösteren
noktalar kullanılmadan önce sözlü ifadesi durmuştu. (Note onuncu
asırdan önce sesli harf noktaları kullanan hiç bir İbrani eser yoktur- A.E.
WAITE)

80. Kabalada bir zamanlarda bir kaos devresinin varolduğu


düşünülmüştür. Bu tezahüratın olmadığı bir dinlenme dönemiydi ve
burada negatif hükmeder. Hindulara buna Pralaya derler. Tecelliler ile
pasiflikten hareket doğdu ve Tezahür eden Tanrı ortay çıktı. Negatif
dinlenme Ain'den Ain Soph, Sınırsız, Sonsuz, Bilinemeyen Ezeli ve Ebedi
Baki, yine de Tecelli ile tezahürata yoğunlaşarak "Sınırsız Işık", Ain Soph
Aur ortaya çıktı ve bir noktaya yoğunlaşarak Kether, Tezahüratın Tacı
ortaya çıktı. Bundan sonra en Yüksek Alemde Kutsal Sesler, Sephiroth
tecelli etti. Bunlar ilahi bir kavrama yoğunlaştılar, insanın kavramaya
çalıştığı bir ruhsal varoluş evresi ve tanımlamakla, sınırlandırmakla,
açıklamakla tapması için İlahi bir kişilik yaratır... Tanrısı, Yahudiler ona
isim verdiler -- Yahweh.

81. Kademe kademe gelişmeyle her biri asli kaynaktan daha uzak güçler
ortaya çıkar, bunlara da Başmelek, Melek, Gezegen Ruhları, ve insanın
koruyucuları adları verilmiştir, Tanrıdan daha da uzak, insan Ruhları
buluruz, bunlar Desteksiz İlahi Işıktan fışkıran Işık Kıvılcımlarıdır ve uzun
bir değişim ve deneyim sürecinden geçmek üzere Ego varlığı olarak
biçimlenerek evrenin çarkından dönerek geçmektedirler. Onlar varoluşun
bütün evrelerine, ilahi pınardan ayrılığa katlanırlar ve sonunda büyük
hacca çıktıları kaynakları Tanrı ile, Babaları ile yineden özleşirler. İlahi
Olan nasıl düzenli nefes alış ve veriş, Tezahürat ve Dinlenme dönemleri
geçirirse, onlar da düzenli bir evrim ve gerileme dizisini takip ederler.

82. İlahi dinlenme veya Kaos konusunda insan aklı hiç bir kavram
algılayamaz ve sadece ruhsal yönünden gelişmiş insan Tezahüratın
yüksek ve yüce evrelerini konusunda ufak bir fikir oluşturabilir. Dünyevi
insan için bu tür fikirler sadece düştür ve onları kavrayıp ifade etmeye
yönelik herhangi bir çaba sadece akli dengeyi şüpheye götürür.
Metafizikçi için bu temalar yoğun bir ilgi alanı arz eder. Teosofist için
yabancı bir kaynaktan zamanı geçmiş bir çağın ruhsal geleneklerini
gösterirler ve bu ruhsal kavramlarının zaman zaman bulunduğumuz
varoluş evreden farklı evrelerde Büyük bir Zihin tarafından tedarik
edildiklerini akla getirir. Belki de onlar uzun bir zaman önce bizden daha
ruhsal ve daha yüksek varoluş düzeylerinin Kutsal varlıklarına iletişim
kurmaya daha açık ırkların yok olan inanç ve bilgeliklerin arta kalan
parçalarıdır. Ruhsal bilgelik sadece daha yüksek seyyal kürlere
erişebilen dünyevi varlıklara veya insanlara açıktır. Yukarılarda olan bir
Ruhsal Varlık, kendimizi daha yüksek varlık düzeylerine yönelmeğe ve
yükselmeye uygun bir biçimde arındırmadıkça bize yardım edemezler.

83. Yeni başlayan Kabala öğrencisi için en büyük güçlük, sözde


maddenin gerçeklik, özdekçi ve materyalist izlenimlerini
hükmedebilmektir. Kabala öğretir ki, maddeyi Ruhtan ayrı bir nesne
olarak kabul etme düşüncemizi tamamen yok etmemiz gerekir. Maddenin
Ruhtan ayrı olarak varolduğu ve onun Ruhun, Ruhların Tanrısı yarattığı
düşüncesi herhangi bir gelişmenin söz konusu olması için reddedilmesi
gerekir. Eğer madde varsa, o bir şeydir ve bir nesneden gelmesi gerekir,
ama Ruh bir nesne değildir ve yaratıcı Ruh, en yüksek Ruhsal kavram en
düşük nesne olan maddeyi hiçten yapması söz konusu olamaz,
dolayısıyla yapılmamıştır ve madde yoktur. Her şey Ruh ve zuhurattır. Ex
nihilo nihil fit. Varolan herşey sadece Ruhtan, İlahi Özden gelebilir.
Varlığın varolmayandan türemesi mümkün değildir. Maddenin kendisini
yaratması mümkün değildir. Madde Ruhtan zuhur edemez. İki söz
tamamen farklı kavramlardır. Dolayısıyla madde varolamaz ve madde
dediğimiz şey sadece fiziksel duyularımızın bir yönü, kavramı, illüzyonu
ve hareket tarzıdır.

