Professional Documents
Culture Documents
Kelile ve Dimne tarih boyunca en çok okunan, çevrilen ve uyarlamasý yapýlan üç-beþ kitap
sýndadýr. Temel konusu ahlak ve siyâsettir.
Eserin Özü, hükümdar ile aristokrat bir aydýn arasýnda gerçekleþmesi kurgulanýp temenni ed
lýþveriþi ve istiþare sohbetleridir ..
Otorite ye yakýnlýk, uzaklýk; otoritenin devamýný saðlayan temel ilkeler; halk -hükümdar il
arla vezirleri arasýndaki iliþkiler, siyâsî ihtiraslar, ehliyet, beceriklilik, ihanet; h
ile v.b. konular kitap boyunca uzayan sohbetin temel konularýdýr.
Bu kitap ikibin yýl evvel Beydaba isimli bir Hint bilgesi tarafýndan Debþelim adlý Hin
t kralýna Sanskritçe olarak sunuldu.Eserin Sanskritçe adý Karataka ve Damanaka dýr.Bunlar
tapta geçen iki çakalýn adýdýr.Bugün elimizde bulunan Kelile ve Dimne, Ýbnü l Mukaffa taraf
zeveyh den çevirilen ve bazý deðiþiklikler yapýlan nüshadýr.
Rivayetlere göre, Makedonyalý Ýskender den halkýn baþýna geçen Debþelim sýnýr tanýmaz bir
.Beydaba bu azgýný usulüne uygun bir dille uyarmak, yaptýðý zulüm ve hatalardan caydýrmak i
kitabý yazdý.Eski çaðlarýn Brahmanlarýnýn yaptýðý gibi o da verdiði nasihatleri hayvanlarýn
di.
Kitabýn Sanskritçe nüshasýnda daðýnýk bir þekilde bulunan ve her biri kendi içinde baþka h
açýlan bölümlerin isimleri:
1) Arslan ve Öküz
2) Gerdanlý Güvercin [Yahut Tasmalý Güvercin]
4) Maymun ile Kaplumbaða
5) Âbid ile Gelincik
6) Tarla Faresi ile Gelincik
7) Hükümdar ile Fenze Adlý Kuþ
8) Arslan, Âbid ve Çakal
9) Diþi Arslan, Avcý Süvari8 ve Çakal
10) îlaz, Bilaz, îraht
11) Gezgin ile Kuyumcu
12) Þehzade ve Arkadaþlarý
Kelile Dimne bugüne kadar dünyanýn bir çok diline çevrilmiþtir.Eserin dünya dillerine çevri
birinci durak Berzeveyh çevirisidir. Bugün Kelile ve Dimne adlý derli toplu bir kitap
varsa, bu durumu önce Berzeveyh'e sonra da Ýbnü'lMukaffa'ya borçluyuz.
Kelile ve Dimne, Anadolu Türkçesine (belki deTürkçe'ye) ilk defa Aydýnoðlu Umur Bey zamanýn
1360. yýlýnda Kul Mesud tarafýndan çevrilmiþtir. Düzyazý olarak yapýlan bu çeviri
meçhul bir müellif tarafýndan nazma dökülerek l. Murad'a (1359-1389) ithaf edildi.
Daha sonra Ali Vâsi' ya da Ali Çelebi diye tanýnan Sâlihoðlu Ali, Envâr-i Süheylî'yi oldukç
e sonlarý uyumlu bir nesirle Türkçe'ye çevirdi; "Hümâyunnâme" adýný
verdiði bu tercümesini, Kanunî Sultan Süleyman'a takdim etti.
Eserin, Türkiye'de Cumhuriyet'ten sonra da çevirileri yapýlmýþtýr. Bazan birkaç hikaye al
k kitabý olarak basýlmýþ bazan da tamamý çevrilmiþtir. Bunlar arasýnda en dikkat çekenleri
ir:
1) Bedir Yayýnlarý tarafýndan yayýnlanan Salahaddin Alpay çevirisi
2) Ýkinci çeviri Ömer Rýza Doðrul tarafýndan yapýlan çeviridir.
3)Üçüncü çeviri H. Karaman-B. Topaloðlu tarafýndan yapýlan çeviridir
- ÝBNÜ'L-MUKAFFA KÝMDÝR ?
Kefile ve Dimine isimli eserin bu günlere kadar gelmesini saðlayan kiþi Ýbnü l- Mukaffadýr
efile ve Dimne nin evrensel bir eser haline gelmesi onun sayesinde olmuþtur.
.
720'li yýllarda doðan ve bir ihtimal 759 da vefat eden Ýbnü l Mukaffa
Asýl adý Dâzoye oðlu Rozbeh'tir. Kaynaklarda Ebû Muhammed Abdullah Rûzbîh b. Dâzûyeh Ýbnü'l
arak geçer. "Rozbeh" Farsça "Kutlu" demektir. Ýranlý olup Gör þehrinde doðmuþtur. (106 h.
) Babasý, vali Haccac b. Yusuf a baðlý bir vergi tahsildarýydý. Devlet malýna hýyanet ettið
takibata uðramýþ, verilen cezalar sonucu eli
kurumuþtu. Bu yüzden oðluna Ýbnü'l- Mukaffa=Elikuruyanýnoðlu dediler. Dâzoye kendi dini üze
cûsi-Maniheist olan baba, oðlunu da bu tarzda yetiþtirdi. Ancak kendisi gibi oðlu da iyi
bir Arapça eðitimi görmüþ yüksek seviyede siyâsî yazýþmalarda görev almýþtýr.
Arap, Fars, Yunan ve Hint kültürlerinü çok iyi bilen Ýbnü'l- Mukaffa, Ümeyyeoðullarýnýn son
Irak divanlarýnda çalýþtý.
Abbasî Devleti kurulduðunda Mansur'un amcalarý olan Süleyman b. Ali ile Isa b. Ali'ye m
ektup yazarak baðlýlýðýný bildirdi, onlarýn hizmetine girdi. Yine onlarýn huzurunda
Müslüman olduðunu ilan etti, "Ebû Muhammed" diye çaðrýlýr oldu. Abdullah b. Ali, Þam valisi
ni Mansur'un hilâfetine baþkaldýrdý. Ancak Mansur onu yendi. Böylece
Abdullah b. Ali, kardeþleri olan Süleyman ve Ýsa'nýn yanýna kaçtý. Halife Mansur, amcalarýn
bdullah'ý istediyse de onlar "ancak emân þartýyla teslim ederiz" dediler.Mansur bu tekli
fi kabul etti. O zaman Ýsa, katibi Ýbnü'l-Mukaffa'ya "emân" yazma (=can güvenliði sözleþmes
lâhiyeti verdi. Emân sözleþmesinin hiçbir iptali yoruma kapý aralamayacak açýklýkta olmasýn
iþti. Isa b. Ali Mansur þu ibarelerin
altýna imza atacaktý:
"Eðer Abdullah b. Ali'ye yahut onunla gelenlerden birine küçük-büyük bir zararým dokunur ve
gizli-açýk bir kötülük yaparsam, bu iþi hangi yöntemle veya hileyle
yaparsam yapayým zina dölü olayým! Abdullahoðlu Muhammed b. Ali ile de soybaðým geçersiz ol
Bu durumda Ümmet-i Muhammed beni tahttan indirsin, bana harb-îlan
etsin, hiçbir Müslüman bana el vermesin, beni kayýrmasýn, canlý tutmasýn..."
Mansur bu emâný okuyunca öfkelenip, küplere bindi. O, amcasý Abdullah'ý öldürmeye kesin ni
ydi. Oysa bu emânla arzusuna eriþemeyecekti. Üstelik neredeyse kendisine küfrediliyordu!
