You are on page 1of 29

??????

ÜNİVERSİTESİ

AÇIK KAYNAK DERS NOTLARI

Fen ve Mühendislik Bilimleri


İçin Enstrümental Analiz

????

Düzenleme Tarihi Basım Yeri


December 7, 2010 Malatya
Fen ve Mühendislik Bilimleri İçin Enstrümental Analiz
Bütün Hakları Serbesttir.Bu kitapta yer alan bilgi istenildiği şekilde kullanılabilir.

Yayınlayan :
Kimya Yayınları
6 UV/VIS Moleküler Absorpsiyon Spektroskopisi 17
6.1 Çalışma İlkesi . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 17
6.1.1 σ, π ve n orbitalleri arasındaki geçişler 17
6.1.2 σ → σ ∗ Geçişleri . . . . . . . . . . . . . 17
6.1.3 n → σ ∗ Geçişleri: . . . . . . . . . . . . 17
Contents 6.1.4 n → π ∗ , ve π → π ∗ Geçişleri . . . . . . 17
6.2 d ve f elektronları içeren kompleksler . . . . . 18
6.3 Yük aktarım geçişleri . . . . . . . . . . . . . . 18
6.4 UV/GB Spektrofotometreler . . . . . . . . . . . 18
1 Elektromanyetik Işıma 5
6.5 Beer Kanunundan sapmalar . . . . . . . . . . 19
1.1 Elektromanyetik ışımanın dalga özellikleri . . . 5
6.5.1 Absorplayan Maddelerin Karışımlarının
1.2 Elektromanyetik dalganın tanecik (kuantum Analizi . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 19
mekaniksel) özellikleri . . . . . . . . . . . . . . 5 6.6 Spektrofotometrik Titrasyonlar . . . . . . . . . 19
1.3 Dalgaların Çakışması . . . . . . . . . . . . . . . 6 6.7 Komplekslerin Spektrofotometrik İncelenmesi . 20
1.4 Işının Kırınımı(difraksiyon) . . . . . . . . . . . 6
1.5 Işının Geçmesi ve Kırılması . . . . . . . . . . . 6 7 Moleküler Lüminesans Spektroskopisi (Floresans, Fos-
1.6 Işının Yansıması . . . . . . . . . . . . . . . . . 6 foresans, Kemilüminesans) 21
1.6.1 Işının Saçılması . . . . . . . . . . . . . 6 7.1 Çalışma İlkesi . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 21
1.7 Işının Polarizasyonu . . . . . . . . . . . . . . . 6 7.2 Floresans ve Fosforesans . . . . . . . . . . . . . 21
1.8 Işığın Tanecik Özellikleri . . . . . . . . . . . . . 7 7.3 Cihazlar . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 21
1.8.1 Kimyasal Türlerin Enerji Halleri . . . . 7 7.4 Analitik Uygulamaları . . . . . . . . . . . . . . 21
1.9 Işının Emisyonu . . . . . . . . . . . . . . . . . . 7 7.5 Gözlenebilme sınırı . . . . . . . . . . . . . . . . 22
1.10 Işının Absorbsiyonu . . . . . . . . . . . . . . . 7 7.6 Kemilüminesans . . . . . . . . . . . . . . . . . 22
1.10.1 Atomik Absorpsiyon . . . . . . . . . . . 8
8 IR (Kızıl Ötesi) Spektroskopisi 23
1.10.2 Moleküler Absorpsiyon . . . . . . . . . . 8
8.1 Çalışma İlkesi . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 23
1.10.3 Manyetik Alanda Oluşan Absorbisyon . 8
8.2 Titreşim /Dönme Geçişleri . . . . . . . . . . . 23
1.11 Durulma süreçleri . . . . . . . . . . . . . . . . . 8
8.3 Işık Kaynakları . . . . . . . . . . . . . . . . . . 23
8.3.1 Nernst Çubuğu . . . . . . . . . . . . . 23
2 Optik Spektroskopi 9 8.3.2 Globar Kaynağı . . . . . . . . . . . . . 24
2.1 Spektroskopi Türleri . . . . . . . . . . . . . . . 9 8.4 İnfrared Dedektörleri . . . . . . . . . . . . . . . 24
8.5 Analitik Uygulamalar . . . . . . . . . . . . . . 24
3 Atomik Absorpsiyon Spektroskopi 11
3.1 Çalışma İlkesi . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 11 9 NMR Spektroskopisi 25
3.2 Enerji Düzeyi Diyagramı . . . . . . . . . . . . 11 9.1 Kimyasal Kayma . . . . . . . . . . . . . . . . . 25
3.3 Oyuk Katot lambası . . . . . . . . . . . . . . . 11 9.2 Analitik Uygulamalar . . . . . . . . . . . . . . 26
3.4 Elektrotsuz boşalım lambaları; . . . . . . . . . 11
3.5 Numune Verme . . . . . . . . . . . . . . . . . 11 10 Raman Spektroskopisi 27
3.6 Elektrotermal Atomlaştırıcı . . . . . . . . . . . 12 10.1 Çalışma İlkesi . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 27
3.7 Atomik Absorpsiyon Spektroskopisinde girişimler 12 10.2 Işın Kaynakları . . . . . . . . . . . . . . . . . . 28
3.8 Analitik Uygulamalar . . . . . . . . . . . . . . 12 10.3 Analitik Uygulamalar . . . . . . . . . . . . . . 28

11 Çalışma Soruları 29
4 Atomik Emisyon Spektroskopisi 13 11.1 Elektromanyetik Işıma . . . . . . . . . . . . . . 29
4.1 Çalışma İlkesi . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 13 11.2 Optik Spektroskopi . . . . . . . . . . . . . . . . 29
4.2 Alev Emisyon Spektrometreleri . . . . . . . . . 13 11.3 Atomik Absorbsiyon Spektroskopi . . . . . . . 29
4.3 Alev Emisyon spektrometresinin temel bileşenleri 13 11.4 Atomik Emisyon Spektroskopisi . . . . . . . . 29
4.4 Analitik Uygulamalar . . . . . . . . . . . . . . 14 11.5 Atomik Floresans Spektroskopisi . . . . . . . . 29
11.6 UV/GB Moleküler Absorbsiyon Spektroskopisi 29
5 Atomik Floresans Spektroskopisi 15 11.7 Moleküler Floresans, Fosforesans, Kemilümine-
5.1 Çalışma İlkesi . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 15 sans . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 29
5.2 Analitik Uygulamalar . . . . . . . . . . . . . . 16 11.8 IR Spektroskopi . . . . . . . . . . . . . . . . . . 29
5.3 Girişimler . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 16 11.9 Raman Spektroskopisi . . . . . . . . . . . . . . 29

3
Elektromanyetik Işıma 1
Elektromanyetik ışıma yayılma eksenine ve birbirlerine dik
açılarda olan aynı fazda yayılan sinüs salınımları şeklinde elek-
trik ve manyetik alanların varlığı ile tanımlanır. Elektro-
λν = c
manyetik ışımanın dalga ve tanecik olarak davrandığı ispat-
lanmıştır. Elektromanyetik ışımanın frekans, dalga boyu, hız
ve genlik gibi özellikleri klasik sinüs dalgası modeliyle ince-
lenebilir. Ancak ışın enerjisinin absorpsiyonu, ve emisyonu
ile ilgili olayların açıklanmasında dalga modeli başarılı ol- c = 3x108 m/s (vakumda)
mamıştır. Bunun için tanecik modeli geliştirilmiştir. Bu mod-
elde elektromanyetik ışın, enerjileri frekansıyla orantılı olan ve
foton adı verilen parçacıklar veya enerji paketlerinden oluşmuş
olarak görülür. c
E = hν = h
λ

Dalgaboyu (λ): İki tepe noktası arasındaki mesafedir.


Frekans (ν): Bir saniyede belirli bir noktadan geçen dalga
sayısıdır.
Genlik (A): elektrik vektörün en uzun olduğu uzaklık.

1.1 Elektromanyetik ışımanın dalga özellikleri

Elektromanyetik spektrum, Işının Kırınımı (difraksiyon), Dal-


gaların Çakışması; Işının Kırılması, Işının yansıması, Işının
saçılması, Işının polarizasyonu, gibi dalga parametreleri ile in-
celenir.

1.2 Elektromanyetik dalganın tanecik (kuantum


mekaniksel) özellikleri

Fotoelektrik olay Kimyasal türlerin enerji durumları Işının


emisyonu Işının Absorpsiyonu Durulma süreçleri Belirsizlik
Figure 1.1: Elektromanyetik Işıma ilkesi gibi parametrelerle incelenir.

Figure 1.2: Elektromanyetik Spektrum

5
6 Elektromanyetik Işıma

1.3 Dalgaların Çakışması zamana bağlı olarak azalır. Böylece, ışığın ortamdan geçmesi,
Dalgaların çakışma ilkesine göre, iki veya daha çok sayıda polarize edilmiş atom, iyon veya moleküllerin ara türler oluş-
dalga aynı yönde ve yerde yol almakta ise, bireysel dalgaların turduğu, aşamalı bir süreç olarak görülebilir . Kırılma indisi
bozulmalarının toplamı olan bir bozulma ortaya çıkar. Bu gelen ışığın dalga boyu ve sıcaklıkla değişir.
ilke, bozulmaların elektrik alanı ile ilgili olan elektromanyetik c
dalgalar için geçerli olduğu gibi, atom veya moleküllerin yer ηi =
vi
değiştirdiği bazı diğer dalga hareketleri için de geçerlidir.
1.6 Işının Yansıması
1.4 Işının Kırınımı(difraksiyon)
Işın Kırma indisleri farklı iki ortamın ara yüzeylerindeyken
Kırınım paralel bir ışın demetinin keskin bir engel ve ya dar
yansır. Işının yansıma oranı kırma indislerinin farkıyla artar.
bir delikten geçerken eğilmesine verilen ad olup, tüm elektro-
Ara yüzeye dik açıyla gelen ışın demeti için Yansıma oranı
manyetik ışın tipleri bu davranışı gösterir. Şekil bu davranışı
aşağıdaki bağıntıyla verilir.
göstermektedir. Kırınım, bir dalga özelliği olup, yalnız elek-
tromanyetik dalgalarda değil mekanik veya ses dalgaları için
Ir (η2 − η1 )2
de gözlenebilir. Y ansima Derecesi = =
I0 (η2 + η1 )2
Bir ekran üzerindeki bir delik aydınlatılırsa, bu delik bir
ışık kaynağı gibi davranır, her tarafa ışın yayar. Bunlar faz Gelen ışın ile kırılan ışın arasında aşağıdaki bağıntı vardır.
farklarına göre bazı yerlerde birbirini şiddetlendirir, aydınlık
görünür, bazı yerlerde ise dalgaların fazlarına göre dalgalar η1 Sinθ2 = η2 Sinθ1
birbirini yok eder, karanlık görünür.
Örnek: Havanın Kırma indisi 1 camın ki 1,5 olduğuna göre
nλ = BC Sinθ dik olarak cama gelen ışığın yansımasını hesaplayınız.
Ir/Io= (1,5-1)2/(1,5+1)2 =0,04 %4 yansır.
1.6.1 Işının Saçılması
Madde içinden ışının geçişi, ışın enerjisinin atom, iyon
veya moleküller tarafından bir anlık tutulması ve sonra
parçacıklar, ilk haline dönerken her yöne yayılması olarak
düşünülebilir. Dalga boyuna göre küçük olan atomik veya
moleküler parçacıklar için, olumsuz girişim ışının orijinal
yönü dışındaki yeniden yayılan ışının tamamına yakınını or-
tadan kaldırır; bunun sonucunda ışın demetinin yayılma yolu
değişmemiş gibi görülür. Dikkatli gözlemlenirse, ışının küçük
bir oranının bütün açılarda dağıldığını ve bu saçılan ışının şid-
detinin parçacık büyüklüğüyle arttığını ortaya koyar.

Rayleigh Saçılması Boyutları dalga boyundan önemli ölçüde


daha küçük olan molekül veya molekül yığınlarının oluştur-
duğu saçılmaya Rayleigh saçılması adı verilir; şiddeti ise
Figure 1.3: Işının Kırınımı dalga boyunun dördüncü kuvvetinin tersine, saçan parçacıklan
boyutuna ve parçacıkların polarlanabilme ölçüsünün karesine
bağımlıdır. Rayleigh saçılmasının her gün görülen sonuçların-
1.5 Işının Geçmesi ve Kırılması dan birisi, görünen spektrumda kısa dalga boylarının daha çok
saçılmasından oluşan mavi gök rengidir.
Saydam bir ortamdan geçen ışının hızı,o ortamda bulunan
atom; iyon veya moleküllerin tür ve derişimine bağlı olarak,
boşluktaki hızına göre daha düşük bir hızla yol alır; bu olgu, Büyük Moleküller Tarafından Saçılma Kolloid oluşturabilecek
deneysel olarak gözlenmiştir. Bu gözlemlerden yola çıkarak, büyüklükteki parçacıkların oluşturduğu saçılma, çıplak gözle
ışının madde ile herhangi bir şekilde etkileşimde bulunduğu izlenebilecek, kadar şiddetlidir(Tyndall etkisi). Saçılan ışın
anlaşılır. Ancak bu sırada ışının frekansında bir değişme ol- ölçümleri polimer molekülleri ve kolloid parçacıklarının büyük-
madığı için,etkileşirnde kalıcı bir enerji aktarımı söz konusu lüğünü ve şeklini belirlemekte kullanılır.
olmaz. Bir ortamın kırma indisi, ortamın ışınla etkileşiminin
bir ölçüsüdür ve aşağıdaki şekilde tanımlanır: Raman Saçılması Raman saçılmasının, diğer saçılma tür-
Burada i belirli ,bir i frekansındaki kırma indisi, i ise ışının lerinden farkı saçılan ışının bir bölümünün kuvantlaşmış
ortamdaki hızı, c ise ışının boşluktaki hızıdır. Çoğu sıvıların frekans değişimlerine uğramasıdır. Bu değişimler, polariza-
kırma indisleri 1,3 ile 1,8 arasında değişir; katılarda ise bu syon süreci sonunda moleküllerdeki titreşim enerji geçişleriyle
değer 1,3 ile 2,5 arasında veya daha da yüksektir Işığın geçmesi meydana gelirler.
sırasındaki etkileşim, ortamı oluşturan atomik ve moleküler
türlerin periyodik polarizasyonuna bağlanabilir. Polarizasyon,
1.7 Işının Polarizasyonu
değişken akım özelliğindeki ışının elektromanyetik alanı etk- Normal olarak ışın, gidiş yolu merkez olmak üzere bu yolun
isiyle ortamdaki atom veya moleküllerdeki elektron bulut- etrafında eşit olarak dağıtılmış çok sayıda düzlemde yol alan
larının geçici olarak şekil bozulmasına uğramasıdır. Işın ab- bir demet elektromanyetik dalgadan oluşur. Sondan gö-
sorplanmadığı sürece, polarizasyon için gerekli enerji yalnızca zlendiğinde, monokromatik bir ışın demeti, genlikleri sıfır ile
çok kısa süre (10-14s) için türler tarafından tutulur ve madde maksimum değer (A) arasında değişen sonsuz sayıda elektrik
ilk haline dönerken tekrar salınır. Bu süreç içinde net enerji vektöründen oluşmaktadır. Şekil de, monokromatik bir ışın
aktarımı olmadığı için, salınan ışının frekansı değişmez, fakat dalgasının uzayda sabit bir noktadan farklı zamanlarda geçişi
yayılma hızı enerjinin tutulması ve tekrar salınması için gerekli sırasında, bu vektörlerin gözlenmesi verilmektedir.

Açık Kaynak Ders Notları Fen ve Mühendislik Bilimleri İçin Enstrümental Analiz
1.8 Işığın Tanecik Özellikleri 7

1.8 Işığın Tanecik Özellikleri Bant spektrumu Birbirlerine çok yakın olduğu için tam
Işığın tanecik özelliklerindendir. Metal yüzeyine gelen ışık olarak ayırt edilemeyen bir dizi çizgiden meydana gelmiştir.
elektron koparır. Fotoelektrik olay klasik fizik ile açıklanamaz. Bantların kaynağı küçük moleküller veya radikallerdir. Bant-
Gelen ışığın frekansı arttıkça kopan elektronların kinetik en- lar, molekülün elektronik temel hali üzerindeki çok sayıda
erjisi artar; elektronların kinetik enerjisi ışığın şiddetine bağlı kuantlı titreşim düzeyinden oluşur. Çizgi ve bant spektrum-
değildir. Gelen ışığın frekansı belirli bir eşik değerin (ν0 ) ları, sürekli spektrumun üzerine binmiş durumdadır.
altında ise elektron koparamaz, elektronların kopması ışığın
şiddetine bağlı değildir. Gelen ışığın şiddeti arttıkça kopan
elektron sayısı artar, kinetik enerjisi değişmez. Sürekli Spektrum Spektrumun sürekli kısmı belirgin bir artış
gösteren zemin sinyalinden oluşur. Sürekli ışıma, katılar ışıma
E = E0 + Ek yaptığında meydana gelir. Bu tür termal ışıma ya da siyah
cisim ışıması olarak adlandırılır. Yüzeyi oluşturan maddenin
1 cinsine değil ışıma yapan yüzeyin sıcaklığına bağlıdır. Katı
hν = hν0 + mV 2 Ek = h(ν − ν0 ) içinde büyük sayıda atomik ve moleküler geçişin ısı enerjisiyle
2
uyarılmasından oluşur.
1.8.1 Kimyasal Türlerin Enerji Halleri
Kuantum teorisi ilk olarak, ısıtılan isimlerden yayılan ışın özel-
1.10 Işının Absorbsiyonu
liklerini açıklamak için 1900’da Alman fizikçisi Max Planck
Işın katı, sıvı veya gaz tabakasından geçtiğinde, bazı frekanslar
tarafından önerildi. Bu teori, daha sonra diğer tip emisyon
absorpsiyon ile seçici olarak ortamdan alınır; bu süreçte ışın
ve absorpsiyon süreçlerini açıklamak için genişletildi. Kuan-
enerjisi numuneyi oluşturan atom, iyon veya moleküllere ak-
tum teorisinin iki önemli postulatı şunları içerir: 1. Atomlar,
tarılır. Absorpsiyon, bu parçacıkları normal oda sıcaklığı
iyonlar veya moleküller, ancak belli enerjiye sahip belli ke-
hali yani temel halden bir veya daha çok sayıdaki yüksek
sikli hallerde bulunabilir. Bir tür bu halini değiştirdiğinde, iki
enerjili uyarılmış hallere çıkarır. Kuantum teorisine göre
enerji hali arasındaki enerji farkına tam olarak eşit enerjiyi
atom, molekül veya iyonlar yalnız belli değer ve sayıda enerji
absorplar veya yayar. 2. Atomlar, iyonlar veya moleküller bir
düzeyinde bulunabilir; ışının absorplanabilmesi için uyarıcı fo-
enerji halinden ikinci bir hale geçişi sağlamak üzere ışın ab-
ton enerjisinin, tam olarak absorpsiyon yapan türlerin temel
sorplar veya yayarsa, bu ışını frekansı v veya dalga boyu +,
hali ile uyarılmış hallerden biri arasındaki enerji farkına eşit
bu iki hal arasındaki enerji farkıyla aşağıdaki şekilde ilişkilidir.
olması gereklidir. Bu enerji farkları ise,her tür için özgün
c olduğundan, absorplanan ışındaki frekansların incelenmesi,
E1 − E0 = hν = h
λ numuneyi oluşturan maddenin bileşenlerinin belirlenmesi için
kullanılabilir.
Burada E1, daha yüksek enerji halinin, Eo ise düşük enerji
halinin enerjisidir. c ve h ise, sırasıyla ışık hızı ve Planck Bu amaçla, deneysel olarak dalga boyu veya frekansa bağlı
sabitidir. Element halindeki atom veya iyonlar için belli bir olarak absorbans (absorbans, ışın gücündeki azalmanın bir
halin enerjisi, artı yüklü çekirdek etrafında dönen elektronların ölçüsü olup
hareketinden kaynaklanır. Bunun sonucu olarak, çeşitli enerji
halleri, elektronik haller olarak tanımlanır. Elektronik hallere
P
ek olarak, moleküllerde atomlar arası titreşim enerjilerine bağlı A = −log T = log
olarak kuantlaşmış titreşim halleri, moleküllerin kendi ağır- P0
lık merkezi etrafındaki dönüşlerinin bir sonucu olarak da yine
kuantlaşmış dönme halleri vardır.Bir atom veya molekül için değerlerin bir grafiği hazırlanır. Tipik absorpsiyon spektrumu
en düşük enerji hali, temel hal’dir. Daha yüksek enerji hal- Şekil de gösterilmektedir. Şekil absorpsiyon spektrumlarının
leri ise uyarılmış haller olarak tanımlanır. Oda sıcaklığında görünüşte büyük farklılıklar gösterebileceğini sergiler; bazıları
kimyasal türler genellikle temel hallerinde bulunurlar. çok sayıda keskin piklerden, bazıları ise düzgün ve sürekli eğril-
1.9 Işının Emisyonu erden oluşur. Genel olarak spektrumun nitelikleri, absorp-
siyon yapan, türlerin karmaşıklığı, fiziksel hali ve çevresin-
Uyarılmış parçacıkların (atom, iyon \veya molekül) daha
den etkilenir. Bununla birlikte, temel farklar ise atomların
düşük enerji düzeylerine doğru durulurken, fazla enerji-
ve moleküllerin absorpsiyon, spektrumlarında gözlenir.
lerini fotonlar şeklinde vermesiyle elektromanyetik ışın oluşur.
Uyarılma çeşitli şekillerde oluşabilir. (1) genellikle elektron-
larla veya diğer temel parçacıklarla bombardıman sonucu X-
Işınlarının oluşması (2) UV, GB veya IR ışın oluşturacak şek-
ilde."bir alev, bir ark , ısıya veya bir elektrik akımına maruz
kalma. (3) floresans ışını oluşturulacak şekilde bir elektro-
manyetik ışın demeti ile uyarma; kemiluminesans oluşturan
ısıveren bir kimyasal reaksiyon. ."‘Uyarılmış" kaynaktan ge-
len ışın,genellikle yayılan ışın gücünün dalga boyu veya frekan-
sın bir fonksiyonu olarak verildiği bir grafik olan emisyon.
Spektrumu ile tanımlanır. Şekil de ,"oksihidrojen alevine
püskürtülen tuzlu su çözeltisiyle elde edilen tipik Emisyon
spektrumlarında “çizgi”, bant ve sürekli olmak üzere 3 tip bölge
bulunur.

