You are on page 1of 53

R/F TEKNİĞİ

AMAÇLAR

1.Elektronik iletişim sistemlerindeki temel elemanları tanımak.


2.Osilasyon, iltreleme, karşılaştırma işlemlerinin ne zaman ve nasıl yapılacağını kavramak,
3.Genlik ve frekans modüleli alıcı ve verici devreleri anlayabilme, karşılaştırabilme ve analizini
yapabilme.

ÖZEL AÇIKLAMA

Elektronik iletişim temelini oluşturan elemanlar her gün yenilenmektedir. Yapılan araştırma
ve geliştirme çalışmalarının sonucunda hem hatasız, hem daha hızlı hem de gürültüsüz iletişim
imkanı sağlanmıştır.

KONULAR

A: Osilatörler %10
B: Filtreler %20
C: Mikserler %15
D: RF ve IF yükselteçler %20
E: PLL ve frekans sentezleyiciler %25
F: Modülatör ve demodülatör devreleri %15

1
OSİLATÖRLER

Osilatör salınım üreten bir aygıttır. Elektronik iletişimde çok sayıda uygulaması vardır:
yüksek frekans taşıyıcı kaynakları, saat devreleri gibi. Elektronik salınım, gerilim ya da akım
dalga biçiminde tekrarlamalı bir değişimdir. Eğer osilatör sönümsüz ise, dalga biçimindeki
değişimler kesintisiz ve tekrarlamalı olur. Sönümsüz olmayan osilatörler, çıkış dalga biçiminde
bir değişim üretmek için harici bir giriş sinyalini ya da tetiklemeyi gerektirir.

Temel olarak osilatör, bir dc ( doğru akım ) giriş gerilimini bir ac ( alternatif akım ) çıkış
gerilimine dönüştürür. Çıkış dalga biçiminin şekli sinüs dalga, kare dalga, testere dişi dalga ya da
periyodik aralıklarla tekrarlandığı sürece herhangi başka bir dalga olabilir.

Serbest çalışan osilatörler bir kez daha harekete geçirildikten sonra bir ac çıkış sinyali
üretir; bu ac sinyalinin küçük bir bölümü girişe geri beslenip, orada yükseltilir. Giriş sinyali
yükseltilerek çıkışa gelir ve aynı süreç tekrar eder; oluşan sürece tekrar üretimli süreç denir.
Çıkış sinyali giriş sinyaline bağlıdır; aynı şekilde, giriş sinyali de çıkış sinyaline bağlıdır.

Barkhausen Kriteri’ne göre, bir geri beslenme debresinin salınımları sürdürebilmesi için,
geri besleme döngüsünün çevresindeki net kazanç 1’e eşit ya da 1’den fazla olmalı ve döngünün
çevresindeki net faz kayması 3600’nin pozitif tamsayı katı olmalıdır.

Temel olarak, bir geri besleme osilatörünün çalışması için dört koçul yerine gelmelidir:
yükseltme, pozitif geri besleme, frekansa bağlı olma özelliği ve bir güç kaynağı.

1. Yükseltme: Devre yükseltme yapabilmelidir. Hatta belli zamanlarda sonsuz kazanç


sağlayabilmelidir.
2. Pozitif geri besleme: Çıkış sinyalinin girişe geribeslenebileceği tam bir yol bulunmalıdır.
Geribesleme sinyali tekrar üretimli olmalıdır, yani sinyal, salınımları sürdürebilmek için
doğru faza ve genliğe sahip olmalıdır. Eğer faz doğru değilse ya da genlik yetersiz ise
salınımlar sona erer. Eğer genlik aşırı ise, aygıt doyar. Tekrar üretimli geribeslemeye pozitif
geribesleme adı verilir; burada “pozitif” sözcüğü yalnızca, geribeslemenin fazının salınım
sürecine yardım ettiği anlamına gelir; pozitif (+) ya da negatif (-) polarite göstermez.
3. Frekansa bağlı olma özelliği: Osilatörün frekansının belirlenmesi ve değiştirilmesini
sağlayabilecek, frekansa bağlı bileşenler bulunmaktadır.
4. Güç kaynağı: Elektriksel bir güç kaynağı olmalıdır; örneğin, bir de güç kaynağı.

Şekil 1-1

Şekil 1-1 geribeslemeli bir yükseltecin elektriksel modelini göstermektedir. Bu model,


açık döngü kazancı A01 olan bir yükselteç ile geribesleme oranı β olan frekansa bağlı bir tekrar
üretimli geribesleme yolu içerir.
2
Şekil 1-1’den aşağıdaki matematiksel ilişkiler elde edilir.

Vo V
= 3
Aktarım fonksiyonu = Vi V1

V2 = V1 – V4
V3 = A01V2
V4 = β V3
Burada

V1= harici giriş gerilimi


V2= yükseltecin giriş gerilimi
V3= çıkış gerilimi
V4= geribesleme gerilimi

V4’ün yerine değerini koyduğumuzda şu ilişkiyi elde ederiz:

V2 = V1 – β V3
Öyleyse

V3 = ( V1 – β V3 ) A01
Ve
V3 = V1A01 – V3 β A01

Sonucu yeniden düzenleyip, çarpanlara ayırdığımızda:

V3 + V1 β A01 = V1A01 = V3 (1+ β A01) = V1A01


Böylece

Vo V3 A01
= =
Vi V1 1 + βA01 (1-1)

A01 /(1 + βA01 ) , geribeslemeli bir yükselteç için kullanılan standart formüldür. Eğer belli bir
frekansta, β A01 terimi –1’e giderse, payda 0’a gider ve Vçıkış / Vgiriş sonsuz olur. Bu durum
meydana geldiğinde, devre salınım yapacaktır; dolayısıyla harici giriş kesilebilir.

Sönümsüz salınımların oluşabilmesi için devrenin, daha önce özetlenen salınım için
gerekli dört temel koşulu yerine getirmesi, 1-1 nolu Denklemdeki ölçüte ve şekil 1-1’de
gösterilen temel geribesleme modeline uyması zorunludur. Salınma hareketi çok değişik yollarla
gerçekleştirilebilirse de, en çok kullanılan düzenlemeler RC fazkaydırma devreleri, LC tank
devreleri, kristaller ve negatif dirençli aygıtlardır.

WIEN KÖPRÜ OSİLATÖRÜ (RC FAZ KAYDIRMA OSİLATÖRÜ)

3
Şekil : İşlemsel yükselteçli Wien köprü osilatörü

Frekansı belirleyen elemenlar R1 R2 dirençleri ile C1, C2 kondansatörleridir. R3 ve R4 geri


besleme dirençleridir.

İşlemsel yükseltecin giriş ve çıkış empedansları gözardı edilerek köprü devresi analiz
edilirse,

R3 R C 1
= 1 + 2 ve f0 =
R4 R2 C1 2π R1 R2 C1C 2

Özellikle R1 = R2 = R ve C1 = C2 = C seçilirse osilatör frekansı,

1 R3
f0 = ve =2 olur.
2πRC R4

Dolayısıyla R3/R4 arasının 2 ‘ den büyük olması devrenin hesaplanan frekansta osilasyon
yapması için yeterli çevrim kazancını sağlar.

Wien köprü osilatörü 5 Hz ile 1 MHZ arasındaki frekansları üretmek için sinyal
üreteçlerinde yaygın olarak kullanılan alçak frekanslı bir osilatördür.

Devrenin çalışması:

Güç ilk açıldığında çıkışta bütün frekansları içeren bir gürültü oluşur ve ilerletme
geciktirme ağı boyunca geri beslenir. Yalnızca frekansı f0 olan gürültü 0 0 ’lik bir faz kayması ve
1/3’lük bir aktarım oranıyla geçer. Dolayısıyla sadece tek bir frekans ( f0 ) aynı fazda geri
beslenir. Bu frekansın kapalı döngü kazancı 1 olur ve sönümsüz salınımlar üretir. Köprü dengeye
geldiğinde Vb = Vd olur.

ÖRNEK : Şekildeki Wien köprü asilatörünün rezonans frekansını hesaplayınız.

4
ÇÖZÜM :

1 1
f0 = = = 3120.7 Hz
2πRC 2 π (51.10 3 ) . (0,001.10 −6
)

ÖRNEK: fo = 10 kHz frekansında çalışma için , bi wien köprü asilatörünün RC elemanlarını


tasarlayın.

ÇÖZÜM: R ve C için eşit değerler kullanırsak , R = 100 k Ώ seçilebilir.

1 1
f0 = ‘den C = ‘ ı sekersek
2πRC 2πRf 0

1 10 −9
C= = = 159 pF
2 π (100 .10 3 )(10.10 3
) 6,28

Osilasyonun oluşması için R3 / R4 oranının 2’den büyük olmasını sağlayan R3 = 300 k Ώ


ve R4 = 100 k Ώ değerlerini kullanabiliriz.

LC Osilatörleri

5
Salınım frekansının bir LC tank devresi tarafından belirlendiği osilatörlerdir.Tank devresi
kinetik ve potansiyel enerji arasında bir enerji değiş–tokuşu gerçekleştirir. En yaygın iki osilatör
türü Hartley ve Colpitts osilatörleridir.

Hartley Osilatörleri

Q1 rezonans frekansında gerekli


yükseltmeyi sağlar. CC ; bağlama
kondansatörüdür ve pozitif
geribesleme için yol oluşturur. L1 ve
C1 frekans belirler. Vcc de dc kaynak
gerilimidir. RFC, ac için açık
devredir ve salınımları dc güç
kaynağından izole eder.

Aşağıdaki formül Hartley osilatörünün salınım frekansını oldukça yaklaşık verir :

1
f0 = ’dır. Burada L = L1a + L1b
2π LC
C = C1

Hartley osilatörünün çalışması:

Güç ilk açıldığında, Q1 ‘ in kollektöründe çok sayıda frekans belirir ve C2 aracılığıyla tank
devresine bağlanır. Başlangıçtaki gürültü C1 ‘ in yüklenmesi için gerekli enerjiyi sağlar. C1
kısmen yüklendikten sonra, salınım hareketi başlar. Tank devresi, ancak rezonans frekansında
verimli bir biçimde salınım yapar. Geribeslenen sinyalin genliği Lıb / ( Lıa + Lıb )

Colpitts Osilatörü :

Q1 transistörü yükseltme yapar, CC


tekrar üretimli (pozitif) geribesleme
yolunu sağlar, L1 , C1a , C1b frekansı
belirler,VCC ise dc kaynak gerilimidir.
RFC ( Radyo frekans şok bobini ) ac
için açık devredir ve salınımları dc
güç kaynağından ayırır.

