You are on page 1of 6

XIX.

YY AZERBAYCAN EDEBİYATI

XVIII. yy. sonu, Azerbaycan tarihinin en ka- tıları sayan İran'la, 1805-1812 ve 1826-1828 yıl-
rışık ve en bunalımlı dönemi olmuştur. Ülkenin larında girişilen savaşlar Rusların zaferiyle so-
siyasî, ekonomik ve kültürel hayatında ardı arkası nuçlandı. 1813'te yapılan Gülistan Anlaşması ve
gelmeyen buhranlar yaşanmıştır. Türk asıllı Sa- 1828'de imzalanan Türkmençay barış söz-
feviler sülâlesinin, çöküşünden ve 1747 yılında, leşmesiyle Kuzey Azerbaycan, kesin olarak Rus
Avşarlar soyundan gelen Nâdir Şah'm ölümünden İmparatorluğu'na katılmış oldu. Araş nehri, Rusya
sonra İran'ı saran iç savaş Azerbaycan'ı da et- ile İran arasında sınır olarak kabul edildi.
kilemişti. Bu asrın sonlarına doğru Azerbaycan, Böylece, XIX. yy. başlarına gelindiğinde, Azer-
birçok hanlığa, belli sınırları olmayan, planlanmış baycan bu iki devlet arasında paylaşılmış oldu. Ül-
ve istikrarlı politikalar yürütemeyen, zaman kenin tarihî ve siyasî hayatındaki bu köklü de-
zaman birbirleriyle kanlı çatışmalara giren küçük, ğişiklikler, elbette ki onun manevî hayatına ve
feodal devletlere bölünmüştü. Ülkenin top- kültürüne de yansıyacaktı. Nitekim Azerbaycan,
raklarında; Guba, Karadağ, Tebriz, Derbent, Şa- bir Rus sömürgesi olmanın bütün ağırlığını ya-
mahı, Baku, Karabağ, Gence, Talış, Nahçivan, Seki şadığı bu dönemde Rus ve Avrupa medeniyeti ile
hanlıkları, Marağa ve Urmiya Malikâneleri, Şem- ilişkiye girmiş ve uygar dünya ile temas kur-
seddin Gazah ve İlisu Sultanlıkları, Car-Balakend muştur. Firidrih Engels'in, Kari Marks'a gön-
Icmâsi gibi küçük, mahallî devletler kurulmuştu. derdiği bir mektupta yazıldığı gibi; XIX yüzyılın
Bu siyasî parçalanma, iktisadî ve kültürel hayatta ilk yarısında Rusya, bütün rezilliğine ve Slavyen
da bir gerilemeye yol açmaktaydı. çirkefine rağmen, Volgaboyu ve Kafkas halklarıyla
Azerbaycan'ın tarihî bağlarla, dil ve din bir- ilişkilerinde, belli ölçüde medenîleştirici bir rol oy-
liğiyle sıkı sıkıya bağlı bulunduğu Osmanlı İm- namıştır. Farsların esareti altında kalan ve her
paratorluğu ve İran'ın zayıflamaya başladığı bu türlü millî his ve fikirlerden mahrum bırakılan
dönemde, kuzeydeki komşu Rus İmparatorluğu Güney Azerbaycan'dan farklı olarak, Kuzey Azer-
gittikçe güçleniyordu. Deli Petro'nun ger- baycan'da bir yandan yabancı işgaline ve kendi
çekleştirdiği ıslahatlar sonucunda, batıya daha üzerindeki sömürgeci siyasete duyulan tepkinin
fazla yakınlaşmış olan Rusya, yalnız askeri açıdan sonucu olarak "milliyetçilik" şuuru, öte yandan,
değil, ekonomik ve kültürel yönden de kısa za- batı medeniyetiyle büyük ölçüde bütünleşmiş
manda büyük başarılar elde etmişti. Bu durum Rusya'nın medenîleştirici fonksiyonundan ya-
Rusya'yı, Azerbaycan'la ilgili emellerinde, Osmanlı rarlanma eğilimi kısa zamanda kendisini gös-
İmparatorluğu ve İran karşısında son derece avan- termeye başladı. 1830'dan başlayarak, Kuzey Azer-
tajlı bir konuma getirmişti. baycan'ın muhtelif şehirlerinde, Rusça eğitim
180ı'den itibaren Rusya, Azarbaycan Han- yapan ve modern bilimleri öğreten, çağdaş okullar
lıkları'm işgal etmek için silahlı müdahaleye baş- açıldı. 1828'de Azerbaycan Türkçesi ile ilk ga-
ladı. Bu hanlıkları şeklen kendi devletinin uzan- zetenin yayınlanmasına teşebbüs edildi. Öte yan-
dan, aynı yıllarda neşrolunan ve Türkçe'yi iyi bilen baycan'daysa, tek din, tek dil ve tek İran sloganları
Ermeni ve Rus memurlarca yayma hazırlanan, altında, bu hisler her vesileyle bastırılmıştır.