84. Kabala dışında, aynı gerçek birkaç müstesna Hıristiyan ve Filozof


tarafından tanınmıştır. "İdeal Teori" 140 yıl önce İrlanda'nın Cloyne
Piskoposu Berkeley tarafından ortaya atılmıştı ve Kabalistlerin her şeyin
İlahi bir kaynaktan zuhur eden Tecelliler olduğu ve maddenin bunun
sadece bir yönü olduğu fikriyle neredeyse farksızdır. Diğer filozoflar aynı
teoriyi Nominalizm ve Realizm arasındaki tartışmada dile getirmişlerdir.
Her hangi bir şey sıfatı dışında aslında var mıdır? Herhangi bir şeyin
sıfatı altında varlık temeli var mıdır? Böyle bir bazı önerme gereği var
mıdır? Kabalaya göre her şey Ruhtur ve bu varlık düzeyimizde sonsuz,
yaratılmamış, zihinsel ve duyarlıdır, yaşam ve hareket içerir. Ardı ardına
aktif ve pasif dalgalarla, desteksiz olarak vardır. Bu Ruh gerçek
Tanrısalıktır, veya Sonsuz Varlık, "Ain Soph", bütün nedenlerin nedeni ve
bütün etkilerin nedenidir. Her şey "O"ndan Tecelli eder, "O"nun
içindedir. Evren milyonlarca değişik biçimlerde tezahür eden İlahinin
ezeli zuhurudur. Bir etkinin nedeninden farklı olduğu gibi, Evren yine
Tanrıdan farklıdır, ancak ondan ayrı değildir, o geçici bir etki değildir,
Nedenin içinde bakidir. O insan içinde tezahür eden Tanrıdır. Madde
sadece bizim kavramımızdır, o Ruhun en düşük tezahüratını temsil eder
veya Ruh maddenin en yüksek tezahüratıdır. Ruhu yegane cevherdir.
Kabalist der ki: "Madde sadece tecellinin tortusudur, ancak varlığı
yokluktan sadece biraz daha yüksektir." Hint filozof maddeye Maya,
illüzyon der.

85. Daha önce belirtildiği gibi Kabala'da Yüce Varlık birden fazla yön
göstermektedir. Bir dönemde Anlaşılmaz Ebedi Kudret ardı ardına zuhur
eden Tecellilerle beşeri algılamaya daha yakın varoluşa inmiştir ve
nitelliklerini Bilgelik, Güzellik, Kudret, Merhamet ve Hükümranlık
kavramlarına büründürdü. Bu nitelikleri ilk olarak bütün ruhlar, melekler
ve insanların ötesinde yüksek evrensellik düzeyi, ilk alem, Atziluth
aleminde gösterdi. Sonra aynı yüce özlerin yansımasını yine insanların
algılaması ötesinde Saf Ruhlar varlık düzeyi, ikinci alem, Briah aleminde
gösterdi. Yansıma yeniden tekrarlanır ve yüce vasıflar grubu ile İlahi Öz,
Meleksel Güçler, Üçüncü veya Yetzirah Aleminde gösterdi. Son olarak da
Kutsal On Sephiroth'un İlahi soyutlamaları son bir tecelli ile daha da
sınırlandırılır, yoğunlaşır ve insan zihni tarafından idrak edilir kılınır.
Çünkü insan Dördüncü Alem Assiah'ta Onuncu Sephira Malkuth veya
maddi cisimler veya Kabuklar Alemi Krallığın gölgesinde yaşar. Bunları
düşünürse, İnsanın İlahi Olan konusunda ne denli zayıf bir fikri
olabileceği hiç de tevekkül değildir.

86. Diğer zamanlarda metafizik soyutlamaların bir kenara bırakıldığını


görürüz ve Tanrı tasviri için şark hayalinin getirdiği bütün imajlar
serilmektedir. Bu betimler her ne kadar yüceltilmiş bir insanlık etrafında
dönüyorsa da, o denli abartılıdır ki, Semavi Adam ilahi söz portresinin
ihtişam ve inceliliği içinde kaybolmuştur. Bu belki de ilahi
antropomorfizmdir, ancak ihtişamından dolayı o kadar ince ve seyrek bir
antropormorfizm ki, benzetmeyi el veren beşeri unsurlar ilahi
tahayyüllerinin Semavi Adamı içinde yok olur.

87. Böyle düşsel bir tanrısal tasvir konusunda size bir örnek sunmama
izin verirseniz:

"O bu bütünleyici düzen ile bilinir: O Ebedi Olanların Edebi Olanıdır;


Kadim Olanların Kadimidir; Gizli Olanların Gizlisidir; sembolleri ile
bilinebilir, ancak O bilinemez. Kıyafetleri beyaz, görüntüsü vâsi enginliği
ile müthiş bir Yüz gibidir. Parıltılı ışınlarına yön vermek üzere ışıldayan
alevli bir taht üzerinde oturmuştur. Yüzünün parlaklığı binlerce dünyaya
çevrilmiştir ve parlaklığının Işığı ile adil olanlara öte yaşamlarında
mükafat ve mutluluk alemleri verir. Kafatası içinde sürekli binlerce kez
binlerce dünya desteklenip Ondan varlıklarını sürdürmektedir. Başında
bir Çiy damıtılır ve dünyalara akan bu Çiyden ölüler diriltilip öte
yaşamlara ve alemlere kaldırılırlar."

88. Kabalanın Tanrısı "Sonsuz Varoluş"tur. O sadece "Yaşayanların


bütünü" veya "Vasıflarının bütünü" olarak tanımlanamaz. Ancak bütün
yaşayanları Ondan olduğunu ve bütün vasıflarının evrensel olduğunu
kabul etmeden, o insan tarafından bilinemez. O özünün tecellilerinin
zuhurundan önce de vardı, O varolanların hepsinden önce, fizik
planımızdaki bütün yaşamlardan önce, hatta onun bir üst planının, ve
onun da üstü veya Saf Ruhlar Aleminden, ve Algılanamaz Varoluş
planından önce de vardı. Ancak bu durumda hayal edebileceğimiz hiç bir
şeye benzemezdi ve Ain Soph'tu; ve en yüksek soyutlamada Ain, negatif
varoluş veya hiçlik hali. Ancak tezahürat zuhur olmadan önce, bütün
varoluş onun içindeydi, Bilinen "Günlerin Kadimleri" olan Bilinmeyenin

içinde önceden vardı.

