Professional Documents
Culture Documents
Kazım SARIKAVAK*
Giriş
durum ise. İlkçağda önemli bir dönüm noktasıdır. Zira insan, bundan sonra
kendine, kendi iç ve düşünce dünyasına yönelmiştir.
Arapça'dan dilimize geçen zaman kelimesinin dehr, vakt ve hîn 40 gibi bir
çok eş anlamlısı kelime vardır. Sözlüklerde genel olarak zamana şu anlamlar
verilmektedir: 1- Ölçülebilir nicelik oiarak düşünülen süre, 2- Bütün olayların art
arda geldiği ortam, 3-, Bir dizi oluşturacak şekilde ortaya çıktığı geçmiş, şimdi ya
da gelecek gibi zaman dilimlerinin kendisinin parçalan olduğu sürekli bütün, 4-
Sonsuzca geri ve sürekli ileriye akan çizgi, 5- Parçalan önce ve sonra, başlangıç
ve son gibi ilişki bildiren ifadelerle bütün. 6- Oluş, gelip geçiş, değişme ve
süreklilik, 7- Dönüşü olmayan bir doğrultuda gitme. Bu sözlük anlamlarının
yanında terim olarak zaman, şöyle tanımlanmaktadır: "... Zaman, akan bir
akarsu veya üzerinde ilerlediğimiz bir deniz gibidir..."41 Bütün bu tanımlarda
görülen ortak yön, zamanın ölçülebilir bir süre, bir hareket ve- bir bütün olma
özelliğine sahip olduğudur.
Burada yeri gelmişken bir konuyu kavram bazında incelemenin önemine
de kısaca işaret etmek istiyoruz: Kavram analizi, çok önemli ve ilginç pek çok
soruya, verilen uygun ve isabetli cevabı düşünme fırsatı sağlar; özel konuların
kavramlarının anlaşılmasına imkan verir. Ayrıca geniş anlamda eğitimde
kullanılan kavram analizi, insanların iletişim ve anlaşmalarını sağlar. Kısaca
kavram analizi; düşünmenin iskeletini verir,42 dolayısıyla, bilimsel düşüncenin
hem temelini oluşturur ve hem de ilerlemesini sağlar.
Kavram analizinin ne olduğunu daha iyi anlayabilmek için konumuzla
ilgili şu örneği vermeyi uygun görüyoruz: "Zaman nedir?" sorusu sorulduğunda,
hemen, rahat bir şekilde zaman üzerine şöyle cevap verilebilir: Zaman, birbiri
peşisıra olup giden şeylerin meydana gelmelerinin sürecidir. Biz, zamanı ifade
için saatleri veya güneşi kullanırız. Yine zamanın nehir gibi akıp giden şey
olduğu söylenebilir. Bütün bu tanımlamalara rağmen zaman kavramı vuzuha ve
izaha muhtaç olarak kalmaktadır. Bundan dolayı bu araştırmada amacımız,
zaman kavramının genel olarak felsefede, özel olarak İslam düşüncesinde İhvan-ı
Safa, İbn Sina ve Gazaîî'de kazandığı anlamlan izah ederek vuzuha kavuşturmak
olacaktır.
40
T . J. De Böer, " Z a m a n " , / A . (MEB), c. 13, İstanbul-1986, s. 460.
41
J. J. C. Smart, " Space". The Encyclopedia ofPhlosophy, (Ed. P. Edwards). Vol. 8.
London- 1967. s. 126.
4:
John Wilson. Thinking With Concepts. Cambridge-1963. s. VII-IX.
45
A. R. Lacy,.4 Dictionary of Philosophy, London- 1991. s. 229; M. Saeed Sheikh. A
Dictionary of Muslim Philosophy, Lahore- 1976. s. 60.
44
Burada, zamanı niteleyen bu terimlerin tanımlarını kısaca vermek istiyoruz, şöyle
ki;
Dehr: Dehr. evrenin varlığının başlangıcından sona erişine kadar geçen süreye
denir.
