Professional Documents
Culture Documents
NİĞDE ÜNİVERSİTESİ
SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ
Hazırlayan
Ahmet KORKMAZ
NİĞDE-2007
T. C.
NİĞDE ÜNİVERSİTESİ
SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ
Hazırlayan
Ahmet KORKMAZ
Yöneten
Yard. Doç. Dr. Zeki CAN
NİĞDE-2007
V
Yard. Doç. Dr. Zeki CAN danışmanlığında Ahmet KORKMAZ tarafından
hazırlanan “Temettu’ Defterlerine Göre Sivas Danişmendli Sancağında Halkın
Ekonomik Durumu” adlı bu çalışma jürimiz tarafından Niğde Üniversitesi Sosyal
Bilimler Enstitüsü Tarih Anabilim Dalında Yüksek Lisans tezi olarak kabul
edilmiştir.
…../…./2007
JÜRİ :
ONAY :
..…/…../2007
VI
ÖZET
An importanta era had begin in the Ottoman Empire with the proclamation of
Tanzimat. İn this era, rearganisations in existing, intutions and renewals in finacial,
military an social matters were aimed.
The organisation of ‘Temettuat Defterleri’ is one of the attepms of the
renewals. Thra is important information about social and financial conditions of
citizens in these ‘Defters’.
Cities, towns, villages an deven formsa re studied in detailsin these defters.
Households and their chiefs, their occupations, estates, animals, yearly in comes and
taxes are included in detail in ‘These ‘Defters’ give important information about
social and ecomical conditions about a seulement.
Defters of Danişmenli were organised in 1844 (H. 1260). According to the
information in this ‘Defter’, Danişmenli is a district of Sivas Danişmendli is a place
consisting of 8 households.
The districts has all the typical characteristics of an Anatolian settlement. It
can be understood from the information in the ‘Defters’ that its economy is not so
good because of the poor and insufficent climate conditions. Almastall of its fields
are planted.
Most of the people make a living by forming. But there are also a few people
who are tradesman, offecers and who make a living by handicraft.
We can understand from the Defters. That taxes are colected according to the
incomes of the family leaders. But, there are also some exceptions, too.
And these exceptions show that the regulations which are intended to
establish the ballance betweens the incomes and taxes were not fully succesfull.
V
ÖNSÖZ
VI
hayvanları gibi alt başlıklara ayırarak ve köyleri birbiriyle mukayese ederek
inceledik.
Şunu özellikle belirtmemiz gerekir ki, yoğun bir çalışma yapmamıza rağmen
eksiklikler ve hatalar varsa, şimdiden özür dileriz.
VII
İÇİNDEKİLER
ÖZET ......................................................................................................... IV
SUMMARY ...........................................................................................................V
ÖNSÖZ ......................................................................................................... VI
TABLOLAR DİZİNİ............................................................................................XII
GİRİŞ ............................................................................................................1
BİRİNCİ BÖLÜM
KAZANIN TARİHİ GELİŞİMİ, COĞRAFİ ÖZELLİKLERİ ve NÜFUSU
1.1. TARİHİ YAPISI ..................................................................................................6
İKİNCİ BÖLÜM
OSMANLI SOSYAL İKTİSADİ TARİHİNDE TEMETTUAT
DEFTERLERİNİN KAPSAMI VE ÖNEMİ
VIII
2.1.3. Temettuat Sayımları ve 1261 Tarihli Sayım.............................................18
2.2.8. Hayvanlar..................................................................................................26
III. BÖLÜM
KÖY YERLEŞİM BİRİMLERİNİN DEMORAFİK ve EKONOMİK YAPISI
IX
3.3.2. Toprakların Köylere Göre Genel Dağılımı ve Hane Başına Düşen
Toprak Miktarı.........................................................................................37
IV. BÖLÜM
VERGİ DAĞILIMI
X
4.2.2. Vergü-yi Mahsusa Vergi Yükünün Dağılımı............................................55
SONUÇ ..........................................................................................................59
KAYNAKÇA ..........................................................................................................61
EKLER ..........................................................................................................64
XI
TABLOLAR DİZİNİ
XII
GRAFİKLER DİZİNİ
XIII
KISALTMALAR
XIV
GİRİŞ
Bir anlamda devletin öngördüğü bu sistem içerisinde, iktisadî yapı ile birlikte
içtimaî yapı da şekillenmiş ve fonksiyonel anlamda sınıflar oluşmuştur. Ne var ki,
XVI.yüzyılın sonlarından itibaren çeşitli iç ve dış etkenlerle çözülme sürecine giren
içtimaî ve iktisadî düzen, daha sonraki dönemlerde başarısız savaşlar sonucu
kaybedilen topraklarla daralan gelir kaynaklarının olumsuz etkilerinin eklenmesiyle
de ciddi anlamda sıkıntıya uğramıştır. Kurumlar geleneksel fonksiyonlarını
kaybetmiştir. Özellikle gelişen savaş teknolojisi karşısında tımarla sipahiler
fonksiyonlarını yerine getiremezken, artan giderler ve çekilen nakit sıkıntısı
1
SAMİ, Şemseddin, Kâmus-u Türk-i, Dersaadet İkdam Matbaası, 1317, s.437.
2
DEVELLİOĞLU, Ferit, Osmanlıca Türkçe Lügat, Ankara 1999, s.1073.
3
UÇAROL, Rifat, Siyasi Tarih, İstanbul 1995, s.43.
4
GENÇ, Mehmet, Osmanlı İmparatorluğu’nda Devlet ve Ekonomi, İstanbul 2002, s.59.
1
tımarların iltizam yoluyla işletilmesi kapısını açarak, uzun dönemde tımar nizamının
bozulması ve yıkılmasına neden olmuştur. Tımar nizamın bozulması ile üretim
mekanizmasındaki dengeler sarsılmış, toprak düzeni ile toplumsal düzende
bozulmaya yüz tutmuştur.5
Tanzimat devrinde önceleri çeşitli adlarla alınan vergilerin yerine tek bir
verginin ikamesi için hane reislerinin gelirlerinin tespiti maksadıyla yapılan temettu
sayımları XIX.yy. ortaları Osmanlı sosyal ve iktisadi tarihi için fevkalade kıymetli
bilgiler ifade etmektedir. XV ve XVI. Yy. için tahrir defterlerinden çıkarılan
bilgilerin çok daha fazlasını bu defterlerde bulmak mümkündür. Hemen aynı
5
ÖZTÜRK, Said, Tanzimat Dönemi’nde Bir Anadolu Şehri Birecik, İstabul 1996, s.19.
6
ÖZTÜRK, a.g.e., İstabul 1996, s.19-20.
7
TOZDUMAN, Arzu, Aydın Güzelhisar’ın Sosyal ve İktisadi Durumu (1844), İstanbul 1992, İ.Ü.
Sosyal Bilimler Enstitüsü Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, s.9.
8
Muhassıllık Kurumu İçin bkz. ÇADIRCI, Musa, Tanzimat Döneminde Anadolu Kentlerinin
Sosyal ve Ekonomik Yapıları, Ankara 1991, s.22: İHSANOĞLU, Ekmeleddin: Osmanlı Devleti
Tarihi, C. I, İstanbul 1998, s.51: Arzu Tozduman, a.g.e., s.13, 14, 15.
9
KÜTÜOĞLU, Mübahat S.: “Osmanlı Sosyal ve İktisadi Kaynaklarından Temettü Defterleri”
Belleten, Cilt.LIX, No: 225, Ankara 1995, s.395, 396, 397: Tanzimat’ın cari olduğu yerlerde emlak
ve arazi ve hayvanat ve temettuat sayımları sonucu oluşan ve kısaca adına Temettuat Defterleri adı
verilen defter koleksiyonları, tahlili çalışmaları için önemli istatistikli verileri kapsamaktadır.