Hemen "Bu sözleþmeyi kim kaleme aldý?" diye hýþýmla sordu. Ona: "Amcan Ýsâ'nýn katibi olan
affa!" dediler. Böylece Mansur, Süfyan b. Muâviye el-Mühellebî'ye "Ýbnü'l-Mukaffa'nýn iþini
" diye haber gönderdi.
Basra valisi olan Süfyan, Ýbnü'l- Mukaffa'nýn eski düþmanýydý.. Süfyan, Ýbnü'l-Mukaffa'yý
tuzaða düþürdü, parça parça kesti ve tandýra attý.
Ýbnü'l-Mukaffa'nýn hakikaten zýndýk olduðu neredeyse tüm kaynaklarda söz edilir. O, önceki
unutmamýþ hatta islam olduktan sonra çaðrýldýðý ziyafette, Mecûsîler gibi dua mýrýldanmýþtý
Ýbnü'l-Mukaffa, peygamberleri küçük düþüren bir kitap yazmýþtýr. Kýsaca, Ýbnü'l-Mukaffa'nýn
tarafýndan paylaþýlan bir görüþtür.
Zýndýk olmasýna raðmen bazý meziyetlere de sahipti.Kaynaklarda geçtiðine göre cömert, nükte
kâr ve azla yetinen bir adamdý. Onu hiç sevmeyenler dahi bu vasýflara sahip olduðunu redde
tmiyor.
Öküze gelince, (çamurlu) yerinden kurtulur, yemyeþil, suyu ve otu bol bir yer bulur
. Burada yiye içe þiþmanlar ve rahata kavuþur. Setrebe burada böðürüyor ve gittikçe sesini
ordu. Meðer ona yakýn bir koruda, bu bölgenin hükümdarý olan ünlü bir Aslan varmýþ ve emrin
anavarlar, kurtlar, çakallar, tilkiler, parslar ve kaplanlar bulunuyormuþ. Bu Aslan
, kendi düþüncesi ile hareket eder, arkadaþlarýndan hiçbirine bir þey danýþmazmýþ. Aslan,
ce içine korku girmiþ. Çünkü daha önce ömründe öküz görmemiþ ve öküz böðürtüsü iþitmemiþ.
gitmiyor ve hiçbir iþe bakmýyormuþ. Ordusu onun yiyeceðini tedarik edip getiriyorlarmýþ.
nla beraber olan yýrtýcý hayvanlar içinde iki çakal vardý ki birinin adý; Kelile, diðer
Dimne idi. Ýkisi de zeka, bilge ve edep sahibi idiler.
Bir gün Dimne, kardeþleri Kelile'ye dedi ki:
"Kardeþim bu bizim Aslana ne oluyor ki yerinden kalkmýyor ve bir
yere kýmýldamýyor?
Kelile cevap verdi:
"Sana ne? Bu iþe karýþmak bize düþer mi? Biz hükümdarýmýzýn kapýsýnda
yaþayan kimseleriz. Onun dilediðini yapar, dilemediðinden yüz çeviririz.
Sonra biz, hükümdarlarýn sözüyle meþgul olacak, onlarýn iþleriyle
ilgilenecek kimseler miyiz? Onun için dilini tut ve bil ki her kim
kendisen ait olmayan bir iþe ve söze karýþýrsa sýkýntý çeker.
Dimne
"Ben gene de bu fýrsattan yararlanarak Aslanla konuþmak istiyorum. Cünkü
onun kafaca zayýf olduðunu görüyorum. Belki bu sayede kendisine yaklaþýr,
onun yanýnda bir mevki ve makam sahibi olurum.
Kelile Sordu;
"Aslanýn iþinin karmaþýk olduðunu nereden anladýn?"
Dimne cevap verdi.
"Bunu hislerim ve düþüncelerimle kavradým.
Bunun üzerine Kelile:
"Öyleyse Allah seni yapacaðýn iþte muvaffak eylesin."
Dimne de kalkýp gitti. Aslanýn yanýna girdi. Yüzünü yerlere sürerek selam
verdi.
Aslan yanýnda bulunanlara dönerek:
"Aslan beni, sizi yanýna götürmek üzere gönderdi. Bana þu emri verdi:
Hemen itaat eder ve yanýna gidersen, þimdiye kadar huzuruna gitmemek
hususunda gösterdiðin kusuru affedecek. Þayet gecikir ve tereddüt edersen,
hemen geri dönüp durumu kendisine bildireceðim.
Þetrebe sordu:
"Seni bana gönderen bu Aslan kim? Nerededir ve ne haldedir?
Dimne anlattý:
"Bu Aslan buradaki yýrtýcý; hayvanlarýn padiþahýdýr ve burada ikamet eder.
Maiyetinde þu kadar asker vardýr. Þetrebe, aslan ile yýrtýcý hayvanlardan
bahsolunmasý üzerine korktu ve dedi ki;
"Sen bana dokunulmayacaðýna dair ant verirsen seninle beraber hemen
giderim!"
Dimne, öküzün kabul edeceði andý hemen verdi. Öküzü yanýna alarak Aslanýn huzuruna gö
çok iyi muamele gösterdi. Yanýna
yaklaþtýrdý ve ona buralara ne zaman, nasýl ve niçin geldiðini sordu.
Setrebe de baþýndan geçenleri anlattý. Aslan ona:
"Burada benimle kal. Bana arkadaþ ol. Ben seni aðýrlarým! dedi."
Bu olaydan sonra Aslan ile Öküz arkadaþ oldular ve çok samimi oldular.
Dimne, artýk geri plana atýldýðýný görünce kýskandý ve Aslan ile Öküzün
arasýný bozmak için Aslan'a giderek Öküzün kendisi aleyhine askerleri
kýþkýrttýðýný söyledi. Aslan buna önceleri inanmadý fakat Dimne "Öküzün
huzuruna geldiðinde benzinin atmýþ, renginin uçmuþ, dizlerin titreyeceðini
söyledi.
Aslan "Pekala, dedi. Þayet senin anlattýðýn gibi davranýrsa, benim de artýk bir
þüphem kalmaz."
Dimne bu sefer de Setrebe'nin yanýna giderek, Aslan'ýn onu yemek
istediðini anlattý. Setrebe önce buna inanmadý. Bunun üzerine Dimne
"Aslan'ýn yanýna girdiðin zaman kuyruðu üzerinde oturduðunu, göðsünü sana doðru kal
a diktiðini, kulaklarýný yaydýðýný ve
aðzýný açtýðýný ve hücüm için hazýrlandýðýný göreceksin!"dedi
Bu sözler üzerine Öküz Aslan'ýn yanýna çýkar. Aslan'ýn Dimne'nin anlattýðý
gibi olduðunu görünce benzi atar ve bacaklarý titrer. Bunun üzerine Aslan,
Dimne'nin sözlerinin doðru olduðunu sanýr ve Öküz'ün üzerine atlayarak onu
Öldürür. Daha sonra bunun yanlýþ olduðunu ve iyi araþtýrmadan birisini
öldürdüðünü düþünerek üzülür.Onun aklý, dirayeti ve terbiyesiyle az bulunur bir hayvan
erek piþman olur.
Fesatçý Dimne Aslan ý böyle bir düþmaný helak ettiði için tebrik edip,ona acýmamasý k
uzun konuþur, parmaðýný yýlan ýsýran kiþinin zehir bütün vücuda yayýlmamasý için onu kesip
isinin de Öküz ü öldürmesinin ayný derecede bir tedavi olduðuna inandýrýp piþmanlýðýný gide
eçmez Aslan, Dimne'nin yalancý ve fesat birisi olduðunu ve olayý onun organize ettiðini d
aha sonra öðrenir ve Dimne'yi de en kötü þekilde öldürür.
