You are on page 1of 81

GÜRCİSTAN KRİZİ

DEĞERLENDİRME
RAPORU: TÜRKİYE’YE,
BÖLGEYE ve KÜREYE
ETKİLERİ
Uluslararası Stratejik Araştırmalar Kurumu

Eylül 2008
USAK Raporları NO: 08-03

Rapor Genel Koordinatörü: Sedat LAÇİNER

Rapor Editörü: Hasan Selim ÖZERTEM

USAK Gürcistan Krizi Değerlendirme Raporu Uzman Heyeti

Alfabetik Sıra İle

Yücel ACER: Uluslararası Hukuk ve Güç Sedat LAÇİNER: Uluslararası İlişkiler, Türk Dış
Kullanımı Politikası, Kafkasya ve Ermenistan

İhsan BAL: Terörizm ve Uluslararası Güvenlik Mirzet MUJEZİNOVİC: Kosova Krizi ve Rusya
Federasyonu’na Etkileri
M. Turgut DEMİRTEPE: Orta Asya, Kafkasya,
Etnik Çatışmalar Mehmet ÖZCAN: Avrupa Birliği

Bahadır DİNÇER: ABD Dış Politikası Hasan Selim ÖZERTEM: Rusya Federasyonu,
Gürcistan, NATO, Enerji Güvenliği
Arzu Celalifer EKİNCİ: İran
Güner ÖZKAN: Kafkasya, Rusya Federasyonu,
Rovshan IBRAHIMOV: Kafkasya, Azerbaycan, Enerji hatları, Etnik Çatışmalar
Enerji Güvenliği
Ercüment TEZCAN: Uluslararası Hukuk, AB ve
Habibe KADER: Rusya Federasyonu; Karadeniz Gürcistan Krizi
Kamer KASIM: Kafkasya; Ermenistan ve Rusya Fatma YILMAZ: Avrupa Birliği
İbrahim KAYA: Uluslararası Hukuk ve Güç Mehmet YEĞİN: ABD ve Kafkasya
Kullanımı

Rapor hakkında her türlü bilgi için 0312 212 28 86’yı (Nuray Özkan) arayabilirsiniz.

USAK
Uluslararası Stratejik Araştırmalar Kurumu

International Strategic Research Organization

Süslü Sokak, No. 2, Mebusevleri, Tandoğan, Ankara

Tel: 0312 212 28 86–87, 212 28 65, 212 28 52,

GSM: 0533 486 09 74, Faks: 212 25 84

http://www.usak.org.tr, http://www.turkishweekly.net, http://www.usakgundem.com


USAK Gürcistan Krizi Değerlendirme Raporu

İçindekiler
SUNUŞ...................................................................................................................................................... 3
I. GENEL TESPİTLER ............................................................................................................................. 4
II. KRİZİN GELİŞİMİ ............................................................................................................................... 7
II.1 OCAK 2008 - AĞUSTOS 2008 ......................................................................................................... 8
II.2. GÜN-GÜN KRİZİN SEYRİ .............................................................................................................. 11
II.3. KRİZİ HIZLANDIRAN / DERİNLEŞTİREN UNSURLAR ..................................................................... 29
III. SAVAŞTA TARAFLARIN POLİTİKALARI: GÜRCİSTAN, RUSYA, ABD, AVRUPA ve NATO ............... 31
III.1. GÜRCİSTAN KRİZİ BİLİNÇLİ OLARAK MI BAŞLATTI?.................................................................... 32
III.2. RUSYA’NIN GÜRCİSTAN’A YANITI VE SAVAŞTAKİ HEDEFLERİ .................................................... 33
III.3. ABD’NİN SAVAŞ KARŞISINDAKİ TUTUMU VE YENİ SOĞUK SAVAŞ SENARYOLARI ..................... 35
ABD BAŞKANLIK SEÇİMLERİ VE GÜRCİSTAN KRİZİ ......................................................................... 38
III.4. NATO’NUN GELECEĞİ VE RUSYA İLE İLİŞKİLER ........................................................................... 38
III.5. AVRUPA VE ABD’NİN KRİZE BAKIŞINDAKİ FARKLAR .................................................................. 39
III.6. RUSYA’NIN SAYGI TALEBİ........................................................................................................... 40
III.7. RUSYA, ABD’YE KARŞI NE YAPABİLİR? ....................................................................................... 41
III.8. ABD RUSYA’YA KARŞI NE YAPABİLİR? ........................................................................................ 43
III.9. BÖLGE ÜLKELERİNİN KRİZDEKİ POZİSYONLARI .......................................................................... 44
IV. TÜRKİYE VE KRİZ ...................................................................... Hata! Yer işareti tanımlanmamış.
IV.1. TÜRKİYE KRİZİ İYİ YÖNETTİ Mİ? ................................................................................................. 49
IV.2. TÜRKİYE’NİN GÜRCİSTAN’I ‘AÇIKTAN DESTEKLEMESİ’ BİR HATA MIDIR? ................................. 50
IV3. TÜRKİYE KRİZ’DE ABD’DEN UZAKLAŞTI MI? ............................................................................... 52
IV.4. YENİ BİR ‘1 MART TEZKERESİ’ VAKASI YAŞANABİLİR Mİ? .......................................................... 54
IV.5. TÜRKİYE KAFKASLAR’DA ARABULUCU OLABİLİR Mİ? KİİP ÖNERİSİ GERÇEKÇİ MİDİR? ............. 54
IV.6. TÜRKİYE-ERMENİSTAN İLİŞKİLERİ VE GÜRCİSTAN KRİZİ ............................................................ 56
IV.7. GÜRCİSTAN KRİZİNİN TERÖRLE MÜCADELEYE OLASI ETKİLERİ ................................................. 59
IV.8. GÜRCİSTAN KRİZİ’NİN KOMŞULAR İLE İLİŞKİLERE OLASI ETKİSİ ................................................ 60
V. ULUSLARARASI HUKUK .................................................................................................................. 61
VE ........................................................................................................................................................... 61
GÜRCİSTAN-RUSYA SAVAŞI ................................................................................................................... 61
VI. ÖNERİLER ................................................................................................................................... 66
EKLER ..................................................................................................................................................... 72
Ek-1 Gürcistan Ekonomik Verileri ...................................................................................................... 72

1
USAK Gürcistan Krizi Değerlendirme Raporu

Ek-2 Güney Kafkasya Ülkelerinin Demografik Yapısı ......................................................................... 73


Ek-3 Abhazya ve Güney Osetya’nın Demografik Yapısı ..................................................................... 74
Ek - 4 Kronolojik Olarak Gürcistan - Rusya Gerginliğinin Seyri (1921 – 2008) ................................... 75
Ek-5 Rusya-Gürcistan Arasındaki Ateşkes Anlaşması ........................................................................ 77
Ek-6 Cevahiti Ermenilerinin Federal Bir Gürcistan Kurulması Yönündeki Deklarasyonları (İngilizce,
Tam Metin) ........................................................................................................................................ 78

2
USAK Gürcistan Krizi Değerlendirme Raporu

SUNUŞ
Rusya-Gürcistan Savaşı kimilerince sürpriz sayılsa da olayların gelişimi çatışmalara adım adım
gidildiğini gösteriyor. İmzalanan ateşkes anlaşmasına rağmen Rusya’nın Gürcistan konusundaki
hedeflerinin kısa dönemde sonuçlanmayacağı da anlaşılıyor. Gürcistan Savaşı küçük bir ülkede yerel
bir çatışma olmanın çok ötesinde doğrudan etkilere neden oldu ve olmaya da devam edecek.
Şimdiden yeni bir Soğuk Savaş’ın ortaya çıktığını söylemek için erkense de yenidünya düzeni
mücadelelerinin önemli safhalarından birinin de Kafkasya’da yaşanacağı anlaşılıyor.

Gürcistan’daki krizden en çok etkilenecek ülkelerin başında ise yine Türkiye geliyor. Kriz Türkiye’yi
sadece Rusya ile değil, en yakın müttefikleri ile de sorunlu hale getirebilir. Bu açıdan, dengelerin bu
kadar hızlı değiştiği bir ortamda en hazırlıklı olması gereken ülkelerden biri de Türkiye. Tıpkı Ortadoğu
sorunlarında olduğu gibi Kafkasya’daki değişimin de Türkiye’ye getireceği yükler ve fırsatlar
bulunuyor.

Bu çerçevede Uluslararası Stratejik Araştırmalar Kurumu (USAK) uzmanları, uzunca bir süredir takip
ettikleri krizin sıcak çatışmaya dönmesini ve sürecin başından sonuna kadar gelişmeleri büyük bir
dikkatle incelediler. Elinizdeki raporda krizin adım adım gelişimi ve ardından da nasıl patlak verdiği
ortaya konuyor. Bu arka plan üzerinde USAK uzmanları ABD, AB ve Rusya da dâhil olmak üzere tüm
aktörlerin kriz karşısındaki tutumlarını ele alıyorlar. Krizin Türkiye’ye etkisi ve Ankara’nın politikaları
ise ayrı bir başlık altında ele alındı. Değerlendirme raporunda krizin hukuki değerlendirmesini bulmak
da mümkün. Son olarak rapor öneri ve öngörüler ile sona eriyor.

Raporun, krizin daha iyi anlaşılmasına ve yeni krizlere hazırlıksız yakalanılmamasına hizmet etmesi
dileğiyle,

Saygılarımızla

Doç. Dr. Sedat LAÇİNER

Başkan

3
USAK Gürcistan Krizi Değerlendirme Raporu

I. GENEL TESPİTLER
• Kafkasya Anadolu, Pers ülkesi, Rusya, Karadeniz ve Hazar havzalarının giriş kapısı
niteliğindedir ve bu nedenle tarih boyunca özellikle Türkler, Ruslar ve İranlılar arasında
paylaşılamayan bir bölge olmuştur. Osmanlı ve İran’ın gerileyişi sonucunda bölgede Rus etkisi
19. yüzyılda artmış, I. Dünya Savaşı sonrasında ise bölge tamamen Rus etkisi altına girmiştir.
Bu durum Ruslar için yüzlerce yıllık bir hedefin gerçekleşmesi anlamına gelmiştir. Çünkü
Kafkasya’nın ele geçirilmesiyle birlikte Türkiye ile Türk dünyasının arasına bir set çekilmiş,
Türkiye ve İran’a karşı son derece stratejik bir tutulmuştur. Bölge Ortadoğu’ya inmek gibi
emperyal hedefler kadar Rusya’nın savunmasında da en önemli stratejik noktalardan biri
sayılmıştır.

• Kafkasya, Türkiye açısından da hayati bir konumdadır. Bölge herşeyden önce Türkiye ile Türk
dünyası arasında bir geçiş noktasıdır. Bu nokta, I. Dünya Savaşı’ndan sonra hızla Rus etkisine
girmiştir. Güneyde İran’ın Türk dünyasına geçiş sağlayan bir ülkeden ziyade engel görevi
görmesiyle birlikte Türk dünyası ile fiziki bağ da kopmuştur. Soğuk Savaş şartları ve
Cumhuriyet’in yeni ideolojisini yerleştirmek için zamana ihtiyaç duyulması bu kopuşu fikri
plana da taşımıştır. Cumhuriyet döneminde Türkiye bölge sorunlarından bilinçli olarak uzak
durmuş, Ortadoğu, Kafkaslar ve Balkanlar’ı sorun kaynağı yerler olarak görmüştür. Bu durum
Ortadoğu örneğinde ‘bataklık’ olarak tarif edilmiştir. Dünyanın bu üç bölgeye bakışını Türkiye
de paylaşmıştır. Bu anlamda, Türkiye bölgesinden memnun olmayan bir ülke konumunda
olmuştur. Türkiye’nin bölgeye dönük ilgisizliğinde ülkenin ekonomik olarak zayıf, siyasi olarak
ise kırılgan olmasının da büyük rolü vardır. Buna karşın Soğuk Savaş döneminde rakipleri SSCB
gibi büyük güçlerdir. Türkiye Cumhuriyeti’nin dış siyaseti uzun yıllar var olma / ayakta kalma
siyaseti olmuş, bu dönemde ortaya çıkan korkular zamanla kemikleşmiş ve refleks halini
almıştır. Bu bağlamda Kafkasya ve Orta Asya ile ilgilenmek ‘faşistlik’, Ortadoğu ile ilgilenmek
‘dincilik/gericilik’, Osmanlı ile ilgilenmek ise ‘Osmanlıcılık’ olarak görülebilmiştir.

• Türkiye’nin korkularından arınması ve özgüvene kavuşabilmesi için ekonomik anlamda


büyümesi ve dış ticaretinin öneminin artması, buna paralel olarak da söz konusu bölgelerin
Türk müdahalesine hazır hale gelmesini beklemek gerekmiştir. Bu bağlamda Turgut Özal’ın
Kafkaslara dönük açılım politikaları bir tesadüf olarak görülemez ve sadece Özal felsefesi ile
açıklanamaz. Bölge ve Türkiye arasındaki çekim ve değişim göz ardı edilmemelidir.

4
USAK Gürcistan Krizi Değerlendirme Raporu

• SSCB’nin dağılması ile birlikte bölgenin Türkiye’ye, Türkiye’ninse bölgeye ilgisi hızlanmıştır.
Moskova çekim gücünü kaybetmiş, sadece eski SSCB cumhuriyetlerinde değil, Rusya
Federasyonu’nda dahi en basit ihtiyaçlar dahi karşılanamaz hale gelmiştir. Ekonomik çöküş ve
siyasi zayıflama Sovyet cumhuriyetlerine bağımsızlık fırsatını vermiş, ancak gerçek anlamda
bağımsızlığın Moskova’dan uzaklaşmaktan geçtiği tespitini hemen hemen tüm cumhuriyetler
yapmıştır.

• Kafkasya’nın bir diğer önemi ise Kafkas halklarının modern Türkiye Cumhuriyeti ile yakın
bağlara sahip olmasında yatmaktadır. Anadolu’da Osmanlı’nın son yıllarında Rumlar ve
Ermenilerden boşalan yerlere Balkan göçmenleri ile birlikte önemli oranda Kafkasyadan gelen
göçmenler de yerleştirilmiştir. Bu durum hem Anadolu halkını Kafkaslara, hem de Kafkasları
Anadolu’ya daha ilgili kılmıştır. Soğuk Savaş dönemindeki yapay engellerin 1991’de
dağılmasıyla birlikte taraflar arasında doğal bir yakınlaşma başlamıştır.

• Gürcüler Kafkasya’da Ermeniler ile birlikte milliyetçiliğin en güçlü olduğu halklardan biridir.
Gürcü milliyetçiliği Sovyetler Birliği’nin özel çabalarına rağmen ayakta kalmayı başarmış ve
Sovyetler’den ayrılma düşüncesi her zaman canlı kalmıştır.

• Sovyetler Birliği’nin çökmesi ile birlikte Güney Kafkasya cumhuriyetleri (Azerbaycan,


Gürcistan ve Ermenistan) bağımsız olmuşlardır. Fakat Moskova bölgeyi ‘arka bahçesi’ olmak
bir yana Rus toprağı gibi görmeye devam etmiştir. Moskova SSCB’nin dağılması ile birlikte
kaybettiği topraklardan Kafkasya’yı önemsemiş ve bu durumu içine bir türlü sindirememiştir.

• Diğer eski SSCB cumhuriyetleri gibi Kafkasya cumhuriyetleri için de gerçek bağımsızlık
ekonomik ve siyasi olarak Moskova’dan uzaklaşmaktan geçmiştir. Bu nedenle Ermenistan ve
Beyaz Rusya dışında kalan tüm cumhuriyetler ekonomilerini Moskova’ya bağımlı olmadan
yeniden yapılandırma ve Rusya’yı dengeleyecek siyasi ortaklar arama çabasına girmişlerdir.
Kafkasya’da Ermenistan Azerbaycan ile yaşadığı sorunlar ve tarihi Türkiye korkuları nedeniyle
Rusya’ya daha fazla yaklaşmıştır. Ermenistan ve bölgedeki diğer Ermeniler (Abhazya ve
Cevahiti Ermenileri) tıpkı geçmişte olduğu gibi Rusya’nın ileri karakolu gibi hareket
etmişlerdir.

• Rusya ve Ermenistan ittifakının en önemli sorunu iki devlet arasında doğrudan toprak
bağlantısının olmayışıdır. Türkiye ve Azerbaycan’ın Ermenistan ile sınırlarını kapatmaları
sonucunda Ermenistan oldukça zor durumda kalmış, Rusya’dan da beklediği yardımları
alamamıştır.

• Rusya, SSCB’nin dağıldığı ilk günden itibaren Kafkasya’da gücünü yeniden tesis etmek istemiş,
bunun için Kafkasya cumhuriyetlerinde Rusya yanlılarını desteklemiştir. Ancak bu isteği
özellikle Gürcistan ve Azerbaycan’da ciddi bir dirençle karşılaşmıştır. Bu tür bir muhalefete
alışık olmayan Rusya 1990’lar boyunca çeşitli faili meçhul cinayet ve saldırıların arkasında
olmakla suçlanmıştır. Rusya açısından bu dönemde devletlerin iç işlerine karışmak olağan bir
gelişmedir.

5
USAK Gürcistan Krizi Değerlendirme Raporu

• Kafkasya cumhuriyetlerinde siyasi grupları hedefleri doğrultusunda etkilemeye / kullanmaya


çalışan Rusya açısından bir diğer kart da etnik sorunlar olmuştur. Gerek Rus azınlıklar, gerekse
homojen olmayan nüfus yapıları Moskova’nın eski gücünü canlandırmada avantaj olarak
gördüğü ‘araçlar’dır.

• Rusya’nın bölgeye müdahaleleri açısından en çarpıcı örneklerden birini Karabağ Savaşı


oluşturur. Bu savaş esnasında Rusya ağırlığını Ermenistan’dan yana koymuş ve Azerbaycan
topraklarının % 20’ye yakın bir kısmı Ermenilerin kontrolüne geçmiştir. Ermeniler bu savaşta
Karabağ’ı almakla kalmamış, Karabağ’ın etrafındaki Azeri yerleşim birimlerini de, 1 milyon
kişiyi evsiz bırakarak, ele geçirmiş ve böylece Ermenistan ile Karabağ arasında doğrudan
bağlantı sağlamışlardır. Bu savaşta Nahçıvan’ın da ele geçirilmesi düşünülmüş, hatta bölgeye
saldırılar başlamış, ancak Nahçıvan’a girilmesi halinde Türkiye’nin de savaşa gireceği tehdidi
üzerine Ermeni güçleri durmak zorunda kalmışlardır. Bu gerilim esnasında Rusya’nın
Türkiye’nin savaşa girmesi halinde III. dünya savaşının başlayacağı tehdidinde bulunması
manidardır. Rusya, Ermenilerin bölgedeki tecavüzlerini rahatça yapabilmesi için sadece askeri
değil, siyasi ve diplomatik destek de vermiş, adeta koruyucu rolünü üstlenmiştir.

• Rusya Karabağ Savaşı ile birlikte Azerbaycan’ı önemli ölçüde kaybetmiştir. Ermenilere verilen
açık destekten sonra Azerbaycan’da Rusya yanlısı politikalar gütmek çok zorlaşmıştır.

• Rusya, 1991’den günümüze Gürcistan’da da etnik sorunlar ile yakından ilgilenmiş ve Batı’nın
Gürcistan üzerinden bölgeye yerleşmesini kabul edilemez bir gelişme olarak görmüştür.

• Ancak, Gürcistan’ın özellikle Gül Devrimi’nin ardından hız kazanan Batı’yla yakınlaşma arzusu
ve Azerbaycan ile Karabağ savaşında bozulan ilişkiler, Kafkasya’yı dış politikasında öncelikleri
arasına koyan Rusya için Güney Kafkaslarda nüfuzunun giderek zayıflaması anlamına
gelmektedir.

6
USAK Gürcistan Krizi Değerlendirme Raporu

II. KRİZİN GELİŞİMİ

7
USAK Gürcistan Krizi Değerlendirme Raporu

II.1 OCAK 2008 - AĞUSTOS 2008


• Gürcistan 2008 başında asker sayısını 32.000’den 37.000’e çıkarma kararı aldı.

• Şubat ayında Kosova Batı’nın cesaretlendirmesi ve desteği ile Sırbistan’dan tek taraflı olarak
bağımsızlığını ilan etti. Rusya Kosova’yı tanımazken Kosova’nın özellikle Kafkaslar’a örnek
teşkil edebileceğini söyledi.

• Mart 2008’de Gürcistanın NATO’ya katılma talebi Rus parlamentosunda huzursuzluğa yol
açtı. Milletvekilleri üzerinde Abhazya ve Güney Osetya’nın bağımsızlığını tanıma baskısı
oluştuğu belirtiliyor.

• 3 Nisan’da NATO krize uygun bir zemin oluşmasına yol açtı. Gürcistan’a gelecekte bir gün
mutlaka NATO’ya tam üye olacağı sözü verilirken, Rusya’nın baskısı altında üyelik mümkün
olmadı. Böylece Gürcistan Batılı dostlarının tam güvencesini bu şekilde alamayacağını, NATO
üyesi olmak için ‘başka girişimlerde’ bulunmak zorunda olduğunu anladı. Diğer taraftan Rusya
yönetimi de Gürcistan’ı (ve Ukrayna’yı) NATO dışında tutabilmek için son bir şans daha
yakaladığını düşündü. Tabloya bakıldığında NATO’nun verdiği, üyeliği ileri bir tarihe
ertelemeye dönük tereddütlü kararının her iki tarafı da endişelendirdiği ve olası bir çatışmaya
zorladığı söylenebilir.

• NATO’nun kararından yaklaşık 13 gün sonra Rusya Başkanı Vladimir Putin Güney Osetya ve
Abhazya bölücü güçlerine olan Rus desteğini yeniledi. Putin bu açıklamasında Gürcülerin
saldırabileceklerini iddia ederek her iki özerk cumhuriyette de Rus ‘barış güçlerini’
güçlendireceğini belirtti. Diğer taraftan Tiflis yönetimi Rusya’yı kendisini provoke etmek ve bu
sayede her iki bölgede kontrolü ele geçirmekle suçladı. Gürcistan’a göre Rusya’nın bu iki
bölgede gücünü arttırması fiili bir ilhak anlamına geliyordu. Aslına bakılırsa 16 Nisan’daki bu
karşılıklı suçlamalar Ağustos’ta patlayacak çatışmanın en açık habercisiydi.

• 21 Nisan’da Gürcistan Rusya’yı Gürcistan’a ait bir insansız uçağı Abhazya üzerinde vurmakla
suçladı. Benzeri suçlamalar takip eden günlerde devam etti.

• 25 Nisan’da Rusya Gürcistan’ı Abhazya ve Güney Osetya sorunlarını çözmek için NATO’ya
güvenmemesi konusunda uyardı. Rusya ayrıca bu bölgelerdeki Rus vatandaşlarını korumak
için kendisini herşeyi yapacağını da söyledi. Aynı gün Rusya Dışişleri Bakanlığı Gürcistan’ın
Abhazya’ya askeri müdahale hazırlığı içinde olduğunu iddia etti.

• 30 Mayıs’da NATO Rusya’nın bölgeye asker sevkiyatının Gürcistan’ın toprak bütünlüğünün


altını oyduğunu iddia etti.

• 2 Mayıs’da Amerikan Dışişleri Bakanı Rice Abhazya’daki asker sayısındaki artışı endişe ile
izlediklerini söyledi.

• 5 Mayıs’da Gürcü haber kaynakları Rusya’nın Abhazya’da ‘barış gücü’ adı altında yeni bir
askeri üs inşaa ettiğini duyurdu.

8
USAK Gürcistan Krizi Değerlendirme Raporu

• 9 Mayıs’da Gürcistan Başbakan Yardımcısı Giorgi Baramidze Rusya ve Gürcistan arasında


savaşın ‘bu akşam, yarın, her an’ çıkabileceğini söyledi.

• 15 Mayıs 2008 günü Rusya’nın Güney Osetya’da asker arttığı bildiriliyor.

• 26 Mayıs: Gürcistan’daki BM Gözlem Misyonu 21 Nisan günü Rus jetlerinin Gürcistan’a ait
insansız hava aracını Abhazya üzerinde düşürdüğünü doğruladı. Rusya saldırının Abhazlar
tarafından yapıldığını iddia ediyordu. Rus Dişişleri BM Gözlemcilerinin görüşünü çelişkilerle
dolu buldu.

• 31 Mayıs günü Rusya 300 silahsız askeri


Abhazya’ya bozulan demiryollarını tamir etmesi
“Rusya Gürcistan savaşı heran için gönderdi. 40 km’den fazla demiryolu
çıkabilir, bu akşam da çıkabilir, Ağustos ayına kadar tamir edilirken Gürcistan bu
yarın da”. girişimi Abhazya’yı Rusya’ya bağlama
Giorgi Baramidze, Gürcistan politikasının bir ayağı ve Gürcistan’a saldırı
planlarının adımı olarak değerlendirdi.
Başbakan Yardımcısı, 9 Mayıs 2008
• Haziran ayında Abhazya yönetimi
Gürcistan’ı saldırıların arkasında olmakla
suçlayarak Tiflis’le tüm ilişkisini kestiğini açıkladı.

• 5 Haziran: AB Abhazya’da tansiyonu düşürmek için tüm taraflara yardımcı olmaya çalışacağını
açıkladı.

• 6-7 Haziran: Gürcü lider Saakaşvili ve Rus lider Medved görüştü. Taraflar sorunların biranda
halledilemeyeceğinde anlaştılar.

• 15 Haziran’da ise Güney Oset güçler ile Gürcistan askerleri arasında çıkan çatışmalarda 8 kişi
yaralandı. Abhazya’da da ana yolda önemli patlamalar yaşandı. 29 Haziran’da Abhazya’nın bir
tatil beldesinde iki ayrı bomba patladı. Temmuz’da yeni bombalar takip etti. Gali’de bir
güvenlik görevlisi dâhil olmak üzere 4 kişi hayatını kaybetti. Rusya ve ayrılıkçı güçlere göre
sorumlu Gürcistan’dı.

• Temmuz ayında sadece Abhazya’da değil, Güney Osetya’da da gerilim tırmandı. Sınırda
başlayan sürtüşme sonucunda Gürcü güçleri Osetya’nın sınır bölgesini ateşe tuttu.
Gürcistan’ın niyeti bu saldırılarda çok net bir şekilde ortaya çıkmaktaydı. Rusya’nın uyarısı
gecikmedi ve 8 Temmuz’da Rus jetleri ABD Dışişleri Bakanı Condoleezza Rice’ın Tiflis ziyareti
esnasında Gürcü hava sahasını 40 dakika boyunca ihlal etti. Rus jetleri Güney Osetya
topraklarını turlayarak adeta “buralar benim korumam altında” mesajını verdi. Hem
Gürcistan, hem de ABD bu ihlali kınadı. Gürcistan Rus jetlerinin bu tür bir tecavüzü
tekrarlamaları halinde jetleri vuracağını açıkladı. Bu açıklamanın Rice Gürcistan’da iken
yapılması Gürcistan’ın nasıl bir tepkiyi göze aldığını ve tek başına hareket etmediğini de
göstermektedir. Aynı gün Abhaz sınırındaki çatışmada bir Gürcü polisi ve 3 Abhaz yaralandı.

9
USAK Gürcistan Krizi Değerlendirme Raporu

• 15 Temmuz’de Gürcistan Devlet Başkanı Saakaşvili ABD ile eski bir Sovyet üssünde 1.000
kadar Amerikan deniz piyadesinin katılacağı ortak askeri eğitim programı ve tatbikatı ilan etti.
Programın adı ‘Acil Karşılık’ idi. Programa katılan Amerikalı komutanlardan James Haunty
kendilerinin Abhazya ve Güney Osetya’daki gelişmeleri de takip ettiklerini, ancak Amerikan
askerleri Gürcistan’da olduğu sürece ciddi bir olayın olamayacağını açıkladı. Bu tür
açıklamalar elbette Gürcistan kanadında kendilerine verilmiş bir güvence olarak algılandı.
Aynı gün Gürcü televizyonunda konuşan Gürcü lider “Kafkasya’nın bu stratejik dağlık
bölgesinde Gürcistan en iyi eğitimi almış ve en iyi donatılmış orduya sahip olduğunu
kanıtlamıştır” açıklamasını yaptı.

• Gürcistan’ın ABD ile başlattığı ‘Acil Karşılık’ eğitim programına Rusya’nın yanıtı aynı gün geldi
ve Rusya da kendi askeri tatbikatlarını yapmaya başladı. Rusya Savunma Bakanlığı bunun ABD
– Gürcistan ortak eğitim programına bir yanıt olmadığını açıkladıysa da taraflar verilen
mesajları gayet iyi bir şekilde alıyorlardı.

• Rusya bu dönemde Osetya ve Abhazya problemlerinin Gürcistan’ın NATO üyelik arzusu ile
ilgili olduğunu çeşitli yollarla Tiflis’e duyurdu ve NATO üyeliğinden vazgeçilmemesi halinde
Rusya’nın bu konularda yardımcı olamayacağı söylendi.

• 29–30 Temmuz 2008: Güney Osetya, Gürcistan’ı Şinvali çevresindeki köyleri bombalamakla
suçladı. Gürcistan ise Güney Osetya güçlerinin kendilerine ait gözlemci grubuna saldırıda
bulunduğunu iddia etti.

• 1 Ağustos’ta Gürcüler ve Osetler arasında çatışmalar başladı. Güney Osetya’da patlama


meydana geldi. Gürcü kaynaklar iki polis memurunun yaralandığını duyurdu.

• 7 Ağustos’ta Gürcistan Güney Osetya’nın başkenti Şinvali’ye girdiğini ve şehri kontrolü altına
aldığını açıkladı. Saldırı havadan ve yerden oldu. Fakat birkaç saat içinde Rus karşı atağı
başladı ve Rus silahlı güçleri Gürcüleri şehirden atmayı başardı.

10
USAK Gürcistan Krizi Değerlendirme Raporu

II.2. GÜN-GÜN KRİZİN SEYRİ

• 6 Ağustos 2008, Salı:


o Güney Osetya sınırındaki Gürcü köylerine konuşlanan birlikler Oset yerleşim yerlerini
top ateşine tuttu. Şinvali ve çevresinde 18 Oset ve 2 Gücü askeri hayatını kaybetti.
o Çok sayıda Oset evi yıkıldı, çatışmalarda 2 Gürcü zırhlısı da havaya uçuruldu.

• 7 Ağustos 2008, Perşembe:


o Gürcü ve Oset güçleri ateşkes ve çatışmaların durdurulması konusunda anlaştı.
Rusya’nın da görüşmelerin devamını sağlaması kararlaştırıldı. Ancak saatler içinde
Gürcü tarafının sürpriz saldırısı başladı.
o Gürcü güçleri hızla başkent Şinvali’ye kadar ulaştı. Gürcü güçlerinin Osetya’daki
komutanı operasyonun amacının bölgede “anayasal düzeni yeniden kurmak”
olduğunu söyledi.
o Saakaşvili Rusya’yı Osetleri kışkırtmakla suçladı ve “Savaş istemiyoruz, bu kimsenin
çıkarına değil, bu deliliğe son verilmeli” dedi.
o Tiflis, amaçlarının “ayrılıkçı güçlerin sivillere saldırısını önlemek” olduğunu iddia etti.
o Rusya ise Gürcistan’a asla güvenilemeyeceğinin bu saldırı ile anlaşıldığını söyledi.
o Reuters Güney Osetya istikametinde Gürcü askerleri ile dolu 30 otobüs ve 7 askeri
araç görüntüledi. Bazı yerlerde Gürcü askerleri ağaçlık bölgelerde saklanarak saldırı
anını
beklemeye
başladı.

o Rusya Tiflis’e bir temsilci gönderdi.


o Abhazya Güney Osetya ile Gürcistan arasında savaş çıkması halinde bu savaşta
Gürcistan’a karşı yer alacağını açıkladı.

