You are on page 1of 5

Süleyman Sani Axundov

(Şuşa, 1875 - Bakı, 1939)

Süleyman Sâni Axundov, 21 Ekim 1875'te ve burada tahsilin ana dilinde yapılmasıyla ilgili
Şuşa kentinde doğdu. Yoksullaşmış bir bey olan projeyi hazırlayanlardan biriydi. Bu proje doğ-
babası Rzagulu'yu erken kaybetti. Anasının hi- rultusunda, Azerî kültürü ve maarifi tarihinde
mayesinde büyüdü. 1885'te Gori müellimler mek- önemli yer tutan arkadaşlarıyla birlikte, 1907 yı-
tebinde öğretim görevlisi olan dayısı, ünlü pe- lında, "ikinci Yıl" ders kitabını hazırladı. "Mek-
dagog Seferelibey Velibeyov tarafından Gori'ye teb", "Debistan", "Rehber" gibi çocuk dergileri ya-
götürüldü ve tahsilini burada aldı. Bu devirde yınlanmaya başlayınca, Süleyman Sâni Axundov,
vuku bulan bir olay, 15-16 yaşlarındaki Sü- çocuklar için eserler kaleme aldı. Uzun yıllar boyu
leyman'ın şahsiyyetini açıklamak bakımından öğretmen olarak çalışması,daima çocuklar ara-
önemlidir. Okuldaki (yatılı bir okuldu) Rus öğ- sında olması ve onların iç dünyasını, sorunlarını
retmenlerden biri, o gün mutfakta nöbetçi olan Sü- iyi bilmesi neticesinde, hem bedii, hem de ter-
leyman'dan şüphelenmiş, verilen para karşılığında biyevî açıdan değerli eserler yarattı. "Qorxulu Na-
onun az ekmek aldığını ileri sürmüştü. Bu iftirayı ğıllar"umumi adı altında birleştirilen bu eserler,
savuşturmaya gücü yetmeyen ve Rus me'murları ister yazıldığı devirde, isterse de yaşadığımız dö-
karşısında suçsuzluğunu isbat edemeyen delikanlı nemde, çocuklar arasında çok sevilmiş ve okun-
intihara karar vermişti ve kendini tabancayla vur- muştur. Hususen yetim bir kızın korkunç ve ke-
muştu. Hayatını zorlukla kurtarmışlar ve ancak derli maceralarını anlatan "Qaraca Qız" eseri daha
bundan sonra Süleyman'ın suçsuzluğuna inan- da fazla dikkat çekti. Bu eser esas alınarak bale
mışlardı. Bu olay, Azerî gencinin, bir yandan in- bestelenmiş, sinema filmi çekilmiş, eser tiyatroda
sanı aşağılarken, diğer yandan kendi zihniyet ve oynanmıştır.
inançlarını zorla kabul ettirmek isteyen Ruslara 1909-1920 yıllarda Süleyman Sâni Axundov,
karşı bir çeşit tepkisi ve isyanıydı. çeşitli Rus-Azerbaycan mekteblerinin müdürü
oldu. Bütün gücünü Azerî Türkleri arasına yeni
1894'te okulu bitirip, Bakü'deki üçüncü Rus- tipli eğitimin sokulmasına sarfetti. Azer-
Azerbaycan mektebinde çalıştı, Azerî çocuklarının baycan'daki 1920 Nisan ihtilâlinden, Bolşeviklerin
eğitime celbolunması yolunda yoğun çabalar gös- iktidara gelmesinden sonra da halk eğitimi sa-
terdi. İlk dram eserini -"Tamahkâr" piyesini-1899 hasındaki çalışmalarına devam etti. Aynı yılın
da Bakü'de yazdı. Eser aynı yıl Bakü'de sahneye Ağustos ayında, 25 yıllık öğretmenlik ve mücadele
koyuldu. arkadaşı, yeni Azerbaycan hükümetinin başkanı,
1905 yılı Rus ihtilâlinden sonra, Azer- doktor Neriman Nerimanov'un teklifi ile Karabağ
baycan'da da Azerî Türkçesi ile pek çok gazete ya- vilayeti'ne maarif müdürü tayin olundu ve bu böl-
yınlanmağa başladı. Süleyman Sâni Axundov, gede millî Azerbaycan mekteplerinin açılmasına,
Ahmet Ağaoğlu'nun başyazarlığıyla yayınlanan milliyyetçilik duygularının yayılmasına gayret
"İrşad" ve "Tereqqi" gezetelerine yazıyor, "Nicat" gösterdi. 1921 yılında yeniden Bakü'ye döndü.
