You are on page 1of 37

1.

ÜNİTE 1- TİCARET HUKUKU VE TİCARİ İŞLETME


KAVRAMI

Ticaret hukukunun uygulama alanını (esasını) saptamada


kullanılan sistemler;
1- Subjektif Sistem; Ticari faaliyetlerin öznesi olan taciri esas
almışlardır. Bu sistemi kabul eden ülkelerde, Ticaret Hukuku bir
Tacirler Hukuku yani sınıf hukuku niteliğindedir.
2- Objektif Sistem; 1789 Devrimi ile Fransa’da her türlü sınıf ve
ayrıcalık reddedilip kaldırılınca, bir sınıf hukuku niteliğindeki
Ticaret hukukunun reddedilmesi gerekti. Bu sistemde Ticaret
Hukukunun uygulama alanı, belirli niteliklere sahip olan kişilere
göre değil, belirli nitelikleri olan işlemlere göre saptandığı için
buna objektif sistem denir.
3- Karma Sistem; Hem ticari işlemler hem de tacir esasına göre
yürütülen ticaret hukukudur. 1926 Eski ticaret kanunumuz karma
sisteme örnektir.
4- Ticari işletme Esası; 20.Yy’da oluşan bu modern sisteme göre,
ticaret hukukunun esasını ticari işletme (ticari girişim) oluşturur.
1957 Ticaret Kanunu’muz Ticari İşletme esasına dayalıdır.
Esnaflık faaliyetleri ticari işletme olarak kabul edilmez.
Ekonomik Anlamda İşletme; Ekonomi bilimi yönünden kendi
başına mal ve hizmet üreten her birim bir işletmedir. Bu anlamda
bir ayakkabı boyacısı, bir berber de işletme kabul edilir.
Tüzük; Bir kanunun uygulanmasını göstermek veya emrettiği işleri
belirtmek üzere kanuna aykırı olmamak şartıyla ve Danıştay
incelemesinden geçirilerek Bakanlar Kurulu tarafından çıkarılan
yazılı hukuk kurallarıdır.
Ticari İşletme Olabilmenin Şartları;
• Gelir Sağlamayı Hedef Tutmak.
• Devamlılık; Başlangıcı ve bitimi belli bir zaman süreci içinde
etkinlikte bulunmak bile, devamlılığı sağlamaya yeterlidir.
• Belli Bir Çapı Aşmak; Ticari işletme olunabilmesi için esnaflığı
aşmak gereklidir.

Bir Ticari İşletmenin, esnaf işletmesi ya da ticaret işletmesi


olduğuna kim karar verir Cevap: Bölge Ticaret Müdürü
başkanlığında, oda temsilcisi ve esnaf derneği temsilcisinden
oluşacak komisyon karar verir. Karara karşı mahkemeye
başvurulur ve mahkeme kesin kararı verir.
Bakanlar Kurulu Kararnamesine göre esnafın özellikleri;
• Esnaf ve küçük sanatkarlar kollarına dahil olup, gelir vergisinden
muaf olanlar,
• İşletme hesabına göre defter tutanlardan, kazançları, ancak
geçimlerine yeten ve bedeni çalışmalarına dayananlar.

Ticari İşletme Tanımı; Gelir Sağlamak ve devam niteliği ile, esnaf


işletmesi sınırlarını aşan ölçüdeki işletmeler, ticari işletmedir.
Ticari İşletmenin Hukuki Niteliği; İçerik açısından Ticari İşletme 2
unsurdan oluşur: Maddi Unsur ve Maddi Olmayan Unsur.
a- Maddi Unsur; Yatırım Malvarlığı ve Döner Malvarlığı olarak iki
grupta ele alınabilir. Yatırım Malvarlığı; kasa, masa, demirbaşlar
vb gibi. Döner Malvarlığı; işletmenin aynen veya işleyip piyasaya
arz edeceği mallardan oluşur. Hammaddeler, yarı mamüller,
mamüller vb gibi.
b- Maddi Olmayan Unsur; Good Will diye anılan bizim peştemaliye
(havaparası) diye tabir ettiğimiz unsurdur.
Peştemaliye ( Havaparası ) ; Bir işletmenin devri söz konusu
olduğunda, maddi değerinin yanında, işletmenin yeri, deneyimi,
edindiği itibar ve müşteri çevresi gibi değerleri için ödenen
paradır.

1. TİCARİ İŞLETMENİN DEVRİ VE REHNİ;


Ticari işletmenin devrinde maddi ve maddi olmayan
unsurlar birlikte devredilmelidir. Ticari işletmeyi
devralan, işletmenin devirden önceki borç ve
yükümlülüklerinden de sorumludur.
Müeccel Borç: Vadeye bağlanmış borçtur.
Muaccel Borç: Vadeye bağlanmamış ve hemen ödenmesi
gereken borçtur.
Rehin: Bir borcun ödeneceğine teminat olarak, ödenince
geri almak şartıyla borçlu tarafından alacaklıya, bir malın
verilmesidir.
Ticari İşletmenin rehninde işletme varlığı içinde
taşınmazlar bulunuyorsa, bunların rehni tapu siciline
ipotek ile gerçekleşir.
Ticari İşletme Rehni Kanunu’na göre Rehin Sözleşmesi,
ticari işletmenin kayıtlı bulunduğu sicil çevresindeki bir
noter tarafından düzenlenir. Sözleşmenin yapılmasından
itibaren 10 Gün içinde Ticaret Sicili’ne tescili gerekir.
Ticari İşletme Rehni Sözleşmesi’nde mutlak bulunması
gereken unsurlar:
• Ticaret Ünvanı
• İşletme Adı
• Taşınır işletme Tesisatı
Ticari olarak nitelendirilen işler özel bir alan oluşturur,
bunlara ticari hükümler uygulanır.
Medeni Kanun ve Borçlar kanunu adi olarak düzenlenmiş
bir çok işi, ticari alanda bulundukları takdirde ticari iş
olarak kabul etmiş ve bunları özel ticari kurallara
bağlamıştır.
TİCARİ İŞLER VE TABİ OLDUĞU HÜKÜMLER
Bir işin Ticari İş olup olmadığı şu ölçütler uyarınca
saptanır:
• Türk Ticaret Kanunu’nda düzenlenmiş bulunan işler
ticaridir.
• Ticari İşletme ile ilgili diğer bütün iş, eylem ve fiiller
ticari iş kapsamındadır.
Ticari İş Karinesi; Bir tacirin borçlarını ticari olması asıldır.
Tacirin borçları ticari değilse iş adi sayılır.
Not: Bono, TTK’da düzenlendiği için ticari iştir.
Bir taraf için ticari sayılan hususlar; Bir iş bir taraf için
ticari, bir taraf için adi ise ne olur Cevap: Bir taraf için
ticari nitelikteki iş, karşılıklı irade uygunluğundan
(sözleşmeden) doğuyorsa, kural olarak diğer taraf için de
ticari sayılacaktır. Ancak bu tür anlaşmazlıklara Asliye
Hukuk Mahkemesi bakacaktır.
Bir anlaşmazlığın Ticaret Mahkemesi’ne gönderilebilmesi,
ancak iki taraf için de ticari iş niteliği taşıması gereklidir.
Müteselsil Borçluluk: İki veya daha fazla kimsenin bir
borcun tamamından, borçluya karşı asıl borçlu sıfatıyla
sorumlu tutuldukları borçluluk türüdür.
Kefalet: Bir kimsenin, borçlunun borcunu ödememesi
halinde, bu borçtan şahsen sorumlu olmayı alacaklıya
karşı yükümlendiği sözleşmedir.
Adi Kefalette alacaklı, önce asıl borçluya, borçlu borcunu
ödeyemediği takdirde kefile başvurulacaktır. Müteselsil,
kefalette alacağını sıra gözetmeksizin borçludan, kefilden
ya da ikisinden de isteyebilir. (Not: Müteselsil ticari
borçlar için, adi kefalet adi borçlar içindir.)
Ticari İşlerde Faiz
Faizin miktarı sözleşme ile tespit edilmemiş durumlarda,
ticari işlerde yıllık %12 oranında faiz uygulanır. Bakanlar
Kurulu bunu aylığa çevirmeye, %10’a kadar
düşürebilmeye vebir kat arttırabilmeye yetkilidir.
Ticari İşlerde Faiz Uygulaması’nın Koşulları
• Ticari işlerdeönceden kararlaştırılmamış olsa dahi faiz
yürütülür.
• Ticari işlerde faiz oranı sözleşmelerde serbestçe
belirlenir.
• Ödünç sözleşmelerinde faiz, 3 aylık devreler halinde
ana paraya eklenir.
• Ticari işlerde taraflar, borçlunun temerrüde düşmesi
halinde istenecek, temerrüt faizi oranını serbestçe
kararlaştırabileceklerdir.
Reeskont; Bir bankanın elinde bulundurduğu vadesi
gelmemiş senetleri bir başka bankaya iskonto
ettirmesidir.
İskonto; Vadesi gelmemiş bir senedin faiz ve komisyonu
düşülerek karşılığından eksiğine alınmasıdır.
Ticari Hükümlerin Uygulanma Sırası;
1- Emredici Hükümler
2- Sözleşme Hükümleri
3- Ticari Hükümler
4- Ticari Örf ve Adet
5- Genel Hükümler
Ticari Yargılar, Asliye Ticaret Mahkemeleri’nde karara
bağlanır. Tek hakimlidir.
Ticaret Mahkemeleri’nde karar bağlanan davalar (Ticari
Davalar) ;
• Her iki taraf için Ticari İş niteliğindeki anlaşmazlıklardan
doğan davalar.
• Bir taraf için ticari iş sayılan, havale, vedia ve telif
hakkı’na ilişkin mevzuatla düzenlenen işlerden doğan
davalar.
• TTK’da bir işletmenin satılması veya diğeri ile
birleştirilmesi, rekabet yasağı, yayın sözleşmesi, itibar
emri ve itibar mektubu, komisyon, ticari mümessil,
marka ve patente ilişkin mevzuatlar, borsa, sergi,
panayır yerleri ve ticarete mahsus yerler, bankalar ve
ödünç verme işleri ile ilgili kanuni davalar.
TTK, tacirler arasındaki ticari davalarda, ticari defterleri
özel kanıt olarak kabul etmiştir. Fatura ve Teyid
Mektubu’nun özel kanıt kuvveti vardır.
Telif Hakkı; Bir fikir veya sanat eserini yaratan kişinin, bu
eserden doğan haklarının tümüdür.
Vedia; Korunması için birine verilen veya bir yerde
bırakılan eşyadır.
NOTLAR
Modern görüşe göre Ticaret Hukuku’nun esası, Ticari
İşletme’dir.
Bir taraf için Ticari sayılan iş, sözleşmeden doğmuyor ise
adi sayılır.
Ticari işlerde faiz oranı sözleşme de serbestçe belirlenir.
2. ÜNİTE 2- TACİR VE TACİR SIFATININ KAZANILMASI
Kanunumuz, tacir sıfatının kazanılmasını gerçek kişilerde,
tüzel kişilerde ve donatma iştiraki’nde olmak üzere üç grupta
düzenlemiş bulunmaktadır.
Gerçek kişilerde tacir sıfatının kazanılması için bunların bir
ticari işletmeyi kendi adlarına işletmeleri şarttır.
Adi Ortaklık; İki veya daha çok kimsenin ortak amaca
ulaşmak için emeklerini ve mallarını birleştirmeyi kabul
ettikleri ortaklık tipidir.
Küçük ve kısıtlıya ait bir ticari işletme, bunlar adına veli veya
vasileri tarafından işletiliyorsa, tacir sıfatı küçük veya kısıtlıya
ait olur. Ancak ceza hükmü açısından veli ya da vasileri
sorumludur.
Vasi; Kanunun öngördüğü durumlarda, küçüklük ve kısıtlılık
nedeniyle, bu tür kişilerin çıkarlarını korumak üzere, sulh
hakimi tarafından atanan yasal temsilcidir.
Ticari işletme olmaksızın tacir sıfatı’nın kazanılması; Bir ticari
işletmeyi kurup açtığını sirküler, gazete, radyo ve başkaca
ilan vasıtalarıyla halka bildirmiş veya işletmesini ticaret
sicili’ne kayıt ettirerek durumu ilan etmiş kimse, fiilen
işletmeye başlamamış olsa bile tacir sayılır.
Ticaret yapması kanunlarla yasaklanmış kişiler bir ticari
işletme halinde tacir sıfatı kazanırlar.
Ticaret ortaklıkları; tacir sıfatını, tüzel kişilik kazandığında
alır.
Küçüğün ya da kısıtlının veli ya da vasisi, tacir sıfatı ile 3.
kişilere karşı sorumludur. Ancak tacir sıfatını kazanamazlar.
Tüzel kişilerde tacir sıfatının kazanılması;
Tüzel kişiler tacir sıfatının kazanılması açısından üç gruba
ayrılırlar: Ticaret Ortaklıkları, dernekler ve kamu iktisadi
teşebbüsleri.
Ticaret Ortaklıkları; Kollektif, Adi ve Sermayesi Paylara
Bölünmüş Komandit, Anonim ve Limited Ortaklıkları’ndan
ibarettir.
Dernekler, ticari işletme sayılmazlar. Ancak iki koşulun
gerçekleşmesi ile dernekler tacir sıfatı kazanır.
1- Derneğin bir ticari işletme işletmesi.
2- Kamu yararına bir dernek olmamasıdır. Örn./ Kızılay tacir
olamaz.
Devlet, il, belediye, köy gibi kamu tüzel kişilerinin özel hukuk
kuralları ile yönetilmek ve ticari bir şekilde işletilmek
suretiyle kurduğu teşekkül ve müesseseler tacir sıfatı alır.
Örn./K.İ.T.
Donatma İştiraki; birden çok kişinin, elbirliği mülkiyeti
halinde sahip oldukları bir gemiyi aralarında yapmış oldukları
sözleşme gereğince, hepsi nam ve hesabına deniz
ticaretinde kullanılmalarıdır.
TACİR SIFATININI SONUÇLARI (SAĞLADIĞI FAYDALAR)
• Ticaret ünvanı seçmek ve kullanmak: Tacir bir ticaret
ünvanı seçip kullanır.
• İflasa tabi olmak: Tacirler her türlü borç ve
yükümlülüklerinden dolayı iflasa tabidirler. Tacir, işletmesini
kapatsa, ticaret sicilinden kendisini sildirse dahi, durumun
tescilinden itibaren 1yıl süre ile iflasa tabidir.
• Ticari Defterleri tutmak: Her tacir işletmesinin gerektirdiği
ticari defterleri kurmakla yükümlüdür.
• Ticaret Sicili’ne kayıt olmak: Her tacir ticari işletmesini ve
işletmesi ile ilgili hususları ticaret siciline kayıt ettirmek
zorundadır.
• Basiretli iş adamı gibi hareket etmek: Her tacirin, ticaretine
ait bütün faaliyetlerinde basiretli iş adamı gibi hareket
etmesi gereklidir.
• Ticari İş Karinesi: Tacirin yaptığı işlerin ticari olması esastır.
• Ücret ve faiz isteme hakkı: Her tacirin ücret ve faiz isteme
hakkı vardır.
• Fatura ve Teyit Mektubu: Fatura; faturayı alan kimse 8 gün
içinde herhangi bir itirazda bulunmaz ise, fatura kanıt niteliği
taşır. Teyit Mektubu; sözlü olarak veya telefon, telgrafla
yapılan sözleşme ve beyanlarda söz konusu olur. Taraflardan
birinin diğerine yolladığı veya aldığı beyanın ana koşullarını
içeren bir yazı gönderilir. Karşı taraf bu yazıyı okuyup
inceledikten sonra kabul eder. ya da teyit mektubundabir
uyumsuzluk söz konusu ise 8 gün içinde yazılı olarak itiraz
eder. İtiraz edilmeyen hususlar yazılı kanıt niteliği kazanır.
• Ücret ve Cezai şartların indirilmesi: Borçlunun temerrüde
düşmesi halinde, temerrüt tarihinden itibaren temerrüt faizi
ödenir. Tacir bu durumda ödenecek ücretin ve cezai şartların
indirime gidilmesini isteme hakkına sahiptir.
Temerrüt: Borçlunun borcunu ödemekte veya alacaklının
alacağını almakta gecikmesidir.
Temerrüt Faizi: Borçlunun, borcunu yerine getirmekte
gecikmesi durumunda ödenmesi gereken faizdir.
• Ticari örf ve adetlerin tacirlere mutlak olarak sağlanması
HER İKİ TARAFIN TACİR OLMASI HALİNDE UYGULANACAK
ÖZEL HÜKÜMLER
İhtar ve İhbarda Yazılı Şekil: Tacirler arasında, diğer tarafı
temerrüde düşürmek , veya sözleşmeyi fesih yahut
sözleşmeden vazgeçmek amacı ile yapılacak ihbar (haber
verme) ve ihtarların (uyarıların) geçerli olması için noter
aracılığı veya iadeli taahhütlü mektupla yahut telgrafla
yapılması şarttır. Yoksa hiçbir hüküm doğurmaz.
Trampa: Malın para karşılığında değil de başka bir mal
karşılığında devrini amaçlayan bir borçlanma sözleşmesidir.
Hapis Hakkı; kanunda öngörülen koşulların gerçekleşmesi
halinde, alacaklıya, zilyetliğinde bulunan borçluya ait taşınır
mallar ile kıymetli evrakı iade etmeyerek paraya çevirme
yetkisi veren bir ayni haktır.