89. Ancak Kabala'da sergilenen bu düşsel ve şiirsel fantezi yönü daha


fazla açıklamak yerine, Tanrının vasıflarının felsefi yönüne dönelim.
Çünkü bu bütün doktrinin esasıdır.
90. O halde, Tanrı konusunda esas beşeri kavram AIN, Negatif Varoluşun
Pasif halidir, aktif hali değil. Bundan sonra insan aklı AIN SUPh, Sınırsız,
Ayrışmamış, Sonsuz Olan, Tanrı kavramına ve üçüncü evrede Sınırsız
Işık, Evrensel Işık, AIN SUPh AUR'a geçer - "Işık Olsun" denildi ve "Işık
Oldu". Pasif Aktife, harekete geçti, Şuurlu Tanrı uyanır. Şimdi bu ışık
yoğunlaşmasını algılamaya çalışalım, bu aydınlığın ışınlarının bir araya
gelerek ihtişam parlaklığından bir taç oluşturduğunu idrak etmeye
çalışalım. Bu KTR, Kether, Taç, İlk Sephira; Anlaşılmaz Tanrının İlk
Tecellisi, baki ve tezahür olan Tanrının ilk idrak edilir vasfı. Ayrıca ona
ADM OILAH, Adam Oilah, Semavi Adam ve Autik Yomin, Günlerin Kadimi
denilir. İmanlı Rabbinler başını eğer ve ilahi kavramı taparlar. O Eski
Ahit'te İlahi İsim AHIH, Aheieh, "Benim" ile temsil edilir. (Çıkış Bab iii,
beyit 5)

91. Şuurlu Tanrı enerjisiyle ortaya çıktıktan hemen sonra, iki Tecelli daha
zuhur eder ve Üçlü bir üçgen sembolü şeklinde parlar. İkinci Sephira
ChKMH, Chokmah, Bilgelik [İbranice Hokmah = Arapça Hikmet], Kral'dır,
ve İlahi İsmi IH, Jah'dır; Üçüncü Sephira BINH, Binah, Anlayış, Kraliçe'dir
ve İlahi İsmi IHVH, Yahweh'tir (Jehovah),-- Yüksek Üçlüyü oluşturur.

92. Bundan sonra da CHSD, Chesed, Merhamet olarak bilinen ve İlahi


İsmi AL, El olan GDULH, Gedulah Sephirası ve sonrada aksisi ayrıca
Pachad, korku denilen ve İlahi İsmi ALH, Eloaholan GBURH, Geburah
Sephirası gelir ve yansıyan üçgeni ilahi İsmi AQLHIM, Elohim olan Altıncı
Sephira, Güneş, TPART, Tiphareth, Güzellik Sephirası ile tamamlanır. Bu
ilk üçgenin üçgenin bir yansıması olarak aşağa doğru bakar. Üçüncü
üçgen de aşağı bakan ikinci bir yansıma olarak görülebilir. O Yedinci,
Sekizinci ve Dokuzuncu Sephiroth'tan oluşmuştur. Bunlar sırasıyla:
NTzCh,Netzach, Sağlamlık veya Zafer, İlahi İsmi Jehovah Sabaothm ile;
HUD, Hod veya Hud, İhtişam, İlahi İsmi Elohim Sabaoth ile; ve ISUD,
Yesod, Temel, İlahi, İsmi AL ChAI, El Chaiile.

93. Son olarak, bütün bu fikirler tek bir biçimde, Onuncu Sephira MLKUT,
Malkuth, Krallık, Shekinah'ta devam eder. Bu Sephira ayrıca Tzedek,
Doğruluk olarak bilinir. Decad, Onlunun tamamı "Adam Kadmon,"
"Arketip Adam/İnsan" ve harika OTz ChIIM, "Hayat Ağacı"dır. Kadim
Adam Kadmon resimlerinde Kether, Taçı alının üzerinde görürüz;
Chokmah ve Binah düşünen beynin iki yarısıdır; Gedulah ve Geburah
hareket organları, sağ ve sol koldur; Tiphareth kalp ve göüğüsün hayati
organlarıdır; Netzach ve Hod sağ ve sol bacaklardır; Yesod sindirim ve
üreme organlarıdır ve son olarak Malkuth, insanın yeryüzü veya en alt
planda temeli olarak ayaklarına benzetilir: Adam Kadmon ve Arşetip
Adam veya İlk Adam resmine bakınız.

94. Bu Triadler, Üçlüler, Eril ve Dişil güçler ile Birleştirme Prensibinden


oluştuğu varsayılırdı, böylece bir Denge, MTQLA, Methequela vardır.

95. Bütün bu Kabalistik Fikirleri özgün bir biçimde betimleyen Sephira


diyagramları hemen hemen Kabalistik Sephiroth, Zekalar veya Tecelliler
doktrini kadar eskidir ve bunlar her konuda bu fikirleri şema şeklinde
açıklayan amblemlerdir. Böylece her Tanrısal kavram, Melek
Toplulukların yapıları, insan özelliklerinin yapısı, gezegenler, metallik
elementler, Yıldırımın Zigzag şeklinde inişi, toplamı 26 sayısı olan IHVH,
Yod, Heh, Vau, Heh, Mistik Yahweh, kutsal Tetragrammaton'un yapısı
gösterilebilir. I., II., III., IV., V., ve VI. numaralı resimlere bakınız [Not: Bu
resimler Internette yayınlanmamıştır, ancak elimize geçer geçmez bu
sayfaya iliştirilecektir.] Bu İlahi Tecelli Dekadı (Onlu), ilk başta tamamen
zihinsel erişimimizin ötesinde olan İlk planda, Atziluth Aleminde zuhur
olduğu düşünülmelidir. Sonra da İkinci Saf Ruh planı Briah Aleminde
yansır ve aynı Dekad şekli koruyarak Üçüncü Oluşum planı Yetzirah
Aleminde ve nihai olarak insan aklı tarafından idrak edilecek kadar
yoğunlaşarak varlığımızı sürdürdüğümüz Dördüncü plan Assiah Aleminde
ortaya çıkar. Kendi açımızdan "Hayat Ağacını" birçok türden ilahi süreç
ve tezahürat şekli olarak görebiliriz. Ancak bunlar fikirlerimizi
sınıflandırmak için kullandığımız sembollerdir. İlahi Tecellileri konusunda
bu fikirlerin gerçek olduklarını iddia ederek onları aşağılamamız gerekir,
sadece insan tarafından öyle idrak edildiklerini söyleyebiliriz.