2
tarihlerde İmparatorlukta nüfus sayımları da yapıldığından nüfusun tespiti
bakımından nüfus defterleri derecesinde mühim değilse de hüviyetleri itibarıyla bu
defterler, çok daha teferruatlı bilgi ihtiva ettiklerinden daha mükemmel sonuçlar
çıkarmak kabil olmaktadır.
10
KÜTÜKOĞLU, a.g.m., s. 397, 398: BOA., Maliye Nezareti Temettuat Defterleri, No:10049 s.
84,101… ve 481: BOA., Maliye Nezareti Temettuat Defterleri, No:10050, s.20.
11
Hane üretici emek ünitesidir ve bu bakımdan vergi tarhına esas sayılmıştır. İNALCIK, Halil: Köy,
Köylü ve İmparatorluk, V.Milletlerarası Türkiye Sosyal ve İktisat Tarihi Kongresi Tebliğler, Türk
Tarih Kurumu Yayınları, Dizi XXVI, Sayı 4, İstanbul 1990, s.5.
12
Örnek metin için Tablolara bakınız.
13
Mesleği olmayan hane reislerinin durumlarıyla ilgili; alil (hasta), mefluç (felçli), meşayih (ihtiyar),
yetim ve sıbyan (çocuk) gibi kayıtlar düşülmüştür. Bkz. Tablolar.
3
biçiminde yazılmış, 1261 (1845) yılında ise tahmini olarak belirtilmişti. Hayvan
sayıları adet olarak yazılmış ve sağladıkları hasılat kaydedilmişti. Toplamlar alt alta
yazılarak meslek gelirleri kaydedilmiş, tüm gelirler toplanarak yıllık temettuat
“mumu’undan bir senede tahmini temettuatı” şeklinde kaydedilmişti.
Köy yerleşim birimlerinin nüfus, vergiler, ziraî alan ve ürün çeşidi hayvanlar,
meslekler gibi konular Temettuat Defterleri’nde hareketle açıklanmaya,
yorumlanmaya çalışacaktır.
14
Bkz. BOA. ML.VRD. TMT. No: 13179-13180.
4
Tüm bunlar dikkate alınarak bu çalışmada Osmanlı Devleti’nin resmî
belgelerinden biri olan Temettuat Defterleri’nin tanıtım ve içerdiği verilerin tarihi,
coğrafi, iktisadi vb. açılardan değerlendirilmesine yönelik bir çalışma yapılmıştır.
5
BİRİNCİ BÖLÜM
15
AKGÜNDÜZ, A.-.ÖZTÜRK, S.. Yozgat Şehri Temettuatı. C.1.İstanbul 2000.s.27.
16
ÖZTUNA, Yılmaz; Başlangıcından Zamanımıza Kadar Türkiye Tarihi, c.II.s.54.
17
YİNANÇ, M.Halil; Türkiye Tarihi-Selçuklular Devri Anadolu’nun Fethi, s.19-20.
6
uğrunda cihada giriş”18 sözü üzerine çıkılan 1071 Malazgirt Zaferi’nin ardından
Anadolu’nun kapıları Türklere açılmıştır.
Emir Danişmend Merkezi Sivas olmak üzere Sivas, Kayseri, Tokat Amasya
Niksar ve Çorum havalilerini içine alan Danişmendliler Beyliğini kurmuş,
dolayısıyla beylik adını Sultan Al Arslan’ın komutanlarından Danişmend Gazi’den
almıştır.
Oğuz Türkleri, 24 boydan ibaret olup, 12 boyu sağ kol (Boz-Ok), 12 boyu da
(Üç-Ok) adıyla sol kolu teşkil etmektedir. Her iki boyda Anadolu’ya geliş ve
kendilerine yurt tutarak kol teşkilatlarını da uzun süre devam ettirmişlerdir. Sağ kolu
teşkil eden Bozok’ların daha ziyade Orta Anadolu’da topraklarını iskân ettikleri
tespit edilmiştir. Oğuz kaynakları yerleştikleri yerlere ya boy beylerinin veyahut da
boyların adını vermişlerdir.20
18
ŞEKER, Mehmet; Fetihlerle Anadolu’nun Türkleşmesi ve İslamlaşması, Ankara 1991, s.31.
19
BARKAN, Ömer Lütfi; Kolonizatör Türk Dervişleri, s.282-284.
20
YURTLU, Hakkı, Geçmişten Günümüze Akdağmedeni, Ankara 2001 s.32
21
Sivas İl Yıllığı, 1973, s.5.
7
Alp Arslan komutanlarına ”Aslan ve kartal yavruları gibi olunuz; yeryüzünde
gece ve gündüz uçunuz; artık Romalılara ve Hıristiyanlara aman vermeyiniz!”
diyerek fethe ruh vermiştir.22
22
ŞEKER, a.g.e., Ankara 1991. s.45
23
ÖZTUNA, Yılmaz; Devletler ve Hanedanlar, Ankara 1989, s.39.
24
Sivas İl Yıllığı, 1973, s.6-7.
25
Sivas İl Yıllığı, 1973, s.10.
8
16. yy. da Eyalet-i Rum (Anadolu Eyaleti) unvanını açan Sivas önemli bir
Osmanlı Eyaleti olup Amasya, Çorum, Yozgat, Divriği, Samsun ve Arapgir livalarını
içine alır.26
Cumhuriyet Döneminde ise Ulu Önder, Gazi Mustafa Kemal Atatürk milli
cemiyetleri birleştirerek Kurtuluş Savaşının temellerini burada atmıştır. Bu yüzden 4
Eylül 1919 Sivas’ın ve milletimizin bayramı günüdür. Aşık Veysel o ünleri ahalisini
şu şekilde ifade eder
Aşık Veysel
Ulu Önder ise şehrin önemini “Cumhuriyetin temelini burada attık” şeklinde
zikreder.28
1.2.1. Konumu
Tarihi süreçte Danişmendli Kazası geniş bir coğrafyaya hitap etse de bizi
ilgilendiren sınırları 17.yy Osmanlısındaki Sivas ve çevresidir. Bu açıdan Sivas ili
Danişmendli Kazası çerçevesinde yörenin özellikleri incelenmiştir.
26
Sivas İl Yıllığı, 1973, s.11.
27
ÇELEBİ, Evliya, Seyahatname, C.I-II, İstanbul 1986, s.155.
28
Sivas İl Yıllığı, 1973, s.12.
9
Danişmendli Kazası, İç Anadolu’nun Yukarı Kızılırmak Bölümünde bulunur.
36-39 boylam ve 38-40 enlem dereceleri arasındaki kaza, Doğu’da Erzincan, Batı’da
Yozgat (Bozok Sancağı) Kuzeyde Giresun, Ordu, Tokat, Güneyde Malatya, Maraş
ve Kayseri illeriyle çevrelidir.29
Ormanlık alan az olmakla beraber, çam ardıcı meşe kümeleriyle beraber ardıç
ağaçları gözlenebilir. Köylülerin çıplak tepeleri göstererek “Çocukluğumuzda
buralara ormanda kaybolmaktan korktuğumuzdan gitmezdik” demeleri üzüntü
vericidir.