"Tatar Exbârı" ve 1845'te Tiflis'te yayma başlayan XIX. yüzyılın birinci yarısında, Azerbaycan
"Kafkasya'nın Bu Tarafının Exbârı" gibi, devlet po- Edebiyatı, ister türler, ister konular, ister üslûp ve
litikalarına hizmet eden gazeteler halk arasında iti- isterse kullanılan sanatlar açısından, eski gelenek-
bar görmedi. Azerî matbuatının ilk gerçek lerden pek de uzaklaşmamıştı. Evvelki dönemlerde
numunesi, ilk sayısı 22 Temmuz 1875'te Bakü'de, olduğu gibi, gazel tarzı hâlâ edebiyatın sürükleyici
Hasan Bey Zerdabî'nin başyazarlığı ile çıkan "Ekin- türüydü. XVIII. asırda Vâgif ekolünün ve âşık ede-
ci" oldu. "Ekinci"nin ardından, Kafkasya'nın o de- biyatının tesiriyle halk şiiri üslûbu ortaya çıkmış ve
virdeki asıl kültür merkezi sayılan Tiflis'te, "Ziya", bu üslûp, edebiyatın genellikle dil açısından halkla
"Ziya-yi Kafkaziyye", "Keşkül" gibi gazeteler or- bütünleşmesine,halka yakınlaşmasına imkan ya-
taya çıktı ve zaman içerisinde, bir yandan gazeteye ratmıştı. Edebiyat, epiklikten, sosyal ve manevî ha-
ciddî bir talep ve ilginin, öbür yandan kü- yatta ortaya çıkan ciddi değişiklikleri süratle takip
çümsenemeyecek seviyede bir gazetecilik ge- ederek değerlendirmekten henüz uzaktı. Divan ede-
leneğinin doğmasına hizmet ettiler. "Ekinci" ise, biyatı tarzında yazan şairlerin lirik gazelleri, yahut
yalnız Azerbaycan'ın değil, bütün Rusya Türk- âşık koşmaları, Azerbaycan Türklerinin hayatlarını
lerinin ilk gazetesi olarak, onların arasında millî ve bütün yönleriyle ve belirli bir yeterlilikte iş-
dinî birlik fikirlerinin doğmasında ve ya- leyebilme kabiliyetinden uzaktı.
şatılmasında önemli rol oynadı. Yenileşen hayatla birlikte belli bir değişime uğ-
XIX. yüzyılda Kuzey Azerbaycan'da yepyeni rayan insanlar, edebiyatı da yeni şekil ve yeni tarz-
bir aydın nesil yetişmiş, kültür hayatının bütün sa- lara zorluyordu. Edebiyattaki bu yenilenme ih-
halarında bir ilerleme ve gelişme yaşanmıştır. tiyacını, eski dönemin son, yeni dönemin ilk büyük
1873'te Azerbaycan Millî Tiyatrosu'nun temeli atıl- sanat adamlarından biri sayılan Abbaskulu Ağa Ba-
dı. Müzik, resim gibi sanat dallarında önemli ge- kıhanov-Gudsi anladı ve 1838'de yazdığı "Kitab-ı
lişmeler kaydedildi. Dilcilik, tarih, coğrafya, İslam Esgeriyye" adlı eseriyle, Azerbaycan Edebiyatına
hukuku vb. alanlarda dünya çapında tanınmış yeni, çağdaş nesir türünü getirmeye çalıştı. Bu eser-
âlimler yetiştiler. "Rus Şarkiyatçılığının Babası" de, gazel-kaside türünün geleneksel kah-
kabul edilen Mirze Mehemmedeli Kâzımbey (1802- ramanlarından, ızdırap çeken âşıklardan, gözyaşı
1870) Kazan ve Petersburg üniversitelerinde, Mirze döken sevgililerden farklı olarak, halkın arasından
Cafer Topçubaşı (1784-1869) Petersburg üni- çıkmış sade insanlar, kendi problemleriyle ede-
versitesinde Türk-İslâm dünyasının tarihi, dili, ede- biyatın konusu haline getirildi. "Kitab-ı Es-
biyatı hakkında değerli araştırmalara girişiyor, geriyye"de hâlâ eski dönemin etkisinde kalındığı,
Türk Edebiyatının klasik örneklerini çağdaş-ilmî Arapça-Farsça söz ve terkiplere sıkça yer verildiği,
metodlarla hazırlayarak yayınlıyorlardı. Abbaskulu secîli nesir prensibine bağlı kalındığı söylenebilirse
Ağa Bakıhanov (1794-1846), Mirze Adıgözel Bey de, eserin farklılığı, edebiyatın geleneksel türlere ve
(1769-1854), Mirze Cemal Karabaği (1784-1860), konulara bağlı kalınarak gelişemeyeceğini anlamış
Şeyh İbrahim Gencevi (1815-1865) vb. tarihçilerin olmasındaydı Bakıhanov da, bu yeni anlayışın, söz
eserlerinde, Azerbaycan ve Kafkasya tarihinin ayrı konusu eseriyle Azerbaycan Edebiyatına girdiğini
ayrı dönemleri, çeşitli tarihî kaynaklardan ha- belirtmekteydi.