Çizgi spektrumu Bireysel atomların uyarılmasıyla elde edilen


bir dizi keskin, iyi tanımlanmış piklerden oluşmaktadır. Gaz
fazında seyreltik durumda tek atomlar ışın yaydığında UV ve
GB de çizgi spektrumu oluşur. Figure 1.4: Işın Absorbsiyonu ve Emisyonu

Açık Kaynak Ders Notları Fen ve Mühendislik Bilimleri İçin Enstrümental Analiz
8 Elektromanyetik Işıma

1.10.1 Atomik Absorpsiyon Edönme , molekül içindeki dönme hallerinden oluşan enerjidir.
Bu spektrumların oldukça basit niteliği, absorpsiyon yapan 1.10.3 Manyetik Alanda Oluşan Absorbisyon
parçacıkların muhtemelen az sayıda enerji düzeyine sahip ol-
masındandır Uyarılma, yalnızca atomda bir veya birden çok Bazı elementlerin çekirdekleri ve elektronları güçlü bir
elektronun üst enerji düzeylerine yükseltildiği elektronik bir manyetik alana maruz kaldığında, bu temel parçacıkların
süreçle meydana gelir. Örneğin sodyum buharı, 3s elektro- manyetik özelliklerinden dolayı var olanlara ek olarak bazı
nunun ondan biraz daha üst düzeyde olan iki 3p düzeyine kuantlaşmış enerji düzeyleri gözlenebilir. Oluşan bu yeni
uyarılmasıyla görünür bölgede olan sarı (589,0 ve 589,6 nm) iki düzeyler arasındaki enerji farkı çok küçük olup, bu düzeyler
adet birbirine yakın ve keskin absorpsiyon piki gösterir. UV arasındaki geçişler, ancak uzun dalga boylu (veya düşük
ve GB ışın, yalnızca en dıştaki veya bağ yapan elektronlarda frekanslı) ışın absorpsiyonu ile üretilebilir. Çekirdek için, 30 -
geçişlere neden olabilecek yeterlikte enerjiye sahiptir. Kul- 500MHz (λ: 1000 - 60 cm) arası radyo dalgaları, elektronlar
lanılan ışının enerjisi geçişi belirler. için ise yaklaşık 9500 MHz (λ:3cm) frekansında mikrodalgalar
absorplanır. Çekirdek ve elektronların manyetik alanda ab-
sorpsiyonu sıra ile nükleer manyetik rezonans (NMR) ve elek-
tron spin rezonans (ESR) teknikleriyle incelenir.

1.11 Durulma süreçleri

Figure 1.6: Işın absorbsiyonu ve enerji kaybının şematik


gösterimi

Atomlarda sadece elektronik enerji seviyelerine uyarılma söz


konusuyken, moleküllerde elektronik, titreşim ve dönme enerji
seviyelerine uyarılma söz konusu olabilir. Işın absorpsiyonu
ile uyarılmış bir atom veya molekülün uyarılmış ömrü kısadır.
Temel hale dönüş ışımalı ve/veya ışımasız geçişlerle olur. Diğer
moleküllerle çarpışma sonucu uyarılma enerjisi, kinetik ener-
jiye dönüşür, bu ışımasız geçiştir. Floresans, ışıkla uyarılan
türün 10-5 s den daha düşük sürede temel hale ışımalı geçiştir.
Figure 1.5: Tipik UV Absorpsiyon Spektrumları Fosforesans ise 10-5 s den daha uzun süre alır.
Belirsizlik ilkesi ilk olarak doğanın bazı fiziksel ölçümlerde
1.10.2 Moleküler Absorpsiyon kesinliğe sınırlamalar getirdiğini öneren Heisenberg tarafın-
Özellikle yoğunlaşmış fazlardaki Çok atomlu moleküllerin ab- dan ortaya atıldı. Monokromatik bir ışının frekansını bu-
sorpsiyon spektrumları, atom spektrumlarına göre oldukça lurken belirsizliği hesaplayalım. Monokromatik ışının bilin-
karmaşıktır; çünkü bu moleküllerdeki enerji düzeylerinin. meyen frekansı 1 i bulmak için 2 bilinen frekanslı ışını kul-
sayısı, sadece atomların enerji düzeyi sayılarına göre genel- lanalım. süresinde ölçülsün. (ölçüm için gerekli en küçük süre)
likle, çok daha fazladır. Moleküllerin bantlarına ilişkin enerji 1/değerine eşit veya büyük olmalıdığı yi sıfır belirsizlikle tayin
(E), üç bileşenden oluşur: etmek için sonsuz ölçüm gerekir) Her iki tarafı da h (plank
sabiti) ile çarpalım. E olduğuna göre Bir taneciğin(foton,
E = Eelektronik + Etitreşim + Edönme elektron, nötron, proton) enerjisi tam olarak bilinen süresinde
ölçülürse bu ölçümdeki en az belirsizlik h/ t kadardır. Bir
Eelektronik , molekülde bağ yapan elektronlara ait enerji taneciğin enerjisi sonsuz sürede ölçülürse belirsizlik 0 olur.
düzeyinden kaynaklanan elektronik enerjidir. (sayı / = 0) Belirli sürelerde yapılan ölçümlerde belirsizlik h/
Etitreşim , moleküllerdeki atomlar arası bağ titreşimlerinin t den daha kesin olamaz. Bu belirsizlik ilkesinin ifadelerinden
toplam enerjisidir. birisidir.

Açık Kaynak Ders Notları Fen ve Mühendislik Bilimleri İçin Enstrümental Analiz
Optik Spektroskopi 2
2.1 Spektroskopi Türleri Numune Kapları Emisyon spektroskopisi hariç, bütün spek-
troskopik yöntemlerde numune kaplarına ihtiyaç duyulur. Nu-
Optik spektroskopik yöntemler, 6 olaya dayanır mune kapları hücre veya küvet olarak adlandırılır. Çalışılan
(1) absorpsiyon, (2) floresans, (3) fosforesans, (4) saçılma, (5) dalga boyu aralığı için geçirgen olmalıdır. Mesela cam küvetler
emisyon (6) kemilüminesans 350 nm altındaki ışığı absorplayacağı için UV bölgedeki çalış-
Her olayı, ölçen cihaz yapısal olarak farklılık gösterirken, temel malarda kuvars veya erimiş silis küvet kullanılır. Sodyum
bileşenlerinin çoğu dikkate değer ölçüde benzerlik gösterir- Klorür kristalleri IR bölgede uygun hücre penceresi olarak kul-
ler.) Tipik bir spektroskopik cihaz başlıca beş bileşen içerir. lanılır.
(1) ışın enerjisi kararlı bir ışık kaynağı, (2) numunenin kon-
duğu saydam bir hücre, (3) ölçümler için spektrumun belirli Dalga Boyu Seçiciler Spektroskopik Analizlerin çoğunda,
bölgesini ayıran bir düzenek, (4)ışınların enerjisini ölçülebilir analit tarafından absorplanan veya yayılan bir ışın bandını
bir sinyale (genellikle elektriksel) dönüştüren bir dedektör (5) diğer ışınlardan ayıracak bir sistem gerekir. Bu sistemler ci-
sinyal işlemcisi ve kayıt sistemidir. hazın hem seçiciliğini hem de duyarlığını büyük ölçüde artırır.
Dalga boyu seçicisinden çıkan ışınların tek dalga boylu olması
ideal olarak beklenir. Ancak hiçbir dalga boyu ayırıcısı bunu
tam olarak yerine getiremez. Bir bant oluştururlar. Bandın
inceliği cihazın performansını artırır. Dalga boyu seçiciler fil-
treler ve monokromatörler olarak iki başlıkta incelenir.

Figure 2.1: Optik Spektroskopi Türleri ve bileşenleri

Işık Kaynakları 1- Yeterli güçte ışın demetleri oluşturmalı 2-


Yaydığı ışın şiddeti belirli bir sürede sabit kalmalı(bunu sağla-
mak zor olduğundan iki ışın yollu cihazlar kullanılır. Nu-
muneden geçen ve geçmeyen ışınlar karşılaştırılır.) 3- istenilen
dalga boyunda ışın yayabilmeli Bütün bu özellikler tek bir ışın
kaynağında olmadığından amaca uygun olarak çeşitli ışık kay-
nakları kullanılır. Kaynaklar yaydıkları ışına göre “sürekli”
ve “çizgi” olmak üzere 2 ye ayrılır. Sürekli spektrum kay-
nakları: Bunlar absorpsiyon ve floresans spektroskopisinde
yaygın olarak kullanılır. Belli bir dalga boyu aralığında tüm
dalga boylarındaki ışınları yayarlar.
Çizgi Spektrum Kaynakları Sadece bazı dalga boylarında ışın
yayan kaynaklardır.

Figure 2.3: Dalgaboyu Seçicileri

Filtreler Filtreler, sürekli ışın veren bir kaynağın yaydığı


ışınlardan belli bir ışıma bandındaki diğer dalga boylarını
absorplayarak çalışır. Absorpsiyon filtrelerinde etkin bant
genişliği 30-250 nm aralığındadır. Absorpsiyona duyarlı
çalışan filtreler GB de kullanılır. Genelde renkli camdırlar.
Bunun dışında girişim filtreleri, UV, GB ve IR bölgelerde kul-
lanılır. Girişim filtreleri çok dar ışın bandı elde etmek için
optik girişimden yararlanır. Filtreler basit sağlam ve ucuzdur.
Monokromatörler Bir çok spektroskopik yöntemde ışınların
Figure 2.2: Işın Kaynakları dalgaboyunu sürekli olarak değiştirmek gerekir . Monokro-

9
10 Optik Spektroskopi

matörler spektral taramaları yapabilmek için tasarlanmıştır.


UV, GB, ve IR için kullanılan monokromatörlerin yapılarında
mercekler, pencereler, optik ağ veya prizmalar kullanılmıştır.

Dedektörler Dedektör genel anlamda herhangi bir fiziksel ol-


gunun varlığını gösteren cihazlardır. Elektromanyetik veya
radyoaktif ışınların varlığını gösteren fotoğraf filmleri; kütle
farklarını gösteren terazi ibresi, termometrelerdeki civa se-
viyesi, bilinen dedektörlerdir. İnsan gözü de dedektördür. Göz
GB ışınlarını bir elektrik sinyaline dönüştürür ve bu sinyal op-
tik sinirdeki nöronlar zinciri ile beyne iletilir.

İdeal bir dedektörün özellikleri Yüksek duyarlılığa sahip olmalı


Sinyal/Gürültü (S/N)oranının yüksek olmalı Geniş dalga boyu
aralığında sabit ve orantılı cevap vermeli Hızlı cevap vermeli
Işın gelmediğinde çıkış sinyali 0 olmalı.
Figure 2.4: Fotoçoğaltıcı Tüp

Dedektörler fotonlara ve ısıya duyarlı olmak üzere iki türlüdür.


Gürültü Analitik cihazlardan elde edilen sinyal, kontrolü Foton dedektörleri, ışın fotonlarının aktif bir yüzeye çarparak
mümkün olmayan pek çok değişkenin etkisiyle rastgele şek- ya elektron koparması ya da yüzeydeki elektronları uyararak
ilde dalgalanır. Cihazın duyarlığını azaltan bu dalgalanmalara yüzeyi iletken hale getirmesi esasına dayanır. Yaygın olarak 6
gürültü denir.Yandaki şekilde Hemoglobinin farklı S/G oran- tip foton dedektörü kullanılır. Fototüpler Fotoçoğaltıcılar Sil-
larında elde edilmiş absorpsiyon spektrumları gösterilmekte- isyumlu fotodiyotlar Fotovoltaik hücreler Fotoiletken hücreler
dir. Yük aktarım düzenekleri Isı dedektörleri ise, IR ışınları gibi
düşük enerjili ışınların ölçümünde kullanılır. Isı dedektörleri ,
Foto çoğaltıcı tüp en çok kullanılan dedektörlerdendir. Tüpte
üzerine ışın düşünce sıcaklığı yükselen siyah bir yüzeyden ve
foto duyarlı katoda karşı 9 tane dinod adı verilen ek elektrot-
bu sıcaklık artışını elektrik sinyaline dönüştüren bir elektronik
lar vardır. Fotokatodun yüzeyine ışın düşünce elektron yayar.
devreden oluşur.
Dinod 1 katoda oranla 90 V daha pozitif tutularak elektronlar
ona doğru hızlanır. Dinoda çarpan her bir elektron ilave elek-
tronların oluşmasına yol açarlar. Dinod1 den daha pozitif olan Sinyal işlemciler ve Göstergeler Sinyal işlemcisi dedektörden
dinod 2 ye yönelirler. Burada tekrar yüzeye çarpan elektron- gelen elektrik sinyalini yükselten elektronik bir düzenektir.
lar ilave elektronlar oluşturur. Bu işlem 9 dinodda tamam- Sinyali doğru akımdan alternatif akıma ya da alternatif akım-
landığında her bir foton için 106-107 elektron oluşur. Oluşan dan doğru akıma çevirebilir. Sinyalde istenmeyen bileşenleri
bütün elektronlar anotta toplanır ve oluşan akım ölçülür. uzaklaştırabilir.

Açık Kaynak Ders Notları Fen ve Mühendislik Bilimleri İçin Enstrümental Analiz
Atomik Absorpsiyon Spektroskopi 3
3.1 Çalışma İlkesi de ışık kaynakları AAS de ışık kaynaklarının görevi nu-
munedeki atomların absorplayacağı dalgaboyundaki ışınları
Atomik absorpsiyon spektroskopisinde metallerin çoğu ile yaymaktır. Dar çizgiler hem absorpsiyonda hem de emisyonda
az sayıda ametal analiz edilir. Atomik absorpsiyon spek- tercih edilir. Çünkü dar çizgiler spektrumların örtüşmesin-
troskopisinde element elementel hale dönüştürüldükten sonra den kaynaklanan girişimi azaltır. Elementler çok dar dalga
buharlaştırılır ve kaynaktan gelen ışın demetine maruz boyu aralığında (~0,002 nm) absorpsiyon yaparlar. Bu ne-
bırakılır Aynı elementin ışın kaynağından gelen ışınları ab- denle absorpsiyon hattından daha dar emisyon hattı veren
sorplar. Sulu Numune Bir alev içine yükseltgen gaz karışımı ile bir kaynak kullanılmalıdır. Hidrojen ve tungsten lambası
püskürtülür. Bu şekilde 70 kadar element(metal/yarı metal) gibi sürekli ışın kaynağı kullanılmasıyla ölçülen absorbans çok
analiz edilir. Ametallerin absorpsiyon hattı vakum UV böl- küçük olur. Çünkü sürekli ışık kaynakları belli bir aralıkta
geye düştüğünden bu elementler bu metotla analiz edilemez. her dalga boyunda ışın yayarlar. Ve bu ışınların çok azı dar
Metodun hassasiyeti yüksektir. Eser miktarda madde anal- absorpsiyon hatlı atom tarafından absorplanabilir.
izi yapılabilir. Işığı absorplayan atomlarda temel seviyedeki
elektronlar, kararsız uyarılmış enerji düzeylerine geçerler ve 3.3 Oyuk Katot lambası
absorpsiyon miktarı, temel düzeydeki atom sayısına bağlıdır.
En yaygın olarak kullanılan Oyuk katot lambasıdır. Düşük
basınçta (birkaç mmHg) neon veya argon gibi bir asal ga-
zla doldurulmuş silindir biçiminde lambalardır. Bunlarda kul-
lanılan katot analiz elementinden yapılmıştır. Anot ise tung-
sten veya nikeldir. Anot ile katot arasına 100-400 v gerilim
uygulandığında asal gaz iyonlaşır. Böylece ortamda iyonlar
ve elektronlar oluşur. Bu iyonlar katoda çarparak yüzey-
deki metal atomlarını koparır ve uyarırlar. Uyarılan atomlar,
temel enerji seviyesine dönerken katot elementine özgü dal-
gaboyunda ışıma yaparlar.

Figure 3.2: Oyuk Katod Lambası

Hangi element analiz edilecekse o analite ait lamba takılır.


Figure 3.1: Alevli Atomik Absorbsiyon Spektrofotometresi AAS nin dezavantajı her element için ayrı bir OKL gerektirme-
sidir. Birden fazla elementi aynı anda tayin edebilmek için
incelenecek elementlerin alaşımlarını içeren lambalar tasarlan-
3.2 Enerji Düzeyi Diyagramı mıştır. Ancak bunlarda lambanın emisyon şiddetinin azalması
Bir elementin en dış elektronlarının enerji seviye diyagramları, ve bunun sonucunda gözlenebilme sınırının büyümesidir. OKL
atomik spektroskopinin çeşitli yöntemlerin süreçlerini açıkla- ye uygulanan gerilim dolayısıyla yüksek akım daha şiddetli ışı-
mada yararlıdır. maya yol açar. Bu avantaja karşın lambadan oluşan hatların
Doppler genişlemesi artar.
Atomik çizgileri atomik spektroskopide son derece önemlidir,
Dar çizgiler spektrumların örtüşmesinden ileri gelen girişimi 3.4 Elektrotsuz boşalım lambaları;
azaltır. +o en fazla absorpsiyon yapılan dalga boyunun pik
şiddetinin yarısının ölçüldüğü etkin çizgi genişliği kullanılır. OKL den daha büyük ışık şiddeti oluşturur. Bu lambalar elek-
Piklerin genişlemesinin 4 sebebi vardır. Belirsizlik etkisi , trot içermez, analit elementini ve birkaç torr basınçta argon
yabancı iyon veya aynı atomların çarpışmasından ileri ge- gibi inert gaz içeren kapalı kuvars bir tüptür. Radyo frekansı
len basınç etkisi, Doppler etkisi((hızla hareket eden atomlar veya mikrodalga ışını ile lambanın içindeki atomlar uyarılır.
tarafından yayılan veya absorplanan ışının dalgaboyu, hareket Önce argon atomları iyonlaşır, bu iyonlar, analit atomlarına
dedektöre doğru ise küçülür, dedektörden uzaklaşma yönünde çarparak onları uyarır. Ancak bu tür lambaların performansı
ise büyür), Elektrik ve manyetik alan etkileri. OKL ler kadar iyi değildir.
Atomik absorpsiyon spektrofotometrelerinin ana bileşenleri, 3.5 Numune Verme
analitin absorplayacağı ışımayı yayan ışık kaynağı, örnek
çözeltisinin atomik buhar haline getirildiği atomlaştırıcı, Numune atomlaştırıcıya gaz akımı yardımıyla gönderilir.
çalışılan dalgaboyunun diğer dalgaboylarından ayrıldığı Ayrıca alev atomlaştırıcıya katı numunenin işlemin tekrarlan-
monokromatör ve ışık şiddetinin ölçüldüğü dedektördür. AAS abilirliği açısından bazı problemleri beraberinde getirir.

