You are on page 1of 6

Seyid Hüseyn

(Baku, 1887 - Baku, 1937)

Sadıkzade Seyid Hüseyn, 1887 yılında Bakü'de celerinde", "Gilan Gizi" adlarıyla daha sonra ya-
doğdu. Babası Mir Kasım da, dedesi de usta de- yınlanan hikayeleri, hayattan alınma ayrıntılı göz-
nizciydiler. lemleri, gerçekçi psikolojizmi ve canlı, tabii dil ve
Üç-dört yaşlarında babasını kaybeden Seyid üslûbu ile okuyucuda daha büyük ilgi uyandırır.
Hüseyn, dedesi Molla Sadık'in himayesine geçti. Bununla beraber, "Bir Küçenin Tarixi", "Onun
Molla mektebini bitirdikten sonra, Bakü'de açılmış Oğlu", "Xeyir ve Bereket Ayı", "Daxili İşler Na-
bulunan Rus-Tatar mektebine girdi. Dört yıl kadar ziri" hikayeleri otuzuncu yılların gerçekçi nesrinin
bu mektepte okudu. Dedesinin ölümünden sonra en güzel örnekleri olarak tahlil ve takdir edil-
tahsil hayatını yarıda keserek, ailesini ge- mişlerdir.
çindirebilmek amacıyla "Kaspi" matbaasında mü- Seyid Hüseyn, 1927-1937 yılları arasında, aynı
rettip olarak çalışmaya başladı. 1912 yılındaysa, zamanda coşkun ve ateşli bir edebi-tenkidi fa-
tıbbi zorunluluklardan dolayı, mürettiplik görevini aliyetin içinde yer almıştır. Bu suretle o, yirminci
bırakarak, musahhih yardımcısı görevine geçti. Bir yuların ta başından itibaren, Azerbaycan'da yeni
müddet sonraysa asıl musahhihliğe getirildi. Mat- nesrin aktüel yazılardaki estetik fikrinin, edebi ten-
baada çalıştığı yıllarda gazetecilikle de ilgilenip kidin teşekkülünde önemli rol oynar. "Yalnız
makaleler yazmaya başladı. 1908 yılından itibaren Azerbaycan'da değil, belke bütün Zaqafgaziya
matbuatta ilk edebi makaleleri yayınlanmaya baş- türkleri arasında müktadir tengitçi adı daşımağa
lamıştır. leyaqet qazanmış müneggid" (C.Cabbarlı) olarak,
Azerbaycan'da, ekim ihtilalinden sonraki ilk edebi tenkidin arayış ve yönelişleri üzerinde etkili
yıllarda, ilk ve orta okullarda, bu arada bazi yük- olur. Pek çok ismin sanat dünyasına dahil ol-
masında, bu arada bazılarının da vaktinde kalemi
sek okullarda dil ve edebiyat dersleri verir. Aynı
bırakmalarında, O'nun o zamanki sert fakat tem-
zamanda Türkçe yayınlanan "Komünist" ga-
kinli edebi tenkit yazılarının büyük rolü olur.
zetesinde, "Şark Kadını" mecmuasında, Azer-
Lirik ve mensur şiirler, ateşli fıkralar, tenkid,
baycan Devlet Neşriyatı'nda çalışır. 1927 yılından
nesir, piyes, tercüme, neşriyat ve redaksiyon işleri,
başlayarak, bir-birinin ardından "Gelecek Heyat
öğretmenlik, eğitimcilik, ededi derneklerde daima
Yollarında", "Bir Küçenin Tarixi", "Sarı Köynek",
ön saflarda bulunmak gibi çok yönlü faaliyetleri
"Onun Oğlu" ve başka hikayeleri "Ingılab ve Me-
1920 yılının nisanından başlayarak, 1930 yıllarına
deniyyet" dergisinde yayınlanır. doğru daha bir yaygınlık kazanır. İlk iki kitabı -
"Mehriban", "Çarxların Hücumu", "Hezin Bir "Ağı Valideyn, Yaxud Zavallı Mehdi Zaman"
Xatire", "Şirinnaz", "Yatmış Kendin Gış Ge-
(1911) ve "Qaçaq Oğul Yaxud Ata Mehebbeti" 1937 yılında, Baku'nun Bayıl semtindeki ha-
(1914) - sovyet döneminden önce, son on kitabı ise pishanede komünistler tarafından kurşuna dizilen
Sovyet döneminde çıkmıştır. Toplu hikayeleri son Seyid Hüseyn'in kabrinin nerede olduğu bi-
olarak "Şirinnaz" (Bakı, 1961) adıyla basılmıştır. linmemektedir.
