You are on page 1of 15

Coğrafi Konum: Bir yerin dünya üzerinde bulunduğu yere coğrafi konum denir.

Matematik
ve özel konum olmak üzere ikiye ayrılır:
1. Matematik Konum: Bir yerin Ekvator’a ve başlangıç meridyenine göre yerinin
belirtilmesine matematik konum denir. Bir yerin matematik konumunu belirlemek için
paralel (enlem) ve meridyenlerden (boylam) yararlanılır. Sonuçlarına bakarsak:
 Türkiye Kuzey Yarımküre’nin orta kuşağında yer alır. Ilıman iklim kuşağında yer alır.
 Yıl içinde 4 mevsim belirgin olarak yaşanır. Ilıman iklim kuşağında yer alır.
 Güneş ışınları hiçbir zaman dik açıyla almayız. Dönenceler dışında yer aldığı için.
 Enlem etkisiyle güneyden kuzeye gidildikçe sıcaklık azalır.
 Kışın cephesel yağışlar olur.
 Dağların güney yamaçları batı etkisiyle, kuzey yamaçlardan daha sıcaktır.
 Kuzeyi ile güneyi arasındaki kuş uçuşu uzaklık 666 km. dir.
 Doğusu ile batısı arasında 76 dakikalık zaman farkı bulunur. 19° boylam farkı nedeniyle.
 Yıl içinde II. ve III. Saat dilimleri kullanılır.
 36° - 42° Kuzey Paraleli ve 26° - 45° Doğu Meridyeninde yer alır vatanımız.
 Yaz saati uygulamasına geçerken Iğdır’ın (45° Doğu) yerel saati baz alınır. Kış saatine
geçilirken ise Kocaeli (30° Doğu) yerel saati baz alınır.
2. Özel Konum: Bir yerin kıtalara, okyanuslara, denizlere, önemli geçitlere, boğazlara,
ticaret yollarına, önemli madenlere, su yollarına uzaklığı, yer şekilleri, yükseltisi gibi
özellikleri o yerin özel konumunu belirler. Türkiye’nin özel konumuna bakarsak:
 Asya ile Avrupa kıtaları arasında yer alır.
 Üç tarafı denizlerle çevrilidir.
 Ortalama yüksekliği 1132 metredir.
 Batıdan doğuya gidildikçe yükseklik artar.
 Batıdan doğuya gidildikçe sıcaklık azalır.
 Yer şekilleri, İklim çeşitliliği fazladır.
 Doğal bitki örtüsü, tarım ürünleri çeşitliliği fazladır.
 Doğu – batı yönlü uzanan sıra dağlar bulunur.
 Kuzey – güney yönlü ulaşım zordur.
Yer Çekimi:
 Kutuplara gidildikçe artar. Özetle Sinop’ta ki yer çekimi en fazladır. Hatay’da en az.
Çizgisel Hız:
 Dünyanın kendi ekseni etrafında dönerken yaptığı hızdır. Ekvatordan kutuplara gidildikçe
çizgisel hız artar. Özetle Sinop’ta ki çizgisel hız en az. Hatay’da en fazla.
 Güneşin doğuş ve batış anındaki hızı etkilidir.
 Güneşin ufuk düzlemindeki büyüklüğü yani görünümü etkilidir. Kutuplarda en fazla
ekvatorda en azdır güneşin doğuş – batış süreleri.
 Kutuplara gidildikçe güneş, son derece büyük ve kızıldır. Ekvatorda ise küçüktür.
Türkiye’de Gece – Gündüz Süreleri
 Yaz aylarında kutup noktasına yakın yerlerde gündüz süresi daha uzun olur. Yaz aylarında
Sinop gündüz süresi en uzun iken gece süresi en kısadır.
 Kış aylarında kutup noktasına yakın yerlerde gece süresi daha uzun olur.

1
Yerel Saat Hesaplamaları:
1. Greenwich’de saat 11:00 iken saatin 12:00 olduğu yerin boylamı nedir?
11:00 12:00 X yeri 1 saat geride 60:4=15° Doğu Boylamı çıkar.

0° X°
2. Türkiye’de 10 Temmuz günü saat yaz saati uygulandığı ilimizde saat 10:00 iken aynı anda
27° Doğu Boylamında yer alan İzmir’de saat kaçtır?
 XX:XX 10:00
45° - 27°= 18° 18° .4=72 dakika fark var. 1 saat 12 dakika fark var.
Doğudaki saat daha geç olacağı için çıkarırsak 08:48
27° 45° (Iğdır)
3. 21 Mart tarihinde 29° Doğu Boylamında İstanbul’da güneş sat 06:16 doğmuştur. Aynı gün
43° Doğu Boylamında yer alan Erzurum’da güneş saat kaçta batar.
 0° 29° 43° 43° - 29°= 14° fark var yani 14°.4=56 dakika süre var.
İstanbul’da 06:16 güneş doğarsa Erzurum’da 05:20 doğar.
05:20 üzerine 12 saat eklenirse güneşin batış zamanı bulunabilir.
İstanbul Erzurum
4. Türkiye’de yaz saati uygulanan merkezde 23 Eylül günü güneş saat 05:00 doğmuştur.
Aynı gün kış saati uygulanan ilimizde kaçta doğar?
 30° 45° 45° - 30°= 15° fark var o da 60 dakika yapar. Iğdır’da güneş 05:00
doğmuş ise Kocaeli’nde ise 06:00 doğacaktır.

05:00
5. 28° Doğu Boylamında yer alan Aydın’da saat 18:50 iken saatin 16:30 olduğu yerin
boylamı nedir?
 X° 0° 28° (Aydın) Tam olarak 140 dakika fark var iki şehir arasında 140:4=35°
Aydın’dan 35° boylam geri gideriz. 7° Batı Boylamı olur.

