You are on page 1of 276

TÜRKİYE BİLİMSEL VE

TEKNİK ARAŞTIRMA KURUMU


TÜBITAK

THE SCIENTIFIC AND TECHNICAL


RESEARCH COUNCIL OF TURKEY

an Gıda Teknolojileri Araştırma Grubu

Forestry and Food Technologies Research Grant


Commİtee
TÜRKiYE BiLiMSEL VE
TEKNIK ARAŞTIRMA KURUMU
TÜBİTAK

THE SCIENTIFIC AND TECHNICAL


RESEARCH COUNCIL OF TURKEY

BAL ARISININ F AZELYA VE KOLZA


BİTKİLERİNDEN YARARLANMA VE
KARŞıLıKLı ETKİLEŞİM
İL İşKİLERİNİN ARAŞTIRILlVIASI

PROJE NO:TOGTAG-2629

Tarım Orman ve Gıda Teknolojileri


Araştırma Grubu

Agriculture, Forestry and Food Technologies


Research Grant Committee
TÜRKiYE BiLiMSEL VE
TEKNiK ARAŞTIRMA KURUMU
TÜBİTAK

THE SCIENTIFIC AND TECHNICAL


RESEARCH COUNCIL OF TURKEY

BAL ARıSıNIN
FAZELYA VE KOLZA
BİTKİLERİNDEN YARARLANMA VE
KARŞıLıKLı ETKİLEŞİM
İLİşKİLERİNİN ARAŞTIRILMASI

PROJE NO:TOGTAG-2629

Tarım Orman ve Gıda Teknolojileri


Araştırma Grubu

Agriculture, Forestry and Food Technologies


Research Grant Committee
BAL ARısıNIN FAZELYA VE KOLZA BiTKiLERiNDEN
YARARLANMA VE KARŞıLıKLı ETKiLEŞiM
iLişKiLERiNiN ARAŞTIRILMASI

PROJE NO:TOGTAG-2629

PROF. DR. uıvivE KUMOVA


PROF. DR. TURAN SAGlAMTiMUR
Ali KORKMAZ
ilKER iNAl

OCAK 2003
ADANA
ÖNSÖZ

Dünya tarımındaki hızlı gelişmelere paralelolarak entansif tarım tekniklerinin


kullamlmaya başlandığı ülkemizde arı-bitki ilişkisi, tarımsal üretimde kalite ve kantiteyi
arttırıcı en etkili yoldur. Doğada çeşitli sebze, meyve ve yem bitkileri üretiminin
gerçekleşmesinde tozlayıcı olarak bal arılarımn önemli bir yeri bulunmaktadır. Dünyada
tüketilen gıda maddelerinin 1I3'ü doğrudan veya dolaylı yoldan böceklerin özellikle de
arıların tozlaşmasını sağladığı bitkilerden elde edilmektedir. ABD'de böcek tozlaşmasına

gereksinme olan ürünler değerinin 1991 'da 40 milyar dolara yükselmiş olması arıların ve
böceklerin tarımsal üretimdeki değerini açıklamaktadır.

Bal arısı kolonİlerinin istenilen düzeyde gelişmesinde ve bal veriminin artmasında

doğal bitki kaynaklarının zenginliği yanında ekili kültür bitkilerinin çeşitliliği önem
taşımaktadır. Arı kolonilerine yeterli nektar ve polen kaynakları sağlanmadığı durumlarda
arıların yaşamlarını sürdürmeleri zorlaşmaktadır. Bu nedenle bölge koşullarına uygun bitki
deseninin düzenlenmesi veya arı kolonilerinin yıl boyunca doğal ve ekili bitki kaynaklarına

götürülmeleri, insan sağlığı açısından arı ürünlerinin elde edilmesinde ekolojik tarımın

boyutunu ortaya koymaktadır.


Fazelya, Hydrophyllaceae familyasından Phacelia cinsine ait Kuzey Amerika orijinli
tek yıllık bir bitkidir. Amerika ve birçok Avrupa ülkesinde hayvan yemi, erozyonu önleyici
örtü bitkisi olarak kullanımı yanında çiçeklerinin bol miktarda nektar ve polen içermesi
nedeniyle arı merası olarak kullanımı yaygındır. Kolza yemeklik yağ sanayiinde ve hayvan
beslenmesinde Dünya'da ayçiçeğinden soma en çok tarımı yapılan çok yönlü bit yem
bitkisidir. Kolza salgıladığı nektar ve polen ile bal arılarını kendine çeken bir bitkidir. Bal
potansiyeli açısından 200 bal bitkisi arasında 4.,5. sırada yer almaktadır.

Küreselleşen dünyamızda ayakta kalabilmek ve tüm sektörlerde ülke olarak yer


alabilmek için çağdaş gelişmeleri izlemek ve uygulamak kaçınılmaz olmaktadır. Bu bağlamda
ülke tarımı da yeni ürün ve üretim tekniklerini ülke çiftçisine tanıtmak durumundadır. Zaman
içerisinde diğer ülkelerde olan gelişmelerin arkasında kalmış olan ülkemİzİn arıcılık

sektöründe de yeni açılımları yakalamak ve ülke koşullarına uygun olanları bir an önce
uygulamaya aktarmak ulusal bir sorumluluktur. Bu açıdan fazelya ve kolza bitkilerinin
arıcılık açısından potansiyeli, bu bitkilerin çiçeklenme doğası ile bal arıları ile aralarındaki

ilişkileri, arı polinasyonunun bitkilerin tohum verimine olan etkilerinİn araştırılması ve bu


bitkilerin ülke genelinde ekiminin yaygınlaştırılarak çok yönlü yararlarının tarıma

kazandırılması son derece önem taşımaktadır.

Arı - bitki ilişkisi içersinde ülke tarımına ve ülke arıcılığına yeni yaklaşımlar, yeni
bakış açıları getiren bu araştırma, TÜBİTAK tarafından desteklenmiştir. Ülkemizde arı-bitki

ilişkisi konusunda yapılan çalışmalara katkı sağlamak, Çukurova bölgesinde yetiştirilebilen

fazelya ve kolzanın üretimini yaygınlaştırmak, yoğun nektar akımı öncesine dönemde bal
arılan yönünden önemini saptamak, fazelya ve kolzada nektar ve polen tarlacılığı yapan bal
anlannın oranını belirlemek, Çukurova koşullarında bu bitkilerin nektar ve polen potansiyeli
9rtaya çıkarmak, bitkiler üzerinde polinatörlük yapan diğer yabani polinatör türlerini
belirlenmek" fazelya ve kolzanın tohum verimine bal arılarının katkısını saptamak, bu
bitkilerin bal arısı koloni populasyon gelişimi ve koloninin bal verimi üzerine etkilerini
belirlemek amacıyla 2001-2002 yılları arasında Ç. Ü. Ziraat Fakültesinde yürütülen bu
projeye, bu konuda yapılacak kapsamlı çalışmalara katkı getirmesinden ve sağladığı destekten
dolayı TÜBİT AK'a ve kurum yetkililerine teşekkürlerimi sunarım.

Prof. Dr. Ulviye KUMOVA

Ç. Ü Ziraat Fakültesi
Zootekni Bölümü
Ocak 2003
İçİNDEKİLER

Sayfa
ÖZET ................................................................................................................ i
ABSTRACT ..................................................................................................... II
SİMGELER VE KISAL TMALAR .................................................................. nn
ÇİZELGELER DİzİNİ .................................................................................... IV
ŞEKİLLER DİzİNİ ......................................................................................... IX
1. GİRİş ................................................................................................................. 1
2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR ................................................................................. 6
2.1. Fazelya ve Kolza Bitkilerinin Çiçeklenme Fenolojisi ve Çiçek Sayıları ... 6
2.2. Fazelya ve Kolza Bitkilerinin Çiçeklerindeki Nektar Miktarı ve Nektar
Kuru Madde Düzeyi ile Bitkilerin Nektar Potansiyeli .............................. 8
2.3. Fazelya ve Kolza Bitkilerinin Çiçeklerindeki Polen Miktarı ve Bitkilerin
Polen Potansiyeli ....................................................................................... 12
2.4. Bal Arılarının Polen Tercihine Etki Eden Faktörler .................................. 13
2.5. Bal Arılarının Nektar Tercihine Etki Eden Faktörler ................................ 25
2.6. Bal Arısı Kolonilerinin Tarlacılık Faaliyetini Etkileyen Faktörler ........... 33
2.7. Bal Arılarının Koloni Populasyon Gelişimi ............................................... 39
2.8. Bitkilerin Tohum Verimlerine Bal Arılarının Katkısının Saptanması ....... 42
2.9. Bal Arısı Kolonilerinin Bal Verimi ............................................................ 48
2.10. Bitkilerİn Çiçeklerinden Yararlanan Polİnatörler .................................... 49
3. MATERYAL VE METOT ................................................................................ 61
3.1. Materyal .................................................................................................... 61
3.1.1. Arı Kolonisi Materyali .................................................................... 61
3.1.2. Bitki Materyali ................................................................................. 61
3.1. 3. Deneme Alanının Toprak Özellikleri.............................................. 64
3.1.4. Deneme Alanının Bitki Deseni ........................................................ 64
3.ı .5. Deneme Alanının İklim Özellikleri................................................. 67
3.1.6. Denemede Kullanılan Alet ve Ekipmanlar ...................................... 69
3.2. Metot......................................................................................................... 69
3.2.2. Bitki Materyalinin Hazırlanması ..................................................... 69
3.2.2. Arı Kolonilerinin Hazırlanması ....................................................... 71
Sayfa
3.2.3. Polinasyon Kafeslerinin Bitki Parsellerine Yerleştirilmesi ve
Kaldırılması. ....... .... ... .......................... ......... ..... ......... ..... ........ ..... .... 73
3.2.4. Bitkilerin Çiçeklenme Fenolojisi ve Hasadı .................................... 75
3.2.5. B itkilerin Çiçeklenme Süresince Çiçek Yoğunluğunun
Belirlenmesi ..................................................................................... 76
3.2.6. Bitkilerin Nektar Miktarı, Nektar Kuru Madde Düzeyi ve Nektar
Potansiyelinin Belirlenmesi .............................................................. 76
3.2.7. Bitkilerin Polen Miktarı ve Polen Potansiyelinin Belirlenmesi ....... 77
3.2.8. Bitkilere Nektar ve Polen İçin Tarlacılık Yapan Bal Arısı
Sayısının Belirlenmesi...................................................................... 80
3.2.9. Bal Arılarının Polen Tercihinin Saptanması .................................... 80
3.2.10. Bal Arılarının Nektar Tercihinin Saptanması................................ 83
3.2.11. Bitkilerin Tohum Verimine Bal Arılarının Katkısının
Belirlenmesİ........... ...... ..... ........................... ....... .............................. 84
3.2.12. Bitkilerin Koloni Populasyon Gelişimi Üzerine Etkilerinin
Belirlenmesi............... .............. .... .......... .......... ................................. 85
3.2.13. Kolonilerin Bal Veriminin Belirlenmesi ........................................ 87
3.2.14. Bitkilerden Yararlanan Polİnatörlerin Belirlenmesi ...................... 88
4. BULGULAR VE TARTIŞMA .......................................................................... 89
4.1. Araştırmanın ı. Yıl Bulguları (2000-2001) ................................................. 89
4.1.1. Kolza (Brassica napus L.): Çiçeklenme Fenolojisi ve Çiçek Sayısı 89
4.1.2. Fazelya (Phacelia tanacetifolia): Çiçeklenme Fenolojisi ve Çiçek
Sayısı ................................................................................................ 90
4.1.3. Kolza ve Fazelyanın Çiçeklenme Fenolojisi ve Çiçek Sayıları

Açısından Karşılaştırılması.............................................................. 92
4. ı.4. Kolza:Nektar Miktarı, Nektar Kuru Madde Düzeyi ve Nektar
Potansiyeli... .......................................... ............................... ..... ....... 93
4. ı .5. Fazelya: Nektar Miktarı, Nektar Kuru Madde Düzeyi ve Nektar
Potansiyeli ........ ........ ..... ............. ............................... ...... ........... ...... 96
4.1.6. Kolza Çiçeklerinde Polen Miktarı ve Polen Potansiyeli ................. ı 00

4.1.7. Fazelya Çiçeklerinde Polen Miktarı ve Polen Potansiyeli ............... 101


4.1.8. Kolza Bitkisinde Nektar Tarlacılığı Yapan Bal Arısı Sayısı ........... 103
Sayfa
4.1.9. Kolza Bitkisinde Polen Tarlacılığı Yapan Bal Arısı Sayısı ............. 106
4.1.10. Kolza Bitkisinde Tarlacılık Yapan Toplam Bal Arısı Sayısı ......... 109
4.1. ıı. Fazelya Bitkisinde Nektar Tarlacığı Yapan Bal Arısı Sayısı ........ 1 l3
4.1.12. Fazelya Üzerinde Polen Tarlacığı Yapan Bal Arısı Sayısı ............ 114
4. ı.l3. Fazelya Bitkisinde Tarlacılık Yapan Toplam Bal Arısı Sayısı ...... 1ı 6
4.1.14. Kolza-Fazelya Bitkileri ile Tarlacı Bal Arılarının
Karşılaştırılması ................................................................................ 12 ı
4.1.15. Arı Kolonilerinin Kolza Nektarından Yararlanma Düzeyi ............ 122
4.1. 16. Arı Kolonilerinin Fazelya Nektarından Yararlanma Düzeyi ......... 124
4.1.17. Arı Kolonilerinin Kolza Poleninden Yararlanma Düzeyi ............. 126
4.1.18. Arı Kolonilerinin Fazelya Poleninden Yararlanma Düzeyi .......... 129
4.1. 19. Kolza Bitkisinin Tohum Verimine Bal Arısının Katkısı ............... l30
4.1.20. Fazelya Bitkisinin Tohum Verimine Bal Arısının Katkısı ............ l32
4.1.21. Kolza ve Fazelya Bitkilerinin Koloni Populasyon Gelişimi

Üzerine Etkisi ................................................................................... 134


4.1.22. Kolonilerin Bal Verimi .................................................................. l38
4.1.23. Kolza Çiçeklerinden Yararlanan Böcekler .................................... 140
4.1.24. Fazelya Çiçeklerinden Yararlanan Böcekler ................................. 145
4.2. Araştırmanın 2. Yıl Bulguları (2001-2002) ............................................... 152
4.2. ı. Fazelya (Phacelia tanacetifolia): Çiçeklenme Fenolojisi ve Çiçek
Sayısı ................................................................................................ 152
4.2.2. Kolza (Brassica napus): Çiçeklenme Fenolojisi ve Çiçek Sayısı .... 154
4.2.3. Fazelya ve Kolzanın Çiçeklenme Fenolojisi ve Çiçek Sayıları

Açısından Karşılaştırılması .............................................................. 155


4.2.4. Fazelya: Nektar Miktarı, Nektar Kuru Madde Düzeyi ve Nektar
Potansiyeli.. ........ ...... ........... .................... ..... .......... .......................... ı 56

4.2.5. Kolza: Nektar Miktarı, Nektar Kuru Madde Düzeyi ve Nektar


Potansiyeli.. ..... ........... ....... ......................... ......... ............................. 160
4.2.6. Fazelya Çiçeklerinde Polen Miktarı ve Polen Potansiyeli ............... 164
4.2.7. Kolza Çiçeklerinde Polen Miktarı ve Polen Potansiyeli ................. 166
4.2.8. Fazelya Bitkisinde Nektar Tarlacılığı Yapan Bal Arısı Sayısı ........ 167
4.2.9. Fazelya Bitkisinde Polen Tarlacılığı Yapan Bal Arısı Sayısı .......... 170
Sayfa
4.2.10. Fazelya Bitkisinde Tarlacılık Yapan Toplam Bal Arısı Sayısı ..... ı 73

4.2.11. Kolza Bitkisinde Nektar Tarlacılığı Yapan Bal Arısı Sayısı ......... 178
4.2.12. Kolza Bitkisinde Polen Tarlacılığı Yapan Bal Arısı Sayısı ........... 180
4.2.13. Kolza Bitkisinde Tarlacılık Yapan Toplam Bal Arısı Sayısı ......... 182
4.2.14. Fazelya-Kolza Bitkileri ile Tarlacı Bal Arılarının
Karşılaştırılması................................................................................ 186
4.2.15. Arı Kolonilerinin Fazelya Nektarından Yararlanma Düzeyi ........ 187
4.2.16. Arı Kolonilerinin Kolza Nektarından Yararlanma Düzeyi ........... 190
4.2.17. Arı Kolonİlerinin Fazelya Poleninden Yararlanma Düzeyi .......... 191
4.2.18. Arı Kolonİlerinin Kolza Poleninden Yararlanma Düzeyi ............. 194
4.2.19. Faze1ya Bitkisinin Tohum Verimine Bal Arısının Katkısı ............ 196
4.2.20. Kolza Bitkİsİnin Tohum Verimİne Bal Arılarının Katkısı ............. 198
4.2.21. Fazelya ve Kolza Bitkilerinin Koloni Populasyon Gelişimi
Üzerine Etkisİ .................................................................................. 200
4.2.22. Kolonilerin Bal Verimi ................ .................... .............. ............... 205
4.2.23. Fazelya Çiçeklerinden Yararlanan Böcekler ................................. 206
4.2.24. Kolza Çiçeklerinden Yararlanan Böcekler ................................... 21 ı
5. SONUÇ VE ÖNERİLER ................................................................................... 215
KAYNAKLAR.. .................... ................. ......... ..... .............. ............................... 229
ÖZET

BAL ARısıNIN FAZEL YA VE KOLZA BİTKİLERİNDEN YARARLANMA VE


KARŞıLıKLı ETKİLEŞİM İLİşKİLERİNİN ARAŞTIRILMASI

Arı yetiştiriciliğinde başarılı bir üretim sezonunun gerçekleşmesi


için sağlıklı ve güçlü
arı kolonileri ile çalışmak temel koşuldur. Arı kolonİlerinin istenİlen düzeyde gelişmesinde
ekili kültür bitkilerinin çeşitliliği yanında doğal flora kaynaklarının zenginliği de önem
taşımaktadır. Bu açıdan bölge koşullarına uygun bitki deseninin düzenlenmesi veya arı
kolonilerinin göçer arıcılık izlencesi içersinde yıl boyunca değişik bölgelerin elverişli bitki
kaynaklarına götürülmeleri, doğanın sürekliliğinin sağlanmasında arı-bitki ilişkisinin önemini
ortaya çıkarmaktadır. Bal arılarının temel besini olan nektar ve polenin doğada yeterli
miktarda ve belirli zamanlarda bulunması; arılar ve bitkilerin karşılıklı yararlanma sonucu
elde edilecek ürünlerin nicelik ve niteliklerini etkileyen en önemli bir faktördür. Bu açıdan
çok yönlü kullanım alanına sahip yem bitkileri olan fazelya (Phacelia tallacetifolia) ve kolza
(Brassica napus)'nın arı yetiştiriciliği açısından önemini, bitkilerin tohum verimine bal
arılarının katkısını ortaya çıkarmak tarıma arı-bitki ilişkisi yönünden katkı getirebilecek
boyuttadır.

Bu araştırmaÇukurova Bölgesinde yetiştirilen fazelya ve kolza bitkileri ile bal


arılarının bazı ilişkilerini
saptamak amacıyla iki yıl süreyle yürütülmüştür. Fazelya bitkisinin
ekim tarihine bağlı olarak mart ortası-mayıs sonu arasında çiçeklendiği, 38-50 gün süreyle
çiçekte kaldığı; kolza bitkisinin şubat ortası-nisan ortasına kadar çiçeklendiği ve 47-65 gün
çiçekte kaldığı belirlenmiştir. Fazelya bitkisinde 2722.39-3238.94 ad/m 2 çiçek bulunurken
kolza bitkisinde ortalama çiçek sayısı 271.20-2955.85 ad/m2 olarak saptanmıştır.
Fazelya %15.90-18.43 kuru madde içeren 0.30-0.66 mg/çiçek/gün nektar ile 0.45-0.56
mg/çiçek/gün polen üretmesine karşın; kolza %16.05-23.10 kuru madde içeren 0.46-0.49
mg/çiçek/gün nektar ile 0.70-0.73 mg/çiçek/gün polen üretimi yapmıştır. Kolzanın 0.46-4.74
kg/da nektar ve 0.62-7.07 kg/da polen potansiyeline, fazelyanın 7.81-14.45 kg/da nektar ve
·11.72-12.26 kg/da polen potansiyeline sahip olduğu saptanmıştır.7
Fazelyada 52.41-86.60 ad/m 2 /5 dk, kolzada 16.82-76.85 ad/m 2/5 dk bal arısı tarlacılık
yapmıştır. Bal arılarının fazelyada %44.26-48.66 düzeyinde nektar, %51.34-55.74 düzeyinde
polen; kolzada %29.17-%87.82 düzeyinde nektar, %12.18-70.83 düzeyinde polen tarlacılığı
yaptıkları görülmüştür.
Fazelya nektarından %16.0-41.3, kolza nektarından %24.00-25.26 düzeyinde; fazelya
poleninden %15.09-23.45, kolza poleninden %12.73-13.65 düzeyinde yararlandıkları
be liri enmi ştir.
Bal arısı polinasyonu ile fazelya bitkisinin tohum verimine %170.02-225.68, kolza
bitkisinin tohum verimine %52.94-117.86 düzeyinde katkı yapıldığı saptanmıştır.
Çukurova koşullarında yetiştiriciliği yapılan kolza ve fazelya bitkilerinin ülkemiz
ancılığına önemli katkılar sağlayacak iki bitki olduğu, ancak floranın kuvvetli olduğu yerlerde
bal arıları için nektar ve polen kaynağı sağlayacak destek bitkileri olabileceği belirlenmiştir.

Anahtar Sözcükler: Ancılzk, bal ansı, koloni, jazelya, kolza, polinasyon, tarlacılık

i
ABSTRACT

AN INVESTIGATION OF HONEYBEE FORAGING ACTIVITIES AND


INTERACTIONS WITH PHACELIA AND RAPE PLANTS

Colony health and strength are two basic factors for successful beekeeping in a
production season. The development of colonies depends on both richness of natural floral
sources and variety of crops grown culturally. This reality encouraging transporting apiary to
the nectar and pollen sources, results in emerging migratory beekeeping. From this point of
view, designing suitable plant pattem for region and sustainability conceming beekeeping
decreases expenses of keepers and creates sustainable environment for bees. The movement
direction of migratory beekeepers follows the flowering stage of various plants, grown either
natural1y or culturally. Movements of honeybee colonies to the available plant source of
9ifferent region are important for providing sustainability to both bees and nature. Quality and
quantity of honeybee products are affected by the timing and the variety of nectar and pollen
sources. For this reason, honeybees prefer some special species and varieties of plant.
Honeybees tend to prefer forage based on the nectar and pollen quality. The objective of the
reseaı-ch are to determine the preference and reciprocal interaction relationships of bee on
phacelia and rape plants which are new to the region for natural feeding of bees by planting
around the apiary.
This study was carried out to determine some relations of honeybees among phacelia
and rape plants during two years. it is determined that phacelia plant was flowered at the
middle ofmarch-end ofmay on sowing date, and stayed at flowering during 38-50 days. Also,
rape plant was flowered at the middle of february-middle of apriI, and stayed at flowering
during 47-65 days. While phacelia plant has 2722.39-3238.94 number/m2 flowers, rape plant
has average -271.20-2955.85 number/m 2 flowers.
Phacelia plant produced 0.30-0.66 mg/flower/day nectar which contaİns 15.90-18.43%
dry matter and 0.45-0.56 mg/flower/day poııen. On the other hand, rape plant produced 0.46-
0.49 mg/flower/day nectar which contains 16.05%-23.10% dry matter and 0.70-0.73
mg/flower/day pollen. In terms of pollen and nectar potential, it is found that rape plant had
0.46-4.74 kg/da nectar and 0.62-7.07 kg/da pollen potential, phacelia plant had 7.81-14.45
kg/da nectar and 11.72-12.26 kg/da pollen potential.
2
Honeybees foraging on phacelia and rape plant were 52.41-86.60 number/m /5 min
and and 16.82-76.85 number/m 2 /5 min, respectively. it is observed that during the foraging,
honeybees gathered 51.34-55.74% pollen and 44.26-48.66% for nectar from the phacelia
plant and 12.18%-70.83% pollen and 29.17%-87.82% for nectar from the rape plant.
Honeybees benefit from the pollen and nectar ofphacelia plant at the level of%15.09-
23.45 and 16.0-41.3%, pollen and nectar of rape plant at the level of %12.73-13.65 and
24.00%-25.26% respectively. Honeybee pollination increased the seed yield of phacelia and
rape plant 170.02-225.68% and 52.94%-117.86%, respectively.
it is conc1uded that phacelia and rape plants which grown Çukurova co ndi tion s have
potential to contribute to the beekeeping. But they can be support plants for honeybee
colonies as nectar and pollen sources in the vigorous flora.

Keywords: apiculture, honeybee, colony, phacefia, rape, pollination, foraging

II
SİMGELER VE KISALTMALAR

ad : adet
Oc : santigrat derece
cm : santimetre
2
cm : santimetrekare
da : dekar
dk : dakika
g : gram
kg : kilogram
m : metre
m2 : metrekare
me : miliekivalant
ml : mililitre
mm : milimetre
mm 3 : milimetreküp
rpm : dakikada santrifüj dönüş hızı

sn : samye
sp : tür

III
ÇİZELGELER DİzİNİ

Sayfa
Çizelge 3.1. Araştırmanın 1. Yılında (2000-2001) Adana İline Ait İklim
Verileri..................................................................................... 67
Çizelge 3.2. Araştırmanın 2. Yılında (2001-2002) Adana İline Ait İklim
Verileri............. ...... ....... ................. ..... ............. ........................ 67
Çizelge 3.3. Araştırmanın 1. Yılında Ölçüm Yapılan Günlere Ait Adana İli
İklim Verileri... ..... ..... ..... ...................... ..... ..... ..... .................... 68
Çizelge 3.4. Araştırmanın 2. Yılında Ölçüm Yapılan Günlere Ait Adana İli
İklin1 Verileri........................................................................... 68
Çizelge 3.5. Araştırmanın 1. Yılında Ölçüm Yapılan Günlere Rüzgar Hızı
(m/sn) Verileri......................................................................... 68
Çizelge 3.6. Araştırmanın 2. Yılında Ölçüm Yapılan Günlere Rüzgar Hızı
(m/sn) Verileri.......................................................................... 69
Çizelge 4.1. Araştırmanın 1. Yılında Kolza Bitkisinde Çiçeklenme
Süresince Açan Ortalama Çiçek Sayısı (ad/m2 ) ...................... 89
Çizelge 4.2. Araştırmanın ı. Yılında Fazelya Bitkisinde Çiçeklemne
Süresince Açan Ortalama Çiçek Sayısı (ad/m 2) ...................... 91
Çizelge 4.3. Araştırmanın 1. Yılında Kolza Çiçeklerinde Nektar
Miktarının Dönemler ve Saatlere Göre Dağılımı

(mg/çiçek/gün) ........................................................................ 93
Çizelge 4.4. Araştırmanın 1. Yılında Kolza Çiçeklerinde Nektar Kuru
Madde Düzeyi (%) ................................................................. 95
Çizelge 4.5. Araştırmanın 1. Yılında Fazelya Çiçeklerinde Nektar
Miktarının Dönemler ve Saatlere Göre Dağılımı

(mg/çiçek/gün)......................................................................... 97
Çizelge 4.6. Araştırmanın ı. Yılında Fazelya Çiçeklerinde Nektar Kuru
Madde Düzeyi (%)................................................................... 98
Çizelge 4.7. Araştırmanın ı. Yılında Kolza Çiçeklerinde Polen Miktarı
(mg/çiçek/gün)......................................................................... 100
Çizelge 4.8. Araştırmanın 1. Yılında F azelya Çiçeklerinde Polen Miktarı
(mg/çiçek/gün)......................................................................... 102

IV
Sayfa
Çizelge 4.9. Araştırmamn ı. Yılında Kolza Çiçeklerinde Nektar Tarlacılığı
Yapan Bal Ansı Sayısı (ad/m 2/5 dk)....................................... 104
Çizelge 4.10. Araştırmamn 1. Yılında Kolza Çiçeklerinde Polen Tarlacılığı
Yapan Bal Ansı Sayısı (ad/m 2/5 dk)........................................ 106
Çizelge 4.11. Araştırmanın 1. Yılında Kolza Çiçeklerinde Tarlacılık Yapan
Toplam Bal Ansı Sayısı (ad/m 2/5 dk)...................................... 110
Çizelge 4.12. Araştırmamn 1. Yılında Kolza Çiçeklerinde Nektar ve Polen
Tarlacılığı Yapan Bal Anlannın Dönemler ve Saatlere Göre
Oranı (0/0).. ..... ...... ........ ........ ....... ............................ ........... ...... ı 12
Çizelge 4.13. Araştırmanın 1. Yılında Fazelya Çiçeklerinde Nektar
Tarlacılığı Yapan Bal Arısı Sayısı (ad/m 2/5 dk)..................... 113
Çizelge 4.14. Araştırmanın 1. Yılında Faze1ya Çiçeklerinde Polen
Tarlacılığı Yapan Bal Ansı Sayısı (ad/m 2/5 dk)...................... 115
Çizelge 4.15. Araştırmanın 1. Yılında Fazelya Çiçeklerinde Tarlacılık

Yapan Toplam Bal Ansı Sayısı (ad/m 2/5 dk).......................... 117


Çizelge 4.16. Araştırmamn 1. Yılında Fazelya Çiçeklerinde Nektar ve
Polen Tarlacılığı Yapan Bal Anlarının Dönemler ve Saatlere
Göre Oranı (%) ..................................................................... '" 118
Çizelge 4.17. Araştırmanın 1. Yılında Kolonilerin Dönemlere Göre Kolza
Nektanndan Yararlanma Düzeyleri (%)................................. 123
Çizelge 4.18. Araştırmamn 1. Yılında Kolonilerin Dönemlere Göre
Fazelya Nektanndan Yararlanma Düzeyi (%)......................... 125
Çizelge 4.19. Araştırmanın 1. Yılında Kolonilerin Kolza Poleninden
Yararlanma Düzeyi (%)........................................................... 127
Çizelge 4.20. Araştırmanın 1. Yılında Kolonilerin Fazelya Poleninden
Yararlanma Düzeyi (%)........................................................... 129
Çizelge 4.21. Araştırmanın 1. Yılında Kolza Bitkisinde Kafesli ve
Kafessiz Alandan Elde Edilen Tohum Miktarı (g/m 2 ) ...•........ 130
Çizelge 4.22. Araştırmanın 1. Yılında Faze1ya Bitkisinde Kafesli ve
Kafessiz Alandan Elde Edilen Tohum Miktarı (g/m 2) ............ 133
Çizelge 4.23. Araştırmanın 1. Yılında Koloni Gruplarında Deneme
Süresince Elde Edilen Yavrulu Alan Gelişimi (cm /koloni)...
2
135

v
Sayfa
Çizelge 4.24. Araştırmanın 1. Yılında Kolani Gruplarında Deneme
Süresince Elde Edilen Ergin Arı Gelişimi (adikalani)............ 137
Çizelge 4.25. Araştırmanın 1. Yılında Kolani Gruplarında Ortalama Bal
Verimi (kg/ko loni)................................................................... 139
Çizelge 4.26. Araştırmanın 1. Yılında Kolza Çiçeklerinden Yararlanan Bal
Arısı ve Diğer Böceklerin Dönemler ve Saatlere Göre Takım

Düzeyinde Dağılımı (adlatrap)................................................ 140


Çizelge 4.27. Araştırmanın 1. Yılında Kolza Çiçeklerinden Yararlanan

Hymenoptera Takımına Ait Böceklerin Dönemler ve


Saatlere Göre Takım Düzeyinde Dağılımı (ad/gürıl30 atrap).. 143
Çizelge 4.28. Araştırmanın 1. Yılında Fazelya Çiçeklerinden Yararlanan
Bal Arısı ve Diğer Böceklerin Dönemler ve Saatlere Göre
Takım Düzeyinde Dağılımı (adlatrap).................................... 146
'Çizelge 4.29. Araştırmanın 1. Yılında Fazelya Çiçeklerinden Yararlanan
Hymenoptera Takımına Ait Böceklerin Dönemler ve
Saatlere Göre Takım Düzeyinde Dağılımı (ad/gürıl30 atrap).. 149
Çizelge 4.30. Araştırmanın 2.Yılında Fazelya Bitkisinde Çiçeklenme
Süresince Açan Ortalama Çiçek Sayısı (ad/m
2
)...................... 152
Çizelge 4.31. Araştırmanın 2.Yılında Kolza Bitkisinde Çiçeklenme
Süresince Açan Ortalama Çiçek Sayısı (adlm2)....................... 154
Çizelge 4.32. Araştırmanın 2.Yılında Fazelya Çiçeklerinde Nektar
Miktarının Dönemler ve Saatlere Göre Dağılımı

(mg/çiçek/gün)......................................................................... 157
Çizelge 4.33. Araştırmanın 2.Yılında Fazelya Çiçeklerinde Nektar Kuru
Madde Düzeyi (%).................................................................. 159
Çizelge 4.34. Araştırmanın 2. Yılında Kolza Çiçeklerinde Nektar
Miktarının Dönemler ve Saatlere Göre Dağılımı

(mg/çiçek/gün)......................................................................... 161
Çizelge 4.35. Araştırmanın 2. Yılında Kolza Çiçeklerinde Nektar Kuru
Madde Düzeyi (%)................................................................... 163
Çizelge 4.36. Araştırmanın 2. Yılında Fazelya Çiçeklerinde Polen Miktarı
(ıng/çiçek/gün)......................................................................... 164

VI
Sayfa
Çizelge 4.37. Araştırmanın 2. Yılında Kolza Çiçeklerinde Polen Miktarı
(mg/çiçek/gün)......................................................................... 166
Çizelge 4.38. Araştırmanın 2. Yılında Fazelya Çiçeklerinde Nektar
Tarlacılığı Yapan Bal Arısı Sayısı (ad/m lS dk).....................
2
168
Çizelge 4.39. Araştırmanın 2. Yılında Fazelya Çiçeklerinde Polen
Tarlacılığı Yapan Bal Arısı Sayısı (ad/m 2lS dk)..................... 170
Çizelge 4.40. Araştırmanın 2. Yılında Fazelya Çiçeklerinde Tarlacılık

Yapan Toplam Bal Arısı Sayısı (ad/m 2lS dk)......................... 173


Çizelge 4.41. Araştırmanın 2. Yılında Fazelya Çiçeklerinde Polen ve
Nektar Tarlacılığı Yapan Bal Arısının Dönemler ve Saatlere
Göre Oranı (%)........................................................................ 17S
Çizelge 4.42. Araştırmanın 2. Yılında Kolza Çiçeklerinde Nektar
Tarlacılığı Yapan Bal Arısı Sayısı (ad/m 2lS dk)...................... 179
Çizelge 4.43. Araştırmanın 2. Yılında Kolza Çiçeklerinde Polen Tarlacılığı
Yapan Bal Arısı Sayısı (ad/m 2/S dk)....................................... 181
Çizelge 4.44. Araştırmanın 2.Yılında Kolza Çiçeklerinde Tarlacılık Yapan
Toplam Bal Arısı Sayısı (ad/m lS dk).....................................
2
183
Çizelge 4.45. Araştırmanın 2. Yılında Kolza Çiçeklerinde Polen ve Nektar
Tarlacılığı Yapan Bal Arısının Dönemler ve Saatlere Göre
Oranı (0/0)................................................................................. 18S
Çizelge 4.46. Araştırmanın 2. Yılında Kolonilerin Dönemlere Fazelya
Nektarından Yararlanma Düzeyi (%)...................................... 188
Çizelge 4.47. Araştırmanın 2. Yılında Kolonilerin Dönemlere Göre Kolza
Nektarından Yararlanma Düzeyi (%)...................................... 190
Çizelge 4.48. Araştırmanın 2. Yılında Kolonilerin Fazelya Poleninden
Yararlanma Düzeyi (%)........................................................... 192
Çizelge 4.49. Araştırmanın 2. Yılında Kolonilerin Kolza Poleninden
Yararlanma Düzeyi (%).......................................................... 19S
Çizelge 4.50. Araştırmanın 2. Yılında Fazelya Bitkisinde Kafesli ve
Kafessiz Alandan Elde Edilen Tohum Miktarı (g/m 2 )............. 197
Çizelge 4.51. Araştırmanın 2. Yılında Kolza Bitkisinde Kafesli ve
Kafessiz Alandan Elde Edilen Tohum Miktarı (g/m
2
)............. 199

VII
Sayfa
Çizelge 4.52. Araştırmanın 2. Yılında Koloni Gruplarında Deneme
Süresince Elde Edilen Yavrulu Alan Gelişimi (cm2/koloni)... 201
Çizelge 4.53. Araştırmanın 2. Yılında Koloni Gruplarında Deneme
Süresince Elde Edilen Ergin Arı Gelişimi (adetlkoloni)......... 204
Çizelge 4.54. Araştırmanın 2. Yılında Koloni Gruplarının Ortalama Bal
Verimi (kg/koloni)................................................................... 205
Çizelge 4.55. Araştırmanın 2. Yılında Fazelya Çiçeklerinden Yararlanan
Bal Arısı ve Diğer Böceklerin Dönemler ve Saatlere Göre
Takım Düzeyinde Dağılımı (adı atrap).................................... 207
Çizelge 4.56. Araştırmanın 2. Yılında Kolza Çiçeklerinden Yararlanan Bal
Arısı ve Diğer Böceklerin Dönemler ve Saatlere Göre Takım

Düzeyinde Dağılımı (ad/ atrap).............................................. 212

VIII
ŞEKİLLER DİzİNİ

Sayfa
Şekil 1. Deneme Alamnda Arı Kolonilerinin Görünümü................. ... ... .......... 62
Şekil 2. Fazelya ve Kolza Ekim Alamnın Görünümü...................................... 63
Şekil 3. Fazelya (Phecelia tanacetifolia Bentham) Bitkisinin Görünümü....... 65
.Şekil 4. Kolza (Brassica napus L.) Bitkisinin Görünümü................................ 66
Şekil 5. Fazelya ve Kolza Bitkilerinin Ekim Alanı.......................................... 70
Şekil 6. Fazelya ve Kolza Alamnda Arı Kolonilerinin Görünümü.................. 72
Şekil 7. Fazelya ve Kolza Alanında Kafeslerin Görünümü.............................. 74
ŞekilS. Fazelya ve Kolza Bitkilerinde Çiçeklenme......................................... 75
Şekil 9. Fazelya Çiçeklerinden Nektar Örneklerinin Almması........................ 76
ŞekillO. Fazelya Çiçeklerinden Anter Örneklerinin Alınması........................ 78
Şekilll. Kovan Önlerine Takılan Polen Tuzaklarının Görünümü ....... '" ... .... 81
Şekill2. Polen Tuzaklarından Alınan Polen Örneklerinin Smıflandırılması.. 82
ŞekilB. Fazelya ve Kolza Bitkilerinde Kafes1i ve Kafessiz Alandan Elde
Edilen Tohumların Görünümü........................................................ 84
Şekil 14. Bitki Alanında Arı Kolonilerinin Kontrolü....................................... 86
ŞekilıS. Deneme Kolonilerinin Yavrulu alan Gelişimlerinin Ölçülmesi. 86
Şekil 16. Deneme Kolonilerinde Ergin Arı Gelişiminin Belirlenmesi............. 87
Şekil 17. Fazelya ve Kolza Çiçeklerinden Yararlanan Böceklerin
Sınıflandırılması.............................................................................. 88
Şekil 4.1. Araştırmanm ı. Yılında Kolza ve Fazelya Bitkilerinin Çiçeklenme
Süresince Açan Çiçek Sayısının Dönemlere Göre Değişimi...... .... 92
Şekil 4.2. Araştırmanm 1. Yılında Kolza Çiçeklerinde Nektar Miktarınm
Dönemler ve Saatlere Göre Değişimi............................................. 94
Şekil 4.3. Araştırmanın ı. Yılında Kolza Çiçeklerinde Nektar Kuru Madde
Düzeyinin Dönemler ve Saatlere Göre Değişimi.... ....... ....... .......... 95
Şekil 4.4. Araştırmanın 1. Yılında Fazelya Çiçeklerinde Nektar Miktarının
Dönemler ve Saatlere Göre Değişimi............................................. 97
Şekil 4.5. Araştırmanın 1. Yılında Fazelya Çiçeklerinde Nektar Kuru Madde
Düzeyinin Dönemler ve Saatlere Göre Değişimi..... ... ...... ... ........... 99

IX
Sayfa
Şekil 4.6. Araştırmanın ı. Yılında Kolza Çiçeklerinde Polen Miktarının
Dönemler ve Saatlere Göre Değişimi............................................ ı 00

Şekil 4.7. Araştırmanın 1. Yılında Fazelya Çiçeklerinde Polen Miktarının


Dönemler ve Saatlere Göre Değişimi............................................. 102
Şekil 4.8. Araştırmanın ı. Yılında Kolza Çiçeklerinde Nektar Tarlacılığı
Yapan Bal Arılarının Dönemler ve Saatlere Göre Değişimi....... .... ı 04

,Şekil 4.9. Araştırmanın ı. Yılında Kolza Çiçeklerinde Polen Tarlacılığı


Yapan Bal Arılarının Dönemler ve Saatlere Göre Değişimi........... ı 07

Şekil 4.10. Araştırmanın 1. Yılında Kolza Çiçeklerinde Tarlacılık Yapan


Toplam Bal Arılarının Dönemler ve Saatlere Göre Değişimi......... 110
Şekil 4.11. Araştırmanın ı. Yılında Kolza Çiçeklerinde Nektar ve Polen
Tarlacılığı Yapan Bal Arılarının Dönemlere Göre Oransal
Değişimi.......................................................................................... ı ı2

Şekil 4.12. Araştırmanın ı. Yılında Fazelya Çiçeklerinde Nektar Tarlacılığı


Yapan Bal Arılarının Dönemler ve Saatlere Göre Değişimi........ 1ı 4

Şekil 4.13. Araştırmanın ı. Yılında Fazelya Çiçeklerinde Polen Tarlacılığı


Yapan Bal Arılarının Dönemler ve Saatlere Göre Değişimi.. ...... ... 115
Şekil 4.14. Araştırmanın 1. Yılında Fazelya Çiçeklerinde Tarlacılık Yapan
Toplam Bal Arılarının Dönemler ve Saatlere Göre Değişimi......... 117
Şekil 4.15. Araştırmanın 1. Yılında Fazelya Çiçeklerinde Nektar ve Polen
Tarlacılığı Yapan Bal Arılarının Dönemlere Göre Oransal
Değişin1i.......................................................................................... 1ı 9
Şekil 4.16. Araştırmanın ı. Yılında Kolza ve Fazelya Çiçeklerinde Tarlacı

Bal Arılarının Dönemlere Göre Değişimi....................................... 120


Şekil 4.17. Araştırmanın 1. Yılında Kolonilerin Kolza Nektarından
Yararlanma Düzeyinin Dönemlere Göre Değişimi......................... 123
Şekil 4.18. Araştırmanın ı. Yılında Kolonilerin Fazelya Nektarından
Yararlanma Düzeyinin Dönemlere Göre Değişimi......................... 125
Şekil 4.19. Araştırmanın 1. Yılında Kolonilerin Kolza Poleninden
Yararlanma Düzeyinin Dönemler ve Saatlere Göre Değişimi........ 127

x
Sayfa
Şekil 4.20. Araştırmanın 1. Yılında Kolonilerin Fazelya Poleninden
Yararlanma Düzeyinin Dönemler ve Saatlere Göre Değişimi........ 129
Şekil 4.21. Araştırmanın 1. Yılında Kolza Bitkisinde Kafesli ve Kafessiz
Alandan Elde Edilen Tohum Miktarının Değişimi......................... 131
Şekil 4.22. Araştırmanın ı. Yılında Fazelya Bitkisinde Kafesli ve Kafessiz
Alandan Elde Edilen Tohum Miktarının Değişimi......................... 133
Şekil 4.23. Araştırmanın ı. Yılında Koloni Gruplarında Deneme Süresince
Elde Edilen Yavrulu Alan Gelişiminin Dönemlere Göre
Değişinli.......................................................................................... 135
Şekil 4.24. Araştırmanın ı. Yılında Koloni Gruplarında Deneme Süresince
Elde Edilen Ergin Arı Gelişiminin Dönemlere Göre Değişimi..... ı 37

Şekil 4.25. Araştırmanın 1. Yılında Koloni Gruplarında Ortalama Bal


Veriminin Değişimi .......................................................... '" ... '" ..... 139
Şekil 4.26. Araştırmanın 1. Yılında Kolza Çiçeklerinden Yararlanan Bal
Arısı ve Diğer Böceklerin Takım Düzeyinde Saatlere Göre
Değişimi.......................................................................................... 142
Şekil 4.27. Araştırmanın ı. Yılında Kolza Çiçeklerinden Yararlanan Bal
Arısı ve Diğer Böceklerin Takım Düzeyinde Dönemlere Göre
Değişiıni............ ... ..... ..... ... .................. ..... ....... .... ........ ...... .............. 142
Şekil 4.28. Araştırmanın ı Yılında . F azelya Çiçeklerinden Yararlanan Bal
Arısı ve Diğer Böceklerin Takım Düzeyinde Saatlere Göre
Değişimi.......................................................................................... 147
Şekil 4.29. Araştırmanın ı. Yılında Fazelya Çiçeklerinden Yararlanan Bal
Arısı ve Diğer Böceklerin Takım Düzeyinde Dönemlere Göre
Değişimi.......................................................................................... 147
Şekil 4.30. Araştırmanın 2.Yılında Fazelya ve Kolza Bitkilerinin
Çiçeklenme Süresince Açan Çiçek Sayısının Dönemlere Göre
Değişimi.. ..... .... ..... ..... ... ..... .... ..... ............ ....... .... ........... ....... ........... 156
Şekil 4.31. Araştırmanın 2.Yılında Fazelya Çiçeklerinde Nektar Miktarının
Dönemler ve Saatlere Göre Değişimi ...................................... '" .... 157
Şekil 4.32. Araştırmanın 2. Yılında Fazelya Çiçeklerinde Nektar Kuru
Madde Düzeyinin Dönemler ve Saatlere Göre Değişimi................ 159

XI
Sayfa
Şekil 4.33. Araştırmanın 2. Yılında Kolza Çiçeklerinde Nektar Miktarının
Dönemler ve Saatlere Göre Değişimi............................................. ı 61

Şekil 4.34. Araştırmanın 2. yılında Kolza Çiçeklerinde Nektar Kuru Madde


Düzeyinin Dönemler ve Saatlere Göre Değişimi............................ 163
Şekil 4.35. Araştırmamn 2. Yılında Fazelya Çiçeklerinde Polen Miktarının
Dönemler ve Saatlere Göre Değişimi............................................. ı 65

Şekil 4.36. Araştırmanın 2. Yılında Kolza Çiçeklerinde Polen Miktarının


Dönemler ve Saatlere Göre Değişimi.......... ................................... 167
. Şekil 4.37. Araştırmanın 2. Yılında Fazelya Çiçeklerinde Nektar Tarlacı1ığı
Yapan Bal Arılarının Dönemler ve Saatlere Göre Değişimi........... ı 68

Şekil 4.38. Araştırmanın 2. Yılında Fazelya Çiçeklerinde Polen Tarlacılığı


Yapan Bal Arılarımn Dönemler ve Saatlere Göre Değişimi........... 17 ı
Şekil 4.39. Araştırmanın 2. Yılında Fazelya Çiçeklerinde Tarlacılık Yapan
Toplam Bal Arılarının Dönemler ve Saatlere Göre
Değişiıni.......................................................................................... 174
Şekil 4.40. Araştırmanın 2. Yılında Fazelya Çiçeklerinde Polen ve Nektar
Tarlacılığı Yapan Bal Arılarının Dönemlere Göre Oransal
Değişimi......................................................................................... 175
Şekil 4.41. Araştırmamn 2. Yılında Kolza Çiçeklerinde Nektar Tarlacılığı
Yapan Bal Arılarının Dönemler ve Saatlere Göre Değişimi.......... ı 79

Şekil 4.42. Araştırmanın 2. Yılında Kolza Çiçeklerinde Polen Tarlacılığı


Yapan Bal Arılarının Dönemler ve Saatlere Göre Değişimi.. ......... 181

Şekil 4.43. Araştırmanın 2. Yılında Kolza Çiçeklerinde Tarlacılık Yapan


Bal Arılarının Dönemler ve Saatlere Göre Değişimi...................... ı 83

Şekil 4.44. Araştırmanın 2. Yılında Kolza Çiçeklerinde Polen ve Nektar


Tarlacılığı Yapan Bal Arılarının Dönemler ve Saatlere Göre
Oransal Değişimi.......... .......................... .............................. ........... 185
Şekil 4.45. Araştırmanın 2. Yılında Fazelya ve Kolza Çiçeklerinde Tarlacı

Bal Arılarının Dönemlere Göre Değişimi....................................... 187


. Şekil 4.46. Araştırmanın 2.Yılında Kolonilerin Kolza ve Fazelya
Nektarından Yararlanma Düzeyinin Dönemlere Göre Değişimi.... 188

XII
Sayfa
Şekil 4.47. Araştırmanın 2. Yılında Kolonilerin Fazelya Poleninden
Yararlanma Düzeyinin Dönemler ve Saatlere Göre Değişimi........ 192
Şekil 4.48. Araştırmanın 2. Yılında Kolonilerin Kolza Poleninden
Yararlanma Düzeyinin Dönemler ve Saatlere Göre Değişimi........ 195
Şekil 4.49. Araştırmanın 2. Yılında Fazelya Bitkisinde Kafesli ve Kafessiz
Alandan Elde Edilen Tohum Miktarının Değişimi......................... 197
ŞekiL. 4. 50. Araştırmanın 2. Yılında Koloni Gruplarında Deneme Süresince
Elde Edilen Yavrulu Alan Gelişiminin Dönemlere Göre
Değişimi.......................................................................................... 201
Şekil 4.51. Araştırmanın 2. Yılında Koloni Gruplarında Deneme Süresİnce

Elde Edilen Ergin Arı Gelişimi (adet/koloni)................................. 204


Şekil 4.52. Araştırmanın 2. Yılında Koloni Gruplarının Ortalama Bal
Verimlerİnin Değİşimi.................................................................... 206
Şekil 4.53. Araştırmanın 2. Yılında Fazelya Çiçeklerinden Yararlanan Bal
Arısı ve Diğer Böceklerin Takım Düzeyinde Saatlere Göre
Değişimİ.......................................................................................... 208
Şekil 4.54. Araştırmanın 2. Yılında Fazelya Çiçeklerinden Yararlanan Bal
Arısı ve Diğer Böceklerin Takım Düzeyinde Dönemlere Göre
Değişimi.......................................................................................... 208

Şekil 4.55. Araştırmanın 2. Yılında Kolza Çiçeklerinden Yararlanan Bal


Arısı ve Diğer Böceklerin Takım Düzeyinde Saatlere Göre
Değişimi.......................................................................................... 2ı 3

Şekil 4.56. Araştırmanın 2. Yılında Kolza Çiçeklerinden Yararlanan Bal


Arısı ve Dİğer Böceklerin Takım Düzeyinde Dönemlere Göre
Değişimi.......................................................................................... 2ı3

XIII
LGİRİş

Dünya tarımındaki hızlı gelişmelere paralelolarak entansif tarım tekniklerinin


kullamlınaya başlandığı ülkemizde arı-bitki ilişkisi, tarımsal üretimde kalite ve kantiteyi
arttırıcı en etkili yoldur. Doğada çeşitli sebze, meyve ve yem bitkileri üretiminin
gerçekleşmesinde tozlayıcı olarak bal arılarımn önemli bir yeri bulunmaktadır (Free, 1970)
Dünyada tüketilen gıda maddelerinin 1I3'ü doğrudan veya dolaylı yoldan böceklerin özellikle
de arıların tozlaşmasım sağladığı bitkilerden elde edilmektedir (McGregor, ı 971). ABD'de
böcek tozlaşmasına gereksinme olan ürünler değerinin 1991'da 40 milyar dolara yükselmiş

ohnası arıların ve böceklerin tarımsal üretimdeki değerini açıklamaktadır (Gill, 1991., Free,
1992). Bal arısı kolonilerinin istenilen düzeyde gelişmesinde ve bal veriminin artmasında

doğal bitki kaynaklarımn zenginliği yamnda ekili kültür bitkilerinin çeşitliliği önem
taşımaktadır. Arı kolonilerine yeterli nektar ve polen kaynakları sağlanmadığı durumlarda
arıların yaşamlarım sürdürmeleri zorlaşmaktadır (Haydak, 1970). Bu nedenle bölge
koşullarına uygun bitki deseninin düzenlenmesi veya arı kolonilerinin yıl boyunca doğal ve
ekili bitki kaynaklarına götürülmeleri, insan sağlığı açısından arı ürünlerinin elde edilmesinde
ekolojik tarımın boyutunu ortaya koymaktadır.

Bütün bu gelişmelerin yamnda ülkemiz arıcılığında yeni üretim tekniklerinin


kullamlması, ekonomik değeri yüksek olan ve benzer iklimli ülkelerde başarılı bir şekilde

üretilen bitkilerin ülkemizde de yetiştirilmesi gündeme gelmektedir (Kumova ve Korkmaz,


2000).

Ayrıca ülke genelinde tarımsal yapı her geçen yıl değişken bir yapı kazanmakta,
uygun olmayan tarımsal uygulamalar yapılmaktadır. Monokültürel tarımın yaygınlaşması,

toprak işleme ve amz yakma gibi yanlış uygulamalar bal arısı ve diğer böceklerin yaşam

alanlarım her geçen gün daraltılmakta, doğal bitki populasyonlarım nitelik ve nicelik olarak
azalmaktadır. Polinatörlerin azalması veya yok olması bitkisel üretim etkinliğini önemli
düzeyde düşürmektedir. Bu açıdan arıcılıkta gerek şuruba bağlı besleme olayını en alt düzeye
indirmek veya ortadan kaldırmak gerekse böcek yaşamını korumak ve geliştirmek için bu
amaca hizmet edecek olan yeni bitkilerin bölge koşullarına adaptasyonu ile yetiştirme

tekniklerinin geliştirilerek ülke ve bölge çiftçisine benimsetmek olmalıdır. Arıcılık yönünden


özellikle erken ilkbaharda arılara nektar ve polen kaynağı olabilecek yeni ve farklı bitki
desenlerinin geliştirilmesi, çeşitli bitkilerin karışımından oluşturulan arı meralanmn
kurulması gündeme gelmelidir (Krikava, 1980; Marshall, ı 998).

1
Günümüz koşullarında yapılan göçer arıcılık sisteminin zorlukları da göz önüne
alınacak olursa, mart-nİsan-mayıs aylarında Çukurova Bölgesinin ekolojik yapısına uygun
bitki deseninin düzenlenmesinin arıcılık ve tarım alanlarımn değerlendirilmesi açısından
büyük bir önemi bulunmaktadır. Bu açıdan ilkbahar ortalarında bal arılarının

yararlanabileceği, mevcut floraya alternatif veya destek olabilecek çeşitli polen ve nektar
kaynaklarına gereksinim olmaktadır. Bu nedenle fazelya ve kolza bitkileri, bölgede kışlık ara
urün olarak yetiştirilebilen ve çok yönlü kullanım alanlarına sahip yem bitkisi olmaları
özelliği ile arı yetiştiricilerine yeni katkılar sağlayabilecek özelliktedirler.

Fazelya, Hydrophyllaceae familyasından Phacelia cinsine ait Kuzey Amerika orijinli


tek yıllık bir bitkidir. Bu bitki ı 832 yılında Avrupa'ya getirilmiş, Almanya başta olmak üzere
İngiltere ve birçok Doğu Avrupa ülkeleri ile Amerika yem bitkisi, erozyonu önleyici örtü
bitkisi olarak kullanımı yanında, elverişli bir nektar ve polen kaynağı olarak da arı

yetiştiricileri tarafından geniş bir şekilde ekimi yapılmıştır (Jensen, 199 ı; Williams ve
Christian, ı 99 ı). Fazelya bitkisinin dünya üzerinde yaklaşık ı 3 türü bulunmakta, ancak
bunlardan dört türü (Phacelia distani, P. ramosissima, P. hispida, P. tanacetifoZia) bal anları

için değerli bir besin kaynağı oluşturmaktadır. Fazelya bitkisi bal anlarına nektar ve polen
kaynağı sağlaması açısından dünyanın en üstün yirmi nektar bitkisi arasında yer almakta
(Crane, 1975), Amerika Birleşik Devletleri, Rusya ve Almanya'da bal anlarının yararlanması

için özellikle anlıklann önüne ekimi yapılmaktadır. Ayrıca çeşitli bitkilerle kanşım yapılarak

bal arılan için besin kaynağı sağlamak amacıyla meralar oluşturulmakta (Krikava, 1980;
Beck, 1991), bazı Avrupa ülkelerinde ise an yetiştiricileri kolonilerini göçer arıcılık sistemi
içerisinde fazelya bitkisi ekili alanlara taşımaktadırlar (Goltz, 1988).

Fazelyanın Çukurova koşullarında adaptasyonu, çiçeklenme yoğunluğu ve fenolojisi


ile an koloni gelişimine olan etkileri konularında Sağlamtimur ve ark. (1982), Tansı ve ark.
e1996), Kumova ve Korkmaz (1997) 'nın çalışmaları bulunmaktadır. Çukurova Bölgesinde
sonbahar mevsiminde erken ve geç ekimi yapılarak (15 Ekim-30 Kasım) çiçeklenmenin
yetersiz olduğu mart-nisan-mayıs aylarında bal arıları (Korkmaz ve Kumova, 1998; Tansı ve
ark, ı 999) ve diğer böcekler içİn uygun besin kaynağı olabilmektedir. Bugün fazelya bitkisi
bal arılarına olan katkısından dolayı Çukurova Bölgesi yanında ülkemizin pek çok yerinde
ekilmekle birlikte GAP Bölgesinde de ekilmesi ve yaygınlaştırılması konusunda araştırma

çalışmaları yapılmaktadır (Yıldız, 1999; Coşkun, 2001).

Kolza yemeklik yağ sanayiinde ve hayvan beslenmesinde Dünya'da ayçiçeğinden

sonra en çok tarımı yapılan çok yönlü bit yem bitkisidir (FAO, ı 992) .. Kolza salgıladığı

2
nektar ve polen ile bal arılarını kendine çeken bir bitkidir. Bal potansiyeli açısından 200 bal
bitkisi arasında 4.,5. sırada yer almaktadır (erane, 1975). Bal arısı polinasyonu ile tohum
üretiminde %13-64 oranında üretim artışı sağlandığı bildirilmektedir (Mc Gregor, 1976).
İngiltere'de bu bitki arı kolonilerinin beslenmesinde; bal, polen ve balmumu üretimi
bakımından ön plana çıkarılmaktadır (Williams 1985).
Günümüzde Kanada, Çin, Amerika Birleşik Devletleri başta olmak üzere pek çok
tilkede yemeklik yağ üretimini karşılamak amacıyla kolza yetiştiriciliği yaygın bir şekilde
yapılmaktadır. Bu ülkelerde kolza yetiştiriciliğinin yayılması ve gelişmesi amacıyla kurulmuş

olan kolza birlikleri çeşitli araştırma ve üretim çalışmalarını da finanse etmektedirler


(Anonymous, 1997). Kolza bitkisi konusunda ülkemizde yapılan çalışmaların geçmişi çok
daha eskilere dayanmaktadır. Fakat bu araştırmalar kolza bitkisinin tarımsal ve kalite
özelliklerini (Atakişi,I 978; Baydar ve Yüce,I 996; Çalışkan ve ark, ı 998; Özgüven ve Kırıcı,
1999; Özgüven ve ark, 2000) aşamamış, arıcı1ık açısından konuya yaklaşılmamıştır. Kolza
bitkisi Türkiye'ye Bulgaristan ve Romanya'dan girmiş olup üretimine ülkemizde ilk defa
ı 948 yılında başlanmıştır (Özgüven, 1987). 1979 yılında 27 500 ha alanda yapılan ekimle
43.000 ton olan üretim, 1999 yılında ı 87 ha alanda 330 ton olarak gerçekleşmiştir

(Anonymous,2001b).
Ülkemizde ise kolza yetiştiriciliği devlet desteği ile gelişmekte iken yağında ve
küspesinde erüsik asit ve glükozinolat bulunduğu gündeme gelmiştir. Bunun üzerine Sağlık

ve Sosyal Yardım Bakanlığı 2ı Mayıs ı 979 gün ve 5411 sayılı genelge ile dünyanın bu
derece önem verdiği kolza yağının insan, küspesinin ise hayvan sağlığı için zararlı olduğunu

belirterek işlenmesi, muhafazası, ticarete sevki, gıdalara katılması, yemeklik yağ olarak
satılması ve küspesinin hayvan yemi olarak kullanılmasını yasaklamıştır (Doğan, 1981). Bu
tarihten sonra ülkemizde kolza üretimi her geçen gün azalmış ve 1996 yılında 2 ha alanda 5
tonluk üretimle en alt düzeye inmiştir. Bu zaman içerisinde ülkemizde kolza tarımı

yasaklanırken 1970'li yıllardan sonra Avrupa ve Amerika' da erüsük asit ve glükozinolat


miktarları sıfır olan çeşitler geliştirilmiştir (Baydar ve Yüce, ı 996). Fakat çiftçimiz yaşamış

olduğu bu acı deneyim ve desteğin kalkması sonucunda yeniden kolza ekimine


yönelememiştir.

Tarım ve Köyişleri Bakanlığı son yıllarda yaptığı çalışma sonucunda ülkemiz ham yağ

açığının kapatılması ve bu konuda dışa bağımlı durumdan kurtarılması amacıyla yağlı

tohumlu bitkilerin özellikle de kolza bitkisi ekiminin geliştirilmesi ve yaygınlaştırılmasını

gündeme getirmiştir. Dünyada yağlı tohumlu bitkiler arasında üçüncü sırada olan ve

3
bünyesinde %45 yağ içeren kolzanın üretiminin yok denecek kadar az düzevde olması
ülkemiz tarımı için büyük bir eksiklik olarak görünmektedir (Karaaslan, 1999). Zira her geçen
gün ülkemizde yetersiz yağlı tohum üretimi sebebiyle ortaya çıkan bitkisel ham yağ açığını
kapatmak amacıyla 1998 yılı içerisinde 870 milyon USD değerinde ham yağ ithalatı yapılarak
talep karşılanabilmektedir (Anonymous, 1999a; Bahar, 2000). Tüm bu özellikleri sebebiyle
kolza alternatif "yenilenebilir hammaddeler" çerçevesinde ümit var bir bitki olarak
görülmekte ve bu özelliğiyle de ülkemiz ham yağ açığının kapanmasına çözüm getirebilecek
konumda bulunmaktadır (Kırıcı ve Özgüven, 1995).
Ülke gereksinimlerini bu kadar önemli düzeyde karşılayabilecek olan kolzanın
arıcılığımız açısından da büyük katkılar sağlayacağı yadsınamaz.. Kolza bitkisi arıcılık

açısından değerlendirildiğinde bal üretimine kaynak olan bitkiler arasında yer almaktadır

(Crane, 1975). Ayrıca kolza tarımı yağ üretiminin karşılanması yanında bal, polen ve
balmumu gibi değerli arı ürünlerinin de elde edilmesi açısından önem taşımaktadır.

Kolza bitkisinin yetiştirildiği ülkelerde kolza üreticisi ve arı yetiştiricisi arasında ortak
bir bağ kurulmuş olup karşılıklı olarak sağlanan yararın son derece önemli düzeyde olduğuna

işaret edilmektedir. Kolza tarımının yapıldığı bir çok ülkede kolzanın adaptasyonu, fenolojisi,
tohum verimi, ıslahı ve arıcılık potansiyeli açısından önemi konusunda araştırmalar yapılarak

yararlılık düzeyi ortaya konulmuştur (Poulsen, ı 973; Marquard, 1985; Free ve Ferguson,
1983; Pleines ve Friedt, 1989; Hauser ve ark, 1997; Cresswell, 1999; Sweet ve ark, 1999;
Ingram, 2000; Treu ve Emberlin, 2000). Ülkemizde ise tarımı desteklenen ancak daha sonraki
yıllarda bu politikadan vazgeçilen kolza yetiştiriciliğinin yeniden canlandırılması ve kolza
üreticisinin teşvik edilmesi arıcılık açısından üzerinde önemle durulması gereken bir konudur.
Ülkemizde bal, polen ve balmumu üretimi açısından kolzanın potansiyelinin ortaya
çıkarılması konularında araştırmalar yapılması gerekmektedir (Kumova, 1999a).

Kolza dışındaki yağ bitkilerinin sulanabilir koşullarda yetiştirilebilir olmasına karşılık

kolzanın ekiminin yağışların sulama yerine geçebildiği yer ve zamanlarda yapılabilmesi de


ülkemizde kolza yetiştiriciliğine avantaj sağlamaktadır (Gizlenci ve Dok, 2001). Bugün
ülkemizde Tarım ve Köyişleri Bakanlığı tarafından Karadeniz ve Marmara Bölgesi başta

olmak üzere kolzanın ekimi ve yaygınlaştırılması konularında araştırma ve yayım çalışmaları

başlamış olup olumlu gelişmeler elde edilmektedir. Ayrıca GAP Bölgesinde tarımın

yaygınlaşması ve çağdaşlaşması sebebiyle kolza bitkisinin ekimi de gündeme gelmiştir

(Anonymous, 1999b).

4
Doğada var olan bu denge ve ilişkinin bozulması sürecinde biyoçeşitlilik azalması
yaşanmakta ve bu durum da böcek populasyonlarının varlığını olumsuz bir şekilde

etkilemektedir (Dewenter ve Tschamtke, ı 999). Biyo-çeşitliliğe sahip olan sistemlerin basit


sistemlerden daha dengeli olduğu ve çeşitliliğin artmasıyla birlikte zararlı sorunlarının

azaltılabileceği gerçeğinden hareket edilerek yeni bitki tür ve çeşitlerinin floraya


kazandırılmasının tarımsal faaliyetler açısından oldukça yararlı olacağı bilinmektedir.

Ayrıca bitki-polinatör ilişkisi üzerine yapılacak çalışmalarla polinasyonunda zorluk


çekilen bitkilere polinatörleri yönlendirmek amacıyla, polinasyonu istenen bitkilerin
çevresinde veya yanında polinatörleri kendine çeken bitkilerin yetiştirilmesi yarar
sağlamaktadır. Bitki ve polinatör arasındaki gizemli ilişkilerin çözülmesine bağlı olarak
günümüzde bu işlemler için fazelya ve kolza bitkileri yaygın olarak kullanılmaktadır (Long ve
ark, 1998).

Tarımın sürdürüıebilirliği bağlamında olaya bakıldığında etkin ve yaygın bir bitki


üretim deseni oluşturularak tüm tarımsal dallarda olduğu gibi arıcılık sektöründe de verimlilik
artırılabilecektir. Bu açıdan, doğal dengeyi bozmayacak bir üretim sisteminin kullanılması

yanında, böceklerin faaliyet gösterdikleri dönemlerde polinatörlere cazip gelebilecek özellikte


bitkilerin yetiştirilmesine gerek ve önem duyulmaktadır. Bu tür çalışmalarda ekonomik
getirisini düşünmeden bitkilerin ekiminin desteklenmesi, yok olan biyo-çeşitliliğe önemli
oranda katkı sağlayacak niteliktedir. Bitkisel çeşitliliğin artması ve ekim alanlarının geniş

tutulmasına bağlı olarak en etkili polinatör olan bal arıları da bu bitkilerden


yararlanabileceklerdir.
Bu araştırma, bitki-polinatör ilişkisi olgusuna geniş bir açıdan bakmak, bitki-polinatör
ilişkisi konusunda yapılan çalışmalara katkı sağlamak, bölgemizde yetiştirilebilen fazelya ile
kolza bitkilerinin bal arılarının koloni populasyon gelişimi ve bal verimi üzerine etkilerini
belirleme, bal arılarının fazelya ve kolza bitkilerinin nektar ve poleninden yararlanma düzeyi
saptamak, bu bitkilerin Çukurova koşullarında sağladığı nektar ve polen potansiyelini ortaya
koymak, bitkiler üzerinden yararlanan diğer polinatörleri sınıflandırmak, bitkilerin tohum
verimine bal arılarının katkısını belirlemek amacına yönelik olarak yürütülmüştür.

5
2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR

2.1. Fazelya ve Kolza Bitkilerinin Çiçeklenme Fenolojisi ve Çiçek Sayıları


McGregor (1976) kolza bitkisinin açık ve parlak sarı renkte çiçeklere sahip olduğunu,
çiçek yapısının 4 taç, 4 çanak yaprak, ı dişi organ ile 4 adeti dişi organdan uzun ve 2'si kısa
olnıak üzere 6 erkek organdan oluştuğunu belirtmektedir. Ayrıca her bir çiçekte 4 adet nektar
bezi bulunduğunu ve çiçeklenme süresinin 22-45 gün arasında değiştiğini bildirmektedir.
Ancak Cresswell (1999) kolza bitkisinde 4 nektar bezi bulunmakta olduğunu, bu bezlerden
sadece 2 tanesinin nektar salgısı yapmakta olduğunu bildirmektedir.
Goltz (1987) Amerika Birleşik Devletleri koşullarında kolza bitkisinin 40-60 gün
arasında çiçekte kaldığını ve özellikle Kanada'da bir nektar bitkisi konumunda bulunduğunu

belirtmektedir. Ayrıca kolza bitkisinin ticari bir çeşidi olan kanolanın polinasyonunda bal
arısının önemli yeri olduğunu vurgulamakta ve her 2 dekara kuvvetli bir koloni konulmasıyla

tohum veriminin artırıldığını bildirmektedir.


Sağlamtimur ve Baytekin (1988b) ekim-kasım ayları içerisinde ekilen fazelya
bitkisinin kış ayları boyunca gelişme gösterdiğini, mart ayı başından itibaren çiçeklenmeye
başladığını ve çiçeklenmenin 4-6 hafta kadar sürdüğünü saptamışlardır. Araştırmacılar fazelya
bitkisinin bal arılarının yararlanması için nisan ayı başına kadar bırakılmasını ve daha sonra
silaj amacıyla hasat edilmesinin daha uygun olduğunu belirtmektedirler.
Sağlamtimur ve ark (1989) yaptıkları bir çalışmada fazelya bitkisinin %50 çiçeklenme
dönemine kadar bal arılarının yararlanması için bırakılmasını ve ot hasadı amacıy la bu
dönemde biçim yapılması gerektiği vurgulamaktadırlar.

Bauer (1991) Avrupa Birliği ülkelerinde kültüre alınan boş alanların artırılması

amacıyla çeşitli bitki karışımlarından oluşan arı meralarının da oluşturulması gerektiğini ve


programa alınarak içerisinde yoğunlukla fazelya bitkisi bulunan bitki karışımlarının ekilmesi
gerektiğini önermektedir.
Muzaffar ve Ahmad (1991) Pakistan' da bal arıları için arı merası oluşturulması

amacıy la bitki seçimi yapılan bir çalışmada bal arılarının polen ve nektar için tarlacılık yaptığı
379 bitki türünün nektar ve polen açısından önemli olduğunu saptamışlardır. Sonuçta Acacia
modesta ve Robinia pesudoacacia bitkilerinin nisan ayında, Trifolium spp. ve Prosopis spp.
bitkilerinin nisan-haziran aylarında ve kolza bitkisinin ekim-şubat ayları arasında ana nektar
kaynağı olduklarını belirlemişlerdir.

Williams ve Christian (1991) arılar yönünden ilgi çekici bir bitki olan fazelya
bitkisinin arı merası yönünden değerini saptamak üzere İngiltere'nin güneydoğu kesimlerinde

6
farklı tarihlerde ekimler yaparak çiçeklenme zamanı, çiçeklenme süresi, çiçek yoğunluğu,
günlük peryodisite ile fazelya bitkisinden yararlanan anlann davranışlarını saptamışlardır.
Erken mayıs ayında ekim yapılan parsellerde, temmuz başından ağustos sonuna kadar; geç
mayısta ekilen parsellerde temmuz ortasından eylül ortasına kadar; geç temmuzda ekilen
parsellerde, ey lül sonundan aralık ayında görülen donlann etkisinde kalana kadar çiçekte
kalabildiklerini gözlemişlerdir. En yüksek çiçeklenme yoğunluğu erken, orta ve geç ekilen
parsellerde sırası ile 2000, 4000 ve 3000 çiçek/m2 olarak saptanmıştır. Sonuçta çiçeklenme
süresi içersinde, bombus ve bal anlarının erken temmuzdan geç ekime kadar fazelya
bitkisinden yararlanabildiklerini saptamışlardır.

Sorkun ve Doğan (1994) çiçeklenme periyodunun başlangıcının bitkinin bulunduğu


ekolojik ve meteorolojik koşullar tarafından önemli ölçüde etkilendiğini, bu sebepten bilinçli
ancılık yapmak amacıyla bitkilerin hangi dönemde çiçeklendiğini ve bal anlan için hangi
besin kaynağı sağladığını bilmenin ancılar açısından faydalı olduğunu vurgulamaktadırlar.

Kıncı ve Özgüven (1995) Çukurova Bölgesine uygun kolza bitkisi çeşitlerini


saptamak amacıyla yürüttükleri bir çalışmada; birinci yılda 18 Kasım tarihinde yapılan

ekimler sonucunda çeşide bağlı olarak 10-25 Nisan tarihleri arasında çiçeklenme başlamış ve
ı 9-26 Mayıs tarihleri arasında tüm tohumlar olgunlaşmıştır. İkinci yılda ise 19 Ekim tarihinde
ekim yapılan parsellerde 18 Şubat-IS Mart tarihleri arasında çiçeklenme başlamış ve 22
Nisan-28 Mayıs tarihleri arasında tüm tohumlar olgunlaşmıştır.
Baydar ve Yüce (1996) Antalya ili koşullannda yaptıklan bir yetiştiricilik

çalışmasında kolza bitkisinin çeşitlere bağlı olarak mart sonu-nisan sonu arasında

çiçeklendiğini belirtmişlerdir.

Tansı ve ark (1996) ülkemiz için yeni bir yem bitkisi olan fazelya bitkisinin Çukurova
Bölgesinde an merası olarak kullanımı konusunda yaptıkları çalışmada 15 Eylül, 30 Eylül, 15
Ekim, 30 Ekim ve 15 Kasım'da ekim yaptıkları parsellerde çiçeklenmenin en üst düzeyde
olduğu dönemde sırasıyla 5950, 6216, 4733, 8933 ve 9250 ad/m 2 çiçek bulunduğunu
saptamışlardır. Bu parsellerde çiçeklenme ise ilk üç parselde mart ayının başından nisan
ayının sonuna kadar sürerken, son iki parselde mart ayı sonundan mayıs ayı ortasına kadar
sürmüştür. Sonuçta fazelya bitkisinin yöreye çok iyi adaptasyon gösterdiği ve çiçeklenme
süresının uzun olması nedeniyle bal anları açısından çekici bir bitki olduğu sonucuna
ulaşmışlardır.

Strickler (ı 997) çiçek üzerinde tarlacılık yapan bal ansı sayısı arttıkça parselde
bulunan açık çiçek sayısında azalma olduğunu ve polinasyon işleminin kısa sürede

7
tamamlandığını bildirmektedir. Bu sebepten polinasyonun kısa sürede tamamlanması, en üst
düzeyde ve üniform tohum elde edilmesi açısından pek çok bitkide bal arısı polinasyonuna
gereksinim bulunduğunu belirtmektedir.
Korkmaz ve Kumova (1998) Çukurova Bölgesi koşullarında fazelya bitkisi ve bal arısı

kolonileri arasındaki ilişkileri saptamak konusunda yaptıkları bir çalışma sonucunda fazelya
bitkisinin 18 Mart 1996-06 Mayıs ı 996 tarihleri arasında çiçeklendiğini bildirmektedirler.
Tansı ve ark (1999) kolza, fazeIya ve bakla bitkilerinin arı merası olarak
kullanılabilirliği üzerine 3 yıl süreyle yaptıkları araştırmada kolza bitkisinde çiçeklenmenin en
üst düzeyde olduğu nisan ortalarında çiçek sayısını sırasıyla ı 85, 206 ve 136 ad/m 2 olarak,
çiçeklenme periyodunu ise mart ortası ve nisan sonu olarak saptamışlardır. Fazelya bitkisinde
ise çiçek salkımlarını sayarak aynı yıllarda sırasıyla çiçeklenmenin en üst düzeyde olduğu

dönemlerde 746, 212 ve 213 ad/m 2 olarak belirlemişlerdir. Fazelya bitkisinde çiçeklenme
periyodunun nİsan başı-mayıs ortası dönemlere rastlayacak şekilde 36 gün sürdüğünü

bildirınektedirler.

Yıldız (1999) Ceylanpınar ovasında fazelya bitkisinin bazı tarımsal özelliklerini


saptamak amacıyla yürüttüğü bir araştırma sonucunda fazelya bitkisinin yörede ekim ve aralık

ay ları içerisinde farklı tarihlerde ekim zamanına bağlı olarak nisan ayı içerisinde
çiçeklendiğini ve çiçeklenme süresinin 29-33 gün arasında değiştiğini bildirmektedir.
Anonymous (2000) kolza bitkisinde çiçeklerin açık sarı renkte olup çiçeklerin
çoğunluğunun öğleden önce saat 09:00 civarında açmakta ve polinasyonun gerçekleşip

gerçekleşmemesine bağlı olarak 2-3 gün süreyle açık kalabildiği belirtilmektedir.

Kumova ve ark (2001) Çukurova Bölgesi koşullarında farklı fazelya çeşitlerinde çiçek
yoğunluğunu belirlemek amacıyla yaptıkları çalışmada 12-19 Kasım 1998 tarihlerinde ekilen
Turan 82 ve T -98/1 çeşitlerinde çiçeklenme 27 Mart 1999-1 ı Mayıs 1999 tarihleri arasında

toplam 46 gün, T -98/2 çeşiti ise 02 Nisan 1999-22 Mayıs 1999 tarihleri arasında toplam 49
gün çiçeklenmiştir. Bu çeşitlerde ortalama çiçek sayısı sırasıyla ı 077.60±23 1.43 çiçek/ın ,
2

97ı.ıO±283.06 çiçek/m2 ve ı02ı.ıO±403.57 çiçek/m2 olarak bulunmuştur.

2.2. Fazelya ve Kolza Bitkilerinin Çiçeklerindeki Nektar Miktarı ve Nektar Kuru


Madde Düzeyi ile Bitkilerin Nektar Potansiyeli
Bitkilerin nektar verimi pek çok iç ve dış etken tarafından belirlenmektedir. Bu
etkenlerin başında bitkinin genetik yapısı ile ait olduğu tür, çeşit veya varyete bulunmaktadır.

8
Kalıtsal faktörler dışında çiçek genişliği, nektar bezi yüzeyi, çiçeğin yaşı ve olgunluğu,
bitkinin konumu da etki etmektedir. Nektar üretimi ve salgılanması dış etmenlerden olan
gübreleme, toprak nemi ve asitliği, arazinin yüksekliği, enlem ve boylamı, gün uzunluğu, gün
içerisindeki güneşli saat miktarı ve iklimden de önemli düzeyde etkilenmektedir (Root, 1972;
Shuel, 1975; Morse ve Hooper, ı 985; Sorkun, 1995; Tew, 1998). Kuvvetli yağmurlu

günlerden sonra genelolarak nektar akımı azalmakta, fakat 1-2 gün içerisinde yeniden
başlamaktadır. Aynı bitkinin, günün belli saatlerinde bol nektar salgıladığı ve diğer
zamanlarda ise nektarın azaldığı da bilinmektedir. Genellikle güneşin doğuşu ile birlikte
sabahın erken saatlerinde çiçekler bol nektar salgılarlar. Güneş yükselip sıcaklık arttıkça

nektar salgılaması azalmakta ve akşam serinliğinde tekrar bir yükselme göstennektedir


(Sönmez ve Altan, 1995).
Simidchiev (1972) bal arılarının 16-28 gün süren periyotta şeftali (Prunus persica)
çiçeklerinde tarlacılık yaptığını ve bir arının dakikada 4.1 6-6.42 arasında çiçek ziyaretinde
bulunduğunu saptamıştır. Bir çiçekte üretilen nektar miktarının çeşitlere bağlı olarak 2.173-
5.375 mg/gün arasında değiştiğini ve şeker yoğunluğunun %16.25-26.94 arasında olduğunu

belirlemiştir. Ayrıca nektar salgısı miktarı ile yapısının hava koşullarından önemli düzeyde
etkilendiğini ve bal veriminin 3.48-13 .24 kg/ha arasında değiştiğini bildirmektedir.
Simidchiev (1973) dört yıl süreyle altı badem (Prunus anıygdalus L.) çeşidinde neletar
salgısı ve çiçeklenme biyolojisi üzerine yaptığı çalışmada hava koşullarına bağlı olarak
bademin 18-39 gün arasında an merası fonksiyonunu gerçekleştirdiğini ve bireysel çiçeklerin
ortalama nektar salgısının 1.098-4.353 mg arasında, şeker konsantrasyonunun %29.54-35.12
arasında değiştiğini saptamıştır. Hava koşullarının nektar salgısını ve şeker içeriğini önemli
düzeyde etkilemesine karşılık çiçek yaşının salgı üzerinde çok etkili olmasına rağmen şeker

içeriği üzerine etkili olmadığını saptamıştır. Badem çiçekleri salgıladığı nektar ve polen
sebebiyle anlar için oldukça çekici olduğunu ve gün boyunca nektar ve polen topladıklarını,

badem bahçelerinde 4.58-19.1 kg/da bal elde edilebileceğini bildirmektedir.


Robinson ve Oertel (1975) kolza bitkisinin ABD 'nin çeşitli eyaletlerinde bal arılan

için nektar ve polen kaynağı olarak önem taşıdığını ve nektarının %35.7 düzeyinde kuru
maddeye sahip olduğunu bildirmişlerdir.

McGregor (1976), Belozerova (1960)'nın yaptığı bir çalışmada kolza bitkisinin


çiçeklenme başlangıcında 2.326 mg/çiçek, en üst düzeyde çiçeklenmede 1.950 mg/çiçek ve
çiçeklenme sonuna doğru 1.350 mg/çiçek nektar içerdiğini bildirmektedir.
Simidchiev (1976) ahududu (Rubus idaeus L.) ve böğürtlen (Rubus jruticosus L.)

9
bitkisinde nektar salgısı ve bal üretİmİ üzerİne yaptığı çalışmada ahududunun 3.8-14 mg/çiçek
nektar ürettiğini ve şeker içeriğinin %38-59 arasında olduğunu, çiçek yaşının artmasıyla
birlikte çiçek nektar salgısının azaldığını fakat şeker oranının değişmediğini saptamıştır.
Günlük nektar salgısının sabahleyin en yüksek düzeyde olmasına karşılık daha sonra
azaldığını ve öğleden sonra tekrar arttığını belirlemiştir. Aynı bölgede bulunan böğürtlende
ise 0.6-27 kg/ha bal verimi üretildiğini belirtmektedir.
Jaablonski ve Skowronek (1982) fazelya bitkisi türlerinin arıcılık açısından önemini
saptamak üzerine yaptıkları çalışmada Phacelia tanacetifolia türünün nektar şeker içeriğinin
%36.3, nektar miktarının 0.6 mg/çiçek/gün ve potansiyel bal üretim miktarının 30.3 kg/da
olduğunu saptamışlardır.

Szabo (1982) kolza bitkisinin çeşitli varyetelerinin salgıladığı nektar miktarı üzerine
yaptığı çalışmada gün boyunca bir çiçek tarafından 0.348 mg nektar salgılandığını, nektar
şeker içeriğinin %38.7 olduğunu saptamıştır.

Crane ve ark (1984) kolza bitkisinin nektar salgısının 0.6 mg/çiçek/gün olduğunu,

çeşitli faktörlerin etkisi altında bu miktarın değişkenlik gösterebileceğini bildirmektedirler.


Nektardaki şeker oranını ise %55-65 nispi nemde %68.4 olarak bildirmesine karşılık %80-90
nispi nemde %21. 8 olarak bildirmektedirler. Ayrıca koloni başına sağladığı bal veriminin 0-
30 kg arasında değiştiğini belirtmektedirler. Dekara bal potansiyelinin İngiltere'de optimum
koşullar sağlandığında 10-50 kg/da olmakla birlikte genellikle 5 kg/da olduğunu, Cimu ve ark
(1977) Romanya koşullarında yaptıkları çalışmaya göre 3.5-10 kg/da olduğunu

bildirmektedirler. Fazelya bitkisinde ise nektar salgısının Hansson (l980)'e göre 0.80-0.85
mg/çiçek/gün arasında olmakla birlikte bazı çalışmalarda 1.04-1.62 mg/çiçek/gün arasında

olduğunu saptamıştır. Şeker konsantrasyonunu ise Cimu (l980)'ya göre %28, Hansson
(1980)' e göre %40-43 olarak bildirmektedir. Bir mevsimde koloni başına 5-9 kg bal hasadı

yapılabilen fazelya bitkisinde parselde 30-100 kg/da (Szabo, 1982), 21.4-49.6 kg/da
(Maurizio ve Grafi, 1982), 13.4-112.9 kg/da (Polunin, 1964), 10-34 kg/da (Cimu ve ark,
1980) gibi çok değişken ve farklı miktarlarda bal verimi elde edildiğini bildirmektedirler.
Shuel (1975) nektar veren bitkilerde türler arası ve türler içi nektar üretim miktarının

oldukça değişken bir yapıda olduğunu ve fazelya bitkisi çiçeklerinin 18.3-11 3 kg/da nektar
üretim potansiyeline sahip olduğunun tahmin edildiğini bildirmektedir.
Szabo (1985) kolza bitkisinin ticari çeşidi olan kanola bitkisi varyetelerinin nektar,
polen ve tohum üretimi üzerine yaptığı çalışmada kolzanın nektar şeker içeriğinin %29.8±0.9
düzeyinde olduğunu, bir çiçekte 0.452±0.01 mg/çiçek/gün nektar salgılandığını, parsel başına

10
üretilen şeker miktarını ise 7.06±0.41 kg/ha olarak saptamıştır. Ayrıca bitki başına çiçek
sayısı ile şeker konsantrasyonu, nektar hacmi, şeker değeri ve tohum verimi arasında önemli
düzeyde ilişki olduğunu belirlemiştir.

Free (1992) fazelya bitkisinin neletar salgılamasının günün 13:00-15:00 saatleri


arasında en üst düzeyde olduğunu bildirmek'tedir. Ayrıca arıcıIık açısından nektar veren
bitkilerin çok önemli olduğunu ve literatürde nektar verimine göre bitkilerin i. Sınıf (0-25
kg/ha) II. Sınıf (26-50 kg/ha) III. Sınıf (51-100 kg/ha) IV. Sınıf (101-200 kg/ha) V. Sınıf

(201-500 kg/ha) ve VI. Sınıf (500 kg/ha'dan yukarı) olarak sınıflandırıldığını belirtmektedir.
Mesquida ve ark (1993) erkek steril kışlık kolza bitkisi çeşitlerinde nektar salgısı

üzerine yaptıkları çalışmada saat 08:00'de nektar salgısının çok fazla olduğunu ve öğle

saatlerinde azaldığını bildirmektedirler. Ayrıca nektar salgısı miktarının çeşitlere bağlı olarak
önemli düzeyde değişim gösterdiğini saptamışlardır.

Öder (1993) kolza bitkisinin yetiştiği ortanılara bağlı olarak gün içerisinde 0.03-2.10
mg, fazelya bitkisinin ise 0.069-0.98 mg/çiçek/gün şeker salgıladığını bildirmektedir. Ayrıca

arı meralarının verimliliği üzerine yaptığı derlemede kolza bitkisi ekili alanlarda 4-5 kg/da bal
elde edilirken fazelya bitkisinde bu değerin 15-20 kg/da olduğunu, kolza bitkisİnin 4-5,
fazelya bitkisinin ise 5-6. sınıf bal verme potansiyeline sahip nektarh bitkiler sınıfında

olduğunu bildirmektedir.
Öder (1994) nektar yoğunluğunun değişken bir yapı gösterdiğini, bu değişkenliğe
ekolojik ve meteorolojik koşulların önemli düzeyde etki ettiğini belirtmektedir. Genelolarak
bitkilerde nektar salgılanıa işlemi sabahleyin, öğleden sonra salgılanana göre daha sulu bir
yapıda bulunmakta olduğunu, yağmurlu ve nemli günlerde çok sulanmakta, rüzgarlı havalarda
ise daha fazla yoğunlaştığını bildirmektedir. Nektar salgılanması için en uygun sıcaklık tür ve
varyeteler göre değişmekle birlikte 16-25 0 C, hava nemi ise %60-80 arasında olmakta, nektar
içeriğinin bitkinin ait olduğu varyeteye göre de değişim gösterdiğini, ekim yapılan yerin
bulunduğu yükseklik ve toprak yapısı da nektar verimini etkileyebileceğini göstermektedir.
Ekim alanına uygulanan toprak işleme, yabancı ot kontrolu yanında potasyum ve fosforlu
gübre uygulanıasının da çiçeğin gelişmesini ve nektar salgılamasını teşvik ettiğini

bi ldirmektedir.
Pernal ve Currie (1998) yazlık kolza bitkisi çeşitlerinde yaptıkları çalışmada tüm
çeşitlerin 08:00-11 :00 saatleri arasında çiçek başına toplam şeker miktarını düşük olarak,
t 4:00-16:00 saatleri arasında ise artmakta olduğunu saptamışlardır. çiçeklenme periyodunun
ikinci haftasında çiçek başına şeker miktarı yüksek iken üçüncü ve dördüncü haftada azalma

11
başladığını, ancak bu çeşitlerin nektar verimi bakımından bal arılarını çekici olduğunu
bildirmektedirler.
Pierre ve ark (1999) kolza bitkisi çiçeklerinde nektar miktarının 0.7-6 mg/çiçek
olduğunu, nektardaki toplam şeker konsantrasyonunun çiçeklenme periyodu başlangıcında en
yüksek düzeyde (%30) olduğunu çiçeklenme periyodu sonuna doğru en düşük (%10)
olduğunu belirtmektedirler. Sonuçta kolzadaki nektar miktarının bal arılarını oldukça çekici
olduğunu ve hibrit tohum üretimi için bu durumun çok önemli olduğunu vurgulamaktadırlar.
Anonymous (2000) Kanada koşullarında kolza bitkisinde çiçeklerin 10-38oC sıcaklıkta
nektar salgılamaya başladıkları, salgılanan bu nektarın %29.8 şeker içermekte olduğu ve çiçek
başına 0.452 mg/çiçek/gün nektar düzeyinde olduğu saptanmıştır. Bir dekarlık alanda gün
boyunca 710 g nektar salgılandığı ve kolza bitkisi poleninin %18.4-27.1 düzeyinde ham
protein içeriğine sahip olup bitki tarafından günde 930 gıda polen salınımı yapılabildiği

belirtilmektedir. Avustralya koşullarında 400 da alana 88 arı kolonisi konularak yapılan bir
çalışmada bal arılarının %98.1 düzeyinde kolza bitkisi poleni toplamalarına karşılık % 1. 9
düzeyinde diğer bitki polenlerinden topladıkları bildirilmektedir.
Delapıane ve Mayer (2000) Kanada ve İngiltere koşullarında en önemli bal

bitkilerinden olan kolzanın bal veriminin 10-50 kg/da olduğunu bildirmektedirler.

2.3. Fazelya ve Kolza Bitkilerinin Çiçeklerindeki Polen Miktarı ve Bitkilerin


Polen Potansiyeli
Çiçeklerin erkek üreme birimi olan polen yapısında bulundurduğu pek çok besleyici
öğe sebebiyle böcekler tarafından toplanmaktadır. Çiçeklerin polen verimi ne ktarda olduğu

gibi pek çok iç ve dış etmen tarafından etkilenmektedir. İç etmen olarak bitkinin genetik
yapısı, ait olduğu tür, çeşit veya varyete etkide bulunmaktadır. Bitkide çiçeklenmeye ve
nektar verimine etki eden tüm faktörler polen verimi üzerine de etki etmektedir (Morse ve
Hooper, 1985; Free, 1990).
Crane ve ark (1984) kolza bitkisi poleninin oldukça yüksek besleyici değere sahip
olduğunu ancak yetiştirildiği yöreye bağlı olarak polen kaynağı sağlama bakımından düşük

özelliğe sahip olduğunu bildirmektedirler. Fazelya bitkisi poleninin ise kolza bitkisi gibi orta
düzeyde olduğunu ve Maurizio ve Graf1 (1982)'ın yaptığı çalışmaya göre günde 0.5 mg/çiçek
polen verimine sahip olduğunu bildirmektedirler.
Szabo (1985) kolza bitkisinin ticari çeşidi olan kanola bitkisi varyetelerinin nektar,

12
polen ve tohum verimini belirlemek üzerine yaptığı araştırmada polen veriminin 15840 adet
polen taneciği/anter, parselde toplam polen veriminin ise 9.33±0.54 kg/da olduğunu
saptamıştır.

Gupta ve Bali (1990) kolza bitkisinde polen salımmı için gerekli olan en üst sıcaklığın

24.6 oC olduğunu bildirmektedirler.


Beck (ı 991) bal arıları için arı merası olarak önerilen ve içerisinde en fazla fazelya
bitkisinin bulunduğu karışımla oluşturulan deneme parsellerinde yaptıkları çalışmada 24 saat
süresince kese kağıdıy la kapatılan 10 adet fazelya çiçeğindeki nektar miktarım 3.5 mgll O
çiçek, polen miktarını 3.0 mgllO çiçek ve nektar konsantrasyonunu %30 olarak saptamıştır.

Bu bitki karışımı sonucunda şeker üretimini ise 3 kg/da, toplam polen üretimini ise 13.3 kg/da
olarak belirlemiştir.

