Professional Documents
Culture Documents
YÜZYILDA
CASUSLUK
Action + Obligation =
Intégration!
ARAŞTIRMA-GÖZLEM-ANALİZ RAPORU
İSTANBUL / ARALIK 2000
SUNUŞ
***
Hangi amaçlar için olursa olsun, kim ve ne adına çalışmış olurlarsa olsunlar,
onlar egemen güçlerin maceraperest karakterli, soğukkanlı katilleri ve
gizemli ihtirasların karanlık gölgeleri olarak değerlendirildiklerinden;
başarılı üstün hizmetleri, yararlılıkları ve kahramanlıkları, geniş halk
kitlelerinin umurunda bile olmaz.
Çünkü onlar geniş halk kitlelerinin değil; daima egemen olan azınlığın
hizmetinde ve koruyuculuğunda, gizemli dünyaların yasalarını kendilerinin
yazabildiği radikâl memurlardır.
***
***
İnsanlık bilgi çağını geride bırakıp iletişim çağına adım attığı andan buyana,
güçlü ülkelerin istihbarat servisleri, “Global İstihbarat İstasyonları”
oluşturmaya yöneldi. Uzay boşluğunda belirlenen hedeflere yerleştirilen her
uydu istasyonunda bu amaca uygun işlevsellik bulunmaktadır. Dünyanın
çevresini saran uygu istasyonları ile yerkürenin her noktasına ulaşan
bilgisayarlar ve internet ağı sayesinde, sıradan insanların kişisel
bilgisayarlarına dahi ulaşılarak sürdürülen yepyeni bir casusluk, bilimsel ve
teknolojik gelişim sağlayarak üstünlük elde etmiş ülkelerin İstihbarat
Örgütlerinin teknolojiden hangi ölçekte yararlandığının kanıtı olarak
karşımıza çıkmış bulunmaktadır.
Ancak, gerek gelişmekte olan, gerekse geri kalmış ülkelerin 21. Yüzyılda
felaketini hazırlayacak olan hükümetlerin ve politik liderlerin bu aymazlığı
ve vurdum duymazlığı olacaktır. Çünkü, artık yerkürenin mutlak ve gerçek
egemenleri İstihbarat Örgütleri ve bunların acımasız casusluk kadrolarıdır.
Yerkürenin diledikleri noktasında, diledikleri anda ve diledikleri her şeyi
gerçek kılmaya muktedir olan bu kadrolar, birer oyuncak gibi
kullanabildikleri bilimsel ve teknolojik olanaklar sayesinde, dünyanın
gerçek egemenleri olabilme yolunda ilerlemektedirler.
MİT’in son 20 yılda uluslararası arenada elde ettiği başarıların bir listesinin
çıkartılması talep edilmiş olsaydı eğer; ve bu liste diğer ülkelerin istihbarat
örgütlerinin uluslar arası arenada kazandıkları başarı listesi ile bir
karşılaştırılacak olsaydı, hiç kuşkusuz ki; ortala çıkacak sonuç, oldukça
çarpıcı bir mahcubiyet yansıtırdı.
Saygılarımızla,
İstanbul: 05. Aralık. 2000
İSTİHBARAT MERKEZLERİ GEÇMİŞTE
NASIL ÇALIŞIYORDU?
Dünya savaşları yeni bitmişti ki; Moskova'da dünyayı ayağa kaldıran bir
dava görüldü, bu dava; U-2 uçağının pilotu Powers'in davasıydı!.. Bu
davanın ardında gizli ve müthiş bir mekanizma vardı. Dünyanın hemen her
köşesine el atan binlerce gizli el, insanoğlunun en eski mesleği casusluk
sanatının kanlı oyununu oynuyordu.
CIA'nin rakibi olarak görülen FBI'in şefi Edgard Hoover, CIA'i eleştiri
bombardumanına tutmakta burada görev alan ajanların disiplinsiz, sol
eğilimli olduğunu dile getirmekteydi.
İNTİHAR YEMİNLERİ
CIA içinde doğrudan faaliyet gösterenlerin sayıları bir avuç insandı. Bunlar
birkaç lisanı ana dilleri gibi konuşabilen ve kimliklerini çok iyi
gizleyebilenler arasından seçilmiş kişilerdi.
CIA ajanlarının tümü 'intihar yemini' etmeye zorunluydular. U-2 uçağının
düşürülmesinin ardından Kruşçev'in o günlerde açıkladığı gibi pilot
Francis Powers de yakalandığında intihar etmek için yemin etmişti ve
yanında intihar ilaçları bulunuyordu.
İSTİHBARAT MERKEZLERİ
GÜNÜMÜZDE NASIL ÇALIŞIYOR?
DAVRANIŞÇILIK
Tarihsel olarak bakıldığında davranışçı yaklaşım, siyasal bilim içinde
protest bir hareket olarak belirmiştir. Ancak daha sonraları siyasal
birikimlerden, bireylerin incelenmesine yönelen geniş bir çerçeve olarak
belirlenmiştir. Böylece seçmen ve oy verme davranışı, siyasal katılım ve
kamuoyunun oluşumu gibi süreçlerle siyasal partiler, çıkar grupları ve kamu
yönetiminde karar alma mekanizmalarına ilişkin çok sayıda araştırmaların
gerçekleştirilebilmesi olanaklı hale gelebilmiştir.