11
USAK Gürcistan Krizi Değerlendirme Raporu

• 8 Ağustos 2008, Cuma:


o Rus askeri güçleri ve zırhlıları Kuzey Osetya’yı Güney Osetya’ya bağlayan tek karayolu
bağlantısı olan Roden Geçidi’nden Güney Osetya’ya girdi. Şinvali civarında Gürcü
güçleri ile sıcak temas sağlandı.
o Gürcistan Devlet Başkanı Mikhail Saakaşvili askeri güçlerinin Rusya’nın hava saldırısı
altında olduğunu duyurdu. Saakaşvili buna rağmen Şinvali’yi ellerinde tuttuklarını
açıkladı. Diğer taraftan Osetler şehrin kontrolünün kendilerinde olduğunu iddia
ettiler.
o Rus tarafı 21 askerini kaybettiğini açıklarken Gürcüler kayıplarını 30 olarak açıkladı.
Gürcistan Rusya’nın Tiflis’e saldırmasından endişe edildiğini açıkladı.
o Tiflis Irak’ta görevli 2.000 askerinin Osetya’ya sevk etmek üzere geri çağırdığını
duyurdu.
o Binlerce insan Osetya’da zor durumda. Çok sayıda Oset Kuzey Osetya’ya kaçarken
Gürcüler de Gürcistan’a yöneliyor. Yardım kuruluşları tetikte. Çok sayıda ev hasar
gördü. İçecek su ve yiyecek sıkıntısı baş gösterdi.
o Osetya hastanelerinde koridorlara taşan ameliyat görüntüleri çok sayıda yaralı ve
ölünün olduğunu kanıtlıyor.

• 9 Ağustos 2008, Cumartesi:


o Rusya güçlerinin Şinvali’yi Gürcü güçlerinden ‘temizlediğini’ açıkladı. Gürcistan
Meclisi ‘savaş durumu’ ilan etti. Gürcistan ateşkes istedi, fakat Rus Genelkurmay’ı
Gürcistan’a savaş ilan etmediklerini, sadece Rus ‘barış gücü’ askerlerine destek için
orada olduklarını açıkladı.
o Rus uçakları Gürcistan içindeki hedefleri vurmaya başladı. En önemli hedef Osetya
sınırına yakın Gori kenti idi. Bombalanan yerler daha çok sivil yaşam alanları oldu.
o Ölü sayısı Gürcü rakamlarına göre 60’ı buldu. Rus ve Oset verilerine göre savaşın
başından beri ölü sayısı 1.400’ü aştı. Gürcistan ise kayıplarını 130 olarak veriyor.
Bunların 37’sinin sivil olduğu belirtildi. Rakamlar gerçekçi bulunmamakla birlikte
Güney Osetya hızla boşaltılmaya başlandı.
o Gürcistan 10 Rus uçağını düşürdüklerini açıkladı. Rusya ise sadece 2 uçaklarının
düştüğünü belirtti.
o Gürcistan Ulusal Güvenlik Sekreteri Aleksander Lomaya Rusya’nın sadece halkı
paniğe sevk etmeye çalıştığını, Rus askerlerinin herhangi bir yeri ele geçiremediğini
öne sürdü.
o Rusya Başbakanı Vladimir Putin Gürcistan’ı ‘soykırım’ yapmakla suçlarken, Saakaşvili
ise Rusya’yı Gürcistan’ı yok etmeye çalışmakla suçladı. AGİT, ABD ve AB’den bir heyet
Tiflis’e hareket etti. Rus medyası Gürcistan’ı Türkiye ve ABD’nin silahlandırdığını ve
Rusya’ya karşı kışkırttığını yazıyor.
o Türk Kızılay’ı Erzurum ve Trabzon’da acil müdahale hazırlıklarına başladı.

• 10 Ağustos Pazar:
o Gürcistan askerlerine ateşkes emri verdiğini açıkladı. Gürcü güçleri Osetya’dan geri
çekilirken Rus güçleri Şinvali’de kontrolü tam olarak ele geçirdi. Rusya çatışmaların

12
USAK Gürcistan Krizi Değerlendirme Raporu

sürdüğünü iddia ediyor. Bu gerekçe ile Tiflis de dâhil bazı Gürcü topraklarında Rus
hava saldırısı sürüyor. Hedef Gürcistan’ın askeri altyapısını önemli oranda ortadan
kaldırmak.
o Rus savaş gemileri Gürcü kıyılarını kuşatma altına aldı. Poti’deki kuşatma daha
belirgin bir hal aldı. Gürcistan petrol gemilerinin durdurulduğunu açıkladı. Rusya
ısrarla petrol ihracatını hedef almadığını açıkladı. Savaş gemilerinin önemli bir kısmı
daha sonra geri çekildi.
o Abhazya’da ise yönetim 1.000 kişilik bir askeri gücü Gürcistan güçlerinin üzerine
sürdüğünü açıkladı. Gürcü güçleri Abhazya’nın güney sınırında Kodori bölgesini elinde
tutuyordu.
o ABD gelişmeleri kaygı ile izlediğini açıklarken Rusya’yı suçladı ve ABD-Rusya
ilişkilerinin bu durumdan kaçınılmaz olarak etkileneceğini açıkladı.

• 11 Ağustos 2008, Pazartesi:


o Tiflis ve Osetya sınırındaki stratejik Gürcü hedefleri Rus uçaklarınca bombalandı.
o Rusya, Abhazya’dan ikinci cepheyi de açtı ve Gürcü topraklarında ilerlemeye başladı.
Rusya Abhazya’daki asker sayısını 9.000’e, zırhlı araç sayısını ise 350’ye çıkardı.
Moskova Anlaşması Rusya’ya bu bölgede en fazla 3.000 asker bulundurma yetkisi
veriyordu.
o Senaki’nin Abhazya’dan gelen güçlerce de alınmasıyla birlikte Gürcistan fiili olarak
ikiye bölünmüş oldu. Rusya ise Gürcistan’ı kendi ilan ettiği ateşkese uymamakla
suçluyor.
o Rusya, Abhazya sahillerinde de güvenlik şeridi oluşturdu. Rusya Genelkurmayı
Abhazya sahillerini havadan, denizden ya da deniz altından geçmeye çalışan her türlü
gücün yok edileceğini duyurdu.
o Ayrılıkçı Abhaz Devlet Başkanı Sergey Bagapş: “Barışçıl müzakerelerden sonuç yok.
Askeri çözüme karar verdim. Havadan ve toplarla Gürcü birliklerine saldırıyoruz.”
o Fransız Dışişleri Bakanı Bernard Kouchner başkanlığında Gürcistan’a gelen Avrupalı
diplomatlar Saakaşvili ile Tiflis’te görüştüler ve ona taslak bir ateşkes anlaşması metni
sundular. Heyet üyeleri Moskova’ya hareketinden önce Rus bombardımanında harap
olan Gori mahallelerini gezdi. Diplomatlar daha yola çıkmadan Rusya herhangi bir
ateşkes anlaşması imzalamayacağını, çünkü Gürcü güçlerinin Güney Osetya’daki
saldırılarının devam ettiğini açıkladı.
o Gürcistan tarafı ise Rus güçlerinin Osetya’dan güneye doğru hareket ettiğini ve
hedefte Gori kentinin olduğunu açıkladı. Moskova iddiaları yalanlıyor. Gürcistan ise
“Rus askeri Gori’ye girdi” diyor.

13
USAK Gürcistan Krizi Değerlendirme Raporu

o Aynı zamanda Abhazya’da da gerilim artıyor. Sınırda çatışmalar var. Rusya Gürcistan’ı
Abhazya’dan tamamen çıkması için uyardı ardından Abhazya’ya binlerce asker
takviyesinde bulundu. Gürcistan Rus askerlerinin Karadeniz kıyısındaki Poti limanına
girdiğini de iddia etti. Rusya iddiayı yalanlarken, savaşta yer değiştirmek zorunda
kalan insan sayısının 20.000’e ulaştığı tahmin ediliyor. Rusya ise 30.000 kişinin Kuzey
Osetya’ya geçtiğini iddia etti.
o Saakaşvili Başbakan Erdoğan’ı aradı ve “Lütfen bize yardım edin” dedi. Erdoğan BM
Genel Sekreteri Ben Ki Moon’u aradı ve çatışmaları durdurma olanaklarını görüştü.
Görüşmede Kafkaslar İttifakı önerisi de görüşüldü. Başbakan Erdoğan Rusya
Başbakanı Putin ile herhangi bir görüşme talebinin olmadığını, fakat kendisini
aramayı düşündüğünü söyledi. Erdoğan gazetelerde yer alan Putin’in telefonuna
çıkmadığı iddiasının ise “yalan” olduğunu söyledi.
o Rusya Başbakanı Putin: “Siyasiler kendi çıkarlarından başka bir şeyi umursamaz, ama
bu kez umursamazlıklarının çapı çarpıcı. Siyahı beyaz sanma, saldırganı kurban,
kurbanı saldırgan gösterme ve sorumluluğu kurbanların omuzlarına yükleme
becerileri şaşırtıcı... Elbette Şii köylerini ezdi geçti diye Saddam Hüseyin’i asmak
gerekiyor. Ama bir saatten az sürede tanklarını çocuklarla yaşlılar arasından geçiren,
insanları evlerinde diri diri yakan Gürcü liderliğine gelince gerek yok. Bilakis bu
liderlerin korunması gerek!”
o ABD Başkan Yardımcısı Cheney:
Gürcistan, G. Osetya’daki
“Saakaşvili’yi itidalliliği, ateşkes önermesi ve
çatışmalar başlayana kadar
güçlerini ülkesinin Güney Osetya bölgesindeki
Irak’ta 2.000 kadar askere
çatışma alanından çekmesinden ötürü
sahipti.
övüyorum. Kendisine Rus saldırganlığının
Bu haliyle Gürcistan, Irak’ta
yanıtsız kalmaması gerektiğini, saldırıların
ABD ve İngiltere’den sonra
sürmesi halinde uluslararası toplulukla Rusya en çok asker bulunduran
arasındaki ilişkilerinde ciddi sonuçları üçüncü devlettir.
olacağını söyledim”.
o ABD Başkanı Bush: “Onlara (Medvedev ve
Putin) şiddetin kabul edilemez olduğunu,
Rusya’nın orantısız yanıtından ciddi kaygı
duyduğumu, Güney Osetya dışındaki bombalamayı şiddetle kınadığımızı söyledim.”
o Gürcistan’ı ziyaret eden ABD Dışişleri yetkilisi Matthew Bryza Rusya’nın eylemlerinin
“soykırımı andırdığını” iddia etti. Bryza, Bakü-Tiflis-Ceyhan (BTC) petrol boru hattına
saldırı girişiminde bulunduğunu iddia ettiği Rusya’ya, “Avrupa’ya kesintisiz doğalgaz
sağlayacağına dair nasıl bir güvence vereceğini merak ediyorum” dedi.

14
USAK Gürcistan Krizi Değerlendirme Raporu

o ABD başkanlık yarışının Cumhuriyetçi adayı John McCain: “ABD, BTC petrol boru
hattının güvenliğinin güçlendirilmesi için planlar geliştirmede Azerbaycan ve Türkiye
ile birlikte çalışmalı”.

• 12 Ağustos 2008, Salı:


o Gürcü güçleri başkent Tiflis’e kadar geri çekildi. Rus güçleri Gori kentini bombalamaya
devam ediyor. AB’nin ateşkes çabaları devam ediyor. Çok sayıda kişi hayatını
kaybetmeye devam ediyor. Gece yarısı gelen Rus saldırısında 5 kişi öldü. Ölenler
arasında bir de Hollandalı kameraman var.
o Abhazya’da Kodori’de Rus güçlerince desteklenen Abhazların Gürcü güçlerine saldırısı
başladı. Akşam saatlerinde Abhazları Kodori Vadisi’ni ele geçirdiklerini açıkladılar.
Böylece Gürcistan Abhazya’da tek kontrol ettiği bölgeyi de kaybetmiş oldu.

o Fransa Devlet Başkanı Nicolas Sarkozy’nin yaptığı görüşmeler sonuç veriyor. Rusya
Devlet Başkanı Dimitri Medvedev Rus güçlerinin askeri operasyona son vereceğini
açıkladı. Rusya hedeflerine ulaştığını söylüyor. Sarkozy ve Medvedev’in ortak basın
toplantısında 6 maddelik bir ateşkes anlaşmasından bahsedildi. (bkz. Ek-5)
o Rus tarafı anlaşma kararına rağmen hala çok kızgın, Saakaşvili’yi taraf olarak bile
kabul etmiyor. Plana göre her iki ülke de askeri güce başvurmayacak ve tüm güçler
çatışma öncesine pozisyonlarına geri dönecek.
o Fransa Devlet Başkanı Sarkozy “Rusya’nın Rusya dışında Rusça konuşanların haklarını
savunması kesinlikle normaldir” diyerek Rusya’nın eylemlerini bir anlamda
meşrulaştırmış oldu.

15
USAK Gürcistan Krizi Değerlendirme Raporu

o Tiflis’te ise 100.000 aşkın göstericiye hitap eden Saakaşvili Rusya’yı işgalci olmakla
suçladı ve tüm dünyadan yardım istedi. Saakaşvili BDT’den çıkacaklarını da söyleyerek
Ukrayna’yı da aynı yolu izlemeye davet etti. Sarkozy Moskova’dan Tiflis’e geçti.
Burada da Saakaşvili şartları kabul ettiğini açıkladı.
o Rus Dışişleri Bakanı Lavrov Saakaşvili ile masaya oturmak istemediklerini, Saakaşvili
için en iyisinin görevi bırakmak olacağını öne sürdü.
o Rusya Devlet Başkanı Medvedev
ise Saakaşvili’yi “üşütük” olmakla
suçlayarak “Kan kokusu aldı mı
Ayrılıkçı Güney Osetya
durmak bilmiyor” dedi.
Yüzölçümü: 3.900 km2
o Dışişleri Bakanı Ali Babacan
Nüfusu: 70.000 (rakamlar
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’e
tartışmalı ve savaş öncesine ait)
en son durum hakkında brifing
Resmi Dil: Osetçe, Rusça
verdi.
Din: % 60 Hristiyan, % 40
o Cumhurbaşkanı Abdullah Gül:
Müslüman
“Gürcistan’ın toprak bütünlüğü
Başkan: Eduard Kokoyti
korunmalı. Buna çok önem
Başbakan: Yuri Morozov
veriyoruz”.
Para Birimi: Ruble
o Gül, Başbakan Erdoğan’ın dile
getirdiği Kafkas İstikrar Forumu
üzerinde çalıştıklarını açıkladı.
o Türk Kızılay ekibi Tiflis’te.
o Gürcistan, Rusya’nın petrol boru
hatlarına saldırdığını açıkladı. Savaşın başından beri bu yönde gelen üçüncü iddia.
Fakat Rusya, Gürcistan’ın yalan söyleyerek Türkiye’yi savaşa çekmeye çalıştığını öne
sürdü.
o BP günde 90.000 varil ham petrol taşıyan Bakü-Supsa ve Bakü-Tiflis-Erzurum hatlarını
güvenlik gerekçesiyle kapattığını açıkladı. Çatışmalar durursa hattın tekrar açılacağı
belirtildi. BP hatlarda herhangi bir saldırı tespit etmediklerini de duyurdu.
o BM Mülteciler Yüksek Komiserliği verilerine göre savaşın başından bu yana mülteci
durumuna düşenlerin sayısı 100.000 kişiyi buldu.
o ABD Başkan adayı McCain Rusya’yı saldırgan olmakla suçladı ve “hepimiz Gürcüyüz”
dedi.
o ABD Başkanı Bush: “Rusya, egemen komşu ülkesini istila edip halkı tarafından
demokratik yollardan seçilmiş bir hükümeti tehdit ediyor. Bu tür eylemler 21. Yüzyılda
kabul edilemez. Rusya’nın eylemleri Gürcistan ve bölgeyle ilgili niyetleri hakkında
ciddi soru işaretleri uyandırdı. Rusya’Nın dünyadaki konumuna ağır zararlar verip,
ABD ve AB ile ilişkilerini tehlikeye soktu”.

16
USAK Gürcistan Krizi Değerlendirme Raporu

• 13 Ağustos 2008, Çarşamba:


o Sık sık ateşkesin ihlal edildiği haberleri geliyor.
o ABD, Rusya’ya eleştirilerini sertleştiriyor ve Gürcistan’a destek konuşmalarını
sıklaştırıyor. ABD Başkanı Bush Rusya’dan verdiği sözü tutmasını ve çatışmaları sona
erdirmesini istedi.
o Moskova ise ABD’nin sert eleştirilerine aynı sertlikte karşılık verdi ve “ABD Tiflis ile
Moskova arasında seçim yapmak zorundadır” dedi. Rusya’dan gelen açıklamada
Gürcistan’dan ‘sanal proje’ olarak bahsedilmesi dikkat çekti.
o Aynı gün AB dışişleri bakanları Brüksel’de acil durum toplantısı yaptı. Taraflara
götürülen anlaşma metnine tam destek verilirken, AB’nin bölgede barışı gözleme
çabalarının da sürdürülmesi kararlaştırıldı.
o Rusların saldırıları ise hem Abhaz, hem de Oset sınırlarında sürüyor. Özellikle Gori ve
Senaki çevresindeki Rus askeri operasyonlarını Lavrov da kabul etti. Rusya bu
operasyonların sivillerin hayatını korumak için yapıldığında ısrar ediyor.
o Abhazlar Kodori Vadisinden Gürcüleri çıkardıktan sonra Saakaşvili’nin yaptırdığı
hükümet binasını da yıktılar.
o Gori’de gasp ve yağmalar devam
ediyor. Bazı Türk TIR şoförleri
ayaklarına kurşun sıkılarak mallarının
“O (Saakaşvili) bir üşütük. Kan
gasp edildiğini belirtiyorlar. Gori’de bu
kokusu aldı mı durmak bilmiyor”
ana kadar 175 Gürcü’nün öldüğü
Dimitri Medvedev,
belirtiliyor.
Rusya Devlet Başkanı
o Türkiye’nin Gürcistan’a silah taşıyan bir
Ukrayna uçağına hava sahasını
açmayarak izin vermediği öne sürüldü.
İddia Ukrayna kaynaklı bir sitede yer aldı. Rus haber ajansları da Ukrayna Dışişleri
Bakanı Volodimir Ogrizko'nun, 'içinde insani yardım malzemesi olan bir kargo uçağını
Türkiye'nin hava koridorunu kapatması nedeniyle Gürcistan'a gönderemedik'
şeklindeki sözlerini duyurmuştu.
o Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ani bir kararla Rusya’yı ziyaret etti. Ziyarete Dışişleri
Bakanı Ali Babacan da katıldı. Ziyaret Moskova dışındaki Meindorf Şatosu’nda
gerçekleşti. Erdoğan, Devlet Başkanı Medvedev, Başbakan Putin ve Dışişleri Bakanı
Lavrov’la çalışma yemeğinde biraraya geldi. Türkiye Kafkasya’da İstikrar ve İşbirliği
Platformu önerdi. İki ülke bakanları öneri üzerinde çalışacaklar.
o Putin, Erdoğan’a “Türkiye çok uzun bir süreden beri güvenilir ortağımız” dedi.
o Erdoğan’ın ziyareti esnasında Rusya tarafı diğer ziyaretlerde nadiren görülen jestler
ile Türkiye’ye verilen önemin altını çizdiler. Örneğin, Devlet Başkanı Medvedev,
Erdoğan’ı bina çıkışında aracına kadar gelerek uğurladı.

17
USAK Gürcistan Krizi Değerlendirme Raporu

o Gürcistan eski Cumhurbaşkanı Eduard Şevardnadze Saakaşvili’nin Güney Osetya’ya


girişini “vahim hata” olarak değerlendirdi. Şevardnadze bu krizden yeni bir Soğuk
Savaş çıkmayacağını da iddia etti.

• 14 Ağustos 2008, Perşembe:


o İlk Amerikan yardım gemisi Gürcistan’a ulaştı. Yardımların devamlı olacağı sözü
verilirken Gürcistan’ın yanında olunduğu ısrarla vurgulandı. Amerika’nın ikinci en
büyük askeri kargo uçağı Tiflis’e indi. Uçak Başkan Bush’un havadan yardımların
engellenmemesi konusunda Rusya’yı uyarmasının ardından Tiflis’e indi.
o Gori’de Rus ve Oset işgali sürüyor. Düzen ortadan kayboldu. Rus güçleri Gürcü polisini
şehre davet ediyor, fakat Rus işgali sürerken Gürcistan’ın şehirde düzeni sağlaması
zor görünüyor. Yer yer şiddet ve yağmalama olayları görülüyor. Osetlerin Rusya
tarafından şiddete teşvik edildiği iddia ediliyor.
o Abhazya
ve Güney Osetya liderleri
Moskova’da Medvedev ile
görüştü. Medvedev
“sizlerin kararına saygı
duyacağız” dedi. İki
ayrılıkçı lider ise
bağımsızlık hedeflediklerini
açıkladılar.
o Rusya
Dışişleri Bakanı
Gürcistan’ın toprak
bütünlüğünün aleyhine
açıklamalarını sürdürüyor.
Rus bakana göre Gürcistan’ın toprak bütünlüğüne atıfta bulunan her türlü barış
anlaşması Abhazlara ve Güney Osetyalılara yapılmış insanlık dışı bir hakaret olacaktır.
Lavrov “Gürcistan’ın toprak bütünlüğünü unutun. Bu ölü bir konu” dedi.
o Rus bakan Lavrov ABD’yi suçladı: “Gürcü liderliği ABD’nin özel projesi. Ama bir gün
ABD, bu sanal projedeki prestijini savunmak ile Rusya’yla hareket etmeyi gerektiren
gerçek ortaklık arasında tercihini yapmak zorunda kalacak”.
o ABD Dışişleri Bakanı Rice: “ABD güçlü bir şekilde Gürcistan’ın toprak bütünlüğünün
arkasındadır”.
o Rice Rusya’yı uluslararası tecritle tehdit etti: “Komşu Çekoslavakya’yı işgal ettiği,
hükümetlerini devirip bedel ödemediği 1968’de değiliz. Artık işler değişti.”
o Gürcistan ABD’yi daha fazla bölgeye çekmek istiyor. Saakaşvili Gürcistan hava ve
deniz kapılarının ABD’nin kontrolüne geçmekte olduğunu iddia etti. Bu ortamda ABD

18
USAK Gürcistan Krizi Değerlendirme Raporu

ve Rusya’nın silahlı çatışmaya girebileceği iddiaları konuşuluyor. Beyaz Saray iddiaları


yalanladı ve “biz orada hava-deniz kapılarını savunmak için değil, insani yardım için
bulunuyoruz” açıklaması geldi. Amerikan Savunma Bakanı Gates de bu aşamada
ABD’nin silah kullanmasını gerektirecek bir durum olmadığını açıkladı.
o Gürcü Meclisi Saakaşvili’nin gündeme getirdiği BDT’den çıkma kararını onayladı.
o Osetya’da kalan Gürcülere şiddet uygulanarak ülkeyi terk etmeleri sağlanıyor.
o Başbakan Erdoğan Gürcistan’ın toprak bütünlüğünün korunması gerektiğini
savundu. Erdoğan Tiflis’te Gürcistan Devlet Başkanı Saakaşvili ile gerçekleştirdiği
toplantının ardından düzenlediği ortak basın toplantısında “Türkiye olarak,
Gürcistan’ın bağımsızlığının, egemenliğinin ve uluslararası hukuk ile BM Güvenlik
Konseyi kararlarınca tanınan toprak bütünlüğünün muhafaza edilmesinden yanayız”
dedi. Erdoğan Tiflis’te de Kafkasya için ortak işbirliği platformu önerisini yiniledi.
o Başbakan Erdoğan, Bakü-Tiflis-Ceyhan boru hattının güvenliğinin üç ülkeyi, Türkiye,
Azerbaycan ve Gürcistan’ı ilgilendirdiğini söyleyerek, bu nedenle daha geniş anlamda
ne gibi tedbirlerin alınacağının üç ülke tarafından oturulup değerlendirilmesi
gerektiğini belirtti.
o Erdoğan Gori’de yıkılan evlerin yeniden inşaası için de yardım sözü verdi.
o AB Gürcistan’a 1 milyon Euro, Almanya 1 milyon Euro, Avustralya 1 milyon Avustralya
Doları, Hollanda 500.000 Euro yardım yapacağını açıkladı. ABD, İtalya ve
Yunanistan’ın insani yardım araçları Tiflis’te. Türk Kızılay’ı Tiflis’te 150 çadır, 2500
battaniye ve 1000 içme suyunu sivillere dağıtmaya başladı.

• 15 Ağustos 2008, Cuma:


o Condoleeza Rice Tiflis’te Saakaşvili ile görüştü. Görüşme 5 saat sürdü. Ardından
Saakaşvili AB öndeliğinde ulaşılan ateşkes metnini imzaladı. Saakaşvili Gürcistan’ın
hiçbir toprak kaybını kabul etmeyeceğini açıklarken, Batı’yı, özellikle de Avrupa
ülkelerini Gürcistan’ı NATO’ya almamaları hususunda eleştirdi.
o Rice de Rusya’nın artık Gürcistan topraklarından biran önce çıkması gerektiğini
belirtti. Fransa, Rus Devlet Başkanı Medvedev’in de anlaşmayı imzalayacağını ve
sözünde duracağını açıkladı.

19
USAK Gürcistan Krizi Değerlendirme Raporu

o Almanya Başbakanı Angela Merkel ise Soçi’de Medvedev ile görüştü. Merkel
Rusya’nın Gürcistan’daki bazı hareketlerinin ‘orantısız’ olduğunu ifade etti.
Medvedev ise bundan sonra Güney Osetya ve Abhazya haklarının Gürcistan’ın parçası
olmayı kabul edeceklerini sanmadığını söyledi.
o Medvedev kendilerinin bölgede uluslararası bir barış gücüne karşı olmadıklarını,
ancak bölge halkının sadece Rus askerine güvendiğini de iddia etti.
o Rus güçleri Gürcistan’ın birçok bölgesinde faaliyetlerini sürdürmeye devam ediyor.
Poti, Gori ve Senaki’de Gürcü askeri altyapısı tamamen yok edilmek isteniyor.
o İran Devlet Başkanı Mahmud Ahmedinejad Gürcistan’da bu gelişmeler devam
ederken, Türkiye ziyaretinde Rusya’nın bölgede artan gücünden ötür memnuniyetini
ortaya koyarak “Gürcistan’ı dahi koruyamayan ABD, İran’a saldıramaz!” açıklamasını
yaptı.

• 16 Ağustos 2008, Cumartesi:


o Rusya da barış anlaşmasını imzaladı. Fakat askeri güçlerini ek önlemler aldıktan sonra
tam olarak geri çekeceğini açıkladı.
o Rus Bakan Lavrov: “Plan uyarınca Gürcistan’daki Rus güçlerinin çekilme takvimi yok.
Çekilme ne kadar gerekiyorsa o kadar sürecek. Rus güçleri çekilmek için ilave güvenlik
önlemleri alacak”.
o Rus tankları başkent Tiflis’e 35 km mesafede (Igoeti köyü civarı) bulunuyor.
o Rus güçleri demiryollarını tahrip ederek ülkeyi kara ulaşımından sonra tren ulaşımı
açısından da iki parçaya bölmüş oldu.
o Ukrayna füze savunma sistemi konusunda Avrupa ülkeleri ile işbirliğine hazır
olduğunu açıkladı. Ukrayna Karadeniz’deki Sivastapol üssünü kapatmak için de arayış
içine girdi.
o Rusya’nın saldırı tehditleri Polonya’yı endişelendirdi. Polonya Dışişleri Bakanı
Rodoslaw Sikorski “Moskova’nın füze savunma üssüne denetçi yollamasına açığız.
Çünkü Rusya’ya karşı olmadığına dair somut kanıtlar vermek istiyoruz” dedi. Füze
kalkanının radarının ise Çek Cumhuriyeti’ne konuşlanması öngörülüyor.

20
USAK Gürcistan Krizi Değerlendirme Raporu

o ABD’nin Gürcistan’a göndermek istediği iki dev hastane gemisi Montrö Boğazlar
Sözleşmesi’ne takıldı. Sözleşme gereği Türkiye’nin geçişe izin vermeyeceği belirtiliyor.
Sözleşme ABD’ye aynı anda Karadeniz’de 45.000 tonun üzerinde savaş gemisi
bulundurma hakkını vermiyor. Oysa gemilerden sadece birinin tonajı 69.000 ton
civarında.

• 17 Ağustos 2008, Pazar:


o Rusya Devlet Başkanı Medvedev Fransa Devlet Başkanı Sarkozy ile yaptığı telefon
konuşmasında Rus güçlerinin Pazartesi günü Gürcistan’dan çekilmeye başlayacağını
açıkladı. Fakat Rusya’nın anlaşmada belirtilen hususlara uymayacağı, tüm güçlerden
çok ek güçlerin geri çekileceği endişeleri var. Sarkozy Rusya’nın imzaladığı ateşkese
uymaması halinde “ciddi sonuçlar” ile karşılaşacağı uyarısında bulundu.
o Rus güçleri Gori’den çıkmak bir yana pozisyonlarını güçlendiriyorlar.
o ABD, NATO ülkeleri ile acil bir durum değerlendirme toplantısı talep etti. Dışişleri
Bakanı Rice toplantı için Avrupa’ya gidiyor.
o Alman Başbakan Merkel de Gürcistan ile dayanışmanın altını çizmek için Tiflis’e gitti.
Bükreş Zirvesi’nde Gürcistan’ın NATO üyeliğini engelleyen ülkelerden biri de Almanya
olmasına karşın Merkel Gürcistan’ın
mutlaka NATO üyesi olacağını belirtti,
fakat bir takvim vermekten kaçındı. “Gürcistan bir karış toprağını dahi
Merkel ayrıca Rusya’yı güçlerini bırakmayacaktır”
Gürcistan’dan çekilmeye çağırdı. Saakaşvili, Gürcistan Devlet
o Dışişleri Bakanı Ali Babacan son 2 gün Başkanı
içinde Gürcistan konusunda 5 dışişleri
bakanı ile görüştü (ABD, Fransa,
Almanya, İsveç ve Finlandiya dışişleri
bakanları).
o ABD Savunma Bakanı Robert Gates Rusya’nın Gürcistan’daki eylemlerinin bir bedeli
olması gerektiğini öne sürerek “Rusya yükümlülüklerini yerine getirmiyor. Umarım bu
kez Medvedev sözünü tutar” dedi.