96. Örneğin, Kabala On Sephiroth'u Üç Sütuna gruplaştırır: Merhamet


Sütunu; Metanet (Sertlik) Sütunu ve aralarındaki Ilımlılık Sütunu. Bu
sütunlar ayrıca Üç Ana Harf, A, M ve Sh ile iliştirilebilir. Yine de, iki yatay
çizgi ile üç grup çıkarabiliriz ve bu Sephiroth'ın İnsan Doğasının üç
tiplemesi, Entelektüel, Ahlaki ve Nefsi (fizik bedeni temsil eden Malkuth
dışında), böylece Kabalayı Akli, Ahlaki ve Etik Felsefe ile bağ kurmuş
oluruz. Yine üç çizgi ile Sephiroth'u Dört Plan/Aleme bölebiliriz. Ancak
daha önce belirtiğim gibi bu alemlerin her birinde on Sephiroth'un
bütünü yansımaktadır. Altı çizgi ile Sephiroth'u Yedi Gezegensel güce
iliştirebilir Yedi plana gruplaştırmış oluruz, böylece Kabala ile astroloji
arasında bir bağ kurmuş oluruz. (W. Gorn Old yakın tarihte "Kabalistic
Astrology" adında bir eser yayınladı).

97. Briah'te her Sephira'ya özel bir başmelek ve Yetzirah'ta bir Melek
topluluğu veya ordusu atfedilir. Bunlar Kabalayı Talismanik (tılsım) maji
ile ilişkilendirir. Ayrıca eski Kabalistik teoloji ve simya ile bir bağ vardır.
Assiah'ta her Sephira metallerden birinin alegorik amblemi olmakta.
Tamamen simya ile ilgili "Asch Metzareph" adında özel bir Rabbini eser
vardır. İngilizce adı "Arındıran Ateş" anlamına gelir. Bu kitabın yaptığım
İngilizce tercümesini mevcuttur. A.E. Waite Kabala üzerindeki eserinde
Rabbin Azariel ben Menachem'in "Sephiroth Tefsiri" kitabında her bir
Sephira'ya bir renk atfettiğini yazar, ancak bunlar Zohar'da Kether'i
renksiz, Tipareth'i mor ve Malkth'u safir mavisi bulduğumuz renklere
uymamaktadır.

98. Bu On Sephiroth'un resimde gösterilen yirmi iki "Yol" ile


bağlandıkları düşünülür. Onlar her biri hem harf, hem de sayı olan İbrani
Alfabenin harfleri ile numaralandırılmaktadır. Tarot (Tarocchi)
destesinin 22 Arcana Major kartları ayrıca bu Yollarla ilgilidir. 22 Yola 10
Sephiroth ilave edildiğinde Bilgeliğin insana kademe kademe indiği ve
insanın 32 yoldan Bilgeliğin kaynağına adım adım geçerek
tırmanabileceği ünlü "Otuz iki Tarz"ı oluşturur. Bu zihinsel Soyutlama
yöntemi Hinduların misik tefekkürle öze döndükleri Yoga, İlahi ile
birleşme sistemin Rabbini şeklidir.

99. Sıkça kullanılan Kabalistik sözler arasında, Taç Kether'in sıfatı olan
Arikh Anpin, Makroprosopos, Büyük (Vasi) bulunmaktadır; ve ayrıca
Merkezi Güneş Tipereth'in sıfatı olan Zauir Anpin, Mikroprosopos, Küçük
Yüz, Hıristiyanlıktaki Tanrı Oğlu İsa, Hıristos'a fikir yakınlığı olduğu
söylenebilir (Bunlardan ilki profili bir yüz, ikincisi ise tam bir yüz ile
temsil edilmektedir, M. Mathers). Binah Yüksek Ana Aima'dır, Malkuth
Aşağı Ana Mikroprosopos'un Gelinidir. Daath ve Bilgi, Chokmah ve Binah,
Bilgelik ve Anlayışın birleşimidir. Merkabah, Ezekiel'in (bölüm i vre x)
vizyonunda Tanrının Tahtlı Arabasıdır. O tekerlekler üzerindeydi ve
dünyanın Dört istikameti ve insanlığın Dört türüne ilişkin olan İnsan,
Aslan, Boğa ve Kartala benzeyen Kutsal Hayvan Biçimleri, Dört Cherubim
tarafından taşınırdı.

100. IHVH, Jehovah [Yahveh] İsmin Dört harfi Yod, Hé, Vau, Hé,
Kabalistler tarafından özel bir şekilde Sephiroth'a atfedilirler ve böylece
halk tarafında telaffuz edilemez ve gerçek telaffuzu Yahudiler tarafından
unutulduğu ve Hıristiyanlar tarafından hiç bir zaman bilinmediği kabul
edilen İlahi ismin Tetragrammaton'un esrarengiz kavramı ortaya çıkar.

101. Kabalistlerin Kosmoloji konusundaki fikirleri kolay açıklanamaz,


ancak daha önce belirtildiği gibi, Yüce Sonsuz Tanrı, "Ain Suph"
dünyanın doğrudan Yaratıcısı değildi, dünya da hiçlikten yaratılmadı.