Seyid Hüseyn'in gerçekçilik ve sanatkarlık, Başlıca Eserleri:
hakkaniyet, doğruluk ve cesaret dersleri ihtiva "Aqi Valideyn Yaxud Zavallı Mehdi Zaman"
eden edebi mirası bugün de değerinden hiç bir şey (Bakı, 1911), "Qaçaq Oğul Yaxud Ata Mehebbeti"
kaybetmemiştir. Toplumum kültür seviyesi yük- (Bakı, 1914), "Şirinnaz" (Bakı, 1961).
seldikçe ve demokratik değerler yerleştikçe bu
eserlerin de edebi değeri artmaktadır. Kaynakça:
O sadece yazılı külliyatıyla değil, şahsiyeti ve Azerbaycan Edebiyati Meseleleri. Bakı, 1964;
yaşayışı itibariyle de bütün Türk edebi dünyası Azerbaycan Sovet Edebiyatı Tarixi. I. Cilt, Bakı,
için bir örnek teşkil etmektedir. Askeri bolşevik re- 1967; Azerbaycan Sovet Yazıcıları, Bakı, 1958;
jiminin baskılarına hapiste bile göğüs germiş, iş- K.Talıbzade. XX Esr Azerbaycan Edebi Tengidi.
kencelerden yılmamış ve trajik, vakitsiz, fakat ki- Bakı, 1966, 1986; Hüseynzade A.Seyid Hüseyn.
şiliğine uygun bir şekilde vefat etmiştir. Bakı, 1978.

BİR KÜÇENİNİ TARİXİ


(Şirinnaz. Bakı, 1961, s.3-13.)
Siz bunu uydurulmuş xeyali bir efsane zenn küçede eşidilirdi.
etmeyiniz: bu, yaxın keçmişimizin, heqiqi he- Hacı Aslan bu küçenin her bir şeyi idi. Te'bir cayiz
yatımızm bir sehifesidir. görülse, demek olar ki, Hacı Aslan bu küçenin can-
Tarixini yazmaq istediyimiz küçe Azerbaycan daman misalında idi. O, burada ağa, reis, ağsaqqall2
türklerinin yalnız indi deyil, iyirmi beş-otuz il hesab olunurdu. Bakı belediyyesinde onu xalq nü-
evvel dexi medeni ve siyasi merkezi hesab olunan mayendesil3 ve camaat vekili tanıyıb bilerdiler.
Bakıda idi. Bir terefinde Qasım bey, o biri terefinde Böyük tacir ve me'dençiler, Avropa ve Kerbela
Tezepir mescidleri bulunurdu. Habele2 Hacı Pir- tehsili görmüş hüquqşünaslar ve axundlar, seherin
verdi mescidi ile Hacı Ebdülhesen mescidi bu kü- müqedderatmı hell eden qlasmlar yanında Hacı
çenin şerq ve qerb cehetlerini te'yin edirdi. Aslanın nüfuz ve hörmeti olduğu kimi, onun sözü
Bu küçe Şerq düşüncesi ile Qerb zehniyyetini, ve hökmü baqqal dükanlarında, qumarxanalarda,
islam medeniyyeti ile Avropa kulturasını, keçmiş yeraltı padvallardai4, keçmişleri qaranlıq cayıl-
heyatımız ile gelecek yaşayışımızı öz ağuşuna al- cuyuli5 arasında da keçerdi. Bu küçede vaqe olan
mışdı. her bir cinayet, qetl ve qaret Hacıya xeber verilerdi.
Orada dörd-beş qatlı ali, möhteşem imaretler Hele be'zilerini o, iki-üç gün evvel bilerdi.
olduğu kimi, eski, alçaq, güneşgörmez xırda3 ev- Hasili, Hacı Aslan çox böyük adam idi; çünki
cikler, daxmalar4 da vardı. Eski usul medreseleri, o, möhterem bir tacir, nüfuzlu bir mehelle reisi ve
mollaxanaları ile yan-yana, yeni üsulda ibtidai, ali- ağsaqqal, her yerde sözükeçer bir camaat nü-
ibtidai mektebler de mövcud idi. Bu küçenin tir- mayendesi idi.
meşaİ5 qurşaq6 tacirleri ile boğazı qalstuklu7 fab- Bahar yeni girmişdi. Küçelerde böyük bir qe-
rikant ve me'dençileri, başı sarıqlı axundları8 ile lebelik vardı. Novruz bayramı olduğu üçün xalq
başı silindrli ziyalıları;9 qolçomaq-möhtekirlerilO bir-birinin görüşüne gedirdi. Hacı Aslan emr et-
ile elinin emeyi ile keçinen emekçileri bir aile ef- mişdi ki, mehelle içerisinde evlerin qapıları möh-
radı 1 (1. Aile üzvleri.) kimi bir-birini tanıyır, bir kem qapanmalıdır: o, körpe tazılarına dovşan tut-
müqedderat daşıyırdılar. maq, ovçuluq öyredecekdi.