maaruf cemiyyetinin faaliyyetine katılıyordu. Sanat çalışmalarıyla beraber, öğretmenlik fa-
Azerbaycan muallimlerinin, 1906-1907 yıllarda ter- aliyetini de sürdürdü. 1921-1930 yılları arasında
tiplenen I ve II kurultaylarının teşkilatçılarından
:

Bakü'de orta okul müdürlüğü yaptı. Yeni kurulan her" hikayeleri dahil edilmişti); "Eşqin Neticesi",
Azerbaycan Yazarlar İttifakı'nm ilk üyelerinden Bakı-1923; "İki Yol, Yaxud Mehemmed Emin
biri oldu. Gazete ve dergilerde hikayelerini, ter- Azerî", Bakı, 1923; "Zarafat", Bakı, 1927 (Kitaba
cümelerini, edebî-tenkidî mekalelerini yayınlattı. müellifin "Zarafat", "Qaraca Qız", "Ümid Çırağı",
1920'de Bakü'de hizmete açılan Azerbaycan Ten- "Cehalet Qurbanı", "Qatil Uşaq", "Molla Qasım",
kid-Tebliğ Tiyatrosu'nun gösterdiği ilk oyun, onun "Ne Üçün", "Tebrik", "Sona Xala", "Misri Xes-
"Çerx-i Felek" piyesiydi. telik", "Namus", "Müalice", "Mister Qrey'in Kö-
Süleyman Sâni Axundov 1930'da emekli oldu. peyi" hikayeleri dahildir); "Eserler", Bakı, 1936
Öğretmenlik faaliyetinden ayrılınca edebiyyatla (Kitaba müellifin "Tamahkâr", "Dibdat Bey",
daha fazla uğraştı. Eserlerini tertip etti, hatıralarını "Türk Birliyi", "Şahsenem ve Gülperi", "Çerx-i
yazdı. 1939'da, Bakü'de vefat etii. Felek", "Qaranlıqdan İşığa", "Eşq ve İntiqam",
Yazı faaliyetine dram yazarı olarak baş- "Şeytan", "Yeni Heyat" piyesleri dahildir); "Se-
ladığından, soyadı Mirze Feteli Axundov'un (1812- çilmiş Eserleri", Bakı, 1951; "Seçilmiş Eserleri", 2
1878) soyadı ile aynı olduğundan ve edebiyatda cildde, Bakı, 1968, "Hekayeler ve Piyesler", Bakı,
onun geleneğini davam ettirdiğine dikkat çekmek 1975.
için kendisine "Sâni"-yani "ikinci"-mahlasını aldı.
Sanatının coşkun, ilginç ve inandırıcı eserlerin ya- Kaynakça:
zıldığı devri ihtilâle kadarki dönemidir. İhtilâlden Azerbaycan Edebiyyatı Tarixi, c.III, Bakı,
sonra, önceki döneme nazaran az yazdı. Bu eserler,1957, s.194-203; Mesud Veliyev. Süleyman Sani
genellikle gerçeklikten uzaklığının yanısıra sanatAxundov, Bakı, 1956; Nadir Velixanov. Süleyman
açısından da zayıftır. Sani Axundov, Bakı, 1968,1976; Refiqe Şemsiyeva,
Süleyman Sani Axundov, Bakı, 1975; Fikret Se-
Eserleri: Qorxulu Nağıllar. Bakı, 1916 (Kitaba yidov. Qori seminariyası ve omm , mezunları,
müellifin "Ahmed ve Meleyke", "Reşid ve Göv- Bakı, 1987.