102. En yüksek Üçlü olarak "Taç, Kral ve Kraliçe" İlahi Tecelli olarak
zuhur etmiştir ve güçleri Yedi Alt Sephiroth'a inerek ve genişleyerek
Evreni onlu güçler bütünü ADM QDMUN Adam Quadmun, veyar Adam
Kadmon, Önsel Adam ve Arketip Adam olarak kendi suretimizde
yaratmıştır; ortaya çıkan dünya algıladığımız varolan Evrendir, Evrene
"Tanrının Giysisi" denilir. Bu alt dünya İlahi Dünyanın suretidir, her şeyin
yukarıda prototipi, aslı vardır. (Zohar ii. 20.)

103. Bazı Kabalistik metinler İlahi Kral ve İlahi Kraliçenin birleşmesinden


ortaya çıkan daha eski dünyalardan söz ederler. Bu dünyalar hiçlik içinde
yok oldular. Bu dünyalardan "Daha öncede İsrail'de hükmeden Edom
Kralları" diye Tekvin 36, v. 31-40'de söz edilir. Bunların ardı ardına yok
oldukları söylenir. Bu dünyalar sağlandılar, parçalandılar ve yok oldular.

104. İlahi Tecellileri ve Evrenin kökenini ele almış olarak, Dört Alemin
ruhsal varlıklarına deyinmem gerekiyor. İlk, en saf ve en yüksek Atziluth
Aleminde sadece mükemmel ve değişmez Adam Qilah veya Arketipin

Önsel On Sephiroth'u bulunur.

105. İkinci Briah Aleminde, azametli yüceliği ile Kether'e ilintili olan
"Metraton" başkanlığında Başmelekler yer alır. O Tanrının görünür
tezahüratı Al Shaddai'nin kıyafetidir. Her ikisinin sayısı 314'dür (Zohar
iii. 231a). Metraton kelimesi "Ulu Öğretmen" anlamına gelir. Bu kelime
Grekçe'de Tanrının tahtı yanında veya altında anlamına gelen met
thronon sözüne ilginç bir benzerliği vardır. Ancak türevi kesin olarak
bilinmemektedir. O bütün semavi küreleri ve üzerindeki sakinlerinin
evrimlerini hükmeden evrenin diğer Başmeleklerini hükmeder.
Kabalistler göre Metraton dünyamızın Tanrısı [Rab-ül Alem] -- Grek
Demiourgos'tur. MacGregor Mathers'a göre diğer Başmelekler [Sephiroth
sırasına göre] Ratziel, Tzaphkiel, Tzadquiel, Kamael, Michael, Haniel,
Raphael, Gabriel, ve Sandalphon'dur.

106. Üçüncü Yetzirah Aleminde Meleksel varlıkların toplulukların yer alır


ve her Sephira için ayrı bir topluluk sınıfı vardır. bunlar ışık kıyafetlerine
bürünmüş zeki bedensiz varlıklardır ve çeşitli semavi mekanlar,
gezegenler, elemental güçler, mevsimler, zaman birimleri vs. başında
dururlar. Bunlar belirli yüce Başmeleklerin altında görev alırlar.
Sephiroth'un Melekler Topluluğu [Sephiroth sırasına göre] Chaioth ha
kodesh, Auphanim, Arelim, Chashmalim, Seraphim, Melakim, Elohim,
Beni Elohim, Cherubim ve onuncusu mükemmelleşmiş erkek ve kadın
insan ruhları, Ishim.

107. Dördüncü Assiah Alemi en düşük varlıklar, Şer İfritler, kabuklar


Kliphoth veya Qliphoth ve sözde maddi nesneler ile doludur ve bu alem
insanların, fiziksel beşeri bedenlerde hapsolmuş Egolar veya Ruhların
alemidir. Bu alemin de, her biri yüksek güç ve biçimlerden kademe
kademe daha uzak, kademe kademe daha karanlık ve gayri saf on
derecesi vardır. İlk başta erken evrenin THU, Tohu, Şekilsizliği; sonra
BHU, Bohu, Boşluğu, üçüncü olarak ChShK, Karanlığı gelir ve bunlardan
bizim dünyamız gelişti ve şimdi haliyle vardır. Sonradan sakinleri bütün
insan günahlarını temsil ettiğ yedi cehennem gelir. Başkanları Samael
veya Satan, ölüm meleği, ve Lilith, Faşiliğin Kadını Asheth Zenunim ve
bu ifrit çiftine ayrıca "Canavar" [Beast] denilir (Zohar ii. 255). Samael'in
ayrıca telaffüz edilmez bir ismi vardır o da IHVH'in tersidir, çünkü
"Demon est Deus inversus" [Latince: "Şeytan Tanrının tersidir"].

108. Evren sadece küçük evren, Mikrokozmos, "Arketip Adam"ın sureti


Dünyevi Adem denilen insanın yaratılışı ile tamamlandı. Mddi bedeninin
Assiah Aleminde demirlenmiş olmasına rağmen onda bütün Sephiroth ve
Alemlerinkine benzeşen ilke, biçim ve melekeler vardır.

109. Tanrı, Melekler ve Dünya konusundan şimdi de Kabalanın İnsan,


beşeri Ruh veya Ego konusunda öğrettiklerine daha yakın bakalım.