Bu gün bölge çevresinde bitki örtüsü olarak çoğunlukla bozkır bitki topluluğu
hakimdir. Baharla birlikte topraktan fışkıran çiğdem, kar çiçeği, gelincik ve daha
binlerce çiçek bozkırı bir renk cümbüşüne boğar. Yağış yetersizliği yüzünden
Haziran sonlarına doğru renkler solar ve susuzluğa dayanan keven, sığır kuyruğu,
çoban döşeği, sütleğen, dağ yoncası, kekik, yavşan gibi kökü toprağın derinliklerine
kadar inebilen bitkiler kalır. Bunlarda bu gün çok yerlerde azalmıştır. Yakacak
sıkıntısı çeken bir kısım halk bir çok bölgelerde bu bitkileri yakacak olarak
kullanmaktadırlar. Fakat çevre de bu kısa ömürlü bitki topluluğunun ötesinde birde
orman topluluğu vardır. İlin Koyulhisar bölgesi zengin çam ormanları ile (karaçam)
örtülüdür.30
Genel olarak dağlık ve yüksek bir yayla olan ortalama yükseklik 1000 m.yi
bulur, İl topraklarının yeryüzü şeklindeki genel özellik; tek ve sıradağlar, dağlar
arasında açılmış vadiler, çukurda kalmış ovalara ve yüksek düzlüklerden meydana
29
Sivas İl Yıllığı, 1973 s.23.
30
Sivas İl Yıllığı, 1973 s.30.
10
gelmiş olmasıdır. İl toprakları yudumuz yapısına uygun olarak Batı’dan Doğu’ya
doğru gittikçe yükselir ve sarplaşır.
Kelkit Çayı Vadisi ve Çaltı Çayı Vadisi de bölgeye hayat veren iktisadi
alanlardandır.
31
Sivas İl Yıllığı, 1973 s.25-29.
32
Sivas İl Yıllığı, 1973 s.23.
33
BAYRAKTAR, Hilmi, Tanzimat Dönemi Niğde Sancağı Mali Verileri ve Bunların
Değerlendirilmesi, İstanbul 2005 s. 84.
11
“Anadolu’da kıtlığın tarihi elbette bu topraklarda insanın var olduğu tarihe
kadar uzanır”,34 “ İnsanoğlu bu kadere uğramamak için nüfus artışına önem vermiş
hatta bazı topluluklar kadını doğurganlığın kaynağı olduğu için tanrılaştırmışlardır.”
Eski bir yerleşme merkezi olan Danişmendli tarihi Seyir içerisinde nüfus
bakımından Selçuklular devrinde en yüksek seviyeye ulaşmıştır. Elde mevcut
kayıtlara göre bu dönemde şehir merkez nüfusu 120.000’i bulmuştur. Ancak
Timur’un 14.01 tarihinde şehri istilasından sonra yakılıp yıkılan ve harap edilen
Sivas’ta nüfus süratle azalmıştır. Kayıtlara göre bu azalma 1825’te 98.000’e, 1850’de
90.00’e 1875’de 55.00’e düşmüştür.35
34
ŞAŞMAZ, Musa, Niğde ve Çevresinde Kıtlık, İstanbul 2005, s.181.
35
Sivas İl Yıllığı, 1973, s.32.
12
İKİNCİ BÖLÜM
Tanzimat devrinde, önceleri değişik adlarla alınan vergilerin yerine tek bir
verginin ikamesi için hane reislerinin gelirlerinin tespiti maksadı ile yapılan temettu
sayımları XIX. yy ortaları Osmanlı Sosyal ve İktisadi tarihi için fevkalade kıymetli
bilgiler ihtiva etmektedir. XV.ve XVI.yy için tahrir defterlerinden çıkarılan
bilgilerden çok daha fazlası bu defterlerde bulmak mümkündür. Hemen aynı
tarihlerde İmparatorlukta nüfus sayımları da yapıldığından nüfusun tespiti
bakımından nüfus defterleri derecesinde mühim değillerse de hüviyetleri itibariyle bu
defterler, çok daha teferruatlı bilgi ihtiva ettiklerinden daha mükemmel sonuçlar
çıkarmak kabil olmaktadır.
Osmanlı devlet yöneticileri fethedilen bir ülkede veya bölgede öncelikle yapa
geldikleri şey o ülke topraklarının tahririni yapmak olmuştur. Yapılan tahrirde;
36
ŞENER, A., Tanzimat Dönemi Osmanlı Vergi Reformları, TTK Basımevi, Ankara 1992, s.259.
37
TENGİRSENK, Y.Kemal, Tanzimat, İ.A., C.11, MEB Basımevi, 1979, s.722.,
13
fethedilen bölgenin nüfus ve arazileri kaydedilerek ve vergi gelirlerinin belirlenmesi
ile tımar sisteminin teşhis ve tetkikine geçilerek, o ülke veya bölgede Osmanlı
Devleti’nin livası veya vilayeti haline getirildi.
1255 (1839) dan 12765 (1858)’e kadar temettu vergisi “an-cematin” tevzi
olunan verginin bir kısmını teşkil etmek şartıyla “bileşik vergi” arasında
görülmekteydi. 1275 (1858) tarihli Tahrir talimatı ve 1277 (1860) tarihli Tahrir-i
Umumi Nizamnamesi gereğince; herkesin emlak, arazi ve senelik kazancı tahrir ve
tahmin edilerek ilk defa senelik kazanç üzerinden %30 vergi alınması
kararlaştırılmıştır.
38
AKGÜNDÜZ-ÖZTÜRK, a.g.e., s.30.
14
Temettu vergisi hakkında 1323 (1907) de çıkartılan bir nizamnamede ise
temettu vergisinin; vilayet, liva, kaza merkezleriyle nüfusu iki bini aşkın yerlerde
ticaret, sanat ve hırfet erbabından mart ve eylül aylarında olmak üzere yılda iki taksit
halinde alınması kararlaştırılmıştır. Bu verginin adı daha sonraları “kazanç vergisi”ne
çevrilmiştir.39
Tanzimat devrinde, önceleri değişik adlarla alınan vergilerin yerine tek bir
verginin ikamesi hem hane reislerinin gelirlerinin tespiti maksadıyla yapılan temettu
sayımları, XIX yy. Osmanlı sosyal ve iktisadi tarihi için fevkalade kıymetli bilgiler
ihtiva etmektedir.
Söz konusu defterler kaza, köy hatta çiftlik ölçeğindeki yerleşimleri oluşturan
tüm haneler tek tek ele alınarak her hanenin mülkü ve gelir kaynakları ile senelik
gelirlerinden alınan vergi miktarı konusunda son derece ay8rıntılı bilgiler
içermektedir. Her hane reisinin ardının ve ne iş ile uğraştığının da belirtildiği bu
defterlerde, her hanenin tarımsal üretiminden sağladığı kazanç ve bu kazanç
üzerinden ödediği aşar vergisi, bu verginin tarımsal faaliyetlere dağılımı, işlenen
toprak miktarı, tarımsal işletme büyüklükleri, ortakçılık veya kiracılık şeklinde
kullanılan toprakların miktarı, tarım alanlarının niteliklerini (ekili-dikili) veya
kullanım biçimine görev (buğday, arpa, pamuk, tütün ve vb.) dağılımı
39
Osmanlı İdaresinde Kıbrıs, Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü, Osmanlı Arşivleri Daire
Başkanlığı Yayını NO:43, Ankara 2000, s.64-65.
40
Başbakanlık Osmanlı Arşivi Katalogları Rehberi, Osmanlı Arşivi Daire Başkanlığı Yayınları,
No: 26, Ankara 1995, s.181.
41
Osmanlı İdaresinde Kıbrıs, s.65.
42
KÜTÜKOĞLU, Mübahat, “Osmanlı Sosyal ve İktisadi Kaynaklarından Temettu Defterleri”,
Belleten LIX, s.224-226, TTK Basımevi, Ankara 1996, s.396.
