You are on page 1of 3

Bodrum’da Tekne Yapımcılığının Geçmişi

Bodrum’da tekne yapımcılığının bugün binlerce teknesi ve onlarca tersanesiyle uzun bir geçmişi
olduğu düşünülebilir. Nitekim Osmanlı’dan kalma tarihi tersane ve yine Osmanlı arşivlerinden kalyon
ve benzeri savaş gemilerinin yapımına ilişkin bilgiler, Bodrum’da en azından on dokuzuncu yüzyılın
başına kadar giden bir gemi inşa faaliyetine işaret etmektedir. İdris Bostan Kürekli ve Yelkenli
Osmanlı Gemileri adlı kitabında, 47,8 metre uzunluğunda bir kalyonun Bodrum’da yapılarak 1833
yılında İstanbul’a getirildiğini yazmaktadır. Bununla beraber, Bodrum’da tekne yapımcılığının daha da
eskiye gittiğini, III. Selim zamanında (1789-1807) taşra tersanelerinin yeniden düzenlenmesiyle ilgili
planlardan anlıyoruz. Hatta Avram Galanti Bodrum Tarihi adlı kitabında, 1793 yılında Akdeniz’de
seyahatten dönmüş olan Kaptan Paşa’nın, “tersaneye verilen yeni düzen gereğince,” Bodrum’da
yapılan teknelerin inşasında kusurları olduğunu tespit ettiği liman başkanı Mehmet Kaptan ile bir
direkçiyi, kendisine verilmiş tam yetkiden yararlanarak öldürttüğünü yazmaktadır. Görüldüğü gibi,
Bodrum’un, en azından Osmanlı Bahriye’sinin bir taşra tersanesi olarak önemli bir tekne yapımcılığı
geçmişi vardır.

Diğer yandan, Bodrum’da aynı dönemde, Osmanlı Tersanesi’nin dışında, bundan bağımsız bir tekne
yapım geleneğinin olup olmadığı kesin olarak bilinmemektedir. Bu konuda kaynaklar bir şey
söylememektedir. Eğer bu dönemde Osmanlı Tersanesi dışında bir tekne yapım geleneği vardıysa bile,
en azından Cumhuriyet döneminden itibaren tamamen kaybolmuş olduğu söylenebilir.
Çünkü Bodrum Tarihi kitabının (ilk basım 1945) tersanelere ayırdığı kısmında Avram Galanti
Bodrum’da tekne yapımından bahsetmez; Osmanlı tersanesiyle bitirir bu konu hakkında
söyleyeceklerini. Oysa bu dönemde Bodrum tekne sayısı açısından hiç de fakir değildir. Sadece
süngercilik yapan 89 tekne olduğunu yazar Avram Galanti. Ama Cumhuriyet’in ilk yıllarında
Bodrum’da tekne yapımı olduğunu belirtmez kitabında ki, daha sonra yetişecek ustalar da onlardan
önce Bodrum’da bir tekne yapım geleneği olmadığını söylemektedir.
Bodrum’da tekne yapımcılığı, Osmanlı Tersanesi’nden sonra bu sefer de Giritli
göçmenlerle/mübadillerle başlamıştır. Tekne yapımcılığı tekrar başlamadan önce de Bodrum’da
nakliye, balıkçılık ve süngercilik yapan çok sayıda tekne vardır ama bunların kaynağı dışarısıdır. Ya
Yunanistan veya nadiren İtalya’dan satın alınmışlardır. Ya da Giritli göçmenler yanlarında getirmiştir.
Bir önemli kaynak da, hem İkinci Dünya Savaşı sırasında hem de savaşın olmadığı yıllarda Türkiye’nin
karasularına yasal olmayan şekillerde girdikleri için el konulmuş ve daha sonra satışa çıkarılmış ve
çoğu Yunanistan kökenli teknelerdir. Bunların dışında Bodrum’a ait tekne yapımı yoktur bu yıllarda.