Vakt; Bilinen zamandan bir nıikdar olup, zamanın şu andaki var olan kısmına
denir. Bazıları ise vakti, geçmiş hakkında kullanmaktadır.
Hîn (HîneV. Bu kavram, bütün zamanlar için kullanılır. Uzun veya kısa olabilir.
Süre anlamına geldiği gibi, zamandan bir vakit anlamına da gelir.
Müddet: Zaman ve mekandan son olana denir. Zaman ve mekan boyutunu kapsar.
Bazıları mutlak zamana da müddet derler.
Ân: Kendi?' "ie zaman ve mekan açısından geçmiş ve geleceğin ortak olduğu
düşünüler çuvdir. Kişinin içinde olduğu vakittir.
Ebcd: Gelecek yönünde, sonsuzca takdir edilen zamanlarda varlığın devamıdır.
Ezel: Geçmiş yönünde, sonsuzca takdir edilen zamanlarda varlığın devamıdır.
Bu kavramlar için bkz.: İbrahenı eî- 'Atî, ez- Zaman fil- Fikri'I- ïslamî, Beyrut-.
1993, s. 50-54.
45
S. Samburskv and S. Pines, The Concept of Time in Late Neplatonism, Jerusalem-
1971, s. 9.; '
46
1 Sa&, Resâit, c. II, s. 18.
47
D. H. Mellor, Real Time, Cambridge-1981, s. 4 - | s
48
S. M E. Mc Taggart. "Time'". The Philosophy of Time (ed. R. M. Gale), London-
1968, s. 86.
SA
ve sonrahktaki hareketin ölçüsüdür...". İ. Sına, zamanın ne olduğu sorusuna
Aristo gibi cevap verir. Ancak burada ondan farklı bir ayrıntıyı o, özellikle
vurgular Bu özellik gerek en-Necât'da ve gerekse Tis'a Resâil'de îbn Sina'nın
zaman'dan devamlı "ölçü"" olarak bahsetmesidir. Aristo ise zaman'dan bazan
"sayı", bazan da "ölçü'" olarak söz etmektedir. Hatta bazan her iki kavramı
zaman için birlikte kullanmaktadır. Fakat yine de Meşşâîler, zamanın ne olduğu
sorusuna Aristo'nun cevabına benzer cevaplar vermişlerdir. İşte bunun bir başka
örneği de Kindî'dir.
Kindî de zamanın ne olduğu sorusuna zamanın nasıl bilinebileceğini
açıklayarak cevap vermektedir. Bunu da öncelik-sonralık ilişkisine
bağlamaktadır: "...Zaman da hareketle vardır; hareket ise bir değişimdir.
Değişim de değişenin değişme sürecini gösteren sayıdır. Buna göre hareket,
değişenin sürecini sayandır. Zaman, hareketin saydığı (belirlediği) bir
süreçtir..."5' diyerek hemen hemen Aristo'nun zaman tanımlarına benzer bir
tarifle zamanın ne olduğunu izaha çalışmaktadır.