ÜNİTE 3- TİCARET ÜNVANI VE DİĞER TİCARİ ADLAR


Ticaret Ünvanı; Tacirlerin ticari işletmelerine ilişkin iş ve
işlemlerinde kullandığı addır.
TİCARET ÜNVANININ DİĞER TİCARİ ADLARDAN AYRIMI
1- İşletme Adı; Ticaret yeri olarak işletmeyi tanıtmaya ve
benzerlerinden ayırmaya yarayan addır.
• İşletme adı seçmek mecburi değildir.
• İşletme adı seçilmişse Ticaret Sicili’ne tescili gerekir.
• Esnaf da işletme adı seçebilir.
• İşletme ile birlikte işletme adı devredilebilir.

2- Coğrafi İşaret; Coğrafi işarete örnek olarak ürünün üzerinde


Türkiye’de üretildiğini (TM) harfleri ile gösterilen Antep fıstığı, İznik
Çinisi verilebilir.
3- Marka; Bir işletmenin mal ve hizmetlerini diğer işletmelerin mal
ve hizmetlerinden ayırt etmek amacıyla kullanılan işaretlerdir. Bu
işaretler, kişi adları, sözcükler, şekiller, harfler, sayılar, malların
biçimi ve ambalajları gibi her türlü işarettir.
Marka Türleri: Markalar; ticaret markaları, hizmet markaları,
garanti markaları olarak 3 gruba ayrılabilir. Markaya örnek olarak,
arçelik ,selpak gösterilebilir.
a- Hizmet Markası: Örneğin bir radyo istasyonunun yayında
kullandığı müzik parçası, bir hizmet markasıdır.
b- Garanti Markası: Örneğin ‘’TSE’’ işareti.
c- Ticaret Markası: Ticari Markalar tanınmış marka, Bireysel Marka,
Ortak Marka olarak sınıflandırılabilir.
• Tanınmış Marka, uluslar arası şöhrete ulaşmış markadır. Nike,
puma vs..
• Ortak Marka, üretim veya ticaret işletmelerinin kullandığı
markadır.
• Bireysel Marka, bir kişi tarafından belirli bir ürün ya da ürünler
için tescil ettirilmiş markadır.
Marka Seçimi ve Tescili; Seçilen marka Türk Patent Enstitüsü
tarafından tutulan Marka Sicili’ne tescil edilir. Tescil edilen marka
ile ilgili bilgiler TPE’ce yayınlanan resmi marka gazetesinde ilan
olur. Marka tescil edilince, talep anından itibaren 10 yıl süre ile
korunur.
Markanın Devri; Marka işletme ile birlikte veya işletmeden ayrı
devredilebilir, satılabilir, mülkiyeti korunarak lisans sözleşmesine
konu edilebilir, miras yoluyla intikal edilebilir. Devir ve lisans
işlemleri yazılı şekle tabidir ve 3. Kişilere karşı hüküm ifade
edebilmesi için marka siciline tescili gereklidir.
Lisans Sözleşmesi; Marka sahibinin (lisans veren) markayı
kullanma hakkını belli bir bedel karşılığı lisans alana verdiği
sözleşmedir.
Marka Üzerindeki hakkın sona ermesi; Marka sicilindeki kaydın
silinmesi ile gerçekleşir. Nedenleri arasında feragat, mahkeme
kararı, re’sen terk öngörülmüştür.
TİCARET UNVANINDA ÇEŞİTLİ SİSTEMLER
Özgürlük (Serbestlik) Sistemi; Özgürlük Sisteminde tacir istediği
unvanı seçebilir. Bu sistemde ticaret unvanı, tacirin kimliği ve
niteliği hakkında doğru bilgi vermez.
Gerçeklik Sistemi; 3. Kişilerin yararı işletme çıkarlarına tercih
edilmiş ve unvanın, tacirin tam kimliğini yansıtması esas
alınmıştır. Devredilmesi ve mirasçılara devri de olanaklı değildir.
Karma Sistemler; İki sistemi de bağdaştırmaya çalışır. Bu sistemde
unvan önce işletme ve işletme sahibinin nitelik ve niceliğine
uygun olmalı ve mutlaka işletme sahibini göstermelidir. Bu
sistemde unvan, devredilebildiği gibi mirasçılara da intikal eder.
TÜRK TİCARET KANUNU’NUN SİSTEMİ
Tacir sıfatına sahip gerçek ve tüzel kişilerin unvanlarının nasıl
oluştuğunu ayrı ayrı ele alalım.
Gerçek Kişi Tacirlerin Ticaret Unvanı; çekirdek ve eklerden oluşur.
Çekirdek: Gerçek kişi tacirin ticaret unvanının çekirdeği kendi ad
ve soyadıdır.
Ekler: Unvana yapılacak ekler zorunlu ve isteğe bağlı olmak üzere
ikiye ayrılır. Zorunlu ekler: Ad – soyad, daha önce tescil edilmiş ise
kişinin ek olarak bir unvan kullanması zorunlu ektir.
İsteğe bağlı ekler: Gerçek kişi isterse ticaret unvanına bir ek
getirebilir. Örneğin; Vedat Kemer Unlu Mamülleri gibi.
Zorunlu ve isteğe bağlı eklerdeki sınırda, tacirin kimliği, işletmenin
önemi, genişliği, mali durumu 3.kişilerde karşı yanılgıya sebep
olmayacak nitelikte, gerçeğe ve kamu düzenine uygun olmalıdır.
Örneğin unvana ek olarak Türk, Türkiye, Cumhuriyet, Milli
kelimeleri ancak Bakanlar Kurulu kararıyla konulabilir.
TÜZEL KİŞİ TACİRLERİNİN TİCARET UNVANI
Ticaret Ortaklıklarının ticaret unvanı
Kollektif ve Komandit Ortaklıkların Ticaret unvanında olması
gerekenler
• Çekirdek.
• Ortaklarından en az birisinin adı ve soyadı.
• Ortaklığı ve türü (Kollektif ya da komandit ortaklık gibi)
Not: Komanditer olan ortağın adı ve soyadı ticaret unvanında yer
almaz. Eğer böyle bir durum olmuşsa, komanditer ortak,
komandite ortak gibi sorumlu kabul edilir.
Tüzel kişi ticaret ortaklıklarına örnekler; Ali Gülen ve Ortakları
Taşımacılık Kollektif Ortaklığı, Ali Güven Turizm ve Otelcilik
Komandit Ortaklığı.
Limited ve Anonim Ortaklıklarda da, Kollektif ve Komandit’teki gibi
bulunması gerekenler aynıdır. Ek olarak, Limited ve Anonim
Ortaklıklarda, ticaretin konusunun gösterilmesi zorunludur.Ticaret
Unvanlarında A.O ya da LTD.ŞTİ gibi kısaltmalar kullanılabilir.
Şayet gerçek kişinin adı ve soyadı ortaklık isminde geçiyorsa
kısaltmalar yapılamaz.
Limited Ortaklıklarda, ortaklık tarafından düzenlenen belge ve
mektuplarda ticaret unvanının yanı sıra, esas sermaye miktarının
belirtilmesi gerekir.
Ticari İşletme işleten dernek ve diğer tüzel kişilerin unvanları;
adlarının aynıdır. Bunlar zorunlu ek ya da isteğe bağlı ek
kullanamazlar. Örneğin Kızılay Afyonkarahisar Madensuyu
İşletmesi.
Donatma İştiraki’nin Ticaret Unvanında Bulunması Gerekenler
• Donatan’lardan birisinin adı ve soyadı.
• Deniz Ticaretinde kullanılan geminin adı
• Ortaklığı ve türü
Şube Unvanında .bulunması Gerekenler
• Merkez işletme unvanı
• Şube unvanı
• Varsa ekler
İşletmenin Tescil ve İlanı
Her tacir, işletmenin açılış tarihinden itibaren 15 gün içinde ticaret
unvanını seçip, Ticaret Sicili’ne tescil ettirmelidir.
Şubeler ise açıldığı anda unvan ve tescil olunmalıdır.
Her tacir, ticaret unvanını ve altına attığı imzayı notere onaylatıp,
Sicil Memuru’na tescil ettirmelidir.
Tescil edilmemiş ticaret unvanı, haksız rekabet hükümlerine göre
korunur.
TİCARET UNVANININ SAĞLADIĞI HAKLAR VE BU HAKLARIN
KORUNMASI
Tekel Hakkı; Kanuna ve usulüne uygun olarak tescil ve ilan
ettirilmiş olan unvanı kullanmak hakkı, yalnızca sahibine aittir. Bu
tekel hakkının uygulanma sınırı; gerçek kişilerde tescil olunan sicil
çevresi, tüzel kişilerde tüm Türkiye’dir.
Unvanı kullanma Zorunu; Ticaret unvanını kullanma, tacir için bir
hak olduğu kadar, bir zorundur.
Unvanı işletmeye asma zorunu; Unvanı, işletme girişine asmak
zorunludur.
TİCARET UNVANININ DEVRİ
Unvanda adı bulunan kişinin adının değişmesi; İşletme sahibinin
adı değişse de unvan olduğu gibi kalır.
Ortaklar arasında değişiklik; Ortaklardan biri işletmeden ayrılırsa;
adı, yazılı rızası alınmak kaydıyla unvanda kalabilir.
Adı unvanda bulunan kişinin ölmesi halinde, mirasçıların ortaklıkta
kalmaları veya yazılı rıza vermeleri halinde unvan aynen kalabilir.
Unvanın Devri; Ticaret unvanı tek başına devredilemez. Ancak
ticari işletme ile birlikte devri olanaklıdır.
Unvanın miras yolu ile devri; Unvan, ancak ticari işletme ile birlikte
mirasçılara devredilebilir. Örneğin iki mirasçı varsa, birisine ticaret
unvanı, diğerine işletmenin devri olanaklı değildir.
Ticaret Unvanının kullanma hakkının sona ermesi;
Ticaret unvanını kullanma hakkı, tacir sıfatının doğduğu anda
başlar,
Tacir sıfatı ise, ticari işletmenin faaliyetini tatil etmesi, feshetmesi
veya esnaf işletmesine dönüşmesi ile son bulur. Her iki halde de
ticaret sicilindeki kayıt silinme ÜNİTE 5 – HAKSIZ REKABET

Haksız Rekabet; Aldatıcı hareket veya iyi niyet kurallarına aykırı


başka davranışlarla ekonomik rekabetin her türlü kötüye
kullanımıdır.
Haksız rekabet hükümleri ile korunmak istenen Rekabet Hakkı’dır.
Bu tanımlamadan haksız rekabetin üç unsuru olduğu ortaya çıkar.
A) Ekonomik rekabet,
B) Aldatıcı davranış ve başkaca suretle dürüstlük kurallarına aykırı
hareket,
C) Rekabet hakkının kötüye kullanılması.
Ekonomik Rekabet; ekonomik yaşamda müşteri çekmek için
yapılan yarıştır.
Rekabet Hakkının Kötüye Kullanılması; sınırları dürüstlük kuralları
ile belli olan rekabet özgürlüğünün sınırları aşılmış ise, burada
kötüye kullanma vardır.
Aldatıcı Hareket ve Dürüstlük Kurallarına Aykırı Davranış; Rekabet
bir haktır. Ancak kişilerin bu rekabette kullanacakları araçlar
meşru olmalıdır. Rakibi kötülemek, müşteri çevresini aldatıcı
davranışlarla kandırmak, haklarını ve borçlarını yerine getirirken
dürüst olmamak gibi davranışlar meşru ve dürüst olmayan aldatıcı
davranışlara örnektir.
Not: Haksız Rekabet hükümleri ile korunmak istenen Rekabet
Hakkı’dır. Serbest rekabet hakkının sınırları Dürüstlük Kuralları ile
belirlenmiştir.
Türk Ticaret Kanunumuza göre Özel Haksız Rekabet Halleri
• Başkalarını veya onların mallarını, iş ürünlerini, yanlış yanıltıcı ya
da gereksiz yere incitici beyanlarla kötülemek.
• Başkasının ahlaki veya mali gücü hakkında gerçeğe aykırı bilgi
vermek.
• Kendi kişisel durumu, malları, iş ürünleri veya ticari işleri
hakkında yanlış veya yanıltıcı bilgiler vererek 3. kişiler karşısında
kendisini rakiplerine oranla üstün duruma getirmek. Ör. Aldatıcı
reklamlar.
• Yanlış unvan, meslek adı kullanmak. Derece, belge ya da ödül
almadığı halde bunlara sahipmiş gibi göstermek.
• Başkasının malları, iş ürünleri, faaliyetleri veya işletmesi ile
karışıklık (iltibas) oluşturmaya çalışmak. Başkasının kullandığı ad,
unvan, marka, işaret gibi tanıtma araçlarını kullanmak gibi.
• Üçüncü kişilerin yardımcılarını, vekillerini görevlerini ihlale
yönlendirmek suretiyle onlara vaatlerde bulunarak haksız çıkar
sağlamak veya onlara ticaret sırlarını açıklatmak.
• Elde ettiği veya öğrendiği üretim ve ticaret sırlarından dürüstlük
kurallarına aykırı olarak haksız yerde yararlanmak ve bunları
yaymak.
• 3. Kişileri mağdur edebilecek gerçeğe aykırı iyi niyet ve yeterlilik
belgeleri vermek.
• Rekabet piyasasındaki kanun, tüzük, sözleşmelere, mesleki ya
da yerel adetlere göre belirlenmiş iş hayatı koşullarına uymamak.