11
12 Atomik Absorpsiyon Spektroskopi

Burada N* uyarılmış haldeki atomların sayısı , k Boltzman


sabiti(1,28.10-23 J/K), N0temel haldeki atomların sayısı , T;
K olarak sıcaklık, P* ve P0 enerji seviyelerini gösteren istatis-
tik faktörler. E; Uyarılmış hal ve temel hal arasındaki enerji
farkı
3.6 Elektrotermal Atomlaştırıcı
Elektrotermal atomlaştırıcı olarak yandaki grafit fırın adı ver-
ilen 2-3 cm uzunluğunda 1 cm iç çapındaki tüp kullanılır.
Bu tüpün her iki yanına bağlanmış elektrik akımı ile ısıtma
yapılır. Burada numune çözeltisi(50L) 20- 45 s 110 °C de
kurutma yapılarak suyu uzaklaştırılır. 350-1200 °C, 20-45 s
de ısıtılarak organik maddeler uzaklaştırılır. 2000-3000 °C, 3-
10 s de ısıtılarak atomlaştırılır. Elektrotermal atomlaştırıcılar
düşük miktardaki numunelerde bile yüksek gözlenebilme sınır-
larına sahiptir. Bu yüzden Alevli Atomlaştırıcılara göre tercih
edilir.
3.7 Atomik Absorpsiyon Spektroskopisinde gir-
işimler
Figure 3.3: Sisleştirici İle Numune Verme Atomik Absorpsiyon yöntemlerinde iki tip girişimle karşılaşılır.
Spektral girişimler ve Kimyasal girişimler. Spektral girişim-
Hidrür oluşturma As, Sb, Sn, Se, Bi ve Pb gibi elementlerin ler, ışınların saçılmasına neden olan katı tanecik içeren ürün-
hidrürlerini oluşturarak analiz etmek gözlenebilme sınırını 10 lerden veya geniş bant absorpsiyonu oluşturan yanma ürün-
kattan daha çok azaltır. Bu element çözeltilerine asidik or- lerinden meydana gelir. Her ikisi de gelen ışık gücünü za-
tamda NaBH4 ilavesiyle uçucu hidrürlerine dönüştürülür. Ve yıflatır ve pozitif hataya neden olur. Kimyasal girişimler, anal-
bu şekilde Atomlaştırıcıya gönderilir. itin absorpsiyon karakteristiklerini değiştiren ve atomlaştırma
3BH4- +3H+ + 4H3AsO3 –> 3H3BO3+ 4AsH3+3 H2O sırasında oluşan çeşitli kimyasal işlemlerden meydana gelir.
Bu kimyasal işlemler, az uçucu bileşiklerin oluşumu, Ayrışma
dengeleri, İyonlaşma dengeleridir.
Soğuk buhar Cıva oda sıcaklığında bile buharlaşabilen tek
metal olduğundan atomlaşması için atomlaştırıcıya dışarıdan 3.8 Analitik Uygulamalar
ısı enerjisi verilmesi gerekmez. Bu nedenle özellikle cıva anal-
Atomik absorpsiyon spektroskopisi ile nicel analiz moleküllerin
izi için soğuk buhar yöntemi olarak bilinen bir atomlaştırma
ışığı absorpsiyonunda olduğu gibi. Beer-Lambert yasasına
yöntemi geliştirilmiştir. Cıva analizi yapılacak çözeltiye Sn+2
dayanır yani ortama gelen ışıma şiddetinin I0, ortamdan
eklenerek metalik hale indirgenir. Civa gaz akımıyla absorp-
çıkan ışıma şiddetine I oranının logaritması olarak tanım-
siyon hücresine gönderilir.
lanan absorbans A ilgilenilen elementin derişimiyle doğru
orantılıdır. AAS özellikle eser miktarlardaki metallerin ni-
Numune Atomlaştırma Absorpsiyon hücresi olarak da ad- cel analizleri için çok yaygın olarak kullanılan bir yöntemdir.
landırılan atomlaştırıcının görevi, örnekteki iyonlardan ve Tablo da bu yöntem ile tayin edilebilen elementler anali-
moleküllerden analit elementinin temel haldeki atom buharını zleri için seçilmesi gereken dalgaboyu değerleri ile birlikte
oluşturmaktır. Bu amaçla alevle atomlaştırma veya elektroter- verilmiştir. Beer-Lambert yasasına göre ölçülen absorbans
mal atomlaştırma yöntemleri kullanılır. absorpsiyon hücresindeki atom derişimiyle doğru orantılıdır.
Bir atomlaştırıcıda uyarılmış ve uyarılmamış atomik tanecik- Analizi yapılacak element için bilinen derişimde çözeltiler kul-
lerin sayıları arasındaki oran sıcaklığa bağlıdır. Bu oran Boltz- lanılarak kalibrasyon grafiği veya standart ekleme grafiği oluş-
man eşitliği ile verilir. turulur ve örnek çözeltisindeki derişim saptanır.

Açık Kaynak Ders Notları Fen ve Mühendislik Bilimleri İçin Enstrümental Analiz
Atomik Emisyon Spektroskopisi 4
4.1 Çalışma İlkesi spektroskopisi yönteminin uygulanabileceği şekilde üretilen ci-
hazlarda ise dedektör doğru akım sinyaline cevap verecek şek-
Uyarılmış enerji düzeyine çıkarılan atomların ve tek atomlu
ilde yapıldığı için ışık bölücüye gerek yoktur. Bu tür spek-
iyonların daha düşük enerjili düzeylere geçişlerinde yaydık-
trofotometrelere alev fotometresi adı verilir. Alev emisyon
ları ultraviyole ve görünür bölge" ışımasının ölçülmesi, yaygın
spektrofotometrelerinde dalgaboyu ayırıcısı olarak genellikle
olarak kullanılan bir atomik spektroskopi yönteminin temelini
monokromatörler kullanılmakla birlikte sadece sodyum ve
oluşturur. Eğer atom veya iyonların uyarılmış enerji düzeyler-
potasyum analizleri için geliştirilen alev fotometrelerinde fil-
ine çıkmaları bunların ultraviyole veya görünür bölge ışımasını
tre kullanmak yeterlidir. Kullanılan dedektörler ise. atomik
absorplamaları dışında bir süreçle gerçekleşmişse yayılan ışı-
absorpsiyon spektrofotometrelerinde olduğu gibi, fotoçoğaltıcı
manın ölçülmesi yöntemine atomik emisyon spektroskopisi
tüplerdir. Atomlaşma ve uyarılmanın gerçekleştiği alevin oluş-
(AES) adı verilir. Atomik emisyon spektroskopisi uyarmayı
turulması için kullanılan yakıcılar ve bu yakıcılarda kullanılan
sağlayan enerji kaynağının türüne göre sınıflandırılır. Analiz
gazlar yine atomik absorpsiyon spektrofotometrelerindekilerin
örneğini atomlaştırmak ve uyarmak için alevin kullanıldığı
aynısıdır. Yukarıdaki eşitlikten görüldüğü gibi, alev sıcak-
yöntem Alev emisyon spektroskopisi adını alır. Atomlaşmanın
lığının artması ile uyarılmış düzeydeki atom sayısı ve buna
ve uyarmanın elektriksel boşalım veya plazma gibi bir enerji
bağlı olarak da eşitliğe göre yayılan ışımanın şiddeti artar.
kaynağı ile gerçekleştirildiği yöntem ise sadece atomik emisyon
Fakat sıcaklığı çok yüksek alevlerin kullanılması durumunda
spektroskopisi veya optik emisyon spektroskopisi olarak ad-
analiz elementinin iyonlaşması yöntemin duyarlığını azaltır.
landırılır. Alev emisyon spektroskopisi yönteminde alevin
Bu nedenle. uyarılma enerjileri küçük olan IA grubu element-
görevi yukarıda da değinildiği gibi analizi yapılacak örnekteki
lerinin analizinde düşük sıcaklığa sahip alevler, daha büyük
elementi veya elementleri atomlaştırmak ve oluşan atomları
uyarılma enerjilerine sahip elementler için ise, N20/C2H2 gibi
uyarıImış enerji düzeylerine çıkarmaktır. Yöntemde analiz için
yüksek sıcaklıkların elde edilebildiği alevler kullanılır.
seçilen dalgaboyu genellikle analiz edilecek elementin en şid-
detli emisyon hattıdır. Bir emisyon hattının şiddeti I, belirli 4.3 Alev Emisyon spektrometresinin temel
bir uyarılmış enerji düzeyinde herhangi bir anda bulunan atom
bileşenleri
sayısı N* atomun temel düzeye dönerken yaydığı ışımanın en-
erjisi hν söz konusu geçişin gerçekleşebilmesinin bir ölçüsü olan Alev emisyon spektroskopisinde karşılaşılan girişimler atom-
Einstein geçiş olasılığı A ile orantılıdır: laştırıcı olarak alevin kullanıldığı atomik absorpsiyon spek-
troskopisi yönteminde karşılaşılan girişimlerin aynısıdır. Fakat
I = AN ∗ hν atomik absorpsiyon spektroskopisinde pek karşılaşılmayan
spektral girişimler tüm emisyon yöntemlerinde olduğu gibi,
Einstein geçiş olasılığı elektronun uyarıImış düzeydeki öm- alev emisyon spektroskopisinde de çok önemlidir. Ayrıca
rünün tersi olup saniyedeki ortalama geçiş sayısı olarak alev sıcaklığındaki dalgalanmalar, uyarılmış düzeydeki atom
düşünülebilir. Boltzmann eşitliğine göre uyarılmış düzeydeki sayısını önemli ölçüde etkilediğinden duyarlığın değişmesine
atom sayısı N* neden olan bir etkendir. Bunun önüne geçilebilmesi için, iç
standart yöntemi kullanılır. Bu yöntemde analiz elementini
N ∗ = N0 e−AE/kT içeren örneğe ve standart çözeltilere bilinen derişimde başka
bir element eklenir. Eklenen bu elemente iç standart adı ver-
eşitliği ile verilir. Böylece emisyon hattının şiddeti için ilir. Analiz elementinin emisyon hattı şiddeti ile birlikte, ek-
lenen iç standardın da emisyon hattı şiddeti ölçülür ve kali-
I = AhνN0 e−AE/kT brasyon doğrusu grafiğinde, y-eksenine bu şiddetlerin oranı
yerleştirilir. Alevde oluşabilecek dalgalanmaların, analiz el-
eşitliği elde edilir. Çeşitli elementlerin analizinde kullanılan ementi ile birlikte iç standart olarak eklenen elementi aynı
şiddeti en yüksek emisyon hatlarının dalgaboyları Tablo da oranda etkileyeceği varsayılır.
verilmektedir. Analiz örneğinin atomlaştırılması ve uyarılması için alev dışın-
daki düzeneklerin kullanıldığı cihazlarda, alev yerine elektrot-
ların veya plazmanın yerleştirilmesinden başka bir değişiklik
Table 4.1: Alev Emisyon spektroskopisi yöntemi ile analiz yoktur. Analiz edilecek örneğin atomlaştırılması ve uyarıl-
edilebilen bazı elementlerin dalga boyu değerleri ması için yaygın olarak kullanılan yöntem, iki elektrot arasına
Element λ, nm Element λ,nm elektrik boşalımı uygulamaktır. Bu yöntemde örnek elektrot-
Al 396.2 Mg 285.2 lardan birisinin içine konulur ve örnek içermeyen bir karşıt
Ca 422.7 Mn 403.1 elektrotla bu elektrotun arasına elektrik boşalımı uygulanır.
Cu 327.4 Ni 341.5 Elektrot malzemesi olarak genellikle grafit kullanılır. Bunun
Fe 372.0 Ag 328.1 nedeni. grafitin yüksek iletkenliği ve spektral girişimlere ne-
Pb 405.8 Sr 460.7 den olmayışıdır. Pek yaygın olmamakla birlikte bazı uygula-
malarda grafit yerine bakır elektrotlar da kullanılmaktadır.
Elektriksel atomlaşma iyonlaşma ve uyarma proseslerinde ark
4.2 Alev Emisyon Spektrometreleri veya kıvılcım boşalımları kullanılır ve en çok uygulama alanı
Alev emisyon spektroskopisi yönteminin uygulandığı du- bulan doğru akım (dc) arkı dır. 50 V luk bir doğru akım
rumda ışık kaynağı kullanılmaz ve alev ile monokromatör gerilimi örnek elektrodu ile karşıt elektrot arasında 1 - 25 am-
arasına mekanik bir ışık bölücü yerleştirilir. Burada ışık per değerinde bir elektrik akımı boşalımının oluşmasına neden
bölücünün kullanılma nedeni atomik absorpsiyon spektrofo- olur. Bu sırada elektrotlar arasında ulaşılan sıcaklık 4000 -
tometrelerindeki dedektörün sadece alternatif akım sinyaline 7000°C arasındadır. Elde edilen bu sıcaklık alevde ulaşıla-
cevap verecek şekilde yapılmış olmasıdır. Sadece alev emisyon bilen sıcaklık değerlerinin üstündedir. Örnekte bulunan tüm

13
14 Atomik Emisyon Spektroskopisi

elementlerin uyarılabilmesi için örneğin tamamı buharlaşın- cek dalgaboyundaki ışımaya cevap veren fotoçogaltıcı tüpler
caya kadar boşalım uygulanır. Doğru akım arkının kullanıldığı yerleştirilir. Bazı cihazlarda ise. fotoçogaltıcı tüpler yerine fo-
uygulamalarda şiddetli emisyon hatları elde edilir, fakat yön- toğraf plakaları veya fotoğraf filmleri kullanılır. Fotoçogaltıcı
temde karşılaşılan önemli bir sorun, havadaki azot ile elek- tüplerin veya başka bir tür foton sayıcı dedektörün kullanıl-
trot malzemesi karbonun oluşturduğu gaz halindeki siyano- ması durumunda cihaza spektrometre fotoğraf plakası veya
jen. (CN)2 dir. 360 - 420 nm arasında şiddetli ışık emisy- fotoğraf filminin kullanıldığı durumda ise cihaza spektrograf
onu yapan siyanojen birçok elementin karakteristik emisyon adı verilir. Ticari spektrometrelerde monokromatörlerin 90
hatlarını örterek bunların gözlenmelerini engeller. Bunun civarında çıkış aralığı bulunur. Birçok analiz için 20 - 35 çıkış
önüne geçilebilmesi için elektrot uçları argon gazı atmos- aralığının kullanılması yeterlidir ve bu aralıkların arkasına.
ferinde tutularak siyanojen oluşumu engellenir. Analiz edile- "kanal" adı verilen dedektörler yerleştirilir . Aynı anda bir-
cek örneğin atomlaştırılması ve oluşan atomların uyarılması den fazla elementin emisyon çizgilerini ayırmak için süpürme
amacıyla kullanılan elektriksel boşalım türlerinden birisi de taramalı , manyetik süpürücülü ve polikromatörler kullanılır.
kıvılcım dır. Kıvılcım kaynağı yüksek akım yoğunluğunda. Atomik emisyon spektroskopisinde girişimler Plazmalı atom-
50 Hz lik frekansa sahip kondansatör boşalımı ile oluşturulur. laştırıcılarda kimyasal girişimler ve matriks etkisi diğer atom-
Akım şiddetinin ve uygulanan gerilimin çok yüksek olması ne- laştırıcılara göre oldukça düşüktür. Ancak düşük analit de-
deniyle 30000 - 40000°C arasında sıcaklıklara ulaşılabilir. Bu rişimlerinde elektronlarla argon katyonlarının birleşmesinden
sıcaklıkta örnekteki elementlerin birçoğu iyonlaştığı için kıvıl- zemin emisyonu düzeltme gerektirecek kadar büyüktür. Bir
cım kaynağının kullanıldığı cihazlarla elde edilen spektrumlar de çoğu elementin emisyon spektrumları birden fazla çizgi
hemen hemen tamamen iyonik hatlardan oluşur. Uyarılma en- içerdiğinden bunların çakışmamasına dikkat edilmelidir.
erjileri çok yüksek olan fosfor kükürt karbon gibi elementlerin
analizleri kıvılcım kaynağı kullanılarak yapılabilir. Tekrar- 4.4 Analitik Uygulamalar
lanabilirliği çok yüksek sonuçların elde edildiği kıvılcım kay-
nağının duyarlığı “ark”a oranla daha düşüktür. Atomik emisyon spektroskopisinde nitel analiz, elde edilen
spektrumdaki şiddetli hatların dalgaboyu değerlerinin, ele-
Atomik emisyon spektroskopisinde elektrik boşalımına
mentlerin bilinen ve karakteristik emisyon dalgaboyu değerleri
dayanan atomlaştırma ve uyarma kaynakları son yıllarda
ile karşılaştırılmasıyla yapılır. Bu amaçla korelasyon tablo-
yerini plazmalara bırakmıştır. En çok kullanılan plazma
larından yararlanılır veya varlığından şüphelenilen element-
türü ICP, İndüklenmiş Eşleşmiş Plazma (Inductively Cou-
lerin spektrumları kaydedilir ve örnekten elde edilen spek-
pled Plasma) dır. Plazma katyon ve elektron (bu ikisinin
trumla karşılaştırılır. Hatların en az üçünün dalgaboyu değer-
net toplam elektrik yükü 0 olmalıdır) içeren elektriksel olarak
lerinin uyuşması ile şüphelenilen elementin varlığı kanıtlanır.
iletken olan gaz halindeki iyon akımı olarak tanımlanabilir.
Atomik emisyon spektroskopisi daha çok elementlerin nicel
Kolay iyonlaştırılabilmesi ve inert olması nedeniyle ICP
analizinde kullanılır. Tablo da, çeşitli elementler için doğru
tekniğindeki plazma argon gazı ile oluşturulur. Çok çeşitli
akım arkı, kıvılcım ve lCP-emisyon spektroskopisi yöntemleri
yöntemlerle plazma oluşturmak mümkün olmakla beraber bu
ile elde edilebilen gözlenebilme sınırları verilmiştir. Atomik
yöntemde elektromanyetik olarak argon gazının indüksiyon
emisyon spektroskopisinde duyarlık, atomik absorpsiyon spek-
sarımlarında bir radyo frekans (rf) jeneratörü ile etkileştir-
troskopisinde olduğu gibi temel enerji düzeyinde oluşturulan
ilmesiyle elde edilir. Şekilde görüldüğü gibi örnek çözeltisi
atom sayısına bağlıdır ve spektral engellemelerin dışında kalan
argon gazı ile birlikte silindirik bir kuvartz tüp içinden plaz-
tüm engelleme türleri temel düzeydeki atom sayısını etkiler.
maya pompalanır. Çapı bu silindirik tüpten biraz daha büyük
olan ikinci bir kuvartz silindirin içinden ise plazmayı oluştura- ICP - emisyon spektroskopisi ise birçok üstünlüğü olan bir
cak argon gazı geçer. Dış silindirin uç kısmına değişik sayıda yöntemdir. Elde edilebilen yüksek sıcaklık nedeniyle, çok
indüksiyon sarımı sarılır ve bu sarımlar bir radyo frekans jen- kararlı bileşikler bile plazma sıcaklığında atomlarına ayrışır-
eratörüne bağlanır. Dıştaki silindirin ucunda radyo frekans lar. Ayrıca alevin kullanıldığı absorpsiyon ve emisyon spek-
jeneratöründen gelen ve indüksiyon sarımlarından geçen akım troskopisi yöntemlerinde, oksijenin yüksek kısmi basıncı ne-
nedeniyle bir elektromanyetik alan oluşur. Radyo frekans jen- deniyle toprak alkali elementleri nadir toprak elementleri ve
eratörünün frekansı 3 - 75 MHz arasında değişmekle beraber bor, silisyum gibi bozunmayan oksit ve hidroksit radikaller
ticari ICP-atom emisyon spektrometrelerinde frekans 27 MHz oluşturan elementlerin analizinde duyarlık düşüktür. Fakat
lik sabit bir değerde tutulur. Argon gazı akımında ilk elek- argon gazı ile oluşturulan plazmada bu elementlerin atom-
tronların oluşturulması bir elektron kaynağı (Tesla boşalımı) laştırılmasında böyle bir sorun yoktur. ICP-emisyon spek-
ile sağlanır ve elektronlar indüksiyon sarımının oluşturduğu troskopisi yönteminin diğer bir üstünlüğü plazmadaki yüksek
manyetik alanda hızlanarak argon atomlarıyla çarpışırlar ve elektron yoğunluğudur. Plazmadaki yüksek elektron yoğun-
argon iyonları ile daha fazla sayıda elektronun oluşmasını luğu analit atomlarının iyonlaşmasını büyük ölçüde engeller.
sağlarlar. Bu prosesin sürekli olarak tekrarlanmasıyla ortam- Ayrıca ark, kıvılcım, ve alevli kaynakların aksine plazmada
daki argon iyonu ve elektron sayısının artması sonucu oluşan sıcaklığın atomlaşma bölgesinin her yerinde aynıdır.
plazma manyetik alandan enerji absorplayarak 6000 - 10000 Atomik absorpsiyon yönteminde spektrofotometrenin opti-
K arasında değişen bir sıcaklığa ulaşır. Plazmanın manyetik mum koşullara ayarlanmasından sonra örnekte bulunan tek bir
alandan enerji absorplaması elektrik transformatörlerinde bir- elementin analizi yapılabilir. Atomik emisyon yöntemi ile ise
incil sarımdan ikincil sarıma enerji aktarımına benzer bir aynı anda, analizi mümkün olan tüm elementlerin birbirinin
prosestir. Bu plazmanın içine giren örnek çözeltisi atomlaşır yanında nitel ve nicel tayinleri yapılabilir. Çok kanallı ve
ve uyarılır. ardışık (sequential) spektrofotometrelerle çok sayıda elementin
Atomik emisyon spektroskopisi yönteminde kullanılan cihazın , 70 e yakın elementin aynı zamanda tayini yapılabilmektedir.
en önemli bileşeni dalgaboyu ayırıcılarıdır. Dalgaboyu ayırıcı Bu cihazlar 70 kadar elementin emisyon çizgi şiddetlerini aynı
olarak kullanılan monokromatörlerin çıkışında birçok çıkış ar- anda ölçecek şekilde tasarlanmıştır. Çok elementin aynı anda
alığı bulunur. Bu çıkış aralıklarının her birinin arkasına ölçüle- tayininde uyarma süresi daha fazladır.

