Professional Documents
Culture Documents
AMAÇLAR
ÖZEL AÇIKLAMA
Elektronik iletişim temelini oluşturan elemanlar her gün yenilenmektedir. Yapılan araştırma
ve geliştirme çalışmalarının sonucunda hem hatasız, hem daha hızlı hem de gürültüsüz iletişim
imkanı sağlanmıştır.
KONULAR
A: Osilatörler %10
B: Filtreler %20
C: Mikserler %15
D: RF ve IF yükselteçler %20
E: PLL ve frekans sentezleyiciler %25
F: Modülatör ve demodülatör devreleri %15
1
OSİLATÖRLER
Osilatör salınım üreten bir aygıttır. Elektronik iletişimde çok sayıda uygulaması vardır:
yüksek frekans taşıyıcı kaynakları, saat devreleri gibi. Elektronik salınım, gerilim ya da akım
dalga biçiminde tekrarlamalı bir değişimdir. Eğer osilatör sönümsüz ise, dalga biçimindeki
değişimler kesintisiz ve tekrarlamalı olur. Sönümsüz olmayan osilatörler, çıkış dalga biçiminde
bir değişim üretmek için harici bir giriş sinyalini ya da tetiklemeyi gerektirir.
Temel olarak osilatör, bir dc ( doğru akım ) giriş gerilimini bir ac ( alternatif akım ) çıkış
gerilimine dönüştürür. Çıkış dalga biçiminin şekli sinüs dalga, kare dalga, testere dişi dalga ya da
periyodik aralıklarla tekrarlandığı sürece herhangi başka bir dalga olabilir.
Serbest çalışan osilatörler bir kez daha harekete geçirildikten sonra bir ac çıkış sinyali
üretir; bu ac sinyalinin küçük bir bölümü girişe geri beslenip, orada yükseltilir. Giriş sinyali
yükseltilerek çıkışa gelir ve aynı süreç tekrar eder; oluşan sürece tekrar üretimli süreç denir.
Çıkış sinyali giriş sinyaline bağlıdır; aynı şekilde, giriş sinyali de çıkış sinyaline bağlıdır.
Barkhausen Kriteri’ne göre, bir geri beslenme debresinin salınımları sürdürebilmesi için,
geri besleme döngüsünün çevresindeki net kazanç 1’e eşit ya da 1’den fazla olmalı ve döngünün
çevresindeki net faz kayması 3600’nin pozitif tamsayı katı olmalıdır.
Temel olarak, bir geri besleme osilatörünün çalışması için dört koçul yerine gelmelidir:
yükseltme, pozitif geri besleme, frekansa bağlı olma özelliği ve bir güç kaynağı.
Şekil 1-1
Vo V
= 3
Aktarım fonksiyonu = Vi V1
V2 = V1 – V4
V3 = A01V2
V4 = β V3
Burada
V2 = V1 – β V3
Öyleyse
V3 = ( V1 – β V3 ) A01
Ve
V3 = V1A01 – V3 β A01
Vo V3 A01
= =
Vi V1 1 + βA01 (1-1)
A01 /(1 + βA01 ) , geribeslemeli bir yükselteç için kullanılan standart formüldür. Eğer belli bir
frekansta, β A01 terimi –1’e giderse, payda 0’a gider ve Vçıkış / Vgiriş sonsuz olur. Bu durum
meydana geldiğinde, devre salınım yapacaktır; dolayısıyla harici giriş kesilebilir.
Sönümsüz salınımların oluşabilmesi için devrenin, daha önce özetlenen salınım için
gerekli dört temel koşulu yerine getirmesi, 1-1 nolu Denklemdeki ölçüte ve şekil 1-1’de
gösterilen temel geribesleme modeline uyması zorunludur. Salınma hareketi çok değişik yollarla
gerçekleştirilebilirse de, en çok kullanılan düzenlemeler RC fazkaydırma devreleri, LC tank
devreleri, kristaller ve negatif dirençli aygıtlardır.
3
Şekil : İşlemsel yükselteçli Wien köprü osilatörü
İşlemsel yükseltecin giriş ve çıkış empedansları gözardı edilerek köprü devresi analiz
edilirse,
R3 R C 1
= 1 + 2 ve f0 =
R4 R2 C1 2π R1 R2 C1C 2
1 R3
f0 = ve =2 olur.
2πRC R4
Dolayısıyla R3/R4 arasının 2 ‘ den büyük olması devrenin hesaplanan frekansta osilasyon
yapması için yeterli çevrim kazancını sağlar.
Wien köprü osilatörü 5 Hz ile 1 MHZ arasındaki frekansları üretmek için sinyal
üreteçlerinde yaygın olarak kullanılan alçak frekanslı bir osilatördür.
Devrenin çalışması:
Güç ilk açıldığında çıkışta bütün frekansları içeren bir gürültü oluşur ve ilerletme
geciktirme ağı boyunca geri beslenir. Yalnızca frekansı f0 olan gürültü 0 0 ’lik bir faz kayması ve
1/3’lük bir aktarım oranıyla geçer. Dolayısıyla sadece tek bir frekans ( f0 ) aynı fazda geri
beslenir. Bu frekansın kapalı döngü kazancı 1 olur ve sönümsüz salınımlar üretir. Köprü dengeye
geldiğinde Vb = Vd olur.
4
ÇÖZÜM :
1 1
f0 = = = 3120.7 Hz
2πRC 2 π (51.10 3 ) . (0,001.10 −6
)
1 1
f0 = ‘den C = ‘ ı sekersek
2πRC 2πRf 0
1 10 −9
C= = = 159 pF
2 π (100 .10 3 )(10.10 3
) 6,28
LC Osilatörleri
5
Salınım frekansının bir LC tank devresi tarafından belirlendiği osilatörlerdir.Tank devresi
kinetik ve potansiyel enerji arasında bir enerji değiş–tokuşu gerçekleştirir. En yaygın iki osilatör
türü Hartley ve Colpitts osilatörleridir.
Hartley Osilatörleri
1
f0 = ’dır. Burada L = L1a + L1b
2π LC
C = C1
Güç ilk açıldığında, Q1 ‘ in kollektöründe çok sayıda frekans belirir ve C2 aracılığıyla tank
devresine bağlanır. Başlangıçtaki gürültü C1 ‘ in yüklenmesi için gerekli enerjiyi sağlar. C1
kısmen yüklendikten sonra, salınım hareketi başlar. Tank devresi, ancak rezonans frekansında
verimli bir biçimde salınım yapar. Geribeslenen sinyalin genliği Lıb / ( Lıa + Lıb )
Colpitts Osilatörü :
1
Copitts osilatörlerinin salınım frekansı yaklaşık olarak f 0 = dır. Burada
2π LC
6
dır.