15
çıkabilmektedir. Bunun yanında gelir getiren ve buna bağlı olarak vergiye tabi
hayvanların cinsi ve miktarı ile gelir getirmeyen, bu nedenle de vergi kapsamı
dışında tutulan hayvan varlığı konusunda da ayrıntılı bilgiler içermektedir. Temettuat
Defterleri’nin bir diğer önemli yanı da, tarım ve hayvancılık dışında kalan ancak
kazanç sağlanan her türlü ekonomik faaliyet (dokumacılık, ırgatlık, kömürcülük vb.)
bu tür faaliyetlerden elde edilen vergi miktarını belirlemesidir. Temettuat defterleri
19.yy ortalarındaki sosyo-ekonomik yapısını yansıtan önemli bir kaynaktır.43
43
IŞIK, Şevket, “Tarihsel Coğrafya Açısından Temettuat Defterlerinin Değerlendirilmesi ve Akçay
Havzası Örneği”, Ege Coğrafya Dergisi, S.10, İzmir 1999, s.242.
44
ADIYEKE, Nuri, Temettuat Sayımları ve Bu Sayımları Düzenleyen Nizamname Örnekleri,
OTAM, S.11, Ankara 2000, s.783.
16
durumda tarım kesimi kadar, şehir kesimi de vergi kapsamına giriyordu. Bu verginin
tahsisi için tahrir yapmak gerekiyordu. Tahrir çalışmalarını yürütmek muhassılların
asli vazifelerinden biri idi.45
Aslı itibariyle Temettuat tahriri yapmaktan iki gaye güdülüyordu; biri halkın
imkanlarının ne derecede olduğunu bilmek ve buna göre ölçüler içerisinde vergi
tahsis etmek, diğeri ise, bu vergilerle devlet gelirini artırmak ve harcamaların
finansını sağlamak idi.
45
AKGÜNDÜZ-ÖZTÜRK, a.g.e., s.11.
46
AKGÜNDÜZ-ÖZTÜRK, a.g.e., s.12.
47
AKGÜNDÜZ-ÖZTÜRK, a.g.e., s.13.
17
2.1.3. Temettuat Sayımları ve 1261 Tarihli Sayım
18
verilmesidir. Daha önceki sayımlarda sahip olunan menkul ve gayr-i menkul malları
kıymetleri veriliyordu.
2.2.1. İsimler
Çok kere “Abdi oğlu İbrahim b.İbrahim” şeklinde baba adı, bazen de “Sipahi
oğlu Muhammed” gibi babanın lakabı veya aile adı ile yazılmıştır. Alt alta yazılan iki
kardeşte “Receb oğlu Halil b. Receb Çavuş oğlu Veli b.Hüseyin” şeklinde
kullanılmıştır.53
51
AKGÜNDÜZ-ÖZTÜRK, a.g.e., s.17-18.
52
KÜTÜKOĞLU, a.g.m., s.398.
53
KÜTÜKOĞLU, a.g.m., s.399.
19
Temettuat defterlerinin içerdikleri bilgiler bakımından hane bazında dört ana
bölümden oluştukları söylenebilir. Orijinal ve transkripsiyonda I. Bölüm olarak
belirttiğimiz kısımda hane reisinin adı, varsa lakabı, ne işle uğraştığı, hane
numarasına ilişkin bilgiler yer almaktadır.54
Genelde kardeşler veya aynı ada sahip olanlar alt alta yazılmıştır.
54
IŞIK, a.g.m., s.243.
55
KÜTÜKOĞLU, a.g.m., s.399.
56
Bkz. BOA.MLVRD.TMT. No: 13179.
20
Müslim ve Gayrimüslim isim yazılışlarında da farklılıklar vardır.
Müslimlerde daha çok “oğul” ve “bin” kelimeleri kullanılırken, Gayrimüslimlerde
“oğul” ve “veled” sözü kullanılmıştır.
2.2.2. Nüfus
Başta tutulan defterlerin nereye ait olduğu, yani eyaleti, sancağı ve kazası
belirtilmiştir. Temettuat defterlerinin baş kısmında bu ifadelere yer veriliyor.
57
IŞIK, a.g.m., s.245.
58
AKGÜNDÜZ-ÖZTÜRK, a.g.e., s.24.
59
BOA.ML.VRD.TMT. No: 13179, 13180, 13181, 13182, 13183, 13184, 13185, 13186.
21
2.2.4. Kişinin Mesleği
Defterlerde kişinin bir mesleği varsa, ismin üzerine eğik bir tarzda
yazılmaktadır. 1261tarihli sayımda kişinin mesleği ekseriyet itibarıyla yazılmıştır.
Köylerde çoğunluk çiftçinin yaptığından farklı bir mesleği olanlar belirtilirken
çiftçilik yapanların mesleği yazılmaktan zaman zaman sarf-ı nazar edilmiştir.
Mesleklerin yazılmış olması, ilgili bölgede zanaat dallarının gelişimini ve gelir
dağılımında zanaat sahiplerinin yerini tespit açısından önem arz etmektedir.60
60
AKGÜNDÜZ-ÖZTÜRK, a.g.e., s.24.
22
defterlerde iş kollarının yer almaması, sanayinin uygulanmasına tam bir birliğin
olmadığını göstermekle birlikte haneye düşen verginin, hangi faaliyetlerden oluştuğu
dikkate alınarak faaliyet alanını saptamak güç değildir.61 Danişmendli Temettuat
Defterlerinden Okçular Karyesi’ne ait 2. hanedeki şahsın “hizmetkar” olduğu
kayıtlıdır.62
İsim üzerinde “sene-i sabıkada” yani geçen sene mükellefi üzerinde tahakkuk
eden vergü-yi mahsusanın, aşarın ve adet-i ağnam vergisinin miktarı, eğir bir şekilde
kaydedilmiştir. 1261 sayımında öşür ve adet-i ağnam vergisi de dahil edilmiştir.
Gayrimüslim bazı mesken bazı mahallerin defterlerinde çift, resmi, zecriye, öşr-i
üzüm ve tavuktan alınan vergi gibi bazı ilaveler bulunmaktadır.63
Temettuat Defterleri zecriye her hane reisinin isminin üst tarafında ve dikine
olarak yazılmışlardır. 1261 tarihli defterde ise bir yıl önce vermiş olduğu “Vergü-yi
Mahsus” ile birlikte öşre de yer verilmiştir. Bu bilgiler hane ve numaraların yanına
veya üstünde isme dik bir şekilde sağdan sola “mesken”, “vergü-yi mahsus”, “öşür”
sırasıyla yazılmışlardır.
İsmin altına şahsın bütün varlıkları öbek öbek tadat edilmektedir. Sıra ile
önce gayrimenkullar yazılmaktadır. Şahsın tarlası, bağı, bahçesi, ekili ve nadasa
bırakılan arazisi, dutluk, böceklik, cehrilik vb. adıyla hususi bir kısım arazileri, bu
arazilerin dönüm olarak miktar ve 1260 yılı gerçek geliri ile 1261 yılı tahmini geliri
alt alta yazılarak toplanmaktadır.65
61
IŞIK, a.g.e., s.246.
62
BOA.ML.VRD.TMT. No: 13184.
63
AKGÜNDÜZ-ÖZTÜRK, a.g.e., s.22.
64
KÜTÜKOĞLU, a.g.e., s.411-412..
65
AKGÜNDÜZ-ÖZTÜRK, a.g.e., s.23.
23
Arazilerin ekili veya nadasa bırakıldığı, hububat dışında ekim alanlarının nevi
mesela, arazilerdin pamuk, pirinç, kök boya, afyon ve tütün tarlası, dutluk, zeytinlik
ve cehri olup olmadığı mutlaka belirtilmiştir. Gayrimenkullar bölümünde kişi şehirli
ise sahip olduğu dükkan, han, değirmen vb. gayrimenkullar ile varsa gelirleri
verilmektedir. Müstakil veya ortak olup olmadığı belirtilmektedir. Ortak
gayrimenkulların gelirlerinden düşük ortağın hissesi düşürüldükten sonra geri kalan
gelir olarak kaydedilmiştir. Kişinin mukata hasılatı, dükkan icarı, tımar bedeli ve
hisse geliri buraya alınmaktadır. Mükellef menkul veya gayrimenkul malı ister yıllık
bir getirsin, isterse getirmesin mutlak surette defterlere kaydediliyordu.
a. Üretim yapılan bir ürünün toplam üretiminin 1/10’una karşılık gelen üretim
miktarı ve ürünün birim fiyatı.
b. Ürünün birim fiyatı ile vergiye tabi üretim miktarının çarpımıyla elde
edilen aşar vergisi.