Açık Kaynak Ders Notları Fen ve Mühendislik Bilimleri İçin Enstrümental Analiz
Atomik Floresans Spektroskopisi 5
5.1 Çalışma İlkesi absorplanan ışıma gücüne oranı olarak tanımlanır. Floresans
Atomların uyarılması kesikli veya sürekli bir ışık kaynağından güç verimi, kuantum verimi olarak da adlandırılır. Böylece
yayılan ışımanın absorplanması ile gerçekleşiyorsa uyarılmış floresans ışıması şiddeti için. F=YP
enerji düzeyine çıkan atomların temel enerji düzeyine dönerken Bir atomik floresans spektrometresinin temel bileşenleri
yaydıkları ışımanın ölçülmesi ilkesine dayanan yönteme atomik yukarıdaki Şekil de görülmektedir.
floresans spektroskopisi (AFS) adı verilir. Atomik floresansın
dört önemli türü Şekilde görülmektedir.
Yayılan ışımanın absorplanan ışıma ile aynı dalgaboyunda
olduğu floresans türüne rezonans floresans denir ve atomik flo-
resans spektroskopisi yönteminde nicel analız için genellikle bu
floresans türü kullanılır.
Direkt hat floresansı; uyarılmış enerji düzeyindeki atomun
ışıma yaparak ilk uyarıldığı enerji düzeyinden daha yüksek Figure 5.2: Atomik Floresans Spektroskopisi
enerjili bir düzeye dönmesi sonucunda oluşur. Bu durumda
yayılan floresans ışımasının dalgaboyu absorplanan ışımanın
dalgaboyundan daha büyüktür. Floresansın bu türüne Stokes
Bu yöntemde. yayılan floresans ışımasının şiddeti uyarmayı
floresansı adı verilir. Atomun temel düzeye dönüşü. başka bir
sağlayan ışık kaynağına dik bir açıda ölçülür. Bunun nedeni,
fotonun yayılması veya ışımasız bir prosesle gerçekleşir.
yayılan rezonans floresans ışımasının ışık kaynağının ışıması
ile aynı dalgaboyunda oluşudur. Floresans sinyalinin ısısal
olarak oluşan emisyon hatlarından ayrılmasını sağlamak için,
ışık örneğe bir ışık bölücü yardımı ile belirli bir frekansta gön-
derilir ve dedektör bu frekansa cevap verecek şekilde ayarlanır.
Atomik floresans spektroskopisinde hem sürekli, hem de hat
spektrumu yayan ışık kaynakları kullanılabilir. Yöntemin du-
yarlığı, ışık kaynağının şiddeti ile doğru orantılı olduğundan,
yüksek şiddete sahip ışık kaynakları kullanılır. En çok kul-
lanılan sürekli ışık kaynağı, ksenon ark lambası dır. Hat spek-
trumu veren ışık kaynağı olarak da, oyuk katot lambaları, elek-
trotsuz boşalım lambaları ve lazerler en çok tercih edilenlerdir.
Atomik floresans spektroskopisinde kullanılan alev veya grafit
fırının görevi, analiz örneğindeki elementleri atomlaştırmak ve
oluşan atomları ışık kaynağından yayılan ışımayı absorplaya-
Figure 5.1: Atomik Floresans Türleri bilmeleri için ışık yolunda tutmaktır. Atomların ısısal uyarıl-
maları, floresans yönteminde istenmeyen bir proses olduğu
için, alev veya grafit fırının sıcaklığı, atomlaşmayı sağlaya-
Basamaklı floresans olarak adlandırılan üçüncü floresans
cak değerden daha fazla olmamalıdır. Hat spektrumu veren
türünde uyarılmış enerji düzeyindeki atomun, ışımasız yoldan
lambaların ışık kaynağı olarak kullanıldığı uygulamalarda,
daha düşük bir enerji düzeyine geçişi ve bu düzeyden temel
aletin monokromatörünün ayırma gücünün çok büyük olması
düzeye dönerken yaydığı floresans ışıması söz konusudur.
gereksizdir. Sürekli ışık kaynağının kullanılması durumunda,
Basamaklı floresans da bir Stokes floresansı türüdür. çünkü
monokromatör, büyük ayırma gücüne sahip olmalıdır. Yön-
yayılan ışıma absorplanan ışımadan daha büyük dalgaboyun-
temde dedektör olarak, fotoçogaltıcı tüpler veya silisyum katı
dadır.
hal dedektörleri kullanılır. Katı hal dedektörlerinin duyarlığı
Bazı durumlarda uyarılmış enerji düzeyine çıkarılan atom, oldukça düşüktür.
yüksek enerjili taneciklerle yaptığı çarpışmalarla, daha yük-
sek enerjili bir uyarılmış düzeye çıkabilir. Floresans ışıması
atomun ya bu uyarılmış düzeyden temel düzeye, ya da temel
düzeyin üstünde bir enerji düzeyine dönmesi sırasında yayılır.
Her iki durumda da yayılan ışımaya ısısal destekli floresans
adı verilir. Yayılan ışımanın dalgaboyu, atomun döndüğü en-
erji düzeyine bağlı olarak absorplanan ışımanın dalgaboyun-
dan büyük veya küçük olabilir. Yayılan ışımanın, absorplanan
ışımadan daha küçük dalgaboyunda olması, anti-Stokes flore-
sans türüdür.
Floresansın gerçekleşebilmesi için, elementin ışık kaynağından
enerji absorplaması gerekir. Sonuç olarak, floresans ışıması
şiddeti, F, atomlaştırıcı hücre içindeki atomların absorpladığı
toplam güç P, ile doğru orantılıdır. Absorpsiyonun gerçek-
leşmesinden sonra, uyarılmış enerji düzeyine çıkan atomların
tümü floresans ışıması yapmaz, bunların bir kısmı ışımasız
yollarla temel enerji düzeyine dönerler. Floresans güç ver-
imi Y, atomların uyarılmış enerji düzeyinden temel enerji
düzeyine geçişlerinde yayılan floresans ışıması gücünün (watt), Figure 5.3: Atomik Floresans Spektroskopisi

15
16 Atomik Floresans Spektroskopisi

5.2 Analitik Uygulamalar troskopisi yöntemindeki girişimlerle tamamen aynıdır. Fakat


Atomik floresans spektroskopisi ile nicel analiz, genellikle kali- özellikle sürekli ışık kaynağının kullanıldığı uygulamalarda
brasyon doğrusu oluşturularak gerçekleştirilir. Rezonans flo- spektral engellemelerle çok daha sık karşılaşılır. Hat spek-
resans türünün kullanılması ile analizi yapılabilen çeşitli el- trumu veren lambaların kullanılması durumunda ise spektral
ementler ve analizin yapıldığı dalgaboyu değerleri, Tabloda girişimler ortamda analiz edilecek elementten başka bulun-
verilmiştir. abilecek bir elementin absorpsiyon hattının analiz elementinin
Atomik floresans spektroskopisi ile elde edilebilen gö- hattı ile çakışması durumunda ortaya çıkar. Atomlaştırıcı
zlenebilme sınırları, AAS ve AES yöntemleri ile ulaşılabilen hücre içindeki parçacıkların neden olduğu ışık saçılması atomik
değerlerle karşılaştırmalı olarak görülmektedir. Bu tablonun floresans yönteminde karşılaşılan en önemli girişim türüdür.
incelenmesi ile atomik floresans spektroskopisi yönteminin bazı Özellikle grafit fırınların Atomlaştıncı olarak kullanıldığı
elementler için atomik absorpsiyon ve atomik emisyon spek- aletlerde saçılma analizde ciddi sorunlar yaratır. Bunun önüne
troskopisi yöntemleri ile rekabet edebilecek duyarlıkta olduğu geçilmesi için uygulanan yöntemler örnek çözeltisinin içerdiği
anlaşılabilir. Ayrıca bu yöntemin önemli bir üstünlüğü ışık bileşenlerin standart çözeltilere de eklenmesi analiz için saçıl-
kaynağının şiddetinin arttırılması ile duyarlığın arttırılabilme- manın daha az olduğu farklı bir spektral hat kullanılması ve
sidir. Sürekli ışık kaynakları ile yapılan analizlerde örnekte Zeeman etkisinden (manyetik alan uygulanmasında atomik en-
bulunan elementlerin tayinleri birbirinin yanında ve aynı anda erji düzeylerinin yarılması) yararlanılmasıdır.
yapılabilir. Yani bu yöntem de atomik emisyon spektroskopisi
yöntemi gibi. çok elementli analizin gerçekleştirilebildiği bir
yöntemdir.

Table 5.1: Rezonans floresansı ile analiz edilebilen bazı ele-


mentlerin dalga boyu değerleri
Element λ, nm Element λ,nm
Ag 328.1 Mg 285.2
As 193.7 Mn 279.5
Cu 324.8 Ni 232.0
Fe 248.3 Na 589.0
Ca 422.7 Sr 460.7

5.3 Girişimler
Atomik floresans spektroskopisi yönteminde karşılaşılan
kimyasal ve iyonlaşma girişimleri atomik absorpsiyon spek- Figure 5.4: Atomik Floresans Spektrumu

Açık Kaynak Ders Notları Fen ve Mühendislik Bilimleri İçin Enstrümental Analiz
UV/VIS Moleküler Absorpsiyon Spektroskopisi 6
6.1 Çalışma İlkesi

Moleküler absorpsiyon spektroskopisi 160-780 nm dalga boy-


ları arasındaki ışığın b ışın yoluna sahip bir hücredeki çözel-
tinin geçirgenliğinin (T) veya absorbansının (A) ölçümüne
dayanır. Bu absorpsiyon daha çok moleküllerdeki bağ elek-
tronlarının uyarılmasından kaynaklanır, bunun sonucu olarak
moleküler absorpsiyon spektroskopisi bir moleküldeki fonksiy-
onel grupların tanımlanmasında ve aynı zamanda fonksiyonel
grupları taşıyan bileşiklerin nicel tayininde kullanılır. UV/GB
spektroskopisi çok sayıda organik ve inorganik bileşiğin anal-
izinde kullanılmaktadır.
Figure 6.1: Bir organik moleküldeki elektronik geçişler

6.1.2 σ → σ ∗ Geçişleri
UV/GB Bölgesindeki Geçişler Bir molekülde σ bağ orbitalindeki bir elektron, Vakum UV
bölgesindeki bir ışını absorplayarak antibağ orbitaline uyarılır,
• σ, π ve n orbitalleri arasındaki geçişler (organik bu durumda σ → σ ∗ geçişi meydana gelmiş olur. Diğer
moleküllerde) elektronik geçişlere kıyasla σ → σ ∗ geçişleri için gereken en-
erji oldukça yüksektir. Örneğin, sadece C-H bağları içeren
• d ve f orbitalleri arasındaki geçişler (koordinasyon kom- ve dolayısıyla sadece σ → σ ∗ geçişleri gösterebilen metan
plekslerinde) (CH4)’ın 124 nm’de bir absorpsiyon maksimumu vardır. Etan
(C2H6)’ın absorpsiyon piki ise 135 nm’de görülür, bu geçiş C-
• Yük aktarım geçişleri (hem organik moleküller ve hem C bağ elektronlarından kaynaklanır, C-C bağının kuvveti C-H
de komplekslerde) bağınınkinden daha az olduğundan, bunun uyarılması daha az
enerji ister.

6.1.3 n → σ ∗ Geçişleri:
6.1.1 σ, π ve n orbitalleri arasındaki geçişler Bu geçişler ortaklanmamış elektron çiftleri içeren bileşik-
lerde (bağ yapmayan orbitalde bulunan elektronlar) gözlenir.
Genelde bu geçişler n → σ ∗ geçişlerinden daha az enerji gerek-
Organik bileşiklerde 185 nm den daha düşük dalga boylu ışın- tirir ve absorpsiyon piklerinin çoğu 150-250 nm aralığındaki
ları absorplayan geçişleri incelemek zordur, çünkü vakum UV bölgede yer alır. Çizelgede, bazı tipik n → σ ∗ geçişlerine ait
bölgesine düşer. Bir organik molekülde absorpsiyona neden absorpsiyon verileri görülmektedir. Bu tip absorpsiyona özgü
olan elektronlar şunlardır; bağ elektronları ( σ ve π bağ orbital- molar absorptiviteler düşük veya orta şiddetlidir ve çoğun-
lerindeki elektronlar ) Oksijen, kükürt, azot, halojenler gibi lukla 100-3000 L.cm-1.mol-1 aralığında yer alır. n → σ ∗ geçiş-
atomların çevresinde bulunan ortaklanmamış elektron çiftleri lerine ait absorpsiyon maksimumları, su ve etanol gibi polar
( n bağ yapmayan orbitaldeki elektronlar) çözücüler varlığında daha düşük dalga boylarına kayma eğil-
imindedir. ultraviyole bölgede yer alan n → σ ∗ pikleri veren
İki atom orbitalinin doğrusal bileşimi ile (Lineer Combination organik fonksiyonel grupların sayısı nispeten azdır.
of Atomic Orbitals) iki tane molekül orbitali meydana gelir;
AO lerinden daha düşük enerjili bağ molekül orbitali ve daha 6.1.4 n → π ∗ , ve π → π ∗ Geçişleri
yüksek enerjili antibağ (veya karşı bağ) molekül orbitali. Or- 200-700 nm arasındaki spektral bölgede absorpsiyon yap-
bital Türleri şunlardır ; sigmaorbitalleri ; AO lerinin “uç uca” tıklarından UV/GB spektroskopisinde en çok karşılaşılan
örtüşmesi, diğer bir değişle tek lop örtüşmesi ile oluşur. Şekil geçişlerdir. Bu geçişlerin her ikisi de, π ∗ orbitallerini içerdiğin-
de gösterildiği gibi, bir sigma orbitalinin yük yoğunluğu bağ den doymamış fonksiyonel grup içeren organik bileşiklerde gö-
ekseni çevresinde simetriktir. Organik moleküllerde daha çok zlenir. Diğer bir deyişle, bu doymamış absorplayıcı merkezler
s-s, p-p veya s-p orbitalleri arasında meydana gelir. kromofor olarak adlandırılır.

Pi orbitalleri, iki tane p AO lerinin “yan yana” örtüşmesi ile n → π ∗ geçişlerinin molar absorptiviteleri çoğu kez düşük olup,
oluşurlar. İki lop örtüşmesi ile meydana gelirler. Bu orbitaller genellikle 10-100 L.cm-1.mol-1 aralığında yer alırlar; buna
bağ ekseni doğrultusunda düğüm düzlemine sahiptir. Yük karşılıkπ → π ∗ geçişlerine ait değerler normal olarak 1000-
yoğunlukları bağ ekseninin altında ve üstünde bulunur. Bağ 10000 arasına rastlar.
yapmayan orbitaller (n) . s orbitali p orbitalinin iki lobu ile Bu iki absorpsiyon tipi arasındaki diğer bir karakteristik fark,
örtüşürse toplam örtüşme sıfır olur. çözücünün, piklerin dalga boyu üzerindeki etkisidir. n → π ∗
geçişlerine ilişkin pikler, genellikle çözücünün artan polar-
Çoğu kez, bağ yapmayan orbitalin enerji seviyesi, bağ ve an- lığıyla daha düşük dalga boylarına kayar (hipsokromik veya
tibağ (karşıbağ) orbitallerinin enerji düzeylerinin arasında yer maviye kayma). Her zaman olmasa bile çoğu kez π → π ∗
alır. Şekilde gösterildiği gibi, organik moleküllerde dört tür geçişleri için karşıt eğilim (bathokromik veya kırmızıya kayma)
elektronik geçiş olasıdır: σ → σ ∗ , n → σ ∗ , n → π ∗ ve π → π ∗ geçerlidir.

17
18 UV/VIS Moleküler Absorpsiyon Spektroskopisi

Hipsokromik kayma bağ yapmamış elektron çiftinin solvasyon 6.3 Yük aktarım geçişleri
etkisiyle n bağ yapmayan orbitalin enerji seviyesinin düşmesin-
Analitik amaçlar doğrultusunda yük-aktarım absorpsiyonu
den kaynaklanır. Bu çeşit etkilerin en şiddetlisi (300 nm
gösteren türler özel bir öneme sahiptir. Çünkü bunların molar
veya daha fazla maviye kayma), su ya da alkol gibi po-
absorptiviteleri çok yüksektir (maks> 10000). Bir inorganik
lar hidrolitik çözücülerde, çözücü protonlanyla bağ yapmamış
kompleks, yük-aktarım absorpsiyonu gösterir Bu tür komplek-
elektron çifti arasındaki hidrojen bağı oluşumu ile ortaya çıkar.
slerin bilinen örnekleri; demir(III)’in tiyosiyanat ve fenolat-
Bu durumda n orbitallerinin enerjisi, yaklaşık olarak hidro-
ları, demir(Il)’in o-fenantrolinle verdiği kompleks, moleküler
jen bağının enerjisi kadar düşer ve yaklaşık olarak hidrojen
iyodun iyodür kompleksi (I3-) ve prusya mavisi (Fe(CN)6-4/
bağının enerjisine karşılık gelen bir maviye kayma görülür.
Fe(CN)6-3) dir. Bir kompleksin yük aktarım absorpsiyonu
Molekül orbital yaklaşımında, π elektronlarının delokalizasy- olabilmesi için bileşenlerinden birinin elektron verici diğerinin
onu konjugasyonla artar. Böylece π ∗ orbitallerinin enerjisi ise elektron alıcı olması gerekir. Bu durumda ışın absorp-
düşerek daha az antibağ karekterine sahip olur. Çizelgede siyonu elektron vericiden elektron alıcının orbitaline geçişine
görüldüğü gibi organik moleküllerdeki çoklu kromofor absorp- ilişkindir. Organik bileşikler pek çok ilginç yük-aktarım kom-
siyonlarının yaklaşık olarak toplanabilir olduğu görülmekte- pleksi oluştururlar. Buna bir örnek, görünür alanda kuvvetli
dir; burada ön koşul söz konusu kromoforların birbirinden absorpsiyon gösteren kinhidron (yani 1:1 kinon ve hidrokinon-
birden fazla tek bağ ile ayrılmış olmasıdır. Kromoforların dan oluşan kompleks)dur. Diğer bazı örnekler iyodun aminler,
konjügasyonları spektral özellikler üzerinde daha büyük etk- aromatik bileşikler ve sülfürler ile verdiği komplekslerdir.
ilere sahiptir.Örneğin,1,3-bütadien, CH2=CHCH=CH2, kon-
jüge olmamış “dien” lere karşılık gelen piklere göre 20 nm daha 6.4 UV/GB Spektrofotometreler
uzun dalga boyuna kayan kuvvetli bir absorpsiyon bandı gös-
terir. Eğer üç adet çift bağ konjüge durumda ise gözlenen
bathokromik etki daha büyüktür.
Aldehit, keton ve karboksilik asitlerdeki çifte bağlı oksijen
ile olefinik bir çifte bağ arasındaki konjügasyon, benzeri bir
davranışa yol açar. Konjüge sistemlerde absorpsiyon bant-
larının dalga boyları, çifte bağlı atomlara bağlı grupların cins-
lerine duyarlıdır. Bu tür sübstitüsyonların absorpsiyon mak-
simumları üzerindeki etkilerini tahmin etmek için çeşitli am-
pirik kurallar geliştirilmiş ve bunların yapısal tayinlerde yararlı
oldukları kanıtlanmıştır.
6.2 d ve f elektronları içeren kompleksler
Çoğu geçiş metali iyonları, spektrumun UV veya GB de ab-
sorpsiyon gösterirler, geçiş metallerinin spektral özellikleri, 3d
ve 4d orbitallerinin çeşitli enerji seviyeleri arasındaki elek-
tronik geçişlerden kaynaklanır. Lantanit ve aktinit serileri için
absorpsiyon bandları 4f ve 5f elektronlarının elektronik geçiş-
lerinden kaynaklanır.
İlk iki geçiş metalleri serisindeki 18 elementin iyon ve kom-
pleksIeri, bu elementlerin tüm yükseltgenme basamaklarında
olmasa bile birinde görünür ışığı absorplama eğilimindedirler.
Ancak, lantanit ve aktinit elementlerinin tersine, bunlarda ab-
sorpsiyon bantları genellikle geniştir ve kimyasal çevre faktör-
lerinden kuvvetle etkilenir. Örneğin, su ile kompleks yapan
bakır(ll) iyonu soluk mavi rengine karşılık, amonyak ile kom- Figure 6.2: Çift Işın Yollu UV/GB Spektrofotometre
pleks yapan bakır(II) iyonu koyu mavi renktedir.
Geçiş metal iyonlarının renklerini ve bu renkler üzerinde
Tek ışık yollu spektrofotometrelerde aynı dalga boyunda
kimyasal çevrenin etkisini açıklamak için iki kuram geliştir-
çözücüye karşı Işık yolu kapatılarak sıfır geçirgenlik ayarı ve
ilmiştir. Bu iki kuramdan daha basit olanı, "kristal alan ku-
de ışık yolu açılarak %100 geçirgenlik ayarı yapılır. Aynı
ramı" olup, kalitatif anlamda yeterlidir. Bir kompleks oluşu-
dalga boyunda analit içeren çözeltinin absorbansı ölçülür.
munda çeşitli enerji düzeylerine ayrılan d orbitalleri arasındaki
Çift ışık yollu cihazlarda her dalga boyu için ayrı ayrı 0
geçişler, GB de absorpsiyon verir. Bu geçişler komplekslerin
ve 100 ayarları yapmak yerine, monokromatörden çıkan ışık
çeşitli renklerde oluşlarını açıklar.
eşit şiddete iki demete bölünerek birinin ölçülecek örneğe
Çoğu lantanit ve aktinit elementinin iyonları, ultraviyole ve diğerinin çözücünün bulunduğu kaba gönderilmesiyle ölçüm
görünür bölgede absorpsiyon yapar. Birçok inorganik ve or- süresi azaltılır. Böylece örnekteki geçirgenlik değeri sürekli
ganik absorpsiyon yapan maddenin davranışından belirgin olarak çözücününki ile karşılaştırılmış olur. Işık Kaynakları
biçimde farklı olarak, bunların spektrumları dar, iyi tanım- UV ve GB de Döteryum, W, H2, Civa buhar ve Xe lambası
lanmış ve karakteristik absorpsiyon piklerinden oluşur ve bu gibi sürekli ışık kaynakları kullanılır. Tungsten (W) lambası
pikler, metal iyonuna bağlanmış ligandın tipinden az etkilenir. görünür ve yakın IR arasında ışık yayar. Elektrik akımı ile
Lantanit serisi elementlerinin absorpsiyonlarından sorumlu ısıtılan tungstenden yayılan ışık bir siyah cisim ışıması olup,
olan geçişler 4f elektronların çeşitli enerji düzeylerine ilişkin 320 nm ile 3000 nm arasındaki bölgeyi kapsar. UV bölgede
görünürken, aktinit serilerinde ışınla etkileşim halinde olan en çok kullanılan (180-380 nm) hidrojen ve döteryum elek-
elektronlar 5f elektronlarıdır. Bu orbitaller, daha yüksek triksel boşalım lambalarıdır. Düşük basınçta (5 mmHg) H2
baş kuantum sayılarındaki orbitallerdeki elektronlar tarafın- veya D2 gazı içeren bu lambalarda 40 V luk doğru akım uygu-
dan perdelenir. Bunun sonucu olarak bantlar dar olur ve bun- lanarak elektriksel boşalım elde edilir. Xe ark lambası 150-
lar çözücünün veya dış elektronlarla bağlı türlerin doğasından 700 nm de ışık yayar. Civa buhar lambası her iki bölgede
pek fazla etkilenmezler. de ışıma yayar. Monokromatörler UV/GB de monokromatör