2.4. Bal Anlarının Polen Tercihine Etki Eden Faktörler


Bal arıları kolonilerinin besin gereksinimini karşılamak amacıyla nektar ve polen
tarlacılığı için koloni içerisinde görev bölümü yapmışlardır (Anderson ve Ratnieks, 1999;
DreIler ve ark, 1999; Fewell ve Bertram, 1999; Dre1ler ve Tarpy, 2000; Giray ve ark, 2000;
Weidenmüller, 2001).
Percival (1955) bal arılarının bazı bitkilerin polenini bol miktarda toplamasına karşılık

bazı bitkilerin polenini nadiren topladıklarını, farklı periyot ve zamanlarda farklı oranlarda
polen topladıklarını bildirmektedir. Ayrıca bitkilerin polen üretimi ve sa1ımmına nispi nem,
yağmur, ışık yoğunluğu, sıcaklık gibi faktörlerin etkili olduğunu, ekstrem koşullar altında

polen salınımının çok olumsuz etkilendiğini de belirtmektedir. Bal arılarının bitkilerin polen
salınım saat ve periyotlarına bağımlı olduklarını, polen miktarının artması ve azalmasına bağlı

bir şekilde tarlacılık yapan arı sayısında düşme veya artma yaşandığına dikkat çekmektedir.
Araştırmacı yaptığı çalışma sonucunda her bitkinin polen salınım saatleri arasında farklar
olduğunu ve bunlar içerisinde faze1ya bitkisinin 06:00-18:00 saatleri arasında çiçeğin

açılmasıyla birlikte polen salınımı yaptığından yola çıkarak, polen bakımından bitkileri
yaptığı sınıflandırmada tüm gün bitkileri sınıfına dahil etmiştir. Ayrıca fazelya bitkisinin 19-
23 0 C sıcaklıklarda polen salınımında bulunduğunu ve her bir çiçeğin 0.3 mg polen üretmekle
birlikte Apis cinsine dahil arılar tarafından nektarıyla birlikte toplandığını belirtmektedir.
Von Frisch (1967) arı türleri ile çiçekler arasındaki ilişkinin morfolojik olmaktan
ziyade davranışsal ve fizyolojik olduğunu vurgulamakta, arıların yüksek düzeyde gelişmiş bir

13
koku alma duyusuna sahip olduklarım ve koku kavrayış eşiğinin insanlardan çok düşük

olduğunu bildirmektedir. Bunun yamnda taç yaprakların çiçeğin en göze çarpan organları

olmakla birlikte koku ve nektar salgılama ile birlikte arımn dikkatinin çekilmesinde önemli
rol oynadıklarım belirtmektedir. Üçgül (Trifolium hybridum) kolza (Brassica napus L.) ve
şalgam (Brassica rapa L.) bitkilerinde tohum artışına bal arısının önemli katkısımn olduğunu

ve bal arısının polen toplama davranışı üzerine çiçek tarafından salınan koku faktörünün
önemli düzeyde roloynadığına işaret etmektedir.
Free ve Nuttall (1968) karahindiba (Taraxacum officinale) bitkisinin 09:00-15:00
saatleri arasında polen sahmmı yapmakta olduğunu fakat bal arılarının %63 'ünün 10:00- ı ı :00
saatleri arasında bu bitkide tarlacıhk yapmakta olduğunu saptamışlardır. Elma (Malus
comnıunis) ise 08:00-17:00 saatleri arasında polen salınımı yapmakta ancak bal arılarının

%67'si 12:00-16:00 saatleri arasında tarlacılık yapmaktadır. Karahindiba ve elma bitkilerinin


aynı alanda çiçeklendiği durumda ise bireysel bal arılarının herhangi birisine bağımlılık

göstermekte olduğunu, karahindiba çiçekleri gün içerisinde kapandığı zaman ise birkaç bal
arısının onları ziyaret etmekte olduğunu fakat tercihini hemen elmadan yana kullandığını

bildirmektedirler. Kovan önleri kapatılıp ertesi gün saat 09:00'da açıldığında %3 1.0
karahindiba, %42.0±9.4 elma poleni toplanmasına karşılık saat 13:00'de kovan önü
açıldığında %1.6±0.2 karahindiba, %76.9±3.0 elma poleni topladıklarını saptamışlardır.

Von Frisch (1969) ile Kirchner ve Grasser (1998) besin kaynağının yerini bulan bal
arılarının bu besin kaynağının yerinden önce kokusunu ve örneğini kovan içerisine taşımakta

olduklarını bildirmektedirler.
Poulsen (1973) arılıktan 2 km uzaklık içerisinde bulunan 4 ha kırınızı üçgül (Trifolium
pratense L.) 6 ha beyaz üçgül (Trifolium repens L.) 3 ha bakla (Vicia faba L.) ı ha yonca
(Medicago sativa L.) ve 1 ha kolza bitkisinde bal arılarının polen tercihini belirlemek için bir
çalışma yürütmüştür. 09:00-12:00, 12:00-15:00 ve 15:00-18:00 saatleri arasında topladığı

2207 polen örneğinde yaptığı analiz sonucunda bal arılarının % 13 kırmızı üçgül, %23 beyaz
üçgül, %27 bakla, %29 kolza ve %8 diğer bitkilerden polen topladığını saptamıştır. Kırmızı

üçgül poleni genellikle öğleden önce ve sonra, beyaz üçgül poleni tüm gün boyunca, bakla
poleni öğle ve öğleden sonra toplanmasına karşılık kolza poleninden arılar sabah ve öğle

saatlerinde yararlandıklarını ve bu duruma bağlı olarak tarlacı arı sayısında 12:00-18:00


saatleri arasında sabah saatlerine göre önemli ölçüde artış olduğunu belirlemiştir. Yapılan

istatistiki analiz sonucunda denemede kullanılan kolonİlerin topladığı polen miktarı arasında

önemli düzeyde farklılık bulunduğu ve kolonİlerin polen tercihİ üzerine kolonilerin genotipik

14
yapısının etkili olabileceği, bitkiler ile saatler arasında polen miktarı bakımından önemli
etkileşim olduğu belirlenmiştir. Kolonilerin bitkilerden topladığı polen oranı koloni bazında

değişiklik göstermekle birlikte kolza poleni toplama bakımından herhangi bir farklılık

saptanamamıştır.

Michener (1974) bal arılarının polen veya nektar toplama amacıyla bitkiye geçici bir
bağımlılık gösterdiğini, nektar veya polen toplayan arıların diğer günlerde çeşitli sebeplerle
tarlacılık tercihlerini değiştirebileceğini bildirmektedir. Ayrıca koloni içerisinde çok fazla
türde çiçekten besin toplayan bal arısı bulunmasına karşılık bal arılarının tarlacılık

çalışmalarında bireyselolarak bir tür bitkiye ait çiçeğe bağımlılık gösterdiğini

vurgulamaktadır. Bal arılarının genellikle kovanları çevresinde tarlacılık yapma eğiliminde

olduklarını ve bal anlarının bitkilere olan bağımlılığına çiçeğin şekil, renk ve kokusu başta

olmak üzere tarlacılık alanına bağımlılığın ve tarlacılık için günün zamanının etkili olduğunu

bildirmektedir. Ancak bal arılannın uçuş etkinliği üzerine sıcaklık, ışık yoğunluğu, rüzgar,
yağmur, çiy, koloni büyüklüğü, besin stoğu, besinin elde edilmesinin kolaylığı, nektarın

bolluğu, nektardaki şeker konsantrasyonu gibi faktörlerin de etkili olduğuna işaret etmektedir.
Free ve Williams (1976) bal arısı kolonisi içerisinde bulunan yavru kokusu ve yavru
bakıcı bal arılarının tarlacı arılarla olan temasının polen toplamaları için tarlacı arılan

uyarmakta olduğunu bildirmektedirler. Bu durumda tarlacı arıların polen toplama işini birinci
öncelik olarak aldıklarını, yavru yetiştirmek amacıyla polen topladıklarını ve petek gözlerinde
depo ladıklarını saptamışlardır.

Free ve Williams (1979) bal arısının tarlacılık faaliyeti ile hava koşullan arasında fazla
bir ilişki bulunmamakla birlikte uçuş aktivitesi ile nektar ve polenin kullanılabilirliğinden

?nemli düzeyde etkilendiğini belirtmektedirler. Arı kolonileri bitkilerin yakınından ziyade


uzağa yerleştirildiğinde yakına yerleştirilenlere oranla tarlacı sayısında büyük bir azalma
görüldüğünü saptamışlardır. Ayrıca bal arılarının tarlacılık alanlarında bulunan bazı polenleri
diğer polenlere tercih etmekte olduklarını saptamışlardır. Farklı bölgelerde ve ayrı ekiliş

alanlarında kıvırcık lahana (Brassica aleracea L.) kiraz (Prunus avium L.) kırmızı üçgül
(Trifohum pratense L.) ve bakla (Vicia faba L.) bitkilerinde bal anlarının polen tercihini
saptamak için bir çalışma yürütmüşlerdir. Kiraz bahçesi içerisinde konulan kolonilerde
toplanan kiraz poleni miktarı parselden 600 ve 800 metre uzaklığa konulan kolonilere göre
daha fazla kiraz poleni toplanmıştır. Ancak deneme sonucunda parsel uzağında bulunan
koloni gruplarının %26 düzeyinde kıvırcık lahana poleni toplamalarına karşın % 13 düzeyinde
kiraz poleni topladığı saptanmıştır. Kıvırcık lahana denemesinde ise parsel yanına konulan

15
koloniler ile parselin 500 ve 800 m uzağına konulan koloniler parselden uzaklaştıkça daha az
düzevde kıvırcık lahana poleni toplamışlardır. Ancak tüm koloniler yine civarda bulunan
akdiken (Crataegus monogyna Jack.) bitkisinden yoğun bir şekilde polen tarlacılığı

yapmışlardır. Bakla denemesindeki koloniler de uzaklığa bağlı olarak bakla poleninden azalan
düzeyde yararlanmışlardır. Bu yararlanma düzeyi uzaklığın artmasına bağlı olarak hardal
bitkisİne yakınlaşması dolayısıyla hardal başta olmak üzere diğer bitkiler yönünde
değişmiştir. Baklada polen toplama olayı günün her saatinde yapılmakla birlikte 15:00-19:00
saatleri arasında en üst düzeyde olmuştur. Kırmızı üçgül denemesinde ise çok belirgin bir
şekilde da bal arılarının üçgül poleni yerine civarda var olan ve arılar için daha çekici olan
hardal (Sin ap is alha L.) bitkisini tercih etmeleri sebebiyle hardal bitkisinde çiçeklenme
bittikten sonra üçgül polenini topladıklarım bildirmektedir. Ancak Braun ve ark, (1953)
yaptıkları çalışmada bal arılarının üçgül polenini diğer bitkilere göre %4-83 düzeyinde
topladıklanm ve bu duruma da çevrede bulunan bitkilerin kırmızı üçgüle göre çekiciliğinin

etki ettiğini belirtmektedirler.


Schmidt (1982) bal arılarımn tarlacılık faaliyetleri esnasında polen kaynakları arasında

yaptığı tercihe etki eden faktörler üzerine iki grupla yaptığı çalışmada bal anlarının tercih
ettiği polenlerden yola çıkarak toplanan polenin protein düzeyi, pH değeri ve polen tercih
sıralan arasında net bir ilişki bulunmadığım belirlemiştir.

Buchmann (1983) özellikle Apoidea üst familyasına ait arıların floral ödül olan polen
konusunda nektara göre oldukça seçici olduklanm bildirmektedir. Aynca polende bulunan
aminoasitlerin fagostimulant olarak veya Apis cinsi tarafından besin kaynağımn algılanması

için diğer maddelerle birlikte rol oynayabileceğini belirtmektedir.


Kevan (1983) sarı renkli çiçeklerin geniş bir böeek populasyonunu kendine çekme
üzelliğine sahip olduğunu, fakat beyaz renkli çiçeklerin de böcekler tarafından geniş oranda
ziyaret edildiğini bildirmektedir. Ayrıca mavi veya mor renkli çiçeklerin de diğer böceklere
oranla daha fazla bal anlarım kendine çekmekte olduğunu belirtmektedir.
Waddington (1983) polen yüklerini analiz ederek bal arılan ile diğer anların tarlaeılık

faaliyetleri esnasında ne oranda bitkilere bağımlı kaldığını saptamak amacıyla yaptığı

çalışmada bal arılarının %62-94 düzeyinde tek tip polen ve %6-38 düzeyinde karışık polen
toplamalanna karşılık, diğer arılann türler arasında çok farklılık olmakla birlikte %20-84
düzeyinde tek tip polen, %16-80 düzeyinde karışık polen topladıklarını bildirmektedir.
Williams (1983) bal anlarının çiçekler tarafından çekilmesine etki eden en yaygın

koku bileşenlerinin monoterpenoidler, hidrokarbonlar, aromatikler ve bazı azotlu bileşikler

16
olduğunu bildinnektedir.
Schmidt ve ark (1987) bal arılarımn ömür uzunluğuna etki eden en önemli faktörlerin
tüketilen polen miktarı, polendeki protein konsantrasyonu düzeyi ve özellikle tüketilen toplam
protein miktarı olduğunu vurgulamaktadırlar. Koloniterin polen toplama ve tüketme
düzey lerini ıse bitkilerde bal arılarım kendine çeken cezbediciler ile
fagostimulant/fagodeterrentlerin varlığı/yokluğuna, zehirli bileşiklerin varlığına ve düşük

besleyici değerde olınasına bağlı olduğunu belirtmektedirler. Bal arılarının polen tarlacılığı

yaptıkları zaman protein içeriği yüksek olmasına rağmen içerisinde fagodeterrentler


bulunduğu için bu polenleri toplamadıklarım fakat bazen kısmen toksik etkili olsa bile bazı

polenleri toplamakta ve severek tüketmekte olduklarım bildinnektedirler.


Free (1987) ana arı feromonunun özellikle polen için yapılan tarlacılık faaliyetini
uyarıcı yönde etki yaptığım ve ana arının koloniden bir gün süreyle uzaklaştırılması

durumunda tarlacılar tarafından yapılan polen toplama olayımn azaldığını, polen


toplayıcıların bir müddet sonra nektar toplamaya başladığını bildirmektedir.
Winston (1987) bal arılarının nektar ve polen toplama amacıyla yaptıkları tarlacıhk

davranışının iklim ve diğer çevresel koşullar tarafından etkilenmekte olduğunu özellikle hızlı

rüzgar ve aşırı yağmurun tarlacılık yoğunluğunu azalttığını bildirmektedir.


Cripps ve Rust (1989a) yedi Osmia arı türünün polen tercihleri üzerine yaptıkları

çalışma sonucunda Osmia bakeri, Osmia indeprensa, Osmia kincaidii ve Osmia lignaria'nın

fazelya bitkisi polenini diğer bitki polenlerine tercih ettiğini ve % 100 düzeyinde bu bitkinin
poleninden topladığını belirtmektedirler. Ayrıca fazelya bitkisinin çiçeklenmeye başladıktan

sonra anterlerinin dik bir şekilde bulunduğunu ve polenlerinin hemen salınmaya başladığını,

arıların da bu durumda poleni rahatlıkla topladıklarını saptamışlardır.

Singh (1989) Himalayalar bölgesinde Apis cerena arısının polen tercihleri üzerine
yaptığı çalışmada bu arıların Brassica sp. başta olmak üzere Salanum sp., Helianthus sp. ve
Ageratum sp. bitkilerinden yoğunlukla yararlandıklarını belirlemiştir.

Dobson ve ark (1990) Rasa mgasa bitkisinin çiçek parçaları arasındaki kokusal
farklılıkları araştırmak amacıyla yürüttükleri çalışmada arılar için çok çekici yapıda olan taç
yapraklarında terpenoid ve benzenoid alkollerin çiçek çekiciliğine katkıda bulunduğunu,

çanak yapraklarda ise taç yapraklarda bulunan birkaç bileşikle birlikte sesquiterpenlerin de
bulunduğunu saptamışlardır. Polene kokusunu veren ve yağ asiti türevIeri olan 2-tridecanone,
tetradecanol ve tetradecy i acetate bileşiklerinin polen arayan böceklere bir işaret olarak
fonksiyon gösterdiklerini bildinnektedirler.

17
Free (1992) bal arısı kolonilerinin tarlacılık bölgesi ile kolonilerin ergin arı sayılarının

pek çok faktöre bağlı olarak değiştiğini bildirmekte ve bu faktörler içerisinde birim alanda
kullanılabilir polen ve nektar kaynağı miktarı, hava koşulları ve bölgenin fiziksel
özelliklerinin çok önemli yer kapladığını bildirmektedir. Ayrıca bitkinin türü, arıların

dağılımı, rüzgarın yönü ve arazinin topoğrafik özellikleri de tarlacılık bölgesi üzerine etkide
bulunabilmektedir. Bal arısı kolonilerinin tarlacı arıları mevsim boyunca besin kaynağı ile
sağladığı ilişki yeteneğine bağlı olarak nektar veya polen, bazen de her ikisini birden
toplamakta olduğunu bildirmektedir. Ancak aynı yerde bulunan farklı kolonilerin var olan
floradan da çeşitli faktörlere bağlı olarak farklı şekillerde yararlanabildiğini bildirmektedirler.
Louveaux (1954) çiçeklenme periyotları arasında LO gün fark olan Brassica napus ve
Brassica snapsis bitkilerinin polenlerini bal arılarının herhangi bir ayrım yapmadan birlikte
topladıklarını ve bu arıların Cruciferae polenlerini özellikle tercih ettiklerini ileri sünnektedir.
Ayrıca bal arılarının politropik olmalarına rağmen bir tarlacılık seferi esnasında bireysel
olarak bir çiçek türüne bağımlılık gösterdiğini ve çiçek üzerinde besin kaynaklarının yerini
öğrenen arının daha çabuk besin toplama davranışı içerisinde olduğunu bildirmektedir.
Bununla birlikte bir tarlacı bal arısı bir bitki türünden yeterince yararlanamazsa o türü terk
edip yeni ve daha yararlı bir türden yararlanmayı gerektirecek şekilde davranışını

değiştirebilmektedir. Bal arıları çiçek ve bitki türüne bağımlılık yanında bölgeye de bağımlılık

göstermekte, besin kaynakları bol ve tarlacılık faaliyetleri için ortamın uygun olduğu

durumlarda sınırlı alanda çalışmakta, fakat besin kaynakları yeterli olmadığı durumlarda
tarlacılık sınırlarını genişletmektedirler. Yine Free (1992)'nin bildirdiğine göre Louveaux
(1959) polenlerin içerdiği fitosterollerin bal arılarını kendine çektiğini, Taber (1963) ise
polenin içerdiği hekzan ve etil eter ekstraktının tarlacı arılar için çok çekici olduğundan dolayı

polen toplama davranışını başlattığını belirtmiş ve polenden bu madde uzaklaştınldığı zaman


polenin %97' sinin besleyici madde olduğu durumda bile bal arılarımn bu polenleri
toplamadığını saptamıştır. Ayrıca Hopkins ve ark (1969) polenlerde bulunan trienoik asitin de
bal arılarının polen tercihi üzerine etkili olduğunu bildirmektedir.
Herbert (1992) bal arısı kolonilerinin büyümesini sürdünnek için polene büyük oranda
gereksinim duyduklarını ve bu gereksinirnin karşılanamadığı durumlarda yetiştirilen yavru
miktarında büyük oranda düşme olduğunu ve işçi arıların ömrünün kısaldığını bildinnektedir.
Oldroyd ve ark (1992) Tayland koşullarında farklı bal arısı türlerinin farklı polen
kaynaklarında tarlacılık faaliyetlerini inceledikleri araştırmada arı büyüklüğüne bağlı olarak
bal arılarının çevrede bulunan polen kaynaklarına bölünerek dağıldığını saptamışlardır. Polen

IS
kaynağı bakımından çok zengin olan kaynakların geniş yapılı iki Apis türü tarafından ziyaret
edilmesine karşılık daha küçük yapılı olan bal arılarının daha az polen sunan kaynaklardan
yararlandıklarını belirlemişlerdir. İki küçük tür olan Apis florea ile Apis andreniformis arıları

arasında tarlacılık bakımından herhangi bir bölünmenin yaşanmadığı ve Archontophoenix


alexandrea bitkisinin üzerinde çiçeklenme periyodu boyunca saatlere bağlı olarak
yarıştıklarını bildirmektedirler.
Thomas ve Schumann (1993) polenin bal arısı larvalarının beslenmesinde yaşamsal

öneme sahip protein kaynağı olduğunu vurgulamaktadırlar.

Yillanueva (1994 ) Avrupa ve Afrika bal arılarının yararlandığı nektar kaynaklarımn

saptanması konulu çalışmasında tüm bal arıları tarafından ziyaret edilen ı 48 bitki türünün
Avrupa bal arıları tarafından 37 ve Afrika bal arıları tarafından 25 adeti ziyaret edilirken her
ikisi tarafından ziyaret edilen bitki türü sayısının ise 86 olduğunu bildirmektedir. Arıların bu
tercihlerde bulunurken besin kaynağının kovanlarının yakınında bulunması başta olmak üzere,
nektar ve polen sağlayan bitkileri veya ikisinden birini sağlayanları tercih etmekte olduğunu,

hektar tercihini ise konsantrasyonu yüksek olanlardan yana kullanmakta olduğunu saptaınıştır.

Ayrıca bitkilere ait çiçeklerin kokusu ve morfolojisi arıların bitkiye çekilmesinde en önemli
faktörler olarak öne çıktığını belirtmektedir.
Gould (1995) polenin bal arıları için gerekli olan makro ve ınikro besin elementlerini
karşıladığını, bal arılarının yüksek düzeyde öğrenmeye bağlı olarak tek bir bitki türüne ait
çiçeklere bağımlılık göstennesinin çok ciddi bir dezavantaj olabileceğinden dolayı kolonİ

içerisinde fazla miktarda birbirinden bağımsız olarak çalışan tarlacılar sayesinde dengeli bir
diyet oluşturduklarını belirtmektedir. Bal arılarının nektar ve polen toplamak amacıyla

yaptıkları tarlacılık davranışlarına pek çok faktör etki etmekle birlikte hiyerarşik önem
düzeyine bağlı olarak sırasıyla çiçeklerin koku, renk ve şekil faktörlerine bağlı olarak
rarlacılık yaptıklarını, bu faktörlerden kokunun en önemli faktör olduğunu ve diğer faktörleri
öğrenme olayının kokuya oranla daha yavaş gerçekleştiğini vurgulamaktadır. Ayrıca bal
arılarının görülebilir tüm renkleri öğrenmekle birlikte menekşe rengini diğer renklerden daha
hızlı öğrendiğini bildirmektedir.
Roubik (1995) sarı renkli çiçeklere sahip olan kolza bitkisinin pek çok böcek
tarafından nektar ve poleni için ziyaret edildiğini, bu bitkide polen toplama işleminin sabah
saatlerinde en üst düzeye ulaştığını bildirmektedir.
Schmidt ve ark (1995) polenin bitkilerin üremesi için yaşamsal öneme sahip olduğu

gibi bal arılarının protein ve yağ gereksinimi gidermede de büyük bir öneme sahip olduğunu,

19
geniş ölçüde ve monokültürel bitki yetiştiriciliği yapılan sistemlerde bal ansımn polinatör
olarak kullamlabileceğini belirtmektedirler. Araştırmacılar genç işçi anlarm farklı beslenme
tercihlerİni saptamak amacıyla kolza (Brassica napus L.) ayçiçeği (Helianthus annuus) ve
susam (Sesammin indicum) bitkisi polenleriyle yaptıklan deneme sonucunda bal anlanmn
kolza ve ayçiçeği polenini severek, susam polenini ise sevmeyerek tükettiklerini
saptamışlardıL Aynca kontrol gruplarma göre kolza poleni ile beslenen bal anlannın 2.5,
ayçiçeği ile beslenenlerin 1.6, susam poleni ile beslenenlerin ise 1.7 kez daha uzun
yaşadıklannı belirlemişlerdir. Bu sonuçlardan bal anlannın monokültür şekilde yetiştiriciliği

yapılan susam ve ayçiçeği bitkisi ekili alanlarda kullanılmaması gerektiği sonucuna


varmışlardır. Bu nedenle koloni sağlığını devam ettirmek için bu bitkilere alternatif veya
destek olabilecek kaynak sağlanması gerektiğini belirtmektedirler. Bal arılarına seçim şansı

verildiğinde diyetlerinde farklı polen kaynaklarım kullandıklarım, tercihlerinde oldukça seçici


olduklannı ve bazı bitkilerin polenlerinin tarlacı anlar tarafından sıklıkla toplanmakta
olduğunu fakat bu polenlerin genç anlar tarafından tüketilmediğini saptamışlardır. Bu
9.urumda bal anlarının sağlık ve uzun ömür için vitamin, mineral ve proteini dengeli olan
polen diyeti kanşımını tercih ettiklerini göstermektedir. Fakat bu sonuçlar sadece kolza poleni
ile beslenen bal anlannın beslenme ve uzun ömürlülük sıkıntısı çekmediğine de işaret

etmektedir. Bal anları susam ve ayçiçeği poleniyle beslendiklerinde strese bağlı bir ömür
azalması yaşadıklannı saptamışlardır. Susam bitkisi poleninde bulunan fagostimulantlann
düşük düzeyde olmasından dolayı sevilerek tüketilmediği ancak ayçiçeği bitkisi poleninin
besin içeriğinin daha düşük olmasına rağmen sevilerek tüketildiği saptanmış ve bu durumda
bal anlannın optimum beslenme için fagostimulantlara gereksinim duyduklan sonucuna
varmışlardır.

Wroblewska (1995) Polonya koşullarında balIarda polen analizi yaparak nektar üreten
bitkileri tanımlamak amacıyla yürüttüğü çalışmada 20 bal örneğinden 3 adedinde sadece
kolza bitkisİ poleni saptanmasına karşılık diğer örneklerde bal arılannın kolza bitkisi başta
olmak üzere 37 farklı bitkisel kaynaktan nektar topladıklanm bildirmektedir.
Villalobos ve Shelly (ı 996) bal anlannın bitkiler tarafından besin kaynağı olarak
sağlanan nektar ve polenden genellikle birini, bazen de her ikisini toplamak için tarlacılık

yaptıklarını bildirmektedirler. Bal anlarının pamuk bitkisinde %40 düzeyinde polen için, %60
düzeyinde de nektar için tarlacılık yapmakta olduğunu saptamıştır. Sonuçta bal anlarının

tarlacılık yaparken ortaya çıkan bu davranışı genetik olarak belirlenmekle birlikte çevresel
faktörlerin de etkisi altında kalmakta olduğunu, bitkilerdeki görsel işaretler, koku olgusu ve

20
nektar düzeyinin bu faaliyeti etkilemekte olduğunu öne sürmektedir.
Hill ve ark (1997) bal arılarına mavi ve sarı renkte yapay çiçekler sunulduğunda bu iki
renkten birine bağımlılık gösteren arıların diğer renge nadiren gittiğini saptamışlardır. Bu
davranış şekli nektarın nitelik ve niceliği üzerinde yapılan farklılıklar tarafından

değiştirilememiştir. Sonuçta çiçeğe bağımlılığın bal arılarının kendilerinin doğasından

kaynaklanan sebeplerle oluşabileceği sonucuna varmışlardır.


Schneider ve Hall (1997) Afrika bal arısı (Apis mellifera seutellata) ve Avrupa-Afrika
hibrit bal arılarının tarlacılık mesafeleri ve diyet seçimi konularında yaptıkları çalışmada

besin depolama, uçuş etkinliği, polen tarlacılık etkinliği ile polen ve nektar tarlacılığı için
gidilen uzaklıklar arasında farklılık olmadığını ve koloni populasyon gelişimi bakımından da
farklılık bulunmadığını saptamışlardır. Sonuçta her iki bal arısı genotipinin de genetik
farklılıktan daha fazla çevresel koşullardan etkilendiklerini, ancak her iki genotipte de Afrika
bal arısı kanı olmasından dolayı bu ırkın dominant etkili olabileceğini de belirtmektedirler.
Aynca bu çalışmada kullandıkları genotiplerin önceki çalışmalarda belirtilen Afrika bal
arılarının dakikada koloniye gelen polenci bal ansı sayısı ile polen toplama etkinliği

bakımından da aynı düzeyde olduklarını saptamışlardır.

Baydar ve Gürel (1998) Antalya ili doğal florasında bal arısının polen tarlacılığı ve
tercihi üzerine yaptıklan çalışmada bal anlarının yıl boyunca Antalya florasında bulunan 130
familyaya ait bitkiden sadece 16 familyaya ait olan 40 bitki taksonundan polen
gereksinimlerini giderdiklerini saptamışlardır. Bal anlarının daha çok Asteraeeae ve
Fabaeeae familyalarına ait bitkilerin polenlerini tercih etmeleri yanında Euphorbia eharacias,
Taraxaeum sp., Daphne serieea, Asphodelus flstolosus, Sinapsis arvensis, Raphanus
raphanistrum, Calieotome villosa, Ostus creticus, Acacia eyanophylla, Papaver rhoeas,
Rubus sanetus, Myrtus eommuni, Inula viseosa, Urginea marilima, Cerotonia siliqua ve
Euealyptus sp. türlerinin de en önemli polen kaynakları oldukları saptanmıştır. Aynca her bir
işçi arının bir seferde genelolarak sadece bir veya birkaç bitki türünden polen topladığını

ancak bir polen peletinde en fazla %5 düzeyinde diğer bitki poleni bulunduğunu

belirlemişlerdir. Antalya florasında bulunan polenler protein içeriği bakımından

değerlendirildiğinde ise akasya poleninin %30.48 ile en yüksek protein içeriğine sahip
olmasının yanında Inula viseosa'nın %9.56 ile en düşük düzeyde protein içerdiğini

saptamışlardıL Fabaeeae familyasına giren türlerin polenlerinin diğer familyalara ait


bitkilerin polenleri ile karşılaştırıldığında hem protein hem de mineral madde yönünden çok
daha zengin olduğunu belirlemişlerdil'. Bal arılarının da bu familyaya ait olan polenleri tercih

21
etmesinden yola çıkarak: bal arıları için polenin besleyici değerinin çok önemli ve birinci
sırada gelen faktör olduğunu vurgulamaktadırlar. Zira arılar için polen toplama kolay lığı
yönünden Fabaceae familyasına ait bitkilerin çiçek yapısının diğer pek çok çiçek yapısına

göre daha güç ve zahmetli bir şekilde polen toplamaya olanak tamdığım bildirmektedirler.
Bonade Bottino ve ark (1998) kolza bitkisi çiçeklerinde bol miktarda bulunan nektar
ve polen sebebiyle bal arıları ve diğer böceklerin tarlacılarını kendine çeken bir bitki
olduğunu bildinnektedirler.
Camazine ve ark (1998) bal arılarının polen için tarlacılık yapınalarına etki eden
faktörün, kolonide azalan polen miktarına bağlı olarak bakıcı arıların yeni sentezlediği C-
pheny lalanine içeren proteini geniş oranda tarlacı arılara vermesi olduğunu bildirmektedirler.
Cremonez ve ark (1998) bal arısı kolonilerinin yeterli besin olmadığı durumlarda
şurup verilerek uyarılmasına rağmen yetersiz polen kaynağı olduğu durumlarda tüm kolonİ

aktivitelerinin durduğunu bildirmektedirler. Ayrıca polenin bal arıları için doğal bir protein
kaynağı olarak önemli olduğunu ve polen protein düzeyinin bitki kaynağına bağlı olarak %8-
40 arasında değişkenlik gösterdiğine vurgu yapmaktadırlar.
Korkmaz ve Kumova (1998) fazelya ekili parsele O, 150, 300 ve 2500 m uzaklıkta

bulunan kolonilerden toplanan polen içerisindeki fazelya poleni oranlarını sırasıy la

%5.19±1.73, %1.39±0.47, %2.6l±0.93 ve %0 olarak belirlemişlerdir. Polen tuzağı kullanılan

kolonİlerden toplanan polen örnekleri içerisindeki fazelya poleni miktarları üzerine,


kolonilerin fazelya bitkisi alanına olan uzaklığının ve çiçeklenme periyodunun etkisini önemli
derecede farklı (P<O.Ol) bulmuşlardır. Sonuçta bal arılarının kovanları yakınında bulunan
çiçeklerden yararlanma eğiliminde oldukları ve fazelya bitkisi ekili parselden uzaklaştıkça

yararlanma düzeyinin düştüğünü saptamışlardır. Ayrıca bal arılarının topladığı polen


içerisindeki fazelya bitkisi poleni oranının çiçeklenme dönemi süresince %14.39±4.55
düzeyine kadar çıktığını, ancak tüm dönem boyunca ortalama %3.06±1.12 olduğunu

bildirmektedirler. Bal arılarının kovanları çevresinde önemli ölçüde besin kaynağı

bulunmasına rağmen koloni gereksinmesini karşılayabilecek düzeyde besin maddeleri içeren


polen karışımını elde etmek amacıyla çeşitli bitkileri tercih ettiklerini ve bu tercihe o
dönemde çevrede bulunan hardal (Sinapis alba L.) bitkisinin büyük oranda etkide
bulunduğunu belirtmektedirler.
Pankiw ve ark (1998) bal arılarının polen toplama aktivitesinin çevredeki besin
kaynaklarının kullanılabilirliği yanında tarlacıların genotipine, kolonide depolanan polen
miktarına ve kolonide bulunan larva miktarına bağlı olduğunu belirtmektedirler. Ayrıca

22
larvada bulunan hekzan eksraktlarının bal arısının tarlacıhk faaliyetini etkilediğini ve dışardan

bu maddenin verilmesi ile polen tarlacılığının artırılabildiğini vurgulamaktadırlar.

Schmidt ve ark (1995) polenin kimyasal yapısı ve tek tip polenle beslenen bal
arılannın beslenme davramşını araştırdıkları çalışmada kolza bitkisi poleninin mineraller
bakımından dengeli ve %24 proteinI e besleyici bir özellik gösterirken susam bitkisi poleninin
peslenme uyarıcılan yönünden fakir olmasına bağlı olarak az tüketildiğini ve bal anlarının

nornıal olarak pek çok bitki türünden elde ettiği polenlerle beslenerek dengeli bir besİn elde
ettiğini saptamışlardır.

Dreller ve ark (1999) bal arıları tarafından koloni içerisinde polen depolanması

olayının koloni gereksinimine göre polen tarlacılığının artması veya azalmasına bağlı olarak
ayarlandığım bildirmektedirler. Nektar tarlacılığı yapan arılar koloni içerisindeki nektarın

yeterli olup olmadığına bakmadan çalışırlarken, polen tarlacılığı yapan arıların koloni
içerisindeki larva miktarı ile petek gözlerine depolanan polen miktarına bağlı olarak polen
için tarlacıhk yaptıklarını belirtmektedirler.
Laloi ve ark (1999) bal arılarımn tarlacılık tercihi ve bu tercihe bağlı olarak başarısının
kuvvetli bir şekilde koku ve renk gibi floral işaretler ile araziyi karakterize eden işaretleri

öğrenmesine ve hafızasında tutmasına bağlı olduğunu bildirmektedirler.


Nagamitsu ve ark (1999) dört yıl süreyle iğnesiz arıların polen diyetleri üzerine
yaptıkları çalışmada arıların farklı lokasyonlarda bulunan çiçeklere polen toplama amacıyla

bölünerek tarlacılık yaptıklarım bildirmektedirler. Ayrıca arıların polen diyetlerinin mevsim


ve yıllara bağlı olarak benzer bir şekilde değişiklik gösterdiğini ve polen kaynaklarına

dağılmamn polen kaynaklarının kullamlabilirliğine bağlı olarak değiştiğini saptamışlardır.

Da Silva ve Serrao (2000) bal arılarının toplamış olduğu farklı polenlerin farklı

besleyici değerlere ve sindirilebilirliklere sahip olduklannı bildirmektedirler.


Elekonich ve Robinson (2000) bal arıları başta olmak üzere tüm böceklerin
davranışlarının böcek bünyesinde ortaya çıkan hormonal faaliyetler sonucunda oluştuğunu

bildirmektedirler.
Ingraın (2000) kolza bitkisi poleninin böcekleri çekici bir özelliğe sahip olduğunu ve
hibrit kolza tohumu üretimi esnasında parseller arası 200-400 m uzaklık gerekmesine rağmen

tarlacıhk seferleri arasında bal arılarının ürün tercihlerini değiştirmelerine bağlı olarak 2 hatta
bazı durumlarda 4 km uzaklıklara gidebilmeleri sebebiyle yabancı polen taşıyacakları

şüphesinin her zaman bulunduğunu bildirmektedir.


Koltowski (2000) kolza bitkisinin yeni çeşitlerinde polen üretimi ve nektar salgısı

23
üzerine yaptığı çalışmada tüm çeşitlerin çiçeklerinde nektardaki şekerden ziyade daha çok
polen bulunduğunu saptamıştır. Ayrıca yıllara bağlı olarak nektar miktarı ve polen üretimi
arasında büyük farklılıklar olduğunu ve özellikle bitkilerin çiçeklenme periyodu boyunca var
olan farklı hava koşullarımn bu durumu çok etkilediğini belirlemiştir.

Pernal ve Currie (2000) yeni toplanmış ve bir yıl bekletilmiş fazelya, Malus
domestica, Brassica campestris, Melilotus officinalis, Helianthus annuum, Pin us banksiana
polenleri ve yapay katkı maddeleri ile oluşturulan besinlerle yaptıkları bal arılarını besleme
denemesinde özellikle fazelya poleninin işçi arıların hipofaringeal bezlerinin gelişimi

üzerinde çok etkili olduğunu ve bu etkinin de tüketilen polenin miktarı ile protein içeriğinin

yüksek olnıasından kaynaklandığını belirtmektedirler.


Roulston ve Buchmann (2000) ruzgarla tozlanan bitkilerin polenlerinin genellikle yağ

içeriği ve kalori düzeyi bakımından düşük özellikte ve sindirilebilir1iğinin de zor olmasından

dolayı polenle beslenen polinatörler tarafından tercih edilmediğini bildirmektedirler. Ancak


mısır bitkisi (Zea mays) poleninin de aynı özelliklere sahip olmakla birlikte bal arıları

tarafından sevilerek ve bol miktarda toplandığını ileri sürmektedirler.


Laska ve Galizia (200 ı) bal arılarının polinaWrleri çekmek amacıyla çiçeklerden
salınan pek çok kokuyu birbirinden ayırt edebilme özelliğine sahip olduklarını

bildirmektedirler.
Manning (200 ı) bal arıları tarafından yoğun olarak üzerinde tarlacılık yapılan ve Batı

Avustralya'da bulunan ökaliptus (Eucalyptus spp.) türlerine ait polenlerde genelolarak bal
arılarının gereksinimi olan aminoasitlerin gereğinden çok fazla bulunduğunu saptamıştır.

Ayrıca yağ düzeyinin yüksek olmasına karşılık kolza bitkisi polenine göre çok düşük

olduğunu, potasyum, fosfor ve kükürt bakımından ise çok yüksek değerlere sahip olduğunu

bildirmektedir.
Pernal ve Currie (2001) bal arılarının kolonilerinde bulunan polen stoklarının kalite
veya miktarındaki azalmayı, protein içeriği yüksek olan proteini toplamaktan ziyade ilk
aşamada polen toplayan tarlacı bal arısı sayısını artırarak karşılamaya çalışmakta olduklarını

bildirmektedirler. Ancak bu durumda bireysel polen tarlacılarının topladıkları polenin


kalitesine duyarlı olduklarını ve koloninin protein gereksinimini karşılamak için bu durumun
belirleyici olduğunu saptamışlardır. Ayrıca kolonilerin tarlacı arı populasyonları içinde
deneyimli ve deneyimsiz bal arılarının sayısını ayarlayarak polenin kalitesinde değişim

sağladıklarını ve bal arısı kolonİlerinin protein tüketimine bağlı olarak polen toplama olayını

kovandaki polenin kalitesine duyarlı kalarak ayarladıklarını bildirmektedirler.

24
Somerville (2001) bal arısı tarafmdan toplanan polenlerin besleyici özellikleri üzerine
yaptığı çalışmada kolza bitkisi poleninin %22.8-26. ı düzeyinde ham protein içermesine bağlı

olarak orta kalitede polene sahip bitkiler grubunda olduğunu belirtmektedir. Yağ içeriği

bakımından diğer bitki polenleriyle kıyaslandığında %7.3 değeri ile çok yüksek bir içeriğe

sahip olduğunu, kolza bitkisinin bal arıları açısından çok çekici olmasına bu yağ içeriğinin

etki ettiğini ve erken ilkbaharda bal arıları için sevilen bir polen kaynağı olduğunu

vurgulamaktadır. Ayrıca bal arılarımn gereksinimi olan esansiyel aminoasitler bakımından

kolza bitkisinin yetiştirildiği yerlere bağlı olmakla birlikte tek başına yeterli olduğunu

belirtmektedir.
Silici (2001) entomofil bitkilere ait polen taneciklerinin yağlı, yapışkan ve çoğunlukla

san renkli olan polenldtt olarak ifade edilen bir yapıyla kaplı olduklarım, bu yapı içerisinde
böceklerin bitkilere yönelişini sağlayan koku üreten kimyasallann bulunduğunu

bildinnektedir. Polenkitte hidrokarbonlar, karetenoid pigment1er, asitler, alkoller, aldehitler,


keton ve esterler bulunmakta olup bu maddeler bal arılarının çiçekleri tammalarına ve
polenler arasında tercih yapmalanna sebep olmaktadır. Ayrıca çiçeklerin rengi, şekli ve
bulunduğu konum çiçeklerin bal arısı bakımından çekiciliğinde önemli roloynamakta ve çok
faydalı bir başka kaynak bulana kadar veya bitki polen ve nektar üretimini kesene kadar
ziyarete devam etmekte olduklarım, böylece elde edilen deneyim sonucunda yeni besin
kaynağı araştırma ile harcanacak zamandan kazanç sağlanmakta olduğunu belirtmektedir.
Anonymous (2002) böcek tarlacılık davramşımn üzerine etki eden çevresel koşulların,

bitki yoğunluğunun ve polen ve nektar kaynaklarımn kullamlabilirliği gibi faktörlerin etkisi


altında çok karmaşık bir yapıya sahip olduğu bildirilmektedir. Bireysel bal anlarının kolza
bitkisi çiçeklerinde nektar ve polenin her ikisini birden toplama eğiliminde olduğunu ve bal
anlanmn kovan yakınlarında çok yoğun düzeyde tarlacılık yaptıkları belirtilmektedir.

2.5. Bal Anlarının Nektar Tercihine Etki Eden Faktörler


Vanseıı ve Griggs (1952) çiçeklerden salgılanan nektarın şeker konsantrasyonunun bal

anlanm bitkiye çeken önemli bir faktör olduğundan dolayı polinasyon aktivitesini de
etkilediğini bildirmektedirler.
Free (1962) bal anlannın bakla (Vicia faba L.) bitkisi çiçek açtığı dönemde yakın

çevrede başka çiçekler de bulunmasına rağmen baklayı tercih etmekte olduğunu ve


ziyaretlerinin çoğunda nektar için tarlacılık yapmakla birlikte nektar ve polenin her ikisi için

25
çok az tarlacılık yapmakta olduğunu bildirmektedirler. Genellikle bal arılarının bireysel besin
toplama davranışında değişiklik olmamakla birlikte koloni içerisinde tarlacılık yapan bal
arılannın artmasına bağlı olarak nektar ve polen için tarlacılık yapan bal anlannın oranlarında

değişiklik olabileceğini saptamışlardır.

Free (1992) bal anlannın tarlacılık faaliyetleri esnasında nektar tercihinde


bulunduğunu ve bu nektann kokusundan yola çıkarak bağımlılık gösterdiklerini
belirtmektedir. Uygulaınada bal arılannın bu bağımlılığından yararlanılarak polinasyonu
istenen bitkiye yönlendirilmeleri için o bitkinin aromasına sahip şuruplarla kolonilerin
beslenmesinin sağlandığını bildirmektedir.
Free ve Williams (1974) brüksel lahanası (Brassiea oleracea L.) üzerinde nektar için
tarlacılık yapan bal anlarının yakalanarak üzerlerine bulaşan polenlerin analiz edilmesi
sonucunda %7L.7-96.6 düzeyinde brüksellahanası poleni bulunduğunu saptamışlardır. Aynca
aynı bitkiyi Hymenoptera, Diptera, Coleoptera ve Lepidoptera takımından böceklerin de
ziyaret etmekte olduğunu ve bu böceklerin bir kısmında hiç brüksel lahanası polenine
rastlanmamakla birlikte bazılarında %100 düzeyinde brüksel lahanası poleni bulunduğunu

belirlemişlerdir. Bitki üzerinde yapılan sayımlar sonucunda çeşitlere bağlı olarak gün
içerisinde %0-20.8 düzeyinde bal arısı polen toplamak amacıyla tarlacılık yaparken %51-100
düzeyinde bal arısının da nektar toplamak için tarlacılık yaptığını, bazı günlerde polen
tarlacılarının sayısının sıfır düzeyinde olmasına rağmen nektar tarlacılarının önemli düzeyde
artış gösterdiğini belirlemişlerdir. Araştırmacılar bal arılarının nektar toplamak için tarlacılık

yapma eğiliminde olmalarını bitkinin küçük çiçek yapısına sahip olmasına ve nektarının

kolayca alınmasına bağlamışlardır.


Knudsen ve Poulsen (1981) bakla bitkisinde yaptıkları araştırma çalışmasında kapalı

çiçeklerde nektar toplamaya çalışan bal arıları olduğunu, ancak bunlann bal arılarının önceki
deneyimlerine etki eden koku sebebiyle bu tip bir davranışta bulunduklarını bildirmektedirler.
Free (1982) bal arılarının tarlacılık faaliyetleri esnasında gün içerisinde bol miktarda
nektar salgıiayan bitkilere bağımlılık göstermekte olduklarını ve bu bitkilerin nektar salgısı

yaptığı dönemlere koşullandıklarını bildirmektedir.


Baker ve Baker (1983) ile Buchmann (1983) pek çok böcek takımı tarafından bitki
çiçeklerinde bulunan nektarın karbonhidrat kaynağı olarak toplandığını ve kullanıldığını

bildirmektedirler.
Carpenter (1983) ve Heinrich (1983) nektar toplayan tarlacı böceklerin besinin miktarı

ve enerji içeriğine bağlı olarak tarlacılık tercihinde bulunduklarını ve besin toplama işlemini

26
gerçekleştirdiklerini bildirmektedirler.
Free ve Williams (1983) yapay çiçeklere bal arılarım kendine çeken kokular sürerek
bal arılarının besin tercihine kokuların etkisini saptamak amacıyla yürüttükleri bir çalışmada

bal arılarının besin kaynağından gelen kokuya bağlı olarak tarlacılık yaptıklarını, içerisinde
şurup bulunmayan çiçeklere diğer arıların tekrar tarlacılık yapmalarını engellemek için
uzaklaştırıcı bir koku bıraktıklarını belirtmektedirler.
Moore ve ark (1989) nektarlı bitkilerde tarlacılık yapan bal arılarının günlük nektar
üretiminin en üst düzeyde olduğu zamana uyum sağladıklarını ve bal arısı kolonİsindeki

herbir tarlacı arı grubunun farklı çiçeklere yüksek düzeyde bağımlılık göstermekte olduklarını

belirlemişlerdir.

Henera (1990) İspanya'da Lavandula latifolia bitkisinde polinatör aktivitesi üzerine


yaptığı çalışmada bitkinin gün boyunca çiçek açtığını, tüm gün nektar salgılamakla birlikte
sabahleyin ve öğleden soma nektar salgısının en üst düzeyde olduğunu, bu saatlerde bal arısı

ile iki bombus türünün en üst düzeyde tarlacılık faaliyeti gösterdiğini saptamıştır.

Al Fattah (1991) kabak (Cucurbita pepo L.) bitkisi polinasyonunda bal arılarımn

tarlacılık davranışının etkisini saptamak üzerine yaptığı çalışmada kabak bitkisinin nektar
salgısı ile bal arısının tarlacılık faaliyetinin nispi nem, hava sıcaklığı ve rüzgar hızı tarafından

~tkilendiğini belirlemiştir. Bu bitkide en uygun polinasyon saatlerinin 06:00-09:00 arasında

olduğunu saptamıştır.

Abrol (1992) 13 çilek (Fragaria vesca L.) çeşidinde bal arılarının besİn kaynağı

tercihinİ saptamak amacıyla yaptığı bir çalışmada bal arılarımn tarlacılık tercihlerinde
nektarın enerji içeriğinin çok önemli roloynadığını ve yüksek kalori içeriğine sahip çiçek
çeşitlerinin diğer çeşitlere göre bal arılarını kendine daha fazla çektiğini saptamıştır.

Williams ve Free (1992) soğan (Allium cepa L.) bitkisinin hibrit üretiminde bal
arısının rolü üzerine yaptıkları çalışmada bal arılarının saat 10:00-12:00 saatleri arasında

yoğunlukla polen için tarlacılık yaparken gün boyunca nektar için tarlacılık yaptığını, ancak
12 :00- 15 :00 saatleri arasında nektar için yaptığı tarlacılık faaliyetini artırdığını ve sonuçta bal
arısının soğan çiçeklerinde birinci derecede nektar ıçın tarlacılık yaptıklarım

gözlemlemişlerdir. Ayrıca soğan parsellerine yakın bulunan kolza bitkisinin polinasyonda


olumsuz etkide bulunduğunu saptamışlardır.

Thomas ve Schumann (1993) bal arılarına tarlacılık konusunda seçim yapma olanağı

tanındığında tercihlerini daima en zengin nektar kaynaklarından yana kullanmakta olduklarını

ve arıların en üst düzeyde bal üretimi yapabilmek için mümkün olduğu kadar uzun bir

27
periyatta nektar ve polen kaynağına gereksinim duyduklarını saptamışlardır. Bunun için de iyi
bir bal üretimi amacıyla çiçeklenme periyodunun uzun olması ile birlikte en az üç türün
birlikte yetiştirilmesinin yararlı olacağını bildirmektedirler.
Abrol (1995) 12 badem (Prunus amygdalus L.) çeşidine ait çiçeklerin nektar salgısı ve
nektar şeker içeriği ile sağladıkları enerji miktarına bağlı olarak Apis cerena ve Apis mellifera
tarafından tercih edilme oranlarını araştırmıştır. Nektar salgısı miktarı (1.1-4.2 mg/çiçek)
nektar şeker yoğunluğu (%16-32.5) ve günlük sağladıkları enerji bakımından (3.95-13.6
J/gün) çeşitler arasında farklılıklar olduğunu, bu değişimler ile tarlacı arı sayıları arasında

pozitif bir korelasyon bulunduğunu saptamıştır. Ayrıca çiçeklerde bulunan nektarın sağladığı

yüksek enerji içeriğine bağlı olarak tarlacı arıları kendilerine çekerek bademlerde polinasyonu
artırdıklarını belirlemiştir.

Benedek ve ark (1995) kayısı çeşitlerinde bal arısı pohnasyonu üzerine yaptıkları

çalışmada çiçek boyutu, erkek organların sayısı ve pozisyonu, çiçek nektar içeriği ile şeker

konsantrasyonunun oranı ve polen miktarının bal arısı tarlacılığı üzerine etkili olduğunu ve
çeşitler arasında arı polinasyonu bakımından bir farklılık görülmediğini bildirmektedirler.
Dewan (1995) Bangladeş koşullarında çeşitli bal arısı türlerinin (Apis cerena, Apis
dorsata, Apis jlorea) tarlacılık tercihlerini saptamak amacıyla yürüttüğü çalışmada tüm
türlerin gün boyunca nektar topladıklarını, polen toplama işleminin ise saat ı 0:00' da en üst
düzeyde olmasına karşılık nektar toplama işleminde türlere bağlı olarak farklı saatlere
yoğunlaştıklarını saptamışlardır. Kovan önlerinden alınan polen örneklerinde yaptıkları analiz
sonucunda kolza bitkisi poleninin de bulunduğunu ve balda yapılan analizler sonucunda
içerisinde kolza bitkisi de bulunan 25 bitki türünün ya dominant (>%45) ya da ikincil sırada

(% 16-45) olduğunu belirlemiştir.

Marquard ve Walker (1995) bal arısı ve bombus arısının kolza bitkisi polinasyonunda
önemli roloynadığını ve kolza bitkisinin çok fazla miktarda nektar ve polen ürettiğinden

dolayı arılar için çok çekici bir bitki olduğunu bildirmektedirler. Ayrıca kafesli ve arılı

parselde bulunan kolza bitkilerinin kafessiz parseldekilere oranla daha hızlı ve erken
polinasyonunu tamamladığını saptamışlardır. Araştırmacılar kolza bitkisi poleninin arılar için
büyük bir besin kaynağı olduğunu ve bal üretim potansiyelinden yararlanmak için çiçeklenme
esnasında kolza parseli yanına bal arısı kolonileri konulması gerektiğini bildirmektedirler.
Popovic (1995) karabuğday (Fagopyrum esculentum) bitkisinde bal arısı

polinasyonunun katkısını saptamak amacıyla yaptığı çalışmada çiçekteki nektar miktarının

artmasına bağlı olarak nektar tarlacılığı yapan bal arısı sayısında önemli düzeyde bir artış

28
olduğunu ve bu değerin %2.1 den % ı 6.2 'ye kadar değiştiğini bildirmektedir.
Priore ve ark (1995) İtalya'da üretilen balIarda polen analizi yaparak bal arılarının
besin kaynağı olarak yararlandıkları bitkileri saptamak amacıyla yürüttükleri çalışmada en
önemli polen kaynaklarını Helianthus, Brassica, Umbelliferae, Trifolium, Rubus, Lotus ve
Onobryehis olarak saptamışlardır. Ayrıca daha önceki çalışmalarda saptanmayan fazelya
bitkisi poleninin de bulunduğunu belirlemişlerdir.

Benedek ve Nyeki (1996) 25 elma (Ma/us communis) çeşidinde yaptıkları araştırma

sonunda bitkilerin bal arılarına çekici olmasında polen ve nektar miktarı ile nektardaki şeker

konsantrasyon düzeyinin önemli roloynadığını, çiçeğin çeşitli organlarının pozisyonunun da


arı davranışını etkilediğini bildirmektedirler.
Houston ve ark (1996) bal arılarının çiçeğe olan bağımlılığını ultraviyole ışınları

yansıtma özelliği olan kalsiyum oksalat kristallerinin ne derece belirlediğini saptamak


amacıy la yürüttükleri çalışma sonucunda bal arılarının kalsiyum oksalatın varlığına bağlı

olmadan çiçekler üzerinde tarlacılık yaptıklarını belirlemişlerdir. Ancak çiçeklerde bulunan


şekerin yoğunluğuna bağlı olarak çiçekler arasında tercihte bulunduklarını ve bu durumun da
besinin sağladığı zengin enerji içeriğinden kaynaklandığını bildirmektedirler.
Pierre ve ark (1996) taç yapraklı ve taç yapraksız kolza çeşitlerinde bal arısının

tarlacılık tercihini araştırdıkları çalışmada her iki çiçek tipinin de bal anlan için aynı düzeyde
çekici olduğunu saptamışlardır. Bal anlarını bitkiye çekici faktörler olarak dikkate alınan

birim alandaki çiçek sayısı ve nektar miktan bakımından çeşitler arasında fark
saptanamamakla birlikte, nektar konsantrasyonu bakımından aralarında bir miktar fark
belirlemişlerdir. Sonuçta bal anlarının tarlacılık faaliyetleri esnasında taç yapraksız kolza
hattını taç yapraklı kolza hattına göre daha fazla tercih etmiş, fakat her iki çiçeğe de
bağımlılık gösterdiklerini saptamışlardır.

Abrol (1997) 54 elma (Ma/us communis) çeşidinin çiçeklerinde tarlacılık yapan farklı

türlere ait bal anlannın (Apis cerena ve Apis mellifera) tercihleri üzerine yaptığı çalışmada

çiçek çekiciliği, polen ve enerji üretimi arasında önemli farklılıklar olduğunu saptamıştır.

Çiçeklerin polen üretimini 0.242-1.2 mg/gün/çiçek, enerji üretimini ise 5.73-28.38 joule/çiçek
olarak belirlemiştir. Bir dal üzerinde tarlacılık yapan Apis cerena ve Apis mellifera sayısını ise
sırasıyla 2.2-16.6 ve 1.4-12.6 adet olarak belirlemiştir. Aynca her iki bal ansı türünün de
çiçeklerde bulunan polen ve eneıji düzeyine bağlı olarak tarlacılık yaptıklannı ve bu olayın

meyve üretiminde nitelik ve nicelik değişimlere yol açabileceğini vurgulamıştır.

Waddington (ı 997) bitkilerin çiçekleri tarafından üretilen nektann hacmi ve şeker

29
konsantrasyonundaki değişimin polinatörler tarafından alınan besinin miktarım ve besin
kaynağı seçim davramşım önemli düzeyde etkilediğini belirlemiştir.

Williams (1997) fazelya bitkisinde bal arısının tercihi üzerine yaptığı çalışmada çiçek
yaşı ile nektar salgı oranı arasında önemli korelasyon olduğunu ve 4-7 saatlik çiçeklerde genç
ve yaşlılara oranla daha fazla nektar salgısı olduğunu belirlemiştir. Ayrıca çiçeğin yaşına bağlı

olarak değişen nektar salgısı oranının fazelya bitkisi üzerinde tarlacılık yapan bal arılarının

sayısını ve ziyaret oranını etkilediğini saptamıştır.

Allsop ve ark (1998) bal arılarının nektar tercihlerine etki eden şekerlerin varlığını

araştırmak için yaptıkları çalışmada Cape arısının (Apis mellifera eapensis) önemli polinatörü
olduğu ve yörede bol miktarda bulunan Prateaeeae familyasına ait bitkilerin çiçeklerindeki
nektarın ana maddesi olan xylose şekerinin bal arılarının çekici etkide bulunduğunu

saptamışlardır. Ancak xy lose şekeri oranının artmasının yaşamı kısaltıcı yönde etkide
bulunduğu ve bu familyaya ait bitkilerde bulunan xylose şekerinin bal arıları için yararlı

olmadığı sonucuna varmışlardır. Bu bitkilerin çiçek renkleri ve kokusunun xylose şekerinin

bu olumsuz etkisini örttüğünden dolayı bal arıları tarafından tercih edilmiş olabileceğini

vurgulamaktadır lar.

Ish Am ve Eisikowitch (1998) avokado (Persea amerieana MilL.) çiçeklerinin


polinatörler bakımından çekiciliği üzerine yaptıkları çalışmada avokado bitkisinin çiçeklenme
sezonu başlangıcında nektar tarlacıları bakımından daha cazip olan Citrus spp. bitkileri ile
polen tarlacıları bakımından ise Brassieeae ve Fabaceae bitkilerİ İle yarıştığını

saptamışlardır. Ayrıca çiçeklenme periyodunun sonuna doğru da Paaeeae, Asteraeeae ve


Apiaeeae çiçekleri ile yarışmış ve bunlar karşısında göreceli bir şekilde çekicilik
gösterebildiğini belirtmektedir. Sonuçta avokado ağaçlarının sadece nektar tarlacıları

tarafından yoğunlukla tercih edildiğini ve polinasyonunun bu arılar tarafından

tamamlanabildiğini bildirmektedirler.
Korkmaz ve Kumova (1998) yaptıkları bir çalışmada fazelya parseline farklı uzaklıkta

yerleştirilen kolonilerin koloni ağırlığından yola çıkarak saptadıkları nektar toplama etkinliği

sonucunda fazelya bitkisi parseline farklı uzaklıkta bulunan tüm arı kolonisi gruplarının

fazelya bitkisi parselinden uzakta bulunan kontrol grubuna göre önemli düzeyde kolonİ
ağırlığı oluşturduklarını ve fazelya bitkisinde çiçeklenme arttıkça koloni ağırlık artışının da
artmakta olduğunu belirtmektedirler.
Marshall (1998) böceklerin genellikle baklagil ve yıllık bitki türlerini tercih
ettiklerinden yola çıkarak son yıllarda yapılan çalışmalarla fazelya bitkisinin %25-40

30
düzeyinde bulunduğu karışımlarla mera oluşturulmasmın yararlı olduğunu vurgulamaktadır.

Ayrıca fazelya bitkisinin bu kullammı yamnda asıl kullamm alanının polinasyonu istenen
bitkilere polinatör böcekleri çekmek amacıyla ekim alanlarının kenarlarına ekilmesi yönünde
olduğunu bildirmektedir.
Williams (1998) bal arılarının nektar ve polen kaynağı bakımından besin tercihi söz
konusu olduğunda özellikle arı yoğunluğu çok olduğu durumlarda birim zaman ve eneıji

bakımından ekonomik kazanca sebep olacak şekilde hareket ettiklerini bildirmektedir.


Cresswell (1999) bir bitkinİn polinasyon performansı; bitkiyi ziyaret eden polinatör
sayısı, her bir polinatörün ziyaret ettiği çiçek sayısı ve her bir çiçekte polen transferine dayalı

polinatörün etkinliğine bağlı olarak değişmekte olduğunu saptamıştır. Çiçekte bulunan


nektarın bu faktörlerin her birine doğrudan etkide bulunduğunu, nektarın varlığının

polinatörlerin bitkiyi ziyaret etme olayını aktive etmekte ve ardışık seferler esnasında aynı

bitki türüne bağımlı kalmasına katkıda bulunduğunu bildirmektedir. Çiçek tarafından

polinatörleri kendine çekmek amacıyla salgılanan nektarın miktarının ise polinatörlerin


davranışlarını etkileyerek çiçekte kalma sürelerini artırmakta ve polen transferine olanak
tanımakta olduğunu saptamıştır. Ayrıca nektarın çokluğu aynı bitkinin diğer çiçeklerine
arıların bağımlılık göstermesini sağlamakta olduğunu da bildirmektedir.
Golubov ve ark (1999) nektar salgısı yapan ve yapmayan bitkilerin böcekler tarafından
ziyaretine etki eden faktörleri araştırdıkları bir çalışmada, nektarsız bitkilerin nektarlı

bitkilerden daha fazla polen üretmekte olduklarını saptamışlardır. Ancak buna rağmen nektarlı
ağaçların nektarsız ağaçlardan 21 kere daha fazla ziyaret edildiğini ve bu duruma
angiospermlerde polinasyon için gerekli olan böceklerin bitki tarafından cezbedilmesinin
temel bileşeninin nektar olduğunun altı çizilmektedir. Bu duruma çiçeklerdeki nektar
sunumunun polinatörlerin bitki seçimi, tarlacılık zamanı ve tarlacılık hareketinden önemli
oranda etkilendiğini belirtmektedirler. Ayrıca her ziyaretin tohum bağlamayla

sonuçlanmadığını da vurgulamaktadırlar.
Pankiw ve Page (1999) bal arılarının tarlacılık ıçın koloni içerisinde yaptıkları iş

bölümünde nektarın şeker oranı ile bal arısının genotipik yapısına bağlı duyusal ve fizyolojik
işlevlerinin etki ettiğini belirtilmektedirler. Ayrıca koloni içerisindeki ergin arı miktarının

tarlacılığa yeni başlayacak olan işçi arıların yaşı üzerinde etkili olabileceği, koloni içerisinde
depolanan polen miktarı, larva sayısı ve yavru feromonunun polen ve nektar tarlacılığı

yapacak bal arısı sayısını önemli düzeyde etkilediğini bildirmektedirler. Nektar ve polen
toplama yönünde selekte edilen iki bal arısı hattı ile yaptıkları çalışmada polen tarlacılığı

31
yapan bal anlannın nektar tarlacılığı yapan bal arılarından daha düşük düzeyde şeker

şurubuna yanıt verdiklerini saptamışlardır.

Pierre ve Renard (1999) mutant kolza bitkilerinde bal arılarının tarlacılık tercihleri
üzerine yaptıkları çalışmada bal anlarının taç yapraklı ve taç yapraksız olan kolza bitkilerinin
her ikisinde de tarlacılık yapmakta olduklarını saptamışlardır. Taç yapraksız olan kolza
bitkisinin en az taç yapraklı olan kolza kadar çekici olduğunu, hatta bazen bal arısı sayısının

taç yapraksız bitkilerde daha fazla olduğunu belirlemişlerdir. Nektar üretim bakımından ise bu
çeşitler arasında herhangi bir fark bulunamamış olup bodur ve uzun boylu kolzalar arasında

da bal arısı çekiciliği bakımından herhangi bir farklılık olmadığını saptamışlardır.

Scheiner ve ark (1999) bal arılarının nektar kaynaklarını kullanmalarına sukroz


konsantrasyonu başta olmak üzere sukroza gösterilen tepkiden önemli düzeyde etkilendiğini

saptamışlardır. Sukrozun konsantrasyonu ve miktarının öğrenme olayının sabit bir düzeyde


bağımlı kalmasına neden olduğunu ve sukroz konsantrasyonu ile nektar kaynağının

kullanılması ve bitirilmesi arasında pozitifbir ilişki bulunduğunu bildirmektedirler.


Adler (2000) nektarın kuru ağırlığının yaklaşık %90 kadarının karbonhidrat olup
% 1O'luk kısmında ise aminoasitler, lipitler, antioksidanlar, mineral maddeler bulunmakta
olduğunu belirtmektedir. Nektarın kimyasal yapısının türlere bağlı olarak değişmekle birlikte
aynı bitki türleri arasında da değişim gösterebildiğini, polinatörler ile nektar şeker oranı ve
aminoasit kompozisyonları arasında bir ilişki olduğundan dolayı bazı bitki türleri ile
polinatörler arasında özel bir ilişki bulunduğunu bildirmektedir.
Anderson (2001) bal arısının tarlacılık sisteminin etkinliği konusunda yaptığı çalışma

sonucunda, nektarın elde edilebilirliği ile bal arısının nektar elde etmek için harcadığı zaman
ve kazandığı enerjiden yola çıkarak net kazanca (kazanç-maliyet) bağlı olarak tarlacı arıların

sayısında en üst düzeye varan bir artış olduğunu saptamıştır.

Fulop ve Menzel (2000) tarlacılık faaliyetinde bulunan bal arılarının besin kaynağı

seçimlerini çiçeğin sunduğu ortalama nektar miktarı ve sıklığına göre belirlediklerini ve her
çiçek ziyareti esnasında nektar miktarını dikkate aldıklarını saptamışlardır.

Kim ve Smith (2000) böceklerle tozlanan bitkilerin nektarlarında bulunan en genel


yapının polinatörlerin diyetlerinde de önemli bir yeri olan aminoasitler olduğunu ve ayrıca

aminoasitlere bağlı olarak gereksinirnin böceklerin beslenme davranışını değiştirebileceğini

~elirtmektedirler. İçerisinde pek çok nektar ve polende yaygın olarak bulunan glycine
aminoasiti bulunan sukroz şurubunun bal arıları tarafından tercih edildiğini ve olumlu tepki
verildiğini bildirmektedirler. Sonuç olarak nektar içerisindeki aminoasit varlığının

32
polinatörleri bitkiye çekme açısından etkili olduğunu ve bal arılarının tarlacılık faaliyetleri
esnasında aminoasit gereksinimini de dikkate aldıklarını saptamışlardır.

Anderson (2001) mevsimsel değişim, iklim ve besin elde etme yarışının nektar
toplanıa faaliyetini etkileyebildiğini, bu olayın koloninin bir kısmı tarafından

planlanabilmekte olduğunu ve koloniler zengin floral kaynakların yanına konulduğunda

tarlacı arıların hemen çalışmaya başladıkları saptamıştır.

2.6. Bal Arısı Kolonilerinin Tarlacılık Faaliyetini Etkileyen Faktörler


Seyman ve ark (1969) hıyar (Cucumis sativus L.) bitkisinde bal arısı polinasyonunun
etkisini saptamak amacıyla yaptıkları çalışmada bal arılarının sabah saat 08:00'den itibaren
tarlacılık yapmaya başladıklarını ve saat 12:00'ye kadar parselde arı sayısının en üst düzeye
ulaştığını ve bu saatten sonra azalmaya başlayarak saat 16:00'da en alt düzeye indiğini

bildirınektedirler.

Free ve Williams (1974) bal arılarının genellikle kovanlarından 800 m uzaklığa kadar
tarlacılık faaliyetinde bulunduklarını, besin kaynaklarının azalmasına ve artmasına bağlı

olarak tarlacılık sahalarını besin kaynaklarının yoğun oldukları yörelere doğru

genişlettiklerini bildirmektedirler.
Free ve Williams (1979) doğada var olan bitkilerin polinasyonunda polen
toplayıcılarının büyük etkisi olduğunu, fakat nektar toplayıcıların polinasyon konusunda
genellikle başarısız olduklarını vurgulamaktadırlar. Ayrıca polen için tarlacılık yapan bal
arılarının nektar için tarlacılık yapan arılardan farklı olarak kovanları yakınında tarlacılık

yapma eğiliminde olduklarını ve bir polen yükünün nektardan daha kısa zamanda
toplanabildiğini bildirmektedirler.
Doğaroğlu (1981) ülkemizde yetiştirilen önemli bal arısı ırk ve ekotipleri ile Çukurova
Bölgesi koşullarında yaptığı performans çalışmasında önemli bir tarlacılık kriteri olan uçuş

etkinliği bakımından genotipler arasında önemli bir farklılık olmakla birlikte dönemler ve
yöreler bakımından da önemli farklılıklar olduğunu saptamıştır. Özellikle Anadolu orijinli
genotiplerin bu çalışmada uçuş etkinliği bakımından çok yüksek bir performans
gösterdiklerini belirlemiştir.

Free ve Williams (1983a) brüksel lahanasında (Brassica aleracea L.) tarlacılık yapan
bal arısı ve bombus arılarının çeşitler arasında tercihte bulunduğunu, hatta bu tercihlerinde
bireysel arı bazında kafesli parsellerde bile bulunduklarını bildirmektedirler.

33
Scogin (1983) çiçeklerin renginin potansiyel polinatörlerin tercih davranışlarını

kuvvetli bir şekilde etkilemekte olduğunu ve arıların sarı ve mavi renkteki çiçekleri tercih
ettiklerini bildirmektedir. Arıları kendine çeken çiçeklerde floral renklerin oluşmasında ve bal
anlanna çekici hale gelmesinde ise antosiyaninler, karotinoidler ve betalainlerin rol
oynamakta olduğunu belirtmektedir.
Wells ve Wells (1983) bal arılarının farklı renkteki çiçekli bitkilerde bal arısmm

tercihine etki eden faktörleri araştırınak amacıyla yapay çiçeklerle yürüttükleri çalışmada

bireysel bal arılarının aynı renkteki çiçeklere bağımlılık gösterdiğini saptamışlardır. Ayrıca

besin kaynağının nitelik, nicelik ve salınına sıklığı bakımından diğer çiçekten fazla olduğu

durumlarda da bal arılarının bir renge bağımlılık gösterdiklerini bildirmektedirler.


Tanda (1985) bamya (Abelmoschus esculentum) bitkisi çiçeklerinde farklı bal arısı

türlerinin besin tercihini saptamak amacıy la yaptığı çalışmada Apis mellifera bal arısının %88
nektar, %8 polen ve %4 nektar ve polenin her ikisini birden toplamasına karşılık Apis cerena
bal arısında bu değerlerin sırasıy la %87, % 1O ve %3 olarak gerçekleştiğini saptamıştır.

Webster ve ark (1985) badem (Prunus amygdalus L.) polinasyonunda kullanılan bal
arısı kolonilerindeki tarlacılık davranışını saptamak amacıyla yürüttükleri çalışmada bal
arılarının saat 15 :00' den önce büyük oranda polen için tarlacılık yaptıklarını, badem
ağaçlarında çiçeklerin azalmasıyla birlikte diğer polen kaynaklarına yöneldiklerini
beliıimektedirler. Badem ağaçlarının çok erken saatlerde çiçek açmalarının ve anterlerinin
patlamalarının bal arılarının bağımlılığını önemli düzeyde etkilediğini, ayrıca polen toplama
aktivitesinin kolonide bulunan genç larva sayısı ile depolanan polen miktarına bağlı olarak
artıp azaldığını bildirmektedirler. Badem ağaçlarının bal arılarının oğul verme döneminde
çiçek açması ve poleninin yüksek besleyici değerde olmasından dolayı etkili olduğunu ve bal
arılarının ilk çiçeklenme döneminde %92.2±1.8 oranında badem poleni topladıklarını

saptamışlardır.

Johansen ve Mayer (1987) elma (Malus communis) ağaçlarında bal arılarının tarlacılık

tercihlerine etki eden faktörleri araştırdıkları çalışmada çiçeklenme başlangıcında 10


arı/ağaç/dk saptarken çiçeklenmenin en üst düzeyde olduğu dönemde 30 arı/ağaç/dk

saptamışlardır. Yine düşük nektar salgısı (0.0001 mg/çiçek) olduğu dönemde 50 adımlık bir
şerit boyunca 3 adet bal arısının tarlacılık faaliyetinde bulunduğunu saptarken bol nektar
salgısı (3.05 mg/çiçek) olduğu dönemde 24 adet bal arısının tarlacılık yaptığını saptamışlardır.
Araştırmacılar bal arılarının tarlacılık davranışına etki eden bu faktörlerin yanında hava
sıcaklığının da önemli etkide bulunduğunu, düşük sıcaklıklarda bal arılarının tarlacılıktan

34
vazgeçtiğini bildirmektedirler. Ayrıca çiçek kokusunun tarlacı arıları cezbetmesinin üzerinde
aurarak elma çeşitleri ile yaptıkları çalışma sonucunda da çok kötü kokuya sahip Anjou
çeşidine dakikada 2, çekici kokuya sahip Red Delicious çeşidine 25 arı tarlacı1ık yaparken çok
çekici kokuya sahip olan Dolga Crab çeşidinde 42 arınm tarlacı1ık yaptıklarını saptamışlardır.

Nektar hacmi ile nektar şeker içeriğinin de bal arılarının tarlacılık yapmaları üzerine etkide
bulunduğunu, tarlacı arı dağılımının gün içerisinde bitkilerin sağladığı besin kaynağına bağlı

olarak önenıli ölçüde farklılıklar gösterdiğini de belirtmektedirler.


Osbome ve ark (199 ı) arılarla tozlanan bitkilere ait çiçeklerin geniş, çekici ve göze
çarpacak şekilde pembe, mor, mavi ve sarı renklere sahip olduklarım, genellikle bu renklere
sahip olan bitkilerin doğada yaygm olarak bulunduğunu ve bunların sürekliliğini de
çoğunlukla bal arılarının sağladığını belirtmektedirler. Ayrıca bal arılarının polinasyonda olan
~ksikliğinin ticari öneme sahip endüstri bitkileri, sebze ve meyve üretiminde önemli düzeyde
kayıplara yol açacağını bildirmektedirler.
Free (1992) ve Roubik (1995) bal arılarının 10 km ve daha uzak mesafelere tarlacılık

yapabilmelerine karşılık genellikle kovanları yakınında tarlacılık yapma eğiliminde

olduklarını bildirmektedirler. Bal arısı kolonisinde bulunan bireylerin çoğunluğunun 400-500


metre içerisindeki alanda tarlacılık yapmakta olduklarım, ancak çevrede çekici bir bitki
olması durumunda 1.5-4 km uzaklık içerisinde de tarlacılık yaptıklarını belirtmektedirler.
Ayrıca hava koşullarının tarlacılık yapmak için elverişsiz olduğu durumlarda bal arılarının

kovanlarından 200-300 metre uzaklıkta yoğunlaştıklarını bildirmektedirler.


Giurfa ve Nunez (1992) çiçek üzerinde tarlacılık yapan bal arılarının nektarı

tükettikten sonra çiçekten ayılmadan önce diğer bal arılarının tarlacılık faaliyetleri sırasında

bu çiçekleri tekrar ziyaret ederek vakit kaybetmemeleri için çiçek üzerine koku işaretleri

bıraktıklarını bildirmektedirler.
Evans ve ark (1995) havuç (Daucus carota) bitkisinin polinasyonunda bal arısının

önemli bir yeri olmasına karşılık yakın çevrede üçgül (Trifolium repens L.) fazelya ve kolza
bitkilerinin bulunması durumunda bal arılarımn bu bitkileri tercih ettiklerini ve havuç
polinasyonunda sorunlar yaşanabildiğini bildirmektedirler.
Jakobsen ve ark (1995) beyaz üçgül (Trifohum repens L.) ve kolza bitkilerinin
çiçeklerinde bulunan uç ucu özelliğe sahip 2-ethyl- 1-hexanol maddesinin bal arılarının bu
bitkilere olan tarlacılık faaliyetleri üzerine yönlendirici etkide bulunduğunu, ancak bombus
arıları üzerinde bu bileşenin tarlacılık aktivitesini artırma yönünde hiçbir etkide
bulunmadığını belirtmektedirler.

35
Tansı ve ark (1996) Çukurova Bölgesinde arı merası olarak fazelya bitkisinin
kullanımı konusunda yürüttükleri çalışmada ı 5 Eylül, 30 Eylül, ı5 Ekim, 30 Ekim ve 15
Kasım'da ekim yaptıkları parsellerde çiçeklenmenin en üst düzeyde olduğu dönemlerde
sırasıyla 130, 91, 66, 201 ve 183 ad/m2 bal arısı bulunduğunu saptamışlardır. Bal anlarının bu
derece yoğun tarlacılık yapmaları ve fazelya bitkisinin erken ilkbahar döneminde
çiçeklenmesi nedenleriyle, monokültürel ve yoğun tarımın doğal mera ve eğimli arazilerdeki
bitki populasyonlarını da azaltması sonucunda ortaya çıkan boşluğu doldurarak bal arısı

kolonilerine destek olabilecek bir bitki konumunda bulunduğunu belirtmektedirler.


Blight ve ark (1997) bal arılarını cezbedici özellikte oldukları belirtilen maddelerden
16 tanesinin kolza bitkisi çiçeklerinde bulunduğunu saptamışlardıL Ancak bu maddelerden
sekiz adedinin bal anları üzerinde oldukça yüksek oranda çekici özellik gösterdiklerini ve bu
maddelerin de alpha-pinene, phenylacetaldehyde, p-cymene, alpha-terpinene, linalool, 2-
phenylethanol, alpha-farnesene ve 3-carene olduklarını belirlemişlerdiL

Nizou ve ark (1997) bitkilerin çiçekleri tarafından salgılanan nektar ve polenin yapısal

içeriklerinin bitki ve bal arısı arasındaki etkileşime önemli düzeyde etkide bulunduğunu

saptamışlardır.

Çakmak ve ark (1998) Apis mellifera syriaca ve Apis mellifera armeniaca ırkı bal
anlarının nektar değişkenliğine gösterdikleri reaksiyonu saptamak amacıyla yürüttükleri
araştırmada her iki ırkın besin kalitesindeki değişime, benzer tepki gösterdiklerini
saptamışlardır. Irkıarın renk tercihi göstermediklerini, ancak bazı bal arılarının mavi ve beyaz
rengin her ikisine bağımlılık göstermesine karşın bazı tarlacı arıların sadece sarı renge
bağımlılık gösterdiklerini saptamışlardır. Mavi ve beyaz çiçekler arasında tercih yapma
durumunda kaldıklarında ise nektar içeriğini dikkate aldıklarını belirlemişlerdir.

Long ve ark (1998) badem (Prunus amygdalus L.) ağaçlarının yakın çevresinde
bulunan ve içerisinde fazelya bitkisinin de bulunduğu bazı bitkilerin bal arılarını kendine
çekerek badem polinasyonunda sorunlar oluşturduğunu, bu sorunu aşmak için bu bitkiler
üzerine bal arılarını uzaklaştırıcı etkiye sahip RbCI püskürtülerek civarda bulunan badem
ağaç ları na yönlendiri! dikl erini be lirtmektedirl er.
Schulz (1998) bal arısı kolonilerinde besin kaynaklarının azalmasına bağlı olarak
koloni gereksinimlerini karşılamak amacıyla tarlacı arı oranında artış olduğunu

belirtmektedir.
Anderson ve Ratnieks (1999a) bal arılarının taşıdıkları besin kaynaklarına göre
aralarında bir görev dağılımı yaptıklarını ve koloni içerisinde de koloniye getirilen nektarı

36
alan ve depolayan görevli arılar bulunduğunu bildirmektedir. Ayrıca nektar akımının tahmin
edilemeyen bir besin kaynağı olması dolayısıyla bal arılarının en etkin bir şekilde nektar
toplama ve depolama yönünde çalıştıklarını saptamışlardır.

Chittka ve Domhaus (1999) floral renklilik ile bal arılarının morötesi ışığı algılama

olay ları birlikte evrimleşme sonucu geliştiğinden birbirlerinin tamamlayıcısı konumunda


bulunduklarını bildirmektedirler.
Dewenter ve Tschamtke (1999) bal arılarının kovanları yakınında bulunan bitkilerde
tarlacılık faaliyetinde bulunmalarından dolayı kovan yakınında fazla sayıda bal arısının

tarlacılık faaliyetinde bulunduklarını bildirınektedirler.

Dyer (1999) bal arılarının çiçek tercihine etki eden faktörlerden biri olarak çiçek rengi
üzerine yaptığı çalışmada bal arılarının besin sinyali olarak renkler arasında ayrım

yapabildiğini, rengin çiçekleri tanımada böcekler için önemli bir faktör olduğunu ve bu
olayda bal arılarının renk açısından çiçeğe bağımlılık gösterdiğini ortaya koymuştur. Bazı

durumlarda anların diğer çiçeklerde besin kaynağı olduğunda bile önceki tarlacılık yaptığı

çiçekle sınırlı kalabildiğini bildirmektedir. Bu olayın özellikle angiosperm bitkilerin


polinasyonunda büyük yarar sağladığını ve bunun aynı zamanda arılara da çiçeğin

özelliklerini bir kere öğrenme suretiyle tarlacılık aktivitelerinde kolay lık sağladığını

belirtmektedir.
Griffiths ve ark (1999) çiçeklerin böcekleri görsel, dokunsal ve koklama duyularının

bileşimine bağlı olarak kendine çektiğini ve bu amaçla özellikle böcekleri kendine çekmek
için çeşitli kokular salgıladıklarını belirtmektedirler. Ömeğin bakla (Vicia faba) salgıladığı
eugenol ve cinnamy i alcohol maddeleri ile bal anlarını kendine çekmekte olduğunu, ayrıca

bazı bitkilerin çiçeklerinin yüzeyinde bulunan mumun bileşimindeki monoterpene


hydrocarbon maddesinin böcekleri çeken kokunun en yaygın bileşeni konumunda
bulunduğunu belirtmektedirler.
Miller ve Winn (1999) çiçeklerin renk, büyüklük ve kokularına bağlı olarak böcekleri
kendilerine çektiklerini ve çiçeğin bu renklerini dokularında bulunan antosiyaninler (mavi ve
kırmızı) betasiyaninler (kırmızı) antoksantinler (sarı) klorofil (yeşil) ve karotenlerin (turuncu
ve sarı) verdiğini bildirmektedirler. Bu renklerin bitkiye özelolan polinatörleri çekmeyi
amaçladıklarını ve bitkinin saldığı çeşitli kokuların da farklı polinatörleri çekmede ve
bağımlılık oluşturmakta önemli bir rol oynadıklarını belirtmektedirler.
Osbome ve ark (1999) pek çok bal arısının düzenli bir şekilde kovanlarından 70-63 ı
m uzaklıkta tarlacılık yaptıklarını ve bu durumdan yola çıkılarak bal arılarının bol besin

37
kaynağı sağlayan bitkilerin yakınına konulması gerektiğini bildirmektedirler.
Tansı ve ark (1999) Çukurova Bölgesinde arı merası olarak kolza, fazelya ve bakla
bitkilerinin kullanılma olanaklarını araştırdıkları bir çalışmada bu bitkilerin çiçeklenme
periyodu boyunca bal arılarını saymışlardır. Sonuçta 1995, 1996 ve 1997 yıllarında mart
ortası-nisan sonu periyodunda çiçeklenen kolza bitkisinde 5 dk süreyle yapılan sayımlarda

tüm çiçeklenme periyodu boyunca yıllara göre sırasıyla 3.7-10.4, 0-2.0 ve 2.0-9.0 ad/m 2
arasında bal arısı belirlemelerine karşılık, nisan başı-mayıs ortası dönemde çiçeklenen fazelya
bitkisinde sırasıyla 45.4, 56.0 ve 34.2 ad/m2 bal arısı belirlemişlerdir.
Shahar ve ark (2000) bal arılarının tarlacılık faaliyetlerini etkileyen faktörlerden ko1oni
yaş yapısı ve uçuş deneyiminin önemli bir yer tuttuğunu ve tarlacı arılar ile bakıcı arıların

oranındaki değişikliklerin tarlacı arı düzeyini etkilediğini bildirmektedirler. Tarlacı arıların bu


görevleri sırasında görsel, kokusal, sessel ve belki de manyetik alanın etkisinde kaldıklarını ve
bu etkilere bağlı olarak pek çok floral kaynaktan çiçeklerin renk ve kokusunu ayırt ederek
öğrenme süreci sonucunda tarlacılık yaptıklarını saptamışlardır.

Clare ve ark (2000) çeşitli renklerde yapışkan tuzakların böcek cezbetmedeki etkisi
üzerine yaptıkları çalışmada bal arılarının beyaz ve mavi tuzaklara yakalanmasına karşın

bombus arılarının daha çok mavi tuzaklara yakalandığını saptamışlardır.

Hmcir ve ark (2000) yüksek düzeyde sosyallik gösteren böceklerden özellikle bal
arılarında en yaygın olarak görülen davranışın kolonilerini zengin besin kaynakları yakınına

kurmaları olduğunu bildirmektedirler.


Strickler ve Vinson (2000) çiçeklerin bolluğunun başarılı bir polinasyon için en
önemli faktör olduğunu, geniş bitki alanlarının polinatörleri cezb edebildiğini ve küçük floral
alanlara göre daha fazla polinatörü alıkoyabildiğinİ bildirmektedirler.
Çakmak ve Wells (2001) Apis mellifera armeniaca, Apis mellifera cypria ve Apis
mellifera syriaca arılarının mavi, beyaz ve sarı renkli çiçekleri tercihleri üzerine yaptıkları

çalışmada aynı kovandaki bazı arıların sarı çiçekleri tercih etmelerine karşılık diğerlerinin

mavı ve beyaz çiçekleri tercih ettiklerini saptamışlardır. Ayrıca Kafkas arılarının (Apis
mellifera caucasica) çiçek renkleri arasında salgılanan nektar sıklığına bağlı olmaksızın

çiçekler arasında tercihte bulunmamasına karşılık diğer ırklar sürekli olarak nektar
bulundurmayan çiçekleri ziyaret etmemişlerdir. Irksal özellik olarak koloni içerisinde çiçek
renklerine bağımlı olarak bir işbölümü bulunduğunu, Ermeni arılarında bu işbölümünün çok
güçlü olduğunu, fakat Kıbrıs arısında böyle bir durumun söz konusu olmadığını

belirtmektedirler.

38
Fluri ve Frick (2001) en üst düzeyde çiçeklenme sırasında fazeIya bitkisinde biçim
yapıldığı dönemde yaptıkları sayımında 26 ad/m bal arısı olduğunu bildirmektedirleL
2

Kumova ve ark (2001) Çukurova bölgesi koşullarında yetiştirilen farklı fazeIya


çeşitleri arasında bal arısının tercihini belirlemek amacıyla yürüttükleri bir çalışmada Turan
82, T -98/1 ve T-98-2 çeşitlerine ait çiçekler üzerinde bulunan ortalama bal arısı sayıları
2 2 2
sırasıyla 68.10 arı/m , 62.36 arı/m ve 62.23 arı/m olarak saptanmıştıL Sonuçta bal arılarının
her üç çeşit arasında herhangi bir tercihte bulunmadığını ve hepsinden de yararalndığını

belirlemişlerdiL

Tronson (2001) böcekleri bitkilere cezbeden birinci derecedeki faktörün çiçeğin

kolmsundan önce rengi olduğunu ve yaptığı çalışma sonucunda çiçek açık bir şekilde hazır

olmadıkça çiçeklerin tercih edilmesinde etkide bulunan görsel çekicilik gerçekleşmediğinden

tarlacılık faaliyeti başlamadığını bildirmektediL Ancak çiçek açtıktan sonra yayılan kokunun
arının antenleri tarafından alınmasına bağlı olarak koku alma olgusunun da gerçekleştiğini, bu
durunıda ko ku olgusunun, görme, dokunma ve tatma duyuları içerisinde en önemli faktör
olarak öne çıkmakta olduğunu bildirmektediL Koku alma duyusuna bağlı olarak çiçeklerin
seçimi, yerinin saptanması olayının böcekler tarafından yapılabildiğini ve çiçeklerde bulunan
polenin yaydığı kokunun çiçekler arasındaki farkın ayırt edilmesinde böceğe yardımcı

olduğunu vurgulamaktadıL

Wells ve ark (2001) bal arılarına eşit özelliklerde nektar içeren farklı renkte çiçekler
sunulduğu durumlarda hepsinden aynı düzeyde tarlacılık yapmasına karşılık farklı oranlarda
karbonhidrat içeren nektarlı sunum durumunda en fazla yüksek enerji içeriğine sahip olan
çiçekleri ziyaret ettiklerini saptamışlardıL

2.7. Bal Arılarının Kolonİ Populasyon Gelişİmİ


Doğaroğlu (1981) İle Doğaroğlu ve ark (1992) bal arısı kolonilerinde verimliliğin

önemli parametrelerinden olan ergin arı populasyon gelişimi ve yavrulu alan miktarı ile bal
verimi arasında pozitif bir İlişki bulunduğunu bildirmektedirleL
Free (1982) ilkbahar mevsiminde tarlacılık faaliyetinin artışına bağlı olarak yavru
yetiştirme işleminin de arttığını ve tarlacı arıların sayısının artışına bağlı olarak daha bol
miktarda besin sağlanmakta ve dolayısıyla koloni arı populasyonunda da bir artış yaşandığını

bildirmektediL Bu dönemde bazı çiçekler sadece polen sağlamakta iken bazıları da nektar ile
birlikte çok az polen sağlamakta olduğundan yola çıkarak tarlacı bal arılarının da pek çok

39
bitki türünü ziyaret ederek her iki besİn kaynağından yararlanmakta olduğunu

vurgulamaktadıL Ayrıca bal arılarında nektar ve polen tarlacılığına bağlı olarak bİr işbölümü

olduğunu ve çiçek tercihlerinde bağımlılık gösterdiklerini, aynı gün içerisinde nektar ve polen
toplanıa davranışlarını değiştirnıediklerini belirtmektediL
Arslan (ı 988) Çukurova Bölgesi koşullarında bal arısı kolonilerinin ek yemlerle
beslennıesi üzerine yaptığı çalışma sonucunda proteini i ek yemlerle beslenen koloniler ile
kontrol kolonileri arasında yavru üretimi ve ergin arı sayısı bakımından farklılık

bulunmadığını, araştırma süresince bölgede bulunan kolonilerin yeterince nektar ve polen


topladıklarını, yavru üretiminde taze polenden yararlandıklarını saptamışlardıL Ayrıca

bölgede kış aylarında bile çiçekli bitkilerin bulunması, iklim koşullarımn arıların çalışmasına

olanak tanıması nedeniy le beslemenin herhangi bir etkisinin olmadığını bildirmektediL


Genç (1990) koloni populasyon gelişimi ile bal verimi arasındaki var olan pozitif
ilişkiden yola çıkarak erken ilkbahar sezonunda bal arısı kolonilerine sağlanacak olan ek
besleme ile koloni populasyon gelişiminde artış sağlanacağı ve bunun da bal verim düzeyini
önemli ölçüde etkileyeceğini belirtmektediL
Budak (1992) bal arısı kolonilerinde yavrulu alan miktarı ile kolonİnİn sahip olduğu

ergin arı miktarı arasında r=+0.92 düzeyinde istatistiki olarak önemli, yüksek ve pozitif ilişki
olduğunu bildirmektediL
Kumova ve ark (1993) Çukurova Bölgesinde bal arısı kolonilerinin ek yemlerle
beslenmesinin kolonİ gelişimi üzerine etkilerini araştırdıkları çalışmada bal arılarının

sonbahar ve kış mevsimlerinde de Bölgede çiçekli bitkilerin bulunması nedeniyle nektar ve


polen topladıklarını saptamışlardıL Ayrıca kolonileri şurup veya şurup ile kek karışımı

vererek beslemenin ko lo ni populasyonunun artırma yönünde yararlı olduğunu

bildirmektedirleL
Bazlen (1995) Almanya koşullarında yapmış olduğu bir çalışmada bal arısı kolonileri
tarafından toplanan polen ve bal örneklerinde analiz yaparak kolonilerin besin kaynaklarını

saptamıştır. Sonuçta bal arılarının kovan çevresinde bulunan Acer, Rubus, Trifolium,
Brassica, Sin ap is, Phacelia başta olmak üzere pek çok bitkiden yararlandığını ve bu bitkilerin
bal arılarına çok önemli besin kaynağı sağladıklarını saptamıştıL Ayrıca bu bitki
populasyonunun olduğu yerde bulunan kolonilerde populasyon gelişimi bakımından büyük
bir gelişme sağlandığını bildirmektediL
Güler (1995) Türkiye'nin önemli bal arısı ırk ve ekotiplerinin Akdeniz Bölgesi
koşullarında performanslarını belirlediği araştırmada kolonilerin ortalama arılı çerçeve sayısı

40
ile kuluçka etkinlikleri arasında r=+0.546 düzeyinde ilişki olduğunu ve bu ilişkinin koloninin
bal verimi üzerine de etkili olduğunu saptamıştır. Ayrıca güçlü populasyon oluşturan

kolonilerin kuluçka üretimlerinin de daha fazla olduğunu ve süreklilik arz ettiğini ve daha
fazla bal ürettiklerini belirtmektedir.
Akyol (1998) bal arısı kolonilerinin kuluçka üretim etkinliği ile arı1ı çerçeve sayısı

arasında 1'=+0.84 düzeyinde yüksek ve önemli ilişki olduğunu saptamış, güçlü populasyonlar
oluşturan kolonilerin daha fazla yavru ürettiklerini bildirmektedir.
Korkmaz ve Kumova (1998) Çukurova Bölgesi koşullarında yetiştirilen fazelya bitkisi
parseline farklı uzaklıklarda arı kolonisi yerleştirmenin koloni populasyon gelişimi üzerine
olan etkilerini saptamak amacıyla yürüttükleri çalışma sonunda yavrulu alan miktarını

ortalama 2924.80±426.92 cm 2/koloni, ergin arı miktarını 8.46±0.95 ad/koloni olarak


saptamışlardır. Sonuçta bal arısı kolonilerinin yöre koşullarında fazelya parseli kenarına

yerleştirilmesinin kolonilerin populasyon gelişimi üzerine önemli düzeyde etkide


bulunduğunu, kolonilerin bal mevsimine güçlü ve sağlıklı kolonilerle girdiğini saptamışlardır.