KAMU YÖNETİMİ
1952’de Birleşmiş Milletler’in önerisi üzerine SBF, kendi bünyesinde
“Türkiye ve Ortadoğu Amme İdaresi Enstitüsü’nün kuruması ile birlikte
bir grup Anglosakson bilim adamının çabaları normatif anlamda idare
hukuk anlayışının ötesinde devlet mekanizmasının işleyişini Siyaset Bilim
kavramlarıyla anlamaya çalışan yeni disiplin olarak, “Kamu Yönetimi”
popülerlik kazanmıştır.
SİYASAL İLETİŞİM
1960’tan sonra bu kez UNESCO’nun yardımı ile yine SBF’ye bağlı olarak
“Basın Yayın Yüksek Okulu”nun kurulması, zorunlu olarak siyasal
iletişim kavram ve kurumlarına yeni alanlar açmıştır.
1960’lı yıllarda, yine SBF’ye bağlı İdari İlimler Enstitüsü içinde “Halkoyu
Araştırma Grubu” (SİHAG) seçmen davranışı, kitle iletişim araçlarının
etkinliği gibi konularda çeşitli araştırmalar gerçekleştirmiştir.
SİYASAL SOSYOLOJİ
Siyasal Bilgiler Fakültesi’nde bu şekilde gelişme gösteren Siyasal Sosyoloji,
diğer kurumların öğretim programlarında da yer edinmiştir. ODTÜ’de,
İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi’nde, Türk yönetimine geçtikten sonra
Boğaziçi Üniversitesi’nde nihayet 1975’de Bursa/Uludağ Üniversitesi’nde
siyasal sosyolojinin kapsamına giren konularda dersler konulmuş,
araştırmalar yapılmış ve konunun uzmanlarının yetiştirilmesine
başlanmıştır.
Eski adıyla Mülkiye, yeni adıyla Siyasal bilimler Fakültesi, 141 yıldır,
Türkiye’nin bürokrat ve diplomat gereksinimi karşılamaktadır. 1950’li
yıllardan başlayarak Anglo/Amerikan yönetim ve denetimine geçen bu
okuldan yetişip Cumhuriyet Türkiye’sinin her alandaki yönetim
kadrolarında yer alan nesiller, “Cumhuriyetin Günahkârları” oldular.
NÜFUS CASUSLUĞU
SLEEPER & KÖSTEBEK
Terör Örgütü PKK lideri Abdullah Öcalan, ANAP lideri Mesut Yılmaz,
MİT Müsteşarı Şenkal Atasagun tarihsel bir kavşakta buluşmuşlardır ve
onları aynı kavşak noktasında biraraya getiren ortak unsurlar; SFB’li
oluşlarında aranmalıdır. Türkiye’de her alanda kilit noktayı elinde
bulunduran isim SFB’lidir. Ve Anglo/Amerikan siyaset ile kültürünün etkisi
altındadır. Bu yolla Türkiye her alanda ABD tarafından kontrol edilerek,
ABD çıkarları doğrultusunda kolaylıkla yönlendirilebilmiştir.
CUMHURİYET TÜRKİYE’SİNDE
MÜLKİYELİ İLE MÜHENDİS ÇEKİŞMELERİ
AÇIK KAYNAKLAR
EMNİYET VE İÇ İSTİHBARAT
BİLGİ BANKALARI
OLUŞTURULMASI ÇAĞDAŞ ZORUNLULUKTUR
Yukarıda eski adıyla Mülkiye, yeni adıyla SBF’ne ilişkin verilen örnek
göstermektedir ki; siyasal, bürokrat ve diplomat kadrolar 1940-1950’li
yıllardan başlamak üzere, yitirilmiştir. Bu alanda sağlanan başarı, TSK
kadrolarını ele geçirerek de elde edilmek istenmektedir.
İÇ İSTİHBARAT
ARAŞTIRMA ŞİRKETLERİ İLE DESTEKLENMELİ
Halen İsrail, ülkeye yerleşmek için gelen göçmenlerin Yahudi ırkından olup
olmadıklarını belirlemek için kan testi uygulamaktadır.
Her ülkenin açık ve gizli müttefikleri olduğu bilinen bir gerçek olduğuna
göre, Türklere karşı sürdürülen kampanyalar karşısında özenli bir dikkat
gösterilmesi gereklidir.
Oldukça geniş bir halklar mozaiğine sahip Anadolu toprakları üzerindeki
toplumsal ve kültürel gelişmelerin bilimsel anlamda incelenmesi ve objektif
değerlendirme süzgeçlerinden geçirilmesi esasından hareketle, uluslararası
entrika tüccarlarının hazırladığı teorilerin amaçları doğru saptanmalı ve
karşı argümanlar geliştirilerek uygulamaya konulabilmelidir.
MASONİK ÖRGÜTLENMELER
Türkiye’de faaliyet gösteren “Hür Masonlar Locası” mensuplarının özellikle
siyasal, ekonomik ve kültürel alanlardaki etkileri ve yol açtıkları negatif
sonuçların sağlıklı bir araştırma ve analizi hiçbir zaman yapılmamışken;
ulusal ekonominin istikrara kavuşturulabilmesi, hakça bir gelir dağılımının
gerçekleştirilebilmesi olanaksızdır.