reketle araştırılıyordu. Millî okullar ve millî ede-
biyatla beraber, tarihî eserler de, Azerbaycan Türk- Edebiyatın yenileştirilmesi sahasında ilk adım-
leri arasında, millî şuurun yayılmasında önemli rol lan XIX. yüzyılın birinci yarısında, Abbaskulu Ağa
oynamışlardır. Asrın 80. yıllarına doğru, millî mat- Bakıhanov, İsmayılbey Kutkaşmlı, Mirze Şefî
buat sahifelerinde yayınlanan makalelerde, Azer- Vezeh almışlarsa da, onlar tüm çabalarına rağmen,
baycan'da yaşayan yerli halkın, Rusların ifade ettiği kültür ve edebiyatta yeni bir devrin başlatıcısı ola-
şekliyle "Tatar", yahut halkın söylediği gibi yalnız mamışlardır. XIX. yy. Azerbaycan Edebiyatında
"Müslüman" değil, Türk olduğu, dinlerinin İslâm gerçek mânâda modernleşme, Mirze Fetheli
olduğu, Tatarların da Türklerin bir kolu, bir boyu Ahundzâde'nin adı ve edebî faaliyetleriyle ya-
olduğu fikri vurgulanıyordu. Bir taraftan Batı kül- kından ilgili bir gelişmedir. Mirze Fetheli, Azer-
türüne aşinalık, diğer yandan Ruslaştırma po- baycan Edebiyatını, eski divan şiirinin bin yıllık ca-
litikalarına bir tepki olarak doğan milliyetçilik dü- zibesinden kopardı, onu, yeni mazmun ve yeni
şüncesi, Kuzey Azerbaycan'da çok kısa bir biçimlerle zenginleştirdi. Azerbaycan Edebiyatına
zamanda kendine yer edinmişti. Müslüman İran- ilk defa dram türünü o getirdi. Edebî tenkidin pren-
devletinin terkibinde olan Güney Azer- siplerini ortaya koydu ve ilk tarihî romanın müellifi
olarak tanındı. Şiire gazellerle başlayan Ahundzâde'nin "Aldanmış Kevâkib" (1857) romanı
Ahundzâde, kısa zamanda bu tür eserlerin dev- yazıldı. Tarihî konulu bu eserinde yazar, tarihî
rinin geçtiğini, gazel Edebiyatının, artık halkın olaylar ve şahsiyetlerin ardına gizlenerek, daha çok
manevî beklentilerine cevap veremediğini ileri sür- yaşanılan devri ve bütün zamanların en önemli
meye ve bu fikirleriyle bütün Orta Doğu halk- problemi olan "hükümdar-halk" çekişmesini ön
larının edebiyat çevrelerinde büyük bir ıslahatçı plana çıkarmıştı. XIX.yy. sonlarına doğru, dram sa-
olarak tanınmaya başladı. O'nun, 1850-1855 yılları hasında olduğu gibi nesirde de Mirze Fetheli
arasında yazdığı altı komedi, Azerbaycan Ede- Ahundzâde'nin takipçileri yetişmiş ve ilk eserlerini
biyatının daha sonraki gelişimi üzerinde belirleyici vermişlerdir. Neriman Nerimanov'un, Sultan
olmuş, Ahundzâde edebî mektebinin başlangıcını Mecid Ganizâde'nin, Zeynelabidin Merağayî'nin ve
teşkil etmiştir. Ahundzâde'den sonra, Necefbey Ve- bunlar gibi daha birçok yazarın romanları, artık
zirov, Ebdürrehimbey Hakverdiyev, Neriman Ne- çağdaş Azerbaycan hayatı, Azerbaycan varlığı, hal-
rimanov, Reşidbey Efendiyev, Sultan Mecid kın yüz yüze geldiği problemlerle ilgili konuları ih-
Ganizâde gibi yazarlar da, edebî çalışmalarında tiva etmekteydi.
dram türüne sık sık yer vererek, çağdaş konu ve XIX. yy. Azerbaycan Edebiyatında, edebî ten-
problemleri ele alan eserlerinde halk hayatından çe- kidin ilk numuneleri de yine Mirze Fetheli
şitli levhaları gözler önüne serdiler. Eksiklik ve Ahundzâde tarafından kaleme alınmıştır. Her ne
yanlışları gösterdiler. Daha güzel, daha anlamlı bir kadar, söz konusu dönemden önce, Azerbaycan'da
hayatın yollarım açıklamaya çalıştılar. İlk ör- edebiyat tarihçiliği ve edebî tenkit sahalarında bazı
neklerini Ahundzâde'nin verdiği dram eserleri, çalışmaların yapıldığı doğruysa da, bu çalışmalar
millî-realist edebiyatın da dikkate değer ilk ör- daha ziyade eski "Tezkirecilik" geleneğine da-
nekleri oldu. yanıyordu. Yalnız Şark değil, Rus ve Batı ede-
İster Mirze Fetheli Ahundzâde'nin, isterse de biyatına da hakim olan Ahundzâde ise, tenkidde
O'nun takipçilerinin kaleme aldıkları dram eserleri, tasvircilik ve eserin mazmunlarının nak-
Azerbaycan Edebiyatının mücerretçilikten uzak- ledilmesiyle yetinmiyordu. O'nu bir sanat eserinin
laşmasına, yaşayan, reel insanların hayatlarıyla il- her şeyden evvel estetik açıdan, sanat açısından
gilenmesine imkan yarattı. Eski gazel edebiyatının, araştırılması, edebiyata ne getirdiğinin açıklanması
toplum içinde küçük bir gruba dönük tesirine kar- ilgilendiriyordu. Hayatla ilgisi olmayan edebiyat
şılık, millî tiyatronun kısa bir zaman zarfında olu- ve sanat, onun düşüncesine göre sahte ve kalptı.