24
Vergilerin ikincisi öşürlerdir. “Aşar olarak sene-i sabıkada vermiş olduğu”
başlığı altında hınta (buğday) ve şair (arpa) başta olmak üzere herkesin kaldırdığı
mahsulden alınan öşrün önce kilesi, sonra kıymeti yazılmış ve alta kıymet (kuruş)
olarak toplamı verilmiştir.
Bu vergiler söz konusu sahalarda yer alan köylerde 19.yy ortalarında ekili
alandaki tarımsal yapının, monokültür bir şekilde tahıl tarımına dayandığını ortaya
koymaktadır.66
66
IŞIK, a.g.m., s.247-248.
67
IŞIK, a.g.m., s.248.
25
2.2.7. Gayrimenkullar
1260 yılı için hakiki, 1261 yılı için tahmini gelirin kaydedilmesiyle
gerçekleştirilmiştir. Defterlerde ekili tarlalar, “mezru tarla” olarak gösterilmiştir.
Kiraya verilen tarlalarla o yıl başı bırakılanlar ayrıca yazılmıştır. 1260-61 sayımında
“mezru” ve “gayr-i mezru” tarlalar ayrı yazılmıştır. Ekili tarlalar, hane boş
bırakılanlara, hem de kiraya verilenlere nazaran çok daha fazladır. Başka bir ifade ile
sadece “mezru tarla” adıyla yazılan hububat ekilen tarlalardır. Hububat dışında
büyük çapta ekim yapılan diğer mahsullere ait tarlalar aynı yazılmıştır. Kiraya
verilen tarlalarda yıllık kira bedeli belirtilmiştir.
Mezru tarladan sonra bağ, bahçe, bostan ve korulara yer verilmiştir., 1260-61
de tarlalarda olduğu gibi yüz ölçümü ile 1260 ve 1261 yılları gelirleri kaydolmuştur.
Meyve bahçeleri sadece “bahçe” adı ile kaydedilmiştir. Bağ ve bostanlar daha ziyade
1-2 dönümlük hatta bir kısmı da 1-2 evlik yerlerdir. Sadece ailenin ihtiyacını
karşılayacak kadar mahsul alınan küçük bağların üzümleri için öşür tahakkuk
ettirilmemiştir. Bostanlar da aynı durumdadır.
Osmanlı ziraat istatistiki, 10 dönüme kadar olan zirai işletmeler küçük, 10-50
dönüm arasındakiler orta, 50 dönümden fazla olanlar ise büyük işletmeler kabul
edilmiştir.68
2.2.8. Hayvanlar
68
KÜTÜKOĞLU, a.g.m., s.405-406-407.
26
deve, camus/ manda gibi et ve süt veren hayvanların yanı sıra at, kısrak, beygir, eşek
gibi taşımacılıkta kullanılan hayvanlar etüt edilmektedir. Bu hayvanların adetleri ve
yıllık gelirleri, gelir getiren her bir hayvanın yazdığı kısmın altına yazılmaktadır.
Hayvanların döllü olup olmadıkları belirtilmektedir. Arı kovanları varsa adedi ve
yıllık hasılatı belirtilmiştir. 1261 yılında sadece yıllık gelirleri verilmiştir.
2.2.9. Muaflar-Mağdurlar-Binalar
69
KÜTÜKOĞLU, a.g.m., s.409-410.
70
BOA.ML.VRD.TMT. No: 13179.
27
Hiç malı mülkü olmayanlar yazılırken, “emlakı yok” sadece bir evi olanlar
içinse “evinden başka emlaki yok” şeklinde not düşürülmüştür.71
Vergilerin teşekkülü adil bir vergi tarh ve tahsilini amaçladığı için sadece
vergi mükellefi kişiler defterlere kaydedilmiştir. Mükelleflerin ekseriyeti erkek nüfus
teşkil etmekle beraber zaman zaman dul kadınlar ve yetim çocukların kayıtlarında
rastlanmaktadır. Defterler genelde muhtar, imam, müdür, kocabaşı gibi mahallenin
veya köyün ileri gelen kişilerinin sayımı ile başlamaktadır.
Vergiye tabi mal varlıkları olan bir köy veya mahalledeki mükelleflerin
tamamı deftere kaydedildikten sonra, köy veya mahallenin toplam temettuatı ve vergi
miktarı verilmektedir.
1261 tarihli defterlerde Müslüman kısım için imam, muhtar-ı evvel ve sani,
gayrimüslimler için kocabaş ve papazlar mühürleri veya mühür yerine bende rumuzu
yazılarak defter hitam etmektedir.
71
KÜTÜKOĞLU, a.g.m., s.406-407-408.
72
IŞIK, a.g.m., s.23.
73
AKGÜNDÜZ-ÖZTÜRK, a.g.e., s.23.
28
2.2.11. Defterlerdeki Yazım Hataları
74
ADIYEKE, a.g.e., s.783.
29
III. BÖLÜM
Nüfus ile ilgili ilk elden kaynaklar, klasik dönem için tahrir, evariz, cizye ve
Temettuat defterleri son yüzyıl cizye, nüfus Temettuat Def terleri,karneleridir. Tahrir,
evariz, cizye ve Temettuat defterleri genel bir ifade ile erkek nüfusu vermekte ve
temel amacı da vergi yükümlülüklerini veren bu kişilerden tahsil edilecek vergi
yükünü belirlemektedir.
Temettuat defterlerine göre köy adları, toplam vergi hanesi ve tahmini nüfusu
aşağıda tabloda görüldüğü gibidir.
75
ÖZTÜRK, a.g.e., s.35, 36.
76
ÖZTÜRK, a.g.e., s.49.
30
Tablo 1: Temettuat Defterlerine Göre Nüfus
Şehir hayatı kırsal kesime göre daha komprime bir hayatın yaşandığı
kalabalık yerleşim merkezleridir. Kalabalık bir nüfus ve buna bağlı olarak artan
ihtiyaçlar ve talep hacminin genişliği şehirlerde ekonomik hayatın ihtisaslaşmasını
doğurmuştur.
Köyler ve daha genel bir ifade ile kırsal kesim ise ekonomik hayatın ihtisas
kazanmadığı, buna bir ölçüde ihtiyaç da duyulmadığı ilişkilerin anonim değil
şahsiyetleştiği üretimin geçimlik, tüketimin az ve yaygınlaşmadığı, gelir
kaynaklarının en önemli alanını tarım ve hayvancılığın oluşturduğu küçük yerleşim
birimleridir.
31
Sanayinin gelişmediği ve belirli bölgelere münhasır kaldığı Osmanlı
Devletinde toplam hasıla içerisindeki payı yüksektir. Zaten ekonomik yapı genel
çerçeve içerisinde tarıma dayanmaktadır.77
%0.04 %0.6
%2.2
%0.6
Tarla
Hayvancılık
%33.96
Diğer
%10.6
77
ÖZTÜRK, a.g.e., s.109.
32
3.2.4. Gelir Kaynaklarının Karyelere Göre Dağılımı
Gelir kaynaklarının dağılımı köyler itibarı ile farklı yapı sergilemektedir. Bir
kaza ölçeğinde kaynak dağılımında görülen bu farklılığın birçok nedenleri sayılabilir.