Kumova (ı 999) Çukurova Bölgesi koşullarında bal arısı kolonilerinde farklı besleme
yöntemlerinin koloni gelişimi ve bal verimi üzerine etkilerini araştırdığı bir araştırma

çalışmasında arı kolonilerine erken ilkbaharda uygulanan ek beslemenin yavrulu alan miktarı

ve arılı çerçeve sayısı üzerine etkisinin olduğunu belirlemiştir. yaptığı çalışma sonunda bölge
koşullarında ve erken ilkbaharda arı kolonilerinin beslenmelerinin son derece yararlı

olduğunu ve kolonilerin bal mevsimine kuvvetli ve yeterli sayıda işçi arı İle girdiklerini
saptamıştır.

Tansı ve ark (1999) Çukurova Bölgesinde kolza, fazelya ve bakla bitkilerinin bal arısı

kolonİlerinin populasyon gelişimi üzerine olan etkilerini saptamak amacıyla yürüttükleri 3


yıllık çalışma sonucunda ekili parseller yanında bulunan kolonilerin her üç yılda da kontrol
kolonilerine göre ergin arı ve yavrulu alan miktarı bakımından gelişme gösterdiğini

saptamışlardır. Sonuçta Bölgede bal arısı kolonilerinin besin bulmakta güçlük çektiği mart,
nisan ve mayıs ay larında çiçeklenen bu bitkilerin kolonilerin gelişimini önemli ölçüde
arttırdı ğını be i irtm ektedirl er.
Güler (2000) Akdeniz Bölgesinde ilkbahar sezonunda bal arısı kolonilerinde
uygulanan şurupla beslemenin koloni populasyon gelişimi üzerine sonbahar döneminde
yapılan yemlemeden daha fazla etkili olduğu ve bu yemlemenin de şubat ayı içerisinde
yapılmaya başlanması ve sürenin mümkün olduğunca uzun hatta ana nektar akımı dönemine
kadar uzatılması gerektiğini bildirmektedir.

41
2.8. Bitkilerin Tohum Verimlerine Bal Arılarının Katkısının Saptanması
Free (1962) bakla (Vicia faba L.) bitkisinde üniform tohum elde edilmesi ve daha
kolay hasat yapılabilmesi için böcek polinasyonunun gerekli olduğunu ve polinatörlerin
artmasına bağlı olarak bu olayın daha kolay gerçekleştiğini bildirmektedir.
Von Frisch (1967) kolza bitkisinin kendine tozlanma özelliğine sahip olmakla birlikte
yabancı polinasyonla fazla miktarda tohum elde edildiğini ve bu konuda yapılan çalışmalarda

%23-39 oranında kontrol parsellerine göre daha fazla ürün elde edildiğini bildirmektedir.
Langridge ve Goodman (1975) açık ve kapalı alanda kolza bitkisinin tohum verimine
polinatörlerin etkisini saptamak amacıyla yürüttükleri çalışmada kafesli alanda tohumsuz bitki
sayısının kafessiz alandakilerin %63.43 'ü düzeyinde olduğunu, kolza bitkisinin tohum
verinıinde %62.48 düzeyde kendi tozlanmasının %37.52 böcek polinasyonu katkısının

olduğunu saptamışlardır.

McGregor (1976) böcek polinasyonu sonucunda kolza bitkisinde tohum verımının

arttığını, kafesli ve arılı parsellerde arısız ve kafesli parsellere göre %25 oranında daha fazla
tohum elde edildiğini bildirınektedir. Ayrıca Von Rhein (1952)'in yaptığı bir çalışmada

% 17.4 düzeyinde tohum artışı sağlanırken Louveaux ve Verge (1952) tarafından yapılan
çalışmada arısız kafesli parseldeki verimlerle karşılaştırıldığında açıkta bulunan bitkilerde her
bir baklada %50 düzeyinde verim artışı elde edildiğini bildirmektedir. Yine Downey
(1964)' in yaptığı çalışmada ise bal arısı ziyaretine kapalı olan birimdeki bitkilerde çiçek
başına 2.8 adet tohum bulunmasına karşılık bal arısı tarlacılığına açık olan bitkilere ait
çiçeklerde bu sayının 6.7 adet olduğunu bildirmektedir. Koutensky (1959) kolzanın bir
çeşidinde bal arısı polinasyonu sonucunda %64 tohum artışı sağlanmasına karşılık olarak
başka bir çeşidinde %25 düzeyinde artış sağlandığı; Meyerhoff (1954)'ın ise bal arısı

polinasyonunun bitkideki bakla uzunluğunu %6.1 ve bakladaki tohum sayısını ise % 12.6
oranında artırdığını bildirdikten sonra kolza bitkisinde bal arısı polinasyonu sonucunda %13-
64 daha fazla tohum elde edildiğini vurgulamaktadır.

Avcıoğlu (1977) baklagil yem bitkilerinin özel çiçek yapısına sahip olduklarını ve bu
sebepten bal arısı polinasyonuna gereksinim duyduklarını belirtmektedir. Bu konuda kolza
bitkisi ile yapılan kafesli ve kafessiz polinasyon çalışmasında kafeslenmemiş parselde 92 g
tohum elde edilirken arısız kafesli parselde 22 g ve bal arısı ile kafesli parselde 202 g tohum
elde edildiğini bildirmektedir. Sonuçta bal arılarının kolza bitkisi polinasyonundaki payının

%76 ve katkısının ise %318 olduğunu saptamıştır.

Atakişi (1978) Çukurova Bölgesi koşullarında üç yıl süreyle kışlık olarak ekilen kolza

42
bitkisi çeşitlerinin tohum verimlerini kullanılan çeşit ve iklimsel etkilere bağlı olarak 44.3-
95.9 kg/da arasında saptamıştır.

Özbek (1979) ve McGregor (1980) tanmsal ürünlerİn pek çoğunda verimlilik artışının
ancak bal ansı polinasyonu ile gerçekleştiğini ve bu sebepten dolayı bal anlannın kültür
bitkilerinin tozlaşmasında çok önemli roloynamakta olduğunu belirtmekte ve iyi bir tozlaşma
sağlanamadığı takdirde meyveler gelişimini tamamlayamayacaklanna vurgu yapmaktadırlar.
Gori (1983) polinatör ziyaretinin çoğalmasına bağlı olarak parsellerde bulunan
bitkilerde tohum veriminin olumlu etkileneceğini, bitkinin sağlıklı ve verimli olması

durumunda polinatörlerin tarlacılık etkinliği olarak görülen ziyaret edilen çiçek sayısının

artacağını bildirmektedir.
Kamler (1983) kolza bitkisine bal ansı polinasyonu katkısının ne düzeyde olduğunu

saptamak amacıyla bal anlı ve bal ansız kafesli koşullarda yürüttüğü çalışmada bal arılı kafes
içerisindeki tohum veriminin bal ansız kafeste elde edilen verimden 1.5 kere daha fazla
olduğunu saptamıştır.

Szabo (1985) kolza bitkisinin ticari bir çeşidi olan kanola bitkisi varyetelerinin nektar,
polen ve tohum verimini belirlemek üzerine yaptığı çalışmada tohum verimini 304.98±10.38
kg/da olarak saptamıştır.

Williams ve ark (1987) kolza bitkisinde anlı ve ansız kafesli ve açık alanda bal
anlannın polinasyona olan katkısını saptamak amacıyla yürüttükleri çalışmada kolza
bitkisinin kendini tozlar olmasına rağmen bal ansı kullanımının bu bitkideki polinasyonun
tam olarak yapılmasını sağladığını vurgulamaktadırlar. Aynca bal ansının eşit düzey ve
kalitede tohum verimi elde edilmesine katkıda bulunduğunu ve kolza bitkisinde polinasyonun
daha erken tamamlanarak hasat etkinliğini artırdığını belirtmektedirler.
Svendsen (1990) bal arısının kolza bitkisi polinasyonundaki önemini saptamak
amacıyla yürüttüğü çalışmada içerisinde bal ansının bulunduğu kafesli parsellerde açık

parsellere göre %9 daha fazla tohum elde edildiğini fakat bu olayın yıllara ve çeşitlere göre
farklılık gösterdiğini saptamıştır.

Corbet ve ark (199 ı) bitkilerin devamlılığını sağlamak için çiçeklerinin herhangi bir
vektör aracılığıyla tozlanmasına gereksinim duymakta olduklannı ve böceklerle tozlanmaya
gereksinim duyan bitkilerin böcekleri kendisine çekmek amacıyla göz alıcı renk ve kokulara
sahip olduklannı bildirmektedirler. Aynca bitkilerin böceklere besin kaynağı sağlamak için
bol miktarda nektar ve polen ürettiklerini ve böcek ziyareti sonucunda polinasyonu
gerçekleşen bitkide tohum bağlama ve olgunlaştırma sürecinin başladığını vurgulamaktadır.

43
Ancak kolza ve domates (Lycopersicon esculentum) gibi kendini tozlayan bitkilerde böceklere
olan gereksinirnin diğer bitkilere göre alt düzeyde olduğunu ve bu tip bitkilerin genellikle
rüzgar yardımıyla tozlaşmalarım gerçekleştirdiklerini belirtmektedirler. Buna karşılık gerek
kolza polinasyonunda gerekse yonca (Medicago sativa) üçgül (Trifohum sp.) ve ayçiçeği gibi
yabancı tozlaşma gereksinimi olan bitkilerin polinasyonunda bal arılarının görevalması

durumunda ise daha kaliteli ve üniform meyve eldesi sağlanabileceğini bildirmektedirler.


İnci ve ark (1991) bal arısı polinasyonunun ayçiçeği bitkisinde tohum verimi artışı

üzerine ne düzeyde etkili olduğunu saptamak amacıyla yürüttükleri çalışma sonucunda bal
arısı tarafından ziyaret edilen 100 tabladaki çekirdek ağırlığı artışını 6473 g olarak, ziyaret
edilmemiş olan tablalardaki ağırlığı ise 2474 g olarak saptamışlardır. Sonuçta bal arısımn

ayçiçeğindeki tohum artışına olan etkisini %499 olarak bildirmektedirler. Buna karşılık bal
arılarının da ayçiçeğinden bol miktarda nektar ve polen sağladığım belirtmektedirler.
Pritsch (1991) çeşitli tarla bitkilerinde polinasyon amaçlı bal arısı kolonisi
kullanımımn tohum verimi üzerine etkisini belirlemek amacıyla yaptığı çalışmada bal arılı

kafesli parsellerde kolza bitkisinde alınan verimin %44'ünün kafessiz parsellerde alınmasına

karşılık fazelya bitkisinde bu değerin %32 düzeyinde olduğunu bildirmektedir.


Free (1992) bitkilerde böcek polinasyonu sonucunda bitki çeşidine bağlı olarak tohum
veriminde artış olduğu gibi tohumların kalitesinde, yağ içeriği ve lif miktarında da artış

yaşandığım bildirmektedir. Ayrıca böcek polinasyonu sonucu oluşan tohum miktarını

saptamak amacıyla kafes kullammının en iyi bir yololmakla birlikte kafesler zararlı böcekler,
hava hareketleri, gölge, nem ve ısı farklılığından dolayı tarla koşullarımn aymsını

oluşturmadığım, ancak polinasyonda bal arısının katkısımn saptanması amacıyla kafes


kullammımn en pratik yololduğunu vurgulamaktadır. Yine aynı araştırmacının Soldatov
(1976)' dan bildirdiğine göre arı polinasyonu ile yoncada %65, pamukta %28, salatada % 1 ı,
ketende %35, kolzada %30 verim artışı elde edildiğini, O'Grady (1987)'nin ise bitkiyi
böcekle tozlanmaya bağlılık seviyesi açısından yüksek (%90) orta (%50) ve düşük (% ı O)
olarak sınıf1andırdığına dikkat çekmiştir.

Miah ve ark (ı 993) kolza bitkisinin polinasyonunda bal arısının önemini saptamak
amacıyla yaptığı çalışmada bal arılı ve kafesli alanda elde edilen polinasyon orammn açık

alanda elde edilen orandan önemli düzeyde yüksek olduğunu saptamışlardır.

Kıncı ve Özgüven (1995) Çukurova Bölgesine uygun kolza bitkisi çeşitlerini

saptamak amacıyla yürüttükleri bir çalışmada; birinci yılda 23-38.7 kg/da tohum verimi elde
edilirken ikinci yılda 34-280 kg/da tohum verimi elde etmişlerdir.

44
Uçar ve Tansı (1996) Çukurova Bölgesi koşullarında farklı ekim zamanlarının fazelya
bitkisinin tohum verimine ve arı merası olarak kullanımına etkisini araştırmak amacıyla

yürüttükleri çalışmada ı 5 Eylül' den başlayarak ı 5 gün ara ile 5 dönem halinde ekim
yapmışlardır. Sonuçta ı 5 Kasım parselinden 98.56 adet salkım/m 2 ile en yüksek düzeyde
çiçek salkımı elde edilirken diğer parsellerdeki çiçek sayılarının 61.79-71.79 adet salkım/m 2
olduğunu saptamışlardır. Arı sayısı bakımından parsel bazında karşılaştırma yapıldığında ise
2
yine ı 5 Kasım ekili parselin 25.99 arı/m ile en yüksek düzeye ulaştığı saptanırken diğer
parseller ı 1.68- ı 8.84 ad/m 2 düzeyinde kalmışlardır. Bu durumdan yola çıkarak birim alandaki
arı sayısına bağlı olarak bitkileri Bölge koşullarında geç ekmenin daha avantajlı olduğunu

saptamışlardır. Sezon sonunda yapılan hasatta ise 15 Kasım parseli 43.18 kg/da tohum
verirken diğer parseller 20.11-37.52 kglda tohum vermişlerdir.

Gingras ve ark (1997) polinatör girişinin olmadığı kafesli ve kafessiz parsellerde hıyar

(Cucumis sativus L.) bitkisinde yürüttükleri çalışmada açık alanda olan polinasyonun
tamamının bal arıları tarafından yapıldığını ve bu parsellerde elde edilen meyvelerin nitelik ve
nicelik bakımından kafesli parsellere göre önemli düzeyde farklılık gösterdiklerini
belirlemişlerdir.

Çalışkan ve ark (1998) Hatay koşullarında bazı kolza bitkisİ çeşitlerinin tarımsal

özelliklerini belirlemek amacıyla yürüttükleri araştırma sonucunda çeşitlere bağlı olarak kolza
bitkisinde tohum veriminin değişmekte olduğunu ancak kışlık ekilen kolza bitkisinde bu
değerin 2 ı 7.6 kglda olarak gerçekleştiğini saptamışlardır.

Gibbs ve Muirhead (1998) polinasyon olgusunun bal arıları ile olan ilişkisinden yola
çıkarak bal arılarının polinasyondaki ekonomik önemi ve katkı oranını dikkate alan pek çok
değerlendirme çalışması yapılmakta olduğunu bildirmektedirler.
Mesquida ve ark (1998) bal arılı ve bombus arılı kafeslerde kolza bitkisinin tohum
veıimini saptamak amacıyla yürüttükleri çalışmada böcek polinasyonu ile çiçek yaşı ve
çiçeklenme periyodunun kısaldığını saptamışlardır.

Dewenter ve Tschamtke (1999) hardal (Sinapis alba) ile turp (Raphanus sativus)
bitkilerinin tohum bağlaması üzerine yaptıkları çalışmada çiçekler üzerinde tarlacılık yapan
arı sayısı ve çeşitliliği ile tohum bağlama arasında pozitifbir ilişki olduğunu saptamışlardır.

Özbilgin (1999) bitkilerin tozlaşmasında bal arılarına, bitkiye bağlı olarak % ı 00' e
varacak bir düzeyde gereksinim olduğunu, bu oranlardan yola çıkılarak bal arısının verime ve
dolayısıyla ülke ekonomisine olan katkısının çok yüksek olduğunu belirtmektedir.
Özgüven ve Kıncı (1999) bazı kolza bitkisi çeşitlerinin Çukurova Bölgesi koşullarında

45
tohum verimlerinin çeşitlere bağlı olarak 21.8-244.4 kg/da arasında değiştiğini

bildirmektedirler.
Greer (1999) kolza ve fazelya bitkilerinin bol polen bulundurmaları sebebiyle arılar

ıçın çok çekici bir bitki olduğunu belirtmektedir. Bal arısı dışındaki arıların tarlacılık

amacıyla çok uzak yerlere uçuş yapmadığını, bu sebepten kolza ve fazelya bitkilerinin
polinasyonunda sıkıntı çekilen bitkilere yararlı böcekleri çekmek amacıyla bitkilerin yanına

~kilmesi gerektiğini vurgulamaktadır.

Tansı ve ark (1999) Çukurova Bölgesinde kolza, fazelya ve bakla bitkilerinin arı

merası olarak kullanılma olanaklarını araştırdıkları çalışmada bal arısı polinasyonu sonucunda
bu bitkilerde tohum verimini saptamak amacıyla açıkta ve kafesli parsellerde yürüttükleri
çalışmada kolza bitkisinde açık alanda 229.4 kg/da, kafesli alanda 172.8 kg/da tohum verimİ

elde etmelerine karşılık fazeIya bitkisinde açık alanda 51. 5 kg/da, kafesli alanda ise ı 9.1

kg/da tohum verimi elde etmişlerdir.

Wolf ve ark (1999) böcekle tozlaşan tarımsal ürünlerde meyve ve tohum bağlama

işleminin, yönetimi ve taşınması kolayolduğu için çoğunlukla bal arıları ile gerçekleşmekte

olduğunu, optimum düzeyde verim elde etmek için ziyaret eden arı sayısının belirleyici faktör
olduğunu saptamışlardır. Bu sebepten bal arılarını bitkilere çekmek için çiçeklerin
çekiciliğinin artırılması gerektiğini belirtmektedirler. Yaptıkları araştırma sonucunda Citrullus
cinsine ait bitkilerin bal arılarını çekici özellikler içeren genetik özellikler gösterdiklerini
saptamışlardır. ı 2 çeşitle yapılan bu çalışmada bazı çeşitlere arı ziyaretinin tarlacılığın ilk
saatlerinde gerçekleşmesine karşılık daha az çekiciliğe sahip çeşitlerde ise sabahın geç
saatlerinde tarlacı1ık yaptıkları belirlenmiştir. Sonuçta nektar şeker konsantrasyonu ile arılara

çekicilik arasında pozitif bir ilişki olduğu, bunun da kalıtımsal olarak bitkilerde karakteristik
bir özellik olarak bulunduğunu öne sürmüşlerdir.

Yıldız (1999) Ceylanpınar ovasında fazelya bitkisinin bazı tarımsal özellikleri ve


tohum verimine farklı ekim zamanlarının etkilerini saptamak amacıyla yürüttüğü araştırma

sonucunda fazelya bitkisinin yörede ekim ve aralık aylarında farklı tarihlerde ekilmesine bağlı

olarak tohum verimini 21.52-36.57 kg/da olarak saptamıştır.


Basualdo ve ark (2000) Afrika ve Avrupa bal arısı ırklarının ayçiçeği (Helianthus
annuus L.) bitkisinin polinasyonundaki etkinliğini saptamak için yaptıkları araştırma

sonucunda Afrika bal arılarının Avrupa bal arılarından daha fazla polen topladıklarını ve buna
bağlı olarak ayçiçeği polinasyonunda Afrika bal arısı ırkını kullanmanın verim artışı

sağlayacağını bildirmektedirler.

46
Manning ve Boland (2000) kolza bitkisinin polinasyonunda bal arısı kolonilerinin
kullanılması durumunda kolonilerin parsele uzaklığı oramnda tohum veriminde azalma
yaşandığını ve 1000 m uzaklığa koloni konulduğunda bir bitkideki baklaların %15.3'ünün
tohum bağlamadığını ve bunun da 32 kg/da tohum kaybına karşılık geldiğini belirlemişlerdir.

Slaa ve ark (2000a) Apis mellifera, Nannotrigona testaceicornis ve Tetragonisca


angustula'nın Salvia Jarinacea bitkisinin tohum verimi üzerine ne düzeyde etkili olduğunu

saptamak amacıyla polinatörlü ve polinatörsüz ile kafesli ve açık alanlarda yaptıkları

çalışmada tohum veriminin polinatörsüz kafeslerde açıkta bulunanlara göre çok düşük

olduğunu, bal arılı kafeslerde ise diğer polinatörlere oranla daha fazla tohum üretimi
sağlandığını bildirırıektedirler. Dakikada ziyaret edilen çiçek sayısı ve tarlacılık aktivitesine
bağlı olarak elde edilen tohum verimi bakımından yaptıkları karşılaştırırıada da bal arısının

her iki polinatöre göre daha fazla tohum verimine katkıda bulunduğunu, ancak tarlacılık

aktivitesinin bir göstergesi olan her bir birimine düşen tohum verimi bakımından her üç türün
de aynı yapıyı gösterdiklerini belirtmektedirler. Bu sonuçlardan yola çıkarak bal arısı

kolonilerinin geniş populasyona sahip olmasına bağlı olarak dar alanda daha fazla tohum
verimi sağlamasına rağmen kapalı ve dar alanlarda aynı iş için iğnesiz arıların iyi bir alternatif
olduğunu vurgulamaktadırlar.

Tan (2000) arılı ve arısız kafeslerde ve açıkta ayçiçeğinin tohum verimine bal arısı

polinasyonunun etki ve katkısını saptamak amacıyla yaptığı çalışmada arı polinasyonu ile
ayçiçeği tohum veriminde çeşitlere bağlı olarak %25-82 oranında artış sağlandığını

belirtmektedir. Polinasyona katkı sağlayan böceklerin başında bal arısı, bombus arısı (Bombus
spp.) ve Halictidae familyasının roloynadığını saptamıştır. Bal arısının çeşide bağlı olarak
polen ve nektar toplama davranışları bakımından farklılık gösterdiğini, farklı nektar şeker

konsantrasyonunun ve aroma maddelerinin bal arılarının tercihinde önemli roloynadığını

saptamıştır.

Anonymous (200la) kolza bitkisinin ticari bir çeşidi olan kanolanın polinasyonu
konusunda yapılan bir çalışmada %70 oranında kendini tozlar olduğunun belirlendiği

bildirilmektedir.
Korkmaz ve Aydın (2001) bitkilerin devamlılığını sağlamak amacıyla gerekli ve
zorunlu olan tohum oluşumu ve verimliliği üzerine polinatörlerin etkisinin yadsınamayacak

düzeyde olduğunu, sürdürülebilir bir tarımsal üretim ve doğa için bal arılarının da
polinasyona olan katkısı oldukça yüksek düzeyde bulunduğunu bildirırıektedirler.

47
2.9. Bal Arısı Kolonilerinin Bal Verimi
Sanford (1988) arıcılığın yoğun olarak yapıldığı yerlerde arıcıların bitkilerin polen
veriminden ziyade nektar verimleri ile ilgilendiklerini ve başarılı bir arıcılık sezonunun
sonuçta üretilen bal ile ölçüldüğünü bildirmektedir.
Budak (1992) Ege Bölgesi koşullarında çeşitli kurumlarca üretilen ana arılar

tarafından oluşturulmuş arı kolonileri ile yürüttüğü performans çalışmasında bal verimi ile
ergin arı populasyonu arasında r=+0.551, yavrulu alan miktarı ile bal verimi arasında

r=+0.534 düzeyinde ilişki olduğunu bildirmektedir.


Kaftanoğlu ve ark (1992) bal arısı kolonilerinin bal verimi üzerine etki eden
faktörlerin başında koloni populasyonunun gelişme hızının etkili olduğunu ve koloni
populasyonunun gelişme hızı üzerine koloninin genetik yapısı, ana arının yaşı, performansı ve
koloninin sağlık durumunun etkili olmasının yanında çevrede bulunan floranın da etkili
olduğunu vurgulamaktadırlar. Ayrıca floraya bağlı olarak koloni populasyonunda ilkbahar
mevsiminde artış olduğunu ve ana nektar akımı döneminde en üst düzeyde olduğunu

bildirmektedirler.
Güler (1995) Akdeniz Bölgesi koşullarında altı farklı genotiple yürüttüğü araştırma

çalışmasında koloni ergin arı populasyonu ile bal verimi arasında r=+0.918, yavrulu alan
miktarı ile bal verimi arasında r=+0.81 7 düzeyinde yüksek ve önemli ilişki saptamıştır.

Akyol (1998) bal verimi ile arılı çerçeve sayısı arasında r=+0.85, yavrulu alan miktarı

arasında ise r=+0.82 düzeyinde yüksek ve önemli ilişki olduğundan yola çıkarak güçlü
populasyonlar oluşturan kolonilerin daha fazla bal ürettiklerini bildirmektedir.
Tew (1998) başarılı bir bal üretimi için yörede çiçek açan bitkilerin en üst düzeyde
nektar ürettiği döneme rastlayan zamanda kuvvetli kolonilere sahip olmak gerektiğini

bildirmektedir. Bunun için de bitkilerin çiçek açma zamanının iyi bilinmesi gerektiğini

belirtmektedir.
Karacaoğlu ve Fıratlı (1999) bazı Anadolu genotipleri ile yaptıkları performans
çalışmasında bir çok araştırmacı tarafından ergin arı miktarı ile bal verimi arasında pozitif
ilişki bulunmasına rağmen yaptıkları çalışma sonucunda bunun tersi bir durum elde ettiklerini
saptamışlardır. Bu duruına nektar akımının yetersiz olduğu dönemde daha büyük populasyon
oluşturan kolonilerin daha çok bal tüketınelerinden kaynaklandığını bildirmektedirler.

48
2.10. Bitkilerin Çiçeklerinden Yararlanan Polinatörler
Bohart (1952) bal arılarının doğada nektar ve polen toplayan en önemli polinatörler
olduğunu, ancak bal arıları olmasa bile Hymenoptera takımına ait diğer böceklerin de ticari
olarak büyük bir önemi olduğunu vurgulamaktadır.

Poulsen (1973) bakla bitkisinde polinasyona katkıda bulunan polinatörleri saptamak


amacıyla yaptığı iki yıllık bir çalışmada hektara bal arısı sayısını sırasıyla 1110 ve 1458 adet
olarak saptarken, aynı yıllarda bombus arısı miktarını 125 ve 155 adet olarak belirlemiştir.

Ancak tarlacı arı populasyonunun gün içerisinde de değişiklik gösterdiğini, bakla çiçeklerini
",iyaret eden bal arılarının çoğunluğunun polen tarlacılığı yaptıklarını, fakat bombus arısı

tarafından yan tarafı delinmiş olan çiçeklerden de nektar topladıklarını saptamıştır.

Çiçeklenme periyodunun ilk haftasında çoğunluğu tarlacı olan birkaç arının tarlacılık

yaptığını, fakat çiçeklenmenin 2 ve 3. haftalarında polen tarlacılarının ve yan tarafı delik olan
çiçeklerde tarlacılık yapan bal arısı sayısının arttığına işaret etmektedir. Yapılan bireysel arı

gözlemlerinde ise bir arının ziyaret tipinin sabit olduğunu, nektar toplayan arıların polen
toplamadıklarını ancak bazı nektar toplayıcıların polen de topladıklarını bildinnektedir.
Yaptığı çalışma sonucunda bitkilerin polen sunumu ile bal arılarının polen toplama
aktiviteleri arasında pozitif bir ilişki olduğunu vurgulamakta, bal arılarının bakladan nektar
toplama davranışının çiçeklerin açılmasına bağlı olduğunu ve en fazla nektar toplayıcının öğle

saatlerinde görüldüğünü bildinnektedir. Bu çalışmada bal arılarının baklada çiçek açıncaya

kadar diğer bitki türlerine tarlacılık yaptığını belirtmektedir. Ancak bakla bitkisinin çiçek
yapısının bal arılarından ziyade bombus arılarının tarlacılık yapmasına daha uygun olmasına

bağlı olarak bombus arılarının bal arılarından 2-3 kere daha fazla pozitif ziyarette
bulunduklarını ve bu sebepten baklanın en etkili polinatörlerinin bombus arıları olduklarını

belirtmekle birlikte geniş alanlarda yeterli polinasyon sağlanması amacıyla bal arısı

kolonilerinin kullanılmasının yararlı olabileceğini, çünkü baklanın özellikle çiçeklenmenin


erken evrelerinde öğle saatlerinde polen toplayan bal arılarını kendine çeken bir bitki
olduğunu vurgulamaktadır.

Free ve ark (1975) pek çok yaban arısının (Polistes erinita Felt) erkek ve dişi hindistan
cevızı (Coeos nueifera L.) çiçeklerini nektarı için tercih ettiklerini, fakat özellikle dişi

çiçekleri ziyaret ettiği zaman sürtünme yoluyla bir miktar polen taşıdıklarını saptamışlardır.

Yaban arıların çoğunun birkaç saat içinde bir veya iki dişi çiçek ziyaret etmekte olduğunu ve
bu çiçeklerde tarlacılık yapacak diğer yaban arıları ve bal arılarını uzaklaştırmakta olduklarını

bildinnektedirler.

49
Langridge ve Goodman (1975) kolza bitkisinden yararlanan böcekleri saptadıkları
çalışmada toplam böceklerİn %32.9'unu bal arısımn oluşturmasına karşılık, %30.7 Syrphidae,
%22.7 Calliphoridae %4.9 yalmz arılar ve %8.8'ini diğer böceklerin oluşturduğunu

saptamışlardır.

McGregor (1976) dünyada yaklaşık olarak ı 9000 arının tammımn yapıldığını ve


bunlar arasında polinasyonda en yaygın olarak görevalan arıların Andrenidae, Colletidae,
Hafictidae, Mellittidae, Anthophoridae, Apidae ve Megachilidae familyasına ait arılar

olduğunu belirtmektedir. Kolza bitkisinde bal arısımn tarlacı1ığı üzerine çalışan Free ve
Nuttall (1968)'ın tüm arıların polen ile birlikte nektar da topladığını, sabah erken saatlerde
polen için kolzada tarlacılık yapıldığını saptadığını bildirmektedir. Ayrıca kolza bitkisinin bal
arıları için çok çekici bir bitki olduğunu ve asıl tozlayıcılarının bal arıları olduğunu

vurgulamaktadır. Belozerova (1960)'nın Hindistan koşullarında yaptığı bir çalışmada kolza


bitkisinin çiçeklenme başlangıcında, en üst düzeyde çiçeklenmede ve çiçeklenme sonuna
doğru sırasıyla %96.3, 95.3 ve 72.9 düzeyinde bal arıları tarafından ziyaret edildiğini

bildirmektedir.
Collison (1977) çiçeğin nektar salgılaması, anterlerinin patlaması ve polinatör
aktivitesinin başlamasının her şeyden önce hava sıcaklığına bağlı olduğunu belirtmektedir.
Özbek (1978) Erzurum ili koşullarında elma (Malus communis) ağaçlarında
polinasyona katkıda bulunan polinatörleri saptamak amacıyla yaptığı çalışmada toplam 70 arı

türünün elma ağaçlarında tarlacılık yaptığını belirlemiştir. Bu arılar içerİsinde bal arısı,

Andrena jlavipes, A. dorsata, A. polita, A. morio ile Halictus marginatus, H. malachurus, H.


albipes, Osmia cerinthidis, o. caerulexcens ve Colletes cascanus en fazla rastlanılan arılar

olmuşlardır.

Rapp (1981) hıyar (Cucumis sativus L.) bitkisinde yapmış olduğu polinasyon
çalışmasında bal arılarının hıyar bitkisi çiçeklerinde saat 06:00'da tarlacılık yapmaya
başladıklarını fakat saat 09:00-12:00 arasında en üst düzeyde tarlacılık yaptıklarını ve öğlen

geç saatlere doğru azaldığını saptamıştır. Dişi çiçeklerde erkek çiçeklerden daha fazla nektar
miktarı ve şeker içeriği bulunmakta olduğunu ve parsel yanına konulan kolonilere ait bal
arılarının kovandan 50 m uzaklığa kadar hıyar bitkisi parselinde yoğun bir şekilde tarlacılık

yaptıklarını belirlemiştir.

Bawa (1983) polinatörler arasında var olan yarışın polinatörlerin tarlacılık

davranışlarına ve bitkilerin dağılımı ile oransal bolluğuna bağlı olmadığını bildirmektedir.


Ancak besin kaynaklarının az olduğu durumlarda türler arası yarış etkisinin ortaya çıkmaya

50
başladığını, diğer taraftan polinatörleri kendine çekecek düzeyde fazla çiçeklenen bitkilerin
farklı böcek türlerini kendine çekmekte olduğunu, bu böceklerin bitkilere bağımlılık
gösterdiğini ve besin tüke ne ne kadar bu bitkiler üzerinde tarlacılık yapmakta olduklarım

belirtmektedir.
Erickson (1983) polinatörlerin tarlacılık faaliyetlerinin temelinde çiçek rengi, kokusu,
nektar ve polen gibi ipucu ve ödülolacak özelliklerin roloynadığını belirtmektedir. Bal arısı

ve diğer polinatörlerin tarlacılık faaliyetleri esnasında türler arasındaki farklılığı bu özellikler


sayesinde tanıdığını bildirmektedir. Farklı pamuk genotiplerinin bal arısı tarlacılığına olan
etkisini saptamak amacıyla yaptığı çalışmada farklı genotiplerin bal arıları çekiciliğinde farklı

rol oynadıklarını saptamıştır.

Estes ve ark (1983) polinatörlerin tarlacılık faaliyetleri üzerine çiçeklerde bulunan


çekici bileşenler, besin kaynağının bolluğu ve besleyici düzeyi, tarlacının duyusal ve
hatırlama özellikleri, tarlacılık fizyolojisi ve morfolojisinin etkili olduklarını belirtmektedir.
Heinrich (1983) polinatörler bakımından yöre bağımlılığının aynı zamanda çiçek
bağımlılığını da gerektirmekte olduğunu belirtmektedir. Pek çok arının, çiçeklenme
döneminde olan farklı bitkilerin bulunduğu aynı alanı paylaştığını fakat bireysel arı veya
pekçok türün tarlacılık yaparken farklı oranlarda farklı bitki türlerinin çiçeklerini ziyaret
ettiklerini bildirmektedir.
Kevan (1983) bazı böceklerin ortamda sezona bağlı olarak çok bol bulunduğunda yıl

içerisinde renk tercihlerini değiştirerek başka bitkilere yönelebildiklerini bildirmektedir.


Currie ve ark (1990) yetiştirme ortamı ve rengi gibi faktörlere bağlı olarak bitkilerin
çiçeklerine tarlacı arıların bağımlılığının bitki yetiştiriciliğinde büyük bir öneme sahip
olduğunu belirtmektedirler. Bakla bitkisinde yaptıkları polinasyon çalışmasında bal arısı

tarlacılarının yaprakkesen (Megachile rotundata F.) arılarından daha etkin bir şekilde

tarlacılık yaptıklarını ve bal arısının %43 düzeyinda tarlacılık yapmasına karşılık yaprakkesen
arısının %22 düzeyinde tarlacılık yaptığını bildirmektedirler. Ayrıca bal arılarının sabah erken
ve öğlen geç saatlerde nektar tarlacılığı, öğlen saatlerinde ise nektar ve polen için tarlacılık

yaptıklarını vurgulamaktadır.

Inoue ve ark (1990) Japonya koşullarında çiçeklenme fenolojisi ve böcek


ziyaretlerinin mevsimsel değişimi üzerine yaptıkları çalışmada arı türlerinin çiçek türleri
arasında tarlacılık tercihi bakımından ayrımda bulunduklarını ve Colletidae familyası

arılarının Umbelliferae familyasına ait bitkileri daha fazla tercih etmesine karşılık Halictidae
ve Andrenidae familyasının Saxifragaceae, Megachilidae familyasının Compasitae,

51
Bombinae familyasının Balsaminaceae, Apinae familyasının ise Rosaceae familyasını tercih
ettiğini bildirmektedirler.
Corbet ve ark (1991) Avrupa Topluluğu ülkelerinde yetiştiriciliği yaygın olarak
yapılan ürünler içerisinde yer alan kolza bitkisinin böcek polinasyonuna düşük düzeyde

gereksinim duyduğunu, ancak ekili olduğu alanlarda bal anlan, bombus anlan ile yalnız anlar
tarafından sıklıkla ziyaret edildiğini bildirmektedirler. Aynca kolzanın da içerisinde yer almış

olduğu Brassicaceae familyasına ait bitkilerin yetersiz polinasyon sonucunda oluşabilecek

verim azalmasını gidermek amacıyla tohum bağlama ve üretim düzey lerini garanti altına
almada bal arılarından yararlanılması gerektiğini vurgulamaktadırlar. Bu sebepten ticarİ ürün
yetiştiriciliğinde bal arısı dışındaki polinatörlere fazla güvenilmemesi gerektiğini belirterek
bal arılarının polinasyonda kullanımının sağlanması gerektiğini vurgulamaktadırlar.
Osbome ve ark (1991) pek çok arı türünün fazla sayıda çiçek türünü ziyaret edebilme
özelliğine sahip olmakla birlikte benzer yapılı çiçeklere yoğunlaştıklarını bildirmektedirler.
Bal arılarının dillerinin bombus arılarına göre kısa olmaları sebebiyle derin olmayan çiçekler
üzerinde tarlacılık yapmadıklarını, çiçek yapılarının uygun olması sebebiyle Avrupa
Topluluğu ülkelerinde kolza ve ayçiçeği bitkilerinin polinasyonunda bal arılarından
yararlanılmakta olduğunu belirtmektedirler. Ayrıca her iki bitkinin gerek yabani anlar gerekse
bal arıları içİn nektar kaynağı sağlamakta olduğuna ve özellikle İngiltere' de ilkbahar
mevsiminde ana nektar akımı kaynaklarından birini oluşturduklarına vurgu yapmaktadırlar.
Williams ve ark (1991) Avrupa Topluluğu ülkelerinde yoğun toprak işleme sebebiyle
pek çok polinatör türlerinin zaman içerisinde yok olduğunu, Orta Avrupa'da 1960 yılından

önce bulunan 14 türden günümüzde sadece birkaçının kaldığını, Fransa ve Belçika' da bilinen
31 türden lOtürün önemli düzeyde azalmış olduğunu ve 4 türün ise yok olduğunu

bildirmektedirler Yabani arı populasyonu üzerine arıcılığın etkisini saptamak amacıyla

çalışmalar yapılması gerektiğini vurgulayan araştırmacılar yoğun olarak bulunan bal arısı

populasyonu ile yabani arıların nektar ve polen için yapılan paylaşımda zarar görmekte
olduklarına da vurgu yapmaktadırlar. Bu sebepten küçük çaplı yapılacak arıcılık faaliyetleri
ile şehirleşmeye bağlı olarak sayıları gittikçe azalan yabani arı populasyonu üzerindeki bu
baskının kalkacağına da işaret etmektedirler.
Williams ve Christian (1991) fazelya bitkisi ile yaptıkları çalışmada en yüksek
çiçeklenme döneminde bitki üzerindeki arı yoğunluğunu 20 an/ml üzerinde belirlemişlerdir.
Gözlemleri sırasında Bombus terrestris, Bombus lucorum, Bombus pascuorum, Bombus
lapidarius, Bombus ruderarius, !3ombus hortorum, Bombus pratorum ve Psithyrus vestalis 'in

52
fazelya bitkisi üzerinde tarlacılIk yaptıklarını saptamışlardır. Bombus arılarının bal arılarından
daha erken saatlerde ve daha uzun süreli olarak bu bitkiden yararlanarak en üst düzeyde
tarlacı yoğunluğunu sürdürdüklerini, fazelya bitkisi üzerinde tarlacılIk faaliyeti farklı ekim
tarihlerinde ekilmiş olan parsellerin hepsinde saat 13:00'e kadar yapılmakta olduğunu, bu
saatten sonra büyük oranda düşme başladığını belirlemişlerdir. Arıların fazelya bitkisine çiçek
ziyaretlerinin nedeninin polen toplamaktan çok nektar toplamak amaçlı olduğunu, bal
arılarının %22'si ve bombus arılarının sadece %3'ü polen için tarlacılık yaptıklarını

saptamışlardır. Bombus erkek ve ana anları bu bitkiyi sadece nektar için ziyaret etmekte
olduğunu, sonuçta fazelya bitkisinin kullanımının bombus arıları gibi diğer arı türlerinin de
hayatta kalabilmesi için özellikle geliştirilmesi gerektiğini bildirmektedirler.
Bauer ve Engels (1992) içerisinde %40 oranında fazelya bitkisinin de bulunduğu

toplam ıı bitki çeşidiyle oluşturulan arı merasında 7 Bombus türü, Psithyrus, birkaç Andrena
türü, Sphecodes, Hylaeus ve Halictidae familyasına ait birkaç tür ile bal anlarının tarlacılık

yaptıklarını, fakat aralarında herhangi bir yarışın olmadığını bildirmektedirler. Bombus


arısının fazelya bitkisini tercih etmesine karşılık diğer yabani arıların fazelya dışındaki

bitkiler üzerinde tarlacılık yaptıklarını belirtmektedirler.


Free (1992) bir böcek çiçek üzerinde tarlacılık yaparken çiçeğin büyüklüğüne bağlı

olarak başka bir böcek geldiğinde ya ikisi ya da bir tanesinin uzaklaşıp gittiğini bu durumun
da diğer çiçeklerin tozlanma şansıllI artırdığını öne sürmektedir. Ayrıca bir böceğin etkili
polinatör olabilmesi için aynı türün birkaç çiçeğini ziyaret etmesi, bir çiçekten diğer bir çiçeğe
hemen geçmesi, vücudunda bol polen taşıması ve çiçeklerin stigmasına poleni taşıyabilmesi

gerektiğini belirtmektedir. Bu nedenlerden dolayı en önemli tozlayıcı böceklerin yalnız anlar,


bombus arıları ve bal arıları olduğunu, ancak son yıllarda çeşitli tarımsal faaliyetler
sonucunda yabani arıların ve diğer böceklerin sayısında hızla bir azalma görüldüğüne vurgu
yapmaktadır. Ayrıca geniş alanlara tek tür bitkinin ekilmesi sonucunda polinatörlere kısa bir
süre ve bol besin sağlanması nedeniyle polinatörlerin eksikliğini gidermek amacıyla bal
arılarının kullanılmasının zorunlu hale geldiğini bildirmektedir.
Zandigiacomo ve ark (1992) ayçiçeği ve fazelya bitkilerinde böcek polinasyonunun
önemi üzerine yaptıkları araştırmada, ayçiçeğinin asıl polinatörlerinin bal arısı (%68) bombus
arısı (%27) ve diğer arılar (%5) olmasına karşılık fazelya bitkisinde bal arısının %60, bombus
arısının %33 ve diğer arıların %7 düzeyinde tarlacılık yaptıklarını saptamışlardır. Bal arısı

kovanlarının önüne takılan tuzaklardan elde ettikleri polen örnekleri üzerinde ve kovan
bazında yaptıkları çalışma sonucunda %52-76 düzeyinde ayçiçeği poleni ve %4-14 düzeyinde

53
fazelya poleni ile %9-23 düzeyinde üçgül (Trifohum repens) poleni bulunduğunu

belirtmektedirler. Ayrıca ayçiçeğinin iyi bir nektar ve polen kaynağı olmadığını vurgulaması

yanında fazelya bitkisinin iyi bir nektar kaynağı olduğuna ve farklı tarihlerde ekiminin
yapılmasına bağlı olarak çiçeklenme periyodunun değiştirilebileceğine işaret etmektedirler.
Patten ve ark, (1993) arıların tarlacılık yaptığı 21 tür bitkiyle yaptığı çalışmada Nepeta
mussinii, Borago ojjicinahs ve Phacelia tanacetifolia bitkilerinin kısa dilli bombus arıları için
çekici olmasına karşılık bal arılarının B.ojjicinalis, Raphanis sativus ve fazelya bitkileri
tarafından daha fazla cezbedildiğini bildirmektedirler. Tarlacılık davranışı bakımından bal
arılarının saat 15: 00' de en üst düzey de tarlacılık yapmalarına karşın bombus arılarının gün
içerisine dağılmış bir şekilde tarlacılık yaptıklarını belirlemişlerdir.

Becker ve Hedtke (1995) bal arıları ve yabani arılar için besin kaynağı sağlamak

amacıyla geniş ve boş alanlara fazelya ve bazı bitkilerle yapılacak olan karışımın (%35
fazelya+%25 karabuğday+%12 bayaz hardal+%10 kırmızı üçgül+%10 yassı kuşayağı)

ekilmesinin arıların tarlacılık faaliyetleri üzerine etkisini araştırdıkları bir çalışma

yürütmüşlerdir. Temmuz ve ağustos aylarında çiçeklenen bu bitkiler üzerinde tarlacılık yapan


böcekler içerisinde %79.5 bal arısı, %14.2 bombus arısı bulunduğunu belirlemişlerdir. Ayrıca

bitkiler içerisinde fazelya bitkisinin %91.6, beyaz hardal ın %4.6 oranında ziyaret edildiğini

vurgulamaktadırlar. Bununla birlikte yörede yabani çiçekler üzerinde 41 yalnız arı türü
bulunmasına karşılık sadece 13 türünün bu bitkiler üzerinde tarlacılık yapmakta olduklarını

saptamışlardır.

Bjorkman (1995) yaptığı bir çalışma sonucunda karabuğday (Fagopyrum esculentum


Moench) bitkisini ziyaret eden böceklerin en az %95'inin bal arıları olduğunu belirlemiştir.

Ayrıca her bir çiçeğin 0-40 kadar bal arısı tarafından ziyaret edilmekte olduğunu, fakat en az
iki kere ziyaret edilen çiçeklerde bile tohum artışı sağlanmadığını, dolayısıyla karabuğday
bitkisinde bal arılarının fazla ziyaret etmesinin tohum verimine önemli düzeyde katkıda
bulunmamakla birlikte bal arıları için bol miktarda besin kaynağı sağlayabildiğini
bildirmektedir.
Roubik (1995) Avrupa' da kolza bitkisinin en istikrarlı ziyaretçisinin Bombus arıları
olmasına koşut olarak Hindistan'da Andrena leaena başta olmak üzere Halietus, Amegilla,
Anthophora, Ceratina, Colletes, Nomia, Xylocopa tarafından da ziyaret edildiğini
bildirmektedir.
Thakur ve ark (1995) badem (Prunus amygdalus L.) ağaçlarında böcek polinasyonuna
etki eden bazı faktörleri karşılaştırdığı çalışmalarında erkenci ve geççi özelliklere sahip olan

54
bademlerin bal arısı ve diğer polinaWrler için farklı besin kaynağı sağladıklarını
saptamışlardır. Erkenci çeşitlerde Apis cerena ve Apis mellifera'nın sırasıyla %42.9 ve %39.9
~üzeyinde tarlacılık yapmalarına karşılık geççi çeşitlerde %37.4 ve 30.8 düzeyinde tarlacılık
yaptıklarını belirtnıektedirler. Ayrıca Diptera (özellikle Syrphidae), Bombus, Xylocopa ve
Halictus türlerine ait arıların da çiçekleri ziyaret ettiklerini gözlemlemişlerdir. Bal arılarının 3
badem çeşidinden sadece polen toplamalarına karşılık diğer çeşitlerden hem polen hem de
nektar topladıklarını saptamışlardır.

Kahl (1996) fazelya bitkisinin böcekleri cezbetme özelliğinden yararlanılarak yapılan

biyolojik kontrol çalışmaları sonucunda bazı avcı böceklerin zararlının bulunduğu yere
çekilmesinde kullanıldığını bildirmektedir. Bu amaçla zararlının görüldüğü parsellerdeki
bitkilerin yanına nektar ve polen kaynağı olarak şerit halinde fazelya bitkisi ekilmektedir.
Böylece Syrphidae familyasına ait avcı böcekler çekilmekte ve Brüksel lahanasına zarar
vermekte olan Brevicoryne brassicae L. afitinin vermiş olduğu zarar önlenmeye
çalışılmaktadır.

Ortiz ve ark (ı 996) keçiboynuzu (Ceratonia siliqua L.) ağaçlarında nektar salgısı

miktarının saatten saate ve çiçeğin cinsiyetine bağlı olarak değişiklik gösterdiğini ve nektarın

şeker içeriği ve hacminin dişi çiçeklerde erkek çiçeklere oranla daha yüksek olduğunu

saptamışlardır. Ancak erkek çiçeklerin daha fazla polinatör ziyaretine maruz kaldığını ve bu
çiçeklerin asıl polinatörlerinin bal arısı başta olmak üzere Hymenoptera ve Diptera
takımlarına ait böcekler olduklarını, polinatör gruplarının farklı saatlerde çiçekleri ziyaret
etme eğiliminde olduklarını saptamışlardır.

Oliveira (1997) doğada yapılan tahribat sonucunda böcek populasyonlarının her geçen
gün azalması nedeniyle biyoçeşitliliğin önemli bir bileşeni olan polinatörlerin korunması ve
geliştirilmesi gerektiğini vurgulamaktadır. Ayrıca doğada bulunan besin kaynaklarının tarıma

elverişli olan toprakların erozyona uğraması, böcek polinatörlerin azalması ve yok olmasına

bağlı olarak azalma gösterdiğini belirtmektedir.


Özbek (1996) Apoidea üstfamilyasında bal arısı dışındaki arı türlerİne yaban arıları adı
verildiğini ve bu türlerin yaklaşık olarak 21000 civarında olup 509 cins ve ı 1 familyadan
oluştuğunu bildirmektedir. Ülkemizde ise bu sayının 1000'in üzerinde olduğu bilinmektedir.

Ayrıca bal arılarının hafif rüzgarlı ve yağmurlu havalarda tarlacılık işlemini yarıda bırakarak

kovanlarına dönmelerine karşılık yaban arılarının arazide besin toplamaya devam ettiklerini
ve polinasyon işlemini gerçekleştirdiklerini bildirmektedir. Özellikle 2000 m'nin üzerindeki
yüksek yerlerde bal arılarının sınırlı düzeyde çalışmalarına karşılık yaban arılarının daha

55
verimli olduklarını belirtmektedir. Ayrıca korunga bitkisinin yabancı döllenmeye gereksinim
duyan bir bitki konumunda bulunduğunu ve bal arısı yanında 210 kadar yabancı türün de
konıngayı ziyaret ettiklerini bildirmektedir. Bu türler arasında Melitturga, Melitta, Eucera,
Anthophora ve Bombus cinslerine ait olan bazı türlerin yoğunluğu düşük olsa da korunga
bitkisini ziyaret ettiklerini saptamıştır. Sonuçta korunga bitkisinin yaban hayata olan
katkısının ekonomik değerinden çok daha fazla olduğunu vurgulamaktadır. Araştırmacı birim
alandaki arı sayısı ile çevredeki kovan sayısı arasında yakın bir ilişki olduğunu belirterek
kovan sayısı arttıkça arı sayısının da arttığını saptamıştır.

Strickler (1997) bitkilerin çiçeklerinde tarlacılık yapan böceklerin sayısının artmasıy la

birlikte açık olan çiçeklerin sayısında hızla azalma olduğunu ve bu durum da polinasyon
işleminin de kısa sürede tamamlanmasınu sağlandığını, dolayısıy la hasat işleminin de
kolay laştığını belirtmektedir.
Özbek (1997) elma çeşitlerinin çoğu kendine döller olmadıkları için böcek
tozlaşmasına gereksinim duyduklarını belirtmektedir. Elma bahçelerinde yaptığı sürvey
çalışmaları sonucunda bal arısının diğer arılara oranla %45-90 düzeyinde elma ağaçlarını

ziyaret ettiklerini saptamıştır. Ancak yaban arılarının da elma bahçelerinde önemli tozlayıcılar

olduğunu ve ülkemizde 100' den fazla türün elma çiçeklerini ziyaret ettiğini belirtmektedir.
Yaban arılarının varlığı ve yoğunluğunun yıllara ve yöreye bağımlı olarak değişkenlik arz
ettiğini, arıların yanında Syrphidae ve Calliphoridae familyasına ait türlerin de elma
çiçeklerini ziyaret ettiğini belirtmektedir. Sonuçta nitelik ve nicelik bakımından arzu edilen
ürünü almak amacıyla tozlaşmaya gereken önernin verilmesi, bal arısı ve yaban arılarından en
üst düzeyde yararlanılması ve özellikle yaban arılarının doğadaki varlığının korunması

gerektiğini vurgulamaktadır.

Buchmann ve Van de Water (1998) Osmia lignaria arısının elma ve badem ağaçlarının
polinasyonunda ticari anlamda kullanıldığını, ancak bu ağaçların yakın çevresinde fazelya
bitkisi bulunduğu durumlarda bu arıların kendileri ve larvalarını beslemek amacıyla fazelya
bitkisi polenini tercih etmekte ve bu bitkiye tarlacılık yapmakta olduklarını saptamışlardır.

Fazelya bitkisinin bulunduğu ortamlarda serbest uçuş yapan Osmia kolonilerinde %115'in
üzerinde bir populasyon artışı saptandığını ve bu durumda ticari anlamda elma ve badem
üretimi amacıyla Osmia arısı kullanılacağında yakın çevrede fazelya bitkisi ekili alanın

olmamasına dikkat edilmesi gerektiğini bildirmektedirler.


DelapIane (1998) arıların çiçekleri nektar ve polen toplamak için ziyaret etmekte
olduklarını, bu sırada çiçekten çiçeğe poleni transfer ederek polinasyon işlemini

56
gerçekleştirdiklerini ve polinasyon olgusu sonucunda bitkinin tohum ve meyve bağlamakta

olduğunu bildirmektedir. İyi bir polinasyon sonucunda daha fazla ürün hasadı

gerçekleşebileceği gibi daha hızlı meyve olgunlaşması ve daha iyi bir meyve tadı da elde
edilebileceğini belirtmektedir.
Kearns ve ark (1998) günümüzde doğada 250000 tür angiosperm bitki bulunmakta
olduğunu ve bu bitkilerin %90'dan fazlasının hayvanlar özellikle de böcekler tarafından

tozlandığını bildirmektedirler. Bitkiler ve hayvan polinatörler, her biri diğerinin varlığından

yarar sağlayan mutualistik bir ilişkiye sahip bulunmakta olduklarını ve polinasyon olgusunun
tohum üretimi için gerekli olup tohum kalitesi ve sayısı, meyve üretimi ve kalitesi ile ürün
olgunlaşmasında üniformiteyi oluşturduğunu bildirmektedirler.
Lee ve Snow (1998) sarı ve beyaz renkli çiçekli bitkilerin (Raphanus raphanistrum)
bulunduğu alanda en fazla ziyaretçilerin Syrphid ve Bombus arılarının olduğu, syrphidlerin
1.5 kere daha fazla sarı renkli çiçekleri tercih etmelerine karşılık bombus arılarının herhangi
bir tercih göstermediklerini saptamışlardır. Çiçek renginin polinatör ziyaretini önemli düzeyde
~tkilediğini, populasyonda beyaz çiçek miktarı baskın olduğu durumlarda sarıların nispeten
polinatörler tarafından tercih edildiğini, ancak beyaz renk nadir olduğu durumda tercih
edilmediğini saptamışlardır.

Neal ve ark (1998) polinatörleri yönlendirmek için evrim sürecinde bitki ve polinatör
arasında ortaya çıkan yapı sonucunda birbirlerine uyumlu hale geldiklerini ve bunun sonucu
olarak bitkilerin arıları kendine çekici yapılar oluşturduklarını belirtmektedirler. Bu süreçte
böcekler ise çiçeğin rengini ve şeklini tanıyıp hafızasına alabilir bir yapıya kavuşmuşlardır.

Ayrıca bal arılarının morfolojik yapısı ile bitkilerin çiçeklerinin morfolojik yapısı birbirini
gerektirecek şekilde geliştiğinden birbirlerine bağımlılık gösterdiğini, fakat geniş alanda
çiçeklenıniş bitkilerde tarlacılık yapan bal arıları için floral bağımlılıktan ziyade sabit tercih
yapma olayının söz konusu olduğunu vurgulamaktadırlar. Ayrıca bal arılarının davranışlarına

oğrenme, tanıma ve içgüdüsel tercihlerin etki etmekte olduğunu bildirmektedirler.


Baggen ve ark (1999) çiçeklerdeki nektar ve polenin pek çok böcek tarafından

beslenme amacıyla kullanıldığından dolayı tarımsal ekosistemlerde nektar ve polence zengin


bitkilerin bulunmasının biyolojik mücadele sistemlerinin geliştirilmesi için büyük bir önem
taşıdığını bildirmektedirler.
Dewenter ve Tscharntke (1999) doğal yaşam alanlarının bozulması ve parçalanması

sonucunda tarımsal alanlardaki biyoçeşitliliğin hızla azaldığını, populasyonların yok


olmasının ekosistem dengesini ve canlı etkileşimlerini olumsuz bir şekilde etkilediğini

57
bildirmektedir. Yaşam alanlarının parçalanması tür zenginliğini ve polinatör gruplarının

bolluğunu azaltmakta, bitki-polinatör ilişkisini bozmakta, bitkilerde tohum bağlama olayını

azaltmakta olduğunu vurgulamaktadırlar. Ayrıca bitkilerle yapılan saha çalışmalarının

çevrede çalışılan bitkiyle yarışan alternatif bitkiler bulunduğu durumda oldukça zor olduğunu

bildirmektedirler. Arıların özellikle sıcak iklim bölgelerinde en önemli polinatörlerden


olduğunu, biyoçeşitliliğin azalmasına bağlı olarak sürdürülebilir tarım temelinde bal arılarının

kullanımının yararlı olacağını öne sürmektedirler. Yaptıkları çalışmada polinatörlerin en


önemli grubu olarak yalnız arılar, bombus ve bal arılarını belirlemişler ve çiçek zenginliği ile
çiçekleri ziyaret eden yaban arıları arasında oldukça yüksek (r=+0.92) korelasyon
saptamışlardır. Çalışmalarında hardal bitkisinde bom bu s arısının çok az görüldüğünü, turp
bitkisinde ise hiç görülmediğini belirterek bu durumun bombus arılarının derin tüplü çiçekleri
tercih ettiğinden kaynaklanabileceğini belirtmişlerdir.

Dias ve ark (1999) tanımlanmış olan 240000 çiçekli bitki türünün genellikle çoğalmak

için çeşitli polinatörlere gereksinim duymakta olduklarını ve bu sebepten her bir polinatör
türünün çiçekler tarafından verilen özel işaretlerle etkilendiklerini ve cezb edildiklerini
bildirmektedirler. Nektarlı bitkiler genellikle güzel kokulu, mavi veya yeşil nadiren de kırmızı

renkte olduklarından bal arılarını çekmektedirler. Ancak dünya üzerinde 40000 kadar an türü
bulunmakta olup bal arılan çiçekli 240000 bitkinin büyük bir bölümünü tozladığından dolayı

polinasyon olgusunun biyoçeşitliliğin ve yeryüzü yaşamının sürdürülmesinde en önemli


mekanizması olduğunu vurgulamaktadırlar.

Ramsey ve ark (1999) İngiltere koşullarında kolza bitkisinin en önemli böcek


polinatörlerinin bal anlan olduğunu belirtmektedirler. Bu sebepten bal ansı kolonilerinin
kolza bitkisi parsellerine yaygın bir şekilde götürüldüklerini bildirmektedirler.
Calabuig (2000) Danimarka koşullarında anların tarlacılık faaliyetleri üzerine yaptığı

çalışmada bal arılarının en etkin polinatörler olduğunu, herbisit uygulamalannın arılar

açısından çiçekli bitkilerin kullanılabilirliği üzerine olumsuz etkide bulunduğunu

bildirmektedir. Yalnız anlar ile bombus arılarının bolluğunun nektarlı bitki sayısına bağlı

olarak bololduğunu fakat bal arıları için böyle bir ilişkinin bulunmadığını saptamıştır. Aynca
bal arısının bolluğu ile diğer arıların bolluğu arasında herhangi bir korelasyon olmadığını

belirtmektedir. Ayrıca yalnız arıların kolza bitkisinde sınırlı alanda tarlacılık yaptıklarını ve
polinasyonda dikkate değer herhangi bir katkı sağlamadıklannı bildirmektedir. Kışlık

yetiştirilen kolza bitkisinin erken yaz ve ilkbaharda çiçeklenmesine bağlı olarak bol miktarda
nektar salgılayarak anlara yararlı olduğunu vurgulamaktadır.

58
Colley ve Luna (2000) ıı tür çiçekli bitkinin böcekler için çekiciliğindeki değişimi

dikkate alan çalışmasında sarı ve beyaz çiçeklerin Diptera tarafından beslenrnek amacıyla

tercih edildiklerini saptamışlardır. Bu takıma ait böceklerin beslenrnede çok seçici olduklarını

bazı türlerin tek bir türe bağımlı kalmasına karşılık bazılarının pekçok bitkiyi ziyaret
ettiklerini bildirmektedirler. Bu duruma bitkilerin böcekler için çekiciliğinin önemli düzeyde
etki ettiğini, fazelya bitkisi çiçeğinin bu böcekler için oldukça derin bir tüpe sahip olmasına

rağmen polenlerinin bu böcekler için çok çekici olduğunu vurgulamaktadırlar.

Delapıane ve Mayer (2000) kanolanın rüzgarla tozlaşmasının yanında böceklerle de


tozlaştığını belirtmekte, bal arıları için son derece çekici olan bu bitkide bal arılarının %63.8
düzeyinde tarlacılık yapmalarına karşılık %23.8 marangoz arıları, %7.5 bombus arıları ve %5
diğer arıların tarlacılık yaptıklarını bildirmektedirler. Ayrıca bazı sinekler, kelebekler ve
Hemiptera takımına ait bazı böceklerin de kanola bitkisi çiçeklerinde tarlacılık yaptıklarını

be lirtmektedirl er.
Dewenter ve Tschamtke (2000) Orta Avrupa koşulalrında bal arıları ile yaban arıları

arasındaki besin yarışını saptamak üzerine yaptıkları çalışmada arılıktan uzaklaştıkça hardal
bitkisi üzerinde bal arısı sayısının düştüğünü ve ı .5-2 kilometrelik uzaklıktan sonra bu
aeğerin sıfır olduğunu saptamışlardır. Bu çalışmada yaban arılarının 57 bitki türünü
beslenrnek amacıyla ziyaret etmesine karşılık bal arılarının sadece 24 bitki türünü ziyaret
ettiğini, bal arıları ile yabani arıların ortak kullandığı bitki sayısını ise %45.5 düzeyinde
belirlemişlerdir. Polinatörler arasında yarışın çevresel koşulların değişimine, yarış yapan
polinatörlerin varlığı ve bolluğuna bağlı olarak yarış olayının ortaya çıkması beklendiğini,

ancak bu çalışmada çiçekleri ziyaret eden yaban arıların sayısının çiçeklenen bitki sayısı

artmasına paralelolarak arttığını ve besin kaynakları için yarışta bal arıları açısından yaban arı
türlerinin varlığı ve boHuğunun önemli bir faktör olmadığını saptamışlardır.

Mustajarvi ve ark (2000) bitki ile polinatör arasındaki interaksiyonların bitki


populasyonunun genetik yapısına, dağılımına ve büyüklüğüne bağlı olarak değişim

gösterdiğini, bitki tür yoğunluğunun polinatörler üzerinde bitkinin büyüklüğünden daha fazla
etkiye sahip bulunduğunu bildirmişlerdir.

Stout (2000) tarlacıların bedensel büyüklüğü ve floral sahanın genişliğine bağlı olarak
polinatörlerin davranışlarının önemini bitki-polinatör ilişkisine göre değerlendirmekte ve
bitki-polinatör ilişkisinin polinatörler ile bitkilerin birlikte evrimleştiği temel üzerine oturtulan
karşılıklı yarar üzerine kurulu bir yapı olduğunu bildirmektedir. Bitkilerin çok çiçek
açmasının ve nektar ile polen kaynağı sağlaması sonucunda polinatörlerin cezb edilmesinin

59
arttığını bildirnıektedir.

Vicens ve Bosch (2000) polinatör böceklerin tarlacılık aktivitesinin ortam sıcaklığı,

güneş ışığı, nispi nem ve rüzgar hızına bağlı olduğunu belirtmektedir. Elmalarda polinasyon
konusunda yaptıkları çalışmada bal arılarının etkinliğinun bu nedenlere bağlı olduğunu

saptarken Osmia cornuta'nın güneş ışığı ve rüzgar hızına bağlı olarak tarlacılık yaptıklarını

belirlemişlerdir. Ayrıca Osmia cornuta arısının sezon boyunca diğer çiçeklerden ziyade
sadece elma çiçeklerini tozladıklarını saptamışlardır.

Liow (2001) arıların çiçekli alan içerisindeki dağılımının bitkilerin dağılımına ve


yoğunluğuna bağlı olan kaynak zenginliğine, hava sıcaklığına ve bitkilerİn çİçek yoğunluğuna

sıkı sıkıya bağınılı olduğunu bildirnıektedir.

60
3. MATERYAL VE METOT

3.1. Materyal
3.1.1. Arı Materyali
Araştınnada an materyali olarak, Muğla orijinli Anadolu bal ansı (Apis mellifera
anataliaca L.) kullanılmıştır. Deneme standart Langstroth tipi kovanlarda yürütülmüştür

(Şekil 1).
Araştırmanın 1. yılında (2000-2001), Ç. Ü. Z. F. Ancılık Ünitesinden sağlanan 40 adet

bal arısı kolonisi Şubat 2001 tarihinde; araştınnanın 2. yılında (2001-2002), ç. Ü. Z. F.


Ancılık Ünitesinden 30 adet bal arısı kolonisi, Mart 2002 tarihinde, ana an yaşı ve koloni
populasyon gücü açısından eşitlenerek hazırlanmıştır.

Muğla arısı, ülkemizin özellikle Akdeniz Bölgesinde çok iyi perfonnans gösteren
önemli bal arısını oluştunnakta; kışlama yeteneği, ilkbahar gelişimi, koloni populasyonu
oluşturma, kuluçka üretim etkinliği, temel petek işleme ve bal verimi bakımından saf anadolu
ırkından belirgin bir üstünlük göstennektedir (Bodenheimer, 1942., Adam, 1968., Ruttner,
1975., Doğaroğlu, 1981).

3.1.2. Bitki Materyali


Araştırmada bitki materyali olarak seçilen fazelya ve kolza tohumu, Ç. Ü. Z. F. Tarla

Bitkileri Bölümü tarafından 1999-2000 (1. yıl) ve 2000-2001 (2. yıl) yılı üretiminden
karşılanmıştır. Deneme parsellerinde Çukurova koşullarına adapte olmuş, Turan-82 çeşidi

fazelya ile TS-82 çeşidi kolza bitkileri kullanılmıştır. Ç. Ü. Z. F. Araştınna ve Uygulama


Çiftliği sınırları içersinde belirlenen deneme alanına 1. Yıl 20 dekar kolza, 20 dekar fazelya
bitkisi; 2. Yıl 15 dekar kolza, 15 dekar fazelya bitkisi yan yana ekilmişlerdir (Şekil 2).
Fazelya (PhaceZia tanacetifalia Bentham), Kalifomiya orijinli Hydraphillaceae
familyası, Phacelia cinsine ait tek yıllık bir bitkidir Bitki dik olarak gelişmekte, 60-100 cm
kadar boy lanmakta ve sapının üzeri dikenimsi tüy lerle kaplanmaktadır. Yapraklar sap
üzerinde almaşıklı olarak dizilmiştir. Çiçekler sap üzerinde tek taraflı olarak diziImiş, uzun
~ıvnk salkım şeklindedir (Şekil 3). Çiçeklenme sapın alt kısımdan başlamakta, uca doğru

ilerlemekte ve bir haftada salkımın tümü çiçeklenmektedir. Fazelya bitkisinin değişik renkte
çiçek açan 13 türü bulunmakta ancak 4-5 türü bal arıları açısından önem taşımaktadır

(Everett, 1963., Pellett, 1977., Crane ve ark., 1984). Çiçeklenme süresi bir bitki için bir ay, bir
tarla için 1.5-2 ay olmaktadır (Sağlamtimur ve ark, 1988a).

61
Şekil ı. Deneme Alanında An Kolonilerinin Görünümü.

62
Şekil 2. Fazelya ve Kolza Ekim Alanının Görünümü

63
Kolza (Brassica napus L.) Cruciferae familyası Brassica cinsine ait, yaklaşık 7 türü
bulunan, tek yıllık yazlık ve kışlık olarak yetiştirilen bir bitkidir. Kolza bitkisi, -1 50 C
soğuklara dayanabilmekte, yıllık yağışı 500-600 mm olan bölgelerde sulama yapılmaksızın

yetiştirilmektedir. Toprak isteği yönünden pek seçici olmayan kolza, 70-200 cm arasında
boylanmakta ve çiçeklenme süresi 60-120 gün arasında sürmektedir. Çiçeklenme ana ve yan
dallar üzerinde tomurcuk şeklinde olmakta, bir sap üzerinde 100-400 adet çiçek
bulunmaktadır (Şekil 4). Çiçekleri sarı renktedir ve arılar için iyi bir nektar ve polen kaynağı

olmaktadır (Hammer, 1966., Mc Gregor, 1976., Williams, ı 980).

3.1.3. Deneme Alanının Toprak Özellikleri


Araştırmanın yürütüldüğü ekim alanı, Çukurova'da yaygınlık gösteren ve tarımsal

üretim potansiyeli yüksek arıklı toprak serisine dahil, düz ve sulu tarıma elverişli bir arazidir.
Bu seri toprakların yüzey ve toprak altı drenaj özellikleri yeterlidir. Toprak profil derinliği 30-
60 cm, toprakların katyon değişim kapasitesi 30.4 me/100g, toprak pH'sı 7.29 (nötür), kireç
içeriği %33.02 (çok yüksek), kiloranı %54,7, kum oranı %32.9, silt oranı %12.4 dür.
Topraklarda tuz oranı %0.055 dir (Özbek ve ark, 1974).

3.1.4. Deneme Alanının Bitki Deseni


Denemenin yürütüldüğü Ç. Ü. Ziraat Fakültesi Araştırma ve Uygulama Çiftliği, geniş
bir alan üzerine yayılmış, kültür ve yabani formda pek çok bitkinin bulunduğu ve yetiştirildiği

zengin bir bitki populasyonuna sahiptir. Bu alan içersinde turunçgiller (Citrus sp.), yenidünya
(Eriobotrya japonica) ve diğer meyve ağaçları, bakla (Vicia faba L.), fiğ (Vicia sativa), üçgül
~Trifolium sp.), yonca (Medicago sativa), patates (Solanum tuberosum), kavun (Cucumis
melo), karpuz (Citrullus vulgaris), nohut (Cicer arietinum) ve aspir (Carthamus tinctorius)
gibi çok çeşitli bitkiler ile hardal (Sin ap is sp.), çirişotu (Asphodelus aestivus) ve ballıbaba
(Lamium sp.) gibi pek çok yabani bitki populasyonu yaygın olarak bulunmaktadır.

64
Şekil 3. Fazelya (Phecelia tanacetifolia Bentham) Bitkisinin Görünümü.

65
Şekil 4. Kolza (Brassica napus L) Bitkisinin GÖlÜnümü.

66
3.1.5. Deneme Alanının İklim Özellikleri
Araştırmanın yürütüldüğü Adana ili, yazları sıcak ve kurak, kışları ılık ve yağışlı olan
Akdeniz iklimi etkisi altındadır. Ancak son yıllarda dünya genelinde değişken bir yapı
gösteren iklim değerleri, Adana İli içinde hissedilir bir düzeyde olmuştur.
Bitkilerin gelişimi açısından denemenin yürütüldüğü 1. ve 2. yılda Adana İline ait
iklim verileri Çizelge 3.1 ve Çizelge 3.2' de; deneme ölçümlerinin yapıldığı günlerdeki iklim
değerleri Çizelge 3.3 ve Çizelge 3.4'de ve rüzgar hızı (mlsn) değerleri Çizelge 3.5 ve Çizelge
3.6'da verilmektedir (Adana Meteoroloji Bölge Müdürlüğü, 2001, 2002).

Çizelge 3.1. Araştırmanın 1. Yılında (2000-2001) Adana İline Ait İklim Verileri.

Sıcaklık (oC)
Tarih Nem (%) Yağış (mm)
Maksimum Minimum Ortalama
Ekim 2000 27.1 15.4 20.2 67.8 135.7
Kasım 2000 24.4 10.6 15.4 66.9 30.8
Aralık 2000 17.4 6.5 10.9 70.7 37.7
Ocak 2001 17.4 6.4 10.7 72.6 8.6
Şubat 2001 17.2 6.3 10.9 72.9 74.9
Mart 2001 22.9 11.2 16.5 73.5 46.6
Nisan 2001 25.0 13.1 18.7 67.9 8.8
Mayıs 2001 27.5 16.7 21.8 60.2 139.4

Çizelge 3.2. Araştırmanın 2. Yılında (2001-2002) Adana İline Ait İklim Verileri.

Sıcaklık (OC)
Tarih Nem (%) Yağış (mm)
Maksimum Minimum Ortalama
Ekim 2001 37.0 9.0 22.0 58.8 13.3
Kasım 2001 28.0 1.0 13.9 67.4 88.1
Aralık 2001 20.6 1.0 10.7 78.9 320.9
Ocak 2002 20.0 -0.5 7.9 66.2 109.2
Şubat 2002 23.8 2.0 12.3 64.7 62.4
Mart 2002 28.4 4.5 14.7 67.4 40.3
Nisan 2002 25.8 7.7 16.5 76.0 88.8
Mayıs 2002 35.0 11.0 21.4 68.3 22.0

67
Çizelge 3.3. Araştırmanın 1. Yılında Ölçüm Yapılan Günlere Ait Adana İli İklim Verileri.

Sıcaklık (oC)
Tarih Nem (%) Yağış (mm)
Maksimum Minimum Ortalama
27/02/2001 18.8 10.5 15.0 63.0 -
02/03/2001 20.0 14.4 16.0 68.3 -
06/03/2001 24.0 8.5 16.2 76.3 -
18/03/2001 24.3 8.8 15.5 66.0 -
22/03/2001 26.3 10.2 18.0 60.3 -
27/03/2001 24.0 15.0 18.1 79.0 -
05/04/2001 21.5 10.9 16.2 69.0 -
13/04/2001 23.4 10.7 16.5 72.0 -
17/04/2001 23.0 11.6 17.8 71.0 -

Çizelge 3.4. Araştırmanın 2. Yılında Ölçüm Yapılan Günlere Ait Adana İli İklim Verileri.

Sıcaklık (oC)
Tarih Nem (%) Yağış (mm)
Maksimum Minimum Ortalama
25/03/2002 18.0 11.0 13.3 80.0 3.2
02/04/2002 15.5 9.0 11.5 83.0 30.1
08/04/2002 21.5 10.4 15.8 79.3 1.5
12/04/2002 25.5 10.2 18.5 72.3 -
24/04/2002 18.6 11.8 14.6 83.7 2.6
30/04/2002 25.1 12.5 19.0 72.3 -
03/05/2002 24.3 12.8 19.2 73.0 2.6
10/05/2002 27.5 12.8 21.4 47.0 -

Çizelge 3.5. Araştırmanın 1. Yılında Ölçüm Yapılan Günlere Rüzgar HıZl (m/sn) Verileri.

Ölçüm Saatleri
Tarih
06-07 07-08 08-09 09-10 10-11 11-12 12-13 13-14 14-15 15-16 16-17 17-18
2710212001 2.2 2.6 2.4 2.1 3.5 3.4 2.9 3.7 3.8 3.3 3.1 2.3
0210312001 1.0 2.3 2.7 3.3 3.5 3.4 3.3 2.9 2.5 2.3 2.0 2.2
0610312001 - 0.1 0.2 0.1 0.5 0.8 0.6 0.6 0.8 1.0 1.3 1.0
1810312001 0.5 0.5 0.6 0.9 0.9 0.9 1.5 1.5 1.1 0.9 1.2 0.9
2210312001 0.9 0.8 0.4 1.1 0.8 0.3 0.2 0.6 0.5 0.2 0.2 0.5

27/0312001 0.1 0.1 0.1 0.1 0.1 0.1 0.2 0.4 0.7 0.9 2.1 1.5

05/0412001 - - 0.2 0.9 1.1 1.4 1.8 2.9 2.7 3.0 2.2 2.3

13104/2001 0.8 0.9 0.4 0.4 0.6 1.2 1.3 1.4 1.7 1.9 1.6 1.4

1710412001 0.8 1.4 1.9 2.3 3.0 2.8 2.9 2.4 1.9 1.9 1.5 0.7

68
Çizelge 3.6. Araştırmanın 2. Yılında Ölçüm Yapılan Günlere Rüzgar Hızı (m/sn) Verileri.
Ölçüm Saatleri
Tarih
06-07 07-08 08-09 09-10 10-11 11-12 12-13 13-14 14-15 15-16 16-17 17-18
25/03/2002 0.1 0.2 0.5 1.1 1.0 2.2 2.4 2.9 2.5 2.1 2.1 1.4
02/04/2002 2.0 2.5 2.6 2.3 0.7 0.6 1.7 1.2 0.4 0.7 1.2 0.5
08/04/2002 0.9 1.5 2.4 2.6 2.1 2.1 1.6 1.9 2.8 2.0 2.1 1.9
12/04/2002 0.4 1.0 0.4 1.5 1.5 1.2 1.6 1.5 2.2 1.8 1.2 1.0
24/04/2002 1.5 1.7 1.4 1.4 2.5 3.6 2.6 1.5 1.6 1.9 1.3 1.4
30/04/2002 0.5 0.5 0.3 1.0 1.1 1.7 1.3 1.5 1.7 1.8 1.7 1.6
03/05/2002 0.4 0.4 0.7 0.9 1.1 1.4 1.6 2.1 2.2 2.2 2.1 2.6
10/05/2002 0.9 0.8 0.5 1.4 1.3 1.7 1.2 0.9 0.8 1.6 1.2 1.3

Araştırma kapsamında bitkiler üzerinde yapılan ölçümler, havanın açık ve güneşli

olduğu zanıanlarda yapılmıştır. Bal arılarının tarlacılık faaliyetini olumsuz etkileyen


yağmurlu, rüzgarlı havalarda ölçümler bir sonraki güne bırakılmıştır (Tansı ve ark, 1996).

3.1.6. Denemede Kullanılan Alet ve Ekipmanlar

Fazelya ve kolza bitkilerinin tohum verimine bal arısının katkısını belirlemek amacıyla
3x3x1.5 rn ölçülerinde, bal arısı ve polinatörlerin geçemeyeceği büyüklükte tel ile kaplı, 9 m
2

alana sahip 6 adet ahşap kafes, kovan önüne takılabilen özellikte 10 adet polen tuzağı
.
kullanılmıştır. Polen kaynaklarının ve miktarının saptanması için hemasitometrik lam, 40x,

160x ve 320x büyütmeli mikroskoplar, oküler ağ mikrornetre, 0.0001 g ve 10 g duyarlı terazi,


derin dondurucu, soğutucu, bal içerisinde bulunan polenleri elde etmek için 3000 rpm'lik
santrifüj, nektar kuru madde miktarını saptamak için refraktometre, çiçeklerden nektar
toplamak için 1 ml'lik enjektörler, petri kutuları, polinatörleri yakalamak için atrap, yakalanan
böcekleri öldürmek amacıy la siyanürlü öldürme şişesi, polen ve anter örneklerinin muhafazası
için plastik şişeler kullanılmıştır.

3.2. Metot

3.2.1. Bitki Materyalinin Hazırlanması

Araştırmanın 1. yılında (2000-2001), Ç. Ü. Ziraat Fakültesi Araştırma ve Uygulama

Çiftliği Deneme Alanına 20 da fazelya ve 20 da kolza bitkisinin ekimi, 2 Kasım 2000


tarihinde gerçekleştirilmiştir.

69
Deneme alanı pulluk ile derinden sürülmüş ve ikincil toprak işleme aletleri ile ek
sürümler yapılarak fazelya ve kolza için uygun tohum yatağı hazırlanmıştır. Bitkilerin ekim
zamanından önce toprağa 2 kg/da saf azot ve 2 kg/da saf potasyum gelecek şekilde taban
gübresi uygulanmıştır. Hazırlanan bitki deneme parsellerine fazelya ve kolza bitkileri sıra

arası 80 cm, sıra üzeri 3-4 cm ve her dekara 2 kg tohum gelecek şekilde yapılmıştır (Şekil 5).
Bitkilere gelişme süreleri içersinde ek bir sulama uygulanmamış, gerekli bakım ve kültürel
işlemler yapılmıştır. Kolza bitkisinin çıkıştan ilk iki hafta sonra yapraklarının kuşlar

tarafından yenmemesi için gerekli önlemler alınmıştır. Çukurova' da Kasım, Aralık ve Ocak
2000 döneminde yağış miktarının oldukça düşük olmasına karşın, fazelya ve kolza bitkilerinin
çıkışı sağlıklı bir gelişme göstermiştir. Ancak çiçeklenmenin ilk dönemlerinde bitki kök
bölgesinde toprak profilinde yeterli nem depolanmaması nedeniyle gerekli vejetatif gelişme
görülmemiş, bitki gelişimi yavaşlamıştır. Kış aylarında yeterli yağışın düşmemesi bitkilerin
uyanma devresi olan şubat ayında toprakta nem yetersizliği, yüksek sıcaklık ve atmosferdeki
nem yüksekliği kolza bitkisinin erken çiçek açmasına neden olmuştur.

Şekil 5. Fazelya ve Kolza Bitkilerinin Ekim Alanı

70
Araştınnanın 2. yılında (2001-2002), ç. Ü. Ziraat Fakültesi Araştırma ve Uygulama
Çiftliği Deneme Alanına 15 da fazelya ve 15 da kolza bitkisinin ekimi, 29 Ekim 2002
tarihinde yapılmıştır. Fazelya ve kolza bitkileri sıra arası 80 cm, sıra üzeri 3-4 cm olacak
şekilde ekilmiştir. Ekim sırasında deneme alanına taban gübresi olarak 6 kg 20x20'lik
kompoze gübre ile iki kez 4 kilogramlık saf azot güresi uygulanmış ve bitkilerin gelişme

süreleri içersinde sulama yapılmamıştır.

3.2.2. Arı Kolonilerinin Hazırlanması

Araştırmanın 1. yılında 40 adet bal arısı Şubat 2001 tarihinde, ana arı yaşı (2000),
koloni populasyon gücü (4 adet arılı çerçeve sayısı) ve kuluçka etkinliği (300 cm yavrulu 2

alan) açısından eşitlenerek hazırlanmıştır. Bitki ekili alanın 40 da olmasına bağlı olarak, her 2
dekar fazelya ve kolza alanına 1 arı kolonisi gelecek şekilde planlama yapılmıştır (Levin,
ı 986). Deneme kolonileri rastgele iki ayrı gruba ayrılarak kontrol (20 adet) ve bitki parseli
yanına (20 adet) konulan grubu oluşturmuştur. Arı kolonileri fazelya ve kolza ekili alana 16
Şubat 200 ı tarihinde bitkilerin çiçeklenmesinden önce, her iki bitki parselinin birleştiği sınır

boyunca eşit aralıklarla yerleştirilmiştir. Kontrol grubunu oluşturan arı kolonileri, fazelya ve
kolza ekilen parselinden 5 km uzaklıkta başka bir alana yerleştirilmiştir (Şekil 6).

Deneme arı kolonileri fazelya ve kolza bitkilerinde çiçeklenmenin sona ermesı

nedeniyle gezginci arıcılık kapsamında Mersin-Erdemli (28/4/2001), Kayseri-Sarız (4/6/2001)


ve Şanlıurfa-Akçakale (251712001) yörelerine götürülmüştür. Kayseri ve Şanlıurfa yapılan iki
bal hasadından sonra arı kolonileri Ekim 2001 'de ç.ü. Z. F. Zootekni Bölümü Arıcılık
Uygulama Alanına getirilerek sonbahar ve kış mevsimi için gerekli bakım ve besleme
uygulamaları yapılmıştır.

Araştırmanın 2. yılında (2001-2002), ç. Ü. Z. F. Arıcılık Ünitesinden 30 adet bal arısı

kolonisi Mart 2002 tarihinde, ana arı yaşı (2001), koloni populasyon gücü (6 adet arılı çerçeve
sayısı) ve kuluçka etkinliği (600 cm2 yavrulu alan) açısından eşitlenerek hazırlanmıştır.
Deneme kolonileri rastgele iki ayrı gruba ayrılarak kontrol (15 adet) ve bitki parseli yanına

(15 adet) konulan grubu oluşturmuştur. Fazelya ve kolza ekili alanın 2. yılda 30 da olarak
planlanması nedeniyle, her 2 dekar ekili alana 1 arı kolonisi gelecek şekilde (Levin, 1986) 15
adet arı kolonisi ekili bitki alanına 21 Mart 2002 tarihinde yerleştirilmiştir. Kontrol grubu arı

kolonileri, bu bitkilerden 5 km uzağa konulmuştur.

71
Şekil 6. Fazelya ve Kolza Alanında Arı Kolonilerinin Görünümü.

72
Fazelya ve kolzada çiçeklenmenin sona ennesinden sonra, deneme kolonileri ıı

Haziran 2002 tarihinde Kayseri-Sanz ilçesine, 13 Ağustos 2002 tarihinde Şanlıurfa-Akçakale

yöresine bal üretimi için götürülmüştür. Koloniler Ekim 2002'de ç.Ü. Z. F. Zootekni Bölümü
Ancılık Uygulama Alanına getirilerek denemeye son verilmiştir.

Fazelya ve kolzanın an kolonilerinin populasyon gelişimi üzerine etkilerini


görebilmek için kolonilerin petek açısından aynı koşullarda tutulması sağlanmıştır. Koloniler
arasında temel petek işletilmesinden doğacak farklılıkları gidennek için, bir yıl önceden
işletilen petekler kullanılmıştır.

Araştırmanın her iki yılında tüm deneme arı kolonilerine; deneme başlangıcında ve
ilkbahar kuluçkasını hızlandınnak amacı ile Şubat ayı içersinde her koloniye toplam 4 kg 1: 1
oranında şurup verilmiştir. Kolonilerin yavru hastalıklannı kontrol altına almak şurup

içerisine antibiyotik (Apimycin) eklenmiştir. Kolonilere bal ansı paraziti Varroa destroctor'a
karşı, erken ilkbaharda fluvalinate ve amitraz etkili maddeli ilaçlar uygulanmıştır.

3.2.3. Polinasyon Kafeslerinin Bitki Parsellerine Yerleştirilmesi ve Kaldırılması

Bitkilerin tohum verimine bal anlarının katkısını belirlemek amacıyla kullanılan

polinasyon kafesleri (McGregor, 1976), fazelya ve kolzanın çiçeklenme başlangıcında arazide


tesadüfi olarak seçilen bölgelere yerleştirilmiştir (Şekil 7).

Kafesler birinci yılda, kolza parseline 16/02/2001 tarihinde, fazelya parseline


13/03/2001 tarihinde; ikinci yılda fazelya parseline 19/03/2002 tarihinde. kolza parseline
13/04/2002 tarihinde yerleştirilmiştir. Bal anlannın ve diğer polinatörlerin kafeslere girişini

önlemek amacıyla, kafes kenarları toprak ile sağlamlaştırılmıştır. Kafes içerisindeki bitkilerin
hasat olgunluğuna gelmelerini izleyen günlerde kafesler parsellerden kaldırılmıştır.

Kafesler birinci yılda kolza parselinden 11/0412001 tarihinde, fazelya parselinden


26/04/2001 tarihinde; ikinci yılda fazelya parselinden açık alandan 17/0512002 tarihinde,
kafesli alandan 24/05/2002 tarihinde; kolza parselinde açık alandan 17/06/2002 tarihinde,
kafesh alandan 24/0612002 tarihinde çıkartılarak bitkilerin hasadı yapılmıştır.

73
Şekil 7. Fazelya ve Kolza Alanında Kafeslerin Görünümü.

74
3.2.4. Bitkilerin Çiçeklenme Fenolojisi ve Hasadı

Fazelya ve kolza bitki parsellerinde ilk çiçeklerin görüldüğü tarih çiçeklenme


başlangıcı olarak, parsellerdeki çiçeklerin çoğunluğunun sona erdiği tarih çiçeklenmenin bitişi

olarak ele alınmıştır. Denemenin 1. yılında fazelya bitkisinde ilk çiçeklenme 11/03/12001
tarihinde başlamış ve 17/04/2001 tarihinde sona ermiştir. Kolza bitkisinde ilk çiçeklenme
12/02/2001 tarihinde başlamış 3010312001 tarihinde sona ermiştir Fazelya bitkisinde çiçekte
kalma süresi 38 gün sürerken, kolza bitkisinde bu değer 47 gün olarak gerçekleşmiştir.
Fazelya bitkisinde salkımların dip kısmında bulunan tohumların olgunlaşıp kahverengi renk
aldıkları tarih, kolza bitkisinde alt kapsüllerin olgunlaştığı tarih dikkate alınmıştır

(Sağlamtimur, 200 1b). Birinci yılda kolza bitkisi 111041200 ı tarihinde hasat olgunluğuna

gelirken, fazelya bitkisi 26104/2001 tarihinde hasat edilmiştir

Araştırmanın 2. yılında fazelya bitkisinde çiçeklenme 15/03/2002 tarihinde başlamış

ve 10105/2002 tarihinde sona ermiştir. Kolza bitkisi çiçeklenmeye 16/0412002 tarihinde


başlayarak 01/06/2002 tarihinde tamamlamıştır. Fazelya bitkisinde çiçeklenme 56 gün
sürerken, kolza bitkisinde 45 gün olarak gerçekleşmiştir. ikinci yılda açık alanda bulunan
fazelya bitkisinin hasadı 17/05/2002 tarihinde, kafesli alanda bu tarihten bir hafta sonra
(24/05/2002); kolza bitkisinin hasat işlemi açık alanda ı 7/06/2002 tarihinde, kafesli alanda
24/06/2002 tarihinde gerçekleştirilmiştir (Şekil 8).

Şekil 8. Fazelya ve Kozla Bitkilerinde Çiçeklenme.

75
3.2.5. Bitkilerin Çiçeklenme Süresince Çiçek Yoğunluğunun Belirlenmesi

Fazelya ve kolza parsellerinde önceden tesadüfi olarak seçilen ve işaretlenen, her biri
0.30 m2 'lik alana sahip 3'ü fazelya 3'ü de kolza parselinde olan toplam 6 yerde çiçeklenme
süresince haftada bir gün (saat II :OO'de), ölçüm yapılan dönemlerde açmış olan çiçeklerin
sayımı (Williams ve Christian, ı 99 ı) 2001 ve 2002 yılı için yapılmıştır. Fazelya ve kolza
bitkilerine ait verilere, ölçüm dönemleri bakımından Kruskal Wallis Testi ve ortalama
değerlere Mann-Whitney U Testi kullanılarak karşılaştırmalar yapılmıştır (Gamgam, 1989).

3.2.6. Bitkilerin Nektar Miktan, Nektar Kuru Madde Düzeyi ve Nektar


Potansiyelinin Belirlenmesi

Fazelya ve kolza bitkisinin bir çiçeğindeki nektar miktarını ve bu bitkilerin Çukurova


koşullarında nektar potansiyelini belirlemek amacıyla haftada bir gün saat 10:00, 13 :00 ve
16:00'da ölçümler yapılmıştır. Fazelya ve kolzanın henüz yeni açmış ve böcekler tarafından

ziyaret edilmemiş çiçeklerinin dip kısmında bulunan iki adet nektar bezinde nektar
damlacıkları, 1 ml'lik insülin enjektör ile çekilerek, nektar toplama işlemi gerçekleştirilmiştir
(Şekil 9).

Şekil 9. Fazelya Çiçeklerinden Nektar Örneklerinin Alınması.

76
Bitki çiçeklerinin her ölçüm saatinde ayn bir enjektör kullanılmış ve her seferinde 20
çiçekten alınan nektar bir enjektörde toplanmıştır. Her iki bitki çiçeklerinden elde edilen
nektar örneği 0.0001 g duyarlı terazi de tartılarak, saptanan ağırlık miktan çiçek sayısına

bölünmüş ve çiçek başına düşen nektar miktarı (mg/çiçek/gün) belirlenmiştir.

Nektarın kuru maddesinin tamamının şekerlerden oluşması nedeniyle (Roubik, 1995)


fazelya ve kolza çiçeklerinin nektarındaki şeker içeriği refraktometre aracılığı ile
belirlenmiştir. Bu veriler değerlendirilerek, fazelya ve kolza çiçeklerinin gün içerisinde ne
~randa kuru madde (%) içeren nektar salgıladığı saptanmıştır. Elde edilen verilere açı

transformasyonu uygulanarak, Tesadüf Parselleri Deneme Tertibi, (bitki x dönem x saat)


Faktöriyel Deneme Desenine göre istatistiki analiz yapılmıştır. Ortalamaların karşılaştırılması

Duncan Çoklu Karşılaştırma Testine göre değerlendirilmiştir (Bek, 1986).

Fazelya ve kolza bitkilerinin dekar başına nektar verimini saptamak amacıyla, bitki
parsellerinden tesadüfi olarak seçilen 10 adet bitki, çiçeklenme sonunda alınarak laboratuvara
getirilmiştir. Kolza bitkisindeki kapsül sayısı ile fazelya bitkisindeki kavuz sayısı sayılarak,

çiçeklenme süresince bir bitki üzerindeki ortalama çiçek sayısı (adlbitki) saptanmıştır. Bitki
parselleri üzerinde yine tesadüfi olarak seçilen ve her biri 1 m 2 'lik, 5 ayrı alanda bulunan
bitkiler sayılarak metrekareye düşen ortalama bitki sayısı (adlm2 ) belirlenmiştir. Elde edilen
metrekaredeki çiçek sayısı ile bir çiçeğe ait nektar ağırlığı kullanılarak bitkilerin çiçeklenme
.
süresince bir dekarda ürettikleri nektar miktarı (kg/da) saptanmıştır.