şumu ile çok daha geniş kitlelerin dikkatine su- Öyle ki, güncel hayattan, onun toplum gündemine
nulan dram eserleri, sözün gerçek manasında, getirdiği çeşitli problemlerden uzaklaşan her türlü
bütün halkın hayatına dâhil oluyor, ahlâkî de- hayalperver şiirin, mersiye ve medhiyenin, bir
ğerlerin yüceltilmesine ve güzelleşmesine, halkın kısım mevhumların ardınca giden mistisizmin kar-
dost ve düşmanlarını tanımasına, insanın kendini şısında, gittikçe realizm prensiplerine dayanan hi-
idrakine hizmet ediyordu. Azerbaycanlı yazarların, kaye, roman ve dramları, halk ve edebiyat için en
XIX. yy. boyunca, dram eserler içinde komediye lüzumlu eserler olarak kabul ediyordu.
daha fazla ağırlık vermeleri, herşeyden önce, on- Edebiyatta yeni türlerin ortaya çıkması, şiirin
ların edebiyatı, halkı içten içe kemiren manevî has- de kendi içinde yenileşmesinde etkili olmuştu. Her-
talıkların tedavisi için bir ilaç gibi kul- şeyden önce şiir yeni mazmunlar edinmişti. 1840
lanmalarından ileri geliyordu. Asrın sonlarına yıllarından itibaren, Azerbaycan'da mizahî şiir
doğru, komedilerin yanında ilk piyesler, trajedi ve büyük önem kazanmıştı. Bu tür şiirlerin hemen
vodviller de ortaya çıkmaya başladı. Mirze Fetheli hemen tamamı, ülkenin genel durumu, Rus me-
Ahundzâde'nin büyük istidadı sayesinde, XIX. yüz- murların ve onları destekleyen yerli asilzadelerin
yıl, Azerbaycan Edebiyatı tarihine neredeyse bir keyfîlikleri, ülkeyi saran kanunsuzluklar, rüşvet ve
dram çağı gibi damgasını vurmuş oldu. istikrarsızlık üzerineydi. Mirze Bahış Nadim, Baba
Millî Azerbaycan dramaturjisi, yalnız Azer- Bey Şâkir, Kasım Bey Zâkir gibi Azerbaycan şa-
baycan Türkleri arasında değil, İdilboyu ve Orta irlerinin mizahî şiirlerinde, yalnız yerli memurlar
Asya Türkleri arasında da popüler oldu ve onların değil, gemilikle Çarlık Dönemi idari sistemi, Rus
da edebiyatlarında dram türünün ortaya çıkmasına sömürgeciliği, imparatorluğun Ruslaştırma po-
zemin hazırladı. litikası gibi konular cesaretle işlenmekteydi.
XIX. yy. aynı zamanda Azerbaycan nesrinin ilk . Dilinin berraklığı ve güzelliği, mazmunların
numunelerinin ortaya çıkışıyla da dikkati çek- herkesçe anlaşılabilir olmasıyla farklanan âşık şiiri
mektedir. Abbaskulu Ağa Bakihanov'un "Kitab-ı ile dîvan edebiyatının sentezi şeklinde ortaya çıkan
Esgeriyye" eserinden sonra, Mirze Fetheli ve "halk şiiri" adını alan yeni tarz şiir de, XIX. yy.