Aslan, Dimne yi parçalayýp öldürmezden evvel Kelile ona yapýp ettiði fitne ve fesatt
vazgeçmesi için bir tüccar hikayesi anlatýp son nasihati verir:
-Nakledilir ki, filan memlekette bir tüccar varmýþ,rýzkýný aramak için baþka þehirleri gezm
miþ. Fakat yanýnda yüz batman demir bulunuyormuþ, arkadaþlarýndan birine demiri emanet býra
ak gideceði yere gitmiþ.Bir müddet sonra dönüp gelince dostuna gelerek demiri istemiþ.Adam
kendisine:
-Demiri fareler yedi, demiþ. O da:
-(Doðru), demiri fare diþlerinden daha iyi kesebilen bir þey yok, diye duymuþtum, tarzýnda
cevap vermiþ.
Emanet edilen adam, arkadaþýnýn, kendi söylediði ve iddia ettiðini tasdik etti diye sevinmi
acir oradan çýkmýþ, yolda adamýn bir oðluna rastlamýþ,onu alarak evine götürmüþ.Ertesi gün
gelerek:
-Oðlum hakkýnda bir bilgi var mý? Diye sormuþ. Tacir de ona:
-Dün senin yanýndan çýktýðým zaman bir doðan ýn bir çocuðu kapýp götürdüðünü gördüm, belki
rmiþ.
Adam baþýný döverek:
-Ey ahali! Doðan ýn çocuklarý kapýp götürdüðünü duydunuz veya gördünüz mü hiç! diye feryat
miþ:
-Tabii, bir memleketin fareleri yüz batman demiri yerse, doðan larýnýn da filleri kapýp göt
i hiç de þaþýlacak bir þey deðildir.
Adam þöyle yalvarmýþ:
-Senin demirini ben yedim, iþte parasý, haydi oðlumu ver!
Bu misali sana anlatmaktan maksadým þunu bilmendir ki, dostuna ve arkadaþýna karþý dönekl
ve kalleþlik yaparsan baþkalarýna karþý daha çok kalleþlik yapacaðýn þüphesizdir; þunu da b
bir insan biriyle dost olur da bu esnada gadrederse beriki dostu onda sevgi ve s
amimiyet için yer bulunmadýðýný veya sevgisinin ona göre bir deðeri bulunmadýðýný anlar.Vef
erilen sevgi,teþekkürü olmayan kimseye yapýlan lütuf (iyilik),terbiye kabul etmeyen, nasih
at dinlemeyen kimseye sarf edilen terbiye gayreti ve sýr tutmayana verilen sýr kadar
boþuna harcanmýþ bir þey yoktur.Kuþkusuz, iyilerle yapýlan dostluk iyilik getirir, kötüler
pýlan dostluk da kötülük getirir, týpký güzel kokulu bir þeyin yanýndan geçince de fena kok
r gibi
KARGALAR VE BAYKUÞLAR
Kral Debþelim folozof Beydaba ya dedi ki:
-Bana yýlýþýklýk ve yaltaklýk yapsa da kendisine inanýlmamasý gereken düþmanýn düþmanýn mes
Filozof cevap verdi:
-Düþman olmakta devam eden düþmana aldanan kimseye, baykuþlarýn baþýna kargalardan gelen fe
isabet eder.
Kral sordu:
-Bu nasýl olmuþ?
Beydabâ þöyle anlattý:
Rivayet edilir ki bir dað eteðinde, üstünde bir çok karga yaþayan oldukça iri bir aðaç vard
rý içlerinden seçtikleri biri yönetiyordu.Kargalarýn yaþadýðý bu daða yakýn bir maðarada da
ykuþ yaþýyordu.Kargalarla baykuþlar oldum olasý anlaþamazlardý.Baykuþlarýn kralý gezmeye çý
alarýn nerede yaþadýðýný tespit etmiþti.Kargalarýn uykuda olmalarýndan yararlanarak yanýnda
irlikte üzerine saldýrdý.Ölen ve yaralananlar oldu.Bir kýsmý esir alýndý.Baykuþlara ise hiç
adý.Baskýnlarý baþarýyla sonuçlanarak maðaralarýna geri döndüler.
Sabahleyin kargalar ölenlerini gömüp yaralýlarýný tedavi ettiler.Böyle bir saldýrýya hazýrl
mýþlardý.Durumlarýný gözden geçirmek için aðacýn yanýnda toplandýlar.
Kargalardan biri söz alarak:
Dün gece çok kötü bir geceydi.Bir çoðumuzun kanadý kýrýldý,tüyleri yolundu,bir kýsmýmýz öl
ize saldýrmaya cüret edebilmiþ olmalarýdýr.Yerimizi öðrendiklerine göre yeniden saldýracakl
birlikte bundan sonra ne yapmamýz gerektiðini düþünmeliyiz. Baþkanlarýnýn düþüncelerinin
n beþ kiþilik bir Danýþma Kurullarý vardý.Karga baþý onlara danýþýp fikrini alarak ona göre
Baþkan birinci Kargaya:
Bu durumda ne yapmalýyýz sence? diye sordu. Karga bu konuda kendinden önceki bilginleri
n öðütlerine uyarak: Baþedemeyeceðin düþmandan kaç! cevabýný verdi.
Ýkinci Kargaya yöneldi baþkan:
Senin sözün nedir?
ikinci karga: Düþmanýný alt edemiyorsan kaçmalýsýn dedi.
Baþkan bu görüþe katýlmayýp karþý çýktý:
Düþmandan kaçýp yurdumuzu düþmana býrakmak bize yakýþmaz.Kendimizi toplar ve iyi taktikler
ak onlarý yeneriz dedi.
Bu kez üçüncü Kargaya döndü baþkan:
Sen ne düþünüyorsun bu konuda?
Ben de kaçmaktan yanayým.Casuslar yoluyla düþmanýn niyetini öðrenelim.Bizle savaþ mý istiy
barýþ mý,yoksa bizden bir þeyler mi koparmak niyetinde,bunu anlayalým.Bir þey koparmak amac
aysa istediðini ona verelim.Böylelikle düþmanýn kötülüðünden kurtulup güven içinde yaþarýz.
de veririz.yeter ki bize dokunmasýn.
Baþkan dördüncü Kargaya sordu:
Senin barýþ konusunda düþüncen nedir?
O þöyle dedi:
Bu arkadaþlarýmýn düþüncelerine katýlmýyorum.Kendisinden üstün olduðumuz düþmana boyun eð
aþarak ölmek daha iyidir.Eðer biz baykuþlara barýþ önerisi getirsek, en aðýr þartlarý bize
meye kalkacaklardýr.Çünkü bize kafa tutup üstün olduklarýný sanmaktadýrlar.Bence en iyisi s
Baþýný iki yana düþünceli düþünceli salladýktan sonra Baþkan, Beþinci Kargaya görüþlerini s
Savaþ mý, barýþ mý? Yoksa baþka yerlere göç etmek mi? Sen ne dersin?
O da düþüncelerini þöyle açýkladý:
Düþman küçümsenmemeli.Kendini ve düþmanýný tanýmadan alt edemeyeceðin biriyle savaþmaya ka
iþ deðildir.Kendini bile bile ölüme sürüklemektir.Akýllýlar savaþtan ve zararlarýndan saký
deli aðýrdýr.Baykuþlarý tanýmadan savaþa girersek tehlikeye atýlmýþ oluruz.Halkýndan ve yar
n ve onlarýn çýkarlarýný koruyan baþkan iyi baþkandýr.Söylenmesi gerekenleri burada açýkça
di söyleyeceklerimin ikimizin arasýnda kalmasý gerekir.
Bu konuþmadan sonra herkes daðýlýp, günlük iþlerine baþlayýnca Beþinci Karga baþkanla baþ b
Þu baykuþlarla aramýzýn nasýl açýldýðýný biliyor musun? diye sordu Baþkan.