Bir zamanlar bu küçede çox şenlik vardı. Hacı Hacı yoğunlö vücudu ile ata minmiş, çölden tu-
Aslan buranın ruhu idi, her kes onu bilir, ona eh- tulan bir dovşanı xam tazılara göstererek, bir qeder
tiram ederdi. Bu küçede yaşayan ixtiyar, gene, mesafeden buraxdırmışdı. Özü de qaçan tazıların
böyük, kiçik, qadm ve qızlardan bir adam ta- ardınca "ha atam, ha!" deyerek, atını çapırdı.17
pılmazdıll ki, Hacı Aslanın sövüşlerini, her zaman Küçede böyük bir gurultu vardı. Çoluq-çocuq
elinde gezdirib çekdiyi çubuğu qeder qaba le- bir-birine qarışmışdı. Her kes canının qorxusundan
tifelerini eşitmesin, Hacı Aslanın sesi her vaxt bu bir bucağa qısılmışdı. Zavallı dovşan girmeye bir

1. sokağın, caddenin 2. bunun gibi, aynı zamanda 3. yıkık, bozuk 4. kulübeler, barakalar, yer altındaki ilkel evler, ahırlar 5. elde
dokunmuş kumaştan şal 6. kuşak 7. kravatlı, boyun bağlı 8. hocaları 9. aydınları, münevverleri 10. yoksulları sömüren onlara
zulmeden zengin ye yolsuz kazanç elde eden 11. bulunmazdı 12. ihtiyar, yaşlı erkek 13. temsilci 14. bodrum, mahzen 15. kar-
maşa, gürültü '16. şişman, etli butlu 17. sürerdi, koştururdu
deşik arayırdı. Bu halda onun qarşısma eski bir ev idi; Hacı Aslanın paraxodunda9 muzdurio idi. Al-
ÇDcmışdı. Bu evin qapısı altında su yolu vezifesini dığı maaşla iki aileni: özünü, iki yetimi ile dul ba-
gören bir delik bulunurdu. Dovşan oradan heyetel cısını saxlayırdı.
keçmiş, gizlenmişdi. İtler qapıda atılıb-düşerek Mehelle içerisinde Hacı Aslanın ve adam-
hürür. Hacı Aslanın da söyüş sesi onlara qa- larının haqsız hereketlerine yalnız Mürsequlu
rışmışdı. Hacı acıqlanmışdı.2 e'tiraz ederdi. Defelerle Hacı Aslanın adamlarının
Mehelle içerisinde kimsenin ixtiyarı yoxdu ki, yapmaq istedikleri "bir işi" pozmuş ve mane ol-
onun sözünden çrxsm. Ev sahibi qapısmı bağ- muşdu. Hetta bir-iki defe tekbaşma onlar ile çar-
lamışdısa da altındaki su yolunu açıq buraxmışdı. pışmış, heç birisinde meğlub olmamışdı.