boyunca büyük bir gelişme dönemi geçirmişti. XIX. yy. Azerbaycan Edebiyatı, bütün cep-
Azerbaycan âşık şiirinin usta temsilcileri Aşık Ales- heleri ve istikametiyle bir eğitimci edebiyattı. Azer-
ker, Âşık Alı, Âşık Hüseyn Şemkirli, Âşık Musa baycan Edebiyatı tarihinde "maarifçilik" olarak ad-
gibi sanatçıların kurduğu ekol, çeşitli türlerde yaz- landırılan bu akım, XVIII. yy. Fransız
dıkları eserler, besteledikleri yeni saz havaları, ye- ansiklopedistleri gibi, eğitimi cemiyetin asıl mu-
tiştirdikleri talebeler, bunların Rus İm- harrik güçlerinden biri olarak kabul ediyor, eğitim
paratorluğunun Türk ve Müslüman bölgelerine, yoluyla toplumun tamamen değiştirilebileceğine,
Iran ve Osmanlı İmpara torluğu'na seyahatleri ve te- yeniden düzenleneceğine büyük bir ümit ve imanla
sirlerini oralara kadar yaymaları ile uluslararası bir inanıyordu. Bu yüzden, geniş halk kitlelerinin
şöhrete ulaştıklarını, başarılarını her yerde aynı us- eğitimsizliği, kültürel geriliği, bütün mevcut prob-
talıkla devam ettirdiklerini görmekteyiz. Onların lemlerin gerçek sebebi olarak kabul edilir ve siyasî,
temsil ettiği halk şiiri, bir yandan lirik-samimi ko- iktisadî ve kültürel kalkınmada eğitime büyük
nuların, şahsi duygu ve düşüncelerin ele alınması, önem verilirdi. Mirze Fetheli Ahundzâde'nin, Ne-
diğer yandan halkın hayatı, günlük mücadelesi, ge- cefbey Vezirov'un, Ebdürrehimbey Hakverdiyev'in,
leceğe dönük ümitleri ve beklentilerini dile getiren Neriman Nerimanov ve benzeri yazarların eser-
konuları yüksek bir sanatkarlıkla işleyebilmiş ol- lerinde bir kural, bir usûl olarak eğitimin ışığıyla,
masıyla dikkat çekiyordu. cehaletin karanlığı karşılaştırılır, cahil kitleler içine
Tek bir Dünya Edebiyatının konuşulduğu, me- düşmüş aydınların faciası ve felaketli, ölümle so-
deniyetler ve edebiyatlar arası karşılıklı ilişkilerin nuçlanan mücadelesi gözler önüne serilirdi. Tabii
güçlendiği ve hızlandığı bir dönem olan XIX. Yy. ki, XJX. yy. Azerbaycan toplumunda bütün ke-
Azerbaycan Edebiyatının da mahalliliğin ka- simlerin eğitime büyük ihtiyacı vardı. Bununla be-
lıplarını kırdığı, bir ölçüde de olsa Dünya Ede- raber eğitim, bütün problemlerin çözümü ola-
biyatıyla entegre olma sürecine girdiği bir devredir. mazdı. Şüphesiz halk için en büyük eğitim, ona
1830 yıllarından itibaren, Azerbaycan Edebiyatının kimliğini anlatmak, kendi köklerini tanıtmak, ne-
muhtelif örnekleri yabancı dillere çevrilir. Bu dö- reden gelip nereye gittiğini göstermekti. XIX. yy.
nemin ilk nesir örneklerinden olan "Reşidbey ve Azerbaycan Edebiyatı bu bakımdan yer yer başarılı
Seadet Hanım" kısa hikayesi (müellifi Ismayılbey olmuşsa da, Türkçülük ve milliyetçilik duy-
Kutkaşmlı) Fransızcaya çevrilerek Varşova'da ya- gularının, Azerbaycan Türkleri arasında daha geniş
yınlanmıştı. 1850-1880 yıllarında, şair Mirze Şefî'nin çapta ve daha inandırıcı bir tarzda yayılması- XX.
şarkıları, dünyanın onlarca diline çevrilerek, büyük yy. başlarındaki edebiyatın payına düşecekti.
tirajlarla basılmıştı. Çağdaş Batı matbuatının, XIX. yy. başlarına kadar, Azerbaycan Ede-
"Müslümanların Molier"i olarak tanıttığı Mirze Fet- biyatı, Şark Edebiyatı gelenekleri arasında şe-
heli Ahundzâde'nin komedileri İngilizce, Fransızca, killenmişti. Kuzey Azerbaycan, Rusya'nın ha-
Almanca gibi yabancı dillere çevrilmiş, Türk leh- kimiyetine geçtikten sonraysa, buradaki edebî
çeleri dersi okutan üniversitelerin büyük bir kıs- hayat, Rus ve Batı Edebiyatlarının tecrübelerinden
mında en önemli konuşma ve dil örneklerinden biri ve birikimlerinden faydalanabildi. Asrın ikinci ya-
sayılmıştı. XIX. yy. Azerbaycan yazarlarından Ab- rısına doğru yetişen yazarların ve şairlerin büyük
baskulu Ağa Bakıhanov'un, Ismayılbey Kut- bir kısmı Türk, Arap ve Fars dillerinin yanı sıra Rus
kaşanlı'nm, Mirze Şefî Vazeh ve benzerlerinin ad- dilini, bazı durumlardaysa Batı dillerinden birisini
ları, Rusya'da geniş şöhret bulmuştu. biliyorlardı. Bunlardan bazıları Rus ve Avrupa üni-
Azerbaycan Edebiyatının örnekleri dünya dil- versitelerinde tahsil görmüşler, çağdaş dünya kül-
lerine çevrildiği gibi, dünya dillerinden muhtelif türlerine âşinâ olmuşlardı ve çeşitli milletlerin tem-
numunelerin de Azerbaycan Türkçesine ter- silcilerinden oluşan kültür muhitlerinin
cümesine teşebbüs edilmişti. Rus Edebiyatı kla- adamıydılar. Zihniyet ve dünya görüşleri daha ile-
siklerinden Krılov'un, Puşkin'in, Lermontov'un, riciydi ve bütün bunlar da hiç şüphe yok ki, onların
Nekrasov'un ve daha birçok şairin şiirleri, Lev Tols- eserlerinde, tahlil ettikleri olaylarda, işledikleri kah-
toy'un hikaye ve dramaları, Şekspir'in "Otello"su, raman tiplerinde şu ya da bu şekilde kendini gös-
Ghöte'nin "Faust" adlı eserinin bazı bölümleri, İran teriyordu. Başka bir deyişle, bugün "entelektüel
ve Hind Edebiyatından örnekler bu dönemde ter- edebiyat" dediğimiz edebiyatın da temelleri, Azer-
cüme edilmişlerdir. Söz konusu tercümeler, Azer- baycan Edebiyatı ve düşünce tarihinde, özellikle
baycan Edebiyatının gelişmesinde belirli ölçüde et- XIX. yüzyılda atılmıştır.
