You are on page 1of 92

Cahide Keskiner

1931 yılında İstanbul’da doğdu. Tezhip ve minyatür çalışmalarına


1953 yılında hocası Ord. Prof. Dr. A. Süheyl ÜNVER ile başladı.
1965 yılında İstanbul Yıldız Porselen Fabrikasına Türk Süsleme
Sanatları Uzmanı olarak atandı ve orada ilk olarak Türk Süsleme
Atölyesini kurdu. 1980 yılında Kültür ve Turizm Bakanlığı
tarafından Topkapı Sarayı Müzesi’nde başlatılan “Uygulamalı
Türk Süsleme Sanatları Kursları”nda eğitim ve yönetim kurulu
başkanlığına getirildi. 1982 yılında Mimar Sinan Üniversitesi
Geleneksel Türk Süsleme Sanatları Bölümü’nde öğretim görevlisi
olarak çalışmalarına başladı. 2000 yılında Kültür Bakanlığı’na bağlı
olarak Kadıköy Aziz Berker Halk Eğitim Kütüphanesi’nde başlatılan
tezhip kursunda öğretim görevlisi olarak vazife aldı. Halen kendisine
ait olan “Keskiner Tezhip ve Minyatür Atölyesi”nde çalışmalarına
devam etmektedir.

Yayımlanmış Eserleri: Türk Süsleme Sanatlarında Desen ve Motif,


Tercüman Yayınları 1978, Türkish Motifs. Turing Otomobil
Kurumu. 1. Baskı 1989 (Turkish-English), 2. Baskı 1991 (English),
3. Baskı 1991 (Deutsch), 4. Baskı 1995 (English), 5. Baskı 2001
(English), Çocuklar İçin Türk Motifleri ile Çizim ve Boyama Kitabı,
Türk Kültürüne Hizmet Vakfı Yayınları 1990, Türk Süsleme
Sanatlarında Stilize Çiçekler (Hatai), T.C. Kültür Bakanlığı 2.
Baskı 2000-2002.
© T.C. KÜLTÜR VE TURÝZM BAKANLIÐI
KÜTÜPHANELER VE YAYIMLAR GENEL MÜDÜRLÜÐÜ
3001

SANAT ESERLERÝ DÝZÝSÝ


444

ISBN 975-17-3123-2

www.kulturturizm.gov.tr
e.posta: kultur@kutuphanelergm.gov.tr

Keskiner, Cahide
Minyatür sanatında doğa çizim ve boyama
teknikleri / Cahide Keskiner._ Ankara: Kültür ve
Turizm Bakanlýðý, 2004.

74 s.: rnk. res.; 28 cm._ (Kültür ve Turizm


Bakanlýðý yayýnlarý; 3001. Kütüphaneler ve
Yayýmlar Genel Müdürlüðü sanat eserleri dizisi;
444)
ISBN 975-17-3123-2
I. II. k.a. III. Seriler.
751.77

KAPAK RESMÝ
Tamamlanmamış minyatür örneği.
T.S.M.H 762 no’lu Hamse

UYGULAMA
Suna GÜLER

RENK AYRIMI
Reprus

BASKI
DÖSÝMM Basýmevi
(0.312) 223 62 58

BÝRÝNCÝ BASKI
1.500 Adet
BASIM YERÝ, TARÝHÝ
ANKARA - 2004
MÝNYATÜR SANATINDA
DOÐA ÇÝZÝM VE BOYAMA TEKNÝKLERÝ

Cahide Keskiner

T. C. KÜLTÜR VE TURÝZM BAKANLIÐI YAYINLARI


ÖNSÖZZ

Bilgi ve iletiþim teknolojilerinin yol açtýðý sorunlarý algýlamak kadar sunduðu


imkân ve fýrsatlarý kavramak da son derece önemlidir. Çünkü gerek biliþim teknolojilerinin
tehdit ve fýrsatlarý gerekse de küresel kültür alanýnda yeni yöneliþleri kavramadan
çaðdaþ ve etkin bir kültür siyaseti yürütmek mümkün deðildir.

Bu husus ülkemiz için, diðer ülkeler için olduðundan çok daha önemli,
çok daha yaþamsaldýr. Zira Türkiye’nin,Türk insanýnýn çaðdaþ uygarlýða en özgün ve
zengin katkýsý kültürel potansiyelimizden kaynaklanacak,
küreselleþmeye en yetkin katýlýmda bulunacaðýmýz alan kültür olacaktýr.

Kültür ve Turizm Bakanlýðý olarak dünyadaki geliþmeleri ve


küreselleþmenin kültürel boyutunda olup bitenleri ve yeni yöneliþleri dikkatle izliyoruz.
Bakanlýk olarak bir yandan yurt içinde özellikle gençlerimizin
kitaplarla daha çok buluþmalarýný saðlayacak faaliyetlere hýz veriyoruz,
diðer yandan da yabancý ülke kamuoyunu kapsayacak þekilde prestij yayýnlarýmýzý sürdürüyoruz.

Her alanda rekabetin arttýðý bugünkü koþullarda yurt dýþýna dönük faaliyetlere
aðýrlýk vermek ve kültürel deðerlerimizin tanýnmasýný saðlayacak
politikalara yönelmek zorundayýz.
Kültür ve Turizm Bakanlýðý olarak yayýn politikamýzý gözden geçirip
bu yaklaþým çerçevesinde yeni bir politika açýlýmý gerçekleþtiriyoruz.
Hiç kuþkusuz kültürümüzün seçkin örneklerini yansýtan eserleri
yayýnlamaya devam edeceðiz. Bugüne kadar üretilmiþ olan
kültür-sanat yayýnlarýmýzý çaðdaþ tanýtým mecralarýnda
deðerlendirmeye öncelik vereceðiz.
Ayrýca yayýnlarýmýzýn yurt dýþýnda çok daha geniþ bir okuyucu ve
izleyici kitlesiyle buluþmasý için yeni yayýn stratejileri geliþtirmiþ bulunuyoruz.

Ýnancýmýz odur ki, kültürel birikimimizin çaðdaþ kültür


endüstrisinin gerekleriyle uyumlu bir yaklaþýmla deðerlendirilmesiyle,
ülkemizin uluslararasý saygýnlýðýna ve küresel rekabetteki konumuna önemli ve
özgün bir katký ve destek saðlanmýþ olacaktýr.

Erkan MUMCU
Kültür ve Turizm Bakaný

5
SUNUŞ
MİNYATÜR SANATINDA DOĞA
ÇİZİM VE BOYAMA TEKNİKLERİ

Bugüne kadar Türk minyatür sanatý hakkýnda Rahmetli hocam Ord. Prof. Dr. A. Süheyl Ünver
deðerli pek çok kitap ve makale yazýlmýþtýr. An- bu sanatýn tekniðini, bizlere en saðlýklý olarak gös-
cak bu sanatýn uygulanmasýna yönelik herhangi teren þeyin, müze ve kütüphanelerimizde bulunan
bir çalýþmanýn olmadýðý ne yazýk ki bir gerçek. her ne sebeple tamamlanmamýþ, yarým kalan min-
yatürler olduðunu her zaman söylerdi.
Bu boþluðu ve ihtiyacý doldurmak amacý ile dene-
me niteliðinde hazýrladýðýmýz bu kitabýmýz konu- Çalýþmalarýmýz kendisinin bu önerisinden yola
nun geniþliði nedeniyle iki bölümde ele alýnmýþ ve çýkýlarak yaptýðýmýz gözlemlere dayanmaktadýr.
birinci bölüm “Minyatür Sanatýnda Doða Çizim Minyatür sanatýna gönül veren, onu öðrenmek
ve Boyama Teknikleri”ne ayrýlmýþtýr. Ýkinci bö- isteyen gençlerin faydalanmasý için hazýrlanan,
lümde ise insan figürleri ve kompozisyon özellikle- eðitime yönelik bu tarz kitaplarýn çoðalmasý en
ri ayrýntýlý çizimleriyle gösterilmeye çalýþýlacaktýr. büyük dileðimizdir.