Hacı Aslan onun üzüne her şeyini: arvadmı, ba- Hacı Aslan her zaman Mürsequlunun cesaret
cısını, qızmı, hetta belekdeki3 uşağını da söyürdü. ve meharetini teqdir ederdi. Onu özünün "adam-
Zavallı adam qorxmuş halda üzr isteyirdi. Evdeki ları" sırasına daxil etmek fikrinde idi. Mürsequlu
arvad-uşaq bir-birine qarışaraq, qorxularmdan ağ- Hacı Aslanın bu baredelı olan tekliflerini qebul et-
laşırdılar. Hacı Aslan söydükce qızışır, qızışdıqca memişdi. O, namusu ile yaşamaq, elinin emeyi ile
söyüşünü qelizleşdirirdi. keçinmek isteyirdi. Bunun üzerine Hacı onu öz pa-
- İsteyirsen, - deyirdi, - bu saat o evde ağlayan roxodundan xaric etdirmişdi. Meqsedi Mür-
arvadmı küçenin ortasına çekdirib, bu qeder ada sequlunu maddi cehetden sıxmaq idi. Onun bu
mın qarşısmda...!? tedbiri Mürsequluya az te'sir etmişdi, çünki o
Hacı Aslan istediyini yapa bilerdi. O, dediyini özüne başqa bir iş tapmışdı.12
bacarardı.4 Özünün sözünden çıxan, qarşısmdan Hacı Aslan ömründe birinci defe idi ki, is-
keçerken te'zim edib salam vermeyen bir adamın, tediyini yapa bilmirdi. Mürsequlunun ezmi onun
kim olursa olsun, arvadmı ve ya qızmı bu yolda bacarığıl3 qarşısmda sınmamışdı.14 Hacı Aslan be-
tehqir etdirmek Hacının elinden gelirdi. Mehelle lelikle çıxılmaz bir mövqede qalırdı. Mür-
içerisinde oğurlanıbs da bir nece gün "name'lum" sequlunun xalq arasında get-gede nüfuzu artırdı.
yerlerde saxlandıqdan sonra gözü yaşlı evlerine O, mehellede bir "bid'et"l5qoyurdu. Bir az sonra
qayıdan6 gene qızlar, göyçek7 oğlanların facielerini başqaları da tapıla bilerdi ki,l6 Hacı Aslanın, daha
her kes bilirdi. doğrusu, "öz ağalarının" sözünden ve emrinden
Yazıq8 adam dodaqlarının rengi qaçmış halda çıxa idi. Hacı Aslanın burada göreceyi iş "iki" ola
teqsirinin bağışlanmasını isteyirdi: bilmezdi. Mürsequlunu başqalarma da "ibret"
- Siz ancaq qapıları bağlayınız demişdiniz, olmaq üçün ortadan qaldırmaq! Her halda onun vü-
başqa bir şey söylememişdiniz, yoxsa bizim hed- cudu ortadan qalxmalı idi. Bu, bir o qeder müşkül iş
dimiz nedir ki, sizin emrinizden çıxaq... deyildi. Bunun üçün Hacının bir "işaresi" kafi idi.
Hacının açığı soyuyacaq halda deyildi. Lakin Orucluq günlerinin birinde, xalq mescid mo-
"bizim heddimiz nedir ki, sizin emrinizden izesindeni7 dağılarken, Hacı Aslanın adam-
çıxaq..." cümlesi onun xoşuna getdi. O, bele ita- larından dördü qefilden,i8 elleri silahlı Mür-
etkarane sözleri eşitmeyi sevirdi. Yumşaldı. Onun sequlunun üzerine hücum etmişdiler. Mürsequlu
"teqsir" inden keçdi: yaralanmış, yere yıxılmışdı. Qatilleri onun nefesini
- Bu defelik senin teqsirinden keçirem. kesmek isteyirdiler. Feqet Mürsequlu öz canını çox
- Allah ömrünü uzun elesin. Allah sayenizi üs da ucuz teslim etmek istemirdi. Yaralı halında, da-
tümüzden eskütmesin!.. şıdığı silahı ile müqabilede bulunurdu. Mescid qar-
İndi bu küçede her kes Hacının ali- şasmda böyük bir atışma davam edirdi. Bir nece
cenablığmdan danışırdı. kenar adam yaralanmışdı.
Bu adi bir hadise idi. O qeder adi idi ki, kim- Hacı Aslanın yapdırdığı bu "emeliyyat" ne-
senin nezer-diqqetini celb etmemişdi. Kimse onu ticesinde ortada dörd cansız cesed qalmışdı. Bunların
iki gün sonra xatırlamamışdı, çünki bu kimi "adi" birisi Mürsequlu, ikincisi tamamile yoldan keçen bi-
hadiselerin bir günde bir neçesini görmeye bu küçe teref bir adam, ikisi de Mürsequlunun qatilleri...
xalqı adet etmişdi. O qeder adet etmişdiler ki, artıq Esline baxdıqda, bu hadise bir o qeder böyük
bele şeylere alışmışdılar. Feqet bir hadise bu kü- deyildi. Bu küçenin heyatında bele atışmalar çox
çenin heyatmda "fövqel'ade" hesab edildi. görülmüşdü. Habelei9 neticesinde iki-üç adamın
Mürsequlunu bu küçede her kes sevirdi; çünki ölüb-yaralandığı bu "emeliyyatlar" da ilk defe
Mürsequlu ne qeder igid, cesur idise de, bir o vaqe olmamışdı. Fövqel'ade adlandırılan hadise ta-
qeder namuslu, haqsız işe razı olmayan bir adam mamile başqa idi.