kili olmuş, Batı Edebiyatı ve batılı yazarlar Nihayet, XIX. yy. Azerbaycan Edebiyatında
hakkındaki düşüncelerin netleşmesine ve pe- kendini gösteren mahiyet değişikliği, onun maz-
kişmesine hizmet etmiştir. mun ve biçim açısından demokratikleşmesi, halka
yakınlaşması, edebiyatı gereksiz seçkincilikten kur- sından çıkarak yetişen âşığına, onun aklına, ze-
tardı. Tabii ki, kitap neşrindeki nispî artış, ilk ga- kasına, bilgi birikimine, mücadele ruhuna inanır;
zete ve dergilerin yayınlanmaya başlaması, ede- onu her yerde kendi temsilcisi olarak görürdü. Öte
biyatın kütleyi bir karakter kazanmasını sağlayan yandan, âşıkların da bu minval üzere söylenmiş şi-
millî tiyatronun ortaya çıkışı gibi faktörler, bu sa- irleri, hayat karşısında halka gereken moral desteği
hada önemli rol oynamıştır. verir, sosyal hayattaki akıl, güzellik, adalet gibi
XIX. yy, Azerbaycan Edebiyatının asırlar süren değer yargılarının güçlenerek ayakta kalmasına
tarihinde, şahsiyetler ve edebî eserler açısından en hizmet ederdi. Özellikle, âşık sanatının XIX. yüz-
zengin, en verimli dönemdir. Bu asrın, aynı za- yıldaki üstad temsilcileri, sazları ve sözleri, dav-
manda bütün dünya halklarının kültür hayatında ranışları ve mücadeleleriyle, bir halk âşığı imajı ya-
bir dönüm noktası olduğunu göz önüne alırsak; ratılmasında son derece başarılı olmuşlardır. Âşık
Azerbaycan Türkleri de, uygar dünyanın pek çok Alesker, halk adına konuşan, eline saz alıp, söz
halkı gibi, bu dönüm noktasında, devrin ve milletin meydanına çıkan bütün âşıklarda aşağıdaki özel-
taleplerine cevap veren, eski geleneklerin en fay- liklerin bulunmasını istiyordu.
dalılarını alıp muhafaza eden, aynı zamanda ye-
nileşmenin, çağdaşlaşmanın bütün nimetlerinden Âşık olup terk-i veten olanın,
faydalanmaya gayret gösteren bir edebiyat oluş- Ezel başdan pürkamah gerekdir.
turmuşlardır diyebiliriz. Oturub durmakda edebin bile,
Me'rifet elminde dolu gerekdir.
XIX. YY. AZERBAYCAN ÂŞIKLARI VE
HALK ŞAİRLERİ Halka hegigetten metleb kandıra,
Şeytanı öldüre, nefsin yandıra,
XIX. yüzyılda, Azerbaycan'ın pek çok böl- El içinde pâk otura, pâk dura,
gesinde, yazılı edebiyatın yanı sıra, âşık şiiri de hızlı Dalısmca hoş sedalı gerekdir.
bir gelişme dönemi yaşamaktaydı. Azerbaycan âşık
sanatının zirvelerinden sayılan Âşık Alı, Âşık Ales- Sinkretik bir özelliği olan, yani bir kişinin şah-
ker gibi üstad âşıklar bu dönemde yaşamış ve ken- sında müzisyenliği, şairliği ve aktörlüğü birleştiren
dilerine şöhret kazandıran eserlerini yazmışlardır. âşık edebiyatı, halkın kültürel eğitiminde önemli
XIX. yy. âşık şiiri, ister şekü-tür, ister sosyal prob- rol oynar ve yeni, çağdaş düşüncelerin yayılmasına
lemlere yaklaşım tarzları ve isterse yepyeni ko- da vesile olurdu. Önceki dönemlerin aksine, XIX.
nulara elatmaları açısından, millî edebiyat tarihinde yüzyılda, Azerbaycan Türklerinin hayatında ortaya
zengin ve önemli bir merhaleyi teşkil etmektedir. çıkmış hiçbir ciddî-tarihî hadise, devrin âşıklarının
Âşığın sosyal hayattaki rolünün ve öneminin dikkatinden kaçmamıştır.
artması, yalnız kendi his ve düşüncelerinin değil, Azerbaycan âşık şiirinin etkisi altında XIX. yy.
halkın fikir ve arzularının da sözcülüğünü üst- Transkafkasyası'nın diğer bölgelerinde, Ermeniler,
lenmesi bu devre rastlar. Azerbaycan halkının ha- Gürcüler, Dağıstanlılar arasında da, Azerbaycan
yatında başgösteren önemli değişiklikler; ülkenin Türkçesiyle şiirler söyleyen âşıklar yetişmekteydi.