Görüldüğü gibi, zamanın ne olduğunun ortaya konulmasında, sadece
Meşşâîler değil: aynı zamanda İ. Safa, hatta Gazali bile, -çünkü o. bir çok
konuda olduğu gibi. zamanın sonsuzluğu meselesinde de Aristo ve Aristocuları
kıyasıya eleştirir- Aristo'nun tanımından yararlanır. Gazali "...zaman, öncelik ve
sonrahk yönünden işaretlenen hareketin ölçüsüdür...""6 diyerek Aristo ve onu
takip edenlerin zamanın ne olduğu sorusuna verdiği cevaba katılmaktadır,
Gazalî, "zaman nedir?" sorusuna daha ayrıntılı cevap arar. Onun bu
cevaplarından birisi şöyledir: "...Mesela biz, 'Allah vardı, alem yoktu'
dediğimizde, burada geçmiş (mazi) ifadesi kullanmış oluruz. Burada ifade edilen
mazinin kendisi, zamandır. Bu ise zorunlu olarak âlemden önce âlemin varlığa
7
gelmesine dek zamanın geçtiğini ifade etmektedir..."' Gazalî burada ve yukarıda
geçen zaman tanımında bir endişesini ileri sürmekte ve yanlış anlaşılmaktan
korkmaktadır; çünkü o, zamanın ne olduğunun insanlara daha anlaşılır şekilde
anlatabilmenin gayreti içindedir. Gazalî vehmi bir varlık olarak gördüğünden,
onun ancak öncelik ve sonralıkla varlığı bilebileceğini söylemektedir. Böylelikle
"önce" anlamaya ve bilgiye de kapı açtığı anlaşılmaktadır. O, bu konuda şöyle
der: "...Vehim, ilk var olanı anlamaktan aciz olduğundan onu: ancak "önce"
tâkdin (ölçüsü) ile kavrayabilir. Vehim, önce'den ayrılmaz ve onu kesin var
M
İbn Sina, Tis'a Re.wil, s. 10 ve 63.
?5
Kindî, Felsefi Risaleler (çeviri ve inceleme: Mahmul Kaya), İstanbul-1994, s. 18,
59, 84; GeorgeN. Atıyeh.Al- Kindi, Rawalpindi-1966. s. 86.
* Gazalî. Miyara V- ihn. Mısır-1329, s. 172.
"Gazalî. Telıâfiitû % Felasife. Beyrut-1962. s. 66.
olmuş bir şey oîarak görür ki, bu da zamandır."5" Burada Gazafi'nin vehimden
hayali mi. düşünceyi mi kasdettiğine dair bir işaret yok; ancak biz, onun buradaki
vehimden daha çok hayali kasdettiğini tahmin edebiliriz. Hatta bu görüşün
Kant* m zamanı zihnin a priori formu olarak görmesini de hatırlatmaktadır,
denilebilir. Buna ilaveten Kant"ın kategorilerinden bilmeyi kolaylaştıran öncelik-
sonralık unsurlarına yaklaşmaktadır.
Buraya kadar görüşlerini sunduğumuz düşünürlerin tanımlarından
anlaşıldığına göre bunlar fiziksel boyutlu bir zaman anlayışı üzerinde
durmaktadırlar. "Zaman nedir?" sorusuna cevap arayan t. Safa, İbn Sina ve
Gazali bu soruya, fiziksel zaman anlayışı çerçevesinde cevaplamaya
çalışmışlardır: Zira fiziksel zaman, evrendeki oluşum ve değişimlerin meydana
gelişini izah için ortaya konmuş bir zaman anlayışıdır. Yalnız, Gazalî'nin
"vehinv'i işe karıştırmasını bu fiziksel anlayışı aşmakta bir adım olarak görmek
mümkündür.
Fiziksel zaman anlayışını aşma çabalarının İslam felsefesinde devam
ettiğini görüyoruz. Burada, bu münasebetle Aristo'nun zaman anlayışını eleştiren
Ebu'l- Bereİcât el- Bağdadî (öl. 1166) ve her ikisini eleştiren Davud-u Kayseri
(öl. 1350) * nin görüşlerine kısaca işaret etmek faydalı olacaktır.
el- Bağdadî, zamanın ne olduğunu varlıkla irtibatiandırarak cevaplar.
Nitekim o. zaman nedir? sorusuna cevap ararken şunları söylemektedir:
"...Zaman, ölçü ile ilgilidir... Zaman, \arlığm ölçüsüdür, hatta zaman,
durağanlığı (sükun) bile ölçer..."'59 Bu tanımıyla el- Bağdadî, zamanın varlığın
ölçüsü olduğunu vurgularken onun ölçü alanını genişletmekte ve daha soyut bir
alana çekmektedir.