Güç ilk açıldığında, Q1’in kolektöründe gürültü oluşur ve tank devresine enerji sağlar,
buda salınımları başlatır. C1a ve C1b bir AC gerilim bölücüsü oluştururlar. C1b üzerindeki
gerilim düşümü Cc aracılığıyla Q1’in bazına geri beslenir. Q1’in bazından Kolektörüne 180
derecelik faz kayması, C1’in üzerinde ek bir faz kayması vardır. Sonuç olarak toplam faz
kayması 180 derece olur ve sinyal tekrar ürebimli olur. C1a / C1b geri besleme sinyalinin
genliğini belirler.
Not:Her iki osilatör de eğer yetersiz enerji geri beslenirse salınım sönümlü olur. Eğer
aşırı geri beslenirse transistör doyar.
Çok farklı, kristal içeren osilatör türleri vardır. En yaygın olanlar; ayrık, entegreli pierce
ve RLC yarı köprü osilatördür.
• Eğer frekans kararlılığı çok iyi ve basit bir tasarım isteniyorsa ayrık pierce iyi bir
seçimdir.
• Eğer düşük maliyetli ve sade bir tasarım isteniyorsa entegreli pierce osilatörü tercih
edilir.
BJT’li FET’li
Kristal, seri rezonans modunda kristali uyarmak için geri besleme bağlantı yoluna seri
olarak bağlanabilir. R1, R2ve RE dirençleri, gerilim bölücü olarak kararlı bir DC ön gerilim
devresi oluşturur. CE kondansatörü, emetör direncinin AC işaretleri için köprülemesini, RFC ise
DC ön gerilimi sağlar ve güç kaynağını, çıkıştan ayırır. Çalışma frekansında CE kuplaj
kondansatörünün empedansı yaklaşık 0’dır ve kolektör ile beyz arasında DC bloklama yapar.
Bu devrenin osilasyon frekansı, kristalin seri rezonans frekansıyla belirlenir. Pierce
osilatörünün çalışma frekansı, tüm temel kristal frekans aralığında (1Khz ile yaklaşık 30Mhz)
dir.
7
B) IC (Entegreli) Pierce Kristalli Osilatör:
Kristal seri rezonans yoluna bağlanmıştır ve seri rezonans frekansında çalışır. Devrenin
yüksek bir kazancı vardır ve kare dalga üretir. Tam olarak zener geriliminde (VZ) çıkış verir.
20Mhz’e kadar varan frekanslarda çalışır.
VCO, frekansı DC gerilimiyle belli sınırlar içinde ayarlanabilen bir osilasyon çıkış sinyali
(tipik olarak kare ve üçgen dalga) üreten bir devredir. 566 IC, VCO’ya bir örnektir. Bu entegre,
frekansı dış direnç ve kondansatörlerle belirlenen ve uygulanan DC gerilimiyle değiştirile bilen
kare dalga ve üçgen dalga Sinyal üretebilen devrelerdir.
Devrede R1, C1 kondansatörünün dolup boşalma hızını belirler. Uygun bir dış direnç ve
kondansatör seçilmesiyle osilatör, 10Hz-1Mhz aralığı içinde düzenlenebilir ve sonra VC kontrol
gerilimiyle 10Hz-1Mhz arasında modüle edilebilir (değiştirilebilir).
Örnek:
8
Şekildeki VCO’nun çalışma frekansı belirleyen.
Çözüm:
Not: VC’yi bir potansiyometre veya bir AC sinyal elle ayarlıya biliriz. Böylece çıkış frekansının
değiştirebiliriz.
XR-2209: 0,01Hz’den 1Mhz’e kadar aynı anda üçgen ve kare dalga çıkış sağlar. Frekans
modülasyonu, genlik modülasyonu, akım frekans dönüştürmesi ve PLL gibi alanlarda kullanılır.
FİLTRELER
9
İletişim sistemlerinin uygulamasındaki en önemli tasarım sorunlarından biri istenilen
frekans bandının seçimi olduğu için, filtre devrelerinin çabuk ve doğru bir şekilde tasarlanmasına
ihtiyaç duyulmaktadır. Buradaki açıklamalarımızda filtreleri iki genel guruba ayırıyoruz;
• Pasif filtre
• Aktif filtre
Pasif filtrelerde transistör, işlemsel yükselteç, vb gibi aktif devre elemanları bulunmaz.
Bunun dışında her iki filtre gurubunu işlevsel açıdan dört sınıfa ayırıyoruz.
• Alçak geçiren
• Yüksek geçiren
• Bant geçiren
• Bant söndüren
RC Filtreleri
Terminolojiyi verebilmek için önce basit olmakla birlikte çok önemli olan RC Filtreleri
ele alınacaktır. Şekil 3-1 de alçak geçiren bir RC Filtresi örnek olarak verilmiştir. Frekansın bir
fonksiyonu olarak çıkış geriliminin giriş gerilimine oranı filtrelerin aktarım fonksiyonu olarak
tanımlanmıştır. Bu nedenle devreyi gerilim bölücüsü olarak ele alacak olursak, aktarım
fonksiyonu aşağıdaki şekilde ifade edilir:
3-1 nolu eşitlik kaşmaşık bir sayıdır ve polar olarak aşağıdaki şekilde yazılabilir:
burada devre ile ilgili faz kaymasıdır ve eşitliğin kalan kısmı gerilim aktarım fonksiyonunun
büyüklüğüne bağlıdır. Yani
10
Ve φ = −tan −1 ωRC (3-3b)
3-3 nolu eşitliğin özellikleri, en net şekliyle grafikten görülebilir. Genellikle uygulamada |H(jw)|,
desibel ile ifade edilir ve büyüklük frekansın bir fonksiyonu olarak çizilir. Bu da 20 |H(jw)|
alınarak yapılır. Böylece:
20 |H(jw)|= 20 db
-20 db (3-4)
20 |H(jw)|= -20 db
11
Şekil3-2 Alçak geçiren RC filitresinin karakterisikleri.
20 |H(jw)|= -20
=-20 log 2 RC
=-20 log 2-20 RC
=-6-20 RC
Şeklini alır. Böylece zayıflayarak azalma bölgesinde frekans iki katına çıkarsa flitrenin tepkisi
-6db degişir.Bu da RC flitrelerinin tipik bir özelliğini ortaya koymaktadır.Diğer bir
ifadeyle,filitre tepkisinde -6 dB \ oktav’lık değişiklik elde etmek için bir R ve bir olmak üzere iki
elemana ihtiyaç vardır.