Cahide Keskiner

6
ÝÇÝNDEKÝLER

GÝRÝÞ / 9

MÝNYATÜR NEDÝR / 10

MÝNYATÜR NASIL YAPILIR / 12


Altın Varak Ýþlemi / 14
Altın Ezilmesi / 15
Altın Yapıþtırma / 15
Zerefþan Yapımı / 18
Kaðıt Boyaması / 19

DOÐA ELEMANLARININ AYRINTILI ÇÝZÝMLERÝ / 21

BOYAMA TEKNÝKLERÝNÝ GÖSTEREN RENKLÝ RESÝMLER / 53

TERÝMLER / 89

KAYNAKÇA / 92

7
GİRİŞ
MÝNYATÜR NEDÝR?

Ýslam dünyasýnda resim sanatýnýn temsilcisi Ýlk bakýþta resmin konusundan da evvel canlý ve
olan minyatür, süsleyiciliði yanýnda kuvvetli bir sýcak renklerin çarpýcý hakimiyeti dikkati çeker.
anlatým gücüne ve kendisine has estetik bir yapýya
Çoðunlukla mimarî unsurlarýn yer aldýðý düzen-
sahip olarak, asýrlar boyu deðiþik ve çok çeþitli üs-
lemelerde, ayný çerçeve içinde üç veya dört ayrý
luplar altýnda daima geliþimini sürdürmüþtür.
yönden bakýlarak çizilmiþ örneklere de oldukça
Genelde bir kitap resimleme sanatý olarak kabul sýk rastlanmaktadýr.
edilerek, metni açýklayýcý ve destekleyici olarak
Minyatürde, doða düzenlemelerinde genellikle
yapýlmaktadýr.
iki ayrý amaç vardýr. Birincisi topoðratif tarzda,
Minyatürün en büyük özelliði konuyu tam olarak aslýna olduðunca uygun olarak yapýlanlardýr.
göstermesidir. Bu resim tekniðinin tek buutlu Burada ana unsurlar yani aðaç, bitki, dere veya
olmasý, yapýlan eserlerde genellikle derinlik tepelerin tüm detaylarý ön plana çýkar ve oldukça
kavramýnýn bulunmamasý, minyatür sanatýnýn gerçeði yansýtýr.
estetik yapýsýna uygun olmasýndandýr. Diðeri ise kompozisyona yardýmcý bir unsur olarak
Minyatür sanatýndaki düzenlemelerde kullanýlan yapýlýr. Örneðin hükümdar ve çevresindekilerini
bakýþ açýsý, tepe ve cephe noktalarýnýn tam orta gösteren bir tören sahnesinde doða ikinci plan-
kýsmýna rastlar. Bunun gereði olarak da bütün da olduðu için burada bir iki aðaç veya bitkinin
figürler birbirlerini tümü ile kapatmayacak bir kullanýlmasý ile yetinilmiþtir. Zira konunun ana
þekilde yerleþtirilir. unsuru hükümdar ve onun yanýnda olan kiþilerin
giyim ve kuþamlarý olduðu kadar, sahnenin
Uzaklýk görünümü ne boylar, ne de renk ve gölge- içeriðidir.
lerle belirtilir. Ancak insan figürlerinde boy oran-
Kompozisyonda vurgulanacak olan ana nokta bir
ları bazen kiþinin önemine göre artar veya eksilir.
olayýn anlatýmýdýr. Bu nedenle doða ikinci planda
Yapýlan eserlerde mesafe farký gözetmeksizin bü- kalýr.
tün detaylar en ince ayrýntýsýna kadar iþlenir.
16. y.y. nakkaþý Matrakçý Nasuh’ta ilk defa
Rengin çoðu kez bir soyutlama aracý olarak, olarak manzara resminin baþka bir konunun
gerçeðe baðlý olmaksýzýn kullanýldýðý görülmek- yardýmcýsý olarak kullanýlmadýðýný görürüz. Doða
tedir. ön plandadýr ve minyatürün ana konusudur.
Þehirlerin ve doðanýn en çarpýcý yanlarý büyük bir
Minyatürlerde, atlarýn mavi veya pembeye, gözlemcilikle belirtilmiþtir. Renkler tasvir ettiði
daðlarýn, tepelerin sarý, eflatun, mercan gibi doða manzara ile büyük bir uyum saðlar.
üstü renklerle bezendiði pek çok eser vardýr.
Çoðu Osmanlý minyatürlerinde, zemin renkleri-
Doða düzenlemelerinde, tepeler birbirleri nin deðiþik tonlarda kullanýldýðýný görürüz. Bun-
arkasýndan çýkar ve genellikle ayrý paftalar halin- lar doðadan oldukça uzak olarak pembe, mavi,
de, farklý renklerde boyanýr. eflatun ve altýn kullanýlarak yapýlmýþtýr.
Osmanlý minyatürlerinde ufuk hattýnýn da olduk- Türk minyatür sanatýnda gözlem ön plandadýr.
ça yüksek olarak tutulduðu gözlenmektedir. Fantazi ve soyutlamanýn büyük bir uyum içinde