Evet, biliyorum dedi Beþinci Karga. Bu, bir karganýn sözleri yüzündendir.
Peki,neydi bu söz?
Kendi krallarý olmadýðý için serçeler aralarýnda anlaþarak Baykuþlar Kralýnýn egemenliðine
vermiþler.O sýrada yanlarýndan geçmekte olan bir karganýn da görüþünü almak için yanlarýna
ya:
Karga, Böylesine kötü huylu ve çirkin, akýlsýz ve gözleri görmeyen baykuþlarýn egemenliði
a olur.Yeryüzünde bir kuþ bile kalmasa böyle bir þey düþünülemez demiþ.
Bu sözlere hak veren serçeler,baykuþlarýn egemenliðine girmekten vazgeçmiþler.
Baykuþun biri bu konuþmalarý aðaçlarýn arkasýndan dinlemiþ ve duyduklarýný krallarýna anlat
aramýz bu yüzden açýldý demiþ.
Savaþa karþý olduðumu zaten anlatmýþtým.Baþka bir düþüncem daha var.Bu düþüncemi uygulaya
baykuþlardan kurtulabiliriz.Sizden herkesin karþýsýnda beni dövdürüp tüylerimi yoldurmanýz
um.Sonra beni býrakarak bilinmeyen bir yere gidin.Ben burada onlarýn içine girerek her
türlü sýrlarýný ve gizliliklerini öðreneceðim.Sonra bir kolayýný bulup size katýlýrým.Bu þ
in daha kolay olacaðýna inanýyorum.
Baþkan bunun üzerine;
-Bu zorluklarýn hepsine razý mýsýn? diye sordu. Evet dedi beþinci karga.Tüm istekleri yeri
tirildi.Tüylerini kanatlarýný iyice yolarak onu yara bere içinde býrakýp gittiler.
Keþif uçuþu yapan iki baykuþ olayý görmüþlerdi.Dönüp krallarýna gördüklerini anlattýlar.Ka
tiklerini öðrenmek amacýyla Baykuþ Kral berberindekilerle tüyleri yolunmuþ olan Kargayý ziy
t etti.Yanýndakilerden birine kargayla konuþmasýný emretti.
Baykuþlardan biri:
-Kimsin? Kargalar nerede? Nereye gittiler, yerlerini biliyor musun? diye sordu.
Karga, Nasýl bilebilirim ki diye cevap verdi. Ben kara bir kargayým.Bu halimle onlarýn n
reye gittiðini bilmeme imkan var mý? dedi.Görevli durumu Krala anlatýnca yanýndakiler bu k
rganýn saygýn bir karga olmasýna raðmen bu duruma neden sokulduðunu merak ettiklerini söyle
iler.
Kral Baykuþ bu iþin gerçek yüzünün öðrenilmesini emretti.
Görevli:
Seni neden böyle yara bere içinde býrakýp çekip gittiler? diye sordu.
Karga: Sizin yaptýðýnýz baskýndan hemen sonra baþkanýmýz bütün kargalarla baykuþlara karþý
iðine dair toplantý yapýp düþüncelerini sordu.Konuþma sýrasý bana gelince, ben baykuþlarla
izim gücümüz yetmez, onlara barýþ içinde yaþama önerisinde bulunanlým, eðer kabul etmezlers
i yurdumuzu býrakýp gidelim,dedim.Benim baykuþlarla savaþmak iyi olmaz demem üzerine, baþ
e diðer kargalar bana çok kýzýp üzerime saldýrdýlar.Beni siz baykuþlarýn casusu olmakla suç
yaptýlar.
Baykuþ Kral karganýn aðzýndan bunlarý dinledikten sonra,vezirlerinden birine; Bu kargaya n
yapmamýzý tavsiye edersiniz, düþünceniz nedir? diye sordu.
Birinci vezir:
Bu karga kargalarýn en akýllýsýdýr.Ölmesi bizleri zararýndan kurtarýr ve kargalarý ancak o
nebiliriz.Bir dakika bile bekletilmeden öldürülmesi gerekir. diye konuþtu.
Bu kez ikinci vezire Sen ne dersin, bu kargaya ne yapalým? diye ayný soruyu sordu Kral
Baykuþ.
Korku içindeki bir zavallýyý öldürmek yerine ondan yararlanma yollarýný arayalým,kargayý ö
dedi ikinci vezir.
Kral Baykuþ Üçüncü Vezirine dönüp sordu:
Senin bu konuda fikrin ne? Bu kargayý sence ne yapmalýyýz?
Akýllýlar düþmanlarýndan yararlanmasýný bilirler dedi Üçüncü Vezir. Onu hayatta býrakman
nin doðru olacaðýna inanýyorum.Mesela,onun bilgilerinden pekala yararlanabiliriz
Karga söz alarak.
Benden kuþkulananlar olduðunu görüyorum.Sizlere baðlýlýðýmý göstermek için, kendimi yakabi
Birinci vezir öne atýldý:
Aslýnda sen içine zehir katýlmýþ güzel kokulu bir içki gibisin.Kötülüðünü böylelikle gizli
azsýn! dedi.
Baykuþ Kral vezirin bu sözlerini hiç umursamadý.Kargaya iyi bakýlýp himaye edildi.Bir sür
onra karga,hedefine ulaþtý.Baykuþlarýn nerelerde barýndýklarýný, güçlerini ve iç yüzlerini
gitti.Tüm öðrendiklerini ayrýntýlarýyla gidip kargalara anlattý.
-Ýþte yapmak istediklerimi yaptým.Þimdi sýra sizde.Sizler de yapmanýz gerekenleri yapmalýsý
.
Baþkan da:
Bundan böyle biz bütün kargalar bu bilgilere göre hareket edeceðiz dedi.
Karga onlara, baykuþlarýn aðaçlarýn bol olduðu maðaranýn içinde yaþadýklarýný anlatarak þöy
Etraftan topladýðýmýz çalý çýrpýyý maðaranýn hemen önünde toplayýp çoban ateþiyle tutuþtur
n olursa yanarak ya da boðularak ölürler.Düþmanlarýmýzdan böylece kurtulmuþ oluruz dedi.
Söylenenleri aynen uygulayan kargalar sonunda düþmanlarý olan baykuþlardan böylelikle kurtu
muþ oldular.
MAYMUN ÝLE KURBAÐA
Kral Debþelim filozof Beydaba ya der ki:
Þimdi sen bana dileði peþinde koþan,sonra onu elde edince de kaybeden kimsenin meselini
anlat!
Filozof der ki:
Bir iþin, bir dileðin peþinde koþmak onu elde ettikten sonra korumaktan daha kolaydýr.Kim
bir dileðine nail olur da sonra güzel muhafaza etmezse kaplumbaðanýn baþýna gelen musibetle
karþýlaþýr.
Kral sorar:
-Bu nasýl oldu?
Beydaba cevap verir:
Bir ormanda maymunlarýn genç ve güçlü olanlarýndan biri, yaþlý maymunlar kralýný tahtýndan
Kral Maymun canýný kurtardýðýna þükredip kaçtý.Bir gölün kýyýsýnda bulduðu incir aðacýna ye
Bir gün aðaçtaki olgun incirlerden yerken,bir tanesini elinden düþürüverdi.Ýncirin göle düþ
n dalgalar maymunun hoþuna gitti.Ne zaman incir yemeye çýksa göle attýðý incirlerin oluþtur
lgalarý seyretmekten ayrý bir keyif alýyordu.
Bu gölde yaþayan bir kaplumbaða da atýlan bu incirleri bir güzel yiyordu.Ýncirleri kendis
ne yemesi için attýðýný sanan kaplumbaða,çok sevindi ve maymunla dostluk kurmak istedi.maym
da bu öneriyi kabul etti.Candan iki dost oldular.Ne kadar konuþsalar sohbete doyamuy
orlardý.