1
Copitts osilatörlerinin salınım frekansı yaklaşık olarak f 0 = dır. Burada
2π LC

6
dır.

Colpitts osilatörünün çalışması:

Güç ilk açıldığında, Q1’in kolektöründe gürültü oluşur ve tank devresine enerji sağlar,
buda salınımları başlatır. C1a ve C1b bir AC gerilim bölücüsü oluştururlar. C1b üzerindeki
gerilim düşümü Cc aracılığıyla Q1’in bazına geri beslenir. Q1’in bazından Kolektörüne 180
derecelik faz kayması, C1’in üzerinde ek bir faz kayması vardır. Sonuç olarak toplam faz
kayması 180 derece olur ve sinyal tekrar ürebimli olur. C1a / C1b geri besleme sinyalinin
genliğini belirler.

Not:Her iki osilatör de eğer yetersiz enerji geri beslenirse salınım sönümlü olur. Eğer
aşırı geri beslenirse transistör doyar.

Kristalli Osilatör Devreleri

Çok farklı, kristal içeren osilatör türleri vardır. En yaygın olanlar; ayrık, entegreli pierce
ve RLC yarı köprü osilatördür.
• Eğer frekans kararlılığı çok iyi ve basit bir tasarım isteniyorsa ayrık pierce iyi bir
seçimdir.
• Eğer düşük maliyetli ve sade bir tasarım isteniyorsa entegreli pierce osilatörü tercih
edilir.

A) Ayrık Pierce Osilatörü:

BJT’li FET’li

Kristal, seri rezonans modunda kristali uyarmak için geri besleme bağlantı yoluna seri
olarak bağlanabilir. R1, R2ve RE dirençleri, gerilim bölücü olarak kararlı bir DC ön gerilim
devresi oluşturur. CE kondansatörü, emetör direncinin AC işaretleri için köprülemesini, RFC ise
DC ön gerilimi sağlar ve güç kaynağını, çıkıştan ayırır. Çalışma frekansında CE kuplaj
kondansatörünün empedansı yaklaşık 0’dır ve kolektör ile beyz arasında DC bloklama yapar.
Bu devrenin osilasyon frekansı, kristalin seri rezonans frekansıyla belirlenir. Pierce
osilatörünün çalışma frekansı, tüm temel kristal frekans aralığında (1Khz ile yaklaşık 30Mhz)
dir.
7
B) IC (Entegreli) Pierce Kristalli Osilatör:

Kristal seri rezonans yoluna bağlanmıştır ve seri rezonans frekansında çalışır. Devrenin
yüksek bir kazancı vardır ve kare dalga üretir. Tam olarak zener geriliminde (VZ) çıkış verir.
20Mhz’e kadar varan frekanslarda çalışır.

Gerilim Kontrollü Osilatörler (VCO)

VCO, frekansı DC gerilimiyle belli sınırlar içinde ayarlanabilen bir osilasyon çıkış sinyali
(tipik olarak kare ve üçgen dalga) üreten bir devredir. 566 IC, VCO’ya bir örnektir. Bu entegre,
frekansı dış direnç ve kondansatörlerle belirlenen ve uygulanan DC gerilimiyle değiştirile bilen
kare dalga ve üçgen dalga Sinyal üretebilen devrelerdir.

Devrede R1, C1 kondansatörünün dolup boşalma hızını belirler. Uygun bir dış direnç ve
kondansatör seçilmesiyle osilatör, 10Hz-1Mhz aralığı içinde düzenlenebilir ve sonra VC kontrol
gerilimiyle 10Hz-1Mhz arasında modüle edilebilir (değiştirilebilir).

Örnek:

8
Şekildeki VCO’nun çalışma frekansı belirleyen.

Çözüm:

Not: VC’yi bir potansiyometre veya bir AC sinyal elle ayarlıya biliriz. Böylece çıkış frekansının
değiştirebiliriz.

Büyük Ölçekli Entegrasyonlu Osilatörler:

Mükemmel frekans kararlılığı ve geniş akort aralıkları vardır.


XR-2207: Tek parça gerilim kontrollü osilatör 0,01Hz’den 1Mhz’e kadar eşzamanlı sinüs ve
kare dalga osilatörlerdir. Frekans modülasyonu, FSK, PLL gibi uygulama alanları vardır.

XR-2209: 0,01Hz’den 1Mhz’e kadar aynı anda üçgen ve kare dalga çıkış sağlar. Frekans
modülasyonu, genlik modülasyonu, akım frekans dönüştürmesi ve PLL gibi alanlarda kullanılır.

FİLTRELER
9
İletişim sistemlerinin uygulamasındaki en önemli tasarım sorunlarından biri istenilen
frekans bandının seçimi olduğu için, filtre devrelerinin çabuk ve doğru bir şekilde tasarlanmasına
ihtiyaç duyulmaktadır. Buradaki açıklamalarımızda filtreleri iki genel guruba ayırıyoruz;

• Pasif filtre
• Aktif filtre

Pasif filtrelerde transistör, işlemsel yükselteç, vb gibi aktif devre elemanları bulunmaz.
Bunun dışında her iki filtre gurubunu işlevsel açıdan dört sınıfa ayırıyoruz.

• Alçak geçiren
• Yüksek geçiren
• Bant geçiren
• Bant söndüren

RC Filtreleri

Terminolojiyi verebilmek için önce basit olmakla birlikte çok önemli olan RC Filtreleri
ele alınacaktır. Şekil 3-1 de alçak geçiren bir RC Filtresi örnek olarak verilmiştir. Frekansın bir
fonksiyonu olarak çıkış geriliminin giriş gerilimine oranı filtrelerin aktarım fonksiyonu olarak
tanımlanmıştır. Bu nedenle devreyi gerilim bölücüsü olarak ele alacak olursak, aktarım
fonksiyonu aşağıdaki şekilde ifade edilir:

3-1 nolu eşitlik kaşmaşık bir sayıdır ve polar olarak aşağıdaki şekilde yazılabilir:

burada devre ile ilgili faz kaymasıdır ve eşitliğin kalan kısmı gerilim aktarım fonksiyonunun
büyüklüğüne bağlıdır. Yani

10
Ve φ = −tan −1 ωRC (3-3b)

3-3 nolu eşitliğin özellikleri, en net şekliyle grafikten görülebilir. Genellikle uygulamada |H(jw)|,
desibel ile ifade edilir ve büyüklük frekansın bir fonksiyonu olarak çizilir. Bu da 20 |H(jw)|
alınarak yapılır. Böylece:

20 |H(jw)|= 20 db
-20 db (3-4)

Şekil3-2’de frekansa bağlı büyüklük ve faz açısı gösterilmiştir. Şekil-3-2a’da =1/RC


olduğunda rc çıkışı, girişin -3db altına düşer. Nitekim 3-4 nolu eşitlikte de wRC=1 iken bu
durum net bir şekilde görülmektedir.Yani,

20 |H(jw)|= -20 db

11
Şekil3-2 Alçak geçiren RC filitresinin karakterisikleri.

Bant genişliğini belirtmek için genellikle -3dbfrekansı alınır.şekil3-2b’den de


görülebileceği ğibi bu frekansta çıkış gerilimi giriş geriliminin gerisinde kalmaktadır.
Filitre ile ilgili diyer bir ilginç özellikde-6db\oktav olarak gösterilen zayıflayarak azalma
oranıdır. Aynı şey 13-4 nolu eşitliktende kolayca görülebilir. Öyle bir w frekansı düşünelimki
wRC >>1 ve w=2 olsun.Bu durumda 3-4 nolu eşitlik frekans iki katına çıkarsa zayıflayarak
azalma oranı

20 |H(jw)|= -20
=-20 log 2 RC
=-20 log 2-20 RC
=-6-20 RC

Şeklini alır. Böylece zayıflayarak azalma bölgesinde frekans iki katına çıkarsa flitrenin tepkisi
-6db degişir.Bu da RC flitrelerinin tipik bir özelliğini ortaya koymaktadır.Diğer bir
ifadeyle,filitre tepkisinde -6 dB \ oktav’lık değişiklik elde etmek için bir R ve bir olmak üzere iki
elemana ihtiyaç vardır.
ALÇAK GEÇİREN FİLİTRE

=1000 rad\s’ lik bir kesim frekansına sahip alçak geçiren bir RC filitresinin tasarımını
yapın.Filitrede 1kΩ’ luk bir yük varken -3 db’lik kesim frekansını bulun.

ÇÖZÜM
H(jw)=
wRC=1→R= =

C=1µF olarak seçin.


R= = 1kΩ
RL=1 kΩ
H (jw) =

12
Zp=Xc|| RL=
H(jw)= , wCRRL =R+RL
wc = = = 2000 rad/s

ŞEKİL 3-3 Yüksek Geçiren RC Filtresi

Şekil 3-3 de görüldüğü gibi R ve C elemanlarının yerini değiştirirsek yüksek geçiren filtre
özelliğini elde etmiş oluruz.Bu filtrenin aktarım fonksiyonu H (jw)

H (jw) = =

= φ= -
Şeklindedir
. Şekil 3-4’te bu filtrenin genliği ve faz açısı gösterilmiştir.Buradaki zayıflayarak azalma +6
dB/oktav olup pozitif bir faz kayması söz konusudur.4 Bölümde bu devrenin zayıflayarak
azalma özelliğini integral alıcı ve türev alıcı devreleri olarak kullanılabilmeleri açısından
yeniden ele alınacaktır.

Büyüklük

ŞEKİL 3-4 Yüksek geçiren RC filtresinin özellikleri

KLASİK PASİF FİLTRE TASARIMI

Akortlu RLC devrelerinin klasik kullanım alanlarından biri de filtrelemedir. İstenmeyen sinyal
frekansını zayıflatmak için iki yöntem uygulanabilir; bunlar:
1)Sinyale seri olarak bir yüksek empedans yolu bağlama

13
2)İstenmeyen sinyale paralel olarak bir alçak empedans yolu bağlama
Şekil 3-5’te bu metotların kullanıldığı üç temel filtre düzeni verilmiştir.

ŞEKİL 3-5. Üç temel filtre düzeni: (a) L tipi ,(b) T tipi, (c) П tipi

Bu düzenlerde zaten tanıdığımız L tipi T tipi ve П tipi devrelerin kullanıldığını görmekteyiz.