10
kullanýldýðý dikkati çeker. Sanatçý genellikle Yapýlan eserler arasýnda Osmanlýlar’ýn savaþlarýný,
doðayý aynen resmetmekten kaçýnmýþ, bu neden- seferlerini ve sosyal hayatýný gösteren düðün ve
le de Türk Ýslam minyatürleri kendine özgü bir þenliklerini anlatan resimli yazmalar, diðer Ýslam
üsluba sahip olmuþtur. ülkelerinde yapýlan örneklerinden apayrý bir
gerçekçi üslubun meydana getirilmesine neden
Her ne kadar renkler doðanýn özgün renk den- olmuþtur.
gesine uyum saðlayacak bir tarzda kullanýlsa da,
sanatçýnýn engin hayal gücüne paralel bir yorum- Minyatürlü yazma eserlerimizin pek çoğu bugün
lama getirilmiþtir. Örneðin belirli formlar içinde kıymetli birer tarihî belge özelliği taşır.
çizilmiþ olan aðaçlarýn zemin nakýþlarý geometrik
Zamanýn örf ve âdetlerini, giyim ve kuþamýný,
bir düzende olabilmektedir.
gelenek ve göreneklerini olduðu kadar, Osmanlý
Doðada kullanýlan bitkiler, kontürlü olduðu kadar Türk tarihini de bu eserlere bakarak takip etme-
kontürsüz olarak da yapýlmýþ, vurgulama, renkle- miz mümkün olmaktadýr.
rin tonu veya boyanýn kývamý ile gösterilmiþtir. Minyatür yapýmýnda kullanýlan boyalar, tezhib
Özellikle aðaçlarda ilk önce zemin renginin sanatýnda olduðu gibi, madeni oksitler, renk ve-
atýldýðýný, sonra degrade, tarama veya noktalama rici taþlar, kök ve toprak boyalardan hazýrlanarak
ile koyudan açýða gidecek tarzda tonlanmasýnýn elde edilmektedir.
yapýldýðýný görmekteyiz. Ancak bu alt yapý
iþleminden sonra üst detaylar iþlenmektedir. Bu renklerin yanýnda ana madde olarak altýn ve
gümüþ varaklarýn da ezilerek bolca kullanýldýðý
Ýç ve dýþ mekanlarýn bir arada gösterildiði çi- görülür.
zimler, günümüzde yapýlan mimarî kesitlerin
usul ve kaidelerine oldukça uygun bir benzerlik Ýnsan figürlerinin giyim ve kuþamýnda olduðu
taþýmaktadýr. Türk minyatürlerinde, genellikle kadar, kapkacak gibi her türlü eþyanýn, altýn veya
hayal ürünü þekil ve manzaralar yoktur. Bu ince gümüþle iþlenmesi, minyatür sanatýnýn özellikleri-
sanatýmýzýn en büyük özelliklerinden biri de sayfa nin baþýnda gelmektedir.
kenarlarýnda, Ýran minyatürlerinde olduðu gibi,
Altýn ve gümüþ, zemin rengi olarak da oldukça
aðýr bir tezhibe yer verilmemesidir.
sýk kullanýlmýþtýr. Pek çok minyatürde, gökyüzü
Türk sanatkârý gerektiðinde minyatürün dýþýnda tamamen altýn olduðu gibi, deniz ve akarsular
kalan sayfa boþluklarýna yalnýzca halkâri denilen gümüþtendir. Yazmalarýn resimlendirilmesinde,
sade ve zarif bir süsleme tarzýný uygulamakla olaylarýn ve gösterilen sahnelerin gerçeðe uy-
yetinmiþtir. Bunun yanýnda varak altýn ile yapýlan gun olmalarý için, yazar ve baþnakkaþýn çoðu
zerefþan tekniðinin de oldukça sýk kullanýldýðý gö- kez konuyu iyi bilen kiþilerle ortak bir çalýþmayý
rülür. sürdürdüðü, onlardan daima gerekli bilgileri
alarak en doðru ve gerçekçi bir þekilde eserlerini
Genellikle tarihî, edebî ve ilmî konularýn iþlendiði tamamladýklarý bilinmektedir. Bunun yanýnda
Türk minyatür sanatýnda, Türkler çoðu kez tarihi ayný amaçla pek çok nakkaþ ve þahnâmecinin de
yansýtmayý tercih etmiþlerdir. hünkar ile birlikte seferlere katýldýðý görülür.

11
MÝNYATÜR NASIL YAPILIR?

Minyatür iþlemine baþlarken ilk önce birbirleri ile uyum saðlayacak tarzda daðýlmasýna
resimlendirilecek olan eserin konusu tespit özellikle dikkat etmek gerekmektedir.
edilir. Manzara, portre veya herhangi bir olayýn
Figürlerin dýþ kenarlarý genellikle kendi
anlatýmý isteniyorsa, bunun hakkýnda gerekli olan
renginin oldukça koyusu olan bir tonda çizilerek
araþtýrma yapýlarak bilgi toplanýr.
ayrýntýlarý belirlenir. Yalnýz, altýn veya gümüþ
Bu hazýrlýk safhasýndan sonra, iþlenecek olan kullanýldýðýnda, kontür olarak siyah renk tercih
konu bir eskiz kaðýdýna çizilir. Hatalarý varsa edilmiþtir.
düzeltilerek, noksanlarý tamamlanýr. Aharlý bir
Bundan sonraki safha, sanatçýnýn bütün sabýr
kaðýt üzerine alýnýr. Eðer ayný kompozisyondan
ve hünerini gösteren bir uðraþ kýsmýdýr. Elbise
bir kaç adet yapýlmasý isteniyorsa, ince ve oldukça
üstü nakýþlarý, iç ve dýþ mekanda bulunan bütün
mukavim bir kaðýdýn üzerine çizilen desen çok unsurlarýn detay ve süslemeleri, doðada görülen
ince uçlu bir iðne ile, sert bir mukavva üzerinde çiçek, bitki, kaya, aðaç gibi, diðer elemanlar en
sýk aralýklarla iðnelenerek kalýbý çýkarýlýr. Söðüt ince ayrýntýlarýna kadar iþlenir.
aðacý kömürü toz haline gelene kadar ezilir. Bir
tülbent içinde topak halinde sýkýþtýrýlýr. Ýþlenecek Minyatür sanatýnda en ustalýk isteyen
olan kaðýdýn üzerine konan iðnelenmiþ kalýp çalýþmalarýn arasýnda, portreler önde gelir.
üzerinden kömür tozu ile geçilerek, desenin Erkeklerin sakal ve býyýklarý, kadýnlarýn saçlarý,
boyanacak kýsma çýkmasý saðlanýr. Kurþun kalem kaþlarý, varsa giysilerindeki kürkler, büyük bir
ile hatlar sabitleþtirilir. Altta kalan kömür tozlarý sabýr ile ele alýnarak, tel tel diyebileceðimiz bir
bir kürk parçasý ile temizlenir. Eskiden kurþun incelikle belirtilir.
kalem yerine, çok sulu olarak boya kullanýlýrdý.
Minyatürde, tarama, akýtma, noktalama
Minyatürde boyamaya zemin renklerinin
ve tonlama gibi her türlü boyama tekniði
vurulmasý ile baþlanýr. Eðer zemin olarak altýn veya
kullanýlmýþtýr.
gümüþ kullanýlacaksa, ilk önce bunlar sürülür,
zermühre denilen bir cins akik taþý ile üzerinden Özellikle portre çalýþmalarýnda yüz renklerinin
geçilerek parlatýlýr. Minyatür sanatýnda, renklerin vurulup tamamlanmasýndan sonra su rötuju