ALÇAK GEÇİREN FİLİTRE
=1000 rad\s’ lik bir kesim frekansına sahip alçak geçiren bir RC filitresinin tasarımını
yapın.Filitrede 1kΩ’ luk bir yük varken -3 db’lik kesim frekansını bulun.
ÇÖZÜM
H(jw)=
wRC=1→R= =
12
Zp=Xc|| RL=
H(jw)= , wCRRL =R+RL
wc = = = 2000 rad/s
Şekil 3-3 de görüldüğü gibi R ve C elemanlarının yerini değiştirirsek yüksek geçiren filtre
özelliğini elde etmiş oluruz.Bu filtrenin aktarım fonksiyonu H (jw)
H (jw) = =
= φ= -
Şeklindedir
. Şekil 3-4’te bu filtrenin genliği ve faz açısı gösterilmiştir.Buradaki zayıflayarak azalma +6
dB/oktav olup pozitif bir faz kayması söz konusudur.4 Bölümde bu devrenin zayıflayarak
azalma özelliğini integral alıcı ve türev alıcı devreleri olarak kullanılabilmeleri açısından
yeniden ele alınacaktır.
Büyüklük
Akortlu RLC devrelerinin klasik kullanım alanlarından biri de filtrelemedir. İstenmeyen sinyal
frekansını zayıflatmak için iki yöntem uygulanabilir; bunlar:
1)Sinyale seri olarak bir yüksek empedans yolu bağlama
13
2)İstenmeyen sinyale paralel olarak bir alçak empedans yolu bağlama
Şekil 3-5’te bu metotların kullanıldığı üç temel filtre düzeni verilmiştir.
ŞEKİL 3-5. Üç temel filtre düzeni: (a) L tipi ,(b) T tipi, (c) П tipi
Eğer filtre, karakteristik empedansa eşdeğer bir empedansla sonlandırılmışa, bileşik devrenin LC
bölümleri sonsuza kadar tekrarlanmış gibi görünür. Bu ilke 16. Bölümde ayrıntılarıyla ele
alınmıştır.Şekil 3-5’teki filtre bölümüne ait tasarım eşitlikleri aşağıda fc kesim frekansına bağlı
olarak verilmiştir.
Alçak geçiren:
L tipi
L= , C=
T tipi
L1 = L2 = , C=
П tipi
L= , C1 = C 2 =
14
Yüksek geçiren:
L tipi
L= , C=
T tipi
L= , C=
П tipi
L1 = L2 = , C=
Eğer filtrenin Z1 seri empedansı ile Z2 Şönt empedansının çarpımı bütün frekanslarda sabit ise
bu tip filtrelere sabit k’li filtreler adı verilir.
ÖRNEK 3-2
50Ω’luk bir yükle sonlandırılması gereken bir sabit k’li filtresinin kesim frekansının 1
MHz olması istenmektedir.T-tipi bir filtre için, L ve C değerlerini hesaplayınız.
ÇÖZÜM
L1 = L2 = = =7.96 цH
C= = 0.0064 F
Şekil 3.7 de sabit k’li bir bant zayıflama düzenlemesi ve frekans tepkisi verilmiştir. Bu
filtreler de çeşitli bölümlerden oluşabilir. Sabit k’li bant zayıfları filtrenin tasarım denklemleri
aşağıda verilmiştir.
15
ŞEKİL 3-7. Bant zayıflatan filtre: a) L devresi; b) Π devresi; c) T devresi; d) frekans tepkisi
f-olarak tanımlanan bir frekansta sonsuz zayıflama sağlayan bölüme bir eleman eklemek
suretiyle Sabit k’li filtrenin karakteristiği iyileştirilebilir.
Sabit k’li devreler, orta düzeyde frekans kesimi ile istenmeyen frekanslar için yüksek bir
zayıflama faktörüne sahiptir. m-türetilmiş devreler ise daha keskin bir kesim özelliğine sahip
olmakla birlikte, istenmeyen frekanslar için zayıflama faktörü pek yüksek değildir. Şekil 3-8’de
alçak geçiren m-tüketilmiş bir devrenin bulunduğuna dikkat edin. m-tüketilmiş ifadesi, m-
tüketilmiş devrenin rezonans elemanındaki re aktansın, kıyaslanabilir sabit k’li devresindeki aynı
elemana oranını gösteren sabit bir değerden gelmektedir. m- sabit değeri aynı zamanda bir alçak
veya yüksek geçiren filtrenin, en yüksek bastırma frekansı olan ( f kesim frekans ) oranıdır. Tipik
bir değer m=0,6’dır. Özel değerler aşağıdaki
formülle hesaplanabilir.
16
Şekil 3-8. Alçak geçiren m-türetilmiş filtresi: a) L devresi; b) Π devresi; c) T devresi; d) frekans tepkisi
Şekil 3-9. Yüksek geçiren m-türetilmiş filtresi: a) L devresi; b) Π devresi; c) T devresi; d) frekans tepkisi
ÖRNEK 3-4
17
Kesim frekansı 6 MHZ ve sonlandırması 50Ώ olan m-türetilmiş Π devreli bir yüksek geçiren
filtre vardır. m=0,6 kabul edildiği takdirde f ∞ Ç1,L1 ve L2 değerlerini hesaplayın.
ÇÖZÜM
elde edilir. Buradan, alçak geçiren bir RC filtresinin tek kökünün negatif rees eksende olduğu
görülür. ( şekil 3-10a)
yüksek geçiren bir RC filtresinin sıfır ve kutup noktaları da, şekil 3-10b’de gösterilmiştir.
Aktarım fonksiyonundan, LC devresinin kutuplarının, j ω ekseninde bulunduğu anlaşılmaktadır.
Sonuç olarak sıfır kutup noktalarının yerlerini değiştirebilirsek, farklı devrelerin yapacağı etkileri
sağlarız. Aktif bir cihazla bunu gerçekleştirmek mümkündür.
18
Şekil 3-10. s düzlemi: a) alçak geçiren; b) yüksek geçiren
İster Bessel olsun, isterse Chebyshev veya Butterworth, negatif reel eksende sadece bir kutup
bulunacağını daima göz önünde bulundurun. Diğer kutuplar hep karmaşık eşlenik olarak ortaya
çıkar. Şekil 3-11’deki kutuplara sahip olabilecek çeşitli devreler yapılabilir. Şekil 3-12’de,
yaygın olarak kullanılan bir düzenleme görülmektedir.