16:30 18:50

2
Türkiye’de Yerşekillerinin Özellikleri
 Ortalama yükseltisi 1132 metredir.
 Ülke topraklarının yarısından çoğu 1000 metre ve üzerindedir.
 Dağlar doğu – batı doğrultusunda birkaç sıra halinde uzanır.
 Türkiye aşınım döneminden sonra tekrar yükselmeye uğradığı için yüksek düzlükler geniş
yer kaplar.
 Doğu ve İç Anadolu bölgelerinde volkanik oluşumlar bulunur.
 Akarsuların denize döküldüğü yerlerde verimli delta ovaları oluşmuştur.
 Türkiye arazisi yakın jeolojik zamanlarda şekillendiği için, aktif deprem kuşağı üzerinde
yer alır.
Yer Şekillerini Oluşturan Etmenler
İç Kuvvet: Yeryüzünün birinci katmanında Litosfer ikinci katmanında ise Magma (Manto)
yer alır. En son tabakada ise çekirdek yer alır. Magmadan yukarıya doğru bir hareket
meydana gelir bu harekete iç kuvvet denir. Bu hareket dikey konveksiyonel akımı da denir.
Magma yaptığı bu dikey akımla yeryüzünde yükselme ve çekme gibi şekil bozuklukları
yaratır. Epirojenez, orojenez, volkanizma, deprem (seizma) başlıca iç kuvvetlerdir.
Dış Kuvvet: Kaynağını güneşten alarak iç kuvvetlerin bozduğu yeryüzünün deniz seviyesine
kadar indirerek düzeltmeye çalışırlar. Akarsu, rüzgar, buzul, dalga; başlıca dış kuvvetlerdir.
Aşındırma, taşındırma, biriktirme işlevlerini yaparlar.
Türkiye’nin Dağları
1. Orojenik Dağlar: Dış kuvvetler tarafından aşınan malzemeler büyük su birikintilerinin
tabanında tortulanır. Bu tortullar, üst üste birikerek tabakaları oluştururlar. Bu tabakların
levhalar tarafından yan basınca uğramasıyla kıvrım ve kıvrık dağlar oluşur.
 Kıvrım Dağlar: Esnek yapıdaki tabakaların bulunduğu alanlarda kıvrılma meydana gelir.
Kıvrım dağlarının yükselen yerine Antiklinal alçalan yerine Senklinal denir. Kuzey
Anadolu dağları ve Toroslar Alp orojenezi sonucu kıvrılma ile oluşmuştur. Kıvrım dağları
oluşumundan önce; eski deniz tabakalarıdır. Türkiye’de ki dağların büyük bir bölümü
kıvrım dağlarıdır.
 Kırık Dağlar: Kıvrılma özelliğini kaybetmiş olan tabakalar, dağ oluşum hareketleri
sırasında kıvrılmayarak kırılır. Kırık hatları arasındaki blokların bazıları çökerken
(Graben), bazıları da yükselerek (Horst) dağlarını oluşturur. Ege: Kaz, Marda, Yunt,
Bozdağlar, Aydın, Menteşe Dağları 1ile dağlar arasındaki ovalar bu şekilde oluşmuştur.
Akdeniz: Nur Dağı. Karadeniz: Canik Dağları. Graben oluşmasıyla verimli tarım araziler
oluşur, ulaşım daha kolay yapılır, iklim içerilere kadar sokulur.
2. Volkanik Dağlar: Yerin derinliklerinde bulunan kızgın, ergimiş ve basınç altındaki
magmanın yeryüzüne çıkmasıyla oluşur. Volkan dağlarının olduğu yerler verimli
topraklardır. Volkan dağlarının yapısı ve biçimi, yeryüzüne çıkan magmanın bileşimine,
miktarına ve çıktığı yerin özelliğine göre değişik şekillerde olur.
 İç Anadolu: Erciyes, Melendiz, Hasandağı, Karacadağ, Karadağ.
 Doğu Anadolu: Büyük Ağrı, Küçük Ağrı, Tendürek, Süphan, Nemrut, Allahu Ekber.
 Güney Doğu Anadolu: Karacadağ.
 Batı Anadolu: Kula yöresi.
 Marmara: Uludağ.
 Karadeniz: Köroğlu.

1
Menteşe Dağları; Ege Bölgesinde denize paralel uzanan tek dağdır. Salt bu yüzden Muğla bölgesi Ege
Bölgesinde en çok yağış alan yerdir. Buna paralel olarak da yer şekilleri ve arazi yapısı nedeniyle yaşam için
elverişli bir yer değildir.

3
Dağların Etkileri:
 Akdeniz ve Karadeniz’de dağların kıyıya paralel uzanmasından dolayı kıyıda girinti,
çıkıntı, koy, körfez, liman, ada ve yarım ada çok azdır.
 Kıyı kesimine düşen bol yağış, burada gür ormanların yetişmesini sağlarken, iç bölgelerin
karasallaşmasını sağlar.
 Dağların geniş yer kaplaması karayolu yapımında birim maliyetin artmasına neden olur.
 Kuzey ve Güney Anadolu dağlarının geniş yer kaplaması tarım alanlarını sınırlandırmıştır.
 Dağlar yayla ve kış turizmi için uygun yelerdir.
Türkiye’nin Ovaları
Ova: Akarsular tarafından yarılmamış, çevresine göre alçak olan düzlüklerdir.
1. Karstik Ovalar: Karstik bir taştır, suda eriyebilir.
 Ege Bölgesi: Muğla, Denizli, Afyon, Isparta, Burdur, Acıpayam, Şuhut.
 Akdeniz Bölgesi: Korkuteli, Elmalı, Gembos, Kestel, Kızılkaya. (polye ovaları da denir).
2. Delta Ovaları: Kıyı ova anlamına da gelir. Bir ovanın delta ova olması için; akarsuyun
bol alüvyon taşıması gerekir, akarsuyun döküldüğü deniz sığ olmalı, akarsularda
gelgitlerin olmaması gerekir.
Dip Not: Türkiye’de delta oluşumu için gerekli tüm şartlar olsa da yeteri kadar delta yoktur.
Çünkü; denizlerde tuzluluk oranının farklılığı sebebiyle meydana gelen yoğunluk farkına
dayalı alt ve üst deniz akıntılarının olmasından kaynaklanmaktadır.
 Karadeniz Bölgesi: Tüm delta ovalar Orta Karadeniz’de yer alır. Bunun nedeni ise,
denizin bu bölgede sığ olmasıdır. Çarşamba (Yeşilırmak), Bafra (Kızılırmak).
 Ege Bölgesi: En çok bu bölgemizde var çünkü dağlar denize dik uzanmaktadır. Bakırçay,
Gediz, K/B Menderes.
 Akdeniz Bölgesi: Aksu, Göksu, Seyhan, Ceyhan, Çukurova (en verimli ve en büyük
delta).
3. Tektonik Ovalar: Tektonik kökenli ovalar belli kırık hatlar üzerinde sıralanmıştır. Bu
kırıklar günümüzde de canlıdır. Bu nedenle bu ovalar Türkiye’nin etkin deprem kuşağı
üzerinde bulunur.
 Akdeniz Bölgesi: Hatay, Kahramanmaraş.
 Doğu Anadolu Bölgesi: Malatya, Elazığ, Bingöl, Muş, Pasinler, Horasan, Kars, Ardahan,
Iğdır, Erzincan.
 Karadeniz Bölgesi: Bolu, Hendek, Düzce, Gevede, Niksar, Zile, Amasya, Çorum, Erbaa.
 Marmara Bölgesi: Bursa, M. Kemal Paşa, Karacabey, Balıkesir.
 Ege Bölgesi: Akhisar.
 G. D. Anadolu Bölgesi: Hakkari Yüksek Ova (en yüksek ova), Altınbaşak.
 İç Anadolu Bölgesi: Konya, Aksaray, Develi (çok yağış alır), Ankara Çubuk ovası,
İnönü. En az yağış alan Iğdır ovasıdır.
Platolar
1. Çatalca – Kocaeli: Türkiye’nin en gelişmiş en fazla nüfuslanmış yeridir. En alçak plato
deniz seviyesine çok yakın.
2. Ege Bölgesi: Bayat (Afyon), Yazılıkaya (İç Anadolu içerisinde de yer alır).
3. Akdeniz Bölgesi: Taşeli, Türkiye’nin en verimsiz en az nüfuslanmış ovasıdır.
4. G. D. Anadolu Bölgesi: Gazi Antep, Şanlıurfa; tarıma çok elverişli.
5. D. Anadolu Bölgesi: Erzurum, Hakkari, Kars; deniz seviyesinde en yüksek platolar.
6. İç Anadolu Bölgesi: Obruk, Cihanbeyli, Haymana, Bozok, Yazılıkaya, Uzunyayla. Tahıl
ve baklagil aynı zamanda da küçükbaş hayvancılık ile uğraşılır. En fazla plato bu bölgede
var.