Kaplumbaðanýn karýsý bu durumdan endiþelendi.Komþusuna derdini açýp kaygýsýný ifade etti:
Son günlerde göl kenarýnda dost olduðu maymundan baþkasýný gözü görmüyor.Eve köye uðram
e yapmalýyým acaba?
Tek çare maymundan kurtulmaktýr dedi komþusu.Ve ona hemen bir yöntem sundu:
Eþin eve gelince aðýr hastalanmýþ numarasý yap.Ne oldu, neyin var, diye sorduðunda,iyile
or bir hastalýða yakalandýðýný söyle.Bu hastalýktan ancak bir maymunun yüreðini yiyerek kur
eðini de söyle.
Komþusunun öðütlerini uygulamaya karar veren diþi kaplumbaða, eþi eve geldiðinde aðýr has
terdi kendisini. Böyle birden bire sana ne oldu karýcýðým diye sordu. Doktor çaðýrtýp ba
Komþusu hemen atýldý:
Konuþamayacak denli hasta olduðu için doktor getirttik.Bir maymun yüreði yerse iyileþebili
Bu oldukça zor bir iþ ama yine de maymun dostumun yüreðini elde edebilmek için çalýþayým
Onu nasýl kandýracaðýnýn hesaplarýný yaparak maymunun yanýna vardý kaplumbaða.
Maymun, Bir þey mi oldu? Nerede kaldýn diye sorunca,
Senin yanýna gelmeye çekiniyorum dedi kaplumbaða.Her zaman sen beni misafir ediyorsun, b
en bir kez bile seni misafir edemedim.Ben gölün ortasýndaki þu þirin adada yaþýyorum.Eðer g
misafirim olursan yanýnda daha rahat olacaðým dedi.
Maymunun aklýna kuþkulanacak hiç bir þey gelmedi.Kaplumbaða dostunun sýrtýna bindi ve bir
te göle açýldýlar.Maymun, hâlâ kaplumbaðada bir gariplik sezince sormadan edemedi:
-Dostum,yine niye üzgünsün,benim bilmediðim baþka bir derdin mi var?
Eþim evde yatýyor.Seni bu yüzden iyi aðýrlayamayacaðým için üzülüyorum dedi kaplumbaða.
Biz dostuz dedi maymun. Dostlar arasýnda böyle kaygýlara yer yok.Eþinin hastalýðý neymi
tor ilaç falan yazmýþ mý? diye sorunca kaplumbaða boþta bulunup, bir an için kurduðu tuzaðý
Bir maymunun yüreði iyi gelir.Onu yerse iyileþir demiþ doktor diyerek ne zamandýr aðzýn
uðu baklayý çýkarýverdi.
Kaplumbaða bunu söyler söylemez maymun durumu anlayýp tuzaðý sezdi.Maymunun kendisini eve
eden götürmek için ýsrar ettiðini fark etti.
Boðularak ölmekten korktuðu için göle atlamadý.Soðukkanlýlýðýný hiç yitirmeden çýkýþ yollar
-Bunu neden daha önce söylemedin.Ben yüreðimi evde býrakmýþtým.Haberim olsaydý senin bu du
n yüreðimi yanýmda getirirdim dedi maymun.
Kaplumbaða:
Dostluðuna minnettarým, çok iyisin. O halde þimdi ne yapabilirim? diye sordu.
O zaman geri dönüp yüreðimi alayým, sonra size gidelim dedi maymun.
Kaplumbaða iþi tatlýya baðladýðýný zannederek saf saf seviniyordu.Maymun kýyýya yaklaþýr ya
bakmadan zýplayarak aðaca týrmandý.
Maymunun geri dönmeyeceðini gören kaplumbaða;
Haydi dostum,yüreðini al da gel, gecikmeyelim! diye baðýrýnca, maymun ona yukarýdan þöyle
:
Sen beni çakalýn yüreksiz olduðuna inanan eþek mi sanýyorsun? Sen beni ne sandýn? Dostluð
rada bitti! Þunu iyi bil ki; Zor durumda kalanlar her zaman zekalarýyla kurtulurlar.
DEVE VE ARKADAÞLARI
Naklederler ki bir aslan, insanlarýn geçtiði yollardan birine yakýn bulunan bir ormanlýkta
yaþýyordu.Onun kurt,karga ve çakaldan ibaret üç arkadaþý vardý.Bunlar, aslanýn avlandýðý h
arýyla besleniyorlardý.Kurt yaþlandýðý için avlanamadýðýndan aslanýn yanýna sýðýnmýþtý.Çaka
yaþamak iþine geliyordu.Karga da çakaldan farksýzdý.
Bir gün oralardan bir deve sürüsü geçti.Aslan sürüye saldýrmadý.Develerden biri sürüden v
kurtulmak için yandaki çalýlýklara daldý.Oralarda gezinirken aslanla karþýlaþtý. Nerden g
? diye sordu aslan. Sürüden kaçtým dedi deve.
Peki, ne istiyorsun? diye sordu aslan. Güvenceniz altýnda yaþamak istiyorum. dedi deve.
O halde bizimle beraber kal,istediðin bereketi ve güvenceyi bizim aramýzda bulabilirsin
.
Böylece, deve de onlara katýldý ve uzun süre birlikte yaþadýlar.Deve daha önce hiç görmedið
halinden son derece memnundu.
Bir gün aslan av aramak için yola çýktýðýnda büyük bir fil ile karþýlaþtý.Onunla þiddetli
an içinde kalmýþ bir þekilde, fil in elinden zor kurtuldu.Yaralarý o kadar çok kanýyordu ge
dönüp avlanacak hali kalmamýþtý.Olduðu yere doðru yýðýlýverdi.Deveden baþka kurt, çakal ve
a hazýra alýþýk olduklarý için karýnlarýný doyurmak için aslanýn iyileþip av getirmesini be
an onlarýn haline bakýp: Açlýktan hepiniz çok hýrpalandýnýz, neredeyse kaburgalarýnýz çýkt
Biz kendimizi düþünmüyoruz, fakat siz efendimizi böyle periþan, aç ve çaresiz halde görd
sizin karnýnýzý doyurabilmek için bir þey yapabilsek.
Sizin iyi niyetinizden hiç þüphe etmiyorum, o halde saða sola daðýlýnýz, belki bir av bulu
hem size hem de kendime ayýrýrým ondan. Diye yanýt verdi Aslan.
Üç arkadaþ (kurt, karga ve çakal) aslanýn bu isteðini ister istemez kabul ettikten sonra
slanýn yanýndan ayrýlarak bir köþeye çekilmiþler ve aralarýnda þöyle konuþmuþlar:
Bizim þu ot yiyici deve ile ne ilgimiz var, o ki huyu huyumuza, kafasý kafamýza benzeme
z.O halde aslana allayýp pullayýp kabul ettirsek de onu yese, bize de etinden yedirs
e.
Çakal:
Bu, aslana söyleyemeyeceðimiz bir þeydir, çünkü devenin burada güvenliðini saðlayacaðýna d
i.
Karga: Bu aslan probleminden sizi kurtarýrým. dedi.
Doðru aslan ýn huzuruna girdi.Aslan:
Bir þey buldun mu? diye sordu. Karga þu cevabý verdi:
Ancak çalýþan ve gören kimse bir þey bulabilir.Bizse açlýktan dolayý ne çalýþabiliyor, ne
z. Fakat bir konu üzerinde birleþtik.Eðer hükümdar da bize uygundur derse biz de onu yerin
e getiririz.
Neymiþ o? diye sordu aslan.