19
Devre teorisine göre, sadece sol yarı s-düzleminde kutbu bulunan devreler KARARLIDIR.
Şekil 3-11’e baktığımızda, Butterworth tepkisi ile ilgili kutupların bir çember üzerinde olduğunu
görürüz. Özellikle A=1 iken, Şekil 3-13’teki kutupların s= -0,707 ± j0, 707’de bulunduğu
görülür. İki kutuplu Buttreworth alçak geçiren filtresinde kutuplar aynı yerdedir. Böylece bilim
kazanç yükseltici iki kutuplu bir RC – elemanlarını değiştirme yoluyla, kutupların yerlerini
değiştirmektedir. Örneğin işlemsel yükselteç, bir gerilim izleyici olarak bağlanabilir. Bunun
avantajı da çıkış empedansının düşük olması ve filtrenin genel kazancını artırmadan bölümlerin
kaskat bağlanabilmesidir. Açıklamaların kalan bölümünde bu yaklaşımı izleyeceğiz.
Tablo 3-1’de normalize filtre bileşenleri için bilgisayar çözümleri verilmiştir. Tabloları
kullanırken, reel eksende yalnızca bir kutbun bulunması mümkün olduğundan her bir filtre için
sadece üç kutuplu bir devre düzeni kullanılabilir. Böylece istenilen kutup sayısı N ise, ihtiyaç
duyulan aktif devre sayısı N’in çift olması halinde N/2,N’in tek olması halinde ( N-1 ) / 2’dir.
Tablodaki bütün değerler, bir rad/s ve 3-dB’lik kesim frekansı için normalize edilmiş olup, farat
ve ohm cinsinden verilmiştir. Kullanılabilecek filtre bölümleri şekil 3-14’te görülmektedir.
Filtreyi oluşturan filtre bölümlerini bir gerilim kaynağından, diğer bir ifadeyle bir alçak
empedans kaynağından sürünmesi gerekir. Yük empedansı, çıkış-bölümü yükseltecine aşırı yük
getirmeyecek herhangi bir değere sahip olabilir.
20
3-3.3 Filtre Tasarımı
Örneğin alçak geçilen bir filtre tasarımı yapılırken tasarımcının, önce istenilen filtre tipini ve
gerekli kutup sayısını seçmesi gerekir. Bir RC düzenlemesi için zayıflayarak azalma değerini –6
dB / oktav olduğunu unutmayın. Bundan sonra yapılacak iş, uygun tablo değerlerini seçerek
frekans ayarını sağlamak amacıyla bütün kondansatör değerlerini ( f’nin –3dB kesim frekansı
olduğunu göz önüne alarak ) π fc’ ye bölmektir. Bir sonraki iş ise, direnç değerlerini M ile
çarparak ve kondansatör değerlerini M’e bölmektir. Bu, seçilecek değerlerin uygun olmasını
sağlar. M miktarı, keyfi olarak seçilen empedans ölçeklendirme faktörüdür.
MİKSERLER:
Mikserler frekans dönüştürme amacı için kullanılan özel bir AM çeşitidir.
Frekans dönüştürmek için kullanılan devrelere mikser adı verilir. Mikserlerin
yerine getirdiği işlev heterodin ve genlik modülatörü ile eşdeğerdir.
İki çeşit frekans dönüştürme vardır; yukarı dönüştürme ve aşağı dönüştürme. Yukarı
dönüştürmenin manası, her hangi bir modülasyonlu giriş sinyalini daha yüksek
bir frekansa dönüştürür. Aşağı dönüştürme işleminde ise, giriş sinyali daha
düşük bir frekansa dönüştürülür. Şekil.1. basit bir mikser devresini göstermektedir.
Mikserin iki girişi her hangi bir modülasyonlu bir giriş sinyali ve local osilatörden
gelen girişi temsil etmektedir.
21
Çıkış, iki girişin toplam ve fark frekanslarını içerir. Bazı mikserlerde, LO ve
giriş sinyalleride çıkışta görülür. Elbette bizim ilgilendiğimiz, toplam ve fark
frekanslarıdır. Mikserin çıkışında ki tuner devresi ve ya filtre istenen çıkış
sinyalini seçerken diğerlerini elimine eder. Mikserler pek çok farklı eleman ve
devreden oluşabilir. Mikserlerin öncelikli karakteristiği lineer olmamasıdır. Çıkışı
girişine göre lineer olarak değişmeyen devre ve ya elemanlar mikser olarak
kullanılabilir. Diyot bunun için güzel
bir örnektir. Mikserler genlik modülatörü özelliklerinden dolayı, analog
çarpıcıların fonksiyonlarını gösterir. Bu çarpım işlemidir ki, toplam ve fark
frekanslarını oluşturur. Yukarı dönüştürmek için, iki girişin toplamı, çıkışta seçilir,
aşağı dönüşüm için ise iki girişin farkları seçilir. Karıştırma işlemini gerçekleştirecek
pek çok devre
22
oluşturulmuştur. Genlik modülasyonu için kullanılan bu devrelerin pek çoğu frekans
dönüştürme uygulamalarında mükemmel sonuç vermektedir. Mikserlerin en
genel kullanılan tiplerinden birisi, basit diyot modülatörüdür. Devre basit ve oldukça
etkindir. Bu tip diyot mikserleri, en çok mikro dalga uygulamalarında kullanılır.
Basit bir tek diyot karıştırıcı devresi şekil.2.’de görülmektedir.
Tüm bu genel tip mikserlerin yanında bazı özel tip mikserlerde bulunmaktadır.
Tipik olarak bu mikserler, basit bir diyot içerirler ki bu diyot lineer olmayan bölgede
tetiklenmiştir bu sayede bu mikser analog çarpım işlemi gerçekleştirir.
Transistör mikserlerinin, diyot mikserlerine oranla üstünlüğü, kazancın bir
transistör basamağı
ile sağlanmasıdır. Böyle bir devre Şekil.5.’de görülmektedir. Bu bipolar
transistör lineer yükseltici gibi biaslanmıştır fakat bias, baz akımında ki
değişiklik ile lineer olarak değişmeyen bir kollektör akımı olacak şekilde
ayarlanmıştır.