4
Akarsular 2
Akarsuyun başladığı yere kaynak denir. Kaynaktan başlayan kısma ise yukarı bölümü
denize dökülmesine yakın yerlerine de aşağı, ortada kalan kısmına ise akarsuyun orta kısmı
denir.
 Bütün kolları ile beraber akarsuyun suyunu topladığı alana havza denir.
 Topladıkları suyu denize ulaştıran akarsulara açık havza denir.
 Bir göle dökülüyorsa ya da kara içinde kuruyup kaybolursa kapalı havza denir.
 Debi: Akarsuyun herhangi bir yerinden bir saniyede akan su miktarıdır. Debiyi, havzaya
düşen yağış miktarı, akarsuyun geçtiği yerlerin arazi yapısı, havzadaki kar ve buzulların
miktarı, kaynak suları, buharlaşma miktarı, bitki örtüsü ve insan faktörü etkiler. Türkiye
akarsularının debileri yarı kurak iklim koşullarından dolayı düşüktür. Debiyi ölçmek için
en uygun yer akarsuyun denize döküldüğü bölgesidir.
 Akarsu Rejimi: Akarsuların akıttığı su miktarının yıl içindeki değişimine denir. Bazı
akarsuların yatağındaki su miktarı yıl içinde belirgin bir azalma ve çoğalma göstermez
sürekli yağışlarla beslenen Doğu Karadeniz bölümü akarsuları böyledir. Bu tip akarsuların
rejimleri düzenlidir.
 Bazı akarsuların yağışlı mevsimde su miktarı artar, kurak dönemde suları iyice çekilir. Su
miktarı yıl içinde belirsiz zamanlarda artar ve azalır. Kurak bölgelerdeki akarsular
böyledir. Çünkü buradaki yağış rejimi düzensizdir. Bu akarsuların rejimi düzensizdir.
 Bazı akarsuların sularını birden çok bölge ya da yöreden aldığı için tek bir rejimden söz
etmek mümkün değildir. Böyle akarsuların rejimine de karma rejimli akarsu denir.
Türkiye Akarsularının Genel Özellikleri
 Yer şekilleri ve Türkiye’nin üç tarafının denizlerle çevrili olmasından dolayı boyları
kısadır.
 Dağların fazla olması, yükseklik ve eğimden dolayı akış hızları fazladır. Akış hızlarının
fazla olmasından dolayı aşındırma güçleri, hidroelektrik enerji potansiyelleri fazladır ve
bol miktarda alüvyon taşırlar.
 İklimde yağış rejiminin düzensiz olması ve özellikle yaz mevsiminin kurak geçmesinden
dolayı akıttıkları su miktarı mevsimlere göre değişir yani rejimler düzensizdir.
 Türkiye’de görülen yarı kurak iklim koşullarından dolayı taşıdığı su miktarları (debi)
düşüktür.
 Endüstrinin geliştiği bölgelerdeki akarsuların sanayi atıklarından dolayı kirlilik oranı
fazladır. B/K. Menderes, Gediz, Susurluk, Sakarya, Kızılırmak, Ergene, Porsuk…
 Kar erimelerinden dolayı debileri ilkbahar mevsiminde en yüksektir.
 Hızlı akmaları, debilerinin düşük olması ve rejimlerinin düzensiz olmalarından dolayı
ulaşım ve taşımacılıkta yararlanılmaz. Bartın çayı hariç.
Karadeniz Bölgesi:
 Çoruh: Rejimi düzensiz dağlık alanlardan geçiyor. Açık havzalı; Gürcistan’dan
Karadeniz’e dökülüyor.
 Yeşilırmak: Rejim düzeni normal. Düzlüklerden akıyor. Açık havzalı.
 Kızılırmak: Karma rejimli bir akarsu, çok düzensizdir. Kaynak bölgesi İç Anadolu. En
uzun akarsudur, kendi topraklarımızın içerisinde.
 Bartın (Kocaırmak): Rejimi düzenlidir. Tek taşımacılık bu akarsu ile yapılır. Gerçek
anlamda denge profiline ulaşan tek akarsu.
 Sakarya: Ege’den doğup Karadeniz’e dökülür. Açık havzalıdır. Rejimi karma ve
düzensizdir. En çok malzeme taşıyan akarsu.

2
Ülkemizde en etkili dış kuvvet.

5
Marmara Bölgesi:
 Susurluk: Rejimi düzensizdir. Açık havzalıdır.
 Meriç: Kaynağı Bulgaristan Ege denizine dökülür. Bulgaristan için Ege denizi açık
havzadır.
 Ergene: Kapalı havzalıdır. Meriç nehrine katılır. Dolaylı yoldan Ege denizine dökülür.
Ege Bölgesi:
 Bakırçay:
 Gediz, B/K Menderes: Kaynakları aynıdır. Rejimleri düzensizdir. Çok kısa sürede
Graben düzlüklere indikleri için denge profilini tamamlayarak menderes oluştururlar.
Akdeniz Bölgesi:
 Dalaman: Rejimi düzensiz çünkü Akdeniz iklimi. Açık havzalı.
 Aksu: Kaynağı Eğirdir gölü. Açık havzalı.
 Manavgat: Türkiye akarsuları içinde rejimi en düzenli akarsudur. Karstik yer altı
sularıyla beslenir. Açık havzalı.
 Göksu: Rejimi düzensiz karlar ile beslenir. Açık havzalı.
 Seyhan/Ceyhan: D. Anadolu’dan gelir. Çukurova deltasını oluştururlar. Açık havzalı.
 Asi: Suriye’den gelir. Açık havzalı.
D. Anadolu Bölgesi:
 Zap: Kaynağı Irak, topraklarımızdan İran’a geçer kapalı havzalıdır.
 Kura: Hazar’a dökülüyor.
 Aras: Hazara gidiyor. Açık havzalıdır. Hazar denizi Türkiye’nin açık havzasıdır.
 Fırat/Dicle: Basra Körfezine dökülür. Rejimleri düzensizdir. Hidroelektrik enerji
potansiyeli en yüksek akarsular.
Yurdumuzdaki Kapalı Havzalar
 İç Anadolu: Konya, Tuz gölü
 İç Batı Anadolu: Akşehir gölü, Afyon,
 Akdeniz Bölgesi: Göller yöresi
 Doğun Anadolu: Van gölü
 Hazar gölü
 Bafra denizi
Akarsu Aşınım Şekilleri
1. Denge Profilleri: Her akarsu denge profiline ulaşmak ister. Bundaki amaç yatağını geriye
ve derine doğru aşındırarak mümkün olduğunca sakin bir akım sağlamaktır.
 Ülkemiz akarsuların büyük bir bölümü denge profiline ulaşmamıştır. Sadece; Bartın çayı
ve bazı Ege bölgesi akarsuları (Gediz, B/K Menderes, Bakırçay) ulaşmıştır.
2. Menderes: Denge profiline ulaşan bir akarsu bu sefer yatağını yana doğru aşındırmaya
başlar. Sonuçta ters S harfi yaparak akarsu yatağını meydana gelir ve buna Menderes
denir.
 Ege bölgesinde daha fazladır. Bu akarsular üzerinde rafting yapılamaz.
Dip Not: Bir akarsu denge profili ve menderes için uğraşırken arazi üzerinde vadi
oluşumlarını da sağlar.
3. Vadi: Akarsuların içinde aktığı uzun çukurluklardır. Vadiler akarsuların yaptığı
aşındırmayla yanlamasına, derinlemesine genişler. Eğimin fazla olduğu yörelerde derine
arındırmanın etkisiyle dik yamaçlı kerkit vadiler oluşurken, eğimin azaldığı düzlüklerde
yatık yamaçlı ve tabanlı vadiler oluşur. Vadiler oluşum bakımına göre:
 V vadi (çentik)
 Boğaz vadisi
 Kanyon vadi: Bu vadiler denge profili sırasında akarsuların yukarı ve orta çığırlarında
yani eğimin yüksek olduğu yerlerde sık görülür. Bu vadiler D. Anadolu başta olmak