Açık Kaynak Ders Notları Fen ve Mühendislik Bilimleri İçin Enstrümental Analiz
6.5 Beer Kanunundan sapmalar 19

olarak prizma veya optik ağ kullanılır. Dedektörler Dedektör Dalga Boyu Seçimi Normal olarak spektrofotometrik ab-
olarak, fotoçoğaltıcı tüp veya fotovoltaik tüp kullanılır. sorbans ölçümleri, bir absorpsiyon bandına karşı gelen bir
6.5 Beer Kanunundan sapmalar dalgaboyunda yapılır, çünkü birim derişim başına absorbans
değişimi bu noktada en fazladır; bu şekilde maksimum du-
Beer Kanunu genellikle 0,01 M dan büyük derişimlerde
yarlılık sağlanmış olur. Buna ek olarak absorpsiyon eğrisi
doğrusallıktan sapar. Yüksek derişimlerde absorpsiyon yapan
genellikle bu bölgede düzdür; bu koşullar altında Beer yasasına
moleküller arası uzaklık azalır ve Moleküllerin yük dağılımı
iyi bir uyum beklenebilir Son olarak ölçümler, cihazın dalga
bozulur. Bu da absorpsiyonu etkiler, çözeltilerin seyreltilmesi
boyu ayarının tam olarak tekrarlanmasındaki hatalardan
bunu giderir.
gelebilecek belirsizliklere daha az duyarlıdır.
Analitin ayrışması durumunda ise kimyasal sapma görülür. Bu
genellikle asit/baz indikatörlerinin sulu çözeltilerinde gözlenir. Absorbansı Etkileyen Değişkenler Bir maddenin absorpsiyon
Ayrıca Monokromatörün dalga boyunu tam olarak ayıra- spektrumunu etkileyen başlıca değişkenler çözücünün cinsi,
madığında az da olsa sapma görülür. Prizma, mercek ve fil- çözelti pH’ sı, sıcaklık, elektrolit derişimi ve bozucu mad-
trelerin yüzeyinde oluşan kaçak ışınlar da sapmalara neden delerin varlığıdır. Bu değişkenlerin etkileri bilinmelidir ve
olur. Aletsel sapmalarda daima düşük absorbans okuması gö- analiz koşulları öyle seçilmelidir ki, absorbans, bunların
zlenir. büyüklüklerindeki ufak ve kontrol edilmeyen değişmelerden
Analitik Uygulamalar Kalitatif Analiz Ultraviyole ve görünür ciddi olarak etkilenmesin.
olan spektrofotometri, kalitatif analizde sınırlı bir uygula-
maya sahiptir. çünkü absorpsiyon maksimum ve minimum- Hücrelerin Temizlenmesi ve Kullanımı Doğru spektrofo-
ların sayısı oldukça sınırlıdır. Bu yüzden, kuşkuya yer tometrik analizlerde, birbirleriyle uyumlu, iyi-kalite absorp-
bırakmayacak biçimde kesin bir kalitatif analiz yapmak çoğu siyon hücrelerinin kullanılması gerekir. Bu hücreler, çizilme-
kez olanaksızdır. Bir organik bileşiğin görünür ve ultraviy- den, aşınmadan ve eskimeden gelebilecek farklılıkları belir-
ole bölgelerdeki bir absorpsiyon spektrumu kromofor olarak lemek için düzenli olarak birbirlerine karşı kalibre edilmelidir.
davranan belirli fonksiyonel grupların varlığını belirtmek için Aynı şekilde önemli olan bir diğer husus, uygun hücre tem-
yararlıdır. Örneğin; artan çözücü polarlığıyla küçük dalga izleme ve kurutma tekniklerinin kullanımıdır. Ölçüm öncesi
boylarına kayan, 280-290 mn arasındaki zayıf bir absorpsiyon hücre yüzeyleri, spektroskopik saflıkta metanol emdirilmiş
bandı, oldukça belirgin biçimde bir karbonil grubunun var- mercek silme kağıdıyla temizlenir. Kağıt bir hemostat ile tutu-
lığını gösterir. Titreşimsel ince yapının belirtilerini taşıyan lur; silme işlemi sonrası hücre yüzeylerindeki metanol buhar-
260 nm civarındaki zayıf bir absorpsiyon bandı, bir aromatik laştırılır. GB de cam UV bölgede ise kuvars hücre kullanılır.
halkanın varlığına kanıt oluşturur. Bir aromatik amin veya
bir fenolik yapının varlığının doğrulanması, numuneyi içeren Absorbans ile Derişim Arasındaki Bağıntının Tayini Analize
çözeltilerin spektrumlarıyla Çizelgelerdeki, fenol ve anilin uygun koşullara karar verdikten sonra, numunelerden" bek-
’in piklerinin karşılaştırılması yoluyla sağlanabilir Kantitatif lenen derişim aralığını içine alacak biçimde bir seri standart
Analiz Absorpsiyon spektroskopi, kantitatif analiz için elver- çözeltiden bir kalibrasyon eğrisi hazırlamak gerekir. Beer
işli olan en yararlı ve en yaygın kullanılan araçlardan biridir. yasasına tam uygunluk varsayımıyla molar absorptiviteyi
Spektrofotometrik ve fotometrik yöntemlerin önemli özellikleri tayin etmek için tek bir standart kullanmak, ancak nadiren
şu hususları içerir: (1) hem organik hem de inorganik sistem- uygundur. Bir analizin sonuçları, molar absorptivite için ver-
lere yaygın uygulanabilirlik, (2) 10-4 M’dan 10-5 M’a kadar ilen bir literatür değerine hiçbir zaman dayandırılmamalıdır.
değişen tipik duyarlılık değerleri (bu sınır belirli modifikasy-
onlarla 10-6 - 10-7 M’a kadar indirilebilir, (3) orta-derecede
seçimlilik, (4) iyi bir doğruluk (tipik olarak % 1 ila % 3
arasında bağıl belirsizlik değerlerine rastlanırsa da özel ön- 6.5.1 Absorplayan Maddelerin Karışımlarının
lemlerle hatalar binde birkaç düzeyine indirilebilir), (5) veri Analizi
toplama kolaylığı ve elverişliliği
Absorplamayan Türlerle İlgili Uygulamalar Işın absorpla-
mayan türlerle çok sayıda reaktif reaksiyon vererek ultraviy-
ole veya görünür bölgede kuvvetle absorplayan ürünler oluştu- Bir çözeltinin verilen bir dalga boyundaki toplam absorbansı,
rurlar. Bu tür reaktiflerin kantitatif analize başarıyla uygulan- çözeltide var olan bileşenlerin bireysel absorbansları toplamına
ması, çoğu kez renk oluşturma reaksiyonunun hemen hemen eşittir. Söz konusu bileşenlerin spektrumları çakışsa bile, bu
tamamlanmaya zorlanmasını gerektirir. Burada dikkat çek- bağıntı yardımıyla bir. karışımın bileşenlerinin her birinin kan-
ilmesi gereken bir husus, renk oluşturucu reaktiflerin genel- titatif tayini mümkün olur. Şekil ’de verilen M ve N; ’nin
likle aynı zamanda geçiş metal iyonları gibi ışın absorplayan spektrumları incelendiğinde, karışımının absorbansının sadece
türlerin tayininde kullanılmasıdır; bu şekilde elde edilen bir bileşenden ileri geldiği hiçbir dalga boyunun bulunmadığı
ürünün molar absorptivitesi çoğu kez reaksiyona sokulmamış görülecektir; şu halde M ya da N’in tek bir ölçüm ile tayini
(başlangıçtaki) türün absorptivitesinden ondalık mertebeleri imkansızdır.
kadar yüksek olacaktır. Çok sayıda kompleksleştirici madde,
inorganik türlerin tayininde uygulama bulur. Bu alanda tipik
inorganik reaktifler; demir, kobalt ve molibden için tiyosiyanat
iyonu; titan, vanadyum ve krom için hidrojen peroksitin any- 6.6 Spektrofotometrik Titrasyonlar
onu; bizmut, palladyum ve tellür için iyodür anyonudur.
Daha da önem taşıyanlar, katyonlarla kararlı, renkli kom-
pleksler oluşturan organik selatlaştırıcılardır. Bunlara örnek,
demir tayini için o-fenantrolin, nikel için dimetilglioksim, bakır Daha seyreltik analit derişimlerinde, birden fazla ölçüm sonu-
için dietilditiyokarbamat ve kurşun için difenilditiyokarbazon cunda kantitatif ölçümler yapılır. Tepkime tamlığının düşük
gibi ligandlar verilebilir. İşlemlerle İlgili Ayrıntılar Bir fo- olduğu çiftlerin titrasyonu için de uygundur. A+ xxx tep-
tometrik veya spektrofotometrik analizde, ilk adımlar, çalışma kimesi için Analitin, Titrantın ve Ürünün spektrofotometrik
koşullarının oluşturulmasına ve derişim ile absorbans arasında olarak aktif olduğu yani absorpsiyon yaptığı durumlarda
bir kalibrasyon eğrisinin hazırlanmasına dayanır. titrasyon yapılır ve Dönüm noktası belirlenir.

Açık Kaynak Ders Notları Fen ve Mühendislik Bilimleri İçin Enstrümental Analiz
20 UV/VIS Moleküler Absorpsiyon Spektroskopisi

karşı gelen mol kesirlerinin oranı, XM/XL kompleksin for-


mülünde bulunan metal iyonu/ ligand oranını verir. Bu değer
0,5 ise ML, 0.33 ise ML2 0,25 ise ML3 0,20 ise ML4 kompleksi
söz konusudur.
Elde edilen grafikte, özellikle stokiyometrik orana yakın olan
yerlerde gözlenen doğrusallıktan sapmalar, ML= M + L kom-
pleks dengesinde, bir miktar kompleksin bozunmasından ve
ışığı absorplayan ML türü yerine ışığı absorplamayan M ve
L türlerinin oluşmasından kaynaklanır. Bu sapma miktarının
ölçülmesi ile kompleksin denge sabiti hesaplanabilir.
Metal iyonu/ ligand oranının bire eşit olduğu ML türü bir
kompleks için elde edilen ve Şekilde görülen türden bir eğride
Figure 6.3: Spektrofotometrik Titrasyonlar herhangi bir mol kesri X değerinde ölçülen değeri ile doğru üz-
erinde bu noktaya karşı gelen teorik At değerinin oranı eşitliği
ile belirlenir. Burada C değeri için metal iyonu veya ligandın
6.7 Komplekslerin Spektrofotometrik İncelen- hangisi küçükse ona ait değerler kullanılır. Bunun nedeni kom-
mesi pleksin ancak ortamda daha az bulunan tür kadar oluşabilme-
Sürekli değişme yöntemi Spektrofotometrik ölçümlerle ışığı sidir.
absorplayan bir geçiş metali iyonu kompleksindeki, metal / Mol oranı yöntemi : Bu yöntemde. ligand derişiminin değiştir-
ligand oranı, yani kompleksin stokiyometrisi belirlenebilir. ildiği ve metal iyonu derişiminin sabit tutulduğu bir dizi çözelti
Metal iyonu ile ligand arasında tek bir kompleksin oluş- hazırlanır. Bu çözeltilerin her biri ile ışığı sadece kompleksin
tuğunu ve seçilen dalgaboyunda sadece bu kompleksin ışığı absorplayacağı dalgaboyunda absorbans ölçülür. Bu değerler
absorpladığını düşünelim. Bu yöntemde ligand derişimi CL CL/CM oranına karşı grafiğe geçirildiğinde Şekilde görülen ve
ile metal iyonu derişiminin CM toplamının, CT = CL + CM titrasyon grafiğine benzeyen bir grafik elde edilir. Bu eğride
sabit tutulduğu bir dizi çözelti hazırlanır ve her bir çözeltiyle doğrusal kısımlar birbirine doğru uzatılarak kesiştirilir. Kesim
kompleksin absorbansı ölçülür. Bu Absorbans değerleri metal noktasındaki CL/CM oranı kompleksteki stokiyometrik orana
iyonunun veya ligandın mol kesrine X, karşı grafiğe geçirilir. eşittir. Kesim noktası civarındaki bir derişimde ölçülen Aö
Elde edilen eğrilerin yükselen ve alçalan kısımların uzatılması değeri ile aynı derişim değerinde doğru üzerinde okunan teorik
ile oluşturulan iki doğru parçası kesiştirilir. Kesim noktasına At değeri kullanılarak kompleksin kararlılık sabiti hesaplanır.

Açık Kaynak Ders Notları Fen ve Mühendislik Bilimleri İçin Enstrümental Analiz
Moleküler Lüminesans Spektroskopisi (Floresans, 7
Fosforesans, Kemilüminesans)

7.1 Çalışma İlkesi lama prensibi, bir atomdaki iki elektron için dört kuantum
sayısının hepsinin birden aynı olamayacağını belirtir. Bu sınır-
Bu yöntemlerin her birinde, analit molekülleri, emisyon (flo-
lama, bir orbitalde iki elektrondan daha fazla elektron bulun-
resans, fosforesans ve kemilüminesans) spektrumları kalitatif
mamasını ve ayrıca iki elektronun da zıt spinli olmasını gerek-
veya kantitatif bilgiler sağlayacak şekilde uyarılır. FIore-
tirir. Bu şartlar altında, spinler eşleşmiştir. Spin eşleşmesi
sans ve fosforesans, uyarılmanın fotonların absorpsiyonu ile
sebebiyle, moleküllerin çoğu net manyetik alan göstermez ve
olması bakımından benzerdirIer. Bunun bir sonucu olarak,
bu yüzden diamanyetik olarak adlandırılır. Yani bunlar, dur-
bu iki olay, sıklıkla daha genel bir terim olan fotolümine-
gun manyetik alan tarafından ne çekilir ne de itilirler. Buna
sans ile ifade edilir. Sonradan görüleceği gibi, floresans, flo-
karşılık, eşleşmemiş elektronlar içeren serbest radikallerin bir
resanstan sorumlu elektronik enerji aktarımının elektronun
manyetik momenti vardır ve bunun sonucu olarak bir manyetik
spininde bir değişiklik oluşturmaması ile fosforesanstan ayrılır.
alan tarafından çekilir. Bu yüzden serbest radikaller para-
Bunun bir sonucu olarak, floresans hemen yok olan (<10-5s)
manyetik olarak adlandırılır.
bir lüminesans olup, kısa ömürlüdür. Buna karşılık fosfore-
sans emisyonları ile ilişkili elektron spinindeki bir değişme, 7.3 Cihazlar
ışınlamanın bitmesinden sonra kolayca tespit edilebilir bir Fotolüminesans ölçülmesi için kullanılan cihazların çeşitli
süre kadar, genellikle birkaç saniye veya daha uzun, ışımanın bileşenleri, ultraviyole görünür bölge fotometreleri veya spek-
sürmesine sebep olur. Bir çok durumda, floresans veya fosfore- trofotometrelerinde bulunanlarla benzerdir. Şekilde florime-
sans olarak foto lüminesans emisyonu, onu uyarmak için kul- treler ve spektroflorometrelerdeki bu bileşenlerin tipik bir
lanılan ışımanınkinden daha uzun dalga boyundadır. Lümi- dizilişi görülmektedir. Hemen hemen bütün floresans ciha-
nesansın üçüncü tipi olan kemilüminesans, bir kimyasal reak- zlarında güç kaynağındaki dalgalanmaları dengelemek (etk-
siyon sonucu oluşan uyarıImış bir türün emisyon spektrumuna isini gidermek) için çift-ışınlı optik sistem kullanılır. Numune-
dayanır. Bazı durumlarda, uyarıImış tür, analit ve uygun den gelen ışın, önce floresans uyaracak ışınları geçiren fakat
bir reaktif (ozon veya hidrojen peroksit gibi kuvvetli bir yük- floresans emisyonunun dalga boyundaki ışınları dışarıda tutan
seltgen) arasındaki bir reaksiyonun ürünüdür. Bu durumda veya sınırlayan bir uyarılma filtresinden veya bir monokro-
sonuç, analitin kendisinden çok, analitin veya reaktifin yük- matörden geçer. Floresans numuneden bütün yönlere doğru
seltgenme ürününün karakteristik bir spektrumudur. Diğer olur, fakat en uygun şekilde floresans uyarma ışınına dik açı-
durumlarda, analit kemilüminesans reaksiyonunda doğrudan dan gözlenir; diğer açılarda çözeltiden ve hücre duvarların-
yer almaz; bunun yerine, analitin bir kemilüminesans reaksiy- dan oluşan saçılma, şiddet ölçümünde büyük hatalara sebep
onuna olan yavaşlatıcı veya katalitik etkisi analitik parametre olabilir. Yayılan ışın, ölçme için floresansı ayıran ikinci bir
olarak iş görür. Fotolüminesans veya kemilüminesansın şidde- filtreden veya monokromatörden geçtikten sonra bir dedek-
tinin ölçümü, eser miktarlardaki önemli bazı inorganik veya töre ulaşır. Referans ışın demeti ise, ışığın gücünü yaklaşık
organik türün kantitatif tayinini mümkün kılar. Günümüzde, olarak floresans ışınlarınkine azaltan bir azaltıcıdan geçer (güç
florimetrik yöntemlerin sayısı, fosforesans ve kemilüminesans azaltılması ekseriya 100 kat veya daha fazladır). Referans ve
yöntemlerinin uygulamalarının sayısından önemli ölçüde daha numune fotoçogaltıcı tüplerden gelen sinyaller, sonra çıktıyı
fazladır. NO + O3 – NO2* + O2 NO2* —> NO2 + h v (600 bir metreye veya kaydedici ile gösteren bir fark yükselticisine
- 2800 nm) gönderilir.
7.2 Floresans ve Fosforesans 7.4 Analitik Uygulamaları
Floresans basit veya karmaşık gaz, sıvı ve katı kimyasal sis- Floresans ve fosforesans yöntemleri absorbansa dayalı spektro-
temlerde meydana gelir. Floresansın en basit tipi, seyreltik fotometrik ölçümlerden daha düşük derişim aralıklarına uygu-
atomik buharların gösterdiği floresanstır. Örneğin, buhar lanabilir. Yüksek duyarlık ışık kaynağının gücünü artırmak
halindeki sodyum atomlarının 3s elektronları, 589,6 ve 589 suretiyle sağlanabilir. Ancak fotolüminesans yöntemlerinin
nm lik dalga boylarındaki ışınların absorpsiyonu ile 3p enerji kesinlik ve doğruluğu absorpsiyona dayalı spektrofotometrik
seviyesine uyarılabilir. 10-5 - 10-8 s sonra, elektronlar temel yöntemlerden daha düşüktür. Floresans oluşturan kompleks
duruma geri döner ve her yöne doğru, aynı iki dalga boyunda oluşturarak metal iyonlarının emisyonu ölçülebilir. Florometik
ışın yayar. Frekansta değişiklik olmaksızın absorplanan ışının analizin organik ve biyokimyasal türlere çok sayıda uygulaması
yeniden yayılmasını kapsayan floresansın bu tipi rezonans ışı- vardır. Florometrenin en önemli uygulamaları, gıda ürün-
ması veya rezonans floresansı olarak bilinir. Birçok moleküler leri, ilaç, klinik numuneler ve doğal ürünlerin analizidir. Fos-
tür, rezonans floresansı da gösterir. Bununla beraber çok sık foresans ve floresans yöntemleri birbirlerini tamamlama eğil-
olarak, moleküler floresans veya fosforesans bantları rezonans imindedirler. çünkü, kuvvetli floresans yapan bileşikler zayıf
çizgisinden daha uzun dalga boylarında merkezlenmiş olarak fosforesans, kuvvetli fosforesans yapan bileşikler de zayıf flo-
bulunur. Bu uzun dalga boylarına veya düşük enerjilere kayma resans yaparlar. Örneğin, bitişik halkalı aromatik hidrokar-
stokes kayması olarak ifade edilir. bonlar arasında, halojenler veya sülfür gibi daha ağır atom-
Uyarılmış elektronik; halin enerji kaybetmesi, fosforesans ları içerenler, genellikle kuvvetli olarak fosforesans yaparlar;
yoluyla da olabilir . Triplet bir halde sistemler arası geçişten, diğer taraftan, ağır atom içermeyen aynı tip bileşikler fosfore-
sonra, iç veya dış dönüşüm veya fosforesans ile biraz daha sanstan daha çok floresans yapma eğilimindedir. Fosforimetri,
sönüm olabilir. Bir triplet *** singlet geçişi singlet** sin- nükleik asitler, amino asitler; pirin ve pirimidin, enzimler,
glet dönüşümüne göre çok daha az mümkündür; bu nedenle, petrol hidrokarbonIarı ve pestisitler gibi maddeleri de kap-
uyarılmış triplet halin ortalama ömrü, emisyona göre 10-4 sayan çok çeşitli organik ve biyokimyasal türlerin tayini için
s’den 10s‘ ye veya daha fazla süreye kadar olabilir. Böylece, kullanılmıştır. Bununla beraber, bu yöntem, florometri kadar
böyle bir geçişten kaynaklanan emisyon, ışınlanma kesildik- yaygın kullanım aIanı bulmamıştır. Bunun sebebi, düşük
ten sonra biraz daha sürebilir. Elektron Spini Pauli dışar- sıcaklıklara ihtiyaç duyulması ve fosforesans ölçmelerindeki