Şekil.5. Bipolar Transistör Mikseri
Çalışma tipi A’dan ziyade AB tipidir. Analog çarpım işlemi sonucunda toplam ve fark
frekansı üretilmiştir. Bu devrede, giriş sinyali ve LO sinyalinin her ikiside transistörün
bazına uygulanmıştır. Kollektörde ki tuner devresi genel olarak fark frekansını
seçer. Bu miksere nazaran daha gelişmiş performansa sahip mikser elde
etmek için şekil.6.’daki gibi bipolar transistör yerine FET kullanabiliriz. Bipolar
transistörde olduğu gibi FET’de lineer olmayan kısımda çalışır. Giriş sinyali gate’e
uygulanır LO sinyali ise S’ye uygulanır. D’deki tuned devresi yine fark
frekansını seçmek için kullanılır.
Şekil.6.JFET Mikseri
Diğer bir popüler FET mikseri şekil.7.’de görülmektedir. Burada çift kapılı metal oksit
yarı iletken FET (MOSFET) kullanılmıştır.
Şekil.7.Çift Kapı MOSFET Mikseri
Giriş sinyali bir kapıya uygulanırken LO sinyali bir diğer kapıya uygulanmıştır. Dual
Gate (Çift kapı) MOSFET karıştırma uygulamalarında daha iyi bir performans sağlar.
Bugün, bipolar transistörler çok düşük radyo frekansları haricinde ki
karıştırma uygulamalarında nadir olaarak kullanılır. VHF, UHF ve mikrodalga
uygulamaları için üretilen alıcılarda FET ve MOSFET’li mikserler kulanılır çünkü
yüksek kazanç ve düşük gürültü üretirler. Gallium Arsenide (GaAs)
daha yüksek frekans uygulamalarında tercih edilir. Çünkü bu
elemanlar daha düşük gürültü ve daha yüksek kazanç üretirler. Diyot
mikserleride pekçok yüksek frekans alıcılarında kullanılır.
Mikserlerin ve LO’nun fonksiyonunu bir devrede toplamak mümkündür. Böyle
bir devre şekil.8.’de görülmektedir. Bu devre autodyne dönüştürücü olarak
bilinmektedir, transistör C tipi LO ve mikser gibi davranır. T1 transformatörü ve
transistör, Hartley osilatörü oluştururlar. T1’in aşağı sarımı ve C1, istenen LO
frekansında rezonansa giren tuner devresi oluştururlar. Tuner işlevi C1
kapasitörü ile sağlanır. T2 transformatörü ve transistör
mikseri oluşturmaktadır. T2 transformatörü fark
frekansında rezonansa girer. LO sinyali ve giriş sinyali, dört standart mikser çıkışı
oluşturmak için transistörde birleşirler. Fark frekansı T2 tarafından seçilir. Karıştırma
ve osilatör işlemi bir tek transistör ile oluştururken devre dönüştürücü
olarak adlandırılır. Dönüştürücüler, düşük RF frekanslarında, AM radyolarında ve
30 MHz frekanstan daha düşük frekanslarda çalışan ucuz haberleşme alıcılarında
kullanılır.
elde edilir.
Sinyal frekansını değiştirebilmek için çıkış kare dalga frekansını ayarlamak üzere Vc giriş geriliminin nasıl
kullanılabileceği Şekil 17.23’deki devrede gösterilmiştir.R3 potansiyemetresi Vc’nin 9V’tan 12V’a kadar değiştirilmesini
mümkün kılar; bu da 10 Hz -1MHz frekans aralığına karşılık gelmektedir.Potansiyemetrenin ucu en üst noktada iken
kontrol gerilimi şu değere sahiptir:
Olduğu anlamına gelmektedir.
Böylece çıkış kare dalgasının frekansı,en az 10Hz – 1MHz frekans aralığı içinde R3
Potansimetresi kullanarak değiştirilebilir.
Vc değerini değiştirmek için potansimetre ayarını değiştirmek yerine, Şekil 17.24’te gösterdiği gibi bir giriş modülasyon
gerilimi(Vgiriş)de uygulanabilir.Gerilim bölücü, Vc’yi 10.4V civarına ayarlar.1.4V civarındaki AC giriş geriliminin tepe değeri, Vc ’ yi,
çıkış frekansının 10 Hz-1MHz aralığında değişmesini sağlayacak şekilde 9V ile 11.8V arasındaki bir öngerilim noktasında
sürebilir.Böylece Vgiriş giriş sinyali, çıkış geriliminin frekansını,Vc=10.4V öngerilim değeri ile ayarlanan merkez frekansı civarında
(fo=121.2kHz)modüle eder.
FREKANS SENTEZİ
Frekans sentezleyici, şekil 17.27’de görüldüğü gibi bir PLL kullanılarak kurulabilir.
VCO çıkışı ile faz karşılaştırıcı arasına bir frekans bölücü konulmuştur; böylece karşılaştırıcıya
uygulanan döngü sinyali fo frekansındayken, VCO çıkışı Nfo frekansında olur.Bu çıkış, döngü kilitli
olduğu sürece giriş frekansının tam katlarıdır.Giriş sinyali, f1 noktasında kristal yardımıyla kararlı
duruma getirilebilir;bu durumda döngünün temel frekansta (fo=f1) iken kilitlenecek şekilde
ayarlanması halinde, VCO çıkışı Nf1 frekansında olacaktır.Şekil 17.27b frekans katlayıcı olarak
kullanılan bir 565 PLL’yi ve bölücü olarak kullanılan bir 7490’ı göstermektedir.f1 frekansındaki V1
girişi, 5nolu bacaktaki girişle (fo frekanslı) karşılaştırılır.Nfo frekansındaki bir çıkış (örneğimizde 4fo),
7490’nın 14 nolu bacağı üzerinde 0 volt ile +5V arasında değişen bir giriş sağlamak için bir tersleyici
devreye bağlanmıştır.7490 girişindeki sinyal 4‘e bölünerek elde edilen 9 nolu bacak üzerindeki çıkış
kullanılarak, PLL’nin 4 nolu bacağında, döngü kilitli olduğu sürece giriş frekansının 4 katı olan bir
sinyal elde edilebilir.VCO merkez frekansı aralığında sınırlı ölçüde değişebildiği için, bölme değeri
değiştiği zaman VCO frekansın değiştirmek gerekebilir.PLL devresi kilitli olduğu sürece VCO çıkış
frekansı, giriş frekansının tam N katı olacaktır.fo frekansının,yakalama ve kilitleme aralığı içinde
kalacak şekilde tekrar ayarlamak yeterlidir; Kapalı döngü VCO çıkışın kilitlenme durumunda tam
olarak Nfı’ya eşit olmasına sağlayacaktır.