6
üzere, Karadeniz, Akdeniz, Güney Batı Ege’de görebiliriz. En az vadi görülebilecek yerler
Marmara, G. Anadolu bölgeleridir.
 Tabanlı vadi: Bu tür vadiler menderes yapan akarsularda daha çok sık görülür. Eğimin
azaldığı yerlerde görülürler. Ege Bölgesinde daha çok.
4. Dev Kazanı: Akarsu yatakları içinde, çağlayan ve çavlanlarda suyun düştüğü yerde
oluşan çukurluklarıdır. Doğu Anadolu başta olmak üzere Akdeniz Bölgesinde de en çok
olan bölgeler.
5. Peneplen: Hafif dalgalı düzlüklerdir. Marmara’da sık görülür.
6. Kırgıbayır: Bitki örtüsünün tahrip edildiği eğimli arazilerde sel sularının oluşturduğu
yarıklardır. Bu tür oluşumlar İç Anadolu bölgesinde sık görülür.
7. Peribacası: Volkanik tüflerin bulunduğu yarı kurak iklim bölgelerinde sel sularının
oluşturduğu yarıntılar arasında meydana gelen piramit şeklindeki oluşumlardır. İç
Anadolu bölgesinde Ürgüp – Göreme – Nevşehir (Kapadokya yöresi) çevresinde görülür.
Bitki örtüsünün zayıf olması sel sularının aşındırması etkilidir.
Karstik Şekiller
Karstik, suda eriyen taşlardır. Kalker (kireç taşı), alçıtaşı, tuz taşı gibi taşlardır. Bu tür
kayaçlar suda eriyerek aşındırma şekilleri buharlaşma yoluyla da biriktirme şekilleri
oluştururlar.
1. Lapyalar: Taşlar üzerinde küçük kanalcıklardır. Yürünmesi güç, biçimsiz şekillerdir.
2. Dolinler: Çapları 5 metre ile 200 metre ile değişen küçük çukurluklardır. Bu çukurluklar
suyun kireci eritmesi ile meydana gelir.
3. Obruklar: Baca ve kuyu biçimindeki erime çukurluğudur. İçi su ile dolarsa gölet olur.
Hatta içme suyu olarak kullanılabilir. Konya obruğunda olduğu gibi.
4. Uvalar: Birkaç dolinin birleşmesi ile oluşan daha büyük erime çukurluklarıdır.
Dip Not: Akdeniz Bölgesinde sıktırlar.
Toprak Oluşumu
1. Fiziksel (Mekanik) Çözülme: Dünya üzerinde nemin az olduğu; günlük ve yıllık sıcaklık
farklarının çok olduğu yörelerde görülür. G. D. Anadolu bölgesinde daha fazla.
2. Kimyasal Çözülme: Suyun ve nemin çok fazla olduğu yerler görülür. Karadeniz’de çok
fazla.
3. Organik (Biyolojik) Parçalanma: Canlı kalıntılarının toprağa karışmasıdır. Organik
parçalar ile toprağa humus karışır. Humus toprağın en üstünde yer alır. Erozyon ile humus
ve toprak bir daha geri gelmemek üzere yok olur. Erozyon en çok İç Anadolu bölgemizde
olur. Heyelan ise en çok Karadeniz’de gerçekleşir.
Belli Başlı Toprak Tipleri
1. Karadeniz Bölgesi: Podzol (batı), Laterit (doğu) tipi topraklar yer alır. Çok yağmur
yağdığı için topraktaki humus yıkanarak az verimli topraklar. Çay ve fındık yetişir zaten.
2. Doğu Anadolu Bölgesi: Çernozyom tipi toprak yer alır. Bu toprağın diğer adı; kara
topraktır. Humusu çok zengin dünyanın en verimli toprağıdır.
3. İç Anadolu Bölgesi: Bozkır tipi toprak vardır. Aşırı kuraklıktan dolayı aşırı tuzlu bir
topraktır. Tuz topraktaki canlıyı öldürür.
4. Doğu Anadolu Bölgesi: Bozkır tipi toprak vardır. Aşırı kuraklıktan dolayı aşırı tuzlu bir
topraktır. Tuz topraktaki canlıyı öldürür.
5. Akdeniz ve Ege: Terrerossa, kırmızı renkli bir topraktır. Toprak içindeki demirden
dolayı. Biraz daha fazla verimli bir topraktır.

7
Göller
Kara içlerinde oluşan, denizlerde doğrudan bağlantısı olmayan durgun su kütlelerine
göl denir. Dışarıya akışı olmayan göllerin suları tuzlu, acı veya sodalıdır.
Doğal Göller:
1. Tektonik Göller:
 İç kuvvetlerin etkisi ile yer kabuğunun çöken bölümlerinde suların birikmesi ile oluşur.
 Tuz gölü, Eğirdir, Beyşehir, Burdur, Akşehir, Eber, Sapanca, İznik, Ulubat, Manyas ve
Hazar Gölleri.
2. Karstik Göller:
 Kalkerli arazide çözünme sonucu oluşan göllerdir. Akdeniz bölgesinde yaygındır.
 Salda, Ketse, Avlan, Elmalı…
 Karstik göller erimeye devam ettikleri için büyümeye devam ediyorlar.
3. Volkanik Göller:
 Volkan konilerinin tepesinde bulunan krater gölleridir. Nemrut gölü.
4. Set Göller:
 Volkanik Set Gölü: Van gölü (nemrut dağından çıkan lavlarla oluşmuş)
 Alüvyon Set Gölü: Bafa, Köyeceğiz, Eymir, Mogan, en çok Ege ve İç Anadolu’da
görülür.
 Kıyı Set Gölü: B/K Çekmece, Terkos gölleri.
Dip Not: Bir göl suyunu dışarıya boşaltıyorsa suyu mutlaka tatlıdır.
Buzulların Etkileri
Türkiye’nin matematiksel konumundan dolayı buzullaşmanın etkisi azdır. Buzullaşma
ortalama 2500 metre ve üzerindeki dağlarda etkilidir. Rize’de bulunan Kaçkar dağı en
popüler dağ konumunda bu alanda. Bölge olarak en fazla buzullaşma D. Anadolu
Bölgemizdir. Türkiye’de sadece 4 mevsim buzla kaplı olan dağ vardır o da Hakkari’de
bulunan Cilo’dur. Buzulların oluşturduğu şekle moren denir.
Rüzgarın Oluşturduğu Şekiller
Rüzgar, kurak, çöl bölgelerinde olan bir dış kuvvettir. Bu nedenle Türkiye’de
rüzgarların oluşturduğu şekiller çok azdır. En fazla etkili olduğu yöreler Konya – Karapınar
çevresi ve kıyı kumullarıdır. Rüzgar, buzullarla birlikte ülkemizde yer şekillerimizin
oluşumunda en az etkili olan dış kuvvettir. Iğdır, İç Anadolu ve G. Anadolu bölgelerinde
görülür. Bu bölgelerde mekanik çözülme fazladır. Rüzgar aşındırmaları bir de deniz
kenarlarında ki deltalarda görülür.
Dalgaların Oluşturduğu Şekiller
Türkiye’de kıyı şekillenmesinde etkili olan en önemli güç dalgadır. Dalgalar dağların
denize paralel uzandığı yüksek kıyılarda aşındırma, kıyı düzlüklerin uzandığı alçak kıyılarda
daha çok biriktirme şekilleri oluşturur. Dalga aşındırma şekilleri:
 Falez (Yalıyar): Dalgaların aşındırması sonucu kıyılarda oluşan dikliklerdir. Dağların
denize paralel uzanmasından dolayı, Doğu ve Batı Karadeniz ile Antalya bölümünde
yaygın olan aşındırma şeklidir. En fazla D. Karadeniz’de görülür.
Dalga biriktirme şekilleri: Kıyı yakınında deniz dibindeki materyal, dalgalar tarafından
işlenir. Bu materyal, dalgaların ileri – geri hareketleri sonucu alçak kıyılar boyunca birikir.
Oluşan birikim şekilleri:
 Kumsal
 Kıyı oku, kıyı kordonu
 Lagün: Kıyı set gölü (B. Çekmece, K. Çekmece gibi)
 Tombolo: Kıyı yakınındaki adanın kıyı oku ile karaya bağlanması sonucu oluşan
yarımadalardır. Güney Marmara’daki Kapıdağ yarımadası.