21
22 Moleküler Lüminesans Spektroskopisi (Floresans, Fosforesans, Kemilüminesans)

daha zayıf kesinlik olabilir. Diğer taraftan, fosforesans işlem- ve bazı deniz anası bakteriler, tek hücreli hayvanlar ve kabuklu
lerinin potansiyel olarak daha yüksek seçiciliği cezbedicidir. hayvanlardır. Çeşitli doğal biyolüminesans olaylarının kimyası
Davranıştaki bu farkın sebebi, etkili fosforesansın uyarılmış tam olarak anlaşılamamıştır.
triplet haldeki molekül sayısını artırmak için hızlı sistemler
A + B****C* + D C****C + h*** Kemilüminesans ölçmeleri
arası geçişe ihtiyaç duyması, dolayısıyla uyarılmış singlet der-
için cihaz, oldukça basittir ve sadece uygun bir reaksiyon kabı
işimini ve böylece de fosforesans şiddetini azaltmasıdır.
ve bir fotoçoğaltıcı tüpten ibaret olabilir; Genel olarak, tek
7.5 Gözlenebilme sınırı ışın kaynağı, analit ile reaktif arasındaki kimyasal reaksiyon
Lüminesans yöntemlerinin en cezbedici özelliklerinden birisi, olduğundan, dalga boyu seçici cihazına gerek yoktur. Zamanın
absorpsiyon spektroskopide karşılaşılan bir ile üç ondalık mer- bir fonksiyonu olarak, bir kemilüminesans deneyinden elde
tebesinden daha küçük gözlenebilme sınırlan sağlayan kendi- edilen tipik sinyal, reaktif ve analitin karıştırılması tamam-
lerine özgü duyarlıklarıdır. pik gözlenebilme sınırları milyarda landığında, hızla en yüksek değere ulaşır; sonra sinyalin daha
bir (ppb) mertebesindedir. Fotolüminesans yöntemlerin diğer az veya daha çok üstel bozunması takip eder. Kantitatif analiz
bir üstünlüğü, onların geniş doğrusal derişim aralığı olup, için ekseriya sinyal sabit bir zaman periyodu için integre edilir
bu da genellikle absorpsiyon yöntemleriyle karşılaşılanlardan ve aynı yolla işlem görmüş standartlar ile karşılaştırırlar. Al-
önemli derecede daha büyüktür. Yüksek duyarlıkları sebe- ternatif olarak, pik yükseklikleri de kullanılır. Sinyal ve der-
biyle, kantitatif lüminesans yöntemleri, sıklıkla numune ma- işim arasında geniş bir derişim aralığında genellikle doğrusal
triksinden kaynaklanan ciddi girişim etkilerine maruz kalır- bir ilişki vardır.
lar. Bu sebepten dolayı, lüminesans ölçmeleri genellikle çok
Analitik Uygulamaları Kemilüminesans yöntemleri genellikle
iyi kromatografik ve elektroforez ayırma teknikleri ile birlikte
yüksek duyarlılığa sahiptirler. çünkü gürültü yokluğunda
kullanılır. Floresans dedektörler, sıvı kromatografi ve kapiler
düşük ışık seviyeleri bile kolayca izlenebilir. Ayrıca, bir filtre
elektroforez için dedektör olarak, fevkalade duyarlıkları se-
veya monokromatör ile ışının zayıflaması söz konusu değildir.
bebiyle, özellikle değerlidir. Genel olarak, lüminesans yön-
Gerçekte gözlenebilme sınırları genellikle dedektör duyarlılığı
temleri, kantitatif analizde absorpsiyon yöntemlerinden daha
tarafından değil, reaktifin saflığı tarafından belirlenir. Tipik
az uygulanır. Çünkü, ultraviyole/görünür ışını absorplayan
gözlenebilme sınırları milyarda bir (bazen daha az) ile mi-
türler, spektrumun bu bölgesinde ışının absorpsiyonu sonucu
lyonda bir aralığındadır. Ozon, azot oksitler ve kükürt bileşik-
oluşan fotolüminesans gösterenlerden çok daha fazladır.
leri gibi atmosferik kirleticilerin tayini için yüksek duyarlılık
7.6 Kemilüminesans ihtiyacı sonucu, gaz bileşenlerinin tayini için kemilüminesans
Kemilüminesansın analitik kimyaya uygulanması bağıl olarak yöntemleri ortaya çıkmıştır. Bu yöntemlerin en yaygın kul-
son yıllarda gelişmiştir. Kemilüminesans oluşturan kimyasal lanılanlarından biri, azot monoksit tayini için olandır; reak-
reaksiyonların sayısı azdır ve bu yüzden işlem bağıl olarak siyonlar şöyledir:
az sayıdaki tür ile sınırlıdır. Ancak, kemilüminesans ver-
NO + O3 *** NO2* + O2 NO2* *** NO2 + h *** (600 - 2800
mek üzere reaksiyona giren bileşiklerin bazıları önemli bileşik-
nm)
leridir. Bu nedenle, yüksek seçicilik, basitlik ve yöntemin
aşırı duyarlılığı onun kullanımının son yıllarda artmasına yol Sıvı fazda analizlerde kemilüminesans gösteren organik mad-
açmıştır. Kemilüminesans Olayı Bir kimyasal reaksiyon, temel deler yardımıyla inorganik türlerin analizi yapılır. Kemilümi-
haline dönerken, ışık yayan veya enerjisini daha sonra emisyon nesans reaksiyonlarının seçiciliğini artırmak ve yöntemi
yapacak başka bir türe aktaran, elektronik olarak uyarılmış bir kemilüminesans reaksiyonlarında doğrudan yer almayan anal-
tür verdiği zaman kemilüminesans meydana gelir. Kemilümi- itlere de uygulayabilmek için, istenen analitin substrat olduğu
nesans reaksiyonlarına çok sayıda biyolojik sistemde rastlanır ve ürünlerden birinin kemilüminesansla tespit edildiği bir en-
ve bu olaya genellikle biyolüminesans adı verilir. Biyolümine- zim reaksiyonundan sonra bir, kemilüminesans basamağının
sans gösteren türler için örnekler, ateşböceği, deniz menekşesi yürütülmesi yaygın bir uygulamadır.

Açık Kaynak Ders Notları Fen ve Mühendislik Bilimleri İçin Enstrümental Analiz
IR (Kızıl Ötesi) Spektroskopisi 8

8.1 Çalışma İlkesi bölgededir. Her bir titreşim hali birkaç dönme enerji seviye-
sine sahip olduğundan dolayı, gazların infrared spektrumu bir-
Moleküllerin IR ışığını (0,78 – 1000 µm dalga boylu veya birine yakın çizgi serilerinden ibarettir. Öte yandan, katı ve
12800 – 10 cm-1 dalga sayılı) absorpsiyonuyla titreşim ve sıvılarda dönme çok sınırlı olduğundan böyle numunelerde ayrı
dönme enerji seviyelerine uyarılmalarının ölçümüne dayanır. ayrı titreşim/dönme çizgileri görülmez; onun yerine sadece bi-
Moleküler maddeler için infrared absorpsiyon emisyon ve yan- raz geniş titreşim pikleri görülür. Moleküler Titreşim Tip-
sıma spektrumları; spektrumların, moleküllerin bir titreşim leri Bir moleküldeki atomların birbirine göre yerleşim durum-
veya dönme enerji seviyesinden ötekine geçişleriyle sağlanan ları tam olarak sabit olmayıp, moleküldeki bağlar etrafında
enerjideki çeşitli değişmelerden kaynaklandığı varsayımıyla çok sayıda titreşim ve dönme sonucu devamlı değişir. Ba-
açıklanabilir. İnfrared Bölgesi üçe ayrılır: 1- Yakın (0.78 sit iki veya üç atomlu bir molekül için, böyle titreşimlerin
µm-2.5 µm), 2- Orta (2.5 µm—25 µm), 3- Uzak infrared (25 sayısını, özelliğini ve bu titreşimlerle absorplanan enerji arasın-
µm—1000 µm) Genellikle 4000 cm-1 ile 400 cm-1 arasında daki ilişkiyi açıklamak kolaydır. Böyle bir analiz, çok sayıda
kalan orta IR bölgesi kullanılır. Uzak IR bölgesi metal ametal atomdan meydana gelen moleküller için imkansız değilse bile,
bağlarını içerdiği için özellikle anorganik bileşiklerin (Koordi- zor olur. Büyük moleküllerde sadece çok sayıda titreşim
nasyon Bileşikleri) yapılarının aydınlatılması açısından önem- merkezi bulunmaz, ayrıca bazı titreşim merkezleri arasında
lidir. Dalga sayısı(1/xxx), hem.enerji ve hem de.; frekansla etkileşim de söz konusudur ve bu etkileşimlerin de göz önüne
doğru orantılı olduğundan, infrared spektroskopide genellikle alınması gerekir. Titreşimler gerilme ve eğilme denilen iki
doğrusal bir dalgasayısı ölçeği kullanılmaktadır. Dalgasayısı grupta toplanabilir. Gerilme titreşiminde iki atom arasın-
dalgaboyunun tersidir. Titreşim frekansını kullanmak sayısal daki bağ ekseni boyunca atomlar arasındaki uzaklığın de-
olarak ölçeklenmeye uygun olmadığından dalgasayısının kul- vamlı değişmesi söz konusudur. Eğilme titreşimleri ise iki bağ
lanılması tercih edilmektedir. arasındaki açının değişmesi ile karakterize edilir ve dört tip-
tir. Makaslama, sallanma,.salınma ve burkulma. Titreşim tip-
leri Şekil ’de şematik olarak görülmektedir. Şekilde gösterilen
titreşim tiplerinin hepsi ikiden fazla atom içeren bir molekülde
mümkündür. Ayrıca, titreşimler tek bir merkez atomundaki
bağlarla ilgili ise, titreşimlerin etkileşimi veya örtüşmesi mey-
dana gelebilir. Etkileşme sonucu, mevcut titreşimlerin özellik-
lerinde bir değişme olur.
İki Atomlu Bir Molekülde Gerilme Titreşiminin Mekanik Mod-
eli Atomik gerilme titreşiminin özellikleri, bir yayın iki ucuna
bağlanrnış iki kütleden oluşan mekanik bir modelle ifade
edilebilir: Yayın iki ucundaki kütlelerden birinin yayın ek-
seni yönünde çekilip bırakılması basit harmonik hareket denen
olaya neden olur. Sabit bir yere bağlı bir yayın ucuna asılı tek
bir kütlenin titreşimini gözönüne alalım. Yayın ucundaki kütle
yayın ekseni yönünde çekilerek denge halinden y kadar uzak-
laştırılırsa, yayı ilk haline getirmek için gerekli kuvvet F, y ile
orantılı olur (Hook yasası): F = -ky
Burada k kuvvet sabiti olup yayın gerilebilirliğine bağlıdır.
Figure 8.1: Moleküler Titreşimler Negatif işaret, F’nin yayı ilk haline getiren kuvvet olduğunu
ifade eder. Bu, kuvvetin yönünün çekilme yönünün tersi ol-
ması demektir. Bunun için, kuvvet kütleyi eski yerine getirm-
Titreşim ve Dönme Sırasında , Dipol Değişmeleri İnfrared ışın- eye meyleder.
ları UV, GB ve X-ışınları ile ilgili incelenen elektronik geçiş- Optikçe aktif maddeler (Enantiyomerler) hariç iki farklı
lerin hepsini oluşturacak kadar enerjili değildir. Bu nedenle, molekül aynı IR spektrumu vermez. Basit gerilme titreşimleri
infrared ışınının absorpsiyonu, çeşitli titreşim ve dönme halleri : 1600-3500 cm-1 arasındadır. Karmaşık gerilme titreşimleri :
arasındaki enerji farklarının küçük olması yüzünden daha çok 400-1400 cm-1, aralığındadır.
moleküler yapılarla sınırlıdır. . İnfrared ışınını absorplaya-
bilmesi için bir molekülün titreşim veya dönme hareketi sonu- 8.3 Işık Kaynakları
cunda, molekülün dipol momentinde net bir değişme mey- İnfrared ışın kaynakları, elektrikle 1500 ile 2000 K’e kadar
dana gelmelidir. Sadece bu şartlar altında, ışının değişen elek- ısıtılabilen inert katılardır. Bir siyah cisminkine yakın sürekli
trik alanı ile molekül etkileşebilir ve moleküldeki hareketlerin bir ışıma oluşur. Bu sıcaklıklardaki maksimum ışın şiddeti
birinin genliğinde bir değişmeye neden olur. Örneğin, hidro- 5000 ile 5900 cm-1 (2 ile 1,7 xxx m) arasında olur. Uzun dalga
jen klorür gibi bir molekülün etrafındaki yük dağılımı, klorun boylarında şiddet, 670 cm-1(15 xxxm)’de maksimum değerinin
hidrojenden daha çok elektron yoğunluğuna sahip olması ne- yaklaşık % 1 ine kadar düzenli olarak düşer. Kısa dalga boylu
deniyle, simetrik değildir. Bu nedenle hidrojen klorürün belli kısımda ise, düşüş daha hızlıdır ve şiddetteki benzer bir azalma
bir dipol momenti vardır(xxx=1,60.10-19 coul.1,27.10-10m= 10000 cm-1 (1 xxx m) civarında gözlenir.
2,03.10-29 coul.m=6,08D,
8.3.1 Nernst Çubuğu
8.2 Titreşim /Dönme Geçişleri
Nernst çubuğu, 1 ile 2 mm çaplı ve 20 mm uzunluğunda silindir
Titreşim enerji seviyeleri de kuantlı olup birçok molekül biçimine getirilmiş nadir toprak",elementlerinin oksitlerinden
için kuantum halleri arasındaki enerji farkları orta infrared ibarettir. Silindirin bir ucuna dirençli bir ısıtma elemanı için

23
24 IR (Kızıl Ötesi) Spektroskopisi

yeterli elektriksel bağlantı sağlayacak platin teller gömülür. kullanılır. Monokromatörler Monokromatör olarak optik ağ
"’Sistemden akım geçtiğinde 1200 ile 2200 K arasında bir sı- veya prizmalar kullanılır. Orta IR bölgesinde iyi bir ayırma
caklık meydana gelir. Nernst kaynağı büyük bir negatif elek- için iki optik ağ birden kullanılmalıdır. Bunlardan birincisinde
triksel direnç sıcaklık katsayısına sahip olup, akım istenen sı- xxx m başına 300 çıkıntı vardır ve 2 xxx m ile 5 xxxx m arasın-
caklığı sağlayacak büyüklüğe erişmeden önce bir dış kaynak ile daki dalgaboylarını ayırırlar. İkincisinde ise 100 çıkıntı vardır.
donuk kırmızı bir renge kadar ısıtılmalıdır. Ve 5 xxx m ile 15 xxx m arasındaki dalgaboyları ayırır. Bunlar
8.3.2 Globar Kaynağı sırasıyla devreye girerler.
Globar, çoğunlukla 50 mm uzunluğunda ve 5 mm çapında sil- 8.5 Analitik Uygulamalar
isyum karbür bir çubuktur. Bu da elektrikle ısıtılır (1300 ile
1500 K) ve pozitif direnç katsayısına sahip olma gibi bir üstün- Numune Hazırlama İnfrared spektroskopisi ile gaz sıvı ve katı
lüğü vardır. Öte yandan, ark yapmasını önlemek için su soğut- örnekler incelenebilir. Bütün maddeler infrared ışığını ab-
malı elektrik bağlantılarına gerek vardır. Globar ve Nernst sorplama eğilimi gösterdiği için, örnek kabının ışık yolundaki
kaynaklarının spektral enerjileri, Globar kaynağının çok daha pencerelerinin yapımında kullanılan malzemenin ilgilenilen
büyük bir çıktı verdiği 5 xxx m’nın altındaki bölge hariç bir- bölgede infrared ışınlarını geçirmesi istenir. Örnek kabının
birine yakındır. penceresi olarak sık kullanılan ve infrared bölgesinde geçirgen
Ayrıca , Akkor Tel Işın Kaynağı, Cıva Arkı, Tungsten Telli olduğu bilinen alkali halojenürlerin (NaCl, KBr) nem çekici
Lamba, Karbon Dioksit Lazer Işın Kaynağı da ışık kaynağı maddeler olduğu bilinmeli ve bunlar kuru bir ortamda kul-
olarak kullanılır. lanılmalıdır. AgCI ışık ile uzun bir süre etkileştiğinde karar-
8.4 İnfrared Dedektörleri makla beraber, nemli ortamlarda ve sulu çözeltilerde pencere
malzemesi olarak kullanılır. 600 cm-1 ile 33 cm-1 arasındaki
İnfrared dedektörleri genel olarak üç tiptir: (1) termal dedek- ışınlan geçiren polietilen ise uzak IR bölgesinde kullanılması
törler; (2) piroelektrik dedektörler(çok özel bir termal dedek- uygun olan bir malzemedir. Sıvılar saf halde inceleniyorsa,
tör), (3) fotoiletken dedektörler. ilk ikisi genellikle fotome- kalınlığı yaklaşık 0.02 mm olan hücreler, çözeltilerin spektru-
tre ve dispersif spektrofotometrelerde bulunur. Fotoiletken munun çekildiği durumlarda ise, kalınlığı yaklaşık 0.50 mm
dedektörler ise Fourier dönüşümlü cihazlarda bulunur. Ter- olan hücreler örnek kabı olarak kullanılır. İnfrared bölgesinde
mal Dedektörler Cevabi ışının ısıtma etkisine bağlı olan termal ışığı absorplamayan çözücü olmadığı için çözücü seçiminde
dedektörler en kısa dalgaboylu infrared dalga boyları hariç, dikkatli olmak gerekir.
infrared dalgaboylarının hepsini tayin etmek için kullanılır-
lar. Bu düzeneklerde ışın küçük bir siyah cisim tarafından Moleküldeki fonksiyonel grupların belirlenmesi daha önceden
absorplanır ve oluşan sıcaklık yükselmesi ölçülür. Bir spek- bu gruplara ait infrared bantlarının hangi dalgaboyu aralık-
trometreden çıkan ışın demetinin şiddeti çok küçüktür (10- larında gözlenebileceğini gösteren ve korelasyon tablosu adı
7 ile 10-9 W). Bu yüzden gözlenebilir bir sıcaklık değişi- verilen tablolar incelenerek tamamlanmalı ve ancak şüphe-
minin oluşabilmesi için, absorplayıcı elemanın ısı kapasitesi lenilen moleküllerin spektrumları için kataloglara başvurul-
olabildiğince düşük olmalıdır. Absorplayıcı elemanın kalın- malıdır.
lığını ve boyutunu en aza indirmek ve yüzeyine düşen infrared
ışın demetini bu elemanın yüzeyine düşürmek için her türlü
çaba harcanır. En iyi şartlar altında, sıcaklık değişmeleri binde
birkaç Kelvin aralığındadır. Fotoiletken dedektörler İnfrared
fotoiletken dedektör, iletken olmayan bir cam üzerine kurşun
sülfür,cıva,’kadmiyum tellür veya indiyum antimonit gibi yarı
iletken maddelerin ince bir film halinde kaplanmasıyla hazır-
lanmıştır ve yarıiletken maddeyi atmosferden korumak için bir
kılıf içine yerleştirilmiştir. Işının bu malzemeler tarafından ab-
sorpsiyonu iletken olmayan değerlik elektronlarını yüksek en-
erjili iletken seviyeye çıkarır ve böylece yarıiletkenin elektriksel
direnci azalır. Tipik olarak, bir fotoiletken bir voltaj kaynağı
ve bir yük direnci ile seri bağlanır ve yük direnci boyunca mey-
dana gelen voltaj düşüşü ışın demetinin şiddetini ölçmek için Figure 8.2: Benzaldehit molekülünün IR Spektrumu