12
denilen bir iþlemle arzu edilen renkte bir su, fýrça Selçuklu Ýmparatorluðu döneminden itibaren
ile yüzün üzerinden geçirilerek bütün çizgi ve hükümdar saraylarýnýn daima bir nakýþhanesi
noktalarýn birbirleri ile kaynaþmasý saðlanýr. olduðu bilinir. Bu gelenek Osmanlý Ýmparatorluðu
döneminde de devam etmiþ, ilk merkezimiz
Minyatüre baþlamadan evvel aharsýz bir kaðýt olan Bursa’dan Edirne Sarayý’na, Ýstanbul’un
kullanýlacaksa arap zamký karýþtýrýlmýþ ince bir fethinden sonra da Ýstanbul Sarayý’nda faaliyetini
üstübeç tabakasýnýn astar mahiyetinde zemine sürdürmüþtür.
sürülmesinde yarar vardýr.
Nakkaþhanelerde yalnýzca hattat ve nakkaþlarýn
Bazý hallerde, astar olarak sulu altýn da sürüldüðü meydana getirdiði tezhib ve minyatürlü eserler
görülür. Bu sayede üste sürülen boya çok daha yapýlmaz, her türlü süsleme alanlarýnda
canlý ve net bir görünüm kazanacaktýr. kullanýlmak üzere belli bir esasa baðlý olarak
Eski ustalar, boyalarýný olduðu gibi, kullandýklarý muhtelif desenler de çizilip hazýrlanýrdý. Bu,
bütün aletlerini de kendileri yaparlardý. saray nakkaþhanelerinde tutulan en doðru
yollardan biri de talebenin usta-çýrak usulüne
Özellikle yerine göre, muhtelif incelikte olan göre yetiþtirilmesidir.
fýrçalarýný hazýrlamak da büyük maharet isteyen
bir iþti. Bir minyatürlü eserin hazýrlanmasý þüphesiz
kollektif bir çalýþmayý gerektirmektedir. Bu
Kontürler ve en ince süslemeler tüy kalem denilen nedenle de genellikle yazar, hattat, katipler,
ve kedi tüyünden yapýlan gayet ince bir fýrça baþnakkaþ ve nakkaþlar, cetvelkeþler, altýn ezen
ile iþlenmekte olup, bunlar eski kaynaklarýn ve kullananlar, tahrir çekenler, cilt ustalarý,
yazdýðýna göre, üç aylýk kedinin ense tüylerinin müzehhibler ve bunlarýn usta ve çýraklarý gibi
güvercin kanadý kamýþýna geçirilerek hazýrlanýrdý. hayli geniþ bir kadro içinde her sanatkar kendi
Günümüzde bunun yerine ithal malý samur maharet alaný içinde elinden geleni bütün gayret
fýrçalar kullanýlmaktadýr. ve hünerini göstermektedir.

13
ALTIN VARAK ÝÞLEMÝ

Altýn varak, saf altýn parçacýðýnýn, iki güderi Minyatür sanatýnda gümüþ varaklarýn da
arasýnda çekiçle dövüle dövüle, gayet ince taba- kullanýldýðý görülmektedir. Gümüþ çok çabuk
kalar haline getirilmesidir.
okside olan bir madde olduðu için bir zaman son-
Bu tabakalar ezilme iþleminden sonra yazma ra kararýr ve ilk sürüldüðü zamanki parlaklýðýný
eserlerimizde, fýrça ile sürülerek kullanýlabilecek kaybeder.
bir hal alýr.

Tezhib ve minyatür sanatlarýmýzda kullanýlan Yazma eserlerimizde altýn ve gümüþ, çeþitli


altýn varaklar çok çeþitlidir. Bunlarýn en iyisi 24 tekniklerde kullanýlmýþtýr. Ezilip sürülerek
ayar olanlardýr. Ayarý düþük olanlar az parlar, yeþil olaný en çok tercih edilenidir. Bunun dýþýnda,
altýn, belirli bir oranda saf altýna gümüþ katarak yapýþtýrýlarak, serperek veya elekten geçirilerek
elde edildiði için rengi daha açýk ve yeþilimtraktýr.
Rutubetli bir yerde býrakýldýðýnda esmer bir renk yapýlanlarý da vardýr.
alýr ve zamanla kararýr. Kýrmýzý altýn ise, altýna
Altýn varaklar çok ince kaðýtlar arasýnda muhafa-
bakýr katýlarak elde edilir. Ancak katýlan bakýr
oraný fazla olduðu zaman sürüldüðü zemini yer, za edilir. On tane altýn varaðýn bir arada olanýna
kaðýdýn zamanla parçalanmasýna neden olur. deste, on destesine tefe denilmektedir.

14
ALTIN EZÝLMESÝ

Altýn varaklar mutlaka arap zamký ile ezilmelidir. parmaklarýn da yardýmý ile ezilmeye devam
Bu, toz veya likit halinde olabilir. Nefeszade edilir. Bu iþlemi yaparken zamk, parmaklarýn
Ýbrahim Efendi Gülzar-ý Savab adlý eserinde hareketine mani olacak bir koyuluk alýrsa, birkaç
altýnýn süzülmüþ saf bal ile de ezilebileceðini damla su ilave edilir ve gerektiðinde bu iþlem her
söylemektedir. sefer tekrarlanýr.
Altýn ezmeye baþlamadan evvel ellerin sabunla Altýn ne kadar iyi ezilirse o kadar rengi açýlýr
iyice yýkanýp temizlenmesi gerekir. Altýn ezilecek ve harelenmeye baþlar. Ezilip inceldiðine emin
olan tabaðýn hemen yanýnda bir bardak klorsuz
olmak için, tabaðýn altýnlý olan bir kenarýna üç,
iyi su bulunmalýdýr. Toz halinde olan arap
dört damla su koyup hafifçe karýþtýrýlmalý, tabaðý
zamkýndan silme bir çay kaþýðý kadar alýnarak
çok temiz, yayvan ve ateþe mukavim porselen bir eðerek bunun akýþýna bakmalý. Eðer kumlu
tabak ortasýna konur. Bir iki damla su ile, çevire gibi birbirlerinden ayrýlarak akýyorsa henüz
çevire ezilerek hamur haline getirilir. Sonra ezilmemiþtir. Ýyi ezilen altýn damlasýnda zerreler
sað elin orta parmak memesine biraz zamktan görülmez.
dokunarak yaprak arasýndaki altýndan bir varak
Altýn varaklarýn iyice ezildiðine emin olduktan
kaldýrýlarak tabaða alýnýr. Parlaklýðý tamamen
kaybolup hamur haline gelene kadar tabaðýn tam sonra, temiz su ile altýnlý olan parmaklar ayný
ortasýnda tek parmak ile ezilir. Ayný þekilde bu tabak içinde suyu akýtýlarak yýkanýr. Tabak
iþlemi diðer varaklar takip eder. Altýn varaklarý içindeki altýn ve su iyice karýþtýrýlarak daha
tam ezilmeden üst üste tabaða doldurulmamalý, küçük bir çanaða ince bir tülbentten süzülerek
yavaþ yavaþ almalýdýr. Ezilecek altýnýn hepsi aktarýlýr. Bu iþlemi ince bir mendil kullanarak
tabaða alýndýktan sonra, hamur haline gelen da yapabiliriz. Ufak çanaða alýnan sulu altýnýn
altýn, tabaðýn büyüklüðüne göre bir veya diðer üzerine kabýn alabileceði kadar su konur,

15
karýþtýrýlýr ve suyun durularak altýnýn dibe Altýn, yeter derecede zamklý olursa parlatýrken
çökmesine kadar üzeri kapalý olarak bekletilir. mühreye bulaþmaz. Fazla zamklý olduðu taktirde
mühreyi tutar ve iyi parlamaz.
Ýyi ezilmeyen altýn, çanaða yayýlmýþ olarak
deðil, ortada birikmiþ halde toplanýr. Altýnýn su Bazen altýn üzerinde mühre iyi kaymaz, takýlýr
seviyesine kadar tutunmasý makbuldür. gibi olur. O zaman mühreyi saçýmýza sürerek
Ezilmiþ olan altýn en az 24 saat kadar saçýn yaðýndan istifade edebiliriz. Yalnýz bunda
bekletildikten sonra, süzülür ve hafif bir ýsýya da ifrata gitmemek gerekir. Zira altýnýn üzerini
tutularak kurutulur. El sürüldüðü zaman bir yað tabakasý ile kaplar ve bu halde altýn
çýkmamasý için jelatinli su ile kullanýlýr. üzerinde boya ile çalýþmak zor olur.