Bu nedenler arasında yerleşim birimlerinin coğrafi yapıları, zirai toprakların verim
kabiliyeti ve hayvancılık için uygun ortam, beşeri kapital dediğimiz kalifiyeli insan
unsuru, sanayi alt kollarının gelişme kaydedip kaydetmemesi, ticari faaliyetlerin
gerçekleşmesi için uygun ortam şart ve sermayenin varlığı, teşebbüs kabiliyeti ve
piyasalara duyarlılık gibi faktörleri sıralamak mümkündür.
Köy yerleşim birimlerinin bir kısmında gelir kaynağı tamamen zirai üretime
bağlı iken bir kısmında meslek geliri ve hayvancılığın önemli payları bulunmaktadır.
Herhangi bir zanaat veya uğraştan elde edilen gelir en yüksek düzeyde 2959
guruş ile Okçular Karyesi’nde81, en düşük düzeyde ise 300 guruş ile Karakuyu
Karyesi’ndedir.82 Toplam meslek gelirinin genel gelir toplamına oranı ise %2.2’dir.
Toplam hasıla içinde arı kovanının geliri, bütün karyeler ölçeğinde %0,007
oranındadır. En çok gelir bütün karyeler ölçeğinde %0,007 oranı ile Kızgana
Karyesi’ndedir.83
78
BOA.ML.VRD.TMT. No: 13183.
79
BOA.ML.VRD.TMT. No: 13180.
80
BOA.ML.VRD.TMT. No: 13185.
81
BOA.ML.VRD.TMT. No: 13184.
82
BOA.ML.VRD.TMT. No: 13179.
83
BOA.ML.VRD.TMT. No: 13183.
33
Her ne kadar gelir kaynaklarının dağılımında köyler arasında farklılık olduğu
ifade edilse de genelde en çok gelirin hepsinde sırası ile ziraattan, hayvancılıktan,
meslekten ve asiyabdan elde edildiği sonucuna varabiliriz.
84
BOA.ML.VRD.TMT. No: 13182.
34
Tablo 4: Gelir Kaynaklarının Dağlımı (Guruş)
Fert başına gelir bir ülkede refah düzeyini yansıtan en önemli göstergedir.
Fert başına düşen gelirin miktarı bir ülkenin direkt ekonomisiyle ilgili olup, gelirde
meydana gelen artışlar ülkenin iktisadi kalkınma hamlesinin seyrini gösterir.85
85
ÖZTÜRK, a.g.e., s.115.
86
BOA. ML.VRD.TMT. No: 13183.
35
göre ayrıntılı bir şekilde incelediğimizde, köylerde gelir ortalamasının üstünde ve
altında gelir sahip kişiler vardır. Artı gelire sahip kişilerin oranı %7.7’dir.
36
Vergi hanesi başına düşen toplam toprak miktarı 30.4 dönümdür. Ekili
alanlarda hane başına düşen toprak miktarı 30,4 gayri mezrularda 1,5 dönüm olarak
görülmektedir.
% 5.1
Ekili Alan
Nadasa Bırakılan
% 94.9
87
BOA. ML.VRD.TMT. No: 13184.
88
BOA. ML.VRD.TMT. No: 13180.
37
baktığımızda en yüksek payı 40,5 dönüm toprak ile Okçular sahiptir.89 En az hane
başına toprak ise 18,4 dönüm ile Alacaatlı Karyesi’nindir.90
89
BOA. ML.VRD.TMT. No: 13184.
90
BOA. ML.VRD.TMT. No: 13180.
91
BOA. ML.VRD.TMT. No: 13180.
92
BOA. ML.VRD.TMT. No: 13184.
93
BOA. ML.VRD.TMT. No: 13180.
94
BOA. ML.VRD.TMT. No: 13183.
95
BOA. ML.VRD.TMT. No: 13183.
38
Tablo 8: Toprak Dağılımı
Toplam Bağ ve
Sıra Hane Ekili Bahçe
Köyler %
No Sayısı Toprak (Dönüm)
(Dönüm)
1 Karakuyu 32 859
2 Alacaatlı 20 369
3 Evdane 22 735
4 Haydarlı 45 1308
5 Kızgana 37 1008 124 12
6 Okçular 39 1581
7 Küdden 26 966
8 Akça 40 715
Top. 261 7541
3.3.4. Ekili Alanların Üretim Deseni Dağılımı
96
BOA. ML.VRD.TMT. No: 13184.
39
Grafik 3: Ekili Alanların Üretim Deseni Dağılımı (%)
96.8
100
90
80
70
60
50 Seri 1
40
30
20
10 0.6 0.2 0.9 1.5
0
Hububat Afyon Tarlası Siyam Tarlası Kavun Bahçesi Bağ-Bahçe
Karye birimlerinde toplam ekili alan, nadasa bırakılan alana göre daha fazla
oranda gerçekleşmiştir. Toplam ekili alan karyelerde %94,9 iken nadasa bırakılan
alan %5,1’e düşmektedir.
94.9
100
80
60
Seri 1
40
5.1
20
0
Ekili Alan Nadasa Bırakılan
Hane başına düşen toprak miktarı 30,4 dönümdür. Hane başına düşen ekili
toprak miktarı ise %28 ‘dir.
40
Tablo 10: Hane Başına Düşen Toprak Miktarı
Bağa 62 dönüm ayrılmış ve 5560 guruşla iyi bir verim sağlanmıştır. Burada
bağdan elde edilen ürün başka amaçlarda kullanıldığı (pekmez vb) çıkarılabilir.
Afyon tarlasında ise 383 dönümlük bir alandan 3611 guruşluk hasılat elde
edilmiştir.
Hasıla/
Toplam
Dönüm Dönüm
Hasıla
(guruş)
Afyon 3611 388 9,3
Tarlası
Hububat 348,817 7945 43,9
Siyam 740 124 5,9
Tarlası
Kavun 3258 62 52,5
Bahçesi
Bağ-Bahçe 5560 62 89,6
Toplam 36587,817 8581 201,5
97
Bilecik ve köyleri üzerine yapılan araştırmada bağın verimliliği 2590 dönümde 88,38 guruş
verimlilik sağlanmıştır. Bkz. ÖZTÜRK, a.g.e., s.131.
41
3.3.8. Zirai Üretimin Köylere Göre Verimliliği
Zirai ürünlerden elde edilen verim ürün türüne göre farklılık meydana
getirdiği gibi coğrafi unsurlar da verimi etkiler.
Coğrafi farklılıklar yanında yüksek verim elde edilen yerlerde, ürün elde
etmede ihtisaslaşmada etkin olabilmektedir.
3.4. BAĞCILIK
98
BOA. ML.VRD.TMT. No: 13184.
99
BOA. ML.VRD.TMT. No: 13180.
100
BOA.ML.VRD.TMT. No: 13183.
42
Tablo 12: Karyelere Göre Bağcılık Alanları ve Gelir Dağılımı
Hane
Hane Toplam
Sıra Hane Toplam Başına
Köyler Başına Hasıla
No Sayısı Dönüm Gelir
Dönüm Guruş
Guruş
1 Karakuyu 32 - - - -
2 Alacaatlı 20 - - - -
3 Evdane 22 - - - -
4 Haydarlı 45 - - - -
5 Kızgana 37 62 1,6 5560 150,2
6 Okçular 39 - - - -
7 Küdden 26 - - - -
8 Akça 40 - - - -
Top. 261 62 1,6 5560 150,2
Hane başına nadas alanlar ise bütün karyeler genelinde ortalama 407
dönümdür. En fazla oranda hane başına nadas toprak Kızgana Karyesi’nde olup
ortalama 407 dönümdür.102
101
BOA.ML.VRD.TMT. No: 13183.
102
BOA.ML.VRD.TMT. No: 13183.