Açık Kaynak Ders Notları Fen ve Mühendislik Bilimleri İçin Enstrümental Analiz
NMR Spektroskopisi 9
Çalışma ilkesi: Çekirdeklerin 4-900 MHz (75m -0,33m) xxxE= xxx Ho (m IA - mIB) xxxE = 2,7927(5,0505x10-31
aralığındaki Radyo frekansı aralığındaki elektromanyetik J/G )(14092 G )(1/2 -(-1/2) = I 1/2 3,98x10-26 J dür bu
ışınların absorpsiyonuyla dönme enerji seviyelerine uyarıl- enerjiye karşı gelen frekans ise xxxE = hxxx 3,98x10-26 J =
malarının ölçümüne dayanır. NMR spektroskopisi kovalent (6,6256 x 10-34 J.s) xxx = 6,00 x 107 s-1 = 60,0 MHz Bu
bileşiklerin yapılarının aydınlatılmasında kullanılır. 1 H, 11 B, sonuca göre, manyetik akı yoğunluğu yaklaşık 14 kG olan pro-
13
C, 15 N , 31 P 3, 19 F vb. NMR ları vardır. Bu başlık altında ton NMR spektrofotometrelerinde kullanılması gereken radyo
1
H NMR ı incelenecektir. frekans kaynağının 60 MHz’lik ışıma yayması gerekir. Her bir
Atom çekirdeği ve elektronlar, atomu oluşturan yüklü tanecik- çekirdeğin mI, I ve xxx değerleri farklı olduğundan, değişik
lerdir. Elektronlar kendi eksenleri etrafında dönerler yani bir çekirdeklerin rezonansa geldikleri frekanslar da farklıdır.
"spin" hareketi yaparlar. Atom çekirdeklerinin çoğu da spin Manyetik alan içinde, ışık absorpsiyonu olayı gerçekleşme-
hareketi yapar. Elektronun ve en basit çekirdek yapıtaşları den önce yüksek enerji düzeyindeki çekirdeklerin düşük enerji
olan proton ve nötronun spin kuantum sayısı, I, veya spin düzeyindeki çekirdeklere oranı Boltzmann dağılım yasası ile
değerleri 1/2 dir. Atom çekirdeklerinde proton ve nötron bulunabilir: Bu oran, 25°C da ve 14092 G’luk manyetik akı
sayıları çift sayılı ise (4He, 12C, 160 çekirdeklerinde olduğu yoğunluğunda hidrojen çekirdekleri için hesaplanırsa, xxx =
gibi) bu çekirdeklerin net spini yoktur(I=0). Eğer çekirdek- 2,7927 nükleer magneton, xxx = 5,050510-31 J/G, I = 1/2 ve
teki nötron ve proton sayıları tek sayılı ise, yani nötron ve pro- k = 1,381 X 10-23 J/K değerleri ile,
ton sayılarının toplamı çift sayılı ise, çekirdeğin net spini tam
9.1 Kimyasal Kayma
sayılıdır. Örneğin, 2H, 6Li ve 14N gibi çekirdeklerin net spini I
=1 e, 10B çekirdeğinin net spini 3 e eşittir. Atom çekirdeğinin Her bir çekirdek için ayrı bir rezonans frekansının kullanıl-
proton sayısı veya nötron sayısı tek sayılı ise, spini yarımlı ması gereklidir. Bu yüzden NMR spektrometreleri bir veya
değer alır. Buna örnek olarak, spini 1/2 olan 1H,13C, 15N, birkaç çekirdeğin incelenmesi için tasarlanmıştır. Kimyada
19F, 31P, 57Fe, spini 3/2 olan 7Li, 11B, 79Br, 81Br, 35Cl, karşılaşılan maddelerin çok büyük bir kısmında hidrojen
37CL, 23Na, 53Cr, 63Cu, 61Ni, spini 5/2 olan 55Mn, 127I ve atomu bulunduğundan yöntemin önce protonlar için incelen-
spini 7/2 olan 59CO çekirdekleri verilebilir. mesi uygun olur. Protonun 1/2 olan spin değeri nedeniyle
manyetik alan içinde tutulduğunda iki spin enerji düzeyi
Kuantum mekaniğine göre spin hareketine giren yüklü bir
oluşur. Uygun bir radyo dalgası fotonu ile etkileştiğinde pro-
taneciğin açısal momenti kuantlaşmış olup bu açısal momen-
ton manyetik rezonansa gireceğinden, NMR yöntemiyle bir
tumun belli bir eksen yönünde (2I+1) bileşeni vardır. Bu
örnekte hidrojen atomu olup olmadığını anlamak ve varsa ne
bileşenler herhangi bir manyetik alanın yokluğunda eşenerjili
kadar hidrojen atomu olduğunu ölçmek mümkündür. An-
olup, bunların sayısı tam sayılı I değerleri için, I, I-1„ „ „ „0„ „ „ „
cak, yöntemin gücü bu kadarla kısıtlı değildir. Buraya
-(I-1), -I Yarım sayılı I değerleri için, I, I-1„ „ „ „1/2,-1/2„ „ „ „
kadar çekirdeklerin manyetik rezonansları tartışılırken, bun-
-(I-1), -I kadardır. Kendi ekseni etrafında dönen yüklü bir
ların atomlarda elektronlarla beraber olduğu düşünülmedi.
parçacık dairesel bir elektrik alanı oluşturacağından, bu akım
Bu elektronların etkisinde olmayan yalın bir çekirdeğin maruz
bir manyetik alan yaratır. Bu ise, spin hareketi yapan yüklü
kaldığı dış manyetik alan değeri ile elektron bulutuyla sarılı bir
bir taneciğin küçük bir mıknatıs gibi davranacağı ve dolayısı
çekirdeğin hissettiği dış manyetik alan değeri farklıdır. Çekird-
ile dıştan uygulanan bir manyetik alandan etkileneceği an-
eği saran elektron bulutunun dıştan uygulanan manyetik alan
lamına gelir. Spin kuantum sayısı 1/2 olan bir çekirdek için
içindeki hareketi sonucu bir manyetik alan oluşur ve bu alan
manyetik alanda, 2(1/2) + 1 = 2 enerji düzeyi oluşur. Bunlar-
dış manyetik alana ters yönde olup dıştan uygulanan alanın
dan daha kararlı yani daha düşük enerjili olanı spin hareketi
etkisini azaltır. Bu nedenle, elektronlarla sarılı bir çekirdeğin
yapan çekirdeğin oluşturduğu manyetik alanın dışarıdan uygu-
belli bir radyo dalga fotonu ile rezonansa girebilmesi için dış-
lanan manyetik alan ile aynı yönde olduğu duruma karşı gelir.
tan uygulanan alan değerini biraz daha arttırmak gereklidir.
Daha az kararlı, yani daha yüksek enerjili olan ise iki manyetik
Elektronların bu etkisine perdeleme etkisi denir. Elektron-
alanın birbirine ters olduğu duruma karşı gelir. İki düzey
ların çekirdeği dış, manyetik alana karşı ne kadar perdeleye-
arasındaki fark kadar (EB – EA) bir enerjiyi absorplayan
ceği, o çekirdeğin maruz kaldığı elektron yoğunluğuna bağlıdır
çekirdek, spininin dış manyetik alana ters olduğu yüksek en-
ve (xxx ile gösterilen perdeleme sabiti ile verilir:
erjili konuma gelir. Manyetik alan içinde tutulan yüklü bir
taneciğin oluşturduğu manyetik dipol, bu alan içinde Larmor Ho - xxx Ho = Ho( 1 - xxx) = H eşitliğine göre dış-
dönmesi hareketini yapar. Periyodik türden olan bu hareketin tan uygulanan Ho manyetik alan şiddetinin xxx kadar olan
frekansı, (Larmor frekansı) xxx, Hz cinsinden yandaki eşitlik bir kesri, elektron perdelemesi nedeniyle çekirdek tarafından
ile verilir. hissedilmemektedir. Oksijen atomu karbon atomuna göre
daha elektronegatif olduğu için C-H bağındaki hidrojen ato-
Yandaki şekilde spin kuantum sayısı I=1/2, (2I+1) =2 olan bir
munun çekirdeği, O-H bağındaki hidrojen atomu çekirdeğine
atomda çekirdeğe ait manyetik alanda iki tane enerji yarılması
göre daha fazla bir elektron yoğunluğunun etkisinde kalır. Bu
gözlenir.
nedenle xxx C-H değeri, xxx O-H değerinden daha büyük
Alttaki şekilde ise spin kuantum sayısı I=1, (2I+1) =3 olan olur. C-H protonunun, belli bir frekanstaki radyo dalgası fo-
atomda çekirdeğe ait 3 adet enerji yarılması ve buna bağlı tonu ile rezonansa girmesi için O-H protonuna göre daha fazla
alınan spektrumda 3 pik gözlenir. bir manyetik alan uygulanmalıdır. Böylece, manyetik alan
NMR spektroskopisi yöntemi ile en fazla incelenen çekirdek taraması sırasında CH30H gibi bir molekülde O-H ve C-H
olan protonun 14092 Gauss’luk (1T= 10 000 Gauss) manyetik türü protonlar farklı alan değerlerinde NMR pikleri oluştu-
alanda temel enerji düzeyinden uyarılmış enerji düzeyine rurlar. Ayrıca CH30H molekülünde üç tane C-H türü ve bir
çıkarılabilmesi için absorplaması gereken enerji ve bu enerjiye tane O-H türü proton olduğundan, elde edilecek C-H NMR
karşı gelen frekans kolayca hesaplanabilir. Proton için xxx= piki, O-H NMR pikine oranla üç kat daha şiddetli olarak gö-
2,7927 nükleer magnetondur. ( mIB ,m IA , sırasıyla yüksek zlenir. Farklı kimyasal çevreye sahip çekirdeklerin uygulanan
ve düşük enerjili düzeyin manyetik kuantum sayılarıdır. radyo dalgası fotonu ile farklı manyetik alanlarda rezonansa

25
26 NMR Spektroskopisi

girmesine kimyasal kayma adı verilir. Kimyasal kaymanın içinde manyetik alana yerleştirilir. NMR spektrumları daha
hangi ölçüde ortaya çıkacağını, molekülde bulunan xxx elek- çok saf haldeki bileşiklerin nitel analizinde ve yapılarının
tronlarının manyetik alan varlığında yaptığı hareketler sonucu belirlenmesinde kullanılır. Nitel analizde kimyasal kayma
oluşan manyetik alanın yönünü de etkiler. değerleri tablolardaki değerlerle karşılaştırılır. Ayrıca spin-
Spin-spin Etkileşmesi Çekirdeklerin spin enerji düzeyleri bu spin yarılma sabitleri ve piklerin altındaki alan değerleri kul-
çekirdeklere komşu ve spini olan başka çekirdekler tarafın- lanılarak nitel analiz gerçekleştirilir. Elde edilen spektrum-
dan değişikliğe uğratılır. Manyetik ve kimyasal çevre yönün- lar şüphelenilen maddenin kataloglardaki spektrumu ile de
den eşdeğer çekirdekler birbirinin NMR hatlarını etkilemez. karşılaştırılır. Ayrıca IR, Raman kütle, UV ve GB spek-
Spin-spin etkileşmesi sonucu belli bir çekirdeğin NMR hattı, I trumlarının ve kaynama noktası, erime noktası ve kapalı for-
spin değerine sahip n tane komşu(en fazla 3 bağ uzaklıktaki) mül gibi bilgilerin değerlendirilmesi de nitel analizi kolay-
çekirdek tarafından (2nI + 1) kısma yarılır ve bu hat yarıl- laştırır. NMR spektroskopisi ile nicel analiz de gerçekleştir-
masına spin-spin yarılması denir. OH bağındaki H çekirdeği ilebilir. Ancak yöntem bu amaçla kullanılırken duyarlığın çok
hareketli olduğu için komşu çekirdeklerden etkilenmez. İki az olduğu bilinmelidir. NMR spektroskopisi örneği tahrip
komşu eşdeğer H arasında kalan H ler, komşu H sayılarının etmeyen bir yöntemdir. Bu yöntemle bazı karışımların ni-
toplamının 1 fazlasına yarılır. Komşu H ler eşdeğer değilse cel analizi de yapılabilir. Bunun için karışımdaki bileşen-
komşu H sayısı toplamının 2 katına yarılır. Bu spin-spin lerin birbiri ile çakışmayan piklerinden yararlanılır. Nicel
yarılmasının miktarı, J ile gösterilen ve birimi Hz olan spin- analiz için çoğu kez derişimi bilinen bir iç standart mad-
spin yarılma sabiti ile belirlenir. Buradaki n değeri proton desi kullanılır. İç standart maddesinin hem örneğe hem
spinini etkileyen eşdeğer ve I = 1/2 spinine sahip çekirdek- de kalibrasyon doğrusunu oluşturmakta kullanılan standart
lerin sayısıdır. Buna göre piklerin şiddet oranları yukarıda çözeltilere aynı miktarda eklenmesi gerekir. NMR yöntemi
görülen Pascal üçgeninden bulunabilir. ile maddeler genellikle çözelti içinde incelenir. Maddenin
NMR spektrometresinde kullanılan mıknatıs elektromıknatıs çözücü içinde yaklaşık %10 kadar çözünebilmesi gereklidir.
veya sürekli mıknatıs olabilir. Elektromıknatısın manyetik Çözücüler. proton içermeyen türdendir. Bunlar arasında kar-
alan değeri daha kolay değiştirilebildiğinden hem manyetik bontetraklorür (CCI4), karbon disülfür (CS2), döterokloro-
alan taraması hem de birkaç çekirdeğin aynı spektrometre ile form (CDCI3) döterobenzen (C6D6), hekzadöterodimetilsul-
incelenebilmesi mümkün olur. Ancak elektromıknatısın açığa foksit ((CD3)2SO) , hekzadöteroaseton ((CD3)2CO) sayıla-
çıkan ısı nedeniyle çok iyi soğutulması gerekir. Ayrıca elek- bilir. Bu çözücülerin polarlık dereceleri birbirinden oldukça
tromıknatısın kararlılığı kolayca sağlanamaz. 220 MHz ve farklı olduğundan bir maddenin bir çözücüde elde edilen spek-
daha büyük değerleri uygulayan aletlerde süper iletken mık- trumu başka bir çözücüde elde edilene göre bazı küçük değişik-
natıslar kullanılır ve bunların sıvı helyum sıcaklığında (4 K) likler gösterebilir. Bu nedenle spektrumun hangi çözücü kul-
çalıştırılması gerekir. Mıknatısın kutupları arasında 2-3 cm lanılarak elde edildiğinin belirtilmesi gerekir. Örneğin CHCl3
lik bir uzaklık bulunur. Işık kaynağı olarak bir radyo frekans molekülündeki proton için siklohekzan çözücüsünde xxx = 7.3
jeneratörü kullanılır. Radyo frekans ışını örneğe manyetik ppm, benzen çözücüsünde ise xxx = 6.74 ppm kimyasal kayma
alan yönüne dik olacak biçimde uygulanır. Normal uygula- değerleri ölçülür. Burada benzen kloroforma karşı Lewis bazı
malarda radyo frekans jeneratörünün yaydığı frekansının sabit olarak etki göstermekte ve bu yüzden perdeleme derecesi art-
kalması sağlanır ve manyetik alan değeri uygun bir elektronik maktadır. NH SH ve OH protonlarına ait NMR sinyalleri
devre yardımı ile değiştirilir. Çift rezonans yönteminin uygu- kullanılan çözücünün polarlık derecesinden çok önemli ölçüde
landığı durumlarda ise manyetik alan değeri sabit tutulur ve etkilenirler. Bu etkileşme. çözücü ile bu grupların yaptığı
ana radyo frekans kaynağının yaydığı ışının frekansı taranır. hidrojen bağlarından ötürüdür. Hidrojen bağının etkisi aynı
Bu sırada ikinci radyo frekans kaynağı ise seçilen belli bir çözücü ile çalışıldığında maddenin derişimi değiştirilerek de
çekirdeği ışınlamakta kullanılır. Spektrometrenin dedektörü görülebilir.
olarak bir radyo frekans dedektörü kullanılır. Rezonans olduğu Örneğin; CH3CH20H bileşiğinin OH protonuna ait NMR
zaman dedektör bu olayı bir gerilim düşmesi olarak algılar. piki bu madde CCl4 çözücüsü içinde çözünmüşse xxx =
NMR spektrometrelerinde ayrıca piklerin altındaki alanları 2.3 ppm değerinde saf sıvı halinde iken ise xxx = 5 ppm
ölçebilmek için pik alanlarını integre edecek elektronik bir değerinde gözlenir. Saf halde alkol moleküllerinin arasında
devre yerleştirilmiştir. Pulslu Spektrometreler (FT-NMR) hidrojen bağlarının oluşması sonucu bu protonun hissettiği
NMR spektrumu frekans ya da manyetik alan taraması yer- elektron yoğunluğu azalır yani daha az perdelenir ve bu yüzden
ine. molekülde bulunan ve çeşitli kimyasal çevrelere sahip kimyasal kayma değeri artar. Sıcaklığın arttırılması ile hidro-
tüm çekirdeklerin aynı anda uyarılmasını sağlayacak şekilde jen bağları bozulacağından bu tür protonlara ait NMR sinyali
bir uyarma yapılarak da elde edilebilir. Bunun için geniş bir daha küçük kimyasal kayma değerlerinde gözlenir. Molekül
frekans aralığına sahip radyo frekans ışın demeti örneğe pul- içi türden hidrojen bağları ise sıcaklık ve derişim değişik-
slar halinde uygulanır. Bu yöntem özellikle doğal bolluğu az liklerinden az etkilendiği için bu tür bağlardaki protonların
olan çekirdeklerin NMR sinyallerini elde etmek için kullanılır. NMR sinyali sıcaklığa ve derişime bağlı değildir. Örneğin;
Bu tür çekirdekler içinde en önemlisi 13C çekirdeğidir. 1-30 salisilaldehitin OH protonunun CCl4 çözeltisindeki kimyasal
ms süren pulsların birkaç saniye aralıklarla birbiri peşine yü- kayma değeri xxx = 10,9 ppm olup bu madde saf halde
zlerce kez uygulanması ile spektrum yüzlerce kez kaydedilmiş iken elde edilen kimyasal kayma değeri xxx = 11,2 ppm dir.
olur. Alette bulunan bir bilgisayar yardımıyla yüzlerce kez Karmaşık bir NMR spektrumunu basitleştirmenin yani bir-
elde edilen bu bilgi kısa bir süre içinde birbirine eklenir ve 13C birine çok yakın çıkan pik gruplarını birbirinden daha be-
çekirdeğinin doğal bolluğunun çok az olmasından kaynaklanan lirgin olarak ayırmanın daha basit bir yolu örneğe kimyasal
duyarlık düşüklüğü böylece giderilmiş olur. Puls şeklinde kayma reaktifi adı verilen para manyetik Eu(III) kompleksini
uygulanan uyarmadan sonra elde edilen spektrum bilgisi, za- eklemektir. Bu maddenin varlığında bazı organik bileşiklerin
man ölçeğindedir. Bu bilginin frekans ölçeğine dönüştürülmesi NMR pikleri daha büyük kimyasal kayma değerlerine kayar
amacı ile spektrometrenin bünyesinde bulunan bir bilgisayar ve birbirinden iyice ayrılır. Bu yolla elde edilen kaymalar
yardımı ile ters Fourier Transformasyonu işlemi gerçekleştirilir 20 ppm kadar olabilir. Bu yöntemin başarılı olabilmesi için
ve frekans ölçekli spektrum elde edilir. Bu yüzden pulslu nmr organik molekülde bağlanmaya katılmamış elektronların bu-
spektroskopisi yöntemine FT NMR yöntemi adı da verilir. lunması gereklidir. Bu nedenle bu yönteme aminler, alkoller,
9.2 Analitik Uygulamalar ketonlar, Aldehitler, eterler, esterler ve nitrillerde başvurula-
bilir.
1H-NMR için 20-50 mg kütlesindeki örnek 0,5 mL çözücüde
çözülerek 15 cm uzunluğunda ve 0,5 cm çapında bir tüp