QONAQLIQ
(Süleyman Sami Axundov, Seçilmiş Eserleri, c. I-II, Bakü-1968, c. II, s.9)
Bol yediler, bol içdiler. Qehve geldi. İçerken or- -Söylediklerinizi tesdiq edirem. Lakin düş-
talığa bele bir behs düşdü: Hökumetin sütunu kimdir? men vetenin üstüne hücum etdikde, döşlerini
-Elbette, beyler. - ev sahibi dedi. - Biz verib onu müdafie eden kimdir? Elbete, biz. Hö-
nücebâsız* hökumet yaşayabilmez. Hökumetin sü- kumetin sütunu biz esgerlerik.
tunu bizik.
Tacir dedi: Qonaqlar eyvana çıxıb qelyan5, siqar çekmeye
-Ticaret olmasa, pul olmaz. Pulsuz da heç bir meşgul oldular. Behs yene tezelendi. O vaxt bir
hökumet yaşayabilmez. Hökumetin sütunu biz qoca kendli6 arabadan taxıl kiselerini fehleleri7n
tâcirlerik. dalına^ verirdi, onlar da anbarlara yığırdılar. Ev
Âlim dedi: sahibi bey dedi:
-Hökumetleri yasadan bilikdh-2. Onsuz heç bir - O qoca kendlini hekem seçek, ne dese ona
quruluş davam edebilmez, pozulub mehv olar. Hö- razı olaq.
kumetin sütunu âlimlerdir. Hamisi bu teklife razı oldular. Kişini işden avara
Rûhâni3 dedi: edib çağırdılar, behslerini söylediler. KendÛ dedi:
-Reiyyeti hökmranlar itaetinde saxlayan, on- -Ey ağalar, düzünü axtarsanız9, hökumetin
lara tâbe etdirenler biz rûhânilerik. Bizsiz exlâqlar sütunu biz kendlilerle o qan-ter içinde yük da-
pozular, üsyanlar4 qalxar, qanlar töküler, hö- şıyan ferdelerdir. Biz ekmesek, biçmesek, onlar da
kumetler de yıxılar. Bizik hökumetin sütunu. işlemese heç bir hökumet yasaya bilmez. -Bunu
Zabit dedi: deyib celdio işine getdi.
QARACA QIZ
(c. II, s. 167-170)

KONU: Eser çocuqlar üçün yazılmışdır. Deprem neticesinde Qafqaz seherlerinin


birinde yaşayan Tutu adlı küçük qız atasını ve anasını itirir. Onu Yâsemen adlı bir qa-
raçı (çingene) qadını götürüb saxlayır. Qarabeniz olduğuna göre hamili ona Qaraca qız
deyir. O, gözel reqs edir, qaraçı mahnılarmıi2 oxuyur ve qaval çalır. Lakin Yâsemen'in
eri Yusif Qaraca qızı incidir, bütün paralarını elinden alır, tez-tez onu döyür. Qaraca
qızın heyatını xilas ederken yaralanan Yâsemen'in ölümünden sonra onun durumu
daha pisleşir. Bir defe yene Yusif Çaraca qızın paralarını elinden alır, onu ayı ile bir-
likde qoyub sehere,
13
şerab içmeye gedir. Ayı bağlandığı zinciri qırıb qaçır. Yusif sarhoş
halda qayıdıb gelir, evvelce Çaraca qızı hedeleyiri4, sonra ise meşeniis dolaşaraq
1906
1. soylularsız 2. bilgidir 3. hoca 4. isyanlar 5. nargile 6. köylü 7. işçilerin 8. arkasına 9. doğrusunu araştırsanız 10. acele .
11. heres 12. şarkıların 13. geri dönüp 14. tehdit ediyor 15. ormanı
zinciri ağaçlardan birine ilişmiş ayını tapiri Ve döymeye başlayır. Qezeblenmiş ayı zin-
cirden qopub Yusif'i parçalayır. Qaraca qız qorxusundan bir mağarada gizlenir. Ova2
çıxmış beylerden Hüseynqulu beyin köpeyi onu tapıb mağaradan çıxarır. Bey qaraçı
qızmı öz evine getirir. Burada Qaraca qız tezlikle beyin qızı, yaşıdı olan Ağca ile dost-
laşır. Lakin Ağca'nın anası qızmın bir qaraçı qızı ile dostluğuna razı olmur. Eserin so-
nunda Qaraca qız ilan çalmış3 Ağca'nın heyatını xilas ederken helak olur. Bu eser esa-
sında sinema çekilmiş, opera ve balet yazılmışdır.