Zamanın ne olduğuna oldukça ilginç bir cevabı da ilk Osmanlı müderrisi
Davud-u Kayseri vermektedir. O, zamanı, "... Zaman, varlığın bekasının ve
0
devamının ölçüsüdür..."* diyerek tanımlamaktadır. Ayrıca onun "zaman,
varlıkların var olmalarının, yaratılmalarının süresinin ölçülmesidir" şeklindeki
tanımı da önceki tanımının bir açılımı şeklindedir. Bu tanımlar; Davud-u
Kayserfnin anlayışında zamanın, varlık sahasındaki ilişkilerin ölçülmesine ait
olduğu gerçeğini ortaya koyar. Böylece, Davud-u Kayserî'nin kendinden
5
* Gazali, a. g. e., s. 67.
59
Shigeyuki Yoshida. The Ontological Weltanschauung of İslam, Japonya- 1986, s.
62, 64:. Sholomo Pines, Studies İn Abu'l- Berekât al- Bağdadî Physics and
Metaphysics, Jerusalem- 1979. s. 267.
' Davud-u Kayseri, er- Resâil (İnceleyen ve neşre hazırlayan: Mehmet Bayrakdar).
Kavseri- Î997. s. 168. 170.
öncekilerin zaman anlayışlarını aştığını ve dönemine göre oldukça ileri bir zaman
anlayışına sahip olduğunu söyleme imkanımız olur.
Şimdi "zamanın hareketle ilişkisi nedir?" sorusuna geçebiliriz.
61
W. D. Ross. Aristoteles (Çeviren ve Yayına hazırlayan: Ahmet Arslan). İzmir- 1993,
s. 12.
62
tbn Sina, 7?« a Resâil. s. 12.
M
Aristoteles, a. g. e., s. 373.
64
İbn Sina. en- Secât. Mısır- 1331. s. 169: tbn Sina .Tis a Resâil. s.63.
65
İbn Sina. en- S'ecât, s. 189; S. Hüseyin Nasr, islam Kozmoloji Öğretilerine Giriş
(çev. N. Şişman). İstanbul- 1985. s. 251. İbrahim el- Âti. a. g. e., s.95.
M
Gazaiî, Tehaflit.... s. 67-68.
FELSEFEDÜNYASI,SAY1:25YAZ1997 «)
tHVAN-I SAFA, İBN SİNA veGAZALİ'DE ZAMAN ANLAYIŞI
Zamanın bağlantı içerisinde olduğu önemli bir kavram da, mekandır. Zira
zaman gibi, mekan da insanın ilk düşündüğü kavramlardan biridir. Kavram
olarak mekan, bütün varolanların içinde bulunduğu şeydir. Ayrıca sonsuz büyük
kap, sınırsız ortam; en, boy, derinlik gibi üç boyuta sahip olan hacime de mekan
denmektedir. Genelde uzay olarak tanınan mekanı insanlar başlangıçtanberi
"...bütün esiri kaplayan şey veya bir çeşit kap olarak..."67 düşünmüşlerdir.
Aristo gibi İ. Safa, İ. Sina ve Gazali de zamanla birlikte mekanı da tabiat
bilimleri içinde68 değerlendirirler. Aristo, mekanı "mekan, kuşatan cisimle
kuşatılan yani yer değiştirme hareketi ile hareket kazanan cismin sınırıdır..."69
diye tanımlamaktadır. Ayrıca Aristo, yine hareket, mekan, zaman ilişkisine şöyle
işaret eder: "...Mekan, boşluk ve zaman, hareketin gerekli şartlan olarak
düşünülürler..."'70 Burada Aristo, hareketin meydana gelmesinin şartlan olarak
zaman, mekan ve boşluğun gerekli olduğunu söyleyerek bu kavramlar arasındaki
ilişkiye de dikkat çekmiş olmaktadır.