HAKSIZ REKABETİN SONUÇLARI


Haksız rekabet nedeni ile açılabilecek hukuk davaları
• Ortada bir haksız rekabetin olup olmadığını belirlemek için açılan
Tespit Davası
• Haksız rekabetin durdurulması ve önlenmesi için açılan Önleme
Davası
• Haksız rekabet sonucu doğan maddi durumun ortadan kalkması
ve haksız rekabette yanlış ve yanıltıcı beyanlar yapılmışsa bunların
düzeltilmesi için Düzeltme Davası
• Haksız rekabette bulunanın kusurlu olması halinde, uğranılan
zararın giderimi amacını taşıyan Maddi Giderim (Tazminat) Davası
• Kanundaki koşullar gerçekleşmiş ise Manevi Giderim Davası
Davacı ve Davalı olma Ehliyeti
Davacı olma ehliyeti ; Haksız rekabet yüzünden müşterileri,
kredisi, mesleki itibarı, ticari işletmesi ve diğer ekonomik çıkarları
zarar gören veya böyle bir tehlike ile karşı karşıya kalan rakip, tüm
haksız rekabet davalarını açabilir.
Müşterilerin dava açabilmeleri, ancak fiilen zarar görmüş olmaları
ile mümkündür.
Haksız rekabete uğrayanların dahil oldukları mesleki birlikler ve
odalar (Borsalar, Ticaret ve Sanayi Odaları gibi) üyelerinin
karşılaştığı haksız rekabet nedeniyle tespit, önleme ve maddi
durumun düzeltilmesi davlarını açabilirler.
Davalı Olma Ehliyeti; Davalı haksız rekabette bulunan rakiptir.
Haksız rekabet eylemine dolaylı ya da dolaysız olarak katılan 3.
kişilerde davalı olabilir.
İşçilerin gerçekleştirdiği haksız rekabete karşı açılan dava, işveren
aleyhine açılır.
Haksız rekabet basın yoluyla işlenmiş ise, dava yazı sahibine ya da
ilanı verene karşı açılır.
Haksız rekabet sonucu mahkemece verilen hüküm, davalı ve
davacıya etkili olabildiği gibi 3. şahıslara karşı da etkilidir.
Haksız rekabet sonucu oluşan hüküm, davacının isteği üzerine,
gideri davalıya ait olmak üzere ilan da ettirilebilir.
Haksız rekabet nedeniyle manevi tazminat davası açılabilmesi için,
BK. m.49’daki koşulların gerçekleşmesi ve davalının kusurlu
olması şarttır.
Zaman Aşımı; Kanunun belirlediği şartlar altında, belli bir zamanın
geçmesi üzerine bir hak kazanma veya bir yükümlülükten
kurtulma yoludur. Davaya hakkı olan tarafın aleyhine olan durumu
öğrendikten sonra 1 yıl içinde dava açmaya hakkı vardır.
Ancak rekabeti meydana getiren durumun doğumundan itibaren 3
yıl geçmişse zaman aşımına uğramış demektir.
Haksız rekabete ilişkin cezai yaptırımlarda 1 yıla kadar hapis
cezası verilebilir

1. ÜNİTE 6 – TİCARİ DEFTERLER

Ticari defterler, ticaret kanununda düzenlenmiştir.


Ticari defter tutmak, tacir için hem sorumluluk hem de
bir ihtiyaçtır.
Ticari Defter Tutmanın Faydaları;
• Ticari defterler verginin doğru bir şekilde saptanmasını
sağlar.
• Kanıt olarak önem taşır.
• İflas halinde tacirin taksirli veya müflis olup olmadığını
saptamaya yarar.
Müflis: Mahkemece hakkında iflas kararı verilen kişidir.
Defter tutma yükümü, tacir sıfatının doğduğu anda
başlar, bu sıfatın yitirilmesi ile sona erer. Ancak bu sıfat
sona erse dahi, tutulan defterler 10 yıl saklanmalıdır.
Defter tutma yükümünü, tacir gruplarına göre ayrı ayrı
ele almak gerekir.
Gerçek Kişi Tacirlerin Defter Tutma Zorunu:
Tutulması Zorunlu Defterler ve İsteğe Bağlı (ihtiyari)
Defterler olmak üzere 2’ye ayrılmıştır. Tacirler,
işletmenin nitelik ve öneminin gerektirdiği tüm defterleri
tutmakla yükümlüdürler.
Kanunda İsmen Sayılmış (Onamaya tabi) Defterler
• Büyük Defter
• Yevmiye Defteri
• Envanter ve Bilanço Defteri
Bu defterler noterce veya ticaret sicili memurunca
onaylanması gerekli olduğundan bu üç defter, onamaya
tabi defterlerdir.
Kanunda İsmen Sayılmayan (Beyana Tabi) Defterler
Tacir, yukarıdaki 3 defterden başka, isteğe bağlı olarak
kendisine gereken defterleri de tutabilir. Ek tuttuğu
defterleri her yılbaşında ticaret siciline beyan eder. Bu
nedenle bunlar beyana tabi defterlerdir. Bu nedenle
bunlar beyana tabi defterlerdir. Örneğin; Senetler Defteri,
Stok Defteri
Özel Hükümlere Göre Tutulması Zorunlu Defterler
Kanun, bazı mesleklerde bazı özel defterlerin tutulmasını
emreder. Örneğin; tellalların tutmak zorunda olduğu
Tellal Günlük Defteri.
Saklanması Gerekli Evrak
Ticari işletme ile ilgili belgeler; tacirlerin ticari işletmeleri
ile ilgili işler dolayısıyla aldıkları mektup, yazı, telgraf,
fatura, senet gibi belge ve kağıtlarla, mahkeme ilamları
gibi belgelerdir.
Gerçek Kişi Tacirlerin Tutmakla Yükümlü Oldukları
Defterler
• Onamaya tabi defterler
• Beyana tabi defterler
• Özel Hükümlere göre tutulması zorunlu defterler
İsteğe Bağlı Defterler
Tacir, tutmakla yükümlü olduğu defterlerden başka
defterler de tutabilir. Bu defterdeki kayıtların kanıt
niteliği taşıması için ticaret siciline kaydı gereklidir.
Ancak İsteğe bağlı defterlerin kanunen geçerli
olabilmesinin bir diğer koşulu da, zorunlu defterlerin
tümünün tutulmuş olmasıdır. İsteğe bağlı defterlere
örnek olarak; Alacak Defteri, Borç Defteri gösterilebilir.
Tüzel kişi tacirlerin kanunen tutmak zorunda olduğu
defterler; Yevmiye Defteri, Büyük Defter (Defteri Kebir)
ve Envanter Defteri’dir.
DEFTER TUTMA USULÜ
Defterler usulüne uygun olarak tutulmamış ise, özellikle
ispat hukuku yönünden tacir, bazı yaptırımlarla
karşılaşabileceği gibi, iflas halinde taksirli müflis
sayılabilir.
Taksirli Müflis; Kusuru nedeniyle iflas etmiş kişidir. TTK’
da öngörülen defterleri tutmama, kusurlu hareket olarak
kabul edilmektedir.
Kanunda ismen bulunan tutulması zorunlu defterlerin
açılışları noterce onaylanmalı, beyana tabi defterlerde iki
nüsha beyanname ile ticaret siciline, her yılbaşında
beyan edilmeli ve onaylanmalıdır.
Onama; Sicil memuru veya noter defterlerin kaç
sayfadan ibaret bulunduğunu ilk ve son sayfaya yazarak
resmi mühür ve imzası ile tasdik eder. Noterce tasdik
edilen defterlerin mahiyet ve adetleri ve bunların kime
ait olduğu en geç yedi gün içinde ilgili ticaret sicil
memurluğuna bildirilir.
• Şirketlerin kullanılması zorunlu olan defterleri, vergi
usul kanununun defterlerin tasdikine ilişkin hükümlerine
göre tasdik olunur.
• Onamaya tabi defterlerin bazıları takvim veya iş yılı
sonunda kapanış onamasına tabidir.
• Günlük Defterin, Ocak ayı sonuna kadar, Envanter
Defterinin, iş yılını izleyen 3 ayın sonuna kadar, kapatılıp
onanması gereklidir.
• Günlük Defter yıl içerisinde dolarsa, dolduğu tarihten
itibaren en geç 10 gün içerisinde noterce kapanış
onaması yapılması gerekir.
• Büyük Defterin kapanış onaması yoktur.
Beyan; Defterlerin her birinin türü, niteliği ve sayfa sayısı
belirtilerek her yılbaşında, iki nüsha beyanname ile
ticaret siciline beyan edilmeleri, usulüne uygun tutulmuş
olmasını sağlar. Sicil memuru, beyannamenin bir
nüshasını tacirin sicil dosyasına koyar, diğerini
onaylayarak tacire geri verir.
DEFTERLERE GEÇİRİLECEK KAYITLAR
Yasamıza göre tacirler kendilerine en uygun gelen
muhasebe sistemini seçmekte serbesttirler.
Ticari defterlere geçirilecek kayıtların dili Türkçe, işletme
hesabı TL cinsinden olmalıdır.
Günlük Defter (yevmiye defteri) ; Belgelerden elde edilir.
Kaydı gereken işlemler oluştuklarından itibaren 10 gün
içinde yevmiye defterine geçirilmelidir.
Büyük Defter; Kayıtlar Yevmiye Defterinden, Büyük
Deftere aktarılır. Buraya geçirilecek kayıtlar için bir süre
yoktur.
Envanter Defteri; Envanter Defterine, işletmenin açılış
gününde ve bundan sonraki her iş yılı sonunda çıkarılan
envanter ve bilançoları kayıt olunur.
Karar Defteri; Karar defterini, tüzel kişi tacirler tutar. Bu
deftere ortaklık organlarının yönetim haklarını kullanırken
aldıkları kararlar geçirilir.
Özel Hükümlere Göre Tutulması Zorunlu Defterler;
Hükümdeki kayıt ve şartlar uyarınca yapılması gereklidir.
Örneğin, tellalın tutacağı Tellal Günlük Defteri’ne kayıtlar
günü gününe geçirilmelidir.
İsteğe Bağlı Defterler; tacir bu defterleri, dilediği sistemle
tutabilir.
TİCARİ DEFTERLERİN KANIT KUVVETİ
Anlaşmazlığın Niteliği; Taraflardan birisi tacir değil veya
anlaşmazlık bir taraf için ticari iş niteliğinde değilse, ticari
defterler Ticaret Kanunu anlamında kanıt niteliği
kazanmaz.
Kanıt: Uyuşmazlığa yol açan eylem veya hukuki olayın
ispatı için kullanılmasına usul hukukunun izin verdiği her
türlü şeydir.
Ticari defterlerin sahibi lehine kanıt olabilmeleri için,
usulüne uygun tutulmuş olması ve tüm kayıtların birbirini
doğruluyor olması gerekir.
Ticari defterlerin sahibi aleyhine kanıt olabilmesi için; Bir
kimsenin kendi hazırladığı belge veya yazının kendi
aleyhine kanıt olarak kullanılması, usul hukuku
kurallarına uygundur. Sadece onamanın yapılması
yeterlidir.
Defterler usulüne uygun tutulmadığı takdirde sadece
aleyhine olan kayıtlar dikkate alınır, lehine olan kayıtlara
bakılmaz.
TİCARİ DEFTERLERİN TESLİM VE İBRAZI
Teslim (mahkeme emri ile); ticari defterlerin ve ilgili
belgelerin tamamının, incelenme amacıyla mahkemeye
verilmesi demektir. Çok ağır bir işlem olması nedeniyle
ancak üç halde çıkan anlaşmazlıklarda kanunda
öngörülmüştür. Bunlar; miras, iflas ve ortaklıktır.
İbraz; Ticari defterlerin kanıt kuvvetine sahip olduğu
diğer anlaşmazlıklarda defterlerin tamamı teslim
edilmez, sadece anlaşmazlık konusu kayıtların sureti
çıkarılmak, veya sadece ilgili sayfalar üzerinde
incelemeler yapılmak üzere defterler ibraz olunur.
Teslimi gereken haller dışında ibraz, tacir için zorunlu
olamaz. Tacir isterse defterlerini ibraz eder, istemezse
etmez.
Ticari Defterlerle kanıtlamada yemin; Ticari defterler
yazılı kanıt niteliğinde olmakla beraber sahipleri lehine
kanıt olacaklarsa, ayrıca bir yeminle kuvvetlendirilmeleri
şarttır. İki tip yemin vardır. Tamamlayıcı Yemin, Kesin
Yemin.
Tamamlayıcı Yemin: Ticari Defterlerin yazılı kanıt
niteliğini kuvvetlendirmek için verilen yemindir.
Kesin Yemin: Hukuk davasında, taraflardan birinin asıl
davanın çözümüne etkili olan bir eylemin ispatlanması
için diğerine önerdiği yemindir.
TİCARİ DEFTERLERİN HİÇ VEYA GEREĞİ GİBİ
TUTULMAMASININ YAPTIRIMI
Hukuki Yaptırım; Defterlerin sahibi lehine kanıt niteliğini
yitirmesi, aleyhine kanıt olmasıdır.
Cezai Yaptırımlar; Para cezası, vergi cezaları, iflas halinde
tacirin taksirli veya hileli müflis sayılması.
Hileli Müflis: İflasından önce veya sonra alacaklarını
zarara sokmak kastıyla hileli işler yapan kimsedir.
DEFTERLERİN SAKLANMASI VE YİTİRİLMESİ
Tacir, tüm ticari defterlerini ve saklanması zorunlu
evraklarını son kayıt tarihinden sonra 10 yıl süre ile
saklamakla yükümlüdür.
Eğer doğal bir afetle, ticari defter ve belgelerini
yitirmişse 15 gün içerisinde işletmesinin bulunduğu yerin
ticaret mahkemesinden zayi belgesi verilmesini
istemelidir.
2. ÜNİTE 8 – CARİ HESAP