Axşam vaxtı Hüseynqulu ağa öz dostları Re- -Onda verin men aparım.
himbey ve Selimbey ile beraber evlerine geldiler. İt- Hüseynqulu Ağa dedi:
lerin hürmeyi4, ovçularm sesleri, nöker ve meh- -Selimbey, heç vaxt razı olmaram. Nece ki, size
terlerin qışqırığı biri-birine qarışmışdı. Ağca Xamm demişem, ele de edeceyem. Qaraca qız bağbanım
bu ses-küye5 mürebbiyesinden icâzesizö bayıra Piri Baba'nm yanında qalacaqdır.
çıxdı. Kenarda durmuş Qaraca qızı görüb ona ya- Pericahan Xanım dedi:
xmlaşdı. Qaraca qız ve Ağca xanım nezerlerini biri- -Bu serte men de razıyam. Ancaq Ağca
birine salıb bir müddet baxışdılar. Bu iki uşağın Xanım'la bilmerre2l elaqesi olmayacaqdır. Çünki
arasında böyük ferq vardı: birinin ata-anası ondan pis xasiyyet götürer.
beyzade, o birininki ise yoxsul idi. Biri zeif, şerif, Bu sertle aparıb Çjaraca qızı Piri kişiye tap-
her bir işde özqeye7 möhtac olduğu halda, o biri şırdılar.
poladS kimi sağlam bedenli, az yaşında çox gör- Piri kişinin daxması22 ağalığın böyük meyve
müş, öz zehmeti ile meişet eden bir uşaq idi. Birinin bağının içinde idi.
baxışı sanki özgeleri kömeye^, o birinin nezeri ise Piri kişi yetmiş yaşmda, yumşaq tebietli bir qoca
hamını sovğaya çağırırdı. idi. Heç keşi yox idi, özü de Hüseynqulu Ağa'nm re-
Ağca Xamm zerif elini Qaraca qıza uzatdı, o da iyyeti olub, onun atasının zamanından bu bağa bağ-
kobud^O barmagları ile onun elini sıxdı. Ağca Xanım banlıq edirdi. Piri kişi hemişe23 bağda ömür sürüb işi
bu sıxmağa davam etmeyib xışqırdı, sonra ise güldü. düşmese idi ağalıq qapısına gelmezdi.
Biraz çekmedi ki, şirin sohbete başladılar. Bu Xidmetçiler Hüseynqulu Ağa'dan qorxub hu-
vaxt Hüseynqulu ağa Qaraca qızı unudub otaqda zurunda titreyirdiler. Lakin Piri kişi kimseden
beyler ile ov behsine girmişdi. Ağca Xanım ile Qa- qorxmazdı ve bacardığı qeder qulluqçuları
raca qızın sohbeti çox çekmedi. Pericahan Xanım ^ağaların zulmünden mühafize ederdi. Ona göre
otağından heyete endi ve qızını Qaraca qız ile soh- onu başqa nökerler2^ severdi. Qaraca qızm sax-
bet eden görüb berk acıqlandıll Ve mürebbiyesini lanmaq üçün Piri kişiye verilmesi onu çox şâd etdi.
çağırıb dedi: Öz komasında Qaraca qız üçün yer hazırladı, onu
-Ne üçün öz vezifenizi unudursunuz, Xanım? yedirib rahat etdi. Qaraca qız yatağına girib bir
Baxın, terbiye verdiyiniz qız kiminle dostluq et- müddet yatabilmedi. Sonra Piri kişiden soruşdu:
mişdir? Otağına aparm*2. Bu gece şamsızis qa- -Baba, o Xanım ne üçün qızını menimle oy-
lacaqdır. namağa ve sohbet etmeye qoymur?
Mürebbiye gözü yaşlı Ağca Xammın elinden -Qızım, onlar beydirler, biz reiyyet, onlar ağa-
tutub otağma apardı. Qaraca qıza da Pericahan Xanım, dırlar, biz nöker. Bizimle onların ne yoldaşlığı?