Eski ustalar altýnýn, çanakta sulu haldeyken, Altýnda kullandýðýmýz jelatin eritildiði zaman çok
ateþ üzerinde kaynatýlmasýnda yarar olduðunu, çabuk bozulduðu için, her seferinde az miktarda
bu taktirde altýnýn her türlü kirden arýnarak çok yapýlmasýnda fayda vardýr. Jelatinli su çok koyu
daha parlak olacaðýný söylemektedirler. olarak kullanýlmamalý, bu taktirde altýn kararýr
Kaðýda sürülen altýný parlatmaya gelince, bu iki ve parlamaz.
þekilde olur. Ya doðrudan doðruya Süleymani
Ayrýca altýn çok iyi ezilmiþ olsa dahi, her
taþýndan yapýlmýþ zermühre denen mührelerle,
kullanýþtan sonra temiz su ile çalkalayýp süzmekte
altýnýn üzerine sürülerek yapýlýr, ya da sürülmüþ
altýn üzerine ince bir saman kaðýdý koyarak yararlýdýr.
bunun üzerinden parlatýlýr. Eski müzehhibler, sýk sýk altýn ezmemek için
Kaðýt üzerinden yapýlan bu iþlem, altýna mat uzun zaman kendilerine yetecek miktarda altýný
bir görünüm verir ve direk parlatýlan altýn ile ezip bir hokkada saklar, gerektiðinde bundan bir
arasýnda ton farký yapar. býçak ucu ile alýnarak kullanýlýrdý.

16
ALTIN YAPIÞTIRMA

Altýn yapýþtýrmada kullanýlan en kuvvetli madde Altýnla kaplanan zeminin iyice kurumasýndan
yumurta akıdır. Çok taze tercihen günlük olan sonra, hepsinin üzerinden kalýn bir fýrça ile bolca
ve döllenmemiş bir yumurtanýn aký sarýsýndan yumurta aký geçirilir. Bu iþlem altýnýn bir ton daha
ayrýlýr. Bir çanak içinde ceviz büyüklüðünde bir matlaþmasýna neden olursa da saðlamlaþmasý
þap parçasý ile akýn uzamasý bitip sulanana kadar açýsýndan çok gereklidir. Altýn, ayný þekilde mik-
çýrpýlýr. Üzerinde biriken köpükler alýndýktan
siyon veya çok koyu olarak hazýrlanmýþ jelatinli
sonra buna birebir oranýnda su ilave edilerek
su ile de yapýþtýrýlabilir. Ancak yapýþtýrma altýnýn
karýþtýrýlýr. Altýnýn yapýþtýrýlacaðý yere bir fýrça ile
üzeri kolay boya tutmaz. Bunun için yapýþtýrýlan
bol miktarda sürülür.
altýnýn üzerinden tekrar jelatinli bir suyun geçi-
rilmesinde fayda vardýr.
Bu iþlem baþlamadan önce, altýn varaktan bir
santim kadar daha büyük olan ince ve yumuþak
bir kaðýda sarý balmumu sürülür. Altýn yapraðýnýn Her ne þekilde olursa olsun, altýn yapýþtýrýldýktan
üzerine konup sývazlanarak, altýnýn bu kaðýt üze- sonra en az bir hafta tamamen kuruyup kendini
rine alýnmasý saðlanýr. Altýný üzerine aldýðýmýz çekmesi için bekletilir. Ancak bundan sonra üze-
kaðýt, kesici kenarlarý iyice tebeþirlenmiþ bir ma- rinin iþlenmesine baþlanýr.
kas ile yapýþtýrýlacak ebatlarda kesilerek yumurta
aký sürülen yere ak henüz kurumadan yavaþça
konur. Makasýn tebeþirlenmesi, altýnýn makasa Minyatür sanatýmýzýn eski örneklerine baktý-
yapýþmamasý içindir. Yapýþtýrýlan altýn varaklar ðýmýzda, sanatkarlarýn yapýþtýrma altýna pek
arasýnda aralýklar kaldýðý taktirde, ayný iþlem raðbet etmedikleri, genellikle ezip, sürme
burada da tekrarlanýr. tekniðini tercih ettikleri görülmektedir.

17
ZEREFÞAN YAPIMI

Zerefþan yapmak için oldukça koyu bir kývamda az olan kaðýtlar üzerinde mühre kayar ve altýn
jelatinli su hazýrlanýr. Bu sývý, bir iki saat toplanýr. Kaðýda gerektiði kadar yapýþmaz.
bekletildiðinde pelteleþecek þekilde olmalýdýr.
Bir çay fincaný suya, jelatin tabakasýndan beþ, altý Zerefþan yapýmýnýn bir baþka þekli de fýrça ile
kare konarak hafif ateþte jelatin tamamen eriyene olanýdýr. Buna serpme de denir. Görünümü
kadar kaynatýlýr. Baþ ve iþaret parmaklarýmýzý elekten geçen parça altýndan farklýdýr. Genellikle
ýslattýðýmýzda, birbirlerine deðdirdiðimiz zaman eski eserlerde, yazý zemini olduðu kadar, yazý
hafifçe yapýþýyorsa istenilen kývamdadýr. Sonra üstüne de yapýlýr. Bu tarzda zerefþan yapýlmasý
soðumasý beklenir ve zerefþanlanacak olan yere istendiðinde, kâsede ezilmiþ olan altýn, kalýn bir
kalýn bir fýrça ile sürülür. Bu kývamdaki jelatini fýrça ile alýnýr. Bunun ne çok koyu ne de çok
beklettiðimiz taktirde, pelteleþecek, ertesi gün sulu olmamasýna dikkat edilmelidir. Altýnlý fýrça
kullanma olanaðý olmayacaktýr. Onun için her bir çubuða vurularak altýnýn zemine noktalar
seferinde taze olarak yapýlmasý gerekmektedir. halinde düþmesi saðlanýr. Serpilen altýnýn ayný
büyüklükte olmasý el maharetine baðlýdýr. Aksi
Ýri delikli bir tel süzgeç içine altýn yapraðýndan bir taktirde kimi büyük, kimi küçük olacaðýndan
kaç tane konur. Çok sert ve nispeten uzun tüylü güzel bir görünüm vermez. Serpme iþlemi
bir fýrça ile eleðin üzerinden hafifçe geçirilir. bitip, altýn kuruduktan sonra üzerinden mühre
Fýrçayý çok bastýrdýðýmýzda altýn toplanýr, parça geçilerek parlatýlýr.
parça düþmez. Jelatinli su sürülmüþ olan yüzeye
serpilen altýn, tamamen kuruduktan sonra Serpme altýn tekniði, gümüþ kullanarak da
üzerinden sýkýca mührelenir. Altýnýn sabitleþmesi yapýlmaktadýr. Ancak gümüþ, zamanla okside
saðlanýr. Bu tarzda yapýlan zerefþan, çok kaygan olup karardýðýndan, parlaklýðý kaybolur ve boya
zeminler üzerinde iyi netice vermez. Emiciliði görünümü alýr.