Mekan, zamanın söz konusu edildiği her durumda hatırlanan, hatırda
tutulması gereken bir kavramdır. İ. Safa, mekanı, '...mekanlaşanın bulunduğu
her yerdir, yani cismin sınırlarıdır."71 diye tanımlamaktadır. İ. Safa, mckan-
zanıan ilişkisinde mekanı, cisimle birlikte olan cismin niteliklerinden bir nitelik72
olarak görürken zamanı ise, ruhun güçleri tarafından nefse işlenmiş saf bir şekil,
soyut bir kavram73 olarak nitelemektedir. Buna göre onlar, zamanı ruha işlenmiş
saf, soyut bir kavram olarak görürlerken, mekanı cismin bir niteliği şeklinde
görmeleri önemli bir farktır. Çünkü Aristo'da zamanın, ruhun güçleri tarafından
ruha işlenmesiyle ilgili bir ifadeye rastlanmamaktadır. Böylece İ. Safa, zamanı
harekete irca etmekten sakınmaya çalışmaktadır. Risalelere bakıldığında, onlar
zaman, mekan ve hareketi daha çok kozmolojik açıdan ele aldıkları müşahede
edilmektedir.
67
i. i. Smart, "Space", The Encyclopedia of Philosophy (ed. P. Edwards). Vol. 7.
London-1967, s. 506.
6S
İ. Safa, Resâil. c. 1. s. 266-272: İ. Sina, en- Necât, s. 201: Gazali, Mi var..., s. 170
vd.
69
Aristoteles. Physics, Vol.1, s. 361: Süleyman Hayri Bolay, Aristo Metafiziği ile
Gazzalî Metafiziğinin Karşılaştırılması, İstanbul- 1980, s. 96.
70
Aristoteles, Physics, Vol. 1, s. 342.
l\ İhvan, a. g. e..'e III. s. 387.
7 İhvan. a. g. e., c. III. s. 387.
3
Nasr. İslam Kozmoloji.... s. 74.
4
İbn Sina, en- Necat, s. 201.
5
İbn Sina, Tis'a Resell s. 64.
]* Gazali. A/r'Wi-.... s. J72.
Gazali s. 66.
:s
Milic Capek, "Change", The Encyclopedia..., vol. 2, s. 7 5 .
79
Joseph Owens, A History of Ancient Western Philosophy, New York-1959, s. 48
80
Teoman Duralı. "Aristoteles'in Kategorilerinde, Fizik'i ile Metafizik'inde Değişme
ve Zaman Sorunları", Felsefe Arkivi, S. 26, İstanbul- 1987, s. 104.
81
İ . Safa. a. g. e., c.H, s. 54 yd, 70, 88.
* : İ. Safa. a. g. c . c. II. s. 13.
83
İ. Safa. a. g. e., c. III. s. 322.
S4
İbn Sina. en- Xecâr s. 169. ;
Zaman- An ilişkisi
87
Aristoteles, a. g. e., Vol. 1, s. 371-372; Teoman Duralı, a. g. m., s. 103.
88
Aristoteles, a. g. e., Vol. 1, s. 375.
89
George N. Aüyeh, a. g. e., s.86.
90
Shigeyuki Voshida, a. g. e., s. 6 3 .
91
Shigeyuki Yoshida. a. g. e., s. 6 3 .
92
İ. Siıia, Tis a Retail, s. 11: Ayrıca bkz: İbrahim el- Âti, a. g: e., s. 99,
93
İ. Sina. en- Necat, s. 191-192.
w
Gazalî. M 'yâr..,, s. 172.
9>
Gazali, a. g. e., s. 172
••y6
süreklidir, çünkü o, sürekli bir hareket tarafından işgal edilir..." Görüldüğü gibi
Aristo, hareketin, dolayısıyla da zamanın sürekli olduğunu söylemektedir.