Aralarında devamlı ilişki bulunan iki kişi arasında alıcı ve


satıcı sıfatları sık sık yer değiştirebilir. Bu gibi durumlarda
alacakları takas etmek, belki gereksiz ödemelerin önüne
geçebilecektir. İşte ekonomik yönden cari hesap nakit para
dolaşımını önleyen özel bir takas rejimidir. Bu rejimde
taraflar alacaklarını karşılıklı olarak tek tek istemekten
vazgeçip, bunları ortak bir hesaba kalem kalem kaydederler.
Belirli süreler sonunda –ki bunlara hesap devresi denir-
kaydedilen bu alacaklar takas edilir ve bakiye saptanır.
Takas: Karşılıklı, birbirine benzer ve muaccel olan iki alacağın
(borcun) denkleştikleri oranda sona ermesidir.
Cari hesap: İki kimsenin para, hizmet ve diğer hususlardan
dolayı birbirlerindeki alacakları ayrı ayrı istemekten karşılıklı
olarak vazgeçip bunları kalem kalem borç ve alacak şekline
çevirerek, hesabın kesilmesinde çıkacak bakiyeyi
isteyebileceklerine dair bulunan anlaşmadır.
Cari hesap sözleşmesinin yazılı bir şekilde yapılması şarttır.
Burada yazılı şekil geçerlilik şartıdır. Yani yazılı şekilde
yapılmazsa hüküm ifade etmez.
Geçerlilik Şekli; Bir hukuki işlem kanunlarda öngörülen şekle
uygun olarak yapılmadıkça geçerli olmayacak ise bu şekle
geçerlilik şekli adı verilir.
Kambiyo Senedi; Poliçe, bono ve çekten oluşan ticari senetler
için kullanılan bir diğer addır.
Paradan başka vadesi geldiğinde tahsil edilmesi koşuluyla
kambiyo senetleri de (çek, poliçe, bono) cari hesaba
geçirilebilir.
Cari hesaba geçirilmeyenler
• Takası olanaklı olmayan alacaklar
• Belli bir yere sarfedilmek veya emre amade tutulmak üzere
teslim olunan para ve mallardan doğan alacaklar.
Alacağın yenilenmesi (yenilenme) : Eski borcun ortadan
kalkması amacıyla yeni bir borç ilişkisinin kurulmasıdır.
Yenileme de borçlu, alacaklı ile anlaşarak eski borcun yerine
yeni bir borç altına girmekte, alacaklı da eski alacağından
vazgeçerek yeni bir alacak kazanmaktadır.
Cari hesabın bölünmezliği, üçüncü kişilere devrinin
olmamasıdır.
Cari hesapta takas; her hesap devresi sonunda, borç
kalemleri ve alacak kalemlerinin tutarlarının karşılaştırılıp,
yeni devreye ilk kalem olarak yazılması ile olur.
Cari hesapta faiz; Cari hesaba geçirilen kalemler için faiz
işler. Bu faiz borç ve alacak kalemleri için farklı olabilir.
Taraflar, üç aydan az olmamak üzere, devreler saptayıp, her
devre sonucu oluşan faizin, yeni kalem olarak cari hesaba
alınmasını kararlaştırabilirler.
Cari Hesapta zaman aşımı; Hesap hataları, haksız olarak cari
hesaba geçirilmiş kalemler, ikinci kez yapılan kayıtlara ilişkin
davalar cari hesap sözleşmesinin sona erdiği tarihten 5 yıl
sonra zaman aşımına uğrar.
Cari hesapta anlaşma süresi; cari hesap sözleşmesi süre
belirterek, ya da süresiz yapılabilir. Cari hesap sözleşmesi
boyunca borçlu-alacaklı ilişkisi olmaz. Bu ilişki sadece
anlaşmanın sona ermesi ile gerçekleşir ve alacaklı alacağını
talep edebilir.
Hesap devresi; Belirli devreler sonunda borç-alacak farkı
belirlenir ve devreye tek kalem olarak geçirilir.
Hesap devresi günü sözleşmede belirtilmemiş ise 31 Aralık
olarak kabul edilir.
Cari hesap anlaşması sonunda hesaplanan bakiyeyi
taraflardan biri kabul etmezse 1 ay içerisinde noter, taahütlü
mektup ya da telgraf aracılığı ile itirazda bulunmalıdır.
Cari hesap sözleşmesini sona erdiren haller
• Taraflardan birinin feshi ile
• Taraflardan birinin iflası ile
• Taraflardan biri ölür ya da kısıtlanırsa her iki taraf halefleri
10 gün önceden haber vererek feshedebilirler
• Taraflardan birine haciz gelirse, haciz gelen taraf 15 gün
içinde haczi kaldırmalıdır. Yoksa diğer taraf sözleşmeyi
feshedebilir.

Kaydol
Yardım

Formun Üstü
Giriş

beni hatırla
Formun Altı

Forum
Yardım
Ajanda
Forum Eylemleri
Konuları Okundu Say
Yararlı Linkler
Yeni Mesajlar
Formun Üstü
Formun Altı
Gelişmiş Arama
Forum
AÖF Açıköğretim Ders Notları
AÖF 2.Sınıf Ders Notları
Ticaret Hukuku Ders Notları
Ticaret Hukuku Ders Notları

<>

Formun Üstü
AÖF Açıköğretim Fakültesi Sınav Sonuçları'nızı TIKLA >>>
Öğrenmek İçin T.C. Kimlik Numaranızı Girin:

ÜNİTE 1- TİCARET HUKUKU VE TİCARİ İŞLETME KAVRAMI

Ticaret hukukunun uygulama alanını (esasını) saptamada kullanılan sistemler;


1- Subjektif Sistem; Ticari faaliyetlerin öznesi olan taciri esas almışlardır. Bu sistemi kabul
eden ülkelerde, Ticaret Hukuku bir Tacirler Hukuku yani sınıf hukuku niteliğindedir.
2- Objektif Sistem; 1789 Devrimi ile Fransa’da her türlü sınıf ve ayrıcalık reddedilip
kaldırılınca, bir sınıf hukuku niteliğindeki Ticaret hukukunun reddedilmesi gerekti. Bu
sistemde Ticaret Hukukunun uygulama alanı, belirli niteliklere sahip olan kişilere göre değil,
belirli nitelikleri olan işlemlere göre saptandığı için buna objektif sistem denir.
3- Karma Sistem; Hem ticari işlemler hem de tacir esasına göre yürütülen ticaret hukukudur.
1926 Eski ticaret kanunumuz karma sisteme örnektir.
4- Ticari işletme Esası; 20.Yy’da oluşan bu modern sisteme göre, ticaret hukukunun esasını
ticari işletme (ticari girişim) oluşturur. 1957 Ticaret Kanunu’muz Ticari İşletme esasına
dayalıdır.
Esnaflık faaliyetleri ticari işletme olarak kabul edilmez.
Ekonomik Anlamda İşletme; Ekonomi bilimi yönünden kendi başına mal ve hizmet üreten her
birim bir işletmedir. Bu anlamda bir ayakkabı boyacısı, bir berber de işletme kabul edilir.
Tüzük; Bir kanunun uygulanmasını göstermek veya emrettiği işleri belirtmek üzere kanuna
aykırı olmamak şartıyla ve Danıştay incelemesinden geçirilerek Bakanlar Kurulu tarafından
çıkarılan yazılı hukuk kurallarıdır.
Ticari İşletme Olabilmenin Şartları;
• Gelir Sağlamayı Hedef Tutmak.
• Devamlılık; Başlangıcı ve bitimi belli bir zaman süreci içinde etkinlikte bulunmak bile,
devamlılığı sağlamaya yeterlidir.
• Belli Bir Çapı Aşmak; Ticari işletme olunabilmesi için esnaflığı aşmak gereklidir.

Bir Ticari İşletmenin, esnaf işletmesi ya da ticaret işletmesi olduğuna kim karar verir
Cevap: Bölge Ticaret Müdürü başkanlığında, oda temsilcisi ve esnaf derneği temsilcisinden
oluşacak komisyon karar verir. Karara karşı mahkemeye başvurulur ve mahkeme kesin kararı
verir.
Bakanlar Kurulu Kararnamesine göre esnafın özellikleri;
• Esnaf ve küçük sanatkarlar kollarına dahil olup, gelir vergisinden muaf olanlar,
• İşletme hesabına göre defter tutanlardan, kazançları, ancak geçimlerine yeten ve bedeni
çalışmalarına dayananlar.

Ticari İşletme Tanımı; Gelir Sağlamak ve devam niteliği ile, esnaf işletmesi sınırlarını aşan
ölçüdeki işletmeler, ticari işletmedir.
Ticari İşletmenin Hukuki Niteliği; İçerik açısından Ticari İşletme 2 unsurdan oluşur: Maddi
Unsur ve Maddi Olmayan Unsur.
a- Maddi Unsur; Yatırım Malvarlığı ve Döner Malvarlığı olarak iki grupta ele alınabilir.
Yatırım Malvarlığı; kasa, masa, demirbaşlar vb gibi. Döner Malvarlığı; işletmenin aynen veya
işleyip piyasaya arz edeceği mallardan oluşur. Hammaddeler, yarı mamüller, mamüller vb
gibi.
b- Maddi Olmayan Unsur; Good Will diye anılan bizim peştemaliye (havaparası) diye tabir
ettiğimiz unsurdur.
Peştemaliye ( Havaparası ) ; Bir işletmenin devri söz konusu olduğunda, maddi değerinin
yanında, işletmenin yeri, deneyimi, edindiği itibar ve müşteri çevresi gibi değerleri için
ödenen paradır.
Alıntı ile Cevapla

TİCARİ İŞLETMENİN DEVRİ VE REHNİ;


Ticari işletmenin devrinde maddi ve maddi olmayan unsurlar birlikte devredilmelidir. Ticari
işletmeyi devralan, işletmenin devirden önceki borç ve yükümlülüklerinden de sorumludur.
Müeccel Borç: Vadeye bağlanmış borçtur.
Muaccel Borç: Vadeye bağlanmamış ve hemen ödenmesi gereken borçtur.
Rehin: Bir borcun ödeneceğine teminat olarak, ödenince geri almak şartıyla borçlu tarafından
alacaklıya, bir malın verilmesidir.
Ticari İşletmenin rehninde işletme varlığı içinde taşınmazlar bulunuyorsa, bunların rehni tapu
siciline ipotek ile gerçekleşir.
Ticari İşletme Rehni Kanunu’na göre Rehin Sözleşmesi, ticari işletmenin kayıtlı bulunduğu
sicil çevresindeki bir noter tarafından düzenlenir. Sözleşmenin yapılmasından itibaren 10 Gün
içinde Ticaret Sicili’ne tescili gerekir.
Ticari İşletme Rehni Sözleşmesi’nde mutlak bulunması gereken unsurlar:
• Ticaret Ünvanı
• İşletme Adı
• Taşınır işletme Tesisatı
Ticari olarak nitelendirilen işler özel bir alan oluşturur, bunlara ticari hükümler uygulanır.
Medeni Kanun ve Borçlar kanunu adi olarak düzenlenmiş bir çok işi, ticari alanda
bulundukları takdirde ticari iş olarak kabul etmiş ve bunları özel ticari kurallara bağlamıştır.
TİCARİ İŞLER VE TABİ OLDUĞU HÜKÜMLER
Bir işin Ticari İş olup olmadığı şu ölçütler uyarınca saptanır:
• Türk Ticaret Kanunu’nda düzenlenmiş bulunan işler ticaridir.
• Ticari İşletme ile ilgili diğer bütün iş, eylem ve fiiller ticari iş kapsamındadır.
Ticari İş Karinesi; Bir tacirin borçlarını ticari olması asıldır. Tacirin borçları ticari değilse iş
adi sayılır.
Not: Bono, TTK’da düzenlendiği için ticari iştir.
Bir taraf için ticari sayılan hususlar; Bir iş bir taraf için ticari, bir taraf için adi ise ne olur
Cevap: Bir taraf için ticari nitelikteki iş, karşılıklı irade uygunluğundan (sözleşmeden)
doğuyorsa, kural olarak diğer taraf için de ticari sayılacaktır. Ancak bu tür anlaşmazlıklara
Asliye Hukuk Mahkemesi bakacaktır.
Bir anlaşmazlığın Ticaret Mahkemesi’ne gönderilebilmesi, ancak iki taraf için de ticari iş
niteliği taşıması gereklidir.
Müteselsil Borçluluk: İki veya daha fazla kimsenin bir borcun tamamından, borçluya karşı
asıl borçlu sıfatıyla sorumlu tutuldukları borçluluk türüdür.
Kefalet: Bir kimsenin, borçlunun borcunu ödememesi halinde, bu borçtan şahsen sorumlu
olmayı alacaklıya karşı yükümlendiği sözleşmedir.
Adi Kefalette alacaklı, önce asıl borçluya, borçlu borcunu ödeyemediği takdirde kefile
başvurulacaktır. Müteselsil, kefalette alacağını sıra gözetmeksizin borçludan, kefilden ya da
ikisinden de isteyebilir. (Not: Müteselsil ticari borçlar için, adi kefalet adi borçlar içindir.)
Ticari İşlerde Faiz
Faizin miktarı sözleşme ile tespit edilmemiş durumlarda, ticari işlerde yıllık %12 oranında
faiz uygulanır. Bakanlar Kurulu bunu aylığa çevirmeye, %10’a kadar düşürebilmeye vebir kat
arttırabilmeye yetkilidir.
Ticari İşlerde Faiz Uygulaması’nın Koşulları
• Ticari işlerdeönceden kararlaştırılmamış olsa dahi faiz yürütülür.
• Ticari işlerde faiz oranı sözleşmelerde serbestçe belirlenir.
• Ödünç sözleşmelerinde faiz, 3 aylık devreler halinde ana paraya eklenir.
• Ticari işlerde taraflar, borçlunun temerrüde düşmesi halinde istenecek, temerrüt faizi oranını
serbestçe kararlaştırabileceklerdir.
Reeskont; Bir bankanın elinde bulundurduğu vadesi gelmemiş senetleri bir başka bankaya
iskonto ettirmesidir.
İskonto; Vadesi gelmemiş bir senedin faiz ve komisyonu düşülerek karşılığından eksiğine
alınmasıdır.
Ticari Hükümlerin Uygulanma Sırası;
1- Emredici Hükümler
2- Sözleşme Hükümleri
3- Ticari Hükümler
4- Ticari Örf ve Adet
5- Genel Hükümler
Ticari Yargılar, Asliye Ticaret Mahkemeleri’nde karara bağlanır. Tek hakimlidir.
Ticaret Mahkemeleri’nde karar bağlanan davalar (Ticari Davalar) ;
• Her iki taraf için Ticari İş niteliğindeki anlaşmazlıklardan doğan davalar.
• Bir taraf için ticari iş sayılan, havale, vedia ve telif hakkı’na ilişkin mevzuatla düzenlenen
işlerden doğan davalar.
• TTK’da bir işletmenin satılması veya diğeri ile birleştirilmesi, rekabet yasağı, yayın
sözleşmesi, itibar emri ve itibar mektubu, komisyon, ticari mümessil, marka ve patente ilişkin
mevzuatlar, borsa, sergi, panayır yerleri ve ticarete mahsus yerler, bankalar ve ödünç verme
işleri ile ilgili kanuni davalar.
TTK, tacirler arasındaki ticari davalarda, ticari defterleri özel kanıt olarak kabul etmiştir.
Fatura ve Teyid Mektubu’nun özel kanıt kuvveti vardır.
Telif Hakkı; Bir fikir veya sanat eserini yaratan kişinin, bu eserden doğan haklarının tümüdür.
Vedia; Korunması için birine verilen veya bir yerde bırakılan eşyadır.
NOTLAR
Modern görüşe göre Ticaret Hukuku’nun esası, Ticari İşletme’dir.
Bir taraf için Ticari sayılan iş, sözleşmeden doğmuyor ise adi sayılır.
Ticari işlerde faiz oranı sözleşme de serbestçe belirlenir.
Alıntı ile Cevapla