3.2.7. Bitkilerin Polen Miktarı ve Polen Potansiyelinin Belirlenmesi

Fazelya ve kolza bitkilerinin bir çiçeğinin polen miktarını, ağırlık (mg) olarak
belirlemek amacıyla; haftada bir gün saat 06:00, 11:00 ve l5:00'de fazelya ve kolza
bitkilerinden 3 paralelolacak şekilde çiçek örnekleri toplanmıştır. Fazelya çiçeğinde 5 adet
anter, kolza çiçeğinde 6 adet anter bulunmaktadır. Her bir paralel için, henüz anterleri
patlamamış 20 adet çiçekten bir pens yardımıyla alınan anterler, üzerinde örneğin alındığı

bitki, yer, tarih ve saat yazılı olan şişe1ere konularak sayım yapana kadar derin dondurucuda
saklamaya alınmıştır (ŞekillO). Bitki çiçeklerindeki polen miktarının ağırlık olarak
belirlenmesinde Eti (1990)'nin geliştirdiği sayıma dayalı yöntemle, iki aşamalı işlemler

yapılmıştır .

77
ŞekillO. Fazelya Çiçeklerinden Anter Örneklerinin Alınması.

Birinci aşamada; çiçeklerden alınan anter örnekleri üzerine 10 ml su konulmuş ve 4-5


saat bekletilerek anterlerin su alarak şişmeleri sağlanmıştır. Şişen anterler bir baget yardımıyla
ezilerek içeriğinin tamamen su ile karışması sağlanmıştır. Anterlerin tamamı patlatıldıktan

sonra, yüzey gerilimini engellemek amacıyla, bu kanşım içerisine çok az miktarda sıvı

deterjan damlatılarak karıştırılmıştır. Karışıma bir pipet yardımıyla birkaç kez üflenerek,
karışımın homojen bir yapı alması sağlanmıştır. Bu karışırndan iki damla alınarak

hemasitometrik lam üzerinde bulunan iki sayma odacığı üzerine damlatılarak, üzerİ lamel ile
kapatılmıştır. İki sayma odacığından rastgele seçilen 4'er büyük kareden yine tesadüfi olarak
seçilen ve oküler ağ mikrometrede işaretli alan içerisinde bulunan polenlerin tamamı 160x
büyütmeli bir mikroskop altında sayılmıştır. Bir lam üzerinde 8 ayrı yerde sayım yapılmıştır.

Bu sayımlar 2 paralel lamda olmak üzere bir örnekte toplam 16 sayım gerçekleştirilmiştir.

Bir çiçekteki polen miktarının hesaplanabilmesi için, sayma işleminde kullanılan

objektifin büyütme gücüne bağlı olarak oküler ağ mikrometrenin lam üzerinde gördüğü alan
ile büyük sayım odacığının hacminin 0.2 mm3 olmasından yaralanarak, oküler ağ
mikrometrede görülen karenin altına düşen hacim belirlenmektedir. Oküler ağ mikrometrede
işaretli alan altında bulunan hacim içerisindeki polen miktarından yaralanarak da 0.2 mm 3 'lük

78
hacimdeki polen miktarı elde edilmektedir. Bu veri, başlangıçta kullanılan 10 mm3 hacimle
orantı yapıldığında ortaya çıkan değer bir şişede bulunan 20 çiçeğe ait tüm anterlerde var olan
polenin sayısal miktarını (ad) vermektedir. Bu temele dayalı olarak, yapılan sayımlarda elde
edilen veriler aşağıdaki formülde yerlerine konularak, bir şişe içerisinde bulunan polen
miktarı (adlşişe) saptanmaktadır.

PM = (KSM * TPM * 1000) i (LS * OBG2 * HLD * BKS)


PM : Polen Miktarı (adlşişe)

KSM : Örneğe Konulan Su Miktarı (mm3)


TPM : Bir Örnekte Büyük Karelerde Sayılan Toplam Polen Miktarı (ad)
LS : Bir Örnekte Sayım Yapılan Lam Sayısı (ad)
OBG : Oküler Ağ Mikrometrenin Objektif Büyütme Gücü (mm)
HLD : Hemasitometrik Lam Derinliği (mm)
BKS : Bir Lamda Sayım Yapılan Büyük Kare Sayısı (ad)

Yöntemin ikinci aşamasında; fazelya ve kolza bitkisinin her birinden 150-200 adet
çiçek örneği alınmıştır. Bu çiçeklerin çanak ve taç yaprakları koparılarak ayrı ayrı petri
kutularına alınmış ve güneş gören bir yerde anterleri patlayıncaya kadar bekletilmiştir.

Patlayan anterlerden dökülen polenler, bir fırça yardımıyla toplanarak darası önceden alınan

şişelere konulmuş ve 0.000 i g duyarlı terazide tartılarak polenlerin ağırlıkları saptanmıştır.

Çiçek başına polen miktarının belirlenmesi için, ağırlığı önceden saptanan bu polen
karışımı içinde bulunan polen taneciğinin kaç adet olduğu hesaplanmıştır. Bu verilerden
yararlanılarak aşağıdaki formül kullanılarak, bir çiçek başına düşen polen miktarı ağırlık

olarak (mgıçiçek) belirlenmiştir.

Ağırlığı Saptanan Polenlerin Miktarı (mg) * 20 Çiçeğe Ait Polenlerin Sayısı (ad)
-Polen Miktarı (mg/çiçek) = - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -

Ağırlığı Saptanan Polenlerin Sayısı (ad) X 20 (çiçek)

Belirlenen bu polen ağırlık miktarı da bir çiçeğe ait olan anter sayısına (fazelya bitkisi
için 5, kolza bitkisi için 6'ya) bölünerek ant er başına polen miktarı (mglanter) belirlenmiştir.

79
Elde edilen veriler Tesadüf Parselleri Deneme Tertibi ile (bitki x dönem x saat),
Faktöriyel Deneme Desenine (bitki x dönem x saat) göre istatistiki değerlendirme yapılmış ve
ortalamalar Duncan Çoklu Karşılaştırma Testi ile karşılaştırılmıştır (Bek, 1986).

Fazelya ve kolza bitkilerinin dekar başına polen verimlerini saptamak amacıyla, nektar
potansiyeli hesabında kullanılan dekara çiçek sayısı ile bir çiçeğe ait polen ağırlığı

kullanılarak bitkilerin bir dekarda çiçeklenme süresince üretmiş olduğu polen miktarı (kg/da)
belirlenmiştir.

3.2.8. Bitkilere Nektar ve Polen İçin Tarlacılık Yapan Bal Arısı Sayısının
Belirlenmesi

Arazide önceden tesadüfi olarak seçilen ve işaretlenen, her biri 0.30 m2 'lik alana sahip
3'ü fazelya ve 3'ü de kolza bitkisi parselinin her birinde 3 paralelolmak üzere toplam 6
değişik noktada, haftada bir gün saat 10:00, 12:00 ve 15:00'de 5 dakika içerisinde nektar ve
polen için tarlacılık yapan bal arıları sayılmıştır (Williams ve Christian, 1991). Elde edilen
değerlerden, bal arılarının fazelya ve kolza bitkilerinin çiçeklenme süresinde besin kaynağı

olarak bu bitkilerinin nektar ve poleninden ne oranda (%) tarlacılık yaptıkları belirlenmiştir.

Polen ve nektar için tarlacılık yapan bal arısı sayılarına ait verilere, her bir bitki için
ayrı olmak üzere, ölçüm yapılan dönemler ve saatler bakımından Kruskal Wallis Testi, polen
ve nektar tarlacılığı yapan bal arısı sayılarının kendi aralarında karşılaştırılmasında Mann-
Whitney U Testi uygulanmıştır. Ayrıca veri ortalamaları kendi aralarında Mann-Whitney U
Testi kullanılarak karşılaştırılmıştır.

3.2.9. Bal Arılarının Polen Tercihinin Saptanması

Bal arılarının polen tercihini belirlemek üzere, bitki parsel yanına (5 adet) ve kontrol
kolonilerine (5 adet) toplam 10 adet, kovan önüne takılan tipte polen tuzakları kurulmuştur.

Polen tuzakları kolonilere haftada bir gün 06:00-11:00, 11:00-15:00 ve 15:00-18:00 saatleri
arasında, günde 3 kez (Poulsen, ı 973) takılarak, polen örnekleri toplanmış ve ayrım işlemi

için korunmaya alınmıştır (Şekil ıı).

80
Şekillı. Kovan ünlerine Takılan Polen Tuzaklarının Görünümü

81
Her bir polen tuzağında biriken polen yükleri, üzerinde kovan numarası, toplandığı yer
ve saatler yazılı kapaklı kaplara konulmuştur (Şekil 12). Toplanan bu polen örnekleri
laboratuvarda mikroskop altında incelenerek, fazelya, kolza ve diğer bitki polenlerinin sayımı

yapılmış ve bal arısının bitkilerin çiçekte kalama süreler içersinde polen tercihleri
belirlenmiştir (Sawyer, 1981).

Şekil 12. Polen Tuzaklarından Alınan Polen Örneklerinin Sınıflandırılması.

Elde edilen polen yüklerindeki polen taneeiklerinin sayımı Eti (l990)'nin belirttiği

yöntemle yapılmıştIL Bu yönteme göre, polen yüklerinden alınan yaklaşık 10-20 g polen
örneği üzerine 10 ml su eklenmiş ve yüzey gerilimini azaltmak için az bir miktarda sıvı

deteıjan damlatılarak, polen örneği bir cam bagetle karıştırılmıştıL Karışımın homojen bir
yapı alması için, bir cam pipetle karışım içerisine birkaç kez üflenmiştİL Bu karışırndan bir
pipet yardımıyla alınan iki damla, hemasİtometrik lam üzerinde bulunan iki sayma odacığı

üzerine damlatılarak üzeri lamel ile kapatılmıştır. İki sayma odacığında rastgele seçilen 4'er
büyük karede bulunan ve oküler ağ mikrometrede işaretli olan bölge içerisinde yer alan
polenler 40x büyütmeli mikroskop altında incelenerek, fazelya, kolza ve diğer bitki
polenlerinin sayımı yapılmıştır.

82
Sonuçta bir lam üzerinde 8 ayrı yerde sayım yapılmış, sayımlar 2 paralel lamda
tekrarlanarak toplam bir örnek için 16 adet sayım işlemi gerçekleştirilmiştir. Verilerin
değerlendirilmesi sonucunda; bal arılarının polen açısından, fazelya ve kolza bitkisinin
hangisini ve ne oranda tercih ettiği yüzde (%) olarak ortaya konmuştur.

Elde edilen verilere açı transfonnasyonu uygulanarak, Tesadüf Parselleri Deneme


Tertibine göre düzenlenmiş (uzaklık x bitki x dönem x saat) ve Faktöriyel Deneme Deseni ile
istatistiki analizi yapılmıştır. Ortalamaların karşılaştırılmasında DÇK Testi kullanılmıştır.

3.2.10. Bal Arılarının Nektar Tercihinİn Saptanması

Haftada bir kez, parsel yanında (5 adet) ve uzağında bulunan (5 adet) toplam 10
kolonin peteklerinden, arıların topladığı taze baldan yaklaşık 100 g alınarak, kovan numarası

ve tarihi belirteilen bir kavanoz içerisine konulmuştur. Laboratuvar koşullarında alınan bu bal
örnekleri içerisinde polenler incelenerek, bal arılarının nektar açısından fazelya, kolza ve
diğer bitki bitkilerin hangisini, ne oranda tercih ettiği yüzde (%) olarak belirlenmiştir.

Nektar tercihinin ortaya konulmasında; toplanan bal örneğinden 10 g bal alınarak

40°C sıcaklıktaki 20 cm 3 suda çözülmesi sağlanmıştır. Eriyik 10 dk 3000 rpm'de santrifiije


edilerek, çökeltiden ayrılan sıvı çekilerek alındıktan sonra tekrar ıO ml saf su ile yeniden
karıştırılmış ve 5 dk santrifiije edilmiştir Roubik (1995). Daha sonra sayım yapılmak üzere
(Eti, 1990) tekrar üzerindeki sıvı alınarak atılmış ve çökeltiden iki damla hemasitometrik lam
üzerinde bulunan iki sayma odacığı üzerine damlatılarak üzeri lamel ile kapatılmıştır. Polen
kaynaklarının belirlenme yöntemine göre bu örneklerde de sayım yapılarak, polenler fazelya,
kolza ve diğer bitkilerin poleni olarak sınıflandırılmıştır.

Polen sayılarından yararlanarak bal arılarının fazelya, kolza ve diğer bitkilerin


nektarından yararlanma düzeyi yüzde (%) olarak saptanmıştır. Elde edilen verilere açı

transfonnasyonu uygulandıktan sonra Tesadüf Parselleri Deneme Tertibine göre düzenlenerek


(uzaklık x bitki x dönem), Faktöriyel Deneme Deseni ile istatistiki analizi yapılmıştır.

Ortalamaların karşılaştırılmasında DÇK Testi kullanılmıştır.

83
3.2.11. Bitkilerin Tohum Verimine Bal Arılarının Katkısının Belirlenmesi

Bitkilerİnİn tohum verİmine bal anlarının katkısını belirlemek amacıyla (Free, 1992);
fazelya ve kolza parsellerinde, her birinin 9 m 2 'lik alanı olan 3 adet kafesh ve 3 adet açık
alandaki bitkiler hasat olgunluğuna geldiklerinde el yardımıyla hasat edilmiştiL

Hasat edilen bitkilerin hava akımı olan bir odada kurumaları sağlanmış, tohumların

olgunlaşması gerçekleştikten sonra el yardımıyla ovalayarak ve rüzgarda savurarak tohum


hasadı yapılmıştır (Şekil 13).

Hasat sonunda bitkilerİn tohum verimleri baz alınarak metrekareye düşen tohum
verimi (g/m2 ) hesaplanmıştıL Her bir bitki için elde edilen veriler t-testi ile
değerlendirilmiştir.

Şekil 13. Fazelya ve Kolza Bitkilerinde Kafesli ve Kafessiz Alandan Elde Edilen Tohumların

Görünümü.

Kafesli ve kafessiz (açık) alandan elde edilen veriler kullanılarak, bitkilerin tohum
verim artışına bal arısı polinasyonunun katkı oranı (%) ile her 100 gramlık tohum üretiminde
bal arısının payı (%) aşağıda belirtilen formüller yardımı ile bulunmu~tur.

84
Kafessiz Alandaki Verim (gırnı) - Kafesli Alandaki Verim (gırnı)

Bal Arısının Katkısı (%) = = - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - x 100


Kafesli Alandaki Verim (gırnı)

Kafessiz Alandaki Verim (gırnı) - Kafesli Alandaki Verim (g/rn2)

Bal Arısının Payı (%) =-------------------- x 100


Kafessiz Alandaki Verim (glrn2)

3.2.12. Bitkilerİn Koloni Populasyon Gelişimİ Üzerİne Etkilerİnin Belirlenmesi

Araştırmada kullanılan tüm arı kolonilerinin yavru ve ergin arı gelişimleri deneme
süresince her 21 günde bir yapılan kontrollerle belirlenerek, bitkilerin koloni populasyon
gelişimine etkisi ortaya konmuştur (Şekil 14).

Kolonilerin yavru gelişimi Puchta yöntemine (Fresnaye ve Lensky, 1961) göre,


kuluçka peteklerindeki kapalı kuluçka alan boyutları (uzun, a ve kısa b) bir cetvelle ölçülerek,
yavru alanlarının cm cinsinden hesabı, S=3. 14*a/2*b/2 formülü ile belirlenmiştir (Şekil 15).
2

Koloni populasyon gelişiminin diğer bir göstergesi olan ergin arı gelişimi, arı

kolonilerinin arı ile kaplı çerçeve sayılarının her 21 günde bir yapılan kontrollerle adet olarak
sayımı ile belirlenmiştir (Şekil 16). Deneme kolonilerinin koloni populasyon gelişimi, bitki
parsellerinde çiçeklenme sona erdikten sonra göçer arıcılık izlencesi içerisinde de
belirlenmeye devam edilmiştir.

Elde edilen yavrulu alanlara ait veriler Tesadüf Parselleri Deneme Tertibine göre
düzenlenerek (uzaklık x dönem), Faktöriyel Deneme Deseni ile istatistiki analiz yapılmıştır.

Duncan Çoklu Karşılaştıru1a Testi ile yavrulu alan miktarına ait ortalamalar irdelenmiştir.

Arılı çerçeve sayısına ait verilere, uzaklık ve ölçüm yapılan dönemler bakımından

Kruskal Wallis Testi uygulanmış, arılı çerçeve sayısı verilerine ait ortalamalar kendi
aralarında Mann-Whitney U testi kullanılarak karşılaştırılmıştır.

85
Şekil J4. Bitki Alanında Arı Kolonİlerinin Kontrolü.

ŞekiııS. Deneme Kolonİlerinin Yavru lu alan Gelişimlerinin Ölçülmesi

86
Şekil 16. Deneme Kolonilerinde Ergin Arı CJelişiminin Belirlenmesi

3.2.13. Kolonileriıı Bal Verimiılİn Belirlenmesi

Araştırmaya giren tüm koloniler 1. ve 2. yılda göçer ancılık izlencesi içersinde bal
üretimİ için Kayseri-Sarız ve Şanlıurfa- Akçakale yöresine götürülerek, bitkilerin koloniler
üzerinde bal verimi açısından etkinliği belirlenmiştir.

Araştırmanın 1. yılında Kayseri-Sarız ilçesinde 20 Temmuz 2001 tarihinde 1. bal


hasadı, Şanlturfa-Akçakale ilçesinde 30 Ağustos 2001 tarihinde 2. bal hasadı yapılmıştır.

Araştırmanın 2. yılında 1. bal hasadı 15 Temmuz 2002 tarihinde Kayseri- Sarız ilçesinde,2.
bal hasadı 15 Eylül 2002 tarihinde Şanlıurfa- Akçakale ilçesinde yapılmıştır.

Kolonilerin bal verimini saptamak amacıyla her bir koloniye aİt ballı petekler
kolonilerden alınmış, kovan numarası yazılarak duyarlı terazi ile tek tek tartılmış ve sırları

alınarak bal süzme makinası ile süzme işlemi yapılmıştır.

Balı süzülen petekler tekrar tartılarak boş petek ağırlığı belirlenmiş ve tartılan iki
ağırlık arasında elde edilen fark, koloninin toplam bal verİmi (kg/koloni) olarak belirlenmiştir.
Bal verimine ait verilerin değerlendirilmesinde t-testi kullanılmıştır.

87
3.2.14. Bitkilerden Yararhman Polinaıörlerin Belirlenmesi

Fazelya ve kolza çiçekleri üzerinde tarlacılık yapan bal anlan ile diğer böcekler,
haftada bir gün saat 08.00, !}OO ve 16.00'da, her hir parselde 3 paralelolacak şekilde' LO kcz
atrap kullanarak yakalanmış ve siyanür şişesinde öldürülmüştür. Bal arıları dışında

!1.vrnenojJtera takırmna ait höcekler tür, diğer böcekler ise takım düzeyinde sınıflandırma

yapılmak (Free ve Williams, 1983) üzere yakalandığı bitki, yer, saat, tarih ve atrap sırası

yazılı olan diketlerk birlikte iğnelenerek (Şeki! 17) konInıaya alınmı\,tır (Kan:;,u, 10( 4)

Şekil 17 Fazclya ve Kolza Çiçeklerinden Yararlanan Böceklerin Sınıflandırılması

Hynu!flopfera dışındaki böcek!erin takım düzeyinde sınıf1andın!ım:sı iilemi Çukurova

ü. Z F. Bitki Koruma Bölümünde, H.ymenoptera takımına aİt böceklerİn sınıflandırılması


.Atatürk Ü 1 F Bitki Koruma Böhımünde yapılmıştır

Elde edilen verilerin istatistiki analizleri her bir bitkide ayrı olmak üzere, ölçüm
yapılan dönemler ve saatler bakımından Krusbl Wallis Testine göre yapılmıştır Mann-
Whitney U Testi ile ortalamalar arasında karşılaştırmalar ortaya konmuştur.

88
4. BULGULAR VE TARTIŞMA

4.1. Araştırmanın ı. Yıl Bulguları (2000-2001)

4.1.1. Kolza (Brassica napus L.): Çiçeklenme Fenolojisi ve Çiçek Sayısı


Çukurova koşullarında yetiştirilen kolza bitkisinde ilk çiçeklenme 12 Şubat 2001
~arihinde başlamış ve 30 Mart 2001 tarihinde sona ermiştir. Kolza bitkisi 2001 yılında, iklim
ve bölge koşullarına göre toplam 47 gün çiçekte kalmıştır.
Araştırmanın 1. yılında kolzanın çiçeklenme süresince açan ortalama çiçek sayısı
Çizelge 4.1' de verilmiştir. Bu çizelgenin incelenmesinden; kolzanın çiçeklenme başlangıcında
metrekarede 781.00 adet olan çiçek sayısı, çiçeklenmenin en üst düzeyde olduğu 18 Mart
2001 tarihinde 5658.33 ad/m2 olarak belirlenmiştir. Çiçeklenmenin sonunda çiçek sayısı hızla
azalma göstererek, son ölçüm döneminde 703.00 ad/m2 olarak saptanmıştır. Kolza bitkisinin
ilk çiçeklenmeye başladığı şubat ayı ile çiçeklenmenin yoğunlaştığı mart ayının ortası, arı

kolonilerinin kış mevsiminden çıkıp gelişmeye başladıkları döneme denk gelmiştir.

Kolza sarı renkte çiçek açmakta ve açılan çiçeklerinin çoğunun gün içerisinde öğle

saatlerine kadar açımı sürmekte, bu saatten sonra ise daha az çiçeğin açtığı belirlenmiştir.

Çizelge 4.1. Araştırmanın 1. Yılında Kolza Bitkisinde Çiçeklenme Süresince Açan Ortalama
Çiçek Sayısı (ad/m2 ).
Dönemler Ortalama Çiçek Sayısı (ad/m"')
27/02/2001 781.00±50.59 e
02/03/2001 1676.33±120.40 d
06/03/2001 3417.33±65.28 c
13/03/2001 4946.33±155.45 b

18/03/2001 5658.33±110.43 a
22/03/2001 3508.67±158.31 c
27/03/2001 703.00±81.93 e

X±Sx 2955.85±111.11

Dönemlere bağlı olarak belirlenen açık çiçek sayılarına uygulanan Kruskal Wallis
Testi sonucuna göre, kolza bitkisinde ölçüm dönemleri açısından çiçek sayıları arasındaki fark
P<O.OI düzeyinde önemli çıkmıştır.

89
Kolzanın ortalama çiçek sayılanna uygulanan DÇK Test sonucunda; çiçeklenmenin en
üst düzeyde olduğu ölçüm dönemi (18 Mart 2001) i. grubu, dördüncü ölçüm dönemi (13 Mart
2001) II. grubu, üçüncü (6 Mart 2001) ve altıncı (22 Mart 2001) ölçüm dönemleri III. grubu,
ikinci ölçüm dönemi (2 Mart 2001) IV. grubu oluştururken, çiçeklenmenin başlangıcı olan
birinci (27 Şubat 2001) ve çiçeklenmenin sonu olan yedinci (27 Mart 2001) ölçüm dönemleri
V. grubu oluşturmuştur.

Kolzanın çiçekte kalma süresi ile ilgili sonuçlar, McGregor, (1976) ve Goltz,
(1987)'un bildirişleri ile uyumlu, ancak Kıncı ve Özgüven, (1995), Baydar ve Yüce, (1996)
ile Tansı ve ark (1999)'nın sonucundan farklı bulunmuştur. Bu duruma başta farklı ekim
tarihleri olmak üzere, yıllara göre değişken bir yapı gösteren bölge ikliminin etkisinin önemi
bulunmaktadır. Tüm bu sonuçlar, Muzaffar ve Ahmad, (1991)'nın, kolzanın Pakistan
koşullannda ekim-şubat döneminde çiçeklendiğini ve kolzanın değişik iklim bölgelerinde
farklı tarihlerde çiçeklenmesinin gerçekleştiğini bildiren görüşleri ile örtüşmektedir.

Araştırmada birim alandan elde edilen çiçek sayısı, Tansı ve ark (1999)'nın

sonuçlanndan oldukça yüksek düzeyde bulunmuştur. Bu çalışmada çiçek sayısının yüksek


çıkması, kolza bitkisinin ekim zamanı, yetiştirme teknikleri ve çevresel koşullardan önemli
düzeyde etkilendiğini; çiçek sayısı üzerine polinasyonun gerçekleşip gerçekleşmemesine bağlı

olarak, çiçeklerin açık kalması sonucu, açık çiçek sayısının artması yanında (Anonymous,
2000), çevre ve iklim koşullannın, çiçeklenme süresi ve zamanı ile birlikte çiçek sayısını

artırdığını göstermektedir.

4.1.2. Fazelya (Plıacelia tanacetijolia): Çiçeklenme Fenolojisi ve Çiçek Sayısı

Çukurova koşullannda yetiştirilen fazelya bitkisinde ilk çiçeklenme 11 Mart 2001


tarihinde başlamış, 17 Nisan 2001 tarihinde sona ermiştir. Fazelya bitkisinin çiçekte kalma
süresi, 2001 yılı iklim ve bölge koşullanna göre toplam 38 gün olmuştur.

Araştırmanın 1. yılında fazelyanın çiçeklenme süresince açan ortalama çiçek sayısı

Çizelge 4.2'de gösterilmiştir. Fazelya bitkisinde çiçeklenme, nisan başına kadar önemli bir
artış göstermiş, bu dönemden sonra hızla azalmaya başlamıştır. Fazelya bitkisinde çiçek açma
sabahın erken saatlerinde başlamakta ve gün içerisinde sürmekte ancak akşama doğru azalma
göstermektedir. Fazelya bitkisi mor renkte çiçek açmakta ve nektannın kolza nektanndan
oldukça çekici koku yayması nedeniyle bal anlarını etkilediği gözlenmiştir.

90
Çizelge 4.2. Araştırmanın 1. Yılında Fazelya Bitkisinde Çiçeklenme Süresince Açan
Ortalama Çiçek Sayısı (ad/m2 ).

Dönemler Ortalama Çiçek Sayısı (adım')


18/03/2001 90.67±18.94 f
22/03/2001 414.33±50.08 e
27/03/2001 2987.33±100.95 c
05/04/2001 10333.00±188.58 a
13/04/2001 4308.67±131.29 b
17/04/2001 1299.66±84.14 d

X±Sx 3238.94±95.40

Dönemlere bağlı olarak açık çiçek sayılarına uygulanan Kruskal Wallis Testi
sonucunda; ölçüm dönemleri bakımından fazelya bitkisinde çiçek sayıları arasındaki fark,
P<O.OI düzeyinde önemli olduğu belirlenmiştir.

Fazelyanın ortalama çiçek sayılarına uygulanan DÇK Testi sonucuna göre;


çiçeklenmenin en üst düzeyde olduğu dördüncü ölçüm dönemi (5 Nisan 2001) ı. grubu,
beşinci ölçüm dönemi (13 Nisan 2001) II. grubu, üçüncü ölçüm dönemi (27 Mart 2001) III.
grubu, 17 Nisan 2001 tarihli ölçüm IV. grubu oluştururken; 22 Mart 2001 ve 18 Mart 2001
tarihli ölçüm dönemleri sırasıyla V. ve VI. grupta yer almıştır.
Çiçek sayısı bakımından araştırmada elde edilen değer, Williams ve Christian (1991)
tarafından bildirilen değerlerden (2000, 3000 ve 4000 ad/m düşük ve yüksek olarak
2
)

belirlenmiştir. Bu sonuçlar, bölgede fazelyada çiçek sayısını 15 kasım ekiminde ortalama


9250 ad/m 2 bildiren Tansı ve ark (1996)'nın bulgularından oldukça düşük; bazı fazelya
çeşitlerinde çiçek sayısını 1077, 1021 ad/m 2 bildiren Kumova ve ark (200I)'nın
sonuçlarından yüksek olduğu görülmektedir. Fazelyanın çiçeklenme süresi ile bulunan sonuç
(38 gün); çiçeklenme süresinin 36 gün olduğunu belirten (Tansı ve ark, (1999) bildiri Ş ile
birliktelik taşıdığı, fazelyanın 18 mart-6 mayıs arasında çiçeklendiğini bildiren Korkmaz ve
Kumova (1998) ile fazelyanın Ceylanpınar koşullarında 29-33 gün çiçekte kaldığını belirten
Yıldız (l999)'ın bildirişleri ile nispeten uyumlu olduğu görülmektedir. Fazelyanın çiçek

sayıları, çiçeklenme süreleri, çiçeklenme başlangıç ve bitiş tarihlerinin farklı olmasında, farklı

ekim tarihlerinin ve Çukurova Bölgesinde yıllara göre değişen iklim koşullarının önemli
düzeyde etkili olduğu görülmektedir. Hava sıcaklığının artmasına bağlı olarak fazelyada
çiçeklenme süresinin olumsuz etkilendiği ve çiçeklenmenin daha kısa sürdüğü gözlenmiştir.

91
4.1.3. Kolza ve Fazelyanın Çiçeklenme Fenolojisi ve Çiçek Sayıları Açısından

Karşılaştırılması

Araştırmanın 1. yılında kolza bitkisinde ilk çiçeklenmenin 12 Şubat 2001 tarihinde


başlaması, fazelya bitkisinde 17 Nisan 2001 tarihinde sona ennesi sonucunda, her iki bitkinin
bal anlarına toplam 65 gün besin kaynağı sağladığı ortaya konmuştur.

Araştırmanın 1. yılında, kolza ve fazelya bitkilerinin çiçeklenme süresince açan çiçek


miktannın dönemlere göre değişimi ise Şekil 4.1 'de verilmiştir.

11000 . . . - - - - { " " - - - - - i - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - .


-+- Kolza
10000
9000 --- Fazelya
i 8000
~ 7000+-----------------------------------------~------+-------~
ro
;6000+-------------------------------------+-------~----~
~5000+_----------------_6~----~~----------+_--------4_----~
ci)
~ 4000+-------------~------------~~------~---------=~--~

5~ 3000+---------~----------------~~--~------------~~

2000+-----~----------------------~~--------------~

1000~~------------------------~--~~--------------~

O~----------------------~------------------------~
27/0212001 02103/2001 06/03/2001 13/03/2001 18/03/2001 2210312001 27/03/2001 05/0412001 13/04/2001 17/04/200

Ölçüm Tarihleri

Şekil 4.1. Araştınnanın 1. Yılında Kolza ve Fazelya Bitkilerinin Çiçeklenme Süresince Açan
Çiçek Sayısının Dönemlere Göre Değişimi.

Kolza bitkisinde çiçeklenmenin en üst düzeyde olduğu dönemde 5658.33 ad/m çiçek
2

belirlenirken, fazelya bitkisinde çiçeklenmenin en yoğun olduğu 05/04/2001 tarihinde bu


değer 10333.00 ad/m olmuştur (Şekil 4.1). Aynı alanda bulunan her iki bitkinin çiçeklenme
2

dönemlerinin birbirini izlemesi nedeniyle bal anları 2 ay süreyle kesintisiz besin kaynağı

sağlanmıştır.

Sonuç olarak kolza ve fazelya bitkilerinde çiçeklenme fenolojisine ait değerlerin

iklimsel koşullar ve ekim tarihine bağlı olarak etkilendiği; bitkilerin bal anlan için önem ve
değerinin bu koşullar tarafından belirlendiğİ saptanmıştır.

92
4.1.4. Kolza:Nektar Miktarı, Nektar Kuru Madde Düzeyi ve Nektar Potansiyeli

Araştırmanın 1. yılında kolza çiçeklerinde nektar miktarının dönemler ve saatlere göre


dağılımı Çizelge 4.3' de, kolza çiçeklerinde nektar miktarının dönemler ve saatlere göre
değişimi Şekil 4.2'de verilmiştir. Kolza çiçeklerinin nektar saigıiama yönünden çiçeklenme
süresince düzenli bir yapı izlediği ve gün içerisinde fazla değişkenlik göstermediğİ

görülmektedir. Ancak çiçeklenme başında saat l6:00'da yapılan ölçümlerde nispeten farklılık

görülmekle birlikte, çiçeklenmenin ikinci yarısında saat 10:00' da yapılan ölçümlerde


çiçeklerdeki nektar miktarında düşme görülmüştür. Ayrıca çiçeklenme başında ve sonunda
çiçek başına nektar miktarı çiçeklenme ortasına göre oldukça düşük bulunmuştur.

Çizelge 4.3. Araştırmanın 1. Yılında Kolza Çiçeklerinde Nektar Miktarının Dönemler ve


Saatlere Göre Dağılımı (mg/çiçek/gün).
Olçüm Saatleri
Dönemler X±Sx
10:00 13:00 16:00
27/02/2001 0.24 0.31 0.52 0.35±0.08
02/03/2001 0.21 0.36 0.90 0.49±0.08
06/03/2001 0.85 0.97 0.37 0.73±0.11
18/03/2001 0.00 0.75 0.81 0.52±0.06
22/03/2001 0.21 0.81 0.75 0.59±0.09
27/03/2001 0.04 0.39 0.35 0.26±0.07

X±Sx 0.25±0.02 0.59±0.01 0.61±0.09 0.49±0.0?

Kolza bitkisinde çiçeklenme başında yapılan ilk ölçümde çiçek başına nektar miktarı

saat 10:00'da 0.24 mg/çiçek/gün, saat 13:00'de 0.31 mg/çiçek/gün ve saat 16:00'da 0.52
mg/çiçek/gün olarak gerçekleşmiştir. Çiçeklenmenin ortasına doğru çiçek başına düşen nektar
miktarı artış göstermiş ve 06/03/2001 tarihindeki ölçümde aynı saatlerde sırasıyla 0.85, 0.97
ve 0.37 mg/çiçek/gün olarak gerçekleşmiştir. Saatler dikkate alındığında nektar miktarının

saat 10:00'da yapılan ölçümlerde 0.25 mg/çiçek/gün, saat 13:00 ve saat 16:00'da yapılan

ölçümlerde sırasıyla 0.59 ve 0.61 mg/çiçek/gün olduğu saptanmıştır.


Tüm dönemler dikkate alındığında, kolza çiçeklerinde 0.49 mg/çiçek/gün nektar
tiretildiği belirlenmiştir. Kolzada nektar miktarının gün ve saate bağlı olarak 0.04-0.97
mg/çiçek/gün arasında gerçekleştiği belirlenmiştir.

93
1 , 2 , - - - - - - - - - - - - - - - - - l -+-10:00 _13:00 ~ 16:00

-c: 1+-----------------~=-----------------------------~

-
:::ı

.:r:
.~ 0,81----7<:...-----l~--rr\----=:~~:::::::;;;:::::;;=::::::~~-----_l
ol

S 0,6+---~--------~~----~~-------------~~------~
...
OS
=...
:it 04+-------------~~----~~--~--------------------~~~--~
'
OS
~ 0,2+--.!::======*--------+--------,,...+....:------~

O~------~--------~------~--~~--~------~--~--~
27/02/2001 02103/2001 06103/2001 18/03/2001 22/03/2001 27/03/2001

Ölçüm Dönemleri

Şekil 4.2. Araştırmanın ı. Yılında Kolza Çiçeklerinde Nektar Miktarının Dönemler ve


Saatlere Göre Değişimi.

Kolza çiçeklerinin salgıladığı nektar miktarı verilerine uygulanan istatistiki analiz


sonucunda çiçeklerin nektar verimi üzerine ölçüm dönemleri ve saatlerin etkisinin önemsiz
(P>0.05) olduğu saptanmıştır.

Kolza çiçeklerinden elde edilen nektar miktarı değerleri; McGregor (1976)'un


Belozerova (1960)'dan bildirmiş olduğu değerler ile Pierre ve ark (1999)'nın bildirdiği

değerlerden oldukça düşük, Szabo (1982)'nun bildirdiği değerden ise yüksek olduğu

saptanmıştır. Ayrıca Crane ve ark (1984)'nın bildirdiği değerden nispeten düşük olmakla
birlikte, çiçeklenmenin farklı dönemleri dikkate alındığında uyumluluk gösterdiği; Szabo
(1985), ve Anonymous (2000)'ın bildirişleri ile tam bir uyum içerisinde olduğu belirlenmiştir.

Kolza çiçeklerinin öğle saatlerinde daha fazla miktarda nektar salgılaması Mesquida
ve ark (1993) bildirişleri ile uyumlu bulunmamıştır. Ancak Pemal ve Currie (1998)'nin
bildirişinde belirttiği gibi nektar kuru madde düzeyinin öğle saatlerinde ve sonrasında arttığı
bildirişine paralelolarak nektar miktarının da arttığı saptanmıştır.

Kolza bitkisinde tüm çiçeklenme süresince, toplam 9 682 000 ad/da çiçek bulunduğu
ve çiçeklerinde saptanan 0.49 mg/çiçek/gün nektar miktarına bağlı olarak kolza bitkisinin
dekara nektar potansiyelinin 4.74 kg/da olduğu belirlenmiştir. Bu sonuçların DelapIane ve
Mayer (2000)'in 10-50 kg/da bildirişleri ile uyum sağlamadığı, bu duruma bitkinin

94
yetiştirilme şekli ile çevre koşullarının etkide bulunduğu görülmektedir. Sonuç olarak kolza

çiçeklerinde bulunan nektar miktarının yetiştirilen çeşit başta olmak üzere bitkinin
yetiştirildiğİ ortam, yer ve iklimsel koşulların etkisi altında (Root, 1972; Shuel, 1975; Morse
ve Hooper, 1985; ı 995; Tew, ı 998) farklı miktarda nektar salgıladığını göstermektedir.

Araştırmanın 1. yılında kolza çiçeklerinde nektarın kuru madde düzeyi Çizelge 4.4' de,
nektar kuru madde düzeyinin dönemler ve saatlere göre değişimi Şekil4.3'de verilmiştir

Çizelge 4.4. Araştırmanın 1. Yılında Kolza Çiçeklerinde Nektar Kuru Madde Düzeyi (%).
Olçüm Saatleri
Dönemler X±Sx
10:00 13:00 16:00
27/02/2001 22.00 17.00 22.00 20.33±1.67
02/03/2001 0.00 30.20 25.20 18.46±1.34
06/03/2001 13.80 14.80 13.00 13.86±0.52
18/03/2001 0.00 17.20 19.00 12.06±1.05

22/03/2001 17.40 16.80 17.00 17.06±0.17


27/03/2001 16.00 14.00 13.50 14.50±0.76

X±Sx 11.53±1.80 18.33±2.43 18.28±1.95 16.05±1.72

35 .13:00 1116:00

30

o~ 25
>.
Q)
N 20
(3
Q)
"c
"c 15

:!!!
...
:;,

~ 10

O
27/0212001 0210312001 06/0312001 18/03/2001 20103/2001 27/03/2001

Ölçüm Dönem leri

Şekil 4.3. Araştırmanın 1. Yılında Kolza Çiçeklerinde Nektar Kuru Madde Düzeyinin
Dönemler ve Saatlere Göre Değişimi.

95
Elde edilen kolza nektar örneklerinde ağırlık miktarı saptandıktan sonra kuru madde
düzeyi ve gün içerisindeki değişimleri saptanmıştır. Kolza çiçeklerinde kuru madde miktarı

çiçeklenme başında %30.2 düzeyine ulaşmakla birlikte, çiçeklenme ilerledikçe azalmaya


başlamıştır. Kolza çiçeklerinde kuru madde düzeyi %13.5-30.2 arasında değişim göstermiştir.

Kolza bitkisinde çiçeklenme başında yapılan ölçümlerde saat 10:00'da %22.00, saat
13:00'de %17.00 düzeyinde olan nektar kuru madde miktarı, saat 16:00'da %22.00 olarak
gerçekleşmiştir. Kolza çiçeklerinde nektar kuru madde düzeyi tüm dönemler boyunca gittikçe
azalan bir yapı göstermiş ve tüm dönemler saat açısından dikkate alındığında nektar kuru
madde düzeyi saat 10:00'da %11.53, saat 13:00'de %18.33 ve saat 16:00'da %18.28 olarak
belirlenmiştir. Tüm dönemler dikkate alındığında kolza bitkisinin genelolarak ortalama
%16.05 düzeyinde kuru madde içeren nektara sahip olduğu saptanmıştır.

Kolza çiçeklerinin nektarındaki kuru madde düzeyi değerlerine uygulanan istatistiki


analiz sonucunda, çiçeklerinin nektarında bulunan kuru madde düzeyine ölçüm dönemleri ve
saatlerin etkisinin önemsiz (P>0.05) olduğu saptanmıştır.

Kolza çiçeklerinde üretilen nektann kuru madde düzeyi, bu çalışmada tüm dönemler
dikkate alındığında ortalama %16.05 düzeyinde belirlenmiştir. Bu sonuç, Robinson ve Oertel
(1975), Szabo (1982), Szabo (1985) ve Anonymous (2000) bildirişlerinden farklı olarak
oldukça düşük bir düzeyde kalmıştır. Ancak bu sonuç Crane ve ark (1984)'nın bildirişi ile
nispeten uyumlu bulunmuştur. Nektar kuru madde düzeyinin diğer çalışmalardan oldukça
farklı çıkmasında; Çukurova Bölgesinde ay ve gün içerisinde iklimsel koşulların büyük bir
değişkenlik göstermesi, bitkilerin ait olduğu tür, bitkilerin ekiminin yapıldığı alanın toprak
yapısı, gübreleme, sulama gibi kültürel çalışmaların nektar miktarını ve nektar kuru madde
düzeyini etkilediğini göstermektedir (Simidchiev, 1973). Sonuçta kolza bitkisi çiçeklerinin
çevresel koşulların etkisi altında değişken yapıda nektar salgısında bulunduğu belirlenmiştir.

4.1.5. Fazelya: Nektar Miktarı, Nektar Kuru Madde Düzeyi ve Nektar Potansiyeli

Araştırmanın 1. yılında fazelya çiçeklerinde nektar miktarının dönemler ve saatlere


göre dağılımı Çizelge 4.5'de, fazelya çiçeklerinde nektar miktarının dönemler ve saatlere göre
değişimi ise ŞekiI4.4'de verilmiştir. Fazelya bitkisinde çiçeklenme süresince, çiçekteki nektar
miktarı gün içerisinde iklim verilerine bağlı olarak sürekli değişmiştir.

96
Çizelge 4.5. Araştırmanın 1. Yılında Fazelya Çiçeklerinde Nektar Miktarının Dönemler ve
Saatlere Göre Dağılımı (mg/çiçek/gün).

Ölçüm Saatleri
Dönemler X±Sx
10:00 13:00 16:00
18/03/2001 0.00 0.39 0.54 0.31±0.01
22/03/2001 0.31 0.41 0.25 0.32±0.04
27/03/2001 0.40 0.16 0.36 0.30±0.07
05/04/2001 0.18 0.53 0.42 0.3?±0.02
13/04/2001 0.17 0.18 0.30 0.21±0.04
17/04/2001 0.30 0.36 0.18 0.28±0.05
X±Sx 0.22±0.04 0.34±0.05 0.34±0.03 0.30±0.03

0,6.---------------------------------~ -+-10:00 ___ 1300 -.-16:00

ı::
::ı
0,5
"6l
..:ıı::
Q)
.!::!" 0,4
...ıo
cl
E
Lo 0,3
.....

~
~ 0,2

.....
..:ıı::
Q)
z 0,1

o +---~----__--------~--------~--------__--------__------~
18/03/2001 22/03/2001 27/03/2001 05/04/2001 13/04/2001 17/04/2001
Ölçüm Dönem leri

Şekil 4.4. Araştırmanın 1. Yılında Fazelya Çiçeklerinde Nektar Miktarının Dönemler ve


Saatlere Göre Değişimi.

Nektar miktarının saat 10:00'da, diğer saatlere göre daha az olduğu, saat 13:00'de
daha üst düzeyde olduğu saptanmıştır. Çiçek başına nektar miktarı, çiçeklenme başında saat
13:00'de yapılan ölçümde 0.39 mg/çiçek/gün, saat 16:00'da 0.54 mg/çiçek/gün olarak
gerçekI e şmi ştir.

Fazelya çiçeklerinde ortalama nektar miktarı, ölçüm yapılan saatler dikkate


alındığında; saat 10:00'da 0.22 mg/çiçek/gün, saat 13:00 ve 16:00'da 0.34 mg/çiçek/gün

olarak saptanmıştır. Tüm dönemler dikkate alındığında, fazelya bitkisinde ortalama 0.30
mg/çiçek/gün nektar salgısı belirlenmiştir.

97
Fazelya bitkisinde tüm çiçeklenme süresince toplam 26 045 000 ad/da çiçek ve
çiçeklerde nektar miktarının 0.30 mg/çiçek/gün belirlenmesine bağlı olarak, birinci yılda

ekilen fazelya bitkisinin dekara 7.81 kg/da nektar potansiyeline sahip olduğu saptanmıştır.

Fazelya çiçeklerinde 1. yılda belirlenen 0.30 mg/çiçek/gün nektar miktarı; fazelya


bitkisinde 0.80-0.85 mg/çiçek/gün bulan (Hansson, ı 980); fazelya bitkisinde 0.60
mg/çiçek/gün belirten (Jaablonski ve Skowrenek, 1982) ve fazelyada 0.69 mg/çiçek/gün
olarak bildiren (Öder, 1993) değerlerinden oldukça düşük bir düzeyde bulunmuştur. Fazelya
bitkisinde dekara nektar verimi 7.81 kg olarak saptanmıştır. Bu verim düşüklüğünün çevresel
koşullar altında büyük oranda değişiklik göstermiş olan çiçek başına nektar miktarı azlığından

etkilendiği belirlenmiştir (Shuel, ı 975; Morse ve Hooper, ı 985).

Araştırmanın 1. yılında fazelya çiçeklerinde nektar kuru madde düzeyi Çize1ge 4.6' da,
nektar kuru madde düzeyinin dönemler ve saatlere göre değişimi ŞekiI4.5'de verilmiştir.

Çizelge 4.6. Araştırmanın 1. Yılında Fazelya Çiçeklerinde Nektar Kuru Madde Düzeyi (%).
Olçüm Saatleri
Dönemler X±Sx
10:00 13:00 16:00
18/03/2001 0.00 16.80 15.00 10.60±1.32
22/03/2001 16.20 18.40 0.00 11.53±1.80
27/03/2001 17.00 23.00 19.00 19.67±1.76
05/04/2001 23.20 29.00 29.10 27.10±1.95
13/04/2001 28.00 27.00 25.00 26.67±0.88
17/04/2001 0.00 21.00 24.20 15.06±1.58
X±Sx 14.06±1.78 22.53±1.95 18.71±1.24 18.43±1.25

Fazelya bitkisinde çiçeklenme başında düşük olan kuru madde düzeyi, sıcaklığın

artmasıy la birlikte çiçeklenme sonuna doğru artış göstermiştir. Kuru madde düzeyindeki
değişim tüm dönemler dikkate alındığında %15.00-29.10 değerleri arasında gerçekleşmiştir.

Fazelya bitkisinde çiçeklenme başında yapılan ölçümlerde saat 13:00'de %16.80 düzeyinde
olan nektar kuru madde düzeyi, saat 16:00'da %15.00 olarak gerçekleşmiştir. Fazelya
çiçeklerinde nektar kuru madde düzeyi tüm dönemler boyunca değişken bir yapı göstermiştir.

Fazelya bitkisinde tüm dönemler dikkate alındığında nektar kuru madde düzeyi saat 10:00,
13:00 ve 16:00'da sırasıyla %14.06, %22.53 ve %18.71 olarak belirlenmiştir. Fazelyada tüm
dönemler boyunca nektar kuru madde düzeyi ortalama %18.43 olmuştur.

98
------,- - - - ,--,-----
i ----------- -------------

35 m10:00 .13:00 1116:00

30
~
Q

25
>-

N

8 20

"tl
"tl 15
III
:!:
...


10
~

O
18/03/2001 20/03/2001 27/03/2001 05/04/2001 13/04/2001 17/04/2001
Ölçüm Dönemleri

Şekil 4.5. Araştırmanın 1. Yılında Fazelya Çiçeklerinde Nektar Kuru Madde Düzeyinin
Dönemler ve Saatlere Göre Değişimi.

Fazelya çiçeklerinin salgıladığı nektar miktarı ile nektarda bulunan kuru madde
düzeyine ait değerlere uygulanan istatistiki analiz sonucunda; çiçeklerin nektar verimi ve
nektarda bulunan kuru madde düzeyi üzerine, ölçüm dönemleri ve saatlerin etkisinin önemsiz
(P>O.OS) olduğu saptanmıştır.

Fazelya çiçeklerinde elde edilen %18.43 kuru madde düzeyi, fazelya çiçeklerinde
%36.3 (Jaablonski ve Skowrenek, 1982) olarak bulunan değerden oldukça düşük

bulunmuştur. Bu sonuç Crane ve ark, (1984)'nın Cimu (1980)' dan bildirdiği değere yakın,

fakat Hansson (l980)'un bildirdiği değerden düşük olarak saptanmıştır. Nektardaki kuru
madde düzeyine; bitkinin ait olduğu tür, çeşit ve diğer çevresel faktörlerinde etki etmesi,
nektar salgı miktarının ve yapısının ekolojik ve iklim koşullarından önemli düzeyde
etkilendiği (Simidchiev, 1972) bildirişi ile uyum içersinde olduğunu göstermektedir.
Araştırmanın yürütüldüğü Çukurova Bölgesinin kısa zaman dilimleri içerisinde değişken bir
yapı gösteren Akdeniz ikliminin etkisi altında olması, çiçekteki nektar miktarı ile nektar kuru
madde düzeyinin dönemler bazında değişkenlik göstermesine önemli düzeyde etkili
olmaktadır. Ancak fazelyanın çiçeklenme süresinin sonuna doğru hava sıcaklığının artmasına

paralelolarak (Adana Meteoroloji Müdürlüğü, 2001) nektar kuru madde düzeyinin arttığı ve
bu duruma hava koşullarının nektar kuru madde düzeyi üzerine etkili olduğunu

göstermektedir.

99
4.1.6. Kolza Çiçeklerinde Polen Miktarı ve Polen Potansiyeli
Bu araştınna ile kolza bitkisinin Çukurova koşullarında hangi dönemlerde, günün
hangi saatlerinde ve ne düzeyde polen sağladıkları belirlenmiştir. Kolza çiçeklerinde polen
miktarına ait değerler Çizelge 4.7'de, polen miktarının dönemler ve saatlere göre değişimi

Şekil 4.6' da verilmektedir.

Çizelge 4.7. Araştınnanın 1. Yılında Kolza Çiçeklerinde Polen Miktarı (mg/çiçek/gün).


Olçüm Olçüm Saatleri
X±Sx
Tarihleri 08:00 12:00 16:00
27/02/2001 0.93±0.18 1.04±0.15 0.85±0.07 0.94±0.09
02/03/2001 0.71±0.14 0.73±0.10 0.51±0.13 0.64±0.13
06/03/2001 0.46±0.06 0.88±0.07 0.59±0.14 0.61±0.08
18/03/2001 0.94±0.11 0.60±0.07 0.43±0.04 0.65±0.03
22/03/2001 0.65±0.12 0.63±0.09 1.01±0.19 0.76±0.14
27/03/2001 0.65±0.10 0.69±0.09 0.84±0.11 0.73±0.11

X±Sx 0.71±0.09 0.75±0.07 0.72±0.09 0.73±0.04

1,2
.----_____________ -+- 08:00 ___ 12:00 - . - 16:00

1 -

ı::

-
::;:ı
c)
..:.::
Q) 0,8

-E-
.2'
o-
c)

0,6
.::

.....
~
~ 0,4
ı::
Q)
Ö
a.
0,2

O
27/02/2001 02/03/2001 06/03/2001 18/03/2001 20103/2001 27/03/2001
Ölçüm Tarihleri

Şekil 4.6. Araştınnanın 1. Yılında Kolza Çiçeklerinde Polen Miktarının Dönemler ve Saatlere
Göre Değişimi

100
Çizelge 4.7 ve Şekil 4.6'nin incelenmesinden, kolza çiçeklerinde bulunan polen
miktarının, çiçeklenme süresince ölçüm dönemleri ve saatler bazında genelolarak değişim

gösterdiği görülmektedir. Çiçeklenme başlangıcında saat 08:00'de alınan polen örneklerinde


0.93 mg/çiçeklgün polen miktarı saptanırken, bu değer saat 12:00 ve 16:00'da yapılan

ölçümlerde sırasıyla 1.04 ve 0.85 mg/çiçeklgün olarak gerçekleşmiştir.


Çiçeklenmenin ilk günlerinde oldukça yüksek olan polen miktarının sonraki
ölçümlerde azalma gösterdiği, ancak çiçeklenme süresince daha durağan bir yapı kazandığı

görülmektedir. Sonuç olarak kolza bitkisinin saat 08:00'de açan çiçeklerinde 0.71, saat
12:00'de açan çiçeklerinde 0.75, saat 16:00'da açan çiçeklerde 0.72 mg/çiçeklgün polen
verimi belirlenmiştir. Genel olarak çiçek başına polen verimi 0.73 mg/çiçeklgün olarak
belirlenmiştir. Kolzada polen miktarının çiçeklenme başlangıcında ve en üst düzeyde
çiçeklenmenin olduğu 22/03/2001 tarihinde artış gösterdiği saptanmıştır.

Kolza çiçeklerinde bulunan polen miktarlarına ait değerlere uygulanan istatistiki analiz
sonucunda, kolza çiçeklerinde bulunan polen miktarı üzerine ölçüm dönemleri, saatler ve
dönem x saat interaksiyonunun etkisinin önemsiz (P>0.05) olduğu belirlenmiştir.

Kolza bitkisinde çiçeklenme süresince toplam 9 682 000 ad/da çiçek bulunduğu ve
çiçeklerinde belirlenen 0.73 mg/çiçeklgün polen miktarı dikkate alındığında, kolza bitkisinin
dekara 7.07 kg polen potansiyeline sahip olduğu belirlenmiştir. Bu sonuç, Szabo (1985)'nun
bildirdiği değerden düşük görülmektedir. Kolza çiçeklerinin polen salınımı için uygun yapıda

olmasına bağlı olarak (Gupta ve Bali, 1990), Çukurova Bölgesi iklim koşullarının kolzanın

polen salımına uygun olduğunu ve bal arılarına besin kaynaklarının kıt olduğu dönemde
önemli düzeyde polen kaynağı sağladığım göstermektedir.

4.1.7. Fazelya Çiçeklerinde Polen Miktarı ve Polen Potansiyeli


Fazelya çiçeklerinde polen miktarına ait değerler Çizelge 4.8'de, polen miktarının

dönemler ve saatlere göre değişimi Şekil 4.7'de verilmektedir. Fazelya çiçeklerinde bulunan
polen miktarının çiçeklenme süresince ölçüm dönemleri ve saatler bazında genelolarak
değişim gösterdiği görülmektedir. Çiçeklenme başlangıcında saat 08:00'de 0.43 mg/çiçeklgün
polen miktarı saptanmasına karşılık, saat 12:00 ve saat 16:00'da alınan örneklerde polen
miktarının sırasıyla 0.44 ve 0.34 mg/çiçeklgün olduğu belirlenmiştir.

101
Çizelge 4.8. Araştırmanın 1. Yılında Fazelya Çiçeklerinde Polen Miktarı (mg/çiçek/gün).
Ölçüm Ölçüm Saatleri
X±Sx
Tarihleri 08:00 12:00 16:00
18/03/2001 0.43±0.13 0.44±0.11 0.34±0.12 0.40±0.06
22/03/2001 0.53±0.08 0.28±0.13 0.2hO.06 0.37±0.07
27/03/2001 0.56±0.07 0.38±0.05 0.48±0.07 0.47±0.05
05/04/2001 0.64±0.12 0.4hO.02 0.48±0.08 0.53±0.05
13/04/2001 0.42±0.05 0.50±0.06 0.39±0.04 0.44±0.03
17/04/2001 0.41±0.07 0.52±0.10 0.50±0.07 0.48±0.04
X±Sx 0.50±0.03 0.43±0.03 0.41±0.03 0.45±0.02

0,7 ,---------------------------1 -+- 08:00 _ 12:00 - . - 16:00

0,6

'2
:::ı
0,5
J2>
..:ıı::
Q)

-S
.~
(.)ı

c 'l
0,4

E 0,3
.;:
Q)
>
ı::
Q) 0,2
Ö
il..

0,1 +-------------------------------------------------------~

O +-------~--------~------_r------~~------~------~
18/03/2001 22/03/2001 27/03/2001 05/04/2001 13/04/2001 17/04/2001
Ölçüm Tarihleri

Şekil 4.7. Araştırmanın 1. Yılında Fazelya Çiçeklerinde Polen Miktarının Dönemler ve


Saatlere Göre Değişimi.

Fazelya bitkisinin tüm ölçüm dönemleri dikkate alındığında, açan çiçeklerinde saat
08:00'de 0.50 mg/çiçek/gün, saat 12:00'de 0.43 mg/çiçek/gün polen verimi saptanırken, saat
16:00' da 0.41 mg/çiçek/gün olarak belirlenmiştir. Genelolarak çiçek başına polen verimi 0.45
mg/çiçek/gün olarak saptanmıştır. Fazelya bitkisinde çiçeklenmenin en üst düzeyde olduğu
05/04/2001 tarihinde polen miktarının da en üst düzeye çıktığı belirlenmiştir.

102
Araştırma sonunda fazelya bitkisinde tüm çiçeklenme süresince toplam 26 045 000
ad/da çiçek bulunduğu ve çiçeklerde belirlenen 0.45 mg/çiçek/gün polen miktarı dikkate
alınarak,I. yılda fazelya bitkisinin 11.72 kg/da polen potansiyeline sahip olduğu saptanmıştır.

Fazelya çiçeklerinde bulunan polen miktarlarına ait değerlere uygulanan istatistiki


analiz sonucunda, polen miktarı üzerine ölçüm dönemleri, saatler ve dönem x saat
interaksiyonunun etkisinin önemsiz (P>0.05) olduğu belirlenmiştir.

Araştırma sonunda fazelya çiçeklerinden elde edilen polen miktarının (0.45


mg/çiçek/gün), polen miktarını 0.5 mg/çiçek/gün bulan (Crane ve ark., 1994 göre Maurizio ve
Grafl, 1982) araştırmacının bulguları ile uyumlu olduğu görülmektedir. Ancak, polen
miktarını 0.35 mg/çiçek/gün olarak belirleyen (Beck, 1991) araştırmacının değerinden yüksek
bulunmuştur. Bu sonuçlar bitkilerin böceklere sağladığı polen miktarının bitkinin genetik
yapısı ve çevresel koşulların etkisi ile değişebileceği görüşünü taşımaktadır (Morse ve
Hooper,1985). Bu durum fazelyada polen üretiminin; yetiştirildiği yöre ve yetiştirme koşulları

başta olmak üzere, bitkinin büyüme koşullarını etkileyen iklim faktörlerin etkisi altında büyük
değişim gösterebileceğini; fazelyanın polen verimi bakımından Bölgede oldukça iyi bir
!<.onumda olduğunu göstermektedir.

4.1.8. Kolza Bitkisinde Nektar Tarlacılığı Yapan Bal Arısı Sayısı

Kolza bitkisinin çiçeklendiği dönemde bal arılarının, bitkinin nektarını hangi saatlerde
ve ne düzeyde tercih ettiği, günün belirli saatlerinde yapılan sayımlarla saptanmıştır.

Araştırmanın 1. yılında kolza çiçekleri üzerinde yapılan sayımlar sonucu, nektar


tarlacılığı yapan bal arısı sayısı dönemler ve saatlere göre Çizelge 4.9'da, nektar tarlacılığı

yapan bal arısı sayısının dönemler ve saatlere göre değişimleri Şekil 4.8'de verilmiştir.
Kolza bitkisinde çiçeklenmenin başlaması ile birlikte yoğun bir şekilde nektar
tarlacılığı başlamış ve çiçeklenmenin artmasına bağlı olarak 18/03/2001 tarihinde yapılan

sayımlarda en üst düzeye ulaşmıştır. Çiçeklenme başlangıcında saat 10:00'da 36.67 ad/m /5
2

dk, saat 12:00'de 18:89 adlm 2 /5 dk ve saat 14:00'te 20.00 adlm 2/5 dk nektar tarlacılığı yapan
bal arısı saptanmıştır. Kolzada çiçeklenmenin en üst düzeyde olduğu dönemde saat 10:00' da
yapılan sayımlarda 194.44 adlm /5 dk, saat 12:00'de yapılan sayımlarda 175.55 ad/m /5 dk ve
2 2

saat 14:00'te yapılan sayımlarda 67.78 ad/m2/5 dk bal arısının nektar tarlacılığı yaptıkları
belirlenmiştir (Çizelge 4.9, Şekil 4.8).

103
ÇizeIge 4.9. Araştırmanın ı. Yılında Kolza Çiçeklerinde Nektar Tarlacılığı Yapan Bal Arısı
2
Sayısı (adım /5 dk).
Sayım Saatleri
Dönemler X±Sx
10:00 12:00 14:00
27/02/2001 36.6?±2.01 18.89±2.84 20.00± 1.47 25.18±2.11 b
02/03/2001 44.44±4.18 38.88± 1.93 41.11±1.11 41.48± 1.27 b
06/03/2001 192.22±9.20 138.89±3.10 60.00±2.77 130.37±2.37 a
18/03/2001 194.44±2.37 175.55±8.69 67.78±2.57 145.92±2.59 a
22/03/2001 126.6?±3.33 100.00±3.33 42.22± 1.55 89.63±3.69 a
27/03/2001 1.11 ±0.11 5.55±0.10 20.00± 1.71 8.89±4.23 c
99.25±9.31 79.63±5.78 41.85±2.88 73.58±8.99
X±Sx
a a b

_ 250 _12:00 -.-14:00


-+-10:00
~
-
Lt)

~
. R 200
LO

~
LO
~ 150
~
ı::

ii
.;:. 100
§ı
()
(il

ii
l-
50
le
:li!
~
O
27/0212001 02103/2001 06/0312001 18/03/2001 22103/2001 27/03/2001

Ölçiin Dönemleri

Şekil 4.8. Araştırmanın ı. Yılında Kolza Çiçeklerinde Nektar Tarlacılığı Yapan Bal Arılarının
Dönemler ve Saatlere Göre Değişimi.

104
Kolza bitkisinde çiçeklenmenin sonuna doğru yapılan sayımlarda nektar tarlacılığı

yapan bal arısı sayısında azalma görülmüştür. Tüm çiçeklenme süresi dikkate alındığında saat
10:00'da ortalama 99.25 adJm 2/5 dk, saat 12:00'de 79.63 adJm 2/5 dk nektar tarlacılığı yapan
bal arısı saptanırken, bu değer saat 14:00'te 41.85 adJm 2/5 dk olarak belirlenmiştir. Tüm
dönemler bir arada incelendiğinde, bal arılarının çiçek sayısına bağlı olarak artan veya azalan
düzeyde nektar toplamak amacıyla tarlacılık yapmalarının yanında tarlacılık faaliyetlerinin
önemli bir bölümünü sabah ve öğle saatlerinde yaptıkları belirlenmiştir.

Araştırmanın 1. yılında kolza çiçekleri üzerinde nektar toplamak amacıyla tarlacılık

yapan bal arısı sayılarına uygulanan Kruskal Wallis Testi sonucunda, nektar tarlacılığı yapan
bal arısı sayısı ile ölçüm dönemleri arasında istatistiki olarak P<O.Ol düzeyinde önemli bir
ilişkinin olduğu saptanmıştır. Ölçüm yapılan saatler bakımından elde edilen verilere Kruskal

Wallis Testi uygulanması sonucunda, nektar tarlacılığı yapan bal arısı sayısı ile ölçüm saatleri
arasındaki ilişkinin P<0.05 düzeyinde önemli olduğu belirlenmiştir.

Kolza çiçeklerinde ölçüm yapılan dönemler bazında nektar tarlacılığı yapan bal arısı

sayısı verilerine uygulanan DÇK Testi sonucunda; 06/03/2001, 18/03/2001 ve 22/0312001


tarihlerindeki ölçüm dönemleri i. grupta; 27/02/2001 ve 02/0312001 tarihlerindeki ölçüm
dönemleri II. grupta, 27/03/2001 tarihli ölçüm dönemi III. grupta yer almıştır. Nektar
tarlacılığı yapan bal arısı sayıları saatler bakımından karşılaştırıldığında, saat 10:00 ve 12:00
ölçümü i. grubu oluştururken, saat 14:00 ölçümü II. grubu oluşturmuştur.
Sonuçta, kolza bitkisinin Çukurova koşullarında erken ilkbahar döneminde bal arısı

kolonilerine polen ve nektar kaynağı sağlama bakımından önemli bir konumda yer aldığını

göstermektedir. Bu durum, bal arılarının bitkiye olan bağımlılığında çiçeklerin renk ve


kokusu yanında nektar miktarı ile nektar şeker düzeyinin de etkili olduğu bildirişleri ile uyum
içerisindedir (Scogin, 1983; Wells ve Wells, 1983; Johansen ve Mayer, 1987; Osbome ve ark,
1991; Benedek ve Nyeki, 1996; Scheiner ve ark, 1999; Adler, 2000; Kim ve Smith, 2000.,
Fulop ve Menzel, 2000; Çakmak ve Wells, 2001, Tronson, 2001). Ayrıca kolza bitkisinin
çiçek yapısının bal arılarının tarlacılık faaliyetini kolaylaştıran bir yapı (Free ve Williams,
·1974) içersinde bulunmasının yanında, taç yapraklarının sarı renkli ve nektarının kokulu
(Williams ve Free, 1992; Marquard ve Walker 1995; Dyer, 1999; Miller ve Winn, 1999)
olmasının bal arıları için oldukça çekici olduğunu göstermektedir.
Kolza bitkisinin bal arılannın enerjiye gereksinim duydukları bir dönemde
çiçeklenme si ve bol nektar salgılaması da (Free, 1982; Baker ve Baker, 1983; Houston ve ark,
1996; Abro1, 1997; Waddington, 1997; Williams, 1998; Creswell, 1999, Anderson, 2000;

105
Wells ve ark, 2001) bal arılarının nektar tercihi üzerinde önemli düzeyde etkili oldupunu
göstermektedir. Ayrıca arı kolonilerinin kolza ekili alana yakın olmasımn, bal arılarının
tarlacılık etkinliklerinde daha az enerji harcayarak üst düzeyde besin kazancı elde etmelerine

olanak tanıdığı bildirişleri (Free ve Williams, 1974; Carpenter 1983; Heinrich, 1983; Free,
1992; Roubik, 1995; Dewenter ve Tschamtke, 1999; Hmcir ve ark, 2000; Osbome ve ark,
1999) ile uyumlu görülmektedir. Bal arılarının kolza çiçeklerinde çiçek açımının fazla olduğu
ve besin kaynağı sağladığı sabah ile öğle saatlerinde daha yoğun bir şekilde tarlacılık
yapmaları diğer araştırmacıların (Seyman ve ark,1969., Moore ve ark, 1989., Herrera 1990)
bildirişleri ile uyumlu bulunmuştur. Bitkinin nektar salgılarındaki artışa bağlı olarak bal arısı
sayısının da arttığını belirten (Popovic, 1995) görüş, bu çalışma sonuçları ile örtüşmektediL

4.1.9. Kolza Bitkisinde Polen Tarlacılığı Yapan Bal Arısı Sayısı

Çukurova koşullarında kolza çiçeklerinde tarlacılık yapan bal arılarının polen tercihini
belirlemek amacıyla, günün belirli saatlerinde yapılan sayımlarda bal arılarının hangi
saatlerde, ne düzeyde kolza çiçeklerini tercih ettikleri saptanmıştır.

Araştırmanın 1. yılında kolza çiçeklerinde yapılan sayımlarda polen tarlacılığı yapan


bal arılarının sayısı dönemler ve saatlere göre Çizelge 4.10' da, dönemler ve saatlere göre
değişimleri ise Şekil 4.9' da verilmiştir.

Çizelge 4.10. Araştırmanın 1. Yılında Kolza Çiçeklerinde Polen Tarlacılığı Yapan Bal Arısı

Sayısı (ad/m /5 dk).


2

Sayım Saatleri
Dönemler X±Sx
10:00 12:00 14:00
27/02/2001 4.45±1.22 7.77±1.18 5.55±1.22 5.92±O.O6 a
02/03/2001 7.78±1.93 10.00±2.33 3.33±O.92 7.03±1.70 a
06/03/2001 2.22±O.22 8.89±1.84 O.OO±O.OO 3.70±O.O3 a
18/04/2001 O.OO±O.OO O.OO±O.OO O.OO±O.OO O.OO±O.OO b
22/04/2001 O.OO±O.OO O.OO±O.OO O.OO±O.OO O.OO±O.OO b

27/04/2001 6.67±O.92 2.22±O.20 O.OO±O.OO 2.96±O.29 a


X±Sx 3.51±O.98 4.81±O.59 1.48±O.67 3.27±O.67

106
..ııı:: 12 ___ 12:00
"c -...-10:00 -.-14:00
~
.E
"c

10
!il
>-

(J)
8
!il
<
&3 6
c:

o-

>-
4
-:g>
~
i:
~ 2
c:
.s!
o
a.
O
27/02/2001 02/03/2001 06/03/2001 18/03/2001 22/03/2001 27/03/2001
Ölçüm Dönemleri

Şekil 4.9. Araştırmanın 1. Yılında Kolza Çiçeklerinde Polen Tarlacılığı Yapan Bal Anlarının

Dönemler ve Saatlere Göre Değişimi.

Kolza bitkisinde çiçeklenmenin başlaması ile birlikte polen tarlacılığı yapan bal ansı

tarlacılığı başlamış ve bitkide çiçeklenmenin artmasına bağlı olarak 02/03/2001 tarihinde en


üst düzeye ulaşmıştır. Çiçeklenme başlangıcında saat 10:00'da yapılan sayımlarda 4.45
2
ad/m 21S dk, saat 12:00'de yapılan sayımlarda 7.77 adlm 1S dk düzeyinde bal ansı bulunurken
saat 14:00'da yapılan sayımlarda bu değer 5.55 ad/m 1S dk olarak gerçekleşmiştir.
2

Kolza çiçeklerinde polen tarlacılığı yapan bal ansı sayısında, çiçeklenmenin ilk
haftalannda bir artış görülmesine karşılık, çiçeklenmenin ileri dönemlerinde düşme görülmüş

ve 18103/2001 tarihinde ve sonrasında polen tarlacılığı yapan bal arısına rastlanınamıştır.

Kolza bitkisinde, çiçeklenmenin sonuna doğru 27/03/2001 tarihinde yapılan sayımlarda polen
tarlacılığı yapan bal arısı sayısı saat 10:00'da 6.67, saat 12:00'de yapılan sayımda 2.22
ad/m 1S dk olarak belirlenmiştir.
2

Bal anlannın kolza bitkisinde çiçeklenmenin başında olduğu gibi belirgin olarak besin
kaynağına yönelerek bağlı kalmadığı, fakat nektar tarlacılığı yaparken sürtünme yoluyla polen
topladığı ve arka bacaklarında polen yüklerinin bulunduğu gözlenmiştir. Özellikle
çiçeklenmenin en üst düzeyde olduğu dönemlerde bu durum daha belirgin olarak görülmüştür.

107
Kolza bitkisinin tüm çiçeklenme süresi dikkate alındığında, yapılan sayımlarda saat
2
10:00'da 3.51 adlm /5 dk, saat 12:00'de 4.81 adlm 2/5 dk ve saat 14:00'te 1.48 adlm 2/5 dk
polen tarlacılığı yapan bal arısı saptanmıştır. Araştınnada sonucunda bal arılarının bölge
koşullarında erken ilkbaharda, kolza bitkisinin çiçeklenmesine bağlı olarak öğle saatlerine
kadar polen toplamak amacıyla tarlacılık yapma eğiliminde olduğu, ancak dönemler dikkate
alındığında bu eğilimin bal arısının tarlacılık tercihine bağlı olarak değiştiğini göstennektedir.
Kolza bitkisi üzerinde polen toplamak amacıyla tarlacılık yapan bal arısı sayılarına

uygulanan Kruskal Wallis testi sonucunda, polen tarlacılığı yapan bal arısı sayısı ile ölçüm
dönemleri arasındaki ilişkinin istatistiki olarak P<0.01 düzeyinde önemli olduğu saptanmıştır.

Ölçüm yapılan saatler bakımından elde edilen verilere Kruskal Wallis Testi
uygulanması sonucu, polen tarlacılığı yapan bal arısı sayısı ile ölçüm saatleri arasındaki

ilişkinin önemsiz (P>0.05) olduğu belirlenmiştir.

Ölçüm yapılan dönemler göz önüne alınarak, kolza bitkisi üzerinde polen tarlacılığı
yapan bal arısı sayısı verilerine uygulanan DÇK Testi sonucunda; 27/0212001 tarihinde
yapılan birinci ölçüm dönemi ile ikinci, üçüncü ve altıncı ölçüm dönemleri ı. grupta,
dördüncü ve beşinci ölçüm dönemleri II. grupta yer almıştır.
Bal arılarının kolza çiçeklerinde polen ve nektar tarlacılığı yapmalarında ilk aşamada

koloninin besin gereksinimi etkili olmakla birlikte, çiçeğin koku ve renginin de bal arılarını

etkilediği görülmektedir (Von Frisch, 1967 ve 1969., Free ve Williams, 1983, Kevan, 1983.,
Laloi ve ark (1999), Shahar ve ark, 2000).
Bal arılarının kolza poleninden sabah ve öğle saatlerinde daha yoğun olarak
yararlandıkları sonucu, diğer bulgu ile örtüşmektedir (Poulsen, 1973). Bal arılarının çevrede
farklı besin kaynakları bulunmasına karşın Cruciferae familyasına ait bitkilerin çiçeklerini
özellikle tercih etmekte oldukları (Von Frisch, 1967., Free ve Williams, 1979., Free ve
Williams, 1983., Singh, 1989., Free, 1992) bildirişleri ile uyumlu görülmektedir. Ayrıca bal
arılarının kolza bitkisinde çiçeklenmenin ilk dönemlerinde polen veya nektar toplamak için
net bir şekilde tarlacılık tercihlerinde bulunurken (Michener, 1974), çiçeklenmenin ortasına

rastlayan dönemlerde tercihlerini değiştirerek her iki besin kaynağından tarlacılık yaptıkları

belirlenmiştir. Bu sonuç, bal arılarının kolonileri yakınında bulunan nektar ve polen


kaynaklarını daha çok tercih ettikleri ve kolza çiçeklerinden yoğun bir şekilde tarlacılık

yaptıkları görüşüne uymaktadır (Villanueva, 1994., Ingram, 2000., Anderson, 2001). Ancak
polen toplamak amacıy la tarlacılık yapan bal arısı sayısında belirgin bir azalma söz konusu
olmaktadır. Bal arılarının polen ve nektar toplamak amacıyla ortaya koydukları bu davranışın,

108
koloni gereksiniminin farklı yönde tercih göstermesinden ve kolza çiçeğinin anterlerinin kısa

ve derin tüplü bir yapıya sahip olmasından kaynaklandığı öne sürülebilir. Kolza çiçeklerinde
erken ilkbahar döneminde bol miktarda polen ve nektar bulunması nedeniyle bal anlanm
kendine çektiği (Bonade Bottino ve ark, 1998) ve bu nedenle net bir işbölümünün bu
dönemdeki besin gereksinimini karşılamak amacıy la ortadan kaldırıldığını göstermektedir.
Sonuç olarak, bal anlannın çevrede besin kaynağı yeterli düzeyde olduğu durumlarda
koloni gereksiniıni ve çevre faktörlerinin etkisi altında kolza çiçeklerinin nektar ve polenin
den ayn ayn tarlacılık yaptıkları, ancak bazen önceliği nektar toplamaya yönelttikleri ve
sürtünme yoluy la polen toplama davranışı gösterdiklerini ortaya koymaktadır.

4.1.10. Kolza Bitkisinde Tarlacılık Yapan Toplam Bal Arısı Sayısı

Kolza çiçeklerinde bal arılarımn tarlacılık eğilimini ortaya koymak amacıyla, günün
belirli saatlerinde yapılan sayımlarda, bal arılarının gün içerisindeki oranları ve değişimleri

belirlenmiştir. Araştırmanın 1. yılında kolza çiçekleri üzerinde yapılan sayımlar sonucunda


toplam tarlacı bal arılannın sayısı dönemler ve saatlere göre Çizelge 4.11 'de, toplam tarlacı

bal arılarının dönemler ve saatlere göre sayısal değişimleri Şekil 4.1 O' da verilmiştir.
Kolza çiçeklerinde birinci ölçüm döneminde saat 10:00, 12:00 ve 14:00'te sırasıyla

41.11,26.66 ve 25.55 adlm /5 dk bal arısı tarlacılık yaparken, çiçeklenmenin yoğunlaşmasına


2

bağlı olarak tarlacı bal arısı sayısında artış olmuş ve 18/0312001 günü yapılan sayımlarda an
sayısı aym saatlerde sırasıyla 194.44, 175.55 ve 67.78 adlm 2/5 dk olarak gerçekleşmiştir.
Ancak çiçeklenmenin sonuna doğru birim alanda azalan çiçek sayısına bağlı olarak tarlacı bal
arısı sayısı da azalmış ve bu dönemde tarlacı bal arısı sayısı sırasıyla 7.77, 7.78 ve 20.00
adlm 2/5 dk olarak belirlenmiştir (Çizelge 4.11 ve Şekil 4.10).
Kolza bitkisinde tüm dönemler dikkate alındığında saat 10:00, 12:00 ve 14:00'te
sırasıyla 102.78, 84.44 ve 43.33 adlm /5 dk bal arısı tarlacılık yapmıştır. Tüm dönem boyunca
2

ortalama 76.85 adlm 2/5 dk bal arısının tarlacılık yaptığı belirlenmiştir. Bu bulgu bal arılarımn
kolza bitkisinde sabah saatlerinde tarlacılık etkinliğine başladığını, gün içerisinde geç saatlere
doğru gittikçe azalan bir şekilde tarlacılık yaptıklarım göstermektedir.
Araştırmanın 1. yılında kolza üzerinde tarlacılık yapan bal arısı sayılanna uygulanan
Kruskal Wallis Testi sonucunda; kolza üzerinde tarlacılık yapan toplam bal arısı sayıları ile
ölçüm dönemleri arasında P<O.OI düzeyinde önemli ilişkinin olduğu belirlenmiştir.

109
Çizelge 4.11. Araştırmanın 1. Yılında Kolza Çiçeklerinde Tarlacılık Yapan Toplam Bal Arısı
2
Sayısı (ad/m 15 dk).
Sayım Saatleri
Dönemler X±Sx
10:00 12:00 14:00
27/02/2001 41.11±3.65 26.66±1.71 25.55±2.71 31.11±3.20 b
02/03/2001 52.22±1.81 48.89±4.84 44.44± 1.11 48.51±5.18 b
06/03/2001 194.44±2.89 147.78±1.72 60.00±5.77 134.07±2.20 a
18/03/2001 194.44±12.37 175.55±5.69 67.78±2.57 145.92±11.59 a
22/03/2001 126.67±3.33 100.00±9.32 42.22±S.55 89.63± 1.36 a
27/03/2001 7.77±1.22 7.78±1.11 20.00± 1.71 11.85±1.77 c
102.78±9.79 84.44±5.64 43.33±2.80 76.85±S.90
X±Sx
c b a

250 .~------------------------~ -+-10:00 ___ 12:00 -.-14:00

--1:
-
"c
iv
;;
>.
iv
150

ch
;; 100
~

ı:c

50

o _L-______~--------,_--------~------_,--------~------~
27/0212001 02103/2001 06/03/2001 18/03/2001 20/03/2001 27/03/2001
Ölçüm Dönemeri

Şekil 4.10. Araştırmanın 1. Yılında Kolza Çiçeklerinde Tarlacılık Yapan Toplam Bal
Arılarının Dönemler ve Saatlere Göre Değişimi.

Ölçüm yapılan saatler bakımından elde edilen verilere uygulanan Kruskal Wallis
Testine göre, kolza üzerinde tarlacılık yapan toplam bal arısı sayıları ile ölçüm saatleri
arasındaki ilişki önemsiz (P>0.05) çıkmıştır.

110
Kolza üzerinde polen tarlacılığı yapan bal arısı sayısı ile nektar tarlacılığı yapan bal
arısı sayılarına ait verilere uygulanan Mann-Whitney U Testi sonucunda, aralarındaki farkın

P<O.O 1 düzeyinde önemli olduğu saptanmıştır.

Ölçüm yapılan dönemler dikkate alındığında kolza çiçeklerinde tarlacılık yapan


toplam bal arısı verilerine uygulanan DÇK Testi sonucunda; 06/03/2001 tarihinde yapılan

üçüncü ve dördüncü ölçüm dönemi i. grupta, beşinci ölçüm dönemi II. grupta, birinci ve
ikinci ölçüm dönemleri III. grupta, altıncı ölçüm dönemi ise IV. grupta yer almıştır. Bal
arılarının kolzanın çiçeklenme başlangıcında gün içinde dengeli bir şekilde dağıldığı, ancak
bitkide çiçeklenme artıkça, arı sayısının öğle saatlerinde daha yoğunlaştığı gözlenmiştir.

Tarlacılık yapan toplam bal arısı sayısı dikkate alınarak, bal arılarının kolza bitkisinde
polen ve nektar tercihleri oranı (%) saptanmıştır. Araştırmanın 1. yılında kolza çiçekleri
üzerinde yapılan sayımlar sonucunda; nektar ve polen tarlacılığı yapan bal arılarının oranları

(%) Çizelge 4.12' de, nektar ve polen tarlacılığı yapan bal arılarının dönemler ve günün
saatleri açısından oransal değişimleri Şekil 4.11' de verilmiştir.

Bal arılarının kolzada çiçeklenme başlangıcından sonuna kadar nektar ağırlıklı

tarlacılık yapma eğiliminde oldukları; ancak bu sonuca çiçeğin özgün yapısının büyük etkide
bulunduğu ve nektar toplayıcı arıların aynı zamanda birer polen toplayıcı oldukları

görülmektedir Çiçeklenmenin ilerlemesi ve havaların ısınması ile arıların kolza nektarından

yararlanma yönünde tercih yaptıkları, çiçeklenmenin en üst düzeyde olduğu dönemde yalnız

polen için tarlacılık yapmadıkları, nektar ve polenin her ikisi için de tarlacılık yaptıkları,

ancak özellikle nektar toplamayı hedefledikleri sırada sürtünme yoluyla vücutlarına bulaşan

polenleri de topladıkları saptanmıştır (Çizelge 4.12, Şekil 4. 11).


Bal arıları kolzanın çiçeklenme başlangıcında (27/02/2001), tüm gün boyunca
ortalama %80.23 düzeyinde nektar tarlacığı yaparken, %19.77 düzeyinde polen tarlacılığı

yapmışlardır. Bal arısı yoğunluğunun en üst düzeyde olduğu dönemde (18/03/2001) nektar ve
polen toplama düzeyinin sırasıyla %100.00 ve %0.00; çiçeklenmenin sonunda (27/03/2001)
nektar ve polen toplama düzeyinin sırasıyla %62.96 ve %37.04 olduğu belirlenmiştir.

Kolzanın tüm çiçeklenme süresi göz önüne alındığında, bal arılarının kolza üzerinde
%87.82 düzeyinde nektar, %12.18 düzeyinde polen için tarlacılık yaptıkları belirlenmiştir.

Kolzanın nektarı ve poleni için bal arılarının tarlacılık eğilimi saatler dikkate alınarak

değerlendirildiğinde, sabahın erken saatlerinde başlayan polen tarlacılığının günün ileri


saatlerinde yerini nektar tarlacılığına bıraktığını göstermektedir.

111
Çizelge 4.12. Araştırmamn 1. Yılında Kolza Çiçeklerinde Nektar ve Polen Tarlacılığı Yapan
Bal Anlannın Dönemler ve Saatlere Göre Oranı (%).

Sayım Saatleri
Ortalama
Dönemler 10:00 12:00 14:00
N p N P N P N P
27/02/2001 90.60 9.40 80.96 19.04 69.12 30.88 80.23 19.77
02/03/2001 84.95 15.05 80.19 19.81 92.67 7.33 85.94 14.06
06/03/2001 98.83 1.17 94.60 5.40 100.00 0.00 97.81 2.19
18/03/2001 100.00 0.00 100.00 0.00 100.00 0.00 100.00 0.00
22/03/2001 100.00 0.00 100.00 0.00 100.00 0.00 100.00 0.00
27/03/2001 11.10 88.90 77.77 22.23 100.00 0.00 62.96 37.04
Ortalama 80.91 19.09 88.92 11.08 93.63 6.37 87.82 12.18

--+- Polenci Arı


100,00
__ Nektarcı Arı

-
~
o

ı::
90,00 .

...
O
1"0 80,00

:g> 70,00
(j 60,00
...
..!!!
1"0
~
50,00 - ..

ı::
2 40,00 -

o
D.. 30,00
Gl
>
......
~
1"0
20,00
10,00
~
0,00
27/02/2001 02/03/2001 06/03/2001 18/03/2001 20103/2001 27/03/2001

Ölçüm Dönem leri

Şekil 4.11. Araştırmanın 1. Yılında Kolza Çiçeklerinde Nektar ve Polen Tarlacılığı Yapan Bal
Arılanmn Dönemlere Göre Oransal Değişimi.

Bu bulgulardan, bölge koşullarında bal anlarının büyük bir kısmımn kolza üzerinde
nektar tarlacılığı yaptığını göstermektedir. Bu sonuç, kolza bitkisinin bal arılan için önemli
bir nektar kaynağı olduğu ve poleni yanında özellikle nektan için tercih edildiğini bildiren
(Dewan, 1995; Pierre ve ark, 1996; Pierre ve Renard, 1999) görüşler ile uyum sağlamaktadır.

112
4.1.11. Fazelya Bitkisinde Nektar Tarlacığı Yapan Bal Arısı Sayısı

Çukurova koşullannda, kolza bitkisinde çiçeklenmenin bitmesine yakın bir zamanda


çiçek açan fazelya çiçeklerinde tarlacı bal anlarının besin kaynağı tercihlerinin ne düzeyde
olduğu saptanmıştır. Araştırmarun 1. yılında fazelya çiçeklerinde yapılan sayımlar sonucunda,
nektar tarlacılığı yapan bal anlarının sayısı dönemler ve saatlere göre Çizelge 4.13' de, nektar
tarlacılığı yapan bal anlarının dönemler ve saatlere göre değişimleri Şekil 4.12'de verilmiştir.

Bu bulgulara göre; fazelyada çiçeklenmenin başlaması ile birlikte bal ansı tarlacılığı

başlamış ve çiçeklenmenin artmasına bağlı olarak 27/03/2001 tarihinde en üst düzeye


ulaşmıştır. Çiçeklenme başlangıcında saat 10:00'da 3.33 adlm 21S dk, saat 12:00'de 8.88
ad/m 1S dk ve saat 14:00'te 1.11 adlm 21S dk nektar tarlacılığı yapan bal arısı saptanmıştır.
2

Çiçeklenmenin en üst düzeyinde yapılan sayımlarda; saat 10:00'da 13.33 ad/m 2/S dk, saat
-12:00'de S6.66 ad/m 2/S dk ve saat 14:00'de 62.22 adlm 2/S dk bal ansı belirlenmiştir.
Çiçeklenmenin sonunda nektar tarlacılığı yapan bal ansı sayısında bir azalma görülmüştür.
Fazelya bitkisinde tüm çiçeklenme süresi dikkate alındığında yapılan sayımlarda; saat
10:00'da ortalama IS.74 adlm 2/S dk, saat 12:00'de ortalama 3S.74 adlm 2/S dk ve saat 14:00'te
ortalama 28.88 adlm 2 /S dk nektar tarlacılığı yapan bal ansı saptanmıştır.
Tüm dönemler bir arada incelendiğinde; bal arılannın fazelyada açan çiçek sayısına

bağlı olarak artan veya azalan düzeyde nektar için tarlacılık yaptıklan ve bu etkinliklerini öğle

saatlerinde yoğunlaştırdıklan saptanmıştır.

Çizelge 4.13. Araştırmanın 1. Yılında Fazelya Çiçeklerinde Nektar Tarlacılığı Yapan Bal
Ansı Sayısı (adlm 2/S dk).

Sayım Saatleri
Dönemler X±Sx
10:00 12:00 14:00
18/03/2001 3.33±O.92 8.88±1.93 1.11±O.11 4.44±O.57 d

22/03/2001 22.22±2.28 32.22±2.94 23.33±1.33 25.92±2.92 b


27/03/2001 13.33±1.09 56.66±1.92 62.22±2.96 44.07±1.30 a
05/04/2001 4.44±O.11 41.11±1.89 16.67±1.92 20.74±2.00 c
13/04/2001 32.22±3.92 45.55±1.76 40.00±2.93 39.26±3.26 a
17/04/2001 18.89±1.68 30.00±1.93 30.00±3.39 26.29±1.59 b

15.74±1.64 35.74±2.10 28.88±2.86 26.79±1.86


X±Sx
b a a

113
70 -+-10:00 _ _ 12:00 -.-14:00
..ıo:

~
E 60
:a
~
i/) 50
~
ıa
(J)
i/)
ı:: 40
«
ıa
cı:ı
c: 30
ıa
c-
ıa
>- 20
)~

c
ıa
"i:
ıa
10
ı-

...
L.
ıa

..ıo:
~ O
z 13/04/2001 17/04/2001
18/03/2001 22/03/2001 27/03/2001 05104/2001
Ölçüm Dönemleri

Şekil 4.12. Araştırmanın 1. Yılında Fazelya Çiçeklerinde Nektar Tarlacılığı Yapan Bal
Arılarının Dönemler ve Saatlere Göre Değişimi.

Araştırmanın 1. yılında saatler dikkate alınarak fazelya üzerinde nektar tarlacılığı

yapan bal arısı sayısı verilerine uygulanan Kruskal Wal1is testi sonucunda; nektar tarlacılığı

yapan bal ansı sayısı ile ölçüm yapılan saatler arasında P<0.01 düzeyinde önemli bir ilişkinin

olduğu belirlenmiştir. Ayrıca nektar tarlacılığı yapan bal arısı sayısı ile ölçüm dönemleri
arasında istatistiki olarak önemli (P<0.05) bir ilişkinin olduğu saptanmıştır.

Fazelyada ölçüm yapılan dönemler açısından, nektar tarlacılığı yapan bal arısı sayısı

verilerine uygulanan DÇK Testi sonucunda;, üçüncü (27/03/2001) ve beşinci (13/04/2001)


ölçüm dönemleri ı. grubu, ikinci ölçüm dönemi (22/03/2001) II. grubu, dördüncü ölçüm
dönemi (05/04/2001) III. grubu ve ilk ölçüm dönemi (18/03/2001) IV. grubu oluşturmuştur.

4.1.12. Fazelya Üzerinde Polen Tarlacığı Yapan Bal Arısı Sayısı


Araştırmanm 1. yılında fazelya üzerinde yapılan sayımlar sonucunda, polen tarlacılığı

yapan bal arılarının sayısı dönemler ve saatler bazında Çizelge 4.14' de, polen tarlacılığı yapan
bal anlarının dönemler ve saatlere göre değişimleri Şekil 4. ı 3' de verilmiştir.

114
Çizelge 4.14. Araştırmanın ı. Yılında Fazelya Çiçeklerinde Polen Tarlacılığı Yapan Bal Arısı
2
Sayısı (adım 15 dk).
Sayım Saatleri
Dönemler X±Sx
10:00 12:00 14:00
18/03/2001 11.11±1.11 14.44±2.93 14.44±2.84 13.33±1.75 b
22/03/2001 18.89±1.89 12.22±1.00 26.67±3.18 19.26±1.57 b
27/03/2001 61.11±2.28 32.22±1.81 34.45±4.00 42.59±2.17 a
05/04/2001 48.89±3.92 47.78±3.55 11.11±1.55 35.92±3.79 a
13/04/2001 28.89± 1.11 33.33±3.32 25.55±1.00 29.25±1.90 a
17/04/2001 12.22±2.00 13.33±1.84 14.44±1.76 13.33±1.54 b
30.18±2.95 25.56±2.64 21.11±2.95 25.61±2.69
X±Sx
a b b

70 -.-10:00 _1200 -.-1400


..LG

~ 60
E
=c1'1:l
50
(ii
5-
1'1:l
ci)
40
(ii
ı::
oc(
nı 30
cı:ı
ı:::

a.
nı 20
>-
'Cl
"o 10
~
....

~
ı:::
O
..s!
o 18/03/2001 22/03/2001 27/03/2001 05/04/2001 13/04/2001 17/04/2001
a.
Ölçüm Dönemleri

Şekil 4.13. Araştırmanın 1. Yılında Fazelya Çiçeklerinde Polen Tarlacılığı Yapan Bal
Arılarının Dönemler ve Saatlere Göre Değişimi.