21
USAK Gürcistan Krizi Değerlendirme Raporu

o Saakaşvili Gürcistan topraklarında Rusya tarafından Gürcülere karşı bir etnik temizlik
yapıldığını söyledi. Saakaşvili Rusya ile görüşme talebinde de bulundu. Saakaşvili
“Gürcistan bir tek kilometrekare toprağını bile bırakmayacaktır” dedi. Bu esnada
Gürcü topraklarının yaklaşık üçte ikisi işgal altındaydı.
o Güney Osetya Rusya’dan ülkesinde kalıcı bir Rus üssü kurmasını talep etti.
o Kızılhaç Güney Osetya nüfusunun yaklaşık yarısının göç ettiğini duyurdu. Mevcut
nüfusun 35.000 kadar olduğu tahmin ediliyor.
o BM Gori’de çok ciddi yağma izleri olduğunu açıkladı.
o Güney Osetya’nın başkenti Şinvali’de yaklaşık 130 sivil Gürcü resmi makamlarca
rehine olarak tutuluyor. Rehinelerin yarısı kadın ve içlerinde 12 yaşında bir çocuk da
var. 4. Cenevre Konvansiyonu’nun 3. Maddesi bu tür bir rehin almayı yasaklıyor.
o İngiliz Muhafazakâr Parti lideri David Cameron, hükümete Ruslara İngiltere’ye giriş
vizesi vermemesi çağrısında bulundu. Cameron Rus saldırısını da Hitler’in küçük
devletleri yutma stratejisine benzetip, İngiliz resmi yetkililerden önce Saakaşvili’yi
Tiflis’te ziyaret etmişti. Cameron Rusların G-8’den çıkarılmasını da talep etti.
Cameron İngiltere’nin potansiyel başbakanı olarak görülüyor.
o Ermenistan Dışişleri Bakanı Edvard Nalbandyan ve Rusya Dışişleri Bakanı Sergey
Lavrov Moskova’da görüştü. Görüşme iki saatten fazla sürdü.

• 18 Ağustos 2008, Pazartesi:


o Anlaşmaya rağmen Rus güçlerinin çekildiğini gösterir ciddi bir belirti yok. Tiflis
yakınlarında konuşlanmış Rus askerlerinden biri basında yer alan demecinde
“buradan dakikalar içinde çekilebiliriz. Ama böyle bir emir almadık” dedi. Askerlerin
ateşkes konusunda herhangi bir bilgisinin olmadığı da anlaşıldı. Rusların özellikle
ağaçlık bölgelerde askerlerini gizlemeye çalıştığı görülüyor.
o Rusya’nın Gürcistan içlerinde 10.000 askeri ve 150 tankı olduğu tahmin ediliyor.
Gürcistan’ın yaklaşık üçte ikisi hala Rus işgali altında.
o Rus güçleri Gori-Tiflis yolu üzerinde kontrol noktaları kurdu. Birçok Gürcü şoför geri
çevrildi ve kendilerine Gürcistan’daki Rus elçiliğinden izin almaları gerektiği söylendi.
o Gürcistan Rusların çekilmek bir yana kritik yerlere iyice yerleşmeye ve kontrol
ettikleri toprakları arttırmaya çalıştığını iddia ediyor. Gürcülerin bir diğer iddiası da
Rus güçlerinin ülkenin çeşitli yerlerine mayın döşüyor olmaları
o Gürcü Dışişleri: Ruslar Senaki’de bir Gürcü üssüne girdi.

22
USAK Gürcistan Krizi Değerlendirme Raporu

o Rusya Güney Osetya’da kalıcı askeri noktalar ve geniş bir güvenlik şeridi oluşturmaya
çalışıyor. Oysa 1999 Anlaşması Rusya’ya sadece 500 barış gücü askeri bulundurma
hakkı veriyordu.
o ABD Dışişleri Bakanı Condoleezza Rice: “NATO Rusya’nın Gürcistan işgalinden bir tek
stratejik zafer kazanmasına dahi izin vermeyecektir. Bizler Rusya’nın güç kullanarak
Gürcistan’ın demokrasisinin devletinin zayıflatılmasını içeren stratejik
değerlendirmelerini/hedeflerini reddetmeliyiz. Rusya’nın Atlantik aşan ülkeler
yapısına henüz entegre olamamış ülkelerle araya bir hat çekmesine izin
vermemeliyiz.”
o Almanya Dışişleri Bakanı Frank-Walter Steinmeier Rusya’ya karşı düşünmeden ve
ani reaksiyonlar verilmemesi konusunda uyardı. “NATO-Rusya Konseyi’ndeki
görüşmeler esastır. İletişim kanallarını açık tutmamız gerekiyor” diyen bakanın
uyarıları Almanya’nın Rusya konusundaki çekincelerini ortaya koydu. Rusya
çatışmalar başladıktan sonra Konseyde bir görüşme talep etmesine rağmen ABD bu
isteği engellemişti.
o 18 Ağustos’a kadar çatışmalar nedeniyle 18.000 turistin Gürcistan’dan Ermenistan’a
geçtiği belirtiliyor. Geçenlerin yarıdan fazlası Ermeni turistler.1

• 19 Ağustos 2008, Salı:


o Brüksel’de toplanan 26 NATO ülkesinin dışişleri bakanları NATO ile Rusya arasındaki
ilişkilerin Rus güçleri Gürcistan’dan çıkıncaya kadar normalleşemeyeceğini açıkladılar.

1
‘Citizens of Armenia Didn’t Suffer From The Military Actions in Georgia’, Public Radio of Armenia, 18 August;
2008, (http://www.armradio.am/news/?part=pol&id=13263).

23
USAK Gürcistan Krizi Değerlendirme Raporu

o NATO kararı ‘dağ fare doğurdu’ şeklinde yorumlanırken, Rusya kararı ciddiye almadı.
Kararları Gürcistan yanlısı bulmasına rağmen Rus makamları kararın Gürcistan’a ders
olması gerektiğini belirttiler.
o Gürcistan Rus askerlerinin Gürcü limanı Poti’de petrol yükleme limanına girdiğini ve
20 Gürcü polisini gözaltına aldığını açıkladı. Rusya bu iddiayı doğrularken gerekçe
olarak Gürcü polislerin ‘ağır silahları’ olmasını gösterdi. Rusya ateşkes ilan edilmiş
olmasına rağmen Gürcistan’da en basit silahlar bile kalmayıncaya kadar bu ülkede
kalmaya kararlı olduğu iddia ediliyor.
o İngiltere Dışişleri Bakanı Milliband NATO ve İngiltere’nin Gürcistan’a desteğini
göstermek için Tiflis’e gitti.

• 20 Ağustos 2008:
o Polonya ve ABD füze savunma sistemini Polonya topraklarına yerleştirmek üzere
anlaşma imzaladı. 10 füze Polonya’nın Baltık kıyılarına yerleştirilecek. Rice
anlaşmanın NATO’ya 21. Yüzyılın tehlikelerine yanıt vermede yardımcı olacağını
söyledi. Rice ayrıca sistemin savunma amaçlı olduğunu ve kimseyi hedef almadığını
iddia etti.
o Rusya füzelerin kendisine karşı düşünüldüğüne olduğuna inanıyor. Rusya
Genelkurmay Başkanı General Anatoly Nogovitsyn bir hafta önce Polonya’nın bu
konuda cezalandırılmadan kurtulamayacağını söylemişti.
o Gürcistan’daki çatışmalardan önce Polonya’da füze sistemine önemli bir muhalefet
vardı, fakat Rus saldırılarından sonra sisteme destek Rusya korkusuyla % 65’e kadar
çıktı.
o ABD bu projeye 100 milyar dolardan fazla kaynak harcadı.
o Erdoğan Bakü’de Azerbaycan Devlet Başkanı İlham Aliyev’i ziyaret ederek Kafkasya
İstikrar ve İşbirliği Platformu (KİİP) oluşturma konusunda mutabakat sağladı
o Rusya Parlamentosundan Abhazya’nın ve Güney Osetya’nın bağımısızlığını
tanıyabileceğine dair açıklama yapıldı.
o Suriye Devlet Başkanı Moskova’yı ziyaret ederek Rusya’nın yanında bir tutum
sergiledi. Rusya’yı desteklediklerini belirten Esad, “Rusya tümüyle meşru çıkarlarını
savunuyor” dedi.

• 21 Ağustos 2008, Perşembe:


o Rus Dışişleri Bakanı Lavrov Gürcistan’a silah ambargosu uygulanmasını istedi.

24
USAK Gürcistan Krizi Değerlendirme Raporu

• 22 Ağustos 2008, Cuma:


o Güney Osetya lideri Eduard Kokoity Rus haber ajansı Regnum’a verdiği
demeçte bölgelerinde bir tek Gürcü yerleşim sahasının dahi kalmadığını
açıkladı.
o Gürcistan İçişleri Bakanı Vano Merabişvili, Gürcü Gori bölgesinde bulunan
köylerin % 60’nın gürcü kuvvetler tarafından kontrol edilebildiğini açıkladı.2
o Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov ile Azerbaycan Dışişleri Bakanı Elmar
Memmedyarov’un yaptığı telefon görüşmesinde Gürcistan’daki krizin bölge
ekonomisine olumsuz etkileri görüşüldü.3
• 23 Ağustos 2008, Cumartesi:
o BDT bünyesinde kurulan Ortak Güvenlik Anlaşması Örgütü Kafkasya’nın da
aralarında bulunduğu bir alanda her iki yılda bir geniş kapsamlı askeri
tatbikatlar yapacağını açıkladı. Örgütün savunma bakanlarının Ermenistan’ın
başkenti Erivan’da perşembe günü yaptıkları
toplantısında alınan karara göre üyeler
savunma alanındaki işbirliklerini arttıracaklar.
Gürcistan’ın Savaş Kayıpları Blok şu ana kadar Ermenistan, Tacikistan ve
Ölen Asker Sayısı: 170 Rusya’dan 4.000 askerin katılımıyla 4
Yaralı Asker Sayısı: 1.200 kademeli tatbikatlar yaptı. Örgütün Rusya
dışındaki üyeleri şunlar: Ermenistan, Belarus,
Kazakistan, Özbekistan ve Tacikistan.4
ABD'nin Gürcistan'a insani yardım taşıyan ilk
savaş gemisi dün Boğaz'dan geçti. Karadeniz’e Amerikan savaş gemilerinin
geçişi krize yol açmıştı. Gemilerin tonajı düşürülerek Montrö Antlaşması’na
uygun bir geçiş sağlanabilidi. ABD gemisinin yanı sıra bir Polonya askeri
gemisi de NATO tatbikatı çerçevesinde Boğazları geçti. Yunanistan'ın Girit
adasından yola çıkan ABD ve Polonya'ya ait 2 askeri gemi Polonya’nın
"General Pulasky" adlı askeri gemisi, saat 08.00'de, ABD'nin "Mc Faul-74" adlı
gemisi ise saat 08.30 sıralarında Çanakkale Boğazı'na giriş yaptı. Polonya’nın
"General Pulasky" gemisi Çanakkale Boğazı Gemi Trafik Hizmetleri
Merkezi'ne, Romanya'nın Köstence limanına yanaşacağı bilgisini verdi.
o ABD'nin "Mc Faul-74" gemisi ise varış limanını bildirmedi. Geminin yükü
"bebek maması, battaniye ve hijyen kiti" olarak bildirildi. Mount Whitney ve
Dallas adlı ABD gemileri de Boğazlar'dan geçecek. Dışişleri Bakanlığı'ndan
yapılan açıklamada, yabancı bayraklı askeri gemilerin Montrö Sözleşmesi
bağlamında Türkiye’ye yapılan bildirimlere uygun olarak Türk Boğazları'ndan
geçtiği belirtildi.

2
‘Глава МВД Грузии: Возвращение беженцев в Гори и другие села начнется 23 августа’, (Gürcüstan’ın
İçişleri Bakanı: Mültecilerin Gori’ye ve Diğer Köylere Dönüşü 23 Ağustos’ta başlayacak), REGNUM, 22 Ağustos
2008; (http://regnum.ru/news/1045451.html).
3
‘Москва и Баку обсудили вопросы институализации многостороннего взаимодействия в Закавказье’,
(Moskova ve Bakü Kafkasya’da çok Boyutlu Olarak Karşılıklı Etkileşimin Kurumsallaşma Sorunlarını Görüştü),
REGNUM, 22 Ağustos 2008; (http://regnum.ru/news/1045405.html).
4
‘Russia Led Defense Bloc to Hold Regular Drills: Official’, Xinhua, 23 August 2008.

25
USAK Gürcistan Krizi Değerlendirme Raporu

• Rusya gemilerin geçişini NATO’nun Karadeniz’deki askeri gücünü arttırması olarak


değerlendirdi ve Rusya Genelkurmay Başkan Yardımıcısı, Anatoly Nogovitsyn durumu
“aşırı şüphe verici” olarak tanımladı.
• Rus güçleri hala birçok kilit noktayı tutmaya devam ediyor. Rusya buna rağmen geri
çekilme işleminin tamamlandığını iddia etti.
• Gori şehri çevresinde Gürcü güçleri yeniden belirdi.
• Rus güçleri Abhazya yakınlarındaki Senaki şehrinden de çıktı. Gürcü üslerinin
hiçbirşey kullanılamayacak hale getirilerek terk edildiği anlaşıldı. Gürcüler askeri üsse
geldiğinde binlaraı ineklerin işgal ettiğini gördüler.
• Gürcü resmi makamlarına göre 170 Gürcü askeri çatışmalarda hayatını kaybederken
yaralı asker sayısı 1.200. Gürcü yetkililer mevcutta ne kadar askerleri olduğu
konusunda kesi rakam vermekten kaçınıyorlar.
• Gürcistan binlerce mülteci için çalışmalarını hızlandırıyor. Gürcü resmi kayıtlarına
göre Güney Osetya nedeniyle mülteci durumuna düşenlerin sayısı 120.000. Gerçek
rakamın ise 200.000 civarında olduğu tahmin ediliyor.
• Gürcistan ve AB Rusya tarafından oluşturulmaya çalışan Gürcistan’ı kuşatacak
güvenlik bölgesinin ateşkese aykırı olduğunu söylüyor.

• 24 Ağustos 2008

o Gürcistan Devlet Başkanı Mikheil Şaakaşvili ordularını yeniden inşaa etmekte


kararlı olduklarını söyledi. Gürcü lider ayrıca Güney Osetya ve Abhazya da

26
USAK Gürcistan Krizi Değerlendirme Raporu

dahil olmak üzere Gürcistan’ın toprak bütünlüğünü tek bayrak altında


sağlayacaklarını iddia etti.5
o Rus güçleri hala Gürcistan’ın Poti limanında.
o Fransa, Rusya ile ilişkileri ve Gürcistan’a yardımları görüşmek üzere AB acil
zirvesi istedi. Toplantı Rusya’nın ateşkes şartlarına yeterince uymaması
nedeniyle talep edildi. Fransız yetkililer Rusya’nın tüm güçlerini 7 Ağustos
öncesine çekmesi gerektiğini belirttiler. Buna göre Rusya Güney Osetya ve
Abhazya’da asker bulundurabilir, buraların çevresinde 5 millik dar bir
güvenlik hattına da devriyeler çıkarabilir. Fakat ateşkese göre dar güvenlik
hattında Rus üslerine izin verilemez.
o İlk Amerikan gemisi Batum limanına ulaştı. Resmi görevi insani yardım
getirmek.6 Fakat Rusya Amerikan gemisini gövde gösterisi ve tehlikeli bir
girişim olarak görüyor.
o Petrol taşıyan bir tren Gori
yakınlarında Rus güçlerinin
200.000 Gürcü çatışmalar
yerleştirdiği bir mayına
nedeniyle Mülteci konumuna
çarparak infilak etti. Hasar
düştü. Bunun 36.000’i savaş
büyük. Saldırı Gürcistan’ın
öncesinde Güney Osetya’da
ekonomisini ve ulaşım
yaşayan Gürcüler. 1.500 kadarı
hatlarını hedeflerken, ise Abhzaya’da Kodori’den
Azerbaycan’ın ekonomik gelenler
çıkış yoluna da zarar
veriyor.
o Saakaşvili Gürcistan’ın tüm dünyada müttefikler kazandığını ve yeniden inşaa
kampanyasının başlatılacağını söyledi. Saakaşvili Amerikan desteğinin devam
etmesini beklediklerini de söyledi. Saakaşvili ayrıca Amerikan başkanlık yarışındaki
Cumhuriyetçe adayı McCain ve Demokrat başkan yardımcısı adayı Biden’le düzenli
olarak görüştüklerini de ifade etti. 7
o ABD Başkanı George W. Bush, Rusya Başkanı’na Gürcistan’ın ayrılan bölgelerinin
bağımsızlığını tanımamaları için kendi milletvekillerine tavsiyede bulunması
çağrısında bulundu. Bush’un uyarısı Rus Meclisi Abhazya ve Güney Osetya’yı bağımsız
birer devlet olarak tanımaya hazırlanırken geldi. Bush “Gürcistan’ın toprak bütünlüğü
ve sınırları Rusya da dahil olmak üzere tüm uluslarınki gibi aynı saygıyı görmelidir”
dedi.

5
C. J. Chivers ve Michael Schwirtz, Georgian President Vows to Rebuild Army, The New York Times, 24 August
2008.
6
‘В грузинский порт Поти направился американский эсминец’, (Gürcü Limanı Poti’ye Amerikan Fırkateyni
Yanaştı), LENTA, http://www.lenta.ru/news/2008/08/26/destroyer/, 26 Ağustos 2008.
7
‘C. J. Chivers ve Michael Schwirtz, Georgian President Vows to Rebuild Army’, The New York Times, 24 August
2008.

27
USAK Gürcistan Krizi Değerlendirme Raporu

o Diğer Batılı ülkeler de Rusya’yı iki ayrılıkçı bölgeyi tanımaması için uyardı. Bunun
NATO üyeliği yolunda olan bir ülkenin
parçalanması anlamına geleceği Rus
tarafına hatırlatıldı.
o Rusya Devlet Başkanı Medvedev “Gürcistan’ın toprak bütünlüğü ve
uyarıları fazla ciddiye almadığı sınırları Rusya da dahil olmak
izlenimini verdi. Rus lider “Rusya’nın üzere tüm uluslarınki gibi aynı
NATO’ya ihtiyacından çok daha fazla
saygıyı görmelidir”
NATO’nun Rusya’ya ihtiayacı var. Eğer
Batı ittifakı tüm bağları zedeleyecekse George W. Bush, ABD Başkanı
bunda korkacak hiçbirşey yok” dedi. 8 24 Ağustos 2008
NATO-Rusya Konseyi faaliyetleri kriz
nedeniyle askıya alınmıştı.
o ABD Başkan Yardımcısı Dick Cheney 2
Eylül’de bölgede olacak. Cheney Gürcistan dışında Ukrayna ve Azerbaycan’ı da ziyaret
edecek. İtalya’ya da uğrayacak olan Cheney’nin Kafkaslar’daki tek NATO üyesi olan
Türkiye’ye uğramaması dikkat çekici. Cheney Rusya konusunda ‘şahin’ görüşleri ile
tanınıyor.
o ABD ayrıca Gürcistan’ın yeniden inşaası için ihtiyaçları tespit edecek bir heyeti de
Gürcistan’a gönderiyor.
o Gürcistan’da muhalafet Başkan saakaşvili’yi eleştirmeye başladı. Eski bakanlardan
muhalif Georgy Khaindrava: “Saakaşvili işlediği aptallık suçu nedeniyle
yargılanmalıdır, fakat hangi dava olursa olsun önce barbarlar kovulduktan sonra
yapılmalıdır”.9
o Gürcistan’da yiyecek fiyatları artıyor. Yaklaşan Sonbahar mülteciler için endişeleri
arttırıyor.

o Rusya Başkanı Medvedev Moldova’yı “Gürcistan’ın hatasını tekrarlamaması” için


uyardı.10 Rusya, Moldova’ya da 1990’lı yıllarda ayrılıkçı Transdinyester ile Moldova
arasındaki çatışmaları durdurmak için ‘barışgücü’ göndermişti. Medvedev Gürcistan’ı
kastederek “bu herkes için ciddi bir uyarıdır” dedi. Moldova da Rusya yanlısı ayrılıkçı
Transdinyester’in tanınmasından korkuyor.

8
Ben Feller, ‘Bush Opposes Independence for 2 Regions in Georgia’, The Associated Press, 25 August 2008
9
‘As Georgians Assess Damage, Anger Likely to Grow’, The New York Times, 25 August 2008.
10
‘Russia Warns Moldova Against ‘Georgian Mistake’, The New York Times, 25 August 2008.

28
USAK Gürcistan Krizi Değerlendirme Raporu

• 25 Ağustos 2008:
o Gürcü lider Saakaşvili bakanları ile birlikte Gori’de.11
o Almanya Başbakanı Merkel de Rus Başkan Medvedev’e Rus Senatosu’nun ve alt
meclis Duma’nın Abhazya ve Güney Osetya’yı tanıma tavsiye kararına uymaması
çağrısında bulundu.12

• 26 Ağustos 2008
o Dimitri Medvedev Rus Senatosu ve alt meclis Duma’nın aldığı tavsiye karar
doğrultusunda Abhazya ve G. Osetya’nın bağımsızlığını tanıdı.

II.3. KRİZİ HIZLANDIRAN / DERİNLEŞTİREN


UNSURLAR
“Gürcistan ve
Ukrayna’nın NATO’ya
üye olmaması için • Rusya açısından krizi çatışma
herşeyi yaparız” noktasına getiren en önemli unsurlar
şunlardır:
Rusya Dışişleri Bakanı
o NATO Genişlemesi: Rusya
Lavrov
NATO’nun genişlemesinden ve füze
programlarından rahatsız olmaktadır.
Genişleme Doğu Avrupa’dan başlamış ve
Baltık cumhuriyetleri ile eski SSCB cumhuriyetlerine sıçramıştır. Karadeniz’de
Bulgaristan ve Romanya’nın katılımı ile birlikte Karadeniz’in güneyi ve batısı NATO
toprakları haline gelmiştir. 2008 Nisan ayında gerçekleştirilen Bükreş Zirvesi’nde
Gürcistan ve Ukrayna’nın üyeliklerinin gündeme gelmesi bardağı taşıran damla
olmuştur. Eğer bu iki ülke de NATO üyesi olur ise Karadeniz’de NATO toprağı olmayan
sadece Rusya kıyıları kalacaktır. Rusya’nın Batıdan kuşatılması hızla güneye ilerlemiş
olacaktır ki bu durum Moskova tarafından kabul edilemez bulunmakta ve Ruslar
açıkça tehdit etmektedirler. Rus korkularını füze kalkanı ve füze programları da
ateşlemektedir. Rusya İran’a karşı geliştirildiği iddia edilen Amerikan füze
programlarının doğrudan kendisini hedef aldığını düşünmektedir. Gürcistan’da
çatışmayı ateşleyen en önemli hızlandırıcı unsur olarak NATO genişleme planları ve
füze programları ön plana çıkmaktadır. Nitekim Rus Dışişleri Bakanı Lavrov “Tiflis’in
NATO’ya katılma hevesi kan dökülmesine yol açacak”, “Gürcistan ve Ukrayna’nın
NATO’ya üye olmaması için herşeyi yaparız” demişti.

11
‘Mikheil Saakashvili Arrives in Gori’, The Georgian Times, 25 August 2008.
12
‘Без права на отделение, (Ayrılma Hakkı Olmaksızın), Gazeta, 26 Ağustos 2008;
(http://www.gazeta.ru/politics/2008/08/26_a_2821737.shtml).

29
USAK Gürcistan Krizi Değerlendirme Raporu

o Gürcistan’da Artan ABD Askeri Varlığı: ABD’nin her geçen gün daha fazla silah ve
eğitmen ile Gürcistan’a destek vermesi Rusya’yı rahatsız etmiştir. Gürcistan’ın
Abhazya ve Güney Osetya’da ABD ve müttefiklerini verecekleri destek ile Rusya’ya
rağmen başarılı olması korkusu Moskova’yı ‘geç kalmadan harekete geçme’ kaygısına
sokmuştur.
o Kosova’nın Bağımsızlığı: Rusya’nın müttefiki saydığı Sırbistan’ın itirazlarına rağmen
Kosova, ABD ve AB’nin teşvikleriyle tek taraflı olarak Şubat 2008’de bağımsızlığını ilan
etti. Bugün itibariyle Türkiye de dâhil 45 kadar ülke Kosova’nın bağımsızlığı tanıdı.
Fakat, Rusya tanımamakla kalmadı kararı yasadışı ilan etti. Putin Batı’nın Kosova’ya
desteğini “ahlakdışı ve yasadışı” saydı. Putin’e göre bu adım küresel bir ayrılıkçı
dalgayı tetikleyecekti. Şubat 2008’de Rus milliyetçiler Kosova’dan sonra Rusya’nın
çevresindeki komşu ülkelerde uluslararası hukuku izlemek için herhangi bir
mecburiyetinin kalmadığını açıkladılar. Alexander Dugin Ukrayna’daki Rusların dahi
kendi devletlerini kurmak için harekete geçme haklarının doğduğunu açıkladı.
Tartışmalar bir yana Kosova’nın bağımsızlığı Rusya’ya çok ciddi bir prestij kaybına yol
açtı. Putin’in tüm sert eleştirilerine rağmen ABD Dışişleri Bakanı Rice “Kosova asla
Sırbistan’ın parçası olmayacaktır” açıklamasını yaptı ve bu açıklamalar karşısında
Rusya hiçbir şey yapamadı. Kosova rövanşı alınması gereken büyük bir yenilgi olarak
kaldı. Gürcistan’da Rusya’yı daha sert bir tepkiye iten ve daha pervasız hareket
etmesine yol açan önemli unsurlardan biri de Kosova olmuştur denebilir.
• Gürcistan açısından bakıldığında ise hızlandırıcı unsurlar şöylece sıralanabilir:
o NATO Üyeliğinin Gecikmesi: Bükreş Zirvesi’nde Gürcistan’ın NATO’ya üye olarak
alınmaması, ancak söz verilmiş olması Tiflis’i kaygılandırmıştır. Tiflis üyelik sürecini
hızlandırmak için gerilimin artmasında yarar görmüştür.
o İç Siyasi Dengeler: Saakaşvili Güney Osetya ve Abhazya’nın yeniden egemenlikleri
altına gireceği sözünü sıkça tekrarlamıştır. Seçimleri kazanmasında da etkili olan bu
sözler Gürcü lideri belli bir istikamete zorlamıştır.
o Artan ABD Desteği: ABD’den gelen maddi ve teknik yardımlara ek olarak siyasi
anlamda da güvenceler alınmıştır. Bu güvencelerin ucu net olmamakla birlikte
Gürcüler bu desteği her zaman için olduğundan fazla yorumlamaya meyilli
olmuşlardır.
o Güçlenen Gürcü Ordusu: ABD ve Türkiye’nin katkılarıyla Gürcü ordusu ekipman ve
eğitim açısından önemli bir mesafe almış ve bu durum Tiflis yönetiminin Güney
Osetya ve Abhazya’nın geri alınması konusunda öz güvenini arttırmıştır.
o Rus Tepkisini Doğru Hesaplayamama: Tiflis yönetimi Rusya’nın tepkisinin belli bir
çizginin ötesine geçmeyeceğini düşünmüş, bu algı da çatışmaların hızlanmasına yol
açan bir unsur olmuştur.

30
USAK Gürcistan Krizi Değerlendirme Raporu

III. SAVAŞTA TARAFLARIN


POLİTİKALARI: GÜRCİSTAN,
RUSYA, ABD, AVRUPA ve NATO

31
USAK Gürcistan Krizi Değerlendirme Raporu

III.1. GÜRCİSTAN KRİZİ BİLİNÇLİ OLARAK MI BAŞLATTI?

• Gerek Batılı basın-yayın organlarında gerekse Türkiye’de Gürcistan’ın bu krizde çok büyük
zararlar gördüğü ve göz göre göre Rusya’yı kışkırttığı haber ve yorumları sıkça yer aldı. Bu
tespite göre Saakaşvili’nin Rusya’nın tepkisini bile bile Güney Osetya’ya saldırması Rusya’ya
çok istediği gerekçeyi vermek ve kendisi açısından intihar gibi bir karardı.
• Fakat kriz öncesinde yaşananlara, özellikle NATO Bükreş Zirvesi’nden Ağustos ayına kadar
yaşananlara bakıldığında taraflar arasında gerilimin bilinçli bir şekilde arttırıldığı görülür.
Savaş esnasında Rusya’nın 1 yıldır bu savaşa hazırlandığını söyleyen Saakaşvili bir anlamda
gelişmelerin kendisi için sürpriz olmadığını ima etmektedir.
• Temmuz ayında Rus jetlerinin ABD Dışişleri Bakanı Rice’ın Tiflis ziyareti esnasında Gürcistan
topraklarını ihlal etmesi ve Saakaşvili’nin oldukça sert açıklamaları Gürcistan’ın ABD’nin
desteğini yanında hissettiğinin en açık işaretidir. ABD ile askeri eğitim ve tatbikat programları
esnasında da Gürcistan’ın Rusya’ya karşı teminat olarak yorumlayabileceği çeşitli işaretler
ABD tarafından verilmiştir.
• Washington’da çok sayıda neo-con dostu olan Saakaşvili’ye maksadı aşan sözler söylenmiş
olabilir. Bush yönetimi, neo-conların
yapamayacakları sözler vermeleri ile ünlü bir
dönem olmuştur. GÜRCİSTAN
• NATO Bükreş Zirvesi’nde Gürcistan ABD’nin Nüfus: 4.4 million (BM, 2007)
tam desteğine rağmen üyelik alamayınca Başkent: Tiflis
hayal kırıklığına uğramış ve kendisi bir şeyler Yüzölçümü: 69,700 km2
yapmanın yollarını aramıştır. Gürcistan’ı (Türkiye’ yüzölçümünün onda
NATO’ya dâhil edebilmek için Rusya ile savaş birinden az)
ABD’ye ve Gürcistan’a iyi bir gerekçe
Hayat Beklentisi: 67 Yıl
sunmuştur. Bundan sonraki süreçte Almanya
(erkeklerde), 75 Yıl (kadınlarda)
ve Fransa’yı ikna etmek daha kolay olabilir.
Para Birimi: 1 lari = 100 tetri
Başka bir deyişle Rusya tarafından yıkılan
İhraç Ürünleri: Metal, şarap,
Gürcü şehirleri NATO üyeliğinin diyeti
sayılabilir. meyve

• Gürcistan Devlet Başkanı çeşitli defalar Güney Kişi Başına Düşen Milli Gelir:
Osetya’yı alma sözünü vermiştir. Bu sözlere 1,350 dolar (Dünya Bankası,
karşı Rusya tarafı böyle bir hareket karşısında 2006)
hareketsiz kalmayacağını, hatta kan akacağını
açıkça ilan etmiştir. Başka bir deyişle Ağustos savaşı iki taraf için de sürpriz olmamalıdır.
• Özetle savaş öncesindeki gelişmeler çatışmaya gidildiğini göstermektedir. Elbette Gürcistan
Devlet Başkanı çatışmaların bu kadar uzayacağını ve Gürcistan’ın bu kadar zarar göreceğini
düşünmemiştir. Gerek ABD, gerekse Gürcistan Gürcü güçlerinin olası bir çatışmada Rus
güçlerini daha uzun bir süre zorlayabileceğini hesaplamaktaydılar. Eğer çatışmalar 1 hafta eşit
şartlarda devam etse idi Gürcistan hedeflerine daha kolay ulaşabilir, Batı’dan gelecek yardım
için zaman kazanabilirdi.