1. avluya 2. öfkenlenmişti, hiddetlenmişti 3. kundaktaki, beşikteki 4. elinden gelirdi, yapabilirdi 5. çalınıp, aşırılıp 6. geri
dönen 7. güzel, sevimli, şirin 8. aciz, zavallı 9. vapur 10. amele, ücretli işçi 11. hususta, hususunda; hakkında 12. bul-
mak 13. bilgisi, tecrübesi, kabiliyeti 14. kırılmamıştı 15. sonradan meydana çıkan şey. 16. bulanabilirdi 17. vaazından, camide
verilen öğüründen 18. ansızın, birden, habersizce 19. bunun gibi, aynı zamanda
O günün sabahı bu mehellede, bir küçe içe- sakit etmekıo lazımdır. Bu meqsedle yaxm gelerek,
risinde dörd qapmın önünde tabut qoyulmuş, qadına teselli vermek isteyirdi:
dörd damda selat çekilirdi. Mürsequlunun tabutu - Sebr ele, bacı, eybi yoxdur, qalx, get eve!
küçenin sağ terefinde, onun öldürdüyü adamın da Qadm Hacının bu sözlerini eşitmirdi. Ona
tabutu heminı küçede, bir nece addım mesafede, bunların te'siri yoxdu. O başı üzerinde duran ada-
sol terefde qoyulmuşdu. mın Hacı Aslan olduğunu bilmirdi. O, çı-
Mürsequlunun atalıq edib böyütdüyü iki ba- ğırmasında davam edirdi:
cısı uşaqları vardı. Bunun böyüyü on altı-on yeddi - Evimi yıxdın, Hacı Aslan!!! Qapm çırpılsm,ll
yaşlarında idi. Mürsequlunun ölümü ile Hacı Aslanın Hacı Aslan!!!
acığı2 soyumamışdı. Mehelle içerisinde kimsenin ix- Hacının abrıi2 gedirdi. Qadının sesini kesmek
tiyarı yoxdu ki, Mürsequlu üçün heyfsilensin3 ve lazım idi.
onun gencliyine acısın. Buna baxmayaraq, Mür- - Besdir heyasızlıq etdin! Eyibdir senin üçün!..
sequlunun bacısı oğlu qapı ağzında dayanaraq4 da- Qalx ayağa deyirem sene!..
yısı üçün semimi göz yaşları tökürdü. Onun bu halı Mümkün deyil, qadm "heyasız"lığında davam
Hacmin emrinden çıxmaqdan başqa bir şey deyildi. edir. Hacı Aslanın "emri"i nezere alınmır, qadmm
Hacıya öldürülen "adamlarının" intiqammı almaq sesini kesmek lazımdır.
lazım gelirdi. Taburu yerden hele qaldırmamış Mür- Hacı Aslan burada ne yapsa idi yaxşı olardı?
sequlunun qapısmda onun on altı-on yeddi yaşlı ba- O, esebileşmişdi.
cısı oğlu bir çox adamların gözü önünde küçenin or- - İndi men seni sakit ederem, - demişdi. özünü
tasına çekilerek, vücudu delik-deşik edildi. Zavallı, "adamlarına" tutaraq emr vermişdi ki, qadırun
me'sum uşaq öldürüldü. ikinci kiçik oğlunu da gedib evin içinde öl
Siz belke zenn edersiniz ki, yuxarıda söylenen dürsünler.
fövqel'ade hadise bu uşağın öldürülmesidir. Xeyr, Qadın evvelce Hacının bu emrinden bir şey
sehv edirsiniz!5 Bu küçenin tarixinde bele me'sum anlamamışdı. Feqet sonradan Hacının elisilahlı
uşaqlarm qanları töküldüyü ilk defe deyildi. adamlarının eve teref getdiklerini gördükde, onun
Ondan evvel de bu küçede uşaqlar öldürüldüyü tekrar etdiyi "o biri oğlunu da!.." sözlerinin
görülmüşdü. me'nasını anlamışdı.