-dalımca13 gel, qaraçıl5 qız, -deyip Hüseynqulu Qızım, sen Ağca Xanım'j yâddan çıxar. O, sene yol-
Ağa'nın otağına apardı ve rişxendl6 ile dedi: daş deyildir.
-Bu şahzâde qızmı haradan tapıb getir misen? Qaraca qız bu sözlerle sâkit olmayıb dü-
Qızm ile şirin-şirin sohbet edirdiler. şünürdü:
Hüseynqulu ağa ehvalatı ona nağıl edib dedi: -Men Ağca Xamm'a ne etdim ki, anasının
-Pericahan, qızma yazığın gelsin, gör yol- mene açığı tutdu? Bu gece ona yemek ver-
daşsızlıq onu ne hala salmışdır? Qoy bu qız ile oy- meyecekler. Yazıq ac qalacaqdır. Anam sağ olanda
nasın, atlansın, qol-qanadı açılsın bedeni berkisin, meni de naharsız26 qoyardı, ancaq men nâdinclik
kefi açılsın. Bu qız qaraçı qızı deyildir ve olsa da ne ederdim. Bu heç zad etmemişdi.
eybi vardır? Xanım'ın yanında qaravaşi7 olmaz mı? Qaraca qız fikrini bir yere çıxarmadan yuxuya
Mürebbiyesi yanında olacaqdır. Bir pis iş edirlerse, getdi. O gecesi hemin27 fikirler Ağca Xanım'ı da
terbiye edib qoymaz. sâkit etmirdi. Ne anasının, ne mürebbiyesinin ne-
Bu sözler Pericahan Xanım'a esla te'sir etmedi. sihetini anlamırdı.
-Sen mene söz vermişdin ki, terbiye meselesine qa- -Ne sebebe men o qızla oynayıb da-
nşmayacaqsan. İndi ne üçün sözüne davam etmirsen? mşabilmerem? Men bey qızı olanda ne olar? Meni
Bu qız buradan gedesidir, artıq söz lazım deyil. ne üçün şamsız qoydülar? Qaraca qız çox te-
-Xeyr, bu qız burada qalasıdırl8,-deye Hü- eccüblü28 şeyler danışırdı. O, deyirdi ki, sene qaval
seynqulu Ağa da sesini ucaltdıl9. çalmaq, oynamaq öyrede'ceyem. Ah, ne üçün anam
-Sene deyirem, bu qız bu saat buradan ge- qoymadı ki, men onunla çoxluca danışım?
desidir. Yoxsa men burada qalmaram, -deye Pe- Ağca Xanım yorganı başına çekib gizlince ağ-
ricahan Xanım qezeblendi. lamağa başladı ve bir azdan sonra yuxuya getdi2^.
Selimbey fürseti fövte vermeyib20 dedi: 1913
1. bakır 2. ava 3. yılan sokmuş 4. ürmesi 5. bağrışa 6. izinsiz 7. yabancıya, başkasına 8. çelik 9. yardıma 10. kaba 11. çok
sinirlendi 12. götürün 13. mumsuz 14. arkamdan 15. çingene 16. alay 17. hizmetçi 18. kalmalıdır 19. yücelti 20.
kaçırmaypıp21. asla 22. kulübesi 13. her zaman 24 günlükçüleri 25. çalışanlar 26. yemekiz 27. aynı 28. şaşırtıcı 29. uykuya
daldı
UŞAQLIQ HEYATIMDAN XATİRELER
KEND MEİŞETİ
(c. I, s. 205-207)
Seyidli ve onu ehate edeni kendlerin2 bağ- âxırı ağlamaq olardı. Çünki üşümüş ellerimizi oda
bağatı o derecede boldur ki, göz etrafda ot ve ağaç- verdikde sızıldamağa başlardı.