32
USAK Gürcistan Krizi Değerlendirme Raporu

• Bir diğer husus da Rus saldırısını beklemesine rağmen Gürcistan (ve muhtemelen ABD)
tepkinin bu kadar orantısız olmasını beklememiştir. Eğer Rus güçleri sadece Güney Osetya
ve/veya Abhazya sınırları içinde kalsaydı bu hesaplanabilir bir tepki olarak nitelendirilebilirdi.
Fakat Rus güçleri Gori, Senaki ve Tiflis’i de bombalamış, Gürcü topraklarını işgal etmiştir. Gori
şehrindeki yağmalama görüntüleri ve bilinçli olarak sivillerin hedef alınışı sadece Gürcistan’ı
değil, tüm dünyayı şaşırtmıştır. Rusya hedefleri ve saldırı ile orantılı bir karşılık vermemiş,
uluslararası hukuku çok açık ve çok sert bir şekilde ihlal etmiştir. Tiflis ve Washington
yönetimlerinin asıl hesap edemedikleri budur.
• Rusya’nın aşırı güç kullanımı istenen bir durum olmamasına rağmen Rusya’yı zor durumda
bırakmış Gürcistan’ın uluslararası kamuoyundan beklentilerini sağlamasını kolaylaştırmıştır.
Eğer süreç Gürcistan’ın NATO üyeliği ile sonuçlanırsa bunun en önemli nedeni Rusya’nın aşırı
güç kullanımı olacaktır.
• Rusya’nın aşırı güç kullanımı Gürcistan’ın Güney Osetya’daki hatalarının da üstünü
kapatmıştır. Oysa Gürcistan savaş öncesinde görüşmeler sürerken herkesi kandırarak ani bir
saldırı düzenlemiş, böylece sözünde durmamıştır. Ayrıca Osetya’da çok sayıda sivilin hayatını
kaybetmesine yol açmış, şiddet temelli bir yöntem ile sorunları çözmeye çalışmıştır. Ancak
Rusya’nın karşı atağı ve hukuk ihlalleri Gürcistan’ın hatalarının görünmemesine neden
olmuştur.

III.2. RUSYA’NIN GÜRCİSTAN’A YANITI VE SAVAŞTAKİ HEDEFLERİ

• Gürcistan’ın Güney Osetya’ya saldırısı Rusya’ya uzun zamandır beklenen fırsatı verdi.
• Rusya çok uzun bir süredir Gürcistan’ın ‘iyi bir ders’e ihtiyacı olduğunu düşünüyordu. 1 yıldır
Gürcistan’a saldırı hazırlıkları yapılıyordu.
• NATO Bükreş Zirvesi’nden sonra Moskova bilinçli olarak gerilimi arttırdı ve Gürcistan’ın
meydan okumalarına misli ile karşılık verme yoluna gitti.
• Rusya, Gürcistan’ın NATO’ya girme isteğini ve ABD ile işbirliğini ABD’nin Rusya’nın içlerine
güneyden sarkma olarak değerlendirdi. ABD Kafkaslarda durdurulamazsa ileride
durdurulamaz düşüncesi Rus elit arasında güçlendi.
• Gürcistan’a verilecek ‘iyi bir ders’ ile Azerbaycan’a ve Türkiye’ye de mesaj gönderilmiş olacağı
düşünüldü.
• Son yıllarda hızla yakınlaşan Türkiye, Gürcistan ve Azerbaycan “üçlü hattı”nı kırmanın en iyi
yolu olarak Gürcistan görüldü. Gürcistan zincirin zayıf halkasıydı.

33
USAK Gürcistan Krizi Değerlendirme Raporu

Rusya

Türkiye Gürcistan Azerbaycan

Ermenistan

• Eğer Gürcistan işgal edilebilir ya da Batı yanlısı yönetim düşürülebilirse bu durumda Türkiye-
Gürcistan-Azerbaycan hattı kırılmış ve yerine Rusya-Gürcistan-Ermenistan hattı kurulmuş
olacak, Batı etkisi de bölgede kırılmış olacaktı. İran ile nispeten iyi ilişkiler düşünüldüğünde
Kafkasya ve hatta Orta Asya’da Rus etkisi tekrar tesis edilmiş olacaktı.
• Gürcistan üzerinde Rus etkisinin artışı enerji hatları üzerinde de Rus etkisinin artışı anlamına
gelecektir. Gürcistan’ın taraf değiştirmesi ile birlikte tüm Hazar Havzası’nın enerji hatları yine
Rus bölgesinden geçecektir ve Avrupa’ya alternatif hat fikri daha baştan boşa çıkarılmış
olacaktır. Bunun yanı sıra gerçek anlamda bağımsız olabilmek için enerjilerini Rusya dışı
hatlarla dünyaya pazarlamaya çalışan Azerbaycan, Kazakistan ve Türkmenistan’ın hayalleri de
gerçekleşmesi imkânsız hale gelecektir.
• Özetle Gürcistan bölgedeki tüm dengeleri değiştirebilecek önemde bir bölgeyi işgal
etmektedir. Rusya bu bölgeyi etki sahasına alabilmek için herşeyi yapabilecek bir hazırlık
içindeydi.
• Rusya’nın Gürcistan’a saldırısının rasyonel açıklamaları olsa da saldırı sadece mantıkla
açıklanamaz. Sorunun duygusal boyutu da oldukça önemlidir. Rusya yıllarca kendi idaresinde
kalan Gürcistan’ın ABD ile yakınlaşmasını ihanet olarak görmüştür ve rasyonel hedeflere ek
olarak ‘ders verme’, ‘intikam alma’, ‘haddini bildirme’ gibi duygu yüklü hedefler devreye
girmiştir.
• Rusya, Gürcistan’ın saldırısına bilinçli bir oyuna çekilip çekilmediğini düşünmeden ve uzun
değerlendirmeler yapmadan ani ve aşırı tepki vermiştir. Gürcistan’ın Güney Osetya’ya saldırı
kararı tartışılabilir ve Saakaşvili’nin liderliği sorgulanabilir. Ancak Rusya’nın Saakaşvili’den
daha akıllıca bir strateji izlediğini söyleyebilmek de kolay değildir.
• İlk günlerde Rusya nerede duracağını bilememiştir.

34
USAK Gürcistan Krizi Değerlendirme Raporu

• Savaşın hemen her gününde Rusya kanadı sinirli ve maksadı aşan ifadeler kullanmıştır.
Rusya’nın halkla ilişkiler konusunda ciddi sorunları ortaya çıkmıştır.
• Temelde Gürcistan’ın iç işleri sayılan Güney Osetya nedeniyle Rus güçlerinin Gürcistan’ı işgal
etmeye kalkması Uluslararası Hukuk’un ve Birleşmiş Milletler (BM) sisteminin açıkça
çiğnenmesidir.
• Başta Gori kenti olmak üzere, Rus güçlerinin çok sayıda sivili öldürmesi, yaralaması, sivil
yerleşim yerlerine zarar vermesi Rusya’nın işini kolaylaştırmamıştır. Dahası Rus güçlerin
koruması altında Oset milisleri Gori’de çocuk
yaşta Gürcüleri katletmiş, on binlerce Gürcü
evini terk etmek zorunda kalmış, işyerleri
Rusya’nın Gürcistan haritasını yağmalanmıştır. Bunlar da Rusya açısından
yeniden çizmek istediği gereksiz ve Rus çıkarlarının aleyhine eylemlerdir.
anlaşılmaktadır. Şu an itibariyle • Kontrolsüz güç, güç değildir. Rusya
Gürcistan’dan Abhazya, Güney Gürcistan ile savaşta her zaman gücünü kontrol
Osetya, Acaristan, Cevahiti ve edebilen bir güç olmamıştır.
Gürcistan olarak 5 ayrı devlet • Ateşkes antlaşmasında mutabık
çıkarmak mümkündür. kalınmasına ve Medevedev’in Sarkozy’e söz
vermesine karşın Rus güçlerinin ateşkes kararına
uymaması, ateşkes metni imzalandıktan sonra
dahi Rus güçlerin askeri eylemlerinin sürmesi Rusya’nın güvenilirliği konusundaki şüpheleri
arttırmıştır.
• Rusya, Gürcistan’da askeri gücünü kanıtlamıştır. Fakat kar-zarar muhasebesi yapmak için
henüz erkendir.
• Ateşkese rağmen Gürcistan’dan çıkmayan Rus askerinin dağılımı ve kontrol altına aldığı
noktalar dikkate alındığında Rusya’nın Gürcistan haritasını yeniden çizmek istediği
anlaşılmaktadır. Şu an itibariyle Gürcistan’dan Abhazya, Güney Osetya, Acaristan, Cevahiti
ve Gürcistan olarak 5 ayrı devlet çıkarmak mümkündür. Abhazya ve Güney Osetya’nın
bağımsızlıklarını tanıyan Rusya bu yönde ilk adımı atmıştır. Yeni haritada Gürcülere bırakılan
yer daraltılarak bu devletler arasında topraklar birbirine yakın oranlarda da paylaşılmak
istenebilir. Bu durumda her bir mini-devlet Rusya’nın denetiminden çıkamayacak birer
uyduya dönecektir.

III.3. ABD’NİN SAVAŞ KARŞISINDAKİ TUTUMU VE YENİ SOĞUK SAVAŞ SENARYOLARI

• ABD bu çatışmada Rusya’nın aşırı güç kullanımı karşısında hazırlıksız yakalanmıştır. Savaş için
gerekli hazırlıkların yapıldığını gösterir işaretler mevcut değildir.
• ABD, Rusya’nın Gürcistan müdahalesine karşı sert bir dil kullanmış, Rusya’yı açıktan tehdit
eder bir dili tercih etmiştir. Pentagon 15–23 Ağustos tarihlerinde ABD, Rusya, Fransa ve
İngiltere’nin Japon Denizi’nde yapacağı ve Rus limanı Vladivostok’un da kullanılacağı FRUKUS

35
USAK Gürcistan Krizi Değerlendirme Raporu

deniz tatbikatını iptal etmiştir. Ayrıca Rusya’nın G-8’den dışlanması ve Dünya Ticaret
Örgütü’nün dışında tutulması seçenekleri de gündeme getirilmiştir.
• Savaş esnasında gelen sert uyarıların Rusya üzerinde ciddi hiçbir etkisi olmamıştır.
• Gürcistan’da halk arasında ABD’nin itibarı önemli oranda düşmüştür. Savaş öncesinde
ABD’nin en yoğun halk desteği aldığı, hatta Başkan Bush’un ABD’den dahi daha popüler bir
lider olduğu Gürcistan’da ABD’ye şüpheyle bakanların sayısında önemli bir artış vardır. Rusya
yanlıları bu memnuniyetsiz kitlelerden yararlanarak Saaakaşvili’yi çeşitli yollardan devirmeyi
deneyebilir.
• Rusya’nın küçük bir müttefikini dahi koruyamamış olması ABD desteği konusunda önemli
soru işaretlerine yol açmıştır. Hatta, ABD’ye karşı yöneltilen eleştirilerin arasında krize geç
müdahil olması da yer almaktadır.
• Başkan Yardımcısı Dick Cheney, Dışişleri Bakanı Rice ve Savunma Bakanı Gates Rusya’nın
eylemlerinin cezasız kalmayacağını söylemişlerdir. Eğer bu Amerikan devletinin bir kararı ise
ABD’nin Rusya’ya yanıtının henüz gelmediğini, önümüzdeki günlerde bu yanıtın beklenmesi
gerektiğini hatırlatmak gerekir.
• Gürcistan Devlet Başkanı Saakaşvili ABD’yi savaşa çekebilmek için özel bir çaba harcadı. Ancak
ABD savaşa dâhil olmamak için titiz bir gayret içinde oldu.
• ABD, Gürcistan’da itibar kaybına uğramış olsa da Gürcistan’daki çatışmalar bir Rusya-ABD
savaşı için yeterli gerekçeleri sunmamaktadır. ABD böyle bir çatışmaya normal şartlarda tek
başına girmez. Irak’a dahi 50’den fazla ülkenin desteği ile giren ABD’nin Rusya ile sıcak
çatışmaya ani bir kararla girmesi beklenemezdi. Fakat bu durum ABD’nin Rusya’dan korktuğu,
ya da Rusya’ya karşı elinde mücadele aracı olmadığı şeklinde de yorumlanmamalıdır.
• ABD’nin Rusya’yı kuşatma politikası önümüzdeki dönemde de devam edecektir. Çünkü ABD
için yakın dönemde küresel rakip İran veya İslam dünyası değil Rusya ve Çin’dir. İslam
dünyasını ve diğer olası rakipleri zayıflatma çalışmaları sürecek olsa da temelde kontrol
altında bir Rusya ve Çin öncelikli iki hedeftir. Rusya’nın Gürcistan’dakine benzer şiddet
kullanımına varan çıkışlarını ABD benzeri araçlar ile cezalandırmak isteyecektir. Rusya ve ABD
arasında karşılıklı olarak gücünü karşı tarafa
ispat yarışı başlamıştır. Yarıştan kimin galip
çıkacağı henüz belirsizdir.
ABD, Rusya karşısında küçük bir
• Bu tabloya bakarak yeni bir Soğuk Savaş’ın
başladığını söylemek doğru olmaz. Soğuk
müttefikini bile korumaktan aciz
Savaş özel bir dönemin koşullarında ortaya ülke görüntüsünü vermiştir
çıkmıştır. Yeni gerilim Soğuk Savaş’tan farklı
şartların ürünü olacaktır.
• Aynı zamanda Soğuk Savaş temelinde her ne kadar güç mücadelesini barındırsa da
ideolojilerin çatıştığı bir dönem olmuştur. Bugün itibariyle Rusya’nın geçmişte olduğu gibi
savunduğu bir değerler bütünü bulunmamaktadır.
• 1991’de küresel düzen yıkılmış, ancak yerine yeni bir düzen kurulamamıştır. Şu an yaşanan
sancılar yeni düzen kurmak için rakiplerin rekabetinden kaynaklanmaktadır. Bu durum 19.
Yüzyıl Avrupa düzeninin bizzat Avrupa güçleri elinde yıkılması ve I. ve II. Dünya Savaşları ile
yeni bir düzenin ortaya çıkmasına benzemektedir. Bu durumda 21. yüzyılın ilk döneminin

36
USAK Gürcistan Krizi Değerlendirme Raporu

oldukça sancılı geçmesi beklenebilir. Yeni bir düzen kurmak için çok kanlı savaşlar da
gerekebilir. Eğer yeni dönem de İngiltere’nin 19. Yüzyılda kurduğu küresel düzenin yıkılması
gibi şekil alacaksa bu durumda ABD-Rusya rekabetinin yeni süper güç veya güçler doğurması
da mümkündür.
• Rusya’nın ABD karşısındaki en önemli avantajı olarak enerji hatlarını kontrol etmesi
gösterilmektedir. Oysa ABD’nin Rusya’ya doğrudan gaz veya petrol bağımlılığı
bulunmamaktadır. Bu durum daha çok AB ülkeleri için söylenebilir. Ancak petrol arz eden bir
ülkenin ithalatçılar karşısında ürününü siyasi araç olarak kullanmasının bir sınırı olduğu
1970’li yıllarda çok net bir şekilde anlaşılmıştır. Petrol ve gazını silah haline getirmeye
çalışacak bir Rusya bundan yarardan çok zarar görebilir. Rusya ekonomisindeki büyüme enerji
sektöründeki büyümeye fazlasıyla bağımlı hale gelmiştir ve Rus ekonomisi petrol ve gaz
fiyatlarındaki değişim karşısında çok savunmasızdır. Ekonomisi çok az sayıda ürüne bağlı bir
ekonominin ABD ve AB ekonomileri karşısında uzun vadede dayanması oldukça güçtür.
Rusya’nın enerji ürünlerindeki satışlarda tek taraflı bir bağımlılıktan söz etmek mümkün
değildir.
• Bunun dışında unutulmaması gereken bir nokta da kısa ve orta vadede bu politikalar belli bir
seviyeye kadar etkili de olsa uzun vadede devletlerde yeni sisteme uyum sağlama adına
yapılan değişikliklerle bu gibi politikaların etkinliği zayıflamaktadır.
• ABD, Gürcistan’daki Rus saldırılarının karşılığını en yakın zamanda vermek isteyecektir.
Kafkaslarda ve Karadeniz’de Gürcistan olayları
ile birlikte dengeler daha hızlı bir şekilde
değişmeye başlamıştır. ABD, Gürcistan’daki Rus
• Rusya’nın en önemli sorunu askeri gücü saldırılarının karşılığını en yakın
dışında nispeten zayıf oluşudur. Rusya zamanda vermek isteyecektir
komşularına herhangi bir siyasi ya da
ekonomik düzen / model önerememektedir.
ABD’ye karşı çıkışları tek başına bir düzen
önerisi sayılamaz. Rusya ile birlikte olmanın tek yararı Rusya’nın saldırılarından korunmak
olmaktadır. Bu ise uzun dönemde Rusya için yeterli değildir. Saldırılma endişesi ile devletleri
uzun süre yanınızda tutmanız zordur. Buna karşın AB ve ABD ekonomik ve siyasi bir düzeni
temsil etmektedir. Balkanlar’da, Doğu Avrupa’da ve Kafkaslarda ülkeler AB’ye kendi istekleri
ile katılmak istemektedirler. ABD’nin önderliğini yaptığı küresel düzen de sadece tehdit
üzerinde işlememektedir. Küresel ya da bölgesel liderlik sadece askeri güçle olmaz. Yumuşak
gücü olmayan, istikrar ve refah vaadedtmeyen bir ülkenin orta ve uzun vadede gücünü
koruyabilmesi zordur. Rusya Stalin döneminden hareketle bunu en iyi bilen ülke olmalıydı.
Stalin’in Boğazları ve Doğu Anadolu’nun bir kısmını işgal etme tehditleri Türkiye’yi NATO’ya
sürüklemişti. Bir anlamda Stalin Türkiye’yi NATO’nun kollarına itmişti. Aynı durum Gürcistan
için de yaşanmaktadır. Rusya korkusu ülkeleri Rusya’ya yaklaştırmamakta, aksine ondan
uzaklaştırmaktadır. Eğer Rusya bölgesel ya da küresel güç olmak istiyorsa ekonomik ve siyasi
alandaki yumuşak güçlerini devreye sokmalı, korkudan çok ümit vaat etmelidir.
• Rusya’nın önemli bir hatası da öfkeyle hareket etmesi, ABD’nin uluslararası hukuk ve
örgütlerden çıkarları doğrultusunda yararlanma yeteneğini yeterince gösterememesidir. Bazı
durumlarda ise “ABD yaptı ise ben de yaparım” söylemi kullanılmaktadır. ABD’nin uluslararası

37
USAK Gürcistan Krizi Değerlendirme Raporu

hukuktan yararlanmada gösterdiği başarısızlık nasıl Irak Savaşı’nda kendisine büyük


maliyetlere yol açtıysa, Rusya da aynı eleştiri ve maliyetlerle karşılaşacaktır.

ABD BAŞKANLIK SEÇİMLERİ VE GÜRCİSTAN KRİZİ

• ABD – Rusya geriliminin Amerikan başkanlık seçimlerinden sonra da devam edeceği tahmin
edilebiliyor.
• Kimi uzmanlara göre Rusya saldırılarını bilinçli olarak ABD’de seçim olduğu yıllarda yapıyor.
Örneğin 1956 Macaristan, 1968 Çekoslovakya ve 1980 Afganistan işgallerinin hep Amerikan
seçim yılları olduğuna dikkat çekiliyor. Bu yıllar aynı zamanda olimpiyatların da yapıldığı yıllar.
Gürcistan krizi de olimpiyatların açılış törenleri esnasında patlak verdi ve ABD’de seçim yılına
denk geldi. Rusya’nın özellikle böyle bir denk getirme çabasında olduğunu söylemek zorsa da
ABD’de seçim yılı oluşu krizin gelişimini etkileyecektir.
• Bush yönetimi krizi sona erdirebilmek için yeterli süreye sahip değildir. Cumhuriyetçi neo-
conlar hala Soğuk Savaş’ın zafer sarhoşluğu ile hareket etmektedir. Bu anlayışa göre yarışı
ABD kazanmıştır ve Rusya da kaybetmiştir. Kaybeden yerine razı olmalıdır. Pazarlık ve
diyalogdan yoksun görünen bu yaklaşımın McCain’in başkan seçilmesi halinde devam edeceği
söylenebilir. Cumhuriyetçi aday Gürcistan’a açık destek verirken, Rusya’ya adeta meydan
okumuştur.
• Demokrat aday Obama’nın seçilmesi halinde
ise ABD’nin İran, Rusya, Suriye ve hatta Hamas
gibi yapılar ile diyalog ve pazarlık içine gireceği
beklentisi yüksektir. Ancak, kanaatimizce NATO genişlemesi ve AB
Rusya ve ABD arasında yapısal rekabet konuları genişlemesi birbirini destekleyen
vardır ve bu rekabetin kişisel tercihler ile süreçler olmalıdır.
kolayca halledilebilmesi zor görünmektedir.
• Seçime kadar McCain ve Obama’nın Rusya’ya
karşı söylemlerini sertleştirmeleri de beklenebilir. Çünkü ABD’de başta Polonyalılar olmak
üzere Rusya karşıtı ciddi bir oy potansiyeli bulunuyor.

III.4. NATO’NUN GELECEĞİ VE RUSYA İLE İLİŞKİLER

• Soğuk Savaş sona erdikten sonra varlığı en çok sorgulanan kurumların başında NATO
gelmiştir. İttifakın düşmanını kaybetmesi ile gereksiz hale geldiği tartışmaları örgütü kimlik
krizine sokmuştur. Kendisine küresel çapta terörle mücadelede yeni roller arayan örgüt son
olaylar ile birlikte yeniden hayat bulmuştur. Rusya ile ilişkilerde yer yer güç kullanmak
gerekeceği, bunun ise ancak NATO benzeri bir örgütün şemsiyesi altında olabileceği kabul
edilmektedir.

38
USAK Gürcistan Krizi Değerlendirme Raporu

• NATO genişlemesi Rusya’yı endişelendirmekte ve kuşatılmışlık hissine neden olmaktadır.


Özellikle genişlemenin Rusya’nın en yakın sınırlarına dokunmuş olması NATO’yu Rusya karşıtı
bir örgüt olarak algılanmaya itmektedir.
• NATO genişlemesine Rusya Gürcistan ve Ukrayna’nın üyelikleri gündeme gelene kadar
direnememiştir. Buradaki başarının sırrı, NATO’ya ve Avrupa Birliği’ne (AB) üyelik süreçlerinin
birbirlerini destekler şekilde çalışmasıdır. Orta ve Doğu Avrupa ülkeleri ve Baltık ülkeleri
NATO’ya girmeden önce AB’ye girmişlerdir. Ekonomik ve siyasi anlamda Avrupa’nın gerçek
bir parçası haline gelen bu ülkelerin askeri klübe de üye olmaları daha kolay olmuştur. Bu
anlamda AB üyesi olmayan Ukrayna ve Gürcistan’ın NATO’ya dâhil olmaları fikri Rusya’da
tehlikeli bulunmuş, AB şemsiyesine sahip olmayan bu ülkeler Moskova karşısında daha fazla
savunmasız kalmışlardır.
• Bundan sonraki süreçte meseleye sadece askeri araçlarla bakılmamalıdır. NATO, AB’nin çok
önünde gitmemeli, en azından AB’ye aday üyelik kartları ile birlikte devam etmelidir.
• Türkiye’nin AB üyelik sürecinin hızlandırılmasının da NATO genişlemesine katkısı olacaktır.
AB üyesi olmadan uzun yıllar önce NATO üyesi olan Türkiye’nin tam üyeliği sayesinde
Kafkasya ve Karadeniz’de AB etkisi artacak ve bu durum NATO genişlemesine de katkı
sağlayacaktır.
• Gürcistan ve Azerbaycan’a AB üyelik perspektifi kazandırılması da yararlı olacaktır.
• Krizin çözümünde en etkili araç ise Gürcistan (ve Azerbaycan’a) NATO üyeliği takvimi
çıkarılmasıdır.

III.5. AVRUPA VE ABD’NİN KRİZE BAKIŞINDAKİ FARKLAR

• ABD Soğuk Savaş’ın bitiminden bu yana Orta ve Doğu Avrupa’da Rusya’nın zayıflığını istismar
ederek yol almaktadır. Rusya, ABD’ye karşılık veremediği için birçok adımı sineye
çekmektedir. ABD fırsattan istifade etmekte ve daha çok askeri önlemlere ağırlık
vermektedir.
• Avrupa, özellikle de Almanya ve Fransa ise Rusya’nın Avrupa kıtasına bir daha tehdit
oluşturmayacak şekilde entegre edilebilmesi üzerinde durmaktadır. Ekonomik çıkarlar ile
Rusya’nın Avrupa’ya olan bağımlılığını arttırmaya çalışan bu ülkeler enerji fiyatlarındaki
patlama ve Rus ekonomisindeki düzelme ile birlikte Rusya karşısındaki en önemli kartlarını
kaybetmiş oldular. Borçlarını önemli oranda kapatan Rusya bugün Avrupa karşısında daha
rahat bir konuma sahip. Hatta doğalgazda artan Avrupa bağımlılığı Moskova’yı güçlendiriyor.
• Rusya’nın geçtiğimiz yıllarda Ukrayna üzerinden gelen doğalgazı kesmesi Avrupa ülkelerine
enerji konusunda Rusya’ya olan bağımlılıklarını sert bir şekilde hatırlattı ve alternatif hatlar
konusunda arayışlar arttı. Bu konuda en iyi alternatif olarak Hazar enerji kaynakları ve
bunların Rusya dışı bir hattan, Gürcistan ve Türkiye üzerinden taşınması daha fazla gündeme
geldi. Ancak enerji alanındaki bağımlılığa rağmen Avrupa Birliği’nin Rusya ile ilişkilerde daha
as saldırgan yöntemleri tercih ettiği biliniyor. Özellikle Almanya kuzeyden oluşturmayı
planladığı Rusya enerji bağlantısı ve bu ülkedeki yatırımları ile Rusya’yı fazlaca kızdırmamak
gerektiğini düşünüyor. Tarih boyunca en önemli sorunları Rusya ile yaşamış bir ülke olarak
Almanya’nın tarihi korkuları Alman-Rus gerilimini tırmandırmayı yararlı bulmuyor. Nitekim

39
USAK Gürcistan Krizi Değerlendirme Raporu

Gürcistan ve Ukrayna’nın NATO üyeliğini engelleyen ülkelerin başında da Almanya ve Fransa


geliyordu. İki ülkenin bu konudaki çekingenliği devam ediyor.
• ABD’nin Rusya’ya karşı sert retoriğini ve ani eylem taleplerini AB kanadında yeterince
göremiyoruz. Bu durum eski Yugoslavya’da da gözlenmiş ve ABD devreye girene kadar çok
sayıda katliam gerçekleşmişti. Kafkasya’da da ABD ile AB arasında bu fark net bir şekilde
ortaya çıktı.
• Rus saldırganlığı eski Doğu Avrupa ülkelerindeki kaygıları zirveye çıkardı. Fransa ve
Almanya’nın çekingen tutumu bu ülkelerde rahatsızlığa yol açıyor ve Rusya’ya karşı kesin
garanti arayışı içindeler. Savaşın başlamasından sadece bir hafta sonra Polonya, Litvanya,
Letonya, Estonya ve Ukrayna başkanlarının Saakaşvili’yi ziyaret ederek dayanışma
gösterisinde bulunmaları Gürcistan’daki gelişmeleri ne kadar yakından takip ettiklerini
gösteriyor. AB ve NATO üyeliğine rağmen Doğu Avrupa’da Rusya karşısında güvenlik arayışları
sona ermiş değil. Bu durumda söz konusu ülkeler uluslararası liderlik konusunda Berlin, Paris
veya Brüksel’den çok Washington’a güveniyorlar. Nitekim Sarkozy’nin Medvedev’le
görüşmesinde Rusya’nın Kafkasya’da vatandaşlarını koruma vb. Gerekçelerle ‘bazı hakları’
olduğunu söylemesi Baltık ülkelerinde ve Doğu Avrupa’da Fransa’ya güvensizliği daha da
arttırdı. Bu durum Avrupa güvenliğinde ciddi bir ikiliğe yol açabilir.
• Doğu Avrupa ülkeleri, Ukrayna ve Baltık ülkeleri Fransa ve Almanya’nın savaş esnasındaki
performansından memnun değiller. Alman Dışişleri Bakanlığı ‘Rusyacı’ olmakla suçlanıyor.
Polonya Devlet Başkanı Lech Kaczynski Fransa ve Almanya’nın Moskova’ya karşı çok yumuşak
olduğunu ayrıca AB’nin bu konudaki tutumunu tek başlarına belirlemeye çalıştıklarını iddia
etti. Yakın dönemde AB Dış Politikası konusunda tıpkı Irak’ta yaşandığı gibi çatlaklar
büyüyebilir. ABD ve İngiltere hattı Rusya’dan korkanlar ile birleşerek Fransa ve Almanya’ya
meydan okuyabilir.

III.6. RUSYA’NIN SAYGI TALEBİ

• Rusya’nın Gürcistan’daki güç kullanımı herşeyden önce gücüne saygı talebidir. ABD’nin
kendisine saygı göstermediğini ve küresel dengelerde hak ettiği yeri vermediğini düşünen
Rusya neler yapabileceğini kanıtlamak istemektedir. Putin Rusya’nın gerçek gücünün ne
olduğu konusunda geçmişte çeşitli defalar çıkışlar yapmış, ancak bu uyarıları dikkate
alınmamıştı.
• Cumhurbaşkanı Abdullah Gül de yabancı bir gazeteye verdiği demeçte yeni dönemde ABD’nin
gücü paylaşması gerektiğini vurgulamıştı.
• ABD’nin tek taraflı eylemleri ve tek süper güç olarak devam etme arzusu tüm dünyada
rahatsızlıklara yol açmaktadır. Fakat unutulmaması gerekir ki iktidar kendiliğinden
paylaşılabilen bir güç değildir. İktidar isteyen payına düşeni gücünü göstererek almak
durumundadır. Rusya henüz gücü konusunda ABD’yi ikna edebilmiş değildir. Bu arada
belirtmek gerekir ki tarih kendisini çok güçlü sananlar ve gücündeki azalmayı fark
edemeyerek iktidarı diğerleri ile paylaşamayanların yaşadıkları felaket örnekleriyle doludur.

40
USAK Gürcistan Krizi Değerlendirme Raporu

ABD ve Rusya’nın rekabeti her ikisine de ummadıkları zararlar verebilir ve bu aradan başka
güçler kendilerine küresel yönetimde yol bulabilirler.
• Rusya’nın Gürcistan saldırısı sadece ‘saygı talebi’ olarak değerlendirilemez. Rusya
Gürcistan’da yeterli direnç ile karşılaşmaması halinde Sovyetler dönemindeki reflekslerine
dönebilecektir. Gürcistan’daki gelişmeler ilk olarak Rus azınlığa sahip eski SSCB ülkelerinde
büyük bir endişeye yol açmaktadır. Bunların başında Kazakistan, Ukrayna, Letonya, Moldova
ve Estonya bulunmaktadır. Burada Rusya’nın saygı talebi ile söz konusu devletlerin
bağımsızlıklarına ve toprak bütünlüklerine saygı talepleri çatışmaktadır.

III.7. RUSYA, ABD’YE KARŞI NE YAPABİLİR?