Açık Kaynak Ders Notları Fen ve Mühendislik Bilimleri İçin Enstrümental Analiz
Raman Spektroskopisi 10
10.1 Çalışma İlkesi nun elektrik alanı tarafından periyodik ve fotonun frekansına
Bir numunenin GB veya yakın-IR monokromatik ışından eşit frekanslı olarak polarlanabilmesi yani periyodik ve geçici
oluşan güçlü bir lazer kaynağıyla ışınlanmasıyla saçılan ışının bir dipol momentinin oluşması gereklidir. Raman hatlarının
belirli bir açıdan ölçümüne dayanır. Moleküllerin şiddetli bir şiddeti, titreşen molekülün fotonla etkileşirken oluşan polar-
monokromatik ışın demeti ile etkileşmesi sırasında ışık ab- lanabilme değişim hızının karesi ile orantılıdır. Yandaki şek-
sorpsiyonu olayı gerçekleşmiyorsa ışık saçılması olayı meydana ilde doğrusal CO2 molekülünün simetrik ve asimetrik gerilme
gelir. Işık saçılması sırasında saçılan ışığın büyük bir kıs- ve eğilme titreşimleri sırasında molekülün dipol momentinde
mının enerjisi madde ile etkileşen ışığın enerjisine eşit olur ve polarlanabilmesinde oluşan değişmeler görülmektedir.
ve bu tür elastik saçılma olayına Rayleigh saçılması denir.
Elastik saçılma olayının yanı sıra saçılan ışığın çok az bir
kısmı elastik olmayan saçılma olayı ise Raman saçılması adını
alır. Rayleigh saçılması olayında Raman saçılmasına göre
104 - 105 kez daha şiddetli bir saçılmış ışık oluşur. An-
cak Rayleigh saçılması tek bir pik verir ve, titreşim geçiş-
leri hakkında bilgi vermez. Raman saçılması sırasında saçılan
ışığın enerjisinde molekül ile etkileşen ışığınkine göre oluşan
fazlalık veya azlık ışıkla etkileşen molekülün titreşim enerji
düzeyleri arasındaki enerji farkları kadardır. Bu nedenle Ra-
man saçılmasının spektroskopik incelenmesi ile de moleküllerin
titreşim enerji düzeyleri hakkında bilgi edinilebilir. Bu tür bir
spektroskopik yöntem Raman spektroskopisi adını alır. Bu
yöntemde molekül ile etkileşen ışığın dalgaboyuna göre saçılan Figure 10.2: Rayleigh Saçılması
ışığın dalgaboyunda oluşan farklar ölçülür. Bu farklar Ra-
man kayması olarak adlandırılır. Moleküller ile etkileştirilen
Normal Raman piklerinin şiddeti: Normal bir Raman pikinin
ışığın kaynağı olarak özellikle son yıllarda genellikle lazer türü
şiddeti veya gücü, molekülün polarizlenebilirliğine, kaynağın
kaynaklar kullanıldığından bu yönteme Lazer Raman Spek-
şiddetine, aktif grubun derişimine ve bir dizi diğer faktöre
troskopisi adı da verilir. Raman spektroskopisi inorganik, or-
karmaşık şekilde bağlıdır. Absorpsiyonun yokluğunda, Raman
ganik ve biyolojik sistemlerin kalitatif ve kantitatif analizine
emisyonunun gücü kaynağın frekansının dördüncü kuvvetiyle
uygulanır.
artar, ancak UV ışınlamasının ışınla bozunmaya yol açtığından
bu bağıntıdan pek yararlanılmaz. Raman çizgilerinin şiddet-
leri genelde aktif türlerin derişimleri ile doğru orantılıdır.
Molekül ile etkileşen fotonun enerjisi, molekülün absorplaya-
cağı foton enerjisinden daha az olduğu durumda oluşan Raman
hatlarının şiddetleri çok azdır. Eğer molekülün saçacağı ışığın
enerjisi molekülün absorplayacağı fotonun enerji değerine çok
yakın ise, saçılan ışığın şiddetinde büyük bir artış olur. Bunun
temel nedeni, saçılan ışığın şiddetinin saçılan ışığın frekansının
dördüncü kuvveti ile orantılı olarak artmasıdır. Bu yönteme
rezonans Raman spektroskopisi (RRS) denir. Normal Raman
spektroskopisi ile ancak saf sıvı ve katılar ile çok derişik (0,10
M) çözeltilerden sinyal alınabilirken, rezonans Raman spek-
troskopisi ile 10−6 M gibi çok seyreltik çözeltilerle bile Raman
kaymaları ölçülebilir. Yöntemde gerçekleştiren bu duyarlık
artışına ek olarak, bu tür bir uygulamada yöntemin seçimlil-
Figure 10.1: Stokes ve anti-Stokes türü Raman saçılması iği de artar, çünkü rezonans Raman spektrumunda sadece
ışığı absorplayan kromofor grubun rol aldığı titreşimlere ait
bantların şiddeti artar. Böylece, çok karmaşık bir yapıya
Şekilde Raman saçılması olayının ortaya çıkışının molekülün
sahip moleküllerin sadece kromoforlarla ilgili kaymaları gö-
titreşim enerji düzeyleri ile ilişkisi görülmektedir. hν ener-
zlenir ve bunların Raman spektrumları daha basit bir biçimde
jili ve molekülün absorplamadığı bir foton molekül ile etk-
elde edilir. Rezonans Raman spektroskopisi, floresans özelliği
ileştiğinde saçılmadan önce çok az sayıda foton enerjilerinin bir
olan moleküller için uygun bir yöntem değildir. Floresans ışı-
kısmını moleküllere aktarır veya moleküllerden çok az sayıda
ması, Raman saçılmasına göre çok daha şiddetli olduğundan
fotona bir miktar enerji aktarılır. Bu enerji aktarımı olayı
Raman hatları ile örtüşür ve ölçümü güçleştirir. Floresans
sonucu moleküller fotonla etkileştikten sonra farklı titreşim
özelliğine sahip moleküllere Raman spektroskopisinin uygu-
enerji düzeylerinde bulunurlar.
lanabilmesi için Stokes hatları yerine anti-Stokes hatlarının
Stokes türü saçılma hatları Rayleigh hattına göre daha negatif ölçülmesi gerekir, çünkü bir moleküle ait anti-Stokes hattı
ν değerlerinde, anti-Stokes türü saçılma hatları ise pozitif ν o molekülün floresans bandından daha büyük frekanslardadır
değerlerinde gözlenir. Bir molekülde gözlenen Raman hat- ve bunlar birbirleri ile örtüşmez. Anti-Stokes hatları normal
larının mutlak ν değerleri hattın Stokes veya anti-Stokes türü yoldan ölçüldüğü zaman, çok zayıf hatlar oldukları için genel-
olmasına bağlı olmayıp her iki durumda da aynıdır. likle kullanılmazlar. Öte yandan, koherent anti-Stokes Raman
Bir molekülün bir fotonla Raman türü saçılma etkileşmesine spektroskopisi (CARS) adı verilen bir yöntemle anti-Stokes
girebilmesi için molekülün titreşimi sırasında etkileştiği foto- hatlarının şiddetleri arttırılabilir. Bu yöntemde örneğe şid-

27
28 Raman Spektroskopisi

detli iki lazer ışıması birden gönderilir. Bunlardan birisinin Fotoçoğaltıcı tüp veya CCD(Yük-eşleşmiş dedektör) dedektör
yaydığı ışının frekansı sabit olup ikincisinin frekansı değiştir- kullanılır.
ilebilmektedir
Raman spektroskopisinde kullanılan, alet floresans spek-
10.3 Analitik Uygulamalar
troskopisinde kullanılana çok benzer. Bunların aralarındaki Raman spektroskopisi yöntemi ile katı sıvı ve gaz örnekler in-
en önemli fark ışık kaynağıdır. Raman spektroskopisinde ışık celenebilir. Katı ve sıvı örnekler bir kapiler cam veya kuvartz
kaynağı olarak genellikle lazerler kullanılmaktadır. Raman tüpte tutularak spektrumu çekilir. Lazer ışıması ile temasta
spektrofotometre 3 ana bileşenden oluşur. Bir (ışın) lazer kay- olan örnek bozunmuyorsa oluşan yerel sıcaklık artışlarını ön-
nağı, bir numune aydınlatma sistemi ve uygun bir spektrome- lemek için örneğin döndürülmesi veya bir pompadan gönder-
tre. Raman saçılma sinyali Rayleigh saçılma sinyalinden zayıf ilen bir sıvı ile soğutulması gerekebilir. Raman spektroskopisi
olduğundan spektrometrenin iyi olması gerekir. yöntemi ile daha çok nitel analiz yapılır. Bu amaçla izlenen
10.2 Işın Kaynakları yol. infrared spektrumlarının yorumunda izlenen yola ben-
zer. Bir molekülün Raman ve infrared spektrumlarının birlikte
Işık Kaynakları olarak lazer kullanılır. Lazer (L.A.S.E.R.),
değerlendirilmesi ile nitel analiz daha kolaylaşır. Moleküllerin
zorlanmış emisyon ile ışık çoğaltılması anlamına gelen "Light
yapısında bulunan -C=C-: -C-C-, -N=N-. -S-S-, -C-O-C- türü
Amplification by Stimulated Emission of Radiation" sözcük-
titreşimler ile halkalı bileşiklerde gözlenen halka daralması-
lerinin baş harflerinden türetilmiş bir kısaltmadır. UyarıImış
halka genişlemesi titreşimi oldukça şiddetli Raman hatlarının
enerji düzeyinde bulunan bir atom veya molekül kendiliğin-
gözlenmesine yol açar. Böylece infrared spektrumunda şid-
den bir ışık emisyonu yapabileceği gibi, uyarılma enerjisine
deti az olan bu bantlar Raman yöntemi ile rahatça ölçülebilir.
eşit enerjili bir fotonla etkileşerek de ışık emisyonuna zorlan-
İnfrared spektroskopisinde kullanılan CS2, CCI4, CHCl3 gibi
abilir. Şekilde, uyarılmış molekülün yapabileceği bu iki tür
organik çözücüler Raman spektroskopisinde de kullanılabilir.
emisyon olayı görülmektedir.
Ancak bu çözücülerin kendi Raman kaymaları değerlerinin bil-
Üç molekül uyarılmış altı molekül temel haldedir. Gelen 3 fo- inmesi gereklidir. İnfrared spektroskopisinde çözücü olarak
ton absorplanınca 3 uyarılmış molekül oluşurken, 2 molekül kullanılamayan su, Raman spektroskopisinde sık kullanılır. Su
de iki foton yayarak temel hale döner. Yani emisyon absorp- moleküllerinin neden olduğu Raman hatları oldukça zayıftır.
siyondan küçük olur. İkincisinde ise emisyon absorpsiyondan Suyun bu yöntemde kullanılabilen bir çözücü olması, birçok
büyük olur. biyokimyasal ve farmasotik maddenin nitel analizinde infrared
Zorlanmış emisyon olayında yayılan ışığın şiddeti (I), sistemi yönteminin aksine büyük bir kolaylık sağlar. Raman spek-
emisyona zorlayan ışık şiddetine göre (Io) daha fazladır (I > troskopisi yönteminin infrared spektroskopisi yöntemine. göre
Io). Ayrıca zorlanmış emisyon sonucu yayılan fotonlar, sistemi bir başka üstünlüğü de aynı aletle hem yakın infrared hem
emisyona zorlayan fotonlarla aynı fazda ve aynı yöndedir (ko- normal infrared, hem de uzak infrared bölgelerindeki bilgilerin
herent ışıma). Lazer ışıması, uyarılmış duruma getirilen sis- elde edilebilmesidir. Bilindiği gibi, infrared spektroskopisinde
temin kendiliğinden yaydığı ışınlan kullanarak emisyona zor- bu üç bölge için aletin parçaların ayrı ayrı özelliklere sahip ol-
lanması ile ortaya çıkar. Lazerde ışığın yükseltilmesi için ması yani farklı spektrometrelerin kullanılması gerekir. Yakın
, uyarılmış emisyon ile oluşan foton sayısının , absorpsiyon infrared ve uzak infrared spektrofotometrelerinin bulunmadığı
sonucu tüketilen foton sayısından büyük olması gerekir. Bu laboratuvarlarda Raman spektrofotometresi ile gerekli spek-
şart uyarılmış durumda bulunan tanecik sayısının, düşük ener- troskopik bilgiler edinilebilir.
jili seviyede bulunanlardan daha büyük sayıda olması halinde Normal Raman spektroskopisi yöntemi, nicel analiz için çok
sağlanacaktır. yaygın olarak kullanılmaz. Ancak RRS ve yüzey Raman yön-
Lazer olarak katı hal lazeri yakut kristali ( esas olarak Al2O3 temleri ile duyarlık çok fazla arttırılabildiğinden bu yöntemler
ten oluşmuştur, %0,05 oranında Cr(III) içerir) Nd:YAG laz- nicel analizde uygulama alanı bulmuşlardır. Floresans özelliğe
eri kullanılır( Itriyum ve Alüminyum lal taşı (garnet) ana sahip moleküllerin Raman kaymalarının elde edilmesi normal
kristalinde Neodiyum iyonları içerir.) yöntemle mümkün değildir. Ancak, daha önce de vurgulandığı
Gaz lazerler He/Ne, Ar+ veya Kr+ iyon lazerler, CO2 veya gibi, floresans özelliğe sahip moleküllerin Raman spektrumunu
N2 ortamlı lazerler, eksimer lazerler(He, F ile Ar veya Xe ga- elde etmek için CARS yöntemi kullanılır. Floresans özelliği
zlarından birinin karışımı ile elde edilir.) Boyar madde lazerler olan moleküllerin Raman spektrumu floresans etkisinden arın-
Yarı iletken Diyod lazerler mış olarak Fourier Transform Raman (FTR) spektrometresi ile
Numune ışınlama sistemi Numunenin hazırlanması oldukça de elde edilebilir.
kolaydır. Cam malzeme kullanılabilir. Lazer kaynağı nu- Floresansa neden olan kısa dalgaboylu lazer yerine daha uzun
munenin küçük bir alanına kolayca odaklanabilir. Sıvı dalgaboylu bir lazer kullanıldığında saçılmanın şiddeti dal-
ve katı numuneler az miktarda bile kolayca analiz edilir. gaboyunun dördüncü kuvveti ile orantılı olarak azalmasına
Sulu çözeltiler de Raman spektroskopisiyle analiz edilebilir. rağmen FTR yönteminin duyarlığı çok fazla olduğundan Ra-
Monokromatör olarak optik ağ kullanılır. Dedektör olarak, man kaymaları kolayca ortaya çıkartılabilir.

Açık Kaynak Ders Notları Fen ve Mühendislik Bilimleri İçin Enstrümental Analiz
Çalışma Soruları 11
11.1 Elektromanyetik Işıma 11.6 UV/GB Moleküler Absorbsiyon Spek-
1. Elektromanyetik ışıma nedir? Elektromanyetik Spek- troskopisi
trumu kısaca tanımlayınız. 1. Lambert Beer kanununu açıklayarak Beer konununda
2. Dalga Boyu, Frekans ve Genlik tanımlarını açıklayınız. meydana gelen sapmaları nedenleri ile açıklayınız.
3. Işının dalga özellikleri nelerdir? 2. Spektrofotometrik bir ölçüm yapıldığında dikkat
4. Işının tanecik özellikleri nelerdir? edilmesi gereken hususlar yazarak açıklayınız.
5. Hangi tür ışın saçılmaları vardır? 3. Çift ışın yoluna sahip spektrometrik cihazların tek ışın
6. Stokes kayması nedir?, yollulara üstünlük ve kötü yönlerini yazınız.
7. Moleküler Abosrbsiyon ile Atomik Absorbsiyon arasın- 4. Molekülün uyarılması ne gibi fiziksel ve kimyasal
daki farklar nelerdir? değişimlere yol açar?
8. Dalga sayısının matematiksel ifadesini yazınız. Hangi 5. Uyarılmış bir taneciğe ne olur?
metodlarda dalga sayısı kullanılır? 6. Fotometre ile spektrofotometre arasında ne fark vardır?
11.2 Optik Spektroskopi Spektrum ne demektir?
1. Spektroskopi türlerinin genel olarak sınıflayınız. 7. Kromofor grup nedir?
2. Monokromatör nedir? Monokromatör tiplerini yazınız. 8. Soğurganlık (=absorptivite) nedir? İlgili matematiksel
eşitlikleri yazınız.
3. Optik ağ nedir ne işe yarar?
9. Moleküler absorbsiyonda geçiş türleri nelerdir?
4. Işın kaynağı nedir hangi bölgede hangi ışın kaynakları
kullanılır? 10. polarize ışık,
11. optik dedektör,
11.3 Atomik Absorbsiyon Spektroskopi
1. Atomik Absorbsiyon Spektrofotometresinin genel şe- 12. Spektrum ne demektir? UV/GB, IR ve NMR spektrum-
masını çizerek çalışma ilkesini kısaca anlatınız. ları karşılaştırınız.
2. Atomik Absorbsiyon Spektrumunun genel özelliklerini 13. Fotoçoğaltıcı tüpün çalışma ilkesini ve fototüp dedektöre
anlatınız. üstünlüğünü açıklayınız.
3. Oyuk Katod lambası ne demektir? 14. 12 mm ışık yoluna sahip bir optik hücrede 2.0x10−4 M
derişimde analat içeren standart çözeltinin 425 nm dalga
4. AAS de kullanılan oyuk katot lambasını şemasını çizerek
boyunda %57 geçirgenliği olduğu belirleniyor.
açıklayınız.
a) Aynı maddenin 5.2x10−5 M çözeltisinin 10 mm ışık
5. Atomik Absorbsiyonda numune verme şekillerini kısaca yollu hücrede absorbansı ne olur?
anlatınız. b) 10 mm ışık yollu hücrede %74 geçirgenliğe sahip
6. Atomik Absorbsiyonun analatik uygulamaları nelerdir? çözeltide analat derişimi nedir?
Hangi alanda kullanılır?
11.7 Moleküler Floresans, Fosforesans,
7. AAS de alev sıcaklığının gereğinden az ve fazla olmasının
Kemilüminesans
sakıncaları nelerdir?
1. Floresans, Fosforesans ve Kemilüminesans olaylarını
8. Atomik soğurumda söz konusu olan girişimleri kısaca
kısaca açıklayınız.
açıklayınız. Bu girişimleri büyük ölçüde önlemenin yolu
nedir? 2. Bir floresans ölçüm cihazının ana şemasını çizerek başlıca
9. AAS ile çalışılırken hangi alevle ve alevin hangi böl- kısımlarını gösteriniz.
gesinde çalışılacağına hangi kriterlere göre karar verilir? 3. Nicel analizde floresans neden soğurum ölçümüne dayalı
yöntemden daha duyarlıdır?
11.4 Atomik Emisyon Spektroskopisi
4. Floresans ile derişim arasındaki ilişki neden yüksek der-
1. Atomik Absorbsiyon Spektroskopisinin dayanadığı temel
işimlerde doğrusallıktan sapar?
ilkeler nelerdir?
2. Atomik Emisyon Spektrometreyi şematik olarak gös- 11.8 IR Spektroskopi
teriniz. 1. IR Işınları ne tür ışınlardır ve molekülde ne tür değişik-
3. Atomik Emisyon Spektroskopisinin analitik uygula- likler yaparlar? Hangi tür maddeler IR soğurumu ya-
maları nelerdir? parlar?
4. Atomik Emisyon Spektrometrelerinide hangi atom- 2. IR Spektrometrisinde kullanılan örnek kaplarına ilişkin
laştırma sistemleri vardır? sorunları, örneklerin ışın yoluna nasıl kaplarda konul-
5. AES de alev sıcaklığının gereğinden az ve fazla olmasının duğunu nedenlerini de belirterek açıklayınız.
sakıncaları nelerdir? 3. IR Spektrometrisine daha çok hangi amaçla başvurulur?
Bu cihazla elde edilen parmak izi bölgesi ne demektir?
11.5 Atomik Floresans Spektroskopisi
4. Moleküler titreşim türlerini yazarak anlatınız.
1. Atomik Floresans Spektroskopisinin dayanadığı temel
ilkeler nelerdir? 5. IR Işın Kaynakları nelerdir?
2. Atomik Floresans Spektrometreyi şematik olarak gös- 6. IR Spektrometreyi şematik olarak çiziniz?
teriniz. 7. IR Spektroskopide ölçüm nasıl alınır?
3. Atomik Floresans Spektroskopisinin analitik uygula- 11.9 Raman Spektroskopisi
maları nelerdir?
1. Raman kayması ne demektir? Stokes kaymasından farkı
4. Atomik Floresans Spektrometrelerinde hangi atom- nedir?
laştırma sistemleri vardır?

29

You might also like