Bu bulgulardan görüldüğü üzere, fazelya bitkisinde çiçeklenmenin başlaması ile


birlikte bal arısı tarlacılığı başlamış ve çiçeklenmenin artmasına bağlı olarak 27/03/2001
tarihinde en üst düzeye ulaşmıştır. Çiçeklenme başlangıcında yapılan sayımlarda saat
2 2 2
JO:OO'da 1 Lll ad/m /S dk, saat 12:00'de 14.44 ad/m /S dk ve saat 14:00'te 14.45 adlm /S dk

115
düzeyinde polen tarlacı1ığı yapan bal arısı belirlenmiştir. Fazelyanın çiçeklenme süresince
çiçeklerinden polen tarlacılığı yapan bal arısı sayısı ilk haftalarda ve çiçeklenmenin artmasına

bağlı olarak artış göstermiş; çiçeklenmenin azalmasına paralelolarak da birim alanda polen
tarlacı1ığı yapan bal arısı sayısında bir azalma görülmüştür. Fazelya bitkisinde çiçeklenmenin
sonuna doğru yapılan sayımlarda saat 10:00,12:00 ve 14:00'te polen tarlacılığı yapan bal arısı

sayısı sırasıyla, 12.22 ad/m l5 dk, 13.33 adlm /5 dk ve 14.44 adlm 2 /5 dk olarak belirlenmiştir.
l 2

Fazelya bitkisinin tüm çiçeklenme süresi dikkate alındığında; polen tarlacılığı yapan
bal arısı sayısı saat 10:00'da ortalama 30.18 adlm2 /5 dk, saat 12:00'de ortalama 25.56 adlm2 /5
dk, saat 14:00'te ortalama 21.11 adlm2/5 dk olarak gerçekleşmiştir.
Araştırma sonuçlarının değerlendirilmesinden, bal arılarının fazelya çiçeklerinden
polen toplamak için sabah saatlerinde yoğun olarak tarlacılık yaptıkları ve saat ilerledikçe bu
sayının oransalolarak azaldığı gözlenmiştir. Arıların havanın oldukça soğuk geçtiği günlerde
(05/04/2001) tarlacılık faaliyetine geç saatlerde başladıkları; gün içinde havanın ısınması ile
tarlacılık faaliyetini artırdıkları, ancak gün içerisinde saat 14:00'te yapılan sayımlarda polen
tarlacılığı yapan bal arısı sayısının oldukça düşük olduğu saptanmıştır.

Araştırmanın i yılında fazelya çiçeklerinde polen tarlacılığı yapan bal arısı sayısı

verilerine, saatler dikkate alınarak uygulanan Kruskal Wallis Testi sonucunda; fazelya poleni
için tarlacılık yapan bal arısı sayısı üzerine, saatlerin etkisinin P<0.05 düzeyinde önemli
olduğu saptanmıştır. Ölçüm yapılan dönemler ele alınarak, fazelya poleni için tarlacılık yapan
bal arısı sayısı verilerine uygulanan DÇK Testi sonucunda; üçüncü (27/03/2001), dördüncü
(05/04/2001) ve beşinci (1310412001) ölçüm dönemi i. grubu; birinci (18/03/2001), ikinci
(22/03/2001) ve altıncı (17/04/2001) ölçüm dönemi II. grubu oluşturmuştur. Saatler dikkate
alınarak karşılaştırıldığında, polen tarlacılığı yapan arı sayısında saat 10:00'un ı. grubu, saat
-12:00 ve saat 14:00'ün II. grubu oluşturduğu görülmektedir.

4.1.13. Fazelya Bitkisinde Tarlacılık Yapan Toplam Bal Arısı Sayısı

Araştırmanın 1. yılında fazelya çiçeklerinde tarlacılık yapan toplam bal arısı sayısı

Çizelge 4.15' de, fazelya çiçeklerinde tarlacılık yapan toplam bal arılarının dönemler ve
saatlere göre değişimi Şekil 4.14' de verilmiştir. Fazelya bitkisi üzerinde toplam bal arısı

sayısı değerlendirildiğinde; fazelya çiçeklerinde ilk sayım döneminde (18/03/2001) saat


10:00, 12:00 ve 14:00'te sırasıyla 14.44 adlm 2/5 dk, 23.33 adlm /5 dk ve 15.55 adlm l5 dk bal
2 l

arısı tarlacılık yaparken, çiçeklenmenin yoğun olduğu dönemde bal arısı sayısında artış

116
görülmüş ve 27/03/2001 tarihinde arı sayısı günün aynı saatlerinde sırasıyla 74.45 adlm 21S dk,
88.89 ad/m /S dk ve 96.67 adlm 1S dk olarak belirlenmiştir. Çiçeklenmenin sonuna doğru
2 2

birim alanda azalan çiçek sayısına bağlı olarak bal arısı sayısında azalma görülmüş ve son
ölçüm döneminde (17/04/2001) bal arısı sayısı aynı saatlerde sırasıy la 31.11 adım 2LS dk,
43.33 ad/m 1S dk ve 44.44 adlm 1S dk olarak saptanmıştır. Tüm dönemler dikkate alındığında,
2 2

fazelya çiçeklerinde ortalama 52.41 ad/m IS dk bal arısının tarlacılık yaptığı belirlenmiştir.
2

Çizelge 4.15. Araştırmanın 1. Yılında Fazelya Çiçeklerinde Tarlacılık Yapan Toplam Bal
2
Arısı Sayısı (adım IS dk).
Sayım Saatleri
Dönemler X±Sx
10:00 12:00 14:00
18/03/2001 14.44±1.11 23.33±2.09 15.55±4.84 17.78±2.48 d
22/03/2001 41.11±2.10 44.45±1.11 50.00±3.47 45.19±4.88 c
27/03/2001 74.45±3.28 88.89±8.69 96.67±5.24 86.67±1.75 a
05/04/2001 53.33±5.03 88. 89±4.44 27.78±3.29 56.6?±2.31 b
13/04/2001 61.11±2.81 78.89±3.69 65.55±5.88 68.52±5.61 a
17/04/2001 31.11±3.19 43.33±2.33 44.44±4.01 39.63±3.16 c
X±Sx 45.93±3.60 61.30±3.69 50.00±2.68 52.41±4.25

120 -+-10:00 _12:00 -.-14:00

100
.:ır::

~ 80
E
=c

~

iii 60
>.

ii)

iii
ı::
40
«
-;;
co
20

O~------~--------~--------~------~--------~------~
18/03/2001 22/03/2001 27/03/2001 05/04/2001 13/04/2001 17/04/2001
Ölçüm Dönem leri

Şekil 4.14. Araştırmanın 1. Yılında Fazelya Çiçeklerinde Tarlacılık Yapan Toplam Bal
Arılarının Dönemler ve Saatlere Göre Değişimi.

117
Araştırmanın 1. yılında faze1ya çiçeklerine tarlacılık yapan toplam bal ansı sayısına

uygulanan Kruskal Wallis Testi sonucunda, toplam bal arısı sayısı ile ölçüm yapılan saatler
arasındaki ilişki P<O.Ol düzeyinde önemli; fazelya üzerinde tarlacılık yapan toplam bal ansı

?ayısı ile ölçüm dönemleri arasındaki ilişkinin önemsiz (P>0.05) olduğu saptanmıştır.

Ölçüm yapılan dönemler ele alınarak, fazelya çiçeklerinde tarlacılık yapan toplam bal
arısı sayısı verilerine uygulanan DÇK Testi sonucunda; 27/03/2001 (3.dönem) ve 13/04/2001
(5. dönem) tarihli ölçümler ı. grubu, 05/04/2001 tarihinde (4. dönem) yapılan ölçüm II. grubu,
22/0312001 (2. dönem) ve 17/04/2001 (6. dönem) tarihli ölçümler IV. grubu oluşturmuştur.

Fazelya çiçeklerinde tarlacılık yapan toplam bal arısı sayıları, çiçeklenmenin en üst
düzeyde olduğu dönemde bölgede önceden yapılan çalışmalar (Tansı ve ark, 1996., Kumova
ve ark, 2001) ile karşılaştırıldığında bildirilen sonuçlarla uyumlu; tüm dönem ortalamaları

bakımından elde edilen değerin aynı bölgede yapılan çalışma (Tansı ve ark, 1999)
bulgularından oldukça yüksek olduğu belirlenmiştir. Sonuçta bal arılarının çevrede bulunan
diğer bitkilerden yaralandıkları ve fazelyanın ekim zamanı, yeri ve mevsimsel koşullarına

bağlı çeşitli etmenler altında çiçeklerinden farklı yoğunlukta tarlacılık yaptıkları saptanmıştır

Tarlacılık yapan toplam bal arısı sayısı dikkate alınarak, bal anlarının fazelya
bitkisinde polen ve nektar tercihleri oranı (%) belirlenmiştir. Fazelya çiçeklerine nektar ve
polen tarlacılığı yapan bal arılarının dönemler ve saatlere göre oransal değerleri Çizelge
4.16'da, dönemler ve saatlere göre oransal değişimleri ŞekiI4.15'de verilmektedir.

Çizelge 4.16. Araştırmanın 1. Yılında Fazelya Çiçeklerinde Nektar ve Polen Tarlacılığı

Yapan Bal Arılarının Dönemler ve Saatlere Göre Oranı (%).


Sayım Saatleri
Ortalama
Dönemler 10:00 12:00 14:00
N p N P N P N P
18/03/2001 21.66 78.34 36.10 63.90 6.66 93.34 21.48 78.52
22/03/2001 55.65 44.35 72.89 27.11 51.96 48.04 60.17 39.83
27/03/2001 20.23 79.77 70.02 29.98 60.97 39.03 50.41 49.59
05/04/2001 8.47 91.53 48.86 51.15 68.18 31.82 41.84 58.17
13/04/2001 48.32 51.68 57.37 42.63 60.55 39.45 55.41 44.59
17/04/2001 53.79 46.21 67.53 32.47 66.61 33.39 62.65 37.35
Ortalama 34.69 65.31 58.80 41.20 52.49 47.51 48.66 51.34

118
100,00 r - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -+- Polenci Arı
--"
~ 90,00 ______ ______ _ _______ __ ______ _ _______ J - i i - Nektarcı Arı

ı::

...ca
O
80,00

,!? 70,00
u 60,00
..!2
...
ca 50,00
t-
ı::
~ 40,00
o
a.. 30,00
cu
>
...
-ca
..ııı::

~
20,00 -

10,00
0,00 - 1 . . . - _ - - - - , - - - - - - - , - - - - - - , - - - - . . , . . - - - - - , - - - - - - 1
18/03/2001 22/03/2001 27/03/2001 05/04/2001 13/04/2001 17/04/2001
Ölçüm Tarihleri

Şekil 4.15. Araştırmanm 1. Yılında Fazelya Çiçeklerinde Nektar ve Polen Tarlacılığı Yapan
Bal Arılarınm Dönemlere Göre Oransal Değişimi.

Bu bulgular, bal arılarınm fazelyanın çiçeklenme başlangıcından sonuna kadar bu


bitkiden yararlandığını ve dengeli bir tarlacılık eğiliminde bulunduklarını göstermektedir.
Fazelya üzerinde nektar ile polen tarlacılığı yapan bal arısı sayısı verilerine uygulanan Mann-
Whitney U Testi sonucunda aralarındaki ilişkinin önemsiz (P>0.05) olduğu saptanmıştır.

Çiçeklenme başlangıcında (18/03/2001) bal arıları tüm gün boyunca ortalama %21 .48
düzeyinde nektar tarlacılığı, % 78.52 düzeyinde polen tarlacılığı yapmıştır. Bal arısı

yoğunluğunun en üst düzeyde olduğu 27/0312001 tarihinde %50.41 oranında nektar ve


%49.59 oranında polen tarlacılığı; çiçeklenmenin sonuna doğru (17/04/2001) %62.65 'nin
nektar, %37.3 5'nin polen tarlacılığı yaptıkları belirlenmiştir.

Çukurova koşullarında ilkbahar döneminde bal arısı kolonilerinde yavru yetiştirme

faaliyetinin yoğun olması nedeniyle, arıların fazelya bitkisinin ilk çiçeklenme döneminde
öncelikle polen tarlacılığı için gittiklerini göstermektedir. Bu bulgu, ilkbahar mevsiminde
koloni gelişmesini sağlamak amacıyla yapılan kuluçka üretiminin ve koloni içerisindeki yavru
kokusunun tarlacı arıları öncelikle polen toplamaya yönelttikleri (Free ve Williams, 1976.,
Herbert, 1992., Camazine ve ark, 1998); koloni içerisinde ana arı bulunmasının polen toplama
etkinliğini artırdığı (Free, 1987); kolonide bulunan larva miktarının polen toplama isteğine

etkili olduğu (Pankiw ve ark, 1998., Dreller ve ark, 1999) görüşleriyle uyum içerisindedir.

119
Bal arılarının fazelya bitkisinin tüm çiçeklenme süresince %48.66 düzeyinde nektar
tarlacılığı; %51.34 düzeyinde polen tarlacılığı yaptıkları belirlenmiştir. Bu sonuçlar, İngiltere

koşullarında bal arılarının fazelya bitkisinde nektar ağırlıklı çalıştıkları ve %22 oranında

poleni için tarlacılık yaptıkları bulgular (Williams ve Christian, 1991) ile uyumlu
görülmemektedir.
Fazelya çiçeklerinde nektar ve polen kaynağı açısından bal arılarının sabah erken
saatlerde polen ağırlıklı, gün içerisinde polen ve nektarın her ikisinden yaranmak üzere
tarlacılık yaptıkları görülnıektedir. Bal arılarının nektar ve polen tarlacılık eğilimi tünı

dönemler açısından saatler düzeyinde değerlendirildiğinde; saat 10:00'da %34.69 nektar


tarlacılığı, %65.31 düzeyinde polen tarlacılığı; saat 12:00'de %58.80 düzeyinde nektar
tarlacılığı ve %41.20 düzeyinde polen tarlacılığı; saat 14:00'te %52.49 düzeyinde nektar
tarlacılığı, %47.51 düzeyinde polen tarlacılığı yaptıklan belirlenmiştir.

Araştırmada fazelya üzerinde bal anlarının tarlacılık faaliyetleri saatler ve dönemler


göz önüne alındığında; arıların, kovan yakınında bulunan çiçekli bitkilerin artış ve azalışına

bağlı bir şekilde tarlacılık alanlarını genişlettikleri, tarlacılık faaliyetlerini bitkinin çiçeklenme
süresine bağlı olarak ayarladıkları ve anların sabah erken saatlerde polen ağırlıklı çalıştıkları
görülmüştür. Bu sonuçlar, bal arılarının kovanları yakınlarındaki bitkilerde tarlacılık yapma
eğiliminde olduklarını (Free ve Williams,I 974., Poulsen, 1973., Free,I 992., Roubik, ı 995);
bal arılarının tarlacılık tercihleri ile sayılarının çevresel koşulların gün içerisinde değişmesine

bağlı olduğunu (Winston, ı 987); fazelya bitkisinde polen salınımının saat 06:00- ı 8:00 saatleri
arasında yapıldığını ve bal arılarının bu duruma uyum sağlayarak gün boyu polen topladığını

(Percival, 1955); fazelya çiçeği sayısındaki değişimin tarlacılık yapan bal arısı sayısını

etkilediğini ve kolonilerin bu duruma uyum sağlayarak tarlacı arı populasyonunu ve tarlacılık

tercihini düzenlediği (Michener, 1974) bulgularını desteklemektedir.


Sonuç olarak; bal anlannın fazelyanın sağladığı nektar ve polen kaynaklarından 1.
yılda en üst düzeyde yararlandığı; çiçeklenme süresine ve gün içerisindeki çevresel koşullann

etkisi altında bal anlarının besin kaynağı tercihini ve besin kaynağına dağılım oranını

değiştirdiği, bal anlarının fazelyanın sağlamış olduğu nektar ve polen kaynaklarından

çiçeklenme süresince eşit düzeyde yararlanma yönünde tarlacılık yaptığı belirlenmiştir.

120
4.1.14. Kolza-Fazelya Bitkileri ile Tarlacı Bal Arılarının Karşılaştırılması

Araştırmanm ı. yılında kolza ve fazelya bitkilerinin çiçeklenme başlangıç ve bitiş

süreleri bölge iklim koşulları nedeniyle farklı mevsim içersinde birbirini izleyen dönemlere
denk gelmiştir. İki bitkinin çiçeklenme sürelerinin karşılaştığı nokta, kolza bitkisinde
çiçeklenmenin inişe geçtiği, fazelya bitkisinde çiçeklenmenin yükselmeye başladığı döneme
rastlamıştır. Bal arıları bu noktada tarlacılık tercihlerini aniden değiştirerek bitkilerin her
ikisinden de yararlanma yönünde tarlacılık yapmışlardır. Kolza ve fazelya bitkilerinin
çiçeklenme süresince tarlacılık yapan bal arılarının ölçüm dönemlere göre değişimi Şekil

4.16' da gösterilmektedir.

Kolza ve fazelya bitkilerinin çiçeklenme süreleri ile tarlacılık yapan bal arılarının

sayısı değerlendirildiğinde (Çizelge 4. ı, 4.2, 4. ı ı, 4. ı 5); bitkilerin çiçeklenme süresince çiçek


miktarının kolzada fazelyaya göre daha az, buna karşın bal arısı sayısının kolzada fazelyadan
daha yüksek düzeyde olduğu belirlenmiştir. 200 ı yılında Çukurova koşullarında kolzanın

erken çiçek açması ve çiçek açtığı dönemde çevrede diğer bitkilerin çiçek açmamış olması ve
bol besin kaynağı sağlaması bal arılarının bu bitkiye yönelmesinde etkili olmuştur. Fazelya
bitkisinin çiçeklendiği dönemde çevrede farklı bitkilerin çiçeklenmesi ve çiçek sayısmın

artması fazelya üzerinde tarlacılık yapan bal arısı sayısını etkilemiştir.

160

~ -+-Kolza

r
140
____ Fazelya

120 \
~

..>ı::
'"o

~
100 / \
.E
'"o 80 / \ ~

~ ...
eti

~ 60 / V ~

~ ~
eti
(/)

...
-IQ
« 40
~
/\ -
c\3 20

/' \\
O
27/02/2001 02/03/2001 06/03/2001 18/03/2001 22/03/2001 27/03/2001 05/04/2001 13/04/2001 1710412001

Ölçüm Dönemleri

Şekil 4.16. Araştırmanın 1. Yılında Kolza ve Fazelya Çiçeklerinde Tarlacı Bal Arılarının

Dönemlere Göre Değişimi.

121
Araştırmanın yapıldığı 2001 yılında ekimi yapılan kolza ve fazelya bitkilerinin
çiçeklenme süreci birbirini izler şekilde gerçekleşmiştir. Bu bitkilerin şubat, mart ve nisan
ay larında çiçekte kalmaları, bal arılarının besin kaynaklarından kesintisiz yararlanmalarını ve
besin gereksinmesini karşılayarak koloni gelişimlerini hızlandırmalarını sağlamıştır.

Denemeye alınan kolza ve fazelya bitkilerinin çiçeklenme süreleri arasında yaklaşık

ı 8 günlük bir sürenin olması, bal arılarının bu bitkilerden birine bağımlılık göstermesini
engellemiş, bitkileri tercih etme yönünde net bir yarış gözlenememiş ve bal arılarının her iki
bitkiden de yararlandıkları belirlenmiştir. Bal arılarının kolza ve fazelyanın sağladığı besin
kaynaklarının çekiciliği karşısında bu bitkiler arasında ayrım yapmadan tarlacılık yaptıkları

bulgular, bu bitkilerin polinasyon eksikliği duyan bitkilerin çevresine ekilerek polinatörleri


çekmeye yaradığı görüşünü (Evans ve ark, 1995., Long ve ark, 1998., Marshall, 1998)
desteklemektedir.

4.1.15. Arı Kolonilerinin Kolza Nektarından Yararlanma Düzeyi


Koloni gruplarının dönemlere göre kolza nektarından yararlanma düzeyi Çizelge
4.17' de, kolza nektarından yararlanma düzeyinin dönemlere göre değişimi Şekil 4.17' de
görülmektedir.
Arı kolonilerinin kolza nektarından yararlanma düzeyi çiçeklenmenin ilk döneminde
(2 Mart 2201) %11.0, çiçeklenmenin yoğun olduğu (13 Mart 2001) dönemde %47.0
düzeyinde belirlenmiştir. Ancak çiçeklenme süresinin sonunda (26 Mart 2001) kolza
nektarından yararlanma düzeyi azalmış ve %21.0 seviyesinde kalmıştır. Araştırmanın 1.
yılında kolonilerin kolza nektarından yararlanma düzeyi ortalama %24.0 olarak belirlenmiştir.
Nektar düzeyi ile ilgili verilere uygulanan istatistiki analiz sonucunda; dönemlerin
etkisi P<0.05 düzeyinde önemli bulunmuştur. Ortalamalara uygulanan DÇK Testi sonucunda;
3. ve 5. ölçüm dönemi i. grubu; 3 ölçüm dönemi i. ve II. grupta,ı. ölçüm dönemi ise her üç
grupta birden yer almıştır.
Bal arıları ile diğer böcekler genelde çevrelerinde bol çiçek bulunan alanları tercih
ederken (Strickler ve Vinson, 2000) bazen belli birkaç bitkiye yönelebilmektedir (Abrol,
1992., Free,I 992). Böceklerin bu tercihine besin kaynaklarının çeşidi, çiçeklerin rengi (elare
ve ark, 2000), kokusu (Miller ve Winn, 1999), nektarın içeriği ve yapısı (Williams, 1998;
Adler, 2000) yanında kolonilerin populasyon büyüklüğü ve genetik yapısı (Elekonich ve
Robinson, 2000) etkide bulunmaktadır.

122
Çizelge 4.17. Araştırmanın 1. Yılında Kolonilerin Dönemlere Göre Kolza Nektarından

Yararlanma Düzeyleri (%).

Ölçüm Tarihleri Nektardan Yararlanma Düzeyi (%)

02/03/2001 11.0±1.0 b

06/03/2001 19.0±3.1 ab

13/03/2001 47.0±5.2 a
22/03/2001 19.0±2.2 ab

26/03/2001 21.0±4.1 a
X±Sx 24.0±3.6

50 .r---------------------------------------------------------~

_ 45
~
~
's;.. 40
Q)
N
:::ı

o 35
~
~ 30
;::

"-
nı 25
>-
ı:::

"c 20
ı:::
;::

:si: 15
Q)
z
nı 10
N
'o
x: 5

O
02/03/2001 06103/2001 13/03/2001 20103/2001 26/03/2001
Ölçüm Tarihleri

Şekil 4.17. Araştırmanın 1. Yılında Kolonilerin Kolza Nektarından Yararlanma Düzeyinin


Dönemlere Göre Değişimi.

Bal anlarının nektar tercihine çevrede bulunan bitkilerin çiçek yapısı (Free ve
Williams, 1974) ve çiçek renginin (Hill ve ark, 1997) etkide bulunması, kolza bitkisinin bu
özellikler açısından uygun olduğunu ve bal arılarının nektar tercihini etkileyebildiğini ortaya
çıkarmaktadır.

123
Bu çalışmada, kolzanın çiçeklendiği dönemde bölgede çiçekli bitki sayısının az,
kolzada çiçeklenmenin yoğun olması açısından, bal arılannın bu bitkiye bağımlılık gösterdiği

ve nektar miktarının artmasına bağlı olarak nektar tarlacılığı yapan bal arılarının kolza
bitkisine uyum sağlayarak en üst düzeyde yararlandıkları, diğer çalışmalarla uyumlu
bulunmaktadır (Free, ı 982., Herrera, ı 990., Popovic, ı 995). Bal arılarının kolza bitkisi
yanında çevredeki diğer bitkilerden nektar topladıkları ve bir bitkiye bağımlı hareket
etmedikleri bulgusu, yapılan çalışmalarla uyumlu görülmektedir (Priore ve ark, ı 995).
Bu araştırmada yapılan ölçüm sonucunda, kolonilerin kolza nektarından yararlanma
düzeyi ortalama %24.0 bulunmuştur. Bu bulgu bal arısı kolonilerinin çevrede bulunan başka

nektar kaynaklarından da yararlandıklarını ve Araştırmada yapılan gözlemler sonucunda; bal


ansı tarafından ziyaret edilen kolza çiçeklerinin başka bal arıları tarafından besin aramak
amacıyla birkaç kez ziyaret edildiği, bu duruma kolza çiçeklerinin oldukça çekici bir yapı ve
kokuya sahip olmalannın etkili olduğu görüşü; sarı renkli kolza çiçeklerinin bal arıları ve
diğer böcekleri kendine çektiği (Hill ve ark, 1997) ve besin toplama işlemini tamamlayan bal
anlarının çiçek üzerine arıları çeken bir koku bıraktığı (Free ve Williams, 1983., (Giurfa ve
Nunez, 1992); anların belli bir bitkinin çiçeğine yönelmesinde nektar miktarı ile kuru madde
düzeyinin tek başına önem taşımadığı, çiçek rengi ve kokusunun da önem taşıdığı (Allsop ve
ark, 1998) bildirişlerine uymaktadır.

Sonuç olarak, bal arılarının kolza nektarından çiçeklenme süresi ve çevredeki diğer

bitkilerin çiçeklenme süresine bağlı olarak %24 oranında yararlandıkları ve çiçeklerinin koku
ve renginin bu yararlanmada etkili olduğu belirlenmiştir. Kolza nektarından bal arılarının

yararlanması, bölgede aynı dönemde yetiştirilen ve polinasyonunda sıkıntı bulunan bitkiler


arasına kolza ekiminin yapılması (Marshall, 1998) gerek bu bitkilerin polinasyonunda
başarıyı gerekse bal anlarına besin kaynağı katkısını sağlayacak bir konumda bulunmaktadır

4.1.16. Arı Kolonilerinin Fazelya Nektarından Yararlanma Düzeyi


Arı kolonilerinin fazelya nektarından yararlanma düzeyi Çizelge 4.18'de, nektarından

yararlanma düzeyinin dönemlere göre değişimi Şekil 4.18'de verilmektedir. Arı kolonilerinin
fazelya nektarından yararlanma düzeyi; çiçeklenmenin ilk döneminde (22/03/2001) %8.0,
03/0412001 tarihinde %25.0, çiçeklenmenin sonuna doğru yapılan son ölçüm döneminde
(10104/2001) % 18.0 olarak belirlenmiştir. Bal ansı kolonileri, fazelya nektarından tüm
çiçeklenme süresinde %16.0 düzeyinde yararlanmıştır.

124
Çizelge 4.18. Araştınnanın ı. Yılında Kolonilerin Dönemlere Göre Fazelya Nektarından

Yararlanma Düzeyi (%).

Ölçüm Tarihleri Nektardan Yararlanma Düzeyi (%)

22/03/2001 8.0±1.1 b

26/03/2001 1O.O±1.O b

03/04/2001 25.0±3.2 a

10/04/2001 18.0±2.7 ab

X±Sx 16.0±2.3

0,30

~
~ 0,25
':;:'
ci)
N
8 0,20

E
c:
nı 0,15
L:
...


>-
c: 0,10

...
"c

....
~

0,05
~
0,00
20103/2001 26/03/2001 03/04/2001 10/04/2001

Ölçüm Tarihleri

Şekil 4.18. Araştınnanın ı. Yılında Kolonilerin Fazelya Nektarından Yararlanma Düzeyinin

Dönemlere Göre Değişimi.

Fazelya nektarından yararlanma düzeyi ile ilgili verilere uygulanan istatistiki analiz
sonucunda, dönemlerin etkisi P<0.05 düzeyinde önemli bulunmuştur. Uygulanan DÇK Testi
sonucunda, 3. ölçüm dönemi (03/0412001) ı. grupta, 1. (22/03/2001) ve 2. (26/04/2001) ölçüm
dönemi II. grupta, diğer ölçüm dönemleri bu iki grup arasında yer almıştır.

125
Fazelya bitkisinde çiçeklenme kolzada çiçeklenmenin sona ermesine doğru başlamış

olması, arı kolonilerinin bu dönem için her iki bitkiden yararlanmasını sağlamıştır. Ancak bal
arıları 22/03/2001 tarihinde kolza bitkisinden %19.0 düzeyinde yararlanırken, aynı dönemde
fazelya bitkisinden %8 düzeyinde yararlanmıştır. Kolzada çiçeklenmenin sonuna doğru

(26/03/2001) kolonilerin nektardan yararlanma düzeyi %21 olurken, fazelya bitkisinde bu


değer aynı dönem için % 1O düzeyinde kalmıştır. Ancak kolzada çiçeklenme tamamen
bittikten sonra kolonilerin fazelya nektarından yararlanma düzeyi %25'e yükselmiştir. Bu
bulgular, bal arılarının çevrede bulunan diğer bitkileri de tercih ederek dengeli bir şekilde

yararlandığı ve tercihini ani bir değişim yapmadan kararlı bir şekilde sürdürdüğünü ancak
kolzada çiçeklenme sona erene kadar bu tercihini kolzadan yana kullandığı görülmektedir. Bu
bulgular bu konuda yapılan çalışmaların (Free ve Nuttall, 1968., Wroblewska, 1995)
sonuçlarına uymaktadır.

Araştırmada fazelya ekili alan çevresinde bulunan bitkilerin bal arısının besin kaynağı

tercihinde önemli düzeyde roloynadığını; fazelya bitkisinin çiçeklendiği dönemde bölgede


çiçekli bitki sayısının kolza bitkinin çiçeklendiği döneme göre oldukça fazla olması nedeniyle
bal arılarının diğer bitkilere de bağımlılık gösterdiği ve kolza bitkisine oranla fazelya
bitkisinde daha düşük düzeyde tarlacılık yaptığı belirlenmiştir. İlkbahar döneminde deneme
koloni gruplarının populasyon gelişmesine bağlı olarak, nektara duyulan gereksinme artış

göstermiş ve nektar tarlacılığı yapan bal arısı sayısını yükseltmiştir. Bu durum arıların fazelya
bitkisine yönelmelerini ve çiçeklenmenin artmasına paralelolarak nektarından yararlanma
çlüzeyini artırmıştır (Free, 1982., Herrera, 1990., Popovic, 1995., Tansı ve ark 1999).
Fazelya çiçeklerinde yapılan gözlemler sonucunda bal arısı tarafından önceden ziyaret
edilen fazelya çiçeklerinin başka bal arıları tarafından da birkaç kez besin aramak için ziyaret
edildiği saptanmıştır.

4.1.17. Arı Kolonilerinin Kolza Polenİnden Yararlanma Düzeyi


Bal arılarının kolza poleninden dönemler ve saatlere bağlı olarak yararlandıkları

yapılan ölçümlerle ortaya konmuştur. Araştırmadan kolza poleninden yararlanma düzeyi


Çizelge 4.19' da, kolza poleninden yararlanma düzeyinin dönemler ve saatlere göre değişimi

Şekil 4.19' da verilmektedir.


Bal arılarının kolza poleninden yararlanma düzeyi, çiçeklenmenin ilk günlerinde
(27/02/2001) saat 06:00-11:00 arasında %24.40, saat 11:00-15:00 arasında %6.76 ve saat

126
15 :00- 18 :00 arasında %6.79 düzeyinde belirlenirken; çiçeklenmenin en yoğun olduğu

(18/03/2001) dönemde yükselme göstererek saat 06:00-11:00, 11:00-15:00 ve 15:00-18:00


9-rasında %20.67, %19.33 ve %5.08 düzeyinde; çiçeklenmenin sonuna doğru (27/03/2001)
düşme göstererek ve aynı saatlerde sırasıyla %1.92, %10.37 ve %3.19 düzeyinde
yararlanmışlardır.

Çizel ge 4.19. Araştırmanın 1. Yılında Kolonilerin Kolza Poleninden Yararlanma Düzeyi (%).
Ölçüm Saatler
X±Sx
Tarihleri 06 :00-11 :00 11 :00-15:00 15:00-18:00
27/02/2001 24.40±1.97 6.76±0.77 6.79±0.07 11.19±0.64 be
02/03/2001 9.70±0.75 7.25±0.52 6.70±0.15 7.88±0.92 be
06/03/2001 3.83±0.11 7.45± 1.72 7.96±0.95 6.41±0.13 be
18/03/2001 20.67±2.30 19.33±1.42 5.08±0.49 14.72±1.36 ab
22/03/2001 42.49± 1.50 25.00± 1.04 11.65±1.57 26.38± 1.85 a
27/03/2001 1.92±0.06 10.3?±1.40 3.19±0.03 4.79±0.73 d
17.52±1.70 14.3?±1.06 6.93±0.77 12.73±1.70
X±Sx
a a b

45 J-+- 06:00-11 :00 -11-11:00-15:00 --.-15:00-18:00 i


i J
40 L!
- 35 L \
-
o~

ı:: 30 / \
o

'-
25 /
- \
~ /~~~
ı::
~
o 20
~ / ~
o-

..!::! 15
~ ~
o
x:
10 d' ~

~\
~

---.- / - - - ~
..L/
5 - ...............

O
'1
27/02/2001 02/03/2001 06/03/2001 18/03/2001 22/03/2001 27/03/2002

Ölçüm Tarihleri

Şekil 4.19. Araştırmanın 1. Yılında Kolonilerin Kolza Poleninden Yararlanma Düzeyinin


Dönemler ve Saatlere Göre Değişimi.

127
Tüm dönemler dikkate alındığında bal arılarının kolza poleninden aynı saatlerde
sırasıyla ortalama %17.52, %14.37 ve %6.93 düzeyinde yaralandıkları belirlenmiştir. Tüm
dönemler ve saatler dikkate alındığında bal arılarının kolza poleninden % 12. 73 düzeyinde
yaralandıkları ortayaçıkmıştır.

Arı kolonilerinin kolza poleninden yararlanma düzeyi verilerine uygulanan istatistiki


analiz sonucunda; kolonilerin kolza poleninden yararlanma düzeyi üzerine çiçeklenme
süresince dönemlerin etkisi P<O.Ol düzeyinde, saatler ile dönem x saat interaksiyonun etki sİ
P<0.05 düzeyinde önemli bulunmuştur.
Kolza poleninden yararlanma düzeyi ortalamalarına uygulanan DÇK Testine göre,
çiçeklenmenin yoğun olduğu (22/03/2001) ölçüm dönemi ı. grubu, çiçeklenmenin bittiği

ölçüm dönemi (27/03/2001) IV. grubu ve diğer ölçüm dönemleri bu iki grup arasında yer
almıştır. Saatler dikkate alınarak kolza bitkisi poleninden yararlanma düzeyi ortalamaları

karşılaştırıldığında; saat 06:00-11 :00 ve saat 11 :00- 15 :00 ölçüm dönemleri i. grubu, saat
15:00-18:00 ölçüm dönemi II. grubu oluşturmuştur.
Bal arılarının tüm çiçeklenme süresince kolza poleninden yararlanması yanında, bazı

dönemlerde besin kaynağı açısından hem nektar hem de poleni birlikte toplamış olmasından

dolayı bu durum yapılan sayımlara yansımamıştır. Ayrıca bal arılarının erken ilkbahar
döneminde kolza poleninden en üst düzeyde yararlanmasına karşın, kolzada çiçeklenmenin
sonuna doğru fazelya bitkisinin çiçeklenmesine bağlı olarak kolzadan vazgeçerek fazelya
polenine yöneldikleri belirlenmiştir.

Araştırmanın 1. yılında bal arılarının kovan yakınlarında yoğun bir şekilde bulunan
kolza poleninden ortalama %12.73 düzeyinde yararlanmaları; bal arılarının farklı bitkilerin
polenlerinden yararlanarak daha iyi diyet oluşturdukları görüşlerine (Free ve Williams,I 979.,
Waddington, 1983., Sclımidt ve ark, 1995., Korkmaz ve Kumova, 1998.,Baydar ve Gürel,
-ı 998) uymaktadır.

Kolza poleninden yararlanma düzeyi sonuçları incelendiğinde, tarlacı bal arılarının

çevrede bulunan çeşitli polen kaynaklarına işbölümü yaparak dağıldığını göstermektedir. Bu


sonuç, bal arılarının kovan yakınında tek bir çeşit bitkinin polenine bağımlılık göstermedikleri
ve koloni düzeyinde işbölümüne bağlı olarak farklı bitkilere yöneldikleri (Nagamitsu ve ark,
1999; Da Silva ve Serrao, 2000) bildirişine uymaktadır.

Bal arılarının Çukurova koşullarında erken ilkbaharda koloni gereksinimini karşılamak

üzere yüksek protein içeren kolza poleninden (Somerville, 2001) yaralandıkları ve çevrede
bulunan farklı bitki polenlerini de toplayarak dengeli bir diyet oluşturdukları belirlenmiştir.

128
4.1.18. Arı Kolonilerinin Fazelya Poleninden Yararlanma Düzeyi
Araştırma sonucunda elde edilen fazelya poleninden yararlanma düzeyi Çizelge
4.20'de, fazelya bitkisi poleninden yararlanma düzeyinin dönemler ve saatlere göre değişimi

Şekil 4.20'de gösterilmektedir.

Çizelge 4.20. Araştırmanm 1. Yılında Kolonilerin Fazelya Poleninden Yararlanma Düzeyi


(%).

Ölçüm Saatler
X±Sx
Tarihleri 06:00-11 :00 11 :00-15:00 15:00-18:00
18/03/2001 12.41±2.43 12.99±2.76 19.40±2.36 15.0?±1.89 c
22/03/2001 12.28±1.44 20.22±1.30 29.3?±1.57 20.65±2.25 b
27/03/2001 3.84±0.75 19.85±1.24 24.65±2.80 16.99±2.73 c
05/04/2001 22.34±2.31 29. 93±2.49 77.08±0.84 34.63±3.98 b
13/04/2001 20.72±1.59 23.48±2.54 1.9?±0.20 15.39±3.17 c
17/04/2001 37.18±2.26 75.43± 1.08 4.46±0.59 39.03±2.79 a
18.62±2.82 31.30±2.25 20.50± 1.58 23.45±2.53
X±Sx
b a a

90 -+- 06:00-11 :00-.-11 :00-15:00-.tı-15:00-18:0C

80

o~
70 A ~
-2: 60 L ~ L
...
O

.- 50 L -'1 /
ı:::
Q)
(5
Q. 40 i \ i

-N>-
Q) 30 -- / L L /
~ ~~~
if 20

10
~: - / ~
O
~ \~ "'"
18/03/2001 22/03/2001 27/03/2001 05/04/2001 13/04/2001 17/04/2001
Ölçüm Tarihleri

Şekil 4.20. Araştırmanın 1. Yılında Kolonilerin Fazelya Poleninden Yararlanma Düzeyinin


Dönemler ve Saatlere Göre Değişimi.

129
T arlacı bal arılarının fazelya bitkisinde çiçeklenmenin başladığı ilk günlerde (18 Mart
2001) saat 06:00-11:00, 11:00-15:00 ve 15:00-18:00 arasında yapılan ölçümler sonucunda
sırasıyla %12.41, %12.99 ve %19.40 düzeyinde fazelya poleninden yararlandıkları

saptanmıştır. Ancak bitkide çiçeklenmenin ilerlemesine paralelolarak, yararlanma düzeyi


hafta ve saatlere bağlı olarak değişken bir yapı göstermiştir. Tüm dönemler dikkate
alındığında bal arılarının 06:00- 11 :00, 11 :00-15 :00 ve 15 :00-18 :00 saatleri arasında sırasıy la

%18.62, %31.30 ve %20.50 düzeyinde fazelya poleninden yararlandığı belirlenmiştir. Tüm


dönemler ve saatler göz önüne alındığında, bal anlannın fazelya poleninden %23.45
düzeyinde yaralandığı ortaya konmuştur.
Bu verilere uygulanan istatistiki analiz sonucunda, fazelya poleninden yararlanma
düzeyi üzerine çiçeklenme süresince dönemler ile dönem x saat interaksiyonunun etkisi
P<O.Ol düzeyinde, saatlerin etkisi P<0.05 düzeyinde önemli bulunmuştur. Fazelya poleninden
yararlanma düzeyine ait ortalamalara uygulanan DÇK Testi sonucunda 17 Nisan 2001
tarihinde yapılan son ölçüm dönemi i. grupta, ikinci ve dördüncü ölçüm dönemleri II. grupta;
birinci, üçüncü ve beşinci ölçüm dönemleri III. grupta yer almıştır. Saatler bakımından

ortalamalar karşılaştırıldığında saat 06:00- 11 :00 ve 15:00-18:00 ölçüm dönemleri i. grubu,


saat 11:00-15:00 ölçüm dönemi II. grubu oluşturmuştur.
Sonuç olarak, Çukurova koşullarında ilkbahar döneminde, bal arılarının çiçeklenme
süresince fazelya poleninden yararlandıkları, koloni gereksinmesini karşılamak için fazelya
poleni yanında çevrede bulunan farklı polen kaynaklarına yönelerek dengeli bir polen
tarlacılığı yaptıkları belirlenmiştir.

Fazelya poleninden bal arılarımn etkin olarak yararlanması sonucu, bölgede fazelya ile
aynı dönemde yetiştirilen ancak tozlaşma sorunu çeken bitkiler içinde alternatif bir çekici
olması, fazelya ekiminin yaygınlaştırılmasında önem taşımaktadır.

4.1.19. Kolza Bitkisİnİn Tohum Verİmine Bal Arısının Katkısı

Kolza ekili alana yerleştirilen üç adet polinatörlere kapalı kafesli alan ile açık alandan
elde edilen bitkiler hasat edilerek, bitkilerin tohum verimine bal arısının katkısı belirlenmiştir.
Araştırmanın 1. yılında kolza bitkisinde kafesli ve kafessiz alanlardan elde edilen tohum
miktarına ait değerler Çizelge 4.21' de, kolza bitkisinde kafesli ve kafessiz alanlardan elde
edilen tohum miktarının değişimi Şekil 4.21 'de gösterilmektedir.

130
Çizelge 4.21. Araştırmanın 1. Yılında Kolza Bitkisinde Kafesli ve Kafessiz Alandan Elde

Edilen Tohum Miktarı (g/m


2
)

Gruplar Değişim Aralığı N X±Sx CV

Kafesli 44.00-74.55 3 55.47±9.60 b 29.98

Kafessiz 107.33-134.22 3 120.85±7.76 a 11.13

140

120 --~--~-----------~~~- -------------------

-
N

E
100 +----~---------------- -----~-------- ----

§
80
E
'':;
Q)
> 60
E
::ı
oc
o
ı- 40 - ---------------

20 t-------------,

O -1--_ _- - - '
Kafesli Kafessiz

Şekil 4.21. Araştırmanın 1. Yılında Kolza Bitkisinde Kafesli ve Kafessiz Alandan Elde Edilen
Tohum Miktarının Değişimi.

Araştırma sonucunda, bal arısı tozlaşması olmayan kafesli alandan hasat edilen kolza
bitkisinden ortalama 55.47 g/m , açık alandan ortalama 120.85 g/m tohum elde edilmiştir.
2 2

Kolza bitkisinde her 100 gramlık tohum veriminin 54.10 gramı bal arısı polinasyonu
ile gerçekleşmiştir. Ayrıca bal arısının kolza bitkisinin tohum verim artışına %117.86
düzeyinde katkısı olmuştur.

Araştırma bitki gruplarına uygulanan t-testi sonucunda, kolza bitkisinde gruplar


arasındaki fark P<O.Ol düzeyinde önemli bulunmuştur.

Çukurova koşullarında ekimi yapılan kolza bitkisinin tohum verimine bal arısının
katkısını saptamak amacıyla yapılan kafes denemelerinde, açık alandan elde edilen ortalama

131
120.85 g/m tohum verim miktarı; kafessiz parsellerden 92 g (Avcıoğlu, 1977), 44.3-95.9
2

kg/da (Atakişi, 1978), 304.98 kg/da (Szabo, 1985), 34-280 kg/da (Kırıcı ve Özgüven, 1995)
34-280 kg/da (Kırıcı ve Özgüven, 1995), 217.6 kg/da (Çalışkan ve ark, 1998), 21.8-244.4
kg/da (Özgüven ve Kırıcı, 1999), açık alanda 229.4 kg/da kafesli alanda 172.8 kg/da (Tansı ve
ark, 1999) olarak bildirilen bulgularla karşılaştırıldığında, bu farklılığın kolza çeşidine ve
yetiştirme koşullarının etkisine bağlı olarak değişebildiğini göstermektedir.
Bu araştırmada bal arısının kolza bitkisinin tohum verim artışına katkısı %117.8
oranında olması, bu katkıyı %318 olarak bulan bildirişten (A vcıoğlu, 1977) daha düşük

bulunmuştur. Ayrıca bu çalışmada bal arılarının polinasyondaki payı (%54.1), ortalama


%43.5 (McGregor 1976 göre Meyerhoff, 1954), %23-39 (Von Frisch, 1967), %44 (Pritsch,
199 ı) bulgularından yüksek; %62.5 (Langridge ve Goodman, 1975) değerinden düşük

görülmektedir. Kolza bitkisinin tohum verimine bal arısı polinasyon payının farklı düzeylerde
ortaya konmuş olmasında, kullanılan kolza çeşidi (Anonymous, 2001); bal arısı kolonilerinin
kolza parseline olan uzaklığı (Free, ı 992; Manning ve Boland, 2000); kolonilerin gücüne
bağlı olarak kolzada bal arısı aktivitesinin artması (Dewenter ve Tschamtke, 1999; Tan, 2000)
ve kullanılan kolonilerin ırkı (Basualdo ve ark, 2000) etkili olmaktadır.

Sonuç olarak, Çukurova koşullarında yetiştiriciliği yapılan kolza bitkisinin


polinasyonunda bal anlarının önemli düzeyde katkısının olduğu ve bölgenin değişken iklim
yapısının olumsuz etkilerini en az seviyeye indirerek, kolzanın tohum verim artışına önemli
katkılar sağladığı belirlenmiştir.

4.1.20. Fazelya Bİtkisİnİn Tohum Verİmİne Bal Arısının Katkısı

Fazelya ekili alana yerleştirilen üç adet polinatörlere kapalı kafesli alan ile açık

alandan elde edilen bitkiler hasat edilerek, bitkilerin tohum verimine bal arısının katkısı

belirlenmiştir. Araştırmanın 1. yılında fazelya bitkisinde kafesli ve kafessiz alanlardan elde


edilen tohum miktanna ait değerler Çizelge 4.22'de, fazelya bitkisinde kafesli ve kafessiz
alanlarda elde edilen tohum miktarının değişimi Şekil 4.22'de verilmiştir.
Araştırma sonucunda bal arısı tozlaşması olmayan kafesli alandan hasat edilen fazelya
bitkisinden ortalama 22.15 gim 2 , açık alandan ortalama 59.81 g/m 2 tohum elde edilmiştir.
Fazelya bitkisinde her 100 gramlık tohum veriminin 59.81 gramı bal arısı polinasyonu
ile gerçekleşmiştir. Ayrıca bal arısının fazelya bitkisinin tohum verim artışına % 170.02
düzeyinde katkısı olmuştur.

132
Çizelge 4.22. Araştınnanın 1. Yılında Fazelya Bitkisinde Kafesli ve Kafessiz Alandan Elde
Edilen Tohum Miktarı (g/m
2
)

Gruplar Değişim Aralığı n X±Sx CV

Kafesli 18.67-25.44 3 22.15±1.96 b 15.30

Kafessiz 45.56-76.56 3 59.81±9.04 a 26.16

70

60

..
50

.-
..
.5
Q)
40

>
E 30 - - - - - - - - -- - - - - - - -


oc
o
ı- 20

10

0"-----
Kafesli Kafessiz

Şekil 4.22. Araştırmanın 1. Yılında Fazelya Bitkisinde Kafesli ve Kafessiz Alandan Elde
Edilen Tohum Miktarının Değişimi.

Araştırma bitki gruplarına uygulanan t-testi sonucunda, fazelya bitkisinde gruplar


arasındaki fark P<0.05 düzeyinde önemli bulunmuştur.

Fazelya bitkisinin tohum verimine bal arısının katkısını saptamak amacıyla yapılan

kafes denemelerinde, fazelya açık alanından elde edilen 59.8 ı g/m tohum verimi; %32
2

2
(Pritsch, 1991),20.11-43.18 g/m (Uçar ve Tansı, 1996) ile 21.52-36.57 g/m (Yıldız, 1999)
2

değerinden yüksek, ancak 51.5 g/m (Tansı ve ark, 1999) sonucu ile tam bir uyum içerisinde
2

bulunmuştur. Ayrıca araştınnada kafesli alan içerisinde belirlenen 22.15 g/m fazelya tohum
2

verimi, 19.1 g/m (Tansı ve ark, 1999) değeri ile uyumlu görülmektedir.
2

Sonuçta, bal arısının Çukurova koşullarında yetiştiriciliği yapılan fazelya bitkisinin


polinasyonunda önemli düzeyde rol aldığı ve değişken yapıdaki Bölge ikliminin olumsuz
etkilerini yaptığı polinasyon ile en aza indirerek, fazelya bitkisinde tohum verim artışı üzerine
önemli katkılar sağladığı saptanmıştır.

133
4.1.21. Kolza ve Fazelya Bitkilerinin Koloni Populasyon Gelişimi Üzerine Etkisi

Yavrulıı Alan Gelişimi Üzerine Etkileri

Kolza ve fazelya bitkilerinin bal arısı kolonilerinin populasyon gelişimi üzerine


etkilerini saptamak amacıyla, denemenin birinci yılında araştırma kolonilerinde yavrulu alan
gelişimi deneme süresince 21 günde bir belirlenmiştir. Araştırmanın 1. yılında denemeye
giren koloni gruplarında, deneme süresince elde edilen yavrulu alan gelişimi Çizelge 4.23' de;
koloni gruplarında, deneme süresince elde edilen yavrulu alan gelişiminin dönemlere göre
değişimi Şekil 4.23' de gösterilmiştir.

Araştırmanın başlangıcında (09/02/2001), bitki parsel kolonilerinde ortalama 317.98


cm 2 yavrulu alan, araştırma sonunda (20/07/2001) yapılan son ölçüm döneminde ortalama
1634.07 cm 2 yavrulu alan saptanmıştır. Kontrol kolonilerinde yavrulu alan gelişimi deneme
başlangıcında 368.50 cm2 ve deneme sonunda 1695.63 cm2 olarak gerçekleşmiştir.
Elde edilen yavrulu alan verilerine uygulanan istatistiki analiz sonucunda; yavrulu alan
gelişimi üzerine ölçüm dönemlerinin etkisi P<O.OI düzeyinde önemli bulunurken, yavrulu
alan bakımından gruplar arasındaki fark ile koloni grupları ve dönem interaksiyonunun etkisi
önemsiz (P>0.05) çıkmıştır.

Denemenin başladığı 9 Şubat 2001 tarihinden, 13 Nisan 2001 tarihine kadar koloni
gruplarının yavrulu alanları çevrede bitkilerin çiçeklenmesine bağlı olarak belirgin bir artış

gösterirken, 8 Haziran 2001 tarihine kadar yavrulu alan gelişiminde bir azalma görülmüştür.

Bu tarihte koloni gruplarında yavrulu alan gelişimi en üst noktaya ulaşmış, daha sonraki
ölçüm dönemlerinde tekrar azalma göstermiştir. Kontrol koloni gruplarının yavrulu alan
gelişimleri, deneme süresince parsel kenarına konulan koloni gruplarına benzer bir doğrultuda
gelişme göstermiştir.

Koloni gruplarına ait yavrulu alan gelişimi ortalamalarına uygulanan DÇK Testi
sonucunda 08/0612001 tarihinde yapılan ölçüm dönemi ı. grubu, 13/0412001 tarihli dördüncü
ölçüm dönemi II. grubu, diğer ölçüm dönemleri farklı grupları oluşturmuştur.

Denemede kontrol kolonilerinin yerleştirildiği alan çevresinde çeşitli bitki


kaynaklarının bulunması ve bunların çiçeklenme sürelerinin 2001 yılı iklimsel değişikliklere
(Adana MBM, 2001) bağlı olarak kolza ve fazelya bitkileri ile aynı döneme denk gelmesi,
koloni gruplarının yavru gelişimi arasında belirgin bir farkın ortaya konmasını engellemiştir.

134
Çizelge 4.23. Araştırmanın ı. Yılında Koloni Gruplarında Deneme Süresince Elde Edilen
Yavrulu Alan Gelişimi (cm lkoloni).
2

Ölçüm Gruplar
X±Sx
Tarihleri Parsel Kontrol
09/02/2001 317.98±32.86 368.50±30.12 344.92±22.32 9
02/03/2001 618.5?±63.82 748.23±78.24 687.72±51.81 f
23/03/2001 1505.82±214.11 1607.93±219.87 1560.28±151. 71 e
13/04/2001 3572.95± 184.39 3575.31±197.88 3574.21±133.84 b
04/05/2001 2323.10±98.03 2554.66± 126.03 2446.60±82.77 d
25/05/2001 2835.86±277.02 2389.96±248.06 2598.05± 186.37 cd
08/06/2001 4677. 1?±174.40 3915.8?± 171.03 4271.14± 139.30 a
29/06/2001 2916.50± 189.67 2674.21± 164.61 2787.28± 124.51 c
20/07/2001 1634.0?±105.91 1695.63±104.79 1666.90±73.54 e
X±Sx 2266. 89± 129.94 2170.03± 107.49 2215.23±83.34

5000
4500 .
.c:-
.2 4000
o
::!: 3500 .
ol

E
o
.::LG 3000
~

-
~
:ı:
2500
c: 2000
..!2
<{
1500 i-+- Parsel
~
..
:::ı

>
LG
1000
___ Kontrol'

r
500

OL-----------~------------~----~----~----~----------~
09/02/2001 02/03/2001 23/03/2001 13/04/2001 04/05/2001 25/05/2001 08/06/2001 29/06/2001 20/07/2001

ÖlçOm Dönem leri

Şekil 4.23. Araştırmanın ı. Yılında Koloni Gruplarında Deneme Süresince Elde Edilen
Yavrulu Alan Gelişiminin Dönemlere Göre Değişimi.

Bu sonuçlar, ilkbahar döneminde kolonilere yapay ek besleme yapılmasını öneren


(Kumova, i 999) araştırına sonuçlarının aksine var olan bitki populasyonuna destek olabilecek
bitkilerin ekiminin sağlanması ile de yavru populasyon artışı sağlanabileceği görülmektedir.

135
Bölgede çiçekli bitkilerin bulunması ve iklimin elverişli olması nedeniyle ek
beslemenin etkisinin çok etkili olmadığı (Kumova ve ark, 1993) bulguları bu sonuçları

desteklemektedir. Araştırmanın birinci yılında, kontrol kolonilerinin bulunduğu alanın çiçekli


bitkilerce zengin olması, yavrulu alan gelişimi açısından koloni grupları arasında istatistiksel
olarak bir fark ortaya çıkarmamış olması; aynı bölge koşullarında yapılan çalışmalarda,

fazelya ekili alanlarda bulunan kolonilerin, yavru populasyon gelişimi üzerine bu bitkinin
önemli düzeyde etkide bulunduğu ve kolonilerin bal mevsimine güçlü ve sağlıklı kolonilerle
girdiği (Korkmaz ve Kumova, 1998); kolonilerinin besin bulmakta güçlük çektiği mart, nisan
ye mayıs aylarında, kolza ve fazelya bitkilerinin kolonilerin yavru gelişimini önemli ölçüde
arttırdığı (Tansı ve ark, ı 999) bildirişlerini desteklemediği görülmektedir.

Deneme alanının ekolojik yapı açısından Çukurova Bölgesinin genelini temsil eden
nitelikte olmaması, Ç.Ü. kampus alanının ilkbahar döneminde bitki kaynakları açısından son
derece zengin olması, bu sonuçlar üzerinde etkisi olmuştur. Birinci yılda kontrol kolonilerinin
konulduğu alanın bal arısı tarlacılığı açısında çok iyi bir konumda olması yavrulu alan
gelişimi üzerinde önemli bir roloynamış, dolayısıyla fazelya ve kolza parselleri yanına

konulan koloni grupları arasında yavru gelişimi bakımından belirgin bir farklılığın ortaya
çıkmasını engellemiştir. Ancak bitki populasyonunun yetersiz olduğu bölgelerde kolza ve
fazelya bitkilerinin kolonilere besin kaynağı sağlama açısından yararlı olacağı görülmektedirr.

Sonuç olarak, Çukurova koşullarında ekimi yapılan kolza ve fazelya bitkilerinin bal
arısı kolonilerinin yavrulu alan gelişimi üzerine etkili olabilecek bitkiler konumunda olduğu,

ancak çiçekli bitki varlığının yoğun olduğu yer ve dönemlerde bal arıları için besin kaynağı

sağlayacak destek bitkiler olarak değerlendirilebileceği belirlenmiştir.

Ergin Arı Gelişimi Üzerine Etkileri


Araştırmanın birinci yılında deneme koloni gruplarında araştırma süresince elde edilen
arılı çerçeve sayısı Çizelge 4.24'de, koloni gruplarında araştırma süresince elde edilen arılı

çerçeve sayısının dönemlere göre değişimi Şekil 4.24'de verilmektedir.


Deneme başlangıcında sırasıyla ortalama 4.28 ve 4.37 ad/koloni arılı çerçeveye sahip
olan parsel ve kontrol kolonileri, araştırma süresince bir gelişme göstermiştir. Deneme
sonunda parsel kolonileri 10.57 adlkoloni ve kontrol kolonileri 10.06 ad/koloni arılı çerçeveye
sahip olmuşlardır. Sonuç olarak parsel ve kontrol kolonİleri sırasıy la ortalama 10.23 ve ı 0.68
ad/koloni arılı çerçeveye ulaşmıştır. Koloni gruplarında ergin arı gelişimi 9 Şubat 2001
tarihinden 8 Haziran 2001 tarihine kadar sürekli artan bir değer göstermiştir.

136
Çizelge 4.24. Araştırmanın ı. Yılında Koloni Gruplarında Deneme Süresince Elde Edilen
Ergin Arı Gelişimi (ad/koloni).
Ölçüm Gruplar
X±Sx
Tarihleri Parsel Kontrol
09/02/2001 4.28±O.12 4.3?±O.12 4.33±O.O8 e
02/03/2001 5.42±O.17 5.43±O.22 5.43±O.14 e
23/03/2001 7.85±O.20 8.31±O.34 8.10±O.20 d
13/04/2001 11.35±O.84 12.93±O.86 12.20±O.61 b
04/05/2001 13.00±O.61 13.31±O.91 13.16±O.55 b
25/05/2001 11.78±O.78 13.12±1.02 12.50±O.65 b
08/06/2001 15.5?±O.91 15.68±O.84 15.63±O.60 a
29/06/2001 12.28±O.77 12.93±O.71 12.63±O.51 b
20/07/2001 10.5?±O.54 10.06±O.21 10.30±O.27 c
X±Sx 10.23±O.37 10.68±O.37 10.4?±O.26

18

16

-c: 14 .
.2
o
..:.:: 12 .
:a
~

!ıl 10
>-
(o
en
cl) 8
>
cl)
t>
ı...
cl) 6
<> -+-Parsel
;: 4·
« - i ___ Kontrol


09/0212001 02103/2001 23/03/2001 13/04/2001 04/05/2001 25/05/2001 08/06/2001 29/06/2001 20107/2001

Ölçüm Dönemleri

Şekil 4.24. Araştırmanın ı. Yılında Koloni Gruplarında Deneme Süresince Elde Edilen Ergin
Arı Gelişiminin Dönemlere Göre Değişimi.

137
Koloni gruplarına ait arılı çerçeve sayısı verilerine uygulanan Kruskal Walhs Testine
göre; ergin arı gelişimi üzerine ölçüm dönemlerinin etkisi P<0.01 düzeyinde önemli
bulunurken, ergin arı gelişimi bakımından gruplar arasındaki fark önemsiz (P>0.05) çıkmıştır.

Arılı çerçeve sayısı ortalamalarına uygulanan DÇK Testine göre; 08/06/2001 tarihli
ölçüm dönem ı. grubu, l3/0412001, 04/0512001, 25/0512001, 29/0612001 tarihli ölçüm
dönemleri II. grubu, 20/0712001 tarihli ölçüm dönemi III. grubu, 23/0312001 tarihli ölçüm
dönemi LV. grubu, 09/02/2001 ve 02/0312001 tarihli ölçüm dönemleri V. grubu oluşturmuştur.
Araştırmanın birinci yılında ergin arı gelişimi bakımından koloni grupları arasında net
bir farklılığın olmaması ve kolonilerin ergin arı gelişimi ile yavrulu alan gelişimi açısından

deneme süresince benzer gelişme göstermesi; bu konuda yapılan (Doğaroğlu, 198 ı.,
.
Doğaroğlu ve ark, ı 992) araştırma bulguları ile örtüşmekte, ancak arılı çerçeve sayısı ile

kuluçka gelişim arasında r=+0.92 düzeyinde ilişki bulan (Budak, ı 992) sonuç ile çelişki

göstermektedir. Bu durum, kolonilerin yavrulu alan gelişimi üzerine etki eden deneme
alanının, çeşitli bitki kaynakları açısından son derece zengin ol11fasının, koloni grupları

arasında populasyon gelişimi bakımından bir farklılığın gözlemlenmesini etkilemiştir.

Kolza ve fazelya bitkilerinin Çukurova koşullarında bal arısı kolonilerinin ergin arı

gelişimi üzerinde etkili olabilecek bitkiler konumunda olduğu, ancak bu bitkilerin çevresinde
doğal ve ekili bitki deseninin yoğun olduğu yer ve dönemlerde bal arıları için erken
ilkbaharda nektar ve polen kaynağı sağlayacak destek bitkiler olabileceği saptanmıştır.

4.1.22. Kolonilerİn Bal Verİmİ

Denemenin birinci yılında, koloni gruplarında Sarız ve Akçakale ilçelerinde iki kez bal
hasadı yapılmıştır. Bal hasat sonuçlarına göre, bitki parseli yanında bulunan koloni
gruplarında ortalama ı 6.8 ı kg/koloni, kontrol koloni gruplarında ortalama ı 6.07 kg/koloni
bal verimi saptanmıştır.

Araştırmanın L.yılında kullanılan deneme kolonilerinin bal verimleri Çizelge 4.25'de


ve bal verimlerinin gruplara göre değişimi ŞekiI4.25'de verilmektedir.
Denemenin birinci yılında, kolza ve fazelya parseli kenarına konulan koloni
gruplarında ortalama 10.23 ad/koloni arılı çerçeve ile 16.81 kg/koloni, kontrol koloni
gruplarında ortalama 10.68 ad/koloni arılı çerçeve ile 16.07 kg/koloni bal verimi elde edilmesi
ergin arı gelişimi ile bal verimi arasında pozitifbir ilişkinin olduğunu göstermektedir.

l38
·
Çizelge 4.25. Araştırmanın 1. Yılında Koloni Gruplarında Ortalama Bal Verimi (kg/koloni).

Gruplar Değişim Aralığı n x±sx CV

Parsel 8.50-26.15 14 16.81±1.31 a 21.18

Kontrol 6.90-27.10 16 16.0?±1.23 a 20.68

:=- 16 00
ı:::: '
. .,2

-
O
~

cl
::. 11,00
.-
E
a..

~
CU 6,00
al

1,00
Parsel Kontrol

Şekil 4.25. Araştırmanın 1. Yılında Koloni Gruplarında Ortalama Bal Veriminin Değişimi.

Bu sonuçlar ergin arı gelişimi ile bal verimi arasında doğrusal bir ilişkinin olduğunu

(Doğaroğlu, 1981); kolonilerin bal verimine koloninin genetik yapısının ve çevresel


faktörlerin önemli düzeyde etkisinin bulunduğunu (Sanford, 1988); bal veriminin yavrulu alan
gelişiminden ziyade kolonilerin sahip olduğu arılı çerçeve sayısına bağlı olduğunu (Budak,
1992); bildiren sonuçlar ile örtüşmektedir.

Arı kolonilerinin bal verimine çeşitli iç ve dış koşulların önemli düzeyde etkide
bulunduğu görülmektedir. Deneme koloni gruplarının, mevsimsel iklim değişiklikleri ve
çevredeki diğer çiçekli bitkilerden etkilenerek, koloni populasyon düzeylerini aynı seviyede
geliştirmeleri ile birlikte bal verimleri arasında belirgin bir farklılık ortaya konamamıştır.

139
4.1.23. Kolza Çiçeklerinden Yararlanan Böcekler
Kolza çiçeklerinden yararlanan bal arıları ile diğer böceklerin takım düzeyinde
dağılımı Çizelge 4.26'da, kolza çiçeklerinden yararlanan bal arısı ve diğer böceklerin takım

düzeyinde saatlere göre değişimi Şekil 4.26'da, kolza çiçeklerinden yararlanan bal arıları ve
diğer böceklerin dönemlere göre değişimi Şekil 4.27' de verilmektedir.
Bu sonuçlardan, bal anlarının kolza çiçekleri üzerinde yoğun bir şekilde tarlacılık

faaliyeti yaptıkları, bal arısı dışında Diptera takımı böceklerinde kolza çiçeklerinden yoğun

olarak yararlandıkları saptanmıştır. Yararlanma düzeyi dönemler açısından incelendiğinde,

kolzada çiçeklenmenin artma ve azalmasına bağlı olarak bal ansı ve diğer böcek sayılarında

aynı düzeyde bir değişik görülmektedir. Yararlanma düzeyi saatler açısından incelendiğinde,

bal arılarının kolza çiçeklerinde günün her saatinde yoğun olarak tarlacılık yaptığını; saat
.
14:00'de sayılarında bir azaımanın görüldüğünü ancak bal arısı sayısında görülen bu
azalmaya karşılık, diğer böceklerin sayısında bir artışın belirlendiğini gösterırıektedir.

Kolzanın çiçeklenme süresince üzerinden yakalanan böcek sayımı sonucunda; saat


10:00'da 326 bal arısı, SI Diptera, 4 Coleoptera, 2 Hemiptera ve 21 Hymenoptera; saat
12:00'de 227 bal ansı, 3 Hemiptera, 72 Diptera, 1 Lepidoptera, 6 Coleoptera ve 7
Hymenoptera; saat 14:00'te 114 bal arısı, 2 Hemiptera, 125 Diptera, 6 Coleoptera ve 26
Hymenoptera takımına ait böcek yakalanmıştır. Tüm dönemler dikkate alındığında kolza
çiçekleri üzerinden toplam 667 bal arısı, 7 Hemiptera, 278 Diptera, 1 Lepidoptera, 16
Coleoptera ve 54 Hymenoptera takımına ait böcek yakalanmıştır.
Kolza bitkisi üzerinde tarlacılık yapan böceklerin %65.20 bal arısı, %0.68 Hemiptera,
%27.18 Diptera, %0.09 Lepidoptera, %1.57 Coleoptera ve %5.28 Hymenoptera takımına ait
oldukları belirlenmiştir.

Kolza çiçeklerinden yararlanan bal arıları ve diğer böcekler olarak belirlenen verilere
ayrı ayrı uygulanan Kruskal Wallis Testi sonuçlarına göre; saatler arasındaki farkın önemsiz
(P>0.05), dönemler arasındaki farkın önemli (P<0.05) olduğu saptarımıştır.

Dönem ortalamalarına uygulanan DÇK Testi sonucunda; üçüncü ölçüm dönemi


(06/0312001) ı. grubu, ikinci (02/0312001) ve altıncı ölçüm dönemi (27/03/2001) III. grubu
oluştururken, diğer ölçüm dönemleri bu iki grup arasında yer almışlardır. Aynı verilere
uygulanan M ann-Whitney U Testi sonucunda kolza bitkisİ üzerinde tarlacı1ık yapan bal anları

ve diğer böcekler bakımından bir farklılık (P>O.OS) belirlenmemiştir.


Araştırırıanın 1. yılında kolza çiçeklerinden yararlanan Hymenoptera takımı

böceklerin dönemler ve saatlere göre dağılımı Çizelge 4.27'de verilmektedir.

140
Çizelge 4.26. Araştırmanın 1. Yılında Kolza Çiçeklerinden Yararlanan Bal Arısı ve Diğer

Böceklerin Dönemler ve Saatlere Göre Takım Düzeyinde dağılımı (adlatrap).

Takımlar
Tarih Saat Bal Arısı
Hemiptera Diptera Lepidoptera Coleoptera Hymenoptera

....o 10:00 41 28
o
-
o
N
N
j::::
12:00 18 21 1

N 14:00 14 19 1

....o 10:00 20 1 1

--
N
M
o
N
o
12:00

14:00
20

25
6

4 1 1
o

10:00 87 1 15 1 6
....o
o

e-
N 12:00 107 3 16 4 4
M

1.0 14:00 63 23 8
o

....
o
10:00 121 1 14 2 8
o
N 53 14
M 12:00
o
co.... 14:00 27 7

....o 10:00 49 6 1 5

-
N
M

N
o
o
N
12:00

14:00
26

10
9

18
1

4
3

....
o
10:00 8 17 1
o
N 3 6 1
M 12:00
o
j:::: 2 34 1 2
N 14:00 2

10:00 326 2 81 4 21

E 12:00 227 3 72 1 6 7
co
o..o 14:00 114 2 125 6 26
ı-

Genel 667 7 278 1 16 54

141
350
i tl] Bal Arıs i
ci:
-
cu

o
M
~

cu

::a
300
.• Diğer Böcekler

~
250
!!!
>-
cu
en
ı:: 200 -

.s:!
.:ıı:
(i)
() 150
S~
(i)
>o')
100
ı::i
(i)
>
ın
;: 50
q:

~
O
10:00 12:00 14:00
Ölçüm Saatleri

Şekil 4.26. Araştırmanın 1. Yılında Kolza Çiçeklerinden Yararlanan Bal Arısı ve Diğer

Böceklerin Takım Düzeyinde Saatlere Göre Değişimi.

ci: 300 -ı----------------------EfJBaIArlSı


cu
~ .• Diğer Böcekier
o
250
::a
M

~
!!!
;;- 200
en
ı::
.;:
~ 150
(i)
()

S
~ 100
'Cl
iS
50

27/02/2001 02/0312001 06/0312001 18/03/2001 20103/2001 27/0312001


Ölçüm Tarihleri

Şekil 4.27. Araştırmanın 1. Yılında Kolza Çiçeklerinden Yararlanan Bal Arısı ve Diğer
Böceklerin Takım Düzeyinde Dönemlere Göre Değişimi.

142
Çizelge 4.27. Araştırmanın ı. Yılında Kolza Çiçeklerinden Yararlanan Hymenoptera
Takınıına Ait Böceklerin Dönemler ve Saatlere Göre Takım Düzeyinde
Dağılımı (ad/gün/30 atrap).
Tarih Saat Familya Tür Sayısı Toplam

....o 10:00 Andrenidae Andrena parviceps Kr. 1 1

-
o
N
M
.e
N
12:00

14:00 Ha/icfidae Ha/ictus marginatus Br. 1 1


o

10:00 Ha/ictidae Halictus concinnus vestitus Lep. 1 6


Ha/ictidae Ha/ictus cristu/us Br. 3
Ha/ictidae Ha/ictus tetrozoniaellus Strd. 1

Halictidae Lagiog/ossom skovikovi Per. 1


....o 12:00 Ha/ictidae Halictus marginatus Br. 1 4

-
o
N
M
o
to
o
Ha/ictidae

Ha/ictidae
Ha/ictus cristu/us Br.

Lagiog/ossom skovikovi Per.


2
1
14:00 Ha/ictidae Ha/ictus marginatus Br. 4 8
Ha/ictidae Ha/ictus cristu/us Br. 2
Ha/icfidae Ha/ictus bicollossus Mor. 1
Andrenidae Andrena ou/skii Kr. 1

10:00 Ha/ictidae Ha/ictus marginatus Br. 8 8


....o 12:00
o
~ 14:00 Ha/ictidae Ha/ictus marginatus Br. 5 7
M
.e
co
..... Ha/ictidae Ha/ictus bicollossus Mor. 1
Andrenidae Andrena flavipes Pz. 1

10:00 Ha/ictidae Halictus marginatus Br. 5 5

12:00 Ha/ictidae Ha/ictus marginatus Br. 1 3


....o
o Ha/ictidae Ha/ictus cristu/us Br. 1
N
M
o Ha/ictidae Ha/ictus pallens Br. 1
N
N
14:00 Ha/ictidae Ha/ictus marginatus Br. 5 7

Andrenidae Andrena minutu/a H. 2

.... 10:00 Ha/ictidae Ha/ictus marginatus Br. 1 1


o
o 12:00
N
M
o
r:::
N
14:00 Ha/ictidae Ha/ictus cristu/us Br. 3 3

143
Kolza çiçekleri üzerinde tarlacılık yapan Hymenoptera takımına ait böcekler familya
düzeyinde değerlendirildiğinde Halictidae ve Andrenidae familyasına ait böceklerin tarlacılık
yaptıkları saptanmıştır. Tüm dönemler boyunca 3 adet Andrenidae familyasına ait arı
yakalanırken, 51 adet Halictidae familyasına ait arı yakalanmıştır. Sonuç olarak, kolza
bitkisinin Halictidae familyasına ait arılar tarafından yoğun bir şekilde tercih edildiği
belirlenmiştir.

Kolza bitkisinin 2000-2001 yılında Çukurova koşullarında erken dönemde


çiçeklenmesine bağlı olarak Diptera ve Hymenoptera takımına ait böcekler tarafından daha
yoğun olarak ziyaret edilmesinde; kolza bitkisinin çiçeklendiği dönemde çevrede çiçek
bulunmamasının yanında sarı renkli çiçeklere ve bol miktarda polene sahip olmasının etkili
olduğu görülmektedir.
Çukurova koşullarında, kolza bitkisi üzerinde Halictidae familyasına ait arıların

yakalanmış olması; Halictidae familyasına ait arıların çeşitli bitkilerin polinasyonunda önemli
roloynadığını belirten (Özbek, 1978) sonuçlarla benzerlik göstermektedir. Ancak Bölgede
yoğun olarak pestisit kullanılması nedeniyle böcek yoğunluğunun Erzurum koşullarında

yapılan bu çalışma ile karşılaştırıldığında azalmakta olduğu görülmektedir.


Kolza bitkisi üzerinde çeşitli takımlara ait böcekler arasında tarlacılık etkinliği

bakımından açık bir şekilde yarışın olmadığı, hepsinin birbirinden bağımsız tarlacılık

yaptıkları yapılan çalışmalar (Bawa, 1983., Dewenter ve Tschamtke, 2000) ile birliktelik
göstermektedir. Ayrıca arıları kendine çeken bitkilerin yoğun çiçek açtığı ve bu bitkilere
yönelen arılarında çiçeklerden gereksinimlerini karşılayana kadar bu bitkiye bağımlılık

gösterdikleri (Erickson, 1983) görüşü de; bu çalışmada böceklerin kolza çiçeklerine yoğun

ilgi göstermelerinin bu bitkinin erken dönemde çiçek açması, çok fazla çiçeğe sahip olması ve
çiçeklerinin çekici sarı renkte olmasımn olumlu etkisinden kaynaklandığını destekler
niteliktedir.
Araştırmada kolza bitkisi üzerinde tarlacılık yapan böceklerin oransal dağılımının, bu
dağılımı %32.9' nun bal arısı, %30.7' nin Syrphidae, % 22.7' nin Calliporidae ve %8.8 'nin
diğer böcekler olduğunu bildiren (Langridge ve Goodman, i 975) değerlerinden oldukça farklı
olduğu görülmektedir. Özellikle bal ansı oranının yüksek çıkmasında bitki parsel kenarına
konulan kolonilerin etkisinin olduğu ve bunun da oransal dağılımı önemli düzeyde etkilediği

görülmektedir. Ancak bu çalışmada Syrphidae familyasının yüksek olması kolza bitkisinin


sarı renkli çiçeklere sahip olduğu için tercih edilmesi yanında Diptera takımı tarafından besin
kaynağı toplamak amacıyla ziyaret edildiğini (Lee ve Snow, 1998) desteklemektedir.

144
Ayrıca bu bulgu, çeşitli böceklerin belli bitkileri özellikle tercih ettiği (Inoue ve ark,
1990) görüşü ile de uyumlu bulunmuştur. Kolza bitkisi üzerinde bal arıları dışındaki

arılarında ziyaret etmesi sonucu, McGregor, (1976), nun görüşlerini desteklenmekte, ancak
Belozerova (1960)'nun bulguları ile uyumlu bulunmamaktadır. Oransal dağılım bulguları

DelapIane ve Mayer (2000)'in bildirişi ile karşılaştırıldığında, bal arısı oranlarının benzer
olmakla birlikte diğer arıların ve oranlarının farklı oldukları görülmektedir. Bu farklılığa

kolza bitkisi ekili alanın çevresinde bulunan yaban arısı populasyonlarının tür ve sayısının

etkide bulunduğu öne sürülebilir.


Kolza bitkisi böcek polinasyonuna fazla gereksinim duymayan bir bitkidir. Ancak bu
bitkinin ekiminin yaygınlaştırılması; bal arıları ve diğer böceklerin besin gereksinimi
karşılanması, kolza bitkisinin tohum verimi yükseltilmesi ve yağ açığının kapatılması

yönünde çok amaçlı çalışmaların yapılmasını gündeme getirmektedir (Corbet ve ark, 1991;
Osbome ve ark, 1991; Ramsey ve ark, 1999). Bu şekilde çok yönlü bitkilerden daha fazla
verim alabilmek ve doğada polinasyon işleminin gerçekleşmesini garanti altına almak için
yaban arılarının ve bal arılarının doğadaki varlığının korunması (Özbek,I 997) gerekmektedir.
Sonuç olarak; Çukurova Bölgesinde ekimi yapılan kolza bitkisinin nektar ve
poleninden bal arıları başta olmak üzere pek çok tozlayıcı böceğin yararlandığı saptanmıştır.

Kolza bitkisinin bölge ve ülke genelinde yaygınlaştırılması; erken ilkbahar döneminde böcek
populasyonlarına önemli bir doğal besin kaynağı sağlayabilecek ve böcek populasyonlarının

sürekliliği başta olmak üzere biyoçeşitliliğe olumlu katkı getirebilecek boyuttadır.

4.1.24. Fazelya Çiçeklerinden Yararlanan Böcekler


Bölge koşullarında bal arıları için önemi bulunan fazelya bitkisi aynı zamanda
doğadaki diğer böceklere de besin kaynağı sağlamaktadır.

Araştırmanın 1. yılında faze1ya çiçeklerinden yararlanan bal arısı ile diğer böceklerin
takım düzeyinde dağılımı Çizelge 4.28'de, fazelya çiçeklerinden yararlanan bal arısı ve diğer

böceklerin takım düzeyinde saatlere göre değişimi Şekil 4.28' de, fazelya çiçeklerinden
yararlanan bal arısı ve diğer böceklerin dönemlere göre değişimi Şekil 4.29'da ve fazelya
çiçeklerinden yararlanan Hymenoptera takımına ait böceklerin dönemler ve saatlere göre
takım düzeyinde dağılımı Çize1ge 4.29' da gösterilmektedir.

145
Çizelge 4.28. Araştırmanın ı. Yılında Fazelya Çiçeklerinden Yararlanan Bal Arısı ve Diğer

Böceklerin Dönemler ve Saatlere Göre Takım Düzeyinde Dağılımı (adlatrap).

Takımlar
Tarih Saat Bal Arısı

Hemiptera Diptera Homoptara Coleoptera Hymenoptera

~ 10:00 19 14 1 1 2
o
o
N 36 2
M 12:00
o
ci) 2 3 20 1
~ 14:00 9 5

~ 10:00 15 16 1 3
o
o
--
N
(")
12:00 42 14

--o
N
N 14:00 30 3 9 5 4 4

~ 10:00 89 6 1 1 4
o
o
--o
N
(")
12:00 66 1 2 1

t:::
N 14:00 86 3 2 3 3

~ 10:00 55 4 1
o
o
--o
N
'<:t
i?)
12:00 68 2 3 2

o 14:00 7 11

~ 10:00 45 8 1
o
o
--o
N
'<:t
12:00 56 2 2 1

--
(")
~ 14:00 37 3 1

....o 10:00 12 1 1 1
o
--o
N
'<:t
12:00 22 2

t:::
.... 14:00 21 1 1

10:00 235 49 2 6 10

E 12:00 290 1 22 6 8 3

ci 13
O 14:00 183 10 45 17
ı-

Genel 708 11 116 8 31 26

Deneme kolonilerinde artan arı populasyonuna paralelolarak fazelya üzerinden


yararlanan tarlacı bal arısı sayısında bir artış görülmektedir. Fazelya çiçekleri üzerinde bal
arısı dışında Diptera takımına ait böceklerin yoğun olarak bulundukları ve bu bitkiden
yararlandıkları belirlenmiştir.

146
ô: 350 r - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - ' 8 Bal Arısı
ciL
.....ciL
~

i • Diğer Böcekler
o 300
M
:cciL
!/) 250
>.
ciL
ci)
ı::
.;: 200
~
..:ıı::
al
i.) 150
tB
~

al
'Ol 100
i:i
al
>
!/)
50
;:
oc(

~ O
10:00 12:00 14:00
Ölçüm Saatleri

Şekil 4.28. Araştırmanın ı. Yılında Fazelya Çiçeklerinden Yararlanan Bal Arısı ve Diğer

Böceklerin Takım Düzeyinde Saatlere Göre Değişimi.

ci
300 r--------------------_. EI Bal Arısı
(tl
~. Diğer Böcekler
....
lo.
(tl
o 250
~
"c

-(tl

~ 200
>-
co
(/)
c::
.~ 150
31:

~lo.
100
Q)
,O)
15

18m3n001 20ffi3n001 27ffi3n001 05ffi4n001 13ffi4n001 17m4n001


Ölçüm Tarihleri

Şekil 4.29. Araştırmanın 1. Yılında Fazelya Çiçeklerinden Yararlanan Bal Arısı ve Diğer
Böceklerin Takım Düzeyinde Dönemlere Göre Değişimi.

147
Böceklerin yararlanma düzeyi dönemler açısından incelendiğinde, fazelya bitkisinde
çiçeklenmenin artma ve azalmasına paralelolarak bal arısı ve diğer böcek sayılarında da aynı

düzeyde bir değişikliğin olduğu belirlenmiştir. Yararlanma düzeyi saatler açısından

değerlendirildiğinde, bal arılarının fazelya çiçekleri üzerinde öğle ve sabah saatlerinde yoğun

bir şekilde tarlacılık faaliyetinde bulundukları, saat 14:00'de tarlacı sayısında bir azalma
görüldüğü, ancak bu saatte diğer böceklerin sayısında bir artışın kaydedildiği saptanmıştır

(Çizelge 4.28, Şekil 4.28, Şekil 4.29).

Fazelya çiçekleri üzerinde tarlacılık yapan böceklerin; %78.67 bal arısı, % 1.22
Hemiptera, %12.89 Diptera, %0.89 Homoptera, %3.44 Coleoptera ve %2.89 Hymenoptera
takımına ait oldukları belirlenmiştir.

Fazelya bitkisinin çiçeklenme süresince atrapla yakalanan böcek sayımları sonucunda;


saat 10:00'da 235 bal arısı, 49 Diptera, 2 Homoptera, 6 Coleoptera, ve 10 Hymenoptera; saat
12:00'de 290 bal arısı, 1 Hemiptera, 22 Diptera, 6 Homoptera, 8 Coleoptera ve 3
Hymenoptera takımına ait böcek yakalanmasına karşılık, saat 14:00'te 183 bal arısı, 10
Hemiptera, 45 Diptera, 17 Coleoptera ve 13 Hymenoptera takımına ait böcek saptanmıştır.

Tüm dönemler ele alındığında fazelya çiçeklerinden toplam 708 bal arısı,lI Hemiptera, 116
Diptera, 8 Homoptera, 31 Coleoptera ve 26 Hymenoptera takımına ait böcek yakalanmıştır.
Araştırma sonunda, fazelya çiçeklerinden yararlanan bal arısı ve diğer böcekler olarak
belirlenen verilere ayrı ayrı uygulanan Kruskal Wallis Testi sonucunda dönemler ve saatler
açısından aralarındaki farkın önemsiz (P>0.05) olduğu; aynı verilere uygulanan Mann-
Whitney U Testi ile, fazelya çiçekleri üzerinde tarlacı bal arıları ile diğer böcekler arasındaki

ilişkinin P<O.OL düzeyinde önemli olduğu ortaya konmuştur.


Fazelya çiçeklerinde tarlacılık yapan Hymenoptera takımı böceklerlerinin familya
düzeyinde değerlendirilmesinden; Halieridae, Andrenidae, Seoliidae, Anthophoridae ve
Apidae familyalarına ait böceklerin tarlacılık yaptıkları; tüm dönemler bakımından 5 adet
Andrenidae, 2 adet Seoliidae, 1 adet Apidae, 4 adet Anthophoridae familyasına ait arı
saptanırken, i 4 adet Halietidae familyasına ait arı belirlenmiştir (Çizelge, 4.29).

Sonuçta fazelya bitkisinin kolza bitkisinden farklı olarak, daha fazla sayıda familyaya
ait olan arı türleri tarafından tercih edildiği, ancak sayısalolarak daha az düzeyde arı
tarafından tarlacılık yapıldığı ve Halieridae familyasına ait arılar tarafından yoğun bir şekilde
tercih edildiği saptanmıştır.

148
Çizelge 4.29. Araştırmanın 1. Yılında Fazelya Çiçeklerinden Yararlanan Hymenoptera
Takımına Ait Böceklerin Dönemler ve Saatlere Göre Takım Düzeyinde
Dağılımı (ad/günJ30 atrap).

Tarih Saat Familya Tür Sayısı Toplam

10:00 Andrenidae Andrena moria Br. 2 2


12:00
....e
e 14:00 Halietidae Halietus marginatus Br. 1 5
N
M
e Halietidae Halietus eoehlearitarsis Br. 1
....co
Halietidae Halietus tetrozoniaellus Strd. 1

Andrenidae Andrena Mori Br. 2


10:00 Seoliidae Dasyseolia eiliata F. 1 3
....e Halietidae Halietus pallens Br. 2
e
~ 12:00
c")
e
N 14:00 Halietidae Halietus eoehlearitarsis Br. 2 4
N

Anthophoridae Eueera tuberulata F. 2


10:00 Halietidae Halietus marginatus Br. 3 4
....e
e Andrenidae Andrena albopieta Rad. 1
~
c")
e 12:00
j:::
N
14:00 Halietidae Lagioglossom skovikovi Per. 3 3

10:00
....
e
e 12:00 Seoliidae Dasyseolia eiliata F. 1 2
N
~
e Apidae Bombus terrestris L. 1
it;
e
14:00

....e 10:00
e
N
~ 12:00 Anthophoridae Eueera nigrifaeies Lep. 1 1
e
M
.... 14:00 Anthophoridae Eueera nitidiventris Mars. 1 1

10:00 Halietidae Lagioglossom skovikovi Per. 1 1


....e
-....
e
N
-.:t
e
j:::
12:00

14:00

149
Araştırmanın 1. yılında fazelya çiçeklerinde bal arısı sayısmın (708) oldukça yüksek
çıkmasında, kolonilerin bitki parseli yanında konulmasının ve doğada var olan polinatörlerin
yanlış tarımsal tekniklerin kullanılmasıyla sayılarının sürekli olarak azalmasının etkisi
olmuştur. Araştırmanın 1 yılında fazelya ekili alanlarda çok düşük düzeyde bombus arısının

saptanması bazı araştırınacıların (Poulsen, 1973., Williams ve Christian, 1991) sonuçları ile
bağdaşmamaktadıL Bu durum bombus arılarının Çukurovada bölgesinde her geçen gün
populasyonlarının azaldığını ve polinasyonda önemli düzeyde etkin bir rol oynamadıklarını

gösterınektedir. Fazelya bitkisi üzerinde tarlacılık yapan bal arısı ve diğer böceklerin;
sayılarının bitkilerin besin kaynağı sunumuna göre ortaya çıktığını ve çiçeklenme süresince
çiçek sayısının artış ve azalışına paralelolarak artış gösterdiği sonucu; Poulsen (1973) ve
Collison (1977)'un bildirişlerine uymaktadır.

Bu araştırınada fazelya üzerinde bal arılarının tarlacılık oranı ile elde edilen sonuçlar
diğer araştırınalar ile karşılaştırıldığında; fazelya üzerinde %60 bal arısının, %33 bombus
arısının tarlacılık yaptığını (Zandigiacomo ve ark, 1992); fazelyanın bombus arı 1arını kendine
çektiğini (Patten ve ark, 1993); arı merası olarak oluşturulan bitki deseninde %75 bal arısının,

%14.2 bombus arısının tarlacılık yaptığını (Roubik, 1995., Becker ve Hedtke, 1995) bildiren
bulgular ile farklılık gösterınektediL Arıcak fazelya bitkisinin özellikle Syrphidae familyasına

ait böcekleri çekmek amacıyla kullanıldığı sonucu (Kahı, 1996) ile uyum sağlanmaktadır.

Fazelyanın böcekleri kendine çekmesi nedeniyle, polinasyonda kullanılan Osmia kolonileri


yakınında fazelya ekili alanın bulunmaması gerektiği bildirişi (Buchmann ve Van de Water,
1998), bu çalışmada elde edilen sonuçları desteklemektedir
Araştırmanın 1. yılında fazelya çiçekleri üzerinde Halictidae familyasına ait arılar

yakalanmıştıL Bu sonuç, Özbek (1978)'in bildirişine paralelolarak, Halictidae familyası


arılarının Çukurova Bölgesinde de çeşitli bitkilerin polinasyonunda önemli rol oynadıklarını

gösterınektedir

Fazelya çiçekleri üzerinde tarlacılık yapan bal arısı ve diğer böcekler arasında

istatistiki olarak önemli düzeyde bir ilişki bulunduğu, bal arısı tarlacılık düzeyinin artma ve
azalmasına bağlı olarak diğer böceklerin tarlacılık faaliyetlerinin de etkilenmekte olduğu

saptanmıştır. Bal arılarının fazelya çiçeklerine yoğun ilgi gösterınesinin temelinde; bu bitkinin
fazla miktarda çiçeğe sahip olması, çiçek renk ve kokusunun çekici ve hissedilebilir düzeyde
olmasının olumlu etkide bulunduğu görülmektedir. Bu bulgular bal arısı ve diğer böceklerin
tarlacılık için fazelya bitkisini tercih ettiklerini bildiren (Erickson,I 983., Currie ve ark, 1990)
görüşler ile uyumlu bulunmuştur.

150
Sonuçlar, fazelya çiçekleri üzerinde bal arısı ve diğer böceklerin bir yarış içerisinde
hareket ettiklerini, bu durumun oluşmasına Bölgede var olan diğer böcek populasyonlarının

yıllara göre değişkenlik göstermesi ile etkilendiğini ve fazelyanın çiçeklendiği dönemde bal
arısı populasyonun da artış gösterdiği bir döneme rastlamasının bal arısı yoğunluğunu

artırdığını göstermektedir. Bu değerlendirme Bauer ve Engels, (1992)'in bildirişi ile uyumlu


görülmemektedir. Ayrıca, fazelya çiçeklerinde Diptera takımına ait böceklerin yoğun

tarlacılık yapmalarının belirlenmiş olması, bu konuda çalışan Colley ve Luna (2000)'nın

sonuçlarını destekler niteliktedir.


Sonuç olarak; Çukurova Bölgesinde adaptasyonu sağlanan fazelya bitkisinin nektar ve
poleninden bal arıları başta olmak üzere pek çok tozlayıcı böceğin yararlandığı; bu bitkinin
nektar ve poleninden yararlanma düzeyi bakımından aralarında büyük bir yarışın olduğu

belirlenmiştir. Bu nedenle biyoçeşitliliğe olumlu katkı sağlayabilecek bitkiler içerisinde olan


fazelyanın ekonomik yönüne bakılmadan ekiminin yaygınlaştırılması önem taşımaktadır.

Ayrıca polinasyonu istenen bitkilere çeşitli polinatörleri yönlendirmek ve erken ilkbaharda


ortaya çıkan böcek populasyonlarının gelişimi için fazelyanın ekimi önem kazanmaktadır.

151
4.2. Araştırmanın 2. Yıl Bulguları (2001-2002)

4.2.1. Fazelya (Plıacelia tanacetifolia): Çiçeklenme Fenolojisİ ve Çiçek Sayısı

Araştırmanın 2. yılında fazelya bitkisi 15 Mart 2002 tarihinde çiçeklenmeye başlamış

ve 10 Mayıs 2002 tarihinde çiçeklenmesi sona ermiştir. Fazelya bitkisinde çiçeklenme süresi
2002 yılı bölge koşullarına göre 56 gün sürmüştür.

Araştırmanın 2. yılında fazelya bitkisinin çiçeklenme süresince açan ortalama çiçek


sayısı Çizelge 4.30'da gösterilmiştir.

Fazelya bitkisinde çiçek sayısı, çiçeklenme başlangıcında (25/03/2002) yapılan ilk


ölçüm döneminde 89.67 ad/m 2 olarak, çiçeklenmenin en üst düzeyde olduğu 30/04/2002
tarihinde 3908.66 ad/m 2 olarak gerçekleşmiştir. Çiçeklenmenin sonuna doğru çiçek sayısında
hızlı bir azalma görülmüş ve çiçek sayısı en son ölçüm döneminde (l0/05/2002) ı 805.33

ad/m olarak saptanmıştır. Bölgede bu aylarda sıcakların başlamasına bağlı olarak fazelya
2

çiçekleri kurumaya başlamıştır.

Dönemlere bağlı olarak saptanan fazelya bitkisinde açık çiçek sayılarına uygulanan
Kruskal Wallis Testi sonucunda ölçüm dönemleri bakımından çiçek sayıları arasındaki farkın

P<O.OI düzeyinde önemli bulunmuştur.

Çizelge 4.30. Araştırmanın 2.Yılında Fazelya Bitkisinde Çiçeklenme Süresince Açan


Ortalama Çiçek Sayısı (ad/m\
Olçüm Tarihleri Çiçek Sayısı (ad/m~)

25/03/2002 89.67±16.03 e
02/04/2002 735.33±87.83 e
08/04/2002 2162.00±170.83 ed
12/04/2002 3888.33±147.54 a

24/04/2002 2641.00±243.88 be

30/04/2002 3908.66±105.20 a
03/05/2002 3249.66±42.94 ab

10/05/2002 1805.33±399.37 d

X±Sx 2310.00±281.52

152
Fazelya bitkisine ait ortalama çiçek sayılarına uygulanan DÇK Testi sonucunda ise
çiçeklenmenin en üst düzeyde olduğu dördüncü ölçüm dönemi (12/04/2002) ile bunu izleyen
altıncı ölçüm dönemi (30/04/2002) ı. grubu oluştururken; 10/05/2002 tarihinde yapılan

sekizinci ölçüm dönemi IV. grubu, 25/03/2002 ve 02/04/2002 tarihlerinde yapılan birinci ve
ikinci ölçüm dönemleri V. grubu oluşturmuşlardır. Diğer ölçüm dönemleri bu gruplar
arasında yer almıştır.