• ABD ve Rusya arasındaki gerilimin daha ne kadar tırmanacağını bilemiyoruz. Eğer önümüzdeki
günlerde Rusya-Batı kutuplaşması yükselecek ve ABD Rusya’ya karşı çok sert önlemler almaya
başlayacaksa Rusya’nın da elinin boş olmadığını görmek zorundadır. Olası bir kutuplaşmada
Batı-karşıtı bir Rusya’nın yapabileceklerini şöylece sıralamak olası:
o Öncelikle Rusya ABD’nin sevmediği ne kadar ülke varsa bunlarla ilişkilerini
geliştirecektir. İran, Suriye ve Venezüella listenin başında. Venezüella Rusları Latin
Amerika’ya davet ediyor bile. Venezüella-Rusya ikilisi Batı Yarımküre’de ABD’yi zor
durumda bırakacak birlikteliklere zemin hazırlayabilir. İran ve Suriye ile işbirliği ise
çok daha tehlikeli. Filistin’den Afganistan’a kadar geniş bir bölgede Rusya-Suriye-İran
işbirliği ABD projelerinin altını oyar, bölgedeki mevcut dengeleri altüst eder. Elbette
İran-Rusya işbirliğinin Kafkaslar’da da önemli etkisi olacaktır. Hem İran, hem de
Suriye Rusya’ya en son Gürcistan olaylarında destek vererek böyle bir işbirliğini
kolaylaştırdılar. Suriye Devlet Başkanı geçtiğimiz hafta Rusya’daydı. Burada tam iki
gün geçirdi ve Gürcistan olayları nedeniyle Rusya’yı savunup, Batı’yı eleştirdi.

41
USAK Gürcistan Krizi Değerlendirme Raporu

o Rusya’nın ABD karşısında kullanabileceği kartlardan bir tanesi silah satışları. ABD’nin
düşman veya tehlikeli saydığı ülkelere ve / veya gruplara kontrolsüz bir şekilde Rus
silahlarının satılması ABD’nin güvenlik maliyetlerini oldukça arttırabilir. En son Suriye
Devlet Başkanı Rusya’da silah alımı görüşmeleri yaptı.
o Rusya’nın önemli bir kartı da diplomatik sahadadır. Birleşmiş Milletler Güvenlik
Konseyi’nin (BMGK) beş daimi üyesinden biri olan Rusya, ABD’nin geçmesini istediği
her türlü kararı veto edebilecek bir güce sahip. Batı karşıtı bir noktaya kayacak bir
Rusya bu gücünü daha fazla kullanabilir.
o ABD için diğer hayati konulardan biri de küresel terörle mücadele. Bu konuda
devletlerin birbirine desteği çok önemli. Rusya 11 Eylül’den sonra ABD’ye önemli bir
destek sağladı ve bu desteğin karşısında Çeçenistan’da Batı’dan daha fazla anlayış
alarak gördü. Fakat dengelerdeki değişim son ucunda terörle mücadeledeki işbirliği
darbe alabilir ve Rusya mücadeleye desteğini azaltabileceği gibi bazı terör
gelişmelerini görmezden de gelebilir. Bu noktada Türkiye’deki terör olayları da
etkileyecek alanlardan biri olabilir. Geçmişte PKK terör örgütüne desteği bilinen
Rusya’nın Kuzey Irak’ta barınamayan bir PKK’nın Kafkasya’ya yerleşme çabalarına
nasıl bakacağı Türkiye’nin terörle mücadelesine hayati bir etki yapabilecektir.
o Rusya’nın ABD’ye karşı kullanabileceği bir kart da nükleer teknoloji ve silahların
yayılması konusunda ortaya çıkmaktadır. Rusya’nın başta İran olmak üzere nükleer
olmak isteyen diğer ülkelere tam destek vermesi halinde ABD’nin yayılmayı
durdurabilmesi olası değildir.
o Rusya’nın ABD karşısında koz olarak gördüğü en önemli kart ise elbette enerji arzı ve
fiyat belirlenmesi. Rusya hem petrolde, hem de doğalgazda son yıllarda hep ilk üç
üreticiden biri oldu. Özellikle doğalgazda Avrupa pazarlarında piyasayı domine eden
bir aktör. Bu nedenle fiyat oluşumunda ve arzın arttırılıp azaltılması önemli bir güce
sahip. Moskova bu gücü ABD ve genel olarak Batı’ya karşı tehdit aracı olarak

42
USAK Gürcistan Krizi Değerlendirme Raporu

kullanabilir. En azından kendisi doğrudan kullanmasa da enerji üstünlüğü karşı tarafta


psikolojik üstünlüğe yol açabilir. Nitekim Almanya’nın Rusya’ya karşı ılımlı olduğu
anlardaki en önemli kaygılarından biri de enerji alanındaki işbirliklerinin zarar
görmemesidir.13
o Kafkasya ve Orta Asya Rusya’nın kendisine en fazla güvendiği bölgeler. Rusya Orta
Asya’da Kafkasya’dan bile daha rahat. Gerilim ortamında ABD’nin Orta Asya’daki
üsleri ve yerleşme planları da sekteye uğrayabilir. Zaten Rusya, ABD’nin Orta Asya’da
yayılma planlarını da uzun bir süredir kendisini kuşatma planlarının bir parçası olarak
değerlendiriyor.
o Sıcak çatışma alanları Afganistan ve Irak, ABD’nin en zayıf noktaları arasında.
Rusya’nın bu bölgelerde işbirliğinden düşmanlığa kayışı ABD için bu bölgeleri her
açıdan daha maliyetle hale getirebilecektir.
o Aynı şekilde Ortadoğu’da Lübnan ve Filistin’de Suriye ile İran’ın müttefiki olacak bir
Rusya ABD-İsrail ikilisine önemli sorunlar yaşatabilir.
o Liste daha da uzatılabilir. Örneğin Soğuk Savaş sonrasında artan uluslararası organize
suçlarla mücadelede Rusya ile yapılan işbirliklerini yeni dönemde gerçekleştirmek
zorlaşabilir. Söz konusu olan Avrupa’dan Pasifik Okyanusu’na kadar uzanan bir dev
olduğunda ABD’ye verebileceği zararlar da artmaktadır. Üstelik tüm dünyanın ABD’yi
dengeleyecek bir devleti mumla aradığı bir dönemde olduğumuzu hatırlayacak
olursak, Rusya meydana gelmiş olan büyük muhalefet boşluğunu yakalamış ve
gücünün çok ötesinde bir nüfuza kavuşmuş olur.

III.8. ABD RUSYA’YA KARŞI NE YAPABİLİR?

• En uç seçenek Rus güçleri ile çarpışmanın göze alınması ve bölgeye askeri güç sevk
edilmesidir. Bu yönde henüz bir işaret bulunmamaktadır. Ayrıca ABD’nin tarzı Rusya gibi
büyük bir güçle doğrudan çatışma yerine dolaylı çatışmaları tercih etmek yönündedir. Gerek
SSCB ve Rusya Federasyonu, gerekse ABD II. Dünya Savaşı’ndan sonra daha çok güçleri ile
orantısız derecede küçük ve zayıf ülkelere saldırdılar (Kore, Irak, Haiti vb.)
• ABD’de üzerinde durulan ilk seçenekler arasında Rusya’yı G-8’den çıkarmak, Dünya Ticaret
Örgütü’nün dışında tutmak ve hatta 2014 Kış Olimpiyatları’nı Rusya’nın elinden almak gibi
önlemler bulunuyor. Rusya ile Japon Denizi’nde yapılması düşünülen tatbikat da iptal edildi.
Bu seçeneklerin olumsuz yönü ise Rusya’yı Batı ile ilişki içinde tutan araçların elden çıkacak
olması. Bu önlemlere karşı çıkanlar Sovyetler Birliği’nin karşılıklı görüşmeler yoluyla
yenildiğini, Rusya’nın Batı ile tüm bağlantılarının kopmasının Rusya’dan çok Batı’ya zarar
vereceğini iddia ediyorlar.

13
Bilindiği üzere halihazırda Rusya Almanya arasında hiçbir ülkeden geçmeden direk Almanya’ya ulaşacak Kuzey
Akım doğalgaz boru hattı projesi devam etmektedir. Proje tamamlandığında ilk aşamada Rusya’nın Almanya’ya
3
bu boru hattı üzerinden ilk aşamada 27,5 milyar m gaz satması beklenmektedir. 2007 yılında Almanya
3
Rusya’dan 35,5 milyar m gaz ithal etmiştir. (BP Statistical Review of World Energy 2008)

43
USAK Gürcistan Krizi Değerlendirme Raporu

• ABD’nin Rusya’ya karşı tek başına eylemlerden çok ilk olarak NATO çatısını kullanması
bekleniyor. Diğer uluslararası örgütlerin de devreye sokulması beklenebilir. Washington
Rusya karşısında uluslararası kamuoyunun lideri konumunda olmak isteyecek ve tek başına
hareket ediyor izlenimi vermek istemeyecektir.
• AB içinde talepleri ciddi bir direnç ile karşılaşırsa ABD’nin İngiltere ile birlikte yeni NATO
üyeleri ile ortak hareket etmesi ve AB’yi Rusya konusunda ikiye bölmesi de olanaklıdır.
• ABD’nin Karadeniz’de ve Kafkaslarda daha fazla güç bulundurabilmek için yükleneceği
ülkelerin başında Türkiye geliyor. Türkiye Rusya’yı kızdırmamak ve uluslararası antlaşmalar ile
ters düşmemek isteyecek, bu durum da ABD ile ilişkilerde gerilime yol açabilecektir.
• ABD’nin özel taleplerde bulunacağı ülkelerin arasında Azerbaycan da bulunmaktadır. ABD
eğer Ortadoğu’daki formülü Karadeniz ve Hazar Havzası’na da uygular ise doğrudan üsler
kurmak isteyecektir.
• Özellikle Karadeniz’in statüsü konusunda Türkiye şu ana kadar ABD’den çok Rusya’ya yakın
durmuştur. Fakat Romanya ve Bulgaristan’ın ABD ile ortak hareket etmesi ve ABD’nin ısrarcı
olması halinde Montrö Boğazlar Anlaşması ile kurulan düzen üzerindeki baskı zirveye
ulaşacaktır.
• Gürcistan ve Ukrayna’nın en kısa zamanda NATO’ya alınmaları ABD için en iyi seçenektir.
Fakat bu göründüğünden daha zor durmaktadır.
• Ayrıca Azerbaycan’ın da NATO’ya alınması halinde İngiltere’den Hazar Denizi’ne kadar geniş
bir hat NATO toprakları haline gelecektir. Afganistan’da yerleşmiş olan ABD askerleri yakın bir
dönemde Hazar ile Afganistan arasındaki dengeleri de kendi lehlerine çevirmek
isteyeceklerdir.
• Rusya’nın etki sahasında AB’nin de hızlı ilerleme göstermesi yararlı olabilir. Daha önce
belirtildiği üzere tam üyelik olmasa bile ABD ile NATO’ya aday görünen ülkeler arasında
artacak ilişkiler ve aday statüsünün verilmesi, ayrıca Türkiye’nin AB’ye tam üyelik sürecinin
hızlandırılması sayesinde bölgesel dengelerde AB ve ABD’nin ağırlığı artacaktır.

III.9. BÖLGE ÜLKELERİNİN KRİZDEKİ POZİSYONLARI

ERMENİSTAN:

• Rusya’nın 1991’den bu yana bölgedeki ‘doğal müttefiki’ olan Ermenistan, Rusya’nın bölgeye
ağırlığını koyması nedeniyle avantajlı bir konuma gelmiştir.
• Ermenistan’da çok güçlü bir Rusya lobisi bulunmaktadır. Söz konusu lobi Rusya’nın
Kafkasya’da artan gücünün Ermenistan’ı da güçlendireceğini düşünmektedir.
• Osetya ve Abhazya gelişmelerinin Karabağ’a da yansıması ve hatta Rusya’nın Karabağ’ı da
tanımasını umut edenler vardır. Ancak Karabağ için resmi tanıma Rusya için aşırı bir adım
olacak ve ulusal çıkarlarına zarar verebilecek bir adım olabilecektir.
• Ermenistan’da devlet kademelerine de yansıyan ciddi endişe ise ABD-Rusya rekabetinin
yoğun bir şekilde Kafkasya’ya taşınması olasılığıdır. Bu durumda her iki devletle de iyi
ilişkilerini devam ettirmeye çalışan Ermenistan için daha zor günler başlayabilecektir.
Ermenistan her türlü bloklararası sıcak çatışmada ayakta kalması zor bir ülkedir. Denizlere
doğrudan çıkışı olamayan ve doğal kaynakları açısından da fakir olan Ermenistan, ABD

44
USAK Gürcistan Krizi Değerlendirme Raporu

tarafından girişilecek en ufak bir izole etme girişiminde ekonomik olarak çökebilir.
Devletlerarası sıcak çatışmalarda da Ermenistan en çok zarar görecek ülkelerin başında
gelebilir.
• Ermenistan, Gürcistan’ın ve Azerbaycan’ın NATO’ya girmesini istemiyor. NATO’nun bölgeye
gelmesiyle birlikte üzerindeki baskının ve bölgesel gerilimin artmasından endişe ediyor. Buna
karşın AB’nin bölgede genişlemesini memnuniyetle karşılıyor.14
• Ermenistan’ın memnun olduğu bir diğer gelişme ise çatışmalardan sonra Türkiye’nin ortaya
attığı KİİP. Ermenistan bu öneriye sıcak bakıyor ve Türk yetkililerin “Ermenistan’la da
görüşülebilir” açıklamalarını önemsiyorlar. Erivan için en önemli önceliklerden biri de
Türkiye’nin Ermenistan’a dönük izlediği izole etme politikasını yumuşatabilmek, hatta
kırabilmek. Eğer sınır kapısı açılabilir ve taraflar arasında diplomatik ilişkiler normalleşebilirse
Ermenistan için Gürcistan tek deniz çıkış kapısı olmaktan çıkacak, ithalat ve ihracat
maliyelerinde önemli düşüşler yaşanabilecektir. Türkiye’nin platform projesini bölgede en
sıcak karşılayan ülkenin Ermenistan olduğu dahi söylenebilir.
• Gürcistan’ın savaş alanı haline gelmesi ve ulaşım yollarının savaştan etkilenmesi denizlere
çıkışı olmayan Ermenistan için istenmeyen bir durum olmuştur. Türkiye ve Azerbaycan
sınırları kapalı olan Ermenistan, dış ticaretinin önemli bir kısmını Gürcistan üzerinden
yapmaktadır. Çatışmalar Ermenistan’a ulaşımı ve bu ülke ile taşımacılığı daha riskli ve pahalı
bir hale getirmiştir. Bu nedenle Ermenistan zarar gören Gürcü ulaşım hatlarının yeniden
inşaası için tıpkı Azerbaycan gibi Gürcistan’a yardımcı olmaya çalışıyor.15
• Gürcistan’daki kriz nedeniyle ülkeye Gürcistan üzerinden gelen mallarda gecikmeler
yaşanmaktadır. Bu da Ermenistan ekonomisi üzerindeki mevcut baskıyı daha da
arttırmaktadır. Özel bir şirkete ait 1500 ton petrolün Ermenistan’a sevkiyatı gecikmiştir. Bu
gibi nedenlerden dolayı Ermenistan’da kısa dönemli yakıt sıkıntısı yaşanmaktadır.16
• Ermenistan Rus saldırıları nedeniyle Gürcistan’ın tamamen Azerbaycan ve Türkiye kanadına
kaymasını ve Ermenistan’a tavır almasını ciddi bir olasılık olarak görüyor ve bu yönde bir
gelişmeyi engelleyebilmek için Tiflis nezdinde çalışmalarda bulunuyor. Çatışmaların daha
başından itibaren Tiflis ile en üst düzeyde görüşen Ermeni yetkililerin Gürcistan’a insani
yardım önermeleri ve yapılacak yardımların taşınmasında yardımcı olabileceklerini
iletmeleri17 Gürcistan’ı kazanmak için taktiksel birer adım olarak görülebilir.
• Ermenistan’daki aşırı milliyetçi Taşnaklar ise Rusya’nın saldırılarını sevinçle karşıladılar ve bu
saldırıların Azerbaycan’a ‘ders’ olması gerektiğini iddia ettiler. Taşnaklar’ın asıl beklentisi ise
Abhazya ve Güney Osetya sayesinde Karabağ’ın tek taraflı ilan ettiği bağımsızlığının
tanınması.18 Taşnaklar Türkiye’nin aktif bir dış politika izlemesinden ve sonunu
kestiremedikleri önerilerde bulunmasından dolayı ise tedirginler.

AZERBAYCAN:

• Rusya’nın silah kullanımında bu derece ileri gitmesi Ukrayna, Estonya, Polonya gibi ülkelerin
yanı sıra Azerbaycan’da da ciddi oranda endişeye yol açtı. Karabağ çatışmaları nedeniyle

14
Vartan Oskanian, ‘The Caucasus Moment’, , International Herald Tribune, s. 6, 25 August 2008.
15
‘Armenia Sends Repairmen Team to georgia Help Repair Key Railway Bridge’, ArmenPress, 19 August 2008.
16
‘A lot of almost 1,500 tons of petrol belonging to Flash company is among goods that cannot get to Armenia
from Georgia’, Arminfo, 23 August 2008;
(http://www.arminfo.info/popup.php?archive=file_20080823_105100_eng_10342.html).
17
‘RA President Had a Telephone Conversation with the President of Georgia’, Public Radio of Armenia, 18
August 2008, (http://www.armradio.am/news/?part=pol&id=13264).
18
Lusine Hovhannisyan, ‘Lessons of Georgian-Ossetian conflict as presented by ARF bureau member Aghvan
Vardandyan’, Hayots Ashkharh, 22 August 2008.

45
USAK Gürcistan Krizi Değerlendirme Raporu

Rusya’nın yapabileceklerini daha iyi bilen Azerbaycan bağımsızlığını koruyabilmek için sadece
ABD ve Türkiye ile iyi ilişkileri olmasının yetmeyebileceğini görmüştür.
• Azerbaycan çatışmalarda taraf olmamaya çalıştı.
• Azerbaycan’ın Rusya’ya tepkileri de ölçülü oldu.
• Gürcistan, Azerbaycan’ın Karadeniz’e ve Türkiye’ye çıkış kapısı olduğundan Gürcistan’daki
ulaşım ve taşımacılık hatlarına yapılan her türlü saldırı Azerbaycan’ı yakından
ilgilendirmektedir. Azerbaycan bu saldırılardan doğan hasarı giderebilmek için olabildiğince
hızlı davrandı. Bazı bölgelerde hatları Gürcistan değil, Azerbaycan onardı. Bu bağlamda
demiryollarının hasar görmesi petrol taşımacılığını da etkiledi. Azerbaycan bu kriz boyunca
petrolün ihracı ve ülkeye giren çıkan ürünlerin taşınmasında Gürcistan’ın ne kadar önemli
olduğunu bizzat yaşayarak anlamış oldu.
• Azerbaycan bu kriz boyunca Gürcistan hattının önemini anladığı kadar bu hattın ne kadar
riskli olabileceğini de anladı.19 Bakü-Süpsa ve Bakü-Tiflis-Cehyan hatlarında akışın tedbir
gereği durdurulması, tren yollarının vurulması, Gürcü limanlarının ablukaya alınması ile
birlikte yükleme ve boşaltmaların sekteye uğraması Ermenistan hattı zaten kapalı olan
Azerbaycan için başka yollar bulma arayışını getirdi. Gürcü hattının olmadığı bir durumda
Azerbaycan için çok az alternatif rota kalıyor. Bunlar İran, Rusya ve Ermenistan yolları ki,
bunlar arasında en kısa olanı Ermenistan hattı. Fakat Karabağ’daki Ermeni işgali halen devam
ediyor. Rusya hattını kullanmak ise hem ekonomik değil, hem de siyasi nedenlerle bu hattı
daha yoğun bir şekilde kullanmaya mecbur kalacak Azerbaycan bunun bedelini ağır
ödeyebilir.
• İran hattında ise swap yoluyla belli miktarda ihracat yapmak mümkün. Bakü İran hattını kriz
nedeniyle kullanmak durumunda kaldı.20 Takas anlaşmaları çerçevesinde İran günlük 200.000
varil petrolü taşıyabiliyor. Bu hacmin 500.000 tona kadar çıkarılabileceği ifade ediliyor. Buna
göre İran gelen petrolü doğrudan kuzeydeki rafinerilerine yönlendirirken eşit miktarda
petrolü güney limanlarından ihraç ediyor. İran ile Azerbaycan arasında Sovyetler döneminden
kalma doğalgaz ve petrol hatları bulunmaktadır. Ancak, BTC’nin kapasitesi ve ABD-İran
arasındaki politik gerginlik göz önüne alındığında bu rota çok da cazip durmamaktadır.
• Rusya ise Hazar enerji kaynaklarının dünyaya pazarlanmasında Rus hattının daha fazla
kullanılması için Azerbaycan, Kazakistan ve Türkmenistan üzerindeki baskılarını arttırıyor.
Rusya, Gürcistan’da kalıcı olacağı imalarıyla bu ülkelerin enerji taşımacılığındaki payını
arttırabilmenin çabasında. Haziran ayında Gazprom Azerbaycan gazını Avrupa fiyatlarından
almayı önermişti. Görünen o ki Rusya bölgenin enerji kaynaklarını ne pahasına olursa olsun
Rus topraklarına yöneltmeye çalışıyor. Çünkü enerjinin dünyaya farklı rotalardan gitmesinin
siyasi sonuçları da bulunuyor. Hazar ülkeleri petrol ve gazlarını Rusya üzerinden taşımaya
devam ederlerse Rusya’Nın bu ülkeler üzerindeki hâkimiyeti devam etmiş oluyor. Oysa gerçek
bağımsızlık Rusya dışı hatların da kurulmasından geçiyor.
• Gürcistan krizi ile birlikte ABD, Azerbaycan’da ciddi bir itibar kaybına uğramış durumda. Kriz,
Bakü nezdinde bölgesel ülkelerin önemini daha da arttırdı. Azerbaycan’da sorunların bölge
ülkeleriyle çözülmesi gerekliliğine dönük düşünce daha da güçlendi. Bu bağlamda Rusya
kadar İran’ın da çok önemli olduğu düşünülüyor. “ABD gider, İran kalır” gibi ifadeleri kriz
boyunca Azerbaycan’da duymak daha kolaydı.
• Gürcistan’ın tamamen Rus kontrolü altına girmesi demek Azerbaycan’ın da alternatifsiz
kalarak hiç savaşmadan Rusya kontrolü altına düşmesi anlamına gelecektir. Bu durumda ülke

19
‘Caspian Basin: Russia Uses Its Georgia Position to Enhance Its Energy Leverage’, Eurasianet.org, 25 August
2008; (http://www.eurasianet.org/departments/insight/articles/eav082508a.shtml).
20
‘Iran Receives Azerbaijan’s First Oil Cargo for Transit’, Gulf News, 25 August 2008.

46
USAK Gürcistan Krizi Değerlendirme Raporu

Rusya, Gürcistan ve Ermenistan tarafından kuşatılırken, Rusya’nın ‘ortağı’ İran da güneyden


ülkeyi saracaktır.
• Gürcistan’daki gelişmelerin ardından, Rusya-ABD rekabetinin bölgeye sıcak çatışma şeklinde
yansıması olasılığı diğer ülkelerin olduğu gibi Azerbaycan’ın da korkulu rüyası. Bakü filler
dövüşürken altta ezilmek istemiyor. Gürcistan’ın tetiklediği gibi bir macerayı tetiklemek
niyetinde de değil. Bu nedenle ABD’nin bölgedeki faaliyetleri Bakü tarafından daha fazla
şüphe ve endişe ile karşılanıyor. ABD’nin bölgeye Rusya ile mücadelesinde kullanabilecek bir
kart olarak bakması ve bölge halklarını yarı yolda bırakması olasılığı endişeleri artırıyor. Buna
karşın diğer tarafta Azerbaycan’ın Gürcistan krizi nedeniyle Batı nezdinde artan bir önemi de
var. ABD’nin bölgeye ağırlığını koyabilmesi için Gürcistan kadar Azerbaycan’a da desteğini
arttırması gerekiyor ve bu durumda Azerbaycan özellikle Ermeni sorununda ciddi bir
rahatlama yaşayabilir.
• Azerbaycan’ın en büyük endişesi şüpsehiz Karabağ ve işgal altındaki diğer Azerbaycan
toprakları ile ilgili. Güney Osetya ve Abhazya gibi Azerbaycan topraklarının % 20’ye yakınlık
bir kısmı da fiili olarak Bakü egemenliğinin dışında. Ermeniler bu toprakları Rusların siyasi ve
askeri desteği ile işgal etti ve bugüne kadar da Rus desteğinin Ermenilerin arkasında olduğu
biliniyor. Bu bağlamda Rusya’nın Güney Osetya ve Abhazya’nın bağımsızlığını tanıması
Karabağ’ı da sıraya sokar ve Moskova üzerindeki beklentileri arttırır. Şu an için uzmanlar
Karabağ’ın Moskova tarafından tanınmasını beklemiyorlar. Ancak ABD ile Azerbaycan
arasındaki ilişkilerde artan yakınlaşma Moskova’dan beklenmeyen bu adımın gelmesine de
yol açabilir. Ayrıca Osetya Krizi Azerbaycan’ın silah zoruyla işgal altındaki toprakları kurtarma
olasılığını büyük oranda ortadan kaldırıyor. Çünkü Ermeniler ile çatışmaya girecek bir
Azerbaycan’ın bu durumda karşısında Rusları bulma olasılığı az olmayacaktır.

47
USAK Gürcistan Krizi Değerlendirme Raporu

IV. TÜRKİYE VE KRİZ

48
USAK Gürcistan Krizi Değerlendirme Raporu

IV.1. TÜRKİYE KRİZİ İYİ YÖNETTİ Mİ?

• Öncelikle krizin başında yeterince aktif olunmadığı eleştirileri doğru değildir. İlk günlerde ABD
veya AB’nin yapıp da, Türkiye’nin yapmadığı herhangi bir iş yoktur. Dış politika karar
alıcılarının tatilde olması ise kamuoyuna yanlış bir imaj vermiştir. Fakat imaj / algılama
dışında Türkiye’nin krize dönük yapması gerekenlerde bir eksiklikten bahsetmek zordur. Kriz
sürpriz bir dönemde gelmiştir. Sadece Türk Dışişleri Bakanı değil, İngiliz Dışişleri Bakanı gibi
bazı önemli isimler de savaş patlak verdiğinde tatil yapmaktaydılar. Fakat bu gibi durumlarda
tatile rağmen kriz ile yakından ilgilenildiği hissi kamuoyuna verilebilmelidir.
• Türk Dışişleri Bakanı meslektaşlarıyla düzenli olarak temasa geçmiştir. Gürcistan ile kurulan
temaslarda Türkiye’den beklentiler belirlenerek en kısa zamanda bu beklentiler karşılanmaya
çalışılmıştır.
• İnsani yardım konusunda önlemler alınmış ve Türk Kızılay’ı nispeten kısa bir sürede
Gürcistan’a gönderilmiştir.
• Türk yatırımlarının korunması için özel önlemler üzerinde durulmuştur. Türk taşımacıları ve
bazı sektörlerde çalışanlar zor durumda kaldıysa da Rus saldırıları büyük Türk yatırımlarına
dokunmamıştır. Örneğin TAV tarafından işletilen Tiflis Havaalanı’nın TAV kısmı Rus jetlerinin
saldırısına uğramamıştır. Rusya, savaşa Türkiye’yi çekmemek için gerek enerji hatları, gerekse
Türk yatırımlarına zarar vermemeye özen göstermiştir.
• Türkiye boru hatları konusu üzerinde önemle durmuştur. Hatların güvenliği konusunda
Gürcistan ve Azerbaycan ile görüşmeler yapılmış, ayrıca petrol şirketleri ile de görüşmeler
yapılmıştır.
• Başbakan Recep Tayyip Erdoğan savaşın ilk haftasında hem Moskova’yı, hem de Tiflis’i ziyaret
etmiştir. Bu savaş ortamları için diplomasi adına oldukça hızlı bir manevradır.
• Rusya’da bazı çevreler savaşa Türkiye’yi de sokmak istemişlerdir. Erdoğan’ın Rusya ziyareti bu
çabaların engellenmesinde önemli bir işlev görmüştür. Erdoğan’ın Moskova’da karşılanması
ve uğurlanması, Medvedev, Putin ve Lavrov’un üçüyle de görüşmesi ve görüşmelerin içeriği
Türkiye’ye verilen önemi teyit etmiştir. Rusya, Türkiye’yi bu çatışmada karşısına almak
istememiştir. Ayrıca Türkiye’nin Gürcistan ile olan özel ilişkilerine rağmen uluslararası hukuku
çiğnememek için gösterdiği özel çaba Rusya’nın takdirini toplamıştır. Moskova ziyareti bu
anlamda Gürcistan krizini durdurmaktan çok Türkiye-Rusya ilişkilerini kurtarma çabasıdır ve
işe de yaramıştır. Kafkaslarda çıkarlar uyuşmasa da Türkiye için Rusya’nın Kafkaslar dışında da
önemli bir yeri vardır. 2008 yılında iki ülke ticaret hacminin 38 milyar dolara ulaşması
beklenmektedir. Büyük bir olasılıkla Rusya 2008’de Türkiye’nin bir numaralı ticaret ortağı
olacaktır.
• Türkiye, başından beri Gürcistan’ın toprak bütünlüğüne sahip çıkmış ve sonuna kadar bunu
savunmuştur. Bu tutum Cumhuriyet’in kuruluşundan bu yana izlenen dış politika ilkeleri ile
uyumludur. Türkiye sınırların antlaşmalar ve uluslararası hukuk kuralları çerçevesinde
değişebileceğini savunmaktadır. Türkiye’nin Azerbaycan’da Ermeni işgaline tepkisi, Irak’ın

49
USAK Gürcistan Krizi Değerlendirme Raporu

toprak bütünlüğünü ısrarla savunması bu kararlılığın bir göstergesidir. Bu konuda Rusya ile
çelişilmiş olması Türkiye açısından bir hata değildir.

IV.2. TÜRKİYE’NİN GÜRCİSTAN’I ‘AÇIKTAN DESTEKLEMESİ’ BİR HATA MIDIR?