8
Türkiye’de görülen kıyı tipleri:
 Boyuna kıyılar: Dağların denize paralel uzandığı Akdeniz ve Karadeniz kıyılarında
görülür. Bu kıyılarda girinti, çıkıntı, koy, körfez, ada, yarımada, doğal liman az, falezler
fazladır. Denizel etkiler iç kesimlere sokulamaz, kıyı ile iç kesimler arasında ulaşım
geçitlerle sağlanır.
 Enine kıyılar: Dağların denize dik uzandığı Ege kıyılarından görülür. Dağların denize dik
uzanmasından dolayı girinti, çıkıntı, koy, körfez, ada, yarımada, doğal liman fazladır.
Denizel etkililer iç kesimlere daha rahat sokulur, kıyı ile iç kesimler arasında ulaşım
kolaydır.
 Bu kıyıların dışında İstanbul ve Çanakkale boğazları Ria tipi kıyı, Antalya – Kaş
çevresinde Dalmaçya tipi kıyı örnekleri de görülür.
Dip Not: Türkiye’de Haliç görülmez çünkü gel – git olayının olması gerekmektedir. Enine
kıyının görüldüğü Ege’de kıta sahanlığı/şelfi çok daha geniştir. Ege denizinden sonra,
Marmara ve Karadeniz gelir.
Türkiye’nin İklimi
Türkiye genel olarak orta kuşakta Akdeniz iklim sahasında yer alır. Bununla beraber
ülkemizde özel konumun etkisiyle step, karasal, ılıman okyanus iklim gibi farklı iklim tipleri
görülmektedir. Türkiye’de yer şekillerinin çeşitlilik göstermesi, yüksekliğin kısa mesafelerde
değişmesi, farklı mevsim özelliklerinin aynı anda görülebilmesini ve iklimin çeşitlilik
göstermesini sağlamıştır. Ülkemizde farklı iklim tiplerinin bir arada görülmesi bölgeler
arasında; doğal bitki örtüsünün, tarım ürünlerinin, akarsu rejimlerinin, toprak türlerinin, nüfus
yerleşme türlerinin, turizm faaliyetlerinin farklılaşmasına neden olmuştur.
Basınç ve Rüzgarlar
Basınç farkı ne kadar fazla ise rüzgarın şiddeti de o kadar fazladır. Basınç farkı için
1013 mb referans alıyoruz. Yani 1013’ün yukarısı yüksek basınca (YB), altındaki değerler ise
alçak basınca (AB) girer. Türkiye’de rüzgarın en şiddetli olduğu yeler Çanakkale,
Marmara’dır.
 AB (Alçak basınç): Rüzgarı sıcak/ılık. Oluştuğu yerlerde; hava bulutlu, kapalı ve
yağışlıdır. Yükseltici dikey yönlü hava hareketi yapar (Hafif).
 YB (Yüksek basınç): Rüzgarı soğuk, serin. Oluştuğu yerde hava açık ve güneşli. Alçalıcı
ve yatay hava akımı yapar.
Türkiye’deki basınç merkezleri
 Balkan YB: Süreklidir. En güçlü ve en etkili basınçtır ülkemizde. Kuru soğuk kışlar. Serin
yazlar.
 Sibirya YB: Kış aylarında etkilidir. Kuru soğuk getirir. Kuru soğuk kışlar.
 Basra AB: Yazın etkilidir. G. Anadolu’da yaz mevsiminin aşırı kurak geçmesine neden
olur. Bu basınç nem taşımaz.
 Azor YB: Süreklidir.
 İzlanda YB: Süreklidir.
Dip Not: Farklı yönlerden gelen akımlar nedeniyle cephesel yağışlar görülür.
Türkiye’de Esen Başlıca Rüzgarlar
 Kuzey sektörlü; Karayel, Yıldız ve Poyraz soğuk hava getirir.
 Güney sektörlü; Lodos, Kıble ve Keşişleme sıcak etki yapar.
Yer Şekillerinin Etkileri
Türkiye’de aynı anda 4 mevsimin yaşanabilmesinin nedeni yer şekilleridir. Türkiye’de
yer şekillerinin çeşitlilik göstermesi ve kısa mesafelerde değişmesi, iklim koşullarının
bölgeler arasında hatta bölge içinde farklılaşmasına neden olur.
 Yükseklik: Atmosferde yükseldikçe her 100 metrede 0,5 C° sıcaklık azalır. Türkiye
ortalama yüksekliği fazla olan bir ülkedir. Batıdan doğuya yüksekliğin artması, sıcaklığın
doğuya gidildikçe azalmasına Doğu Anadolu bölgesinde kış aylarının çok kar şeklinde