Çiçek sayısı bakımından elde edilen sonuçlar, aynı bölgede önceden yapılan

çalışmalarla karşılaştırıldığında (Sağlamtimur ve ark, 1988, Tansı ve ark, 1996., Tansı ve ark,
1999., Kumova ve ark, 2001) oldukça farklı bulunmuştur. Fazelya üzerinde değişik yıllarda

yapılan bu araştırmalarda çiçek sayısı, çiçeklenme süresi, çiçeklenme başlangıç ve çiçeklenme


bitiş tarihlerinİn farklı olmasında farklı tarihlerde ekiminin yapılmış olmasının ve yıllara bağlı

olarak değişen bölge ekolojik koşullarının ve iklim verilerinin bu önemli düzeyde etkili
olduğu görülmektedir. Özellikle bölgede hava sıcaklığının aniden artması, fazelya bitkisinde

çiçeklenme süresini olumsuz etkileyerek kısa sürede çiçeklenmenin sona ermesine neden
olmuştur. Araştırmanın 2. Yılında çiçek sayıları açısından elde edilen değerler, İngiltere
koşullarında yapılan çalışmada çiçek sayısını 2000, 3000, 4000 ad/m
2
olarak bildiren
(Williams ve Christian, 1991) bulgular ile uyumlu bulunmuştur.
Fazelya bitkisinde 1. yılda ilk çiçeklenme 11 Mart 2001 tarihinde başlamış, 17 Nisan
2001 tarihinde sona ermiş ve çiçekte kalma süresi yaklaşık 38 gün olmuştur. Fazelya
bitkisinde 2. yılda ilk çiçeklenme 15 Mart 2002 tarihinde başlamış, 10 Mayıs 2002 tarihinde
sona ererek çiçeklenme süresi yaklaşık 56 gün sürmüştür. Fazelya bitkisinde çiçek sayısı

birinci yıl sonucuna göre ortalama 3238.94±95.40 ad/m2 bulunurken, ikinci yılda fazelyada
çiçeklenmenin daha uzun sürmesine karşın çiçek sayısı ortalama 2310.00±281.52 değer ile
daha düşük olarak belirlenmiştir.
Çukurova Bölgesinde 2 yıl ekimi yapılan fazelya bitkisinin çiçeklenme başlangıcı ile
çiçeklenme bitiş tarihleri, çiçeklenme süreleri ve çiçek sayıları bakımından yıllar arasında
belirgin bir farklılık görülmektedir. Bu farklılığa fazelya bitkisinin 2000-2001 ve 2001 2002
yılı iklim ve bölge koşullarına göre farklı tarihlerde ekiminin gerçekleşmesinin önemli
düzeyde etkisinin olduğu belirlenmiştir. Bu koşullar altında bitkinin yetişme ve gelişme
sürelerinin yıllar açısından birbirinden farklı olması, bu bitkiden besin kaynağı olarak
yaralanan bal arılarının gelişimi üzerinde de etkili olmuştur.

153
4.2.2. Kolza (Brassica napus): Çiçeklenme Fenolojisi ve Çiçek Sayısı

Kolza bitkisi araştırmanın 2. yılında ı 6 Mart 2002 tarihinde çiçeklenmeye başlamış ve


Haziran 2002 tarihinde çiçeklenmesini tamamlamıştır. Bitkinin mart ayı içerisinde
çiçeklenmeye başlaması ile birlikte geçen zaman sürecinde çiçeklenme si nisan ayı ortasına

kadar gittikçe artmış ve bitkinin çiçeklenme sürecini tamamlamasına koşut olarak birim
alandaki çiçek sayısında bir azalma gözlenmiştir. Kolza bitkisi 2002 yılı bölge iklim
koşullarına bağlı olarak toplam 45 gün çiçekte kalmıştır. Araştırmanın 2. yılında kolza
bitkisinin çiçeklenme süresinde açan ortalama çiçek sayısı Çizelge 4.31' de, verilmiştir.

Çizelge 4.31. Araştırmanın 2.Yılında Kolza Bitkisinde Çiçeklenme Süresince Açan


Ortalama Çiçek Sayısı (ad/m2 ).
Olçüm Tarihleri Çiçek Sayısı (adım")

02/04/2002 113.00±20.06 be
08/04/2002 245.33±51.07 be
12/04/2002 386.33±46.35 ab
24/04/2002 598.67±54.06 a
30/04/2002 377.66±14.67 ab
03/05/2002 287.33±23.49 be
10/05/2002 115.00±15.63 be
17/05/2002 46.33±?12 e
X±Sx 271.20±43.70

Kolza bitkisinin çiçeklenmeye yeni başladığı 2 Nisan 2002 tarihinde yapılan ilk
sayımlarda ı ı 3.00 ad/m 2 çiçek belirlenirken, çiçeklenmenin en üst düzeyde olduğu 24 Nisan
2002 tarihinde 598.67 ad/m 2 çiçek sayılmıştır. Bu değer çiçeklenmenin sonuna (17 Mayıs
2002) doğru yapılan sayımlarda 46.33 ad/m 2 olarak gerçekleşmiştir.
Dönemlere bağlı olarak saptanan kolza bitkisindeki açık çiçek sayılarına uygulanan
Kruskal Wallis Testi sonucunda; ölçüm dönemleri bakımından çiçek sayıları arasındaki fark
P<0.05 düzeyinde önemli bulunmuştur.
Kolza bitkisine ait ortalama çiçek sayılarına uygulanan DÇK Testi sonucunda,
çiçeklenmenin en üst düzeyde olduğu 24/0412002 tarihli ölçüm dönemi ı. grupta, 17/05/2002
tarihinde yapılan ölçüm dönemi III. grupta ve diğer ölçüm dönemleri bu iki grup arasında yer
almıştır.

154
Kolza bitkisinde çiçeklenmenin toplam olarak 45 gün sürmüş olması yapılan

çalışmalarla (McGregor, 1976., Goltz, 1987) uyumlu; Kıncı ve Özgüven (1995), Baydar ve
Yüce (1996) ile Tansı ve ark (1996) tarafından yapılan çalışmalardan farklı bulunmuştur.

Kolzanın farklı tarihlerde ekilmesi yanında, yıllara göre değişken bir yapı gösteren bölge
ikliminin bu sonuçların farklı çıkmasında önemli etkisinin olduğu görülmektedir. Bu durum
kolza bitkisinin farklı iklim bölgelerinde farklı ekim tarihlerinde ekileceği ve farklı tarihlerde
çiçekleneceği (Muzaffar ve Ahmad, 1991) bildirişi ile uyum göstermektedir.
Araştırmada elde edilen birim alanda bulunan kolza bitkisindeki çiçek sayısı önceki
yıllarda Tansı ve ark (1999) tarafından yapılan araştırma çalışması ile karşılaştırıldığında

benzer değerlerde olduğu, ancak araştırmanın birinci yılında kolzada belirlenen değerden çok
düşük olduğu saptanmıştır.

Çukurova koşullarında araştırmanın 2000-2001 yılında yetiştirilen kolza bitkisinde, ilk


çiçeklenme 12 Şubat 2001 tarihinde başlayarak, 30 Mart 2001 tarihinde sona ermiş ve kolza
bitkisi toplam 47 gün çiçekte kalmıştır. Araştırmanın 2001-2002 yılında yetiştirilen kolza
bitkisi 16 Mart 2002 tarihinde çiçeklenmeye başlamış, 1 Haziran 2002 tarihinde
çiçeklenmesini tamamlamış ve toplam 45 gün çiçekte kalmıştır. Bu sonuçlar kolza bitkisinin
çiçeklenme başlangıç ve bitiş tarihlerinin her iki yılda farklı aylarda gerçekleşmiş olmasına

karşın bitkinin çiçekte kalma süreleri arasında belirgin bir fark görülmemiştir.

Ancak çiçek sayısı açısından 1 yıl değeri (2955.85±1 11.11 ad/m 2 ) ile 2. yıl çiçek sayısı
(271.20±43.70 ad/m 2 ) arasında çok büyük farklılık görülmektedir. Çiçek sayısının bu
çalışmada oldukça düşük bir değerde çıkmasında kolza bitkisinin 2. yıl iklim koşullarına bağlı
olarak ekiminin çok geç yapılabilmesi ve daha sonra bitkinin gelişme ve çiçeklenme süreci
içinde çevresel koşullardan özellikle hava sıcaklığından etkilendiğini göstermektedir.

4.2.3. Fazelya ve Kolzanın Çiçeklenme Fenolojisi ve Çiçek Sayıları Açısından


Karşılaştırılması

Araştırmanın 2. yılında fazelya bitkisinde ilk çiçeklenmenin 15 Mart 2002 tarihinde


başlaması, kolza bitkisinde 1 Haziran 2002 tarihinde sona ermesi sonucunda, her iki bitkinin
bal arılarına besin kaynağı sağladığı çiçeklenme süresi toplam 77 gün olarak gerçekleşmiştir.

Araştırmanın ikinci yılında fazelya ve kolza bitkilerinde çiçeklenme süresince açan


çiçek miktarının dönemlere göre değişimi ise Şekil4.30'da verilmiştir.

155
4500
4000 -+-Fazelya
___ Kolza
-
N
3500
.€
"'c
3000
cu
-!!ı 2500 - - -

>-
cu
ci) 2000
.:.::
ci)
0- 1500
c>
1000 -

500
O
25/03/2002 02104/2002 08104/2002 1210412002 2410412002 3010412002 03104/2002 10105/2002 17/05/2002

Ölçüm Tarihleri

Şekil 4.30. Araştırmanın 2.Yılında Fazelya ve Kolza Bitkilerinin Çiçeklenme Süresince


Açan Çiçek Sayısının Dönemlere Göre Değişimi.

Araştırmanın ikinci yılında fazelya ve kolza bitkilerinde çiçeklenme süresince açan


çiçek miktarı karşılaştırıldığında; fazelya bitkisinde çiçeklenmenin en üst düzeyde olduğu
2
30104/2002 dönemlerinde 3908.66±105.20 ad/m çiçek belirlenirken, kolza bitkisinde
çiçeklenmenin en yoğun olduğu 24/04/2002 döneminde çiçek sayısının 598.67±54.06 ad/m
2

olması 2002 yılında her iki bitkide yoğun çiçeklenme ve çiçek süresinin birbirine yakın

dönemlerde seyrettiğini göstermektedir (Şekil 4.30). Ancak fazelya bitkisinde çiçeklenme


kolzaya göre daha uzun sürmüş ve fazelyada daha fazla çiçek sayısı belirlenmiştir.

Sonuç olarak kolza ve fazelya bitkilerinde çiçeklenme fenolojisine ait değerlerin ekim
tarihi başta olmak üzere iklimsel koşullar tarafından önemli düzeyde etkilendiği ve bitkinin
bal arıları açısından önemini ve değerini de bu koşulların belirlediği saptanmıştır. Ayrıca

iklimsel koşulların farklılığının etkisi altında kolza ve fazelya bitkilerinin aynı zamanda
çiçeklenerek birbirine destek oldukları belirlenmiştir.

4.2.4. Fazelya: Nektar Miktarı, Nektar Kuru Madde Düzeyi ve Nektar Potansiyeli

Araştırmanın 2. yılında fazelya çiçeklerindeki nektar miktarının dönemler ve saatlere


göre dağılımı Çizelge 4.32'de, fazelya bitkisi çiçeklerindeki nektar miktarının dönemler ve
saatlere göre değişimi Şekil 4.31' de gösterilmiştir.

156
Çizelge 4.32. Araştırmanın 2.Yılında Fazelya Çiçeklerinde Nektar Miktarının Dönemler ve
Saatlere Göre Dağılımı (mg/çiçek/gün).
Ölçüm Saatleri
Dönemler X±Sx
10:00 13:00 16:00
25/03/2002 0.27 0.11 0.19±0.08
05/04/2002 0.40 0.40±0.00
12/04/2002 0.23 0.23±0.00
24/04/2002 0.63 0.15 0.39±0.24
30/04/2002 0.27 1.52 0.89±0.62
03/05/2002 2.08 1.67 1.8?±0.20
X±Sx 0.73±0.34 1.10±0.49 0.19±0.04 0.73±0.23

2,50 r------------- .10:00 1113:00 EI 16:00

ı::
2,00 -------- - - - - - - - -- -

-
::::L
o)
.:ıı:
cıı

-<>
'c:;. 1,50
o)

-E
-..
i:
n:s
.:ıı:

~
1,00 ----- ------

-n:s
.:ıı:

~ 0,50

0,00
25/03/2002 05/04/2002 12/04/2002 24104/2002 30104/2002 03/05/2002
Ölçüm Tarihleri

Şekil 4.31. Araştırmanın 2.Yılında Fazelya Çiçeklerinde Nektar Miktarının Dönemler ve


Saatlere Göre Değişimi.

Araştırmanın 2. yılında fazelyada çiçeklenme süresince iklimsel verilerin değişkenlik

göstermesine bağlı olarak, çiçeklerindeki nektar miktarı gün içerisinde sürekli olarak
değişkenlik göstermiştir. Fazelyada çiçeklenmenin sonuna doğru salgılanan nektar miktarında

önemli bir artış görülmüştür. Fazelya çiçeklerinde yapılan ölçümler sonucu nektar miktarının

157
saat 10:00'da, öğle saatine göre daha az, saat 13:00'de göre daha fazla olduğu saptanmıştır.

Bu sonuçlar araştırmanın 1. yılında fazelya nektar miktarına benzer bir yapı göstermiştir.

Fazelya çiçeklerinde nektar miktarı yapılan ölçüm saatler dikkate alınarak

değerlendirildiğinde; saat 10:00'da 0.73 mg/çiçek/gün, saat 13:00'de 1.10 mg/çiçek/gün ve


saat 16:00' da 0.19 mg/çiçek/gün nektar miktarı belirlenmiştir. Tüm dönemler ele alındığında

fazelya çiçeklerinde 0.73 mg/çiçek/gün nektar salgısı yapıldığı saptanmıştır.

Araştım1anın 2. yılda fazelya bitkisinde, tüm çiçeklenme süresince toplam 18 575 000
ad/da çiçek bulunduğu ve çiçeklerinde belirlenen 0.73 mg/çiçek/gün nektar miktarına bağlı

olarak, fazelya bitkisinin dekara 13.56 kg/da nektar potansiyelinde olduğu saptanmıştır.

Fazelya çiçeklerinde elde edilen nektar miktarı araştırmanın 2. yılında (0.73


mg/çiçek/gün) 1. yılda elde edilen değerden (0.30 mg/çiçek/gün) oldukça yüksek düzeyde
olduğu görüımektedir. Nektar miktarının ikinci yılda, birinci yıldan oldukça yüksek düzeyde
saptanmış olması Çukurova Bölgesinin iklimsel koşullarının her iki yılda değişken bir yapı

göstermesinin bitki üzerinde etkili olduğu öne sürülebilir.

2002 yılında belirlenen bu nektar miktarı, fazelya bitkisinde 0.80-0.85 mg/çiçek/gün


olarak bildirilen (Hansson, 1980) değerin biraz altında, fazelya bitkisine içinO.6 mg/çiçek/gün
belirtilen nektar miktarı değerinden (Jaablonski ve Skowrenek, 1982) daha yüksek
bulunmuştur. Fazelyada nektar verimi (13.56 kg/da), bir önceki yıl elde edilen 7.81 kg/da
değerinden oldukça yüksek çıkmıştır. Nektar verim farklılığında oluşan bu durumun çevresel
koşullar altında büyük oranda değişiklik göstermesi, bu konudaki bulgularla (Shuel, 1975;
Morse ve Hooper, 1985; Tew, 1998) desteklenmektedir.

Fazelya bitkisinde kuru madde miktarı sıcaklığın artması ve azalmasına bağlı olarak
çiçeklenme süresince sürekli bir değişkenlik göstermiştir. Nektar kuru madde miktarındaki

değişim tüm dönemler dikkate alındığında %10.50-50.00 değerleri arasında gerçekleşmiştir.

Fazelya çiçeklerindeki nektar kuru madde düzeyi tüm dönemler boyunca değişken bir yapı

izlemiş ve tüm dönemler dikkate alındığında nektar kuru madde düzeyi saat 10:00, 13:00 ve
16:00'da sırasıyla %20.20, %32.67 ve %16.50 olarak belirlenmiştir. Tüm dönemler boyunca
fazelya çiçeklerinin %23.20 düzeyinde kuru madde içeren nektara sahip olduğu belirlenmiştir.

Araştırmanın 2. yılında fazelya çiçeklerinde nektar kuru madde düzeyi Çizelge


4.33 'te, fazelya çiçeklerinde nektarda kuru madde düzeyinin dönemler ve saatlere göre
değişimi Şekil 4.32' de verilmiştir.

158
Çizelge 4.33. Araştırmanın 2.Yılında Fazelya Çiçeklerinde Nektar Kuru Madde Düzeyi (%).
Ölçüm Saatleri
Dönemler X±Sx
10:00 13:00 16:00
25/03/2002 20.00 32.00 26.00±6.00
05/04/2002 13.00 13.00±0.00
12/04/2002 20.00 20.00±0.00
24/04/2002 8.00 13.00 10.50±2.50
30/04/2002 10.00 16.00 13.00±3.00
03/05/2002 50.00 50.00 50.00±0.00
X±Sx 20.20±7.72 32.67±9.82 16.50±3.50 23.20±4.94

60 .10:00 EJ 13:00 1116:00

-
o~
50

-i:
Lu
.:ıı::

~
a.ı
40

30
'o
'o
Lu
~ 20
...
:;:,

~ .. _ - _ . _ -
10

o
25/03/2002 05/04/2002 12/04/2002 24/04/2002 30104/2002 03/05/2002

Ölçüm Tarihleri

Şekil 4.32. Araştırmanın 2. Yılında Fazelya Çiçeklerinde Nektar Kuru Madde Düzeyinin
Dönemler ve Saatlere Göre Değişimi.

F azelya çiçeklerinde salgılanan nektar miktarı ile nektar kuru madde düzeyi ile ilgili
verilere uygulanan istatistiki analiz sonucunda, çiçeklerin nektar verimi ve nektar kuru madde
düzeyi üzerine ölçüm dönemleri ve saatlerin etkisinin önemsiz (P>0.05) olduğu saptanmıştır.
Araştırmanın 2. yılında fazelya çiçeklerinde belirlenen %23.20 nektar kuru madde

düzeyi 1. yılda saptanan %18.43 nektar kuru madde düzeyinden daha yüksek bulunmuştur.
Nektar kuru madde düzeyinin 1. yıla oranla 2. yılda yüksek çıkmasında iklimsel faktörlerin
nektar miktarı ve kuru madde düzeyi üzerine oldukça etkili olduğunu göstermektedir.

159
Fazelya nektarında elde edilen %23.20 kuru madde düzeyi, fazelya çiçekleri için
bildirileni %36.3 değerinden (Jaablonski ve Skowrenek, 1982) daha düşük, ancak Crane ve
ark, 1984)'nın Cirnu, (1980)'dan bildirdiği değere yakın olarak bulunmuştur. Nektardaki kuru
madde içeriğine bitkinin ait olduğu tür, çeşit veya varyetenin etkide bulunması yanında diğer

çevresel faktörlerin etki etmesi; nektar salgısı miktarı ile yapısının hava koşullarından önemli
düzeyde etkilendiği, nektar yoğunluğunun değişken bir yapı gösterdiği ve bu değişkenliği

ekolojik ve meteorolojik koşulların önemli düzeyde etkilediği (Simidchiev, 1972) görüşlerine

uymaktadır. Araştırmanın yürütüldüğü Çukurova Bölgesinin Akdeniz ikliminin etkisi altında

olması, çiçekteki nektar miktarı ile nektar kuru madde düzeyinin dönemler düzeyinde büyük
bir değişkenlik göstermesinde önemli etkisi olmuştur. Ancak fazelyada çiçeklenme sonuna
doğru havaların ısınması ile nektar kuru madde düzeyinin arttığı ve buna da hava sıcaklığının

etkili olduğu belirlenmiştir.

4.2.5. Kolza: Nektar Miktarı, Nektar Kuru Madde Düzeyi ve Nektar Potansiyeli

Kolza çiçeklerinde nektar miktarının saptanması amacıyla yapılan çalışma sonucunda


kolzanın nektar salgılama yönünden çiçeklenme süresince değişken bir yapı izlediği; gerek
gün içerisinde gerekse çiçeklenme süresince değişken bir yapı gösterdiği saptanmıştır.

Çiçeklenmenin başlangıcında yapılan örneklemelerde, nektar miktarında belirgin bir farklılık

görülmemekle birlikte, çiçeklenmenin yoğunlaşmasına paralelolarak nektar miktarında büyük


bir artış görülmüştür.

Araştırmanın 2. yılında kolza çiçeklerinde nektar miktarının dönemler ve saatlere göre


dağılımı Çizelge 34 'te; kolza çiçeklerinde nektar miktarının dönemler ve saatlere göre
değişimi Şekil 4.33 'te görüımektedir.

Kolzada çiçeklenme süresince yapılan ölçümlerde, saatler bazında nektar miktarı saat
10:00'da 0.91 mg/çiçek/gün, saat 13:00'de 0.39 mg/çiçek/gün ve saat 16:00'da 0.15
mg/çiçek/gün olarak saptanmıştır. Tüm dönemler dikkate alındığında kolza çiçeklerinde 0.52
mg/çiçek/gün nektar salgısı yapıldığı belirlenmiştir. Kolza çiçeklerinde nektar miktarı gün ve
saate bağlı olarak 0.05-2.00 mg/çiçek/gün arasında gerçekleşmiştir.
Kolza bitkisinde tüm çiçeklenme süresince toplam 888 326 ad/da çiçek bulunduğu ve
çiçeklerde saptanan 0.52 mg/çiçek/gün nektar miktarı göz önüne alınarak, kolza bitkisi dekara
0.46 kg/da nektar potansiyeline sahip olduğu belirlenmiştir.

160
Çizelge 4.34. Araştınnanın 2. Yılında Kolza Çiçeklerinde Nektar Miktarının Dönemler ve
Saatlere Göre Dağılımı (mg/çiçek/gün).
Ölçüm Saatleri
Dönemler X±Sx
10:00 13:00 16:00
05/04/2002 0.05 0.05±0.00
08/04/2002 0.10 0.15 0.12±0.02
12/04/2002 0.13 0.13±0.00
24/04/2002 2.00 0.17 1.08±0.91
30/04/2002 0.06 0.05 0.05±0.01
03/05/2002 1.50 1.07 1.28±0.21
X±Sx 0.91±0.49 0.39±0.34 0.15±0.01 0.52±0.22

2,50 r------------- .10:00 .13:00 ı:ı:ı 16:00

r:: 2,00
::::ı
cl
~
ci)
o-
~ 1,50
cl
E
lo.
co
~ 1,00
:iE

-"-
co
.:ır::

! 0,50

0,00 .L..-_ _ilL-_.,--I_ _

05/04/2002 08/0412002 1210412002 24104/2002 30/04/2002 03/05/2002


Ölçüm Dönem leri

Şekil 4.33. Araştınnanın 2. Yılında Kolza Çiçeklerinde Nektar Miktarının Dönemler ve


Saatlere Göre Değişimi.

Kolza çiçeklerinin salgıladığı nektar miktan verilerine uygulanan istatistiki analiz


sonucunda çiçeklerin nektar verimi üzerine ölçüm dönemleri ve saatlerin etkisinin önemsiz
(P>O.05) olduğu saptanmıştır.

161
Kolza çiçeklerinde elde edilen nektar miktarı, araştırmanın 1. yılında olduğu gibi
McGregor (1976)'un Belozerova (l960)'dan bildirdiği değerler ile Pierre ve ark (l999)'nın

bulgularından oldukça düşük, Szabo (l982)'nun bildirmiş olduğu değerden yüksek olarak
bulunmuştur. Ayrıca Crane ve ark (l984)'nın sonuçlarından biraz düşük olmakla birlikte,
çiçeklenmenin farklı dönemleri dikkate alındığında uyumlu olduğu, Szabo (1985), ve
Anonymous (2000) bildirişleri ile benzer bir yapı gösterdiği belirlenmiştir.

Kolza çiçeklerinin sabah saatlerinde daha fazla miktarda nektar salgılaması, Mesquida
ve ark (1993) bildirişleri ile uyumlu bulunmuştur. Araştırmanın 2. yılında, kolza bitkisinin
dekara nektar potansiyelinin 0.46 kg/da olarak oldukça düşük bir değerde çıkmış olması,

DelapIane ve Mayer (2000)'in bulguları ile uyum sağlamadığı görülmektedir. Bu duruma


bitkinin yetiştirilme şekli ile ortam farklılığının etkisi yanında, özellikle 2002 yılı içerisinde
bölge ikliminin değişken bir yapı göstermesi nedeniyle hava koşullarının bitkinin gelişimi

üzerine olumsuz etkide bulunduğu görülmektedir (Adana MBM, 2002). Tüm bu sonuçlardan,
kolza bitkisinin yetiştirilen çeşit veya varyeteye başta olmak üzere yetiştirildiği ortam, bölge
ve iklim koşullarının etkisi altında farklı düzey lerde nektar salgıladığı görüımektedir (Root,
1972.; Shuel, 1975; Morse ve Hooper, 1985.; Tew, 1998).

Araştırmanın ikinci yılında kolza çiçeklerindeki nektarın kuru madde düzeyi Çizelge
4.35 'te, kolza çiçeklerindeki nektar kuru madde düzeyinin dönemler ve saatlere göre değişimi

Şekil 4.34'de verilmiştir. Kolza çiçeklerinde nektar kuru madde düzeyi, çiçeklenme başında

%32.0'e ulaşmakla birlikte, çiçeklenme ilerledikçe bu oranda azalma kaydedilmiştir.

Araştırma sonunda kolza çiçeklerinde nektar kuru madde düzeyi %14.00-32.00 arasında

değişim göstermiştir. Kolzada nektar kuru madde düzeyi, araştırmanın 1. yılında olduğu gibi,
tüm dönemler boyunca gittikçe azalan bir yapı göstermiştir.

Tüm dönemler saat bazında ele alındığında nektar kuru madde düzeyinin saat 10:00,
-13:00 ve 16:00 sırasıyla %25.00, %25.67 ve %18.00 olarak belirlenmiştir. Tüm dönemler
dikkate alındığında, kolza çiçeklerinin ortalama %23.10 düzeyinde nektar kuru madde
düzeyinde olduğu belirlenmiştir.

Kolza çiçeklerinin salgıladığı nektarda kuru madde düzeyine ait verilere uygulanan
istatistiki analiz sonucunda; çiçeklerin nektarında bulunan kuru madde miktarı üzerine ölçüm
dönemleri ve saatlerin etkisinin önemsiz (P>0.05) olduğu saptanmıştır.

Bu çalışmada tüm dönemler boyunca kolza çiçeklerinden salgılanan ortalama nektar


kuru madde düzeyi (%23.10), diğer araştırmacıların bulgularına göre oldukça farklı ve düşük

bir düzeyde saptanmıştır (Robinson ve Oertel, 1975., Szabo, 1982, 1985., Anonymous (2000).

162
Bu sonuç, Crane ve ark, (1984)'nın bulgularına benzer düzeyde bulunmuştur. Nektar kuru
madde düzeyinin bitkinin çiçeklenme süresi içersinde değişken bir yapı göstermesi, bitkinin
çeşit veya varyete başta olmak üzere çevresel ve kültürel koşulların etkisi altında kaldığını

göstermektedir (Simidchiev, 1973). Çukurova Bölgesinin hava koşullarının büyük bir


değişkenlik göstermesi, bitkinin nektar miktarı yanında nektar kuru madde düzeyini
etkileyerek değişken yapıda nektar salgısında bulunduğu belirlenmiştir.

Çizelge 4.35. Araştırmanın 2. yılında Kolza Çiçeklerinde Nektar Kuru Madde Düzeyi (%).
Ölçüm Saatleri
Dönemler X±Sx
10:00 13:00 16:00
05/04/2002 32 32.00±0.00
08/04/2002 14 17 15.50±1.50
12/04/2002 15.00 15.00±0.00
24/04/2002 41.00 22.00 31.50±9.50
30/04/2002 13.00 15.00 14.00±1.00
03/05/2002 32.00 30.00 31.00±1.00
X±Sx 25.00±6.89 25.67±5.36 18.00±2.08 23.10±3.12

45 .10:00 El 13:00 1116:00


L _______ _____ _
40

o~ 35
;:
('(i
+ol
30
.:ıı::

~ 25
Q)
"o 20
"o
('(i

- ~ 15
...::l
~ 10
5

O
05/04/2002 08/04/2002 12/04/2002 24/04/2002 30104/2002 03/05/2002

Ölçüm Tarihleri

Şekil 4.34. Araştırmanın 2. yılında Kolza Çiçeklerinde Nektar Kuru Madde Düzeyinin
Dönemler ve Saatlere Göre Değişimi.

163
4.2.6. Fazelya Çiçeklerinde Polen Miktarı ve Polen Potansiyeli
Fazelya bitkisinin Çukurova koşullarında hangi dönemde ve günün hangi saatinde ne
düzeyde polen sağladıkları saptanmıştır. Fazelya çiçeklerinde bulunan polen miktarının

çiçeklenme süresince ölçüm dönemleri ve saatler bakımından genelolarak değişim gösterdiği

görülmektedir. Fazelya çiçeklerinde polen miktarına ait değerler Çizelge 4.36'da, polen
İniktarının dönemler ve saatlere göre değişimi Şekil 4.35'te verilmektedir.

Tüm ölçüm dönemleri dikkate alındığında fazelya bitkisinin açan çiçeklerinde saat
08:00'de 0.25 mg/çiçek/gün, saat 12:00'de 0.26 mg/çiçek/gün ve saat 16:00'da 0.27
mg/çiçek/gün polen verimi saptanmıştır. Genelolarak çiçek başına polen verimi ise 0.26
mg/çiçek/gün olarak belirlenmiştir.
Fazelya bitkisinde tüm çiçeklenme süresince toplam 18 575 000 ad/da çiçek
bulunduğu ve çiçeklerde saptanan 0.26 mg/çiçek/gün polen miktarına bağlı olarak, fazelya
bitkisinin dekara 4.83 kg/da polen potansiyeline sahip olduğu saptanmıştır.

Fazelya çiçeklerinde bulunan polen miktarları ile ilgili verilere uygulanan istatistiki
analiz sonucunda; fazelya çiçeklerinde bulunan polen miktarı üzerine ölçüm dönemleri ve
dönem x saat interaksiyonunun etkisinin önemli (P<O.OS), saatlerin etkisinin önemsiz
(P>O.OS) olduğu belirlenmiştir.

Çizelge 4.36. Araştırmanın 2. Yılında Fazelya Çiçeklerinde Polen Miktarı (mg/çiçek/gün).


Olçüm Olçüm Saatleri
X±Sx
Tarihleri 08:00 12:00 16:00
03/04/2002 O.16±O.O1 O.22±O.O3 O.19±O.O8 O.19±O.O9 b

08/04/2002 O.26±O.O5 O.24±O.O1 O.33±O.O2 O.28±O.O1 a


12/04/2002 O.28±O.O2 O.29±O.O5 O.26±O.O1 O.28±O.O8 a
24/04/2002 O.24±O.O1 O.23±O.O2 O.34±O.O8 O.21±O.19 a
30/04/2002 O.21±O.O1 O.31±O.O3 O.21±O.O3 O.26±O.O1 a
03/05/2002 O.26±O.O5 O.28±O.O2 O.28±O.O5 O.21±O.O8 a
10/05/2002 O.26±O.O3 O.29±O.O5 O.29±O.O8 O.28±O.O6 a
17/05/2002 O.31±O.O8 O.23±O.O1 O.28±O.O5 O.21±O.O1 a
X±Sx O.25±O.O9 O.26±O.O8 O.21±O.O1 O.26±O.O5

164
0,35 , - - - - - - - - - - - - - -
-+-08:00 ___ 12:00 -.-16:00
0,33
_ 0,31
ı::
:::1
~ 0,29
ci)

-
()o
'(3., 0,27
c)

.§. 0,25
E
.;:: 0,23
ci)
>
ı::
ci)
0,21
o
o.. 0,19

0,17

0,15
03/04/2002 08/04/2002 12/04/2002 24/04/2002 30104/2002 03/05/2002 10105/2002 17/05/2002

Ölçüm Tarihleri

Şekil 4.35. Araştırmanın 2. Yılında Fazelya Çiçeklerinde Polen Miktarının Dönemler ve


Saatlere Göre Değişimi.

Bitkilerin böeeklere besin kaynağı olarak sağladığı polen miktarı, bitkinin genetik
yapısı ve çevresel koşullardan etkilenmektedir (Morse ve Hooper, 1985; Free, ı 990).

Araştırmanın 2. yılında elde edilen polen miktarı (0.26 mg/çiçek/gün), 1. yıl için belirlenen
(0.45 mg/çiçek/gün) değerden oldukça düşük bulunmuştur. 2002 polen miktarı

karşılaştırıldığında; 0.5 mg/çiçek/gün olarak bildirilen (Crane ve ark, 1994'na göre Maurizio
ve Grafl, ı 982) polen miktarından düşük; 0.35 mg/çiçek/gün değerine (Beek, 1991) yakın

olduğu görülmektedir. Fazelya bitkisinde bölge koşullarına göre belirlenen, dekar başına

polen verim sonucunun Beek, (1991 )'nin bulgularından daha düşük olduğu belirlenmiştir.

Bu durum fazelya bitkisinde polen üretiminin yetiştirildiği yöre ve yetiştirme koşulları

başta olmak üzere, bitkinin büyüme koşullarını etkileyen iklimsel faktörlerin etkisi altında

büyük bir değişim gösterebileeeğini göstermektedir. Çukurova Bölgesinde fazelya bitkisinde


polen veriminin yıllara göre farklılık göstermiş olmasına karşın, polen veriminin oldukça iyi
bir konumda olduğunu görülmektedir.

165
4.2.7. Kolza Çiçeklerinde Polen Miktarı ve Polen Potansiyeli

Kolza bitkisinin Çukurova koşullarında hangi dönemde ve günün hangi saatinde ne


düzeyde polen sağladıkları yapılan ölçümlerle belirlenmiştir. Kolza çiçeklerinde polen
miktarına ait değerler Çizelge 4.37'de, polen miktarının dönemler ve saatlere göre değişimi

ŞekiI4.36'da verilmektedir.
Bu bulgulardan, kolza çiçeklerinde polen miktarının bitkinin çiçeklenme süresince
ölçüm dönemleri ve saatler bazında genelolarak değişim gösterdiği görülmektedir.
Çiçeklenme başlangıcında yapılan ölçümlerde saat 08:00'de 0.90 mg/çiçek/gün, saat 12:00
0.87 mg/çiçek/gün ve saat 16:00'da 0.82 mg/çiçek/gün polen elde edildiği belirlenmiştir.

Mevsimin ilk günlerinde oldukça yüksek olan polen miktarının, sonraki ölçüm dönemlerinde
düştüğü görülmektedir.
Kolza bitkisinin ortalama polen miktarının açan çiçeklerde saat 08:00' de 0.66
mg/çiçek/gün 12:00'de 0.72 mg/çiçek/gün ve saat 16:00'da 0.73 mg/çiçek/gün düzeyinde
polen verdikleri belirlenmiştir. Tüm dönemler ve saatler dikkate alınarak kolzada çiçek başına
polen verimi ortalama 0.70 mg/çiçek/gün olarak saptanmıştır (Çizelge 4.37).
Kolza çiçeklerinde polen miktarlarına ait verilere uygulanan istatistiki analiz
~onucunda; polen miktarı üzerine ölçüm dönemleri, saatler ve dönem x saat interaksiyonunun
etkisinin önemli (P<O.OI) olduğu belirlenmiştir.

Çizelge 4.37. Araştırmanın 2. Yılında Kolza Çiçeklerinde Polen Miktarı (mg/çiçek/gün).


Olçüm Olçüm Saatleri
X±Sx
Tarihleri 08:00 12:00 16:00
25/03/2002 O.90±O.O5 O.81±O.O1 O.82±O.O2 O.86±O.O1 a
03/04/2002 O.81±O.O2 O.95±O.O2 O.92±O.O2 O.89±O.O2 a
08/04/2002 O.49±O.O1 O.52±O.O1 O.57±O.O2 O.53±O.O1 e
12/04/2002 O.73±O.O2 O.85±O.O8 O.81±O.O3 O.80±O.O2 b
24/04/2002 O.66±O.O5 O.73±O.O5 O.62±O.O1 O.67±O.O1 c
30104/2002 O.52±O.O1 O.59±O.O1 O.63±O.O4 O.58±O.O2 d
03/05/2002 O.61±O.O5 O.64±O.O3 O.73±O.O5 O.66±O.O2 c
10105/2002 O.58±O.O2 O.66±O.O5 O.75±O.O3 O.66±O.O3 c
X±Sx O.66±O.O2 O.72±O.O3 O.73±O.O2 O.70±O.O1
b a a

166
i -+- 08:00 ___ 12:00 ----ıtr- 16:00

_ 0,9
ı::
::::ı
o)

~o- 0,8·
'Öo
C,
S 0,7
E
'C
Gl
>ı:: 06
'
Gl

a.
0,5

0,4+---------------..,--------,-------------l
25/03/2002 03/04/2002 08/04/2002 12/04/2002 24/04/2002 30/04/2002 03/05/2002 10/05/2002
Ölçüm Tarihleri

Şekil 4.36. Araştırmanın 2. Yılında Kolza Çiçeklerinde Polen Miktarının Dönemler ve


Saatlere Göre Değişimi.

Kolza bitkisinde çiçeklenme süresince toplam 888 326 ad/da çiçek bulunduğu ve
çiçeklerde belirlenen ortalama 0.70 mg/çiçek/gün polen verimine bağlı olarak, kolza bitkisinin
dekara 0.62 kg/da polen potansiyeline sahip olduğu hesaplanmıştır.

Kolza çiçeklerinde saptanan 0.70 mg/çiçek/gün polen verım değeri, fazelya


çiçeklerinin polen veriminden (0.26 mg/çiçek/gün) daha yüksek bulunmuştur. Ayrıca kolzada
dekara polen verim değeri (0.62 kg/da) karşılaştırıldığında Szabo, (1985), nın bulmuş olduğu

değerden daha düşük olduğu görülmektedir. Çukurova Bölgesi ikliminin kolza çiçeklerinin
polen salınımı yapması için uygun olmasına bağlı olarak, bal arılarına besin kaynaklarının

yetersiz olduğu dönemlerde önemli düzeyde polen kaynağı sağladığı, ancak iklim ve ekim
koşullarına bağlı olarak (Gupta ve Bali, 1990) bu miktarın sınırlandığı görülmüştür.

4.2.8. Fazelya Bitkisinde Nektar Tarlacılığı Yapan Bal Arısı Sayısı

Araştırmanın 2. yılında bal arılarının Çukurova koşullarında yetiştirilen fazelya


bitkisinin çiçeklenme süresince ne düzeyde nektar tarlacılığı yaptıkları gün içersinde yapılan

sayımlarla belirlenmiştir.

167
Araştırmanın 2. yılında fazelya çiçeklerinde nektar tarlacılığı yapan bal anlannın

sayısı dönemler ve saatler düzeyinde Çizelge 4.38'de, nektar tarlacılığı yapan bal anlarının

dönemler ve saatlere göre değişimleri Şeki14.37'de verilmiştir.

Çizelge 4.38. Araştırmanın 2. Yılında Fazelya Çiçeklerinde Nektar Tarlacılığı Yapan Bal
2
Ansı Sayısı (ad/m /5 dk).
Sayım Saatleri
Dönemler X±Sx
10:00 12:00 14:00
25/03/2002 O.OO±O.OO O.OO±O.OO O.OO±O.OO O.OO±O.OO d
03/04/2002 8.89±0.72 13.33±1.32 4.44±0.29 8.88± 1.64 cd
05/04/2002 5.56±2.93 11.11±2.75 4.44±1.93 7.03±2.51 cd
08/04/2002 8.89±2.84 4.44± 1.93 2.22±0.11 5.18±1.93 cd
12/04/2002 24.44±2.93 20.00±5.09 20.00±5.09 21.48±2.36 a
24/04/2002 17.78±7.77 21.11±3.65 22.22±1.46 20.3?±6.24 ab
30/04/2002 17.7?±1.17 11.11±6.75 11.11±0.49 13.33±4.90 abc
03/05/2002 13.33±1.92 8.89±2.22 8.89±1.11 10.3?±1.17 bed

10/05/2002 7.7?±2.93 2.22±0.22 11.11±2.93 7.03± 1.87 cd

X±Sx 11.60±2.12 10.24±2.47 9.38±2.25 10.41± 1.30

30 ·,...------------"""'1 -+-10:00 ___ 12:00 -.-14:00

.:ıı:
'o 25

E
i3t'O 20
-
~ 15
ci)
....
<c 10
(.)
....
....t'O
.:ıı: 5
~

O
2510312002 03104/2002 0510412002 0810412002 12/0412002 2410412002 30104/2002 03/0512002 1010512002

Ölçüm Tarihleri

Şekil 4.37. Araştırmanın 2. Yılında Fazelya Çiçeklerinde Nektar Tarlacılığı Yapan Bal
Arılarının Dönemler ve Saatlere Göre Değişimi.

168
Fazelya bitkisinde çiçeklenmenin başlaması ile birlikte bal arısı tarlacılığı başlamış ve
çiçeklenmenin artmasına bağlı olarak nektar tarlacılığı yapan bal arısı sayısı en üst düzeye
ulaşmıştır. Çiçeklenme başlangıcında (25 Mart 2002) bitki üzerinde ölçüm yapılan saatlerde
hiçbir bal arısı görülmemesine karşın, 3- 12 Nisan 2002 dönemleri arasında, fazelya üzerinde
bal arılarının belirli bir yoğunlukta oldukları belirlenmiştir. Çiçeklenmenin en üst düzeyde
olduğu (12 Nisan 2002) dönemde yapılan sayımda ortalama olarak, saat 10:00'da 24.44
adlm 2/5 dk, 12:00'de 20.00 adlm 2/5 dk ve saat 14:00'de 20.00 adlm2/5 dk bal arısının fazelya
üzerinde nektar tarlacılığı yaptıkları belirlenmiştir. Çiçeklenmenin sonuna doğru, nektar
tarlacılığı yapan bal arısı sayısında ani bir azalmanın olduğu görülmüştür. Fazelyanın tüm
çiçeklenme süresi dikkate alındığında, yapılan sayımlarda; saat 10:00'da ortalama 11.60
adlm 2/5 dk, saat 12:00'de ortalama 10.24 adlm 2 /5 dk ve saat 14:00'te ortalama 9.38 adlm2 /5
dk nektar tarlacılığı yapan bal arısı saptanmıştır (Çizelge 4.38, Şekil 4.37).
Tüm dönemler ve saatler bir arada incelendiğinde; fazelya bitkisinde açan çiçek
sayısına bağlı olarak ortalama 10.41 adlm 2/5 dk bal arısının nektar tarlacılığı yaptıkları ve bu
faaliyetin gün içerisinde yayıldığı saptanmıştır.

Araştırmanın 2. yılında fazelya çiçeklerinde nektar tarlacı1ığı yapan bal arısı sayısı

verilerine saatler dikkate alınarak uygulanan Kruskal Wallis Testi sonucunda; nektar
tarlacılığı yapan bal arısı sayısı ile ölçüm yapılan saatler arasındaki ilişki önemsiz (P>0.05),
nektar tarlacı1ığı yapan bal arısı sayısı ile ölçüm dönemleri arasında istatistiki açıdan P<0.05
önem düzeyinde ilişkinin olduğu belirlenmiştir.

Fazelya üzerinde ölçüm yapılan dönemler dikkate alınarak, nektar tarlacılığı yapan bal
arısı sayısı verilerine uygulanan DÇK Testi sonucunda; çiçeklenmenin en yoğun olduğu

12/0412002 tarihli beşinci ölçüm dönemi ı. grubu, 25/03/2002 tarihinde yapılan birinci ölçüm
dönemi ıv. grubu oluştururken, diğer ölçüm dönemleri bu iki grup arasında yer almıştır.

Tarlacı bal arısı sayısının saatlere göre dağılımı açısından, araştırmanın ikinci yılında

elde edilen sonuçların birinci yıldaki gibi saatlere bağlı bir şekilde ortaya çıkmadığı

görülmektedir. Birinci yılda saat 12:00 de nektar tarlacılığı yoğun (35.74 adlm2/5 dk) olarak
yapılmasına karşın, ikinci yılda saat 10:00 (10.24 adlm2/5 dk) daha yoğun olarak yapılmıştır.
Bu durum son yıllarda yoğun olarak yaşanan iklimsel düzensizliklerin bitkilerin çiçeklenme si
üzerine olumsuz etkilide bulunarak, bitkinin besin kaynağı açısından bal arılarına düzensiz
olanak tanımasından kaynaklanmaktadır.

169
Araştırmanın ikinci yılında fazelya bitkisi üzerinde nektar tarlacılığı yapan bal arısı

sayısının (10.41 adlm /S dk), birinci yıla (26.79 adlm2/S dk) göre daha az sayıda olduğu
2

görülmektedir. Bal arıları başta olmak üzere polinatörleri kendine çekmek amacıyla bitki
tarafından salgılanan nektar aynı zamanda polenin transferine olanak tanıyan bir ödül
niteliğindedir. Çalışmanın ikinci yılında elde edilen nektar tarlacılığı yapan bal arılarının
sayısı önceki yıllarda bölgede yapılan benzer çalışmalarda saptanan değerlerden, polen
tarlacılığı yapan bal arısı sayısında olduğu gibi, farklı olarak saptanmıştır. Bu duruma çevrede
bulunan diğer çiçekli bitkilerin varlığı ve bolluğunun bal arısı populasyonunu kendisine
çekmesinin yanında, fazelya ekili alanda bulunan bal arısı koloni yoğunluğunun da etki sİ
olması dikkat çekmektedir.

4.2.9. Fazelya Bitkisinde Polen Tarlacılığı Yapan Bal Arısı Sayısı

Araştırmanın 2. yılında fazelya bitkisi üzerinde polen tarlacı1ığı yapan bal arısı

bitkinin çiçeklenme dönemine bağlı olarak, ne düzeyde olduğu yapılan sayımlarla

belirlenmiştir. Araştırmanın 2. yılında fazelyada yapılan sayımlarda, polen tarlacılığı yapan


bal arılarının sayısı dönemler ve saatler bazında Çizelge 4.39'da, polen tarlacılığı yapan bal
anlarının dönemler ve saatlere göre değişimleri Şekil 4.38'de verilmiştir.

Çizelge 4.39. Araştırmanın 2. Yılında Fazelya Çiçeklerinde Polen Tarlacılığı Yapan Bal Arısı

Sayısı (adlm 2/S dk).

Sayım Saatleri
Dönemler X±Sx
10:00 12:00 14:00
25/03/2002 1.18±1.84 2.22±0.11 1.11±0.10 3.10±1.80 d
03/04/2002 23.33±1.20 15.56±2.68 13.33±6.94 17.41±4.96 bed
05/04/2002 26.61±1.43 31.18±2.12 11.18±9.09 21.41±8.38 ab
08/04/2002 21.11±1.16 31.11±1.82 16.67±1.82 22.96±1.30 abc
12/04/2002 91.18±2.81 15.56±14.18 14.44±8.01 82.59±10.13 a
24/04/2002 14.45±1.12 2.22±0.22 2.22±0.22 6.30±3.95 cd
30/04/2002 25.55±7.18 25.55±2.22 20.00±5.09 23.10±2.91 abc
03/05/2002 36.67±3.33 42.22±9.49 42.22±8.89 40.37±3.98 b

10/05/2002 16.67±8.39 1.18±2.94 8.89±0.81 11.11±3.89 bed

X±Sx 30.00±6.15 26.67±5.39 2"t.85±4.15 26.17±3.14

170
-- --~-----~--~-

120,00 , - - - - - - - - - - - 1 -+-10:00 ____ 12:00 ..........-14:00·

~ 100,00

-
"o
LO
N

.E 80,00

-
"o
ro
i/) 60,00
~
ci)

<
'c:.;
40,00
ı::
~
o 20,00
a.

0,00 ı--____ _ _ . . - - _ - - - - - . . . - - -_ _ _ _ _ _ _ _- -_ _- - . J
25/03/2002 03/0412002 05/04/2002 08/04/2002 1210412002 24104/2002 30/04/2002 03/05/2002 10/05/2002

Ölçüm Tarihleri

Şekil 4.38. Araştırmanm 2. Yılında Fazelya Çiçeklerinde Polen Tarlacılığı Yapan Bal
Arılarının Dönemler ve Saatlere Göre Değişimi.

Fazelya bitkisinde çiçeklenmenin başlaması ile birlikte, bal arısı tarlacılığı başlamış ve
çiçeklenme başlangıcında (25 Mart 2002) yapılan sayımlarda saat 10:00'da 7.78 adlm /5 dk,
2

2
saat 12:00'de 2.22 adlm /5 dk ve saat 14:00'te 1.11 adlm /5 dk düzeyinde polen tarlacılığı
2

yapan bal arısı belirlenmiştir. Bitkide çiçeklenmenin en üst düzeye ulaştığı (l2 Nisan 2002)
döneminde bal arısı sayısında fark edilebilir oranda artma görülmüş ve yapılan sayımlarda
2 2
saat 10:00'da 97.78±2.81 adlm /5 dk, saat 12:00'de 75.56±14.18 adlm /5 dk ve saat 14:00'te
74.44±8.011 adlm /5 dk düzeyinde bal arısı belirlenmiştir. Çiçeklenmenin sonuna doğru (lO
2

.
Mayıs 2002) aynı saatlerde yapılan sayımlarda bu değerler sırasıyla 16.67, 7.78 ve 8.89
adlm /5 dk olarak belirlenmiştir. Çiçeklenme süresi içersinde fazelya çiçeklerinde polen
2

tarlacılığı yapan bal arısı sayısının ilk haftalarda artması yanında, bitkide çiçeklenmenin
ilerlemesine koşut olarak bal arısı sayısında belirgin bir artış olmuş ve çiçeklenmenin
azalması ile birlikte bu sayınında azaldığı görülmüştür (Çizelge 4.39, Şekil 4.38).
Fazelya bitkisinin tüm çiçeklenme süresi dikkate alındığında, yapılan sayımlarda
2 2
ortalama olarak, saat 10:00'da 30.00 adlm /5 dk, saat 12:00'de 26.67 adlm /5 dk ve saat
14:00'te 21.85 adlm /5 dk polen tarlacı1ığı yapan bal arısı saptanmıştır.
2

171
Araştırma sonucunda; bal arılarımn fazelya üzerinde sabah saatlerinde (10:00) polen
ıçın yoğun tarlacılık yaptıklan ve saatler ilerledikçe bu düzeyin oransalolarak azaldığı

gözlenmiştir. Bal anlannın polen tarlacılığı gün içerisinde havalann ısınması ile birlikte
~rtmış, ancak saat l4:00'te polen tarlacılığı yapan bal ansı sayısı oldukça düşnıüştür.
Araştırmanın 2. yılında fazelya çiçeklerinde polen tarlacılığı yapan bal arısı sayısı

verilerine, ölçüm dönemleri ele alınarak uygulanan Kruskal Wallis Testi sonucunda; polen
tarlacı1ığı yapan bal ansı sayısı üzerine dönemlerin etkisinin P<0.05 düzeyinde önemli olduğu

saptanmıştır. Polen tarlacılığı yapan bal ansı sayılan üzerine saatlerin etkisinin önemsiz
(P>0.05) olduğu belirlenmiştir.

Ölçüm yapılan dönemler açısından fazelya üzerinde polen tarlacılığı yapan bal arısı
sayısı verilerine uygulanan, DÇK Testi sonucunda; 12/04/2002 tarihli beşinci ölçüm dönemi
i. grupta, 25/03/2002 tarihli birinci ölçüm dönemi II. grupta, diğer ölçüm dönemleri de bu iki
grup arasında yer almıştır. İkinci yılda yetiştirilen fazelya çiçeklerinde polen tarlacılığı yapan
bal ansı sayısının, birinci yıl sonuçları ile büyük bir uyum içinde olduğu görülmektedir. Bu
sonuç, denenıe arı kolonilerinin fazelya ekili alanda bulunmaları nedeniy le bitkinin çiçek
açmasıyla birlikte, bal arılarının kovanları yakınında bulunan fazelya çiçeklerine bağımlılık

gösterdikleri, çiçeklenme süresince de bu alışkanlıklarını korudukları ve polen toplamak için


bitkinin çiçek açma saatine büyük bir uyum gösterdiklerine işaret etmektedir.
Elde edilen bu bulgular, İngiltere koşullarında bal arılarının fazelya bitkisinde nektar
ağırlıklı tarlacılık yaptıklan ve %22 düzeyinde polen tarlacılığı yaptıklan bildirişinden

(Williams ve Christian, 1991) farklı bulunmuştur. Bal anlarının bu dönemde polen ağırlıklı

tarlacılık yapmış olmaları, Çukurova koşullannda ilkbahar döneminde çiçeklenen fazelya


bitkisinin bu dönemde yoğun yavru yetiştirme dönemine giren bal arısılar tarafından öncelikle
poleni için yararlandıklarını göstermektedir. Bal arılarının fazelya bitkisinde öncelikle polen
tercihinde bulunması; koloni büyümesini sağlamak amacıyla yetiştirilen ve koloni içerisinde
bulunan yavru kokusunun tarlacı arıları öncelikle polen toplamaya yönelttikleri (Free ve
Williams, 1976., Herbert, 1992., Camazine ve ark, 1998), ayrıca koloni içerisinde ana arının

bulunması ile kolonide oluşan larva miktarının da polen toplayı teşvik ettiği (Free, 1987.,
Pankiw ve ark, 1998.; Dreller ve ark, 1999) görüşleriyle uyum içerisindedir.

172
4.2.10. Fazelya Bitkisinde Tarlacılık Yapan Toplam Bal Arısı Sayısı

Fazelya bitkisinin polen ve nektarından yararlanmak amacıyla tarlacılık yapan toplam


bal arısı sayısı bitkinin bal arıları için önemini ortaya koyan önemli bir göstergesidir.
Araştırmanın 2. yılında fazelya bitkisinin çiçeklenme süresince tarlacılık yapan bal arılarının
.
besin kaynağı tercihinin ne düzeyde olduğu yapılan sayımlarla saptanmıştır. Araştırınanın 2.
yılında fazelya çiçeklerinde tarlacılık yapan toplam bal arısı sayısı Çizelge 4.40'ta, fazelya
çiçeklerinde tarlacılık yapan toplam bal arısının dönemler ve saatlere göre değişimi Şekil

4.39'da gösterilmiştir.

Fazelya çiçeklerinde ilk sayım döneminde (25 Mart 2002) saat 10:00, 12:00 ve
14:00'te sırasıyla 7.78 adlm 2/5 dk, 2.22 adlm 2/5 dk ve 1.11 adlm 2/5 dk bal arısı tarlacılık
yapmıştır. Çiçeklenmenin yoğunlaşmasına bağlı olarak bal arısı sayısında bir artış görülmüş

ve 12 Nisan 2002 tarihinde yapılan sayımda saat 10:00'da 122.22 adlm 2/5 dk, saat 12:00'de
95.55 adlm /5 dk ve saat 14:00'de 94.44 adlm 2/5 dk bal arısı belirlenmiştir. Ancak
2

çiçeklenmenin sonuna doğru birim alanda azalan çiçek sayısına bağlı olarak, bal arısı

sayısında bir azalma kaydedilmiş ve son ölçüm döneminde (lO Mayıs 2002) saat 10:00, 12:00
ve 14:00'te sırasıyla 24.44 adlm /5 dk, 10.00 adlm 2/5 dk ve 20.00 adlm 2/5 dk bal arısı
2

saptanmıştır. Tüm dönemler dikkate alındığında fazelya çiçeklerinde ortalama 36.58 adlm 2/5
dk bal arısının tarlacılık yaptığı belirlenmiştir (Çizelge 4.40, Şekil 4.39).

Çizelge 4.40. Araştırınanın 2. Yılında Fazelya Çiçeklerinde Tarlacılık Yapan Toplam Bal
Arısı Sayısı (ad/m 2/5 dk).

Sayım Saatleri
Dönemler X±Sx
10:00 12:00 14:00
25/0312002 7.78±0.84 2.22±1.11 1.11±0.10 3.70±1.80 c
03/04/2002 32.22±1.82 28.89±2.11 17.78±2.89 26.30±8.74 abc
05/04/2002 32.22±1.74 48.89±2.79 22.22±1.11 34.44±1.07 ab
08/04/2002 30.00±1.64 35.55±2.12 18.89±1.16 28.15±8.79 abc
12/04/2002 122.22±8.89 95.55±1.89 94.44±1.28 104.01±11.57 a
24/04/2002 32.22±1.74 23.33±1.57 24.45±1.68 26.67±8.79 abc
30104/2002 43.33±1.95 36.67±6.94 31.11±1.44 37.04±1.55 ab
03/05/2002 50.00±5.09 51.11±10.94 51.11±7.78 50.74±4.15 b

10105/2002 24.44±1.06 10.00±3.32 20.00±1.17 18.15±5.13 bc

X±Sx 41.60±7.62 36.91±6.82 31.23±5.94 36.58±3.92

173
140,00
; -+-10:00 -11-12:00 -*:--14:00,

-
~
"o
120,00

-
il)
oj
100,00

-
E
"o

--
ra
ın
80,00

>.
ra 60,00
en
-...!:!! 40,00
«
~ 20,00

0,00 -L.-_a.-....._----...--_--_ _ _. . . . _ - - _ -__-----...J


25/0312002 0310412002 0510412002 W04I2OO2 12/0412002 24/0412002 3G'0412002 0310512002 1CV05l2OO2

Ölçüm Tarihleri

Şekil 4.39. Araştırmanın 2. Yılında Fazelya Çiçeklerinde Tarlacılık Yapan Toplam Bal
Arılarının Dönemler ve Saatlere Göre Değişimi.

Araştırmanın 2. yılında [azelya çiçeklerinde tarlacılık yapan toplam bal ansı sayısına

uygulanan Kruskal Wallis Testi sonucunda, toplam bal ansı sayısı ile ölçüm yapılan saatler
arasındaki ilişki önemsiz (P>0.05); ancak [azelya üzerinde tarlacılık yapan toplam bal arısı

sayıları ile ölçüm dönemleri arasında ilişkinin P<O.Ol düzeyinde önemli olduğu saptanmıştır.

Ölçüm yapılan dönemler ele alınarak [azelya çiçeklerinde tarlacılık yapan toplam bal
arısı sayısı verilerine uygulanan DÇK Testi sonucunda 12/04/2002 tarihinde yapılan beşinci

ölçüm dönemi ı. grubu, 25/03/2002 tarihli birinci ölçüm dönemi III. grubu oluştururken, diğer

ölçüm dönemleri bu gruplar arasında yer almıştır.


Bal arılarının [azelya üzerinde tercihini saptamak amacıyla, [azelya çiçeklerinde
hektar ve polen tarlacılığı yapan bal arısının dönemler ve saatler düzeyinde oransal değerinin

belirlenmesi daha olumlu bir yaklaşım olmaktadır. Fazelya çiçeklerinde nektar ve polen
tarlacılığı yapan bal arılarının dönemler ve saatlere göre oransal değeri Çizelge 4.41' de, bal
arılarının dönemler ve saatlere göre oransal değişimi Şekil 4.40'ta görülmektedir. Bu
bulgulardan; bal arılarının [azeIyanın polen ve nektar kaynağından yararlanma açısından

çiçeklenme başlangıcından, çiçeklenme sonuna kadar dengeli bir tarlacılık yapma eğiliminde

oldukları belirlenmiştir.

174
Çizelge 4.41. Araştırmanın 2. Yılında Fazelya Çiçeklerinde Polen ve Nektar Tarlacı1ığı

Yapan Bal Arısının Dönemler ve Saatlere Göre Oranı (%).


Sayım Saatleri
Ortalama
Dönemler 10:00 12:00 14:00
p N P N P N P N
25/03/2002 100.00 0.00 100.00 0.00 100.00 0.00 100.00 0.00
03/04/2002 72.41 27.59 53.85 46.15 75.02 24.98 67.09 32.91
05/04/2002 82.75 17.25 77.27 22.73 80.02 19.98 80.01 19.99
08/04/2002 70.37 29.63 87.51 12.49 88.25 11.75 82.04 17.96
12/04/2002 80.00 20.00 79.07 20.93 78.82 21.18 79.30 20.70
24/04/2002 44.83 55.17 9.53 90.47 9.10 90.90 21.15 78.85
30/04/2002 58.98 41.02 69.70 30.30 64.29 35.71 64.32 35.68
03/05/2002 73.34 26.66 82.61 17.39 82.61 17.39 79.52 20.48
10/05/2002 68.20 31.80 77.79 22.21 44.45 55.55 63.48 36.52
Ortalama 72.32 27.68 70.81 29.19 69.17 30.83 70.77 29.23

120,00 - r - - - - - - - - - - - I
r-=.- PoI~~ci Arı
: ___ Nektarcı Arı

~
- 100,00
ı:::

O
...
ciL

80,00

60,00 .... - - - - - . - - - .

ci) 40,00 - - - - ...- -....- - -


>
'0
ı:::
2 20,00
o
Do

O,OO~__-~-----~-------------~----------~
2510312002 0310412002 0510412002 0&'0412002 1210412002 24/0412002 3010412002 0310512002 1010512002

Ölçüm Tarihleri

Şekil 4.40. Araştırmanın 2. Yılında Fazelya Çiçeklerinde Polen ve Nektar Tarlacılığı Yapan
Bal Arılarının Dönemlere Göre Oransal Değişimi.

175
Çiçeklenme başlangıcında (25/03/2002) bal arılan tüm gün boyunca ortalama
%100.00 düzeyinde polen tarlacılığı yaparken, nektar tarlacılık düzeyi %0.00 olmuştur. Bal
ansı yoğunluğunun en üst düzeyde olduğu dönemde (12104/2002), bal arılan %79.30
düzeyinde polen tarlacılığı, %20.70 düzeyinde nektar tarlacılığı yapmıştır. Çiçeklenmenin
bitişine doğru (10/05/2002) polen tarlacılık düzeyi %70.77 ve nektar tarlacılık düzeyi %29.23
olarak saptanmıştır.

Bal arılarının fazelya bitkisinin tüm çiçeklenme süresinde, bu bitki üzerinden %70.77
düzeyinde polen tarlacığı, %29.23 düzeyinde nektar tarlacılığı yaptıkları belirlenmiştir. Bal
arılarının fazelya üzerinde tüm gün boyunca saatler açısından polen ağırlıklı tarlacılık

yaptıkları görülmektedir.

Bal arılarının saatlere göre polen ve nektar tarlacılık eğilimi değerlendirildiğinde; tüm
dönemler açısından, saat 10:00'da %72.32 düzeyinde polen tarlacılığı, %27.68 nektar
tarlacılığı; saat 12:00'de %70.81 düzeyinde polen tarlacılığı ve %29.19 nektar tarlacılığı, saat
14:00'te %69.17 düzeyinde polen tarlacılığı ve %30.83 nektar tarlacılığı yaptıklan

saptanmıştır. Tüm çiçeklenme süresi dikkate alındığında, bal arılannın fazelya çiçekleri
üzerinde %70.77 düzeyinde polen tarlacılığı yapmaları yanında %29.23 düzeyinde nektar
tarlacılığı yaptıklan ortaya konmuştur.
Fazelya bitkisinde polen tarlacılığı yapan bal ansı sayısı ile nektar tarlacılığı yapan bal
arısı sayısına ait verilerine uygulanan Mann-Whitney U Testi sonucunda; aralarındaki

ilişkinin önemsiz (P>0.05) olduğu saptanmıştır.

Fazelya bitkisinde tarlacılık yapan toplam bal ansı sayısı açısından 1. ve 2. yıl

araştırına sonuçları değerlendirildiğinde; birinci yılda %48.66 düzeyinde nektar ve %51.34


düzeyinde polen tarlacılığı belirlenirken, ikinci yılda bu durumun %70.77 düzeyinde polenden
yana değiştiği gözlenmektedir. Bu nedenle 1. yılda fazelya üzerinde nektar ve polen açıdan

dengeli bir tarlacılık sergilenmiş olmasına karşın, 2. yılda polen tarlacılığı daha üstün
gelmiştir. Nektar ve polen açısından bal arısı sayısında yıllara göre ortaya çıkan bu farklılık,

çevresel koşulların etkisi altında, özellikle bitkinin gelişme ve çiçeklenme süreci ile bal
arılarına besin kaynağı sağlamasına etki eden iç etmenlerden kaynaklandığı ileri gelebilir.
Çiçeklenmenin en üst düzeyde olduğu dönemde fazelya çiçeklerinde tarlacılık yapan
toplam bal arısı sayısı, bölgede önceki yıllarda Tansı ve ark, (1996) ve Tansı ve ark,
(1999)'nın bulgularına benzer, Kumova ve ark, (2001)'nın sonuçları ile uyumlu olduğu

saptanmıştır. Sonuçta bal arılarının ekim zamanı, yeri ve mevsimsel koşullar başta olmak
üzere fazelya çiçekleri üzerinde farklı yoğunlukta tarlacılık yaptıkları görülmektedir.

176
Bal arısı sayıları saatler ve dönemler düzeyinde incelendiğinde; bal arılarının Free ve
Willianıs, (1974), Free (1992) ve Roubik (1995)'in görüşlerine uygun olarak, bal arılarının

kovanları yanında tarlacılık yapma eğiliminde oldukları, tarlacılık faaliyetlerini kovan


çevresinde bulunan çiçekli bitkilerin yoğunluğuna göre genişlettikleri ve tarlacılık faaliyetini
bitkinin çiçeklenme süresine göre ayarladıkları görülmektedir. Araştırmada Anadolu bal arısı

genotipinde tarlacılık düzeyinin yüksek düzeyde bulunmuş olması, Anadolu orijinli


genotiplerin uçuş etkinliğinin yüksek olduğunu belirten bulgularla (Doğaroğlu, 1981) uyumlu
görülmektedir.
Çukurova koşullarında yetiştirilen fazelya bitkisinin, bu araştırma ile 06:00-18:00
saatleri arasında polen salınımı yaptığı ve bal arılarının da bu duruma uyum sağlayarak gün
boyu polen tarlacılığı yaptıkları, Percival, (1955)'nin bildirişi ile uyum sağlamaktadır. Bal
arılarının fazelyanın çiçeklenme süresince, çiçek sayısının oransal artış ve azalışına bağlı

olarak tarlacılık yaptığı sonucu, kolonilerin bitkiler ve saatler bakımından önemli etkileşim

içerisinde olduğu görüşü (Poulsen, 1973) ile örtüşmektedir.


Fazelya bitkisinde çiçek sayısının oransal değişimine bağlı olarak tarlacılık yapan bal
arısı sayısının etkilendiğini ve kolonilerin tarlacı arı populasyonunu ve tarlacılık tercihini bu
duruma göre ayarladığı belirlenmiştir (Michener, 1974). Fazelya üzerinde yapılan ölçüm
,

dönemlerinde, gün içerisinde çevresel koşulların değişmesine paralelolarak, bal arılarının

tarlacılık tercihi ile yoğunluğunun değişim gösterdiği görülmektedir (Winston, 1987). Sonuçta
bal arılarının fazelya çiçeklerinin sağlamış olduğu nektar ve polen kaynaklarından 2. yılda da
en üst düzeyde yararlandıkları, çiçeklenme süresince gün içersinde yaşanan iklim ve çevre
koşulların etkisi altında besin kaynağı tercihini ve besin kaynağına dağılım oranının

etkilendiği saptanmıştır. Ayrıca bal arılarının fazelya bitkisinin sağlamış olduğu nektar ve
polen kaynaklarından çiçeklenme süresince ve gün boyunca eşit düzeyde yararlanma yönünde
tarlacılık yaptıkları belirlenmiştir.

Araştırmanın 2. yılında yapılan gözlemlerden, bal arılarının fazelya bitkisi tarafından

sağlanan polen ve nektara çok net bir şekilde işbölümü yaptıkları, çiçeklenme süresince ve
saatlere bağımlı kalmaksızın besin kaynaklarına dengeli bir şekilde dağılarak polen ve
nektarın her ikisini topladıkları bulgusu,. Free, (1982)'nin bildirişinden ayrılmaktadır. Bu
durum, kış mevsiminden çıkan bal arılarının hızla koloni populasyonlarını geliştirmek üzere
nektar ve polene gereksinim duyması ve besin elde etmek amacıyla fazeIyanın her iki besin
nıaddesini tercih etmesinden kaynaklanmıştır. Bal arılarının bitkilerin nektar salgılama

dönemlerine uyum sağlayarak, çiçeklerine bağımlılık gösterdiği ve besinin miktarı ile enerji

177
içeriğine bağlı olarak tercih yaptıklarını göstermektedir (Carpenter, 1983.; Heinrich, 1983
Moore ve ark, 1989., Golubov ve ark, 1999)
Bal arısı tarlacılarının ilkbahar mevsiminde gereksinimi olan nektarı karşılayabilmek

amacıyla gün içerisinde fazelya bitkisine bağımlılık göstermesi, bal anlannın doğada bulunan
çiçeklerden elde ettiği nektann elde edilebilirliği ile enerji içeriğine bağlı olarak tarlacılık

tercihinde bulunduğu görüşüne uymaktadır (Abrol, 1992, 1995, 1997.,ve Popovic, 1995). Bal
ansı kolonilerinde üızelya bitkisinden yararlanma düzeyinin çiçeklenme süresine bağlı olarak
arttığı ve çiçeklenme düzeyinin artmasına koşut olarak nektardan yararlanma düzeyini
artırarak, kolonİlerde önemli düzeyde ağırlık artışı belirlendi ği (Korkmaz ve Kumova, ı 998)
bildirişi bu çalışmadaki nektar tarlacılığı yapan bal ansı sayısının fazelyanın çiçeklenme
süresince yüksek düzeyde olması ile uyum göstermektedir.

4.2.1 ı. Kolza Bitkisinde Nektar Tarlacılığı Yapan Bal Arısı Sayısı

Kolza bitkİsİnİn çiçeklendiği dönemde bal arılannın nektar tercihini saptamak için
günün belirli saatlerinde yapılan sayımlarla, bal arılannın hangi saatte ve ne düzeyde kolza
bitkisinden yaralandığı saptanmıştır. Araştırmanın 2. yılında kolza çiçeklerinde yapılan

sayımlar sonucunda; nektar tarlacılığı yapan bal anlarının sayısı dönemler ve saatler bazında

Çizelge 4.42'de, nektar tarlacılığı yapan bal arılarının dönemler ve saatlere göre değişimleri

Şekil 4.4 ı' da verilmiştir.

Kolza bitkisinde çiçeklenmenin başlaması ile birlikte nektar tarlacılığı başlamış ve


artmasına bağlı olarak en üst düzeye ulaşmıştır. Çiçeklenme başlangıcında (5 Nisan 2002)
yapılan sayımlarda, saat 10:00' da hiçbir bal ansı belirlenememiş ancak saat 12:00 ve saat
14:00'de bu değerler sırasıyla 2.22 ad/m 1S dk ve 3.33 ad/m 1S dk olarak saptanmıştır.
2 2

Kolzada nektar tarlacılığı yapan bal arısı sayısının, çiçeklenmenin sonunda (10 Mayıs 2002),
çiçeklenme başlangıcına göre yüksek ancak genelolarak düşük olduğu görülmektedir. Son
ölçüm döneminde aynı saatlerde yapılan sayımda sırasıyla 6.67, 4.44 ve 5.55 ad/m21S dk
nektarcı bal ansı belirleıuniştir (Çizelge 4.42, Şekil 4.41).
Kolzada tüm çiçeklenme süresi dikkate alınarak nektarcı bal arılan

değerlendirildiğinde, saat 10:00'da ortalama 2.22 ad/m 1S dk, 12:00'de ortalama 4.44 ad/m 21S
2

dk ve saat 14:00'te ortalama 4.12 ad/m21S dk nektar tarlacısı bal ansı saptanmıştır. Tüm
dönemler bir arada incelendiğinde, bal arılannın kolzada çiçek sayısının az olmasına bağlı

olarak, çok düşük düzeyde nektar tarlacılığı yaptıkları görülmektedir.

178
Çizelge 4.42. Araştırmanın 2. Yılında Kolza Çiçeklerinde Nektar Tarlacılığı Yapan Bal Arısı
2
Sayısı (ad/m /5 dk).
Sayım Saatleri
Dönemler X±Sx
10:00 12:00 14:00 i
i

05/04/2002 o.oo±o.oo 2.22±O.11 3.33±O.92 ! 1.85±O.80

08/04/2002 o.oo±o.oo i 3.33±O.10 2.22±O.15 1.85±O.58


i
12/04/2002 i 3.33±O.92 4,45±1.11 6.67±1.92 4.81±O.98
! i
24/04/2002 o.oo±o.oo 8.89±O.28 2.22±O.20 3.70±1.57 i
i 30/04/2002 3.33± 1.92 2.22±O.22 6.66±1.92 4.07± 1.21 i
i
03/05/2002
i 2.22±O.11 5.55± 1.23 2.22±O.11 i 3.33±O.96 ı
6.67±O.10 4,44±2.93 5.55±2.22 5.56± 1.11 i
10/05/2002
i
X±Sx i 2.22±O.62 4,44± 1.13 4.12±O.72 3.59±O.50
i

10 -+--10:00-ıı-12:00-ıtr-14:00

-
..ıı:::
9
8
--
"'c
LO
N

E
7

-
"'c
ra
ın
>.
6
5
~ 4
;:
« 3

-
(3
a...
ra 2
..ıı:::

~ 1
O
15/04/2002 08/04/2002 1210412002 24104/2002 30/04/2002 03/05/2002 10105/2002

Ölçüm Tarihleri

Şekil 4.41. Araştırmanın 2. Yılında Kolza Çiçeklerinde Nektar Tarlacılığı Yapan Bal
Arılarının Dönemler ve Saatlere Göre Değişimi.

Araştırmanın 2. yılında kolza çiçekleri üzerinde nektar tarlacılığı yapan bal ansı

sayılarına ait verilere uygulanan Kruskal Wallis Testi sonucunda, nektar tarlacılığı yapan bal
arısı sayısı ile ölçüm dönemleri ve saatleri arasındaki ilişki önemsiz (P>O.05) bulunmuştur.

179
Kolza bitkisi Çukurova Bölgesinde erken ilkbahar döneminde bal arısı kolonilerine
polen ve nektar kaynağı sağlaması açısından önem taşımaktadır. Kolza bitkisinin bal arıları
için eneıji kaynağına gereksinim olduğu dönemde çiçeklenme si ve bol nektar salgılaması bal
arılarının tercihinde etkili olmaktadır (Free, 1982; Baker ve Baker, 1983; Abrol, 1997;
Waddington, 1997; Williams, 1998; Creswell, 1999, Anderson, 2000; Wells ve ark, 2001)
Ancak kolza bitkisinin Çukurova Bölgesinde 2002 yılı iklim ve çevre koşullarının etkisi
altında düşük düzeyde besin kaynağı sunmaları bal arılarının bu bitkiden yararlanma düzeyini
olumsuz etkilemiştir.

4.2.12. Kolza Bitkisinde Polen Tarlacılığı Yapan Bal Arısı Sayısı

Bal arılarının kolza poleninden günün hangi saatinde ve ne düzeyde yaralandığı

yapılan sayımlarla belirlenmiştir. Araştırmanın 2. yılında kolza çiçeklerinde belirlenen polen


tarlacılığı yapan bal arıları sayısı, dönemler ve saatlere göre Çizelge 4.43 'te, dönemler ve
saatlere göre değişimleri ise ŞekiI4.42'de görülmektedir.

Kolza bitkisinde çiçeklenmenin başlaması ile bal arılarının polen tarlacılığı başlamış

ve bitkide çiçeklenmenin artmasına bağlı olarak en üst düzeye ulaşmıştır. Çiçeklenme


başlangıcında (5 Nisan 2002) saat 10:00'da 2.22 ad/m2/S dk, saat l2:00'de 10.00 ad/m 2/S dk
ve saat l4:00'de 7.78 ad/m2 /S dk düzeyinde polen tarlacılığı yapan bal arısı belirlenmiştir. 12
Nisan 2002 tarihine kadar belirli bir düzeyde seyreden bal arısı sayısının 24 Nisan 2002
tarihinde yapılan ölçümde aniden düşüş gösterdiği, ancak 30 Nisan-3 Mayıs 2002 ölçüm
dönemlerinde en yüksek seviyeye geldiği görülmektedir (Çizelge 4.43, Şekil 4.42).
Kolza bitkisinin tüm çiçeklenme süresinde, polen tarlacılığı yapan bal arısı sayısının

ortalama olarak, saat 10:00'da 9.84 ad/m 2/S dk, 12:00'de 11.74 ad/m 2/S dk ve saat 14:00'de
18.09 ad/m 2/S dk olduğu saptanmıştır. Araştırma sonucunda, bal arılarının kolzanın
çiçeklenmesine bağlı olarak 1. yıldan farklı olarak, akşam saatlerine kadar polen tarlacılığı

yapma eğilimi gösterdikleri, ancak dönemler bazında arı sayısı değerlendirildiğinde; iklim
koşullarının bitkinin polen verimi üzerine olumsuz etkide bulunarak, bal arılarının tarlacılık

faaliyetini sınırladığı görülmüştür.

Kolza çiçeklerinde polen tarlacılığı yapan bal arısı sayılarına uygulanan Kruskal
Wallis Testi sonucunda, polen tarlacılığı yapan bal arısı sayısı ile ölçüm dönemleri arasında

P<0.01 önem düzeyinde bir ilişkinin olduğu saptanmıştır.

180
Çizelge 4.43. Araştırmamn 2. Yılında Kolza Çiçeklerinde Polen Tarlacılığı Yapan Bal Arısı
')

Sayısı (ad/m~/5 dk).


Sayım Saatleri
Dönemler X±Sx
10:00 12:00 14:00
05/04/2002 2.22±0.11 10.00±2.77 7.78±2.00 6.67±2.35 cd
08/04/2002 i O.OO±O.OO 11.11±4.84 14.44±2.77 8.51±3.42 cd

, 12/04/2002 10.00±2.77 20.00±5.09 24.44±4.84 18.14±3.38 ab

24/04/2002 O.OO±O.OO 2.22±0.22 O.OO±O.OO 0.74±0.12 d


30/04/2002 23.33±3.84 11.11±4.84 31.11±4.84 21.85±3.68 ab
i
i
i
03/05/2002 20.00±5.09 17.78±2.93 31.11±4.84 i 22.96±3.01 a

ii 10/05/2002 13.33±5.77 10.00±1.92 17.78±4.84 13,70±2.51 be

X±Sx 9.84±2.33 11.74±1.79 18.09±2.88 13.22±1.42

35 -+-10:00 _ _ 12:00 ~14:00

-
.:ıc:
30

--
"c
it)
N

E 25
"c
Lu

-
ın
20
>.
Lu
en 15
;:
«
u 10
ı::
.5!:!
o 5
c..

O
15/04/2002 08/04/2002 12/04/2002 24/04/2002 30104/2002 03/05/2002 10105/2002

Ölçüm Tarihleri

Şekil 4.42. Araştırmanın 2. Yılında Kolza Çiçeklerinde Polen Tarlacılığı Yapan Bal Arılarımn

Dönemler ve Saatlere Göre Değişimi.

Ölçüm yapılan saatler bakımından elde edilen verilere uygulanan Kruskal Wallis
Testine göre, polen tarlacılığı yapan bal arısı sayısı ile ölçüm saatleri arasındaki ilişki önemsiz
(P>O.05) bulunmuştur.

181
Ölçüm yapılan dönemleri açısından, kolza bitkisinde polen tarlacılığı yapan bal ansı
sayısı verilerine uygulanan DÇK Testi sonucunda, 03105/2002 tarihinde yapılan altıncı ölçüm
dönemi 1. grubu, 24104/2002 tarihinde yapılan dördüncü ölçüm dönemi II. Grubu
oluştururken, diğer ölçüm dönemleri bu iki grup arasında yer almıştır.
Bal arılarının kolza poleninden sabah ve öğle saatlerinde yararlandıkları goruşu
(Poulsen, 1973) araştırmanın 2. yılında elde edilen bulgularla bağdaşmadığı, bal anlarının

çevrede bulunan diğer bitki kaynaklarından yararlanmalarına bağlı olarak, kolzada özellikle
akşam saatlerinde daha fazla tarlacılık yaptıkları görülmüştür. Bu bulgu, bal arılannın çevrede
farklı besin kaynaklan olmasına karşın Cruciferae familyası bitkilerin çiçeklerini de toplama
eğiliminde olduklarını desteklemektedir (Von Frisch, 1969., Singh, 1989., Free, 1992.,
Korkmaz ve Kumova, 1998).

4.2.13. Kolza Bitkisinde Tarlacılık Yapan Toplam Bal Arısı Sayısı

Araştınnanın 2. yılında kolza çiçekleri üzerinde yapılan sayımlar sonucunda; tarlacılık

yapan toplam bal anlarının sayısı, dönemler ve saatlere göre Çizelge 4.44'te, tarlacı bal
arılannın dönemler ve saatlere göre sayısal değişimleri Şekil 4.43 'te verilmiştir. Bu bulguların
incelenmesinden, kolza çiçeklerinde birinci ölçüm döneminde (5 Mayıs 2002) saat 10:00,
12:00 ve 14:00'te sırasıyla 2.22, 12.22 ve 11.11 adlm /5 dk bal arısı tarlacılık yaparken;
2

çiçeklenmenin ilerlemesine bağlı olarak, önce belirgin bir artış (5,8,12 Nisan 2002) sonra ani
bir düşüş (24 Nisan 2002)ve daha sonra tekrar bir yükselme (30 Nisan-5 Mayıs 2002)
görülmüştür. Tüm dönemler dikkate alındığında, saat 10:00, 12:00 ve saat 14:00'de kolza
bitkisinde sırasıyla 12.06,16.18 adlm 2/5 dk ve 22.22 adlm2/5 dk bal arısının tarlacılık yaptığı;
tüm dönemler ele alındığında bu sayının ortalama 16.82 adlm 2/5 dk olduğu belirlenmiştir.
Bal anlannın kolza bitkisinde tarlacılık faaliyetine sabah saatlerinde başladıkları ancak
gün içerisinde akşama doğru gittikçe artan bir şekilde tarlacılık yaptıkları görülmektedir.
Kolzada tarlacı bal arılarının çiçeklenme başlangıcında gün içersinde öğle ve akşam

saatlerinde, çiçeklenme sonunda ise gün içerisinde daha dengeli bir şekilde dağıldıkları

görülmektedir. Denemenin 2. yılında tarlacılık faaliyetinin akşam saatlerinde (22.22 adlm 2/5
dk) artış göstennesine karşın denemenin ı. yılında sabah saatlerinde yoğunlaştığı (102.78
adlm /5 dk) ve aralannda büyük bir farklığın çıktığı görülmektedir. Bu bitkiden yaralanan
2

toplam bal anlarının sayıları açısından 1. yıl (76.85 adlm 2/5 dk) ile 2. yıl (16.82 ad/m 21S dk)
arasında çok belirgin bir farklılık olduğu ortaya çıkmıştır.

182
Çizelge 4.44. Araştırmanın 2.Yılında Kolza Çiçeklerinde Tarlacılık Yapan Toplam Bal Arısı
2
Sayısı (ad/m /5 dk).
Sayım Saatleri
Dönemler X±Sx
10:00 12:00 14:00
05/04/2002 2.22±O.11 12.22±4.84 11.11±4.84 8.51±2.55 b
08/04/2002 O.OO±O.OO 14.44±4.84 16.66±8.81 10.36±3.90 b
12/04/2002 13.33±4.69 24.44±5.88 31.11±6.75 i 22.96±4.28 a i
i

24/04/2002 O.OO±O.OO 11.11±3.49 2.22±0.22 4.44±1.28 b


i
30/04/2002 26.67±3.33 13.33±3.33 37.77±4.44 25.92±3.99 a
03/05/2002 22.22±5.87 23.33±5.09 33.33±5.00 26.29±3.21 a

~ 10/05/2002 20.00±5.77 14.44±1.11 23.33±6.94 19.25±2.92 a


12.06±2.73 16.18±2.06 22.22±3.26 16.82±1.63
X±Sx
a
b b
i

40
-+-10:00 ___ 12:00 --*:-14:00

-
.ııı::
"c
35

-E
il')
N
30

-
"c
CtS
25

-
i /) 20
>.
CtS
ci) 15
-
...
!a
« 10
&1 5

O
15/04/2002 08/04/2002 12/04/2002 24/04/2002 30/04/2002 03/05/2002 10/05/2002

Ölçüm Tarihleri

Şekil 4.43. Araştırınanın 2. Yılında Kolza Çiçeklerinde Tarlacılık Yapan Bal Arılarının

Dönenıler ve Saatlere Göre Değişimi.

183
Araştırmanm 2. yılında kolza çiçeklerinde tarlacılık yapan toplam bal ansı sayılarına

uygulanan Kruskal Wallis Testine göre; bu bitki üzerinde tarlacılık yapan toplam bal ansı

sayılan ile ölçüm dönemleri ve saatler arasında P<0.01 önem düzeyinde bir ilişki

bulunmuştur. Kolza bitkisinden polen ve nektar tarlacılığı yapan toplam bal ansı sayılarına

uygulanan Mann- Wlıİtney U Testi sonucunda aralanndaki farkın önemli (P<0.05) olduğu

saptanmıştır.

Ölçüm yapılan dönemler dikkate alınarak, kolza çiçeklerinde tarlacılık yapan toplam
bal ansı sayısı verilerine uygulanan DÇK Testi sonucunda; 3. ölçüm dönemİ (12/04/2002) ile
5.(30/04/2002), 6. (03/05/2002) ve 7. (10/05/2002) ölçüm dönemleri i. grubu oluştururken,

diğer ölçüm dönemleri II. grubu oluşturmuştur.


Tarlacılık yapan toplam bal ansı sayısı değerleri kullamlarak, bal anlarının kolza
bitkisindeki polen ve nektar tercihlerinin oram (%) saptanmıştır. Araştırmanın 2. yılında kolza
çiçekleri üzerinde yapılan sayımlar sonucunda, polen ve nektar tarlacılığı yapan bal anlarının

oranlan (%) Çizelge 4.45'te; polen ve nektar tarlacılığı yapan bal anlannın dönemler ve
saatiere göre oransal değişimleri Şekil 4.44'te verilmiştir.
Bu sonuçlar, bal arılanmn kolzada çiçeklenme başlangıcında (15/04/2002), tüm gün
boyunca ortalama %83.95 düzeyinde polen tarlacılığı, %16.05 düzeyinde de nektar tarlacılığı

yaptıklanm göstermektedir. 24/04/2002 tarihinde yapılan ölçümlerde polen için tarlacılık

düzeyi %9.99 ile en düşük düzeyde belirlenirken, nektar için tarlacılık yapan bal anlarının

dönemin en yüksek % 90.01 düzeyine ulaştığı görülmektedir. Çiçeklenmenin sonuna doğru

(03/05/2002) yapılan ölçümlerde ise polen için tarlacılık yapan bal anlannın en üst düzeyde
(%86.52), nektar için tarlacılık yapanların ise en ait düzeyde (%13.48) oldukları saptanmıştır.

Tüm çiçeklenme süresi dikkate alındığında, bal anlarının kolza çiçeklerinde %70.83
düzeyinde polen için, %29.17 düzeyinde nektar için tarlacılık yaptıkları belirlenmiştir. Bu
bulgular, bal anlarımn ikinci yılda kolza çiçeklerinde, çiçeklenme başlangıcından sonuna
kadar polen ağırlıklı tarlacılık yapma eğiliminde olduğunu göstermektedir. Ancak bu sonucun
ortaya çıkmasında bitkinin yetişme koşullarına bağlı olarak sağladığı besin kaynağı yanında

çevresel koşullann önemli düzeyde etkisi olmuştur.

Aynca kolza çiçeklerinde, bal anlarının nektar ve polen için tarlacılık eğilimi saatler
bakımından değerlendirildiğinde; sabah saatlerinde var olan polen tarlacılığının günün
ilerlemesiyle birlikte artan bir şekilde devam ettiği saptanmıştır (Çizelge 4.45, Şekil 4.44).

184
Çizelge 4.45. Araştırmanın 2. Yılında Kolza Çiçeklerinde Polen ve Nektar Tar1acılığı Yapan
Bal Arısının Dönemler ve Saatlere Göre Oranı (%).
Sayım Saatleri
i
i Dönemler 10:00 12:00 14:00
Ortalama

p N P N P N P N
15/04/2002 100.00 0.00 81.83 18.17 70.03 29.97 83.95 T 16.05
i
08/04/2002 0.00 0.00 76.94 23.06 86.67 13.33 81.81 i 18.19
12/04/2002 75.02 24.98 81.80 18.20 78.56 21.44 78.46 21.54
i
24/04/2002 0.00 0.00 19.98 80.02 0.00 100.00 9.99 90.01
30104/2002 87.51 12.49 83.35 16.65 82.37 17.63 84.41 15.59
03/05/2002 90.01 9.99 76.21 23.79 93.34 6.66 86.52 13.48
10/05/2002 66.65 33.35 69.25 30.75 76.21 23.79 70.70 29.30
Ortalama 59.88 11.54 69.90 30.09 69.59 30.40 70.83 29.17
.

-+- Polenci Arı


~100 r-----------
o ___ Nektarcı Arı
- 90
ı::

~ 80
O
'21 70
Ö 60
~
"-
ctı SO
t-

-~
.:ıı::
~ 30
40

Q) 20
>
ı::
Q)
10
.~ O ~----------------------------------------------------------~
15/04/2002 08/04/2002 12/04/2002 24/04/2002 30104/2002 03/05/2002 10/05/2002

Ölçüm Dönem leri

Şekil 4.44. Araştırmanın 2. Yılında Kolza Çiçeklerinde Polen ve Nektar Tarlacı1ığı Yapan Bal
Arılarının Dönemler ve Saatlere Göre Oransal Değişimi.

Araştırmanın 2. yılında bal arılarımn kolzadan polen ve nektar toplamak için ortaya
koydukları bu davranış düzeyi, koloni gereksinimi tarafından etkilenmiş olabileceği gibi kolza
çiçeğinin anterlerinin kısa ve tüpünün uzun bir yapıya sahip olmasının etkisi söz konusudur.
Bal arılarının tercihi üzerinde, iklimsel değişikliklere bağlı olarak besin kaynaklarının gün
içerisinde kullanılabilirliğini değiştirmesinin de önemli düzeyde etkisi olmuştur.

185
Araştırmanm 2. yılında bal arılarının büyük bir kısmının kolza üzerinde polen amaçlı

tarlacılık yaptıkları görülmektedir. Bu durum kolza bitkisinin yıllara bağlı olarak bal arıları
için nektar kaynağı yanında önemli bir polen kaynağı olduğunu ve bal arıları tarafından her
ikisi içinde tercih edildiği bildirişleri ile uyum sağlamaktadır (Dewan, 1995; Pierre ve ark,
1996; Pierre ve Renard, 1999).
Tüm dönemler dikkate alındığında, bal arılarının kolzada ı. yılda %87.82 düzeyinde
nektarı için, % ı 2.18 düzeyinde poleni için tarlacılık tercihinde bulundukları ancak 2. yılda bu
durumun tersi olarak, bal arılarının % 70.83'nün polen için %29. ı 7'nin nektar için kolza
çiçeklerinde tarlacılık tercihi yaptıkları ortaya konmuştur. Bu bulgular, bal arılarının çevrede
yeterli düzeyde besin kaynağı olduğu durumda, kolonİ gereksinimi ve çevresel faktörlerin
etkisi altmda kolza çiçeklerinde nektar ve polen için değişen oranlarda tercih yaptıklarını

göstermektedir.
Sonuç olarak, bal arılarının Çukurova Bölgesinde ekimi yapılan ve ilkbahar
mevsiminde çiçeklenen kolza bitkisinden bal arılarının yıllara bağlı olarak polen ve nektar
kaynağı olarak yararlandığı ve tarlacılık faaliyetlerini gün içerisine yayılan bir şekilde

yaptıkları belirlenmiştir.

4.2.14. Fazelya-Kolza Bitkilerİ ile Tarlacı Bal Anlarının Karşılaştırılması

Araştırmanın 2 yılında Çukurova koşullarında ekimi yapılan fazelya ve kolza


bitkilerinin çiçeklenme dönemlerinin mart ayının ortası ile mayıs ayının sonuna kadar sürmüş

olması, bal arılarının her iki bitkinin çiçeklerinden aynı dönemde yararlanmalarını sağlamıştır.

Fazelya ve kolza bitkileri üzerinde tarlacılık yapan bal arılarının dönemlere göre değişimi

Şekil 4.4S'te gösterilmiştir.

Fazelya ve kolza bitkilerinin çiçeklenme süreleri içersinde tarlacılık yapan toplam bal
anlarının sayısı bir arada değerlendirildiğinde, araştırmanın ikinci yılında kolza bitkisinde
çiçek miktarının (ortalama 271.20 ad/m2 ) fazelya bitkisinden (ortalama 2310.00 ad/m2 ) az
olmasına bağlı olarak ortalama bal arısı sayılarında (kolzada 16.82 ad/m 21S dk ve faze1yada
2
36.58 adlm /5 dk) bir azalma görülmektedir.

Fazelyanın çiçeklenmesinin en yoğun (30104/2002) dönemde 3908.66±10S.20 ad/m


2

çiçek belirlenirken, kolza bitkisinde çiçeklenmenin en yoğun olduğu (24/04/2002) dönemde


598.67±S4.06 ad/m 2 çiçek sayısının belirlenmesi fazeIyanın 2002 yılında daha fazla çiçek

186
yoğunluğuna sahip olduğunu göstermektedir. Her iki bitkinin çiçeklenme dönemlerinin yoğun
olduğu dönemde, fazelyada (12 Nisan 2002) ortalama 104.07 adlm /5 dk arı, kolzada
2

2
ortalama 22.96 adım 15 dk bal arısı bulunmuş olması da 2002 yılında fazelyanın bal arıları
tarafından daha fazla ziyaret edildiğini kanıtlamaktadır.