• Bazı yorumcular Türkiye’nin Gürcistan’a çok yakın durduğunu, Rusya’yı ise kızdırdığını öne
sürerek Hükümeti eleştirmişlerdir. Buna karşın bölge uzmanları genelde bu türden bir eleştiri
getirmemişlerdir. Çünkü Türkiye’nin Gürcistan politikasında 1991’den bu yana önemli bir
sapma gözlenmemiştir. Mevcut hükümetin politikaları daha çok eski politikaların uygulanması
şeklindedir. Örneğin boru hatları ve demiryolu projeleri eski dönemlerde yapılmak istenen,
ancak son dönemde uygulama olanağı bulunan projelerdir.
• Kafkaslarda Türkiye ile Rusya arasındaki görüş farklarından dolayı Türkiye’yi sorumlu tutmak
haksızlık olacaktır. Ermenistan’ı uluslararası sınırların değişmesi pahasına destekleyen bir
Rusya ile Türkiye’nin aynı görüşte olması beklenemezdi. Türkiye gerek Azerbaycan, gerekse
Gürcistan konusunda hukukun gereklerini savunmuştur.
• Gürcistan, Türkiye’nin komşusudur ve bu ülkede barış ve istikrar Türkiye’nin öncelikleri
arasındadır. Gürcüler Osmanlı döneminde de Türklerin bölgedeki önemli müttefikleri
arasında yer almışlardı. Osmanlı dönemindeki Rus-Ermeni ittifakı 1991’den sonra da
sürmektedir.
• Türkiye’nin Kafkasya politikası Türkiye-Gürcistan-Azerbaycan hattını oluşturmaya
dayanmaktadır. Türkiye bu hat üzerinde askeri güçten çok ekonomik işbirliği ve entegrasyona
önem vermiştir.
• Türkiye-Gürcistan-Azerbaycan hattı sayesinde bölge Avrupa’ya ve dünya ekonomik-siyasi
sistemine entegre olmaktadır.
• Bu hatta karşı Rusya Gürcistan’daki azınlıklar ve Ermenistan ile kuzeyden güneye bir hat
oluşturma çabasındadır. Eğer Rus etkisi Gürcistan’da tesis edilebilirse Rusya Ermenistan ile
doğrudan temas olanağına kavuşacaktır.
• Dengeler içinde sadece Gürcistan’ın yer değiştirerek Rusya saflarına geçmesi Kafkasya’daki
dengeleri tamamen değiştirecektir. Rusya-Gürcistan-Ermenistan hattı Azerbaycan ile Türkiye
arasına girerken Türkiye’nin 1991’den bu yana üzerinde çalıştığı tüm hedefler büyük zarar
görecektir.
• Rus hattı sadece Türkiye ile Azerbaycan arasına girmiş olmayacak, aynı zamanda Türkiye ile
Orta Asya Türk dünyası arasına da girmiş olacaktır. Rusya’nın Kafkasya’ya Türkiye-Gürcistan-
Azerbaycan hattının tam ortasından yerleşmiş olması Türkiye’nin kazanımlarını önemli
oranda geriletecektir.
• Rusya’nın silah zoruyla Gürcistan’ın sınırlarını değiştirmesi ve bunun karşısında ciddi bir
tepki ile karşılaşmaması halinde bölgede kötü bir örnek oluşacaktır. Bölgede Türkiye
algılaması bozulurken Rusya ‘tek güç’ olarak ortaya çıkacaktır.

50
USAK Gürcistan Krizi Değerlendirme Raporu

• Gürcistan örneğinin Rusya’nın istediği yönde şekillenmesi halinde Azerbaycan’ın Ermenistan


ile olan ilişkileri de olumsuz yönde etkilenecek ve Azerbaycan’ın işgal altındaki toprakları geri
alma ümitleri tamamen sönecektir.
Osetya örneğinde olduğu gibi Karabağ’ı
veya diğer işgal altındaki topraklarını geri
almak isteyen Azerbaycan karşısında Rus Gürcistan’daki Önemli Türk
tanklarını bulma korkusuyla yaşayacaktır. Yatırım Şirketleri
Bu durum Ermenistan’ı daha saldırgan
politikalara itebilir.
• Geocell: Telekomüniskasyon
• Gürcistan’da yaşananlar şimdiden
• TAV: Havalanı inşaat ve
Azerbaycan ve Kazakistan’da korkuya ve
çekingenliğe neden olmuştur. Durumun işletmeciliği
aynı yönde devamı halinde çekingenlik • Şener Arda Grubu: Liman
sindirilmeye dönüşecektir. işletmeciliği
• Türkiye’nin çıkarı NATO’nun bölgede • Şişecam: Cam
yayılması ve bölge devletlerine NATO ve • Transteknik: Petrol
AB’nin koruma şemsiyesinin depoloma
sağlanmasıdır. Bölgede Rusya’nın • Emlakbank: Bankacılık
giremeyeceği alanların oluşması bölgeye
Türkiye’nin ihtiyaç duyduğu istikrarı
getirecektir. Aksi halde Türkiye’nin tek
başına Rus gücünü dengelemesi mümkün değildir.
• Türkiye savaşın patlak verdiği günden itibaren söylem olarak Gürcistan’a ve ABD’ye yakın
durduysa da zaman zaman ABD’yi dahi şaşırtacak hareketler içinde de olmuştur. Örneğin
ABD’nin kısa sürede Gürcistan’a silah yerleştirmesi konusunda Türkiye ABD’den çok Fransa ve
Almanya’ya yakın bir davranış sergilemiştir. Rusya’yı kızdırmamak Ankara’nın en çok üzerinde
durduğu hususlar arasında yer almıştır. Türkiye, Gürcistan’ın kendisini savaşa çekmek istediği
kaygısıyla bu konuda da hassas davranmıştır. Türkiye’nin Gürcistan krizi ile ilgili tutumu
konusunda ilk başlarda şüpheleri olan Moskova takip eden günlerde Türkiye’nin tutumundan
oldukça memnundur.
• Türkiye’nin ABD yerine AB’ye yakın duruşu kimi yorumcular tarafından olumlu bulunmuş ve
Türkiye’nin tam üyeliği açısından yararlı sayılmıştır. Ayrıca 1 Mart tezkeresi ile benzerlikler
çizilerek Türkiye’nin Ortadoğu’da olduğu gibi körü körüne ABD’nin peşinden gitmemesi,
Amerikan politikalarını sorgulaması, Amerikan emperyal politikalarına alet olmaması gerektiği
belirtilmiştir. Bu tespitlerde doğruluk payı olmakla birlikte Kafkaslardaki gelişmelerin
Ortadoğu’dan farkı burada saldırgan olanın, fiili tecavüzde bulunanın ABD değil, Rusya
oluşudur.
• 1 Mart Tezkeresi’nde Türkiye ABD’nin Irak’ı işgaline karşı çıkmıştır. Bu karşı çıkış hem AB’nin,
hem de BM’nin ABD’ye muhalefetine uyumludur. Oysa Kafkaslarda işgalci olan Rusya’dır ve
Fransa ile Almanya Rusya’dan çekindikleri için nispeten pasif bir Rusya politikası
gütmektedirler. Nispeten daha uzakta ve önemsiz buldukları Gürcistan için kendilerinin
çıkarlarını, Rusya ile ilişkilerini tehlikeye atmak istememektedirler. Başka bir ifade ile bu
krizde Almanya ve Fransa ile birlikte yer almak saldırgana destek vermemek anlamına

51
USAK Gürcistan Krizi Değerlendirme Raporu

gelmemekte, aksine saldırıyı kalıcı hale getirmeye katkı sağlamak anlamına da gelebilir.
Türkiye Ortadoğu’da izlediği AB çizgisini Kafkaslarda izlemekte zorlanabilir. Kaldı ki AB’nin de
tek bir Rusya politikası mevcut değildir.

IV3. TÜRKİYE KRİZ’DE ABD’DEN UZAKLAŞTI MI?

• Türkiye savaş başladığı andan itibaren ABD’den çok AB’ye benzer refleksler göstermiştir.
• Rus askerlerinin Gürcistan içlerindeki ilerlemesi hem Amerikalı liderleri, hem de Avrupa Birliği
liderlerini telaşlandırmıştır. Fakat iki tarafın telaşları arasında ciddi bir fark vardır:
Amerikalılar Rusya’yı nasıl cezalandıracaklarını düşünürlerken, Fransa ve Almanya
liderlerinin derdi, Rusya’yı nasıl kızdırmadan durduracaklarını bulmak olmuştur. ABD
Gürcistan’ı koruyamamış olmanın verdiği rahatsızlıkla kendisini utandırılmış hissederken ve
Rusya’ya ‘hakettiği yanıt’ı vermenin yollarını ararken diğer taraftan Rusya’yı Avrupa Evi’nin
bir parçası sayan ve özellikle enerjide Moskova’ya bağımlı olan AB için aslolan Rusya’yı
sakinleştirebilmektir. Bu bağlamda AB'ye rengini veren Fransa ve Almanya, Rusya'ya karşı
fazlasıyla yumuşak ve etkisiz kalmıştır. Oysa savaş patlak verince ABD bölgede Amerikan
askeri gücünü arttırmak istemiş, en azından Gürcistan üzerinde hava üstünlüğü oluşturmaya
çalışmıştır. Fakat bu düşünce Fransa ve Almanya tarafından reddedildir. Fakat Amerikalıları
reddeden bir sürpriz ülke daha vardır: o da Türkiye'dir.
• Ankara hiçbir şekilde Rusya’nın cezalandırılmasını istememiş, bunun için bir çaba
sarfetmemiştir. Bu nedenle AB’ye yakın bir duruş içinde olmuştur. Rusya ile Gürcistan
çatışırken Türkiye, Amerikalıların veya başka bir ülkenin (Ukrayna gibi) savaşa silahlı
müdahalesine engel olmaya çalışmış, ‘gereksiz’ çatışmalar çıkmasını istememiştir. Savaşın ilk
günlerinde gerek Başbakan Erdoğan, gerekse Cumhurbaşkanı Gül’ün yüzünde Gürcistan ile
ilgili olarak AB liderlerinin yüzündeki endişeyi dahi görmek zordur.
• Başbakan Erdoğan’ın sürpriz bir şekilde ortaya attığı, önce Kafkas İttifakı denilen, ardından
Kafkasya İşbirliği ve İstikrar Platformu’na dönüşen öneri en çok Amerikalıları şaşırtmıştır. ABD
Dışişleri projeden haberleri olmadığını, bunun kendileri için sürpriz olduğunu açıklamıştır.
ABD Dışişleri Bakanlığı'nın Avrupa ve Avrasya İşlerinden Sorumlu Müsteşar Yardımcısı Matt
Bryza “Şaşırdığımı söylemeliyim. Böyle bir girişimin yapılacağı konusunda bana bilgi verilmedi.
Türkiye ile Kafkaslar'da ortaklığımız var ve Türkiye ve diğer müttefiklerimizle yakın
çalışabileceğimizi farz ettim. Çünkü Türkiye ile Kafkasya ve ötesinde paylaşılan çıkarlarımız
var”21 demiştir. Bu sözlerin bir tek anlamı vardır o da ABD, Gürcistan konusunda Türkiye ve
diğer müttefikleri ile istediği düzeyde yakın çalışamamıştır. Asıl sürpriz olan ise Kafkasya
İttifakı teklifinin ilk olarak Rusya’ya açılmasıdır. Başka bir deyişle Ankara Kafkaslar’daki en
önemli müttefikine açmadığı bir teklifi Gürcistan’a silahlarıyla girmiş Moskova’ya açmıştır.
• Kafkasya Platformu (veya İttifakı) önerisinde Türkiye-ABD ilişkilerini ilgilendiren bir başka
sürpriz ise Erdoğan ve diğer yetkililerin sık sık bu işbirliğinin “coğrafi esaslı” olması gerektiğini
vurgulamalarıdır. Ayrıca projenin sadece 5 ülkeyi kapsadığı da tekrarlar arasındadır. Eğer
proje coğrafi esaslara dayanacaksa bu durumda Rusya projeye doğal olarak girecektir. Hatta
nispeten zayıf diğer devletler arasında başaktör olacaktır. Fakat ABD ve AB giremeyecektir.
Böylece Türkiye adeta ‘Kafkasya ini’ne dev bir Rusya ve 3 küçük devletçikle (Gürcistan,
Azerbaycan ve Ermenistan) girecektir. Üstelik bu küçük devletlerden Gürcistan, Rusya’nın
pençeleri arasında can çekişmektedir, Ermenistan ise kendi rızası ile Moskova’ya teslim

21
Umit Enginsoy, ‘US assures Turkey over straits convention’, Turkish Daily News, 21 August 2008;
(http://www.turkishdailynews.com.tr/article.php?enewsid=113138).

52
USAK Gürcistan Krizi Değerlendirme Raporu

durumdadır. Başka bir deyişle Türkiye’nin önerisi ABD’yi bölgeden dışlayan, Rusya’yı daha
fazla içeri çeken bir öneridir. Sanki özellikle Amerikalılar dışlanmak istenmiş gibidir. Çünkü
gerçekten “coğrafi esaslı” olunmuş olsaydı İran da projeye alınırdı. Fakat en azından şu
aşamada “5 ülke” denmekte, İran ismi sayılmamaktadır.
• Tabloya bakıldığında Gürcistan krizi Türk-Amerikan ilişkilerine yeni gerilim sahaları
getirmektedir. Türkiye, Amerikalıların Gürcistan’ı bahane ederek Kafkasları Irak’a veya
Afganistan’a çevirmesinden korkmaktadır. Ankara’da Rusya’nın küçük bir bedelle ikna
edilebileceği kanaati bulunmaktadır. Gürcistan yüzünden Rusya ile ilişkiler bozulmak
istenmemektedir. İki ülke arasındaki ekonomik ilişkilerin seviyesi dikkate alındığında
Türkiye’nin endişelerini anlamak mümkündür.
• Aynı şekilde Rusya’nın PKK terörüne bakışındaki ufak tefek değişikliklerin Türkiye’de terörü
daha da hortlatması olasılığı da mevcuttur. Rusya’nın en ufak bir tavır alışı Ankara’yı
ekonomik ve siyasi anlamda zora sokabilecektir. Türkiye tüm bu endişeler ile Kafkasya’daki
krizde ABD’den uzaklaşmış, Rusya karşı olabilekten daha yumuşak bir politika izlemiştir.
Nitekim Rusya da Türkiye’nin tutumundan oldukça memnundur. Erdoğan’ın Moskova
ziyaretinde Erdoğan’a gerek Putin, gerekse Medvedev özel bir ilgi göstermiş, Erdoğan
arabasına kadar uğurlanmıştır. Yani Erdoğan Hükümeti Türk-Rus ilişkilerini şimdilik kurtarmış
görünmektedir. Fakat Türk-Ameriğkan ilişkileri yeni gerilimlere yelken açmaktadır. Ayrıca
Türkiye’nin Rusya’ya karşı yumuşak politikasının bedelinin ne olduğu henüz ortaya çıkmış
değildir.
• Şu aşamada hükümetin Türk-Rus ilişkilerinde dengeli politika takip ederek ciddi bir
kaymanın önüne geçtiği belirtilebilir.
• Türkiye, ABD’nin bölgede yeni bir cephe açmasından çekinirken gözden kaçan bir ayrıntı da
bu savaşın Rusya tarafından zaten açıldığı ve Rusya’nın barış gücü adı altında Gürcü
topraklarında bir tampon bölge oluşturmaya çalıştığıdır. Yani ABD’nin bölgeyi savaş alanına
çevirmesindne endişelenen Türkiye, Rusya’nın hâlihazırda aynı işlevi gördüğünün bilincine
daha fazla varmalıdır.
• Rusya bölgede sert güç enstrümanlarını seferber ederek şiddet yoluyla sınırları
değiştirmektedir. Açıkça Gürcistan’ın sınırlarını tanımadığını söyleyen Moskova’nın kısa
süre içinde Güney Osetya ve Abhazya’nın bağımsızlığını tanıması bu anlamda atılan ilk
adımdır. Yani Gürcistan fiili olarak bundan sonra 3 ülke olacaktır. Buna bir de Acaristan
eklenirse, hatta Cevahiti Ermenileri de ayaklanırsa 5 devlete hazır olmak gerektir. Başka bir
deyişle Türkiye’nin en büyük korkusu gerçek olmaktadır, sınırlar yasadışı yollardan
değişmektedir.
• Tüm bunlar gerçekleşirken Rusya’nın Gürcistan’da yaptıkları ‘cezasız’ kalmaktadır. Böylece
yeni işgallerin de karşılıksız kalması olasılığı artmaktadır. Gürcistan’ı bile koruyamayan NATO
ve Batı’nın Rusya’ya yeni olaylarda müdahale edemeyeceği anlaşılıyor. Rusya’nın Kafkaslarda,
Karadeniz’de, Doğu Avrupa’da veya Orta Asya’da bundan sonraki hedefinin hangi ülke olacağı
ise henüz belli değildir.
• Rusya Kafkasya’daki Türk çıkarlarına çok bariz bir darbe vurmaktadır. Türkiye-Gürcistan-
Azerbaycan hattının giderek zayıfladığı bir gerçektir. Bölgedeki istikrarsızlığın sürekli hale
gelmesi Azerbaycan-Gürcistan-Türkiye hattının çökmesi anlamına gelecektir.
• Öte yandan bir diğer olasılık da Gürcistan’ın adım adım Rusya kanadına geçerek bölgede
Rusya-Gürcistan-Ermenistan (ve hatta İran) hattının oluşmasıdır. Türkiye’nin parçası olmadığı
böyle bir hat da Türkiye’nin Türk dünyası ile bağlarının kopması anlamına gelmektedir.
• Rusya’nın bölgeye dönüşü Osmanlı’dan bu yana süren Türk-Rus mücadelesinde bir kez daha
Rusların kazanması anlamına gelebilir.

53
USAK Gürcistan Krizi Değerlendirme Raporu

• Rusya’yı kızdırmamak, ABD’nin maceraları için Moskova’yı karşımıza almayarak ulusal


çıkarlarımızı koruyor olmamız olumlu gelişmeler olarak nitelendirilse de Türkiye’nin Rusya’yı
tek başına bölgede durdurabilmesi mevcut şartlar altında oldukça zordur.
• Kafkasya Platformu girişiminin şu haliyle Moskova’nın bölgesel hedeflerini engelleyebilecek
özelliklere sahip olduğunu söylemek mümkün görünmemektedir.
• Batı’nın dışlandığı, sadece Rusya ve kendi içerisinde ciddi problemleri olan üç küçük
devletle aynı kulübe dâhil olmak büyük ‘bir ayı ile küçük bir ine girme’ye benzeyebilir.
• Türkiye’nin yakın tarihine bakıldığında Rusya hakkında oldukça taze anıların yer aldığı
görülecektir. Ermeni Terörü’ne verilen destek, sol terör ve PKK konusundaki tavrı Rusya’nın
Türkiye’ye ne kadar zarar verdiğini göstermektedir. İkinci Dünya Savaşı’nda da Türkiye’yi en
çok korkutan “NAZİ Almanyası” değil, Stalin Rusyası olmuştur. Savaştan sonra Ruslar Kars,
Ardahan ve çevresini açıkça istemiş, ayrıca Boğazlar’da da egemenlik hakları ve üsler talep
etmişlerdir. Bilindiği üzere Türkiye Sovyetler’in elinden herşeyi göze alıp kendisini NATO
şemsiyesinin altına atarak Rusya’dan kurtulabilmiştir.
• Şu anda kurban Gürcistan’dır. Polonya ve Ukrayna’nın da Rus tehdidini ensesinde hissettiği
gayet açıktır. Böyle bir ortamda Türkiye’nin rahat bir tavır takınması, Rusları ikna etmeye
çalışması ve bunun için içeriği muğlâk projeler önermesi yarardan çok zarar da verebilir.
• Türkiye’nin Kafkaslar’da ABD’den uzaklaşıp Rusya’ya yaklaştığını söyleyebilmek için henüz
erkense de Ankara’nın beklenen klasik tavrını sergilemediği de ortadadır.

IV.4. YENİ BİR ‘1 MART TEZKERESİ’ VAKASI YAŞANABİLİR Mİ?

• Irak Krizi’nde de Türk Hükümeti ve ABD arasında ilişkiler oldukça yakın iken TBMM’den
tezkerenin geçmemesi sonucunda ABD-Türkiye ilişkileri büyük yaralar almıştır. Gürcistan
konusunda da ABD ve Türkiye’nin benzeri durumları yaşama riski bulunmaktadır. Çünkü
tarafların krize bakış açıları arasında önemli farklar bulunmaktadır. Türkiye daha kontrollü ve
temkinli iken ABD (ve Gürcistan) çok daha sert bir tepki üzerinde yoğunlaşmaktadır.
• ABD ve Türkiye arasındaki ilk sorun Karadeniz’de bulunacak ABD güçleri konusunda ortaya
çıkmaktadır. Burada Türkiye ABD’den çok Rusya’ya yakın bir bakış açısına sahiptir.
Karadeniz’e kıyısı olmayan ülkeler aleyhine önemli düzenlemeler içeren 1936 Montrö
Sözleşmesi olduğu sürece ABD’nin Karadeniz’de askeri gücünü arttırması zordur. ABD’nin bu
konudaki değişiklik talepleri çeşitli defalar Türkiye’nin ve Rusya’nın direnciyle karşılaşmıştır.
En son yardım gemilerinde Amerikan talebi karşılıklı görüşmelerin ardından karşılanabilmiştir.
Ancak Gürcistan gerekçe yapılarak ABD bu konuda çok daha radikal değişiklikler isteyebilir.
Bu durum Türk boğazlarının statüsü tartışmaya açılabilir. Bu da Türkiye tarafından arzu
edilmemektedir.

IV.5. TÜRKİYE KAFKASLAR’DA ARABULUCU OLABİLİR Mİ? KİİP ÖNERİSİ GERÇEKÇİ MİDİR?

• Türkiye ‘arabulucu’, ‘kolaylaştırıcı’ gibi rolleri sevmiş görünüyor ve Kafkasya’daki krizde de


benzeri bir rol arayışına girmeye çalışmıştır. Fakat bu tür roller sizin taraf olmadığınız hallerde
oynanabilir. Oysa Kafkaslarda çıkarı zarar gören en önemli ülkelerden biri de Türkiye’dir. Yani

54
USAK Gürcistan Krizi Değerlendirme Raporu

Türkiye birçok açıdan taraftır ve gelişmeleri konu ile ilgisi olmayan, uzaktan seyreden biri gibi
davranamaz.
• Ankara arabuluculuk benzeri rolleri oynama ısrarını yine de sürdürebilir. Fakat bunu uzun
süreli yapabilmesi oldukça güçtür. Türkiye’nin çabaları Rusya’nın hoşuna gidecektir, fakat
Rusya’nın bundan dolayı Türkiye’yi taraf olarak değil de arabulucu olarak görebilmesi
olanaksızdır. Bu nedenle Türkiye’nin bu tür rolleri oynamaya çalışması Rusya Federasyonu
açısından Türkiye’nin etkisini en azından bir süre için ve kendiliğinden kırmada yararlı
bulunabilir ve Moskova’yı memnun edebilir.
• Türkiye’nin önermiş olduğu Kafkas İttifakı projesinin zamanlaması şaşırtıcıdır. Bölgenin en
gergin olduğu bir anda ittifak projesi önermek gerçekçi olmayabilir. Bu öneriye herkes olumlu
yanıt verecektir, çünkü hiç kimse savaşçı görünmek istemez, hem de Türkiye’yi gereksiz yere
rahatsız etmenin anlamı yoktur. Ancak ittifaklar çatışanlar arasında kurulmaz. Gürcüler-
Ruslar, Azeriler-Ermeniler arasında yakın bir gelecekte ittifak kurulması sadece ideal olanı
temenni etmek anlamına gelebilir. Yoksa gerçekleşme olasılığı çok düşüktür. Ayrıca
Türkiye’nin sayılan bu ikililer arasında tarafsız olma çabası kendi politikalarına da zarar
verebilir. Çünkü Gürcü-Rus ve Azeri-Ermeni ikililerinde ilk ülkeler kurban, ikinci ülkelerse
saldırgandır. Saldırgan ve tecavüz eden ile kurban arasında tarafsız kalmak tecavüze destek
vermek anlamına gelebilir.
• Türkiye’nin Kafkas İttifakı önerisini ABD, Gürcistan ve NATO’daki diğer müttefiklerinden önce
Rusya’ya açmış olması da şaşırtıcıdır. ABD Dışişleri Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Matt Bryza
Kafkas İttifakı projesinin kendileri için sürpriz olduğunu, önceden haberlerinin olmadığını
açıklamıştır. Eğer Türkiye bilinçli olarak bu projeyi müttefikleriyle paylaşmamışsa bu durum
ilişkilerde yeni sorunlara işaret eder. Yok, eğer proje aceleye geldi ve biranda çıkan ‘harika bir
fikir’ olarak sıcağı sıcağına Moskova’ya taşındıysa bu da ayrı bir sorundur.
• Başbakan Erdoğan’ın projenin ‘coğrafi temelli’ olduğunu sıkça tekrarlıyor olmasının da özel
bir anlamı var ise proje daha çok ABD’yi dışlıyor, Rusya’yı ise projenin içine dâhil ediyor
demektir. Türkiye’nin bilinçli olarak ABD’yi Kafkasya’dan veya söz konusu projeden dışlıyor
izlenimini vermesi şaşırtıcı bir gelişme olacaktır. Bu durum Türkiye-ABD ilişkilerinde yeni bir
gerilim hattı oluşturabilir.
• Projenin medyada yer alan adının sürekli olarak değişmesi ve ilk başlarda kullanılan Kafkasya
İttifakı isminin en son Kafkasya’da İstikrar ve İşbirliği Platformu (KİİP) şeklinde kullanılması
projenin henüz olgunlaşma aşamasında olduğunu ve uzun bir çalışmaya ihtiyaç duyduğu
işaretlerini vermektedir.
• Türkiye’nin inisiyatif alması ve ortamı yatıştırabilmek için KİİP benzeri önerileri ortaya
atmasında belli yararlar olabilir. Ancak böylesine çıkarları çatışan ulusların kısa sürede
birbirine yaklaşmasını ummak aşırı iyimserlik olur ve Türkiye’nin Kafkasya çıkarları sadece bu
tür projeler üzerine oturamaz. Aksine işlemesi oldukça güç olan kurumlar geliştirmeye
çalışmak çok kıymetli zamanın kaybına ve saldırganlığın teşvikine yol açabilir.
• Karadeniz Ekonomik İşbirliği Bölgesi projesinin de işlememesinin altında yatan en önemli
nedenin birlikte çalışmak istemeyen ülkelerden oluşuyor olması olduğu unutulmamalıdır.
Öncelikle bölgede küçük hedefleri olan, ama çalışır projelere ihtiyaç vardır. Birbiriyle sınırları
dahi açık olmayan (Türkiye-Ermenistan ve Azerbaycan-Ermenistan) ya da birbirlerinin
topraklarını işgal etmiş (Ermenistan-Azerbaycan ve Rusya Gürcistan) ülkeler arasında ittifak

55
USAK Gürcistan Krizi Değerlendirme Raporu

sistemi kurabilmek olanaksızdır. Platform kurmak ise iletişime niyetli olduğu halde bir türlü
iletişim fırsatı bulamayanlar için yararlıdır. Oysa Rusya’nın Gürcistan’la sorunu asla bir iletişim
sorunu olmamıştır. Taraflar ne yaptıklarını çok iyi bilmektedirler ve attıkları hiçbir adım
önyargı ya da diyalog eksikliğinden atılmamaktadır. Rusya Gürcistan’ı cezalandırmak
istemiştir ve Kafkasya’yı kendi etki sahası saymaktadır. Kurulacak hiçbir platform Rusya’yı bu
kararlılığından caydıramaz. Buna rağmen Rusya bu tür platform çabalarına girebilir, destek de
verebilir. Fakat bunu sadece amaçlarını daha kolay gerçekleştirebilmek için yapar.
• Türkiye’nin Kafkasya’da İstikrar ve İşbirliği Platformu (KİİP) önerisi konusunda 5 ülke (Türkiye,
Gürcistan, Azerbaycan, Rusya ve Ermenistan) sürekli olarak ön plana çıkmaktadır. Ancak,
henüz platforma başka hangi ülkelerin dâhil olacağına dair net bir bilgi bulunmamaktadır.
• Aynı şekilde KİİP içerisinde AB ve ABD nasıl bir rol oynayacaktır. Eğer bu iki güç Kafkasya
sorunlarının dışında kalacaksa bundan Rusya ziyadesiyle memnun olacaktır. Bu durumda KİİP
Rusya’nın bölgede gücünü arttırabilmesine hizmet edecektir.

IV.6. TÜRKİYE-ERMENİSTAN İLİŞKİLERİ VE GÜRCİSTAN KRİZİ

• Kimi yorumculara göre Gürcistan Savaşı Türkiye-Ermenistan ilişkilerinde fırsatlara yol açmış,
iki ülke ilişkilerinin gelişmesi şansını vermiştir. Bu yorumcular Ermenistan’ın Türkiye’nin
Kafkasya’da İstikrar ve İşbirliği Platformu (KİİP) önerisine de sıcak baktığını, Gürcistan Savaşı
nedeniyle zor durumda kaldığı için Türkiye’ye daha fazla yaklaştığını da iddia ederek Erivan’ın
Türkiye ile ilişkilerini hiçbir önkoşul öne sürmeksizin geliştirmek istemesinin bir şans olduğunu
belirtmektedirler.