Dağ kimi, igid, cesur qardaşını bele bir halda Görürsünüz, fövqel'ade hadise işte bu idi;
itiren bir bacının ağlayıb feryad etmesi tebii bir ha- çünki qadın indi çığırmırdı, o, Hacının ayaqlarını
disedir. Zavallı, bextsiz bacı evde qardaşmm mu- evvel qucaqlayıb: "Vallah, daha ağlamaram!" deye
sibetinde qızğın göz yaşları tökdüyü bir zamanda, yalvarırdı. Sonra onu buraxıb kiçik oğlunu mü-
oğlunun küçede öldürüldüyünü duyursa, yıxıla- dafie etmek meqsedile eve teref getmek istemişdi.
yıxıla dişarı çıxıb oğlunu yere serilmiş ve qanına Ayaqları tutmadığı üçün oğlunu aramağa geden
bulaşmış bir halda görerse ne yapa biler? Qadın "adam'ların ardınca sürünürdü. O ne ağlayır, ne
ağlamır. Onun göz yaşları artıq qurumuşdu. O, çığırır, ne de yalvarır ve ya birisinden kömeki3 is-
yalnız eynindeki6 paltarını7 cırıbs dağıdır, başının teyirdi. O indi qehqeheler ile gülürdü.
saçlarını yolur, vehşi ve qorxunc bir sesle çığırır, çı- ... Siz belke bunu uydurulmuş, xeyali bir ef-
ğırır, çığırır. sane zenn edersiniz. Bu hadise bizim yaxın keç-
Bu çığırtıların arasında qadının ağzından yal- mişimizin, heqiqi heyatımızm vaqe olmuş bir se-
nız bir adamın adı eşidilirdi: hifesidir.
-Hacı Aslan!!!
Bu qadın bir anadır. Oğlu öldürülmüş bir ana- II
dır. O, indi heç bir kesden qorxmur, kimsenin em- Bu küçenin tarixi uzundur. İçerisinde bele
rini ve tehdidini nezere almır. O, bilerekdenmi ve qanlı sehifeleri yüzlercedir. Burada Hacı Aslan yal-
ya bilmeyerekdenmi söylediyi adı daha yüksekden nız bir deyildi. Bir nece idi. Hamısmıni4 özüne
tekrar edirdi. göre hörmet ve nüfuzu, xalq arasında sayılacaq
-Hacı Aslan!!! mövqeyi vardı. Yalnız bir tefavütleriis var idi ki,
Kimse oğlunun ölüsü üzerinde özünü helak bunların bir qismi "kiçik", bir qismi de Hacı Aslan
eden bu qadma yaxm düşmürdü. Her kes onun fa- kimi çox "böyük" idi.
ciesinden müteessir olmuş idi. Bir çoxları ağ- Nehayet, 1905-ri il inqilabının dalgaları Qaf-
layırdılar. Hacı Aslan bu menzereni görür, o hiss qaz dağlarını aşaraq Azerbaycanın, xüsusile bu kü-
edirdi ki, açıqdan-açığa yapdırdığı bu cinayet bir çenin sakitliyinil6 xeleldarl7 edib, durgun heyatını
"tedbirsizlik"dir. Qadm onu "biabır"9 edir. Onu çabcalandırmağa başladı. İki qüvve üz-üze geldi.

l.bu 2. öfkesi, hiddeti 3. acısın, esef etsin 4. durarak 5. yanılırsınız 6. omuzundaki, sırtındaki 7. kıyafetini, elbisesini 8. par-
çalayıp, yırtıp 9. hayasız, şerefsiz 10. susturmak, sakinleştirmek 11. "Evin yıkılsın" anlamında bir kargış, beddua 12. rezil olu-
yordu 13. yardım 14. hepsinin, herkesin 15. iki şey arasındaki farkları 16. sessizliğini 17. bozup
Mübarize ve çarpışmaq lazım idi. Her yerde, her qalxdı. Her kesin ağzında onun söyledyi sözler tek-
mühitde haqsızlığm, qolugüclülüyün, zorbalığın rar edilirdi. Bu söz sanki onların şüarları, ruh-
eleyhine çıxışlar olurdu. larında bedii25 heyecanlarını oxşayan ahengdar
Mehelli hökumet zeif düşdüyü üçün nüfuzu neğmeler idi.
yoxdu. Seherin emin-amanlığı,ı vetendaşlarm şexsi Hans26 bir şey axıradek bir hal ile qalmışdır
hüquqlarını müdafie etmek, zorbaların zülm ve is- ki... Hacı Aslan ölüb getdi. Bütün küçe xalqı onun
tibdadına bir nehayet vermek, haqsız tökülen qan- mateminde ağladı. Her yerde, her kes onun fe-
larm qarşısmı almaq meqsedi ile seherin "ağa"ları, ziletinden, böyüklüyünden behs edirdi. Bu küçe
xalqın "seçilmiş" nümayendeleri2 Bakı be- xalqı özünün "ağa"sını, "rehber"ini itirmişdi.