dan savayı3 bir şey görmür. Haraya4 baxırsan bağ, Uşaq bir qeder özünü anladıqda her şeyin sir-
bağ ve yene bağdır. Hetta göyün üzü ağaçların ara- rini bilmek isteyir. O zaman ananın te'lim ve ter-
sından parça-parça görünür. Dar doqqazlardan5 biye rolü artır. Çünki birinci növbede uşaq suali
başqa açıqlıq yer yoxdur. Buranın üzüm bağları ona verir. Doğrudur, uşağın her sualına cavab ver-
Gürcüstan bağları kimi kellese^ deyil. Tenekleri? mek müşküldür. Lakin mümkün olan derecede
her növ hündür8 ağaçlara dırmaşdırmılar9. cavab verib onu sâkit elemek lazımdır. Men de
Payız feslil0 üzüm salxımları budaqlardan sal- anama çoxlu sual vererdim. Bir defe anam ile ba-
lanaraq ağaçları yolka kimin bezeyirler. ğımızda idim. Cırcırama2l aramsız cırıldayırdı.
Men gözlerimi acdıqca özümü bele bir zengin -Ana, o cırcıramı ne deyir? - Deye sual etdim.
tebiet içerisinde gördüm. O, meni merhemetli qu- -Oğlum, o cırcırama deyir ki:
cağında yaşadarken, heyatm ağır, zeherli nallarını, Qarışqacıq-quruşqacıq,
yetimlik, yoxsulluq meişetini unutdururdu. Biz Mene dedi qarışqacıg.
uşaqların bütün günleri bağda keçirdi. Ta aclıq bize Dedi, dedi, dedi, dedi
galip gelmeyince evlerimize qayıtmazdıql2. Yene de Men anamın bu cavabma xeyli güldüm. Sonra
bağa qaçardıq. Cür be cür meyveler orada, çiçekler, o sözleri ezberledim. Cırcırama oxuyanda men de
göy otlar orada, rengin pervaneler, oxuyanl3 quşlar ona qoşulub deyirdim:
orada. Bizi bağlara celb edenl4 şeyler bunlar idi. Qarışqacıq-quruşqacıq,
İlinl5 her feslinde biz uşaqlar üçün bağda meş- Mene dedi qarışqacıq,
guliyyet var idi. Bahar vaxtı ağaçlar her növ çiçek Dedi, dedi, dedi, dedi.
açaraq bağları gülüstana dönderirdi. Bu zaman quş- Yene bir gün anam heyetde22 oturub köynek ti-
lar yuva tikmeye^ meşgul olduqda biz de onlarla kirdi. Men de yanında otudmuşdum. Serçeler "cik-
behs ederek evcik tikib çiçeklerle bezederdik. Bu cik" ederek heyete ses salmışdılar. Tut ağacının ba-
mövsimde yetişen meyvelere geldikde biz onların şında oturmuş serçe birden "cırrıt" ederek ses saldı.
deymeyini gözlemezdik. Alca çiçeyini töküb bir ba- Serçeler o deqiqe seslerim keserek özlerini çeperin
laca böyüyen kimi göy olmağına baxmayaraq duz içine soxdular. Men buna teeccüb edib soruşdum:
ile yeyerdik. Sonra tut ile gilas deymeye başlardı. -Ana, o serçe ne dedi? Quşlar niye gizlendiler?
Yay feslinde^ erik, gavalı, böyürtiken deyerdi. -Oğlum, o serçe dedi ki, qaçm tez gizlenin,
Payız geldikde böyüklerle birlikde üzüm, meyva, budur qırğı23 gelir.
nar, ezgil, zoğal, alma, armud, goz ve qeyri mey- Doğrudan da bir azdan sonra qırğı göründü.
veler yığmağa meşgul olardıq. Hetta qışda da özü- Çil horoz qışqırıq saldı. Qırğı dayanmayıb keçdi.
müz üçün iş tapardıg. Qar her yeri bürüyen zaman Men heyretde idim. Dayanmayıb soruşdum.
biz bağın xiyâbanlarmda qardan top qayırırl8, on- -Ana, bu quş dilini sen haradan bilirsen? Men
ları yumalamağa başlardıq. Top getdikce inlenerek de öyrenebilerem mi? Anam gülerek dedi:
âxırda boyumuzdan iri olurdu, daha yu- -Niye bilmirsen? Quşlara fikir versen, öyrene-
malamağal9 gücümüz çatmırdı20. Ya da qardan bilersen. Tağı emoğlun ovçudur. O, quşlar, hey-
adam, heyvan heykeli qayırırdıq. Lakin bu oyunun vanlar haqqmda çox şey bilir. Ondan soruş, desin.