9
olmasına, karın uzun süre yerde kalmasına, don olayının uzun süre görülmesine, tarım
ürünlerinin daha geç olgunlaşmasına neden olur.
 Dağların uzanışı: Türkiye’de dağlar genellikle doğu – batı yönünde uzanır. Akdeniz ve
Karadeniz bölgelerinde kıyıya paralel uzanan dağlar denizel etkilerin iç kesimlere
sokulmasını engelleyerek kıyıda yağışı artırırken, iç bölgelerin karasallaşmasını, kıyı iç
bölge arasında iklim farklılıklarının artmasına neden olmuştur.
Türkiye’de İklim Çeşitleri
1. Karadeniz:
 Karadeniz kıyılarında ve özellikle Doğu Karadeniz’de görülen ılıman her mevsim yağışlı
iklimdir. En yağışlı mevsim sonbahar, en az yağış alan mevsim de ilkbahardır. Yağış
rejimi düzenlidir.
 En fazla yağış Doğu Karadeniz özelikle Rize alır.
 Sıcaklık farkları nemlilikten dolayı azdır. Kışlar ılık, yazlar serindir.
 Doğal bitki örtüsü kışın yaprağını döken ağaçlar ile, yapraklarını dökmeyen iğne yapraklı
ağaçlardan oluşan ormanlardır.
 Karadeniz bölgesinde yüksekliğe bağlı olarak bitki örtüsü kuşakları oluşturur. Dağların alt
kesimlerinde geniş yapraklı, orta kesimlerde karışık, yukarı kesimlerde iğne yapraklı
orman bulunur. Orman sınırının üzerinde Alpin çayırları bulunur.
2. Akdeniz:
 Kış sıcaklıkları ortalaması 0 °C üzerinde, yazlar sıcak ve kurak en yağışlı mevsim kıştır.
 Yağış rejimi düzensizdir. En fazla yağış kışın en az yağış yazın düşer.
 Doğal bitki örtüsü makidir.
3. Karasal:
 Kış sıcaklıkları 0 °C altına düşer. Kar erimeleri ile ilkbahar mevsimi daha yağışlıdır.
Türkiye’deki Yağış Rejimleri
 Rize: Sonbahar: %35, Kışın: %29, Yazın: %20, İlkbahar: %16 yağış alır.
 Konya: Sonbahar: % 19, Kışın: %28, Yazın: %15, İlkbahar: %38 yağış alır.
 İstanbul: Sonbahar: %27, Kışın: %36, Yazın: %16, İlkbahar: %21 yağış alır.
 Kars: Sonbahar: %18, Kışın: %16, Yazın: %35, İlkbahar: %31 yağış alır.
 Antalya: Sonbahar: %23, Kışın: %44, Yazın: %5, İlkbahar: %28 yağış alır.
 Şanlıurfa: Sonbahar: %17, Kışın: %54, Yazın: %3, İlkbahar: %26 yağış alır.
Nüfus ve Yerleşme
 Türkiye’de ilk nüfus sayımı Cumhuriyet döneminde 1927 yılında yapılmıştır.
 1935 yılından itibaren her 5 yılda sayım yapılması dönemi açılıştır.
 1990’dan sonra her 10 yılda yapılmaya başlanmıştır.
 1997 yılında yapılan sayımın amacı seçmen dağılımı ve sayısını güncelleştirmek.
Aritmetik Nüfus Yoğunluğu
 Bir yerin toplam nüfusunun, o yerin yüzölçümüne bölünerek elde edilir.
 İstanbul, Kocaeli, İzmir gibi illerde yoğunluk 200 kişinin üzerinde iken Sivas, Ağrı,
Artvin, Hakkari, Şırnak, Gümüşhane, Kastamonu gibi illerde 50 kişinin altındadır.
 Yoğunluk en fazla Marmara, en Doğu Anadolu bölgesindedir.
Tarımsal Nüfus Yoğunluğu
 Tarım nüfusunun, tarım topraklarına bölünmesiyle elde edilir.
 Tarımsal nüfus yoğunluğu yer şekillerinin engebeli tarım arazisinin az olduğu dağlık
bölgelerde yüksek, düzlüklerin geniş yer kapladığı bölgelerde düşüktür. Doğu Anadolu ve
Doğu Karadeniz bölgelerinde yoğunluk daha fazla, İç Anadolu ve Güney Doğu Anadolu
bölgelerinde düşüktür.
Fizyolojik Nüfus Yoğunluğu
 Toplam nüfusun, tarım alanları yüzölçümlerine bölünmesiyle elde edilir.
 Fizyolojik yoğunluk İç Anadolu ve Güney Doğu Anadolu bölgelerinde düşüktür.

10
En çok göç alan yerler:
 Sanayisi gelişmiş olmasında dolayı; Marmara bölgesinde Çatalca – Kocaeli, Bursa, Kıyı
Ege, Batı Karadeniz, Adana, Mersin, G. Antep, Eskişehir, Ankara, Denizli vb.
 Hem sanayi hem de tarımdan dolayı; Adana, Bursa, Kıyı Ege, Konya, Ş. Urfa, Hatay vb.
En çok göç veren yerler:
 Sanayisinin gelişmemiş ve tarım arazilerinin yetersizliğinden dolayı;
 Doğu Anadolu: Tunceli, Muş, Bitlis, Iğdır, Hakkari.
 İç Anadolu’nun doğusu: Sivas yöresi.
 Karadeniz bölgesi: Doğu Karadeniz ve dağlık iç bölgeler.
 Diğer dağlık bölgeler.
Türkiye’nin Tarım Ürünleri
Tahıllar
Buğday:
 Filizlenmek için nemli ve serin bir toprak, olgunlaşma döneminde ise sıcak ve kurak iklim
koşulları ister. Yazı sıcak – kurak (yağış almayacak) bölgelerimizde yetişir.
 Sıcaklığın çok düşük olduğu yüksek yerler ve her mevsim yağışlı geçen Doğu Karadeniz
bölümü dışındaki her yerde yetişebilir.
 Kıyı bölgelerimizde ekonomik değeri yüksek ürünlerin tercih edilmesinden dolayı yetişme
alanı dardır.
 En fazla İç Anadolu (Konya başta) %31 ve Güney Doğu Anadolu bölgesinde yetiştirilir.
 En az yetiştirilen yer ise, yükseklikten dolayı Doğu Anadolu, iklimden dolayı Karadeniz
bölgesinde yetiştirilir.
 Yıllar arasında yağış miktarının farklılaşmasından dolayı üretimde dalgalanmalar görülür.
Arpa:
 Buğdaya göre soğuğa ve sıcağa daha dayanıklı ve daha kısa sürede olgunlaşır. Bu nedenle
Doğu Anadolu bölgesinin yüksek bölümlerinde de yetişebilir.
 En fazla İç Anadolu %49, Güney Doğu Anadolu ve Doğu Anadolu bölgelerinde üretilir.
 En az üretim Karadeniz’de (doğu).
 Hayvansal yem ve bira yapımında kullanılır.
Mısır:
 Yaz bitkisi olduğu için sıcaklığa ve bol suya ihtiyaç duyar. Doğal yetişme ortamı
Karadeniz kıyı kesimidir.
 Üretimi Akdeniz (Çukurova) %40, Karadeniz %25, Marmara, Ege ve Güney Doğu
Anadolu bölgesinde yapılır.
Pirinç:
 Sıcak yaz ve bol su istediğinden dolayı üretimi vadi tabanlarında ve sulak ovalarda yapılır.
Sulak arazide sıtma hastalığına neden olmasında dolayı üretimi devlet kontrolünde yapılır.
 En fazla üretim Marmara %89 (Meriç Vadisi), Batı Karadeniz, Amik ovası ve diğer
bölgelerin akarsularında yapılır. Üretim ülke tüketimini karşılayamadığı için ithal edilir.
En fazla üretim yöre olarak Edirne başı çeker.
Çavdar:
 Yetişme şartları buğday ve arpaya benzer ve soğuğa en dayanıklı tahıldır. Ekmeğe katkı
maddesi ve hayvansal yem olarak tüketilir.
 En fazla üretim İç Anadolu %89 ve Doğu Anadolu bölgesinde yetiştirilir.
 Çavdar daha çok diğer tahılların yetişemeyeceği verim gücü düşük kumlu topraklarda
yetiştirilmektedir.