Özel Z1 ve Z2 üreten devre bileşenleri frekans ihtiyaçlarına bağlıdır.Örneğin filtre yükdek
geçiren türden ise seri eleman kondansatör ve paralel elemanda endüktördür.Alçak geçiren
filtrede tersi söz konusu olup seri eleman endüktör ve şönt eleman da kondansatördür.
Bir devreye pasif bir filtre konulduğunda filtrenin hem giriş hemde çıkış empedanslarının devre
empedansına uydurulması gerekmektedir. Filtre için empedans L ve C değerleriyle
belirlenir.Özellikle filtrenin şok veya karakteristik empedansı

Z0= formülüyle ifade edilir.

Eğer filtre, karakteristik empedansa eşdeğer bir empedansla sonlandırılmışa, bileşik devrenin LC
bölümleri sonsuza kadar tekrarlanmış gibi görünür. Bu ilke 16. Bölümde ayrıntılarıyla ele
alınmıştır.Şekil 3-5’teki filtre bölümüne ait tasarım eşitlikleri aşağıda fc kesim frekansına bağlı
olarak verilmiştir.

Alçak geçiren:

L tipi
L= , C=
T tipi
L1 = L2 = , C=
П tipi
L= , C1 = C 2 =

14
Yüksek geçiren:

L tipi
L= , C=
T tipi
L= , C=
П tipi
L1 = L2 = , C=

Eğer filtrenin Z1 seri empedansı ile Z2 Şönt empedansının çarpımı bütün frekanslarda sabit ise
bu tip filtrelere sabit k’li filtreler adı verilir.

ÖRNEK 3-2

50Ω’luk bir yükle sonlandırılması gereken bir sabit k’li filtresinin kesim frekansının 1
MHz olması istenmektedir.T-tipi bir filtre için, L ve C değerlerini hesaplayınız.

ÇÖZÜM
L1 = L2 = = =7.96 цH

C= = 0.0064 F

3-2.2 Sabit k’li Bant Bastırma Filtresi

Şekil 3.7 de sabit k’li bir bant zayıflama düzenlemesi ve frekans tepkisi verilmiştir. Bu
filtreler de çeşitli bölümlerden oluşabilir. Sabit k’li bant zayıfları filtrenin tasarım denklemleri
aşağıda verilmiştir.

15
ŞEKİL 3-7. Bant zayıflatan filtre: a) L devresi; b) Π devresi; c) T devresi; d) frekans tepkisi

3-2.3 m-Türetilmiş Filtre

f-olarak tanımlanan bir frekansta sonsuz zayıflama sağlayan bölüme bir eleman eklemek
suretiyle Sabit k’li filtrenin karakteristiği iyileştirilebilir.

Sabit k’li devreler, orta düzeyde frekans kesimi ile istenmeyen frekanslar için yüksek bir
zayıflama faktörüne sahiptir. m-türetilmiş devreler ise daha keskin bir kesim özelliğine sahip
olmakla birlikte, istenmeyen frekanslar için zayıflama faktörü pek yüksek değildir. Şekil 3-8’de
alçak geçiren m-tüketilmiş bir devrenin bulunduğuna dikkat edin. m-tüketilmiş ifadesi, m-
tüketilmiş devrenin rezonans elemanındaki re aktansın, kıyaslanabilir sabit k’li devresindeki aynı
elemana oranını gösteren sabit bir değerden gelmektedir. m- sabit değeri aynı zamanda bir alçak
veya yüksek geçiren filtrenin, en yüksek bastırma frekansı olan ( f kesim frekans ) oranıdır. Tipik
bir değer m=0,6’dır. Özel değerler aşağıdaki
formülle hesaplanabilir.

Şekil 3-9’da yüksek geçiren m-tüketilmiş bir filtre


düzenlemesi görülmektedir. İlgli tasarım eşitlikleri şunlardır:

16
Şekil 3-8. Alçak geçiren m-türetilmiş filtresi: a) L devresi; b) Π devresi; c) T devresi; d) frekans tepkisi

Şekil 3-9. Yüksek geçiren m-türetilmiş filtresi: a) L devresi; b) Π devresi; c) T devresi; d) frekans tepkisi

ÖRNEK 3-4

17
Kesim frekansı 6 MHZ ve sonlandırması 50Ώ olan m-türetilmiş Π devreli bir yüksek geçiren
filtre vardır. m=0,6 kabul edildiği takdirde f ∞ Ç1,L1 ve L2 değerlerini hesaplayın.

ÇÖZÜM

AKTİF FİLTRE TASARIMI

Chebyshev, Butterworth ve Bessel isimlerine yol haritalarında rastlamak mümkün değildir.


Ancak modern filtre tasarımcısına veya kullanıcısına doğru yolu gösterirler. Bilgisayar
çözümüne verilen önemle çağdaş filtre tasarımı, çok bölmeli “klasik” filtrelerden daha az sayıda
bileşenle daha iyi bir performansa sahip filtre tasarımını mümkün kılmaktadır. Özellikle, aktif
cihazlar kullanmak suretiyle yukarıda anılan filtreler kolayca uygulanabilmektedir.
Endüktörlerin tamamen uygulamadan çıkarılabilmesi böylece alçak frekanslarda büyük endüktör
kullanılmasından vazgeçilmesi nedeniyle, alçak frekans tasarımı oldukça kolaylaşmıştır.

Modern filtreler, frekans bandındaki rezonans frekanslarını belirleyen kutuplar sıfır


noktalarıyla tanımlanır. Bir sıfır noktası, sıfır empedans frekansı ve bir kutup da yüksek
empedans frekansını gösterir. Örneğin sinyal kaynağı ile şöntlü olan paralel bir LC- devresi, bir
kutbu ( devrenin rezonans frekansındaki toprağa karşı maksimum empedansını) gösterir. Tersine,
sinyal kaynağı ile şöntlü olan seri bir LC- devresi, bir sıfır noktasına ( toprağa minimum
empedansı) gösterecektir. Filtre aktarım fonksiyonu terimleriyle payın kökleri sıfır noktalarına,
paydının kökleri kutup noktalarını gösterir. Sıfır- kutup noktalarını gösterimi, laplace dönüşümü
ile başlar. Bu noktalar hem gerçek, hem de karmaşık sayı olabilir. Genellikle s= ơ + j ω şeklinde
gösterilir. Böylece sıfır ve kutup noktalarının yerleri s düzleminde çizilebilir.

Örneğin: 3-1 nolu eşitliği

şeklinde yazabiliriz. Paydayı sıfıra eşitleyip köklerini bulursak,

elde edilir. Buradan, alçak geçiren bir RC filtresinin tek kökünün negatif rees eksende olduğu
görülür. ( şekil 3-10a)
yüksek geçiren bir RC filtresinin sıfır ve kutup noktaları da, şekil 3-10b’de gösterilmiştir.
Aktarım fonksiyonundan, LC devresinin kutuplarının, j ω ekseninde bulunduğu anlaşılmaktadır.
Sonuç olarak sıfır kutup noktalarının yerlerini değiştirebilirsek, farklı devrelerin yapacağı etkileri
sağlarız. Aktif bir cihazla bunu gerçekleştirmek mümkündür.

18
Şekil 3-10. s düzlemi: a) alçak geçiren; b) yüksek geçiren

Şekil 3-11’de, Bessel, Chebyshev ve Butterworth filtrelerinin sıfır ve kutup noktaları s


düzleminde gösterilmiştir. Bu üç temel filtrenin tepkisi özellikleri şunlardır:
• Chebyshev; maksimum zayıflayarak azalma oranı
• Butterworth; geçen bant genliğinin düzgünlüğü
• Bessel; zaman gecikme düzgünlüğü

İster Bessel olsun, isterse Chebyshev veya Butterworth, negatif reel eksende sadece bir kutup
bulunacağını daima göz önünde bulundurun. Diğer kutuplar hep karmaşık eşlenik olarak ortaya
çıkar. Şekil 3-11’deki kutuplara sahip olabilecek çeşitli devreler yapılabilir. Şekil 3-12’de,
yaygın olarak kullanılan bir düzenleme görülmektedir.

Bu devrenin aktarım fonksiyonu

olup, A=0 olduğundan devrenin aktarım fonksiyonuna indirgenir. Kutuplar

noktalarında olup, burada a=C1C2R1R2, b=C1R2(1-A) +C2(R1+R2) ve C=1’dir. (3-34) nolu


eşitlikten, A kazancının değişmesi halinde, kutup yerlerinin de değişeceğini görürüz. Kutup
yerlerinin değişimi, Şekil 3-13’te, yükselteç kazancına bağlı olarak gösterilmiştir.

19
Devre teorisine göre, sadece sol yarı s-düzleminde kutbu bulunan devreler KARARLIDIR.

3-3.1 Butterworth Yanıtı

Şekil 3-11’e baktığımızda, Butterworth tepkisi ile ilgili kutupların bir çember üzerinde olduğunu
görürüz. Özellikle A=1 iken, Şekil 3-13’teki kutupların s= -0,707 ± j0, 707’de bulunduğu
görülür. İki kutuplu Buttreworth alçak geçiren filtresinde kutuplar aynı yerdedir. Böylece bilim
kazanç yükseltici iki kutuplu bir RC – elemanlarını değiştirme yoluyla, kutupların yerlerini
değiştirmektedir. Örneğin işlemsel yükselteç, bir gerilim izleyici olarak bağlanabilir. Bunun
avantajı da çıkış empedansının düşük olması ve filtrenin genel kazancını artırmadan bölümlerin
kaskat bağlanabilmesidir. Açıklamaların kalan bölümünde bu yaklaşımı izleyeceğiz.

3-3.2 Filtre Tabloları

Tablo 3-1’de normalize filtre bileşenleri için bilgisayar çözümleri verilmiştir. Tabloları
kullanırken, reel eksende yalnızca bir kutbun bulunması mümkün olduğundan her bir filtre için
sadece üç kutuplu bir devre düzeni kullanılabilir. Böylece istenilen kutup sayısı N ise, ihtiyaç
duyulan aktif devre sayısı N’in çift olması halinde N/2,N’in tek olması halinde ( N-1 ) / 2’dir.
Tablodaki bütün değerler, bir rad/s ve 3-dB’lik kesim frekansı için normalize edilmiş olup, farat
ve ohm cinsinden verilmiştir. Kullanılabilecek filtre bölümleri şekil 3-14’te görülmektedir.
Filtreyi oluşturan filtre bölümlerini bir gerilim kaynağından, diğer bir ifadeyle bir alçak
empedans kaynağından sürünmesi gerekir. Yük empedansı, çıkış-bölümü yükseltecine aşırı yük
getirmeyecek herhangi bir değere sahip olabilir.