56
USAK Gürcistan Krizi Değerlendirme Raporu

• Öncelikli olarak bu iddialarda hem maddi hatalar bulunmaktadır, hem de aşırı iyimser bir
bakış açısı.
• Herşeyden önce Türkiye eğer 15 yılı aşan bir süredir sürdürdüğü ve belli maliyetlerine de
katlandığı Ermenistan politikasını bugünlerde değiştirecekse bunun somut nedenleri
olmalıdır. Rusya’nın Gürcistan’ı işgalinden sonra Türkiye’nin Ermenistan politikasında radikal
değişiklikler yapması yanlış anlaşılmaya ve Türkiye karşıtı bazı gruplarca istismar edilmeye
müsait bir durum olacaktır.
• Türkiye’nin Ermenistan ile 3 temel sorunu bulunmaktadır ve bu sorunlar olduğu gibi devam
etmektedir. Bu sorunlar şunlardır:
o 1. Türkiye’nin Toprak Bütünlüğünün Tanınması: İlk olarak Ermenistan Türkiye’nin
toprak bütünlüğünü tanımamakta ve Türkiye’nin Doğu bölgelerini ‘Batı Ermenistan’
olarak adlandırmaktadır. Bu durum Bağımsızlık Bildirgesi’nde de belirtilmiştir.22 Bu
bildirge Ermenistan Anayasası’nın da bir parçasıdır. Böylece Anayasa’da Türkiye’den
toprak alınması hedefi de gösterilmiş olmaktadır. Bizim görüşme fırsatı bulduğumuz
bazı Ermeni yetkililer Türkiye’nin toprak bütünlüğü ve sınırları konusunda
kendilerinin taviz verebileceğini, ancak karşılığında bir şey alınmadan taviz vermek
istemediklerini belirtmişlerdir. Oysa bir diğer devletin toprak bütünlüğünü tanımak
bir taviz değildir. Ermenistan, Türkiye ile ilişkilerini normalleştirmek için hiçbir
önkoşul öne sürmediğini iddia etmektedir, ancak komşusunun toprak bütünlüğünü
tanıdığını açıkça ilan etmeyi dahi bir taviz sayabilmektedir. Türkiye’nin toprak
bütünlüğünü tanımayan hiçbir devlet ile ilişkiler normalleşemez ve bu durum son
derece tabiidir. Dünyada hiçbir ülke kendi topraklarına saygı duymayan ülke ile
normal ilişkiler içinde olmak zorunda değildir.
o 2. Soykırım Kampanyası: İkinci önemli sorun Ermenistan’ın tüm dünyada soykırım
iddialarını gerekçe göstererek Türk çıkarlarının altını oyamaya çalışmasıdır. Tüm
dünya meclislerinden medya kuruluşlarına kadar büyük bir Türkiye karşıtı
kampanyanın yürütüldüğü, bu kampanyada amacın Türkiye’yi belli bir teze ikna
etmekten çok Türkiye’nin çıkarlarına zarar vermek olduğu aşikârdır. Zaten Ankara’yı
rahatsız eden de soykırım iddiasından çok bu kampanya olmuştur. Elbette
Ermenistan tarihi yorumlamakta serbesttir ve bu hakkı Türkiye de teslim etmekte,
Ermenistan’ın farklı düşünmesine itiraz etmemektedir. Fakat asıl sorun görüş
farklarını kullanarak Ermenistan’ın Ermeni diaspora kuruluşları ile bir olup tüm
gücünü Türkiye’ye zarar vermek için kullanmasıdır. Ne yazık ki bu konuda da şu ana
kadar somut bir iyileşme olmamıştır ve Gürcistan’ın işgal edilmiş olması Erivan’ı bu
konuda herhangi bir iyileşmeye sevk etmemiştir. Ermenistan diğer ülkelerde Türk
çıkarlarına zarar vermeye devam ederken ilişkilerde açılımda bulunmak kolay
olmayacaktır.
o 3. İşgal Altındaki Azerbaycan Toprakları: Üçüncü önemli sorun Ermenilerin işgal
altında tuttukları Azerbaycan toprakları sorunudur. Birçok yorumcu meseleyi sadece
Karabağ olarak göstermektedirler. Oysa Karabağ dışında Ermenistan ile Karabağ
arasındaki pek çok Azeri yerleşim yeri işgal altındadır ve 1 milyon kişi yerinden

22
Ermenistan Bağımsızlık Bildirgesi Madde 11, (http://www.armeniaforeignministry.com/htms/doi.html).

57
USAK Gürcistan Krizi Değerlendirme Raporu

edilmiştir. Ermenistan’ın Karabağ Savaşı’nda yaptıkları ile Rusya’nın Gürcistan’a


saldırısı arasında büyük benzerlikler bulunmaktadır. Ermenistan tıpkı Rusya gibi
Karabağ Ermenilerinin ayrılıkçı taleplerini gerekçe göstererek Azerbaycan’a saldırmış
ve sadece Azerilerin yaşadıkları şehirleri de güvenlik gerekçesiyle işgal etmiştir.
Üstelik bu işgal Rusya’nın askeri ve siyasi desteği sayesinde olmuş, takip eden
dönemlerde Azerbaycan’ın işgal altındaki toprakları geri alamamasında Rusya’nın
Ermenistan’ı korumasının büyük rolü olmuştur. Böylece sınırlar silah zoruyla
değiştirilmiş olmaktadır ki Türkiye’nin asıl karşı çıktığı budur. Ermenistan tıpkı
Türkiye’nin sınırlarını tanımadığı gibi Azerbaycan’ın da sınırlarını tanımamakta, hatta
fiili olarak bütünlüğünü bozmaktadır. Gürcistan’daki çatışmalar ile birlikte bu konuda
da herhangi bir olumlu adım atılmadığı gibi, aksine Rusya’nın saldırısı ve Tiflis’in
Güney Osetya ve Abhazya’yı geri alamayışı ile birlikte dengelerde Rusya-Ermenistan
yönünde bir değişim olmuş, Bakü’nün Karabağ ve diğer işgal altındaki yerleşim
yerlerini alma umutları iyice azalmıştır. Olası bir geri alma girişiminde Ermenistan’ın
yanında Rus askerlerinin Azerbaycan’a saldırması olasılığı daha da artmıştır.
• Yukarıdaki tabloya bakıldığında Ermenistan ile ilişkileri geliştirmek için Ermenistan tarafında
Gürcistan Krizi sonucunda önemli bir değişiklik olduğunu söyleyebilmek zordur. Bu durum
Ermenistan ile diyalog çabalarına engel değildir. Türk yetkililer Erivan’ı ziyaret edebilirler ve
orada Türkiye’nin taleplerini en üst düzeyde seslendirebilirler. Ancak bunun ötesinde atılacak
ve taviz olarak değerlendirilebilecek adımlar Türkiye ve Azerbaycan’ın çıkarlarına zarar
verecektir. Kafkasya politikalarını Gürcistan ve Azerbaycan üzerine kurmuş olan Türkiye
Gürcistan’a yardım edememiştir. Şimdi bir de Azerbaycan’ı zor durumda bırakacak adımların
atılması, üstelik bunun neredeyse hiçbir maddi ve siyasi çıkar elde edilmeksizin Ermenistan
gibi bir ülke için olması Türkiye’nin kendi politikalarına zarar vermesi anlamına gelebilir.
• Kafkasya’da şu anki gelişmeler ışığında iki saldırgan devlet bulunmaktadır. Bunlar Rusya ve
Ermenistan’dır. Her iki devlet de diğer Kafkasya devletlerinin ülke bütünlüğüne saygı
duymamakta, hatta komşularının topraklarını işgal etmektedirler. İşgalcinin ilişkileri
düzeltmek için herhangi bir ön şart öne sürmediğini söylemesinin Türkiye nezdinde bir
kıymeti olmamalıdır.
• Ermenistan sınırının açılmasıyla birlikte sınır bölgesinde ekonomik yarar elde edilebileceğini
düşünenler Gürcistan Savaşı ile birlikte sınırda ne kadar büyük bir ekonomik kayıp yaşandığını
da dikkate almalıdırlar. Türkiye için asıl ekonomik çıkarlar Gürcistan ve Azerbaycan’dadır. Bu
çıkarların nüfus ve iktisadi büyüklük açılarından küçük bir devletle ilişkileri hiçbir karşılık
beklemeksizin geliştirme çabaları uğruna feda edilmesi doğru olmayacaktır.
• Ermenistan konusunda belirtilmesi gereken bir diğer husus da Cevahiti Ermenileri konusudur.
Gürcistan-Ermenistan-Türkiye sınırında bulunan bu bölge Ermenileri uzun süredir ayrılıkçılığın
en yoğun olarak yaşandığı halk durumundadır. Bölgedeki Rus üssü ve ilgisi Cevahiti’yi
Gürcistan’dan koparılacak bir sonraki parça haline getirebilir. Zaten Karabağ Savaşı’ndan önce
Ermeni milliyetçiliğinin ilk ve asıl hedefinin Cevahiti olduğu iddiaları da mevcuttur.
Ermenistan’da bazı siyasi gruplar da Nahçıvan ve Cevahiti’nin alınmasını talep etmektedirler.
Rusya’nın Gürcistan’ı cezalandırma siyasetini sürdürmesi halinde bu ülkeden kopabilecek bir
diğer parça da Cevahiti’dir. Bu da göstermektedir ki Ermenistan sadece Türkiye ve
Azerbaycan’ın değil, Gürcistan’ın toprak bütünlüğüne de pek dostane bakmamaktadır.

58
USAK Gürcistan Krizi Değerlendirme Raporu

• Ermenistan’ın 19. Yüzyıldan bu yana bölgedeki değişmez müttefiki Rusya olmuştur.


Türkiye’nin bölgedeki tarihi müttefikleri ise Gürcüler ve Azerbaycan Türkleri olmuştur. Üstelik
bu ittifak ilişkileri sadece dini ya da etnik önyargılar üzerine kurulu değildir, somut temelleri
vardır. Bu basit gerçeğin Gürcistan Krizi dolayısıyla tekrar hatırda tutulmasında yarar vardır.

IV.7. GÜRCİSTAN KRİZİNİN TERÖRLE MÜCADELEYE OLASI ETKİLERİ

• Kafkaslardaki sıcak gelişmeler ile paralel olarak Türkiye’de artan bombalı saldırılar ve diğer
terör saldırıları olaylar ile terör arasında doğrudan bir bağlantı olduğu iddiasını da gündeme
getirmiştir.
• Öncelikle Türkiye’deki terör saldırıları ile bölgedeki gelişmeler arasında bağlantıyı
kanıtlayacak herhangi bir kanıt mevcut değildir.
• Fakat terör devletlerarası çatışmaları sever ve devlet ilişkilerindeki gerilimle oluşan
uluslararası boşlukları istismar ederek güçlenir. Irak Savaşı’nın PKK terörünü nasıl azdırdığı
hatırlanmalıdır. Kafkasya’nın bir çatışma sahasına dönmesi, özellikle de Gürcistan’ın iç
savaşa/savaşlara sürüklenmesi olasılığı terör olaylarında artış olasılığını doğal olarak arttırır.
• Irak’tan sonra Kafkasya’nın da çatışma sahası olmasıyla birlikte terör örgütlerinin adam
devşirme, silah temini ve saklanma olanakları artabilir.
• Devletlerarası rekabet devletlerin yasadışı yöntemlere yönelmesine de yol açabilir. Bunun
örnekleri çeşitli defalar görülmüştür.
• Bu çerçevede Rusya’nın terörle mücadelesi bazı devletlerce bundan sonra yeterince
desteklenmeyebilir ve başta Çeçen terörü olmak üzere Rusya’nın terörle sorunlarında artış
yaşanabilir.
• Gürcistan içlerinde terörü andırır yöntemler bölgede dengeleri değiştirebilmek adına
kimilerince desteklenebilir, görmezden gelinebilir vs.
• Türkiye’yi bölge dengelerinde zayıflatmak isteyecek bazı güç noktaları PKK başta olmak üzere
Türkiye’deki terör eylemlerinin artmasında yarar görebilir. Bu bağlamda Rusya’da PKK’nın
terör örgütleri listesinde olmayışı ve geçmişte Rus Meclisi’nden ofis açacak kadar Rus resmi
makamlarınca ‘desteklendiklerini’ hatırda tutmak gerekir. Rusya’nın özellikle Türkiye’nin
Çeçen militanları desteklediğini düşündüğü yıllarda PKK’ya büyük destek verdiği iddialar
arasındadır.
• Irak Savaşı’nda yaşanan sorunlar nasıl ABD ile Türkiye arasında PKK terörü konusunda önemli
anlaşmazlıklara yol açmış ve terör örgütü bu anlaşmazlıklardan sonuna kadar yararlanmışsa
Türkiye ile Rusya veya bir başka devlet arasında yaşanabilecek sorunlar da terör örgütlerinin
işine yarayabilir.
• Irak’ın kuzeyinde barınma olanakları zayıflayan PKK terör örgütünün Ermenistan, Ermeni
işgali altındaki Azeri toprakları ya da Tiflis yönetiminin kontrol edemediği Gürcü topraklarında
üslenmesi olasılığı her zaman için dikkatle izlenmesi gereken hususlardır.

59
USAK Gürcistan Krizi Değerlendirme Raporu

IV.8. GÜRCİSTAN KRİZİ’NİN KOMŞULAR İLE İLİŞKİLERE OLASI ETKİSİ

• Rusya gelecek dönemde küresel ve bölgesel sorunlarda daha fazla rol talep etmektedir.
Gürcistan’da yükselen ABD-Rusya gerilimi Polonya ve Ukrayna gibi ülkeler ile devam
etmektedir. Bu süreçte her iki ülke de yeni müttefikler / ortaklar arayacaklardır. Rusya’nın bu
konuda bulabileceği olası dostlar arasında İran ve Suriye de bulunmaktadır. Türkiye’nin
sorunlu ilişkilerini son dönemde düzeltmeye başladığı ve özellikle ekonomik ilişkilerde ve
terörle mücadelede önemli mesafeler aldığı Suriye ve İran’ın Rusya ile ilişkilerini geliştirmesi,
buna karşın Türkiye’nin farklı bir kutuba kayması komşular ile ilişkilerde yeniden sorunlu
günlere dönülmesine yol açabilir.
• Türkiye komşuları ile ilişkilerinin küresel rekabetten en az etkilenmesi için özel önlemler
almak zorundadır.

60
USAK Gürcistan Krizi Değerlendirme Raporu

V. ULUSLARARASI HUKUK
VE
GÜRCİSTAN-RUSYA SAVAŞI

61
USAK Gürcistan Krizi Değerlendirme Raporu

• Rusya Gürcistan’a saldırısını R2P diyebileceğimiz “koruma sorumluluğu” ilkesi ile


açıklamaktadır. Buna göre Rusya, Güney Osetya’daki insanların katliamla (hatta soykırımla23)
karşı karşıya kaldığını ve vakit kaybetmeden koruma sağlanmasının şart olduğunu gerekçe
göstermektedir. Bu arada Güney Osetya’daki nüfusun yardından fazlasının24 Rusya
vatandaşlığına geçtiğini de belirtmek gerekir. Bu durumda Osetya’ya saldıran Gürcü güçleri
aynı zamanda Rusya vatandaşlarına da saldırmış olmaktadır. Söz konusu olan vatandaşlar
olunca Rusya hukuki gerekçelendirmesini iç hukuka ve Rusya Anayasası’na da
dayandırmaktadır. Bu anlayışa göre Rusya yönetimi, vatandaşları hangi coğrafyada tehlike ile
karşılaşırsa oraya müdahale etmek zorundadır.
• Rusya’nın bölgedeki askeri faaliyetleri ile ilgili bir diğer açıklaması ise Abhazya ve Güney
Osetya’daki çatışmaları sona erdirebilmek için zamanında imzalanmış olan anlaşmalar ve
Rusya güçlerine verilen barışı koruma misyonudur. Rusya bu ‘yetkileri’ de oldukça geniş bir
şekilde yorumlamaktadır.
• Rusya Federasyonu’nun meşrulaştırma çabalarına karşın Uluslararası Hukuk’un Rus
müdahalesine bu şekliyle izin vermediği rahatça söylenebilir.
• Öncelikli olarak resmi açıdan Güney Osetya (ve Abhazya) Gürcistan toprağıdır. Ancak fiilen
1989 yılından başlayarak artan şiddetle birlikte Gürcistan önce Güney Osetya, sonrasında da
Abhazya’da (Kodori hariç) fiili kontrolünü yitirmiştir. Güney Osetya 1991 yılında bağımsızlığını
ilan etmiş, 1992 yılında da Abhazya bağımsızlığını ilan etmiştir.
• Rusya Federasyonu içinde bir de Kuzey Osetya özerk bölgesi bulunmaktadır. Güney Osetya
Sovyetlerin yıkılma sürecinde bağımsızlığını ilan etmesinin ardından Kuzey Osetya ile
birleşmek istemiştir. Nüfusu savaş öncesi verilere göre yaklaşık 70.000’dir. Bunlardan yarısı
son 15 yılda Rusya vatandaşlığına geçirilmiştir. Osetya’daki nüfusun vatandaşlık değiştirmesi
de hukukun zorlanması olarak değerlendirilebilir. Rusya benzeri bir stratejiyi Osmanlı
İmparatorluğu’na karşı da izlemiş ve Osmanlı’nın Ermeni tebaası çifte vatandaş haline
getirilerek işgal edilmek istenen Osmanlı topraklarında üçüncü bir kol oluşturulmaya
çalışılmıştır.
• 1992 yılında Osetlerle Gürcüler arasında ateşkes anlaşması imzalanmış, buna göre ateşkesi
Gürcü, Rus ve Oset askerlerin (peacekeepers) gözlemlemesi kararlaştırılmıştır.
• Gürcistan’dan ayrılmak isteyen Gürcistan’daki diğer bir otonom bölge olan Abhazya’da da
(Abhazlara göre bağımsız Cumhuriyet) Gürcistan’ın fiili hâkimiyeti Kodori bölgesi hariç uzun
yıllar kurulamamıştır. Gerek Güney Osetya, gerekse Abhazya bağımsızlık ilan etmiş olmalarına
rağmen diğer devletlerce bu talepleri tanınmamıştır. Hatta Rusya dahi bu bölgelerin
bağımsızlığını tanımayı savaşa kadar reddetmişti.
• Bu iki otonom bölge dışında bir de Türkiye sınırında yer alan Acaristan bulunuyor. Fakat
Acaristan’la sorunlar Acarlar’ın Gürcü Anayasası’nı kabul etmesi ile şimdilik çözülmüş
durumda.
• Bunlara ek olarak otonom olmayan, fakat Ermenilerin yoğun bir şekilde yaşadığı ve
Ermenistan-Türkiye-Gürcistan sınırında bulunan Cevahiti de ayrılıkçı hareketlerin güçlü

23
Rusya Devlet Başkanı Medvedev ve Rusya’nın BM Büyükelçisi Churkin Gürcülerin saldırısını soykırım olarak
tanımlamışlardır: ‘Talks Possible Only After Georgians Pull Out – Russia’, Russia Today, 11 August 2008.
24
Gürcü olmayan Güney Osetya nüfusunun hemen hemen tamamı.

62
USAK Gürcistan Krizi Değerlendirme Raporu

olduğu bir diğer bölgedir. Cevahiti Gürcistan’dan ayrılma konusunda hukuken en zayıf bölge.
Ancak, Karabağ örneği nedeniyle sürekli olarak gündemde kalan da bir bölge.
• Genel kabul gören görüş BM sonrası dönemde kuvvet kullanmaya ilişkin uluslararası hukuk
kurallarının BM Anlaşması tarafından düzenlendiğidir. BM’nin temel amacı uluslararası barış
ve güvenliğin sağlanmasıdır. Anlaşma’nın 2. maddesinin 3. paragrafına göre uluslararası
anlaşmazlıkların barışçıl yollarla çözülmesi esastır ve aynı maddenin ünlü 4. paragrafı
devletlerin uluslararası ilişkilerinde başka bir devletin toprak bütünlüğüne ve siyasal
bağımsızlığına karşı askeri kuvvet kullanımından yahut kuvvet kullanma tehdidinden
kaçınmaları gerektiğini hükme bağlamaktadır. Madde 2(7) Birleşmiş Milletler’in devletlerin iç
işlerine karışamayacağını belirtmektedir. Bunun istisnası BM Güvenlik Konseyi’nin BM
Anlaşması yedinci bölüm uyarınca aldığı kararların uygulanmasıdır. Yedinci bölüm uyarınca
Güvenlik Konseyi uluslararası barış ve güvenliğin sağlanmasından sorumludur ve Konsey’in
barışın tehlikede olduğuna karar verme yetkisi vardır. Buna karar verirken silahlı kuvvet
kullanmak da dâhil olmak üzere tedbirlerin alınmasını isteyebilir. Bu normatif düzenlemelere
ek olarak BM Anlaşması’na göre bu anlaşmadan doğan yükümlülükler başka yükümlülüklerin
üzerindedir ve bunun da ötesinde Uluslararası Adalet Divanı’nın Nikaragua v. Birleşik
Devletler (Nikaragua) kararında belirttiği gibi gelenek hukuku BM Anlaşması ile
örtüşmektedir.
• BM Anlaşması’nın 51. maddesi, Güvenlik Konseyi uluslararası barış ve güvenliğin sağlanması
amacıyla gereken önlemleri alıncaya kadar silahlı saldırıya uğrayan BM üyesi ülkelerin
bireysel (münferit) ve toplu (kollektif) kendini savunma (meşru müdafaa) hakkını
tanımaktadır. Bu bağlamda alınan tedbirler derhal BM Güvenlik Konseyi’ne bildirilecek ve BM
Güvenlik Konseyi uluslararası barış ve güvenliğin sağlanması için gereken tedbirleri aldığında
meşru müdafaa amacıyla gerçekleştirilen önlemler derhal durdurulacaktır. Görüldüğü gibi BM
Anlaşması’ndan çıkan sonuç, uluslararası barış ve güvenliği sağlamada görevin BM Güvenlik
Konseyi’ne düştüğü ve meşru müdafaa yoluna başvurmanın istisnai bir önlem olarak BM
Güvenlik Konseyi toplanıp karar alana kadar geçerli bir hak olduğudur. Nitekim BM
Anlaşması’nın yedinci bölümü çerçevesinde Güvenlik Konseyi ilk aşamada kararlarının
uygulanması amacıyla ekonomik önlemler, diplomatik ilişkilerin kesilmesi gibi yaptırımlar
uygular. 41. maddeye göre alınan bu kararlar yeterli gelmediği takdirde BM Anlaşması’nın 42.
maddesi uyarınca Güvenlik Konseyi hava, deniz ve kara kuvvetlerinin kullanılması ile barış ve
güvenliği sağlamaya yönelik tedbirler alabilir. BM’nin askeri kuvvetleri olmadığı için bu tür
askeri kuvvet kullanımları BM Güvenlik Konseyi’nin üye devletlere izin vermesi şeklinde
gerçekleşecektir. Güvenlik Konseyi’nden böyle bir çağrı geldiği takdirde bütün üye devletler
katkı yapmakla yükümlüdür. Bu katkının ayrıntıları ve türleri BM ile üye ülkeler arasında özel
anlaşmalar yapılarak belirlenecektir.
• BM Anlaşması çerçevesi dâhilinde Güvenlik Konseyi’nin karar vermesinin dışında kuvvet
kullanmayı hukuka uygun kılabilecek ikinci yol devletlerin meşru müdafaa mekanizmasına
başvurmalarıdır. Yukarıda belirtildiği gibi BM Anlaşması’nın 51. maddesi silahlı bir saldırının
vuku bulması halinde devletlerin savunma haklarını kullanabileceklerini öngörmektedir. Bu
saldırıya uğrayan devletin tek başına gerçekleştirebileceği bir hak olduğu gibi, saldırıya
uğrayan devletin isteği üzerine diğer devletlerin katılımıyla da toplu olarak gerçekleştirilebilir.

63
USAK Gürcistan Krizi Değerlendirme Raporu

• İstisnai kuvvet kullanma yolu olan meşru müdafaa uluslararası hukukta kabul gören
yaklaşıma göre ‘gereklilik’ ve ‘orantılılık’ vasıflarını da taşımalıdır. Başka bir deyimle saldırıyı
engellemek için askeri kuvvet kullanılmasından başka hiçbir çare kalmamalı ve meşru
müdafaa amacıyla kullanılan askeri kuvvet yapılan haksız saldırı ile orantılı olmalı, aşırı zarar
verilmemelidir.
• Gürcü kuvvetlerin Güney Osetya’ya girmesi ve burada yeniden kontrolü tesis etmek istemesi
uluslararası hukuka göre başka bir devlete karşı kuvvet kullanma değildir. Nitekim, kriz çıktığı
anda Güney Osetya bağımsız bir devlet olarak hiçbir devlet tarafından tanınmamıştır ve
Gürcistan’ın parçasıdır.
• Rusya’nın Gürcülere karşı kuvvet kullanması BM’nin yetki vermesiyle meşrulaştırılamayacağı
gibi, meşru müdafaa hakkıyla da hukuksal zemine oturtulamaz.
• Güney Osetya bağımsız bir devlet olmadığı için Rusya ile birlikte ortak (kolektif) meşru
müdafaa söz konusu olamaz. Zaten BM Güvenlik Konseyi’nde konu görüşülürken Rus
büyükelçi meşru müdafaayı gündeme getirmedi. Rus temsilci daha çok Gürcistan’ın Güney
Osetya’ya girmesiyle 2.000 kişinin hayatını yitirdiğini, Osetlere karşı katliamlar olduğunu ve
barış koruma askerlerinin hayatlarının tehlikeye girdiğini söyledi. Tam telaffuz edilmese de bu
gerekçeler insani müdahale kavramını tanımlıyor. İnsani müdahale gerekçesi uluslararası
kuvvet kullanma hukukunda çok tartışmalı bir kavram. Kökeni sömürge imparatorlukları
döneminde büyük devletlerin önce başka ülkelerdeki kendi vatandaşlarını, daha sonraları ise
o ülkelerdeki kendilerine yakın azınlıkları korumak için kuvvete başvurmalarını haklı çıkarma
çabalarına dayanmakta. Zamanında Osmanlı Devleti de bu gerekçeyle kuvvet kullanımına
muhatap olmuştu. Bugün ise insani müdahaleyi demokrasi getirmeye kadar uzatmak
mümkün. Rusya’nın çatışmalara dâhil olmasını bu gerekçeye dayandırmak mümkün olsa da
bunun hukukiliğini ileri sürebilmek son derece güç.
• İnsani müdahale gerekçesi BM Anlaşması’nda yer bulmuyor. Buna rağmen Kosova’da
benzer gerekçeyle NATO tarafından kuvvet kullanılmıştı ve sonunda Kosova bağımsızlığa
kavuştu. Ancak Balkanlarla Kafkaslar arasında çok önemli bir fark var: Balkanlarda Sırplar çok
kanlı katliamlar yapmışlardı, en azından bu aşamada Gürcülerin benzer katliamlar yaptıklarını
öne sürmek çok güçtür. Ayrıca Rusya Osetya’daki gelişmeleri Sırpların Kosova’daki
eylemlerine benzetse dahi bu durumda uluslararası kamuoyu ile işbirliği içinde olmalı ve
şiddet aşamasına geçmeden önce, gerekli uyarıları yapmalıydı.
• Meşru müdafaa halinde bile kullanılan gücün orantılı olması gerekirken insani müdahale gibi
çok tartışmalı ve güçlü devletlerin istismarına açık bir gerekçe halinde kullanılabilecek
kuvvetin orantılı olmayabileceğini beklemek hiç mümkün değildir. Rusya, kendi vatandaşlarını
koruma gerekçesiyle başlattığı çatışmalarda Gürcü saldırıları ile açıklanamayacak bir saldırı
hazırlığında olduğunu göstermiştir.
• Gürcülerin Osetya’dan tamamen çekilmiş olması durumunda bile Rusların saldırılarına devam
etmesi ve Osetya’nın çok uzağındaki Gürcü hedefleri vurması açıkça orantılılık şartının ihlal
edildiğini göstermektedir.
• Rusya saldırısı ile vatandaşlarını koruma sorumluluğunun çok ötesine geçmiş ve Gürcistan’ı
tamamen işgal etme ve/veya Gürcistan’ı askeri ve ekonomik açıdan tamamen çökertme
amacını güttüğü hissini vermiştir.

64
USAK Gürcistan Krizi Değerlendirme Raporu

• Abhazya’nın savaşa dâhil olması ve Osetya dışında Rusların kuvvet kullanması savaşın bir,
Oset-Gürcü savaşı değil, Kafkas Savaşı olduğunu gösteriyor. Gürcistan’ın güçsüzleşmesi ve
dünyanın buna sessiz kalması sadece Güney Osetya ve Abhazya gibi mikro devletlerin ortaya
çıkmasına yol açmaz, aynı zamanda Kafkasya’da tüm sınırları değişebilir hale getirir. Örneğin
Gürcistan’a bağlı olan Cevahati bölgesinde Ermeniler ayaklanabilir. Nitekim aynı şeyi
Azerbaycan’a bağlı Dağlık Karabağ’da yapmışlardı. Burada da Rusya ayrılıkçı Ermenileri
desteklemişti. Gelinen noktada Gürcistan’ın ve Azerbaycan’ın sınırları tartışmalı hale
getirilmiştir.
• Rusya ateşkes anlaşmasına rağmen saldırılarına devam etmiştir. Ateşkesten günler sonra Rus
silahları susmuştur.
• Rusya kesin geri çekilmeyi tamamladığını söylediği günlerde dahi birçok kilit noktayı elinde
tutmaya devam etmiştir.
• Rusya Güney Osetya ve Abhazya çevresinde hassas geçiş noktalarında üsler kurma
hazırlığındadır ki bu fiili olarak bağımsız bir devletin toprak bütünlüğünün bozulmasıdır.
• Rusya çatışmalar esnasında çatışmalar ile ilgisi olmayan bölgelerde ulaşıma ve taşımacılığa
zarar vermiştir.
• Çatışmalarda siviller hedef alınmıştır. Keskin nişancılar tarafından öldürülen ve yaralanan
gazeteciler savaş hukuku kurallarının da açık ihlalidir.
• Gori kentinde yağmaya ve öldürmelere izin verilmesi Rusya açısından bir diğer hukuksal sorun
alanıdır.
• Öyle gözüküyor ki Pandora’nın kutusu açılmıştır. Mikro devletler ortaya çıkmaya başladı.
ABD’nin Irak’ı işgalinde önemli oranda çiğnenen BM hukuku kuvvet kullanmaya ilişkin olarak
iyice tartışmalı hale gelmiştir.