FREKANS DEMODÜLASYONU
(a)
FM modülatörü olarak çalışan 565 PLL düzenlemesi, yukarıdaki şekilde gösterilmiştir.R1 direnci
ve C1 kondansatörü,
RF VE IF YÜKSELTEÇLER
Anlaşılacağı gibi,transformatör empedans uygulaması için çok uygun bir malzemedir.
Yüksek empedansta transformatör ,akort devreleri ile beraber bant genişliğini kontrol edebilir ve
gerilim yükseltmesi yapabilir. Primer ve sekonder sargılarının her ikisi birden akortlandığında,
transformatör genellikle sağdece bir frekans bandı için kullanılır.
Akortlu RF yükselteçleri sekonderi ,primeri akortlu olabildiği gibi çift akortlu transformatör
kuplajlı olarak da yapılabilr.Şekilde çift akorlu bir RF yükselteç devresi görülmektedir.
AŞIRI KUPLAJ:Kuplaj seviyesi kritik kuplaj değerinin üzerine çıkılırsa aşrı kuplaj durumuna
geçilir.İdeal frekans tepki eğrisi kuplaj değerinden %50 daha büyük bir kuplaj kat sayısıyla elde edilir.
k opt =1.5k c
Aşırı kuplajın şekilde görülmektedir.Çift akortlu devrenin bant genişliği [Band Width)ile olan
bağlantısı:
Şekil 3.4`de dar bant akortlu bir RF yükselteç devresi görülmektedir.Giriş sinyali Q1 ìn
beyzine uygulanır. Çıkış sinyali ise Q3`ün kolektöründen alınmaktadır. Dolayısıyla Q1,Q3 ikilisi ortak
emiter ve ortak beyzli transistör çifti gibi davranır. Bu transistörlerin kaskat yükselteç bağlantısıdır.
Ortak beyz bağlantısında,kazançla birlikte büyük bant genişliği elde edilir. Ayrıca geri besleme tek
transistöre göre iki kat güçlüdür.Q1ìn kollektör akımı Q2 ve Q3 transisitörleri arasında bölünmektedir.
Buradan anlaşılacağı gibi kazanç,Q2`nin beyzine bir gerilim (AGC,otomatik kazanç kontrol sinyali]
uygulanarak kontrol edilebilir. Q2`nin beyz emiter geriliminin,akımın büyük bir kısmını Q2 `ye
anahtarlamak için düşük bir değerde olması yeterlidir.Bu Q3`ün kollektöründe minimum çıkış sinyali
olmasına yol açar. R3 ve R4 dirençleri,otmatik kazanç kontrol [AGC] gerilimlerini yükseltir.Böylece
AGC devresinin gürültü etkisi azaltılmış olur.AGC sinyali ile transistör kollektör yükü değişse
bile,transistor ün beyzinde çok az etkisi oluşturur. Dolayısıyla, AGC giriş devresindeki akordu
bozmaz.
ŞEKİL3.4:Darbant akortlu yükselteç devresi
Şekil 3.5 de emiteri topraklı bir RF yükselteç devresi görülmektedir. Devredeki T1 ve T2,RF
transformatörlerinin pimerleri akortlu , sekonderleri ise empedans uygunlaştırma amacıyla
akortsuzdur. T2; nin sekonderi karıştırıcı katın girişine uygulanmaktadır. Devredeki C1 ve C2 varyabıl
kondansatörleri aynı mile bağlandıklarından dolayı,ayarlanmak suretiyle istenilen frekans rahatlıkla
seçilebilir. Burada C1 ve C2 miline bağlı olan osilatör varyabıl kondansatörü gösterilmemiştir.
Devredeki R1 ve R2 AF125 transistörünün beyz polarmasını sağlarlar.Ayarlı R2 direnciyle emitere
seri bağlanan mikroampermetrede 500 mikroamper görünceye kadar ayar yapılmalıdır. C3
kondansatörü hem beyz polarmasınn sabit kalmasını sağlar hem de radyo frekanslı akımların geçiş
yoludur. C3 ve C4 dekuplaj devresi, kollektörün çekeceği akımdan dolyı A noktasında meydana
gelecek gerilim değişikliğine engel olur.Ayarlı Cn nötrodinaj kondansatörü ayarlanmak suretiyle,
parazitik osilasyonları meydana getiren aşırı giriş sinyallerinin etkisi ortadan kaldırılmış olur.
ŞEİKL 3.5: Emiteri topraklı RF yükselteç d+evresi
T1 ferit çubuk nüve üzerine sarılmış olan L1 bobini elektromanyetik dalgalar tarafından
kesilerek bu bobin uçlarında modüleli RF gerilimi meydana gelir.C1 ayarlanmak suretiyle istenen
frekansta L1 uçlarındaki modüleli maksimum bir gerilim meydana gelir.Bu gerlilm sekondere
indüklenerek transistör beyzine uygulanmış olur.Transistör bu sinyali yükselterek kollektördeki akort
devresine uygulanır.C2,L2 yardımıyla aynı değerdeki frekans yeniden ayarlanarak T2 bobini üzeriden
karıştırıcı katın beyzine uygulanır.Böylece alıcının seçiciliği iyice artırılmış olur.Burada T1 ve T2 aynı
frekansta akortlu olduklarından pozitif geri beslemeden doğabilecek osilasyonlara engel olmak için T2
bobini blendaj içine alınmalıdır.Görülüyor ki bu sitem iyi olmakla beraber,maliyetin fazlalığı ve işgal
ettiği yerin büyüklüğü sebebiyle çok ender olarak kullanılır.
Şekil 3.8 de ise kaskat bağlantılı bir RF yükselteci görülmektedir. Kaskat bağlantılı yükselteç ,
klasik yükselteçlere göre daha yüksek kazanç ve daha az gürültü sağlar .Yükselteçteki etkin aygıtlar,
bir transistör veya FET olabilir. Q1 çıkışı Q2`nin Source koluna empedansla bağlı ortak Gate `li bir
yükselteçtir. Q2.,nin giriş empedansı düşük olduğu için ,Q1 nötrlenmesi gerekmez. Ancak,nötrleme
yapılırsa daha da azaltılabilir.Dolayısıyla , L2, R1 ve C2 nötrleme için gerekli besleme yolunu
oluşturur. Q2 de ortak Gate `li bir yükselteçtir.