20
3-3.3 Filtre Tasarımı

Örneğin alçak geçilen bir filtre tasarımı yapılırken tasarımcının, önce istenilen filtre tipini ve
gerekli kutup sayısını seçmesi gerekir. Bir RC düzenlemesi için zayıflayarak azalma değerini –6
dB / oktav olduğunu unutmayın. Bundan sonra yapılacak iş, uygun tablo değerlerini seçerek
frekans ayarını sağlamak amacıyla bütün kondansatör değerlerini ( f’nin –3dB kesim frekansı
olduğunu göz önüne alarak ) π fc’ ye bölmektir. Bir sonraki iş ise, direnç değerlerini M ile
çarparak ve kondansatör değerlerini M’e bölmektir. Bu, seçilecek değerlerin uygun olmasını
sağlar. M miktarı, keyfi olarak seçilen empedans ölçeklendirme faktörüdür.

MİKSERLER:
Mikserler frekans dönüştürme amacı için kullanılan özel bir AM çeşitidir.
Frekans dönüştürmek için kullanılan devrelere mikser adı verilir. Mikserlerin
yerine getirdiği işlev heterodin ve genlik modülatörü ile eşdeğerdir.
İki çeşit frekans dönüştürme vardır; yukarı dönüştürme ve aşağı dönüştürme. Yukarı
dönüştürmenin manası, her hangi bir modülasyonlu giriş sinyalini daha yüksek
bir frekansa dönüştürür. Aşağı dönüştürme işleminde ise, giriş sinyali daha
düşük bir frekansa dönüştürülür. Şekil.1. basit bir mikser devresini göstermektedir.
Mikserin iki girişi her hangi bir modülasyonlu bir giriş sinyali ve local osilatörden
gelen girişi temsil etmektedir.

21
Çıkış, iki girişin toplam ve fark frekanslarını içerir. Bazı mikserlerde, LO ve
giriş sinyalleride çıkışta görülür. Elbette bizim ilgilendiğimiz, toplam ve fark
frekanslarıdır. Mikserin çıkışında ki tuner devresi ve ya filtre istenen çıkış
sinyalini seçerken diğerlerini elimine eder. Mikserler pek çok farklı eleman ve
devreden oluşabilir. Mikserlerin öncelikli karakteristiği lineer olmamasıdır. Çıkışı
girişine göre lineer olarak değişmeyen devre ve ya elemanlar mikser olarak
kullanılabilir. Diyot bunun için güzel
bir örnektir. Mikserler genlik modülatörü özelliklerinden dolayı, analog
çarpıcıların fonksiyonlarını gösterir. Bu çarpım işlemidir ki, toplam ve fark
frekanslarını oluşturur. Yukarı dönüştürmek için, iki girişin toplamı, çıkışta seçilir,
aşağı dönüşüm için ise iki girişin farkları seçilir. Karıştırma işlemini gerçekleştirecek
pek çok devre

22
oluşturulmuştur. Genlik modülasyonu için kullanılan bu devrelerin pek çoğu frekans
dönüştürme uygulamalarında mükemmel sonuç vermektedir. Mikserlerin en
genel kullanılan tiplerinden birisi, basit diyot modülatörüdür. Devre basit ve oldukça
etkindir. Bu tip diyot mikserleri, en çok mikro dalga uygulamalarında kullanılır.
Basit bir tek diyot karıştırıcı devresi şekil.2.’de görülmektedir.

Şekil2. Basit Bir Diyot Mikser

Giriş sinyali, T1 transformatörünün primer sarımına uygulanmıştır. Sekonderden


çıkan sinyal diyot mikserine uygulanmıştır. LO sinyali diyota C1
kapasitörünün üzerinden uygulanmaktadır. Çıkış sinyali, her iki giriş
sinyalinide içerir, tuner devresinin karşısından gözlenmektedir. Bu tuner devresi
toplam ya da fark frekansını seçer ve diğerlerini elimine eder. Diğer popüler bir
mikser devresi şekil.3.’de görülen
iki diyotlu dengelenmiş karıştırıcıdır. Giriş sinyali transformatörün primerine
uygulanmıştır, LO ise sekonderin mekrezine uygulanmıştır. Çıkış sinyali bir
RFC’nin üzerinde gözlenmektedir ve daha sonra toplam ya da fark frekansını
seçen bir filtre
ya da tuned devresine uygulanır. Bir yada iki diyotlu mikserlerde, LO sinyali
giriş sinyalinden çok büyüktür. Bu nedenden dolayı, diyotlar, LO sinyali tarafından
anahtar gibi kapatılıp açılırlar.
Şekil 3. Dengelenmiş Mikser Devresi

Küçük sinyal uygulamalarında, mikserlerde, daha düşük aktif olma voltajlarından


dolayı, germanyum diyot kullanılır. Silikon diyotlarda mükemmel RF mikser
özelliğine sahiptirler. Mikrodalga , VHF ve UHF’de kullanılabilecek en iyi diyot
mikserleri Schottky barier diyotlardır.
Denge modülatörleri de mikserler olarak kullanılırlar. Bu devreler, çıkıştan
elimine edilmiş taşıyıcıya sahip olma avantajına sahiptir, bu nedenden dolayı,
filtreleme işlemi yapmak çok daha kolaydır. Modülatör devrelerinde ki tüm denge
modülatörü mikser olarak kullanılabilir. Diyot lattice (kafes) denge modülatörü ve
entegre edilmiş fark yükseltici tipi denge modülatörleri karıştırma
uygulamalarında oldukça etkin devrelerdir. VHF ve UHF’de kullanılan en
popüler mikserler şekil.4.’de görülen çift dengelenmiş mikserlerdir. Bu devre
bulunabilecek en iyi mikserlerden birisidir. Mikserlerin en genel
uygulamalarından biri, radyo alıcılarında kullanılmaktadır. Burada mikser, gelen
sinyali daha düşük frekansa dönüştürmek için kullanılır, ki bu sinyalde istenen
yüksek kazanç ve seçiciliği elde etmek daha kolaydır.
Şekil.4. Yüksek Frekansta Kullanılan Dengelenmiş Mikser Devresi

Tüm bu genel tip mikserlerin yanında bazı özel tip mikserlerde bulunmaktadır.
Tipik olarak bu mikserler, basit bir diyot içerirler ki bu diyot lineer olmayan bölgede
tetiklenmiştir bu sayede bu mikser analog çarpım işlemi gerçekleştirir.
Transistör mikserlerinin, diyot mikserlerine oranla üstünlüğü, kazancın bir
transistör basamağı
ile sağlanmasıdır. Böyle bir devre Şekil.5.’de görülmektedir. Bu bipolar
transistör lineer yükseltici gibi biaslanmıştır fakat bias, baz akımında ki
değişiklik ile lineer olarak değişmeyen bir kollektör akımı olacak şekilde
ayarlanmıştır.
Şekil.5. Bipolar Transistör Mikseri
Çalışma tipi A’dan ziyade AB tipidir. Analog çarpım işlemi sonucunda toplam ve fark
frekansı üretilmiştir. Bu devrede, giriş sinyali ve LO sinyalinin her ikiside transistörün
bazına uygulanmıştır. Kollektörde ki tuner devresi genel olarak fark frekansını
seçer. Bu miksere nazaran daha gelişmiş performansa sahip mikser elde
etmek için şekil.6.’daki gibi bipolar transistör yerine FET kullanabiliriz. Bipolar
transistörde olduğu gibi FET’de lineer olmayan kısımda çalışır. Giriş sinyali gate’e
uygulanır LO sinyali ise S’ye uygulanır. D’deki tuned devresi yine fark
frekansını seçmek için kullanılır.

Şekil.6.JFET Mikseri

Diğer bir popüler FET mikseri şekil.7.’de görülmektedir. Burada çift kapılı metal oksit
yarı iletken FET (MOSFET) kullanılmıştır.
Şekil.7.Çift Kapı MOSFET Mikseri

Giriş sinyali bir kapıya uygulanırken LO sinyali bir diğer kapıya uygulanmıştır. Dual
Gate (Çift kapı) MOSFET karıştırma uygulamalarında daha iyi bir performans sağlar.
Bugün, bipolar transistörler çok düşük radyo frekansları haricinde ki
karıştırma uygulamalarında nadir olaarak kullanılır. VHF, UHF ve mikrodalga
uygulamaları için üretilen alıcılarda FET ve MOSFET’li mikserler kulanılır çünkü
yüksek kazanç ve düşük gürültü üretirler. Gallium Arsenide (GaAs)
daha yüksek frekans uygulamalarında tercih edilir. Çünkü bu
elemanlar daha düşük gürültü ve daha yüksek kazanç üretirler. Diyot
mikserleride pekçok yüksek frekans alıcılarında kullanılır.
Mikserlerin ve LO’nun fonksiyonunu bir devrede toplamak mümkündür. Böyle
bir devre şekil.8.’de görülmektedir. Bu devre autodyne dönüştürücü olarak
bilinmektedir, transistör C tipi LO ve mikser gibi davranır. T1 transformatörü ve
transistör, Hartley osilatörü oluştururlar. T1’in aşağı sarımı ve C1, istenen LO
frekansında rezonansa giren tuner devresi oluştururlar. Tuner işlevi C1
kapasitörü ile sağlanır. T2 transformatörü ve transistör
mikseri oluşturmaktadır. T2 transformatörü fark
frekansında rezonansa girer. LO sinyali ve giriş sinyali, dört standart mikser çıkışı
oluşturmak için transistörde birleşirler. Fark frekansı T2 tarafından seçilir. Karıştırma
ve osilatör işlemi bir tek transistör ile oluştururken devre dönüştürücü
olarak adlandırılır. Dönüştürücüler, düşük RF frekanslarında, AM radyolarında ve
30 MHz frekanstan daha düşük frekanslarda çalışan ucuz haberleşme alıcılarında
kullanılır.

Şekil 8 Mikser ve LO İçeren Autodyne Dönüştürücü

Tipik entegre devre karıştırıcısı şekil.9.’da görülmektedir. Bu entegre NE602 dir.


Bu entegre çarpraz bağlanmış iki fark yükselticiden oluşan çift dengelenmiş
mikser devresinden oluşmaktadır. Entegrenin üzerinde bir DC voltaj regülatörü
ve sabit osilatör devresi gibi bağlanılabilecek bir NPN transistör bulunmaktadır.

Şekil 9. NE602 Blok Diyagramı


Bu entegre 4.5 – 8 V arasında DC kaynak voltajı ile çalıştırılır. Devre
500MHz’e
kadar ki frekanslarda çalışabilir, yani HF, VHF ve düşük frekans UHF
uygulamalarında kullanılır. Osilatör 200MHz değerine kadar çalışır. Entegrenin
dışına LC tuner devresi ve ya bir kristal bağlanır bu şekilde çalışma frekansı
kurulur. Oislatör mikserin bir girişine içten bağlanmıştır. Şekil.10’da mikserin devre
detayları verilmektedir.