lediyyesine toplanıb, bir "cemiyyet" düzeltdiler.3 Lakin bir iş vardı ki, o "ağa"sız, "rehber"siz qal-
bu cemiyyete "Sulh ve Selah" adı verilmişdi. Meq- mırdı. Hacı Aslan özünün toxumlarım bu küçeye
sedi bu küçede "nizam" ve "qayda"nı saxlamaq,4 geniş süretde sepmişdi. Her tinbaşi27 Hacı Aslan
"qanunsuz" hereketlere yol vermemek idi. xasiyyet28 ve tebietinde, Hacı Aslan taktikasmda
Eğer Bakı belediyyesinin arxivini5 axtarsaq6 ve "adam"lar ortaya çıxmışdı. Bunlar her biri küçe içe-
ya o zamanki qezetlerin sehifelerini vereqleyib7 bu risinde, xalq arasında "Hacı Aslan" olmaq isteyirdi.
cemiyyetin kimlerden ibaret olduğunu bilmek is- Onlar get-gede böyüyür, inkişaf edir, qol-qanad
tesek, göreceyik ki, onun reyaset hey'etis içerisinde acırdılar. Lakin bir hal vardı ki, zamanın cereyanı
bizim tanıdığımız bir adam da vardır: başqa bir cehete idi. Bu "toxum"lar her ne qeder
- Bakının mö'teber tacirlerinden, belediyye böyüyür, yarpaqlanırdılarsa da, özlerini göstere
üzvü9 Hacı Aslan! bilinirdiler. Bunun üçün böyük bir tarixi hadise
Hacı Aslanın 1905-ci il inqilabı günlerinde bir lazım idi. Bu hadise 1917-ci ilin Fevral inqilabı idi.
çox çıxışlarıio olmuşdur. Men onun bir çmşmı Fevral inqilabı bu mübariz29 toxumlara inkişaf
yaxşıll xatırlayıram. üçün bu küçede müsaid bir zemane hazırladı.
İrtica qüvvetlenmek isteyirdi. Birinci Dövlet İndi30 "Medeniyyet sarayı" adlanan sabiq3l "İs-
Dumasıl2 hele qovulmamışdı. Burada "Heqiqi rus mailliyye"de bütün Qafqaz müselmanlarmm birinci
xalqı" adı ile bir cemiyyet teşkil olunmuşdu. Bun- qurultayı toplanmışdı. Burada Hacı Aslanın qol-
lar Bakı proletariatınını3 beynelmilel şüarıi4 ile qanad açmaq isteyen toxumlarmdan be'zileri "millet
yapdıqları çmşlara müqabil be'zi müfettinanelS 1 nümayendesi"32 olaraq iştirak edirdiler. Qurultay
(1. Fitnekarcasına.) işler görürdüler. Bu za- Azerbaycan türklerinin gelecek müqedderatmı hell
manlarda bu küçede böyük bir nümayiş destesiiö etmek isteyirdi. O meclisde başı çadrasız33 bir qa-
düzeldilmişdi. Destenin önünde Hacı Aslan ge- dının çıxışı böyük bir gurultuya sebeb olmuşdu. Qu-
lirdi. Arxası ile süvari kazak bölüyü gelirdi. Zurna- rultay iki yere bölünmüşdü. Bir qismi başı açıq qa-
balaban "qaytağı"l7 çalır, Hacı aslanın "adam"ları dının bir an evvel kenar edilmesinin34, ikinci qismi
da papaqlarınıl8 gözlerinin üstüne qoyub oy- onun axıradek qurultayda iştirakim isteyirdi. Hacı
nayırdılar. Tezepire toplanan bu nümayiş destesi Aslanın toxumlarma özlerini göstermek, mövqeye
Böyük kilse heyetinei9 geldi. Burada Bakı qra- hakim olmaq zamanı yetişmişdi.
donaçalniki20 ve sair bu kimi böyük hökumet Çjurultay nümayende qadmm "çadra" me-
me'murları Hacı Aslanı akjışladılar. selesini "hell" etmekle uğraşarken, Hacı Aslan vaxtı
Küsenin heyetine bir kürsü2l qoyuldu. Hacı ile xam tazılarına dovşan tutmaq telim etdiyi kü-
Aslan özünün div22 kimi vücudu ile o kürsünün çede, onun daha yaxşı açılmamış kiçik toxumları,
üstüne çıxdı. Nitq23 söyleyecekdi. Her terefde "sss- başı çadralı qadm ve qızlarm ayaqlarmdan çek-
sss" sesleri eşidildi. Her kes sakit oldu. melerini çıxartdırıb başmaq35 geydirirdiler.