2) AKORTSUZ RF YÜKSELTEÇLERİ:
Şekil 3.10 da pratikte kullanılabilinen basit bir rf yükselteç katı görülmektedir. Burada akort
kondansatörü Cv1 ile yerl osilatör ayarlı kondansatörü Cv2 aynı mil üzerinde hareket eder. Böylece
üçüncü bir ayarlı kondansatör kullanmaya gerek kalmaz.L1,Cv1 akort devresinde indüklenen modeli rf
gerilimi 1-2 bobini uçlarında aynı özelliğe sahip bir gerilim indüklenmesine sebep olur. Bu modüleli
RF gerilimi transistörün beyzine bağlı kondansatör üzerinden transistörün beyzine uygulanarak
modüleli dalganın genliği yükseltilmiş olur. Burada AF125 transistörünün kolektöründeki direnç
yerine 1mH lik radyo frekans şoku kullanmak bu katın kazancını arttırır. Çünkü radyo frekans şoku
kollektörde elde edilen radyo frekanslı akımların DC besleme katına geçmesine engel olur. RF
yükselteç katındaki AF125 transistörünün kolektörüne uygulanan DC gerilim değişmesi, bu kat
kazancının değişmesine sebep olur. Buna engel olmak için C1 kondansatörü ve AF125 trasistörünün
kollektöründeki direnç yardımıyla dekuplaj yapılmalıdır. Böylece kolektöre sabit bir DC gerilim
uygulanmış olur.Kollektörde genlik yükseltilmiş olan modüleli RF sinyali Ca yardımıyla konvertör
beyzine uygulanır.
RF yükselteç katında FET kullanılmasının çeşitli avantajları vardır. Ve nedenle rf
yükselteçlerde FET ve MOSFET ler tercih edilir. FET transistörün giriş direci çok büyük olduğu için
kendisinden önceki rezonans veya akort devresini yüklemez. Bundan dolayı akort devresinin Qkalite
faktörü düşmez. RFyükselteç katlarında çift kapılı FET lerin kullanılması otomatik kazanç
kontrolünün(AGC) geribeslendiği noktada iyi bir izolasyon gürültü oluşumunu engeller. FET
transistorlerin transfer eğrilerindeki doğrusal olmama (lineersizlik)dan kaynaklanan distorsiyon düşük
seviyededir.
B.FREKANS DEĞİŞTİRİCİLER
Hangi bantta çalışılırsa çalışılsın kazancı yüksek, seçiciliği iyi, bant genişliğide ayni kalması
süperhetoredin alıcıların en önemli özelliklerindedir. Bu özellikler hetorodin işlemi sonucunda elde
edilen frekansla sağlanmaktadır. Ara frekans (IF) elde etmek amacıyla, RF sinyalinin frejans ile
birleştirilmesi işlemine karıştırma (hetodin) denir
Heterodin işleminin gerçekleşmesi için çeşitli metotlar kullanılmaktadır.Alıcılarda frekansların
karıştırılması için gerekli iki metot kullanılır.Birincisinde antene gelen Radyo Frekans sinyali osilatör
sinyali ile bir transistor de birleştirir ve aynı zamanda osilatör sinyalide bu transistör tarafından
üretilir.Bu devrede dönüştürücü veya konvertör adı verilir. İkinci bir yöntem ise ,osilatör sinyali ayrı
bir devrede üretip temel frekans değiştirici devrelerdir.
Bir transistör karıştırıcı veya dönüştürücü olarak kullanıldığında dinamik karakteristiğinin
lineer olmayan kısmında çalıştırılır.Bu şartlar altında iki ayrı frekanslı sinyal transistörün girişine
uygulandığında,çıkışta dört temel sinyal elde edilir.Bunlardan ikisi girişe uygulanan iki ayrı frekansın
kendisidir. Çıkış frekansının üçüncüsü girişe uygulanan frekansların toplamına, dördüncüsü ise iki
giriş frekansının farkına eşittir. Süperheterodin alıcılarda fark frekansı kullanılır. Diğer IF
transformatörleri ve filtre yardımıyla süzülür
Alıcıda kullanılan bu fark frekansına IF adı verilir.
Mikser çıkışında fark frekansı elde edebilmek için IF transformatörü ıf frekansına ayarlanır.IF
değerinin sabit ve kakarlı olması ise frekans değiştirici katın çalışmasına bağlıdır.Bu katın kararlı
çalışması da öncelikle besleme gerilimini sabit tutmakla sağlanır. Besleme geriliminin sağlandığı
noktalar radyo frekans sinyalleri bakımından kondansatör dirençler dekuple edilerek polarma
sinyalindeki değişmeler önlenir.Ayrıca osilatör frekansının kaymasına neden olan çalışma sıcaklığı,
fazla güç tüketimi,devre elemanlarının değer tolerans gibi etkenlere de dikkat edilir. Katlar arası
empedansın maksimum güç aktarımı amacıyla uygunlaştırılması olması gerekir.Özelikle IF frekansını
belirleyecek filtre devreleri hassas ayarlanmış olmalıdır. Fark frekans temin etme bakımından, osilatör
frekansının belirli sınırlar dışınada kalmaması için içindir. Aksi halde istenilen dalga bandı elde
edilemez. Anten akort frekansları 530-1600KHz arasındadır.
C) IF KATLARI
IF (ara frekans) yükselteçleri,RF yükseltecine çok benzeyen nispeten yüksek kazançlı akortlu
devrelerdir. RF yükselteçleri ile araındaki tek fark IF yükselteçlerinin sabit bir geçiş bandında ve sabit
bir frekansta çalışmalarıdır. Bu yükselteçler anten sinyali ile lokal osilatör sinyali arasındaki frekans
farkına akort edilir. Dolayısıyla, kararlı yayılım yapmayan vekolayca nötrleştirilebilen IF yükselteçleri
tasarlamak kolaydır. IF yükselteçleri sabit bir frekansta çalıştıkları için birbirleri izleyen yükselteçler
çift okortlu devrelerle indüktif bağlanabilir.(Çift okortlu devrelerde, transformatörün hem pirimer
tarafı hemde sekonder tarafı akortlu tank devresidir.)Dolayısıyla iyi seçicilik gerçekleştirmek daha
kolaydır.
Daha önce belirtildiği gib, GM alıcılarda özellikle RF yükselteci kullanılmadığında alıcıda
gerek bant başı gerek bant sonunda alıcının seçiciliğideğişmekteydi. Buna rağmenantene gelen sinyalin
frekansı değiştikce slıcının seçicili ve kazancı da değişmektedir. Bu durmda sabit bir seçicilik yüksek
bir kazanç için süperhetorodin radyo alıcılarında sabit akortlu ara yükselteçleri kullanılır
Bilindiği gibi GM alıcılarda IF frekans değeri 455 KHz’ dir. IF yükselteçlerinde akortlu devrler
genellikle 450-490 KHz frekansları arasında çalıştırılır.GM alcının bütün çalışma frekansı bandı
boyuca IF frejansının sabitkalması ve böylece gerekli kararlılığın sağlanması istener. Fakat osilatör
frekansının anten frekansından yüksek olması sebebiyle, IF sinyalinin alıcı çalışma bandının sonuna
doğru biraz değişmektedir. Bu durumu engellemek amacıyla IF yükselteci küçük seçilir. Daha önce
bahsedildiği gibi IF frekansı değerine bağlı olarak hayal frekansının etkisi meydana gelmektedir ve
eğer IF sinyalinin değeri küçütülecek olursa hayal frekansının etkisi artar.