Şekil 10. NE602 Entegresinin İç Yapısı

Q1 ve Q2, Q3’ten gelen akımlı bir fark yükseltici oluştururken, Q4 ve Q5,


Q6’dan
gelen akımlı diğer bir fark yükseltici oluştururlar. Girişler paralel
bağlanmıştır. Kollektörler çarpraz bağlanmıştır yani, Q1, Q4’ün kollektörüne
bağlanmıştır. Aynı yolla Q2’nin kollektörü Q5’in kollektörüne bağlanmıştır. Bu
bağlantı, dengelenmiş modülatör devresine benzer, içinde iç osilatör sinyali
bastırılmıştır ve çıkışta sadece toplam ve fark sinyalleri gözlemlenir. Çıkışa bir filtre
ya da tuner devresi bağlanarak istenen toplam ya da fark frekansı seçilmesi
mümkün olabilir. NE602’nin kullanıldığı tipik bir devre şekil.11.’de görülmektedir.
Bu devre 6V DC ile beslenmektedir. T1 transformatörü 49 MHz’lik giriş sinyali
ile mikseri bağlar. C2 giriş frekansında transformatörün sekonderi ile rezonanta
girer. C3 2 nolu bacağı şase ile bağlayan AC bypassdir. dış elemanlar olan C4 ve L1
osilatörü 59MHz değerine kuran tuned
devresini oluşturur. C5 ve C6 kapasitif bir voltaj bölücü oluştururlar, ve NPN
transistörü Colpitts osilatör devresine bağlar. C7, AC eşleyici ve bloklama
kapasitörüdür. Çıkış 5 nolu bacaktan alınmış ve seramik bant geçiren bir
filtreye bağlanmıştır. Çıkış sinyali, bu durumda fark sinyalidir ve 59-49=10MHz
olarak R2 direnci üzerinde görülür. Dengelenmiş mikser devresi, 59MHz osilatör
sinyali bastırır.
108MHz değerinde ki toplam sinyali seramik filtre tarafından elimine edilir.

Şekil.11.Frekans Dönüşümü İçin Kullanılan NE602 Mikseri


MİKSER DENEYİ:
1. Eğer şekil.12. deki devrede fx=101KHz ve fy=100KHz ise fark frekansı ne olur?
…………………………………………………………………………………………
2. Mikserin çıkışı iki tane düşük geçiren RC filtresi ile filtrelenmiştir. Yaklaşık kesim
frekansını bulunuz?
…………………………………………………………………………………………
3. Devreyi kurunuz.
4. Vy değerini 0 olarak ayarlayınız. Vx voltajını tepeden tepeye 0.1 V ve frekansını
101kHz olarak osiloskop kullanarak ayarlayınız.
5. Daha sonra Vy değerini 1Vp-p ve frekans değerini 100kHz olarak ayarlayınız.
6. Final çıkışı değerini osiloskobun voltaj ekseni 0.1V/cm (AC giriş) ve
Time/dive=0.2ms/cm seçeneklerinde gözlemleyiniz. Vx üretecinin frekansını
101kHz olacak şekilde çıkış sinyali 1kHz olana kadar yavaşça ayarlayınız.
7. B noktasına, son RC filtrenin girişine bakınız.1kHz lik sinyalin üzerinde ripple
(hafif dalgalanma) görebilirsiniz.
8. Şimdide A noktasına osiloskop kullanarak bakın.(Voltaj kademesi 2V/cm olsun).
Dalgalanmaların büyüklüğünü Bnoktasına göre gözlemleyip not ediniz.

Şekil.11.Transistör Mikser Devresi


Doğrusal olmayan karıştırma

PLL VE FREKANS SENTEZLEYİCİLER

Gerilim Kontrollü Osilatör


Gerilim kontrollü bir osilatör (VCO), frekansında gerilimi ile belli sınırlar içinde ayarlanabilen
bir osilasyon çıkış sinyali (tipik olarak kare veya üçgen dalga) üreten bir devredir.566IC VCO’ya bir
örnek teşkil eder; bu entegre, frekansı dış direnç ve kondansatörle belirlenen ve uygulanan DC gerilimi
ile değiştirilebilen kare dalga ve üçgen dalga sinyalleri üreten devreleri içerir.Şekil 17.21a’da, 566’nın
C1 dış kondansatörünü R1 direnci ile belirlenen bir hızla doldurmak ve boşaltmak için kullanılan akım
kaynakları ve bir dc modülasyon giriş gerilimine sahip olduğu gösterilmiştir.Kondansatörün
doldurulması ve boşaltılması için akım kaynaklarının anahtarlamak amacıyla bir schmitt tetikleyici
devresi kullanılmıştır; kondansatörün üzerinde oluşturulan üçgen dalga gerilimi ile schmitt
tetikleyiciden gelen kare dalga tampon yükselteçleri üzerinden çıkış olarak verilir.
566 biriminin bacak bağlantılarıyla formülleri ve diğer sınırlamaları şekil 17.21b’de
gösterilmiştir.Uygun bir dış direnç ve kondansatörün seçilmesiyle osilatör, 10Hz-1MHz frekans
aralığında değiştirilebilir(modüle edilebilir).
Serbest çalışma ve merkez çalışma frekansı, fo’

Şekil17.21 566fonksiyon üreteci(a) blok diyagramı(b)bacak düzenlemesi ve çalışma özeti.


566 entegre devresinin,R1,C1 ve Vc ile belirlenen sabit bir frekansta hem kare dalga hem de üçgen dalga sinyali üretmek
için bir fonksiyon üreteci olarak kullanıldığı bir örnek,Şekil 17.22’de gösterilmiştir.R2 ve R3 direnç bölücü,aşağıdaki sabit
değere sabit de modülasyon gerilimini belirler.

elde edilir.

Sinyal frekansını değiştirebilmek için çıkış kare dalga frekansını ayarlamak üzere Vc giriş geriliminin nasıl
kullanılabileceği Şekil 17.23’deki devrede gösterilmiştir.R3 potansiyemetresi Vc’nin 9V’tan 12V’a kadar değiştirilmesini
mümkün kılar; bu da 10 Hz -1MHz frekans aralığına karşılık gelmektedir.Potansiyemetrenin ucu en üst noktada iken
kontrol gerilimi şu değere sahiptir:
Olduğu anlamına gelmektedir.
Böylece çıkış kare dalgasının frekansı,en az 10Hz – 1MHz frekans aralığı içinde R3
Potansimetresi kullanarak değiştirilebilir.
Vc değerini değiştirmek için potansimetre ayarını değiştirmek yerine, Şekil 17.24’te gösterdiği gibi bir giriş modülasyon
gerilimi(Vgiriş)de uygulanabilir.Gerilim bölücü, Vc’yi 10.4V civarına ayarlar.1.4V civarındaki AC giriş geriliminin tepe değeri, Vc ’ yi,
çıkış frekansının 10 Hz-1MHz aralığında değişmesini sağlayacak şekilde 9V ile 11.8V arasındaki bir öngerilim noktasında
sürebilir.Böylece Vgiriş giriş sinyali, çıkış geriliminin frekansını,Vc=10.4V öngerilim değeri ile ayarlanan merkez frekansı civarında
(fo=121.2kHz)modüle eder.

FAZ KİLİTLEMELİ DÖNGÜ


Vi giriş sinyali ile VCO’dan elde edilen Vo ,bir faz karşılaştırıcıda karşılaştırılır (bakınız Şekil
17.25)ve bu işlem sonunda , bu iki sinyal arasındaki faz farkını gösteren bir çıkış gerilimi (Vc)üretir.bu
gerilim daha sonra , PLL’den çıkış gerilimi olarak alınabilen ve VCO frekansını modüle eden bir
gerilim olarak kullanılabilen bir çıkış gerilimi (gerektiğinde yükseltilebilir)sağlayan bir alçak geçiren
filtreye uygulanır.Devrenin kapalı döngü çalışmasının nedeni,VCO frekansının,giriş sinyal frekansına
kilitlenmesidir.

Temel PLL Çalışması


PLL devresinin temel çalışması, şekil 17.25’teki devre üzerinde açıklanabilir.İlkönce,döngü
kilitlendiği zaman (giriş sinyali frekansı ile VCO’nun frekansı aynıdır), faz kilitlemeli döngünün
içindeki çeşitli devrelerin çalışmasını inceleyeceğiz.Giriş sinyal frekansı ile VCO’dan karşılaştırma
devresine gelen frekans aynı olur zaman, çıkış olarak alınan Vd gerilimi, VCO’yu giriş sinyali ile
kilitli tutmak için gereken değerdir.Ardından VCO, giriş frekansından sabit genlikli kare dalga sinyali
üretir.En iyi çalışma,VCO merkez frekansının (fo),kendi doğrusal çalışma aralığının ortasındaki dc ön
gerilim noktasına ayarlanmasıyla elde edilir.Yükselteç, filtre devresinin çıkışı olarak elde edilen dc
gerilimine ayarlanmasına nokta kılar.Döngü kilitli olduğu zaman,karşılaştırıcıya uygulanan iki sinyal,
aynı fazda olmasa da aynı frekans dadır.Karşılaştırıcıya uygulanan iki sinyal arasındaki sabit faz farkı,
VCO için sabit bir dc gerilimi oluşturur.Bu durumdaki giriş sinyali frekansındaki değişmeler, VCO’ya
uygulanan dc geriliminin değişmesine neden olur.Yakalama ve kilitleme frekans aralığında dc
gerilimi, VCO Frekansına sürerek giriş frekansına eşitlenmesine sağlar.
Döngü, kilitleme durumuna geçmeye çalışırken, faz karşılaştırıcının çıkışı karşılaştırılan
sinyallerin toplam ve fark sinyal bileşenlerini içerir.Alçak geçiren filtre, döngünün, giriş ile VCO
sinyalleri arasında kilitleme sağlayabilmesi için sinyalin sadece alçak frekans bileşenlerini içerir.
VCO’nun sınırlı çalışma aralığı ve PLL devresinin geri besleme devresinden dolayı, PLL için
belirlenen iki frekans bandı vardır. PLL’nin yakalama aralığı döngünün giriş sinyali ile kilitlenme
sağlanabildiği VCO serbest çalışma frekansı fo civarında merkezlenen frekans aralığıdır.PLL
yakalamayı gerçekleştirdikten sonra kilitleme aralığı olarak adlandırılan biraz daha geniş sinyal
aralığından giriş sinyali ile kilitlenmeyi sürdürür.
Uygulamalar
PLL,(1) frekans dmodülasyon, (2) frekans sentezleme ve (3) frekans kaydırmalı anahtarlama,
(FSK) kod çözücüleri de dahil olmak üzere bir çok uygulama alanında kulanılabilir.Aşağıda her birisi
için örnek verilmiştir.