65
USAK Gürcistan Krizi Değerlendirme Raporu

VI. ÖNERİLER

66
USAK Gürcistan Krizi Değerlendirme Raporu

• Şu ana kadar yukarıdaki sayfalarda çok sayıda tespit ve öneri yapılmıştır. Bu kısımda daha çok
bu önerilerin sadece bir kısmı özetlenecektir. Bu nedenle tespitler, öneriler ve öngörüler
konusunda daha önceki sayfaların da dikkatle incelenmesinde büyük yarar vardır.
• İmzalanan altı maddelik ateşkes anlaşmasında (bkz. Ek-5) Güney Osetya ve Abhazya’nın
geleceklerine dair toplantıların yapılması hususunda eklenen madde oldukça olumlu bir
gelişme olarak nitelendirilebilirdi. Bölgede 1991 yılından beri süre gelen çözümsüzlük, uzun
dönemli çözümler üretilmedikçe ileriki dönemlerde istikrarsızlığın kaynağı olmaya devam
edecektir. Ancak, daha henüz müzakere masasına oturmadan Gürcistan’ın toprak
bütünlüğünün ‘ölü bir mesele’ olduğuna yönelik yapılan açıklamalar bu görüşmeler için uygun
bir zemin oluşturmak yerine samimi olmayan tavırlar olarak algılanmaktadır. Bölgenin ihtiyacı
olan kutuplaşma veya parçalanma değil, uzun dönemli çözümlerdir.
• Ancak, tüm bu beklentilerin aksine Rusya’nın 26 Ağustos 2008 tarihinde G. Osetya ve
Abhazya’nın bağımsızlığını tanıdığını ilan etmesi, Rusya’nın samimiyetini ve politikalarındaki
tutarlılığını tartışmaya açmaktadır. Yapılması kararlaştırılan görüşmeler öncesinde atılan bu
tek taraflı adım, şimdiye kadar diplomasi kanallarına teveccüh etmeyen Rusya’nın
Kafkaslardaki ‘barış gücü’ rolünü daha da tartışmalı bir hale getirmiştir ve daha çok emperyal
eğilimler taşıyan bir karardır.
• Batı istikrar adına daha gerçekçi politikalar izlemelidir. Saldırganlığa yumuşak karşılık yeni
saldırılara neden olabilir. Rusya, bundan sonraki dönem için takınacağı tavrın sinyallerini
vermiştir. 1991 sonrası Batı kurumların doğuya doğru ilerlemesini karşı çıkmasına rağmen
durduramayan Rusya’nın bundan sonra da sadece ‘taviz veren ve izleyen’ konumunda olmak
istemediği aşikârdır. Bölge ile ilgili görüşmeler devam ederken, uluslararası mekanizmalar bir
yandan Rusya ile ortak bir payda bulmaya çalışmalıdır. Saldırganlığa karşı çıkan sert retorik
Rusya’yı tamamen dışlama aracı haline gelmemeli, tatlı-sert ikili bir ilişki geliştirilebilmelidir.
• NATO Atlantik Komisyonu’nda Gürcistan’a bir irtibat ofisi açılması ve Rusya ile ilişkilerin
gözden geçirilmesine yönelik yapılan açıklamalar olumlu olmakla birlikte simgesel bir öneme
sahiptir.
• 2008 yılında Bükreş’te yapılan NATO zirvesinde Gürcistan ve Ukrayna’nın ittifaka üye olması
beklentisi mevcutken, bu ülkelere muğlâk sözler verilmesi, sürecin bu noktaya gelmesinde
oldukça etkili olmuştur. NATO sürecin daha sağlıklı ilerleyebilmesi için daha kararlı bir tutum
içerisine girmelidir. Ancak, retoriksel anlamda yapılan desteklerin çok da etkili olmadığı
görülmektedir. Yapılması gereken, Ukrayna ve Gürcistan’ın NATO üyeliği için bir eylem planın
hazırlanmasıdır. NATO’nun en son Brüksel toplantısında da (19 Ağustos 2008) görüldüğü
üzere NATO’nun tereddütleri Rusya’yı daha cüretkâr hale getirmekte ve örgütün silahlı
çatışma sorunlarında daha az önemsenmesine yol açmaktadır.
• Gürcistan Bağımsız Devletler Topluluğu’ndan (BDT) çıkma kararını açıklayarak, bir anlamda
çok da etkili olmayan bir diplomatik atak gerçekleştirmiştir. Ancak, burada verilen mesaj
sadece Rusya için değil, Batı için de NATO üyesi olmak isteyen bir ülkenin atmış olduğu bir
adım olarak değerlendirilmelidir.
• Ukrayna ve Gürcistan için NATO üyeliğini hızlandırması beklenen örgütün, Azerbaycan için de
daha kararlı adımlar atması gerekmektedir. Azerbaycan’ın da örgütle olan bağları
güçlendirilirken bu ülkenin de NATO üyeliği ile ilgili de eylem planı hazırlanmalıdır. Ayrıca

67
USAK Gürcistan Krizi Değerlendirme Raporu

Gürcistan ve Azerbaycan’ın AB ile ilişkilerinin hızlanması da Kafkasya’nın güvenliğine olumlu


katkılar sağlayacaktır. Rusya’nın güneyinde NATO ve AB şemsiyesi altında şiddet yoluyla
sınırları değiştirmek isteyen ülkelerin dokunamayacağı bir hat oluşturulması gerekmektedir.
• Gelinen süreçte Kafkasya’daki statüko bozulmuştur. Bu durumda bölgede yeniden tesis
edilecek ve Çarlık ve Sovyet dönemlerine benzer bir Rus varlığı, Türkiye’nin ve Batı’nın
Azerbaycan, Hazar ve Orta Asya’ya ulaşması ve bu çerçevede yürüteceği politikaların
başarısızlığa itilmesi anlamına gelecektir. Bunun için atılacak adımlar, Türkiye-Kafkasya-Orta
Asya hattının kurulmasını engellemeye çalışan güçlerin bölgede mümkün olduğunca
sınırlandırılmasına yönelik olmalıdır.
• Gürcistan’da komutanın Rusların elinde olmadığı, barışın sigortası olacak bir askeri üs
konuşlandırılmalıdır. Bölgede, askeri olarak varlık gösteremeyen uluslararası toplum, yukarıda
bahsi geçen Rus varlığını sınırlandırmada istenen başarıyı gösteremeyebilir. Harekete geçmiş
bir askeri gücü sadece kelimeler ile durdurabilmek zordur. Güç bir başka güç ile
sınırlandırılabilir.
• Bilindiği gibi Azerbaycan ve Ermenistan arasında Dağlık Karabağ meselesi bir türlü
çözülememiştir. Yaşanan kriz göstermiştir ki donmuş halde bekleyen çatışmaların patlamaya
hazır bombadan farkı yoktur. Bu açıdan
gerek AGİT’in, gerekse uluslararası
toplumun kesintiye uğrayan müzakereleri
başlatarak bir çözüme ulaşması hayati bir
öneme sahiptir. Pan-Avrupa ve Atlantik örgütlerinin
• Bölgede politik meselelerin ötesinde biran önce Kafkasya’yı da kapsaması
gelişmelerden en çok etkilenen kesim her krizin çözümüne ve Türkiye’nin
savaşta olduğu gibi yine siviller olmuştur. çıkarlarına katkı sağlayacaktır
Tahminlere göre 4.000 kişi yaşamını
yitirirken 150.000 – 200.000 kişi de evlerini
terk etmek zorunda kalmıştır. Böyle bir
durumda, mümkün olduğunca kısa süre
içinde, Birleşmiş Milletler, Kızılay ve Kızılhaç
gibi kuruluşlar başta olmak üzere bölgeye insani yardım ulaştırılması gerekmektedir. Ancak,
insani yardımların koordinasyon içerisinde gönderilmesi yaşanabilecek potansiyel
aksaklıkların veya krizlerin önüne geçilmesinde etkili olacaktır.
• Çatışmaların ardından bölgede birçok yerleşke yerle bir olmuş ve ülke ekonomisinin
sürdürülebilirliği sekteye uğramıştır. Havalimanları bombalanmış ve önemli bir lojistik merkez
olan Gori bir hayalet şehre dönmüştür. Gerek Gori’nin gerekse Şinvali’nin uluslararası toplum
tarafından yeniden inşası verilecek mesaj açısından önemlidir. Bu sayede savaşın yıkıcı
tabiatına karşılık, barışın ve uluslararası toplumun verdiği mesaj yapıcı olmak olacaktır. Aynı
zamanda Gori ve Şinvali kentleri de barış adına simgesel bir anlam taşıyacaktır.
• Yeniden inşa sürecine Rusya Federasyonu da dâhil edilebilir. Bu sayede Ruslarla Gürcüler
arasında yaşanan husumette Rusların olumsuz yönde etkilenen imajlarını yeniden toparlama
şansı doğacak ve birarada yaşamanın temellerini oluşturmada bir aşama katedilmiş olacaktır.
• Türkiye her şart altında yıkılan yerleri inşaa eden ülke olmalıdır. Birilerinin yıktığını tamir eden
ülke imajı uzun vadede Türkiye’ye büyük faydalar sağlayacaktır.

68
USAK Gürcistan Krizi Değerlendirme Raporu

• Avrupa Birliği’nin (AB) şimdiye kadar yürütmüş olduğu arabuluculuk rolü oldukça önemlidir.
Rus-Amerikan ilişkileri göz önüne alındığında iki taraf arasında yer alan Soğuk Savaş’tan kalma
ön yargılar sürecin daha sancılı ilerlemesine neden olabilirdi.
• Önümüzdeki süreçte AB bu süreçte geri plana çekilmemelidir. Bölgedeki istikrar ve barış
arayışları için üstlenmiş olduğu rolü sürdürmelidir. Dönem başkanlığının yılsonuna kadar
Fransa’nın elinde olması yönündeki fırsat sonuna kadar kullanılmalıdır. Birliğin lokomotif
ülkelerinden biri olan Fransa hem AB mekanizmalarını çalıştırma yetisine sahipken, hem de
sahip olduğu diplomatik tecrübeyle bu sürece olumlu katkılarda bulunacaktır.
• AB’nin rolü ile ilgili en önemli sorun Almanya ve Fransa’nın Rusya’yı kızdırmama endişesidir.
Zaman zaman bu endişe AB’yi Rusya’nın hatalarını meşrulaştırma yanlışına sevk
edebilmektedir. Sarkozy’nin Moskova’da sarfettiği bazı sözler Rus saldırısını meşrulaştırma
işlevi görmüştür. AB bu tür hataları tekrarlamamalıdır. Burada en önemli ilke sınırların şiddet
kullanmadan değiştirilmesi olmalıdır.
• ABD’nin Rusya karşısındaki sert söylemini hızla eyleme geçirmesi ve bölgeyi hazırlıksız bir
çatışmalar zincirine sürüklemesi olasılığı her zaman mevcuttur. AB’nin aşırı ihtiyatlı duruşu ile
ABD’nin aşırı tepkisel duruşu arasında bir yer bulunabilir.
• Türkiye krizin başından beri ABD’den çok AB’ye yakın durmuştur. Fakat bu pozisyonunu uzun
süre devam ettirmekte zorlanabilir. Çünkü şu ana kadar AB’ye rengini veren Fransa ve
Almanya Kafkasya’nın istikrar ve barışından çok kendi ulusal çıkarlarını ve bölgelerinin
konumunu öne alarak hareket etmektedirler. Oysa Türkiye aynı zamanda bir Kafkas ülkesidir.
• Türkiye süreçte kendisini geri plana çekmemelidir. Bölge ülkesi olan Türkiye sürecin her
aşamasında sürecin içerisinde yer alarak gelişmelerde
çıkarına olmayacak eğilimlerin önüne geçmeli hem de
bir bölge ülkesi olarak uzun soluklu çözümler için
tarafların tereddütlerini müzakere masasında dile Türkiye kriz karşısında
getirmelidir. AB ve ABD arasında bir
• Bölgedeki istikrara bugüne kadar katkı sağlamış olan yer bulmak zorunda
BTC ve BTE enerji nakil hatlarının söylenenin aksine
güvenilir hatlar olduğu bu süreçte ortaya çıkmıştır. Bu
saldırıda bu hatların bölgenin önemli sigortaları
oldukları kanıtlanmıştır. Rusya hatlara zarar vermeme konusunda özel bir gayret sarf etmiştir.
• Bundan sonraki süreçte Bakü-Tiflis-Kars Demiryolu (BTK) hattının bölge için ne kadar önemli
olduğu bir kez daha ortaya çıkmıştır. Bu hattın bir an önce tamamlanarak faaliyete geçmesi
Londra’dan Çin’e kadar uzayan bir ticaret alanı oluşturacaktır. Bakıldığı zaman enerji nakil
hatlarından daha farklı bir öneme sahip olan bu hat, bölge ülkelerinin mobilizasyonunu
artırırken bölgede savaşla sekteye uğrayan refah artışının da yeniden tesisinde önemli bir rol
oynayacaktır. Savaş sonrasında bölgenin ulaşım hatlarının daha işlevsel hale gelebilmesi için
Türkiye, Rusya’yı da sürece dâhil edebilir ve yeni projeler gündeme getirilebilir. Bu açıdan
bakıldığında en kısa zamanda BTK’nın tamamlanarak faaliyete geçmesi ekonomik, kültürel ve
sosyal eğilimlerin kuzey rotasına değil de güney rotasına kaymasını sağlayacaktır.
• Türkiye’nin Kafkasya İstikrar ve İşbirliği Platformu (KİİP) gibi inisiyatiflerle ortaya çıkması
olumlu bir gelişmedir. Ancak bu tür projelerin daha fazla olgunlaştırıldıktan, iç ve dış

69
USAK Gürcistan Krizi Değerlendirme Raporu

kamuoyu hazırlandıktan sonra devreye sokulması gerekir. KİİP benzeri projelerin diğer ülkeler
ile paylaşılmasından önce bölgedeki müttefikler ile ele alınması da dikkat edilmesi gereken bir
diğer noktadır.
• Türkiye Kafkasya’da tarafsız ve dışarıdan olayları seyreden bir ülke olmayı uzun süre
başaramaz. Türkiye Kafkaslar’da en önemli devletlerden biridir ve bölgede yarışan 2 model
arasında yer almaktadır. Türkiye’nin ekonomik entegrasyon ve diyalog temelli yaklaşımı
Gürcistan Krizi’nde büyük yaralar almıştır. Türkiye bu yaraları görmezden gelerek
Polyannacılık oynama şansına sahip değildir. Zaman kıymetlidir ve dengeler hızla
değişmektedir. Değişen dengelerin altında sadece Gürcistan’ın toprak bütünlüğü değil,
Türkiye’nin çıkarları da kalmaktadır.
• Türkiye bölgede saldırganlığı meşrulaştırır hiçbir söylem içinde olmamalıdır.
• Türkiye-Rusya ilişkilerinde farklı boyutlar bulunmaktadır. İlişkilerde ekonomik ilişkiler,
doğrudan yatırımlar, Karadeniz, Orta Asya ve Kafkasya alanlarında kademelendirilmeye
gidilmelidir. Türkiye’nin diğer alanlarda Rusya ile olan çıkar birlikteliğinden hareketle
Kafkasya’da da aynı çıkarları paylaştığı düşüncesine otomatik olarak varılmamalıdır.
• Kafkasya’nın kısa sürede Avrupa ve Atlantik örgütleri tarafından kapsanması için özel çaba
sarf edilmeli, bu çabalar kapalı kapılar ardında yapılmalı ve bölge ülkelerinin tepkisi
olabildiğince düşük bir seviyede tutulmaya çalışılmalıdır.
• Türkiye’nin tek başına Rusya’yı ikna edebilmesi mümkün değildir. Mücadelenin küresel
boyutu da dikkate alınarak Moskova’nın ikna edilmesinde Rusların kendi gücüne yakın
rakipler dengelenmesine uygun zemin hazırlanmalıdır.
• Küresel rekabetin Kafkasya’da sıcak bir çatışmaya dönüşmemesi için özel çaba sarf
edilmelidir. Sıcak çatışma mümkün olduğunca Türkiye’den daha uzak bölgelere itelenmelidir.
• Rusya’nın mücadele sahnesine dönüşü Türkiye’nin özellikle ABD ile sorunları olan komşuları
ile ilişkilerinde yeni bir gerilim oluşturabilir. Son dönemde düzelme eğilimine giren Türkiye-
Suriye ve Türkiye-İran ilişkileri Moskova’nın bu ülkeler ile ABD’ye karşı özel bir ilişki geliştirme
çabası nedeniyle Soğuk Savaş dönemindeki sorunlu günlerine dönebilir. Türkiye bu süreçte
komşu ülkeler ile daha yakın bir ilişkiye girmeli ve ilişkilerini küresel rekabetten en az
etkilenecek tarzda yapılandırmalıdır.
• Kafkasya’daki en son kriz daha güçlü bir Türkiye’ye olan ihtiyacın altını tekrar çizmiştir.
Türkiye’nin AB’ye tam üyeliği Kafkaslarda istikrar ve barışın teminini daha kolay bir hale
getirebilirdi. Söz konusu krizler Türkiye’nin AB’ye tam üyeliğine katkıda bulunabilir. Bu tez
özenle işlenmelidir.
• Türkiye’nin Kafkasya bölgesi (evi) bilincini işlemesi ve bu bilincin gelişmesine katkıda
bulunması önemlidir. Bunun için krizlerden bağımsız olarak öncelikle halkları
yakınlaştıracak ve ortak çıkar alanaları oluşturulacak projeler uygulanmalıdır. Kafkasya
bölge bilinci uzun vadeli bir hedef olarak sistematik olarak geliştirilmelidir. Ancak bu tür uzun
vadeli girişimler ile sıcak krizlerin çözümünü birbirine karıştırmamak da gerekir.
• Krize ve çatışmaya rağmen Türkiye Kafkasya’da ekonomik işbirliği ve entegrasyon
çalışmalarını arttırarak sürdürmeli ve bu çabalara Avrupa ve ABD’nin desteğini aramalıdır.
Enerji nakil hatları ve demiryolu hattına ilave olarak AB fonlarından ve ABD desteğinden
yararlanarak Türkiye, Gürcistan-Hazar otoban hattı gibi projeler bölgenin entegrasyonuna ve

70
USAK Gürcistan Krizi Değerlendirme Raporu

istikrarına katkıda bulunacaktır. Eğer zamanında petrol boru hatları tamamlanmamış olsaydı
Rusya’nın Gürcistan’da çok daha hoyrat davranabileceği ve diğer ülkelerin bölgeye verdiği
önemin çok daha az olacağı ortadadır.
• Türkiye’nin Kafkasya’da kendi modelini geliştirebilmesi ve kalıcı gelişme için en az 10 yıl
boyunca bölgenin ‘yıkıcı’ ve revizyonist unsurlarının planlarını Kafkasya’da uygulamaya
sokamaması gerekir.
• Bu kriz bir kez daha göstermiştir ki Türkiye çok sayıda kriz bölgesinin tam ortasında yer
almasına ve diplomatik hareketlilik her geçen gün artmasına rağmen bu tehlikeli ortamlarda
Türk dış politikasını besleyecek entelektüel birikim harekete geçirilememektedir. Sınırlı
kadrolar ve Türkiye’nin tüm birikiminden yararlanmaksızın politika üretmek ve uygulamaya
çalışmak Türkiye’nin risklerini arttıracaktır. Karar alıcıların kriz bölgelerini düzenli olarak takip
eden bilim ve uzmanlar dünyasından daha fazla yararlanmasında fayda vardır. Ayrıca dış
politikaya sivil toplumun katkısının da artması özellikle kriz ortamlarında faydalı olacak,
manevra sahasını genişletecektir.
• Türkiye’nin bölge ve küre sorunlarına yapıcı ve iyimser bakış açısı takdir toplamaktadır. Ancak
aşırı iyimserliğin en çok iyimsere zarar vereceği unutulmamalıdır. Çok hızlı akan gelişmeler
ve değişen dengeler içinde yüzen Türkiye dünyanın en tehlikeli krizleri içinde olduğunu
unutmadan, bölgedeki tüm devletleri iyi niyetli varsaymadan, diyaloğun her türlü sorunu
çözebileceği yanılgısına düşmeden, umudunu koruyarak ama realist değerlendirmeleri ve
öngörüleri de yaparak hareket etmelidir.
• Rusya mümkünse diğer ülke ve kuruluşların güçleri kullanılarak utandırılmadan Kafkasya’dan
geriletilebilmelidir,
• Rusya’nın tepkisi hiçbir zaman doğrudan Türkiye’ye yoğunlaşmamalı, Kafkasya ile Türk-Rus
ilişkilerinin diğer alanları arasındaki fark korunmalı ve Rusya’da da bu bilinç oluşturulmalıdır.
• Rusya ve Gürcistan içindeki Türkiye’yi savaşlara çekmek isteyen grupların manipülasyonlarına
karşı dikkatli olunmalıdır.
• Azerbaycan ve Gürcistan siyasi ve ekonomik açılardan güçlendirilmelidir. Türkiye bunu tek
başına gerçekleştiremeyeceği için Gürcistan-Rusya gerginliği özellikle ABD kaynaklarını bu
ülkelere çekmek için fırsat sağlayabilir. Ayrıca AB fonları da bölgesel entegrasyon çabaları için
daha kolay kullanılabilir.
• Türk diplomasisi hiçbir dönemde kolay şartlar altında çalışmamıştır. Türkiye’nin bulunduğu
konum ve bu konumun gerektirdiği gücün altında bir güç Türkiye’yi bloklar arasında
bırakmıştır. Osmanlı’nın son döneminden bu yana büyük güçlerin arasındaki rekabeti
istismar ederek kendisini korumaya çalışan Türkiye için ne yazık ki söz konusu dönem henüz
kapanmış değildir. Bu nedenle aşırı hassas dengeler üzerinde ilerlemek zorunda olan Türk
dış politikası önümüzdeki dönemde de yön arayışları ve ayakta kalma çabası içerisinde
sürecektir.

71
USAK Gürcistan Krizi Değerlendirme Raporu

EKLER

Ek-1 Gürcistan Ekonomik Verileri

GSMH 10.29 Milyar Dolar (IMF – 2007)

Büyüme Oranı %12,4 (IMF – 2007)

Sektörel Dağılım % 13,1 Tarım

% 29,3 Sanayi

%57,6 Hizmet Sektörü

İş gücü 2,02 Milyon

İş gücünün sektörel dağılımı %55,6 Tarım

%8,9 Sanayi

%35,5 Hizmetler Sektörü

İşsizlik oranı %13,6

Açlık Sınırının Altında Kalan Nüfus %31

Enflasyon %9,2 (2007)

Bütçe Gelirleri 3,68 Milyar Dolar

Bütçe Giderleri 3,08 Milyar Dolar

Doğrudan Yabancı Yatırım 1,06 Milyar Dolar (Dünya Bankası – 2006)

İhracat/GSMH %32,8 (2006 – Dünya Bankası)

İthalat/GSMH %57,04 (2006 – Dünya Bankası)

72
USAK Gürcistan Krizi Değerlendirme Raporu

Ek-2 Güney Kafkasya Ülkelerinin Demografik Yapısı

a. Gürcistan

Nüfus 4,43 Milyon (Dünya Bankası – 2006)

Etnik gruplar % 83,7 Gürcü, % 6,5 Azeri, % 1,5 Rus, % 0,8 Oset,
% 0,4 Rum, % 0,2 Ukraynalı

Dini Gruplar % 65 Gürcü Ortodoks, % 11 Müslüman, % 10 Rus


Ortodoks, % 8 Ermeni Ortodoks, % 6 (Diğerleri)

b. Azerbaycan

Nüfus 8,48 Milyon (Dünya Bankası – 2006)

Etnik gruplar %90 Azeri, % 3 Dağıstanlı, % 2,5 Rus, % 2 Ermeni

Dini Gruplar % 93 Müslüman, % 2,5 Rus Ortodoks, % 2,3


Ermeni Ortodoks

c. Ermenistan

Nüfus 3,09 Milyon (Dünya Bankası – 2006)

Etnik gruplar %93 Ermeni, %2 Rus, %2 Yezidi Kürt, %Azeri

Dini Gruplar %94 Ermeni Ortodoks, %4 Diğer Hristiyan


Gruplar, %2 Yezidi

73
USAK Gürcistan Krizi Değerlendirme Raporu

Ek-3 Abhazya ve Güney Osetya’nın Demografik Yapısı

a. Güney Osetya

Nüfus (1989) 99.000

Etnik Gruplar %66,2 Oset, %29 Gürcü, %4,8 Diğer

Nüfus (2000 sonrası)25 70.000 – 75.000

Etnik Gruplar %65 Oset, %25 Gürcü, %10 Diğer

b. Abhazya

Nüfus (1989) 525.000

Etnik Gruplar %45,7 Gürcü, %17,8 Abhaza, %14,3 Rus, %14,6


Ermeni, %2,8 Rum

Nüfus (2000 sonrası)26 157.000 – 220.000

%21,3 Gürcü, %43,8 Abhaza, %10,8 Rus, 20,8


Ermeni, %0,7 Rum

25
Bu rakamlar sadece tahmini rakamlar olup, bölgede Gürcistan kontrolü olmadığı için net rakamlar
bilinmemektedir.
26
Bu rakamlar sadece tahmini rakamlar olup, bölgede Gürcistan kontrolü olmadığı için net rakamlar
bilinmemektedir.

74
USAK Gürcistan Krizi Değerlendirme Raporu

Ek - 4 Kronolojik Olarak Gürcistan - Rusya Gerginliğinin Seyri (1921 – 2008)27

• 1921 yılında Osetya’nın kuzey kısmı Rusya Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti’ne güney, kısmı ise
Gürcistan Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti’ne bağlı olacak şekilde iki otonom bölge halinde
oluşturuldu.
• 1989 yılında Güney Osetya ve Gürcistan arasında yetki paylaşımı hususunda anlaşmazlıklar
ortaya çıktı. Güney Osetya’nın özerklik ilan etmesinin ardından üç ay sürecek çatışmalar
başladı.
• 1990 yılında Zviad Gamsakhurdia Meclis Başkanı seçildi.
• 1990-1991 yılları arasında Osetler ve Gürcüler arasındaki çatışmalar hızlandı.
• 1991 yılında Gürcistan SSCB’den ayrılarak bağımsızlığını ilan etti.
• Gamsakhurdia yeni dönemde %85 oy alarak Gürcistan’ın yeni Başkanı oldu.
• Gamsakhurdia’nın uygulamış olduğu aşırı milliyetçi politikalar bölgede kutuplaşmaları arttırdı.
• 1992 Güney Osetya Gürcistan tarafından resmi olarak tanınmayan bir referandumda
çoğunluğun bağımsızlık lehine oy kullanmasının ardından bağımsızlığını ilan etti
• 1992 Mart ayında Şevardnadze Gürcistan’ın yeni Başkanı oldu.
• 1992 yılında Sovyet Anayasasını yürürlükten kaldırarak 1921 anayasasını yürürlüğe sokan
Gürcistan’da Abhazya otonom statüsünü kaybetme endişesiyle bağımsızlığını ilan etti.
• 1992 Haziran ayında Gürcistan, Rusya ve G. Osetya’dan yetkililer Soçi’de barış için biraraya
geldiler. Bu toplantıda Rusya, Gürcistan ve G. Osetya’nın her birinin 500 asker vererek taraf
olduğu bir barış gücü oluştuurlmasına karar verildi.
• 1992 Ağustos ayında Abhazlar ve Gürcüler arasında çatışmalar başladı.
• 1994 yılında bağımsızlık isteyen Abhazlar ve Gürcistan arasında ateşkes anlaşması imzalandı.
Bu anlaşma ile bölgeye Rus Barış gücü askerlerinin konuşlanmasının önü açılmış oldu.
• 1998 Mayıs ayında Abhazalara ve Gürcüler arasında çatışmalar yeniden başladı. Çatışmaların
ardından 40.000 Gürcü Abhazya’yı terk etmek zorunda kaldı.
• 2000 yılında Schevardnadze yeniden Başkan seçildi.
• 2001 yılında Gürcistan ve Abhazya aralarında bir barış anlaşması imzalayarak birbirlerine karşı
güç kullanmama kararı aldılar.
• 2002 yılında Amerikan Özel Kuvvetleri Gürcü askerleri terörizmle mücadele konusunda
eğitmek amacıyla bölgeye geldi.
• 2003 Kasım ayında Gül Devrimi’nin ardından Schevardnadze devrildi.
• 2004 Ocak ayında Gül Devrimi’nin lideri Mikhail Saakaşvili Başkanlık seçimlerini kazandı.
• 2004 Mayıs ayında Saakaşvili Acaristan lideri Abaşidze’ye paramiliter grupları dağıtması, insan
hakları ihlallerine ve keyfi tutuklamalara son vermesi yönünde ultimatom verdi.
• Abaşidze baskılara dayanamayarak 6 Mayıs 2004’te ülkeyi terk ederek Moskova’ya gitti. Bu
sayede Acaristan problemi kansız bir şekilde kapanmıştır.
• 2005 yılında G. Osetya ve Abhazya’ya Saakaşvili hükümetinin sunmuş oluğu çözüm paketleri
reddedildi. Taraflar Bağımsızlık taleplerini yineledi.
• 2005 Temmuz ayında Rusya, Sovyet döneminden kalan iki üsten ordularını çekmeye başladı.
27
2008 yılı detayları ve krizin gün gün seyri için raporun ilk bölümüne bakınız.

75
USAK Gürcistan Krizi Değerlendirme Raporu

• 2006 Mayıs ayında Rusya Gürcistan’dan ithal ettiği maden sularının ve Gürcü şaraplarının
ülkeye girişini sağlık nedenlerinden ötürü yasaklar. Tiflis alınan kararın tamamen siyasi
olduğunu iddia etti.
• 2006 Temmuz ayında BTC petrol boru hattının resmi olarak açılışı yapıldı.
• 2006 Eylül-Ekim aylarında Rus ordusuna mensup askerler tutuklanır ve bunun üzerine Rusya
ulaşım hatlarının kesilmesi ve yüzlerce Gürcünün sınır dışı edilmesi gibi yaptırımlara
başvurdu.
• 2006 Kasım ayında Güney Osetya’da yapılan, ancak Tiflis tarafından tanınmayan
referandumun ardından bağımsızlık yönünde oy kullandı.
• 2007 Ağustos ayında Gürcistan Rusya’yı hava sahasını ihlal etmekle suçladı.
• 2007 Eylül ayında eski Savunma Bakanı Irakli Okuraşvili Saakaşvili’yi yolsuzlukla suçladı.
Suçlamalar sonrasında protestolar başladı.
• 2007 Kasım ayında Olağanüstü Hal ilan edildi.
• Rusya bütün askerlerini Gürcü topraklarından çektiğini açıklarken, tartışmalı bölgelerde asker
tutmaya devam etti.
• 2008 Ocak ayında Saakaşvili ikinci kez Gürcistan Devlet Başkanı olarak seçildi.
• 2008 Şubat ayında Kosova bağımısızlığını ilan etti.
• 2008 Mart ayında Abhazya bağımsızlığının tanınması için BM’ye başvurdu.
• 2008 Nisan ayında NATO’nun Bükreş zirvesinde yapılan toplantıda Gürcistan’ın üyeliğine
yönelik eylem planı açıklanmadı.
• 2008 Mayıs ayında Rusya Abhazya’ya 300 asker gönderdi ve bu askerler Abhazya’yı Rusya’ya
bağlayan demiryolunu restorasyon çalışmalarına başladı. Tiflis, bu girişimin ardından
Rusya’nın Gürcistan’a askeri bir operasyon planladığını açıkladı.
• 2008 Haziran Abhazya Gürcistan ile bütün bağlarını kopardı.

76
USAK Gürcistan Krizi Değerlendirme Raporu

Ek-5 Rusya-Gürcistan Arasındaki Ateşkes Anlaşması

1- Anlaşmazlığın çözümü için güç kullanımına son verilmesi.


2- Tüm askeri harekâtların derhal sona erdirilmesi.
3- İnsani yardımın ulaştırılması için serbest geçiş tanınması.
4- Gürcü orduları çatışmanın başladığı 8 Ağustos gününden önceki pozisyonlarına geri
dönecekler.
5- Rus orduları harekât başlamadan önceki pozisyonlarına geri dönecekler. Bölgedeki çatışma ile
ilgili uluslararası bir çözüm bulunana kadar Rus barış güçleri ek güvenlik önlemleri alacaklar.
6- Güney Osetya ve Abhazya’nın gelecekteki statüleri hakkında uluslararası görüşmeler
başlatılacak.

77
USAK Gürcistan Krizi Değerlendirme Raporu

Ek-6 Cevahiti Ermenilerinin Federal Bir Gürcistan Kurulması Yönündeki Deklarasyonları


(İngilizce, Tam Metin)

Now that the military operations have stopped and the repositioning
of military forces in the country is slowly retuning to the status quo
ante of August 6;

When the conflicting parties and the international community are


searching for ways out of the current situation and in order to
re-establish the country's territorial integrity and sovereignty;

It is clear, that the main victim of attempts to resolve inter-ethnic


issues through military operations is the peaceful population, without
any positive movements on the political front, on the contrary, with
complicated political consequences;

We, the public representatives of the Armenian population of


Samtskhe-Javakheti and Kvemo Kartli, concerned with re-establishing
peace and stability in our country, assert that:

a) In order to re-establish Georgia's territorial integrity and


sovereignty and, as a guarantee to the country's stability and
democratic development to resolve the ethnic conflicts in an
objective, just and legal manner, Georgia should have a federal state
structure, composed of territorial units and a central government;

b) Under the federal system of state structure, the central


authorities of Georgia will retain all the powers provided by the
subsections of the first section of Article 3 of the Constitution of
Georgia;

c) The basis for the creation of the territorial units should be the
needs for preserving and advancing the ethnic identity of the
nationalities comprising Georgia's population;

d) Samtskhe-Javakheti -- with its current boundaries and with the


neighboring mainly Armenian-populated areas of the Kvemo Kartli region
-- should have the status of a territorial unit comprising the
Georgian federal state, with broad self-governing rights, including
the right to free elections by the population for all local
self-governing bodies and jurisdiction over cultural, educational and
socio-economic policies, as well as the spheres of public order, local
self-government and environmental protection in Samtskhe-Javakheti;

e) Guarantees should be provided through the constitution, that the


Armenian language will be a regional official language in
Samtskhe-Javakheti, in addition to the official state language;

f) The representation of Samtskhe-Javakheti in the legislative,

78
USAK Gürcistan Krizi Değerlendirme Raporu

executive and judicial branches of government of Georgia should be


constitutionally guaranteed.

It is about time, that the political elite of Georgia acknowledge,


once and for all, that:

- The way to the development and strengthening of the state is through


its formation on the basis prescribed above;
- In order to re-establish the integrity of the country the
law-abiding citizens should be sufficiently appreciated, their
concerns and reasonable demands should be heard, and they should be
provided with at least as much jurisdiction as is being promised to
those who have raised arms against the state;
- The country's integration into Euro-Atlantic structures first of all
requires complete adoption and application of European values and the
complete and immediate realization of obligations -- including those
regarding the full protection of national minorities -- undertaken
vis a vis European institutions.

We are aware that this declaration will not be received unequivocally.


There will be efforts to misconstrue or misuse it. But we, as
citizens concerned with Georgia's destiny, could not refrain from
repeating the truth, which we have been proclaiming for years. We are
guided solely by the the interests of Georgia and Samtskhe-Javakheti,
which is a component unit of the country. This is what the memory of
those who fell during the last clashes requires; this is what the
right of return of those hundreds of thousands of the recently
displaced people requires; this is what the future of Georgia
requires.

Council of Armenian Non-Governmental Organizations


of Samtskhe-Javakheti and Kvemo Kartli.

19 August 2008, Akhalkalaki


ngo-council@a-info.org

79

You might also like