110. Daha önce Tecelli doktrinin farklı varlık plan veya düzeylerinde
[alem] varolduğu düşünülebilen ardı ardına İlahi Ruhun tezahür edilen
evreleri içerdiği açıklanmıştık. On Sephiroth enerjilerini Üç Ruhsal plan
ve bir Objektif veya Maddi plandan meydana gelen dört planda
yoğunlaşırlar. Bu On Sephiroth ve planların her biri bir öz ibraz ederler
ve bu özlerin sürekli farklılaşan oranlarda toplamında insan oluştururlar.
Bu kökende bilim adamların "Arketip Adam" veya "Arketip İnsan"
diyebilecekleri ve kabalistlerin ADM QDMUN, Adam Kadmon, ve Greklerin
protogonos dedikleri oluştu. Bu türün varlık evreleri planlarda kademe
kademe aşağı inen bir gerileme sürecinde bireye her türlü yaşam
deneyimi sağlar, sonradan bir yukarı tekamül, evrim tırmanışına geçerek
beşeri mükemmellik sağlanır ve nihai olarak arınmış ruhun haccını
tamamlamış olmasının sonucunda İlahi ile tekrar birleşme sağlanır.

111. İnsanın güncel durumunu ele almadan önce, Kabalanın insanın asli
durumundaki hali konusundaki görüşlerini ele almamız gerekir.

112. İnsan Yaratılışın son Kelimesiydi, bütün biçimlerin tekrarıydı,


dolayısıyla vasıflarından dolayı melekleri aşıyordu. İlk insanın eti, fiziksel
kılıfı, bedeni yoktu. Adam ve Havva sadece sadece seyyal bir kılıfla
giyinmişlerdi ve iştah veya ihtiraslara tabi değillerdi. Onlar huzur ve
sükunet içinde Işıkta, GN OiDN, Aidin, Aden Bahçesinde bulunuyorlardı
(Zohar ii. 229b). Dünyaya inişlerinden önce, erkek ve kadın androjen, tek
bir vücuttaydılar, enkarne olduklarında cinsiyetlere ayrıldılar. İlk insan
çifti ilk emre karşı itaatsiz davrandı, günah işlediler sonuçta maddeye
tam olarak indiler. Tanrı onlara "deriden kıyafetler" yaptı. Onlara fiziksel
bedenler verdi ve bunlarla yemek ihtiyaçları ve bir dizi yeni fiziksel
bedenleri üretecek ihtiraslar doğdu.

113. Ancak insan yine de Tanrının yeryüzünde suretidir. Şekli IHVH,


Jehovah ile bağlantılıdır, çünkü resimde Yod kafadır, heh kollardır, Vau
gövdedir ve son Heh'de bacaklardır (Zohar ii. 42a). İlk çift düşük huyların
alegorik Kişiliği ve dünyevi yaşamı deneyimleme, güç ve biçimin sürekli
değişimlerine katılmak arzusunu veren Samael tarafından baştan
çıkarıldı. Onları saf psişik varlıklarını tehlikeye sokacak şeyi yaptılar,
maddi biçimlerin içine tam olarak batılar, Malkuth'un kabalığını üzerine
aldılar ve böylece üzerinde madde lekesi bulunmayan Sephiroth
Ağacından, Yüksek Güçlerden ayrıldılar. Bütün madde sürekli biçimini
değiştirir, dolayısıyla bedenleri de değişmelidir, bütün enkarne olan
Egoların gibi bedenleri öldü. Ölümde kişilik dinlenmeye çekilir, sonradan
ya yine bir yaşam deneyimine, ya ceza küresine, ya da mutluluk diyarına
gider.

114. Dünyevi biçimleriyle kendileri gibi bedenler doğurdular ve tanrı o


bedenlerde mekan edecek, yaşamı günahları ve çileleriyle
deneyimleyecek, düşebilecekleri veya yükselip kayıp miraslarından pay
kazanabilecekleri sınavlardan geçecek ve nihai olarak Sephiroth'un
içinden yükselerek İlahi Varlıkla tekrar birleşecek başka ruhlar gönderdi.

115. Unutmayın ki ilk başta Sephiroth Tacı vardı, sonra bir eril güç
Chokmah, daha sonra dişil bir güç Binah vardı. Onların birleşimi ile
melekler, insanlar ve dünyadan oluşan yaratılmış evren zuhur etti, ancak
"yukarısı aşağıdaki gibidir", dolayısıyla Tekvin'de bir Adamın, sonradan
bir Kadının zuhur olduğunu ve onlardan bütün diğerlerinin zuhur ettiğini
görürüz.

116. Tekvin kadara alegorik "Tekvin'deki Yaratılışın Tefsiri"nde şöyle


denmektedir: -- "Cennette GUP, Guph adında bir hazine vardır ve İlahi
Olan başlangıçta yaratılan ve sonradan dünyada doğacak bütün Ruhları
buraya koymuştur. Bu hazineden alıp Kutsal Olan rahimlere çocuklar
eker."

118. Diğer bir tefsir sembolik dille Kutsal Olanın bir çocuğun bedeninin
şekillendiğini görmüş ve onu mekan edecek uygun bir Ego gönderir.

119. "Kutsal Olan, mübarek olsun, bedensiz ruhların üzerinde duran


Meleğe yönlenir ve "şöyle bir ruh gönderin" der ve dünya varolduğunda
beri bu böyle gider. Ruh, Kusal Olan'ın önüne çıkar ve onun huzurunun
tapar. Ebedi Olan ona " Bu bedene gir" der. Anında ruh izin isteyerek
şöyle der: "Ey Dünyanın Efendisi. uzun süredir bulunduğum alemden
memnunum. Eğer lütfederseniz bu tiksindirici bedene girmemeye arz
ederim, çünkü bir Ruhum." Mübarek olsun, Kutsal Olan şöyle yanıt verir:
"İçine göndereceğim dünyaya ihtiyacın vardır. Seni Kendimden
biçimlendirmenin nedeni ondan geçmen içindir." Böylece ruh maddenin
on hapsedeceği, çile çekeceği ama baş edip yineden yükselmesi
gerektiği dünyaya enkarne olmaya ve ona batmaya zorlanır. Zohar şunu
ilave etmektedir: "dünyevi yaşamında insan ne öğrenip sergilerse onu
enkarnasyonundan önce bilirdi."