Zamanın sonsuzluğunu o. zamanın sonsuz bölünebiien mikdarlar olmasına
dayandırır. Aristo'nun zamanı sonsuz ve ezelî görmesinin, onu. zamanın
yaratılmadığı düşüncesine götürdüğü kabul edilir.
Bu çalışmada ağırlıklı olarak görüşlerini incelediğimiz İhvan-ı Safa'nın
zaman'm sonlu olup olmadığı konusundaki görüşleri, zaman'm yaratılıp
yaratılmadığı konusundaki düşünceleriyle bağlantılıdır. Nitekim onlar, zamanın
yaratılmasına yakın bağlantısı olduğunu söyleyerek; "...onun dünya ile birlikte
yaratıldığını,.." 97 belirtmiştir. Haklarında pek çok şey söylenen î. Safa, biraz
sonra görüşlerini izah edeceğimiz t. Sina'dan çok farklı olarak zamanın sonlu
olduğunu ve yaratıldığını kabul eder. Bunun yanında ayrıca İ. Safa, tabii şeylerin
zaman içinde yaratıldıklarına, ruhanî, ilahî şeylerin ise, bir defada düzenli olarak
zaman ve mekan dışında Allah'ın " O F demesiyle hemen varlık kazandıklarına98
inanırlar. Buradan anlaşıldığına göre, İ. Safa doğal şeylerin zaman içinde, ruhanî
varlıkların ise, zaman dışı olduklarını ileri sürmektedir.
İbn Sina da İ. Safa gibi zaman-sonsuzluk meselesine zamanın yaratılıp
yaratılmaması açısından bakmaktadır Ayrıca o, bu meseleye zamandan önce
birşcy varmiydi? Ondan önce bir şey oldu mu? soruları açısından yaklaşır. O,
zamanın öncesinden zaman açısından bir şeyin gelmediğine kanidir. Bunu pek
çok varlıkta daha önce olmayan; ancak daha sonra o varlıkta mevcut olan şeylere
yok demediğimizi örnek göstererek zaman da bu anlamda sonradan yaratılmış
değildir, der. Fakat bu izahının yanında o, zamana takaddüm eden tek varlığın
Tanrı olduğunu, hatta zamanın da O'nun tarafından yaratıldığını açıkça ve kesin
biçimde ifade eder." Bu açık ifadesine rağmen diğer bir çok yerde İ. Sina bu
ifadesine ters düşen zamanın sürekliliğini vurgular: Şöyle ki, "...zaman,
süreklidir. Mesafe yönünden olmayan; ancak öncelik ve sonralık yönünden
dairesel hareketin ölçüsüdür..."""' Bu ifadelerden anlaşıldığı gibi t. Sina, zamanın
sürekli oluşunu dairesel hareketle bağlantılı olarak ifade etmektedir. Burada ilk
defa "dairesel hareketli devreye soktuğunu görüyoruz.
96
W. D. Ross. Aristoteles (çev: Ahmet Arslan) İzmir- 1993, s. 110; Ayrıca bkz. S.
Hayri Bolay, a. g. e., s. 103; Teoman Duralı, a. g. m., s. 105; Richard M. Gale, The
Philosophy of Time. London- 1968. s. 1; T. J. De Boer, a. g. m., s. 460.
9
" lan Richard Netton. Muslim Neoplatonists. London- 1982. s. 26; S. Yoshida, a. g. t..
s, 47.
98
İhvan, a.g.e.. c.IIÏ. s.352.
99
İ. Sina. en-Necot. s. 190-191.
" " ' İ . Sina. a. g. e.. s. 191.
101
İ. Sina, a. g. e., s. 192.
102
Gazalî, Tehaftit.... s.65-66.
Sonuç •
103
William Line'Craing. The Kalâm Cosmologicai Argument, London-1979, s.47.
H4
' Gazali, Tehaföt..., $.65.
105
Gazali, a.g.e.. s.56.