18
KAÐIT VE BOYAMASI

Minyatür sanatýmýzda kullanýlan kaðýdýn boyansýn, ilk önce, kaðýdý þaplý bir suya daldýrýp,
da büyük bir önemi vardýr. Gelibolulu Ali kurutmakta fayda vardýr.
Menakib-i Hünerverân adlý eserinde, en iyi cins
kaðýdýn ‘Devlet-abadi’ olduðunu ve Semerkant
Sürme usulü ile kaðýt boyamasýnda, toz boya,
kaðýdýndan aþaðýsýna itibar edilmemesini
mermer üzerinde, bir miktar sirke ile ve destezenk
söylemektedir.
yardýmý ile ezilir. Buna niþasta muhallebisi
yapýlarak karýþtýrýlýr. El ile veya bir sünger ile
Ancak bunlarýn yanýnda 15. y.y. da kaðýdýn üzerine yedire yedire iyice sürülür.
Kaðýthane’deki kaðýt fabrikasýnda imal edilen, Gölgede kurumaya býrakýlýr. Suyunu iyice çekip
Ýstanbuli adlý olanlar da tercih edilenler kurumaya baþladýðýnda, bir aðýrlýk altýna konarak
arasýndadýr. Kullanýlacak olan kaðýtlar, daima kaðýdýn kırýþmamasý saðlanýr. Ancak kaðýt
aharlý ve mührelidirler. Genellikle þeker beyazý, boyamada en güzel tarz banyo usulü olanýdýr.
açýk krem, toz pembe ve süt mavisi renklerinde Burada ton farký olmaz. Yapýmýna baþlarken,
olanlar benimsenerek kullanýlmýþtýr. Nispeten ilk önce, renk veren bitkiler zevke göre seçilir.
daha koyu tonlarda olan kaðýtlarýn, minyatürü Ihlamur, çay, safran, kýna ve gelincik gibi bitkiler
çevreleyen pervaz süslemelerinde bulunduðu, bir suda iyice kaynatýlýr. Rengi iyice çýktýktan sonra,
genelleme olmasa dahi dikkati çeker. bu suya bir miktar þap ilave edilerek tekrar
kaynatýlýr. Kenarlý bir tepsiye alýnan bu renkli
Aslýnda beyaz renkte olan kaðýtlar, cinsleri ne suyun içine kaðýtlar daldýrýlarak banyo yaptýrýlýr.
olursa olsun, bitkisel veya madeni boyalarla Suyun süzülmesi için kaðýdýn bir köþesinden
boyanmaktadýr. Boyama iþlemi üstten sürerek asýlarak kurumasý beklenir. Boyama iþlemi
olduðu gibi, banyo usulü ile de yapýlýr. Buna özellikle aharlanmamýþ olan kaðýtlar kullanarak
daldýrma denir. Kaðýtlar ne þekilde boyanýrsa yapýlmalýdýr. Zira aharlý kaðýt boya tutmaz.

19
Kaðýt boyamasýnýn deðiþik bir tarzý da, genellikle Nohut unu : Nohudi.
eski eserlerde kullanýlan Akkâse’dir. Burada, Susam çiçeði : Güneþte kurutulursa mavi.
kaðýdýn metin kýsmý ile kenarda kalan bölümü
Gelincik çiçeði : Ýçine bir miktar þap konursa
farklý renklerdedir. Bu iþlemde ilk önce, kaðýt
istenilen renkte tümü ile boyanýr. Sonra, metin mavi.
kýsmý sývý arap zamký ile kapatýlýr ve daha farklý Cehri : Sarý.
bir renkte daldýrma usulü ile ikinci defa boyanýr.
Soðan kabuðu : Samani
Arap zamký sürülen yer boya tutmayacaðý için,
bir sayfada iki deðiþik rengin yer almasý saðlanmýþ Asfur : Bir beze çýkýnlayýp su içinde iken
olur. Boyalý bir kaðýdýn orta kýsmýný þaplý su sýkýlýrsa, önce sarý, devam edildiðinde kýrmýzý
sürerek de açabiliriz. Ancak þap kývamýný çok renk çýkar.
iyi ayarlamak ve sürerken ayný homojenlikte Mürver yemiþi : Mor.
olmasýna dikkat etmek gerekir. Aksi halde
Ceviz yapraðý : Kahverengi.
dalgalý olur ve istenilen neticeyi vermez. Gülzar-ý
Savab adlý eserden alýnan bilgilere göre renkler Bakkamaðacý odunu : Kaynatýlýp içine meþe kü-
þöyle elde edilir. lünün süzülmüþ olan suyu ilave edildiðinde,
kýrmýzý renk elde edilir.
Badem yapraðý : Altýn sarýsý. Menekþe yapraðý ve Mürver çiçeði tohumu :
Susam çiçeði : Çimen yeþil. Açýk mavi.

20
DOÐA ELEMANLARININ
AYRINTILI ÇÝZÝMLERÝ
Belirli formlar içinde deðiþik aðaç çizimleri

22
Belirli formlardaki aðaçlar ve bunlarýn üst detaylarý

23
24
Osmanlý dönemi minyatürlerinde kullanýlan çeþitli aðaçlar

25
Aðaç üzerinde kümelemeyi gösteren deðiþik ayrýntýlar

26
Aðaç üzerinde kümeleme ve bunlarýn boyanmaya uygun çizimleri

27
Aðaç çizimi ve ayrýntýlarý

28
Kuru aðaçlarýn deðiþik çizimleri

29
Aþamalý olarak bahar aðacý çizimi

30
Dallar üzerinde yaprak kümelerinin yerleþtirilmesi

31
Kuru dallarýn deðiþik formlar içinde düzenlenmesi

32
Muhtelif aðaç çizimleri

33
Aðaç gövdeleri ve dallandýrýlmasý

34
Aðaç çizimlerinde ilk aþama

35
Çeþitli yaprak çizimleri

36
Ufuk hattýný belirleyen deðiþik çizimler

37
Bitkilerin þematik düzenlenmesi

38
Yer bitkileri ve ayrýntýlarý

39
Siyer-i Nebi’den detay çizim. Boyama tekniðini gösteren renkli resim (5)

40
Selçuklu dönemi, Varka ve Gülþah adlý yazma eserden toplanan çeþitli aðaç çizimleri ve yer bitkileri.

41
Selçuklu dönemi aðaçlarýnýn dal ayrýntýlarý

42
Selçuklu dönemi minyatürlerinde aðaç çizimlerinin aþamalý olarak gösterilmesi
Gövdeden çýkan dallarýn gidiþi ve ikinci aþamada yapraklandýrýlmasý

43
Selçuklu aðaç ve bitkileri

44
Selçuklu aðaç ve bitkileri

45
Selçuklu aðaç ve bitkileri

46
Selçuklu aðaç ve bitkileri

47
Minyatürde kullanýlan çeþitli bulut çizimleri

48
Bulutlar

49
Deniz ve akarsular

50
Kayalar

51
BOYAMA TEKNİKLERİNİ
GÖSTEREN RENKLİ RESİMLER
54
Osmanlý dönemi iki aðaç
Zeminleri tonlama olarak yapýlan aðaçlarýn aþamalý olarak boyanmasýný gösteren iki örnek