350 r--------------------~' -+- Kolza


! - - - Fazelya
-..x: 300
"t:I
i()
;;- 250
-E
"t:I
cu 200-
-
i /)

~
(J)
150
i/)
i: 100 - -------------~-=
<ı:

S 50

O -~-------------------------------4
25/03/2002 03/04/2002 05/04/2002 0810412002 12/04/2002 24/04/2002 30/04/2002 03105/2002 10/05/2002

Ölçüm Dönem leri

Şekil 4.45. Araştırmanın 2. Yılında Fazelya ve Kolza Çiçeklerinde Tarlacı Bal Arılarının

Dönemlere Göre Değişimi.

Bu durum kolza ve fazelya bitkisinin yetiştirilme şekli ve iklim faktörlere bağlı olarak
çiçekte kaldıkları süre içersinde bal arılarını kendine çekme özelliğinin kolzada fazelyaya
oranla yetersiz kaldığını; fazelya bitkisinin arıları kendine daha fazla çektiğini göstermektedir.
Ancak bu bitkilerin birbirini tamamlar şekilde aynı dönemlerde çiçeklenmesi, bal arısı

kolonilerinin gelişimi açısından önemli olduğu ve arıların her iki bitkiden de besin
topladıklarını belirten çalışmaları desteklemektedir. (Thomas ve Schumann, 1993)

4.2.15. Arı Kolonilerinin Fazelya Nektarından Yararlanma Düzeyi


Arı kolonilerinin fazelya nektarından yararlanma düzeyini belirlemek için toplanabilen
nektar örnekleri üzerinden yapılan sonuçlar Çizelge 4.46'da ve ŞekiI4.46'da verilmektedir.

187
Çizelge 4.46. Araştınnanın 2. Yılında Kolonilerin Dönemlere Fazelya Nektarından

Yararlanma Düzeyi (%).


Ölçüm Tarihleri Nektardan Yararlanma Düzeyi (%)

26/04/2002 29.03±9.56

03/05/2002 37.24±3.91

17/05/2002 18.86±7.85

X±Sx 29.99±3.96

40,00 r--------------------------------------------mKo~a

--
o~

':;"
Q)
35,00
.. ~. Fazelya

N 30,00
(5
«s 25,00
E
ı:::
«s
.... 20,00
«s
....
«s
>- 15,00
ı:::
«s
.... 10,00
-
"c
«s
.ııı:: 5,00 -.

~
0,00
26/04/2002 13/05/2002 17/05/2002

Ölçüm Tarihleri

Şekil 4.46. Araştırmanın 2.Yılında Kolonilerin Kolza ve Fazelya Nektarından Yararlanma


Düzeyinin Dönemlere Göre Değişimi.

Kolonilerin fazelya nektarından yararlanma düzeyi, çiçeklenmenin ilk döneminde


(26/04/2002) %29.03, çiçeklenmenin ortalarında (03/05/2002) %37.24 ve çiçeklenmenin
sonuna doğru % 18.86 olarak saptanmıştır. Fazelya nektarından yararlanma düzeyi ile ilgili
verilerine uygulanan istatistiki analiz sonucunda dönemlerin etkisi önemsiz (P>O.OS)çıkmıştır.

Bal arılarının fazelya nektarından tüm çiçeklenme süresince %29.99 düzeyinde


yararlanmıştır. Arı kolonilerinin çevrede bulunan başka nektar kaynaklarından yaralanarak
yalnız fazelya nektarına bağlı kalmadıkları bu sonuçtan görülmektedir. Ancak bal arılarının

nektar kaynağı olarak bir bitkiye yönelmesinde, nektar miktarı ile şeker içeriğinin tek başına

188
önem taşımadığı, çiçeğin rengi ve kokusunun arıyı çiçeğe yönlendiren önemli özellikler
arasmda bulunmaktadır (Allsop ve ark, 1998). Fazelya bitkisinin mor renkte ve kokulu
çiçeklere sahip olması bal arıları ve diğer böcekler üzerinde çekici etki yaparak tarlacılık

faaliyetini başlatmaktadır. Bal arılarının nektar tercihine çevrede bulunan floral kaynaklar,
bitki çiçek yapısı (Free ve Williams, 1974) ve renginin (Hill ve ark, 1997) önemli olması

arıların fazelya nektannı tercih etmesinde olumlu roloynamaktadır. Ayrıca fazelya bitkisinin
çiçeklendiği dönemde, bölgede çiçekli bitki sayısının az olması ve bu dönemde
çiçeklenmesinin yoğun olması açısından bal arılarının bağımlılık gösterdiği ve bu dönemde
bitkiye koşullandıkları (Free, 1982; Herrera, 1990); bu dönemde nektar miktarının artması ile
tarlacı bal arısı sayısında bir artış olduğu (Popovic, 1995) ve anların fazelya bitkilerine uyum
sağlayarak bu bitkiden en üst düzeyde yararlandıkları görülmüştür. Ancak bal arılarının

fazelya bitkileri yanında diğer bitkilerin çiçeklerine ait nektarları da topladığı saptanmıştır. Bu
duruma bal arılarının tek bir nektar kaynağına bağlı kalmalarının olası olmadığı

görülmektedir (Priore ve ark, 1995). Bal arılarının fazelya nektarından %29.99 düzeyinde
yararlanmalarında, arı kolonilerinin fazelya ekili alana çok yakın konumda olması dolayısıyla

bal arılarının sağladıkları enerjiyi fazla tüketmeden kolonilerine getirmeleri etken olmuştur.

Bal arılarının fazelya bitkilerinin nektarından bu düzeyde yararlanması sonucu, aynı bölgede
yapılan bir çalışma (Tansı ve ark, 1999) sonuçları ile uyumlu bulunmaktadır.
Ayrıca besin toplama işlemini tamamlayan bal arılarımn çiçek üzerine koku
bıraktıkları görüşüne (Free ve Williams, 1983., Giurfa ve Nunez, 1992) karşı olarak bu
araştırmada yapılan gözlemler sonucunda bal arısı tarafından önceden ziyaret edilen fazelya
çiçeklerinin başka bal arıları tarafından defalarca besin arama amacıyla ziyaret edildiği

saptanmıştır. Bu duruma fazelya bitkisinin oldukça çekici bir yapı ve kokuya sahip olması

yanmda ilkbahar döneminde çevrede besin kaynaklarının kısıtlı olmasının önemli düzeyde
etki ettiği öne sürülebilir. Araştırmanın 2. yılında bal arısının fazelya nektarından %29.99
düzeyinde yararlanma sı, ı. yılda elde edilen %16.00 yaralanma düzeyinden oldukça yüksek
çıkmıştır. Bu farklılığa fazelya ekili alan çevresinde çiçekli bitkilerin bulunması ile çiçek
başına düşen nektar miktarının önemli düzeyde düşük olması ve bal arılarının yeni besin
arayışına girmesine bağlı olarak çevresel koşulların (Sclıneider ve Hall, 1997) etkide
bulunduğu saptanmıştır. Sonuç olarak, bal arılarının fazelya nektanndan çiçeklenme süresince
dönemlerine ve çevrede bulunan diğer çiçekli bitkilere bağlı olarak yararlandıkları ve fazeIya
bitkisinin çiçeklendiği dönemde koku ve renginin arıları çeken önemli bir etken olduğu

belirlenmiştir.

189
4.2.16. Arı Kolonilerinin Kolza Nektarından Yararlanma Düzeyi
Arı kolonilerinin kolza nektarından yararlanma düzeyi Çizelge 4.47' de, kolza ve
fazelya bitkisi nektarından yararlanma düzeyinin dönemlere göre değişimi Şekil 4.46'da
verilmektedir.
Bu sonuçlara göre toplanan örneklerden, kolzada çiçeklenmenin en üst düzeyde
olduğu dönemde (26/0412002) kolonilerin kolza nektarından yararlanma düzeyi %23.84
olmuştur. 03/05/2002 tarihinde alınan örneklerde %30.62 düzeyinde kolza nektarı saptanırken

17/05/2002 tarihinde bu değer %17.74 düzeyinde gerçekleşmiştir. Tüm çiçeklenme süresince


süresinde bal arılarının kolza bitkisi nektarından %25.26 düzeyinde yararlandığı saptanmıştır.

Çizelge 4.47. Araştırmanın 2. Yılında Kolonilerin Dönemlere Göre Kolza Nektarından

Yararlanma Düzeyi (%).

Kolza nektarından yararlanma düzeyi ile ilgili verilere uygulanan istatistiki analiz
sonucunda, dönemlerin etkisi önemsiz (P>0.05) olarak saptanmıştır.
Bal arıları ve diğer böcekler, çiçeklenmenin yoğun olduğu alanları (Strickler ve
Vinson, 2000), kısmen belli bir bitkiyi tercih edebilmektedir. (Abrol, 1992; Free, ı 992). Bu
tercihine bitkinin sunduğu besin çeşidi yanında çiçeklerin rengi (Clare ve ark, 2000), kokusu
(Miller ve Winn, 1999), nektarın içeriği ve yapısı (Williams, 1998; Adler, 2000) gibi pek çok
faktör etkide bulunmaktadır. Ayrıca kolonilerin demografik yapısı İle genetik yapısı

(Elekonich ve Robinson, 2000) da bu tercihler üzerinde etkili olmaktadır. Kolonilerin nektar


ve polen kaynaklarına yönelik olarak tarlacılık yapmaları bu iç dinamikler yanında çevrede
var olan bu besin kaynaklarının kullanılabilirliğinden de etkilenmektedir.
Kolza çiçeklerinin sarı renkte (Hill ve ark, 1997) olması bal arıları ve diğer böceklere
çekici olmaktadır. Yapılan gözlemler bal arısı tarafından önceden ziyaret edilen kolza
çiçeklerinin başka bal arılarınca birkaç kez besin aramak için ziyaret edildiği saptanmıştır. Bu
duruma kolza çiçeklerinin çekici bir yapıda olmasının ve kolzanın çiçeklenme döneminde
çevrede besin kaynağının kısıtlı bulunmasının önemli düzeyde etki ettiği düşünülmektedir.

190
Bal arısının kolza nektarından yararlanma düzeyinin birinci yılda %24.0, ikinci yılda

%25.26 düzeyinde bulunması kolzada yaralanma düzeyi açısından 1. ve 2. yıl sonuçlarının

uyumlu olduğu göstermektedir.


Sonuç olarak bal arılarının kolza nektarından çiçeklenme süresince dönemlere ve
yakın çevrede bulunan çiçekli bitkilere bağlı olarak yararlandıkları ve bu durum bitkinin
çiçeklendiği dönem, çiçeğin koku ve renginin etkili olabileceği belirlenmiştir.

4.2.17. Arı Kolonilerinin Fazelya roleninden Yararlanma Düzeyi


Araştırma sonucunda, fazelya poleninden yararlanma düzeyi (%) Çizelge 4.48'de,
fazelya poleninden yararlanma düzeyinin dönemler ve saatlere göre değişimi Şekil 4.47'de
gösterilmektedir.
Tarlacı bal arılarının fazelya bitkisinde çiçeklenmenin başladığı ilk günlerinde (25
Mart 2002) saat 06:00-11:00 arasında %16.58, saat 11:00-15:00 arasında %11.66 ve saat
15:00-18:00 arasında %8.90 düzeyinde fazelya poleninden yararlandıkları saptanmıştır.

Ancak fazelyada çiçeklenmenin ilerlemesiyle birlikte yararlanma düzeyi hafta ve saatlere


bağlı olarak artan ve azalan bir yapı göstermiştir.

Tüm dönemler dikkate alındığında bal arılarımn saat 06:00-11 :00 arasında %22.25,
saat 11:00-15:00 arasında %17.77 ve saat 15:00-18:00 arasında %12.51 düzeyinde fazelya
poleninden yararlandıkları ortaya konmuştur. Tüm dönemler ve saatler ele alındığında bal
arılarının fazelya poleninden %23.45 düzeyinde yararlandığı belirlenmiştir.
Bu verilere uygulanan istatistiki analiz sonucunda, arı kolonilerinin fazelya poleninden
yararlanma düzeyi üzerine, dönemler ile dönemler ve saat interaksiyonunun etkisi P<O.Ol
düzeyinde önemli bulunmuştur.
Fazelya poleninden yararlanma düzeyine ait ortalamalara uygulanan DÇK Testi
sonucunda 24/0412002 tarihli son dönem i. grupta, 1010512002 tarihli ölçüm dönemi VI.
grupta yer alırken diğer dönemler bu iki grup arasında yer almıştır. Saatler açısından

ortalamaların karşılaştırılması sonucunda, saat 06:00-11 :00 arasında yapılan ölçüm dönemi 1.,
saat 11:00-15:00 arasında yapılan ölçüm dönemi II. ve saat 15:00-18:00 arasında yapılan

ölçüm dönemi III. grupta yer almıştır.

191
Çizelge 4.48. Araştırmanın 2. Yılında Kolonilerin Fazelya Poleninden Yararlanma Düzeyi
(%).
i
i Ölçüm i Saatler i
X±Sx
Tarihleri 06:00-11 :00 11:00-15:00 15:00-18:00
25/03/2002 16.58±3.14 11.66±0.39 8.90± 1.90 12.25±1.73 ef
03/04/2002 O.O±O.OO 16.80±0.96 13.72±2.50 15.26±1.35 ede
05/04/2002 18.66±2.14 17.20±2.13 10.12±0.53 14.62±1.18 def i

08/04/2002 O.OO±O.OO 27.2?±1.18 11.08±0.65 16.48±2.36 bed ii


12/04/2002
i O.OO±O.OO 17.34±1.38 21.05±2.14 18.69±1.21 abe i
24/04/2002 25.50±2.06 21.64±5.21 18.41 :1.08 21.50±1.63 a
30/04/2002 22.12±1.55 17.02±2.69 11.40±4.44 17.34±1.81 bed

03/05/2002 38.60±2.15 19.40±1.55 12.92±0.78 19.90±2.00 ab

10/05/2002 18.01±1.52 12.70±0.28 7.16±0.71 11.0?±1.02 f

22.25± 1.42 17.7?±0.75 12.51±0.72 16.36±0.57


X±Sx
a b e
i i

45 ......-________ -+- 06:00-11 :00 ___ 11 :00-15:00 - . . - 15:00-18:00

40

--
o~ 35
ı::
co 30
....
O
25
ı::
(i)
(5 20
a.
co
~ 15
(i)
N
~ 10

5
O
25.03.2002 03/04/2002 05/04/2002 0810412002 12104/2002 24104/2002 30/04/2002 03/05/2002 10105/2002

Ölçüm Tarihleri

Şekil 4.47. Araştırmamn 2. Yılında Kolonilerin Fazelya Poleninden Yararlanma Düzeyinin


Dönemler ve Saatlere Göre Değişimi.

192
Sonuç olarak, Çukurova koşullarında ilkbahar döneminde, bal arılarının fazelya
poleninden tüm çiçeklenme süresince denemenin 2. yılında %16.36±0.57, denemenin L.
yılında %23.45±2.53 düzeyinde yararlanarak, besin kaynaklarına dengeli bir şekilde dağılım

gösterdiği saptanmıştır. Bal arısı kolonileri ilkbahar mevsiminde gelişme gösteren


kolonilerinin protein gereksinimini karşılamak amacıyla çevrede bulunan polen
kaynaklarından, koloni içerisinde bir işbölümü yaparak yararlandıkları (Thomas ve
Schumann, 1993; Anderson ve Ratnieks, 1999b; Weidenmüller, 2001); bu amaçla çevrede
bulunan çeşitli polen kaynaklarına koloni bireylerinin dağılarak farklı kaynaklardan polenleri
koloni içerisine depoladıkları ve bal arıları açısından dengeli bir diyet için topladıkları

polenleri karıştırarak tükettikleri (Gould, 1995; Schmidt ve ark, 1995) görülmektedir.


Ayrıca bal arıları kovan yakınlarında yoğun ve bol miktarda tek tip bitki poleni
bulsalar bile bu bitkiye bağımlılık göstermemekte, kolonilerinin gereksinimi olan dengeli
poleni sağlamak amacıyla, farklı bitkilere yönelebilmektedir (Nagamitsu ve ark, 1999; Da
Silva ve Serrao, 2000). Polenlerin farklı aminoasit ve protein içeriği başta olmak üzere, besin
maddeler açısından farklı yapıda olması (Baydar ve Gürel, 1998), bal arılarının polen
tercihine etkili olmakta ve farklı bitkileri ziyaret etmelerini zorunlu kılmaktadır. Bu bulgular
aynı zamanda bal arılarının doğadan yararlandığı bir besin kaynağının yetersiz olması

aurumunda, yeni besin kaynakları bulma, tanıma ve tanıtma süresinde, koloninin besin
maddesi eksikliği duymasını önlemektedir.
Bal anlarının polen seçiminde iç ve dış birçok etmen etkili olmakla birlikte (Schmidt
ve ark, 1987; Dobson ve ark, 1990), besinin algılanmasında çiçeğin koku ve renginin çok
önemli bir yeri bulunmakta (Villalobos ve Shelly, 1996; Caska ve Galizia, 2001), özellikle
mavi ve san renkli çiçekler bal anlarını kendine çekmekte ve bal anları öncelikle çiçeğin bu
özelliklerini göz önüne alarak (Hill ve ark, ı 997) nitelik ve nicelik bakımından

gereksinimlerini giderecek düzeyde polenden yararlanmak için tarlacı bal arısı sayısını

değiştirebilmektedirler (Manning, 200 ı; Pernal ve Currie, 200 ı). Bu açıdan, fazelya


çiçeklerinde renk, koku ve çiçek sayısının bal arılarını etkileyerek, bu bitkiden daha fazla
yararlanmalarını sağlamaktadır.

Bölge koşullarında fazelya bitkisi ile yapılan bir çalışmada (Korkmaz ve Kumova,
1998) bal arılarının fazelyanın çiçeklenme süresince poleninden %14.39 düzeyinde
yaralandığı sonucu, araştırmanın 2. yılında bulunan yaralanma düzeyi (% 16.36) ile uyumlu
görülmektedir. Bu sonuçlar, bal arılannın fazelya po1eninden yıllara ve çevrede bulunan diğer
polen kaynaklarına bağlı olarak yararlandığını göstermektedir.

193
Bal arılarının fazelya poleninden bu düzeyde yararlanmasına karşılık Osmia arılarının

% 100 fazelya polenini tercih etmeleri (Cripps ve Rust, 1989) diyet seçiminde bal arılarının
Osmia anlarına göre daha duyarlı olduğuna işaret etmektedir. Ayrıca fazelya poleninin
protein içeriğinin yüksek olması, bal arılarının dengeli beslenmelerinde önemli bir yeri
bulunmakta ve bal arıları tarafından sevilerek tüketilmektedir (Free, 1992; Pemal ve Currie,
2000; Roulston ve Buchmann, 2000).
Sonuç olarak, bal arılarının fazelya poleninden yararlandıkları ve koloni gereksinimi
için çevrede bulunan diğer bitkilerin polenleri ile karışım yaparak proteince dengeli diyet
oluşturmaya yönelik polen tarlacılığı yaptıkları görülmektedir.

4.2.18. Arı Kolonilerinin Kolza Poleninden Yararlanma Düzeyi


Arı kolonilerinin kolza poleninden dönemler ve saatlere bağlı olarak oldukça farklı
düzeylerde yararlandıkları saptanmıştır. Araştırmanın 2. yılında arı kolonilerinin kolza bitkisi
poleninden yararlanma düzeyinin dönem ve saatlere göre değişimi Çizelge 4.49 ve Şekil

4.48'de gösterilmektedir.
Bu bulgulardan, kolzada çiçeklenmenin başladığı ilk günlerde (03/04/2002) yapılan

ölçümde, bal arılarının 06:00-11:00 saatleri arasında %8.87, 11:00-15:00 saatleri arasında

%6.53 ve 15:00-18:00 saatleri arasında %2.52 düzeyinde kolza çiçeklerinin poleni için
tarlacılık yaptıkları; kolzada çiçeklenmenin en üst düzeye ulaştığı dönemde (12/0412002)
polen tarlacılık düzeyinin saat 10:00 yapılan ölçümlerin dışında bu döneme kadar belirgin bir
artış göstererek aynı saatlerde bu değerin sırasıyla %0.00, %20.32 ve %16.32 olarak
belirlendiği görülmektedir. 24/4/2002 - 17/05/2002 tarihleri arasında tüm ölçüm saatlerinde,
özellikle saat 10:00 ölçümlerinde daha belirgin artış gösteren tarlacılık düzeyi, kolzada
çiçeklenme süresinin bitmesine yakın (17/05/2002) yine düşme göstererek ve aynı saatlerde
sırasıyla %1 1.39, %10.48 ve %3.04 olarak gerçekleşmiştir.
Tüm dönemler dikkate alındığında bal arılarının kolza poleninden aynı saatlerde
sırasıyla ortalama %15.74, %16.96 ve %9.91 düzeyinde yararlandıkları saptanmıştır. Tüm
dönemler ve saatler dikkate alındığında bal arılarının kolza poleninden %13.65 düzeyinde
yararlandıkları ortaya çıkmıştır.
Kolza poleninden yararlanma düzeyi ile ilgili verilere uygulanan istatistiki analiz
sonucunda, kolza poleninden yararlanma düzeyi üzerine dönemlerin ve saatlerin etkİsİ P<0.01
düzeyinde önemli, dönem x saat interaksiyonunun etkisi önemsiz (P>0.05) bulunmuştur.

194
Çizelge 4.49. Araştırmanın 2. Yılında Kolonilerin Kolza Poleninden Yararlanma Düzeyi (%).
Ölçüm Saatler
X±Sx
Tarihleri 06:00-11 :00 11:00-15:00 15:00-18:00
03/04/2002 8.87±0.88 6.53±0.51 2.52±0.38 5.26±0.75 c
05/04/2002 O.OO±O.OO 15.59±2.38 14.48±1.74 15.03± 1.44 ab
08/04/2002 16.92±3.15 16.24±3.38 9.25±0.57 13.50±1.52 b
12/04/2002 O.OO±O.OO 21.85±4.20 9.06±1.04 13.32±2.32 b
24/04/2002 O.OO±O.OO 20.32±2.79 16.32±3.34 18.8?±2.14 a
30/04/2002 21.37±1.08 17.81±2.90 10.65±0.82 15.92±1.39 ab
03/05/2002 16.39±0.97 17.13±1.63 15.0?±1.67 16.30±0.81 ab

10/05/2002 23.28± 1.14 18.28±0.91 12.11±0.93 16.54±1.02 ab

17/05/2002 11.39±0.92 10.48±0.64 3.04±0.32 7.11±0.92 c


15.74±1.05 16.96±0.94 9.91±0.69 13.65±0.56
X±Sx
a a b

r-~--~-- - , - - , - - - - - - - - - - - - - ------------ ------ -- -------

25 r--------_!-+-- 06:00-11 :00 - - - 11 :00-15:00 -ık- 15:00-18:0q


------------- --- ---- - - - - - - - - - - - - - --------- - - - - - - - - - - - - ---- - - -

20
~
ı:::

~ 15
O

O .~------~~----------4_----~--------------------------~
03/04/2002 0510412002 0810412002 1210412002 24/0412002 3010412002 0310512002 10/0512002 17/0512002

Ölçüm Tarihleri

Şekil 4.48. Araştırmanın 2. Yılında Kolonilerin Kolza Poleninden Yararlanma Düzeyinin


Dönemler ve Saatlere Göre Değişinıi.

195
Kolza poleninden yararlanma düzeyine ait ortalamalara uygulanan DÇK Testi
sonucunda, 24/0412002 tarihli ölçüm dönemi i grupta, çiçeklenmenin başlangıcmda

(03/04/2002) ve çiçeklenmenin sonunda (17/05/2002) yapılan ölçüm dönemleri III. grupta,


diğer ölçüm dönemleri bu iki grup arasında yer almıştır. Saatler bakımından kolza poleninden
yararlanma düzeyine ait ortalamalar karşılaştırıldığında; 06:00- II :00 ve 11 :00-15 :00 ölçüm
saatler ı. grupta yer alırken, 15:00-18:00 ölçüm saati II. grubu oluşturmuştur.
Bal arılarının kolza poleninden tüm çiçeklenme süresince yararlandığı ve çevredeki
besin kaynaklarına dengeli bir şekilde dağılım göstererek, ilkbahar mevsiminde kolonilerinin
protein gereksinimini karşılamıştır. Araştırmanın 2. yılında bal arısı kolonilerinin kovan
yakınlarında yoğun bir şekilde bulunan kolza poleninden ortalanıa %13.65, düzeyinde
yararlanmış olması; bal arılarının farklı bitkilerin poleninden de yararlanarak proteince zengin
bir karışım oluşturdukları sonuçları (Free ve Williams, 1979., Waddington, 1983., Schmidt ve
ark, 1995., Korkmaz ve Kumova, 1998) ile uyumlu görülmektedir.
Bal arılarının polen seçiminde besin alma duygusunu uyandıran fagostimulantların

etkili olduğu (Schmidt ve ark, 1987; Dobson ve ark, 1990), ancak besinin algılanmasında

çiçeğin ko ku ve renginin çok önemli bir yerinin bulunduğu görüşleri önem kazanmaktadır

(Viııalobos ve Shelly, 1996; Hill ve ark, 1997; Caska ve Galizia, 2001). Özellikle mavi ve sarı

renkli çiçeklerin bal arı i arını kendine çektiği (Hill ve ark, 1997), kolza bitkisinde polen
miktarının çevresel koşullardan etkilenmesine karşın (Koltowski, 2000) poleni yüksek protein
içennesi (Somervill e, 200 ı ) açısından bal arılarının erken ilkbahar döneminde severek
topladıkları bir bitki konumunda bulunmaktadır.
Sonuç olarak, Çukurova koşullarında ekimi yapılan kolza bitkisinin poleninden bal
arılarının yararlandıkları ve koloni gereksinmesini karşılamak için polen tarlacılığı yaptıkları

görülmektedir.

4.2.19. Fazelya Bİtkİsİnİn Tohum Verİmİne Bal Arısının Katkısı

Araştırmanın ikinci yılında fazelya ekili alana yerleştirilen üç adet polinatörlere kapalı

kafesli alan ile bal arılarına ve polinatörlere açık alandan elde edilen bitkiler hasat edilerek,
bitkilerin tohum verimine bal arısının katkısı belirlenmiştir. Fazelya bitkisinin kafesli ve
kafessiz alanından elde edilen tohum miktarına ait değerler Çizelge 4.50'de, fazelya ve kolza
bitkilerinin kafesli ve kafessiz alanında elde edilen tohum miktarının değişimi Şekil 4.49'da
gösterilmektedir.

196
Çizelge 4.50. Araştırmanın 2. Yılında Fazelya Bitkisinde Kafesli ve Kafessiz Alandan Elde
Edilen Tohum Miktarı (g/m\
Gruplar Değişim Aralığı n X±Sx CV

Kafesli 15.00-18.33 3 16.61±0.96 b 13.28

Kafessiz 30.00-51.67 3 37.59±7.04 a 25.36

90,00 • Kafesli El Kafessiz

80,00

70,00

-
--
N

E 60,00
en
50,00

...
Go)
> 40,00 +-- ----- ---- -----------------------
E
:::s 30,00
..ı::
o
.... 20,00

10,00

0,00
Fazelya Kolza

Şekil 4.49. Araştırmanın 2. Yılında Fazelya Bitkisinde Kafesli ve Kafessiz Alandan Elde
Edilen Tohum Miktarının Değişimi.

Araştırma sonunda bal arısı tozlaşması olmayan kafesli alandan hasat edilen
açık alanda ortalama 37.59 glm tohum elde edilmiştir.
2 2
fazelyadan ortalama 16.67 g/m ,

Fazelya bitkisinde her 100 gramlık tohum veriminin 55.56 g bal arısının katkısı ile
gerçekleşmiştir. Dolayısıyla bal arısının fazelya bitkisinin tohum verim artışına katkısı

%125.05 düzeyinde olmuştur.

Araştırma bitki gruplarına uygulanan t-testi sonucunda, fazelya bitkisinde gruplar


arasındaki fark P<0.05 düzeyinde önemli bulunmuştur.
Fazelya bitkisinin tohum verimine bal arısının katkısını saptamak amacıyla yapılan
kafes denemelerinde fazelya açık alanından elde edilen 37.59 g/m tohum verimi; 32 g/m
2 2

(Pritsch, 1991),20.11-43.18 g/m (Uçar ve Tansı, 1996) ile 21.52-36.57 g/m (Yıldız, 1999)
2 2

197
olarak bildirilen sonuçlar ile tam bir uyum içerisinde, ancak açık alanda 51.5 g/m2 (Tansı ve
ark, 1999) olarak belirtilen değerden daha düşük bulunmuştur. Ayrıca araştırma sonunda
kafesli alan içerisinde 16.67 g/m2 olarak bulunan tohum verimi, bu değeri 22.15 g/m 2 olarak
belirten değerin (T ansı ve ark, 1999) altında bulunmuştur.
Araştırmanın 2. yılında kafesli alandan (16.67 g/m2), kafessiz alandan (37.59 g/m 2 )
elde edilen tohum verimi değeri; araştırmanın ı. yılında kafesli alandan (22.15 g/m 2), kafessiz
alandan (59.81 g/m 2) elde edilen tohum verimi değerlerinden daha düşük düzeyde çıkmıştır.
Bu nedenle fazelya bitkisinde, araştırmanın ı. yılında %170.02 bal arısı polinasyonunun katkı
düzeyi ile araştırmanın 2. yılında elde edilen %125.05 bal arısı polinasyonunun katkı

düzeyinde farklı olarak gerçekleşmiştir. Fazelya bitkisinin tohum veriminde bal arısı

polinasyonunun payı ı. yılda 100 gramlık tohum içerisinde 59.81 g olurken, araştırmanın 2.
yılında bu değer 55.56 g olarak gerçekleşmiştir.
Fazelya bitkisi tozlaşmada böceklere daha fazla gereksinim duyan bir bitki
konumunda olması açısından, bal arıları ile karşılıklı yarar ilişkisi içersinde bulunmaktadır.

Fazelya bitkisi rengi ve salgıladığı kokusu ile bal arılarını kendine çekerek, bal arılarının

yoğun bir şekilde tarlacılık faaliyeti yapmalarına neden olmakta ve bunun sonucunda fazelya
bitkisinde tohum verİmi yükselmektedir. Bu araştırmada, fazelya bitkisinin tohum verimine,
bal arısının katkısının yüksek çıkmış olması; böcekle tozlanmaya bağımlılık düzeyi
bakımından bu bitkinin yüksek sınıfına girdiği (Free, 1992'nin O' Grady , 1987) bildirilişine

uymaktadır

Sonuç olarak, bal arısının Çukurova Bölgesi koşullarında yetiştiriciliği yapılan fazelya
bitkisinin polinasyonunda önemli düzeyde rol aldığı ve 2000-2001,2001-2001 yıllarında çaok
değişken bir yapıya gösteren bölge iklimin olumsuz etkilerini yaptığı polinasyon sonucunda
en aza indirerek tohum verimi artışına önemli katkılar sağladığı saptanmıştır.

4.2.20. Kolza Bİtkisİnİn Tohum Verİmİne Bal Arılarının Katkısı

Araştırmanın ikinci yılında kolza ekili alana yerleştirilen üç adet polinatörlere kapalı

kafesli alan ile bal arılarına ve polinatörlere açık alandan elde edilen bitkiler hasat edilerek,
bitkinin tohum verimine bal arısının katkısı belirlenmiştir. Kolza bitkisinde kafesli ve kafessiz
alandan elde edilen tohum miktarına ait değerler Çizelge 4.51 'de, kolza ve fazelya
bitkilerinde kafesli ve kafessiz parsellerde elde edilen tohum miktarının değişimi Şekil 4.49'da
verilmektedir.

198
Araştırma sonunda bal arısı tozlaşması olmayan kafesli alandan hasat edilen kolza
bitkisinden ortalama 52.96 g/m 2 açık alandan ortalama 8L.00 g/m 2 tohum elde edilmiştir.
Kolza bitkisinin tohum verimi artışına bal arısının katkısı %52.94 düzeyinde olmuştur. Ayrıca

her ı 00 gramlık tohum veriminde bal arısının payı ise 34.61 g olarak gerçekleşmiştir.

Çizelge 4.51. Araştırmamn 2. Yılında Kolza Bitkisinde Kafesli ve Kafessiz Alandan Elde
Edilen Tohum Miktarı (g/m 2 ).
Gruplar Değişim Aralığı N X±Sx CV

Kafesli 35.00-65.56 3 52.96±9.22 b 15.27

Kafessiz 64.00-98.00 3 81.00±9.81 a 16.48

Kolza bitkisi tohum verimi değerlerine uygulanan t testi sonucunda bal arısı

polinasyonunun kolza bitkisinin tohum verimine etkisi P<0.05 düzeyinde önemli olarak
saptanmıştır. Araştırma bitki gruplarına uygulanan t-testi sonucunda, kolza bitkisinde gruplar
arasındaki fark P<O.OL düzeyinde önemli bulunmuştur.

Çukurova koşullarında ekimi yapılan kolza bitkisinin tohum verimine bal arısımn

katkısını saptamak amacıyla yapılan kafes denemelerinde, açık alandan elde edilen ortalama
81.00 g/m 2 tohum verim miktarı; kafessiz parsellerde 92 g/m2 (Avcıoğlu, 1977), 44.3-95.9
g/m2 (Atakişi, 1978), 304.98 g/m2 (Szabo, 1985), 34-280 g/m2 (Kıncı ve Özgüven, 1995)
? 2 .. ..
217.6 g/m- (Çalışkan ve ark, 1998), 21.8-244.4 g/m (Ozguven ve Kıncı, 1999) olarak
belirtilen sonuçlarla benzer ve daha düşük değerde olduğu görülmektedir. Bölgede yapılan bir
çalışmada, kolzada tohum verimini açık alanda 229.4 g/m 2 , kafesli alanda 172.8 g/m olarak
2

bildirilen (Tansı ve ark, 1999) değerden ise oldukça düşük bulunmuştur. Tohum veriminde
görülen bu farklık kolza çeşidi ve yetiştirme koşulları ile özellikle 2001-2002 yılında çok
etkili ve olumsuz geçen iklim koşullarımn etkisine bağlı olarak değişebildiğini

göstermektedir.
Bu araştırmada, bal arısının kolza bitkisİnin tohum verim artışma katkısı %52.94
oranında bulunmuş olması, bu katkıyı %318 olarak bulan bildirişten (A vcıoğlu, 1977)
oldukça düşük olduğu görülmektedir. Araştırma sonunda bal arılarının polinasyondaki
payının %34.6 ı çıkması" bu değeri ortalama %43.5 (McGregor 1976 göre Meyerhoff, 1954),
%23-39 (Von Frisch, 1967), %44 (Pritsch, 1991) olarak araştırmacıların bulgularına yakın;

9/0 62.5 olarak belirten (Langridge ve Goodman, 1975) değerden düşük görülmektedir.

199
Kolza bitkisinin tohum verimine bal arısı katkısının farklı düzeylerde ortaya konmuş

olmasında, kullanılan kolza çeşidi (Anonymous, 2001); bal arısı kolonilerinin kolza parseline
olan uzaklığı (Free, 1992; Manning ve Boland, 2000); kolonilerin gücüne bağlı olarak kolzada
bal ansı aktivitesinin artması (Dewenter ve Tschamtke, 1999; Tan, 2000) ve kullanılan

kolonilerin ırkı (Basualdo ve ark, 2000) etkide bulunmaktadır.

Araştırmanın 2. yılında kafesli alandan 52.96 g/m 2 , kafessiz alandan 81.00 g/m 2 elde
edilen tohum verim değeri; araştırmanın 1. yılında kafesli alandan 55.47 g/m 2 , kafessiz
alandan 120.85 g/m 2 elde edilen tohum verim değerlerinden daha düşük düzeyde çıkmıştır.
Özellikle açık alandan 1. yılda elde edilen tohum veriminin, 2. yıla göre çok farklı çıktığı
görülmektedir. Bu nedenle kolza bitkisinde, araştırmanın 1. yılında bal arısı tohum verimine
katkı düzeyi (%117.86) ile araştırmanın 2. yılında elde edilen %52.94 düzeyinde bal arısı

katkısı farklı olarak gerçekleşmiştir. Kolza bitkisinin tohum verimine bal ansı

polinasyonunun payı, 1. yılda 100 gramlık tohum içerisinde 54.10 g olurken, araştırmanın 2.

yılında bu değer 34.61 g olarak gerçekleşmiştir.

Arı-bitki ilişkisi içersinde, kolza bitkisinin kendini tozlar özelliği olmasına karşın,

kaliteli ve fazla miktarda tohum elde edilmesi için böceklere duyduğu gereksinimi yanında,

san renkte ve çok sayıda çiçekleri ile bal arılarını kendine çekerek, bal anlarının kolza
çiçeklerinde yoğun tarlacılık faaliyetinde bulunması tohum verimini önemli düzeyde
artırmaktadır. Sonuçta bal arısının Çukurova Bölgesinde yetiştirilen kolza bitkisinin
polinasyonunda önemli düzeyde rol aldığı ve tohum verim artışına önemli katkılar sağladığı

görülmektedir.

4.2.21. Fazelya ve Kolza Bitkilerİnİn Koloni Populasyon Gelişimi Üzerine Etkisİ

Yavrulu Alan Gelişimi Üzerine Etkileri


Fazelya ve kolza bitkilerinin bal arısı kolonilerinin populasyon gelişimi üzerine
etkilerini saptamak amacıyla, denemenin ikinci yılmda kullanılan deneme kolonilerinde
yavrulu alan gelişimi, araştırma süresince 21 gün aralıklarla belirlenmiştir.

Araştırmanın 2. yılında deneme koloni gruplarında, elde edilen yavrulu alan gelişimi

Çizelge 4.52' de, koloni gruplarında deneme süresince elde edilen yavrulu alan gelişiminin

dönemlere göre değişimi Şekil4.50'de gösterilmiştir.

200
Çizelge 4.52. Araştırmanm 2. Yılmda Koloni Gruplarında Deneme Süresince Elde Edilen
Yavrulu Alan Gelişimi (cm /koloni).
2

Ölçüm Gruplar
i X±Sx
Tarihleri Parsel Kontrol
i
i 12/03/2002 1451.24±15.15 1455.9?±20.37 1453.60±12.48 d
i i

03/04/2002 3850.48± 199.23 3878.27 ± 186.50 3864.3?± 134.10 e


i
25/04/2002 5565.28± 184.98 4842.24±217.86 5203. 76± 155.64 a
ı
16/05/2002 4383.96±246.53 4963.66± 169.19 4673.81± 156.45 b
07/06/2002 3800. 03± 152.55 4117.22±23T93 3958.63±141.95 be ı
ı

26/06/2002 4282.33± 190.13 4450.69±206.39 4366.51±138.75 ab


17/07/2002 4508.66±225.19 3239.85± 180.38 3874.26± 184.32 e
i
i 07/08/2002 3843.4?±187.17 3469.62±261.13 3656.55± 161.62 e i
i
28/08/2002 i 2429.92±670.71 1188.33±142.55 1809.13±356.06 d

r 18/09/2002 613.45±90.47 524.32±84.56 568.88±61.40 e i


i X±Sx 3472.88± 144.26 3213.02± 136.43 3342.95±99.40 ı
ı a b
i

6000

::-
s:: 5000
o
'o
-E 4000
.:ı.::
N

-c)

-
~
i:
(is

::E
s::
3000

(is 2000 --.-Parsel



:::ı ____ Kontrol
...>
:::ı
1000
~
O
12/0312002 0310412002 25'0412002 1ô'()5I2002 07/05'2002 2G'05'2002 17/07/2002 07/0812002 2810812002 1810912002

Ölçüm Dönemleri

ŞekiL. 4. 50. Araştırmamn 2. Yılmda Koloni Gruplarında Deneme Süresince Elde Edilen
Yavrulu Alan Gelişiminin Dönemlere Göre Değişimi.

201
Araştımıanın başlangıcında (12/03/2002) parsel kolonilerinde ortalama 1451.24 cm2
yavrulu alan belirlenirken, deneme sonunda (18/0912002) yapılan ölçümde 613.45 cm 2
yavrulu alan saptanmıştır. Kontrol kolonilerinde bu değerler sırasıyla 1455.97 ve 524.32 cm 2
olarak gerçekleşmiştir. Deneme kolonilerinde yavru gelişimi fazelya ve kolza bitkilerinin
çiçeklenmesine ve çiçek yoğunluğuna göre artış göstermiştir. Denemenin başladığı 12 Mart
2002 tarihinden 16 Mayıs 2002 tarihine kadar koloni gruplarının yavrulu alanları fazelya ve
kolza bitkilerinin çiçeklenmesine bağlı olarak belirgin bir artış göstermiş, bitki parsel
kolonileri 25 Nisan 2002 tarihinde 5565 cm2lkoloni ile o dönemin en yüksek yavrulu alan
gelişimine ulaşmıştır. Bu tarihten sonra yavrulu alan gelişiminde bir düşme görülmüştür.

Özellikle bu durum ı. bal hasat döneminden sonra hızıanmıştır. Araştırma sonunda parsel
kolonileri ile kontrol kolonilerinin yavrulu alanları ortalama olarak sırasıyla 3472.88 ve
3213.02 cm2 /koloni olmuştur. Bu sonuç, fazelya ve kolza bitkilerinin parsel koloni gruplarının
yavru gelişim üzerine etkili olduğunu göstermektedir.
Elde edilen yavrulu alan verilerine uygulanan istatistiki analiz sonucunda; yavrulu alan
gelişimi üzerine fazelya ve kolza bitkileri ile ölçüm dönemleri ve grup x dönem
interaksiyonun etkisinin P<O.Ol düzeyinde önemli olduğu belirlenmiştir.
Koloni gruplarına ait yavrulu alan miktarı ortalamalara uygulanan DÇK Testi
sonucunda 25/0412002 tarihinde yapılan ölçüm dönemi i. grubu, son ölçüm dönemi
(18/09/2002) V. grubu oluştururken, diğer dönemler bu iki grup arasında yer almışlardır.
Araştırmanın 2. yılında yavru gelişimi açısından elde edilen sonuçlar, aynı bölge
koşullarında yetiştirilen, fazelya bitkisinin kolonilerin, yavru populasyon gelişimi üzerine
önemli düzeyde etkide bulunduğu ve kolonilerin bal mevsimine güçlü ve sağlıklı kolonilerle
girdiği (Korkmaz ve Kumova, ı 998); kolonilerinin besin bulmakta güçlük çektiği mart, nisan
ve mayıs aylarında, kolza ve fazelya bitkilerinin kolonilerin yavru gelişimini önemli ölçüde
arttırdığı (Tansı ve ark, 1999) bildirişlerini desteklemektedir.
Denemenin yapıldığı Ç.Ü. kampus alanının ekolojik yapı açısından Çukurova
Bölgesini genelolarak temsil etmemektedir. Bu kampus alanının fazelya ve kolza ekim alanı

dışında çok çeşitli doğal ve kültür bitkiler ile kaplı olması koloniler üzerinde etkili olmuştur.

Araştırmanın 1. ve 2. yılında kontrol kolonilerinin konulduğu alanın bu zenginlikte olması

yavrulu alan gelişimi üzerinde önemli bir roloynamıştır. Bu açıdan yavru gelişimi fazelya-
kolza parsel koloni gruplarında, kontrol koloni gruplarına göre 2. yılda daha iyi bir gelişme

gösterirken,I. yılda bu iki grup arasında yavru gelişimi açısından çok önemli bir fark
saptanamamıştır.

202
Ancak fazelya ve kolza bitkilerinin arı koloni gelişimi üzerinde etkilerinin tam olarak
belirlenebilmesi için; kontrol kolonilerinin bu bitki alanından yaklaşık 13 km uzaklıkta bitki
populasyonunun olmadığı bölgelere konularak denenmesi bu sonucu etkileyecek boyuttadır.

Sonuç olarak, Çukurova koşullarında ekimi yapılan fazelya ve kolza bitkisinin, arı

kolonilerinin yavrulu alan gelişimleri üzerinde etkili olduğu, besin kaynağı sağlama açısından

yararlı ve destek bitkiler olarak bölge ve ülke genelinde yaygınlaştırılması önemi ortaya
konulmuştur.

Ergin Arı Gelişimi Üzerine Etkileri


Fazelya ve kolza bitkilerinin bal arısı kolonilerinin ergin arı gelişimi üzerine etkilerini
saptamak amacıyla, deneme kolonilerinde ergin arı gelişimi deneme süresince 21 gün
aralıklarla belirlenmiştir. Deneme koloni gruplarında araştırma süresince elde edilen arılı

1;erçeve sayısı Çizelge 4.53 'te, koloni gruplarında deneme boyunca elde edilen arılı çerçeve
sayısının dönemlere göre değişimi Şekİl 4.5 ı 'de görülmektedir.
Deneme başlangıcında sırasıyla 6.07 ve 6.00 ad/koloni arılı çerçeveye sahip olan
parsel ve kontrol kolonİleri, araştırma süresince gelişme göstermiştir. Deneme sonunda parsel
kolonileri 4.13 ad/kolonİ kontrol kolonİleri 4.53 ad/koloni arılı çerçeveye sahip olmuştur.

Araştırma süresince parsel ve kontrol koloni gruplarının ortalama arılı çerçeve sayıları

sırasıy la 11.38 ve 12.43 ad/kolonİ olmuştur.

Ergin arı gelişimi parsel ve kontrol kolonİ gruplarında 26 Hazİran-17 Temmuz 2002
tarihinde yapılan ölçüm dönemlerinde ortalama 19 adet arılı çerçeve sayısı ile en üst düzeye
çıkmıştır. Koloni gruplarında ergin arı gelişimi ı. bal hasadından, 17 Temmuz 2002 tarihinden
şonra hızla azalma göstermiştir.
Kolonİ gruplarına ait arılı çerçeve verilerine uygulanan Kruskal Wallis Testine göre
arılı çerçeve sayısı üzerine kolza ve fazelya bitkilerinin etkisi önemsiz (P>0.05), ancak
dönemler bazında koloni gruplarının ergin arı gelişimleri üzerine ölçüm dönemlerinin etkisi
P<O.OL düzeyinde önem bulunmuştur.
Arılı çerçeve sayısı ile ilgili ortalamalarına uygulanan DÇK Testi sonucunda;
26/06/2002 ve 17/07/2002 tarihlerinde ölçüm yapılan dönemler ı. grubu, 18/09/2002 tarihinde
ölçüm yapılan dönem VII. grubu oluştururken, diğer ölçüm dönemleri bu iki grup arasında

yer almıştır.

203
Çizelge 4.53. Araştırmanın 2. Yılında Kolonİ Gruplarında Deneme Süresİnce Elde Edilen
Ergin Arı Gelişimi (adet/koloni).
Ölçüm Gruplar
X±Sx
Tarihleri Parsel Kontrol
12/03/2002 6.01±0.07 6.00±0.00 6.03±0.03 f
03/04/2002 8.40±0.27 8.67±0.21 8.53±0.17 e
25/04/2002 13.00±0.80 12.40±0.67 12.70±0.52 c
16/05/2002 14.01±0.87 14.61±O.78 14.37±0.58 b
07/06/2002 12.60±O.89 17.41±O.56 15.03±0.69 b
26/06/2002 17.93±O.51 20.60±O.48 19.27±0.42 a
17/07/2002 17.93±0.51 20. 53±0.42 19.23±0.41 a
07/08/2002 10.00±0.OO 10.21±0.27 10.13±0.13 d
28/08/2002 9.61±O.55 9.20±0.47 9.43±O.36 de
18/09/2002 4.13±0.17 4.53±0.13 4.33±0.11 9
X±Sx 11.38±0.39 12.43±O.46 11.90±0.30

25

-+-Parsel
=-c 20·
o . -ii- Kontrol
Ö
~

-~
tl)
15

~
~ 10
e,
ı..
Q)
<> 5-
ı..
c:(

O ~------------------------------------------------~
12103/2002 03/04/2002 25/04/2002 16/0512002 07/06/2002 26/0612002 17/07/2002 07/08/2002 2810812002 18/09/2002

Ölçüm Dönemleri

Şekil 4.51. Araştırmanın 2. Yılında Koloni Gruplarında Deneme Süresince Elde Edilen Ergin
Arı Gelişimi (adetlkoloni).

204
Araştırmanın 2. yılında ergın arı gelişimi açısından, bitki parsel yanında bulunan
koloni grupları ile kontrol koloni grupları arasında net bir fark ortaya çıkmamıştır. Bu duruma
kontrol kolonilerinin bulunduğu alanın bitki populasyonu açısından oldukça zengin olması,

koloni populasyon gelişinı parametreleri bakımından gruplar arasındaki farklılığın net bir
şekilde gözlenılenmesine engelolmuştur. Fazelya ve kolza bitkilerinin kolonilerin ergin arı

gelişimi üzerine etkisinin parsel ve kontrol koloni grupları arasında 1. ve 2. yılda benzer bir
gelişme gösterdiği görülmektedir.
Sonuçta, Çukurova koşullarında yetiştiriciliği yapılan fazelya ve kolza bitkilerinin bal
arısı kolonilerinin gelişimine yararlı olabilecek bitkiler konumunda olduğu, ancak bitki
populasyonunun yoğun ve çeşitli olduğu yörelerde, bal arıları için erken ilkbahar döneminde
nektar ve polen kaynağı sağlayan destek bitkiler olabileceği belirlenmiştir.

4.2.22. Kolonilerin Bal Verimi

Araştırmanın ikinci yılında kullanılan arı kolonilerinin bal verimleri Çizelge 4.54 ve
bal verimlerinin gruplara göre değişimi ŞekiI4.52'de verilmektedir.

Denenıenin ikinci yılında kolonilerde Sarız ve Akçakale ilçelerinde iki kez bal hasadı

yapılmıştır. Deneme sonunda yapılan bal hasadında parsel yanında bulunan kolonilerin 32.37
kg/koloni, kontrol kolonilerinin 27.34 kg/koloni bal verimine sahip oldukları saptanmıştır.

Kolonİ gruplarının bal verİm değerlerİne uygulanan t-testi sonucunda, bal verimİ

açısından gruplar arasında fark P<O.Ol düzeyinde önemli olduğu belirlenmiştir.

Araştırnıanın 1. yılında kullanılan parsel ve kontrol koloni gruplarında sırasıyla elde


edilen 16.81 ve 16.07 kg/koloni bal verim değerleri, 2. yılda elde edilen değerlerle

karşılaştırıldığında oldukça düşük olduğu görülmektedir. Bu duruma bölge florasının yanında

gezginei arıeılık koşullarının yıllara ve iklime bağlı olarak değişkenlik göstermesinin büyük
etkisİ olmaktadır.

Çizelge 4.54. Araştırmanın 2. Yılında Koloni Gruplarının Ortalama Bal Verimi (kg/koloni).

Gruplar Değişim Aralığı n X±Sx CV

Parsel 25.00-39.90 15 32.37±1.19 a 16.45

Kontrol 17.80-34.00 15 27.34±1.27 b 24.31

205
33
32
-
c 31
o
o 30
- 29
~

-
tn
~

E 28
'i:
cl)
> 27
cu 26
CO
25
24
Kontrol Parsel

Şekil 4.52. Araştmnanın 2. Yılında Koloni Gruplarının Ortalama Bal Verimlerinin Değişimi.

Fazelya ve kolza parseli kenarına konulan ortalama 11.38 ad/koloni arılı çerçeveye
sahip koloni gruplarından ortalama 32.37 kg/koloni bal verimi elde edilirken, ortalama 12.43
ad/koloni arı1ı çerçeveye sahip olan kontrol kolonilerinde bal verimi ortalama 27.34 kg/koloni
olarak gerçekleşmiştir. Bu sonuç, ergin arı gelişiminin bal verimi ile pozitif ilişkisi olduğunu

belirten (Doğaroğlu, 1981., Doğaroğlu ve ark, 1992) bildirişe uymaktadır. Kolonilerin bal
verimine koloninin genetik yapısı etkili olduğu kadar çevresel faktörlerin de önemli düzeyde
etkisi bulunmaktadır (Sanford, 1988). Kolonilerin erken ilkbahar dönemine rastlayan ana
nektar akımı öncesinde geliştirdiği yavrulu alan miktarına bağlı olarak gelişen ergin arı

miktarının koloninin topladığı bal miktarı üzerine etkisi bulunmaktadır.

4.2.23. Fazelya Çiçeklerinden Yararlanan Böcekler


Fazelya çiçeklerinden yararlanan bal ansı ile diğer böceklerin takım düzeyinde
dağılımı Çizelge 4.55'de, fazelya çiçeklerinden yararlanan bal arısı ve diğer böceklerin takım
düzeyinde saatlere göre değişimi Şekil 4.53' de, fazelya çiçeklerinden yararlanan bal arısı ve
diğer böceklerin dönemlere göre değişimi Şeki14.54'de verilmektedir.

206
Fazelya üzerinde tarlacılık yapan böceklerin %93.62 bal arısı, %0.23 Homoptera,
%0.46 Diptera, %1.28 Coleoptera, %1.86 Hymenoptera, %1.86 Hemiptera ve %0.69
Lepidoptera takımına ait böcekler oldukları belirlenmiştir.

Çizelge 4.55. Araştırmanın 2. Yılında Fazelya Çiçeklerinden Yararlanan Bal Arısı ve Diğer

Böceklerin Dönemler ve Saatlere Göre Takım Düzeyinde Dağılımı (ad/ atrap).


Bal Takımlar
Tarih Saat
Arısı Homoptera Diptera Coleoptera Hymenoptera Hemlptera Lepidoptera

10:00 4 5
'"oo
~
o
12:00 4 1 1
in
'" 14:00 4
10:00 1 1
'"oo
'"~ 12:00 29 1 3
~
o
14:00 28 4 5 1

'"
o
10:00 2 2 2 1
o
'"
~ 12:00 76 1
~
o
14:00 28 2 2 1
10:00 4 2 1
'"oo
~ 12:00 66 2 2
~
~
14:00 101
10:00 42
'"oo
'"~o 12:00 42 1
~
'" 14:00 2 3 1 3
10:00 24
'"
o
o
'"
~
!2
12:00 64
o
M
14:00 51
10:00 7 1 1 1
'"oo
sı 12:00 86
!2
M
o
14:00 56
10:00 2
'"
o
o
sı 12:00 47
!2
o
~
14:00 41
10:00 83 3 2 5 8 1
E
Lu
12:00 414 1 2 3 2 4
iS.
o 14:00 309 2 7 8 6 1
ı-

Genel 806 2 4 11 16 16 6

207
c:: 450r----------------------------------------------------,
Lu
j-----------
~ 400 ,-------------1. Bal Arısı
:o~ 350 ___~ ___ JLI Dğer Böcekler ____ _
§ 300
~
(/)
c: 250
.;:
C1I
::ii:
C1I 200 -

:8
al
ı... 150
C1I
>cl
iS 100
C1I
>
iii 50
.i
(ij
al
O
10:00 12:00 14:00
Ölçüm Saatleri

Şekil 4.53. Araştırmarun 2. Yılında Fazelya Çiçeklerinden Yararlanan Bal Ansı ve Diğer

Böceklerin Takım Düzeyinde Saatlere Göre Değişimi.

180 r-----i. BatArısı i

~ 160
______J LI Diğer
,_~_~~~
Böcekler
________ J
ı

~
8 140
"i
i 120 t----------------------------
~
.~ 100
!
III
80
ı 60
o
~ 40
~
iii 20
- III

O
25/03/2002 03/04/2002 08/04/2002 12104/2002 24/04/2002 30/04/2002 03/05/2002 10/05/2002

Ölçüm Tarihleri

Şekil 4.54. Araştırmanın 2. Yılında Fazelya Çiçeklerinden Yararlanan Bal Arısı ve Diğer

Böceklerin Takım Düzeyinde Dönemlere Göre Değişimi.

208
Fazelya çiçeklerinden yararlanan bal arısı ve diğer böcekler olarak belirlenen verilere
uygulanan Kruskal Wallis Testi sonucunda, dönemler ve saatler bakımından aralarındaki

farkın önemsiz (P>0.05) olduğu, aynı verilere uygulanan Mann-Whitney U Testi sonucunda
fazelya bitkisinden yararlanan polinatör grupları arasında farkın P<O.Ol düzeyinde önemli
olduğu bulunmuştur.

Bal arılarının, kolonilerinde artan populasyon gelişimine bağlı olarak, fazelya üzerinde
daha yoğun tarlacılık faaliyeti yaptıkları gözlenmiştir. Fazelya üzerinde bal arısı dışında

Hymenoptera ve Hemiptera takımlarına ait böceklerin bu bitkiden yararlandıkları

belirlenmiştir. Ölçüm yapılan dönemler dikkate alındığında fazelya bitkisinde çiçeklenmenin

artma ve azalmasına paralelolarak bal arılarının yararlanma düzeyinde bir artma ve


azaımanın olduğu görülmektedir. Ölçüm yapılan saatler dikkate alındığında bal arılarının

fazelya üzerinde öğle saatlerinde daha yoğun bir tarlacılık faaliyeti yaptıkları belirlenmiştir.

Çiçeklenme süresince fazelya üzerinde atrapla yapılan böcek yakalama işlemi

sonucunda saat 10:00'da 83 bal arısı, 3 Diptera, 2 Coleoptera, 5 Hymenoptera, 8 Hemiptera


ve 1 Lepidoptera; saat 12:00'de 414 bal arısı, 1 Diptera, 2 Coleoptera, 3 Hymenoptera, 2
Hemiptera ve 4 Lepidoptera takımına ait böcek yakalanmasına karşılık saat 14:00'te 309 bal
arısı, 2 Homoptera, 7 Co leop tera, 8 Hymenoptera, 6 Hemiptera ve 1 Lepidoptera takımına ait
böcek yakalanmıştır. Tüm dönemler dikkate alındığında fazelya bitkisi üzerinde toplam 806
bal arısı, 2 Homoptera, 4 Diptera,lI Coleoptera, 16 Hymenoptera, 16 Hemiptera ve 6
Lepidoptera takımına ait böcek yakalanmıştır.
Bal arılarının da içinde bulunduğu Hymenoptera takımının doğa bitki polinasyona
önemli katkı yaptığı bilinmektedir (Bohart, 1952). Ancak polinatörlerin etkinliği

değerlendirildiğinde Hymenoptera takımı dışındaki böceklerin de polinasyonda katkısının

olduğu, fakat bu olaya bitkinin genetik yapısı başta olmak üzere çiçek yoğunluğu ve sağladığı

besin kaynağı (Mustajarvi ve ark, 2000) ile ortam sıcaklığı, rüzgar hızı gibi pek çok çevre
koşulların etkisi bulunmaktadır (Vicens ve Bosch, 2000; Liow, 2001).
Fazelya bitkisinin 15 Mart-lO Mayıs 2002 tarihleri arasında çiçekte kalması ve
Drtalama 2310 ad/m 2 çiçek sayısına sahip olması bu bitkiden yaralanan bal arısı sayısının (806
adet) yüksek çıkmasında etkili olmuştur. Araştırmanın 1 yılında fazelya bitkisinde ortalama
3238 adlm 2 çiçek sayısı ve 708 adet bal arısının belirlenmiş olması, araştırmanın 2. yıl
sonuçları ile benzerlik göstermiştir. Bu bulgular, bal arılarının her iki yılda fazelya bitkisini
tercih ettiklerini ve bu bitkiden yararlandıklarını göstermektedir.

209
Bal arılarının fazelya çiçeklerine yoğun ilgi göstermesinde, bu bitkinin çiçek sayısının

fazla olması yanında çekici ve güzel bir koku bırakmasının etkisi bulunmaktadır (Erickson,
1983., Currie ve ark, 1990).

Fazelya çiçeklerinde bal arısı sayısının diğer böceklere göre daha fazla olmasında;

kolonilerin bitki parseli yanında konulmasının ve doğada var olan polinatörlerin uygun
olnıayan tarını tekniklerin kullanılmasıyla sayılarının gittikçe azalmasının etkisinin olduğu

görülmektedir. Araştırmada fazelya üzerinde çok az sayıda bombus arısının saptanmış olması,

fazelya üzerinde çok sayıda bombus arısının yaralandığını belirten diğer çalışmalardan

(Poulsen, 1973., Williams ve Christian,1991) farklı bulunmuştur. Bu bulgulardan bombus


arılarının bölgede her geçen gün populasyonlarımn azaldığını ve polinasyonda önemli
düzeyde etkin bir rol oynamadıklarını göstermektedir.

Bal arısı sayısı bakımından elde edilen değerin, bu konuda çalışan araştırmacıların

bildirişinden (Poulsen, 1973., Williams ve Christian, 1991) oldukça yüksek değerde olduğu

saptanmıştır. Ayrıca fazelya üzerinde tarlacılık yapan bal arısı ve diğer böceklerin sayılarında

belirlenen bu artışın; bitkilerin besin kaynağı sunumuna paralelolarak ortaya çıktığını ve


çiçek sayısının artış ve azalış durumuna göre böceklerin tarlacılık düzeyinin değiştiği

(Poulsen, 1973., Collison, 1977) görüşlerine uymaktadır.

Bu çalışmadan fazelya üzerinde belirlenen bal arısı tarlacılık oranı (%93.62), diğer

araştırmalar ile karşılaştırıldığında; tarlacılık yapan arıların %60'nın bal arısı, %33 'nün
bombus arısı olduğunu (Zandigiacomo ve ark, 1992); fazelya bitkisinin bombus arıları için
çekici konumda olduğunu ve kısa dilli bombus anları tarafından fazelya bitkisinin ziyaret
edildiğini (Patten ve ark, 1993);. arı merası olarak oluşturulan fazelya alanında tarlacılık

yapan böceklerin %75'inin bal arısı ve %14.2'sinin bombus arısı olduğunu (Roubik, 1995.,
Becker ve Hedtke, 1995) bildirişlerinden oldukça yüksek çıkmıştır.
Araştırmanın 2. yılında da, fazelya üzerinde tüm ölçüm dönemlerinde çeşitli takımlara

ait böcekler arasında net bir yarışın olmadığı, birbirinden bağımsız olarak tarlacılık yaptıkları

görülmüştür (Bawa, 1983., Dewenter ve Tschamtke, 2000). Diptera ve Coleoptera başta

olmak üzere diğer takımlara ait böceklerin de fazelya üzerinde tarlacılık yaptıklarının

belirlenmesi, bu konuda çalışma yapan (Colley ve Luna, 2000) araştırıcıların bulguları ile
örtüşnıektedir. Fazelya bitkisinin besin kaynağı açısından bal arıları ile diğer böcekleri
kendine çekme özelliğinden yararlanılarak polinasyonu istenen bitkilere pohnatörleri
yönlendirmek amacıy la kullanılabileceği de görülmektedir (Marshall, 1998).

210
Sonuç olarak, Çukurova koşullarında yetiştirilen fazelya bitkisinin, bal arıları ve diğer

tozlayıcı böcekler için önemli nektar ve polen kaynağı olduğu, bu bitkinin ekiminin
yaygınlaşınasıyla erken ilkbahar döneminde böcek populasyonlarına hazır besin kaynağı

olabilecek ve populasyonların sürekliliğine olumlu katkı sağlayabilecek bitki konumunda


olduğu görülmektedir.

4.2.24. Kolza Çiçeklerinden Yararlanan Böcekler

Kolza çiçeklerinden yararlanan bal arısı ile diğer böceklerin takım düzeyinde dağılımı

Çizelge 4.56'te, kolza çiçeklerinden yararlanan bal arısı ve diğer böceklerin takım düzeyinde
saatlere göre değişimi Şekil 4.54'de, kolza çiçeklerinden yararlanan bal arısı ve diğer

böceklerin dönemlere göre değişimi 4.56'de verilmektedir.

Bu bulgular, bal arılarının kolza çiçeklerinde tarlacılık faaliyetinde bulunduklarını

göstennektedir. Dönemler açısından yararlanma düzeyi incelendiğinde, kolza bitkisinde


çiçeklenmenin artması ve azalmasına bağlı olarak, bal arısı sayısında da bir artma ve azalma
görülmektedir. Saatler bakımından yararlanma düzeyi değerlendirildiğinde, bal arılarının

kolza çiçeklerinde günün her saatinde yoğun olarak tarlacılık faaliyetinde bulundukları ancak
saat 12:00 ve 14:00'te bu sayının artığı belirlenmiştir.

Kolza bitkisinin çiçeklenme süresince ortalama olarak, saat 10:00' da 28 bal arısı, 1
Diptera ve 1 Hymenoptera takımına ait böcek yakalanmasına karşılık, saat 12:00'de 153 bal
arısı, 1 Coleoptera ve 1 Hymenoptera takımına ait böcek yakalanmıştır. Saat 14:00'te ise ı 59
bal arısı yakalanmasına karşılık 2 Diptera ve 2 Hymenoptera takımına ait böcek
yakalanmıştır. Tünı dönemler incelendiğinde, kolza bitkisinde ortalama olarak toplam 340 bal
arısı, 3 Diptera, 1 Coleoptera ve 4 Hymenoptera takımına ait böcek yakalanmıştır.

Araştırmanın 2. yılında kolza bitkisinde tarlacılık yapan böceklerin %97.71 bal arısı,

%0.86 Diptera, %0.28 Coleoptera ve % 1.15 Hymenoptera takımına ait olduğu belirlenmiştir.

Kolza çiçeklerinden yararlanan bal arısı ve diğer böcekler olarak belirlenen verilere
uygulanan Kruskal Wallis Testi sonucuna göre, dönemler arasındaki farkın önemsiz (P>0.05),
.
saatler arasındaki farkın önemli (P<0.05) olduğu saptanmıştır. Aynı verilere uygulanan Mann-
Whitney U Testi sonucunda kolza üzerinde tarlacı1ık yapan bal arıları ve diğer böcek grupları

arasında farkın P<O.Ol düzeyinde önemli olduğu belirlenmiştir.

211
Çizelge 4.56. Araştırmanın 2. Yılında Kolza Çiçeklerinden Yararlanan Bal Arısı ve Diğer

Böceklerin Dönemler ve Saatlere Göre Takım Düzeyinde Dağılımı (adı atrap).


Bal Takımlar
Tarih Saat
Arısı Homoptera Diptera Coleoptera Hymenoptera Hemiptera Lepidoptera

10:00 1
'"
o
o
12:00 4 1
'"
~
e
'"o 14:00 34 2 2
10:00 5 1
'"
o
o
12:00 16 1
'"
~
e
'"
~
14:00 53

10:00 12
'"
o
o
12:00 13
'"o~
~
'" 14:00

10:00 6
'"oo 12:00 53
'"o~
o
'" 14:00 16

10:00 2
'"
o
o
~
12:00 51
o
c::;
o 14:00 31

10:00
'"
o
o
12:00 12
~
eo
~
14:00 14

10:00 3
'"
o
o
12:00 4
'"
in
o
;:::
~
14:00 11

10:00 28 1 1

12:00 153 1 1
E
Lo
ö.
~ 14:00 159 2 2

Genel 340 3 1 4

Kolza üzerinde yakalanan polinatör sayılarının saat ortalamalarına uygulanan DÇK


Testi sonucunda, saat 14:00'de yapılan ölçüm i. grubu, saat 10:00'da yapılan ölçüm II. grubu
oluştururken, saat 12:00 ölçümü iki grup arasında yer almıştır.

212
-a. 180

!:ı
i. Bal Arısı

o...,
160 ~~~~~-- ~--- ----j ii Diğer Böcekler-
:c 140
.!!.
iii
~ 120
ci)
ı::
.;:
<ii
100
3i:
<ii
,g 80
o:ı
ı-
<ii
>cl
60
O
<ii
> 40
iii
ci 20

o:ı
O
10:00 12:00 14:00
Ölçüm Saatleri

Şekil 4.55. Araştırmanın 2. Yılında Kolza Çiçeklerinden Yararlanan Bal Arısı ve Diğer

Böceklerin Takım Düzeyinde Saatlere Göre Değişimi.

_ 90 ~r-'------------------------1.BaIArısı
a.
~ 80 + _____ ~ ______ ~ _______ ~ __ ~ _____ ~ _ _ _ ~~_ ~-- _~m_D~_er_~öcekl_er!---
...,o
! 70 +----

~ 60

+------ i~---~------ ------ - - - -
ci)

.§ 50 1--_________ - - - - - -------1
<ii
3i:
,g<ii 40
o:ı

; 30
>cl
o
<ii
>
20
iii
ci 10

o:ı O
08/04/2002 12/04/2002 24/04/2002 30104/2002 03/05/2002 10105/2002 17/05/2002

Ölçüm Tarihleri

Şekil 4.56. Araştırmanın 2. Yılında Kolza Çiçeklerinden Yararlanan Bal Arısı ve Diğer

Böceklerin Takım Düzeyinde Dönemlere Göre Değişimi.

213
Kolza bitkisi 16 Mart-1 Haziran 2002 tarihleri arasında çiçekte kalmış ve ortalama 271
ad/m çiçek sayısı belirlenmiştir. Bu bitkiden yaralanan bal arısı sayısı ise 340 adet olmuştur.
2

Dolayısıyla bitkinin çiçek sayısına bağlı olarak arı sayında bir azalma kaydedilmiştir.

Araştırmanın 1 yılında kolza bitkisinde ortalama 2955 ad/m 2 çiçek sayısı ve 667 adet bal
arısının belirlenmiş olması, araştırmanın 2. yıl sonuçlarından farklı olarak çok yüksek değerde

olduğu görülmektedir. Bu durum kolza bitkisinin çiçeklenmesi üzerine çevre koşullarının

olumsuz etkide bulunduğunu ve bitkinin yeterli düzeyde gelişmediğini ortaya koymaktadır.

Aynı şekilde 2. yılda kolza bitkisinde çiçek sayısının ve yakalanan bal arısı sayısının fazelya
bitkisinden oldukça düşük düzeyde olduğunu ve bal arılarının fazelya bitkisini kolzayı tercih
ettiklerini göstermektedir
Araştırmanın 1. yılında kolza bitkisinin Diptera ve Hymenoptera takımına ait böcekler
tarafından çok yoğun olarak ziyaret edilmesine karşın, araştırmanın 2. yılında kolza üzerinde
bu takıma ait böceklerin hemen hemen hiç bulunmadığı gibi bunların dışındaki diğer böcekler
tarafından da ziyaret saptanmıştır. Özellikle birinci yıla oranla Diptera takımına ait böcek

sayısının çok az olması dikkat çekmektedir. Bu duruma kolza bitkisinin 2000-2001 yılına

göre yeterli düzeyde gelişmemesi yanında o dönemde böceklerin bal arıları tarafından yoğun

olarak ziyaret edilen kolza bitkisinden ziyade çevredeki başka bitkilere yöneldiklerini ve
bölge koşullarına göre böcek populasyonlarında bir azalmanın olduğunu göstermektedir.
Araştırmada kolza bitkisi üzerinde tarlacılık yapan bal arısı yoğunluğunun %97.71
olarak bulunması, bu oranı %32.9' olarak bildiren (Langridge ve Goodman, 1975) ile %63.8
düzeyinde olduğunu belirten (Delapıane ve Mayer, 2000) bulgularından oldukça yüksek
çıkmıştır. Kolza bitkileri üzerinde bal arısı ve diğer böceklerin belirgin bir düzeyde yarış

yapmadıklarının belirlenmesi Bauer ve Engels, (l992)'in bildirişiyle uyum sağlamaktadır.

Kolza bitkisi böcek polinasyonuna fazla gereksinim duymayan bir bitkidir. Ancak bu bitkinin
ekiminin yaygınlaştırılması; bal arılan ve diğer böceklerin besin gereksinimi karşılanması,

kolza bitkisinin tohum verimi yükseltilmesi ve yağ açığının kapatılması yönünde çok amaçlı

çalışmaların yapılmasını gündeme getirmektedir (Corbet ve ark, 1991; Osbome ve ark, 1991;
Ramsey ve ark, 1999).

214
5. SONUÇ VE ÖNERİLER

Dünya üzerinde yaşamın sürekliliğinin sağlanmasında pek çok etkeni n bir araya
gelmesi gerekmektedir. Su, hava gibi pek çok temel faktörün yanında, bu sistemin
sürekliliğini sağlayan temel koşullardan biri de milyonlarca yıl süren evrim aşaması sonucu
ortaya çıkan bitki-polinatör ilişkisidir. Bu iki nesneden birinin varlığı tek başına bir olgu
yaratmamakta, ancak ikisi birlikte yaşam üzerinde önemli roloynamaktadır. Bu nedenle
polinasyon olgusu ve polinasyonda böceklerin, özellikle arıların doğada yeri çok önemlidir.
Böceklerin polinasyonda kullanımı tarımsal üretimde ürünün kalitesini artırıcı bir rol
oynamaktadır. Yeterli polinasyonun sağlanamadığı alanlarda üretimde azalma ve bitkinin
daha geç ürün vermesi söz konusu olmaktadır. Böceklerin bir çok kültür bitkisinde
polinasyonu sağlayarak tarımsal üretimi artırmaları yanında; kırlarda, meralarda, dağ

yamaçlarında ve orman içlerinde bulunan doğal bitki populasyonunun sürekliliğini sağlayarak

ekolojik dengeyi oluşturmaktadır. Ekolojik dengenin kurulamadığı alanlarda erozyonun etkisi


ile zaman içerisinde toprak verimliliğini kaybetmektedir. Polinasyonu sağlayan böceklerin
bulunmadığı alanlarda toprağı tutan ve erozyonu önleyen, toprağı zenginleştiren bitki
populasyonları da nesillerini sürdürememekte ve kısa bir süre içerisinde yok olmaktadırlar.
Polinatör eksikliğinin yoğun olarak yaşandığı kış aylarında yapılan sera tarımında

polinatör gereksinimini karşılamak için çeşitli çalışmalar yürütülmektedir. Bu bağlamda

hormon kullanımına alternatif olarak bombus arısı kullanımı dünya gündeminde yerini
almıştır. Özellikle hormon uygulamalarının kanserojen etkisi nedeni ile doğal döllenmenin

önemi artmıştır. Ayrıca birim alandan daha fazla verim elde etmek amacıyla polinasyonda bal
arısının etkin bir şekilde kullanımı çok önem kazanmıştır. Bu nedenle bitkisel ürünlerin
verimliliğin artırılmasında arıların etkin bir polinasyon için kullanılması ülkemiz tarımına

büyük katkılar sağlayacak niteliktedir.


Dünyada pek çok bitki türü bulunmakta olup, bazıları kendini döller yapıdadır, kendi
çiçekleri ile tozlanarak meyve ve tohum bağlarlar. Bazı bitkiler ise kendine kısırdır ve
döllenmek için aynı türün diğer bitkilerinden çiçek tozlarına gereksinim duyarlar. Bu
şekildeki tozlaşmaya yabancı tozlaşma denir. Yabancı tozlaşmaya gereksinim duyan
bitkilerde tozlaşmanın tamamına yakını arılar tarafından yapılmaktadır. Apis cinsine ait
olanlardan bal verimi ve polinasyon açısından en önemli türü tüm dünyaya yayılmış olanı

Apis mellifera arısıdu.

Polinasyon sonucunda doğanın sürekliliği yanında, ürünün kalite ve kantitesinde bir


artış sağlanmaktadır. Doğada polinatörlerin bololması bazı bitkilerde (Vicia faba) erken çiçek

215
açmayı sağlayarak daha erken ve yeknesak ürün elde edilmesine katkıda bulunmaktadır.

Böcek polinasyonu sadece ürünün miktarını artırmakla kalmaz, aynı zamanda meyve
kalitesini de artırıcı roloynamaktadır (Cucumis me/o). Aynca tohumların yağ (Helianthus
annuus) ve kauçuk içeriğini (Parthenium agentatum) de artırmaktadır. Bu nedenle ticari
yapıdaki işletmeler özellikle meyve tohum miktarını artıran ve istenilen boyutlarda
gerçekleşecek yapıda etkili bir polinasyona gereksinim duymaktadırlar. Polinasyonun
gerçekleşmediği veya yetersiz olduğu durumlarda ürün azalması ortaya çıkmakta, şekilsiz

meyveler oluşmakta, ürünün kalitesi önemli ölçüde bozulmakta ve ticari değeri düşmektedir.

Polinasyonun özellikle hibrit tohum üretiminde önemi çok büyük olup, kaliteli ve bol
miktarda tohum üretiminin gerçekleşmesi açısından etkin ve yeterli bir polinasyonun
sağlanması gerekmektedir. Polinasyonun yetersiz veya yavaş gerçekleşmesi sonucu bitkiler
~aha geç tozlanmakta, daha geç ürün vermekte ve farklı zamanda olgunlaşmaktadırlar.

Hasadın gecikmesi bitkilerin hastalık ve zararlılardan daha çok etkilenmesine neden


olmaktadır. Bitki üreticileri modem tarımın tüm gereklerini yerine getirebilseler bile
bitkilerde polinasyonu sağlayan bal anlarını etkin bir şekilde kullanmadan karlı bir bitkisel
üretimi gerçekleştirmeleri olası olmamaktadır.

Doğada, bitkisel üretimin sürekliliğinin sağlanması var olan doğal dengenin korunması
üzerine kurulmuştur. Buna bağlı olarak polinatörler de beslenme gereksinimlerini gidermek
için bitkilere bağımlılık gösterirler. Doğada bir çok böcek türü sadece kendisi için bitkilerin
çeşitli kısımlannı yiyerek yaşamını devam ettirmekte ve kendinden sonra gelenlerin
besinlerini azaltnıa eğilimi göstermektedir. Ancak bazı polinatör böcek türlerinin beslenme
davranışı bu açıdan farklı özellik göstem1ektedir. Polinatör böceklerin yaptığı tarlacılık

faaliyeti, tohum üretimini arttırmakta ve kendi türleri için gerekli besin kaynağının da
artmasına neden olan bir davranış şekli olmaktadır.

Anlarla çiçekli bitkilerin ekolojik ilişkileri 60- 100 milyon yıldan bu yana sürmektedir.
Anlar çiçeklerden koloninin temel besin maddesi olan nektar ve poleni almak için bitkilere
bağımlılık gösterirler. Bağımlı oldukları bitkilerin nektar ve polen durumuna göre hareket
eden bal arıları bitkiye olan bağımlılığım, bitkinin sunmuş olduğu nektar ve poleninin miktar
ve kalitesine bağlı olarak da tercih etınektedirler. Bu ekolojik dengenin kurulmasında arıların

morfolojik, fizyolojik ve davranış değişiklikler geçirmesinin önemli rolü olmuştur.

Dünya tarımımın da doğal ürünlere yönelme çerçevesi içerisinde an yetiştiriciliğinde

de büyük bir gelişme yaşanmaktadır. Arı ürünlerinin üretiminde ve arı besleme yöntemlerinde
doğal kaynaklardan yararlanma politikası içersinde özel arı meralarının oluşturularak sağlıklı

216
bir üretim etkinliğinin artınlması arıcı lı ğı gelişmiş ülkelerde bu amaç doğrultusunda

uygulamaya konulmuştur. Arıcılığımızın, çağdaş üretim etkinliğine ve modem uygulama


yöntemlerine dayandınlarak bilimsel bir temele içersinde yürütülmesinde, bitki varlığımızın
daha etkin, sağlıklı ve geliştirilerek değerlendirilmesi önem taşımaktadır.

Ülkemiz geniş bitki florasına sahip olan ender ülkelerden birisidir. Tarımsal üretimin
her geçen gün arttığı ve öneminin hissedildiği günümüz dünyasında, bu çeşitlilik sanayileşmiş

ülkeler karşısında ülkemize büyük bir olanak sağlamaktadır. Anadolu'nun birçok bitkinin gen
merkezi olması ve 10 OOO'e yakın bitki türünün bulunması bu zenginliğin en güzel
göstergesidir. Ülkemizin varolan bu bitki potansiyelinin yamnda 4 500 000 adet arı kolonisi
sahip olması ve yılda 70 000 ton bal üretimini gerçekleştirınesi arı-bitki ilişkisinin dengeli
kurulması açısından büyük bir önem taşımaktadır.

Bu açıdan polinasyon olgusunun öneminin kavranmasına katkı getirecek çalışmalar

yapılmalı, bitki-polinatör ilişkisi ülke ve bölge floraları dikkate alınarak incelenmeli ve bal
arıları başta olmak üzere polinatörlerin polinasyona olan katkıları net bir şekilde ortaya
konulmalıdır. Aksi halde yanlış tarımsal uygulamalar nedeniyle biyoçeşitliliğin yok edilmesi
ve polinasyonun yetersizliği sonucunda, tarımsal verimlilikte önemli oranda kayıplar

yaşanacağı beklenmelidir.

Bütün bu yaklaşımlara paralelolarak ülkemiz arıcılığında yeni üretim tekniklerinin


kullanılması yanında ekonomik değeri yüksek olan ve benzer iklimli ülkelerde başarılı bir
şekilde üretilen, bitkilerin ülkemizde denemesi ve yetiştirilmesi gündeme gelmiştir. Arıcılıkta

verimlilik bir çok etkene bağlı olarak değişmekle birlikte ilkbahardan sonra yoğun nektar
akımına kadar arı kolonilerinin istenilen güç kapasitesine ulaşması verimliliği en fazla
etkileyen faktördür. Bu nedenle arı yetiştiricilerinin kolonilerini erken ilkbaharda çok iyi
beslemeleri veya zengin bir nektar ve polen kaynağı sağlayan alanlara taşımaları

gerekmektedir.
Özellikle ikliminin bitkisel üretime uygun olması nedeniyle Çukurova Bölgesinde bu
olay daha da bir önem kazaıınıak'tadır. Çukurova Bölgesinde arı yetiştiricileri ilkbahar
ay larında kolonilerini ana nektar akımına kuvvetli bir populasyonla girdirebilmek için ek
besleme yapmaktadırlar. Çukurova Bölgesi, arıcılık açısından zengin ve çok değişik bitkisel
ürünlerin tarımının yapılmasına olanak tanıyan bir bölge konumundadır.
Bu nedenle Çukurova Bölgesi Ekim-Mayıs aylarında göçer arıcılık yapan arıcıların

konakladığı bir bölgedir. Geniş bir narenciye alanına sahip bölgeye bu dönemde binlerce arı

kolonisi getirilmektedir. Bal arısı kolonileri kış mevsimi boyunca çeşitli bahçe bitkileri,

217
turunçgiller, baklagiller yem bitkilerinin nektar ve polenlerinden Bu
bitkilerin geniş alanlarda monokültür şeklinde yetiştirilmesİ ve çiçeklenme
dönemlerinin oldukça sınırlı olması nedeniyle ancak belli bir süre arılar için ve polen
kaynağı olarak kullanılmaktadır. Bu dönenıden sonra bölgede bal arılarının

uygun bir nektar ve polen kaynağı bulunmamaktadır. Arı yetiştiricileri, kolonilerini


başka bölgedeki uygun nektar ve polen kaynaklarına götürmektedirler. Ancak Mart-Nisan-
Haziran ay larında bölgenin ekolojik yapısına uygun bitki deseninin düzenlenmesi
arıcılık gerekse tarım alanlarının değerlendirilmesi açısından büyük bir önemi bulunmaktadır.

Bu açıdan ilkbahar ortalarında bal arılarının yararlanabileceği, alternatif olabilecek çeşitli

polen ve nektar kaynağına gereksinim bulunmaktadır.


Bölge arıcılarının bal üretimi için yer değiştirmek zorunda kaldıkları Haziran ayına

kadar bölgede kalabilıneleri açısından bal arıları için önemli nektar ve polen kaynağı sağlayan

bitkilerin bölgede yetiştirilmesi ve geliştirilmesi önem taşımaktadır. Bu açıdan bir yeın bitkisİ

olarak Çukurova Bölgesinde adaptasyonu sağlanan fazelya ve kolza bitkilerinin, bölge


koşullarında balarısı kolonileri içinde önemli bir bitki kaynağı olması bu konuda bölgede bal
arısı kolonileri için geliştirilebilecek diğer bitki desenlerinin de kullanıma girmesi açısından

bir örnek olma niteliği taşımaktadır.

Günümüz koşullarında yapılan göçer arıcılık sisteminİn zorlukları da göz önüne


alınacak olursa, mart-nisan-mayıs aylarında Çukurova Bölgesinin ekolojik yapısına uygun
bitki deseninin düzenlenmesinin arıcılık ve tarım alanlarının değerlendirilmesi açısından

büyük bir önemi bulunmaktadır. Bu açıdan ilkbahar ortalarında bal arılarının

yararlanabileceği, mevcut floraya alternatif veya destek olabilecek çeşitli polen ve nektar
kaynaklarına gereksinim olmaktadır. Bu nedenle fazelya ve kolza bitkileri, bölgede kışlık ara
ürün olarak yetiştirilebilen ve çok yönlü kullanım alanlarına sahip yem bitkisi olmaları

özelliği ile arı yetiştiricilerine yeni katkılar sağlayabilecek özelliktedirler.

Bölgede beslemenin koloni populasyon gelişimi üzerine etkisi çeşitli araştırmalar ile
belirlenmiştir. Ayrıca bu bitkilerin Çukurova Bölgesi koşullarında bal arısı kolonilerinin
kuluçka üretimine, ergin arı populasyon gelişimi üzerine etkileri çeşitli araştırmalarla ortaya
konmuştur.

Bu nedenlerle Ülkemizde ve Bölgemizde ek besleme olayını en alt düzeye indirmenin


veya ortadan kaldırmanın gerekse böcek yaşamını koruma ve geliştirmenin yolu, bu amaca
hizmet edecek olan yeni bitkilerin yöreye adaptasyonu ile yetiştirme tekniklerinin
geliştirilerek yöre çiftçilerine benimsetilmesi olmalıdır. Bunun yanında arıcılık yönünden

218
özellikle erken ilkbaharda arılara nektar ve polen kaynağı olabilecek bitki
desenlerinin geliştirilmesi de gerekmektedir.

Çukurova Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarla Bitkileri Bölümünde i 981 yılından bu


yana üzerinde çalışılan fazelya ve kolza bitkilerinin, bölgeye adaptasyonu, yetiştirıne

teknikleri ve üretim etkinliği konularında çok çeşitli araştırmalar yürütülerek bu bitkiler ülke
genelinde yaygınlaştırılmıştır. Çukurova Üniversitesi Ziraat Fakültesi Zootekni Bölüınü ve
Tarla Bitkileri Bölümü arı-bitki ilişkisi konusunda fazelya bitkisinin arı c ıl ık açısından

önemini 1994 yılından günümüze kadar, kolza bitkisinde 1995 yılından günümüze kadar
yapılan ortak araştırmalarla ortaya koymuş ve bu konudaki çalışmalarım sürdürülmektedir.

Son yıllarda Çukurova Bölgesi başta olmak üzere ülkemiz koşullarında yetiştiriciliği

yaygınlaşan fazelya-kolza bitkileri ile bal arılarının karşılıklı ilişkilerini ve bal arılarının bu
bitkilerden yararlanma düzeyini ortaya koymak amacıyla yürütülen ve TÜBİTAK tarafından
desteklenen bu araştırma sonucunda; bal arılarının fazelya ve kolza bitkilerinden nektar ve
polen bakımından yararlanma düzeyi ile bu bitkilerin Çukurova Bölgesi koşullarında

sağladığı nektar ve polen potansiyeli saptanmış, bitkiler üzerinde polinatörlük yapan türler ile
diğer böcekler sınıflandırılmış, bitkilerin tohum verimine bal arılarının ne oranda katkı

sağladığı belirlenmiştir. Ayrıca bu bitkilerin Çukurova Bölgesi koşullarında bal arı i arına

hangi besin kaynağı bakımından ne düzeyde katkı sağlayabileceği, arı ve bitki yetiştiricileri

açısından bu bitkilerle bal arısının ilişkisinin ne düzeyde olduğu saptanmıştır.

İki yıl süreyle yürütülen bu araştırma projesinden elde edilen sonuçlar:

ı. Araştırmanın birinci yılında (2000-2001) ekilen kolza bitkisinde ilk çiçeklenme


12/02/2001 tarihinde başlamış, 30103/2001 tarihinde bitmiş ve çiçeklenme toplam olarak 47
gün sürmüştür.

Fazelya bitkisinde ilk çiçeklenme 1110312001 tarihinde başlamış, 17/04/2001 tarihinde


bitmiş ve çiçeklenme periyodu 38 gün sürmüştür. Her iki bitkinin bal arılarına besin kaynağı

sağladığı çiçeklenme periyodu ise toplam 65 gün olarak gerçekleşmiştir.

Araştırmanın ikinci yılında (2001-2002) fazelya bitkisi 15/03/2002 tarihinde


çiçeklenmeye başlamış ve 10105/2002 tarihinde çiçeklenmesini tamamlamıştır. Kolza bitkisİ

16/03/2002 tarihinde çiçeklenmeye başlamış ve 01106/2002 tarihinde çiçeklenmesini


tamamlamıştır. Fazelya bitkisinde çiçeklenme 56 gün sürerken kolza bitkisinde 45 gün olarak
gerçekleşmiştir.

219
Birinci yılda fazelya bitkisinde 3238.94 ad/m 2 çiçek saptanırken bitkisinde ise
ortalama çiçek sayısı 2955.85 ad/m olarak belirlenmiştir. İkinci yılda ise fazelya bitkisinde
2

2310.00 ad/m 2 çiçek saptanırken kolza bitkisinde ise ortalama çiçek sayısı ad/m 2
olarak belirlenmiştir.
Kolza ve fazelya bitkilerinde çiçeklenme periyodunun süresi, başlangıç ve bitiş

tarihleri ile çiçek sayılarının, ekim tarihi başta olmak üzere iklimsel koşullar tarafmdan
önemli düzeyde etkilendiği ve bitkinin bal arıları açısmdan önemini ve değerini de bu
koşulların belirlediği saptanmıştır.

2. Fazelya bitkisinin ikinci yılda 0.30 mg/çiçek/gün nektar salgısı yapıldığı, kolza
bitkisi çiçeklerinde ise 0.49 mg/çiçek/gün nektar salgısı yapıldığı belirlenmiştir. İkinci yılda
ise bu değerler sırasıyla 0.73 ve 0.52 mg/çiçek/gün olarak gerçekleşmiştir.
Dekara nektar potansiyeli bakımından birinci yılda kolza bitkisinde tüm çiçeklenme
periyodu boyunca toplam 9.682.000 ad/da çiçek bulunduğu ve 4.74 kg/da nektar potansiyeline
sahip olduğu belirlenmiştir. Fazelya bitkisinde ise toplam 26.045.000 ad/da çiçek bulunduğu

ve 7.81 kg/da nektar potansiyeline sahip olduğu saptanmıştır. İkinci yılda ise kolza bitkisinde
888.326 ad/da çiçek bulunduğu ve 0.46 kg/da nektar potansiyeline sahip olduğu, fazelya
bitkisinde ise bu değerlerin 18.575.000 ad/da çiçek ile l3.56 kg/da olduğu belirlenmiştir.

Birİnci yılda kolza bitkisi çiçeklerinin %16.05 düzeyinde ikinci yılda ise %23.10
düzeyinde kuru maddeye sahip olduğu belirlenirken fazelya bitkisi nektarında bu değer birinci
yılda %18.43, ikinci yılda ise %23.20 düzeyinde gerçekleşmiştir.

Kolza ve fazelya bitkilerinin çiçeklerinde bulunan nektar miktarı ile nektar kuru
madde düzeyinin yetiştirilen çeşit veya varyete başta olmak üzere bitkinin yetiştirildiği ortam
ve yer ile iklimsel koşulların etkisi altında farklı düzey lerde olduğu belirlenmiştir.

3. Fazelya bitkisİnin birincİ yılda 0.45 mg/çiçek/gün, ikinci yılda 0.26 mg/çiçek/gün
polen ürettiği, kolza bitkisi çiçeklerinin ise sırasıyla 0.73 ve 0.70 mg/çiçek/gün polen üretimi
yapıldığı belirlenmiştir.

Dekara polen potansiyeli bakımından kolza bitkisinde birinci yılda tüm çiçeklenme
periyodu boyunca toplam 9.682.000 ad/da çiçek bulunduğu ve 7.07 kg/da polen potansiyeline
sahip olduğu, ikinci yılda ise bu değerlerin 888.326 ad/da çiçek ve 0.62 kg/da polen olarak
gerçekleştiği belirlenmiştir. Fazelya bitkisinde ise birinci yılda toplam 26.045.000 ad/da çiçek

220
bulunduğu ve 11.72 kglda polen potansiyeline sahip olduğu, ikinci yılda ise 18.575.000 adlda
çiçek ve 4.83 kglda polen potansiyeline sahip olduğu saptanmıştır.

Fazelya ve kolza bitkilerinin polen verimi bakımından oldukça değişken bir yapıya

sahip olduğu ve yetiştirme koşulları başta olmak üzere çevresel faktörlerin etkisi altında

yerimIiliklerinde önemli miktarda farklılıklar olabileceği belirlenmiştir.

4. Fazelya bitkisi çiçeklerinde bal arısı tarlacılığı düzeyini saptamak amacıyla yapılan

sayımlarda bİrinci yılda fazelya bitkisinde saat 10:00'da yapılan sayımlarda ortalama 30.18
adlm /5 dk, 12:00'de yapılan sayımlarda 25.56 ad/m 1S dk polen tarlacılığı yapan bal arısı
2 2

saptanırken saat 14:00'te yapılan sayımlarda bu değer 21.11 ad/m 21S dk olarak
gerçekleşmiştir. Ayrıca saat 1O:00'da yapılan sayımlarda ortalama 15.74 adlm 2/5 dk, 12:00'de
yapılan sayımlarda 35.74 adlm 2/5 dk nektar tarlacılığı yapan bal arısı saptanırken saat
14:00'te yapılan sayımlarda 28.88 adlm 2/5 dk nektar tarlacılığı yapan bal arısı saptanmıştır.
Toplam bal arısı sayısı bakımından ise birinci yılda fazelya bitkisi çiçeklerinde 52.41
adlın 15 dk bal arısının tarlacılık yaptıkları belirlenmiştir. Sonuçta bal arılarının fazelya bitkisİ
2

çiçekleri üzerinde %51.34 düzeyinde polen toplamak amacıyla tarlacılık yapmaları yanında

%48.66 düzeyinde nektar toplamak amacıyla tarlacılık yaptıkları belirlenmiştir. Saatler


bazında polen ve nektar toplanıak amacıyla tarlacılık yapan bal arıları bakımından tarlacılık

eğilimi değerlendirildiğinde tüm dönemler bazında saat 10:00'da %65.31 düzeyinde polen
tarlacılığı, %34.69 nektar tarlacılığı yapılırken saat 12:00'de yapılan sayımlarda bu değerler

sırasıyla %41.20 ve %58.80, saat 14:00'te yapılan sayımlarda %47.51 ve %52.49 olarak
saptanmıştır.