ÜNİTE 2- TACİR VE TACİR SIFATININ KAZANILMASI


Kanunumuz, tacir sıfatının kazanılmasını gerçek kişilerde, tüzel kişilerde ve donatma
iştiraki’nde olmak üzere üç grupta düzenlemiş bulunmaktadır.
Gerçek kişilerde tacir sıfatının kazanılması için bunların bir ticari işletmeyi kendi adlarına
işletmeleri şarttır.
Adi Ortaklık; İki veya daha çok kimsenin ortak amaca ulaşmak için emeklerini ve mallarını
birleştirmeyi kabul ettikleri ortaklık tipidir.
Küçük ve kısıtlıya ait bir ticari işletme, bunlar adına veli veya vasileri tarafından işletiliyorsa,
tacir sıfatı küçük veya kısıtlıya ait olur. Ancak ceza hükmü açısından veli ya da vasileri
sorumludur.
Vasi; Kanunun öngördüğü durumlarda, küçüklük ve kısıtlılık nedeniyle, bu tür kişilerin
çıkarlarını korumak üzere, sulh hakimi tarafından atanan yasal temsilcidir.
Ticari işletme olmaksızın tacir sıfatı’nın kazanılması; Bir ticari işletmeyi kurup açtığını
sirküler, gazete, radyo ve başkaca ilan vasıtalarıyla halka bildirmiş veya işletmesini ticaret
sicili’ne kayıt ettirerek durumu ilan etmiş kimse, fiilen işletmeye başlamamış olsa bile tacir
sayılır.
Ticaret yapması kanunlarla yasaklanmış kişiler bir ticari işletme halinde tacir sıfatı kazanırlar.
Ticaret ortaklıkları; tacir sıfatını, tüzel kişilik kazandığında alır.
Küçüğün ya da kısıtlının veli ya da vasisi, tacir sıfatı ile 3. kişilere karşı sorumludur. Ancak
tacir sıfatını kazanamazlar.
Tüzel kişilerde tacir sıfatının kazanılması;
Tüzel kişiler tacir sıfatının kazanılması açısından üç gruba ayrılırlar: Ticaret Ortaklıkları,
dernekler ve kamu iktisadi teşebbüsleri.
Ticaret Ortaklıkları; Kollektif, Adi ve Sermayesi Paylara Bölünmüş Komandit, Anonim ve
Limited Ortaklıkları’ndan ibarettir.
Dernekler, ticari işletme sayılmazlar. Ancak iki koşulun gerçekleşmesi ile dernekler tacir
sıfatı kazanır.
1- Derneğin bir ticari işletme işletmesi.
2- Kamu yararına bir dernek olmamasıdır. Örn./ Kızılay tacir olamaz.
Devlet, il, belediye, köy gibi kamu tüzel kişilerinin özel hukuk kuralları ile yönetilmek ve
ticari bir şekilde işletilmek suretiyle kurduğu teşekkül ve müesseseler tacir sıfatı alır.
Örn./K.İ.T.
Donatma İştiraki; birden çok kişinin, elbirliği mülkiyeti halinde sahip oldukları bir gemiyi
aralarında yapmış oldukları sözleşme gereğince, hepsi nam ve hesabına deniz ticaretinde
kullanılmalarıdır.
TACİR SIFATININI SONUÇLARI (SAĞLADIĞI FAYDALAR)
• Ticaret ünvanı seçmek ve kullanmak: Tacir bir ticaret ünvanı seçip kullanır.
• İflasa tabi olmak: Tacirler her türlü borç ve yükümlülüklerinden dolayı iflasa tabidirler.
Tacir, işletmesini kapatsa, ticaret sicilinden kendisini sildirse dahi, durumun tescilinden
itibaren 1yıl süre ile iflasa tabidir.
• Ticari Defterleri tutmak: Her tacir işletmesinin gerektirdiği ticari defterleri kurmakla
yükümlüdür.
• Ticaret Sicili’ne kayıt olmak: Her tacir ticari işletmesini ve işletmesi ile ilgili hususları
ticaret siciline kayıt ettirmek zorundadır.
• Basiretli iş adamı gibi hareket etmek: Her tacirin, ticaretine ait bütün faaliyetlerinde basiretli
iş adamı gibi hareket etmesi gereklidir.
• Ticari İş Karinesi: Tacirin yaptığı işlerin ticari olması esastır.
• Ücret ve faiz isteme hakkı: Her tacirin ücret ve faiz isteme hakkı vardır.
• Fatura ve Teyit Mektubu: Fatura; faturayı alan kimse 8 gün içinde herhangi bir itirazda
bulunmaz ise, fatura kanıt niteliği taşır. Teyit Mektubu; sözlü olarak veya telefon, telgrafla
yapılan sözleşme ve beyanlarda söz konusu olur. Taraflardan birinin diğerine yolladığı veya
aldığı beyanın ana koşullarını içeren bir yazı gönderilir. Karşı taraf bu yazıyı okuyup
inceledikten sonra kabul eder. ya da teyit mektubundabir uyumsuzluk söz konusu ise 8 gün
içinde yazılı olarak itiraz eder. İtiraz edilmeyen hususlar yazılı kanıt niteliği kazanır.
• Ücret ve Cezai şartların indirilmesi: Borçlunun temerrüde düşmesi halinde, temerrüt
tarihinden itibaren temerrüt faizi ödenir. Tacir bu durumda ödenecek ücretin ve cezai şartların
indirime gidilmesini isteme hakkına sahiptir.
Temerrüt: Borçlunun borcunu ödemekte veya alacaklının alacağını almakta gecikmesidir.
Temerrüt Faizi: Borçlunun, borcunu yerine getirmekte gecikmesi durumunda ödenmesi
gereken faizdir.
• Ticari örf ve adetlerin tacirlere mutlak olarak sağlanması
HER İKİ TARAFIN TACİR OLMASI HALİNDE UYGULANACAK ÖZEL HÜKÜMLER
İhtar ve İhbarda Yazılı Şekil: Tacirler arasında, diğer tarafı temerrüde düşürmek , veya
sözleşmeyi fesih yahut sözleşmeden vazgeçmek amacı ile yapılacak ihbar (haber verme) ve
ihtarların (uyarıların) geçerli olması için noter aracılığı veya iadeli taahhütlü mektupla yahut
telgrafla yapılması şarttır. Yoksa hiçbir hüküm doğurmaz.
Trampa: Malın para karşılığında değil de başka bir mal karşılığında devrini amaçlayan bir
borçlanma sözleşmesidir.
Hapis Hakkı; kanunda öngörülen koşulların gerçekleşmesi halinde, alacaklıya, zilyetliğinde
bulunan borçluya ait taşınır mallar ile kıymetli evrakı iade etmeyerek paraya çevirme yetkisi
veren bir ayni haktır.

ÜNİTE 3- TİCARET ÜNVANI VE DİĞER TİCARİ ADLAR


Ticaret Ünvanı; Tacirlerin ticari işletmelerine ilişkin iş ve işlemlerinde kullandığı addır.
TİCARET ÜNVANININ DİĞER TİCARİ ADLARDAN AYRIMI
1- İşletme Adı; Ticaret yeri olarak işletmeyi tanıtmaya ve benzerlerinden ayırmaya yarayan
addır.
• İşletme adı seçmek mecburi değildir.
• İşletme adı seçilmişse Ticaret Sicili’ne tescili gerekir.
• Esnaf da işletme adı seçebilir.
• İşletme ile birlikte işletme adı devredilebilir.

2- Coğrafi İşaret; Coğrafi işarete örnek olarak ürünün üzerinde Türkiye’de üretildiğini (TM)
harfleri ile gösterilen Antep fıstığı, İznik Çinisi verilebilir.
3- Marka; Bir işletmenin mal ve hizmetlerini diğer işletmelerin mal ve hizmetlerinden ayırt
etmek amacıyla kullanılan işaretlerdir. Bu işaretler, kişi adları, sözcükler, şekiller, harfler,
sayılar, malların biçimi ve ambalajları gibi her türlü işarettir.
Marka Türleri: Markalar; ticaret markaları, hizmet markaları, garanti markaları olarak 3 gruba
ayrılabilir. Markaya örnek olarak, arçelik ,selpak gösterilebilir.
a- Hizmet Markası: Örneğin bir radyo istasyonunun yayında kullandığı müzik parçası, bir
hizmet markasıdır.
b- Garanti Markası: Örneğin ‘’TSE’’ işareti.
c- Ticaret Markası: Ticari Markalar tanınmış marka, Bireysel Marka, Ortak Marka olarak
sınıflandırılabilir.
• Tanınmış Marka, uluslar arası şöhrete ulaşmış markadır. Nike, puma vs..
• Ortak Marka, üretim veya ticaret işletmelerinin kullandığı markadır.
• Bireysel Marka, bir kişi tarafından belirli bir ürün ya da ürünler için tescil ettirilmiş
markadır.
Marka Seçimi ve Tescili; Seçilen marka Türk Patent Enstitüsü tarafından tutulan Marka
Sicili’ne tescil edilir. Tescil edilen marka ile ilgili bilgiler TPE’ce yayınlanan resmi marka
gazetesinde ilan olur. Marka tescil edilince, talep anından itibaren 10 yıl süre ile korunur.
Markanın Devri; Marka işletme ile birlikte veya işletmeden ayrı devredilebilir, satılabilir,
mülkiyeti korunarak lisans sözleşmesine konu edilebilir, miras yoluyla intikal edilebilir. Devir
ve lisans işlemleri yazılı şekle tabidir ve 3. Kişilere karşı hüküm ifade edebilmesi için marka
siciline tescili gereklidir.
Lisans Sözleşmesi; Marka sahibinin (lisans veren) markayı kullanma hakkını belli bir bedel
karşılığı lisans alana verdiği sözleşmedir.
Marka Üzerindeki hakkın sona ermesi; Marka sicilindeki kaydın silinmesi ile gerçekleşir.
Nedenleri arasında feragat, mahkeme kararı, re’sen terk öngörülmüştür.
TİCARET UNVANINDA ÇEŞİTLİ SİSTEMLER
Özgürlük (Serbestlik) Sistemi; Özgürlük Sisteminde tacir istediği unvanı seçebilir. Bu
sistemde ticaret unvanı, tacirin kimliği ve niteliği hakkında doğru bilgi vermez.
Gerçeklik Sistemi; 3. Kişilerin yararı işletme çıkarlarına tercih edilmiş ve unvanın, tacirin tam
kimliğini yansıtması esas alınmıştır. Devredilmesi ve mirasçılara devri de olanaklı değildir.
Karma Sistemler; İki sistemi de bağdaştırmaya çalışır. Bu sistemde unvan önce işletme ve
işletme sahibinin nitelik ve niceliğine uygun olmalı ve mutlaka işletme sahibini göstermelidir.
Bu sistemde unvan, devredilebildiği gibi mirasçılara da intikal eder.
TÜRK TİCARET KANUNU’NUN SİSTEMİ
Tacir sıfatına sahip gerçek ve tüzel kişilerin unvanlarının nasıl oluştuğunu ayrı ayrı ele alalım.
Gerçek Kişi Tacirlerin Ticaret Unvanı; çekirdek ve eklerden oluşur.
Çekirdek: Gerçek kişi tacirin ticaret unvanının çekirdeği kendi ad ve soyadıdır.
Ekler: Unvana yapılacak ekler zorunlu ve isteğe bağlı olmak üzere ikiye ayrılır. Zorunlu
ekler: Ad – soyad, daha önce tescil edilmiş ise kişinin ek olarak bir unvan kullanması zorunlu
ektir.
İsteğe bağlı ekler: Gerçek kişi isterse ticaret unvanına bir ek getirebilir. Örneğin; Vedat
Kemer Unlu Mamülleri gibi.
Zorunlu ve isteğe bağlı eklerdeki sınırda, tacirin kimliği, işletmenin önemi, genişliği, mali
durumu 3.kişilerde karşı yanılgıya sebep olmayacak nitelikte, gerçeğe ve kamu düzenine
uygun olmalıdır. Örneğin unvana ek olarak Türk, Türkiye, Cumhuriyet, Milli kelimeleri ancak
Bakanlar Kurulu kararıyla konulabilir.
TÜZEL KİŞİ TACİRLERİNİN TİCARET UNVANI
Ticaret Ortaklıklarının ticaret unvanı
Kollektif ve Komandit Ortaklıkların Ticaret unvanında olması gerekenler
• Çekirdek.
• Ortaklarından en az birisinin adı ve soyadı.
• Ortaklığı ve türü (Kollektif ya da komandit ortaklık gibi)
Not: Komanditer olan ortağın adı ve soyadı ticaret unvanında yer almaz. Eğer böyle bir durum
olmuşsa, komanditer ortak, komandite ortak gibi sorumlu kabul edilir.
Tüzel kişi ticaret ortaklıklarına örnekler; Ali Gülen ve Ortakları Taşımacılık Kollektif
Ortaklığı, Ali Güven Turizm ve Otelcilik Komandit Ortaklığı.
Limited ve Anonim Ortaklıklarda da, Kollektif ve Komandit’teki gibi bulunması gerekenler
aynıdır. Ek olarak, Limited ve Anonim Ortaklıklarda, ticaretin konusunun gösterilmesi
zorunludur.Ticaret Unvanlarında A.O ya da LTD.ŞTİ gibi kısaltmalar kullanılabilir. Şayet
gerçek kişinin adı ve soyadı ortaklık isminde geçiyorsa kısaltmalar yapılamaz.
Limited Ortaklıklarda, ortaklık tarafından düzenlenen belge ve mektuplarda ticaret unvanının
yanı sıra, esas sermaye miktarının belirtilmesi gerekir.
Ticari İşletme işleten dernek ve diğer tüzel kişilerin unvanları; adlarının aynıdır. Bunlar
zorunlu ek ya da isteğe bağlı ek kullanamazlar. Örneğin Kızılay Afyonkarahisar Madensuyu
İşletmesi.
Donatma İştiraki’nin Ticaret Unvanında Bulunması Gerekenler
• Donatan’lardan birisinin adı ve soyadı.
• Deniz Ticaretinde kullanılan geminin adı
• Ortaklığı ve türü
Şube Unvanında .bulunması Gerekenler
• Merkez işletme unvanı
• Şube unvanı
• Varsa ekler
İşletmenin Tescil ve İlanı
Her tacir, işletmenin açılış tarihinden itibaren 15 gün içinde ticaret unvanını seçip, Ticaret
Sicili’ne tescil ettirmelidir.
Şubeler ise açıldığı anda unvan ve tescil olunmalıdır.
Her tacir, ticaret unvanını ve altına attığı imzayı notere onaylatıp, Sicil Memuru’na tescil
ettirmelidir.
Tescil edilmemiş ticaret unvanı, haksız rekabet hükümlerine göre korunur.
TİCARET UNVANININ SAĞLADIĞI HAKLAR VE BU HAKLARIN KORUNMASI
Tekel Hakkı; Kanuna ve usulüne uygun olarak tescil ve ilan ettirilmiş olan unvanı kullanmak
hakkı, yalnızca sahibine aittir. Bu tekel hakkının uygulanma sınırı; gerçek kişilerde tescil
olunan sicil çevresi, tüzel kişilerde tüm Türkiye’dir.
Unvanı kullanma Zorunu; Ticaret unvanını kullanma, tacir için bir hak olduğu kadar, bir
zorundur.
Unvanı işletmeye asma zorunu; Unvanı, işletme girişine asmak zorunludur.
TİCARET UNVANININ DEVRİ
Unvanda adı bulunan kişinin adının değişmesi; İşletme sahibinin adı değişse de unvan olduğu
gibi kalır.
Ortaklar arasında değişiklik; Ortaklardan biri işletmeden ayrılırsa; adı, yazılı rızası alınmak
kaydıyla unvanda kalabilir.
Adı unvanda bulunan kişinin ölmesi halinde, mirasçıların ortaklıkta kalmaları veya yazılı rıza
vermeleri halinde unvan aynen kalabilir.
Unvanın Devri; Ticaret unvanı tek başına devredilemez. Ancak ticari işletme ile birlikte devri
olanaklıdır.
Unvanın miras yolu ile devri; Unvan, ancak ticari işletme ile birlikte mirasçılara
devredilebilir. Örneğin iki mirasçı varsa, birisine ticaret unvanı, diğerine işletmenin devri
olanaklı değildir.
Ticaret Unvanının kullanma hakkının sona ermesi;
Ticaret unvanını kullanma hakkı, tacir sıfatının doğduğu anda başlar,
Tacir sıfatı ise, ticari işletmenin faaliyetini tatil etmesi, feshetmesi veya esnaf işletmesine
dönüşmesi ile son bulur. Her iki halde de ticaret sicilindeki kayıt silinmelidir