Rus işgaline uğraması, millî istiklal mücadelesi, eği- Dünya kültür tarihinde benzeri olmayan bu olay,
tim seferberliği ve uygar dünyanın üyesi olma ide- Azerbaycan âşık sanatının son derece zengin olu-
ali, her türlü zulme karşı direnme vb. gibi, toplum şundan, halka yakınlığından, her yerde büyük ilgi
gündemini sürekli meşgul eden konular âşık şi- ve sevgi görmesinden kaynaklanıyordu. XIX. yy.
irinde de sık sık ele alınmaktaydı. Âşıklar, halk ara- Azerbaycan âşık şiiri, aynı zamanda uluslararası
sında, yalnız saz çalan, koşma okuyan, destan söy- bir şöhret kazanmıştı. Âşık şiirinin önde gelen tem-
leyen şair ve müzisyenler olarak değil, aynı silcileri, Âşık Alı, Âşık Alesker vb. Transkafkasya
zamanda ezilen kitlelerin, hakkı yenenlerin ko- sınırlarıyla bağlı kalmayarak, kardeş Türkiye'yi,
ruyucusu, halkın istek ve şikayetlerini üst ma- İran'ı, Rusya ve Ort: Asya'yı gezip dolaşmış, bu-
kamlara ulaştıran ve bunların takipçisi olan söz- radaki düğünlerde, çeşitli merasim ve halk şen-
cüleri, değerli bilgi ve telkinleri ile darda kalanlara liklerinde sanatlarını icra etmişlerdir, XIX. yy. âşık
yardımcı olmaya çalışan ve onlara yol gösteren musikisinin gelişmesi, yeni saz havalarının ortaya
halk önderleri olarak tanınırlardı. Bu dönemde or- çıkması ve nihayet, bazı saz havalarının notaya ge-
taya çıkan; "Âşık halkın anasıdır", "Aşık gör- çirilmesi açısından da önemli bir dönem olmuştur.
düğünü söyler" gibi atasözleri, halkın âşığa iti- Âşık şiirinin temasında ortaya çıkan değişiklikler
madını ve onun manevî-kültürel hayatta tuttuğu tabii ki, onun şekline de yansımış, yeni mazmunu
Önemli mevkiiyi açıklamaktadır. Halk, kendi ara- yeni ruhu açıklayan yeni türler, yahut bir başka de-
yişle geleneksel türlerin değişimi de ortaya ko- leneklerinden ustalıkla faydalanıyorlardı. Dîvan
nulmuştur. Nihayet, XIX. yy. yeni âşık des- edebiyatı şairlerinden farklı olarak, anlaşılması zor
tanlarının doğuşu açısından da verimli olmuştur. Arapça-Farsça kelime ve tamlamalar nispeten az
Evvelki devirlerde olduğu gibi, XIX. yüzyılda yer tutardı. Bu tür sözleri kullanmak icap ettiğinde,
da, Azerbaycan Türkleriyle meskun Göyçe (şimdi gerek kullanım yaygınlığı ve gerekse an-
Ermenistan smırlarmdadır), Borçalı (şimdi Gür- laşılabilirlik özelliği olanlar tercih edilirdi.
cistan smırlarmdadır), Kazak, Tovuz, Şemkir, Sal- Âşık şiirinde olduğu gibi, onun etkisiyle ortaya
yan vb. bölgeler âşık sanatının önemli gelişme mer- çıkan halk şiirinde de aşk, güzelin ve güzelliğin
kezleri olmuşlardır. Bu bölgelerde yetişen Âşık Alı, tasviri, aşkın ve ayrılığın ızdırabı gibi konular
Şemkirli Âşık Hüseyn, Âşık Musa, Molla Cuma, önemli yer tutardı. Buradaki aşk ve sevgi, dîvan şi-
Âşık Mahmud, Âşık Esed, Âşık Hüseyn Bozalkanlı, irinde olduğu kadar tasavvûfî bir mana taşımaz,
Âşık Beşti, Varhiyanlı Âşık Mehemmed, Âşık Eles- aşkın ilâhileştirilmesine fazla gayret sarf edilmezdi.