120. Buna paralel bir doktrini Budistlerin reenkarnasyon kavramında


görürüz. Burada ebedi Karma yasası Tanrının işini görür ve bireysel
Egoyui yine bir dünyevi yaşama iteler.

121. Christian Ginsburg "Ruh Göçü", reenkarnasyonun Pharisee'ler,


Farizilerin Josephus, Yusufus zamanında doktrinleri olduğunu ve bu
doktrinin Yahudiler tarafından 9. asra dek inanıldığını inanıldığını
yazmıştır. Caraite Yahudiler buna 7. asırdan beri inanmışlardır. St.
Jerome, bunun sadece seçkin birkaç kişiye öğretilen Erken Kilisenin bir
doktrini olduğunu yazmıştır ve [İlk Kilise Babalarından ] Origin
reenkarnasyon olmadan doğumlarından önce Esau ve Jakob, Yakup
arasındaki mücadelede geçen olaylar, Tekvin 25, v. 22, ve Jeremiah'i
anasının rahimdeyken söz edilmesi, Jer. i. 5, açıklanamaz.

122. Böylece Kabala Egoların Ruh Pınarında geldiklerini, deneyim ve


mükemmelliğe ulaşılıncaya dek tekrar ve tekrar reenkarnasyon
geçirdiklerini ve nihai olarak İlahi Kaynağa geri döndüklerini öğretir.
Zohar i. 145, 168; ii. 97.

123. O halde, geçici bir süre için Tekvin 3, v. 21'de söz edilen bu
"Deriden Kıyafet"te, sözde maddi bedende bir süre mekan eden nedir?
Bu Jehovah'ın sembolik Dört parçası, ve Üç Alemden oluşan İlahi
Kıvılcımdır, bu da Dördüncü Etkiler Alemi, Mddi Evrende oturmuştur.
Aslında birkaç Kabalistik okulda bu Özlerin sayıları ve adları
değişmektedir, ancak temel fikir aynıdır. Aynı şekilde değişik Hint
kitaplarında İnsanın Yapısındaki ilkeler de değişmektedir, ancak
hepsinde kök fikir aynıdır
124. Beşeri ilkeler Üçlü olarak ve beden ile Dörtlü olarak ele alınabilir.
Ayrıca astralı ve fiziksel bedeni ele alırsak Beşli olarak, ilahi ilkeyi
bölersek Yedili olarak ve Sephiroth'a karşılaştırırsak Onlu olarak ele
alınabilir. Bunlar tam olarak açıklamak çok uzun bir yazı ve birçok
karmaşık anlamlı İbrani kelime ortaya dökmek gerekir ve konuya alışıl
olmayanı zorlar. Bu konuda iki örnek verebilirim:

125. Yod, Jehovah'ın Je'si, İlahinin en ulu ve yüksek tarafıdır ve Hint


felsefesinde Âtmâ'ya benzetilebilir. Hé, Jehovah'in Ho'su, Neshamah'tır
ve Hint felsefesinde Buddhi, öz ruhtur. Vau, Jehovah'ın v'si Ruah'tur ve
Hint felsefesinde Manas, Akıldır. Son Hé, Jehovah'in ah'ı, Nephesh'tir ve
Hint felsefesinde Kâma, nefs, iştah ve ihtiraslardır. Bütün bunlar maddi
nesnelere etki yapan bir cihaz olan fizik bedeninin kalıbı astral kabukta
yerleşiktir.

126. Insan ruhu ayrıca "On Sephiroth"a tekabül eden farklı ve belirli
şuur tezahürlerinde dağılmıştır. Değişik kabalistik eserler hepsi de
birbirleri ile tutarlı olan farklı sınıflandırmalar uygularlar, en yaygın olanı
üçlü bir ayrımdır: Nephesh, nefs, ihtiraslar Malkuth'a, Ruah, akıl
Tiphereth güneşi etrafında gruplaşmış altı Sephiroth'a ve Neshamah,
Karliçe, Kral ve Taç, Yüksel Üçlüsü ile ilintili ruhsal arayışlar.

127. Bu Beşeri ilkeler Dört Alemde, İlahi, Ahlaki, Entelektüel ve


Duygusal Alemlerde işler. bu esaslardan herhangi biri bir insana hakim
olabilir ve sürekli değişken oranlarda olurlar. En yüksek prensip
alttakileri gölgeler ve ortadakiler üste çıkabilirler veya fırsat eksikliği
veya tutarsız hareketlerden dolayı bedenin maddeselliğine yaklaşıp
aşağı ve daha aşağı düşebilir. Neshamah ruhsal mükemmeliyetçiliğe
çekerken, Nephesh fiziksel zevke doğru çeker.

128. Diğer bir sembolizm şeklinde, Kabalistler insanın iki yoldaşı veya
rehberi olduğunu aktarır. Biri sağında yer alır ve iyi işleri teşvik eden
etzer ha Tob'dur, o daha yüksek Sephiroth'tandır. Diğeri ise solunda yer
alıp Samael ve Canavarın ajanı olarak şer cazibeleri, zevk, arzu ve
ihtirasları teşvik eden Yetzer ha Ra'dır. Zohar 95 b'e göre insan çok
talihsiz bir konumdadır, zira orada yazar ki Kötülük Meleği ona
doğumdan itibaren bağlanır, oysa İyilik Meleği sadece 13 yalında
bağlanır.