ÜNİTE 5 – HAKSIZ REKABET

Haksız Rekabet; Aldatıcı hareket veya iyi niyet kurallarına aykırı başka davranışlarla
ekonomik rekabetin her türlü kötüye kullanımıdır.
Haksız rekabet hükümleri ile korunmak istenen Rekabet Hakkı’dır.
Bu tanımlamadan haksız rekabetin üç unsuru olduğu ortaya çıkar.
A) Ekonomik rekabet,
B) Aldatıcı davranış ve başkaca suretle dürüstlük kurallarına aykırı hareket,
C) Rekabet hakkının kötüye kullanılması.
Ekonomik Rekabet; ekonomik yaşamda müşteri çekmek için yapılan yarıştır.
Rekabet Hakkının Kötüye Kullanılması; sınırları dürüstlük kuralları ile belli olan rekabet
özgürlüğünün sınırları aşılmış ise, burada kötüye kullanma vardır.
Aldatıcı Hareket ve Dürüstlük Kurallarına Aykırı Davranış; Rekabet bir haktır. Ancak
kişilerin bu rekabette kullanacakları araçlar meşru olmalıdır. Rakibi kötülemek, müşteri
çevresini aldatıcı davranışlarla kandırmak, haklarını ve borçlarını yerine getirirken dürüst
olmamak gibi davranışlar meşru ve dürüst olmayan aldatıcı davranışlara örnektir.
Not: Haksız Rekabet hükümleri ile korunmak istenen Rekabet Hakkı’dır. Serbest rekabet
hakkının sınırları Dürüstlük Kuralları ile belirlenmiştir.
Türk Ticaret Kanunumuza göre Özel Haksız Rekabet Halleri
• Başkalarını veya onların mallarını, iş ürünlerini, yanlış yanıltıcı ya da gereksiz yere incitici
beyanlarla kötülemek.
• Başkasının ahlaki veya mali gücü hakkında gerçeğe aykırı bilgi vermek.
• Kendi kişisel durumu, malları, iş ürünleri veya ticari işleri hakkında yanlış veya yanıltıcı
bilgiler vererek 3. kişiler karşısında kendisini rakiplerine oranla üstün duruma getirmek. Ör.
Aldatıcı reklamlar.
• Yanlış unvan, meslek adı kullanmak. Derece, belge ya da ödül almadığı halde bunlara
sahipmiş gibi göstermek.
• Başkasının malları, iş ürünleri, faaliyetleri veya işletmesi ile karışıklık (iltibas) oluşturmaya
çalışmak. Başkasının kullandığı ad, unvan, marka, işaret gibi tanıtma araçlarını kullanmak
gibi.
• Üçüncü kişilerin yardımcılarını, vekillerini görevlerini ihlale yönlendirmek suretiyle onlara
vaatlerde bulunarak haksız çıkar sağlamak veya onlara ticaret sırlarını açıklatmak.
• Elde ettiği veya öğrendiği üretim ve ticaret sırlarından dürüstlük kurallarına aykırı olarak
haksız yerde yararlanmak ve bunları yaymak.
• 3. Kişileri mağdur edebilecek gerçeğe aykırı iyi niyet ve yeterlilik belgeleri vermek.
• Rekabet piyasasındaki kanun, tüzük, sözleşmelere, mesleki ya da yerel adetlere göre
belirlenmiş iş hayatı koşullarına uymamak.
HAKSIZ REKABETİN SONUÇLARI
Haksız rekabet nedeni ile açılabilecek hukuk davaları
• Ortada bir haksız rekabetin olup olmadığını belirlemek için açılan Tespit Davası
• Haksız rekabetin durdurulması ve önlenmesi için açılan Önleme Davası
• Haksız rekabet sonucu doğan maddi durumun ortadan kalkması ve haksız rekabette yanlış
ve yanıltıcı beyanlar yapılmışsa bunların düzeltilmesi için Düzeltme Davası
• Haksız rekabette bulunanın kusurlu olması halinde, uğranılan zararın giderimi amacını
taşıyan Maddi Giderim (Tazminat) Davası
• Kanundaki koşullar gerçekleşmiş ise Manevi Giderim Davası
Davacı ve Davalı olma Ehliyeti
Davacı olma ehliyeti ; Haksız rekabet yüzünden müşterileri, kredisi, mesleki itibarı, ticari
işletmesi ve diğer ekonomik çıkarları zarar gören veya böyle bir tehlike ile karşı karşıya kalan
rakip, tüm haksız rekabet davalarını açabilir.
Müşterilerin dava açabilmeleri, ancak fiilen zarar görmüş olmaları ile mümkündür.
Haksız rekabete uğrayanların dahil oldukları mesleki birlikler ve odalar (Borsalar, Ticaret ve
Sanayi Odaları gibi) üyelerinin karşılaştığı haksız rekabet nedeniyle tespit, önleme ve maddi
durumun düzeltilmesi davlarını açabilirler.
Davalı Olma Ehliyeti; Davalı haksız rekabette bulunan rakiptir. Haksız rekabet eylemine
dolaylı ya da dolaysız olarak katılan 3. kişilerde davalı olabilir.
İşçilerin gerçekleştirdiği haksız rekabete karşı açılan dava, işveren aleyhine açılır.
Haksız rekabet basın yoluyla işlenmiş ise, dava yazı sahibine ya da ilanı verene karşı açılır.
Haksız rekabet sonucu mahkemece verilen hüküm, davalı ve davacıya etkili olabildiği gibi 3.
şahıslara karşı da etkilidir.
Haksız rekabet sonucu oluşan hüküm, davacının isteği üzerine, gideri davalıya ait olmak
üzere ilan da ettirilebilir.
Haksız rekabet nedeniyle manevi tazminat davası açılabilmesi için, BK. m.49’daki koşulların
gerçekleşmesi ve davalının kusurlu olması şarttır.
Zaman Aşımı; Kanunun belirlediği şartlar altında, belli bir zamanın geçmesi üzerine bir hak
kazanma veya bir yükümlülükten kurtulma yoludur. Davaya hakkı olan tarafın aleyhine olan
durumu öğrendikten sonra 1 yıl içinde dava açmaya hakkı vardır.
Ancak rekabeti meydana getiren durumun doğumundan itibaren 3 yıl geçmişse zaman aşımına
uğramış demektir.
Haksız rekabete ilişkin cezai yaptırımlarda 1 yıla kadar hapis cezası verilebilir.
Alıntı ile Cevapla

ÜNİTE 6 – TİCARİ DEFTERLER

Ticari defterler, ticaret kanununda düzenlenmiştir.