Þu deve, aramýzda dolaþan ot yiyici; ne bir faydasý var bize, ne bir iyilik getirdiði ne d
iþe yarar bir çalýþmasý.
Aslan bu sözleri iþitince öfkelenir ve þöyle der:
Ne kadar kötü þeyler düþünüp, bayaðý sözler söylüyorsun.Benim kiþiliðime yakýþmayacak kötü
iyorsun.Bu kadar küstahlaþacaðýný düþünmemiþtim doðrusu.Ben deveye burada güvence içinde ya
ntisini verdim.Bu sözümden asla dönmem!
Karga:
Kralýmýzýn söylediklerini anlýyorum, fakat bir ev halkýnýn kurtarýlmasý için bir can, bir
urtarýlmasý için bir ev halký,bir þehir halkýnýn kurtarýlmasý için bir kabile ve hükümdarýn
r þehir halký feda edilebilir.Siz yeter ki bu çözümü kabul edin, ben onurunuzu kurtaracak b
r çözüm yolu bulabilirim dedi.
Aslan karganýn bu konuþmasýna cevap vermeyerek sustu.Karga aslan ýn bu susuþunu söyledikler
n kabulü olarak deðerlendirdiði için hemen Aslanýn yanýndan ayrýlýp kendi aralarýnda bu iþ
acaklarýný kararlaþtýrdýlar.
TASMALI GÜVERCÝN
Kral Debþelim filozof Beydeba ya dedi ki:
-Birbirine samimi baðlarla baðlý bulunan dostlarýn baðlýlýklarýnýn nasýl baþladýðýný ve bir
arlandýklarýný bana anlat.
Aldý sözü Beydaba:
-Aklý baþýnda hiçbir adam, hiçbir þeyi dostlara denk tutmaz.Çünkü dostlar, zor zamanda yard
e bir musibet dokunduðunda teselli edendir. Bunun örneklerinden biri de tasmalý (boynu
niþanlý) güvercin, fare, ceylan ile karga örneðidir.
Kral merakla sordu:
-Bu nasýl olmuþ?
Beydeba:
Rivayet olunur ki , bir gün karganýn biri yuvasýnda bulunuyorken çirkin yüzlü, çirkin mi çi
omzunda að, elinde deðnek bulunan bir avcýnýn aðaca doðru yaklaþtýðýný gördü.Karga avcýdan
kendine:
Bu adamý buraya ya benim ecelim ya da benden baþka birinin eceli sürüklemiþtir.Yerimden
içbir yere kýpýrdamayacaðým, bakalým bu herif ne yapacak göreceðim. diye söylendi.
Derken, avcý aðýný atar,üzerine taneler serperek, ona yakýn bir yerde gizlendi. Az sonra,
tasmalý güvercinlerin beyi olan bir güvercin yanýnda bir güvercin grubuyla oradan geçti.Ne
ercin beyi ne de arkadaþlarýnýn hiç biri aðý görmeden tanelere üþüþüp toplamaya baþladýlar.
dýklarýný þaþýrýp hepsi birden ava takýldýlar.Bunun üzerine avcý sevinçle ve neþeyle geldi.
r biri, tuzaktan kurtulmak için çýrpýnýp çareler aradýlar.Tasmalý güvercin þöyle baðýrdý:
Tuzaktan kurtulmak için çareler ararken aranýzdaki birliði ve dayanýþmayý bozmayýn, kim
ce kendi canýný kurtarmaya kalkmasýn.Hepimiz tek bir kuþ gibi uçmalý ve sürekli birbirimizl
ardýmlaþmalýyýz, böylelikle her birimiz diðerimiz sayesinde kurtulmuþ oluruz. dedi.
Güvercinler tasmalý güvercinin dediklerini tutarak birbirleriyle elbirliði ederek, güçler
ni toparlayýp hep birlikte aðý koparýp onunla havaya yükseldiler.Fakat avcý yine de ümidin
nlardan kesmedi. Biraz uçtuktan sonra onlarýn düþeceklerini sandý.Bu arada olup biteni sey
reden karga, kendi kendine: Bu güvercinleri mutlaka takip etmeli ve sonuçlarýnýn ne olacað
meliyim dedi.Bir ara güvercin beyi etrafýna bakar ve avcýnýn kendilerini izlediðini farket
i. Bunun üzerine güvercinlere þöyle dedi:
Görülüyor ki, bu avcý sizi takip etmekte kararlý.Açýktan deðil de yerleþim yerlerinden
rsek ona izimizi kaybettiririz, o da çekip gider.Filan yerde bir fare dostum var, þa
yet ona ulaþabilirsek þu aðýmýzý keser.
Güvercinler söyleneni yaptý, avcý da onlarý yakalamaktan ümidi keserek geri döndü. Fak
rga onlar takip etti.
Nihayet tasmalý güvercin farenin yerine ulaþýnca diðer güvercinlere yere düþüp konmalarýný
renin her tehlikeye karþý hazýrladýðý yüz deliði varmýþ. Tasmalý onu kendi adýyla Zeyrek
iðinin içinden:
Sen kimsin diye karþýlýk verdi.
Ben, dostun tasmalý güvercinim!
Fare koþarak Tasmalý güvercine geldi ve:
-Seni bu hale düþüren nedir? diye sordu.
Tasmalý güvercin þöyle cevap verdi:
Hayýr ya da þer hiçbir þey kaderin dýþýnda meydana gelmez.Beni de bu tehlikeye düþüren odu
ime benden daha güçlü birisi de olsaydý baþýna ayný þey gelir ve baþýna gelecek kaderden ku
Bunun üzerine fare tasmalý güvercinin bulunduðu að düðümünü kesmeye baþladý.Tasmalý ona:
Önce diðer güvercinlerin sonra benim düðümlerimi kes dediði halde fare hiç oralý olmadý.G
isteðini tekrar tekrar yineleyince, fare cevap verdi:
Bu sözü o kadar çok tekrar ettin ki, sanki bana kendini hiç düþünmüyor ve kendine hiç acý
geldi.
Güvercin beyi buna karþýlýk þöyle cevap verdi:
Benim düðümümü keserken býkýp yorulursun da sonra diðerlerinin düðümünü kesmekten tembelli
orum. Fakat önce onlardan baþlarsan, ben sonuncu olduðumda býkkýnlýk gelse bile benim að iç
kalmama razý olmazsýn.
Fare:
-Ýþte seni önemli ve sevimli kýlan þeylerden biri budur.
Fare aðý kesip bitirdi.Tasmalý güvercin ve arkadaþlarý kurtuldular.
Karga farenin bu iyiliðini görünce onunla dost olmak istedi.Gelip ona samimi bir þekilde
adýyla seslendi. Fare baþýný çýkardý:
Ne istiyorsun? diye sordu.
Seninle dost olmak istiyorum dedi karga.
Seninle benim ne yakýnlýðým olabilir ki dedi fare, Sen sadece bir yiyicisin, bense seni
an.
Karga:
Seni yiyor oluþum, seninle dost olamayacaðým anlamýna gelmez diye karþýlýk verdi. Böyle b
karþýlýksýz býrakmanýn kendisine yakýþmayacaðýný söyledi.Ve farenin güzel huyuna hayran ka
zun uzun onu övdü.
Bunun üzerine fare þöyle cevap verdi:
Düþmanlýk iki türlüdür: Biri fil ile aslanýn düþmanlýðýnda olduðu gibi birbirine denk olan
n fili, bazen de fil aslaný öldürür.Biri de o düþmanlýktýr ki taraflarýndan birinin diðerle
ran gücü benimle kedi arasýnda ve seninle benim aramdaki düþmanlýk gibidir.Çünkü bizim aram
lýk sana hiçbir zarar vermez, onun zararý sadece bana dokunur.Düþmanýyla arkadaþ olup barýþ
e, yeninin içinde yýlan taþýyan kimse gibidir.