SAHNE ESERLERİ:
TAMAHKÂR
(c.l. s.165 -168)
Beş perdeli mezheke24

KONU: Hacı Murad'ı dünyada puldan başqa heç bir şey maraqlandırmır25. Pul
toplamaq üçün o, heç bir rezillikden çekinmir. Yetimlerin malını yeyir, nö-
kerlerinin26 parasını kesir, maddi durumu ağır27 olan bacısına yardım etmir, yegane
qızını bele yarımac veziyyetde saxlayır. O, İmran adlı varlı aileden olan yetim bir uşa-
ğın vereseliyini28 qebil etmiş ve onun bütün servetini menimsemişdir. Artıg 25 ya-
şına çatmış İmran hacı Murad'dan eslinde pul da teleb etmir. O, Hacı'nın qızı
Gülzâr'ı sevir. Gülzâr da onu sevir. Gençler biri-birlerine qovuşmaq isteyirler. Lakin
Hacı Murad servetini daha da artırmaq xatirine yegâne qızını 55 yaşında, xesis ve
cahil bir mülkedar olan Meherrem Bey'e vermek isteyir. Lakin onun istekleri baş tut-
mur. Gülzar İmran'a qoşulub qaçır. Hacı Murad'ın uzun illerden beri qapısında iş-
ledib haqqını vermediyi Qulu ise yoldaşları ile birlikde onun iller boyunca topladığı
bütün paranı aparırlar29.
1. çevreleyen 2. köylüler 3. başka 4. nereye 5. kapılardan 6. maki, bodur ağaç 7. bağlan 8. yüksek 9. sarmaşdırmıyorlar 10.
sonbahar zamanı 11. gibi 12. geri dönmezdik 13. ötüşen 14. çeken 15. yılın 16. yapmaya 17. yaz mevsiminde 18. yapar 19.
yuvarlamaya 20. yetmezdi 21. Ağustos böceği, cırcır böceği 22. avluda 23. yırtıcı kuş 24. komedi 25. ilgilendirmiyor. 26
işçilerin 27. kötü 28. vesayetini, vekâletini 29. çalarlar.
BEŞİNCİ PERDE redd olsun.
QULU. Yox öldürme. O gerek ölümden artıq
Sehne Hacı Murad'ın otağını gösterir ceza çeksin. Ağzım bağlayın, ses çıxarmasm. (Hacı
HACI MURAD (yalgız)i. İmran'ı qovdum Murad'ın el-aykğmı bağlayıb yere qoyurlar). Qur-
ban, gel sandığın qapağmı tut. (Qurban tutur,
getdi. Amma qız yene de razı olmur. Qulu mücrünüio çıxarıb Niyaz'a verir). Niyaz
Meherrem Bey gelsin, görek işe ne encam çe- bunu al. İndi yoldaşlar, gelin buraya. Eliqulu emi,
kirik2. İmran da istedi atası Şeyx Eliden qalan malı de görüm bundan xeberin var idi, ya yox? Niyaz, o
menden istesin, gördü ki, xeyr, o giren kol deyil. döşekçenill, palazı qaldır. (Niyaz qaldırır). Qurban,
Ele hesab verdim ki, papağını da götürüb qaçdı. gel xencerle bu yeri qaz. (Qurban qazır, Çulu bir
Durum Şeyx Eli'den qalan cevahirleri ve qızılları3 başqa mücrü çıxarır). Eliqulu emi, bu sirri bilirdin
yoxlayım. (Durub sandığı acır). Peh, peh, peh... Al- mi?
mazların şefeqleri gözlerimi qamaşdırır. Bu irilikde ELİQULU. Beli duymuşdum ki, orada bir şey
mirvari4, bu rengde yaqut heç Xeta padşahımn da var. Çünki Hacı Murad oranı tez-tez yoxlayırdı.
xezinesinde olmaz.