55
Servi ve Bahar aðacý

56
57
Matrakçý’dan detay
Beyân-ı Mehâzil-i Sefer-i Irâkeyn
İÜK.T. 5964
Siyer-i Nebi’den, aþamalý olarak bir aðacýn boyanmasý
TSM. H. 1222

58
59
60
Selçuklu dönemi bitkilerinin aþamalý olarak boyanmasý
61
Yer bitkilerinin aþamalý olarak boyanmasý
62
Osmanlý dönemi bir aðaç, zemin renginin sürülüþü ve üst detaylarýnýn iþlenmesi

63
Hünernâme’den alýnan bir aðaç örneðinin aþamalý olarak
renklendirilmesi
TSM. H. 1523-24

64
Deniz ve akarsu boyamasý

65
Hünernâme’den deðiþik aðaçlarýn boyanmasý
TSM. H. 1523-24

66
Deðiþik þekillerde aðaç boyamalarý

67
Hünernâme’den detay
TSM. H. 1523-24

68
Matrakçý’dan detay
Beyân-ı Menâzil-i Sefer-i Irâkeyn
İÜK.T. 5964

69
70
Matrakçý’dan detay
Beyân-ı Menâzil-i Sefer-i Irâkeyn
Bulut boyamasý

71
Tarama tekniðinde boyanan iki servi ve kayalar

72
73
Noktalama tekniði ile aðaç boyanmasý
74
Tarama ve tonlama ile yapýlan servi çeþitleri
Matrakçý’dan, detay
Beyân-ı Menâzil-i Sefer-i Irâkeyn
İ.Ü.K.T. 5964

75
Hünernâme’den, detay
(TSM.H. 1523-24)

76
77
Matrakçý’dan detay
Beyân-ı Menâzil-i Sefer-i Irâkeyn
İÜK.T. 5964
78
Matrakçý’dan detay
Beyân-ı Menâzil-i Sefer-i Irâkeyn
İÜK.T. 5964
79
Matrakçý’dan detay
Beyân-ı Menâzil-i Sefer-i Irâkeyn
İÜK.T. 5964
80
Matrakçý’dan detay
Beyân-ı Menâzil-i Sefer-i Irâkeyn
İÜK.T. 5964
Matrakçý’dan detaylar
Beyân-ı Menâzil-i Sefer-i Irâkeyn
İÜK.T. 5964

81
Matrakçý’dan detaylar
Beyân-ı Menâzil-i Sefer-i Irâkeyn
İÜK.T. 5964

82
Matrakçý’dan detay
Beyân-ı Menâzil-i Sefer-i Irâkeyn
İÜK.T. 5964

83
Manzara etüdü. T.S.M. H. 2153 no. lu albüm

84
Tamamlanmamýþ bir minyatür örneði. T.S.M. H. 762 no. lu Hamse

85
Ýðneli kalýp kullanarak yapýlan bir çalýþma. T.S.M. H. 2152 no. lu albüm.

86
Yarým kalan minyatürlerden. T.S.M. H. 2153 no. lu albüm.

87
Yarým kalan minyatürlerden. T.S.M. H. 2152 no. lu albüm.

88
TERÝMLER

Âbâdî : Eskiden kullanýlan bir kaðýt kullanýldýðý gibi, yapýþtýrýlarak


adý. Buna Hind âbâdîsi de de- ve eleklerden serpilerek de
nir. Hindistan’da Devlet-âbâd kullanýlýr.
þehrinde yapýldýðý için bu ad
Battal : Bir kaðýt cinsi.
verilmiþtir. Çok kaliteli güzel
ve parlak bir kaðýttýr. Bezeme : Süsleme.

Âhar : Niþasta, yumurta aký, niþadýr, Billûr mühre : Camdan yapýlan mühre.
kitre, arap zamký, þap, pirinç Genellikle kaðýtlarýn cilalan-
gibi maddelerden yapýlan bir masýnda kullanýlýr.
sývý. Ham kaðýtlarýn terbi-
Cetvel : Yazma kitaplarda ve levha-
yesinde kullanýlýr. Kaðýdýn
larda orta bölümle kenarý
emiciliðini alýr ve ona parlak
ayýrmak için kullanýlan çizgi-
bir görünüm verir.
ler. Bunlar altýn olduðu gibi
Akkâse : Bir kaðýdýn orta ve kenar deðiþik renklerden de olabil-
kýsýmlarýnýn deðiþik renkte mektedir.
boyanmasý.
Cetvelkeþ : Cetvel çeken sanatçý. Bunlara
Altýn cetvel : Yazma eserlerin metinlerinin Kalemkeþ de denir.
çevresine çekilen altýn cetvel.
Cilbend : Yazma eserlerin korunmasý
Altýn tabaðý : Altýn varaklarýn ezildiði büyük için kullanýlan kutu.
boy tabak. Bunlara Mertabanî
tabak da denir. Ayrýca altýnýn Cild : Yazma eserlerin korunmasý
kullanýldýðý ateþe dayanýklý için dýþ kýsýmlarýna yapýlan
küçük tabaklara da bu ad ve- kaplar.
rilir. Cönk : Dikdörtgen þeklinde uzunla-
Altýn tozu : Altýn tozundan yapýlmýþ rýh. masýna açýlan genellikle þiir
Çoðunlukla fermanlarda yazı mecmualarýna verilen ad.
altý süslemesi olarak da Çakmak mühre: Her iki tarafýndan tutularak
kullanýlýr. kullanýlan aðaçtan yapýlmýþ
Altýn varak : Altýn levhalarýn çekiçle merdane biçiminde mühre.
dövülerek çok ince bir hale Ellerin arasýnda kalan kýsma
getirilmiþ þekli. Bunlar ezilerek sert bir taþ yerleþtirilmiþtir.