11
Baklagiller
Mercimek:
 Kuraklığa dayanıklıdır. Filizlenme döneminde nemli toprak olgunlaşma döneminde
sıcaklık ve kuraklık ister.
 Mercimek üretiminin yarıdan fazlası Güney Doğu Anadolu’dan sağlanır. İkinci sırayı İç
Anadolu bölgesi alır. Kırmızı mercimek Güney Doğu Anadolu yeşil mercimek ise İç
Anadolu bölgesinde yetişir. Üretimin bir kısmı ihraç edilir.
Nohut:
 Yetişme şartları mercimeğe benzer. Kuraklığa dayanıklıdır.
 Üretimin büyük bir bölümü İç Anadolu bölgesinde yapılır. Ayrıca Güney Doğu Anadolu
ve Akdeniz bölgesinde de yetiştirilir. Üretimin bir kısmı ihraç edilir.
Fasulye:
 Üretimi sulama ile yapıldığı için diğer baklagillere göre üretim alanları sınırlıdır.
 En fazla Ege, Marmara, Çukurova, Karadeniz bölgesi ile diğer bölgelerin sulanabilen
alanlarında yapılır.
Sanayi Bitkileri
Tütün:
 Yetişme döneminde bol yağış, olgunlaşma döneminde sıcaklığa ihtiyaç duyar. Ülkemizin
doğal koşullarına iyi uyum sağlamasından dolayı hemen hemen bütün bölgelerde yetişir.
 Üretimin %51’i Ege bölgesinde yapılır. Sırasıyla Güney Doğu Anadolu, Karadeniz,
Marmara ve Doğu Anadolu izler.
 Tütün üretim alanlarının belirli yörelerde toplanması doğal koşullardan çok üretimin
devlet kontrolünde olması etkili olmuştur.
Pamuk:
 Yüksek yaz sıcaklığı, yetişme döneminde bol su, olgunlaşma ve hasat döneminde de
kuraklık ister. Bu özelliğinde dolayı Akdeniz ikliminde yetişir.
 Üretimin yapıldığı yerler; Ege (kıyı ovaları), Güney Doğu Anadolu (GAP), Akdeniz
(Çukurova, Amik ve Antalya ovası), Güney Marmara ve Doğu Anadolu bölgesidir.
 Üretimin %49’unu Güney Doğu Anadolu, %32’sini Ege, %19’unu Akdeniz bölgesi
karşılar.
 Yaz yağışı almayan ki en önemli koşul ve suyu tutmayan geçirimli alüvyonlu topraklarda
yetişir.
Şeker Pancarı:
 Yağışların yetersiz olduğu yerlerde sulama yapılarak üretilir. Türkiye’nin her bölgesinde
yetişebilir. Ancak kıyı bölgelerde yüksek gelir getiren ürünlerin yetiştirilmesinden dolayı
üretimi pek fazla yapılmaz.
 Üretimdeki en büyük pay, İç Anadolu bölgesindedir. Bu bölge de %54’lük üretim söz
konusudur. Diğer kısmı İç Batı Anadolu, Orta Karadeniz, Doğu Anadolu bölgesinde
üretilir.
 Şeker pancarı çabuk bozulan bir bitki olmasında dolayı fabrikalar üretim yerlerinin
yakınına kurulur. Şeker pancarında elde edilen küspes hayvancılıkta kullanıldığı için
fabrikaların yakınlarında besi hayvancılığı gelişmiştir.
Yağ Bitkileri
Ayçiçeği:
 Güneş ışığını iyi alan, alüvyonlu toprakları, suyu ve sıcağı sever. Türkiye üretiminin
%78’i Trakya’da üretilir.
Zeytin:
 Don olayında etkilenmesine karşın yazın kuraklığa dayanıklı. Zeytin ağacı 2 yılda bir ürün
verir. Akdeniz ikliminde kışların ılık geçmesinden dolayı yetişir.
 Üretimin %55’i Ege bu bölgeyi, Güney Marmara, Akdeniz, Gaziantep izler.

12
Yerfıstığı:
 Akdeniz iklimine uyum sağlamış bir bitkidir. Bir kısmı çerez için üretilirken diğer bir
kısmı da yağ elde etmede kullanılır.
 Üretim en çok Akdeniz %72 yapılır.
Soya Fasulyesi:
 Nem ve sıcaklık ister. Doğal yetiştirme ortamı Doğu ve Orta Karadeniz’in kıyı kesimidir.
Buralarda çay ve fındık üretimi yapıldığı için en çok Akdeniz yetiştirilir.
Susam:
 Önemli üretim alanları, Ege, Akdeniz, Marmara’dır.
Haşhaş:
 Yağ, uyuşturucu madde ve ilaç sanayinde ham madde elde edilir. Doğal yetişme alanı
geniştir. Ancak ekim alanı ve üretim miktarı devlet kontrolü altında yapıldığı için üretimi
düşük ve belli bölgelerde yapılır.
 En çok İç Batı Anadolu bölümünde %56 Afyon, Kütahya, Uşak. Bolvadin’deki alkoloid
fabrikalarında işletilir.
Keten – Kenevir:
 En fazla üretim Batı Karadeniz (Sinop, Kastamonu) yapılır.
Anason:
 Üretimi en fazla Marmara, Ege ve Akdeniz bölgelerinde yapılır. Üretimin yarısı
Burdur’dan elde edilir.
Gül:
 En fazla üretim Isparta çevresinde yapılır %90.
Çay:
 Sıcaklık farkları fazla olmayan, nemli, yağışlı iklim ile yıkanmış, kireçsiz toprak ister.
 Çayın %100’ü Doğu Karadeniz bölümünde (Çoruh Vadisi) karşılanır.
 Çay yapraklarında toplandıktan kısa bir süre sonra işlenmesi gerekir. Bu nedenle çay
fabrikaları çay üretim alanlarının hemen yakınında yer alır.
Meyvecilik
Fındık:
 Nemli iklim, kış ılıklığı ve humuslu toprak ister. Don olayına karşı hassastır. %80’i
Karadeniz (Ordu, Gümüşhane, Trabzon, Samsun) bölgesinde %20’lik kısmı ise Marmara
bölgesinde İzmit çevresinde yetiştirilir.
Turunçgiller:
 Don olayında olumsuz etkilenir. En fala üretim Akdeniz %86 ve Ege bölgesinin kıyı
kesiminde yapılır. Bunun dışında Güney Marmara ve Rize çevresinde dar bir alanda
yetişme ortamı bulmuştur.
Muz:
 Alanya, Gazipaşa ve Anamur’da yetişir.
İncir:
 Soğuğa dayanıklı değildir. Akdeniz ikliminin görüldüğü yüksek olmayan yerlerde en iyi
yetişme ortamı bulur.
 En çok Ege bölgesinde %78 üretilir. Sonra Akdeniz, Marmara ve Güney Doğu Anadolu
bölgeleri gelir.
Antep fıstığı:
 İki yılda bir ürün verir. Sıcak ve kurak iklimi sever. Güney Doğu Anadolu %87 yetişir.
Elma:
 Soğuğa karşı dayanıklı ekim alanı çok yaygındır. Hemen hemen her bölgede yetişir. En
fazla üretim Amasya, Niğde, Nevşehir, Konya, Tokat, Burdur, Isparta çevresinde yapılır.