Karga:
Söylemek istediðin þeyi anladým.Fakat sana yakýþan, üstün ahlakýn, doðru sözlülüðün ve civ
k çaðrýmý karþýlýksýz býrakmamandýr.Çünkü ben senin dostluðuna ve iyiliðine muhtacým. Sen k
enimle dostluk kuruncaya kadar, yiyip içmeden kapýnda bekleyeceðim.
Bunun üzerine fare þöyle dedi:
Dostluðunu kabul ettim.Seninle ilk karþýlaþtýðýmda sarfettiðim sözleri söyleyiþimin sebebi
niyet ve itimat oluþturmaktý.
Sonra fare deliðinden çýkar, kapýsýnýn yanýnda durur. Karga þöyle dedi:
Benim yanýma gelip arkadaþ olmaktan seni hâlâ engelleyen nedir? yoksa benimle ilgili hâlâ
e bir þüphe mi taþýyorsun?
Fare cevap verdi:
Dünya adamý, iki þeyi öne sürerek karþýsýndakiyle iliþki kurar. Bunlar, can ile maldýr.C
samimi dostlardýr.Malýný sunanlar ise, birbirinden istifade etmek isteyen, birbiriyle
yardýmlaþanlardýr.Ýnsanýn canýný sunmasý malýný sunmasýndan daha deðerlidir.Ben de senden
aldým, kendim de sana ayný þeyi canýmdan sundum.Benim senin yanýna gelmeyiþimin sebebi, sa
a karþý kötü zan besleyiþim deðildir.Fakat bildim ki, senin bir çok arkadaþýn var aslý seni
sa da, hakkýmdaki görüþleri senin görüþün gibi hiç deðildir.
Karga buna karþýlýk þöyle dedi:
Dost olmanýn yollarýndan biri de dostunun dostuna dost olmak ve dostunun düþmanýna düþman
týr.Benim seni sevmeyecek bir tane bile arkadaþým ya da dostum yoktur.Þayet benim aslýmdan
gelip de seni endiþelendirecek tarzda davranan olursa onunla bir gün bile dost kalm
am!
Böylelikle fare karganýn yanýna geldi ve tokalaþýp samimiyet gösterdi.
Aradan birkaç gün geçince karga fareye þöyle dedi:
Seni daha emniyetli bir yere götürmek istiyorum.Benim herkesten uzak bir yerim var.
Hem senin deliðin insanlarýn gelip geçtiði yola çok yakýn, bazý yaramaz çocuklar sana taþ a
verebilirler.
Dilediðini yap dedi fare. Ýstediðin yere vardýðýmýzda benim sana anlatacak bir çok ha
hikayelerim olacak .
Bunun üzerine karga farenin kuyruðunu gagasýyla aldý ve onu uçurdu.Sonunda istediði yere v
rdý.Kaplumbaðanýn bulunduðu pýnara yaklaþtýklarý zaman, kaplumbaða, yanýnda fare bulunan bi
ve onun arkadaþý olduðunu anlayamadýðýndan çok korktu.Karga kaplumbaðayý çaðýrýr, o da yan
Nereden geliyorsun?
Karga, olup bitenleri ve yaþadýklarýný anlattý.
Kaplumbaða farenin sözlerini dinleyip hareketlerini izleyince onun aklýna ve vefakarlýðýna
ayran oldu, ona hoþ geldin dedikten sonra sordu:
Buralara gelmenin sebebi nedir?
Bunun üzerine karga fareye þöyle dedi:
Hem bana anlatacaðým diye söylediðin haberleri ve hikayeleri anlat, hem de kaplumbaðanýn s
suna da cevap ver.Çünkü senin yanýnda ben ne isem kaplumbaða da odur.
Fare anlatmaya baþladý, þöyle dedi:
Önceleri kentte ev faresi olarak yaþýyordum ben.Kýrlarda özgür bir tarla faresi olarak yaþ
nasýl baþladýðýmý baþka zaman anlatýrým.Baþýmýzdan geçen ilginç olaylarý birbirimize anlat
olacak. diye cevapladý. Üçü tam koyu bir sohbete koyulmuþken yanlarýna bir ürkek ceylan ge
arga uçarak çevreyi kontrol etti.Görünürde ne bir yýrtýcý hayvan ne de bir avcý vardý.Geri
i bir tehlike olmadýðýný bildirdi.Ceylanýn yanýna gittiler.Kaplumbaða:
Susuzluðunu ve korkunu gidermek için çeþmeden kana kana içebilirsin. Korkma. Korkacak hiçb
y yok. Sen neden böyle koþarak geliyorsun, ne oldu ? diye sordu.
Sudan kana kana içen ceylan:
Ormanýn bitiþiðindeki kumluk alanda koþup atlarken avcýlar peþime düþtü, onlarý þaþýrtara
ldim. Uzaktaki bir gölgeyi avcý sanarak buraya kaçtým. dedi.
Kaplumbaða:
Hiç korkma, Akýllý Karga, senin ürktüðünü görünce çevreyi uçarak kolaçan etti.Birlikte bur
Ceylan bu öneriye çok sevindi ve aralarýna katýldý.Birlikte yaþýyor, oldukça iyi anlaþýyor
klarý her geçen gün daha bir ilerliyordu.Yiyecek sýkýntýlarý yoktu.Çok mutluydular. Ceylan
âniden kayboldu.Baþýna bir þey gelmiþ olabileceðinden endiþeye kapýlýp bu konuyu bir araya
k görüþtüler.
Kaplumbaða ile fare:
Sen daha çabuk hareket edebiliyorsun. Ceylanýn baþýna sakýn kötü bir þey gelmiþ olmasýn,
rgaya.
Akýllý karga uçarak her tarafý kolaçan etti ve ceylaný bir tuzaða yakalanmýþ halde buldu.Ge
lara haber verdi.Birlikte ceylaný kurtarmaya koþtular.
Ceylana.
Sen akýllý ve tecrubeli birisin. Nasýl oldu da bu tuzaða düþtün? diye sordu fare.
Ben de ne olduðunu anlayamadým dedi ceylan. Avcýlar her gün yeni bir tuzak oluþturuyorl
u, eskilere benzemiyordu. Fare hiç vakit kaybetmeden keskin diþleriyle tuzaðýn iplerini k
emirmeye baþladý.
Senin buraya gelmen hiç iyi olmadý.Çünkü buraya þimdi bir avcý gelecek olsa buradaki her
aklanacak bir yer bulur ama sen bu aðýr hareket eden halinle avcýnýn eline düþmekten baþka
yapabilirsin ki? dedi ceylan kaplumbaðaya.
Kaplumbaða:
Doðru ama bir dostum tehlikedeyken ben yuvamda nasýl rahat oturabilirim ki? Ben seni
düþünürken kendi baþýma gelecekleri düþünemedim. dedi.
Avcý, fare tam ipleri kesmeyi bitirmek üzereyken çýkageldi.fare hemen bir deliðe saklandý
Akýllý Karga uçup kaçtý.Ýplerini koparan ceylan da fýrlayýp kaçtý.Ortalýkta sadece kaplumba
mirerek kesenin kim olabileceðini bulmak için etrafýna bakýndý.Kaplumbaða gözüne iliþince i
esenin kim olacaðýný düþünmeden kaplumbaðayý yakalayýp baðladýlar.
Kaçanlar çok geçmeden avcýdan uzak emin bir yerde bir araya gelip toplandýlar.Kaplumbaðan
avcýnýn elinde düþmesine üzülmüþlerdi.
Fare:
Þimdi birimiz kurtulurken diðerimiz avcýnýn eline düþtü.Dostunun kurtuluþu için yanýna gel
avcýya yakalandý.