89
Çekmek : Âharlanacak kaðýdý þaplý suya Kýl kalem : Minyatür sanatkarlarýnýn
batýrýp çýkarma iþlemi. ince çizgiler çizmek için
kullandýklarý fýrça.
Çift âharlý : Üzerine birkaç kat âhar
sürülmüþ kaðýt. Kontür : Bir rengin etrafýna çekilen
çizgi. Buna tahrir de denir.
Defe : Yüz adetlik altýn varak paketi.
Kuzu : Ana cetvelin kenarýna çekilen
Destezenk : Boya ezmek için kullanýlan
ince çizgi.
alet.
Kuzulu cetvel : Kalýn cetvelin kenarlarýna
Devlet âbadi : Ýpekten yapýlan kaðýtlarýn bir
çekilen ince çizgi. Bu iç ve
çeþidi. dýþ kenarlarýna çekilirse çift
Dip taþý : Altýn varak yapanlarýn üstün- kuzulu cetvel denir.
de altýn dövdükleri mermer Lâl : Kýrmýzý mürekkep
taþ.
Minyatür : El yazmasý kitaplarý süslemek
Ebrû : Su yüzeyine serpilen boyalarýn, için metindeki olaylarý anla-
kaðýda alýnarak boyama þekli. tan bir tür resimlere verilen
El yazmasý : Elle yazýlan kitaplara verilen ad.
ad. Motif : Bir tablonun, bir figürün
Filigran : Eski kaðýtlarýn dokusunda bu- veyahut herhangi bir resmin
lunan ancak ýþýða tutulduðu esasýný teþkil eden þekil ve
unsur.
zaman görülen yazý veya
þekiller. Murakka : Birçok kaðýt tabakalarýný üst
üste yapýþtýrarak elde edilen
Frenk kaðýdý : Avrupadan gelen kaðýtlara
mukavva.
verilen ad.
Mühre : Kaðýtlar aherlendikten sonra
Gümüþ : Altýn gibi varak haline ge-
cilalamak amacý ile kullanýlan
tirilir. Özellikle minyatürler
veya ezilerek sürülen altýný
de nehir veya denizlerin
parlatmaya yarayan taþ.
boyanmasýnda kullanýlýr.
Müzehhib : Tezhip yapan sanatçý. Kadýn
Halkâr : Yalnýz altýnla yapýlan bir süsle- olursa müzehhibe denir.
me tarzý.
Nakýþ : Eskiden boyalý resimlere veri-
Hattat : Hat yazan sanatçý. len isim.
Hurde nakýþ : Minyatür. Nakýþhâne : Nakýþ yapýlan yer. Resim atöl-
Ýbda : Yaratma. Çýðýr açma. O zama- yesi.
na kadar yapýlmamýþ olan bir Nakkaþ : Yazmalara nakýþ ve resim ya-
þeyi yapma. pan sanatkar.
Ýcâzetnâme : Ýlimde ve yazýda öðrenimini Nigâr : Eskiden insan resmi yerine
bitirenlere verilen belge. kullanýlan Farsçca bir kelime.
Kalem fýrça : Müzehhiplerin kullandýðý tek Nigârhane : Resim yapanlarýn çalýþtýklarý
tüylü ince fýrça. yer.

90
Nakýþ resim : Minyatür. Varak : Yaprak, tabaka.
Ressam : Resim yapan sanatkar.
Varak altýn : Altýn varak.
Sývama altýn : Kat kat sürülen altýn.
Silkme : Bir yazý veya resmi kaðýda çiz- Varakçý : Altýn varak hazýrlayan usta.
dikten sonra bunu iðneleyerek
kalýbýný çýkarýp üzerinden kö- Vassal : Daðýlmýþ el yazmasý kitaplarý
mür tozu ile geçmek.
tamir eden usta.
Silkme kalýbý : Ýðne ile delinerek hazýrlanmýþ
desen kaðýdý.
Yastýk : Yaprak halindeki altýnýn
Silkme tozu : Silkme iþinde kullanýlan söðüt
kömürünün tozu. býçakla üstünde kesildiði
Saz yolu : Fýrça maharetini gösteren bir
altlýk.
betimleme tarzý.
Sultanî kaðýt : Eskiden ipekten yapýlan çok Yeþil altýn : Altýnýn gümüþle karýþýmýndan
iyi bir cins kaðýt.
oluþan þekli.
Þebih : Ýnsan resmi.
Þebih yazmak : Ýnsan resmi yapmak. Zerdûzan : Altýn iþleyenler.
Þükûfe : Farsça çiçek demektir.
Zerefþan : Altýn serpme ile yapýlan süsle-
Þikâf : Altýn boya ile birlikte
kullanýlarak yapýlan bir süsle- me.
me.
Tahrir : Bir motifin veya objenin Zerender-zer : Sarý altýn üzerine yeþil altýn ile
kenarýna çekilen çizgi.
yapýlan süsleme tarzý.
Tasvir : Resim
Temellük kaydý: Bir yazma eserin kime ait Zerendûd : Sývama altýn sürülmesine veri-
olduðunu veya kitaplýðý bildi-
ren yazý. len ad.
Tezhib : Yazma eserlerin süsleme iþi.
Zerniþan : Ýrili ufaklý altýn parçacýklarýyla
Tezyinat : Süsleme, bezeme.
Týrnak mühre : Sivri uçlu kalem þeklindeki süslenmiþ kaðýt.
mühreye verilen ad. Buna
Damar mühresi de denilmek- Zernüvis : Altýn ile nakýþ yapan usta.
tedir.
Zervarak : Âharlý kaðýtlarýn üzerine serp-
Toz varak : Altýn tozundan yapýlma va-
rak. me altýn yapýlmýþ olanlar.
Uhra : Minyatürde desen çizerken
kullanýlan kiremit rengi boya. Zýrnýk : Sarý mürekkep.

91
SEÇME KAYNAKÇA

ALİ, GELİBOLULU, Menakib-i Hünerverân, ÝREPOÐLU, GÜL, LEVNİ: Nakýþ-Þiir-Renk,


Ýstanbul 1926. Ýstanbul 1999.

AND, METİN, Osmanlý Tasvir Sanatlarý. I NEFES-ZADE, SEYYİD ÝBRAHİM, Gülzâr-ý


Minyatür, Ýstanbul 2002. Savab, Ýstanbul 1939.

AND, METİN, Osmanlý Þenliklerinde Türk ÖZEN, MİNE ESİNER, Yazma Kitap Sanatlarý
Sanatlarý, Ankara 1982. Sözlüðü, Ýstanbul 1985.
PAKALÝN, M. ZEKİ, Osmanlý Tarih Deyimleri
AND, METİN, Minyatürlerle Osmanlý-Ýslâm
Sözlüðü, 1-3 Ýstanbul 1946-1955.
Mitologyasý, Ýstanbul 1998.
RENDA, GÜNSEL, Osmanlý Minyatür Sanatý,
ARSEVEN, CELAL ESAD, Sanat Ansiklopedisi
Promete Kültür Dizisi, Ýstanbul
I-5, Ýstanbul 1943-1952.
2001.
ATASOY, NURHAN - ÇAÐMAN, FİLİZ, RENDA, GÜNSEL, Batýlýlaþma Dönemi Türk
Turkish Miniature Painting, Resim Sanatý (1700-1859) Ankara
Ýstanbul 1974. 1977.
ATASOY, NURHAN, 1582 Surname-i ÜNVER, SÜHEYL, Ressam Levnî: Hayatý ve
Hümayun - Düðün Kitabý, Eserleri, Ýstanbul 1940.
Ýstanbul 1997. ÜNVER, SÜHEYL, Ressam Nigâri: Hayatý ve
ATASOY, NURHAN, Otaðý-Hümayun, Eserleri, Ýstanbul 1946.
Osmanlý Çadýrlarý, Ýstanbul 2000. ÜNVER, SÜHEYL, Ressam Nakþî: Hayatý ve
ATÝL, ESİN, Levni ve Surnamesi, Bir Osmanlý Eserleri, Ýstanbul 1949.
Þenliðinin Öyküsü, Koçbank, ÜNVER, SÜHEYL, Geçmiþ Yüzyýllarda Kýyafet
Ýstanbul 1999. Resimlerimiz, Ankara 1958.
ÇAÐMAN, FİLİZ - TANINDI, ZEREN, YAZÝR, MAHMUD BEDREDDİN, Medeniyet
Topkapý Saray Museum - Islamic Aleminde Yazý ve Ýslâm
miniature Painting, Ýstanbul Medeniyetinde Kalem Güzeli,
1979. Ankara 1981.

92

You might also like