HACI MURAD. (başını qaldırıb xmltılı sesle
Qulu, Niyaz, Qurban dâxil olurlar deyir). Evim yıxıldı.
QULU. Senin kimi xesis5, tamahkâr da dün- QURBAN. Sus.
yada tapılmaz^.
HACI MURAD. (sandığın qapağım salıb). A QULU. Yoldaşlar, daha dayanmaq vaxtı deyil.
İndi o biri kaftar da gelib çıxar.
zalımlar, siz kimsiniz? Menden ne isteyirsiniz?
NİYAZ. Hacı Murad, Xudahafiz. Hergâh Ağa
QULU. Hacı Murad, nökerin Qulu'nu ta- Qulu'nu axtarsan, Şam'a gel. Siz ölesiz, neinki
nımırsan? Ne tez yâdından çıxartmısan? Şam'a, hetta Hindistan'a da gelib çıxar.
HACI MURAD. Qulu, sensen? Buyur, eyleş, Hamı gedir, perde bir müddet açıq galır, sonra
yoldaşların da xoş gelibdir. Mene göre ne qulluğun Meherrem Bey dâxil olur.
var? Yeqîn mevâcibinin dalınca gelmisen? Men
özüm de seni axtarırdım ki, haqqmı verim. MEHERREM BEY. Evde, heyetde heç kimii2
tapmadıml3. Bunlar nece olmuşlar? Bu palazı, dö-
QULU. Haqqım çox ağırdır, qorxuram öz şekçenii4 niye buraya çekmişler? Yoxsa eve oğrui5
ixtiyârm ile vermeyesen. (sandığa teref gedir). gelmişdir? Eledir ki, var. Bes Hacı Murad ha-
HACI MURAD (onun elinden tutub). Ne is- radadır!6? (Bucaqdan Hacı Muradın xırıltılı sesi
teyirsen? Qoymaram. gelir). Budur, buradadır. Onun el-ayağmı kim bağ-
QULU. Demedim mi, öz ixtiyârmla ver- lamış? (Acır).
meyeceksen? Qurban, tut, Niyaz qollarını bağla. HACI MURAD. Meherrem Bey, evim yıxıldı...
HACI MURAD. Ay aman, qoymaym. Meni öl- MEHERREM BEY. Hacı emi, de görüm sene ne
dürürler. olub? El-ayağını kim bağlayıb?
QURBAN (xencerini sivirib). A kişi, sesini-kes, HACI MURD. Qulu zalim oğlu. Eliqulu da ona
yoxsa, qarnma soxaram. (Ellerini bağlayır). yoldaş idi. Evim yıxıldı, târ-mâr oldu. (Gedib san-
HACI MURAD. Ay haray? Ay aman. Ay Eli- dığa baxır). Hanı şefeqin ğözel cevahir, haradasınız
qulu. zerif qızıllar? Meherrem Bey, tez get divana me'lûm
ELİQULU (dâxil olur). Ne buyurursan, ağa? ele, o quldurlarıi7 tutub menim pullarımı geri
qaytai8.
Yoldaşları gülüşürler.
Nabat tengnefes!9 dâxil olur.
HACI MURAD . Tez get, divanaS me'lum ele. NABAT. Ağa, İmran Gülzar Xanım'ı götürüb
ELİQULU . Ağacan, indi senin hakim-i şe'rin qaçıbdır.
bunlardır. Bu saat divan edecekler. Ceza-feza
etmek artıqdır9. Meherrem Bey ve Hacı mat qalırlar20.
HACI MURAD. Eliqulu, sen de bunların yol- MEHERREM BEY. Elimden var-dövlet çıxdı.
daşı imişsen? Ay aman, qoymayın.
QURBAN. Ay kişi, qoysanız, xenceri soxum,
Perde
1899

1. yalnız 2. tedbir alacağız 3. altınları 4. inci 5. cimri 6. bulunmaz 7. imdat, eyvah 8. mahkemeye 9. fazladır 10. (küçük)
sandığı 11 inderini 12. hiç kimseyi 13. bulamadım 14. yolluğu, kilimi 15. hırsız 16. nerededir 17. haydutları 18. geri getir
19. nefes nefese 2O.şaşırırlar

You might also like