Bir alının kazancının ve seçiciliğinin büyük bir bölümü IF yükseltecinde gerçekleşir. Bir IF
kademesinin genellikle iki ila beş arası IF yükselteci vardır. İstenen kazanç miktarına göre kat sayı
değitirilebilir. IF akort devreleri istenilen bant genişliği ve frekans karakteristiği dikkate alınarak
yüksek kazanç elde edilecek şekilde ayarlanır. Bu katlar A sınıfı grilim yükselteci olarak çalışırlar.
1.Kuplaj Tipleri
Genel orarak bir akort devresindeki enerjiyi iknci bir devre aktarma yakuplaj denir. Bu RF
enerji hangi eleman yardıyla aktarılmışsa, o elmanın ismine göre kuplaj ismlendirilir. Örneğin direnç
kondansatör kuplaj direkt, kuplaj endüktif gibi transistorlü alıcıların ara frekans yükselteçlerinde
kullanılan transistörlerin beyzine veya emiterine ya indüktif kuplaj yada kapasitif kuplaj yardımıyla
ara frekans sinyali uygulanır.Bu uygulama IF trafoları yardımıyla yapılır.
IF katları akorlu dar bant yükselteçlerdir.Yani yükseltecin frekanslarının bant genişliği merkez
frekansının küçük bir yüzdesidir. Geniş bantlı yükselteçler genellikle saniyede birkaç saykıldan birkaç
mega saykıla kadar olan sinyalleri yükseltir.
Akorlu yükselteçler seçilen bir frekans bandını yükseltir ve istenmeyen frekasları
bastırır.Katlar arası sinyal geçişi paralel akortlu devreler kullanılarak sağlanır. Akortlu yükselteçlerin
özellikleri rezonans devrelrinin özelliklerine bağlıdır. Seri rezonans devreleri nadiren kullanılır. Çünkü
bunlar paralel rezonans devreleri tarafındanyapılan empedans düşümünü yapmazlar.
transistorlü yükselteçler tenelde güç yükselteçleri olduklarından katlar arası kuplaj devreleri bir
katın çıkışından onu takip eden devrenin gişine max. Güç aktaracak şekilde heseplanır. Bu şartlar
kuplaj devrelerinin ve min. güç kaybı olmasını ve kuplaj devrelerinin bir katın çıkışı onu takip eden
katın girişine göre ayarlanmasını gerektirir.
Transistorlerin Ve Duplaj Devresi Empedanslar: Şekil 3.25 de görüldüğü gib, bir
transistörün çıkış empedansı, bir kapasite (Co) ile paralel bir direnç (ro) olarak düşünülebilir. Bir
transistörün giriş empedası da bir kapasite ile (Ci), buna paralel bir direnç ( ri) kapsayacak şekilde
düşünülebilir. Co ve Ci kuplaj devresinin birer parçasıdır. Max. güç aktarması yapabilmek için
kullanılack kuplaj devresini girişindeki direnç ro direncine, kuplaj devresinin çıkış empedansı ri’ye eşit
olmalıdır.
Tek akortlu tranformatörler :şekil 3.26’da tek-akotrlu, indüktif bağlı bir yükseltecin şekli
görülmektedir. Bu düzenlemeye akortsuz primer akortlu sekonder adı verilir. T1 in primer tarafı
primer sargıların indüktansıdır.Buna karşın bir kondansatör, sekonder sargılarla paralel bağlanarak
akortlu bir sekonder oluşturulmuştur.Şeklin b kısmında, akortsuz primer- akortlu sekonder düzenlemeli
bir transformatörün yanıt eyrisini göstermektedir. Es, sekonderinrezonan frekansına (fo) ulaşıncaya
kadar artar,daha sonra ise azalmaya başlar. Yanıt eğrisi fo frekansında bir tepe oluşmasının
nedeniyansıyan empedansdır. Sekonderin empedansıiki sargı arsındaki karşılıklı indüktans nedeniyle
birinciye yansır. Rezonans altındaki frekanslarda wm ‘deki artış Ip ‘deki azalıştan daha azdır;
dolayısıylaEs azalır. Şeklin c kısmını bağlamanın akortsuz primer- akortlu sekonderli bir
transformatörün yanıt eyrisi üzerindeki etkisini göstermektedir. Kuplaj sayısı arttırıldıkça, sekonderde
indüklenen gerilim ve bant genişliği de artar
Başka bir akortlu yükselteç düzenlenmesi şeklinde d kısmında gösterilen akortlu primer-akortlu
sekonder düzenlemesidir.
Çift Akortlu Transformatörler ; Şekil 3.27’ de çift akortlu indüktif bağlı bir yükseltecin şekli
görülmektedir. Bu düzenlemeye akortlu primer akortsuz primer denir.T1 ‘ in hem primer hemde
sekonder sargılarıyla paralel bağlı bir kondansatör vardır. Şeklin b kısmında çift akortlu devrenin yanıt
üzerindeki etkisi görülmektedir. Kritik bağlama, yansıyan direncin primer direncine eşit olduğu
noktadır. Kritik bağlama primer Q ‘su yarıya ve dolayısıyla bant genişliği iki katına çıkar. Eğer kuplaj
kat sayısı kritik bağlamanın üzerinde devam edilirse, rezonans frekansındaki yanıt azalır, ve rezonans
frekansının iki yanında birer tepe oluşturur. Bunun nedeni, yansıyan empedansın reaktif kısmının,
primer akortlu devrenin rezans frekansını değiştirmeye yetecek kadar büyük olmasıdır. Kuplaj
katsayısını krıtik değerinin üzerinde arttırmak bant genişliğini arttırır, ancak aynı zamanda da yanıt
eğrisinde dalgalanma oluşturur. İdeal yanıt eğrisi dikdörtgen şeklindedir. Şeklin b kısmından kritik
değerin yaklaşık % 50 ‘nin üzerinde olan bir katsayının ideal eyriyi yakın sonuçlar almasını sağladığı
görülmektedir.