Ticari defter tutmak, tacir için hem sorumluluk hem de bir ihtiyaçtır.
Ticari Defter Tutmanın Faydaları;
• Ticari defterler verginin doğru bir şekilde saptanmasını sağlar.
• Kanıt olarak önem taşır.
• İflas halinde tacirin taksirli veya müflis olup olmadığını saptamaya yarar.
Müflis: Mahkemece hakkında iflas kararı verilen kişidir.
Defter tutma yükümü, tacir sıfatının doğduğu anda başlar, bu sıfatın yitirilmesi ile sona erer.
Ancak bu sıfat sona erse dahi, tutulan defterler 10 yıl saklanmalıdır.
Defter tutma yükümünü, tacir gruplarına göre ayrı ayrı ele almak gerekir.
Gerçek Kişi Tacirlerin Defter Tutma Zorunu:
Tutulması Zorunlu Defterler ve İsteğe Bağlı (ihtiyari) Defterler olmak üzere 2’ye ayrılmıştır.
Tacirler, işletmenin nitelik ve öneminin gerektirdiği tüm defterleri tutmakla yükümlüdürler.
Kanunda İsmen Sayılmış (Onamaya tabi) Defterler
• Büyük Defter
• Yevmiye Defteri
• Envanter ve Bilanço Defteri
Bu defterler noterce veya ticaret sicili memurunca onaylanması gerekli olduğundan bu üç
defter, onamaya tabi defterlerdir.
Kanunda İsmen Sayılmayan (Beyana Tabi) Defterler
Tacir, yukarıdaki 3 defterden başka, isteğe bağlı olarak kendisine gereken defterleri de
tutabilir. Ek tuttuğu defterleri her yılbaşında ticaret siciline beyan eder. Bu nedenle bunlar
beyana tabi defterlerdir. Bu nedenle bunlar beyana tabi defterlerdir. Örneğin; Senetler Defteri,
Stok Defteri
Özel Hükümlere Göre Tutulması Zorunlu Defterler
Kanun, bazı mesleklerde bazı özel defterlerin tutulmasını emreder. Örneğin; tellalların tutmak
zorunda olduğu Tellal Günlük Defteri.
Saklanması Gerekli Evrak
Ticari işletme ile ilgili belgeler; tacirlerin ticari işletmeleri ile ilgili işler dolayısıyla aldıkları
mektup, yazı, telgraf, fatura, senet gibi belge ve kağıtlarla, mahkeme ilamları gibi belgelerdir.
Gerçek Kişi Tacirlerin Tutmakla Yükümlü Oldukları Defterler
• Onamaya tabi defterler
• Beyana tabi defterler
• Özel Hükümlere göre tutulması zorunlu defterler
İsteğe Bağlı Defterler
Tacir, tutmakla yükümlü olduğu defterlerden başka defterler de tutabilir. Bu defterdeki
kayıtların kanıt niteliği taşıması için ticaret siciline kaydı gereklidir. Ancak İsteğe bağlı
defterlerin kanunen geçerli olabilmesinin bir diğer koşulu da, zorunlu defterlerin tümünün
tutulmuş olmasıdır. İsteğe bağlı defterlere örnek olarak; Alacak Defteri, Borç Defteri
gösterilebilir.
Tüzel kişi tacirlerin kanunen tutmak zorunda olduğu defterler; Yevmiye Defteri, Büyük
Defter (Defteri Kebir) ve Envanter Defteri’dir.
DEFTER TUTMA USULÜ
Defterler usulüne uygun olarak tutulmamış ise, özellikle ispat hukuku yönünden tacir, bazı
yaptırımlarla karşılaşabileceği gibi, iflas halinde taksirli müflis sayılabilir.
Taksirli Müflis; Kusuru nedeniyle iflas etmiş kişidir. TTK’ da öngörülen defterleri tutmama,
kusurlu hareket olarak kabul edilmektedir.
Kanunda ismen bulunan tutulması zorunlu defterlerin açılışları noterce onaylanmalı, beyana
tabi defterlerde iki nüsha beyanname ile ticaret siciline, her yılbaşında beyan edilmeli ve
onaylanmalıdır.
Onama; Sicil memuru veya noter defterlerin kaç sayfadan ibaret bulunduğunu ilk ve son
sayfaya yazarak resmi mühür ve imzası ile tasdik eder. Noterce tasdik edilen defterlerin
mahiyet ve adetleri ve bunların kime ait olduğu en geç yedi gün içinde ilgili ticaret sicil
memurluğuna bildirilir.
• Şirketlerin kullanılması zorunlu olan defterleri, vergi usul kanununun defterlerin tasdikine
ilişkin hükümlerine göre tasdik olunur.
• Onamaya tabi defterlerin bazıları takvim veya iş yılı sonunda kapanış onamasına tabidir.
• Günlük Defterin, Ocak ayı sonuna kadar, Envanter Defterinin, iş yılını izleyen 3 ayın sonuna
kadar, kapatılıp onanması gereklidir.
• Günlük Defter yıl içerisinde dolarsa, dolduğu tarihten itibaren en geç 10 gün içerisinde
noterce kapanış onaması yapılması gerekir.
• Büyük Defterin kapanış onaması yoktur.
Beyan; Defterlerin her birinin türü, niteliği ve sayfa sayısı belirtilerek her yılbaşında, iki
nüsha beyanname ile ticaret siciline beyan edilmeleri, usulüne uygun tutulmuş olmasını
sağlar. Sicil memuru, beyannamenin bir nüshasını tacirin sicil dosyasına koyar, diğerini
onaylayarak tacire geri verir.
DEFTERLERE GEÇİRİLECEK KAYITLAR
Yasamıza göre tacirler kendilerine en uygun gelen muhasebe sistemini seçmekte serbesttirler.
Ticari defterlere geçirilecek kayıtların dili Türkçe, işletme hesabı TL cinsinden olmalıdır.
Günlük Defter (yevmiye defteri) ; Belgelerden elde edilir. Kaydı gereken işlemler
oluştuklarından itibaren 10 gün içinde yevmiye defterine geçirilmelidir.
Büyük Defter; Kayıtlar Yevmiye Defterinden, Büyük Deftere aktarılır. Buraya geçirilecek
kayıtlar için bir süre yoktur.
Envanter Defteri; Envanter Defterine, işletmenin açılış gününde ve bundan sonraki her iş yılı
sonunda çıkarılan envanter ve bilançoları kayıt olunur.
Karar Defteri; Karar defterini, tüzel kişi tacirler tutar. Bu deftere ortaklık organlarının
yönetim haklarını kullanırken aldıkları kararlar geçirilir.
Özel Hükümlere Göre Tutulması Zorunlu Defterler; Hükümdeki kayıt ve şartlar uyarınca
yapılması gereklidir. Örneğin, tellalın tutacağı Tellal Günlük Defteri’ne kayıtlar günü gününe
geçirilmelidir.
İsteğe Bağlı Defterler; tacir bu defterleri, dilediği sistemle tutabilir.
TİCARİ DEFTERLERİN KANIT KUVVETİ
Anlaşmazlığın Niteliği; Taraflardan birisi tacir değil veya anlaşmazlık bir taraf için ticari iş
niteliğinde değilse, ticari defterler Ticaret Kanunu anlamında kanıt niteliği kazanmaz.
Kanıt: Uyuşmazlığa yol açan eylem veya hukuki olayın ispatı için kullanılmasına usul
hukukunun izin verdiği her türlü şeydir.
Ticari defterlerin sahibi lehine kanıt olabilmeleri için, usulüne uygun tutulmuş olması ve tüm
kayıtların birbirini doğruluyor olması gerekir.
Ticari defterlerin sahibi aleyhine kanıt olabilmesi için; Bir kimsenin kendi hazırladığı belge
veya yazının kendi aleyhine kanıt olarak kullanılması, usul hukuku kurallarına uygundur.
Sadece onamanın yapılması yeterlidir.
Defterler usulüne uygun tutulmadığı takdirde sadece aleyhine olan kayıtlar dikkate alınır,
lehine olan kayıtlara bakılmaz.
TİCARİ DEFTERLERİN TESLİM VE İBRAZI
Teslim (mahkeme emri ile); ticari defterlerin ve ilgili belgelerin tamamının, incelenme
amacıyla mahkemeye verilmesi demektir. Çok ağır bir işlem olması nedeniyle ancak üç halde
çıkan anlaşmazlıklarda kanunda öngörülmüştür. Bunlar; miras, iflas ve ortaklıktır.
İbraz; Ticari defterlerin kanıt kuvvetine sahip olduğu diğer anlaşmazlıklarda defterlerin
tamamı teslim edilmez, sadece anlaşmazlık konusu kayıtların sureti çıkarılmak, veya sadece
ilgili sayfalar üzerinde incelemeler yapılmak üzere defterler ibraz olunur.
Teslimi gereken haller dışında ibraz, tacir için zorunlu olamaz. Tacir isterse defterlerini ibraz
eder, istemezse etmez.
Ticari Defterlerle kanıtlamada yemin; Ticari defterler yazılı kanıt niteliğinde olmakla beraber
sahipleri lehine kanıt olacaklarsa, ayrıca bir yeminle kuvvetlendirilmeleri şarttır. İki tip yemin
vardır. Tamamlayıcı Yemin, Kesin Yemin.
Tamamlayıcı Yemin: Ticari Defterlerin yazılı kanıt niteliğini kuvvetlendirmek için verilen
yemindir.
Kesin Yemin: Hukuk davasında, taraflardan birinin asıl davanın çözümüne etkili olan bir
eylemin ispatlanması için diğerine önerdiği yemindir.
TİCARİ DEFTERLERİN HİÇ VEYA GEREĞİ GİBİ TUTULMAMASININ YAPTIRIMI
Hukuki Yaptırım; Defterlerin sahibi lehine kanıt niteliğini yitirmesi, aleyhine kanıt olmasıdır.
Cezai Yaptırımlar; Para cezası, vergi cezaları, iflas halinde tacirin taksirli veya hileli müflis
sayılması.
Hileli Müflis: İflasından önce veya sonra alacaklarını zarara sokmak kastıyla hileli işler yapan
kimsedir.
DEFTERLERİN SAKLANMASI VE YİTİRİLMESİ
Tacir, tüm ticari defterlerini ve saklanması zorunlu evraklarını son kayıt tarihinden sonra 10
yıl süre ile saklamakla yükümlüdür.
Eğer doğal bir afetle, ticari defter ve belgelerini yitirmişse 15 gün içerisinde işletmesinin
bulunduğu yerin ticaret mahkemesinden zayi belgesi verilmesini istemelidir.
Alıntı ile Cevapla

ÜNİTE 8 – CARİ HESAP

Aralarında devamlı ilişki bulunan iki kişi arasında alıcı ve satıcı sıfatları sık sık yer
değiştirebilir. Bu gibi durumlarda alacakları takas etmek, belki gereksiz ödemelerin önüne
geçebilecektir. İşte ekonomik yönden cari hesap nakit para dolaşımını önleyen özel bir takas
rejimidir. Bu rejimde taraflar alacaklarını karşılıklı olarak tek tek istemekten vazgeçip, bunları
ortak bir hesaba kalem kalem kaydederler. Belirli süreler sonunda –ki bunlara hesap devresi
denir- kaydedilen bu alacaklar takas edilir ve bakiye saptanır.
Takas: Karşılıklı, birbirine benzer ve muaccel olan iki alacağın (borcun) denkleştikleri oranda
sona ermesidir.
Cari hesap: İki kimsenin para, hizmet ve diğer hususlardan dolayı birbirlerindeki alacakları
ayrı ayrı istemekten karşılıklı olarak vazgeçip bunları kalem kalem borç ve alacak şekline
çevirerek, hesabın kesilmesinde çıkacak bakiyeyi isteyebileceklerine dair bulunan anlaşmadır.

Cari hesap sözleşmesinin yazılı bir şekilde yapılması şarttır. Burada yazılı şekil geçerlilik
şartıdır. Yani yazılı şekilde yapılmazsa hüküm ifade etmez.
Geçerlilik Şekli; Bir hukuki işlem kanunlarda öngörülen şekle uygun olarak yapılmadıkça
geçerli olmayacak ise bu şekle geçerlilik şekli adı verilir.
Kambiyo Senedi; Poliçe, bono ve çekten oluşan ticari senetler için kullanılan bir diğer addır.
Paradan başka vadesi geldiğinde tahsil edilmesi koşuluyla kambiyo senetleri de (çek, poliçe,
bono) cari hesaba geçirilebilir.
Cari hesaba geçirilmeyenler
• Takası olanaklı olmayan alacaklar
• Belli bir yere sarfedilmek veya emre amade tutulmak üzere teslim olunan para ve mallardan
doğan alacaklar.
Alacağın yenilenmesi (yenilenme) : Eski borcun ortadan kalkması amacıyla yeni bir borç
ilişkisinin kurulmasıdır. Yenileme de borçlu, alacaklı ile anlaşarak eski borcun yerine yeni bir
borç altına girmekte, alacaklı da eski alacağından vazgeçerek yeni bir alacak kazanmaktadır.
Cari hesabın bölünmezliği, üçüncü kişilere devrinin olmamasıdır.
Cari hesapta takas; her hesap devresi sonunda, borç kalemleri ve alacak kalemlerinin
tutarlarının karşılaştırılıp, yeni devreye ilk kalem olarak yazılması ile olur.
Cari hesapta faiz; Cari hesaba geçirilen kalemler için faiz işler. Bu faiz borç ve alacak
kalemleri için farklı olabilir. Taraflar, üç aydan az olmamak üzere, devreler saptayıp, her
devre sonucu oluşan faizin, yeni kalem olarak cari hesaba alınmasını kararlaştırabilirler.
Cari Hesapta zaman aşımı; Hesap hataları, haksız olarak cari hesaba geçirilmiş kalemler,
ikinci kez yapılan kayıtlara ilişkin davalar cari hesap sözleşmesinin sona erdiği tarihten 5 yıl
sonra zaman aşımına uğrar.
Cari hesapta anlaşma süresi; cari hesap sözleşmesi süre belirterek, ya da süresiz yapılabilir.
Cari hesap sözleşmesi boyunca borçlu-alacaklı ilişkisi olmaz. Bu ilişki sadece anlaşmanın
sona ermesi ile gerçekleşir ve alacaklı alacağını talep edebilir.
Hesap devresi; Belirli devreler sonunda borç-alacak farkı belirlenir ve devreye tek kalem
olarak geçirilir.
Hesap devresi günü sözleşmede belirtilmemiş ise 31 Aralık olarak kabul edilir.
Cari hesap anlaşması sonunda hesaplanan bakiyeyi taraflardan biri kabul etmezse 1 ay
içerisinde noter, taahütlü mektup ya da telgraf aracılığı ile itirazda bulunmalıdır.
Cari hesap sözleşmesini sona erdiren haller
• Taraflardan birinin feshi ile
• Taraflardan birinin iflası ile
• Taraflardan biri ölür ya da kısıtlanırsa her iki taraf halefleri 10 gün önceden haber vererek
feshedebilirler
• Taraflardan birine haciz gelirse, haciz gelen taraf 15 gün içinde haczi kaldırmalıdır. Yoksa
diğer taraf sözleşmeyi feshedebil,r

ÜNİTE 9 – ORTAKLIK KAVRAMI VE KOLLEKTİF ORTAKLIK


Kanunumuzda ticaret şirketleri başlığı altında ticaret ortaklıkları; Kollektif, adi komandit,
anonim, sermayesi paylara bölünmüş komandit, kooperatif ve limited ortaklıklar
düzenlenmiştir.
Ticaret Ortaklıkları
• Kollektif
• Komandit
• Anonim
• Limited
Ticaret ortaklıkları tüzel kişiliğe sahiptir. Adi ortaklıkların tüzel kişiliği yoktur. Bunlar adi
şirketler olarak borçlar kanunumuzda düzenlenmiştir.
Sözleşme: Birden fazla kişinin bir hukuki ilişki kurmak veya mevcut bir hukuki ilişkiyi
değiştirmek ya da ortadan kaldırmak üzere karşılıklı ve birbirine uygun iradelerini beyan
etmeleridir.
Ortaklık sözleşmesinin unsurları
• Ortaklık iki veya daha fazla kişi arasında yapılan bir sözleşmedir. Ancak anonim ve
sermayesi paylara bölünmüş komandit ortaklıklar için en az 5 kişinin varlığı şarttır. Limited
ortaklıklar en fazla 50 kişidir.
• Türk Ticaret Kanunu’nda düzenlenen ticaret ortaklıklarının tümünün kuruluşu yazılı şekle
ve imzaların noterce onaylanmasına bağlıdır.
• İki taraflı sözleşmelerde, tarafların amaç ve çıkarları birbirine karşıttır. Oysa ortaklık
sözleşmesinde tarafların çıkar ve amaçları ortaktır.
• İki taraflı sözleşmelerde, tarafların edimleri arasında az çok bir eşitlik olması gerekir. Oysa
ortaklık sözleşmesinde tarafların edimleri arasında eşitlik yoktur.
Edim: Bir borç ilişkisinde alacaklının isteyebileceği ve borçlunun yapmak zorunda olduğu
davranıştır.
• Ortaklık sözleşmesinde edimler, ortak amacın elde edilmesine özgülenir, iki taraflı
sözleşmelerde bir tarafın yaptığı edim, diğer tarafın mülkiyetine geçer.
• Ortaklık sözleşmesi süreklidir, diğer sözleşmelerin çoğu sürekli değildir.
• Ortaklık sözleşmesi sonucu kurulan ortaklık, üçüncü kişilerle taraflarından bağımsız olarak
ilişkiler kurar, haklar kazanır, borçlar yüklenir. Diğer sözleşmelerde böyle bir durum yoktur.
Gerçek ve tüzel kişilerin sahip oldukları bir ortaklıkta taraf olma hakkının kullanılması
medeni kanun hükümlerine tabidir.
Ortaklık sözleşmesinin amacı kazanç sağlamak ve bunu ortaklarla paylaşmaktır.
Say: Emek. Ortaklıklarda sermaye payı olarak emek, ortağın çalışmasını ortaklık işlerine
özgülemesi ve mesleki bilgilerini ortaklık emrine vermesi anlamına gelir.
Her türlü iktisadi değer ortaklığa sermaye olarak katılabilir. Ortaklık sözleşmesinde konulacak
sermaye belirlenmemişse B.K’ na göre sermaye yükümleri eşit olmalıdır.
Ortaklık Sözleşmesi: Ortaklık, iki veya daha çok kişinin, kazanç sağlamak ve bunu paylaşmak
niyet ve amacı ile ekonomik ve mali yarar sağlayan ve bu amacın gerçekleşmesine yeterli
edimlerini bir araya getirip, bu amaca özgüleyerek kurdukları çok taraflı bir sözleşmedir.
Tüzel kişilik; Ticaret Ortaklıkları tüzel kişiliği ticaret siciline tescil anında kazanırlar.
Donatma iştiraki ve adi ortaklığın tüzel kişiliği yoktur.
Sınırlı Ehliyet; Ticaret ortaklıkları hak ve ehliyetlerini sözleşmeli bir işletmenin varlığı ile
kazanır.
Kollektif Ortaklık; gerçek kişiler arasında kurulan ortaklık borç ve yükümlülüklerinden dolayı
ortakların sorumu sınırsız ve zincirleme olan bir ortaklık olarak tanımlanabilir.
Kollektif Ortaklığın Unsurları
• Ticari işletme olması
• Ticaret unvanı olması
• Ortakların gerçek kişi olması
• Ortakların sınırsız sorumlu olması ;Bu ortaklığın üçüncü kişilere karşı üstlendiği borç ve
yükümlerden, neden olduğu haksız fiillerden, ortakların tüm mal varlıkları ile sınırsız ve
zincirleme sorumlu olmalarıdır.
• Tüzel kişiliğe sahip olması