43
Tablo 13: Nadas Alanların Köylere Göre Dağılımı
Toplam
Hane
Toplam Toprak
Başına
Sıra Hane Nadas İçinde
Karyeler Döşün
No Sayısı Topraklar Nadas
Nadas
(Dönüm) Alanların
(Dönüm)
Oranı %
1 Karakuyu 32 - - -
2 Alacaatlı 20 - - -
3 Evdane 22 - - -
4 Haydarlı 45 - - -
5 Kızgana 37 407 11 5,1
6 Okçular 39 - - -
7 Küdden 26 - - -
8 Akça 40 - - -
Top. 261 407 11 5,1
3.6. HAYVANCILIK
103
BOA.ML.VRD.TMT. No: 13182.
104
BOA.ML.VRD.TMT. No: 13182.
44
En fazla büyükbaş hayvan bulunan karye Akça’dır.105 Bu köyde toplam 230
adet büyükbaş hayvan kaydedilmiştir. En az miktarda ise Küdden Karyesi’nde 161
adet olarak bulunmaktadır.106 Büyükbaş hayvanlardan sağlanan hasılat miktarı 40807
guruştur. Bu hasılatın çoğu sağmal inekten elde edilmiştir.
Hayvan
Adet %
Türü
Koyun 1487 24,7
Keçi 913 15,2
Oğlak 331 5,5
Kuzu 1075 17,9
Sığır 112 1,8
Camus 176 2,9
Deve 232 3,8
İnek 396 6,6
Yük 716 11,9
Hayvanı
Aşağıdaki tabloda Danişmendli Karyelerinde toplam hayvan sayısının
%67’sinin küçükbaş hayvancılığa ait olduğu görülmektedir. Bu da Anadolu’daki
bozkır bitki örtüsünün ve iklimin tabii bir sonucudur.
Küçükbaş Büyükbaş
Kaza Hayvan % Hayvan %
(Adet) (Adet)
Danişmendli 4022 67 1975 33
105
BOA.ML.VRD.TMT. No: 13186.
106
BOA.ML.VRD.TMT. No: 13185.
45
Tablo 16: Küçükbaş ve Büyükbaş Hayvan Dağılımı
Toplam Toplam
Sıra Küçükbaş Büyükbaş
Karyeler Hasılat Hasılat
No Hayvan Hayvan
(Guruş) (Guruş)
1 Karakuyu 334 1568 245 5595
2 Alacaatlı - - 145 3325
3 Evdane 771 2751 156 2555
4 Haydarlı 1228 5894 744 6101
5 Kızgana 183 396 285 2197
6 Okçular 539 394 111 2760
7 Küdden 170 378 161 2705
8 Akça 797 3886 230 14465
Top. 4022 15867 2077 39703
4000
3500
3000
2500
2000 1487
Seri 1
1500 1075 913
1000 331
500
0
Sağmal Koyun Kuzu Keçi Oğlak
(Ağnam)
46
Toplam 4022 küçükbaş hayvandan sağlanan yıllık hasılat 15867 guruştur.
Hayvan başına düşen yıllık hasılat açısından koyun türünün daha verimli olduğunu
görüyoruz. Sayısal olarak 1487’yi oluşturan koyun türünden sağlanan yıllık hasılat
oranı %36’dır. Keçi adet olarak küçükbaş hayvanların 913’ünü oluşturmasına
rağmen 22,7 oranında yıllık hasılat sağlamıştır.
107
BOA.ML.VRD.TMT. No: 13812.
47
Sığır türü içinde toplam 316 adet bulunan sağmal inekten sağlanan yıllık
hasılat 15840 guruşa ulaşmıştır. Sığır yönünden de önemli miktarda hasılat elde
edilmiştir.
108
BOA.ML.VRD.TMT. No: 13179.
109
BOA.ML.VRD.TMT. No: 13182.
110
BOA.ML.VRD.TMT. No: 13186.
48
3.6.4. Hane Ölçeğinde Koşum ve Yük Hayvanı
Kırsal kesimde yaşayan halkın hayatında koşum amaçlı öküz ile genelde
taşıma amaçlı kullanılmakla birlikte öküzün olmadığı yerde koşum hayvanı olarak da
kullanılan katır, beygir, at ve bir ölçüde merkebin ne denli öneme sahip olduğu
kuşkusuzdur. Topraktan sağlanan dönüm başı verimlilik oranının bu hayvanların
sayısı ile yakın alakası olduğu da açıktır.
3.6.6. Arıcılık
Bir öküze düşen ortalama toprak dönümü köylere göre farklı bir şekilde
geliştiği, yük hayvanı ile öküz sayısının yaklaşık aynı olduğu görülmektedir.
111
BOA.ML.VRD.TMT. No: 13184.
112
BOA.ML.VRD.TMT. No: 13183.
49
Hayvancılık içinde ele aldığımız arıcılık ise hayvancılık içinde çok köyde yapılmayıp
geliş açısından önemsiz bir yere sahip olduğu açıktır.
Karye tipi yerleşim birimlerinde, şehirde olduğu gibi yoğun bir nüfusun ve
farklı ihtiyaçların ortaya koyduğu sınai, ticari vb. alanlarda çeşitlilik
görülmemektedir. Temel gelir kaynağının tarım ve hayvancılık ve bunların alt
varyantlarına dayandığı köy topluluklarında mesleki farklılaşmaya da ihtiyaç
duyulmaktadır. Ancak kırsal alanlarda tarım ve tarım dışı faaliyetlerin birlikte
yürütülmesini gerektiren sebepler vardır. Zirai faaliyetlerin yapılmasında işgücü
ihtiyacının bir yıl içerisinde farklı şekilde gelişme göstermesi ve nüfus-toprak
dengesinin nüfus lehine bozulması gibi nedenlerle kırsal kesimde tarım dışı alanlarda
faal iş gücü bulunmaktadır.113 Kırsal kesimlerde bu iş kolları genelde tarıma,
hayvancılığa ve gündelik hayatta kullanılan araçların yapımı gibi işlerden ibarettir.
113
ÖZTÜRK, a.g.e., s.167.
50
Bütün köylerde toplam 261 hane reisi içinde sadece 9’unun hiç geliri
olmadığı belirtilmiştir. Bu kişilere ait kayıtlarda genellikle hizmetkar, komşu
ianesiyle geçinir gibi ifadeler kullanılmıştır.
“Erbab-ı Ziraattan” ifadesi ile kayıtlı hane reisleri toplamı 240 kişidir.
Esnaf grubuna dahil edebileceğimiz hane sayısı 27’dir. Bu grubu daha çok
berber, keresteci, nakliyeci meslekleri gelir. Bu işi yapanların ne ile uğraştığı kesin
olarak belirlenememekle birlikte bu gruba dahil edilmiştir.
Mesleği belirsiz alanları iki guruba ayırdık. Birinci kısımda, mesleki gelir
olmayanlar. Bunlar 234 kişidir. İkinci kısım ise meslek geliri var olan, fakat mesleği
belirsizlere ayırdık. Bunlar da 9 kişidir.
Üretici başlığı altında amele, ırgat, gündelikçi, hizmetkar, çoban vs. meslekler
vardır.
51
IV. BÖLÜM
VERGİ DAĞILIMI
114
ÖZTÜRK, a.g.e., s.173.
52
yapılan diğer ıslahatların merkeziyetçi mali bir sistem oluşturmak için kullanılan bir
araç olarak görünmektedir.
Verginin tevzi edilecek tutarını tespitte kaldırılan örfi vergilerin toplamı esas
alınmış ve her verginin mükellefler arasında paylaştırılmasında esas alınan ödeme
gücüde tahrir sonucu belirlenmiştir. Esasen vergi gücün ölçüsü olarak halkın emlak,
garazi ve hayvanı, ticaretle uğraşıyorsa geliri esas alınmakta idi. İşte bu mali gücün
hakkaniyetle tespiti ve alınacak verginin mali güç ölçüsünde adil bir şekilde tespit
edilmesi amacına yönelik olarak 1844 yılında ülkenin önemli bir kesiminde sayımlar
yapılmıştır. Bu sayımlar sonucu “Emlak ve Arazi ve Hayvanat ve Temettuat
Defterleri” oluşmuştur.