106
Rahman (55). 29.
katkısı olmakla beraber Batı Ortaçağının tümünde, hatta Yeniçağın da büyük bir
bölümünde Aristo'nun zaman anlayışının izleri görülür.
Ortaçağ İslam felsefe ve bilim tarihinin önemli isimlerinin zaman anlayışı
üzerinde ise Aristo'nun tesiri oldukça açıktır. Ancak bu konudaki düşüncelerine
baktığımızda onların, Aristo'yu salt taklit etmediklerini görürüz. Aristo'nun
görüşlerinden etkilenmekle beraber ona mutlak tabiiyyet göstermeyip, daima onu
yenileme ve aşma gayreti içinde olmuşlardır. Hatta Gazalî, Ebu'l- Berekât el-
* Bağdadî ve Davud-u Kayseri gibi bir kısım düşünürler bazı problemlerde
Aristo'yu şiddetle eleştirmişler ve farklı görüşler ileri sürmüşlerdir.
Bu araştırmada ağırlıklı olarak zaman konusundaki görüşlerini
incelediğimiz düşünürlerin konuya yaklaşımları birbiriyle bazan uyuşmakta
bazan çelişmektedir. Bunlardan herbirinin. İslam düşünce tarihinde yeri farklıdır;
farklı olduğu kadar da önemlidir. Bu düşünürlerin zaman anlayışlarını başta
"zamanın ne olduğu?" sorusuna verdikleri cevaplar çerçevesinde inceledik.
Sonra, zaman-hareket, zaman-mekan, zaman-değişme. zaman-ân ve zaman-
yaratma ilişkisi konusundaki görüşlerini, ayrıca zamanın sonlu olup olmadığı
yönündeki düşünceleriyle zamanın gerçek veya gerçek olmaması hususunu da
ortaya koymaya çalıştık.
Gerek İ. Safa ve gerekse İ. Sina ve Gazalî "zaman nedir?" sorusuna
verdikleri cevapta daha çok Aristo'nun "zaman- hareket" münasebeti çizgisinde
. düşünmüşlerdir. İ. Safa bu konuda zamanın gök küresinin hareketine ve gece ile
gündüzün bilinmesine işaret ettiğini söyleyerek Aristo'nun tanımına yeni bir
boyut ilave eder. Gazalî ise, zaman tanımında kullanılan 'sayının" yerine
"ölçü " terimini kullanır. Ayrıca vehmi zamanın anlaşılmasında önemli görmesi
ve onu bilginin de bir kaynağı olarak tanıma gayreti Gazalî'nin o dönemdeki
fiziksel anlayışı bir aşma çabası içinde olduğunu göstermektedir. Ayrıca zamanı:
hareket ile değil de varlık kavramıyla ilişki kurmak yoluyla açıkladıkları için
Aristo'yu aştıklarını düşündüğümüz el- Bağdadî ve Davud-u Kayserî'yi de
burada belirtmekte fayda vardır.
Zaman-hareket ilişkisi konusunda ise İ. Sina zamanın hareketle tasavvur
edildiğini ve hareket hissedilmezse zamanın da hissedüemiyeceğini vurgulayarak
zaman ve hareketin ancak insan idrakiyle bilinebileceğini belirtmek istemiştir.
Gazalî ise zaman-hareket ve zaman-mekan ilişkisini farklı bir açıdan, bo\ııt olma
özellikleri açısından ortaya koyar ki, zamanî boyutu harekete, mekanı boyutu ise
cisme bağlar. Gazalî hem zamanî hem de mekanı boyutun anlaşılmasını da
velime bağlar. Bu da onun önemli bir farklı yaklaşım tarzıdır.
Zaman-mekan ilişkisi konusunda İhvan, mekanı, cisimde cismin
niteliklerinden biri olarak görürken, zamanı ise ruhun güçleri tarafından nefse
işlenmiş saf bir şekil. so\ııt bir kavram olarak niteler. İhvan'ın bu şekildeki izahı