Akýllý Karga ile ceylan da endiþeli ve üzüntülüydüler.Dostlarýný avcýnýn elinden nasýl ku
iðinin yolunu bulmalýydýlar.Ýyi düþünmeli ve acele etmeliydiler.Fare arkadaþlarýný tehlikel
fa kurtardýðý için tecrübeliydi ve insanlarýn düþünce yapýlarýný iyi biliyordu.Bu nedenle e
u o buldu.
Bence ceylan aðýr yaralýymýþ gibi topallaya topallaya yürüyerek avcýya görünmeli. Avcý,
ona doðru koþtuðunda, çabuk koþmasýný engellediði için kaplumbaðayý elinden mecburen býrak
tir.Avcý onun peþinden koþarken ben de kaplumbaðayý esir eden iplerinden onu kurtarýrým.Böy
bu tehlikeden bir an önce uzaklaþýp yuvamýza döneriz.Akýllý Karga seni uçarak takip etsin.
alayýp sonra geri dönersiniz.
Avcý sýrtýna yüklediði kaplumbaða ile evine dönerken karga ile ceylan onun önüne geçtile
rdýðý sesler avcýnýn ilgisini çekerken ceylanýn toparlayarak önünde gitmekte olduðunu gören
gözleri ýþýldadý.Ceylan varken kaplumbaðayý ne yapacaktý? Kaplumbaðayý býraktý ve ceylanýn
aþladý.Ceylan, avcý yaklaþtýðýnda biraz hýzlanýp uzaklaþýyor, sonra yavaþlýyordu.Avcý koþma
Kaplumbaða ile fare oradan uzaklaþmýþlardý.Geri dönse bile onarlý bulmasý olanaksýzdý artýk
Ceylan topallama numarasýný býrakýp bütün gücüyle koþarak uzaklaþtý.Yorgun argýn kaplumbaða
korkuya kapýldý.Hava kararmaya baþlamýþ, akþam olmak üzereydi.Durup baþýna gelenleri düþün
mak üzereyken elinden kaçýrmýþtý.Kaplumbaðayý alýp giderken önüne çýkan karga ile topallaya
koþarak yorulmuþ, onun topal olmadýðýný anlamýþtý.geri döndüðünde kaplumbaðanýn iplerinin
ler estiðini görmüþtü.Bunlar hayvan kýlýðýna girmiþ cin ve periler miydi acaba? Bir daha bu
elmemek üzere korkuyla oradan uzaklaþtý. Baþýna gelenleri de kimseye anlatmadý.
Kaplumbaða, karga, tarla faresi ve ceylan, bu ülkede özgürce ve barýþ içinde yaþadýlar.
yýrtýcý hayvan ne de bir avcý bir daha onlarý hiç rahatsýz etmedi.
GÖZÜPEK FARE
Fare baþýndan geçenleri müsait bir zamanda anlatmak için kaplumbaðaya söz vermiþti.Göl kýyý
ltýnda toplanmýþlardý.Fare kaplumbaðayý fazla uðraþtýrmadan anlatmaya baþladý:
Ýlk zamanlar büyük bir kentte yalnýz baþýna kalan birinin yanýnda yaþýyordum.Ev sahibinin
esi yoktu.Komþularý ona sepetlerle yiyecek getiriyor, o da yiyebildiðini yiyor, geri k
alanýný tavana baðlý bir ipe asýyordu.Ben ne yapar yapar adam dýþarý çýkýnca sepete ulaþýr
epete ulamayý benden baþkasý baþaramazdý.Sepete ulaþýr ulaþmaz karnýmý bir güzel doyurur, g
farelere atardým.
Bir misafiriyle beraber yemeklerini yiyip sohbet ettikleri bir gündü.Misafir dolaþm
adýk ülke býrakmamýþ, çok macera yaþamýþ bir gezgindi.Gezgin baþýndan geçenleri hararetli
atýrken ev sahibim ellerini çýrpmaya baþladý. Konuk bu harekete sinirlenip öfkelendi:
Benden baþýmdan geçenleri anlatmamý istediðin halde, benimle dalga geçer gibi ikide bir
ellerini çýrpýp duruyorsun.Þayet dinlemeyeceksen beni boþuna niye konuþturup duruyorsun?
Ev sahibim:
Þu fareyle bir türlü baþ edemedim. Bir yere ne koysam yiyor.Bir türlü ne yapacaðýmý þaþýrd
korkutup kaçýrmak için ellerimi çýrpýyorum. diye yanýtladý.
Konuþmasýný keserek sordu konuk:
Yani sen þimdi tek bir fareyle mi baþ edemiyorsun?
Fareler içinde bir tanesi var ki çok akýllý ve kurnaz, iþte o beni yýldýrdý. Bu özellikler
ayý ona Zeyrek adýný verdim.Benden daha güçlü çýkýp beni yendi.Yiyecekleri bir türlü ondan
kün olmadý.
Konuk:
Onu diðer farelerden farklý ve üstün kýlan mutlaka bir þey olmalý. Sen bana bir kürek ve b
a getirirsen gerçeði öðrenebiliriz.
O ara ben de yemek yemeyi býrakmýþ konuþmalarý dinliyordum.
Ev sahibi hemen kazma ve küreði getirdi Yuvamýn deliðini biliyordu.Yuvamýn yerini sordu ko
nuðu ve kazmaya baþladýlar.Yuvamýn yanýnda içinde yüz altýn olan bir kese buldular.Bunu kim
kladýðýný ben de bilmiyordum.
Gezgin konuk:
Ýþte fareye güç ve cesaret veren bu altýnlardý.Onun gücünün sýrrýný bulduk.artýk endiþeye
le güç bizde, dedi.
Sabahleyin erken saatte evden ikisi birlikte çýktýlar. Onlar çýkar çýkmaz, birlikte yaþad
r çevremi sarýp,
Biz acýktýk, n olur bizi doyur! diye yalvarmaya baþladýlar.
O gece çok yorgun ve uykusuz olduðum için olmalý tavana týrmanýp da bir türlü yiyec
petine ulaþamadým.Beni övüp yere göðe sýðdýramayan fareler; Bunda hiç iþ kalmamýþ diye be
Çoðu beni býrakýp gitti. Kalanlarla birlikte güç bela yerdeki kýrýntýlarla karnýmýz
Bütün bir gece uyuyamadýðým için derin bir uykuya daldým.
Akþamleyin ev sahibi ve konuðu eve döndüler.Her zamanki gibi yemeklerini yiyip geri
kalanlarý sepetle birlikte bir kenara býraktýlar.Altýn dolu keseyi çýkarýp, kendi aralarýnd
bir þekilde paylaþýp sonra da yattýlar.
Düzenimi bozan bu gezgin konuðun altýnlarýný onun bulamayacaðý bir yere saklamak istiyo
m.O da sanki benim kafama koyduðum þeyi önceden sezmiþ gibi, gözlerini kapatýp bir türlü uy
rdu.Oysa ev sahibi çoktan uykuya dalmýþtý.az sonra konuk nasýl olsa uyumuþtur diyerek altýn
sesini çekiþtirmeye baþladým.Meðerse uymuyor, uyuma numarasý yapýyormuþ.Birden sýrtýma aðýr
besi geldi. Neye uðradýðýmý þaþýrmýþtým.Konuk gezgin kocaman bir sopayý bana doðru savurmuþ
lmýþtým.Ölümden zor kurtuldum.Baktým ki, bu evde canýmdan olacaðým, kendime daha güzel ve
i bir yurt edinmek için sabahleyin evden uzaklaþtým.
Yeni gittiðim yerde Güvercin baþkan ile tanýþýp dost oldum.Bana yeni dostluklar kazandý
Akýllý Karga ile de orada tanýþtým, dedi.