Kollektif ortaklıklara sırasıyla uygulanacak hükümler


1- Emredici hükümler
2- Ortaklık sözleşmesi hükümleri
3- Ticaret kanununun Kollektif ortaklıklara özgü ikinci fasıl hükümleri
4- Ticaret kanununun ticaret ortaklıklarına ilişkin genel hükümleri
5- Adi ortaklık hükümleri
6- Ticari hükümler
7- Ticari örf ve adet
8- Genel hükümler
Emredici Kural: Kanun, tüzük veya yönetmeliklerde yazılı olup, uyulması zorunlu kurallardır.
Kişiler bu kuralları iradeleri ile değiştiremez.
Kollektif ortaklık sözleşmesi, yazılı olmalı ve imzalar noterce onanmalıdır. Bu sağlanmazsa
adi ortaklık hükümlerine tabi olur.
Kollektif oraklıklara ancak gerçek kişiler ortak olur.
Kollektif ortaklık sözleşmesi TTK m.155’te sayılan hususları zorunlu olarak içermelidir.
Kanuna aykırı olmamak kaydıyla başka hükümler eklenebilir.
Kollektif Ortaklık sözleşmesinde bulunması zorunlu hususlar
• Ortakların ad ve soyadları, yerleşim yerleri ve uyrukları
• Sözleşmede mutlaka geçmesi gereken Kollektif sözcüğü
• Ortaklık merkezi ve ortakların ticaret unvanları (merkez nerdeyse ortaklığın uyruğu orasıdır.
Tüm davalar merkezin bulunduğu yerdeki mahkemelerde açılabilir.)
• Ortaklığın (ticari işletmenin) konusu belirtilmelidir.
• Ortakların koyduğu sermayenin ve miktarının belirtilmesi gereklidir.
Not: Sermaye koyma açısından en serbest olan ortaklık Kollektif ortaklıktır. Ortaklığa
sermaye olarak para, alacak, kıymetli evrak, marka, taşınmaz mal, emek, ticari itibar, ticari
işletme konulabilir. Sermaye miktarı açısından bir eşitlik aranmaz.
• Ortakların yalnız başlarına mı yoksa birlikte mi imza koyacakları belirtilmelidir.
Kollektif ortaklıklar tüzel kişiliğini ticaret siciline tescil ile kazanır. Tescil talebi, ortaklık
merkezinin bulunduğu yer ticaret sicili memurluğuna, ortaklığı kuranlar tarafından,
sözleşmenin düzenlenmesinden itibaren 15 gün içinde yapılır. Tescil edilen ortaklık Türkiye
Ticaret Sicili Gazetesi’nde ilan edilir.
Kuruluş işlemlerinde eksiklikler olursa Kollektif ortaklık değil adi ortaklık sayılır. Ancak
ortaklar her türlü sorunda doğrudan doğruya ve zincirleme sorumludurlar.

ÜNİTE 10 – KOLLEKTİF ORTAKLIKTA ORTAKLAR ARASINDAKİ


İLİŞKİLER
Ortakların Hak ve Borçları
Yönetim Hakkı; Kollektif ortaklığın üçüncü kişilerle işleme
girişmeden düşünmesi ve karar almasına denir.
Kollektif ortaklıklar üçüncü kişilere karşı temsilcilerinin
beyanları ile bağlı olur. Beyanlar ortakların iradesine aykırı olsa
bile bu üçüncü kişileri etkilemez.
Yönetim hakkının sahibi ortaktır. Ortağın bu ortaklığı yönetmesi
hem bir hak hem de bir borçtur.
Ortaklık sözleşmesi ile yönetim hakkı, ortaklardan birisine veya
bir kaçına verilmiş olabilir. Ancak yönetim hakkı bulunmayan bir
ortak da üçüncü kişilere karşı işlemlerinden dolayı sorumludur.
Ortaklık sözleşmesinde yönetim hakkının kimde olduğu
belirtilmemiş ise her ortak yönetim hakkına sahiptir.
Yönetim hakkı sınırı olarak öncelikle geçerli olan ortaklık
sözleşmesidir. Yönetim hakkının içeriği ve sınırı ortaklık
sözleşmesinde serbestçe belirlenebilir.
Yönetim hakkı sınırı
Olağan iş kapsamına giren her konuda yönetim hakkına sahip
ortaklar, karar alma yetkisine sahiptir. Ancak olağanüstü
işlemlerde bütün ortaklar oybirliği ile karar alırlar.
Ortaklığı yönetenler, ortaklık çıkarlarına uygun gördükleri
takdirde, sulh, feragat, kabul ve tahkim kararı da alabilirler.
Sulh: Usul hukukunda tarafların kendi istekleriyle taleplerinden
vazgeçmeleri, belli bir konuda uyuşmalarıdır.
Feragat: Usul hukukunda taraflardan birinin talebinden
vazgeçmesidir.
Tahkim: Usul hukukunda uyuşmazlıkların hakim yerine hakem
tarafından çözülmesidir.
Kabul: Usul hukukunda taraflardan birinin, diğerinin talebini
benimsemesidir.
İtiraz Hakkı; Yönetim hakkına sahip bir ortak, diğer yönetim
hakkına sahip ortağın yaptığı işlemin ortaklık yararına
olmadığını beyan ederek, işlemin üçüncü kişi ile yapılmasını
önleyebilir. Bu itiraz hakkıdır ve olağan işlemlerde söz
konusudur. Ancak itiraz hakkı işlemin üçüncü kişilerle henüz
yapılmadığı zamanlarda kullanılmalı, çünkü işlem gerçekleşirse
bu hak düşer. İtiraz hakkı kullanıldığında işlem durur ve konu
kurula gelir. Kurulda oy çoğunluğu işlemin yapılıp
yapılmamasına karar verir. Sadece yönetim hakkı olanların
itiraz hakkı vardır.
Oy ve Karar; Hukuki açıdan oy, bir önerinin leh veya aleyhinde
karar alınmasını sağlamak veya kararın doğumuna engel
olunmak için iradenin açıklanmasıdır. Karar açıklanıncaya kadar
ortak verdiği oydan geri dönebilir.
İrade Bozukluğu; İrade ile iradenin açıklanması arasında
istenmeyerek veya dış etkenler altında meydana gelen
uygunsuzluktur.
Karar alındıktan sonra oy işlemi sadece iradeyi bozan hata, hile
tehdit gibi sebeplerden iptal edilebilir.
Alınan kararlar yasa uyarınca bir karar defterine geçirilir.
Oy şahsen verilir. Ancak ortaklık sözleşmesinde aksi hüküm
olmadıkça, temsilci ortak yerine oy kullanabilir.
Denetleme hakkı; her ortaklığın iş ve işlemlerini inceleme ve
denetleme hakkı vardır.
Ortak sıfatı doğduğu andan itibaren her ortak denetleme
yetkisine sahip olur.
Denetleme hakkının kapsamı
• Ortaklık işlerinin gidişi hakkında bilgi edinmek
• Ortaklığın evrak ve işlerini incelemek
• Kendisi için ortaklığın mali durumunu gösterir bir hesap
belgesi düzenlenmesini istemek.
Denetleme hakkını kullanma biçimi; Denetleme hakkı bizzat
ortak tarafından kullanılır. Ortak küçük ya da kısıtlı ise yasal
temsilci ya da uzmanlık gerektiren konularda bir uzman
denetim yapabilir.
Sadakat Borcu; Ortaklar birbirine sadakatle yükümlüdür.
Sadakat borcuna aykırılığın yaptırımı ortaklığın feshi veya
ortaklıktan çıkarımdır.
Rekabet Yasağı; TTK’na göre ortakların birbiriyle rekabet etmesi
yasaktır. Ancak rekabet yasağı ortaklık sözleşmesi ile
kaldırılabilir, hafifleştirilebilir veya ağırlaştırılabilir. Ağırlaştırma
halinde sınır ortağın kişilik haklarıdır.
Kanunda düzenlenen rekabet yasağının kapsamı, ortaklığın
fiilen yaptığı ticari işlerdir.
Rekabet yasağı, yer bakımından, ortaklığın iş ve çıkar çevresi
ile sınırlıdır.
Rekabet yasağı kapsamına giren işler;
Bir ortak, ortağı bulunduğu Kollektif ortaklığın yaptığı türden bir
işi;
• Kendi ad ve hesabına yapamaz.
• Başkası hesabına yapamaz.
• Aynı tür işlerle uğraşan bir ortaklığa sınırsız sorumlu ortak
olarak giremez.
• Bu işleri kendi hesabına başkalarına da yaptıramaz.
Rekabet yasağına aykırılığın yaptırımı, diğer ortaklara ortaklığın
feshini isteme hakkının verilmesidir.
Ortaklığa tanınan olanaklar
• Ortaklık, rekabet yasağına aykırı hareket eden ortaktan
giderim isteyebilir.
• Ortağın kendi hesabına yaptırdığı işleri, ortaklık hesabına
yapılmış sayabilir.
• İş, ortak tarafından üçüncü kişilerin hesabına yapılmış ise,
ortağın bundan edindiği karşılığın ortaklığa bırakılmasını
isteyebilir.
• Rekabet yasağına aykırı hareket eden ortak, ortaklıktan
çıkartılabilir.
Zaman aşımı; Rekabet yasağına aykırı davranmaktan doğan
talep hakkı, yasağa aykırılığın öğrenildiği anda 3 ay ve her
halde işlemin yapıldığı tarihten itibaren 1 yıl içinde zaman
aşımına uğrar.
Fesih: Ortadan kaldırmadır.
İnfisah: Kendiliğinden ortadan kalkmadır.
Rekabet yasağının son bulma halleri
• Ortak sıfatının son bulması
• Ortaklığın feshi
• Ortaklığın infisahı
Her ortak kendi işlerinde gösterdiği özeni ortaklıkta da
göstermekle yükümlüdür.
Ortakların eşitliği ilkesi; Ortaklar yönetimde, temsilde, kar ve
zarardan pay almada birbirleri ile eşittirler.
Ortak sıfatının kişiselliği; Ortaklar arasındaki kişisel nitelikteki
hak ve borçlar başkasına devredilemez. Ancak, ortağın,
ortaklıktan bağımsız bir alacağı varsa bu durumda üçüncü
kişilere devredilebilir.
ORTAKLARIN PARASAL NİTELİKTEKİ HAK VE BORÇLARI
• Sermaye borcu
• Katılma payı
Ortakların koydukları sermayenin cinsi ve miktarı serbesttir.
Sermaye borcu, ortaklık tüzel kişilik kazandığı anda muaccel
olur. Ortaklığın yetkili temsilcisi bu borcunu talep edebilir.
Mülkiyet karinesi; Bir mal veya bir hakkın kullanma hakkı da
sermaye olabilir. Sermaye olarak mal, ortaklığa devredilmişse,
bu mallar üzerindeki hakların ortaklığa ait olması hakkında
karine mevcuttur. Bu karine mülkiyet karinesidir.
Mülkiyetin Nakli; Sermaye borcu, bazen ortağın bir alacağını
ortaklığa devretmesi ile de ödenebilir. Bu alacağın temliki
(alacaklının borçlusundan alacağını 3. kişiye devretmesi ) ile
mümkündür. Alacak tahsil edilmedikçe, ortağın sermaye koyma
borcu bitmez.
Sermaye borcu süresinde ya da gereği gibi yerine getirilmezse
ortak, ortaklığın zararını öder. Sermaye borcunu hiç ödemezse
fesih sebebi doğar yada ortaklıktan çıkarılır.
Sermaye borcu para ise, ortaklık borcunun muaccel kazandığı
andan itibaren faiz isteme hakkı kazanır.
Sermaye borcu (para, mal farketmez) gecikirse, faizin yanında
bir de gecikme giderimi istenebilir.
Ortaklıktan çıkarılma, borcunu yerine getirmeyen ortak hariç
diğerlerinin oy çoğunluğu ile alınır.
Ortaklığın infisah etmesi; Sermaye borcunun yerine getirilmesi
olanaksızlaşmış ise ortaklık infisah eder. (kendiliğinden kalkar.)
Katılma payı; Ortağın, ortaklığa karşı sahip olduğu parasal
hakların tümünü içerir.
Katılma payının ortaklığa sağladığı haklar iki grupta toplanır:
• Ortaklığın devamı süresince gerçekleşen kar, ücret, sermaye
faizi gibi talepler
• Ortaklığın fesih ve tasfiyesi veya ortağın ortaklıktan ayrılması
şartına bağlı tasfiye payını talep
Ortaklığın devamı süresince Ortağın katılma payından doğan
parasal nitelikteki hakları
Kar ve Zarar; Ortaklar, kar ve zarar paylarını ortaklık
sözleşmesinde diledikleri gibi kararlaştırırlar. Sözleşmede kar ve
zarar oranı hakkında hüküm yoksa, ortaklar, koydukları
sermaye kadar sorumludur ve kar ve zarara eşit oranda
katılırlar.
Kar ve zarar, ortakların ilk ve son tarihteki mal varlığının
kararlaştırılması ile belirlenir.
Karı talep hakkı; Kar doğrudan doğruya çekilemez, zararın
kapatılmasına özgülenir. Ancak daha önceki yıllarda zarar bile
olsa, ortaklar alacakları toplu bir karar ile tüm karı çekebilir. Kar
saptandıktan sonra çekilmezse, ortağın ortaklıktan bir alacağı
olarak kalır.
Zararı karşılama; Ortaklık zarar etmiş olsa dahi, ortaklar oy
birliği ile karar almadıkça zararı karşılamaya zorlanamaz.
Ücret, faiz ve diğer talepler; Sözleşmede tersi bir hüküm
olmadıkça, ortaklar, kişisel emeklerinden dolayı ücret
isteyemez ve koyduğu sermayeye karşılık faiz alamaz.
Tasfiye payı; Ortaklığın tasfiyesi sonucu, tasfiye bakiyesi
üzerinde ortağın talep hakkına tasfiye payı denir. Sözleşmede
tasfiye payının dağıtımı istenildiği gibi serbestçe düzenlenir.
Tasfiye sonucu elde edilen bakiye, ortakların ortaklığa koyduğu
sermayeler ile gerçekleşen, fakat zamanında dağıtılmayan kar
veya karşılanmayan zararın toplamından ibarettir. Bu durumda
her ortak ortaklığa koyduğu sermayeyi geri alır.

zincirleme sorumludurlar.

You might also like