ker, Zodlu Abdulla, Padarlı Mehemmed, Yehya Burada daha reel, bazı hallerdeyse sırf cismanî aşk
Bey Diygem, Âşık Ahmed vb. ünlü halk sanatçıları, gündeme getirilir ve mücerretlikten, sûfilikten her
Azerbaycan'ın ve Transkafkasya'nm her yanında fırsatta uzaklaşılırdı. Hayat, insani ilişkiler, sev-
çok iyi tanınmaktaydılar. gililer arasındaki ilişkiler bu şiirlerde olduğu gibi
XVIII. yüzyılın sonlarından başlayarak, Âşık takdim ediliyorlardı. Özellikle de, insanın iç dün-
şiiri üslûbu, yazılı edebiyatta da geniş yer tutmaya yasının, onun duygu ve düşüncelerinin, fikir ve his-
başlar. Bu da, herşeyden evvel, âşık şiirinin hızlı ge- lerinin, istek ve ihtiraslarının gerçekçi tahliline
lişimi, onun halk içinde son derece popüler ol- büyük önem veriliyordu. Öte yandan bu şiirlerde,
masıyla alakalı bir husustu. Âşık edebiyatında sık Fuzûlî gibi üstad şairlerden gelen güçlü bir ro-
sık kullanılan koşma, geraylı, tecnis, bayatı vb. tür- mantizm de dikkati çekmektedir.
ler artık yazılı edebiyata da girmişti. Azerbaycan'ın
farklı bölgelerinde Mehemmedbey Âşig, Âşık Peri, Halk şiiri tarzında yazan şairler, âşıklardan
Mirze Hesen Mirze, Kazım Ağa Sâlik, Mücrim daha fazla bir bilgi ve istekle, sosyal hayattaki hak-
Kerim Verdânî, Melikbalh Kurban vb. halk şairleri, sızlıkları, Rus yönetiminin getirdiği çarpıklık ve ek-
kendi şiirlerinde, âşık edebiyatının geleneklerinden siklikleri, adaletsizlik ve rüşvetçiliği ifşa ediyor ve
yararlanarak, sade ve anlaşılır bir üslûbla, ede- bu olumsuzluklara karşı kitleleri mücadeleye ça-
biyatın yazılı ve sözlü kolları arasında adeta bir ğırıyorlardı. Baba Bey Şâkir, Mirza Bakış Nadim,
köprü kurdular. Genceli Hesen, Sekili Hatem, Abdurrahman Ağa
Yazılı edebiyattaki âşık şiiri üslûbu elbetteki Dilbazov gibi halk şairlerinin eserlerinde sosyal ha-
sentetikti. Bu üslûbu yazılı edebiyata sokan mü- yatın tahlil ve tenkidi önemli yer tutuyordu. Onlar,
ellifler, bir yandan âşık şiirini esas alıyor, diğer bir yandan da yönlerini, mensubu oldukları halkın
yandan dîvan şiirinin tecrübelerinden fay- tarihî geçmişine çevirmiş, onu manevî bunalımdan
dalanıyorlardı. Böylece, Azerbaycan Edebiyatının kurtarmak için dedelerinin şanlı mücadele gün-
iki farklı üslûbunu birbiriyle yakınlaştırıp kay- lerinden söz açıyorlardı. Mesela 1804'te Gence'nin
naştırarak, tek bir Azerbaycan Edebiyatının ger- Ruslar tarafından işgal edilmesi sırasında halkm
çekleşmesine hizmet ediyorlardı. Yazılı edebiyatta, gösterdiği büyük kahramanlık, mücadele ruhu,
âşık şiiri üslûbunu kullanan müelliflerin büyük bir verdiği şehitler, bu şairlerin eserlerinde iftiharla
kısmı, kendi devirlerine göre iyi eğitim gör- gündeme getirilir, bu tür tarihî hatıralarla, aynı
müşlerdi. Farsçayı, hatta bazıları Arapça ve Rus- ruhun yeniden canlandırılmasına çalışılırdı. Sosyal
çayı biliyorlardı ve çağdaş kültürlerle aşinalıkları hayatın olumsuzlukları, Rus yönetiminin bölgede
vardı. Onlar, halk şiirinin gelenekleri ile birarada, yarattığı huzursuzluklar, mizahî şiirlerin de halk şi-
klasik şiir sanatının kurallarına, Firdevsi, Nizâmı, irleri içerisinde önemli bir yer tutmasına yol açı-
Hakanı, Hayyam, Rûmî, Sadî, Hafız, Neva, Fuzûlî, yordu. Bu tür şiirlerde, milletçe maruz kalman
Nesîmî gibi büyük şark şairlerinin eserlerine sık sık zulüm, halkın içerisine düştüğü haksızlıklar, ka-
müracaat ediyorlardı. Halk şairleri içerisinde, bazı nunsuzluklar, acımasız bir dille tasvir ediliyordu.
eserleri Farsça yazanlar bile vardı. Her şeye rağ- Edebiyatın dil ve tür açısından modernleştiril-
men bu şairlerin eserleri, halk arasında daha çabuk mesinde, geniş halk kitlelerinden hızla uzak-
kendine yer edinir, tıpkı âşık şiirleri gibi sevilir ve laşmakta olan dîvan edebiyatı ile, halkın manevî
ezberlenirdi. dünyası arasında sıkı bağlar kurulmasında ve mil-
Âşık şiiri üslûbunda yazan halk şairleri, dil, letin kültürel bütünlüğünün tesisinde XIX. yy.
vezin, kafiye, söz sanatları gibi konularda hem âşık Azerbaycan âşık şiiri ve bu şiirin etkisi altında or-
şiirinden, hem de dîvan şiirinin tecrübe ve ge- taya çıkan halk şiiri tarzı büyük rol oynamıştır.

You might also like