FREKANS SENTEZİ

Frekans sentezleyici, şekil 17.27’de görüldüğü gibi bir PLL kullanılarak kurulabilir.
VCO çıkışı ile faz karşılaştırıcı arasına bir frekans bölücü konulmuştur; böylece karşılaştırıcıya
uygulanan döngü sinyali fo frekansındayken, VCO çıkışı Nfo frekansında olur.Bu çıkış, döngü kilitli
olduğu sürece giriş frekansının tam katlarıdır.Giriş sinyali, f1 noktasında kristal yardımıyla kararlı
duruma getirilebilir;bu durumda döngünün temel frekansta (fo=f1) iken kilitlenecek şekilde
ayarlanması halinde, VCO çıkışı Nf1 frekansında olacaktır.Şekil 17.27b frekans katlayıcı olarak
kullanılan bir 565 PLL’yi ve bölücü olarak kullanılan bir 7490’ı göstermektedir.f1 frekansındaki V1
girişi, 5nolu bacaktaki girişle (fo frekanslı) karşılaştırılır.Nfo frekansındaki bir çıkış (örneğimizde 4fo),
7490’nın 14 nolu bacağı üzerinde 0 volt ile +5V arasında değişen bir giriş sağlamak için bir tersleyici
devreye bağlanmıştır.7490 girişindeki sinyal 4‘e bölünerek elde edilen 9 nolu bacak üzerindeki çıkış
kullanılarak, PLL’nin 4 nolu bacağında, döngü kilitli olduğu sürece giriş frekansının 4 katı olan bir
sinyal elde edilebilir.VCO merkez frekansı aralığında sınırlı ölçüde değişebildiği için, bölme değeri
değiştiği zaman VCO frekansın değiştirmek gerekebilir.PLL devresi kilitli olduğu sürece VCO çıkış
frekansı, giriş frekansının tam N katı olacaktır.fo frekansının,yakalama ve kilitleme aralığı içinde
kalacak şekilde tekrar ayarlamak yeterlidir; Kapalı döngü VCO çıkışın kilitlenme durumunda tam
olarak Nfı’ya eşit olmasına sağlayacaktır.
FREKANS DEMODÜLASYONU

FM demodilasyonu veya dedeksiyonu doğrudan doğruya PLL devresi kullanarak


gerçekleştirilebilir.PLL merkez frekansının FM taşıyıcı frekansında seçilmesi halinde aşağıdaki
şekildeki devrede filtrelenmiş gerilim veya çıkış gerilimi,değeri sinyal frekansındakideğişmeyle
orantılı olarak değişen demodülasyonlu gerilimdir.Böylece PLLdevresi, FM alıcılarındaki kullanılan
ara frekans (IF) devresi, sınırlayıcı ve demodülatör gibi çalışır.
Popüler bir PLL olan 565, kısmen içten bağlı bir faz dedektörü , bir yükselteç ve VCO’dan
oluşur.vco’nun serbest çalışma frekansı R1 ve C1 ile belirlenir.C2 dış kondansatarü, AGF’nin geçirme
bandı frekansını ayarlamak için kullanılır.Burada PLL döngüsünü tamamlamak için VCO’nun çıkışı
(4),faz dedektörünün girişi (5)’e bağlanması gerekir.565 tipik olarak iki güç kaynağı kullanır.

(a)
FM modülatörü olarak çalışan 565 PLL düzenlemesi, yukarıdaki şekilde gösterilmiştir.R1 direnci
ve C1 kondansatörü,

RF VE IF YÜKSELTEÇLER
Anlaşılacağı gibi,transformatör empedans uygulaması için çok uygun bir malzemedir.
Yüksek empedansta transformatör ,akort devreleri ile beraber bant genişliğini kontrol edebilir ve
gerilim yükseltmesi yapabilir. Primer ve sekonder sargılarının her ikisi birden akortlandığında,
transformatör genellikle sağdece bir frekans bandı için kullanılır.

Primer akotlu transformatörlerde sekoder tarafında oluşan empedans önem


kazanmaktadır.Sekonderde oluşacak endüktif empedans primere kapasitif, kapasitif olarak oluşacak
empedans primere endüktif olarak yasıyacaktır.Bu nedenle akortlu bir devre, bu devreye yansıtılan
endüktif empedansla akotsuz hale gelebilir. Sekonderi akotlu devrelerde her iki taraftaki direncin
değerine bağlı olarak kalite faktörü değişir.

Akortlu RF yükselteçleri sekonderi ,primeri akortlu olabildiği gibi çift akortlu transformatör
kuplajlı olarak da yapılabilr.Şekilde çift akorlu bir RF yükselteç devresi görülmektedir.

Şekil 3.2:Çift akortklu RF yükselteci

Primer ve sekonder devrelerin başlangıçta fiziksel olarak birbirinden ayrıldığını ve aynı fo


frekansında rezonansa gelecek şekilde akortlandığını kabul edelim.Bundan sonra sarım düşük bir
kuplaj derecesi elde edilecek şekilde birbirine mümkün olduğunca yaklaştırılır.Primer tarafta akım
aktığında , Eo çıkış gerilimi elde edilir.Çıkış gerilimleri fo frekansında tepe noktasına ulaşır.Sarımlar
birbirine yaklaştırıldığına sekonder empedansı primer yansır.Rezonans frekansının üzerindeki bir
frekansta sekonder endüktif ve primere kuplajlanan empedans da bu nedenle kapasitif olur.Bu da
primer empedansını etkili bir şekilde değiştirerek daha az endüktif yapar sonuçta primer rezonans
frekansı yükselerek maksimal tepki frekansını değiştirir.Aynı açıklama fo `nun altındaki frekanslar için
de geçerli olabilir.Rezoanas devrelerinin bu değişimlerinden çıkarılan frekans tepkisi eğrisi, aralarında
bir iniş noktası bulunan iki tep noktasına sahip olabilr.Şekilde farklı kuplaj derecelerinin frekans tepki
eğrileri görülmektedir.Çift akortlu RF yükselteçler genellikle dikkatli ayarlamaya keskin kenarlı
uygun genişlik ve yüksekliğe sahip bir tepki eğrisinin elde edilebildiği süperheterodin alıcılarda
özellikle ara frekans [IF]katlarında kullanılır.
KRİTİK KUPLAJ: Kuplajın artmasıyla yansıyan empedans artar.Rezonans halinde yansıyan
empedans reel değirine değirine ulaşır ve primer Q `sunun azalmasına sebep olur.Kuplaj daha da
artırılrsa primere yansıyan direncin primer direncine eşit olduğu bir noktaya ulaşır.Primer etkin Q
değeri asıl değerinin yarısına düşer.Bu noktadaki kuplaj kritik kuplajdır.Kritik kuplajda çıkışta elde
edilecek gerilim mümkün olan maksimum değerdedir.Kalite katsayısındaki düşüş nedeniyle bant
genişliği artar.

AŞIRI KUPLAJ:Kuplaj seviyesi kritik kuplaj değerinin üzerine çıkılırsa aşrı kuplaj durumuna
geçilir.İdeal frekans tepki eğrisi kuplaj değerinden %50 daha büyük bir kuplaj kat sayısıyla elde edilir.

k opt =1.5k c

Aşırı kuplajın şekilde görülmektedir.Çift akortlu devrenin bant genişliği [Band Width)ile olan
bağlantısı:

BW(Bant genişliği) = k fo şeklindedir.

Akortlu RF yükselteç tasarımları çeşitlilik göstermektedir.Örneğin,dar bantlı akortlu yükselteç,geniş


bantlı yükselteç,kademeli yükselteç vb.

Şekil 3.4`de dar bant akortlu bir RF yükselteç devresi görülmektedir.Giriş sinyali Q1 ìn
beyzine uygulanır. Çıkış sinyali ise Q3`ün kolektöründen alınmaktadır. Dolayısıyla Q1,Q3 ikilisi ortak
emiter ve ortak beyzli transistör çifti gibi davranır. Bu transistörlerin kaskat yükselteç bağlantısıdır.
Ortak beyz bağlantısında,kazançla birlikte büyük bant genişliği elde edilir. Ayrıca geri besleme tek
transistöre göre iki kat güçlüdür.Q1ìn kollektör akımı Q2 ve Q3 transisitörleri arasında bölünmektedir.
Buradan anlaşılacağı gibi kazanç,Q2`nin beyzine bir gerilim (AGC,otomatik kazanç kontrol sinyali]
uygulanarak kontrol edilebilir. Q2`nin beyz emiter geriliminin,akımın büyük bir kısmını Q2 `ye
anahtarlamak için düşük bir değerde olması yeterlidir.Bu Q3`ün kollektöründe minimum çıkış sinyali
olmasına yol açar. R3 ve R4 dirençleri,otmatik kazanç kontrol [AGC] gerilimlerini yükseltir.Böylece
AGC devresinin gürültü etkisi azaltılmış olur.AGC sinyali ile transistör kollektör yükü değişse
bile,transistor ün beyzinde çok az etkisi oluşturur. Dolayısıyla, AGC giriş devresindeki akordu
bozmaz.
ŞEKİL3.4:Darbant akortlu yükselteç devresi

Şekil 3.5 de emiteri topraklı bir RF yükselteç devresi görülmektedir. Devredeki T1 ve T2,RF
transformatörlerinin pimerleri akortlu , sekonderleri ise empedans uygunlaştırma amacıyla
akortsuzdur. T2; nin sekonderi karıştırıcı katın girişine uygulanmaktadır. Devredeki C1 ve C2 varyabıl
kondansatörleri aynı mile bağlandıklarından dolayı,ayarlanmak suretiyle istenilen frekans rahatlıkla
seçilebilir. Burada C1 ve C2 miline bağlı olan osilatör varyabıl kondansatörü gösterilmemiştir.
Devredeki R1 ve R2 AF125 transistörünün beyz polarmasını sağlarlar.Ayarlı R2 direnciyle emitere
seri bağlanan mikroampermetrede 500 mikroamper görünceye kadar ayar yapılmalıdır. C3
kondansatörü hem beyz polarmasınn sabit kalmasını sağlar hem de radyo frekanslı akımların geçiş
yoludur. C3 ve C4 dekuplaj devresi, kollektörün çekeceği akımdan dolyı A noktasında meydana
gelecek gerilim değişikliğine engel olur.Ayarlı Cn nötrodinaj kondansatörü ayarlanmak suretiyle,
parazitik osilasyonları meydana getiren aşırı giriş sinyallerinin etkisi ortadan kaldırılmış olur.
ŞEİKL 3.5: Emiteri topraklı RF yükselteç d+evresi

T1 ferit çubuk nüve üzerine sarılmış olan L1 bobini elektromanyetik dalgalar tarafından
kesilerek bu bobin uçlarında modüleli RF gerilimi meydana gelir.C1 ayarlanmak suretiyle istenen
frekansta L1 uçlarındaki modüleli maksimum bir gerilim meydana gelir.Bu gerlilm sekondere
indüklenerek transistör beyzine uygulanmış olur.Transistör bu sinyali yükselterek kollektördeki akort
devresine uygulanır.C2,L2 yardımıyla aynı değerdeki frekans yeniden ayarlanarak T2 bobini üzeriden
karıştırıcı katın beyzine uygulanır.Böylece alıcının seçiciliği iyice artırılmış olur.Burada T1 ve T2 aynı
frekansta akortlu olduklarından pozitif geri beslemeden doğabilecek osilasyonlara engel olmak için T2
bobini blendaj içine alınmalıdır.Görülüyor ki bu sitem iyi olmakla beraber,maliyetin fazlalığı ve işgal
ettiği yerin büyüklüğü sebebiyle çok ender olarak kullanılır.