Tekne yapımcılığını başlatan kişi Girit kökenli Nami’nin Mehmet’tir. İlginçtir ilk teknenin yapılış
öyküsü. Nami’nin Mehmet kendisine bir tekne yapmak ister. Muhtemelen Bodrum’daki diğer
teknelerden esinlenmiştir. Teknenin yarısına geldiğinde babasına gösterir ama babası beğenmez, “ne
bu mavnaya benzemiş” der. Mehmet’e ağır gelir babasının bu sözleri, yakmak ister tekneyi daha
bitirmeden. Ama arkadaşlarının araya girmesiyle devam eder ve denize indirir tekneyi. Neticede suyla
da şişen tekne suyun üzerinde durur. Ama bu Nami’nin Mehmet’i tatmin etmez. Yunan adası
Kalimnos’a gider tekne yapımcılığını öğrenmek için. Orada ustalar bulur, bazı sorular sorar. Ama hiç
tekne yapmadığını öğrenen ustalar Mehmet’e yüz vermez. Bu tabii onu durdurmaz. Orada bir Selvi
ağacı vardır. Mehmet bu ağaca çıkar ve yeni bir tekneye başlamış Yunan ustalarının nasıl çalıştıklarını
izlemeye başlar. Bir süre sonra Bodrum’a dönen Nami’nin Mehmet yeni bir tekne kurar kendisine ve
bu sefer başarır. Böylece Bodrum muhtemelen antikçağdan beri var olmuş tekne yapımcılığı
geleneğiyle bir kez daha buluşur. Bu ilk teknesini bir süre sonra bir Yunanlıya satan Nami’nin Mehmet
bir süre ufak tefek tekne tamirleriyle uğraştıktan sonra, bu sefer Kumbahçe mahallesinde Ali Cengiz’in
evinin önünde gerçek bir tirhandil yapımına girişir. Bunu bir başka tekne daha izler ve bunu da bitiren
Nami’nin Mehmet Güllük’e yerleşip tekne yapımını orada sürdürür.

Eğer Nami’nin Mehmet Bodrum’da tekne yapımını başlatan kişiyse, bunu tam anlamıyla yerleştiren
de, bu sırada bir süreliğine Nami’nin Mehmet’in yanında kardeşi Ali Kemal’le birlikte çalışmış olan
Ziya Güvendiren’dir. Ziya Usta’nın başlangıcı kapı, pencere tamir işleridir. O da Girit kökenlidir. Daha
sonra Nami’nin Mehmet’in yanında çalışıp bilgisini arttıran Ziya Usta da tekne yapımına girişir. İlk
önce kendi başına Tepecik Camisinin orada Karakayalıların maddi desteğiyle iki tirhandil kuran Ziya
Usta, asıl çıkışını Bodrum dışından bir gemi inşa mühendisinin getirdiği çizimden bir tekne yaparak
yakalar. Bu deneyimle iyice ustalaşan Ziya Usta, Bodrum’da yapılmış ilk gulet olan Mustafa tratasını
denize indirir ve ardından, ilerinin ustaları olacak çıraklarıyla birlikte, arka arkaya ve özellikle de
süngercilik için sipariş edilen tirhandilleri denize indirmeye başlar.    

Nami’nin Mehmet fazla usta yetiştirmemiştir; çocuğu ve torunu devam ettirmiştir onun sanatını. Oysa
Ziya Usta, Bodrum tekne yapımına şekil verecek belli başlı ustaların neredeyse tamamını yetiştirmiştir
ve bu yüzden de, ilk olmamasına rağmen, Bodrum’da tekne yapımcılığının babası olarak görülebilir.
Erol Ağan, Küçük Ziya Tümay, Ali Kemal, Mustafa ve Engin Denizaslanı kardeşler, Mehmet Özyurt ve
daha niceleri onun yanında yetişmiş ve kısa süre içinde kendi tekne yapım atölyelerini kurmuşlar, ufak
tirhandillerden büyük guletlere ve ardından da bugünün mega-yatlarına uzanacak yükselişi
başlatmışlardır. Böylece Nami’nin Mehmet’in babasının beğenmediği ilk tekne denemesi, elli yıl içinde
bir dizi dünya çapında ustayla sonuçlanmıştır.

Yunanistan’da tekne yapımının 1960’larda sona ermeye başlamasıyla bayrak tamamen Türkiye’ye
geçmiş, tekne yapımcılığındaki büyüme daha da artmıştır. Öyle ki, bir zamanlar tekne yapımcılığını
öğrenmek için ağaçlara çıkmak zorunda kalmış hırslı bir gencin başlattığı süreç, tüm dünyaya ve başta
da Yunanistan’a tekne satan dev bir sanayiye dönüşmüştür. Ama bu büyüme, ilk yıllardaki tekne
yapımcılığından çok farklıdır. İşler ve dolayısıyla da üretimle ilgili talepler çok daha büyük
boyutlardadır. Dünya çapında bir tekne üretim merkezine dönüşmüş Bodrum, bu yüzden ciddi bir
rekabet içindedir. Hem hammadde ve malzeme hem de mevzuat açısından çeşitli kolaylıkların ve
teşviklerin sağlanması, bu sanayinin çok kısa sürede ulaştığı düzeyi daha da yükseklere taşımasını
sağlayacaktır.

(Bu yazı Bodrum maket müzesi için yazılmıştır.)

Timuçin BİNDER’in http://yelkenkurek.blogspot.com/2011/02/bodrumda-tekne-yapmclgnn-


gecmisi.html bağlantılı yazısından alınmıştır.

You might also like