İkinci yılda ise fazelya bitkisinde saat 10:00' da yapılan sayımlarda oıialama 30.00
ad/m 1S dk, 12:00'de yapılan sayımlarda 26.67 adlm 2/5 dk polen tarlacılığı yapan bal arısı
2

saptanırken saat 14:00'te yapılan sayımlarda bu değer 21.85 adlm 2/5 dk olarak
gerçekleşmiştir. Ayrıca saat 10:00'da yapılan sayımlarda ortalama 11.60 adlm 2 /5 dk, 12:00'de
yapılan sayımlarda 10.24 adlm 2/5 dk nektar tarlacılığı yapan bal arısı saptanırken saat
14:00'te yapılan sayımlarda 9.38 adlm 2/5 dk nektar tarlacılığı yapan bal arısı saptanmıştır.
Toplam bal arısı sayısı bakımından ise ikinci yılda fazelya bitkisİ çiçeklerinde 36.58
adlm 2/5 dk bal arısının tarlacılık yaptıkları belirlenmiştir. Sonuçta bal arılarının fazelya bitkisi
çiçekleri üzerinde %70.77 düzeyinde polen toplamak amacıyla tarlacılık yapmaları yanında

%29.23 düzeyinde nektar toplamak amacıyla tarlacılık yaptıkları belirlenmiştir. Saatler


bazında polen ve nektar toplamak amacıyla tarlacılık yapan bal arıları bakımından tarlacılık

221
eğilimi değerlendirildiğinde tüm dönemler bazında saat 10:00' da %72.32 düzeyinde polen
tarlacılığı, %27.68 nektar tarlacılığı yapılırken saat 12:00'de yapılan sayımlarda bu değerler

sırasıyla %70.81 ve %29.19, saat 14:00'te yapılan sayımlarda %69.17 ve %30.83 olarak
saptanmıştır .
Sonuçta bal arılarının fazelya bitkisi çiçekleri üzerinde farklı besin kaynakları

açısından sabah erken saatlerde polen ağırlıklı tarlacılık yaptıkları, fakat gün içerisinde polen
ve nektarı dengeli bir şekilde topladıkları saptanmıştır. Bal arılarının fazelya bitkisi
çiçeklerinin sağlamış olduğu nektar ve polen kaynaklarından en üst düzeyde yararlandıkları,

çiçeklenme periyodu ve gün içerisindeki iklimsel nedenler başta olmak üzere çevresel
koşulların etkisi altında besin kaynağı tercihini ve besin kaynağına dağılım oranını etkilediği

saptanmıştır. Ayrıca bal arılarının fazelya bitkisinin sağlamış olduğu nektar ve polen
kaynaklarından çiçeklenme periyodu ve gün boyunca eşit düzeyde yararlanma yönünde
tarlacılık yaptıkları belirlenmiştir.

Ayrıca saatler bazında tarlacılık eğilimi değerlendirildiğinde bal arılarının fazelya


bitkisi çiçekleri üzerinde farklı besin kaynakları açısından sabah erken saatlerde polen
ağırlıklı tarlacılık yaptıkları, fakat gün içerisinde polen ve nektarı dengeli bir şekilde

topladıkları saptanmıştır.

5. Kolza bitkisinin birinci yılda tüm çiçeklenme periyodu dikkate alındığında saat
10:00'da yapılan sayımlarda ortalama 3.51 adlm 2/5 dk, 12:00'de yapılan sayımlarda 4.81
adlm 2/5 dk, saat 14:00'te yapılan sayımlarda 1.48 adlm2/5 dk polen tarlacılığı yapan bal arısı
saptanmıştır. Tüm dönemler dikkate alındığında aynı saatlerde kolza bitkisinde sırasıy la

102.78, 84.44 ve 43.33 adlm 2/5 dk bal arısı tarlacılık yapmıştır. Tüm dönem boyunca ise
Olialama 76.85 ad/m 21S dk bal arısının tarlacılık yaptığı saptanmıştır. Bal arılarının kolza
bitkisinde tarlacılık faaliyetlerine sabah saatlerinde başlamış olmakla birlikte gün içerisinde
akşama doğru gittikçe azalan bir şekilde tarlacılık yaptıkları görülmektedir.
Bal arılarının kolza bitkisi çiçekleri üzerinde % 12.18 düzeyinde polen toplamak
amacıyla tarlacılık yapmaları yanında %87.82 düzeyinde nektar toplamak amacıyla tarlacılık

yaptıkları gerçekleşmiştir. Ayrıca saatler bazında kolza bitkisi çiçekleri üzerinde farklı besin
kaynakları açısından bal arılarının tarlacılık eğilimi değerlendirildiğinde sabahın erken
saatlerinde var olan polen tarlacılığının günün ilerlemesiyle birlikte yerini nektar tarlacılığına

terk ettiği saptanmıştır.

Kolza bitkisinin ikinci yılda tüm çiçeklenme periyodu dikkate alındığında saat

222
10:00'da yapılan sayımlarda ortalama 9.84 adlm2 /5 dk, 12:00'de yapılan sayımlarda 11.74
adlm /5 dk, saat 14:00'te yapılan sayımlarda 18.09 adlm 2/5 dk polen tarlacılığı yapan bal arısı
2

saptanmıştır. Tüm dönemler dikkate alındığında aynı saatlerde kolza bitkisinde sırasıy la

12.06, 16.18 ve 22.22 adlm 2/5 dk bal arısı tarlacılık yapmıştır. Tüm dönem boyunca ise
oıialama 16.82 adlm /5 dk bal arısının tarlacılık yaptığı saptanmıştır. Bal arılarının kolza
2

bitkisinde tarlacılık faaliyetlerine sabah saatlerinde başlamış olmakla birlikte gün içerisinde
akşama doğru gittikçe artan bir şekilde tarlacılık yaptıkları görülmektedir.
Bal arılarının kolza bitkisi çiçekleri üzerinde %70.83 düzeyinde polen toplamak
amacıy la tarlacılık yapmaları yanında %29.17 düzeyinde nektar toplamak amacıyla tarlacılık

yaptıkları gerçekleşmiştir. Ayrıca saatler bazında kolza bitkisi çiçekleri üzerinde farklı besin
kaynakları açısından bal arılarının tarlacılık eğilimi değerlendirildiğinde sabahın erken
saatlerinde var olan polen tarlacılığının öğle saatlerinden sonra nektar tarlacılığı oranın

artırarak devam ettikleri saptanmıştır.

Araştırmada yapılan sayımlar sonucunda bölge koşullarında erken ilkbaharda


çiçeklenmesine bağlı olarak kolza bitkisinden bal arılarının genellikle öğle saatlerine kadar
polen toplamak amacıyla tarlacılık yapma eğiliminde olduğu, ancak dönemler bazında

değerlendirildiğinde bal arısının tarlacılık faaliyetindeki farklılığa bağlı olarak değişkenlik

gösterdiği görülmüştür. Sonuç olarak bal arılarının Çukurova bölgesi koşullarında erken
ilkbahar döneminde çiçeklenen kolza bitkisinden nektar başta olmak üzere polen de
topladığını ancak önceliği nektar toplamaya vermekle birlikte sürtünme yoluyla bitkinin
polenlerini de topladığı belirlenmiştir.

6. Birinci yılda fazelya bitkisi poleninden tüm dönemler dikkate alındığında saat
06:00-11:00, 11:00-15:00 ve 15:00-18:00 saatlerinde sırasıyla %18.62, %31.30 ve %20.50
düzeyinde polen toplandığı saptanmıştır. Tüm dönemler ve saatler dikkate alındığında ise bal
arılarının fazelya bitkisinde %23.45 düzeyinde tarlacılık yaptıkları belirlenmiştir. İkinci yılda
ise fazelya bitkisi poleninden tüm dönemler dikkate alındığında aynı saatlerde sırasıyla

%22.25, %17.77 ve %12.51 düzeyinde polen toplandığı saptanmıştır. Tüm dönenıler ve


saatler dikkate alındığında ise bal arılarının fazelya bitkisinde %16.36 düzeyinde tarlacılık

yaptıkları belirlennıiştir.

Birinci yılda ekimi yapılan kolza bitkisinde ise tüm dönemler dikkate alındığında bal
arılarının aynı saatlerde sırasıyla %17.52, %14.37 ve %6.93 düzeyinde polen toplamak
amacıy la kolza bitkisi çiçeklerinde tarlacılık yaptıkları saptanmıştır. İkinci yılda ise bu

223
değerler sırasıyla %15.74, 16.96 ve 9.91 olarak gerçekleşmiştir. Tüm dönemler ve saatler
dikkate alındığında ise bal arılarının birinci yılda kolza bitkisinde %12.73 düzeyinde, ikinci
yılda ise %13.65 düzeyinde polen toplamak için tarlacılık yaptıkları saptanmıştır.

Bal arılarının kolza ve fazelya bitkisi polenlerinden yararlandıkları ve koloni


gereksinimini gidermek için çevrede bulunan diğer bitkilere ait polenlerle karışım yapmak ve
aminoasitleI'ce dengeli bir diyet oluşturmak amacıyla polen tarlacılarının farklı polen
kaynaklarına yönelmelerini sağladıkları belirlenmiştir.

7. Fazelya bitkisi nektarından yararlanma düzeyi değerlendirildiğinde birinci yılda tüm


dönemler dikkate alındığında bal arılarının fazelya bitkisi nektarından %16.0 düzeyinde,
ikinci yılda ise %29.99 düzeyinde yararlandıkları saptanmıştır. Kolza bitkisinde ise bu
değerler sırasıyla %24.0 ve %25.26 olarak gerçekleşmiştir.
Bal anlarının kolza ve fazelya bitkisi nektarından çiçeklenme periyodu boyunca
çevrede bulunan diğer çiçekli bitkilere bağlı olarak yararlandıkları ve bu durum üzerinde de
bitkinin çiçeklendiği dönem ile çiçeğin koku ve rengi başta olmak üzere pek çok faktörün
etkili olabileceği belirlenmiştir.

8. Birinci yılda ekimi yapılan fazelya bitkisinde bal arısı polinasyonu olmayan kafesli
kapalı alandan ortalama 22.15 g/m tohum elde edilirken, açık alandan ortalama 59.81 g/m 2
2

tohum elde edilmiştir. Fazelya bitkisinde her 100 gramlık tohum veriminin 62.96 gramı bal
ansı polinasyonundan elde edilmiştir. Ayrıca fazelya bitkisinde bal arısı polinasyonu ile
tohum verimi artışına %170.02 düzeyinde katkı sağlandığı belirlenmiştir.

İkinci yılda ise bal arısı polinasyonu olmayan kafesli kapalı alandan ortalama 16.67

g/m tohum elde edilirken, açık alandan ortalama 37.59 g/m 2 tohum elde edilmiştir. Fazelya
2

bitkisinde her 100 gramlık tohum veriminin 55.56 gramı bal arısı polinasyonundan elde
edilmiştir. Ayrıca fazelya bitkisinde bal arısı polinasyonu ile tohum verimi artışına %125.05
5İüzeyinde katkı sağlandığı belirlenmiştir

Kolza bitkisinde birinci yılda bal arısı polinasyonu olmayan kafesli kapalı alandan
ortalama 55.47 g/m 2 tohum elde edilirken, açık alandan ortalama 120.85 g/m 2 tohum elde
edilmiştir. Kolza bitkisinde her 100 gramlık tohum veriminin 54.10 gramı bal arısı

polinasyonu ile elde edilirken kolza bitkisinde bal arısı polinasyonu ile tohum verimi artışına

%117.86 düzeyinde katkı sağlandığı saptanmıştır.

224
Kolzada ikinci yılda bal arısı polinasyonu olmayan kafesli kapalı alandan ortalama
52.96 g/m tohum elde edilirken, açık alandan ortalama 81.00 g/m tohum elde edilmiştir.
2 2

Kolza bitkisinde her 100 gramlık tohum veriminin 34.61 gramı bal arısı polinasyonu ile elde
edilirken kolza bitkisinde bal arısı polinasyonu ile tohum verimi artışma %52.94 düzeyinde
katkı sağlandığı saptanmıştır.

Çukurova Bölgesi koşullarında yetiştiriciliği yapılan kolza ve fazelya bitkilerinin


polinasyonunda da önemli düzeyde rol aldığı ve değişken bir yapıya sahip olan bölge iklim
yapısının olumsuz etkilerini, yaptığı polinasyon sonucunda en aza indirerek tohum verimi
artışma önenıli düzeyde katkılar sağladığı saptanmıştır.

9. Araştırmanın birinci yılında kullanılan kolonilerde parsel ve kontrol kolonilerinde


bulunan yavrulu alan miktarı sırasıyla 2266.89 ve 2170.03 cm2/koloni olarak gerçekleşmiştir.
Arılı çerçeve sayısı bakımından İse parsel ve kontrol kolonilerinin deneme süresince gelişme

göstererek ortalama 10.23 ve 10.68 ad/koloni arılı çerçeveye sahip oldukları saptanmıştır.

Araştırmanın ikinci yılında kullanılan kolonilerde ise yavrulu alan miktarı sırasıy la

3472.88 ve 3213.02 cm /koloni olarak gerçekleşmiştir. Arılı çerçeve sayısı bakımından ise
2

parsel ve kontrol kolonilerinin deneme süresince gelişme göstererek ortalama 11.38 ve 12.43
ad/koloni arılı çerçeveye sahip oldukları saptanmıştır.

Çukurova Bölgesi koşullarında yetiştiriciliği yapılan kolza ve fazelya bitkilerinin bal


arısı kolonilerine yararlı olabilecek bitkiler konumunda olduğu, ancak floranın kuvvetli
olduğu yerlerde bal arıları için erken ilkbahar döneminde nektar ve polen kaynağı sağlayacak

destek bitkileri olabileceği belirlenmiştir.

ı O. Araştırmanın birinci yılında yapılan bal hasadında parsel yanında bulunan arı

kolonilerinin 16.81 kg/koloni bal verimine sahip olmalarına karşılık kontrol kolonilerinin
16.07 kg/koloni bal verimine sahip oldukları saptanmıştır. İkinci yılda ise bu değerler 32.37
ve 27.34 kg/koloni olarak gerçekleşmiştir.

Araştırmada kullanılan arı kolonİlerinin yavrulu alan ve arılı çerçeve sayılarındaki

gelişmeye paralelolarak bal verimine ulaştıkları saptanmıştır.

ıl. Fazelya bitkisinden yararlanan böceklerin saptanması amacıyla birinci yılda

yapılan çalışmalarda dönemler bazında yararlanma düzeyi incelendiğinde bitkide

225
çiçeklenmenin artmasına ve azalmasına paralelolarak bal arısı sayısında bir artma ve azalma
olduğu saptanmıştır. Tüm dönemler boyunca ise fazelya bitkisi üzerinde toplam 708 bal arısı,

11 Hemiptera, 116 Diptera, 8 Homoptera, 31 Cofeoptera ve 26 Hymenoptera takımına ait


böcek yakalanmıştır. Hymenoptera takımına ait böceklerin 5'i Andrenidae, 2'si Scofiidae, ı 'i
Apidae, 4'ü Anthophoridae ve 14'ü Ha/ictidae familyasına aittir. Fazelya bitkisi üzerinde
tarlacılık yapan böceklerin %78.67 bal arısı, %1.22 Hemiptera, %12.89 Diptera, %0.89
Homoptera, %3.44 Cofeoptera ve %2.89 Hymenoptera takımına ait oldukları belirlenmiştir.

Sonuçta fazelya bitkisinin kolza bitkisinden farklı olarak daha fazla sayıda familyaya ait arı

türü tarafından tercih edildiği, ancak sayısalolarak daha az düzeyde arı tarafından tarlacılık

yapıldığı ve Halictidae familyasına ait arılar tarafından yoğun bir şekilde tercih edildiği

saptanmıştır.

İkici yılda ise tüm dönemler boyunca ise fazelya bitkisİ üzerinde toplam 806 bal arısı,

2 Homoptera, 4 Diptera,lI Coleoptera, 16 Hymenoptera, 16 Hemiptera ve 6 Lepidoptera


takımına ait böcek yakalanmıştır. Fazelya bitkiSİ üzerinde tarlacılık yapan böceklerin %93.62
bal arısı, %0.23 Homoptera, %0.46 Diptera, %1.28 Cofeoptera, %1.86 Hymenoptera, %1.86
Hemiptera ve %0.69 Lepidoptera takımına ait oldukları belirlenmiştir.

Sonuçta fazelya bitkisinin kolza bitkisinden farklı olarak daha fazla sayıda familyaya
ait arı türü tarafından tercih edildiği, ancak sayısalolarak daha fazla düzeyde bal arısı

tarafından tarlacılık yapıldığı saptanmıştır.

Birinci yılda kolza bitkisi çiçekleri üzerinde ise bal arıları ile Diptera takımına ait
böceklerin de yoğun bir şekilde yararlandıkları saptanmıştır. Tüm dönemler boyunca kolza
bitkisi üzerinde toplam 667 bal arısı, 7 Hemiptera, 278 Diptera, 1 Lepidoptera, 16 Cofeoptera
ve 54 Hymenoptera takımına ait böcek yakalanmıştır. Kolza bitkİsİ üzerinde tarlacılık yapan
böceklerİn %65.20 bal arısı, %0.68 Hemiptera, %27.18 Diptera, %0.09 Lepidoptera, %1.57
Cofeoptera ve %5.28 Hymenoptera takımına ait oldukları belirlenmiştir. Hymenoptera
takımına ait böcekler familya düzeyinde değerlendirildiğinde Hafictidae ve Andrenidae
familyasına ait böceklerin tarlacılık yaptıkları saptanmıştır. Tüm dönemler boyunca 3 adet
Andrenidae familyasına ait arı yakalanırken 51 adet Ha/ictidae familyasına ait arı yakalanmış

olup kolza bitkisinin Halictidae familyasına ait arılar tarafından yoğun bir şekilde tercih
edildiği belirlenmiştir.

İkinci yılda ise kolza bitkisinde tüm dönemler boyunca toplam 340 bal arısı, 3
Diptera, 1 Cofeoptera ve 4 Hymenoptera takımına ait böcek yakalanmıştır kolza bitkisi

226
üzerinde tarlacılık yapan böceklerin %97.71 bal arısı, %0.86 Diptera, %0.28 Coleoptera ve
% 1.15 Hymenoptera takımına ait oldukları belirlenmiştir.

Sonuçta Çukurova Bölgesinde ekimi yapılan kolza ve fazelya bitkilerİnin nektar ve


poleninden bal arıları başta olmak üzere pek çok böceğin yararlandığı saptanmıştır. Bu
bitkiler, ekiminin yaygınlaşmasıyla erken ilkbahar döneminde böcek populasyonlarına hazır

besin kaynağı olabilecek ve populasyonların sürekliliğine olumlu katkı sağlayabilecek bitki


konumunda bulunmaktadırlar.

Araştırmada elde edilen tüm veriler bir arada değerlendirildiğinde fazelya ve kolza
bitkilerinin gelişen organik tarım ve sürdürülebilir tarım bağlamında iki önemli bitki olduğu

görülmektedir. Özellikle gittikçe daha çok yapay yöntemler denenen arıcılık sektöründe bal
arılarına doğal enerji ve protein kaynağı sağlanmasında işlevleri olabilecek iki bitki
konumundadırlar. Bugün dünya ve ülkemiz tarımının geldiği noktada sağlıklı besin eldesi ile
doğal yollardan üretim yapılması ilkeleri noktasında bu iki bitkinin öne çıkmakta olduğu,

gerek arıcılık sektöründe gerekse diğer tarımsal sektörlerde önemli yerlerinin bulunduğu

görülmektedir. Kolza bitkisinin çok amaçlı kullanımı yanında fazelya bitkisinin de


değerlendirilebileceği yapıların gelişmesi ülkemiz için de kaçınılmaz olmaktadır.

Avrupa Birliği ülkeleri başta olmak üzere doğayla barışık olmayan tarımsal

yöntemlerin kullanıldığı pek çok ülkede polinatörler başta olmak üzere böceklerin yok olması

bu konuda ülkemizde de zaman geçmeden bazı önlemler alınmasını gerektirmektedir. Bu


çalışmada da görüldüğü gibi ülkemiz henüz bu kaynaklarını geriye dönülemez bir şekilde

kaybetmemiştir. Dolayısıyla polinatörlerin korunması bağlamında alınacak önlemlerin


başında onların yararlanabileceği bitkilerin tarımının yaygınlaştırılması da gelmektedir. Bu
nedenle renk ve koku başta olmak üzere böcekleri kendine çeken ve besin kaynaklarının

kısıtlı olduğu dönemde çiçeklenen bu bitkilerin ekiminin desteklenerek yaygınlaştırılması

önem kazanmaktadır.

Ayrıca ülkemizde son yıllarda nispeten bir gelişme sağlanmakla birlikte henüz yeterli
bir düzeyde olmayan polinasyon bilincinin gelişmesi yönünde etkili adımlar atılmalıdır. Bitki
yetiştiricilerinin arıcıların faaliyet alanını daraltmalarına neden olan uygulamalarının

kaldırılması ve bal arılarının polinasyona olan katkılarının bu tip çalışmalarla ortaya


konularak üreticilerimizin bilinç düzey lerinin artırılması gerekmektedir.

Bal arısının polinasyon çalışmalarında etkin olarak kullanılmama durumlarda üretimde


verim ve kalite düşüklüğünün yaşanmaması için gelişmiş ülkelerde olduğu gibi polinasyon

227
servislerinin kurulması, çağdaş arıcılık tekniklerinin yerleştirilmesi ve arıcılık örgütlerinin
kurulmasına katkı sağlanmalıdır.

Sonuç olarak kolza ve fazelya bitkilerinin polen ve nektar potansiyeli bakımından

Çukurova Bölgesi koşullarında çok iyi bir konumda oldukları saptanmıştır. Ana nektar akımı

öncesine rastlayan dönemde çiçeklenmelerine bağlı olarak bal arılarımn artan kolani
populasyonunun gereksinimlerini karşılamak amacıyla bu bitkileri yoğun bir şekilde ziyaret
ettikleri görülmüştür. Ancak polinasyon konusunda yapılacak çalışmalarda koloni populasyon
gelişimi üzerine bitkilerin etkisinin daha net olarak ortaya çıkarabilmek açısından, arı

kolonilerinin yalmz fazelya ve kolza alam bulunan geniş ekim alamnda, kontrol kolonilerinin
ıse bu bitkiler yanında hiçbir bitki çeşidinin bulunmadığı bir alan içersinde
karşılaştmlmasımn yapılması, fazelya ve kolzanın arı kolonileri üzerindeki önemini ortaya
koyabilecek uygulama olacaktır. Ayrıca bitki-polinatör arasında olan temel ilişkiye bağlı

olarak bitkilerin tohum verimine bal arılarının çok önemli düzeyde katkı sağladığı ve çok
yönlü kullamm alanına sahip olan bu bitkilerin üretim sürecinde bal arıları ile karşılıklı

ilişkilerinin çok önemli üretim artışı sağladığı belirlenmiştir. Bu açıdan kolza ve fazelya
bitkilerinin ülkemiz tarımı için çok yönlü kullanım amaçlı yetiştiriciliğinin yapılması yanında,

ülkemiz arıcılığına da katkı sağlayacak iki bitki konumunda olduğu, ancak bu bitkilerin
bulunduğu alanda çeşitli bitkilerin yoğun bulunması durumunda, bal arıları için erken ilkbahar
döneminde nektar ve polen kaynağı açısından destek sağlayabilen bitkiler olduğu

görülmektedir.
Bu sonuçların ışığı altında; fazelya ve kolza bitkilerinin Ekim-Kasım aylarında ekiminin
yapılabilmesi ve Mart, Nisan ve Mayıs aylarında çiçekte kalması, kuluçka faaliyetlerinin
erken başladığı Çukurova Bölgesinde bal arılarımn nektar bulmada güçlük çektiği bu
dönemde arı kolonileri için önemli bir nektar ve polen kaynağı olduğunu göstermektedir.
Göçer arıcılık izlencesinden önce arı kolonilerinin ana nektar akımına güçlü bir populasyon
ile girebilmeleri açısından fazelya-kolza bitkileri Mart, Nisan ve Mayıs aylarında arı

kolonilerinin nektar ve polen gereksinimini karşılayabilecek ve destek olabilecek ideal bir bal
bitkileri konumundadır.

228
KAYNAKLAR
ABROL, D. P. Energetics of Nectar Production in Some Strawberry Cultivars as a Predictor
ofFloral Choice by Honeybees. Journal of Biosciences. 17(1):41-44. (1992).
ABROL, D. P. Energetics of Nectar Production in Some Almond Cultivars as a Predictor of
Floral Choice by Honeybees Apis cerena indica F. and Apis mellifera L.
(Hymenoptera: Apidae). Proceedings of the Indian National Science Academy. Part
B. Biological Sciences. 61(4):285-289. (1995).
AB ROL, D. P. Comparative Foraging Behaviour of Apis cerena F. Apis mellifera L. on Apple
Flowers. Current Research University of Agricu1tural Sciences Bangalore. 26(6-
7):118-122. (1997).
ADANA METEOROLOJİ MÜDÜRLÜÖÜ. Adana İli İklim Verileri. (2001-2002)
ADAM, B. In Search of the Best Strain ofBees. Walmer Verlag, Germany, 1-128 (1968).
ADLER, L. S. The Ecological Significance ofToxic Nectar. OIKOS. 91(3):409-420. (2000).
AKYOL, E. Kafkas ve Muğla Arılarının (Apis mellifera L.) Saf ve Karşılıklı MelezIerinin
Morfolojik, Fizyolojik ve Davranışsal Özelliklerinin Belirlenmesi. Doktora Tezi.
Çukurova Üniversitesi Ziraat Fakültesi Adana. (YaYll1Ianmamış). (1998).
AL FATTAH, M. A. Behaviour of Honeybee Foragers and Their Influence as Pollinators on
Sunımer Squash Flowers (Cucurbita pepo L.). Bulletin of Faculty of Agriculture.
University ofCairo. 42(4):1169-1186. (1991).
ALLSOPP, M. H., Nicolson, S. W., Jackson, S. Xylose as A Nectar Sugar: the Response of
Cape honeybees (Apis mellifera capensis) Eschscholtz (Hymenoptera: Apidae).
African Entomology. 6(2):317-323. (1998).
ANDERSON, C. The Adaptive Value of Inactive Foragers and the Scout-Recruİt System İn

Honey Bee (Apis mellifera) Colonies. Behavioral Ecology. 12(1): 111-119. (2001).
ANDERSON, C., Ratnieks, L. W. Task Partitioning in Insecı Societies. 1. Effect of Colony
Size on Queueing Delay and Colony Ergonomic Efficiency. The American
Naturalist. 154(5):521-535. (1999).
ANONYMOUS. Consensus Document on the Biology of Brassica napus L. (Oilseed Rape).
OECD Environmental Health and Safety Publications. Series on Harmonization of
Regulatory Oversight of Biotechnology. No:7. (1997).
ANONYMOUS. Yağlı Tohumlu Bitkiler ve Danışma Kurulu. Tarım ve Köy. 130:36-37.
(1 999a).

229
ANONYMOUS. GAP Yöresinde Tarla Tarımı II. Tarım ve Köyişleri Bakanlığı. Yayın

Dairesi Başkanlığı. Ankara. (1999b).


ANONYMOUS. Honeybee Pollination of Crops and Orchards in Western Australia. Chief
Executive Offker of Department of Agriculture. Western Australia. (2000).
ANONYMOUS. GM Canola, Pollen, Bees and Honey. Agrifood Awareness Australia. Paper
No: 14. (2001a).
ANONYMOUS. Tarımsal Yapı (Üretim, Fiyat, Değer). DiE Yayın No:2457. Ankara.
(2001b).
ANONYMOUS. The Biology and Ecology ofCanola (Brassica napus L.). Office of the Gene
Technology Regulator. Australia. 34 pp. (2002).
ARSLAN, S. Çukurova Bölgesi Koşullarında Bal Arısı (Apis mellifera L.) Kolonilerinin
Proteinli Ek Yemlerle Beslenmesi Üzerinde Bir Araştırma. Çukurova Üniversitesi,
Fen Bilimleri Enstitüsü, Zootekni Anabilim Dalı, Yüksek Lisans Tezi. Adana.
(Yay ını anmamı ş). (1998).
AT AKİŞİ, İ. Çukurova' da Yetiştirilebilecek Kolza Çeşitlerinin Önemli Tarımsal ve Kalite
Özellikleri Üzerinde Araştırmalar. Çukurova Üniversitesi Ziraat Fakültesi Yıllığı.
Sayı 1. 27-56. (1978).
AVCIOOLU, R. Arıcılık ve Baklagil Yembitkileri Kültürü İlişkileri. Hayvansal Üretim. 7:25-
29. (1977).
BAGGEN, L. R., Gurr, G. M., Meats, A. Flower ın Tri-trophic Systems: Mecanisms
Allowing Selective Exploitation by Insect Natural Enemies for Conservation
Biological Control. Entomol. Exp. AppL 91(1):155-161. (1999).
BAHAR, E. Türkiye'de Yağlı Tohumlu Bitkilere Uygulanan Destekleme Politikaları.

Çukurova Üniversitesi Ziraat Fakültesi Dergisi. 15(1):15-24. (2000).


BAKER, H. G., Baker, i. Floral Nectar Sugar Constituents in Relation to Pollİnator Type. (C.
E. JONES, R. J. LITTLE, Editors) Handbook of Experimental Pollination Biology.
Van Nostrand Reinhold Company Limited. Wokingham, Berkshire, England. 117-
141. (1983).
BASUALDO, M., Bedascarrasbure, E., De Jong, D. Africanized Honey Bees (Hymenoptera:
Apidae) have a Greater Fidelity to Sunflowers than European Bees. Journal of
Economic Entomology. 93(2):304-307. (2000).
BAUER, M. H. Preliminary Results of Sowing Plants as Pasture for Bees on Former
Ploughland. Apidologie. 22(4):428-430. (1991).

230
BAUER, M., Engels, W. The Utilization of the Pasture for Bees on Former Ploughland by
Wild Bees. Apidologie. 23(4):340-342. (1992).
BAWA, K. S. Patterns of Flowering in tropical Plants. (C. E. JONES, R. J. LITTLE, Editors)
Handbook of Experimental Ponination Biology. Van Nostrand Reinhold Company
Limited. Wokingham, Berkshire, England. 394-410. (1983).
BAYDAR, H., Gürel, F. Antalya Doğal Florasında Bal Arısı (Apis mellifera L.)'nın Polen
Toplama Aktivitesi, Polen Tercihi ve Farklı Polen Tiplerinin Morfolojik ve Kalite
Özellikleri Tr. J. of Agriculture and Forestry. 22:475-482. (1998).
BA YDAR, H., Yüce., S. Kışlık Ekimde Yazlık ve Kışlık Kolza (Brassica napus L.)
Çeşitlerinin Büyüme ve Gelişme Özellikleri, Kuru Madde Birikimleri ve Kalite

Özelliklerinin Karşılaştırılması. Tr. 1. of Agriculture and Forestry. 20:237-242.


(1996).
BAZLEN, K. A Year's Study of the Food Sources and Development of Honey Bee Colonİes

in a Forest at Schonbuch. Msc Thesis. Diplomarbeit der Fakultat fur Biologie der
Universitat Tubingen. Germany. 100 p. (1995).
BECK, W. On the Pollen and Nectar Value of Phacelia, Mallow, Sunflower and BuckwheaL
Bienenpflege. 7:227-230. (1991).
BECKER, K., Hedtke, C. Foraging of Wild Bees and Honey Bees on a Mixture of
Entomophilous Plants on Extensification Areas. Apidologie. 26(4):344-346. (1995).
BEK, Y. Araştırma ve Deneme Metotları. Çukurova Üniversitesi Ziraat Fakültesi. Ers notu
yayınları. No:92. Adana. (1986).
BENEDEK, P., Nyeki, 1. poninating Efficiency of Honeybees on Apple Cultivars as Affected
by Their Flower Characteristics. Horticultural Science. 28(1-2):40-47. (1996).
BENEDEK, P., Nyeki, 1., Szabo, Z., Gülcan, R., Aksoy, U. Bee Pollination of Apricot
Variety Features Affecting Bee Activity. l0 th International Symposium on Apricot
Culture. İzmir, Türkiye. 20-24 September 1993. Acta Horticulturae. 384:329-332.
(1995).
B JORKMAN, T. The Role of Honey Bees (Hymenoptera: Apidae) in the Pollination of
Bukwheat in Eastern North Arnerica. Journal of Economic Entomology. 88: 1739-
1745. (1995).
BLIGHT, M. M., Metayer, M., Delegue, M. H., Pickett, 1. A., Poll, F. M., Wadhams, L. 1.
Identification of Floral Volatiles Involved in Recognition of Oilseed Rape Flowers,
Brassica napus by Honeybees. Journal Chem. EcoL. 23(7):1715-1727. (1997).

231
BOHART, G. E. Pollination by Native Insects. Insect. The Yearbook of Agriculture. USDA.
107-121. (1952).
BODENHEİMER, F. S. Türkiyede'ki Bal Arısı ve Arıcılık Hakkında Etüdler. Ankara, Merkez
Ziraat Mücadele Enst. Numune Matbaası, İstanbul 1-119. (1942).
BONADE BOTTINO, M., Girard, c., Jouanin, L., Metayer, M., Nizou, A. L. P., Sandoz, G.,
Delegue, M. H. P., Lerin, J. Effects of Transgenic Oilseed Rape Expressing
Proteinase Inhibitors on Pest and Beneficial Insects. Acta Horticulturae. 459:235-
242. (1998).
BUCHMANN, S. i. Buzz Pollination in Angiosperms. (C. E. JONES, R. 1. LITTLE, Editors)
Handbook of Experimental Pollination Biology. Van Nostrand Reinhold Company
Limited. Wokingham, Berkshire, England. 73-113. (1983).
BUCHMANN, S. L., Van de Water, P. Phacelia (Hyrophyllaceae): Pollen and Nectar Host
Plants for Orchard Mason Bees (Osmia lignaria) as Managed Pollinators in Southem
Arizona. United States Department of Agrieulture. Agric. Research Serv.
http://www.nalusda.gov/ttic/tektranldata/ 000009621 9.html. (1998).
BUDAK, M. E. Ülkemizde Çeşitli Kurumlarea Yetiştirilen Ana Arılar ile Oluşturulan
Kolonilerin Fizyolojik, Morfolojik ve Davranışsal Farklılıklarının Araştırılması.

Doktora Tezi. Ankara Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Zootekni Anabilim Dalı.
Ankara. (Yayınlanmamış). (1992).
CALABUIG, i. Solitary Bees and Bumblebees in a Danish Agricultural Landscape. PhD
Thesis. Univesity of Copenhagen, Department of Population Ecology. 103. (2000).
CAMAZINE, S., Creilsheim, K., Hrassnigg, N., Robinson, G., E., Leonhard, B., Kropiunigg,
H. Protein Trophallaxis and the Regulation of Pollen Foraging by Honey Bees (Apis
mellifera L.). Apidologie. 29(1-2):113-126. (1998).
CARPENTER, F. L. Pollination Energetics in Avian Communities: Simple Concepts and
Complex Realities. Insect Foraging Energeties. (C. E. JONES, R. 1. LITTLE,
Editors) Handbook of Experimental Pollination Biology. Van Nostrand Reinhold
Company Limited. Wokingharn, Berkshire, England. s.2 15-234. (1983).
CHITTKA, L., Domhaus, A. Comparisons in Physiology and Evolution, and Why Bees can
Do the Things They Do. Ciencia Al Dİa lntemacional. 2(2): 1-17. (1999).
CLARE, G., SuckIing, D. M., Bradley, S. 1., Walker, J. T. S., Shaw, P. W., Daly, J. M.,
McLaren, G. F., Wearing, C. H. Pheromone Trap Colour Determines Catch of non-
Target Insects. New Zealand Plant Protection. 53:216-220. (2000).

232
COLLEY, M. R., Luna, J. M. Relative Attractiveness of Potential Beneficial Insectary Plants
to Aphidophagous Hoverflies (Diptera: Syrphidae). Environ. Entomol. 29(5): 1054-
1059. (2000).
COLLISON, C. H. The Interrelationships of Honey Bee Activity, Foraging Behaviour,
Climatic Conditions, and Flowering in the Pollination of Pickling Cucumbers,
Cucumis sativus. Dissertation Abstracts InternationaL. 37:12, 5957B-5958B. (1977).
CORBET, S. A., Williams, ı. H., Osbome, 1. L. Bees and the Pollination of Crops and Wild
Flowers in the European Community. Bee World. 72(2):47-59. (1991).

COŞKUN, M. GAP Bölgesi Koşullarında Arıotu (Phacelia tanacetifolia Bentham)'nun


Buğdayla (Triticum durum Desf.) Karışım Yetiştirilme Olanakları Üzerinde Bir
Araştırma. Çukurova Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü. Tarla Bitkileri Anabilim
Dalı Yüksek Lisans Tezi. Adana. (Yayınlanmamış). (2001).
CRANE, E. Honey: A Comprehensive Survey. Heinemann ın Co-operation with
International Bee Research Association. London. UK. (1975).
CRANE, E., Walker, P., Day, R. Directory ofImportant World Honey Sources. International
Bee Research Association. London. (1984).
CREMONEZ, T. M., Jong, D. D., Bitondi, M. M. G. Quantification of Hemolymph Proteins
as a Fast Method for Testing Protein Diets for Honey Bees (Hymenoptera: Apidae).
J. Econ. Entomol. 91(6):1284-1289. (1998).
CRESSWELL, 1. E. The Influence of Nectar and Pollen Availability on Pollen Transfer by
Individual Flowers of Oilseed Rape (Brassica napus) When Pollinated by
Bumblebees (Bombus lapidarius). Journal of Ecology. 87:670-677. (1999).
CRIPPS, C., Rust, W. Pollen Preferences of Seven Osmia Species (Hymenoptera:
Megachilidae). Environ. Entomol. 18(1):133-138. (1989a).
CRIPPS, C., Rust, W. Pollen Foraging in a Community of Osmia Bees (Hymenoptera:
Megachilidae). Environ. Entomol. 18(4):582-589. (1989b).
CURRIE, R. W., Jay, S. C., Wright, D. The Effects of Honeybees (Apis mellifera L.) and
Leafcutter Bees (Mega ch ile rotundata F.) on Out-crossing between Different
Cultivars of Beans (Vicia faba L.) in Caged Plots. Journal of Apicultural Research.
29(29):68-74. (1990).
ÇAKMAK, İ., Wells, H. Reward Frequency: Effects on Flower Choices Made by Different
Honeybee Races in Turkey. Turk J. Zool. 25:169-176. (2001).

233
ÇAKMAK, L, Wells, H., Fıratlı, Ç. Response of Apis mellifera syriaca and A. m. armeniaca
to Nectar Variations: Implieations for Agrieulture. Tr. J. of Agrieulture and Forestry.
22:561-571. (1998).
ÇALIŞKAN, M. E., Mert, A., Mert, M., İşler, N. Hatay Ekolojik Koşullarında Bazı Kolza

Çeşitlerinin Önemli Tarımsal Özelliklerİ ile Bu Özelliklerin Verim Oluşumuna


Etkileri. Mustafa Kemal Üniversitesi Ziraat Fakültesi Dergisi. 3(2):31-46. (1998).
Da SILVA, P. G., Serrao, J. E. Nutritive Value and Apparent Digestibility of Bee-Colleeted
and Bee-Stored Pollen in the Stingless Bee, Scaptotrigona postica Latr.
(Hymenoptera, Apidae, Meliponini). Apidologie. 31 :39-45. (2000).
DELAPLANE, K. S. Bee Conservation in the Southeast. The University of Georgia College
of Agrieultural&Environmental Seienees. Cooperative Extension Service. Bulletin
No: 1164. (1998).
DELAPLANE, K. S., Mayer, D. F. Crop Pollination by Bees. CABI Publishing. USA. 385
pp. (2000).
DEWAN, S. M. A. L. Foraging and Resouree Utilization of Apis spp. (Hymenoptera: Apidae)
ofBangladesh. Mse. Thesis. University of Wales. Cardiff. DK. 294 pp. (1995).
DEWENTER, 1. S., Tsehamtke, T. Effeets of Habitat Isolation on Pollinator Communities
and Seed Set. Oeeologia. 121:432-440. (1999).
DEWENTER, 1. S., Tsehamtke, T. Resouree Overlap and Possible Competition between
Honey Bees and Wild Bees in Central Europe. Oeeologia. 122:288-296. (2000).
DIAS, B. S. F., Raw, A., Fonseea, V. L. 1. Report on the Reeommendations of the Workshop
on the Conservation and Sustainable Use ofPollinators in Agrieulture with Emphasis
on Bees. Brazilian Ministry of the Environment. Brasilia. (1999).
DOBSON, H. E., M., Bergstroöm, G., Groth, 1. Differenees in Fragranee Chemistry between
Flower Parts of Rosa rugosa Thunb. (Rosaeeae). Israel Journal of Botany. 39:143-
156. (1990).
DOGAN, K. Türkiye Tarımından Kolzayı Esirgemeyiniz. Yem Sanayi Dergisi. 33:17-24.
(1981).
DOGAROGLU, M. Türkiye'de Yetiştirilen Önemli Arı Irk ve Tiplerinin Çukurova Bölgesi
Koşullarında Performanslarının Karşılaştırılması. Doktora Tezi. Çukurova
Üniversitesi Ziraat Fakültesi Adana. (Yayınlanmamış). (1981).

234
DOGAROGLU, M., Özdemir, M., Polat, C. Türkiye'deki Önemli Bal Arısı Irk ve
Ekotiplerinin Trakya Koşullarında Performanslarının Karşılaştırılması. Tr. J. of
Veterinary and Animal Sciences. 16:403-414. (1992).
DRELLER, C., Page, RE., Fondrk, M. K. Regulation of Pollen Foraging İn Honeybee
Colonies: Effects of Young Brood, Stored Pollen, and Empty Space. Behavioral
Ecologyand Sociobiology. 45(3):227-233. (1999).
DRELLER, c., Tarpy, D. R Perception of the Pollen Need by Foragers in a Honeybee
Colony. Animal Behaviour. 59(1):91-96. (2000).
DYER, A G. Broad Spectral Sensitivities in the Honeybee's Photoreceptors Limit Colour
Constancy. J. Comp. Physiol. 185:445-453. (1999).
ELEKONICH, M. M., Robinson, G. E. Organizational and Activational Effects of Hormones
on Insect Behavior. Journal ofInsect Physiology. 46:1509-1515. (2000).
ERICKSON, E. H. Pollination of Entomophilous Hybrid Seed Parents. (C. E. JONES, R J.
LlTTLE, Editors) Handbook of Experimental Pollination Biology. Van Nostrand
Reinhold Company Limited. Wokingham, Berkshire, England. 493-535. (1983).
ESTES, J. R, Amos, B. B., Sullivan, J. R Pollination from Two Perspectives: the
Agricultural and Biological Seiences. CC. E. JONES, R J. LITTLE, Editors)
Handbook of Experimental Pollination Biology. Van Nostrand Reinhold Company
Limited. Wokingham, Berkshire, England. 536-554. (1983).

ETİ, S. Çiçek Tozu Miktarını Belirlemede Kullanılan Pratik Bir Yöntem. Çukurova
Üniversitesi Ziraat Fakültesi Dergisi, 5(4):49-58. (1990).
EV ANS, A, Schaffer, M., Wratten, S. D., Frampton, C., France, C. The Influence of a Fly
Attractant on Hybrid Carrot Pollination. Proceeding of the 48 th New Zealand Plant
Protection Society Conference. 8-10 August 1995. Hastings. (1995).
EVERETT, T. H. New Illustrated Encyc10pedia of Gardening. The Greystone Press. New
York. USA (1963).
FAO. Statistical Database. (1992)
FEWELL, J. H., Bertram, S. M. Division of Labor in a Dynamie Environment: Response of
Honeybees (Apis mellifera) to Graded Changes in Colony Pollen Stores. Behav Eeol
SociobioI46:171-179. (1999).
FLURI, P., Prick, R. Losses ofBees during Mowing ofPlowering Fields. Swiss Bee Research
Centre. www.apis.admin.ch/english/pdf/poisoning/ maehen_e.pdf. (2001).

235
FREE, 1. B. The Behaviour of Honeybee Visiting Field Beans (Vicia/aba). Journal of Animal
Ecology. 31 :497-502. (1962).
FREE, 1. B. The Behaviour of Honeybees Visiting the Flowers of Fruit Trees.1. Anim. Ecol.
29.385-395. (1970).
FREE, 1. B. Studies on the Seasonal Changes in the Activities of Honeybee Colonies.
Honeybee Biology. Central Association of Beekeepers Publications. ı 71-179.

(1982).
FREE, 1. B. Pheromones of Social Bees. Cornell University Press. Chapman and HalL.
London. 218 pp. (1987).

FREE, 1. B. The Pollination of Fruit Trees. Bee World 41:141-151, 169-186. (1960)

FREE, 1. B. Insect Pollination of Crops. Academic Press Harcourt Brace. Jovanovich


Publishers. (1992).
FREE, 1. B., Ferguson, A.W. Foraging Behaviour of Honeybees on Oilseed Rape. Bee World.
64(1):22-24. (1983).
FREE, 1. B., Nuttall, P. M. Effect of the Time of Day at which Honeybee Colonies are First
Allowed Flight in a New Location on Their Choice of Flower Species. Nature.
218:982. (1968).
FREE, 1. B., Williams, 1. H. The Foraging Behaviour of honeybees (Apis mellifera L.) on
Brussels Sprout (Brassica oleracea L.). J. AppI. Eeol. 10:489-499. (1974).
FREE, 1. B., Williams, 1. H. The Effect on The Foraging Behaviour of Honeybees of The
Relative Locations of The Hive Entrance and Brood Combs. Applied Animal
Ethology. 2:141-154. (1976).
FREE, 1. B., Williams, 1. H. Influence of the Location of Honeybee Colonİes on Their Choice
ofPoIlen Sources. Journal Applied Eeology. 11:925-935 (l983a).
FREE, 1. B., Williams, 1. H. Scent-Marking of Flower by Honeybees. Journal of Apicultural
Research. 22(2):86-90. (1983b).
FREE, 1. B., Williams, i. H., 1983a. Foraging Behaviour of Honeybees and Bumble Bees on
Brussels Sprout Grown to Produee Hybrid Seed. Journal of Apİeultural Research.
22(2):94-97. (1979).
FREE, J. B., Raw, A., Williams, 1. H. Pollİnation of Coeonut (Cocas nucifera L.) in Jamaica
by Honeybees and Wasps. Applied Animal Ethology. 1:213-223. (1975).
FRESNAYE, J. B., Lensky, Y. Methods d' Appreciation des Surfaces de vain Dans les
Colonİes d' Abeilles. Ann. Abeille. 4(4):369-376. (1961).

236
PULOP, A., Menzel, R. Risk-Indifferent Foraging Behaviour ın Honeybees. Animal
Behaviour. 60(5):657-666. (2000).
GAMGAM, M. Parametrik Olmayan İstatistiksel Teknikler. Gazi Üniversitesi. Yayın No: 140.
Ankara. (1989).
GENÇ, F. Erzurum Şartlarında Arı Kolonilerindeki Varroa Bulaşıklık Düzeyinin Kışlatmaya;

Yemlerne, Mera ve Ana Arı Çıkış Ağırlığının Koloni Performansına Etkileri. Atatürk
Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü. Zootekni Anabilim Dalı. Doktora Tezi.
Erzurum. (Yayınlanmamış). (1990).
GIBBS, D. M. H., Muirhead, i. F. The Economic Value and Environmental Impact of the
Australians Beekeeping Industry. A Report for The Australian Beekeeping Jndustry.
56. (1998).
GILL, R. .A. The Value of Honeybee Pollination to Society. Acta Hort. (JSHS) 288:62-68.
(1991).
GJNGRAS, D., Oliveira, D., Gingras, l, Richards, K.W. Honey Bees and the Production of
Cucumbers in Quebec (Canada). Proceedings of the i h International Symposium on
Pollination. Pollination: from Theory to Practise, Lethbridge, Alberta, Canada, 23-28
June 1996. Acta Horticulturae. 437:395-399. (1997).
GİRA Y, T., Novoa, E. G., Aron, C. W., Zelinsky, B., Fahrbach, S. E., Robinson, G. E.
Genetic Variation in Worker Temporal Polyethism and Colony Defensiveness İn the
Honey Bee, Apis mellifera. Behavioral Ecology. 11(1):44-55. (2000).
GIURF A, M., Nunes, L A. Honeybees Mark with Scent and Reject Recently Visited Flowers.
Oecologia. 89:113-117. (1992).

GiZLENCİ, Ş., Dok, M. Kolza ve Kolza Tarımı. Karadeniz Tarımsal Araştırma Enstitüsü

Müdürlüğü. 17-18 Mayıs 2001. Hizmet içi Eğitimi. Samsun. (2001).

GOL TZ, L. Honey and Pollen Plants. Part VIII. Cruciferae-Mustard, Cresses and Canola
(Rapeseed). American Bee Journal. November. 779-78 ı. (1987).
GOL TZ, L. Honey and Pollen Plants. Part X. Miscellaneous Honey Plants. American Bee
Journal 128(2):97-100. (1988).
GOLUBOV, l, Eguiarte, L. E., Mandujano, M. c., Portillo, J. L., Montana, C. Why be a
Honeyless Honey Mesquite? Reproduction and Mating System of Nectarful and
Nectarless Individuals. American Journal ofBotany. 86(7):955-963. (1999).

237
GORI, D. F. Post-Pollination Phenomena and Adaptive Floral Changes. (C. E. JONES, R. 1.
LITTLE, Editors) Handbook of Experimental Pollination Biology. Van Nostrand
Reinhold Company Limited. Wokingham, Berkshire, England. s.31-49. (1983).
GOULD, 1. L. Etho10gical and Comparative Perspectives on Honey Bee Learning. (Ed. A. 1.
LEWIS). Insect Learning. 18-78. (1995).
GREER, L. Alternative Pollinators: Native Bees. Horticultural Technical Note. National
Center for Appropriate Technology. Rural Business. Cooperative Services. U.S.
Department of Agriculture. (1999).
GRIFFITHS, D. W., Robertson, G. W., Shepherd, T., Ramsay, G. Epicuticular Waxes and
Volatiles from Faba Bean (Vicia/aba) Flowers. Phytochemistry. 52:607-612. (1999).
GUPTA, S., K., Bali, S. V. Effect of Temperature on Pollen Production in Rapeseed. Plant
Cell Incompatibility Newsletter. 22:13-14. (1990).
GÜLER, A. Türkiye'deki Önemli Balansı (Apis mellifera L.) Irk ve Ekotiplerinin Morfolojik
Özellikleri ve Performanslarının Belirlenmesi Üzerinde Araştırmalar. Doktora Tezi.
Çukurova Üniversitesi Ziraat Fakültesi. Adana. (1995).
GÜLER, A. Ancılıkta Yer Daraltma ve İlave Yemlemenin Kolonilerin Bazı Fizyolojik
Özelliklerine Etkileri. Turk J. Vet. Anim. Sci. 24: 1-6. (2000).
HAMMER, O. Some Problems of Competition Between Summer Rape and Clover in
Relation to Pollination. Proc.II Int. Symp. Poll. London. SuppI: 99- 106. (1966).
HAUSER, T. P., Jorgensen, R. R, Ostergard, H. Preferential Exclusion of Hybrids in Mixed
Pollinations Between Oilseed Rape (Brassica napus) and Weedy Brassica
campestris (Brassicaceae). American Journal of Botany. 84(6):756-762. (1997).
HAYDAK, M. H. Honey bee nutrition. Ann.Rev.Entomo1.15:143-156.(1970)
HEINRICH, B. Insect Foraging Energetics. (C. E. JONES, R. J. LITTLE, Editors) Handbook
of ExperimentaI Pollination Biology. Van Nostrand Reinhold Company Limited.
Wokingham, Berkshire, England. 187-214. (1983).
HERBERT, E. W. Honey Bee Nutrition. J.M. Graham (ed). The Hive and The Honey Bee.
Dadant and Sons. Hamilton, Illinois. 197-233. (1992).
HERRERA, C. M. Daily Patterns ofPollinator Activity, Diffrential Pollinating Effectiveness,
and Floral Resource Availability, in a Summer-Flowering Mediterranean Shrub.
Oikos. 58(3):277-288. (1990).
HILL, P. S. M., Wells, P. H., Wells, H. Spontaneous Flower Constancy and Learning in
honey Bees as a Function ofColour. Animal Bahaviour. 54(3):615-627. (1997).

238
HOUSTON, l, Amspoker, M., Silkey, B., Wells, H. Floral Ca1cium Oxalate Crystals as
Foraging Cues for Honey Bees. Journal of Apicu1tural Research 34:197-203. (1996).
HRNCIR, M., Jarau, S., Zucchi, R., Barth, F. G. Recruİtment Behavior in Stingless Bees,
Melipona scutellaris and M. quadrifasciata. II. Possible Mechanisms of
Communication. Apidologie. 31 :93-113. (2000).
INGRAM, J. Report on the Separation Distances Required to Ensure Cross-Pollination is
Below Specified Limits in Non-seed Crops of Sugar Beet, Maize and Oilseed Rape.
Ministry of Agricu1ture Fisheries and Food. National Institute of Agricultural
Botany. Huntington Road. Cambridge. (2000).
INOUE, T., Kato, M., Kakutani, T., Suka, T., Itino, T. Insect-Flower Relationship İn the
Temperate Deciduous Forest of Kibune, Kyoto: an Overview of the Flowering
Phenology and the Seasonal Pattern of Insect Visits. Contributions from the
BiologicaI Laboratory. Kyoto University. 27(4):377-463. (1990).
ISHAM, G., Eisikowitch, D. Low Attractiveness of Avocado (Persea americana Mill.)
Flowers to Honeybees (Apis mellifera L.) Limits Fruİt Set in Israe1. Journal of
Horticultural Science and Biotechnology. 73(2):195-204. (1998).
İNCi, A., Tutkun, E., Şabanoğlu, M., Yılmaz, B. Ayçiçeği (Helianthus annuus L.)'nin Tohum

Bağlarnasında Bal Arısının Etkisi Üzerinde Araştırmalar. Teknik Arıcılık Dergisi.

33:20-24. (1991).
JAABLONSKI, B., Skowronek, J. Estimation of the Apicultural Value of a Phacelia Cultivar.
Pszczelnicze Zeszyty Naukowe. 26:115-121. (1982).
JAKOBSEN, H. B., Kristjansson, K., Rohde, B., Terkildsen, M., Olsen, C. E. Can Social
Bees ve Influenced to Choose a Spesific Feeding Station by Adding the Scent of the
Station to the Hive Air. Journal Chem. Ecol. 21(11):1635-1648. (1995).
JENSEN, E. S. Nitrogen Accumulation and Residual Effects of Nitrogen Catch Crops. Acta
Agric. Scand. 41 :334-344. (1991).
JOHANSEN, C. A., Mayer, D. F. Observations on Honey Bee Foraging Behavior. American
Bee Journal. March. 194-196. (1987).
KAFTANOGLU, O., Kumova, U., Yeninar, H. Ana Arı Yetiştiriciliğinin Önemi ve Ana Arı
Kalitesini Etkileyen Faktörler. Doğu Anadolu Bölgesi i. Arıcılık Semineri. Erzurum.
48-60. (1992).

239
KAHL, H. Border Strip Planting to Enhance Biological Control of the Cabbage Aphid,
Brevicoryne brassicae (L.) by Hoverflies (Diptera:Syrphidae). Christchurch
Polytechnic. Institute of Technology. http://www.cpit.ac.nz/hort/res3.htm. New
Zealand. (1996).
KAMLER, F. Response of Selected Winter Rape Cultivars to PoIlination by Honeybees.
Rostlinna Vyroba. 29(3):225-234. (1983).
KANSU, İ. A Genel Entomoloji. Kıvanç Basımevi. Ankara. 426s. (1994).

KARAASLAN, D. Kanola Tarımı ve Biodizel Üretimi. Karadeniz Bölgesi i. Tarım


Sempozyumu. 4-5 Ocak 1999. Samsun. 2:607-616. (1999).

KARACAOGLU, M., Fıratlı, Ç. Bazı Anadolu Bal Arısı ekotipleri (Apis mellifera
anatofiaca) ve MelezIerinin Özellikleri. Tr. J. of Veterinary and Animal Sciences.
23(1)7-14. (1999).
KEARNS, C. A, Inouye, D. W., Waser, N. M. Endangered Mutualisms: the Conservation of
Plant-Pollinator Interactions. Annu. Rev. Ecol. Syst. 29:83- 112. (1998).
KEVAN, P. G. Floral Colors Through the Insect Eye: What Theyare and What They Mean.
(C. E. JONES, R. J. LITTLE, Editors) Handbook of Experimental Pollination
Biology. Van Nostrand Reinhold Company Limited. Wokingham, Berkshire,
England. 3-30. (1983).
KIM, Y. S., Smith, B. H. Effect of an Amino Acid on Feeding Preferences and Learning
Behavior in the Honey Bee, Apis mellifera. Journal of Insect Physiology. 46:793-
801. (2000).
KIRıcı, S., Özgüven, M. Çukurova Bölgesinde Verim, Kalite ve Erkencilik Bakımından

Uyabilecek Kolza Çeşitlerinin Saptanması. Çukurova Üniversitesi Ziraat Fakültesi


Dergisi. 10(3)105-120. (1995).
KIRCHNER, W. H., Grasser, A The Significance of Odor Cues and Dance Language
Information for the Food Search Behavior of Honeybees (Hymenoptera: Apidae).
Journal ofInsect Behavior. ıı (2): 169- 178). (1998).
KNUDSEN, J. C. N., Poulsen, M. H. Bee Visits, Crossing Frequencies and Yield Stmcture of
Field Beans (Vicia faba) with Closed Flower Character. R. THOMPSON (Ed).
"Vicia faba" Physiology and Breeding. Martindes Nijhilf PubIishers. 3 ı 7-328.
(1981).

240
KOLTOWSKI, A. The Results of Nectar Secretion and Pollen Production of New Cu1tivars
of Rape (Brassica napus L.). The 8th International Pollination Symposium. July 10-
14,2000. Abstracts. Mosonmagyarovar. (2000).
KORKMAZ, A., Aydın, A. Sürdürülebilir Tarımda Bal Arısının (Apis mellifera L.) Rolü.
Ziraat Mühendisliği Dergisi. 323:24-26. (1999).
KORKMAZ, A., Kumova, U. Çukurova Bölgesi Koşullarında Yetiştirilen Fazelya (Phacelia
tanacetifofia Bentham) Bitkisinin Bal Arısı (Apis mellifera L.) Kolonilerinin
Populasyon Gelişimine, Nektar ve Polen Toplama Etkinliğine Olan Etkilerinin
Araştırılması. Çukurova Üniversitesi Ziraat Fakültesi Dergisi. 13(2):121-130. (1998).

KRIKA V A, J. Hyssop, A Medicinal Plant with Important Biological Properties. Acta


Universitatis Agricu1turae. 28(3-4):583-585. (1980).
KUMOVA, U. Bal Arısı (Ap is mellifera L.) Kolonilerinde Farklı Besleme Yöntemlerinin
Koloni Gelişimi ve Bal Verimi Üzerine Etkilerinin Araştırılması. Çukurova
Üniversitesi Ziraat Fakültesi Dergisi. 14(4):91-98. (1999).
KUMOVA, U. Bal Arısı (Apis mellifera L.) Koloniıerinde Farklı Besleme Yöntemlerinin
Koloni Gelişimi ve Bal Verimi Üzerine Etkilerinin Araştırılması. Hayvansal Üretim.
41 :55-64. (2000).
KUMOV A, U., Kaftanoğlu, O., Yeninar, H. Çukurova Bölgesinde Bal Arısı (Ap is mellifera
L.) Kolonilerinin Ek Yemler1e Beslenmesinin Koloni Gelişimi Üzerine Etkileri.
Ç.Ü.Z.F. Dergisi. 8, (1):153-166. (1993).
KlJMOV A, u., Korkmaz, A.. Çukurova Bölgesinde Yetiştirilen Arı Otu (Phacelia
tanacetifofia Bentham)'nun Bal Arısı (Apis mellifera L.) Kolonilerinin Populasyon
Gelişimi Üzerine Olan Etkilerinin Araştırılması. Teknik ArıcıIık Dergisi. 62 : 2-7.
(1997).
KUMOVA, U., Korkmaz, A. Polinasyonda Bal Arılarımn (Apis mellifera L.) Yeri ve Önemi.
Tarım ve Köy. 121:53-56. (1999).
KUMOVA, U., Korkmaz, A. Türkiye Arı Yetiştiriciliğinde Çukurova Bölgesinin Yeri ve
Önemi. Hayvansal Üretim. 41 :48-54. (2000).
KUMOVA, U., Sağlamtimur, T., Korkmaz, A. Research on Honeybee (Apis mellifera L.)
Foraging Preferences Among Varieties ofPhacelia (Phacelia tanacetifofia Bentham).
Mellifera. 1-1:60-64. (2001).

241
LALOI, D., Sandoz, J. C., Nizou, A. L. P., Marchesi, A., Pouvreau, A., Tasei, J. N., Poppy,
G., Delegue, M. H. P. Olfactory Conditioning of the Proboscis Extension in Bumble
Bees. Entomologia Experimentalis et Applicata. 90:123-129. (1999).
LANGRIDGE, W. H. R., Goodman, A. Rapeseed Crop with and without Pollinators. Aust. 1.
Exp. Agric. Animal Husbandary. 15:285-288. (1975).
LASKA, M., Galizia, C. G. Enantioselectivity of Odor Perception ın Honeybees (Apis
mellifera camica). Behavioral Neuroscience. 115(3):632-639. (2001).
LEE, T. N., Snow, A. A. Pollinator Preferences and the Persistence of Crop Genes in Wild
Radish Populations (Raphanus raphanistrum, Brassicaceae). American Journal of
Botany. 85(3):333-339. (1998).
LEVIN, M. D. Using Honeybees to Pollinate Crops. USDA. Leaflet Number: 549. (1986).
LIOW, L. H. Bee Diversity along A Gradient of Disturbance in Tropica! Lowland Forests of
Southeast Asia. Skriftserie. 3:101-130. (2001).
LONG, R. F., Corbett, A., Lamb, c., Horton, C. R., Chandler, J., Stimmann, M. Beneficial
Insects Move from Flowering Plants to Nearby Crops. California Agriculture.
52(5):23-26. (1998).
MANNING, R. Pollen Analysis of Eucalypts in Western Australia. RuraI Industries
Research&Development Corporation. No:01l53. 63. (2001).
MANNING, R., Boland, J. A Preliminary Investigation into Honey Bee (Apis mellifera)
Pollination of Canola (Brassica napus cv. Karoo) in Western Australia. Australian
Journal of Experimental Agricu1ture. 40(3):439-442. (2000).
MARQUARD, R. The Influence of Temperature and Photoperiod on Fat Content, Fatty Acid
Composition, and Tocopherols of Rapeseed (Brassica napus) and Mustard Species
(Sinapis alba, Brassica juncea, and Brassica nigra). Agrochimica. 29(2):145-153.
(1985).
MARQUARD, R., Walker, K. C. Enviromental Impact of Rapeseed Production. Brassica
Oilseeds-Production and Utilization. (D. S. Kimber, D. i. McGregor, Editors). Centre
for Agriculture and Biosciences. 195-214. (1995).
MARSHALL, E. 1. P. Guidelines for the Siting, Establishment and Management of Arable
Field Margins, Beetle Banks, Cereal Conservation Headlands and Wildlife Seed
Mixtures. IACR-Long Ashton Research Station. Department of Agricultural
Sciences. Issue No:2. Bristol. (1998).

242
Mc GREGOR, S. E. Inseet PoHination of Cultivated Crop Plants. Agrieultural Handbook No :
496. USDA. 41 ı pp. (1976).
MESQUIDA, J., Deleque, M. H. P., Marilleau, R., Metayer, M., Renard, M. Neetar Seeretion
by Flowers of Male Sterile Hybrid Winter Rape (Brassica napus L.). Agronomie.
11(3):217-227. (1993).
MESQUIDA, l, Renard, M., Pierre, J. S. Rapeseed (Brassica napus L.) Produetivity: The
Effeet of Honeybees (Apis mellifera L.) and Different Poııination Conditions İn Cage
and Field Tests. Apidologie. 19(1):51-71. (1998).
MIAH, M. K., Alam, M. Z., Islam, Z., Hossain, M. Influenee of Honeybee on Poııination and
Seed Produetion in Synthesized Cabbage (Brassica napus L.). Bulletin of the
Institute of Tropieal Agrieulture. 16:107-113. (1993).
MICHENER, C. D. The Social Behavior of the Bees. Harvard University Pres. Cambridge,
Massaehusetts. 405pp. (1974).

MILLER, T. E., Winn, A. A. PoIlination Biology. Department of Biologieal Scienee Florida


State University. Tallahassee. Experimental Biology BSC 3402L. (1999).
MOORE, D., Siegfried, D., Wilson, R., Rankin, M. A. The Influenee of Time of Day on the
Foraging Behavior of the Honeybee, Apis mellifera. Journal of Biologieal Rhythms.
4(3):305-325. (1989).
MORSE, R. A., Hooper, T. The Illustrated Eneyclopedia of Beekeeping. Blandford Press.
Frome, Somerset, UK. 432. (1985).
MUSTAJARVI, K., Siikamaki, P., Rytkönen, S., Lammi, A. Consequenees of Plant
Population Size and Density for Plant PolIinator Interaetions and Plant Performance.
Journal of Eeology. 89(1):80-87. (2000).
MUZAFF AR, N., Ahmad, R. Some Honeybee Flora for Apis spp. in Pakistan. Pakistan
Journal ofZoology. 23(3):201-218. (1991).
NAGAMITSU, T., Momose, K., Inoue, T., Roubik, D. W. Preferenee in Flower Yisits and
Partitioning in Pollen Diets of Stingless Bees in an Asian Tropieal Rain Forest. Res.
Popul. Eeol. 41:195-202. (1999).
NEAL, P. R., Giurfa, M., Dafni, A. Floral Symmetry and lts Role in Plant-Pollinators
Systems:Terminology, Distribution and Hypotheses. Annu. Rev. EeoL. Syst. 29:345-
373. (1998).

243
NIZOU, A. L., Grison, R., Olsen, L., Pioche, c., Amold, G., Delegue, M. H. P. lmpact on
Proteins Used in Plant Genetic Engineering Toxicity and Behavioral Study in the
Honeybee. Entomological Society of America. 90(6):1710-1716. (1997).
OLDROYD, B., Rinderer, T., Wongsiri, S. Polen Resource Partitioning by Apis dorsata,
A.eerena, A.andreniformis and Ajlorea in Thailand. Journal of Apicultural Research.
31(1):3-7. (1992).
OLIVERlA, D. D. lnsect Pollinators and Integrated Production Management. VII
International Symposium on Pollination. Lethbridge, Alberta, Canada. ISHS Acta
Horticulturae. 437:385-390. (1997).
ORTIZ, P. L., Arista, M., Talavera, S. Nectar Production and Frequency of PoHinators in
Ceratonia siliqua L. (Caesalpiniaceae). Anales del Jardin Botanico de Madrid.
54(1):540-546. (1996).
OSBORNE, L L., Williams, i. H., Corbet, S. A. Bees, Pollination and Habitat Change İn the
European Community. Bee World (3):99-116. (1991).
OSBORNE, L L., Clark, S. l, Morris, RJ., Williams, i. H., Riley, L R, Smith, A. D.,
Reynolds, D. R, Edwards, A. S. A Landscape-scale Study of Bumble Bee Foraging
Range and Constancy, Using Harmonic Radar. Journal of Applied Ecology. 36:519-
533. (1999).
ÖDER, E. Bazı Önemli Ballı Bitkiler. Hasad Dergisi. 92:34-38. (1993).
ÖDER, E. An Meralan ve Özellikleri. Teknik Ancılık Dergisi. 45:21-25. (1994).
ÖZBEK, H. Doğu Anadolu'nun Bazı Yörelerinde Elma Ağaçlarında Tozlaşına Yapan Anlar
(Hymenoptera: Apoidea). Atatürk Üniversitesi Ziraat Dergisi. 9(4):73-83. (1978).
ÖZBEK, H. Kültür Bitkilerinin Tozlaşmasında Balansı (Apis mellifera). Atatürk Üniversitesi
ZiraatDergisi. 1-2:171-177. (1979).
ÖZBEK, H. Korunga (Onobryehis sativa Lam.) Tohumu Üretiminde Anlann Yeri ve Önemi.
Türkiye 3. Çayır-Mera ve Yembitkileri Kongresi. 17-19 Haziran 1996. Erzurum.
Bildiri Kitabı. 429-434. (1996).
ÖZBEK, H. Elmanın Tozlanmasında Anlann (Hymenoptera: Apoidea) Önemi ve Elma
Çiçeklerini Ziyaret Eden An Türleri. Yumuşak Çekirdekli Meyveler Sempozyumu.
2-5 Eylül 1997. Bildiri KitabL1 07 -114. Yalova. (1997).
ÖZBEK, H., Dinç, U., Kapur, S. A. Çukurova Üniversitesi Yerleşim Sahası Topraklarının
Detaylı Etüt Haritası. Çukurova Üniversitesi Yayınları: 73. Bilimsel Araştırma ve

İncelemeleri: 8. Ankara Üniversitesi Basımevi. Ankara. (1974).

244
ÖZBİLGİN, N. Bal Arıları ile Sağlanan Tozlaşmamn Ekonomik Değeri: ABD Örneği.

Polinasyon Projesi. Ege Tarımsal Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü. Hizmetiçi Eğitim

Semineri. 16-18 Şubat 1999. Menemen İzmir. (1999).


ÖZGÜVEN, M. Yağ Bitkileri. Cilt 2. (Kolza, Ayçiçeği, Hintyağı). Çukurova Üniversitesi
Ziraat Fakültesi Ders Kitabı. No:47. Adana. (1987).
ÖZGÜVEN, M., Kıncı, S. Bazı Kolza Çeşitlerinin Çukurova Bölgesinde Verim ve Verim
Komponentlerinin Belirlenmesi. Çukurova Üniversitesi Ziraat Fakültesi Dergisi.
14(1):41-48. (1999).
ÖZGÜVEN, M., Kıncı, S., İbrikçi, H., Gür, A., Özel, A., Karaaslan, D., Kırpık, M., Akıncı,
C., Gül, İ., İnan, M. Güneydoğu Anadolu Bölgesinde Kolza (Brassiea napus L.)
Çeşitlerinde Azot Miktarı ve Bitki Yoğunluğunun Tohum Verimi ve Yağ Oramna
Etkisi. Türkiye Tarımsal Araştırma Projesi Sempozyurnu. Program ve Bildiri
Özetleri. 20-21 Eylül 2000. Şanlıurfa. (2000).
PANKlW, T., Page, R. E., Fondrk, M. K. Brood Pheromone Stimulates Pollen Foraging in
Honey Bees (Apis mellifera) Behavioral Ecology and Sociobiology. 44(3):193-198.
(1998).
PATTEN, K. D., Shanks, C. H., Mayer, D. F. EvaIuation of Herbaceous Plants for
Attractiveness to BumbIe Bees for Use Near Cranberry Farms. Journal of Apicultural
Research. 32(29):73-79. (1993).
PELLETT, F. C. American Honey Plants. Dadant and Sons. Hamilton. Illinois. (1977).
PERCIV AL, M. S. The Presentation of Pollen in Certain Angiosperms and İts Collection by
Apis mellifera. New PhytoL. 54:353-368. (1955).
PERNAL, S. F., Currie, R. W. Nectar QuaIity in Open-Pollinated, Pol CMS Hybrid, and
Dominant SI Hybrid Oilseed Summer Rape. Canadian Journal of Plant Science.
78(1):79-89. (1998).
PERNAL, S. F., Currie, R. W. Pollen Quality of Fresh and 1 year-old Single Pollen Diets for
Worker Honey Bees (Apis mellifera L.). Apidologie. 31:387-409. (2000).
PERNAL, S. F., Currie, R. W. The Influence of Pollen Quality on Foraging Behavior İn

Honeybees (Apis mellifera L.). Behav. EcoL. SociobioL. 51 :53-68. (2001).


PIERRE, 1., Pierre, J. S., Marilleau, R., Delegue, M. H. P., Tanguy, X., Renard, M. Influence
of the Apetalous Character in Rape (Brassiea napus) on the Foraging Behaviour of
Honeybees (Apis mellifera). Plant Breeding. 115(6):484-487. (1996).

245
PIERRE, 1., Mesquida, 1., Marilleau, R., Delegue, M. H. P., Renard, M. Nectar Secretion in
Winter Oilseed Rape, Brassica napus Quantitative and Qualitative Variability
Among 71 Genotypes. Plant Breeding. 118(6):471-476. (1999).
PIERRE, 1., Renard, M. Plant Development Mutants: Incidence on Honey Bees Behaviour
and PoIlination. "New Horizons for and ol crop" Proceedings of the 10lh
International Rapeseed Congress. 26.09.1999. Canberra, Australia. 386-391. (1999).
PLEINES, S., Friedt, W. Genetic Control of Linolenic Acid Concentration in Seed Oi1 of
Rapeseed (Brassica napus L.). Theor. AppL Genet. 78:793-797. (1989).
POPOVIC, i. Honeybee PoIlination of Buckwheat (Fagopyrum esculenturn). The XXXIVth
International Apicultural Congress. Lausanne, Switzerland. 15-19 August 1995.276-
277. (1995).
POULSEN, M. H. Diurnal and Inter-Colony Variation Pollen Collection from Different Seed
Crops by Honeybees (Ap is mellifera L.). Entomologica Scand. 4:100-104. (1973).
POULSEN, M. H. The Frequencyand Foraging Behaviour of Honeybees and Bumble Bees
on Field Beans in Denmark. Journal of Apicultural Research. 12(2):75-80. (1973).
PRIORE, R., Quaranta, M., Barrera, R. V. New Contribution to the Botanical
Characterİzation of Honey from Marche. Apicoltura. 10:1-9. (1995).
lh
PRITSCH, G. Management of Honeybees for Pollination Purposes in the GDR. 6 Pollination
Symposium. Acta Horticulturae. 288:440-442. (1991).
RAMSEY, G., Thompson, C. E., Neilsen, S., Mackay, G. R. Honeybees as Vectoı's of GM
Oilseed Rape Pollen. (Ed) Lutman, P. 1. W., Gene Flow and Agriculture: Relevance
for Transgenic Crops. BCPC Symposium Proceedings. No:72. (1999).
RAPP, R. The Effect ofPollination by Honey Bees (Apis mellifera) on Cucumber cv. 'Delila'
Seed Production. MSc Thesis. Hebrew University of Jeruselam. Rehovot. IsraeL 71
pp. (1981).
ROBINSON, F. A., Oertel, E. Sources of Nectar and Pollen. The Hive and Honeybee. Dadant
and Sons. Hamilton. IIlinois.283-302. (1975).
ROOT, A. ı. Nectar. The ABC and WYZ of Bee Culture. The A. i. Root Company. 703pp.
(1972).

ROUBIK, D. W. Pollination of Cultivated Plants in the Tropics. FAO Agricultural Services


Bulletin. No:1l8. Rome. 196pp. (1995).
ROULSTON, T. H., Buchmann, S. L. A Phylogenetic Reconsideration of the Pollen Starch-
Pollination Correlation. Evolutionary Ecology Research. 2:627-643. (2000).

246
RUTTNER, F. Races of Bees. The Hive and the Honey Bee. Ed. By Dadant and Sons.
Hamilton lLL. 19-38 (1975).
SAÖLAMTİMUR, T. Arılar ve Diğer Çiftlik Hayvanları içİn Çok Amaçlı Bir Bitki: Yemlik

Kolza (Brassica sp). Çukurova Üniversitesi Ziraat Fakültesi. Broşür. Adana. (2001).

SAÖLAMTİMUR T., Tansı, v., Baytekin H. Yem Bitkileri Yetiştirme. Çukurova


Üniversitesi Ziraat Fakültesi Ders Kitabı. No:74. Adana. (1988a).
SAÖLAMTİMUR T., Tansı, V., Baytekin H. Çukurova Koşullarında Kışlık Ara Ürün Olarak
Yetiştirilen Fazelya (Phacelia califomica Cham.)'nda Biçim Zamanının Bitki Boyu
ve Ot Verimine Etkisi Üzerİnde Bir Araştırma. Çukurova Üniversitesi Ziraat
Fakültesi Dergisi. 4(1)76-83). (1989).
SANFORD, M. T. Beekeeping: Florİda Bee Botany. University of Florida. Florida
Cooperative Extension Service. Institute of Food and Agricultural Scİences. Circular
No:686. (1988).

SAWYER, R. Pollen Identification for Beekeepers. Uni. College. C ardi ff Press. (1981).
SCHEINER, R., Erber, J., Page, R. E. Tactile Learning and the Individual EvaIuation of the
Reward in Honey Bees (Apis mellifera L.). J. Comp. Physiol. A., 185:1-10. (1999).
SCHMIDT, J. O. Pollen Foraging Preferences of Honey Bees. Southwestern Entomologist.
7( 49):225-259. (1982).
SCHMIDT, L. S., Shmidt, J. O., Rao, H., Wang, W., Xu, L. Feeding Preference and SurvivaI
of Young Worker Honey Bees (Hymenoptera: Apidae) Fed Rape, Sesame, and
SunflowerPollen. Journal ofEcon. EntomoL. 88(16):1591-1595. (1995).
SCHMIDT, J. O., Thoenes, S. c., Levin, M. D. Survival of Honey Bees, Apis mellifera
(Hymenoptera: Apidae), Fed Various Pollen Sources. Ann. Entomol. Soc. A. 80:176-
183. (1987).
SCHNEIDER, S. S., Hall, H. G. Diet Selection and Foraging Distances of African and
European-African Hybrid Honey Bee Colonies in Costa Rica. Insectes Soc. 44:171-
187. (1997).
SCOGIN, R. Visible Floral Pigments and Pollinators. (C. E. JONES, R. J. LlTTLE, Editors)
Handbook of Experimental Pollination Biology. Van Nostrand Reinhold Company
Limited. Wokingham, Berkshire, England. 160-172. (1983).
SEYMAN, W. S., Barnett, W. W., Thorp, R. W., Stanger, W., Payne, P. B. Bee Pollination in
Cucumbers for Pickling. California Agriculture. 23(1): 12-14. (1969).

247
SHAHAR, B. Y., Thompson, C. K., Hartz, S. M., Smith, B. H., Robinson, G. E. Differences
in Performance on aReversal Leaming Test and Division of Labor in Honey Bee
Colonies. Anim. Cogn. 3:119-125. (2000).
SHUEL, R. W. The Production of Nectar. The Hive and Honeybee. Dadant and Sons.
Hamilton. Illinois. 265-282. (1975).
SİLİcİ, S. Tozlaşmada Polen ve Nektar Cezbediciliğinin Önemi. III. Türkiye Arıcılık

Kongresi. Abstract Kitabı. O1-03 Kasım 2001. Adana. (2001).


SIMIDCHIEV, T. Study of Nectar and Honey Production in Peach (Prunus persica).
Gradinarska i Lozarska Nauka. 9(1):25-32. (1972).
SIMIDCHIEV, T. Studies on the Almond as a Honey Plant. Gradinarska i Lozarska Nauka.
10:2-3. (1973).
SIMIDCHIEV, T. Studies of Nectar and Honey Production İn Raspberry (Rubus ideaus L.)
and Blackberry (Rubus jruticosus L.). Gradinarska i Lozarska Nauka. 13(2):42-49.
(1976).
S INGH , M. P. Melissopalynology and Identification of the Himalayan Races of Honeybees
by Computer Asisted Multivariate Analysis. Msc. Thesis. Department of Bİo­

Scİences. Himachal Pradesh University. Shimla. India. (1989).


SLAA, E. l, Sanchez, L. A., Sandi, M., Salazar, W. A Scientific Note on The Use of Stingles
Bees for Commercial Pollination in Enclosures. Apidologie. 31: 141 142. (2000a).
SOMMERVILLE, D. C. Nutritional Value of Bee Collected Pollens. Australia Rural
lndustries Research&Development Corporation. RIRDC Publication No. 011047. s
166. (2001).
SORKUN, K. Türkiye'nin Önemli Nektar Kaynağı Olan Kültür Bitkileri ve Bal
Potansiyelleri. Türkiye II. Arıcılık Kongresi. Bildiri Kitabı. T.C. Ziraat Bankası

Kültür Yayınları. No:28. 134-145. (1995).


SORKUN, K., Doğan, C. Nektarlı Bitkilerin Çiçeklenme Dönemleri ve Yayılış Alanları

Üzerine Bir Çalışma. Teknik Arıcılık Dergisi. 44:2- 11. (1994).


SÖNMEZ, R, Altan, Ö. Arıcılıkta Kaliteli Nektar Veren Ballı Bitkilerin Önemi. Teknik
ArıcıIık. 49: 18-21. (1995).
STOUT, L C. Does Size Matter? Bumblebee Behaviour and the Pollination of Cytisus
scoparius L. (Fabaceae). Apidologie. 31:129-139. (2000).

248
STRICKLER, K. Flower Production and Pollination in Medicago sativa L. Grown for Seed:
Model and Monitoring Studies. VII International Symposium on Pollination. ISHS
Acta HorticuIturae. 437: 109-114. (1997).
STRICKLER, K., Vİnson, 1. W. Simulation of the Effect of PoHinator Movement on Alfalfa
Seed Set. Environ. Entomol. 29(5):907-918. (2000).
SVENDSEN, O. Experiments on the Importance of Honey Bees for the Pollination of Spring
Rape (Brassica napus). Tidsskrift for PlanteavI. 97:141-148. (1990).
SWEET, 1. B., Simpson, E. C., Norris, C. E., Thomas, J. E. Hybridisation and Persistance in
Herbicide Tolerant Oilseed Rape (Brassica napus). New Horİzons for An Old Crop.
Proceedings of The ıoth International Rapeseed Congress. Canberra. Australia.
(1999).
SZABO, T. ı. Variability of Flower, Nectar, Pollen and Seed Production in Some Canadian
Canola (Rapeseed) Varieties. American Bee Journal. 125(5):351-354. (1985).
TAN, Ş. Bal Arısı Polinasyonunun Ayçiçeğinde Önemi. Tarım ve Köyişleri Bakanlığı. Ege
Tarımsal Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü Yayın No:98. TYUAP Ege-Marmara
Dilimi 2000 Yılı Tarla Bitkileri Bilgi Alışveriş Toplantısı Bildirilerİ. 23-25 Mayıs

2000. Menemen-İZMİR.269-296. (2000).


TANDA, A. S. Floral Biology, Pollen Dispersal, and Foraging Behaviour of Honeybees in
Okra (Abelmoschus esculentum). Journal of Apicultural Research. 24(4):225-227.
(1985).
TANSI, V., Kumova, U., Kızıl, S. Bazı Yem Bitkilerinin Arı Merası Olarak Kullanılma

Olanakları ve Tohum Verim Kalitelerinin Saptanması Üzerine Bir Araştırma.

Çukurova Üniversitesi Ziraat Fakültesi Dergisi. 14(4):81-90. (1999).


TANSI, V., Sağlamtimur, T., Kumova, U., Kızılşimşek, M. Çukurova Bölgesinde Yeni Bir
Yembitkisi Olan Phacelia tanacetifolia Bentham'ın Arı Merası Olarak Kullanılma

Olanakları. Teknik Arıcılık. 52:2-6. (1996).


TEW, J. E. Nectar and Pollen Producing Plants of Alabama. Guide for Beekeepers. Alabama
Cooperative Extension System. ANR-351. (1998).
THAKUR, S. S., Kumar, 1., Mishra, R. C. Nectar Secretion, Concentration and Type of
Sugars and Foraging by Insects on Almond, Pruııus amygdalus Batsch. Indian Bee
Journal. 57(1): 1-5. (1995).

249
THOMAS, M. G., Schumann, D. R Income Opportunities in Special Forest Products: Self-
Help Suggestions for Rural Entrepreneurs. U.S. Department of Agriculture.
Agriculture Information Bulletin. AIB-666. (1993).
TREU, R, Ernberlin, J. Pollen Dispersal in The Crops Maize (Zea mays), OİIseed Rape
(Brassica napus ssp. oleifera), Potatoes (Solanum tuberosum), Sugar Beet (Beta
vulgaris ssp. vulgaris) and Wheat (Triticum aestivum). National Pollen Research
Unit. University College Worcester. (2000).
TRONSON, D. The Odour, the Anİmal and the Plant. Molecules. 6:104-116. (2001).
UÇAR, H., Tansı, V. Çukurova Koşullarında Farklı Ekim Zamanı ve Sıra Aralığının

Anotunun (Phacelia tanacetifolia Bentham) Tane Verimi ve Arı Merası Olarak


Kullanılması Bakımından Etkileri. Türkiye 3. Çayır Mera ve Yem Bitkileri Kongresi.
17-19 Haziran 1996. Erzurum. 415-421. (1996).
VANSELL, G. H., Griggs, W. H. Honey Bees as Agent ofPollination. Insect. The Yearbook
of Agriculture. USDA.88-105. (1952)
VICENS, N., Bosch, J. Weather-Dependent Pollinator Activity in an Apple Orchard, with
Special Reference to Osmia cornuta and Apis mellifera (Hymenoptera: Megachilidae
and Apidae). Environmental Entomology. 29(3):413-420. (2000).
VILLALOBOS, E. M., Shelly, T. E. Temporal and SpatiaI Variation in the Foraging Behavior
of Honey Bees (Hymenoptera: Apidae) at Chinese Violets. Florida Entomologist.
79(3):398-408. (1996).
VILLANUEV A, R G. Nectar Sources of European and Africanized Honey Bees (Apis
mellifera L.) in the Yucatan Peninsula, Mexico. Journal of Apicultural Research.
33(1):44-58. (1994).
Von FRISCH, K. The Dance Language and Orientation of Bees. The Belknap Press of
Harvard University Pres. Cambridge, Massachusetts. 566pp. (1967).
Von FRISCH, K. The Foraging Bee. How She Finds and Expiloits Sources of Food. Bee
World. 50(4):141-152. (1969).
W ADDINGTON, K. D. Floral-Visitation-Sequences by Bees: Models and Experiments. (C.
E. JONES, R. J. LITTLE, Editors) Handbook of Experimental Pollination Biology.
Van Nostrand Reinhold Company Limited. Wokingham, Berkshİre, England. 461-
473. (1983).

250
WADDINGTON, K. D. Foraging Behavior of Nectarivores and Pollen Collectorso VII
International Symposium on Pollination. ISHS Acta Horticulturae. 437:175-192.
(1997).
WEBSTER, T. C., Thorp, R. W., Briggs, D., Skinner, J., Parisian, T. Effects of Pollen Traps
on Honey Bee (Hymenoptera:Apidae) Foraging and Brood Rearing During Almond
and Pmne Pollination. Environ. Entomol. 14:683-686. (1985).
WEIDENMÜLLER, A. From Individual Behavior to Collectiye Stmcture: Pollen ColIection
and Nest Climate Control in Social Bees. Phd Thesis. Dissertation zur Erlangung des
naturwissenschaft1iehen Doktorgrades der Bayserischen Julius Maximilians
Universitat Würzburg. 100pp. (2001).
WELLS, H., Çakmak,I., Coburn, P., Athens, M., Hill, P. S. M. Honeybee (Apis mellifera
ligustica) Use of Color and Pattern in Making Foraging Choices. Journal of the
Kansas Entomological Society. 73(4):195-207. (2001).
WELLS, H., Wells, P. H. Honey Bee Foraging Ecology: Optimal Diet, Minimal Uneertainty
or Individual Constancy. Journal of Animal Ecology. 52:829-836. (1983).
WILLIAMS, 1. H. Oil Seed Rape and Beekeeping, Particularly in Britain. Bee World. 61 (4):
141-153. (1980).
WILLIAMS, 1. H. Floral Fragranees as Cues in Animal Behavİor. (C. E. JONES, R. J.
LITTLE, Editors) Handbook of Experimental Pollination Biology. Van Nostrand
Reİnhold Company Limited. Wokingharn, Berkshire, England. 50-72. (1983).
WILLIAMS, C. S. Nectar Seeretion Rates, Standing Crops and Flower Choice by Bees on
Phacelia tanacetifolia. Journal of Apieultural Research. 36(1):23-32. (1997).
WILLIAMS, C. S. The Identity of the Previous Visitor Influenees Flower Rejection by
Nectar-Collecting Bees. Animal Behaviour. 56(3):673-681. (1998).
WILLIAMS, LH. The Pollination Requirements of Swede Rape (Brassica napus L.) and of
Turnip Rape (Brassica campestris L.), J. Agric. ScL Camb. 91: 343-348. (1985).
WILLIAMS, 1. H., Christian, D. G. Observations on Phacelia tanacetifolia Bentham
(Hydrophyllaceae) as a Food Plant for Honey Bees and Bombus Bees. Journal of
Apieultural Researeh. 30(1):3-12. (1991).
WILLIAMS,ı' H., Corbet, S. A., Osborne, J. L. Beekeeping, Wild Bees and Pollination in the
European Community. Bee World (4):170-180. (1991).
WILLIAMS, i. H., Free, J. B. The PolIİnation of Onion (Allium cepa L.) to Produee Hybrid
Seed. 409-418. (1992).

251
WILLIAMS, 1. H., Martin, A. P., White, R. P. The Effect of Insect Pollination on Plant
Development and Seed Production in Winter Oilseed Rape (Brasstea napus L.).
Journal of Agricultural Science. Cambridge. 109:135-139. (1987).
WINSTON, M. L. The Biology of the Honey Bee. Harward University Press. Cambridge,
Massachusetts. London, England. 281pp. (1987).
WOLF, S., Lensky, Y., Paldi, N. Genetic Variability in Flower Attractiveness to Honeybees
(Apis mellifera L.) within the Genus Citrullus. HortScience. 34(5):860-863. (1999).
WROBLEWSKA, A. Sources of Bee Flows İn Pollen Analysis of Honeys of the Biala
Podlaska Neighbourhood. Pszczelnİcze Zeszyty Naukowe. 39(1):37-47. (1995).
YILDIZ, C. Ceylanpınar Ovasında Arı Otunun (Phacelia tanacetifaZia Bentham) Bazı

Tarımsal Özellikleri ve Tohum Verimine Farklı Ekim Zamanlarının Etkileri

Üzerinde Bir Araştırma. Çukurova Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Tarla


Bitkilerİ Anabilim Dalı. Yüksek Lisans Tezi. Adana. 41. (Yayınlanmamış). (1999).
ZANDIGIACOMO, P., Greatti, M., Barbattini, R. Insect Pollinators of Sunflower (Helianthus
annuus L.) and Phacelia (Phacelia tanacetifalia Bentham) in the Friuli Region.
Apicoltura. 8:81-97. (1992).

252
.'RO,JE i FORMU
Kodu: TOGTAG-2629
Başlığı: BAL ARısıNIN FAZELYA
YARARLANMA VE ETKiLEŞİM İLİŞKİLERİNİN

ARAŞTıRıLMAsı

YiiriiWdisü ve Yardımcı Araştmcı!~lr: Prof Dr. Ulviye KUMOVA


Prof Dr. Turan SACJLAMTİMUR, KORKMAZ, İlker İNAL
Projenin Yiiriitiildiiğii Kuruluş ve Adresi: Çukurova Ziraat Fakültesi
Balcalı/ ADANA

nestekleyen Kuruluşlar: Tübitak Ankara. ç Rektörlük Araştırma Fonu Adamı

I)rojenin Başlangıç ve Bitiş T~,rihi IS .9.2000-15

Öz
Bu araştırma fazelya ve kolza ile bal anlannın bazı ilişki'lerini saptamak
yürütülmüştür. Fazelyanın mart ortası-mayıs sonu arasında 38-50 gün süreyle: kolzanın

şubat ortası-nisan 0ı1asına kadar 47-65 çiçekte kaldığı: fazelyada 2722.39-3238.94


kolzada 271.20-2955.85 ad/m çiçek bulunduğu saptanmıştır.
2 2
ad/m ,

Fazelya 0.30-0.66 mg/çiçek/gün nektar, 0.45-0.56 mg/çiçek/gün polen; hJlza 0.46-0.49


mg/çiçek/gün nektar, 0.70-0.73 mg/çiçek/gün polen üretimi yapmıştır. Kolzada 0.46-4.74
kg/da nektar ve 0.62-7.07 kg/da, fazelyada 7.81-14. nektar ve ı l. kg/da
polen potansiyeli saptanmıştır.

Bal arıları fazelyada %44.26-48.66 ııektaı-. %51.34-55.74 polen; kolzada %29. ı 7-%87.82
nektar, 12.18-70.83 polen tarlaeılığı yapmıştır. Fazelya nektarından % 16.0-41.3, kolza
nektarından %24.00-2526~ fazelya poleninden % 15.09-23.45, kolza poleninden % 12.73-
13.65 düzeyinde yararlandıkları belirlenmiştir. Bal arısı polinasyonu ile fazelyanın tohum
verimİne %170.02-225.68, kolzanın tohum verimine %52.94-117.86 düzeyinde katkı
yapıldığı saptanmıştır.

Kelimeler: Arıeılık, bal arısı, koloIli, [azelya, kolza, polinasyon, tarlacılık

Projeden Kaynaklanan Yaymlar


Bilim Dah
Doçentlik Biiim Dah Kodu: 501 i
l1zmanhk Alanı Kodu: 50 i 1403

You might also like