Hacı Aslan: Her yerde hacı aslanlar baş qaldırmışdılar.
- Camaat! - dedi- her kes padşahı istemir... Fevral inqilabını Oktyabr inqilabi36 te'qib etdi.
onun arvadım! Bir çox kölgeli qüvveler Oktyabr inqilabınm bu kü-
Camaat onu alqışladı. çeye keçmesine mane oldu. Hacı Aslanın toxumları
Hacı Aslan elave etdi: indi başqa dürlü rengde görünmek isteyirdiler.
- Camaat, siz de deyin... padşahı istemeyenin Ayaqlarının altı daha möhkem deyildi. Öz ge-
arvadım! leceklerinden tamamile arxayın37 deyildiler. "Ye-
Nümayişçi destesinden24 böyük bir gurultu niler" ile bir növ38 "reftar"39 etdirdiler. Be'zi vaxt
1. emniyeti ve güvenliği, huzuru 2. temsilcileri 3. tertip ettiler, kurdular 4. kanun ve düzeni korumak 5. arşivini 6. arasak 7.
sayfalarını çevirip kontrol ederek okuyup 8. başkanlık kurulu 9. belediye meclisi üyesi 10. bildirileri, çıkışları 11. iyi,güzel 12.
Birinci Devlet Meclisi 13. proleteryasınm, işçi sınıfının 14. sloganı 15. fitneli şekilde, fesat çıkarırcasına 16. yürüyüş grubu, protesto
grubu 17. zurna ile balaban denilen çalgılar rastgele çalınıyor 18. kalpaklarını 19. avlusuna 20. belediye reisi, şehremini 21. bir
tür masa, kürsü 22. dev 23. nutuk atacaktı 24. gösterici gruptan 25. güzel 26. hangi 27. köşebaşı 28. huy, özellik 29. döğüşe, mü-
nakaşaya kalkışan kişi 30. şimdi 31. eski, geçmiş 32. Millet Meclisi, milletvekili 33. peçesiz, çarşafsız 34. çıkarılmasını 35.
ayakkabı, pabuç 36. Ekim 1917'de yapılan Bolşevik (Komünist) Devrimi 37. rahat, emin, huzurlu 38. çeşit, tür 39. gidiş, yürüyüş
çarpışır, hücuma keçirdiler. "Din", "şeriet", tamamile qocalıb işden düşmüş "adam"larmdan
"qur'an" onların elinde böyük bir vasite idi. Bele bir neçesini oturmuş gördüm. Öte terefden böyük
qeyri-müeyyen bir zamanda bu küçenin üze- bir pioner2 destesi gelirdi. Qız, oğlan bir-birine qa-
rindeki qalm kölgeler qalxdı. İki il yarım sonra rışmışdı. Onların keçib yolun açılmasını göz-
Oktyabr inqilabının dalgaları Xezer denizini aşaraq leyirdim. "Adamlar" arxam terefde bir-birlerile da-
coşqun bir sel kimi bu küçenin her yerine, her te- nışırdılar.3 Onların birisi keçmiş zamanı xatırlamış
refine yayıldı. Her bir şeyi alt-üst etdi. Esrlerden olmalı ki, yoldaşının sözünü keserek, üreyinin en
beri kök atmış qocaman ağaçları bütün esasından derin bir yerinden dedi:
qoparıb atdığı kimi, Hacı Aslanın "böyük", "kiçik" - Ay Hacı Aslan! Allah sene rehmet elesin,
toxumlarını da kökünden çıxarıb geder-gelmez di- ikincisi de derinden bir ah çekerek dedi:
yarına sövq etdi. - Allah ona rehmet elesin, ölmeli kişi deyildi.
Küçe temizlendi. Men de dönüb dedim:
Keçen gün men heminl küçe ile keçirdim. Bir - Allah ona "rehmet" elesin!
mehelle baqqah dükanınm qarşısında Hacı Aslanın Yanvar4-fevral,5
1927

l.bu 2. öncü grup 3. konuşuyorlardı 4. Ocak ayı 5. Şubat ayı

You might also like