13
Bölgelerimizde ön plana çıkan belli başlı ürünler:
 Marmara Bölgesi: Ayçiçeği, zeytin, şekerpancarı, mısır, pirinç.
 Karadeniz Bölgesi: Çay, fındık, mısır, pirinç, tütün.
 Ege Bölgesi: İncir, üzüm, haşhaş, pamuk, zeytin, tütün.
 Akdeniz Bölgesi: Seracılık, muz, turunçgil, sebzecilik, soya fasulyesi, mısır, yerfıstığı,
gül.
 İç Anadolu Bölgesi: Buğday, arpa, mercimek, nohut, şekerpancarı, çavdar, yulaf, alma.
 Doğu Anadolu Bölgesi: Kayısı, arpa, çavdar, tütün, şekerpancarı.
 Güney Doğu Anadolu Bölgesi: Antepfıstığı, mercimek, pamuk, buğday, arpa, üzüm.
Türkiye’de Hayvancılık
Türkiye hayvan sayısı bakımından Avrupa’da birinci dünyada beşinci sıradadır. Buna
karşılık birim hayvan başına alınan verim çok düşüktür. Bunun nedenleri ise;
 Küçük baş hayvancılığın yaygın olması. Yerli ırkların veriminin az olması
 Modern olmayan hayvancılık yöntemlerinin (mera hayvancılığının) uygulanması etkili
olmuştur.
Küçük Baş Hayvancılık: En yaygın olanıdır.
1. Koyun: Kıvırcık, karaman, dağlıç, sakız, merinos türleri vardır.
 Doğu Anadolu ve sonra İç Anadolu’da yaygındır.
 Merinos yerli ırk değildir. Eti lezzetli olmasa da süt verimi ve yapağısı ince kaliteli kumaş
dokumacılığına elverişlidir. Bu özelliği ile merinos en çok ıslah edilen hayvandır.
 Türkiye’de süt kuzu kesimi en büyük tehlikedir.
2. Tiftik Keçisi: Anakara keçisi de denir. Yünü dokumacılıkta çok değerlidir. Angora yünü.
Ana vatanı İç Anadolu.
3. Kıl Keçisi: Eti çok yağsız, sütü çok yağlıdır.
 Bu özelliğinden dolayı arap ülkelerine canlı satılır.
 Sütü, peynir ve yoğurt yapımında değerlidir.
 Dağlık alanları sevdiğinden başta Akdeniz ve Doğu Anadolu üretiminde öncüdür.
Büyük Baş Hayvancılık: Gür otlakların yer aldığı, Doğu Anadolu (Erzurum – Kars ve
Hakkari yöresi) ile Doğu Karadeniz yaylaları oldukça yaygındır.
Kümes Hayvancılığı: Yoğun nüfusun yumurta ve beyaz et ihtiyacını karşılamak amacıyla
büyük kentlerimizin çevresinde yoğunlaşmıştır. Tavukçuluğun geliştiği alanlar; Balıkesir,
Bolu, Denizli, Eskişehir, Bursa, İstanbul, İzmir, Anakara, Kütahya, Adana.
İpek Böcekçiliği: İpek böcekçiliği dut ağacının yetiştiği her yerde yapılabilir. Dolayısıyla İç
Anadolu’nun kurak yerlerinde Doğu Anadolu’nun yüksek yerleri hariç her yerde yapılabilir.
Ülkemizde en yoğun Güney Marmara illerinde yapılır.
Arıcılık: İlk sırayı Ordu, ve Muğla çevresi (menteşe yöresi) alır.
Madenler
Ülkemizde en çok maden Doğu Anadolu bölgemizdedir. Özellikle bölgenin Yukarı
Fırat bölümüdür. İhraç edilen ürünler; Bor, Krom, Bakır, Civa, Tuz, Manganez vb.
madenlerin ham olarak ihraç edilmesi, o ülkenin tam sanayileşmediğini gösterir. Genelde
gelişmiş ülkeler dışarıdan ham maden satın alırlar. Geri kalmış ülkeler ham maden satar.
 Demir: Hekimhan (Malatya), Divriği, Kangal (Sivas), Çamdağı (Sakarya), Edremit,
Eymir (Balıkesir), Adana illeri. Bu cevherler: Ereğli, Karabük, İskenderun, Kırıkkale,
Sivas ve İzmir’deki demir – çelik fabrikalarında işlenir.
 Bakır: Bakır yatakları; Murgul (Artvin), Küre (Kastamonu), Maden (Elazığ). Rezerv
bakımında en zengin Maden’dir. Çıkarılan bakır madeni: Samsun, Murgul ve Ergani
(Diyarbakır) tesislerinde işlenir.
 Krom: Guleman (Elazığ), Köyceğiz, Fethiye (Muğla), Harmancık, Orhaneli (Bursa),
Pozantı (Adana), Pınarbaşı (Kayseri), İskenderun. Çıkarılan madenler Elazığ ve
Antalya’da işlenir.

14
 Boksit: Akseki (Antalya), Seydişehir (Konya) çıkarılan yerler. Seydişehir’de işlenir.
 Bor Mineralleri: Dünya bor rezervinin yaklaşık %70’i Türkiye’de bulunur. Kütahya,
Eskişehir ve Balıkesir çıkarılır.
 Kükürt: Isparta Keçiborlu’da hem yatakları hem de fabrikası var ama kapatılmış.
 Zımpara Taşı: Başta, Tire, İzmir çevresi ile Manisa, Aydın, Muğla, Manisa ve Denizli.
 Tuz: En çok Tuz gölünden elde edilir. Deniz tuzları içerinde en önemlisi İzmir Çamaltı
tuzlasıdır. Kaya tuzları ise, Çankırı. Çorum
 Kuruşun – Çinko: Keban (Elazığ), Yozgat’tan çıkartılır. Elazığ’da işlenir.
 Civa: Ege bölgesinde, Ödemi,ş, Karaburun (İzmir), Sarayönü (Konya).
 Mermer: En önemli yataklar Afyon, Marmara adası, Bursa, Muğla ve Bilecek yöresinde
çıkartılır.
Enerji Kaynakları
 Taşkömürü: Tamamı Batı Karadeniz’de çıkarılır. Taşkömürünün bir bölümü Çatalağızı
termik santralinde kullanılır.
 Linyit: Soma (Manisa), Tunçbilek, Tavşanlı (Kütahya), Yatağan (Muğla), Çayırhan
(Ankara), Elbistan (Kahramanmaraş). Kalori değeri düşük linyitler, Soma, Yatağan,
Seytiömer, Gökova termik santrallerinde kullanılır. En büyük üretici Elbistan termik
santralidir.
 Petrol: Tamamına yakını Güney Doğu Anadolu bölgesinden çıkarılır. Batman, Garzan,
Raman, Adıyaman, Siirt. Güney Doğu Anadolu’dan çıkarılan ve ithal edilen ham petrol
Batman, İpraş (İzmit), Ataş (Mersin), Aliağa (İzmir), Orta Anadolu (Kırıkkale) işlenir.
 Doğalgaz: Trakya’da (Hamitabat, Hayrabolu), Mardin ve Siirt çevresinde bulunur.
Rezervler yetersiz kaldığı için ithal edilen yerler: Rusya, Cezayir, İran, Türkmenistan ve
Kazakistan. Doğalgazla çalışan termik santraller Hamitabat (Kırklareli), Ambarlı
(İstanbul) ve Bursa’da bulunur.
 Jeotermal: Sarayköy (Denizli), Balçova (İzmir), Afyon, Aydın, Manisa, Balıkesir,
Kütahya. Sarayköy’de Jeotermal ile çalışan santral bulunur.
Türkiye’de Sanayi Kolları
 Tütün: Devletin kurduğu: İstanbul, İzmir, Tokat, Samsun, Adana, Malatya. Özel sektöre
ait ise: Torbalı, Bitlis.
 Dokuma: Sümerbank tesisleri ve İstanbul.
 Deri: Malatya, Erzurum, İstanbul, Ankara, İzmir
 Giyim: İstanbul, Bursa, İzmir
 Oto sanayisi: Bursa, İstanbul, Ankara, İzmit, İzmir, Eskişehir, Aksaray, Gaziantep
 Demiryolu ve vagon: Sivas, Eskişehir, Adapazarı. Ankara’da F – 16 montajı.
İstanbul (Haliç), İzmir (Aliağa), İzmit (Gölcük) gemi sanayisi.
 Kimya Sanayisi: İzmir, İstanbul, Mersin ilaç fabrikası. Genelde kimya sanayimiz İzmir –
İstanbul – Bursa’da toplanmıştır.
 Orman ürünleri: Giresun (Aksu), Zonguldak (Çaycuma), Balıkesir, Dalaman (Muğla),
 Çimento: İstanbul, Gebze, Mersin, Sinop
 Tuğla: Afyon, Manisa, Uşak, İzmir ve Çanakkale
 Cam: İstanbul, Çanakkale, İzmir, Kütahya seramik tesisleri. Türkiye saat, gözlük ve
mercek üretimi yapmaz.

15

You might also like