ŞEKİL 3.6:Transistörlü RF yükselteç devresi


Şekil 3.6 `da yaygın kullanılan bir transistörlü RF yükselteç devresi görülmektedir. Ca, Cb,
Cc kondansatörleri ve L1 bobini anten ile yükselteç arasında empedans uygunlaştırma ve bağlantı
devresidir. Q1 transistörü ,doğrusal olmayan bozulmayı azaltmak amacıyla A sınıfı çalışacak şekilde
polarmalandırılmıştır. Transistör kollektör devresi karıştırıcıya ,daha yüksek seçicilik elde etmek için
çift akort edilmiş olan T1üzerinden transformatöre bağlanmıştır.Cx ve Cy , RF köprüleme
kondansatörlerdir.Bu kondansatörlerin isimlerinde bulunan x ve y harfleri ,özel imal edilmiş besleme
kondansatörleri olduklarına işaret etmektedir.Besleme kondansatörleri diğer kondansatörlerden daha
az indüktansa sahiptir.;bu da yüksek frekansa kondansatörlerin uçlarından meydana gelebilecek
yayılmayı eengeeller. Cn bir nötrleme kondansatörüdür. Kollektör sinyalinin bir bölümü salınımları
engellemek için , transistörün kollektöründen beyzine kapasitansı üzerinden geri besleme sinyali
kaydırmak [ya da nötrlemek] üzerine beyz devresine geri beslenir.Cf,Cn ile birlikte geri besleme
sinyali için bir AC gerilim bölücü oluşturur.Bu nötrleme düzenlenmesine toprakla bağlantısız
nötrleme denir.
Şekil 3.7`de çift geçitli MOSFET kullanılan bir RF yükselteci görülmektedir.Buradaki aktif eleman
DEMOS [tüketim artıran metal oksit yarı iletken] FET`tir. FET transistörler yüksek giriş empedansına
ve düşük çıkış empedansına sahiptir.FET transistorler iki kutuplu transistöre oranla daha doğrusal
olmayan bozulma oluşturan elemanlardır. FET transisitörlerde kare sayısı denilen bir çalışma sistemi
mevcuttur. Transistörler doğrusal olmayan çalışmada sonsuz harmonik üretirken FET `lerde daha
doğrusal bir karakteristik çizmektedir. Şekil 3.7`deki Q1 doğrusal olmayan çalışmaya uygun olrak A
sınıfı polarmalandırılmıştır. T1 transformatörü alıcı seçiliğini artırmak amacıyla tek akortlu olarak
dizayn edilmiştir. L5 radyo frekans şok bobini [RFC]dir. L5 C6 ile birlikte ,yüksek frekanslı
sinyallerin DC güç kaynağına ulaşmasını engeller.

ŞEKİL 3.7:MOSFET`li RF yükselteç devresi

Şekil 3.8 de ise kaskat bağlantılı bir RF yükselteci görülmektedir. Kaskat bağlantılı yükselteç ,
klasik yükselteçlere göre daha yüksek kazanç ve daha az gürültü sağlar .Yükselteçteki etkin aygıtlar,
bir transistör veya FET olabilir. Q1 çıkışı Q2`nin Source koluna empedansla bağlı ortak Gate `li bir
yükselteçtir. Q2.,nin giriş empedansı düşük olduğu için ,Q1 nötrlenmesi gerekmez. Ancak,nötrleme
yapılırsa daha da azaltılabilir.Dolayısıyla , L2, R1 ve C2 nötrleme için gerekli besleme yolunu
oluşturur. Q2 de ortak Gate `li bir yükselteçtir.

ŞEKİL 3.8:FET transistörlü RF yükselteç devresi

2) AKORTSUZ RF YÜKSELTEÇLERİ:

ŞEKİL 3.9: Akortsuz RF yükselteç devresi


Şekil 3,9 da akortsuz RF devresi görülmektedir. Akortlu yükselteçten farklı olarak karşılaştırıcı
katına kuplaj için R1 ve C3 devre elemanları kullanılmaktadır.R1 direnci yerine RF şoku kullanılarak
kat kazancı arttırılabilinir.RFŞ kolektör devresindeki RF’li akımların besleme kaynağına doğru
geçişlerine zorluk göstereceğinden üzerinden alınan sinyal geriliminde bir artış oluşturur. R1 direnci
transistörün kolektör yüküdür. Bu direnç uçlarında elde edilen yüksek frekanslı çıkış gerilimi C3
yoluyla karıştırıcı devresine kuple edilir. C4 kondansatörü R4 direncinin üst ucunu yüksek frekanslı
sinyaller bakımından şase potansiyelinde bulundururken C5’te besleme hattından gelebilecek alçak
frekanslı sinyalleri şaseye dekuple eder.Böylece kat kazancı kararlı bir hale gelmiş olur. Akortsuz RF
yükselteçlerinin seçiciliği ve duyarlılığı akortlulara nazaran biraz kötüdür.

Şekil 3.10 da pratikte kullanılabilinen basit bir rf yükselteç katı görülmektedir. Burada akort
kondansatörü Cv1 ile yerl osilatör ayarlı kondansatörü Cv2 aynı mil üzerinde hareket eder. Böylece
üçüncü bir ayarlı kondansatör kullanmaya gerek kalmaz.L1,Cv1 akort devresinde indüklenen modeli rf
gerilimi 1-2 bobini uçlarında aynı özelliğe sahip bir gerilim indüklenmesine sebep olur. Bu modüleli
RF gerilimi transistörün beyzine bağlı kondansatör üzerinden transistörün beyzine uygulanarak
modüleli dalganın genliği yükseltilmiş olur. Burada AF125 transistörünün kolektöründeki direnç
yerine 1mH lik radyo frekans şoku kullanmak bu katın kazancını arttırır. Çünkü radyo frekans şoku
kollektörde elde edilen radyo frekanslı akımların DC besleme katına geçmesine engel olur. RF
yükselteç katındaki AF125 transistörünün kolektörüne uygulanan DC gerilim değişmesi, bu kat
kazancının değişmesine sebep olur. Buna engel olmak için C1 kondansatörü ve AF125 trasistörünün
kollektöründeki direnç yardımıyla dekuplaj yapılmalıdır. Böylece kolektöre sabit bir DC gerilim
uygulanmış olur.Kollektörde genlik yükseltilmiş olan modüleli RF sinyali Ca yardımıyla konvertör
beyzine uygulanır.
RF yükselteç katında FET kullanılmasının çeşitli avantajları vardır. Ve nedenle rf
yükselteçlerde FET ve MOSFET ler tercih edilir. FET transistörün giriş direci çok büyük olduğu için
kendisinden önceki rezonans veya akort devresini yüklemez. Bundan dolayı akort devresinin Qkalite
faktörü düşmez. RFyükselteç katlarında çift kapılı FET lerin kullanılması otomatik kazanç
kontrolünün(AGC) geribeslendiği noktada iyi bir izolasyon gürültü oluşumunu engeller. FET
transistorlerin transfer eğrilerindeki doğrusal olmama (lineersizlik)dan kaynaklanan distorsiyon düşük
seviyededir.
B.FREKANS DEĞİŞTİRİCİLER

Hangi bantta çalışılırsa çalışılsın kazancı yüksek, seçiciliği iyi, bant genişliğide ayni kalması
süperhetoredin alıcıların en önemli özelliklerindedir. Bu özellikler hetorodin işlemi sonucunda elde
edilen frekansla sağlanmaktadır. Ara frekans (IF) elde etmek amacıyla, RF sinyalinin frejans ile
birleştirilmesi işlemine karıştırma (hetodin) denir
Heterodin işleminin gerçekleşmesi için çeşitli metotlar kullanılmaktadır.Alıcılarda frekansların
karıştırılması için gerekli iki metot kullanılır.Birincisinde antene gelen Radyo Frekans sinyali osilatör
sinyali ile bir transistor de birleştirir ve aynı zamanda osilatör sinyalide bu transistör tarafından
üretilir.Bu devrede dönüştürücü veya konvertör adı verilir. İkinci bir yöntem ise ,osilatör sinyali ayrı
bir devrede üretip temel frekans değiştirici devrelerdir.
Bir transistör karıştırıcı veya dönüştürücü olarak kullanıldığında dinamik karakteristiğinin
lineer olmayan kısmında çalıştırılır.Bu şartlar altında iki ayrı frekanslı sinyal transistörün girişine
uygulandığında,çıkışta dört temel sinyal elde edilir.Bunlardan ikisi girişe uygulanan iki ayrı frekansın
kendisidir. Çıkış frekansının üçüncüsü girişe uygulanan frekansların toplamına, dördüncüsü ise iki
giriş frekansının farkına eşittir. Süperheterodin alıcılarda fark frekansı kullanılır. Diğer IF
transformatörleri ve filtre yardımıyla süzülür
Alıcıda kullanılan bu fark frekansına IF adı verilir.
Mikser çıkışında fark frekansı elde edebilmek için IF transformatörü ıf frekansına ayarlanır.IF
değerinin sabit ve kakarlı olması ise frekans değiştirici katın çalışmasına bağlıdır.Bu katın kararlı
çalışması da öncelikle besleme gerilimini sabit tutmakla sağlanır. Besleme geriliminin sağlandığı
noktalar radyo frekans sinyalleri bakımından kondansatör dirençler dekuple edilerek polarma
sinyalindeki değişmeler önlenir.Ayrıca osilatör frekansının kaymasına neden olan çalışma sıcaklığı,
fazla güç tüketimi,devre elemanlarının değer tolerans gibi etkenlere de dikkat edilir. Katlar arası
empedansın maksimum güç aktarımı amacıyla uygunlaştırılması olması gerekir.Özelikle IF frekansını
belirleyecek filtre devreleri hassas ayarlanmış olmalıdır. Fark frekans temin etme bakımından, osilatör
frekansının belirli sınırlar dışınada kalmaması için içindir. Aksi halde istenilen dalga bandı elde
edilemez. Anten akort frekansları 530-1600KHz arasındadır.