129. Ölüme gelince, daha önce belirttiğimiz gibi, yaşantısı olağanüstü


eksiksiz ve mükemmel olması dışında insan Egosu veya Ruhu değişik bir
biçimde yeniden doğması gerekir, ancak bütün dinlerin kabul ettiği gibi
ölümde büyük değişiklikler olur. Kabalaya göre, görünen fiziksel beden,
Guph çürür ve ruhun hayvani tarafı nefs, Nephesh ondan sadece
kademeli olarak dağılır. Ruh, Ruah, insani yön Assiah Aleminden ayrılır
ve öz ruh, Neshamah yeniden doğmanın ötesinde mükemmelleşmiş bir
biçimde ruhsal diyarlara erişir ve Cennetin Hazinesi Gan Oidin'e tekrar
döner. "Sepher jareh chattaim" eserine göre insan öldüğü saatte
yargılanır ve İlahi Varlığın vekili Shekinah üç Melekle birlikte ona
yanaşır. Bu meleklerin başı Sessizlik Meleği Dumah'tır. Eğer ruh
cezalıysa Sessizlik Meleği onu bir sonraki doğuşundan evvel Cehenneme,
Gai-Hinnom'e belirli bir ceza süresi için götürür. Eğer Ruh onay alırsa
Oidin veya Cennette geçer. Evrenimizin bu tezahürat döneminde bütün
ruhlar çile ile ıslah edilip mükemmelleşmiş ve cennette kutsanmış ve
geldikleri Tanrı ile yeniden birlik içinde olacaklar.

130. İnsanın yapısı, kökeni ve mukadderatı konusunda Kabalistik teori,


modern Hıristiyan görüşünden çok farklıdır, ancak Hint görüşünden
farkı, ilkeden daha ziyade sunuş biçimdedir, bu ikisi uygun bir şekilde
yan yana etüt edilebilir ve her biri diğerini aydınlatır. Aslında, Batı mistik
doktrinleri kapsamına alan Mısır Hermetizm ve benzeri Ortaçağı
Kabalizmi ile diğer yandan Hint Ezoterik Teosofi arasında kesin bir hudut
yoktur. Onlar insanlara ruhsal fikirler insanlığa sunma amacında
kullandıkları dil, tanımlama ve tasvirlerde farklıdırlar. Ancak herhangi bir
ekolün diğerini suçlaması için gerekçe yoktur. Entelektüel kültür dünyası
her birini yan yana barındıracak kadar geniştir. Her ikisinin insan
algılamasına açık felsefi sistemler oluşu, her ikisin saf ve açık hakikatleri
barındırabileceğinin kanıtıdır. Biz halen her şeyi ancak koyu bir filtreden
görebiliyoruz ve Tanrı ile yüz yüze gelmeyi ve hakikate olduğu gibi
tanımayı ummadan daha çok ilerlememiz gerekir.

131. Öğrencilerin yaptığı gibi kademe kademe ilerlemekle yetinmemiz


gerekir. Her derecede asli gerçekler değişik bir şeklide yeniden ifade
edilmektedir. Onlar müridin zihinsel haline uygun dil ve sembolizm ile
ifşa edilirler veya açımlanırlar. Dolayısıyla, bir öğretmen, mürşit ve
önceden yolu izlemiş ve kişisel deneyim ve iç çağrışımlarıyla öğrencinin
eriştiği seviyeyi tanıyacak bir rehberin ihtiyacı aşikardır. Mistisizmde
yüksek ergiye her hangi bir asil, kolay veya kestirme yol yoktur.
Yorulmadan çaba göstermek ve temiz bir yaşam hayati değer taşır. İnsan
aklı sadece zihinsel gözlerinin herhangi bir zamanda algılayabileceği
şeyleri idrak edebilir. Bu işlem zorlanamaz. Mistik bilgi gasp edilemez.
Eğer bir öğrenci kendi derecesinden daha yüksek bir Derecenin bilgisine
el koyarsa da, bu onun için sadece hezeyan, abes, hayal kırıklığı ve
karanlık olur.

132. Bir çok kez öğrencilere mantıklarının kabul edemeyeceği veya batıl
inanç olarak reddedeceği doktrin, iddia veya açıklamalar sunulmuştur.
Oysa aynı doktrinleri yaşamlarının daha geç bir evresinde itibar
göstererek uyarladıkları görülmüştür. Bu açıdan Okültizm Framasonluğa
benzemektedir. Ya gizli bilgiyi almaya kabul ediliriz, ya da edilmeyiz.
Kabul edilmediğimiz taktirde onun sırrı bize sunulsa bile inanmayız.
Okültizm sırları Framasonluk gibidir. Aslında bir bakıma Framasonluğun
kayıp ettiği sırlarıdır. Onlar doğası itibarıyla istismara kapalıdır, çünkü
sadece kişisel evrimle, tekamülle elde edilebilirler, onlar hariçten birine
açıkça anlatılabilir, ama anlaşılmazlar. Çünkü herhangi birisi böyle bir
sırra erişip ulaşabilmişse de en yakın dostuna söylemez. Bunun sebebi
de basit olarak eğer arkadaşı kendi başına bunu algılayamıyorsa, basit
sözlerle onun iletişimi gizli anlamını aktaramayacaktır.

133. Kabalistik teori külliyatı Framasonluk sırlarına benzer özelliği


vardır. Hiç bir zaman yazılmamış veya basılmamış çok doktrinler vardı.
Bu eserler çoğu kez ilk bakışta abes gibi gözüken tasvirler ve absürd
gelebilecek doktrinler içermektedirler. Ancak bunlar kısaca özetlediğim
yüksek ruhsal öğretileri taşırlar. Bu eserleri sadece okumak yeterli
değildir. Ruhsal şeyleri görebilmek için ruhsal gözün açık olması gerekir
ve eski büyük Kabalistler cahil, ham ve tutarsız insanların önüne bilgelik
incilerini sermediler, temiz olmayanları Bilgelik Mabedine sokup
kirletmediler. Ciddi öğrenci Hakiki Okültizmin yüksek yaşam tarzına
ulaşmak için azimli bir şekilde çaba göstermesi gerekir. Bundan sonra
belki de, ileri bir gelecekte geri çevrilen cazibe unsurları ile özverili bir
yaşamın kayıtları Büyük Kralın Sarayına girmek için parola görevini
görebilecektir.

You might also like