115
ÖZTÜRK, a.g.e., s.174.
53
bulunduğunu, tüccar ve esnafın bir yılda tahmini olarak ticaretini ve kazancının ne
kadar olduğunu araştırarak tahrir etmeleri şeklinde idi. Muhassıllara yardımcı olarak
kazaların her birine memleketin ileri gelenlerinden birisi, meclis tarafından tahrir için
görevlendirilecek, maiyetine bir katip verilecek idi. Tahrir doğru ve hakkaniyet üzere
yapılacak, yanlış ve noksan tahrir yapanlar cezalandırılacaktı.
Esas itibarıyla halkın emlak, arazi ve diğer gelirlerinin tespit edilerek ödeme
gücüne göre vergilendirme prensibine dayanan bu vergi 20 yıl süreyle (1256/ 1275)
yürürlükte kaldıktan sonra 1860 yılında kaldırılarak yerine nisbi nitelikte arazi ve
gelir vergileri getirilmiştir. Ancak yeni yapılan tahrire bağlı olarak uygulanmaya
konması mümkün olan yeni sistemin tatbik sahasına konulmadığı yerlerde, II.
Meşrutiyet dönemine kadar varlığını sürdürdüğü görülmektedir.117
116
Osmanlı İdaresinde Kıbrıs, s.66.
117
ÖZTÜRK, a.g.e., s.175.
54
için mahalli vergi yekununa zamlar yapıldığı bazı bölgelerde ise artan şikayetler
sonucu vergi indirimine gidildiği olmuştur.
Bütün köylerin toplam vergü-yi mahsusa miktarı 20530 guruştur. Hane başına
en fazla vergi veren 11443 guruşla Kızgana Karyesi, en az vergi veren 2095 guruş ile
Karakuyu Karyesi’dir.119 Vergilerin genelde birbirine yakın değerler olduğu
görülmektedir.
4.3. ÖŞÜR
Kelime olarak onda bir anlamına gelen öşür; İslam toprak hukukuna göre
sakinleri isteyerek Müslüman olan yerler ile, savaş yolu ile alınıp gaziler arasında
paylaştırılan topraklar üzerinde yetiştirilen ürünlerin gayrısafi miktarının 1/10 ve
1/20 oranında alınan bir arazi vergisini ifade etmektedir.
118
ÖZTÜRK, a.g.e., s.176.
119
BOA.ML.VRD.TMT. No: 13183, 13179.
55
Osmanlı İmparatorluğu’nda en önemli bir vergi niteliğinde olan öşrün anlamı
fıkhi muhtevasının dışında bir anlam yüklenir. Fethedilen toprakların soyut
mülkiyetini elinde bulundurarak tasarruf haklarını tebaaya bırakmış ve tebaa işlediği
toprakların daimi ve ırsi kiracısı durumuna gelmiştir. Dolayısıyla zirai toprakların
verim kabiliyeti “bölgedeki ziraat usulleri ve nevileri ile çiftçinin elde etmesi
mümkün safi gelir miktarı vb. gibi hukuki ve tarihi zaruretler ve asırlık tecrübe ve
teamüller” göz önünde bulundurularak öşür namına tahsil edilmiştir.120
120
ÖZTÜRK, a.g.e., s.184.
121
HALAÇOĞLU, Y., Osmanlılarda Devlet Teşkilatı ve Sosyal Yapı, T.T.K., Ankara 1996, s.89.
122
ÖZTÜRK, a.g.e., s.184.
56
kişilere 5 yıl süre ile iltizama verilmesi kararlaştırılmıştır. 17 Şubat 1341 (1925)
tarihinde kaldırılarak yerine “Mahsulat-i Arziye” vergisi ikame edilmiştir.123
Toplam vergi yükü içinde (cizye hariç) vergü-yi mahsusa ve öşür vergisinin
ağırlıklı oranları ve mahallere göre ve genel yapı içindeki aldığı vaziyetin tespit
edilmesiyle her iki kalemin mükellef açısından gider, devlet açısından gelir
bakımından önemi vurgulanmış olacaktır.124
Toplam vergi giderleri içinde vergü-yi mahsusa ve öşrün ağırlığı köylere göre
farklı oranlarda gelişme kaydetmiştir.
Toplam gelirler içinde zirai gelirlerin payı ile vergi yükü içinde öşür oranı
arasında anlamlı bir irtibat kurulamıyor. Ancak toplam gelir içinde zirai gelir oranı
yükseldikçe vergi yükü içinde öşrün oranı kısmi de olsa bir kısım yerleşim
merkezlerinde yükseldiği müşahede edilmektedir.
4.4. CİZYE
Şer’i vergilerden olan cizye, İslam hukukuna göre fert başına alınan şahsi bir
mükellefiyet olarak görülmüş, zımmiler üzerine konulan himaye ve güvenlik vergisi
şeklinde adlandırılmıştır. Bunlar arasında reşid olan, bedenen ve zihnen sağlam olan
erkeklerden vergi alınırdı.
123
ÖZTÜRK, a.g.e., s.185.
124
ÖZTÜRK, a.g.e., s.199.
57
yılında sikke üzerinde yapılan bir ayarlama ile bu miktar 650, 30 ve 15 guruş olarak
belirlenmiştir.125
125
HALAÇOĞLU, a.g.e., s.67.
126
ÖZTÜRK, a.g.e., s.181-182.
127
HALAÇOĞLU, a.g.e., s.112-113.
58
SONUÇ
Batı etkisi altında gelişen Osmanlı vergileri içerisinde Tanzimat öncesine ait
geleneksel vergilerin devam eden ağırlığı tahsil usullerinde iyileşmenin
sağlanamayışı ve özellikle de tüm çabaların iltizam usulünü bir türlü kaldıramayışı,
bölgelerin ve kişilerin eşit vergilendirilmesi ilkesinin gerçekleşmeyişi toplumsal ve
kurumsal yapının gösterdiği direnmelerin; yabancıların sahip olduğu vergi
ayrıcalıklarıysa, dış siyasi ve ekonomik baskının bir uzantısıdır.
59
Bize göre bir Anadolu yerleşim yerinden beklenmeyecek oranda hayvancılık
geliri elde edilmiştir. Toplam hasılanın %10,6’sını oluşturmaktadır. Bu da bize
bunun bir meslek olarak değil geçimlik yapıldığını göstermektedir. Bölgenin tipik
özelliği olarak en çok küçükbaş koyun, keçi yetiştirilmiş ve bunlardan daha çok gelir
elde edilmiştir.
Hane başına düşen gelir 19463 guruştur. Buradan hareketle hane başına gelir
düşüktür. Bunun da birkaç sebebi vardır. Biri sanayi ve ticaretin gelişmemiş olması,
diğeri tarımın, endüstriyel seviyede olmamasından kaynaklanmaktadır.
60
KAYNAKÇA
ARŞİV VESİKALARI
TETKİK ESERLER
61
IŞIK, Şevket, “Tarihsel Coğrafya Açısından Temettuat Defterlerinin
Değerlendirilmesi ve Akçay Havzası Örneği”, Ege Coğrafya Dergisi,
S.10, İzmir 1999.
ÖZTÜRK, Said, Tanzimat Dönemi’nde Bir Anadolu Şehri Birecik, İstabul 1996.
62
V.Milletlerarası Türkiye Sosyal ve İktisat Tarihi Kongresi Tebliğler, Türk Tarih
Kurumu Yayınları, Dizi XXVI, Sayı 4, İstanbul 1990.
63
EKLER
64
ÖZGEÇMİŞ
Ahmet KORKMAZ
65