C) IF KATLARI

IF (ara frekans) yükselteçleri,RF yükseltecine çok benzeyen nispeten yüksek kazançlı akortlu
devrelerdir. RF yükselteçleri ile araındaki tek fark IF yükselteçlerinin sabit bir geçiş bandında ve sabit
bir frekansta çalışmalarıdır. Bu yükselteçler anten sinyali ile lokal osilatör sinyali arasındaki frekans
farkına akort edilir. Dolayısıyla, kararlı yayılım yapmayan vekolayca nötrleştirilebilen IF yükselteçleri
tasarlamak kolaydır. IF yükselteçleri sabit bir frekansta çalıştıkları için birbirleri izleyen yükselteçler
çift okortlu devrelerle indüktif bağlanabilir.(Çift okortlu devrelerde, transformatörün hem pirimer
tarafı hemde sekonder tarafı akortlu tank devresidir.)Dolayısıyla iyi seçicilik gerçekleştirmek daha
kolaydır.
Daha önce belirtildiği gib, GM alıcılarda özellikle RF yükselteci kullanılmadığında alıcıda
gerek bant başı gerek bant sonunda alıcının seçiciliğideğişmekteydi. Buna rağmenantene gelen sinyalin
frekansı değiştikce slıcının seçicili ve kazancı da değişmektedir. Bu durmda sabit bir seçicilik yüksek
bir kazanç için süperhetorodin radyo alıcılarında sabit akortlu ara yükselteçleri kullanılır
Bilindiği gibi GM alıcılarda IF frekans değeri 455 KHz’ dir. IF yükselteçlerinde akortlu devrler
genellikle 450-490 KHz frekansları arasında çalıştırılır.GM alcının bütün çalışma frekansı bandı
boyuca IF frejansının sabitkalması ve böylece gerekli kararlılığın sağlanması istener. Fakat osilatör
frekansının anten frekansından yüksek olması sebebiyle, IF sinyalinin alıcı çalışma bandının sonuna
doğru biraz değişmektedir. Bu durumu engellemek amacıyla IF yükselteci küçük seçilir. Daha önce
bahsedildiği gibi IF frekansı değerine bağlı olarak hayal frekansının etkisi meydana gelmektedir ve
eğer IF sinyalinin değeri küçütülecek olursa hayal frekansının etkisi artar.
Bir alının kazancının ve seçiciliğinin büyük bir bölümü IF yükseltecinde gerçekleşir. Bir IF
kademesinin genellikle iki ila beş arası IF yükselteci vardır. İstenen kazanç miktarına göre kat sayı
değitirilebilir. IF akort devreleri istenilen bant genişliği ve frekans karakteristiği dikkate alınarak
yüksek kazanç elde edilecek şekilde ayarlanır. Bu katlar A sınıfı grilim yükselteci olarak çalışırlar.

1.Kuplaj Tipleri
Genel orarak bir akort devresindeki enerjiyi iknci bir devre aktarma yakuplaj denir. Bu RF
enerji hangi eleman yardıyla aktarılmışsa, o elmanın ismine göre kuplaj ismlendirilir. Örneğin direnç
kondansatör kuplaj direkt, kuplaj endüktif gibi transistorlü alıcıların ara frekans yükselteçlerinde
kullanılan transistörlerin beyzine veya emiterine ya indüktif kuplaj yada kapasitif kuplaj yardımıyla
ara frekans sinyali uygulanır.Bu uygulama IF trafoları yardımıyla yapılır.

IF katları akorlu dar bant yükselteçlerdir.Yani yükseltecin frekanslarının bant genişliği merkez
frekansının küçük bir yüzdesidir. Geniş bantlı yükselteçler genellikle saniyede birkaç saykıldan birkaç
mega saykıla kadar olan sinyalleri yükseltir.
Akorlu yükselteçler seçilen bir frekans bandını yükseltir ve istenmeyen frekasları
bastırır.Katlar arası sinyal geçişi paralel akortlu devreler kullanılarak sağlanır. Akortlu yükselteçlerin
özellikleri rezonans devrelrinin özelliklerine bağlıdır. Seri rezonans devreleri nadiren kullanılır. Çünkü
bunlar paralel rezonans devreleri tarafındanyapılan empedans düşümünü yapmazlar.
transistorlü yükselteçler tenelde güç yükselteçleri olduklarından katlar arası kuplaj devreleri bir
katın çıkışından onu takip eden devrenin gişine max. Güç aktaracak şekilde heseplanır. Bu şartlar
kuplaj devrelerinin ve min. güç kaybı olmasını ve kuplaj devrelerinin bir katın çıkışı onu takip eden
katın girişine göre ayarlanmasını gerektirir.
Transistorlerin Ve Duplaj Devresi Empedanslar: Şekil 3.25 de görüldüğü gib, bir
transistörün çıkış empedansı, bir kapasite (Co) ile paralel bir direnç (ro) olarak düşünülebilir. Bir
transistörün giriş empedası da bir kapasite ile (Ci), buna paralel bir direnç ( ri) kapsayacak şekilde
düşünülebilir. Co ve Ci kuplaj devresinin birer parçasıdır. Max. güç aktarması yapabilmek için
kullanılack kuplaj devresini girişindeki direnç ro direncine, kuplaj devresinin çıkış empedansı ri’ye eşit
olmalıdır.

İndüktif Bağlama :İndüktif bağlama yada transformatörle bağlama RF yada IF yükselteçlerini


bağlamada en yaygın olarak kullanılan yöntemdir. İndüktif bağlamada, bir transfofmatörün primer
sargılarında indüklenen gerilim, sekonder sargılarına aktarılır. Sekonder gerilime bağlanan primer
gerilim miktarı, birden çok faktöre bağıdır; bu faktörlerden bazıları primer ve sekonder sargılarının
sarım sayısı (yani sarım oranı), primer sargıdaki manyetik akım miktrı, bağlaşım katsayısı ve akımın
değişme hızıdır.
Es=wmlp
Es=sekonersargıda indüklenen gerilim
W=Açısal hız (2f)
m= Karşılıklı indüktans
Ip= primer akımı
Bir bobinin kendi sargılarında gerilim indükleyebilmesine özindüktans yada kısaca indüktans
(L) adı verilir. Bir bobin başka bir bobinle gerilim indükleyebilmesine karşılıklı indüktans (m) denir.
Bir transformatörde karşılıklı indüktans, primer sargılarında oluşan manyetik kuvvet çizgilerinin (akı)
sekonder sargılara geçmesinden meydana gelir vebağlaşımkatsayımıyla doğru orantıdır.
Bir transformatörün karşılılı indüktansı, kuplaj katsayıyla ve primer ve sekonder
indüktanslarının çarpımlarının karaköküyle orantılıdır.
m=k√Ls.Lp
m= Karşılıklı indüktans
Ls=Sekonder sargının indüktansı
Lp= Primer sargının indüktansı
k =Kuplaj katsayısı

Tek akortlu tranformatörler :şekil 3.26’da tek-akotrlu, indüktif bağlı bir yükseltecin şekli
görülmektedir. Bu düzenlemeye akortsuz primer akortlu sekonder adı verilir. T1 in primer tarafı
primer sargıların indüktansıdır.Buna karşın bir kondansatör, sekonder sargılarla paralel bağlanarak
akortlu bir sekonder oluşturulmuştur.Şeklin b kısmında, akortsuz primer- akortlu sekonder düzenlemeli
bir transformatörün yanıt eyrisini göstermektedir. Es, sekonderinrezonan frekansına (fo) ulaşıncaya
kadar artar,daha sonra ise azalmaya başlar. Yanıt eğrisi fo frekansında bir tepe oluşmasının
nedeniyansıyan empedansdır. Sekonderin empedansıiki sargı arsındaki karşılıklı indüktans nedeniyle
birinciye yansır. Rezonans altındaki frekanslarda wm ‘deki artış Ip ‘deki azalıştan daha azdır;
dolayısıylaEs azalır. Şeklin c kısmını bağlamanın akortsuz primer- akortlu sekonderli bir
transformatörün yanıt eyrisi üzerindeki etkisini göstermektedir. Kuplaj sayısı arttırıldıkça, sekonderde
indüklenen gerilim ve bant genişliği de artar
Başka bir akortlu yükselteç düzenlenmesi şeklinde d kısmında gösterilen akortlu primer-akortlu
sekonder düzenlemesidir.
Çift Akortlu Transformatörler ; Şekil 3.27’ de çift akortlu indüktif bağlı bir yükseltecin şekli
görülmektedir. Bu düzenlemeye akortlu primer akortsuz primer denir.T1 ‘ in hem primer hemde
sekonder sargılarıyla paralel bağlı bir kondansatör vardır. Şeklin b kısmında çift akortlu devrenin yanıt
üzerindeki etkisi görülmektedir. Kritik bağlama, yansıyan direncin primer direncine eşit olduğu
noktadır. Kritik bağlama primer Q ‘su yarıya ve dolayısıyla bant genişliği iki katına çıkar. Eğer kuplaj
kat sayısı kritik bağlamanın üzerinde devam edilirse, rezonans frekansındaki yanıt azalır, ve rezonans
frekansının iki yanında birer tepe oluşturur. Bunun nedeni, yansıyan empedansın reaktif kısmının,
primer akortlu devrenin rezans frekansını değiştirmeye yetecek kadar büyük olmasıdır. Kuplaj
katsayısını krıtik değerinin üzerinde arttırmak bant genişliğini arttırır, ancak aynı zamanda da yanıt
eğrisinde dalgalanma oluşturur. İdeal yanıt eğrisi dikdörtgen şeklindedir. Şeklin b kısmından kritik
değerin yaklaşık % 50 ‘nin üzerinde olan bir katsayının ideal eyriyi yakın sonuçlar almasını sağladığı
görülmektedir.

Trasistörlü IF katları eksik

Modülatörler ve demodülatörler eksik

You might also like